You are on page 1of 1087

AN TH O N Y GIDDEN S

Sosyoloji

Sosyoloji
Anthony Giddens

ISBN : 978-975-9169-41-X

SOSYOLOJ / ANTHONY GIDDENS


1. Bask: Krmz Yaynlar, Eyll 2012
Genel Yayn Ynetmeni: Oktay zdemir
Dizgi: Krmz Yaynlar
Bask ve Cilt:
Acar Basm ve Cilt San. Tic. A..
Beysan Cad. No: 26 Acar Binas
34524 Haramidere - Beylikdz /stanbul
Tel: 0 212 422 18 34 Fax: 0 212 422 18 04
Krmz Yaynlar, 2008, stanbul
Polity Press Ltd., Cambridge

Krmz Yaynlar
Refik Saydam Cd. Akarca Sk. No: 41
Tepeba-Beyolu /stanbul
Tel: 0 212 253 53 25
www.kirmiziyayinlari.com
Krmz Yaynlar bir OPUS LTD. T. kuruluudur.

Sosyoloji
Anthony Giddens

Yaym a H azrlayan

Cemal Gzel

Yayncnn notu:
Hseyin zel;
Abdlkadir Snmez;
7 , 2 0 , 2 2 . B l m le ri Zeynep Mercan;
8 , 1 1 , 1 2 , 1 6 , 2 1 . B l m le ri smail Ylmaz;
9. B l m E ren Rzvanolu;
10. B l m Mehmet Ali San;
1 3 , 1 5 . B l m le ri ebnem Pala Gzel;
1 4 . B l m E ren Rzvanolu v e Mehmet Ali San;
17. B l m Muttalip zcan ev irm itir.
1, 2 , 5 , 6 , 1 8 , 1 9 . B l m le r ile S z l k k sm n

3 , 4 . B l m le ri

indekiler
1

Sosyoloji Nedir?

36

Kreselleme ve Deien Dnya

64

Sosyolojik Soru Sorma ve Cevaplama

106

Sosyolojide Kuramsal Dnme

136

Toplumsal Etkileim ve Gnlk Yaam

164

Toplumsallama, Yaam Ak ve Yalanma

198

Aileler ye Mahrem likiler

242

Salk, Hastalk ve Engellilik

292

Tabakalama ve Snf

336

10

Yoksulluk, Toplumsal Dlanma ve Refah

382

11

Kresel Eitsizlik

428

12

Cinsellik ve Toplumsal Cinsiyet

478

13

Irk, Etniklik ve G

528

14

Modern Toplumda Din

576

15

Medya

628

16

rgder ve Alar

680

17

Eitim

728

18

alma ve Ekonomik Yaam

788

19

Sapknlk ve Su

838

20

Siyasa, Hkmet ve Terrizm

888

21

ehirler ve Kentsel Alanlar

942

22

evre ve Risk

988

Kaynaka

1023

Szlk
ndeks

1081

Ayrntl indekiler

1 Sosyoloji Nedir? 36
Sosyolojik bak as 38
Sosyoloji uras 41
Sosyolojik dncenin geliimi 42
Kuramlar ve kuramsal yaklamlar 42
lk kuramclar 44
Modern kuramsal yaklamlar 55
Sosyolojide kuramsal dnce 59
zmleme dzeyleri: Mikrososyoloji ve Makrososyoloji 60
Sosyoloji yaammzda bize nasl yardmc olur 61
^et 63
Internet balantlar 63

2 Kreselleme ve Deien Dnya 64


Toplum trleri 67
Kaybolan dnya: Modernlik ncesi toplumlar ve kaderleri 67
Modern dnya: Sanayi toplumlar 73
Kresel gelime 75
Toplumsal deime 77
Toplumsal deime zerindeki etkiler 79
Modern dnemde deime 82
Kreselleme 83
Kresellemeye katkda bulunan etkenler 84
Kreselleme tartmas 93
Kresellemenin etkileri 96
Sonu: Kresel bir ynetim gereksinimi 102
Dnme sorulan 104
E k kaynaklar 104
Internet balantlar 105
11

3 Sosyolojik Soru Sorma ve Cevaplama 106


Sosyolojik sorular 109
Bilimsel yaklam 112
Aratrma sreci 113
Nedeni ve sonucu anlamak 116
Nedensellik ve birlikte deime 116
Aratrma yntemleri 120
Etnografya 120
Derleme 122
Deneyler 125
Yaam ykleri 125
Karlatrmal aratrma 126
Karlatrmal ve tarihsel aratrmay birletirmel27
Gerek dnyada aratrma: yntemler, sorunlar ve tuzaklar 127
nsan denekler ve ahlki sorunlar 128
Sosyoloji sadece aikar olann yeniden ifade edilmesi mi? 129
Sosyolojinin etkisi 130
%et 133
Dnme sorulan 134
E k kaynaklar 134
Internet balantlar 135

4 Sosyolojide Kuramsal Dnme 136


Max Weber: Protestan Ahlak 139
Drt kuramsal mesele 141
Yap ve eylem 143
Uzlama ve atma 145
Toplumsal cinsiyet meselesi 147
Modern dnyann biimlenmesi 149
Yeni sosyolojik kuramlar 152
Postmodernizm 152
Michael Foucault 153
Drt ada sosyolog 155
Jrgen Habermas: demokrasi ve kamusal alan 155
Ulrich Beck: kresel tehlike toplumu 156
Manuel Castells: a ekonomisi 158
Anthony Giddens: toplumsal dnllk 159
12

Sonular 161
%et 161
Dnme sorulan 161
E k kaynaklar 161
nternet balantlar 162

5 Tolumsal Etkileim ve Gnlk Yaam 164


Gndelik yaamn incelenmesi 168
Szel olmayan iletiim 169
"Yz", jestler ve duygular 169
Szel olmayan iletiim ve toplumsal cinsiyet 171
Etkileimin toplumsal kurallar 172
Paylalan anlaylar 173
Garfnkel'in deneyleri 174
"Etkileimsel ykclk" 175
Tepki haykrlar 177
Etkileimde yz, beden ve konuma 178
Karlamalar 178
izlenim ynetimi 180
Kiisel uzam 184
Zaman ve uzamda etkileim 186
Saat zaman 186
Toplum yaam ve uzam ile zamann dzenlenmesi 187
Kltrel ve tarihsel bak asndan gnlk yaam 187
Gerekliin toplumsal olarak kurulmas: sosyolojik tartma 190
Siberuzayda toplumsal etkileim 192
Sonu: Yaknlk zorlanm m? 195
set 196
Dnme sorulan 197
E k kaynaklar 197
Internet balantlan 197

13

6 T oplum sallam a, Y aam Ak ve Y alan m a 198


Kltr, toplum ve ocuun toplumsallamas 201
ocuk geliimi kavramlar 201
Toplumsallama eyleyenleri 204
Toplumsal cinsiyetin toplumsallamas 208
Anne-baba ve yetikinlerin tepkileri 208
Toplumsal cinsiyetin renilmesi 209
yk kitaplar ve televizyon 210
Cinsiyet ayrm yapmadan ocuk yetitirmenin gl 211
Sosyolojik tartma 212
Yaam ak boyunca toplumsallama 215
ocukluk 215
Yeni yetme 216
Gen yetikinlik 217
Olgun yetikinlik 217
Yallk 218
Yalanma 218
Birleik Krallk toplumunun grilemesi 220
nsanlar nasl yalanr? 221
Yalanma: rakip sosyolojik aklamalar 224
Birleik Krallk'ta yalln zellikleri 226
Yalanmann siyaseti 233
Dnya nfusunun grilemesi 237
zet 240
Dnme sorulan 241
E k kaynaklar 241
Internet balantlar 241

7 Aileler ve Mahrem likiler 242


Temel kavramlar 246
Tarihte aile 248
Aile yaamnn geliimi 248
Hi olmadmz biim: geleneksel aileyle ilgili sylenler 250
Dnya apnda aile rntlerindeki deiimler 251
Birleik Krallk'ta aileler ve mahrem ilikiler 253
Topluca ralayclar 253
14

Aile rntlerinde geliim ve eitlilik 254


Aile ii eitsizlik 257
Mahrem ilikide iddet 260
Evii iddet 261
Boanma ve ayrlk 263
Aile yaamyla ilgili deien tutumlar 269
.
Yeni eleikler ve vey aileler 271
Evliliin ve aile yaamnn geleneksel biimlerinin seenekleri 274
Aileye ve mahrem ilikilere kavramsal bakalan 279
levselcilik 279
Feminist yaklamlar 280
Yeni bakalan 281
Sonu: Aile deerleriyle ilgili tartma 286
^et 289
Dnme sorulan 290
E k kaynaklar 290
Internet balantlan 291

8 Salk, Hastalk ve Engellilik 292


Beden sosyolojisi 294
Saln ve hastaln sosyolojisi 297
Sosyolojik bak alarndan tp 301
Deien dnyada tp ve salk 308
Sosyolojik bak alarndan salk ve hastalk 309
Saln toplumsal temeli 314
Snf ve salk 315
Toplumsal cinsiyet ve salk 319
Etniklik ve salk 322
Salk ve toplumsal uyum 323
Engellilik sosyolojisi 324
Bireysel engellilik modeli 325
Toplumsal engellilik modeli 325
Birleik Krallk'ta ve dnyada engellilik 331
tet 334
Dnme sorulan 335
E k kaynaklar 335
Internet balantlan 335
15

9 Tabakalama ve Snf 336


Tabakalama dizgeleri 340
Klelik 341
Kast 341
Mlk 343
Snf 344
Snf ve tabakalama kuramlar 345
Kari Marx'n kuram 345
Max Weber'in kuram 346
Erik Olin Wright'n snf kuram 348
Snf lmek 349
John Goldthorpe: snf ve meslek 350
Golydthorpe'un snf emasnn deerlendirilmesi 352
Bugnk Bat toplumunda toplumsal snf ayrmlar 354
st snf sorunu 354
Orta snf 358
i snfnn deien yaps 359
Altsnf m? 361 ,
Snf ve yaam tarz 366
Toplumsal cinsiyet ve tabakalama 368
Toplumsal hareketlilik 372
Karlatrmal hareketlilik incelemeleri 372
Aa doru hareketlilik 374
Britanya'da toplumsal hareketlilik 375
Britanya bir meritokrasi midir? 377
Sonu: snfn nemi 377
%et 378
Dnme sorulan 380
E k kaynaklar 380
nternet balantlan 381

10 Yoksulluk, Toplumsal Dlanma ve Refah 382


Yoksulluk 385
Yoksulluk nedir? 385
Yoksulluu lmek 387
Kimler Yoksuldur? 392
16

Yoksulluu aklamak 397


Yoksulluk ve toplumsal hareketlilik 399
Toplumsal dlanma 402
Toplumsal dlanma nedir? 402
Toplumsal dlanma rnekleri 405
Su ve toplumsal dlanma 409
Refah Devleti 411
Refah devleti kavramlar 411
Birleik Krallk'ta refah devleti 413
Sonu: deien dnyada yoksulluk ve refah 423
yet 425
Dnme Sorulan 426
E k kaynaklar 426
nternet balantlar 426

11 Kresel Eitsizlik 428


Kresel Ekonomik Eitsizlik 434
Yksek gelirli lkeler 636
Orta gelirli lkeler 436
Dk gelirli lkeler 437
Kresel eitsizlik artyor mu? 438
Zengin ve Yoksul lkelerde Yaam 440
Salk 440
Alk, yetersiz beslenme ve ktlk 441
Eitim ve okuryazarlk 445
Yoksul lkeler Zenginleebilir mi? 446
Kalknma kuramlar 451
Kalknma kuramlarnn deerlendirilmesi 459
Uluslararas rgtlerin rol ve kresel eitsizlik 460
Deien bir dnyada kresel ekonomik eitsizlik 462
Dnyadaki Nfus Art 465
Nfus zmlemesi: demografi 466
Nfus deiiminin dinamikleri 467
Malthusuluk 468
Demografik gei 470
Deiimle ilgili beklentiler 471
17

%et 476
Dnme sorulan A li
E k kaynaklar 477
Internet balantlar A li

12 Cinsellik ve Toplumsal Cinsiyet 478


nsan cinsellii 483
Biyoloji ve cinsel davran 483
Cinsel davran zerindeki toplumsal etkiler 484
Cinsellik ve reme teknolojileri 487
Bat kltrnde cinsellik 489
Cinsel ynelim 497
Cinsel ynelim doutan mdr yoksa renilir mi? 498
Ecinsellie ynelik tutumlar 501
Gay ve lezbiyen sivil haklar hareketi 502
Toplumsal cinsiyet 504
Toplumsal cinsiyet ve biyoloji: farkllklar doal m? 505
Toplumsal cinsiyetin toplumsallamas 506
Toplumsal cinsiyetin ve cinsiyetin toplumsal kuruluu 508
Diillikler, erillikler ve toplumsal cinsiyet arasndaki ilikiler 509
Toplumsal cinsiyet eitsizliiyle ilgili bak alan 514
levselci yaklamlar 515
Feminist yaklamlar 516
Sonu: Toplumsal cinsiyet ve kreselleme 524
%et 526
Dnme sorulan 527
E k kaynaklar 527
Internet balantlan 527

13 Irk, Etniklik ve G 528


Ana kavramlar 533
Irk 533
Etniklik 535
Aznlk gruplan 537
On yarg ve ayrmclk 538
Irklk 540
18

Irkln sosyolojik yorumlar 542


Etnik btnleme ve atma 544
Etnik btnleme modelleri 544
Etnik atma 546
Birleik Krallk'ta g ve etnik farkllk 548
G 548
Etnik eitlilik 553
Etnik aznlklar ve emek pazan 555
skan 560
Ceza hukuku sistemi 563
Kta Avrupas'nda gmenlik ve etnik ilikiler 565
G ve Avrupa Birlii 566
Kresel G 568
G harekederi 569
Kreselleme ve g 570
Kresel diasporalar 571
Sonu 573
^et 574
Dnme sorulan 574
E k kaynaklar 575
Internet balantlar 575

14 Modern Toplumda Din 577


Sosyoloji kuramlar ve dnceleri 580
Din zerine sosyolojik almalar 580
Din zerine kuramlar 582
Gerek dnya dinleri 588
Totemizm ve animizm 588
Yahudilik, Hristiyanlk ve slamiyet 589
Uzakdou dinleri 591
Dini rgder 592
Hristiyanlk, toplumsal cinsiyet ve cinsellik 598
Laikleme ve dinsel dirili 601
Laikleme 601
Avrupa'da din 603
Birleik Krallk'ta din 606
19

Laiklemenin deerlendirilmesi 615


Kktendincilik 617
%et 626
Dnme sorulan 627
E k kaynaklar 627
Internet balantlan 627

15 M edya 629
Geleneksel ve yeni medya 632
Geleneksel medya 632
Yeni medya 638
Medya zerine kuramsal yaklamlar 644
levselcilik 644
atma kuramlar 645
Yeni kuramlar 647
nyarg ve medya: Glasgow niversitesi Aratrma Grubu 652
Televizyon Haberleri 652
zleyiciler ve medyann etkileri 654
izleyici aratrmalar 654
Medyann etkileri 656
Medyann Denetimi 659
Siyasi denetim 659
Kresel medya ve demokrasi 664
Kresel ada medya 665
Mzik 666
Sinema 668
Medyann sper irketleri 669
Medya emperyalizmi mi? 672
Direni ve kresel medyann alternatifleri 673
Sonu 676
Zet 677
Dnme sorulan 678
E k kaynaklar 678
nternet balantlan 678

20

16 rgder ve Alar 681


rgtler 683
Birer brokrasi olarak rgtler 685
rgtlerin fiziksel dzeni 693
Dnyay saran rgtler 697
Ekonomik rgtler 701
Broksarinin tesi mi? 711
rgtsel deiim: Japon modeli 711
Ynetimsel dnm 713
A almas 716
rgtler ve alar yaammz nasl etkilerler? 720
Toplumsal sermaye: birbirine balayan balar 720
Tek bana bowling oynamak: toplumsal sermayenin
kne rnek olabilir mi? 722
Sonu 724
%et 725
Dnme sorulan 121
E k kaynaklar 727
Internet balantlar T

17 Eitim 729
Eitimin nem 732
Birleik Krallkta Eitim 733
Kkenleri ve Geliimi 734
Ortaretim ve Siyaset 736
Yksekretim 744
Britanya eitim sistemine karlatrmal bir bak 749
Eitsizlik ve Eitim-retim Kuramlar 750
Ivan llich: gizli mfredat 752
Basil Bernstein: dil kodlar 756
Pierre Bourdieu: eitim ve kltrel yeniden-retim 758
almak iin okumak: Paul Willis'in kltrel yeniden-retim incelemesi 759
Eitime postmodern yaklamlar 762
Eitsizlik ve Eitim 762
Okullarda toplumsal cinsiyet ve baar 764
Eitim ve etniklik769
21

IQ ve Eitim 772
Eitim ve Yeni letiim Teknolojisi 778
Snfta teknoloji 778
E-niversitelerin douu mu? 781
Sonu: eitimin gelecei 783
%et 785
Dnme sorulan 786
E k kaynaklar 786
nternet balantlar 786

18 alma ve Ekonomik Yaam 789


alma nedir? karl denen ve denmeyen alma 791
almann dzenlenmesi 793
Taylorizm ve Fordizm 794
Taylorizm ve Fordizmin snrlar 796
in ve almann deien doas 797
Kadnlar ve alma 800
Post-Fordizm 811
Mesleki yapdaki bugnk eilimler 815
gvencesizlii, isizlik ve almann toplumsal nemi 824
almann toplumsal anlam 824
gvencesizliindeki art 826
sizlik 829
Sonu: Kiiliin anmas m? 834
%et 836
Dnme sorulan 837
E k kaynaklar 837
nternet balantlan 837

19 Sapknlk ve Su 839
Temel Kavramlar 842
Su ve sapknln aklamas: sosyoloji kuramlar 844
levselci kuramlar 844
Etkileimci kuramlar 848
atma kuramlar: "yeni kriminoloji" 851
22

Kontrol kuram 854


Kuramsal sonular 858
Birleik Krallk'ta su rntleri 859
Su ve su istatistikleri 861
Sulular ve kurbanlar 863
Toplumsal cinsiyet ve su 864
Genlik ve su 870
Beyaz yakal sular 872
rgtl su 875
Siber su 877
'
Hapishaneler: sua zm m? 879
Sonu: su, sapknlk ve toplumsal dzen 882
%et 885
Dnme sorulan 886
E k kaynaklar 887
Internet balantlar 887

20 Siyasa, Hkmet ve Terrizm 889


Siyaset sosyolojisindeki temel kavramlarn ele alnmas 892
Siyaset, hkmet ve devlet 892
G 893
Yetkecilik ve Demokrasi 896
Demokrasinin kresel yaylm 899
Komnizmin k 899
Demokrasinin poplerliini aklamak 902
Demokrasinin ba dertte mi? 904
Kresel ynetim 906
Birleik Krallk'ta parti siyasalar 909
Yeni i Partisi 912
Siyasal ve toplumsal deime 916
Kreselleme ve toplumsal hareketler 916
Teknoloji ve toplumsal hareketler 919
Ulusuluk ve ulus kuramlar 920
Ulusuluk ve modern toplum 921
Devletsiz uluslar 923
Ulusal aznlklar ve Avrupa Birlii 924
23

Gelimekte olan lkelerde uluslar ve ulusuluk 925


Ulusuluk ve kreselleme 926
Ulus devlet, ulusal kimlik ve kreselleme 928
Terrizm 929
Terr ve terrizmin kkenleri 931
Eski ve yeni tarz terrizm 932
Terrizm ve sava 938
%et 939
Dnme sorulan 940
E k kaynaklar 940
Internet balantlan 941

21 ehirler ve Kentsel Alanlar 943


Kendiliin kuramlatnlmas 944
Chicago okulu 945
Kendilik ve yaratlm evre 950
Deerlendirme 953
ehrin Geliimi 954
Geleneksel toplumlarda ehirler 954
Sanayileme ve kentleme 955
Modern ehrin geliimi 957
Britanya A.B.D.'deki yeni kentleme eilimleri 958
ehirler ve kreselleme 973
Kresel ehirler 974
Eitsizlik ve kresel ehir 977
Kresel ada ynetici ehirler 979
Sonu: ehirler ve kresel ynetim 985
Zet 985
Dnme sorulan 986
E k kaynaklar 987
Internet balantlan 987

24

22 evre ve Risk 989


Sosyolojik bif konu olarak evre 991
Ortak evremiz 992
Bymenin snrlar var mdr? 993
Srdrlebilir kalknma 994
Tketim, yoksulluk ve evre 995
Tehditin kaynaklar 997
Risk, teknoloji ve evre 1005
Kresel snma 1006
Genetik olarak deitirilmi besinler 1012
Kreselrisk toplumu 1017
leriye bakarken 1019
yet 1021
Dnme sorulan 1022
E k kaynaklar 1022
nternet balantlan 1022
Kaynaka 1023
Szlk 1051
ndeks 1081

25

Beinci baskya nsz


Bu kitabn drdnc basks, 11 Eyll 2002 olaylarndan nce baslmt. Kitabn,
ada toplumsal dnyadaki arpc deimeler ile 11 Eylln ardndan gelen yllara
ayak uyduran beinci basm, nemli lde yeni malzeme eklenerek, zenle gzden
geirildi ve yenilendi. Daha nceki basklarda olduu gibi, kitab okunabilir ve
elenceli yapmaya altm; ama ayn zamanda da disiplinin en son durumunu dikkate
alacak biimde olmasna da uratm. Kitap imdi, baka yeni konularn yansra, ilk
kez kresel eitsizlik, terrizm, yaam sresi, yalanma ve engellilik konularndaki
ayrntl tartmalar ieriyor. Bu yeni altblmleri, kitabn denenmi ve snanm
blmleriyle btnletirerek, kitabn, sosyolojiye ilikin olarak en son konular ierdii
biimindeki nnn korunmasna uratm.

27

Teekkr
Bu kitabn hazrlanmasnda yardmc olan herkese teekkrler. Daha nceki basky
okuyan pek ok kii, yararl ve rahatsz etmeyen yorumlar gnderdiler; onlara minnet
borluyum. Bu beinci basknn hazrlanmas, kitap zerinde pek ok aym harcayan
Simon Griffiths'in etkin katlm olmadan olanaksz olurdu. Kitabn her ne erdemi
varsa, bunlardan benim kadar o da sorumludur. Gerekten de ona byk bir minnet
duyuyorum.
Kitabn blmlerinin msveddelerini okuyan btn akademisyenlere teekkr
etmeliyom. Bu insanlar tek tek teekkr edemeyeceim kadar oklar; ancak onlarn
yorumlarna deer bimek olanaksz. Polity yaynlarnda alan, zellikle aadaki
kiilere teekkr etmeliyim. John Thompson, David Held, Gill Modey, Neil de Cort
ve Breffni O'Connor. Emma Longstaff, bandan sonuna kadar btn projenin
kesinlikle temel bir paras oldu. O, birlikte almak iin mkemmel bir kii. Sarah
Dancy, metnin redaksiyonu konusunda muhteem bir i kard; onun dikkatli, zenli
ve yaratc almasna minnet duyuyorum.
Son olarak, Alena Ledeneva'ya, tutarl yardmlar ve cesaretlendirmeleri iin teekkr
etmeliyim.

29

Bu kitap Hakknda
Bu kitap, sosyolojinin acl entelektel kltr iinde temel bir rol oynad, toplum
bilimleri iinde de merkezi bir yer tuttuu inancyla yazld. Bu beinci baskdaki
amacm, ncekilerde olduu gibi, bugn sosyologlar ilgilendiren btn temel
konularn bir zmlemesi ile bir lde orijinallii birletiren bir kitap yazmak oldu.
Kitap, ar derecede inceltilmi kavramlar ortaya atmaya almyor; yine de,
disiplinin geldii en son noktadan dnceler ve bulgular kitab yanstld. Bunun
partizan bir deerlendirme olmadn umarm; sosyolojideki nemli bak alarn
kapsamaya ve ada aratrmalarn nemli bulgularnn hepsine, tarafsz bir biimde
olmasa da, yer vermeye altm.

nemli Temalar
Kitap, hepsi de almaya ayrc bir nitelik vermeye yardmc olan bir dizi temel tema
halinde oluturuldu. Ana temalardan birisi, deiim iindeki dnya temasdr.
Sosyoloji, Batnn sanayileiyor olan toplumsal dzeninin, daha nceki toplumlann
yaam biimlerinden uzaklatran dnmlerden domutur. Bu deimeler
tarafndan yaratlan dnya, sosyolojik zmlemenin birincil ilgi alandr. Toplumsal
deimenin hz artmay srdrd; bugnlerde, en az onsekizinci ve ondokuzuncu
yzyllarda gerekleenler kadar nemli olacak dnmlerin eiinde duruyor
olmamz da olasdr. Gemite ortaya km olan dnmlerin haritasn karmak
ve bugnlerde gerekleiyor olan nemli gelime izleklerini anlayabilmek, sosyolojinin
birincil sorumluluudur.
Kitabn bir dier ana temas, toplum yaamnn kresellemesidir. Sosyolojiye ok
uzun bir sreden beri, toplumlann bamsz birimler olarak incelenebilecei gr
egemen olmutur. Ne ki, gemite bile, toplumlar hibir zaman yaltlm bir biimde
varolmadlar. Son zamanlarda, kresel btnleme srelerinde ak bir hzlanma
grebiliyoruz. Bu, rnein, dnya apndaki uluslararas ticaretin geliimine
bakldnda, aktr. Kreselleme zerine vurgu ayn zamanda, bugn sanayilemi
ve gelimekte olan dnyalarn birbirine bamllna verilen arlkla yakndan
ilikilidir. Kitabn 1989 ylnda yaplan ilk basks, o zamanlarda disiplinin ancak daha
teknik alanlarnda yeni yeni incelenmeye balayan kresellemenin etkisini tartarak
bir ilki yaratt. O zamandan beri, kreselleme tartmalar devasa boyutlara ulat;
kresellemenin kendisi de, onunla el ele giden bilgi teknolojilerindeki deiikliklerle
birlikte daha da ilerledi.
ncs, kitap gl bir karlatrmal bak benimsiyor. Sosyolojik alma,
yalnzca belirli bir toplumun kurumlann anlamak yoluyla retilemez. Daha ok
Birleik Kralla arlk veren bir tartma yrtm olsam da, bu tr tartmalar her
31

zaman teki kltrlerden alnan zengin bir malzeme eitlilii ile dengelenmitir.
Bunlar arasnda, teki Bat lkelerinde yrtlen aratrmalar da yer almaktadr; ancak
bugnlerde nemli deimeler yaayan Rusya ile Dou Avrupa toplumlarna da
oklukla gndermeler yaptm. Kitap ayn zamanda, gelimekte olan lkeler zerine,
imdiye kadar giri kitaplarnda rastlananlardan ok daha fazla malzemeyi
iermektedir. lgli alanlar byk lde akan sosyoloji ile antropoloji arasndaki
ilikiyi de gl bir biimde vurguladm. Bugn dnya zerinde toplumlar birbirine
balayan yakn balantlar ile geleneksel toplumsal sistemlerin neredeyse ortadan
kalkmas olgular dikkate alndnda, sosyoloji ile antropoloji giderek artan bir
biimde birbirinden ayrdedilmez hale gelmektedir.
Drdnc bir tema, sosyolojiye ilikin tarihsel bir yaklam benimsemenin gerekli
olduudur. Bu, yalnzca olaylarn gerekletikleri tarihsel balam doldurmaktan daha
fazla bir eydir. Son birka ylda sosyolojideki en nemli gelimelerden birisi, tarihsel
zmleme zerinde giderek artan bir vurgu olmutur. Bu yalnzca gemie
sosyolojik bir bak uygulamak biiminde deil, ayn zamanda da bugnn
kurumlarna ilikin anlaymza katk yapmann bir yolu diye anlalmaldr. Tarihsel
sosyoloji zerine yaplan son dnem almalar, kitabn btnnde tartlmakta ve
ou blmde nerilen yorumlar iin bir ereve salamaktadr.
Beinci olarak, metin boyunca, toplumsal cinsiyet sorunlarna zel bir dikkat
gsterilmektedir. Toplumsal cinsiyet almalar genellikle, bir btn olarak sosyoloji
iindeki zgl bir alan diye grlmektedir bu kitap zel olarak, da konu zerine
dnme ve aratrmay inceleyen bir blm (12. Blm) iermektedir. Ne ki,
toplumsal cinsiyet ilikileri hakkndaki sorular, sosyolojik zmleme iin ylesine
nemlidir ki, bunlar yalnzca bir alt blmlemeye indirgenemez. Bu yzden, pek ok
blm, toplumsal cinsiyet konularyla ilgilenen kesimler iermektedir.
Altna bir tema, mikro ve makro balantsdr. Kitabn pek ok yerinde, mikro
dzeydeki balamlardaki etkileimlerin daha byk toplumsal sreleri etkiledii ve
bu tr makro dzey srelerinin bizim gndelik yaamlarmz etkilediini
gsteriyorum. Okuyuculara, bir toplumsal durumun hem mikro hem de makro
dzeylerde zmlenmesi yoluyla daha iyi anlalabileceini vurguluyorum.
Son bir tema, toplumsal ile kiisel arasndaki iliki. Sosyolojik dnme, kiinin
kendisini anlamas iin esastr; bu da giderek toplumsal dnyann daha iyi bir anlay
zerinde odaklanmay getirir. Sosyolojiyle uramak, zgrletirici bir deneyim
olmaldr: alan, bizim sempatilerimizi ve dgcmz geniletir; kendi
davranmzn kaynaklar zerine yeni bak alarm nmze serer ve
kendimizinkinden farkl kltrel ortamlar hakkndaki farkndalmz artrr.
Sosyolojik dnceler domalara meydan okuduu, kltrel farkllklara deer
verilmesini rettii ve toplumsal kurumlarn ileyiine ilikin gr salad srece,
sosyoloji uygulamas, insan zgrl olanaklarm artrr.
32

Kitabn dzeni
Bu kitabn banda, temel sosyoloji kavramlarna ilikin soyut tartmalar pek fazla
deil. Kitabn sonundaki kapsaml szlk, kullanl bir referans noktas salamakta ve
daha nceki blmlerde kullanlan nemli sosyolojik terimleri bir araya getirmektedir.
Metin boyunca, szlkte bulunan terimler koyu harflerle yazlmtr. Somut rnekler
araclyla dnceleri, kavramlar ve kuramlar anlatmay denedim. Bunlar genel
olarak sosyolojik aratirmalardan alnm ise de, aklama amacyla, baka
kaynaklardan (gazeteler gibi) gelen malzemeleri de kullandm. Yazm stilinin yaln ve
olabildiince dorudan olmasna alrken, kitab canl ve srprizlerle dolu hale
getirmeye de uratm.
Blmler, sosyolojinin farkl alanlar zerinde giderek ilerleyen bir ustala erimeye
yardmc olmak zere tasarlanm bir diziyi izlemektedir; ancak kitabn esnek bir
biimde kullanlabilecei ve tekil derslerin gereklerine uyarlanmasnn kolay olmasn
salamaya da altm. Blmler, fazla kayp olmadan atlanabilir ya da farkl bir srada
ilenebilir. Her blm, gerekli durumlarda teki blmlere yaplan nemli
gndermelerle birlikte, olduka kendine yeterli birer birim olarak yazld.
Blmlerin sonunda, internetin insanlar ve sosyoloji hakknda salad bilgi
birikimini aratrmak iinbalang noktas olabilecek internet balantlar
verilmektedir. Kitap ayn zamanda, <http://www.Polity.co.uk/Giddens> adresinden
eriilen kendi web sayfasnda verilen byk miktardaki ek malzemeyle birlikte
kullanlmak zere tasarlanmtr. Hem reticiler hem de renciler, eletirel
dnceyi zendirmek ve kitapta kefedilen temalara ilikin daha fazla bilgiye erimek
byk miktarda kaynaa eriebileceklerdir. Bu, Sosyoloji, Beinci Bask'ya nemli bir
yeni boyut katmakta ve bu alandaki hem reticilere hem de alanlara yarar
salamay hedeflemektedir.

33

Sosyoloji
(Gzden geirilmi 5. Basm)

indekiler
Sosyolojik bak as
Sosyoloji uras

Sosyolojik dncenin geliimi


Kuramlar ve kuramsal yaklamlar
lk kuramclar
Modern kuramsal yaklamlar
Sosyolojide kuramsal dnce
zmleme dzeyleri: Mikrososyoloji ve
Makrososyoloji
Sosyoloji yaammzda bize nasl yardmc
olur
%et
Internet balantlar

Bugn yirmibirinci yzyln ban


da gelecek hakknda youn kayg duyu
lan, ancak yine de olaanst umutlarla
dolu bir dnyada yayoruz. Bu dnya,
deimenin egemen olduu, derin at
malar, gerilimler ve toplumsal bln
melerle olduu kadar modern tekno
lojinin doal evre zerindeki ykc
saldrsyla da ayrt edilen bir dnya.
Yine de, kendi kaderimizi denetleye
bilme ve yaamlarmz daha iyiye gt
rebilme olanaklarmz, daha nceki
kuaklarn hayal bile edemeyecei l
de bulunuyor.
Bu dnya nasl ortaya kt? Bizim
yaam koullarmz, anne babalarmz
ile dedelerimizin yaam koullarndan
neden bylesine farkl? Gelecekte
deimenin alaca yn ne olacak? Bu
sorular, modern entelektel kltrde
ok temel yeri olan bir inceleme alan
nn, sosyolojinin temel konulardr.
Sosyoloji, insann toplum yaam
nn, insan gruplar ile toplumlarnn
bilimsel incelemesidir. Sosyoloji, sosyal
varlklar olarak bizim kendi kendi
davranmz ele aldndan, badndrc ve zorlayc bir giriimdir. Sos
yolojik incelemenin kapsam son dere
ce, sokakta bireyler arasnda gerekle
en karlamalardan, slami kktendincilik gibi kresel toplumsal srelere
yaylacak kadar, genitir.

oumuz dnyay, kendi yaam


mzn bildik zellikleri bakmndan
grrz. Sosyoloji, bizim neden oldu
umuz gibi olduumuz ve neden
davranyor olduumuz gibi davrand
mz hakknda, ok daha geni bir bak
asn benimsememiz gerektiini orta
ya koymaktadr. Bize, doal, kanl
maz, iyi ya da doru diye grdkleri
mizin byle olmayabileceklerini ve
yaammzn verilerinin tarihsel ve
toplumsal gler tarafndan byk
lde belirlendiklerini retir. Bireysel
yaamlanmnz, toplumsal yaantlar
mzn balamlarn yanstt o ince,
ancak karmak ve esasl yollan anla
mak, sosyolojik bak as iin temeldir.

Sosyolojik bak as
Sosyolojik olarak dnmeyi
renmek, baka deyile daha geni
grnme bakmak imgelemin ilenme
sidir. Sosyolojiyle uramak, yalnzca
sradan bir bilgi edinme sreci olamaz.
Bir sosyolog, kiisel koullarn dolay
szlndan kurtulabilen ve eyleri daha
geni bir balam ierisine yerletirebilen birisidir. Sosyoloji incelemesi,
Amerikan yazar C. Wright Mills'in nl
bir deyii olan sosyolojik imgeleme
bamldr (Mills, 1970).
Sosyolojik imgelem bizden, her
eyden nce, kendimizi gndelik
yaamlarmzn bildik sradanlndan,
yeni bir bakla uzaklararak dn
meyi gerektirir. Sradan bir eyi, bir
fincan kahve imeyi ele alalm. Hi de
ilgin grnmeyen bylesine bir
davran biimi hakknda, sosyolojik bir
bak asyla syleyecek ne bulabiliriz?
Pek ok ey.
ncelikle, kahvenin yalnzca bir
iecek olmadm syleyebiliriz. Kahve,

S o s y o lo ji N e d ir ?

Arkadalarla kahve iin biraraya gelmek toplumsal bir trenin bir parasdr.

bizim gndelik toplumsal etkinlikleri


mizin bir paras olarak simgesel bir
deer tar. Kahve imenin trensel
yn ounlukla kahvenin kendisini
tketmekten ok daha nemlidir. Pek
ok Batl iin sabahlar iilecek bir
fincan kahve, kiisel rutinin merkezinde
yer alr. Kahve imek, gne balamak
iin gerekli ilk admdr. Sabah kahve
sinin ardndan, gn ierisinde okluk
bakalaryla kahve iilir -toplumsal bir
trenin temeli. Kahve imek iin bir
araya gelen iki insan, byk olaslkla
gerekte ne itiklerinden ok bir araya
gelmek ve ene almakla ilgilenmekte
dirler. Tm toplumlarda yeme-ime
aslnda, toplumsal etkileim ve tren
lerin gerekletirilmesi iin ortamlar
yaratmaktadr bunlar da sosyolojik
inceleme iin zengin bir konu ortaya
karmaktadr.
kincisi, beyin zerinde uyarc bir
etkisi olan kafein ieren kahve, keyif

39

verici bir maddedir. Pek ok kii


kahveyi, salad fazladan uyanklk
iin ier. yerindeki uzun gnler ve
ders almakla geen geceler kahve
molalaryla daha ekilir hale gelir.
Kahve alkanlk yaratan bir maddedir,
ne ki Bat kltrnde, kahve tiryakileri
bir ok insan tarafndan uyarc
kullananlar diye grlmezler. Alkol gibi
kahve de toplumun kabul ettii bir
maddedir, oysa rnein marihuana
byle kabul grmez. Yine de, mari
huana, hatta kokain kullanmn hogren, ancak hem kahve hem de alkole
souk bakan toplumlar da vardr.
Sosyologlar, neden byle kartlklar
olduuyla ilgilenirler.
ncs, bir fincan kahve ien
biri, dnyann btnne yaylan karma
k bir toplumsal ve ekonomik ilikiler
kmesi ierisinde yer almaktadr. Kah
ve, gezegenizimiz en zengin ve en
yoksul blgelerindeki insanlar birbiri-

S o s y c lo jl N e d ir ?

Gney Amerika'daki bir adil ticaret koopera


tifinde kahve ekirdeklerini ayran bu iiler
iin kahve, yaamlarn srdrmek demektir.

ne balayan bir rndr: zengin


lkelerde byk miktarlarda tketilir,
ancak esas olarak yoksul lkelerde
retilir. Kahve, petrolden sonra
uluslararas ticaretteki en deerli maldr;
pek ok lke iin, d tiacaretten elde
edilecek en byk kazanc salar.
Kahvenin retimi, tanmas ve
datm, kahveyi ien kiiden binlerce
kilometre uzaktaki insanlar arasndaki
srekli etkileimleri gerektirir. Bylesi
kresel etkileimlerin incelenmesi,
yaamlarmzn pek ok ynnn artk
dnya leindeki toplumsal etkenler
ve iletiimler tarafndan etkilenmesi
yznden, sosyolojinin nemli bir
devidir.
Drdncs, bir fincan kahveyi
yudumlamak, btn bir gemi
toplumsal ve ekonomik gelime
srecini varsayar. imdilerde Bat
beslenme biiminin ok bilinen dier
kalemleriyle -ay, muz, patates ve beyaz
eker gibi- birlikte kahve, ancak
1800'lerin sonlarndan balayarak
yaygn bir biimde tketilir hale
gelm itir (kahve, daha nceleri
sekinler arasnda moda olmusa da),
iecein kkeni Ortadou olsa da,
yaygn tketimi iki yzyl ncesindeki

Kahvehaneler, onsekizinci yzyl ngilteresindeki sekinler


iin dedikodu ve siyasal entrika merkezleri idi.

Bann yaylma dnemine gitmektedir.


Bugn itiimiz kahvenin neredeyse
tamam, Avrupallar tarafndan
smrgeletirilmi blgelerden (Gney
Amerika ve Afrika) gelmektedir; kahve
h ibir biim de, Bat beslenm e
biiminin bir paras deildir. Smrge
miras, kresel kahve ticareti zerinde
devasa bir etkide bulunmutur.
Beincisi, kahve, kreselleme,
uluslararas ticaret, insan haklar ve
evrenin yok edilmesi hakkndaki
ada tartmalarn merkezinde yer
alan bir rndr. Kahve, yaygnlatka,

40

So syo lo ji N e d ir?

markalam ve siyasallamtr:
tketicilerin hangi eit kahveyi
iecekleri ve nereden satn alacaklar
konusundaki seimleri, yaam biimi
tercihleri haline gelmitir, insanlar
yalnzca organik kahve, kafeinsiz kahve
ya da adil bir biimde alnp satlan
(gelimekte olan lkelerdeki kk
kahve reticilerine piyasa fiyatnn
tamamn demek iin gelitirilen
mekanizmalar yoluyla) kahveyi imeyi
tercih edebilirler. Starbucks gibi irketlemi kahve zincirleri yerine bam
sz kahvehaneleri tercih edebilirler.
Kahve ienler, insan haklar ve evre
konusunda sicilleri kt olan belirli
lkelerden gelen kahveyi boykot
etmeye karar verebilirler. Sosyologlar
kresellemenin, insanlarn gezegenin
uzak kelerinde ortaya kan sorunlar
hakkndaki bilinlenmelerini nasl
arrdn ve onlar yeni ortaya kan
bilgileri kendi yaamlarnda kullanmaya
nasl ynelttiini anlamaya alrlar.

Sosyoloji uras
Sosyolojik imgelem bizim, yalnzca
bireyi ilgilendirir grnen pek ok
olayn gerekte daha geni sorunlar
yansttn grebilmemizi salar.
rnein boanma, boanan bir kii iin
son derece g bir sre olabilir Mills'in deyiiyle kiisel bir sorun. Ne ki,
Mills'e gre, btn evliliklerin te
birinden fazlasnn on yl ierisinde
bozulduu bugnn Britanya's gibi bir
toplumda, ayn zamanda bir toplumsal
sorundur da. Bir baka rnek alndkta,
isizlik iinden atlm olan ve baka bir
i bulamayan birisi iin kiisel bir trajedi
olabilir. Yine de bir toplumdaki milyon
larca insan ayn durumda olduunda,
kiisel bir mitsizliin tesine geer:

41

isizlik artk byk toplumsal eilimleri


dile getiren bir kamu sorunudur.
Bu tr bir bak asn kendi
yaamnza uygulamaya aln. Yalnz
ca sorunlu olaylar dnmeniz gerek
miyor. rnein bu kitabn sayfalarn
neden evirdiinizi, neden sosyoloji
renmeye karar verdiinizi bir
dnn. Bu dersi yalnzca derece
sahibi olmak iin alan gnlsz bir
sosyoloji rencisi olabilirsiniz. Ya da
konu hakknda daha fazla ey
renmeye alan istekli bir renci
olabilirsiniz. Amacmz ne olursa olsun,
sosyolojiyle uraan baka kiilerle, siz
bilmeseniz bile pek ok ortak nokta
nzn bulunmas olanakl. Sizin kiisel
kararnz toplumun geneli ierisindeki
konumunuzu yanstacaktr.
Aadaki zellikler size uygun mu?
Gen misiniz? Beyaz msnz? Profes
yonel ya da beyaz yakal bir gemiiniz
mi var? Gelirinizi artrmak iin geici
bir ite altnz m ya da hala alyor
musunuz? Kendinizi zellikle ders
almaya adam olmamanza karn,
eitiminiz bitirdiinizde iyi bir i
bulmak m istiyorsunuz? Sosyolojinin
ne olduunu gerekten bilmiyor, ancak
insanlarn gruplar halinde nasl davra
nacaklarna ilikin bir ey olduunu mu
dnyorsunuz? Sizlerin drtte
nden fazlas bu sorularn hepsine
evet yantn vereceklerdir. niversite
rencileri genel nfusu tipik olarak
yanstmasalar da, daha ayrcalkl
kesimlerden gelme eilimi gsterirler;
onlarn tutumlar da genel olarak
arkada ve tandklarnn benimsedii
tutumlar yanstrlar. Geldiimiz top
lumsal kkenler, hangi tr kararlarn
uygun kararlar olduunu dnme
mizle byk lde balantldrlar.

S o s y o lo ji N e d ir ?

Ancak bu sorulardan birine ya da


birden fazlasna hayr yant verdiinizi
dnelim. Bir aznlk grubundan ya da
yoksul bir kkenden gelmi olabilirsi
niz. Orta yal ya da daha yal olabilir
siniz. Ne ki deien bir ey yoktur;
olaslkla baka sonular ortaya ka
caktr. imdi olduunuz yere gelmek
iin mcadele etmek zorunda kalm
olabilirsiniz; niversiteye gideceinizi
sylediiniz arkadalarnz ve dierleri
nin dmanca tepkilerini amanz
gerekmi olabilir ya da tam zamanl
anne babalk ile yksek renimi
birletiriyor olabilirsiniz.
Kendimizi iinde bulduumuz
toplumsal balamlar hepimizi etkilese
de, davranlarmz yalnzca bu
balamlar tarafndan belirlenmemek
tedir. Bizler, kendi bireyliimize sahibiz
ve onu yaratrz. Toplumun bizi nasl
ynlendirdii ile bizim kendimizi nasl
gerekletirdiimiz arasndaki balanlar incelemek sosyolojinin iidir. Bizim
etkinliklerimizi hem evremizdeki top
lumsal dnyay yaplatrr -biimlen
dirir- hem de yan zamanda bu toplum
sal dnya tarafndan yaplarlr.
T o p lu m s a l y ap kavram ,
sosyolojinin nemli kavramlarndan
birisidir. Bu kavram, yaammzdaki
toplumsal balamlarn yalnzca olay ya
da eylemlerin rasgele biraraya gelme
siyle ortaya km olduklarna deil,
bunlarn belirli yollardan yaplam ya
da kalplam olduklar olgusuna
gndermede bulunur. Bizim davran
biimlerimizde ve birbirimizle girdii
miz ilikilerde dzenlilik vardr. Ne ki
toplumsal yap, bir bina gibi insan
eylemlerinden bamsz olarak varolan
fiziksel bir yapya benzemez. nsan
toplumlar her zaman, yaplama
sreci ierisindedir. Toplumlar her an,

onu oluturan yap talar sizin ve


benim gibi insanlar tarafndan yeniden
kurulurlar.
rnek olarak, yine kahveyi ele
alalm. Bir fincan kahve otomak
olarak elinize gelmez. Siz, rnein,
belirli bir kafeye gitmeyi, late ya da
espersso imeyi seersiniz. Bu kararlar
verirken, milyonlarca baka insan gibi,
kahve piyasasn biimlendirir ve belki
de sizden binlerce kilometre uzakta,
dnyann teki tarafnda yaaya kahve
reticilerinin yaamlarn etkilersiniz.

Sosyolojik dncenin geliimi


Sosyolojiyle uramaya ilk balayan
pek ok rencinin, karlarna kan
yaklamlarn eitliliinden kafalar
karr. Sosyoloji hibir zaman herkesin
geerli olarak kabul ettii dnceler
btnne sahip olan bir disiplin
olmamtr. Sosyologlar okluk kendi
aralarnda insan davrannn nasl
incelenmesi ve ararma sonularnn
nasl yorumlanmas gerektii konu
sunda tartrlar. Neden byle olmak
zorunda? Bunun yant, alann
zellikleriyle ilgilidir. Sosyoloji bizim
kendi yaammz ve davranmz
hakkndadr; kendimizle uramak da
yapabileceimiz en karmak ve zor
ilerden birisidir.

Kuramlar ve kuramsal
yaklamlar
Sanayilemenin, rnein, toplu
mun zerindeki etkisi gibi karmak bir
eyi anlamaya almak, kuramn
sosyoloji iin nemini ortaya karmak
tadr. Olgusal aratrmalar, eylerin nasl
ortaya ktklarn gsterir; ancak
sosyoloji, ne kadar nemli ve ilgin

42

S o s y o lo ji N e d ir?

Brueghel'in bu resminde, bir dizi genellikle tuhaf etkinlie girimi ok sayda insan var. lk bakta resim
pek anlam tamyor gibi. Ne ki, resmin bal, Hollanda Dilindeki Deyimler, resmin anlamn aklamaya
yardmc oluyor. Bu resim aslnda, yapld onaltnc yzylda yaygn olan yzden fazla deyimi gsteriyor.
Ayn biimde, sosyologlar da gzlemlerini anlaml klmaya yardmc olacak balamlar olarak kurama
gereksinim duyarlar

olurlarsa olsunlar, yalnzca olgular


(rnein, bu sabah bir kahve aldm,
onun iin belli bir bedel dediim ve
kahve ekirdeklerinin Orta Amerikada
yetimi olduu vs.) toplamaktan
olumaz. Ayn zamanda eylerin neden
ortaya ktklarn da bilmek isteriz;
bunu yapmak iin de aklayc
kuramlar oluturmay renmek
zorundayz. rnein, sanayilemenin
modern toplumlarn ortaya klarnda
nemli bir etkiye sahip olduunu
biliyoruz; ancak sanayilemenin kken
leri ve nkoullar nelerdir? Neden
toplumlar arasnda sanayileme sre

43

leri bakmndan farkllklara rastlyo


ruz? Sanayileme neden, sularn ceza
landrlma biimlerinde ya da ailede ve
evlilik sistemlerindeki deimelerle
elele gitmektedir? Byle sorulara yant
vermek iin, kuramsal dnceyi
gelitirmek zorundayz.
Kuramlar, ok eitlilik gsteren
deneysel durumlar aklamakta kulla
nlabilecek olan soyut yorumlarn
oluturulmasn iermektedir. Bir
sanayileme kuram, rnein, sanayi
nin gelime srelerinin paylat ana
zelliklerin belirlenmesi ile ilgilenir ve
bu zelliklerden hangilerinin bu tr

S o s y o lo ji N e d ir?

gelimelerin aklanmasnda en fazla


nem tadn gstermeye alr.
Kukusuz, olgusal aratrma ve
kuramlar tam olarak birbirinden ayrla
maz. Geerli kuramsal yaklamlar,
eer onlar ancak olgusal aratrma
yoluyla snayabiliyorsak gelitirebiliriz.
Olgular anlaml klmaya yardmc
olduklar iin kuramlara gereksinim
duyarz. Yaygn savn tersine, olgular
kendi adlarna konumazlar. Pek ok
sosyolog ncelikle olgusal aratrma
zerine abr; ne ki kuramn bilgisi
tarafndan ynlendirilmedike, onlarn
almalarnn modern toplumlarm
karmakln aklayabilmeleri pek
olas deildir. Bu, kesinlikle pratik
hedefleri gzeterek yrtlen aratr
malar iin bile geerlidir.
Pratik insanlar kuramclara ku
kuyla yaklama ve kendilerini daha
soyut dncelere dikkat edemeyecek
kadar ayaklar yere basan kiiler diye
grme eilimindedirler ancak btn
pratik kararlarn gerisinde kimi
kuramsal varsaymlar yer alr. rnein,
bir firmann yneticisi, kurama kar
pek de saygl olmayabilir. Bununla
birlikte, i etkinliklerine ynelik her
yaklam, aka dile getirilmeseler de,
kuramsal varsaymlar ierir. rnein
ynetici iilerin esas olarak para aldklar cret dzeyi ile- motive
olduklarn varsayabilir. Bu, yalnzca
insan davranna ilikin kuramsal bir
yorum deildir; ayn zamanda da, sanayi
sosyolojisi aratrmalarnn ortaya
koyduu gibi, yanl bir yorumdur da.
Kuramsal bir yaklam olmadan,
bir aratrmaya balarken ya da aratr
mann sonularn yorumlarken neye
bakmamz gerektiini bilemezdik.

Bununla birlikte, olgusal kantlar,


sosyolojide kuramn ncelikli yerini
aklamaktaki tek neden deildir.
Kuramsal dnce, insan toplumsal
yaamn incelemenin ortaya kard,
znde felsefi nitelikte olanlar da
ieren genel sorunlara yant bulmaldr.
Sosyolojinin doa bilimlerine ne lde
benzemesi gerektiine karar verme ve
insan bilinci, eylemi ve kurumlarnn en
iyi nasl kavramlatnlabilecei sorun
lar kolay zmleri olmayan sorunlar
dr. Bu sorunlar, disiplinin geneline
yaylan deiik kuramsal yaklamlar
tarafndan farkl biimlerde ele aln
mlardr.

lk kuramclar
Biz insanlar kendi davranmzn
kaynaklann her zaman merak etmi
izdir; ne ki binlerce yldr kendimizi
anlama abalarmz, kuaktan kuaa
aktarlan, okluk dinsel nitelikte olan,
dnme biimlerine dayanmaktayd.
(rnein, modern bilimin ortaya k
ndan nce, pek ok insan, depremler
gibi doa olaylarnn nedenini tanrlar
ya da ruhlar olduuna inanmaktaydlar).
Daha nceki dnemlerdeki yazarlar
insan davran ile topluma ilikin
ipular sunmu olsalar da, toplumun
sistematik olarak incelenmesi, kkeni
1700'lerin sonlar ile 1800'lerin balar
na giden grece yeni bir gelimedir.
Sosyolojinin kkenini douran, Avru
pa'da 178C
J Fransz Devrimi ile Sanayi
Devriminin yaratt altst edici bir dizi
deime olmutur. Bu deimeler tara
fndan geleneksel yaam biimlerinin
zlmesi, dnrleri hem toplumsal
hem de doal dnyaya ilikin yeni bir
anlay gelitirme abalarna yneltti.

44

S o s y o lo ji N e d ir?

nemli bir gelime, dnyay anla


mak iin din yerine bilimin kullanlmasyd. Bu ondokuzuncu yzyl
dnrlerinin yant aradklar sorular insann doas nedir? Toplum neden
olduu biimde yaplamtr? Top
lumlar neden ve nasl deiirler?- bugn
sosyologlarn yantlamaya altklar
sorularla ayndr. Bizim acl dnya
mz, gemiin dnyasndan kkten bir
biimde farkldr; bu dnyay ve
gelecein neler getirebileceini anlama
mza yardmc olmak, sosyolojinin
iidir.

Auguste Comte
Kukusuz tek bir kii tmden yeni
bir inceleme alann kuramaz; balan
gta sosyolojik dnceye katkda
bulunan bir ok kii vard. Ne ki bunlar
arasnda, zel bir ncelik, baka hibir
eyden dolay olmasa bile yalnzca
sosyoloji terimini ortaya att iin
genellikle Fransz yazar Auguste
Comte'a (1798-1857) verilir. Comte ilk

M*
Auguste Comte (1798-1857)

45

olarak, toplumsal fizik terimini


kullanmt, ancak o dnemdeki kimi
entelektel rakipleri de ayn terimi
kullanmaktaydlar. Comte kendi
grlerini onlarn dncelerinden
ayrt etmek iin, kurmay istedii alan
betimlemek amacyla sosyoloji teri
mini ortava att.
Comte'un dncesi, dneminin
frtnal olaylarn yanstmaktadr. Fran
sz Devrimi, toplumda nemli deime
ler yaratmt; sanayinin gelimesi de
Fransz halknn geleneksel yaamn
deitiriyordu. Comte, tpk doa
biliminin fiziksel dnyann ileyiini
aklamasna benzer biimde toplumsal
dnyann yasalarn aklayabilecek bir
toplum bilimi yaratmaya alyordu.
Comte her bir bilimsel disiplinin kendi
inceleme alan olduunun farkndayd
ancak, btn bu disiplinlerin ortak bir
mantk ile evrensel yasalar ortaya
dkmeyi hedefleyen bir bilimsel
yntemi paylatklarna inanyordu.
Tpk doal dnyann yasalarnn
kefinin bize evremizdeki olaylar
ngrme ve denetleme olana vermesi
gibi, insan toplumunu yneten yasalarn
ortaya dklmesi de bize kendi
kaderimizi biimlendirme ve insanln
refahn artrma olana verecekti.
Comte, toplumun, fiziksel dnyada
olduu gibi deimez yasalara boyun
ediini ileri sryordu.
Comte'un sosyoloji iin benimse
dii bak as, pozitif bir bilimin bak
asyd. O, sosyolojinin toplumun
incelenmesinde, fizik ya da kimyann
fiziksel dnyann incelenmesinde
kulland ayn kesin bilimsel yntem
leri kullanmas gerektiine inanyordu.
Pozitivizm, bilimin yalnzca dorudan
deney yoluyla bilinebilen, gzlenebilir

S o s y o lo ji N e d ir?

byklklerle ilgilenmesi gerektiini


ileri srer. Dikkatli duyu gzlemlerine
dayanlarak, gzlenen olgular arasn
daki ilikileri aklayan yasalara ula
labilir. Bilginler, olaylar arasndaki
nedensel ilikiyi anlama yoluyla gele
cekteki olaylarn nasn ortaya kacak
larm ngrebilirler. Sosyolojiye yne
lik pozitivist bir yaklam toplum hakkndaki bilginin gzlem, karlatrma
ve deney yoluyla tretilecek kanara
dayanmas gerektiine inanr.
Comte'un aama yasas, insann
dnyay anlamaya ynelik abasnn
teolojik, metafizik ve pozitif aamalar
dan getiini ileri srmektedir. Teolojik
aamada, dnceler dinsel anlaylar ile
toplumun Tanrnn iradesinin bir dile
gelii olduu inanc tarafndan ynlen
dirilmektedir. Yaklak olarak Rnesans
dneminde ne kan metafizik
aamada toplum, doast deil doal
bir bak asndan grlr. Copernicus, Galileo ve Newton'un keif ve
baaralarnyla ortaya kan pozitif
aama, bilimsel tekniklerin toplumsal
dnyaya uygulanmasn zendirmitir.
Comte, bu bak asna uygun bir
biimde sosyolojiyi -fizik, kimya ve
biyolojinin ardndan- geliecek olan,
ama btn bilimlerin en nemli ve en
karma olacak bir son bilim diye
grmekteydi.
Comte meslek yaamnn sonraki
blmnde, kendi sosyoloji grne
dayanarak, zelde Fransz toplumunun,
genelde de btn insan toplumlarnn
yeniden kurumlas iin byk amalar
olan planlar gelitirmiti. Comte, inan
ile dogmay terk ederek yerine bilimsel
bir temeli geirecek bir insanlk
dininin kurulmasn neriyordu. Sos
yoloji, bu yeni dinin merkezinde yer

alyordu. Comte, iinde yaad


toplumun durumunun aka farkn
dayd; o sanayilemenin yaratu eit
sizliklerle, ayrca bu eitsizliklerin top
lumun i yapkanl asndan yarat
tehditlerle ilgileniyordu. Ona gre bu
soruna uzun vadeli zm, yeni
eitsizlik kalplarna karn toplumu
dzenlemeye yardmc olacak ya da bir
arada tutacak ahlaki bir oydamann
yaratlmasyd. Comte'un toplumun
yeniden kurulmas d hibir zaman
gereklemese de, topmumun biliminin
sistematik hale getirilmesi ve birletiril
mesine yapt katklar, sosyolojinin
sonralar akademik bir dal olarak
uzmanlamasnda nemli olmutur.

Hmle Durkheim
Bir baka Fransz yazar olan Emile
Durkheim'n (1858-1917) yazlarnn
modern sosyolojiye katks, Comte'un
yazlarnkinden daha kalc olmutur.
Comte'un yazlarnn kimi ynlerine

Emile Durkheim ( 18 5 8 -1 9 1 7 )

46

S o syo lo ji N e d ir ?

dayanmakla birlikte Durkheim, nceli


nin birok grnn ok speklatif ve
mulak olduunu; ayrca Comte'un
kendi programn sosyolojiyi bilimsel
bir temele oturtmak baaryla yrte
mediini dnyordu. Durkheim
sosyolojiyi, geleneksel felsefe sorunla
rn, deneyci bir yolla ele alarak akla
kavuturmada kullanlabilecek olan
yeni bir bilim diye gryordu. Kendin
den nceki Comte gibi Durkheim da,
toplum yaamn, doal dnyay
inceleyen bilginlerin sahip olduu ayn
nesnellikle incelememiz gerektiine
inanyordu. Durkheim'n sosyolojinin
birincil ilkesi olan nl ilkesi,
Toplumsal olgular eyler olarak
incele! idi. O, bununla, toplum yaam
nn doadaki nesne ya da olaylar kadar
kesinlikle zmlenebileceini kaste
diyordu.
Durkheim'in pek ok konu
hakknda yazlar vardr. Ele ald ana
temalardan , deneysel bir bilim
olarak sosyolojinin nemi, bireyin
ortaya k ile yeni bir toplumsal dze
nin Dimlenmesi ve toplumdaki ahlaki
yetkenin kaynaklar ile niteliiydi.
Durkheim'in grleriyle, din, sapkn
lk ile su ve alma ile ekonomik ya
am konularn ele alrken yeniden
karlaacaz.
Durkheim'e kalrsa, sosyolojinin
esas entelektel ilgisi, toplumsal
olcularn incelenmesidir. Ona gre
sosyologlar, sosyolojik yntemleri
bireylerin incelenmesine uygulamak
yerine, toplumsal olgular toplum
yaamnn, ekonominin durumu ya da
dinin etkisi gibi bireyler olarak bizim
eylemlerimizi biimlendiren ynleri
incelemelidirler. Durkheim toplumlarn kendi yaamlar olduuna yani top

47

lumun yalnca tek tek yelerinin eylem


ve karlarndan daha fazla bir ey
olduuna inanmaktayd. Durkheim'a
gre, toplumsal olgular, bireylere dsal
olan ve tek tek kiilerin yaamlar ile
alglamalar dnda kendi gereklik
lerine sahip olan davran, dnce ya
da duygu biimleridir. Toplumsal
olgularn bir baka zellii, onlarn
bireyler zerinde zorlayc bir iice sahip
olmalardr. Ne ki toplumsal olgularn
snrlandrc zellikleri, genellikle
insanlar tarafndan zorlayc diye
grlmezler. Bunun nedeni insanlarn
genellikle toplumsal olgulara serbeste,
kendi seimlerine dayanarak davrandk
larna inanarak boyun emelerinden
kaynaklanmaktadr. Aslnda, Durk
heim'a gre, insanlar okluk yalnca
kendi toplumlarnn genel kalplarn
izlemektedir. Toplumsal olgular insan
eylemini, aka cezalandrmaktan
(rnein bir suun varl durumunda),
toplumsal yadsmaya (kabul edilemez
bir davran durumunda), yaln yanl
anlamalara (dilin yanl kullanm
durumunda) kadar deien farkl
biimlerde snrlandrr.
Durkheim toplumsal olgularn
incelenmesinin zor olduunu kabul
etmekteydi. Grnmez ve elle tutulur
olmadklar iin, toplumsal olgular
dorudan gzlenemez. Bunun yerine
bu olgularn zellikleri dolayl olarak,
etkilerinin zmlenmesi ya da onlarn
yasalar, dinsel metinler ya da yazl
davran kurallar gibi biimlerde dile
getirilme abalarn dikkate alarak
ortaya konabilir. Durkheim toplumsal
olgular incelerken nyarglar ile
ideolojinin terk edilmesinin nemini
vurgulamtr. Bilimsel bir tutum,
duyularn ortaya koyduu kantlara ak

S o syo lo ji N e d ir ?

olup dardan gelen, nceden edinilmi


dncelerden bamsz olan bir zihni
gerektirir. Durkheim bilimsel kavram
larn, ancak bilimsel pratik araclyla
ortaya konabileceini savunuyordu. O
sosyologlara, eylerin gerekte olduu
gibi incelenmesi ve toplumsal eylerin
gerek doalarn yanstan yeni kavram
larn oluturulmas devini brakmtr.
Sosyolojinin teki kurucular gibi
Durkheim da kendi yaam boyunca
toplumu dntren deimelerle
uramt. zellikle toplumsal ve
ahlaki dayanmayla, baka deyile, top
lumu bir arada tutan ve kaosa dmesini
engelleyen eyin ne olduuyla ilgilen
mitir. Dayanma, bireylerin baar bir
biimde toplumsal gruplara ierildikleri
ve bir paylalan deer ve gelenekler
kmesi tarafndan ynlendirildikleri
zaman korunmaktadr. lk byk yapt
olan The Division of Tabour in Society
(Toplumda blm, 1893), adl
kitabnda Durkheim, sanayi ann
ilerleyiinin yeni bir dayanma tipinin
douu anlamna geldiini ileri sren
bir toplumsal deime zmlemesi
sunmaktayd (Durkheim 1984 [1983]).
Bu dnceyi ileri srerken Durkheim
iki tip dayanma biimini mekanik, ve
organik -kars kaya koyuyor ve bunlar
iblm -farkl meslekler arasndaki
ayrlklarn bymesi- ile ilikilendiriyordu.
Durkheim'a gre, dk bir ibl
m dzeyine sahip olan geleneksel
kltrler mekanik dayanma ile nite
lenmektedirler. Toplumun yelerinin
ounluu benzer mesleklerde yer
aldndan, birbirlerine ortak yaant ve
paylalan inanlar ile balanmlardr.
Bu paylalan deerlerin gc baskc
niteliktedir topluluk geleneksel yaam

biimlerine kar kan herkesi acma


szca cezalandrr. Bu yol bireysel kar
olua pek az bir yer brakmaktadr.
Dolaysyla mekanik dayanma, oydamaya ve inanlarn benzerliine dayanr.
Ne ki sanayileme ve kentlemenin
gc, bu dayanma biiminin zl
mesine katkda bulunan bir iblm
artn yol amtr. Durkheim, gelimi
toplumlarda ilerdeki uzmanlama ile
artan toplumsal farkllamann organik
dayanmay ne karan yeni bir
dzene yol aacan ileri srmtr.
Organik dayanma ile nitelenen
toplumlar, hem insanlarn ekonomik
bakmdan birbirine baml olmalaryla
hem de teki insanlarn katklarnn
nemli olduunun farknda olunma
syla birarada tutulur. blm
geniledike, insanlar birbirlerine daha
ok baml hale gelirler nk her
birey, teki mesleklerdeki insanlarn
salayabilecei mal ve hizmetleri gerek
sinmektedir. Toplumsal oydamann
yaratlmasnda, ekonomik k a r l k l l k
ile karlkl bamllk giderek payla
lan inanlarn yerini alr.
Yine de modern dnyadaki dei
im sreleri ylesine hzl ve youndur
ki, bunlar nemli toplumsal sorunlar
ortaya karrlar. Bunlar geleneksel
yaam biimleri, ahlaki ve dinsel
inanlar ile gndelik kalplar zerinde,
yeni ve ak deerleri sunmadan, ykc
etkilerde bulunurlar. Durkheim bu alt
st edici koullar modern toplum
yaamnnn yol at amaszlk ya da
umutsuzluk duygusu olan anomiye
balamtr. Eskiden dinin salad
geleneksel ahlaki denedeme ve ller,
acl toplumsal gelime tarafndan
byk lde paralanmaktadr; bu da
modern toplumlarda yaayan birok

48

S o s y o lo ji N e d ir?

Durkheim in intihar in celem esi


A nom ik in tih ara, b ir to p lu m sa l d zen lem en in

Birey ile toplum arasndaki ilikiyi inceleyen klasik


sosyolojik almalardan birisi, Em ile Durkheim 'in intihar
zmlemesidir (Durkheim 1953; ilk basl 1897).
nsanlar kendilerini zgr iradeye sahip olan ve seim
yapabilen bireyler olarak grseler de onlarn davranlar
genellikle toplumsal olarak biimlenmi ve kalplam
niteliktedir. Durkheim 'in almas, intihar gibi son derece
kiisel bir edimin bile toplumsal dnyadan etkilendiini
gstermektedir.

olm ad d u ru m lar yol aar. D u rk h e im bu


kavram la, in san larn to p lu m d ak i hzl d e im e ya da
istik rarszlk y z n d en 'n o rm su z ' kaldklar anomik
to p lu m sal k ou llara g n d e r m e yapm aktadr.
N o rm la r ve iste k le r iin sa b it b ir referan s
n o k ta sn n o rta d a n k alkm as -e k o n o m ik kargaa ya
da b o a n m a g ib i kiisel m cad ele ler srasn d a
old u u g ib i- kiin in k o u llan ile istek leri arasnd aki

Durkheim 'in almasndan nce, intihar zerine


aratrmalar yaplmt, ancak Durkheim , intiharn
sosyolojik bir aklamas zerinde duran ilk kiiydi. Daha
nceki almalar toplumsal etkenlerin intihar zerindeki
etkilerini kabul etmekte, ancak bir bireyin intihara
kalkma olaslm rk, iklim ya da zihinsel bozukluk gibi
bileenlere bakmaktaydlar. N e ki Durkheim 'a gre,
intihar, yalnzca teki toplumsal olgular tarafndan
aklanabilecek olan bir toplumsal olgudur. ntihar yalnca
bireysel edimlerin bir toplamndan daha fazla bir eydi kalplam zellikler gsteren bir olguydu.

d eng ey i bo zabilir.

^gecil in tih ar, b ir birey in ar b t n le m e si


d u ru m u n d a -to p lu m sal b a larn o k g l o ld u u v e to p lu m u k en d isin d en d ah a deerli tuttu un da
g erek leir. B y le b ir d u ru m d a, in tih a r d aha yce
b ir iyilik iin b ir fed akarlk halin e gelir. Ja p o n
k am ik aze p ilo tlar ya da sla m c 'in tih ar
k o m an d o lar' z g e cil in tih ar rn ek lerin d en d ir.
D u rk h e im bu n lar, m ek an ik d ayan m an n g eerli
old uu g elen ek se l to p lu m la rn nitelikleri olarak

Fransa'daki resmi intihar istatistiklerini inceleyen


Durkheim , belirli kategorilerdeki insanlarn intihara
tekilerden daha fazla eilim gsterdiini buldu. rnein,
kadnlara oranla erkeklerde, Katoliklere oranla
Protestanlarda, yoksullara oranla zenginlerde, evlilere
oranla bekarlarda intihar daha fazla grlmekteydi.
Durkheim ayrca, intihar oranlarnn sava dnemlerinde
daha dk, ekonom ik deiim ya da istikrarszlk
dnemlerinde daha yksek olduunu da grmt.

g rm t r.
S o n in tih ar t r , kaderci in tih ard r. D u rk h e im bu
t r n ad a dnyada y erin in p ek o lm ad n
g rm o ls a da, b ir birey in y aam n n to p lu m
tarafn d an g ere in d en o k d zen len d i in d e ortay a
k aca n a in an m tr. B ire y in b ask altnd a
tu tu lm as, k ad er ya da to p lu m k arsn d aki

Bu bulgular Durkheim 'i, intihar oranlarn etkileyen,


bireylere dsal nitelikte olan toplumsal olgularn
bulunduu sonucuna gtrd. Durkheim kendi
aklamasn, toplumsal dayanma dncesi ile toplum
ierisindeki iki tip ban -toplumsal btnleme ile toplumsal
dzenleme- varlyla ilikilendirmekteydi. Durkheim
toplumsal gruplarla gl bir biimde btnleen, istek ve
hedefleri toplumsal norm lar tarafndan dzenlenen
insanlarn intihara kalkma olaslklarnn daha dk
olduuna inanyordu. Btnleme ile dzenlemenin
grece var olmasna ya da olmamasna bal olarak, drt
tr intihan tanmlamt:

g s zl k d uygusuna yol am ak tad r.


n tih a r oran lar to p lu m d an to p lu m a farkllk
g s te rm e k te d ir an ca k z am an ierisin d e to p lu m lar
iin d e d zenli kalplar ortay a koym aktad r.
D u rk h e im b u n u , in tih a r oran larn etk iley en tutarl
top lu m sal g lerin varln a k an t diye g rm t r.
n tih a r o ran larn n in ce le n m e s i, bireysel ey lem ler
ierisin d e g e n e l to p lu m sal kalplarn nasl
b u lu n ab ile ce in i o rtay a koyacaktr.

ntihar (Su icid e) adl k ita b n n baslm asn d an b u


yana, alm aya p ek o k eletiri y n eltilm itir;

Bfitil intiharlar toplumla dk biimde btnleme ile


nitelenir ve bir birey yaltlm ya da bir grupla olan balar
zayflam ya da kopmu olduunda gerekleir. rnein,
Katolikler arasndaki dk intihar oranlan, onlarn gl
toplumsal cemaatleri ile aklanabilirken Protestanlarn
kiisel ve ahlaki zgrlkleri onlarn Tann karsnda tek
bana olduklan anlamna gelmektedir. Evlilik, bireyi
istikrarl bir toplumsal ilikiyle btnletirerek intihara
kar korurken bekar insanlar toplum ierisinde daha fazla
yaltlm olarak kalrlar. Sava dnemlerindeki dk
intihar oranlan, Durkheim'a gre, artm bir toplumsal
btnlemenin bir gstergesi diye grlebilir.

49

zellik le d e D u rk h e im 'in resm i istatistik leri


kullanm b iim in e , in tih a r zerin d ek i top lu m sal
olm ay an etk ileri g zard e tm e sin e ve b t n in tih ar
trlerin i sn fla m a zerin d e ayak d irem esin e.
B u n u n la b irlik te, b u alm a b u g n de b ir klasik
olm ay s rd rm ek ted ir; D u rk h e im 'in tem el sav bu
gn d e ayaktadr: G r n rd e tm yle k iisel b ir
ed im o lan in tih a r so sy o lo jik b ir aklam ay
g erek tirm e k ted ir.

S o s y a la jl N e d ir?

bireyi, kendi gndelik yaamlarnn


anlamdan yoksun olduu duygusuna
itmektedir.
Durkheim'in en nl almalarn
dan birisi (kutuya baknz), intiharn
zmlenmesine yneliktir. ntihar,
ar bir kiisel mutsuzluun sonucu
olan, btnyle kiisel bir edim gibi
grnmektedir. Ne ki Durkheim,
toplumsal etkenlerin intihar davran
zerinde temel bir etkide bulunduunu
ileri srmektedir anomi, bu etkilerden
birisidir. ntihar oranlar, yldan yla
dzenli kalplar ortaya koymaktadr; bu
kalplar da sosyolojik olarak aklanmaldr.

KarlMarx
Kari Marx'n (1818-83) dnce
leri, Comte ve Durkheim'in dnce
leriyle keskin bir kardk iindedir;
ancak tpk onlar gibi Marx da Sanayi
Devrimi srasnda toplumda ortaya
kan deimeleri aklamaya alm
tr. Gen bir adamken, Marx'n siyasal
etkinlikleri onu Alman otoriteleriyle
atmaya yneltmi, ksa bir sre
Fransa'da kaldktan sonra srgnl,
Ingiltere'de srekli yerleime dnm
tr. Marx fabrikalarn ve sanayi
retiminin ve bunun yaratt eitsizlik
lerin artna tanklk etmitir. Marx'n
Avrupa emek hareketine olan ilgisi ve
sosyalist dnceleri, birbirlerinden
farkl konular kapsayan yazlarna
yansmtr. Yazlarnn byk blm
nn ekonomik sorunlar zerine olma
sna karn her zaman ekonomik sorun
lar toplumsal kurumlara balamaya
altndan, Marx'n almalar
sosyolojik grler bakmndan olduka
zengindi; hala da yle. Marx' en
acmaszca eletirenler bile onun al

malarn sosyolojinin geliimi bakmn


dan nemli bulmaktadrlar.
Kapitalizm ve snf mcadelesi
Marx, tarihin deiik dnemleri
hakknda yazm olsa da, esas olarak
modern zamanlardaki deime ze
rinde younlamtr. Ona gre, en
nemli deimeler, kapitalizmin
geliim iyle balantl olmutur.
Kapitalizm, tarihteki teki gemi
ekonomik sistemlerden kkten biim
de ayrlan, geni bir tketici kitlesine
satlan mal ve hizmetlerin retiminin
szkonusu olduu bir dzendir. Marx,
kapitalist giriimler ierisindeki iki ana
bileeni belirlemektedir. Bunlardan
birisi, sermayedir para, makineler ya da
hatta fabrikalar gibi, gelecekteki varlk
lar ortaya karmakta kullanlabilen ya
da bunun iin yatrlabilen her trden
varlk. Sermaye birikimi, ikinci bileen
ile, cretli emek ile elele gitmektedir.
cretli emek, kendi yaamlarn srdr
mek iin gerekli aralara sahip olmayan,

(f

Kari Marx (1818-1883)

50

S o syo lo ji N e d ir?

sermaye sahiplerinin sunduu ileri


bulmak zorunda olan iiler toplamna
gndermede bulunmaktadr. Marx,
sermayeye sahip olanlarn ya da
kapitalistlerin, egemen bir snf
olutururlarken nfusun byk bl
mnn cretli iiler snfn ya da bir
ii snfn oluturduuna inanyordu.
Sanayileme yaygnlatka, eskiden
kendilerini toprakta alarak geindi
ren ok sayda kyl byyen kendere
getmi ve kentsel temele dayanan bir
sanayi iileri snfnn olumasna
yardmc olmutu. Bu ii snfna ayn
zamanda proleterva da denmektedir.
Marx'a gre kapitalizm znde,
snf ilikilerinin atma ile nitelendii
bir snf dzenidir. Sermaye sahipleri
ile iiler karlkl olarak birbirlerine
baml olsalar da -kapitalist emei,
iiler de creti gereksinir- bu bam
llk olduka dengesiz niteliktedir.
Snflar arasndaki iliki, iilerin kendi
emekleri zerinde pek az kontrol
olmas ya da hi olmamas ve ive
renlerin karlarnn iilerin emekleriyle
ortaya kardklar rnlere el koyarak
artrabilmeleri yznden, bir smr
ilikisidir. Marx ekonomik kaynaklar
zerindeki snf atmasnn, zamann
geiiyle daha da iddetleneceine
inanyordu.
Toplumsal deime: tarihin
materyalist yorumu
Marx'n bak as, tarihin mater
yalist yorumu dedii eye dayanr. Bu
gre gre, toplumsal deimenin ana
kayna insanlarn benimsedikleri
dnceler ya da inanlar deildir.
Bunun yerine, toplumsal deimenin
birincil nedeni ekonomik etkilerdir.
Snflar arasndaki atmalar, tarihsel

51

geliimi gdlemektedir bu atmalar,


tarihin motorudur. Marx'n Komnist
Manifesto' nun (The Communist
Manifesto) giriindeki szleriyle,
hmine kadarki btn insanlk tarihi,
snf atmalarnn tarihidir (Marx ve
Engels 2001 [1848]). Marx ilgisinin
byk blmn kapitalizm ile modern
topluma yneltmi ise de, tarih boyunca
toplumlarn nasl gelitiklerini de
incelemitir. Marx'a gre toplum
dzenleri, ekonomilerindeki elikiler
yznden bir retim tarzndan tekine
bir gei yaparlar -kimi zaman yava
yava, kimi zaman da bir devrim
yoluyla. Marx, avc toplayclarn ilkel
komnist toplumlarndan balayarak
ilka kle sahiplii dzeni ve toprak
sahipleri ile serfler arasndaki ibl
mne dayanan feodal dzenden geen
tarihsel aamalarn ilerlemesinin tasla
n karmt. Tccarlar ile zenaatkarlarn ortaya k, toprak sahibi soylu
larn yerini alacak ticari ya da kapitalist
bir snfn balangcn belirlemekteydi.
Bu tarih grne uygun olarak Marx,
tpk kapitalistlerin feodal dzeni
alaa etmek zere birlemeleri gibi
kapitalistlerin de alaa edileceini ve
yeni bir dzenin, yani komnizmin
kurulacan ileri srmekteydi.
Marx, kapitalist sistemi alaa ede
cek olan ve iinde snflarn bulunma
d -zengin ve yoksul arasnda byk
farkllklarn bulunmad- yeni bir
toplumu yaratacak olan bir ii devriminin kanlmazlna inanyordu.
Marx bununla, bireyler arasndaki
btn eitsizliklerin yok olacan
kastetmemiti. Bunun yerine, toplum
artk ekonomik ve siyasal gc
tekelinde tutan kk bir snf ile kendi
almalaryla yaratlan servetin kk

S o syo lo ji N e d ir ?

bir blmnden yararlanan byk


kideler biiminde blnmeyecekti.
Ekonomik dzen, ortak mlkiyet altna
alnacak ve u anda bildiimizden daha
insanca bir toplum kurulacaktr. Marx
gelecein toplumunda, retimin
kapitalizmde olduundan daha gelimi
ve etkin olacana inanyordu.
Marx'n almalar yirminci yzyl
dnyas zerinde byk bir etkide
bulunmutur. Son yirmi yl ncesine
kadar dnya nfusunun te birinden
fazlas, Sovyetler Birlii ve Dou
Avrupa lkeleri gibi, hkmetlerinin
Marx'n dncelerinden esinlendikle
rini ileri srdkleri toplumlarda
yayordu.

M ax Weber
Marx gibi Max Weber'e del 8641920) yalnzca bir sosyolog denemez;
Weber'in ilgi ve alma alanlar, birok
konuyu kapsamaktayd. Akademik

M ax Weber (1864-1920)

yaamnn byk blmn geirdii


Almanya'da doan Weber, renme
merak yksek olan bir kiiydi. Yazlar,
ekonomi, hukuk, felsefe, karlatrmal
tarih ve sosyoloji konularn iermek
tedir. almalarnn byk blm de,
modern kapitalizmin gelimesiyle ve
modern toplumun daha nceki top
lumsal rgdenme biimlerinden hangi
bakmlardan farkl olduu ile ilgilen
mektedir. Bir dizi deneysel almayla,
Weber modern sanayi toplumlarnn
temel niteliklerinden bir blmn
ortaya koymu ve bugnn sosyologlar
iin de merkezi olmay srdren temel
sosyolojik tartmalar belirlemitir.
Zamannn dier dnrleri gibi
Weber de toplumsal deimenin
doasn ve nedenlerini anlamaya
almtr. Marx'tan etkilenmiti, ancak
ayn zamanda Marx'n kimi nemli
grlerini de gl bir biimde
eletirmekteydi. Tarihin materyalist
yorumunu reddetmi ve .snf savan.
Marx'n dndnden daha^ _az
nemli diye grmt. Weber'e gre,
ekonomik etkenler nemlidir, ne ki
dnce ve inanlar da toplumsal
deime zerinde ayn derecede
etkilidirler. Weber'in vlen ve oka
tartlan yapt, The Protestant Ethic
and the Spirit of Capitalism, 1976
(Protestan Ahlak ve Kapitalizmin Ruhu)
dinsel deerlerin zellikle Pritenlie
dayananlar kapitalist bir bak asnn
yaratlmasnda temel neme sahipti.
Sosyolojinin ilk evrelerindeki teki
dnrlerin tersine Weber, sosyoloji
nin yaplar zerinde deil, toplumsal
eylemkr zerinde younlamas gerek
tiine inanyordu. nsan gdlenmesi
ve dncelerinin deimenin ardn
daki g olduunu ileri srmtr

52

Soyolo|! N e d ir?

-dnceler, deerler ve inanlar


dnmleri ortaya karma gcne
sahipti. Weber'e gre bireyler zgrce
eyleme ve gelecei biimlendirme
gcne sahipti. Durkheim ile Mant'n
inandklar gibi yaplarn bireylere dsal
ya da onlardan bamsz olduklarna
inanmyordu. Bunun yerine, toplumda
ki yaplar eylemlerin karmak bir
etkileimi tarafndan oluturulmak
tayd. Sosyolojinin devi, bu eylemlerin
gerisindeki anlamlar anlamakt.

ideal tiple kyaslanarak anlalabilmesi


yznden son derece yararldr. Bu
yolla, ideal tipler, sabit referans nokta
lan hizmeti grrler. 'deal' tip terimiyle
Weber'in kavramn kusursuz ya da
eriilmek istenen bir hedef olduunu
kastetmediine deinmek nemlidir.
Bunun yerine, Weber bununla, belirli
bir grngnn 'saf bir biimini
kastetmektedir. Weber ideal tipleri,
brokrasi biimleri ve piyasa ile ilgili
yazlarnda kullanmtr.

Weber'in en etkili olmu kimi


yazlar, onun Bat toplumunun teki
nemli uygarlklarla kyaslandndaki
kendine zgln zmlerken,
toplumsal eyleme olan ilgisini yanst
maktadr. in, Hindistan ve Yakndou
dinlerini incelemi ve bu incelemele
riyle din sosyolojisine byk katk
yapmtr. Weber, in ve Hindistan'daki
nde gelen dinsel sistemler ile Batdaki
dinsel sistemleri karlatrarak,
Hristiyan inanlarnn belirli ynlerinin
kapitalizmin ortaya kn byk
lde etkiledii sonucuna varmtr. O,
kapitalist bak asnn, Marx'n
varsayd gibi yalnzca ekonomik
deimelerle ortaya kmadn ileri
srmttr. Weber'e gre, kltrel
dnceler ve deerler hem toplumun
hem de bizim bireysel eylemlerimizin
biimlenmesine yardmc olurlar.

Ussallama

Weber'in sosyolojik bak asnn


nemli bir bileeni, ideal tip dn
cesiydi. deal tipler, dnyay anlamak
iin kullanlabilen kavramsal ya da anali
tik modellerdir. Gerek bir dnyada,
ideal tipler ender olarak varolurlar; eer
varolurlarsa bunlarn ancak belirli
ynleri varolmaktadr. Bununla birlikte,
bu varsaymsal kurmacalar, gerek
dnyadaki herhangi bir durumun bir

53

Weber'e gre modern toplumun


ortaya k, toplumsal eylem kalpla
rndaki nemli deiikliklerle elele
gitmekteydi. Weber insanlarn hurafe,
din, tre ve uzun sredir varolan al
kanlklarna dayanan geleneksel inan
lardan uzaklatklarna inanmaktayd.
Bunun yerine bireyler giderek, etkinlik
ve gelecekteki sonular dikkate alan
aklc, arac hesaplamalara girimek
teydiler. Sanayi toplumunda, duygulara
ve ileri yalnzca kuaklar boyunca
yaplyorlar diye yapmaya pek az yer
vard. Bilimin, modern teknolojinin ve
brokrasinin geliimi Weber tara
fndan toplu bir biimde ussallama,
toplumsal ve ekonomik yaamn etkin
lik ilkelerine gre ve teknik bilgiye
dayanarak dzenlenmesi diye betim
lenmekteydi. Eer geleneksel toplum
larda insanlarn tutum ve deerlerini
byk lde din ve uzun sredir var
olan treler belirliyorsa, modern top
lum, politikadan dine ya da ekonomik
etkinlie varncaya yaamn giderek
daha fazla alannn ussallamas ile
ayrtedilmektedir.
Weber'e gre, Sanayi Devrimi ile
kapitalizmin gelimesi, ussallama
ynndeki genel eilimini kantlaryd.
Kapitalizme egemen olan ey, Marx'n

S o s y o lo ji N e d ir?

inand gibi snf savam deil, bilim


ile brokrasinin -byk lekli rgtlergelimesiydi (brokrasi zerine daha
fazla bilgi iin bkz. s. 685-689 ). Weber
Batnn bilimsel niteliini, onun en
nemli ayrtedici zelliklerinden birisi
diye gryordu. ok sayda insann
etkin bir biimde organize edilmesinin
tek yolu olan brokrasi, ekonomik ve
politik gelime ile bymektedir.
Weber, acl dnyann bilimsel dn
cesinin gemiten gelen duygusallk
glerini silip sprmesini betimlemek
iin, bynn bozulmas terimini kullan
maktayd.

Ne var ki Weber, ussallamann


sonular konusunda btnyle iyimser
deildi. O, toplum yaamnn her alann
dzenlemeye kalkarak insan ruhunu
yok edecek bir sistem diye acl
toplumdan korkuyordu. Weber zellik
le brokrasinin potansiyel olarak
boucu ve insanlktan karc etkileri ile
demokrasi konusundaki iermelerin
den rahatszd. Onsekizinci yzyl
Aydnlanma ann hedefi olan iler
lemeyi, serveti ve mutluluu, gelenek ve
hurafeyi bilim ve teknoloji yararna
terkederek artrma hedefi, kendi
tehlikelerini yaratmaktadr.

Unutulmu bir kurucu: Harriet M artineau


Com te, Durkheim , Marx ve Weber'in sosyolojideki kurucu
isimler olduuna hi kuku yoksa da, ayn dnemde,
katklarnn dikkate alnmas gereken teki nemli
dnrler de vard. Sosyoloji, pek ok akademik alan gibi,
almalar z itibariyle deerli olan her dnrn
hakknn teslim edilmesi idealine her zaman ulam
deildir. ok az sayda kadn ya da rksal aznkk yesine,
ondokuzuncu yzyl sonlan ile yirminci yzyl balarndaki
klasik dnemde meslekten sosyolog olma frsat
tannmt. Dahas, kalc nemdeki sosyolojik aratrma
yapma olana tannan bu az sayda insan da oklukla alan
ierisinde gzard edilmitir. Harriet Martineau gibi kiiler,
bugn sosyologlarn ilgilerini hakediyorlar.
Harriet Martineau (1802-1876), ilk kadn sosyolog
olarak adlandrlmtr, ancak Marx ve Weber gibi yalnzca
bir sosyolog olarak grlemez. Martineau, Britanya'da
domu, burada okumutur; saysz yaznn yansra elliden
fazla kitabn da yazandr. Martineau imdilerde, Comte'un
alandaki kurucu yapt Pozitif Felsefe'nin (Positive
Philosophy) evirisiyle Britanya'ya sosyolojiyi getiren kii
olarak kabul edilmektedir (Rossi 1973). Ayrca, Martineau,
kitab Amerika'da Toplum (Society in Amerika) kitabnn
konusu olan, 1830'larda A.B.D.'ye yapt uzun yolculuklar
srasnda Amerikan toplumunun ilk elden sistematik
incelemesini de yapmtr. Martineau, bugnn
sosyologlar iin birka nedenle nemlidir. lk olarak,
Martineau, bir toplum incelenirken, temel politik, dinsel
ve toplumsal kurumlar da dahil olmak zere o toplumun
btn ynleri zerinde younlalmas gerektiini ileri
srmtr. kincisi o, bir toplumun zmlenmesinin
kadnlarn yaamnn bir anlayn da iermesi gerektii
zerinde ayak diremitir. ncs, Matrineau, evlilik,
ocuklar, evii yaam ile dinsel yaam ve rk ilikileri gibi

daha nce gzden kanlm sorunlara sosyolojik gzle


bakan ilk kiidir. B ir keresinde yazd gibi, ocuk odas,
oturma odas ve mutfak hep insanlarn ahlak ve
tutumlarm anlam a)! salayacak kusursuz
okullardr(1962 [1837]). Son olarak, sosyologlarn
yalnzca gzlem yapmaktan daha fazlasn yapmalar, ayn
zamanda bir topluma vararl olacak biimde
davranmalar gerektiini ileri srmt. Sonu olarak,
Martineau hem kadn haklan, hem de klelerin
zgrlemelerinin etkin bir savunucusuydu.

Harriet Martineau (1802-76)

54

So syo lo |l N e d ir?

M o d e r n k u ra m sa l y a k la m la r

levselcilik

lk sosyologlar iinde yaadklar


deien toplumlar anlaml klma
abalarnda birleiyordu. Ne ki onlar,
yalnzca dnemlerinin hzl olaylarn
bedmlemek ve yorumlamaktan daha
fazla eyler yapmak istiyordu. Daha da
nemlisi, toplumsal dnyann incelen
mesinde, genel olarak toplumun ileyii
ile toplumsal deimenin doasn
aklayabilecek yollar aratrmlard.
Yine de daha nce grdmz gibi,
Durkheim, Marx ve Weber, toplumsal
dnya zerine yapt kendi inceleme
lerinde ok farkl yaklamlar benim
semilerdir. rnein, Durkheim ile
Marx bireye dsal olan glerin gc
zerinde younlarlarken Weber kendi
k noktas olarak bireylerin d
dnyadaki yaratc edimde bulunabilme
yeteneklerini almaktayd. Marx
ekonomik sorunlarn nceliine iaret
ederken Weber nemli nitelikteki daha
geni etkenler dizisini dikkate almak
tayd. Yaklamdaki bu farkllklar,
sosyolojinin tarihi boyunca varln
srdrmtr. Hatta, sosyologlar
zmleme konusu zerinde anlama
ya vardklarnda bile, okluk bu zm
lemeyi farkl kuramsal bak alarndan
yola karak gerekletirmektedirler.

levselcilik, toplumun deiik


paralarnn istikrar ve dayanma
ortaya karmak zere birlikte
iledikleri karmak bir sistem olduu
grn benimsemektedir. Bu
yaklama gre, sosyoloji disiplini,
toplumun paralarnn birbirleriyle ve
bir btn olarak toplumla olan
ilikilerini incelemelidir. rnein, bir
toplumdaki dinsel inan ve geleneklerin
zmlemesini, bunlarn toplumdaki
teki kurumlarla nasl ilikili olduunu
gstererek yapabiliriz, nk bir
toplumun farkl paralar birbiriyle
yakn iliki ierisinde gelimektedir.

Aada incelenen daha yenilerdeki


kuramsal bak asnn ilevselcilik,
atma yaklam ve simgesel etkileimcilik srasyla Durkheim, Marx ve
Weber'le balantlar bulunmaktadr.
Bu kitap boyunca bu kuramsal yakla
mlar aklayan ve onlara dayanan
dnce ve savlarla karlaacaksnz.
4. B l m d e, sosyolojideki nem li
kuram sal yaklam lar daha ayrntl
ele alacak ve sosyolojik dncedeki
d a h a y en i k u ra m s a l g e li m e le ri
inceleyeceiz.

55

Bir toplumsal pratik ya da kuru


mun ilevinin incelenmesi, o pratik ya
da kurumun toplumun varlnn
srmesine yapt katknn zmlen
mesidir. Comte ve Durkheim da dahil
olmak zere ilevselciler, bir toplumun
ileyiini canl bir organizmann
ileyiiyle karlatrmak iin okluk bir
organik benzeim kullanmlardr.
levselciler toplumun paralarnn,
tpk insan bedeninin deiik parala
rnda olduu gibi, toplumun btn
iin yararl olacak biimde birlikte
altklarn ileri srmektedirler. Kalp
gibi bir beden organn incelemek iin,
o organn bedenin teki paralaryla
nasl ilikili olduunu gstermek
zorundayz. Kalp, bedenin her yanna
kan pompalayarak, organizmann
yaamnn srmesinde hayati bir rol
oynamaktadr. Benzer olarak, bir
toplumsal bileenin ilevini zmle
mek de, onun toplumun varlnn ve
salnn srmesinde yklendii grevi
anlamak demeye gelir.
levselcilik ahlaki oydamann
toplumdaki dzen ve istikrarn srd
rlmesindeki nemini vurgular.

S o syo lo ji N e d ir ?

Ahlaki oydama, toplumdaki insanlann


ounluu aym deerleri paylatnda
varolur. levselciler dzen ile dengeyi
toplumun normal durumu olarak
grrler -bu toplumsal denge toplu
mun yeleri arasndaki ahlaki oyda
maya dayanr. rnein, Durkheim
dinin insanlarn temel toplumsal
deerlere balln glendirdiine,
bylece de toplumsal iyapkanln
korunmasna katkda bulunduuna
inanmaktayd.
1960'lara kadar, ilevselcilik sosyo
lojideki, zellikle A.B.D.'de, belki de en
nde gelen kuramsal gelenek idi. Her
ikisi de byk lde Durkheim'dan
esinlenen Talcott Parsons (1902-79) ile
Robert Merton (1910-2003), bu
yaklamn en nde gelen iki yesiydi.
Merton'un ilevselcilik biimi zellikle
etkili olmutur. Merton ak ilevler ile
rtk ilevler arasnda ayrm yapmt.
Ak ilevler, zgn bir toplumsal
etkinlik biimine katlanlar tarafndan
bilinen ve onlar tarafndan yerine
getirilmesi istenen ilevlerdir. rtk
ilevler, bu etkinliin katlmclarn
farknda olmadklar sonulardr. Bu
ayrm gsterebilmek iin, Merton
Arizona ve New Mexico'daki Hopi
Kabilesinin yamur dans rneini
kullanmtr. Hopiler bu trenin rn
leri iin gereken yamuru getireceine
inanmaktadrlar (ak ilev). Bu yzden
bu treni dzenleyip ona katlrlar.
Ancak Merton, Durkheim'in din kura
mn kullanarak, yamur dansnn ayn
zamanda Hopi toplumunun iyapkankn glendirme etkisine de sahip
olduunu ileri srmektedir (rtk
ilev).
Merton ayn zamanda, ilevler ile
ilevsizlikler arasnda da bir ayrm

yapmt. Toplumsal davrann ilevsiz


ynlerini aramak, toplum yaamnn
varolan dzene meydan okuyan
zelliklerine odaklanmak demeye gelir.
rnein, dini her zaman bir ileve sahip
dini toplumun iyapkanlna katla
salyor diye grmek yanltr. Eer iki
grup farkl dinleri ya da hatta ayn dinin
farkl versiyonlarn destekliyor ise,
sonu, yaygn toplumsal ykm yaratabi
lecek olan bir toplumsal atma
olabilir. Bu yzden, savalar oklukla
Avrupa tarihindeki Protestanlar ile
Katolikler arasndaki mcadelelerden
grlebilecei gibi dinsel topluluklar
arasnda olmaktadr.
Son dnemlerde ilevselcilik, snr
lar aa ktka gzden dt. Merton
iin pek geerli olmasa da, pek ok
ilevselci dnr (Talcott Parsons
buna bir rnektir) blnme ve atma
yaratan etkenlerin aleyhine toplumsal
iyapkanlk yaratan etkenleri gerein
den fazla vurgulamlardr. stikrar ve
dzen zerindeki odaklanma, toplum
daki blnme ya da eitsizliklerin -snf,
rk ve toplumsal cinsiyet gibi etkenlere
dayanan- en aza indirilmesi anlamna
gelir. Ayn zamanda, toplum ierisinde
yaratc toplumsal eylemin rolne daha
az vurgu yaplmaktadr. Pek ok
eletirmene gre, ilevsel zmleme
toplumlara sahip olmadklar nitelikler
ykler grnmektedir. levselciler
genellikle, sanki toplumlarn gereksi
nimleri ve amalar, bu kavramlar
yalnzca tek tek insanlara uygulanabilir
olsalar bile varm gibi konuurlar.

atmac bak alan


levselciler gibi atma kuram
larn kullanan sosyologlar toplum
iindeki yaplar vurgularlar. Bu kuram
clar ayn zamanda toplumun nasl
ilediini aklayan kapsaml bir

56

S o s y o lo ji N e d ir?

model de ortaya atarlar. Bununla


birlikte, atma kuramclar ilevselciliin oydama zerindeki vurgusunu
yadsrlar. Bunun yerine bu kuramclar
toplumdaki blnmeleri ne karrlar.
Byle yaparken de g, eitsizlik ve
mcadele sorunlar zerinde younla
rlar. Bu kuramclar toplumu her birisi
kendi karlarn gzeten ayr gruplar
dan olumu diye grrler. Farkl
karlarn varl, ama potansiyelinin
her zaman var olduu ve belirli
gruplarn tekilerden daha fazla yarar
salad anlamna gelir. atma
kuramclar toplumdaki baskn ve deza
vantajl gruplar arasndaki gerilimleri
incelerler ve kontrol ilikilerinin nasl
kurulduu ile nasl srdrldn
anlamaya alrlar.
ama kuram ierisindeki etkili
bir yaklam, almalar snf atma
sn vurgulayan Kari Marx'n adyla
anlan Marksizmdir. Marx'n nemli
dncelerinin ok sayda farkl yoru
mu olanakldr; bugn ok farkl kuram
sal konumlar benimseyen Marksist
dnce okullar da vardr. Btn bu
farkl biimleri iinde Marksizm,
yazarlarnn onu sosyolojik analiz ile
politik reformun bir kombinasyonu
olarak grmeleri bakmndan sosyoloji
deki teki geleneklerin ounluundan
farkldr. Marksizmin bir kkten siyasal
deime program yarataca d
nlr.
Bununla birlikte, ama kuram
larnn hepsi Marksist bir bak as
benimsememektedir. Kimi atma
kuramclar da Weber'den etkilenmitir.
Bu konuda iyi bir rnek, Alman
sosyolog Ralf Dahrendorf (1929-)'tur.
imdi ark klasik olmu yap Sanayi
Toplumunda Sm f ve Snf atmas'nz.
(Class and Class Conflict in Industrial
Society -1959), Dahrendorf, ilevselci

57

dnrlerin yalnzca toplu-mun bir


ynn, toplum yaamnn uyum ile
anlamann varolduu yn-lerini
dikkate aldklarn ileri srmekte-dir.
Ayn derecede, hatta daha fazla nemli
olan alanlar ise, ama ile blnmenin
ne kt alanlardr. Dahrendorf,
atmann esas olarak birey ve
g ru p larn sahip olduu farkl
karlardan kaynaklandn sylemek
tedir. Marx kar farkllklarn esas
olarak snflar asndan grmtr,
ancak Dahrendorf bunlar daha geni
olarak yetke ve g ile ilikilendirmektedir. Btn toplumlarda, yetkeyi
elinde bulunduranlarla bundan byk
lde dlanm olanlar, yneticilerle
ynetilenler arasnda bir blnme
vardr.

Simgesel etkileimcilik
Amerikan felsefecisi G. H. Mead'in
(1863-1931) almalar sosyolojik
dnce zerinde, zellikle simgesel
etkileimcilik diye anlan bir bak
as yoluyla, nemli bir etkide bulun
mutur. Simgesel etkileimcilik dil ve
anlama ynelik ilgiden kaynaklan
maktadr. Mead, dilin bizim kendi ken
dinin bilincinde olan kendi bireysellii
mizin farknda olan ve kendi kendimizi
bakalarnn bizi grd gibi dardan
grme yeteneinde olan varlklar haline
gelmemizi saladn ileri srmektedir.
Bu sreteki anahtar bileen, simgedir.
Bir simge, bir baka eyi dile getiren bir
eydir. rnein, belirli nesnelere
gndermede bulunmak iin kullanlan
szckler aslnda kastettiimiz eyi
temsil eden simgelerdir. Kak szc
, orba imek iin kullandmz
mutfak aletini betimlemek iin kullan
dmz bir szcktr. Sze dayanma
yan beden hareketleri ya da iletiim

Sosyoloji Nedir?

biimleri de simgelerdir. Birine el


Commercialization o f Human Feeling
sallamak ya da kaba bir beden hareketi
-1983) yaptdr. California niversite
yapmak simgesel bir deer tar. Mead
sinde bir sosyoloji profesr olan
insanlarn birbirleriyle etkileimlerinde
Hachschild, A.B.D'de, Atlanta'daki
paylalan simge ve anlaylara dayan- ' Delta Havayollar Hostes Eitim
dn ileri srmtr, insanlar zengin
Merkezindeki eitim programlarn
bir simgesel evren iinde yaadkla
gzlemi, bir dizi mlakat yrtmt.
rndan, insan bireyleri arasndaki
Hochschild, uu grevlilerinin kendi
neredeyse btn etkileim, simgelerin
duygularn ynetebilmenin - yansra
dei tokuunu iermektedir.
teki becerileri renmelerini izlemiti.
Hochschild eitim programlanndaki
Simgesel etkileimcilik dikkatimizi
hocalardan biri olan bir pilotun yoru
kiiler arasndaki etkileimin ayrntsna
munu hatrlyor: imdi kzlar sizden,
ve bu ayrntnn tekilerin' syledikleri
oraya gitmenizi ve gerekten glmse
ya da yaptklarna anlam vermekte nasl
menizi istiyorum. Pilot, glmseme
kullanldna yneltmektedir. Simgesel
niz sizin en byk varlnzdr. Sizden
etkileimcilikten etkilenen sosyologlar
oraya gidip onu kullanmanz istiyorum.
okluk, gndelik yaam balamlar
Glmseyin. Gerekten glmseyin.
ierisindeki yz yze etkileimler ze
Glmse-menizi sunun.
rinde odaklanmaktadrlar. Bu sosyo
loglar bylesi etkileimlerin toplum ile
Hochschild, gzlemleri ve mlakurumlann yaratmada oynadklan rol
kadarna dayanarak Bat ekonomile
vurgularlar. Max Weber bu kuramsal
rinin giderek daha fazla hizmet sunu
yaklam zerinde dolayl olarak nemli
muna dayanr hale geldike, yaptmz
bir etkide bulunmutur nk, toplum
almann duygusal biiminin daha
sal yaplarn snflar, partiler, stat
fazla anlalmas gerektiini bulmutur.
gruplar ve dierleri gibi varolduklarn
Hochschild'in uu grevlileri arasn
kabul etmi olsa da, Weber bu yaplarn
daki tketici servisi eitimlerini
bireylerin toplumsal eylemleri yoluyla
incelemesi, daha nce hizmetler sek
yaratldklarn dnmekteydi.
trnde alan herkese tandk
gelebilir. Hochschild bu durumu, duy
Simgesel etkileimci bak as
gusal emek kamu iinde gzlenebilir
gndelik toplum yaam srasndaki
(ve kabul edilebilir) bir yz ve beden
eylemlerimizin doas hakknda pek
sunumu yaratabilmek iin kiinin kendi
ok gr salayabilir olsa da, daha geni
duygularn ynetebilmesini gerektiren
nitelikteki, toplumdaki g ve yap
emek eitimi diye adlandryor.
sorunlarn ve bunlarn bireysel eylemi
Hochschild'e gre, altnz irketler
nasl snrladn gzard ettikleri iin
yalnzca sizin fiziksel hareketlerinizi
eletirilmitir.
deil, duygularnz zerinde de sz
Simgesel etkileimciliin, toplumusahibidir. irketler siz alrken sizin
muzdaki g ve yap sorunlarn dikkate
glmsemenizin de sahibidirler.
alan klasik bir rnei, Arli' Hochschild'in Ynetilen Kalp: insan Duygularnn
Ticariletirilmesi (The Managed Heart:

58

Sosyoloji Nedir?

Hochschild'in aratrmas yaamn,


insanlarn ounun anladklarn
dndkleri, ancak daha derin bir
dzeyde anlalmas gereken bir ynne
bir pencere amtr. Hochschild,
hizmet iilerinin kol iileri gibi
kendilerinin almalar srasnda
vazgetikleri zgl bir ynlerine kar
bir uzaklk hissettiklerini buldu.
rnein, kol iisinin kolu, bir makina
parasym gibi, ancak arada srada onu
hareket ettiren kiinin bir parasym
gibi hissedilmeye balanabilir. Ayn
biimde hizmet iileri Hochschild'e sk
sk glmsemelerinin zerlerinde
durduunu ama onlarn olmadn
sylemilerdir. Baka deyile, bu iiler,
kendilerini kendi duygularna uzak
hissetmektedirler. Duygularn genellik
le bizlerin derin ve kiisel bir paras ol
duklar dnldnden, bu ilgintir.
Hochschild'in kitab simgesel
etkileimciliin etkili bir uygulamasdr;
Ynetilen Kalp ilk kez basldktan sonra,
teki aratrmaclarn ou da kendi
dncelerini onun dncelerine da
yandrmlardr. Hochschild aratrma
sn dnyann en gelimi hizmet
ekonomilerinden birisi, A.B.D. iinde
yrtm olsa da, onun bulgulan gn
mzde pek ok topluma uygulanabilir.
Giderek daha fazla insann iyerinde
duygusal emee ynlendirildii
hizmet ileri, dnyann her yerindeki
lkelerde genilemektedir. Grnland'daki Inuit'lerde olduu gibi, kamu
iinde glmseme konusundaki gelene
in Bat Avrupa ve A.B.D.'dekinden
farkl olduu kimi kltrlerde, duygusal
emek konusundaki eitimin g bir i
olduu ortaya kmtr. Bu lkelerde,
hizmet ilerinde alanlarn kimi
zaman zel glmseme eitim seans

59

larna katlmalar zorunlu klnmtr Delta Havayollar hosteslerinin katl-,


dklarndan ok da farkl olmayan
seanslara.
S o s y o l o ji d e k u r a m s a l d n c e

Bu blmde imdiye kadar, sosyo


lojinin konusuna ynelik geni, btn
cl ynelimlere gndermede bulunan
kuramsal yaklamlarla ilgilendik.
Bununla birlikte, yukarda tartlan
kuramsal yaklamlar ile kuramlar
arasnda bir ayrm yapabiliriz. Kuram
larn odaklar daha dardr ve belirli
toplumsal koul ya da olay trlerini
aklama giriimlerini temsil ederler.
Kuramlar genellikle aratrma srecinin
bir paras olarak oluturularlar ve
sonularnda da aratrma incele
melerinin ynelmesi gereken sorunlara
ilikin nerilerde bulunurlar. Buna bir
rnek, bu blmn nceki ksmlarnda
deinilen Durkheim'in intihar kura
mdr.
Sosyologlarn inceledikleri ok
farkl aratrma alanlar ierisinde
saysz kuramlar gelitirilmitir. Kimi
zaman kuramlar olduka ak seik bir
biimde ortaya konur; hatta zaman
zaman da matematiksel biimde dile
getirilir -her ne kadar bu durum
sosyolojiden ok, zellikle iktisat gibi
teki toplum bilimlerinde daha yaygn
olsa da.
Kimi kuramlar tekilere gre ok
daha kapsaycdr. Sosyologlarn kendi
lerini ok geni kapsaml kuramsal
giriimlere yneltmesinin istenir ya da
yararl olup olmad konusunda farkl
grler bulunmaktadr. rnein
Robert K. Merton (1957) gl bir
biimde, sosyologlarn ilgilerini orta

Sosyoloji Nedir?

kap sam l ku ram lar dedii eye


younlatrmalar gerektiini ileri
srmektedir. Byk kuramsal izgeler
(rnein Marx'n yapt gibi) yarat
maya almak yerine daha alakgnll
kuramlar gelitirmekle ilgilenmeliyiz.
Orta kapsaml kuramlar, deneysel
aratrmayla dorudan snanabilecek
kadar zgl, ancak bir dizi farkl
grngy kapsayacak kadar da genel
niteliktedir. Buna bir rnek, greli
yoksunlama kuramdr. Bu kuram,
insanlarn kendi koullarn deerlen
dirme biimlerinin kendilerini karla
trdklar insanlara bal olduunu ileri
srmektedir. Dolaysyla, yoksunlama
duygusu, kiilerin yaadklar maddi
yoksulluk dzeyine dorudan uyma
maktadr. Yoksul ve herkesin az ok
benzer koullarda yaadklar bir
blgedeki kk bir evde yaayan bir
ailenin, ounluun yaad evlerin ok
daha byk ve teki insanlarn da daha
zengin olduu bir blgedeki benzer bir
evde yaayan bir aileye kyasla daha az
yoksunluk duygusu yaamas olasdr.
Bir kuramn kapsamnn ne kadar
geni olursa o kuramn deneysel olarak
snanabilmesinin o kadar g olaca
aslnda dorudur. Yine de, sosyoloji
deki kuramsal dncenin neden orta
kapsaml kuramlarla snrl olmas
gerektiine ilikin ak bir gereke
yoktur.
Sosyolojideki kuramlar ve zellikle
kuramsal yaklamlar deerlendirmek
zorlayc ve korkutucu bir itir. Kuram
sal tartmalar tanm gerei, daha
deneysel nitelikteki anlamazlklara
bakarak daha soyuttur. Sosyolojinin tek
bir kuramsal yaklamn egemenlii
altnda olmamas olgusu, disiplinin
zayflna bir iaret diye grnebilir

ancak durum byle deildir. Rakip


kuramsal yaklam ve kuramlarn
ekimesi sosyolojik giriimin canll
nn bir gstergesidir. Kuramsal
eitlilik, insanlar kendimizi incelerken
bizi dogmadan kurtarr. nsan davran
karmak ve ok ynldr ve tek bir
kuramsal bak asnn onun btn
ynlerini kapsayabilmesi de pek olas
deildir. Kuramsal dncedeki farkl
lk, aratrma srasnda kullanlabilecek
olan ve sosyolojinin ilerlemesinde
bylesine vazgeilmez olan imgelem
yeteneklerini canlandran zengin bir
dnce kayna salar.

zmleme dzeyleri:
Mikrososyoloji ve makrososyoloji
Bu blmde tarttmz farkl
kuramsal bak alar arasndaki nemli
bir ayrm, bu bak alarnn ynel
dikleri zmleme dzeyiyle ilikilidir.
Yz yze etkileim durumlarndaki
gndelik davarn incelenmesine
genellikle mikrososyoloji denir.
Makrososyoloji siyasal sistem ya da
ekonomik dzen gibi byk lekli
toplumsal dzenlerin zmlenme
sidir. Makrososyoloji, sanayilemenin
geliimi gibi uzun dnemli deiim
srelerinin zmlenmesini de ierir.
lk bakta, mikro-zmleme ile
makro-zmlemenin birbirinden ayr
olduu dnlebilir. Gerekte, bu ikisi
birbiriyle yakndan balantldr (Knorr
-Cetina ve Cicourel 1981; Giddens
1984).
Makro-zmleme gndelik yaa
mn kurumsal artalann anlayacaksak
vazgeilmezdir. nsanlarn gndelik
yaamlarndaki yaama biimleri,
ortaa dnemindeki gibi bir kltrn
gnlk eylem dngsn sanayilemi

60

Sosyoloji Nedir?

bir kent ortamndaki yaam birbiriyle


karlatrldnda ak hale geldigi gibi,
daha geni kurumsal ereveden byk
lde etkilenmektedir. Modern
toplumlarda, srekli olarak yabanclarla
kar karya geliriz. Bu karlama
dolayl ve kiisel olmayan nitelikte
olabilir. Bununla birlikte bugn, dolayl
ya da elektronik ilikiler iine ne kadar
fazla girersek girelim, teki insanlarn
varl esastr. Bir tandmza bir
elektronik posta iletisi gndermeyi
seebileceimiz gibi, hafta sonunu bir
arkadala geirmek iin binlerce
kilometre umay da seebiliriz.
Mikro-incelemeler giderek byk
kurumsal kalplar aydnlatmak iin
gereklidir, yz yze etkileimin, byk
l ne olursa olsun btn toplumsal
rgdenme biimlerinin esas temeli
olduu aktr. Ticari bir irketi
incelediimizi varsayalm. Bu irketin
etkinlikleri hakknda pek ok eyi,
yalnzca yz yze davrana bakarak
anlayabiliriz. rnein, ynetim kurulu
odasndaki yneticilerin, deiik bro
larda alan insanlarn ya da fabrika
iinde alan iilerin etkileimlerini
zmleyebiliriz. Bu yolla btn
irketin bir resmini karamayz, nk
ticari ilemlerinin bir blm basl
malzemeler, mektuplar, telefon ve bilgi
sayarlar yoluyla gerekletirilmektedir.
Yine de bu rgtn nasl altna
ilikin anlaymza nemli bir katk
yapabiliriz.
Daha sonraki blmlerde, mikrobalamlardaki etkileimin daha byk
toplumsal sreleri nasl etkilediine;
buna karlk makro-sistemlerin toplum
yaamnn daha snrl ortamlarn nasl
etkilediine ilikin daha fazla rnek
greceiz.

61

Sosyoloji yaammzda bize


nasl yardmc olur?
Mills'in, yukarda (s.38'de) tart
lan sosyolojik imgelem kavramn
gelitirirken vurgulad gibi, sosyolo
jinin yaammz iin ortaya kard pek
ok pratik ierme szkonusudur. lk
olarak, sosyoloji kltrel farkllklar
hakknda, bizim toplumsal dnyay
birok bak asndan grebilmemizi
salayan bir farkndalk salar.
oklukla, bakalarnn nasl yaadk
larn yeterli bir biimde anlarsak,
onlarn sorunlar hakknda daha iyi bir
anlaymz olabilir. nsanlar etkileyen,
ancak onlarn yaam biimleri hakknda
yeterli bilgiye dayanmayan pratik
politikalarn baar ans ok azdr.
rnein, Gney Londra'da arlkl
olarak Latin Amerikallardan oluan bir
toplulukla ilgilenen beyaz bir sosyal
alma uzman, Birleik Krallk'taki
deiik gruplarn yeleri arasndaki
farkllklara duyarl olmadnda, bu
topluluk yelerinin gvenini kazanama
yacaktr.
kinci olarak, sosyolojik aratrma
politika giriimlerinin sonularn
deerlendirmede pratik yarar salar.
Pratik bir reform program, bunu
tasarlayanlarn ulamak istedikleri
sonular salamada yalnca baansz
kalabilir ya da beklenmeyen istenmedik
sonular yaratabilir. rnein, kinci
Dnya Savan izleyen yllarda, pekok
lkede kent merkezlerinde byk
sosyal konut bloklar yaplmtr. Bu
bloklar, geri kalm blgelerdeki dk
gelir gruplarna yksek bir yaam
standard salamak iin planlanmlard
ve yaknlarnda alveri merkezleri ile
dier hizmederin saland birimler

S o s y o lo ji N e d i?

bulunmaktayd. Ne ki aratrmalar,
daha nce oturduklar konutlardan bu
byk ve yksek bloklara tananlarn
kendilerini yaltlm ve mutsuz
duyumsadklarn gstermiti. Yoksul
blgelerdeki byk bloklar ve evre
deki alveri merkezleri genellikle
yklm ve serserilik ile dier iddet
ieren sular iin yataklk yapmlardr.
nc olarak, baz bakmlardan
da en nemlisi, sosyoloji bizim kendi
kendimizi aydnlatabilmemizi kendi
mizi daha iyi anlayabilmemizi salar.
Neden byle davrandmz hakknda
daha ok ey bildike, kendi gelecei
mizi etkileme olanamz daha fazla
olacaktr. Sosyolojinin yalnzca, politi
kalar tasarlayanlara yani gl gruplara
yerinde kararlar vermede yardmc
olabileceini dnmemeliyiz. Gl
olanlarn izledikleri politikalarda daha
az gl ya da daha az ayrcalkl olan
larn karlarn kolladklar her zaman
varsaylamaz. Kendilerini aydnlatm
olan gruplar genellikle sosyoloji
aratrmalarndan yararlanabilir ve
hkmet politikalarna etkin tepkiler
gelitirebilir ya da kendi politikalarn
biimlendirebilirler. Alkolik simsizler
gibi yelerine yardm amacyla olu
turulmu gruplar ve evre hareketi gibi
toplumsal hareketler, dorudan doru
ya pratik reformlar gerekletirmeye,
hem de dikkate alnr bir baaryla
gerekletirmeye alan toplumsal
gruplardr.
Son olarak, pek ok sosyologun,
meslekten kiiler olarak dorudan
pratik sorunlarla ilgilendikleri belirtil
melidir. Sosyoloji eitimi alm olanlar
sanayi danmanlar, kent planclar,
sosyal almaclar ve personel yne
ticilerini yansra pek ok baka ite de

acl kuramsal yaklam lar


Sim gesel etkileim cilik toplumsal etkileim iinde bireyler
arasndaki simgelerin deiimi zerinde durur. teki
kuramlarn tersine, simgesel etkileim, bir btn olarak
toplumun deil, bireyler arasndaki kk lekli etkileimleri
ne karr.
levselcilik bir btn olarak toplumu ele alr ve bir toplumsal
etkinliin topluma yapa katky ne karr. Ortaya koyduu
ilevselcilik biimi zellikle etkili olan M erton, toplumsal bir
etkinlie katlanlarn istedii ak ilevlerin, toplumsal bir
edimin istenmedik sonulan olan rtk ilevlerinden kimi
zaman daha az nemli olduunu vurgulamtr. M erton,
sosyolojik aklamann nemli bir blmnn toplumsal edim
ve kurumlann rtk ilevlerini aa karmak olduuna
inanyordu.
Pek ok ada toplum kuramcs bugn de Marx'tan
etkilenmekte ve a t m a c k uram lar ortaya atmaktadr. Snf
kavramn kullanarak eitsizliklerin incelenmesi, Marx'n
kuramnn temelinde yer alr.
Sosyolojinin kuramsal yaklamlar hakknda dnmenin bir
yolu, zm lem e dzeylerini dikkate almaktr. M ikrososyoloji
yz yze etkileim durumlarndaki gndelik davrann
incelenmesidir. M akrososyoloji byk lekli toplum
dzenlerinin zmlenmesidir. kisi birbirine yakndan
balantldr.

alabilir. Sosyoloji anlayna sahip


olmak hukuk, gazetecilik, i ve tp
konusunda kariyer yapmaya da yar
dmc olabilir.
Sosyolojiyle uramak ile toplum
sal vicdan uyarma arasnda genellikle
bir balant vardr. Sosyologlarn
kendileri reform programlar ya da
toplumsal deimeyi etkin bir biimde
savunmal ve ba ekmeli midirler?
Kimileri sosyolojinin kendi entelektel
bamszln, ancak sosyologlar ahlaki
ve siyasal anlamazlklara ynelik olarak
soukkanl ve tarafsz olduk-larnda
koruyabileceini ileri srmek-tedir.
Yine de, yrtlen tartmalardan
kendilerini uzak tutan aratrmaclar
acaba sosyolojik sorunlar incelerken
tekilerden daha m tarafszdr?
Sosyolojik bakmdan incelmi olan hi
kimse, bugn dnyada varolan eitsiz-

6 2

S o syo lo ji N e d ir?

liklerin farknda olmazlk edemez.


Sosyologlarn siyasal sorunlarda taraf
tutmamalar tuhaf olurdu; onlar byle
yaparken kendi uzmanlklarna dayan
maktan alkoymak da mantksz olurdu.
Bu blmde sosyolojinin, dnyaya
ilikin kendi kiisel bak amz
oklukla bir kenara brakp hem bizim
hem de teki insanlarn yaamlarn
biimlendiren etkilere daha dikkatli
bakmamz salayan bir disiplin
olduunu grdk. Sosyoloji modern
toplumlarn geliimi ile ayr bir
entelektel ura olarak ortaya km
tr; bu tr toplumlarn incelenmesi de

sosyolojinin temel ilgi alandr. Ne ki


sosyologlar ayn zamanda toplumsal
etkileimin ve genel olarak insan toplumlarnn doas hakkndaki daha
geni bir dizi sorunla da ilgilenmek
tedir.
Sosyoloji yalnzca soyut bir ente
lektel alan deildir; insanlarn yaam
lar zerine pratik iermeleri de bulu
nur. Bir sosyolog olmay renmek
skc bir akademik giriim olmamaldr.
Bunun byle olmayacandan emin
olmann en iyi yolu, disipline yaratc bir
biimde yaklamak ve sosyolojik d
ncelerin ve bulgularn kendi yaam
nzla ilikisini kurmaktr.

z et
S o s y o lo ji in san to p lu m larn n sistem atik b ir b i im d e , m o d e m ,

z o rd u r; s o sy o lo jid e d e kendi davranm z in ce le m e k on usu

sanayilem i d zen leri zellik le vurgulayarak in celen m esid ir.

yapm aktan kaynaklanan k a rm a k so ru n la r yznd en z el

S o s y o lo ji p ratii, yaratc b ir b iim d e d n eb ilm ey i v e k iin in

z o rlu k larla kar karyayz.

ken disin i to p lu m yaam h akkndaki devraln m

So sy o lo jid ek i te m e l kuram sal yaklam lar, ilev selcilik ,

d n celerd en ayr tu tm asn g erek tirir.

a tm a c b a k alar ile sim g esel etkilem ciliktir. B u bak


alarn n arasn d a, k on u n u n ik in c i D n y a Sava son ra s

S o s y o lo ji g e m i iki ya da yzyl b o y u n ca insan

d n e m d e g sterd i i g eliim i b y k l d e etkileyen kim i

to p lu m la n n d a o rtay a kan kapsam l d e im eleri an lam a

tem el fa rk llk lar bulunm aktadr.

a b as so n u cu d o m u tu r. S zk o n u su d e im eler yaln zca


byk lek li d e im eler d e illerd ir; b u n la r ayn zam an d a

S o s y o lo ji, n e m li pratik ie rm ele ri o lan b ir konudur,

in san lan n yaam larnn en z e l v e kiisel zellik lerin d e d e

T o p lu m sa l eletiri ve p ratik toplum sal re fo r m a eid i

g erek le e n d e im eleri d e ierirler.

yollardan katk d a bulunur. B a la n g o la ra k , v erilm i b ir


to p lu m durum lar k m esin in dah a iyi anlalm as g en ellik le

S o sy o lo jin in klasik kurucular arasnda aadaki d rd

bize bu d u ru m lar dah a iyi d e n e tle m e an s verir. Ayn

z ellik le nem lid ir: A u gu ste C o m te , K a ri M a rx , E m ile

za m a n d a , so sy o lo ji b iz im kltrel duyarlklanm z

D u rk h e im v e M ax W eber. O n d o k u z u n c u yzyl o rta la n n d a

a r rm a n n , farkl kltrel d e erlerin varlnn bilin cin d e

yazan C o m te v e M a rx , so sy o lo jin in kim i tem el kon ularn

o lan p o litikalar be lirle m e n in bir aracn salar. Pratik ad an ,

b e lirle m ile r ve b u k on u lar daha son ra D u rk h e im v e W eb er

belirli p o litik a p ro g ra m la rn n b e n im se n m esin in son u larn

tarafn d an gelitirilm itir. B u k on u lar s o sy o lo jin in d o as ile

in celeyebiliriz. S o n o larak da, belki d e en n e m lisi, so sy o lo ji,

to p lu m sal d n yan n a cllam asn n getirdii d e im elerin

g ru p la n n ve b irey lerin kendi yaam koullarn d e itirm e

etkilerini d ik k ate alm aktadr.

frsatlarn artrarak kendi kendilerini aydnlatm a olan a


S o s y o lo jid e b ir dzi farkl ku ram sal yaklam bu lu n m ak tad r.

salar.

K u ram sal ayrlklarn doa bilim lerin d e bile z m len m e si

n t e r n e t B a la n t la r

Bu kitap hakknda daha fazla bilgi ve destek iin: Sosyoloji iin Sosyal Bilimler Bilgi Girii iin:
http://www.polity.co.uk/giddens5/
http://www.sosig.ac.uk/sociology/
Polity yaynlarndan yeni sosyoloji kitaplar iin:
http://www.polity.co.uk/sociology/

63

Britanya Sosyoloji Dernei iin:


http://www.britsoc.co.uk/

indekiler
Toplum trleri
Kaybolan dnya: Modernlik ncesi
toplumlar ve kaderleri
Modern dnya: Sanayi toplumlar
Kresel gelime

Toplumsal deime
Toplumsal deime zerindeki etkiler
Modern dnemde deime

Kreselleme
Kresellemeye katkda bulunan etkenler
Kreselleme tartmas
Kresellemenin etkileri

Sonu: Kresel bir ynetim gereksinimi


Dnme sorulan
E k kaynaklar
Internet balantlan

ortaya kt zaman da 11:57 olurdu.


Modern toplumlarn geliimi ancak 11 'i
59 dakika 30 saniye geerken
balayacakt! Yine de bu insan gnnn
son 30 saniyesinde, belki de o ana kadar
geen btn zaman ierisinde gerekle
en kadar deime gereklemitir.
Modern dnemde de deimenin
hz, eer teknolojik geliim oranlarna
bakarsak ortaya kar. ktisat tarihisi
David Landes'in gzledii gibi,
nsanlar yaklak yarm milyon
yldan beri dnya zerinde varlar. Sabit
yerleimlerin gerekli temeli olan tarm,
yalnzca oniki bin yanda. Uygarlklar
yaklak alt bin yl ncesinden daha
fazlasna gitmez. Eer insan varoluu
nun btnne 24 saatlik bir gn diye
baksaydk, tarmn ortaya kt zaman
leden sonra 11:56, uygarlklarn

M o d e r n te k n o lo ji y aln zca d aha o k ve


d ah a

ab u k

y n tem leriy le

r e tm e z ;
h i b ir

dnn

ekild e

zenaat

retilem e-

y ecek o la n n e sn e le ri d e ortay a karr.


Y erlilerin k ulland e n iyi el k r h ib ir
zam an ,
kadar

e irm e
gzel

k atrn n
ve

retti i

p r z s z

iplik

o la m a z ;

o n se k iz in ci yzyl H ristiy an l n n b t n
d k m h a n eleri, m o d e rn b ir elik fa b rik a
sn n

66

retti i

g ib i

b y k ,

d zg n

ve

K re s e lle m e v e D e i e n D n y a

b ir rn e k

elik

lev h alar

re te m e z .

En

n e m lisi, m o d e rn te k n o lo ji, sanayi n c e si


d nem d e

d n lm esi

o k

zor

olan

eyleri y aratm t: k am era, m o to rlu arab a,


u ak , rad y od an yksek hzl bilgisayara
kad ar b t n b ir ele k tro n ik aled er dizisi,
n k le e r

e n e r ji

sa n tra li

ve

n e re d e y se

so n su z a kadar g id en bak alar... so n u ,


retim d zeyind e d evasa b ir a rttr; tek
b an a b u bile in sa n n yaam b iim in i,
a tein k efin d e n b u yana, h e r eyd en o k
d eitirm itir. 1 7 5 0 'd e In g ilte re d e yaayan
b i r i s i,

m addi

n e s n e le r

b a k m n d a n

S e z a r'n lejy o n erlerin e, kend i to ru n la rn


d an d aha yaknd. (L an d es 1 9 6 9 )

Modern dnyay niteleyen yaam


biimleri ile toplumsal kurumlar en
yakn gemitekilere oranla bile kkten
derecede farkldr. Yalnzca iki ya da
yzyllk bir dnem ierisinde -insanlk
tarihi ierisinde ok kk bir zaman
dilimi- insann toplum yaam binlerce
yldan beri yaadklar toplumsal dzen
tiplerinden koparlmt.
Bizden nceki herhangi bir kuak
tan ok daha fazla belirsiz bir gelecekle
kar karyayz. Kukusuz, daha nceki
kuaklarn yaam koullar her zaman
gvensizdi: insanlar doal afederin,
salgnlar ve kdn karsnda gsz
durumdaydlar. Ne ki, bugn sanayile
mi lkelerde byk lde salgn ile
ktlktan uzak olsak da, imdi kendi
kendimizin serbest brakt toplumsal
glerle baetmek zorundayz.
Bu blmde daha sonra, yukarda
anahadar verilen devasa toplumsal
dnmlere ilikin olarak sunulan
kimi gerekeleri tartacak ve bugn
gereklemekte olan en byk toplum
sal deimelerden biri, yani kreselle
me etrafndaki tartmalara giri
yapacaz. Ama nce, gemite
varolmu olan, gnmzde de hala
bulunabilen toplum trlerinin zm

67

lenmesine dnyoruz. Gnmzde,


pekou birlikte kentsel alanlarda
yaayan milyonlu saylarda kiiyi ieren
toplumlara alknz. Ne ki, insanlk
tarihinin byk bir blmnde dnya
imdi olduundan daha az younlukta
nfusa sahipti; nfusun ounluunun
kentli olduu toplumlar ancak gemi
teki birka yzyl ierisinde varolmu
lardr. Modern sanayilemeden nce
varolan toplum trlerini anlayabilmek
iin, sosyolojik dgcnn tarihsel
boyutunu kullanmalyz.

Toplum trleri
Kaybolan dnya: M od ernlik
ncesi toplumlar ve kaderleri
Avrupa'nn byk keifler anda
gnderilen kaifler, tccarlar ve misyo
nerler ok sayda farkl insanla karla
tlar. Antropolog Marvin Harris'in kita
b Yamyalar ve Krallar (Cannibals and
Kings) kitabnda yazd gibi...
B u n la r ,

A v u s tr a ly a ,

A r k tik a ,

G ney

A m e rik a'n n g n ey ucu ile A frik a g ib i kim i


b lg e le rd e h ala A v ru p an n u zu n s red ir
un u ttu u ta d evri atalar g ib i yaayan, o k
g en i to p ra k p aralar b o y u n ca dalm ,
s rekli h a re k e t h alin d e o la n , b t n yle
hayvanlar avlayan ya da y aban bitk ilerin i
top lay an y irm i ya da o tu z kiilik g ru p lar
b u ld u la r.

Bu

a v c - to p la y c la r

en d er

b u lu n an ve soyu t k en m e teh lik esi altnd a


o la n b ir t r n yeleri g ib i g r n y orlard .
B a k a

b lg e le rd e

d ou su nd aki

-K u z e y

A m e rik a 'n n

o r m a n la rd a ,

G ney

A m e rik a o rm a n la rn d a v e D o u A sy a'd aaz o k

s rekli ky lerd e y erleik o lan ,

tarm a d ayan an ve belk i b ir ya da iki byk


to p lu lu k y ap sn d an o lu an , d aha youn
n fu sa sah ip to p lu lu k lar b u ld u lar; n e ki
b u n la r n

s ila h

ve

a le tle r i

de

ta rih

n c e sin d e n kalm ayd. ... B a k a yerlerd e,


k u ku su z,

k a ifle r

d e sp o d a r

ve

b t n y le

y n e tici

g elim i,

sn flarn

b ata

Kreselleme v e Deien Dnya

o ld u u

ve

k o ru n a n

h a z r

o r d u la r

ta ra fn d a n

d ev letler v e im p arato rlu k larla

karlatlar. M a r c o P o lo la n v e C o lu m b u sla n

o k y an u slar

d o la t r a n

ilk

i m p a r a to r lu k la r

ve

e ld e
ve

lle r
hep

b o y u n ca

bu

o n la r n

byk
k e n tle r i,

an tlar, saraylar, tap n ak lar v e h zin eleri


olm u tu r. in vard -d nyadaki en byk
im p a ra to rlu k o la n , y n e ticile rin in uygar
d n y an n
za y f

aydnlnn

k rallk larn

te sin d e n

iste k ile rin i

g elen

k rm z

su ratl b a rb a rla r diye aalad klar, g en i,


in ce lm i b ir lke. V e H in d ista n vard in e k lere tap n lan v e y aam n e it o lm ay an
y k lerin in h e r b ir ru h zerin e g e m i te k i
y en id en d o u u n a g r e yk lend i i b ir
lke. V e A m e rik a n k zld erililerin in , kendi
k en d ilerin e y eten b ir dnya o la n , h e r b irisi
k en d i san at v e d in in e sahip o la n d ev let ve
im p a ra to rlu k lar vard : b y k ta kaleleri,
a sm a k p r leri, fazla alan tahl silolar
v e d e v le t k o n tro l n d e k i e k o n o m iy e sahip
o la n n k a la r; in san kalbiyle b e s le n e n kana
su sam ta n n lar o la n v e d u rm ak szn taze
k u rb a n arayan A z tek ler. (H arris 1 9 7 8 ).

Bu hi bitmez grnen eitlilik


teki modernlik ncesi toplumlar
aslnda, Harris'in betimlemesinde
deinilen ana balk altnda
toplanabilir: avc ve toplayclar (Harris
onlara avclar-toplayanlar demek
tedir); daha byk tarm ya da kr
toplumlar (tarm yaplan ya da
evcilletirilmi hayvan beslenen); ve
sanayilememi uygarlklar ya da
geleneksel devletler. imdi bu toplumlarn temel niteliklerine bakacaz (2.1.
Tabloya baknz).

ilk toplumlar: Avc ve toplayclar


Bu gezegendeki insan varoluu
nun, kk bir blm hari geri
kalannda, insanlar, avc ve toplayc
toplumlarda yaamlardr. Avc ve
toplayclar yaamlarn, avclk,
balklk ve doada bulunan yenebilir

Tarih ncesi maara resimleri bize erken avc-toplayclarn yaamlarndan bireyler sunar.

68

K re s e lle m e v e D e i e n D n y a

2 .1. Tablo Modernlik ncesi insan toplumu trleri

Avc ve toplayc
toplumlar

Varolu Sresi

zellikler

O.D..* 50 0 0 0 den gnmze,


(imdi artk tamamen yokolmann
eiindedirler).

Yaamlarn avclk, balklk ve yenebilir


bitkilerin toplanmasyla srdren az sayda
insandan oluurlar.
Eitsizlik ok azdr.
Rtbe farkllklar ya ve cinsiyetle snrldr.

Tarm toplumlar

O.D.. 12 000den gnmze.


Kentler ya da kasabalarn olmad, kk kr
Bugn artk byk blm, daha
topluluklarna dayanr,
byk politik varlklarn parasdrlar ve
ayrdedici zelliklerini de artk
Yaamlarn, okluk avclk ve toplayclkla
yitirmektedirler.
desteklenen tarm yoluyla srdrrler.
Avc ve topluluklara kyasla daha gl
eitsizlikler bulunur.
efler tarafndan ynetilirler.

Kr toplumlar

O.D.. 12 000'den gnmze.


Bugn artk byk blm, daha
byk devletlerin paralardrlar;
geleneksel yaam biimleri
anmaktadr.

Maddi varolular iin evcilletirilmi hayvanlarn


yetitirilmesine bamldrlar.
Saylar birka yz insandan binlere kadar
deiir.
Ak eitsizliklerle nitelenirler.
efler ya da savas krallar tarafndan ynetilir.

Geleneksel
toplumlar ya da
uygarlklar

O.D.. 6000den 19. Yzyla kadar.


Btn geleneksel uygarlklar ortadan
kalkmlardr.

Kimisi birka milyon nfusa sahip olacak kadar


(daha byk sanayi toplumlarna kyasla kk
olsalar da) ok byktrler.
Ticaret ve tarm d retimin younlat kimi
kentler bulunur.
Byk lde tarma dayanrlar.
Farkl snflar arasnda nemli eitsizlikler bulunur
Bir kral ya da imparatorun banda bulunduu
ayr bir hkmet aygt bulunur.

* Artk pek ok tarihi, M . . ile M.S. yerine O.D. (Ortak Dnemden nce) ve O.D.S.
(Ortak Dnemden Sonra) terimlerini kullanyor.

69

K re s e lle m e v e D e i e n D n y a

bitkilerin toplanmasyla kazanrlar. Bu


kltrler, Afrika ve Brezilya ile Yeni
Gine'nin az saydaki kra keleri gibi
dnyann kimi blgelerinde varolmay
srdrmektedirler. Bununla birlikte,
avc ve toplayc kltrlerin ounluu,
Bat kltrnn (Avrupa, A.B.D. ve
Avustralya ile Yeni Zelanda kltrleri)
yaylmasyla yok edilmiler ya da
yutulmulardr; kalanlarn da daha fazla
varlklarn srdrmeleri olas grn
memektedir. u anda, dnya nfusunun
eyrek milyondan daha az bir blm,
-dnya nfusunun yalnzca yzde
0,001 'i- avclk ve toplayckla gein
mektedir (2.1. ekile baknz).
Daha byk toplumlarla zellikle
ngiltere ya da Amerika Birleik
Devletleri gibi modern toplumlarla
karlatrldklarnda, avc ve toplayc
gruplarn byk blmnde pek az
eitsizlie rastlanmaktadr. Avc ve
toplayclar, temel gereksinimlerini
karlamak iin kullanlanlarn tesinde
maddi servet biriktirmekle ok az
ilgilenirler. Bunlarn ana uralar,
normal olarak dinsel deerler ile tren
ve ayin etkinlikleridir. Gereksindikleri
maddi mallar, av silahlar, kazma ve
inaat aletleri, tuzaklar ve piirme
alederi ile kstldr. Dolaysyla, toplu
mun yeleri arasnda, sahip olunan
maddi varlklarn says ve eidi
bakmndan pek az fark bulunur -zengin ile yoksul ayrm szkonusu deildir.
Konum ve rtbe farkllklar ya ve
cinsiyetle snrlanma eilimindedir;
erkekler hemen her zaman avc iken
kadnlar yabani tahllar toplar, bunlar
piirirler ve ocuk yetitirirler. Ne ki,
kadnlarla erkekler arasndaki bu
iblm son derece nemlidir:
erkekler kamusal ve trensel konumlar
egemenlikleri altnda tutarlar.

Avc ve toplayclar yalnzca,


yaamlar artk bizim iin bir nem
tamayan ilkel insanlar deildir.
Onlarn kltrlerini incelemek bize,
bizim kimi kurumlarmzn insan
yaamnn doal zellikleri olmaktan
ok uzak olduunu daha ak grme
olana verir. Kukusuz, avc ve
toplayclarn yaad koullar idealize
etmemeliyiz; ancak savan yokluu,
temel servet ve g eitsizliklerinin
olmay ve rekabet yerine ibirliine
verilen nem hep bize, modern sanayi

Botsvvana'daki San bushmen gibi pek az sayda avc


toplayc topluma bugn de rastlanabilir.

70

K C re s e lle m e v e D e i e n D C nya

Dnya nfusu: 10 milyon.


Avc ve toplayclarn oran: 100.
O.D.. 10.000

Dnya nfusu: 350 milyon.


Avc ve toplayclarn oran: 1,0.

O.D.S. 1500

Dnya nfusu: 6 milyar.


Avc ve toplayclarn oran: 0.001.

- p

7 a ?a

T s
J

\ _y

2 . 1 . ekil A vc v e toplayc toplum larn gerilem esi


Kaynak: R. B. Lee ve I. De Vore (1968).

71

\_s

K re s e lle m e v e D e i e n D n y a

uygarl tarafndan yaratlan dnyann


ille de ilerleme ile eidenmemesi
gerektiini retici bir biimde
anmsatmaktadr.

K r ve tarm toplumlar
Yaklak yirmi bin yl nce, kimi
avc ve toplayc gruplar yasamlarn
srdrebilmek iin evcilletirilmi
hayvanlar yetitirmeye ve belli toprak
paralarn ekmeye baladlar. Kr
toplumlar. esas oiarak-evG hayvan
lara dayanrlarken tarm toplumlar
tahl yetitiren (tarm vapan) toplumlardr. Pek ok toplumda, krsal ve
tarmsal ekonomilerin bir karm
grlr.
Kr toplumlar, yaadklar evreye
bal olarak, sr, koyun, kei, deve ya
da at yetitirirler. Modern dnyada,
zellikle Afrika, Ortadou ve Orta
Asya'daki blgelerde younlaan pek
ok kr toplumu bugn de varln
srdrmektedir. Bu toplumlar genellik
le sk ayrlk, l ya da dalk blgelerde
bulunurlar. Bu tr blgeler verimli
tarm iin deilse de, deiik trden
hayvanlar yetitirmeye elverili olabilir.
Kr toplumlar genellikle mevsim
deiikliklerine gre farkl alanlar
arasnda g ederler. Kr toplumlarndaki insanlarn yaam biimleri maddi
bakmlardan avc ve toplayclara kyasla
daha karmak olmakla birlikte, bu
insanlar olaan olarak, g etme
alkanlklarndan tr, ok fazla
maddi varlk biriktirmezler.
Bir noktada, avc ve toplayc
gruplar, yabanl doada yetienleri
toplamak yerine kendi tahllarn
yetitirmeye balamtr. Bu uygulama
ilk gez, basit apalar ya da kazma aletleri
kullanm ile ekilip biilen kk

Tanzanya'daki bu Masai savalar, bugn dnyada kalan


ok az saydaki krda yaayanlardan bir kadr.

bahelerde, genel olarak adlandrld


gibi, bahecilik biiminde ortaya
kt. Krsallk gibi bahecilik de avc ve
toplayclkla elde edilebilecek olandan
daha fazla yiyecek arzn garanti etmi,
bu yzden de daha byk topluluklar
destekleyebilmitir. Yaamlarn bah
vanlkla srdren insanlar, getmedikleri iin hem avc ve toplayc
topluluklarda, hem de kr toplumlarnda yaayanlardan daha fazla maddi
varlk biriktirebilirler. Dnyadaki kimi
insanlar bugn de esas olarak yaam
larn bahecicilik yoluyla kazanmak
tadr (2.2. Tabloya baknz).

Sanayilememi uygarlklar ya
gelenekseldevletler

da

Yaklak O.D. 6000'den bala


yarak, kimi bakmlardan daha nce

7Z

m r w n m ir a s 'ir ummmn w c - y p " w

Kreselleme ve Deien Dnya

2.2. Tablo Kimi tarm topluluklar bugn de vardr


lke

Tarmda alan nfusun oran

Rvvanda
Uganda
Nepal
Etiyopya
Banglade

90
82
81
80
63

Sanayilem i lk eler farkldr

Japonya
Avustralya
Almanya
Kanada
A.B.D.
Birleik Krallk

5
5
2.8
3
0.7
1

K a yn a k : C IA W o rld F a c tb o o k (2 0 0 4 ).

varolan toplum trlerine kart


zellikleri belirgin olan daha byk
toplumlarn ortaya ktklarna ilikin
kantlar bulunmaktadr (2.2. ekile
baknz). Bu toplumlar, kentlerin ortaya
kna dayanmaktaydlar; olduka
belirgin servet ve g eitsizllikleri
sergilemekteydiler ve krallarn ya da
imparatorlarn ynedmi altndaydlar.
Yaznn kullanm ile bilim ve sanatta
gelimelerin szkonusu olmas,
bunlarn okluk uygarlklar olarak
adlandrlmalarna yol amaktadr.
lk uygarlklar, Ortadou'da, genel
likle verimli nehir alanlarnda ortaya
kmlardr. in mparatorluu, im
diki Hindistan ve Pakistan'da da gl
devlederin bulunduu yaklak O.D..
2000 yllarnda ortaya kmt. Meksika
ve Ladn Amerika'da, Meksika'daki
Aztekler. Yucatan yarmadasndaki
Mayalar ve Peru'daki nkalar gibi byk
uygarlklar varolmulardr.
Geleneksel devlederin pek ou
ayn zamanda imparatorluklar biimin
dedirler; byklklerine, fetihler ve
baka insanlar ynetimleri altna alarak

73

ularlar (Kautsky 1982). Bu, rnein,


gelneksel in ve Roma mparator
luklar iin geerlidir. Roma mparator
luu en parlak zamanlarnda, O.D.
birinci yzylda, kuzeybat Avrupa'da
ngiltere'den Ortadounun telerine
uzanmaktayd. kibin yldan fazla,
yirminci yzyln eiine kadar srm
olan in mparatorluu, artk modern
in'in yer ald dou Asya'nn ok
byk bir blmn kaplamaktayd.

Modern dnya: Sanayi


toplumlar
ki yzyl ncesine kadar tarihin
btnnde egemen olan toplum
trlerini ortadan kaldracak ne
olmutur? Bu sorunun yant, tek
szckle^sanayilemedir -1. Blmde
szn ettiimiz bir terim. Sanayileme,
cansz g kaynaklarnn (buhar ya da
elektrik gibi) kullanmna dayanan
makinalam retimin ortaya kna
gndermede bulunmaktadr. Sanayi
toplumlar (kimi zaman modern ya
da gelimi toplumlar olarak da
adlandrlrlar), daha nceki btn

K re s e lle m e v e D e i e n D n y a

2.2. ekil Antik dnyadaki uygarlklar


toplumsal dzen trlerinden son derece
farkldrlar ve bunlarn ortaya klar,
kklerinin bulunduu Avrupa'nn ok
tesine uzanan sonular dourmutur.
Geleneksel uygarlklarn en geli
milerinde bile, insanlarn byk
blm toprak zerinde alrlard.
Teknolojik gelimenin grece dk
dzeyi, kk bir aznlk dnda
insanlarn tarmsal retimin gerektirdii
gndelik ilerden kurtulmalarna olanak
tanmyordu. Buna karn, bugnk
sanayi toplumlarnn temel bir zellii,
alan nfusun byk blmnn
tarm yerine fabrikalar, ofisler ya da
dkkanlarda alyor olmalardr (2.2.
Tabloya baknz). nsanlarn yzde
90'dan fazlas, varolan ilerin byk
blmmn yer ald ve yeni i
olanaklarnn yaratld kasaba ve
kentlerde yaamaktadr. En byk
kentler, geleneksel uygarlklarda
bulunan kentsel yerleimlerden ok

daha byktr. Kentlerde, toplum


yaam nceye bakarak daha kiisellik
ddr ve ortaklaa nitelii ar basar;
pek ok gndelik karlama, tand
mz insanlar yerine yabanclarla gerek
leir. Byk irkeder ya da hkmet
kurumlan gibi byk lekli rgder,
hemen herkesin yaamlarn etkiler hale
gelmitir.
Yeni kresel dzende kentlerin rol,
21. Blmde, s. 973'deki ehirler ve
K resellem e ksm nda tartl
maktadr.

Modern toplumlarn bir baka


zellii, geleneksel devletlere bakarak
daha gelimi ve youn olan siyasal
dzenleridir. Geleneksel uygarlklarda,
siyasal yetkelerin (monarklar ve
imparatorlar), kendilerine olduka
yeterli olan kylerde yaayan tebalarnn
byk blmnn yaamlar zerindeki
dorudan etkileri ok azd. Sanavemeyle birlikte, ramar i_k_ ve iletiim

74

Kreselleme ve Deien Dnya

ok daha hzl hale geldiinden dahs


btnlemi bir ulusal topluluk
ortaya kmtr.
Sanayi toplumlar, ulus-devlederin
ilk rnekleriydi. Ulus-devletler, gele
neksel devlederi birbirinden ayran
belirsiz snr blgeleri yerine birbir
lerinden aka ayrlm snrlar olan
politik topluluklardr. Ulus-devlet
hkmetleri, kendi snrlar ierisinde
yaayan herkese uygulanan yasalar
dzenleyerek vatandalarnn yaam
larnn pek ok alannda sz sahibi
olurlar. Bugn dnyadaki tm dier
toplumlar gibi, Britanya da bir ulusdevlettir.

dnyann toplumsal haritasnn biimleninde merkezi bir ver tutmutur.


Smrgecilikten daha nce, bir nceki
blmde, kahve ticaretinin gelimesini
incelerken szetmitik (s. 38-41).
Avrupallar, yalnzca ok az saydaki
avc ve toplayc topluluklarn bulun
duu Kuzey Amerika, Avustralya ve
Yeni Zelanda gibi kimi blgelerde
nfusun ounluunu oluturur hale
gelmilerdir. Buna karlk Asya, Afrika
ve Gney Amerika'nn byk blm
de ilerinde olmak zere baka
blgelerde yerli nfus ounluk olarak
kalmtr.

Kresel gelim e

Bu trlerden ilk gruptaki lkeler,


A.B.D. de ilerinde olmak zere,
sanayilemi lkelerdir. kinci kate
gorideki lkeler, ounlukla ok daha
dk bir sanayileme dzeyine
sahiptirler ve genellikle az gelimi
toplumlar ya da pmekte olun dnua
olarak adlandrlr. Bu toplumlar
arasnda, in, Hindistan-,- Afrika
lkelerinin ou (Nijerya. Gana ve
Cezayir gibi) ve Gney Amerika lkeleri
(rnein, Brezilya, Peru ve Venezuela)
bulunmaktadr. Bu toplumlarn
pekou A.B.D. ve Avrupa'nn
gneyinde yeraldklar iin kimi zaman
hep birlikte, bu sanayilemi, daha
zengin Kuzey lkelerine kart olarak,
Gney lkeleri diye adlandrlmakta
drlar.

Onyedinci yzyldan yirminci


yzyla kadar, Bat lkeleri, daha nce
geleneksel toplumlarn bulunduu
saysz blgede, gerektiinde stn
askeri glerini kullanarak smrgeler
oluturmulardr. Btn bu smrgele
rin hemen hepsi artk kendi bamsz
lklarn kazanmlarsa da, smrge
cilik sreci, bizim bugn bildiimiz

ou kez gelimekte olan lkelerin


nc Dnyann bir paras olduunu
duyarsnz. nc Dnya terimi ilk
olarak, yirminci yzyln balarnda
bulunan tr toplum biimi arasnda
kurulan kartln bir paras olarak
ortaya kmt. Birinci Dnva lkeleri.
Avruoa'nm sanayilemi lkeleri,
A.B.D., Avustralazya (Avustralya, Yeni

Sanayi teknolojisinin kullanm, hi


bir biimde bar ekonomik gelime
sreleriyle snrl deildir. Sanayile
menin ilk aamalarndan bu yana,
modern retim sreleri askeri kulla
nma uygulanm, bu da silah yapmn
ve askeri rgtlenme biimlerini
sanayilememi kltrlerde olduun
dan ok daha gelimi bir hale getirerek
sava biimlerini kkten bir biimde
dei-tirmitir. stn ekonomik g,
siyasal birlik ve askeri stnlk hep
birlikte, gemi iki yzyl boyunca
Batnn yaam biiminin kar konula
maz grnen yaylmasndan sorum
ludur.

75

Kreselleme ve Deien Dnya

Zelanda, Tazmanya ve Malenezya) ve


Japonya idiler (bugn de yleler).
Birinci dnya lkelerinin hemen
hepsinde ok partili, parlamenter
hkmet sistemleri bulunur, ikinci
Dnya lkeleri, gemi Sovyetler
Birlii (S^S.C.B.) ile ekoslmtakya,
Polonya, Dou Almanya ve Macaristan
gibi Dou Avrupa'nn komnist
toplumlar! anlamna gelmekteydi,
ikinci Dnya toplumlarnn ekono
mileri, zel mlkiyet ya da rekabeti
ekonomik giriime ok kstl bir yer
veren merkezi planlamaya dayanyordu.
Bunlar ayn zamanda tek partili
devlederdi: Komnist Parti hem politik
hem de ekonomik dzene egemendi.
Yaklak yetmibe yl boyunca, dnya
tarihi, bir yanda Sovyeder Birlii ve
Dou Avrupa, teki yanda da Batnn
kapitalist lkeleri ile Japonya arasndaki
kresel bir rekabet tarafndan etkilen
mitir. Bugn bu rekabet bitmi
durumdadr. Souk Savan bitimi ve
eski S.S.C.B. ile Dou Avrupa'da
komnizmin zl ile, ikinci Dnya
gerekte ortadan kalkt.
Dnya ayrm, sosyoloji kitap
larnda bugn yine kullanlmaktaysa da,
bir zamanlar dnyadaki lkeleri
betimlemekte sahip olmu olabilecei
her trl kullanll artk yitirmitir.
Bir kere, sosyalist ve komnist ikinci
Dnya artk yok; in gibi istisnalar bile
hzla kapitalist ekonomileri benimsiyor
lar. Ayrca, Birinci, ikinci ve nc
Dnyalar sralamas, birincinin en
iyi, ncnn de en kt anla
mna geldii bir deer yargsn
yanstyor.

G elim ekte olan dnya


Pek ok gelimekte olan toplum,
Asya, Afrika ve Gney Amerika'nn

smrge ynetimi altnda yaam olan


blgelerinde yer almaktadr. Ocak
1804'de ilk zerk siyah cumhuriyet
haline gelen Haiti gibi az sayda
smrgeletirilmi blge erken bir
tarihte bamszlk kazanmtr. Gney
Amerika'daki Ispanyol smrgeleri
zgrlklerini 1810'da kazanrken
Brezilya Portekiz'den 1822'de uzakla
mtr. Bununla birlikte, gelimekte olan
dnyadaki ou lke, ancak ikinci
Dnya Savann ardndan, okluk kanl
bir smrgecilik kart mcadeleden
sonra, bamszlna kavumutur.
rnekler arasnda Hindistan, bir dizi
baka Asya lkesi (Burma, Malezya ve
Singapur gibi) ile Afrika'daki lkeler
(rnein Kenya, Nijerya, Zaire,
Tanzanya ve Cezayir de ilerinde)
vardr.
lerinde geleneksel biimde
yaayan insanlar olsa da, gelimekte
olan lkeler daha nceki geleneksel
toplumlardan olduka farkldrlar. Bu
toplumlarn politik dzenleri, ilk kez
Bat toplumlarnda kurulan dzenlere
dayanmaktadr yani bunlar ulusdevlettir. Nfuslarnn byk blm
krsal blgelerde yayor olsa da, bu
toplumlarn pek ou hzl bir
kentleme sreci de yaamaktadr
(Gelimekte olan dnyada kentlerin
bymesi, 21. Blmde tartl
maktadr). Tarm yine ana ekonomik
etkinlik olarak kalsa da, yetitirilen
rnler artk okluk yerel tketime
ynelik olmak yerine dnya piyasa
larnda satlmak iin retilmektedir.
Gelimekte olan lkeler yalnzca daha
fazla sanayilemi blgelerin gerisinde
kalm toplumlar deildir. Bu lkelerin
byk blm, daha nceki, daha
geleneksel lkelerin zlmesine yol
aan Bat sanayisiyle olan karlama
sonucu ortaya kmlardr.

76

K re s e lle m e v e D e i e n D n y a

Bu toplumlann daha yoksul


olanlarnn durumu, gemi birka yl
ierisinde iyiye gitmek yerine daha da
ktlemitir. Bugn de gnde bir dolar
edeeri olan bir gelirle yaayan yaklak
bir milyar insan bulunmaktadr.
Kresel yoksulluk daha geni olarak,
K resel E itsiz lik balkl 11.
Blmde tartlmaktadr.

Dnyann yoksul insanlar, zellik


le Gney ve Dou Asya (2.4. ekile
baknz), Afrika ve Latin Amerikada
younlamlarsa da, bu blgeler
arasnda nemli farkllklar da vardr.
rnein, Dou Asya ve Pasifik
blgesinde yoksulluk dzeyleri gemi
on yl ierisinde gerilemi, Sahra-alt
Afrikasndaki lkelerde ise artmtr.
1990'lar boyunca, bu blgede gnde bir
dolarn altnda gelirle yaayan insanlarn
says 241 milyondan 315 milyona
ykselmitir (Dnya Bankas 2004).
Ayn zamanda Gney Asya, Latin
Amerika ve Karayiplerin kimi blmle
rinde yoksullukta nemli artlar da
olmutur. Dnyann en yoksul lke
lerinin pek ou, ayn zamanda ciddi bir
bor krizi de yaamaktadr. Yabanc
kaynaklardan alnan borlarn faiz
demeleri okluk hkmetlerin salk,
refah ve eitim harcamalarndan daha
fazla olmaktadr.

Yeni sanayileen lkeler


Gelimekte olan lkelerin oun
luunun ekonomik bakmdan Bat
toplumlannn ok gerisinde kalm
olmalarna karn, bu gruptaki kimi
lkeler de artk baaryla bir sanayileme
srecini balatmlardr. Bu lkelere
kimi zaman yeni sanayileen lkeler
(YS) denmektedir; bunlar arasnda
Latin Amerika'da Brezilya ile Meksika,

77

Dou Asya'da da Hong Kong, Gney


Kore ve Tayvan bulunmaktadr. En
baarl YS'lerin ekonomik byme
oranlar, Bat sanayi ekonomilerinin
byme oranlarnn birka katdr. 1968
ylnda dnyada en fazla ihracat yapan
otuz lkenin arasnda hibir gelimekte
olan lke yokken yirmibe yl sonra,
Gney Kore ilk onbe arasndayd.
Dou Asyann YS'leri, en kalc
ekonomik refah dzeylerini sergilemi
lerdir. Bu lkeler, lke iindeki
bymeyi zendirdikleri kadar darya
yatrm da yapmaktadr. Son on yl
iinde Gney Kore'nin elik retimi
hzla bym, gemi yapm ile
elektronik sanayileri de dnya liderleri
arasna girmitir. Singapur, Gneydou
Asya'nn temel finans ve ticaret merkezi
haline gelmektedir. Tayvan, imalat ve
elektronik sanayilerinde nemli bir
varlk gstermektedir. YS'lerdeki
btn bu gelimeler, rnein kresel
elik retimi iindeki pay son otuz ylda
nemli lde den A.B.D. gibi
lkeleri dorudan etkilemektedir
(Modern dnyadaki toplum trleri 2.3.
Tabloda zetlenmektedir).

Toplumsal deim e
Bu blmn banda, modern
dnyann, yakn gemiten bile kkten
farkl olan yaam biimleri toplumsal
kurumlar ile nitelendiini grdk.
Toplumsal deimeyi tanm-lamak
zordur, nk bir anlamda her zaman,
her ey deimektedir. Her gn, yeni bir
gndr; her an, zaman ierisindeki yeni
bir andr. Yunan filozofu Herakleitos,
bir kiinin ayn nehre iki kere
giremeyeceine iaret etmitir. kinci
kez, su akp gittii iin nehir farkldr;

K re s e lle m e v e D e i e n D n y a

2.3. Tablo Modern dnyadaki toplumlar


Tr

Varolu Sresi

zellikler

Birinci Dnya
Toplumlar

18. Yzyldan gnmze

Sanayi retimi ve genellikle serbest giriime


dayanrlar.
nsanlarn ounluu kasaba ve kentlerde yaar;
pek az, krsal alanda tarmla urar.
Geleneksel devletlerden daha az olsa da, nemli
snfsal eitsizlikler.
Bat, Japonya, Avustralya ve Yeni Zelanda da
ilerinde olmak zere, ayr politik topluluklar ya
ulus-devletler.

kinci Dnya
Toplumlar

Yirminci yzyln bandan (1917 Rusya Sanayiye dayanrlar, ancak ekonomik sistem
Devriminin ardndan) 1990larn
merkezi planlamayla ynetilir
bana.
Nfusun kk bir blm tarmda alr;
ounluk kent ya da kasabalarda yaar.
nemli snf eitsizlikleri varln srdrr.
Ayr politik topluluklar ya da ulus-devletler.
1989a kadar, Sovyetler Birlii ile Dou
Avrupadan olumaktayd, ancak toplumsal ve
politik deiimler bu lkeleri, Birinci Dnya
lkelerine dnecek biimde serbest giriime
dayal ekonomik sistemlere dntrmeye
balamtr.

Gelimekte olan
Toplumlar
(nc Dnya
Toplumlar)

Onsekizinci yzyldan (ounlukla


smrgeletirilmi blgelerde)
gnmze

Nfus ounluu, geleneksel retim


yntemlerinin kullanld tarmda istihdam
edilir.
Tarmsal rnlerin bir blm dnya pazarlarnda
satlmaktadr.
Kimilerinde serbest giriim sistemi, dierlerinde
merkezi planlama bulunur.
in, Hindistan ve Afrika ve Gney Amerika
lkeleri de iinde olmak zere, ayr politik
topluluklar ya da ulus-devletler.

Yeni Sanayileen
lkeler

1970lerden gnmze

imdi artk sanayi retimi ve genel olarak


serbest rekabete dayanan Eski gelimekte olan
toplumlar.
Nfus ounluu kasaba ve kentlerde yaarlar;
pek az tarmla urar.
Birinci Dnya lkelerine kyasla daha gze
arpan, nemli snf eitsizlikleri.
Kii bana gelir Birinci Dnya lkelerindeki
dzeyden olduka dktr.
Hong Kong, Gney Kore, Singapur, Tayvan,
Brezilya ve Meksikay ierir.

78

K re s e lle m e v e D e i e n D n y a

insanda da ince deiiklikler olmutur.


Bu gzlem bir anlamda doru olsa da,
bizler normal olarak onun yine ayn
nehir olduunu, her iki durumda da
nehre girenin ayn insan olduunu
sylemek isteriz. Nehrin tipi ya da
biimi ile ayaklar slanan kiinin ruhu
ile kiiliinde, ikisinin de ortaya kan
deiim srasnda "ayn kald"n
sylemeye yetecek kadar sreklilik
vardr. Bu sorun karsnda, sosyologlar
insanlarn yaama biimlerini dnt
ren deiim srelerini nasl ele alrlar?

Ne ki hibir tek etken kuram, insann


toplumsal geliimini avc ve toplayc
toplumlardan krsal toplumlara, gele
neksel uygarlklardan son olarak da
bugnn son derece karmak olan
toplum dzenlerine kadar olan eit
lilii dikkate alamaz. Yine de, toplumsal
deimeyi tutarl bir biimde etkilemi
olan ana etkeni belirleyebiliriz:
fiziksel evre, politik rgt ve kltrel
etkenler.

nemli deiimi belirlemek, bir


nesne ya da durumun temel yapsnda
bir dnem ierisinde ne kadarlk bir
deime ortaya ktm gstermeyi
gerektirir. nsan toplumlar szkonusu
olduunda, bir sistemin hangi lde ve
hangi bakmlardan bir deime sreci
iinde olduuna karar verebilmek iin,
belirli bir zgl dnem ierisinde temel
kurumlarda hangi lye kadar
deiiklikler ortaya ktn gstermek
zorundayz. Deiimin btn aklama
lar ayrca, deiimi kendisiyle kyasla
yabileceimiz bir l birimi olarak
kullanmak zere, neyin isdkrarl kald
n da gstermeyi gerektirir. Bugnn
hzla deien dnyasnda bile, uzak
gemiten gelen sreklilikler vardr.
rnein, Hristiyanlk ya da slam gibi
byk dinler, iki bin yl ncesinde
ortaya kan dnce ve pratiklerle
ilikisini srdrmektedirler. Yine de
modern toplumlardaki ou kurumun,
geleneksel dnyann kurumlarndan
ok daha hzl deitii aktr.

Toplumsal deime zerindeki ilk


nemli etki, dinin etkilerini, iletiim
sistemlerini ve liderlii de ieren
kltrel etkenlerden oluur. Din,
toplum yaam iinde tutucu ya da
ilerletici bir g olabilir (Modern
Toplumda Din balkl 14. Blme
baknz). Kimi dinsel inan ve pratik
biimleri, geleneksel deer ve trenlere
ballk zerinde durarak, deiimi
frenleyici bir rol oynamtr. Yine de,
Max Weber'in vurgulad gibi, dinsel
inanlar okluk, toplumsal deime iin
bask yapmay harekete geiren bir rol
oynamaktadr.

Toplumsal deime zerindeki


etkiler
Toplum kuramclar son iki yzyl
dr, toplumsal deimenin doasn
aklayan bir byk kuram peindedir.

79

Kltrel etkenler

Deiimin nitelik ve ynn


etkileyen zellikle nemli kltrel bir
etki, iletiim sistemlerinin yapsdr.
rnein yaznn bulunuu, kaydarn
tutulmasn salayarak maddi kaynaklar
zerindeki kontroln artn ve byk
lekli rgtlerin geliimini olanakl
klmtr. Dahas, yazma, insanlarn
gemi, bugn ve gelecek arasndaki
ilikileri alglayn deitirmitir. Yaz
kullanan toplumlar gemi olaylarn
kaydn tutmu ve kendilerinin bir
tarih leri olduunun bilincind e
olmulardr. Tarihin anlalmas, bir
toplumun izledii btncl hareket ya
da geliim izgisi hakknda bir

Kreselleme v e Deien Dnya

dnccnin gelimesini salayabilir;


insanlar daha sonra etkin bir biimde
bu geliimi daha da ilerletmeye
alabilir.
Kltrel etkenler genel bal
altnda, liderlik kavramn da yerletir
memiz gerekir. Tek tek liderler dnya
tarihinde ok fazla etkide bulunmu
lardr. Bunun doru olduunu
grebilmek iin, yapmamz gereken tek
ey, dinsel kiilikleri (sa gibi), politik ve
askeri liderleri (Jl Sezar gibi) ya da
bilim ve felsefede yenilik yapanlar
(Isaac Newton gibi) dnmektir.
Dinamik politikalar izleyebilme ve
nceden varolan dnce biimlerini
izleyen ya da onlar kkten bir biimde
deitiren bir kitle yaratabilme
yeteneine sahip bir lider, daha nceki
kurulmu bir dzeni alaa edebilir.
Klasik sosyolog Max Weber toplumsal
deimede karizmatik liderliin roln
incelemitir.
W eber'in liderlik kavram 14. Blm , s.
594te tartlmaktadr.

Bununla birlikte, bireyler ancak


elverili toplumsal koullar var ise
liderlik konumuna gelebilir ve et-kili
olabilir. rnein A dolf Hitler
1930'larda Almanya'da, ksmen o
yllarda lkedeki gerilim ve krizlerin bir
sonucu olarak iktidar ele geirebildi.
Eer bu koullar var olmasayd, Hitler
olaslkla, kk bir politik fraksiyon
ierisinde kalan unutulmu bir kiilik
olarak kalacakt. Ayn ey, Hindistan'n
kinci Dnya Savandan sonraki
dneminin nl pasifist lideri Mahatma
Gandhi iin de dorudur. Gandhi
lkesinin Britanya'dan bamszln
kazanmasnda etkili olabilmiti nk
sava ile teki olaylar Hindistan'daki
smrge kurumlarn sarsmt.

F iz ik sel evre
kinci olarak, fiziksel evre insan
toplumsal rgtlenmesinin gelii
minde bir etkiye sahiptir. Bu zellikle,
insanlarn yaam biimlerini hava
koullarna gre dzenlemek zorunda
olduu daha ar evre koullarnda en
ak biimiyle ortaya kar. Kutup
blgelerinde yaayanlar ister istemez
tropikal blgelerde yaayanlarmkinden
farkl alkanlk ve pratikler gelitirecek
lerdir. Klarn uzun ve souk olduu
Alaska'da yaayan insanlar, ok daha
scak olan Akdeniz lkelerinde yaayan
insanlara kyasla farkl toplumsal yaam
kalplarn izleyeceklerdir. Alaskallar
yaamlarnn daha byk bir blmn
ev iinde geirecekler ve ok ksa sren
yaz dnemi dnda, yaadklar
acmasz evre dikkate alndnda,
darda gerekletirecekleri etkinlikleri
byk bir dikkatle planlayacaklardr.
Daha az ar fiziksel koullar da
toplumu etkileyebilir. Avustralya'nn
yerli nfusu, ktann dzenli bir ekip
bimeye uygun olan yerli bitkilerinin ya
da krsal bir retim gelitirmek iin
evcilletirilebilecek hayvanlarn pek
olmamasndan tr, avclk ve toplay
cl hi brakmamtr. Dnyann ilk
uygarlklar ounlukla zengin bir tarm
toprana sahip olan blgelerde
rnein nehir deltalarnda ortaya
kmtr. Toprak zerindeki iletiimin
kolayl ve deniz yollarnn bulunmas
da nemlidir. tekilerden sradalarlarla, almas zor ormanlarla ya da
llerle ayrlan toplumlar okluk, uzun
bir dnem boyunca grece deimeden
kalacaklardr.
Yine de evrenin toplumsal dei
me zerindeki dorudan etkisi ok fazla
deildir. nsanlar grece acmasz

80

Kreselleme ve Deien Dnya

Burada bir Hindistan parasnda grlen Gandhi, Hindistan'n Britanya ynetiminden


bamszln kazanmasna yardmc olmutur.__________________________________

blgelerde okluk dikkate deer lde


retken servet biriktirebilirler. Bu,
rnein, evrelerinin sert doasna
karn petrol ve mineral kaynaklan
gelitiren Alaskallar iin dorudur.
Tersine, avc ve toplayc toplumlar sk
sk, verimli blgelerde krsal ya da
tarmsal retime gemeden yaam
lardr.

Siyasal rgtlenme
Toplumsal deimeyi gl bir
biimde etkileyen ikinci bir etken,
politik rgdenme trdr. Avc ve
toplayc toplumlarda bu etki en azdr,
nk topluluu harekete geirebilecek
bir siyasal yetke yoktur. Ancak btn
teki toplum trlerinde, ayr politik
eyleyenlerin -efler, lordlar, krallar ve
hkmetler- varl, bir toplumun
izledii geliim rotasn gl bir

81

biimde etkileyebilir. Siyasal dzenler,


Marx'n inand gibi temeldeki
ekonomik rgtlerin dorudan dile
gelileri deildir; siyasal dzenin
olduka farkl trleri, benzer retim
dzenlerine sahip olan toplumlarda
varolabilir. rnein, sanayi kapitalizmi
ne dayanan kimi toplumlar otoriteryen
siyasal dzenlere sahipken (rnekler
arasnda Nazi Almanyas ile apartheid
altndaki Gney Afrika bulunmak
tadr), tekiler ok daha demokratiktir
(rnein, A.B.D., Britanya ya da sve
gibi).
Askeri g, ou geleneksel dev
letin kuruluunda temel bir rol
oynamtr. Ancak retim dzeyi ile
askeri g yine dolayl bir iliki
iindedir. Bir ynetici kaynaklar, nfu
sun geri kalann yoksullatracak olsa
bile askeri alana ynlendirmeyi seebilir

K re s e lle m e v e D e i e n D n y a

-Kuzey Kore'de Kim II Sung ve olu


Kim Jong Il'in yaptklar gibi.

Modem dnemde deim e


Son iki yz yln, yani modernlik
dneminin neden toplumsal deiimin
hznda bylesine devasa bir arta
tanklk ettiini aklayan ey nedir? Bu
karmak bir sorundur ancak yine de
aklayc nitelikteki kimi etkenleri
belirlemek zor deildir. artc olma
yan bir biimde, tarih boyunca toplum
sal deimeyi etkilemi olan etkenlere
benzer biimde bunlar snflayabiliriz;
fiziksel evreyi ekonomik etkenlerin
btncl nemi altna koyacak olma
mz dnda.

Kltrel etkenler
Modern dnemdeki toplumsal
deiim srelerini etkileyen kltrel
etkenler arasnda yer alan bilimin
gelimesi ile dncenin laiklemesi,
modern bak asnn eletirel ve yeniliki
niteliinin ortaya kna katkda
bulunmutur. Artk gelenek ya da al
kanlklarn, yalnzca gelenein eskiden
beri gelen yetkesine sahip olduklar iin
kabul edilmesi gerektiini varsaym
yoruz. Tam tersine, bizim yaam
biimlerimizi giderek artan bir biimde
ussal bir temeli zorunlu klyor.
rnein, bir hastaneyi kurarken, yalnz
ca geleneksel beenileri deil, bir
hastanenin amacn -hastalarn etkin bir
biimde saaltmn gerekletirme
durumunu da dikkate almak gerekiyor.
Bizim nasl dndmzn
yannda, dncelerimizin ierii de
deiti. Daha iyiye gitme, zgrlk,
eitlik ve demokratik katlm idealleri,
byk lde gemi iki ya da
yzyln yaratlardr. Byle idealler,
devrimler de ilerinde olmak zere,
toplumsal ve politik deiim srele

rinin harekete geirilmesini salamlar


dr. Bu dnceler gelenee balana
maz; tersine insann daha iyiye doru
gitmeye almasnda, yaam biimleri
nin srekli olarak gzden geirilmesini
gerektirir. Balangta Batda gelitiril
mi olsalar da byle idealler, dnyann
ou blgesindeki deiimi zendirme
yoluyla, giderek uygulama alan
bakmndan gerekten de evrensel ve
kresel hale gelmilerdir

Ekonomik etkiler
Ekonomik etkenler arasnda en
nemli olan, sanayi kapitalizminin
etkisidir. Modern kapitalizm, daha
nceden varolan retim dzenlerinden
kkten bir biimde farkldr, nk
kapitalizm, retimin srekli bymesi
ile servet birikiminin giderek artmasna
yol amaktadr. Geleneksel retim
dzenlerinde, retim dzeyleri, alkan
la dayanan, geleneksel gereksinimlere
bal olduundan olduka duraandr.
Kapitalizm retim teknolojisinin
srekli olarak gzden geirilmesini
zendirir; bu da bilimin giderek artan
biimde ierildii bir sretir. Modern
sanayinin uyard teknolojik yenilik
oran, gemiteki btn ekonomik
dzen biimlerinde olduundan ok
daha yksektir.
E k o n o m ik etk en lerin top lu m sal
deiim zerinde etkilerine daha
geni olarak 11. Blmde, zellikle
Im m a n u e l W a lle rs te in 'in dnya
sistemleri kuramn tartma yoluyla
bakacaz (s. 455-458)

Bugnlerde gerekleen bilgi


teknolojilerindeki geliimi dikkate
alalm. Son birka onyl iinde,
bilgisayarlarn gc binlerce kat artt.
1960larda byk bir bilgisayar, elle
yaplan binlerce konnektr kullanlarak
ina ediliyordu; bugn buna edeer bir

82

Kreselleme ve Deien Dnya

alet yalnzca ok daha kk olmakla


kalmaz, ayn zamanda sadece bir avu
dolusu entegre devre elemanlarn
gereksinir.
Bilim ve teknolojinin nasl yaa
dmz zerinde gsterdii etki, byk
lde ekonomik etkenler tarafndan
ynlendirilir, ancak bu etki, ekonomik
alann tesine de gemektedir. Bilim ve
teknoloji politik ve kltrel etkenleri
hem etkiler hem de onlardan etkilenir.
Bilimsel ve teknolojik gelime, rnein,
radyo, televizyon, cep telefonlar ve
internet gibi modern iletiim biimle
rinin yaratlmasna yardmc olmutur.
Grm olduumuz gibi, byle
elektronik iletiim biimleri son yllarda
siyasette de deimelere yol amtr.
Televizyon ve internet gibi elektronik
aralar kullanmmz, bizim dnya
hakknda ne dndmz ve ne
hissettiimizi de biimlendirir hale
gelmitir.

Siyasal etkenler
Modern dnemdeki deimeyi
etkileyen nc nemli etki tr,
siyasal gelimelerden olumaktadr.
lkeler arasndaki glerini artrma,
servederini bytme ve askeri rakip
lerine stnlk salama mcadeleleri
hep, son iki ya da yzyl boyunca
deiimin enerjik bir kayna olmutur.
Geleneksel uygarlklardaki siyasal
deiim olaan olarak sekinlerle snrl
olmutur. rnein nfusun byk
blm grece deimeden kalrken bir
aristokrat aile, ynetimde bir baka
ailenin yerini alr. Bu durum, siyasal
liderler ile hkmet grevlilerinin
etkinliklerinin srekli olarak geni
ynlarn yaamlarn etkiledii modern
siyasal dzenler iin geerli deildir.
Hem isel hem de dsal olarak, siyasal

83

karar alma sreci toplumsal deimeyi


gemite olduundan ok daha fazla
ynlendirmektedir.
Son iki ya da yzyl iindeki siya
sal gelimenin ekonomik deiimi, en
az ekonomik deiimin siyaseti etkile
dii kadar, etkiledii kesindir. Hk
metler artk ekonomik byme oranla
rn ykseltmede (ya da kimi zaman
geriletmede) nemli bir rol oynamak
tadr; hkmetin en byk iveren
olduu btn sanayi toplumlarnda da
retime yaplan hkmet mdahaleleri
olduka fazladr.
Askeri g ile sava da yaygn
neme sahip olmutur. Bat lkelerinin
onyedinci yzyldan balayarak sahip
olduklar askeri g onlara, dnyann
btn blmlerini etkileme olana
vermitir -ayn zamanda Bat yaam
biimlerinin kresel dzeyde yaylm
nn da temelinde yer almtr. Yirminci
yzylda, iki dnya savann etkileri
ciddi boyudarda olmutur: Pek ok
lkenin yanp yklmas, rnein ikinci
Dnya Savann ardndan Almanya ve
Japonya'da olduu gibi, nemli
kurumsal deimeleri beraberinde
getiren yeniden ina srelerine yol
amtr. Zaferi kazanan devleder bile
-Birleik Krallk gibi- savan lke eko
nomisine etkisinin bir sonucu olarak
ortaya kan nemli i deimeler
yaamtr.

Kreselleme
Kreselleme kavram son birka
yldan beri, siyaset, i dnyas ve
medyadaki tartmalarda youn bir
biimde kullanlan bir kavramdr. On yl
nce, kreselleme terimi grece az
bilinen bir terimdi. Bugn ise herkesin
dilinde. Kreselleme, bizlerin giderek

K re s e lle m e v e D e i e n D n y a

artan bir biimde tek bir dnya iinde


yaadmz, yle ki bireylerin, gruplarn
ve uluslarn birbirine baml hale
geldii olgusuna gndermede bulun
maktadr.
Kreselleme okluk yalnzca bir
ekonomik olgu olarak betimlenmek
tedir. Bu olgu, kresel rem sre
lerini ve uluslararas iblmn etki
leyen devasa ilemleri, ulusal snrlarn
tesine uzanan ulustesi irketlerin
rolyle aklanmaktadr. Bakalar,
kresel finansal piyasalarn elektronik
btnlemesine ve kresel sermaye
fonlarnn ok byk hacmine iaret
etmektedir. Baka kiiler de dnya
ticaretinin, nceden rastlanmayacak
kadar ok eitte mal ve hizmeti ieren
ncekinden daha geni olan kapsam
zerinde durmaktadrlar.
Ekonomik gler kresellemenin
aynlmaz bir paras olsa da, yalnzca
bunlarn kresellemeyi ortaya kar
dn ileri srmek yanl olacaktr.
Kreselleme, siyasal, toplumsal,
kltrel ve ekonomik etkenlerin
biraraya gelmesi ile ortaya kmtr.
Kreselleme hereyden nce, dnya
nn her tarafndaki insanlar arasndaki
etkileimin hzn ve kapsamn artran
bilgi ve iletiim teknolojilerindeki
gelime tarafndan ynlendirilmitir.
Bir rnek olarak, futboldaki son Dnya
Kupasn dnn. Kresel televizyon
balantlar sayesinde kimi malar artk
dnyann her yanndaki milyarlarca
insan tarafndan seyrediliyor.

Kresellemeye katkda bulunan


etkenler
Kresellemenin ortaya k nasl
aklanabilir? Grm olduumuz gibi,
toplumsal deimenin btnn
aklamak karmak bir itir; ancak

ada toplumda kresellemenin


ortaya kna katkda bulunan
etkenlerlerin bir blmne iaret etmek
de zor deil: bunlar arasnda, bilgi ve
iletiim teknolojilerindeki gelimeler ile
ekonomik ve siyasal faktrler bulunur.

Bilgi ve iletiim teknolojilerindeki


gelime
Kresel iletiimdeki patlama,
teknoloji ile dnyann telekomni
kasyon altyapsndaki bir dizi nemli
ilerleme tarafndan kolaylatrlmtr,
ikinci Dnya Savan izleyen dnem
de, telekomnikasyon akmlarnn
kapsam ve younluunda ciddi bir
dnm gereklemitir. Mekanik
aralarn yardmyla teller ve kablolar
zerinden gnderilen analog sinyallere
bal olan geleneksel telefon iletiimi
yerini, byk miktarlarda bilginin
sktrld ve saysal olarak iletildii
btnlemi sistemlere brakt. Kablo
teknolojisi daha etkin daha az pahal
hale geldi; fiber optik kablolarn
gelitirilmesi iletilebilen kanallarn
saysn arpc bir biimde ykseltti.
1950'lerde denen ilk atlantik tesi
kablolar, 100'den daha az ses bandn
tayabilirken, 1997'de tek bir okyanus
ar kablo yaklak 600.000 ses bandn
iletebiliyordu (Held 1999). 1960'lardan
balayarak, ileitim uydularnn
yaylmas da, uluslararas iletiimin
artmasnda nemli rol oynamtr.
Bugn 200'den fazla uydudan oluan
bir a, dnya apndaki bilgi aktarmn
kolaylatrmak iin hazrdr.
Bu iletiim sistemlerinin etkisi
birbirini destekleyecek biimde
olmutur. ok gelimi telekomnikas
yon altyaps olan lkelerde, evler ve
brolar artk d dnya ile, telefonlar

84

K re s e lle m e v e D e i e n D n y a

(hem yerleik, hem de cep telefonlar),


saysal, uydu ve kablolu televizyon,
elektronik posta ve internet de iinde
olmak zere oklu balant ierisin
dedir. nternet imdiye kadar geli
tirilen, en hzl byyen ileitim arac
olarak ortaya kmtr -1998 ylnda
dnya apnda yaklak 140 milyon
insan internet kullancs idi. 2005 ylna
kadar internet kullanan insan saysnn
bir milyara yaklaaca tahmin
ediliyordu (2.3. ekile baknz).
Teknolojinin bu biimleri zamann
ve mekann yaknlamasn salamtr:
Gezegenin iki kar ucunda rnein
Tokyo ve Londra yaayan iki kii,
yalnzca gerek zamanda bir konuma
yapmakla kalmaz, ancak uydu tekno
lojisi yardmyla birbirine belgeler de
gnderebilir. nternet ve cep telefon
larnn yaygn kullanm, kreselleme

srelerini derinletirmekte ve hzlan


drmaktadr: artan bir biimde, daha
nceleri ya yaltlm olan ya da
geleneksel iletiimlere eriimi kstl
olan yerlerde yaayan daha fazla sayda
insan bu teknolojilerin kullanmyla
birbirine balantl hale gelmektedir
(2.3. ekile baknz). Telekomnikasyon
altyaps dnya zerinde heryerde ayn
lde gelimemi olsa da, gittike
artan saydaki lke artk, gemite
olanakl olmayacak byklkte uluslar
aras iletiime eriiebilmektedir.

Bilgi aklar
Eer, grm olduumuz gibi, bilgi
teknolojisi dnyann her yanndaki
insanlar arasndaki iletiim olanaklarn
artrm ise, uzak yerlerdeki insanlar ve
olaylar hakkndaki bilgi akn da
kolaylatrmtr. Her gn, kresel

Yaygnlaan internet kafeler, evlerinde internet eriimi olmayan ya da evlerinden uzakta olan
insanlara internet eriimi sunmaktadr.
_______________________________ _

85

K re s e lle m e v e D e i e n D n y a

Telefonlar
1000 kiiye den telefon anahatlar

Latin Amerika
v e Karayipler
Dou Asya ve Pasifik
Arap lkeleri
Gney Asya

0
1990

1999

Daha ok insan ...


nternet kullanclar (milyon)
2 0 0 5 e kadar 1
1 milyar 1

400

2 0 0 0 sonlarnda 1
4 0 0 milyondan fazla /
300

Daha ok bilgiye....
Web sitesi saylar
2 0 0 0 sonlarnda
2 0 milyon w eb sjfesl

10'

Byk lekli ilk sibrr-sava


Srbistan-Kosovajgatmas
10 srasnda
/

Daha dk maliyetle eriiyor.


Aktarm maliyetleri
Trilyon bit bana A.B.D.
olar cinsinden, Bostondan
10
Los Anyelese

10

10

j 19 7 0 te 1 5 0 .0 0 0 Dolar tutan
10 veri aktarm maliyeti

200
/ Hotwired.com adresindeki
T ~ lk reklamlar

/
100

10

/
/ 1995 sonlarnda
2 0 milyondan az

0
1990

1996

1998

/ lk Internet alveri siteleri

/ 1993 ortalarnda 2 0 0 den


I q2j az w eb sitesi

2000

1990

1996

1998 ~ 2000

2.3. ekil Bilgi ve iletiim teknolojisindeki gelime


medya haberler, grntler ve bilgiyi
insanlarn evlerine getirmekte, onlar
dorudan ve srekli olarak d dnyaya
balamaktadr. Gemi yirmi yldaki en
arpc olaylarn bir blm Berlin
Duvarnn k, in'in Tiananmen
Meydanndaki demokratik protestocu
larn ezilmesi ve 11 Eyll 2001'deki
terrist saldrlar gibi medya araclyla
gerekten de dnya apndaki bir
seyircinin nnde gereklemitir. Bu
tr , daha az arpc olan binlercesiyle

birlikte, insanlann dnce biimlerini


ulus-devlet dzeyinden kresel sahneye
yneltmeleri sonucunu vermitir.
Bireyler artk teki insanlarla olan
karlkl bamllklarnn daha fazla
farkndalar; gemitekine kyasla da
kendilerini daha fazla kresel sorun ve
srelerle zdeletirmi drmdalar.
Kresel bak asna bylesine bir
geiin iki nemli boyutu szkonusudur. lkin, insanlar, kresel bir toplu

86

K re s e lle m e v e D e i e n D n y a

Cep telefonu sahibi olmaklktaki dramatik art, zaman ve mekan daha nce hi olmad
kadar ksaltmtr.

luun yeleri olarak, toplumsal


sorumluluun ulusal snrlarda durma
dn, bu snrlarn tesine getiini
giderek daha fazla anlyorlar. Dnyann
teki tarafndaki insanlarn karlat
afetlerle adaletsizlikler, yalnzca
katlanlmas gereken talihsizlikler deil,
eylem ve mdahale iin meru
alanlardr. Uluslararas topluluun, kriz
dnemlerinde yaamlar tehlikede olan
insanlarn fiziksel iyiliini ya da insan
haklarn korumak iin eyleme geme
ykmll olduu giderek daha fazla
kabul edilen bir varsaym. Doal afetler
durumunda, bylesi mdahaleler insani
ve teknik yardm biimini alyorlar.
Yakn yllarda Trkiye ve Ermenis
tan'daki depremler, Mozambik ve
Benglade'deki sel basknlar, Afri
ka'daki ktlklar ile Orta Amerika'daki
kasrgalar, kresel yardm harekete
geiren konulard.

87

Son yllarda ayrca, sava, etnik


atma ve insan haklar ihlalleri
durumunda, bu tr hareketlenmeler
doal afetiere gre daha sorunlu olsa
da, daha gl mdahale arlar
yaplmaya baland. Yine de 1991'deki
birinci Krfez Sava ile eski Yugos
lavya'daki iddetli amalar (Bosna ile
Kosova'da) rneklerinde, insan haklar
ile ulusal egemenliin savunulmas
gereken insanlar, askeri mdahalenin
gerektiini dnyorlard.
kinci olarak, kresel bir bak as,
insanlarn kendi kimliklerini oluturur
larken, giderek daha fazla ulus-devlet
dndaki kaynaklara yneldikleri anla
mna gelmektedir. Bu olgu, kresel
leme srecinin hem rndr; hem de
onu hzlandrmaktadr. Dnyann
deiik blmlerindeki yerel kltrel
kimlikler, geleneksel ulus-deletin
balayclnn nemli bir dnm

K re s e lle m e v e D e i e n D n y a

geirdii bir zamanda gl bir geri


dn yayor. rnein Avrupa'da,
Iskoya ve spanya'daki Bask blgesin
de yaayanlarn, kendilerini Britanyal
ya da spanyol olmak yerine sko ya da
Bask ya da yalnca Avrupal diye tanm
lamalar olasl yksektir. Blgesel ya
da kresel dzeydeki siyasal kaymalar,
insanlarn iinde yaadklar devledere
ynelimini zayflatt lde, bir kimlik
kayna olarak ulus-devlet pek ok
yerde etkisini yitirmektedir.

Ekonomik etkenler
Kreselleme ayrca, dnya eko
nomisinin btnlemesi ile de ynlen
dirilmektedir. Daha nceki dnemlere
kart olarak, kresel ekonominin
temeli artk birincil olarak tarm ya da
sanayi deildir. Bunun yerine, kresel
ekonomide giderek arlksz ve somut
olmayan etkinliklerin egemenlii
artmaktadr (Quah 1999). Bu arlksn
ekonomi, bilgisayar yazlm, medya ve
elence rnleri ile internete dayal
hizmetler gibi rnlerin temellerini
bilgiden aldklar bir ekonomidir. Bu
yeni ekonomik balam, aada 18.
Blmde daha ayrntl inceleyeceimiz
gibi, sanayi sonras toplum, bilgi a ve
jen i ekonomi gibi bir dizi farkl terim
kullanlarak betimlenmitir (s. 818
822). Bilgi toplumunun ortaya k,
teknolojiden anlayan ve bilgi ilemdeki,
elence sektrndeki ve telekomni
kasyondaki yeni gelimeleri kendi
gndelik yaamlaryla btnletirmeye
istekli geni bir tketici temelinin
geliimi ile ilikilendirilmitir.
Kresel ekonominin kendi ilem
leri, bilgi anda ortaya kan deime
leri yanstmaktadr. Ekonominin
pekok yn bugn, ulusal snrlarda

artk durmayan, onlar aan alar


yoluyla ilemektedir (Castells 1996).
Kreselleen koullarda rekabet
gcne sahip olmak iin, i dnyas ve
irketler kendilerini, daha esnek ve daha
az hiyerarik bir yapya sahip olacak
biimde yeniden yaplandrdlar.
retim pratikleri ve rgtsel kalplar
daha esnek oldu; teki firmalarla
ortaklk dzenlemeleri yaygnlam ve
dnya apndaki datm alarna
katlmak, hzla deien bir kresel
piyasada i yapmak iin zorunlu hale
gelmitir.

Ulusam irketler
Kresellemeyi ynlendiren pek
ok ekonomik etken arasnda, ulusar
irketlerin rol zellikle nemlidir.
Ulusan irketler birden fazla lkede
mal reten ya da hizmet pazarlayan
irketlerdir. Bu irketler slendii lke
dnda bir ya da iki fabrikas olan
grece kk irketler olabilecei gibi,
ilemleri btn dnyay kaplayan dev
uluslararas giriimler niteliinde
olabilir. En byk ulusar irketlerin
kimileri btn dnyaca bilinir: Coca
Cola, General Motors, ColgatePalmolive, Kodak, Mitsubishi ve daha
pek ok bakalar. Ulusar irketlerin
ulusal bir ss olduu durumda bile
bunlar kresel piyasalarn ve kresel
karlarn peine derler.
Ulusar irketler ekonomik kre
sellemenin kalbinde yer alrlar. Bu
irketler btn dnyadaki ticaretin te
ikisinden sorumludur; dnya zerinde
yeni teknoloijilerin yaylmasnda
araclk ederler ve uluslararas finansal
piyasalardaki byk oyunculardr. Bir
gzlemcinin dikkat ektii gibi, bu
irketler ada dnya ekonomisinin

88

K re s e lle m e v e D e i e n D n y a

r **r
| * ' 'J
i mi
'i f
['
i>
1

v < c in

Coca-Cola, dnyann her yannda rnlerini


satan kresel bir giriimdir. Bu resim, Orta
dou'da, rdn'de satlan Diet Coke
kutularn gstermektedir.

bam ekerler (Held 1999). Yaklak


beyz ulusar irketin 2001'deki yllk
sat 10 milyar dolarn zerindeydi;
gayrisaf yurtii haslalar bu miktara
eriebilen yalnzca yetmibe lke
bulunmaktadr. Baka deyile, dnyann
ndegelen ulusar irketleri ekonomik
bakm dan dnyadaki lkelerin
oundan daha byktr (2.4. ekile
baknz). Gerekte, dnyann en byk
beyz ulusar irketinin birleik
satlar 14,1 trilyon dolara erimiti
btn dnyada retilen mal ve
hizmetlerin deirinin neredeyse yars.
Ulusar irketler, ikinci Dnya
Savan izleyen yllarda kresel bir olgu
haline geldiler. Sava sonras dnemin
ilk yllarndaki genileme, daha ok
A.B.D.'de stlenen irketlerden geliyor
du; ancak 1970'lere gelindiinde,
Avrupa ve Japon firmalar giderek artan

89

bir biimde lke dna yatrm yapmaya


baladlar. 1980'lerin sonu ile
1990'larda, ulusar irketler, gl
blgesel piyasann kurulmasyla arpc
bir biimde bydler: Avrupa (Tek
Avrupa Pazar), Asya-Pasifk (Osaka
Deklerasyonu 2010'a kadar serbest ve
ak ticareti garantilemiti) ve Kuzey
Amerika (Kuzey Amerika Serbest
Ticaret anlamas). 1990'larn bandan
bu yana, dnyann teki blgelerindeki
lkeler de yabanc yatrm zerindeki
kstlamalar serbestletirdiler. Yirminci
yzyln bitiminde, dnyada ulusar
irketlerin ellerinin uzanamad ok az
ekonomi vard. Son on yl boyunca,
sanayilemi lkelerdeki ulusar
irketler, ilemlerini gelimekte olan
lkelerle eski Sovyetler Birlii ve Dou
Avrupa lkelerine yaymada zellikle
etkin olmulardr.
malat sanayiinin giderek artan bir
biimde kresellemesi oklukla kresel
mal zincirleri, yani nihai bir rn ortaya
karan dnya apndaki igc ve
retim alar olarak adlandrlyor. Bu
alar, rn ortaya karmak iin
gereken hammaddelerden balayarak
nihai tketiciye kadar skca birbirine
balanm bir zincir oluturan retim
etkinliklerinden olumaktadr (Gereff
1995; Hopkins ve Wallerstein 1996;
Appelbaum ve Christerson 1997).
malat sanayi, 1990-98 dneminde
dnyadaki toplam ekonomik byme
nin yaklak drtte nden sorumlu
dur. En arpc byme, orta gelirli
lkelerde olmutur: malat sanayii,
1990'da bu lkelerin ihracatlarnn
ancak % 54'n olutururken, yalnzca
sekiz yl sonra bu oran % 71'e kmtr.
Bu eilimden bir lde de sorumlu
olan in, dk gelirli lke kategori-

K re s e lle m e v e D e i e n D n y a

50

100

15 0

200

250

svire
Belika
sve
Trkiye
Norve
Polonya
Suudi Arabistan
Finlandiya
Gney Afrika
Hong Kong, in
Portekiz
rlanda
Wal Mart
Exxon Mobil
General Motors
Ford Motors
General Electric
Chevron Texaco
Conaco Philips
Citigroup
International Business Machines
American International Group

2 .4 . ekil Dnyann en byk irketlerinin, seilm i lkelerin GSYHlar ile


karlatrlmas (m ilyar dolar)
Kaynak: The Economist ( 11 Eyll 2003)

sinden, byk lde imalat sanayii


mallar ihracat sayesinde, orta gelirli
lke kategorisine kmtr. Yine de mal
zincirlerindeki en karl etkinlikler
mhendislik, tasarm ve reklam merkezi
lkelerde yer alrken, fabrika retimi
gibi en az karl etkinliklerin evre lke
lerinde yer almas daha olasdr. (Barbie
bebeklerin retiminde yer alan mal
zincirleri, aadaki ereve yazda
incelenmitir.)

Elektronik ekonomi
Elektronik ekonomi, ekonomik
kresellemeni altnda yatan bir baka
etkendir. Bankalar, irketler, fon
yneticileri ve bireysel yatrmclar, bir
fareyi tklayarak fonlarn uluslararas
dzeyde hareket ettirebilirler. Ne ki, bu
yeni olan, elektronik parann anlk
olarak yer deitirme yetenei byk
riskleri de beraberinde getirmitir.

90

300

350

K re s e lle m e v e D e i e n D n y a

Byk miktarlarda sermaye aktarm,


1998'de Asya'nn kaplan ekonomilerinden Rusya ve tesine yaylan
krizde olduu gibi uluslararas finansal
krizleri tetikleyerek ekonomileri
istikrarszlatrabilir. Kresel ekonomi
giderek daha btnlemi hale geldike,
dnyann bir tarafndaki finansal bir
k uzaktaki ekonomiler zerinde
ok byk etkide bulunabilir.

geldii dzenin sonu demekti.


Komnizmin k kreselleme
srelerini hzlandrmtr; ancak ayn
zamanda onun bir sonucu diye de
grlmelidir. Merkezi planlamaya daya
l komnist ekonomiler ile komnist
siyasal yetkenin kltrel denetimi,
kresel medya ile elektronik olarak
btnlemi bir dnya ekonomisi
anda ark varln srdremezdi.

Yukarda betimlenen ekonomik,


toplumsal ve teknolojik etkenler birlik
te, hem younluk hem de kapsam bak
mndan daha ncekilere hi benzeme
yen bir olguyu ortaya karmlardr. Bu
blmde daha sonra greceimiz gibi
kresellemenin sonular hem ok
fazladr hem de uzak erimlidir. Ancak
ncelikle dikkatimizi, kreselleme
hakkndaki son yllarda dile getirilen
grlere ynelteceiz.

Kresellemenin younlamasna
yol aan ikinci bir nemli siyasal etken,
uluslararas ve blgesel hkmet
mekanizmalarnn geliimidir. Birle
mi Milleder ile Avrupa Birlii, ulusdevletleri ortak bir siyasal forum iinde
biraraya getiren en ndegelen iki
rnektir. Birlemi Milletler tek tek
ulus-devletlerin birlii olarak bu ilevi
yerine getirirken Avrupa Birlii, ye
lkelerin ulusal egemenliklerinin bir
lde vazgeildii, ulusar ynetim
biiminin ncsdr. Avrupa Birliine
ye devletlerin hkmetleri, ortak AB
organlarnn ynergeleri, dzenleme
leri ve mahkeme kararlar ile bal
olsalar da, blgesel birlie katlmlarnn
salad ekonomik, toplumsal ve
siyasal yararlar elde etmektedirler.

Politik deimeler
ada kresellemenin ardndaki
nc bir itici g, siyasal deimeyle
ilgilidir. Bunun birka yn bulunmak
tadr. lkin, Dou Arupa'da 1989'da bir
dizi arpc devrim srasnda gerekle
en ve 1991 'de Sovyeder Birliinin ken
di yklyla dorua kan Sovyet tipi
komnizmin k. Komnizmin
knden bu yana eski Sovyet blokundaki lkeler Rusya, Ukrayna,
Polonya, Macaristan, ek Cumhuriyeti,
Baltk devlederi, Kafkasya ve Dou
Asya devlederi ve pek ok baka lke de
ilerinde Bat tipi siyasal ve ekonomik
sistemlere doru ilerlemitir. Bu lkeler
artk kresel topluluktan yaltlm
deil, onunla btnlemi hale
gelmilerdir. Bu gelime, Souk Sava
srasnda, Birinci Dnya lkelerinin
ikinci Dnya lkeleriyle kar karya

91

Son olarak da, kreselleme,


uluslararas devlet rgtleri (UD) ile
Uluslararas Sivil Toplum Kurulular
(USTK; ayrca 16. Blm, s. 697-701e
baknz) tarafndan da ynlendirilir. Bir
UD, katlmc devletlerin kurduu ve
kapsam bakmndan ulusar nitelikteki
belirli bir etkinlii dzenleme ya da
gzetme sorumluluu verilen bir
organdr. Bu tr organlarn ilki olan
Ulusal Telgraf Birlii, 1865'te kurul
mutu. O zamandan beri, sivil
havaclktan yayncla, tehlikeli atk
larn yokedilmesine kadar deien

K re s e lle m e v e D e i e n D n y a

Barbie v e kresel mal zincirlerinin kullanm


K resel mal zincirine bir rnek, tarihteki en karl
oyuncak olan B arbie bebeklerinin retim inde
bulunabilir. 40'l yalardaki B arbie b ebek , saniyede iki

-dnyann en byk lim anlarndan birisi- ve daha


sonra in'deki fabrikalara tanr. B itm i B arbie'ler ayn

adet satlm akta ve reticisi olan, L o s A ngeles, A .B.D .'de

gney in'deki oyuncak fabrikalar arasnda gnde


yaklak 2 3 .0 0 0 kam yon gidip gelir.

rotay izleyerek in'den ayrlrlar. H o n g K o n g ile

slenm i M attel irketinin yllk olarak bir m ilyar dolarn


zerinde bir haslata sahip olm asn salamaktadr.

O halde B arbie gerek te nereli? iin d e B en im lk ay


Partim olan karton am balaj ile selofan zerinde in

B arbie esas olarak A .B.D ., Avrupa ve Japonya'da


satlyor olsa da, dnya 2 erindeki 140 lkede
bulunabilir. B arbie gerekten de bir dnya vatandadr

M al yazsa da, grm olduum uz gibi, yapmnda


kullanlan neredeyse hibir m alzem e, bu lkeden
gelm em ektedir. A .B.D .'deki perakende sat fiyat olan

(Tem pest 1996). B arbie yalnzca satlar bakm ndan


deil, ayn doum yeri bakm ndan da kresel

9 ,9 9 dolar'dan (yaklak 6 pound) in'in ald pay

niteliktedir. B arbie hibir zam an A .B.D .'de

yalnzca, daha o k iki fabrikada bebekleri birletiren


1 1 .0 0 0 kyl kadna d enen cretler biim indeki, 35

yaplm am tr; ilk bebek 1959'd a, kinci Dnya


Savann yaralarn sarmaya alan ve crederin dk

senttir. te yanda, A .B.D .'ye dndnde M attel


yaklak olarak 1 dolar kar elde eder.

olduu Japonya'da yaplm a. Japonya'da creder


arttnda, B arbie, Asyadaki teki dk cretli lkelere
tand. B arbie'n in oklu kkeni bugn de bize kresel
mal zincirlerinin ileyii hakknda o k ey
sylem ektedir.

B arbie 9,99 dolara satldnda elde edilen parann geri


kalanna ne olur? B arbie'n in retim inde gerek duyulan
plastik, bez, naylon ve teki m alzem eler iin yalnzca
65 sen t gerekir. Parann byk blm m akine ve
ekipm an, okyanus aan gem i tamacl ve yurtii

Barbie, pazarlam a ve reklam stratejilerinin gelitirildii


ve karlarn byk blm nn elde edildii A .B.D .'de

tam aclk, reklam ve pazarlam a, perakende sat yeri


ve kukusuz, Toys 'R ' U s ile teki sat yerlerinin

tasarlanmaktadr. A ncak B arbie'n in A m erikan m al


olan tek fiziksel zellii, bebei sslem ek iin kullanlan

krlar dem elerine gider.

boyalar ve yalar ile kartondan paketidir.


B arbie'n in bedeni ve gardrobu, kken olarak dnyaya
yaylmtr:
1. B arbie yaam na, petroln karld ve plastik
bedeninin yapld etilene dntrld Suudi

A B D (plastik kalp
karm a maklnalarnn
retimi)

A rabistan'da balar.
2. Tayvan'n devlet m lkiyetindeki petrol ithalats in
Petrol irketi etileni satn alr ve onu, oyuncaklarda
kullanlan polivinil klorid'in (PV C ) dnyadaki en byk
reticisi olan Tayvan'n F orm o sa Plastik irketine satar.
F o rm o sa Plastik etileni, B arbie'nin bedeninin
biim lendirilecei P V C paralarna dntrr.
3. B u P V C paralan, B arbie bebekleri yapan Asyadaki
d rt fabrikadan -ikisi gney in'de, birisi E ndonezya'da,

N
(elbise in
pam uk ve
elbise reticisi)

birisi de M alezya'da- birine gnderilir. B arbie'nin


retim inin en pahal paras olan, bedenini
biim lendiren plastik dkm enjeksiyon m akineleri,

SUUD ARABSTAN
(p e tro l)

A .B .D .'d e yaplr ve fabrikalara gnderilir.


4. B arbie'n in bedeni dkldnde, naylon san
Japonya'dan alr. Pam uk elbiseleri, in pamuu
kullanlarak in'de yaplr -Barbie'deki tek ham m adde
g erekte, B arbie'lerin byk blm nn yapld
lkeden gelmektedir.
5. H o n g K o n g , in Barbie'lerinin retim srelerinde

tem el bir rol oynar. B arbie'nin yapmnda kullanlan


m alzem enin neredeyse tam am , H ong K on g'a getirilir

"Kresel Barbie"

92

K re s e lle m e v e D e i e n DD nya

sorunlar dzenlemek iin ok sayda


benzer organ kurulmutur. 1909'da,
ulusar ileri dzenlemek iin 37
UD varken 1996'da bunlarn says
260 olmutu (Held ve dierleri 1999).

Uluslararas STKlar

Uluslararas sivil toplum kurulu


lar, adnn da artrd gibi, devlet
kurumlaryla ilikileri olmamalar
bakmndan UD'lerden farkldrlar.
Bu kurulular,siyasi kararlar almakta ve
uluslararas sorunlar ele almakta
hkmet organlaryla yan yana alan
bamsz rgtierdir. USTK'larnn en
bilinenlerinin Greenpeace, Medecins
Sans Frontieres (Snr Tanmayan
Doktorlar), Kzlha ve Uluslararas Af
rgt gibi bir blm evre
korunmas ile insani abalar iindedir
ler. Ne ki daha az bilinen binlerce
grubun etkinlikleri de lkeleri ve
topluluklar birbirine balar (2.5. ekile
baknz).

Kreselleme tartmas
Son yllarda kreselleme oka
tartlan bir konu haline gelmitir. Pek
ok kii evremizde nemli dnm
ler olduunu kabul etmekle birlikte,
bunlarn kreselleme olarak aklan
masnn geerliliini tartmaktadrlar.
Bu, tmyle artc deildir. ngrlemeyen ve alkantl bir sre olarak
kreselleme, gzlemciler tarafndan
farkl farkl grlmekte ve anlalmak
tadr. David Held ve arkadalar (Held
1999), tartmay incelemiler ve
katlmclar balca dnce okuluna
dahil etmilerdir: Kukucular, ankreselciler ve dnmcler. Kreselleme
zerine olan tartmadaki bu eilim,
2.4. Tabloda zetlenmektedir.

Kukucular
Kimi dnrler, kreselleme
dncesinin gereinden fazla bytl
dn, kreselleme tartmasnn
yeni olmayan bir ey hakknda gereksiz
yere ok konuma olduunu dn
mektedirler. Kreselleme tartmasn
da yer alan kukucular bugnk
ekonomik karlkl bamllk dzeyle
rinin pek esiz olmadn dnmek
tedir. Dnya ticareti ve yatrm dzey
leri hakkndaki ondokuzuncu. yzyl
istatistiklerine iaret eden kukucular,
acl krsellemeden tek farknn
uluslar arasndaki etkileimin youn
luu olduunu ileri srmektedir.
Kukucular, bugn lkeler arasn
daki temasn eskisine oranla daha fazla
olduu konusunda hemfikirdir, ancak
onlarn gznde bugnk dnya
ekonomisi, gerekten de kresellemi
bir ekonomi oluturamaya yetecek
kadar btnlemi deildir. Bunun

2 .5 . ekil Uluslararas sivil toplum kurulu


larnn saysndaki art, 1 9 0 9 , 9 3 .
Kaynak: UNDP (1999).

93

K re s e lle m e v e D e i e n D n y a

2 .4 . Tablo K resellem enin kavram latrlm asi: eilim


Ar K resellem eciler

Kukucular

Dnm cler

Yeni olan ne?

Kresel bir a

Ticaret bloklar, eski dnem lere


kyasla daha zayf toprak ynetimi.

Tarihte ei grlmemi kresel


balanmlk dzeyleri.

Baskn zellikler

Kresel kapitalizm
Kresel ynetiim
Kresel sivil toplum.

Dnya 1 8 9 0 larda olduundan


daha az karlkl baml.

Kaln (youn ve kapsaml)


kreselleme.

Ulusal hareketlerin
g c

Azalyor ya da
anyor.

Salamlam ya da artyor.

Yeniden kuruluyor, yeniden


yaplanyor.

Kresellemenin itic i
g le ri

Kapitalizm ve
teknoloji.

Hkmetler ve piyasalar.

aclln birleik gleri.

Tabakalama kalb

Eski hiyerilerin
anmas.

Gneyin artan nemsizlemesi.

Baskn g d

McDonalds,

Ulusal kar.

Siyasal topluluun dnm.

Kresellemenin
kavramsallatrlmas

nsan eyleminin
erevesinin yeniden
dzenlenmesi olarak.

Uluslararaslama ve blgesellem e
olarak.

Blgeleraras ilikilerin yeniden


dzenlenmesi ve uzaktan eylem
olarak.

Tarihsel izlek

Kresel uygarlk.

Blgesel bloklar/uygarlklarn
atmas

Belirsiz: kresel btnleme ve


paralanmlk.

zet sav

Ulus-devletin sonu.

Uluslararaslama, hkmetlerin
uysallna ve desteine bal.

Kreselleme hkmet gc le
dnya siyasetini dntryor.

Dnya dzeninin yeni mimarlar.

Kaynak: D. Held v e dierleri (1999), s. lOdan uyarlanmtr.

nedeni, dnya ticaretinin byk


blmnn blgesel grup -Avrupa,
Asya-Pasifik ve Kuzey Amerikaarasndaki caret tarafndan oluturul
masdr. rnein, Avrupa Birlii
lkeleri, ncelikle kendi aralarnda
caret yapmaktadr. Ayn ey teki
blgesel gruplar iin de geerlidir; bu da
tek bir dnya ekonomisi kavramn
geersiz klmaktadr (Hirst 1997).
Pek ok kukucu, dnya ekonomi
sindeki blgeselleme -byk fnansal ve
ticari bloklarn ortaya k gibizerinde durmaktadr. Kukucular iin,
blgesellemedeki art, dnya ekono
misinin daha ok deil, daha az
btnletiine kanttr (Boyer ve
Drache 1996; Hirst ve Thompson
1999). Bir yzyl ncesindeki caret

kalplaryla karlatrldnda, dnya


ekonomisinin corafi kapsam bak
mndan daha az kresel olduu ve
youn etkinlik ceplerinde daha fazla
younlat ileri srlmektedir.
Kukucular, ar kresellemeciler
(yukarya baknz) gibi kimileri
tarafndan benimsenen, kreselle
menin ulusal hkmederi kkten bir
biimde gszletirdii ve onlarn
daha az merkezi olduu bir dnya
dzeninin yaratld grn yads
maktadr. Kukuculara gre, ulusal
hkmetler, ekonomik etkinliin
dzenlenmesi ve koordinasyonunda
oynadklar rol yznden esas oyun
cular olmay srdrmektedir. rnein,
hkmetler pek ok caret anlama
snn ve ekonomik liberalizasyon
siyasetierinin gerisindeki ici gtr.

94

K re s e lle m e v e D e i e n D n y a

A n kresellemeciler
Ar kresellemeciler, kukucula
rn tam karsnda yer alrlar. Bunlar
kresellemenin, sonular neredeyse
her yerde hessedilen gerek bir olgu
olduunu ileri srmektedir. Kresel
leme ulusal snrlara kaytsz olan bir
sre diye grlmektedir. Kresel
leme, gl snr-tesi ticaret ve retim
akmlar yolula tanan yeni bir kresel
dzen yaratmaktadr. Ar kresellemecilerin en iyi bilinenlerinden birisi
olan Japon yazar Keniche Ohmae,
kresellemeyi snrsz bir dnya
piyasa glerinin ulusal hkmetlerden
daha gl olduu bir dnya yaratyor
diye grmektedir (Ohmae 1990,1995).
Ar kresellemecilerin ortaya
koyduu ou kreselleme zm
lemesi, ulus-devletin deien rolne
odaklanmaktadr. Bu zmlemelerde,
dnya ticaredndeki devasa byme
yznden, tek tek lkelerin artk kendi
ekonomilerini denetleyemedikleri ileri
srlmektedir. Ulusal hkmetler ve bu
hkmetlerdeki siyasetiler kendi
lkelerinin snrlarn aan sorunlar,
alkantl fnansal piyasalar ve evresel
tehdider gibi zerinde denetim kurma
glerini giderek yitirm ektedir.
Vatandalar, politikaclarn bu tr
sorunlar ele alma yeteneklerin snrl
olduunu farketmekte ve sonu olarak
varolan ynetim dzenlerine kar
inanlarn yitirmektedir. Ar kresel
lemecilerin bir blm ulusal hkmederin glerine bir meydan okuma
nn da yukardan Avrupa Birlii, Dnya
Ticaret rgt ve bakalar gibi yeni
blgesel ve uluslararas kurumlardan
geldiine inanmaktadr.
Bu

deimeler hep birlikte, ar

95

kresellemecilere, ulusal hkmederin


hem nem hem de etki bakmndan
geriledii yeni bir kresel an afan
haber veriyor (Albrow 1997).

Dnmcler
Dnmclerin konumu daha
ortalarda yer alyor. Bunlar kresel
lemeyi, modern toplumlar u anda
biimlendiren geni bir deiiklikler
yelpazesinin gerisindeki merkezi g
diye grmektedir. Onlara gre, kresel
dzen dnm geirmektedir; ne ki
pek ok eski kalp varln bugn de
srdrmektedir. rnein, hkmetler
kresel karlkl bamllktaki arta
karn yine byk bir gc ellerinde
tutuyorlar. Bu dnmler yalnzca
iktisadi nitelikte deil, siyaset, kltr ve
kiisel yaam alanlarnda da ayn
derecede nemliler. Dnmcler
bugnk kreselleme dzeyinin isel
ve dsal, yurtii ve uluslararas alanlar
arasndaki kurulu snrlar yokediyor
olduunu dnmektedir. Bu yeni
dzene ayak uydurmaya alan
toplumlar, kurumlar ve bireyler, daha
eski yaplarn sarsld balamlarda
yollarn bulmak zorundalar.
Ar kresellemecilerin tersine,
dnmcler kresellemeyi, etkilere
ve deimeye ak olan, dinamik ve ak
bir sre diye grmektedir. Kresel
leme, genellikle birbirlerine kart
biimde ileyen eilimleri ieren
elikili bir biimde ilerlemektedir.
Kreselleme, kimilerinin ileri srdk
leri gibi tek ynl bir sre deil,
grntlerin, bilginin ve etkilerin iki
ynl akmdr. Kresel g, medya ile
telekomnikasyon, kltrel etkilerin
yaylmasna katkda bulunmaktadr.
Dnyann canl kresel kentleri

K re s e lle m e v e D e i e n D n y a

kesinlikle, etnik grup ve kltrlerin


birbirinin iine gemi bir biimde ve
yanyana yaad okkltrl kentierdir.
Dnmclere gre kreselleme,
ok ynl bir biimde ileyen balan
tlar ile kltrel akmlarla nitelenen,
merkezi olmayan ve kendine dnk bir
sretir. Kreselleme birbiri iine
gemi saysz kresel an rn oldu
undan, dnyann belirli bir blgesin
den ynlendiriliyor diye grlemez.
lkeler, dnmcler tarafndan,
ar kresellemecilerin ileri srd
gibi egemenlii yitiriyor diye grlmek
ten ok, toprak temeline dayanmayan
yeni ekonomik ve toplumsal rgt
biimlerine (rnein irketler, toplum
sal harekeder ve uluslararas organlar)
yant olarak yeniden yaplanyor diye
grlmektedir. Dnmcler, bizim
artk devlet merkezli bir dnyada
yaamadmz, hkmetlerin, kresel
lemenin karmak koullar altnda
ynetime daha etkin ve da dnk bir
bak as benimsemeye zorlandklarn
ileri srmektedir (Rosenau 1997).
Kimin gr geree daha yakn?
Neredeyse kesinlikle dnmclerin.
Kukucular, dnyann yaad dei
meyi kmsedikleri iin hataldr; r
nein dnya fnans piyasalar, daha
nce hi olmad kadar kresel bir
dzeyde rgtienmitir. te yandan
ar kresellemeciler de, kreselle
meyi fazlasyla ekonomik ve fazlasyla
tek ynl bir sre diye grmektedirler.

Kresellemenin etkileri
lk blmde, tarihsel olarak
sosyolojinin birincil odann sanayi
lemi lkelerin incelenmesi olduunu
grdk. O zaman sosyologlar olarak,
gelimekte olan dnyaya antropoloji

nin alan olarak bir kenara brakarak


gvenle grmezden gelebilir miyiz?
Kesinlikle hayr. Sanayilemi ve
gelimekte olan toplumlar, birbiriyle
balantl bir biimde gelimilerdir;
bugn de eskisine kyasla ok daha fazla
ilikilidirler. Sanayilemi lkelerde
yaayanlarmz, yaammz srdrmek
iin pek ok hammadde ve retilmi
rn bakmndan gelimekte olan
lkelere bamlyz. Tersine, gelimekte
olan lkelerin byk blmnn eko
nomileri, onlar sanayilemi lkelere
balayan ticaret alarna bamldr.
Sanayilemi dzeni ancak, onlar
gelimekte olan dnya ile -aslnda,
dnyann nfusunun ezici bir blm
nn yaad yer- karlatrarak tmy
le anlayabilmek olanakldr.
Bir dahaki sefere yerel bir markete
ya da spermarkete gittiinizde sergi
lenen rnlerin srasna bir bakn.
Burada Batda, onlar alabilecek kadar
paras olanlarn sahip olmay elde bir
diye grd mal eitlilii, btn
dnyaya yalan artc derecedeki kar
mak ekonomik balantlara baml
dr. Marketlerde satlan rnler, yz
kadar farkl lkede yaplyor ya da
bunlar yaplrken oralardan gelen
paralar kullanlyor. Bu paralarn
dnyann her tarafna dzenli olarak
tanmas gerekir; milyonlarca gnlk
ilemin koordinasyonu iin de srekli
bilgi ak gereklidir.
Dnya hzla tek bir, birleik
ekonomiye doru ilerlerken, giderek
artan sayda irket ve insanlar, yeni
piyasalar ve ekonomik frsatlarn
peinde btn dnyay dolamaktadr.
Sonu olarak, dnyann kltrel haritas
deimektedir. nsan alar ulusal
snrlarn hatta ktalarn tesine uzan-

96

K re s e lle m e v e D e i e n D n y a

K resellem e v e gndelik yaam : reg g ae mzii


inan m ay a b alam t. Se lasiy e'n in ad larnd an b irisi,

P o p le r m zik h ak k n d a bilgili o la n k iiler b ir arky


d in led ik lerin d e, o k lu k o n u h an g i tarzd an

P re n s R as T a fa r i idi; o n a tap m an B a n H in t

e tk ile n e re k b iim len d irild i in i ayrd edebilir. H e r b ir

A d allar da k en d ilerin i R asta fa ry a n la r diye

m zik tarz,- e n in d e so n u n d a, ritm , m elo d i, uyum ve

ad landryorlard. R a sta fa ry a n tarikat ksa zam an d a

s z lerin k en d in e zg b ir b iim d e biraraya

B u rru la rla k aynat; R a sta fa ry a n m zik de B u rru

g etirilm esid ir. G ru n g e , hard ro c k , te c h n o ve h ip -h o p

davul alm a tarzn , In cil'd ek i bask ve ku rtu lu

m zik arasnd ak i farklar an lam ak iin d ahi o lm a k

tem alaryla birletird i. 1 9 5 0 'le rd e , B a t H in d i

g e re k m e z k e n , m zisy en ler arklarn b e ste le rk e n

m zik iler R a sta fa ry a n ritm v e ark s zlerin i

o k lu k b ir dizi fark l tarz birletirir. B u

A m e rik an ca z ve ritm and blues b ileen leriy le

b ileim le m le rin te k tek p aralarn b e lirle m e k z o r

kartrm ay a balad. B u b ileim ler g id erek sk a

o lab ilir. A n c a k k lt r so sy o lo g lar iin bu o k lu k

m ziini ortay a k ard ; so n ra , 19 6 0 'la rn so n larn d a

giriilm ey e d e er b ir ab ad r. F ark l m zik tarzlar,

da, g r e c e yava davul ritm i o la n , b as n e k aran

farkl to p lu m sa l g ru p lard an k m a eilim i g s te rir;

ve k en tsel y ok su llam a ile to p lu m sal b ilin cin

tarzlarn nasl b irletirild i i v e b irb irin e k artn

g c n d en s z ed en y k lere sah ip reg g ae'y e

in ce le m e k , g ru p la r arasnd ak i tem aslar iz le m e n in iyi

d n t . B o b M arley g ib i p e k o k reg g ae san ats,


ticari baar k azan d ; 1 9 7 0 'le re gelin d i in d e artk

b ir yoludur.

d nyan n h e r y annd aki in san lar reg g ae m zii

K im i k lt r so sy o lo g lar ilgilerini reg g ae m zi in e

din liyordu . 1 9 8 0 'le r ile 1 9 9 0 'la rd a , reg g ae m zii

y n eltm ilerd ir, n k sosy al g ru p la r arasnd aki


tem a sla rn yeni m zik b iim le rin in yaratld s recin
iyi b ir rn e id ir. R e g g a e 'n in k k leri B a t A frik a'y a

h ip -h o p (ya d a rap) m zii ile kaynaarak, W u -T a n g


C lan ve F u g e e s g ib i g ru p larn alm alarn d a
rasd an an yeni tarzlar ortay a kard .

kad ar izlen eb ilir. O n y e d in ci yzylda, byk


saylardaki B a t A frik al, n g iliz s m rg eciler

D o lay sy la re g g a e 'n in tarih i, farkl top lu m sal

ta ra fn d a n k leletirilerek B a n H in t ad alarnd aki

g ru p la r ya da b u g ru p larn m zik leri yoluyla dile

ek e r kam tarlalarnd a a ltrm a k zere g em iy le

g etird i i farkl an lam lar siyasal, tin sel v e kiisel

getirilm itir. n g iliz le r k lelerin g elen ek se l A frik a

k arlam an n da tarihidir. K re s e lle m e , bu

m zi in i a lm a la rn , b u m ziin b ak ald rm ak iin

k arlam alarn you nlu u nu artrm tr. A rtk ,

in san lar y n len d iren b ir a r o la b ilece i korku su yla

rn e in skan d in avy a'd ak i g e n b ir m zik in in ,

yasaklam aya a lm larsa d a, k leler A frik a davul

L o n d ra 'd a N o th in g H ill'in b o d ru m la rn d a yaplan

g ele n e in i, k im i z a m an k le sah ip lerin in e m p o z e

m zii d in leyerek b y m esi ve ayn zam an d a,

ettii A v ru p a m zik tarzlaryla b t n letirerek canl

rn e in M e x ic o C ity 'd en uydu araclyla yaplan

tutm ay b aarm lard r. Ja m a ik a 'd a , B u rru la r d en en

can l b ir m ariach i k o n se rin d e n de b yk l d e

b ir g ru p k len in davul alm alarn a, k le sah ip leri

e tk ilen m esi olasdr. E e r g ru p la r arasndaki

ta ra fn d a n a lm a te m p o su n u y k sek tutm aya

k arlam alar m zik sel ev rim in n e m li b ir

y ard m c old u u iin h o g r g steriliy o rd u .

b elirley iciyse, n m zd ek i yllarda k resellem e

S o n u n d a Ja m a ik a 'd a k lelik 1 8 3 4 ylnda kaldrld,

s reci g elitik e yeni fazlarn g e r e k b ir bo llu u n u n

a n c a k B u rr u davul g elen e i, o k sayda B u rr u

v aro laca n g r leb ilir.

y esin in krsal alanlard an K in g s to n 'u n k enar


m a h a llelerin e g m e s in e k arn s rd r ld .
B u k e n a r m ah alleler, yeni b ir dinsel tarik atn
-re g g a e 'n in g elim esin d e tem el n e m i old uu
g r le n b ir tarik at- o rtay a k t yer de o lm u tu r.
1 9 3 0 'd a , H ail es Selasiy e, A frik a lkesi E ty o p y a 'n n
im p a ra to ru o la ra k ta giydi. B t n d nyadaki
A v ru p a s m rg e cili in e k ar k an lar, Selasiy e'n in
ta h ta k m a sn se v in le k arlark en , B a t H in t
ad alarnd aki b ir g ru p in sa n , S elasiy e'n in b ir tanr
o ld u u n a, dnyaya b ask a lan d ak i A frik a'n n
zg rl e k av u m asn salam ak iin g n d erild i in e

97

K re s e lle m e v e D e i e n D n y a

makta, bylelikle de kendi doum


yerleri ile onlar evlat edinen lkeler
arasnda kltrel balantlar salamak
tadr (Appadurai 1986). Bir avu dil, bir
zamanlar dnya zerinde konuulan
binlerce farkl dil zerinde egemenlik
kurmu ya da kimi durumlarda onlarn
yerine gemitir.

gibi alar ya da programlar yoluyla),


her gn dnyann drt bir
yanndaki evlere getiren; ayn
zamanda da Hollanda'dan (Big
Brother) ya da sve'ten (Expedition:
Kobinson ki Survivor1a dnt)
ald kltrel rnleri Amerikan
seyircisi iin uyurlayan televizyon.

Kltrler iin adalar halinde


varolmak, giderek olanakszlamak
tadr. Dnya zerinde, radyo, televiz
yon, hava tamacl ve onlarn
getirdii turist srs ya da bilgisayar
dan kaabilecek kadar uzak olan, eer
varsa, pek az yer vardr. Bir kuak nce,
yaam biimlerine dnyann geri kalan
tarafndan btnyle dokunulmam
kabileler vard. Bugn, bu insanlar
A.B.D. ya da Japonya'da yaplan meler
ya da teki aletleri kullanyor; Dominik
Cumhuriyeti ya da Guetemala'daki
giyim fabrikalarnda yaplan tirtler ile
ortlar giyiyorlar ve dardan gelenlerle
olan temas yznden kaptklar
hastalklarla savamak iin Almanya ya
da svire'de yaplan ilalar kullan
yorlar. Ayrca, bu insanlar kendi
yklerini dnyadaki insanlara aktara
bilmek iin uydu televizyon ve interneti
kullanabiliyorlar. En fazla bir ya da iki
kuak sonra, dnyada bulunan, bir
zamanlar birbirinden yaltlm olan
btn kltrler, kendi eski yaam
biimlerini korumaya ne kadar urar
larsa urasnlar, kresel kltrle karlacaklar ve onun tarafndan dntr
leceklerdir.

2. Fabrikalar, ynetim yaplar ve


pazarlar okluk ktalara ve lkelere
yaylan irketleriyle birleik bir
kresel ekonominin ortaya k.

Kresel kltr ortaya karan


gler, bu kitap boyunca tartlmak
tadr. Bunlar arasnda unlar var:
1. Britanya ve zellikle Amerikan
kltrn (BBC, MTV ya da Friends

3. Evlerinde harcad kadar


zaman dnyay dolarken harca
yabilen, byk irketlerin ynetici
leri gibi, kendi uluslarndan ok
kozmopolit bir kltrle zdeleen
dnya vatandalar .
4. Kresel bir siyasal, hukuki ve
askeri ereve yaratan, Birlemi
Milletler kurulular, blgesel tica
ret ve ortak savunma birlikleri,
okuluslu bankalar ve teki kresel
finansal kurulular, uluslararas i
ve salk rgtleri ve kresel tarife
ve ticaret anlamalar gibi ok
sayda uluslararas kurulu.
5. i dnyasndaki gnlk yaamn
ayrlmaz bir paras olan, gezegenin
hemen her tarafyla anlk iletiim
salayan elektronik iletiim biim
leri (telefon, fax, elektronik posta,
internet ve world wide web).

Internet kresel bir kltryaratyor


mu?
Pek ok kii internetin dnyadaki
hzl geliiminin, kresel bir kltrn
-u anda btn internet kullanclarnn
(2.6. ekile baknz) drtte ne ev
sahiplii yapan Avrupa ve Kuzey

98

K re s e lle m e v e D e i e n D n y a

Amerika'dakine benzer bir kltrnyaylmasn hzlandracana inanyor


-kadnlarla erkeklerin eitlii, zgrce
konuma hakk, hkmete demokratik
kanlm ile tketim yoluyla zevk peinde
koma gibi deerlere olan inanlar,
dnyaya internet yoluyla yaylyor.
Dahas internet teknolojisinin kendisi
de bu tr deerleri zendirir grnyor:
kresel iletiim, snrsz (ve sansrsz)
grnen bilgi ve anlk zevkler hep yeni
teknolojinin zellikleri.
Yine de bundan internetin gelenek
sel kltrleri ortadan kaldrarak onlarn
yerine kkten farkl yeni kltrel
deerleri geirecei sonucunu karmak
acelecilik olur. Internet dnyaya yayl
dka, onun birok bakmdan gelenek
sel kltrlerle de uyumlu olabileceine,
belki de hatta onlar glendirmek iin
kullanlabiecek bir ara olduuna ilikin
kandar bulunmaktadr.
rnein, ortadou lkesi olan, son
yllarda gl Amerikan ve Avrupa
etkileri yaayan geleneksel bir Islami
kltr olan Kuveyt'i ele alalm. Basra
Krfezinde, petrol bakmndan zengin
olan bir lke olan Kuveyt, dnyadaki
kii bana gelirin en yksek olduu
lkelerden birisidir. Hkmet, niver
site dzeyinde parasz kamu eitimi
uygulamakta ve bunun sonucunda da
hem kadnlar iin hem de erkekler iin
yksek bir okuryazarlk ve eitim oran
bulunmaktadr. Kuveyt televizyonu sk
sk, yayn namaz vakideri dzenli olarak
kesilse de, rnein A.B.D.'den Ame
rikan Futbolu yayn yapmaktadr.
Kuveyt'in yaklak 2 milyonluk
nfusunun yaklak yars, 25 yan
altndadr ve Avrupa ve Kuzey Ame
rika'daki akranlar gibi, pok ou yeni
dnceler, bilgiler ve tketim rnleri
iin internette gezinmektedir.

99

Kuveyt birok bakmdan modern


bir lke olsa da, erkek ve kadnlara farkl
muamele eden kltrel normlar
olduka gldr. Kadnlardan genel
olarak, yalnzca yzlerini ve ellerini
akta brakan geleneksel giysileri giy
meleri beklenir; gece evden ayrlmalar
ya da ei ya da akrabas olmayan
erkeklerle herhangi bir zamanda halk
iinde grnmeleri yasaktr.
Deborah Wheeler (1998), inter
netin Kuveyt kltr zerindeki etkisini
aratrmak iin bir yl alt. Internet
Kuveyt'te giderek popler olmaktadr;
Ortadou'daki Arap lkelerinde
bulunan btn internet kullanclarnn
yars, bu kk lkede yaamaktadr.
Kuveyt gazeteleri sk sk internet ve
Web hakknda ykler basarlar; Kuveyt
niversitesi, Arap dnyasnda, ren
cileri iin internet balatan ilk
niversitedir.
Wheeler, Kuveyt genlerinin,
zamanlarnn byk blmn chat
odalarnda ya da pornografik sitelerde
geirdikleri -geleneksel slam klt
rnde son derece kt gzle baklan iki
etkinlik- internet kafelere dolutuunu
bildiriyor. Wheeler'a gre,
pek ok gen kii bana, kar cinsle
olan karlam alarnn siberuzayda
olduunu syledi. Hatta klavyede,
pck iin (*), dudaktan pm ek iin
(:*) ve utanm bir kkrdama iin
(LO L) zel simgeler var btn bu
etkileim ve yandar ilikiyi heyecanl
ve bu durumda, gvenli klyor. (1998)

Yeni iletiim teknolojileri kesinlikle,


erkek ve kadnlar, evlilik dnda bu tr
iletiimlerin son derece ksd olduu bir
toplum iinde birbiriyle konumalarna
olanak veriyor. Wheeler ayrca, ironik
olarak, internet kafelerde erkeklerle

Kreselleme v e Deien Dnya

1 000.000
100,000
10,000
1,000

100
10

. 1

Internet

<p

2 .6 . ekil Kresel in tern et balantlar: in tern et serverlar says, O cak 1 9 9 9 .


Kaynak: John Quarterman ve Matrlx Information Directory Services (MIDS)teki meslektalar,
www.geog.ucl.ac.uk/casa/martin/atlas/mids_lntrworld9901_large.gif

kadnlarn birbirinden ayr tutulduuna


dikkat ekiyor. Dahas, Wheeler,
Kuveytlilerin sert grleri ya da siyasal
grleri internet zerinden dile getir
meye son derece gnlsz olduklarn
grm. Internet zerinde serbeste
dolaan tutucu Islami dinsel grleri
tartmann dnda, Kuveytliler inter
net zerinde hatr saylr derecede
kstlanmlar. Wheeler bunu, kiinin
kendi hakknda ok fazla bilgi vermenin
tehlikeli olabilecei biimindeki klt
rel inanca balyor.
K u v e y t'te , bilgi, k iisel g le n m e arac
o lm a k ta n o k b ir p o ta n siy el teh d it. B ilg i,
d m a n la rn za

k ar

k u llan ab ilece in iz

b ir silah, b o y u n e m eyi s rd ren b ir ara


ya d a g n d elik y aam n d zen lem elerin in
u y g u la n m a s...
g e ii,

bu

K u v e y t'in

tu tu m lar ile

b ilg i

a n a

kiin in

n n

k o ru m a iste i ta rafn d an etk ilen iy o r. B u ,

K u v ey tli s la m c s y lem lerin in te rn e tte


a rtm a s n n

d n d a ,

in t e r n e ti

n e m li

siyasal ve to p lu m sal b ir etk i g s te r m e k te n


alyoyuyor. ... K u v e y t'te , siyasal b ir g r e
sah ip o lm a k ya d a b u g r h alk iin d e
d ile g e tirm e n in k t old u u n u b e lirte n b ir
anlay var. H i k im se , k ay d ed ilecek ya da
aln t yap lacak b ir k on u m ay y ap m ak
is te m iy o r .

Bu

d n ce

in s a n la r

k o rk u tu y o r ya d a sin irlen d iriyor. Y aln zca


sek in ler, s e r b e s t e v e a k a k o n u a b ile
cek lerin i d n yo r (1 9 9 8 ).

Wheeler, yzlerce yldan beri


varolan Kuveyt kltrnn, yalnzca
internet zerinden farkl inan ve
deerlere ak olmas tarafndan kolayca
deitirilemeyecei sonucuna varmak
tadr. Az sayda gen insann kresel
chat odalarna katlyor olmalar,
Kuveyt kltrnn A.B.D.'nin cinsel
tutumlarn ya da hatta Batda erkekler

100

K re s e lle m e v e D e i e n D n y a

ile kadnlar arasndaki gnlk ilikiler


biimini benimsiyor olduu anlamna
gelmemektedir. Yeni teknolojilerin
sonucu olarak eninde sonunda ortaya
kacak olan kltr, Amerikan kltr
ile ayn deil, kesinlikle Kuveyt kltr
olacaktr.

Bireyciliinykselii
Kreselleme oklukla byk
sistemler dnya finansal piyasalar,
retim ve ticaret, telekomnikasyon
gibi iindeki deimelerle eletiriliyor
olsa da, kresellemeni etkisi ayn dere
cede gl bir biimde kiisel alanda da
hissedilmektedir. Kreselleme yalnz
ca uzakta olan, uzak bir gezegende
ileyen ve kiisel ileri etkilemeyen bir
ey deildir. Kreselleme burada
olan ve bizim kiisel ve mahrem yaam
larmz pek ok deiik biimlerde
etkileyen bir olgudur. Kanlmaz
olarak, krselleen gler, kiisel
olmayan kaynaklarn -medya, internet
ve popler kltr gibi- yansra baka
lke ve kltrlerden gelen bireylerle
girdiimiz kiisel temas yoluyla da
bizim yerel ortamlarmza, evlerimize
ve topluluklarmza girdike, bizim
kiisel yaamlarmz deimitir.
Kreselleme bizim gndelik
deneyimlerimizin doasn kkten bir
biimde deitirmektedir. Yaadmz
toplumlar ciddi dnmler geirirken,
bu toplumlarn altnda yatan yerleik
kurumlar da konumlarn yitirmitir. Bu
bizi, aile, toplumsal cinsiyet rolleri,
cinsellik, kiisel kimlik, teki insanlarla
ve iimizle olan ilikilerimiz gibi
yaammzn kiisel ve mahrem ynle
rini yeniden tanmlamaya zorlamak
tadr. Kendi hakkmzdaki dne
biimimiz ve teki insanlarla balantla

rmz, kreselleme yznden ciddi bir


biimde deimektedir.
u anda, bireylerin kendi yaam
larn biimlendirmek iin, bir zamanlar
sahip olduklarndan ok daha fazla
frsadar var. Bir zamanlar, gelenek ve
tre, insanlarn yaam yollar zerinde
gl etkilerde bulunurdu. Toplumsal
snf, toplumsal cinsiyet, etnik durum
ve hatta dinsel balantlar, bireyler iin
belirli yollar kaparken bakalar iin bu
yollar aard. rnein bir terzinin en
byk olu olarak domu olmak
olaslkla, gen adamn babasnn
mesleini renme ve yaam boyunca
bu meslei yrtmesini garantile
yecekti. Gelenek, bir kadnn doal
ortamnn evin ii olduunu sylerdi;
kadnn yaam ve kimlii byk lde
kocasnn ya da babasnn kimlii tara
fndan belirlenmekteydi. Gemi
zamanlarda, bireylerin kiisel kimlikleri,
iinde doduklar topluluk iinde
biimleniyordu. Bu toplulukta geerli
olan deerler, yaam biimleri ve etik,
insanlarn yaamlarn onlara gre
ynlendirecei, grece sabit buyruklar
sunmaktayd.
Bununla birlikte, kreselleme
koullarnda, insanlarn kendi kimlikle
rini etken bir biimde kendilerinin
oluturduklar yeni bir bireycilik ynn
de bir harekede kar karyayz. Yerel
topluluklar yeni bir kresel dzenle
etkileim iine girdike, gelenek ve
yerleik deerlerin arl azalmaktadr.
Daha nceleri insanlarn seimlerini ve
etkinliklerini yneten toplumsal kodlar,
nemli lde zayfladlar. rnein
bugn, bir terzinin en byk olu,
kendi geleceini kurarken nndeki
birok yoldan birini seebilir; kadnlar
artk ev ii alanla ksdanm deiller;

K re s e lle m e v e D e i e n D n y a

insanlarn yaamlarm biimlendiren


teki zorlamalar da ortadan kalkt.
Geleneksel kimlik ereveleri zlr
ken yeni kimlik kalplar ortaya kyor.
Kreselleme insanlar, daha ak,
kendine dnk bir biimde yaamaya
zorluyor. Bunun anlam bizim srekli
olarak, etrafmzdaki deien ortamlara
yant veriyor ve kendimizi uyarlyor
olduumuzdur. Bireyler olarak, iinde
yaadmz geni balamla birlikte
evrimleiyoruz. Gndelik yaamlar
mzda yaptmz kk seimler bile
-ne giydiimiz, bo zamanmz nasl
geirdiimiz, salmz nasl korudu
umuz ve bedenimize nasl baktmzsrekli olarak kendi z kimliimizi
yaratma ve yeniden yaratma sre
leridir.

Sonu: kresel
gereksinimi

bir

ynetim

Kreselleme ilerledike, varolan


siyasa] yap ve modellerin, ulusal snrla
r aan zorluklarla dolu olan bir dnyay
ynetmek iin yeterince donanml
olmadklar ortaya kmaktadr. Tek tek
hkmetlerin AIDS'in yaylmasn
engelleme, kresel snmann etkilerini
tersine evirme ya da alkantl fnansal
piyasalar dzenleme gleri yoktur.
Dnyadaki toplumlar etkileyen pek
ok sre, bugnk ynetim mekaniz
malarnn denetimi altnda deildir. Bu
ynetim a nda, kimileri, kresel
sorunlara kresel bir biimde yant
verebilecek yeni kresel ynetim biim
leri gerektiini belirtmektedir. Tek tek
lkeler dzeyinin zerinde ileyen
zorluklarn says arttka, bunlara olan
yantlarn da ulustesi olmak zorunda
olduu ileri srlmektedir.
Ulus-devletin dzeyinin zerinde
olacak bir ynetimden szetmek ger

eki grnmeyebilirse de, Birlemi


Milleder ve Avrupa Birliinin oluum
lar gibi, kresel bir demokratik yapnn
yaratlmasna ynelik kimi admlar
imdiden atlmtr. zellikle AB,
kresellemeye kar yaratc bir yant
gibi grlebilir; AB blgesel balarn
gl olduu dnyann teki blmle
rindeki benzer rgtier iin bir model
de olabilir. Yeni kresel ynetim
biimleri, insan haklarnn savunulmas
gibi uluslararas davrann effaf
kurallar ve llerini oluturup
koruyabilecek olan kozmopolit bir
dnya dzeninin yaratlmasna yardmc
olabilir.
Souk Savan bitiminden bu yana
geen on yl, dnyann pek ok bl
gesindeki iddet, i atmalar ve kaotik
dnmler ile ayrdedilmektedir.
Kimileri, kresellemenin hzlanan kriz
ve kaos olduu yolundaki ktmser bir
gr benimsiyor olsa da, bakalar
daha fazla eitlik, demokrasi ve refah
peinde koarken kreselleen glerin
kullanlmas iin yaamsal frsatlar
grmektedir. Kresel ynetim ve daha
etkili dzenleyici kurumlara doru
gerekleen hareket, kresel karlkl
bamklk ile hepimizi daha nce
olmad kadar birbirimize balayan
hzl deime szkonusuyken hi de
yanl deildir. Kendi irademizi
toplumsal dnya zerinde ortaya koy
mak bizim yeteneklerimizin tesinde
deildir. Aslnda, byle bir dev,
yirmibirinci yzyln banda insan toplumlarnn karsnda bulunan en byk
zorunluluk ve en byk zorluktur.
Kresel ynetim hakknda daha fazla
eyi, Siyaset, Hkmet ve Terrizm
balkl 20. Blmde reneceiz.

102

K re s e lle m e v e D e i e n D n y a

zet
ortaya k olan siyasal etkenleri etkiler (ve onlardan
etkilenir). K ltrel etkiler arasnda, bilim ve
teknolojinin bir baka etkisi bulunur: srekli olarak

1 M odernlik n cesi toplum un birka trn ayrdetmek


olanakldr. Avc ve toplayn toplumlards. insanlar tahl
yetitirm ek ve hayvan beslem ek yerine bitkileri toplam a

gelenee ve kltrel alkanlklara kar kan m odern

ve havyvanlar avlama yoluyla yaamlarn srdrrler.


Kr toplumlar evcilletirilm i hayvan yetitiriciliinin
nem li bir geim arac olduu toplumlardr. Tarm

dncenin yeniliki ve eletirel nitelii.


7 K resellem e sk sk ekonom ik bir olgu gibi
gsterilir, ne ki bu gr fazlaca basitletirilmitir.
K resellem e siyasal, ekonom ik, kltrel ve sosya

toplumlar belli toprak paralarnn ekip biilm esine


bamldr. D aha byk, daha gelimi nitelikteki kentsel
toplum lar, geleneksel uygarlklar olutururlar.
2 Sanayi toplum lannn geliim i ile Batnn genilem esi,
dnyann pek o k blm nn ele geirilm esine yol

etkenlerin biraraya gelmesiyle ortaya kmtr.


K resellem e her eyden n ce, dnya zerindeki
insanlar arasndaki etkileim in hzm ve kapsamn

am tr; smrgeletirme sreci de, uzun zam andan beri


varln srdren toplum sal dzen ve kltrlerin kkten

ynlendirilir.

bir biim de deim esine yol amtr.


3 Sanayi toplum larnda, (tekniklerinin ayn zamanda
yiyecek retim inde de kullanld) sanayi retimi
ekonom inin ana temelidir. Sanayilemi lkeler arasnda,
Bat lkeleri, Japonya, Avustralya ve Y eni Zelanda
bulunmaktadr. Dnya nfusunun byk bir blm nn
yaad gelimekte olan diinjad aki lkelerin hem en hepsi
eskiden sm rge olan lkelerdir. B u lkelerdeki nfusun
byk blm , bir blm dnya piyasalarna baml

artran bilgi ve iletiim teknolojileri tarafndan

8 A rtan kresellem eye birka etken katkda


bulunmutur. lkin, Souk Savan bitii, Sovyet-tipi
kom nizm in k ve uluslararas ve blgesel
ynetim biim lerinin gelim esi dnyadaki lkeleri
birbirine yaknlatrmtr. kincisi, bilgi
teknolojisindeki yaylma, dnya apnda bilgi akn
kolalatrm ve insanlar daha kresel bir bak as
benim sem eye yneltmitir. ncs, dnyay saran ve
ekonom ik piyasalan birbirine balayan rerim ve
tketim alar oluturan ulusar irkederin

olan tarmsal retim de almaktadr.

byklkleri ve etkileri artmtr.

4 Toplumsa! deime bir toplum un kurum lan ile


kltrnn zam an ierisinde dnm esi olarak
tanmlanabilir. M odern d nem , insanlk tarihinin
yalnzca kk bir blm n oluturuyor olsa da, hzla
ve nem li deim eler ortaya karm tr; deiim in hz

9 K resellem e, scak tartm alarn olduu bir konu


haline gelmitir. Kukucular, kresellem e

da giderek artmaktadr.

srmektedir. B ir blm kukucu bunun yerine, byk


fnans ve ticaret gruplarnn ierisindeki etkinliin
younlamasna neden olan blgesellem e sreleri
zerine odaklanmaktadr. An kresellem eciler tam

dncesinin abartldn ve bugnk karlkl


bamllk dzeylerinin daha n ce de yaandn ileri

5 Toplum sal rgt ve kurum larn, avc ve toplayc


toplum lardan tarmsal ve m od ern sanayi toplum lara dek
geliim i, tek bir etkene dayal bir toplum sal deime
kuramn tarafndan aklanamayacak kadar eitlilik
gsterir. E n azndan byk etki kategorisi
ayrdedilebilir. Fiziksel evre, iklim ya da iletiim

kart bir bak asn benim serler ve ulusal


hkmderin roln btn btn ortadan kaldrma
tehdidi yaratan gerek ve gl bir olgu olduunu ilen

yollannn (rmaklar, dalann arasndaki geider) varl


gibi etkenleri ierir; bunlar, zellikle ilk ekonom ik
gelimeleri etkilediinden dikkate alnmalar gereken,
ancak abartlm am as yerinde olan etkenlerdir. Siyasal
rgtlenm e (zellikle askeri g), avc ve toplayc
topluluklar belki de darda braklmak zere, geleneksel
ya da m odern, btn toplum lar, etkiler. Kltrel
etkenler arasnda din (deimeyi engelleyebilir), iletiim
sistem leri (yaznn bulunuu gibi) ve bireysel liderlik yer

srm ektedirler. nc bir grup, dnmcler,


kresellem e, bugnk dnya dzeninin pek ok
ynn ekonom ik, siyasal ve toplum sal ilikiler de
iinde dntrdne ancak eski kalplarn bugn de
varln srdrdne inanmaktadr. B u gre gre,
kresellem e, kimi zaman birbirine kart ynde ileyen
okynl akmlarn etkilerini ieren elikili bir sretir.
10 K resellem e ulusal snrlar aan ve varolan siyasal
yaplarn denetim inden kaan zorluklar yaratmaktadr.
T ek tek hkm etler bu ulustesi sorunlarla
baedebilecek donanm a sahip olmadklarndan, kresel

alr.
6 M odern toplum sal deime zerindeki en nem li
ekonom ik etki, srekli yenilie ve retim teknolojisinin
gzden geirilm esine bal olan ve bunlar yaratan sanayi
kapitalizmidir. Bilim ve teknoloji de, en nem lisi grece
etkin ynetim biim lerine sahip olan m odern devlerin

103

sorunlan kresel bir biim de ele alabilecek yeni kresel


ynetim biim lerine gereksinim vardr. Hzla deien
toplum sal dnya zerinde kendi irademizi yeniden
duyurmak, yirm ibirinci yzyln en byk meydan
okum as olabilir.

Kfle T P lrjrr ve Deien Dnya

Dnme soruar
1. Toplumsal deime srelerinde byk liderlerin rol ne kadar nemlidir?
2. Kreselleme ayn zamanda nasl yerel bir olgu olabilir?
3. Kreselleme ayn zamanda komnizmin kne yol at m?
4. Artan bireycilik duygusu szkonusuyken, bizler nasl bir kii olmak istediimizi seme
zgrlne sahip miyiz, yoksa seim konusunda marka m davranyoruz?
5. Ulusar irkeder gerekten de hkmeerden daha m gller?
6 Kreselleme kresel bir kltre yol aacak m?

Ek kaynaklar
Ulrich Beck, W hat is Globali^ation? (Cambridge: Polity, 1999).
R. Cohen ve P. Kennedy, GlobalS ociology (Londra: MacMillan, 2000).
PeterDicken, Global S hift:Transformingthe WorldEconomy (New York: Guilford Press, 1998).
JohnGray, FalseDa>n: TheDelusonsof GlobalCapitalism (Londra: GrantaBooks, 1998).
David Held ve Anthony McGrew (yay), The Globali^ation Reader, ikinci bask (Cambridge: Polity
2000).
FrankJ. Lechner ve John Boli (yay), The Global^ation Reader {Oxford: Blackwell, 2000).
Joseph Stigtz, Globali^aton and its Discontents (Londra: Ailen Lane, 2002).
J. Timmons Roberts ve Amy Hite (yay), From Moderni^aton to Globali^ation: Perspectives on
Development andSocial Change (Oxford: Blackwell, 1999).
Sarah Owen Vandersluis ve Paris Yeros (yay), Poverty in World Politics: Whose Global Era?
(Basingstoke: Macmillan, 1999).

104

K re s e lle m e v e D e i e n D n y a

nternet balantlar
Kreselleme kayna:
http://www.Polity.co.uk/global
Kreselleme zerine Uluslararas Forum
http: / / www.ifg.org
Ticaretin izlenmesi
http://www.tradewatch.org
Dnya Bankas Kreselleme Sayfalar
http: / /wwwl .worldbank.org/economicpolicy/globalization
Kreselleme zerine Reith Konferanslar, 1999
http://news.bbc.co.uk/hi/english/static/events/reith_99/default.htm

105

indekiler
Sosyolojik sorular
Bilimsel yaklam
Aratrma sreci

Nedeni ve sonucu anlamak


Nedensellik ve birlikte deime

Aratrma yntemleri
Etnografya
Derleme
Deneyler
Yaam tarihleri
Karlatrmal aratrma
Karlatrmal ve tarihsel aratrmay
birletirme

Gerek dnyada aratrma: yntemler,


sorunlar ve tuzaklar
insan denekler ve ahlki sorunlar
Sosyoloji sadece aikar olann yeniden
ifade edilmesi mi?
Sosyolojinin etkisi

^et
Dnme sorulan
E k kaynaklar
Internet balantlan

Sosyolojik Soru Sorma


ve Cevaplama

adamlar burada? stelik teki


tuvaletlerin bulunduu yer bu tuvaletin
yerinden daha msait. Bu adamlar
byle bir araya getiren tuvaletlerden
baka ortak bir ilgi mi var?

Bir i gnnn sonuna doru


Amerika Birleik D evletleri'nin
Missouri eyaletinin St Louis kentindeki
bir parkta bulunan umumi tuvaletler
aniden beklenenden daha megul olur.
Bir adam zerinde gri bir takm elbise
ile; bir dieri banda basketbol apkas,
ayanda spor ayakkabs, ortu ve
tirt ile, bir ncs btn gn
araba tamir ettii tamirhaneden kt
i tulumu ile ieri girer. Ne yapyor bu

Bu adamlarn hi biri tuvaletleri


kendi resmi ina amalar iin
kullanmak zere ziyaret etmiyorlar:
onlar Birleik Krallkta 'samanlkta i
tutmak' diye bilinen 'p ak' cinsel
ilikide bulunmak iin oradalar. Birok
erkek -evli ve bekar, doru dzgn
kimlikleri olan ve kendilerini gey olarak
gren- tanmadklar insanlarla cinsel
iliki kurmann yolunu aramaktadr.
Onlar, cinsel heyecan yaamay um
makta fakat birine balanmaktan
kanmak istemekteler. Onlar, bu kamu
mekan iindeki karlamalarn tesine
geen bir vaat olmasn istememekteler.

Umuma ak tuvaletlere niin taklmal?

108

S o s y o lo jik S o r u S o r m a v e C e v a p la m a

Erkekler arasnda, tanmadk


kiilerle p ak cinsel iliki dnyann
her yerinde grlmektedir fakat
1960'lara kadar bu olgu incelenmemi
yaygn bir insan ilikisi biimi olarak
kalmtr. ABD'nde geyler topluluu bu
faaliyetlerin meydana geldii tuvaletiere
'ay odalar' ismini verdi. Bir sosyolog
olan Laud Humphreys katlmclar
hakknda alma yapmak iin umuma
ak bu tuvalederi ziyaret etd. Bu kiiler
hakknda ajodas Ticareti (Tearoom
Trade) balkl bir kitap yazd
(Humphreys 1970). Hi de artc
olmayan bir ekilde, basld vakit kitap
geni bir tartmaya yol at ve mesele
bugn hl bazlar asndan baa
klmas zor bir konudur. Humphreys'in aratrma metodolojisi, edk
olmamakla ar bir ekilde eledrildi,
rnein onun st rtk alan aratr
mas, hakknda aratrma yapt kiileri
bilgilendirerek rzalarn almad iin
(Humphreys'in almasnn edi daha
sonra sayfa 128-9da tartlmaktadr).
Ancak, ay odalarndaki
almas
sebebiyle Humphreys cinsel eilimle
rini gizlemek zorunda kalan erkeklerin
mcadeleleri zerine yeni bir k
samay baard. Onun almas, baka
bakmlardan 'normal' olan birok
erkein -kar komu-meslek veya aile
yaantlarna zarar vermeyecek utand
rc davranlara girimenin yollarn
bulduklarn gsterdi. Humphreys'in
almas yaklak 30 yl nce gey ve
lezbiyen kimliklerine daha fazla leke
srld ve polisin byle davranlara
kar yasalar uygulamada daha bir
tetikte olduu bir zamanda yapld.
Yasalarn ok acmaszca uygulanma
sndan tr bir ok hayat harap edildi.

109

Humphreys bu tr tuvaletierde
hayli bir zaman harcad nk
toplumsal sreleri anlamann harika
yollarndan biri bu srelere katlmak
ve gzlemektir. O ayrca yoklama
mlakadar da yaparak sadece gzlem
yapmak suretiyle derleyebileceinden
daha fazla bilgi derledi. Humphreys'in
aratrmas pek ok kiinin mevcut
olduunu bilmekten tr ok olaca
ve daha derinden anlalmas gereken
hayatn bir ynne pencere at. Onun
almas dzenli aratrmaya dayand
fakat alma ayn zamanda bir tutku da
tamaktayd.
Humphreys, gey hayat tarzna
ynelik eza ve cefann erkekleri strapl
bir varolua ve bu varolu iinde ar
gizlilik ve tehlikeli eyler yapmaya sevk
ettiini ne srd. Onun almas
AIDS'in ortaya kndan nce yapld;
byle bir cinsel faaliyet bugn daha
tehlikeli olurdu. Humphreys, gey alt
kltrne ynelik hogrnn geyleri
birbirlerinin izzeti nefsini koruma
larna, karlkl destek salamalarna ve
grdkleri eza ve cefadan kurtulma
larna yardmc olacak bir konuma
sokacan ne srd.

Sosyolojik sorular
ayodas Ticareti almasna konu
olan tuvaletler sosyologlarn sorduu
pek ok sorunun konusunu oluturan
bir olgunun mkemmel bir rneini
oluturmaktadr. rnein, tuvaletierde
cereyan eden artc faaliyetlere
bakarak Humphreys, toplumun, nasl
ilemesi gerektiine dair resmi grten
ve bizim doal kabul ettiimizden
farkl olarak, nasl ilediini soruyordu-

Sosyolojik Soru Sorma ve Cevaplama

umuma ak bir tuvalet nasl kulla


nldna bal olarak aslnda toplumsal
olarak ina edilmi bir mekandr.
Modern kuramsal yaklamlarn
unsurlarnn Humphreys'in almas
nn ele ald meseleleri anlamamza
yardmc olacana dikkat edilmesi de
nemlidir: Bir etkileimci unu
sorabilirdi: etkileim sreciyle bu
davran nasl gerekleiyor? Ne tr
etkileim meydana geliyor? Humphreys, ay odalarna gidenlerin oraya
giden dier kiilerden sessiz olmay
rendiklerini tespit etti. Bu, balanma
olmakszn mahremiyeti koruma
talebine bir cevaptr. Bir baka tespit
tuvalete giden ve balangtaki cinsel
tekliflere cevap vermeyen erkeklere
artk daha fazla yaklaamayacadr.
Cinsel bir iliki durumunun olumas
iin her bir taraf ibirlii yapmaldr.
Ilevselci bir yaklam yle sorabilirdi:
ay odas toplumun bir btn olarak
srp gitmesine ne katk salamak
tadr? Cevap, ay odasnn cinsel bir
faaliyete k yolu salad ve gizli
olarak yapldnda bu faaliyete
katlanlar ve toplumun dier yelerini
eylerin kabul edilmi dzenine meydan
okumakszn gnlk hayatlarn
'normal' insanlar olarak srdrmeye
muktedir klddr. M arksist bir
yaklam yle sorabilirdi: Ekonomik
snf ilikileri hakkndaki dnce ay
odalarnda da mevcut mu? Humphreys,
ay odalarndaki gayri-ahsi cinsel
ilikinin demokratik bir vasf tadn
tespit etti. Btn toplumsal snf ve
rklardan erkekler cinsel temas iin bu
mekanlarda bir araya gelmektedir. Son
olarak, feminist bir yaklam yle
sorabilirdi: Hepsi erkeklerden oluan
bu inceleme grubu hakkndaki alm

ada kadnlarn hayat nasl ele alnmal?


Humphreys almasn yapt zaman
da feminist yaklam baat deildi, fakat
bugn bir feminist kadnlarn hayatnn
-belki birlikte yaadklar erkeklerin
faaliyetleri hakknda hibir ey bilme
yen kadnlarn- ay odalarndaki bu gizli
faaliyetten nasl etkilendiini sorabilir
di. izleyen blmde bu kuramsal
yaklamlarn bazlarna geri dneceiz.
ayodas Ticareti'nin ilk kez
baslmasnn zerinden neredeyse 40 yl
geti ve aradan geen zamanda toplum
gey kimliklerine ve cinsel ilikilerine
daha hogrl hale geldi. Kitabnn
basmndan sonra Humphreys bu
deimeyi mmkn klan siyasal
hareketin -gey haklar hareketinin- bir
paras haline geldi. O, bulgularn,
mahkemeleri ve polisi, gey cinsel
ilikisine giren erkekler hakkndaki
yasal kovuturmalar gizli cinsel
faaliyetin olumsuz yan etkilerini
ortadan kaldracak ekilde yrtmeye
ikna etmek iin kulland.
Humphreys'in yapt gibi, olaan
hayatn yzeysel olarak anlalmasnn
tesine gitmek genelde sosyolojik
aratrmann iidir. yi aratrma kendi
toplumsal hayatmz yeni bir bakla
anlamaya yardmc olmaldr. Sorduu
sorularla ve ortaya koyduu bulgularla
bizi artmaldr. Hem kuramsallatrmada hem de aratrmada sosyolog
lar ilgilendiren konular ou halde
bakalar hakknda kayg ekenleri
ilgilendiren konulara benzer. Fakat
byle aratrmalarn sonular sk sk
bizim saduyu yoluyla sahip olduu
muz inan ve kanaatlerimize kar bir
gidiat gsterir.

110

S o s y o lo jik S o r u S o r m a v e C e v a p la m a

Irksal veya cinsel aznlklarn iinde


yaadklar koullar nelerdir? Bugne
kadar olduundan daha zengin olan bir
dnyada kidesel alk nasl mevcut
olmaktadr? Artan Internet kullanm
nn hayadarmz zerinde ne etkileri
olacak? Bir kurum olarak aile zlyor
mu? Sosyologlar bu ve benzeri daha
birok soruya cevap aramaktadrlar.
Onlarn bulgular kesin ve nihai
bulgular deildir. Yine de sosyolojik
kuramlatrma ve aratrmann amac
her zaman sradan kiilerin bu meseleler
hakknda ounlukla speklatif tarzda
olan dnme biimlerinden uzakla
maktr. yi bir sosyolojik aratrma,
sorulara olabildiince kesin ve ak bir
biim vermeye ve bir sonuca varmadan
nce olgusal kant bulmaya abalar. Bu
amalara ulamak iin verili bir
almada uygulanacak en ie yarar
aratrma yntemlerini ve sonular
en iyi nasl zm leyeceim izi
bilmeliyiz.
Kendi aratrma almalarnda
sosyologlar sk sk deneysel veya
olgusal sorular sorarlar. rnein,
Humphreys'in inceledii gibi, cinsel
davrann birok yn dorudan ve
sistematik aratrmaya ihtiya duyar.
Nitekim yle sorabilirdik: ay
odalarna giden erkekler arasnda en sk
karlalan meslekler ve aile (ev hayat)
dzenlemeleri nelerdir? ay odalarna
gidenlerin ne oran polis tararndan
yakalanmaktadr? Bu tr olgusal
sorular cevaplamak genellikle gtr.
ay odalar hakknda resmi istatistikler
ou kere mevcut olmayacaktr. Su
hakkndaki resmi istatistikler bile
gerek su faaliyetlerini yanstma
deerleri bakm ndan gvenilir
deillerdir. Su dzeylerini inceleyen

111

aratrmaclar ciddi sularn sadece


yaklak yarsnn polise bildirildiini
tespit etmilerdir.
Bir toplum hakkndaki olgusal
bilgiler sra d veya grlmedik bir
vaka ile mi ilgilendiimizi yoksa genel
bir etkiler dizisi ile mi ilgilendiimiz
bize sylemezler. Sosyologlar ou kere
bir toplum iindeki bir balam baka
toplumlardan elde edilmi bir baka,
tezat balam ile ilikilendiren kar
latrma sorular sormak isterler.
rnein A.B.D ile Birleik Kralln
hukuk sistemleri arasnda hatr saylr
farkllar vardr. Tipik karlatrma
sorusu yle olabilirdi: Su faaliyetleri
rnts ve yasalarn uygulanmas bu
iki lke arasnda ne kadar dei
mektedir?
Sosyolojide sadece birbirleri ile
karlatrmal olarak mevcut toplumlara bakmaya deil, bu toplumlann
bugn ile gemilerini karllatrmaya
da ihtiyacmz vardr. Bu durumda
sosyologlarn sorduklar sorular geli
tirme sorulardr. Modern dnyann
doasn anlamak iin nceki toplum
biimlerini ve deime srelerinin
alm olduu ana yn de incelemek
zorundayz. Nitekim, rnein, hapisha
nelerin nasl ortaya ktklarn, bugn
nasl olduklarn aratrabiliriz.
Olgusal incelemeler -ya da, sosyo
loglarn kullanmay tercih ettikleri
tabirle, grgl aratrmalar -eylerin
nasl meydana geldii ile ilgilenir. Fakat,
ne kadar nemli ve ilgin olurlarsa
olsunlar sosyoloji sadece olgusal veri
toplamaktan ibaret deildir. Her zaman
olgularn ne demeye geldiini yorumla
maya ihtiya duyarz ve bunu yapabil
mek iin de kuramsal sorular sorma

S o s y o lo jik S o r u S o r m a v e C e v a p la m a

mz gerekir. Birok sosyolog esas olarak


grgl sorular zerine almaktadr
fakat aratrmalarnda biraz olsun
kuram bilgisi klavuzluk etmedii
mddete onlarn almalarnn aydn
latc olmas hayli zayf bir ihtimaldir
(baknz 3.1. Tablo)
Ayn zamanda, sosyologlar kuram
sal bilgiye kendisi iin ulama abasnda
deillerdir. Bu konudaki standart gr,
deerlerin yanl sonular dourmasna
izin vermeksizin toplumsal aratrma
larn gerek dnya sorunlaryla ilgili
olmas ynndedir. Bu blmde nesnel
bilgi retmenin mmkn olup olma
dna daha ayrntl bakacaz.
Sosyolojik aratrmann ana aamalarn
incelemeden nce sosyolojinin bilimsel
doasn vurgulayarak balyoruz.
Bundan sonra baz gerek aratrmalar
incelerken en yaygn olarak kullanlan
baz aratrma yntemlerini karlat
racaz. Greceimiz zere, bir aratr

mann ideal olarak nasl yaplmas


gerektii ile gerek-dnya aratrmala
rnn nasl yapldklar arasnda sk sk
nemli farkllklar vardr.

Bilimsel yaklam
Durkheim, Marx ve dier kurucu
lar sosyolojiyi bir bilim olarak
dndler fakat gerekten insann
toplumsal hayatn bilimsel olarak
inceleyebilir miyiz? Laud Hump
hreys'in 'ay odas ticareti' zerine
gzlemleri gerekten bilimsel mi? Bu
soruyu cevaplamak iin nce kelimenin
anlamn anlamalyz. Bilim nedir?
Bilim, sistematik grg inceleme
yntemleri kullanmak, veri zmle
mesi yapmak, kuramsal dnmek ve
savlar mantksal olarak deerlendir
mek suretiyle belli bir konu hakknda
bir bilgi bnyesi gelitirmektir. Bu
tanma gre sosyoloji bilimsel bir

3 .1 . Tablo S osyo log u n so rg u lam a izgisi

Olgusal soru

Ne oldu?

1980lerden beri okullarda


kzlar olanlardan daha
baarl eitim sel sonulara
ulamaktalar

Karlatrma sorusu

Bu her ye rd e oldu mu?

Bu kresel bir olgu m uydu


yoksa sadece Britanyada m
ya da Britanyann belli bir
blgesinde m i oldu?

G elitirm e sorusu

Bu zaman iinde tekrarlad m?

Kzlarn eitim sel baarlarnn


zaman iindeki rntleri
nelerdir?

Kuramsal soru

Bu olgunun altnda yatan nedir?

O kullarda kzlar neden daha


iyi bir perform ans
gsteriyorlar? Bu deim eyi
aklamak iin hangi etkenlere
bakmalyz?

11 z

S o s y o lo jik S o r u S o r m a v e C e v a p la m a

abadr nk o sistematik grgl


inceleme yntemlerini, veri analizini ve
kantlar ve mantksal tartma nda
kuramlarn deerlendirilmesini ierir.
Ancak, insanlar incelemek olaylar
fiziksel dnyada gzlemekten farkldr
ve sosyoloji dorudan bir doa bilimi
gibi grlmemelidir. Doadaki nesne
lerin aksine insanlar kendilerinin
farknda olup yaptklarna anlam ve
ama ynelten varlklardr. nsanlarn
kendi eylemlerine uyguladklar
kavramlarn anlamlarn kavramakszn
toplumsal hayat doru bir ekilde
tasvir bile edemeyiz. rnein, bir
lm intihar olarak tanmlamak,
szkonusu kiinin lrken ne yapmak
niyetinde olduunu bilmek demektir.
Bir bireyin zihninde kendini bilfiil
ldrmek varken intihar meydana gelir.
Eer kazara bir arabann nne kar ve
lrse o kiinin intihar ettii syle
nemez.
nsanlar doadaki nesneleri
inceler gibi inceleyemiyor oluumuz bir
bakma sosyolojinin avantajnadr.
Sosyolojik aratrma yapanlar incele
diklerine -yani dier insanlara- soru
yneltebilmekten bir yarar salarlar.
Dier bakmlardan sosyoloji doal
bilimlerinin karlamadklar sorunlar
la karlar. Kendi faaliyetlerinin sk sk
dikkade incelendiini fark eden insanlar
normal olarak davrandklar ekilde
davranmayacaklardr. Bilinli ya da
farknda olmayarak kendilerini olaan
tutumlarndan daha farkl yanstabi
lirler. Hatta aratrmacnn renmek
istediini zannettikleri cevaplar ver
mek suretiyle ona yardmc olmay
bile deneyebilirler.

1 13

Aratrma sreci
nce bir aratrma almasnn
normal olarak ierdii aamalara
bakalm. Aratrma sreci, incelemenin
balamasndan bulgularnn baslma
sna veya yazl bir biimde elde
edilebilir hale getirilmesine giden bir
dizi farkl admlardan oluur.

Aratrma sorununu tanmlama


Btn aratrmalar bir aratrma
sorunundan balar. Bu bazen olgusal
bir bilinmezlik alandr: Basite sadece
baz kurumlar, toplumsal sreler veya
kltrler hakkndaki bilgimizi artrmak
istiyor olabiliriz. Bir aratrmac yle
sorular cevaplamak iin yola koyula
bilir: Nfusun ne kadarnn gl dinsel
inanlar var? nsanlar bugn gerekten
byk hkm et ten soumu
durumda mdr? Kadnlarn ekonomik
durumu erkelerinkinin ne kadar
gerisindedir?

V'*'

Michael, ben sosyal bilimciyim. Bu demektir


ki, elektrik ya da benzeri eyleri aklayamam,
fakat eer insanlar hakknda bir ey bilmek
istersen, bu iin adam benim.

So sy o lo jik Soru So rm a v e C evap lam a

Ancak, en iyi sosyoloji aratrma


cs ayn zamanda bulmaca olan
sorularla balar. Bir bulmaca sadece
malumat yokluu deil, fakat anlay
mzdaki bir boluktur. Yaplmaya deer
aratrma retme marifetinin ou
bulmacalar doru tanmaktan oluur.
Bulmaca zc aratrma bura
da ne oluyor sorusunu cevaplamaktan
ok olaylarn niin olduklar gibi
meydana geldiklerini anlamamza katk
salamaya alr. Nitekim yle
sorabilirdik: Dinsel inan rntleri
niin deimektedir? Son yllarda
seimlerde oy veren semen oranndaki
d neden kaynaklanmaktadr? Niin
kadnlar yksek statl ilerde daha az
temsil edilmektedir?
Bir aratrma yalnz bana durmaz.
Aratrlan sorunlar devam eden bir
almann paras olarak ortaya
karlar; bir aratrma projesi kolaylkla
bir dierine srkler nk bir
aratrma, aratrmacnn daha nce
hakknda dnmedii sorunlar ortaya
karr. Bir sosyolog bulmacalar teki
aratrmaclarn almalarn kitaplarda
veya dergilerde okuyarak ya da
toplumdaki zel eilimlerin farknda
olmak suretiyle kefedebilir. rnein,
geen yllarda akl hastalarn hastane
lere kapatmak yerine, onlar topluluk
iinde yaamaya devam ederken tedavi
etmeye bakan programlarn saysnda
bir art olmutur. Bu durum sosyologu
yle sormaya tevik edebilirdi: Akl
hastalarna ynelik tutumlardaki bu
deimeyi ne ortaya kard? Byle bir
uygulamann hastalarn kendileri ve
topluluk iin olas sonular nelerdir?

Kantlarglden geirme
Bir kez sorun tanmlannca, aratr
ma srecinde bunu izleyen adm alanda

mevcut kandan gzden geirmekdr;


daha nce yaplan aratrmalar belki de
sorunu tatmin edici ekilde aydnlat
mtr. Eer deilse, sosyolog ilgili
aratrmalarn kendi amac asndan ne
derece yararl olduklarn grmek iin
bir incelemeye gerek duyabilir. nceki
aratrmaclar ayn bulmacay fark
etmiler mi? tekilerin fikirlerinden
ilham alarak sosyolog ortaya konabile
cek konular ve aratrmada kullan
labilecek yntemleri akla kavuturabilir.

Sorunu kesin ve ak bir ekilde ifade


etme
nc bir adm aratrma
sorununu ak bir ekilde ifade etmeyi
ierir. Eer konu hakknda bir literatr
varsa, aratrmac, soruna nasl
yaklalmas gerektii hakknda iyi bir
fikir edinmi olarak ktphaneden
dner. Bu aamada, sorun hakkndaki
nseziler bazen belli bir varsayma -ne
olup bittii hakknda renim grm
bir tahmine- dntrlebilir. Eer
aratrmac iinde etkin olacaksa
varsaymlar yle dile getirilmelidir ki,
toplanan olgusal malzeme bu varsa
ymlar destekleyecek ya da reddedecek
kant salasn.

B ir aratrma tasarm oluturma


Bundan sonra aratrmac malze
menin nasl toplanacana karar
vermelidir. ok eitli aratrma
yntemleri vardr ve bunlardan
hangisinin seilecei aratrmann genel
amalar kadar zmlenecek davran
n ynlerine de baldr. Baz amalar
iin yoklamalar (surveyler ki, bunlarda
normal olarak soru katlar kullanlr)
uygun olabilir. Dier baz hallerde
mlakatlar veya Laud Humphreys'in

1 14

S o s y o lo jik S o r u S o r m a v e C e v a p la m a

yapt gibi gzlemsel almalar uygun


olabilir. Bu blmde daha sonra farkl
aratrma yntemlerinden daha fazla
sz edeceiz.

A ratrmayyapma
Aratrmay yapma aamasnda
ngrlm em i pratik glkler
doabilir. Kendilerine soru kad
gnderilecek ya da aratrmacnn
kendileriyle mlakat yapaca kiilerle
temas kurmak imkansz olabilir. Bir
irket ya da resmi daire aratrmacnn
planlad almay yapmasna izin
vermek istemeyebilir. Bu gibi glkler
almann sonularnda sapmaya yol
aabilir ve yanl yorumlara yol aabilir.
rnein, eer aratrmac irkederin
alma hayatnda kadnlara eit frsat
verilm esi programna ne kadar
uyduklarn inceliyorsa, bu programa
henz uymam olan irkeer incelen
mek istemeyebilirler. Sonu olarak da
bulgular yanl olabilir.
Yanlbk, aratrma srecine birok
yoldan girebilir. rnein, eer bir
aratrma katlmclarn grlerinin
yoklanmasna dayanyorsa, aratrma
cnn tartmay belli bir yne kaydr
mas kolaylaabilir (rnein, arka
sayfadaki Doonesbury karikatrlerinin
gsterdii zere, ana sorular aratr
macnn kendi nyarglarn izleyecek
ekilde sormak gibi). Veya kendisi ile
mlakat yaplan kii cevaplamak
istemedii soruya kaamakl cevap
verebilir. Sabit sorular ieren bir soru
kad kullanmak mlakat yanlln
azaltmaya yardmc olabilirse de bunu
tamamen bertaraf etmez. Bir baka
yanllk aratrmaya katlabilecek biri
nin, rnein gnll bir katlmcnn,
katlmamaya karar vermesinden ortaya

115

kar. Bu durum cevaplamama yanll


olarak bilinir ve genel bir kural olarak
rneklem iinde cevaplamama oran ne
kadar yksekse katlanlarn yoklan
masndan ortaya kan sonu da o
derece yanldr. Yoklamadaki yanll
azaltmak iin her tr aba gsterilse bile
sosyologlarn aratrma esnasnda
yaptklar gzlemlerin onlarn kltrel
nkabullerini yanstmas olasdr.
Gzlemci yanlln bertaraf etmek g ve
belki de imkanszdr. Bu blmde daha
sonra sosyolojik aratrmann dier baz
gizli tuzaklarnn ve glklerinin neler
olduklarna bakacak ve bunlardan
bazlarndan nasl saknlabileceini
tartacaz (s. 127-9).

Sonulan yorumlama
Malzeme zmleme iin bir araya
getirildiinde aratrmacnn sorunlar
artk bitmi deil, belki de daha yeni
bahyordur! Toplanan verinin iaret
ettii konular ortaya karmak ve
bunlar geri dnp aratrma sorunu ile
ilikilendirmek nadiren kolay bir itir.
Balangtaki sorularn ak cevaplarna
ulamak belki mmkn olabilirse de
birok inceleme sonunda tam anlamyla
ikna edici deildir.

Bulgular rapor halinegetirme


ounlukla bir dergi makalesi ya da
kitap olarak baslan aratrma raporu
aratrmann doasnn bir muhase
besini salar ve karlan sonular hakl
gstermeye bakar. Humphreys'in
vakasnda bu rapor ayodas Ticareti
kitabyd. Bu, sadece, belli bir aratrma
projesi asndan son aamadr. ou
aratrma raporlar cevapsz kalan
sorulara iaret eder ve gelecekte
yaplabilecek faydal aratrmalar nerir.

S o s y o lo jik S o r u S o r m a v e C e v a p la m a

DOONESBURY
PEKALA. SON BR SORU 'GENEL
OLARAK KAMUOYU YOKLAMALARI
HAKKINDA NE D lK"O ftSU N ?"

G arry Trudeau
EY. DORUSUNU S YLEM EK GEREKRSE,
BR S R KAMUOYU YO KLAM ASI VAR. VE
DE BUNLARIN OU KENDN DORULA
MAN KEHANETLERE DNYORLAR
NSANLARIN BUNLARDAN FTKllf NMgfc
TEN BAKA ARELER YOK.
C T
I

MKE, A SLIN D A B J SYLEDN YANLI


BR ANLAMA. GEENLERDE YAPILAN BR
YOKLAM ADA CEVAPLAYANLARIN % 93'
KAMUOYU YOKLAMALARININ KEND
KANAATLER ZERNDE HBR FTKIS
OLMADIINI BELRTTLER.
'

EY. EVET.
YANLI OLAB.JRM

/
Btn bu tek tek aratrmalar sosyoloji
topluluu iinde devam eden aratrma
faaliyederinin bir parasdr. Dier
bilginler Humphreys'in bulgular
zerine yeni aratrmalar ina ettiler.

Gereklik kendini dayatr!


Yukarda anlatlanlar fiili bir
aratrma srecinde olanlarn basidetirilmi bir biimidir (baknz 3.1 ekil).
Gerek bir sosyolojik aratrma sre
cinde bu aamalar nadiren byle
dzenli ve derli toplu bir ekilde
birbirini izler ve hemen her zaman
ilerin bir oranda karmakark olmas
sz konusudur. Bu ikisi arasndaki fark
bir yemek kitabndaki tarif ile fiilen
yemek hazrlamaya benzemektedir.
Deneyimli alar yemek kitabna
bakarak yemek piirmezler ve fakat yine
de bakarak piirenlerden daha iyi yemek
piirebilirler. Sabit bir tarifi izlemek
gereksiz derecede ksdayc olabilir;
byk sosyolojik aratrmalarn pek
ou kat bir biimde burada belirtilen
aamalara sokulamazd, her ne kadar
aamalarn ou aratrma iinde var
olsa bile.

Neden ve sonucu anlama


Aratrma ynteminde stesinden
gelinmesi gereken sorunlardan biri
nedenin ve sonucun zmlenmesidir.
ki olay ya da durum arasndaki bir
nedensel iliki bir olay ya da durumun
dierini retmesi eklindeki birlikte
liktir. Eer, yn tepe aa evrili bir
arabann el freni salverilirse, araba,
olaan olarak, eimden aa yuvarlanacaktr. Freni salvermek bunu
meydana getirdi ve bunun sebepleri
ilgili fiziksel ilkelere atfla anlalabilir.
Doa bilimleri gibi sosyoloji de btn
olaylarn sebepleri olduunu varsayar.
Toplumsal yaam hibir mant olmak
szn, tesadfen meydana gelen olaylar
dizisi deildir. Sosyolojik aratrmann
-kuramsal dnme ile bir arada- ana
grevlerinden birisi sebepleri ve
sonular belirlemektir.
Nedensellik ve birlikte deime
Nedensellik dorudan doruya
korelasyon ilikisinden karlamaz.
Birlikte deime iki olay dizisi ya da
deiken arasnda dzenli bir ilikinin
var olmas demektir. Deiken,
bireylerin ya da kmelerin deime
gsterdikleri herhangi bir boyuttur.

I 16

NN. SEN.
KARARSIZ DYE
YAZMIYORUM'. >

S o s y o lo jik S o r u S o r m a v e C e v a p la m a

sk bir ekilde birlikte deitikleri tespit


edildiinde bunlardan biri neden gibi
grnebilirse de ou kere bu
szkonusu deildir. Aralarnda neden
olma ilikisi olmakszn deikenler
arasnda birok birlikte deime ilikisi
vardr. rnein, II. Dnya Savandan
beri geen zaman iinde pipo imedeki
azalma ile sinemaya gitmenin azalmas
arasnda gl bir birlikte deime
ilikisi tespit edilebilir. Aktr ki,
birindeki deime dierine neden
olmamaktadr ve bu ikisi arasnda
uzaktan bir nedensel balant bulmakta
bile glk ekerdik.

Sorunu tanm la
A ratrm a iin bir konu se

Literatr in cele
Konu hakkndaki literatrle
ainalk kazan

Bir varsaym dile g etir


Neyi snamaya niyetleniyorsun?
Deikenler arasndaki liki
nedir?

Bir aratrm a tasarm s e


Bir ya da daha fazla aratrma
y n te m i se: deney, yoklama,
gzlem , m evcut kaynaklarn
kullanm

A ratrm ay yap
Verilerini topla, bilgileri kaydet

Sonularn yorum la
Topladn verilerin neye iaret
e tti in i z

A ratrm a bulgularn rapor


haline g etir
Bulgularnn nem i nedir?
Bunlarn nceki bulgularla nasl
bir balants var?

Senin bulgularn geni akademik


topluluk inde dikkate alnmakta
ve tartlmaktadr-belkl de daha
leri aratrmalara gtrmektedir.

L
3 .1 . ekil A ratrm a srecindeki adm lar

Ya, gelir farkllklar, su oranlar ve


toplumsal snf farkllklar sosyolog
larn inceledikleri birok deiken
arasnda yer almaktadr. ki deikenin

117

Bununla birlikte, gzlenen bir


birlikte deimenin nedensel bir ilikiyi
ima etmediinin yle pek de aikar
olmad birok olay vardr. Byle
birlikte deimeler gafil avlanma
tuzaklardr ve ok kolaylkla sorgulana
bilir ya da yanl sonulara gtrebilir.
Durkheim, 1897 tarihinde baslan
klasik ntihar adl almasnda (baknz
yukarda s. 49), intihar oranlar ile mev
simler arasnda bir birlikte deime
tespit etti. Durkheim'in inceledii
toplumlarda intihar oranlar Ocak
ayndan Haziran ya da Temmuz
civarna kadar devaml olarak ykseldi.
Ve bu aylardan itibaren yln geri kalan
blmnde dtler. Bundan hareketle
scaklk veya mevsim deiikliklerinin
bireylerin kendilerini ldrme eilim
leri ile nedensel bir balant iinde
olduu zannedilebilir. Belki de scak
lklar arttka insanlar daha fazla
drtlerini kontrol edemez ve abucak
hiddetlenir haline gelmekteler. Ancak,
buradaki nedensel balantnn scaklk
veya mevsimle dorudan hibir ilgisi
yoktur. Baharda ve yazda ou insan
kn yaptklarndan daha youn geen

Sosyolojik Soru Sorma ve Cevaplam a

bir toplumsal yaamla megul olmakta


dr. Tecrit olmu ya da mutsuz bireyler
bakalarnn faaliyet dzeyi arttka bu
duygularnda younlama hissetmeye
meylederler. Bu nedenle onlarn,
toplumsal yaamn hznn yavalad
gz ve ktan ziyade baharda ve yazda
daha fazla ar intihar eilimleri
hissetmeleri olasdr. Hem birlikte
deimenin bir nedensellik ierip
iermediini deerlendirirken hem de
nedensel ilikilerin ynne karar
verirken her zaman tetikte olmalyz.

N edensel ileyiler
Birlikte deime ilikilerindeki
nedensel balantlar ortaya karmak
ou kere zor bir sretir. rnein,
modern toplumlarda renimsel baar
dzeyi ile mesleki baar arasnda gl
bir birlikte deime ilikisi vardr. Bir
bireyin okulda ald notlar ne kadar
yksek ise geliri iyi olan iler bulmas da
o derece yksektir. Bu birlikte deime
ilikisini ne aklar? Aratrmalar bunun
sadece okul deneyimi olmadn; okul
baarsnn kiinin iinden geldii evaile ortamndan etkilendiini gster
mektedir. Durumu iyi olup anababann
ocuklarnn renme beceriyle yakn
dan ilgili olduu ve kitabn da bol
olduu evlerden ailelerden gelen ocuk
larn baarl olmalar bu vasflarn

bulunmad ev ailelerden gelen


ocuklarn baarl olmalarndan daha
olasdr. Buradaki nedensel ileyi bir
evin salad renim imkanlar ile
birlikte anne-babalarn ocuklara
ynelik tutumlardr.
Sosyolojideki nedensel balantlar
ok mekanik bir ekilde anlalmama
ldr. nsanlarn sahip olduklar tutumlar
ve belli bir ekilde eylemde bulunmak
iin tadklar znel sebepler toplum
yaamndaki deikenler arasndaki
nedensel etkenlerdir.

K ontroller
Bir birlikte deime ilikisini
aklayan neden ya da nedenleri
deerlendirirken bamsz deiken
leri, baml deikenlerden ayrt
etmemiz gerekir. Bamsz deiken,
bir baka deiken zerinde etki
retendir. Etkilenen deiken baml
olandr. Biraz nce anlan rnekte
akademik baar bamsz ve mesleki
gelir ise baml deikendir. Yaplan bu
ayrm aratrdmz nedensel ilikinin
ynne atfta bulunmaktadr. Ayn
etken bir incelemede baml deiken
iken bir dierinde bamsz deiken
olabilir. Bu, zmlemesi yaplan
nedensel srelerin ne olduuna
baldr. Eer mesleki gelir farkllk
larnn yaam tarzlar zerindeki

118

S o s y o lo jik S o r u S o r m a v e C e v a p la m a

etkisine bakyor olsaydk, mesleki gelir


baml deil, bamsz deiken
olurdu.
Deikenler arasndaki birlikte
deime ilikisinin nedensel bir balant
olup olmadn ortaya karmak iin
kontroller kullanrz ki, bu, dierlerinin
etkisine bakmak iin baz deikenleri
sabit tutarz demektir. Bunu yapmak
suretiyle nedensel ilikileri nedensel
olmayanlardan ayrarak gzlenen
birlikte deimelerin aklamalar
arasnda bir yargda bulunabiliriz.
rnein, ocuk geliimini inceleyen
aratrmaclar, bebeklik dnemindeki
anne yokluu ile yetikinlikteki ciddi
kiilik sorunlar arasnda nedensel bir
balant olduunu ne srdler (anne
yokluu bir bebein hayatnn erken
yllarnda uzunca bir sre -birka ay
veya daha fazla- annesinden ayrlmas
demektir). Anne yokluu ile daha
sonraki ciddi kiilik bozukluklar
arasnda gerekten nedensel bir iliki
olup olmadn nasl snayabilirdik?
Bunu birlikte deimeyi aklaya
bilecek dier mmkn etkileri sz
geten geirmek suretiyle yapabilirdik.
Anne yokluunun bir kayna, bir
ocuun uzunca bir sre annebabasndan ayr kald hastaneye
yatrlmadr. Ancak, gerekten nemli
olan ocuun annesine balanm
olmas mdr? Eer ocuk bebekliinde
dier insanlardan sevgi ve ilgi grrse
daha sonra dengeli bir kii olabilir. Bu
olas nedensel balantlar aratrmak
iin herhangi birinden dzenli bakm
grmekten yoksun kalm ocuklar
annelerinden ayrlm ve fakat baka
birinden sevgi ve ihtimam grm
ocuklardan ayrmamz gerekirdi. Eer
birinci kmedekiler ar kiilik sorunlar

119

gelitirdikleri halde dier kmedekiler


gelitirmediyseler, o zaman asl nemli
olann bebeklik dneminde birinden
-anneden olsun ya da olmasn- bakm
grmek olduunu dnebilirdik.
(Aslnda, kendilerine bakan biriyle sevgi
dolu ve istikrarl bir ilikileri olduu
mddete ocuklar normal bir ekilde
geliiyor grnmekteler; bu kiinin
bizzat annenin kendisinin olmas
gerekmiyor.)

Nedenleri saptamak
Verili bir birlikte deime ilikisini
aklamak iin kendilerine bavurula
bilecek ok sayda olas nedenler vardr.
Bunlarn hepsini kapsadmzdan nasl
emin olabiliriz? Cevap, emin olamayz.
Eer dnebileceimiz potansiyel
olarak muhtemel her bir nedensel
etkenin etkisini snamak zorunda
braklsaydk hibir zaman sosyolojik
bir aratrmay yapp sonularn tatmin
edici bir ekilde yorumlayamazdk.
Nedensel ilikileri saptamaya, ilgili
alandaki nceki almalar klavuzluk
eder. Bir birlikte deime ilikisinin
ierdii nedensel ileyiler hakknda
nceden hibir fikre sahip deilsek,
gerek nedensel balantlarn neler
olduklarn kefetmemiz muhtemelen
ok g olurdu. Neyi ne iin snaya
camz bilemezdik.
Ttn ime ile akcier kanseri
arasndaki iliki zerine almalarn
uzun tarihi, verili bir birlikte deime
ilikisini kuatan nedensel iliiklerden
emin olmann ne kadar g bir ey
olduunun iyi bir rneidir. Aratr
maclar, tutarl bir ekilde bu ikisi
arasnda gl bir birlikte deime
ilikisi olduunu gstermilerdir. Ttn
ienlerin akcier kanserine yakalanma

S o s y o lo jik S o r u S o r m a v e C e v a p la m a

lar imeyenlere gre daha olasdr; ar


iicilerin yakalanmalar da hafif
iicilerden. Birlikte deime ilikisi
tersine de ifade edilebilir. Akcier
kanseri olanlarn yksek bir oran, ttn
ienler ya da uzunca sre ttn imi
olanlardr. Bu birlikte deime ilikisini
teyit eden o kadar ok aratrma
yaplmtr ki, arada nedensel bir iliki
olduu genel kabul grmektedir, fakat
tam olarak nasl bir nedensel iliki
olduu imdilik byk oranda bilin
memektedir.
Bir konu hakknda ne kadar ok
birlikte deime almas yaplrsa
yaplsn, olas nedensel balantlar
hakknda her zaman biraz phe kalr.
Birlikte deimenin baka yorumlar da
mmkndr. rnein, akcier kanse
rine yakalanmaya yatkn kiilerin ttn
imeye de yatkn olduklar ynnde bir
aklama ne srlmtr. Bu gre
gre, kansere yol aan ttn ime deil,
fakat hem ttn imeye hem de kansere
yol aan biyolojik bir yatknlktr.

Aratrma yntemleri

rgtler veya topluluklar iindeki


insanlarn davranlar ve bu insanlarn
kendi davranlarn nasl anladklar
hakknda bilgi salar. Bir kez ilerin belli
bir grubun iinden nasl grndn
grdmzde, sadece o grup hakkn
dan deil, inceleme altndaki durumu
aan toplumsal sreler hakknda da
daha iyi bir anlay gelitirmemiz
olasdr.
Geleneksel etnografya almala
rnda rivayet ve aklamalar gzlem
cinin kendisi hakknda fazla bir bilgi
verilmeksizin sunulmaktayd. Bunun
sebebi etnografn inceledii eylerin bir
resmini nesnel olarak sunabileceine
inanlmasyd. Daha yakn zamanlarda
etnograflar gitgide daha ok, kendile
rinden ve inceledikleri insanlarla olan
balarnn doasndan sz eder oldular.
Bu, bazen, rnein, bir etnografn
rknn, snfnn ya da toplumsal
cinsiyetinin almay nasl etkilediini
ya da gzleyen ile gzlenen arasndaki
g farkllklarnn aralarndaki karlkl
grmeleri nasl arpttn anlamaya
alma meselesi olabilir.

imdi sosyologlarn almalarnda


yaygn olarak kullandklar eitli
aratrma yntemlerine bakalm (sayfa
121 deki 3.2. Tabloya baknz)

Etnografya
Kendisinin ana aratrma yntemi
olarak Humphreys, etnografyay (alan
almas veya katlarak gzlem ya da
mlakat kullanarak insanlarn birinci
elden incelenmesi) kulland. Bu
yntemde aratrmac, bir grup, rgt
veya cemaate katlr veya onlarla birlikte
alr, yaar ve belki de onlarn
faaliyederine dorudan katlr. Baarl
olduu bir yerde etnografya gruplar,

"Antroploglaar! AntroDologlaar"
Bu karikatr kend ile rin in bilin cin de olan denekleri ncelem enin baz
tuzaklarn g s te rm e k te d ir

120

S o s y o lo jik S o r u S o r m a v e C e v a p la m a

3 .2 . Tablo Sosyolojik aratrm ad a kullanlan d rt an a y n te m


Aratrma yntem i

Gl yarlar

Snrllklar

Alan almas

teki ynte m le rd en genellikle


daha zengin ve derin bilgi salar.

Sadece nispeten kk g ru p ya da
topluluklar incelem ek iin kullanlabilir.

Etnografya, toplum sal sreler


hakknda daha geni bir anlay
salar.

Bulgular sadece incelenen g ru p ya da


to pluluklar iin geerli olabilir; tek bir alan
almasna dayal olarak g enelletirm e
yapm ak kolay deildir.

ok sayda bireyden etkin bir


ekilde veri toplam ay m m kn
klar.

Toplanan m alzem e yzeysel olabilir; soru


kadnn ok standart old u u bir durum da
cevaplayanlarn grleri arasndaki nem li
farllklar kaybedilebilir.

Katlmclarn cevaplar arasnda


kesin bir karlatrma yapm aya
izin verir.

Cevaplar, insanlarn gerekten inandklarn


deil, inandklarn idd ia ettiklerini
yanstabilir.

Belirli deikenlerin etkisi


aratrmac tarafndan
denetlenebilir.

Hayatn pek ok yn laboratuvara


sokulamaz.

Daha sonraki aratrmaclar


tarafndan tekrar edilm esi
genellikle kolaydr.

Katlmclarn cevaplar laboratuvar


ortam ndan etkilenebilir.

ncelenen belgelerin trne bal


olarak, ok sayda vaka hakknda
veri yannda, d erinlii olan
m alzem e salar.

Aratrmac yanl olabilecek m evcut


verilere bamldr.

Btnyle tarihsel veya tarihsel


bir yn olan bir alma iin
tem el nem tar

Gerek d urum u ne kadar yansttklaryla


ilgili olarak kaynaklarn yorum lanm as g
olabilir -baz resmi istatistiklerde
szkonusu old u u gibi

Derlem eler

Deneyler

Belgesel aratrma

Uzunca bir sre, katlarak gzleme


dayal aratrmalarn karlalan tehlike
veya sorunlardan bahsetmemeleri
olaand fakat daha yakn zamanlarda
alan aratrmaclarnn yaynlanm an
ve gncelerinde bu konuda daha ak
davranlmaktadr. Sk sk yalnzlk
duygusu ile baa kmak gerekir nk
gerekten ait olmadnz bir toplumsal
balama ya da toplulua uymak kolay
deildir. Grup yeleri kendileri hakkn
da ak ve samimi olarak konuma

121

dklar iin aratrmac srekli sinirli


veya asabi olabilir; dorudan soru
sormalar baz durumlarda memnu
niyetle karlanrken baz durumlarda
da souk bir sessizlikle karlanabilir.
Baz alan aratrmalar fiziksel bakm
dan bile tehlikeli olabilirler; rnein bir
su etesini inceleyen bir aratrmac
polis muhbiri olarak grlebilir veya bir
kast olmakszn rakip etelerle at
maya karabilir.

Sosyolojik Soru Sorma ve Cevaplam a

Etnorafk almalarn baka


byk snrllklar da vardr. Bu
yntemle sadece olduka kk grup ya
da topluluklar incelenebilir ve bu da
ounlukla aratrmacnn ilgili grup ya
da topluluktaki bireylerin gvenini
kazanmasna baldr. Bu beceri
olmakszn aratrmann yerden kalkma
ihtimali hayli zayftr. Aksi de
mmkndr. Aratrmac kendini
inceledii grupla ylesine zdeletirir
ki, adeta ieriden biri haline gelir ve
dardan bir gzlemcinin bak asn
kaybeder.

Derlemeler
Alan aratrmalarn yorumlamak
ounlukla genelletirme sorunu ierir.

Sadece az sayda insan incelendiinden,


bir balamda saptanan bir eyin teki
balamlarda da geerli olacandan ya
da hatta ayn grubu alan iki farkl
aratrmacnn ayn sonulara ulaaca
ndan emin olamayz. Bu, yoklamalar
da pek de sorun deildir. Bir derleme
de soru katlar bir grup insana -bazen
binlercesine- ya gnderilir ya da
mlakadar eklinde dorudan uygula
nr. Sosyologlarca bu gruba nfus
denir. Alan almas toplumsal hayatn
kk kesiderini derinlemesine al
mak iin uygundur; yoklamalar ise ok
ayrntl olmayan fakat ekseriyede daha
geni bir alana uygulanabilecek bilgi
retme eilimindedir.

Standart ve ak ulu soru katlar


Yoklamalarda iki tr soru kad
kullanlr. Baz yoklamalarda kendile
rine sadece sabit cevaplarn-rnein,
Evet/Hayr/Bilmiyorum ' veya ok
muht e me l / M u h t e m e l / i h t i m a l
dtp/Olduka ihtimal ^//'-verilebilecei
sabit seenei olan sorular ieren soru
kadar kullanlr. Sadece az sayda
cevap kategorisi ierdiklerinden byle
yoklamalann cevaplarn kolayca kar
latrlmas ve saylmas avantaj vardr.
te yandan, fikir ve kanaader ya da
szl ifadelerdeki inceliklerin ortaya
kna izin vermediklerinden ortaya
koyduklar bilgiler eer yanla srk
leyici deilsler bile kapsam bakmndan
snrl olmalar muhtemeldir.

Alan almasnda sosyologlar inceledikleri


toplumla yaknlamak zorundadrlar, fakat
dardan bir gz olmay kaybetmeyecek
kadar.

Dier soru kadar ak uludur:


cevaplayanlarn fikirlerini kendi kelime
leri ile ifade etmek iin daha fazla
frsatlar vardr ve sabit-seenekli
tercihler yapmaya ksdanmamlardr.
Genel olarak, ak-ulu soru katlar
standart soru katlarndan daha

122

S o s y o lo jik S o r u S o r m a v e C e v a p la m a

ayrntl bilgi salarlar. Aratrmac


verilen cevaplar izleyerek cevaplayann
ne dndn daha derinden
renmek iin sondaj sorular sorabilir.
Fakat, dier yandan, standardamann
olmay cevaplarn istatistiksel olarak
karlatrmasn yapmann daha g
olabilecei anlam tar.
Soru kadndaki konular ve
sorular bir sraya dizilir ki, bir mlakat
ekibi nceden belirlenmi bir dzen
iinde sorular sorup, cevaplar kayde
debilsin. Soru kadnda yer alan btn
maddeler mlakat yapan iin de,
kendisiyle mlakat yaplan iin de
hemen anlalr olmaldr. Hkmet
kurumlan ve aratrma rgtleri tara
fndan dzenli aralklarla yaplan byk
yoklama almalarnda mlakatlar
btn lkede aa yukar ezamanl
olarak yaplmaktadr. Eer mlakatlar
yapanlar ile verileri zmleyenler
sorular ve cevaplardaki mulaklklar
hakknda srekli birbirlerine soru
sormak durumunda olsalard, ne
mlakat yapanlar ne de zmlemeleri
yapanlar kendi ilerini etkin bir ekilde
yaparlard.
Soru katlar cevaplayanlarn
zelliklerini de dikkate almaldr.
Soruyu sorarken aratrmacnn zihnin
deki noktay onlar da grecekler mi?
Sorular ie yarar bir ekilde cevapla
yacak yeterli bilgileri var m? Dahas,
sorulara, cevap verecekler mi? rnein,
Medeni durumunuz nedir sorusu
baz insanlar artp bocalatabilir.
Bunun yerine, her bir medeni durumu
Bekar msnz, evli misiniz, einizden
ayr m yayorsunuz veya boanm
msnz? eklinde tek tek sormak daha
uygun olur. ou yoklama almasn
dan nce aratrmacnn ngrmedii

123

sorunlar yakalamak iin pilot alma


yaplr. Pilot alma az sayda insanla
soru kadnn tamamland bir
deneme almasdr. Bu deneme
almasnda tespit edilen glkler ana
tarama almas yaplmadan nce
giderilir.

rneklem seimi
Sosyologlar sk sk byk sayda
bireylerin zellikleriyle ilgilenirler
-rnein, bir btn halinde Britanya
nfusunun siyasal tutumlar. Bu kadar
insan dorudan incelemek imkansz
olurdu. Bu nedenle byle durumlarda
aratrmaclar bir rneklem -genel
grubun bir rnei, kk bir oran- ile
ilgilenirler. Doru seildii mddete
bir nfusun rneinden derlenen
bilgilerin nfusun tamamna genellenebileceine ounlukla gvenebiliriz.
rnein, iki veya bin semenin
incelenmesi btn semen nfusun
tutumlar ve oy verme niyetleri
hakknda olduka doru bir gsterge
salayabilir. Fakat bunun baarlabilmesi iin rneklemin temsil edici
olmas gerekir: incelenen insan grubu
nfusun btnnn bir simgesi
olmaldr. rneklem seimi grnd
nden daha karmaktr ve istatistik
iler, rneklemlerin ap ve doasn
doru bir ekilde belirlemek iin
kurallar gelitirmilerdir.
rneklemin temsili olmasn sala
mak iin kullanlan bilhassa nemli olan
bir yordam nfusun btn yelerinin
ayn seilme olaslna sahip olduu
tesadfi rneklemedir. Tesadfi
rneklem oluturmann en gelimi
yollarndan birisi nfusun her bir
yesine bir numara verip bir bilgisayar
yardmyla -rnein, her onuncu

S o s y o lo jik S o r u S o r m a v e C e v a p la m a

numaray semek suretiyle- rneklemin


kendisinden elde edildii tesadfi bir
liste oluturmaktr.

Halkn tercihi?
Yoklama almasnn en nl ilk
rneklerinden birisi Paul Lazarsfeld ve
birka meslekta tarafndan yarm
yzyldan daha uzun bir sre nce
yaplm olan Halkn tercihi alma
sdr (Lazarsfeld, Berelson ve di.
1948). A BD 'de 1940 bakanlk
seimleri esnasnda Ohio eyaletinin
Erie kasabas sakinlerinin oy verme
niyetlerini inceleyen bu alma tarama
aratrmasnn bugn kullanmda olan
birok tekniine nclk etmitir. Tek
bir soru kadnn yapacandan daha
derine sondaj yapmak iin aratrma
clar bir semen rnekleminin her bir
yesiyle yedi farkl durumda mlakat
yaptlar. Ama oy verme tutumlarndaki
deimelerin sebeplerinin izini srmek
ve anlamakt.
Aratrma bir dizi kesin varsaymla
ie balad. Bunlardan birisi bir
topluluktaki semenlere yakn ilikiler
ve olaylar semen niyetini uzak dnya
meselelerinden daha fazla etkilemek
tedir ve bulgular bunu genelde
dorulad. Aratrmaclar, siyasal
tutumlar zmlemek iin ayrntl
teknikler gelitirdiler; fakat onlarn
almas kuramsal dnceye de ok
nemli katklar yapt. Onlarn kullan
ma giriine yardmc olduklar kavram
lar arasnda kanaat nderleri ve iki
adml iletiim ak bulunmaktayd.
Aratrma, baz bireylerin -kanaat
nderlerinin- kendi etraflarndakilerin
siyasal fikirlerinin ekillenmesine vesile
olduklarn gsterdi. nsanlarn fikirleri
hemen dorudan deil, iki adm

srecinde ekil almaktadr. lk admda,


kanaat nderleri siyasal olaylara tepki
vermekte; ikinci admda bu nderler
etraflarndaki kiileri -akrabalar, arka
dalar ve meslektalar- etkilemekteler.
Kanaat nderlerinin ifade ettikleri
fikirler kiisel ilikiler szgecinden
geirilmekte, sonra da dier bireylerin
gnn siyasal meselelerine ynelik
cevaplarn etkilemektedir.

Derleme almalarnn avantaj ve


dezavantajlar
Yoklamalar, ok eitli sebeplerle,
sosyolojik aratrmada yaygn olarak
kullanlmaktadr. Soru katlarna
verilen cevaplar dier birok aratrma
yntemleri vastasyla toplanan malze
meden daha kolay bir ekilde niceliksel
hale getirilebilir ve zmlenebilir;
byk sayda insan incelenebilir; ve
yeterli mali kaynak verildiinde,
aratrmaclar cevaplarn toplanmas
iini tarama iinde uzmanlam
irketlere verebilirler. Yoklamalar ara
trmaclara inceledikleri eyin istatis
tiksel bir lmn verdikleri iin,
bilimsel yntem bu tr aratrma iin
bir modeldir.
Ancak, birok sosyolog yoklama
yntemini kusurlu bulmaktadr. Onlar,
ou yoklama aratrmasna verilen
cevaplarn nispeten s olmalar dikkate
alndnda, doruluu phe gtrr
bulgulara kesinlik grnts verile
bileceini ne srmektedirler. Cevapla
mama dzeyleri bazen yksektir,
zellikle soru katlar ve cevaplar posta
ile gnderildiinde. rneklemdeki kii
lerin yarsndan biraz fazla katlmcdan
derlenen sonulara dayal olarak
aratrmalarn yaynlanmas az grlen
bir ey deildir, her ne kadar cevap ver

124

Sosyolojik Soru Sorma ve Cevaplam a

meyen kiilerle yeniden temas kurmak


veya yedek kiilerle grmek iin aba
gsteriliyor olsa bile. Yoklamalara
cevap vermeyen ya da kendisiyle
mlakat yaplmasn kabul etmeyen
kiiler hakknda ok az ey bilinmek
tedir, fakat yoklama almas ou kere
davetsiz misafir ve zaman alc olarak
grlmektedir.

Deneyler
Deney, bir aratrmac tarafndan
kurulmu olduka denetimli artlar
altnda bir varsaym snama giriimi
olarak tanmlanabilir. Dier aratrma
yordamlarnn sunduklarna kyasla
daha byk avantajlar saladklarndan
deneyler doa bilimlerinde sk kullanl
maktadr. Deneysel bir ortamda
aratrmac incelenen durumlar doru
dan denetler. Doa bilimleriyle kar
latrldnda, sosyolojide deney
yaplabilecek saha hayli kstldr. Sadece
ok az sayda insandan oluan gruplar
laboratuvar ortamna getirilebilir ve
byle deneylerde insanlar kendilerinin
incelendii bilirler ve doal davranma
yabilirler. Denek davranndaki bu tr
deimelere 'Howthorne etkisi' denir.
1930'larda Western Elektrik irketi'nin
Chicago yaknndaki Howthorne
fabrikasnda i verimlilii incelemesi
yapan aratrmaclar deneysel ortam
dzenlenmesi her ne olursa olsun
(aydnlatma seviyesi, mola verme
rntleri, alma ekibinin bykl
gibi) iilerin verimliliinin kendilerinin
de beklemedikleri bir ekilde yksel
meye devam ettiini tespit ettiler, iiler
kendilerinin inceleme altnda oldukla
rnn farkndaydlar ve kendi doal i
sratlerini hzlandrdlar.
Bununla birlikte, deneysel yntem
sosyolojide bazen ie yarar bir ekilde

125

uygulanabilir. Bir rnek Philip Zimbardo'nun zekice yapt yap-inan hapis


hanesi deneyidir: Deneyde ren
cilerin bazlar gnll olarak gardiyan,
dierleri de gnll olarak mahkum
rol oynadlar (Zimbardo 1972). Onun
amac bu fakl rolleri oynamann tutum
ve davranlarda ne tr deiikliklere yol
atn grmekti. Sonular aratrma
clar sarst. Gardiyan roln oynayanlar
abucak otoriter bir tavr takndlar ve
mahkum roln oynayanlara kar
gerekten husumet gstermeye, onlara
emir yadrmaya, kt muamele
yapmaya ve kabadaylk gstermeye
baladlar. Mahkumlar ise, bunun
aksine, kaytszlkla kark bir isyankar
lk gsterdiler -gerek hapishanelerde
yatan mahkumlar arasnda ska
karlalan bir tepki. Etkiler ylesine
belirgin ve gerilim dzeyi ylesine
yksekti ki, deney erken bir aamasnda
iptal edildi. Ancak sonular nemliydi.
Zimbardo hapishanelerde davrann
burada bulunanlarn bireysel zellikle
rinden ok hapishane ortamnn
doasndan etkilendii sonucuna vard.

Yaam ykleri
Deneylerin aksine, yaam yk
leri btnyle sosyoloji ve dier sosyal
bilimlere ait bir yntemdir: onlarn
doa bilimlerinde yeri yoktur. Yaam
tarihleri belli bireyler hakknda
derlenmi -ounlukla bireylerin kendi
hatrladklarndan derledikleri- biyogra
fik malzemelerden oluur. Dier ara
trma yntemleri inanlarn ve tutumla
rn zaman iinde gelimesi hakknda,
genellikle yaam-ykleri ynteminin
rettii kadar malzeme retmezler.
Ancak, yaam tarihleri yntemi pek
nadiren sadece insanlarn hatralarna

S o s y o lo jik S o r u S a r m a v e C e v a p la m a

dayanr. Normal olarak, mektuplar,


dneme ait raporlar ve gazete tasvirleri
gibi kaynaklar bireylerin saladklar
bilgileri geniletmek ve geerliliklerini
denetlemek iin kullanlr. Yaam
ykleri ynteminin deeri zerine
sosyologlarn grleri farkllk gster
mektedir: Bazlar onlarn ie yarar bilgi
salamak bakmndan ok gvenilmez
olduklarn dnrken, bazlar da
onlarn teki aratrma yntemlerinin
ok aznn sunabildii igr kaynaklar
saladklarna inanrlar.
Yaam ykleri yntemi byk
neme sahip almalarda baaryla
kullanlmtr. W. I. Thomas ve Florian
Znaniecki'nin Avrupa ve Amerika'da
Poloma Kyls (The Polish Peasant in
Europe and America) ilk mehur
almalardandr. Be ciltlik bu alma
ilk kez 1918 ile 1920 arasnda basld
(Thomas ve Znaniecki 1966). Thomas
ve Znaniecki, yaptklar mlakatlar ve
topladklar mektuplar ve gazete maka
leleri sayesinde aksi halde mmkn
olmayacak derecede g deneyiminin
daha hassas ve ustaca bir muhasebesini
yapabildiler.

Karlatrmal aratrma
Yukarda tarif edilen aratrma
yntemlerinin her biri ou halde
karlatrmal bir balamda uygulanr.
Karlatrmal aratrmann sosyo
lojide merkezi bir nemi vardr nk
bize belli bir aratrma alannda neler
olup bittiini akla kavuturmaya izin
verir. Britanya'daki boanmalar -her yl
sonulanan yasal boanma izinlerinirnek olarak ele alalm. 1960'larn
banda Birleik Krallkta her yl 30,000
civarnda boanma oluyordu; 1980'lerin
bana gelindiinde bu rakam ylda

130,000 civarna ykseldi. Bu dei


meler Britanya toplumunun zel
vasflarn m yanstyor? Birleik
Krallktaki boanma oranlarn dier
toplumlardaki oranlarla karlatrarak
bunu ortaya karabiliriz. Byle
karlatrmalar gstermektedir ki,
ou dier Avrupa lkeleriyle kyaslan
dnda genel eilimler benzerlik
tamaktadr. Hemen hemen btn
Avrupa lkeleri son yarm yzylda
durmadan ykselen boanma oranla
rna maruz kaldlar.

Tarihsel zmleme
Birinci blmde sz edildii zere,
tarihsel bak asnn sosyolojik aratr
mada ou kez temel nemi vardr.
nk belli bir sorun hakknda
topladmz malzemeden bir anlam
karmak iin ou kere amar bak
asna ihtiya duyarz.
Sosyologlar, gemi olaylar oun
lukla dorudan incelemek isterler.
Tarihin baz dnemleri o dnemleri
yaam bireyler hala hayatta iken
-ikinci Dnya Sava srasndaki Yahudi
Soykrm vakasnda olduu gibidorudan incelenebilir. Szl tarih
aratrmas insanlarla hayatlarnn daha
nceki bir dneminde tank olduklar
olaylar hakknda mlakat yapmak
demektir. Bu tr aratrma en fazla
altm ila yetmi yl geriye uzanabilir.
Daha nceki dnemler hakknda
tarihsel aratrma yapmak iin sosyo
loglar, genellikle ktphanelerin zel
koleksiyonlarnda ya da Ulusal Ariv
lerinde saklanan belge ve yazl kayar
kullanmak zorundadrlar.
Tarihsel belgeleri kullanmann
ilgin bir rnei sosyolog Anthony

126

S o s y o lo jik S o r u S o r m a v e C e v a p la m a

Ashworth'n Birinci Dnya Sava


esnasndaki siper savalar almasdr
(Ashworth 1980). Ashworth'n amac
haftalarca siperlerde yakn ve dar bir
alana skm ve youn ate altnda
hayatta kalmak zorunda olan erkekler
iin yaamn nasl olduunu aratr
makt. Ashworth, ok sayda belgesel
kaynaktan yararland: Farkl askeri
blk ve birlikler tarafndan yazlanlar
da dahil olmak zere resmi sava
tarihleri, zamann resmi yaynlar, asker
ler tarafndan gayr resmi olarak tutulan
notlar, kaytlar ve sava deneyimi
hakknda yaplan kiisel deerlendirme
ve aklamalar. Byle ok sayda farkl
kaynaktan yararlanmak suretiyle
Ashworth siperlerdeki hayatn zengin
ve ayrntl bir tasvirini yapmay baard.
ou askerin dmanla hangi sklkta
atmaya girmeye niyei olduklar
hakknda kendi fikirlerini gelitirdik
lerini ve kumandanlarnn emirlerini sk
sk dikkate almadklarn kefetti.
rnein, Noel Gn Alman ve
Mttefik askerleri atmalara ara
verdiler ve bir yerde iki taraf gayr resmi
bir futbol ma dzenledi.

K a rla trm a l v e ta rih se l


aratrmay birletirme
Ashworth'n aratrmas nispeten
ksa bir zaman aral zerine
younlat. Daha uzun bir zaman
dilimini inceleyen ve ayn zamanda
karlatrmal aratrmay tarihsel bir
balamda kullanan bir alma rnei
olarak, toplumsal deime konusunda
bilinen en iyi almalardan biri olan
Theda Skocpol'un Devletler ve Toplumsal
Devrimlerini (States and Social Revolutions-1979)'ini alabiliriz. Skocpol ok
hrsl bir ie giriti. farkl tarihsel

127

balamda toplumsal devrim srelerine


bakt: Fransa'daki 1789 devrimi,
Rusya'daki 1917 devrimi (ki, kom
nistleri iktidara getirdi ve nihayetinde
1989'da dalan Sovyetler Birliini
kurdu) ve in'deki 1948 devrimi (ki,
komnist in'i yaratt).
eitli belgesel kaynaklar zm
leyerek Skocpol, devrimsel deime
lerin, altlarnda yatan toplumsal yapsal
koullar vurgulayan gl bir aklama
gelitirdi. Skocpol, toplumsal devrilerin
byk oranda niyetlenilmemi gelime
lerin sonular olduklarn gsterdi.
rnein, Rus Devrimi'nden nce eitli
siyasal gruplar mevcut dzeni ykmaya
abalyorlard fakat bunlardan hibiri
-sonunda iktidara gelen Bolevikler de
dahil- meydana gelen devrimi ngr
memiti. Bir dizi atma ve kar
karya geli herhangi bir kimsenin
ngrm olduundan ok daha
kkten bir toplumsal dnm sreci
ortaya kard.

Gerek dnya'da
aratrma: yntemler,
sorunlar ve tuzaklar
Daha nce vurguland zere,
btn aratrma yntemlerinin kendi
avantajlar ve snrllklar vardr. Bu
nedenle, tek bir aratrmada birok
yntemi her biri dierlerine yardmc
olacak ve denetleyecek ekilde bir araya
getirmek olaan bir uygulamadr. Buna
genletirme sreci denir. Bir kez
daha Laud Humphreys'in ayodas
Ticaretim bakmak suretiyle eitli
aratrma yntemlerini bir araya
getirmenin deerini ve daha genel
olarak gerek sosyolojik aratrmann
sorun ve tuzaklarn grebiliriz.

S o s y o lo jik S o r u S o r m a v e C e v a p la m a

Humphreys'in cevabm bulmak


istedii sorulardan biri ne tr erkeklerin
ay odalarna geldikleriydi. Fakat bunu
ortaya karmak onun iin ok zordu
nk tuvaletlerde btn yapabildii
gzlemdi. Tuvaletlerde sessiz olma
kural soru sormay, hatta konumay
bile gletirmekteydi. Ek olarak, esas
olarak anonim kalmak isteyen insanlara
kiisel sorular sormaya balamak ok
acayip bir ey olurdu.
Humphreys'in zm yoklama
yntemini kullanmak suretiyle ay
odalarna gelen erkekler hakknda daha
fazla bilgi edinmek oldu. Tuvaletierin
kapsnda durarak, arabalarn parka
ekip cinsel iliki iin ieri girenlerin
arabalarnn plakasn kaydetmeye
balad. Daha sonra araba plakalarn
Motorlu Aralar Daire'sinde alan bir
arkadana verip bu erkeklerin
adreslerini temin etti.
Aylar sonra, Laud'un alt Birle
ik Devleder'in St Louis kentindeki
Washington niversitesi kap kap
dolaarak cinsel alkanlklar hakknda
bir derleme almas yapmaktayd.
Humphreys, aratrmay yrten esas
aratrmaclardan ay odasna gidenler
rneklemindekilerin isimlerini listeye
eklemek iin izin ald. Sonra kendisini
esas aratrmada yer alanlardan biriymi
gibi gsterip grnte sadece derleme
almasnn sorularn sormakla
birlikte aslnda onlarn toplumsal arka
planlar ve yaamlar hakknda daha
fazla bireyler renmek iin bu
erkeklerle kendi evlerinde mlakat
yapmaya gitti. Humphreys, bu
erkeklerin ounun evli olduklarn ve
byle olmadklar durumlarda grenek
lere uygun bir yaam srdrdklerini
tespit etti. ou kere bu erkeklerin

karlar ve dier aile yeleriyle de


mlakat yapt.

nsan denekler ve etik sorunlar


insanlarla ilgili her aratrma etik
ikilemler gsterebilir. Sosyologlarn
sorulmas konusunda uzlatklar
anahtar sorulardan biri, aratrmann
deneklere kendi gnlk yaamlarnda
karlatklarndan daha byk bir
tehlike arz edip etmediidir.
ay odas Ticareti'm yazarken
Humphreys, davrann inceledii
kiilere kar drst olmadn syledi.
ay odasn gzlemlerken bir sosyolog
olarak kendi kimliini onlara akla
madn belirtti. ay odasna gelen
insanlar onun kendilerinkiyle ayn
sebepten tr oraya geldiini varsay
dlar ve onun oradaki varlna grnr
haliyle itibar edildi. Humphreys, ay
odasn gzlemlerken kimseye doru
dan yalan sylemediyse de orada
bulunuunun gerek amacn da
kimseye ifa etmedi. Onun davrannn
bu zel yn meslek etiine uygun
muydu? Cevap, eksii fazlasyla,
almasnn bu yn deneklerinin
herhangi birini tehlikeye sokmad. ay
odasndaki gzlemlerinde katlmclarn
kimliini aa karacak bilgi topla
mad. Onlar hakknda bildikleri ay
odasndaki dier insanlarn bildiklerine
benzer eylerdi. Bu ekilde davran
makla onun orada bulunmas szkonusu kiileri kendi yaamlarnda zaten
karlatklarndan daha fazla bir
tehlikeye sokmad. Fakat, ayn
zamanda, eer Humphreys btnyle
drst olmu olsayd, aratrma
ilerledii kadar ilerleyemeyebilirdi.
Gerekten de, aratrmac, aratrma
srecinde karlat her bir kiiye ilk

128

Sosyolojik Soru Sorma ve Cevaplam a

nce projeyi anlatm olsayd,


sosyologlarca derlenmi en deerli
verilerden bazlar hibir zaman
derlenemezdi.
H um phreys'in alm asnn
gsterdii edk ikilem bundan ibaret
kalsayd, bu toplumsal aratrmann
etii konusunda nemsiz bir sorun
olarak kalrd. Humphreys'in aratr
mas hakknda bundan daha fazla ka
kaldrtan onun ay odasna gelenlerin
arabalarnn plaka numaralarn
kaydetmesi, Motorlu Aralar Dairesi'nde alan bir arkadandan bu
kiilerin adreslerini edinmesi ve sonra
da rengi belli olmayan bir yoklama
aratrmas yapyormu kisvesinde bu
kiileri evlerinde ziyaret etmesiydi.
Humphreys bu erkeklerin faaliyetleri
hakknda onlarn ailelerine hibir
ifaatta bulunmam ve verileri sakl
tutmak iin byk gayret gstermi olsa
da onun edindii bilgi ok zarar verici
olabilirdi. Daha beceriksiz bir aratr
mac, deneklerin ailesiyle mlakat
yaparken azndan bir ey karabilir ya
da Humphreys notiarn kaybedebilir ve
bunlar bakasnn eline geebilirdi.
Aratrma srecinde yanl gidebilecek
eylerin okluunu dnerek aratr
maclar bu trden aratrmalar meru
grmemekteler. Dnyann pek ok
yerinde, sosyolojik aratrmaya kaynak
salayan hkmet kurulular, Birleik
Krallktaki Ekonomik ve Toplumsal
Aratrma Kurulu ve Ingiliz Sosyoloji
Dernei gibi sosyologlarn yesi
olduklar meslek rgderi, sosyolojik
deneylere giriecek aratrmaclar iin
simdi ok daha sk etik yol gsterici
ilkeler koymulardr.
Humphreys gey erkeklerin hayatn
alan ilk sosyologlardan biriydi. Onun

129

konuyu ele al cinsel topluluklar


hakknda mevcut bilgi stokunun ok
tesine giden insani bir almayd.
Yazd kitap neticesinde onun
aratrma deneklerinin hibirine bir ey
olmam olsa da, Humphreys, kendisi,
ana etik sorunlar hakknda kendisini
eletirenlerin eletirilerini daha sonra
hakl buldu. Eer almay tekrar
yapacak olsaydm, arabalarn plakalarn
almaz ve insanlarn evlerine gitmezdim,
dedi. Bunlarn yerine, ay odalarnda
verilerini derledikten sonra bu insan
larn bir alt grubunu yeterince tanyp
onlar amalarm konusunda bilgilendir
ve ondan sonra bu faaliyetlerin kendi
hayatlarndaki nemi hakknda konu
malarn isterdim, dedi.

Sosyoloji sadece ak olann


yeniden ifade edilmesi mi?
Sosyoloji ou kere bizim bir para
kiisel deneyimimiz olan eyleri incele
diinden, insan bazen sosyolojinin srf
ak olann sancl bir ayrntl
incelemesi mi olduunu merak eder
(Wright 2000). Sosyoloji sadece bizim
zaten bildiimiz eylerin soyut bir
meslek dili kullanlarak yeniden ifade
edilmesi mi? O, basite, bizim zaten
aina olduumuz toplumsal olgularn
can skc bir tanm m? Kt bir
sosyoloji bu eylerin hepsi olabilir.
Fakat herhangi bir disiplin hakknda
onun kt uygulayclarnn ne
yaptna bakarak yargda bulunmak
uygun olmaz. Aslnda, iyi sosyoloji ya
bizim iin ak olan hakkndaki anlay
mz keskinletir (Berger 1963) ya da
bizim saduyu yoluyla sahip olduu
muz anlay btnyle dntrr.
Her iki halde de iyi sosyoloji ne can
skc ne de ak olann yeniden ifade

S o syo o |iK i o u M i m a v e c e v a p la m a

edilmesidir, bu kitap metninde yeni bir


konu hakkndaki tartmalar bazen sizin
zaten anladnz tanmlarla balyor.
Kavramlarnn tanm yapmak akade
mik bir disiplin iin gereklidir. Ancak,
biz, rnein, aileyi birbirleriyle akraba
bir grup insan olarak tanmladmzda,
bunu iin sonu olarak deil, aksine bir
balang noktas olsun diye yapmak
tayz. Kendi terimlerimizi tanmlamakszn daha sonra anlaymz keskin
letirmeye asla ilerleyemeyiz -iyi
sosyoloji terimleri asla kendi iinde bir
ama olarak tanmlamaz.

davran arasnda cereyan eden


karlkl deime demektir. Sosyolojik
bulgularn ou kere saduyu anlay
larmzla ok yakn olduklarna arma
malyz. Gereke, basite, sosyolojinin
bizim zaten bildiimiz eyleri bulmu
olmas deildir; aksine, sosyolojik
aratrma srekli olarak bizim toplu
mun ne olduu hakkndaki saduyuya
dayal bilgimizi etkilemektedir.

Sosyolojinin etkisi
Sosyolojik aratrma ok nadiren
sadece sosyologlarn entelektel
topluluunu ilgilendirir. Onun sonu
lar ou kere toplum iinde yaylmakta
dr. Vurgulanmas gerekir ki, sosyoloji
sadece modern toplumlarn incelen
mesi deil, bu toplumlarn devam eden
yaamlarndaki nemli bir unsurdur.
Birleik Krallkta evlilik, cinsellik ve
ailede meydana gelen deiiklikleri (7.
ve 12. blmlerde tartlmaktadr) ele
alalm. Sosyolojik aratrmann toplu
ma szlmesinin bir sonucu olarak
modern toplumda yaayan ok az insan
bu deimelerden habersizdir. Bizim
dnme biimimiz ve davranlarmz
karmak ve ou kere ince yollarla
sosyolojik bilgiden etkilenmekte, bu
surede bu bilgi sosyolojik incelemenin
alann yeniden ekillendirmektedir.
Sosyolojinin teknik kavramlarn
kullanarak bu olguyu tarif etmenin bir
yolu sosyolojinin davranlar incelenen
insanlarla dngsel bir iliki iinde
bulunduunu sylemektir. Dngsellik, 4. blmde greceimiz zere (s.
159-160), sosyolojik aratrma ile insan

130

Sosyolojik Soru Sorma v e Cevaplam a

statistik terim leri


S o s y o lo jid e y a p la n a ra trm a la r, b u lg u la rn

B y le d u ru m la rd a d i e r ik i l m d e n b iri

z m le m e s in d e sk sk is ta tis tik te k n ik le r in d e n

k u llan lab ilir. M o d , b ir v e ri d iz isin d e e n sk

y a ra rla n rla r. B u te k n ik le r d e n b a z la r o k

k arla la n d e e rd ir. B iz im r n e im iz d e , m o d

n ce lik lid ir, fa k a t e n sk k u lla n la n la rd a n o u n u n

4 0 , 0 0 0 'd ir . M o d 'd a s o r u n o la n ey v e rile rin

a n la lm a s kolaydr. B u n la r n e n y ay g n lan

g e n e l d a lm n , y an i k a p sa n a n d e e rle rin

m erk ezi eilim lleri (o rta la m a h e sa p la m a


y ollar) v e korelasyon katsaylardr (b ir

v e ri d iz isin d e e n sk k a r la la n d e e r is te r

d e i k e n in tu ta rl b ir e k ild e d i erleriy le ilik ili

is te m e z v a k a la rn a lm o ld u k la r d e e rle rin b ir

o lm a d e r e c e s i l le ri).

b t n o la ra k d a lm n te m s il e tm e z v e b u

y ay lm a a la n n h e s a b a k a tm y o r o lu u d u r. B ir

n e d e n le ie y a ra r b ir v a sa t o lm a y a b ilir. B u ra d a ,

O r ta la m a la n h e s a p la m a n n y o lu v a rd r v e

4 0 , 0 0 0 sa y la n n alt ta ra fn a o k y ak nd r.

b u n la n n h e r b irin in b e lli av a n ta j v e k u su rlar


b u lu n m a k ta d r. O n k iin in sah ip o ld u u k iise l

n c l o la n o rta n c a (m e d y a n ), e n o r ta d a

s e r v e ti (ev, a ra b a , b a n k a h e sa p la rn d a b u lu n a n

y e r ala n d e e rd ir k i, b u ra d a d a y in e 4 0 , 0 0 0 'd ir .

p a ra v e y a trm la r d ah il) r n e k o la ra k e le alalm .

B iz im r n e im iz d e k i v a k a say s te k sayl b ir

F a r z e d in k i, b u n la rn sa h ip o ld u k la r s e r v e t u

ra k a m d r: o n . E e r v a k a says i f t sayl b ir
ra k a m o lsay d , r n e in o n ik i, b u d u ru m d a

e k ild e:

o r ta d a y e r alan ik i v a k a n n , a l t n a v e y e d in c in in ,

1 0 0 0 (sfr)

o r ta la m a s n alarak o r ta n c a y h e sa p la rd k . M o d

2 5 ,0 0 0

g ib i o r ta n c a d a l le n v e rile rin g e r e k yaylm a

3 1 0 ,0 0 0

alan k o n u s u n d a b ir fik ir v e rm e z .

4 2 0 ,0 0 0
5

O r ta la m a h a k k n d a a ld a tc b ir re s im s u n m a k ta n

/ 1 0 .0 0 0

k a n m a k i in b a z e n a ra tr m a c b ird e n fa z la

6 4 0 .0 0 0

m e rk e z i e ilim l s k u llan r. o u k ez s z

7 4 0 ,0 0 0

k o n u s u v e ri i in sta n d a rt sapm ay

8 8 0 ,0 0 0

h e sa p la y a ca k tr. B u , b ir d e e rle r d iz isin in

9 1 0 0 ,0 0 0

y ay lm n n ya d a d alm n derecesin i
h e s a p la m a n n b ir y o lu d u r k i, b u ra d a sfrd a n

10 1 5 0 ,0 0 0

1 0 ,0 0 0 ,0 0 0 k a d a r u z a n m a k ta d r.

11 2 0 0 , 0 0 0
12 4 0 0 ,0 0 0

K o r e la s y o n k atsay lar ik i (vey a d a h a fazla)

13 10,000,000

d e i k e n in b irb irle rin e n e k a d a r b a la n m


o ld u k la rn ifa d e e tm e n in k u lla n l b ir y olud ur.

A ritm e tik o rta la m a , b u o n k iin in sah ip

k i d e i k e n b t n y le b irlik te d e i tik le rin d e

o ld u u s e r v e tin m ik ta n n to p la y p s o n u c u 1 3 'e

m k e m m e l b ir p o z it if k o r e la s y o n d a n s z ed e riz

b lm e k su re tiy le e ld e e d ile n d e e re k a r lk g elir.

v e b u 1 .0 o la ra k ifa d e ed ilir. k i d e i k e n a ra sn d a

T o p la m 1 1 , 0 8 5 , 0 0 0 'd ir ; b u n u 1 3 'e b ld m z d e

h i b ir ilik i te s p it e d ilm e d i in d e -y an i h i b ir

8 5 2 ,6 9 2 .3 1 e ld e ed e riz . S a la n a n b t n v e rile re

ilik iy e sa h ip o lm a d k la rn d a - k atsay sfrd r. k i

d a y a n d i in b u e k ild e eld e e d ile n o r ta la m a o u

d e i k e n b irb irle riy le b t n y le te rs iliki iin d e

k e re ie y arar b ir o rta la m a d r. A n c a k , b ir ya d a

o ld u k la rn d a , m k e m m e l b ir n e g a t if k o re la s y o n

b ir k a v a k a n n o u n lu u n a ld n d a n o k fark l

m e v c u ttu r v e b u 2 1 .0 'la ifa d e ed ilir. T o p lu m

d e e rle r a ld b ir d u ru m d a b u o r ta la m a

b ilim le rin d e m k e m m e l k o re la s y o n la ra h i

a ld a tcd r. Y u k a rd a k i r n e k te , b ir v a k a n n ald

ra s tla n m a z . s te r p o z itif, is te r n e g a t if o ls u n , 0 .6

d e e rin o k b y k o lu u n d a n d o lay , o r ta la m a

vey a d a h a fa z la d e re c e d e k i b ir k o re la s y o n u n

u y g u n b ir m e rk e z i e ilim l s d e ild ir, re s m i

in c e le n e n d e i k e n le r a ra s n d a g e n e llik le g l

a rp tm a k ta d r. O rta la m a y k u lla n a ra k b u v erileri

b ir ilikiy i g s te r d i i d n l r. B u d zey d e b ir

z e d e m e k iste d i im iz d e in s a n la rd a n o u n u n

k o r e la s y o n to p lu m s a l s n f k k e n i ile , d iy e lim , oy

g e r e k te sa h ip o ld u k la rn d a n o k d a h a fa z la

v e r m e d a v ra n a ra s n d a b u lu n a b ilir.

s e r v e te sa h ip o ld u k la n iz le n im i e d in e b iliriz .

131

Sosyolojik Soru Sorma ve Cevaplam a

Bir tabloyu okum ak


S o s y o lo ji lite r a t r n o k u rk e n sk sk ta b lo la rla

k a r la a c a k s n z . T a b lo la r b a z e n o k k a r m a k

b o y u n c a o k u y u n . ( K o n u b a lk la r b a z e n

g r n r le r fa k a t aa d a sra la n a n b ir k a te m e l

ta b lo n u n a lt ta ra fn d a v e rile b ilir.) B u n la r siz e

K o n u b a lk la r n ta b lo n u n st v e s o l ta ra f

a d m iz le rs e n iz o n la r z m e k k o la y d r; u y g u lam a

h e r b ir s a tr v e s tu n d a n e t r b ilg ile r

y a p tk a b u a d m la r o t o m a t ik h a le g e le c e k tir (b ir

i e rild i in i s y ler. T a b lo d a k i ra k a m la r

r n e k o la ra k 3 .3 . T a b lo y a b a k n z ). T a b lo la r

in c e le r k e n h e r b ir s a tr ya d a s tu n b a l n

a tla m a d rt s n e m a lu p o lm a y n ; o n la r, ayn

a k ln z d a tu tu n . B iz im r n e im iz d e , sa tr

m a lz e m e k e lim e le rle ifa d e e d ilm i o ls a y d , b u n la r

b a lk la r k a p s a n a n lk e le ri, s tu n b a lk la r

o k u y u p a n la m a k ta n d a h a a b u c a k a n la la b ile c e k

ise a ra b a sa h ip li i d z e y in i v e b u v e rile rin

y o u n la trlm b ilg ile r i e rirle r. T a b lo la r n

h a n g i yl i in o ld u u n u g s te r m e k te d ir .

y o r u m la n m a s n d a b e c e r i k a z a n d k a y a z a rn

4 K u lla n la n b ir im le r in n e o ld u u n u te h is

k a rd s o n u la n n n e d e r e c e h a k l o ld u u n u d a

e d in ; ta b lo b n y e s in d e k i d e e rle r v ak a

d e n e d e y e b ile c e k s in iz .

say sn , y z d e le ri, o r ta la m a la r v ey a d i e r

1 T a b lo n u n b a l n ta m o la ra k o k u y u n .

l le ri te m s il e d e b ilirle r. B a z e n b u ra k a m la r

T a b lo la r n b a z e n u z u n c a b a lk la r o lu r;

k e n d in iz in d a h a ra h a t a n la y a ca b ir b i im e

b u n la r a r a tr m a c n n y a n s tla n b ilg ile rin

d n t r m e k yararl o la b ilir : r n e in , e e r

d o a s n d o r u b ir e k ild e d ile g e t ir m e

y z d e lik le r v e r ilm e m i s e , b u n la r

g iriim in i te m s il ed er. 3 .3 . T a b lo n u n b a l ilk

h e s a p la n m a y a d e e r o la b ilirle r.

o la r a k v e rile rin k o n u s u n u v e r m e k te , ik in c i
o la r a k t a b lo n u n

5 T a b lo d a k i b ilg ile r d e n u la la b ile c e k

k a r la trm a i in m a lz e m e

s o n u la r n n e le r o la b ile c e in i d n n . o u

sa la m a k ta o ld u u n u v e n c o la r a k d a

ta b lo y a z a rn k e n d isi ta ra fn d a n

v e rile rin s a d e c e az say d a lk e i in

ta rt lm a k ta d r v e o n u n s y le d ik le rin i ak ld a

v e rild ik le rin i b e lirtm e k te d ir .

b u lu n d u r m a k g e re k ir. F a k a t siz k e n d in iz d e

2 V e r i h a k k n d a k i y o r u m la y c a k la m a ya da

v e rile rd e n d a h a b a k a n e m e s e le le r v ey a

n o d a r a b a k n . N o d a r m a lz e m e n in n asl

s o r u la r o r ta y a k o n a b ile c e in i s o rm a ls n z .

d e rle n d i i ya d a n e d e n b e lli b ir e k ild e

B iz im ta b lo m u z d a k i ra k a m la rd a b ir o k ilg in

su n u ld u u h a k k n d a b ilg i v e re b ilir. B u

e ilim g r le b ilir . lk o la ra k , a ra b a sah ip li i

k ita p ta k i ta b lo la r n o u n d a a k la y c n o d a r

d zey i lk e le r a ra s n d a b y k d e iik lik

b u lu n m a k ta d r . r n e in , sa y fa 2 6 2 'd e k i 7 .2 .

g s te r m e k te d ir . A B D 'd e 2 0 0 2 y ln d a h e r 1 ,0 0 0

T a b lo d a k i ra k a m la rn n a sl e ld e ed ild i i

k ii b a n a d e n a ra b a say s T r k iy e 'd e k in d e n

h a k k n d a b ir o k a k la y c n o t i e r m e k te d ir .

b e k a t d a h a fazlay d , i k in c i o la ra k , a ra b a

E e r ta b lo d a k i v e rile r a r a tr m a c n n k e n d isi

sa h ip li i ile lk e n in r e fa h d zey i a ra s n d a a k b ir

ta ra fn d a n d e r le n m e m i fa k a t b a k a b ir

b a la n t b u lu n m a k ta d r . A s ln d a , a ra b a sa h ip li i

k a y n a k ta n a ln m s a , a k la y c n o d a r d a b u

o r a n la r n r e f a h d z e y i fa rk ll n n k a b a b ir

k a y n a a d a y e r v e rile c e k tir . K a y n a k , asl

g s te r g e s i o la r a k k u lla n a b iliriz . n c o la ra k ,

k a y n a n e r e d e b u la b ile c e in iz i g s te r d i i

h e m e n b t n lk e le rd e a ra b a sa h ip li i 1 9 9 0 ile

k a d a r, b ilg in in n e o r a n d a g v e n ilir o la b ile c e i

2 0 0 2 a ra s n d a a rtm tr , fa k a t b a z la rn d a k i a rt

h a k k n d a d a siz e b a z i g r le r sa lar. B iz im

h z d i e rle r in k e n d a h a y k s e k o lm u tu r -b u

ta b lo m u z d a y e r v e rile n k a y n a k v e rile rin

fa rk llk la r o la s lk la lk e le rin b a a rl b ir

O E C D ta ra fn d a n y a y n la n m b ir k a y n a k ta n

e k o n o m ik b y m e g e r e k le t ir m e ya d a

a ln m o ld u u n u g s te r m e k te d ir .

y a k a la m a d e re c e le ri a ra s n d a k i fa rk
g s te r m e k te d ir .

132

Sosyolojik Soru Sorma ve Cevaplam a

3.3. Tablo kamet eden her 1,000 kii bana den motorlu ara says:
seilmi lkelerin bir karlatrmas

1Avusturya

1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002
556 564 570 582 589
527 527 427 478 523 540 547 551

2 Belika

462

463

503

515

528

543

495

509

529

544

555

565

537

3 Kanada

432

442

441

454

464

487

494

482

490

500

511

517

520

4 Almanya

842

718

779

725

719

771

783

784

792

798

810

816

807

486

493

516

533

5 Yunanistan

443

433

453

441

439

428

448

458

474

6 Portekiz

600

619

627

595

569

565

565

564

580

566

569

572

581

7 Trkiye

310

370

407

439

438

501

533

569

610

654

698

711

756

57

47

53

61

64

68

97

105

111

116

124

148

148

9 Birleik Devletler 248

246

257

271

283

298

313

328

351

378

406

428

450

8 Birleik Krallk

Kaynak: OECD bactbook (2005)

zet

4 A la n a l m a s n d a , ya d a k a tla ra k gzlem de.,

1 S o s y o lo g la r , b e lli s o r u la r s o r m a k v e s is te m a tik

a r a tr m a c in c e le n e n g r u p ya d a c e m a a tle

a ra tr m a la r y a p a ra k b u s o ru la r a c e v a p b u lm a y a

u z u n c a b ir s rey i b irlik te g e irir, ik in c i b ir

a b a la m a k su re tiy le to p lu m s a l y a a m in c e le r le r .

y n te m o la n yoklam ada s o r u k a tlar b y k e b ir

B u s o r u la r olgusal, karlatrm al, geliim sel vey a


ku ram sal o la b ilirle r.

d o ru d a n u y g u lan r. B e lg e s e l a ra tr m a , ariv

nfusun r n e k le m in e ya g n d e r ilir ya d a
v ey a d i e r k a y n a k la rd a m e v c u t y azl m a lz e m e y i

2 B t n a ra tr m a la r a ra tr m a c y ilg ile n d ire n

b ilg i k ay n a o la ra k k u llan r. Deneyler, yaam


tarihleri k u lla n m , ta rih s e l a n a liz v e karlatrm al
aratrm a d i e r a ra tr m a y n te m le rid ir.

v ey a h a y r e te d re n b ir aratrm a sorunundan
b a la r. A r a tr m a s o ru n la r m e v c u t lite r a t rd e k i
b o lu k la r, k u ra m s a l ta rt m a la r v ey a to p lu m s a l
d n y a d a k i p r a tik so ru n la rd a n h a r e k e d e o r ta y a

5 B u fark l a r a tr m a y n te m le r in in h e r b irin in

k o n a b ilir . A r a tr m a s tr a te jis in in g e li m e s in d e

k e n d i sn rllk la r v ard r. B u n e d e n le ,

a tla c a k b e lli a k a d m la r v a rd r - h e r n e k a d a r

a r a tr m a c la r o u k e re ik i v ey a d a h a fazla

b u n la r g e r e k b ir a ra tr m a d a n a d ire n ay n sra ile

y n te m i k e n d i a l m a la rn d a b ir le tir ir v e h e r

ta k ip e d iliy o r o ls a la r b ile.

b irin i d i e r y n te m le e ld e e d ile n m a lz e m e y i

3 k i o la y ya d a d u ru m a ra s n d a k i b ir nedensel ilik i
b ir o la y ya d a d u ru m u n d i erin i m e y d a n a

d e n e d e m e k ya d a b u m a lz e m e y e e k m a lz e m e
d e r le m e k i in k u lla n rla r. B u s re c e genleme
d en ir.

g e tir m e s id ir. B u , g r n d n d e n d a h a
s o ru n lu d u r. B ir ey e neden olm a, iki d e i k e n

6 S o s y o lo jik a ra tr m a sk sk m e s le k e ti iy le ilgili

a ra s n d a d z e n li b ir ilik iy e a tfta b u lu n a n birlikte

s o r u n la r a rz ed er. B u s o r u n la r ya a r a tr m a n n

deim eden ayr tu tu lm a ld r. D e i k e n , y a , g e lir,

d e n e k le r in e k ar u y g u la n a n a ld a tm a c a la r d a n ya

s u o ra n la r v b 'in d e k i d e i ik lik le r o la b ilir.

d a a ra tr m a b u lg u la rn n y a y n la n m a s n n

Bam s deikenleri, bam l deikenlerden ay rt

in c e le n e n k iile rin d u y g u lar v ey a y a a m la r iin

e tm e m iz g e re k ir. B a m s z d e i k e n b ir d i e r

a k si e tk ile r d o u r m a s n d a n o rta y a k a b ilirle r. B u

d e i k e n z e r in d e e tk i m e y d a n a g e tir e n d ir .

m e s e le le ri h a lle tm e n in b t n y le ta tm in ed ici b ir

S o s y o lo g la r , n e d e n s e l b ir ili k in in v a rl n d a n

y o lu b u lu n m a m a k ta d r fa k a t a ra tr m a c la r n b u

e m in o la b ilm e k i in o u k e re denetimler

m e s e le le rin a rz e tti i ik ile m le re d u y arl o lm a la r

k u lla n rla r.

g e re k ir.

133

Sosyolojik Soru Sorma ve Cevaplama

Dnme sorular
1 Eer ou aratrma projesi aratrma sorunlarndan balyorsa, sorunlarn neler
olduuna kim karar veriyor?
2 Desteklenebilecek ya da yanllanabilecek belli varsaymlar oluturulmas niin
ok nemlidir?
3 Aratrma srecinin seyri neden nadiren plana gre ilerler?
4 Aratrmac hata/yanllk ihtimalini nasl en aza indirebilir?
5 Baz aratrma yntemleri dierlerinden daha bilimsel midir?
6 Birlikte deime ile bir eye neden olmay birbirinden ayrt etmek niin ok
nemlidir?

Ek kaynaklar
Alan Bryman, SocialResearch Methods (Oxford, New York: Oxford University Press,
2001). Joel Best, Dammed Ues and Statistics: Untangling Numbers from the Media,
Politicians, andActivist (Berkeley: University of California Press, 2001).
Ruth Levitas ve Will Guy, lnterpreting Offcial Statistics (Londra: Routledge, 1996).
Martin Hammersley ve Paul Atkinson, Ethnography: Principles in Practice (Londra:
Routledge, 1995).
Lee Harvey, Morag MacDonald ve Anne Devany, Doing Sociology (Londra:
Macmillan, 1992).
Tim May, Social Research: Issues, Methods and Process, 3. Bask (Buckingham: Open
University Press, 2001).

134

S o s y o lo jik S o ru S o rm a v e C e v a p la m a

nternet balantlar
Market and Opinion Research International (MORI) (Uluslararas Pazar ve
Kamuoyu Aratrmalar)
http://www.mori.com

Social Science Information Gateway (Toplum Bilimleri Bilgi Geidi)


http://www.sosig.ac.uk/sociology

Office of National Statistics (Ulusal statistik Dairesi)


http://www.statistics.gov.uk

UK Data Archive (Birleik Krallk Veri Arivi)


http://www.data-archive.ac.uk

135

indekiler
Max Weber: Protestan Ahlak
Drt kuramsal mesele
Yap ve eylem
Uzlama ve atma
Toplumsal cinsiyet meselesi
Modern dnyann biimlenmesi

Yeni sosyolojik kuramlar


Postmodernizm
Michael Foucault

Drt ada sosyolog


Jrgen Habermas: demokrasi ve kamusal
alan
Ulrich Beck: kresel tehlike toplumu
Manuel Castells: a ekonomisi
Anthony Giddens: toplumsal dnllk

Sonular
%et
Dnme sorulan
E k kaynaklar
nternet balantlan

Sosyolojide Kuramsal
Dnme

Sosyolojide kuramsal bak ala


rn deerlendirmek uyarc, talepkar ve
ok zor bir itir. Kuramsal tart-malar,
iin anlam gerei, deneysel trden
anlamazlklardan daha soyut-tur.
Sosyolojinin btn zerinde baat tek
bir kuramsal duruun olmay disiplin
iinde bir zayflk olarak grlebilir.
Fakat durum hi de byle deildir.
Tersine, rakip kuramsal yaklamlarn
ve kuramlarn idip kakmas sosyoloji
yapmann canllnn bir ifadesidir.
nsanlar, yani kendimizi incelerken
kuramsal anlamazlklar bizi dogmadan
kurtarr. nsan davran karmak ve
ok ynldr ve tek bir kuramsal
grn btn bu ynleri kapsama
ihdmali yoktur. Kuramsal dnmede
eitlilik aratrmalarda kendilerinden
yararlanlacak zengin bir fikirler kayna
sunar ve sosyolojik almalarn
ilerlemesi iin ok nemli olan imgelem
yeteneini uyarr.
Sosyologlarn altklar farkl
aratrma alanlarnda saysz kuram
gelitirilmitir. Bunlardan bazlar ok
kesin bir ekilde ortaya konmu ve hatta
matematiksel bir biimde ifade
edilmitir -her ne kadar bu, sosyoloji
den ok dier toplumsal bilimlerde
(zellikle iktisatta) daha yaygn olsa bile.

Baz kuram tipleri dierlerinden


ok daha fazlasn aklamaya kalkrlar
ve sosyologlarn ok geni kapsaml
kuramsal aklamalar yapmaya giri
melerinin ne lde arzulanr veya ie
yarar olduu hakkndaki fikirler
deiiklik gstermektedir. rnein,
Amerikal sosyolog Robert K. Merton
sosyologlarn dikkatlerini kendisinin
orta-boy kuramlar dedii kuramlar
zerine younlatrmalar gerektiini
byk bir srarla ne srmektedir
(Merton 1957). Ona gre, yle ok
byk kuramsal projeler yaratmaya
kalkmak yerine daha mtevaz
olmalyz.
Orta-boy kuramlar deneysel ara
trma yoluyla dorudan snanabilecek
kadar zel, fakat ayn zamanda bir dizi
farkl olguyu kapsayacak kadar da
genitirler. Greli yoksunluk kuram

Robert K. Merton

138

S o s y o lo jid e K u r a m s a l D n c e

byle kuramlardan biridir. Bu kuram,


insanlarm kendi durumlarm nasl
deerlendirdiklerinin, kendilerini
kiminle karlatrdklarna bal
olduunu ne srer. Bu nedenle
yoksunluk hissi dorudan doruya
bireylerin maruz kaldklar maddi
yoksullukla ilgili deildir (baknz s. 387397). Herkesin aa yukar ayn
durumda olduu fakir bir semtteki
kk bir evde yaayan bir ailenin
kendisini, evlerin ounun daha byk
ve ailelerin daha mreffeh olduu bir
semtteki kk bir evde yaayan aileden
daha az yoksun hissetmesi olasdr.
Gerekten de, bir kuram ne kadar
geni kapsaml ve hrsl ise onun
deneysel olarak snanmas da o lde
gtr. Yine de, sosyolojide kuramsal
dnmenin niin 'orta-boy'a hapsedi
lmesi gerektiinin ak bir gerekesi yok
gibi grnmektedir. Niin byle
olduunu grmek iin Max Weber'in
Protestan Ahlk ve Kapitalizmin Ruhu
(The Protestan Ethic and the Spirit of
Capitalism) (Weber 1976) almasnda
ortaya koyduu kuram bir rnek olarak
ele alalm.
W eber'in dncesi 1. B l m , s. 52'de
anlatld ve Protestan Ahlknn 14. B lm ,
'M od ern Toplum da D in ', s. 586-8'd e tekrar
gn derm ed e bulunacaz.

Max Weber: Protestan


Ahlk
Protestan Ahlk nda. Weber, temel
bir sorunla uramaya koyuldu: Niin
kapitalizm Bat'da gelitii halde baka
bir yerde gelimedi? Antik Roma'nn
dnden sonra geen yaklak on
yzyl boyunca dnya tarihinde teki
uygarlklar Ba uygarlndan daha ne

139

kmlard. Aslnda, in, Hindistan ve


Yakn Dou'da Osmanl imparatorluu
byk gler iken Avrupa, krenin
olduka nemsiz bir alanyd. Bilhassa
inliler teknolojik ve ekonomik
gelime dzeyi bakmndan Bat'nn bir
hayli ilerisindeydiler. Onyedinci
yzyldan sonra Avrupa'da ekonomik
ilerleme dalgasn meydana getirecek ne
oldu?
Bu soruyu cevaplamak iin Weber,
modern sanayii daha nceki ekonomik
faaliyetlerden ayran eyin ne olduunu
gstermemiz gerektiini dnd.
Servet biriktirme arzusuna birok
medeniyette karlarz ve bunu
aklamak zor deildir: salayabilecei
rahatlk, emniyet, g ve keyiften tr
insanlar servete deer vermilerdir,
insanlar, muhta olmamay diler ve
biriktirmi olduklar serveti kendilerini
rahat ettirmek iin kullanrlar.
Weber, Ba'daki ekonomik geli
meye bakmzda olduka farkl bir
eyle karlaacamz syledi: servet
biriktirmeye kar tarihte baka hibir
yerde bulunmayan bir tutum. Bu tutum
Weber'in kapitalizmin ruhu dedii
eydir -ilk kez kapitalist tccar ve
sanayicilerin sahip olduklar bir dizi
inan ve deerler. Bu insanlarn gl
bir servet biriktirme arzular vard.
Fakat, baka yerlerdeki servet sahip
lerinin aksine, onlar, biriktirdikleri
zenginliklerle rahat bir hayat srme
abas gstermediler. Aslnda, onlarn
hayat tarz nefsinden feragat eden ve
tutumlu bir hayat; zenginliin sradan
tezahrlerinden saknan gsterisiz ve
sessiz bir hayat yaamaktaydlar. Weber,
zelliklerin bu olaan d birleiminin
Ba'nn ilk dnem iktisadi geliimi iin
yaamsal nem tadn gstermeye

S o s y o lo jid e K u r a m s a l D n c e

alt. Zira, nceki alar ve kltr


lerdeki varlkllarn aksine, bu gruplar
kendi servederini har vurup harman
savurmadlar. Bunun yerine, biriktir
dikleri serveti bakanln yaptklar
iletmelerin geliimini daha da
ilerletmek iin kullandlar.
Weber'in kuramnn z, kapitaliz
min ruhundaki tutumlarn dinden
devirildiidir. Byle bir grn
gelimesinde Hristiyanln genelde
ksmi bir rol oldu, gdlenmenin esas
gc Protestanlk tarafndan saland
-zellikle Protestanln bir eidi olan
Pritenizm. lk kapitalistierin ou
Pritendiler ve birou Kalvinci
grleri benimsemilerdi. Weber,
birtakm Kalvinci dsturlarn kapitalist
ruhun dorudan kayna olduklarn
ne srd. Bu dsturlardan birisi
insann, Tanr'nn yeryzndeki vastas
olduu ve insann ehli hikmet olarak bir
memuriyette -Tanr'ya daha byk
hamd- sena olmas iin bir meslektealmasnn Kadiri Mudak tarafndan
gerekli grld fikriydi.
Kalvinciliin ikinci nemli bir yn
mukadderat fikriydi. Buna gre, sadece

kaderleri yle takdir edilmi belli


insanlar seilmiler -yani ahirette
cennete girecekler- arasndayd. Kalvin'in retisinin zgn biiminde ifade
edildii haliyle, bir insann dnyada
yapaca hibir ey onun seilmilerden
biri olup olmamasn deitiremezdi; bu
Tanr tarafndan nceden takdir ve
tayin edilmiti. Ancak, bu inan
Kalvin'in izleyicileri arasnda ylesine
bir bunalma sebep oldu ki, inananlarn,
seilmiliin alameti saylabilecek baz
iarederi tanmalarna imkan salamas
iin daha sonra biraz deitirildi.

Ehli hizmet olarak bir memuriyette


almadaki baary gsteren maddi
refah, bir kimsenin hakikaten
seilmilerden olduunun esas iareti
haline geldi. Bylece, sz konusu
fikirlerden etkilenmi olan gruplar
arasnda ekonomik baarya ynelik ok
byk bir gdlenme yaratld. Ancak
bu gdlenmeye mminin gsterisiz
ve tutumlu bir hayat yaama ihtiyac
elik etti. Pritenler sefahatin er
olduuna inanmaktaydlar, dolaysyla
servet biriktirme gds kasvetli ve
gsterisiz bir hayat tarz ile birleti.
lk dnem giriimciler kendile
rinin toplumda byk deiikliklerin
meydana geliine yardmc olduklarnn
ok az farkndaydlar; onlar her eyin
stnde dinsel gdler tarafndan
zorlanm kiilerdi. Pritenlerin
mnzevi -yani nefsinden feragat edenhayat tarz sonunda ada medeniyetin
esas bir paras haline geldi. Weber
yle yazd:
P rite n eh li h iz m e t o larak b ir m em u riy ette
alm ak

isted i, b iz

zoru n d ay z.

nk

h cre le rin d e n

ise

b y le yapm ak

a sk etizm , m a n a str

k arlp

g n l k

hayatn

iin e ta n n ca v e d nyevi ahlak kendi


e g e m e n li i
r o l n ,

a ltn a

ad a

alm ay a

b a la y n c a ,

e k o n o m ik

d z e n in

m u a z z a m e v re n in i yaratm ad a o y n ad .........
A sk e tiz m , dnyay yen id en b iim le n d irm e
iin i y k len d i in d en v e k en d i lklerini
d ny ad a

g e r e k le tirm e k

isted i in d en ,

m ad d i eyalar in sa n hayat zerin d e tarihin


n ceki

h i b ir

d ereced e

d n e m in d e

g id e re k

a r ta n

g r lm e m i
ve

so n u n d a

a m an sz h ale g e le n b ir g kazand . . . . B ir
k im se n in kend i m em u riy etin d ek i d evi
fik ri, l d in sel in an larn hay aleti g ibi
y aam larm z iin d e sin si sin si d o lam ak
tadr. M em u riy etin y erin e g etirilm esi en
y k sek

m an ev i

ve

k lt rel

d eerlerle

ilik ilen d irilem ez o ld u u n d a ya d a, dier


yanda, e k o n o m ik b ir z o ru n lu lu k olarak
h issed ilm esi g e rek m ed i in d e, birey on u

140

Sosyolojide Kuramsal Dnce

hakl g s te r m e a b a sn b t n y le terk
etm ek ted ir.
B irle ik
ah lak i

En

g elik in

D e v le d e r'd e ,
a n la m la rn d a n

old u u

kend i

yerd e,

d in sel

sy rlm

ve

se rv e t

aray k en d in e p r dnyevi tu tk u larn


elik

etti i

b ir

ey

olm ay a

m eyleder.

(W eb er 1 9 7 6 )

Weber'in kuram birok adan


eletirilmitir. rnein, bazlar, onun
kapitalizmin ruhu dedii grn,
Kalvincilik iitilmeden ok nce, on
ikinci yzyl ilk Italyan tccar kenderinde grlebileceini ne srmler
dir. Dierleri, onun Protestanlkla
balantlandrd bir memuriyette
alma fikrinin Katolik inanlarnda
zaten mevcut olduunu ileri srm
lerdir. Yine de Weber'in aklamasnn
temel unsurlar birok kii tarafndan
kabul edilmektedir ve onun gelitirdii
tez ilk kez dile getirildii zamanki kadar
arpc ve aydnlatc olmay srdr
mektedir. Eer Weber'in tezi geerli ise,
ada ekonomik ve toplumsal gelime
ilk bakta bunlardan ok uzakta bir
eyden -bir dizi dinsel lkden- ok
kesin bir ekilde etkilenmitir.
Weber'in kuram, sosyolojide
kuramsal dnmenin birok nemli
ltn karlamaktadr.
1. Kuram, kar -sezgicidir- sadu
yunun iddiasn iflas ettirecek bir
yorum nermektedir. Bylece
kuram, kapsad meselelere taze
bir bak as gelitirmektedir.
Weber'den nceki yazarlarn ou
dinsel fikirlerin kapitalizmin kke
ninde esasl bir rol oynayabile
ceini ok az dnmlerdir.
2. Kuram, aksi halde bir bulmacaya
dnen bir eyden bir anlam
karmaktadr: Servet biriktirmek
iin byk bir aba gsterirken

141

bireyler niin tutumlu yaamay


istesinler?
3. Kuram, kendilerini anlamak iin
gelitirilmi olduu durumlarn
tesine giden durumlar aklama
kabiliyetindedir. Weber, sadece
ada kapitalizmin kkenlerini
anlamaya altn vurgulad.
Bununla birlikte, Pritenizmin
aladklarna paralel deerlerin
dier baarl kapitalist gelime
durumlarnda da szkonusu olabi
lecei varsaylabilir.
4. yi bir kuram srf geerli olan
deil, aksine yeni fikirler dourma
ve daha ileri aratrma yapma
ihtiyacn uyarma bakmlarndan da
verimli olandr. Daha sonraki ok
byk saydaki aratrma ve
kuramsal zmleme iin bir
balama noktas oluturmak
suretiyle Weber'in kuram bu
bakmlardan da kesin olarak hayli
baarl olmutur.

Drt kuramsal mesele


Weber'in almasnn dier ynleri
hakkndaki anlamazlklarda olduu
gibi Protestan A h l k hakkndaki
tartma da bugn devam etmektedir.
Klasik dnrler tarafndan gelitirilen
fikirler, 1. Blmde tartlan daha
sonraki kuramsal bak alar da,
uzlamazlklar kkrtmaya devam
etmektedir.
Bu bak as atmalarnn
dikkatimizi zerine ektii ve bazlar
insan faaliyetlerini ve kurumlarn nasl
yorumlamamz gerektiine ilikin genel
meselelerle ilgili olan birok temel
kuramsal amaz-srp giden uzla

S o s y o lo jid e K u r a m s a l D O n c e

mazlk ya da tartma konular


bulunmaktadr. Burada bunlardan
drdn tartacaz.
1. Bir amaz insan ejlemi ve toplumsal
yap ile ilgilidir. Mesele udur: Biz
yaratc insan aktrler kendi
hayatmzn ardarn ne oranda
etkin bir ekilde denetliyoruz? Ya
da yaptklarmzn ou denetimi
miz dndaki genel toplumsal
glerin bir sonucu mu? Bu mesele
sosyologlar her zaman blmtr
ve blmeye de devam etmektedir.
rnein, Weber ve sembolik
etkileimciler insan davrannn
faal ve yaratc unsurlarn vurgula
mlardr. Durkheim'nki gibi, teki
yaklamlar ise toplumsal etkilerin
eylemlerimiz zerine kstlayclklarn vurgulamaktadr.
2. ikinci bir kuramsal mesele
toplumdaki uylama ve atma ile
ilgilidir. levselcilik dahil olmak
zere sosyolojideki baz grler,
grm olduumuz zere, insan
toplumlarmn doasnda var olan
dzen ve uyumu vurgulamaktadr.
Bu gr benimseyenler srekli
lik ve uzlamay, her ne kadar
sreklilik ve uzlama zaman iinde
deise bile toplumlarn en belirgin
zellikleri olarak dnmektedir.
Dier sosyologlar, te yandan,
toplumsal atmann yaygnln
nemle belirtmektedirler. Onlar,
toplumu blnmeler, gerilimler ve
mcadelelerle dolu olarak grmek
tedirler. Onlara gre, insanlarn
birbirleriyle ou kere dostane bir
ekilde yaadklarn ileri srmek
yanlsamadr; ak kar karya
geliler olmadnda bile bir zaman
geldiinde faal atmalara dn

meye aday derin kar farkllklar


var olmaya devam etmektedir.
3. Sosyolojinin ortodoks gelenek
lerinde zerinde pek dnlme
mi olmamakla birlikte gz ard
edilemeyecek olan nc bir
temel kuramsal mesele vardr. Bu,
toplumsal cinsiyet hakknda tatmin
edici bir anlay sosyolojik zm
leme iine nasl katacamz
sorunudur. 1. Blmde grd
mz zere, sosyolojinin kurucu
simalarnn hepsi erkekti ve onlar
yazlarnda insanlarn toplumsal
cinsiyet sahibi varlklar olduklaryla
hi ilgilenmediler. Yakn zamanlara
kadar sosyoloji ile ilgilenen
kadnlar bile (rnein, 1 Blmde,
s.54'te Harriet Martineau hakkndaki kutuya bakn) byk oranda
gz ard edildiler. lk dnem erkek
sosyologlarn alm alarnda
bireyler 'cinsiyetsiz' varlklarm
gibi yer alrlar -onlar farkllam
kadn ve erkekler olmaktan ok
soyut 'yapanlar'dr. Toplumsal
cinsiyet meselelerini sosyolojideki
daha yerleik kuramsal dnme
biimleri zerinde ele almamza
yarayacak ok az eyimiz oldu
undan bu mesele bugn itibariyle
kendileriyle greeceimiz drt
meselenin belki de en zor olandr.
Toplumsal cinsiyetle ilgili ana
kuramsal ikilemlerden biri u
ekildedir: toplumsal cinsiyeti
sosyolojik dnceye genel bir
kategori olarak m katalm? Ya da,
bunun yerine, toplumsal cinsiyet
meselelerini, kadn ve erkeklerin
farkl balamlarda davranlarn
etkileyen zel etkilere blerek mi
zmlememiz gerekir? Bunu

142

S o s y o lo jid e K u r a m s a l D n c e

baka bir ekilde de ifade edebiliriz:


kimlikleri ve toplumsal davranlar
ile ilgili olarak, btn kltrlerde
kadnlar ve erkekleri ayran
zellikler var m? Yoksa, toplumsal
cinsiyet farkllklar her zaman esas
olarak toplumlar blen dier
farkllklar (snf blnmeleri gibi)
temelinde mi aklanmal?
4. Drdnc bir mesele yle ok
fazla insan davrannn ya da bir
btn olarak toplumun zellikle
riyle deil, fakat modern toplumsal
gelimenin zellikleriyle ilgilidir.
Mesele, modern toplumlann kkeni
ve doasn etkileyen etkenlerin
belirlenmesiyle ilgili olup, Marksist
olmayan ve Marksist yaklamlar
arasndaki farkllklardan kaynak
lanmaktadr. ikilem u mesele
zerinde toplanmaktadr: Modern
dnya ne oranda Marx'n iaret
ettii ekonomik etkenler -zellikle
kapitalist ekonom ik giriim
mekanizmalar- tarafndan ekillen
dirilmitir? te yanda, modern
dnemdeki toplumsal gelimeyi
dier etkenler (toplumsal, siyasal ve
kltrel) ne oranda ekillendir
mitir? Bu drt mesele etrafndaki
sorular sosyolojik kuram asndan
ylesine temel sorulardr ki, bunlar
hakknda gelitirilmi farkl fikirleri
biraz ayrntl olarak ele alacaz.

Durkheim, toplumun birey olarak


kiinin zerinde ncelie sahip
olduunu ne srd. Toplum, bireysel
eylemlerin toplamnn ok daha
tesinde bir eydir; toplum, maddi
dnyadaki yaplarla karlatrlabilir bir
'peklik' ya da 'katla' sahiptir. Birok
kaps olan bir oda iindeki bir kiiyi
dnn. Odann yaps kiinin
yapabilecei olas faaliyetleri kstlar.
rnein, duvarlarn ve kaplarn
yerletirilme biimi giri ve k
yollarn belirler. Durkheim'a gre,
toplumsal yap da birey olarak
yapabileceklerimize snrlar koyarak
bizim faaliyetlerimizi benzer bir ekilde
kstlar. Odann duvarlar nasl bizim
dmzda ise, toplumsal yap da bizim
'dmzda' bir eydir.
Bu gr as mehur bir alntda
Durkheim tarafndan u ekilde ifade
edildi:
B ir k ard e, k o c a veya vatand a olarak
y k m l l k lerim i
ta a h h t le r im in

D u r k h e i m 'n g r 1. B l m , s . 4 6 5 0 d e a n la tld .

143

y a p t m d a ,

k en d im in v e ey lem lerim in d n d a olan


y k m l l k lerim i y erin e g e tirm i olu ru m .
.... B e n z e r ek ild e, m m in kend i din sel
yaam n n in a n v e uygulam alarn d o d u
u n d a h azr h ald e bu lu r; e er bu in an lar
v e uygulam alar birey var olm a d a n n c e var
idiyseler,

z am an

d e m e k tir

ki, o n lar

bireyin d n d a vardrlar. D n ce le rim i


dile g e tir m e k iin kulland m iared er
dm

Durkheim'n ve ondan beri birok


sosyologun peine dt byk bir
konu bizim yesi olduumuz toplumun
eylemlerimiz zerinde toplumsal
kstlar icra ettiidir.

g etird i im d e,

yasada ve ad etlerd e tan m lan m o lan ve

sistem i, b o rc u m u

Yap ve eylem

y erin e
g e r e in i

para

dem ek

sistem i,

ticari

iin

k u llan

ilikilerim d e

y ararlan d m kred i aralar, m esle im d e


izled i im

uygu lam alar v s-b e n im

o n lar

k u llan m am ad an ba m sz olarak ilerler.


(D u rk h e im 1 9 8 2 )

Durkheim'n dile getirdii gr


tipinin pek ok bals olmakla birlikte
bu gr ayn zamanda sert eletirilere
de uramtr. Eer birok bireysel
eylemlerin bir bilekesi deilse o zaman,

S o s y o lo jid e K u ra m sa l D n c e
I

J . +11-,*umr.m,-n r/tm .nun.'LiL'K m

eletirmenler sormakta, 'toplum' nedir?


Bir grubu incelersek, kolektif bir varlk
deil, sadece eitli ekillerde
birbirleriyle etkileen birok birey
grrz. 'Toplum,' sadece, birbirleriyle
ilikilerinde dzenli tarzlarda davranan
ok saydaki insandr. Eletirmenlere
gre (ki, sembolik etkileimcilikten et
kilenen ou sosyologu iermektedir;
bu kuramsal yaklam 1. Blm, s. 569da anlatld), insanlar olarak bir eyi
yapma sebeplerimiz vardr ve bizler
kltrel anlamlarn nfuz ettii bir
toplumsal dnyada yaamaktayz.
Onlara gre, toplumsal olgular kesin
olarak 'eyler' deil, bizim yaptkla
rmza verdiimiz sembolik anlamlara
baldr. Bizler toplumun yaratklar
deil, onunyaratclaryz.

Deerlendirme
Bu anlamazln btnyle
zlmesi olas grnmyor nk bu
anlamazlk modern dnrler insan
davrann dzenli bir ekilde akla
maya baladklarndan beri vardr.
stelik bu sadece sosyolojiyle snrl bir
tartma olmayp toplum bilimlerinin
btn alanlarndaki bilginleri megul
etmektedir. Hangi yaklamn daha
doru olduuna bu kitapta okuduklar
nzn nda siz karar vermelisiniz.
Yine de, iki gr arasndaki
farkllklar abartlm olabilir. Bunlarn
her ikisi ayn anda doru olamayacak
larsa da, aralarndaki balantlar
olduka kolay bir ekilde grebiliriz.
Durkheim'n gr baz bakmlardan
tamamen geerli. Toplumsal kurumlar
her hangi bir bireyin var olmasndan
nce gelirler. Nitekim, rnein,
Britanya'da var olan para sistemini ben
icat etmedim. Eer parann satn

alabilecei mal ve hizmetleri satn


almak istersem, mevcut para sistemini
kullanp kullanmama konusunda da bir
tercih hakkna sahip deilim. Kabul
edilmi dier btn toplumsal
kurumlar gibi para sistemi de toplumun
herhangi bir yesinden bamsz olarak
vardr ve o bireyin faaliyetlerini kstlar.
Dier yandan, fiziksel dnya bizim
nasl dmzda ise toplumsal dnyann
da benzer ekilde bizim 'dmzda'
olduunu varsaymak aka yanltcdr.
nk, fiziksel dnya herhangi bir
beeri varlk hayatta olsun ya da olmasn
var olmaya devam ederdi fakat ayn eyi
toplum iin sylemek basite sama bir
ey olurdu. Tek tek dnldklerinde
toplum bireyin dnda olmakla birlikte,
btn bireyler birlikte dnldnde
doal olarak byle olamaz.
Dahas, Durkheim'n 'toplumsal
olgu' dedii eyler yaptmz eyleri
belki kstlarsa da b elirlem eBir gnden
dierine varlk srdrmek belki ok
glk douracak olsa da, kesin kararl
olmam halinde, para kullanma-dan
yaamay seebilirdim, insani varlklar
olarak bizler tercihler yapmaktayz ve
etrafmzdaki olaylara sadece edilgen
bir ekilde tepki vermiyoruz. 'Yap' ile
'eylem' yaklam-lar arasndaki boluu
gidermenin yolu gnlk faaliyetlerimiz
esnasnda toplumsal yapyyaptmz ve
tekrar yaptmz kabul ve teslim
etmektir. rnein, para sitemini
kullanyor olmam o sistemin varlna
kk fakat gerekli bir katk yapar. ayet
herkes, hatta insanlarn ounluu, bir
gn para kullanmamaya karar vermi
olsalard, para sistemi zlrd.
1
.Blmde (s. 42) sz edildii ze
re, toplumsal yapy faal bir ekilde

144

S o s y o lo jid e K u ra m s a l D n c e

yapp, tekrar yapma srecini zm


lemek iin kullanl bir terim
yaplamadr. Bu, yakn gemite benim
(Anthony Giddens) sosyolojiye
kattm bir kavramdr. 'Yap' ve 'eylem'
ister istemez birbirleriyle balantldr.
nsanlar dzenli ve olduka tahmin
edilebilir bir ekilde davrandklar
lde ve mddete toplumlar,
topluluklar ve gruplarn yaps vardr.
te yandan, bireyler olarak her birimiz,
toplumsal olarak yaplandrlm ok
byk miktarda bilgiye sahip olduu
muz iin 'eylem' olasdr. Bunu en iyi
aklamann yolu dil rneine bavur
maktr. Var olabilmek iin dilin
toplumsal bakmdan yaplandrlm
olmas gerekir -dil kullanmnn her
konumacnn uymas gereken kurallar
vardr. Sz, belli dilbilgisi kurallarn
takip etmediinde, bir kimsenin belli bir
balamda sylediklerinin anlam olmaz.
Ancak, dilin yapsal zellikleri bireysel
dil kullanclarn uygulamada bu
kurallar izlemeleri sayesinde vardr. Dil
srekli olarak yaplama srecindedir.

Toplumsal etkileim zerine


alan Erving Goffman ve dier yazar
lar (5. Blmde tartlmakta) btn
insanlarn ok bilgili eyleyenler olduk
larn ne srmekte olduka hakllar.
nsani varlklar olarak bizler her ne isek,
byk lde, karmak bir adetier
dizisi takip ettiimiz iin yleyiz
-rnein sokakta birbirlerinin yanndan
geerken yabanc kiilerin dikkat ettii
merasimler. te yandan, bu bilgi
yeteneimizi eylemlerimize uygulad
mzda, kendilerini kaynak olarak
kullandmz kurallara ve adedere g
ve ierik katmaktayz. Yaplama,
yazarn 'yapnn ikilii' dedii eyi her
zaman varsayar. Bu demekr ki, btn
toplumsal eylemler yapnn var oluunu
varsayar. Fakat ayn zamanda, yap da
eylemi varsayar nk yap insan
davrannn dzenliliklerine dayanr.

Uzlama ve atma
Uylama ve atma grlerini kar
karya getirirken de Durkheim'la
balamakta yarar var. Durkheim,
toplumu birbirlerine baml paralar
olarak grr. Aslnda, ilevselci d
nrlerin ou iin toplum ark gibi
dileri birbirine girmi paralardan oluan
btnlemi bir bnyedir. Bu, Durkheim'n
'toplumsal olgularn' kstlayc,
'haricilik' zelliine yapt vurguyla
uyum iindedir. Fakat burada-ki
benzetme bir binann duvarlaryla deil,
insan bedeninin fizyolojisiyledir.
Beden, her biri canl varln devam
eden yaamn srdrmeye katkda
bulunan uzmanlam eitli paralar
dan (beyin, kalp, akcierler, karacier
v.s.) oluur. Bu paralar ister istemez
birbirleriyle uyum iinde alrlar; eer
almazlarsa canl varln yaam

Erving Goffman

145

s o s y o lo jid e K u ra m s a l D n c e

tehlikededir. Durkheim'a gre, ayn ey


toplum iin de sz konusudur. Bir
toplumun zaman iinde srp giden bir
varla sahip olabilmesi iin onun
uzmanlam kurumlarnn (siyasal
sistem, din, aile ve retim sistemi gibi)
birbirleriyle uyumlu almalar gerekir.
Toplumun devam bylece ibirliine
dayanr ki, bu da onun yeleri arasnda
temel deerler konusunda genel bir
uzlama ya da anlamay varsayar.
Daha ok atma zerine odaklaanlarn ok farkl bir grleri vardr.
Onlara klavuzluk eden varsaymlar
Marx'n snf atmas hakkndaki
grleri rnek alnmak suretiyle
kolayca ortaya konabilir.
M anc'n snf atm as hakkndaki
a k la m a s . 1 .B l m , s. 5 0 -5 2 'd e
tartlm aktadr.

Marx'a gre, toplumlar, kaynaklar


eit olmayan snflara blnm
haldedirler. Byle belirgin eitsizler var
olduundan, toplumsal sistemin 'iine
ina edilmi' kar blnmeleri vardr.
Bu kar atmalar bir noktaya
gelindiinde faal deimeye patlak
verirler. Bu grten etkilenenlerin
hepsi Manc'n zerinde durduu kadar
snf zerinde durmaz; atmay
ilerletmede teki blnmelerin de
nemli olduklar kabul edilir -rnein,
rk gruplar ya da siyasal hizipler
arasndaki blnmeler. Toplum, hangi
atma gruplarnn dierlerinden daha
gl olduklar bir yana, esas olarak
gerilimle dolu olarak grlmektedir; en
istikrarl toplumsal sistemler bile
birbirlerinin hasm olan gruplamalarn
huzursuz bir dengesini temsil eder.

Deerlendirme
Yap ve eylem meselesinde olduu
gibi bu kuramsal tartmann da

btnyle bir zme kavumas olas


deildir. Yine de, uzlama ve atma
grleri arasndaki farkllk olduun
dan daha byk grnmektedir. Bu iki
gr btnyle uzlatnlamaz deildir.
Btn toplumlarda deerler konusunda
olaslkla genel bir uzlama var olmaldr
ve btn toplumlarda kesin olarak
atma da vardr.
Dahas, sosyolojik zmlemenin
genel bir kural olarak toplumsal sistem
iinde uzlama ile atma arasndaki
balantlar her zaman incelememiz
gerekir. Farkl gruplarn sahip olduklar
deerler ve bu gruplarn yelerinin
peinden kotuklar amalar ou halde
ortak ve muhalif karlarn bir kar
mn yanstr. rnein, Manc'n snf
atmasn resmetmesinde bile, farkl
snflar birbirlerine hasm olduklar
kadar baz ortak karlar da paylarlar.
Nitekim, iiler cretlerini salamak
iin kapitalistlere dayandklar gibi
kapitalisder de kendi iletmelerinde
almalar iin belli bir igcne
dayanrlar. Bu ortamlarda ak atma
srekli deildir; aksine, bazen her iki
tarafn ortak yanlar farkllklarn aar,
baz durumlarda ise aksi durum sz
konusudur.
atma ve uzlama arasndaki
karlkl ilikileri zmlemeye yardm
c olan ie yarar bir kavram ideolojidir
-daha az gl gruplarn zararna olarak
daha gl gruplarn kendi konumlarn
emniyete almaya yardmc olan deerler
ve inanlar. G, ideoloji ve atma her
zaman yakndan balantldr. Birok
atma, getirdii mkafatlar nedeniyle,
g hakkndadr. Gcn fazlasna sahip
olanlar kendi egemenliklerini elde
tutmak iin esas olarak ideolojinin
etkisine dayanabilirler, fakat gerekli

146

S o s y o lo jid e K u r a m s a l D f l n c e

olduunda genellikle g kullanmaya da


muktedirdirler. rnein, feodal
dnemlerde aristokratik dzen aznlk
bir grup insann ynetmek iin do
duklar inanc tarafndan desteklendi;
fakat aristokratik yneticiler kendi
glerine kar kmaya cesaret edenlere
kar sk sk iddet kullanmna da
bavurdular.

Toplumsal cinsiyet meselesi


Toplumsal cinsiyet meselesi
modern sosyolojinin erevesini kuran
byk simalarn yazlarnda ok nadiren
merkezi bir yer igal eder. Ancak,
toplumsal cinsiyet meselesine temas
ettikleri birka paragraf temel bir
kuramsal ikilemin ana hatlarn ortaya
koymamza yardmc olacak mahiyet
tedir bu paragraflarda ikilemi zmeyi
denememize yardmc olacak ok az ey
olsa bile. Bu ikilemi en iyi arada srada
Durkheim'in yazlarnda beliren bir
konuyu, Marx' yazlarnda belirenle
kar karya getirerek betimleyebilitiz.
ntihar tartmasnn bir yerinde
Durkheim, kadn ok daha byk
oranda doann bir rn iken erkein
hemen neredeyse btnyle toplu
mun rn olduunu kaydeder. Bu
gzlemlerini geniletirken erkek
hakknda yle der: Eininkiler daha
ok dorudan kendi organizmasndan
etkilenmi iken, onun zevklerinin,
isteklerinin, mizacnn byk lde
kolektif bir kkeni vardr. Bu nedenle
onun ihtiyalar eininkilerden olduka
farkldr (1952). Baka bir deyile,
kadnlarn ve erkeklerin farkl kimlik
leri, zevkleri ve eilimleri vardr nk
kadnlar daha az toplumsallamlardr
ve doaya erkeklerden daha yakn
drlar.

147

Bugn kimse bu tarzda ifade


edilmi bir fikri kabul etmez. Kadn
kim lii de erk ek lerin k i kadar
toplumsallama tarafndan ekillendiril
mektedir. Yine de, biraz deiiklik
yapldnda, Durkheim'in iddias
toplumsal cinsiyetin oluumu hakknda
olanakl bir gr temsil eder. Bu,
toplumsal cinsiyet farkllklarnn esas
olarak erkek ile kadn arasndaki
biyolojik olarak belli farkllklara
dayanddr. Byle bir gr ister
istemez toplumsal cinsiyet farkllk
larnn doutan geldiine inanmak
deildir. Aksine, kadnn toplumsal
konumu ve kimliinin esasen reme ve
ocuk yetitirmeye katlmyla ekillendirildiini varsayar. Eer bu gr
doru ise, toplumsal cinsiyet farkllk
lar btn toplumlarda derin bir ekilde
yerlemitir. Kadnlar ile erkekler
arasndaki g farkllklar erkekler
siyaset, alma ve savan 'kamusal'
alanlarnda faal iken, kadnlarn ocuk
dourmas ve asl ocuk bakclar ol
malar olgusunu yanstmaktadr.
Marx'n grnn bu grle
aras aslnda aktr. Marx asndan
erkekler ile kadnlar arasndaki g ve
stat farkllklar esas olarak baka
blnmeleri yanstr -onun gznde,
snf blnmelerini. Ona gre, ilk insan
toplumlarnda ne toplumsal cinsiyet
farkllklar ne de snf farkllklar
vardr. Erkelerin kadn zerindeki g
leri snf blnmeleri ortaya ktktan
sonra meydana geldi. Evlilik kurumu
araclyla kadn, erkeklerin sahip
olduklar zel mlkn bir biimi
haline geldiler. Snf farkllklarnn
stesinden gelindiinde kadnlar erkek
lere olan esaretlerinden kurtulacaklar
dr. Yine, bu zmlemeyi de bugn

S o s y o lo jid e K u ra m s a ! D n c e

ok az kii kabul ederdi fakat daha


genelleyerek bu gr ok daha kabul
edilebilir bir gr haline getirebiliriz.
Snf, erkekler ve kadnlarn davrann
etkileyen toplumsal blnmeleri
ekillendiren tek etken deildir. Dier
etkenler etnik farkllklar ve kltrel art
alan ierir.
rnein, bir aznlk
grubundaki kadn-larn (diyelim,
Birleik Devletlerdeki siyahlarn) ayn
aznlk grubundaki erkekler ile
ounluk grubundaki kadnlarla (yani
beyaz kadnlar) oldu-undan daha fazla
ortak yanlar olduu ne srlebilirdi.
Ya da, belli bir kltrden gelen kadnlar
(kk bir avc ve toplayc toplum
kltrnden gibi) o kltrden gelen
erkekle ile bir sanayi toplumundaki
kadnlarla paylatklarn-dan daha fazla
ortak zellikler payla-yor olabilirler.
Geen otuz ila krk ylda kadn
hareketinin ykselii sosyoloji ve dier
disiplinlerde kktenci deimeleri
tahrik etti. Feminizm, hem sosyolojik
kuram ve yntemde hem de sosyoloji
nin kendi konusu iinde alglanan erkek
yanllna kar geni tabanl bir saldr
balatt. Sadece sosyolojideki erkek
hakimiyetine meydan okunmakla kal
mayp ayn zamanda disiplinin kendisini
kapsaml bir ekilde -hem sosyolojinin
zn oluturan sorularn hem de
bunlar kuatan tartmalarn sunulma
biiminin- yeniden ina edilmesi
ynnde arlar yapld.
Sosyolojideki feminist bak as
toplumsal dnyay zmlemede top
lumsal cinsiyetin merkeziliini vurgular.
Feminist gr alarnn eitlilii
genel ifadelerde bulunmay gletir
mekle birlikte, ou feministin bilginin
btnyle cinsiyet ve toplumsal cinsiyede ilgili olduunu kabul ettiklerini

emin olarak syleyebiliriz. Erkekler ve


kadnlarn farkl deneyimleri olduun
dan ve dnyay farkl bak alarndan
grdklerinden, onlar dnya anlayla
rn da zde ekillerde ina etmemek
tedir. Feminisder, sk sk geleneksel
sosyolojik kuram bilginin 'toplumsal
cinsiyetletirilmi' doasn inkar veya
gz ard etmekle ve bunun yerine erkekegemen toplumsal dnya alglar
yanstmakla itham ederler. Onlara gre,
erkekler geleneksel olarak toplumda
g ve yetki konumlarn igal etmi
lerdir ve kendi imtiyazl rollerini
srdrmekte karlar bulunmaktadr.
Bu ardar altnda, toplumsal cinsiyetle
tirilmi bilgi, kurulu toplumsal dzenle
meleri devam ettirmek ve erkek ege
menliini merulatrmakta yaamsal
bir g haline gelir.
F em in izm yaklam lar daha ayrntl
olarak 12. B lm de, Cinsellik ve
T oplum sal C in siyet , s. 516-24'd e
tartlm aktadr.

Baz feminist yazarlar 'erkekler' ya


da 'kadnlarn' kendilerine has kar
veya zellikleri olan gruplar olduunu
varsaymann yanl olduunu ne
srmlerdir. Bu yazarlarn birou,
Judith Butler (1999) gibi, postmodern
dnceden -ki aada (baknz s. 15254) daha ayrntl olarak tartlmak
tadr- etkilenmilerdir. Buder'a gre,
toplumsal cinsiyet sabit deil, akkan
bir kategoridir ve insanlarn olduklar
eyden ok yaptklar eyde sergilenir.
Eer, Butler'n iddia ettii gibi (2004),
toplumsal cinsiyet 'yaplan' bir ey ise, o
zaman bir grup insan onu baka bir
grup insan zerinde g uygulamak iin
kullanldnda, o 'yapmamak' iin
savamamamz gereken bir eydir ayn
zamanda. Judith Butler'n almas ve
ecinsel kuram zerindeki etkisi 12.
Blm, s. 504de daha ayrntl olarak
tartlmaktadr.

148

S o s y o lo jid e K u ra m s a l DG G nce

Benzer konular Susan Faludi


tarafndan da ele alnmtr. Erkeklik
zerine almas Dimdik (Stiffed)
(1999)'te Faludi erkein btn alanlarda
egemen olduu fikrinin bir efsane
olduunu ileri srmektedir. Aksine,
erkeklerin sahip olduu ve ynetdi
varsaylan dnyada bugn bir erkeklik
bunalm vardr. Baz erkek gruplar
yine kendilerinden emin ve ileri
denetim altnda tuttuklarn hisseder
ken dier birou kendilerini kenara
itilmi ve z-sayglarn yitirmi halde
bulmaktadr. En azndan baz kadn
larn gstermi olduu baar, bu
nedenin paralarndan olsa da alma
hayatnn doasndaki deimeler de
nedenler arasnda yer almaktadr.
rnein, bilgi teknolojilerinin etkisi
birok az kalifiye erkei toplumun
ihtiyac olmaktan karmtr.
Erkeklik B unalm retim le ilikili
olarak s. 760-1'te tartlm aktadr.

Deerlendirme
Bu nc ikilemde yer alan
meseleler ok nemli olup, feminist
yazarlarn sosyolojiye meydan okuyu
lar ile dorudan ilgilidir. Gemite
sosyolojik zmlemenin nemli bir

149

ksmnn kadnlar ya gz ard ettii ya


da kadn kimliini ve davrann ok
yetersiz yorumlarla ele ald iddiasna
kimse ciddi olarak kar kamaz.
Geen yirmi yl sresince sosyolojide
kadn zerine yaplan btn yeni
almalara ramen, kadnlarn ayrt
edici faaliyet ve tasalarnn yeterince
incelenmedii birok alan bulunmakta
dr. Fakat, kadn almasn sosyo
lojinin iine tamak kendi iinde ve
kendi bana toplumsal cinsiyet mesele
leri ile baa kma ile ayn ey deildir
nk toplumsal cinsiyet kadn ile erkek
kimlikleri ve davranlar arasndaki
ilikiyle ilgilenir. imdilik, dier
sosyolojik kavramlar (snf, etniklik,
kltrel arka plan v.s.) marifetiyle
toplumsal cinsiyet farkllklarnn ne
kadar aydnlatlabilecei ya da, aksine,
dier toplumsal blnmelerin toplum
sal cinsiyet farkllklaryla aklanmaya
ne kadar ihtiyalar olduu ak bir soru
olarak braklmak zorundadr. Gelecek
te sosyolojinin aklama getirme dev
lerinin byklerinde bazlar bu ikilemle
etkin bir ekilde baa kmasna bal
olacaktr.

Modern dnyann biimlenmesi


M arxist bak as
Marx'n yazlar sosyolojik zm
lemeye ok gl bir meydan okumadr
ki, bu gz ard edilmemitir. Marx'n
kendi zamanndan bugne, birok
sosyolojik tartma onun modern
toplumlarn gelimesi hakkndaki
fikirlerine odaklanmtr. Daha' nce
anld zere, Marx, modern toplumlar kapitalci olarak grr. Modern
dnemdeki toplumsal deimenin
arkasnda yatan itici gd kapitalist
retimin ayrlmaz bir paras olan
srekli ekonomik dnm ynndeki
baskdr. Kapitalizm nceki ekonomik

S o s y o lo jid e K u r a m s a l D n c e

sistemlerin herhangi birinden ok daha


dinamik bir ekonomik sistemdir.
Mallarn tketicilere satmak iin
kapitalistler birbirleriyle rekabet
etmekte ve rekabeti bir piyasada varlk
srdrebilmek iin de irketler kendi
mallarn olabildiince ucuza ve etkin
bir ekilde retmek zorundadr. Bu,
srekli teknolojik yenilik yapmaya
srklemektedir nk belli bir rem
srecinde kullanlan teknolojinin
etkinliini artrmak irkederin rakipleri
karsnda bir para gvenli bir konum
edinmelerinin bir yoludur.
iinde mallar satmak, ucuz ham
maddeleri elde etmek ve ucuz ig
cnden faydalanmak iin yeni pazarlar
arama ynnde ok gl drtler de
vardr. Bu nedenle kapitalizm, Marx'a
gre, durmak bilmeksizin genileyen,
darya doru hcum eden bir sistem
dir. Bat sanayinin yaylmasn Marx
byle aklar.
Marx'n kapitalizmin etkisi hakkndaki yorumu birok desteki buldu ve
sonraki yazarlar onun yazdklarn
nemli lde zarifletirdiler. Dier
yandan, saysz eletirmen modern
dnyay ekillendiren etkiler konusunda
alternatif zmlemeler ortaya koyarak
onun grlerini rtmeye giritiler.
rtk olarak herkes bugn iinde
yaadmz dnyann ekillenmesinde
kapitalizmin bir pay olmu olduunu
kabul etm ektedir. Fakat, dier
sosyologlar Marx'n pr ekonomik
etkenlerin deime retmedeki etkisini
abarttn ve modern toplumsal
gelimede kapitalizmin Marx'n ileri
srdnden daha a%bir merkebi neme
sahip olduunu ne srmlerdir. Bu
yazarlarn ou, Marx'n, sosyalist bir
sistemin sonunda kapitalizmin yerini
alaca inancn da phe ile karla
mlardr.

1989'u izleyen yllarda Sovyetler


Birlii'nde ve Dou Avrupa'da kom
nizmin hzl k birok kiiyi
Marxist dncede 'bunalm'dan sz
etmeye sevk etti ki, bu durum Mark
sizm eletirmenlerinin phelerini hakl
karr grnd (Gamble 1999). Her ne
kadar Batl Marksistlerin ou fiilen
mevcut sosyalizm diye tarif ettikleri
Rusya ve baka yerlerdeki sosyalizmi
uzun sredir reddetmi olmakla
birlikte, dnyann geni bir blgesinin
resmi ideolojisi olarak Marksizm'in
varln srdrmesi Batl Marksistlere,
kapitalizmin seeneklerinin var
olduunun bir kantn salamaktayd.

Weber'ingr
Marx'n en eski ve en sert eletiri
cilerinden biri Max Weber'di.
Weber'in almas 1 Blm, 'Sosyoloji
N edir', s. 52-54'dea anlatld.

Weber'in yazlar, aslnda, Marx'n


hayaleti -yani onun brakt
entelektel miras- ile mr buyu sren
bir mcadele olarak tanmlanmtr.
Weber'in gelitirdii alternatif bak
bugn de nemli olmaya devam
etmektedir. Ona gre, ekonomik olma
yan etkenler modern toplumsal geli
mede anahtar bir rol oynamlardr. Bu
soru aslnda Protestan A hlkm a ana
noktalarndan biridir. Dinsel deerler
-zellikle Pritenlikle balantl olanlarkapitalist bir gr yaratmada temel
neme sahiptiler. Bu kapitalist gr
Marx'n zannettii gibi ekonomik
deimelerden ortaya kmad.
Weber'in modern toplumlarn
doas ve Batl yaam biimlerinin
dnya zerinde yaylma sebepleri
hakkndaki anlay Marx'n anlayyla
esasen terstir. Weber'e gre, kapitalizm
-ekonomik giriimi rgtlemenin ms

150

S o s y o lo jid e K u r a m s a l D n c e

takil bir yolu -modern dnemde top


lumsal gelimeyi ekillendiren balca
etkenlerden biridir. Kapitalist ekono
mik ileyilerin altn destekleyen ve bu
mekanizmalarn kendilerinden daha
temel neme sahip olan unsurlar bilim
ve brokrasidir. Bilim , modern
teknolojiyi ekillendirmitir ve gele
cekteki herhangi bir sosyalist toplumda
da byle yapmaya herhalde devam
edecektir. Brokrasi ok sayda insan

Deerlendirme
Modern toplumlar hakkndaki
hangi yorum, Marx'tan ya da Weber'den
karlan, dorudur? Bilginler bu
konuda da blnmtr. Aadaki
kutu bu farkllklarn bazlarn srala
maktadr. (Her bir taraftar topluluu
arasnda eitlenmeler olduunu ve
dolaysyla belirtilen noktalar her
kuram cnn kabul etm eyeceini
hatrlamak gerekir.)

M arx ile VVeberin karlatrlm as


Weberci fikirlerin ana hatlar
Marxist fikirlerin ana hatlar
1. M o d e r n g e li m e n in a n a d in a m i i k a p ita list

1. M o d e r n g e li m e n in a n a d in a m i i r e tim in

e k o n o m ik ile y i le rin g e n ile m e sid ir .

u ssaU am asd r.

2 . M o d e r n to p lu m la r k e n d i d o a la rn a te m e l tek il

2 . S n f, m o d e r n to p lu m d a k i b ir o k e itsiz lik

e d e n s n f e itsiz lik le ri ile b l n m h a ld e d irle r.

tip le r in d e n - e r k e k le r v e k a d n la r ara sn d a k i
e its iz lik le r g ib i- b irid ir.

3 . B a lc a g b l n m e le r i, e r k e k v e k a d n la rn
fa rk lla m k o n u m la rn e tk ile y e n le r g ib i, s o n

3 . E k o n o m i k s iste m d e k i g t e k i g

k e r te d e e k o n o m ik e its iz lik le rd e n k a y n ak lan r.

k a y n a k la rn d a n ay rlab ilir. r n e in , e rk e k -k a d n
to p lu m s a l c in s iy e t e its iz lik le ri e k o n o m ik

4 . B u g n b iz im b ild i im iz e k li ile m o d e r n

e t k e n le r e d a y a n la ra k a k la n a m a z .

to p lu m la r (k a p ita list to p lu m la r) g e ic i tip le rd irb u n la n n g e le c e k te ra d ik a l b ir b i im d e y e n id e n

4 . H a y a tn b t n a la n la n n d a u s sa lla m a

r g d e n m e le r in i b e k le y e b iliriz . u v ey a b u t r b ir

g e le c e k te d a h a d a ile r le m e k z o r u n d a d r. B t n

so sy a liz m s o n u n d a k a p ita liz m in y erin i a la ca k .

m o d e r n to p lu m la r ay n te m e l to p lu m s a l v e
e k o n o m ik r g tle n m e ta rz la rn a b a m ld rla r.

5. B a t e tk is in in d n y a l e in d e y ay lm as e sa s
o la ra k k a p ita list g iri im in g e n i le m e c i

5. B a t'n n k r e se l e tk is i s t n a sk eri g c ile

e ilim le rin in b ir so n u c u d u r.

b irlik te sn a i k a y n a k la r z e rin d e k i
e g e m e n li in d e n g e lm e k te d ir.

etkin bir ekilde rgtlemenin balca


yoludur ve bu nedenle kanlmaz
olarak ekonomik ve siyasal byme ile
birlikte genilemektedir. Weber, bilim,
modern teknoloji ve brokrasinin
gelimesine toptan 'ussallama' olarak
iaret eder. Ussallama, toplumsal ve
ekonomik hayat teknik bilgi temelinde
etkinlik ilkelerine gre dzenlemek
demektir.

151

Marksist ve Weberci grler


arasndaki kartlk sosyolojinin birok
alann etkilemektedir. Bu gr
farkllklar sadece sanayilemi toplumlarn doasn nasl zmleyeceimizi
deil, daha az gelimi toplumlar
hakkndaki grmz de etkilemek
tedir. Ek olarak, bu iki bak as farkl
siyasal durularla da balantldr; sol
kanatta duran yazarlar genel olarak

S o s y o lo jid e K u r a m s a l D n c e

Marksist, liberaller ve muhafazakarlar


ise Weberci grleri benimserler. Yine
de, bu ikilemin ilgilendii etkenler, dier
ikilemlerin ilgilendiklerinden daha fazla
olarak, dorudan deneysel doas olan
etkenlerdir. Modern ve daha az gelimi
toplumlann evrimleme yollar zerine
olgusal incelemeler deime rntlerinin bu grlerden hangisine daha
fazla uyduunu belirlememize yardmc
olur.

Yeni sosyoloji kuramlar


Modern dnyann nasl ekillendi
rilmi olduuna dair yukanda belirtilen
ikilemler bugn de nemli olmakla
birlikte yeni kuramclar Marx'tan ve
W eber'den daha ileriye gitmeyi
denemilerdir. Dou Avrupa'da kom
nizmin kyle birlikte modern
dnyay anlamak bakmndan Marx'n
fikirleri bazlarnn bir zamanlar
dndnden daha az geerli
grnmektedir, her ne kadar birok
bilgin modern dnyann karsna kan
sosyolojik sorularla baa kmak iin
ana hatlaryla Marksist yaklamlar
kullanmaya devam ediyor olsalar bile
(Gamble 1999).
Bazlar eskiden Marksist olan
dier sosyologlar Marx' btnyle
hesaptan dmektedir. Onlar, Marx'n
tarihin genel rntlerini bulmaya
kalkmasnn baarszla mahkum bir
giriim olduuna inanmaktalar. Postmoderni^mle balanl bu dnrlere
gre, sosyologlar Marx ve Weber'in
gelitirmeye alt trden kuramlar
-yani, toplumsal deimenin genel bir
yorumu- gelitirmeyi artk brakmaldr.

Postmodernizm
P ostm odernizm dncesini
savunanlar, klasik dnrlerin tarihin

bir ekli olduu, yani tarihin 'bir yere


gittii' ve ilerlemeye gtrd
dncesinden esinlendiklerini ve bu
fikrin imdi artk km olduunu ileri
srmektedirler. Artk bir anlam ifade
eden byk anlatlar ya da metaanlatlar -yani kapsayc tarih ve
toplum kavraylar- yoktur (Lyotard
1985). Savunulabilecek genel bir ilerle
me fikri olmad gibi tarih diye bir ey
de yoktur. Postmodern dnyann
istikameti, Marx'n mit ettii gibi,
sosyalist olmak deildir. Aksine,
postmodern dnya, zerinde medyann
egemen olduu ve bizi gemiimizin
'dna karan' bir dnyadr. Post
modern dnya olduka oulcu ve
eitlidir. Saysz film, video, televizyon
program ve web sitelerinde imajlar
dnya leinde dolamaktadr. Pek
ok fikir ve deer ile iliki kurmaktayz
fakat bunlarn bizim yaadmz
yerlerin tarihi ya da bizim kiisel
tarihlerimizle ok az ba vardr. Her
ey hi durmakszn akkan grn
mektedir. Bir grup yazar bu durumu
yle dile getirmitir:
B iz i m

d n y a m z

y e n id e n

y a p ly o r .

K id e s e l retim , k itlesel t k etici, b yk


eh ir, b a b a d ev let, yaylm b a h e d e k i ev
v e u lu s-d ev let d te: esn ek lik , eitlilik ,
fark llk , h arek etlilik , ile tiim v e ad em -i
m e rk e z ile m e y k selite. B u s re te b izim
k en d i k im lik lerim iz, z -b e n lik anlaym z,
kend i

z n e lli im iz

d n t -r lm e k te .

Y e n i b ir d n e m e g em e k te y iz . (H ail ve
di. 1 9 8 8 )

Postmodernliin nemli yazarla


rndan biri Fransz yazar Jean Baudrillard'dr (onun almas 15. Blm,
'Medya', s. 648-9'da tartlmaktadr).
Baudrillard, elektronik medyann bizim
gemiimizle olan ilikimizi tahrip
ettiine ve karma kark, bo bir dnya
yarattna inanmaktadr. O, yaamnn
daha balarnda Marx'tan gl bir
ekilde etkilenmi biriydi. Ancak, imdi,

152

S o s y o lo jid e K u r a m s a l D n c e

elektronik iletiimin ve kitlesel medya


nn yaylmasnn toplumu ekonomik
glerin biimlendirdii eklindeki
Marksist teoremi tersine evirdiini ne
srmektedir. Ekonomik gler yerine
toplumsal yaam her eyin stnde
iaretler ve imajlar etkilemektedir.
Baudrillard, medya egemenliin
deki bir ada anlamn, TV programla
rnda olduu gibi, imajlarn akyla
yaratldn syler. Bizim dnyamzn
ou bir tr yap-inan evreni haline
gelmitir; bu evren iinde bizler gerek
kiilere ve yerlere deil, medya imajla-

Her ne kadar kendisine postmodernist demese de Michel Foucault


(1926-1984) ok byk oranda
postmodernist dnceden yararland.
almalarnda bizim modern dnya
mzdaki anlay, nceki dnemlerdeki
anlaytan ayran deimeleri gster
meye alt. Su, beden, delilik ve
cinsellik zerine yazlarnda Foucault
toplumsal nfusun denetlenmesi ve
gzetlenmesinde giderek artan bir rol
oynam olan hapishaneler, hastaneler
ve okullar gibi modern kurumlarn or-

Jean Baudrillard

rina tepki vermekteyiz. Nitekim


1997'de Galler Prensesi Diana ld
nde sadece Britanya'da deil,
dnyann her tarafnda byk bir
kederlenme vard. Ancak insanlar
gerek bir kiinin yasn m tutuyor
lard? Baudrillard buna hayr, diyecekti.
ou insan iin Diana medya yoluyla
mevcuttu. Diana'nn lm insanlarn
gerek yaamda gerek birinin
lmn tecrbe etmesi olayndan ok,
dizi filmde meydana gelen bir olay
gibiydi. Baudrillard buna yaamn TV
iine zlmesi demektedir

Michel Foucault

153

Michel Foucault

S o s y o lo jid e K u r a m s a l D n c e

taya kn inceledi. Bireysel zgrlk


hakkndaki Aydnlanma fikirlerinin
disiplin ve gzedemeyle ilgili bir baka
ynnn de olduunu gstermeyi is
tedi. Foucault, modern rgtsel sistem
lerle alakal olarak g, ideoloji ve sy
lem arasndaki ilikiler hakknda nemli
fikirler gelitirdi.
Gcn, yani bireyler ve gruplarn
bakalarna kar olarak kendi amalar
na nasl ulatklarnn incelenmesi,
sosyolojide temel bir nem tar. Klasik
dnrler arasnda Marx ve Weber g
konusuna zel bir nem verdiler:
Foucault onlarn ncln yaptklar
baz dnceleri srdrd. Onun,
toplumda g ve denetleme hakkndaki
dncelerinde sylemin rol merkezi
bir yer igal eder. O, sylem kavramn,
belli bir nesne hakknda ortak sayltlar
tarafndan bir araya getirilmi konuma
ve dnme yollarna gndermede
bulunm ak iin kullanm aktadr.
Foucault, ortaalardan gnmze
gelinceye kadar, rnein, delilik syle
minin arpc bir ekilde nasl deimi
olduunu gsterdi. rnein, orta
alarda deliler genel olarak zararsz
olarak dnlmekteydiler; hatta
bazlar onlarn Tanr vergisi baz zel
alglama 'yetenekleri' olabileceini
dnmekteydi. Modern toplumlarda
ise 'delilik' hastalk ve tedaviyi vurgu
layan tbbiletirilmi bir sylem tarafn
dan ekillendirilmitir. Bu tbbiletiril
mi sylem olduka gelimi ve nfuzlu
bir doktorlar, tp uzmanlar, hastaneler,
meslek elemanlar dernekleri ve tp
dergileri a tarafndan desteklenmekte
ve srdrlmektedir.
Foucault'nun almas biraz ayrntl
olarak 8. Blm, 'Salk, Hastalk ve
Engellilik', s. 302'de tartlmaktadr.

Foucault'ya gre, sylem aracl


yla alarak g, halkn su, delilik ve

cinsellik gibi olgulara ynelik tutum


larn ekillendirir. G veya yetki
sahiplerince tesis edilen uzman sylem
lerine ou halde sadece rakip uzman
sylemlerince kar klabilir. Bu yolla,
sylemler alternatif dnme ve
konuma yollarn kstlamak iin gl
bir ara olarak kullanlabilirler.
Foucault'nun yazlarnda ne kan
temalardan biri g ve bilginin gzetle
me, yaptrm ve disiplin teknolojileri ile
nasl birbirlerine bal olduklardr.
Foucault'nun toplumsal kurama
kktenci yeni yaklam bilimsel bilginin
doas hakkndaki genel uzlamaya
kar durmaktadr. Onun eski almala
rnn birounun nitelii olan bu
yaklam, Foucault'nun 'arkeolojisi'
olarak bilinir olmutur. Aina olunan
lara bakarak aina olunmayandan bir
anam karmaya alan dier sosyal
bilimcilerin aksine Foucault, ters ynde
ie koyuldu: gemii kazarak aina
olunandan bir anlam karmak.
Foucault byk bir gayretle bugne
saldrd -aina olunduklar iin byk
lde grnmez olan kabul grm
kavramlara, inanlara ve yaplara. O,
rnein, 'cinsellik' kavramnn her
zaman var olmayp, toplumsal deime
sreleri araclyla yaratlm olduu
nu inceledi. Benzer yorumlar gnm
zn normal ve sapkn faaliyet, aklllk
ve delilik gibi anlaylar iin de
yaplabilir. Foucault, bizim imdiki
inan ve uygulamalarmzn ardnda
yatan sayltlar ak klmaya ve
kendisine gemiten uzanarak imdiyi
'grnr' klmaya gayret etti. Ancak,
toplum, toplumsal gelime ve moder
nlik hakknda genel kuramlara sahip
olamayz, sadece onlarn paralarn
anlayabiliriz.

Drt ada sosyolog

154

S o s y o lo jid e K u r a m s a l D n c e

Pek ok dnr Michel Foucault'dan etkilenmitir. Kide iletiimin


ortaya knn damgasn vurduu bir
toplumda, gzedeme -davranlarn
denedemek iin insanlar hakkndaki
bilginin elde tutulmas- her an mevcut
haldedir. ou toplum kuramcs bilgi
teknolojisi ve yeni iletiim sistem
lerinin, dier teknolojik deiikliklerle
birlikte olarak, hepimiz iin byk
toplumsal dnmler rettiini kabul
etmektedir. Fakat, ounluk, postmodernistlerin ve Foucault'nun ana
fikirlerini kabul etmemektedir. Postmodernisder, dnyay daha iyi ynde
deitirebileceimiz fikri gibi toplumsal
dnyadaki genel sreleri anlama
abalarmzn da baarszla mahkum
olduunu ileri srmektedirler. Manuel
Castells, Jrgen Habermas, Ulrich Beck
ve ben (Anthony Giddens) hepimiz,
toplumsal dnyann genel kuramlarn
gelitirmeye her zamanki kadar ihtiya
duyduumuzu, byle kuramlarn
dnyay olumlu ynde ekillendirmeye
yardmc olabileceini ne srdk.
Marx'n kapitalizme sosyalist bir
seenek ryasnn artk ld kabul
edilse bile sosyalist projeyi srkleyen
deerlerin bazlar -toplumsal cemaat,
eitlik ve zayf ve acize bakmak- bugn
yine ok canldr.

Jrgen Habermas: demokrasi ve


kamusal alan
Alman sosyolog Jrgen Habermas
Marx'n fikirlerinin birounun eskimi
olduunu kabul ve teslim eder ve
Weber'i alternatif fikirler kayna olarak
grr. Yine de Habermas Marx'n
yazlarna ilham kayna olan baz temel
ilkelerin srdrlmesini nerir. Kapita
lizme alternatif yoktur ve olmamaldr:
Kapitalizm ok byk bir servet
yaratma yeteneine sahip olduunu

155

kandamtr. Bununla birlikte Marx'n


kapitalist bir ekonomide saptad baz
temel sorunlar -ekonomik knt ve
bunalmlar retme eilimi gibi- bu
ekonomi iinde bugn de vardr. Bizim
kendilerini denetlediimizden daha
fazla bizi denetler hale gelmi olan
ekonomik sreler zerindeki deneti
mizi yeniden kurmamz gerekir.
Habermas, byle artan bir denetim

Jurgen Habermas

kurma yollarndan birinin kendisinin


'kamusal alan' dedii eyin canlandrl
mas olduunu sylemektedir. Kamusal
alan esas itibariyle demokrasinin
erevesidir. Habermas, ulusal meclis
ve partiler dahil, yrrlkteki usule
uygun ortodoks demokratik ilemlerin
bize ortak kararlar alma konusunda
yeterli bir temel salamadn ne
srmektedir. Demokratik ilemleri
slah etmek ve cemaat ve dier yerel
grup temsilcilerinin daha tutarl bir
ekilde katlm yoluyla kamu-sal alan

S o s y o lo jid e K u r a m s a l D O u n c e

canlandrabiliriz. Modern iletiim


medyas Baudrillard ve dier-lerinin
dikkat ektii etkilerden bazlarna
sahiptir. Yine de bu medya demokrasi
nin ilerletilmesine esasl bir katk
salayabilir. Televizyon ve gazetelere
ticari karlarn egemen olduu yerlerde
bunlar demokratik tartma iin bir
odak salamamaktadr. Yine de kamu
televizyonu ve radyosu, Internet ile
birlikte, ak diyalog ve tartma
gelitirilmesi iin birok olanak sun
maktadr.
Feminist yazarlar Habermas',
toplumsal cinsiyet ile demokrasi
arasndaki balara gereken dikkati
gstermedi diye eletirmilerdir. Ele
tirmenler, demokrasinin ou kere esas
olarak erkein alan olduunun varsayldna iaret etmilerdir. Habermas'n, demokrasinin kadnlar tam
katlmdan dlama yollarna bakmas
gerektii iddia edilmektedir. rnein,
birok ulusal mecliste kadn yeler
aznlktadr. Birok siyasal tartma
kadnlarn zel kaygsn oluturan
meseleleri nemsiz grmektedir. Ken
disinin byk almas Iletiimsel Eylem
Kuramnda (The Theory of Communicative Action) (1986-8) Habermas,
toplumsal cinsiyet hakknda gerekte
hibir ey sylemez. Nancy Fraser
(1989), demokrasi tartmasnda
Habermas'n vatandal toplumsal
cinsiyetsiz ele aldna iaret eder. Fakat,
Fraser'a gre vatandalk kadnlardan
ok erkekleri kayran biimlerde
gelimitir. rnein, aile iinde kadnn
konumu byk oranda erkeinkine
baldr. Bu nedenle aile iindeki
eitsizlik kamu demokrasisi ile doru
dan ilintilidir.

Ulrich Beck: kresel risk toplumu


Bir baka Alman sosyolog Ulrich
Beck de postmodernizmi reddeder.
Ona gre, modernin tesinde bir
toplum iinde yaamaktan ok onun
ikinci modernlik dedii bir aamaya
doru hareket etmekteyiz, ikinci
modernlik, modern kurumlar kresel
hale gelirken gnlk hayatn gelenek
lerin ve adetlerin denetiminden serbest
kalmasna gnderme yapmaktadr. Eski
sanayi toplumu ortadan kalkmakta ve
yerini risk toplumu almaktadr.
Postmodernistlerin karmaa ya da
rnt yokluu olarak grdkleri eyi
Beck risk ya da belirsizlik olarak
grmektedir. Tehlikenin idare edilmesi
kresel dzenin balca zelliidir.

Beck, ada dnyann nceki


dnemlerden daha tehlikeli olduunu
ileri srmyor. Aksine, yz yze geldi
imiz tehlikelerin doas deimektedir.
imdilerde, doal unsurlardan kaynak
lanan tehlike olasl kendi toplumsal

156

S o s y o lo jid e K u r a m s a l D n c e

gelimemiz ve bilim ve teknolojinin


gelimesinin yaratt belirsizliklerden
kaynaklananlardan daha azdr.
Bilim ve teknolojinin ilerlemesi
nceki dnemlerde karlalanlardan
farkl tehlike durumlar yaratmaktadr.
Bilim ve teknoloji aka bize birok
yararlar salar. Bununla birlikte onlar
bizim iin lm zor tehlikeler de
yaratrlar. Nitekim, rnein, genedk
deitirme veya nanoteknoloji gibi yeni
teknolojilerin geliiminin ne tr teh
likeler ierdiini kimse bilmemektedir.
rnein, genetik olarak deitirilmi
rn yetitirilmesini destekleyenler bu
rnlerin olsa olsa bize dnyann en
fakir lkelerindeki al sona erdirme
ve herkes iin ucuz yiyecek temin etme
olana salayacan ileri srmektedir.
pheciler ise bu teknolojilerin salkla
ilgili tehlikeli ve istenmedik sonular
olabileceini iddia etmektedir.
Beck'in tehlike zerine fikirleri daha
ayrntl olarak 22. Blm, evre ve
Risk, s.l017-9da tartlmaktadr.

Beck'e gre, tehlike toplumun


nemli bir yn onun tehlikelerinin
mekansal, zamansal ve toplumsal
bakmdan belli bir yere kstlanm
olmamasdr. Bugnn tehlikeleri
btn lkeleri ve btn toplumsal
snflar etkilemektedir; bu tehlikelerin
sadece kiisel deil, kresel sonular
vardr. retilmi tehlikelerin birou,
rnein terrizm ya da evre kirlilii,
ulusal snrlarn tesine gemektedir.
1986'da ernobil nkleer elektrik
santralindeki patlama bunun ak bir
rneini oluturur. ernobil'in hemen
yaknnda yaayan herkes -yalar,
snflar, toplumsal cinsiyetleri ve
konumlar her ne olursa olsun- tehlikeli
dzeyde radyasyona maruz kaldlar.
Ayn zamanda, kazann etkileri

157

ernobil'in ok telerine uzand -btn


Avrupa'da ve daha telerde padamadan
ok sonra normal olmayan dzeylerde
radyasyon tespit edildi.
Gndelik yaam dzeyindeki
birok karar da tehlikeyle karmakta
dr. rnein, tehlike ve toplumsal
cinsiyet aslnda yakndan balantldr.
Cinsler arasndaki ilikilere (7. Blm,
Aileler ve Mahrem likilerde tartt
mz zere) birok yeni tehlike
girmitir. Bir rnek ak ve evlilik
alanyla ilgilidir. Bir kuak nce,
gelimi toplumlarda, evlilik hayatn
dolambasz bir gei sreciydi -kii
bekarlktan evlilik konumuna gemekte
ve bunun olduka deimez bir durum
olduu varsaylmaktayd. Bugn birok
insan evlenmeksizin birlikte yaamak
tadr ve boanma oranlar yksektir.
Biriyle evlenmeyi dnen herkes bu
olgular hesaba katmak zorundadr ve
bu nedenle de o kii de tehlike hesab
yapma gerei duymaktadr. Birey bu
belirsiz art alana kar evliliinde
mutluluk ve emniyeti elde etme ihtimali
hakknda yargya varmak zorundadr.
Terrizm tehdidi tehlikenin toplumumuzu nasl etkilediinin bir baka
rneini oluturur. 11 Eyll 2001'de
New York ve Washington'a yaplan
saldrlar insanlarn kendi toplumlarnn
ne oranda terrist saldrlara urama
tehlikesi tad hakkndaki dnce
lerini deitirdi. Terrizm korkusu, i
evreleri byk lekli yatrmlar
tehlikeye atmakta isteksizlik gsterdik
lerinden, dnyann her tarafnda
ekonomilerde atalet yaratt. Terr
saldrlar devletierin kendi vatanda
larnn zgrl ile emniyeti arasnda
yaptklar denge deerlendirmelerini de
deitirdi.

S o s y o lo jid e K u r a m s a l D n c e

Beck, ulus devletin artk kresel


tehlike dnyas ile baa kmaya muk
tedir olmadn ileri srmektedir.
Tersine, devleder arasnda ulus tesi
ibirlikleri olmaldr. Ulus devlederin
dar grllkleri yeni tehlikelerle,
kresel snma gibi, urarken bir engel
haline gelmektedir. Beck, uluslararas
terrizmle savarken ne iin savat
mz sormamz gerektiini belirtmek
tedir. Beck'in lks, kltrel eitlilii
tanma ve kabul etmeye dayal olarak
herkesi kucaklayan (kozmopolitan) bir
sistemdir. Herkesi kucaklayan devleder
sadece terrizme kar deil, fakat ayn
zamanda dnyada terrizmin sebeple
rine kar da savarlar. Byle devleder,
Beck'e gre, tek tek devleder dzeyinde
zmsz grnen fakat ibirlii
yoluyla stesinden gelinebilir olan kre
sel sorunlarla ilgilenmenin en olumlu
vastasn olutururlar.
Beck, son otuz ile krk ylda toplumumuzda meydana gelen deimelerin
toplumsal ve siyasal reformlarn sonu
olduunu ifade etmedii konusunda
Habermas ile ayn fikirdedir. Tam da
aksine: yeni hareket biimleri ortaya
kmaktadr. Beck'in 'alt-siyaset' dedii
yeni bir alann ortaya kn grmek
teyiz. Bu alt siyaset, evreci, tketici
haklar veya insan haklar gruplar gibi
demokratik siyasetin resmi ileyileri
dnda faaliyet gsteren grup ve temsil
rgderin yapp etmelerine gnder
mede bulunur. Tehlike ynetiminin
sorumluluu sadece siyasetilere ve
bilginlere braklamaz: dier vatanda
gruplarnn da sorumlulua dahil
edilmesine ihtiya vardr. Ancak, alt
siyaset alannda gelien grup ve
hareketler olaan siyasal ileyiler
zerinde byk bir etki yaratabilirler.
rnein, daha nce evreci eylemcile
rin ilgi alannda olan evreye kar
sorumluluk artk olaan siyasal
erevenin bir paras olarak kabul
edilir hale gelmitir.

Manuel Castells: A ekonomisi


Manuel Castells kariyerine bir
Marksist olarak balad. Kent sorunlar
uzman olarak, Marx'n fikirlerini
ehirlerin incelenmesine uygulamaya
abalad.
C astells'in eh ircilik hakkndaki
fikirlerini 21. Blm, ehirler ve
Kentsel Alanlar, s. 952-3de daha
ayrntl olarak greceiz.

Ancak, yakn gemite Castells


Marksizmden uzaklat. Baudrillard
gibi o da medya ve iletiim teknoloji
lerinin etkileriyle ilgilenmeye balad.
Castells, bilgi toplumuna alarn ortaya
knn ve a ekonomisttim damgasn
vurduunu ne srd. Kresel
iletiimin olanakl kld bu yeni
ekonomi kesin olarak kapitalist bir
ekonomidir. Ancak, bugnn kapitalist
ekonomisi ve toplumu gemiinkinden
farkldr. Kapitalizmin genilemesi artk
Marx'n dnd gibi esas olarak ii
snfna ve maddi eyalarn imalatna
dayanmamaktadr. Aksine, telekomni
kasyon ve bilgisayarlar retimin
temelidir.

Manuel Castells

158

S o s y o lo jid e K u r a m s a l D n c e

Castells'in 'a toplumu' hakkndaki


fikirleri daha ayrntl olarak 16.
Blm, rgtler ve Alar, s. 71820'de tartlmaktadr.

Castells, bu deimelerin toplumsal


cinsiyet ilikilerini nasl etkiledii
konusunda ok fazla aklam a
yapmyor. Ancak, bu deimelerin
kiisel kimlik ve gnlk hayat zerine
etkilerinden bir hayli sz etmektedir.
A toplumunda kiisel kimlik daha ak
bir mesele haline gelir. Artk kimlik
lerimizi gemiimizden almyoruz;
kimliklerimizi bakalar ile etkileime
girerek yaratmak zorundayz. Bu
durum aile alann ve daha genel olarak
erkek ve kadn kimliklerinin yapland
rlmasn etkilemektedir. Erkekler ve
kadnlar artk kendi kimliklerini
geleneksel rollerinden edinmiyorlar.
Nitekim bir zamanlar kadnn 'yeri' ev
iken erkein yeri 'ite olmak't. Bu
blnme artk bozulmutur.
Castells, yeni kresel ekonomiye
'otomat' ekonomi demektedir -Habermas gibi o da yarattmz dnyay artk
btnyle denetleyem ediim izi
dnmektedir. Castells'in buradaki
ifadesi bundan bir yzyl nce
brokrasinin artmasnn hepimizi
demir kafese hapsedeceini dnen
Weber'in ifadesini yanklandrmaktadr.
Castells'in ifadesiyle, insanln, kendi
yaptmz makinelerin dnyamz
denetleyecei kabusu gerek olmann
eiindedir -robotlarn ileri ortadan
kaldrmas ya da devletin bilgisayarla
rnn yaamlarmza inzibatlk yapmas
biiminde deil, fakat elektronik temelli
mali ilemler sistemi biiminde (2000,
s. 6).
Yine de Castells kendi Marksist
kklerini btnyle unutmu deildir.
O kresel pazarn etkin denetimini
yeniden kazanmamzn mmkn
olabileceini dnmektedir. Bu
herhangi bir devrim yoluyla deil,

159

uluslar aras kapitalizmi dzenlemekte


kar olan uluslararas rgtler ye
lkelerin ortak abalar ile gerek
leecektir. Castells, bilgi teknolojisinin
ou kere yerel glenmenin ve
topluluun yenilenmesinin bir arac
haline gelebilecei sonucuna varmak
tadr. O, Finlandiya'y rnek olay olarak
nakleder. Finlandiya dnyadaki en
gelikin bilgi toplumudur. lkedeki
btn okullarn Internet eriimi vardr
ve nfusun ounluu bilgisayar
kullanmay bilmektedir. Ayn zamanda,
Finlandiya'nn iyi kurulmu ve etkin bir
ekilde ileyen ve yeni ekonominin
ihtiyalarn karlayacak ekilde yeni
lenmi bir refah devleti vardr.

Anthony Giddens. Toplumsal


dngsellik
Ben de, kendi yazlarmda gn
mz dnyasnda meydana gelmekte
olan deimeler zerine kuramsal bir
bak as gelitirdim. Bugn biz,
benim 'firari dnya' dediim bir
dnyada yaamaktayz, Beck'in
saptad trden tehlike ve belirsiz
liklerin damgasn vurduu bir dnya.
Fakat gven fikrini tehlike fikrinin
yanna yerletirmemiz gerekir. Gven,
bizim bireylere ya da kurumlara
duyduumuz itimada gnderme yapar.
Hzl bir dnm dnyasnda
geleneksel gven biimleri zlmeye
meyleder. Baka insanlara gven
eskiden yerel toplulua dayanmaktayd.
Ancak, daha kresellemi bir toplum
iinde yaayan bireyler olarak yaam
larmz hi grmediimiz ve belki
dnyann ta br ucunda yaayan
insanlardan etkilenmektedir. Gven,
soyut sistemlere itimat tamak
demektir -rnein, gda tzklerini
yapan ve uygulayan kurululara, suyun
artlmasna ya da bankaclk sisteminin
etkinliine gven duymak zorundayz.

S o s y o lo jid e K u ra m s a l D n c e

Anthony Giddens

Gven ve tehlike birbirlerine smsk


baldr. Etrafmz saran tehlikelere
gs germek ve onlara etkin bir
ekilde tepki verebilmek iin bu ileri
yapan idarelere gvenimizin olmas
gerekir.
Benim grmce, bilgi anda
yaamak toplumsal dngsellikte bir
art demektir. Dngsellik iinde
hayatmz yaadmz ardar hakknda
dnmeye, tefekkr etmeye gnder
mede bulunur. Toplumlar daha ok
dedere ve geleneklere uygun yaarken,
insanlar ok fazla dnmeden kurulu
usullere uygun olarak ilerini yapabilir
lerdi. nceki kuaklar iin yaamn
olmazsa olmaz addedilen birok yn
bizim iin ak bir karar verme meselesi
haline gelmektedir. rnein, yzyllar
ca insanlarn aile byklklerini
snrlayabilecekleri etkin yntemleri
yoktu. Gebelii nlemenin modern
biimleri ve reme ile ilgili dier
teknolojilerin de yardmyla annebabalar artk sadece ka ocuklar
olacana deil, ocuklarnn cinsiye
tinin ne olacana bile karar verebilirler.
Bu yeni imkanlar phesiz yeni etik
ikilemlerle doludur.

Kendi geleceimiz zerindeki


denedmimizi ister istemez kaybetmi
deiliz. Kresel bir ada uluslar
eskiden sahip olduklar gcn bir
ksmn kaybetmektedirler. rnein,
lkeler, iktisat siyasalar zerinde bir
zamanlar sahip olduklarndan daha az
etkiye sahipler. Ancak, hkmetier
gcn nemli bir ksmn ellerinde
tutmaktadrlar. birlii iinde hareket
ederek uluslar bir araya gelebilir ve firari
dnya zerindeki etkilerini yeniden
teyit edebilirler. Beck'in iaret etdi
gruplar -resmi siyaset erevesinin
dnda alan temsilciler ve hareketiernemli bir rol oynayabilirler. Fakat
bunlar yrrlkteki demokratik siyase
tin yerini almayacaklar. Demokrasi
bugn de ok nemli nk 'alt-siyaset'
alannda yer alan gruplarn birbirilerinkinden farkl talepleri ve karlar vardr.
rnein, byle gruplar krtaja daha
fazla hogr gsterilmesi iin etkin bir
ekilde mcadele eden bireyleri
ierebilecei gibi tam aksine inanlan da
ierebilir. Demokratik hkmet bu
birbirlerinden farkl talep ve kayglar
deerlendirmek ve bunlara tepki
vermek zorundadr.
Demokrasi, Habermas'n tanm
lad ekliyle, kamusal alanla snr
lanamaz. Gnlk hayatta ortaya kan
bir 'duygularn demokrasi' potansiyeli
vardr. Duygularn demokrasisi erkek
ve kadnn eit bir tarzda katld aile
hayat biimlerinin ortaya kna
gndermede bulunur. Hemen hemen
btn geleneksel aile biimleri, ou
kere yasalarla da yaptrm altna alnm
olan, erkein kadn zerindeki
egemenliine dayanmaktayd. Cinsler
arasnda artan eitlik oy verme hakk ile
snrlanamaz: eitlik kiisel ve mahrem
alan da kapsamaldr. Kiisel hayatn
demokratiklemesi, ilikiler karlkl
sayg, iletiim ve hogrye dayal
olduu lde ilerler.

160

S o s y o lo jid e K u r a m s a l D n c e

Sonu
Bugn belki sosyolojik kuramn
geliimin yeni bir evresinin bandayz.
Klasik dnrlerin -Marx, Durkheim,
Weber- dnceleri byk toplumsal ve
ekonomik deime dnemlerinde ekil
lendi. imdi belki en az gemitekiler

kadar byk -ve dnyada en az onlar


kadar hissedilen- kresel bir gei dne
minde yayoruz. Toplumlarmz
dntren yeni gelimeleri anlamak
iin yeni kuramlar gelitirmeye ihtiya
cmz var. Burada zmlenmi olan
kuramlar bu abaya yaplm en nemli
katklar arasnda yer almaktadr.

z et
1 . S o s y o lo jid e (v e d i e r to p lu m b ilim le rin d e )

d n d k le ri h e m d e n a sl d n d k le rin d e

k u ra m s a l y a k la m la rd a b ir e itlilik v ard r. B u n u n

d e i ik lik le r m e y d a n a g e tir m i le rd ir.

n e d e n i a n la lm a z d e ild ir: k u ra m s a l ta rtm a la r

5. S o s y o lo jid e s r p g id e n d rd n c b ir ta rt m a

z m e k d o a b ilim le rin d e b ile z o r d u r v e k en d i

k o n u s u m o d e r n to p lu m s a l g e li m e n in

d a v ra n m z in c e le m e k o n u s u k lm a k ta y a a n a n

z m le m e s iy le ilgilidir. M o d e r n d n y ad ak i

k a r m a k s o ru n la rd a n t r s o s y o lo jid e z e l

d e i m e s re le ri e sa s o la ra k k a p ita list e k o n o m ik

g l k le r le yz y ze g e lm e k te y iz .

g e li m e ta ra fn d a n m e k ille n d ir ilm e k te d ir y o k sa

2 . S o s y o lo jid e g r a la rn n a t m a s

e k o n o m i d e tk e n le r d e d a h il d i e r e tk e n le r c e

d ik k a tle r im iz i b ir o k te m e l k u ra m s a l ik ile m e

m i e k ille n d ir ilm e k te d ir? B u ta rt m a d a a ln a n

e k e r. B u n la r n n e m li o la n la r n d a n b iri in s a n

d u ru la r b ir o r a n d a fa rk l s o s y o lo g la rn sa h ip

e y le m in i to p lu m s a l y ap ile n a sl

o ld u k la r siy asal in a n la r v e tu tu m la rd a n

ili k ile n d ire c e im iz h a k k n d a d r. T o p lu m u n

e tk ile n m e k te d ir.

y a ra tcla r b iz le r m iy iz , y o k s a b iz i y a ra ta n to p lu m

6 . T o p lu m s a l g e li m e m e s e le le rin in s te s in d e n

m u ? B u s e e n e k le r a ra s n d a b ir te r c ih y a p m a k ilk

g e lm e d e y e n i d n e m s o s y o lo g la r M a r x v e

g r n d k a d a r z o r d e ild ir v e g e r e k s o r u n

W e b e r 'in t e s in e g e m e y i d e n e m i le rd ir.

t o p lu m y a a m n n b u iki y n n b irb iriy le n a s l

P o s t m o d e r n d n rle r ta rih v ey a to p lu m u n

ili k ile n d ire c e k o ld u u m u z d u r.

g e n e l k u ra m la rn g e li tir e b ile c e k o ld u u m u z u

3 . k in c i b ir ik ile m to p lu m la n n u y u m lu v e d z e n li
o la ra k m r e s m e d ilm e s i g e re k ti i, y o k sa o n la n n

b t n y le re d d e tm e k te d irle r.
7 . D i e r k u r a m c la r p o s tm o d e r n iz m i

d ev a m l b ir a t m a ile d a m g a la n m o la ra k m

e le tir m e k te v e to p lu m s a l d n y a n n g e n e l

re s m e d ilm e s i g e re k ti i ile ilg ilid ir. Y in e , b u iki


d n c e d e b t n y le b ir b ir le r in e k a r d e ild ir v e
u z la m a ile a t m a n n b irb irle ri ile n a sl ilgili

k u ra m la rn y in e d e g e li tire b ile c e im iz i v e b u n u n
to p lu m s a l d n y ay d a h a iyi y n d e d e i tirm e k
i in b iz i m d a h a le e tm e y e m u k te d ir k la ca n

o ld u k la rn g s te r m e m iz g e re k ir.

n e s rm e k te d ir. K a m u s a l a la n k a v ra m ile

4 . n c b ir ik ile m to p lu m s a l c in s iy e tle v e

H a b e r m a s ', risk to p lu m u k a v ra m ile B e c k ,

z e ld e to p lu m s a l c in s iy e ti s o s y o lo jik d n c e

a to p lu m u k a v ra m ile C a s te lls v e g e li tird i i

i in d e g e n e l b ir k a te g o r i o la ra k in a ed ip

to p lu m s a l d n g s e llik k a v ra m ile G id d e n s b u

e tm e m e m iz g e re k ti i ile ilgilidir. F e m in is t y a z a rla r

k u r a m c la r d a n b a z la rd r.

h e m s o s y o lo g la rn to p lu m s a l c in s iy e t h a k k n d a n e

161

S o s y o lo jid e K u r a m s a l D n c e

Dnme sorular
1. Sosyolojide kuramsal dnme niin ok nemlidir?
2. Weber'in Protestan ahlak zerine almas tek bir kuram m olur yoksa bir dizi
ortaboy kuram m?
3. Dilin incelenmesi toplumun incelenmesi hakknda bize ne syler?
4. Toplumsal cinsiyet sorunu mevcut kuramsal bak alar iine gerekten dahil
edilebilir mi?
5. Sosyolojik kuram iindeki bulmacalarn zm gerekten grndkleri kadar
zor mudur?
6. Sosyolojik kuramdaki yeni gelimeler Marx, Durkheim ve Weber'e ne kadar
borludur?

Ek kaynaklar
Ulrich Beck, WorldRisk Society, (Malden, MA: Polity, 1999).
Judith Buder, Gender Trouble: Feminism and the Supervision o f Identity, (Londra:
Routledge, 1999).
Judith Buder, UndoingGender, (Londra: Roudedge, 2004).
Alex Callinicos, yiganst Post-Modernism. A. Marksist Critique, (Cambridge: Polity,
1989).
Manuel Castells, E n dof Millenium, (Malden, MA: Blackwell Publishers, 1998).
Manuel Castells, The Rise o f Netvork Society, 2. bask (Oxford: Blackwell, 2000).
Peter Dews (der.), Habermas:A. CriticalReader, (Oxford: Blackwell, 1999).
Anthony Giddens, Capitalism and Modern Social Theory, gz.ge.bask (Cambridge:
Cambridge University Press, 1992).
Anthony Giddens, Runavay World: How Globalisation is Reshapins ourUves, (Londra:
Profile, 2002).
David Harvey, The Condition o f Postmodernity, (Oxford: Blackwell, 1989).

162

S o s y o lo jid e K u r a m s a l D n c e

nternet balantlar
Michel Foucault
http://foucault.info/
Judith Butler
http://www.theory.org.uk/ctr-butl.htm
Jrgen Habermas
http://www.habermasonline.org/
Ulrich Beck
http://www.lse.ac.uk/collections/sociology/whoswho/beck.htm
Manuel Castells
http://sociology.berkeley.edu/faculty/castells/
Anthony Giddens
http://old.Ise.ac.uk/collections/meetthedirector/

163

iindekiler
Gndelik yaamn incelenmesi
Szel olmayan iletiim
"Yz", jestler ve duygular
Szel olmayan iletiim ve toplumsal
cinsiyet

Etkileimin toplumsal kurallar


Paylalan anlaylar
Garfnkel'in deneyleri
"Etkileimsel ykclk"
Tepki haykrlar

Etkileimde yz, beden ve konuma


Karlamalar
izlenim ynedmi
Kiisel uzam

Zam an ve uzam da etkileim


Saat zaman
Toplum yaam ve uzam ile zamann
dzenlenmesi
Kltrel ve tarihsel bak asndan gnlk yaam
Gerekliin toplumsal olarak kurulmas:
sosyolojik tartma
Siberuzayda toplumsal etkileim

Sonu: Yaknlk zorlanm m?


%et
Dnme sorulan
E k kaynaklar
Internet balantlar

bisikleti zerine bir grup dersi) retici


olarak alm. Tand dier insanla
rn ou ile de, her hafta ayn saatlerde
almaya geldiklerinden, zaman iinde
rahat bir iliki gelitirmi.

Eric, pahal bir kent salk


klbnde yllardr alan bir beden
eitimi retmeni. Zaman ierisinde,
klpte egzersiz yapmaya gelen yzlerce
insanla tanm. Bunlarn bir blmy
le klbe ilk katldklarnda, onlara alet
leri nasl kullanacaklarn retmek iin
birlikte alm. teki pek ok kii ile
de "evirme" snflarnda (egsersiz

Beden salonu iindeki kiisel uzam,


egzersiz aletlerinin birbirine yakn
olmas yznden snrldr. rnein,
arlk kaldrma devresindeki bir blm
birbirine ok yakn olan makinalardan
olumutur. yeler alrken tekilere
yakn olmak ve bir makinadan dierine
geerken birbirlerinin nne kmak
zorundadrlar.
Eric'in, bu fiziksel uzam ierisinde
en azndan daha nce karlat bir
bakasyla gz temas kurmadan yr
mesi neredeyse olanakszdr. Bu mte
rileri gn iinde ilk kez grdnde se-

nsanlarn spor salonlarndaki davranlar, uygar kaytszlk iin genellikle gzel rnekler sunmaktadr.

166

T o p l u m s a l E t k ile im v e G n l k Y a a m

lamlayacaktr; ancak daha sonra yolu


nun zerindeki kiilere selam vermeden
herkesin kendi yoluna gidecei genel
likle kabul edilmektedir.
Bir sokakta iki insan karlat
nda, belirli bir uzaklktan birbirlerini
szerler; yaknlap birbirlerinin yann
dan geerlerken gzlerini karp baka
ynlere bakarlar. Bunu yaparlarken,
ErvingGoffman'n (1967,1971) birok
durumda birbirimize kar benimsemek
zorunda olduumuz uygar kaytszlk
dedii eyi sergilerler. Uygar kaytszlk,
bakalarn dikkate almamakla ayn ey
deildir. Her birey, teki insann far
knda olduunu gsterir ancak ok
teklifsiz grnebilecek herhangi bir
jestten kanr. Uygar kaytszlk, bizim
az ok otomadk olarak gerekletirdii
miz bir eydir; ancak etkin bir biimde
ve kimi zaman yabanclar arasnda

IV

korkmadan yrtlmesi gereken


toplum yaamnn varolmasnda temel
bir neme sahiptir.
Bunun nemini anlayabilmenin en
iyi yolu, geerli olmad rnekleri
dnmektir. Bir kii bir bakasna,
gzn dikerek ve yznde belirli bir
duyguyu aka gstererek bakyorsa,
bu normal olarak bir ak, aile bireyi ya
da yakn bir arkadatr. Yabanclar ya da
caddede, ite ya da bir partide tesadfen
karlatmz kiiler hemen hemen
hibir zaman bir bakasna byle bak
maz. Byle yapmak, dmanca bir niye
tin gstergesi olarak alnabilir; rnein
rklar, yanlarndan geen teki etnik,
gruplardan kiilere "nefret bak"
atmalaryla bilinirler.
Arkadalar bile yakn bir kar
karya konumada birbirlerine nasl
baktklarna dikkat etmelidirler. ki

w*

w V

V.

A-

Yanma oturursan bana gelecek var: otobs yolcular olarak bizler kiisel uzammz korumak
iin elimizden geleni yaparz.

1 67

T o p lu m s a l E t k ile im v e G O n IC k Yaam

taraf da, ilgisini vc konumada yer


aldn gstermek iin, dzenli aralarla
tekinin gzne bakar, ancak gzn
dikerek bakmaz. Gzn ayrmadan
bakmak, gvensizlik ya da en azndan
tekinin ne sylediini anlamama
iareti diye yorumlanabilir. Eer her iki
taraf da birbirlerinin gzne hi
bakmyorlarsa, bunun kanmann,
gvensizliin ya da bunlar deilse tuhaf
davrann iaret diye dnlmesi
olasdr.

Gndelik yaamn incelenmesi


Toplumsal davrann bylesine
nemsiz grnen ynleriyle neden ilgi
lenmeliyiz? Sokakta birisiyle karla
mak ya da bir arkadala birka sz
etmek nemsiz ve ilgin olmayan
etkinlikler, bir gn boyunca saysz kez
zerinde dnmeden yaptmz eyler
gibi grnebilir. Gerkte, bylesine
nemsiz grnen toplumsal etkile
im biimlerinin incelenmesi, sosyolo
jide byk nem tar -bu ilgin
olmamak bir yana, sosyolojik aratr
mann en kapsayc alanlardan birisidir.
Bunun nedeni vardr.
lk olarak, bizim gndelik rutinerimiz, tekilerle neredeyse srekli
Darak giritiimiz etkileimleri ile,
Dzim yaptklarmza yap ve biim
zandrr. Bunlar inceleyerek toplum;al varlklar olarak kendimiz ve toplum
raamnn kendisi hakknda ok ey
irenebiliriz. Yaammz, her gn, her
afta, her ay ve her yl benzer davran
kalplarn yineleme yoluyla dzenlennektedir. rnein, dn ve ondan
inceki gn neler yaptnz bir d
ln. Eer bu gnler hafta iindeyse,
incelikle, her gn hemen hemen ayn

saatte kalkm olmanz olasdr (tek


bana nemli bir rutin). Her gn
yaptnz gibi, sabahleyin erken bir
saatte yaptnz yolculuk sonucu okula
giderek derse girmisinizdir. Belki de
le yemeini bir arkadanzla yemi,
leden sonra tekrar derse gitmi ya da
kendi banza almsnzdr. Daha
sonra, ayn yollardan eve dnm,
akam da olaslkla arkadalarnz ile
darya kmsnzdr.
Kukusuz, gnbegn izlediimiz
rutinler ayn olmayacaktr; genellikle
hafta sonlar izlediimiz etkinlik kalpla
rmz, hafta iinde izlediklerimizden
farkldr. bulmak iin niversiteyi
brakmak gibi, yaammzda nemli bir
deiiklik yaparsak, gnlk rutinleri
mizde bir deimenin olmas genellikle
kanlmazdr; ancak daha sonra yeni ve
daha dzenli bir alkanlklar btn
oluturabiliriz.
ikinci olarak, gnlk yaamn ince
lenmesi bize, insanlarn gereklii
deitirecek biimde yaratc eylemlere
nasl girieceini gsterir. Toplumsal
davran bir lye kadar roller,
normlar ve paylalan beklentiler gibi
gler tarafndan ynlendirilir ise de,
bireyler gereklii, geldikleri kkenlere,
karlara ve gdlere gre farkl farkl
alglamaktadr. Bireyler, yaratc
eylemde bulunma yeteneine sahip
olduundan, aldklar kararlar ve
giritikleri eylemlerle gereklii srekli
olarak biimlendirirler. Baka deyile,
gereklik sabit ya da duraan deildirgereklik insanlarn birbirleriyle etkile
imi sonucu yaratlr. Bu, gerekliin
toplumsal olarak kurulmas anlayp, 1.
Blmde deinilen simgesel etkileimci
bak asnn merkezinde yer almakta
dr ve ilerde daha fazla tartlacaktr (s.
190-92).

168

T o p l u m s a l E t k ile im v e G n l k Y a a m

nc olarak, gnlk yaamdaki


toplumsal etkileimin incelenmesi,
daha byk toplum dzenleri ile kurumlarn anlalmas iin yararldr.
Byk lekli toplum dzenlerinin
hepsi, aslnda bizim gnlk olarak iine
girdiimiz toplumsal etkileim kalplar
na bamldr. Bunu gstermek kolay
dr. Sokakta birbirinin yanndan geen
iki yabanc rneini yeniden anmsa
yalm. Byle bir olay, byk lekli,
daha kalc toplumsal rgt biimleriyle
pek az dorudan ilikili diye grnebi
lir. Ne ki, bu trden pek ok etkileimi
dikkate aldmzda, durum artk byle
deildir. Modern toplumlarda, kasaba
ve kentierde yaayan insanlarn byk
ounluu, kiisel olarak tanmadklar
baka insanlara srekli olarak etkileim
iine girerler. Uygar kaytszlk, btn
grltl kalabalklar, geici nitelikteki
kiisel olmayan ilikileriyle birlikte kent
yaamna sahip olduu nitelii veren
mekanizmalar arasndadr.
Bu blmde, ilk olarak bakalaryla
etkileirken hepimizin kulland szel
olmayan iaretleri (yz ifadeleriyle
bedensel jestleri) inceleyeceiz. Daha
sonra, gndelik konumann bakalar
na istediimiz anlamlar iletmek iin dili
nasl kullandmzn zmlemesine
geeceiz. Son olarak, eylemlerimizi za
man ve uzam boyunca nasl nasl koor
dine ettiimize zel bir dikkat gstere
rek, yaamlarmzn gnlk runlerimiz
tarafndan nasl yaplatrld zerinde
duracaz. Bu blmde ayrca, toplum
sal etkileimle ilgilenen sosyologlarn
inceledikleri kk, gndelik pratikle
rin incelenmesinin, bu kitabn daha
sonraki blmlerinde ele alnan, top
lumsal cinsiyet ve snf gibi byk
lekli sorunlarn herhangi birinden

ayr olmadn, tersine bunlarn


birbiriyle yakndan balantl olduunu
greceiz, s. 173 ve 179'daki kutularda,
mikro ve makro-sosyoloji arasndaki
balantlara ilikin iki zgl rnee
bakacaz.
K u ra m s a l b ir b a k a s n d a n ,
gndelik sosyal etkileim ler ile daha
geni toplumsal yaplar arasndaki
balanty, "Sosyolojid e Kuram sal
D n ce" balkl 4. Blmde, s. 159160'da ele aldk.

Szel olmayan iletiim


Toplumsal etkileim saysz szel
olmayan iletiim biim ini -yz
ifadeleri, jestler, beden hareketleriyle
bilgi ve anlamn dei toku edilmesinigerektrir. Szel olmayan iletiim kimi
zaman "beden dili" olarak adlandrlrsa
da, bu yanltcdr nk bizler srekli
olarak, sz ile sylenen eyleri daha da
amak ya da boa karmak iin byle
szel olmayan iarederi kullanrz.

"Yz", jestler ve duygu


Szel olmayan iletiimin nemli bir
yn, duygunun yz ifadesiyle yanstl
masdr. Paul Ekman ve meslektalar,
yz kaslarnn belirli ifadeleri ortaya
karacak biimdeki devinimini betim
lemek iin Yz Harekeeri Kodlama
Sis-temi (YEKS) dedikleri sistemi
gelitir-milerdir (Ekman ve Friesen
1978). Bu yolla, ad ktye km
derecede tutarsz ya da elikili yorum
lara ak olan bir alana -nk duygula
rn nasl belirlenecei ve snflanaca
zerinde ok az anlama vardr- bir
lde kesinlik getirmeye almlar
dr. Evrim teorisini ortaya atan Charles
Darwin, duygularn temel dile getirili
biimlerinin btn insanlarda ayn
olduunu ileri srmtr. Kimileri bu

T o p l u m s a l E tk ile im v e G n l k Y a a m

fg

Paul Ekman'n ektii Yeni Gine'de yaltk bir kabilenin yelerinden birisinin yz ifadelerini gsteren bu
fotoraflar, duygularn temel dile getirilmi biimlerinin btn insanlarda ayn olduu dncesinin
snanmasna yardmc oldu. Buradaki fotoraflar u yklerdeki biriys_eniz yznzn nasl grneceini
gsterir. A) Arkadanz geldi ve mutlusunuz; B) ocuunuz ld; C) kzgnsnz ve kavga etmek zeresiniz;
D) uzun sre nce lm bir domuz grdnz.

sava kar kmlarsa da, Ekman'n,


birbirinden ok farkl kltrel ardalanlardan gelen insanlar zerine yapt
incelemeler, bunu destekler gibidir.
Ekman ve Friesen, Yeni Gine'de,
yelerinin daryla hemen hemen hi
bir balantsnn olmad yaltlm bir
topluluu incelemilerdir. Yeni Gineli
ler, kendilerine alt duyguyu (muduluk,
znt, kzgnlk, tiksinti, korku,
aknlk) yanstan ifadelerin resimleri
gsterildiinde, bu duygular kolayca
belirlemilerdir.
Ekman'a gre, kendisinin ve
bakalarnn benzer almalar, duygu
lar dile gedren yz ifadelerinin ve bun
larn yorumlarnn insanlarda doutan
gelen zellikler olduu grn
desteklemektedir. Ekman, kendi
verdii kamdarn bu sonucu kesinlikle
ak bir biimde ortaya koymadn ve
yaygn olarak paylalan kltrel
renme srelerinin bu sonular etki
lediini kabul etmektedir; yine de
Ekman'n sonular baka trden
aratrmalarla da desteklenmektedir. I.
Eibl-Eibesfelt, doutan sar ve kr

alt ocuu, yz ifadelerinin ne lde


gren ve duyan insanlarn belirli
duygular ierisinde bulunduklarnda
gsterdikleri yz ifadeleriyle ayn oldu
unu grmek iin incelemitir (1973).
Eibl-Eibesfelt, ocuklarn zevk verici
olduklar ortada olan etkinlikleri ger
ekletirirken glmsediklerini, alk
olmadklar kokular olan nesneleri
koklarken aknlkla kalarn kaldr
dklarn ve holanmadklar bir nesne
kendilerine yinelenen bir biimde
sunulduunda kalarn attklarn
grmtr. Byle davranan baka
insanlar gremedikleri iin, ocuklarn
verdikleri tepkiler doutan gelen
zellikler tarafndan belirleniyor
grnmektedir. Ekman ve Friesen,
Y E K S'i kullanarak yeni domu
bebeklerdeki, yetikinlerin duygularn
dile g etirilerin d e de bulunan
birbirinden bir dizi ayr yz kas
eylemini belirlemilerdir. rnein,
bebekler, eki tadara kar, yetikinlerin
tiksinti iin gsterdiklerine benzer bir
yz ifadesi (dudaklar bzmek ve kalar
atmak) gstermektedirler.

170

T o p l u m s a l E t k ile im v e G n l k Y a a m

Ne ki, duygularn yz ifadesiyle dile


getirilii ksmen doutan geliyor olsa
da, bireysel ve kltrel etkenler yz
ifadesinin tam olarak hangi biimi ala
ca ve hangi balamlarda uygun diye
grleceini etkilemektedir. rnein,
insanlarn nasl glmsedikleri, dudak
larn ve teki yz kaslarnn kesin
hareketi ve glmsemenin ne kadar
geni olaca, kltrden kltre dei
mektedir.
Btn kltrleri, hatta ounlu
unu, ralayan bir jest ya da bedensel
duru yoktur. Kimi toplumlarda, rne
in, insanlar Anglo-Amerikan pratie
kart biimde, hayr demek iin
balarn aa yukar sallarlar, iaret
etmek gibi Avrupallar ile Amerikal
larn yaygn olarak kullanma eiliminde
olduklar jestler kimi toplumlarda
yoktur (Bull 1983). Benzer olarak
dzgn tutulan iaret parma-nn
yanan ortasna konarak evrilmesi
talya'nn kimi blmlerinde bir vg
jesti olarak kullanlmasna karn baka
yerlerde bilinmemektedir. Yz ifadeleri
gibi jestler ve bedenin durular da
konumalar doldurmak iin olduu
kadar, gerekte hibir ey sylenmiyor
bile olsa bir anlam iletmek iin de srek
li olarak kullanlmaktadr. Bunlarn
de, aka yapmak, ironi gstermek ya da
kuku belirtmek iin kullanlabilir.
Farknda olmadan ilettiimiz szel
olmayan izlenimler, okluk, syledii
mizin tam olarak sylemek istediimiz
le ayn olmadn gstermektedir.
Yzn kzarmas belki de, fiziksel
gstergelerin dile getirdiimiz anlam
lar nasl yanlladnn en ak
rneidir. Ancak teki insanlarn algla
yabilecei daha ince saysz gsterge de
vardr. Bir rnek olarak, eitimli bir gz,
okluk, szel olmayan iaretieri incele

171

yerek aldatmay belirleyebilir. Terlemek,


yerinde kprdanmak, gzn dikmek
ya da gzn karmak ve uzun bir sre
devam ettirilen yz ifadeleri (gerek yz
ifadeleri drt be saniye iinde kaybol
ma eilimindedir), bir insann aldatma
niyetini gsterebilir. Dolaysyla, baka
insanlarn yz ifadeleri ile bedensel
jestlerini, szel iletiim yolula aktardk
larna ek olarak ve sylediklerinde ne
kadar iten olduklarn denetiemek iin
kullanrz.

Szel olmayan iletiim ve


toplumsal cinsiyet
Gndelik toplumsal etkileimin bir
toplumsal cinsiyet boyutu var mdr?
Olduuna ilikin nedenler bulunmak
tadr. Etkileimler daha geni toplumsal
balam tarafndan belirlendii iin, hem
szel hem de szel olmayan ileitimin
erkekler ve kadnlar tarafndan farkl
farkl alglanmas artc deildir.
Toplumsal cinsiyet ile toplumsal cin
siyet rollerine ilikin anlaylar, byk
lde toplumsal etkenler tarafndan
etkilenmekte ve genel nitelikteki, top
lumdaki g ve konum sorunlaryla
ilikili olmaktadr. Bu dinamikler gn
lk yaamdaki en sradan etkileimlerde
bile kendini gsterir. Szel olmayan
ifadelerin en yaygnn, gz temasn
rnek olarak alalm. Bireyler gz
temasn ok eitli biimlerde, okluk
birisinin ilgisini ekmek ya da toplumsal
bir etkileimi balatmak iin kullanrlar.
Bir btn olarak erkeklerin, hem
kamusal hem de zel yaamda kadnlar
zerinde baskn olduu toplumlarda,
erkekler kendilerini gzlerinin yaban
clarla temas konusunda daha fazla
zgrlk iinde hissedebilirler.

T o p l u m s a l E t k i le im v e G n l k Y a a m

Gz temasnn zgl bir biimi


-gzn dikmek- ayn szel olmayan
iletiim biimleri arasndaki "anlam"
bakmndan kartlklar gstermekte
dir. Bir kadna gzn diken bir erkek,
"doal" ya da "masum" bir biimde
davranyor diye grlebilir; eer kadn
bu baktan rahatsz olmusa, baka bir
yne bakarak ya da karlkl bak
srdrmemeyi tercih ederek kurtula
bilir. te yandan, bir erkee gzn
diken bir kadn okluk, davetkar ya da
cinsel olarak etkin bir biimde davra
nyor diye grlr. Tek tek alndkta, bu
tr rnekler nemsiz grnebilir; toplu
olarak bakldkta ise, toplumsal cinsiyet
egemenlii kalplarn glendirmeye
yardmc olmaktadr (Burgoon ve
dierleri 1996).

glendirdiini ileri srmlerdir.


Erkekler, ayakta durur ve otururlarken,
mekan kadnlardan daha fazla kontrol
ederler nk ayaktayken konutuklar
kiiden daha uzakta dururlar, oturur
larken de daha fazla yaylrlar; ayrca da
ha sk fiziksel temas yoluyla da kontrol
lerini sergilerler. Kadnlarn gz temas
ve yz ifadeleri ile onaylanmay aradk
lar ileri srlmtr; erkekler gz
temas kurduklarnda, bir kadnn bir
erkee oranla teki tarafa bakmas daha
olasdr. Bu yzden, szel olmayan
iletiim biimlerinin mikro-dzeydeki
incelemeleri, toplumun genelinde er
keklerin kadnlar zerinde sergiledikleri
gce ilikin ipular verir (Young 1990).

Szel olmayan iletiimde baka


toplumsal cinsiyet farkllklar da vardr.
almalar, erkeklerin oturma biim
lerinin kadnlarnkine oranla daha rahat
olmaya eilim gsterdiini ortaya koy
mutur. Erkekler bacaklar akken
geriye doru yaslanrlar; kadnlar ise
daha kapal bir beden konumunda,
elleri dizlerinde, bacaklar da kapal bir
biimde otururken dik dururlar. Kadn
lar konutuklar kiiye, erkeklerin oldu
undan daha yakn dururlar; erkekler de
kadnlarla karlkl konuurlarken
kadnlara, teki trl olduundan ok
daha fazla fiziksel temasta bulunurlar
(genellikle, kadnlarn bunu normal diye
grmeleri beklenir). almalar ayn
zamanda kadnlarn kendi duygularn
daha ak bir biimde (yz ifadeleri
yoluyla) gsterdiklerini, gz temasn da
erkeklerden daha sk kurduklarn ve
braktklarn gstermitir. Sosyologlar,
kk lekli, mikro-dzeyde grnen
etkileimlerin toplumumuzdaki daha
geni, makro-dzeydeki eitsizlikleri

Szel olmayan iaretleri hem kendi


davranlarmzda, hem de bakalarnn
davranlarna anlam katmak iin
srekli olarak kullansak da, etkileim
lerimizin ou, konuma -bakalaryla
yaplan rahat szel dei toku- yoluyla
gerekleir. Dilin toplum yaamnda
temel olduu, sosyologlar tarafndan
hep kabul edilmitir. Bununla birlikte,
zel olarak insanlarn olaan gnlk
yaam balamlar iinde dili nasl
kullandklaryla ilgilenen bir yaklam
yaknlarda gelitirilmitir.

Etkileimin toplumsal kurallar

Etnom etodoloji, bakalarnn


yaptklar ve zellikle konutuklar
eylere anlam kapandrmak iin kullan
lan "etno-metodlarn" -halkn ya da
meslekten olmayanlarn yntemleriincelenmesidir. Bu terim, aada
almalar tartlacak olan Harold
Garfnkel tarafndan ortaya atlmtr.
Hepimiz bu yntemleri, bunlara olaan
olarak bilinli bir dikkat gstermeden
kullanrz. Genellikle bir karlkl

172

T o p lu m s a l E t k i le im v e C n l k Y a a m

Kamu iin d e erkekler v e kadnlar


1. Blmde grdmz gibi, mikrososyolojil yani yz yze
etkilenim durumlarndaki gndelik davrann incelenmesi
ile makrososyoloji, yani snf ya da toplumsal cinsiyet
hiyerarisi gibi toplumun daha genel zelliklerinin
incelenmesi birbiriyle yakndan balantldr (Knorr-Cetina
ve Cicourel 1981; Giddens 1984). Bu kutuda,
m ikrososyolojinin ndegelen bir rnei diye grlebilecek
bir olayn -sokakta yryen bir kadnn bir grup erkek
tarafndan szl tacize uramas- makrososyolojiyi
oluturan daha genel sorunlarla nasl balantl olduunu
greceiz.
(Carol B rooks Gardner, Passing By: G ender and Public
Harassment) Geerken: Toplumsal Cinsiyet ve Kamu iindeki
Taci balkl almasnda, deiik ortamlarda -en yaygn
da inaat alanlarnn kenarnda- kadnlarn okluk taciz
diye grdkleri bu trden istenmeyen etkileimlerin
gerekletiini bulmutur.
Tek bir kadnn taciz edilmesi, mikrososyolojik bakmdan
tek bir etkileime bakma yoluyla zmlenebilirse de
soruna byle bakmak pek verimli sonular vermez. Bu tr
tacizler, birbirine yabanc olan kadn ve erkeklerin yer
ald sokak konumalarnn tipik bir zelliidir (Gardner

1995). B u trden etkileimler de, ayn zamanda


toplumdaki cinsiyet hiyerarisinin oluturduu daha
genel artalana bakmadan anlalamaz. Bu yolla mikro ve
makro zmlemelerin nasl birbirine balandn
grebiliriz. rnein, G ardner kadnlarn erkekler
tarafndan taciz edilmesini, daha genel olan, kamusal
alanlarda erkeklerin sahip olduu ayrcalk, kadnlarn
fiziksel olarak incinebilirlii ve her yerde kendisini
gsteren tecavz tehdidi ile temsil edilen, toplumsal
cinsiyet eitsizlii sistemiyle ilikilendirmektedir.
Mikrososyoloji ile m akrososyoloji arasndaki bu
balanty kurmazsak, bu etkileimlere ilikin ancak snrl
bir anlaya sahip olabiliriz. Bu trden etkileimlerin
yaltk rnekler olduunu ya da insanlara iyi davrann
retilerek bu tr olaylarn ortadan kaldrlabileceini
dnebiliriz. Mikro ve makro arasndaki balanty
anlamak bizim, sorunun kkeni olan nedeni ele almak
iin bu tr etkileimlere yol aan toplumsal cinsiyet
eitsizlii biimlerinin ortadan kaldrlmasna
younlamamzn gerekli olduunu anlamamza yardmc
olur.

konumada sylenenlere yalnzca,


szcklerin kendilerinde grnmeyen
toplumsal balam biliyorsak bir anlam
verebiliriz. Aadaki karlkl konu
maya bakalm (Heritage 1984):
A : B e n im o n d r t yanda b ir o lu m var.
B : H m m , b ir sak n cas yok.
A : B ir d e k p e im var.
B : O o , k usura bakm ayn.

Sizce burada neler oluyor? Konu


anlar arasnda ne tr bir iliki var?
Bunun ev sahibi ile mstakbel kirac
arasnda getiini bilmek, konumaya
bir anlam kazandracaktr. Kimi ev
sahipleri ocuklar kabul ederken
kiraclarnn hayvan beslemelerine izin
vermemektedir. Yine de, eer toplum
sal balam bilmiyorsak, B kiisinin
yarudarnn, A kiisinin syledikleriyle
hibir ilikisi olmayacaktr. Anlamn bir
blm szcklerden, bir blm de
toplumsal balamn sylenenleri
yaplatrma biiminden kaynaklan
maktadr.

173

Paylalan anlaylar
Gndelik konumann en nemsiz
biimleri, konumay srdrenler tara
fndan konumaya getirilen karmak
nitelikteki, paylalan bilgiyi varsayar.
Aslnda, bizim kk konumalarmz
ylesine karmaktr ki, en gelimi
bilgisayarlar bile insanlarla uzun sre
karlkl konuma srdrmek iin
programlamann olanaksz olduu
grlmtr. Glaan konumada
edilen szlerin her zaman ak bir
anlam yoktur ve demek istediklerimizi,
bunlar destekleyen dile getirilmemi
varsaymlara dayanarak "kurarz". Eer
Maria, Tom'a "Dn neler yaptn?" diye
sorarsa, bu soruya kar sylenecek
szlerin kendilerinin ortaya koyduu
ak bir yant yoktur. Bir gn uzun bir
zamandr ve Tom iin yle yant
vermek mantkl olabilir: "Evet, 7:16'da
uyandm. 7:18'de yataktan ktm,
banyoya gittim ve dilerimi fralamaya
baladm. 7:19'da duu atm ..." Bu

T o p lu m s a l E tk ile im v e G n l k Y a am

sorunun bekledii yant trn, baka


eylerin yannda Maria'y, onun Tom ile
olaan olarak ne eit etkinliklerde
bulunduunu ve Tom'un haftann belir
li bir gnnde genellikle neler yaptn
bilerek anlayabiliriz.

Garfinkelin deneyleri
Olaan karlkl konumalar
dzenlemekte kullandmz "artalan
beklentileri", Harold Garfinkel'in
gnll rencilerle yrtt kimi
deneyler ile vurgulanmaktadr (1963).
rencilerden bir arkada ya da
akrabalar ile konuma yapmalar ve bu
konumalardaki sradan aklamalar ya
da genel yorumlarn anlamlarnn
aka belirlenmesi konusunda srarl
olmalar istenmitir. Eer birisi, "iyi
gnler" derse, renci "tam olarak hagi
anlamda iyi?", "gnn hangi blmn
kastediyorsun" vd. gibi yantlar
verecektir. Byle yrtlen konuma
lardan birisi aada verilmektedir (S
arkada, E de gnll rencidir):
S : N a slsn ?
E : N e b a k m d an ? Sa l m , p ara d u ru
m u m , ok u lu m , k afam n ra h a tl . . . ?
S : (an id en k zararak d e n etim in i y itirm i b ir
b iim d e ) B a n a bak! y aln zca k ibar olm aya
a l y o r d u m .

D o ru su

s e n in

n a s l

o ld u u n b e n im h i u m u ru m d a deil.

Grnrde nemsiz konuma


uzlamlar izlenmedii zaman insanlar
neden byle kzmaktadrlar? Bunun
yant, gnlk toplum yaammzn, ne
sylendiine ve neden sylendiine
ilikin dile getirilmemi varsaymlarn
paylalmasna baml olduudur. Bu
varsaymlar elde bir diye gremeseydik,
anlaml bir iletiim olanaksz olurdu. Bu
durumda, bir karlkl konumadaki
herhangi bir soru ya da katknn ardn
dan, Garfinkel'in rencilerinden iste

dii trden ok kapsaml bir "aratrma


ilemi" gelirdi ve etkileim yaln bir
biimde sona ererdi. lk bakta nem
siz bir konuma uzlam olarak gr
nen ey, dolaysyla, toplum yaamnn
kendi rgs iin temel duruma gel
mektedir; zaten bu yzden bu uzlamlarn bozulmas bylesine ciddi so
nular yaratr.
Gnlk yaamda insanlarn, zaman
zaman dile getirilmeyen bilgiyi dikkate
almam gibi yaptklarna dikkat
edilmelidir. Bunun nedeni, tekileri
tersleme, utandrma ya da sylenenlerin
ikili anlamna dikkat ekme olabilir.
rnein, bir baba ile ocuu arasndaki
u klasik konumaya bakalm:
B : N erey e gidiyorsun ?
: D a r.
B : N e y ap acak sn?
: H i.

ocuun yantlar, Garfinkel'in


deneylerindeki gnlllerin yaptklar
nn tam tersidir. Olaan olarak yapl
mayan soruturmalarn peine gitmek
yerine, ocuk uygun yantlar vermeyi
tamamen yadsmaktadr -esas olarak
"sen kendi iine bak!" demektedir.
Yukardaki ilk soru, baka bir kii
tarafndan, bir baka balamda farkl bir
yanta yol aabilirdi:
A : N erey e gid iy orsu n ?
B : S e ssiz ce kafay tm eye.

B, kayg ya da aresizlik duygusunu


ironik olarak iletmek iin, bilerek A'nn
sorusunu yanl anlamtr. Komedi ve
aka, konumada bulunan dile
getirilmemi varsaymlar byle bilerek
yanl anlamaya dayanr. Taraflar
gldrme niyetini algladklar srece
bunda tehdit edici hibir ey yoktur.

174

T o p l u m s a l E t k i le im v e G n l k Y a a m

'Etkileimsel ykclk'
Karlkl konumalarn gnlk
yaamlarmzn istikrarl ve uyumlu bir
biimde srdrlmesinin yollarndan
birisi olduunu grdk. Kendimizi en
rahat hissettiimiz durum, ayakst
konumann st kapal uzlaanlarna
uyduumuz zamandr; bu uzlamlar
bozulduunda, kendimizi tehdit altn
da, kafas karm ve gvensiz hisse
deriz. Gnlk konumalarn ounlu
undaki karlkl konumalarda, te
kiler tarafndan verilen iaretlere -tonla
madaki deiiklikler, ksa sreli durak
lamalar ya da jestler gibi- dikkade uyum
gsterilir. Konumaclar karlkl
birbirinin farknda olarak, etkileimin
almas ve kapatlmasyla konumada
sraya uymak konusunda "ibirlii"
iinde olurlar. Ne ki taraflardan birisi
konuma iin "ibirliine kapal" ise,
gerilim yaratabilir.
"Merhaba, ben Jeff... Bugnk mteriniz b e n im .... ikim iz de
balang olarak birer maden suyu ve mny istiyoruz. Benim
buaunk spesyalim coq au vin; arap listesine de ihtiyacmz yok.
Kesinlikle yemeimizden honut olacamz umuyoruz; bir eye
gereksinimimiz olursa da size haber veririz."

Gnlk karlkl konumann "kurallarnn


pek ou, yalnzca birisi onlar inediinde
ak hale gelir.

175

Garfnkel'in rencileri, sosyo


lojik bir deneyin bir paras olarak,
karlkl konuma kurallarn bilerek
ihlal etme yoluyla gergin durumlar
yaratmlardr. Ancak, ya gerek
dnyada insanlar karlkl konuma
pratikleri iinde "sorun karr" davran
dklarnda ne olacaktr? A.B.D.'de
yaplan bir alma, sokak insanlar
arasndaki szl dei tokular, bu tr
etkileimlerin yoldan geenlerce neden
sorunlu diye grldn anlamak iin
aratrmtr. Aratrmaclar, gnlk
konuma rnekleri ile sokak dei
tokularndan seilmi bir demeti
karlatrabilmek iin, karlkl
konuma zmlemesi ad verilen bir
teknii kullanyorlard. Karlkl
konuma zmlemesi, bir karlkl
konumann anlam bakmndan her
ynn -en kk "dolgu" szcklerin
den ("ee" ve "ha" gibi) dei tokularn
tam zamanlamasna (duraklamalar,
szn kesmeler ve ayn anda konu
malar da ilerinde olmak zere) kadarinceleyen bir yntemdir.
Aratrma, siyah erkekler -pek ou
evsiz, alkolik ya da uyuturucu bamls
olan- ile sokakta onlarn yanlarndan
geen beyaz kadnlar arasndaki
etkileimleri ele ald. Erkekler okluk,
kadnlarla karlkl konumay balata
bilmek iin onlar aryorlar, ildfatlar
ediyorlar ya da sorular soruyorlard. Ne
ki yazarlara gre, bu konumalarda bir
eyler "ters gidiyordu", nk kadnlar
normal bir etkileimde olduunun ter
sine, ancak ender olarak bunlara yant
veriyordu. Erkeklerin yorumlar ender
olarak dmanca olsa bile, kadnlar
admlarn hzlandryor ve dosdoru
ileriye bakyorlard. Aadaki rnek,
ellili yalarnn sonundaki siyah bir
adam olan Mudrick'in, kadnlarla
konumay balatma abalarn gster
mektedir (DuneierveMolotch, 1999):

T o p lu m s a l E tk ile im v e G n l k Yaam

M u d rick
g r n en

b ir

bu

etk ileim e,

k a d n n

25

y a n n d a

yalarnda
y r y e re k

baly or:

4 M udrick: o k g zel g r n y o rsu n


b iliy orsu n . Salarn to p la m a b iim in i
o k b e en d im .

1 M udrick. S e n i sev iy o ru m b e b e im .

5 M udrick: E v li m isin ?

Kadn kollarn kavuturup yryn


hzlandrr veyorumu duymaklktan gelir.

6 Kadn: E v e t.

2 Mudrick'. B e n im le evlen .

Sonrakiler, olaslkla ikisinin deyirm ili


yalarda olduu ik i beyaf kadn:
3 Mudrick'. S e la m kzlar, ik in iz d e bu g n
o k g zel g r n y o rsu n u z. P aran z var
m ? B ira z k itap aln.

Onu duymaklktan gelirler. B ir sonraki, gen


bir siyah kadn.
4 M udrick: H e y g zel kz, g zel kz!
Kadn onu d ikkate almadan yryn
srdrr.

7 M udrick: N e ?
8 Kadn: E v e t.
9 M udrick: Y z n n ered e?
1 0 Kadn: E v d e b rak tm .
11 M udrick: E v d e m i b rak tn ?
1 2 Kadn: E v e t.
1 3 M udrick: A d n re n e b ilir m iyim ?
1 4 M udrick: B e n im ad m M u d rick ,
sen in k i ne?

Kadn yan t verme veyryp gider


( D u n e ie r v e M o lo tc h 1 9 9 9 ).

5 M udrick: B ir d akika, b ir d akika. B e n i


duyduunuzu biliy oru m .

D aha sonra otuzlarndaki beyas^ bir kadna


seslenir.
6 M udrick: S e n i sey red iy oru m . G z e lsin
biliy orsu n .

Kadn duymaklktan gelir.

Karlkl konumalar iin dzgn


"al" ve "kapanlar" mzakere
etmek, kentlinin uygar olmas iin temel
bir zorunluluktur. Karlkl konuma
nn bu temel ynleri, erkekler ile
kadnlar arasnda olduka sorunluydu.
Kadnlar erkeklerin konumay amak
iin yapt abalara kar koyarken
erkekler de kadnlarn kar koymasn
gzard etmekte ve ayak diremekte
dirler. Benzer olarak, eer erkekler
konumay amakta baarl olmularsa,
kadnlarn konumay kapatma istekleri
konusunda verdikleri iaretleri gzard
etmekte ve devam etmektedirler:
1 M udrick:M e r h a b a gzel kz.
2 Kadn: M e rh a b a , naslsn ?
3 M udrick: iy i m isin ?

Bu rnekte, Mudrick etkileimi


oluturan ondrt szden dokuzunu,
karlkl konumay balatmaya ve
kadnn yantlarna aklk kazandrma
ya uramak iin kullanmaktadr.
Yalnzca kayda bakldkta, kadnn
konumak istemedii ortaya kmak
tadr; ancak karlkl konuma zm
lemesi teyp kaydna uygulandnda,
kadnn gnlszl daha da ak
grnmektedir. Kadn yant verdii
zaman, btn yandarn geciktirmek
tedir ne ki Mudrick hem yantlamakta,
yantlar kimi zaman kadnn konuma
sna karmaktadr. Karlkl konuma
lardaki zamanlama ok kesin bir gster
gedir; bir yant, saniyenin bir blm
kadar bile olsa, geciktirmek, gnlk
etkileimlerin ounluunda karlkl
konumann gidiine kar kma
isteini belirtmek iin yeterlidir.
Hosohbetliin st kapal kurallarna
ihanet eden Mudrick, karlkl konu
may bir anlamda "teknik olarak kaba"
bir biimde srdryordu. Buna

176

T o p l u m s a l E t k ile im v e C n l k Y a a m

karlk kadn da, Mudrick'in kadn


konuturmak iin giritii btn aba
lara karn onu gzard ettiinden,
kadn da "teknik olarak kaba" idi.
Etkileimsel ykclk terimi,
daha dk konumdaki kiinin,
gndelik etkileimin daha gl kii iin
deerli olan st kapal kurallarn
inedii, bunun gibi durumlar
betimlemekterir. Sokaktaki erkekler
okluk, birbirleriyle, dkkandaki tez
gahtarlarla, polisle, akraba ve tandklar
la olan etkileimleri srasndaki gnlk
konuma biimlerine uygun davranr.
Ancak isterlerse, gnlk konumann
uzlamlarn yan-larndan geenlerin
kafasn kartracak biimde bozma
yetenekleri de vardr. Hatta, etkileim
sel ykclk, fiziksel saldr ya da kaba
szel incitmeden daha fazla, kurbanla
rn ne olup bittiini anlayamayacak bir
duruma bile getirebilir.
Etkileimsel ykcln incelendii
bu alma, mikro dzeydeki etkileim
ler ile makro dzeyde ileyen gler
arasndaki iki ynl ilikiye bir baka
rnek sunmaktadr. Sokaktaki erkekler
iin, kendilerinin karlkl konuma
giriimlerini gzard eden beyaz kadn
lar bylesi etkileimlerin "meru"
hedefleri olacak biimde uzak, souk ve
duygudalktan yoksun insanlardr. Bu
arada kadnlar da, erkeklerin bu
davrann, onlarn gerekte tehlikeli
olduklarnn ve en iyisinin onlardan
kanmak gerektiinin bir kant diye
grrler. Etkileimde krp dkme, her
yan kaplayan snf, stat, toplumsal
cinsiyet ve rk yaplaryla yakndan
balantldr. Bylesine baya etkile
imlerde ortaya kan korku ve kayg,
giderek etkileimlerin kendisini de etki
leyen dardaki stat ve glerin kuru

177

luuna yardmc olmaktadr. Etkileim


sel ykclk, kendi kendini glendiren
karlkl kuku ve uygar olmama siste
minin bir blmdr.

Tepki haykrlar
Azdan kan kimi eyler konuma
olmaktan ok fsldanm nlemler ya
da Goffman'n tepki haykrlar
dedii eylerden oluur (Goffman
1981). Lucy'nin bir yere arptktan ya da
bir eyi drdkten sonra syledii
"Aman!" [Oops!] szn ele alalm.
"Aman!", bir terslik karsnda gsteri
len, tpk birisi elini yzmze doru
salladnda gzlerimizi krpmamz gibi
yalnzca nemsiz bir refleks gibi
grnmektedir. Ne ki bu, insanlarn
genellikle yalnzken sylemiyor olma
larnn gsterdii gibi, istemeden veri
len bir tepki deildir. "Aman!" olaan
olarak, birlikte olunan baka insanlara
yneltilir. nlem, szkonusu tutuklu
un orada bulunan tanklara, Lucy'nin
kendi eylemleri zerindeki denetimi
hakknda kuku yaratacak nitelikte
deil, yalnzca nemsiz ve geici
nitelikte olduunu gstermektedir.
"Aman!", nemli kaza ya da felaket
durumlarndan ok yalnzca nemsiz
bir sakarlk durumunda kullanlr -bu
ayn zamanda nlemin toplum yaam
nn ayrntlarn denetimli bir biimde
yrtebilmemizin bir paras olduunu
gsterm ektedir. Dahas, szck
Lucy'nin kendisi tarafndan deil, onu
gzleyen bir bakas tarafndan da
sylenebilir; ya da bir baka kiiyi
uyarmak iin de kullanlabilir. "Aman!"
normal olarak ksa bir nlemdir, ama
kimi durumlarda "aa" uzatlabilir.
rnein, kii bir devi yerine getirirken
gelinen kritik bir an kapsayabilmek iin

T o p lu m s a l E t k ile im v e G n l k Y a a m

nlemi uzatabilir. rnein, bir annebaba ocuunu oyun olsun diye havaya
atp tutarken "aman!" ya da "aman
aman!" [Oops-a-daisy] nlemini
haykrabilir. Burada n-lem, ocuun
denetimin yitirildii duygusu yaad o
ksa an kapsamakta, ocuu rahatlat
mak ve olaslkla ayn zamada onun
tepki haykrlarna ilikin anlayn
gelitirmek iin kullanlmaktadr.
Btn bunlarn hepsi uydurma ya
da abartl eylermi gibi grnebilir.
Bylesine nemsiz nlemlerin bu kadar
ayrntyla ele alnmasna ne gerek var?
Sylediklerimize yukardaki rnekte
olduu kadar dikkat eder miyiz? Elbette
bilinli olarak deil. Ne ki buradaki esas
nokta, grnmz ve eylemlerimiz
zerindeki bu son derece karmak,
srekli denetimi elde bir diye grme
mizdir. Etkileim durumlarnda, yalnz
ca sahnede yer alyor olmamz hibir
zaman beklenmez. teki insanlar biz
den, bizim onlardan beklediimiz gibi,
Goffman'n "denetimli uyanklk"
dedii eyi gstermemizi bekler. nsan
olmann temel bir yn, srekli olarak
bakalarna gnlk yaamn rutinlerin
de ne kadar usta olduumuzu gster
mektir.

Etkileimde yz, beden ve


konuma
Bu noktada imdiye kadar neler
rendiimizi zetleyelim. Gnlk
etkileim yzlerimiz ve bedenlerimizle
ilettiklerimiz ile szcklerle akladkla
rmz arasndaki ilikilere bamldr.
Bakalarnn yz ifadeleri ile beden
hareketlerini, szel olarak ilettiklerini
tamamlamada ve sylediklerinde sami
mi olup olmadklarn snamada kulla

Temel yaamlar

Gnlk rutinlerimi zerine bilinli olarak


dnseydik, sradan yaam olanaksz olurdu.

nrz. ounlukla bu anlalmasn diye,


bakalaryla gndelik etkileimimiz
srasnda her birimiz yz ifadelerimizi,
bedensel jestlerimizi ve hareketlerimizi
srekli kontrol ederiz.
Yz, beden ynetimi ve konuma,
yleyse, bir takm anlamlar iletmek, bir
takm anlamlar gizlemek iin kulla
nlr. Ayn zamanda, imdi greceimiz
gibi, etkinliklerimizi, toplum yaam
balamlarnda ayn hedeflere ulamak
iin de dzenleriz.

Karlamalar
Pek ok toplumsal durumda,
bakalaryla Goffman'n deyiiyle odak
lanmam etkileim iine gireriz. Odak
lanm am etkileim , bireylerin
karlkl olarak tekilerin varlnn
farknda olduunu gsterdiklerinde
gerekleir. Bu genellikle, kalabalk bir
caddede, tiyatroda ya da davetteki gibi
ok sayda insann biraraya geldikleri
durumlarda olur, insanlar bakalarnn

178

T o p lu m s a l E t k i le im v e G n l k Y a a m

Sokak Uyan

a iK a y S n
cnr CTKinnc, y2L7a.n o
grnmnn nasl ve ne kadar abuk boa
karlacan da etkilemektedir. E er bir yabanc
denedemeden geem ez ve gvenilir diye
grlmezse, bir avc grnts ortaya kabilir
ve sokaktaki yayalar yabancyla, bu grntyle
tutarl bir uzakl korumaya alrlar.
TTTasTrt

Sokakta yrrken, arkanzdaki birisi ya da kardan gelen


birisi tarafndan kendinizi tehdit altnda hissederek yolun
teki tarafna hi getiniz mi? B u trden yaln etkileimleri
anlamaya alan sosyologlardan biri de, Elijah
Anderson'dur. A nderson, birbirine komu iki mahallenin
sokaklarnda gerekleen toplumsal etkileim trlerini
betimleyerek ie balamaktadr. Anderson, kitab Sokak

Anderson, denetlemeyi gem e olaslklar en yksek


olanlarn, yaygn nyargya
gre tehlikeli olduu
dnlen insanlar
kategorisine girmeyenler
olduunu gstermitir:
"ocuklar hemen, beyaz
kadn ve erkekler daha
yava, srasyla siyah
kadnlar, siyah erkekler ve
siyah gen erkekler
hepsinden yava
denedemeyi geebilirler".
Etkileimdeki gerilimlerin
rk, snf ve toplumsal
cinsiyet gibi dsal
statlerden kaynaklandn
gsterm ek iin, Anderson mikro etkileimlerin kendisine
bakarak durumun tam bir anlayna ulaamayacamz
gstermektedir. Bu, Anderson'un mikro etkileimler ile
makro sreler arasndaki balanty kurma biimidir.

uyan: Bir Kent Topluluundaki Irk, Snf ve Deime


(Streetwise: Race, Class
and Change in an Urban
Community -1 990)'da,
gndelik yaamn
incelenmesinin, toplum
dzeninin sonsuz saydaki
mikro dzey
etkileimlerinin
oluturduu kurucu
paralar tarafndan nasl
yaratldna k
tutabilecei sonucuna
varmaktadr. Anderson
zellikle, taraflardan en az
birisinin tehdit edici
nitelikte grld
durumlardaki etkinlikle ilgilenmektedir. Anderson
sokaklardaki pek ok siyah ile beyazn birbiriyle giritii
pek ok etkileim biiminin, kendisi de topluman
ekonom ik yapsyla balanal olan rksal nyarglarla
yakndan ilikili olduunu gstermitir. Bu yolla o, mikro
etkileimlerle, toplumun daha byk makro yaplar
arasndaki ba gstermitir.

Anderson insanlarn iddet ile sua kar hissettikleri


duyarllkla baedebilmek iin "kanma sanat" gibi
becerileri gelitirdiklerinde "sokak uyan" olduklarn
ileri srmektedir. Anderson'a gre, sokak bilgini olmayan
beyazlar, farkl eitten siyah erkekler (rnein, orta snf
genlerine kar ete yeleri) arasndaki farkllklar
ayrdetmemektedir. Bu insanlar ayrca, "kukulu"
insanlarn arkasnda yrdklerinde yrme hzlarn
nasl deitireceklerini ya da gnn deiik zamanlarnda
"kt mahalleler"in etrafndan dolamay da
bilemeyebilir.

Anderson, Erving G offm an'n, toplumsal roller ve


statlerin zgl balam ya da yerler iinde nasl ortaya
ktklar hakkndaki betimlemesini anmsatarak ie
balamaktadr. G offm an (1959) yle yazar:
Bir birey bakalarnn olduu bir yere girdiinde,
tekiler yaygn olarak bu gelen birey hakknda
bilgi edinmeye ya da elde bulunan bilgiyi
kullanmaya alrlar... Birey hakkndaki bilgi,
durumu tanmlamaya, tekilerin nceden gelenin
onlardan ne isteyecei ve kendilerinin ondan ne
isteyebileceklerini bilmeye yardmc olur.
Anderson, G offm an'n verdii ipucunu izleyerek, kamu
etkileimlerinin szln hangi davransal gsterge ya
da iaretlerin oluturduunu sormaktadr. Vard sonu
udur:
insanlarn derilerinin rengi, toplumsal cinsiyetleri,
yalar, yanndakiler, giyinileri, mcevherleri ve
tadklar nesneler onlar tanmlamaya yardmc
olur; bylece varsaymlar oluturulur ve iletiim
gerekleir. Devinim ler (abuk ya da yava, yanl
ya da iten, anlalabilir ya da anlalamaz) bu
kamusal iletiimin daha da inceltilmesini salar.
Gnn hangi zaman olduu ya da kiinin orada

17 9

Anderson ile Carol Brooks Gardner'inki (s.l73'de) gibi


almalar, mikrososyolojinin, m akrososyolojinin ieriini
oluturan geni kurumsal kalplar aydnlatmakta ne
kadar yararl olduunu ortaya koymaktadr. Yzyze
etkileimlerin, ne kadar byk lekli olursa olsun btn
toplumsal rgtlenme biimlerinin temelinde yer ald
aktr. Toplumumuzdaki toplumsal cinsiyet ve rk
sorunlarnn tam bir incelemesini yalnzca bu
almalardan elde edemeyiz; yine de, onlar yoluyla bu
sorunlarn daha iyi anlalmasna nemli katklar
salayabiliriz. D aha sonraki blmlerde, mikrobalamlardaki etkileimlerin daha byk toplumsal
sreleri nasl etkilediini, m akro-sistemlerin de sonuta
toplum yaamnn daha snrl ortamlarn nasl
etkilediini greceiz.

T o p l u m s a l E t k ile im v e G n l k Y a a m

yannda, onlada dorudan konumasalar da, srekli olarak durular, yz


ifadeleri ve fiziksel jestieri yoluyla, szel
olmayan bir iletiim iine girerler.
Odaklanm etkileim, bireylerin
dierlerinin sylediklerine ya da yaptk
larna dorudan dikkat ettiklerinde
gerekleir. Toplumsal etkileim,
genellikle hem odaklanm, hem de
odaklanmam ilikileri ierecektir.
Goffman, odaklanm bir etkileim
ann bir karlama diye adlandrmak
tadr; gndelik yaammzn ou,
okluk orada bulunan bakalaryla
gerekleen odaklanmam etkileimle
rin oluturduu bir ardalan iinde, dier
insanlarla -aile, arkadalar, alma
arkadalar- gerekleen karlamalar
dan olumaktadr. Ayakst sohbetier,
seminer tartmalar, oyunlar ve rutin
yz yze ilikilerin (bilet satclar, gar
sonlar, tezgahtarlar vd. ile) hepsi kar
lamalara birer rnektir.
Karlamalar her zaman, uygar
kaytszln bir kenara brakld "a
llara gereksinim duyarlar. Yabanclar
biraraya geldikleri ve konumaya
baladklarnda bir davetteki gibi uygar
kaytszln bitirilme an her zaman
risklidir nk, kurulan karlamann
niteliine ilikin yanl anlamalar kolay
ca ortaya kabilir (Goffman 1971).
Dolaysyla gzlerin karlamas ilk
anda belli belirsiz ve geici nitelikte
olabilir. Kii daha sonra, giri kabul
edilmezse dorudan hibir devinimde
bulunmam gibi davranabilir. Odak
lanm etkileimde herkes, gerekte
karlkl olarak sylenen szler kadar
yz ifadeleri ve jestlerle de iletiime
girer. Goffman, bireyin "verdikleri" ile
"ilettikleri" ifadeleri birbirinden ayr
maktadr. Bunlardan ilki, insanlarn

brleri zerinde belirli izlenimler


yaratmak iin kullandklar szlerle yz
ifadeleridir. kincisi ise, brlerinin bu
insanlarn itenliklerini ya da doruyu
syleyip sylemediklerini anlamak iin
dikkate aldklar ipulardr. rnein,
bir lokanta sahibi, yemeklerinden ne
kadar honut kaldklarn syleyen
mterilerini kibar bir glmsemeyle
dinler. Ayn zamanda, yemeklerini yer
lerken mterilerin ne kadar holanm
grndlderine, tabakta ok yemek
brakp brakmadklarna ve honuduklarn dile getirirlerken kullandklar ses
tonlarna dikkat eder.
Kukusuz, garsonlar ile hizmet
sektrnde alan teki iilere, mte
rilerle olan toplumsal etkileimleri
srasnda glmsemeleri ve nazik olma
lar sylenmitir. Havayollar sektrne
ilikin yapt nl bir almada Arlie
Hochschild bunu "duygusal igc"
diye betimlemektedir.
Arlie H och sch il'in , havayolu kabin
g r e v lile r in in y o lc u la r la n a s l
etk ileim k u rm alalar g erektiin e
ilikin aldklar eitim , "Sosyoloji
N ed ir?" balkl 1. Blm de, s. 57-9da
tartlmaktadr.

zlenim ynetimi
Goffman ve toplumsal etkileim
zerine alan dier yazarlar, toplumsal
etkileimi zmlerlerken tiyatrodan
alnma kavramlar sk sk kullanrlar.
Toplumsal rol kavram, rnein, bir
tiyatro ortamndan gelmektedir. Roller,
verili bir stat, ya da toplumsal
konumda bulunan bir kiinin izledii,
toplumsal olarak tanmlanm beklen
tilerdir. Bir retmen olmak, zel bir
konumda yer almak demektir; ret
menin rol, rencilerine kar belirli

180

T o p l u m s a l E t k i le im v e G n l k Y a a m

biimlerde davranmaktr. Goffman


toplum yaamn, oyuncular tarafndan
sanki bir sahnede ya da pek ok sahne
de, nk bizim nasl davranacamz,
belirli bir zamanda oynadmz rollere
baldr oynanyormu gibi grmekte
dir. insanlar, bakalar tarafndan nasl
grndkleri konusunda duyarldrlar
ve bakalarn kendi istedikleri gibi tepki
vermeye zorlayacak pek ok izlenim
ynetimi biimi kullanrlar. Bu, kimi
zaman hesapl bir biimde yapabilirsek
de, genellikle bilinli bir dikkatle
yapmadmz eyler arasndadr. Philip
bir i toplansna katldnda, takm
elbise giyip kravat takar ve en iyi davra
nn gsterir; ayn akam, rahadamak
iin arkadalaryla bir futbol ma
izlerken, kot pantolon ve tirt giyer ve
pek ok fkra anlatr. Bu, izlenim
ynetimidir.
Yukarda biraz nce dikkat ek
tiimiz gibi, benimsediimiz toplumsal
roller, byk lde bizim toplumsal
statmze baldr. Bir kiinin stats,
toplumsal balama gre deiebilir.
rnein, bir "renci" olarak, sizin
belirli bir statnz var; sizden, hoca
larnz yannzdayken de belirli bir
biimde davranmanz beklenir. Bir
"oul ya da kz" olarak, "renci"
statnzden farkl bir statnz var;
toplumun (zellikle ana-babalarnzn)
size ilikin farkl beklentileri var. Benzer
bir biimde, bir "arkada" olarak,
toplumsal dzenin iinde btnyle
farkl bir konumdasnz; benimsedii
niz rol de buna gre deiecektir. Bir
kiinin ayn anda pek ok statye sahip
olabilecei aktr. Sosyologlar, sizlerin
igal ettii stat gruplarna stat
kmesi derler.
Sosyologlar "ilitirilen stat" ile
"eriilen stat" arasnda da bir ayrm

181

yapmak isterler. Bir ilitirilen stat,


rk, cinsiyet ya da ya gibi biyolojik
etkenler temelinde size "yklenen" bir
statdr. Dolaysyla sizin ilitirilen
statleriniz "beyaz", "kadn" ve "gen"
olabilir. Bir eriilen stat, bireyin
kendi abalaryla kazanlan bir statdr.
Sizin eriilen statleriniz "niversite
mezunu", "sporcu" ya da "alan"
olabilir. Bizler en nemli olan eyin
eriilmi statlerimiz olduuna inan
mak istersek de, toplum ayn dncede
olmayabilir. Herhangi bir toplumda,
kimi statlerin teki btn statlere
ncelii vardr ve bunlar bir kiinin
toplumdaki btncl konumunu belir
ler. Sosyologlar buna baskn stat
derler (E. C. Hughes 1945; Becker
1963). En yaygn baskn statler
toplumsal cinsiyet ve rka dayanan
statlerdir. Sosyologlar, bir karla
mada insanlarn ilk dikkat ettikleri
eylerden birisinin toplumsal cinsiyet ve
rk olduunu gstermilerdir (Omi ve
Winant 1994). Birazdan greceimiz
gibi, hem rk hem de toplumsal cinsiyet
bizim top-lumsal etkileimlerimizi
byk lde etkiler.

A rka ve n blgeler
Goffman'n ileri srdne gre,
toplum yaamnn byk blm, arka
blgeler ile n blgelere ayrlabilir. n
blgeler, bireylerin ilerinde biimsel
roller oynadklar toplumsal birlikte
likler ya da karlamalardr; bunlar,
"sahne-st performanslardr". Takm
almas genellikle n blge perfor
manslar yaratmada kullanlr. Ayn
partideki ndegelen iki politikac, bir
birlerine hi scak duygular beslemese
ler de, televizyon kameralar nnde
ayrntl bir birlik ve beraberlik gsterisi
sergileyebilirler. Bir kar-koca, bir uyum

T o p l u m s a l E t k ile im v e G n l k Y a a m

dierlerini gzard etme, mrldanma,


slk alma, sakz ineme, kemirme,
geirme ve osurma gibi kendi kendine
yaplan nemsiz fiziksel edimlere"
(Goffman 1969) olanak verir. Dolay
syla bir garson, mteriye hizmet
ederken sessiz saygnn bir rnei
olabilir, ne ki mutfak kaplarnn ardn
da, grltc ve saldrgan hale gelir.
Mterilerin, eer mutfaklarda olup
bitenleri bilselerdi, gitmeyi srdrecek
leri lokanta says olaslkla pek azdr.
Evet, bugn ne giysem acaba?

grntsn srdrerek kavgalarn


ocuklarndan gizlemeye alabilir ve
ancak ocuklar uyuduktan sonra en sert
kavgay yapabilirler.
Arka blgeler, insanlarn daha
biimsel ortamlardaki etkileimler iin
kendilerini ve sahnede kullanacaklar
malzemeleri hazrladklar yerlerdir.
Arka blgeler, bir tiyatrodaki sahne
gerisine ya da sinemadaki kamera arkas
etkinliklere benzer. nsanlar, gvenli bir
biimde sahne gerisinde olduklarnda
rahadarlar ve sahnedeyken denetim
altnda tuttuklar duygu ve davran
biimlerini serbest brakrlar (s.l85'deki
kutuda sosyolog Spencer Cahill'in
Goffman'n dramaturjik zmleme
sini, genel tuvaletierdeki arka blge
toplumsal etkileimini incelemek iin
nasl kullandna bakyoruz). Arka
blgeler, "dindlk, ak sak szler,
uzun uzun, ayrntl elskmalar... kaba,
dzensiz giyim, 'gevek' duru, ve
oturu biimleri, bir iveyle ya da
standart olmayan bir biimde konuma,
fsldama ve barma, oyun biimindeki
saldrganlk ve 'kandrma', nemsiz
ancak gizil olarak simgesel edimlerle

G o ffm a n , to p lu m s a l e tk ile im in
incelenm esine nemli pek ok katkda
bulunmutur. G offm an'n damgalama ve
bozulmu kimlikler zerine yazlar, 8.
Blm , s. 311'de tartlmaktadr.

Rollere uyum salama: mahrem


muayeneler
izlenim ynetimindeki ibirliine
ilikin, yine tiyatrodan etkilenen, bir
rnek iin, zgl bir aratrmaya
yakndan bakalm. James Henslin ve
Mae Biggs, zgl, olduka nazik bir
karlama trn, yani bir kadnn
jinekologuna gitmesini incelemilerdir
(1971, 1997). almann yapld
dnemlerde bu tr muayenelerin ou,
erkek doktorlar tarafndan yaplyordu;
bu yzden de, her iki taraf iin de, gizil
belirsizlikler ve skntlar dourabilecek
bir deneyimdi (ve kimi zaman yine
byledir). Batdaki erkek ve kadnlar,
cinsel organlarn bedenlerinin en
mahrem blmleri olarak dnme
yolunda toplumsallamlardr ve bir
bakasnn cinsel organn grmek,
zellikle de ona dokunmak, olaan
olarak yakn cinsel karlamalarla
eletirilmektedir. Kimi kadnlar, pelvik
muayene olaslndan o kadar kayg
duymaktadr ki, gl tbbi nedenler
olsa bile, kadn olsun erkek olsun
doktora gitmeyi reddetmektedirler.

I8Z

T o p lu m s a l E tk ile im v e G n l k Yaam

Henslin ve Biggs, deneyimli bir


hemire olan Biggs tarafndan ok
sayda jinekolojik muayeneden elde
edilen malzemeyi zmlemilerdir.
Yazarlar elde ettikleri bulgular, birka
tipik aama gsteriyor diye yorumla
maktadrlar. Dramaturjik bir eretile
meyi benimseyerek, yazarlar her bir
aamann, ierisinde olay gelitike
oyuncularn oynadklar blmlerin
deitii, ayr bir sahne diye deerlendi
rilebileceini ileri srmektedirler.
Alta, kadn, kendi kimliini geici
olarak darda brakp hasta roln
benimsemeye hazrlanarak bekleme
odasna girer. Muayene odasna arlan
kadn, "hasta" roln benimser ve ilk
sahne balar. Doktor, ie ynelik,
profesyonel bir tutum taknr ve hastay
uygun ve uzman bir kii olarak, hastann
yzne bakarak nazike onun syledik
lerini dinler. Eer doktor muayenenin
gerekli olduuna karar verirse, hastaya
bunu syler ve oday terkeder; birinci
sahne tamamlanmtr.
Doktor ayrldnda, hemire ieri
girer. Hemire, birazdan balayacak
olan ana sahnedeki nemli bir yardm
cdr. Hastann tayabilecei kayglar
yattracak biimde, hem bir srda gibi
-"kadnlarn sineye ekmek zorunda
olduklar eylerin" bir blmn bile
rek- hem de ardndan gelecek eye
yardmc olacak biimde davranr.
Hemire temel olarak, hastann yaam
sal sahne iin bir kiiden, tam bir insan
olmaktan ok bir blm incelenecek
olan bir beden konumunda olan bir
"kii olmayan"a dnmesine yardmc
olur. Henslin ve Biggs'in almasnda,
hemire yalnzca hastann soyunmasna
nezaret etmekle kalmaz, hastann
olaan olarak denedeyebilecei ynleri
de denetimine alr. Dolaysyla, hemire
183

hastann elbiselerini karr ve onlar


katlar. Kadnlarn ou, doktor dnd
nde i amarlarnn grnr bir
yerde olmamalarn ister; hemire de
bunu salar. Hemire, hastaya muayene
masasna kadar klavuzluk eder ve
doktor dnmeden nce bedeninin
byk blmn bir arafla kapatr.
Hem doktorun, hem de hemirenin
yer ald esas sahnede, hemirenin
varl, hem doktor ve hasta arasndaki
etkileimin cinsel armlardan uzak
olmasn, hem de doktorun olas bir
profesyonellik d davranna kar
yasal bir ahit olmasn salar. Muayene,
sanki hastann bir kiilii yokmuasna
yrtlr; hastann zerindeki araf,
cinsel organlarn bedeninin geri
kalanndan ayrr ve hastann konumu,
kendisinin muayeneyi grebilmesini
engeller. Alak bir taburede, hastann
gr alan dnda oturan doktor, bir
ka tbbi soru dnda, hastay dikkate
almaz. Hasta, bir karlkl konuma
balatmayarak ve devinimlerini en aza
indirerek, geici olarak bir kii olmaya
na dnmekte doktorla ibirlii iine
girer.
Bu ve son sahne arasnda, hemire
yine yardmc oyuncu olarak, hastaya
yeniden tam bir kii olmas iin yardm
eder. Doktor oday terkettikten sonra,
ikisi yine karlkl konumaya girebilir
ler; hasta rahatlar ve muayene biter.
Giyinen ve kendine eki dzen veren
kadn, son sahneye kmaya hazrdr.
Doktor odaya yeniden girer ve muaye
nenin sonularn anlatrken yine
hastay tam ve sorumlu bir kii olarak
deerlendirir. Kendi nazik, pro
fesyonel rolne geri dnerek, hastaya
kar tutumunun bedeniyle girdii yakn
iliki tarafndan hibir biimde etki
lenmedii izlenimini iletir. Kapan,

T o p lu m s a l E tk ile im v e G n l k Yaam

hasta doktorun ofisinden, yine darda


ki kimliine dnerek ayrlmasyla ger
ekleir. Hasta ve doktor dolaysyla,
aralarndaki etkileim ile iki katlmcnn
da karsndaki hakknda oluturduu
izlenimlerin ynetiminde ibirlii iine
girmektedir.
Kiisel uzam
Kiisel uzamn tanmlanmasnda,
kltrel farkllklar vardr. Bat klt
rnde insanlar genellikle, bakalaryla
odaklanm etkileim iine girdiklerin
de aralarnda en azndan 90 cm'lik bir
uzakl korurlar; yanyana durduklarn
da, birbirlerine daha yakn olabilirler.
Ortadouda, insanlar genellikle birbir
lerine, Batda kabul edildii d
nlenden daha yakn dururlar. Dnya
nn bu nlgesini ziyaret eden Batklarn
kendilerini, bu beklenmedik fiziksel ya
knlktan rahatsz hissetmeleri olasdr.
Szel olmayan iletiim zerinde
youn incelemelerde bulunmu olan
Edward T. Hail, kiisel uzamn drt
blgesini birbirinden ayrdetmektedir.
Elli cm'ye kadar olan mahrem u faklk,
toplumsal iliki durumlarnn pek az
iin sakl tutulur. Yalnzca, aklar ya da
anne babalarla ocuklar arasndaki
ilikilerde olduu gibi dzenli beden
dokunularna izin verilen ilikiler zel
uzamn bu blgesinde gerekleir. Kii
sel u faklk (50 cm-1 m aras), arkadalar
ve iyi tannan kimselerle olan karla
malarn olaan uzakldr. Bir lde
yakn bir temasa izin verilirse de, bu kat
bir biimde snrlanmtr. Bir ile be
metre arasnda deien toplumsal
u faklk, mlakadar gibi biimsel ortam
larda genellikle korunan blgedir. Dr
dnc blge olan kamusal u faklk, be
metrenin tesindedir ve bir izleyici
toplululuu karsnda bulunan kiiler
tarafndan korunur.

Olaan etkileimdeki en ykl


blgeler, mahrem uzaklk ile kiisel
uzaklktr. Eer bu blgeler igal
edilirse, insanlar kendi uzamlarn
yeniden ele geirmeye alrlar. gali
gerekletiren kiiye, "te git!" der gibi
bakabilir ya da dieimizle onu
iteleyebiliriz, insanlar istenir diye
grdkleri uzaklktan daha yaknda
durmaya zorlanrlarsa, bir eit fiziksel
bir snr yaratabilirler; Kalabalk bir
ktphane masasnda oturan bir okur
zel bir uzam, snrlar etrafna kitaplar
yarak fiziksel biimde belirleyebilir
(Hail 1969,1973).
Szel olmayan iletiimin teki
biimleri gibi burada da toplumsal
cinsiyet sorunlar bir rol oynamaktadr.
Erkekler geleneksel olarak, ne ok
yaknlar ne de yakndan tandklar ol
mayan kadnlarn kiisel uzamna giren
devinimlerde bulunmak da iinde
olmak zere, uzamn kullanmnda ka
dnlara kyasla daha fazla zgrlk
sahibidirler. Birlikte yrrken kadnn
devinimlerini koluyla ynlendiren ya da
ona kapy gsterirken elini kadnn
beline koyan bir erkek bunu, bir arka
daa dikkat ya da kibarlk jesti olarak
yapabilir. Ancak bunun tersi olan bir
durumda bir erkein kiisel uzamna
giren bir kadn okluk flrt ediyor ya da
cinsel bir hamle ortaya kyor diye
grlmektedir. Pek ok Ba lkesin
deki cinsel tacize ynelik yeni yasa ve
ller, insanlarn -hem kadn hem de
erkelerin- kiisel uzamlarn, bakalar
nn istenmeyen dokunu ya da tema
sndan korumaya almaktadr.
Bu blmde tartlan pek ok sorun,
bizim bedenlerim izin iind e y aa
dmz toplum tarafndan nasl biimlendirildiiyle ilikilidir. Sosyoloji ile
beden arasndaki iliki, "Salk, Hastalk
ve Engellilik " balkl 8. Blm de
tartlmaktadr.

184

T o p lu m s a l E tk ile im v e G n l k Yaam

Sosyolojik im gelem inizi kullanmak: g en el tuvaletlerdeki


sahne-arkas davran
A m erikal sosyolog Spencer C ahili alveri merkeplerinde,
kampiislerde, lokanta ve barlardaki genel tuvaletlerde (ya da
banyolardaki) toplumsal etkileim i inceleyen bir
aratrm anlar takm nn ban ekmiti. Burada, Cahili'in
almasnda, Goffman'n n ve arka blge betimlemelerini
nasl kullandn ele alyorup. Cahili, Goffman'n (1959)
adlandrmasyla btn bir performans takm nn ortak
bir performans iyi gitmeyince, utancn gizlem ek iin kam u
tuvaletlerine geri ekildiini bulmutur.

rn e in yukarda verilen konum a, B ile C yalnzca


A 'nn daha n ceki eylem lerinin kltc
ierm elerinin etkisini hafifletm ekle kalmyorlar; B,
ayn zam anda, toplu perform an slar sahnelem e
konusunda A'y da eitiyor. E er, B'ye g re A takm n
teki yelerinin ynlendirici iaretlerine biraz daha
dikkat etseydi, bu utan verici durum dan
kurtulabilirdi.
T oplu bir p erfo rm an sn baarszl sonucunda kamu
tuvalederine geri ekilm en in yansra, p erform an s

A adaki, g en kadm arasnda geen konum a, bir


niversite kam psnn renci m erkezinin tuvaletinde
kaydedilmitrir. B u konum aya yol aan olay bilinm iyor
olsa da, bu trden can skc bir durum la sonulanm

takmlar ayn zam anda, bu tr durum lar engelleyecek


nlem leri almak iin de tuvaletlere ekiliyor. B urada
takm , anlam a sinyallerini kararlatrabilir; planlanm
perform anslarn prova edebilir ve stratejik bilgiyi

olm as ak grnyor.

dei toku edebilir. rn e in barlardaki tuvaletlerde,

A : B u o k utan vericiydi! B unu n olduuna

yelerinin erotik ham le konusundaki planlanm

inanam yorum . [H erkes gler]

hedeflerini, kendilerine gelen ham leleri, bu tr


ham lelerin kaynaklann ve olas tepkileri birlikte

B : O o cu k bizim hepim izin ie yaramaz kiiler

tartabilir. B ir birey, kukusuz, p erfo rm an s takm nn


teki yelerine bu tr stratejik bilgiyi salamakla,
tekilerin kendi kiisel projesine karm asn

olduum uzu dnm olm al.


A: H erkesin duyaca kadar yksek sesle lk
attm a inanam yorum .

engelleyebilir ya da hatta onlar da h edefe ulamak


iin yardm etm eye ynlendirebilir.

C: O kadar da yksek deildi. E m in im o cu k seni


duymad.

D ah as, kimi zam an, genel tuvaletlerde gerekleen


sahne-arkas tartm alar en azndan ksm en, takm
yelerinden birisinin ya da btn takm n m oraliyle

B : ______ , ilk anda onu g rm ed ik; sana sylem eye


altm , ancak konum akla o kadar m eguldun ki,
b e n de....

ilgilenebilir. rn e in , g en kadn arasndaki


yukarda tartlan konum ada, B ve C , A 'nn bozulan

A: B u nu n olduuna inanam yorum . K end im i ok

m oralini, n ceki eylem lerinin kltc etkisini

kt hissediyorum .

azaltm ak ve onu ovu srdrm eye cesaretlendirm ek


yoluyla dzeltm eye alyorlar.

B : Canm skm a. E n azndan artk senin kim


olduunu biliyor. H azr m sn?

Kaynak: Cahili ve dierleri (1985)

C: o k utanyorum . Ya hala oradaysa?


B : E n in d e sonunda onunla karlacaksn.
B u savunm a stratejileri, geici d enetim kaybn
gizlem enin yansra, bu rnein de gsterdii gibi,
perform an s takm na, bir kez daha n blgedeki izleyici
karsna km adan n ce bir araya gelm ek iin zam an
da kazandrm aktadr. ...

Sorular:
1. G o ffm a n 'n dram aturjik yaklam , kamu
tuvalederindeki toplum sal etkileim in

G o ffm a n (1 9 5 9 )'n da gzledii gibi, p erfo rm an s

zm len m esind e neden yararldr?

takmlar rutin olarak, biraraya gelm ek iin sahne-arkas


blgeleri kullanr [ve] toplu bir p erfo rm an sn sahneye

2. R ole uyarlanma, uygar kaytszlk ve kiisel uzam

konm asyla ilgili s o ru n la r... tartrlar: Burada takm ,

kavram lar, barlar ve lokantalardaki genel tuvaletlerde

p erfo rm an sn n zerinden gidebilir; karlarnda hibir

g erekleen toplum sal etkileim leri incelem ekte

izleyici yokken, rahatsz edici ifadelerin olup olm adn

kullanl mdr?

k on trol edebilir; burada takm n p erfo rm an s zayf olan


y e le ri... eitilebilir ya da onlar perfo rm an stan

3. Sizin dzenli olarak kullandnz sahne-arkas

karlabilir .

185

alanlarnz nelerdir?

T o p lu m s a l E tk ile im v e G n l k Yaam

Zaman ve uzamda etkileim


Etkinliklerin zaman ve uzam iinde
nasl bir dalm gsterdiini anlamak,
hem karlamalarn zmlenmesinde
hem de genel olarak toplum yaamnn
anlalmasnda esastr. Btn etkileim
ler, konumlanm niteliktedirler -belirli
bir yerde ortaya karlar ve zgl bir
zaman sreleri vardr. Bir gn boyunca
gerekletirdiimiz eylemler, hem
zamanda, hem de uzamda "dilimlen
me" eilimindedirler. Dolaysyla, rne
in, insanlarn ou, gnlk zamanlar
nn bir dilimini -diyelim, sabah 9 ile
akam 5 arasn- alarak geirirler.
Haftalk zamanlar da dilimlere ayrl
mtr: Hafta iindeki gnlerde ala
cak, hafta sonlarn da, hafta ii gn
lerdeki etkinliklerinden farkl etkinlik
leri gerekletirerek evde geirme eili
mi gstereceklerdir. Gnn zamansal
dilimlerine doru ilerledike, ayn
zamanda genellikle uzamda da devini
yor oluruz: ie gitmek iin, otobsle
kentin bir semtinden brne, hatta bir
ilesinden brne gidebiliriz. Bu
yzden, toplumsal etkileim balamla
rn zmlerken, oklukla insanlarn
zaman-uzam iindeki devinimlerine
bakmak yararl olacaktr.
Blgeselleme kavram bize, top
lum yaamnn zaman ve uzamda nasl
d i l i m l e n d i i n i anlamakta yardmc olur.
Bir rnek olarak bir kiinin kendi evini
ele alalm. Modern bir ev, odalarla kori
dorlar ve, eer birden fazla ise, katlara
blgesellemitir. Bu uzamlar, yalnzca
fiziksel olarak birbirinden ayr uzamlar
deildirler; bunlar zamanda da dilim
lenmilerdir. Oturma odalar ve mutfak
en ok, gndz saatlerinde, yatak
odalar ise gece saatlerinde kullanlr. Bu

blgelerde gerekleen etkileimler,


hem zamansal, hem de uzamsal
blnmelerle snrlanmaktadr. Evin
kimi alanlar arka blgeleri oluturur
ken brleri "performans"larn gerek
letii alanlardr. Btn bir evin arka
blge haline geldii zamanlar da vardr.
Bu dnce, bir kez daha, Goffman
tarafndan ok gzel betimlenmektedir:
B ir p az a r g n , b t n b ir ev h alk , kend i
k on u tlar ev resin d ek i duvarlar, g en ellik le
m u tfa k la

y a ta k

o d a sy la

sn rl

k alan

b iim sellik dn , te k i o d alarn h e p sin e


yay ay acak

b i im d e k i

d avrantaki

rah at

g iyim

ve

d erb ed erli i

u y g ar
y ab an c

g z le rd e n g izlem ek i in kullanr. A yn ey,


A m e rik a n

o r ta

s n f

m ah allelerin d e k i,

an n eler i in b ir sa h n e arkas o larak ta n m


la n a b ile ce k v e o n la rn k o t p a n to lo n ile
rah at ayakkablar g iyerek , e n az m akyajla
g eird ik leri s re o la n , le d e n so n ra-lar
o c u u n oy u n b a h e si ile ev arasnd aki
b l m iin d e g e e r lid ir ... V e, k u ku su z,
belirli b ir ru tin i g e r e k le tirm e k am acyla
n b lg e olarak z e n le olu tu ru lm u b ir
b lg e o k lu k la, h e r b ir yapp e tm ed en
n c e ve so n ra b ir ark a b lg e ilev i g r r,
n k b y le zam an lard a oy u n u n s rekli
rg s

on arlr,

d zeltilir

ve

y en id en

d zen len ir ya da o y u n cu lar k o st m l p r o


valar g erek letirirler. B u n u g re b ilm e k
iin b t n y ap m am z g e re k e n , b ir lo k a n ta ,
d k k an ya da eve, b u n la r g n i in b ize
alm ad an b irk a d akika n c e n c e yle
b ir g z atm ak tr. ( G o f fm a n 1 9 6 9 )

Saat zaman
Modern toplumlarda, etkinlik
lerimizin dilimlere ayrlmas, byk
lde saat zamannn etkisi altn
dadr. Sanayilemi toplumlar, saatler,
etkinliklerin kesin zamanlamas ve bu
ikisi kullanlarak szkonusu etkinlik
lerin uzam boyunca koordine edilmesi
olmadan varolamazlard (Mumford
1973). Zamann saat ile llmesi,
bugn btn dnyada, imdi artk

186

T o p lu m s a l E tk ile im v e G n l k Y a am

baml olduumuz karmak tamac


lk sistemlerini ve iletiimi olanakl
klacak biimde standardatrlmtr.
Dnya standart zaman ilk kez, 1884'te
Washington'da toplanan uluslararas bir
konferansla uygulamaya konmutur. Bu
uygulamayla dnya, her birisi brn
den bir saat uzaklkta olan yirmi drt
zaman dilimine blnm ve evrensel
gnn kesin balangc belirlenmitir.
Ondrdnc yzyl manastrlar,
sakinlerinin gn ve hafta boyunca
gerekletirdii etkinliklerin kesin bir
programa sokulmasna allan ilk
rgtlerdi. Bugn, bunu yapmayan
neredeyse hibir grup ya da rgt
yoktur; yalnzca, insan says ile kaynak
miktar oaldka, programn daha da
kesin olmas gerekmektedir. Eviatar
Zerubavel bunu, byk bir modern
hastanedeki zamann kullanm zerine
yapt almada gstermektedir
(1979, 1982). Bir hastane, gnde yirmi
drt saat almaldr ve personel ile
kaynaklarn koordinasyonu son derece
karmak bir itir. rnein, bir zaman
dilimi iinde, hastanenin A blmnde
alan hemirelerin bir baka zaman
diliminde B blmnde, vs., almalar
ve gndz ile gece vardiyalar arasnda
deiim yapmalar gerekir. Hemireler,
doktorlar ve dier personel ve bunlarn
gereksindikleri kaynaklar, hem zaman,
hem de uzam iinde btnletirilmelidir.

Toplum yaam ve uzam ile


zamann dzenlenmesi
Internet, toplum yaam biimle
rinin, bizim uzam ve zaman denetle
memize nasl balantl olduunu
gsteren dier bir rnei oluturmak
tadr. Internet gibi yeni teknoloji

187

biimleri bizler iin, dnyann herhangi


bir kesinde, hibir zaman grmedii
miz ya da karlamadmz insanlarla
etkileim iine girmemizi olanakl
klmtr. Byle bir teknolojik deiime,
uzam "yeniden dzenledi" -sandalye
mizden kalkmadan herkesle etkileim
iine girebiliriz. Bu ayn zamanda bizim
zaman deneyimimizi de deitirmek
tedir, nk iletiim neredeyse dolay
szdr. Yaklak elli yl ncesine kadar,
uzamda gerekleen iletiimlerin
ounluu, bir miktar zaman gemesini
gerektirmekteydi. Yurtdnda birisine
bir mektup gnderdiinizde, mektubun
yazlmas ile onun deniz ve ktalarn
tesine tanmas, mektubun yazld
kiinin eline gemesi arasnda bir
zaman gecikmesi gerekmekteydi.
Kukusuz, insanlar bugn de
mektup yazyorlar, ancak anlk iletiim
bizim toplumsal dnyamz iin temel
haline geldi. Yaamlarmz onsuz
neredeyse dnlemez bile. Televizyo
nun dmesini evirerek haberleri izle
meye ya da telefon konumas yapmaya
ya da bir baka lkedeki arkadamza
elektronik posta gndermeye ylesine
alm durumdayz ki, baka trl
yaamn nasl olacan dnemiyoruz.

Kltrel ve tarihsel bak


asndan gnlk yaam
Goffman, Garfnkel ve bakalarnn
zmledii toplumsal etkileim meka
nizmalarnn bir blm evrensel
grnmektedir. Ne ki, Goffman'n uy
gar kaytszlk ile teki etkileim trleri
tartmasnn byk blm, esas
olarak yabanclarla temasn yaygn
olduu toplumlar dikkate almaktadr.
Peki ama, hi yabancnn olmad ve
herhangi bir anda bir avu dolusu

T o p lu m s a l E tk ile im v e G n l k Yaam

insann olduu birka ortam bulunan,


kk, geleneksel toplumlarda durum
nasl?
Modern ve geleneksel toplumlardaki toplumsal etkileim arasndaki
kimi kartlklar grebilmek iin,
teknolojik bakmdan dnyada varln
srdren en az gelimi kltrlerden
birisini rnek olarak ele alalm: Gney
Afrikada, Botswana ve Namib-ya'daki
Kalahari lnde yaayan (kimi zaman
"Busmen" diye de bilinen) IKung'lar
(Lee 1968; 1969; adn bandaki nlem
iareti, ad sylerken karlan bir tk
sesine gnderme yapmaktadr). D
etkiler yznden yaam biimleri
deiiyor olsa bile, bu insanlarn
geleneksel toplum yaam kalplar
bugn de gze arpar.

IKung'lar, su kuyularnn yanndaki


yerleimlerde, otuz-krk kiilik gruplar
halinde yaarlar. evrede yiyecek kttr
ve bulmak iin uzun yryler zorun
ludur. Bu yryler gnn byk
blmn kaplar. Kadnlarla ocuklar
genellikle kampta kalrlarlarsa da, ayn
sklkta, btn bir grubun gn yr
yerek geirdii olur. Topluluk yeleri,
kimi zaman bir gn iinde yz mil
kareyi bulan bir alan dolarlar ve gece
leri yemek yemek ve uyumak iin
kampa geri dnerler. Erkekler, gnn
byk blmnde ya yalnz ya da iki-
kiilik gruplar halinde dolarlar.
Bununla birlikte yln, bu insanlarn
gnlk etkinliklerinin rutininin deiti
i belli bir dnemi vardr: suyun ve
yiyecein bol olduu yamur mevsimi.

K resellem e v e gnlk yaam : uluslararas turizm


H i, bir baka lkeden gelen birisiyle yzyze
konutunuz mu? ya da denizar bir w eb sitesine
balandnz m ? D nyan n bir baka blm ne hi

ikiye, bu kiilerin harcadklar m iktar da e


kadanm tr. B u ziyaretiler, B irleik Krallk
ekon om isine yllk neredeyse 12 milyar pound katkda

gittiniz m i? B u sorulardan herhangi birisine evet


yantn verdiyseniz, kresellem enin toplum sal

bulunm aktadr. R ek o r saydaki Britanyal da artk


dnyay geziyor (O ffice o f N ation al Statistics 2 0 0 4 b ).

etkileim zerindeki etkilerine tanklk etm isiniz


dem ektir. K resellem e -g rece yeni b ir olgu- farkl
uluslardan insanlar arasndaki etkileim lerin skln ve
doasn deitirm itir. A slnda, tarihi sosyolog
Charles Tilly, kresellem eyi byle tanm lyor. Tilly'ye
g re, kresellem e, yerel bakm dan nem li olan
toplum sal etkileim lerin corafi kapsam nda bir art
anlam na gelm ektedir (Tilly 1995). B ak a deyile,
kresellem e ile, etkileim lerim izin artan bir blm ,
dorudan ya da dolayl olarak, baka lkelerden
insanlar ierm eye balam tr.
Farkl uluslardan gelen bireyler arasnda g erek leen
toplum sal etkileim lerin ayrdedici zellikleri nelerdir?
T urizm sosyolojisi alannda alanlar, bu sorunun

K ukusuz, yksek uluslararas turizm dzeyleri, farkl


lkelerden insanlar arasndaki yzyze etkileim lerin
saysnn artna karlk gelm ektedir. Sosyolog Jo h n
U rry (1 9 9 0 , 2 0 0 1 ), turist bak nn -turistin
yurtdna seyahat ettiinde egzotik deneyim ler
yaayaca beklentisi- bu etkileim lerin pek ounu
biim lendirdiini ileri srm ektedir. U rry turist
bakn, Foucault'nun tbbi bak kavram (8. B l m ,
s. 3 0 2 -3 0 3 'd e tartlm aktadr) ile karlatrm aktadr.
U rry, turist baknn tpk tbb i bak gibi, toplum sal
olarak, profesyon el uzm anlar tarafndan
dzenlendiini, uygulam asnn sistem atik olduunu,
ancak bu kez egzotik deneyim ler aray biim inde
dzenlendiini ileri srm ektedir. B unlar, toplum sal

incelen m esin e nem li katklar salamlardr. T urizm

etkileim ile fiziksel evre ile etkileim in nasl

sosyologlar kresellem enin, hem baka lkelere ilgiyi

yrtlm esi gerektiine ilikin gndelik

artrm a hem de turistlerin uluslararas snrlar am alar

beklentilerim ize ters den deneyimlerdir.

biim indeki harekederi kolaylatrm a yoluyla


uluslararas seyahat olanaklann artrdna dikkat

rn e in , A .B.D .'ye giden Britanyallar, Am erikallarn

ekm ektedir. 1 9 8 2 ile 2 0 0 2 arasnda, denizar


yerlerden B irleik K rallk'a gelen ziyaretilerin says

arabalarn yolun sandan srm eleriyle elenebilirler.


Ayn zam anda, bu tr davran B irleik K rallk'tan

188

T o p lu m s a l E tk ile im v e G n l k Yaam

gelen srclerin dikkatini datacaktr. Y ol kurallar

tandk bir eyler yem enin rahatlndan holanrlar.

bizim iim ize ylesine ilem itir ki, bu kurallarn

E g zo tik ve tandk olan istem e biim indeki eliki,

dzenli biim de ihlal edilm esini tuhaf, aykr ve egzotik


buluruz. Y in e de, turisder olarak, bu tuhaflktan keyif

turist baknn tem elinde yer alr.

alrz. B u , bir anlam da, bizim g rm ek iin para dem i


olduum uz bir eydir -E m p ire State binas ya da E y fel
K ulesiyle birlikte. Farkl b ir lkeye gittiiniz halde, sizin
bydnzn ayns bir kent ya da kasabayla
karlatnzda duyacanz dkrkln bir dnn.
Y in e de turisderin ou , deneyim lerinin gereindenfa%la

T urist bak, turisder ile yerliler arasndaki yzyze


etkileim leri gerginletirebilir. T urizm sektrnn bir
paras olan yerliler, turisderin ziyaret ettikleri yerlere
getirdikleri ek on om ik yararlar yznden onlardan
holanyor olabilir. tek i yerliler turistlerin yukardan
bakan tavrlarndan ya da gzd e turist uraklarnda
oklu k olduu gibi, ar gelim ed en rahatsz olabilir.

egzotik olm asn istem ezler. rn e in , Paris'te, zellikle


A m erikadan gelen g en turistler arasnda yaygn olan

Turisder yerlileri, gndelik yaam larnn, yiyecek, i ve

b ir urak yeri, bir M acD on ald 's restorandr. K im ileri,

ekebilirler; bunu ya baka kltrleri daha iyi

Q u e n tin T aran tino'n un film i Pulp Fiction'da g een ,

anlayabilm ek iin ya da kendilerinden farkl olanlar

Franszlar m etrik sistem i kullandklar iin,

n e g atif olarak deerlendirebilm ek iin yapabilirler.

A m erika'daki ad peynirli eyrek pound olan

dinlenm e alkanlklar gibi ynleri hakknda sorguya

K resellem en in yry ile birlikte turizm

ham burgerin adnn peynirle R oyales olduu


biim indeki repliin doruyu syleyip sylem ediini
(bu arada, dorudur da) m erak ettikleri iin gider.

ilerledike, sosyologlar turistler ve yerliler arasndaki


baskn etkileim kalplarnn ne olduunu anlam ak ve,
baka eylerin yansra, bu etkileim lerin arkadaa m
yoksa d m anca m olduunu belirleyebilm ek iin
daha, dikkatli bakm ak zorunda kalacaklar.

Yurtdna giden Britanyallar okluk, Britanya ve


rlanda tarz publarda yiyip im ekten kendilerini
alkoyamazlar. B u tr sapm alar bazan m eraktan
kaynaklanr, ancak okluk insanlar, tandk ortam larda

Britanyallar yurtdnda burger ya da cipsin ya da sk bir kahvaltnn o bildik tadn ararlar.

189

T o p lu m s a l E tk ile im v e G n l k Yaam

Bu dnemde Kung'larn gndelik


yaamlar, tren ve ayin etkinlikleri
evresinde younlar; bu etkinliklere
hazrlanmak ve bunlar gerekletirmek
ok zaman alcdr.
!Kung gruplarnn ou hibir
zaman, iyi tanmadklar hi kimseyi
grmez. Daryla ilikinin daha yaygn
hale geldii yakn zamanlara kadar,
"yabanc" iin bir szckleri bile yoktu.
Kung'larn, zellikle de erkeklerin,
gnlerinin byk blmn dierle
riyle bir ilikileri olmadan geirmelerine
karn, topluluun kendisinin iinde
pek az mahremiyet frsat vardr. Aileler,
derme atma, hemen hemen btn
etkinliklerin dardan grlebildii ak
evlerde uyurlar. Hi kimse IKung'lar,
Goffman'n gndelik yaam zerine
yapt gzemleri dikkate alarak
incelememise de, bu gzlemlerin
Kung'larn toplum yaam iin
geerliliklerinin snrl olduunu gr
mek kolaydr. rnein, pek az n ve
arka blge yaratma frsat vardr. Farkl
birliktelikler ve karlamalarn,
modern toplumlarda yaygn olan
odalarn duvarlar, ayr binalar ve
kentierin deiik mahalleleri tarafndan
darya kapanmas, Kung'larn
etkinliklerine yabancdr.
Kung'larn toplumsal etkileim
biimleri, modern kentte gerekleenlerden ok farkldr. Kent yaam bizi,
neredeyse srekli olarak yabanclarla
etkileim iinde olmaya zorlar.
Kentteki toplumsal etkileimi anlatan
nl bir yaklam, sosyolojinin ilk
k uru cular arasn d a yer alan ve
alm alar s. 946da "K entler ve
Kentsel Alanlar" balkl 21. Blmde
ta rtla ca k olan , G eorg Sim m el
tarafndan ortaya atlmtr.

Gerekliin toplumsal olarak


kurulmas: Sosyolojik tartma
Sosyoloji iinde, toplumsal gerek
lii aklamakta kullanlan ok sayda
kuramsal ereve bulunmaktadr. Bu
kuramlar toplumsal grnglerin
aklanmas konusunda birbirinden
ayrlrlar; yine de, bunlar toplumsal
gerekliin insanlarn onun hakkndaki
konumalarndan ya da onun iinde
yayor olmalarndan bamsz olan bir
gereklii olduunu dnmektedirler.
Bu varsayma, toplumsal kurulumculuk ad verilen geni bir kuramsal
yaklam kar kmaktadr.
Toplumsal kurulumcular, bireylerin
ve toplumun gereklik diye grd ya
da anlad eyin kendisinin kurulum
olduunu, bireylerin ve gruplarn
toplumsal etkileiminin bir rn
olduuna inanmaktadr. Toplumsal
gereklii "aklamaya" almak, bu
gerekliin kurulma srelerini gzden
karma ya da eyletirme (verili bir
hakikat diye grme) anlamna gelecek
tir. Bu yzden, toplumsal kurulumcular,
sosyologlarn yalnzca bu srelerin
ortaya kard toplumsal gereklik
kavramn deil, bu sreleri kaydetme
ye ve zmlemeye gereksinim duy
duklarn ileri srmektedirler. Toplum
sal kurulumculuk, sosyolojideki post
modern dnce okulu zerinde
nemli bir etkiye sahip olmutur.
Postmodernizm hakknda daha ok
ey iin , "S osyolojide K uram sal
Dnce" balkl 4. Blme, s. 152-4'e
baknz.

Sosyologlar Peter Berger ve


Thomas Luckmann, 1966 ylnda
yaynlanan klasik yapdan Gerekliin
Toplumsal Kurulumu (The Social
Construction of Reality) adl kitapta,

190

T o p lu m s a l E tk ile im v e G n l k Y a a m

saduyuya dayanan bilgiyi -bireylerin


gerek olarak, elde bir diye grdkleri
eyleri- incelemektedir. Yazarlar, top
lumsal gerekliin bu "ayan beyan"
olgularnn, farkl kltrlerden gelen
insanlar iin, hatta ayn kltrden gelen
farkl insanlar iin farkl farkl olabile
ceini vurgulamaktadr. Bu durumda
yaplmas gereken ey, bireylerin
"gereklii", gerek diye alglamalarna
yol aan srelerin zmlenmesidir.
Toplumsal kurulumcular, toplu
mun yelerinin gerek olan nasl bil
diklerini, ayn zamanda da nasl yarattk
larn ortaya karmak iin Berger ve
Luckmann'n dncelerini toplumsal
olgulara uygulamaktadr. Toplumsal
kurulumcular, tp ve tbbi tedavi,
toplumsal cinsiyet ilikileri ve duygular
gibi birbirinden farkl konular
inceliyorlarsa da, almalarnn ou,
toplumsal sorunlara, "su" sorunu gibi
odaklanmaktadr.
Aaron Cicourel'in (1968) almala
r, ocuk sululuu alannda yaplan
toplumsal kurulumcu aratrmalara bir
rnektir. Sosyolojinin byk blmn
de, ocuk sululuuna ynelik veriler ile
rnekolaylar verili (yani gerek) diye
grlmektedir; verilerde gzlenen
kalplar aklamak iin de kuramlar
ortaya atlr. rnein, tutuklanma ve
mahkemeye karlma hakkndaki
veriler, yalnzca anne ya da babann
bulunduu ailelerden gelen ocuklarn,
hem anne hem de babann bulunduu
ailelerden gelen ocuklara kyasla daha
ok su edimi gerekletirdiini gster
mektedir. Bu durumda sosyologlar bu
gzlenmi iliki hakknda aklamalar
ortaya atarlar belki de yalnzca anne ya
da babann olduu evlerde ocuklar
daha az gzetim altnda tutulmakta ya

191

da belki de bu ocuklar rnek alnacak


uygun modellerden yoksun bulunmak
tadr.
Buna karn Cicourel, sululuun
dan kukulanlan ocuklarn tutuklan
ma ya da kayt altna alnma srelerim,
yani "resmi" sululuk verilerinin
retilmesini gzlemlemitir. Bu gzlem
sonucunda, polisin bu ocuklarla ilgi
lenme prosedrlerinin, ocuk sulula
rn "gerekte neye benzer" olduklarna
ilikin saduyuya dayandklarn kefet
mitir.
rnein, alt snf ailelerin ocuklar
tutuklandnda, polisin bu sular
gevek gzetim ya da rnek alnacak
modellerin eksikliinin bir sorucu
olarak grme ve bu ocuklar kendi
gzetimi altna alma eilimi yksek
olmaktadr. Buna karlk st snfa
mensup ailelerden gelen ocuklarn
salverilerek, polis ve aileler tarafndan
bu ocuklarn uygun bir disiplin
edinebileceklerine inanld iin, kendi
ailelerinin gzetimine braklma eilimi
daha fazladr. Dolaysyla polisin uygu
lamalar, st snfa mensup ailelerden
gelen ocuklara kyasla alt snf aileler
den gelen ocuklara, biimsel olarak
daha ok "ocuk sulu" yaftasnn
yaptrlmasna -genler benzer sular
ilemi olsalar bile- neden olmaktadr.
Bu yaftalanma prosedrlerinin kendi
leri, saduyunun ngrd ilikiyi,
rnein yoksul ailelerden gelen ocuk
larn sua eilimlerinin daha fazla
olaca biimindeki gr, dorulayan
verileri ortaya karmaktadr. Cicourel'in almas, etkileim yoluyla,
gereklie ilikin saduyuya dayanan
kavraylar, kendi geerliliklerinin
bamsz, "nesnel" kantlarn ortaya
kardn gstermektedir

T o p lu m s a l E tk ile im v e G n l k Yaam

Su "so ru n u n u n " kurulm asna ilikin


d a h a fa z la t a r t m a y , " S u ve
S a p k n lk " b a lk l 19. B l m d e
bulacaksnz.

Toplumsal kurulumculuk eletiri


lerden uzak deildir. Sosyologlar Steve
Woolgar ve Dorothy Pawluch, top
lumsal kurulumcularn toplumsal ger
ekliin znel bir biimde yaratldn
gstermeyi amaladklarn, ancak
byle yaparken seici bir biimde, belirli
zellikleri nesnel, tekileri ise kurulmu
diye grdklerini ileri srmektedir.
rnein, toplumsal kurulumcular han
gi ocuklarn sulu diye yaftalandklarn inceleyen zmlemelerde sk sk,
balangta ocuklar iin rapor edilen
davranlarn birbirinin ayn olduunu
ileri srmektedirler. Dolaysyla, sulu
diye yaftalanan ocuklar ile byle bir
yaftadan kurtulan ocuklar arasndaki
farkllklar, "sulu" yaftasnn kurulumundan kaynaklanmaldr. Bu gr
eletirenler, toplumsal kurulumculuun
tutarsz bir biimde, balangtaki dav
ranlar nesnel diye grrken yaftalan
ma srecinin znel olduunu dn
dklerini ileri srmektedir (Woolgar ve
Pawluch 1985).
Baka sosyologlar toplumsal kurulumculuu, gzlenebilir toplumsal
sonular zerinde gl etkilerde
bulunan daha geni toplumsal sreleri
kabul etmekteki isteksizlikleri yzn
den eletirmektedir. rnein bunlar
dan bir blm, gerekliin saduyuya
dayanan inanlarn sreklilii yoluyla
kuruluyor olabileceini, ancak bu
inanlarn kendilerinin rnein
kapitalizm ya da babaerkillik gibi varo
lan toplumsal etkenler yznden ortaya
kabileceini ileri srmektedir.
Nihai olarak, toplumsal kurulum
culuk toplumsal gerekliin anlalmas

iin, teki sosyolojik yaklamlarn


byk blmnden kkten bir biimde
farkl olan bir kuramsal yaklam sun
maktadr. Toplumsal kurulumculuk
gerekliin nesnel olarak varolduunu
varsaymak yerine, toplumsal gerekli
in, bu kurulumun kendisinin top
lumsal gereklik olarak kendi statsn
dorulamasn salayacak biimde
gerekleen kurulma srelerini kayde
dip zmlemeye almaktadr.

Siberuzayda toplumsal etkileim


Modern toplumlarda, s. 189-90da
tartlan Kung'lara kart bir biimde
aadaki blmlerde ele alnaca gibi
bizler srekli olarak hi grmediimiz
ya da karlamadmz kiilerle
etkileim iine giriyoruz. Alveri
yapmak ya da bankada hesap amak
gibi gndelik ilemlerimizin neredeyse
tm, bizi, binlerce kilometre tede
yaayabilen insanlarla temas -ancak
dolayl temas- ierisine sokmaktadr.
Ark e-posta, anlk iletiler, internet
topluluklar ve chat odalar sanayilemi
lkelerdeki pek ok kii iin yaamn
gerekleri haline gelmiken, bu tr
etkileimlerin doas nasldr ve bun
larn yaratabilecei karmak durumlar
nelerdir? Kukucular, e-posta ve inter
net yoluyla gerekleen dolayl etkilei
min, yzyze toplumsal etkileimde
bulunmayan ok fazla sorun kardn
ileri srmektedir. Katz ve dierlerinin
syledikleri gibi, "klavyeyle yazmak
insani deil; siberuzayda olmak gerek
deil; bunlarn hepsi taklit ve yabanc
lama; gerek bir eyin kt birer kop
yas" (2001). zellikle, bu gr des
tekleyenler, bilgisayara dayanan iletiim
teknolojisinin, yanl kimlikler arkasna
saklanan kiileri (kutuya baknz)
engelleme, gcnn ok snrl olduu-

192

T o p lu m s a l E tk ile im v e G n l k Y aam

nu ileri srmektedir. Bu ayn zamanda,


kandrma, yanltma, ynlendirme,
duygusal aldatmalar vs. da yaratacaktr:
So ru n ,

in s a n

ile ti im in in

d o a s n d a

yatm aktadr. letiim i, z ih n in b ir rn


diye d n r z; an ca k o b e d e n le r yoluyla
g e re k le ir:
titrer,

yzler

b e d e n le r

h arek et

sallanr;

ed er;

eller

sesler

o y n ar

...

n te r n e tte , zih in orad ad r, a n c a k b e d e n


yok tu r.

K a rd a k ile r

k iilik

ve

k iin in

duygusal d u ru m u h ak k n d a p ek az ip u cu
eld e ed er; iled lerin n e d en g n d erild i in i,
n e an lam a geld i in i, n e yant v ere cek lerin i
a n c a k ta h m in ed erler. G v e n n e red ey se h i
yoktur. B u riskli b ir i. (L o c k e 2 0 0 0 )

Yine de, yeni teknolojinin savunu


cular, iyi kt nn oluturulabilecei,
gvenin kurulabilecei, dolaysyla da
internet iletiiminin risklerinin azaltla
bilecei yollar olduunu ileri srmekte
dir. Bir internet toplululuundaki en
fazla bilinen ve en ok tartlan gven
sistemlerinden birisi, mzayede sitesi
eBay tarafndan kullanlmaktadr (s.
194-5'deki kutuya baknz).
Dahas, internet dknleri, inter
net iletiiminin znde, telefon ve yz
yze karlamalar gibi daha geleneksel

etkileim biimlerinde olmayan kimi


stnlklerin olduunu ileri srmek
tedir. rnein insan sesi, duygunun ve
anlamn inceliinin dile getirilmesi
bakmndan ok stn olabilir; ancak
ayn zamanda konuann ya, toplum
sal cinsiyeti, etnik durumu ya da
toplumsal konumu hakknda konuan
iin zararl olabilecek biimde kullanla
bilecek olan bilgiyi karya iletir.
Elektronik iletiimin, btn bu tanm
layc iaretleri gizledii ve dikkatin
kesinlikle iletinin ieriine yneltilme
sini saladna dikkat ekilmektedir.
Bu, kadnlar ya da dnceleri baka
ortamlarda kimi zaman kmsenen,
teki geleneksel olarak dezavantajl
gruplardan gelenler iin byk bir
stnlk olabilir (Pascoe 2000).
Elektronik etkileim okluk, insanlar
kendi internet kimliklerini yaratabildik
leri ve baka yerlerde olabaleceinden
ok daha zgrce konuabilecekleri
iin, zgrletirici ve glendirici diye
sunulmaktadr.

Sosyolojik dgcnz kullanm ak: siberuzayda toplum sal


etkileim sorunu
A adakipara, internetin ilk gnlerindeyaylan bir
makaleden alnmtr; ancak bugn de geerli olan sorunlar
yanstmakta ve nemli sorular ortaya pkarm aktadr.

alan bir n ro p sik olog olduunu, sarho bir


srcnn kulland bir araba kazasnda ciddi bir
b iim de sakatlandn rendim . K aza, erkek
arkadan ldrm t. Jo a n 'n kendisi bir yl

Jo a n ile 1983' n bahar sonlarnda, kiisel bilgisayarm

hastanede yatm, hem konum asn, hem de yrm e

ilk kez b ir m od em e balayarak intern et iletiim inin

yeteneini etkilem i olan beyin hasar iin tedavi

tu h af yeni dnyasna girdikten hem en sonra tantm .


... O n u n kullanc ad , K on u an Bayan idi. Y en i

grm t. Sessiz, bir tekerlekli sandalyeye akl


kalm ve sk sk youn srt ve bacak ars ek en Jo a n
ilk olarak engelli durum u hakknda o kadar

aracn uzlam larna g re, insanlar o k kullancnn


olduu ak kanallarda yer aldklarnda bir kod adna

um utsuzdu ki, yaam ak istem iyordu.

(genellikle yanltc olan) sahipti; ancak iki insan zel


konum a m odunu setiklerinde, genellikle kendileri
hakkndaki g erek bilgileri dei toku ediyorlard. K sa

So nra, hocas, Jo h n s H opkins niversitesinden eski

bir zam an sonra, g erek adnn Jo a n Sue G reen e,

zerinden arkadalk yapm a- yapabilm esi iin bir

olduunu, yirm ili yalarnn sonlarnda, N ex Y o rk 'ta

bilgisayar, bir m od em ve C om p u Serve'e [gerek

193

b ir p ro fes r , on a u anda yapt eyi -in ternet

T o p lu m s a l E tk ile im v e G n l k Yaam

zam anda ch at sunan ilk in tern et hizm eti] b ir yllk


abonelik hediye etti. lk bata, kod ad,

inanm tk; A lex'in deneyi hepim ize, teknolojin in

konuam am asna atfen Sessiz B ayan idi. A ncak Jo a n

M asum iyetim izi, inancm z olm asa da, yitirm itik.

aldatlmaya kar b ir kalkan olam adn kantlam t.

klavyeyi kullanabiliyordu eninde sonunda, kiinin

A lex'in, g erek yaam da, Jo u n tarafndan ona

bilgisayarda konum asn salayan ey ve fiziksel

tantrlan ve bylece A lex ile bir iliki yaamaya

zelliklerin n em tam ad b ir ortam d a parlayan canl,


parlak, c m e rt bir kiilie sahipti. Jo a n o k tannr oldu;

balayan b ir kadn da ilerinde olm ak zere,


kurbanlarndan bir blm iin, bu deney, en s a f ve

yeni kod ad K on u an B ayan onun yeni kendilik

yaln biim iyle, b ir zihinsel tecavz idi. (B irk a kii


g erekte, Alex aleyhine, byle bir durum en yumuak

duygusunun bir yansm as idi. k i yol boyunca, hem


teki engelli kadnlar destekleyen hem de engelli

ifadesiyle daha n ce yaanm asa bile, b ir psikiyatrist

olm ayanlar iin klieleri ykan ilham verici bir kiilik

olarak dava am a olasln da aratrm t.) tek i

olarak in tern ette varlk gsterdi. Pek ou n youn

kurbanlara gre, A lex bir sahtekar deil, aratrm as

arkadalk ilikisi (ve kimi durum larda) in tern et aklar

kon trolden kan b ir aratrc idi (bunlarn birka

yoluyla, d zinelerce kadnn yaam n deitirdi.

sonucunda, Jo a n 'n engelli olm ad ortaya ktnda,

A lex ile arkadal srdrm eye alt bir kadnn


dedii gibi, ruhla ilikili olm ak, kiinin cinsiyeti ile
deil. Ruh, eskisiyle ayn.) H e r iki durum da da bu, en

byk b ir ok yaand. D ah as, Jo a n g erek te kadn da

yeni teknolojileri, toplum sal cinsiyet rolleri hakkndaki

deildi. G erek te, adna A lex diyeceim iz bir erkekti

en eski varsaymlar snam ak iin kullanan bir adam


hakkndaki zgl olarak acl b ir yk.

B u yzden bu yln banda, bir dizi karm ak olayn

ellili yalarnn banda olan ve kadn olm ann ve kadn


arkadalnn m ahrem iyetinin nasl olaca konusunda
tuhaf, zorlayc bir deneye katlan, N ew York'un

Kaynak: Gelder (1996)

Sorular

ndegelen psikiyatristlerinden birisiydi.

1. Y z yze karlamalara kyasla, siberuzaydaki

Jo a n 'u o k az bilen kiiler bile, A lex'in aldatm as

toplum sal etkileim lerde nem li farkllklar var m?

karsnda kendilerini kltlm ve bir lde ihan ete


uram hissettiler. n tern ettek i pek oum uz,

2. Y z yze karlam alara kyasla, internet

gelecein topyac topluluu iinde olduum uza

etkileim inin avantajlar ve dezavantajlar neler?

Siberuzayda g ven oluturm a: eB ay geri bildirim sistem i


u andaki en byk ve en eski (Eyll 1995'te baladld)

B u num ara, kiinin eB ay piyasasndaki nnn bir

kiiden kiiye m zayede evi, eBay'dir. 2 0 0 5 'e kadar,

ls. K aytl kullanclar, alveri iinde olduklar

eBay, dnya apnda eB ay w ebsiteleri zerinden mal


alp satan 1 0 0 m ilyondan fazla kiinin oluturduu bir

kullanclar hakknda pozitif, n e g atif ve yansz


yorum larda bulunuyor. H er p o z itif yorum + 1 , her

sistem di. arpc olan, eBay'in m zayedeye konan

n e g atif yorum -1 n o tu alyor; yansz yorum lar da

mallarn hibirisi iin bir garanti sunm am asdr eBay'in


yalnz bir hizm et ajans olarak etkinlikte bulunduu

piyasa katlm clar ayrca, elde ettikleri net p o z itif

sistem de, alc ve satclar ilem lerin btn risklerini

yorum larn saysn g steren renkli bir yldz ile

yklenm ektedir. Piyasann byk lekli sahtekarlk ve


aldatm aca iin yeterince olgunlam olduu

dllendiriliyor.

kullancnn puann etkilem iyor. B elirli dzeylerde,

K ii ile, adnn zeri tklanarak, e-p osta yoluyla

dnlebilir, ancak eBay yoluyla g erekleen

iletiim kuruluyor; kii adn izleyen num ara zerine

alveriin yaratt sorunlar dikkat ek ecek lde az.

tklandnda, on u n geribildirim profilinin tm ne

H em eB ay hem de piyasada yer alan kanlm clar,

eriilebiliyor. B u profild e, btn yorum lar, e-p osta


balantlar ve d eerlendirm e yapan herkes iin

baarl alverilerin yksek oranda olm asn, sitede


kurum laan -G eribildirim Foru m u diye bilinen- bir n
sistem ine balyor.

sralama num aralar da yer alyor (dolaysyla, hem


deerlendirenin hem de deerlendirilenin nn

H er satcnn ya da fiyat artran kiinin adnn

bilm ek olanakl). T ip ik bir p o z itif yorum yle: iyi


paketlenm i, hzl teslim . Y k sek d erecede tavsiye

arkasnda, parantez iindeki bir num ara yer alyor.


Satc iin sergilenen bilgi yle:

edilir. B ir + ... .

Satc ad (2 6 5 *)

194

T o p lu m s a l E tk ile im v e G n l k Yaam

Y k sek bir geribildirim puan, son d erece deerli


bir varlk. Pek o k katlm c, kendilerinin yksek
bir puana sahip olan birisiyle alveri iine
girm eye daha istekli olduklarn, hatta sadece
yksek puanl kiilerle alveri yapacaklarn
sylem iler. B u anlam da, kim i sanclar, kendi
sat hacim lerini, hatta satabildikleri fiyatlar
artran bir m arka kimlii yaratabilm i grnyor.
... D k bir n e g atif puan bile nnze ciddi
biim de hasar veriyor; bu yzden de sk
kullanclar, drst alverilerin gereklem esi
iin son d erece dikkatliler. N e g a tif bir yorum un
potansiyel hasar, sk kullanclar iin son d erece
nem li. ... K ii, kendi profilinin hepsini zel
klabilir; ancak bu, byle nlere dayanan bir
piyasa iinde byk bir dezavantaj yaratacaktr.

Kaynak: K o llo ck (1999)

nternetten kuku duyanlar ayrca,


dolayl nitelikteki internet iletiiminin
yaltl-ml zendirdii ve gerek
arkadalklarn kurulmasn engelledi
ini de ileri srmlerdir, ancak bu
gerei yanstr gzkmemektedir.
1995 ile 2000 arasnda internet
kullanclar arasnda yaplan bir anket,
toplumsal yaltlml artrmak bir
yana, internet kullanmnn internet
zerinden ya da dndaki toplumsal
etkileimleri nemli derecede artrd
sonucunu vermitir. Anket ayrca,
internet kullanclar dierleriyle, baka
aralar zellikle de telefonu kullanc
olmayanlardan daha fazla kullanarak
iletiim kurma eiliminde olduklar ve
genel olarak tekilerle daha fazla
iletiim kurduklar sonucunu vermitir
(Katz ve dierleri).

Sonu: yaknlk zorlanm m?


Bununla birlikte, dolayl iletiim
deki arta karn, insanlarn yine
dorudan temasa deer verdikleri
grlyor. rnein, alma yaamn
daki insanlar bir bilgisayar ya da ok

195

tarafl bir telefon a yoluyla ilerini ok


daha yaln, ok daha etkin bir biimde
yrtmek varken, kimi zaman dnya
nn yar yolunu katederek i toplantlar
na katlmay srdrrler. Aile yeleri
elektronik "gerek zamanl" iletiimi
kullanarak "sanal" birlemeler ya da tatil
toplantlar dzenleyebilirler, ancak
hepimiz, yz yze kudamalarn scaklk
ve mahremiyetinden yoksun olacakla
rn biliriz.
Bu olgunun aklanmas, yaknlk
%orlanm dedikleri eyi, yani bireylerin
birbirleriyle, birarada bulunma ya da yz
yze etkileim durumlarnda kar
lama gereksinimini inceleyen Deidre
Boden ve Harvey Molotch'un alma
snda bulunmaktadr. Boden ve
Molotch, insanlarn toplantlara bizzat
katlacaklarn, nk, birarada bulun
ma durumlarnn, Goffman'n etkileim
zerine almalarnda dkm yaplan
nedenler yznden, br insanlarn ne
dndkleri ya da ne hissettikleri ve
onlarn ne kadar iten olduklar hak
knda, btn elektronik iletiim biim
lerinin salayabileceinden daha fazla

T o p lu m s a l E tk ile im v e G n l k Y aam

bilgi salayacan ileri srmektedirler.


Yalnzca bizim yaammz nemli
bakmlardan etkileyecek kararlar veren
kiilerle gerekten biraradayken, neler
olup bitdini renebileceimizi ya da
kendi grlerimiz ile itenliimizin
onlar etkileyebileceini hissederiz.
"Birarada bulunmann", diyor Boden
ve Molotch (1994), "bedenin 'hibir za

man yalan sylemeyen' blmne,


gzlere 'ruhun pencerelerine' eriebil
me etkisi vardr. Gzlerin karlamas
tek bana, bir yaknlk ve gven
derecesini gsterir; birarada bulunan
etkileim iindeki insanlar, bedenin bu
en incelmi blmnn incelmi
devinimlerini srekli olarak gzlem
altnda tutarlar".

zet
1. G n d elik d avranm zn g r n rd e n em siz

B irb irin d e n ayr karlam alara ya da etk ileim dilim lerin e

nitelik tek i p ek o k yn, yaknd an bak ld k ta

ayrlabilen odaklanm etkileim , iki ya da d aha o k bireyin

toplumsal etkileim n h e m k arm ak h e m de

d o ru d an tek i ya da tek ile rin syled ikleri ya da

n e m li y n leri o larak ortay a kar. B u bak n

yaptklarna katld d u ru m lard a o rtay a kar.

b ir rn e i, in san n g z n bak asn a d ikm esidir.


E tk ile im le rin o u n d a, g z le rin k arlam as
o ld u k a g eicid ir. B ir b ak asn a g z n d ik m ek ,
b ir d m an lk ya da, kim i d u ru m lard a ak
be lirtisi diye g r leb ilir. T o p lu m sal etk ileim in
in ce le n m e si so sy o lo jid e, to p lu m yaam nn pek
o k y n n e k tu tan tem el b ir alandr.

6. T o p lu m sa l etk ileim o k lu k la, d aram atu rjik m o d el


-to p lu m sa l etk ileim i, iin d e y er alanlar sanki b ir seti ve
d ek o ru o lan b ir sah n ed ek i o y u n cu larm g ibi d n erek
in ce le m e k - kullanlarak aydnlatc b ir b iim d e
in celen eb ilir. T p k b ir tiyatrodaki g ib i, to p lu m y aam nn
d eiik ba lam larnd a d a, n blgeler (sah n en in kendisi) ile,
oy u n cu larn kend ilerini g steriy e hazrladklar ve

2. F ark l farkl ifad eler in san yz ile aktarlr.

g s te rin in ard n dan g eved ik leri arka blgeler arasnda ak

D u y g u la rn yz ile dile g etirilm esin in tem el

ayrm lar vardr.

y n lerin in d o u tan geldii yaygn o larak kabul


ed ilm ek ted ir. K lt rleraras nitelikteki
alm alar, farkl k lt rlerd en g elen lerin h em
yz ifad elerin d e, h e m de in san yznde dile
g etirilen duygularn y o ru m larn d a o k yakn
b e n z e rlik le r ortaya koym aktadr.
3. Srad an k o n u m a ve karlkl k o n u m an n
in ce le n m e si, ilk kez H arold G a rfn k e l tarafn d an
kullanlan b ir terim o la n etnometodoloji olarak
ad landrlm aktadr. E tn o m e to d o lo ji, g en ellik le
eld e b ir diye g r e c e k b iim d e g erek lese de

7. B t n to p lu m sal etk ileim ler, zam an ve u zam d a


yerleiktir. G n l k y aam m zn zam an ve u zam n iin d e
nasl "d ilim lere ayrld"ru, etk in lik lerin belirli
d n em lerd e, uzam sal d ev in im i d e ieriy o r olarak nasl
g erek letik lerin e b ak arak in celey eb iliriz.
8. K im i to p lu m sal etk ileim m ek an izm alar, ev ren sel
olab ilir; an cak p ek o u b y le deildir. rn e in G n e y
A frik ad ak i IK ung'lar, z e l alann o k az old uu, b u
yzd en de n v e arka b lg e leri y aratm a o lan ak larn n az
old uu, k k harek etli g ru p lar iin d e yaarlar.

ba k alarn n syled ikleri ya da yaptklar eylere

9. M o d e rn top lu m lar b yk l d e, ayn and a orad a

etk in b ir b iim d e b ir anlam v e rm e y ollarn n

b u lu n m an n s zk o n u su olm ad dolayl k iileraras dei

z m len m e sid ir.


4 T e p k i haykrlar ( n lem ler) inceley erek,
k o n u m a n n d o as h ak k n d a p ek o k ey
ren eb iliriz.
5. Odaklanmam etkileim, kalabalk

to k u (ban kad a hesap a trm a k gibi) ile ayrdedilirler. B u ,

yakm ln orlamas olarak adlandrlan, olan ak l old uu h e r


d u ru m d a kiin in kend isiyle biraraya g elin m e eilim in e yol
aar, n k bu b e lk i de tek ile rin ne d nd v e n e
h isseti in e ilikin bilg in in to p lan m asn ve izlenim ynetimini
g erek letirm ey i kolaylatrm aktad r.

b irlik telik lerd e b u lu n an b ireylerin karlkl


olarak , birb irleriy le d o ru d an k on u m ad k lar
z a m a n , b irb irlerin in fark n d a olm alardr.

196

T o p lu m s a l E tk ile im v e G n l k Y a am

Dnme sorular
1 Toplum yaam, bir toplumun yeleri arasndaki paylalan artalan varsaymlar olmadan
olanakl mdr?
2 Bir turist sizin kendi kasabanz ya da kentinizi sizden ne kadar farkl grebilir?
3 Snf iinde etkileimsel ykcl yrtmek ne kadar kolaydr?
4 Nasl kendine gvenli grnrsnz?
5 Bar ya da kafelerde tek bana oturan kadnlar yalnz braklmak istediklerini gstermek iin
ne gibi stratejiler kullanrlar?
6 Elektronik iletiim yz yze etkileimin yerini alabilir mi?

Ek kaynaklar
Peter Berger ve Thomas Luckmann, The Social Construction o f Reality:A Treatise in the Sociology of
Knowledge (Garden City, N.Y.: Doubleday, 1966).
Stanley Cohen ve Laurie Taylor, Escape Attempts: The Theory and Practice o f Kesistance to Everyday
Life (2. Bask, Londra: Routiedge, 1995).
ErvingGoffman, Behaviourin PublicPlaces(New York: Free Press, 1963).
ErvingGoffman, ThePresentation o f Self in Everyday U fe (Harmondsworth: Penguin,
1969).
Phil Manning, Erving Goffman andModern Sociology (Cambridge: Polity Press, 1992).

nternet balantlar
Szel Olmayan letiim Sayfalar
http://www.natcom.org/ ctronlin e/noverb.htm
Simgesel Etkileimcilie Giri
http://web.grinnell.edu/courses/soc/sOO/socl 11-01 /IntroTheories
/Symbolic.html
Ethno/CA News (etnometodoloji ve karlkl konuma zmlemesi iin online
bir kaynak)
http://www2.fmg.uva.nl/emca/
Erving Goffman Website
http://people.brandeis.edu/~teuber/goffmanbio.html

197

indekiler
Kltr, toplum ve ocuun toplumsallamas
ocuk geliimi kavramlar
Toplumsallama eyleyenleri

Toplumsal cinsiyetin toplumsallamas


Anne-baba ve yetikinlerin tepkileri
Toplumsal cinsiyetin renilmesi
yk kitaplar ve televizyon
Cinsiyet ayrm yapmadan ocuk yetitirmenin
gl
Sosyolojik tartma

Yaam ak boyunca toplumsallama


ocukluk
Yeni yetme
Gen yetikinlik
Olgun yetikinlik
Yallk

Yalanma
Birleik Krallk toplumunun grilemesi
insanlar nasl yalanr?
Yalanma: rakip sosyolojik aklamalar
Birleik Krallk'ta yalln zellikleri
Yalanmann siyaseti
Dnya nfusunun grilemesi

zet
Dnme sorulan
E k kaynaklar
Internet balantlan

Toplumsallama, Yaam
Ak ve Yalanma

yrmeden ve konumadan nce nl


yapmak yeter. Anmsayamayaca bir
ey iin nl yapmak. Hazr olduunda
bu n elde edebilecei zamana kadar
btn bunlardan uzakta bymesinin
onun iin daha iyi olacan gremiyor
musun? (Rowling 1998)

J. K. Rowling'in ilk Harry Potter


serveni, Harry Potter ve Felsefe Tap
(Harry Potter and the Philosopher's
Stone) kitabnn banda, gl byc
Albus Dumbledore, yeni ksz kalan
bebek Harry'yi, byc olmayan (ya da
Bulank) amcas ile yengesinin evleri
nin kapsna brakr. Harry zaten, kendi
sinde esiz gler olduunu gster
miti, ancak Dumbledore, eer byc
dnyasna braklrsa Harry'nin salkl
bir biimde byyemeyeceini dn
yordu. Her ocuun ban dndr
mek iin diyordu Dumbledore, onu

Herbiri Harry'nin tek bir okul ylm


anlatan Harry Potter romanlar, by
mekten daha byk bir servenin
olmad ilkesine dayanmaktadr. Harry,
Hogwarts Byclk ve Sihir Okuluna
devam ediyor olsa da, buras yalnzca
bir okul, nk herkes, snrsz bir gce
sahip gen bir byc bile, bir deerler
kmesini olutururken yardma gerek
duyar. Hepimiz nemli yaam aamala
rndan geeriz: ocukluktan ergenlie,
sonra da yetikinlie. Dolaysyla, rne
in, Harry Potter romanlar ilerledike,
Harry cinsel isteklerin uyann hisse
decek ve buna btnyle bildik bir
tuhaflkta tepki gsterecektir. Pek ok
ocuk iin spor, arkadalk ve hrs

200

T o p lu m s a lla m a , Y a am A k v e Y a la n m a

renmek iin nemli bir alan olduu


iin Harry de byc oyunu Quidditch
oynayacaktr. Rowling, gnlk yaamn
esaslarnn gerisindeki byleyici kar
maklar grmemize yardmc olmak
iin normal tesini kullanmaya bayl
yor. Rowling'in evreninde, baykular
hi yanlmadan mektup getirmektedir;
bu gerekten de posta sistemi ya da epostadan daha m tuhaftr? ster bir
masal iinde, isterse de bizim kendi
dnyamzda ya da -Harry Potter
romanlarnn getirdii yenilik gibi- her
ikisinde birden gesin, btn klasik
ocuk yklerinin ilevi, byme sre
cinin daha anlalr olmasn sala
maktr.
Toplumsallama, yardma gerek
sinimi olan bebein, yava yava
ierisinde doduu kltr iin geerli
olan becerileri edinerek kendi bilin
cinde olan, bilgili bir kii haline gelmesi
srecidir. Genler arasndaki toplum
sallama, daha genel bir olgu olan
yeniden retime -toplumlarn zaman
ierisinde yapsal sreklilie sahip olma
sreleri- olanak salamaktadr.
Toplumsallama srasnda, zellikle
yaamn ilk yllarnda, ocuklar yallar
nn davran biimlerini renirler; bu
yolla da onlarn deerlerini, normlarn
ve toplumsal pratiklerini srdrrler.
Btn toplumlar, uzun zaman dilimleri
boyunca, yeleri lm ve doum yoluy
la deise bile varln srdren zellik
lere sahiptir. rnein Britanya toplu
mu, kuaklar boyunca kalc olan pek
ok ayrdedici zellie sahiptir -rnein, ngilizce, konuulan esas dildir.
Bu blmde greceimiz gibi,
toplumsallama farkl kuaklar birbi
rine balar. Bir ocuun douu, onun
yetimesinden sorumlu olanlarn

201

yaamlarn deitirir -bunlarn kendile


ri de yeni renme deneyimlerini yaar
lar. Anne babalk, genellikle yetikinle
rin etkinliklerini ocuklara balar ve bu
her iki tarafn yaamlarnn geri kalan
blmnde srer. Kukusuz, yal
insanlar byk anne - byk baba ol
duklarnda da anne baba olmay srd
rrler; bu da farkl kuaklar birbirine
balayan bir baka ilikiler kmesi
ortaya karr. Kltrel renme sreci
bebeklik ve ocuklukta, sonrasna
kyasla ok daha youn olsa da, ren
me ve uyumlanma btn bir yaam
evrimi boyunca srer.
Aadaki kesimlerde, sosyoloji
deki yaygn bir tartma olan doadan
m yoksa yetitirilmeden mi temasn
ele alacaz. lk olarak, ocuklarn nasl
ve neden gelitiklerine ilikin farkl
yazarlarn ortaya att, toplumsal
cinsiyet kimliklerimizi nasl gelitirdii
mizi aklayan kuramlar da ilerinde
olmak zere, deiik kuramsal yorum
lar ele alacaz. Daha sonra, bireylerin
ocukluktan ileri yalara kadar yaam
lar boyunca yer aldklar toplumsal
lamay etkileyen toplumsal balamlar
ile ana gruplar tartacaz. En sonun
da da, yallk konusunu evreleyen en
nemli sosyolojik sorunlarn en nem
lilerine bakacaz.

Kltr, toplum ve ocuun


toplumsallamas
ocuk geliimi kuramlar
teki hayvanlara bakarak insanla
rn en ayrdedici zelliklerinden birisi,
insanlarn kendilik bilincine sahip
olmalardr. Bir kendilik duygusunun
-bireyin teki insanlardan farkl bir
kim-liinin olduunun farkna varmas-

T o p lu m s a lla m a , Yaam A k v e Y a la n m a

ortaya kn nasl anlamalyz? Yaa


mnn ilk aylarnda, bebek, evresindeki
insanlarla maddi nesneler arasndaki
farklar ok az anlar ya da hi anlamaz;
kendi kendisinin de farknda deildir.
ocuklar, iki yandan nce ben,
beni ve sen gibi kavramlar kullan
mazlar. Ancak yava yava, baka insan
larn da kendilerinkinden ayr kimlik
lere, bilince ve gereksinimlere sahip
olduunu anlamaya balarlar.
Kendiliin ortaya k sorunu ok
fazla tartlm bir sorundur ve birbi
rine kart kuramsal bak alar tarafn
dan olduka farkl biimlerde grl
mektedir. Bir dereceye kadar bunun
nedeni, ocuk geliimindeki en nemli
kuramlarn toplumsallamann farkl
ynlerini vurguluyor almalardr. Ame
rikan felfecisi ve sosyologu George
Herbert Mead esas olarak ocuklarn
ben ve beni/bana kavramlarn
kullanmay nasl rendikleri zerinde
dururken, svireli ocuk davran ara
trmacs olan Jean Piaget ocuk geli
iminin pek ok yn zerinde alma
lar yapmtr; ancak onun en iyi bilinen
yazlar bilisellik -ocuklann kendileri
ve evreleri hakknda dnme biimle
ri- zerine yazlm olanlardr.

G. H . M ead ve benliingeliimi
Mead'in dnceleri, genel bir
kuramsal dnce gelenei olan
sim g esel etk ile im cili in ana
temelini oluturduklarndan, sosyoloji
zerinde olduka yaygn bir etkide
bulunmutur. Simgesel etkileimcilik,
insanlar arasndaki etkileimin simgeler
ve anlamlarn yorumlar yoluyla
gerekletiini vurgular (baknz 1.
Blm). Ancak Mead'in almalar
ayrca ocuk geliiminin ana aamalar

iin, bir benlik duygusunun ortaya


kna zel bir nem veren bir yorum
da salamaktadr.
Mead'e gre, bebekler ve kk
ocuklar toplumsal varlklar olarak
geliimlerini, ncelikle evrelerindekilerin eylemlerine yknerek gerek
letirirler. Bunun gerekleme yollarn
dan birisi, oyundur. Oyun srasnda,
yukarda belirtildii gibi, kk ocuk
lar genellikle yetikinlerin yaptklarna
yknrler. Kk bir ocuk, bir yeti
kinin yemek piirmesini grdnde
amurdan kek yapacak ya da birisini
bahe ile urarken grdnde bir
kakla topra kazacaktr. ocuklarn
oyunlar, yaln yknmeden drt ya da
be yandaki bir ocuun yetikin rol
n oynad daha karmak oyunlara
doru ilerleyecektir. Mead buna,
bakasnn roln alma -bir baka
insann yerinde olmann nasl bir ey
olduunu renme- demektedir.
ocuklar, yalnzca bu aamada gelimi
bir kendilik duygusu edinebilirler.
ocuklar, kendilerini bakalarnn
gznden grerek, kendilerinin ayr
eyleyenler olduklar -bir ben
olduklar- kavrayna ularlar.
Mead'e gre bizler, beni/banay
benden ayrdetmeyi rendiimizde
kendi kendimizin farkna varabiliriz.
Ben, toplumsallamam bir bebek,
bir kendiliinden istek ve arzular yuma
dr. Beni/bana, Mead'in terimi
kulland biim de, to p lu m sa l
benliktir. Mead'in savna gre bireyler,
kendilerini bakalarnn onlar grdk
leri gibi grmeye balama yoluyla
kendilik bilincini gelitirirler. ocu
un geliimindeki daha ileri bir aama,
Mead'e gre, ocuk yaklak sekiz ya da
dokuz yalarndayken gerekleir. Bu

202

T o p lu m s a lla m a , Y a am A k v e Y a la n m a

yalar, ocuklarn sistematik olmayan


oyunlar yerine daha rgtl oyunlara
katlma eiliminde olduklar yalardr.
ocuklar bu dnemden nce, toplum
yaamnn yrtlmesi iin gerekli olan
genel deerleri ve ahlakll anla
maya balayamazlar. rgd oyunlar
renmek iin, oyunun kurallar ile
centilmenlik ve eit katlm kavramlarn
anlamak zorunludur. Bu aamadaki
ocuk, Mead'in terimiyle genellemi
tekini -ocuun iinde yetiiyor
olduu kltrde yeralan genel deerler
ile ahlak kurallarn- kavramay renir.

Jean Piaget ve biliselgeliim aamalar


Piaget, ocuun dnyay anlaml
klma konusundaki etken yetenei
zerinde ok durur. ocuklar edilgen
bir biimde bilgiyi almazlar; evrelerin
deki dnyada grdkleri, duyduklar
hissettikleri eyleri seerler ve yorum
larlar. Piaget, ocuklarn birka birbi
rinden ayr bilisel gelime yani, ken
dileri ve evreleri hakknda dnmeyi
renme, aamasndan getikleri sonu
cuna varmtr. Her aama, yeni beceri
lerin edinilmesini iermektedir ve bir
nceki aamann baaryla tamam
lanmasna bamldr.
Piaget, doumdan yaklak iki yaa
dek sren ilk aamay duyusal-motor
aam as olarak adlandrmaktadr
nk bu aamada bebekler esas olarak
nesne-lere dokunarak, onlar hareket
ettirerek ve evrelerini fiziksel olarak
kefederek renirler. Bebek drt aylk
olana kadar, kendisini evresinden
ayrdedemez. rnein ocuk, beiinin
sallanmasna neden olan eyin kendi
harekederi olduunun farkna varamaz.
Nesneler kiilerden ayrlm deillerdir;
bebek gr alan dnda kalan eylerin

203

varolabileceinin de farknda deildir.


Bebekler, her ikisinin de kendi dolaysz
alglarndan bamsz bir varl olabile
ceini grerek insanlar nesnelerden
ayrdetmeyi yava yava renirler.
Piaget bu ilk aamaya duyusal-motor
aama demektedir, nk bebek esas
olarak nesnelere dokunarak, onlar evi
rip evirerek ve evresini fiziksel olarak
kefederek duyularn kullanma yoluyla
renir. Bu aamada temel olarak elde
edilecek ey, ocuun aamann sonlar
na doru evresinin ayrc ve istikrarl
zellikleri olduunu anlamasdr.
le m - n ce si aam a olarak
adlandrlan bir sonraki aama, Pia
get'nin aratrmalarnn byk blm
n ynelttii bir aamadr. Bu aama,
ocuklarn dilde bir ustalk kazandklar
ve kelimeleri nesnelerle grntleri
temsil etmek iin simgesel bir biimde
kullanabildikleri, iki yala yedi ya
arasndaki dnemi kapsamaktadr.
rnein, drt yandaki bir ocuk,
uak kavramn temsil etmek zere,
elini havada kaydrabilir. Piaget bu
aamay, etkinlik-ncesi aama olarak
adlandrmaktadr, nk ocuklar
gelien zihinsel yeteneklerini henz
sistematik bir biimde kullanamazlar.
Bu aamadaki ocuklarn ayrdedici
grnleri, benmerkezci bir gr
ntr. Piaget'nin kulland biimiyle
benmerkezcilik kavram, bencillii
deil, ocuun dnyay yalnzca
kendisinin bulunduu konuma gre
yorumlama eiliminde olmasn
anlatmaktadr. ocuk, rnein, baka
larnn nesneleri kendisininkinden
farkl bir adan grebileceklerini anla
maz. Bir kitab yukar kaldrarak,
karsnda oturan kiinin kitabn yalnz
ca arkasn grebileceini dnmeden,
iindeki bir resmi sorabilir.

T o p lu m s a lla m a , Y aam A k v e Y a la n m a

Etkinlik-ncesi aamada bulunan


ocuklar, bir bakasyla, sregiden
karlkl konumalar srdremezler.
Benmerkezci konumada, her bir ocu
un syledikleri, daha nce konuann
syledikleriyle az ok ilikisizdir.
ocuklar birbirleriyle konuurlar, ancak
bu konuma, yetikinlerdeki gibi biri
dierine ynelik olmaz. Bu gelime
aamasnda ocuklarn, yetikinlerin
elde bir diye grme eiliminde oldukla
r, nedensellik, hz, arlk ya da say gibi
dnce kategorilerine ilikin genel bir
anlaylar yoktur. ocuk suyun uzun,
ince bir kaptan daha ksa, geni bir kaba
boaltldn grse bile, suyun hacmi
nin ayn kalacan anlamayacak, yeni
kaptaki suyun dzeyi daha dk
olduundan, daha az su olduu sonucu
na varacaktr.
nc bir aama, somut ilem
aamas, yedi yandan on bir yana
dek srer. Bu aama srasnda, ocuklar
soyut, mantksal kavramlarda ustalk
kazanrlar. Nedensellik gibi kavramlar
fazla glk ekmeden kullanabilirler.
Bu gelime aamasndaki ocuk, su
dzeylerinin birbirinden farkl olmasna
karn daha geni olan kabn daha uzun,
ince olan kaptan daha az su tad
dncesindeki yanl uslamlamay
farkedecektir. ocuk, arpma, blme
ve karma gibi matematiksel ilemleri
yapabilir. Bu aamadaki ocuklar, ok
daha az benmerkezcidirler. lem-ncesi aamada eer bir kz ocuu kendisi
ne ka tane kzkardein var? diye
sorulursa, doru bir biimde bir tane
diye yant verebilir. Ancak soru kz
kardeinin ka tane kzkardei var?
diye sorulursa, olaslkla hi yok yan
tn verecektir, nk kendisini, kzkardeinin bak asndan gremez. So

mut ilem aamasnda, ocuk byle bir


soruya doru yant kolayca verebilir.
On bir ya ile on be arasndaki
yllar, Piaget'nin biim sel ilem
dnemi dedii dnemi kapsamaktadr.
Ergenlik srasnda, gelien ocuk,
yksek derecede soyut ve varsaymsal
dnceleri kavrayabilir. Bir sorunla
karlatnda, bu aamadaki ocuklar
karlalan sorunu zmenin olanakl
tm yollarn gzden geirebilir ve bir
zme ulamak iin bu yollar,
kuramsal olarak izleyebilir. Biimsel
ilem aamasndaki gen bir kii, neden
kimi sorularn artmacal sorular
olduklarn anlayabilir. Hem kpek
hem de fino olan yaratklar hangileri
dir? sorusuna, ocuk doru yant
veremeyebilir ama fino kpekleri
yantnn neden doru olduunu
anlayabilir ve bunun iindeki mizah
yakalayabilir.
Piaget'ye gre, ilk gelime
aamas evrenseldir; ne ki tm yetikin
ler biimsel ilem aamasna ulaamaz
lar. Biimsel ilem dncesinin
geliimi ksmen okullama srelerine
baldr. Kstl bir eitim grm
yetikinler, daha somut terimlerle
dnme eilimindedirler ve benmerkezciliin izleri onlarda daha fazladr.

Toplumsallama eyleyenleri
Sosyologlar genellikle toplumsal
lamann, deiik toplumsallama
eyleyenlerini ieren iki genel aamada
gerekletiinden szederler. Toplum
sallama eyleyenleri, nemli toplumsal
lama srelerinin ierisinde gerekle
tii gruplar ya da toplumsal balamlar
dr. Birincil toplumsallama, bebeklik
ve ocukluun ilk dneminde gerekle

204

T o p lu m s a lla m a , Y a a m A k v e Y a la n m a

ir ve kltrel renmenin en youn


dnemidir. Bu dnem, ocuklarn daha
sonraki renmeleri iin temel olutu
racak olan dil ile temel davran kalp
larn rendikleri dnemdir. Aile, bu
aamadaki esas toplumsallama eyleye
nidir. ikincil toplumsallama, ocuklu
un sonraki dnemi ile olgunluk
dneminde gerekleir. Bu aamada,
toplumsallamann teki eyleyenleri,
sorumluluun bir blmn aileden
devralr. Okullar, akran gruplar,
rgtler, medya ve giderek iyeri, birey
ler iin toplumsallama gleri haline
gelir. Bu balamlardaki toplumsal
etkileimler insanlara, kendi kltrleri
nin kalplarn oluturan deerler,
normlar ve inanlar renmede yar
dmc olur.

A ile
Aile sistemleri byk deiiklikler
gsterdii iin, bebein yaad aile
temaslar farkl kltrlerde baka
bakadr. Heryerde anne, olaan olarak
ocuun yaamnn ilk yllarndaki en
nemli kiidir, ancak anneler ile
ocuklar arasndaki yerleik ilikiler,
onlar arasndaki balannn biimi ve
dzenlilii tarafndan etkilenir. Bu da
giderek, aile kurumlan ile bunlarn
toplumdaki teki gruplar arasndaki
ilikilerine baldr.
Modern toplumlarda, en erken
toplumsallama, kk lekli aile
balamnda gerekleir. Britanyal
ocuklarn byk blm, kendi ilk
yllarn anne, baba ve belki de bir ya da
iki baka ocuun olduu ev ortam
larnda geirmektedir. Buna karn,
baka pek ok kltrde teyzeler,
amcalar ve bykanne-bykbabalar,
genellikle tek bir haneni iindedirler ve

205

ok kk bebekler sz konusu olsa


bile ocuk bakm ileriyle urarlar.
Yine, Britanya toplumunda da aile
balamlarnn yapsnda pek ok
farkllk bulunur. Kimi ocuklar, bir tek
anne ya da babann olduu evlerde
byrler; kimi ocuklar annelik ve
babalk yapan iki eyleyen (boanm
anne-babalar ya da vey anne-babalar)
tarafndan bytlr. Ailedeki kadnla
rn byk bir blm ark evin dnda
almaktadr ve ocuklarnn dou
mundan fazla sre gemeden ilerine
geri dnerler. Bu farkllklara karn, aile
olaan olarak bebeklikten ergenlik ve
tesine sren toplumsallamann
nemli bir eyleyenidir.
Ailelere ilikin sorunlara daha ayrntl
olarak, Aileler ve M ahrem likiler
balkl 7. Blm de b akacaz.

Aileler, bir toplumun genel kurum


lan ierisinde deien yerlere sahipdr.
Geleneksel toplumlarn byk bl
mnde, bir kiinin iine doduu aile
byk lde, bireyin yaamnn geri
kalannda yer alaca toplumsal konu
mu belirlemektedir. Modern toplumlar
da, toplumsal konum byle doumla
birlikte devralnmaz, ancak yine de
bireyin doduu ailenin blgesi ile
toplumsal snf, toplumsallama kalp
larn olduka kesin bir biimde etkiler.
ocuklar, anne babalarnn ya da
yaadklar mahalle ya da topluluk iin
deki teki kiilerin ayrdedici zellii
olan davran biimlerini kaparlar.
Snf konularn
Tabakalam a ve
Snf balkl 9. B lm de derinlem e
sine ele alacaz.

Byk lekli toplumlarn deiik


kesimlerinde, deien ocuk bytme
ve disiplin kalplar ile birbirine kart
deerler ve beklentiler bulunmaktadr.

T o p lu m s a lla m a . Y aam A k v e Y a la n m a

Farkl aile trlerinin etkisini, eer,


rnein banliyde zengin, beyaz bir
ailede doan ocuun yaamna kyasla
kent merkezindeki etnik bir aznln
youn olduu yoksul bir mahallede
yaayan bir ailede byyen ocuun
yaamnn nasl olabilecei zerine
dnrsek, anlamak kolaydr (Kohn
1977).
Kukusuz, yalnzca ailelerinin ba
k alarn hi sorgulamadan benimse
yecek ok az ocuk vardr ya da hi
yoktur. Bu zellikle, deiimin son
derece yaygn olduu modern dnya
iin dorudur. Dahas, modern
toplumlarda da varolan bir dizi farkl
toplumsallamann eyleyenleri yzn
den, ocuklarn, ergenlerin ve ana-baba
kuaklarnn bak alarnda byk
farklar olacaktr.

Okullar
Bir baka nemli toplumsallama
eyleyeni, okuldur. Okula gitmek biim
sel bir sretir: renciler konulara
ilikin belirli bir mfredat izlerler. Yine
de okullar daha ince ynlerden de top
lumsallama eyleyenleridir. ocuklarn
snfta sessiz olmalar, derslerde dikkatli
olmalar ve okul disiplin kurallarna
uymalar beklenir. retim kadrosunun
yetkesini kabul etmeleri ve karlk
vermeleri beklenir. retmenlerin
tepkileri ayn zamanda, ocuklarn
kendilerine ilikin beklentilerini de
etkiler. Bu beklentiler de giderek
onlarn okulu bitirdiklerinde alacak
lar i yaantlarna balanacaktr. Akran
gruplar okluk okulda oluturulur;
ocuklar yalarna gre farkl snnflarda tutmak da bu gruplarn etkilerini
artrr.

E itim d e to p lu m sa lla m a y d ah a
ayrntl olarak, E itim balkl 17.
Blm de tartacaz.

A kran ilikileri
Bir baka toplumsallama eyleyeni
de akran grubudur. Akran gruplar,
ayn yataki ocuklardan oluur. Kimi
kltrlerde, zellikle de kk gelenek
sel toplumlarda, akran gruplar, yadereceleri (olaan olarak erkeklerle
snrl) olarak biimselleir. okluk,
erkeklerin bir yatan tekine gemeleri
nedeneyle yaplan zgl tren ya da
ayinler bulunmaktadr. Belirli bir ya
derecesinde olanlar yaamlar boyunca
yakn ve arkadaa balarn srd
rrler. Tipik bir ya derecesi kmesi,
ocukluk, gen savalk, olgun sava
lk, yalln ilk aamas ve sonraki
aamas erkekler bu derecelerden, birey
olarak deil, btn bir grup olarak
geer.
Bebein ve kk ocuun dene
yimi az ok btnyle aile tarafndan
biimlendirildii iin, ailenin toplum
sallamadaki nemi aktr. Akran
gruplarnn ne kadar nemli olduu,
zellikle Bat toplumlarnda yaayan
bizler iin daha az farkedilebilir. Yine de
biimsel ya dereceleri olmasa bile, drt
ya da be yandaki ocuklar, genellikle
zamanlarnn nemli bir blmn ayn
yataki arkadalaryla birlikte geirirler,
igcne katlan, kk ocuklar
krelerde birlikte oynayan kadnlarn
oranndaki art dikkate alndnda,
akran ilikileri bugn, daha nce hi
olmad kadar nem kazanmtr
(Corsaro 1997; Harris 1998).
Sosyolog Barrie Thorne, Toplumsal
Cinsiyet Oyunu balkl kitabnda,
(Gender Play) toplumsallamaya bu

206

T o p lu m s a lla m a , Y a am A k v e Y a la n m a

biimde bakmaktadr. Daha ncekiler


gibi Thorne da, ocuklarn erkek ve dii
olmann ne anlama geldiini nasl
rendiklerini anlamaya alyordu
(toplumsal cinsiyet toplumsallamasna
ilikin klasik yky, bu blmde s.
212-5'de bulacaksnz). ocuklar,
edilgen bir biimde toplumsal cinsiyeti
ana babalar ya da retmenlerinden
reniyor diye grmek yerie, Thorne
ocuklarn etken bir biimde, birbirleriyle etkileimlerinde toplumsal cinsi
yetin anlamn nasl yarattklarn ve
yeniden oluturduklarn incelemitir.
Okul ocuklarnn birlikte yaptklar
toplumsal etkileimler, toplumsalla
malar iin en az teki eyleyenler kadar
nemli olabilir.
Thorne iki yln, Michigan ve
California'daki iki okuldaki drdnc
ve beinci snf rencilerini, snfta
onlarla birlikte oturarak ve snf dn
daki etkinliklerini gzleyerek geirmi
tir. Thorne, ocuklarn snfta ve okul
bahesinde toplumsal cinsiyet anlamla
rn nasl oluturduklarn ve yaadkla
rn grebilmek iin, kovala ve p
-Birleik Krallkta p-yakala- gibi
adlarla bilinir oyunlar izledi.
Thorne, akran gruplarnn, zellik
le ocuklar kendi aralarnda ok heye
can yaratan bir konu olan bedenlerin
deki deimeler hakkndaki konuma
larnn toplumsal cinsiyet toplumsal
lamas zerinde byk bir etkiye sahip
olduunu bulmutur. Bu ocuklarn
yaratt toplumsal balam, bir ocuun
bedenindeki deimelerin utanla m
yoksa gururla m tanacan belirle
mektedir. Thorne'un (1993) gzledii
gibi,
E e r en p o p le r k ad n lar ad et g r m e y e ya
da s tyen tak m ay a (g e rek sin im duym a-

207

salar da) b alarlarsa, o z am an tek i kzlar


d a b u d e im eleri istiyor. N e ki, e er
p o p le r o lan lar s ty en giym eyip ... ad et
g r m e z le rs e , o z am an b u g elim eler daha
az iste n ir diye g r lm ek ted ir.

Thorne'un aratrmas, ocuklarn


tendi toplumsal dnyalarn yaratan ve
kendi toplumsallamalarn etkileyen
toplumsal eyleyenler olduklarnn gl
bir biimde anmsatmaktadr. Yine de,
ocuklarn izledikleri etkinlikler ve
benimsedikleri deerler, kendi aileleri
ile medya gibi etkiler tarafndan
belirlendiklerinden, toplumsal ve
kltrel etkenlerin etkileri byktr.
Akran ilikilerinin ocukluk ve
ergenliin tesinde de nemli etkileri
nin olmas olasl yksektir. Benzer
yalardaki insanlarn ite ve teki
ortamlarda oluturduu biimsel
olmayan gruplar genellikle bireylerin
tutum ve davranlarn biimlendirme
de kalc bir neme sahiptir.

Kitle iletiim aralar


Batda, 1800'lerin bandan itiba
ren gazetelerin, haftalk ve aylk
dergilerin saysnda nemli bir art olsa
da bunlarn okuyucu sayys olduka
azd. Byle basl malzemenin milyon
larca insann gnlk yaamnn bir
papras olmas, onlarn tutum ve
dncelerini etkilemesi iin bir yzyl
daha gemesi gerekti. Basl belgelerin
yer ald kitle iletiim aralarnn
yaylmasna, elektronik iletiimin
-radyo, televizyon, kayt ve videolarelik etmesi iin ok zaman gemesi
gerekmedi. Yakn dnemlerde yaplan
derlemeler, Birleik Krallk'ta yaayan
erkek ve kadnlarn her gn ortalama
olarak srasyla 2,41 ve 2,17 saaderini
televizyon, video ya da DVD izleyerek
geirdiklerini gstermitir (Ulusal

T o p lu m s a lla m a , Y aam A k v e Y a la n m a

statistik Kurumu 2005). Kitle iletiim


aralar, bizim dnyaya ilikin
anlaymz biimlendirmede ok
byk bir neme sahiptir.
Televizyon programlarnn ulatk
lar izleyiciler, zellikle de ocuklar
zerindeki etkilerini deerlendirmek
amacyla ok fazla aratrma yaplmtr.
Belki de en ok aratrlan konu, tele
vizyonun su ve iddet eilimleri
zerindeki etkisidir. Bu konudaki en
youn almalar, nemli Amerikan
televizyon alarmn prime time ve hafta
sonu programlarndan alman rnekle
meleri, 1967'den balayarak her yl
zmleyen Gerbner ve arkadalar
tarafndan yaplmtr. Bu zmleme
lerde, birbirinden deiik programlar
iin, iddet eylemleri ile olaylarnn
says ile skl belirlenmitir. Aratr
mada iddet, fiziksel zarar ya da lm
ierecek biimde kiinin kendisine ya da
bakalarna yneltilen fiziksel g
kullanm ya da tehdidi olarak tanmlan
mtr. Televizyon dramlar yksek bir
iddet dzeyi gsterir gibidir: Bu tr
programlarn ortalama olarak % 80'i,
saat bana 7,5 iddet olay oranyla
iddet iermektedir. ocuk program
lar, ldrme daha ender olarak
gsterilse de, daha da yksek bir iddet
dzeyi sergilemektedir. izgi filmler,
teki btn televizyon programlarn
dan daha yksek sayda iddet eylemi ve
olayn iermektedir (Gerbner 1979).
Genel olarak, televizyonun izleyi
ciler zerindeki etkilerini aratran al
malar, ocuklar edilgen ve grdkleri
arasnda bir ayrm yapmyor diye
deerlendirme eiliminde olmulardr.
Robert Hodge ve David Tripp (1986),
ocuklarn televizyona gsterdikleri
tepkinin yalnzca programlarn ieriini

alglamak biiminde deil, grdklerini


yorumlama ve okuma biiminde de
olduunu vurgulamaktadrlar. Bu iki
yazar, yaplan aratrmalarn oun
luunun, ocuklarn zihin srelerinin
karmakln hesaba katmadn ileri
srmektedirler. Televizyon izlemek,
izlenenler nemsiz programlar olsa
bile, yap gerei dk dzeyli bir
entelektel etkinlik deildir; ocuklar
programlar, onlar gndelik yaam
larndaki teki anlam sistemleriyle
ilikilendirerek okurlar. Hodge ve
Tripp'e gre davran zerinde etkili
olan ey televizyon programlarndaki
iddetin kendisi deil, ancak bu iddetin
hem sunulduu, hem de okunduu
tutumlarn genel erevesidir.
Kitle iletiim aralarna kar izleyici
tepkisi, M edya balkl 15. B lm de
tartlm aktadr.

Toplumsal cinsiyetin
toplumsallamas
Toplumsallama eyleyenleri, o
cuklarn toplumsal cinsiyet rollerini
nasl rendikleri zerinde nemli bir
rol oynarlar. imdi, aile ve kitle iletiim
aralar gibi toplumsal etkenler yoluyla
cinsiyet rollerinin renilmesi, yani
toplumsal cinsiyetin toplumsalla
masn ele alalm.

Anne babann ve yetikinlerin


tepkileri
Toplumsal cinsiyet farkllklarnn
ne lde toplumsal etkilerin bir sonu
cu olduunu incelemek zere pek ok
alma yaplmtr. Anne ile bebek
arasndaki etkileim zerine yaplan
almalar, anne babalarn erkek ve kz
ocuklarna kar davranlar arasnda
bir fark olmadna inanmasna karn,

208

T o p lu m s a lla m a , Y a am A k v e Y a la n m a

erkek ve kzlara kar davranlar


arasnda farkllklar olduunu gster
mektedir. Kendilerinden bir bebein
kiiliini deerlendirmeleri istenen
yetikinler, ocuun erkek mi yoksa kz
m olduuna inanmalarna bal olarak,
farkl yantlar vermektedirler. Klasik bir
deneyde, be gen anne, Beth ad
verilen alt aylk bir bebekle etkileim
halindeyken gzlenmilerdir. Bu
anneler bebee oklukla glmsemiler
ve oynamas iin bebekler uzatmlar
dr. Bebek anneler tarafndan tatl ve
yumuak bir alamas olan bir bebek
diye deerlendirilmitir, ikinci bir grup
annenin ayn yataki, Adam ad verilen
bir ocua gsterdii tepkiler, gzle
grlebilir derecede farklyd. Bebee
oynamas iin bir tren ya da teki erkek
oyuncaklar uzatlma olasl daha
fazlayd. Beth ve Adam aslnda, farkl
elbiseler giydirilen ayn ocuktu (Will ve
dierleri 1976).

Toplumsal cinsiyetin
renilmesi
Bebeklerin cinsiyetlerini renme
leri, neredeyse kesinlikle bilinsizdir.
ocuklar kendilerini doru bir biimde
erkek ya da kz olarak adlandrmadan
nce, bir dizi szle ifade edilmeyen
iaretler alrlar. rnein, erkek ve kadn
yetikinler bebekleri genellikle farkl
biimlerde tutarlar. Kadnlarn kullan
dklar kozmetiklerin, bebein erkek
lerle elemeyi rendiklerinden farkl
kokular vardr. Sistematik giyini, sa
biimi vd. farkllklar bebee, renme
srecinde grsel iaretler salar. ki ya
civarndaki ocuklarn, toplumsal cinsi
yetin ne olduuna ilikin tam olmayan
bir anlaylar olur. Kendilerinin erkek
mi yoksa kz m olduklarn bilirler; ba

209

kalarn da genellikle doru bir biimde


snflandrabilirler. Bununla birlikte
ocuklar, be ya da alt yaa gelene ka
dar, kiinin toplumsal cinsiyetinin
deimediini, herkesin bir toplumsal
cinsiyeti olduunu ve kzlar ile erkekler
arasndaki cinsiyet farkllklarnn ana
tomik temelli olduunu bilmezler.
Kk ocuklarn grd oyun
caklar, resimli kitaplar ve televizyon
programlar hep erkek ve dii zellikleri
arasndaki farkllklar vurgulama
eilimindedir. Oyuncak dkkanlar ve
postayla sipari kataloglar rnlerini
genellikle toplumsal cinsiyete gre
snflandrr. Hatta toplumsal cinsiyet
bakmndan yansz grnen kimi
oyuncaklar bile pratikte byle deildir
ler. rnein, oyuncak yavru kedi ve
tavanlar kzlara nerilirken, aslan ve
kaplanlarn erkekler iin daha uygun
olduu dnlr.
Vanda Lucia Zammuner (1986),
talya ve Hollanda'da, yedi ile on yalar
aras ocuklarn oyuncak tercihle-rini
incelemitir. Bu almada, ocuklarn,
basmakalp erkek ve kadn oyuncak
larnn yansra toplumsal cinsiyete gre
deimedikleri varsaylan oyuncaklar da
ilerinde olmak zere bir dizi oyuncaa
gsterdikleri ilgi zmlenmitir. Hem
ocuklara, hem de anne babalarna,
hangi oyuncaklarn erkek, hangilerinin
de kz ocuklar iin uygun olduklar
sorulmutur. Yetikinler ile ocuklar
arasnda bu konuda neredeyse anlama
szkonusudur. Ortalama olarak, tal
yan ocuklar, HollandalI ocuklara
kyasla sekse gre deien oyuncaklarla
daha fazla oynama eilimindedirler
-talyan kltr, Hollanda toplumuna
bakarak cinsiyet farklar zerine daha
geleneksel bir bak benimseme eilimi

T o p lu m s a lla m a , Yaam A k v e Y a la n m a

olduundan, beklentileri dorulayan bir


bulgu. teki almalarda olduu gibi,
her iki toplumdaki kzlar, toplumsal
cinsiyete gre deimeyen oyuncaklar
ya da erkek ocuklarnn oyuncaklar ile,
erkek ocuklarnn kz oyuncaklaryla
oynamak istediklerinden daha fazla
oynamak istemektedirler.

yk kitaplar ve televizyon
Otuz yldan fazla bir zaman nce,
Lenore Weitzman ve meslektalar
(1972), okul ncesi ocuklar iin en
ok kullanlan kimi kitaplardaki
toplumsal cinsiyet rollerinin bir
zmlemesini yapmlar ve toplumsal
cinsiyet rolleri arasnda ak farkllklar
bulmulardr. yk ve resimlerde,
kadnlara 11'e 1 gibi bir oranla ar
basan erkekler ok daha arlkl bir yer
tutmaktayd. Toplumsal cinsiyet kimlik
leri olan hayvanlar da dahil edildiinde,
bu oran 95'e 1 idi. Erkeklerle diilerin
etkinlikleri de farkllamaktayd. Erkek
ler, serven tr uralar ile bamszlk
ve g gerektiren ev d etkinlikleri
gerekletirmekteydiler. Kzlar szkonusu olduunda, edilgin ve ounlukla
ev ileriyle urayor olarak sergilen
mekteydiler. Kzlar, erkekler iin yemek
piirip temizlik yapar ya da onlarn
dnn beklerlerdi. Ayn ey yk
kitaplarnda bulunan yetikin kadn ve
erkekler iin de byk lde doruy
du. E ve anne olmayan kadnlar, cadlar
ya da periler gibi dsel yaratklard.
zmlenen btn kitaplarda, evi
dnda bir meslei olan hibir kadn
yoktu. Buna karn, erkekler, sava,
polis, yarg, kral vd. idiler.
Daha yakn zamanlarda yaplan
aratrmalar, durumun biraz olsun
deimi olduunu dndrse de,

ocuk yaznnn ounluunun byk


lde ayn olduunu gstermektedir
(Davies 1991). rnein masallar,
toplumsal cinsiyete ve kzlarla erkek
ocuklarndan sahip olmalar beklenen
amalarla hedeflere ynelik olarak,
geleneksel bir tutum benimsemekte
dirler. Prensim bir gn gelecek
bunun anlam, birka yzyl ncesin
deki masal trlerindeki gibi, yoksul bir
aileden gelen bir kzn talih ve servet
dleyebileceidir. Bugn bunun
anlam, romantik akn idealleriyle daha
yakn balantl hale gelmitir. Kimi
feministler, en nl masallar, bunlarda
ki genel vurgular tersine evirerek
yeniden yazmaya almlardr: O
adamn komik bir burnu olduuna ger
ekten dikkat etmemitim. Ve k
elbiseler giyerken kesinlikle ok daha iyi
grnyordu. Geen gece grnd
kadar ekici de deil hi. Bu durumda,
ben de denedii cam ayakkab ayana
ok dar geliyormu gibi yapacam
sanrm (Viorst 1987). Ne ki,
Cindrelldnn bu biimindeki gibi, byle
yeniden yazmlar byk lde yetikin
okuyuculara ynelmektedirler ve saysz
ocuk kitabnda anlatlan ykleri pek
etkiledikleri sylenemez.
Kimi dikkate deer istisnalar olsa
da, ocuklar iin hazrlanan televizyon
programlar zerine yaplan zmle
meler de, ocuk kitaplarndaki bulgu
larla uyum iinde olan sonular ver
mektedirler. En fazla izlenen izgi
filmler zerine yaplan almalar,
baroldeki karakterlerin erkek oldukla
rn ve erkeklerin etken uralarda ar
bastklarn gstermektedir. Benzer
grntler, programlar arasnda verilen
reklamlarda da bulunmaktadr.

210

T o p lu m s a lla m a , Y a am A k v e Y a la n m a

C in s iy e t a y r m c l y a p m a d a n
o c u k y e ti tir m e n in g l

June Statham (1986), cinsiyet


ayrmcl yapmadan ocuk yetitir
meye kararl bir grup anne ve babann
deneyimini incelemitir. Aratrmada,
alt aylktan oniki yana kadar ocuklar
olan onsekiz aileden otuz yetikin yer
almtr. Anne babalar, orta snftan
gelmektedir ve ou, retmen ya da
retim yesi olarak akademik alma
iindedirler. Satham, anne babalarn
ounluunun yalnzca kzlarn erkek
olanlara benzemesine alma yoluyla
geleneksel seks rollerini deitirmeye
kalkmadklarn, ancak diilik ile
erkeklik arasnda yeni birleimleri
glendirmeye altklarn bulmutur.
Bu anne babalar erkek ocuklarn ba
kalarnn duygularna kar daha duyarl
olmalarn ve scaklklarn dile getire
bilmelerini istemiler; buna karlk
kzlar da renme ve kendilerini
gelitirme frsatlar aramaya yneltil
milerdir. Btn anne babalar, varolan
cinsiyet kalplaryla savamann zor
olduunu grmlerdir. Onlar, ocuk
lar toplumsal cinsiyete gre snflan
mayan oyuncaklarla oynamaya ikna
etmekte olduka baarl olmularsa da,
bu bile pek ounun beklediinden
daha zor olmutur. Bir anne, aratrma
cya u yorumda bulunmutur:
B ir oy u n cak y a g irersen iz, e rk ek ler iin

verdikleri toplumsal cinsiyete gre


snflanan oyuncaklara sahiptir ve
bunlarla oynamaktadrlar.
imdi artk, esas karakterlerinin
gl, bamsz kzlar olduu kimi yk
kitaplar bulunabilir, ne ki bunlarn pek
az erkek ocuklarn geleneksel
olmayan rollerde gsterirler. Be
yandaki bir ocuun annesi, ocuuna
okuduu kitaptaki karakterlerin cinsi
yetlerini deitirerek okuduunda
ocuunun buna gsterdii tepki
hakknda yle demektedir:
A sln d a, o ld u k a g elen ek se l ro llerd ek i b ir
e rk ek v e b ir kz o cu u n u n bu lun duu
k ita p ta k i

b t n

erk ek leri de

kz

k zlar

e rk e k ,

yaparak

b t n

okuduum da

b iraz h u zu rsu z old u. B u n u ilk kez yapar


k en, sen erk ek leri sev m iy o rsu n , yalnzca
kzlar sev iy o rsu n d em e eilim indeydi.
B u n u n h i de d o ru olm ad n , y aln zca
k zlar h ak k n d a yazlm y ete rin ce k itab n
o lm a d n

ona

a k la m a m

g e r e k t i.

(S ta th a m 1 9 8 6 )

Romanc ve eletirmen Allison


Pearson (2002) da, kzna sevdii
Barbielere kyasla anatomik bakmdan
daha az olas bir bebek vermek
istediinde, toplumsal cinsiyetin top
lumsallamasnn ne kadar gl oldu
unu grmtr:
B ir g n , zeh irley ici dalgaya kar k oym ak
iin ev im e , b ir fe m in is t k o m ite tarafn d an
tasarlan m

o la n

B a rb ie y e

benzer

b ir

b e b e i eve g etird im . K k m em eli, haki


p a n to lo n giyen b e b e in g elim ek te o lan

sava oy u n cak lar, kzlar iin d e evcilik

lk eler iin yararl b ir i g rd akt.

oyu ncaklaryla d olu old u u n u g r rs

ste lik b u zavall sosyal d e m o k ra t b e b e k

nz;

h i b ir zam an B a rb ie le r ile tan m am t.

bu

da

to p lu m u n

d u ru m u n u

zetlem ek ted ir. B u , o cu k la rn to p lu m sa l

K z m

la m a

ba rd ; so n ra d a b u lib eral uzlay, k k

b i im id ir :

erk ek

o c u k la r a

korku yla,

bu

b ir o lan !

ld rm ey i ve in citm ey i re tm e n in b ir

erk ek

sak n cas y ok tu r; b e n c e b u k o rk u n , b e n i

iin kulland kovaya att.

k ard ein in

saly an g o zlar

diye

k oym ak

h asta ediyor. O y u n ca k la ra g itm em ey e


ah y o ru m ; y lesin e k zg n m .

Pratik olarak, ocuklarn tm


gerekte, kendilerine yaknlarnn

21 I

Toplumsal cinsiyetin toplumsalla


masnn ok gl olduu ve buna
meydan okumann husursuzlua yol

T o p lu m s a lla n m a , Y a am A k v e Y a la n m a

aabilecei ortadadr. Bir kez toplumsal


cinsiyet yklenildiinde, toplum
bireylerden kadnlar ve erkekler
olarak davranmalarn beklemektedir.
Bu beklentilerin yerine geldii ve
yeniden retildii yer, gndelik yaamn
pratikleri iindedir (Bourdieu 1990;
Lorber 1994).
S o s y o l o ji k t a r t m a

Freud'un kuram
Toplumsal cinsiyet kimliinin
ortaya k konusundaki belki de en
etkili ve en ok tartlan kuram, Sigmund Freud'un (1856-1939) kuramdr.
Freud'a gre, bebek ve kk ocuklar
daki toplumsal cinsiyet farkllklarn
renmenin merkezinde, penisin varl
ya da yokluu yer almaktadr. Benim
bir penisim var demek, Ben bir
erkeim demekle zde iken Ben bir
kzm demekse ise Ben bir penisten
yoksunum demekle zdetir. Freud,
buradaki sorunun yalnzca anatomik
ayrlklar olmadn sylemeye zen
gsterir; penisin varl ya da yokluu,
erkeklik ya da kadnlk iin bir simgedir.
Bu kurama gre, yaklak drt ya da
be yalarndaki bir erkek ocuu
babasnn kendisinden bekledii disip
lin ve zerklik yznden, onun kendi
penisini kesmek istediini dleyerek
kendisini tehdit altnda hisseder. ocuk
ksmen bilinli olsa da, ounlukla
bilinsiz bir biimde babasn, annesine
duyduu balanmaya kar bir rakip
olarak grr. Annesine duyduu erotik
duygular bastran ve babasn stn bir
varlk olarak gren ocuk, kendisini
babasyla zdeletirir ve kendi erkek
kimliinin farkna varr. ocuk annesi
ne duyduu ak, bilinsiz nitelikteki

babasnn kendisini hadm edecei


korkusuyla brakr. te yandan kzlarn,
penis kskanl duyduklar varsaylr
nk, erkek ocuklarn ayrdeden
grnr bir organa sahip deildirler.
Annesi, kz ocuunun gzndeki
nemini yitirir nk, onun da penisi
yoktur ve bir tane bulamyor grn
mektedir. Kz kendisini annesiyle
zdeletirdiinde, ikinci en iyinin
farkedilmesinde ierilen boyun eme
tutumunu devralr.
Bir kez bu aama bittiinde, ocuk
erotik duygularn bastrmay renmi
olur. Freud'a gre, yaklak be yan
dan ergenlik ana kadar olan dnem
bir rtklk dnemidir -cinsel etkinlik
ler, ergenlikte ortaya kan biyolojik
deimeler erotik istekleri dorudan bir
biimde yeniden etken hale getirene
kadar askya alnr. Okulun balang
cyla ortalarn kapsayan bu rtklk
dnemi, ayn toplumsal cinsiyetten olu
an akran gruplarnn ocuun yaa
mndaki neminin en fazla olduu bir
dnemdir.
Freud'un grlerine, pek ok
yazar, zellikle de feministler tarafndan
nem li eletiriler yneltilm itir
(Mitchell 1975; Coward 1984). lk ola
rak, Freud, toplumsal cinsiyet kimli
ini, cinsel organlarn farkedilmesiyle
gereinden fazla eletiriyor gibidir;
burada kesinlikle baka, daha incelikli
etkenler de szkonusudur. ikinci ola
rak, kuram, penisin, yalnzca erkeklik
organnn yokluu diye dnlen
vajinadan daha stn olduu anlayna
baml grnmektedir. Neden kadn
cinsel organlan erkeinkilerden daha
stn olmasn ki? ncs, Freud
babay, birincil disiplin edici eyleyen
olarak grmektedir; ne ki, pek ok

212

T o p lu m s a lla m a , Y a am A k v e Y a la n m a

kltrde, anne disiplinin uygulanma


snda daha nemli bir rol oynar.
Drdncs, Freud, toplumsal cinsi
yetin renilmesinin, drt ya da be ya
civarnda younlatna inanmaktadr.
Daha sonraki yazarlarn ounluu,
bebeklikte balayan, daha nceki
renmenin nemini vurgulamlardr.

Chodorovv'un kuram
Toplumsal cinsiyetin geliimini
inceleyen pek ok yazar Freud'un
yaklamn kullanmsa da, bu yakla
m kimi nemli bakmlardan deitir
milerdir. En nemli rnek, sosyolog
Nancy Chodorow'dur (1978, 1988).
Chodorow, kendisini erkek ya da kadn
olarak grmeyi renmenin, bebein
erken bir yata anne babasna balan
masyla ortaya ktn ileri srmek
tedir. Babann yerine annenin nemini,
Freud'un yaptndan ok daha fazla
vurgulamaktadr. Bir ocuk, yaamnn
ilk dnemlerinde annenin kendi
zerindeki etkisinin kolayca en baskn
etki olmas nedeniyle, anneye duygusal
olarak balanma eilimi tamaktadr.
Bu balanma, ayr bir benlik duygusuna
erimek iin bir noktada kopar -ocuk,
daha az sk bir bamllk iine
girmelidir.
Chodorow, bu kopu srecinin,
erkek ve kz ocuklarnda ayr ayr
yollardan olduunu ileri srmektedir.
Kzlar, annelerine yakn olmay srd
rrler -rnein, anneyi kucaklama,
pme ve onun yaptklarna yknerek.
Anneden kesin bir kopu olmamas
yznden, kz ocuk ve daha sonra
yetikin kadn, baka insanlarla daha
balantl bir benlik duygusu gelitirir.
Kadnn kimliinin, bir bakasnnkiyle
kaynam ya da onunkine baml olma

213

olasl daha fazladr: ilk olarak


annesininkine, daha sonra da bir
erkeinkine. Chodorow'a gre bu,
kadnlardaki duyarllk ve duygusal
sevecenlik zelliklerini ortaya karma
eilimi gstermektedir.
Erkek ocuklar bir benlik duygu
sunu, kendilerinin balangtaki anneye
yaknlklarn kkten bir biimde, kendi
erkeklik anlaylarn kadns olmayan
dan treterek yadsma yoluyla elde
ederler. Onlar, kz karde gibi ya da
anasnn kuzusu olmamay renir
ler. Bir sonu olarak, erkek ocuklar,
bakalaryla yakn iliki kurabilmekte
grece daha beceriksizdirler; dnyaya
bakmann daha analitik yollarn
gelitirirler. Kendi yaamlarna ilikin
olarak, baar zerinde duran, daha
etken bir bak benimserler; ne ki
kendilerinin ve bakalarnn duygularn
anlayabilme yeteneklerini bastrm
lardr.
Chodorow, Freud'un vurgusunu,
bir dereceye kadar tersine evirmekte
dir. Kadnlk yerine erkeklik bir kayp
ile, anneye olan sk balln yitirilmesi
ile tanmlanmaktadr. Erkek kimlii,
ayrlma yoluyla biimlenmektedir; bu
yzden erkekler yaamlarnn daha
sonraki dnemlerinde, bakalaryla
yakn duygusal balar iine girdiklerin
de, bilinsiz olarak kendi kimliklerinin
tehlikeye dtn duyumsarlar.
Kadnlar, te yandan, bir baka kiiyle
olan yakn ilikinin yokluunun
kendilerine olan gvenlerini tehdit
ettiini duyumsarlar. Bu kalplar,
ocuklarn erken yalardaki toplumsal
lamasnda kadnlarn oynad birincil
rol nedeniyle bir kuaktan tekine
aktarlrlar. Kadnlar kendilerini esas
olarak ilikiler bakmndan tanmlar ve

T o p lu m s a lla m a , Y a am A k v e Y a la rm a

dile getirirler. Erkekler bu gereksinim


leri bastrrlar ve dnyaya kar daha
gdmleyici bir tutumu benimserler.
Chodorow'un almalar, eitli
elerlerle karlamtr. rnein Janet
Sayers (1986), Chodorow'un kadnla
rn, zellikle gnmzdeki, zerk,
bamsz varlklar olma savamlarn
aklamadn ileri smtr. Sayers,
kadnlarn (ve erkeklerin) ruhsal
yaplarnn Chodorow'un kuramnn
ileri srdnden daha elikili
olduunu belirtmektedir. Kadnslk,
yalnzca belirli balamlarda aa kan
saldrganlk ve iddiak olma duygularn
gizleyebilir (Brennan 1988). Chodorow
ayrca, beyaz, orta snf aile modeline
dayanan dar aile anlay yznden de
eletirilmitir. rnein, anne ya da
babadan yalnzca birisinin bulunduu
evlerde ya da ocuklarn birden fazla
yetikin tarafndan bytld aile
lerde ne olacaktr? (Segura ve Pierce
1993)?
Bu eletiriler, Chodorow'un nem
li olmay srdren dncelerini
zayflatmamaktadr. Bu dnceler,
kadnln nitelikleri hakknda bize ok
ey retmektedir ve erkein anlatm
yetersizlii denen eyi erkeklerin
duygularn bakalarna gstermekte
ektikleri gl anlamamza yardmc
olmaktadr (Balswick 1983).

olma yeteneine gndermede buluna


rak deerlendirdikleri konusunda
Chodorow ile ayn grtedir. Kadnla
rn erkeklerin yaamndaki yeri gelenek
sel olarak bakc ve yardmc konumun
dadr. Ne ki bu devlerde gelitirilen
nitelikler, kendi bireysel eriimleri
zerindeki kendi vurgularn baar
nn tek ls diye gren erkekler
tarafndan sk sk kmsenir. Erkekler
iin, kadnlarn ilikiler zerinde
durmas, gerekte olduu gibi bir gl
yan diye deil, bir zayflk diye grnr.
Gilligan, deiik yalarda ve deiik
toplumsal kkenlerden gelen yaklak
ikiyz Amerikan kadn ve erkekle
youn mlakadar yapmtr. Gilligan,
btn konutuklarna, kendi kendileri
hakkndaki anlaylar ile ahlaki bak
alarna ilikin sorular sormutur.
rnein, yle bir soru soruluyordu:
Bir eyin ahlaki bakmdan doru ya da
yanl olmasnn anlam nedir?
Erkekler bu soruyu, soyut grev, adalet
ve bireysel zgrlk ideallerine
deinerek yantlarken kadnlar srekli
olarak bakalarna yardm temasn ne
karmaktadr. rnein kadn bir
niversite rencisi bu soruyu yle
yandamt:
[A h la k ilik ],

s o r u m lu lu k la r ,

y k m l

l k ler v e d eerler, zellik le d e d e e rler ile


ilikili.

...B e n i m

y aam m d a

ahlakilik

o lm a k , b ak a in s a n a v e k en d im e kar

Gilligan'n kuram

d uyduum

saygyla

a ra s n d a k i

ili k ile rle

Carol Gilligan (1982), Chodorow'un zmlemesini ilerletmektedir.


Gilligan'n almas, yetikin kadn ve
erkeklerin kendileri ve baarlar hakkndaki imgeleri zerinde younla
maktadr. Gilligan, kadnlarn, kendile
rini kiisel ilikileri ile tanmladklar,
kendi baarlarn da tekilere gz kulak

z am an m lak at y ap an u so ru y u y n eltti:
N ed en

te k i

ilikili

o la n

kiiler

b a la n tld r.

in san lara

sayg?

Y a n t

yleydi: n k o n la r da in citile b ile ce k


b ilin

ya

da

in citile b ile ce k

b ir

d u y g u la r a
fark n d al a

s a h ip le r ;
sahipler.

(G illig a n 1 9 8 2 )

Kadnlar kendi ahlaki yarglarnda,


erkeklere bakarak daha esnektiler; kat

214

T o p lu m s a lla m a , Y a a m A k v e Y a la n m a

bir ahlaki buyruu izlemenin yaratt


elikileri grebiliyor ve bakalarna
zarar vermekten kanyorlard. Gilligan bu bak asnn, erkeklerin da
dnk tutumlarna kart olarak,
kadnlarn gz kulak olma ilikilerine
dayanan geleneksel konumunu yanstt
n ileri srmektedir. Gemite kadn
lar erkeklerin yarglarna boyun
eerken, erkeklerin byk blmnn
yoksun olduu niteliklere sahip olduk
larnn da farkndaydlar. Kadnlarn
kendilerine bak, bireysel baardan
duyulan gururdan ok bakalarnn
gereksinimlerini baaryla yerine
getirmelerine dayanmaktayd (Gilligan
1982).

Yaam ak boyunca
top lu m sallam a
Bireylerin yaamlar srasnda
yaad deiik geiler ilk bakta
biyolojik olarak kat bir biimde
belirlenmi gibidir -ocukluktan yeti
kinlie ve nihai olarak lme. Ne ki,
insan yaam aknn aamalar,
doalar gerei biyoloyik olduu kadar
toplumsal niteliktedir (Vincent 2003).
Bu aamalar, hem kltrel farkllklar
dan hem de belli toplum tipleri iinde
yaayan insanlarn maddi koullarndan
ettkilenir. rnein, modern Batda,
lm genellikle yal insanla birlikte
d-nlr, nk insanlarn byk
blm yetmi yan zerine kacak
biimde yaarlar. Bununla birlikte,
gemiin geleneksel toplumlarnda,
gen yata lenlerin says, yalln
gren insanlarn saysndan daha oktu.

o c u k lu k

Modern toplumlarda yaayan


insanlara gre, ocukluk yaamn ak
ve seik bir aamasdr. ocuklar,
bebekler ya da yrmeye yeni balayan
lardan ayrdr; ocukluk, bebeklik ile
ergenlik dnemi arasnda yer alr. Ne ki,
ocukluk kavram, bugnk toplum
yaammzn bir ok baka yn gibi,
yalnzca gemi iki ya da yzylda
ortaya kmtr. Daha eski kltrlerde
ocuklar, uzun bir bebeklik dnemin
den dorudan doruya topluluk
iindeki alma rollerini yklenmeye
gemekteydiler. Fransz tarihi Plilippe
Aries (1965) gelimenin ayr bir aamas
olarak ocukluun ortaada varol
madn ileri srmtr. Ortaa
Avrupasna ait resimlerde ocuklar,
olgun yzleri ve kendilerinden daha
byklerle ayn tarz giysileri olan kk
yetikinler olarak sergilenmekteydiler.
ocuklar, yetikinlerle ayn i ve oyun
etkinliklerine katlmaktaydlar ve bizim
imdi elde bir diye grdmz ayr
oyunlar ya da oyuncaklar yoktu.
Tam da yirminci yzyln balarna
kadar, pek ok bat lkesinde ocuklar,
imdi ok erken diye dndmz
bir yata altrlmaktaydlar. Aslnda,
bugn bile dnyada, ocuklarn genel
likle fiziksel bakmdan g koullar
altnda (rnein kmr madenlerinde),
tam zamanl olarak altrldklar bir
ok lke bulunmaktadr. ocuklarn
kendilerine zg haklar olduu dn
cesi, ve ocuk igcnn kullanmnn
ahlaki bakmdan irkin olduu anlay,
olduka yeni gelimelerdir.
o c u k e m e i so ru n u , K re sel
E itsizlik balkl 11. Blm de, s. 4467'de tartlacaktr.

215

T o p lu m s a lla m a . Y a am A k v e Y a la n m a

Bugn farkettiimiz, uzun sren


ocukluk dnemi yznden, modern
toplumlar kimi bakmlardan geleneksel
toplumlardan daha fazla ocukmerkezdirler. Ama ocuk-merkezli bir
toplumun, btn ocuklarn anne
babalarndan ya da dier yetikinlerden
sevgi ve zen grd bir toplum
olmad vurgulanmaldr. ocuklarn
fiziksel ve cinsel bakmdan istismar,
byle bir davrann tm boyudan
yalnzca son zamanlarda gn na
kmsa da gnmz toplumundaki
aile yaamnn sk grlen bir zellii
dir. ocuk istismarlarnn modernlik
ncesi Avrupa'daki ocuklara ynelik,
kamunun bugnk llerine gre,
kt davranlarla ak balantlar
bulunmaktadr.
Modern toplumlarda imdilerde
yaanan deimelerin bir sonucu ola
rak, ocukluun bir kez daha kendine
zg konumunu yitiriyor olmas olas
grnmektedir. Kami gzlemciler,
ocuklarn son derece hzl bydkle
rinin bir olgu olduunu ileri srmekteler. Bunlar, ok kk ocuklarn bile
yetikinlerle ayn televizyon program
larn izleyebildiklerini; bunun da
onlarn erken bir yata, yetikin dnyas
hakknda nceki kuaklara oranla ok
daha fazla bilgi sahibi olmalarna yol
atna iaret etmekteler.
Y e n iy e tm e

Bize bugn bylesine tandk gelen


yeniyetme kavram, son zamanlara
kadar olmayan bir kavramd. Ergenlikte
(bir kiinin yetikin cinsel etkinliini ve
remeyi gerekletirecek yetenee
ulat nokta) ortaya kan biyolojik
deimeler evrenseldir. Yine de pek ok
kltrde bu deimeler, modern

Modern Bat toplumlarnda gen yeniyetmeler ocukluk ile


yetikinlik arasnda gidip gelirler.

toplumlardaki gen insanlar arasnda


sk sk grlenle ayn derecedeki kar
maa ve belirsizlii ortaya karmamak
tadr. rnein, kiinin yetikinlie
geiini imleyen belirli trenlerle birlik
te geerli olan yaa gre derecelendirme
sistemi bulunduu durumda, fizikoseksel gelime srecinin almas daha
kolaydr. Geleneksel toplumlardaki
ergenler, modern akranlarna kyasla,
deiimin hz daha yava olduundan,
daha az rendiini unutma deneyi
mini yaarlar. Bat toplumlarnda
ocuklar artk ocuk olmamalarnn
gerektii bir zaman vardr: oyuncakla
rn bir kenara atma ve ocuka

216

T o p lu m s a lla m a , Y a am A k v e Y a la n m a

uralarn brakma zaman. ocuklarn


yetikinlerle yanyana altklar
geleneksel kltrlerde, bu rendiini
unutma sreci olaan olarak ok daha
az ksayd.
Bat toplumlarnda yeniyetmelerin
kafas karktr ve arada kalmlardr:
Yeniyetmeler sk sk yetikinlerin yolu
nu izlemeye alrlarsa da yasal olarak
yine ocuk olarak grlrler. almak
isteseler de okulda kalmaya zorunlu
durlar. Onlar, srekli deiim altndaki
bat yaamnda, ocukluk ile yetikinlik
arasna skmlardr.
G e n y e t i k in li k

Gen yetikinlik, modern toplum


larda, giderek kiisel ve cinsel gelime
deki zgl bir aama haline geliyor
gibidir (Goldscheider ve Waite 1991).
zellikle daha varlkl gruplarda, yirmili
yalarnn bandaki insanlar, gezmeyi
ve cinsel, siyasal ve dinsel balanmalar
kefetmek iin zaman ayrmaktadr.
Tam yetikinliin sorumluluklarn yklenilmesinin bu biimde ertelenmesi
nin, pek ok gencin srdrd uzayan
bir eitim dnemi dnldnde,
artmas olasdr.
O lg u n y e t i k in li k

Bugn Batdaki gen yetikinlerin


ou, nlerindeki yalla kadar uzayan
bir yaama bakmaktadrlar. Modernlik
ncesi dnemlerde, bunlarn pek az
byle bir gelecei byk bir gvenle
bekleyebilirdi. Hastalktan ya da
yaralanmadan kaynaklanan lmler
tm ya gruplarnda imdikine oranla
ok daha skt ve zellikle kadnlar,
doum srasndaki lm oranlarnn

217

ykseklii yznden daha byk bir


risk altndaydlar.
te yandan, bizim bugn yaa
dmz kimi gerilimler, daha nceki
dnemlerde ok daha az dile getiril
mekteydi. nsanlar genellikle anne
babalaryla ve dier akrabalaryla,
bugnk daha akkan nfusa kyasla
daha yakn bir iliki iindeydiler ve
izledikleri alma rutinleri, kendilerin
den ncekilerle aynyd. Bizim toplumumuzda, evlilikte, aile yaamnda ve
teki toplumsal balamlarda zm
lenmesi gereken nemli belirsizlikler
bulunmaktadr. Bizler, gemiteki
insanlara bakarak daha yaygn olarak
kendi yaamlarmz kazanmak
zorundayz. Cinsel balarla evlilik
balarnn yaratlmas, rnein, artk
anne babalar tarafndan belirlenmek
yerine bireysel giriim ve seime
dayanmaktadr. Bu, birey iin daha fazla
zgrlk anlamna gelmektedir; ne ki
artan sorumluluk da gerilim ve
glkler yaratmaktadr.
Orta yalardaki ileriye doru bak
srdrebilmenin, modern toplumlar
iin zel bir nemi bulunmaktadr.
nsanlarn ounluu, geleneksel
kltrlerdeki insanlarn ounluu iin
geerli olan, btn yaamlar boyunca
ayn eyleri yapmay artk beklemiyorlar.
Yaamlarn tek bir meslekte geiren
erkek ve kadnlar orta yalarnda, o
zamana kadar elde ettikleri eylerin
doyum salayc olmadn ve yeni
frsatlarn tkandn dnebilirler. lk
yetikinlik dnemlerini bir aile kurmaya
ve evdeki ocuklar bakmak iin
harcayan kadnlar, kendilerini toplum
sal adan deersiz duyumsayabilirler.
Orta yalarn sren pek ok insan iin,
bir orta ya bunalm olduka

T o p lu m s a lla m a , Yaam A k v e Y a la n m a

gerektir. Bir insan, yaamn kendisine


sunduu frsadar harcadn ya da
ocukluklarndan beri benimsedii
hedeflere hi bir zaman ulaamaya
can dnebilir. Yine de yalanma
nn, kendini brakmaya ya da tam bir
umutsuzlua yol amas gerekme
mektedir; ocukluk dlerini brakmak
zgrletirici de olabilir.
Y a llk

Geleneksel toplumlarda, yal


insanlara okluk byk bir sayg
gsterilirdi. Ya derecelerine sahip olan
toplumlarda, yallar genellikle, toplu
luk iin nemli olan konularda nemli
bir sz hakkna sahiptiler; hatta son
sz sylerlerdi. Ailelerin ierisinde de,
hem kadnlarn hem de erkeklerin
yetkesi oklukla yalan ilerledike
artard. Sanayilemi toplumlarda ise
buna kart olarak, yallar hem aile
ierisinde hem de daha geni toplumsal
grupta, yetkeden yoksun olma eilimin
dedirler. Emekli olarak igcnden
ktklar iin, ark yaamlarnn nceki
dnemlerinden daha yoksuldurlar. Ayn
zamanda, bir sonraki blmde grece
imiz gibi, altmbe ya yukarsndaki
insanlarn toplam nfus iindeki payla
rnda nemli bir art gereklemitir.
Geleneksel bir kltrdeki ya
basamaklarnda yalla gei, sklkla
bir bireyin ulaabilecei en yksek
konumu gstermekteydi. Bizim toplumumuzda, emeklilik tam tersi sonular
getirme eilimindedir. Artk ocuklanyla birlikte yaamayan ve ekonomik
alandan dlanan yal insanlar iin
yaamlarnn son dnemlerini doyum,
salayc hale getirmek kolay deildir.
Bir zamanlar, kendi ilerindeki kaynak
lara ynelerek yalla baarl bir

biimde uyum salayanlarn, toplum


yaamnn sunabilecei dardaki
dllerle giderek daha az ilglenecekleri
dnlmekteydi. Bunun genellikle
doru olabileceine kuku yoksa da, ge
yalardaki pek ok kiinin fiziksel
bakmdan salkl olduklar bir
toplumda, da dnk bir bakn
giderek daha fazla ne kma olasl
yksektir. Emekli drmdakiler, yeni
bir eitim aamasnn balad nc
a olarak da adlandrlan bir dnem
de kendilerini yenileyebilirler (ayrca,
17. Blmde, s. 742-3'deki yaam boyu
renme hakkndaki tartmaya da
baknz). Aadaki kesimde, yalan
mayla ilgili sosyolojik konular daha
aynntl olarak ele alyoruz.

Yalanm a
Fauja Singh, Londra maratonunu
ilk 2000 ylnda, seksen dokuz yanda
komutu. Singh, maratonu 6 saat 54
dakikada bitirmiti. Ciddi olarak en son
kotuu zaman, elli yl nceydi.
2001'de neredeyse ayn srede marato
nu bitirdiinde, doksan ya zeri kiiler
iin dnya rekorunu neredeyse bir saat
ilerletmiti. Singh, 2002'de, maraton
koma zamann 6 saat 45 dakikaya in
dirmiti. Ayn yl, 407 yarmacnn
Londra m aratonunu b itirm esi,
Singh'inkinden daha uzun srmt;
bunlarn pek ou da otuzlarndayd.
Singh bu yalardayken, doduu
Hindistan'daki kentler arasndaki
yarlara katlyordu. 1947'de Hindistan
bamszln kazandnda, yeni
ncelikler Singh'i kou ayakkablarn
dolaba kaldrmaya yneltmiti. Bir sre
sonra dul kalan ve Dou Londra'daki
Ilford'a tanan Singh'in ktaya
dalm olan drt ocuu, on

218

T o p lu m s a lla m a , Y a am A k v e Y a la n m a

nsanlar, zellikle de daha zengin


lkelerdeki insanlar, daha nce hi
olmad kadar uzun, salkl ve retken
bir biimde yayorlar. Kralie, tahta
getii 1952 yl iinde, yz yan
geenleri kutlamak iin, 273 doum
gn kudama telgraf gndermiti.
Bugn bu say, ylda 3.000'den fazla
(Cayton, Kingshill Research Centre
2002'den alnt). Yalanmak, yukarda
deinilen insanlarn durumunda olduu
gibi doyurucu ve dllendirici bir
deneyim olabilir ya da fiziksel zorluk ve
toplumsal yaltlmayla dolu olabilir.
Yal insanlarn ou iin yalanma
deneyimi, bu ikisi arasnda yer alr.
Bu blmde, yalln doasn ele
alacak, hzla deien bir dnyada
yalanmann ne demeye geldiini ara
tracaz. Yakln biyolojik, ruhsal ve
toplumsal ynlerini incelemeden nce,
Britanya nfusunun nasl yalandnn
ksa bir betimlemesini vereceiz. Daha
sonra, insanlarn yalanyor olmaya
nasl uyum saladklarna, en azndan

19DI

1931

m BS.

1951

Fauja Singh doksanlarnda hala maraton kouyordu

1961

torunu ve be torununun ocuu bulu


nuyordu; artk yeni heyecanlar aramaya
balamt. Gnlk yrylerini, arada
ksa koularla desteklemeye balad. Az
bir zamanda bacaklar kaybettikleri
gce kavumutu. O zaman Sing,
maraton hakknda bir televizyon
program seyretti ve bu ona esin verdi.
O zamandan beri Sing, dnyann her
tarafnda maraton kotu ve yardm iin
binlerce pound toplad (Askwith 2003).

219

ian

M M H M M

981

'991
2001 P
2Q11
2021
203!
204 r

m
____

_ J| | ^ p M

2051
2

6
Milyon

10

12

6 . 1. ekil B irleik Krallktaki y al


n fu s, 1 9 0 1 - 2 0 5 1
Kaynak: OPCS. Sodology Revlew 8 .2 . (Kasm 1998),
arka sayfadan alnmtr.

T o p lu m s a lla m a , Y aam A k v e Y a la n m a

sosyologlarn gznden bakacaz. Bu


bizi, Birleik Krallk'ta yalln, yal
insanlarn karlat kimi zgl zorluk
ve sorunlar zerinde duran bir tartma
sna gtrecek. Ayrca, Britanya nfu
sunun yalanmasyla ilgili siyasal
konular, yal insanlarn oalmasna
verilen nemi artran konular tartaca
z. Sonuta da, dnya nfusunun
grilemesine ilikin bir tartmay ele
alacaz.

Birleik Krallk
grilemesi

toplumunun

Dnya zerindeki toplumlar yala


nyor. Dnyann nfusunun artan bir
oran, altml, yetmili ve daha yukar
yalarn sryor; bu srecin yirmibirinci yzyl boyunca da yaanma olasl
yksek (Lloyd-Sherlock 2004). Britanyann nfusu da bir istisna deil. 6.1.
ekilin gsterdii gibi, 1851 ile 1911
arasndaki btn nfus saymlarnda 65
yan zerindeki nfusun toplam
nfusa oran yaklak % 5 civarndayd;
bu oran yirminci yzylda e katland.
Bu deimeler bir ok etkene baldr.
Modern tarm, temizlik sistemleri,

salgn hastalklarn kontrol ile tptaki


gelimeler hep dnya zerindeki
lmleri drd. Toplumlarn byk
blmnde, daha az ocuk bebekken
lyor; daha fazla insan yallna
eriiyor.
Deien deomografk istatistiklere
bakldkta, kimi sosyolog ve gerontologlar nfusun grilemesinden szediyorlar (Peterson 1999). Grileme,
sanayi toplumlarndaki iki uzun d
nemli eilimin bir sonucudur: ailelerin
daha az ocuk sahibi olma eilimleri (7.
Blmde tartlmaktadr) ile insanlarn
daha uzun yaamalar olgusu. Britanyal
erkeklerin doumda ortalama yaam
beklentisi, 1900'da doan biri iin
krkbe yldan, bugn doan birisi iin
yetmialt yla kmtr. Britanyal
kadnlar iin, yaam beklentisi ayn
dnemde krksekizden seksene km
tr (6.2. ekile baknz). Bu kazanlarn
byk blm yirminci yzyln ilk
yarsnda ortaya kmtr ve byk
lde, genler arasndaki yaamda
kalabilme ansnn artmasndan kay
naklanmaktadr. Birleik Krallkta
1921'de, canl doan her 1.000 bebek
Projeksiyonlar

Kctdn

o ------------------------------------------------------------------------:--------------1901

6.2. ekil

1921

1941

1961

1981

B irleik K rallktaki y a a m b e k le n tisi

Kaynak: http://www.statistics.gov.uk/STATBASE/ssdataset.asp?vlnk=7420

220

2001

2021

T o p lu m s a lla m a . Y a am A k v e Y a la n m a

ten 84,0' bir yana varmadan


lyordu; 2002'ye gelindiinde bu oran
canl doan her 1.000 bebek iin 4,8'e
inm iti (H M SO 2 0 0 4 ). 2 0 0 3 'e
gelindiinde, ortalama yaam beklentisi
80,5'e kmt (HMSO 2005). Bu
eilimler, Britanya toplumunun gelece
i bakmndan ok byk bir nem
tamaktadr.

nsanlar nasl yalanr?


Yalln doasn incelerken, ya
lanmann toplumsal ynlerini incele
mekle uraan toplumsal gerontoloji
almalarna bakacaz. Yalanmay
incelemek biraz, hareketli bir hedefi
incelemeye benzer, insanlar yalan
dka, hem toplumun kendisi hem de
yal olmann anlam ayn zamanda
deiir (Riley ve dierleri 1988).

Yirminci yzyln ilk eyreinde doan


Britanyallar iin, bulunabilen ilerin
byk blm iin orta retim bile
fazla saylyordu; ou insan da ellili
yllarnn tesinde yaayacaklarn
beklemiyordu -beklese de ancak bir dizi
engellilikten ekerek yaayacaklarn
bekliyordu. Bugn, ayn insanlar
kendilerini yetmili ve seksenli yala
rnda buldular; pek ou greli olarak
salkl, iten ve toplumsal yaamdan
kopmaya istekli deiller; daha nce
yeterli olduunu dleyemeyecekleri
kadar okula gereksinim duyuyorlar.
Yalanmak ne demektir? Yalan
ma sosyolojik olarak, insanlar yalan
dka etkileyen biyolojik, ruhsal ve
toplumsal srelerin birleimi olarak
tanmlanabilir (Abeles ve Riley 1987;
Atchley 2000). Bu sreler farkl,
ancak birbiriyle ilikili, geliim
saatlerinin varln dndrmek
tedir: (1) fiziksel bedene gndermede
bulunan biyolojik bir saat; (2) zihin ve
zihinsel yeteneklere gndermede
bulunan ruhsal bir saat; ve (3) yala
ilikili olan kltrel normlar, deerler ve
rol beklentilerine gndermede bulunan
bir toplumsal saat. Bu srelerin de,
aada gsterildii gibi, ok fazla
deiiklikler gstermektedir. Yan
anlamna ilikin kavraymz, hem son
zamanlardaki aratrmalar yalanmayla
ilgili pek ok miti geersiz kld iin
hem de beslenme ve salktaki gelime
ler pek ok insann daha nceye kyasla
daha uzun, daha salkl yaamalarna
olanak verdii iin hzla deimektedir.

Biyolojikyalanma

Eninde sonunda, biyolojik yalanmann etkisi


kanlmazdr.

221

Yalanmann iyi bilinen biyolojik


etkileri vardr; bunlarn tam olarak
hangi kronolojik yata ortaya ktklar,

T o p lu m s a lla m a . Y a am A k v e Y a la n m a

genetik etkenlere ve yaam biimine


bal olarak bireyden bireye byk
deimeler gsterir. Genel olarak,
erkekler ve kadnlar iin benzer
biimde, biyolojik yalanma tipik olarak
u anlamlara gelir:
- gz mercekleri esnekliklerini
yitirdiinden grmekte glk
(kk yazlar elli yan zerindeki
insanlarn byk blm iin bir
beladr);
- duyma kayb; nce yksek
titreimli olanlar, sonra da daha
dk titreimliler;
- derinin altndaki yap giderek
daha krlgan olduu iin, krk
lklar (yalnzca kanlmaz oan
erteleyebilmek iin, milyonlarca
pound deri losyonlar ile yaygn
cerrahi yz gerdirmeye harcan
maktadr);
- kas ktlesinin azalmas ile buna
elik eden, zellikle orta yalarda
artan ya birikimi (yirmibe ya
nzda egzersiz yoluyla dengeleye
bildiiniz yeme alkanlklar, elli
yanzda banza dert olacaktr);
ve
- nefes yoluyla daha az oksijen alm
ve egzersiz srasnda kullanm
yznden kalp-damar etkinliinde
bir dme (yaam boyu kou
yapanlar otuz yanda bir mili alt
dakikada koarken altm yana
geldiklerinde sekiz dakikay bul
maktan mutlu olacaklardr).
Olaan yalanma srelerinden
kalamaz, ne ki bu sreler, iyi salk,
uygun diyet ve beslenme ve kabul
edilebilir lde egzersiz ile ksmen
telafi edilebilir ya da onlara kar

konabilir (John 1988). Yaam biimi,


btn yataki insanlar iin nemli bir
salk fark yaratacaktr. Yalanmann
getirdii fiziksel deimeler pek ok
insan, seksenlerine kadar etken,
bamsz bir yaam srdrmekten
nemli lde alkoymamaktadr. Kimi
bilginler, uygun bir yaam biimi ve
tbbi teknoloji ile, her defasnda daha
fazla insann, biyolojik bakmdan
mmkn olan ve lmlerinden hemen
nce yalnzca ksa bir hastalk dnemi
geirecekleri en ok yaa ulancaya
kadar yaamalarnn olanakl olduunu
ileri srmektedir (Fries 1980). Genetik
olarak ne zaman lmeye ya da hatta
lmeye programlanp programlanma
dmz konusunda bir tartma bulun
maktadr (Kirkwood 2001). Kimileri
120 yana kadar yaamann olanakl
olduunu ileri srse de, insanlarn
byk blm iin doksan ile yz yl
yaamak, genetik olarak belirlenen ya
dalm iin st snr oluturur gibidir
(Fries 1980; Rusting 1992; Treas 1995;
Atchley 2000). Resmi olarak dnyann
en yal insan olarak kaydedilen Fransz
kadnJane Calment, 1997'de ldnde
122 yandayd. 100 yana kadar
bisiklete binmiti; ocukken de Vincent
van Gogh ile tanmt. Baka insanla
rn, yalarn dorulamak olanakl
olmasa da, daha da fazla yaadklar ileri
srlmtr.
Birleik Krallk'taki yal insanlarn
byk bir blmnn nemli herhangi
bir fiziksel sorunu olmasa ve bu insan
lar fiziksel olarak etken olsalar bile,
zayf ve krlgan yallk hakkndaki
talihsiz klieler varolmay srdrmek
tedir (Heise 1987). Bu klieler, genlik
taknts olan ve yallk ile lmden
korkan Bat kltrndeki yalln

ZZZ

T o p lu m s a lla m a , Yaam A k v e Y a la n m a

biyolojik anlamndan ok toplumsal


anlamyla ilikilidir.

Ruhsalyalanma
Yalanmann ruhsal etkileri, yall
n ruhsal boyutuna ilikin aratrmalar
artan bir hzda srse de, fiziksel
etkilerine kyasla daha az bilinmektedir.
Bellek, renme, zeka, beceri ve
renmeye gdlenme gibi eylerin
yala birlikte azald yaygn biimde
varsaylyor olsa da, yalanmann ruhsal
boyutu zerine aratrmalar ok daha
karmak bir sreci dndrmektedir
(Birren ve Schaie 2001).
rnein, bellek ve renme
yetenei, ou kii iin, anmsama ve
bilgiyi zmlemede, zihinsel gerileme
biiminde yanl bir izlenim yaratan bir
yavalama olsa da, yaamlarnn olduk
a ge dnemlerine kadar azalmamaktadr. Yaamlar canllk dolu ve zengin
olan yal insanlarn ounluu iin,
renmeye gdlenme, dnce ak
l ve sorun zme yetenei gibi zihin
sel yetenekler, yaamlarnn ok ge bir
dnemine kadar geriliyor grnme
mektedir (Baltes ve Schaie 1977; Schaie
1979; Atchley 2000).
Son dnemlerde yaplan aratrma
lar, bellek kaybnn, salk, kiilik ve
toplumsal yaplar gibi teki deikenler
le hangi lye kadar ilikili olduu
zerinde younlamaktadrlar. Bilginler
ile psikologlar, entelektel gerilemenin
her zaman geri dndrle-mez
olmadn ileri srmektedirler ve
yksek entelektel ilev dzeylerinin
daha uzun sre korunabilmesini sala
yabilecek tbbi mdahalelerin yapla
bilmesini salamak iin risk altndaki
yal insanlar belirlemeye almak
tadrlar (Schaie 1990).

223

Yal insanlardaki unutkanln


birincil nedeni olan beyin hcrelerinin
bozulmasnn artmasyla tanmlanan
Alzheimer hastalna bile, seksenbe
ya zeri insanlarn yars gibi yksek bir
oranda raslanrken, bu hastalk, yetmibe ya altndaki, bakmevlerinde olma
yan insanlar arasnda grece ender
bulunmaktadr. Son dnemlerdeki
aratrmalar, zellikle de tartmal alan
kk hcreler zerine yaplanlar,
Alzheimer hastalnn tedavisinin bir
gn olanakl olabilecei umudunu
yaratmtr. 2004'de len eski A.B.D.
bakan Ronald Reagan, Alzheimer
hastalna yakalanan belki de en nl
rnek. Ei Nancy Reagan aka kk
hcre aratrmasn desteklemektedir.

Toplumsalyalanma
Toplumsal ya, belirli bir krono
lojik yala kltrel olarak eleen
normlar, deerler ve rollerden oluur.
Toplumsal ya hakkndaki dnceler
bir toplumdan dierine deiir; en
azndan modern sanayi toplumlarnda

"ok ender televizyon seyrediyoruz.


Bo zamanmzn byk blm sekse
ayrlm durumda."

T o p lu m s a lla m a , Y aam A k v e Y a la n m a

zaman ierisinde de deiir. Japonya ve


in gibi toplumlar geleneksel, yal
insanlar tarihsel bellek ve bilgelik
kayna olarak grererk onlar onurlan
drmlardr. Birleik Krallk ile A.B.D.
gibi toplumlarn ise yallar, zamanlar
nn dnda olan hem onlarn genlerin
ok deer verdii yksek teknolojiye
daha az yatkn olmalarndan hem de
onlarn kltrlerinin genlik taknts
olmas yznden retken olmayan,
baml insanlar diye gzard etmeleri
daha olasdr. Bugnlerde, ebedi genlik
sz veren reeteli ilalara, plastik
cerrahiye ve ev yapm arelere bir ser
vet harcanmaktadr. Bunlar arasnda,
karn inceltme ve yz gerdirme, kellik
haplar ve losyonlar ve bellek ile kon
santrasyonu artrd ileri srlen
haplar bulunmaktadr. A.B.D.'de,
1998'de piyasaya verildikten hafta
sonra, iktidarszlk hap Viagra, btn
reeteli ila satlarnn % 94'n
kapsyordu (Hotz 1998).
Rol beklentileri, insann kendi kii
sel kimliinin son derece nemli
kaynaklardr. Britanya toplumunda
yallk ile eletirilen kimi roller
genellikle pozitif niteliktedir: lord,
birincil danman, sevecen byk annebaba, dinsel byk, bilge ruhsal ret
men gibi. teki roller, kendine gvenin
azalmasna ve yaltlmaya yol aacak
kadar zarar verici olabilir. Britanya
kltrnde yal insanlar iin olduka
damgalayc, klie roller bulunmaktadr;
huysuz ihtiyar, aptal ihtiyar, skc
ihtiyar ve pis ihtiyar erkek ya da
kadn gibi (Kirkwood 2001). Gerekte,
btn tek insanlar gibi yal insanlar da
edilgen bir biimde kendilerine
yklenmi toplumsal rolleri kabul
etmezler; onlar etken bir biimde

biimlendirmeye ve yeniden tanmla


maya alrlar (Riley ve dierleri 1998).
Yal insanlara kar ayrmcl aada
(s. 236-7'de) tartyoruz.

Yalanm a:
aklamalar

rakip

so sy o lo jik

Gerontolojiyle uraan sosyolog


lar, Britanya toplumundaki yalln
yaps hakknda olarak bir dizi kuram
ortaya atmlardr. lk kuramlardan bir
blm, bireyin, yalandka deien
toplumsal duruma uyarlanmasna vur
gu yapmtr. Daha sonraki kuramlar
toplumsal yaplarn yal insanlarn
yaamlarm nasl biimlendirdikleri ve
yaam ak kavram zerinde younla
mlardr. En yeni kuramlar daha ok
ynl olmular ve yal insanlarn zgl
kurumsal balamlar ierisinde kendi
yaamlarn etken bir biimde nasl
oluturduklar zerinde durmak
tadrlar.

Birinci ku ak kuram lar: levselcilk


Yalla ilikin en eski kuramlar,
1950 ve 1960'larda sosyolojide baskn
durumda olan ilevselci yaklam
yanstmaktadrlar. Bu kuramlar bireyle
rin yalandka deien toplumsal
rollere nasl uyarlandklar ve bu rollerin
toplum iin yararlarnn neler olduu
zerinde durmulardr. En eski
kuramlar genellikle yalanmann
fiziksel ve ruhsal gerileme getirdiini,
deien toplumsal rollerin de bu
gerilemeyi dikkate almas gerektiini
varsaymlardr (Hendricks 1992).
1950'lerin en etkili ilevselci
kuramclarndan birisi olan Amerikal
sosyolok Talcott Parsons, toplumun
yal insanlar iin ilerleyen yala uyumlu

224

T o p lu m s a lla n m a . Y a am A k v e Y a d la n m a

roller bulmas gerektiini ileri srm


tr. Parsons, zellikle A.B.D.'nin
genlik ve lmden kanma zerindeki
vurgusunun, yal vatandalar iin
potansiyel bilgelik ve olgunluuna
dayanan roller salamakta baarsz
olduunu dikkate almaktayd. Dahas
Parsons, kendi zamannda bile aka
grlen toplumun grilemesi ortaday
ken, bu baarszln yal insanlarn
cesaretini krmasna ve toplumdan
soyutlanmasna gtrebileceini ileri
srmt. Parsons (1960), salkl bir
olgunlua erimek iin, yal insanlarn
ruhsal olarak kendi deien koullarna
ayak uydurmalarnn, toplumun da yal
insanlarn sahip olduu toplumsal
rolleri yeniden tanmlamasnn gerekli
olduunu ileri srmekteydi. Parsons'a
gre, eski roller (i gibi) terkedilip yeni
retken etkinlik biimlerinin (gnll
hizmet gibi) belirlenmesi gerekiyordu.
Parsons'un dnceleri, insanlar
yalandka onlar geleneksel rollerin
den uzaklatrarak bu rolleri tekiler
iin ak hale getirmenin toplum iin
ilevsel olduunu ileri sren uzak
latrma kuram'nn dncelerini
haber veriyordu (Cumming ve Henry
1961; Estes ve dierleri 1992). Bu bak
asna gre, yal insanlarn artan
krlganlklar, hastalklar ve bamllk
lar verilmiken, bunlarn yeterli bir
biimde yerine getiremedikleri gelenek
sel toplumsal rolleri hala igal ediyor
olmalarnn toplum iin giderek artan
ilevsizlikler yaratacaktr. Bu yzden
yal insanlarn ilerinden emekli edil
meleri, sivil yaamdan ekilmeleri,
giderek teki etkinliklerden de uzakla
trlmalar gerekir. Uzaklatrmann,
toplumun geneli iin ilevsel olduu
varsaylmaktadr nk bu, daha nce

225

yal insanlarn doldurduu rollerin,


onlar taze bir g ve yeni becerilerle
daha iyi yerine getirecekleri dnlen
gen insanlara ak hale getirecektir.
Uzakla-trmann ayn zamanda yal
insanlar iin de ilevsel olduu
varsaylmaktadr, nk bu, onlarn
ilerleyen yalar ve bozulan salklar ile
tutarl bir biimde daha az zorlayc
roller yklenmelerine olanak salaya
caktr. Yal yetikinlere ilikin bir dizi
alma gerekte byk ounluun
emeklilik hakknda iyi eyler hisset
tiini, morallerini ykselttii ve mutlu
luklarn artrdn rapor etmektedir
(Palmore 1985; Howard 1986)
Uzaklatrma kuramnn birtakm
hakikaderi ierdii aksa da, yal
insanlarn btnyle uzaklatrlmas
dncesi, yalln ister istemez krl
ganlk ve bamllk ierdii biimindeki
yaygn nyargy elde bir diye grmek
tedir. levselci yalanma kuramlarn
eletirenler, bu kuramlarn yal insan
larn deien koullara ayak uydur
malarnn gerekli olduunu vurguladk
larn, ancak yal insanlarn karla
tklar koullarn adil olup olmadn
sorgulamadklarn ileri srmektedir.
Buna tepki olarak, bir baka grup
-kuramc toplumsal atma gelenein
den gelen- ortaya kmtr (Hendricks
1992).

ikin ci ku ak kuram lar:ya


tabakalam as kuram veyaam ak
kuram
1970'lerin ortalarnda, gerontoloji
ierisinde yeni bir grup kuram ortaya
kondu (Estes ve dierleri 2003). En
nemli katklardan ikisi, ya tabakala
mas kuram ile yaam ak modeli idi. Ya

T o p lu m s a lla m a . Yaam A k v e Y a la n m a

tabakalamas kuram, emeklilik


politikas gibi toplumsal yaplarn rol
le bireysel yalanma sreci ile toplum
daki yal insanlarn daha genel
tabalakamas zerindeki etkisine
bakyordu. Ya tabakalamas kuram
nn nemli bir yn, yapsal gecikme
kavramdr (Riley ve dierleri 1994). Bu
yaplarn, nfus ierindeki ve bireylerin
yaamlarndaki deimelerle nasl
birlikte deimediklerine ilikin bir
anlay sunmaktadr. rnein, Birleik
Krallk'ta ikinci Dnya Savann
hemen ardrdan emeklilik ya 65 olarak
belirlendiinde, yaam beklentisi ile
yal insanlar iin nitelikli bir yaam
olana, bugnkne kyasla olduka
dkt (s. 220'deki 6.2. ekile baknz).
Ya tabakalamas yaklam gibi
yaam ak bak as da, yalanmaya
bireysel uyarlanmann tesine geerek
bakmaktadr, (yaam ak dncesi,
yukarda s. 215'de anlatlmaktadr.) Bu
bak as yalanmay, yaam aknn
daha nceki dnemlerinde ortaya kan
tarihsel, toplumsal, ekonomik ve evre
sel etkenler tarafndan biimlendirilen,
yaamn bir aamas diye grmektedir.
Bu yzden yaam ak modeli, yalan
may doumdan lme dek sren bir
sre diye grr. Bu ynyle, ayr bir
grup olarak yalnzca yallar zerinde
duran eski kuramlardan ayrlr. Kuram,
ruhsal durumlar, toplumsal yaplar ve
toplumsal sreler arasndaki ilikileri
incelediinden mikro ve makro-sosyoloji arasnda bir kpr oluturmaktadr.

nc ku ak
iktisat kuram

kuram lar: p olitik

Son yllarda, yalanma hakknda


yaplan alm alarn en nemli
izgilerinden birisi, Caroll Estes

tarafndan nclk edilen politik iktisat


bak as olmutur. Politik iktisat
kuram, bask sistemleri olarak kapita
lizm ile devletin rolne ve yal insanla
rn marjinalletirilmesine ilikin bir
yaklam sunmaktadr.
Politik iktisat kuram, toplumda
geerli olan g dzenlemeleri ile
eitsizlikleri biimlendiren ve yeniden
reten ekonomik ve siyasal dzenlerin
zerinde durmaktadr. Sosyal politika,
rnein gelir, salk ya da sosyal gvenlie ynelik olan zamann toplumsal
savamlar, atmalar ve baskn g
ilikilerinin sonular diye grlr. Yal
insanlar etkileyen politikalar toplu
mun, toplumsal cinsiyet, rk ve snfa
gre tabakalamasn yanstr. Bu
haliyle, yalanma ve yallk olgular
dorudan, iinde konumlandklar
genel toplumla balantldr ve teki
toplumsal glerden yaltlm bir
biimde ele alnamaz (Estes ve Minkler
1991; Estes ve dierleri).

Birleik Krallkta
grnleri

yalln

Yalanma, yeni olaslklar sunan bir


sre olmakla birlikte bilinmedik
zorluklar da beraberinde getirmek
tedir. insanlar yalandka, baetmenin
g olduu fiziksel, duygusal ve maddi
sorunlarn bir birleimi ile kar karya
kalrlar. nemli bir geii belirleyen
zorluklardan biri de emekliliktir. ou
insan iin almak yalnzca faturalar
demekle kalmaz, ayn zamanda
insanlarn kiisel kimlik duygularna
katkda bulunur. Bu durumda, emeklilik
yalnzca gelir kaybna yol amaz; ayn
zamanda, pek ok kiinin ayak uydur
makta glk ektii bir stat kaybna
da yol aar. Pek ok yal insann kar

2Z6

T o p lu m s a lla m a . Y a am A k v e Y a la n m a

karya kald bir baka nemli gei,


ein yitirilmesidir. Dulluk, krk ya da elli
yllk bir ortan, birlikteliin ve
destein esas kayna olan kiinin
kaybn temsil eder. Hollywood filmi
Schmidt H akknda (About Schmidt 2002), barolnde oynayan Jack
Nicholson'un kendi yaamyla yzle
mek zorunda kalan birisini anlat
maktadr.
Yal nfus, Birleik Krallk
toplumunun bu kitap boyunca tartlan
eitliliini yanstmaktadr. Yal
insanlar zengindir; yoksuldur; ve
aradadr; onlar her etnik gruptan
gelirler; yalnz ve deiik biimlerdeki
aileleriyle yaarlar; siyasal deer ve
tercihleri bakmndan farkldrlar;
rlanda |
r
Yunanistan

-----

-----------------------

Portekiz

heteroseksel olanlar kadar gay ve


lezbiyen olanlar da vardr. Dahas,
Britanya'daki teki insanlar gibi,
salklar arasnda da farklar vardr. Bu
farkllklar yal insanlarn kendi
zerklikleri ile refahlarn koruyabilme
yeteneklerini de etkilemektedir.
Yal insanlarn yukarda deinilen
farkllklarnn yansra, artk ge ya
imdi geni ve giderek artan bir ya
grubunu kapsamaktadr. Genellikle
yaamn nc ve drdnc alar
arasnda bir ayrm yaplmaktadr.
nc a, insanlarn etken, bamsz
bir yaam srdrdkleri, giderek artan
bir biimde anne babala ve igc
piyasasna ilikin sorumluluklarndan
kurtulduklar, elli ile yetmi drt ya

_] Yoksulluk oran
i
c "III

----------------

Danimarka

______

Avusturya
-----------

Belika
Birleik Krallk
Fransa

....

----------- ------------

______ :______

Finlandiya
spanya

----------- ----------- ------------

:-----------

--------- -- =

*---------

T 1

1" 1----------

= rz^
______
~

,c

talya

-----------

Almanya
------------

sve

==m m ______
--------

------------

1
1

-----------------~ ------------

Lksemburg
Hollanda

------------

fa

>
m

AB ortalamas

--------10

20

30

------------ ------------ -----------60


50
70

40

-----------80

90

6.3. ekil 65 ya ve zeri insanlar arasndaki yoksulluk oranave greli gelirb:


AB karlatrmas, 1998.
a Ulusal nfusun eitlenmi medyan gelirinin % 60 altndaki gelire sahip olanlarn yzdesi.
b 65 ya ve st kiilerin, 0-64 ya aras nfusun bir oran olarak eitlenmi medyan geliri.
Kaynak: SodaI Trends 34 (2004), s. 7.

227

100

T o p lu m s a lla m a , Y a am A k v e Y a la n m a

Kimileri iin yallk arpc bir yoksulluk, kt salk, depresyon ve yalnzlk zamandr.

arasm kapsamaktadr. Bu grupta olan


pek ok kii, gelien bir tketim ve
kltr finanse edebilecek kadar
zamana ve paraya sahiptir. Birleik
Krallk'ta, turlarn ve teki rnlerini
yalnzca elli ya st piyasasna ynelten
bir irket olan Saga'nn baars, gri
poundun artan gcnn kantdr.
Buna karlk drdnc a, insanlarn
yaamlarndaki, bamszlklar ve
kendilerine btnyle bakabilme
gleri daha ciddi zorluklarla karlaan
yllardr.
Bu ksmda, Birleik Krallk'taki
eitsizlik, toplumsal cinsiyet ve etnik
durumun yalanma deneyimi zerin
deki etkisine bakacaz.

E itsizlik veyal insanlar


Genel olarak, Birleik Krallk'ta,
yal insanlar, nfusun teki blmle
rine kyasla maddi bakmdan daha kt
durumda olma eilimindedirler. Bu
durum, 6.3. ekilde grdmz gibi,

teki Avrupa Birlii lkelerinde de


yinelenmektedir. Bununla birlikte yal
insanlarn kendi yaam standartlarna
ilikin znel duygular yalnzca maddi
etkenlere deil, kendilerini karlatr
dklar teki referans gruplarna da
dayanmaktadr. Birbirlerinin anlarna
dayanarak nceki yaamlar ile karla
trmalar yapmak da olanakldr. Byle
likle, kendi durumlarn gemile,
maddi bakmdan (ahlaki ya da
toplumsal bakmdan olmasa da) pozitif
bir biimde karlatrmalar olasdr.
Bununla birlikte kendi durumlarn,
maddi olarak u andaki durumlarndan
daha iyi olmas olas olan, emeklilikten
nce sahip olduklar yaam standart
laryla karlatrmalar da olanakldr.
Yal insanlar kendi durumlarn ayrca,
bir btn olarak toplumun ya da teki
emeklilerin ortalama yaam koullaryla
da karlatrabilirler. Bu yzden yal
insanlar arasndaki eitsizlie ilikin
ortak bir znel deneyim yoktur
(Vincent 1999).

228

T o p lu m s a lla m a , Y a am A k v e Y a la n m a

ngiltere ve Galler
Her 100 erkek bana kadn says

6 . 4 . ek il Y al in s a n la r a ra sn d a k i c in s iy e t o ra n la r: y a a g r e , 1 9 5 1 - 2 0 0 1
* Yl o rta s n fu s ta h m in le rin e d a y a n m a k ta d r.
Kaynak: Social Trends 3 4 (2004), s. 7.

Snf, rk ya da toplumsal cinsiyet


eitsizlikleri okluk kii cret karl
almay braktnda artacaktr; bu
yzden yallkta eklenen eitsizlik, yal
kadnlarn, aznlklarn ve kol iilerinin,
orta yataki akran edeerlerinden daha
yoksul olaca anlamna gelir. Emekli
lik, yal bir insann yaam standardnda
nemli bir d anlamna gelebilir.
alma yaam srasnda zel bir
mesleki ya da kiisel emeklilik fonu
oluturabilme yetenei, emekliler ara
sndaki gelir eitsizliinin temel belirle
yicilerinden birisidir. Sonu olarak,
daha yaamlarnn sonraki blm
lerinde en yksek haftalk safi gelire
sahip olmalar olasl en yksek olan
grup, daha nce profesyonel ya da y
netici olarak alm yal erkeklerdir.

229

Yal insanlar arasndaki yoksullua


d ah a ayrntl olarak, Yoksulluk,
T o p lu m s a l D la n m a ve R e fa h
balkl 10. B l m d e, s. 3 9 5 -6 'd a
bakyoruz.

Britanya'daki 1.317 yal insann


yaam biimleri zerine Kent niversi
tesi tarafndan yaplan bir anket (Milne
ve Harding 1999), iki ayr dnyann
varln kantlamtr. Emekliliklerin
balarnda olan, mesleki bir emeklilik
fonundan yararlanan, aileleriyle payla
tklar evde yaayan bireylerden oluan
birinci dnyada, makul lde rahat bir
yaam biimi bulunmaktadr. Seksen
yan zerinde olan, yalnz yaayan ve
ok az tasarrufu bulunan insanlarn
oluturdu-u ikinci dnyada, arpc bir
yoksulluk szkonusudur. Anketi

T o p lu m s a lla n m a . Yaam A k v e Y a la n m a

yantlayanlarn temel sorunlar olarak


para konusun-daki kayglar, bozulan
sala ilikin kayglardan hemen sonra
gelmektedir.

dmektedir (HMSO 2004). Kadnlarn


bu saysal stnl, yaamn sonraki
dnemin kadnlamas diye tanmlan
mtr.

Yaamnge dneminin kadnlamas

Birleik Krallk'ta yaamn ge


dnemi yirminci yzyln ikinci yar
snda ezici oranda kadn arlklyd,
kadnlarn erkeklere oran dalga
lanmalar gstermitir; bugnlerde de
dmektedir. u anda Birleik Krallk'ta
doksan ya zeri kadnlarn says
erkeklerin saysndan kat fazladr;
ancak bu saynn 2021'e kadar iki kata
dmesi beklenmektedir. Kadnlarn
saysnn erkeklerin saysna oranndaki
bu dmeni bir nedeni, Birinci Dnya
Savanda savam olan ok fazla gen
insann lmdr. Bu kuaktaki
kadnlar emekliliklerine ilk kez 1961
nfus saym srasnda ulatlar; bu

Kadnlar erkeklerden daha ok


yaama eilimindedir. Birleik Krallk'ta, doumdaki yaam beklentisi
kadnlar iin 2003 ylnda, erkekler iin
olandan neredeyse be yl daha uzundu
(National Office of Statistics 2004a).
Bu yzden, dulluk yal kadnlar iin bir
normdur. Altm be ya ve zeri olan
kadnlarn neredeyse yars, seksen be
ya ve zeri olanlarn bete drd dul
dur. Buna karn, altm be ile atm
dokuz ya arasndaki erkeklerin drtte
evliyken bu oran seksenlerinin
banda olan erkekler iin % 60'a
Byk Britanya

Yzdeler
zel emeklilik
fonundan elde
edilen medyan gelir
(Haftalk )

Yzde elde edilen

zel emeklilik
fonundan kadnlarn
ve erkeklerin elde
ettii gelirlerin
oran (yzdeler)

Erkekler

Kadnlar

Erkekler

Kadnlar

Evlilik Durumu
Evli/birlikte yaayan
Bekar
Dul
Boanm/ayrlm

74
52
70
57

28
61
56
36

94
65
61
78

34
70
46
48

37
108
75
62

Sosyo-ekonomik durum
Profesyonel/ynetici
Ara kategori
Rutin ve kol iisi

90
60
62

64
51
34

172
84
50

95
43
28

55
51
56

Hepsi

71

43

83

44

53

6.5. ekil 6 5 ya ve st kiilerin elde ettii zel emeklilik fonu gelirleri*:


evlilik durumu ve sosyo-ekonomik grubab gre, 2001/2
m esleki y a d a kiisel fonlar, h ay atta kalanlar iin olanlar dahil.
b kendi m eslek lerin e g re v e Ulusal statistik S osyo-ek on om ik Snflama (NS-SeC) sistem in e
g re snflanan. Baknz: A p p en d ix, Part 1: NS SeC . Veriler arlklandrlm am tr.
Kaynak: S oclal Trends 3 4 (2 004), s. 11

230

T o p lu m s a lla m a , Y a am A k v e Y a la n m a

tarihten balayarak cinsiyet oranndaki


dengesizlikler hzl bir art gstermeye
balad. Yal erkekler ile kadnlarn
arasndaki dengesizliin azalmasnn
ikinci bir nedeni, yirminci yzyln
ikinci yarsnda, altm be ya zeri
e r k e k le r in lm o r a n la r n n
kadnlarnkine kyasla daha hzl
dmesidir. 6.4. ekil yal insanlar
arasndaki cinsiyet oranlarnn 1951'den
bu yana nasl dalgalanmalar sergile
diini gstermektedir.
Yal kadnlarn yal erkeklere
kyasla daha yoksul olma olasl
yksektir. Yukarda, zel emeklilik fonu
oluturabilme yeteneinin, yal insan
lar arasndaki servet eitsizliklerinin
temel nedenlerinden birisi olduunu
grmtk. Kadnlarn erkeklerle ayn
emeklilik fon gelirlerinin erkeklerinkine
kyasla, kazanlardaki toplumsal
cinsiyet farklar ve ocuk sahibi olun
duunda uranlan yaamboyu kazan
larn kayb yznden ok daha dk
olmas olasdr. Yal kadnlarn yalnzca
% 43' zel emeklilik fonundan (len
kocalarnn zel fonlarna dayanan
dulluk fonlar da iinde olmak zere)
gelen herhangi bir gelire sahiptir; bu
oran erkekler iin % 71 'dir (HMSO
2004). 6.5. ekil, altm be ya
zerindeki, zel emeklilik fonundan
yararlanan kadn ve erkeklerin bu gelir
kaynana sahip olanlarn medyan
miktarlarna orann gstermektedir.
almalar, erkeklerden daha az
kiisel gelire sahip olmalarnn yannda,
yal kadnlarn ayn zamanda araba
sahiplii gibi teki kaynaklar bakmn
dan da eitsizlie uradn gstermek
tedir. Yetmi be ile seksen drt ya
arasndaki kadnlarn yalnzca %
42'sinin bir arabas vardr; ayn oran

231

erkekler iin % 66'dr. Araba sahipli


indeki dengesizlik nemli deilmi
gibi grnebilir, ancak bu, kadnlarn
genel hareketliliini ve salk hizmederine, alverie ve bakalaryla balantya
eriimlerini nemli lde ksdamaktadr.
Artan yala birlikte, kadnlar
erkeklere kyasla engellilikten daha fazla
ekerler. Bunun anlam, gndelik ileri
ni ve banyo yapmak ve yataa gitmek ve
yataktan kalkmak gibi kiisel bakm
rutinlerini yrtebilmek iin daha fazla
yardm ve destee gereksinim duyarlar.
Britanya'nn yal kadnlarnn yaklak
yars yalnz yaamaktadr; bu oran
erkeklerde sadece bete birdir. Bu yz
den, yal nfus iin hazrlanmas gere
ken bakm kalplarnn zgl toplumsal
cinsiyet iermeleri bulunmaktadr
(Arber ve dierleri 2003).

Ya ve etniklik
Birleik Krallk'taki etnik aznlk
lara mensup yal insanlarn gelirlerinin
ayn zamanda beyaz edeerlerine
kyasla daha dk olma eilimi vardr;
ortalama ldeki yardmlara gereksi
nimi de daha fazladr (Berthoud 1998).
Etnik aznlk gruplarndan gelen yal
insanlar ayrca, araba sahiplii ve ev
sahiplii gibi teki konularda da
dezavantajl konumdadr (her ne kadar
Hintliler ve inliler gibi belirli gruplarn
ev sahiplii beyazlarnkine yakn olsa
bile). Genel olarak, Birleik Krallk'taki
PakistanlIlar ve Bangladeliler arasn
daki yoksulluk oranlar, teki gruplara
kyasla daha yksektir; yaamn daha
sonraki dnemlerinde de bu kalp
srmektedir.
Ginn ve Arber (2000), yal insanlar
arasndaki gelirde ortaya kan etnik ve

T o p lu m s a lla m a , Yaam A k v e Y a la n m a

toplumsal cinsiyet farkllklarn incele


milerdir. Yazarlar, yal Asyal kadnla
rn zellikle dezavantajl olduklarn
bulmulardr. Emekli olan etnik
aznlklar okluk emekli maalarn
mesleki ya da zel bir emeklilik fonu ile
desteklemekten yoksundur. zel
emeklilik fonunun yokluu, Britanyadaki, byk lde gle gelen yal
etnik nfusun daha ksa olan istihdam

srelerini, igc piyasasndaki ayrm


cl, aznlklarn yerletii blgelerde
bulunabilen ilerin biimini ve snrl
oluunu, kimi zaman da ngilizceyi iyi
konuamamay yanstmaktadr. Kimi
zgl aznlk gruplarndaki kadnlar
iin, ekonomik dezavantaj ayn zaman
da, yaamn daha nceki dneminde
almay engelleyebilen kltrel norm-

Sosyololjik im gelem inizi kullanmak: yasz bir g e le c e k ?


M ike Hepvorth, Yallk ykleri (Stories o f Ageing -2000 )
kitabnda, okurlar toplumdakiyalanma deneyiminin
anlam ndakifarkllklar anlayabilmek iin, biryaratc
kaynak olarak edebiyat kefetmeye" zendirmektedir.
A adaki kesimde, Hepmrth, bilimin ve teknolojinin
yalanmay nasl anladm% nasl kkten bir biimde
deitirebileceini tartmaktadr.

yalanacak kadar uzun yaama ansna kavuursa,


yalln yalnzca bir tek gelecei vard: bedenin
kanlmaz olarak bozulm as, lm ve yaamdan sonra
C ennet ya da Cehennem in geldii biimindeki
Hristiyan gr. Hristiyan dncesindeki bedenin
ruhtan ikici bir biimde ayr tutulmas, bedenin
yalanmasn, peenin ardndaki sonsuz ruhsal yaama
erimek iin ksa bir snama yeri olan, geici dnya

Bat kltrnde yzyllardr yallk, insanlarn yalnzca


doast gler tarafndan kurtarlabilecei bir varolu

iinde dnmektedir. E tin rm esi, ruhun ya da


zsel benliin, zamann tesindeki bir te-dnya

durum u diye anlalmtr. D orudur; etken yaam

varoluu iin serbest brakmaktadr. Cennet, doru ya


da erdemli bir biimde yalanmann ve eytanla

uzatm a giriimi hep olm utur; ne ki o k yakn


dnem lere kadar bu aray bir gereklikten ok bir d

genlik dolu etken bir yaam uzatmak iin anlama

olmutur, insanlar ebedi yaama sahip olduklarnda ise

yapm a peinde kom am ann karlyd.

bu, D olaan Yahudi ve U an HollandalI efsanelerinde


olduu gibi bir kutsanma olm ak yerine bir lanet olarak

N e ki, zam an hzla deiiyor; m od ern bilimsel tp ve


teknolojinin geliimi de yalanan bedenden teki

grlm tr. [Edebiyatta, kimi zaman] doast gler,


eytanla bir anlama imzalayp ruhunu satan Faust
(Fielder 1 9 4 6 ) rneinde ve O scar Wilde'n ahlaki

dnya yerine bu dnyada kurtulma sz seeneini

knty anlatan Donan Gray'in Portresi rom annda

zelliklerinden birisi, yasz bir gelecee ilikin ada

olduu gibi, fiziksel yalanmann norm al srelerini

modellerin, znde ruhsal olm aktan ok baskn bir

sunm utur (K atz 1996). Bu gelimenin ilgin

durdurm ak iin, eylerin doal gr nen dzenine

biimde biyolojik nitelik kazanmasdr (Cole 1992).

mdahele ederler. D orian Gray, m uhteem baklar

Bunlerde yaygn olan inan, maddi olmayan sonsuz


ruhun dininin deil, biyolojik bedenin biliminin

olan, yz ve bedeni ahlaki olmayan uygulamalara


dknlnden gizemli bir biimde hi etkilenmeyen

yalanma srecini durduraca ve gen kalarak yaama

bir sanat dkndr; ahlaki dklnn gr n r


olan btn iarederi (ykde bir eit erken yalanma)

sresini uzatacadr. ndegelen gerontolojiyle


uraan so sy o lo g jab b er E G ubrium (Gubrium 1986),

gizemli bir biimde p ortresine aktarlmaktadr.


Sonunda, gemiinin kantn yoketmek iin resm e bir

yaam sresinin olaanln kabul etmekteki

bizim ada toplum da biyolojik olarak snrl olan bir

bakla saldrdnda, p ortre ile kendisi arasndaki

isteksizliimiz zerinde yorum da bulunmutu. Bilimin

balant ylesine yaknd ki, yalnzca kendisini

insan sorunlarn zm edeki snrsz potansiyeli bizim

yoketmiti. lmnn ardndan, l bedeni


tannm ayacak kadar yal, yitip giden, krk ve iren

umutlu bir biimde, yalanmay yaam aknn doal


sonlanmas yerine potansiyel olarak tedavi edilebilecek

g r n en (1 9 6 0 : 167) bir hale gelmi, buna karlk


p ortre, ilk genlik grntsne geri dnm t

balamamz zendirm ektedir. Yalln geleceine

m uhteem genlii ve gzelliinin btn mucizesiyle


(167).
Efsanelerle rom antik dgcnn alan dnda, Bat
kltrnde ok yakn zam anlara kadar, eer kii

bir hastala dntrm esi iin dp bilimine bel


ilikin bu iyimser bak asna g re, yaamn ilerleyen
dnemlerine elik eden biyolojik riskler tedavi
edilebilecek; insan yaam sresi de Incil'deki
rakaml ve onlu yllarn tesine rahat rahat
geebilecektir. Bugnlerde, gndem inden,

232

Toplumsallama. Yaam Ak v e Yalanma

yks bylelikle, insanlarn bedenin snrlamalarna

yalanmayla elele giden hastalklara areler


bulunduunda ve tekleyen ve almayan beden

nasl ayak uydurduklaryla deil, bilim kurgunun nasl

paralarnn yerine yeneileri konabildiinde, yalanma

gerek olduunu anlatacak. Beden bir makinadr;

insann gndem inden kaybolacak.

yalanmann anlam da, bir kayg kayna olmaktan


kabilir.

nsanlar iin yalanma srecini altetmenin bir yolu,

Kaynak: H epw orth (2 0 0 0 ), s. 124-5.

siborglara dnm ek ya da ksmen biyolojik, ksmen de


teknolojik varlklarn insan-sonras bedenlerine sahip
olm aktr (Featherstone 1995). [Drew Leder'in varln
ar, hastalk ve alm am a olarak duyuran kaybolan

S o ru la r
1. Ebedi genlik istei, ya ayrmcs bir toplumun
sonucu mudur?

beden (1 9 9 0 ) dncesinin tersine], gelecein bu


gr, kaybolan bedenin kelimesi kelimesine

2. Yalanmann etkilerini ortadan kaldrrsak,

kaybolduu bir gr. sel bedenin yaamn ilerleyen

yalanmaktan szetm ek artk anlaml olacak mdr?

blmnde sorun yaratan herhangi bir paras,

3. K im i sosyologlann, yasz bir gelecee doru


bakabiliriz savyla ayn dncede misiniz?

ayrlacak ve yerine genetik olarak retilmi ya da hasat


edilmi bir p ara ile deitirilecektir. Yalanan bedenin

lardan da kaynaklanmaktadr.

Yalanmann siyaseti
Kreselyalanma kri%im?
1850 ylnda, 65 yan zerindeki
nfusun toplam nfusa oran yaklak
% 5 civarndayd. Bugn bu oran %
15'in zerindedir ve artmay srdr
mektedir. Nfusun iindeki ya dal
mndaki bu nemli kayma, Britanya ve
teki pek ok sanayilemi lke iin
zgl zorluklar yaratmaktadr. N f u sun ya dalmndaki bu nemli kayma
Britanya ile teki sanayilemi lkelerin
pek ounda zel glkler ortaya
karmaktadr. Bunun nedenini anla
mann bir yolu, bamllk oran bir
yanda kk ocuklar ve emekli kiiler
ile, te yanda alma yandaki insanlar
arasndaki iliki zerinde dnmektir
(Birleik Krallk ile birka lke iin
artan bamllk oranlar, 6.6. ekilde
gsterilmektedir. Yal nfus nmz
deki yzylda da artmay srdrrse,
sosyal hizmetler ve salk sistemlerine
ynelik istemler de artmay srdrecek

Z33

tir. Yaam beklentisinin art, bugn


olduundan daha uzun sre emekli
maa denmesi gerektii anlamna
gelmektedir (6.7. ekile baknz),
(yalanan nfus ve sosyal harcamalar
hakkndaki anlamazlk, aadaki
kutuda tartlmaktadr).
Son dnemlerde, yal insanlarn
baml nfus olduu anlay
eletirilerle karlamtr. Bir grubu
baml diye betimlemek, onlarn bir
biimde toplum iin bir sorun
olduunu ima etmektir. Chris Gilleard
ve Paul Higgs (2005), topluma ve yaam
akna yaylan yeni bir zenginlik
olduunu ileri srmlerdir. Yazarlar
btn yallarn ayrm gzetmeden
gl ve finansal gvenceye sahip
olmadn kabul ediyor olsalar da, pek
ok kiinin artk emekli olmay bekledi
ini, yaamn ilerleyen blmlerinin iyi
ynde deitiini sylemektedir. Yaa
mn sonraki blmlerindeki insanlarn
konumlarna geleneksel olarak uygula
nan anlaylarn pek ou rnein,
onlarn toplumsal olarak uzaklam ya

T o p lu m s a lla m a , Y a am A k v e Y a la n m a

6 . 6 . e k il: Y a a g r e b a m l n fu s, B irle ik K rallk, 1 9 7 1 - 2 0 2 1 .


a 2001 ve 2002 nfus tahm inleri, M anchester eleme almasnn geici sonularn
ierm ektedir.
b 2001 ylna dayanan projeksiyon.
Kaynak: Social Trends 34 (2004), s. 17.

da devlete baml olduu bugnlerde


yetersiz kalmaktadr. rnein, bugn
emeklilik yana erien yetikinler
kuann, moda, mzik gibi gsteri
tketiminin baskn olduu bir genlik
kltrnn geerli olduu, 1950'lerin
ve 1960'larn sava sonras dneminde
bymlerdir. Yal insanlar olarak, bu
kiiler genken sahip olduklar alkan
lklar srdrecek, nemli tketiciler
olmay srdrecek ve bamsz bir
yaam biimini benimse-yeceklerdir.
Arber ve Ginn (HMSO 2004) de,
bamllk dncesinin artk gzden
geirilmesi gerektiini ileri srmekte
dirler. lk olarak, bamll tanmlamak
iin kullanlan ya snrlar (16 ya alt,
altm drt ya st), artk bu lkedeki
istihdam kalplarn yanstmaktan
uzaktr. Daha az gen insan ark on al
yanda igc piyasasna tam zamanl

_________

2000

Britanya

2 0 3 0 tahmini

spanya

Almanya

Fransa

6 . 7 . e k il: S e ilm i lk e le rd e k i,
G SY H nn b ir o ra n o la ra k
e m e k lilik fo n lar 2 0 0 0 v e 2 0 3 0 .
Kaynak: 'The Crumbling Plllars of Old Age,
The Economist (27 Eyll 2003)

234

talya

T o p lu m s a lla m a . Y a am A k v e Y a la n m a

Yalanm a v e refah d ev leti: ileyen saatli bom ba m ?


R efah devleti asndan yalanan bir nfusun anlam

karlar ile devlet em eklilik sistem inin yerine serbest

nedir? D nya B ank as, Averting the O ldAge (leri Ya


K rizin d en K a n m a -1994) raporunda, yalanan

piyasa seenekleri iin bastran siyasal sa tarafndan

insanlarn oranndaki arpc artn em eklilik ve tbbi


bakm harcam alarnn giderek daha zo r finanse
edilm esine yol aacan ileri srm t. B u hem

pom palandn ileri srm ektedir. B u , sre ierisinde,


insanlarm em eklilikten sonraki finansal gvenceleri
hakknda yaygn kayglar dourm aktadr. B lack b u rn
ayn zam anda, alanlarn tasarruflarnn hesap

gelim i h em de gelim ekte olan dnya iin dorudur,


ancak zengin lkeler bu sorun ile daha yakn bir

sahiplerinin uzun d nem gvenliinden o k , kendi


yatrm larnn ksa d nem en yksek getiri

zam anda karlaacaklardr. G elim i dnyada, alm a


yandaki insanlarn altm be ya zeri insanlara oran
u anda drde kar bir iken 2030'd a bu oran ikiye kar
bire inecektir. alan nfus em eklilik d em esi isteyen

getirm esiyle ilgilenen em eklilik fo n yneticilerinin


eline verildii, zel irketlerin em eklilik fonlarn
iletm e biim ine de -buna gri kapitalizm diyor
eletiriler yneltm ektedir.

insanlarn artan saysn karlam ak iin devasa b ir vergi


ykn tam ak zorunda kalacaktr. O d nem d en bu
yana, bu sorunla nasl baedilecei konusunda o k
sayda kitap, kon ferans ve politika giriimi
gerekletirildi (The Economist 2 0 0 0 ).

Britanyal sosyolog Phil M uan, Hayali Saatli Bomba


(T h e Im aginary T im e B o m b -2 0 0 2 ) balkl kitabnda,
yalanan nfusun, ykc toplum sal sorunlara yol
aabilecek olan ileyen bir saatli b o m b a olduuna

So n zam anlarda birka yazar bu baka kar


km lardr. A m erikan em eklilik sistem ini inceleyen

inananlarn kendisinin ykmaya alt bir dizi m itin


kurban olduklarn ileri srm ektedir. rn e in , M ullan
salk harcam alar hakknda, yalanan nfusun kt

D ea n B ak er ve M ark W eisbrot, Sosyal Gvenlik: Sahte


Kri% (Social Security: T h e P h on y C risis-1999) balkl

anlam na gelm esi bir m ittir. M ullan bu m ite kar,

salk ve bam llkta ssel b ir art yarataca

kitaplarnda, ek on om ik bym e hakkndaki en tutucu


varsaymlarla bile, A .B.D .'deki sosyal gvenlik
sistem inin otuz yl iinde n g r len knn ortaya
km asnn olas olm adn gsterm ektedirler. Yazarlar,
sistem in zelletirilm esi konusundaki basknn byk
blm nn Wall Street'ten geldiini ileri srm ektedir.
Bunun nedeni, eer devletin dedii sosyal gvenlik
sistem inin yerine bireysel em eklilik fonlar sistem i
getirilirse, A m erika'nn finansal hizm et sektrn n 130
m ilyon yeni yatrm hesab kazanacak olm asdr.
B en z er biim de, Britanyal sosyolog R o b in B lack b u rn ,
dnya apndaki em eklilik dem elerinin tarihsel bir
derlem esini yapt kitab lmden Bankaclk (Banking
on D ea th 2 0 0 2 ) iinde, yalanan b ir nfusun bir

yalanm ann bir hastalk olm ad, ou yal insann


da ne hasta ne de engelli olduu yantn verm ektedir,
in sanlarn daha uzun yayor olm alarnn b ir nedeni,
gem i yzylda yaam koullarnda gerekleen
iyilem edir; M ullan, eer bu iyilem e srdrlrse,
yal insanlarn n cellerine g re daha salkl ve gl
olacan ileri srm ektedir. M ullan'n saldrd ikinci
bir m it , yalanan nfusun devletin emeklilik
program n iflas ettirecei, bu yzden de program n
devletin alrken de sistem inden zel program lara
kaydrlmas gerektii inancdr. M ullan, devletin
em eklilik maa verm esinin zel program lara g re
daha etkin olduuna, bu yzden de bu refo rm a hi
g erek olm adna iaret etm ektedir.

em eklilik krizine yol aaca korkusunun finansal

olarak girmektedir; bunun yerine bu


insanlar biimsel eitim iinde daha
uzun kalmaktadr ve iilerin ou
igc piyasasn altm drt yandan
nce terketmektedir. Ayn zamanda
daha nce hi olmad kadar ok
kadn, erkekler arasndaki ksalm istih
dam sresini telafi edecek biimde
cretli ilerde almaktadr.
Arber ve Ginn ikinci olarak, eko
nomiye katkda bulunan etkinliklerin

235

yalnzca igc piyasasna etken bir


kanlmla snrl olmadn ileri srmek
tedirler. Kantlar, yal insanlarn bir yk
olmak bir yana, ekonomik ve toplumsal
pek ok katkda bulunduklarn
gstermektedir. Yal insanlar okluk,
daha az yetenekteki elerine karlksz
ve biimsel olmayan bir bakm
saladklarndan devletin salk ve
kiisel bakm harcamalarn nemli
lde drmektedir. Bu insanlar ayn
zamanda torunlarn bakmn stlene

T o p lu m s a lla m a , Y a am A k v e Y a la n m a

rek kzlarnn ve gelinlerinin igc


piyasasna girmelerini salamaktadr.
Yal insanlar gnll kurulularda da
etkindirler. Arber ve Ginn, yal insan
larn ayn zamanda bym ocuklar
iin nemli bir finansal destek
saladklarn -rnein onlara krediler,
eitim crederi, hediyeler ve ev iin
yardm sunmaktadrlar- dnmekte
dir. Pek ok alma ayrca, yal annebabalarn yetikin ocuklar iin,
zellikle boanma gibi zor zamanlarda
duygusal destek verdiklerini de
gstermitir.

Ya ayrmcl
Eylemci gruplar, ileri ya ve yal
insanlara kar daha olumlu bir bak
zendirmeye alarak ya ayrmclna
insanlar arasnda yalarna gre ayrm
yapma- kar da savamaya balam
lardr. Ya ayrmcl, tpk cinsel
ayrmclk ve rk ayrmcl gibi bir
ideolojidir. Yallara ynelik nyarglar
da, en az baka alanlarda olduu kadar
oktur. rnein okluk, altm be ve
stndeki insanlarn byk blmnn

hastaneler ya da huzurevlerinde bulun


duklarna; bu yallarn byk blm
nn bunak olduuna; yal iilerin
genlerden daha az hnerli olduklarna
inanlmaktadr. Bu inanlarn hepsi
hataldr. Altm ya zeri iilerin
verimlilik ve ie devam kaytlar,
ortalama olarak daha gen ya grubundakilerden daha stndr; altm be
ya ve zerindeki insanlarn yzde
doksan bei zel konutiarda yaamakta
dr; atm be ile seksen ya arasndaki
insanlarn yalnzca % 7'si, bunaldk
belirtileri gstermektedir. Birleik
Krallk'ta, hkmet ya ayrmcln
yasaklamak iin, ie almay, eitimi
(yksek renime giri de iinde),
terfyi, demeyi ite kalmay ve nemli
olarak emeklilii de ieren nlemler
almtr.
Bir almada (Levin 1988), niver
site rencilerine ayn adamn yirmi
be, elli iki ve yetmi yalarndaki
fotoraflar gsterilmi ve onlardan, bu
kiinin kiilik zelliklerindeki dei
meye gre bir sralama yapmalar
istenmitir. Bu sralamalar, yetmi
yanda gsterilen adam iin nemli
lde olumsuzdu. Adam fotorafnda
daha yal grndke, renciler,
onun hakknda hibir ey bilmeseler de,
ona baklar daha olumsuz oluyordu.
Onun yalnzca daha yal olmas, olum
suz bir kltrel nyargy tetiklemek
iin yeterydi. Yaygn biimde payla
lan, kzgn yal adamlar biimindeki
kltrel klieler, teki yal insanlar
inciten kiisel grlere yol aabilir.
Sosyolog Bili Bytheway, ya
ayrmclna ilikin olarak, toplumsal
kurulumculuk (5. Blm, s. 190-2'de
anlatlan bir yaklam) grne daya
nan kuramsal bir yaklam gelitirmitir.

236

T o p lu m s a lla m a , Y a am A k v e Y a la n m a

na gre ayrma ve ynetmeyi meru kl


mak iin egemen gruplarn, ya ayrm
clyla eleen eitsizliklerden yarar
salamak amacyla toplumsal olarak
oluturduu kategorilerdir.

Dnya nfusunun grilemesi

t*
/

Yal insanlar okluk, rnein torunlarna bakarak,


topluluklarnn ok gereksinim duyd u u yardm lar
sunarlar.

Bytheway (1995), ileri ya ve yal


terimlerinin gerekliini sorgulayarak
ie balamaktadr. Bytheway, bu
terimlerin aslnda sahip olmadklar bir
evrensel gereklik tadklarn varsay
dmz ileri srmektedir. Yazar bunu,
ileri ya terimiyle ne kastettiimizi,
onun bir durum, bir yaam dnemi,
bir zihinsel durumu mu olduunu, ya
da ya da ne olduunu sorarak gster
mektedir. leri ya diye adlandrlabile
cek olan bir eyin varolduuna ilikin
herhangi bir bilimsel kant var mdr?
Eer vars, insanlar buna nasl girerler
ve yal hale gelirler? Bytheway iin,
yalanmay betimlemekte kullandmz
kategorilerin -yal ya da ya ge
mi gibi- kendileri ya ayrmcsdr. Bu
kategoriler, insanlar kronolojik yalar

237

Bugn dnyay bir yal patiamas silip spryor. Birlemi Milleder


Nfus Fonunun 1998 raporu (UNFPA
1998), dnya zerindeki altm be ya
ve st nfusun 1998'de, yaklak
olarak 9 milyon arttna dikkat
ekmektedir. 2010'a gelindiinde, bu
nfus 14,5 milyon artacaktr; 2050'de,
art 21 milyon olacaktr. Altm be ya
ve st grubun byklndeki en hzl
art, ailelerin daha az ocuk sahibi
olduklar ve insanlarn yoksul lkelere
kyasla daha uzun yaadklar, dnyann
sanayilemi lkelerinde gerekleecekr. Sanayilemi lkelerde, yal
nfusun oran 1950'deki % 8'den
1998'de % 14'e kmtr; 2050'ye
gelindiinde de % 25'e eriecei
ngrlmektedir. Yzyln ikinci
yarsnda, gelimekte olan lkeler de,
kendi yal patiamalarn yaadka bu
yolu izleyeceklerdir.
Dnyadaki toplumlarn byk
blmndeki nfus, her ne kadar
yoksul lkeler, yoksulluk, kt beslen
me ve hastalk yznden daha ksa
yaam srelerine sahip olmay srdr
yorsa da (11. Blme baknz), hem do
um hem de lm oranlarndaki d
lerin sonucu olarak yalanmaktadr.
Birlemi Milleder tahminlerine gre
(UNFPA 1998), dnyann ortalama
yaam beklentisi 1950'de krk alt yldan
1985'te elli yla kmtr; 2025'te de
yetmi bir yla kacaktr. Bu ylda, 800
milyon civarnda insan altm be yan

T o p lu m s a lla m a , Y a a m A k v e Y a la n m a

stne kacaktr; 1990'a kyasla nere


deyse kat art (6.8. ekile baknz).
Tbbi ve hizmet gereksinimleri en fazla
olan ok yallarn (seksen bein zerin
dekiler) Kuzey Amerika'daki says
yzde elli orannda artarken in'de iki
katna kacak, Bat Afrika'da ise
neredeyse bir buuk kat artacaktr
(Sokolovsky 1 990).(Yalanan bir
nfusun in iin yarataca sorunlar s.
'da tartlmaktadr.) Bu art, zaten
kendi nfuslarn yeterince besleyemeyecek kadar yoksul olan pek ok
lkenin kaynaklar zerinde artan
ykler getirecektir.
Bu patiamann sosyal politika bak
mndan iermeleri olduka byktr.
u anda 150'den fazla lke, yal ya da
engelli olan kiiler ldklerinde arka
larnda braktklar iin kamu yardm
salamaktadr. Yal insanlar zellikle
maliyetli salk hizmetlerini gereksinir.
Bu kiilerin saysnn hzla artmas, yal
insanlara salk hizmeti vermenin
maliyetinin hkmet btelerini ok
zorlamasnn olas olduu pek ok
sanayilemi lkenin salk sistemleri
zerinde bask tehdidi yaratmaktadr.
lkelerin, yal insanlarn saysn
daki arla baetmek iin yaptklar
eyler byk farkllklar gstermekte
dir. Birleik Krallk yal insanlarn
fnansal ve salk gereksinimlerini
karlayacak bir gvenlik a yaratmak
iin birincil olarak devlet fonlarna ve
Ulusal Salk Sistemine dayanmaktadr.
teki sanayilemi lkeler, ok daha
geni bir hizmetler dizisi salamaktadr.
rnein Japonya'da, erkekler ve kadn
lar ileri yalara kadar etken olmay
srdrmektedir nk Japon kltr
bu etkinlii desteklemekte; i dnya
snn politikalar da kiinin emeklilikten

sonra da emekli olmadan nce alt


irkette almasn okluk destekle
mektedir. Japonya'daki bir dizi ulusal
yasa, yal iilerin istihdam ve eitimini
desteklemektedir; zel irketler de
yeniden eitimi destekliyorlar.
Grileme ve kresellemeni birlei
mi, dnyadaki yal insanlarn yaam
larn bu yzyl boyunca biimlendire
cektir. Aileye dayal ekonomiler yerleri
ni, iftliklerdeki igcne ve kresel i
aleminin fabrikalarna braktka,
geleneksel aile bakm kalplar zorlukla
karlaacaktr (Batda aile kalplar, 7.
Blmde, s. 274'deki srk aile
tartmasnda grdmz gibi, zaten
deimektedir). Yirminci yzyln
bandaki sanayi lkeleri gibi, btn
toplumlar yalanan vatandalar iin
yeni roller bulma zorluuyla kar
karyadr. Bu zorluklar arasnda,
okluk hkmet programlaryla finanse
edilen ekonomik destein yeni biim
lerinin belirlenmesi de yer alacaktr.
Zorluklar ayn zamanda yal insanlar
yaltmak yerine, onlarn sahip olduu
deneyim ve yetenek birikimlerinine
dayanarak iermenin yollarnn bulun
masn da gerektirmektedir.

30

,-r
25

0 2000

9------------------------------------------------------------------------------- 2050

20
15

10
5

H JJJj -

6 .8 ekil. 6 5 y a v e st nfusun b lg elere


g re oran, 2 0 0 0 v e 2 0 5 0 (projeksiyon)
Kaynak: UNFPA (2004).

238

______________

T o p lu m s a lla m a . Y a am A k v e Y a la n m a

K resellem e v e gndelik yaam : in'in yalanan nfusu


in , n fu su n u n y aln zca % 1 0'u n u o lu tu ran 1 3 0

H o m u r d a n m a la r

m ily on yal v atan d aa sahiptir. N e ki, g e n le r ile


G id e re k artan sayda b e k a r g e n in san k en d ilerin i

yallar arasnd aki d e ien d en g e ile b irlik te, b u

a n a-b ab alarn n ve d rt b yk a n n e -b a b a n n

saynn 2 0 5 0 ylna kadar ylda % 3 1 'd en fazla

b ak m g ibi rk t c b ir g e le ce k le kar karya

a rta ca n g r lm ek ted ir. B u , 1 9 7 9 'd a in 'in

h issetm ek ted ir -4 -2 -1 aile diye b ilin en b ir olg u . N e

pad ayan n fu su n u k o n tro l etm e ab asy la kabu l

ki b u , k o m n ist re fa h sistem in in e k o n o m ik

ed ilen kat te k o c u k p o litik asn n b ir so n u cu d u r.


Yasaya g r e , k e n tlerd e yaayan h e r b ir ift, elerd en
birisi ya da ikisi b ird en etn ik b ir azn lk tan o lm a d k a
ya da ikisi d e tek o c u k o lm ad k a, yalnzca b ir

re fo rm la rn bask sy la h zla z ld b ir d u ru m d a
p o k o k k iin in yallar iin b a k m salam ay
g id ere k daha g bu ldu u g ere in i
d e itirm em e k ted ir. B u n u k arlay ab ilecek

o c u k yapabilir.

d u ru m d a o lan lar, ak rab alarn n b ak m n sd en m ek


in 'in n fu s art

b iim in d e k i kend i g e le n e k se l so ru m lu lu k larn z el

1950

5 6 3 m ily on

1980

9 8 5 m ily on

1960

6 5 0 m ily on

1990

1 ,1 4 m ilyar

1970

6 2 0 m ily o n

2000

1 ,2 6 m ilyar

b a k m ev lerin e ak ta rm a k ta d r -ken d i ban a


h o m u rd an m alara n e d e n o lan b ir d u ru m . in 'd e
yal in san lara g elen ek se l o larak sayg g s te rile r ve
b u g n n yal n fu su n a bak lm as b eklen ir. K im i

K aynak: U S C en su s B u reau

in san lar kendi ailelerin i ih m al y z nd en dava bile


etm ek ted ir.

K rsa l alanlarn o u n lu u n d a, b ir ift, b irk a yl


2 0 3 0 ylna g elin d i in d e, resm i yetkililer, saylar

arad an so n ra ik in ci b ir o cu a sahip olabilir. Y asa

3 0 0 m ily o n olarak tah m in ed ilen yal k iiler iin

k en d erd e z ellik le katdr; uygulanan zorla


k srlatrm a, g e k rtajlar v e kurallara uym ayanlarn

g erek li o lan b a k m n m illi g elirin tam olarak %


10'u n u t k etece in i tah m in etm ek ted ir. n le m

cezalan d rlm as ulu slararas eletirileri b e ra b e rin d e

alnm ad takdird e, u zm an lar g rileen b ir n fu su n

g etirm itir. N e ki p o litik a, alan n fu su n em ek li

b a k m n n g e tire ce i yk n, in 'in g elim e hz

olan lar d e ste k le m e k iin u ram asn a yol aarak ,

zerin d e n em li b ir etk iy e sah ip o laca n

k t b ir b iim d e g eri tep m itir.

sylyorlar.

K aynak: B B C (1 E y l l 2 0 0 0 )
ln

239

T o p lu m s a lla m a , Y a am A k v e Y a la n m a

z et
1. Toplumsallama, te k i in san larla b a lan t yoluyla

9. D k l m v e d o u rg an lk o ra n la n y z n d en ,

yard m a m u h ta b e b e in yava yava k en d i k en d in in

B a t top lu m lar h zla g rile m e k te ya da

fa rk n a vard , bilgili b ir in san a d n t , verili

yalanm aktad r. Y al n fu s, e k o n o m ik , to p lu m sal

k lt r v e ev rey e uygun b e ce rile ri k azand s retir.

ve siyasal o larak so n d e re ce farkllaan b yk ve


h zla artan b ir k ateg o riy i olu tu rm ak tad r. B u n u n la

2. G . H . M e a d 'e g r e , o c u k ayr b ir eyleyen old u u

b irlik te "g e n -y a l" v e "y al-y al" diye n c v e

kavrayna, k en d isin e kar d zen li d avranlar olan

d rd n c b l m le m e y ap m ak da olanakld r.

ba k a la rn g re re k eriir. o c u k d ah a so n ra k i b ir
aam ad a, o rg a n iz e oyu nlara g irerek oy u nu n kurallarn

10. Y alan m aya ilikin ilev selci ku ram lar

r e n m e yoluyla, genellemi te k in g e n e l d e e rler ile

b alan g ta yal in san larn to p lu m d an

k ltrel kurallar anlam aya balar.

u zak latrlm alarn n iste n ir old uunu ileri


s ryord u. U faklatrm a kuram , yallarn

3. J e a n P ia g et, o cu u n dnyay an lam lan d rab ilm e

g elen ek se l to p lu m sal ro llerin d en uzaklatrlp

y e ten e in d ek i g elim ed e b irk a an a aam ay

y erlerin in g e n le r ta rafn d an d old u ru lm as

ay rd etm ek ted ir. H e r aam a yeni b ilisel b e ce rile rin

g erek ti in i ileri s rm ek tey d i. te y and an etk in lik

e d in ilm esin i i e rir v e b ir n c e k i a am an n baaryla


g e ilm e sin i g erek tirir. P iag et'y e g re , b ilisel g eliim in
b u aam alar, to p lu m sa lla m a n n ev re n se l

k u ram , o k g e m e d e n b ir y aam kayna olara


i e rilm e n in v e m eg u l o lm a n n n e m in i
vu rgulam aya balad . Y a la n m a n n atm a

zelliklerid ir.

k u ram lar, to p lu m sal k u ru m larn ru tin ilem lerin in

4. Toplumsallama eyleyenleri n em li top lu m sallam a

yal in san lar arasn d a nasl deiik eitsizlik

s re lerin in g erek leti i yaplam g ru p la r ya da

b iim leri yaratt zerin d e d urm aktad r. E n yeni

balam lardr. B t n k ltrlerde, aile, o cu u n

k u ram lar yal in san lar k en d i yaam larn k o n tro l

b e b e k li i srasn d aki b irin cil to p lu m sallam a

etm e v e siy aset ile e k o n o m id e etk in b ir ro l

eyleyenidir. te k i etk iler arasnd a ak ran g ru p lar,

oy n ay abilm e y eten e in e sah ip ler diye g rm ek ted ir.

o k u lla r ve kitle iletiim aralar y er alr.

11. Y al in san larn , tek i g ru p lara kyasla m add i

5. K itle ile tiim in d ek i g elim eler, to p lu m sa lla m a

b ak m d an d aha d ezav an tajl o lm a olaslklar

ey ley en lerin in k ap sam n g en iletm itir. B a sl k id e

yksektir. Y al k ad n larn da erk ek ed e erlerin e

iletiim a ralarn n yaylm asna d aha so n ra elek tro n ik

kyasla y ok su llu a d ah a fazla uram alar o lasd r;

iletiim elik etm itir. H e r g n , b t n y ataki in san lara

etn ik azn lklarn yal yeleri de yoksu llu ktan ,

e rie n telev iz y o n zellik le g l b ir etk id e bu lu n u r

beyaz ed e erlerin e g r e d ah a fazla ek erler. Y al


k ad n larn says, yal erk ek lerin saysndan o k

6. Toplumsal cinsiyetin toplumsallamas, b e b e k d o a r

d aha fazlad r; h e r n e kad ar b u d en g esizlik b ir

d o m a z balam ak tad r. o cu k la rn eit olarak

l d e azaly or o lsa da.

d e e rlen d ird ik lerin e in a n a n a n n e b a b a la r b ile erk ek


o cu k la r ile kz o cu k la rn a fark l tep k iler

12. N fu su n g rilem esi, d ah a byk b ir ba m llk

g ste rm e k te d irle r. B u farkllklar b a k a p e k o k

o ra n y aratm tr. B u , yal in san lara su nu lan

k lt rel e tk i ta rafn d an d aha da artrlm ak tad r.

h iz m e tle rin fin a n se ed ilm esi k o n u su n d a yeni


tartm alara yol am tr.

7. T o p lu m sa lla m a y aam d n g s b o y u n ca srer.


Y a a m n ayr h e r aam asn d a, y aplm as g ere k e n

13. K re s e lle m e , p ek o k to p lu m d a yal

g e ile r ya da stesin d en g elin m e si g e re k e n k rizler

in san larn g e le n e k se l ro llerin i te h d it etm ek ted ir.

bulunur. B u , fizik sel varln so n a e rm e si o larak

D n y a zerin d ek i yal in san larn ro lleri, h zl b ir

l m le y zlem ey i d e ierir.

d eiim s reci iin d ed ir.

8. B iy o lo jik , ru h sal ve to p lu m sal yalanm a ayn


deildir; b ir k lt r iin d e v e k lt rler arasnd a
o ld u k a d e ik en lik g stereb ilir. B ir k iin in toplumsal
yat ile o n u n k r o n o lo jik yan k artrm a m a k g erek ir.
F iz ik se l yalan m a k an lm azd r; n e ki o u kii iin
uygun b e sle n m e , d iy et ve eg zersiz, ileri yalara kadar
yksek b ir salk d zey in in k o ru n m a sn salayabilir.

240

T o p lu m s a lla m a , Y a am A k v e Y a la n m a

Dnme sorular
1Toplumsallama alama ya da beyin ykamadan hangi bakmlardan farkllk gsterir?
2 Kendilik kimlii ile bizim toplumsal kimliklerimiz arasndaki ilikiler nelerdir?
3 Karmak ve hzla deien toplumlarda, birincil toplumsallama ne kadar nemlidir?
\ Bir kiinin yalanmas toplumsal etkenler tarafndan nasl biimlendirilir?
5 Fiziksel zellikler bir yana, olanlar ile kzlar doal olarak farkl mdrlar?
5 Bir kresel yalanma krizi var m?
7 Kendi gnlk yaamlarnzda hi ya ayrmclna tank oldunuz mu?

Ek kaynaklar
Simon Biggs, UnderstandingAgeing (Buckhingham: Open University Press, 1993).
R. Blackburn,BankingonDeath, orlnvestinginUfe(Londra: Verso,2002).
11Bytheway,^4gf>w(Buckhinghap: Open University Press, 1999).
Chris Gilleard ve Paul Higgs, Contexts o f Ageing Class, Cohort and Community (Cambridge: Polity,
2005).
Phil Mullan, The Imaginary Time Bomb: Why an Ageing Population is Not a SocialProblem (Londra: A.
H. Taurus, 2000).
P. Laslett, The ThirdAge (Londra: Weidenfeld & Nicholson, 1989).
Peter G. Peterson, Gray Dawn: Hou>the CorningAge Wavi wll Transform America and the World (New
York: RandomHouse, 1999).
)ohn Vincent, OldAge (Londra: Roudedge, 2003).

Internet balantlar
Yalanma Polidkas Merkezi:
lttp://www.cpa.org.uk/ageinfo/ageinfo.html
C)ECD Yalanma zerine uluslararas alma
lttp://www.oecd.org/ tohic/0,2686,en_2649_37435_l_l_l_l_37457,00.html
Birlemi Milleder Yallk Program
http://www.un.org/ esa/socdev/ageing/
Dnya Salk rgt Yalanma ve Yaam ak
http://www.who.int/ageing/en/

241

indekiler
Temel kavramlar
Tarihte aile
Aile yaamnn geliimi
Hi olmadmz biim: geleneksel aileyle
sylenler

ilgili

Dnya apnda aile rntlerindeki


deiimler

Birleik Krallkta aileler ve m ahrem ilikiler


Topluca ralayclar
Aile rntlerinde geliim ve eitlilik
Aile ii eitsizlik

M ahrem ilikide iddet


Evii iddet
Boanma ve ayrlk
Aile yaamyla ilgili deien tutumlar
Yeni eleikler ve vey aileler
Evliliin ve aile yaamnn geleneksel
biimlerinin seenekleri

Aileye ve m ahrem ilikilere kavramsal bakalar


levselcilik
Feminist yaklamlar
Yeni bakalar

Sonu: Aile deerleriyle ilgili


tartm a

&t
Dnme sorulan
E k kaynaklar
Internet balantlar

A ileler ve Mahrem
likiler

A ile le r v e M a h r e m li k ile r

bir eleikliin temelinde akn bulun


mas fikri epeyce yakn zamanlara dek
yaygn deildi ve teki kltrlerin
ounda bu fikir hi var olmamtr.

Hi ak oldunuz mu? Neredeyse


kesinlikle olmusunuzdur. ou insan
ilkgenliinden balayarak ak olmann
neye benzediini bilir. Ak ve romantik
servenler, pek oumuz iin yaam
mzda deneyimlediimiz en youn
hislerden kimilerini salar. nsanlar
neden ak olurlar? lk bakta yant
besbelli grnr. Ak, iki bireyin
birbirleri iin hissettii karlkl ve
fiziksel bir ball davurur. Bu
gnlerde, akn 'sonsuza dek' olduu
fikrinden kukul olabiliriz, ama ak
olmann evrensel insan duygularndan
doan bir deneyim olduunu dnme
eilimindeyizdir. Ak olan bir iftin,
belki de evlenme ve / veya bir aile kur
ma yoluyla, ilikilerinde kiisel ve cinsel
doygunluk istemesi doal grn
mektedir.

Endstilemi Bat toplumlarnda


ak ve cinsellik ancak modern zaman
larda yakndan balantl diye grlme
ye baland. Ortaa Avrupas tarihisi
John Boswell, akla ilgili modern
fikirlerimizin ne denli olaand oldu
unu yazmr. Ortaa Avrupas'nda
neredeyse hi kimse ak iin evlenmi
yordu. Aslnda, yle bir ortaa deyii
vard: 'Kiinin karsn duygularyla
sevmesi zinadr.' O gnlerde ve sonraki

Ancak, bugn bize 'doal' grnebilen bu durum, aslnda ok olaanddr. Ak olduunuz biriyle uzun sreli
bir eleiklie balama ya da bir aile
kurma, dnyann her yannda insanlarn
ounun yaad bir deneyim deildir.
rnein, Birleik Krallk'taki belirli
kimi Asyal topluluklar arasnda, dzen
lenmi evlilikler norm olarak kalmakta
dr. Bu rneklerde, ak olmann evli
likle ya da yeni bir aile kurmayla herhan
gi bir balantsnn olduu ender olarak
dnlr. Toplumumuzda uzun sreli

244

A ile le r v e M a h r e m li k ile r

yzyllar boyunca, erkekler ve kadnlar


balca olarak mlk ailenin ellerinde
tutmak ya da aile iftliinde alacak
ocuklar yetitirmek amacyla evleni
yorlard. Bir kez evlendikten sonra,
yakn dosdar olmu olabilirler: Bununla
birlikte, bu, evlilikten nce olmaktan
ok, sonra oluyordu, insanlar kimi
zaman evlilik d cinsel ilikiler yayor
lard, ama bunlar bizim imdi akla
iliiklendirdiimiz duygularn pek azna
esin veriyordu. Ak, en iyi olaslkla bir
zayflk ve en kt olaslkla bir tr
hastalk saylyordu.
Bugn bizim tutumlarmz bunun
neredeyse tamamyla kartdr. Boswell
'modern endstri kltrnn aka
rtk bir saplantsnn' bulunduundan
olduka hakl olarak sz eder:
B u 'ak denizine' dalm olan kim seler onu
sorgu lam akszm kabul etm e eilim inde
dirler . . . 'B ir adam n am acn n b ir kadn
sev m ek olduu ve b ir kadnn am acn n da
bir adam sev m ek olduu' iddiasna ki bu
B au 'd a taram aszd r

m o d e rn - n ce si ya

da sanayilem em i ad a kltrlerin pek


az katlrd. o u zam an o u yerdeki pek
o k

insan

bunu insansal deerin

o k

yetersiz b ir l s diye g r rd ! (B osw ell


1 9 9 5 :x i x )

Romantik ak kavramnn varln


hissettirmeye balamas ancak on
sekizinci yzyln sonlarnda olmutur.
Romantik ak tutkulu akn az ok
evrensel iteleyimlerinden seik olarak
nesnesini idealletirmeyi ieriyordu.
Romantik ak fikri bir yaznsal biim
olarak romann ortaya kyla az ok
rtyordu, ve romantik romanlarn
yaylm, romantik ak fikrini yaymada
yaamsal bir rol oynad (Radway 1984).
zellikle kadnlar iin, romantik ak,
ilikinin nasl kiisel doygunlua
gtrebileceiyle ilgili kendi kendine

245

ykler anlatmay ieriyordu.


Dolaysyla, romantik ak insan
yaamnn doal bir paras olarak
anlalamaz; bunun yerine, o geni
toplumsal ve tarihsel etkiler tarafndan
ekillendirilmitir. Bugn Birleik
Krallk'taki ou insana gre, evli olsun
ya da olmasn, ift, ailenin ekirdeindedir. Ailenin ekonomik rol gitgide
azaldka, ift, aile yaamnn zeinde
yer almaya balad ve ak ya da ak ve
cinsel cazibe, bu blmde daha sonra
greceimiz zere, evlilik balar olu
turmann temeli oldu (bununla birlikte,
'aile' terimi hibir ekilde yalnzca karcinsel bir ifde onlarn ocuklarn
ieriyor olarak anlalmamaldr).
Toplumumuzda ou insan iyi bir
ilikinin temelinde duygusal iletiimin
ya da mahrem bir ilikinin olduuna
inanr. Mahremiyet fikri, bu kitapta
tartm olduumuz baka pek ok
tandk kavram gibi, ksa zaman nce
ortaya km bir fikirdir. Grm
olduumuz zere, gemite evliliin
temelinde hibir zaman mahrem bir
iliki ve duygusal iletiim olmad.
Kukusuz, iyi bir evlilik iin bu nem
liydi, ama onun temeli deildi. letiim,
ncelikle, iyi bir iliki kurmann aracdr
ve onun sregidiinin balca gereke
sidir. yi bir iliki, taraflarn her birinin
eit haklarnn ve ykmllklerinin
olduu bir eider ilikisidir. Byle bir
ilikide, her bir kiinin tekine saygs
vardr ve onun iin en iyi olan ister. li
kiyi iler klmann temeli konuma ya da
karlkl konumadr. likiler, en iyi
ekilde, insanlar birbirlerinden ok
fazla saklanmazlarsa iler -karlkl
gven olmak zorundadr. Ve gvenin
zerinde allmas zorunludur; o,
yalnzca sorgulanmakszn kabul edile

A ile le r v e M a h r e m li k ile r

Jane Austen'n Gurur ve nyarg adl romannn BBC yapm, romantik akn talihsizlie
kar savam vermesiyle ilgili klasik bir vk anlatr.

mez. Son olarak, iyi bir iliki keyfi g


ten, zorlamadan ya da iddetten zgr
olandr (Giddens 1993).
Bu kitabn pek ok yerinde izlek
toplumsal deiim oldu. Bugn biz
alkantl, g ve tandk olmayan bir
dnyada yayoruz. Houmuza gitsin
gitmesin, tmmz onun sunduu
frsat ve tehlike karmyla uzlamal
yz. Romantik akla ilgili yukardaki
tartma, bu gzlemin hibir yerde
kiisel ve duygusal yaam alannda
olduundan daha doru olmadn
gsterir.
Bu deiimlerin doasn ve onlarn
yaamlarmz zerindeki etkisini nasl
anlamaya balarz? Bugn mahrem
ilikilerimizde ve toplumsal bir kurum
olarak ailede nelerin srp gittiini
anlamak, ancak gemite insanlarn
nasl yaadyla ve baka toplumlarda
imdi insanlarn nasl yaadyla ilgili

bir eyler bilirsek olanakldr. Bu


nedenle bu blmde evliliin ve ailenin
tarihsel geliimine bakyoruz. Bunun
ardndan, bugn Britanya'daki aileleri
ve mahrem ilikileri inceliyoruz. Bl
mn son ksmnda aileyi ve mahrem
ilikileri aklama giriiminde bulunan
kuramsal bakalarndan kimilerine
bakyor ve 'aile deerleriyle' ilgili imdi
ki tartmaya dnerek sonuca var
yoruz.

Temel kavramlar
Her eyden nce, kimi temel
kavramlar, zellikle aile, hsmlk ve
evlilik kavramlarn tanmlamamz
gerekiyor. Aile akraba balantlaryla
dorudan doruya balanan, yetikin
yelerin ocuklara bakma sorumlulu
unu stlendii bir insanlar topluluu
dur. Akrabalk balar bireyler arasnda
evlilik yoluyla ya da kan balarn

246

A ile le r v e M a h re m likiler

(anneler, babalar, kardeler, ocuklar,


v.b.) balayan soy dizileri yoluyla kuru
lan balardr. Evlilik iki yetikin birey
arasndaki toplumsal olarak kabul
edilen ve onaylanan bir cinsel birleim
olarak tanmlanabilir. ki insan evlen
diinde, birbirlerinin akrabas olurlar;
bununla birlikte, evlilik ba daha geni
bir hsmlar dizisini birbirine balar.
Anababalar, erkek ve kz kardeler ve
baka kan akrabalar, evlilik yoluyla,
eleiin de hsmlar olurlar.
Aile ilikileri daha geni hsm
topluluklarnn ierisinde her zaman
tannr. Neredeyse tm toplumlarda, bir
hanede kendi ocuklaryla ya da
edinilmi ocuklaryla birlikte yaayan
iki yetikinden oluan, sosyologlarn ve
insanbilimcilerin ekirdek aile dedii
eyi saptayabiliriz. Geleneksel toplumlarn ounda ekirdek aile daha byk

bir hsmlk a rnekesinin parasyd.


Evli bir iftle ocuklardan baka yakn
hsmlar ayn hanede ya da birbirleriyle
yakn ve srekli bir iliki iinde
yaadnda, bir geni aileden sz
ederiz. Bir geni aile, byk anababalar, erkek kardeleri ve onlarn karlar
n, kz kardeleri ve onlarn kocalarn,
halalar ve yeenleri iine alabilir.
Bat toplumlarnn ounda evlilik,
ve dolaysyla aile, tekelilikle iliiklen
dirilir. Bir erkein ya da bir kadnn ayn
zamanda bir eten fazlasyla evli olmas
yasaddr. Bununla birlikte, bu her
yerde byle deildir. Yirminci yzyln
ortasnda birka yz toplumu karla
trd nl almasnda George
Murdock (1949), bir kocann ya da
karnn birden fazla einin olmasna
olanak veren okelilie bu toplumlarn yzde 80'inden fazlasnda izin

Utahl okeli Tom Green'i be karsyla ve yirmi dokuz ocuundan kimileriyle gsteren
olaand bir aile fotoraf.

247

A ile le r v e M a h r e m li k ile r

verildiini bulmutur. okeliliin iki


tipi vardr: Bir erkein ayn zamanda
birden ok kadnla evli olabildii
okkarllk, ve ok daha az rasdanan,
bir kadnn ezamanl olarak iki ya da
daha ok kocasnn olabildii okkocallk. Bat'da okelilii yaama
geiren en tannm topluluk, uygula
mann yasad olduu ancak kovu
turmalarn ender olduu Birleik
Devleder'de byk blm Utah'ta
bulunan Kktenci Mormonlar'dr. Pek
ok karya sahip olma, Utah'n Birleik
Devletler'in paras olmasnn bir
koulu olarak yzyl nce Mormonlarn
ounluu tarafndan terk edildi.
Utah'ta bugn de 30.000 kktencinin
okelilii uygulad kestiriminde
bulunulmaktadr.
Pek ok sosyolog, 'aileden', sanki az
ok evrensel olan bir aile modeli varm
gibi sz edemeyeceimize inanr. Bu
blmde greceimiz zere, farkl pek
ok aile biimi vardr: ki anababal
aileler, vey aileler, tek anababal aileler
v.b. Sosyolog Diana Gittins (1993)
'aileden' deil, 'ailelerden' sz etmenin
daha uygun grndn ileri srm
tr. 'Ailelere' gnderme yapmak, aile
biimlerinin eitliliini vurgular. Bir
ksaltm terimi olarak 'aileden' sklkla
sz edebilirsek de, bunun nasl bir
eitlilii kapsadn unutmamak ok
nemlidir.

Tarihte aile
Bir zamanlar sosyologlar modern
dnemden nce Bat Avrupa'daki
yaygn aile biiminin geni aile
olduunu dnyorlard. Aratrma
lar, bu grn yanl olduunu
gstermitir. yle grnyor ki, bir
babadan, bir anneden ve baml ocuk

lardan oluan ekirdek aile uzun


zamandr en tannm aile biimi
olagelmitir. Modern-ncesi hane
dzen bugn olduundan daha
bykt, ama fark zellikle byk
deildir. rnein, on yedinci, on
sekizinci ve ondokuzuncu yzyllarda
Ingiltere'de ortalama hanehalk byk
l 4.75 kiiydi. Birleik Krallk'ta
imdiki ortalama 2.4'tr (HMSO 2004).
Daha nceki rakam evdeki hizmetileri
de iine aldndan, aile bykln
deki fark kktr.
Modern-ncesi Avrupa'da ocuk
lar yedi sekiz yandan balayarak
sklkla alyorlard iftlikte anababalarna yardm ediyorlard. Aile girii
minde kalmayanlar, bakalarnn evle
rinde ev ii yapmak ya da raklkla
uramak zere sklkla erken bir yata
baba ocan terk ediyorlard. Baka
hanelerde almak zere uzaa giden
ocuklar, anababalarn ender olarak
yeniden grrlerdi.
Son zamanlardaki yksek boan
ma oranlarna karn, baka etkenler, o
zamanlar aile topluluklarn imdi
olduklarndan daha az kalc klyordu.
Tm yalardan insanlar iin lm
oranlar (herhangi bir ylda nfusun her
bin kiisi arasndaki lmlerin says)
ok daha yksekti. Modern Avrupa'da,
balarda, tm kk ocuklarn drtte
biri ya da fazlas (bugn yzde 1'in ok
altndaki oranlara kart olarak) yaamn
ilk ylnn tesinde sa kalmyordu ve
kadnlar doum srasnda sklkla
lyorlard. ocuklarn ya da elerden
birinin veya her ikisinin lm, aile
ilikilerini sk sk sarsyordu.

Aile yaamnn geliimi


Tarihi Sosyolog Lawrence Stone,
Avrupa'da aile yaamnn modern-

248

A ile le r v e M a h re m likiler

ncesi biimlerinden modern biimle


rine gtren deiimlerden kimilerini
izelgelemitir. Stone, 1500'lerden
1800'lere dek ailenin geliiminde
evre ayrt et:
1 Bu dnemin balarnda balca
aile biimi, ekirdek ailenin, epeyce
kk hanelerde yaayan ama
baka akrabalarla olan ilikiler de
iinde olmak zere topluluk
ierisindeki birbirine derinden
bal ilikileri koruyan bir
rnekesiydi. Bu aile yaplanm,
topluluktan aka ayrlmyordu.
Stone'a gre (her ne denli kimi
tarihiler buna idraz etmilerse de)
o zamanlar aile duygusal balln
ya da bamlln nemli bir oda
deildi. nsanlar, bizim bugn aile
yaamyla iliiklendirdiim iz
duygusal itenlikleri deneyimlemiyor ya da aramyorlard.
Evliliin ierisinde cinsellie bir
haz kayna deil, ocuklar
retmek iin bir zorunluluk gzy
le baklyordu. Evlilikte ve aile
yaamnn baka meselelerinde
bireysel seim zgrl anababalarn, teki akrabalarn ya da
topluluun karlarndan daha az
nemli saylyordu. Kimi zaman
etkin olarak yreklendirildii soylu
evrelerin darsnda, ksnl ya da
romantik aka ahlaklar ve
tanrbilimciler tarafndan hastalk
gzyle baklyordu. Stone'un dile
getirdii zere, bu dnemde aile
'ak ulu, silik, duygusal olmayan,
yetkeci bir kurumdu... Aile ayrca,
kocann ya da karnn lmyle,
veya ocuklarn lmyle ya da ev
den ok erken ayrlmasyla sklkla
zldnden, ok ksa mr
lyd' (1980).

249

2 Bu aile tipinin ardndan, on


yedinci yzyln balarndan on
sekizinci yzyln bana dek sren
gei niteliindeki bir biim geldi.
Bu sonraki tip byk lde
toplumun st kesimleriyle snrly
d, ama yine de ok nemliydi
nk o zamandan bu yana nere
deyse evrensel hale gelmi olan
tutumlar ondan kp yayld. ekir
dek aile, baka akrabalarla ve yerel
toplulukla olan balardan seik
olan daha ayr bir ey durumuna
geldi. Her ne denli babalarn
yetkeci erkinde de bir art vardysa
da, evlilikte ve anababalkta aknin
nemi gitgide artan biimde
vurgulanyordu.
3 nc evrede, bugn Bat'da
en tank olduumuz aile dizgesi
tipi aama aama evrimleti. Bu
aile, yakn duygusal balarla
balanan, ev mahremiyetinin yk
sek bir derecesinin tadn karan ve
ocuklarn yetitirilmesiyle uraan
bir topluluktur. Bu, balanmac
bireyciliin ykseliiyle, yani
evlilik balarnn, cinsel ekim ya
da romantik ak klavuzluundaki
kiisel seilim temelinde oluumu
nun ykseliiyle belirginleir.
Sevginin cinsel grnmleri, evlilik
d ilikilerin yerine evliliin
ierisinde yceltilmeye baland.
Yuvadan ayr olan i yerlerinin
artmasnn bir sonucu olarak, aile,
retimden ok tketime uyumlanmaya balad. Kadnlar evsellikle,
erkeklerse ekmek kazanmakla
iliiklendirilir oldu. Son yllarda
gitgide artan sayda kadnn i
yerine girmesiyle, ailenin 'ba' olan
ekmek kazanan erkek dncesine
gitgide artan biimde kar kl-

A ile le r v e M a h r e m li k ile r

ekirdek aile gerekten hi norm oldu mu?

maktadr ve aile yaplanmlar eit


lenmeyi srdrmektedir. (Bu
deiimleri bu blmde daha sonra
inceliyoruz.)
Bu blmn banda anlan tarihi
John Boswell una dikkat ekmidr:
M o d e rn - n c e si A v ru p a'd a evlilik o u kez
b ir m lk d zen lem esi olarak
oun luk la

o cu k larn

balyor,

yetitirilm esiyle

ilgili olarak ortalarn a geliyor v e akla ilgili


olarak bitiyordu. A sln da p ek az ift 'ak
iin' evleniyor, am a pek o k lan , ev d zen
lerini o rtak olarak ynetirken , yavrularn
yetitirirken

ve

p aylarken

za m a n

yaam n

deneyim lerini

iin d e

b irbirlerini

sev m ey e balyordu. E lerin m e z a r yaz


larndan g n m ze kalanlarnn n ered ey
se t m , derin b ir duygulanm belli eder.
Buna

kart

olarak ,

m o d e rn

B at'n n

o u n d a , evlilik akla balar, o rtalarn d a


yine

ounlukla

(eer o cu k lar varsa)

o cu k la r yetitirm eyle ilgilidir v e

sklkla

m lkle ilgili olarak biter, ki bu noktaya

gelindiinde ak artk y o k tu r ya d a uzak


b ir andr. (1 9 9 5 : xxi)

Hi olmadmz biim:
geleneksel aileyle ilgili
sylenler
Genellikle tutucu bir bakasyla
yazan pek ok kii, aile yaamnn
tehlikeli biimde alnn oyulmakta
olduunu ileri srer (aile deerleriyle
ilgili imdiki tartmay bu blmn
sonunda, s. 286-9'da inceliyoruz).
Onlar, ailenin gerileyii diye grdkleri
ey ile aile yaamnn daha geleneksel
biimlerini kardatrrlar. Gemiin
ailesi pek ok insann anmsad kadar
huzurlu ve uyumlu muydu, yoksa bu
yalnca idealletirilmi bir kurmaca
mdr? Hi Olmadm^ Biim (The Way
We Never Were, 1992) balkl
kitabnda Stephanie Coontz'un iaret

250

A ile le r v e M a h r e m li k ile r

ettii zere, gemiin bir altn ayla


ilgili grmlerde olduu gibi, eylerin
gerekten nasl olduunu grmek iin
nceki zamanlara dnp baktmzda
'geleneksel ailenin' zerine dklen gl
renkli k yok olur.
Pek oklar, Victoria dnemi
ailesinin grnrdeki skdzenine ve
istikrarna hayranlk duyar. Bununla
birlikte, o zamandaki aileler zellikle
yksek lm oranlarna kadand iin
evliliklerin ortalama uzunluu on iki
yldan azd ve tm ocuklarn yarsn
dan fazlas, yirmi bir yana gelmeden
en azndan bir anababann lmne
tank oluyordu. Victoria dnemi
ailesinin hayranlk duyulan skdzeninin kk, anababalarn ocuklar
zerindeki kat yetkesindeydi. Bu
yetkenin uygulanma biimi bugnn
standartlarna gre ar lde sert
saylrd.
1850'lerin Victoria dnemi ailesini
dnecek olursak, ideal aile yine
bizden kaar. Bu dnemde kadnlar, az
ok zorla, yuvayla snrlandrlmt.
Victoria ahlakna gre kadnlarn kat
bir biimde erdemli olmas beklenirken,
erkekler cinsel olarak uaryd: Pek
oklar fahieleri ziyaret ediyor ve
genelevlere dzenli ziyarederde bulu
nuyordu. Aslnda, yalnzca ocuklar
araclyla iletiim kurduklarndan,
sklkla karlarla kocalarn birbirleriyle
yapacaklar pek az ey bulunuyordu.
Dahas, evsellik bu dnemin daha yok
sul topluluklar iin bir seenek bile
deildi. Fabrikalarda ve atlyelerde
aileler yuva yaam iin pek az zamanlar
kalacak biimde uzun saader boyunca
alyorlard. Bu topluluklarda ocuk
iilii de ok yaygnd.

251

En ksa zaman nceki anmz bizi


ideal ailenin zaman olarak 1950'lere
gtrr. Bu, kadnlarn yalnzca evde
alrken, erkeklerin ailenin geimini
salamaktan sorumlu olduu bir
dnemdi. Ancak, ok sayda kadn
aslnda salt evsel bir role geri ekilmeyi
istemiyor ve bunun iinde kendini mut
suz ve kstrlm hissediyordu. kinci
Dnya Sava srasnda pek ok kadn
sava abasnn bir paras olarak cretli
ilerde almt. Erkekler yuvaya
dnnce, onlar bu ileri yitirdiler.
Dahas, erkekler yine duygusal olarak
karlarndan uzaktlar ve kendileri iin
cinsel servenler ararken karlarna kat
kurallar koyarak sklkla gl bir cinsel
ifte standart gzetiyorlard.
Amerikal yazar Betty Friedan, ilk kez
1963'te km olmakla birlikte ara
trmas 1950'lere gnderme yapan Diil
Gi^em (The Feminine Mystique) adnda
ok satan bir kitap yazd. Friedan, 'ad
olmayan sorundan' sz ettiinde,
binlerce kadnn yreklerinde bir teli
titretmi oldu: ocuk bakmyla, yorucu
ev ileriyle ve yalnzca arada srada boy
gsteren ve kendisiyle pek az duygusal
iletiimin olanakl olduu bir kocayla
kuatlm olan bir ev yaamnn
bunaltc doas. Pek ok kadnn
katland bunaltc yuva yaamndan
bile daha ciddi olarak, toplumun bu
meselelerle yzlemeye tam olarak
hazr olmad bir zamanda pek ok
ailenin ierisinde katlanlan alkol
bamll ve iddet vard.

Dnya apnda aile


rntlerindeki deiimler
Bugn dnyann her yanndaki
farkl toplumlarda aile biimlerinde bir
eidenme vardr. Asya'nn, Afrika'nn

A ile le r v e M a h re m li k ile r

ve Pasifik kylarnn uzak blgeleri gibi


kimi yerlerde, geleneksel aile dizgeleri
pek az deimitir. Bununla birlikte,
gelimekte olan lkelerin ounda,
yaygn deiimler gereklemektedir.
Bu deiimlerin kkenleri karmaktr,
ama zellikle nemli olarak birka
etken ayrt edilebilir. Biri, Bat klt
rnn yaylmdr. rnein, Bat'nn
romantik aka degin fikirleri, nceleri
bilinmedikleri toplumlara yaylmlar
dr. Baka bir etken, nceleri zerk daha
kk toplumlardan olumu olan
alanlarda merkezi devlet ynetiminin
geliimidir. nsanlarn yaamlar, onla
rn bir ulusal siyasa dizgesiyle olan iliki
leri tarafndan etkilenir; dahas, devlet
ynetimleri geleneksel davran biim
lerini deitirmek iin etkin giriimlerde
bulunurlar. Hzla byyen nfus soru
nundan tr, rnein in'de (aada
s. 286-9da tartlmtr) devletler daha
kk aileleri, doum denetiminin
kontroln v.b. savunan izlenceleri sk
sk ortaya koyarlar. Baka bir etki, kr
saldan kentsel alanlara byk lekli
gtr. Erkekler sklkla aile yelerini
memleketleri olan kylerde brakarak
almak iin kasabalara ya da kentlere
giderler. Buna seenek olarak, bir
ekirdek aile topluluu bir birim olarak
kente tanr. Her iki durumda da
geleneksel aile biimleri ve akrabalk
dizgeleri zayflayabilir. Son olarak, ve
belki de en nemlisi, topraktan uzaktaki
ve devlet ynetimi brokrasileri,
madenler, tesisler ve var olduklar
yerlerde endstri firmalar gibi
rgtlerdeki i frsadar, nceleri yerel
topluluun iinde toprakl retim
evresinde toplanan aile dizgeleri iin
bozucu sonulara yol ama eilimin
dedir.

Genelde, bu deiimler, geni aile


dizgelerinin ve akraba topluluklarnn
teki tiplerinin paralanmasna doru
d nya a p n d a b ir d e v in im
yaratmaktadr. Bu, ilk olarak William J.
Goode tarafndan A ile rntlerinde
Dnya Devrimi (World Revolution in
Family Patterns 1963) balkl kitabnda
belgelenmi ve onu izleyen aratrmalar
tarafndan dorulanmtr.

Songeliimler
Dnya apnda gerekleen nemli
deiimler unlardr:
1 Boylar ve teki akraba topluluklar
etkileri bakmndan gerilemektedir.
2 Bir ein zgrce seilmesi ynnde
genel bir eilim vardr.
3 Gerek evliliin balatlmas gerekse
aile ierisinde karar verme bakmndan
kadnlarn haklar daha geni olarak
tannmaya balamtr.
4 Dzenlenmi evlilikler gittike
azalmaktadr.
5 Erkekler ve kadnlar iin daha yksek
cinsel zgrlk dzeyleri, ok kst
layc olmu olan toplumlarda geli
mektedir.
6 ocuklarn haklarnn geniletimine
doru genel bir eilim vardr.
7 Ayn-cins eleikliklerin kabul edilii
artmtr.
Bu eilimleri abartmak ya da bunla
rn dnyann her yannda tekbiimli
olarak gereklemi olduklarn kabul
etmek bir yanlg olur -bunlarn pek
ou uruna bugn de savalmakta ve
bunlar amanszca sorgulanmaktadr.
(1996'dan 2001'e dek Taliban ynetimi
altnda olan Afganistan'da kadnlarn

252

A ile le r v e M a h re m lik iler

haklarnn bastrlmas -20. Blm, s.


901de tartlmtr bu eilimlerin tekbiimli olmaynn bir rneidir.)
Benzer biimde, geni ailenin her yerde
gerilemekte olduunu varsaymak bir
yanlg olur. Bugn ou toplumda,
geni aileler yine normdur ve geleneksel
aile pratikleri srmektedir. Dahas,
deiimin gerekleme hznda farkl
lklar vardr ve tersine dnler ve
kareilimler vardr.

dizisel tekelilik denilmesinin daha


iyi olduunu ne srmlerdir. Bu,
hi kimsenin ayn zamanda birden
fazla kars ya da kocas olamamakla
birlikte bireylerin dizisel olarak bir
ok einin olmasna izin verildii
anlamna gelir. Ancak, yasal tekeli
lii cinsel pratikle kartrmak yanla
srkleyicidir. Britanyallar'n yk
sek bir orannn elerinden baka
bireylerle cinsel ilikilere girdii
ortadadr.

Birleik Krallk'ta aileler ve


mahrem ilikiler

2 Britanya'da evliliin temelinde


romantik ak fikri vardr. Duygulanmsal bireycilik en nemli etki
durumuna gelmitir. Evlilik ilikile
riyle ilgili szlemeler yapmann bir
temeli olarak, iftlerin, temelinde
kiisel cazibenin ve uyumun olduu
karlkl duygulanmlar gelitirmesi
beklenir. Evliliin paras olarak
romantik ak ada Britanya'da
'doallatrlmtr'; bu, modern kl
trn seikletirici bir zellii
olmaktan ok, insan varoluunun
normal bir paras gibi grnr.
Elbette, gereklik, ideolojiden
farkldr. Evlilikte kiisel doyumun
zerindeki vurgu, kimi zaman
karlanamayan beklentiler ortaya
karmtr, ve bu, artan boanma
oranlaryla ilikili olan bir etkendir.

Bugn Birleik Kralk'n kltrel


olarak eitli rasna bakldnda,
lkenin ierisinde aile ve evlilik
bakmndan dikkate deer eitlilikler
grlr. Bunlarn en arpc olanlarnn
kimileri, beyaz olan ve olmayan
insanlarn aile rntleri arasndaki far
kllklar ierir, ve bunun neden byle
olduunu dikkate almamz gerekir.
Sonra, aile yaamnn ada rntleriyle ilikisinde, boanmay ve yeniden
evlenmeyi evreleyen meseleleri incele
meye geeceiz. Bununla birlikte, ilk
olarak, Britanya'daki neredeyse tm
ailelerin paylat kimi temel zellikleri
betimleyelim.

Topluca ralayclar
Britanya'da bir btn olarak ailenin
zellikleri unlardr:
1 Tekelilik yasayla saptandndan,
Britanyal aile, teki Batl aileler gibi,
tekelidir. Bununla birlikte, Birleik
Krallk'ta imdi var olan yksek
boanma oran gz nnde bulun
durulduunda, kimi gzlemciler
Britanya'daki evlilik rntsne

253

3 Britanyal aile atasoyludur ve yeniyereldir. B abasoylu kaltm ,


ocuklarn babann soyadn almas
n ierir. Her ne denli bugn ok
daha az yaygn olsa da, gemite bu,
mlkn de genelde erkein soyunda
kuaktan kuaa g eirilm esi
anlamna geliyordu. (Dnyadaki pek
ok toplum anasoyludur -soyadlar
ve sklkla mlk, kadnn soyunda
kuaktan kuaa geirilir.) Bir yeni-

A ile le r v e M a h r e m li k ile r

yereli ikamet rnts, evli bir


iftin, her ikisinin ailelerinden de
uzaktaki bir barnaa tanmasn
ierir. Bununla birlikte, yeni-yercilik,
Britanyal ailenin mudak olarak sabit
bir ralaycs deildir. Birleik
Krallk'ta, zellikle daha yoksul, ii
snfnn ya da Asyal-lar'n yaad
semtlerde pek ok aile anayerlidir yeni evliler, gelinin anababasnn
yaad yere yakn bir alana
yerleirler. (ift, damadn anababasna yakn ya da onlarla birlikte
yayorsa, bu aileye baba-yerli
denir.)
4 ekirdek aile birimleri teki hsm
balarndan hibir ekilde tamamy
la yaltlm olmamakla birlikte,
Britanyal aile sklkla bir ya da iki
anababann ocuklaryla birlikte bir
hanede yaad ekirdek aile diye
betimlenir. Bununla birlikte, aada
greceimiz zere, ekirdek ailenin
baatl andrlmaktadr.

Aile rntlerinde geliim ve


eitlilik
Rapoport ve tekilere gre, 'bugn
Britanya'daki aileler, bir ailenin nasl
olmas gerektiine degin tek bir
egemen normun olduu bir toplumda
savam vermekten, bir normlar
okluunun meru, ve gerekten de
arzulanr kabul edildii bir topluma
doru gemektedir' (1982: 476). Onlar
bu sav dorulayarak, eitliliin be
tipini saptarlar: rgtsel, kltrel, snfsal,
yaam ak ve alttopluluk. Bu dizelgeye
cinsel eitlilii ekleyebiliriz. Rapoport'larn saptad aile biimlerinin
eitlilii, bugn, onun yirmi yldan
uzun sre nce ilk yazd zamanlarda
olduundan daha aktr.

Yaam
ak,
6. B l m ,
'Toplum sallam a, Yaam Ak ve Ya
lanm a', s. 215-218de de tartlmtr.

Aileler, evle ilgili greli bireysel


devlerini ve daha geni toplumsal
evreyle balantlarn eitli biimlerde
rgtlerler. 'Orthodox' -kadnn 'ev
hanm', erkeinse 'ekmek kazanan kii'
olduu- aileler ile, iki kiinin de meslek
yaamnn olduu ya da tek anababal
ailelerin arasndaki kartlk, bu
eitlilii rneklendirir. Kltrel olarak,
aile kazanmlarnda ve deerlerinde
eskiden olduundan daha fazla eitlilik
vardr. Etnik aznlklarn (aada
tartlan Asya ya da Bat Hindistan
kkenli aileler gibi) varl ve feminizm
gibi harekederin etkisi, aile biimlerinde
dikkate deer kltrel eitlilik ret
mitir. Yoksullar, ii snflar ve orta ve
st snflarn ierisindeki eitli
topluluklar arasnda varln srdren
snf blnmeleri, aile yaplanmnda
balca eitlemeleri korumaktadr.
Yaam ak ierisinde aile deneyimin
deki eitlemeler az ok bellidir.
rnein, bir birey, her iki anababann
birlikte kalm olduu bir ailede
dnyaya gelebilir, ve kendisi evlenip
sonra da boanabilir. Baka bir kii, tek
anababal bir ailede bym olup
birok kez evlenebilir ve her bir
evliliinden ocuklar olabilir.
Alttopluluk terimi, aileler ierisin
deki kuaklara gnderme yapar.
rnein, anababalarla byk anababal a r arasndaki balar imdi olaslkla
eskiden olduundan daha zayf duruma
gelmitir. te yandan, imdi daha fazla
kii yalla dek yaamaktadr ve
'sregelen' aile birbirleriyle yakn
iliki ierisinde var olabilir: Evli
torunlar, onlarn anababalar ve byk

254

A ile le r v e M a h re m li k ile r

anababalar. Aile rgtlerinde daha nce


hi olmad kadar byk cinsel
eitlilik de vardr. Bat toplumlarnn
pek ounda ecinsellik gitgide daha
fazla kabul edildiinden, eleiklikler ve
aileler, kar-cins eleiklikler kadar, e
cinsel iftler arasndaki eleiklikler de
temel alnarak oluturulurlar.
Gay evlilii 12. Blm, 'Cinsellik ve
Toplumsal Cinsiyet', s. 480-2'de
tartlmaktadr.

Britanyal aile tiplerinin eitlilii


arasnda, tekilerin oundan ayracak
biimde farkl olan bir rnt vardrGney Asyal topluluklarla iliiklendi
rilen rnt. Birleik Krallk'taki
Gney Asyal nfus bir milyon kiiden
fazladr. G, 1950'lerde Hindistan
yarktasnn balca alanndan
balad: Pencap, Gujarat ve Bengal.
Britanya'da bu gmenler, temelinde
dinin, memleketlerinin, kastn, ve en
nemlisi akrabaln olduu topluluklar
oluturdu. Pek ok gmen, yerli

Britanyal nfusun arasnda neredeyse


tamamyla noksan olan, onura ve aile
ballna degin kendi fikirlerini
buldu. Aile birliini korumaya altlar
ama barnmann bir sorun olduu
ortaya kt. Byk eski evler ykk
dkk alanlarda bulunabiliyordu; k
yerlere tanma, ou kez, daha kk
evlere tanma ve geni aileyi paralama
anlamna geliyordu.
Bugn Birleik Krallk'ta doan
Gney Asyal ocuklar sklkla birbi
rinden ok farkl iki kltre ak duruma
getirilir. Evde, aileleri ibirliine, saygya
ve aile ballna degin normlara
uygunluk bekler ya da isterler. Okulda,
yarmc ve bireyci bir toplumsal
evrede okul baans arayna girmeleri
beklenir. Geleneksel aile yaamyla
iliiklendirilen yakn ilikilere deer
verdiklerinden, ou, ev ve kiisel
yaamlann etnik alt-kltrle ilgisinde
rgtlemeyi seer. Ancak, Britanya
kltryle ilikili olmak deiimler
getirmitir. Ba'nn 'ak iin' evlenme
gelenei, Asyal topluluklarn ierisin
deki dzenlenmi evlilik uygulamasyla

Asyal geni aileler genellikle gl aile balar sergiler.

255

A ile le r v e M a h re m likiler

sk sk atr. Anababalar ve aile yeleri


tarafndan dzenlenen byle birleme,
sevginin evliliin ierisinden geldii
inancna dayandrlr. Her iki eeyden de
gen insanlar, evliliklerinin dzenleni
inde kendilerine daha fazla danl
masn istemlemektedir.
Siyasa nceleme Enstits'nn etnik
aznlklarla ilgili drdnc ulusal
yoklamasnn istatistiksel bulgular
(Modood ve tekiler, 1997), Hintliler'in,
Pakistanllar'n, Bangladeliler'in ve
Afrikal-Asyallar'n, evlenmesi en olas
olan etnik topluluklar olduklarn iaret
eder. 2001'de, anababaya baml
ocuklan olan tm ailelerin arasnda,
Asyal ya da Asyal Britanyal tek ailelerin
yaad hanelerin yzde 65'i evli bir
iftten oluurken, beyazlann ve AfrikalKarayipliler'in arasnda yzdeler biraz
daha azd. Birarada yaama, ocuklan
olan Asyal ve Asyal Britanyal iftlerin
arasnda teki etnik topluluklarn
arasnda olduundan oransal olarak
daha azd (7.1. Tabloya baknz). Her ne
denli Britanya'daki Gney Asyal
ailelerin arasnda deiimin gen
insanlann evliliklerde daha fazla sz
hakk istemesi ve boanmalarda ve tekanababal hanelerde hafif bir ykseli
gibi kimi belirtileri var gibi grnse de,
her ey gz nnde bulunduruldu
unda, Britanya'daki Gney Asyal etnik
topluluklar dikkate deer lde gl
aile balarna sahip olmay srdr
mektedir.

Siyah aileler
Britanya'daki Afrika-Karayip k
kenli ailelerinse yine farkl bir yaplanm
vardr. Yirmi ile krk drt ya arasnda
olup bir kocayla yaamakta olan siyah
kadnlann says, ayn ya topluluundaki
beyaz kadnlannkinden ok daha azdr.
Afrikal-Karayiplilerin arasndaki boan

ma ve ayrlma oranlan, Britanya'daki


teki etnik topluluklarn arasnda
olduundan daha yksektir. AfrikalKarayipler'in arasnda, tek-anababal
haneler, teki herhangi bir etnik aznln
arasnda olduundan daha yaygndr;
ancak, teki topluluklardan farkl olarak,
bekar Afrikal-Karayipli annelerin
alyor olmas daha olasdr (Modood
ve tekiler, 1997). teki etnik toplu
luklarla karlarml olarak siyah ya da
siyah-Britanyal nfusun arasnda
(byk ounluunun banda annenin
bulunduu) tek-anababal ailelerin
yksek oran aada 7.1. Tabloda
grlebilir.
yle grnyor ki, Birleik
Krallk'ta Londra'nn ve teki kentlerin
daha yoksul semtlerindeki siyah ailelerin
arasnda ayn etkenler i bandadr.
Siyah aileler hakkndaki pek ok
tarma, resmi evlilikteki dk oranlar
zerinde younlar ama kimi
gzlemciler bu vurgunun yanl
yapldna inanr. Evlilik ilikisinin,
baka topluluklardaki ailelerin yaplanmn oluturduu zere siyah ailenin
de yaplanmn oluturmas zorunlu
deildir. Geni akrabalk alan Bat
Hintli topluluklarda nemlidir evlilik
balaryla greli olarak, Birleik
Krallk'taki ou beyaz toplulukta
olduundan ok daha nemlidir. Tekanababal bir ailenin banda bulunan bir
annenin, bel balayabilecei yakn ve
destekleyici bir akrabalk ann olmas
olasdr. Afrikal-Karayipli ailelerin pek
ounda, daha kk ocuklan yeti
tirmeye yardm etmek yoluyla kardeler
de nemli bir rol oynar (Chamberlain
1999). Bu, siyah tek-anababalann ve
onlarn ocuklannn zorunlu olarak
istikrarsz aileler oluturduu fikriyle
eliir.

256

A ile le r v e M a h r e m li k ile r

7.1. Tablo Anababaya baml ocuklar olan Britanyal aileler:


Etnik toplulua gre,3 2001 (%)
Tek ailenin yaad haneler
Birarada yaayan
iftlerin oluturduu
aileler

Tek anababal
aileler

Anababaya baml
ocuklarn
olduu teki
haneler

60
38

12
11

22
39

6
12

100
100

68
61
63
66
65

2
2
2
3
2

10
13
12
12
11

21
24
23
19
22

100
100
100
100
100

29
38
24
32
69
67
60

11
7
9
9
3
3
11

48
36
52
43
15
18
22

12
19
15
15
13
12
7

100
100
100
100
100
100
100

Evli iftlerden
oluan aileler
Heyaz
Karma
Asyal ya da Asyal Britanyal
Hintli
PakistanlI
Bangladeli
teki AsyalIlar
Tm Asyal / Asyal Britanyal
Siyah ya da siyah-Britanyal
Siyah Karayipli
Siyah Afrikal
teki Siyahlar
Tm siyah ya da siyah-Britanyal
inli
teki etnik topluluklar
Tm etnik topluluklar
- H a n e d e g n d e r m e y a p la n

Tm

k i in in e t n i k t o p l u l u u

KAynak: S o c ia l T r e n d s 3 4 ( 2 0 0 4 ) , s . 2 8

Aile ii eitsizlik
I ve bakm dengeleme
Kadnlarn meslek yaamlarn
etkileyen nemli etkenlerden biri, alan
kadnlar iin iin ocuklara sahip olmak
tan sonra geldii hakknda eril algdr.

hlrlelk Krallk'n Afrikal-Karayipli nfusunun arasnda tek


nababalarn oran yksektir.__________________________

257

1990'larn ortalarnda Britanya'da


yrtlen bir aratrma (Homans 1987),
salk hizmetlerinde teknik personel
kadrosuna bavuran kadnlarla grme
yapan yneticilerin grlerini soru
turdu. Aratrmaclar, grmeyi
yapanlann kadnlara ocuklarnn olup
olmadn ya da olmasna niyederinin
olup olmadn her zaman sorduunu
buldu (bu, imdi gerek Birleik Krallk'ta
gerekse A.B.D'de yasaddr). Bavuran
erkeklerle ise bu soruyu neredeyse hi
sormuyorlard. Bunun nedeni soruldu
unda, yantlarnda iki izlek grld:
ocuklan olan kadnlar okul tatillerinde
ya da bir ocuun hastalanmas duru
munda fazladan izinli olmay gereksinebilirdive ocuk bakmnn sorumluluu
anababann olmaktan ok, annenin
sorunuydu.

A ile le r v e M a h re m li k ile r

Kimi yneticiler sorulanmn alan


kadnlara ynelik bir 'zen gsterme'
tutumunu iaret ettiini dnyordu.
Ama ou, byle bir sorgulama
dorultusunu, bavuran bir kadnn ne
lde gvenilir bir meslekta olduunu
kantlayacan deerlendirme grevinin
paras diye gryordu. rnein, bir
ynetici unu syledi:
B u b ir a z k iise l b ir s o r u , b u n u n
ayrdndaym, am a bunun dikkate alnmak
zo ru n d a
n y o ru m .

olan
Bu,

bir ey olduunu
g e r e k te n

b ir

d
erk e e

olam ayacak bir ey, am a bunun bir anlam da


haksz olduunu sanyorum -bu frsat
eitlii deil, nk erkek hibir zam an
kendini balbana bir aileye sahip olm u
olarak bulam az. (H o m an s 1 987)

Erkekler, ocuk dourma anlamn


da yaambilimsel olarak 'bir aileye sahip
olamamakla' birlikte, ocuk bakmyla
tam olarak ilgili ve bundan sorumlu
olabilirler. ncelenen yneticilerin hibiri
byle bir olanakll dikkate almad.
Ayn incelemeler, kadnlarn ykselme
siyle ilgili olarak yapld. Ne denli st
dzey bir konuma ulam olurlarsa
olsunlar, kadnlarn kk ocuklarna
bakmak iin meslek yaamlarna ara
vermelerinin ayn ekilde olas olduu
dnlyordu. Bu incelemede, st
dzey ynetim konumlann elinde tutan
az saydaki kadnn tm ocuksuzdu ve
gelecekte ocuklannn olmasn tasarla
yanlardan birka, ilerini brakma
niyetinde olduklarn ve belki de bunun
ardndan baka kadrolar iin yeniden
eitileceklerini sylediler.
Bu bulgular nasl yorumlamalyz?
Kadnlarn i frsatlan balca olarak eril
nyarglar tarafndan m engellenmek
tedir? Kimi yneticiler, ocuklu kadn
larn almamalarnn, ocuk bakmyla
ve evle uramalarnn gerektii gr
n davurdular. Bununla birlikte, ou,
kadnlann erkeklerle ayn meslek yaam

frsatlannn olmas gerektii ilkesini


kabul ediyordu. Tutumlanndaki nyarg,
iyerinin kendisinden ok, anababalk
etmenin ev sorumluluklanyla ilgiliydi.
Nfusun ounluu anababalk etmenin
gerek kadnlar gerekse erkekler tarafn
dan eit bir temelde paylalamayacan
sorgulamakszn kabul ettii srece,
alan kadnlann kar karya geldii
sorunlar varln srdrecektir. Yne
ticilerden birinin dile getirdii zere,
erkeklerle karlanldnda kadnlann
meslek yaam frsatlan bakmndan
dezvantajl olmas yaamn bir olgusu
olarak kalacaktr.
Buna ek olarak, daha nce gr
dmz zere, getiimiz otuz yl
ierisinde bu fark bir lde azaldysa da,
alan kadnlarn ortalama creti
erkeklerinkinin ok altndadr. Ayn
ura ulamlarnn ierisinde bile
kadnlar ortalama olarak erkeklerden
daha dk maalar kazanmaktadr.
alan Kadnlann Kanlan Yoktur
(Working Women Don't Have Wives 1994) balkl kitabnda Terri Apter
kadnlarn kendilerini birbiriyle elien
iki kuvvetle savam iinde bulduklann
ileri srer. Onlar, ekonomik bamszl
istemekte ve buna gereksinim duymakta
ama ayn zamanda ocuklannn annesi
olmay istemektedirler. Her iki hedef de
usa uygundur, ama ev ilerinin balca
sorumluluunu alan karlar olan
erkekler bunlan elde ederken, kadnlar
byle yapamamaktadr. yaamnda
daha fazla esneklik, parasal zmler
den biridir. Erkeklerin tutumlarn
deitirmelerini salamaksa ok daha
gtr.

E v ii
Her ne denli son onyllarda Birleik
Krallk'ta kadnlann durumunda, kadn
larn erkek egemenliindeki mesleklere

258

A ile le r v e M a h r e m li k ile r

girii de iinde olmak zere devrimsel


deiimler olduysa da, bir i alan ok
geride kalmor: Ev ii. igcnde evli
kadnlann saysndaki arttan ve bunun
sonucunda onlarn durumundaki dei
imden tr, erkeklerin ev iine daha
fazla katkda bulunaca sanlyordu. Her
ey gz nnde bulundurulduunda,
durum byle olmamtr. Her ne denli
imdi erkekler otuz yl nce yaptkla
rndan daha fazla ev ii yapyorlarsa da ve
kadnlar birazck daha az yapyorlarsa da,
denge yine de eit deildir. Birleik
Krallk'ta son yoklamalar, erkeklerin 2
saat 17 dakikasna karlk bu etkinliklere
gnde ortalama 4 saat 3 dakika harcayan
kadnlann yine ev iinin ve ocuk
bakmnn ounu yapan bulmutur
(HMSO 2005). Kimi sosyologlar,
kadnlann credi sektrde zaten alyor
olduu durumlarda bu fazladan iin,
zce, 'ikinci vardiyaya' denk olduunu
ileri srmlerdir (Hochschild 1989;
Shelton 1992). 1980'lerin sonlannda
bunun gibi bulgular Arlie Hochschild'n,
kadnlarla erkeklerin arasndaki ilikilerin
durumunu bir 'ertelenmi devrim'
dsahipadlandrmasna yol at. Neden ev
ii kadnlann ii olarak kalmaktadr? Bu
soru son yllarda ok sayda aratrmann
oda olmutur.
Kimi sosyologlar bu olgunun
ekonomik glerin bir sonucu olarak
aklanmasnn en iyi aklama olduunu
ne srmlerdir: Ev ii, ekonomik
destekle deitoku edilir. Erkeklerden
daha az kazandklanndan, kadnlann
ekonomik olarak kocalanna baml
kalmalan ve bundan tr ev iinin
byk blmn yapmalar daha
olasdr. Kazan uurumu daraltlana
dek, kadnlann baml konumunda
kalmalan olasdr. Hochschild, kadnlann bylelikle erkekler tarafndan iki kat
bunaltldklann ne srmtr: Bir kez

259

'ilk vardiya' srasnda ve sonra yine 'ikinci


vardiya' srasnda. Bu bamllk modeli
ev iinin toplumsal cinsiyetle ilgili
yanlanna degin anlaymza katkda
bulunmakla birlikte, kadnn kocasndan
daha fazla kazand durumlara
uygulandnda ker. rnein,
Hochschild'n inceledii karlarndan
daha az kazanan kocalardan hibiri ev
iini paylamyordu.
Kimi sosyologlar, ev iinin
yaplmasnn ya da yaplmamasnn
toplum tarafndan yaratlan toplumsal
cinsiyet rolleriyle nasl ilikili olduunu
sorarak, soruna simgesel etkileimci bir
bakasndan yaklarlar. rnein,
grmeler ve katlml gzlemler
araclyla Hochschild ev ilerinin
datmnn aka toplumsal cinsiyede
ilgili dorultular izlediini buldu. Koca
lar imleri bime ya da ev onarmlarn
yapma gibi daha seyrek yaplan grevleri
stlenme eilimindeyken, kadnlar
yemek piirme ve dzenli temizlik gibi
gndelik ilerin ounu yapar. Bu iki
grev tipinin arasndaki en nemli fark,
bireyin ii ne zaman yaptnn
zerindeki denetiminin miktandr. Evde
kadnlar tarafndan yaplan iler onlar
saptank bir izelgeye bal klma
eilimindeyken, erkeklerin ev grevleri
daha az dzenli olarak yaplmaktadr ve
daha seimseldir.
Aileyi Beslemek (Feeding the Family
-1991) balkl kitabnda Sosyolog
Marjorie Devault bir hane ierisindeki
bakm etkinliklerinin nasl toplumsal
olarak kadn ii olarak yaplandnldna
bakyordu. O, ev iinin byk blmn
kadnlarn yaptn, nk ailenin,
'bakm etkinlii ile kadnn hane iindeki
konumu arasnda gl ve grece kalc
bir iliiklendirimi ierdiini' ileri srer.
Yemek piirmeyle ilgili sorumluluk
blmn gzlemleyen Devault,

A ile le r v e M a h fe m li k ile r

toplumsal cinsiyete ayrlm besleme ve


yeme ilikilerinin, 'hizmet vermenin bir
kadn olmann paras olduu, o hizmeti
almannsa temelde bir erkek olmann
paras olduu iletisini ilettiini' syler.
Erkeklerin katkda bulunduu hanelerde
bile, iftin ocuklar olunca eler
arasnda eitliki bir ev ii blm
byk lde kesintiye urar -ocuklar
srekli dikkat gerektirirler ve onlarn
bakm izelgeleri ou kez nceden
bildirilemez. Anneler, ocuk yetitirme
grevlerine elerinin harcadndan ok
daha fazla zaman harcarlar (Shelton
1992).
Sosyologlar bu eitsiz grev da
tmnn altnda erkeklerin ve kadnlarn
farkl alanlardan sorumlu olduklarna ve
farkl alanlarda i grmelerinin gerekti
ine degin rtk anlayn yattn ileri
srerler. Erkeklerin salayclar olmalar
beklenir, kadnlarnsa ailelerine eilme
leri beklenir anne olmann yan sra ek
mek kazanan kiiler olsalar bile. Bunun
gibi beklentiler, ocukluktaki toplumsal
lama srasnda renilen geleneksel
toplumsal cinsiyet rollerini berkitir. Bu
rolleri gndelik yaamda yeniden retme
yoluyla, erkekler ve kadnlar 'toplumsal
cinsiyet yaparlar' ve toplumun erkeklerle
kadnlar farkllatrmasnn bir arac
olarak toplumsal cinsiyeti berkitirler.
M a h r e m ili k ile r d e i d d e t

Aile ya da akraba ilikileri herkesin varo


luunun parasn oluturduundan, aile
yaam duygusal deneyimin neredeyse
btn alann kuatr. Aile ilikileri -kan
kocann arasnda, anaba-balarla ocuk
lann, erkek kardelerle kz kardelerin ya
da uzak akrabalarn arasnda- scak ve
doyurucu olabilir. Ama onlar insanlan
umutsuzlua srkleyen ya da derin bir
endie ve sululuk duygusuyla dolduran
en belirgin gerilimleri de ierebilirler.

Aile yaamnn bu yan, televizyon


reklamlannda ve popler medyann
baka yerlerinde olduka sklkla
vurgulanan uyuma degin toz pembe
imgeleri yalanc karr. Evii iddet ve
ocuklann ktye kullanm en rahatsz
edici yanlardan ikisidir.

ocuklarn cinselistismar
ocuklann cinsel istisman, en kolay
biimde, cinsel faaliyederin erikinler
tarafndan olur verme yann (Britan
ya'da on alt ya) altndaki ocuklarla
gerekletirilmesi sahiptanmlanabilir.
Ensest, yakn akrabalar arasndaki cinsel
ilikiye gnderme yapar. Her ensest,
ocuklarn cinsel istismar saylmaz.
rnein, erkek kardele kz kardein
arasndaki cinsel iliki ensesttir, ama
istismann tanmna uymaz. ocuklann
cinsel istismannda, zsel olarak bir
erikin bir bebei ya da ocuu cinsel
amalarla smrr. Yine de, ensestin en
sk rasdanan biimi ayn zamanda
ocuklann cinsel istismandr -babalarla
kk kzlarnn arasndaki ensest
ilikiler.
Ensest ve daha genel olarak ocuk
lann cinsel istisman, yalnzca getiimiz
yirmi otuz ylda 'kefedilmi' olan
grnglerdir. Byle cinsel faaliyederin
gerekletii elbette uzun zamandr
bilinmektedir, ama toplum gzlemcile
rinin ou tarafndan, bu davrann
karsnda var olan gl tabulann,
bunun an lde az rasdanr olmas
anlamna geldii varsaylyordu. Durum
byle deildir. ocuklann cinsel istismannn rahatsz edici lde sk rasdanr
olduu ortaya kmtr. Olaslkla, daha
yoksul ailelerin arasnda daha sk
rasdanr, ama toplumsal sradzenin tm
dzeylerinde vardr -aada grecei
miz zere, kurumlarda da.

260

A ile le r v e M a h r e m li k ile r

Her ne denli daha belli olan dei


kelerinde onun doas yaln olsa da,
alabildii pek ok biimden tr,
ocuklarn cinsel istismarnn tam
ls-nn hesaplanmas olanaksz
deilse de gtr. Gerek aratrmaclar
tarafndan gerekse mahkemelerde, genel
olarak ocuklarn istismarnn, zel
olaraksa ocuklann cinsel istismannn
tam olarak zerinde anlalm tanmlanna henz eriilmemitir. 1989 ocuk
Yasas'nn bir blmnde, usa uygun
bakmn yokluunun neden olduu
'nemli zarardan' sz edilir ama neyin
'nemli' olduu olduka bulank braklr.
ocuklar Acmaszlktan Koruma
Yaranna Ulusal Dernek (AKYUD),
istismarn drt ulamn tanmlar: 'Sav
saklama', 'fiziksel istismar', 'duygusal
istismar' ve 'cinsel istismar'. Cinsel
istismar, 'erikinin cinsel doyumu
amacyla bir ocuk ile erikinin
arasndaki cinsel temas' diye tanmlanr
(Lyon ve de Cruz 1993).
iddet tehdidi ya da g, pek ok
ensest rneinin bir parasdr. Kimi
durumlarda ocuklar az ok istekli
katlmclardr, ama yle grnyor ki,
bu olduka enderdir. ocuklar cinsel
varlklardr elbette, ve olduka sklkla
birbirleriyle lml cinsel oyunlara ya da
keiflere giriirler. Ama erikin aile
yeleriyle cinsel temasta bulunan
ocuklann ou bu deneyimi tiksindirici,
utan verici ya da rahatsz edici bulur.
Artk, ocuklann cinsel istismarnn
buna urayanlann yaamlannda uzun
sreli sonulannn olabildiini iaret
eden dikkate deer veriler vardr.
Fahielerle, gen saldrganlarla, evden
kam ergenlerle ve uyuturucu
kullananlarla ilgili incelemeler bunlann
yksek bir orannn tarihelerinde
ocuklann cinsel istismarnn olduunu
gsterir. Elbette, ballam nedensellik

261

deildir. Bu ulamlardaki insanlann o


cukken cinsel istismara uram olduklann tantlamak, byle bir istismann
onlarn daha sonraki davrannn
zerinde nedensel bir etkisinin olduunu
gstermez. Olaslkla, aile amlan,
anababann savsaklamas ve fiziksel
iddet gibi bir etkenler dizisi sz
konusudur.
E v ii i d d e t

Evii iddeti, ailenin bir yesi


tarafndan baka bir yeye ya da yelere
yneltilmi fiziksel istismar diye
tanmlayabiliriz. ncelemeler, fiziksel
istismann balca hedeflerinin ocuklar,
zellikle kk ocuklar olduunu
gsterir. Victoria Climbie adndaki sekiz
yandaki bir kzn 2000 ubat'nda
korkun biimde ldrlmesi ocuklara
ynelik evii iddetin an biimlerini
halkn dikkatine sundu. Avrupa'ya Bat
Afrika'dan gelmi olan Victoria,
savsaklamayla ve byk halas Marie
Therese Kouao ile erkek arkada Cari
Manning tarafndan yaplan ikenceyle
geen aylardan sonra hipotermiden
ld. Onu istismar edenler 2000
Kasm'nda mr boyu hapse mahkum
oldular. Mahkemeleri srasnda, polis ve
salk hizmetleri ve toplumsal hizmet
lerin tm, kz kurtarma firsatlann
kardklar iin eletirildiler. Devlet
ynetimi, Lord Laming'in bakanlnda,
bu meslekleri yapanlarn roln
inceleyen ve devlet ynetimine byle bir
trajedinin bir kez daha olmasnn nasl
engelleneceiyle ilgili salklar veren bir
soruturma balatt (Laming 2003).
Erkekler tarafndan eleikleri olan
kadnlara uygulanan iddetse evii
iddetin en sk rastlanan ikinci tipidir.
Birleik Krallk'ta her hafta iki kadn,
eleikleri tarafndan ldrlmektedir.

A ile le r v e M a h r e m li k ile r

Yaamakta olduumuz herhangi bir


anda, kadnlarn yzde onu evii iddeti
deneyimlemektedir, ve bu, yaamlannn
herhangi bir noktasnda kadnlarn te
biriyle drtte biri arasnda bir blmn
etkilemektedir. Evii iddet kadnlara
kar ilenen sulann en sk rasdanan
olup kadnlarn, kendi ailelerindeki
erkeklerin ya da yakn tanlann iddetine
urama riski, yabanclarn iddetine
urama riskinden daha byktr
(Rawstorne 2002).
Evii iddet meselesi, 'hrpalanm
kadnlar' iin snma merkezlerine sahip
olan feminist topluluklar tarafndan
yrtlen almann bir sonucu olarak
1970'lerde halkn ve yksekretimcilerin dikkatini ekti. O zamandan
nce, evii iddet, ocuklann istisman
gibi, incelikli biimde yok saylm olan
bir grngyd. Evii iddetle ilgili
feminist incelemeler, evde kadna kar
iddetin yaygnlna ve sertliine dikkat
ekti. Eler arasndaki, polise bildirilen
en iddetli olaylar kocalarn karlarna
uygulad iddeti ierir. Kocalanna kar
fiziksel kuvvet kullanan kadnlarla ilgili
olarak bildirilmi rnekler ok daha
azdr. Feminisder, evii iddetin kadnlar
zerindeki erkek denetiminin nemli bir
biimi olduuna degin iddialarn
desteklemek iin bunun gibi istatistikleri
iaret etmilerdir.
A ta e rk illik ve b a a tlk la ilg ili
bakalar iin 12. Blm, Cinsellik
ve Toplumsal Cinsiyet, s. 520-2ye
baknz.

Feminist savlara bir kar tepki


olarak, tutucu yorumcular, aile iinde
iddetin ataerkil erkek erkiyle deil, 'kt
ilev gren ailelerle' ilgili olduu
iddiasnda bulunmulardr. Kadnlara
kar iddet, ailenin artmakta olan
bunalmnn ve ahlakn standartlanndaki anmann bir yansmasdr.
Tutucu yorumcular, kanlann kocalara

uygulad iddetin ender olduuna


degin bulguyu sorgularlar, ve erkeklerin
kanlannn onlara iddet uygulad r
nekleri bildirmeye, kadnlann olduun
dan daha az istekli olduunu ne srer
ler (Straus ve Gelles 1986).
Byle iddialar feminisder tarafndan
ve kadnlann uygulad iddetin her
ekilde erkeklerinkinden daha kstl ve
dzensiz olduunu ve kalc fiziksel
zarara neden olmasnn ok daha az olas
olduunu savlayan baka bilginler
tarafndan gl biimde eletirilmitir.
Onlar, aile ierisindeki iddet olaylannn
'saysna' bakmann yeterli olmadn
ileri srerler. Bunun yerine, iddetin
anlamna, balamna ve etkisine bakmak
asildir. 'Kansn hrpalamann' -kocalarn
karlarna dzenli olarak uygulad
fiziksel kyclk- tersine evrildiinde
hibir gerek dengi yoktur. Aratrma,
kadnlann ancak zaman iinde yinelenen
saldrlara uradktan sonra iddete
bavurduunu, eleikleri olan erkeklere
kadnlar tarafndan uygulanan iddetin
sklkla saldrgan olmaktan ok savungan olduunu buldu (Rawstorne 2002).
ocuklan fiziksel olarak istismar eden
erkeklerin bunu uzun sre kalan yaralan
malara neden olarak ve tutarl bir
biimde yapyor olmas da kadnlarnkinden ok daha olasdr.
Evii iddete neden grece sk
rastlanr? Birka etken kmesi sz
konusudur. Biri, aile yaamnn ralaycs
olan duygusal yeinlik ve kiisel
itenliktir. Aile balar olaan olarak,
sklkla sevgiyle nefretin birbirine
kan gl duygularla ykldr. Ev
ortamnda padak veren atmalar, baka
toplumsal balamlarda ayn biimde
hissedilmeyecek olan hasmlklar
salverebilir. Yalnzca nemsiz bir olay
gibi grnen ey, eleiklerin arasnda ya
da anababalarla ocuklarn arasnda
geni apl dmanlk tortulan braka

262

A ile le r v e M a h r e m li k ile r

bilir. Baka kadnlarn davranndaki


ayrkslklara kar hogrl olan bir
adam, kars bir akam yemei
toplantsnda ok fazla konuunca ya da
onun gizli tutmay istedii mahremiyeti
ortaya dklnce fkelenebilir.
ikinci bir etki, aile ierisinde bol
miktarda iddetin aslnda hogrlmesi,
ve hatta onaylanmas olgusudur. Her ne
denli toplumsal olarak onaylanan aile ii
iddet doas bakmndan grece snr
lysa da, saldmnn daha sert biimlerine
kolayca dnebilir. Britanya'da pek ok
ocua, yalnzca nemsiz bir biimde de
olsa, anababalanndan biri tarafndan
zamann birinde tokat atlm ya da
vurulmutur. Byle eylemler bakalar
tarafndan olduka sklkla genel onayla
karlanr, ve byk olaslkla 'iddet'
olarak dnlmez bile -bununla
birlikte, Birleik Krallk'n, ocuklann
fiziksel olarak cezalandrlmasn yasad
klan yasalar olan teki pek ok Avrupa
lkesinin izinden gitmesi iin kimi
topluluklar gitgide artan biimde bask
yapmaktadr.

Toplumsalsmf
Hibir toplumsal snf ein ktye
kullanmna bak olmamakla birlikte,
birka inceleme dk gelirli ifderin
arasnda buna daha sk rastlandn
iaret eder (Cherlin 1999). Otuz yldan
uzun bir sre nce, William Goode
(1971), kanlarn denetlemek iin daha
yksek bir gelir ya da eitim dzeyi gibi
baka pek az aralan olduundan, dk
gelirli erkeklerin iddete daha yatkn
olabildiini ne srd. Buna ek olarak,
yoksulluun ve isizliin neden olduu
yksek gerginlik dzeyleri ailelerin
ierisinde daha fazla iddete yol aabilir.
Bu iddialara destek olarak, Gelles ve
Cornell (1990), isiz erkeklerin kanlanna
saldrmalannn ii olan erkeklerin bunu

263

yapmasndan iki kat daha olas olduunu


buldu.

Boanma ve ayrlk
Boanmannykselii
Bat'da yzyllar boyunca, evlilie
neredeyse zlemez gzyle bakld.
Boanmalara yalnzca, evliliin cinsel
ilikiyle tamamlanmay gibi ok snrl
durumlarda izin veriliyordu. Endst
rilemi lkelerden bir ikisi bugn de
boanmay tanmamaktadr. ou lke,
hzla, boanmay daha kolayca gerek
letirilebilir klmaya ynelmektedir.
Eskiden, kartlk dizgesi olarak bilinen
dizge endstrilemi lkelerin neredeyse
tmnn ralaycsyd. Bir boanmaya
izin verilmesi iin, elerden birinin
tekine kar sulamalar (rnein, ac
maszlk, terk etme ya da aldatma) getir
mesi bekleniyordu. 'Kusurun olmad'
ilk boanma yasalan kimi lkelerde
1960'larn ortalarnda karld. O
zamandan bu yana, her ne denli ayrn
tlar eitlilik gsterse de, Bat'da pek ok
devlet buna uymutur. Birleik Krallk'ta,
iftlerin boanmasn kolaylatran ve
'kusurun olmadna' degin koullar
ieren Boanmann Yeniden Biimlendrilmesi Yasas 1969'da geirildi ve
1971'de yrrle girdi. 'Kusurun
olmamas' ilkesi 1996'da geirilen yeni
bir yasa tasarsyla daha da salam
latrld.
1960 ile 1970 arasnda Britan
ya'da boanma oran her yl istikrarl
biimde yzde 9'luk art gstererek o
onyln ierisinde iki katna ulat.
1972'ye gelindiinde, birpara, uzun
zamandr l olan evliliklerin iindeki
pek ok kimsenin boanmasn
kolaylatran 1969 Yasas'nn bir sonucu
olarak, bir kez daha ikiye katlanmt.
1980'den bu yana boanma oran bir
dereceye dek istikrar kazanmtr ama

A ile le r v e M a h r e m li k ile r

daha nceki herhangi bir dnemle


karlatrldnda ok yksek bir
dzeyde kalmay srdrmektedir. imdi
Birleik Krallk'taki tm evliliklerin
yaklak olarak bete ikisi boanmayla
sonlanmaktadr. Her yl evliliklerin say
sndaki d ve boanmalann saysn
daki ykseli 7.1. ekilde gsterilmitir.
Boanma oranlan belli ki evlilikteki
mutsuzluun dorudan bir gstergesi
deildir. Bir kere, boanma oranlan,
ayrlm olup yasal olarak boanmam
olan insanlan iine almaz. Dahas, mut
suz bir biimde evli olan insanlar
birarada kalmay seebilirler evliliin
kutsallna inandklanndan ya da ayrl
mann parasal ve duygusal sonularn
dan endie ettiklerinden ya da ocuklanna bir 'aile' yuvas vermek iin
birbirleriyle kalmay dilediklerinden.

Boanmaya neden daha sk rastlanr


olmutur? Daha geni toplumsal
deiimlerle ilgili olan birka etken sz
konusudur. Zengin insanlann olutur
duu ok kk bir orann dnda,
bugn evliliin, mlk ve konumu
kuaktan kuaa geirme arzusuyla artk
pek fazla balants yoktur. Kadnlar
ekonomik olarak daha bamszlat
ndan, evlilik eskiden olduundan daha
az zorunlu bir ekonomik eleikliktir.
Genel olarak daha fazla gnen, evlilikte
duygulanmsal soukluk olduunda ayn
bir hane kurmann eskiden olduundan
daha kolay olduu anlamna gelir. imdi
boanmann pek az utanma duygusuna
neden olmas olgusu birpara bu
geliimlerin sonucudur ama onlara hz
da eklemektedir. nemli baka bir
etken, evlilii, sunduu kiisel doyum

a Eleiklerin her ikisi iin


b Geersiz klmalar iine alr. 1950 den 1970'e dek veriler yalnzca Byk Britanya iindir,
c Eleiklerden biri ya da her ikisi iin
7.1. ekil Evlilikler ve boanmalar, Birleik Krallk (binler)
Kaynak: S o d a ! T r e n d s 3 4 ( 2 0 0 4 ] , s. 3 1 .

264

A ile le r v e M a h r e m li k ile r

dzeyleri bakmndan deerlendirme


eiliminin bymesidir. Ykselmekte
olan boanma dzeyleri, balbana
evlilikle ilgili derin bir doyumsuzluu
deil, onu dllendirici ve doyumverir
bir iliki klmaya ynelik artm bir
kararll iaret eder.

Tek anababal haneler


Tek anababal haneler yirmi otuz
yldr gitgide sk rastlanr duruma
gelmitir. Birleik Krallk'ta, tek
anababal, tek ailenin yaad
hanelerlerdeki insanlarn oran 1971'deki

D i a n e V a u g h a n d a n i f t b a n k o p a r m a z e r i n e : a y r l m a d e n e y i m i
Y k s e k b o a n m a d zey lerin in to p lu m sal

'b lg e' yaratr. B u n d a n b ir s re n c e , b alatc,

a v an tajlarn n v e b ed ellerin in b ir d en g esin i

eleiini d e itirm ey e, o n u n d a h a kabul edilir

k a rm a k ar l d e g t r. D a h a h o g r l

b iim lerd e d a v ran m asn sa lam ay a, paylalan

tu tu m la r, iftle rin , d llen d irici o lm ay an b ir ilikiyi

k arlar b eslem ey e v.b. alp b aarsz o lm u

to p lu m sa l d lam acl a u ram ak szn

olabilir. B ir n o k ta d a , b alatc, giriim in

so n lan d rab ilm esi an lam n a gelir. te y an d an , b ir

b aarszla uradn v e ilikinin te m e ld e k usurlu

evliliin p a ra la n m a s n e re d e y se h e r z a m a n g e re k

o ld u u n u h issed er. O z a m a n d a n b alayarak,

ift iin g e re k se o cu k la r iin d uygusal o larak

ilikinin ya d a eleiin k usu rlu o ld u u k on u larla

gerginlik d o lu d u r v e ta ra fla rd a n biri ya d a h e r ikisi

u ram ay a balar. V au g h an b u n u n , b ir bireyin

iin p a ra sa l g l k ler yaratabilir. (A a d a s. 2 7 0 -

tek in in ek ici zellik lerin e o d ak lan arak d ah a az

2 7 1 'd e k i k u tu d a , C a r o l S m a rt'la B r e n N eale'in

kabul edilir o lab ilecek olan larn yo k sayd b ir

b o a n m a d a n s o n ra b ir aile o lu tu rm a d eneyim iyle

s re o la n 'ak o lm a ' s recin in k art old u u n u

ilgili a lm a la rn a b ak y o ru z.)

n e srer.

ift Bam Koparma: M ahrem likilerde Dnm

A yrl cid d i o la ra k d n m e k te o lan b alatclar,

N oktalan (U n co u p lin g : T h e T u rn in g P o in ts in

d ik kate d e e r b iim d e , ilikilerini b akalaryla

Intdm ate R e la tio n sh ip - 1 9 9 0 ) balkl k itab n d a

g en ile m e sin e tarta ra k 'an d rlan k arlatrrlar'.

D ia n e V a u g h a n ayrlm an n ya d a b o a n m a n n ak

B u n u y ap m ak la, ay rlm an n bedellerin i ve

srasn d a eleiklerin arasn d ak i ilikileri

y ararlarn tartarlar. T ek b a m a sa kalabilir

z m le m itir. V a u g h a n , birlikte y aam ad an ayr

m iy im ? A rk a d a la r v e a n a b a b a la r nasl tepk i

y aam ay a g e ii izelg elem ek iin , ksa z a m a n n c e

v e re c e k ? o c u k la r ac e k e ce k m i? P arasal o larak

ayrlm ya d a b o a n m o la n (b alca o larak o r ta

b o r s u z o la c a k m y m ? B u n larla v e b ak a

snftan) y z d e n fazla kiiyle b ir dizi g r m e

so ru n la rla ilgili o larak d n d k te n s o n ra , kim ileri

g e re k le tird i. ift ban k o p a rm a k av ram , u zu n

ilikiyi y r tm e k iin y en id en d e n e m e y e k arar

sreli b ir itenlikli ilikinin p a ra la n m a sn a

v erirler. B ir ayrla g irien ler iin b u t r

g n d e r m e yapar. V a u g h a n , rn e k le rin p ek o u n d a ,

h esa p la m a la r v e s o ru tu r m a la r o n larn d o ru eyi

fiziksel ay rlm ad an n c e b ir to p lu m sal ayrlm an n

y ap tk larn a d eg in g v e n y ap lan d rarak ayrl

o lm u o ld u u n u b u ld u -eleik lerd en en az biri

d ah a az rk t c klm aya y ard m eder.

yeni araylarla ilgilen m eye b alayarak v e tek in in

B alatclarn o u , kendi z-g eliim leriy le ilgili b ir

iin d e b u lu n m ad b a lam lard a yeni ark ad alar

so ru m lu lu u n , te k in e ad an m ln k arsnd a

ed in erek yeni b ir y a a m r n t s gelitirdi. B u

n celi in in b u lu n d u u n a in an m ay a balar.

o u k ez te k in d e n srlar sak lam ak an lam n a geld i


zellikle, e lb e tte , b ir sevgiliyle b ir iliki s z k on u su

E lb e tte , ift b an k o p a rm a y a h e r z a m a n
b t n y le b ir tek b irey ta ra fn d a n n d erlik

old u u n d a.

e d ilm ez. te k i eleik d e ilikinin


V au g h an 'n a ra trm a sn a g re , ift ban k o p a rm a ,

k u rtarlam ay aca n a k a ra r v e rm i olabilir. K im i

b a la n g ta sklkla, n iy ed en ilm ek sizin g erek leir.

d u ru m la rd a , rollerin ap an sz b ir tersin e d n

B ir b irey ki o, b u n a b alatc d e r ilikiden tek in e

g erek leir. D a h a n c e ilikiyi k u rtarm ay istiy o r

g re d a h a az d o y u m b u lm ay a b a la r v e ifd n

o lan kii o n u b itirm e y e kararl o lu rk en , ilk b alatc

birlikte u rat etk in lik lerd en b a m sz o lan b ir

ilikiyi s rd rm e y i diler.

265

A ile le r v e M a h r e m li k ile r

yzde 4'ten, 2003'te yzde 12'ye kt


(7.2. Tabloya baknz). Tek anababaln
ok daha byk lde diil bir ulam
olduuna dikkat ekmek nemlidir.
Ortalama olarak, onlar ada toplum
daki en yoksul topluluklarn arasndadr.
Tek anababalann pek ou, ister hi
evlenmemi isterse evlenmi olsunlar,
ekonomik gvenliksizliin yan sra
toplumsal onaylamazlkla kar karya
gelmektedir. Bununla birlikte, 'terk
edilmi kadnlar', 'babasz aileler' ve
'paralanm yuvalar' gibi daha eski ve
daha yarglayc terimler ortadan yitme
eilimindedir.
Tek anababal hane ulam isel
olarak eitli bir ulamdr. rnein, dul
annelerin yarsndan fazlas oturduu
evin sahibidir, ama hi evlenmemi tek
annelerin byk ounluu kirada
oturmaktadr. Tek anababalk deimek
te olan bir durum olma eilimindedir,
snrlan da olduka bulanktr: Tek
anababala giden ve ondan kan oklu
yollar vardr. Ei len bir insann duru
munda, ayrlk elbette kesindir -bununla

birlikte, eleik lmeden nce bir sre


hastanede kaldysa kii pratik bakmdan
tek bana yaam olabilir. Bununla
birlikte, bugn tek anababal hanelerin
yaklak olarak yzde 60' ayrlmayla ya
da boanmayla ortaya kmtr.
Birleik Krallk'taki tek anababal
ailelerin arasnda en hzl byyen ulam
bekar, hi evlenmemi annelerinkidir.
1990'lann sonlanna gelindiinde bunlar
anababaya baml ocuklar olan
ailelerin toplam saysnn yzde 9'unu
oluturuyorlard (7.3. Tabloya baknz).
Bunlarn arasndan kann tek bana
ocuk yetitirmeyi bile bile setiini
bilmek gtr. ou insan tek anababa
olmay dilemez. Bu yzyln ilk birka
ylnda domu olan ocuklann yaam
larn izleyen ve bugn de srmekte olan
Binyl Alttopluluk incelemesi, daha gen
kadnlann tek anne olmalannn daha
olas olduunu ve kadn ne denli eitimli
olursa onun evlilik-ii bir bebeinin
olmasnn o denli olas olduunu
bulmutur. Aratrma, birarada yaayan
iftlerin yzde 52'sine ve evli kadnlann

7 . 2 . T a b lo B ir l e i k K r a llk t a h a n e l e r : h a n e v e a il e n in t i p i n e g r e ,
1 9 7 1 - 2 0 0 3 (% )
Tek ailenin yaad haneler
Yalnz yaayan
ift
ocuksuz
Anababaya baml ocuklar6
Yalnzca, anababaya baml olmayan ocuklar
Tek anababa
teki haneler
zel hanelerdeki tm insanlar (=% 100) (milyon)
zel hanelerde olmayan insanlar (milyon)
Toplam nfus (milyon)1

1971

1981

1991

200 r

2003

11

12

13

19
52
10
4
9
53.4
0.9
54.4

20
47
10
6
9
53.9
0.8
54.8

23
41
11
10
4
55.4
0.8
56.2

25
39
8
12
4
57.4

25
38
8
12
5
57.6

* Baharda. Bu kestirimler m evsimlere uyarlanm deildir ve 2001 nfus saymnn sonularn dikkate alacak
biimde uyarlanmamtr
b Anababaya baml olmayan ocuklar da iine alabilir
c 1 9 7 1 'den 1991 e dek olan veriler nfus saymna g re sralanmtr. 2001 v e 2 0 0 2 ile ilgili veriler yl ortas kestirimleridir
Kaynak: SodaI Trends 3 4 ( 2 0 0 4 ) , s. 31

266

A ile le r v e M a h re m li k ile r

yzde 18'ine karlk, tek annelerin yzde


85'inin gebeliklerinin tasarlanmam
olduunu da ortaya karmtr. Evli
olmayan ya da hi evlenmemi annelerin
ounluu iin, evlilik-d doumlarn
oran ile yoksulluk ve toplumsal
yoksunluk gstergelerinin arasnda
yksek bir iliki de vardr. Daha nce
grdmz zere, Birleik Krallk'taki
Bat Hintli artalan olan ailelerin arasnda
tek anababal hanelerin yksek oranda
olmasnn aklanmasnda bu etkiler ok
nemlidir. Bununla birlikte, kadnlarn
artmakta olan bir aznl imdi bir ein
ya da eleiin destei olmakszn ocuk
ya da ocuklar yapmay semektedir.
'Kendi seimiyle bekar anne olanlar',
olaan olarak, tek-anababal bir haneyi
tatminkar biimde ynetmek iin yeterli
kaynaklara sahip olan kimi tek anababalann yerinde bir tanmdr.
Crow ve Hardey (1992), tek
anababal ailelere giden ve onlardan
kan 'yollarn' byk eitliliinin, tek
anababalann bir btn olarak tekbiimli
ya da bal bir topluluk olmad
anlamna geldiini ileri srer. Her ne
denli tek anababal aileler ortak olan
belirli kimi maddi ve toplumsal
dezavantajlar paylasalar da, bunlarn
pek az toplu kimlii vardr. Yollarn
oulluu, toplumsal siyasann amalan
bakmndan, tek anababa olmann
snrlannn tanmlanmasnn ve gereksi
nimlerinin hedef alnmasnn g
olduu anlamna gelir.

'Olmayan baba'
1930'lann sonlanndan 1970'lere dek
olan zaman kimi kez 'olmayan baba'
dnemi dsahipadlandnlr. kinci Dnya
Sava srasnda pek ok baba, sava
hizmeti nedeniyle, ocuklarn ender
olarak gryordu. Sava izleyen
dnemde, ailelerin byk bir ounlu

267

unda kadnlar cretli igcnde


deillerdi ve ocuklara bakmak iin evde
kalyorlard. Baba, ekmek kazanan
balca kiiydi ve bunun sonucunda
btn gn darda, iteydi; ocuklarn
yalnzca akamlan ve hafta sonlamda
gryordu.
Son yllarda ykselen boanma
oranlanyla ve tek anababal hanelerin
artan saysyla birlikte, olmayan baba
izlei farkl bir anlama gelir oldu.
Ayrlmann ya da boanmann bir
sonucu olarak ocuklaryla yalnzca
ender olarak temas olan ya da onlarla
temas hepten yitiren babalara gn
derme yapmaya balad. Dnyada
boanma oranlannn en yksek olduu
lkeler arasnda olan Birleik Krallk'ta
ve Birleik Devletler'de bu durum youn
tartmalara yol amtr. Kimileri
'babann lmn' duyurmutur.
Kart bakalarndan yazan sos
yologlar ve yorumcular, ykselen su
oranlarndan, ocuk destei iin refah
bedellerinin hzla artmasna dek toplum
sal sorunlann btn bir eitliliinin
aks olarak, babasz ailelerin gitgide
artan ounluuna tutunmulardr.
Kimilen, yakn evrelerindeki erikin
lerin arasndaki zm grmelerinin,
ibirliinin ve uzlamn srekli rnek
leriyle karlamadka, ocuklarn hibir
zaman bir toplumsal topluluun etkili
yeleri olamayacan savlamtr
(Dennis ve Erdos 1992). Byle savlara
gre, babasz byyen olanlar, kendileri
baarl birer baba olmak iin savam
vereceklerdir.
Tartmada gze arpan biimde
boy gstermi olan Amerikal yazarlann,
meselenin Birleik Krallk'taki tartma
lar zerinde byk etkisi olmutur.
Babas^ Amerika (Fatherless America 1995) balkl kitabnda David Blanken-

A lle le v e M a h r e m li k ile r

ierimleri ak olmaktan uzakr. Ayn


eleurmenin syledii zere: 'Serseri bir
baba serseri oullar yetitirmez mi? Kimi
babalar aile iin kt deil midir?' Kimi
bilginlerin ne srdne gre, anahtar
soru babann var olup olmamas deil,
aile yaamyla ve anababalkla ne denli
uradr. Baka deyile, hanenin
yaps, ocuklarn onun yelerinden
grdkleri bakmn, dikkatin ve destein
nitelii kadar nemli olmayabilir. Son
zamanlarda Birleik Krallk'ta babaszlk
meselesi, yeleri, baka eylerin yan sra,
2004 Mays'nda Avam Kamaras'nda
babakana mor tozla doldurulmu bir
prezervatif atm ve 2004 Eyll'nde
Yarasa Adam klna girerek Buckingham Saray'nn duvarlarn kazm olan
Adalet steyen Babalar adl bask toplu-

horn boanma oranlarnn yksek


olduu toplumlann yalnzca babalann
yitimiyle deil, babalk fikrinin anmyla
da kar karya olduunu savlar ki
bunun lmcl toplumsal sonulan
vardr, nk imdi pek ok ocuk,
gereksinim duyduklar zamanlarda
bavuracaklan bir yetke figr olmak
szn bymektedir. imdiye dek tm
toplumlarda evlilik ve babalk, erkeklerin
cinsel ve saldrgan enerjilerine meydan
okumann aralarndan birini salyordu.
Onlar olmakszn, bu enerjilerin sula ve
iddede davurulmas olasyd. Blankenhorn'un kitabm eletirenlerden birinin
syledii zere, 'iren bir iten kp
televizyonun karsnda bira imek iin
eve gelen bir babann olmas, hi
babann olmamasndan daha iyidir' (The

7 .3 . Tablo Byk Britanyada anababaya baml ocuklar olan tm ailelerin


bir yzdesi* olarak banda tek anababalarn olduu aileler:
Evlilik durumuna gre
1971

1976

1981

1986

1991-2

1996-7

1
2
2
2
7
1
92
100

2
2
3
2
9
2
89
100

2
2
24
2
11
2
87
100

3
1
6
3
13
1
86
100

6
1
6
4
18
1
81
100

7
1
6
5
20
2
79
100

1998-9

Tek anne

Bekar
Dul
Boanm
Ayrlm
Tm tek anneler
Tek baba

Evli/birarada yaayan iftb


Anababaya baml ocuklar
olan tm aileler

* Anababaya baml ocuklar, ya 16'nn altnda ya da 16 ile 18 arasnda olan, tam zamanl eitim almakta olan, aile
biriminin iinde olan ve evsel dzende yaamakta olan kiilerdir
b Kocalar evsel dzende yayor olarak tanmlanmayan evli kadnlar iine alr
Kaynak: Social Trends 30 (2000), s. 37

Economist 1995).
Ama acaba yle mi? Olmayan
babalar meselesi, daha genel bir soru
olan boanmann ocuklar zerindeki
etkisi meselesiyle rtr -ve burada,
grdmz zere, eldeki kantiann

luunun gze arpan gsterilerinin


araclyla medyann dikkatini byk
lde ekmitir. Topluluk, Britanya'da
ocuun 'en yksek karlarna' hizmet
etmeyi amalayan yasann, iftler
ayrldnda babalarn ocuklaryla
temas srdrmesini gletirerek

268

9
1
8
5
22
2
75
100

A ile le r v e M a h r e m li k ile r

annenin yararna olacak biimde


nyargl olduu iddiasnda bulunur.

Dolaysyla, ii snf hanelerinde


kuaklararas atma olma eilimi daha
fazladr.

Aile yaamyla ilgili deien


tutumlar

Rubin'in incelemesindeki gen


insanlar, cinsel davrana, evlilie ve
toplumsal cinsiyet blnmelerine degin
kendi tutumlarnn anababalarnnkilerden seik olduu zerinde anlarlar.
Ama kendilerinin yalnzca haz arayyla
ilintili olmadklarnda diretirler. Onlar
yalnzca daha eski kuankilerden farkl
deerleri benimsemektedirler.

yle grnyor ki, aile yaamnn


deimekte olan rasna ve boanmada
yksek dzeylerin varlna verilen
tepkileri etkileyen tzsel snf f a r k l l k l a r
vardr. Fay Hattndaki Aileler (Families on
the Fault Line -1994) balkl kitabnda
Lillian Rubin ii snfndan otuz iki
ailenin yeleriyle derinlemesine gr
meler yapt. Orta snf ailelerle karla
trldnda, ii snfndan ailelerin daha
geleneksel olma eiliminde olduklar
sonucuna vard. Orta snftan pek ok
ailenin kabul etmi olduu, evlilik ncesi
cinselliin aka davurumu gibi
normlar, zel olarak dindar olmadklan
yerlerde bile ii snf tarafndan daha
yaygn olarak onaylamazlkla karlanr.

Rubin, grt gen kadnlann,


evlilikle ilgili olarak anababalannn kua
nn olduundan ok daha ikircikli
olduunu buldu. Onlar, erkeklerin nok
sanlklarnn keskin biimde ayrdndalard ve eriilebilir olan seenekleri ke
fetmekten ve yaam anneleri iin
olanakl olmu olduundan daha tam ve
ak olarak yaamaktan sz ediyorlard.
Erkeklerin tutumundaki kuaksal

FIGHTING FOR YOUR RIGHT TO SE YOUR KK

www.fathers-4-justice.org

Bunun gibi gze arpan gsteriler, ailede, mahkemelerde ve hkmet politikalarnda babalarn izgid
braklmtk hislerine dikkat ekmektedir

269

A ile le r v e M a h r e m li k ile r

Carol S m art v e Bren N eale: A ile p aracklar


deerlendirdiler. rn e in , pek o k anababa

1 9 9 4 ile 1 9 9 6 arasnda C aro l S m a rt ve B re n N eale


1 9 8 9 o cu k Y asas'n n geirilm esind en so n ra

b oan m an n b ir so n u cu olarak ocu klarnn

ayrlm ya da b oan m olan W est Y orkshire'l

u rayaca zarard an endieleniyordu am a

altm anababann olu turdu u bir toplulukla iki tur

korkularn ve sululuk duygusunu yapc eylem e

g r m e gerekletirdi. B u yasa, anababalarn artk

nasl d n t rece in d en em in deildi. B u , kimi

o cu k lar iin k avga etm ek zo ru n d a olduklarn

anababalarn o cu k larn a fazla skca sarlm asna ya

hissetm eyecekleri b iim d e 'ocu k larn vesayetine' ve

da o n lara 'erikin' srdalarm gibi davranm asna

'ocu k lar g rm e ' hakkndaki eski kavram lar

yol am t. tek i rn ek lerd ey se, yabanclam a,

o rta d a n kaldrarak b oan m an n ardndan

uzakla ve anlam l balantlarn yitimine

anababalarn ve o cu k lan n kar karya kald

g t rm t .

d u ru m u deitirdi. Y a s a , o cu k larla anababalarn

Y azarlara g re , m ed yada ve belirli kimi siyasal

arasndaki yasal ilikinin boanm ayla deim edii

b alam larda, b o an m ad an so n ra erikinlerin

anlam na geliyordu; ayrca, an abab alan o cu k

ahlakll terk ettiklerine ve b en cilce ve kendi

y etitirm e iini paylam aya yreklendiriyordu ve

karlarna uygun b iim d e eylem eye baladklarna

yarglarn ve bakalarnn o cu k larn gr lerini

degin rt k ve kimi zam an belirtik bir saylt

daha fazla dinlem esini gerektiriyordu. S m art ve

vardr. A p an szn , esneklik, eliaklk, uzlam ve

N e a le , anababalk etm e r nt lerin in b alangta

duyarllk yok olu r; n celeri iin de aileyle ve refahla

nasl olutuunu ve bunlarn zam an iinde nasl

ilgili kararlarn verildii ahlaki e re v e bir yana

deitiini bilm ekle ilgileniyorlard.

atlr. S m a rt ile N eale'in b oan m anababalarla

S oru tu rm alarn d a, anababalarn b o an m a son ras

yaptklar g r m eler, onlar bu sav red d etm eye

anababalk etm eyle ilgili, aynlm a noktasndaki

g t rd . O n lar, anababalarn anababalk ederken

beklentilerini bir yl sonraki koullarnn

g erek ten de ahlaki b ir e re v e ierisinde i

'gerekliiyle' karlatrdlar.

g rd k leri, am a bun un , tem elin de sap tan m

S m a rt ve N eale, b o an m ad an so n ra anababalk

ilkelerin ya da inan larn olduu belirli bir ahlaki

etm en in , pek o k an abab ann u m m ad ve

u sav u rm ad an o k , b ir bakm ahlakll olarak

hazrlksz olduu bir srekli uyarlam a srecini

anlalm asnn belki d e en iyisi old u u iddiasnda

ierdiini buldular, iki anababal bir takmn

bulunurlar. S m art ve N eale, an abab alar ocuklarn

parasyken ie yarayan anababalk becerilerin in tek

um ursadklarnda, 'yaplacak d o ru eyle' ilgili

anababal bir h an ed e baarl olm as zo ru n lu deildi.

kararlarn o rtay a ktn ileri srerler. B u kararlar

A n ab ab alar, yalnzca ocu klarn etkileyen 'byk

byk l d e balam saldr; an ababalar, kararn

kararlar' bakm ndan deil, o cu k yetitirm en in,

o cu k lar zerindeki etkileri, bunun eylem e g em ek

imdi b ir yerine iki h ane arasnda g erek lem ek te

iin uygun zam an olup olm ad ve bu kararlarn

o lan gndelik v eh eleri bakm ndan da anababala

birlikte anababalk etm e ilikisi zerind e ne gibi

degin yaklamlarn srekli olarak yeniden

zararl ierim lerinin olabilecei de iinde olm ak

d eerlen d irm eye zorlanyorlard. B o an m an n

zere o k sayda d nceyi tartm aldr. E sk i kocas

ard nd an, an abab alar birbirine kart iki istem le kar

ocu klarnn vesayetini stlenm eyi istem i olan bir

karya kalyorlard, aynla ve eski elerinden uzak

tek-ann enin u szlerini dnn:

o lm aya duyduklar kendi gereksinim leri ve birlikte

D e d i m k i, 'B a k , e e r b u o c u k la r a ta m z a m a n l

anababalk etm e sorum luluklarnn p aras olarak

o la r a k b a k a b ile c e in i g e r e k te n , g e r e k te n

birbiriyle balantl kalm aya duyulan gereksinim .

h is s e d iy o r s a n , k e n d in e o n la r la b ir h a fta s o n u
v e r m e n in v e s o n r a b u n u n n a s l b ir h is o ld u u n a

S m a rt ve N eale b o a n m a son ras anababalkla ilgili

b a k m a n n v e s o n r a b e lk i b ir h a fta s o n u n u n a rd n d a n

yaanan deneyim in ar l d e akkan olduunu ve

b e lk i o n la r ta m b ir h a fta b o y u n c a a la ca n

z a m a n iinde deitiini buldular. Ayrlktan bir yl

s y le m e y e g e m e n in v e o n la r la b a a k p

so n ra gr ld k lerin de, p ek o k an ab ab a tek

k a m a y a c a n g r m e n in iyi o la c a n d n m y o r

anababalk e tm en in balang aam alarn a d n p

m u s u n ? ' G e r e k t e n d e te p e s i a tt n k k a fa s n d a

bakabildi ve anababalk etm eyle ilgili olarak v erm i

b e n im i in b e b e k b a k c l y a p y o r o la c a y la ilgili o

old u u kararlar deerlendirebildi. A n ab ab alar

ey v a r, b u y z d e n 'H a y r' d e d i. D e d im k i, 'B a k ,

sklkla, d eim ekte olan anlaylannn nda

y le y s e b u n u s e n in le ta r t m a y a b ile h a z r d e ilim

davranlarn ve eylem lerini yeniden

n k s e n in b u n u n n e k a d a r z o r o ld u u n u

270

A ileler v e M ahrem likiler

b ilm e d i in i h is s e d iy o r u m , y ld r o c u k la r h i ta m

iin yine on u n la yapc b iim d e alm a giriim inde

z a m a n l o la r a k a lm a d n , g e r e k te n d e s e n in b ir a z c k

bulunuyordu.

b u n u n d n d a o ld u u n u h is s e d iy o r u m . B e n c e o n la r
o la a n b ir g n d e lik d z e n i e r is in d e a lm a n iyi o lu r,

S m art ve N eale, b oan m an n koullarda en der

o n la r o k u la g t r e r e k , o k u ld a n alarak , o n la r i in

olarak b ir kerede ve so n su za dek 'yoluna

y e m e k p i ir e r e k , te m iz lik y a p a ra k , a m a r y k ay arak

koyulabilen' deiim leri salverdii so n u cu n a

v e t y a p a ra k , e v d e v le r in d e o n la r a y a rd m e d e r e k ,

vardlar. Baarl b iim d e b o an m a-so n ras

h a s ta o ld u k la rn d a o n la r a b a k a r a k . V e s o n r a d u ru m u
y e n id e n ta r t p , y e n id e n d e e rle n d iririz .'

anababalk etm e, srekli z m g r m eleri ve


iletiim istem leri. 1 9 8 9 o cu k Yasas ada

(S m a r t v e N e a le 1 9 9 9 )

b o an m a-so n ras anababalk etm e d zenlem elerine

B u ra d a , an ne, o k lu etkenleri dengelerk en, 'yaplacak

zo ru n lu esneklii eklem i olm akla birlikte, onu n

d o ru eyi' b elirlem eye alyordu. E sk i eiyle g

o cu u n refahn a yapt vu rg u , b oan m

b ir ilikinin v e kendi z-geliim in de gerek letirm i

anababalarn arasndaki ilikinin nitelii tarafndan

olduu ilerlem eyi savu nm aya duyduu gereksinim in

oynan an can alc rol g z d e n karabilm ektedir.

olu turdu u balam n iin de, o cu k larn karlar

deiim bu denli byk deildi.


Rubin'in aratrmas Birleik
Devleder'de yaplmt ama bulgular
Britanya'daki ve baka Avrupa lke
lerindeki aratrmaclannkilerle yakn
dan uyumludur. Helen Wilkinson ve
Geoff Mlgan, Birleik Krallkta on
sekiz ile otuz drt yalan arasndaki er
keklerle ve kadnlarla ilgili byk lekli
iki inceleme gerekletirdiler (Wilkinson
1994; Wilkinson ve Mlgan 1995).
Onlar, zellikle gen kadnlarn bakasnda gereklemekte olan nemli dei
imleri, ve bu ya topluluunun deer
lerinin Britanya'daki daha eski kuaklarnkilere genel bir biimde kart
olduunu buldular.
Gen kadnlarn arasnda, 'aile
araclyla olduu denli i araclyla
zerklik ve z-doygunluk arzusu' ve
'riskin, heyecann ve deiimin deerlen
dirilmesi' vardr. Bu bakmlardan, erkek
lerin geleneksel deerleriyle kadnlann
daha yeni deerlerinin arasnda gitgide
artmakta olan bir yaknlama vardr.
Wilkinson'la Mulgan'n ne srdne
gre, daha gen kuan deerleri daha
eski kuaklar iin byk lde eriilmez
olan zgrlkler kalt tarafndan
ekillendirilmitir -kadnlann alma ve

271

kendi remelerini denedeme zgrl,


her iki cins iin hareket zgrl ve
kendi yaam biemini tanmlama
zgrl. Byle zgrlkler daha fazla
akla, eliakla ve hogrye
gtrr; ama dar, bencil bir bireycilik ve
bakalarna gven eksiklii de
retebilirler. rneklemdeki kadnlann
yzde 29'u ve erkeklerin yzde 51'i
'ocuk yapmay olanakl olduu lde
ertelemeyi' istiyorlard. Altm ile yirmi
drt ya topluluundaki kadnlarn
yzde 75'i, tek anababalann, ocuklarn
bir iftin yapabildii denli iyi yetitire
bileceine inanyordu. nceleme, evlili
in, bu ya topluluunda gerek kadnlann gerekse erkeklerin gznde ekici
liini yitirmekte olduunu buldu.

Yeni eleiklikler ve vey aileler

Yenidenevlilik
Yeniden evlilik eitli koullar
ierebilir. Yeniden evlenmi ifderin
kimileri yirmili yalannn balarnda
olup, ikisi de yeni ilikiye bir ocukla
balamaz. Yirmili yalannn sonlannda,
otuzlannda ve krkl yalarnn balannda
yeniden evlenen bir iftte, elerin her biri
ilk evlilikten bir ya da daha fazla ocuu

A ile le r v e M a h r e m li k ile r

onlarla birlikte yaamak zere getirebilir.


Daha sonraki yalarda yeniden evlenen
lerin, anababalann kurduu yeni yuvalar
da hibir zaman yaamayan erikin
ocuklan olabilir. Yeni evliliin kendi
ierisinde de ocuklar olabilir. Yeni ifti
oluturan eleiklerden herhangi biri
daha nce bekar, boanm ya da dul
olabilir, ki bu, toplamda, olanakl sekiz
bileim eder. Dolaysyla, kimi noktalar
zerinde durmaya demekle birlikte,
yeniden evlilikle ilgili genellemeler
dikkate deer lde saknlarak
yaplmak zorundadr.
1900'de Birleik Krallk'taki evli
liklerin yaklak olarak onda dokuzu ilk
evliliklerdi. Yeniden evliliklerin ou, dul
kalm en azndan bir kiiyi ieriyordu.
Boanma oranndaki ykselile birlikte,
yeniden evlilik dzeyi de trmanmaya
balad ve yeniden evliliklerin gitgide
artan bir oran boanm insanlar

iermeye balad. 1971'de, evliliklerin


yzde 20'si yeniden evliliklerdi (en
azndan eleiklerden biri iin); 2001'e
gelindiinde bu say (s. 257'deki 7.1.
ekilde gsterdii zere) yzde 40'tan
fazlayd.
Tuhaf gibi grnmekle birlikte olsa
da, evlenme ansn olabildiince
artrmann en iyi yolu, her iki cins iin de,
daha nce evlenmi olmaktr! Evlenip
boanm olan insanlann yeniden evlen
meleri, karlatrlabilir ya toplulukla
rndaki bekar insanlann ilk kez evlen
melerinden daha olasdr. Tm ya
dzeylerinde, boanm erkeklerin yeni
den evlenmesi boanm kadnlarnkinden daha olasdr: Boanm her drt
kadndan ama boanm her alt
erkekten bei, yeniden evlenmektedir.
En azndan istatistik bakmndan,
yeniden evlilikler ilk evliliklerden daha az
baarldr, ikinci evliliklerde boanma

Prens Charles'm Camilla Parker-Bovvles'la evlilii, Birleik Krallk toplumunda evliliin kalc
neminin kantdr. Onlar bugn Britanya'daki belki de en nl vey anababalardr.

272

A ile le r v e M a h r e m li k ile r

oranlar ilk evliliklerdekinden daha


yksektir.
Bu, ikinci evliliklerin baarsz
olmaya yazgl olduu anlamna gelmez.
Boanm olan insanlarn evlilikten
beklentileri, boanmam olanlarnkilerden daha yksek olabilir. Bundan
tr, onlar yeni evlilikleri bozmaya,
yalnzca bir kez evlenmi kimselerden
daha hazr olabilirler. Kalc olan ikinci
evliliklerin ilk evliliklerden ortalama
olarak daha doyurucu olabilmesi
olanakldr.

nc olarak, yeniden kurulmu


aileler, farkl artalanlan olan ve ailenin
ierisinde uygun davranlarla ilgili eitli
beklentileri olabilen ocuklar kaynatnr. ou vey ocuk iki haneye 'ait'
olduundan, alkanlklarda ve bakalannda atmalarn kmas dikkate
deer lde olasdr. Kar karya
kald sorunlarn ayrla yol amasnn
ardndan, bir vey anne, deneyimini
betimliyor:
o k fa z la s u lu lu k v a r. O la a n o la r a k k e n d i
o c u u n u z la y a p a ca n z

ey leri y a p a m y o r

s u n u z , b u y z d e n s u lu lu k h is se d iy o rs u n u z
a m a o la a n b ir te p k i v erip k z a r sa n z , b u n u n la

I hey aileler

ilg ili

o la r a k

da

s u lu lu k

h is s e d iy o r s u n u z .

A d a le ts iz o la c a n z d a n h e r z a m a n y le o k

vey aile terimi, erikinlerden en az


birinin daha nceki bir evlilikten ya da
ilikiden ocuklannn olduu bir aileye
gnderme yapar. Sosyologlar byle
topluluklara genellikle yeniden kurul
mu aileler diye gnderme yapar.
Yeniden kurulmu ailelerle ve bunun
sonucunda geni ailelerin gelimesiyle
iliiklendirilen muduluklar ve kazanmlar
elbette vardr. Ama belli birtakm
glkler bagsterme eilimindedir.
Her eyden nce, ou kez, baka bir
yerde yaayan ve ocuun ya da ocuk
lann zerindeki etkisinin gl kalmas
olas olan bir biyolojik anababa vardr.
ikinci olarak, boanm bireylerin
arasndaki ibirlii ilikileri, biri ya da her
ikisi yeniden evlendiinde sklkla gerilir.
ki ocuu olan bir kadnn yine iki ocu
u olan bir adamla evlenmesi ve tm
nn birlikte yaamas rneini ele alalm.
Eer 'dandaki' anababalar ocuklarn
onlar nceden olduu gibi ayn zaman
larda ziyaret etmesinde diretirlerse, byle
yeni kurulmu bir aileyi kaynatrmayla
ilikili olan balca gerilimler iddetlene
cektir. rnein, yeni aileyi hafta
sonlarnda biraraya getirmenin olanaksz
olduu ortaya kabilir.

273

k o r k u y o rs u n u z ki. O n u n [vey k zn] b a b a s y la


b e n b u n u n z e rin d e a n la a m y o rd u k v e k z
d is ip lin e s o k tu u m d a b a b a s d rd r e tti im i
s y l y o rd u . B a b a s o n u

y a p la n d rm a k i in

h i b ir ey y a p m a d k a , b e n d a h a d a d rd r e d e r
g r n y o r d u m . . . K z a b ir ey s a la m a k , y a a
m n n yirik o la n b ir e s i o lm a k is tiy o rd u m
a m a b e lk i d e y e te r in c e e s n e k d e ilim .
(S m ith 1 9 9 0 )

vey anababayla vey ocuun


arasndaki ilikiyi tanmlayan yerleik
pek az norm vardr. Bir ocuk, yeni bir
vey anababay adyla m arsa iyi
olur, yoksa 'Baba' ya da 'Anne' daha m
uygundur? vey anababa, doal bir
anababann yapaca gibi ocuu disip
line sokmal mdr? Bir vey anababa,
ocuklar alrken eski eleiinin yeni
eine nasl davranmaldr?
Yeniden kurulmu aileler, akrabalk
balantsnn gelimekte olan ve
modern Bat toplumlarna olduka yeni
eklemeler olan tipleridir; boanmadan
sonra yeniden evliliklerin yaratt
glkler de yenidir. Bu ailelerin yeleri,
kendilerini iinde bulduklar grece
bilinmeyen koullara uyarlanmak iin
kendi yollarn gelitirmektedirler.
Bugn kimi yazarlar, ocuklarn sz
konusu olduu durumlarda, boanma

A ile le r v e M a h re m li k ile r

dan sonra oluan iki hanenin, yine bir


tek aile dizgesi oluturmas anlamnda
iki ekirdekli ailelerden sz ederler.
Byle zengin ve kafa kartrc d
nmler karsnda, belki de kar
lacak en uygun sonu yaln bir sonutur:
Evlilikler boanmayla paralanmakla
birlikte, her ey gz nnde bulundu
rulduunda aileler paralanmamaktadr. zellikle ocuklarn sz konusu
olduu durumlarda, yeniden evlilik
araclyla varla getirilen yeniden
yaplandrlm aile balantlarna
karn, pek ok ba varln srdr
mektedir.

Evliliin ve aile yaamnn g e le


neksel biimlerinin seenekleri
/

Birlikteyasama
Birlikte yaama -bir iftin evli
olmakszn cinsel bir iliki iinde birlikte
yaamas- ou Bat toplumunda
gitgide yaygn bir hal almtr. nceleri
evlilik iki insann arasndaki bir
birlemenin tanmlayc temeli idiyse de,
artk yle saylamaz. Bugn, yukarda
boanma deneyimini tartrken
yaptmz gibi, ift ba kurmadan ve ift
bam koparmadan sz etmek daha uygun
olabilir. Adanm uzun sreli ilikiler
iinde olup evlenmemeyi, ama birlikte
oturup birlikte ocuklar yetitirmeyi
seen iftlerin says gitgide artmak
tadr.
Britanya'da ok ksa zaman nce
sine dek birlikte yaamaya bir bakma

Srk a ilele r
Ju lia B r a n n e n ( 2 0 0 3 ) im d i B ir le ik K r a llk 'ta b iz le rin 'srk

d t k e v e in s a n la r d a h a a z o c u k y a p tk a , k u a k la n n

a ile 1 a n d a y a a m a k ta o ld u u m u z u sav u n u r. B r a n n e n ,

a ra s n d a k i 'y atay ' b a la n tla r z a y fla m a k ta d r. D o la y s y la ,

h a n e h a lk n n , g itg id e a rta n b i im d e b ir k a k u a k ta n

B r a n n e n a d a a ile le ri u z u n v e in c e 's n k g ib i

o lu a n a k ra b a ili k ile ri a n n y a ln z c a b ir p a r a s o ld u u n u

y a p la n m la r' d iy e n ite le r (7 .2 . e k le b a k n z ).

ileri s rer. B u n u n n e d e n i b y k l d e , in s a n la r n d a h a
B r a n n e n , b y k a n a b a b a la rn g itg id e a rta n b i im d e

u z u n y a a m a sd r. B r a n n e n , B ir le ik K r a llk n fu s u n u n

k u a k la ra ra s h iz m e d e r , z e llik le to ru n la r i in re s m i

b e te n n elli y a n d a y k e n h l a n a b a b a la rn d a n e n az

o lm a y a n o c u k b a k m sa la d k la rn b u ld u . K u a k la ra r a s

b ir in in s a o ld u u n a v e te b ir in d e n b ir a z fa z la s n n

d e s te e o la n is te m , d a h a y al k u a k la rn g e r e k s in im

b y k a n a b a b a la r o ld u u n a d ik k a t e k e r. D r t k u a k l

z a m a n la rn d a , r n e in b o a n m a s ra s n d a , d u y g u sa l

a ile le rin b y k b y k to r u n la r i in e a la n aile le rin

d e s te k d e sa la y a b ild i i te k a n a b a b a l a ilele rin a ra s n d a

sa y sn d a d a b ir a rt v ard r.

z e llik le y k sek tir. B u n u n k a r l n d a , e s k i v e y en i


A ile n in k u a k la n m n a ra sn d a k i 'd ik ey ' b a la n tla r g itg id e

k u a k la n n a ra s n d a s a n d v i o la n 'e k s e n k u a k '

a rta n y a a m b e k le n tis i ta r a fn d a n g le n d ir m e k le b ir lik te ,

(y a la n d k a ) sk lk la k e n d i a n a b a b a la rn n , o c u k la n m n

b o a n m a o ra n la r y k s e ld ik e , d o u rg a n lk o r a n la n

v e h a tta b e lk i d e to r u n la n n n b a k c s o la c a k la rd r.

Aile aac

Aile sr

David Jill'le
evlenir

George
Helen la evlenir

Colin
Sally'yle evlenir
1
Lucy
Matthevv

June
Philip'le evlenir

|ohn Ann'le
evlenir

1
John
James Beverley

Chris + Sarah
(elenikler)

7.2.ekil Aile aac ve aile sr

Stephantr

Kaynak: Sodology Eeview 13 / 1 (2003 Eyll)

274

Paul

A ile le r v e M a h r e m li k ile r

ayp gzyle baklyordu. Britanya'daki


hane rntleriyle ilgili balca veri
kayna olan Genel Hanehalk Yokla
mas, birarada yaamayla ilgili bir soru
yu ancak 1979'da iine ald. Bununla
birlikte, Britanya'da ve Avrupa'nn
baka yerlerinde gen insanlarn
birarada yaamaya ilikin tutumlar
deimektedir. 'Bir ifdn evlenmeye
niyetlenmeksizin birlikte yaamas
uygundur' tmcesine imdi on sekizle
yirmi drt yalan arasndaki insanlarn
yzde 88'i katlrken, altmbe ya ve
zerindekilerin yalnzca yzde 40'
katlyordu (HMSO 2004). Getiimiz
yirmi otuz ylda bir haneyi paylaan evli
olmayan erkeklerle kadnlarn says
keskin biimde ykselmitir. 1920'lerde
domu olan kadnlarn yalnzca yzde
4', 1940'l yllarda domu olanlarnsa
yzde 19'u birarada yayordu. Ama
1960'larda domu olan kadnlarn ara
snda bu yzde neredeyse yar yaryadr.
2001 /2002'ye gelindiinde, altm yan
altndaki birarada yaayan evli olmayan
kadnlarn oran yzde 28'di; erkekler
iinse bu rakam yzde 25'ti (HMSO
2004). Birlikte yaamann yaygnl,
yirmibe ile yirmidokuz yalar
arasndaki kadnlar ve otuz ile otuz drt
yalan arasndaki erkekler iin en yk
sekti ( 7.3. ekle baknz). Her ne denli
birlikte yaama gitgide popler duruma
gelmise de, aratrmalar evliliin yine
de daha istikrarl olduunu ne srer.
Birlikte yaayan evli olmayan ifderin
ayrlmas, evli olanlarnkinden ya da
drt kat daha olasdr.
yle grnyor ki, bugn Britan
ya'da birlikte yaama ounlukla
evlilikten nceki deneysel bir aamadr;
bununla birlikte, evlilikten nce birlikte
yaamann uzunluu gitgide artmak

275

tadr ve gitgide daha fazla ift, evlilie


bir seenek olarak bunu semektedir.
Gen insanlar sklkla, hesaplanm
tasarlamadan ok, bunun iine srk
lenmek yoluyla kendilerini birlikte
yaarken bulmaktadr. oktandr cinsel
bir ilikileri olan bir ift, birlikte gitgide
daha fazla zaman geirerek, sonunda
kendi evlerinden birinden ya da te
kinden vazgemektedir. Birarada yaa
yan gen insanlar neredeyse her zaman,
bir gn evlenmeyi ummaktadr ama
bunun imdiki eleikleriyle olmas
zorunlu deildir. Byle iftlerin yalnz
ca ok az paralarn ortaklaa kullan
maktadr.
1999'da Nottingham niversitesi'nde aratrmaclar tarafndan gerek
letirilen bir incelemede, sosyologlar,
onbir yanda ya da daha kk
ocuklar olan evli ve birlikte yaayan
iftlerin bir rnekleminin yan sra,
onlarn hl evli olan anababalarnn bir
rneklemiyle grtler. Daha yal evli
insanlarla daha gen kuaktan ifderin
arasndaki adanmlk bakmndan
farkllklarla ilgileniyorlard. Aratrma
clar, daha gen evli ve birarada yaayan
iflerin birbirleriyle ortak noktalarnn,
anababalaryla olan ortak noktalarndan
daha fazla olduunu buldular. Daha
yal kuak, evlilii ykmllklerle ve
devlerle ilgisinde grrken, daha gen
kuak zgrce adanmlklar vurgulu
yordu. Daha gen yantlarn arasn
daki balca fark, bunlardan kimilerinin,
adanmlklarn evlilik yoluyla topluma
kabul ettirmeyi yelemesiydi (Dyer
1999).

Gay ve le^btyen eleiklikler


Pek ok ecinsel erkek ve kadn

A ile le r v e M a h r e m li k ile r

imdi ifder olarak istikrarl ilikiler


iinde yaamaktadr. Ama ou lke
ecinseller arasndaki evlilii bugn de
onaylamadndan, gay erkeklerin ara
sndaki ve lezbiyenlerin arasndaki
ilikilerin zemininde yasadan ok,
kiisel adanmlk ve karlkl gven
vardr. 'Seimle oluturulmu aileler'
terimi, ecinsel ifderin gitgide artan
biimde birlikte srdrmeyi baardk
lar olumlu ve yaratc gndelik yaam
biimlerini yanstmak zere kimi zaman
gay eleiklikler iin kullanlmtr.
Kart-cins eleikliklerin geleneksel
zellikleri -rnein, karlkl destek,
hastalkta bakm ve sorumluluk, parala
rn birletirilmesi v.b.- daha nce ola
nakl olmayan biimlerde gay ve
lezbiyen ailelerle tmlemeye bala
mtr.

1980'lerden bu yana, gay ve lezbi


yen eleikliklere gitgide artan bir yksekretimsel ilgi olumutur. Toplum
bilimciler ecinssel ilikilerin itenliin
ve eitliin kart-cins ifderde rasdananlardan farkl biimlerini sergiledi
ini dnmlerdir. Gayler ve lezbi
yenler evlilik kurumundan dlanm
olduklar iin ve geleneksel toplumsal
cinsiyet rolleri ayn cinsten olan ifdere
kolayca uygulanabilir olmad iin,
ecinsel eleiklikler, kart-cinsel ili
kilerin pek ounu yneten normlarn
ve ynergelerin darsnda yaplandrl
mal ve zm grmeleri bunlarn
darsnda yaplmaldr. Kimileri, AIDS
salgnnn, ecinsel eleiklerin arasn
da seikletirici bir bakm ve adanmlk
kltrnn geliiminde nemli bir
etken olduunu ne srmtr.

E cinsellik, 12. Blm , 'Cinsellik ve


Toplumsal Cinsiyet'de; gay evlilii ise s.
480-2'de daha fazla tartlmaktadr.

Weeks ve tekiler (1999) gay ve


lezbiyen eleikliklerin ierisinde

16-19

2 0 -2 4

2 5 -2 9

3 0 -3 4

3 5 -3 9

4 0 -4 4

4 5 -4 9

5 0 -5 4

5 5 -5 9

7.3. ekil Birarada yaayan evli olmayan insanlar: Byk Britanya, cinse ve yaa gre, 2001/2002* (%)
' 16-59 yalar arasndaki erkekler ve kadnlar. Kendilerini ayrlm diye tanmlayan yamtlar iine alr
Kaynak: S oda! Trends 3 4 ( 2 0 0 4 ] , s . 3 3

276

A ile le r v e M a h re m li k ile r

nemli rntye iaret ederler. Birinci


olarak, eleikler arasnda eitlik iin
daha fazla frsat vardr nk kart-cins
ilikilere desteklik eden kltrel ve
toplumsal varsaymlar onlara klavuz
luk etmez. Gay ve lezbiyen ifder,
ilikilerini, eitsizliklerin ve g denge
sizliklerinin pek ok kart-cins iftin
ralaycs olan tiplerinden saknacaklar
biimde ekillendirmeyi seebilirler.
kinci olarak, ecinsel eleikler, iliki
lerinin yanltleriyle ve isel ileyiiyle
ilgili zm grmeleri yaparlar. Eer
kart-cins iftlerin toplumsal olarak
yerletirilmi olan toplumsal cinsiyet
rollerinden etkilendikleri kabul edilirse,
ayn-cinsden olan iftler ilikilerinin
ierisinde kimin neyi yapmasnn iyi
olacana degin daha az beklentiyle
kar karya gelirler. rnein, eer
kartcinsel evliliklerin iinde kadnla
rn ev iinin ve ocuk bakmnn ounu
yapma eiliminde olduklar kabul
edilirse, ecinsel eleikliklerin ierisin
de byle beklentiler yoktur. Her ey bir
zm grmesi meselesi olur; bu,
sorumluluklarn daha eite paylamy
la sonulanabilir. nc olarak, gay ve
lezbiyen eleiklikler adanmln
kurumsal destekten yoksun olan zel
bir biimini sergilerler. yle grnyor
ki, karlkl gven, glkler stnde
almaya isteklilik ve 'duygusal emekle'
ilgili paylalan bir sorumluluk, ecinsel
eleikliklerin ayrt edici zellikleridir
(Weeks ve tekiler 1999).
Ecinsellie kar nceleri hog
rsz olan tutumlarn gevemesine,
mahkemelerin, lezbiyen eleiklikler
iinde yaayan annelere ocuklarn
vesayetini vermeye ynelik gitgide
artan isteklilii elik etmitir. Yapay
dlleme uygulaymlar, lezbiyenlerin

277

ocuklarnn olabilmesi ve onlarn


hibir kart-cinsel temas olmakszn
gay anababal aileler kurabilmesi
anlamna gelir'. Britanya'da, ocuklar
olan ecinsel ailelerin neredeyse tm
iki kadn ierirken, 1960'larn sonunda
ve 1970'lerin banda bir dnem
boyunca toplumsal refah kurulular
ABD'nin birka kentinde ilkgenlik
dnemindeki evsiz olanlar gay erkek
iftlerin vesayetine verdi. Uygulamaya,
byk lde toplumun kar tepki
sinden tr son verildi.
Ecinsel iftlerin kazand birka
yasal utku, onlarn haklarnn aama
aama yasaca korunmakta oldu-unu
iaret eder.
E cin sel iftlerin yeni yasal haklan, 12.
B l m , 'C in s e llik ve T o p lu m sal
C in siy et', s. 480-2'd e daha fazla
tartlmaktadr.

1999'da Britanya'da nirengi noktas


niteliindeki bir yarg karar, istikrarl
bir iliki iindeki ecinsel bir iftin bir
aile diye tanmlanabilecei bildiriminde
bulundu. Ecinsel eleiklerin bylece
'aile yeleri' diye snflandrm, g,
toplumsal gvenlik, vergilendirim,
kaltm ve ocuk destei gibi yasal
ulamlar etkileyecektir.
1999'da bir ABD mahkemesi bir
gay erkek iftin, bir tayc anneden
doan ocuklarnn doum belgesine
adlarn birlikte yazdrmayla ilgili
anababalk haklarn onaylad. Davay
aan adamlardan biri yle dedi: Yasal
bir utkuyu kutluyoruz. Bildiimiz
biimiyle ekirdek aile evrim geiriyor.
Vurgu, ailenin bir anneyle babadan
olumasnda deil, ister bekar bir anne
olsun isterse bir adanmlk ilikisi
iinde yaayan gay bir ift olsun, ocuu
seven, onun geliimine yardmc olan

A ile le r v e M a h re m li k ile r

anababalarda olmaldr (HartleyBrewer 1999).

7.4. Tablo Evli olanlarn ortalamas: ngiltere ve


Galler, 1971-2001
lk evlilik

B ekar kalm a
Hane oluturmadaki son eilimler
u soruya kaynaklk eder: Bir bekarlar
ulusu mu olmaya balyoruz? Birleik
Krallk'ta tek kiilik hanelerin oran
1971'deki yzde 18'den, 2003'te yzde
29'a dek artt (HMSO 2004). Modern
Bat toplumlarnda birka etken
biraraya gelip, yalnz yaayan insanlarn
saylarn artrmtr. Bunlar-dan biri,
daha sonraki evliliklere ynelik bir
eilimdir 2001'de Birleik Krallk'ta
insanlar (7.4. Tablonun gsterdii
zere) 1970'lerin banda olduundan
ortalama olarak alt yl sonra evleniyor
lard; bir bakas, grm olduumuz
zere, ykselen boanma oranlardr.
Yine baka biri, eleikleri lm olan
daha yal insanlarn nfus iinde
gitgide artan saysdr (6. Blm, s. 230-

1971
1981
1991
2001

Erkekler

Kadnlar

24.6
25.4
27.5
30.6

22.6
23.1
25.5
28.4

Kaynak: Social Trends 34 (2004), s. 32

1 'de tartlmtr). Birleik Krallk'ta tek


kiilik hanelerin yaklak olarak yars,
yalnzca bir emeklinin yaad
hanelerdir.
Bekar olmak, yaam aknn farkl
dnemlerinde farkl anlamlara gelir.
Yirmili yalarndaki insanlarn eskiden
olduundan daha byk bir oran
evlenmemi olarak kalmaktadr.
Bununla birlikte, otuzlu yalarnn
ortalarndaki erkeklerin ve kadnlarn
yalnzca kk bir aznl hi evlenme
mitir. Otuz ile elli yalar arasndaki
bekar insanlarn ounluu, boan
mayla sonulanm olan ya da 'iki arada'
kalm olan evliliklerdir. Elli yann
zerindeki bekar insanlarn ou
duldur.
Yaam ak kavram , 6. Bl m ,
Toplum sallam a, Yaam Ak ve
Yalanm a, s. 1215-8'de tartld.

Deien toplumsal normlar imdi kimi


lkelerde ayn-cinsten olan iftlerin aka
ocuklarn birlikte yetitiriyor olmalar
anlamna gelir.

Daha nce hi olmad kadar ok, gen


insanlar yuvadan evlenmek iin deil (ki
bu gemite yuvann dna giden en sk
rasdanan yollardan biriydi), yalnca
bamsz bir yaama balamak iin
ayrlmaktalar. Bundan tr, yle
grnyor ki, 'bekar kalma' ya da kendi
bana yaama eilimi, toplumun aile
yaam pahasna bamszla deer
verme eiliminin paras olabilir. Yine
de, bamszlk ya da 'bekar kalma'

278

A ile le r v e M a h r e m li k ile r

anababa evinin dna giden, gitgide sk


rasdanr olan bir yol olmakla birlikte,
ou insan sonunda evlenir.

Aileye ve mahrem ilikilere


kuramsal bakalar
Ailenin ve aile yaamnn incelen
mesi, birbirine kart kanaatlar olan
sosyologlar tarafndan farkl biimde
ele alnmtr. Yirmi otuz yl nce
benimsenmi olan bakalarnn pek
ou imdi yeni ararmalarn ve
toplumsal dnyadaki nemli deiim
lerin nda ok daha az inandrc
grnr. Yine de, ailenin incelen
mesinde ada yaklamlara dnme
den nce sosyolojik dnmenin
evriminin ksaca izini srmek deerli
olacaktr.

levselcilik
levselci bakasna gre, top
lum, sreklilii ve kan birliini gven
ceye balamak iin zgl ilevleri
baaran bir toplumsal kurumlar
kmesidir. Bu bakasna gre, aile,
toplumun temel gereksinimlerine
katkda bulunan ve toplumsal dzeni
srdrmeye yardm eden nemli
grevler baarr. levselci gelenekte
alan sosyologlar, ekirdek ailenin
modern toplumlarda belirli kimi
uzmanlam rolleri yerine getirdiini
dnmlerdir. Endstrilemenin
ortaya kyla birlikte, aile bir
ekonomik retim birimi olarak daha az
nemli duruma geldi ve remeye, o
cuk yetitirmeye ve toplumsallama
daha ok odakland.
Amerikal sosyolog Talcott Parsons'a gre, ailenin balca iki ilevi
birincil toplumsallama ve kiiliin
dengelenmesidir (Parsons ve Bales

279

1956). Birincil toplumsallama,


ocuklarn, iinde domu olduklar
toplumun kltrel normlarn ren
dikleri sretir. Bu, ocukluun ilk
yllarnda gerekletiinden, aile insan
kiiliinin geliimi iin en nemli are
nadr. Kiiliin istikrar kazanmas,
erikin aile yelerine duygusal olarak
yardmc olmada ailenin oynad role
gnderme yapar. Erikin erkeklerle
kadnlarn arasndaki evlilik, erikin
kiiliklerin onun araclyla destek
lendii ve salkl kalmasnn saland
dzenlemedir. Endstri toplumunda
ailenin erikin kiiliklerini dengeleme
deki rolnn canalc olduu sylenir.
Bunun nedeni ekirdek ailenin genel
likle akrabalardan uzak olmas ve
endstrilemeden nce ailelerin yapa
bildii gibi daha byk akrabalk
balarndan yararlanmay baara
mamasdr.
Parsons, ekirdek aileye endstri
toplumunun istemlerini ele almak iin
en iyi donanm birim gzyle bak
yordu. 'Geleneksel ailede', bir erikin
yuvann dnda alrken ikinci erikin
yuvayla ve ocuklarla ilgilenebilir.
Pratik bakmdan, ekirdek ailenin
ierisinde rollerin bu uzmanlamas,
babann ekmek kazanan kii olarak
'arasal' rol benimsemesini, karsnnsa ev ortamnda 'duygulanmsal', duy
gusal rol stlenmesini ieriyordu.
imdiki dnemde, Parsons'n aile
hakkndaki gr yetersiz ve gn
gemi olarak karmza kar. Aileyle
ilgili ilevselci kuramlar, erkeklerle
kadnlarn arasndaki evsel i blmn doal ve sorunsuz olarak hakl
gsterdikleri iin ar eletirilerle
karlamlardr. Ancak, kendi tarihsel
balamlarnda
gzden

A ile le r v e M a h r e m li k ile r

geirildiklerinde, kuramlar biraz daha


anlalabilir olurlar. Savan hemen
sonrasnd aki yllar, kadnlarn
geleneksel evsel rollerine dndne,
erkeklerinse biricik ekmek kazananlar
olarak konumlarn yeniden aldna
tank oldu. Bununla birlikte, aile
hakkndaki ilevselci grleri baka
zeminlerde eletirebiliriz. Belirli kimi
ilevleri baarmlamada ailenin nemini
vurgulamakla, her iki kuramc da, devlet
ynetimi, medya ve okullar gibi teki
toplumsal kurumlarn ocuklar
toplumsallatrmada oynad rol
gzard etmektedir. Kuramlar, aile
biimlerinin ekirdek aile modeliyle
rtmeyen eidemelerini de gzard
eder. Dsemderde oturan orta snftan
beyaz insanlar 'idealine' uymayan aileler
sapkn diye grlyordu.

Feminist yaklamlar
Pek ok insan iin, aile avuntunun
ve rahatln, sevginin ve dosduun
yaamsal kaynan sunar. Ancak, yuka
rda grdmz zere, o, smrnn,
yapayalnzhn ve derin eitsizliin
olduu bir yer de olabilir. Uyumlu ve
eitliki bir alem olarak aileye ilikin
grme meydan okuma yoluyla
feminisderin sosyoloji zerinde byk
bir etkisi oldu. 1970'lerde ve 1980'lerde
aileyle ilgili tartma ve aratrmalarn
ounda feminist bakalar baat.
Eer aile sosyolojisinin nceleri aile
yaplanmlarnn, ekirdek ve geni
ailenin tarihsel geliiminin ve akrabalk
balarnn neminin zerine odaklan
d dnlrse, feminizm, kadnlarn
ev iindeki deneyimlerini incelemek
zere ilgiyi ailelerin ierisine yneltme
de baarl oldu. Feminist yazarlarn pek
ou, ailenin, temelinde ortak karlarn

ve karlkl destein bulunduu


ibirliki bir birim olduu hakkndaki
grm sorgulamtr. Onlar, ailenin
ierisindeki eitsiz g ilikilerinin
varlnn, belirli kimi aile yelerinin
tekilerden daha fazla kazanl olma
eiliminde olmas anlamna geldiini
gstermeye almlardr.
Feminist yazlar, geni bir konu
yelpazesini vurgulamlardr, ama
balca izlein zel nemi vardr.
Temel ilgilerden biri, 18. Blm,
'alma ve Ekonomik Yaam'da daha
derinlemesine greceimiz evsel i
blmdr -bir hane yelerinin
arasnda grevlerin bltrl
biimi. Feministlerin arasnda, bu
blmn tarihsel ortaya kyla ilgili
farkl kanlar vardr. Kimi feministier
bunu sanayi kapitalizminin bir sonucu
diye grrken, bakalar bunun
ataerkillikle balantl olduu ve bylece
sanayiden nceye dayand iddiasnda
bulunur. Sanayilemeden nce bir evsel
i blmnn var olduuna inanmak
iin nedenler vardr, ama kapitalist
retimin ev ve i alemlerinin arasnda
ok daha keskin bir ayrm ortaya
kard da aka grlmektedir. Bu
sre, erkek alanlarnn ve kadn
alanlarnn ve g ilikilerinin bugne
dek hissedilen billurlamyla sonu
land. Son zamanlara dek, ekmek
getiren erkek modeli endstrilemi
toplumlarn ounda yaygn ola
gelmitir.
Feminist sosyologlar, ocuk bakm
ve ev ii gibi ev grevlerinin erkeklerle
kadnlar arasnda paylal biimiyle
ilgili incelemeler yrtmlerdir. Onlar,
bakml aile (Young ve Willmott
1973) -ailelerin zaman ierisinde
rollerin ve sorumluluklarn datmnda
daha eitliki duruma gelmekte
olduuna degin inan- gibi iddialarn

280

A ile le r v e M a h r e m li k ile r

geerliliini soru tur mu-lardr.


Bulgular, daha nce hi olmad denli
ok kadnn yuvann darsnda cretli
ilerde alyor olmasna karn
kadnlarn evdeki grevlerin balca
sorumluluunu tamay srdrdk
lerini ve erkeklerden daha az bo
zamanlarnn olduunu gstermitir
(Hochschild 1989; Gershuny 1994;
Sullivan 1997). Bununla ilikili bir izlei
srdren kimi sosyologlar, kadnlarn
cretsiz olarak yapt ev iinin genel
olarak ekonomiye katksnn zerine
odaklanarak, cretli ve cretsiz ilerin
kart alemlerini incelem ilerdir
(Oakley 1974). Bakalar, kaynaklarn
aile yeleri arasnda datl biimini ve
hane gelirine eriimin ve onlar zerinde
denetimin rntlerini soruturmutur
(Pahl 1989).
ikinci olarak, feministler pek ok
ailenin ierisinde var olan eit olmayang
ilikilerine dikkat ekmilerdir. Bunun
bir sonucu olarak gitgide artan biimde
gze arpan bir konu, evii iddet
grngsdr. Feministlerin, aile
yaamnn iddet ieren ve ktye
kullanmla ilgili yanlarnn gerek
yksekretimsel balamlarda gerekse
yasa ve politika evrelerinde uzun
zamandr yok saylm olduuna ilikin
iddialarnn bir sonucu olarak, karsn
hrpalama, evlilik ii tecavz, ensest ve
ocuklarn cinsel istismar halkn daha
fazla dikkatini ekmitir (s. 260-3'e
baknz). Feminist sosyologlar, ailenin,
toplumsal cinsiyet bunaltmnn ve
hatta fiziksel istismarn bir arenas
olarak nasl hizmet ettiini anlamaya
almlardr.
Feministlerin nemli katklarda
bulunmu olduklar nc bir alan,
bakm etkinliklerinin incelenmesidir. Bu,
hasta olan bir aile yesiyle ilgilen
mekten, yaa byk bir akrabaya uzun

281

bir zaman boyunca bakmaya dek eitli


sreleri iine alan geni bir alemdir.
Kimi zaman, bakm, yalnca baka
birinin psikolojik olarak iyi oluuna
gre ayarlanma anlamna gelir -birka
feminist yazar, ilikilerin ierisindeki
'duygu iiyle' ilgilenmitir. Kadnlar,
temizlik ve ocuk bakm gibi somut
grevleri omuzlama eiliminde olmakla
kalmayp kiisel ilikilerin korunmasna
byk miktarlarda duygusal emek
yatrmnda bulunurlar (Duncombe ve
Marsden 1993). Bakm etkinlikleri
sevgiye ve derin duygulara dayandrl
makla birlikte, bunlar ayrca, dinleme,
alglama, zm grmeleri yapma ve
yaratc biimde eyleme becerisi isteyen
birer i biimidir.

Yeni bakalar
Son yirmi otuz yl iinde feminist
bir bakasndan yrtlm olan
kuramsal ve deneysel incelemeler,
gerek yksekretimcilerin gerekse
genel nfusun arasnda, aileye ve
mahrem ilikilere ynelik artan bir ilgi
yaratmlardr. 'kinci vardiya' -kadnla
rn iteki ve yuvadaki ikili rollerine
gnderme yapar- gibi terimler gndelik
szck daarcmza girmitir. Ama
sklkla ev ierisindeki zgl meseleler
zerine odaklandklarndan, aileyle ilgili
feminist incelemeler yuvann darsn
da gereklemekte olan daha byk
eilimleri ve etkileri her zaman
yanstmyordu.
Getiimiz onylda aileyle ilgili
sosyolojik literatr varlnda, femi
nist bakalarndan yararlanan, ama
kat biimde onlardan esinlenmi
olmayan nemli bir derleme ortaya
kmtr. Aile biimlerinde gerekle
mekte olan daha byk dnmler
ailelerin ve hanelerin oluumu ve

A ile le r v e M a h r e m li k ile r

dalmas, ve bireylerin kiisel


ilikilerinin ierisindeki evrimlemekte
olan beklentiler birincil ilgilerdir.
Boanmadaki ve tek anababalk etme
deki art, 'yeniden oluturulmu ailele
rin' ve gay ailelerin ortaya k, ve
birarada yaamann poplerlii, bun
larn tm igili konulardr. Ancak, bu
dnmler, iinde yaadmz ge
acl dnemde gereklemekte olan
daha byk deiimlerden ayr olarak
anlalamazlar. Eer kiisel dnm
lerle deiimin daha byk rntleri
arasndaki balanty kavrayacaksak,
toplumsal, hatta kresel dzeyde
gereklemekte olan deiimelere
dikkat etmemiz gerekir.
Anthony Giddens: Mahremiyetin

Dnm
Kendi almalarmda, zellikle
M ahremiyetin Dnm' n&a (The
Transformation of Indmacy -1993),
modern toplumda mahrem ilikilerin
nasl deimekte olduklarna baktm.
Bu blmn girii, modern-ncesi
toplumda genel olarak evliliin teme
linde cinsel cazibenin ya da romantik
akn olmadn gsterir; bunun yerine,
evlilik daha sk olarak, iinde bir ailenin
yaratlaca ya da mlkn mirasnn
salanaca ekonomik balamla balan
tlyd. Kyller iin, bitmez tkenmez
ar ile ralanan bir yaamn cinsel
tutkuya geit vermesi erkekler iin
evlilik d servenlere girime frsatlar
saysz olmakla birlikte olas deildi.
Romantik Akn az ok evrensel
iteleyimlerinden seik olarak romantik
ak (s. 244-6'da grdmz zere) on
sekizinci yzylda geliti. Temelinde
karlkl cazibenin olduu eit bir iliki
hakkndaki szverisine karn, roman

tik ak pratikte erkeklerin kadnlar


zerindeki baatlna yol ama
eiliminde oldu. Pek ok erkek,
romantik akn saygdeerlii ile tutkulu
akn iteleyim lerinin arasndaki
gerilimlerle, karnn ve yuvann rahatl
n, metresin ya da fahienin cinselli
inden ayrma yoluyla baa kt. Bura
daki ifte standart uydu ki, bir kadnn
doru erkek gelinceye dek bakire olarak
kalmas gerekirken, erkekler iin byle
bir norm uygulanmyordu.
Ben, modernliin en son evresinin,
mahrem ilikilerin doasndaki baka
bir dnme tanklk ettiini ileri
sryorum. Plastik cinselliin gelii
mi. Modern toplumlarda insanlarn,
(12. Blm, 'Cinsellik ve Toplumsal
Cinsiyet'te greceimiz zere) ne
zaman, ne sklkta ve kiminle cinsellik
yaayacaklarna degin daha nce hi
olmad denli ok seenekleri vardr.
Plastik cinsellikle birlikte, cinsellikle
remenin arasndaki ba zlebilir.
Bu, birpara, kadnlar yinelenen (ve
yaam tehdit eden) gebeliklere ve
doumlara ilikin korkulardan byk
lde zgrletirmi olan iyiletirilmi
g eb elik nleyici yntem lerden
trdr. Bununla birlikte, plastik
cinselliin ortaya kna neden olan
ey yalnzca teknoloji geliimleri deil,
canalc biimde, kiinin etkin olarak
seebildii kendisi hakkndaki bir
duygunun geliimidir. Bu sre,
toplumsal dngselliin artmas diye
betimlenebilir, ve bu, daha ayrntl
olarak 4. Blm, s. 159-60'da tart
lmtr.
Plastik cinselliin ortaya kyla
birlikte, sevginin doasnda bir deiim
olur. Romantik ak ideallerinin yerini
birliktelik akn almakta olduunu ileri

28Z

A ile le r v e M a h r e m li k ile r

srmtm. Birliktelik ak etkindir ve


olumsaldr. O, romantik akn sonsuza
dek olma, biricik-ve-tek olma nitelik
leriyle uyumsuzdur. Birliktelik aknn
ortaya k, bu blmde daha nce
tartlan ayrlmann ve boanmann
ykseliini aklamada biraz yol alr.
Romank ak, bir kez evlenince, iliki
nasl geliirse gelisin insanlarm ou
kez birbirlerine yapp kalmalar
anlamna geliyordu. imdi insanlarn
daha ok seenei var: Boanmak
nceleri g ya da olanaksz iken, evli
insanlar imdi artk iliki yrmezse
birarada kalmak zorunda deiller.

eitlilii vardr. Her ne denli, gitgide


artan biimde, byle bir ilikiyi elde et
menin bir yolu olmaktan ok, (birlikte
yaayan iftlerin says arttka) bir kez
var olunca byle bir ilikinin bir
davurumu olma durumuna gelmek
teyse de, evlilik bunlardan biri olabilir.
Bununla birlikte, saf ilikiler kesinlikle
evlilikle ya da aslnda kar-cins ifderle
snrl deildir. Ayn cinsten olan
ilikilerin kimi biimleri, akln ve
zm grmelerinin sz konusu
olduu durumlarndan tr, salt iliki
lksne kart-cins ilikilerinden daha
ok yaklar.

likilerin temeline romantik


tutkuyu koymak yerine, insanlar gitgide
artan biimde, ifderin yle yapmay
sedkleri iin birarada kaldklar saf
iliki idealinin arayna giriyorlar.
Birliktelik ak fikri gerek bir olanakllk olarak salamlatka, Bay ya da
Bayan Doru'yu bulma fikri daha ok
geriye ekilmekte ve doru ilikiyi
bulma fikri daha ok canalc olmaya
balamaktadr. Saf iliki, eleiklerden
her birinin ilikiden, ilikiyi srd
rlmeye deer klmak iin yeterli
kazanmlar elde ettiini baka bir
bibirliktelie kadar kabul ediiyle
birarada tutulur. Sevginin temeline,
gven yaratan duygusal itenlik
konulur. Sevgi, eleiklerden her
birinin, ilikilerini ve gereksinimlerini
anlamaya ve tekine kar incinebilir
olmaya ne denli hazrlkl olduuna
bal olarak geliir. likideki eleiklerin her biri, ilikiden, ilikinin srmesi
iin yeterli doyumu tretip tretme
diini grmek zere ilikilerini srekli
olarak gzler.

Kimi eletirmenler, erikinlerin


arasndaki bir iliki olarak dnlen
saf ilikinin istikrarszlnn, ocuklar
da iine alan aile pratiklerinin karmak
lklarna kart olduunu, ve bir (karcins) iliki bittiinde erkeklerle
kadnlarn yaama eiliminde olduklar
farkl deneyimleri gzard ettiini ileri
srmlerdir. Eletirmenler, saf iliki
fikrinin, erikinlerin arasndaki ilikiler
zerine odaklanarak ocuklarn ve
ocukluun sosyolojik dncenin iin
deki izgid braklmln yanstt
na dikkat ekmilerdir (Smart ve Neale
1999).

Saf ilikinin biimlerinin bir

283

M ahrem iyetin Dnm' n d z


bulunan fikirlerin pek ou, kar
kocadan oluan Beck ve BeckGernsheim takmnn yazlarnda da
bulunur. Onlar da, modern yaamn, ve
zellikle de bireysel seimin artmasnn,
bizim mahrem ilikilerimizi yrtme
biimimizde ok byk dnmlere
neden olmu olduunu ileri srerler.
Aada, onlarn dncelerine daha
ayrntl olarak bakyoruz.

A ile le r v e M a h r e m li k ile r

Ulrich Beck ve Eli^abeth BeckGernsheim: Akn Olaan Kaosu


A kn Olaan Kaosu 'nda (The
Normal Chaos of Love -1995) Beck ve
Beck-Gernsheim , artalanda hzla
deimekte olan bir dnya olmak zere,
kiisel ilikilerin, evliliklerin ve aile
rntlerinin kemekeli doasn
inceler. Onlar, eskiden kiisel ilikileri
yneten geleneklerin, kurallarn ve
ynergelerin artk kullanlmadn ve
bireylerin imdi bakalaryla olutur
duklar birleimleri yaplandrmann,
uyarlamann, iyiletirmenin ya da
bitirmenin paras olarak bitimsiz bir
seenekler dizisiyle kar karya getiril
diini ileri srerler. imdi evliliklere
ekonomik amalar iin ya da ailenin
itmesiyle olmaktan ok, gnll olarak
girilmesi, gerek zgrlkler gerekse
yeni gerilimler getirir. Aslnda, yazarlar,
bunlarn ok miktarda sk alma ve
aba istemledii sonucuna varrlar.
Beck ve Beck-Gernsheim, am
z, aile, i, sevgi ve bireysel hedeflerin
peine dme zgrl arasndaki a
tan karlarla dolu olan bir a diye
grrler. Bu atma, zellikle, hokka
bazlk edilecek bir yerine iki 'i pazar
yaamyksnn' olduu kiisel
ilikilerin ierisinde keskin biimde
hissedilir. Bununla, yazarlarn anlatmak
istedii, erkeklere ek olarak gitgide
artan saylarda kadnlarn, mrlerinin
ak boyunca meslek yaamlar
arayna girmekte olduudur. nceleri
kadnlarn, yuvann darsnda yar
zamanl olarak almalar ya da
ocuklar yetitirmek zere meslek
yaamlarndan nemli bir zaman
almalar daha olasyd. Bu rntler,
eskiden olduklarndan daha az sabittir;
imdi gerek erkekler gerekse kadnlar

mesleksel ve kiisel gereksinimlerini


vurgulamaktadrlar. Beck ve BeckG ernsheim , m odern am zda
ilikilerin, deyi yerindeyse, ilikilerden
ok daha fazlasyla ilgili olduu
sonucuna varrlar. Yalnzca sevgi,
cinsellik, ocuklar, evlilik ve evdeki
grevler zm grmesi konulan
olmakla kalmayp, ilikiler imdi ile,
siyasayla, ekonomiyle, mesleklerle ve
eitsizlikle de ilgilidir. imdi iftler so
runlarn -dnyasal olandan derin olana
dek- eitli bir seilimiyle kar karya
gelmektedir.
yleyse, erkeklerle kadnlarn ara
sndaki hasmlklarn ykselite olmas
belki de artc deildir. Beck ve BeckGernsheim, evlilik danmanl ileyimindeki, aile mahkemelerindeki, evli
likle ilgili z-yardm topluluklarndaki
ve boanma oranlarndaki artn ka
ntlad zere, 'cinslerin arasndaki
savan' 'zamanmzn merkezi oyunu'
olduu iddiasnda bulunurlar. Ama her
ne denli evlilik ve aile yaam daha nce
hi olmad denli 'krlgan' grnse de,
bunlar insanlar iin ok nemli olmay
bugn de srdrmektedir. Boanma,
gitgide artan biimde yaygndr, ama
yeniden evlilik oranlar yksektir.
Doum oran dyor olabilir ama
dourganlk saaltmna dev bir istem
vardr. Daha az insan evlenmeyi seiyor
olabilir ama bir ifdn paras olarak
biriyle yaama arzusu kesinlikle istik
rarl kalmay srdrmektedir. Bu
yaran eilimleri ne aklayabilir?
Yazarlara gre, yant yalndr: Ak.
Onlar, bugnn 'cinsler savan',
insanlarn 'sevgi alnn' olanakl en
ak gstergesi olduu iddiasnda
bulunurlar, insanlar ak uruna evlenir
ve ak uruna boanrlar; umut etme,

284

A ile le r v e M a h re m li k ile r

piman olma ve yeniden denemenin


bitimsiz bir dngsne girerler. Bir
yandan, erkeklerle kadnlarn arasndaki
gerilimler yksek olmakla birlikte,
hakiki ak ve doygunluu bulmann
olanakllna ilikin derin bir umut ve
inan varln srdrmektedir.
'Akn', imdiki amzn kar
maklklarna verilen fazlaca yalnlat
rc bir yant olduunu dnebilirsiniz.
Ama Beck ve Beck-Gernsheim, bunun
nedeninin tam tamna, dnyamzn,
akn gitgide artan biimde nemli
olmaya balayaca denli ezici,
kiisellik-tanmaz, soyut ve hzla dei
mekte olmas olduunu savunurlar.
Yazarlara gre, ak, insanlarn kendile
rini hakiki biimde bulabildikleri ve
bakalaryla balant kurabildikleri tek
yerdir. Yazdklarna gre, bizim belir
sizlik ve tehlikeli dnyamzda, ak
gerektir:
A k , bir kendini araytr, benim le ve
se n in le

g e re k te n

te m a sa

gem eye

duyulan bir arzudur, bedenleri paylam a,


d n ce le ri
h i b ir

p a y la m a d r,

ey

k arlam ad r,

d iz g in le n e n

o lm a k s z n
itiraflard a

b ir b iriy le
b u lu n m a

ve

balanm adr, olm u ve o lm ak ta olan


an lam a,

d o ru lam a

m o d e rn

yaam n yaratt kukular ve

ve

d estek lem ed ir,

endieleri etkisizletirm ek iin b ir yuvaya


ve gven e duyulan bir zlem dir. E e r
h i b ir

ey

k e s in

g r n m y o rsa ,

ya

eer

da

g v e n li

k ir le tilm i

b ir

dnyada soluk alm ak bile tehlikeliyse, o


zam an

in s a n la r

ak a

ilik in

y an la

srkleyici ryalarn peine derler, ta ki


o n lar anszn karabasanlara d n en e dek.
( 1 9 9 5 :1 7 5 - 1 7 6 )

Onlar, akn ayn anda hem


umutsuz hem de yattrc olduunu
savlarlar. O, 'kendi kurallarna uyan ve
iletilerini insanlarn beklentilerine,
endielerine ve davran rntlerine
kazyan gl bir kuvvettir'. Dalgalan

285

makta olan dnyamzda, o, yeni bir inan


kayna durumuna gelmitir. Eletir
menler, cinslerin arasndaki savan
'zamanmzn merkezi tiyatro oyunu'
olduunu savunan Beck ve BeckGernsheim'n dlayc biimde karcinsellik zerine odaklanmasna sal
drmlardr ve bunun ecinsel ilikileri
izgid braktn ileri srmlerdir
(SmartveNeale 1999).
Zygmunt Banman: Akkan Sevgi
A kkan Sevgi (Liquid Love -2003)
balkl kitabnda sosyolog Zygmunt
Bauman bugnlerde ilikilerin 'kentin
en gncel konuma konusu olduunu
ve kt n olan tehlikelerine karn
grnte oynamaya deer tek oyun
olduunu' savunur. Onun kitab, 'insan
balarnn dayankszlyla', bu daya
nkszln neden olduu gvenliksizlik
hissiyle ve bizim buna verdiimiz
karlklarla ilgilidir.
Bauman, kitabnn kahramannn
(rnein, aile, snf, din ya da evlilikle
ilgili) 'balar olmayan adam' ya da en
azndan saptank, koparlamaz balar
olmayan adam olduunu yazar.
Bauman'n kahramannn sahipolduu
balar, koullar deiirse pek az
gecikmeyle yeniden salverilebilecekleri
biimde geveke rlmtr. Bauman'a gre, koullar sklkla deiecek
tir o, srekli deiimle ve kalc bala
rn yokluuyla ralandn dnd
modern toplumu betimlemek iin
'akkan' eretilemesini kullanr.
Bauman bir aha kalkm 'bireysel
leme' dnyasnda, ilikilerin kark bir
kutsama olduunu savunur; onlar, kiiyi
farkl ynlere eken, atan arzularla
doludurlar. Bir yanda, zgrle, ka
may seersek kaabileceimiz gevek

A ile le r v e M a h r e m li k ile r

balara ve bireycilie duyulan arzu


vardr. te yanda, eleiklerimizle
aramzdaki balar sklatrarak elde
edilen daha fazla gvenlie duyulan
arzu vardr. Byleyken, Bauman,
gvenliin ve zgrln iki kutbunun
arasnda ne arkaya sallandmz ileri
srer. Bu ikisini nasl biletirebileceimizle ilgili t almak iin sklkla
uzmanlara -rnein, terapisdere ya da
ke yazarlarna- koarz. Bauman'a
gre, bu, 'pastay hem yeme hem de hi
bitirmeme, ilikinin tatil zevklerinin
kremasn syrrken, ac ve sert lokmala
rn darda brakma' giriiminde
bulunmaktr.
Bunun sonucu, 'st cep ilikileri'
iindeki bir 'yar-ayrk ifder' toplumudur. 'st cep ilikileri' deyiiyle
Bauman, gereksinim duyulduunda
dar ekilebilecek ama gereksinim
duyulmad anda cebin derinliklerine
itilebilecek olan bir eyi anlatmak ister.
Bauman, 'akkan modern' toplumda
insanlarn ilikiyle ilgili tutumlarn
Ribena adl ikiye bile benzetir -youn
biimiyle mide bulandrcdr, ve
seyreltik olarak tketilmesi en iyisidir.
Bizim 'insan balarnn dayank
szlna' verdiimiz karlk, ilikileri
mizde niteliin yerini nicelie vermek
tir. likilerimizin derinlii deil,
temaslarmzn says bizim iin nemli
olmaya balar. Bauman, birbirimizle
hep cep telefonuyla konuuyor ve birbi
rimize metinler gnderiyor olmamzn
(ve hatta onlar gnderme hzmz
artrabilmek iin budanm tmceler
biiminde yazl iletiler yazyor olma
mzn) nedeninin birpara bu olduunu
savunur. nemli olan, iletinin kendisi
deil, onlarsz kendimizi dlanm
hissettiimiz iletilerin srekli dola
mdr.

Bauman insanlarn imdi balant


lardan ve alardan daha fazla, ilikilerdense daha az sz eder oldukla-rna
dikkat eker. Bir ilikinin iinde olma
karlkl olarak kenetlenmi olma
anlamna gelirken, alar temasta
olmayla geen anlar antrr. Bir ada,
istem zerine balantlar yaplabilir ve
istenle koparlabilir. Balantlar
sanaldr, gerek ilikiler deillerdir.
Bauman'a gre akkan modern ilikiyi
gerekten simgeleyen ey, bilgisayarl
bulumadr. Bauman, elektronik
ilikilerin en canalc stnlne
dikkat eken yirmi sekiz yandaki bir
adamla yaplan bir grmeyi alntlar:
'Her zaman sil tuuna basabilirsiniz.'
Bauman sklkla, yakn ilikileri
mizin son zamanlarda geirdii dn
mlerle ilgili olarak fazla ktmser
olmakla sulanr. O, deerlendiriminde
hakl mdr? Bu deiimlerle ilgili olarak
benimsediimiz gr son zamanlarn
byk toplumsal ve siyasal sorularn
dan kimilerini etkiler. Aada, aile
deerlerinin gerileyip gerilemediiyle
ilgili srmekte olan tartmaya d
nyoruz.

Sonu: Aile deerleriyle ilgili


tartma
'Aile kyor!' diye barr aile
deerlerinin savunucular, getiimiz
yirmi otuz yl -cinsellikle ilgili daha
zgrlk ve ak bir tutum, keskin
biimde trmanan boanma oranlar ve
aile grevleri hakkndaki daha eski
kavramlatrmlardan vazgeme pahas
na kiisel mudulua ynelik genel bir
aray inceleyerek. Onlar, aile yaamna
ait ahlaksal bir duyguyu geri kazanma
mzn gerektiini savunurlar. imdi

286

A ile le r v e M a h r e m ll k jle r

oumuzun kendimizi iinde bulduu


muz dolak ilikiler andan ok daha
isdkrarl ve dzenli olan geleneksel
aileyi yeniden eski haline getirmemiz
gerekmektedir (O'Neill 2002).
Bu savlar yalnzca Avrupa'da ve
Birleik Devleder'de iitilmez. Kiisel
ve duygusal alanlar etkileyen deiimler
belirli bir kltr dnyasnn snrlarnn
ok tesine gider. Yalnzca derece bak
mndan ve iinde gerekletii kltrel
balama gre farkllk gsteren ayn
meseleyi neredeyse her yerde buluruz.
rnein, in'de, devlet boanmay g
letirmeyi dnmektedir. 1960'larn
sonlarnda ok zgrlk evlilik ya
salar geirilmiti. Evlilik, 'kar ve
kocann her ikisi de bunu istediinde'
sonlandrabilen bir i szlemesidir.
Eleiklerden biri kar ksa bile,
evlilikte 'karlkl duygulanm' artk
yoksa boanmaya izin verilebilir.
Yalnzca iki haftalk bir bekleme
gereklidir, ondan sonra taraflar birka
sterlin derler ve o zamandan bala
yarak bamsz olurlar. Ba lkeleriyle
karlatrldnda in'de boanma
oran yine de dktr, ama hzla
ykselmektedir -tpk gelimekte olan
teki Asya toplumlarnda olduu gibi.
in'in kenderinde yalnzca boanma
deil, birarada yaama da daha sk
rasdamr duruma gelmektedir. Buna
kart olarak, in'in engin tarasnda
her ey farkldr. Aile ve evlilik -doum
yapmay zendirmelerin ve cezann bir
karm araclyla snrlamaya ynelik
resmi siyasaya karn- ok daha gele
nekseldir. Evlilik, ilgili bireylerden ok
anababalar tarafndan saptanan, iki
ailenin arasndaki bir dzenlemedir.
Yalnzca dk bir ekonomik geliim
dzeyi olan Gansu eyaletinde ksa za

287

man nce yaplan bir inceleme,


evliliklerin yzde 60'nn bugn de
anababalar tarafndan dzenlendiini
buldu. Bir in deyiinde sylendii gibi:
'Bir kez karla, ban salla ve evlen.'
Modernlemekte olan in'de, ykde
bir deiiklik vardr. Kent merkez
lerinde imdi boanmakta olan
kimselerin pek ou tarada geleneksel
tarzda evlenmiti.
in'de, 'geleneksel' aileyi korumay
la ilgili ok konuulur. Bat lkelerinin
pek ounda, tartma daha bile youn
ve blcdr. Geleneksel aile biiminin
savunucular, ilikilerin vurgulanmas
nn, toplumun temel bir kurumu olarak
aileyi harcadnn ortaya ktn
savunurlar. Bu eletirmenlerin pek ou
imdi ailenin paralanndan sz
etmektedir. Eer byle bir paralan
gereklemekteyse, bu ok nemlidir.
Aile, bir btn olarak toplumu
etkileyen bir eilimler dizisinin buluma
noktasdr -cinsler arasnda gitgide
artmakta olan eitlik, kadnlarn yaygn
olarak igcne girii, cinsel davran
taki ve beklentilerdeki deimeler, yuva
ve i arasndaki deimekte olan iliki.
Bugn srp gitmekte olan tm
deiimlerin arasnda hibiri kiisel
yaamlarmzda cinsellik, duygusal ya
am, evlilik ve aile bakmndan ger
eklemekte olan deiimden daha
nemli deildir. Bu, dnyann farkl
yerlerinde inili kl biimde ve oka
direnile ilerlemekte olan bir devrimdir.
'Samalk!' diye yant verir baka
lar. Aile kmemektedir; yalnzca
eidenmektedir. Onlar, herkesin ayn
kalbn iine sktrlmak zorunda
olduunu varsaymak yerine aile biim
lerinde ve cinsel yaamda bir eitlilii
etkin biimde yreklendirmemizin iyi
olacan savunurlar (Hite 1994).

A ileler v e M a h r e m li k ile r

Hangi yan hakldr? Olaslkla, her


iki gre de elerel yaklamamz iyi
olur. Geleneksel aileye dn, bir ola
nak deildir. Bunun nedeni yalnzca,
yukarda grdmz zere (s. 250251), ou kez dnld biimiyle
geleneksel ailenin hibir zaman var
olmam olmas ya da gemite ailele
rin, bugn iin bir model olamaya
caklar denli ok sayda bunaltc
yanlarnn olmas deildir. Bunun
nedeni ayrca, evliliin ve ailenin daha
nceki biimlerini dntrm olan
toplumsal deimelerin ounlukla
tersine evrilemez olmasdr. Kadnlar,
ac verici biimde iinden kurtulmay
baarm olduklar evde kideler halinde
dnmeyeceklerdir. Bugn cinsel
eleikkler ve evlilik, iyi gnde ve kt
gnde, eskiden olduklar gibi olamazlar.
Duygusal iletiim -daha tam olarak
sylendikte, ilikilerin etkin biimde
yaratm ve korunmas- kiisel alanda ve
aile alannda yaamlarmzda merkezi
duruma gelmitir.
Sonu ne olacaktr? Boanma oran
nceki keskin artndan daha dz bir
izgiye gemi olabilir ama dmemek
tedir. Boanmayla ilgili tm ller bir
lde kestirimlerdir ama gemi
eilimlere dayanarak, imdi yaplan tm
evlilik szlemelerinin yaklak olarak
yzde 60'nn on yl ierisinde boan
mayla sona erebileceini kestirebiliriz.
Grm olduumuz zere, boan
ma her zaman mutsuzluun bir yan
smas deildir. Eski zamanlarda mut
suz evliliklerde kalmak zorunda oldu
unu hissetmi olabilen insanlar taze bir
balang yapabilirler. Ama cinsellii,
evlilii ve aileyi etkileyen eilimlerin,
bakalar iin yeni doyum ve zdoygunluk olanaklar yaratrken, ayn

zamanda kimi insanlar iin derin


endieler yarattndan kuku duyula
maz.
Aile biimlerinde bugn var olan
byk eitliliini, bizi gemiin
snrlamalarndan ve ac ekmelerinden
zgrletirdii iin ho karlanmasnn
gerektiini savunanlar elbette bir miktar
hakldrlar. Erkekler ve kadnlar, bir
zamanlar bekar ya da hatta kzku-rusu
olmaktan gelen toplumsal onaylamazlkla kar karya kalmak zorunda
olmakszn, dilerlerse bekar kalabilirler.
Birlikte yaama ilikileri iindeki iftler
artk daha 'saygdeer' evli arkadala
rnn toplumsal reddediiyle kar
karya gelmemektedir. Gay iftler,
gemite kar karya gelecekleri ayn
dmanlk dzeyiyle kar karya
gelmeksizin birlikte ev kurabilir ve
ocuklar yetitirebilirler.
Bunlar sylendikten sonra, bir yol
ayrmnda durduumuz sonucuna di
renmek gtr. Gelecek, uzun sreli
evliliklerde ya da eleikliklerde daha
fazla rme mi ortaya karacakr?
Gitgide artan biimde, acln ve idde
tin yara izlerini tayan bir duygusal ve
cinsel alanda m barnacaz? Kimse
kesin olarak syleyemez. Ama evlilie
ve aileye ilikin az nce sonuca ba
lam olduumuz gibi bir sosyolojik
zmleme, sorunlarmz gemie bak
mak yoluyla zme ulatrmayaca
mz gl biimde antrr. Kiisel
yaamlarmzda oumuzun deer
vermeye balam olduumuz bireysel
zgrlkleri, baka insanlarla istikrarl
ve kalc ilikiler oluturma gereksini
miyle uzlatrmaya almalyz.

288

A ile le r v e M a h re m li k ile r

zet
1 A krabalk, aile ve evlilik, sosyolojik ve insanbilim

7 Y en id en evlilik oran lar old u ka yksektir.

iin kilit n em i olan , birbiriyle yakndan ilikili

Yen id en evlilik, b ir yeniden kurulmu ailenin

terim lerdir. A krabalk, ya genetik b alard an ya da

erikinlerden en az birinin n cek i bir evlilikten ya

evlilikle balatlm balardan oluur. A ile, ocu klarn

d a ilikiden o cu klarnn old u u bir aile

yetitirilm esiyle ilgili soru m lu lu u olan bir akraba

olu u m u na yol aabilir. 'O lm ayan b ab a1 terim i,

topluluudur. Evlilik, top lu m sal olarak onaylanan bir

bir ayrln ya d a b oan m an n ardndan

cinsel iliki iin de birlikte yaayan iki insann

ocuklaryla en d er olarak tem as olan (ya da hi

arasndaki b ir badr.

tem as olm ayan) b abalara g n d e rm e yapar.

2 ekirdek aile, evli b ir iftin (ya da bekar bir

8 Evlilik, artk iki insann arasndaki bir

an abab am n ) kendi ocuklaryla ya da edinilmi

birleim in tanm layc tem eli deildir, birlikte

yaama (bir iftin evlilik dnda cinsel bir iliki

ocuklaryla birlikte yaad bir hanedir. E v li bir


iftte n ve o cu k lard an b aka akrabalarn ayn h an ed e

iinde birlikte yaam as) endstri lkelerinin pek

yaad ya d a yakn ve srekli ilikilerin p aras

o u n d a d aha yaygn d u ru m a gelm itir. G ay

olduklar yerd e, b ir geni ailenin varlndan sz

erkekler ve lezbiyenler, ecinsellikle ilgili tutum lar

ederiz.

g ev em ey e baladndan, iftler o larak birlikte


yaam ay gitgide artan b iim d e b aarab ilm ek te-

3 B at top lum larn da evlilik, ve dolaysyla aile,

lerdir. K im i rn ek lerd e, ecinsel iftler b ir aile

tekelilikle (bir kadnla bir erkein arasnda, kltrel


olarak onaylanan cinsel b ir iliki) iliiklendirilir. tek i

olarak tanm lanm aya yasal hak elde etm ilerdir.

kltrlerin pek o u , bir bireyin ayn zam an d a iki ya

9 Aile yaam h ib ir ekilde h er zam an bir uyum

da d aha fazla ele evli olabildii okelilie h o g r

ve mutluluk resm i deildir; kimi zam an onu n


ierisinde cinsel istism ar ve evii iddet

g ste rir ya d a o n u yreklendirir.

gerekleir. o cu k larn cinsel istism arnn ve evii

4 Y irm in ci yzylda, endstrilem i top lum larn

iddetin o u erkekler tarafndan gerekletirilir

o u n d a geleneksel ekirdek ailenin yaygnl


istikrarl b iim d e anm tr. im di, aile b iim lerinde
byk bir eitlilik vardr.

ve yle g r n y o r ki, b un lar kimi erkeklerin


ilikili olduklar iddet ieren baka davran
tipleriyle balantldr.

5 E tn ik aznlk topluluklarnn arasnda aile

10 Evlilik, h er iki cins iin de, dzenli cinsel

biim lerinde dikkate d eer eitlilik vardr.


Britan ya'd a, G n ey A sya ve A frik a-K aray ip kkenli
aileler b aat aile tiplerinde farkllk gsterirler.

deneyim in koulu olm ak tan km tr; o artk


ek on o m ik etkinliin tem eli de deildir. yle
g r n y o r ki, top lum sal ve cinsel ilikilerin eitli

6 S ava-son ras yllarda b o a n m a oranlar ykselm i

biim lerinin d aha da geliip byyecei kesindir.

ve ilk evliliklerin says azalm tr. B u n u n b ir son u cu

Evlilik ve aile sk skya yerlem i k urum lar

olarak, n fusun gitgide artm ak ta olan b ir o ran tek

olarak kalm akta, an cak n em li gerginlikler ve

anababal hanelerd e yaam aktadr.

gerilim ler yaam aktadr.

289

A ile le r v e M a h re m

l k jle r

Dnme Sorular
1 ada toplumlarda tm aile biimleri eit lde kabul edilebilir midir?
2 Ykselmekte olan boanma oranlan, evlilik ilikisinin daha az deil, daha ok
nemli duruma gelmi olduunu nasl iaret edebilir?
3 Ekmek kazanan erkek rolnn gerilemesiyle birlikte, ailelerin ierisinde erkekler
iin hangi yeni roller vardr?
4 Aile kurumunu gvencelemek iin sevgi yeterli midir?
5 Aile deerleri gerileyi iinde midir? Ve bunun nemi var mdr?

Ek Kaynaklar
G. Allan ve G. Crow, Families, Households and Society (New York: Palgrave, 2001).
Linda Hantrais ve Marlene Lohkamp-Himminghofen (yay. haz.), Changing Family
Forms, 1mw andPolicy (Loughborough: Cross-Natonal Research Group, European
Research Centre, Loughborough University, 1999).
Gordon Hughes ve Ross Ferguson (yay. haz.), Ordering Lives: Family, Work and
Welfare (Londra: Routledge, 2000).
Richard M. Lerner ve Domini R. Castellino (yay. haz.), Adolescenis and their Families:
Structure, Function andParent-Youth Relationships (New York: Garland, 1999).
Jane Lewis, End of Marriage: lndividualism and Intimate Relations (Cheltenham: E.
Elgar, 2001).
D. Newman ve E. Grauerholz, Sociology o f Families, 2. bask (Londra: Sage, 2002).
E. B. Silva ve C. Smart (yay. haz.), The 'Nem'Family (Londra: Sage, 1999).
L. Steel ve W. Kidd, The Family (Palgrave Macmillan, 2001).
Helen Wilkinson (yay. haz.), Family Business (Londra: Demos, 2000).

290

A ile le r v e M a h re m

li k il e r

nternet balantlar
Siyaset ncelemeler Merkezi (Centre for Policy Studies)
ailenin, giriimin,
bireyciliin ve zgrln geliimini desteklemek iin yaratlm olan bir dnce
kuruluu
http://www.cps.org.uk
Civitas
http://www.civitas.org.uk/
Clearinghouse on International Developments in Child, Youth and Family Policies
http://www.childpolicyind.org/
Demos -toplumsal dlama, aile ve yoksulluk zerine aratrma yapan bir dnce
kuruluu
http://www.demos.co.uk
Family Research Council
http://www.frc.org/

291

indekiler
Beden sosyolojisi
Saln ve hastaln sosyolojisi
Sosyolojik bak alarndan tp
Deien dnyada tp ve salk
Sosyolojik bak alarndan salk ve hastalk

Salin toplumsal temeli


Snf ve salk
Toplumsal cinsiyet ve salk
Etniklik ve salk
Salk ve toplumsal uyum

Engellilik sosyolojisi
Bireysel engellilik modeli
Toplumsal engellilik modeli
Birleik Krallk'ta ve dnyada engellilik

^et
Dnme sorulan
E k kaynaklar
Internet balantlan

Salk, Hastalk ve
Engellilik

Aadaki iki fotorafa bakn.


km yzler ve bir deri bir kemik
kalm bedenler her iki resimde de
neredeyse birbirinin ayn. Soldaki
resimde yer alan Afrikal gen kz
yiyecek ktl yznden lmekte.
Sadaki resimde yer alan gen kadnsa
bir ngiliz; ama o da lyor, zira besin
bolluu olan bir lkede ya hi yemek
yememeyi ya da yaamn tehlikeye
sokacak denli az yemek yemeyi semi.
Bu iki vakann altnda yatan toplumsal

dinamikler birbirinden tamamen


farkldr. Yiyecek ktlna bal olarak
ekilen alk, insanlarn denetimi
dndaki etkenlerden kaynaklanr ve
yalnzca yoksullar etkiler. Dnyann en
zengin lkelerinden birinde yaamakta
olan gen ngiliz kadn ise bilinen hibir
fiziksel kayna olmayan bir hastala,
anoreksiaya yakalanmtr. Anoreksia
ya da dier beslenme bozukluklar, zar
zor besin bulabilen ya da hi bulamayan
yoksullarn deil, zenginlerin hastal
dr. Somali gibi yiyecek ktl ekilen
lkelerde bu hastalklara rasdanm
deildir.

Beden sosyolojisi
nsanlk tarihinin byk bir bl
m boyunca, ancak pek az kii szgeli
mi, azizler ve baz gizemciler dinsel
nedenlerden tr, bilerek ve isteyerek

f 4T . <4
^ __________

294

S a lk , H a s ta lk v e E n g e llllk

a kalmay semitir. Ama anoreksiann


dini inanlarla belirli bir balants
olmad gibi, etkiledii kesim de
ncelikle kadnlardr. Anoreksia beden
sel bir hastalktr; bu yzden, hastal
aklayabilmek iin ncelikle hastaln
oluumunda etkili olan biyolojik ve
fiziksel etkenlerin neler olduuna
bakmamz gerektiini dnebiliriz. Ne
var ki, salk ve hastalk da, tpk incele
diimiz dier konular gibi, toplumsal ve
kltrel etkenlerden szgelimi, zayf
bir bedene sahip olma basksndan
etkilenmektedir.
Fiziksel belirtilerle kendini gs
teren bir hastalk olan anoreksia,
modern toplumlara zg olan ve
zellikle kadnlarn fiziksel ekicilikleri

Rubens'in 1613 ylnda tamamlad bu tablo, ak ve


gzellik tanras Vens' resmetmektedir.

295

konusunda srekli deimekte olan


grlerle balantl bir diyet yapma
dncesiyle yakndan ilikilidir.
Modernlik ncesi toplumlarn ounda
ideal kadn bedeni daha derli topluydu.
Zayflk ksmen yiyecek ktlnn, yani
yoksulluun gstergesi olduu iin hi
de yle arzulanan bir durum deildi.
1600'l ve 1700'l yllarn Avrupa'snda
bile ideal kadn bedeni orantl bir
biime sahipti. Rubens'in tablolar gibi
(aada gsterilmekte) o dnemde
yaplm tablolar gren herkes, kadn
larn ne kadar yuvarlak hatl (hatta
dolgun) olarak resmedilmi olduklarn
hemen fark edecektir. Arzulanan bir
kadns beden biimi olarak zayflk
kavram, ondokuzuncu yzyln sonla
rna doru orta snfa mensup insanlar
arasnda domu olmakla birlikte,
kadnlar iin genel bir ideale dnt
rlmesi henz ok yenidir.
Bu nedenle, anoreksiann kayna
nn modern toplumlarn yakn gemi
inde, kadn bedeni imgesinde meydana
gelen deiimler olduunu syleyebili
riz. Bir bozukluk olarak ilk kez 1874'te
Fransa'da tehis edilmi olmakla
birlikte, bundan otuz ya da krk yl
ncesine dek belirsizliini korumutur
(Brown ve Jasper 1993). O zamandan
bu yana kadnlar arasnda giderek
yaygnlamtr. Ayn ekilde bulimia
ar yemek yiyip ardndan istemli
olarak yediklerini kusma hastal da
yaygnlamtr. Anoreksia ve bulimia
genelde ayn kiide, birlikte ortaya
karlar. Kii nce yapt diyet sonu
cunda ar derecede zayflar, sonra da
normal kilosunu koruyabilmek iin
ar lde yemek yer ve ardndan bu
yediklerini kartmas sonucunda yine
bir zayflama evresine girer.

S a lk , H a s ta lk v e E n g e llllk

Anoreksia ve dier beslenme bo


zukluklar artk modern toplumlara z
g belirsiz hastalk biimleri deildirler.
Birleik Krallk'ta 1824 ya aras kadn
lar zerine yaplan bir aratrma, bu
kadnlarn yalnzca drtte birinin kilo
sundan memnun olduunu ortaya
koymutur: Sz konusu kadnlarn
%39'u, kilolarn her gn dert ettiini,
onda biri ise dzenli olarak kendilerini
a braktklarn belirtmilerdir (Flour
Advisory Bureau 1998). Beslenme
Bozukluklar Birlii, Birleik Krallk'ta
tehis konmu ve konmam yaklak 1
milyon 150 bin erkek ve kadn beslen
me bozukluu hastas bulunduunu
tahmin etmektedir.
Ne zayflama taknts ne de bunun
sonucunda ortaya kan beslenme
bozukluklar Avrupal ve ABD'li
kadnlara zgdr. Bat'nn kadn
gzelliine ilikin imgelerinin dnyann
geri kalanna yaylmas, bu hastalklarn
da dnyaya yaylmasn beraberinde
getirmitir. Szgelimi, Japonya'da
beslenme bozukluu ilk kez 1960'l
yllarda lkenin hzl ekonomik
geliiminin ve kresel ekonomiyle
btnlemesinin bir sonucu olarak
ortaya kmtr. imdiyse her yz Japon
kadnndan birinde anoreksia grl
mektedir ve bu oran neredeyse
ABD'dekine eittir. 1980'li ve 1990'b
yllarda Tayvan, in, Filipinler, Hin
distan ve Pakistan'n kentsel blgeleri
nin yan sra Hong Kong ve Singapur'da
da, zellikle zengin kadnlar arasnda
beslenme bozukluklar grlmeye
balanmtr (Efron 1997). Medscape
tarafndan yaymlanan Genel Tp'ta.
(General Medicine -2004) yer alan bir
rapora gre, kadnlarda bulimia
neurosa grlme skl, Batl lkelerde
%0,3 ile % 7,3 arasnda deiirken, bu

oran Batl olmayan lkelerde %0,46 ile


% 3 ,2 arasnd a sey retm ek ted ir
(ANFED 2005).
Bir kez daha, beslenme bozukluu
ve kiinin kendi grnnden honut
olmamas gibi tamamen kiisel sorunlar
olarak grnen eylerin aslnda
toplumsal meseleler olduklar ortaya
kmaktadr. Anoreksiann sadece insan
yaamn tehdit eden boyutlarda olan
trleri deil, ayn zamanda diyet yapma
saplants ve d grn ar
nemseme durumlar da hesaba
katldkta, beslenme bozukluklar artk
milyonlarca insann yaamnn bir
paras haline gelmitir ve yalnzca
Birleik Krallk'ta deil, dnyadaki
sanayilemi lkelerin hepsinde
grlmektedir.
Besleme bozukluklarnn yaygnl
artc boyudardadr ve toplumsal
etkenlerin salmz ve toplumsal
etkileim yeteneklerimiz zerindeki
etkilerinin neler olduu sorusunu akla
getirir. Beden sosyolojisi olarak
bilinen alma alan, bedenlerimizin bu
toplumsal etkenlerden nasl etkilendii
ni inceler. nsan olarak elbette bir
bedenimiz vardr, ancak bedenlerimiz
toplumun dnda kendi hallerinde var
olan fiziksel eyler deildirler. Bedenle
rimiz, toplumsal deneyimlerimizden
etkilendii lde, ait olduumuz
gruplarn norm ve deerlerinden de
derinden etkilenmektedir.
Bu blmn ana izleklerinden biri
de bedenin gitgide doadan -yani
etrafmz saran evreden ve kendi
biyolojik ritimlerimizden- ayrlmasdr.
Bedenlerimiz, makinelerden diyedere
uzanan geni bir yelpazede bilimin ve
teknolojinin istilasna uramakta ve bu
istila yeni ikilemler yaratmaktadr.

296

S a lk . H a s ta lk v e E n g e llilik

Birleik Krallk ve dier zengin lkelerde, nerendeyse her ke bandaki dkkanda dnyann
drt bir yanndan ithal edilen artc eitlilikte gday birarada bulabilmek olanakldr.

Szgelimi, plastik cerrahi biimlerinin


giderek yaygnlamas bize yeni see
nekler sunmutur ama ayn zamanda
hararetli toplumsal tartmalar da
beraberinde getirmitir. Bu tartmalar
dan biri olan insan yzndeki biim
bozukluklarnn plastik cerrahiyle
dzeltilmesi konusunu ilerleyen sayfa
larda ele alacaz.
Teknoloji terimi burada dar
anlamyla anlalmamaldr. Teknoloji,
en temel anlamyla, maddi teknolojilere
gnderme yapar. Szgelimi, modern
tpta kullanlan ve doum ncesi
dnemde bebein geliim evrelerinin
izlenebil-mesine izin veren tarayclar,
maddi tek-nolojilere bir rnektir. Ama
biz burada Michel Foucault'nun (1988)
toplumsal teknolojiler olarak adlan
drd bedeni etkileyen teknolojileri de
gz nnde bulundurmak zorundayz.
Foucault bu deyimle bedenin, gitgide,
olduu gibi kabul edilen bir ey olmak

297

tan kp yaratlmak zorunda olan bir


eye dnmesini kastetmektedir.
Toplumsal bir teknoloji, bedenlerimize
ileyilerini arzuladmz biimde
deitirebilm ek iin yaptmz
herhangi bir dzenli mdahaledir.
Anoreksiann kayna olan diyet,
toplumsal bir teknoloji rneidir.
lerleyen sayfalarda ncelikle
beslenme bozukluklarnn neden bu
kadar yaygnlatn zmlemeye
alacaz. Ardndan, sal daha geni
toplumsal boyudaryla ele alacaz. Son
olarak da engelliliin sosyolojisi
konusuna eilerek, engelliliin zellikle
toplumsal ve kltrel olarak nasl
kurulduuna bakacaz.

Saln ve hastaln
sosyolojisi
Beslenme bozukluklarnn son
dnemde neden bu kadar yaygn hale
geldiini anlayabilmek iin, ncelikle bu

S a lk , H a s ta lk v e E n g e llilik

kitapta daha nce zmlediimiz


toplumsal deimeleri anmsamamz
gerekir. Dolaysyla, bu blmn bir
dier ana izlei de toplumsal deime
nin beden zerindeki etkisi olacaktr.
Anoreksia aslnda kresellemenin
etkilerini de kapsayan belli trden
toplumsal deimelerin bir yansma
sdr.
Bat toplumlarnda beslenme
bozukluklar konusunda grlen ar,
gda redmin zellikle son otuz krk
ylda iyice hz kazanan kreselleme
siyle dorudan ilikilidir. Yeni soutma
tekniklerinin bulunmas ve konteynr
tamacnn yaygnlamas, gda
maddelerinin uzun sre saklanabil
mesini ve dnyann bir ucundan die
rine tanabilmesini olanakl klmtr.
1950'lerden bu yana sper markeder,
dnyann drt bir yanndan gelen (ve
bunlar satn alabilecek gce sahip
olanlar iin -ki bu artk Bat toplumlarnn nfusunun byk ounluu
anlamna geliyor) gda maddeleriyle
dolup tamaktadrlar. stelik bu
gdalarn pek ou artk eskiden olduu
gibi yalnzca belli mevsimlerde deil,
her an bulunabilmektedir.
Yaklak son on yldr, Birleik
Krallk'taki ve dier gelimi lkelerdeki
insanlar beslenme dzeni konusunu
daha ciddiye almaktadrlar. Elbette bu,
herkesin umutsuzca zayflamaya
alt anlamna gelmemektedir. Daha
ok, her gdann her an bulunabildii bir
dnemde, ne yiyeceimize karar vermek
zorunda olduumuz anlamna gelmek
tedir -bir baka deyile, "diyet"i burada
gda tketim akkanlklarmz olarak
dnecek olursak, bir beslenme diyeti
oluturmamz gerektii anlamna gel
mektedir. Diyetimizi olutururken, ne

yiyeceimize bilimin bizi bombar


dmana tuttuu -szgelimi, yksek
kolesterol dzeyinin kalp hastalklar
nn nedeni olan etkenlerden biri olduu
gibi- yeni tbbi bilgilerin nda karar
vermemiz gerekmektedir. Gdann
bolca bulunabildii bir toplumda yaa
dmz iin, ilk kez olarak bedenleri
mizi yaam tarzmza zg alkanlk
larmza (komak, bisiklete binmek,
yzmek ya da yoga yapmak gibi) ve ye
diklerimize gre ekillendirme frsatna
sahip olduk. Beslenme bozukluklar,
kaynan bu durumun hem bize
sunduu frsadarda hem de yaratt
iddetli gerilimlerde ve basklarda bulur.
Peki beslenme bozukluklar neden
daha ok kadnlar, zellikle de gen
kadnlar etkilemektedir? ncelikle,
yalnzca kadnlarn beslenme bozukluk
larndan mustarip olmadklarn be
lirtmek gerekir, zira bu grupta yer
alanlarn yaklak %10'u erkeklerdir
(Beslenme Bozukluklar Dernei
2000). Ne var ki, erkeklerde anoreksia
ve bulimia kadnlarda grld kadar
sk grlmez; bunun nedeni ksmen
genel olarak kabul gren toplumsal
normlarn kadnlarn fiziksel ekiciliini
erkeklerinkinden dana nemli grmesi,
ksmen de ekici erkek bedeni imge
sinin kadnnkinden farkl olmasdr.
Son iki yzylda Amerikal gen kzlar
tarafndan yazlan gnlkleri inceleyen
Jo an Ja co b s Brum berg (1997),
gnmzde ABD'deki gen kzlarn
kendilerine ben kimim? ve kim ol
mak istiyorum? sorularn sorduklar
zaman bu sorulara verdikleri yantlarn
bir yzyl nce yaam akranlarna
nazaran daha ok bedenleri etrafnda
ekillendiini ortaya koymutur.
Brumberg gen kzlarn bedensel
kayglar zerinden ticari kar

298

S a lk , H a s ta lk v e E n g e lllllk

salandn ileri srmtr. Brumberg'in vard sonu udur: Beden,


gnmzde ABD'li gen kzlarn benlik
alglarnn ylesine merkezinde yer
almaktadr ki, onlarn temel hedefi
haline gelmitir.

reddetme arasnda gidip gelen bir


davran kalb iinde kslp kalabilir.
Eer bu kalp krlmazsa (ki baz psiko
terapi tekniklerinin ve tbbi tedavilerin
bu konuda etkili olduklar kandanmtr), hasta alktan lebilir de.

Anoreksiya ve dier beslenme


bozukluklar, aslnda, kadnlarn daha
geni bir toplumda yaadklar ve
eskisinden daha fazla rol aldklar, ama
buna ramen becerileriyle deil, halen
grnleriyle deerlendirildikleri
mevcut durumu yanstmaktadr. Bes
lenme bozukluunun kkleri, beden
den duyulan utan duygusuna kadar
uzanmaktadr. Birey kendini yetersiz ve
kusurlu bulur; dier insanlarn gznde
nasl grnd, bedeniyle ilgili duygu
larnn da etkisiyle daha da nemli hale
gelir ve bu konuda kayglanmaya balar.
Zayf olma ideali, bu noktada artk bir
saplant haline gelir -kadn kilo
vermenin yaamndaki hereyi zece
ini dnr. Saplantl biimde diyet ve
idman yapmaya balarsa, yediklerini
kusma ve yemek yemeyi tamamen

Beslenme bozukluklarnn yaygn


lamas, bilim ve teknolojinin gndelik
yaamlarmz zerindeki etkilerini
yanstr: kalori hesab teknolojik iler
lemelerle olanakl hale gelmitir. Yine
de, teknolojinin ne denli olacan
toplumsal etkenler belirler. Artk
bedenlerimiz konusunda daha nce hi
olmadmz kadar zerklie sahibiz ve
bu durum karmza olumlu firsadar
kadar, yeni kayglar ve sorunlar da
karmaktadr. Gereklemekte olan
ey, aslnda, sosyologlarn doann
toplumsallamas dedikleri srecin bir
parasdr. Bu deyim, eskiden doal
olan ya da doada grlen grng
lerin, toplumsal hale getirilmeleri
-bizim toplumsal kararlarmza bal
klnmalar- olgusuna iaret etmektedir.

Sosy olo jik im gelem inizi kullann: altern atif t


J a n M a s o n n c e le r i m k e m m e l b ir sa l n n k e y fin i

J a n 'n h e k im i b u d u ru m u n s tr e s te n k a y n a k la n d

k a ry o rd u . A m a d a h a s o n r a la r, a n id e n ar y o r g u n lu k v e

s o n u c u n a v a ra ra k , o n a a n ti-d e p r e s a n ila la r k u lla n m a s n

d e p re s y o n la k a r k a ry a k a ld n d a , h e r z a m a n g itti i

n e r d i. J a n , ta n k o n a m a y a n b u ra h a ts z l n h a y a tn d a

h e k im in in b u k e z o n a p e k d e y a rd m c o la m a d m g r d .

b a l b a n a b ir s tre s k a y n a o ld u u n u n fa rk n d a o ls a d a,

E s k id e n o ld u k a z in d e b ir in s a n d m . Y z e r d im , s q u a s h

a n ti-d e p r e s a n la n n d e rd in e d e v a o la m a y a c a n b iliy o rd u .

o y n a rd m , k o a r d m ; n e o ld u y s a , b ir d e n b ir e h e r ey

D in le d i i b ir ra d y o p r o g r a m n d a , y a a d b itk in li in

te r s in e d n d . K im s e b a n a s o r u n u m u n ta m o la r a k n e

p o s tv ir a l y o rg u n lu k s e n d r o m u n d a n k a y n a k la n y o r

o ld u u n u s y le y e m e d i. D a h a s o n r a h e k im im p c k

o la b ile c e in i r e n d i. B i r a rk a d a n n ta v siy e siy le

h a s ta l n a y a k a la n m o ld u u m u s y le y e re k b a n a

h o m e o p a tla r d a n

a n tib iy o tik le r v e r d i; n e v a r ki, b u a n tib iy o tik le r b e n d e

o n a r m a s r e c in in b ir p a r a s o ld u u v a rs a y m n d a n

h a s ta lk b e lirtile rin in b e d e n in k e n d in i

p a m u k u a n e d e n o ld u . S o n r a , s o r u m u n n e o ld u u n u

h a re k e tle , b e d e n i b t n l n d e ele alp b e n z e r i

k e n d is in in d e b ilm e d i in i s y le m e y e b a la d ... B i r s r

b e n z e r le te d a v i e tm e y i a m a la y a n v e h e r s e fe r in d e o k

ta h lil y a p trd m , g e r e k te n o k k t d u ru m d a y d m . B u

a z m ik ta rd a m a d d e y i b e d e n e v e r e r e k h a s ta l y e n m e y i

d u ru m alt ay b o y u n c a d e v a m e tti; b u sra d a h a s ta l m

h e d e fle y e n a lt e r n a t if tp la r d a n y a rd m is te d i. N ih a y e t

d a d e v a m e d iy o rd u v e s o r u n u m u n n e o ld u u h a le n

y a k la m n d a n ra h a ts z o lm a d b ir h o m e o p a t b u ld u v e
g r d te d a v id e n m e m n u n k a ld (S h a r m a 1 9 9 2 ) .

a n la la m a m t.
(A k ta r a n S h a r m a , 1 9 9 2 : 3 7 )

299

J a n , sa lk a l k a n lk la r a ra s n a a l lm n d n d a k i tb b i

S a lk , H a s ta lk v e E n g e lllllk

h a le e d ild i i h is s in i u y a n d rm a s d a k ayg lar a rttr m a k ta d r .

u y g u la m a la r k a ta n v e s a y la n g n g e t ik e a rta n in s a n la r

H e k im v e h a s ta a ra s n d a k i d e n g e s iz g ilik isi d e b a z

d a n y a ln z c a b iri. S o n o n y ld a, z e llik le sa n a y ile m i

i n s a n la n n a lte r n a tif tb b te r c ih e t m e n e d e n le r i a ra s n d a y er

lk e le rd e , a lte r n a tif tb b a o la n ilg i b y k l d e a rtm tr,

a lm a k ta d r; z ira b u in s a n la r ed ilg in h a s ta ro l n n

a l t e r n a t if tp la n n v e te d a v i b i im le r in in say s g n

m u a y e n e le r i v e te d a v ile ri s r a s n d a k e n d ile rin e y e te r in c e s z

g e t ik e a rtm a k ta d r . M o d e r n to p lu m d a , b itk ile rle

h a k k ta n m a d h is s in e k a p lm a k ta d rla r. S o n o la r a k , k im i

te d a v id e n a k u p u n k tu ra , m a s a j te d a v is in d e n , e lle te d a v iy e

b ir e y le r b e d e n v e z ih in a y rm n a d ay al b ir te d a v i y n te m in i

k a d a r, r e s m i tb b i d iz g e y le b a z e n a a n b a z e n s e a k a n

b e n im s e m i o la n m o d e r n tb b a d in s e l y a d a fe ls e fi

a lt e r n a t if sa lk h iz m e d e r in d e b y k b ir p a tla m a
y a a n m a k ta d r. H e r d r t B r ita n y a l'd a n b ir in in b ir a lte r n a tif

itira z la rd a b u lu n m a k ta d r la r; z ira a lla g e ld ik tb b n


h a s ta l n v e sa l n tin s e l v e ru h s a l b o y u d a r n g r m e z d e n

tp h e k im in e m u a y e n e o ld u u ta h m in e d ilm e k te d ir.

g e ld i in e in a n m a k ta d rla r.

A lt e r n a t i f te d a v i y n te m le r in d e n m e d e t u m a n tip ik in sa n

A l t e r n a t i f tb b n b u d e n li y a y g n la m o lm a s , s o s y o lo g la rn

p r o fili is e g e n e ld e g e n ya d a o r ta y a l, o r t a s n fa m e n s u p

k a r s n a z e rin d e d n e b ile c e k le r i o k ilg in s o r u la r

k a d n la r d a n o lu m a k ta d r.

k a r m a k ta d r . H e r e y d e n n c e , b u y a y g n la m a m o d e r n

S a n a y ile m i lk e le r d n y a n n e n g e li m i k a y n ak lary la

to p lu m la rd a m e y d a n a g e le n d n m n b y le y ici b ir

d o n a tlm tb b i o la n a k la ra sa h ip tirle r. P e k i o h a ld e n e d e n

y a n sm a sd r. Y a a m la rm z la ilg ili s e im le r y a p a rk e n

h e r g e e n g n d a h a fa z la say d a in s a n k o k u te d a v isi y a d a

k u lla n a b ile c e im iz p e k o k b ilg iy e -fa rk l p e k o k

uy k u te d a v isi g ib i b ilim s e l o lm a y a n y n te m le r d e n m e d e t

k a y n a k ta n - k o la y c a u la a b ile c e im iz b ir a d a y a y o ru z .

u m m a k ta v e g e le n e k s e l sa lk d iz g e s in i b ir k e n a ra b ra k -

B u a d a n b a k ld k ta , sa lk k o n u s u d a h e r h a n g i b ir is tis n a
te k il e tm e m e k te d ir . B ir e y le r k e n d i sa lk la r v e
e s e n lik le riy le ilgili e tk in b ir tu tu m b e n im s e d ik e g id e r e k
b ir e r sa lk t k e tic is i h a lin e g e lm e k te d ir le r. A r tk , y a ln z ca
h a n g i h e k im e g id e c e im iz i k e n d im iz s e m iy o r, ayn
z a m a n d a k e n d i te d a v i v e b a k m s r e c im iz e d a h a fa z la d a h il
ed ilm e y i d e ta le p e d iy o ru z . A l t e r n a t i f tb b n g e li m e s i, b u
y o lla , d e s te k g ru p la rn , r e n m e g r u p la n n v e k i is e l
g e li im k ita p la rn d a k a p s a y a n b ir k i is e l g e li im h a r e k e tin e
b a la n m a k ta d r . n s a n la r , a rtk b a k a la rn n d n c e le r in e
v e y n le n d ir m e le r in e b a m l o lm a k y e r in e , y a a m la r n n
d e n e tim in i k e n d i e lle r in e a lm a y a v e o n u e tk in b i im d e
y e n id e n e k ille n d ir m e y e is te k lile r.
S o s y o lo g la r ilg ile n d ire n b i r d i e r k o n u d a , i in d e
y a a d m z m o d e r n d n e m d e , z e llik le s o n z a m a n la rd a ,

Akupunktur, kendi tedavileriyle etkin biimde ilgile


nen ve biyomedikal salk modelini sorgulayan
insanlarn tercih ettii tamamlayc tbbn dalla
rndan biridir.
aeco-.B

,~.um rw 9. n m a u r tm a

IIH

h a s ta lk v e sa l n d o a s n d a m e y d a n a g e le n d e i im d ir.
n s a n la n n a r e a ra d k la n h a s ta lk la rn v e ra h a ts z lk la n n
o u b iz z a t m o d e r n d n y a n n r n le r iy m i g ib i g r n m e k
te d ir. U y k u s u z lu k , k ayg , s tre s , d e p r e s y o n , y o r g u n lu k v e

M PB

e k le m iltih a b , k a n s e r g ib i a rl m z m in h a s ta lk la rn
h e m e n h e p s i s a n a y ile m i to p lu m la rd a d a h a s k g r lm e k

m a k ta d r? n c e lik le u n u v u rg u la m a k g e r e k ir k i, (h o m e o -

te d ir. B u tip ra h a ts z lk la r u z u n c a b ir s r e d ir v a r o lm a k la

p a ti g ib i k im i a lte r n a tif y a k la m la r m o d e r n t b b ta m a m e n

b ir lik te , g n m z d e in s a n la r i in e s k is in d e n o ld u u n d a n

r e d d e ts e b ile ) a lt e r n a t if tp ta n y a ra rla n a n h e r k e s b u

d a h a fa z la s k n a y a ra tm a k ta d rla r. S o n a ra trm a la r , g n

y n te m le r i m o d e r n te d a v i y n te m le r in in y e r in e k o y u y o r

m z d e e n y aygn i e g itm e m e n e d e n in in -s o u k a lg n l b ir

d e ild ir. P e k o k in s a n , h e r ik i y a k la m a a it e le r i

k e n a ra b ra k ld k ta - s tre s o ld u u n u o rta y a k o y m a k ta d r.

b ir le tir m e k te d ir . B u n e d e n le , k im i b ilim a d a m la r b u

D n y a S a lk r g t , d e p r e s y o n u n n m z d e k i y irm i y ld a

sra d te k n ik le r e a lt e r n a t if tp y e r in e ta m a m la y c tp

in s a n la n g te n d re n e n y a y g n h a s ta lk o la c a n ta h m in

d e m e y i te r c ih e t m e k te d ir le r (S a k s 1 9 9 2 ) .

e tm e k te d ir. N e tu h a f tr k i m o d e r n li in y an e tk ile r o la r a k

n s a n la r n b ir a lt e r n a t if ttp h e k im in d e n m e d e t u m m a la r n n

o rta y a k a n b u ra h a ts z lk la r, a y n z a m a n d a m o d e r n b b n

b ir k a n e d e n i v a rd r. B a z in s a n la r alla g e ld ik tb b n s tre s

a r e b u lm a k ta e n o k z o rla n d ra h a ts z lk la rd r. A lt e r n a t if

y a d a kayg g ib i ra h a ts z lk la rd a n k a y n a k la n a n m z m in ya

tb b n r e s m i b b n y e rin i a lm a s p e k o la s d e ils e d e , t m

d a te k ra rla y a n a n v e s z la n d in d ir m e d e y e te rs iz k a ld n

i a r e d e r g e le c e k te d a h a d a y a y g n la a c a n g s te r m e k te d ir .

v e y a ta m a m e n b a a r s z o ld u u n u d n m e k te d irle r. B a z

S o r u la r

la ry sa , m o d e r n sa lk d iz g e s in in iley i b i im in d e n -u z u n
h a s ta k u y ru k la r, b ir u z m a n d a n d i e r in e s e v k e d ilm e , m a d d i
k s tla m a la r v b . n e d e n iy le - m e m n u n d e ild ir. B u n u n la
b a la n tl o la r a k m o d e r n sa lk d iz g e le rin in d e s te k le d i i iki

1 S o n y lla rd a a lt e r n a t if o p v e te d a v ile r k o n u s u n d a n e d e n
b y k b ir a rt o lm u tu r?
2 B iy o m e d ik a l sa lk m o d e lin in te m e lin d e y e r a la n ilk e le r

te d a v i y n te m i o la n ila te d a v isin in y an e tk ile rin in o k

(b k z . S a y fa 3 0 2 - 7 ) h a n g i y n le r iy le a lte r n a tif tb b n

o lm a s v e a m e liy a tla rn in s a n la r n b e d e n le r in e z o r la m d a

ilk e le r in d e n a y rlm a k ta d r?

30 0

S a lk , H a s ta lk v e E n g e llilik

Sosyolojik bak alarndan tp


Biyom edikal salk modelinin ortaya
k p
Bu kitapta ele aldmz kavram
larn ou gibi, salk ve hastalk
kavramlar da kltrel ve toplumsal
olarak tanmlanmaktadrlar. Kltrler
neyin salkl, neyin normal olduuna
ilikin kabulleri bakmndan birbirinden
ayrlrlar. Btn kltrlerde fiziksel
salk ve hastalk kavramlar oktandr
bilinmekteyse de, bizim u an tp olarak
adlandrdmz etkinliklerin byk
ksm, Bat toplumlarnda son yz
ylda yaanan gelimelerin bir sonucu
olarak ortaya kmtr. Modernlik
ncesi toplumlarda ise hastalklarla ve
rahatszlklarla ilgilenen ana kurum
aileydi. Bunun yannda, hastalklar
doal ve byl ilalarn bir karmn
kullanarak tedavi etme konusunda
uzmanlam ifaclar da hep var olmu
lardr ve bu geleneksel tedavi dizgeleri,
Batl olmayan kltrlerin ounda
halen varln srdrmektedir. Bunla
rn byk ksm yukarda tarttmz
alternatif tp kategorisine girmektedir.
Yaklak iki yzyldr tbba egemen
olan batl tasarmlar ifadelerini biyomedikal salk modelinde
bulmulardr. Bu salk ve hastalk
anlay modern toplumlarn geliimiyle
birlikte olgunlamtr. Aslnda bu
durum modern toplumlarn temel
zelliklerinde biri olarak grlebilir.
Zira biyomedikal salk modelinin
ortaya k, akln ve bilimin dnyaya
ilikin geleneksel ve dinsel aklamalar
karsnda kazand zaferle yakndan
balantldr (1. Blm, sayfa 53-54'deki
Weber ve ussallama tartmasna
baknz). Biyomedikal modeli daha

301

ayrntl biimde incelemeden nce,


ortaya kt tarihsel ve toplumsal
balam ksaca ele alalm.

Kamu sal
Yukarda, geleneksel toplumun
yelerinin, byk lde, kuaktan
kuaa aktarlan kocakar ilalarna,
bakm yntemlerine ve tedavi teknik
lerine bel baladklarn grdk.
Hastalklar sklkla bysel ya da dinsel
terimlerle ele alnyor ve kt ruhlara ya
da ilenen "gnah"lara yoruluyorlard.
Kyllerin ve sradan kasaballarn sa
lk sorunlaryla ilgilenebilecek bugnk
devlet ve kamu sal dizgeleri gibi
harici makamlar yoktu. Salk kiisel bir
meseleydi ve kamuyu ilgilendir
miyordu.
Ne var ki, hzl sanayileme ve ulus
devletlerinin ykselii bu durumu
deitirdi. Snrlar tam olarak izilmi
ulus devletlerinin ortaya kyla bera
ber yalnzca lkenin sakinleri olmaktan
kan ve merkezi bir yetkenin ynetimi
altna giren yerli halka bak da deiti.
lkedeki insan nfusu, ulusal erki ve
serveti arttrmaya yarayan ve bu yzden
izlenip nizama sokulmas gereken
byk bir kaynakt. Devlet birdenbire
yurttalarnn salna zel bir ilgi
gstermeye balad; zira yksek bir
ulusal retim, bayndrlk, byme
oran ve savunma gc, lke nfusunun
esenliine balyd. Bu nedenle
d e m o g r a f i -in sa n n fusu nu n
bykln, bileimini ve dinamik
lerini inceleyen almalar- byk bir
nem kazand. Nfus younluunda
meydana gelen deiimlerin izlenebil
mesi ve kayt altna alnabilmesi iin
nfus saym dncesi ortaya atld.
Doum ve lm oranlar, ortalama
evlilik ve ocuk sahibi olma yalar,

S a lk , H a s ta lk v e E n g e llillk

inhar oranlar, ortalama yaam sresi,


beslenme alkanlklar, yaygn hastalk
lar ve lm nedenleri, vb. gibi her trl
istatistik bilgi topland ve hesapland.
Michel Foucault (1926-1984),
bedenin devlet tarafndan disiplin altna
alnmas ve dzenlenmesi olgusuna
dikkati ekerek, modern tbbn ortaya
kyla ilgili dncelerimizin ekillen
mesine nemli bir katkda bulunmutur
(1973). Foucault'ya gre cinsellik ve
cinsel davran bu srete hep merkezi
bir konumda yer almtr. Cinsel iliki
hem nfusu arttrmann yolu hem de
kamu salna ve esenliine ynelik bir
tehditti. reme amal olmayan cinsel
lik, bastrlmas ve denetim altna aln
mas gereken bir eydi. Cinselliin
devlet tarafndan gzetim altna alna
bilmesi ksmen evlilik, cinsel tutum,
meruluk ve gayr meruluk, doum
kotrol yntemlerin ve krtajn yaygn
l gibi verilerin toplanmasyla mm
kn hale geldi. Bu gzetim, cinsel ahlak
ve kabul edilebilir cinsel etkinliklerle
ilgili gl toplumsal normlarn tevik
edilmesiyle el ele gidiyordu. Szgelimi
ecinsellik, mastrbasyon, evlilik d
cinsel iliki gibi cinsel sapknlklar
hemen damgalanp knanyordu (bkz.
12. Blm: "Cinsellik ve Toplumsal
Cinsiyet").
Kamu sal dncesi, halk
-yani toplumsal bedeni- patoloji
lerden arndrma abasnn bir sonucu
olarak ekillenmitir. Devlet halkn
yaam koullarn iyiletirme konu
sunda sorumluluu zerine almaya
balamtr. Halk hastalklardan
koruyabilmek iin halk sal merkez
leri ile su ve lam ebekeleri kurulmu
tur. Yollara kaldrmlar denmi ve
barnma sorunu zerinde nemle

durulmutur. Gda ileme tesislerine ve


kesim hanelere kadem eli olarak
dzenlemeler getirilm itir. Halk
saln tehdit etmediinden emin
olabilmek amacyla cenaze ilemleri de
izlemeye alnmtr. Hapishaneler, akl
hastaneleri, darlacezeler, okullar ve
hastaneler insanlar gzetlemeyi, hizaya
getirmeyi ve denetim altna almay
hedefleyen bir hareketin paras olarak
ortaya kmlardr.

Biyom edikal model


Tpta yaanan gelimeler, yukarda
dile getirdiimiz toplumsal deiimlerle
i ieydi. Bilimin tbbi tehis ve tedavi
amal kullanm, modern salk
dizgelerinin esas zelliiydi. Hastalklar,
bedende saptanabilen hastann ikayet
ettii belirtilerin aksine gster
geler yoluyla, nesnel biimde tanm
lanmaya baland. Eitimli uzmanlar
tarafndan yaplan resmi bakm, hem
fiziksel hem de ruhsal hastalklarn
tedavisi iin kabul gren yntem haline
geldi. Tp ecinsellik ve su ilemeden
tutun da ruhsal hastalklara kadar
uzanan bir yelpazedeki sapkn davra
nlarn dzeltilmesinin arac haline
geldi.
Biyomedikal salk modeli temel
saylt zerine kurulmutur. Birincisi,
hastalk bedende meydana gelen ve be
deni normal ileyiinden uzaklatran
bir bozulmadr. 1800'lerin sonlarnda
gelitirilen mikrop kuram, her hastal
n ardnda saptanabilir bir fail bulun
duunu ileri srmektedir. Bedeni
salna yeniden kavuturabilmek iin,
hastaln nedeni dier etkenlerden
yaltlarak ele alnmal ve tedavi
edilmelidir.

302

S a lk , H a s ta lk ve Engellilik

Biyomedikal salk modeline gre hasta, hekimin gznde yalnzca hasta bir bedendir.

kincisi, zihin ve beden birbirinden


ayr olarak tedavi edilebilir. Hasta
kavram, bir btn olarak bireyden
ziyade, hasta bir bedene -bir patolojiyeiaret eder. Vurgu bireyin esenliinden
ziyade, hastaln iyiletirilm esi
zerinedir. Biyomedikal model, hasta
bedenin dier etkenler bir yana braklp
yaltlmak suredyle aratrlabileceini,
zerinde oynanabileceini ve tedavi
edilebileceini savunur. Tp uzmanlar,
hastann muayenesinde ve tedavisinde
tarafsz olabilmelerine olanak tanyan
bir tbbi bak benimserler. Tedavi,
klinik bir ifadeyle, hastann resmi
dosyasnda bir araya gedrilip derlenmi
verilerden harekede tarafsz ve deer
lerden arnm biimde yaplmaldr.

303

ncs, yalnzca eidmli tp


uzmanlan hastalklar tedavi edebilirler.
Hekimlik meslei bir btn olarak edk
kurallara baldr ve uzun sren yorucu
bir eidmi baaryla tamamlayabilmi
gvenilir bireylerce yrtlr. Bu
meslekte, kendi kendini yeddrmi
ifaclara ya da bilimsel olmayan tbbi
uygulamalara yer yoktur. Hastane, ciddi
hastalklarn tedavi edilebilmesi iin
uygun olan ortam temsil eder; bu
tedaviler genelde teknolojinin, ila
tedavisinin ve ameliyatn birleiminden
oluurlar. Biyomedikal modelin temel
saytllar ve bu modele getirilen
eletiriler 8.1. Tabloda zedenmidr.

S a lk . H a s ta lk v e E n g e lllllk

B iy om ed ikal m odele getirilen


eletiriler
Yukarda betimlenen biyomedikal
salk modeli, son yirmi ya da otuz ylda
giderek artan bir biimde eletiri
oklarnn hedefi haline gelmitir.
Birincisi, kimi bilginler bilimsel tbbn
etkinliinin abartldn ileri
srmlerdir. Modern tbbn kazanm
olduu saygnla ramen, genel olarak
salk konusunda yaanan iyilemeler,
tbbi beceriden ziyade toplumsal ve
evresel deiimlere dayandrlabilir.
Etkili bir salk tekiladanmas, dengeli
beslenme, su ve lam sistemlerinin
gelitirilmesi ve alnan temizlik nlem
leri, zellikle bebek ve ocuk lm
oranlarn aa ekme konusunda daha
baarl olmutur (McKeown 1979).
lalar, cerrahide kaydedilen ilerlemeler
ve antibiyotikler yirminci yzyln
ortalarna gelene kadar lm oranla
rnda dikkate deer bir d
salayamamtr. Antibiyotikler bakteri
enfeksiyonlarnda ilk kez 1930 ve
1940'l yllarda kullanlabilmi; (ocuk
felci gibi hastalklara kar) a
gelitirilmesiyse ancak daha sonraki
yllarda mmkn olmutur. Ivan Illich
(1975), iatrogenesis ya da nedeni
tedavinin kendisi olan hastalklar
rnek gstererek, modern tbbn
faydadan ok zarar verdiini dahi iddia
etmitir. Illich, klinik, toplumsal ve
kltrel olmak zere tr iatrogenesis
olduunu ileri srmtr. Klinik
iatrogenesis, tbbi tedavinin hastann
durumunu daha da ktletirmesi ya da
yeni salk sorunlar yaratmasdr.
Toplumsal iatrogenesis, tbbn giderek
daha fazla alana el atmas ve sunduu
hizmetler iin yapay talepler yaratma
sdr. Illich'e gre, toplumsal iatroge

nesis, gndelik yaamn getirdii


skntlarla ba edebilme becerisinin,
tbbi aklamalar ve alternatifler tarafn
dan kademeli olarak kreltilmesi anla
mna gelen kltrel iatrogenesise yol
aacan ileri srmtr. Illich gibi
eletirmenlere gre, tbbn etkinlik alan
daraltlmaldr.
kincisi, modern tp, tedavi etmeye
alt hastalarn dncelerini ve
deneyimlerini dikkate almamakla su
lanmtr. Tbbn hastalklarn nedenle
rine ve belli fiziksel rahatszlklarn
tedavisine ilikin nesnel, bilimsel bir
anlay salad varsayld iin,
hastalarn kendi durumlar hakkndaki
bireysel yorumlarn dinlemeye gerek
duyulmamaktadr. Her hasta, aslnda
tedavi edilmesi ve kurtarlmas gereken
bir hasta bedenden ibarettir. Bu
dnceye kar, eletirmenler, etkili bir
tedavinin ancak hastalar kendi geerli
yorumlar ve anlaylar olan, dne
bilen ve eyleyebilen bireyler olarak
grldnde mmkn olabileceini
ileri srmektedirler.
ncs, eletirmenlere gre,
modern tp kendini dier alternatif tp
biimlerinden ve ifaclktan stn
grmektedir. Bilimsel olmayan her
eyin mutlaka daha deersiz olmas
gerektii inanc kemiklemitir. Daha
nce de grdmz zere, modern
bbn daha geerli bir bilgi biimi
olduu sav, homeopati ve akupunktur
gibi alternatif tp yntemlerinin giderek
yaygnlamasyla sarslmaktadr.
Drdncs, kimi sosyologlar,
hekimlik mesleinin neyin hastalk olup
neyin olmadn tanmlama konusunda
ar aba sarf ettiini ileri srmektedir.
Elinde tuttuu bilimsel dorularn

30 4

S a lk , H a s ta lk v e E n g e llilik

8 .1. Tablo Biyomedikal modelin sayltlar ve eletirildii noktalar


Sayltlar:

Eletiriler:

- Hastalk, insan bedeninde belli b iyolojik


faillerin neden old u u bir bozulmadr.

- Hastalk bilim sel hakikatler yoluyla


aklanabilecek bir ey deildir, zira toplum sal
olarak oluturulur.

- Hasta, hasta bedeni zihninden ayr olarak ele


alnabilecek edilgin bir varlktr.

- Hastann hastalkla ilg ili dnceleri ve


deneyim leri tedavinin ok nem li bir parasdr.
Hasta yalnzca fiziksel sal d eil, genel
olarak esenlii nem li olan etkin bir varlktr ve
bir btndr.

- Yalnzca tp uzmanlar bu alanda uzmanlk


bilgisine sahiptirler ve hastay iyiletirebilecek
geerli tedavi y n te m in i yalnzca onlar
uygulayabilirler.

- Hastalk v e salkla ilg ili yegane bilgi kayna


tp uzmanlar deildir. A lte rn a tif bilgi biim leri
de ayn lde geerlidir.

- Tedavi iin uygun mekanlar, teknolojinin yo u n


ve en iyi biim de kullanld hastanelerdir.

- Tedavinin m utlaka hastanede yaplmas


gerekm ez. Teknoloji, ilala tedavi ya da cerrahi
tedavi yntem leri dierlerinden stn deildir.

belirleyicisi olma konumunu insan


yaamnn daha fazla alann denedm
altna almak iin kullanabilir. Bu
konuda en gl eledrilerin bazlar,
modern bbn hamilelik ve doum gibi
doal olaylar kendi tekeline aldn ve
tbbiletirildiini ileri sren kadnlar
dan gelmitir. Doumlar kadn elinde ebeler tarafndan, evdedeil,
hastanelerde ve ou erkek olan uzman
hekimlerin ynetiminde yaptrlmak
tadr. Bir baka deyile, yaygn ve doal
bir olay olan gebelik, riskleri ve
tehlikeleri beraberinde getiren bir has
talk olarak grlmektedir. Feminist
ler, bilgi birikimleri ve dnceleri
kadn doum uzmanlarnca gereksiz
bulunan kadnlarn artk kendi gebelik
srelerinin denetimini yitirdiklerini
ileri srmektedirler (Oakley 1984).
Normal durumlarn tbbiletiril
mesine ilikin benzer kayglar, (genelde
Prozac gibi ilalarn yardmna bavuru
lan) mutsuzluk ya da hafif knt ve
(genelde kronik yorgunluk sendromu

305

olarak adlandrlan) yorgunluk durum


larna ya da ocuklarda grlen hiperaktivite konusunda da duyulmutur, (s.
308'deki kutuya baknz.) Biyomedikal
modelin saytllar da, iinde gelitii
dnyann deimeye balamasyla
gitgide sorgulanr hale gelmitir.
Beincisi, eletirmenlere gre
biyomedikal modelin temel saydlar,
zellikle nitelikli reme yoluyla insan
rknn kaltsal adan slahn hedef
leyen ve irkin siyasi sonular olabile
cek jen i almalar tarafndan
istismar edilmeye msaittir. Nazi
Almanya'snn bilim ve tp uzmanlar
bu siyaseti en u noktalara tamlar ve
beyaz tenli, stn Ari rk yarattk
larn ileri srmlerdi. Nazilerin jeni
izlenceleri, Yahudiler ve ingeneler gibi
biyolojik olarak kendilerinden daha
aa rklar olarak grdkleri rklardan
milyonlarca insann soykrmna ve 250
binden fazla engelli insann da sistemli
biimde katiedilmesine neden olmutu
(Burleigh 1994).

S a lk , H a s ta lk v e E n g e llilik

jeni siyasetinin en kanl uygula


mas Nazi Almanyas'nda uygulanm
olmakla birlikte, j eninin -ki ska
nfus siyaseti olarak adlandrlryirminci yzylda pek ok Avrupa
lkesinde ve A.B.D'de nfusun belli
kesimlerine, zellikle engellilere kar
uygulanm olduunu unutmamak
gerekir. Bu siyasetler ounlukla akl
kt kadnlarn zorla ksrlatrlmas
yoluyla uygulanmlardr. Irk siyaset
zellikle siyah kadnlan vurmutur;
1907 ve 1960 yllar arasnda A.B.D'nin
eyaletlerinde ksrlatrlan 60 bin
insann ounluunu siyah kadnlar
oluturmaktayd. skandinav lkelerin
deyse siyasi liderler ve genetikiler,
gelimekte olan refah devletinin
gsz olann remesini tevik ede
ceinden ve buna bal olarak ulusal
rkm niteliinin deceinden endie
ediyorlard. Sadece sve'te, 1934 ve
1975 yllar arasnda, %90' kadnlardan
oluan yaklak 63 bin kii ksrlatrld.
sve'ten ok daha kk bir lke olan
Norve'teyse, ayn dnemde 48 bin
insan ksrlatrld. Bu lkelerin tersine,
Britanyal ve HollandalI siyasetiler ve
tp uzmanlar, gnll ksrlatrlmay
ve akl kt olanlarn kideler halinde
tecrit edilip kapatlmasn ngren bir
siyaseti benimsemilerdi (Rose 1999).
Gnmzdeyse, tbbi teknolojiler
alannda yaanan hzl gelimeler
biyomedikal modelin eletirmenlerinin
karsna yeni ve daha zor sorular
karmaktadr. Dltn oluum ve
geliim srecine mdahaleyi olanakl
klan genetik mhendislii almalar
nn yaygnlatrlabilmesi iin, bilim
adna mthi bir aba harcanmaktadr.
Genetik mhendisliiyle ilgili tart
malarda eletirmenler, yukarda dile
getirildii biimiyle j eninin yirminci

yzylda genetik tbb yozlatrdn


ileri srp kar kanlar ve genetik
tbbn bu olaylardan ayr ekilde
deerlendirilmesi gerektiini dnp
destekleyenler olarak, genelde ikiye
ayrlmaktadrlar (Kerr ve Shakespeare
2002). Genetik mhendislii taraftar
larna gre bu almalar son derece
nemli frsadar sunabilecektir. Szge
limi, kimi insanlar belli hastalklara
kar savunmasz brakan genetik
etkenlerin gnna karlmas
mmkn olabilecektir. Genleri yeniden
dzenleyerek bu hastalklarn kuaktan
kuaa aktarlmasnn nne geilebile
cektir. 2004 ylnda Britanya'daki nsan
reme ve Ceninbilim Kurulu, barsak
kanserinin kaltsal bir trnden musta
rip olan bir grup insana, bu hastal
tetikleyecek genleri tamayan salkl
ceninlerini serbeste seebilme hakk
tannmtr. Bu karar, yalnzca kansere
neden olan genleri tamayan ceninlerin
ana rahmine yerletirilecei anlamna
gelmektedir. Bu eleme ileminin ger
ekletirilmemesi durumunda, doacak
ocuklar %50 olaslkla hastal kaltsal
yollardan edineceklerdir (The Times, 1
Kasm 2004). Cenin seimine balan
gta yalnzca kistik fibroz ve Huntington hastal gibi tedavisi olmayan
ocuk hastalklar sz konusu olduun
da onay verilmekteydi (The Times, 6
Kasm 2004). Ne var ki, nsan reme
ve Ceninbilim Kurulu'nun bu karar
smarlama bebek tartmasn da
krklemektedir. Zira bu karar hekim
lerin imdikinden daha geni bir
zellikler yelpazesine gre en uygun
cenini seebilmelerinin yolunu aacak
bir emsal tekil etmektedir. Szgelimi,
arzu edilen sa, gz, ten rengine ve
arla, vb. sahip bebek bedenleri
smarlamak artk mmkndr.

306

S a lk , H a s ta lk v e E n g e llilik

Biyomedikal salk modeline


yneltilen ve yukarda ele alnan eletiri
lerin bazlar, genetik mhendislii
tartmalar iin de geerlidir. Biyo
medikal modelle ilgili kayglar tayan
insanlarn ou, tp uzmanlarnn
teknolojiyi kullanrken sahip olduklar
yetkileri de sorgulayacaklardr kuku
suz. Tbbi mdahalenin istenmeyen
sonular da olacak mdr? Cenin sei
minde mstakbel anne babalarn rol
ne olacaktr? Yoksa, (geleneksel olarak
erkeklerden oluan) tp uzmanlarnn
gelecein (doaldr ki, kadnlardan olu
an) annelerine tavsiye diye dayatmalar
da bulunduklar baka bir vakayla m
kar karyayz? Cenin seiminde cinsiyetilik, rklk ve engellilere kar
olumsuz ayrmclk yaplmasnn
nlenebilmesi amacyla ne gibi tedbirler
alnmaldr? Ve tm bu kategoriler nasl
belirlenmektedir? Genetik mhendisli
inin ucuza yaplmas pek mmkn
grnmemektedir. Dolaysyla, acaba

H iperaktivitenin tbb iletirilm esi

307

sadece deme gc olanlar m ocukla


rnn geliimine mdahalede bulunup
onlar toplumsal olarak istenmediini
dndkleri zelliklerden arndrabileceklerdir? Peki ya bu maddi olanaklar
dan yoksun gruplara mensup insanlarn
doal yollardan doan ocuklarna ne
olacaktr? Kimi sosyologlar, genetik
mhendislii yaptrabilme konusunda
ortaya kacak bu farkllklarn bir
biyolojik alt snf ortaya karabilece
ini ileri srmlerdir. Genetik mhen
disliinin salayaca fiziksel avantajlara
sahip olmayanlar, bu avantajlardan
faydalanabilen kiilerin nyarglarnn
ve ayrmclnn hedefi haline gelebilir
ler. I bulma, yaam ya da salk sigor
tas yaptrma konusunda sknt ekebi
lirler (Duster 1990). zetle, sosyolog
lara gre, tbbi teknolojiler alannda
yaanan hzl gelimeler, gn getike
yeni ve yantlanmas gittike gleen
sorular da beraberinde getirmektedir.

Salk, Hastalk ve Engellilik

Son on ylda Ritalin ilac iin yazlan reetelerin says


kadanarak artmtr. A .B.D 'de 5-18 ya aras ocuklann
yaklak yzde Ritalin kullanmaktadr. Britanya'da
1993 ylnda yazlan Ritalin reetelerinin says sadece 3500
iken, 1998 ylnda bu say 125,000'i gemitir. Uzmanlar,
2007 yl itibaryla her yedi ocuktan birinin bu ilac
kullanacan ngrmektedirler ([Observer; Mays 2003).
Peki ama Ritalin nedir ve sosyologlar niye bu ilala
ilgilenmelidirler? Ritalin, Dikkat Dankl ve
Hiperaktivite Bozukluu (D D H B ) -ou hekim ve
psikiyatra gre ocuklardaki dikkatsizlik, odaklanma ve
renm e gl gibi sorunlann asl nedeni olan ruhsal
bir bozukluk- tans konmu ocuk ve ergenlere verilen
bir ilatr. G enelde sihirli hap olarak adlandrlmaktadr.
Bu ila ocuklar yattrmakta, odaklanmalarna yardmc
olmakta ve renmelerini kolaylatrmaktadr. Baz
retmenler, nceleri ok yaramaz ve sorunlu olan
ocuklann Ritalin kullanmaya baladktan sonra adeta
birer melek haline geldiklerini bile sylemektedirler.

Deien dnyada tp ve salk


Salk ve hastalkla ilgili bilgi sahibi
olanlarn yalnzca tp uzmanlar
olmad konusunda giderek artan bir
farkndalk sz konusudur. Hepimiz
gerek bedenlerimize ilikin anlaymz,
gerekse gndelik yaamlarmzda
beslenme biimimize, yapacamz
idmanlara, benimseyeceimiz tketim
kalplarna ve genel yaam tarzmza
ilikin olarak yaptmz seimler
yoluyla kendi salk durumumuzu
yorumlayp esenliimizi salayabilecek
bir konumdayz. Salk konusundaki
yaygn dnme biimlerine zg bu
yeni ynelimler, modern tbba getirilen
yukardaki eletirilerle beraber, gn
mzn modern toplumlarnn salk
dizgelerinde meydana gelen esasl
dnmlere katkda bulunmaktadrlar
(bkz. 8.1. ekil). Ayrca, nceki sayfalar
da tartlan alternatif ya da tamamlayc
tbbn ykseliini de aklamaktadrlar.
Bununla birlikte, bu srete dier
etkenler de i bandadr: hastaln
doas ve kendisi de deimektedir.

Ritalin kullanmna kar kanlar ise bu ilacn hi de yle


ska dile getirildii gibi zararsz bir sihirli hap
olmadn ileri srmektedirler. Son yllarda A .B.D 'de ve
Birleik Krallk'ta gn getike artan sayda Ritalin
reetesi yazlmakla birlikte, bu ilacn uzun vadede
ocuklarn bedenlerinde ve beyinlerinde ne gibi etkiler
brakabilecei konusunda kapsaml bir ararma yaplm
deildir. Belki de asl kayg verici olan ey, ortada gerek
bir fiziksel sorun yokken dahi bu ilacn uygun zm
olarak sunulduu iddiasdr. Ritalin kardan, D D H B
belirtilerinin aslnda m odern dnyada yetien ocuun
yaamn artan hzna, biliim teknolojilerinin bunaluc
etkilerine, yetersiz idmana, ekerli gdalann ar
tketimine ve aile yaamndaki skntlara bal olarak
yaad stres ve basknn yansmalar olduunu ileri
srmektedirler. T p biliminin Ritalin vastasyla ocuktaki
dikkat dankln ve hiperaktiviteyi tbbiletirerek,
bozukluun gzlem lenen belirtilerinin toplumsal
nedenlerini grm ezden geldiini sylemektedirler.

Eskiden, balca hastalklar verem,


kolera, stma ve ocuk felci gibi bulac
hastalklard. Bu hastalklar genelde
salgn olarak ortaya kar ve btn bir
nfus iin tehdit oluturabilirlerdi.
Gnmzn sanayilemi lkelerin
deyse bu tip bulac hastalklarn grl
me oran olduka dktr ve nadiren
lme yol amaktadrlar; hatta bu
hastalklarn bazlar yeryznden
tamamen silinmitir. Sanayilemi lke
lerde grlen en yaygn lm nedeni,
dolam bozukluklar, kalp hastalklar,
eker ve kanser gibi bulac olmayan,
mzmin rahatszlklardr. Bu deiime
salkta gei sreci denmektedir.
Modernlik ncesi toplumlarda en yk
sek lm oranlar bebekler ve kk
ocuklar arasnda grlmekteyken,
gnmzde lm oranlar yala doru
orantl olarak artmaktadr. nsanlar
artk daha uzun yaadklar ve genelde
mzmin dejeneratif hastalklara yaka
landklar iin salk ve tedavi yntem
leri konusunda yeni bir yaklama
ihtiya duyulmaktadr. Ayrca, pek ok
mzmin hastaln ortaya knda

30 8

S a lk , H a s ta lk v e F n g e lllllk

nemli etkisi olduu grlm olansigara imek, diyet ve dzenli idman


yapmak gibi- yaam tarz tercihleri
konusuna da gitgide daha fazla vurgu
yaplmaktadr.

8 . 1 . e k il: S o n d n e m d e tp v e
sa lk a la n n d a g e r e k l e e n
d n m le r :
Kaynak: Nettleton,

(2 0 0 6 ).

Salk alannda yaanan bu ada


dnmlerin, kimi bilginlerin ileri
srdkleri gibi biyomedikal modelin
yerini alacak yeni bir salk paradigma
s ortaya karp karmayaca ak
deildir. Kesin olan bir ey varsa, o da
modern tbbn ve insanlarn modern
tbba kar takndklar tavrn hzla
deimekte olduudur.

Sosyolojik bak alarndan


salk ve hastalk
Sosyologlarn balca amalarndan
biri de hastalk deneyimin incelemektir.
Sosyologlar herhangi bir hastaln szgelimi nceki sayfalarda ele
aldmz anoreksia gibi bir hastalnhasta ve yaknlar tarafndan nasl
deneyimlendiini ve yorumlandn
sorarlar. Eer bugne dek, ksa sreli de

309

olsa, bir hastalk geirdiyseniz gndelik


yaam rntlerinizin nasl geici
olarak deitiini ve bakalaryla
etkileimlerinizin nasl dnme
uradn bilirisiniz. Bunun nedeni
bedenin normal ileyiinin yaamlar
mzn genelde gzard edilen ama
aslnda ok nemli olan bir parasn
oluturmasdr. Bedenlerimizin ileme
si gerektii gibi ilemesine bel balarz;
benlik algmz dahi bedenlerimizin
toplumsal etkileimlerimizi ve gnlk
etkinliklerimizi sekteye uratmadan
srdrmemizi salayacak biimde
ilemeye devam edecekleri beklentisi
zerine kuruludur.
Hastaln hem kiisel hem de
toplumsal boyutlar vardr. Hastalan
dmzda yalnzca biz ac ve sknt
ekip huzursuz olmakla kalmayz;
bakalar da bizim halimizden etkile
nirler. Yakn iliki iinde olduumuz
insanlar bize ilgi ve efkat gsterebilir,
destek olabilirler. Bizim hasta olduu
muz gereini kabul etmek iin aba
gsterebilir ya da kendi yaamlarna bu
gerei dahil etmenin bir yolunu
bulabilirler. liki kurduumuz baka
insanlar da hastalmz karsnda
tepkiler gelitirebilirler ve bu tepkiler
nihayetinde kendi benlik algmz
yorumlamamza yardmc olabilecekleri
gibi, benlik algmzn sarslmasna da
neden olabilirler.
Hastalk deneyimini kavramaya
ynelik iki gr sosyolojik dnce
zerinde zellikle etkili olmutur. Bu
grlerden ilki ilevselci okulla ili
kilidir ve bireylerin hasta olduklarnda
benimsedikleri dnlen davran
normlarn ne karr. zellikle
simgese] etkileimciler tarafndan
benimsenen ikinci gr ise, hastala

Salk. Hastalk v e Engellilik

levselcilik hakknda d aha fazla bilgi


i in , b k z . 1. B l m : S osy o lo ji
N ed ir? , s. 55-6

Parsons'a gre, hasta rol toplum


sallama srecinde renilir ve hasta
olunduunda dier insanlarn da yar
dmyla oynanr. Hasta rolnn
aya vardr:
"Her ie yetiem iyoruz. Bu yzden hepinizden
kendinize u soruyu sormanz istiyorum :
'Gerekten de o kadar hasta mym, yoksa
hekim lerin deerli zamann boa m harcyorum ?"

getirilen yorumlar ve bu yorumlarn


tad anlamlarn insanlarn eylem
lerini ve davranlarn nasl etkilediini
aa karmay amalayan kapsaml bir
giriimdir.

H asta rol
nde gelen ilevselci dnr
lerden biri olan Talcott Parsons (1952),
hasta rol kavramn, hastalarn
hastaln ykc etkilerini en aza
indirebilmek iin benimsedikleri
davran kalplarn betimleyebilmek
amacyla gelitirmitir. levselci
dnce, toplumun genelde akc ve
gayr ihtiyari biimde ilediini kabul
eder. Bu nedenle, hastalk toplumsal
srelerin normal akn engelleyebi
lecek bir ilev bozukluu olarak gr
lr. Szgelimi, hasta bir birey, sradan
ykmllklerini yerine getiremeyebilecei gibi, genelde olduundan daha
az verimli ve daha az gvenilir hale de
gelebilir. Hastalar normal rollerini
yerine getiremediklerinden tr,
yaknlarndaki insanlarn yaamlar da
sekteye urar; evindeki sorumluluklar
yerine getiremez, iyerindeki grevle
rini tamamlayamad iin i arkadala
rn da skntya sokar, vesaire.

1. Hasta, hastalndan kiisel olarak


sorumlu deildir. Hastalk bireyin
denetimi dnda kalan fiziksel
nedenlerden dolay grlr. Hasta
ln ortaya k bireyin eylemle
riyle ya da davranlaryla ilgili
deildir.
2. Hasta, belli haklara ve ayrcalklara
sahiptir; normal sorumluluklarndan
kurtulma da buna dahildir. Hasta,
hastalndan en ufak ekilde
sorumlu olmad iin, hasta
deilken stlenmek zorunda
olduu her trl grev, rol ve
davrantan muaf tutulur. Szge
limi, hasta normal durumda ev
iinde yerine getirmesi gereken
grevlerinden azat edilir. Genel
de olduundan daha kaba ya da
dncesice davranlar sergilemesi
mazur grlr. Yatakta daha uzun
sre kalma, ve szgelimi, ie
gitmeme hakk kazanr.
3. Hasta, saln geri kananmak iin
u^man bir hekime bavurmak ve
hasta olmay kabul etmek ^orundadr.:
Hasta rol geicidir ve hastalanan
kiinin iyilemek iin etkin ekilde
aba sarf etmesini art koar.
Hastalanan kii, hasta roln sr
drebilmek iin hastalk iddiasn
bir tp uzmanna onaylatmaldr.
Hastaln bir uzman gryle
onaylanmas, hastann evre

310

S a lk , H a s ta lk v e E n g e llilik

sindekilerin de bu hastalk iddiasn


kabul etmelerini salar. Hastann
iyileme srecinde hekimin tavsi
yelerine uyarak ibirlii yapmas
beklenir. Hekime danmayan ya da
tbbi yetkenin tavsiyelerine uyma
yan bir hasta, oynad hasta roln
tehlikeye atar.
Parsons'm hasta rol kavram, her
hastaln hasta rolyle ilgisinde ayn
olmadn savunan baka sosyologlar
tarafndan inceltilmitir. Bu sosyologlar
hasta rol deneyiminin hastalk
plerine gre eitlilik gsterdiini, zira
insanlarn bir hastaya verdikleri
tepkilerin hastaln ciddiyetine ve o
hastalkla ilgili alglarna gre deitiini
ileri srmektedirler. Bu nedenler hasta
rolnn bir paras olarak verilen haklar
ve ayrcalklar her zaman tekbiimli
olarak deneyimlenmeyebilir. Freidson
(1970), farkl hastalk derecelerine ve
tiplerine karlk gelen farkl hasta
rol tanmlamtr. Koullu hasta rol,
iyileebilecekleri geici hastalklara
yakalanm bireyler iin geerlidir.
Hastaya belli haklar ve ayrcalklar
tannr ve bir an nce toparlanmas
beklenir. Szgelimi, bronite yakalan
m biri, sradan souk algnlna
yakalanm birinden daha fazla hak ve
ayrcala sahip olacaktr. Meruluu
koulsu^ olan hasta rol, tedavisi
olmayan hastalklardan mustarip
bireyler iin geerlidir. Hastann
iyilemek iin yapabilecei hibir ey
yoktur; bu yzden hasta roln oynama
hakkna kendiliinden sahip olur.
Meruluu koulsuz olan hasta rol,
alopecia (tam kellik) ya da ar sivilce
sorunu gibi hastalklara (ki bu iki
hastalk durumunda hastaya ayrcalk
tannmamakla birlikte, hastalndan

31

sorumlu olmad da kabul edilir) veya


kanser ve Parkinson hastal gibi -hastaya nemli haklarla ayrcalklar tanyp
ou grevinden muaf olmasna neden
olacak- ar hastalklara yakalanm
bireyler iin geerlidir. Sonuncu hasta
rol, gayr meru hasta roldr. Gayr
meru hasta rol, baka insanlar tara
fndan uygunsuz olarak damgalanm
durumlardan ya da hastalklardan
mustarip bireyler iin geerlidir. Bu gibi
durumlarda birey bir ekilde durumun
dan sorumlu tutulur; kiiye ilave hak ve
ayrcalk tannmak zorunda deildir.
Alkoliklik, bu hastalktan mustarip olan
kiinin hasta roln stlenme hakkn
olumsuz ynde etkileyen damgalanm
hastalklara bir rnektir.
Erving Goffman (1963), damga
nn bireyin toplumda tam anlamyla
kabul grmesini engelleyen bir deer
yitimi ilikisi olduunu ileri srmtr.
Damgann pek ok farkl biimi szgelimi fiziksel (bkz. Paul Hunt'n
sayfa 325'deki sakatlkla ilgili tart
mas), yaamyksel (sabka kayd gibi)
ya da balamsal (yanl insanlarla
taklmak gibi) olabilir. Damgalar nadi
ren doru deerlendirmelere dayanla
rak oluturulurlar. Kaynaklar, ou kez
yanl ya da ksmen doru olabilen
alglamalar ve basmakalp rneklerdir.
Damgalama sklkla tbbi balamda
ortaya kar (bkz. 330-1. sayfalarda yer
alan, yzdeki biim bozukluklarna
ilikin vaka incelemesi). Goffman,
damgalama srecinin toplumsal
denetimi ierdiini ileri srmtr.
Gruplar damgalamak, toplumun grup
davrann denetim altna alma
yollarndan biridir. Kimi durumlarda
vurulan damga asla silinmez ve kii asla
topluma tam olarak kabul edilmez

S a lk , H a s ta lk v e E n g e llllk

(ortaada toplumdan dlanan ve tecrit


edilerek bir arada yaamaya zorlanan
czamllarn bana gelen buydu. Ayn
tutum ksa bir sre nce AIDS
hastalarna kar da sergilenmitir).
Damgalama, tbbi kurumlarda uzman
hekimin hastalara kar sergileyecei
tavrn belirlemesinde de nemli bir rol
oynayabilir. Damgalanm hastalar
(szgelimi, uyuturucu bamllar),
sorular sorduklarnda ya da kendilerine
uygulanan tedaviler hakknda aydnla
tc bilgi almak istediklerinde, grmez
den gelinebilirler. Bu durum ise
hekimlerin ve dier hastane alanlar
nn hastalar zerinde tam anlamyla
tbbi bir egemenlik kurmalarna neden
olur.

" H a sta
eletiriler

rol " n e y n e ltile n

Hasta rol modeli, hastalanan kii


nin, aslnda nasl daha geni bir toplum
sal balamn ayrlmaz bir paras
olduunu aka gzler nne serebilen
etkili bir kuram olagelmitir. Yine de, bu
kurama yneltilebilecek birka eletiri
vardr. Kimi yazarlar, hasta rol
formlnn hastaln deneyimini
yakalamada baarsz olduunu ileri
srmektedirler. Dierleri ise, bu
kuramn evrensel biimde uygulana
mayacann altn izmektedirler.
Szgelimi, hekimlerin ve hastalarn tan
konusunda anlamazla dt ya da
karlarnn att durumlar hesaba
katmamaktadr bu kuram. Dahas,
hasta rolnn benimsenmesi her
zaman kolayca ileyen bir sre deildir.
Kimi bireyler srekli yanl tehis
konulan belirtilerden ya da mzmin
arlardan yllarca mustarip olabilirler.
Yaadklar salk sorunlarna nihai bir
tehis konana dek hasta rol bu birey

lerden esirgenir. Kimi durumlarda ise


toplumsal cinsiyet, rk ve snf gibi
toplumsal etkenler, kiiye hasta rolnn
layk grlp grlmeyeceini ya da bu
roln ne kadar ksa srede verileceini
belirleyebilir. Hasta rol, onu evre
leyen toplumsal, kltrel ve ekonomik
etkilerden ayr olarak ele alnamaz.
Yaam ve hastalkla ilgili gerekler,
hasta rolnn ngrdnden ok
daha karmaktr. Gnmzn modern
dnyasnda salk ve yaam tarzlarna
yaplan vurgunun giderek artmas,
bireylerin kendi enseliklerinden eski
sinden olduundan daha fazla sorumlu
tutulduklar anlamna gelmektedir. Bu
durum ise hasta rolnn ilk nclyle,
bireylerin kendi hastalklarndan
sorumlu tutulamayacaklar saytlsyla
elimektedir. Dahas, modern toplum
larda akut bulac hastalklardan
mzmin hastalklara doru yaanan
gei, hasta rolnn uygulanabilirliini
de iyice azaltmtr. Akut hastalklarn
anlalmasnda olduka ie yarayan
hasta rol, sra mzmin hastalklar
anlamaya geldiinde o denli ie
yaramamaktadr: mzmin hastalarn ya
da sakatlarn uygulayabilecekleri tek bir
forml yoktur. Hastalar ve onlarn
etrafndaki insanlar hastalkla yaama
olgusunu ok farkl biimlerde deneyimleyip yorumlayabilmektedirler.
Bu noktada simgesel etkileimcilik
okuluna mensup sosyologlarn gr
lerine dnerek, hastalk deneyimini
nasl kavramaya altklarn ele
alacaz.

Yaanm
hastalk

deneyim o la ra k

Simgesel etkileimciler, insanlarn


iinde yaadklar toplumsal dnyay
312

S a lk , H a s ta lk v e E n g e llilik

nasl yorumladklaryla ve ona ne gibi


anlamlar atfettikleriyle ilgilenirler. ou
sosyolog, bu yaklam, insanlarn
hastal nasl deneyimlediklerini ya da
bakalarnn hastalklarn nasl algla
dklarn anlayabilmek amacyla, hasta
lk ve salk konularna da uygulamtr,
insanlar ciddi bir hastalk haberi
aldklarnda nasl tepki gsterirler? Has
talklar bireylerin gndelik yaamlarn
nasl ekillendirmektedir? Mzmin bir
hastalkla yaamak zorunda olmak
bireyin benliini nasl etkiler?
Yalanma konusunu ele aldmz
blmde (6. Blm) grdmz
zere, sanayilemi toplumlarda insan
lar artk daha uzun sre yaamakta ama
ilerleyen yalarda mzmin hastalklara
yakalanma oranlar da artmaktadr. Tp,
bu salk sorunlarnn getirdii kimi
rahatszlklar ve aclar hafifletebil
mekle birlikte, gn getike artan sayda
insan uzun bir sre boyunca hastalkla
yaama ihtimaliyle kar karya kalmak
tadr. Sosyologlar byle durumlarda
hastaln bireyin yaamyksne
nasl dahil edildiiyle ilgilenmektedirler.
Sosyologlarn inceledikleri izleklerden biri de mzmin hastalarn hasta
lklarnn pratik ve duygusal sonulary
la ba etmeyi nasl rendikleridir. Baz
hastalklar, insanlarn gndelik yaam
larn etkileyebilecek dzenli bir
tedaviyi ya da bakm gerektirirler.
Dzenli olarak diyalize girilmesi,
inslin inelerinin yaptrlmas ve ok
sayda ila alnmas gereken durum
larda, bireyler gndelik yaam-larn
hastalklarna gre yeniden dzenlemek
zorunda kalrlar. drar ve dk
tutamama ya da iddetli kusma gibi
aniden ortaya kan dier has-talklarn
beden zerinde ngrlemeyen etkileri

313

olabilir. Bu gibi rahatszlklara yakala


nan bireyler, gndelik yaamlarnda
rahatszlklaryla ba edebilmek
amacyla stratejiler gelitirmek zorunda
kalrlar. Bu stratejiler hem -bilme
diiniz bir mekanda nce tuvaletin
yerini renmek gibi- pratik meseleleri,
hem de yaknlarnzla ya da dier
insanlarla kurduunuz kiileraras
ilikileri idare edebilme becerilerini
kapsar. Hastaln belirtileri utan verici
ya da ykc da olsa, insanlar yaamlarn
olabildiince normal biimde srd
rebilmek iin, bunlarla baa kabile
cekleri eitli stratejiler gelitirmek
tedirler (Kelly 1992).
Hastalk deneyimi, ayn zamanda,
insanlarn benlik alglarn zorlayabilir
ve dntrebilir. Her iki durum da
bakalarnn hastala gsterdii fiili
tepkilerden ve bu tepkilerin hasta
tarafndan alglanma ya da imgelenme
biiminden kaynaklanr. ou insan
iin sradan olan toplumsal etkileimler,
mzmin hastalar ya da sakatlar iin
riskler ve belirsizliklerle ykldr.
Sradan, gndelik etkileimlerin zemini
olan ortak anlay, hastalk ya da sakatlk
bir etken olarak iin iine girdiinde her
zaman hazr bulunamayabilir ve olaan
durumlar tamamen farkl ekillerde
yorumlanabilirler. Szgelimi hastann
yardma gerekten ihtiyac vardr ama
bakalarna baml grnmek isteme
yebilir. Kii, hastalk tans konmu
birine efkat duyuyordur ama konuyu
ona dorudan doruya amaktan
ekinebilir. Toplumsal etkileimlerin
deien balam, kiinin benlik
algsnda meydana gelmekte olan
dnmleri hzlandrabilir.
Baz sosyologlar, mzmin hastalk
lardan mustarip bireylerin yaamlarnn

S a lk , H a s ta lk v e E n g e llilik

geneli balamnda hastalklarla nasl


baa ktklarn incelemilerdir (Jobling
1988; Williams 1993). Hastalk
insanlarn zamanndan, kuvvetierinden,
enerjilerinden ve duygusal direnlerin
den ok ey alr gtrr. Corbin ve
Strauss (1985), mzmin hastalarn
gndelik yaamlarn dzene koymak
amacyla gelitirdikleri salk rejimleri
konusunda almlardr. Bu almalar
sonucunda, insanlarn gndelik strateji
lerine dahil olan tip i bulundu
unu ortaya koymulardr. Hastalkla
baa kabilmek amacyla ary
dindirici tedavi uygulamak, tetkikler
yaptrmak ve fiziksel terapi grmek gibi
etkinlikler, hastalkla ilgili ilerdir.
Gnlk ilerse, gndelik yaam idame
etmek iin gerekletirilen -bakala
ryla ilikileri srdrmek, ev ilerini
aksatmamak, kiisel ve mesleki karlar
kollamak gibi- etkinliklerdir. Yaamyksel iler, hastann kendi kiisel
yksn olutururken ya da yeniden
kurarken gerekletirdii etkinlikleri
kapsar. Bir baka deyile, kiinin
hastaln yaamnn bir paras haline
getirme, anlama ve bakalarna anlatma
yollarn gelitirme srecidir. Bylesi bir
sre, insanlarn mzmin bir hastalk
geirip ne olduunu rendik-ten sonra
yaamlarn yeniden anlamlandrp bir
dzene sokabilmelerine yardmc
olabilir. Buraya dek, hastaln bireyi
nasl etkiledii konusunu ele aldk; artk
toplumdaki salk ve hastalk rntlerini inceleyip salk konusunda ulalan
sonularn toplumsal gruplara gre
nasl farkllk gsterdiini tartmaya
geebiliriz.

Saln toplumsal temeli


Yirm inci yzyl, sanayilemi
lkelerde yaayan insanlarn ortalama

yaam srelerinde meydana gelen


nemli bir arta tanklk etmitir.
Birleik Krallk'ta 1903 yl itibaryla
erkekler iin krk be, kadnlar iin krk
dokuz yl olan ortalama yaam sresi,
2003 ylna gelindiinde erkeklerde
yetmi bee, kadnlarda ise seksenlere
kadar kmtr. ocuk felci, kzl ve
verem gibi hastalklar neredeyse
tamamen yok edilmilerdir. Dnyann
dier blgeleriyle kyaslandnda,
yaam standartlar ve esenlik dzeyi
grece yksektir. Kamu sal alannda
yaanan bu gelimelerin pek ou
modern bbn gcne yorulmutur.
Tbbi aratrmalarn hastalklarn
biyolojik nedenlerini aklama ve
denetim altna alnabilmelerini salayan
etkin tedavi biimleri gelitirme
konusunda baarl olduuna -ve olma
ya devam edeceine- ilikin yaygn bir
kabul vardr. Ayn kabule gre, tbbi
bilgiler ve uzmanlama artt srece
kamu sal konusunda salam ve
sreklilik arz eden gelimeler yaanma
sn da bekleyebiliriz.
Salk ve hastalk konusundaki bu
yaklam son derece etkili olmu olsa
da, sosyologlara gre pek de tatmin
edici deildir. Zira bu yaklam,
toplumsal ve evresel etkenlerin salk
ve hastalk rntleri zerindeki nem
li etkisini grmezden gelmektedir.
Kamu sal alannda yaplan geni
kapsaml iyiletirmeler dahi salk ve
hastaln nfustaki dalmnn dengeli
olmad gereini gizleyememektedir.
Aratrmalar belli insan gruplarnn
dierlerine gre daha salkl koullarda
yaadklarn ortaya koymutur. Salk
konusundaki bu adaletsizlikler, daha
geni apl toplumsal ve ekonomik
rntlerle balantl gibi grnmek
tedir.

314

S a lk , H a s ta lk v e E ngelH H k

Toplumsal epidemioloji uzmanlar


-yani bir hastaln ya da rahatszln
nfustaki dalmn inceleyen bilginler,
salkla toplumsal snf, toplumsal
cinsiyet, rk, ya ve corafya gibi dei
kenler arasndaki balanty aklamaya
almlardr. Bilginlerin byk ksm
salk ve toplumsal adaletsizlikler ara
snda bir ballam ilikisi bulundu
unu kabul etmekle birlikte, henz bu
ilikinin doas ya da salk alanndaki
adaletsizliklerin nasl ele alnmas
gerektii konusunda bir uzlamaya
varlabilmi deildir. Ana tartma
konularndan biri, yaam tarz, davran,
beslenme ve kltr rntleri gibi
bireyi ilgilendiren deikenlerin mi,
yoksa gelir dalm ve yoksulluk gibi
evresel ya da yapsal etkenlerin mi daha
nemli olduudur. Bu blmde, Bri
tanya'daki toplumsal snf, toplumsal
cinsiyet ve etnik kkene bal olarak
deiiklik gsteren eitli salk
rntlerini ele alp bu rntlerin
varlklarn aklamay alan rakip
grleri gzden geireceiz.

Snf ve salk
Salk ve snflar konusunda yap
lan aratrmalar, bireyin mensup olduu
toplumsal snfla lm ve hastalk
rntleri arasnda ak bir iliki bulun
duunu ortaya koymutur. Britanya'da,
lke apnda yaplan en byk
aratrmalardan biri olan (DHSS 1980)
Kara Rapor, snflara bal olarak salk
alannda ortaya kan eitsizliklerin bo
yutlarnn kamunun bilgisine sunulmas
bakmndan nemli bir alma
olmutur. Pek ok insan bu aratrma
nn sonularm ok sarsc bulmutur.
Bu rapor, topluma bir btn olarak
bakldkta salk alannda genel bir
iyileme grlmesine ramen, fark
snflar arasnda, doum kilosundan
tutun da tansiyona ve mzmin hastala
yakalanma riskine kadar deien pek
ok salk gstergesini etkileyen,
nemli eitsizlikler olduunu ortaya
koymutur. Daha yksek toplumsalekonomik konumlarda bulunan insan
lar, kendilerinden aa snflardaki
insanlara gre ortalama olarak daha

ngiltere ve Gallerde toplumsal snflara gre grlen


bebek lm oranlar*

8 . 2 . T a b lo

Evlilik k i

____ Evlilik D

1991

2001

niversite mezunu
Ynetici ve teknik eleman
Vasfl ii
Vasfl beden iisi
Yar-vasfl beden iisi
Vasfsz beden iisi
Dier

5.1
5.3
6.1
6.2
7.1
8.2
11.6

3.6
3.6
4.5
5.0
6.2
7.2
6.7

Toplam

6.3

4.6

1991

200

4.2
6.6
8.5
7.7
9.6
1 1.0
21.2

4.5
4.0
5.3
5.8
6.7
7.5
10.8

8.8

6.1

* Bebek lm leri, doum u takip eden ilk bir yl iinde m eyd ana gelen ocuk lm leridir; bebein toplum sal snf, lm
belgesinde yazan baba m esleine gre belirlenmitir.
Kaynak:: Soda! Trends 3 4 ( 2 0 0 4 )

315

S a lk , H a s ta lk v e E n g e llllk

salkl, daha uzun boylu, daha kuvvetli


ve daha uzun mrl olmaktadrlar. Bu
fark zellikle bebek ve ocuk lm
oranlarnda kendini gstermekteyse de,
genel olarak bakl-dkta yoksullar
zenginlere gre daha erken yata lme
tehlikesiyle kar karyadrlar.
Browne ve Bottrill (1999), snfsal
farkllklara bal olarak salk alannda
grlen balca eitsizlikleri yle
zetlemilerdir:
1. En alt meslek snfnda yer alan
vasfsz beden iilerinin emekli
liklerinden nce lme olasl, en
st meslek snfnda yer alan beyaz
yakal meslekten gelen bro
alanlarna gre iki kat daha
yksektir.
2. Vasfsz iilerin ailelerinde
dk ya da bebek lm grlme
oran, meslekten gelen alanlarn
ailelerine gre kat daha yksektir
(bkz. 8.2. Tablo).
3. En st meslek snfnda yer alan
bir ailenin ocuu olarak doan bir
birey, en alt meslek snfnda yer
alan bir ailenin (vasfsz beden
iilerinin ailelerinin) ocuu
olarak doan bir bireye gre 7 yl
daha fazla yaamaktadr.
4. Ana lm nedenlerinin %90',
en tepedeki meslek snfna
nazaran, en altta yer alan iki meslek
snfnda daha yaygn grlmek
tedir (bkz. 8.2. ekil).
5. i snfna mensup insanlar,
serbest meslekle uraan insanlara
nazaran hekimleri daha sk olarak
ve daha eitli ikayetlerle ziyaret

etmektedirler. Vasfsz beden


iilerinde uzun sreli rahatsz
lklarn grlme oran, meslekten
gelen alanlara gre %50 daha
fazladr.
6. Salk alannda grlen snfsal
temelli eitsizlikler uzun sredir
isiz olanlar arasnda daha da
belirgin olarak grlr; alan
insanlar, isizlere gre daha uzun
sre yaamaktadrlar.
Dier sanayilemi lkelerde yr
tlen almalar da saln snflara
gre deikenlik gsterdii aka
ortaya koymutur. Kimi bilginler, salk
konusunda toplumun en zengin ve en
yoksul kesimleri arasnda grlen
eitsizliklerin gn getike daha da
bydne inanmaktadrlar. Yine de,
salk alanndaki eitsizlikler ve toplum
sal snflar arasndaki ilikiyi gnna
karmaya ynelik aratrmalarn
saysnda bir art olmakla birlikte,
bilginler bu ikisi arasndaki balanny
salayan asl dzenei ortaya karma
konusunda henz baarl olabilmi
deildirler. Aradaki ballam akla
maya ynelik, birbirine rakip birka
aklama gelitirilmitir.
Salk alanndaki eitsizliklerle ilgili
verileri gzden geirmek, izlenecek
siyaseti belirlemek ve daha ileri ara
trmalar iin nerilerde bulunabilmek
amacyla hkmet tarafndan hazr
lanan Kara Rapor, byk lde maddi
aklamalara bel balamt. Maddi ya
da evresel aklamalar, salk alann
daki eitsizliklerin nedenlerini yoksul
luk, refah ve gelir dalm, isizlik,
barnma, kirlilik ve kt alma
koullar gibi byk toplumsal yaplarda
ararlar. Snflar arasnda grlen salk

316

Salk, Hastalk v e Engellilik

>_t>0 500
I 400
1 300

3 200

1 100
S
j
II
IIIN IIIM
Toplumsal snf

IV

o
o

il
I

II

IIIN IIIM IV
Toplumsal snf

120
100

500 j

80

' 4 0 0 --

60

? 300-

40

| 2 0 0 --

E 100O
Io-

Toplumsal snf

4K1

20

Toplumsal snf

Toplumsal snf

100
80
1

60

II
IIIN IIIM IV
Toplumsal snf

8.2. ekil: Birleik Krallkta 2 0 -6 4 ya aras erkeklerin lm nedenlerine ve


toplumsal snflarna gre lm oranlar.
Kaynak: ONS (2001)

317

S a lk , H a s ta lk v e E n g e lllllk

eitsizlii kalplar, maddi yoksunluk


larn bir sonucu olarak grlr. Salk
alanndaki eitsizlikleri en aza indirmek,
ancak genel toplumsal eitsizliklerin
kklerine inebilmekle mmkndr.
Kara Rapor, ne srlen dier savlarn
olas geerliliini de gzard etmeksizin,
salk alanndaki eitsizliklerle savaa
bilmek amacyla kapsaml bir yoksul
lukla sava stratejisi gelitirilmesi
gerektiinin ve eitim alannda iyile
tirmeler yaplmas gerektiinin altn
izmitir.
Margaret Thatcher ynetimindeki
muhafazakar hkmet, Kara Rapor'un
bulgularn raporun gerekli grd
kamu harcamalarnn gerek d ve
beklenenin tesinde olduu gerekesiy
le nemsememitir. Thatcher hkmeti
(1979-90), salk alanndaki eitsizlik
lerin kltrel ve davransal aklamala
rna odaklanma eilimindeydi. Kltrel
ve davransal aklamalar bireysel
yaam tarzlarnn salk zerindeki
etkisinin nemine vurgu yaparlar. Alt
toplumsal snflar, sigara ime, dengesiz
beslenme, yksek alkol tketimi gibi
sala zararl belli bal etkinlikleri
gerekletirmeye daha yatkndrlar. Bu
sava gre bireyler, yaam tarzlarn
kendileri belirledikleri iin, kendi salk
durumlarnn bozulmasndan birinci
derecede sorumludurlar. Bu yaklamn
baz taraftarlar, bu tr davranlarn
kiilerin kendi yaam tarzlarndan
ziyade, iinde bulunduklar toplumsal
snflar balamnda ortaya ktn ileri
srmektedirler. Bununla birlikte, yaam
tarz ve tketim kalplarn da salksz
ln ana nedenleri arasnda gstermek
tedirler. Sonraki hkmetler de birey
lerin yaam tarzlarnn seimleri
konusunda etkili olabilmek amacyla

kamu sal kampanyalarna nem


vermeyi srdrmlerdir. Sigara kart
giriimler, salkl beslenme ve idman
izlenceleri toplumsal davranlar
ekillendirme abalarna iki rnektir.
Byle kampanyalar bireyleri kendi
esenlikleri konusunda sorumluluk
almaya tevik ederler ama iinde bulun
duklar toplumsal konumun bu birey
lerin seimlerini ve olanaklarn kstlayabileceine genelde gzard ederler.
Szgelimi salkl bir beslenmenin
esasn oluturan taze sebze ve meyve
ler, ya ve kolesterol oran yksek olan
dier pek ok besine gre, daha
pahaldr. Ararmalar, salkl besin
tketimi orannn yksek gelir gruplar
na mensup insanlar arasnda daha
yksek olduunu ortaya koymak-tadr.
1997 ylnda iktidara gelen i
Partisi hkmeti, salk alanndaki
eitsizlikler konusunda kltrel ve
maddi etkenlerin insan sal zerinde
ki etkisini gz nnde bulunduran daha
kapsaml bir tutum benimsedi. Bu
alandaki eitsizliklerin incelenmesi
amacyla Donald Acheson'un bakanlk
ettii bamsz bir soruturma komis
yonu kurdu. 1998 ylnn Kasm aynda
yaymlanan Acheson Raporu, salk
alanndaki eitsizliklerin son yirmi otuz
ylda, zellikle 1980'lerin sonu ve
1990'larn banda, daha da byd
n dorulad. Hkmet 1999 ylnn
Temmuz aynda, Acheson Raporu'nda
sunulan kantlara dayanarak, kt salk
koullarnn olumasnda ok eitli toplumsal, ekonomik, evresel ve kl
trel- etkenlerin (bu etkenlerin bazlar
8.3. ekilde gsterilmitir) birlikte rol
oynadnn altnn izildii ve sz
gelimi isizlik, elverisiz barnma artla
r, eitim gibi konular hastaln

318

CM

S a lk , H a s ta lk v e E n g e llilik

Dengesiz beslenme, yoksul Britanyallarn kt salk durumlaryla ilikilendirilen etkenlerin


banda gelmektedir.

yalnzca belirtileriyle deil nedenleriyle


de ilikilendirerek inceleyebilecek bir
dizi devlet teebbsnn oluturulma
snn nerildii Salkl Ulusumuz (Our
Healthier Nation) balkl bir Beyaz
Makale yaymlad.

Toplumsal cinsiyet ve salk


Aratrmalarda, salk konusunda
kadnlar ve erkekler arasndaki farklara
da dikkat ekilmektedir. Dnyann
hemen her lkesinde kadnlarn yaam
sreleri erkeklerin yaam srelerinden
daha uzundur (BMKP 2004). Birleik
Krallk'ta, lm nedenleri ve hastalk
kalplar kadnlar ve erkekler arasnda
farkllk gstermektedir (bkz 8.4. ekil).

319

Kalp hastalklar kadnlardan ok


erkekleri etkiliyor olmakla birlikte,
altm be yann altndaki kadnlar ve
erkeklerde en sk grlen lm nedeni
olmay srdrmektedirler. Bununla
birlikte, erkeklerin kazalar ya da iddet
olaylar yznden lme oranlan daha
yksektir; ayrca erkekler alkol ve uyu
turucu bamllna daha yatkndrlar.
Maddi koullar kadnlarn salk
durumlarn etkiliyorsa da, bu gelenek
sel olarak, llmesi zor bir etken
olagelmitir. Bu konuda yaplan pek ok
alma, kadnlar elerinin dahil olduu
toplumsal snflara gre snflandrma
yoluna gitmi ve bize kadn sal
konusunda arptlm bir resim

S a lk , H a s ta lk v e E n g e llilik

Yetersiz tbbi ve toplum sal^


Uzun sreler almak

Yelersz eitim

ve alma ortamlarnn

(zellikle salk eitimi)

slresli ya da

eriilebilecek salk bakm vel

tehlikeli olmas

hizmetleri hakknda

bakm ile salk ve toplumsal


hizmetlere enmede
yoksunluk

denebilir bo zaman
hizmetlerine ya da park ve
bahelere erimede
yoksunluk

Tcplumsal yaltlmtk ve
dlanmlk - toplumun kysnda

ok fazla sigara ve iki

olmak ve kendi yaam zerinde

kullanmak, yasad uyuturucu

ok az denetimi

kullanmak ve gvenli seks

olmak

yaamamak
Su oranlarnn

Kirlenme riskinin,

yksek olduu

kalabalk yollarn ve kirli

yerde yaamak

havann youn olduu


sanayi blgelerinde
yerinde salk ve gvenlii
zorlayc nlemlerin
olmamas

Aburcubur ve teki
salksz yiyecekler

K tamaclk planla

yemek

mas ve kamu tamacl

sizlik ve

na eriimin kt

yoksulluk

Yetersiz ocuk

Uygun yiyecekler

Rutubetli, souk.ve ok

bakm ve

almama ya da

kalabalk olan

toplumsallamas

hazrlamama

kt evler

olanlsnmas'

8.3. ekil: Kltrel ve maddi etkenlerin salk zerindeki etkileri


Kaynak- B ro v v n e ( 2 0 0 5 ) , s. 4 1 0

/
sunmutur (bkz. 9. Blm : Tabakala
ma ve Snf). Bu duruma ramen,
kadnlarn hastalklarn kabullenip
tbbi yardm alma oranlarnn erkekler
den daha yksek olduunu biliyoruz.
Sanayilemi lkelerde, kayg ve
depresyon vakalarnn kadnlarda
erkeklerden iki kat daha fazla grld
bildirilmitir. Kimi gzlemcilere
gre, kadnlarn ev ileri, ocuk bakm,
mesleki sorumluluklar gibi birden fazla
rol ayn anda stienmek zorunda kal
malar, daha fazla stres alna girmeleri
ne ve daha sk hastalanmalarna neden
olmaktadr. Lesley Doyal (1995),
kadnlarn salk ve hastalk rntlerinin, en iyi biimde, yaamlarnn olu
turan etkinlik alanlaryla ilgisinde ele
alndklarnda aklanabileceini ileri
srmtr. Kadnlarn yaamlar, yerine
getirmeleri gereken sorumluluklaryla
ev ileri, ocuk dourma, bytme,
annelik yapma, doum denetimi yoluyla
dourganl dzenleme, vb. ile ilgi

sinde ele alndkta, erkeklerinkinden


olduka farkldr (yine de, her geen
gn daha ok sayda kadnn i yaamna
katld gz nne alndkta, bu
saydklarmzn eskisi kadar geerli
olmad da pekala ileri srlebilir).
Doyal'a gre, kadnlarn salk du
rumlarnn asl belirleyicileri, bu farkl
ilerin toplamdaki etkileridir. Bu
nedenle, kadn saln konu edinen
her zmleme toplumsal, ruhbilimsel
ve biyolojik etkenler arasndaki
etkileimi de hesaba katmaldr.
Heather Graham, stresin beyaz
ii kadnlarn salklar zerindeki
etkilerini aratrmtr. Bu aratrmas
sonucunda, yelpazenin daha alt
toplumsal-ekonomik ksmnda yer alan
kadnlarn yaamsal bunalm anlarnda
ihtiyalar olan destek alarna eriim
konusunda orta snfa mensup kadn
lardan daha kstl olanaklar olduunu
ortaya karmtr. i snfna mensup
kadnlarn yaamsal bunalmlarla (iten

320

S a lk , H a s ta lk v e E n g e lllllk

70

[3
|

Sregelen hastalk
Kstlayc sregelen hastalk

60

50

40

30

20

10

1
L
I
Udu
ut i Lr I
r

Kadnlar

Erkekler

8.4. ekil: 2003-2004 yllan itibaryla, yaa ve cinsiyete gre hastalklarn hastalarn
kendileri tarafndan bildirilm e oranlar.
Kaynak. S ocial Trends

3 5 (2 0 0 5 ).

karlma, boanma, evden karlma ya


da bir ocuunun lm gibi) kar
karya kalmaya dier gruplardan daha
eilimli olduklarn ama bu sorunlarla
ba etme becerilerinin daha zayf ve
kayg karsnda snabilecekleri liman
larn saysnn da daha az olduunun
altn izmidr. stelik sadece bu
durumun bir sonucu olarak ortaya
kan stres fiziksel ve ruhsal hasarlar
vermekle kalmamakta, ayn zamanda
stresle ba edebilmek iin bavurulan sigara imek gibi- kimi stratejiler de
ykc olabilmektedir. Graham, sigara
imenin kiisel ve maddi kaynaklar
tkenme noktasna geldiinde ortaya
kan gerilimi azaltmann bir yolu oldu
unu ileri srmektedir. Bu yzden, siga
ra imenin kadnlarn yaamnda
paradoksal bir yeri vardr -bir yandan

321

kendilerinin ve ocuklarnn saln


tehlikeye atarken, dier yandan can
skc durumlarla ba edebilmelerine
izin vermektedir (Graham 1987,1994).
Ann Oakley ve meslektalar
(1994), ngiltere'nin drt ehrinde,
toplumsal adan madur durumdaki
kadnlarn ve ocuklarn salklar
konusunda toplumsal destein ne gibi
bir rolnn olduunu aratrmlardr.
Oakley, stres ve salk arasndaki iliki
nin hem byk yaamsal bunalmlarda
hem de daha ufak sorunlarda geerli
olduunu ve bu durumun zellikle ii
snfna mensup insanlarn yaamla
rnda belirgin biimde hissedilebildiini
ileri srmektedir. Oakley, danma
hizmederi, yardm hadar ya da ev
ziyarederi gibi toplumsal destek rn-

S a lk , H a s ta lk v e E n g e llIik

tlerinin stresin kadn sal zerindeki


yaygn olumsuz etkileri karsnda bir
tampon grevi grebileceini belirt
mektedir. Bu konuda yaplan dier
almalar da, toplumsal destein
insanlarn hastalk ya da rahatszlk
laryla yaamaya uyum salayabilme
lerine yardmc olabilecek nemli bir
etken olduunu gstermitir (Eli 1996).

Etniklik ve salk
Sanayilemi toplumlarda salk
etnik olarak ekillenmekle birlikte,
etniklik ve salk arasndaki ilikiyi
ancak ksmen anlayabilmi durum
dayz. Bu konuda yrtlen sosyolojik
almalarn says gn getike
artmakla birlikte, elde edilen kantlar
henz yeterince ikna edici deildir.
Kimi durumlarda, etnik bir gruba
yeliin sonucu olarak ortaya kan
eilimler uruna, snf ya da toplumsal
cinsiyet gibi nem arz eden dier
etkenler gzard edilebilmektedir.
Bununla birlikte, baz hastalklar
Karayip-Afrika ya da Asya kkenli
insanlar arasnda daha sk grlmek
tedir. Birleik Krallk'ta nfusun bu
kesiminde bbrek kanseri, verem ve
eker hastalndan lme oran,
beyazlardan daha yksektir. Birleik
Krallk'ta yaayan Karayip-Afrika
kkenlilerde yksek tansiyon ve orak
hcreli kanszlk (alyuvarlar etkileyen
kaltsal bir bozukluk) grlme oran,
nfusun geneline gre daha yksektir.
Hindistan yarmadasnda yaayan
insanlarn kalp hastalklarna bal lm
oranlar da Birleik Krallk ortalamas
nn stndedir.
Kimi bilginler, saln etnik olarak
nasl ekillendiini ortaya koyabilmek

amacyla kltrel ve davransal akla


malara ynelmilerdir. Salk alannda
grlen snf tabanl eitsizliklere
getirilen kltrel aklama rneindekine benzer biimde, bireylerin ve
gruplarn salk zerinde etkisi olan
yaam tarzlar zerinde durmulardr.
Bunlarn genellikle beslenme ve
piirme alkanlklar ya da akraba
evlilikleri (ikinci gbekten kuzenler
dzeyinde yaplan aile ii evlilikler) gibi
kltrel ya da dinsel inanlarla balantl
olduu dnlegelmitir. Eletirmen
ler ise, kltrel aklamalarn gerek
sorunu etnik gruplar etkileyen yapsal
eitsizlikleri, bu gruplarn salk diz
gesinde kar karya kaldklar rkl
ve ayrmcl belirlemede baarsz ol
duklarn ileri srektedirler.
Saln etnik olarak nasl ekil
lendiini aklamaya ynelik toplumsalyapsal aklamalar, Birleik Krallk'ta
yaayan Karayip-Afrika ve Asya kkenli
insan-larn iinde yaadklar toplumsal
balama odaklanmaktadr. KarayipAfrika ve Asya asll insanlar sklkla
salklarn bozabilecek pek ok
durumdan madur olmaktadrlar.
Bunlarn arasnda salksz ya da
kalabalk yerlerde barnmak zorunda
braklmalar, yksek isizlik oran ve
yalnzca dk cretli ve tehlikeli
ilerde altrlmalar saylabilir. Bu
maddi etkenlere bir de, ya kendini
dorudan iddet, tehdit ve ayrmclk
olarak gsteren ya da kurumsallaan
rkln sonular eklenmektedir.
Kurumsal rklk, salk hizmet
lerinin ulatrlmas srasnda ortaya
kmaktadr (Alexander 1999). Etnik
gruplar salk hizmetlerinden yararlan
ma konusunda eitsizliklerle ve sorun
larla karlaabilmektedirler. Dil engeli,

322

S a lk , H a s ta lk v e E n g e llilik

hastann ikayetini yeterince anlatamamasna ve sunulan hizmetten tam


olarak yararlanamamasna neden
olabilmektedir; kltrlere gre deiik
lik gsteren hastalk ve tedavi anlaylar
salk hizmederinde alan uzmanlar
tarafndan ou kez dikkate alnma
maktadr. Ulusal Salk Hizmederi,
alanlarn arlkl olarak beyazolmayan nfusu etkileyen hastalklar
konusunda daha dikkatli davranmalar
ve hastalarn kltrel ve dinsel inan
larn gz nnde bulundurmalar ko
nusunda bilinlendirm edii iin
eletirilmektedir.
K urum sal rklk konusu s. 540-1'de
Irk, Etniklik, ve G balkl 13.
B l m d e d a h a a y rn tl b iim d e
tartlm aktadr

Salk alanndaki eitsizliklerle


etniklik arasndaki iliki konusunda
herhangi bir gr birlii yoktur. Bu
alanda henz aratrlmas gereken daha
ok ey vardr. Bununla birlikte, salk
alanndaki eitsizlikler ve etniklik
sorununun Britanya'daki etnik aznlk
larn yaamlarn etkileyen daha byk
toplumsal, ekonomik ve siyasi etken
lerle ilikisinde ele alnmas gerektii
aktr.

Salk ve toplumsal uyum


Salk alanndaki eitsizliklerin
nedenlerini gnna karabilmek
amacyla, giderek artan sayda sosyolog
dikkatlerini toplumsal destein ve
toplumsal uyumun salkl yaam
tevik edici rol zerinde younlatr
maktadr. Birinci blmdeki (Sosyo
loji Nedir?) Durkheim'la ilgili tart
mamzdan da hatrlayabileceiniz
zere, toplumsal dayanma, sosyoloji
nin en nemli kavramlarndan biridir.

323

Durkheim toplumsal dayanmann


tipini ve derecesini bir toplumun en
nemli zelliklerinden biri olarak
grmtr. Szgelimi intiharla ilgili
almasnda, toplumla iyice kaynama
y baarabilmi bireylerin ve gruplarn
kendi yaamlarna son verme olasl
nn dierlerinden daha dk olduu
nu ortaya karmtr.
Richard W ilkinson, Salksy
Toplum lar: E itsizliin S kn tlar
(Unhealthy Societies: The Afflictions
of Inequality -1996) balkl alma
snda ve birka makalesinde, dnyadaki
en salkl toplumlarn en zengin lkeler
deil, gelir dalmnn en adil ve
toplumsal kaynamann en st dzeyde
olduu lkeler olduunu ileri
srmtr. Wilkinson'a gre, ulusal
refah dzeyinin yksek olmas, nfusun
daha salkl olmasn gerektirmez.
Dnyann eitli lkelerinden toplad
deneysel verileri incelemi olan Wilkinson, lm oranlaryla gelir dalm
kalplar arasnda ak bir iliki olduuna
dikkati ekmektedir. Japonya ya da
sve gibi dnyann en eitliki
toplumlar olarak grlen lkelerin
yurttalar, zenginle yoksul arasnda
byk bir uurum olduu srekli dile
getirilen ABD gibi lkelerin yurtta
larndan geneli itibaryla daha salk
ldrlar.
Wilkinson'n grne gre, gn
getike derinleen gelir dalm
uurumu, toplumsal uyumun sala
nabildii zeminin altn oymakta ve
insanlarn karlarna kan risklerle ve
sorunlarla ba edebilmelerini gletir
mektedir. Toplumsal tecritin artmas ve
stresle mcadelede konusunda baa
rsz olunmas salk gstergelerine
yansmaktadr. Wilkinson, toplumsal

S a lk , H a s ta lk v e E n g e llilik

balantlarn gc, topluluklarla


kurulan balar, toplumsal destek ve
gvenlik duygusu gibi toplumsal
etkenlerin bir toplumun nispi salnn
temel belirleyicileri olduunu ileri
srmektedir.
Wilkinson'n savna tepkiler gecik
memitir. Kimileri, W ilkinson'n
almasnn siyasetiler ve brokraar
tarafndan okunmas zorunlu olan
yaptlar arasnda saylmasn istemi
lerdir. Bunu isteyenler, pazar ilikileri ve
bayndrlama itkisi zerinde fazla
durulduu konusunda Wilkinson'la
hemfikirdirler. Byle bir yaklamn
toplumun pek ok yesini hayal
krklna urattn ileri srmekte
dirler; madur drmdakilere destek
olacak daha insancl ve toplumsal
sorumluluk sahibi bir siyaset gdlmesinin vakti artk gelmitir. Dier
leriyse W ilkinson'n almasn
yntembilgisel bir zeminde eletirmi
ve gelir dalmndaki eitsizlikle kt
salk koullar arasnda ak bir
nedensel iliki kurma konusunda
baarsz olduunu ileri srmlerdir
(Judge 1995). Elenrmenler hastaln
fald pek ok arac etkenden kaynak
lanabileceinin altn izmilerdir. Bu
eletirmenlere gre, Wilkinson'n savn
tem ellendirm ek iin kulland
deneysel kaynaklar en iyi ihtimalle, ima
edici nitelikte kalmaktadrlar.
Bu blmn balarnda allageldik biyomedikal salk modeline tarih
sel olarak kaynaklk etmi olan kimi
saytllar ele almtk. Bu saytllarn pek
ou, ayn zamanda, Birleik Krallk ve
dier gelimi lkelerdeki engellilik
anlaynn da temelinde yer almaktadr.
Benzer biimde, nceki sayfalarda ele
aldmz, biyomedikal salk modeline

tepki olarak son zamanlarda ortaya


kan tp uzmanlarnn daima en iyisini
bildiklerinden kuku duyulmas ve
hastalarn dncelerinin ve deneyimle
rinin hesaba katlmas gibi eilimler de
geleneksel engellilik anlaynn yadsn
masnda nemli bir rol oynamlardr.
imdi engellilik konusu etrafnda
dnen tartmalar ele alacaz.

Engelliliin sosyolojisi
air Simon Brisenden Mkemmel
nsanlar in iirler (Poems for Perfect
People) balkl kitabnda Etini kesen
/ iine giren adam var ya/ onun da
yaralar var m acaba? diye sorarak
aslnda ortodoks tbbn ve hekimlerin
pek ok engelli insanda yaratt
dlanmlk hissini mthi bir biimde
zedemitr. Brisenden, almalaryla
Birleik Krallk ve dier gelimi
lkelerdeki engellilik anlaynn yeni
den deerlendirilmesine vesile olmu
pek ok engelli insandan biriydi. Bu
tartmann byk blm engellilik
almalar denen yeni bir alanla ilgili.
Bu ksmda bireysel model olarak
adlandrlan yaklam tartarak, baskn
engellilik anlayn incelemeye ala
caz. Ardndan, bu modele kar
zellikle de engelli insanlar tarafndan
gelitirilen toplumsal engellilik modeli
ni ele alacak ve bu iki model arasndaki
ekimenin ksa bir deerlendirmesini
yapacaz. Son olarak, hem Birleik
Krallk'ta hem de dnyada sakatlk
konusunun ardalannn ne olduuna ve
hangi dzeyde bulunduuna ksaca bir
gz atacaz. Ama konuya ncelikle
engelliin dilini tartmakla balyoruz.
Sosyologlar toplumsal sorunlara
ilikin farkndalmzn ve anlaym
zn, ksmen de olsa, kullandmz sz
ckler tarafndan biimlen-dirildiini

324

S a lk , H a s ta lk v e E n g e llilik

ileri srmektedirler. Son yllarda, bu


alanda yazlar yazanlar arasnda,
insanlarn eskiden beri engellilik
konusunda konumak iin rettikleri
terimlerin bir eletirisini yapmak zel
bir nem kazanmtr. Szgelimi
handicapped szc, ba ve
dilencilie iaret eden cap in hand
deyimini artrd iin artk eskisi
kadar sk kullanlmamaktadr. Esasen
belli sakatlklar dile getirmek iin
kullanlan szgelimi spastik ya da
topal gibi dier terimler de artk daha
ok hakaret amal kullanldklar iin
reddedilmektedir. Halen gndelik
olarak kullandmz grmezden
gelme ya da duymazdan gelme gibi
kimi eretilemeler de dlanma hissi
uyandrdklar gerekesiyle eletirilmek
tedir. Birazdan greceimiz gibi,
engellilik terimini anlay biimimizin
kendisi dahi olduka tartmaldr.

Bireysel engellilik modeli


Tarihsel olarak, Birleik Krallk gibi
Batl toplumlarda bireysel bir engellilik
modeli baskn olagelmitir. Bu modele
gre, engelli insanlarn kar karya
kald sorunlarn ana nedeni bireysel
kstlamalardr. Bireysel engellilik
modelinde bedensel anormallik bir
dereceye kadar engellilik ya da
ilevsel snrlamalarn nedeni olarak
grlr -szgelimi quadriplegiddan
(boyundan aasn etkileyen bir fel)
mustarip bir birey, yryemez de. Bu
ilevsel snrlama, bireyin daha geni bir
snflandrma iinde rk olarak
yaftalanmasnn zeminini de hazrlar.
Bireysel engellilik modelinin temelinde
engellilik durumuna ynelik kiisel
trajedi yaklam yer alr. Engelli birey
talihsiz bir kaza kurban olarak grlr.

325

Tp uzmanlar bireysel modelde kilit bir


rol sdenirler, zira engelli bireyin mus
tarip olduu sorunlar tehis ve tedavi
etmek onlarn iidir. Bu yzden,
bireysel modele genelde tbbi model
denir. Simon Brisenden'in bu blmn
banda alntladmz iirinde saldr
d ey, tp uzmanlarnn engelli insan
larn yaamlar zerinde kurduklar ite
bu iktidardr. Aada greceimiz gibi,
bu bireysel engellilik modeli son yllarda
giderek daha fazla sorgulanr hale
gelmitir.

Toplumsal engellilik modeli


Bireysel engellilik modeline yaplan
ilk nemli itirazlardan biri, Paul Hunt'n
editrln yapt Damga: Engellilik
Tecrbesi (Stigma: The Experience of
Disability -1966) adl derlemedir
(Goffman'n damga yorumu iin bkz. s.
311). Hunt'a gre, engellilik sorunu
yalnzca ilev kaybyla ve bu durumun
bireyler olarak zerimizdeki etkisiyle
snrl deildir; daha da nemlisi,
'normal' insanlarla kurduumuz iliki
lerimiz zerinde de etkili olmaktadr.
Hunt, Britanya'daki engelliler hare
ketinin ilk yllarnda nde gelen
eylemcilerdendi ve daha sonra Union
o f Physically Impaired Against
Segregation'n (UPIAS) kurucu yele
rinden biri oldu. UPIAS, Fundamental
Principles o f Disability adl kurulu
bildirgesinde, sakatlk ve engellilik
arasnda zsel bir ayrm olduunu ileri
srerek, bireysel modele kar kktenci
bir alternatif sundu (UPIAS'n bu iki
kavrama ilikin tam tanmlarn
aadaki tabloda grebilirsiniz).
UPIAS, fiziksel sakatln bireyin
biyomedikal bir zellii olduu
yolundaki tanm byk lde kabul

S a lk , H a s ta lk v e E n g e llilik

etmiti (ama daha sonralar bu tanm


fiziksel olmayan, duyusal ya da zihinsel
sakatlk biimlerini
de kapsayacak
biimde geniletmitir). Buna karn,
engellilik toplum sal terim lerle
tanmlanmt; dolaysyla yaygn
anlaya bir kar k da beraberinde
getirmiti. Engellilik, bundan byle,
bireysel bir sorun olarak deil, sakatl
olan insanlarn toplumla tam olarak
kaynamalarn engelleyen toplumsal
engeller sorunu olarak grlmekteydi.
328. sayfadaki kutuda Mike Oliver'n,
UK Office of Population, Censuses
and Surveys'in (OPCS) Birleik Krallk
Nfus Saym ve statistik Ofisi
1980'lerde engellilik konusunu
deerlendirmek amacyla sorduu
sorular yeniden sorarak bireysel
engellilik modelinin saytllarn nasl
tersine evirdii aka grlebilir.
Oliver (1983), bireysel ve toplumsal
engellilik modeli arasnda aka
ayrm yapan ilk kuramcyd (bu
ayrmlarn tm 8.3. Tabloda zedenmektedir). Toplumsal engellilik mode
linin akademik gvenilirlii Vic
Finkelstein (1980, 1981), Colin Barnes
(1991) ve Oliver'n kendi almalar
(1990, 1996) yoluyla daha da peki
mitir.
Toplumsal modelin kuramclar,
engelli insanlarn yoluna neden tarihsel
ya da kltrel engeller karldn
aklamak zorundadrlar. Toplumsal
modelin Marx'tan etkilenmi olan kimi
savunucular, engellilikle ilgili maddeci
bir anlay gelitirilmesi gerektiini ileri
srmlerdir (maddecilikle ilgili daha
fazla bilgi iin bkz. s. 50-51). Szgelimi,
Oliver (1996), tarihsel olarak, Sanayi
Devrimi srasnda kurulmaya balanan
sermayeci fabrikalar yznden bireysel

igc istihdamnn nem kazanmas


ve oluturulan igc pazarndan
engellilerin dlanmaya balamasyla
birlikte, toplumla tam olarak kaynama
larnn nlenmesi amacyla engellilerin
karsna eitli engeller karldn
ileri srmektedir. Oliver'a gre, sz
konusu tarihsel sre ilerledike
ilerini kaybeden ve yeni i bulamayan
bu [engelli] insanlarn ou, toplumsal
sorunlar karsndaki tepkisi genelde
gaddarca bir caydrclk ve kapatma
stratejisi uygulamak olan sermayeci
devlet iin bir toplumsal sorun haline
gelmiti. Gnmzde dahi igc
olarak istihdam edilen engellilerin oran
olduka dktr (bu durumu sayfa
331 -3'te greceiz).

Toplumsal modelin deerlendirilmesi


Toplumsal model, engellilikle ilgili
bugnk dncelerin ekillenmesinde
byk bir rol oynamtr. Toplumsal
model aslnda Birleik Krallk'ta ortaya
km olmasna ramen artk tm

UPIASn sakatlk ve engellilik tanmlar


Sakatlk:
"Bedende herhangi bir uzvun bir ksmnn
ya da tamamnn eksik olmas ya da
kusurlu bir uzuv, organ ya da dzenein
bulunmas durumu.1'

Engellilik:
'Fiziksel sakatl bulunan kiilerin, ada
toplumsal rgtler tarafndan hi hesaba
katlmamas ya da ok az gznnde
bulundurmas dolaysyla yaygn
toplumsal etkinliklerden dlanmalaryla
sonulanan kstlanma ya da maduriyet
durumudur.1'

326

S a lk . H a s ta lk v e E n g e llilik

8.3. Tablo: ki engellilik modeli


Bireysel model

Toplumsal model

Kiisel trajedi modeli


Kiisel sorun
Bireysel tedavi
Tbbi yardm
Mesleki yetke
Uzmanlk
Bireysel kimlik
nyarg
Bakm
Denetim
Tutum
Bireysel uyum

Toplumsal bask model


Toplumsal sorun
Toplumsal eylemi
Kiisel geliim
Bireysel ve ortaklaa sorumlulu
Deneyim
Ortak kimlik
Ayrmclk
Haklar
Seim
Siyaset
Toplumsal deiim

Kaynak: O llv e r 'd a n u y a rla n m tr ( 1 9 9 6 ) , s . 3 4

dnyada etkili olmaktadr. Bu model,


ngiliz engelliler hareketinin byk
lks olarak adlandrlmaktadr
(Hasler 1993). Toplumsal model,
engellilerin nndeki engellerin
ortadan kaldrlarak topluma tam
katlmlarnn salanmas sorununa
odaklanmakla, bu insanlarn siyasi bir
strateji oluturmalarna da izin
vermektedir. Bu durum, kimi bilginleri
(Oliver ve Zarb 1989), engellilerin
toplumsal modeli benimsemekle yeni
bir toplumsal hareket oluturduklarn
ileri srmeye gtrmtr. Bireyin
rkln engelliliin nedeni
olarak gren bireysel modelin yerini
alan ve engellilii uygulanan basknn
bir sonucu olarak grmeyi neren
toplumsal model, kimi engelli insanlar
tarafndan zgrletirici bir yaklam
olarak da grlmektedir (Beresfort ve
Wallcraft 1997).
Bununla beraber, 1980'lerin son
larndan bu yana toplumsal modele pek
ok eletiri yneltilmitir. Birincisi,
toplumsal modelin sakatln getirdii
ve ok sayda engelli insann yaamnda
merkezi bir konumda bulunan ve ou

327

kez ac verici ya da can skc olan


deneyimleri ihmal ettii ileri srlm
tr. Shakespeare ve Watson biz
yalnzca engelli insanlar deiliz, ayn
zamanda sakatz da; bu durumu
yadsmak yaam yklerimizin byk
bir blmnn de gzard etmektir
(2002) demektedirler. Toplumsal
modelin savunucular ise bu sulama
karsnda toplumsal modelin gndelik
sakatlk deneyimini yadsmak yerine,
sadece engellilerin karsna karlan ve
toplumla tam olarak kaynamalarm
nleyen toplumsal engellere dikkati
ekmeye altn ileri srmlerdir.
kincisi, bu insanlarn ou sakatlk
larn kabul etmekle birlikte, engelli
olarak adlandrlmay istememektedir.
Yakn zamanda yaplan bir anket,
devletten engelli yardm almay talep
eden insanlarn yarsndan daha aznn
kendisini engelli olarak tanmladn
ortaya koymutur. Pek ok insan bu
terimi kullanmay reddetmektedir, zira
ya salk sorunlarn sakatlktan ziyade
bir hastalk olarak grmekte ya da bu
ekilde snflandrlabilecek kadar hasta
olduklarna inanmak istememektedir

S a lk , H a s ta lk v e E n g e llilik

O PCSin sorduu sorularn tem elin d e yatan saytllarn toplum sal


m o d ele uyarlanmas
O P C S'in sorular

Oliver'n sorular

- S o ru n u n u z u n n e old uun u s y ley eb ilir m isin iz?

- T o p lu m u n so ru n u n u n n e old uun u syleyebilir


m isin iz?

- E y a la r k av rark en , tu tark en v e y erlerin i

- K a v a n o z , ie v e k o n se rv e kutular g ib i g n l k

d e itirirk en yaad nz skntlar nelerd ir?

y aam d a kulland n z ara g erelerin


tasarm larn d ak i ih m a ller o n la r tu tm an z,

- D i e r in san lar an lam ak ta z o rla n m a n z n n e d en i

kavram an z, y erlerin i d e itirm en iz i g letiriy o r

iitm e b o z u k lu u n u z m u?

m u?

- G n l k y aan tn z ksdayan b ir yara izin iz ya da

o n la rn sizinle ile tiim k u rm a k ta gl k

b i im b o z u k lu u n u z v ar m ?

ek m ele rin d en k ay n ak lan y o r o lab ilir m i?

- U z u n sreli b ir salk so ru n u ya da kalc b ir

b o z u k lu k larn a k ar v erd ik leri tep k iler, g n lk

sak atlk y z n d en m i z el b ir o k u ld a oku d u n u z?

y aam nz k stly or m u?

- D i e r in san lar an lam ak ta z o rla n m a n z n n e d en i

- n sa n la rn b e d en in izd ek i yara izlerin e ya da b iim

- E itim k u ru m larn n g tt siy aset sizin le ayn

- Sa lk so ru n u n u z / en g elin iz isted i in iz sklk ta ve

so ru n u / en g eli p aylaan in san lar b u g ibi yerlere

isted i in iz y erlere sey ah at e tm en izi en g elliy or m u ?

g n d e r m e k old u u iin m i z el b ir ok u ld a
ok u d u n u z?

- Sa lk so ru n u n u z / en g elin iz o to b s le y olcu lu k

- Y aad n z e v red en ayrlm anz en g elley en eyler

y ap m an z e n g elliy o r m u ?

n elerd ir?

- Sa lk so ru n u n u z / en g elin iz u and a i y aam nz

- sted i in iz sklkta ya da isted i in iz yerlere

h e rh a n g i b ir ek ild e etk iliy or m u?

y olcu lu k y ap m an z en g elley en u lam la ilgili ya da


e k o n o m ik so ru n larn z var m ?

- Sa lk so ru n u n u z / en g elin iz ak rab alarn zla ya da

- Y aad n z y erd ek i k am u h iz m ed eri, kiisel

h e rh a n g i b ir yard m cyla b irlik te yaam an z

d e ste k a la b ilm ek iin ak rab alarn za ya da b ak a


in san lara ba m l k alm an z g e re k tire ce k kadar

g erek tiriy o r m u ?

y etersiz m i?
- u ank i eviniz salk so ru n u n u za/ en g elin ize g re

- E v in iz in k t ta sa n m , o n u y en id en kendi

m i d z e n le n m i d u ru m d a?

ih tiyalarn za g r e ek ille n d irm en iz i g e rek tird i m i?

Kaynak: O l l v e r ( 1 9 9 0 )

(alma ve Emeklilik Bakanl 2002).


Bununla birlikte, Barnes'n da belirttii
zere (2003), engelliliin halen ou
kez anormallikle ilikilendirildii bir
toplumda, sakatl olan insanlarn
engelli olarak yaftalanmay istemmesi
hi de artc bir durum deildir.
Son olarak, zellikle tp sosyolog
lar, sakatlk ve engellilik arasnda
yapt ayrmn yanl olduu gereke

siyle toplumsal modeli reddetmeye


eilimlidirler. Bu eletirmenler, toplum
sal modelin biyolojik olarak tanmlanan
sakatl, toplumsal olarak tanmlanan
engellilikten ayrmaya altn ileri
srmektedirler. Tp sosyologlarna
gre, sakatlk ve engellilik toplumsal bir
yapdadr ve birbiriyle ilikilidir.
Shakespeare ve Watson, sakatlk ve
engellilik arasnda yaplan ayrmn,

328

S a lk , H a s ta lk v e E n g e llilik

Bu paralimpik yzc bir engelli mi sizce?

sakatlk nerede biter, engellilik nerede


balar? sorusu sorulduunda uval
ladn ileri srmektedirler. Kimi
durumlarda bu ayrm gayet yalndr
szgelimi bir binada tekerlekli sandalye
girii ve yolu yoksa, bu durum tekerlekli
sandalyeye mahkum hastalarn kar
sna toplumsal olarak oluturulmu
bir engel karr. Ne var ki, engellilie
yol aan ama toplumsal baskdan
kaynaklanmadklar iin tm nedenlerin
ortadan kaldrlamayaca ok daha
fazla durum mevcuttur. Szgelimi,
toplumsal modeli eletiren tp sosyo
loglar, ekilen srekli ar ya da nemli
zihinsel kstlamalar gibi engellerin
bireylerin toplumla tam olarak kay
namalarn engelleyeceini ve bu
durumun toplumsal bir deiimle
dzelemeyeceini de ileri srebilirler.
Be eletirmenler engelliliin tam olarak
ne olduunun ortaya konmas gerekti
ini ve bunu yaparken yalnzca toplu
mun neden olduu engellerin deil,

329

sakatln neden olduu engellerin de


hesaba katlmas gerektiini syleyecek
lerdir.
Toplumsal modeli destekleyenler
bu son savn engellilik ve sakatlk
arasndaki ayrmn bulanklatrlmasna
dayandn ve bu dncenin altnda
bireysel engellilik modelinin zeminini
oluturan biyomedikal anlayn
yattn ileri srmlerdir. Toplumsal
modelin bedensel bir sakatln a ya
da sknt sebebi olabileceini ya da
sakatlk yznden bireyin tek bana
yapamayaca eyler olduunu inkar
etmediini syleyerek eletirilere
karlk vermilerdir. Hatta, toplumsal
modelin savunucularndan olan Carol
Thomas (1999, 2002), sakatln engelli
insanlar zerindeki ruhsal ve duygusal
iermelerini de hesaba katarak, sakatl
n etkileri ifadesini kullanmaktadr.
Engellilik teriminin tartmal
anlam ve engellilikle ilikilendirilen e-

S a lk , H a s ta lk v e E n g e llIik

Toplum bilim sel im gelem inizi kullann:


n ed en yzm e bakmanz istiyorum ?
gvenim i geri kazandm ; bakalarnn tavrlar yznden
yaam m b o a harcam am am gerektiini dnm eye
baladm .
O n alt yanda niversiteye girdim ve sinem a, basn-yayn
ve foto raflk dersleri aldm. B iim bozukluundan
m ustarip insanlarn yayn organlarnda nasl yer aldklarn
aratrm aya baladm .
Y z n d e biim bozukluu olan insanlarn film lerde nasl
canlandrldn g r n ce anladm ki insanlarn bize kar
tepkiler aslnda gayet doalm ! E lm Soka'nda K abu s'taki
Freddy K ru eg er, B atm an'd aki Jo k e r, m afya film lerinde ska
grdm z yz yaral kt tip le r ... B u liste byle uzar
gider.

Kt izlenim
B y le basm akalp rnek ler yznden insanlann srf yz
Vlcky Lucas, insanlarn ona bakarken baklarn
baka y n e evirmelerini, soluklarn tutmalarn ya
da rperm elerini deil, yznn onun ayrlmaz bir
paras olduunu bilm elerini istiyor. Ve burada da
b e lirtti i g ib i, kendisini seviyor.

h ad an deiik diye benim gibilerin iind e kt ya da


farkl b ir eyler olm as gerektiini dnm esi hi de
artc deil.
B u durum u fark etm em hayatm da b ir dnm noktas oldu,
zira yzdeki b iim bozukluunun yalnzca tbb i deil, ayn
zam anda toplum sal b ir so ru n da olduunu anladm.

C h eru bism denen ve yzm etkileyen ender


g r len bir kaltsal bozukluktan m ustaribim . T eh is

Y z m deil, bizlere kar taknlan toplum sal tavr


d eitirm ek istediim i anladm . Plastik cerrahiye kar

konduunda henz d rt yandaydm. T am olarak

deilim am a kiisel olarak tercih etm iyorum .

neler yaadm hatrlayam asam da, dzenli olarak


hastaneleri ziyaret etm en in daha o yata yaam m n
bir paras haline geldiini hatrlayabiliyorum .
A slnda yzm deki ekil deiiklikleri b e n alt

A ra k yirm i d rt yandaym ve aynada grdm yzme


altm ; bu nu so ru n etm iyorum . G eri u arada bir ortaya
kan ba arlar ve ift g rm e durum u da olm asa daha
m udu olurdum . A ynca, fiziksel olarak gz krpm am n

yandayken balad am a dier insanlardan farkl

olanaksz oluu da pek h ou m a gitm iyor am a bu sorun a da

grnm ed iim herhangi b ir d nem

gzlerim i hzla titretirm ek suretiyle k end im ce bir z m

hatrlam yorum .

buldum .

Y z m d ek i biim bozukluuyla bym ek benim

A m a yzm kiiliim ayrlmaz bir paras. B e n i ben yapan

iin hi de kolay olm ad. E rg enlik , olaan


gelim elerin yannda fazladan bir hediye de verdi

kar olan tavrlardr.

bana yzm ar byd ve en o k gzlerim bu


deiim den etkilendi.

Anlama gl
E rg en lik yllarm olduka zorlu geti, in san lar
bazen yzm e uzun uzun bakyor ya da durum u

ey, tm b u sre boyun ca rendiklerim ve insanlarn bana

m gelem yoksunluu
Y z m sayesinde tantm iyi ve hakiki dosd anm
seviyorum ve daha iyi bir insan olm ay istem em i salad
iin yzme m innettarm . A y nca tpk b ir kediye
benzediim i syleyen b ir erkek arkadam var. O n unla ayn

anlam akta glk ekiyorlard. B az insanlarsa iyice

fikirde olduum u syleyem esem de, b u durum dan ikayet

terbiyesizleip ban a lakaplar takyorlard. H atta


insanlarn arada b ir vah zavall yavrucak/yazk

etm ediim kesin!

sana dem eleri bile ben i uzun bir sre boyunca


zd. n sanlarn tepkisinden ekindiim iin dar
kam yordum ve iyice iim e kapanm tm .
N e var ki, zam anla, kendim e olan saygm ve

A rtk n e zam an biri ban a irkin olduum u sylese


im gelem den yoksun olduu iin on a acyorum . B an a koca
eneli diyen herkese H ah! K ed i ulaamad ciere m undar
derm i; asl senin en en o k kk, benim kini kskanyor
sun! diyorum . K arlatm her m erakl baka

33 0

Salk, Hastalk v e Engellilik

glm seyerek karlk veriyorum .

sessizlik oldu. A rdndan, bana glm seyerek E lin e salk,

E e r 10 saniye iind e onlar da bana

um arm cann yakm sndr! dedi. B u nu n zerine hepim iz


glm eye baladk.

glm sem ezlerse o k tehditkar bir bak


frlatyorum .
G e e n hafta erkek arkadam la yolda yrrken
adam n biri zerim e doru geldi ve l diye
barp kat.

B az insanlarn um ursam az ve krcyken dierlerinin hem


de hi um m ayacanz, genelde g rm ezd en geldiiniz ve
kim olduklarm belki asla dnm eyeceiniz insanlarn bu
kadar scak ve kibar olm as o k ilgin.

Yzleme

B u anlattklarm yaam m az o k zetliyor. n ce en kt


m uam eleyi grp, ardndan en iyi davranlarla

A slnda bu bir szckten ziyade, ancak gln

karlaabiliyorum ; hem de be dakika iinde! E lb e tte bu

g r n en insanlarn anlayabilecei grdaktan gelen

yaam m daha zo r bir hale getiriyor am a ayn zam anda daha

tu h a f b ir sesti. O kadar kzm tm ki, tepki


gsterdim .

da ilgin yapyor. B u nu dnyalara deim em .

N asl tepki gsterdiim i burada ayrntl olarak


anlatam ayacam am a unu syleyebilirim ki o
adam bir daha asla yolda grd tu h a f grnl
b ir kadna o ekilde baram ayacak.
B u olaydan iki dakika sonra, eve doru giderken
karm za evsiz b ir adam kt ve bizden bozuk
para istedi. Halimi hatrm sordu. yiyim dedim
ve az n ce bam dan geen leri anlattm . K sa bir

Kaynak: BBC N em Dergisi (6 A ustos 2 003)

Sorular
1. Y zn de biim bozukluu olan insanlar engelli midir?
2. D ergid eki bu hikaye sakatlk ve engellilik arasndaki
ayrm a ilikin bir eyler dile getiriyor mu?
3. B u hikaye toplum sal engellilik m odeli hakknda b ir eyler
sylyor mu?

itli sakatlklar dnldnde,


Birleik Krallk'ta ve dnya genelinde
ka tane engelli in-san olduunu
sylemek zordur. Yine de, aada bu
konular ele alacaz.

Birleik Krallkta ve dnyada


engellilik
1995 ylnda Birleik Krallk'ta
Disability Discriminaon Act (DDA,
Engellilere Kar Uygulanan Ayrmc
ln Engellenmesi Yasas) kabul edildi
ve mallara ve hizmetlere eriimden i
istihdamna kadar pek ok alanda
engellilerin haklar ayrmcla kar
gvence altna alnd. 1999 ylnda
yaplan dzenlemeyle, engelli insanla
ra kar uygulanan ayrmcl ortadan
kaldrmay hedefleyen Engelli Haklar
Komisyonu kuruldu. DDA'da engelli
birey gndelik ilerini yrtemeyecek
ya da aksatabilecek uzun sreli ya da
esasl herhangi bir fiziksel ya da zihinsel

331

sakatl olan kii olarak tanmlan


mtr. Bu engelli tanm, szgelimi,
zihinsel salk sorunlarndan mustarip
olanlar kadar yzdeki biim bozuk
luklarndan mustarip insanlar da
kapsamakla, engelliliin temelde
hareket yeteneinin kaybedilmesiyle ya
da doutan gelen sakatlklarla ilgili
olduu yolundaki yaygn bir yan
anlamann da nne gemektedir.
Gerekte, engelli insanlarn %77'si on
alt yandan sonra engelli duruma
dmektedirler (Employers' Forum on
Disability 2003) ve engelli nfusun
oran yala birlikte artmaktadr (bkz.
8.5. ekil).
DDA'n tanm gz nnde bulun
durulduunda, Birleik Krallk'ta en az
8,5 milyon engelli insan bulunduu ve
bu insanlarn 6,8 milyon kadarnn
alabilecek yata olduu ortaya k
maktadr. (Ulusal statistik Enstits

S a lk , H a s ta lk v e E n g e llilik

40
35
30 25

20
15

10
5

0
55-59/64

1 6 -2 4
8.5. ekil: Ya aralklarna gre, Birleik Krallk'taki engellilerin nfusun geneline oran.
Kaynak: uFrom Exduslon to In d u slo n ", Engelli Haklar Grev Cc sonu b ildirgesi ( 1999)

2002). Bu 6,8 milyon insandan yalnzca


3 milyon kadar i sahibidir (Engelli
Haklar Komisyonu 2003). Bununla
birlikte, yeni aratrmalar DDA'n en
gelli tanmna uyan insanlarn %93'nn i sahibi olmann kendileri iin
nemli olduunu dndklerini
ortaya koymutur. Sakatla bal
engellilii bulunan insanlar halen
Birleik Krallk'ta en madur durum
daki gruplardan birini oluturmaktadr
lar. Salam bedenli insanlara nazaran
daha az i bulabildikleri gibi, i
bulabildiklerinde kazanabildikleri para
da salam bedenli insanlardan daha
azdr. 1998 ylnda engelli alanlarn
haftalklar ortalama 196 iken engelli
olmayan alanlarn haftalklar 212
idi (NOP 1998). Yine de devletin
engellilere ayrd bte, dier alanlara
ayrdndan daha yksek kmaktadr
Birleik Krallk hkmeti engelliler ve i
gremez drmdakiler iin ylda yak
lak 19 milyar harcama yapmaktadr
(BBC, 9 Nisan 2002). 1999 yl itibaryla,
dnyann en zengin lkelerinin engel
lilerle ilgili izlenceler iin ayrdklar

denekler, isizlik tazminatlar iin


ayrdklar deneklerden yaklak iki kat
daha fazladr (OECD 2003).
Dnyada yaklak 500 milyon
engelli insan bulunduu ve bu insan
larn yaklak %80 kadarnn in ya da
Hindistan gibi gelim ekte olan
lkelerde yaad tahmin edilmektedir
(Dnya Bankas Grubu 2002). Dnya
Salk rgt, gelimekte olan lkeler
de grlen mzmin hastalklarn ve
kalc sakatlklarn ana nedeninin
yoksulluk, yetersiz salk tekilatlan
mas, dengesiz beslenme ve kt
barnma koullar olduunu ileri
srmektedir. Yeterli tedavi olanaklarna
sahip Batl lkeler iin sradan
durumlar olan kemik krlmas gibi
yaralanmalar, bu olanaklara sahip
olmayan gelimekte olan lkelerde
sklkla kalc sakatlklara neden
olmaktadr. Demir eksiklii, kanszlk
ve mzmin leen kemii enfeksiyonu
(ki genelde kadnlarn snnet edilmesi
sonucu grlr) gibi hastalklar,
gelimekte olan lkelerde kadnlar
engelli hale getiren sakadanmalarn ana

332

S a lk , H a s ta lk v e E n g e llilik

Engelli protestocular haklarn alabilmek iin kampanya dzenliyorlar.

nedenleridir. Her yl yaklak 250,000


ocuun, yeil sebzelerde bulunan A
vitaminini alamadklar iin, grme
yetisini kaybettii tahmin edilmektedir.
Dnyadaki sakatlklarn yarsnn
nlenebilir olduu dillendirilmekte ve
bu konuda yaplmas gerekenin yoksul
lukla savamay, dengesiz beslenmeyi
ortadan kaldrmay, temiz ime suyu
salamay ve kazalar nlemek amacyla
alma artlarn iyiletirmeyi hedef
leyen bir siyaset gtmek olduu ileri
srlmektedir (Charlton 1998). Sava
lar ve savatan geriye kalanlar (temiz
lenmemi kara maynlar gibi), sakatlan
malarn ana sebeplerinden bir dieridir.
Dahas, yoksul lkelerdeki engelli
ocuklarn dier salkl yadaryla ayn
eitimi alabilmeleri zordur; bu durum,
yaamlarnn ilerleyen gnlerinde
yoksulluklarnn artmasna da neden
olmaktadr. Eldeki kantlara dayanarak
unu syleyebiliriz ki, yoksulluk geli

333

mekte olan lkelerde sakatlanmalarn


artmasna ve engelliliin bu lkelerde
Bat'dakinden ok daha farkl biimde
deneyimlenmesine neden olmaktadr.
Dnyann farkl yerlerindeki
insanlarn sahip olduklar son derece
farkl sakatlk ve engellilik deneyimleri
bu blmde ortaya koymaya alt
mz daha kapsaml bir dnceyi
resmetmektedir: Bedenlerimize ilikin
deneyimlerimiz ve bakalaryla olan
etkileimlerimiz ister engelli ya da sa
lam, ister hasta ya da salkl olsunlar
iinde yaadmz, deien toplumsal
koullar tarafndan ekillendirilmek
tedir. Hastala ilikin sosyolojik bir
bak as gelitirebilmek iin insan
yaamnn bu ynlerine ilikin
anlaymz ekillendiren toplumsal ve
teknolojik deiimleri incelememiz
gerekmektedir.

S a lk , H a s ta lk v e E n g e llilik

zet
1. B a t tb b b iy o m ed ik al salk m od eli

5. S o sy o lo jik a ratrm alar h astalk v e eitsizlik arasn d a

-h a sta l n n e sn e l kou llard a tan m lan ab ilece i

yakn b a lar b u lu n d u u n u o rtay a koym utu r.

v e h a sta b ir b e d e n in b ilim sel tem elli tb b i

San ay ilem i lk elerd e y ok su l g ru p larn y aam s releri,

ted av ilerle iy iletirilebilece i in a n c- zerin e

zen g in tabak alara n azaran d aha k sa, h astalk lara k ar ise

kurulud ur. B iy o m ed ik al salk m o d eli m o d e rn

d ah a aktr. Z e n g in lk elerd e o rta la m a y aam s resi de

to p lu m la rla b irlik te ortay a k m tr.

y ok su l lk elerd ek in d en d aha uzundur. K im i b ilg in ler

D e m o g ra fiy le in sa n n fu su n u n bo y u tlar,

salk alann d an g r le n s n f tab an l eitsizlik lerin

b ile e n le ri ve d in am ik leriy le ilg ilen en b ir

b e sle n m e b iim i ve y aam tarz g ib i k ltrel ve

d isip lin le v e d ev led erin kam u saln tevik

d avran sal etk en lerle a k la n a b ilece in e in an m ak tad rlar.

etm ey e b alam asy la balan tld r. M o d e r n

D i e rle ri ise isizlik , k t b a rn m a k oullar ve k t

salk d izgeleri b y k o ra n d a b ilim in tb b i

alm a artlar g ibi yapsal e tk e n le re vu rgu y apm aktad r.

te h is v e tedavi am al o larak kullanlm aya


b a la n m a sn d a n etk ilen m ilerd ir.

6. S a b k v e h astalk r n t le rin in to p lu m sal cin siy et ve


rk fark g ib i b o y u d a n da vardr. D n y a n n n e red ey se h e r

2. B iy o m e d ik a l salk m o d eli g id ere k a rta n b ir

lk esin d e k ad n larn o rta la m a m r erk ek lerin k in d en

b iim d e e letirilerin h e d e fi h alin e g elm itir.

u zu n o lm a k la b irlik te, k ad n lar erk ek lerd en d aha sk

B ilim s e l tb b n idd ia edildii kadar etkili

hastalan m ak tad rlar. B e lli h astalk lar, e tn ik azn lklar

olm a d , tp u z m a n la rn n ted avi g re n

arasn d a, beyaz n fu sa n azaran d aha yaygn olarak

h a sta la rn d n celerin e n e m v erm ed ik leri

g r lm ek ted ir. Salk k o n u su n d a cin siy ete v e rk a bal

v e u z m a n tb b n k en d in i o r to d o k s tp tan

farkllklar ak lay ab ilm ek am acy la kaltsal ak lam a

saylm ayan h er t rl alm ak tedavi

m o d elleri ileri s r lm se d e, b u n la r tek ban a

y n te m in d e n st n g rd ileri s rlm t r.

eitsizlik leri ak lam ak ta y etersiz kalm aktadrlar. B e lli

3. S o sy o lo g la r h astal n d eney im iy le rah atsz,


m z m in h a sta ya d a en g elli o lm a n n h astan n
k end isi v e etra fn d a k iler tarafn d an nasl
d en ey im len d i iy le ilg ilen m ek ted irler. T a lc o tt

sabk k ou llarn n b iy o lo jik tem elleri v arsa da, g en el


salk v e h astalk r n t le rin i a k lam ak iin to p lu m sal
etk en leri ve g ru p larn m ad d i k ou llarn n farklln da
h e sa b a k atm ak g erek m ek ted ir.

P a rso n s tara fn d an ortay a atlan "h a s ta ro l "

7. B irey sel en gellilik m o d e li, b irey sel sn rlam alarn en gelli

ka v ra m , h a sta n n , h astal n n ykc etk ilerin

in sa n la rn yaad klar so ru n la rn asl n e d en i old uun u

e n aza in d irm e k i in b e lli d avran k alplarn

kabu l ed er. B irey sel m o d eld e b e d e n se l a n o rm a llik b ir

b e n im se d i in i syler. H astay a g n d elik

d erecey e kad ar en gellili in ya da ilev b o zu k lu u n u n

so ru m lu lu k la rd a n m u a f o lm a g ib i b irta k m

n e d en i olarak g r l r. B u ilev sel b o z u k lu k birey in d aha

h ak lar ta n n r am a h asta da b u n u n karlnd a

g en i b ir sn fla n d rm a iin d e r k olarak

tb b i tavsiyeleri d inleyip saln k azan m ak

y aftalan m asn a izin verir. B irey sel m o d e lin tem elin d e

i in a b a s a r f etm elid ir.

en gellili e y n elik b ir k iisel trajed i yak lam bulunur.

4. S im g e se l etk ileim ciler, in sa n la n n g n l k

8. T o p lu m sa l en gellilik m o d e li en gellili in n e d en in in

y aam larn d a rah atszlk larla v e m zm in

bireyd e deil, to p lu m d a aran m as g erek ti in i savunur.

hastalk larla nasl b a ettik lerin i

E n g e llili in n e d en i birey in k sd an m l deil, to p lu m u n

so ru tu rm u la rd r. H a sta lk d eney im i

to p lu m la b t n lem ey e alan en gelli in s a n la n n karsn a

b ire y lerin k en d ilerin e ilikin im g elerin d e

kard engellerd ir.

d eiik lik y aratab ilece i g ib i g n l k


d av ran larn da etkiley eb ilir. B e d e n in b u
so sy o lo jik b o y u tu g id erek p ek o k to p lu m iin
g e e rli h a le g elm ek ted ir; in san lar artk
esk isin d e n d aha u zu n s re y aay ab ilm ek te ve
b u la c aku t h astalk lard an ziyada m zm in
rah atszlk lard an m u starip olm ak tad rlar.

9. Z e n g in lkelerin o u n d a h k m e d e rin en g elliler iin


ayrd b t e , isizlik tazm in at i in ayrd b te d e n
d aha yksektir. B u n a ra m en en g elliler g elim i lkelerd e
yaayan e n m a d u r d u ru m d ak i g ru p la r arasnd a yer
alm aktadrlar. Sak atl o la n in san larn o u g elim ek te
o la n lk elerd e yaam aktad r.

334

S a lk . H a s ta lk v e E n g e llilik

Sorular
1. Salk dizgesindeki eitsizlikleri azaltmak iin neler yaplabilir?
2. Kadnlarn ve erkeklerin yaamlarndaki farkllklar, yaadklar salk sorunlarndaki
farkllklar nasl aklayabilir?
3. Ulusal Salk Dizgesinin hastalarn kltrel ardalanlarna daha duyarl olabilmesi iin nasl
bir siyaset izlemesini nerirsiniz?
4. Hamilelik ve mutsuzluk gibi durumlarda ila kullanlmas bir yandan tbbi kurumlarn
iktidarn pekitirirken, dier yandan hastalar gszletiriyor olabilir mi?
5. Kendi topluluunuzda ya da eitim kurumunuzda insanlar nasl engelli hale
getirilmektedir?

Ek kaynaklar
Lesley Doyal, WhatMakes Women Sick (London: Macmillan, 1995).
Jenny Morris, Pride Against Prejudice: A Personal Politics o f Disability (London: Women's Press,
1991).
SarahNettleton, TheSociologyof Health andIllness (Cambridge: Polity, 1995).
C. Barnes, G. Mercer ve T. Shakespeare, Exploring Disability: A Sociological Introduction.
(Cambridge: Polity, 1999).
C. Barnes, M. Oliver ve L. Barton, Disability Studies Today (Cambridge: Polity, 2002).
C. Barnes ve G. Mercer, Disability (Cambridge: Polity, 2003).

nternet adresleri
European Observatory on Health Systems and Policies
http://www.euro.who.int/observatory
International Public Health
http://www.ldb.org/iphw
Wellcome Library on the History and Understanding of Medicine
http://www.wellcome.ac.uk/knowledgecentre/wellcomesites/
World Health Organisation
http://www.who.int
Leeds University Disability Archive
http://www.leeds.ac.uk/disability-studies/archiveuk/index.html
BBC Disabilities Magazine
http://www.bbc.co.uk/ouch/

335

iindekiler
Tabakalama dizgeleri
Klelik
Kast
Mlk sahipleri
Snf
Snf ve tabakalama kuramlar
Kari Marx'n kuram
Max Weber'in kuram
Erik Olin Wright'n snf kuram
Snf lmek
John Goldthorpe: snf ve meslek
Golydthorpeun snf emasnn deerlendirilmesi
Bugnk Bat toplumunda toplumsal snf ayrmlar
st snf sorunu
Orta snf
i snfnn deien yaps
Altsnf m?
Snf ve yaam tarz
Toplumsal cinsiyet ve tabakalama
Toplumsal hareketlilik
Karlatrmal hareketlilik incelemeleri
Aa doru hareketlilik
Britanya'da toplumsal hareketlilik
Britanya bir meritokrasi midir?
Sonu: snfn nemi
%et
Dnme sorulan
E k kaynaklar
Internet balantlan

Hi bir ngil2 spermarketinden


Hint yemei aldnz m? Eer aldy
sanz, onun Noon retim tarafndan
retilmi olmas yksek bir olaslktr.
irket, byk sper marketler zincirine,
Hint yemekleri salamakta uzmanla
mtr ve yaklak olarak 90 milyon
paund yllk bir cirosu vardr. irketin
kurucusu, Sir Gulam Noon'un, Sunday
Times'n 2004 zenginler listesine gre 50
milyon paundluk bir servet biriktirdii
de tahmin edilmektedir.

Gulam Noon, Hindistan doumlu


dur. Bir zamanlar ailesinin Bombay'da
Royal Sweet adnda bir tatlc dkkan
varm. Onlar, zellikle zengin olma
malarna ramen, Gulam'n babas,
Gulam yedi yandayken lmne
kadar bu yolla geinmilerdir. Bundan
sonra onun yaam bir boumaca
olmu, gen biri olarak Gulam, okula
giderken ayn zamanda bir dkkanda
almak zorunda kalmtr. Gulam
okulunu tamamladnda, tm zaman
n kendi aile iine vermitir. En sonunda
iteki konumunu deitirip sat yapma
ya balayarak, dkkan genilet-mi ve
yeni bir fabrika ina etmitir. Gulam'n
tutkular yine de Royal Sweet ile
snrl deildi, bu nedenle baskclk ve
inaat ieren dier giriimler hzlca
birbirini izlemitir.
Hindistan'daki baarlaryla tatmin
olmayan Gulam, gelecek deneyimleri
iin gzn ngiltere'ye dikmiti.

Prens Charles ve Sir Gulam Noon

338

T a b a k a la m a v e S n f

Southall, Londra'da Royal Sweeti


kurdu ve ii devam ettirmeleri iin
kendisiyle birlikte efler getirdi. Bir yl
iinde dokuz dkkan kuran Gulam,
Londra ve Leicester evresinde Asya
topluluklarn da kurdu. Bugn Royal
Sweet zincirinin krk dkkan ve yllk
9 milyon paund cirosu vardr.
Royal Sweetin baarsn, dier
ticari giriimler izledi ve 1989 da Noon
retim kuruldu. Gulam, pazarda bir
boluk grd: Sper marketlerden
edinilen paketlenmi hazr btn
Hindistan yemekleri, yavan ve aka
sylemek gerekirse, kabul edilemez
derecede ktyd. Bense daha iyisini
yapabileceimi dndm. , en bata
on bir alanla balad, fakat daha
sonra rnlerini nce zgn Hindistan
yemekleri reten, dondurulmu gda
irketi Birds Eye'a ve daha da sonra da,
Waitrose ve Sainsbury's sper market
ler zincirlerine satmaya balad.
imdi, 1.100 alan tarafndan
bitkiden retilen, yzden fazla farkl
Noun yemei vardr. Her gn 250.000
ile 300.00 arasnda kiiye yemek
yaplyor. rn yelpazesi, Hindistan
yemeklerinden Thai ve Meksika
yemeklerini ieren yemeklere kadar
uzanr. Gulam, 2002'de kendini yemek
endstrisindeki hizmetlere adamt.
Ona yaam boyunca esin verenin ne
olduunu dndnde, Sir Gulam
sonu olarak unu belirtmitir: Ben
kendini yetitirmi ve abuk renen
biriydim! Hibir ey kolay olmad, onun
iin hep almalydm.
Pek azmz Sir Gulam'n imdi
sahip olduu trden bir zenginlii
umabiliriz. Fakat onun yoksulluktan
zenginlie geen yaam yks,
sosyologlar iin ilgi ekici sorular

339

dourur. Bu, aykr bir durum mudur


veya Birleik Krallk iinde belki de pek
olaanst olmamasna ramen onun
yks yinelenmekte midir? Yoksul bir
gemii olan birinin ekonomik
basamaklarda tepeye ykselmesinin
olana nedir? Toplumuzdaki her
Gulam Noon iin, ekonomik basa
makta ka kii zenginlikten yoksullua
decektir? Sir Gulam'n yaamnn
ortaya koyduu zengin ve yoksulluk
konular, bizi daha geni kapsaml
sorulara ynlendirir. Toplumumuzda
neden ekonomik eitsizlikler varolmak
tadr? ada toplumlar ne kadar
eitsizdirler? Hangi toplumsal etkenler,
toplumdaki ekonomik konumunuzu
etkilemektedir? Eer bir kadnsanz
baka trl zorluklarla karlar
msnz? Ekonominin kresellemesi,
sizin yaam olanaklarnz ne oranda
etkilemektedir? Bu trden sorular
sosyologlarn sorduu ve yantlamaya
alt trden sorulardr ve bu
blmn oda da bu trden sorular
olacaktr. Toplumdaki eitsizlikler
zerine almak, sosyolojinin en
nemli alanlarndan biridir, nk
bizim maddi kaynaklarmz, yaamlar
mzla ilgili ok eyi belirlemektedir. Biz
burada, sosyologlarn, tabakalama ve
snf dediklerinde ne sylemek iste
dikleri zerine konuacaz. Bundan
sonra da snf hakkndaki en etkili
kuramlarn bazlarna bakp bugnki
Bat toplumunda varolan toplumsal
snf daha ayrntl ele aldktan sonra,
onlar sosyolojik dnce iinde
aklamaya alacaz. Toplumsal
deikenlikle ilgili bir tartma ile
evremizdeki dnyay anlamamza
yardmc olan toplumsal snflarn
sregelen nemini ksaca irdeleyerek
bu blm bitireceiz.

T a b a k a la m a v e S n f

Tabakalama dizgeleri
Sosyologlar, insan topluluklar iin
deki gruplar ve bireyler arasnda
varolan eitsizlikleri aklamak amacyla
toplum sal tabakalam adan sz
ederler. Genel olarak tabakalamay,
varlk veya mlk anlamyla dnrz,
fakat, aslnda tabakalama toplumsal
cinsiyet, ya, dinsel ba veya askeri
rtbe gibi dier nitelikler nedeniyle de
ortaya kar.
Bireyler ve gruplar, tabakalama
emasndaki kendi konumlarna daya
nan farkl (eitsiz) karla ulamaktan
holanrlar. Bylece tabakalama,
insanlarn ayr gruplanmalar arasndaki
yapsal eitsizlikler olarak basite
tanmlanabilir. Tabakalamay daha ok
yerin yzeyindeki kayalarn jeolojik
katmanlarna benzer olarak dnmek
faydal olabilir. Toplumlar, bir hiyerari
iinde, tabana yakn az ayrcalkllarla,
tavandaki daha fazla kayrlm olanlar
dan oluan "katm an"lar olarak
grebiliriz.
Btn tabakalam toplumsal
dizgeler u zellikleri tarlar:
1 Sralama, birinin dieriyle belirlenmesi
veya birbirlerijle \orunlu etkileim iinde
olmakszn, bir ortak yellii paylaan
insanlarn toplumsal kategorilerine
uygulanr. rnein, kadnlarn
erkeklerden veya zenginlerin yok
sullardan farkl olarak sralanmas.
Bu belirli bir kategorideki insan
larn kendi sralanmalarn deiti
remeyecei anlamna gelmez; yine
de bu, ayn zamanda bireyler; baka
bir kategoriye getiklerin de bile o
kategorinin hala varolaca anlam
na da gelmez.

2 insanlarn yaam deneyimleri ve


olanaklar ciddi biimde onlarn hangi
toplumsal kategoride bulunduklarna
baldr. Erkek veya kadn, siyah
veya zenci, stsnfta veya ii sn
fnda olmanz, yaam olanaklarnz
anlamnda byk bir fark yaratr.
Genelde bu, kiisel aba veya iyi
talih (bir piyango kazanmak gibi)
anlamnda bir istisnai durum
dnda geerlidir.
3. Farkl toplumsal kategorilerin sra
lanmas, yaman iinde yavaa dei
meye eilimlidir. rnein Britanya
toplumunda, yalnzca son zaman
larda kadnlar erkeklerle eit olmay
baarmlardr.
E rk e k le r ve k a d n la r a ra sn d a k i
eitsizlik iin 12. blm e Cinsellik ve
Toplum sal Cinsiyet e bakabilirsiniz.

2.
blmde grdmz gibi,
toplumlarn tabakalamas, insanlk
tarihini batan baa deitirmitir.
Toplaycla ve avcla dayanan, ilk
dnemdeki insan topluluklarnda -te
mel olarak pek az paylalm kaynak ve
zenginliin olmas nedeniyle- ok az
tabakalama vard. Tarmsal retimin
gelimesi, dolaysyla hatr saylr
oranda zenginlemenin artmas, sonu
olarak tabakalamada byk bir art
salad. Tarm toplumlarndaki toplum
sal tabakalama, dipteki pek ok insan
ile yukar gittike birbirini izleyen az
sayda insanla, gittike bir piramidi
andrmaktadr. Bugn sanayi ve sanayi
sonras toplumlar, ar derecede kar
maktr; tabakalamalar daha yksek
bir olaslkla, ok sayda insann ortada
ve ortann alt derecesinde (bizim ortasnf dediimiz), pek az insann tabanda
ve ok az insannsa tavanda yer ald
bir gz ya damlasna benzemektedir.

340

T a b a k a la m a v e S n f

Tarihsel olarak, drt temel tabaka


lama dizgesi ayrt edilebilir: klelik,
kast, mlk sahipleri ve snf. Bunlar,
kimi zamanlar bir dieriyle birlikte
bulunabilir: rnein klelik, Andk
Yunan'da, Roma'da ve 1860'daki i
savatan nce Gney Birleik Dev
letler'de dier snflarla yan yana
bulunuyordu.

Klelik
Klelik, birtakm insanlarn baka
insanlar tarafndan sahiplenildii,
eitsizliin u bir biimidir. Kle sahibi
nin yasal durumu farkl topluluklar
arasnda olduka deiiktir. Dier
toplumlarda durumlar uaklarnkine
benzerken, baz zamanlarda ise kleler
neredeyse yasalarn verdii tm haklar
dan yoksun braklmtlar -Birleik
Devlederin gneyindeki plantasyon
larda olduu gibi. rnein Antik Yunan
kent devleti Atina'da baz kleler,
yksek sorumluluk gerektiren yerlerde
bulunuyorlard. Politik konumlardan ve
askerlikten dlanmlard, fakat baka
birok meslee kabul edilmilerdi.
Bazlar okur yazard ve devlette
ynetici olarak alyordu; birou da
el sanadarnda ustayd. Elbette kle
lerin bir ou bylesi bir ansa gvenmezdi. Daha az ansl olanlarn gnleri
maden ocaklarnda sk almayla
balyor ve yle de bitiyordu.
Tarih boyunca kleler boyunduruk
altnda olmaya kar mcadele etmi
lerdi; Savatan nceki Gney
Amerika'daki kle isyan, buna bir
rnektir. Bylesi bir direniten dolay
kle iiler dzeni deimeye eilim
lidir. Yksek retkenlik, yalnzca srekli
denetim ve zorbaca cezalar yoluyla
salanabiliyordu. i kle dzeni,

341

ksmen klelerin kkrtt abalar


nedeniyle ksmen de insanlar zorla
mayla yaplandan daha ok retmeye
gdleyen ekonomik veya baka drt
ler nedeniyle en sonunda bozulmaya
balad. Klelik basite ekonomik
adan verimli deildi. stelik onsekizinci yzyl iinde, Avrupa ve
Amerika'da bir ok insan, kleliin
ahlaksal yanlln anlamaya balad.
Bugn klelik, dnyann hibir
lkesinde yasal deil ama yine debaz
yerlerde varolmay srdryor. Son
aratrmalar insanlarn zorla ve istekleri
dnda alkonulduklarn belgelemitir.
Pakistan'daki tula ustalarnn kleletirilmesinden Tayland'daki seks kleleri
ve ngiltere ve Fransa gibi greli zengin
lkelerdeki blgesel klelere kadar
klelik bugn dnyada bugn de ihlal
edilen en nemli insan haklarndan
biridir (Bales 1999).

Kast
Kast, bir kiinin toplumsal konu
munun yaam boyu belirli olduu
toplumsal dzendir. Bundan dolay kast
toplumlarnda, farkl toplumsal seviye
ler birbirine kapaldr, yani tm bireyler
yaamlar boyunca doduklar toplum
sal seviyede kalmak zorundadrlar.
Herkesin toplumsal konumu, doumla
kazanlan ve bundan dolay sonradan
deiileceine inanlmayan kiisel
zniteliklerine -soy ve etnik ba gibi
anlalan (ounlukla fiziksel zniteliklere ve ten rengine dayanan), atalarn
dan gelen din ve kast- dayanr. Bir kii,
bir kastn iende doar ve yaam
boyunca da bu kastta kalr. Bir bakma
kast toplumlar, snfsal konumun do
umla kazanld, snfl toplumlarn
zel bir trdr. Bunlar, 1992'de beyaz

T a b a k a la m a v e S n f

yasalarnn sona ermesinden nceki


Gney Afrika'da ve Hindistan'n krsal
kesimlerinde olduu gibi, gelimemi
sanayici kapitalist toplumlar olan tarm
toplumlarna zgdr.
Kast dzenleri modern zamanlar
dan nce dnyann tmnde bulunu
yordu. rnein Avrupa'da, Yahudiler
sk sk baka bir kast olarak grlm,
kstl belli bir mekanda yaamaya
zorlanmlar ve Yahudi olmayanlarla
evlenmeleri (bir dereceye kadar etki
leim kurmalar da) yasaklanmtr.
Getto terimi, Venedik szck olan
dkmhaneden tremitir, ilk resmi
Yahudi sitesi, 1516'da Venedik
hkmeti tarafndan kurulmutur.
Sonu olarak terim, A.B.D. kenderindeki, kast benzeri rksal nitelikleri ve
etnik farkllklaryla aznlk mekanlarn
betimlemek iin kullanlmadan ok
nceleri Yahudilerin yasal olarak
yaamaya zorland Avrupa kenderindeki bu kesimleri dile getirir olmutur.
Kast dzenlerinde, dier kastiarn
yeleriyle balant kurmak iddede
caydrlmtr. Bylece kastn arl,
yasalar ve geleneklerin gerektirdii
biimde bir toplumsal bek iindeki
biriyle evlilik olan, ievliliin kurallar
yoluyla srdrlmtr.

Hindistan ve Gney A frika'd a


kastlar
Dnyann geriye kalanndaki
birka kast dzeni ciddi bir biimde
kresellem e tarafndan tehdit
edilmektedir. rnein, Hindistan kast
dzeni Hint dinsel inanlarn yanstr
ve iki bin yldan daha eskidir. Hint
inanlarna gre, her biri daha genel
mesleki kmelerle balantl drt tane
temel kast vardr. Bu drt kast, tepede

^rahmanlar (bilgin ve ruhsal nderler),


onun altnda Ksyatriyaslar (ynetici ve
askerler) daha sonra Vaisyaslar (ifti ve
tccarlar) ve en son olarak da Shudraslar
(iiler ve esnaflar)'dan oluur. Bu drt
kastnda altnda olanlar, btn zararla
rndan saknlmas gereken -adlarnn
da aklad gibi- dokunulmazlar
veya dalitler (skm insanlar) olarak
bilinirler. Dokunulmazlar, toplum
iindeki insanlarn artklarn temizle
mek gibi en kt ilerle snrlandrlm
lardr ve kendi yiyeceklerini sk sk
dilenerek ve plerde arayarak edinirler.
Hindistan'n geleneksel blgelerinde
bugn bile yksek kasttan kiiler,
dokunulmazlarla fiziksel olarak temas
etmemeye dikkat ederler, nk tek bir
dokunu bile bir temizlenme ritelini
gerektirir. Hindistan 1949 ylnda
kasdar temelinde ayrmcl yasad
ilan etti, fakat kast dzeninin grnm
leri, zellikle de krsal blgelerde,
bugn tm kuvvetiyle varolmay
srdrmektedir.
Hindistan'n modern kapitalist
ekonomisi, ister iyerinde olsun ister
uak ve restoranda olsun farkl
kasdardan insanlar bir araya getirdii
iin, kast dzenini salam tutmak iin
gerek duyulan kat engelleri srdrmek
giderek zorlamaktadr. Hindistan
gittike daha ok kresellemeden
etkilenmektedir ve yle grnyorki
kast dzeninin gelecekte daha da
zayflayacam varsaymak mantkldr.
1992 ylnda yrrlkten kaldrl
madan nce, apartheid olarak bilinen
Gney Afrika kast dzeni siyah
Afrikallar, Hindistanllar, Renklileri
(kark rklardan insanlar) ve Asyallar
beyazlardan ayryordu. Bu durumda
kast, tmyle rklar zerine dayanyor

342

Tabakalama ve Snf

M -l

Irkayrmclnn olduu Gney Afrika'da beyaz ve siyah insanlar toplumsal olarak ayrlmtr.

du. Toplam nfusun yalnzca yzde


15'lik ksmn oluturan beyazlar,
neredeyse lkenin btn zenginliklerini
denet-liyordu, kullanlabilir alanlarn
ouna sahiptiler, en nemli ilerle,
sanayileri iletiyorlard ve siyahlarn oy
hakk olmadndan politik g
zerinde tekelleri vard. Nfusun te
ikisini oluturan siyahlar bantustai larnda ('lkelerinde') yoksullua
terk edilmilerdi ve yalnzca beyaz
aznlk iin almalarna izin veri
liyordu.
Apartheid, yaygn ayrmclk ve
bask, beyaz aznlkla siyahlar, kark
rklar ve Asyal ounluk arasnda
iddetli atmalar yaratt. Apartheida
kar onlarca yl sren zorlu mcadele,
en sonunda baarya 1990 ylnda
kavutu. En gl siyahi rgt, Afrika
Ulusal Kongresi (ANC), 1992'de

343

Gney Afrikal beyazlar arasndaki bir


oylamayla yrrlkten kaldrlan
apartheid, Gney Afrikal beyaz
nderlerin btnyle skp atmasn
zorlamak amacyla, Gney Afrika i
dnyasnda ekonomik olarak ykc bir
boykot dzenledi. 1994'de lkenin ilk
ok rkl seiminde, siyah ounluk
hkmetin denetimini ele geirdi ve
beyazlarn hkmeti yznden yirmi
yedi yl boyunca hapis yatm olan
ANC'nin siyah nderi Nelson Mandela
bakan seildi.

Mlk sahipleri
Mlk sahipleri Avrupa feodaliz
minin bir parasdrlar, fakat ayn
zamanda baka birok geleneksel
uygarlkta da varolmulardr. Feodal
mlk sahipleri, her biri dierlerine kar
haklar olan ve belirli ykmllklerce

T a b a k a la m a y e S n f

ayrlm tabakalardan oluur ve bu


ayrlklardan bazlar yasalarca kabul
edilmitir. Avrupa'da en yksek mlk
sahiplii, aristokrasi ve daha dk
seviyedeki soylularn biraradalndan
oluur. Daha dk konumlarna
ramen eitli ayrt edici ayrcalklaryla
Ruhbanlar, baka bir mlk sahiplerini
oluturur. Bundan baka nc mlk
sahipleri diye adlandrabileceimiz
serfler, zgr kyller, tccarlar ve
zanaatkarlardan oluan halk tabakas
vardr. Kasdara kart olarak, mlk
sahipleri arasnda belirli bir dzeyde
karlkl evlilik ve hareketlilik ho
grlr. Asil olmayan biri, rnein
valye olabilirdi, zel hizmederde
demeler monarka verilirdi; tccarlarsa
baz zamanlar nvan bile alabilirdi. Bu
dzenin bir kalnts, kaltsal unvanlarn
tannd (1999'dan beri asilzadelerin
Lordlar Kamaras'nda kendiliinden oy
verme hakkn yitirmesine ramen)
Britanya'da bugn de devam etmek
tedir ve i liderleri, memurlar ve
dierleri, hizmederinden dolay valye
olarak onurlandrlmaktadr.
Gemite mlk sahipleri, soylu
domak zerine temellenen aristokra
sinin olduu yerde gelimeye eilimli
dirler. Feodal dzenlerde ortaa
Avrupa'snda olduu gibi, mlk sahip
leri, tmar topluluklaryla birbirlerine
yakn bir biimde baldrlar: ulusal
olmaktan ok yerel bir tabakalama
dzeni oluturmulardr. Daha ok, in
ve Japon gibi, merkezilemi geleneksel
imparatorluklarda, bunlar daha ulusal
temeller zerine dzenlenmitir. Baz
zamanlar mlk sahipleri arasndaki
ayrmlar, Hint kast dzeni gibi kat
yollarla, nadiren de olsa dinsel
inanlarca tanmlanr.

Snf
Birok konuda snf dizgeleri,
klelik, kast ve mlk sahiplerinden
ayrlr. Snf, ynelebildikleri yaam
biimini gl bir biimde etkileyen
genel ekonomik kaynaklar paylaan
byk apta insan bei olarak
tanmlayabiliriz. gcyle birlikte
zenginlerin mlkiyeti, snf ayrmnn
ana temelleridir. Snf, tabakalamann
erken biimlerinden drt temel ynyle
ayrlr:
1. S n f ddenleri deikendir.
Tabakalarn dier biimlerinden
farkl olarak snflar yasal veya
dinsel hkmlerle kurulmazlar.
Snflar arasndaki snrlar asla
keskin deildir. Farkl snflardan
insanlarn evlenmesini engelleye
cek hibir yasal kstlama yoktur.
2. Snfsal konumun ba% yanlan
edinilir. Birey snfn, tabaka
lamann dier biimlerinde
olduu gibi yalnzca doumla
edinmez. Toplumsal deikenlik snf yapsndaki yukar dnk ve
aa doru devinim- dier tipler
den daha yaygndr.
3. Snf ekonomik temellidir. Snflar
maddi kaynaklarn sahiplenilmesindeki eitsizliklere, yani birey
gruplar arasndaki ekonomik
ayrmlara dayanr. Tabakalamann
dier dizgelerinde ekonomik
olmayan etkenler (eski Gney
Afrika kast dzeninde rkn olmas
gibi) genel olarak daha nemlidir.
4. Snf ddenleri byk aptadr ve
kiisel deildirler. Dier tabakalama
dizgelerinde eitsizlikler, ncelikle
kleyle efendisi ve onun altndaki
ve st kast bireyleri arasnda kiisel

34 4

T a b a k a la m a v e S n f

grev ve ykmllk ilikisiyle


belirtilir. Temelde snf dzenleri,
kart olarak byk lekte kiisel
olmayan birlikler araclyla
ilerler. rnein snfn en temel
ayrmlar, deme ve alma
koullar arasndaki eitsizliklerdir.

K astyerini snfa brakacak m?


Kresellemenin dnya apnda
kast dzenlerinin sonunu yasal olarak
hzlandrdna ilikin kimi kantlar
vardr. En resmi kast dzenleri, zaten
kapitalist sanayi toplumlarda snf
temelli bir biimde bulunur; nceden
deinildii gibi Gney Afrika bunun
bilinen en son rneidir (Berger 1986).
Modern sanayi retimi, insanlarn
zgrce dolamn gerekrir; uygun
olduklar veya yapabilecekleri bir ite
alrlar ve kendi ekonomik koullarna
gre sk sk i deitirebilirler. stelik
dnya giderek tek bir ekonomik birlik
olmaya baladndan, kast benzeri
ilikiler, ekonomik bask altnda gittike
ypranabilir. Bununla birlikte kastn
eleri, sanayi sonras toplumlarda
srmektedir. rnein Batya g eden
baz Hintliler, kendi ocuklar iin kast
izgisinde evlilikler dzenlemilerdir.

Snf ve tabakalama
kuramlar
Kari Marx ve Max Weber tara
fndan gelitirilen kuramlar, snf ve
tabakalama zerine birok sosyolojik
zmlemenin temelini olutururlar.
1. B l m d e M a rx ve W e b e r'in
dnceleri, onlarn kuram larnn
neyi gsterdiine ilikin bir tart
m ayla birlikte tantlmt.

345

Marxsist gelenek iinde alan


aratrmaclar, Marx'n kendisinin
ortaya koyduu dnceleri daha da
ileri gtrmtrler; bakalar da
Weber'in kavramn ayrntlandrmay
denemitir. Erik Olin Wright tarafn
dan ortaya konmu Neo-Marxsist
yaklam, zmlemeden nce, Marx
ve Weber tarafndan ortaya konmu
kuramlar ele alarak ie balayacaz.

Kari Marxn kuram


Marx'n almalarnn ounluu
tabakalamayla ve her eyden nce de
toplumsal snfla balantldr, yine de
Marx artc bir biimde snf
kavramnn dizgesel zmlemesini
salamak konusunda baarsz olmu
tur. Marx'n, ld zaman zerine
alt elyazmasnda (sonradan temel
yapt Kapital'n bir paras olarak
yaynland) ortaya koyduu Snf ne
meydana getirir? sorusunun yantlan
mas yarm kalmtr. Bundan dolay
Marx'n snf kavram, bir btn olarak
yapdarndan yeniden oluturulmaldr.
nk Marx'n snf tartt eitli
pasajlar, her zaman birbiriyle tam
anlamyla uyumlu deildir, bu nedenle
de Marx aratrmaclar arasnda,
aslnda Marx'n ne demek istediine
ilikin uyumazlklar bulunmaktadr.
Yine de grlerinin ana hatlar
btnyle aktr.

Smfinyaps
Marx iin snf, retim aralaryla
-genel bir iliki iinde bulunan yaam
larn srdrdkleri aralar- insanlarca
olumu bir bektir. Modern sanayinin
domasndan nce retim aralar, evcil
hayvanlar veya ekin iin kullanlan
aralardan ve her eyden ok da toprak

T a b a k a la m a v e S n f

tan oluuyordu. Bundan dolay sanayi


ncesi toplumlarda iki temel sruf bu
topraklarn sahipleri (aristokradar, daha
dk dzeydeki soylular ve kle
sahipleri) ve bu topraklarda etkin olarak
retim yapanlardan (serfler, kleler ve
zgr kyller) oluuyordu. Modern
sanayi toplumlarnda, fabrikalar,
yazhaneler, makineler ve bunlar san
almak iin gereksinilen kapital ve
zenginlik giderek daha nemli bir
duruma geldi. Sz konusu olan bu iki
temel snf, retim aralarna sahip olan
sanayici ve sermayedarlar ile yaam
larn emekleriyle kazanan ii snf
veya imdilerde eskimi olan ama
Marx'n kullanmay tercih ettii
proletaryadan oluur.
Marx'a gre snflar arasndaki iliki
bir smr ilikisidir. Feodal dzen
lerde smr, genellikle dorudan
kyllerden aristokratlara deien
retim biimini alr. Serfler retimlerin
den belirli bir oran, aristokrat efen
dilerine vermeye zorlanrlard ve her ay
belirli sayda gn kendi topraklarnda
efendileri ve yksek mevkideki kiiler
tarafndan tketilmek iin ekin
retimine ayrmak zorundaydlar.
Modern kapitalist toplumlarda smr
kayna daha az aktr ve Marx bunun
yapsn ak klmak iin zel bir dikkat
gstermitir. Marx'n aklyrtmesiyle,
alma gn boyunca iiler, iverenler
tarafndan retimlerine karlk olarak
onlara denenden daha ounu retir
ler. Sermayedarlarn kendi kullanmlar
na ayrdklar bu artk deer faydann
kaynadr. Giyecek fabrikasnda, bir
grup alann bir gn iinde yz takm
elbise rettii sylenebilir. retici
yzde 75'lik elbise satyla alanlarn
cretierini demek ve iletmeye dona

mm maliyetini karacak geliri salar.


Giysilerin satndan geriye kalan gelir
kr olarak kalr.
Marx kapitalist dzen tarafndan
yaratlan eitsizliklerden akna dn
mtr. Kyllerinkinden btnyle
farkl olarak aristokratiarn eskiden lks
bir hayat yaamalarna karn tarmsal
toplumlar grece yoksuldu. Herhangi
bir aristokrasi olmasayd bile, o
toplumdakilerin yaam standartlar
kanlmaz biimde eksik kalacakt.
Modern sanayideki gelimeyle birlikte
yine de zenginlik daha nce grlme
mi bir lekte retilmitir; fakat iiler
kendi emeklerinin retiminin sonucu
olan zenginliin ok azna ulamlardr.
Varlkl snfn gelimesiyle zenginlik
artarken iiler greli olarak yoksul
kalmlardr. Marx, yoksullatrma
terimini kapitalist snfla ilikisi iinde
giderek gszleen isi snfn
betimlemek iin kullanr, iiler kesin
anlamyla daha varlkl hale gelseler bile
onlar kapitalisderden ayran boluk her
yana yaylmtr. Kapitalist snfla ii
snf arasndaki eitsizlikler doas
gerei kat bir biimde ekonomik
deildir. Marx, modern fabrikalarn
geliiminin ve retim aralarnn
makinelemesinin nasl ii snk ve
bunaltc duruma soktuunu belirtir.
Zenginliimizin kayna olan i,
deimeyen bir evrede, gn iinde ve
baka zamanlarda hep ayn rutin ileri
yapan fabrika iilerinde olduu gibi,
genellikle hem fiziksel olarak ypratc
hem de zihinsel olarak usandrcdr.

Max W eberin kuram


Weber'in tabakalama yaklam
Marx tarafndan gelitirilen zmle
meyi yaplandrmtr, fakat Weber onu

346

T a b a k a la m a v e S n f

dzeltmi ve ayrntlandrmtr. Marx


gibi Weber de toplumu, kaynaklar ve
g zerindeki atmalarca ralandrlan bir ey olarak grmtr. Marx'n
btn toplumsal atmalarn yrein
deki ekonomik konularda ve snf
ilikilerinde kutuplama grd yerde,
Weber daha karmak, ok boyutlu bir
toplum gr gelitirdi. Weber'e gre
toplumsal tabakalama, basit bir snf
sorunu deildir, fakat iki farkl yn
tarafndan biimlenir: Stat ve parti.
Tabakalamann rten bu esi,
Marx'n daha kat olan iki esinden
ok daha kutuplu olan toplum iinde
ok sayda olanakl konum retir.
Weber, Marx'n snfn verili nesnel
ekonomik koullar zerine temellendii
grn onaylamasna ramen snfn
biimlenmesinde, Marx'n tandndan
daha ok sayda eitli etkenin nemli
olduunu dnr. Weber'e gre snf
ayrm, yalnzca retim aralarnn
denetiminden veya denetim eksikliin
den tremez, ayn zamanda mlkiyetle
balantsz olunca hibir ey ifade
etmeyen ekonomik ayrmlardan da
trer. Bylesi kaynaklar insanlarn elde
edebilecei trden meslekleri etkileyen
nitelikleri veya gvenilebilirlik ve
yetenekleri ierirler. Weber, bir bireyin
piyasadaki konumunun, onun yaam
olanaklarn batan baa gl bir
biimde deitirdiine inanyordu.
Ynetimsel veya profesyonel ilerde
alanlar, rnein mavi yakal ilerde
alanlardan daha ok kazanyordu ve
daha elverili alma koullar vard.
Elde ettikleri dereceler, diplomalar ve
yetenekler gibi sahip olduklar nitelik
ler, onlar, bu niteliklere sahip olmayan
lardan daha "pazarlanabilir" klyordu.
Daha dk dzeyde ise mavi yakal

347

iiler arasndan usta zanaatkarlar, yar


ustalardan ve usta olmayanlardan daha
fazla cret alyorlard.
Weber'in kuramnda stat, kiilere
bakalarnca yklenilen toplumsal
saygnlk veya onur anlamnda, toplum
sal gruplar arasndaki ayrmlar belirtir.
Geleneksel toplumlarda stat, genellik
le bir kiinin yllar sren bir sre
sonucu farkl balamlarda, oklu
etkileim sayesinde elde ettii ilk elden
bilgisi temelinde belirlenir. Toplumlarn
karmaklaan geliimiyle, statnn her
zaman bu yolla uyum salamas olanakszlamtr. Bunun yerine, Weber'e
gre stat, insanlarn yaam tarhlar
araclyla dile getirilir. Statnn
iaretlerinin ve simgelerinin -barnma,
giysi, konuma tarz ve meslek gibihepsi, bir bakasnn gznde bireyin
toplumsal konumunun biimlenmesine
yardmc olur. Ayn staty paylaan
insanlar, paylalan bir kimliin ayr
mnda olunduu bir toplumu biimlen
dirirler.
Marx stat ayrmlarnn toplumda
ki snf ayrmlarnn bir sonucu olduu
na inanrken, Weber statlerin genel
likle snf ayrmlarnn bamszln
eitlendirdiini ne srmtr. Zen
ginliin sahiplii genelde yksek statye
verilmeye eilimli olsa da birka istis
nas vardr. Britanya'da aristokrat
ailelerden gelen bireyler, servetlerini
yitirmi olsalar bile hatr saylr bir top
lumsal sayg almay srdrdler. Kart
olarak "yeni para"nn, oturmu varlkllar tarafndan baz aalanmalara
urad grlmtr.
Weber, modern toplumlarda parti
biimleniinin, gcn nemli bir
grn olduunu, stat ve snf taba

T a b a k a la m a v e S n f

kalamasn bamsz olarak etkilediini


vurgulamtr. Parti, ortak artalan,
amalar ve ilgileri olduu iin birlikte
alan bireyler beini belirler. Genel
likle parti, kendi yelerinin ilgilerine
bal zel bir amala moday dzenle
meye alr. Marx, stat ayrmyla snf
terimleri ve parti rgtlenmesinin her
ikisini de aklamaya eilimlidir. Aslnda
bunlarn her ikisi de snf ayrmna
indirgenemezler. Weber, snflarn her
birini etkilemesine ramen her ikisinin
de, snf etkileyerek, gruplarn ve
bireylerin ekonom ik koullarn
srasyla etkilediini ne srer. Partiler,
snf ayrmlarn aan karlara seslene
bilirler; rnein, partiler dinsel balar
veya ulusal idealler zerine de temelle
nebilirler. Bir Marxist, Protestanlar'dan daha ok Katoliklerin, ii
snfnda olmasndan tr Kuzey
rlanda'da ki Katoklerle Protestan
arasndaki atmay snf kavramyla
aklamaya alabilir. Weber'in bir
ardl da bylesi bir aklamann yetersiz
olduunu ne srebilir, nk birok
Protestan, aslnda ii snfnda yer
almaktadr. nsanlarn bal olduklar
partiler, snf ayrmlarn yan sra dinleri
de ifade eder.
Weber'in tabakalama zerine yaz
lar nemlidir, nk bu yazlar, insanla
rn yaamlarn gl bir biimde etkile
yen snflarn yan sra tabakalamann
baka boyutlarn da gstermilerdir.
Marx, toplumsal tabakalamay tek
bana snf ayrmna indirgemeye
alrken, Weber, tabakalamann
zmlenmesinde Marx'n saladn
dan daha esnek bir temel ortaya koyarak
toplumsal tabakalamann grnmle
rinden ayr olan, karmak parti, stat ve
snf etkileimlerine dikkat ekmitir.

ErikOlin Wrightn snf kuram


Amerikal sosyolog Erik Olin
Wright, Marx ile Weber'in yaklamla
rnn her iki grnmn de birletiren
etkili bir snf kuram gelitirmitir
(Wright 1978, 1985, 1997). Wright'a
gre modern kapitalist retimde,
ekonomik kaynaklar zerinde denetim
salamann boyutu vardr ve bunlar
bizim varolan asl snf belirlememize
izin verirler.
1. Para kapitalinin ve yatrmlarn
denetimi
2. retimin fiziksel aralarnn
denetimi (araziler veya fabrikalar ve
ofisler)
3. Emek gcnn denetimi
Kapitalist snfa ait olanlar, retim
srecindeki bu boyutlarn her birini
denetler. i snfnn yeleriyse
bunlarn hibirini denetleyemez. Bu iki
temel snf arasnda, yine de konumu
belirsiz olan gruplar -daha nce sz
edilen beyaz yakal iilerle yneticilervardr. Wright, bu insanlar snfsal
konumlaryla elikili olarak adlandrr,
nk bu insanlar retimin baz
grnmlerinden etkilenebilirler ancak
bakalarn denedemekten saknrlar.
rnein beyaz yakallar ve zel
alanlar, elle i yapan dierleri gibi ayn
yolla geimlerini salamak iin, i
verenlerle kendi emek gleri konu
sunda szleme yaparlar. Ancak ayn
zamanda bunlar, beyaz yakal birok
insann yapabileceinden daha st
dzeyde bir i ortamna karabilirler.
Wright bylesi "elikili" snf konu
munda olanlar da tanmlar, nk
onlar ne kapitalist ne de elle alan
iilerdirler, sylemek gerekirse onlar
her biriyle ortak belirli zellikleri
paylaan bir gruptur.

348

Tabakalama ve Snf

Nfusun byk blm -Wright'a


gre yzde 85 ile 90 aras (1997)- retim
aralarn denetleyemediinden kendi
emeini satmaya zorlanan kiilerin
kategorileri tarafndan blmlenir. Bu,
nfus kendi iinde elleriyle alan
geleneksel ii snfndan beyaz
yakallara kadar deien bir eitlilik
gsterir. Bu geni nfus iindeki snf
konumlarn ayrt etmek amacyla
Wright iki etkeni gz nne almtr:
otoriteyle iliki ve yetenek veya
uzmanlklara sahip olma. Wright ilk
olarak ynetici ve danman gibi
ortasnf alanlarnn yetkeyle iliki
kurmaktan honut olduunu ne srer
ki bu alanlar, ii snfndakilerden
daha ayrcalkldrlar. Bylesi bireyler
kapitalistler tarafndan ii snfnn
denetimi iin kullanlrlar -rnein, bir
alan iinin gzetlenmesi veya gr
ve deerlendirmelerin ynlendirilme
sinde- ve kapitalistler tarafndan "ballk"larna karlk olarak da yksek
cretle ve dzenli ykseltmelerle
dllendirilirler. Ama ayn zamanda bu
bireyler kapital sahiplerinin denetimi
altnda kalmay srdrrler. Baka bir
deyile, onlar, hem smren hem de
smrlendir.
Ortasnf iindeki snf konumla
rn ayrt eden ikinci e, uzmanlk ve
becerilere sahipliktir. Wright'a gre i
pazarnda talep edilen ortasnf alan
larnn sahip olmas gereken beceriler,
kapitalist dzenlerde gcn zel bir
biimine uygulanabilirdirler. Uzmanlk
lar tam anlamyla yeterli olmasa da bu
kiiler yksek cretler de kazanabilirler.
Ortaya kan bilgi ekonomisi iindeki
reni teknolojisi uzmanlar iin kulla
nl olan kazanl durumlar bu durumu
gsterirler. Bundan baka, Wright, bilgi

349

ve beceri sahibi alanlar, gzedemenin ve denedemenin zor olmasndan


dolay abanlarn, ballklarn ve
ibirliini ancak dllendirmek yoluyla
srdrmeye mecbur brakldklarn da
ne srer.

Snf lmek
Hem kuramsal hem de deneysel
almalar, snf durumlaryla seim
biimi, eitimsel beceriler ve fiziksel
salk gibi toplumsal yaamn dier
boyudan arasndaki balar aratrm
lardr. Aslnda grdmz gibi, snf
kavram ak olmaktan ok uzaktr.
Hem akademik evrede hem de genel
Toplumsal snfla dier konular arasndaki
balantlar bu kitap boyunca eitli
anlamlarda tartld, dizinden buna gz
atlabilir. Baz nemli tartmalar da u
balklarda bulunabilir:
. toplumsal snf ve salk, s. 315-19
. toplumsal snf ve cinsiyet, s. 368-72
. toplumsal snf ve etniklik, s. 555-62
. toplumsal snf ve aile ii iddet, s. 261 -63
. toplumsal snf ve yksek eitim, s. 747
. toplumsal snf ve din, s. 608
. toplumsal snf ve isizlik, s. 832

kullanmda "snf' terimi ok farkl


biimde anlalm ve kullanlmtr.
Bylece sosyologlar ve aratrmaclar,
deneysel almalar amacyla snf gibi
belirsiz bir kavram nasl lebilirler?
Snf gibi soyut bir kavram, bir
almada llebilir bir deikene
dntrldnde, kavramn ilevsel
letiini syleyebiliriz. Bu, kavramn
yeterince ak ve somut bir biimde
deneysel aratrma yoluyla snanabilir
olduu anlamna gelir. Sosyologlar,

T a b a k a la m a v e S n f

snf, toplumun snfsal yapsnn


haritasn karma abas olan emann
eitlilii araclyla ilevselletirirler.
Bylesi emalar, bireylerin toplumsal
snf ulamlarna ayrlmasyla kuramsal
bir ereve salarlar.
Birok snf emann ortak zellii,
ounun mesleki yap zerine temelle
niyor olmasdr. Sosyologlar, snf
ayrmn, genelde alma biimleriyle
balantl olan toplumsal eitsizlik ve
materyale karlk geliyor diye grrler.
Kapitalizmin ve sanayinin gelimesi,
ykselen i ayrmlar ve giderek karma
klaan meslek yaplarnca imlenir.
Eskiden olduu kadar geerlilii olmasa
da meslek, bireyin toplumsal konumu,
yaam olanaklar ve maddi rahatlk
dzeyi iin en nemli etkenlerden biri
dir. Sosyal bilimciler, ayn meslekteki
bireylerin, benzer dzeyde toplumsal
avantajlar veya dezavantajlar deneyimledikleri, srdrlebilir yaam biimle
rini ve yaam iinde benzer olanaklar
paylamaya eilimli olduklar inancn
dan dolay, yaygn bir biimde meslei
toplumsal snfn bir gstergesi olarak
kullanrlar
Snf emalar belli bir saydaki
farkl biimlerdeki mesleki yap zerine
temellenir. Baz emalar, kendi
yaplarnda byk lde betimseldir,
onlar toplumsal snflar arasndaki
ilikilere gnderme yapmakszn,
toplumdaki snfsal ve mesleki yapnn
biimini yanstrlar. Bylesi modeller,
tabakalamay ilevselci gelenekte
alanlar gibi, toplumsal dzenin doal
bir paras ve sorunsuz olarak gren
akademisyenler tarafndan onaylanr.
Ilevselcilik 1. B lm de tan tlm tr,'
" Sosyoloji N e d ir" ?', s. 55-6

Dier emalar daha kuramsal


olarak biimlenmitir -genellikle de
Marx ve Weber'in dnceleri izgi
sinde- ve bunlar toplumdaki snflar
arasndaki ilikileri aklamakla ilgilidir
ler. "likisel" snf emalar, toplum
iindeki bask ve ayrm gstermek
amacyla paradigma atmalarn al
an akademisyenler tarafndan onaylan
maya eilimlidir. Erik Olin Wright'n
snf kuram (baknz s. 348-9), ilikisel
snf emasna bir rnektir, nk o,
Marxist bir bak asyla snf sm
rs srecini betimlemeye al
maktadr.

John Goldthorpe: snf ve meslek


Baz sosyologlar betimleyici snf
emasndan honutsuzdurlar, onlar bu
emalarn, snflarn domasn salayan
snflama srecinin aklanmasn
aratrmaktan ok, yalnzca snflar ara
sndaki toplumsal ve maddi eitsizlikleri
yansttklarn iddia etmektedirler. Bu
trden endielerin sonucu olarak, sosyolog John Goldthorpe, toplumsal
deikenlik zerine olan deneysel
aratrmalarda kullanmak iin bir ema
yaratmtr. Goldthorphe'un snf emas,
bir hiyerarisiyle deil, fakat ada
snf yapsnn ilikisel bir temsili
olarak tasarlanmtr.
G oldthorpe'un kuramlar st dzeyde
etkilidir. O nun snf aklam as bu
blm de tartlm tr. O nun toplum
sal deikenlik zerine yazlan daha
n ce u sayfalarda gsterilm itir s.
375-7

Goldthorpe, emas zerinde


herhangi bir ak kuramsal etkiyi imdi
grmezden gelmesine ramen (Erikson ve Goldthorpe 1993), sosyologlar
genellikle Goldthorpe'un snflandr
masnn Yeni Weberci bir snf emas

350

Tataakalanna v e S n f

olduunu vurgulamlardr. Bunun


nedeni, Goldthrpe'un zgn taslann
snf konumlann iki temel e
zerine tanmlamasdr: Pazar konumu
ve i konumu. Bireyin pa^ar konumu,
bireyin maa, i gvenlii ve ykselme
beklentisiyle balantldr; bu, genel
yaam olanaklarn ve maddi dlleri
vurgular. i durumu ise kart olarak
meslek iindeki yetke, g ve denetim
sorunlarna odaklanmtr. Bireyin i
durumu, iyerindeki zerklii ve bir
alan etkileyen btn ilikilerle
balantldr.
Goldthorpe kendi emasn, mes
leklerin i durumu ve greli pazarlar
durumlar temelinde deerlendirerek
tasarlar. Snflandrmann sonular
9.1. Tabloda gsterilmitir. On bir snf
konumunu kuatan Goldthorpe'un
emas dierlerinden daha ayrntldr.
Ayrca snf konumlarnn yaygn
kullanmlar temel snf tabakasnn
iine sktrlmtr: "hizmet" snf (I

ve II. snflar), "ortasnf' (III ve IV.


snflar), ii snf ( V,VI ve VII.
Snflar). Goldthorpe, ayn zamanda
taslann tepesindeki mlk sahipleri,
varolan elit snf onaylar, fakat bunlarn
deneysel almalarda anlaml bir
kategori olmayan toplumun kk bir
kesimi olduklarn da ne srer.
Son zamanlardaki yazlarnda
Goldthorpe, daha nce anlatlan i
durumu kavramndan daha ok i
ilikilerini vurgular (Goldthorpe ve
Marshall 1992). Bununla Goldthorpe,
i szlemesinin bir ok farkl biimine
dikkat eker. szlemesi zellikle
tanmlanm ve snrlanm abayla
cret deiimini varsayarken, hizmet
szlemesi, maa art veya terfi
olasl gibi "beklentilere" sahiptir.
Goldthorpe'a gre ii snf, i
szlemeleriyle, hizmet snf da hizmet
szlemeleriyle belirlenir, orta snf ko
numlarysa mesleki ilikilerin ortasnf
biimlerince deneyimlenir.

9.1. Tablo Goldthorpeun snf emas


Snf

ilikileri

Hizmet

Orta

st dzey uzmanlar, yneticiler ve grevliler

veya hizmet ilikisi

Byk yneticiler ve mal sahipleri.

Hizmet ilikileri

Rutin elle almayan ynetici alanlar ve tccarlar


(ounlukla da ruhbanlar)

Orta dzey

Hizmet endstrisinde alanlar sralar ve dosyalar


lllb
IV

Rutin elle almayan alanlar, alt dzey (sat ve hizmetler)


Kk mlk sahipleri kendi iini yapan tccarlar

Orta dzey (erkek), emek


szlemesi (kadn),
veren

IVb i olmakszn kk mlk sahipleri ve tccarlar

Kendi iini yapanlar

IVc

iftiler ve kk iftiler, tarmdaki dier kendi iini yapanlar

veren ya da kendi iini


yapanlar

Alt dzey teknisyenler, elle alanlar denetileri

Orta dzey

VI

Kalifiye elle alan iiler

Emek szlemesi

VII

Yar kalifiye ve kalifiyesiz elle alan iiler

Emek szlemesi
Emek szlemesi

Vllb Tarm iileri


Kaynak: O o m p t o n 'd a n u y a r la n m tr { 1 9 9 8 ) , s . 6 7

351

Tabakalama v e Snf

Goldthorpeun snf emasnn


deerlendirilmesi
Goldthorpe'un snf emas, yaygn
olarak deneysel aratrmalarda kullan
lr. Salk veya eitim gibi snf temelli
eitsizlikleri vurgulamak iin kullan
ldr ve bunun yan sra seim biimleri,
politik bak as ve genel politik
tutumlardaki snf temelli boyutu yans
tr. Yine de eletirmeden kullanmaya
kar bizi uyaran Goldthorpe'unki gibi
emalarn, nemli bir ka snrn
vurgulamak nemlidir.
Mesleki snf emalarnn, isizler,
renciler, emekliler ve ocuklar gibi
ekonomik olarak etkin olmayan kiilere
uygulanmas olduka zordur, isiz ve
emekli olan bireyler genellikle daha
nceki i etkinlikleri temelinde snflan
drlrlar, oysa ki bu uzun sreli isizlik
ler veya dzensiz i tarihleri olan insan
lar durumunda ise sorunludur. ren
ciler, baz zamanlar kendi disiplinlerine
gre snflandrlrlar, fakat bu daha ok
alma alannn zel bir meslekle yakn
bir ilikisi olduu durumlarda baarl
olur (mhendislik ve tp gibi).
Mesleki ayrmlar zerine temelle
nen snf emalar, toplumsal snflar
daki servet ve mlk sahiplerinin nemini
yanstmaz. Tek bana mesleki balklar,
bireyin zenginliini ve bsbtn
servetinin yeterli bir gstergesi deildir.
Bu, zellikle, "ynetici" ve "yetkili"
mesleki balklar, onlar, daha uzman
olan ama daha ok snrl geliri olan
uzmanlarla ayn kategoriye yerletiren
"eski zenginleri", sermayedarlar ve
giriimcileri ieren toplumun zengin
yeleri arasnda dorudur. Baka bir
deyile, snf emalarnn kendilerinden
tredii meslek kategorilerini, ekono

mik elit arasndaki zenginliin ar


odaklanmasn doru bir biimde
yanstmaz. Dier stsnf uzmanlarn
yannda bylesi bireyleri de snfland
rlmasyla mesleki snf emalar, top
lumsal tabakalama iindeki ilikilerin
greli arln hafifletir.
John Westergaard, Goldthorpe'un
zenginlerin saysnn az olmasndan
dolay onlar snf yapsnn ayrntland emalarn dnda braklmas
gerektii grn tartm bir
sosyologdur. Westergaard unlar ne
srer:
G v e ayrcaln y o u n

b ir b iim d e

b irk a eld e to p la n m a sd r ki, o insanlar


tavan d u ru m u n a getirir. O n la rn b t n y
le

to p lu m u n

y ap sal

z e n g in lik le ri

az

saylanyla ar o ra n tsz o larak , aldarnd ak ilerd en ayrm m rn e k le n d ire re k o n lar


h e r n e o lu rsa o lsu n to p lu m u n en tep esi
klar. ( 1 9 9 5 :1 2 7 )

Grdmz gibi, toplumun snf


yapsnn haritasnn gvenilir bir
biimde tasarland snf emalar ok
sayda karmaklk da iermektedir.
Grece kararl bir durumda bile
toplumsal snfn llmesi ve haritaya
dklmesi zorluklarla doludur. Endst
ri toplumlarnda gerekleen hzl
ekonomik dnm, snfn lmn
sorunlu duruma getirmi ve hatta baz
kiileri, bir kavram olarak snfn
kullanln sorgulamaya yneltmitir.
Yeni meslek kategorileri meydana
gelmi, endstriyel retimden, hizmet
ve bilgi ilerine doru genel bir deiim
olmu ve ok sayda kadn son yllarda
igcne katlmtr. Mesleki snf
emalar, bylesi toplumsal dnm
ler tarafndan kkrtlan deiim,
hareketlilik ve snfn dinamik biimlen
me srecini kavramak asndan pek
uygun deildir.

352

T a b a k a la m a v e S n f

Toplum sal im gelem in kullanm: snfn lm m?


S o n yllarda sosyolojid e snfn kullanllyla ilgili

zorundadrlar. B y lece gelim i sanayi toplum larnda

etkin bir tartm a vardr. Ray Pahl gibi baz sosyologlar,


ada toplum lar anlam a abam zda bu kavram n

g dengesinde bir kayma olm utur. Pakulski ve

bugn de yararl b ir kavram olup olm adn

g n d erm e yapt, ada toplum lardaki tem el sosyal


haklardan yoksun olanlarn snrn da izen, sz

sorgulam aktadrlar. Snfn , daha uzun sre ada

W aters'n yoksunluklarn dayatld altsnflar olarak

toplum lar anlam ak iin anahtar bir kavram

konusu kiilerin "tketici konum u"nu, baka bir

olam ayacan n e sren AvustralyalI akadem isyenler,

deyile de arabalar, elbiseler, evler, tatiller ve dier

Ja c Pakulski ve M alco m W aters, bu sosyologlar


arasndan g ze arpanlardr. K itaplar, Snfn lmnde

tketim m addelerini almaya uyum salamaktaki


yeteneksizlikleridir.

(T h e D e a th o f Class -1 9 9 6 ), ada toplum larn derin

Pakulski ve W aters iin ada toplum lar

toplum sal deiim lere m aruz kaldn ve daha uzun

tabakalam tr am a bu tabakalam a em ek

sre kesin bir biim de sn f toplum lar olarak

dalmndaki sn f konum undan deil de, kltrel


tketim araclyla salanm tr. yle grn yor ki,

grlem eyeceini n e srm trler.

Toplumsal deiim zaman

8 0 .0 0 0 ile 1 0 0 .0 0 0 paund aras bir deeri olan evde


oturan bir iiyle, spanya'ya paket tatillere giden,

Pakulski ve W aters, u an, sanayi toplum larnn o k


n em li bir toplum sal deiim srecinde olduklarn n e
srer. B izler, snfn ek on om ik, politik ve toplum sal
n em in in kt bir srece tanklk etm ekteyiz.

Ford E s c o r t kullanan, L u ton 'd a kalifiye bir iiyle


H am pstead da elit bir niversitede hukuk okum u,
M ercedes kullanan, 2 0 0 .0 0 0 paund deerinde evi olan

Sanayi toplum lar, rgtlenm i sn f toplum lar


olm aktan, Pakulski ve W aters'n grenekilik durum u
diye adlandrd bir durum a doru deimilerdir.

ve T uscany'de zel villa tatilleri kiralayan biri


arasndaki ayrmlarn tam am en stat konular
olduunu iddia etm ilerdir: bu onlarn, baka snfn
yeleri olduu anlam na gelm ez. B u daha o k em ek

Pakulski ve W aters bu terim i eitsizliklerin farkl


konum larla (prestij), bu konum daki gruplarn

dalmndaki konum sorunu deil, stat (prestij),


snam a ve biem sorunudur.

onaylad tketim alkanlklarnn ve yaam


biim lerinin bir sonu cu olduunu g sterm ek iin
kullanm tr. S n f bir kiinin kim liinin daha uzun sre

Kreselleme sreci

n em li b ir etkeni olarak kalamazd ve Y oun g ve

rgtl sn f toplum larndan geleneki konum a

W illm ott'un B en th al G reen alm asnda rnek lenen


sn f toplum lar, gem iin dnlm esidir. O rtaya
kan bu deiiklikler, toplum sal ve politik davranlar,

kayma, kresellem e sreciyle ek on om i, tek nolo ji ve

snfa g n d erm e yaparak aklam a giriim lerinde


zam annn getii anlam na gelir. yle grn yor ki

politikadaki deiim lerin sonu cu olarak aklanabilir.


Pakulski ve W aters kresellem enin giderek sanayi
sonras birinci dnyada, yeni bir uluslararas em ek
dalmn ynlendirdii n e srer "rgtl sn f

sn f tam anlamlyla lm tr.

toplum larnn" n ceki d nem ini ralandran elle

Mal sahiplii

yaplan ii snf m esleklerinin basite birkann


iinde olduu b ir durumdur. Ayn zam anda

B u byk yn deiim inin nedenlerinden biri, m al


sahipliindeki nem li deiim lerdir. ddia edilebilir ki

kresellem i b ir dnyada ulusal devletler hem


eskiden olduundan daha az kendine yeterlidir hem

m al sahiplii im di daha az snrlandrlmtr. B u, hem

de kendi nfusunu ve pazar glerini ynetm ede

o k sayda irket olduundan irkeder arasnda daha

baarszdrlar. T abakalam a ve eitsizlik yine

fazla rekabet olduu hem de eg em en bir kapitalist ve

srm ektedir fakat ulusal tem elden ok kresel bir


tem elde; ulusal devletlerde grdm zden daha

ynetim sel sn f iin kendi ayrcalklarn gelecek bir


kapitalist nesle aktaracak ve yeniden retecek pek bir

nem li olan b ir eitsizlii burada grm ekteyiz.

olana olm ad anlam na gelir. Y in e de eitsizlik,


srd ve ortaya kt yerde, gruplarn sn f

B irin ci dnya toplum larnda tek n olo jik deiim in

konum larnn (onlarn em ek paylam larnn) deil

hkm ettii ek on om ik rgtlenm e, kalifiyesiz el

yksek stat elde etm ek konusundaki baarszlklarnn

ilerine daha baml olm utur. , artan dzeylerde


yetenek ve bilgiyi gerektirm itir. retim teknikleri

bir sonucudur.

gelikin bir yetenek ve esn ek i gcn gereksinim ini

Tketici gcndeki art

vurgulayan, uygun pazarlar iin tketim maddesi

B t n bu deiiklere tketici glerindeki bir art da


elik eder. H atta rek ab et edenlerin ve eitli pazar ve

reten, P o st F ord ist aklam alar yanstmaktadr.


K alifiye i gcnn km esiyle, hizm et sektrnde
bir art ve bilgi ekon om isine de b ir kayma olm utur.

irketler, tketicinin isteklerini n em sem ek

353

T a b a k a la m a v e S n f

Politik ve toplumsal iermeleri

Pakulski ve W aters'n eletirisi, snf tanm lam a


yntem im ize odaklanm aya eilimlidir. R osem ary

B u deiim lerin esasl toplum sal ve siyasi ierm eleri

C ro m p to n , geleneksel sn f tanm lam asnn, cins, rk


ve stat aynm lan gibi kltrel eleri savsaklad

olm utur. Yukarda da deinildii gibi ortak sn f


tem elli topluluklar km tr. B irleik K rallk'n
rneind e bu durum , m aden ocaklar gibi eski sanayi

zam an Pakulski ve W aters'n tanm lam asnn, sn f ve


statleri kartrd ve faydasz olduunu n e srer.

biim lerinin kltlm esi ve nfusun gneydeki daha

J o h n S c o tt ve Lydia M orris, bireylerin sn f konum lar

zengin ehirlem i alanlara kaymas biim inde

arasnda em ek paylamdaki yerleri -bir g ru ba bal

gereklem itir. D ah a byk corafi hareketlilik, aile

olm a duygusu aklayan ve kim likle deer duygusunu

yapsnn deim esine neden olm utu r tek kiilik

paylaan insanlar araclyla- toplum sal snfn ortak


grnm leri arasnda ayrm lar yapm ann bir

haneler B yk Britanya'da artm tr. Pakulski ve


W aters'n byk corafi hareketlilik balam nda snfn
yeniden retim inin (Y oung ve W illm ott da varolan)

g ereksinim olduunu savunurlar. Snfn nihai anlam


(daha nesnel ve yaygn olan anlam) belirli bir

yerleim i olarak ailenin n em in in imdi daha o k

zam anda toplum iinde varolabilir veya olm ayabilir,


bu biro k toplum sal, ek on om ik ve politik eye

azaldn n e srm ektedir.


U lrich B eck 'in yaptndan harekede, Pakulski ve W aters
bizim im di "bireysizletirilm i" toplum larda

baldr.
Snfn bu son grn m , son yllarda azalm

yaadm z iddia etm ektedirler, in san lar kendilerini,

grnm ektedir. B u, tabakalam ann, kltrel, statsel

toplum sal snfn yeleri olarak g rm ek ten o k , son


zam anlarda basite bireyler olarak grm ektedirler.
K im likleri, konum lar, tketim alkanlklar ile rk, cins,
ya veya dinsel/ulusal kimlikleri gibi etkenlerden daha

grnm nn, snfn ek on om ik g rm n e kar


hib ir nem i olm adna ve son zam anlarda yeterince
baskn olduu anlam na gelm ez; g erekte, servet
eitsizlikleri ve hareketlilik alm alar tam tersini

o k etkilenirler.

gsterm ektedir. D olaysyla sn f lm em itir, yalnzca

Yalnzca bir kuram m?

biraz daha karm ak b ir hal almtr!

Kaynak: A b b o tt (2001)

B unlar, salam iddialar ve Pakulski ile W aters bu nu pek


az deneysel kant yoluyla yapm olm aktan dolay mudu
grnyor; kitaplar, ounlukla yalnzca kuram sal bir
sav ortaya sunuyor. B iro k sosyolog, bizim uzun bir

Sorular:
1. Pakulski ve W aters'n n e srd biim iyle

toplum sal deim e srecinde yaadmz

toplum sal sn f lm mdr?

onaylam aktadr, fakat Pakulski ve W aters deiim leri


d oru bir biim de tanm lam m dr?

2. K end in izi belirli bir snfn yesi olarak gr yor


m usunuz? E e r gryorsanz bu durum yaam nz
nasl etkiliyor?

Bugnk Bat toplumundaki


toplumsal snf ayrmlar
stsnf sorunu

Westergaard m yoksa Goldtrophe


mu hakl? Zengin ve mal sahibi bir stsnf, bugn de var mdr? Veya
Goldtrophe'un varsayd gibi daha
geni bir hizmet snfndan sz etmeli
miyiz? Bu tr konular ele almann bir
yolu, zenginliin ve gelirin nasl birka
elde toplandna bakmaktr.

Zenginliin paylamyla ilgili bilgi


elde etmek gtr. Baz lkeler bu tr
konularda dierlerine gre daha
gvenilir istatistiklere sahiptir, ancak
bunlar her zaman nemli miktarda
kestirim ierirler. Zengin, mal varlnn
tmn genellikle herkese reklam
konusu etmez; aslnda biz sadece bize
gsterildii kadarn biliriz ve sklkla da
yoksullar ile yoksulluk hakknda daha
fazla bilgimiz vardr. Zenginlik
hakknda kesin olarak bilinen, aslnda
onun ok kk bir grubun elinde
olduudur. Britanya'da en stteki
%1'lik kesim, btn kiisel zenginliin

354

T a b a k a la m a v e S n f

9.2. Tablo Birleik Krallk'ta zenginliin dalm 1991-2002* (%)


1991

1996

2000

2001

200?

17
35
47
71
92

20
40
52
74
93

23
44
56
75
95

22
42
54
72
94

23
43
56
74
94

1,711

2,0 9 2

3,131

3,4 7 7

3 ,4 6 4

29
51
64
80
93

26
49
63
81
94

33
59
73
89
98

34

35
62
75
88
98

Satlabilir servet
Yzde olarak sahip olunan servet
En zengin
En zengin
En zengin
En zengin
En zengin

%
%
%
%
%

1
5
10
25
50

Toplam satlabilir servet (milyar )

Satlabilir servette konutlarn deer fark


YOzde olarak sahip olunan servet
En zengin
En zengin
En zengin
En zengin
En zengin

%
%
%
%
%

1
5
10
25
50

58
72
88
98

Her yln tahminleri, bu yl inde belirli deneklerin lmleri ve rneklem e hatalarndan etkilenecei uyarsyla ele alnmtr.
18 ya ve st erikinler.
Kaynak: Soda! Trends 3 5 ( 2 0 0 4 ) , s . 8 0

yaklak %23'ne sahiptir Nfusun en


zengin yzde 10'u toplam hane
zenginliinin yaklak yarsna sahiptir,
buna karm nfusunun yarsn
oluturan en fakir ksm tm zenginliin
yzde 5'ine sahiptir (bkz. 9.2. Tablo).
Stok ve bono sahipleri, bir btn
olarak zengin holdinglerden daha ok
eitsiz durum dadrlar. B irleik
Krallk'taki en zenginlerin oluturduu
%1'lik kesim, anonim irketlerin
yaklak %75'lik hisselerini ellerinde
tutmaktadrlar; en zengin %5'lik kesim
ise tm hisselerin %90'nndan fazlasn
ellerinde tutmaktadrlar. Ancak, bu
konuda baz deiiklikler olmaya
balamtr. Nfusun yaklak %25'i
hisse sahibi iken, bu oran 1986'da
%14't. Pek ok insan geleneki hk
metin zelletirme program srasnda
ilk kez hisse senedi satn almtr. Bunu
izleyen yllarda bu almlar dramatik

355

olarak artmtr, 1979 ylnda nfusun


sadece %5'i hisse senedi sahibi duru
mundayd. Bu holdinglerin pek ou
kldler (1991'de deeri 1000
sterlinden daha azd) ve kurumsal hisse
senedi sahipleri -dier irketlerle birle
mi irketlerin hisse senetleri- bireysel
hisse senedi sahiplerinden daha hzl
zenginletiler.
"Zengin" ne zde bir gruptur ne
de duraan bir kategori iinde belirlenir.
Bireyler zenginlie doru ya da
zenginlikten ayrlan pek ok yol izlerler.
Baz zengin insanlar "eski zengin"
aileler iinde doarlar -bu deyim,
nesilden nesile geen zenginlikleri iaret
etmek iin kullanlr. Dier zengin
bireyler "kendilerini yaratanlar"dr.
Fakir baladklar hayata baarl
biimde zenginleerek, zengin olarak
devam ederler. Toplumun en zengin
yeleri eit eittir. Uzun sredir

T a b a k a la m a v e S n f

9.3. Tablo Britanya'nn en zengin on kiisi


Ad

Servet

Sanayi

1- Roman Abramovich

7.500

Petrol, futbol ve yatrm

2- Westminister Dk

5.500

Emlak

3- Hans Rousing ve Ailesi

5.000

Yiyecek paketleme

4- Philip Green

.3.610

Perakende sat

5- Lakshmi Mittal

3.500

elik retimi

6- Sir Richard Brann

2.600

Ulam ve mobil telefonlar

7- Kirten ve John Rausing

2.575

Miras, safkan atlar ve yatrm

8- Bernie ve Slavica Ecdestine

2.323

Motor yarlar

9- Charlene ve Michel de Grualho

2.260

Miras, iki ve bankaclk

2.200

Emlak ve metal ticareti

10- David ve Simon Reuben


Kaynak: S u n d a y T im e s Z e n g in le r L is te s i ( 2 0 0 4 )

zengin olan ailelerin yeleri nl mzis


yenler, film artistleri ya da atlettirler ve
"yeni bir elit grubun" temsilcisidirler.
Bu yeni grup bilgisayarlarn, telekom
nikasyonun ve internetin gelimesi ve
ilerlemesinden byk paralar kazan
mlardr. Tpk yoksulluk gibi zenginlik
da yaam dngleri balamnda
incelenmelidir. Baz bireyler ok hzl
zenginleirler ve bu zenginliin bir
ksmn ya da tmn hzla yitirirler;
baz kiiler de aamal bir sreten
sonra zengin olurlar ya da yoksullarlar.
Zenginlerin yaamlar ve mal
varlklar hakknda bilgi elde etmek zor
olsa da, toplumun en zengin blmn
geni bir erevede izlemek olanakldr.
Britanya'da son yllarda dikkate deer
pek ok eilim olduunu gryoruz.
ncelikle "kendi abasyla milyoner
olanlarn" oran en zenginlerin olutur
duu grup iinde gittike artmaktadr.
Blmn banda anlatlan Sir Gulam
Noon gibi kendi kendini yetitirmi
milyonerler, zengin bireylerin yksek
bir
orann oluturmaktadr. 2004
ylnda zengin 1000 Britanyal'nn
%75'inden fazlas, kendi zenginliklerini

miras yoluyla deil, kendi abalaryla


yapmlardr, ikinci olarak, dk ama
artan sayda kadn da bu zenginlerin
iine girmitir. Kendi abalaryla
milyoner olanlar, zenginliklerini "yeni
ekonomi" sayesinde yapmlardr, "yeni
ekonomi", yazlm, medya, internet ve
telekomnikasyondan olumaktadr.
1989 ylnda yalnzca en zengin
Britanyallar arasnda alts kadnken,
2004 ylnda bu say sekiz kattan fazla
artmtr. nc olarak, son yllarda
toplumun ok saydaki zengin yesi
olduka gen yelerden olumaktadr,
bunlar yirmili otuzlu yalarndadrlar.
2000 ylnda 30 milyon sterlinden fazla
servete sahip olan on yedi Britanyalnn
ya otuzun altndayd. Son olarak,
zellikle Asya kkenli etnik aznlklar,
en zenginler arasndaki varlklarn
gittike daha fazla hissettirmeye
balamlardr (Sunday Times'm En
Zenginler stesi, 2000). Sonuta Roman
Abramovich da dahil olmak zere
Britanya'da bir ok zengin kii, lkede
domamtr fakat greli zengin kiilere
uygulanan dk vergiler dolaysyla
buraya yerlemeyi tercih etmilerdir.

356

Tabakalama v e Snf

Bugn pek az insan, son zamanlarda vefat etmi olan Devanshire dknn zenginliine ve aristokratik
prestijine sahiptir. Bu fotorafta, onun evinin ve arazisinin alanlar, cenaze kortejini izlerken grlyor.

2004 ylnda aklanan Britanya'nn en


zengin kiileri 9.3. Tabloda gste
rilmitir.
Zengin profilinin deimesine
ramen, ayrtedilebilir bir stsnfn
artk olmad gr sorunludur. John
Scott stsnfn biiminin bugn
deitiini sylemektedir, ancak bu
snfn ayr bir konumu olduunu da
belirtir (1991). O, birbirinden ayr,
ancak yatrm konusunda takm gibi
alan grubun varlndan sz eder.
irketierdeki kdemli yneticilerin kendi
irketleri yoktur, ancak onlar sklkla
holding hisselerinin bir ksmnn
sahibidirler, bu hisseler onlar hem eski
tip sanayi giriimcilerine hem de "fmans
kapitalistlerine balar. Finans kapita
listleri, sigorta irketleri, bankalar,
yatrm fonlar ve byk kurumsal hisse
sahipleri olan dier rgtlenmeler
iinde bulunan insanlardan oluan bir
kategoridir ve Scott'a gre bunlar

357

bugn stsnfn ekirdeini olutu


rurlar.
1980'1 yllarda giriimcilii destek
leyen politikalar ve 1990'da padayan
bilgi teknolojisi, stsnfa girecek
insanlara nclk etmitir, bu insanlar
i ve teknolojik frsadar sayesinde b
yk servet elde etmilerdir. Ayn
zamanda orta snf haneleri arasndaki
anonim pay sahipliinin gelimesi,
anonim irket sahiplii profilini
geniletmitir. Ancak stsnfn g ve
zenginlii bugn de katksz haldedir.
Buna karn anonim ortaklkla ilgili
eler eskiye oranla daha dalm,
yaylm olabilir, yine de pay sahibi
olmasndan dolay esasl bir kr elde
eden kk bir aznlk bugn bile
vardr.
Hem stsnf hem de hikmet
snfyla, ilgili bir kavrama ihtiyacmz
olduunu syleyerek bu konuyu

T a b a k a la m a v e S n f

kapatabiliriz. stsnf, gle servete


sahip ve varlklarn kendi ocuklarna
aktarabilen bireylerin oluturduu
kk bir aznlktr. stsnf, en stteki
zenginlik sahiplerinin % 1 'ini oluturan
bireyler toplam olarak kaba bir biimde
ralanabir. Bu snfn altndaki snf,
hizmet snfdr, Goldthorpe'un belirt
tiine gre bu grup, uzmanlarn,
yneticilerin, st dzey idarecilerin
oluturduu bir gruptur. Bunlar nfu
sun %5'ini olutururlar. Goldthorpe
bunlara "arasnf' der, buna basite
ortasnf da denebilir. imdi bu snf
daha ayrntl olarak inceleyelim.

Ortasnf
Ortasnf deyimi, eitli meslekleri
uygulayan geni bir alan snf imler.
Bu snfa hizmet sektrnde alanlar
dan retmenlere, tp uzmanlarna
kadar olan geni bir kesim girer. Baz
yazarlar meslek eitliliine, snf ve
stat durumlarna, yelerini ralandran
yaam olanaklarna dikkat ekmek iin
"orta snflar" hakknda konuurlar. Pek
ok gzlemciye greyse ortasnf,
Britanya'da ve dier sanayilemi
lkelerde nfusun byk bir blmn
kapsar. Bu nedenle beyaz yakal iler
mavi yakal ilere gre daha gelimek
tedir. ("alma ve Ekonomik Yaam"
balkl 18. Blme baknz).
Ortasm fn yelerinin eitim
belgelerinin deeri ya da teknik bakm
dan yeterlilikleri, kendilerine saladk
lar daha byk fiziki ve kltrel avan
tajlar bakmndan geimlerini el iilii
sayesinde kazananlara gre daha
fazladr. alan snfn tersine, ortasnfn yeleri, kendi zihinsel ve fiziksel
emeklerini, yaamlarn kazanmak iin
satarlar. Bu ayrmn ortasnfla alan

snf birbirinden ayrmak iin uygun


dur, ancak mesleki yapnn dinamik
doasyla aa ve yukar doru
akkanln olana, ortasnfn snrla
rn kesin olarak belirlemeyi gletirir.
Ortasnf iten birbirine bal veya
byle olabilecek bir snf deildir; bu
snfn ok eitli yeleri ile bunlarn
birbirinden farkl ilgileri vardr (Butler
ve Savage 1995). Ortasnfn zde
olmad dorudur, ortasnfn yeleri
ortak bir toplumsal zemine veya
kltrel ortak bir baka sahiptir, bu
durum, stsnfn en st tabakalarnda
da gzlenen bir durumdur. Ortasnfn
bu "gevek" grnm yeni bir olgu
deildir, yine de bu ortasnfn ondokuzuncu yzyln balarnda ortaya
km ve sabitlemi bir zelliidir.
Uzman, ynetici ve danman
konumundaki meslekler, ortasnfn en
hzl gelien sektrlerinde yerlerini
almlardr. Byle olmasnn pek ok
nedeni vardr. lk neden modern
toplumlarda byk lekli rgtlerin
neminin artmasyla ilgilidir ("rgder
ve Alar" balkl 16. Blme baknz).
Brokrasilerin yaygnlamas yeni
frsatlar yaratm ve alanlar arasnda
kurumsal alma isteini arttrmtr.
Doktor, avukat gibi nceleri kendi
adlarna alan kiiler, imdi eitli
kurum ve kurulularda almak
istemektedirler, ikinci olarak, profes
yonellerin saysnn artmas, hkmet
lerin byk rol oynad ekonomilerin
yaygnlatn gsterir. Refah devleti
nin yaratlmas, kendi emrinde alan
toplumsal iilik, retmenlik, salk
lk gibi pek ok meslein hzla
gelimesine yol amtr. Sonu olarak,
ekonomik ve sanayideki gelime ile
hukuk, muhasebe, finans, teknoloji ve

358

T a b a k a la m a v e S n f

bilgi sistemleri alanlarnda uzman


hizmedere yeni bir ihtiya domutur.
Bu anlamda meslekler hem yeni bir a
yaratma hem de bu an evrimi ve
zelliklerinin yaygnlamasna en byk
katk salam eler olarak grlebilir.
Profesyoneller, yneticiler ve yk
sek dereceli idareciler, kendi pozisyon
larn byk oranda uzmanlklar, dere
celeri, diplomalar ve dier zellikleriyle
salarlar. Onlar btnyle ilerini
gvenilir biimde ve hakkn vererek
yaparlar, ileri el iiliine dayanmaz.
Baz yazarlar profesyonelleri ve dier
yksek beyaz-yakal gruplan "profesyonel-ynetici snf olarak belirli bir snf
olarak grrler (Ehrenreich ve
Ehrenreich 1979). Bunlarla beyazyakal alanlar arasndaki ayrm ne
derin ne de kesin grnmektedir.
Baka yazarlar, beyaz yakal profes
yonellerinin yatrmlarn arttrmak ve
prestijleri ile dllerini korumak iin bir
araya gelme biimlerini incelemektedir
ler. Tp meslei bu durumu aka
gstermektedir (Parry ve Parry 1976).
Tplar, toplum iindeki konumlarn
korumak iin baarl bir biimde
rgdenrmektedirler ve her zaman
maddi dl derecelerini yksek tutmak
tadrlar. Protesyonali^min ana boyutu
bunun olmasn salamaktadr; belirlen
mi bir dizi nitelii tayan kiilerden
olumas (nitelikler); yelerinin
performansyla verimliliini izleyen ve
disipline eden uzman bir birliin olmas
(nitelikler), sadece tp alannda pradk
yapm uzmanlardan oluan yelerin
olduu meslek olmas. Bu tr yollar
araclyla meslek birlikleri istenmeyen
kiileri meslekten atar ve yelerinin
durumunu iyiletirir.

359

i snfnn deien yaps


Marx, ii snfnn imalatta
alan mavi yakal iiler- dzenli bir
biimde byyeceine inanmt. Bu
ii snfn toplumsal deiimi salaya
cak temel devindirici olduu ynndeki
dncenin temelidir. Oysa ii snf
gittike klmtr. eyrek yzyl
nce alan nfusun sadece %40' mavi
yakalyken u anda Birleik Krallk'da
bu oran %18'e kadar inmitir ve bu oran
gn getike de dmek-tedir. stelik
ii snfnn yaama koullar, yaam
biimleri dnmektedir.
Britanya toplumunda ve sanayile
mi dier lkelerde ok sayda yoksul
insan bulunmaktadr. Bununla birlikte
mavi yakal iilerinin ou artk
yoksulluk iinde yaamamaktadrlar.
Daha nce iddia edildii gibi kol gcne
dayanarak i yapan iilerin gelirleri yeni
yzyla girerken artmtr. Yaam
standardndaki bu art, tm snflar
daki tketicilerin ulaabilecei rnle
rin art olarak ifade edilir. Mavi yakal
iilerin%50'si bugn kendi evlerinde
oturmaktadr ve her biri kendine ait ara
baya, amar makinesine, televizyona
ve telefona sahiptir.
Biz bu konuyu daha ayrntl olarak,
Yoksulluk, Toplum sal D eim e ve
Refah adl 10. Blm nde ileye
ce iz.

i snfnn okluu fenomeni,


olanakl bir "ortasnf toplumu
varsayar. Belki mavi yakal iiler daha
zengin olup byyerek ortasnfa dahil
olacaklar. Bu fikir, bir sosyologun
ortaya att ve burjuvalama sav
olarak bilinen fikir olarak ortaya kt.
Burjuvalama "daha burjuva olma"
anlamna gelmektedir. Marx'n diliyle

T a b a k a la m a v e S n f

syleyecek olursak, "daha ortasnf


olma" terimini kullanmalyz. 1950'lerde bu sav ilk ortaya atldnda, bu sav
destekleyenler pek ok mavi yakal
iinin ortasnf-cretlerini kazand
n, bu nedenle de ortasnf deerlerine,
grlerine, yaam biimlerine vb.
kolayca uyum salayabileceklerini
sylenmitir. Sanayi toplumundaki
srecin, toplumsal tabakalamann
biim lenm esinde gl bir rol
oynadna geni lde inanlyordu.
1960'larda, John Goldthorpe ve
meslektalar, burjuvalama varsaymn
denemek iin ok iyi bilinen bir alma
gerekletirdiler. Bu alma, burjuva
lama sav doruysa, zengin mavi yakal
iilerin, beyaz yakal iilerden al
maya kar takndklar tavr, yaam
biimi ve politik grler bakmndan
ayrlmamas gerektii tartmasn
yklenir. Luton'daki araba ve kimya
sanayisinde yaplan grmelerden
karlan aratrma sonular blm
halinde yaymlanmtr. Bu alma
Zengin ii (Affluent Vorker) bal-yla
kmtr (Goldthorpe ve dierleri
1968-9). Karlatrma yapmak iin kol
gcne dayanarak alan 229 ii ile 54
beyaz yakal ii seilmitir. Mavi yakal
iilerinin ou daha fazla cret
alacaklar ileri aratrmak iin bulun
duklar yerlerden ayrlmlardr; el
iiliine dayanan iler yapan iilerin
ouna olduka yksek cretler den
mi ve dk dzey beyaz yakal ii
lerinden daha fazla kazanmlardr.
Goldthorpe ve meslektalar zel
likle ii snf tutumlarnn boyutuyla
ilgilenmiler ve burjuvalama sav iin
uygun ok az veri elde edebilmilerdir.
Ekonomik grler ve almaya ilikin
tutumlar asndan pek ok yazar, iile

rin gelir ve belirli tketim rnlerine


sahip olmalar bakmndan ortasnfn
standartlarna sahip olduklar konusun
da hemfikirdirler. Ancak bu grece
zenginlie, dk krlar, ykselme
ansnn az olmas ve dk i
memnuniyetiyle ralanan konumlar
araclyla ulalr. Bu almann
aratrmaclar, zengin iilerin kendi
ilerine arasalynelme iinde olduklarn
belirtmilerdir: bunu bir son olarak
grmlerdir, iyi cretler kazanmann
sonu olarak grmlerdir. Onlarn ileri
ounlukla kendini tekrarlar ve
skcdr, bu nedenle ilerine kar
sorumluluklar olduka azdr.
Beyaz yakal iilerin zenginlik
dzeyleri birbirine yakn olmasna
ramen, alma iin seilen beyaz
yakal iiler bo zamanlarn birlikte
geirmemiler ve snf atlamak iin
herhangi bir aba gstermemilerdir.
Goldthorpe ve meslektalar en ok
toplumsallamann aile yeleri veya
akrabalarla ev ortamnda ya da ii sn
fna mensup komularyla birarada
olduklar anda gerekletiini, iilerin
orta snf norm ve deerlerini kabul
ettiklerini gsteren belirtiler ok azdr.
Politik grler balamnda aratr
maclar, ii snfnn zenginlii ile
Muhafazakar Parti'ye destek arasnda
olumsuz bir karlkl iliki olduunu
saptamlardr. Burjuvalama savn
destekleyenler ii snf arasnda artan
bir zenginliin i Partisi'ne ynelen
geleneksel destei zayflatacan
ngrmlerdir.
Bu almann sonular, yazarla
rnn gznde olduka akt: burjuva
lama sav yanlt. iler, ortasnfa
dahil olma sreci iinde deillerdi. Bu
nunla birlikte Goldthorpe ve meslek

360

T a b a k a la m a v e S n f

talar alt ortasnf ve st ii snf


arasnda belirli noktalarda baz yakn
lamalar olmasnn olanakl olduunu
gzlemilerdir. Zengin iiler, beyaz
yakal iilerle ekonomik tketim, zel
bir ev merkezli bak ve iyerinde arasal
kollektivi^m e destek bakmndan
(crederin ve iyerindeki i koullarnn
daha da iyiletirilmesi iin kolektif
eylem yaplmas) benzer zellikleri
gsterirler.
Sonraki yllarda buna benzer
aratrmalar yaplmad, Goldthorpe ve
dierlerinin ulat sonular o nedenle
geerliliini bugn de korumaktadr.
Genellikle eski, geleneksel ii snf
topluluklarnn retim endstrisinin
yavalamas veya tketimin artmas
nedeniyle paralanmaya eilimli
olduklar veya tamamen bozulduklar
kabul edilmitir. Bununla birlikte bu tr
bir paralanmann ne lde artaca
tartmaya ak olarak kalr.
Altsnfm?
"Altsnf1terimi sklkla snf yap
s ierisinde en altta bulunanlar anlat
mak iin kullanlr. Altsnfn yeleri,
toplumun byk bir ksmndan gzle
grlr biimde daha aa standart
larda yaarlar. Bu grup pek ok deza
vantaja sahiptir. Bu grubun pek ok
yesi uzun sreden beri isizdir veya
belirli dnemlerde eidi ilere girerler
ve sonra karlar ve bu nedenle belirli
bir meslekleri yoktur. Bunlarn bazlar
ya evsizdir ya da yaayacaklar belirli bir
yerleri yoktur. Altsnf yeleri zaman
larnn byk bir ksmnda lke refa
hndan kaynaklanan yararlar kullanr
lar. Altsnf "marjinallemi bir grup"
olarak veya nfusun byk bir ksmnn
srdrd yaam biiminin "dnda"
betimlenir.

361

Altsnf sklkla temel toplumsal


haklardan mahrum kk etnik grup
larla birlikte hareket eder. Alt snfla
ilgili tarmalarn ou Birleik Devlet
ler kaynakldr, nk Birleik Devlet
lerde ehirlerin yoksul blgelerinde bir
"siyah altsnf' yaar (W J. Wilson 1978;
Murray 1984; Lister 1996). Bununla
birlikte bu olgu, sadece Amerika'ya
zg deildir. Britanya'da siyahlar ve
Asyallar alt snf iinde oransz
biimde temsil edilirler. Baz Avrupa
lkelerinde yirmi yl nce refah
zamannda i bulmu olan gmen
iiler imdi de bu sektrde byk bir
yer edinmitirler. Bu durum Fransa'daki
Cezayirliler ve Almanya'daki Trk g
menler iin dorudur.
Altsnf terimi sert sosyolojik tar
tmalar iinde en fazla itiraz edilenidir.
Bu terimin gndelik dile girmi olma
sna ramen bir ok aratrmac ve
yorumcu bu terimi kullanmaktan sakn
maktadrlar. Bu kavram, politik ierimleri ve olumsuz armlar olarak
grlen geni bir anlamlar yelpazesini
kapsar. Avrupada bir ok aratrmac bu
nedenle 'toplumsal dlanma' kavramn
kullanmaktadr.
Toplum sal dlanm a ayrntl olarak,
Yoksulluk, Toplum sal D lanm a ve
R efah adl 10. blm de tartlmtr.
s. 402-411

Toplumsal dlanma altsnf


kavramndan daha geni bir kavramdr
ve basit durumlardan ziyade sreci dlanma mekanizmas- vurguladn
dan kimi stnlkleri vardr.
Altsnf kavramn ok uzun bir
tarihi vardr. Marx srekli ekonomik
retim ve deiimin egemen biimleri
nin dnda bulunan bireylerden oluan

T a h a k a la m a v e S n f

lmpen proletaryadan sz etmekte


dir. Son yllarda bu kavram almay
reddeden ve bunun yerine bir toplum
sal parazit gibi toplumun en snrlarn
da yaamay srdren serserilerin,
hrszlarn, avarelerin tehlikeli snflar
na uygulanmtr. Son zamanlarda
daha ok refahsal faydalara ve bir ilk
admn yoksunluuna dayanan altsnf
dncesi, bizim ksaca bu konuyla
ilgili fikirlerini ele alacamz Charles
Murray'n btn yazlarnda vardr.

A ltsn f tartmalarnn artalan


Altsnf hakkndaki son tartma
lar, Amerikal sosyologlarn kentin i
blgelerinde yaayan yoksul siyahlarn
durumuna dair baslm birka nemli
yaptlarnca ynlendirilmitir. Irkn
A k a la n nemi (The D eclin in g
Significance o f Race -1978) adl
yaptnda William Julius Wilson
C hicago'da yapt aratrm alar
sonucunda, Birleik Devleder'deki
siyahlarn nemli bir ortasnfn -mavi
yakal iiler ve uzmanlardan oluanancak son otuz veya krk yl iinde
ortaya ktn ne srer. Artk btn
Afriko Amerikallar kentin gettolarnda
yaamyor ve Wilson'a gre yine
buralarda bulunanlar ekonomik
etkenler, edeyile
rklardan ok
snflar tarafndan etkin bir ayrmcla
maruz kalyorlar. Eski rk engelle
melere artk pek rastianmyor: siyahlar
ekonomik olanakszlklardan dolay
gettolarda taklp kalmlardr.
Charles Murray siyah bir altsnfn
byk kenderdeki bulunuu konusunda
kendinden emindir. Murray'e gre
(1984) Afriko Amerikallar, kendilerine
yardm etmek amacyla tasarlanan refah
politikalarnn sonucu olarak kendileri

ni toplumun en alt ksmnda bulmu


lardr. Bu yoksulluk, kltr savnn
yinelenmesidir, bu savla insanlar refah
yardmlarna baldrlar ve bundan
sonra da bir i bulup daha sk
topluluklar kurarak sreklii olan
evlilikler yapacaklar bir drtye sahip
olurlar.
Refah bam ll dncesi ilerde 10.
B l m d e , Y o k su llu k , T o p lu m sal
D lan m ave R efah tartlacaktr.

Murray'n iddialarna yant veren


Wilson, Chicago'da yapt aratrma
larda, ne srd nceki savlarn
yineleyerek yaygnlatrmtir. Murray,
kentlerden varolara birok beyaz hare
ketin, kentsel endstrinin knn ve
dier kentsel ekonomik sorunlarn,
Afriko Amerikalar arasnda isizlik
oranlarn arttrdn ne srer.
Murray'n vurgulad toplumsal dal
ma biimleri yksek oranda evlenme
mi siyah anneleri kapsar. Wilson bunu
evlenilebilir (alan) erkekler havuzun
daki bir daralma anlamnda aklar.
Son zamanlardaki birok al
mada yoksul gettolar olarak bilinen,
insan yerletirilmi, younlatrlm
yoksul kentsel blgeler iin bte
oluturmann toplumsal sreteki rol
incelenmitir. Yoksul gettolarn zel
likle Afriko Amerikallardan ve Ispanyollardan oluan yeleri, dk eitim
ve salk standartlarndan, yksek
dzeyde cezai hakszla uramaya
kadar ok sayda yoksunluu deneyimlemilerdir. Onlar, toplumsal, politik ve
ekonomik olarak toplumla btnleme
anslarn azaltan -gsz yetersiz kamu
tamacln, iletiim yeteneklerinin ve
eitimsel kurumlarnn eksikliini
ieren- bir altyap sistemi yznden bir
ok olanakszla sahiptirler (Wilson
1999).

362

T a b a k a la m a v e S n f

A ltsnf, A B vegmenlik
Birleik Devletler'de altsnf
hakkndaki bir ok tartma, etnik boyut
sorununa dayanr. Zamanla bu tart
malar, Avrupa iin de geerli hale
gelmitir. u sralar Amerika'nn
ralandrclar olan ekonomik ayrm ve
toplumsal dlanmaya doru eilim,
zamanla Britanya ve dier bat Avrupa
lkelerinde de grnmeye balamtr.
Altsnf, rk, etniklik ve gmenlik
sorunuyla yakndan balantldr.
Londra, Manchester, Rotterdam,
Frankfurt, Paris, Naples gibi kentlerde
iddetli ekonomik yoksulluk dikkat
ekici bir hal almtr. Kii bana den
geliri ve Almanya'nn en yksek
milyoner oranyla Hamburg, Avru
pa'nn en zengin kentidir. Hamburg
ayn zamanda en yksek refah ve isizlik
oranna -ulusal ortalamann % 40 altnda- sahip kenttir de.
Bat Avrupa lkelerindeki, yoksul
larn ve isizlerin ounluunun duru
mu, kendi lkelerine zgdr; fakat
bozulmu kent mekanlarnda ortaya
kan kimi olumsuzluklar ve yoksulluk
birinci veya ikinci kuak gmenler
iinde zellikle bulunmaktadr. rne
in Almanya da ok sayda Trk,
Fransa'da ok sayda Cezayirli ve
talya'da ok sayda Arnavut vardr.
Daha iyi bir yaam standard araynda
olan gmenler, genellikle dk cret
veren ve pek az kariyer umudu olan
rasdantsal mesleklere ynelir. Bunun
dnda, gmenler, kazanlarn sklkla
geride kalan aile yelerine yardmc
olmak amacyla evlerine gnderirler. Bu
bakmdan son zamanlarda gmenlerin
yaam standard tehlikeli oranda
dktr.

363

Aile yelerinin, ailelerini yeniden


birletirmek iin yasal olmayan bir
gmenlie katlma abalar durumun
da, dlanma ve marjinalleme olasl
zellikle ok yksektir. Devletin refah
yardmlar iin elverisiz olan, gmen
lerin resmi konumlarnn eksikliinde
dolay, bulunduklar devlet iinde en az
yaama standard srdrmek zorla
maktadr. Bylesi bireyler ar dzeyde
incinebilir durumdadrlar, ayrca buna
lm ve talihsizlik durumunda kaynakla
rnn azlndan daha da zorlanm
konumlarn iine sktrlrlar.

Britanya da bir altsnf var mdr?


Birlemi Devletler'le ilgili ilk yaz
larn yaynladktan sonra Charles
Murray kendi savlarn Birleik Krallk'a
uygulamtr (1990). Ona gre Birleik
Krallk da bir altsnf vardr ve A.B.D ile
ayn lekte bulunmasa bile hzl bir
biimde de derinlemektedir (1994).
Birleik Krallk'da ki altsnf, yalnzca
etnik aznlklar iermez fakat toplum
sal dalmann ilerledii yerlerdeki
yoksulam beyazlar da ierir.
Murray'in yapt politik haktan yana pek
ok Muhafazakar Parti yesi tarafndan
da tevecch kazand ve kuram hakkndaki tartmalar olduka politikti.
Murray kendisinin Birleik Krallk
ta bir altsnfn varolduu ynndeki
iddialarn destekleyecek alan ze
rinde odaklanmtr: isizlik, su ve ar
tan yasa diilik (Murray 1990:
Herrnstein ve Murray 1994). Murray
yksek orandaki isizliin bylesi bir
sorun olduuna inanmaz. Onun anla
d anlamda sorun, insanlarn (zellikle
de gen erkeklerin) zor meslekleri red
detmeleridir. Murray 1930'larda byk
knt zamanndaki genlikle,

T ah ak alam a v e S n f

1980'lerin Britanya'sndaki isiz genle


rin tavrlarn karlatrr. Daha eski
olan nesil, isizlikten utanrken sonraki
kuak bundan dolay hibir utan
duymaz. Bu btnyle almayan
insanlara para vererek isizlere fayda
salayan refah toplumunun yanl zen
dirmesinin bir sonucudur. Murray'un
inancna gre artan su oranlar altsnfa
katkda bulunmaktadr. Su oranlarnn
ykselmesiyle, toplumlardaki resmi
olmayan denetim bozulur ve topluluk
zayflar ve paralanr.

kadarki verileri zmlemesinde Gallie,


alan snf bireyleriyle, alma
tarihleri veya politik grnm anlamy
la uzun sreli isizler arasnda kk bir
ayrm olduunu belirtmitir. Onun
grne gre uzun sreli isizler
byk bir yaltlma ve yoksullama
yaamlardr ama yine de ii snf
iinde tanmlanmaya devam etmiler
dir. Sonuta Gallie uzun sredir isiz
kalan insanlarn, i kavramna dierle
rinden daha ok bal olduunu
bulmutur.

Su oranlarn daha dengeli bir resm i


19. B l m d e, Su ve Sapknlk ta
tartlacaktr.

Bir kere daha Murray gayri me


ruluun artmasn ailelerden ok, bekar
annelere para veren refah toplumunun
yanl bir zendirmesine dayandrr ve
altsnfn derinlemesinin bu zentiyi
izleyenlerin ahlakszlna bak olduu
na inanr.

Lydia Morris, Kuzey Dou ngilte


re'deki Hartlepool'da, yoksulluun
mekansal boyutunu incelemitir.
sizlikte uzun lekli bir gelime ve
imalat endstrisinde bir kn
olduu Hartlepool gibi alanlarda bir
altsnfn ortaya kmas olasdr.
Sonuta Morris'in aratrmalar, ayr bir
altsnfn ortaya ktn dorulamamtr. Onun kansna gre, altsnf
kavram, ada toplumlardaki toplum
sal olanakszlklar ve yoksulluun
karmakln yanstmak iin yetersiz
(ve politiklemi) bir kavramdr. Morris,
bek isiz iiler zerinde almtr:
ilk olarak erkein en azndan on iki aydr
isiz olduu iftler zerinde; ikinci
olarak erkein ayn ii son on iki aydr
yapt iftler zerinde ve son olarak da
erkein son on iki ay iinde yeni bir ie
balad iftler zerinde.

Yine de Murray'n yapt, onunla


ayn lkede yaayan dier sosyologlar
tarafndan sert bir biimde eletirilmi
tir ve bunlardan birou en azndan
onun tanmlamasyla altsnf kavramna
kar kmtrlar. Duncan Gallie farkl
kltrdeki bir altsnf dncesinin pek
az temeli olduunu ne srer. Toplum
sal Deiim ve Ekonomik Yaama

Bireylerin ve ailelerin dayandklar


bir ada desteklenip desteklenmemeleri
bakmndan Morris bu bek arasnda
kk ayrmlar bulmutur. Bunlardan
bir yldan uzun sredir isiz olanlar bir
i bulma konusunda kaygldrlar ve
halen alma kart kltre uyum
salayamamtrlar. Bu insanlarn iin
de durum, yaadklar alandaki uzun

Birleik Krallk'taki altsnfn


derinlemesine ilikin 1994'deki son
aklamasnda Murray, gayrimeruluk
(evlilik d doan ocuklar) dzeyin
deki artn ocuklar disiplin duygu
sundan uzak olmaya , onlar denetleyen
aile ya da baba olmamasna dayandrr.
Aile yapsnn deiim i ve evlilik d
doum lar, 7. Blm de "A ileler ve
M ah rem li k ile r" adl b l m d e
tartlm tr.

364

T a b a k a la m a v e S n f

sreli ekonomik kntden, yetenek


eksikliinden ve onlara yerel iler
bulmakta yardmc olabilecek kiilerle,
i temelli resmi olmayan bir balantnn
greli yoksunluundan kaynaklanmak
tadr. Yine de Morris uzun sreli
isizlerinin bir ounun onlara yardmc
olacak, onlar gibi isiz olan eleri
bulunduunu ve onlarnda ok sayda
isiz arkadalara sahip olduunu fark
etmitir. Bununla birlikte Morris,
almalarnda dorudan ayr bir
altsnf olduuna ilikin ak bir kant
olmad sonucuna varmtr (1993:
410).
Morris'in almasnn dorudan
ak sonular yoktur. almalarn,
yalnzca etnik aznlklarn yeterince
temsil edilmedii lkenin belirli bir
blmnde yrtmtr. Bat AsyalI
larla Hindistanllar az eirim gerektiren

Britanya bir meritokrasi midir? Hem Tony Blair hem


okullarna ve Oxford niversitesine gitmilerdir.

365

ilere daha ok odaklanmlardr, yine


de onlarn isizlik ortalamas beyaz
erkeklerinkinden ok fazladr.

Deerlendirme
Bizim iin altsnfla ilgili kart
yaklamlar ne ifade etmelidir? Sosyo
lojik aratrmalar, benzer yaam olanak
lar olan zarar grm insanlarn ayr bir
snfa ait olduu dncesini destekler
mi?
Altsnf dncesi Birleik Devlet
lerde ortaya konmutur ve en fazla bu
rada bir anlam ifade eder. A.B.D'de a
r zengin ve yoksullar, Bat Avrupa'dan
ok daha belirgindir. zellikle de imti
yazsz olan grup ve radikal blmleri
bir arada toplayan toplumsal ve ekono
mik yoksunluklarn olduu yerde, bu
insanlar kendilerini geni bir biimde
toplumun dnda braklm olarak
bulurlar.

Muhafazakar lider David Cameron, pahal devlet

T a b a k a la m a v e S n f

Bu koullar altnda altsnf kavra


m, kullanl grnyorken bu kavram
Avrupa lkelerinde ise daha ok sorgu
lanabilirdir. Avrupa'da benzer olumsuz
koullar olmasna ramen bu lkelerin,
A.B.D'den daha az gsz grnmesi
durumunda olduu gibi. Toplumun geri
kalanyla ve yoksun olan koullarda
yaayanlar arasnda ayn dzeyde bir
ayrm bulunmaz.
Son almalar bize gstermitir ki
A.B.D'de bile, kentli yoksullarn
duraan bir tabaka olmasna ramen
altsnfn balantszl ve bozulmas
biraz abartlmtr. Bylece fast food
alanlaryla seyyar satclarla ilgili son
almalar, kentli yoksularla toplumun
geri kalan arasndaki ayrmlarn,
uzmanlarn inandklar kadar byk
olmadn ortaya koymutur (Duneier
1999; Newman2000).

Snf ve yaam tarz


Sosyologlar, snfn yerini zm
lerken, geleneksel olarak snf yerinin,
pazar durumu gibi retim ve ile ilgili
uylamsal gstergelerine bel balam
lardr. Bununla birlikte bireyleri sadece
ekonomi ve istihdam balamnda birer
snf yesi olarak deerlendirmemek
gerektiini; bu deerlendirmenin yan
sra tketim eleri ve yaam tarz gibi
kltrel faktrlerin de gz nne alna
rak yaplmas gerektiini belirtmilerdir.
Bu yaklama gre amz, tketimle
ilgili "simgelerin" ve iaretlerin gnlk
yaamda byk rol oynad bir adr.
Bireyler, artk nasl giyinmek gerektii,
ne yemek gerektii, sala nasl dikkat
edilmesi gerektii ve nerede rahatlamak
gerektii gibi pek ok yaam tarz
olanayla kar karyadr, isizlik gibi
geleneksel snf zellikleri artk daha az
dikkate alnmaktadr.

Fransz sosyolog Pierre Bourdieu


(1930-2002) yaam tarz tercihlerinin
snfn nemli bir belirteni olduu
yaklamn desteklemitir. Bourdieu,
mlk, zenginlik ve girdi gibi materyal
mallardan oluan ekonomik kapitalin
nemli olduunu ne srer, ama bunun
snfn anlalmasnn ksmi bir yann
oluturduunu de dnr. Bourdieu'nun snf kavram ar derecede
geneldir (bkz. Crompton 1993). O,
snf konumunu niteleyen "kapital"in
drt biimini tanmlamaktadr ama ona
gre ekonomik kapital tek geerli
biimdir. Dierleri kltrel, simgesel ve
toplumsal biimlerdir (Bourdieu 1986).
Bourdieu'a gre bireyler giderek artan
bir biimde kendilerini dierlerinden
ekonomik etkenlere deil ama eitim,
sanatn deerlendirilmesi tketim ve
bo zaman uralarn ieren kltrel
kapital temelinde ayrrlar, insanlar
kapitalist dzen iindeki varolan
tketim iin mal ve hizmet -simgesel ve
gerek olan- satan tccarlarn oalma
syla kltrel kapitalin birikim srecine
yardmc olmulardr. Reklamclar,
pazarlamaclar, moda tasarmclar, stil
oluturucular, i dekorasyon tasarmclan, kiisel eitimciler, terapistler, web
tasarmclar ve birou srekli geni
leyen bir tketici topluluu arasnda
etkili kltrel tatlar ve kurucu yaam
biimi tercihlerinde bulunurlar.
stelik Bourdieu'un snf zm
lemesinde nemli olan -kiinin
arkadalar ve ilikiler a gibi- toplumsal
kapitaldir. Bourdieu, toplumsal kapitali
"fazla ya da az kurumsallam, bilinen
ve tannan karlkl ilikilerin srekli bir
ana sahip olmann stnlyle, birey
veya gruplarn kazand kaynaklar"
olarak tanmlar (1992). Toplumsal

366

T a b a k a la m a v e S n f

B e v e r le y S k e g g s v e s n f ile to p lu m s a l c in s iy e tin b i im le n i i
Bourdieu'nun snf zerine yapt (bkz. s. 366-8) birok
sosyologun snf zerine almasn etkilemi ve bu
almalarda uygulanmtr. Britanyal sosyolog Beverley
Skeggs, Kuzey Bat ngiltere'deki kadnlar zerine
almasnda, toplumsal cinsiyet ve snfn biimleniini
incelerken Bourdieu'un snf ve toplumsal cinsiyet
hakkndaki aklamasn kullanmtr. Skeggs (1997) on iki
yllk bir sre boyunca, yerel eitim kurumundaki
kurslarda hepsini kaydettii, seksen ii kadnn
yaamn srekli takip etmitir. Skeggs, Bourdieu'un
terminolojisini izleyerek zerine alt, kadnlarn dk
ekonomik, kltrel, toplumsal ve simgesel kapital iinde
yer aldn bulgulamr. Onlar, cretli yoksullardr ve
resmi eitimlerindeki baarlaryla snrlandrlrlar. Ayrca
pek az, gl durumdaki kiilerle iletiime sahiptir ve
kendilerini daha yksek konumdaki toplumsal snfa gre
konumlandrrlar. Skeggs, almasndaki kadn gruplar
arasnda kapitalin ok eitli biimlerinin eksikliinin
Britanya'da ii snfndaki kadnlarn olumlu
kimliklerindeki eksiklii yansttn iddia etmektedir
(kart olarak Skegg'in inancna gre ii snfndaki erkeler
olumlu bir kimlik kazanmak iin ayn oranda bir zorlukla
karlamazlar ve bu kimliklerini ticaret birlii hareketi
iindeki katlmclar sayesinde edinirler). Bundan dolay
Skeggs'm savna gre kadnlar iin ii snf iinde
nitelenmek, iren, deersiz ve tehlikeli olarak
snflandrlmaktr.
Bu kuramsal artalan erevesinde Skeggs, almasndaki

kadnlarn neden kendilerini ii snf iinde tanmlamak


konusunda isteksiz olduunu aklar. Sz konusu
kadnlar, ii snfndaki kadnlarn beyaz kamalar,
'Sharonlar' ve 'Traceyler'le kltrel bir uyumsuzluk iinde
olduunun ayrmndadrlar. Skeggs syleilerinde
kadnlarn kendilerini ii snfna dahil olarak
alglamalarnda, bir biimde zdelememeye bir eilim
olduunu bulmutur. rnein kadnlar cinsellii
tarttklarnda, hafifmerep sulamasndan saknyorlar
ve bylece gen, evlenebilir kadnlar olarak ait olduklar
snrlanm kapitalin deerini dryorlard. Onlar iin
cinsel olarak arzulanmak ve eer gerekten isterlerse bir
erkek edinmek, bu gruplar arasnda son derece
nemlidir. Dnler ve evlilikler, saygnlk ve
sorumluluklar asndan bir deiime neden olur. Bu
endielerce belirlenen bir seim yapmak durumunda
kalan kadnlar, bir eitim kursuyla isizken belirli bir
nitelik kazanarak iyi bir ebeveyn olabilir ve onlara daha
kayda deer i olanaklar teklif edilebilir.
Bu kadnlar grubu, kendilerini ii snf olarak
tanmlamayp, snf kendi yaamlarnda yalnzca u
nemi olan bir ey olarak grseler bile, Skeggs aslnda
onlarn yaama biimlerinin nemli olduunu ve onlarn
kendilerini ii snf kimliinden uzaklatrsa bile yle
olduklarn ne srer. Skeggs'in Kuzey Bat ngiltere'deki
bir grup kadnn yaamlarn aklamas, bu gibi
toplumsal cinsiyetle ilgili durumlarda snfn nasl baka
trden kimlik biimlerini birbirine baladn aklar.

kapital kavram ada sosyolojide


nemli bir aratr ve Bourdiue'un bu
terimi tartmas imdilerde, Amerikal
siyasetbilimci Robert Putnam'la ilgili
olan dncenin son zamanlardaki
geliiminde nemli bir basamaktr.
Putnam 'n toplumsal kapital zerine
alm alar rgtler ve Alar adl 16.
Blmde tartlmtr.

En sonunda Bourdieu, iyi bir ne


sahip olmay ieren simgesel kapitalin
nihai olarak toplumsal snfn nemli
bir gstergesi olduunu ne srer.
Simgesel kapital dncesi toplumsal
snf konumuyla benzerdir.
Bourdieu'un aklamasnda kapital
biimlerinden her biri, dierlerinin
uralarna yardmc olan mlkn
varlyla balantldr ve bu anlamda

367

geniler. rnein ok para kazanan


(ekonomik kapital) bir iadamnn
sanada ilgili gelimi zevkleri olmaya
bilir ama ocuklarn bu araylarn
tevik edildii zel okullara gndere
bilir ve bylece ocuklar kltrel
kapitale sahip olurlar. adamnn
paras, onu, i dnyasndaki kdemli
iadamlaryla yeni balantlar kurmaya
ynlendirir ve ocuklar dier zengin
ailelerin ocuklaryla tanr ve niha
yetinde o da kltrel kapitale sahip olur.
Benzer biimde iyi balantlar olan
geni bir arkada grubundaki herhangi
biri, hzlca irkednde kdemli duruma
ykselir ve burada ekonomik ve
simgesel kapital kazanr.
Bourdieu ile dier akademisyenler,
snflarn birbirinden ayrlmasnn

T a b a k a la m a v e S n f

yaam tarzlaryla tketim zelliklerine


bal olabilecei konusunda uzlamlardr. Bylece, orta snf iindeki
gruplar hakknda konuan Savage (ve
dierleri 1992) kltrel tatlar ve
"nitelikler"le ilgili sektr betimle
mitir. Kamu hizmeti sektrndeki
yksek "kltrel kapital" ve aa
"ekonomik kapital" iinde olan meslek
sahipleri, egzersiz yapmay, az alkol
tketimini, kltrel ve toplumsal
etkinliklerin iinde bulunmay gerekti
ren salkl etkin yaam tarzlarn izleme
eilimi gsterirler. Bunun aksine, yne
ticiler ve brokratlar yaamlar boyunca
az egzersiz yaparak, kltrel etkinliklere
ok az zaman ayrarak bunun yerine ev
dekorasyonu ve moda tarzlaryla ilgile
nerek yaamlarn geirirler. nc
grup olan "postmodernler" herhangi
bir belirleyici ilkenin olmad ve
geleneksel olarak birbirinden holan
mayan eleri ierebilen bir yaam
biimini izlerler. Bylece, klasik litera
trde yer alan atbinme gibi etkinlie,
kaya trman gibi u sporlarla, lgn
dans partileri ve Ecstasy kullanmnn
ekicilii de elik etmeye balamtr.
Snflar iindeki ve snflar arasn
daki tabakalamayla ilgili konumak
genellikle gtr. Tabakalama hem
mesleki farkllklara hem de tketim ve
yaam tarzlarndaki farkllklara bal
dr. Bu, bir btn olarak toplumdaki
eilmelere gz atmakla dorulanabilir.
rnein hizmet ekonomisi ve elence
ve bo vakit geirme endstrisinin hzla
yaygnlamas, endstrilemi lkelerde
tketimin arttn gsterir. Modern
toplumlar, tketim toplumlar haline
gelmektedirler, insanlar daha fazla mal
tketmeye balamtr. Pek ok adan
tketim toplumu, bir "kitle-toplumu"dur, bu tr bir toplumda snf

farkllklar da bir dereceye kadar alr;


bylece farkl farkl snflardan gelen
insanlarn tm benzer televizyon
programlarn izlerler veya sosyetenin
oturduu caddelerdeki maazalardan
giyinirler. Bylelikle snf farkllklar
yaam tarzndaki ve zevklerindeki
eitlilikle daha da pekitirilmi olabilir
(Bourdreu 1986).
Bu tr deiiklikleri aklda tutmakla
birlikte, toplumsal eitsizliklerin ortaya
kmasnda ekonomik elerin nemli
bir rol oynadn grmezden geleme
yiz. Byk bir ounluk iin, toplumsal
ve fiziksel yoksunluklar yaayan insan
larn herhangi bir yaam tarz seme
anslar yoktur. Onlarn durumlar
ekonomik ve mesleki yapyla ilgili
elerce belirlenir (Crompton 1998).
T o p lu m s a l c i n s i y e t v e
ta b a k a la m a

Tabakalama hakknda yaplan


aratrmalar "toplum sal cinsiyet
kr"yd. Bu aratrmalar yaplrken
kadnlar hi hesaba katlmamtr veya
g, cret ve prestij gibi konular
zmlenirken kadnlar konusuna hem
hi nem verilmemitir hem de bu
konular iin kadnlar ilgi ekici bulun
mamtr. Ancak toplumsal cinsiyet,
tabakalamayla ilgili en nemli konular
dan biridir. Erkeklerin, toplumsal
hayatla ilgili pek ok yerde daha fazla
cret, stat ve kadnlardan daha fazla
etkiye sahip olmad hibir toplum
yoktur.
Modern toplumlardaki toplumsal
cinsiyet ve tabakalamayla ilgili alma
lardaki asl sorunlar, basit gibi grnr
ler, ancak bu sorunlar zmek zordur.
Modern dnemde, toplumsal cinsiyet
ten kaynaklanan eitsizlikleri anlayabil

368

T a b a k a la m a v e S n f

me sorunu, asl olarak snf farkllklar


bakmndan ele alnmaldr. Toplumsal
cinsiyetten kaynaklanan eitsizlikler,
snf dzenlerinden tarihsel olarak daha
eskidir; erkekler hibir snfn olmad
avc ve toplayc topluluklarnda bile
kadnlardan stnd. Snf farkllklar
modern toplumlarda yle nemlidir ki,
toplumsal cinsiyetten kaynaklanan
eitsizliklerden bile "baskn"dr. Pek
ok kadnn fiziksel konumu babala
rnn veya elerinin durumunu yanstr;
bu nedenle snf konusu sz konusu
olunca toplumsal cinsiyetten kaynakla
nan eitsizlikleri aklamak nem
kazanmaktadr.

Kadnlarn
belirlenmesi

snfsal konumunun

Snf eitsizliklerinin toplumsal


cinsiyet tabakalamasna bal olduu
nu ileri sren gr son zamanlara
kadar dillendirilmemi bir grt.
Bununla birlikte feminist eletiriler ve
kadnlarn Batl toplumlarda ekonomik
rollerinin inkar edilemez deiimleri bu
kabul tartmaya amtr.
Snf zmlemesinde "uylamsal
konum", alan kadnlarn alan
erkeklere gre grece daha az emek
harcadna ve bu nedenle kadnlarn
eleriyle birlikte ayn snf iinde yer
almalar gerektiine dikkat eker
(Goldthorpe 1983). Kendi snf emas
iinde bu durumu ngren Goldthorpe'a gre bu gr, cinsiyetilik
ideolojisine dayandrlamaz. Buna kar
olarak, alan kadnlarn kendi kendile
rini iinde bulduklar bir durumdur.
Kadnlar erkeklere gre part-time
ilerde daha fazla alrlar, bu nedenle
aralklarla almaya daha eilimlidirler,
nk vakiderinin ounu ocuklarna

369

bakmak iin kullanrlar. Kadnlarn


byk bir ksm geleneksel olarak
ekonomik bakmdan elerine baml
olduklarndan, onlarn snfsal konum
lar elerinin snfsal konumunca
belirlenir.
Goldthorpe'un sav pek ok
ekilde eletirilmitir. ncelikle, kadn
larn ailelerine ekonomik katks, ailenin
ekonomik durumunu korumak iin ve
belirli bir yaam tarzn devam ettire
bilmek iin elzemdir. Kadnlarn al
mas ev halknn snfsal konumunu
belirler, ikinci olarak, kadnn meslei
bazen bir btn olarak ailenin standar
dn da ortaya koyabilir. Bir kadnn
einden daha az para kazand yerlerde
bile, kadnn alma konumu einin
snfn belirlemede "nc" e olabilir.
Bir kocann vasfsz ya da yar vasfl
mavi yakal bir ii, einin de bir
maazann yneticisi olmas bu duruma
rnektir.
nc olarak, ev halknn "karsnf'lardan olmas, yani elerin birbi
rinden farkl kategorideki ilerde al
malar, ayn aileye mensup olmalarna
ramen, kadn ve erkein farkl ama
larla farkl tavrlar almasna yol aar.
Drdnc olarak, kadnlarn aile iinde
para kazanan tek ye olma oran gittike
artmaktadr. Bekar anne saysnn ve
ocuksuz alan kadn saysnn
artmas bu olguyu aka gstermekte
dir. Bu tr kadnlar evin iindeki snfsal
konumlarn kendileri belirlerler,
kadnn nafaka alarak eski eiyle ayn
ekonomik seviyede olduu durumlar
bunun dndadr (Stanworth 1984;
Walby 1986).
Goldthorpe ve dierleri uylamsal
konumu savunmaktadrlar, ancak orta-

T a h a k a la m a v e S n f

E its iz lik , s n f t e m e lli t o p lu m la r d a a z a lm a k t a m d r ?


O lgu n kapitalist toplum lardaki snf dzenlerinin,

1 9 5 0 'le r b oy u n ca azalm ve 1 9 7 0 'le r b o y u n ca da

eitsizliin dzeyini azaltarak snflar arasndaki

k abaca ayn kalm tr (B e rg e r 1 9 8 6 , N ielsen 1 9 9 4 ).

hareketlilii saladna ilikin en azndan son

Sava son ras azalan eitsizlik, eitsizlii azaltm ay

z am an lara kadar n e srlebilecek kimi kandar

am alayan devletin salk sig ortas, refah ve dier

vardr. 1 9 5 5 ylnda, N o b e l ek o n o m i dln

p ro g ram larn sayesinde en alt dzeydeki insanlarn

kazanm iktisat S im on K u zn ets, kendi adyla

st dzeye km asn salayan olanaklar yaratan

anlan ve bu n eden le K u z n e t s E r i s i diye

sanayi top lum larn n ek on o m ik genilem esinin bir

adlandrlan b ir varsaym n e s rm t r: kapitalist

p aras olarak kalmay s rd rm t r. Y in e de

gelim enin ilk aam alar b o y u n ca eitsizliin arttn

K u zn ets'in n g r s tam olarak yalnzca sanayi

ve ardndan azaldn, so n u o larak d a belli bir

top lu m lan n aa uygulanabilir. Sanayi son ras

d zeyde sabidendiini g ste re n b ir fo rm l (K u zn ets

top lu m lan n o rtay a km as, K u zn ets'in kuram n

1 9 5 5 , 9 .1 . ekle baknz). A v ru p a lkeleri, Birleik

so ru n lu d u ru m a g etirecek b iim d e, 1 970'lerd en

D e v le d e r ve K a n a d a zerind e yaplan alm alarn

b eri b iro k gelim i ulusta eitsizliin artm asn

g sterd i i gibi eitsizlik, kinci D n y a Sava

(1 0 . B l m e baknz) birlikte getirm itir.

so n ras, bu yerlerd e d oru k n ok tasn a ulam ,

9.1. ekil Kuznets erisi


K aynak: Nielsen (1994), s. 654-77

370

Tabakalama v e Snf

Ya hanehalknn tesi?
Snfsal konumlarla ilgili tartmalar
geliirken, baz uzmanlar bireyin snf
sal konumunun aileden bamsz olarak
ele alnmas gerektiini savunurlar.
Dier bir deyile toplumsal snf, her bir
birey iin mesleinden bamsz olarak
deerlendirilmeli, bu deerlendirme
yaplrken de kiinin zel durumlarna
belirli gndermeler yapmaktan uzak
durmaldr. rnein, bu yaklam
Gordon Marshall ve meslektalar
tarafndan Birleik Krallk'taki snf
dzeniyle ilgili almada ele alnmtr
(Marshall 1988).

Btn kadnlar ekonomik olarak kocalarndan bamsz


olmadndan, kadnn snfsal konumunu kocasnn snfna
dayanarak deerlendirmek, geleneksel olarak byle olmamakla
birlikte eletiriye uramtr.

ya koyduklar emaya baz nemli


deiiklikler de eklenmitir. Aratrma
nn amalar iin yksek snftan bir
partner ev halk snflandrma iin
kullanlabilir, bu partnerin erkek ya da
kadn olmas fark etmez. Snflamalar
"erkeklerin eve ekmek getirmesi" zeri
ne biimlenir, tm ailenin snflandrl
mas eve ekmek getiren baskn bireye
gre yaplr. Ayrca Goldthorpe'un
emasnda III. snfn iki alt kategorisi
vardr; bu kategoriler dk seviyeli
beyaz yakal ilerde kadnlarn baskn
olduunu yanstr. ema kadnlara
uygulandnda, IlI-b nolu snf (el
emeine dayanmayan ilerde alan
iilerin olduu snf) VII. snf olarak
ele alnr. Bu, i dnyasnda vasfsz ya
da yar vasfl kadnlarn konumunu en
eksiksiz ekilde temsil edilmesi olarak
grlr.

371

Bununla birlikte bu tr bir perspek


tif pek ok glk de tar. Aratrma,
herhangi bir ite cretli olarak alma
yanlar, yani ev hanmlarn, emeklileri
ve isizleri darda brakmtr. Son iki
grup en son ileri dikkate alnarak bir
kategoriye konabilir, ancak bu kiiler
uzun zamandr belirli bir ite alm
yorlarsa, bu sorunludur. Hatta bu,
hanehalknn grmezden gelinmesi gibi
yanl bir sonuca gtrebilir. Bireylerin
tek veya zel bir arkadann olup olma
mas, onun karlaabilecei frsatlar
bakmndan nemli bir fark yaratabilir.

Snf farkllklarnn olumasnda


kadnlarn almasnn etkisi
Kadnlarn cretli alanlar arasna
girmeleri, Hane gelirinin zerinde byk
bir etki yaratmtr. Ancak, bu etki eitsiz
bir biimde deneyimlen-mitir ve bu aile
bireyleri arasnda snf farkllklarn
vurgulamaya yol aabilir. Gnmzde
gittike artan sayda kadn i yaamna
giriyor, ynetici oluyor ve yksek cret
alyor. Bir yanda "iki aile yesinin
kazanmasyla" zengin aileler, dier yanda

T a b a k a la m a v e S n f

da "tek kazanann" ya da "hi kazan


mayan" aile yesinin olduu aileler
ortaya kmas bu kutuplamaya etki
etmektedir. ("alma ve Ekonomik
Yaam" balkl 18. Blme baknz).
Aratrma yksek cret alan kadn
larn, yksek cret alan eleri semeye
eilimli olduunu ve ynetici konumlar
da alan erkeklerin elerinin dier
alan kadnlardan daha fazla kazand
n gstermitir. Evlilik, her iki bireyin
de mesleksel bakmdan benzer ayrcalk
ya da dezavantaja sahip olmas durumu
gzetilerek yaplmaktadr (Bonney
1992).
Ailede her iki bireyin de alyor
olmas, zellikle alan kadnlar arasn
da ortalama ocuk dourma yan
ykseltmitir. Her iki ein de alt
ocuksuz iftler en yksek ve en dk
cretle alan aileler arasndaki
boluu bytmektedir.

Toplumsal hareketlilik
Tabakalama zerine alrken
yalnzca ekonomik durumla meslekler
arasndaki farkllar deil, ayn zamanda,
belirli mesleklerdeki bireylerin duru
munu da ele almamz gerekir. Toplum
sal hareketlilik, farkl sosyoekonomik
konumlar arasndaki gruplar ve birey
lerin hareketlerine gnderme yapan bir
kavramdr. Dikey hareketlilik, sosyo
ekonomik skalada bireylerin aa veya
yukar doru olan hareketleri anlamna
gelir. Mal mlk, gelir ve stat kazanma
yukan doru hareketlilik ve bunun tersine
doru olan hareket de aa doru
hareketlilik adn alr. Modern top
lumlarda, komu alanlar, kasabalar ya
da blgeler arasndaki corafk hareketi
anlatmak iin kullanlan yatay hareket

lilik de sz konusudur. Dikey ve yatay


hareketlilik genellikle birlikte olur.
rnein herhangi bir ehirdeki bir
irkette alan biri, ayn irketin baka
bir ehirdeki, hatta baka bir lkedeki
ubesinde, daha yksek bir dereceye
ykselebilir.
Toplumsal akkanl ele almann
iki yolu vardr. Birincisi, bireylerin
alma hayatiarmdaki deiikliklerin
toplumsal skaladaki yerlerine etkisine
bakarak olabilir. Buna genellikle
kuaktesi hareketlilik denir. Buna
alternatif olarak ocuklarn anababalarnn veya byk anne ve byk
babalarnn mesleklerini semelerini de
inceleyebiliriz. Kuaklarn hareketlili
ini inceleme, kuaklararas hareket
lilik olarak adlandrlr.
Karlatrm al
in c e le m e le r i

hareketlilik

Bir toplumdaki, dk tabakalarda


dnyaya gelen kiilerin toplumsalekonomik merdivenin yukarsna hangi
lde trmanabildiklerini gsteren
dikey hareketlilik, toplumun "akl
nn" nemli bir gstergesidir. Bu
bakmdan toplumsal hareketlilik,
zellikle liberalizmin tm yurttalar iin
frsat eitlii olduu grne bal
devlederde nemli bir politik konudur.
Toplumsal hareketlilik bakmndan
sanayilemi toplumlar ne kadar
aktrlar? Britanya'da, baka yerlere
kyasla daha ok frsat eitlii var mdr?
Toplumsal hareketlilik zerine, sk
sk uluslararas karlatrmalar da
ieren almalar, elli yldan fazla bir
sredir yaplmaktadr. Bu konuda ilk
yaplan almalardan nemli bir tanesi
Peter Blau ile Otis Dudley Duncan
tarafndan 1960'larda yrtlmt. Bu

372

T a b a k a la m a v e S n f

iki yazarn aratrmas, bugne kadar


tek bir lke iin yaplan en ayrntl
toplumsal hareketlilik incelemesi
olmay srdrmektedir (kapsam ok
geni olsa da, teki ou hareketlilik
almalarnda olduu gibi bu alma
iin de daha nce sylenenler geerlidir
-ncelenenlerin hepsi erkekti). Blau ve
Duncan ulusal dzeyde, 20.000 erkek
ten oluan bir rneklem hakkndaki
bilgiyi derlem ilerdi. Y azarlar,
A.B.D.'de yksek bir dikey hareketlilik
olduu, ancak bu hareketliliklerin
neredeyse hepsinin birbirlerine ok
yakn mesleki konumlar arasnda
olduu sonucuna varmlard. "Uzak
konumlu" meslekler arasda herhangi
bir hareketlilik enderdi. Hem bireylerin
kariyerlerinde hem de kuaklar arasnda
aa doru hareket oluyorsa da, bu
yukar hareketlilikten ok daha azd.
Bunun nedeni, beyaz yakal ve
profesyonel ilerin saysnn, mavi yaka
l ilere oranla ok daha hzl artmas ve
bu artn, mavi yakal iilerin oulla
rnn beyaz yakal konumlara gei
yapabilmelerini salamasdr. Blau ve
Duncan eitim ve retimin, bireyin
baar frsatlar zerindeki, nemini
vurgulamlardr. Onlarn grne
gre yukar doru olan toplumsal
hareketlilik, genellikle bir btn olarak
sanayi toplumlarnn bir zelliidir ve
toplumsal duraanlk ve btnlemeye
katkda bulunur.
Toplumsal hareketlilik zerine
yaplan, belki de en ok bilinen
uluslararas alma, Seymour Martin
Lipset ile Reinhard Bendix (1959) tara
fndan yrtlen almadr. Bu yazar
lar, dokuz sanayilemi lkeden -Britanya, Fransa, Bat Almanya, sve,
svire, Japonya, Danimarka, talya ve

373

A.B.D.- gelen ve mavi yakal ilerden


beyaz yakal ilere geen insanlarn
toplumsal hareketlilii zerine olan
verileri zmlemilerdir. Yazarlar,
beklentilerine ters decek biimde,
A.B.D.'nin Avrupa toplumlarndan
daha ak olduuna ilikin hibir kant
olmadn kefetmilerdir. Mavi
yakal/beyaz yakal izgisi boyunca
gerekleen toplam hareketlilik,
A.B.D.'de % 30 iken, teki lkelerde
%27 ile % 31 arasnda deimekteydi.
Lipset ve Bendix, btn sanayilemi
lkelerin beyaz yakal ilerdeki art
bakmndan, benzer deimeleri yaa
dklar sonucuna varmlard. Bu, btn
bu lkelerde benzer boyudarda olan
"hareketliliin yukar doru sramas"
na yol amt. Bakalar, bu yazarlarn
sonularn sorgulamlar, aa doru
hareketlilik zerinde daha fazla
durulmas, ayrca uzak konumlu hare
ketliliin de dikkate alnmas durumun
da lkeler arasnda nemli farkllklarn
ortaya kacan ileri srmlerdi.
(Heath 1981; Grusky ve Hauser 1984).
Burada bir tanesi betimlenen
toplumsal hareketlilikle ilgili pek ok
alma, hareketliliin "nesnel" boyut
lar, yani, hareketliliin her ynyle ne
kadar gzlenebiliyor ve nfusun ne
kadarlk bir blm iin bu sz konusu
olduu zerine odaklanmtr. Gordon
Marshall ve David Firth (Marshall ve
Firth -1999) karlatrmal toplumsal
hareketlilikle ilgili almalarnda, farkl
bir yaklam benimsemilerdir; snfsal
konumlarn deiimiyle ilgili olarak
insanlarn "znel" duygulan hakknda
aratrma yapmlardr. Bu yazarlar
aratrmalarn sosyologlarn, bireylerin
refah anlaylar zerinde toplumsal
hareketliliin olas etkileri hakknda

T a b a k a la m a v e S n f

kullandklar "dorulanmam spek


lasyon" terimini ne iin kullandklarna
cevap olarak hazrlamlardr. Baz
sosyologlar toplumsal hareketliliin
dengesizlik, yaltlmlk ve kkszlk
duygusu rettiini iddia ederken,
dierleri daha iyimser bir gr savun
mular ve yeni bir snfta kanlmaz
olarak yer almada, kademeli bir uyum
srecini varsaymlardr.
On lkeden -Bulgaristan, eski
ekoslovakya, Estonya, Almanya,
Polonya, Rusya, Slovenya, Birleik
Devleder ve Birleik Krallk- edinilen
veriyi kullanarak Marshall ve Firth,
snfsal hareketliliin aile hayat, top
lum, alma, gelir ve politika gibi
gnlk yaamn pek ok ynnden
memnun olma ya da olmamayla balan
ts olup olmadm tartmlardr. Bu
yazarlarn almalarndan btn elde
edebildikleri, cevaplayanlarn snfsal
deneyimleri ve yaamlarndaki memnu
niyetleri arasndaki balant hakknda
kck bir ipucudur. Bu aa doru
hareketlilik iindeki bireyler iin doru
olduu kadar, ii snfndan orta snfa
hareket eden bireyler iin de doruydu.

Aa doru hareketlilik
Aa doru hareketlilik yukar
doru hareketlilikten daha az grl
mekle birlikte, bugn de yaygn bir
olgudur. Aa doru kuaktesi
hareketlilik da ayn derecede yaygndr.
Bu trdeki hareketlilik, olduka sklkla,
kiilerin altklar yaam biimlerini
srdremez hale gelmelerinden kay
naklanan, ruhsal sorunlar ve kayglarla
elele gitmektedir. Gereksiz hale gelmek,
aa doru akkanln bir dier
nedenidir. rnein, ilerini kaybeden
orta yataki insanlar, ya yeni bir i

bulmakta ok zorlanmak-tadrlar ya da
ancak eskisinden daha dk gelir elde
edebildikleri ileri bulabilmektedirler.
Bugne dek, Birleik Krallk'daki
aa doru hareketlilik zerine ok az
alma yaplmtr. Bununla birlikte,
kuaklararas ve kuaktesi olmas bak
mndan, aa doru hareketliliin,
A.B.D.'de olduu gibi Britanya'da da ar
t gsteriyor olmas olasdr. A.B.D.'de,
bu olgu zerine yakn zamanlarda yap
lan birok yeni alma bulunmaktadr.
1980'ler ile 1990'larn balarnda, kinci
Dnya Sava'ndan bu yana ilk kez,
A.B.D.'de orta dzeydeki beyaz yakal
ilerde alan insanlarn ortalama ger
ek gelirlerinde (enflasyon karldktan
sonraki kazan) genel bir d ortaya
kmtr. Dolaysyla, bu iler teki
ilere kyasla artmay srdrm bile
olsalar, artk bir zamanlar destekledik
leri yaam biimlerinin srdrlmesine
olanak vermeyebilirler.
irketlerin yeniden yaplanmalar
ile "klmeleri", bu deimelerin ne
den ortaya ktklarm aklayan esas
nedendir. Artan kresel rekabet kar
snda, pek ok irket ii saysn azalt
maktadr. Tam zamanl mavi yakal
ilerin yan sra beyaz yakal iler de
-yerlerini daha dk cretli, yarm za
manl ilere brakarak- ortadan kalk
maktadr.
A.B.D.'deki aa doru hareketlilik
bugn zellikle ocuklu, kocalarndan
boanm ya da ayrlm kadnlar
arasnda yaygndr. Kadnlar evliyken
orta snfa zg bir yaam tarz benim
semiken, boandktan sonra kendileri
ni, kt kanaat geinen bir yaamn iinde
bulurlar. Pek ok durumda ya ok az
nafaka alrlar ya da hi almazlar. ocuk

374

T a b a k a la m a v e S n f

bakm, ev ii sorumluluklar gibi cam


bazca ilere ynelen kadnlar -ihtiyala
rn- karlamakta zorlanrlar (Schwarz
ve Volgy 1992).

Britanyadaki toplumsal
hareketlilik
Hareketlilik konusunda ayrntl ve
her dzeyiyle ilgili olarak Britanya'da
sava sonras dnemde, her ne kadar
sadece erkeklerle ilgili olsa da, olduka
geni kapsaml almalar yaplmr.
Bu almalardan ilki David Glass
tarafndan ynetilm itir (1954).
Glass'n aratrmas 1950'li yllara kadar
uzanan uzun periyodu bir kuaklararas
hareketlilii zmlemitir. Bulgular
yukarda anlatlan uluslararas verilerle
uygunluk iindedir (mavi yakal meslek
lerden beyaz yakal mesleklere %30
civarnda bir hareketlilik olmutur).
Glass'n aratrmas aslnda byle
uluslararas karlatrmalar yapmada
geni lde kullanlmt. Bir btn
olarak Glass, Britanya'nn "ak" bir
toplum olmadn ortaya koymutur.
Hareketlilik bu toplumda mevcuttur,
ancak ok yakn snflar arasnda vardr.
Yukar doru olan hareketlilik, aa
doru olandan daha yaygndr ve
hareketlilik snf yaps iinde orta sevi
yelerde sklkla grlmektedir. En aa
seviyedeki insanlar orada kalmaya
eilimlidirler; ynetici konumunda al
anlarn %50'sinin oullar babalaryla
benzer meslekleri semektedirler.
Glass, ayrca toplumdaki elit konumlar
iine yksek derecede "taraftar topla
ma" olduunu saptamtr.
Bir dier nemli alma John
Goldthorpe ve meslektalar tarafndan
gerekletirilir ve Oxford Hareketlilik

375

almas adn tar, bu alma 1972


ylma genel bir bakn sonularn ierir
(Goldthorpe ve dierleri 1980). Bu
aratrmaclar Glass'n almasndan
beri toplumsal hareketlilikle ilgili
nelerin deitiini arardlar. alma,
erkeklerde hareketliliin derecelerinin
nceki dneme gre daha fazla olduu
sonucuyla biter. Bunun en nemli
nedeni, meslek sisteminin daha eitliki
olmamasdr. Deiikliklerin kayna
daha ziyade beyaz yakal mesleklerin
mavi yakal mesleklere oranla hzla
artmasdr. Aratrmaclar el emeine
dayal alan, vasfsz ya da yar vasfl
iilerin oullarnn da ayn meslekleri
setiklerim grmlerdir. Uzmanlarn
ve yneticilerin yaklak olarak %30'u
ii snf kaynakldr, buna karn mavi
yakal iilerin %4' uzman veya
ynetici gemie sahiptir.
Mutlak bir toplumsal hareketlilik
oran her ne kadar yksekse de, Oxford
Hareketlilik almas, Britanya'da
nfusun farkl kesimleri iin toplumsal
hareketlilik olanann varolduunu
ortaya koymutur, geri bu hareketlilik
hi de eit deildir ve frsat eitsizlikleri
tam olarak snf yapsnn merkezin
dedir.
Oxford Hareketlilik almas'nn
ilk hali, sonraki on yl iinde yeni
materyaller toplanarak gncelletiril
mitir (Goldthorpe ve Payne 1986).
nceki almann esas bulgular dorulanmakla birlikte baz ek gelimeler
de almaya eklenmitir. rnein mavi
yakal gemie sahip erkek alanlarn,
uzman ya da ynetici statsndeki mes
leklere ans artmtr. Mavi yakal
mesleklerin beyaz yakal mesleklere
oranla azalmas bu deiiklerdendir.

T a b a k a la m a v e S n f

Marshall ve dierlerinin 1980'li yl


larda ortaya koyduu sonular, Goldthorpe ve arkadalarnn bulgularyla
dorulanmtr. Essex Hareketlilik
almasnda aratrmaclar, beyaz
yakal pek ok alann, mavi yakal bir
gemie sahip olduunu ortaya koy
mutur. Bu tr bulgular Britanya toplumunda nemli lde bir hareketlilik
olduunu gsterir: Pek ok insan iin
aslnda hem kuaktesi hem de
kuaklararas hareketlilik anlamnda
toplumsal hiyerari iinde hareket
etmek mmkndr. Ancak toplumsal
skala gndelik yaam iinde el gcne
dayanmayan mesleklerde hareketlilik
anslarnn engellendii grlen kadn
lara kar yine nyargldr. Modern
toplumun akkan zellii, ounlukla
ykselmekte olan mesleklere olan ei

limden karlmaktadr. Marshall ve


alma arkadalar u sonuca varm
lardr: "Yukar mevkilerde ne kadar ok
yer olsa da bu, oralara ulamada herkes
iin bir frsat eitlii olduu anlamna
gelmez" (Marshall ve dierleri 1988, s.
138). Bununla birlikte hi kimse daha
nce ulalm olan u noktay aklndan
karmamaldr: Hareketlilik uzun
soluklu bir sretir ve toplum ne kadar
daha "ak" olursa, etkilerin tmnn
grlmesi bir kuak iin geerli
olmayacaktr.
Yine de 2002 ylnda baslan,
Londra Ekonomi Okulundan (London
School of Economy) Jo Blanden,
Alissa Goodman, Paul Gregg ve
Stephen Machin tarafndan yaplan bir
almada, yazarlar bu srecin tam
tersini bulmulardr. Onlar Britanya'da

T o p lu m s a l c in s iy e t v e to p lu m s a l h a r e k e tlilik
Toplumsal hareketlilikle ilgili pek ok alma erkekler
zerine odaklansa da, son yllarda kadnlar arasndaki
hareketlilikle ilgili elere daha fazla dikkat edilmeye
balanmtr. Kzlarn, okulda erkekleri getii ve
kadnlarn yksekretimde erkekleri sayca at bir
zamanda, toplumdaki uzun soluklu toplumsal cinsiyet
eitsizlikleri ortadan kalkacaktr. Kadnlarn meslek
edinmeleri daha m kolaylat ya da (toplumsal) hareketlilik
frsatlar yine byk oranda aile hayat ve toplumsal arka
planca m belirleniyor?

sahip olduklarn ortaya koymutur. Orta snftaki


kadnlar, yukarda anlatlan deiikliklerden oka
yararlanmaktadrlar: Kadnlar, erkek emsalleri gibi
niversiteye gitmekte ve aldklan eitim dorultusunda
kazanl iler bulmaktadrlar. Bu eilim daha fazla eitlii
getirmekte ve bu sayede de kadnlarn kendilerine
gvenleri ve zsayglar kendilerinden sadece on iki yl
nce domu hemcinslerininkine gre artmaktadr.
Kadnlarn iyi birer meslek edinme anslar gittike
artmakla birlikte iki byk engel bugn de durmaktadr.
Erkek yneticiler ve iverenler, i bavurusu yapan
kadnlara kar ayrmclk yapmaktadrlar. Bunu, "kadnlar
meslekleriyle ciddi biimde ilgilenmezler" inancyla ve bir
aile kurduklannda igleri azalacaktr fikri nedeniyle
yapmaktadrlar. Aslnda ocuk sahibi olmak bugn de
kadnlarn kariyer yapma anslar zerinde olumsuz
etkiye sahiptir. nk kadnlar ite ilerlemek ile ocuk
sahibi olmak arasnda bir seim yapmaya zorlanma
durumunda kaldklarndan, ileriyle daha az
ilgilenmektedirler. Erkekler ok nadir olarak evii ilerle
ve ocuk bakmyla ilgili sorumluluun tmn stlenme
konusunda istekli davranmaktadrlar. Eskiye oranla pek
ok kadn evii yaamlarn iyi bir kariyer edinmek iin
dzenleseler de, bu yolda alacak hala pek ok engel
vardr.

Ekonomik ve Toplumsal Aratrma Konseyi tarafndan


yrtlen 1990'lardaki Yirmi ev (Tvventy-Something in
1990's) adl son alma, 1970 ylnda ayn hafta iinde
doan 9.000 Britanyalnn yaay biimi hakkndadr.
Yirmi alt yandaki katlmclarn ounun cevaplarna
bakldnda, hem erkekler iin hem de kadnlar iin ailesel
arka plann ve ait olduu snfn yine ok gl etkilerinin
olduu grlmektedir. alma, yetikinlie geii kolayca
salayan gen insanlarn iyi bir eitim alm olduklarn,
ocuk edinme ve evlenme yan ileriye aldklarn,
babalarnn uzman mesleklerde altklarn gstererek
sonulanmtr. Ykselmeye elverisiz bir arka plana sahip
bireyler orada kalma konusunda eilim gstermilerdir.
Bir btn olarak alma, kadnlarn bugn kendilerinden
nceki kuaktaki hemcinslerine gre daha fazla frsata

376

T a b a k a la m a v e S n f

1958 Mart aynda doan ve 1970 Nisan


aynda doan iki grup arasndaki
kuaklararas deikenlii karlatr
mlardr. Bu gruplar arasnda yalnzca
on iki ya fark olmasna ramen
alma, bu iki grup arasnda keskin bir
ekonomik farkllk belgelemitir. al
maya gre 1970 ylnda doanlar, 1958
ylnda doanlara nazaran ebeveynlerin
den ekonomik olarak ok daha gldrler. Yazarlar nceki grup sonraki
grup iin kuaklar arasndaki bu
deiimin bir nedeni olarak 1970'lerin
sonlarnda eitimsel becerilerden
ocuklarn eskisine oranla daha ok
yararlanmasn gstermitirler.
B r it a n y a b ir m e r i t o k r a s i m id ir ?

Peter Saunders (1990, 1996) Glass


ve Goldthorpe'un yapt trden
almalar ieren Britanya geleneinin
toplumsal deikenlik aratrmalarn
ok sesli olarak eletiren kiilerden
biridir. Saunders'a gre Britanya gerek
bir meritokrasidir nk cretler o ii
en iyi biimde gerekletirenlere ve
baaranlara gitmektedir. Onun bak
asna gre, yetenek ve efor snfsal
artalan iin deil ama mesleki baar iin
anahtar kavramlardr. Saunders, Ulusal
ocuk Geliimi almalarnn deney
sel verilerini, parlak ve alkan ocukla
rn deneyimleyeceklerini, toplumsal
olanaklara veya olanakszlklara bal
olarak baardklarn gstermek ama
cyla kullanmtr. Onun yorumlarna
gre Britanya eitsiz bir toplumdur ama
yine de adil bir yan vardr.
Richard Breen ve John Golfthorpe
bu iddialara kar olarak Saunders'i hem
kuramsal hem de yntemsel zemin
asndan eletirmitir (Breen ve
Goltdhorpe 1999). Onlar Saunders'n,

377

rnein isizleri savunanlar darda


brakan, gzlem verilerini zmleme
sini tantmasna kar nyargldrlar.
Breen ve Goldthorpe, Saunders
tarafndan kullanlan ayn verilerden
kendi alternatif zmlemelerini
hazrlamtr ve inandklar ey olan
toplumsal deikenlikteki snfsal
engellerin nemini kantlayan, radikal
biimde farkl olan sonulara ulam
lardr. Bu yazarlar, bireysel haklarn
kesinlikle, bireyin snfsal konumunun
belirlenmesine yardmc olduunu,
fakat snfsal kkenin yine de nemli
etkilerinin olduu sonucuna varmlar
dr. Breen ve Goldthorpe'a gre ola
naklarn olmad ortamlarda bulunan
ocuklar, kk snfsal konumlar elde
edebilecek olanlara gre daha ok
erdem gstermek zorundadrlar.

Sonu: snfn nemi


Geleneksel yolla snflar ele almak
pek ok bakmdan eksik bir alma olsa
da, insanlarn zellikle kimlikleri
bakmndan snfsal farkllklar, modern
toplumlarda ekonomik eitsizliklerden
kaynaklanmaktadr. Snflarn yaam
larmzda byk bir etkisi vardr. Bir
snfa ye olma yaamsal beklentilerle
ilgili eitli eitsizlikleri de beraberinde
getirebilir, hatta ounlukla fiziksel
sala iyi bir eitim ve yksek cretli bir
i sayesinde ulalr.
Fakir ve zengin arasndaki eitsiz
likler Britanya'da son yirmi ylda iyice
artmtr. Gittike artan snf eitsizlii,
gvenli bir ekonom ik byme
karlnda denen bir bedel midir? Bu
varsaym zellikle Thatcher hkmeti
dneminde belirgin hale geldi. Zengin
olma abalar ekonomik gelimeye yol
amtr, nk zengin olma istei

T a b a k a la m a v e S n f

yenilii ve itilimi krkleyen gdc bir


gtr. Gnmzdeki pek ok tart
mada kresellemenin ve pazar dzeni
nin bozulmasnn, zengin ve fakir ara
sndaki gediin bymesine yol at
ve snf eitsizliklerini derinletirdii
ileri srlmektedir
Yine de eylemlerimizin hibir
zaman tamamyla snfsal farkllklarca
belirlenmediini aklda tutmann
nemli olduunu bilmemiz gerekir:
birok insan sosyal hareketlilii gerek

letirebilir. Yksek renimin yaygn


lamas, profesyonel nitelikleri kazan
ma, internetin ve "yeni ekonomi'nin
ortaya kmas, yukarya doru olan
hareketlilik iin var olan nemli yeni
yollardr. Bu tr gelimeler, eski snfsal
zellikleri ve tabakalamayla ilgili
eleri andrp daha akkan,
meritokratik dzenin ortaya kmasna
katkda bulunurlar..

zet
1 T op lu m sal tabak alam a, top lu m u n k atm anlar ya da

4 M eslek sklkla top lu m sal snf g ste rm e k iin

tabakalar halinde b l n m esin e g n d e rm e d e

kullanlr. Ayn m eslek ten olan bireyler b en zer

b ulunm aktadr. T op lu m sal tabakalam adan Sz

top lu m sal avantaj ye dezavantajlar deneyim lem eye

ettiim izde, top lum dak i bireylerin bulunduu

eilim lidirler ve b e n z e r yaam anslarna sahiptirler.

m eslek ler arasndaki eitsiz kon um lara dikkat

S osyologlar geleneksel olarak m esleksel snf

ek m ek teyiz. T op lu m sal cinsiyet ile yaa g re

em alarn top lu m u n snf yapsn o rtay a karm ak

tabakalam aya b t n top lum larda rastlanm aktadr.

iin kullanrlar. S n f em alar, sn f temelli

D a h a byk geleneksel top lum larla bugnn

eitsizlikleri ve eleri o rtay a karm ak iin o k

sanayilem i top lu m larn d a, serv et, m lkiyet ve

eitlidir, an cak dier bakm lardan da old u ka

m addi m allarla kltrel r nlere erim e bakm ndan

snrldr. rn e in , ek on o m ik o larak aktif

tabak alam a s z konusudur.

o lm ayanlara ve m al m lk sahibi olm ann nem in i


v e zenginlii top lum sal snfa yanstm ayan gru p lara

2 D r t tem el tabak alam a sistem i ayrt edilebilir:

snf em alarn uygulam ak old u ka gt r.

klelik,kast, m lk sahiplii ve snf. B u nlardan ilk

5 M o d ern toplum lardaki p ek o k insan bugn

yasal ya da dinsel o larak dayatlan eitsizliklere


bal iken snf ayrlklar "resm i olarak"

b irka kuak n cesin e g re d ah a zen gin dir am a

tan n m am ak ta, an cak insanlarn yaam larnn m addi

yine d e zenginlik yine b irka elde toplanm

koullarn etkileyen ek on o m ik etkenlerden

durum dad r. s t snf, zenginlie, g ce ve

kaynaklanm aktadr.

m alvarln sonraki kuaa brakm a ansna sahip


az saydaki insandan olum aktadr. Z en g in ler farkl

3 E n n d e g elen ve etkili olm u tabakalam a

ve deien bir g ru p tu r; kendi kendilerine zengin

k uram lar, M a rx ile W eb er'in gelitirdikleri

olanlar, kadnlar ve g en ler, ki so n yllarda saylar

k uram lardr. M a rx birincil n em i, top lum un

iyice artm tr bu g ru b u n iin e girm ektedirler.

ek on o m ik yapsnn nesnel o larak verili olan bir

6 O rta snfn byk b ir ou n lu u n u retm en ler,

zellii olarak g rd snfa v erm ektedir. M arx,


serm aye sahipleri ile serm ayeye sahip olm ayan iiler

tp uzm anlar ve h izm et sek t r n d e alanlar gibi

arasnda tem el b ir kartlk g r r. W eb er, b en zer bir

beyaz-yakal m esleklerdekiler olu turm ak tad r.

g r kabul ed er, an cak tabakalam ann tek i iki

U z m a n , ynetici ve idareci konum undaki m eslekler

yn n , stat ile partiyi snftan ayr tutar. S tat , kii

gelitiinden, sanayilem i pek o k lkede bugn

ya da gru p lara verilen saygnlk ya da "to p lu m sal

o rta sn f nfusun byk b ir b lm n

o n u r"a ; p arti de belirli h edeflere ulam ak iin

olu turm ak tad r. i snfnn tersine, o rta

gru plarn etkin bir b iim d e h arek ete g em esin e

snftakiler genellikle yaam larn k azanm ak iin

g n d e rm e d e bulunm aktadr.

zihinsel ve fiziksel i glerin satm aya izin veren

378

T a b a k a la m a v e S n f

eitim e ve teknik bakm dan belirli niteliklere sahip

eitsizliklerinin snfsal farkllklar yanstt kabul

olan bireylerden oluur.

nedeniyledir; an cak bu kabul old u ka sorunludur.


M o d e rn top lum larda top lum sal cinsiyet

7 i i snf m avi yakal veya kol g c n e dayanan

farkllklarnn tabakalam a zerindeki etkisi bir

m esleklerde alanlardan oluur. i snf yirm i-

l d e snftan bam szdr.

birinci yzyl b o y u n ca kayda d eer bir biim de,


retim ilerindeki dle birlikte, daralm tr. i

11 B ir bireyin snfsal k on um u en azndan ksm en

snfnn yeleri bir yzyl ncekilere g re daha

kazanlm tr; o n a d o u tan "v erilm em itir". B ir

zengindirler.

snf yapsnda h em aadan yukarya h em de


yukardan aaya top lum sal hareketlilik ayn

8 A ltsn f nfusun top lum un ularnda z o r


koullardaki olanakszlklarla yaayan b ir p arasdr.

zelliktedir.

lk olarak altsn f d n cesi, Birleik D evletlerd e,

1 2 T op lu m sal hareketlilikle ilgili alm ada,

kentsel alanlardaki yoksul etnik aznlklarn

kuaktesi ve kuaklararas harekedilik arasnda bir

durum un u betim lem ek am acyla o rtay a km tr.

ayrm yaplr. B u nlardan ilki, bireyin alm a hayat

B u n a karn altsn f k avram , belki de bu b alam d a

iindeki top lum sal skalasnda yukar ve aa d o ru

d aha kullanl olduu Britanya'ya uygulanm tr.

b ir harek ete g n d e rm e yapar. kincisi, kuaklar

nk B ritan ya'd a, top lu m u n geri kalanndan ak

b oy u n ca sren bir h arek ede ilgilidir, rn e in , m avi-

bir b iim d e ayrlan altsnfla dier snflar arasnda

yakal bir m esleki g em ie sahip birinin kz veya

byk bir ayrm vardr, h atta A .B .D 'd e n bile daha

olu u zm an old u u nd a, bu konu kuaklararas

o k , fakat bu konu b ugn d e tartm aldr.

hareketlilikle ilgili olacaktr. T o p lu m sal harekedilik


ounlukla snrl bir alanda olm aktadr. H e r ne

9 B az m o d e rn yazarlar, yaam biim i ve tketim

k adar son birka o n ylda beyaz-yakal m esleklerin

tarzlar gibi kltrel elerin , snfsal k on um lar


zerindeki n em li etkiler old u u nu farz etm ilerdir.
B yle bir g r e g re , bireysel kimlikler, m eslek gibi
geleneksel olarak snf g ste re n iaretlerden daha
o k y aam tarz frsatlar etrafn da yaplanm aktadr.

o alm as n em li l d e ksa erim li yukar d oru


harekedilik iin frsat saladysa d a, pek o k insan
geldikleri ailenin seviyesinde kalm aya yakndrlar.
13 Toplumsal kapital\ o rtak faydalar iin insanlarn
baka insanlarla ibirlii yapm asn ve bunun

1 0 Tabakalam ayla ilgili olan z m lem eler

ibirliinin etkilerini s rd rm esini salayan bilgi ve

geleneksel olarak erkek bak asndan yazlm tr.

balantlara g n d e rm e yapar.

Bu aslnda bir l d e top lum sal cinsiyet

379

T a b a k a la m a v e S n f

Dnme sorular
1 Tabakalamayla ilgili hangi kuramsal yaklamlar sizin gndelik deneyimlerinizle daha fazla
ilgili grnyor?
2 Pek ok sosyolog toplumsal snf hakknda belirleme yapmak iin meslei neden bir l
olarak kullanyor?
3 Modern toplumlarda aa doru olan harekedilik yukar doru olan hareketlilikten neden
daha az yaygndr?
4 Sosyologlar ilikisel snf emalaryla neyi kastetmektedirler?
5 Snf zmlemeleri yapmak iin kiilere dayal bir blmleme mi yoksa ailelere dayal
blmleme mi uygundur?
6 Toplumda varolan eitsizlik herkes iyi biimde beslendii ve giyindii srece kt bir ey
midir?

Ek kaynaklar
Rosemary Crompton, Class andStratifcation: An Introduction to CurrentDebates (Cambridge: Polity,
1998)
Michael Lavalette and Gerry Mooney (yay.), Class Struggle and Social Welfare (New York:
Roudedge, 2000).
Charles Murray et ali., Charles Murray and the Underclass: The Developing Debate (London: IEA
Health and Welfare Unit in association with TheSundaj Times, 1996).
Sally R. Munt (yay.), CulturalStudies and the Working Class (London: Cassell, 2000).
Chrisdne Zmroczek and Pat Mahony (yay.), Women and Social Class: International Feminist
Perspectives(London: UCLPress, 1999).

380

T a b a k a la m a v e S n f

n t e r n e t b a la n t l a r

Bibliography on social class (University o f Amsterdam)


http://www.pscw.uva.nl/sociosite/CLASS/bibA.html
Explorations in Social Inequalities
http://www.trinity.edu/mkearl/strat.html
Marxist Internet Archive
http://www.marxist.org
Multidisciplinary Program in Inequality and Social Policy at the Kennedy School of
Government
http://www.ksg.harvard.edu/inequality/
The Progress of Natons 2000 Unicef Report
http://wwwunicef.org/pon00/

381

indekiler
Yoksulluk
Yoksulluk nedir?
Yoksulluu lmek
Kimler Yoksuldur?
Yoksulluu aklamak
Yoksulluk ve toplumsal hareketlilik

Toplumsal dlanma
Toplumsal dlanma nedir?
Toplumsal dlanma rnekleri
Su ve toplumsal dlanma

Refah Devleti
Refah devleti kavramlar
Birleik Krallk'ta refah devleti

Sonu: deien dnyada yoksulluk ve refah

^et
Dnme Sorulan
E k kaynaklar
Internet balantlan

Yoksulluk, Top
Dlanma ve R<

Carol, telefon ile gezi planlamas


yapmak isteyen insanlar iin bilgi
salayan ve mteri hizmeti veren
telefon ar merkezinde alan yirmi
drt yanda bir kadndr. O, uzun
saatler boyunca, ounlukla gece ge
saatlere kadar alr. Telefon ar
merkezinde onun ile yan yana alan
insanlarn hepsi de kadndr. Onlar, gri
blmelerle birbirinden ayrlm uzun
sralar boyunca geni bir odada
otururlar. Kadnlar telefonda, nlerin
deki bilgisayar terminalinden gelen
bilgiyi kayt ederken ve dzeltirken ikili
kulaklkla konuurlar.

ve ocuk bakm giderlerinin karlan


masn salamaktadr. Carol'n geliri ay
n zamanda, belediyenin sosyal konut
larna ait bir dairede oturan yalnz bir
anne ve dk kazanl biri olarak
verilen yardmlarla desteklenmektedir.
Bu demelere ve allan fazladan
saatlere ramen Carol, her ayn sonunu
getirmek iin mcadele etmektedir.
Onun asl amac, yeterince korunmak
iin kendini ve ocuklarn, belediyenin
sosyal konutlarnda oturduu yerden
daha gvenli, daha istenir bir yere
gtrmektir.
Carol, akamlar ar merkezinde
ge saatlere kadar altnda, her
leden sonra kre kapandktan sonra
ocuklarna bakan annesinden iki
ocuunu almak iin acele etmektedir.
Carol ounlukla ge kalmaktadr,

Meslektalarnn ou gibi Carol da


yalnz bir annedir. Ald dk cretle
iki kk ocuuna bakmaktadr. Her
ay eski kocasndan kk bir miktar
nafaka almaktadr, ancak bu, harcama
lar karlamak iin asla yeterli olma
maktadr ve o, ou zamann, taksit
lerini dzenlemek ve demek iin o
cuk destekleme kurumuyla iletiim iin
harcamaktadr. Carol seyrek de olsa
para biriktirmeyi baarabilmektedir.
Haftada sabah evinin yaknndaki bir
binadaki ofiste temizliki olarak ek bir
i yapmaktadr. Bu ek iten kazana
bildii para, faturalarnn ounun za
mannda denmesini, ocuklar iin
giysi alnmasn, dairesinin mobilyalar
iin ald borlarnn geri denmesini

384

Yoksu llu k, T op lu m sal D la n m a v e R efah

nk onun ie gittii ve geldii otobs


zamannda gelmemektedir. Eer o
anslysa, ocuklar eve gelir gelmez
uyumakta, ancak bir ok gece onlar
yataa gtrmek zahmetli olmaktadr.
ocuklar uyuduklarnda, Carol televiz
yonu amaktan baka bir ey yapama
yacak kadar yorgundur. Yiyecek almak
ve uygun yemekler piirmek iin kstl
bir zaman olduundan, o ve ocuklar
dondurulmu yiyecekler yemektedirler.
Alverilerinin ounu yaknlardaki
ucuz bir sper marketten yapmaktadr,
ancak dkkan bir otobs yolculuu
mesafesinde olduundan ve ar paket
lerle yrmek zor olduundan, Carol
eve dndnde genellikle yorgundur.
O, ocuklarna hep daha dengeli
besinlerin yararl olduunu bilmektedir,
ancak oturduu ev yaknlarnda
dkkanlar yoktur; zaten olsa da, bir ok
taze rn almak iin yeterli paras da
yoktur.
Carol ocuklarndan uzakta ok
zaman geirdii iin endielenmektedir,
ancak bu ikilemden baka bir k yolu
da grmemektedir. O ve kocas ayrl
dktan sonra, ilk on sekiz ayn devlet
yardm alarak evde ocuklaryla birlikte
geirdi. Bu grnen durumuyla ba
etmesi zor olsa da, sosyal gvenlik
yardmna bal kalmak istememek
tedir. Carol ar merkezindeki birka
yllk deneyimlerinden sonra, daha
sorumlu ve daha iyi maa veren bir
konuma ykselebileceini ummaktadr.
Carol gibi biriyle karlaan pek ok
insan, onun yaamyla ilgili belirli
varsaymlar yapabilir. Onlar, Carol'n
toplumdaki dk konumunun ve
yoksulluunun, onun doal yetenekleri
nin veya kendi kiisel yetime tarznn
bir sonucu olduunu karabilirler.

385

Dierleri Carol', zorlu durumunun


stesinden gelmek iin yeterince aba
gsterm ed i i iin sulayabilir.
Sosyoloji, bu yarglarn daha kesin
deerlendirilmesi iin bize nasl yardm
eder? Sosyoloji'nin ii, bu varsaymlar
zmlemek ve toplumumuz hakknda
Carol gibi insanlarn deneyimlerini
anlamlandrabilecek daha geni bir
bak asn gelitirmektir.
Carol ve ocuklar, Birleik Kral
lkta yoksulluk koullarnda yaayan bir
ok aile rneinden yalnzca bir
tanesidir. Ekonomik Kalknma ve
birlii rgtne (OECD) gre
Britanya, gelimi dnyadaki en kt
yoksulluk kaytlarndan birine sahiptir.
Bir ok insan, Britanya'nn byle phe
uyandrc bir ayrma sahip olduunu
renince ok arabilir. Daha zengin
olan insanlar, gzlerinin nndeki
yoksulluun genilii hakkndaki
bilgiye ounlukla pek az kesinlikte
sahiptirler. Bu blmde yoksulluk
yaants ve kavram daha yakndan
incelenecektir. Ayn zamanda toplum
sal dlama kavram da daha geni bir
biimde ele alnacaktr. Sonu ksmnda
refah devletinin yoksullua karn nasl
byd ele alnacaktr ve onu daha iyi
duruma getirmek iin yaplan son
giriimlerin bazlar incelenecektir. (Bu
blm, Birleik Krallktaki yoksullua
odaklanmaktadr. 11. Blmde kresel
balamda eitsizlik ve yoksulluk konusu
incelenecektir).

Yoksulluk
Yoksulluk Nedir?
Yoksulluk nedir ve onu nasl tanm
lamalyz? Yoksulluk iin sosyologlar ve
aratrmaclar arasnda tercih edilen iki
farkl yaklam sz konusudur: mutlak

Y oksulluk, T op lu m sal D lanm a v e Refah

yoksulluk ve greli yoksulluk.


Mutlak yoksulluk kavram, geinme
-fiziksel bakmdan salkl bir varoluu
glendirmek iin karlanmak zorun
da olan temel koullar- dncesine
dayanr. nsan varoluu iin -yeterli
yiyecek, barnma ve giyecek gibi- temel
gereksinimlerden yoksun olan insanlara
yoksul yayor denir. Mutiak yoksulluk
kavram, evrensel geerlii var diye
grlmektedir. nsan geimlii iin
standardarn, her nerede yayorlarsa
yaasnlar ayn ya ve fizikteki btn
insanlar iin az ok ayn olduu
dnlmektedir. Dnyann herhangi
bir yerindeki herhangi bir birey eer bu
evrensel standardarn altna derse, o
bireyin yoksul yaad sylenebilir. 11.
Blmde, Kresel Eitsizlikte, gre
ceimiz kadaryla bugn dnyadaki pek
ok insan yine mudak yoksulluk iinde
yaamakta ve lmektedir.
Bununla birlikte hi kimse byle bir
standardn belirlenebilmesinin olanakl
olduunu kabul etmemektedir. Bu
insanlar, yoksulluu belirli toplumlarda
geerli olan genel yaam standardyla
ilikilendiren greli yoksulluk kavra
mn kullanmann daha uygun olduu
nu kamdamaya almaktadrlar. Greli
yoksulluk kavramn savunanlar, yok
sulluun kltrel olarak tanmlanr
olduunu ve evrensel bir yoksulluk
standardna gre llmemesi gerekti
ini kabul etmektedirler. nsann gerek
sinimlerinin her yerde belirlenir oldu
unu varsaymak yanltr aslnda; onlar,
hem toplumlarn arasnda hem de
toplumlarn iinde farkldrlar. Bir
toplumda gerekli olarak grlen eyler
baka birinde lksler olarak nemsene
bilir. rnein bir ok sanayilemi
lkede, musluk sular, sifon sular ve
sebzelerin ve meyvelerin dzenli

tketimi salkl bir yaam iin temel bir


gereklilik olarak kabul edilmektedir;
onlar olmadan yaayan insanlar yoksul
yayorlar denilebilir. Ama bir ok
gelimi toplumda byle ayrntlar
nfusun bykl iin bir standart
deildir ve onlarn varl ve yokluuna
gre yoksulluun bir ls olduu
anlam karlmamaldr.
Hem mudak hem de greli yoksul
luun dile getirilmesinde glkler
vardr. Mudak yoksulluun lm iin
genel teknik, belirli bir toplumdaki
insan baars iin gerekli olan temel
mallarn deerine dayanan bir yoksulluk
snr belirlemektir. Gelirleri yoksulluk
snrnn altnda kalan bireylere ve hane
halkna yoksul yayor denir. Ama
yoksulluun tek bir ltnn kulla
nm sorunlu olabilir, nk byle
tanmlar toplumlarn iindeki ve
arasndaki insan ihtiyalarnn farkllk
larn aklamada baarsz olmutur.
rnein lkenin baz blgelerinde
yaam dier yerlerinden ok daha
pahaldr; temel ihtiyalarn maliyeti
blgeden blgeye farkllaacaktr.
Baka bir rnekte, darda kol gcyle
alan bireylerin gnlerini oturarak
ierde geiren ofis alanlarndan daha
ok beslenme gereksinimi duyacak
lardr denilebilir. Yoksulluun tek bir
lt, kimi bireylerin, gerekte gelirleri
temel geimlik gereksinimlerini bile
karlayamadnda yoksulluk snrnn
zerinde olarak deerlendirildii anla
mna gelmektedir.
Ne var ki greli yoksulluk kavram
nn kendi iinde de glkleri vardr.
Bunlardan temel olan bir tanesi,
toplumlar geliirken, greli yoksulluk
anlaylarnn da deimesi gerektii
olgusudur. Toplumlar daha zenginken

386

Yoksu llu k, Refah v e T op lu m sal D lanm a

eletiriler, greli yoksulluk kavram


kullanmnn, imdi toplumun en az
varlkl yelerinin bile nceki zamanlar
bakmndan dikkate deer lde ok
daha iyi durumda olduu olgusundan
uzaklat konusunda uyarmlardr.
Bunlar, 'doru' yoksulluun, artk
televizyonlar ve bulak makineleri gibi
dayankl tketim mallarnn zellikle
her evde bulunduu, Britanya gibi bir
toplumda varolduunun sylenebilir
olup olmadn sorutururlar. Greli
yoksulluk kavramn savunanlar, eer
bir topluluk veya birey besin deeri
yksek yiyecekler ve salkl mallar gibi
daha temel mallar arttrmaya gc
yetmiyorsa, dayankl tketim mallar
nn artmasnn deersiz olduunu
belirtmektedirler.
Yoksul kimdir? Mlteci kampndaki bu ocuk mu?

greli yoksulluk iin standartlar temel


olarak hafife yukar doru ynelir.
rnein bir zamanlar buzdolaplar,
merkezi stma ve telefonlar lks eyalar
olarak grlmekteydi. Ne ki onlar, bu
gn bir ok sanayi toplumunda tam ve
etkin yaam ynlendirmek iin zorun
luluklar diye grlmektedir. Kimi

Sonraki blmde, Birleik Kral


lk'ta yoksulluu lmek iin kullanlm
olan temel yntemlerden bazlarn
inceleyeceiz.

Yoksulluu lmek
Resmiyoksulluk lmleri
Resmi bir "yoksulluk snr" olan
dier bir ok lkeye ve Amerika Birleik
Devletlerinin aksine Britanya'da olduu

...ya da harap bir eve yerletirilmi bu ocuklar m?

387

Y o k s u llu k , T o p l u m s a l D la n m a v e R e fa h

gibi yoksulluk lmleri devlet tarafn


dan salanmamaktadr. Resmi bir
yoksulluk tanmlamasnn olmamasn
dan dolay Birleik Krallk'ta aratr
maclar, yoksulluk dzeyini lmek iin
sosyal gvenlik yardmlar gibi dier
istatistiksel gstergelere gvenmekte
dirler. 1960'l yllarn ortalarndan
itibaren ararmaclar, ek yardmlarn
dzeyinin altnda kalan ya da daha
dk bir gelire sahip olan birini
"yoksulluk iinde yayor" biiminde
tanmlayan Abel-Smith ve Townsend'i
izlemilerdir. Ek yardm, parlamento
nun uygun grd geimlik iin geliri,
belli bir dzeye erimemi insanlara
devlet tarafndan denen bir nakit
yardmd. 1988'de Birleik Krallk'ta
gelir destei, ek yardmn yerine
geirildi ve artk yoksul Avrupa'nn
ounluu arasnda, ortalama gelir
dzeyinin ya yzde 60'n veya ilk
lmlerde yzde 50'nin altnda ya da
zerinde yaayan hane halknn says

olarak tanmlanan yoksulluktaki gelir


eitsizlii kullanm en yaygn biimde
llmektedir. Bu lm altnda yoksul
yaayan insanlarn says, arpc bir
biimde 1980'1 yllara doru artt,
1990'larn ortalarndan dtkten sonra
1991, 1992'de zirveye kmtr, (bkz.
10.1. Tablo). Bu lme gre 2004'de
alma ve Sosyal Gvenlik Blm,
toplam nfusun yzde 16'sn temsil
eden 9.5 milyon insann yoksul
yaadn hesaplad.

Peter Townsend:greliyoksunluk
Kimi aratrmaclar, yukarda
tartlm trdeki resmi lmlerin,
yoksulluun doru bir resmini verme
diine inanmaktadrlar. Bir ok nemli
alm ada yoksulluun tanm ,
yoksunluk diye uygulanmaktadr. Bu
yaklama nclk edenlerden biri,
Birleik Krallk'taki yoksulluun
ykselen toplumsal bilinci konusunda
1950'lerin sonlarndan buyana alan

10.1. Tablo Ortalama geliri (barnma fiyatlar artmadan nce) % 6 0 n altnda


olan hane halklarnda yaayan bireylerin says ve yzdesi
Yl
1979
1981
1987
1988/9
1990/1
1991/2
1992/3
1993/4
1994/5
1995/6
1996/7
1997/8
1998/9
1999/2000
2000/1
2001/2

(Milyon)
6.5
6.9
9.3
10.9
11.4
11.7
11.4
10.5
9.8
9.4
10.3
10.3
10.2

10.0
9.7
9.7

Yzde
12
13
17
19
20
21
20
18
18
17
18
18
18
18
17
17

Kaynak: alma ve Barnma Blm. Households B elow Average Incom e 1 9 9 4 /5 - 2 0 0 1 /2 , Flaherty ve dierleri (2004), s.43

388

Yoksu llu k, Refah v e T o p lu m sa l D lanm a

10.2. Tablo Tovvnsendin yoksunluk endeksi (1979)


z e llik le r

Nfus y zd esi

1 Son 12 ayda evden uzakta bir tatil yapmamak.

53,6

2 Yalnzca yetikinler. Son drt haftada bireyler attrmak ve bir yemek iinbir arkada ve
akrabasn arm olmak.

33,4

3 Yalnzca yetikinler. Son drt haftada bireyler attrmak ve bir yemek iin bir arkada ve
akrabasyla dar kmam olmak.

45,1

4 Yalnzca (15 ya alt) ocuklar. Son drt hafta iinde ay imek ve oynamak iin bir
arkadayla birlikte olmamak.

3 6 ,1

5 Yalnzca ocuklar. Son doum gnn kutlamamak.

56,6

6. Son iki hafta iinde elenmek iin leden sonra ve akam bo vakti olmamak.

47,0

7 Haftada drt gn de olsa taze et.

19,3

8 Son iki hafta iinde bir yemek piirmeden bir veyabirden fazla gn geirmek.

7,0

9 Haftann ou gnnde kahvalt hazrlamamak.

67,3

10 Bir buzdolab olmayan hane halklar

45,1

I 1 Genellikle pazar gnn birlikte geirmeyen hane halklar

25,9

12
Drt konforun birin kullanmayan hane halklar (tam WC; klozet veya lavabo ve souk su
musluu; tam bir banyo veya du ve tp / elektrikli ocak

21,4

Kaynak: Townsend (1979), s. 250

Peter Townsend'dir. Townsend'in al


malar gelir istatistiklerine gvenmek
ten daha ok, yoksulluun insanlardaki
znel yorumuna younlamtr. Townsend klasik almas Birleik Krallk'ta
YoksulluHda (Powerty in the United
Kingdom, 1979), 1960'larn sonuna
doru Birleik Krallk'ta, hanehalk
tarafndan doldurulan iki binden fazla
anket sorusuna verilen yantiar ince
ledi. Yant verenler, yaam koullar,
beslenme alkanlklar, bo vakit ve
toplumsal etkinliklerini ierecek
biimde yaam biimleri hakknda,
ayrca da gelirleriyle ilgili ayrntl bilgiler
vermilerdir. Townsend bu bilgilerden,
tek tek gruplarla deil de tm nfusla
ilgili olduuna ve onlarn yoksunluunu
nfusun oranna gre hesapladna
inand on iki balk seti. (Sonular
10.2. Tabloda grlebilir.)

389

Tovsnsend,yoksunluk endeksinde her


bir hane halkna bir puan verdi; daha
yksek puan daha yoksun hane halkna
aitti. Bundan sonra, endeksteki hane
halknn durumunu, onlarn toplam
gelirleriyle, her bir hanehalknn insan
says iin verilen denekleriyle, yeti
kinlerin alp almadyla, ocukla
rn yalaryla ve evin herhangi bir
yesinin zrl olup olmadyla kar
latrd. Townsend, derlemesinin, hzl
bir biimde ykselen yoksulluk
dzeylerinin altndaki gelir dzeyleri
iin, bir balang noktas gsterdii
sonucunu kard. Townsend'in yoksul
lar diye tanmlad bu hanehalklaryd.
Townsend, nfusun yzde 22.9'unu
dile getiren bu hanehalklarnn,
varsaylan olan ilk rakamlardan daha
yksek olduunu ortaya kard. Bu
bulgulara dayanarak Townsend,
devletin gereksinime gre yapt

Yoksu llu k, T o p lum sal D lanm a v e Refah

yardmlarn, bir hanehalknn topluma


tam ve anlaml bir biimde kalmas
iin duyulmas gereken dzeyin ok
altnda olduu, yani bu dzeyin yzde
50'sininde altnda olduu sonucuna
vard. Townsend'in almas, olduka
sradan aile-tipi eylerin bir paras
olmadan meydana kan aileleri dk
gelirli diye gstermektedir: Bunlar,
daha ok aada tarttmz "toplum
sal olarak dlanm" olurlar, (s. 402-11)

insanlarn "temel zorunluluk" olarak


neyi dikkate aldn belirlemek iin bir
kamuoyu yoklamas yrtmlerdir. Bu
yantlara dayanarak, yant verenlerin
yzde 50'sinden ounun olaan bir
yaam iin nemli grd yirmi iki
eit temel zorunluluk listesi karm
lardr. Mack ve Lansley, yoksulluu bu
listede olmayan veya daha fazla
balktaki bir durum olarak tanmla
mlardr.

Townsend'in yaklam, etkili


olduunu kandamasna ramen, aa
da greceimiz gibi baz yorumcular
tarafndan eledrilmektedir. rnein
David Piachaud, Townsend'in yoksun
luk endeksi iin setii balklarn znel
bir nitelie sahip olduunu ileri
srmtr: "onlarn yoksullukla ne
yapt, ne de nasl seildikleri ak
deildir." (1987) Townsend'in yoksun
luk endeksindeki bir ok kategori,
yoksulluktan daha ok toplumsal ve
kltrel yarglar ortaya karmak iin
sz konusu olabilir. Eer bir kii et
yememeyi ya da kahvalt yapmamay
tercih ediyorsa veya dzenli olarak
topluma aykr kararlar veriyorsa ya da
tatile gitmiyorsa, byle bir insann
yoksul olduu ak deildir.

Mack ve Lansley, Piachaud ve


Townsend'in orijinal incelemesine
dolayl olarak kar olmu olan dierleri
ni eletirmekten kanarak yant veren
lere neyin zorunluluk olduunu dn
dklerini sormakla daha ok kendileri
iin olan gereksinimleri semilerdir
yani, yoksunluk endeksini meydana
getiren bu balklar semeleri yapay
olmutur. Mack ve Lansley incelemele
rinde, yant verenlerin eksii olduu
kiisel seimin ve gereksinimin bir
neminin olup olmadn soran balk
lara bir soru daha dahil etmilerdir.
Eer yant verenler, seimin nemli
olduu yantn vermi olsalard, o
zaman onlar bu bal yoksunluk diye
snflandrmazlard.

JoannaMack ve Stevart Lansley:


Breadline Britain
Townsend'in yoksulluu yoksun
luk olarak tanmlamasna dayanan
Joanna Mack ve Stewart Lansley,
Britanya'daki greli yoksulluk zerine,
ilki 1983 kincisi 1990'da iki nemli
alma gerekletirmitir. Mack ve
Lansley, Breadline Britain (Ekmek
Yardm Kuyruunda Britanya) adl bir
televizyon program iin, "kabul
edilebilir" bir yaam standard iin,

Mack ve Lansley 1983'teki ilk


incelemelerinde Birleik Krallktaki
nfusun yaklak yzde 14'n olu
turan 7.5 milyon insann -yoksul yaad
n lmlerdir. Birleik Krallktaki
yoksulluun kapsam iin yaplan
Townsend'in almasndan daha dk
ama daha gereki deerler vermi olan
farkl bir hesaplama yntemi kullanm
lardr. Sonular, 1980'lerde yoksullu
un nemli bir art gsterdiini,
yoksulluk (yirmi alt temel zorunlulukdan ya da daha fazlasndan yoksun
olma) iinde yaayan insanlarn

390

Y oksu llu k, Refah v e T op lu m sal D lanm a

saysnn 7.5 milyondan 11.5 milyona


ktn ve byk yoksulluk (yedi ya da
daha fazla temel zorunlu-luktan yoksun
olma) iinde yaayanlarn saysnn da
2.6 milyondan 3.5 milyona ykseldiini
gstermektedir (Mack ve Lansley
1985,1982).

David Gordon: Poverty and Social


Exclusion in Britain
lk Breadline Britain incelemesin
den ve (bu almaya da katlan) Peter
Townsend'in nde gelen alma
sndan yararlanan David Gordon ve
alma arkadalar, (genellikle YTD
derlemesi olarak bilinen) Britanya'da
Yoksulluk ve Toplumsal Dlanma adnda
2000 ylnda benzer bir inceleme
yaymlamlardr. Mack ve Lansley gibi,
Gordon ve ekibi, modern Britanya'daki
uygun bir yaam standard iin insanla
rn neleri "gerekli" diye grdklerini
belirlemek iin bir anket kullanmlar
dr. Bu yantlara dayanarak nfusun
yzde 50'den fazlasnn olaan bir
yaam iin nemli diye dnd otuz
be balkl bir endeks oluturmulardr.
D erlem enin yarsndan fazlasn
oluturan, 'gerekli' saylan bu balklarn
izelgesi 10.3. Tabloda grlebilir.
Ekip, bu listeden zengin ve yoksul
arasndaki farkllk bakmndan gerekli
liklerin yoksunluk tanmnn doruluu
ya da gvenirlii iin eklemedikleri
televizyon, buzdolab, herkes iin yatak
ve yataklar, amar makinesi, bir
doktor tarafndan nerilmi ilalar,
derin dondurucu/iki kapl buzdolabbalklarn altsn bulmulardr, bu
nedenle bunlar zmlemeden karl
mlardr. Gordon ve alma arkada
lar, yoksunluk iin bir balang
saptadktan sonra dk gelirle birle

391

tirilen iki veya daha fazla zorunlu gerek


liliin yokluuna dayanmlardr.
Gerekliliklerin sahipliine dayanan
YD T yoklamas, daha ileri zmleme
ler byle deerlerin gelirleri yoksullua
eimli diye sylenen insanlarn yaklak
yzde 10'nunu ierdiini gstermi
olmasna ramen, bunlar elde etmeye
gleri yetmedii iin insanlarn
%72'sinin izelgedeki balklarn hi
birine ya da yalnzca birine sahip olduk
larn bulmutur. Yoklamay yapanlar,
yoksul olarak snflandrlm nfusun
% 26'snn darda brakldn, artk
yoksulluun dna km, gelirleri
yeterince yksek diye sylenenlerin %
2'yi ierdiini bulmu olsalar da, iki veya
daha fazla gereksinimden yoksun olan
rneklemin % 28'ini gz ard etmiler
dir. (Derlemenin sonular 10.4.
Tabloda zetlenmitir.)
nk Gordon ve alma arkada
lar, Mack ve Lansley'in ilk iki Breadline
Britain incelemelerindeki benzer bir
yntemi izlemilerdir; ayn zamanda
onlarn verilerini, Birleik Krallk'taki
yoksulluk snrnn nasl daha fazla
deitiini karlatrmak iin kullana
bilmilerdir. ki Breadline Britain
derlemesiyle 2000'de yaymlanan YTD
derlem esinin karlatrm asnda
Gordon ve arkadalar, toplumsal ola
rak grlen veya daha fazla gereksi
nimden yoksun olan hanehalk saysnn
(Mack ve Lansley'in almasnda yok
sulluk balangc olarak belirlenen say),
esasen 1983'de % 14'den 1990 ile %
21'e ve 1999'da ise % 24'lere doru ar
bir biimde arttn bulmulardr.
Bylelikle YTD derlemesi, bir btn
olarak ngiliz nfusunun 1980'lerin
bandan itibaren ok daha zenginken,
zorunlu gereksinimlerin yokluu

Y oksu llu k, T o p lu m sa l D la n m a v e Refah

asndan 2000'lerle dipte olanlar iin


yoksullukta arpc bir ykselmenin
olduunu bulmutur. (Bu blmden
sonra, i Partisi hkmeti tarafndan
gerekletirilen ilerlemeye gz atacaz,
baknz s. 420-23).

Kimler yoksuldur?
Yoksulluun yznn farkllklar
gstermesinden ve srekli deimesin
den dolay 'yoksul' birinin profilini
gstermek zordur. Yine de Birleik
Krallk'ta belirli kategorilerdeki btn
insanlarn yoksulluk iinde yayor olma
olasl tekilerden daha oktur. zel
likle, yaamn baka taraflarnda
dezavantajl olan ya da ayrmcla
urayan insanlar artan bir yoksul olma
olaslna sahiptir. Bu blmde, bir
btn olarak nfusu yoksullua ura
yan, zetle birka gruba odaklanarak
orantsz bir biimde karlatran
Birleik Krallk'taki yoksulluun nasl
rneklendirildiine bakacaz: ocuk
lar, kadnlar, etnik aznlklar ve yal
insanlar. Bununla birlikte yoksulluun
blgesel boyutuna bakarak balaya
caz.

Birleik Krallk'ta kimi blgeler


dierlerinden daha yoksuldur, ancak
Kasm 1999'daki bir hkmet rapo
runun belirttii gibi, "blgelerin
iindeki eitsizlik en azndan onlarn
aralarndaki kadar byk deildir"
(Cabinet Office 1999). "Britanya'daki
dk gelirli" yaamn en son
aklamalarnn birinde, gazeteci Polly
Toynbee, zenginlerin arasnda yoksul
gruplarn olduu aklamasn yapt.
T o y n b e e , G n e y L o n d r a 'd a
Clapham'daki pahal bir evden ayrlarak
Birleik Kralln en yoksul yerlerinden
birindeki bir daireye tand ve dk
cret deyen ilerden birine girdi.
Daire, giri kapsna yrmeyle on
dakikalk mesafeden daha yaknd.
Evinin yaknnda kalmay tercih etmiti,
yle ki "yoksulluk, herhangi bir yerde
deil, kuzeyde ne Barrow'da ne de
Jarrow'dayd, tam da yandaki bir
caddede zenginlikle i ie gemi bir
biimdeydi. ...Kuzey /Gney ayrl
ya da blgesel zenginlik aral her bir
alanda bulunmu olan byk toplumsal
ayrmdan daha azdr" (Toynbee 2003).

10.3. Tablo Yetikinlerin ihtiyalar alglamas ve ka insan bunlardan


yoksundur (btn ekiller yetikin nfusun yzdesini gstermektedir)
G z n n d e tutulan
______ b alk lar____

Yantlanan
balklar

Herkes iin yatak ve yataklar

95

Yaplmayanlar
stenmeyenler
0,2

Merkezi stma sistemi

94

0,4

Rutubetsiz bir ev

93

Hastanede aileye ve arkadalara ziyaret

92

Gnde iki yemek

91

Doktor tarafndan ila nerilmesi

90

Buzdolab

89

11

0,1

Gerekli

Gereksiz

392

Yaplmayanlar
Yaplamayanlar
1

Y oksu llu k, Refah v e T o p lum sal D la n m a

10.3. Tablonun

D evam
Gznnde tutulan
balklar

Yantlanan

balklar

Gnlk taze meyve ve sebze

86

13

Yaplmayanlar
stenmeyenler
7

Scak tutan, su geirmeyen giyecekler

85

14

Bozuk elektrikli eyalarn yenilenmesi

85

14

12

Aile ve arkada ziyareti

84

15

Yeni yl gibi zel gnleri kutlamak

83

16

Gerekli

Gereksiz

Yaplmayanlar
Yaplamayanlar
4

ve tamiri

Ev dekorasyonu iin para ayrmak

82

17

14

Okul ziyaretleri, rnein spor gnlerinde

81

17

33

Dn ve cenaze trenlerine katlmak

80

19

Her gn ve dier gnlerde eit olarak et,

79

19

Yaam rahatl gvencesi

79

20

Hobi yada bo zaman deerlendirme

78

20

12

Bulak makinas

76

22

Okuldan ocuklar alma

75

23

36

Telefon

71

28

grmeleri iin uygun kyafetler

69

28

13

Derin dondurucu / iki kapl buzdolab

68

30

Oturma ve yatak odalarnda hal

67

31

Darda kalnd zamanlar ve emeklilik

66

32

25

Btn hava koullar iin iki ift ayakkab

64

34

Aile dnda haftalk olarak kendi bana

59

39

13

Televizyon

56

43

Haftada bir defa eit olarak sebze ve et

56

41

11

56

42

55

43

14

18

Eskimi mobilyalar yenileme

54

43

12

Szlk

53

44

Toplumsal ilikiler iin giyecek

51

46

balk ya da sebze tketmek

iin dzenli para biriktirme (aylk 10 paund

bir miktar para harcama

kzartmas tketmek
Ylda bir defa aile ve arkadalar iin
hediye alma
Yaknlarnn dnda ylda bir defa evden
uzakta tatil

Kaynak: Gordon ve di. (2000), s. 250

393

Yoksu llu k, T op lu m sal D lanm a v e Refah

10.4. Tablo Yoksulluun


sonular ve toplumsal dlanma
derlemesi, 2 0 0 0

men, kadnlarn yoksul olma olaslklar


erkeklerden daha fazladr (Ruspini,
2000).

Yzdelik (btn
yzdelie en yakn)

Gordon ve meslektalar tarafn


dan yaymlanan YTD (2000) derle
mesi, kadnlarn, yoksulluk iinde
yaayan yetikinlerin % 58'ini olutur
duklarn bulmutur. Kadn yoksulluu
nun nedenleri karktr. nemli
elerden biri hem ev iindeki hem de
ev dndaki toplumsal cinsiyet i
blmyle ilgilidir. Ev ilerinin yk,
ocuklarn ve akrabalarn bakmnn
sorumluluu orantsz bir biimde
bugn de kadnlarn zerindedir.
Bunlar, onlarn ev dnda alma
yetenekleri ve istekleri zerinde nemli
bir etkiye sahiptir. Kadnlarn erkekler
den yar zamanl alma olaslnn
tam zamanl alma olaslna gre
ok daha fazla olmas, bunun bir
sonucu olarak daha az kazanmalar ve
cretli ii olmalar demeye gelir.
Birleik Krallk'ta daha nce olmad
kadar pek ok kadn, cret karl
almaya girmi olmasna ramen,
mesleki i gc arasndaki ayrm "bir
erkein meslei" ve 'kadnlarn ii' ara
snda salam bir biimde devam
etmektedir (Flaherty ve dierleri, 2004).

Yoksulluk snflar

Yoksul

26

Yoksulluktan incinen

10

Yoksulluktan kurtulan

Yoksul olmayan

62

Kaynak: Gordon ve di. (2000), s. 18

Gelirleri ulusal ortalamann %


60'nn altnda olan hanehalklarnda
yaayan ocuklarn oran 1979 ve
1996/1997 yllar arasnda iki katna, %
14'den % 34'e kmtr. 1997 ylnda
greve geldikten sonra i Partisinin
en istekli biimde verdii taahhtle
rinden biri de 2020 ylnda ocuk
yoksulluunun sona erdirileceidir ve
i Partisi bir takm baarlar sala
mtr (bkz. 'Yeni i Partisi ve Refah
Reformu', s. 420-23 ve sonras). eitli
biimlerde yoksulluk iinde yaayan
ocuklar, daha nce yapmadklarndan
daha kt durumdaki eyleri yapmaya
eilimlidirler. Daha zayf domalar ve
bir trafik kazasnda yaralanma (ve lme)
(nk yaya olma olaslklar daha fazla
ama oyun parkna ve alanna gvenli bir
biimde ulama olaslklar da o kadar
azdr), kt muameleye urama, kendi
ne zarar verme ve intihara bavurma
olaslklar daha fazladr. Daha yoksul
ocuklarn okulda iyi olma olaslklar
da daha dktr ve yoksul yetikinler
olma olaslklar ok daha fazladr
(Flaherty ve dierleri, 2004).
Kadnlarn yoksulluu, "erkek ege
men hane halklar"na odaklanan al
malarn arkasnda kalm olmasna ra

Etnik aznlk gruplarnn yeleri de


byk oranda yoksulluk iinde gsteril
mektedir. zellikle PakistanlI ve
Bangladeli kiilerin dier etnik aznlk
bireylerine gre ortalamann yzde
60'ndan daha az gelire sahip olma
olaslklar daha fazladr (bkz. 10.5.
Tablo). Bunun nedenlerinin bir ksm
Birleik Krallk'taki btn etnik azn
lklar iin dk i cretleri ve yksek
isizlikten kaynaklanr. Sz gelimi
2 0 0 2 'd e A frik al ve P ak istan l/Bangladeli insanlar iin isizlik

394

Yoksu llu k, Refah v e T op lu m sal D lanm a

creti, beyazlara gre kat daha


fazladr. 2002-2003 knda, beyaz
nfusun yzde 76'syla karlatrld
nda etnik aznlklardan olan insanlarn
yalnzca yzde 58'i bir i sahibiydi.
Burada yksek derecede emek piyasa
ayrm da sz konusudur. Pakistanl
gruplar -1970'lerde ve 1980'lerin
sonunda yavalamaya giren sanayiler rnein Birmingham ve Yorkshire gibi,
eski ar-imalat ve tekstil sanayi
alanlarna ar derecede ynlendiril
milerdi. Karayipli siyah erkekler, el
gc ile yaplan mesleklerde, zellikle

WH0 SAYS
ETHNC MINORITIES
CANT GET J0BS?
THERE ARE 0PENINGS
EVERYV/HERE.

tamaclk ve iletiim sanayisinde


fazlaca grlmektedirler. inliler ve
Bangladeliler, zellikle yiyecek-iecek
sanayisine ynlendirilmilerdi. Burada
bir mesleki ayrmn bulunduunu
gsteren bir kant sz konusudur,
nk etnik aznlklar bir ksm sanayi
cileri ve iverenleri beyaz diye algla
maktadr, oysa kimi iverenler etnik
aznlklar "dardan toplanm ii"
gibi grmektedirler (Performans ve
Yeni Birim 2002; Flaherty ve dierleri,
2004). Birleik Krallk'taki etnik
aznlklarn, yoksul nitelikli barnma ve

|PT*y

m *

(yh
k-^l

Lovlofy G H a r c rl fjica claanar amboy fta* ta do ati


(ou-fiaid, mma| j oh a bul w/y ia il ao o lu r oaopla rom at/nic
mnonliaV Pajudca, racol acriminfliion and Aaraamanl ara
danyinfl caoola Ua eioica o| joh May daaarva ta unjust and
unlar. Mora timn U \ a l il a a tarribla u a a of Britisft lalan.

O
ETNK AZINLIKLARIN SAHB OLAMADIINI KM SYLYOR? HER YER
ONLARA AIK.
"Lavabo hizmetlileri. Ofis temizlikileri. Niin, ounlukla etnik aznlklardan olan insanlar btn dk cretli
nemsiz ileri yapm ak zorundadr? nyargl bir biim de yaplan rk ayrmclk ve taciz, nsanlarn hak
ettikleri ii semesini engelliyor. Bu bir hakszlk ve adaletsizliktir. Bundan daha fazlas, Britanya becerisinin
korkun bir israfdr.

Etnik aznlk yesi insanlar, o u kez yksek isizliin bir sonucu olarak Bat
toplum larnda en yoksullar arasndadrlar.

395

Y o k s u llu k , T o p lu m s a J D la n m a v e Refah

1 0 . 5 . T a b lo B y k B rita n y a 'd a 2 0 0 1 / 2 'd e b a rn m a fiy atlarn n a rtm a s n


d a n s o n r a e tn ik g ru p la r n e z d in d e b e t e b ir g e lird e k i b ire y le rin y z d e s i
OOOs
4

18

20

20

21

21

52.1

Siyah Karayipli

34

21

17

13

16

0.8

Karayipii olmayan siyah

43

22

14

12

0.6

Hintli

26

15

26

16

17

1.0

PakistanlI / Bangladeli

61

20

11

1.0

Dier

37

18

15

12

18

1.5

Btn bireyler

20

20

20

20

20

57.0

5 (en alttaki)
Beyaz

Kaynak: alma ve Emeklilik Blm, alttaki hanehalklarnn ortalama geliri 1994/5 - 2001/2, Flaherty ve di.
(2004), s. 188

salk sorunlarndan zarar grme ya da


yoksun blgelerde yaama, okulda
mcadele etme, dk cretli meslek
lere sahip olma olaslklar da olduka
yksektir (Flaherty ve dierleri, 2004).
almalar esnasnda yeterli cret
alabilen bir ok insan, alrken kiisel
maalarndan, zellikle bir artrm yap
mamlarsa veya buna gleri yetme
mise, emeklilikteki gelirlerinde (ve
konumlarnda) ani bir d deneyimi
yaamaktadr. Nfusun yalanmas,
emekli maann karlanmasnda dev
len gittike artan bir ykn altna
sokmaktadr. Yaam beklentisi artarken
nfustaki yasl insanlarn says da o
derece artmaktadr. 1961 ve 2001 ara
snda Birleik Krallk'ta 65 ya ve ze
rinde olan insanlarn says, iki katna,
9.4 milyona kmtr. u anda ortalama
olarak 65 yandaki erkekler, 15 yridan
daha fazla ve kadnlar, 20 yldan daha
fazla yaamay bekleyebilmektedirler.
Birleik Krallktaki yaam beklentisi 6.
Blmde, 'Toplumsallama, YaamAk ve Yallk' ad altnda daha
ayrntl bir biimde tartlmtr, s.

219-20.

Son yllardaki almalar, emeklile


rin alan nfusa gre srekli olarak
yoksul yaama olaslklarnn ok daha
fazla olduunu gstermitir. 1998 ve
2000 arasnda, alan nfusun % 7'siyle
karlatrldnda, emeklilerin % 18'i
srekli olarak yoksul yaamtr. Dk
gelirli emeklilerin says da ya ile birlik
te artmaktadr. almalar, son on yllk
sre iinde daha yal kadnlarn ve etnik
aznlklardan olan insanlarn yoksul
yaama olaslklarnn dier emekliler
den ok daha fazla olduunu da
bulmutur.
Bu trden bulgular, 2002 hkme
tindeki Hazine Bakan Gordon
Brown'dan alnmtr: "Amacmz
lkemizdeki emekli yoksulluunu sona
erdirmektir". Ya 60'n zerindeki
insanlar iin en azndan bir gelir
garantileyen ve Birleik Krallk'taki bu
ya grubundaki btn insanlarn
yarsnn gelirini ykseltmeye sz veren
Ekim 2003'teki emekli kredisinin ortaya
k, bu amac birletirmeye doru
giden bir yol olmutur. Bu politikann
baars, elbette gerekten bu eyleri

396

Y o k s u llu k , R efah v e T o p lu m s a l D la n m a

yarar iddiasnda bulunarak yapma


hakkna yetkili olanlarn hepsine
baldr (Flaherty ve dierleri 2004).
Y o k s u llu u a k la m a k

Yoksulluk aklamalar iki ana


balk altnda toplanabilir: Yoksul
kiileri kendi yoksulluklar iin sorumlu
gren kuramlar ile yoksulluun
toplumdaki yapsal gler tarafndan
retildiini ve yeniden retildiini
dnen kuramlar. Birbirine rakip olan
bu iki yaklam, kimi zaman srasyla
'kurban sula' ve 'sistemi sula' kuram
lar olarak tanmlanmaktadr. Her birini
aada ksaca inceleyeceiz.
Yoksullar, kendi dezavantajl
durumlarndan sorumlu diye gren
tutumlarn uzun bir tarihi vardr.
Ondokuzuncu yzyldaki dkn evleri
gibi yoksulluun etkilerini ele alma
ynndeki ilk abalar, yoksulluun
bireylerin yetersizlii ya da patolojile
rinden kaynakland inancna dayan
maktayd. Yoksullar, toplum iinde
beceri yoksunluu, ahlaki ya da fiziksel
zayflk, gd eksiklii ya da ortalama
nn altnda yetenek yznden baarya
ulaamayan insanlar olarak grlyor
du. Toplumsal konum, bir kiinin yete
nek ve abasn yanstyor diye grl
mekteydi; hak edenler baarya ular
ken daha az yetenekli olan tekiler
baarszla mahkumdu. 'Kazananlar'
ile 'kaybedenler' yaamn bir gerei
diye grlyordu.
Aada (s. 411-23)'de refah dev
letinin ortaya k tartmasnda
greceimiz gibi, yoksulluk aklama
lar, yoksulluu yirminci yzyln ortala
r boyunca ncelikle gzdeliini
yidrmi bireysel eksiklik diye aklarlar,
ancak 1970'ler ile 1980'lerden balaya

397

rak, giriimcilik ve bireysel hrsn


toplumda 'baarm' olanlar dllen
dirdii ve kendilerini iinde bulduklar
koullardan sorumlu tutmayanlar da
geride brakt biimindeki politik
vurgudan dolay bir yeniden canlanma
yaanmtr. Yoksulluk aklamalar
ounlukla yoksul kiilerin yaam
biimlerinde ve bunun yan sra, onlarn
benimsedikleri varsaylan bak alar
ve tutumlarda aranmtr. Bu tezlerin
etkili yorumlarndan biri de Amerikal
sosyolog Charles Murray tarafndan
ileriye gtrlmtr (onun almas 9.
Blmde, sayfa 361-65'de daha detayl
incelenmitir). Murray (1984), yoksul
luklar iin kiisel sorumluluu olan
kiilerin altsnfta olduunu ne
srmektedir. Bu grup bamllk
kltrnn bir parasn oluturur
(Aada s. 418'de sosyal gvenlik
yardm bamllndaki kutucua
baknz). Bu terimle Murray, igc
piyasasna girmek yerine hkmetin
sosyal gvenlik yardmna gvenen
yoksul insanlar anlatmaktadr. Murray,
refah devletinin bymesinin, kiisel
hrs ve kendi kendine yardm gcn
eksilten bir alt-kltr yattn ileri sr
mektedir. Refah bamllar, gelecee
ynelmek ve daha iyi bir yaama
erimeye abalamak yerine, sadakalar
kabul etmekle yetinmektedirler. Mur
ray, refah yardmlarnn insanlarn
alma teviklerini krdn ne
srmektedir. Murray, yoksulluklar iin
kiisel sorumluluu bulunan bu
bireyleri, yoksul olmalar iin rnein,
dullar, yetimler veya engelli insanlar gibi
bir suu olmayanlar kart olarak
gsterir.
Bunun gibi kuramlar Britanya halk
arasnda da yank buluyor gibi grn
yor. Derlemeler, Britanyallarn oun

Y o k s u llu k , T o p lu m s a l D la n m a v e Refah

luunun, yoksullar kendi yoksullukla


rndan sorumlu olarak grmekte
olduunu ve "hkmet sadakalaryla
"bedava" yaayan insanlara kar kuku
duymakta olduunu gstermek-tedir.
Pek ok insan, refah yardm alan
insanlarn, kararl olduklarnda i
bulabileceklerine inanmaktadr. Yine de
bu grler, yoksulluun gerekleriyle
uyumamaktadr. Birleik Krallkta
yoksul yaayanlarn yaklak drtte
birinin artk bir ii vardr; fakat yoksul
luk eiini amalarna izin vermeyecek
kadar az kazanmaktadrlar. Sz
geenlerin ounluu, on drt ya alt
ocuklar, altm be ya ve zerindekiler
ile hasta ya da engellilerdir. Sosyal
gvenlik kurumlarn kandrmann
yksek dzeylerde olduu biimindeki
gzde grlere karn, yardm iin
bavuranlarn % 1'den az sahte gerek
eler ileri srmektedirler -yanl bil
dirim ya da karmadan dolay % 10'dan
fazlas kaybolan verginin, gelir vergisi
iadelerinde yaplan karmadan ok
daha az olduu tahmin edilmektedir.
Yoksulluu aklayan ikinci yakla
m, bireylerin stesinden gelmelerinin
zor olduu yoksulluk koullarn
yaratan daha geni toplumsal sreleri
vurgulamaktadr. Byle bir anlaya
gre, toplumdaki yapsal gler -snf,
toplumsal cinsiyet, etniklik, mesleki
konum, eitim dzeyi ve daha fazlas
gibi- kaynaklar datma biimlerini
belirlemektedir. Yoksulluk iin yapsal
aklamalar savunan yazarlar, yoksullar
ara-sndaki ounlukla "bamllk
kltr" diye grlen hrs yokluunun,
gerekte onlarn snrlanm konumlar
nn bir nedeni deil, bir sonucu
olduunu ileri srmektedirler. Onlar,
yoksulluun azaltlmasnn bireysel
bak alarn deitirme sorunu

olmadn, ancak gelir ve kaynaklarn


toplum iinde daha eit bir biimde
datlmasn amalayan siyasalar
gerektirdii iddiasndadrlar. ocuk
bakm yardmlar, en az saat creti ve
aileler iin garanti edilen gelir dzeyleri,
kalc toplumsal eitsizlikleri azaltmaya
uraan siyasa tedbirlerinin rnek
leridir.
Amerikal sosyolog William Julius
W ilson, kitab alm a Ortadan
Kaybolduunda: Yeni Kentsel Yoksul Dnya
(When Work Disappears: The World
of the New Urban Poor'da -1996) bu
"yapsal" kantlamann nemli ve
olduka yeni bir rneini ileri srer.
Wilson'n konumu, "ekonomik yeniden
yaplandrma" kuram olarak tanmla
nabilir. Wilson (1987,1996), kalc ehir
yoksulluunun, ncelikle ehir ii
ekonominin yapsal deiiminden
kaynaklandn ne srer. retim
endstrisinin azalmas, istihdamn
"varolamas" ve dk cretli hizmet
biriminin ykselmesi, bir aileyi gein
dirmek iin yeterli cretler deyen mev
cut mesleklerin says, dorudan doru
ya eitimi brakanlar iin anormal bir
biimde azaltmtr. Ekonomik tedbir
ler sonucu isizliin yksek oran,
"evlenecek yataki" erkekleri (bunlarn
bir aileyi mali adan geindirebilmeye
gleri yetmektedir) erkekler toplulu
una ynlendirmitir. Bylelikle evlilik,
yoksul kadnlar iin daha az ekici
olmaktadr, gayri meru doan ocukla
rn says artmaktadr ve anaerkil aileler
hzla oalmaktadr. Yeni nesil ocuklar
yoksul domaktadrlar ve kt bir devir
srmektedirler. Wilson, siyah Amerika
llarn, gem iteki ayrmclktan
orantsz bir biimde etkilendiklerini
ileri srmektedir, nk onlar, ekono

398

Y o k s u llu k . Refah v e T o p lu m s a l D la n m a

mik yeniden yaplandrmadan zel


olarak etkilenen mesleklere ve konum
lara toplanmaktadrlar.
Wilson, bu ekonomik deiimin
A.B.D'de siyahlarn oturduu yerler
deki yoksulluun mekansal younla
masndaki bir art ile birlikte gittiini
ileri srmtr. Wilson'un anlad
yoksulluun bu yeni corafyas,
1960'lardaki toplumsal haklar hareke
tinin ksmen vermi olduu haklarla,
gettolarn dnda ortasnf siyahlara
yeni frsatlar salamtr. Getto blge
lerinden ortasnf ailelerin d-g,
sanayi sonras toplumdaki baar iin
gereken deer, kaynak ve kurumdan
yoksun olan yoksul bir topluluu
arkasnda brakmtr. Wilson, byle
semtlerin yerel olarak ie yarar eitim ve
terbiyeden yoksun olduunu ve
devletin zmszl ile mesleki bilgi
yannda i frsatlar salayan yerel
rgtlenmenin kiisel desteinden
zarar grdklerini de kabul etmektedir.
Bylece kentsel altsnf, toplumsal
haklar siyasasnn, ekonomik yeniden
yaplanma ve ayrmcln tarihsel mira
snn ok paral karlkl etkileimin
den meydan gelmitir.

Deerlendirme
Yukarda ana hatlar izildii kada
ryla yoksulluk konusundaki her iki
aklama geni bir destee sahiptir ve
yoksulluk hakkndaki kamu tartmala
rnda her iki grn deiik biimleriy
le srekli olarak karlalmaktadr.
Yoksulluk kltr grn eletiren
ler, bu grn savunucularn yoksul
luu 'bireyletirmek' ve byk lde
kendi denetimleri dnda olan koullar
dan yoksullar sorumlu tutmakla
sulamaktadrlar. Onlar yoksullar,

399

dzeni dolandran bedavaclar olarak


deil, kurbanlar olarak grrler. Yine
de, yoksulluun nedenlerini yalnzca
toplumun yapsnda bulunduunu
grenlerin savlarn eletirel olmayan
bir biimde kabul etmek konusunda
temkinli olmalyz. Byle bir bak as,
yoksullarn yalnzca kendilerini iinde
bulduklar zor durumu edilgin bir
biimde kabul ettiklerini dndr
mektedir. Bu, aada greceimiz gibi,
doru olmaktan olduka uzaktr.
Y o k s u llu k v e t o p l u m s a l
h a r e k e t l ili k

Gemite yoksulluk zerine yap


lan aratrmalarn pek ou, insanlarn
yoksullua d konusuna odaklan
m ve yldan yla yoksulluun biriken
dzeylerini lmlerdir. Geleneksel
olarak, yoksulluun "yaam dngs"
insanlarn zaman ierisinde yoksulluk
tan k (ve yoksullua geri dn)
izlekleri zerinde daha az dikkatle
durulmutur.
Yoksullukla ilgili yaygn biimde
kabul edilen gr, onun srekli bir
koul olduudur. Oysa yoksul olmak,
zorunlu olarak yoksulluk bataklna
saplanmak anlamna gelmemektedir.
Herhangi bir zamanda, yoksulluk
iindeki insanlarn dikkate deer bir
oran ya daha nce daha iyi yaam
koullarna sahip olmutur ya da gele
cekte bir zaman yoksulluktan kurtulabi
leceini umabilir. Son gnlerdeki bir
aratrma, yoksulluktan dar ve ieri
hareketliliin nemli bir miktarda
olduunu gstermitir: artc sayda
insan yoksulluktan kanmakta baarl
olmusa da, yine de ncekine gre daha
fazla sayda insan yaamlarnn bir nok
tasnda yoksulluk iinde yaamaktadr.

Y o k s u llu k , T o p lu m s a l D la n m a v e Refah

1 0 .6 . T a b lo 1 9 9 1 v e 1 9 9 2 a ra s n d a , g e lir d a lm i e r is in d e h a r e k e t e d e n
y e ti k in le r , B y k B rita n y a (%)
1996 gelir grubu
En alttaki
bete bir

Sonraki
bete bir

Ortadaki
bete bir

Sonraki
bete bir

En st
bete bir

Btn
bete bir

En alttaki bete bir

52

26

12

100

Sonraki bete bir

25

35

22

12

100

Ortadaki bete bir

11

21

33

23

12

100

Sonraki bete bir

12

20

37

23

100

En st bete bir

11

21

59

100

1991 gelir grubu

Kaynak: alma ve Emeklilik Blm, alttaki hanehalklarnn ortalama geliri 1994/5 - 2 001/2, Flaherty ve dl.
(2004), s. 188

Britanya Hanehalk Heyet Derle


mesinin (BHPS) istatistiksel bulgular,
1991 ylnda geliri en alt bete bir iinde
yer alan bireylerin yarsndan ounun,
1996'da da yine ayn kategoride yer
aldn gstermektedir. (10.6. Tabloya
baknz). Bu, bu insanlarn zorunlu
olarak be yllk dnem iinde srekli
olarak ayn beli iinde olduklar
anlamna gelmemektedir. Onlarn bir
blm byle iken, bahsedilen dnem
iinde tekiler belinin en altndan
yukar km ve geri dnm olabilirler.
BHPS ayn zamanda, derlemenin
yapld alt yllk dnemin be yl
sresince, her on yetikinden birisinin
srekli olarak en yoksul % 20 iinde
kaldn ve de bu sre boyunca da
yetikinlerin % 60'nn hibir zaman en
alt dilimde yer almadn gstermekte
dir. Genel olarak bu bulgular, verilmi
herhangi bir zamanda en alt dilimdeki
yetikinlerin yaklak yarsnn srekli
bir dk gelir iinde kaldn, ayrca
teki yarnn yldan yla en yoksul gruba
girip ktn ileri srmektedir (HMSO
1999).

Almanya'daki 1984 ile 1994 arasn


daki gelir rntleri hakkndaki veriler
de yoksulluktan ieri ve dar nemli
bir hareketlilik olduunu ortaya
koymaktadr. Almanlarn % 30'dan
fazlas, ele alnan on yllk srede en az
bir yl iin yoksul (ortalama gelirin
yarsndan, rnein ortalamann yars,
daha az geliri olan) kalmtr; bu,
herhangi bir yldaki en fazla yoksul
saysndan kat daha byk bir sayy
gstermektedir (Leisering ve Leibfried
1999). Yoksulluktan 'kaan'lar arasn
daki ortalama gelir dzeyi, yoksulluk
snrnn yaklak yarsna ulamtr.
Oysa bu bireylerin yars on yllk d
nemde en az bir yl yoksul kalmlardr.
Abigail McKnight (2000), Birleik
Kralln Yeni Kazanlar Heyet
Anketinden ve baka kaynaklardan
alnan verileri kullanarak, 1977 ve 1997
arasnda Britanya'da kazanlar hareke
tindeki eilimleri zm-lemitir.
McKnight, dk cretli iiler grubu
nu izleyerek, dk maata srekliliin
nemli bir miktar olduunu bulmutur.
Onun incelemesi, en dk kazanan

400

Y o k s u llu k , R efah v e T o p lu m s a l D la n m a

iilerin drtte birinin alt yl sonra bile


beinci srada olduklarn gstermitir.
McKnight ayn zamanda, Britanya'daki
en yoksul grup arasnda olan isiz
insanlarn i bulup altklarnda, en
dk cret veren alanlardaki bir ite
alan olarak kazan elde etme
olaslklarnn ok fazla olduunu; ve
de, dk cret alan iilerin daha
yksek cret alan iilere gre, isizlii
deneyimlemeyi srdrme olaslklarnn
daha fazla olduunu bulmutur.
Aratrmaclar bu trden bulgular,
sosyal gvenlik yardmlarnn kslma
sn isteyenler ya da politik ve toplumsal
konu olarak yoksulluktan tamamyla
kanmak isteyenler tarafndan kolayca
kullanlabilecei iin, dikkatli bir
biimde yorumlamamz gerektiini
vurgulamlardr. Toplumsal Dlanma
zmleme Merkezi'nden John Hills,
gelir belirlemesinde, "piyango modeli"nin kabul edilmesine kar uyarda
bulunmutur. Bununla Hills, insanlarn
gelir hiyerarisi iinde hareket ederken,
yoksulluu az ok rastlantsal bir
biimde yaadklar, "birisi darya"
sonucu olarak sunan savlar hakknda
kukulu olmak gerektiini sylemek
istemektedir. Bu gr, toplumda
varlkl ile yoksul arasndaki eitsizlik
lerin, ciddi bir biimde eletirel
olmad dncesini ne srmektedir;
herkes bir noktada kazanan ya da kay
beden olma ansna sahip olduundan,
yoksulluk dncesi artk ciddi bir kayg
nedeni deildir. Kimi ansz bireyler
ard sra birka yl dk gelir sahibi
olabilir, ancak znde dk gelir
rastlantsal bir olgudur.
Hills'in (1998) iaret ettii gibi,
BHPS, yoksulluk iinde yaayanlarn
kabul edilebilir bir ksa dnemli
hareketlilikler olduunu ortaya koy

401

maktadr. Sz gelimi, en yoksul onda bir


(%10) iindeki bireylerin %46's bir
sonraki yl yine ayn yerde bulunmak
tayd. Bu, en alt onda bir iindeki
insanlarn yarsndan fazlasnn yoksul
luktan kurtulabildiini dndrmek
tedir. Oysa daha dikkatli baklacak
olursa, bireylerin %67'sinin en alttaki iki
onda birde kald gsterilmektedir;
bunlardan yalnzca te biri bir adm
ileri gitmitir. Gelire gre nfusun en alt
bete biri iindeki %65'i bir yl sonra da
en alt bete bir iindeydi; bu sre
ierisinde %85, en alt bete iki iinde
kalmay srdrmtr. Bu bulgular,
dk gelirlilerin yaklak te birinin
'geici' nitelikte olduunu, buna karlk
dier te ikisinin byle olmadn ileri
srmektedir. Hills'e gre, zaman iinde
nfusun yava yava gelirin onda birlik
dilimleri boyunca 'kartn' dn
mek yanltcdr. Daha dorusu, yoksul
luktan dar hareket edenlerin pek
ou, ok fazla ilerleyememekte,
sonuta yine geri dnmektedirler; bir
yldan fazla en altta kalanlarn "ka
oranlar" dzenli bir biimde dmek
tedir (Hills 1998).
Yoksulluktan yukar trmanmann
zorluklar ve engellerle dolu olduu
kesin olmakla beraber, genellikle ara
trmalar yoksulluktan dar ve ieri
hareket etmenin dnldnden
daha akkan olduunu gstermektedir.
Yoksulluk, basit bir biimde edilgin
nfus zerinde etkili olan toplumsal
glerin bir sonucu deildir. ok ciddi
dezavantajl konumda olan kiiler de ,
kendi konumlarn iyiletirme frsatlar
yakalayabilirler; insan eyleminin dei
iklik yaratabilme gc kmsenme
melidir. Toplumsal siyasa, dezavantajl
bireyler ve topluluklarn sahip olduu
eylem olanan oklatrmakta nemli

Y o k s u llu k , T o p lu m s a l D la n m a v e Refah

bir rol oynayabilir. Bu blmde daha


sonra yapacamz refah tartmasnda,
igc piyasasnn glendirilmesi,
eitim ve i eitimi frsatlar ve
toplumsal kaynamay salama yoluyla
yoksulluu azaltmak iin tasarlanm
siyasi tedbirlere dikkat ekeceiz.
Toplumsal hareketlilik 9. Blmde
tartlmtr, 'Tabakalama ve Snf,
s. 372-75

Toplumsal dlanma
T o p lu m s a l d l a n m a n e d ir ?

Toplumsal dlanma dncesi,


politikaclarn benimsedii bir dnce
olsa da, eitsizliin yeni kaynaklarn
gstermek iin ilk olarak sosyologlar
tarafndan ileri srlmtr. Toplumsal
dlanma, bireylerin, toplumun geneliy
le tam olarak btnlemesinin engel
lenme biimlerini gstermektedir. Sz
gelimi, evresinde kt okullarn ve az
sayda i frsatnn olduu, ykk dkk
evlerden oluan bir sitede yaayan
insanlar, toplumdaki pek ok insan iin
sz konusu olmayacak biimde,
kendilerine daha iyi koullar yaratan
frsatiarndan etkili bir biimde yoksun
kalmaktadr.
Toplumsal dlanma kavram,
kiisel sorumluluk sorununu meydana
karmtr. Yine de, 'dlanma' terimi
birinin ya da bir eyin bakasnca
darda braklmasna iaret eder.
Kukusuz, kendi denetimlerinin dn
da yer alan kararlar boyunca bireylerin
dlandklar rnekler sz konusudur.
Bankalar belirli bir posta kodu blge
sinde yaayan bireyler iin geerli bir
banka hesab ya da kredi kardan verme
yi reddedebilmektedirler. Sigorta ir

ketleri bir polie bavurusu iin bavu


ran kiinin gemiini ve zgemiini
esas alarak bavurusunu kabul etmeyebilmektedirler. ten karlan bir ii
yaamnda daha sonra ya esas alnarak
bir ok ie kabul edilmeyebilmektedir.
Ne ki toplumsal dlanma yalnzca
dlanm olan insanlardan dolay
ortaya kmamaktadr ayn zamanda
toplumsal dlanma orta snfn nite
liklerinden kendilerini dlayan insan
lardan da kaynaklanabilmektedir.
Bireyler eitimi brakmay, bir i frsa
tm geri tepmeyi ve ekonomik olarak
duraan olmay ya da siyasi seimlerde
oy kullanmamay seebilirler. Toplum
sal dlanma olgusunun dnlme
sinde, bir yanda insan faaliyeti ve
sorumluluu arasnda olan etkileimin
ve dier yanda da insanlarn paylat
koullardaki toplumsal gcn rolnn
bir kez daha bilincinde olmamz
gerekmektedir.
Charles Murray tarafndan altsnf
kuram iinde gelitirilen, topluma
tam olarak katlmdan kendilerini
dlayan bireyler dncesi, 9. Blm
de ayrntl bir biimde tartlmtr,
'Snf ve Tabakalama' s. 361-65

Toplumsal dlanma, yoksulluk


onu iermesine ramen, ondan daha
geni bir kavramdr. Toplumsal dlan
ma, dikkatini, bireyleri ve topluluklar
nfusun ounluuna ak olan frsat
lara sahip olmaktan alkoyan etmenlerin
geni bir dizisine ynlendirmitir.
David Gordon ve meslektalar
tarafndan yaplan PSE aratrmas
(bkz. 390-1), toplumsal dlanmay drt
boyuta ayrmtr: yeterli kaynak ve
gelirden yoksun olma ve dlanma
(yukarda tarttmz); i piyasasndan
dlanma, toplumsal ilikilerden ve

402

Y o k s u llu k , R efah v e T o p lu m s a l D la n m a

sosyal hizmetten dlanma (Gordon ve


dierleri 2000). Aada, toplumsal
dlanmann son esine gz
atacaz.

igcpiyasasndan dlanma
Bireyler iin i, yalnzca yeterli bir
gelir saladndan dolay deil, igc
piyasasndaki ykselmenin toplumsal
etkileim iin nemli bir alan olmasn
dan dolay da nemlidir. Bylelikle,
igc piyasasndan dlanma toplum
sal dlanmann dier biimlerine
yoksullua, hizmetlerden dlanmaya ve
toplumsal ilikilerden dlanmayanclk edebilmektedir. Sonu olarak
maal alan insanlarn saysndaki
art, sorundan endielenen politika
clar iin toplumsal dlanmann azaltl
masna ynelik nemli bir yol gibi
grnmektedir (bkz. s. 420-23).
Bununla birlikte "hanehalknda bir
isiz" olmak, mutlaka isizlikle ilikilendirilmemelidir. PSE derlemesi, erikin
lerin yzde 43'nn (kadnlarda yzde 50
ve erkeklerde yzde 37) maal bir ite
almadklarn bulmutur, igc
piyasasnda etkin olmayanlarn hatr
saylr biimdeki en byk topluluu
emeklilerdir (erikinlerin yzde 24').
igc piyasasnda etkin olmayan dier
topluluklar, muhtemelen renci ve
sakat olmalar yznden alamayan,
evle ve bakmla ilgili etkinliklerle
ilikilendirilen insanlar iermektedir.
Sonuta nfusun byk bir ksmn
iine almas yznden, igc piyasa
snda etkin olamamann bizzat kendisi
nin toplumsal dlanmann bir iareti
olduunu iddia etmek konusunda
dikkatli olmalyz, ne ki igc piyasa
sndan dlanmann toplumsal dlanma
riskini nemli bir biimde arttrdn

403

syleyebiliriz.

Hikmetlerden dlanma
Toplumsal dlanmann nemli bir
grn, ev iinde (enerji ve su
ihtiyalar gibi) veya ev dnda olan
(rnein toplu tama, dkkanlar ve
finansal hizmetleri kullanma) temel
hizmetlerin kullanmndan yoksun
luktur. Kamu hizmetinden dlanma,
bireysel dlanmay (bir birey bir
h iz m eti, paras olm ad iin
alamadnda) veya ortak dlanmay
(bir hizmet toplum iin mevcut
olmadnda) ierebilir. PSE derlemesi,
insanlarn yaklak drtte birinin, bir
veya iki temel hizmetten (10.7.
Tablodaki listeye baknz) dlan
dklarm ve insanlarn yalnzca tam
olarak yarsndan fazlasnn, ilk olarak
salanan hizmetleri ve kamusal alann
tamamn kullanm olduunu bulmu
tur. 10.6. Tablo eitli hizmetlerden
toplu ve bireysel dlanma seviyelerini
gstermektedir.

Toplumsalilikilerden dlanma
nsanlar toplumsal ilikilerden
dlayabilmenin bir ok yolu vardr.
Birincisi, bu dlanma biimi, bireylerin
aile ve arkada ziyareti, zel gnleri
kutlama, hobilerle zaman geirme, tatil
yapmak ve bir yemek iin arkadalarla
toplanmak gibi ortak toplumsal
etkinliklere katlamad anlamna
gelebilir. kincisi, insanlar, eer
ailelerinden ve arkadalarndan ayr
braklrlarsa, toplumsal ilikilerden
dlanrlar -PSE derlemesi, insanlarn
yzde 2'sinin ya bir aile yesiyle ya da
ylda en az bir defa bile olsa kendi
ailesinin dndan bir arkadayla
grmediini bulmutur. Toplumsal

Y o k s u llu k , T o p lu m s a l D la n m a v e Refah

ilikilerden dlanmann nc biimi,


ihdya zamanlarndaki pratik ve
duygusal destein yoksunluunu
kapsamaktadr- bir kii bahedeki ya da
evin evresindeki ar ilerde yardma
veya depresyona girdiinde konumaya
ya da nemli yaamsal deiimler
hakknda neriler almaya gereksinim
duyabilir. Drdncs, insanlar devlet
hizmetinden yoksunluk yznden
toplumsal ilikilerden dlanmaktadr

lar. Devlet hizmeti, oy kullanmay,


ulusal veya yerel politikada yer almay,
bir gazeteye yaz yazmay veya bir
kiinin gl bir biimde hissettii bir
sorunla ilgili kampanya amay ierir.
Son olarak baz insanlar, belki de
sakatlk yznden, bir takm sorumlu
luklar almaktan veya sokaklarda
gvensizlik hissettiklerinden dolay
evlerine kapatldklar iin toplumsal
ilikilerden dlanmaktadrlar.

1 0 . 7 . T a b lo Y a n t v e r e n l e r t a r a f n d a n k a m u s a l v e z e l h iz m e t le r in
k u lla n m (% )
Toplu d lan m a
Y e te rli
k u llan m

Y e te r s iz
k u lla n m

O lm a d v e
e lv e r i s iz
o ld u u in
k u lla n m a m a

Bireysel d lan m a
D u ru m u
e lv e r m e d i i

s t e m e d i i v e y a
lg isiz k a ld

in k u lla n m a m a

in k u lla n m a m a

Kamusal hizm etler

Ktphaneler

55

36

Kamusal spor tesisleri

39

48

Mzeler ve sergiler

29

13

52

Akam snflar

17

73

Kamusal ve toplumsal

31

56

Kaza ve acil yardm birimi

73

13

10

ky toplant salonu

Doktor

92

Gzlk

78

17

Pastane

93

ibadet yerleri

30

66

Otobs hizmeti

38

15

41

Tren ve metro

37

10

10

41

zeI hizm etler

Petrol istasyonlar

75

Kimya

93

Bfe

73

Spermarket

92

Bankalar ve devlet binalar

87

Pub

53

37

Sinema ve tiyatro

45

10

33

Kaynak: Gordon ve di. (2000), s. 58

404

21

Y o k s u llu k , Refah v e T o p lu m s a l D la n m a

T o p lu m s a l d l a n m a r n e k l e r i

Sosyologlar, bireylerin ve topluluk


larn yaadklar farkl dlanma biim
leri zerinde aratrmalar yrtmler
dir. ncelemeler, konut, eitim, igc
piyasas, su, gen insanlar ile yallar
gibi olduka deiik konulara odaklan
maktadr. imdi, hem Britanya'da hem
de teki sanayilemi toplumlarda
dikkatleri ekmi olan dlanma
rneine ksaca bakacaz.

Konutlar ve mahalleler
Toplumsal dlanmann yaps,
konut sektrnde aka grlebil
mektedir. Sanayilemi toplumlardaki
pek ok insan rahat, geni evlerde
otururken, dierleri ar kalabalk olan,
yeterli stlmayan ya da yap olarak
salam olmayan konudarda oturmakta
drlar. Konut piyasasna girildii zaman
bireyler, varolan ve ileride elde etmeyi
bekledikleri kaynaklarna dayanarak
gvenli bir ev almaya almaktadrlar.
Bylelikle, ocuksuz elerin ikisinin de
alt bir iftin, ekici bir alandaki bir
ev iin ipotek edinme ans daha
fazladr. Son on yllk sredeki ev fiyat
lar Birleik Kralln pek ok yerinde
(zellikle gney douda) enflasyondan
ok daha hzl bir biimde artmtr,
arazileri alanlar araziler zerinden
byk kazanlar salamtr. Kart
olarak, yetikinleri dk cretli ilerde
alan ya da isiz olan bir hanehalknn,
kiralanan ya da sosyal konudarda daha
az istenir seeneklerle snrlanmalar
olanakldr.
Konut piyasasndaki tabakalama,
hem hanehalk dzeyinde hem de
topluluk dzeyinde meydana gelmek
tedir. Dezavantajl bireylerin istenir
konut seeneklerinden dlanmalar

405

gibi, btn bir topluluk da toplumun


geri kalan iin normlar biimindeki
etkinlikler ve frsatlardan dlanabilir.
Dlanma, mekansal bir boyut kazana
bilir: Mahalleler, gvenlik, evre
koullar ve hizmet ve kamu tesislerinin
bulunabilirlii bakmndan epeyce
farkllk gsterirler. Sz gelimi, talebin
genelde dk olduu mahalleler,
bankalar, yiyecek dkkanlar ve
postaneler gibi temel hizmederi, istenir
blgelerden daha az sahip olmaya
eilimlidirler. Parklar, spor alanlar ve
ktphaneler gibi topluluk alanlar da
snrl olabilir. Ancak dezavantajl
yerlerde yaayan insanlar ne kadar az
tesis olursa olsun ou kez onlara
bamldrlar. Daha zengin blgelerin
sakinlerinin aksine, bu insanlar baka
yerlerdeki hizmederi kullanmak ve satn
almak iin gerekli ulamdan (veya
paradan) yoksun olabilirler.
Yoksullaan topluluklarda, insanlar
iin dlanmann stesinden gelmek ve
toplumla daha ok btnlemek iin
adm atmak zor olabilir. Toplumsal
alar zayf olabilir; bu da meslekler,
politik etkinlikler ve topluluk olaylaryla
ilgili bilginin dolamn azaltr. Yksek
isizlik ve dk gelir dzeyleri aile
yaamnda gerilimler yaratr; su ve
genlik sular mahalledeki genel
yaamn kalitesini bozar. Dk talepli
konut blgeleri ou kez, pek ok
sakinin daha istenir konudara tan
maya alrken, piyasaya yeni giren
dezavantajl kiiler de gelmeyi srd
receklerinden dolay yksek bir devir
hzna sahiptir.

Krsal blgeler
Kent alanlarndaki toplumsal
dlanmaya ok daha fazla ilgi olmasna

Y o k s u llu k , T o p lu m s a l D la n m a v e Refah

Eski yurt yerleimleri, tam da toplumsal katlm engelleyen pek ok etmenin bir arada olduu youn
toplumsal dlanma yerlekeleridirler.

ramen, krsal blgelerde yaayan


insanlar da dlanma yaayabilirler.
Kimi sosyal hizmet uzmanlar ve
bakclar, krsal alandaki dlanmann
zorluklarnn, en az kenderdeki kadar
byk, hatta daha byk olduuna
inanmaktadrlar. Kk kyler ve
nfusun seyrek olduu alanlarda,
mallara, hizmetlere ve tesislere eriim,
nfusun daha youn olduu blgeler
deki kadar yksek deildir. Sanayilemi
lkelerin pek ounda, doktorlar,
okullar ve hkmet hizmederi gibi
temel hizmedere yaknlk, etkin, tam ve
salkl yaama gtren bir zorunluluk
olarak dnlmektedir. Ancak krsal
blge sakinlerinin bu trden hizmedere
eriimi ounlukla snrldr ve bu
insanlar, kendi yerel topluluklar iinde
bulunan tesislere bamldrlar.

Ulama eriim, krsal dlanmay


etkileyen en byk etmenlerden biridir.
Eer bir hanehalknn arabas varsa ya
da bir arabaya ulaabiliyorsa, toplumla
btnlemesini srdrmesi daha
kolaydr. Sz gelimi, aile ferderi baka
kenderdeki ilere gidebilir, daha ok
dkkann bulunduu blgelere dnemlik al-veri iin gidebilir veya baka
blgelerde yaayan arkada ya da
ailelere yaplacak ziyareder daha kolay
dzenlenebilir. Gen insanlar davetierden eve gelebilir. Ne var ki, kendi ulam
olanaklar olmayan insanlar kamu
tamaclna bamldr ve krsal
blgelerde bu trden hizmetlerin
kapsam snrldr. Sz gelimi kimi
kyller, gnde veya haftada yalnzca
birka defa, hafta sonlar ve tatillerde
azaltlm, geceleri ge vakitte hi

406

Y o k s u llu k , R efah v e T o p lu m s a l D la n m a

olmayan otobs hizmetini kullanyor


olabilirler.

Evsinler
Evsizlik, dlanmann en ar
biimlerinden biridir. Srekli kalacak
bir konuttan yoksun olan insanlar, ie
gitmek, bankada hesap atrmak,
arkadalarn arlamak, hatta postadan
mektup almak gibi, bakalarnn bir
garanti olarak grd gndelik
etkinliklerin pek oundan yoksun
olabilmektedirler.
Bugn sokaklarda uyuyan bir ok
insan olmasna ramen pek ok evsiz
insan geici yerlemenin bir biimi
szkonusudur. Kimi evsiz insanlar
sokaklarda bo bo gezmeyi, sokaklar
da uyumay, mlkiyet ve eya sahibi
olmaktan uzak olmay isteyerek
seerler. Ancak byk ounluun tam
olarak byle bir istei sz konusu
deildir; bunlar kendi denetimleri
dndaki etmenler tarafndan evsizliin
kysna itilmilerdir. Bir kez kendilerini
srekli kalacak bir yerden yoksun
bulduklarnda, yaamlar, zorluk ve
yoksullamayla giderek ktleen bir
ksr dngye girer.
Britanya'da sokaklarda uyuyanlar
kimlerdir? Yant olduka karktr. Sz
gelimi, 1960'lardan nce zihinsel salk
sorunlar ve renme gl olan
insanlar, salk hizmetleri politikasnn
deiiminin bir sonucu olarak salk
kurumlardan dar atlmlardr. Bun
dan nce bu insanlar yllarn kronik akl
rahatszl ve zihinsel engellilerin
kald hastanelerde geirmilerdir. Bu
kurumlan boaltma sreci birok
etmen tarafndan harekete geirilmitir.
Bunlardan biri, hkmetin para
tasarruf etme isteiydi -akl sal

407

kurumlarnda kalmann maliyeti yk


sektir. Bir dieri, psikiyatri mesleinin
nde gelenlerinin bir ksmnn, vgy
daha ok hak eden bir gd olarak,
ounlukla hastanede uzun sreli
kalmann hastalara yarardan ok zarar
getirecei dncesiydi. Bu nedenle kii
ayakta tedavi edilmeliydi. Kurumlarn
boaltlmasn olumlu bir adm olarak
grenlerin bekledii sonular ortaya
kmamtr. Baz hastaneler, gidecek
hibir yeri olmayan ve belki de yllardr
dardaki dnyada yaamam olan
insanlar taburcu etmitir. Genellikle
asknda hastanede kalmadan tedavi
olacak insanlar iin ok az bir fon
ayrlmt (SEU 1998).
Derlemeler, sokakta yatan insanla
rn yaklak drtte birinin zamanlarn,
zihin sal kurumlarnda ya da zihinsel
hastalk tetkiklerini yapmakla geirdik
lerini gstermektedir. Bylelikle, salk
tedbirleriyle ilgili politikalardaki dei
melerin, evsizliin oluumu zerinde
orantsz bir etki yapma olasl vardr.
Bununla birlikte, evsizlerin ounluu,
ne zihinsel salk sorunu olanlar ne
alkolikler ne de yasad uyuturucular
dzenli kullananlar deildir. Onlar, ayn
anda ounlukla birka tane kiisel
felaket yaadklar iin, kendilerini
sokakta bulan insanlardr. Evsiz olmak
seyrek olarak dorudan bir "nedenetki" dizisinin sonucudur. Bir dizi
anszlk birbiri ardna gelebilir, bu da
aa doru giden gl bir sarmal
meydana getirebilir. Sz gelimi, bir
kadn boanabilir ve ayn zamanda da
hem evini hem de iini kaybedebilir.
Gen bir insan evde sorun yaayabilir
ve kendini destekleyecek aralar
olmadan byk bir kente gelebilir.
Aratrmalar, evsizlie kar en
etkilenebilir olan insanlarn, ii snf-

Y o k s u llu k , T o p lu m s a l D la n m a v e Refah

Evsizlik, toplumsal dlanma biimlerinden en kark ve en utakilerinden biridir.


a mm

iiiiiibpih w < n n n m Min

mn aa kesimlerinden gelen, belirli


hibir i becerisi olmayan ve ok dk
gelirleri olan insanlar olduunu
gstermitir. Uzun sreli isizlik balca
bir gstergedir. Aile ve ilikilerin k
mesi de temel etkiler olarak grlebilir.
Evsiz olan insanlarn byk
ounluu barnaklarda kalmay ya da
geici yerleimlere kabul edilmeyi
baarmalarna ramen, kendilerini
sokaklarda bulanlar ounlukla tehlike
iindedirler. Kamu Politikas Aratrma
Enstits (KPAE) tarafndan Londra,
Glasgow ve Swansea'de, evsizlik ve
sokak sular zerine yaplan bir
aratrma, sokaklardaki kurban haline
gelmenin boyutlarnn ilk gstergesini
salamaktadr. Britanya'daki suun
nde gelen istatiksel gstergesi olan
Britanya Su Anketi, yant verenler
arasna evsizleri almamaktadr. KPAE,

am- n i Ma aawwn

m r a ai

Gvenli Olmayan Sokaklar, (Unsafe


Streets -1999) balkl aratrma, her be
sokakta yatandan drdnn en azndan
bir kez su kurban olduunu ortaya
koymutur. Bunlarn yaklak yars,
saldrya uram, ancak yalnzca bete
birisi bu sular polise bildirmitir.
Ortaya kan grnm, evsizlerin,
sokaklardaki yksek derecedeki idde
tin kurban olan, bununla birlikte
olaslkla bir yardm nerilebilecek yasal
koruma ya da polis korumasndan da
dlanm olan insanlar olduudur.
Evsizliin, birincil ncelii olan
konulardan biri olarak grlmesi, genel
olarak vgyle karlanrken, insanlarn
sokaklardan alnarak srekli yerlekelere nasl yerletirilecei ve daha istikrarl
yaamlara nasl kavuturulabilecei
konusunda pek az anlama bulunmak
tadr. Evsiz insanlar savunanlar

408

r nai

Y o k s u llu k , R efah v e T o p lu m s a l D la n m a

-danmanlk verme, araclk hizmetleri,


i eitimi ve arkadal gelitirme
planlarn iermek zere- daha uzun
dnemli bir yaklamn gerektii
noktasnda ayn fikirdedirler. Bu arada
yine de pek ok yardm grubu, sokaklar
daki evsizlere orba, uyku tulumlar ve
scak tutacak giysiler datmak gibi ksa
dnemli nlemlerin askya alnmasnda
isteksiz olmutur. Sorun, tartmal bir
sorundur. Dikkatleri kalc zmlere
ekmeye alan hkmetin "evsizlik
ar" Louise Casey, "iyi niyetli insanlar
paray sokaktaki soruna harcyorlar ve
onu orada tutuyorlar" (Gillan 1999'dan
aktarma) demekteydi. Pek ok konut
eylem grubu ayn dncededir. Yine
de Kurtulu Ordusu gibi hayr ve yardn
gruplar farkl bir yaklam benimse
mektedir: Sokaklarda insanlar yaad
srece, onlarla birlikte gitmeye ve
yapabildikleri yardmlar ulatrmaya
devam edeceklerdir.
Btn yant olmamasna ramen
sorun zerinde alan sosyologlarn
pek ou, konutlarn dorudan devlet
tarafndan salanp salanmamasnn,
daha yeterli konut biimlerinin, evsiz
olan insanlarn karlat oklu
sorunlarn gidermekteki kilit nemi
noktasnda ayn dncededir. Christopher Jen ck s'in E vsin ler (The
Homeless -1999) adl eserinde yle bir
sonu kar: "nsanlarn neden
sokaklarda olduklarna baklmakszn,
onlara az bir miktar zel alan ile istikrar
verebilecek olan yaayabilecekleri bir
yer vermek, genellikle onlarn yaam
larn iyiletirmek iin yapabileceimiz
en iyi eydir. stikrarl ev vermeksizin
baka hibir eyin ie yaramas olas
deildir."

409

Dier sosyologlar, evsizliin yalnz


ca % 20'sinin yalnzca "tula ve har"la
ilgili olduunu ve kalan %80'ninin sos
yal alma ve ailelerin yklmasnn, id
det ve tacizin, uyuturucu ve alkol
bamllnn, depresyonun etkilerini
karlamalarna yardmc olmakla ilgili
olduunu vurgulayarak bu gre
katlmamaktadrlar. Ellili yalarn sonla
rnda bir evsiz olan Mike ayn dnce
dedir: "Sanrm insanlarn ounluu
iin durum grndnden daha
karmak. ounlukla sorun, bu kiile
rin kendilerine olan inanc, kendi
gzlerindeki deerleriyle ilgilidir.
Sokaklardaki bir ok insann kendile
rine olan deeri az. Onlar, daha iyi
eyler yapabileceklerine inanmyorlar"
(Bamforth 1999'dan aktarma).
S u v e t o p l u m s a l d la n m a

Baz sosyologlar, Britanya ve


A.B.D gibi sanayilemi toplumlarda,
su ile toplumsal dlanma arasnda
gl balantlar olduunu ileri sr
mlerdir. Onlar, son dnem modern
toplumlarda ieride tutulma hedeflerin
den (yurttalk haklarna dayanarak)
uzaklama ile kimi yurttalarn dlan
masn kabul eden, hatta zendiren
dzenlemelere doru bir eilimin
olduunu ileri srmektedirler (Young
1998, 1999). Su oranlar, artan sayda
bireyin, yaadklar toplum iinde
kendilerine deer verilmedii -ya da
kendilerinin, bu toplum iin yapacak bir
ey olmad- duygusunu tadn
yanstyor olabilir.
Elliott Currie, A.B.D.'de, zellikle
gen insanlar arasndaki, toplumsal
dlanma ile su arasndaki balantlar
inceleyen Amerikal bir sosyologdur.
Currie, Amerikan toplumunun, piyasa-

Y o k s u llu k . T o p lu m s a l D la n m a v e Refah

Z ir v e d e k i to p lu m s a l d la n m a
imdiye kadar zerinde durduumuz dlanma
rneklerinin tm, hangi nedenlerle olursa olsun, nfusun
ounluu tarafndan kullanlan kurum ve etkinliklere
katlamayan birey ya da gruplar gz nnde
bulunduruyordu. Buna ramen, btn dlanmlk
rnekleri, toplumun dibinde, dezavantajl olanlar iin
gereklemiyor. Son yllarda "zirvedeki toplumsal
dlanmaya" ilikin yeni dinamikler ortaya kmaktadr.
Bununla denmek istenen, toplumun en stndeki, az
sayda bireyin, kendi zenginlik, etki ve balantlarn
kullanarak, yerleik kurumlara katlmamay 'seebilir'
olmasdr.
Zirvedeki dlanma, deiik biimler alabilir. Zenginler,
zel hizmet ve bakm iin deme yapmay yeleyerek
kamusal eitim ve salk hizmetleri kesiminden btnyle
ekilebilir. Zenginlerin yaad topluluklar, artan bir
biimde toplumun geri kalanndan ekilmektedir -'kapl
topluluklar' olarak adlandrlan bu topluluklar, yksek
duvarlar ve gvenlik giri noktalarnn arkasna
yerlemilerdir. Vergi demeleri ve mali zorunluluklar,
dikkadi bir ynetim ve zel mali planlayclar yardmyla
olduka drlebilir. zellikle A.B.D.'de, sekinler
arasndaki etkin politik katlmn yerini, sk olarak kendi
karlarn temsil ediyor diye grdkleri politik adaylara
yaplan byk balar almtr. ok zenginler farkl
biimlerde, kendi toplumsal ve mali ykmllklerinden
kaarak toplumun geri kalanndan byk lde ayrlm
olan kapal zel alanlara ekilmektedir. Tpk 'alttaki'
toplumsal dlanmann toplumsal dayanma ve
iyapkanl andrmas gibi, 'zirvedeki' dlanma da,
btnlemi bir toplum iin benzer bozucu etkiler
yaratacaktr.

gdml bir toplumsal politikann


"uursuz tarafn" henz gsteren
"doal bir laboratuar" olduunu ileri
srmektedir: yoksulluk ve evsizliin
ykselmesi, uyuturucu kullanm ve
iddet ieren sulardaki keskin art.
Currie, genlerin artan biimde,
yetikin nfustan gelecek ynlendirici
destek olmadan kendi balarna
bydklerinin altn izmektedir.
Piyasann ve tketim mallarnn ekici
arsyla batan karlm olan genler,
yaamlarn srdrebilmek iin igc
piyasasndaki frsatlarn da azaldn
grmektedirler. Bu, ciddi anlamda
greli bir yoksullamaya ve istenen bir

rnein Jennifer Lopez gibi nllerin iinde


bulunduu ok zengin kiiler, ayn zamanda
zararl etkilere sahip olabilen sosyal dlanma
biimini kendileri uygulamaktadrlar.

yaam biimini srdre-bilmek iin


yasal olmayan aralar kullanmaya
gnll olmaya neden olabilmektedir.
Currie'ye gre, sutaki art ile
toplumsal dlanma arasnda birka
temel balant vardr. Birinci olarak,
igc piyasasndaki kaymalar ile
hkmetin vergi ve asgari cret politi
kalar, Amerikan nfusu ierisinde,
hem greli hem de mutlak yoksulluun
ar bir biimde bymesine yol
amtr, ikinci olarak, toplumsal
dlanmadaki bu ykseli, istikrarl
yaamlarn bozulmas, geici nfus,
giderek pahal hale gelen konutlar ve
toplumsal iyapkanlkta bir azalma

410

Y o k s u llu k , R efah v e T o p lu m sal D la n m a

yaayan yerel topluluklarda hissedil


mektedir. nc olarak, ekonomik
yoksullama ile topluluktaki paralan
ma, aile yaamnda da gerilim yarat
maktadr. Pek ok yoksul aile iindeki
yetikinler, yaamlarn srdrebilmek
iin birka ite almaya zorlanmaktadr -bu durum srekli stres, kayg ve
evde yokluu getirmektedir. Sonu
olarak, ocuklarn toplumsallamas ve
beslenmesi gerilemitir; toplumun
genelindeki "toplumsal yoksullama",
anne veya babalarn destek iin dier
ailelere ya da akrabalara ynelmeleri
iin pek az frsat vardr anlamna
gelmektedir. Drdnc olarak, devlet,
bebek bakm mdahalesi, ocuk bakm
ve zihinsel salk hizmeti gibi,
toplumsal bakmdan dlanm olanlar,
"yeniden btnletirecek" programlar
ile kamu hizmetlerinin pek ounu
"geri ekmitir".
Son olarak, toplum ierisinde
zendirilen ekonomik konum ve tke
tim ltleri toplumsal olarak dlanm
nfus tarafndan yasal yollar araclyla
karlanamamaktadr. Merton'un (bkz.
19. Blm, s.845) 'soy' hakkndaki ilk
dncelerini yanstan Currie'ye gre,
toplumsal dlanma ile su arasndaki
bu balantnn en canskc boyutlarn
dan birisi, yasal deiim kanallarnn,
yasal olmayanlar yararna gzden
karlmtr. Su, politik sistem ya da
topluluk rgtlenmesi gibi alternatif
yollara yelenmektedir (Currie 1998).

Refah Devleti
Sanayilemi olan toplumlarn
ounda, dipteki yoksulluk ve
toplumsal dlanma, refah devleti tara
fndan bir derece azaltlmtr. Niin,
refah devletleri sanayilemi olan

4 1 1

lkelerin ounluunda gelimektedir?


Farkl devleder tarafndan yelenen
refah modellerindeki eitlilii nasl
aklayabiliriz? Refah grnm,
lkeden lkeye farkldr, yine de btn
sanayi toplumlar kaynaklarnn geni
bir kesimini halkn gsterilen ihtiya
larna ayrmlardr.
R e fa h d e v l e t i k u r a m la r

Bugn dnyadaki sanayilemi ve


sanayilemekte olan lkelerin oun
luu refah devletidir. Refah devleti ile
denmek istenen, salk, eitim, konut ve
gelir gibi eyler iin insanlarn temel
gereksinimlerini karlayan hizmederi
ve yardmlar bir sistem araclyla
sunan devletin refah salamasnda
merkezi bir rol oynamasdr. Refah
devletinin nemli rol, yaamlarnn
ak iinde insanlarn karlat
risklerin stesinden gelebilmektir: Bu
riskler hastalk, sakatlk, i kayb ve
yallktr. Hizmetier, refah devleti ve
lkeden lkeye deien harcama
dzeyleri araclyla salanr. Kimi
lkeler, olduka gelimi bir sosyal
gvenlik sistemine sahiptir ve ulusal
btelerinin byk bir orann bunlara
ayrmlardr. Sz gelimi sve'te, vergi
gelirleri gayri saf milli haslann
(GSMH) yaklak %53'n gstermek
tedir. sve'e gre dier bat devlederi
ok daha az vergi almaktadr. Vergi
gelirleri Birleik Krallk'ta GSMH'nn
yaklak % 38'in i, A .B.D .'de ise
GSMH'nn hemen hemen %30'un
altn gstermektedir (Townsend 2002).
Bu blmde, yoksulluun azaltlma
snda refah devletinin rolne odaklan
dk. Bununla birlikte, kitap boyunca, bu
hizmederi ve yardmlar salayan refah
devletinin rol tartlmaktadr. 8.

Y o k s u llu k , T o p lu m s a l D la n m a v e Refah

Blmde, salk giderlerinin karlan


masna ve refah devletine, 17. Blmde,
eitimin salanmasnda refah devleti
nin rolne ve 6. Blmde yal insanlar
iin hizmet ve yardmlarn karlanmas
na ve refah devletine baklmaktadr.
Refah devletinin evrimini akla
mak iin pek ok kuram gelitirilmitir.
Marxistler refah devletini, kapitalist bir
dzeni srdrmek iin gerekli olarak
grrken, ilevselci kuramclar sosyal
gvenlik sistemlerinin, hzl sanayile
me koullar iinde toplumu btnle
tirmeye yardmc olduklarn dn
mektedir. Bu ve baka grler yllar
boyunca destek bulmularsa da, T. H.
Marshall ile Gosta Esping-Andersen'in yazlar refah devleti kuramlarna
yaplan belki de en etkili katklar
olmutur.

T. H . Marshali:yurttalk haklan
1960'larda yazan T. H. Marshall,
refah, sanayi toplumlarnn byme
sinin yan sra ilerleyen yurttalk
haklarnn geliiminin bir sonucu olarak
grmekteydi. Tarihsel bir yaklam
benimseyen Marshall, Britanya'daki
yurttaln evrimini incelemi ve
nemli aama tanmlamt. Marshall'a
gre onsekizinci yzyl sivil haklarn
elde edildii bir zamand. Bu haklar,
ifade, dnce ve inan zgrl, mal
edinme ve yasal muamele grme hakk
gibi nemli kiisel zgrlkleri ier
mekteydi. Ondokuzuncu yzylda,
politik haklar kazanld: oy verme, bir
mevkiye gelme ve politik srete yer
alma hakk. nc haklar kmesi toplumsal haklar- yirminci yzylda
elde edildi. Yurttalarn haklarnn
eitim, salk, konut, emeklilik ve dier
hizmetler araclyla ekonomik ve

sosyal gvenliinin salanmas refah


devletinde kutsal bir hal ald. Toplumsal
haklarn yurttalk kavramnda btn
letirilmesi, herkesin toplumdaki konu
mu ne olursa olsun, tam ve etkin bir
yaama ve kabul edilebilir bir gelir elde
etmeye hakk olduu anlamna geliyor
du. Bu bakmdan, toplumsal yurttalk
la .ilgili haklar, herkes iin eit olma
idealini byk lde ilerletmitir
(Marshall 1973).
Marshall'n grleri, yurttaln
nitelii ile toplumsal dlanma ve ieride
tutulma sorunlar hakkndaki sosyolojik
tartmalar zerinde etkili olmutur.
Haklar ve sorumluluklar kavram, yurt
talk kavramyla i ie gemitir; bu
dnceler, "etkin yurttaln" nasl
gelitirilebilecei hakkndaki bugnk
tartmalarda gzde olmay srdrmek
tedir. Buna ramen, Marshall'n yurt
talk haklaryla ilgili almas ada
tartmalarda nemli olmay srdr
mekle birlikte, kullanm alan snrldr.
Eletiri yneltenler, Marshall'n yurtta
lk haklaryla ilgili kendi grlerini
gelitirirken yalnzca Birleik Krallk
zerine odaklandna dikkat ekmek
tedir; refahn evriminin dier toplumlarda da ayn biimde gerekleip
gereklemedii ak deildir.

Gesta Esping-Andersen: refahn


dnyas
DanimarkalI yazar Gosta EspingAndersen'in Refah Kapitalizminin U
Dnyas (Three Worlds o f Welfare
Capitalism -1990) balkl almas,
refah devleti kuramlarna sonradan
yaplan bir eklemedir. Bu nemli
almada, Esping-Andersen Bat
sosyal gvenlik sistemlerini karlatr
makta ve l bir "refah dzeni"

412

Y o k s u llu k , R efah v e T o p lu m s a l D la n m a

tipolojisi sunmaktadr. Oluturulan bu


tipolojide Esping-Andersen refah
dzeyinin meta olmaktan karlmasn
-yaln olarak sosyal gvenlik hizmederinin piyasann dnda yer almas
anlamna gelen bir terim- olarak
deerlendirmektedir. Yksek derecede
meta olmaktan karlan bir sistemde,
sosyal gvenlik kamusal olarak salan
makta ve hi kimsenin gelir ya da
ekonomik kaynaklarna hibir biimde
bal olmamaktadr. Meta olmu bir
sistemde sosyal gvenlik hizmederi,
metalara daha fazla benzemeye eilim
dir -yani onlar, dier mallar ve hizmeder
gibi piyasada satlmaktadr. lkeler ara
snda emeklilik, isizlik ve gelir destei
politikalarnn karlatrmasn yapan
Esping-Andersen, aadaki tr
refah dzeni belirlemektedir.
1 Sosyal demokrat: Sosyal demok
ratik refah dzenlerinin meta ol
maktan karlmas daha yksektir.
Sosyal gvenlik hizmederi devlet
tarafndan desteklenir ve btn
yurttalara aktr (uluslararas
yardmlar). Pek ok skandinav
Devleti, sosyal demokrat refah
dzenine bir rnektir.
2 Tutucu-korporatist: Fransa ve
Almanya gibi tutucu-korporatist
devletlerde, sosyal gvenlik
hizmetlerinin meta olmaktan
karlma zellii yksek olabilir,
ancak bunlarn evrensel olmas
zorunlu deildir. Bir yurttan
yardmlar hak etmesi, onun
toplumdaki konumuna baldr. Bu
refah dzeni biimi, eitsizlikleri
ortadan kaldrma amacn deil,
toplumsal istikrar, gl aileler ve
devlete ballk amalar gder.

413

3 Liberal: Birleik Devletier, liberal


refah dzenine bir rnektir. Refah,
byk lde metalamtr ve
piyasada satlr. Seim e gre
yardmlar ok gereksinimi olan
iin kullanlr, ancak bunlar byk
lde damgalanmtr. Bunun
nedeni nfusun byk ounlu
unun kendi sosyal gvenliini
piyasadan satn alma beklentisidir.
Birleik Krallk, bu "ideal tip"ten
hibirine ak olarak girmemektedir.
Birleik Krallk daha nce sosyal
demokrat bir modele yaknd, ancak
1970'lerden bu yana gerekleen refah
reformlar sistemi, yksek metalama
dzeyiyle onu liberal bir refah dzenine
yaklatrmtr.
B ir le ik K r a llk t a r e fa h d e v l e t i

Refah modelleri arasndaki temel


farklardan biri, yardmlarn nfus iin
kullanlmasdr. Genel yardmlar
salayan refah dzenlerinde gerek
duyulduunda refahn bir hak olarak
ekonomik konumlarna baklmakszn
herkes tarafndan kullanlmasdr. Birle
ik Krallkta bunun bir rnei, alt yan
altndaki ocuklarn ana-babalarna ve
koruyucu ailelerine, onlarn cretlerine
ve birikimlerine baklmaszn verilen
ocuk yardm datmdr. Genel
yardmlara dayanan refah sistemleri,
btn yurttalarn temel sosyal gvenlik
ihtiyalarn bir sreklilik temelinde
karlamay gvence altna almak iin
tasarlanmtr. sve sistemi, daha ok
seime gre yaplan yardmlara dayanan
sistemlerden biri olan Birleik Krallk
tan daha yksek bir genel yardm payna
sahiptir. "Seime gre yardm yapma",
sosyal gvenlik iin yaplan bir
bavurunun gerek gelirini, devletin

Y o k s u llu k , T o p lu m s a l D la n m a v e Refah

standart olan bir orana kar deerlen


dirmesinin ynetimsel ileyiini gsterir
ve eer bir eksiklik sz konusu olursa
farkl bir sosyal gvenlik yardm yaplr
veya sosyal gvenlik hizmeti verilir.
Birleik Krallkta seime gre yaplan
yardm rnekleri, Gelir Destei, Konut
Yardm ve alan Aile Vergi
Kredileridir. Seime gre yaplan sosyal
gvenlik yardm rnekleri, oturma
hizmetleri ya da topluluk hizmetinin bir
ksm veya bir takm hizmetler gibi
sosyal hizmet blmleri olan yerel
ynetimler tarafndan salanr.
Genel ve seime gre yaplan
yardmlar arasndaki bu ayrm, iki kart
refah yaklam iindeki politik
dzlemde ifade edilmektedir. Kurumsal
refah grn destekleyenler sosyal
gvenlik hizmetlerinin eriiminin
herkes iin bir hak olarak salanmas
gerektiini ileri srmektedirler. Bunun
dndaki bakiyeci grlerse, sosyal
gvenliin yalnzca gerekten yardma
gereksinimi olan ve kendi sosyal hizmet
gereksinim lerini karlayamayan
toplum yeleri iin deerlendirilmesi
gerektiine inanmaktadrlar.
Kurumsal sosyal gvenlik gr
ne ve bakiyeci grlere inananlar
arasndaki tartma, pek ok kez
vergilendirme hakkndaki bir tartma
olarak sunulmaktadr. Sosyal gvenlik
hizmetleri vergi araclyla para
toplamaktadr. "Gvenlik-al refah
devleti" yaklamnn savunucular, yal
nzca ok gereksinimi olanlarn -seime
gre yardm araclyla gsterme gibisosyal gvenlik yardmlarnn alclar
olmas gerektiini vurgularlar. Bakiyeci
sosyal gvenlik grlerinin destekleyi
cileri refah devletini pahal ve etkisiz ya
da olduka brokratik diye bakmakta

drlar. Dier yandan, bazlar da refah


devletinin iyi vergi almna gerek
duyduundan dolay vergi dzeylerinin
yksek olmas gerektii anlayna
sahiptirler. Onlar, byk vergi ykleri
demeye gelse bile piyasann sert
kutuplu etkilerini devletin snrlandr
mas iin refah devletinin genilemesi
ve srdrlmesi gerektiini savunmak
tadrlar. Bu gr savunanlar, bir sivil
devletin ykmllklerinin yurttala
rn korumak ve gereksinimlerini
karlamak olduunu ileri srmekte
dirler. Sosyal Gvenlik Reformunun ilk
bakan Frank Field'n aada ele alnan
tartma yazs New Ambitions fo r Our
Country (lkemiz iin Yeni Hedefler 1998), sosyal gvenlie seime gre ve
bakiyeci adan yaklaanlarn gl bir
eletirisidir. Field, yardmlarn dzenli
datmnn bir yolu olarak seime gre
yardm datma dncesine ar bir
biimde ilgi duyan ve kendisinin
inand sosyal gvenlik reformu
amalarn engelleyen bakan Gordon
Brown ile yapt bir tartmadan sonra
1998'de hkmetten ayrlmt.
Kurumsal sosyal gvenlik ve
bakiyeci sosyal gvenlik modelleri
zerindeki bu gr farkll, sosyal
gvenlik reformu zerine gerek tart
malarn merkezindedir. Btn sanayi
lemi lkelerde refah devletinin gele
cei youn bir inceleme atndadr.
Toplumsal deiimin yz olarak
-kreselleme, g, i ve ailede deiim
veya dier temel deikenlerle birlikterefahn yaps da deimelidir. Gelecek
blmde, Britanya'daki refah devletinin
ortaya kn, u anda karlat
meydan okumalar ve reform giriimle
rini inceleyeceiz.

414

Y o k s u llu k , R efah v e T o p lu m s a l D la n m a

Britanya refah devletinin ortaya kp


Bugn bildiimiz kadaryla refah
devleti, yirminci yzyln ortalarnda
yaratlm olsa da kkleri 1601'in yok
sulluk yasalarna ve manastrlarn k
ne kadar uzanmaktadr. Manastrlar
yoksullarn geimini salamaktayd; bu
yardmlar olmakszn, kleci yoksulluk
ve meydana gelen bir hastalk iin yakn
bir tedavinin yoksunluu, yoksulluk
yasalarnn ortaya kmasna nclk
etmitir. Tarmsal bir toplumdan sanayi

Birleik Krallk'ta 1940'l yllarda yrrle


giren Ulusal Salk Hizmeti, ulusun kiisel ve
bedensel mutluluunu ve saln
gelitirmeyi amalamt.

415

toplumuna geiin bir paras olarak,


aileler ve topluluklar iindeki geleneksel
resmi olmayan destek biimleri zl
meye balad. Toplumsal dzeni
korumak ve kapitalizmin getirdii
eitsizlikleri azaltmak iin, toplumun
kendilerini piyasa ekonomisinin
kysnda bulan yelerine yardmda
bulunmak gerekliydi. Bu, 1834'de
Yoksulluk Yasalar Deiiklik Yasasyla
sonuland. Bu yasa yetkisinde, ii
evleri ina edildi, asgari bir yaama
standard sunuldu. Dnlen, yoksul
evlerinde yaam koullarnn iyiletirildiinde, insanlarn tamamnn yoksul
luktan uzaklaabileceiydi. Zamanla
ulus ina etme srecinin bir paras
olarak devlet, gereksinimi olanlar idare
etmekte daha merkezi bir rol oynamaya
balamt. 1800'lerin sonlarnda, ulusal
eitim ve kamu sal idaresini olu
turan kanunlar daha sonra yirminci
yzylda ortaya kacak olan daha
kapsaml programlarn bir nceliydi.
Dier gvenceler arasna, emekli
maa, salk ve isizlik gvencesini
dahil eden refah devleti, Birinci Dnya
Sava ncesindeki liberal devletten
daha fazla genilemiti, ikinci Dnya
Sava'n izleyen yllar sosyal gvenlik
sisteminin reformu ile geniletilmesi
yolunda gl bir istee tank oldu.
Yalnzca yoksul ve hastalarla ilgilenmek
yerine, sosyal gvenliin oda, top
lumun btn yelerini ierecek biimde
geniletildi. Sava, btn ulus -zengin
ve yoksul- iin youn bir travmatik
dene-yimdi. Sava, bir dayanma
duygusu yaratt ve talihsizlik ile traje
dinin yalnzca dezavantajl olanlarla
snrl olmadnn farkna varlmasn
salad.
Seici bir sosyal gvenlik yakla
mndan geneli gznnde bulunduran

Y o k s u llu k , T o p lu m s a l D la n m a v e Refah

bir yaklama gei 1942'de, genellikle


modern refah devletinin temel metni
diye grlen Beveridge Raporu, be
byk ktl ortadan kaldrmay
hedefliyordu: Yokluk, Hastalk, Cahil
lik, Miskinlik ve Aylaklk. Sava sonras
i Partisi hkmetinin ald bir dizi
yasal nlem, bu bak asn somut
eyleme geirmeye balad. Birka temel
yasa, yeni genel refah devletinin
ekirdeini oluturuyordu. 1944 yln
daki Eitim Yasas, okul yokluu
sorununu ele alrken, 1946 Ulusal Salk
Yasas nfusun salk kalitesiyle
ilgilenmekteydi. Yokluk', isizlik, kt
salk, em eklilik ya da dulluk
sonucundaki kazan kayplarna kar
insanlar korumak iin bir plan ngren
1946 Ulusal Sigorta Yasas tarafndan
ele alnmt. 1948 Ulusal Yardm
Yasas, Ulusal Sigorta Yasas kapsa
mnda olmayanlar iin seime bal
destek salyordu. Dier yasalar ailele
rin gereksinimleri (1945 Aile Yardm
Yasas) ile iyiletirilmi konut koullar
gereksinimine (1946 Yeni Kentler
Yasas) ynelikti.
Britanya refah devleti, bir zgl
koullar kmesi ve toplumun doas
hakknda geerli belirli anlaylar altnda
varlk kazand. Refah devletinin
dayand ncller taneydi. Birincisi,
refah devleti almay cretli emekle
eitliyordu ve tam istihdamn olanakl
olduu inancna dayanyordu. Son
hedef, cretli emein insanlarn
ounluu iin merkezi bir rol oynad,
ancak sosyal gvenliin isizlik ya da
engellilik sonucunda piyasa ekonomi
sinin dnda kalm olanlarn gereksi
nimlerini karlayabilecei bir toplum
du. Buna bal olarak, refah devletinin
bak as, baba-erkil bir aile anlayn

ngrmekteydi kadn eve bakarken


erkek ekmek kazanarak aileyi destek
leyecekti. Sosyal gvenlik programlar
bu geleneksel aile modeli erevesinde
tasarlanmt, ikinci bir dizi nlem de
ekmei kazanan erkein olmad aile
lere yardm amacn gdyordu.
kinci olarak, refah devleti ulusal
dayanmay glendiren bir ey olarak
grlmekteydi. Refah devleti, btn
nfusu ortak bir hizmetler kmesi
altna alarak ulusu btnletirecekti.
Sosyal gvenlik, devlet ile nfus arasn
daki balanty glendirme biimiydi.
nc olarak, refah devleti yaam
srecinin doal bir paras olarak ortaya
kan riskleri ynetmekle ilgilenmek
teydi. Bu anlamda, sosyal gvenlik
ngrlemez bir gelecein olas sorun
larna kar kullanlabilecek bir eit
sigortayd. lkenin toplumsal ve eko
nomik yaamndaki isizlik, hastalk ve
teki talihsizlikler refah devleti yoluyla
ynlendirilebilirdi.
Bu ilkeler, refah devletinin savan
ardndan gelen otuz yl iindeki devasa
bymesinin altnda yatan ilkelerdi.
malat sanayi bydke, refah devleti,
ii snfnn gereksinimleri ile salkl,
yksek verimli igcne baml olan
ekonomik sekinlerin gereksinimlerini
karlayan baarl bir snf "pazarl
yd". Bununla birlikte, bir sonraki
kesimde greceimiz gibi, 1970'lerden
balayarak politik grler, kurumsalc
ve bakiyeci sosyal gvenlik kamplar
arasnda blnmeye balamtr. 1990'larda, hem sol hem de sa, refah
devletinin oluturulduu koullarn
deitiini ve sosyal gvenlie ynelik
Beveridge baknn eskidiini ve
nemli bir reformun gerektiini kabul
ediyordu.

416

Y o k s u llu k , R efah v e T o p lu m s a l D la n m a

Refah devleti reformu: tutucu 'kesinti'


Refah devletinin amalar hakkndaki politik uzla 1970'lerde ortadan
kalkmaya balad ve 1980'lerde de
Birleik Krallk'ta Margaret Thatcher'n
A.B.D.'de de Ronald Reagan'n refah
devletinde "kesinti yapma" abalar
srasnda da tartmalar younlaa. Sos
yal gvenlii azaltma abalarnn
merkezinde, birka ana eletiri bulu
nuyordu. Bunlardan birincisi, refah
devletinin ok byk fnansal maliyet
leriyle ilgiliydi. Genel ekonomik geri
leme, artan isizlik ve olduka byk
sosyal gvenlik brokrasisinin ortaya
k, sosyal gvenlik harcamalarnn
dzenli bir biimde -ve genel ekonomik
canlanma srasnda olduundan daha
byk bir oranda- artt anlamna
geliyordu. Sosyal gvenlik sistemi

zerinde giderek byyen fnansal


basky gsteren kesintinin savunu
cularyla birlikte sosyal gvenlik harca
malar tartmalar hzland. Politika
oluturanlar, "demografik saatli bomba"nn sosyal gvenlik sistemi zerinde
olas ykc etkisini vurguluyorlard:
Sosyal gvenlik hizmetlerine baml
olan insanlarn says, nfus yalandka
aryordu, buna karlk sisteme deme
yapan alma yandaki gen nfus
azalyordu. Bu, olas bir finansal kriz
sinyali veriyordu.
Nfusun 'grilem esi', 6. Blmde
'Toplum sallam a, Yaam Ak ve
Yalanm a' ad altnda tartld, s. 22021

kinci bir eletiri izgisi, sosyal g


venlik baml anlayyla ilgilidir.
Varolan sosyal gvenlik kurumlarn
eletirenler, insanlarn kendilerine ba-

Margaret Thatcher'n Muhafazakar hkmeti (1979-90), Birleik Kralln "bamllk kltr'


diye bilinen sosyal gvenlik anlayn ar bir biimde eletirmitir.

417

Y o k s u llu k . T o p lu m s a l D la n m a v e Refah

S o s y a l g v e n lik y a r d m b a m ll
Sosyal yardm bamll dncesi, tartmal bir
kavramdr ve kimileri, byle bir bamlln yaygn
olduunu yadsmaktadr. Bu insanlar, "yardm almann"
yaygn olarak bir utan kayna olduunu ve byle bir
durumda olan insanlarn ounluunun olaslkla bu
durumdan olabildiince kamaya altklarn
sylemektedirler.

Koullar iyileebilenlerin oluturduu kategori gerekte


bekar ana-babalar da iermektedir. Aratrmalar, bekar
ana-babalarn te bir gibi yksek bir oran -bunlarn
hemen hemen hepsi kadndr- evliliklerini bitirdikten
sonra, ncesine gre daha iyi duruma gelmilerdir. Ne
var ki byk ounluk daha kt bir duruma gelmitir.

Carol Walker, gelir desteiyle yaayan insanlarn kendi


yaamlarn nasl dzenlemeye altklarn, inceleyen
aratrmalar zmlemektedir. Walker, yardmla
yaamann kolay bir seim olduunu ileri srenlerin izdii
resimden ok farkl bir grnm bulmutur. Bir ankete
katlan isizlerin %80'i, yardmla yaamaya
baladklarndan buyana, yaam ltlerinde bir ktleme
yaadklarn sylemilerdir. Bunlarn neredeyse hepsi iin,
yaam ok daha zorlamtr. Dier yandan bir aznlk iin,
sosyal yardm yaam lderinde bir art getirebilir. Sz
gelimi, isiz olan ve altm yana gelmi birisi, "emekli
yardm alyor" diye yeniden tanmlanabilir ve daha nce
edilenden %30 daha fazla yardm alabilir.

msz ve anlaml bir yaam salayaca


varsaylan o ayn programlara baml
hale geldiini ileri sryordu. Bunlar,
yardm demesinin gelmesine yalnzca
maddi olarak deil, psikolojik olarak da
bamlydlar. Kendi yaamlarna yne
lik etken bir tutumu benimsemek yeri
ne, insanlar sosyal gvenlik sisteminin
kendilerini desteklemesini isteyerek
teslimiyeti ve edilgen bir tutumu
benimsiyordu (yukardaki kutucua
baknz).
Britanya'da sosyal gvenlik yar
dmlarna bamllk tartmas, hk
metin grev duygusuyla (ancak gerek
siz yere) yurttalarnn her gereksinimi
ni karlamaya alt dncesini
ieren bir terim olan "bakc devlet"e
eletirileriyle balantlyd. Margaret
Thatcher'n liderliindeki Muhafazakr
hkmet, bireysel giriim ve kendine
yeterlilii temel deerler olarak sun
maktayd. Tam olarak serbest piyasa
ekonomisine dnn bir paras
olarak, "devlet sadakas" olarak

1990'larda sosyal yardmla yaam sren insanlarn sadece


%12'si, "geimlerinin hi de kt olmad"ru
sylemilerdir. ounluk, "az-buz yetiyor" ya da
"zorluklarla karlayor" olduklarn sylemilerdir.
Gelecek iin bir kenara para konamamakta ve faturalar
srekli bir endie kayna olmaktadr. nemine ramen,
yiyecek ounlukla para yetmediinde kslacak bir ey
diye grlmektedir. Walker yle bir sonuca ulayor:
"Abartl gazete balklarna karn, sosyal yardmla
yaamak, ou insan iin, eer gerek bir seenek
sunulsayd, bir seenek olmayacakt. ounluk,
yaamlarndaki iz brakan bir olay sonucunda, isiz
kalma, bir ein kayb ya da kt salk durumunda
kendilerini bu konumda buluyor" (Walker 1994: 9).

tanmlanana gvenmek, bir dizi sosyal


gvenlik reformu yoluyla caydrld.
Yalnzca kendi sosyal gvenlikleri iin
deme yapamam olanlar, devletten
yardm kabul edebilecekti. 1988 Sosyal
Gvenlik Yasas devlete, gelir destei,
aile kredisi ve konut yardm planlar iin
seilebilirlik ltlerini ykselterek
sosyal gvenlik harcamalarnda ksnt
ya gitme olana vermekteydi.
Muhafazakar Parti hkmeti,
kamu refah sorumluluunu devletten
alarak zel kesime, gnll kurululara
ve yerel topluluklara kaydrmakla
balayan bir dizi sosyal gvenlik refor
munu yrrle koydu. nceden
yksek destekleme oranlaryla devlet
tarafndan salanan hizmeder zelleti
rildi veya daha kat seilebilirlik
lderine baland. 1980'lerdeki bele
diye konut sitelerinin zelletirilmesi
bunun bir rnei olarak gsterilebilir.
1980 Konut Yasas belediye evlerindeki
kiralarn nemli oranlarda arttrlma
sna, bylelikle de belediye evleri

418

Y o k s u llu k , R efah v e T o p lu m s a l D la n m a

stounda byk lekli satlarn


yaplmasna olanak salad. Konut
salamadaki, bakiyecilie doru yaplan
bu hareket zellikle, konut yardmn
seime gre alabilmek iin gerekli
koullar ucu ucuna karlayanlar
asndan ykc olmutur, yle ki bu
kiiler artk kamu konutlarnda deil,
piyasa oranlarndaki kiray zorlukla
karlayabilmektedirler (Bakiyeci sosyal
gvenlik modellerine s. 414'de deinil
miti). Eletirmenler, belediye konudarmn zelletirilmesinin 1980'ler ve
1990'lardaki evsizliin yaygnlamasna
nemli bir katk yaptn ileri sr
mektedirler.
Sosyal gvenlik harcamalarn
azaltma ve etkinliini arttrma ynn
deki bir baka aba, kamu hizmederinin
salanmasnda piyasa ilkelerinin geerli
olmasayd. Muhafazakar hkmet,
salk hizmetleri ve eitim gibi ykseknitelikli hizmetleri garanti eden ve
byk kamusal seimleri salayan
sosyal hizmetlerin karlanmasnda bir
rekabet derecesinin katlmasn ileri
srmekteydi. Aslnda tketiciler, okul
lar ya da salk hizmeti salayclarn
semek yoluyla "ayaklaryla oy verebilir
lerdi". Standardar altnda hizmet veren
kurumlar, aynen bir irket gibi, hizmet
lerini iyiletirmeye veya kapanmaya
zorlanacaktr. Bunun nedeni, bir kuru
mun finanse edilmesinin, onun hizmet
lerini seen renciler veya hastalarn
saysna dayanmasdr. Eletiriler, kamu
hizmetlerindeki "i piyasalarn", btn
yurttalar iin ayn hizmetin deerini
korumak yerine hizmetlerin kalitesinin
dmesine ve kademeli bir hizmet
sunma sistemine yol aacan ileri
srmektedir.

419

Muhafazakar kesintinin
deerlendirilmesi
1980'lerin Muhafazakar hkmet
leri, refah devletinde kesinti yapmakta
ne kadar baarl olm ulardr?
Christopher Pierson, Refah Devletinin
Yklmas, (Dismantling the Welfare
State? -1994) isimli kitabnda, Britanya
ile A.B.D.'de Thatcher ve Reagen yne
timlerinin sosyal gvenlii "kltme"
srelerini karlatrmakta ve muhafa
zakar dnemi ardnda brakan refah
devletlerinin, greli olarak yine de ayak
ta kald sonucuna varmaktadr. Her
iki ynetim de akladklar, sosyal
gvenlik giderlerinin kslmas niyetiyle
iktidara gelmilerse bile, Pierson, sosyal
gvenlikte kesinti yaplmasnn nn
deki engellerin, her iki hkmetin de
stesinden gelebileceinden daha fazla
olduunu ne srmektedir. Bunun
nedeni, toplumsal politikann zaman
iindeki gerekleme biiminde bulun
maktadr: Balangcndan bugne,
refah devleti ve onun kurumlan, elde
ettikleri yardmlar, onlar azaltmak
ynndeki politik abalara kar
koruyan zgl semenler grubunu
ortaya karmtr. rgtl ii sendika
larndan emekli kiilerin kurduu
birliklere kadar, karmak bir kar
gruplar a, sosyal gvenlii destekle
mek iin harekete gemitir.
Pierson'a gre, sosyal gvenlikte
ksnt yaplmas kararlar ncelikle,
halkn kar kmas ve tepki gsterme
sinden duyulan korku tarafndan yn
lendirilmektedir. Politikaclar, refah
devletindeki kesintinin, sosyal gven
likteki genilemeden ok daha farkl
olduunu renmilerdir. Sonu
olarak, yeni bir politik etkinlik biimi
ortaya kmtr: "Kaybeden" gruplar

Y o k s u llu k , T o p lu m s a l D la n m a v e Refah

destekleyerek muhalefetin en aza


indirilmeye ya da kar gruplar arasnda
ittifaklar kurulmasnn nlenmeye
allmas. "Refah devletinin genile
mesi zamanndan ok daha fazla"diye
yazan Pierson unu da ekler, "toplumsal
politika zerindeki mcadeleler, politi
ka deimesinin neden ve sonular
hakkndaki bilgiye ilikin mcadelelerdir"(1994: 8). sizlik yardm gibi
ksntnn gerekletii sosyal program
lar, genellikle kar gruplarnn harekete
geirilmesinin baaryla engellendii
programlard.
Pierson refah devletini byk bask
altda grmekte, ancak bir 'kriz' iinde
olduu dncesini yadsmaktadr.
Pierson, toplumsal harcamalarn az ok
sabit tutulduunu ve refah devletinin
ekirdek unsurlarnn yerinde olduunu
ne srmektedir. 1980'lerdeki sosyal
gvenlik reformunun bir sonucu olarak
eitsizliklerde art olduunu yadsmamakla birlikte, genel olarak toplumsal
politikann sanayi ilikileri veya
dzenleyici politikalardaki reformun
kapsam kadar deitirilmediine iaret
etmektedir. Britanya'da nfusun byk
bir ounluu, kamu salk ve eitim
hizmetlerine gvenirken, A.B.D.'de
sosyal gvenlik hizmetleri daha
bakiyeletirilmi bir durumdadr.

Yeni ii Partisi ve sosyalgvenlik


reformu
Sosyal gvenlik reformu Birleik
Krallk'ta 1997'de iktidara gelen Yeni
i Partisi hkmeti iin birincil nce
lik olmay srdrmektedir. Kimi
bakmlardan sosyal gvenlie ynelti
len muhafazakar eletirileri kabul eden
(ve geleneksel sol politikadan ayrlan)
Yeni i Partisi, yoksulluk ve eitsizlikle

baetmek ve salk ile eitimi iyile


tirmek iin, yeni sosyal gvenlik
politikalarnn gerekli olduunu ileri
srmektedir. Refah devletinin kendisi,
bamllklar yaratarak ve "kazanmak"
yerine "sadaka almay" sunarak
genellikle sorunun bir paras olmutur.
Bu, toplumsal sorunlarla, ilk ktklar
anda, kaynanda nlemek yerine btn
boyutlaryla ortaya ktktan sonra
mcadele edebilmek iin, ok byk
brokrasileri ortaya karmtr. Byle
bir yaklamn, yoksulluun azaltlmas
ya da nfus iinde gelirin yeniden
datlmasnda baarl olmad
grlmtr. Yoksulluktaki azalmann
byk blmnn, sosyal politika
yerine servetteki genel art olduu ileri
srlmektedir.
Sosyal gvenlik sistemindeki ana
zorluklardan biri, sistemin yaratld
koullarn nemli lde deimesidir.
Refah devleti tam istihdam dyle
oluturulmutur. Aile yapsndaki de
imeler, ailedeki erkein alt
ataerkil gr geersiz klmtr. ok
yksek sayda kadn, igcne katlm
ve tek ana babal hanehalklarnn
artmas, refah devletine yeni istekler
getirmitir. Ayn zamanda refah devle
tinin uramas gereken farkl risk
trleri ortaya kmtr.
Toplu riskler arac olarak devlet
dncesi yukarda deinilmitir, s.
411. Refah devleti iin toplumsal risk
kavram ve onun ilikileri 4. Blmde
Sosyoloji'de Kuram sal D nm e
ad altnda tartlmtr, s. 156-58

Sz gelimi refah devletinin, evre


kirlilii ya da sigara imek gibi yaam
biimi seimlerinin zararl sonularyla
uramakta yetersiz kald grlmtr.
Hkmet kurulduktan hemen

420

Y o k s u llu k . R efah v e T o p lu m s a l D la n m a

sonra, lkemi^ iin Yeni Hedefler: Yeni Bir


Sosyal Gvenlik Sylemesi (1998) balkl,
refah devletinin deerlendirmesini
sunan ve insanlar hem kariyerlerinde
hem de kiisel yaamlarnda glen
dirme amac gden, bir "etken sosyal
gvenlik" grn tanmlayan bir
tartma yazs hkmet tarafndan
yaynlad. Yaz, yukarda (s.414)
dnceleri tartlan, bakiyeci sosyal
gvenlik anlayna kar olan Sosyal
Gvenlik Bakan Frank Field'en
sonraki en kapsaml almayd.
Yoksulluk iin eski zmler ve artk
uygulanmayan eitsizlikler tartlrken,
Yeni i Partisi, devlet ile yurttalar
arasnda, hem haklara hem de
sorumluluklara dayanan bir sosyal
gvenlik szlemesi dncesini ortaya
koymutur. Devletin rol, yalnzca
igc piyasas dnda kaldklarnda
yardmc olmak deil, insanlara alp
ve istikrarl bir gelir elde etmekte
yardmc olmaktr. Ayn zamanda,
yurttalar sosyal gvenlik yardmlarnn
datlmasn beklemekten ok, kendi
eylem olanaklarn, kendi koullarn
deitirmek iin kullanmaldr.
stihdam, Yeni i Partisi hk
metinin toplumsal politikasnn temel
talarndan biridir ve sosyal gvenlik
reformunda dinamik igc piyasala
rnn rolne byk bir dikkat gsteril
mektedir. piyasasna katlan insan
larn saysndaki art hedefi bugne
kadar olduka baarl olmutur.
2003'n ilk aynda, alma yandaki
insanlar iin istihdam rakam, 2003
Haziranda 13 yln en yksek rakam
olan % 75'e ulamtr. Bu yaklamn
ardndaki dnce, piyasann yalnzca
eitsizlik yaratmakla kalmayp bu eit
sizlikleri gidermekte de kullanlabilece
i dncesidir. nsanlar ie yerletir

421

mek ve hanehalklarna gelir salamak,


yoksulluun azaltlmasndaki temel
admlardan biridir. Yeni i Partisi'nin
getirdii en nemli sosyal gvenlik
reformlar arasnda, insanlar kamu
yardmndan alarak cretli ilere yerle
tirme hedefi gden, yardmdan ie
programlardr (s.422'deki kutucua
baknz). Yardmdan ie yardmlar, fakl
grup-larn igc piyasasna girilerini
zendirmeye yneliktir. Yirmibe ya
altndaki gen insanlara, devlet gelir
destei yerine i eitimi ile i frsatlar
sunulmakta; tek ana babalara ocuk
bakmnda yardmc olmak iin vergi
kredisi verilmekte ve uzun sredir isiz
olanlara, i bavurular esnasnda
kendilerini iverenlere nasl sunacakla
rna ilikin kurslar verilmektedir.
Yardmdan ie programlar yuka
rda tartld gibi, ayrca Yeni i
Partisi hkmeti refah devletini, dk
cretli mesleklerde alan insanlarn
gelirlerini ykseltmek iin kullanmtr.
En dk maa 1999'da ortaya kt.
Ayn zamanda 2003'de gelir vergisinin
temel orannda azalmalar oldu ve ocuk
sahibi olmayan dk kazanllara
yneltilen alma vergi kredisine
geildi. 1999'da verilen kesin karar,
2020 ylnda ocuk yoksulluunun
kaldrlacayd. Yukardaki deiime ek
olarak, ocuk hizmetindeki art ve on
bir ya altndaki ocuklar iin seime
gre hizmet oranlar, dolaysz olarak
daha ok ocuk yoksulluunun son
bulmasn hedeflemiti. En son durum,
2002 ile birlikte ocuk yoksulluunun
yaklak bir milyona drlmesiyle,
hkmetin amacnda bir baar
saladn gstermektedir (Piachaud
ve Sutherland 2002). Bununla birlikte,
on yl iinde ocuk yoksulluunun

Y o k s u llu k , T o p lu m s a J D la n m a v e Refah

Y a r d m d a n i e p r o g r a m la r n n d e e r le n d ir ilm e s i
1997'den beri i Partisi Hkmeti, yardm alan insanlar
ie ynlendirmek iin bir dizi hedef ve politika ortaya
koymutur. 'New Deal1programlan, sakat, uzun zamandr
isiz, gen insanlar ve 50'li yalann zerindeki gibi belirli
gruplar iin ileri srlmt. Benzer programlar bir sre
nce Birleik Devleder'de uygulanmt ve orada bunlann
iermelerini inceleme frsadan vard. Daniel Friedlander
ve Gary Buress, hkmedn balatt, yardm alanlarn
cretli iler bulmalarn zendiren drt farkl program
incelemilerdir. Bu programlar aa yukan benzer
nitelikteydi. Programlar, yardm alanlar arasnda etken bir
biimde i arayan kiilere finansal yardmlar ve i bulma
teknikleri ile eitim ve i eitimi frsadan sunmaktayd.
Hedef kideler esas olarak, lkedeki en byk nakit yardm
program olan Baml ocuklan Olan Ailelere Yardm
Program'ndan yararlanan hanehalklarnn tek ana baba
reisleriydi. Friedlander ve Burdess, programlarn baarl
sonular verdiini buldu. Bu programlarda yer alan
insanlar, katlmayan dier insanlara gre ya daha erken bir
ie girdiler ya da almaya baladlar. Bu drt programn
hepsinde, yaratlan kazanlar, programn net maliyetinden
birka daha fazlayd. Bununla birlikte, programlarn en
etkisiz kaldklar nokta, onlar en fazla gereksinenlere uzun bir dnem boyunca i dnda, uzun sredir isiz
olan insanlara- yardmc olmak (Friedlander ve Burdess
1994).
Yardmdan ie programlan Amerikan sosyal gvenlik
yardmlarn isteyenlerin saysnn yaklak % 40 orannda
azaltmakta baarl olmasna ramen, baz istatistikler,
sonularn btnyle olumlu olmadn

yarya indirilmesi hedefi 2010 ile


gerekleecek olsa bile, dereceler
1979'da Margaret Thatcher'n baba
kan olduu zamankinden yine de ok
daha yksek olacana iaret etmektedir
(Flaherty ve dierleri 2004).
Yeni i Partisi hkmeti ayrca,
yoksulluu azaltmak iin gerekleti
rilen yerel giriimleri destekleyerek
bireylerin ve topluluklarn "kendi
kendilerine yardm etme" kapasitelerini
arttrmaya almaktadr. Salk hizme
ti, i ve eitim gibi topluluk glen
dirme alanlar, lke apnda, yerel
politika oluturucularn yerel sakinlerin
gereksinimlerine uygun olan zmler
tasarlamalarna olanak verecek biimde

dndrtmektedir. A.B.D.'de, aldklan yardmlar


kesilmi olanlann yaklak % 20'si almamaktadr ve
bunlar bamsz hibir gelir kaynana sahip deillerdir; i
bulanlarn yaklak te biri, bir yl iinde yeniden yardm
bavurusunda bulunmaktadr. almakta olduu iin
artk yardm almayanlarn te biri ile yars arasndaki bir
oran, gelirlerinin eski yardm dzeyinin altnda olduunu
grmtr. Yardmdan ie programlarn ilk uygulamaya
koyan Amerikan eyalederinden Wisconsin'de, artk
yardm almayanlarn te ikisi, yoksulluk snrnn
alandadr (Evans 2000). Bylesi bulgulara iaret eden
eletirmenler, yardmdan ie programlarnn yardm
alanlann mudak saysn azaltmadaki grnr baarsnn,
yardmlarn yitirenlerin gerek deneyimlerindeki baz
rahatsz edici eilimleri gizlediini ileri srmektedir.
Dierleri toplumsal dlanma mcadelesi iin yerel
glendirme 'alanlannn' etkinliini sorgulamaktadr.
Bunlar, yoksulluun ve yoksunluun tek bana bu
belirlenmi blgelere younlamadn, yine de
programlarn, btn yoksullar ayn yerde yayormu gibi
belirli alanlar hedef aldn ileri srmektedirler. Birleik
Krallk'ta hkmetin kendi Toplumsal Dlanma birimi
bu sav desteklemektedir: 1997'de i Partisi iktidara
geldiinde, btn isiz insanlarn te ikisi lkenin krk
drt en yoksun blgelerinin dndaki alanlarda
yaamaktayd. Yerellemi giriimler, kukucu neriler,
lke apnda bir kar-yoksunluk stratejisinin yer
alamayacan, nk pek ok insann, belirlenmi
glendirme blgelerinin snrlar dnda yaadna
iaret etmektedir.

kotarlmtr. Byle bir yaklamn bir


ok faydas vardr. Yardmlar daha
dorudan hedeflere yneltilmekte,
kk lekli yenilik planlar yrrle
konmakta ve karar alma srecine yerel
katlm artrlmaktadr. Bu trden prog
ramlar, yurttalarn devletle ortaklk
iinde, kendileri iin daha iyi yaamlar
kurmalar abalarna btnletirdii
daha etkin bir sosyal gvenlik sistemini
ortaya karmaya yneliktir. Deiimin
gerekli olduu herkes tarafndan kabul
ediliyor olsa bile, sosyal gvenlik
reformu hakkndaki tartma, iddetini
kaybetmemitir. Yeni i Partisi
yaklam da eletiriden uzak deildir.
Bazlar, yardmdan ie programlarn,
toplumsal harcamalarn kslmasnn

422

Y o k s u llu k , Refah v e T o p lu m s a l D la n m a

acmasz bir yolu olarak grmektedir.


eitimi ve ocuk bakm teviklerine
karn igc piyasasna giremeyen
insanlar, sosyal gvenlik yardmlarn
yitirme tehlikesiyle kar karyadr.
Programlar, yardma baml olma
koullarn ortadan kaldrma hedefi
gdyor olmakla birlikte, yardmlardan
yoksun kalanlar suun, fahieliin ya da
evsizliin batana itmeye zorlamak gibi
bir sonu da dourabilir.

Son u :

d e i e n

b ir

dnyada

y o k s u llu k v e r e fa h

Bireyler ve kurumlar iin vergi


oranlarn kesmi olan Margaret Thatcher ve John Majr hkmederinin
(1979-97) belirtilen politik kuramlar,
yoksulluk iin ekonomik bymenin
yksek seviyelerini, "damlaya damlaya
gl olur" anlaynn sonularm
meydana kard. Karlatrlabilir
sonularla birlikte benzer politikalar
A.B.D'de Ronald Reagan'n ve Baba
Bush'un bakanlklar (1980-92)
esnasnda ve yine oul George Bush
(2000-) dneminde yrtld. Olaylar
ise "damlaya damlaya gl olur" tezlerini
desteklememektedir. Bu trden bir
ekonomi politikas, ekonomik gelime
nin hzn ortaya karabilir veya
karmayabilir, ancak sonular, zengin
lik ve yoksulluk arasndaki farkllklar
geniletmeye ve yoksul yaayanlarn
saysn arttrmaya eilimlidir. Hem
yoksulluun gelir temelli lmleri hem
de ihtiyalarn yoksunluuna daya
nanlar 1970'in sonlarndan itibaren
belirli bir biimde artmtr.
Ayn zamanda kresel ekonomi
deki ve i yapsndaki deiimler, Bri
tanya, A.B.D ve baka yerlerdeki eitsiz
lie ynelik eilimlere katkda bulun

423

mutur. El emeine dayal igcndeki


bir sapma, hem gelir dalm rnts,
hem de isizlik zerinde nemli bir
etkiye sahiptir. Yar el becerisi gerek
tiren ya da hi el becerisi gerektirmeyen
mesleklerdeki iilerin, eitimsel
niteliklere ve teknolojik yeterliliklere
talebin artt hzl deien igc
piyasasna yeniden girmenin zorluunu
anlam olmalar, sklkla rastlanan bir
durumdur. Hizmet sektrndeki
frsatlarn bir piyasa genilii olmasna
ramen, bunlarn ounluu, ilerleme
iin kk beklentilerin ve dk
crederin olduu durumlar iin sz
konusu olmutur.
Sol politikaclar yoksulluun (ve
artan eitsizliin), servetin varlkldan
gereksinimi olana yeniden datlmas
yoluyla ortadan kaldrlacan dn
yorlard. Refah devleti ile yksek vergi
dzeyleri buna erimek iin kullanlan
iki yoldu. Ne var ki bu trden yakla
mlar, yoksulluu ortadan kaldrmakta
ve sklkla dnlen sonular ortaya
karmakta baarsz olmulardr. Sava
sonras Britanya'da yaplandrlan
byk meclis kurumlan kimi zaman,
Birleik Krallk'ta toplumsal olarak en
ok dlanan blgelerden biri olan,
kenar mahallelerde oturanlar iin yeni
evler ina etmitir. Benzer olarak
1945'den sonra refah devletinin geni
lemesi sosyal bamllk derecesine yol
amtr.
Sosyal politika alannda, giderek
artan bir biimde daha nceki 'sol' ve
'sa' gndemlerden ayrlan yeni eitlik
anlaylar ortaya atlmaktadr. Eitlik
kavram, frsat eitlii ile oulculuun
nemi ve yaam biimlerindeki fark
lln vurgulanmasyla daha dinamik
bir biimde deitirilmektedir. Eitsiz

Y o k s u llu k , T o p lu m s a l D la n m a v e R efah

lik hakkndaki anlaylarmz da dei


meye balamtr. Ekonomik eitsizlik
ler kalc olmasna ramen, toplumumuz baka ynlerden daha eitliki
duruma gelmektedir.
Kadnlar artk ekonomik, toplum
sal ve kltrel bakmlardan, nceki
kuaklara oranla daha ok eitlie
sahipr ve aznlklar arasnda da nemli
yasal ve toplumsal avantajlar ortaya
km aktadr. K adnlarn igc
piyasasna girmesi, ift kazanllar
tarafndan karakterize edilen, "alan
zengin" hanehalklar ve igc piyasa
snda etkin olmayan bir bireyin olduu
"alan yoksul" hanehalklar arasnda
byyen bir ayrm olduu anlamna gel
mektedir. Kadnlarn kazanlar hanehalk geliri iin ilk zamanlarda oldu
undan ok daha yaamsal bir duruma
gelmitir ve kadnlarn mesleklere etki
siyle ya da yksek cret alma olanak
larnn ncesinde olduundan daha
byk saylara ulamasyla kadn
kazanlarnn etkisi ok byk ykleri
tayabilmektedir. Dahas, ift-kazanl
hanehalklarnn baars, zellikle o
cuksuz olanlar, gelir dalm rntsndeki deiimin en nemli etkenle
rinden birisidir. ki kazanllar arasn
daki farkllklar, bir kazanl ve bir
kazanl olmayan hanehalklar giderek
belirginlemektedirler.

isteyen tehditlerdir.
Bu yeni meydan okumalar ele
almaya balarken, devletin ve sosyal
gvenlik hizmetlerinin rol ister
istemez gndeme gelmektedir. Refah
yalnzca zenginlik demeye gelmez, ayn
zamanda nfusun genel iyilii de
demektir. Sosyal politika, toplumsal i
yapkanlnn glendirilm esi,
karlkl bamllk alarnn kurulmas
ve insanlarn kendi kendilerine yardm
kapasitelerinin arttrlmasyla ilgilen
mektedir. Haklar ve sorumluluklar yeni
bir nem kazanyor, bu yalnzca
yardmdan almaya gemeye alan
en alttakiler iin deil, ancak zengin
liklerinin onlarn kamusal, toplumsal ve
mali ykmllklerinden kamaya hak
kazandrmad en sttekiler iin de sz
konusudur.

Bununla birlikte, bylesi bir artalan


iinde, toplumlarmzn karsna kan
yeni riskler ve tehdider sz konusudur.
Bu riskler, yoksul ve zengin arasnda bir
ayrm yapmamaktadr. Kirlilik, ev
renin yok edilmesi ve kentsel blgelerin
hzla bymesi, kendi kendimize yarat
tmz sorunlardr. Bunlar, hepimizin
sorumlu olduu ve eer baedilecekse
herkesin yaam biiminde deiiklik

424

Y o k s u llu k , R efah v e T o p lu m s a l D la n m a

zet
1 Yoksulluu anlamann iki yolu vardr. Mutlak yoksulluk,
salk ve bedensel ileyii srdrmek iin gereken temel
kaynaklarn yoksunluuna gndermede bulunmaktadr.
Greli yoksulluk, kimi gruplarn yaam koullan ile
nfusun ounluunun yararland yaam koullan
arasndaki ayrlklar deerlendirmeyi iermektedir.
2 Pek ok lkede, yoksulluun resmi lmleri, insanlarn
bunun alanda yoksulluk iinde yaadklarnn sylendii
bir dzeyi belirleyen yoksulluk snrna gre yaplmaktadr.
Yoksulluun znel lmleri insanlarn, kabul edilebilir bir
yaam lt iin gerekli grdklerine ilikin kendi
anlaylarna dayanmaktadr.
3 Yoksulluk, zengin lkelerde yaygndr. Britanya, gelimi
dnyadaki en kt yoksulluk kaydarna sahip lkelerden
birisidir. Zengin ile yoksul arasndaki eitsizlikler, hkmet
politikalarnn, meslek yapsndaki deimelerin bir sonucu
olarak arpc bir biimde artmaktadr.
4 Yoksullar farkllklar ieren bir gruptur, ancak yaamn
baka ynlerinde dezavantajl olan kiilerin (yallar,
ocuklar, kadnlar ve etnik aznlklar gibi) yoksul olma
olasl artmaktadr.
5 Yoksulluu aklamak iin iki ana yaklam
benimsenmektedir. Yoksulluk kltr' ve 'bamllk
kltr' savlar, yoksullarn kendi dezavantajl
konumlarndan sorumlu olduunu ileri srmektedirler.
Beceri yoksunluu, gdlenme yokluu ya da ahlaki
zayflk yznden yoksullar toplumda baarl olamazlar.
Bunlarn bazlar, kendilerine yardm etmekten ok sosyal
gvenlik yardmlar gibi, dardan gelen bir yardma
baml duruma gelir, ikinci yaklam, yoksulluun,
kaynaklar eit olmayan biimde datan ve ba edilmesi
zor olan koullar yaratan, daha genel toplumsal srelerin
bir sonucu olduunu ileri srmektedir.
6 Toplumsal dlanma, bireylerin toplumun geneliyle tam
olarak btnlemekten uzaklatrld srelere
gndermede bulunmaktadr. Gelir ve kaynaklarn yokluu
toplumsal dlanmann bir boyutu olmasna ramen,
toplumsal dlanma yoksulluktan daha geni bir
kavramdr. Toplumsal dlanmann dier biimleri, igc
piyasasndan, hizmeder ve toplumsal ilikilerden
dlanmay ierir. Evsizlik, toplumsal dlanmann en u
biimlerinden biridir. Srekli bir barnaktan yoksun olan
evsiz insanlar, ou insann garanti diye grd gndelik
etkinliklerden kopartlm durumda olabilir.
7 Refah devlederi, hkmetin nfus iindeki eitsizlikleri
belirli mal ve hizmederi salamak ya da desteklemek
yoluyla azaltmakta merkezi bir rol oynad devletlerdir.
Sosyal gvenlik hizmederi lkeden lkeye deiirken,
ounlukla eitim, salk hizmetleri, konut, gelir destei,
engellilik, isizlik ve emeklilik konularn iermektedir.

425

8 Genel yardmlar salayan refah devlederinde,


gerektiinde alnacak yardm, herkesin gelir dzeyi veya
ekonomik durumuna baklmakszn ayn lde
yararlanabilecei bir haktr. Buna karlk seime gre
yardm, yalnzca seilebilirlii gelir ve birikim dzeyine
gre belirlenecek bireyler iin geerlidir. Sosyal gvenlik
yardmlarnn gelecei, sanayilemi lkelerin
ounluunda tartlmaktadr. Tartmann bir yannda,
sosyal gvenliin mali adan desteklenmesi ve genel
olmas gerektiine inananlar varken; dier yanda bunun
yalnzca gerekten de baka trl yardm almayacak
kiiler iin bir gvenlik a olarak i grmesi gerektiine
inanan insanlar bulunmaktadr.
9 u andaki Britanya refah devleti, Birinci Dnya Sava
ncesi liberal hkmet ve savatan sonraki ii pardsi
hkmederi sresince genilemesini ksa zamanlarla
srdrerek, yirminci yzylda gelimitir. Sistem,
toplumun btn yelerini iine alan refahn geni bir
zgrsne yneliyordu. 1970'lere gelindiinde, refah
devleti, etkin olmad, brokratik olduu ve ok pahal
olduu yollu eletirilere urad. nsanlarn kendilerine
bamsz bir yaam kurmakta yardmc olaca varsaylan
ayn programlara baml hale gelmesi yardm bamll
konusunda kayglar ortaya karmt.
10 Margaret Thatcher'n Muhafazakar Hkmeti, kamu
refah konusundaki sorumluluu devletten zel sektre,
gnll kurululara ve yerel topluluklara aktararak refah
devletinde kesinti yapmaya alt. Kurumsal olmaktan
karma, devlet (kurumlar) tarafndan baklan bireylerin
kendi aile ve topluluklarna ynlendirilme srecidir.
11 Yeni i Partisi hkmeti, yardm alanlar cretli ilere
yerletirmeyi hedefleyen, yardmdan ie programlarn da
ieren bir sosyal gvenlik reformu yrrle soktu.

Y o k s u llu k , T o p lu m s a l D la n m a v e Refah

Dnme sorular
1 Bu blmn al paragrafna yeniden baknz: Carol neden yoksuldur?
2 Topluma "tam ve anlaml" lde katlmak iin gerek duyduunuz gelir dzeyi ne olurdu?
3 Birleik Krallk'ta yoksulluk oranlar 1970'in ortalarndan itibaren neden artt?
4 Yardm bamll, yoksulluun kalc olmasn aklamakta mdr?
5 Evsizliin nedenleri nelerdir ve bu sorun nasl zlr?
6 Sosyal gvenlik harcamalarn azaltma abalar neden byk lde baarsz olmutur?

Ek kaynaklar
JetBussemaker (yay.), Citi^enship and Welfare Reform in Europe (London: Rouedge, 1999).
H. Dean, Welfare RigthtsandSocialPolicy (Harlow: Prentice Hail, 2002).
Jan Flaherty, John Veit-Wilson ve Paul Donran, Poverty: The Facts, 5. basm (London: CPAG,
2004).
Gordon Hughes ve Ross Ferguson (yay.), Ordering Uves: Family, Work and Welfare (London:
Rouedge,2000).
Ruth Lister, Poverty (Cambridge: Polity, 2004).
T. H. Marshall, Citi^enship and Social Class, and Other Essays (Cambridge: Cambridge University
Pres, 1950).
J. Pierson, TacklingSocialExclusion (London: Routledge, 2001).
T. Ridge, ChildhoodPoverty andSocialExclusion (Bristol: Policy Pres, 2002).
Robert Walker (yay.), Ending Child Poverrty: Popular Welfarefort he Twenty-First Century? (Bristol:
Policy Pres, 1999).

n t e r n e t b a la n t l a r

Toplumsal Dlanma Birimi


zlenen Yoksulluk ve Toplumsal Dlanma
http:// www.socialexclusion.unit.gov.uk http:// www.poverty.org.uk/
ocuk Yoksulluu Eylem Grubu
http://www.cpag.org.uk/

Herkes in Frsat
http:// www.dwp.gov.uk/ofa/
Toplumsal Piyasa Aratrmas
http://www.smf.co.uk/

426

iindekiler
Kresel Ekonomik Eitsizlik
Yksek gelirli lkeler
Orta gelirli lkeler
Dk gelirli lkeler
Kresel eitsizlik artyor mu?

Zengin ve Yoksul lkelerde Yaam


Salk
Alk, yetersiz beslenme ve ktlk
Eitim ve okuryazarlk

Yoksul lkeler Zenginleebilir mi?


Kalknma kuramlar
Kalknma kuramlarnn deerlendirilmesi
Uluslararas rgderin rol ve kresel eitsizlik
Deien bir dnyada kresel ekonomik eitsizlik

Dnyadaki Nfus Art


Nfus zmlemesi: demografi
Nfus deiiminin dinamikleri
Malthusuluk
Demografik gei
Deiimle ilgili beklentiler
%et
Dnme sorulan
E k kaynaklar
Internet Ralantlan

Kresel Eitsizlik

kadard. Microsoft'un hisselerinin de


eri bu tepe noktasna ktktan ksa
sre sonra dmeye balamsa da,
Gates'e dnyann en zengin kiilerin
den biri olmasna yetecek bir servet
kalmtr (Forbes 2004).

Yzyln son eyrei insanlk tarihi


nin daha nce grmedii kadar ok
milyarderin bir anda ortaya kna
tanklk etmitir. Yirmibirinci yzyln
banda dnyada 308'i ABD'de, 114'
Avrupa'da, 88'i Asya'da, 32'si Latin
Amerika'da, 15'i Kanada'da, 13' Orta
dou'da ve 3' Avustralya'da olmak
zere 573 milyarder vard (Forbes
2000) (burada milyarder, en az 1 milyar
dolarlk servete sahip kii olarak
tanmlanmaktadr). Bu kiilerin 2000
yl ortalarndaki mal varlklar toplam
yaklak 1,1 trilyon dolar bulmaktayd bu mebla dnyann yaklak te birini
tekil eden seksen yedi lkenin o ylki
gayr saf milli haslalarnn toplamn
dan daha byktr (Dnya Bankas
verileri kullanlarak hesaplanmtr,
2000 - 1).
2004 yl itibaryla dnyann en
zengin kiisi net 25,3 milyar dolar dee
rindeki servetiyle, Microsoft Corporation'n kurucusu olan Bili Gates'ti
(bkz. 11.1. Tablo). Servetini byk
lde kendi irketinin ana hissedar
olma-na borlu olan Gates, giriimcilik
ruhunun adeta cisimlemi halidir:
rettii yazlm artk neredeyse tm
bilgisayarlarda iletim sistemi olarak
kullanlan, kapitalist bir bilgisayar
dahisi. 1990'larn sonlarnda Gates'in
serveti net olarak 100 milyar dolar

2004 ylnda Birleik Kralln en


zengin kiisi, 7,5 milyar paundluk
servetiyle, Chelsea Futbol Takm'nn
sahibi olmasyla nlenen Roman Abramovich'ti. Rusya'da ocukluu sefalet
iinde geen ve drt yanda evlat edini
len Abramovich, para kazanmak iin
bir ara otomobil lastikleri bile satmtr.
Sovyeder Birlii'nin 1990'larn banda
yklmasndan sonra zelletirilen Rus
petrol sanayisi zerinden bir servet
yapmtr. Birleik Krallk listesinin
ikinci srasnda 5,5 milyar poundla
Londra'nn en pahal blgeleri olan
Mayfair ve Belgravia'daki ok sayda
emlan sahibi olan Westminster Dk
gelmektedir. lk ona giren dier zengin
ler arasnda British Home Stores, Top
Man, Top Shop ve Miss Selfridges'in de
dahil olduu Arcadia perakende sat
maazalar grubunun sahibi olan Philip
Green 3,6 milyar dolarla drdnc sra
da; mzik, tren, uak, mortgage, cep
telefonu ve hatta gelinlik ticareti yapan
Virgin grubunun sahibi olan Sr
Richard Branson ise 2,6 milyar paund
luk servetiyle altnc srada yer almak
tadr.
2004 ylnda dnyadaki en zengin
krk kii ve ailenin on alts Kuzey Ame
rika'dan, on bei (Rusya dahil) Avru
pa'dan, alts Ortadou'dan, ikisi Hong
Kong'dan ve biri Meksika'dand
(Forbes 2004). Eer Bili Gates Batl
ileri teknoloji giriimcisinin simgesiyse,
listede yirmi beinci srada yer alan
Hong Kong'lu Li Ka da pek ok Asyal

430

K re s e l E its iz lik

11. 1. Tablo: Dnyadaki enzengin kii ve aileler


Ad

1
2
3
4
5
6
7

Robson VValtor ve ailesi


Bili Gates
VVarren Buffet
Kari Theo Alrecht ile ailesi
Forrest Jr & John Mars ile ailesi
Kral Fahd ve ailesi
Barbara Cox Anthony ve
Anne Cox Chambers
8
Prens el Velid
9
Paul Ailen
10=: Abu Dabi eyhi
10 = : Johanna uandt ve ailesi
12 Liliane Bettencourt
13 Larry Ellison
14 Ingvar Kamprad
15 Kenneth Thomson
16 Samuel ve Donald Nevvhouse
17 Robert ve Thomas Pritzker
1 8 = Kuveyt Emiri
1 8 = Mikhail Khodorkovsky
20 Abigail ve Edvvard Johnson
21 Bruney Sultan
22 = Roman Abramovich
2 2 = Carlos Slim Helu
24 Michael Dell
2 5 = Steve Ballmer
2 5 = Brenninkmeyer ailesi
2 5 = Li Ka-shing
28 Bernard Arnault
29 Kwok Kardeler
30 John Kluge
31 = Silvio Berlusconi
31 = eyh Maktum
3 3 = Birgit Rausing ve ailesi
3 3 = VVestminster Dk
35 = Charles Ergen
3 5 = Amancio Ortega
38 Sumner Redstone
39 = Oeri/Hotfmann ailesi
3 9 = Stetan Persson

lke

Zenginlik

Amerika
Amerika
Amerika
Almanya
Amerika
Suudi Arabistan
Amerika

Perakendecilik (Wal-Mart)
Yazlm (Microsoft)
Yatrm
Spermarket
ekercilik
Petrol
Medya

54,2
25,3
23,3
22,3
16,9
13,5
12,1

Suudi Arabistan
Amerika
Abu Dubai
Almanya
Fransa
Amerika
sve
Kanada
Amerika
Amerika
Kuveyt
Rusya
Amerika
Bruney
BK
Meksika
Amerika
Amerika
Hollanda
Hong Kong
Fransa
Hong Kong
Amerika
talya
BAE
sve
BK
Amerika
ispanya
Amerika
svire
sve

Kaynak: Sunday Times ( t 8 N is a n 2004.)

431

Yatrm
Yazlm (Microsoft)
Petrol, yatrm
Otomobil (BMW)
Kozmetik
Bilgisayar (Oracle)
Perakendecilik (Ikea)
Petrol, medya
Yaynclk
Otelcilik, yatrm
Petrol
Petrol
Yatrm
Petrol
Petrol, yatrm
Telekom
Bilgisayar (Dell)
Yazlm ((Microsoft)
perakendecilik
Sanayi
Lks mallar
Emlak
Medya, telefon
Medya
Petrol, finans hizmetleri
Emlak
Ambalaj
Uydu TV
Moda
Medya
Eczaclk
Perakendecilik

milyar
milyar
milyar
milyar
milyar
milyar
milyar

11,6 milyar
11,4 milyar
10,8 milyar
10,8 milyar
10,2 milyar
10,1 milyar
10 milyar
9,3 milyar
8,3 milyar
8,2 milyar
8,1 milyar
8,1 milyar
8 milyar
7,7 milyar
7,5 milyar
7,5 milyar
7 milyar
6,7 milyar
6,7 milyar
6,7 milyar
6,6 milyar
6,2 milyar
5,7 milyar
5,4 milyar
5,5 milyar
5 milyar
5 milyar
4,9 milyar
4,9 milyar
4,8 milyar
4,7 milyar
4,7 milyar

K re s e l E its iz lik

baarl giriimcinin bir simgelerinden


biridir. Li (bu onun soyaddr) kariye
rine plastik iek imalatyla balamtr;
2004 ylna gelindiinde 6,7 milyar
dolar bulan servetini, Asya apnda
gerekletirdii emlak alm satmlar ve
ailesinin sahip olduu ve neredeyse
dnyann yarsna yayn yapabilen
STAR TV adl televizyon ve iletiim
uydusunu da kapsayan dier yatrmlar
sayesinde yapmtr.
Kreselleme, yani dnyann siyasi,
toplumsal ve kltrel anlamda giderek
daha balantl hale gelmesi olgusu, akla
hayale smayacak bir zenginlie alan
frsat kaplar yaratmtr. Dnya'nn ve
Birleik Kralln en zengin kiilerinin
sraland liste incelendiinde, bu
insanlarn ounun kendi servetlerini,
bireysel abayla ksa srede elde edilen
zenginlik anlamnda, yeni giriimci
ruhun zenginlii olarak tarif ettikleri
grlebilir (listede akrabalk balar
yoluyla kuaktan kuaa aktarlan
servetlerden dolay zengin olan sadece
birka kii vardr Birleik Kralln en
zengin ikinci kiisi olan (altnc)
W estminster Dk bu kiilerin
dndadr). Hem Birleik Kralln en
zengin kiisi olan Roman Abramovich
hem de dnyann en zengini kiisi olan
Bili Gates bu trden bir giriimci serveti

0
Sr Richard Branson, her ne kadar serveti Bili Gates
gibilerin yannda kk kalsa da. Birleik Kralln en
zengin kiilerinden biridir.

rneklendirmektedirler. Her iki multimilyarderin de mthi ekonomik baa


rlara imza atmadan nceki yaamlar
olduka mtevazdr. Her iki adam da
kresellemeden faydalanmlardr:
Abramovich, 1990'larda Rusya'nn
ulusal sanayilerini kresel pazarda sata
sunmasnn ardndan Rus petrol
sanayisinin farkl kesimlerini satn
alm, Gates ise kresellemenin itici
glerinden biri olan baz yeni biliim
ve iletiim teknolojilerine ynelmitir
(Kreselleme tasarm 2. Blmde ele
alnmtr).

A rdndan vakf fonuna ykl


l bir \
ek yazacaksn. S on ra yinee biraz \
kestireceksin . A rdndan doyurucu
bir le y e m e i yiyip
so nra yin e kestireceksin.

432

S on ra i top la n tsn a k a t - \
lp ard n dan yine i
\
uykusuna yatacaksn.
A kam kend in e gzel bir
ziyafet ektikten sonra
eve gid ip yatacaksn.

Bu lgn
tem p o y a daha
ne kadar d aya
n a b ilirim ,
bilm iyo ru m !?

Kresel Eitsizlik

Dnyada milyonlarca i, kuru yevmiye uruna uzun saatleri ve kt alma koullar altnda ecel tezgahlarnda
almaktadrlar

Gelgelim kreselleme herkese eit


lde fayda salamamtr. Szgelimi,
bir teksdl iisi olan yirmi drt yan
daki Wirat Tasago -ou kadnlardan
oluan dier bir milyon Taylandl tekstil
iisi gibi- Tayland'n Bangkok ehrinde
yaamakta ve haftann alt gn sabah
8:00'den akam ll:00'e dek, gnde
yaklak 2 poundun biraz zerinde bir
yevmiyeye almaktadr. Bugn Tasa
go gibi milyarlarca ii kresel igcne
dahil olmakta ve pek ou Birleik
Krallk'taki i yasalarna gre asla kabul
edilemeyecek baskc koullar altnda ve
dk cretlerle almaktadrlar. ste
lik bu insanlar talihli olanlardr: Her ne
kadar Rusya gibi kimi lkeler kresel
ekonomiye dahil olurken zellikle ken

433

di ilerinde toplumsal ve ekonomik


skntlar yaamlarsa da, dnya
ekonomisinin dnda kalan Kuzey
Kore gibi toplumlarn durumlar ok
daha vahim hale gelmitir.
Bir nceki blmde Birleik
Krallk'taki yoksulluk ve toplumsal
dlamay ele alm, bireylerin gelirleri, i
ve yaam kaliteleri arasndaki byk
farkllklara dikkati ekmitik. Ayn
durum daha genel bir lekte, dnya
apnda da geerlidir. Yoksul ve zengin
bireylerden sz ettiimiz gibi, dnya
dzeni iindeki yoksul ya da zengin halk
veya lkelerden de sz edebiliriz. Bu
blmde yirminci yzyln sonu ve
yirmibirinci yzyln bandaki kresel

K re s e l E its iz lik

eitsizlii ele alacaz. Konuya "kresel


eitsizlik" teriminden ne anlaldna,
zerinde dndmz zaman
tanmmzn nasl deitiine ilikin bir
tartmayla balayacaz. Dnyann
drt bir yanndaki insanlarn ekonomik
yaam standardar arasnda ne gibi
farkllklar bulunduunu inceleyeceiz.
Hangi lkelerin kendi yazglarn
deitirdiklerini ve bunu niin yaptkla
rn anlayabilmek iin dnyann yeni
sanayilemekte olan lkelerini mercek
altna alacaz. Bu bizi kresel eit
sizliin nedenlerini ve kresel eitsizlii
nlemek iin neler yaplabileceini ak
lamaya alan farkl kuramlarla ilgili bir
tartmaya gtrecek. Bu ksmn
sonunda ise kresel bir dnyada,
kresel ekonomik eitsizliin gelecei
hakknda baz tahminlerde bulunaca
z. Kresel ekonomik eitsizlii ele
aldktan sonra, byk lde dnyann
en yoksul lkelerinde ortaya kan bir
eilim olan, kresel nfus art
konusuna deineceiz.
Ekonomik eitsizlik mevcut top
lumsal eitsizlik biimlerinden yalnzca
biridir. Dnyadaki ekonomik eitsizlik
lerin muazzam boyudara ulamas ve
byle bir kitapta bu konuya ayrlabile
cek alann ksd olmas nedeniyle, biz
bu blmde sadece ekonomik eitsizlik
konusuna eileceiz. Damgalama ve
dlamayla ilgili olan stat eitsizlii gibi
dier eitsizlikleri ise baka blmlerde
ncelenmektedirler (szgelimi, damga
lama kavram 8. Blmde 311. sayfada
ele alnmtr). Dnya, zellikle dikta
trlk rejimlerinde kendini gsteren,
muazzam g eitsizlikleriyle de ralanmaktadr. Bu trden g eitsizlikleri,
devletierin hem birbirileri arasnda hem
de kendi ilerinde vardr ve dnyadaki
bitmek bilmeyen atmalarn ounun

kaynadr (siyasi g ve eitsizlik


konusunu 20. Blmde ele alacaz).

Kresel ekonomik eitsizlik


Kresel ekonomik eitsizlik,
bata, lkeler arasnda zenginlik, gelir
ve alma koullar bakmndan var
olan dizgesel farkllklara iaret eder.
Bu farkllklar lkelerin kendi ilerin
deki farkllklarla birlikte varolurlar:
Bugn en zengin lkelerde bile yoksul
insan says gn getike artmaktayken,
dnyann en zengin kiilerinden bazlar
daha fakir uluslardan kabilmektedir.
Sosyolojinin abas sadece sz konusu
farkllklarn neler olduunu ortaya
koymak deil, ayn zamanda neden
ortaya ktklarn -ve nasl stesinden
gelinebileceini- aklamaktr da.
lkeleri kresel eitsizlie gre
snflandrabilmenin yollarndan biri,
bu lkelerin ekonomik retkenliklerini
birbiriyle karlatrmaktr. Ekonomik
retkenliin nemli lderinden biri
Gayr Safi Yurtii Hasla'dr (GSYH).
Bir lkenin GSYH's, o lkenin kayt
altna alnm ekonomisinde bir ylda
retilen mallarn ve hizmederin tama
mdr. Yurtdmdaki zel ya da tzel
kiilerin gelirleri GSYH'ya dahil deil
dir. Bir dier nemli almak lt de
Gayr Safi Milli Gelir'dir (GSMG
nceden Gayr Safi Milli Hasla ya da
GSMH olarak anlmaktayd). GSYH'nn aksine, GSMG'e yurtdmdaki zel
ve tzel kiilerin elde ettikleri gelirler de
dahildir. GSYH ya da GSMG gibi
ekonomik lder ou zaman kii
bana hesaplanrlar; bu bize herhangi
bir lkenin sradan bir yurttana den
zenginlik miktarn karlatrabilme
olana salar. Farkl lkeleri karlat
rabilmek iinse ortak bir para birimi

434

K re s e l E its iz lik

kullanmamz gerekir. Dnya Bankas


gibi uluslararas kurumlarn ou
A.B.D dolar kullanmaktadr.
Dnya Bankas, yoksul lkelerin
kalknma tasarlarna krediler salayan
uluslararas bir mali rgttr. Kii
bana den GSMG' kullanarak
lkeleri yksek gelirli, orta gelirli,
dk-orta gelirli ve dk gelirli olarak
snflandrr. Bu snflandrma dizgesi,
lkelerin yaam standardar arasnda
neden byk farkllklar bulunduunu
anlamamza yardmc olacaktr.
Dnya Bankas (2003), yaklak 6
milyar insann yaad 132 lkeyi
ekonomik snfa ayrmaktadr. (Bu
lkelerden baka, Dnya Bankas'nn
haklarnda yeterli veriye sahip olmad
ya da nfuslar 1,5 milyondan az olduu
iin bize veri salamad, 178 milyon
insan kapsayan 74 ekonomi daha
mevcuttur). Dnya nfusunun %40'
dk gelirli lkelerde yaamaktadr;
buna karn yksek gelirli lkelerde
yaayanlarn oran sadece %15'tir. Bu
snflandrmann her lkenin ortalama
gelir dzeyi gz nnde bulunduru
larak yaplm olduu unutulmamaldr;
bu yzden lkelerin kendi ilerindeki
eitsizlikleri gizleyebilmektedir. Sz
konusu farkllklar nemli olabilmekle
birlikte, bu blmde bu farkllklara
odaklanmayacaz. Szgelimi, Dnya
Bankas Hindistan' dk gelirli bir
lke olarak snflandrmaktadr, zira kii
bana den GSMG'i 1999 ylnda sa
dece 450 dolard. Hindistan, lkedeki
yaygn yoksullua ramen, geni bir
byyen bir orta snfa sahip olmakla
vnmektedir de. te yandan in,
1999 ylnda kii bana den GSMG'i
780 dolara ykseldii iin, dk gelirli
lkeler snfndan karlp orta gelirli

435

lkeler snfna dahil edilerek yeniden


snflandrlmtr (Dnya Bankas'nn
orta gelirli lkeler iin belirledii alt
snr 756 dolardr). Her ne kadar, kii
bana den ortalama geliri in'in artk
bir orta snf lkesi haline geldiine
iaret ediyorsa da, bu durum lkede yz
milyonlarca insann halen sefalet iinde
yaad gereini deitirmemektedir.
Gelgelelim sadece gelirler temel
alnarak yaplacak kyaslamalar yanltc
olabilmektedirler, zira GSMG yalnzca
pein paraya satlan mallar ve hizmet
leri kapsamaktadr. Dk gelirli
lkelerde yaayan pek ok insan, sadece
kendi ailesini doyurmak iin retim
yapan ya da takas yoluyla geimini
salayan iftiler ya da obanlardr ve
sahip olduklar hayvanlarn ya da
zahirelerin deerleri istatistikler tara
fndan hesaba katlmamaktadr. Ayrca,
hibir lke yalnzca ekonomik re
timden ibaret deildir. lkelerin kendi
lerine zg, son derece eitli dilleri ve
gelenekleri vardr. Her ne kadar, halklar
daha zorlu bir yaam sryor olsa da,
yoksul lkelerin tarih ve kltr bak
mndan zengin komularndan pek de
aa kalr yanlar yoktur.
lkeleri sadece ekonomik istatis
tikler temelinde karlatrsak dahi
yapacamz karlatrma iin seece
imiz istatistikler muhtemelen farkl
sonulara varmamza sebep olacaktr.
Szgelimi kresel eitsizlik konusunu
incelemek iin lkelerin GSMG'leri
yerine, diyelim, (gda, ila ve dier
rnleri kapsayan) hane halk tketim
harcamalar seviyelerini kyaslama yolu
na gidecek olursak, kresel eitsizlik
konusunda pekala farkl sonulara
ulaabiliriz. Baka etkenleri de ele
alabiliriz. Birka lkenin GSMG'inin

K re s e l E its iz lik

karlatrlmas elbette geerli bir


yoldur ama bir lkede neyin kaa mal
olduunu hesaba katmaz. Szgelimi, iki
lkenin GSMG'i aa be yukar
ayn olabilir; gelgelelim birinci lkede
ortalama bir yemek bir aileye sadece
birka sente mal oluyor, kincisinde ise
birka dolara patlyorsa bu iki lkenin
eit oranda zengin olduu savnn yanl
olduu sonucuna varabiliriz herey bir
yana, birinci lkede yaayan kii
parasyla ok daha fazla ey satn alabil
mektedir (uygulamada fark muhteme
len bu kadar abartl olmayacaktr).
Aratrmac, hane halk tkedm harca
malar yerine iki lke arasndaki fiyat
farkllklarn denklemden karabilen
satn alma gc paritelerini (SAGP)
kyaslama yoluna da gidebilir. The
Economist dergisi farkl lkelerde ama
16. Blmde, s. 682-3'de greceimiz
gibi, ayn malzemelerle retilen ham
burger fiyatlarn kyaslad mizahi
Big Mac ndeksinde mehur bir
SAGP ls kullanmaktadr. Biz bu
blmde lkelerin GSMG'leri arasnda
yaplan kyaslamalar zerinde duraca
z ama baka baz llerin de yaygn
biimde kullanldn aklnzdan
karmamalsnz

Yksek gelirli lkeler


Y ksek gelirli lkeler, genelde,
bundan 250 yl nce ngiltere'de
balayp ksa srede Avrupa, ABD ve
Kanada'ya da sram olan sanayileme
srecine katlan ilk lkelerden olumak
tadr. Japonya bu sanayilemi, yksek
gelirli lkeler arasna bundan ancak
otuz yl nce girebilmitir; Singapur,
Hong Kong ve Tayvan ise 1980'1 ve
1990'l yllarda yksek gelirli lkeler
snfna dahil olmulardr. Sanayileme
srecine ge katlm bu Asya lkeleri

nin baarlarnn ardnda yatan neden


ler, sosyologlar ve iktisatlar tarafndan
ska tartlmaktadr. Bu nedenleri,
ilerleyen sayfalarda ele alacaz.
Yksek gelirli lkeler dnya
nfusunun %15'ini (yani kabaca, 891
milyon insan) tekil etmektedirler bununla birlikte dnyann yllk zen
ginlik retiminin %79'u zerinde hak
iddia etmektedirler (bilgiyi salayan,
Dnya Bankas 2000-1). Yksek gelirli
lkeler yurttalarna uygun barnma
koullar, yeterli gda, ime suyu ve
dnyann dier blgelerinde ne olduk
lar dahi bilinmeyen baka rahatlklar
salamaktadrlar. Her ne kadar, bu
lkelerdeki yoksul insan says yksekse
de, lke sakinlerinin ou dnyann
baka yerlerindeki insanlarn hayal bile
edemeyecekleri bir yaam standardnn
keyfini srmektedirler.

Orta gelirli lkeler


Orta gelirli lkeler, bata baz Dou
ve Gney Asya lkeleri olmak zere,
Ortadou'nun ve Kuzey Afrika'nn
petrol zengini lkeleri, Kuzey Ameri
ka'daki Meksika, Orta Amerika, Kba,
Gney Amerika'daki dier lkeler ve
Sovyetler Birlii'nin dalmasyla
bamszlna kavumu eski Kom
nist cumhuriyetler ve Dou Avrupa
lkeleridir. Bu lkelerin ou yirminci
yzylda ve grece ge bir dnemde
sanayilemeye balamlardr; dolaysy
la, henz yksek gelirli lkeler kadar
sanayileememilerdir (ne de onlar
kadar zenginleebilmilerdir). te yan
dan, eski Sovyetler Birlii'ni oluturan
lkeler son derece gelimi olmalarna
ramen, komnizmin knden
sonra kapitalist ekonomiye geilmesiyle
birlikte yaam standartlarnda bir d

436

K re s e l E its iz lik

yaamlardr. Szgelimi Rusya'da 1998


ve 1999 yllar arasnda, sradan insan
larn alma cretieri yaklak te bir
orannda azalm, emeklilik ikramiyeleri
ise neredeyse yarya dmtr: Byk
ounluu yallardan oluan milyon
larca insan kendisini bir anda yardma
muhta halde bulmutur (CIA 2000).
1999 ylnda dnya nfusunun
%45'i (2,7 milyar insan) orta gelirli
lkelerde yaamaktayd ama bu nfus
ayn yl dnyada retilmi olan toplam
zenginliin sadece %18'ine sahipti. Bu
lkelerde yaayan ou insann hali,
dk gelirli lkelerde yaayan komu
larndan ok daha iyi olmakla birlikte,
ounun yaam standard yksek gelirli
lkelerdeki komularnn yanna bile
yaklaamamaktadr. Orta gelirli lkeler
snf, in'in ekonomik byme sonucu
en azndan Dnya Bankas'nn snflan
drma dizgesine gre -dk gelirli ola
rak snflandrlmaktan kurtulup (dn
ya nfusunun %22'sini oluturan) 1,3
milyarlk nfusuyla- bu lkeler arasna
katlmasyla birlikte, 1999 ve 2000 yllar
arasnda genilemitir. Ne var ki bu
snflandrma biraz yanltcdr. Zira
in'in kii bana den yllk ortalama
geliri 2003 ylnda 1100 dolard. Bu
miktar ise dk gelirli lkeler snflan
drmasnn st snrn (766 dolar) kl
pay gemektedir ve in'in nfusunun
byk ounluu, Dnya Bankas
ltlerine gre aslnda dk gelirli
insanlar snfna girmektedir.

Dk gelirli lkeler
Son olarak, dk gelirli lkeler;
byk lde dou, bat ve Sahra-alt
Afrika lkeleri; Vietnam, Kamboya,
Endonezya ve Dou Asya'daki birka
lke; Gney Asya'daki Hindistan,
Nepal ve Banglade; Grcistan ve

437

Ukrayna gibi Dou ve Orta Avrupa


lkeleri ve Bat Yarkredeki Nikaragua
ve Haiti gibi lkelerdir. Sanayilemeye
henz balam olan bu lkelerin
ekonomileri byk oranda tarma daya
ldr. lerleyen sayfalarda greceimiz
zere, bilginler bu lkelerin sanayile
mekte ge kalm olmalarnn ve
yoksulluklarnn nedenleri konusunda
tartmaktadrlar.
1999 yl itibaryla dnya nfusu
nun %40' (2,4 milyar insan) dk
gelirli lkelerde yaamaktayd. Buna
ramen, sz konusu lkeler o ylki
toplam zenginliin ancak %3'n
retebilmilerdi. stne stlk bu
eitsizlik gn getike artmaktadr.
Geni ailelerin iftlik ileri iin daha
fazla igc ya da aile gelirine daha fazla
katk anlamna geldii dk gelirli
lkelerde, dourganlk oranlar dier
lkelerdekinden ok daha yksektir.
(Geni ailelerin ekonomik yararlarnn
ortadan kalkt ve insanlarn daha az
sayda ocuk sahibi olma eilimi gster
dikleri sanayilemi zengin toplumlarda
ocuklarn iftliklerde tutulmak yerine
okullara gnderilmeleri daha olasdr.)
Bu nedenden tr dk gelirli lke
lerde (Hindistan hari) nfus, yksek
gelirli lkelere kyasla kat daha hzl
artmaktadr (Dnya Bankas 2003).
(Kresel nfus art s. 465-75'de ayrn
tlaryla tartlmaktadr.) Dk gelirli
bu lkelerin pek ounda insanlar
yoksulluk, yetersiz beslenme ve hatta
alkla boumaktadrlar. Her ne kadar
ou insan tarada yaamaktaysa da, bu
durum gnmzde hzla deimek
tedir. Milyonlarca insan, viranelerde ya
da sokak kelerinde yaamak pahasna
byk ve kalabalk ehirlere g etmek
tedir (Bkz. 21. Blm, ehirler ve
Kentsel Alanlar).

K re s e l E its iz lik

Kresel eitsizlik artyor mu?


Kresel eitsizliin artp artmad
sorusu, son yllarda, bu konuya eilen
ler arasnda bir kutuplamaya neden
olmutur: Kreselleme kardan kre
sellemenin eitsizlik yarattn savu
nurken, taraftarlar kresellemenin
dnyadaki zenginler ve yoksullar ara
snda denge salayacak byk bir g
olduunu ileri srmektedirler. Kresel
eitsizlikte ilk byk deiiklik, bundan
iki yzyl kadar nce gerekleen Sanayi
Devrimi sonucunda nce Avrupa sonra
da dier blgelerin hzl bir ekonomik
byme gsterip dnyann geri kalann
zenginlik asndan gemeleriyle
meydana gelmidr.
Kresel eitsizliin attna inanan
lar kresellemenin, sanayileme sre
ciyle balam olan eitsizlik eilimini
son yirmi ya da otuz ylda daha da arttr
dn savunmaktadrlar. Kreselle
meyi eletirenler, BM'in nsanlk
Kalknma Raporu'nda (UNDP, 1999)
kullanlan ve 1960 ylnda dnyann
zengin lkelerde yaayan %20'k ks
mnn gelirlerinin en yoksul lkelerde
yaayan %20'lik ksmdan otuz kat fazla
olduunu ve 1997 ylna gelindiinde
aradaki farkn yetmi drt katna
ktn (18 Temmuz 2002 tarihli The
Ekonomistte alntlanmtr) gsteren
trden istatistikleri anmaktadrlar.
Dierleri ise bunun tersine, son
yirmi ya da otuz yl iinde dnyadaki
genel yaam standardnn yavaa yk
seldiine iaret etmektedirler. Dnya
nn en yoksul lkelerinde yaayan insan
larn yaam standartlarnn lmnde
kullanlan pek ok gsterge, bu konuda
iyilemeler olduunu gstermektedir.
Okuryazarlk artmakta, bebek lm

oranlar ve yetersiz beslenme azalmak


ta, insanlarn yaam sreleri uzamakta
ve yoksulluk (ki genelde, gnde bir ya da
iki dolardan daha az parayla yaamaya
alan insanlarn saysna gre tanm
lanmaktadr) azalmaktadr.
Bununla birlikte, lkeler arasnda
byk farkllklar vardr. Bu kazanmlarn pek ou yksek ve orta gelirli
lkelerde elde edilmitir ve ar yoksul
lkelerin ounda yaam standartlar
dmtr. Gerekten de, 1990'lar
dnyann en zengin lkesi olan ABD
iin ekonomik bir patlama dnemi
olmuken, BM'in 2003 ylndaki nsan
Kalknma Raporu, ayn dnemde ou
Sahra-alt Afrika'da yer alan elliden
fazla lkenin ktlk, kresel AIDS
salgn, atmalar ve baarsz ekonomi
siyasetlerinin bir sonucu olarak yaam
standartlarnda d yaadn ortaya
koymutur.
Yukardaki tartmalarn da gster
dii zere, kresel eitsizlii lme
biimimiz konu hakknda bizi son
derece farkl sonulara vardrabilmektedir. ktisat Stanley Fischer kresel
gelir eitsizliini ele almann iki farkl
yolunu birbiriyle kyaslamtr: Birincisi,
basite lkeler arasndaki gelir eit
sizliini kyaslamaktadr; kincisi ise o
lkelerde yaayan insan saysn da
hesaba katmaktadr. Kresel eitsizlii
ele almann birinci biimi, 11.1a.
ekilde gsterilmektedir. Burada baz
yoksul ve zengin lkelerin 1980 ile 2000
yllar arasndaki ortalama gelirleri
gsterilmektedir ve lkelerin her biri
grafikte tekbiimli bir noktayla temsil
edilmektedir. Tablo, sz konusu dnem
boyunca en yoksul lkenin ortalama
gelirinin dnyann en zengin lkesinin
ortalama gelirinden ok daha yava

438

K re s e l E its iz lik

Kii ba gerek GSYH arts


i 9 8 0 - 2 0 0 0 , % yllk

f
________< _______ n _________
US
t ,

% %

10

15

25

20

Kii ba g e r e k GSYH 1 9 8 0 ' $ 0 0 0

Kii ba gerek GSYH arts


1 9 8 0 -2 0 0 0 , % yllk

Sah ra-alt Afrika

ABD

V.
U
5

10

15

20

25

Kii ba g e re k GSYH, 1 9 8 0 nfusuna oran, J OOO

11.1. ekil: Kresel gelir eitsizliini ele almann iki yolu.


Kaynak: The E conom lst

( I I M a rt 2 0 0 4 )

biimde arttn gstermektedir. Bu


yzden, (siyah izgiyle temsil edilen)
eilim, tablonun sanda yer alan zengin
lkelerin ekonomilerinin (tablonun
solunda yer alan) yoksul lkelerin
ekonomilerinden daha hzl bydkle
ri zaman eitsizliin arttn gster
mektedir. (Eer en yoksul lke en zen
gin lkeden daha hzl bir byme
gstermi olsayd, siyah eilim izgisi
soldan saa doru alalacakt.)

439

lkelerin nfusunu da hesaba


katan ikinci tablo ise kresel eitsizlikle
ilgili daha farkl bir resim sunmaktadr.
11.1b. ekil ayn tablonun bu kez lke
lerin nfuslarna gre oranlanm
noktalarla izilmi halidir. Bu grafikle
ilgili olarak zellikle dikkati eken ey,
dnyann en kalabalk lkelerinin -yani
dnya nfusunun te birini barndran
Hindistan ve in'in- ekonomilerini
1980'den bu yana nemli lde

K re s e l E its iz lik

bytm olduklardr. Bu iki lkenin


byklnden tr, ikinci tabloya
izilecek nfus arlkl uygunluk izgi
si, en yoksul lkelerin nfuslar arttka
kresel eitsizliin azalmakta olduunu
ima edecek ekilde aa doru
inecektir.
in ve Hindistan'n 1980'lerden ve
zellikle de 1990'lardan bu yana
ekonomik anlamda baarl olduklar
olgusu ve bu iki lkenin dnyadaki
yoksul nfusun byk bir ksmna sahip
olduklar gerei bir kez hesaba katl
dnda, kresel eitsizlik grece denge
li grmeye balar. Ayrca, ekonomik
anlamda en baarl dnemlerini
1980'lerde geirmi -rnein Hindis
tan, in ve Vietnam gibi- lkeler kresel
ekonomiye en baarl biimde dahil
olan lkeler olmaya da yatkndrlar. Son
yirmi ylda ekonomik olarak byyen
lkelerin kendi ilerinde halen mthi bir
eitsizliin hkm srmesi ise kimi
eletirmenleri kresel ekonomiye dahil
olmann bedelini sorgulamaya itmitir.

Zengin ve yoksul lkelerde


yaam
Zengin lkelerde yaayan ou
insan, yoksul lkelerde yaayan emsal
lerinden muazzam bir yaam standard
uurumuyla ayrlmaktadr (Harvard
Magazine 2000). Zenginlik ve yoksul
luk, yaam pek ok bakmdan son
derece farkl bir hale getirir. Szgelimi
dnyadaki yoksul insanlarn te biri
yetersiz beslenmektedir ve neredeyse
hibiri okuryazar deildir; ilkretim
dzeyinde dahi eitim grememekte
dirler. Her ne kadar, dnyann byk
blm halen tarada yaamaktaysa da,
on yl ierisinde ehirli yoksullarn says

muhtemelen taradaki yoksullarn


saysn geecektir.
G elim ekte olan lkelerdeki k ent
lem e sreci ehirler ve Kentsel
Alanlar balkl 21. B l m d e, s. 96972 arasnd a d ah a ayrntl olarak
tartlm aktadr.

Yoksullarn ou, kendi lkelerin


deki baskn gruplardan farkl kabile,
etnik grup ve rklardan gelen insanlar
dan olumaktadr ve yoksulluklar, ks
men, kendilerine uygulanan ayrmcl
n bir sonucudur.
Bu ksmda yksek ve dk gelirli
lkeler arasnda salk, alk ve ktlk,
eitim ve okuryazarlk bakmndan ne
gibi farklar olduuna bakacaz.
S a lk

Yksek gelirli lkelerdeki insanlar


dk gelirli lkelerdeki emsallerinden
ok daha salkldrlar. Dk gelirli
lkeler genellikle salk tesislerinin
yetersizliinden mustariptirler ve varo
lan hastane ya da klinikler de ar yoksul
insanlara nadiren hizmet verirler.
Dk gelirli lkelerde yaayan insanlar
hfzshha hizmederinden de yoksun
durlar; kirli su iebilmekte ve bulac
hastalklara yakalanma riskiyle daha ok
kar karya kalmaktadrlar. Bu insanla
rn yetersiz beslenme, alk ve ktlk
ekme ihtimalleri de yksektir. Bu
etkenlerin hepsi birlikte, dk gelirli
lkelerdeki insanlar hastalklara ve
salgnlara kar savunmasz brakan
fiziksel zayfla ve salkszla neden
olmaktadr. Afrika lkelerindeki HIV
/AIDS hastal oranlarnn yksek
seyretmesinin ksmi nedeninin yoksul
laan insanlarn salklarnn zayflama
s olduuna iaret eden kandar gn
getike artmaktadr (Stilhvagon 2001).

440

K fire s e l E its iz lik

Kt salk koullar yznden


dk gelirli lkelerdeki pek ok insan,
zengin lkelerde yaayan insanlarn
aksine, ou kez henz bebekken l
mekte ve uzun yaayamamaktadr.
Dk gelirli lkelerdeki bebeklerin
doum srasnda lme olasl yksek
gelirli lkelerdekinin on bir katdr ve
-hayatta kalsalar bile- mrleri zengin
lkelerdeki emsallerinden ortalama
sekiz yl daha ksa olmaktadr (bkz. 11.3.
Tablo). ocuklar, ou kez, daha
zengin lkelerde tedavisi kolayca yapla
bilen kzamk ve ishal gibi hastalklar
yznden lmektedirler. Sahra-alt
Afrika's gibi dnyann baz blgelerin
de, henz be yana gelmeden len
ocuk says, ortaokula gidebilen ocuk
saysndan daha fazladr (Dnya
Bankas 1996). Yine de, dk ve orta
gelirli lkelerin yaam koullarnda
birtakm iyilemeler gereklememi
deildir: szgelimi 1980-1998 yllar
arasnda bebek lm oranlar dk
gelirli lkelerde (bin canl doum ba
na) 97'den 68'e, orta gelirli lkelerde ise
60'dan 31 'e dmtr.
Son otuz yl iinde dnyadaki orta
gelirli lkelerin ounda ve baz dk
gelirli lkelerde birtakm iyilemeler

1 1 .2 .

Tablo:

meydana gelmitir. Dnya apndaki


bebek lm oranlar yarya dm ve
ortalama yaam beklentisi on ksur yl
kadar artmtr. Modern tbbi teknolo
jilere eriimin kolaylamas, halk sal
alannda yaplan iyiletirmeler ve
ykselen gelirler bu deiimleri
aklamaktadr.
A lk , y e t e r s i z b e s l e n m e v e k tlk

Alk, yetersiz beslenme ve ktlk,


kt saln balca kresel kaynakla
rdr. Bu sorunlarn hibiri yeni deildir.
Yeni olan, yaygnlklardr dnyada
alktan lmenin snrna gelmi ok
fazla insan vardr (bkz. 11.2. ekil).
Birlemi Milletler Dnya Gda
Program (UNWFP 2001) tarafndan
yaplan bir alma dnyada her gn
alk eken tahminen 830 milyon insan
olduunu ve bu insanlarn %95'inin
gelimekte olan lkelerde yaadn
ortaya koymutur. Program al
gnde 1.800 ya da daha az kalorili bir
diyet olarak tanmlamaktadr -bu miktar
yetikin bir insann etkin ve salkl bir
yaam srdrebilmesi iin gereken
besinler asndan yetersizdir.
Dnya Gda Program'nn alma
sna gre dnyadaki alarn 200 milyon

K r e s e l y a a m k a li t e s i s o n 3 0 y l i i n d e y k s e l m i t i r

Yaam kalitesi gstergesi

1968

1998

Okuryazar olmayanlarn oran


Kadn bana den ortalama ocuk says
Doduktan sonraki ilk yl iinde len bebek says
Her yl len bebek says

%53
6
her drt bebekten biri
12 milyon
her on kiiden drd
50 yl
ortalama $700
yaklak %50

%30
3
her sekiz bebekten biri
7 milyon

betersiz beslenmeden mustarip insan says


Ortalama yaam sresi beklentisi
Kii bana den yllk gelir
Gnde 1 dolardan daha az para kazanalarn yzdesi

Kaynak: alter (1998)

441

her on kiiden ikisi


61 yl
ortalama $ 1,100
yaklak %25

K re s e l E its iz lik

ZLANDA
4

NOR|

D A N M A R K A ,
ALMANYA
HOLLANDAV

BRLEK KRALLIK!
RLANDA

BELKA
l ksem bu RS

SVRE
PORTEKZ,
dAHAl'ALAR
HAT
I DOMNK CUMHURYET
I / PORTO RCO

//

V Havai Adalar(A B O )
^BELZE

J L

JAMAKA
BUYUK OKYANUS

GUATEMALA^
EL SALVADOR' j

SAHR'

.ST CRISTOFER VE NEVLER

A / / -ANTGUA VE BARAKUOA

V _ ' _D0M
NK s
BARBM)o

I NKARAGUA,

SENEGAI

ST LUCA
GRENADA
RNDADrrOBAGO

HONDURAS
KOSTA RKA

FR. GUYANASI

Yeterince beslenemeyen
nfusun oran

SURNAM

cKVADI

GAMBYA1
GNE
3ISEAU

SERRA
.EONE

L BERYA

GUYANA

BURKNA'FASO

<2.5 % Ar dk

GANA
TOGO
BOLVYA',

Z.5-4 % ok dk

GABON

BENN

5 -1 9 % Orta dklkte
20-34 % Orta ykseklikte
lIRUGUAY

>35 % ok yksek
Veri yok
Falkland Adalar

11.2. ekil:

A lk , k r e s e l b ir s o r u n d u r

Kaynak: UNWFP (2001)

kadarm yetersiz beslendii iin zayf


kalm be yann altndaki ocuklar
oluturmaktadr. Alk, her yl tahmi
nen 12 milyon ocuun lmne neden
olmaktadr. Dou Afrika lkesi olan
Gabon'da on yandaki bir ocuk
Dnya Bankas aratrmaclarna
unlar sylemitir: Sabah kahvalt
yapamadan okula gidiyorum. le
yemei zaten yok. Akamlar ise yiyecek

KONGO

EKVATORYAL GNE

ok az yemek oluyor ve bu da bana


yetmiyor. Baka bir ocuu yemek
yerken grdmde, onu izliyorum ve
yemeini benimle paylamazsa, sanki
alktan lecekmiim gibi geliyor
(Narayan 1999). Dnyann dk ya da
orta gelirli lkelerinde yaamakta olup
da yetersiz beslenen be yann
altndaki ocuklarn drtte , aslnda
gda fazlas olan lkelerde yaamaktadr

442

Kresel Eitsizlik

MNIANDYA

ESTONYA

RUSYA

LETONYLTVANYA

^BELARUS
UKRAYNA
MOLDOVA
'G RCSV v .

MOOLSTAN

ZBEKST/
^KIRGIZSTAN
, ACIKSTAN

TRKYE

JAPONYA

N HALK CUMHURYET
BUTHAN
.KATAR

TAYVAN

SUDAN

FLMLER
KAMBOYA

cfeui
MALDVLER

SR LANKA

SNGAPUR
SEYELLER

TUVALU
MADAGASKAR

MAURTUS

' MALAV
' MOZAMBK
3M BABVE
SWAZILAND

-ESOTO
t f AFRKA

(Lappe 1998). ABD'deki nfusun her


yl kedi ve kpek mamalarna harcad
parayla (13 milyar dolar) dnyadaki
insanlarn alk sorunun byk lde
zlebilecei tahmin edilmektedir
(Breadforthe WorldInstitute 2005).
Bugn yaanan ktlk ve alklarn
ou, toplumsal ve doal kuvvetlerin
birleiminim bir sonucudur. Kurakln

443

bugn dnyada yz milyon insan


etkiledii tahmin edilmektedir. Sudan,
Etiyopya, Eritre, Endonezya, Afganis
tan, Sierra Leone, Guiena ve Tacikistan
gibi lkelerde kuraklk ve i savalar
gda retimine sekte vurmu, milyon
larca insan alk ve lmle kar karya
brakmtr. Latin Amerika ve Karayipler'de 53 milyon kii (blgedeki nfu
sun yzde 11 'i) yetersiz beslenmektedir

K re s e l E its iz lik

Doal ve toplumsal nedenlerden kaynaklanan alk, her yl yaklak 12 milyon ocuun lmne neden
olmaktadr.

bu say Sahra-alt Afrika'da 180 milyona


(%33), Asya'da ise 525 milyona (%17)
kmaktadr (UNWFP 2001).
AIDS salgn da alabilecek
yataki pek ok yetikinin lmesine
sebep olduu iin besin ktl ve alk
sorununu krklemitir. Birlemi
Milletler Gda ve Tarm rgt (FAO)
tarafndan yaplan bir alma,
H IV /A ID S salgnndan en ok
etkilenen on Afrika lkesinde igc
nn 2020 ylna gelindiinde %26 ora
nnda azalacan ngrm tr.
Dnyada, ou kalknmakta olan
lkelerde olmak zere, yaklak 26
milyon AIDS hastas olduu tahmin
edilmektedir. FAO'a gre bu salgn
beslenme, gda sal ve tarmsal
retime byk bir darbe indirebilir ve
btn bir toplumun varln srdr
me ve kendisini yeniden retebilme
yetenei (BM FAO 2001) bundan
zarar grebilir.

Ktlk ve alk eken lkelerin ou


gda retimlerini arttrabilecek yeni
teknolojileri satn alamayacak kadar
yoksuldurlar. Dnyann baka bir
yerinden yeterli gda ithal edebilecek
mali kaynaklardan da yoksundurlar.
Gelgelelim, paradoksal biimde,
dnyadaki alk arttka gda retimi de
artmaktadr. Szgelimi 1965 ve 1999
yllar arasnda dnyadaki tahl retimi
ikiye katlanmtr. Bu dnemde mthi
bir nfus patlamas da yaanm
olmasna ramen, 1999 ylnda kii
ban den tahl miktar otuz drt yl
ncesine gre %15 artmtr. Ne var ki
bu byme dnyann her yerinde eit
oranda gereklemi deildir. Szgelimi
Afrika'nn byk ksmnda kii bana
retilen gda miktar son yllarda
dmtr. A.B.D gibi yksek gelirli
lkelerdeki gda retim fazlalklar ise
bunlara en ok ihtiya duyan lkeler
tarafndan nadiren satn alnabilecek
fiyat dzeylerinde seyretmektedir.

444

K re s e l E its iz lik

11.3. Tablo: Dk, orta v e yksek gelirli lkeler arasnda eitim ve


okuryazarla ilikin m evcut farkllklar_______________________________
Gelir Seviyesi

1997 ylnda resmen ortaokula balayacak ve tm gn eitim alabilecek


yaa gelmi ocuklarn oran

Dk

Orta

Yksek

51

71

96

1997 ylnda eitime yaplan kamu harcamalar iin GSMHdan ayrlan


pay oran

3.3

4.8

5.4

1998 ylnda 15 yann zerindeki okuryazar olmayan erkeklerin oran

30

10

1998 ylnda 15 yann zerindeki okuryazar olmayan kadnlarn oran

40

20

Kaynak: D n y a B a n k a s ( 2 0 0 0 - 1 )

Eitim ve okuryazarlk
Eitim ve okuryazarlk ekonomik
kalknmaya gtren nemli rotalardr.
Bu konularda da yine dk gelirli
lkeler dezavantajl bir konumdadrlar,
nk yksek nitelikli kamu eitim
dizgelerine nadiren harcama yapabil
mektedirler. Bunun bir sonucu olarak,
yksek gelirli lkelerdeki ocuklarn
okula gidebilme anslar dk gelirli

lkelerdeki ocuklara gre daha fazla ve


yksek gelirli lkelerde yaayan
yetikinler arasnda okuryazarlk daha
yaygn olmaktadr (bkz. 11.4. Tablo).
Yksek gelirli lkelerde ortaokul ana
gelmi kz ve erkek ocuklarnn tama
m fiilen tm gn eitim almaktadrlar;
1997 ylnda orta gelirli lkelerde bu
oran sadece % 71, dk gelirli lkeler
de ise %51'lerde kalmtr. Dk gelirli
lkelerdeki yetikin erkeklerin %30'u ve

Eitim lkelerin kalknmasnda canalc bir rol oynar; gelgelelim dk gelirli uluslar okullara yeterli kaynak ayramamaktadrlar.

445

K re s e l E its iz lik

kadnlarn neredeyse yarya yakn oku


ma yazma bilmemektedir. Bu farkllk
larn bir nedeni de lkelerin eitime
yaptklar kamu harcamalar arasndaki
uurumdur: Yksek gelirli lkeler,
dk gelirli lkelere kyasla gayr safi
yurtii haslalarndan eitime daha
byk bir pay ayrmaktadrlar (Dnya
Bankas 2000-1).
Eitimin nemli olmasnn birka
nedeni vardr. Birincisi, yukarda
belirtildii gibi, okulda alnan eitim
kiilere yksek maal ve ustalk gerekti
ren sanayilerde alabilme olana
salayarak ekonomik bymeye de
katkda bulunmaktadr. kincisi, eitim
insanlara kt alma koullar ve
yoksulluk emberinden kurtulabilme
leri iin bir ans vermektedir, nk iyi
eitim almam kiiler dk cretli
niteliksiz ilerde almaya mahkum
durlar. Son olarak, eitimli insanlar
genelde daha az ocuk sahibi olmakta

ve bylece kresel yoksulluu arttran


kresel nfus patiamalarn yavalat
maktadr.

Yoksul lkeler zenginleebilir


mi?
2.
Blmde grdmz zere,
sanayileme srecine 1970'lerin
ortalarnda katlan olan kimi Dou
Asya lkeleri, ABD ve Avrupa'nn
kresel ekonomik egemenliini tehdit
eder hale gelmilerdir (Amsden 1989).
Bu sre 1950'lerde Japonya'yla ba
lam olmakla beraber, yeni sanayi
leen lkeler (YS), zellikle Dou
Asya'daki lkeleri ve Latin Ameri
ka'daki dnyann hzla gelien sanayile
rini ksa srede etkisi altna almtr.
Dou Asya'nn YS'leri arasnda
1960'larda Hong Kong, 1970 ve
1980'lerde ise Tayvan ve Gney Kore
vard. 1980'lerin sonu ile 1990'larn
banda ise bu lkeleri bata in olmak
zere, Malezya, Tayland ve Endonezya

ocuk iiler
Dnyada bugn halen ocuk iiler var mdr? Birlemi
Milleder Uluslararas alima Orgt'ne (U N IL O ) gre,
gelimekte olan lkelerde yalan be ile on drt arasnda
deien 250 milyon erkek ve kz ocuu eitli ilerde
almaktadr ve bu say dnyadaki ocuk saysnn drtte
birine karlk gelmektedir. Yalan be ile on be arasnda
deien yaklak 50 milyon ocuk tehlikeli koullar altnda
abmaktadr. ocuk iilere dnyann kalknmakta olan
her blgesinde -Asya'da (% 61), Afrika'da (% 32) ve Latin
Amerika'da (% 7)- rastlanabilir. B u ocuklar, ailelerinin
yoksul olmas, eitim eksiklii ve geleneksel sebeplerden
dolay yoksullann ya da etnik aznlklarn iinde bulunduu
kt ardara kaytsz kalnmas gibi nedenlerden tr,
almaya zorlanmaktadrlar (IL O 2000; U N IC E F 2000).

saadeti boyunca kann tokluuna altmldklan iin okula


gidememekte ve yoksulluk em berini kracak uzmanlk
isteyen beceriler gelitirememektedirler. Bununla birlikte,
ocuklarn altrlmasn basite yasaklamak, byle bir
ey mmkn olsa dahi, sadece kar retimi tetikler. Zira
ocuklann altrlmas, bu ocuklann kar karya
kalabilecekleri, szgelimi, alk ya da ocuk fuhuu gibi
durumlara kyasla daha iyi bir seenektir. Zorluk sadece
ocuklann altrlmasnn nlenmesiyle ilgili deil, ayn
zamanda bu ocuklann i hayatndan okul hayatna
ynlendirilmesiyle ve okul hayadan srasnda gereken
destei alabilmeleriyle de ilgilidir. ocuklann
altrlmasna kar mcadele ederken, ocuklann daha
fazla zarar grmeyecei yollar kullanlmaldr.

ocuk iilerin te ikisi tanm alanlannda almaktayken,


geriye kalan te birlik ksm manifaturaclk, toptan ve
perakende rn ticareti, lokantalar, oteller ve hizmetilii
de kapsayan hizmederin dahil olduu eidi ilerde
almaktadrlar. B u ocuklar, en iyi durumda, ok uzun i

E n kt ocuk altrma biimleri tehlikeli ve


smrcdr. Klelerinkine benzer koullarda altnlan
ocuklar, eitli hastalklara ve yaralanmalara maruz
kalmaktadrlar. U N IL O bu konuda tyler rpertici bir
zet sunmaktadr: Yaralar, krlm ya da tamamen

446

Kresel Eitsizlik

kaybedilmi uzuvlar, yanklar ve deri hastalklar, grme ve


iitme kayb, solunum ve sindirim yollar hastalklar, ate
ve fabrikalardaki ar scak ortam neticesinde ortaya kan
ba arlar (ILO 2000).
Bir Birlemi Milleder raporunda bu duruma birka rnek
verilmitir:
Malezya'da ocuklar kauuk ekimi gibi ilerde ve
ylan ve bcek srmalarna kar savunmasz ekilde
gnde 17 saat alabilmektedirler. Birleik Tanzanya
Cumhuriyeti'nde kahve toplayan ocuklar, bir yandan
bcek ilalarn da solumaktadrlar. Portekiz'de inaat
sektrnde alan ve yalar on ikiye kadar inen
ocuklar, her gn ar i yk ve lmcl tehlikelere
maruz kalmaktadrlar. Fas'ta ise ihra mal lks hallar
dokumak iin hal dokuma tezgahlarnda ok dk
crederle ve uzun saatler boyu, kamburlan kana
dek altrlmaktadrlar A.B.D'de ocuklar tekstil
sanayisinin dokuma fabrikalarnda altrlarak
smrlmektedirler. Filipinler'de derin deniz
balkl sektrnde alan gen erkek ocuklar,
alan yerletirmek amacyla tehlikeli koullarda
denize dalabilmektedirler.
Pek ok fabrikadaki alma koullar korkuntur:
Depo ve kazan dairesinin her ikisindeki tozun da
kimyasal madde ve buharlardan kaynakland
apakt... ubuklar yardmyla birbirinden aynlm
blmelerin bulunduu geni bir antrede ou on
yann alnda olan toplam 250 ocukla karlatk.
Bazlar ancak be yanda olan bu ocuklar, sra sra
dizilmi alyorlard (U N ICEF 1997).

olunun dn masraflarn karlayabilmek amacyla,


600 rupee bor karlnda (kabaca 16 dolar),
alunlmas iin satlan kbal Masih'in hikayesidir. kbal,
alt yln bir hal dokuma tezgahna zincirlenmi halde,
saatler boyunca hal dokuyarak geirmitir. On yana
geldiinde fabrikadan kamay baarm, yaadklann
alma rgtlerinde ve okullarda anlatmtr. Ne var ki
konumas Ikbal'e pahalya mal olmutur: Henz on
yandayken, yaad mahallede bisikletle gezdii bir
srada, hal sanayisinin adamlar olduu sanlan kiilerce
ldrlmtr, (www.freethechildren.org; Bobak 1996).
ocuk iilere uygulanan smrnn ortadan
kaldrlabilmesi iin dnya lkelerinin bu konuda sert
yasalar karmalan ve bunlar uygulamaya istekli olmalar
gerekmektedir. UN ILO gibi uluslararas rgtler
karlabilecek yasalar iin bir dizi genel lt
belirlemilerdir. UNILO, 1999 ylnn Temmuz aynda,
En Kt ocuk altrma Biimlerini engelleme
arsnda bulunan 182 Konvansiyonu'nu kabul etmitir.
Bunlar arasnda:
- her trl klelik ya da ocuk alm satm ve
pazarlan, bor karl zorla altrma, silahl
atmalarda kullanmak iin ocudar zorla eitme
gibi klelie benzer uygulamalar;
- ocuklan pornografi iin kullanmak ve fuhu
yapmaya zorlamak;
- zellikle uluslararas anlamalarla yasaklanm
uyuturucularn imalat ve alm satm gibi yasad
etkinliklerde ocuklan kullanmak;

ocuk altrmann klelie benzeyen bir ekli ocuklan


esaret altnda altrmadr. Bu dzende sekiz ya da
dokuz yandaki ocuklar, fabrika sahibi tarafndan
ailelerine denen kk bir kredi karl alnr. Bu
ocuklara yle az yevmiye verilir ki, borcu demeyi asla
baaramaz ve yaam boyu esaret altnda almaya
mahkum olurlar. Uluslararas dnyann dikkatini ekmi
olan bir esaret alanda alma rnei, Pakistan'l bir ocuk
olan ve drt yandayken babas tarafnda ilk doan

447

- Doas gerei sal, can gvenliini ve ocuklarn


ahlaki geliimini tehdit edebilecek ilerde ocuklar
altrmak yer almaktadr.
lkeler, ayrca, ocuklarn tm gn eitim grmelerini
gerektiren parasz kamu eitimi olanaklar da salamaldr
(U N ICEF 2000). Gelgelelim, bu sorunu zmek,
rnlerini ocuk iileri kullanarak rettikleri iin ksmen
de olsa bu durumun sorumlusu olan kresel irketlere
ve nihayetinde, o rnleri satn alan tketicilere
dmektedir.

K re s e l E its iz lik

1 1 . 3 . e k il: B elli b al b az A s y a lk e le ri, A B D v e g e n e l o la ra k d n y a n n


G SY H la rn d a 1 9 8 0 - 1 9 9 0 v e 1 9 9 0 - 1 9 9 9 y llar a r a s n d a m e y d a n a g e l e n
b y m e o ra n la r.
Kaynak: Dnya Bankas (2 0 0 0 -1 ); DOnya Kalknma Gflstergelerl (2 0 0 3 )._________________________________________

gibi dier Asya lkeleri izlemitir.


Gnmzde bu lkelerin ou, orta
gelirli lkeler haline gelmi-lerdir; Hong
Kong, Kuzey Kore ve Singapur gibi
bazlar ise artk yksek gelirli lkeler
snfna gemilerdir bile.

1990 yllar arasnda, ylda ortalama


%10 orannda byyen in ekonomisi
nin boyudan ikiye kadanmtr.

mlerdir ki, dnya standardarna gre


(Dnya Bankas 20001) bu oran
olduka sraddr. Singapur'da 1999
ylnda kii bana den milli gelir
A.B.D'dekine denkti. Nfus bakmn
dan dnyann en kalabalk lkesi olan
in, gezegenin en hzl byyen
ekonomilerinden birine sahiptir. 1980-

Toplum bilimleriyle uraanlar


Dou Asya'nn YS'lerinin zellikle
1970'lerin ortalarndan, 1990'larn
ortalarna kadar geen sre zarfndaki
hzl ekonomik bymelerini nasl
aklamaktadrlar? Bu sorunun yant,
YS'lerin izinden gidebilmeyi uman
baka yerlerdeki dk gelirli lkeler

Dou Asya'daki ekonomik geli


menin belli birtakm bedelleri olmutur.
Bu bedeller arasnda yurtta ve ii
11.3.
Tabloda yedi Dou Asyahaklar ihlalleri, kt alma koullar,
giderek artan bir ekilde kadn igc
lkesi (Japonya dahil) ve ABD'nin
nn ve yoksullaan komu lkelerden
1980-1999 yllar arasndaki ekonomik
gelen gmen iilerin smrlmesi,
bymeleri karlatrlmaktadr. Bu
evre kirliliinin yaygn hale gelmesi yer
lkelerin hepsi, henz iki kuak ncesi
almaktadr. Yine de, bugn bu lkelerde
ne kadar yoksuldu. Dou Asya'nn
yaamakta olan pek ok insan, yaadk
dk ve orta gelirli ekonomileri, bir
lar refah eski kuak iilerin kendilerini
btn olarak alndkta, sz konusu
feda etmi olmalarna borludurlar.
dnemde ylda ortalama %7,7 by

448

K re s e l E its iz lik

iin adeta karlmas gereken dersleri


iinde barndrmaktadr. Her ne kadar
YS'lerin baarlarnn ardnda ksmen
tarihsel ve kendine zg birtakm
nedenler yatyor olsa da, kresel eitsiz
liin nedenleri konusunun yeniden gz
den geirilmesine yol aacak etkenler de
bulunmaktadr. Bu blgede meydana
gelen hzl gelimeyi anlayabilmek iin,
bu lkeleri hem tarihsel adan hem de
gnmz dnya ekonomik dzeni
balamnda ele almamz gerekir.

da zengin ve gl uluslarla iyi ilikiler


kuramamlardr.

2. Dou Asya blgesi u%un soluklu bir


dnya ekonom ik byme srecinden
faydalanmtr. 1950'ler ve 1970'ler
arasnda Avrupa ve A.B.D'nin byyen
ekonomileri, retimlerini giderek Dou
Asya'ya kaydrmlar, bu blgede giyim,
ayakkab ve elektronik alanlarnda esasl
bir pazar olumasn salayarak blge
nin ekonomik anlamda geliebilmesi
iin bir frsat kaps yaratmlardr.
Dou Asya'nn YS'lerinin baa
Dahas, A.B.D ve Avrupa ekono
rs bir dizi etkenin bir araya gelmesine
milerindeki durgunluk dnemleri, i
balanabilir. Bu etkenlerden, dnyadaki
dnyasn fabrikalarn igc maliyet
siyasi ve ekonomik deiimlerden kay
lerini drebilecekleri, dk crede
naklanan bazlar tarihseldir. Bazla
allan Dou Asya lkelerine tamaya
rysa kltreldir. Dier bazlarnnsa bu
zorlamtr (Henderson ve Applebaum
lkelerin ekonomik byme amacyla
1992). Dnya Bankas tarafndan
tuttuklar yollarla ilgisi vardr. Bu
yaplan bir aratrma, 1970-1990 yllar
lkelerin baarlarnn ardnda yatan
arasnda, ekonomik byme konusun
kimi etkenleri yle sralayabiliriz:
da zengin lkelere yaplan ihracatn ba
ektii gelimekte olan lkelerde,
1.
Tarihsel bakmdan Tayvan, Gney
crederin ylda ortalama %3 orannda
Kore, Hong Kong ve Singapur bir yamanlar
arttn, buna karn dier gelimekte
smrge devleti konu-mundaydlar. Bu durum
olan lkelerde crederin artmadn
kimi skntlaryaratm olmakla birlikte, bu
ortaya koymutur.
lkelerin ekonomik anlamda bymelerinin
nn de amtr. Tayvan ve Kore, Japon
3. Bu blgedeki ekonomik by-me,
Imparatorluu'na balydlar; Hong
A .B.D ve mttefiklerinin Komnist in'e
Kong ve Singapur ise Britanya'nn eski
kar bir savunma kalkan oluturabilmek
smrgeleriydiler. Japonya sanayile
amacyla blgeye cmerteyapt ekonomik ve
meye kar kan byk toprak sahip
askeriyardmlarla, Souk Sava dneminde
lerini saf d brakmtr. Hem Britanya
%irveye ulamtr. Dorudan yaplan
hem de Japonya bu smrgelerde
yardmlar ve verilen borlar, transistor,
sanayilemeyi tevik etmiler, yollar ve
yariletken ve dier elektronik malze
baka tamaclk sistemleri ina etmi
meleri kapsayan yeni teknolojilere
ler ve grece verimli bir devlet brok
yatrm yaplmasn tevik ederek yerel
rasisi oluturmulardr. Britanya, Hong
sanayilerin gelimesine katkda bulun
Kong ve Singapur'un dcaret merkezleri
mutur. igc maliyetlerini dk
olarak gelimeleri konusunda zellikle
tutmak amacyla bask kurmaya hevesli
etkin davranmtr (Gold 1986;
olan gl (ve zellikle askeri) yne
Cumings 1987). Bugn dnyann baka
timler, ska askeri yardmlar tercih
yerlerindeki -szgelimi Latin Amerika
etmilerdir (Mirza 1986; Cumings 1987,
ve Afrika'daki- yoksul lkeler, zamann
1997; Castells 1992).

449

K re s e l E its iz lik

4.
Kimi sosyologlarJaponya ve Douve bolluk ortamnda yetimi genlerin
tketime, kemer skma ve yatrm
A sya'n n Y S ' lerin in ekon om ik
yapma anlandan daha fazla deer
baarlarnn ksmen bu lkelerin kltrel
vermelerinden tr, tutumluluk gibi
geleneklerine, zellikle de ortak kltrel
Konfuys kltrel deerler Japonya
miraslar olan Konf-ys felsefeye
ve dier YS'lerde giderek yok olmaya
dayandn ileri srmektedirler. Yaklak
balanmtr (Helm 1992).
bir yzyl nce Max Weber (1977),
5. Dou Asya lkelerinin hk
Protestanln tutumlulua, sadelie ve
metlerinin
ou, ekonomik bymeyi tevik
sk almaya olan inancnn, kapitaliz
eden
gl
bir
siyaset izlemitir. Bu lkelerin
min Bat Avrupa'daki ykseliini
hkmetleri, ii cretlerini dk
akladn ileri srmt. Weber'in bu
tutma konusunda etkin roller oynam
sav Asya'nn ekonomik tarihine de
ve
vergi indirimleri yaparak parasz
uygulanmtr. Konfysln
eitim gibi olanaklar sunarak ve baka
kiiye, byklerine ve amirlerine sayg
ekonomi siyasetleri uygulayarak ekono
gsterme duygusunu, eitimi, sk
mik gelimeyi tevik etmitir. Dou
almay, baarnn terfi edebilmenin
Asya hkmetlerinin izledikleri siyaset
anahtar olduu ve yarnn getirecei
lerin bu konudaki roln, bu blmn
daha byk bir dl iin bugn feda
ilerleyen sayfalarnda tartacaz.
edebilme dncesini alad ileri
srlmektedir. Tm bunlarn bir
Bu ekonomilerin gelecekte de
sonucu olarak, der Weberci sav, Asyal
bymeye devam edip etmeyecekleri
iiler ve yneticiler irketlerine son
ak deildir. 1997-8 yllarnda
derece sadk, yetkeye saygl, alkan ve
yatrmlar konusunda alman bir dizi
baar odakl olmaktadrlar. Hem
yanl karar, yolsuzluk ve dnyann o
iilerin hem de kapitalistlerin tutumlu
anki ekonomik koullar st ste geldi
olduklar sylenir. Savurgan biimde
ve bu lkelerin ekonomik bymeleri
yaamak yerine, bir sonraki ekonomik
aniden durdu. Borsalar kt, paralar
bymeyle birlikte servetlerine servet
deer kaybetti ve bu durum btn
katmalar muhtemeldir (Berger 1986;
dnya ekonomisini tehdit eder hale
Wongl986).
geldi. Hong Kong deneyimi bu konuda
Bu aklama deerli olmakla birlik
te, Asya'da i dnyasnn her zaman
sayg ve hrmet grmedii gereini
gzard etm ektedir. Japonya'da
1950'lerin ortalarnda -1980'lerde ise
Gney Kore'de- iiler ve kapitalistler
arasnda kran krana atmalar
yaanmr. Dou Asya'daki YS'lerde
renciler ve iiler, hkmet ve i
dnyasnn benimsedii siyasete, adil
olmad gerekesiyle, tutuklanmak
hatta bazen yaamlarndan olmak
pahasna kar kmlardr (Deyo 1989;
Ho 1990). stelik son yllardaki refah

tipik bir rnektir: Otuz yedi yllk


kesintisiz bir byme srecinin ardn
dan ekonomi birden durma noktasna
geldi ve borsa nere-deyse yar yarya
deer kaybetti. 1998 ylnn ilk yarsnda
gazete manetlerine Asya'nn k
olarak yansyan bu bunalmn blge
zerindeki etkisinin uzun vadeli mi
olacan, yoksa sadece byme sre
cinde son zamanlarda meydana gelen
anlk bir sarsnt m olduunu ancak
zaman gsterecektir. Pek ok iktisat,
yeni sanayilemekte olan Asya ekono
milerinin halihazrdaki sorunlarn bir

450

K re s e l E its iz lik

kez zdklerinde, bymelerine, belki


eskisi kadar hzl olmasalar bile,
kaldklar yerden devam edeceklerine
inanmaktadr.

Kalknma kuramlar
Kresel eitsizlie sebep olan
nedir? Bunun stesinden nasl geline
bilir? 452-3. sayfalarda yoksul lkelerin
kar karya kaldklar sorunlarn
bazlarna deinmekteyiz. Bu ksmda,
gelime olgusunu aklamak zere yllar
iinde gelitirilmi olan drt farkl
kuram trn ele alacaz: Pazar odakl
kuramlar, bamllk kuramlar, dnya
dzenleri kuramlar ve devlet merkezli
kuramlar. Bu kuramlarn her birinin
kendine gre stnlkleri ve zayflklar
vardr. Hepsinde ortak olan zayf
yanlardan biri, kadnlarn ekonomik
kalknma zerindeki rollerini batan
savma biimde ele alyor olmalardr.
Bununla birlikte, bu kuramlar bir araya
getirerek dnya nfusunun yksek
gelirli lkeler haricinde yaamakta olan
%85'inin sorduu o anahtar soruyu
yantlamamz mmkn olabilir: Dnya
ekonomisinde nasl daha st sralara
ykselebiliriz?

Pa%ar odakl kuramlar


Bundan krk yl nce kresel eit
sizlik konusunda ngiliz ve Amerikal
iktisatlarla sosyologlar tarafndan
gelitirilmi en etkili kuramlar pazar
odakl kuramlard. Bu kuramlar,
bireylerin ekonomik seimlerinde
tamamen zgr braklmalarnn -her
hangi bir devletin ya da hkmet bii
minin kstlamas olmakszn- olanakl
en iyi ekonomik sonular douracan
varsaymaktadrlar. Mdahale edilme
yen kapitalizmin tam olarak gelimesine
izin verilirse, bunun ekonomik gelime
ye gtrecek yol olduu sylemekte
dirler. Devlet brokrasisi hangi mallarn

451

retilecei, fiyatlarn ne olaca ya da


iilere ne kadar cret denecei konu
sunda dayatmalarda bulunmamaldr.
Pazar odakl kuramlar savunan kuram
clara gre, dk gelirli lkelerde eko
nomilerin devletlerin ynetiminde
olmas, ekonomik kalknmann nn
kesmektedir. Bu gre gre, yerel
hkmetler kalknmann yoluna kma
maldrlar (Rostow 1961; Warren 1980;
Ranis 1996).
Pazar odakl kuramlarn en etkili
taraftarlarndan biri, ABD eski bakan
John F. Kennedy'nin ekonomi dan
man olan ve fikirleri Kennedy'e 1960'l
yllarda Latin Amerika'ya kar izlene
cek d siyaseti ekillendirmesinde yar
dmc olmu olan W W Rostow'du.
Rostow'un sunduu aklama, pazar
odakl yaklamlarn, bugn modern
leme kuram olarak adlandrlan
belli bir biimidir. Modernleme kura
m, dk gelirli lkelerin ancak gele
neksel yollar bir kenara brakp
birikime ve retime dnk yatrmlara
vurgu yapan modern ekonomik
kurumlan, teknolojileri ve kltrel
deerleri benimsemeleri halinde
ekonomik adan geliebileceklerini
ileri srer.
Rostow'a gre (1961), dk gelirli
lkelerin kltrel deerleri ve toplumsal
kurumlan, bu lkelerin ekonomik ve
rimliliine sekte vurmaktadr. Szge
limi, Rostow'a gre, dk gelirli lke
lerde yaayan ok sayda insan gl bir
i ahlakndan yoksundur; yarn iin
yatrm yapmak yerine, elindekini
bugnden harcamaya eilimlidir. Byk
aileler de ekonomik geri kalmlktan
ksmen sorumlu tutulmaktadr, zira eve
ekmek getiren kiinin, evde besleyecek
ok sayda boaz olduu zaman, yatrm
amacyla para biriktirmesi beklenemez.

K re s e l E its iz lik

Kresel eitsizlikle ilgili m eseleler


Yoksulluk

B o r

Sa h ra -a lt A frik a lk elerin in o u , ylda kii b a n a

A r B o r la n m Y o k su l lk e le r (A B Y ) g iriim i,

d en G a y r S a fi M illi G e lir'le rin in (G S M G ) 7 6 5

en y ok su l lk elerin b o r la rn n d r lm esi

d o la rd a n az o lm a s n ed en iy le, D n y a B a n k a s'ru n en

am acy la 1 9 9 6 ylnda olu tu ru lm u tu r.

d k g elirli lk eler sn fla n d rm a s iin d e yer

S rek li b o rla n m a y g e le n e k se l y n tem lerle

alm aktadr. B u lk eler arasn d a en k t d u ru m d a

n ley em ey en y oksu l lk eler b u em aya dahil

o la n la r 9 0 d ola rlk G S M G 'le riy le E tiy o p y a ve

ed ileb ilm ek ted irler. B u n u n la b irlik te, I M F ve

B u ru n d i'd ir.

D n y a B an k as'ru n belirled i i belli istikrarl

G a b o n v e B o tsw a n a g ib i o r ta g elirli lk elerin bile


n fu slarn n h atr sayl b ir b l m se fa le t iin d e

y n etim siy ased erin i izle y ecek lerin i d e ayrca k abu l


etm i olm alar g erek m ek ted ir.
S z k on u su b e k le n tile r g erek letirild i in d e ise lke

yaam aktadr.

k arar aam asn a v a rm o lu r ve b e lli b ir b o r


K u z e y A frik a 'n n d u ru m u ise S a h ra-alt A frik a 'd a n
g e n e l o la ra k d aha iyidir. B u b lg e d ek i e k o n o m ile r
daha istik rarl, tic a ret ve tu rizm d aha yaygn, A I D S
o ra n ise d aha dktr.

in d irim in e gidilebilir.
E le tirm e n le r b u em a n n p a ra m etrelerin in so n
d e re ce kat old u u n u ve d ah a fazla lk en in A B Y
b o r in d irim i g iriim in e d ahil ed ilm esi g erek ti in i

K a lk n m a k am p an y alarn y r ten ler, A frik a


lk elerin in y ok su llu k tan k u rtu lab ilm elerin e b ir n e b z e
o ld u n y ard m c o la b ilm eleri iin G 8 lkelerini
b o r la n m a , yard m v e tic a re t k ou llarn d a yeni
d z e n le m e ler y apm aya a rm ak tad rlar.

savu nm aktad rlar.


A a d ak i harita, k arar aa m a sn a g elm i A B Y
lk elerin in ne kad ar b o r v e faiz g eri d em esin d e
b u lu n d u k larn g s te rm e k te d ir.
A frik a'd ak i o n d r t A B Y lk esin in b o r la n , G 8
m aliye b a k a n la rn ca izilen yeni p lan a g re,
ta m a m e n silinecek tir.

BORLAR

AFRKA'NIN GELR

n c v l i .'ellri ortalam as olarak bor, 2 0 0 3

C SM H . 2003

t:'

*>
c * ura
a - w g a E 9UWW*At-ASC

IM
N

NJERYA

5AC0M
C 9
GABON

1. G am bla
2 G ulnea Bissau
3. G ulnea
4 . S ie r r a L e o n e

I . G a m b la
2
4

N
A
M
BYA

5. Llberla

6 . Fildii S a h ili

MOZAMBK

7. Gana
GNEY AFRKA

8. Togo

UAURTUS

1 0 . E Jkvator G ln e sJ

H
AM
PVA

Togo

B e n ln

GNEY AFRKA

1 0 . E k v a to r G in e s i

D nya Bankas K ategorisi

Dk gelir

A lt orta gelir

Yksek orta gelir

<$250
$25 I $500
$501 $ 7 6 5

B S 7 6 6 - 1 1 .5 0 0
$ 1.501 -$ 2 .5 0 0
H S 2 .5 0 I $ 3 .0 3 5

Veri yok

ZAMBYA

7 . G an a

SVVAZfLAND

9 . B e n ln

ANGOLA

S ie r ra L e o n e

5 . L lb e r la

6 . F ildii S a h ili

Kaynak: W orld Bank

G u ln e a B is s a u

3 . G u in e a

B0T3WANA

B o r / G e lir

5 3 .0 3 6 -5 5 .0 0 0
55.50 I -$ 7 .5 0 0
$ 7 .5 0 1 -$ 9 .3 8 5

M D ier AB YU. veri y ok

fl! ABY deil

Kaynak: IDA ve IMF. HIPC Indltlatlve update. Nisan 2005

W orld Developmen Indicators d a la t ** 2005

Kaynak: h ttp :/> n e w s .h b c .c o .u k /iy s h a re d /s p i/h l/a filc a /0 5 /


afrlra e c o n o m y /h tu l/d e h t.s tm

Kaynak: h ttp ://n e w s .h b c .c o .u k /l/s h a re d /s p /h l/a frlc a /O S /


afrlca e co n o m y y h tm l/p o ve rt.s tm

452

K re s e l E its iz lik

Yardm

T ica re t

E k o n o m ik ib irli i v e K a lk n m a rg t 'n e g re ,

A frik a , m ad en ler, k ereste ve p e tro l gibi d o al

dnyad aki lk elerin h k m etleri tarafn d a yaplan

kaynaklar b ak m n d an zen g in o lm ak la birlik te,

to p la m yard m larn te biri A frik a'y a g itm ek ted ir.

d n y an n g eri kalanyla tic a re t y apm as g en eld e g


b ir ktadr.

B u y ard m larn o u k ou llu d u r; b ir b a k a d eyile,

B u n u n altnd a, y etersiz altyap, istik rarsz

yard m yaplan lk en in h k m ed eri b u yard m lar

h k m etler, yolsu zlu k lar ve A ID S 'in alm a

alab ilm ek iin be lli siyased eri yerine g e tirm e li ve

yan d aki n fu s zerin d ek i o lu m su z etkisi gibi

yard m yapan lk ed en m al v e h iz m e t alm aldr.

etk en ler yatm aktadr.

K e n d i k o u l siy asetini y en id en g z d e n g e irm e k te

A r yoksul lk eler v e O x fa m g ib i kim i kurulular,

o la n D n y a B a n k a s, iy iletirilm i b ir y n etim le el

uluslararas tic a re t ku rallarn n adil olm ad n ve

ele g id e ce k b ir y ard m n o k d ah a etkili ve

g elim i dnyay kayrdn da ileri s rm ek ted irler.

y olsu zlu k lara k ar d iren li o laca n ileri

Z e n g in lkelerin s b v an se ed ilm i r n leri yerel

s rm ek ted ir.

reticilere k ar fiyat k rarak k alk n m ak ta olan


1 9 9 0 'la n n so n la rn d a, zen g in lk elerin yardm

uluslara d k fiyatla sattk larn s y lem ek ted irler.

h arca m a la rn d a k esk in b ir d m ey d an a g elm itir.

A yrca D n y a T ic a r e t rg t 'n ( D T )

Y o k su llu k T a rih O lsu n k am p an y as, G 8 lk elerini

k alk n m ak ta o lan uluslar p azarlarn d nyan n g eri

yaptklar yllk yard m lar i in acilen fazlad an 5 0

k alan n a am aya zorlam ak la v e yksek gelirli

m ilyar d ola rlk m ali kaynak ayrm aya a rm a k ta ve

lk elerin g m r k v erg ilerin i d rm ed e b aarsz

g e lim i lk elere d e G S Y H 'la r n n % 0 ,7 0 'in i yardm

o lm ak la ith am etm ek ted irler.

am al e rk en te m in a t olarak v erm eleri iin b ask

G e lg e le lim D T , d k gelirli lk elerin d aha

y apm aktad r.

z en g in uluslara uygu lan an kim i d zen lem elerd en


m u a f tutulm ay da k apsayan z e l b ir m u am ele
g rd k lerin i s y lem ek ted ir.

YARDIMLAR

rii ANH HAI MI

G S M H y e g f e d e n iz a r g e li m e y a r d m

jmu -yo = .

'>,$ 7OO

JOOf

Kaynaklar-. h ttp :y yn e w s.ta b c .ca .U k/l/sh a re d /s p l/h l/a frlc a/0 5/a frica e c o n o m y /h tm l/a ld .s tm
h ttp ://re w s.h h c .c i-u k y i/s h a re d /s p l/h l/a ltlc a /0 5 /a fr1 c a _ e c D n a rn y /h tm l/ira d e .s tm

453

K u e s e l E its iz lik

Gelgeldim, modernleme kuram


clarna gre dk gelirli lkelerin
sorunlar daha da byktr. Kurama
gre, byle lkelerin kltrleri 'yazg
clk' dncesini eza ve cefay yaamn
kanlmaz getirileri olarak gren bir
deerler dizgesini
desteklemeye
yatkndr. Yaamn hep byle olduu
nun kabul edilmesi, insanlar sk
almaktan ve yazglarn deitirebil
meleri iin gerekli olan tutumluluktan
alkoyar. Bu gre gre, o halde, bir
lkenin yoksulluunun nedeni byk
lde o lke insanlarnn kltrel
baarszlklardr. Bu trden baarsz
lklar, alma cretlerini dzenleyip
fiyatlar denetleyerek ekonominin
ileyiine mdahalede bulunan devlet
siyasetleri yoluyla kemikletirilir. Peki
dk gelirli lkeler yoksulluktan nasl
kurtulabilirler? Rostow ekonomik
byme srecini bir uan yolculuk
safhalarna benzetir ve birka evresi
olduunu dnr.
1. Geleneksel evre. Bu evre he-men
yukardaki satrlarda betimlen
mektedir. Tasarruf oranlarnn
dk-l, i ahlak yoksunluu ve
yazgc bir deerler dizgesinin
varlyla ralanr. Uak henz
yerdedir.
2. Ekonomik bymeye doru kalk.
Rostow geleneksel evrenin, yerini
ikinci bir evreye brakabileceini
ileri srer: ekonomik kalk. Bu
durum, yoksul lkelerin geleneksel
deerlerinden ve kurumlarndan,
tpk uaklarn arlklarn atmala
rna benzer biimde kurtularak
gelecek iin para tasarrufu ve
yatrmlar yapmaya baladklar
anda ortaya kar. A.B.D gibi
zengin lkelerin bu sreteki
rolleri, sz konusu bymeyi

kolaylatrmak-tr. Bunu da doum


kontrol prog-ramlarna mali destek
salayarak ya da yol, hava alan,
elektrik tesisleri ve yeni sanayiler
kurulabilmesi amacyla dk faizli
borlar vererek yapabilirler.
3. Teknolojik olgunlua doru yol
almak. Rostow'a gre, yksek gelirli
lkelerden gelen mali yardmlar ve
tavsiyelerle, ekonomik byme
ua pistte hz kazanp tekerlerini
yerden kesecektir. lke bundan
sonra teknolojik olgunlua yakla
acaktr. Bir havaclk eretileme
siyle dile getirildikte, uak seyir
irtifasna doru yavaa trmana
geecektir; yani teknolojisini yeni
leyecek, yksek gelirli lkelerin
deerlerini ve kurumlarn benim
seyerek henz edindii yeni serve
tiyle yeni sanayi dallarna yatrmlar
yapacaktr.
4. Yksek toplu tketim. Nihayet,
lke yksek toplu tketim evresine
girecektir. Bu noktada artk yksek
bir yaam standardna ulald
iin, insanlar emeklerinin meyve
sini yiyebileceklerdir. Yksek gelirli
lkeler arasna katlan uak (lke)
otomatik pilotta seyrine devam
edecektir.
Rostow'un fikirleri halen etkili
olmaktadr. Gerekten de, gnmz
iktisatlar arasnda hakim gr konu
mundaki neo-liberalizm, ekonomik
bymeye giden yegane yolun,
devletlerin i dnyas zerindeki
etkilerinin asgariye indirilmesiyle ortaya
km olan serbest pazar glerinden
getii iddiasndadr. Neo-liberalizm,
kresel serbest ticaretin btn dnya
lkelerini refaha kavuturacan ileri
srer; ekonomik bymenin meydana

454

K re s e l E its iz lik

gelebilmesi iin, devlet tarafndan


yaplan dzenlemelerin bertaraf
edilmesini gerekli grr. Bu nedenle,
neo-liberal iktisatlar, ticarete getirilen
kstlamalara son verilmesi arsnda
bulunurlar; sklkla asgari cret ve dier
i yasalarna kar ktklar gibi, i
dnyasna getirilen evresel kstiamalara da kar karlar.
te yandan, sosyologlar Rostow'un kuramnn kltrel yanlarn da
mercek altna almlardr: Yani, bei
inan ve kurumlarn gelimeye nasl
kstek olabilecei konusuna eilmiler
dir (Davis 1987; So 1990). Bunlarn ara
snda dinsel deerler, ahlaki deerler,
by inanc, halk gelenekleri ve adetieri
de vardr. Sosyologlar deiime direnli
baka koullar da incelemektedirler;
zellikle yerel kltrlerin sahip olduu,
i ve ticaretin ahlaki yozlama ve
toplumsal karklklarla elele gittii
inancn incelemektedirler.

Bam llk ve dnya ddeni


kuram lar
1960'l yllar boyunca baz kuram
clar, modernleme kuram gibi kresel
eitsizlik konusundaki pazar odakl
aklamalar sorgulanmlardr. Bu
eletirmenlerin pek ou, dk gelirli
Afrika ve Latin Amerika lkelerinden
gelen ve lkelerinin ekonomik adan
azgelimiliinin nedeninin yine kendi
kltrel ve kurumsal baarszlklar
olduu savna kar kp Marx fikir
leri gelitiren sosyologlar ve iktisat
lard. Bu eletirmenler, dncelerini,
tpk lke iindeki kapitalizmin iinin
smrlmesine yol at ekilde, dnya
apndaki bir kapitalizmin, uluslararas
alanda daha gl lkelerce smrlebilecek bir lkeler snf yaratacan

455

savunan Kari Marx'n kuramlar


zerine ina etmektedirler. Bamllk
kuramclar denen bu dnrler,
dk gelirli lkelerin yoksul olmala
rnn nedeninin zengin lkeler ve bu
zengin lkelerde konulanm olan
okuluslu irketler olduunu ileri
srmektedirler. Onlarn grne gre,
kresel kapitalizm lkeleri bir yoksul
lama ve smr girdabna hapset
mitir.
Bamllk kuramclarna gre, bu
smr, gl lkelerin kendi karlan
uruna zayf devlederi ve halklar yne
tebilmek amacyla kurduklar siyasiekonomik bir dzen olan smrgeci
lik ile balamtr. Bu gl uluslar,
dier lkeleri genellikle kendi fabrika
larnn retim yapabilmek iin ihtiya
duyduu hammaddeleri salayabilmek
ve bu fabrikalarda retilen rnlerin
satld pazarlar denetim altna alabil
mek iin smrgeletirmilerdir. Sz
gelimi, smrge yasalarna gre, sanayi
lemi ekonomilerin ihtiya duyduu
petrol, bakr, demir ve gda rnleri,
dk gelirli lkelerden yksek gelirli
lkelerde konulanm irkeder yoluyla
ihra edilirler. Her ne kadar smrge
cilik deyince, akla zelikle Kuzey ve
Gney Amerika'da, Afrika ve Asya'da
smrgeler kurmu Avrupa lkeleri
gelmekteyse de, kimi Asya lkelerinin
de (Japonya gibi) smrgeleri olmutur.
Smrgecilik ikinci Dnya Sava
sonrasnda byk oranda sona ermi
olsa da, smr ortadan kalkm deil
dir: Ulusar irkeder dk gelirli
lkelerde konulanm ubelerinden
muazzam karlar elde etmeyi srdr
mlerdir. Bamllk kuramna gre,
ou kez zengin lkelerin hkmet
lerinin ve son derece gl bankalarnn

K re s e l E its iz lik

desteini arkalarna alan bu kresel


irketler, hkmetlerin mdahalesi
olmadan azami retim amacyla ucuz
igc ve hammadde bulabildikleri yok
sul lkelerde fabrikalar kurmulardr.
Emee ve hammaddelere bitikleri fiyat
ise bu yoksul lkelerin sanayileebilmek
iin gerek duyduklar kar elde edebil
melerine izin vermemitir. Yabanc
irketlerle rekabet edebilecek yerel i
kollarnn da byle yapmalarna engel
olmulardr. Dolaysyla, bu gre
gre, yoksul lkeler zengin lkelerden
bor almaya zorlanmlar ve bylece
ekonomik bamlklar da artmtr.
Bu yzden, dk gelirli lkeler az
gelimi lkeler olarak deil, daha
ziyade hatal gelimi lkeler olarak
grlmektedirler (Frank 1996; Emmanuel 1972). Yabanc irkederin karlar
na hizmet eden birka siyaseti ve
iadam dnda bu lkelerde halkn
geneli yoksul kalmtr. Kyller alk
tan lmek ya da yabanclarn deneti
mindeki tarlalarda, madenlerde ve
fabrikalarda karn tokluuna almak
arasnda bir seim yapmaya zorlanm
lardr. Bamllk kuramclar bylesi bir
smry lkelerinin ekonomik by
mesinin nndeki engel olarak grdk
leri iin, genelde, yabanc irkederi
lkelerinden hepten karabilecek dev
rimsel deiimlerin gerekli olduunu
ileri srmektedirler (Frank 1969).
Siyasi ve askeri g, pazar odakl
gelime kuramclar tarafndan genelde
ihmal edilmekteyken, bamllk kuram
clar g kullanmn eitsizlie dayal
ekonomik ilikilerin dayatlabilmesi a
sndan merkezi bir konumda grrler.
Bu kurama gre yerel nderler ne
zaman haksz dzenlemeleri sorgu
lamaya kalksalar abucak susturulmak
tadrlar. Sendikalama genelde yasad

ilan edilmekte, iileri rgtleyenler


hapse atlmakta, hatta bazen ldrl
mektedir. Halk byle bir siyasete kar
kan bir hkmeti setiindeyse, bu
hkmeder ou kez arkasnda sanayi
lemi lkelerin silahl kuvvederinin
bulunduu, lkenin kendi silahl
kuvvetleri tarafndan devrilmektedir.
Bamllk kuramclar bu konuda pek
ok rnek verirler: CIA'nin 1954 ylnda
Guatemala'da, 1973 ylnda ise ili'de
iktidara gelen Marx hkmederin
devrilmesinde ve 1980'lerde Nikara
gua'da iktidardaki sol hkmetin
ypratlmasnda parma olduuna
iaret ederler. Bamllk kuramna gre,
kresel eitsizlik g kullanma yoluyla
bu ekilde muhafaza edilmektedir: Zen
gin lkelerdeki muadillerinden destek
alan yoksul lkelerdeki ekonomik
sekinler, lkenin polisini ve silahl
kuvvederini yerel halk zapt etmek
amacyla kullanmaktadrlar.
Bir zamanlarn nde gelen bam
llk kuramclarndan bir olan Brezilyal
sosyolog Enrique Fernando Cardoso,
bundan yaklak yirmi be yl nce,
baml bir kalknmann bir dereceye
kadar mmkn olduunu savunmak
tayd, yani belli koullar altnda yoksul
lkelerin ekonomik adan yine de
kalknabileceini ama bunun da ancak
daha zengin lkelerin ekillendikleri
yollara bel balamakla mmkn oldu
unu ileri srmt (Cardoso ve Faletto
1979). zellikle de, bu lkelerin
hkmederi bamllk ve kalknma ara
snda bir yol izmek konusunda anahtar
bir role sahiptirler (Evans 1979). 1995
ve 2003 yllar arasnda Brezilya'nn
devlet bakanln yapan Cardoso, bu
yllarda dncesini de deitirmitir ve
artk Brezilya'nn kresel ekonomiye
katlmasnn gerekliliini savun
maktadr.

456

K re s e l E its iz lik

Yzyln son eyreinde, sosyolog


lar dnyann giderek artan bir biimde
tek bir ekonomik dzen (her ne kadar
bu dzen tartmal olsa da) meydana
getirmesine tank olmulardr. Baml
lk kuramlar her tek lkenin ekonomik
balarla birbirine bal olduunu ileri
srmekteyse de, bamllk kuramndan
byk lde etkilenmi bir baka
kuram olan dnya ddenleri kuram,
kapitalist dnya ekonomik dzeninin
yalnzca birbiriyle diplomatik ve ekono
mik ilikiler kuran bamsz devletler
den ibaret olmadn, yekpare bir
btn olarak grlmesi gerektiini
savunur. Dnya dzenleri kuram, en
ak biimde Immanuel Wallerstein ve
alma arkadalarnn almalaryla
tanmlanabilir (Wallerstein 1974, 1990
ve baka yerlerde). Wallerstein kapita
lizmin kresel ekonomik bir dzen
olarak, onbe ve onaltnc yzyllarda
pazar ve ticaret olanaklarnn genile
mesiyle ortaya ktn ve bu ok uzun
zaman zarfnda varln srdrdn
ortaya koymutur. Dnya dzeni
birbiriyle akan u drt eden olu
maktadr (Chase-Dunn 1989):
- Mallar ve igc iin bir dnya
pazar;
- Nfusun, zellikle sermaye
sahipleri ve iiler olarak, farkl
ekonomik snflara ayrlmas;
- Rekabetleri dnya ekonomisinin
ekillenmesine yardmc olan en
gl devletler arasndaki uluslar
aras bir resmi ve gayr resmi siyasi
ilikiler dzeni; ve
- Dnyann birbirine eit olmayan
ve zengin blgelerin yoksul
blgeleri smrd ekonomik
blgeye ayrlmas.

457

Dnya dzenleri kuramclar bu


ekonomik blgeyi 'merkez', 'evre' ve
'yar evre' olarak adlandrrlar. Dnya
dzenindeki btn lkeler bu
snftan birine girerler. M erkez
lkeleri, dnya ekonomik dzeninde
kardan aslan payn kapan en gelimi
sanayi lkeleridirler. Japonya, ABD ve
Bat Avrupa lkeleri bu lkeler arasnda
yer alrlar. evre lkeleri, merkez
lkeler tarafndan ekonomik kar
uruna ska ynlendirilen dk gelirli
ve ekonomileri byk lde tarma
dayal olan lkelerdir. Afrika'da ve
saylar daha az olmakla birlikte Latin
Amerika ve Asya'da yer almaktadrlar.
Tarm rnleri, madenler ve dier
hammaddeler gibi doal kaynaklar ve
bunlar zerinden elde edilen kar
evreden merkeze gider. Buna karlk,
merkez de mamul mallar yine evreye
satarak kar eder. Dnya dzenleri
kuramclar merkez lkelerin byle
haksz bir yolla, bir yandan kendilerini
zengin ettiklerini, dier yandan da evre
lkelerinin ekonomik kalknma olanak
larn kstladklarn ileri srmekte
dirler. Son olarak, yar-evre lkeleri,
iki arada yer alrlar: Bunlar ksmen
sanayilemi, orta gelirli, evreye daha
yakn lkeler zerinden kar eden,
merkeze daha yakn lkele-rinse
kendileri zerinden kar ettii lkelerdir.
Kuzey Amerika'daki Meksika, Gney
Amerika'daki Brezilya, Arjantin ve ili
ile Dou Asya'nn sanayilemekte olan
lkeleri yar-evre lkelerine rnek
olarak gsterilebilirler. Yar-evre,
ksmen merkezin denetiminde olmakla
birlikte, evre lkelerini de smrebilir.
stelik, yar-evrenin ekonomik
baars evre lkelerine benzer bir
ekonom ik kalknma iin umut
vermektedir.

K re s e l E its iz lik

Dnya dzeninde deiim son


derece yava olmakla birlikte, dzen
iinde bir zamanlar gl konumda
bulunan lkeler, ekonomik glerini
zamanla yitirip yerlerini baka lkelere
brakrlar. Szgelimi, bundan be yz yl
nce, kapitalist dnya dzenine, birer
ehir devleti olan Venedik ve Ceneviz
egemendi. Bu devletler yerlerini nce
Hollanda'ya, sonra Britanya'ya, gn
mzde ise A.B.D'ye brakmlardr. Bu
gn, kimi dnya dzenleri kuramc
larna gre, A.B.D egemenlii yerini,
ekonomik glerin A.B.D, Avrupa ve
Asya arasnda paylatrld 'ok
kutuplu' bir dnyaya brakmaktadr
(Arrighi 1994).

Devlet m erkebi kuramlar


Baarl ekonomik kalknmaya
getirilen en yeni aklamalarn bazlar,
bymeyi tevik eden devlet siyasetinin
stlendii role vurgu yapmaktadr.
Pazar odakl kuramlardan keskin
biimde ayrlan devlet merkezli
kuramlar, devletin izleyecei uygun bir
siyasetin ekonomik kalknmaya mda
hale etmedii halde kalknmann
srdrlmesinde etkin bir rol oynaya
bileceini savunmaktadr. Bu konuda
yaplm ok sayda alma, Dou Asya
gibi dnyann kimi blgelerinde,
baarl ekonomik kalknmann devlet
nderliinde gerekletirildiini ortaya
koymaktadr. Kalknmaya ilikin
serbest pazar kuramlarnn ateli savu
nucusu konumundaki Dnya Bankas
dahi devletin bu konudaki rol
hakkndaki fikirlerini deitirmitir.
Dnya Bankas 1997'de yaymlad
Deien Dnyada Devlet (The State in a
Changing World) balkl raporda
devletin etkin katlm olmakszn
ekonomik ve toplumsal alanda srd
rlebilir kalknmann mmkn olma
d sonucuna varmtr.

Gl hkmetler 1980'ler ve
1990'lar sresince Dou Asya'nn
YS'lerine eitli yollarla katklarda
bulunmulardr (Appelbaum ve Henderson 1992; Amsden, Kochanowitcz
ve dierleri 1994; Dnya Bankas 1997).
1. Dou Asya hkmetleri biryandan
siyasi istikran salayp, dieryandan alma
cretlerini dk tutabilmek amacyla,
kimileyin sert nlemlere bavurmulardr.
Bunu da ii sendikalarn yasad ilan
ederek, i brakma eylemlerini yasak
layarak, ii liderlerini hapse atarak ve
genel olarak iilerin sesini keserek, yani
bask uygulayarak salamlardr.
zellikle Tayvan, Gney Kore ve
Singapur hkmetleri bu yollara ska
bavurmulardr.
2. Dou Asya hkmetleri ekonomik
kalknmann istenilen ynde olabilmesi iin
sk sk denetimi ele almlardr. Szgelimi
devlet organlar, hkmetin destekle
dii sanayi dallarna yatrm yapmaya
hevesli i kollarna sk sk ucuz kredi
imkanlar ve vergi indirimleri salam
lardr. Bazen bu strateji geri tepmi ve
hkmetler kt kredilerle babaa
kalmlardr (ki bu durum blgenin
1990'larn sonlarnda yaad ekono
mik sorunlarn nedenlerinden biridir).
Baz hkmetler, i kollarnn elde
ettikleri karlar d yatrmlar iin kul
lanmasna izin vermemi ve lke eko
nomisini bytmek amacyla yatrmla
rn lke iinde yapmaya zorlamlardr.
Kimileyin de hayati nemi haiz baz
sanayileri satn alm ve denetimleri
altnda tutmulardr. Szgelimi Japon
hkmeti demiryollarn, elik sanayi
sini ve baz bankalar; Gney Kore
hkmeti bankalar; Singapur hkme
ti ise havayollarn, silah sanayisini ve
tersaneleri almtr.

458

K re s e l E its iz lik

3.
Dou Asya hkmetleri, eskidenatklarnda ekonomik anlamda kalk
beri sk sk dkfiyatl toplu konut ve halk
nabileceklerini sylemekte ve bu savla
eitimi gibi toplumsal izlenceler uygulayarn desteklemek iin eitli rnekler
gelmilerdir. Dnyann kamuya ait
gstermektedirler. Bununla birlikte,
(sosyalist ya da eski sosyalist lkeler
pazar odakl kuramlar, yoksul ve zengin
haricindeki) en byk toplu konut
lkeleri birbirine balayan eitli
irketleri, devletin mali yardmyla
ekonomik balar aklamakta baarsz
kiralarn son derece dk tutulduu
olmulardr; bunlar yle balardr ki,
Hong Kong ve Singapur'da bulun
kimi koullar altnda ekonomik
maktadr. Bunun bir sonucu olarak,
bymenin fitilini atelerlerken, dier
iiler kira deyebilmek iin yksek
baz koullar altnda bymeye engel
alma crederine ihdya duymamakta
olabilmektedirler. Pazar odakl kuram
ve bylece, gelimekte olan kresel ii
lar, gl uluslarn gerekletirdikleri
pazarnda Amerikal ve Avrupal
ticari ilemler gibi d etkenleri
iilerle daha rahat rekabet edebilmek
tamamen gzard edip yoksulluk
tedirler. Son derece gl bir merkezi
larndan tr dk gelirli lkelerin
hkmete sahip olan Singapur'da,
kendilerini sulama eilimi de tamak
salam fonlarla desteklenen kamu
tadrlar. Ayrca, hkmetlerin ekono
eitimi ve retimi, iilere gelimekte
mik kalknmay tevik edebilmek
olan kresel emek pazarnda rakiple
amacyla zel sektrle ibirlii yapabile
riyle etkin biimde rekabet ede
ceimde gz ard etmektedirler. Son
bilmeleri iin hnerlerini gelitirebilme
olarak, neden baz lkelerin ekonomik
olana salamaktadr. Ayrca, Singapur
anlamda kalka gemeyi baarmken,
hkmeti yurttalarndan gelirlerinin
dierlerinin halen yoksul ve azgelimi
byk bir ksmn gelecekteki byme
olduunu, havalanamayp yerde
dnemlerinde yatrm yapabilmeleri
kaldn aklayamamaktadrlar.
amacyla biriktirmelerini de talep
Bamllk kuramlar, zengin
etmektedir.
lkelerin yoksul lkeleri nasl smrd

Kalknma kuramlarnn
deerlendirilmesi
Kresel eitsizlii ele alan yukarda
ki drt kuram trnn de kendine zg
gl ve zayf yanlar vardr. Hepsi
birlikte, kresel eitsizliin nedenlerini
ve arelerini daha iyi anlamamza yar
dmc olmaktadrlar.
Pazar odakl kuramlar, ekonomik
kalknmay tevik edebilmek iin Dou
Asya lkelerini kant olarak gsterip
modern kapitalist kurumlarn benim
senmesini gerektiini savunmaktadr
lar. Savlarn daha da ileri gtrp lke
lerin ancak snrlarn ticarete tamamen

459

konusuna odaklanarak, pazar odakl


kuramlarn ihmal ettii yoksul lkelerin
zengin lkelerle balar sorununa
aklk getirmeye alrlar. Bununla
birlikte, bamllk kuramlar her ne
kadar Latin Amerika ve Afrika lkele
rinin geri kalmlnn nedenlerine k
tutuyorsa da, Brezilya, Arjantin ve
Meksika gibi dk gelirli lkelerin ya
da Dou Asya'nn hzla byyen eko
nomilerinin baar yklerini aklayamamaktadrlar. Aslnda, bir zamanlar
dk gelirli snfna giren kimi lkeler,
okuluslu irkederin varlna ramen
ekonomik olarak byyebilmeyi baar
mlardr. Hatta eskiden Byk Britan
ya'ya bal birer smrge olan Hong

K re s e l E its iz lik

Kong ve Singapur'un durumlar bile bu


trden birer baar yksdr. Dnya
dzenleri kuram ise dnya ekonomi
sinin bir btn olarak grp buna gre
zmleyerek, bamllk kuramlarnn
yetersizliklerinin stesinden gelmeyi
hedeflemitir. Dnya dizgeleri kuram
clar tek bana lkelerden yola kmak
yerine, yoksul ve zengin lkelerdeki
kalknmay ve eitsizlii etkileyen kar
mak bir kresel siyasi ve ekonomik
ilikiler an ele alrlar.

bunalmlar ortaya ktnda- istikra


rn salamakr. Ayrca dnyann her
yerinde farkl lkelerin hkmetleriyle,
bu lkelerin ekonomi ynetimlerini
iyiletirebilmek amacyla ibirlii yap
maktadr; gelgelelim, nerilerinden
tr, yoksul lkelerin kar karya
kald sorunlarn bazlarna neden
olduu gerekesiyle ska eletirilmek
tedir Stiglitz 2002).

Kresel eitsizlik ve uluslararas


rgtlerin rol

Dnya Bankas Grubu'nun grevi


ise yoksullukla savamak ve kalknmak
ta olan dnyada yaayan halklarn ya
am standartlarn ykseltmektir. Bir
kalknma bankas olarak, yoksulluu
azaltmak amacyla dk ve orta gelirli
lkelere kredi, izlenmesi gereken eko
nomik siyaset konusunda neriler, tek
nik yardm ve bilgi paylam hizmetleri
salamaktadr. Dnya Bankas, ye
lkelerin hkmetlerine grece ucuz
para -genellikle kredi- salayan bir dizi
hesaptan olumaktadr. Kredi ve hibe
lerin yan sra teknik uzmanlk hizmet
leri de sunmaktadr. Hem IMF hem de
Dnya Bankas, yoksul lke ve halklarn
zarar grmeleri pahasna pazar odakl
reformlar tevik etmekle sulanmlar
ve bu yzden, zellikle son yllarda
yoksullukla mcadele konusuna daha
fazla odaklanmaya balamlardr.

almalar kresel yoksullua dar


be indiren birka rgt vardr. Bunlar
dan, Uluslararas Para Fonu (IMF) ve
Dnya Bankas -ki ikisi beraber Bretton
Woods Kurumlan olarak da bilinirlerkinci Dnya Sava srasnda kurul
mulardr. Merkezleri ABD'nin Washington ehrinde olan bu iki rgtn
yelerini dnyann her yerinden
hkmetler oluturmaktadr. IMF 184
lkenin yesi olduu bir rgttr ve asl
ii uluslararas para piyasalar siste
minin -zellikle de, 2001-2003 Arjantin
bunalmnda olduu gibi byk bor

Dnya Bankas ve IMF'nin son


yllarda benimsedii bu yeni yaklamn
rneklerinden biri, en yoksul lkelerin
borlarnn silinmesi giriimidir (Ar
Borlanm Yoksul lkeler Giriimi,
HIPC olarak da bilinir). Kimi lkeler
son yirmi, otuz yl iin o kadar ok kredi
almlardr ki, bu kredilerin faizleri
deyemeyecekleri kadar oalmtr.
Eer demeye kalkm olsalar
devletlerinin eitime, sala ve dier
temel hizmetlere ayrd tm kaynaklar
tkenirdi. HIPC giriimi, yoksul
lkelerin zerlerindeki bor ykn

Devlet merkezli kuramlar ise hk


metin ekonomik bymeye ilikin
rolne vurgu yaparlar. Bylece, hem
devleti ekonominin nnde bir engel
olarak gren revataki pazar odakl
kuramlara, hem de devletlerin i dnya
snn sekinleriyle ibirlii yaparak yok
sul lkeleri smrdn savunan
bamllk kuramlarna kar kullanl
bir seenek sunarlar. Devlet merkezli
kuramlar dier kuramlarla zellikle de
dnya dzenleri kuramyla birletiril
diinde, bugn dnya ekonomisini
dntrmekte olan esasl deiimleri
aklayabilirler.

460

K re s e l E its iz lik

hafifletmek ve yoksullukla mcadele


edebilmelerine yetecek kadar rahatlayabilmelerini salamak amacyla 1996
ylnda aralarnda Birleik Kralln da
bulunduu zengin lkelerin mali
yardmlaryla balatlmtr. Bu giriimin
canalc elerinden biri de her lkenin
Yoksulluu Azaltma Stratejisi Raporu
hazr-lamasn art komasyd. 2004 yl
itibaryla yirmi be lke HIPC
srecinde yerini alm durumdadr.
Uluslararas rgderin belki de en
iyi bilineni olan Birlemi Milletier de
yoksulluun nedenlerini ve etkilerini
nleyebilmek amacyla bir dizi fon ve
program oluturmutur. Merkezleri
New York'ta bulunan Birlemi Millet
ler Kalknma Program ve Birlemi
Milleder ocuk Fonu; Roma'da bulu
nan Dnya Gda Program ve Cenova'da bulunan Dnya Salk rgt
(WHO) bu fonlar ve programlar ara
snda yer almaktadr. Hepsinin dnya
nn drt bir yannda lke temsilcilikleri
vardr. Her birinin amac yoksulluun
farkl ynleri ile mcadele etmektir.
UNICEF'in almalar kz ocuklar
nn eitimi, ocuklarn korunmas ve
alanmas konularna olduu kadar,
temiz su salanmas ve salk hizmet
lerinin iyiletirilmesi konularna da
odaklanmtr. UNDP, hukukun stn
lnn korunmas, adaletin salanma
s, yolsuzluklarn engellenmesi ve devlet
tarafndan salanan temel hizmetierin
srdrlebilmesi gibi konular da
kapsayan bir erevede, devlet yne
timlerini iyiletirebilmek amacyla
yoksul lkelerin hkmederiyle ibirlii
yapmaktadr. Ayrca, muhtemelen
herhangi bir lkede BM'in on kuruluu
birlikte alarak birbiriyle balantl
meseleler hakknda alacak byk bir
rgtsel a oluturabilmektedir. Ele
alnan temel sorunlardan biri de HIV
virsnn yaygnl ve ekonomi, sa

461

lk, kurumsal kapasite, aile ve toplumsal


yaam zerine etkisidir. En az drt BM
rgt bu sorunu ele almaktadr.
Birlemi Milleder rgderinin temel
sorunu, Bretton Woods kkenli kuzen
leriyle kyaslandklarnda, ekirdek
fonlarnn daha dk seviyeli oluudur.
Dnya Salk rgt (WHO) gibi kimi
BM rgtleri, kendi alanlarnda
uluslararas ltleri belirleme ve
aratrma yapma grevini de yrt
mektedirler.
BM ailesinin zellikle son zaman
larda dikkaderi zerine eken bir yesi
de Dnya Ticaret rgt'dr (WTO).
Merkezi Cenova'da bulunan rgt,
yesi olan 148 lkenin hkmetleri ara
snda yaplan mzakerelerle uluslararas
ticareti dzenlemekte ve ticari anla
mazlklarn zmne ynelik bir
dzenek oluturmaktadr. Bu mzake
re toplantlarnn sonuncusu 2001 yln
da Katar'da yaplmtr ve kimilerince
kalknma toplants olarak da anl
maktadr. Halihazrdaki ticaret dzeni
nin yoksul lkelere kar adil olmad
ve bu lkelerin ekonomik kalknmalar
na engel olduu yollu yaygn bir gr
mevcuttur. Mzakerelerin ana hedefle
rinden biri de, bu lkelerin mallarnn ve
hizmetlerinin dierlerinin pazarlarna
ulaabilmesini salayacak iyiletirmele
re giderek, bu durumu dzelebilmektir.
Yukarda ele aldmz rgtler, ok
tarafl rgtlerdir ve gerekten de
dnyadaki lkelerin byk ounluu
bu rgdere yedir. ki tarafl donrler
de kresel yoksulluun azaltlmasnda
rol oynamaktadrlar. Birleik Krallk'ta
hkmete bal Uluslararas Kalknma
Bakanl (DflD), Binyln Kalknma
Hedefleri'ne (Millenimum Development Goals) ulaabilmeleri amacyla
belli bal yoksul lkelerle ibirlii

K re s e l E its iz lik

yapmaktadr. Bu hedefler 1990'l yllarn


sonlarna doru uluslararas toplum
tarafndan belirlenmitir ve en nemli
iki tanesi, 1990 ve 2015 yllar arasnda
gnlk geliri 1 dolarn altnda olan insan
saysn yar yarya azaltmak ve 2015
ylna gelindiinde her ocuun okula
gidip temel eitim alabilmesini sala
maktr. Hedeflerden bazlarna ulal
mas ise pek olas grnmemek-tedir.
Birleik Krallk Uluslararas Kalknma
Bakank'nn almalar arasnda, yurt
ii hibeler ve uzmanlk hizmeti sala
mak kadar, yoksulluu nlemeye yne
lik olarak uluslararas dzeyde kar
karya kalnan (borlar, kaynak kulla
nmn ve ticaret kurallaryla ilgili)
yapsal engellerin alabilmesi konusun
da tedbirler almak ve izlenecek siyaseti
belirlemek de vardr.

Deien bir dnyada kresel


ekonomik eitsizlik
Bugn artk toplumsal ve ekono
mik glerin dnyay tek bir kresel
kapitalist ekonomiye doru gtrd
inkar edilemez bir gerektir. Bu
durumun nndeki en byk engel
sosyalizm, Sovyetler Birlii'nin 1991
ylnda yklmasyla birlikte ortadan
kalkmtr. Gnmzde halen varln
srdrmekte olan en byk sosyalist
lke olan in Halk Cumhuriyeti bile
hzla kapitalist kurumlan benimse
mektedir ve u anda dnyann en hzl
byyen ekonomisine sahiptir. in'in
gelecekteki liderlerinin kapitalist bir
rota izleyip izlemeyeceklerini sylemek
iin ise henz ok erkendir. Tamamen
pazar odakl bir ekonomiyi mi benim
seyeceklerdir, yoksa devlet denetimiyle
kapitalist kurumlar arasnda bir orta yol
mu bulacaklardr? in uzmanlarnn
ou en azndan bir konuda hemfi
kirdirler: in 1.2 milyarlk nfusuyla

kresel ekonomik dzene tam olarak


dahil olduu anda meydana gelecek
sarsnt, dnyann drt bir yannda
hissedilebilecektir. in, ou iyi
yetimi ve eitimli olduu halde u
anda son derece dk crederle al
makta olan muazzam bir igcne
sahiptir yle ki, bazen aldklar creder
Birleik Krallk'ta benzer ilerde alan
iilerin kazandklarnn yirmide biri
kadar olabilmektedir. Byle bir igc,
kresel bir ekonomi iinde son derece
rekabeti olaca iin, San Francisco'dan tutun da Londra'ya kadar, ii
crederini aa seviyelere ekilmesine
neden olacaktr.
Hzl kresellemenin, kresel
eitsizliin gelecei asndan anlam
nedir? Hibir sosyolog tam olarak ne
olduundan emin olmamakla birlikte,
bu konuda pek ok farkl senar-yo
vardr. Bu senaryolardan birine gre,
dnya, iileri her yerde kresel bir i
creti uruna birbiriyle kyasya rekabet
edecek olan devasa kresel irkederin
egemenlii altna girecektir. Byle bir
senaryo gnmzn yksek gelirli
lkelerinde yaayan ok sayda insann
i crederinin deceini, buna karn
dk gelirli birka lkede i crederi
nin artacan ngrebilir. Dnya
genelinde belli bir gelir ortalamas
tutturulabilse dahi, bu ortalama u anda
Birleik Krallk ve dier sanayilemi
lkelerdekilerden ok daha dk
olacaktr. Bu senaryoya gre, lkeler
kresel dnya ekonomisinden fayda
salayabilenler ve salayamayanlar
olarak ikiye ayrlmaya devam edecek,
buna kout olarak her lkede varlkl ve
yoksul kesimler arasndaki kutuplama
da artacaktr. Byle bir kutuplama,
ekonomik kresellemenin olumsuz
etkilerinden mustarip olanlarn, iinde
bulunduklar koullardan bakalarn

462

K C re sel E its iz lik

sorunlu tutmalar neticesinde etnik


gruplar, hatta uluslar arasnda atma
lar tetikleyebilir (Hirst ve Thompson
1992; Wagar 1992).
te yandan, modern teknolojinin
dnya apnda ekonomik gelimeyi
kamlamasndan tr, kresel bir
ekonomi herkes iin byk bir frsat
anlamna da gelebilir. Daha iyimser olan
bu senaryoya gre Dou Asya'nn
Hong Kong, Tayvan, Gney Kore ve
Singapur gibi daha baarl YS'leri
gelecein neler getirebilecei konusun
da bize bir fikir verebilirler. Malezya ve
Tayland gibi dier YS'ler de in,
Endonezya, Vietnam ve baka Asya
lkeleriyle birlikte ksa sre sonra bu
lkelerin izinden gideceklerdir. Dnya
nn en kalabalk ikinci lkesi olan
Hindistan bile, daha imdiden, yaklak
200 milyon kiinin, yani nfusunun
drtte birinin, orta snfa dahil olma
syla vnmektedir (gelgelelim, bir o
kadar insan da sefalet iinde yaamak
tadr) (Kulkarni 1993).
Eit derecede kabul gren bir ba
ka gr ise, gnmzde gitgide derin
letii grlebilen, zengin ve yoksul
lkeler arasndaki teknolojik uurumun
giderek almakta olduu ve bu duru
mun yoksul lkelerin treni yakalamala
rn daha da zorlatrddr. Kresel
teknolojik uurum uluslar arasndaki
zenginlik farknn bir sonucu olduu
kadar, ayn zamanda bu fark pekitir
mekte, yoksul ve zengin lkeler arasn
daki uurumu derinletirmektedir.
Yoksul lkeler modern teknolojilerin
maliyetini kolayca karlayamazlar
-gelgelelim modern teknolojiler olmak
szn yoksullukla mcadele etmek
karlarna ok byk engeller karr.
Kurtulmas olduka g olan bir ksr
dngde ksl kalrlar.

463

New York'taki Columbia niver


sitesi Yerkre Enstits blm bakan
ve pek ou Dou Avrupa lkesiyle
birlikte, gelimekte olan lkelere dan
manlk yapm tannm bir danman
olan Jeffrey Sachs, dnyann teknolojiyi
retenler, teknolojiyi benimseyenler ve
teknolojiden uzak olanlar diye snfa
blndn ileri srmektedir (Sachs
2000).
Teknolojiyi retenler, dnyann
neredeyse btn teknolojik icatlarnn
yaratcs konumundaki blgelerdir ve
dnya nfusunun %15'ini tekil ederler.
Teknolojiyi benimseyenler ise baka
yerlerde icat edilmi teknolojileri
benimseyip retim ve tketim amal
kullanabilen blgelerdir ve dnya
nfusunun %50'sini tekil ederler. Son
olarak, teknolojiden uzak olanlar, ne
yeni teknolojiler retebilen, ne de baka
yerlerde retilmi teknolojileri benimseyebilen blgelerdir ve dnya nfu
sunun %35'ini tekil ederler. Sachs'n
lkelerden deil blgelerden sz etti
ine dikkat etmek gerekir. Snrlarn
giderek ortadan kalkt gnmzn
dnyasnda teknolojinin kullanm (ya
da reddi) ulusal snrlara her zaman
riayet etmemektedir. Szgelimi, Sachs,
Meksika'nn gneyi ve Orta Ameri
ka'nn Tropikal blgeleri; And Dalar
nn eteklerine kurulmu lkeler; Bre
zilya'nn byk blm; Sahra-alt
Afrika'nn tropik ksmlar; eski Sovyetler Birlii'nin Avrupa ve Asya pazarla
rnn yaknlarndaki alanlarn dnda
kalan blgeleri; Asya'nn, Hindistan'n
Ganj Vadisi eyaletleri gibi d dnyayla
ve denizle balants olmayan ksmlar;
Laos, Kamboya ve in'in orta
eyaletlerinin (Sachs 2000) teknoloji
den uzak blgeler arasnda yer aldnn
altn izer. Buralar pazarlara ya da ana

K re s e l E its iz lik

deniz dcaret yollarna eriim imkan


olmayan sefalet iindeki blgelerdir ve
Sachs'n deyimiyle, bulac tropik
hastalk kaynayan, tarmsal redmin
dk, evrenin dman olduu ve
ellerindeki mevcut imkanlardan ok
daha byk teknolojik zmlere ihti
ya duyan (Sachs 2000) bir yoksulluk
tuzana dmlerdir.
Yenilikiliin srdrlebilmesi iin
bir yn fikre ve teknolojiye ihtiyac
vardr. ABD'nin San Francisco ehir
yaknlarna kurulmu olan Silikon
Vadisi teknolojik yeniliklerin, nasl
niversiteler ve ileri teknoloji firmalar
bakmnda zengin blgelerde younla
maya eilimli olduuna ak bir
rnektir. Silikon Vadisi, San Francisco'nun gneyinde yer alan Stanford
niversitesi ve dier eitim-aratrma
kurumlan etrafnda kurulmutur.
Yoksul lkeler bylesine ileri teknoloji
blgeleri oluturabilecek yeterli dona
nma sahip deildirler. Sachs, toplam
nfuslar 750 milyonu bulan tropik ve
yar tropik lkelerin ABD'de 1997
ylnda yabanc mucitiere verilmi olan
51,000 patentin 47'si iin bavuruda
bulunduklarn belirlemitir. En yoksul
lkelerin hkmetlerinin bir bilim
danman dahi yoktur. Dahas, bu
lkeler bilgisayar, cep telefonu, faks
aletleri, bilgisayar destekli fabrika
makineleri ve dier yksek teknolojileri
ithal edemeyecek denli yoksuldurlar.
Yeterli mali kaynaklar olmadndan
tr yabanc irketierin sahip olduklar
patentli teknolojilerin lisanslarn da
alamazlar.
Peki, zengin ve yoksul lkeleri
birbirinden ayran bu teknolojik uuru
mun almas iin ne yaplabilir? Sachs,
zengin ve ileri teknoloji sahibi lkeleri
yoksul lkelere halihazrda yaptklarn

dan daha fazla mali ve teknik yardm


yapmaya armaktadr. Szgelimi,
yoksul lkelerde stma, kzamk ve ishal
gibi lmcl bulac hastalklar her yl
milyonlarca insann yaamn tehdit
etmektedir. Bu hastalklar ortadan
kaldrmak iin gereken modern tp
teknolojisinin maliyeti ylda yalnzca 10
milyar dolardr -bu mebla herkese eit
paylatrld takdirde, yksek gelirli
lkelerde yaayan her insann cebinden
ylda yalnzca 15 dolar kmas
demektir.
Sachs, zengin lkeleri ve uluslar
aras kredi kurulularn yoksul lkelere
acilen bilimsel ve teknolojik kalknma
amal kredi ve hibe salamaya
armaktadr. Sachs, yoksul lkelerde
aratrma ve gelitirmeye ayrlan mali
kaynan son derece kstl olduunun
da altn izer. Yoksul lkelerin kalkn
ma tasarlarna mali kaynak salayan ana
kurumlardan biri olan Dnya Bankas,
tropik tarm ve salk konularnda yap
lacak aratrma ve gelitirme almalar
iin ylda yalnzca 60 milyon dolar
ayrmaktadr. Bir kyaslama yapacak
olursak, dev bir ila irketi olan Merck
bile sadece kendi rnlerinin aratrma
ve gelitirmesi iin bu miktarn yaklak
otuz be katn (2.1 milyar dolar)
harcamaktadr. Zengin lkelerin
niversiteleri bile denizar aratrma
ve eitim kurumlan kurarak, ibirliine
dayal aratrma projelerini tevik
ederek, bu konuda nemli bir rol
oynayabilirler. Bilgisayar ve Internet'ten
tutun da biyoteknolojiye kadar, ulus
larn serveti giderek modern biliim
teknolojilerine baml hale gelmeye
balamtr. Dnyann byk blgeleri
teknolojiden uzak kalmaya devam ettii
srece, kresel yoksulluun stesinden
gelinebilmesi de pek mmkn grn
memektedir.

464

KC re s e l E its iz lik

En iyimser gre gre, Sovyetler


Birlii'nin dalmasyla kurulan cumhuriyeder ve Dou Avrupa'nn eski sosya
list lkeleri ksa zamanda yksek gelirli
lkeler safna katlacaklardr. Ekono
mik byme Latin Amerika, Afrika ve
dnyann geri kalanna da srayacaktr.
Kapitalizmin gereklerinden biri olan
iilerin hareketlilii kapal toplumlarn
yerini snf tabanl toplumlarn alma
sna neden olacaktr. Bu toplumlar,
yukar doru hareket etmelerine izin
verecek frsadar yakalayabileceklerdir.
Kresel eitsizliin gelecei nedir?
Bu konuda tamamen iyimser olmak u

E S T E E L a;

an iin olduka zor. Kresel ekonomik


byme yavalad gibi, Asya'nn bir
zamanlar umut vadeden ekonomileri de
u anda sorunlarla boumaktadr. Sos
yalizmden kapitalizme getii gnden
bu yana Rus ekonomisi pek ok k
yaam ve zaten yoksul olan ok sayda
Rus'u daha da yoksullatrmtr. Dnya
lkelerinin birbirlerinden bir eyler
renip renemeyeceklerini ve halkla
rnn yaam standardn ykseltmek iin
birlikte alp alamayacaklarn
ancak zaman gsterecektir. Kesin olan
bir ey varsa, o da yzyln son eyrei
nin grlmemi byklkte bir kresel
ekonomik dnme tanklk etmi
olduudur. Bu dnmn nmz
deki yirmi be yl iinde etkilemedii
neredeyse hibir yaam kalmayacaktr.
Dnyann bugn kar karya
kald en nemli sorunlardan biri
kresel eitsizlikse, dieri de son yirmi
ya da otuz ylda yaanan nfus
patlamasdr. Kresel yoksulluk ve n
fus art el ele gitmektedir, zira dnyada
nfus artnn en byk olduu lkeler,
en yoksul lkelerin bazlardr. imdi bu
fenomenle ilgili tartmalar ele alacaz.

Dnyadaki nfus art


Yeryzndeki alt milyarnc
insann 12 Ekim 1999'da doduu
tahmin edilmektedir. Dnya nfusunda
adeta bir patlama yaanmaktadr -yle
ki, dnya nfusu 1960'dan bu yana
neredeyse ikiye kadanmtr. Nfus
almalar konusunda bir uzman olan
Amerikal Paul Ehrlich, 1960 ylnda,
eer nfus o gnk oranlarda artmaya
devam edecek olursa bundan dokuzyz
yl sonra (ki bu sre dnya tarihi gz
nne alndnda hi de uzun deildir)
yery znde y aklak 6 0 .0 0 0 .000.000.000.000 (altm katrilyon)

Rus toplumunda yoksullarla zenginler bugn derin


bir tezat oluturmaktadrlar.

465

K re s e l E its iz lik

insann yayor olacan hesap-lamtr.


Bu ise karalar ve denizler de dahil olmak
zere, yeryznn her metrekaresine
yz insan dmesi demektir.
Fiziki J. H. Fremlin byle bir
nfusun barnma ihtiyacm karlaya
bilmek iin yeryznn tamamn
kaplayacak iki bin katl bir bina ina
edilmesi gerektii sonucuna varmtr.
Bylesine muazzam bir yapda dahi, kii
bana ancak otuz krk santimetrelik yer
decektir (Fremlin 1964).
Kukusuz bu tablo, nfus artnn
srmesi halinde ne gibi korkutucu
sonular douracana dikkatimizi ek
meyi amalayan bir kabus senaryosun
dan baka bir ey deildir. Asl mesele
bundan otuz ya da krk yl sonra ne
olacadr. Zira hkmetler ve dier
organlar, Ehrlich ve dier uzmanlarn
uyarlarn dikkate alp nfus kontrol
programlar oluturmular ve nfus
art hznn yavalamaya baladna
iaret eden kantlar bulmulardr (bkz.
11.4. ekil). Dnyan nfusunun 2000
ylnda ne olacana ilikin 1960'larda
yaplan tahminlerin doru olmad da
ortaya kmtr. Dnya Bankas, dnya
nfusunun 2000 ylnda 6 milyara
kacan tahmin etmitir; buna karn
eski tahminlerde bu rakam 8 milyardan
fazladr. Yine de, bundan yalnzca bir
yzyl nce yeryznde yaayan insan
saysnn sadece 1.5 milyar olduu d
nldnde, nfus art orannda
korkun bir byme meydan geldii
aikardr. stelik nfus artnn teme
linde yatan etkenler hi de tam olarak
kestirilebilir eyler deildirler ve bu
yzden her tahminin dikkatli bir biim
de yorumlanmas gerekir.

Nfus zmlemesi: Demografi


Nfus almas demografi olarak
adlandrlmaktadr. Bu terim bundan
bir buuk yzyl nce, uluslarn kendi
nfuslarnn doas ve dalm hak
knda resmi kaytlar tutmaya balad
bir dnemde uydurulmutur. Demog
rafi nfusun boyutlarn lmeye ve
art ile azal nedenlerini aklamaya
alr. Nfus rntlerini yneten
etken vardr: Doumlar, lmler ve
gler. Belli bir topluluktaki doumlar,
lmleri ve gleri etkileyen etkenlerin
byk lde toplumsal ve kltrel
olmasndan tr demografi genelde
sosyolojinin bir dal olarak grlegelmitir.
Demografi almalar istatistiksel
olmaya eilimlidirler. Bugn, gelimi
her ulus nfus saymlar (bir lkenin
nfusu yaps hakknda istatistiksel
bilgiler toplamak amacyla yaplan
anketler) gerekletirmek suretiyle
kendi nfusu hakknda birtakm temel
istatistiksel bilgiler toplayp bunlar
zmlemektedir. Yine de, gnmzde
son derece zengin veri toplama tarzlar
kullanabilen uluslarn demografik
istatistikleri bile kesinlikten uzaktr.
Birleik Krallk'ta 1801 ylndan beri her
on ylda bir nfus saym yaplmaktayd.
Saym olabildiince kesinlii hedeflmi
olsa da, kaak gmenler, evsizler ve
kendince nedenleri olan baka insanlar
eitli sebeplerden tr bu resmi n
fus saymlarna katlmayabilmektedirler. Kalknmakta olan lkelerin pek
ounda, zellikle de son zamanlarda
nfus patlamas yaam olanlarnda,
nfus saymlar ok daha gvenil
mezdir.

466

Nfus (Milyar)

K re s e l E its iz lik

11.4. ekil: Nfus beklenti deikesine gre 1 9 5 0 -2 0 5 0 yllar arasndaki


tahmini ve beklenen nfus artn.
Kaynak: BM ( 2 0 0 3 a)

Nfus deiiminin dinamikleri


Nfus art ya da azal oranlarn
lmek iin belli bir dnemde -ki
genelde yllk olarak hesaplanr- bin kii
bana den lm says, bin kii bana
den doum saysndan karlr.
Avrupa lkelerinin nfus art oran
eksilerde gezmektedir -bir baka deyile
bu lkelerin nfuslar azalmaktadr.
Gerekte, sanayilemi her lkenin
nfus art oran %0,5'in altndadr.
ABD ve Avrupa'daki nfus art

467

oranlar onsekizinci ve ondokuzuncu


yzyllarda yksek iken, zaman iinde
dmtr. Kalknmakta olan lkelerin
pek ounun nfus art oranlar %2 ile
%3 arasnda seyretmektedir (bkz. s.
472, 11.6. ekil). Bu oran belki
sanayilemi lkelerin oranndan pek
farkl grnmeyebilir, ama aslnda
arada dalar kadar fark vardr.
Bu durumun sebebi, nfus art
halinde saynn art oranna gre kadanarak bymesidir. Bu durumu akla
maya yardmc olabilecek eski bir Pers

K re s e l E its iz lik

syleni vardr. Gnn birinde bir saray


mensubu lkenin yneticisinin huzuru
na kar. Kraldan o gne kadar yapm
olduu her hizmeti iin, bir ncekinin iki
kati kadar pirin tanesiyle dllen
dirilmeyi dilediini belirtir. Ne yaptn
iyi bildiini sanan ve kendine gveni tam
olan kral bu teklifi dn-meden kabul
edip ambardan pirin gerilme-sini
emreder. Bylece, saray mensubu
satran tahtasna ilk hizmetinin karl
olan tek bir pirin tanesi koyarak oyu
nuna balar. Saray mensubu yirmi
beinci kareye geldiinde ambar
tamtakr kalmtr; krknc kareye gelse
on milyar pirin tanesi gerekecektir
(Meadows 1972). Ksacas, tek bir ey
le balasanz dahi sonucu ikiye kat
ladnz her durumda, say ksa srede
fazlasyla byyecektir szgelimi,
1:2:4:8:16:32:64:128 diye devam
edecektir. Grld zere, daha
yedinci ilemin sonunda 128'e ulal
maktadr. Nfus art da tam olarak ayn
ilkeye dayanr. Biz bu etkiyi nfusun
ikiye kadanmas iin geen zaman dilimi
olan katlanma sresini kullanarak
lebiliriz, %1'lik bir nfus art oran,
yetmi yl iinde nfusun ikiye kadanmasna neden olacaktr, %2'lik bir nfus
art oranyla nfus otuz be yl iinde
ikiye kadanacakr. %3'lk bir oran ise
nfusun yirmi ylda ikiye kadanmasna sebep olacaktr. Bu kesimin banda
andmz Paul Ehrlich'i kayglandran
ise tam da dnya nfusunun bu kadanma sresinin hzla ksalyor olmasdr.
Dnya nfusu ancak 1850'lerde 1
milyara ulaabilmitir. Seksen yl sonra,
1930'a gelindiinde ise dnya nfusu
ikiye kadanm ve say iki milyar
bulmutur. Ehrlich sayy drt milyara
karacak bir sonraki kadanmann 1975
ylnda gerekleeceini de doru bir
ekilde tahmin etmitir.

Malthusuluk
Modernlik ncesi toplumlarda do
um oranlar, gnmzn sanayilemi
dnyasnn standartlarna kyasla son
derece yksekti. Yine de nfus art
oranlar onsekizinci yzyla dek olduka
dk kalmt, zira lmler ve doum
lar arasnda kaba bir denge sz konu
suydu. Genel bir art eilimi mevcuttu
ve kimi dnemlerde belirgin bir nfus
art meydana gelebiliyordu; gelgelelim
bu dnemleri lm oranlarnn yksel
dii dnemler izliyordu. Szgelimi
ortaa Avrupa'snda hasatiar kt git
tiinde evlilikler erteleniyor, gebelikler
azalyor ve lm oranlar artyordu. Bu
atan eilimler beslenmesi gereken
boaz saysn da azaltyordu. Hibir
sanayi ncesi toplum, kendi kendini
dzenleyebilen bu ritimden kaam
yordu (Wrigley 1968).
Sanayilemenin ykselite olduu
dnemde pek ok kii ktln maziye ait
bir fenomen olarak kalacan ve yeni
bir an gelmekte olduunu dn
mekteydi. Gelimekte olan modern
sanayinin bir bolluk a yarataca, o
dnemde yaygn kabul gren bir
inant. Thomas Malthus, 'Nfus ilkesi
H akknda Denemeler (Essay on the
Principle of Population -Malthus 1976;
zgn hali 1798) balkl nl alma
snda bu dnceleri eletirmi ve
nfusla besin kaynaklar arasndaki
balantya ilikin bugn de devam
etmekte olan bir tartmay balatmtr.
Malthus yaptn yazd sralarda
Avrupa'nn nfusu hzla artmaktayd.
Malthus, nfusun kadanarak artmasna
karn besin salanan kaynaklarn sabit
kalmaya devam ettiinin ve ancak
ekime uygun yeni topraklarn alma
syla genileyebildiinin altn izmitir.

468

K re s e l E its iz lik

D em ografi: anahtar kavramlar


D e m o g r a fla r ta ra fn d an k ullanlan en n em li tem el

d kt r, zira to p lu m sal v e k lt rel etk en ler

k avram lar, k a b a d o u m o ran lar, d o u rg an lk ,

rem ey e b ir sn r g etirm ek ted ir.

retk en lik v e k a b a l m oranlard r. K aba doum

Kaba lm oranlan, d o u m oranlary la ayn

oranlan ylda b in kii b a n a d en can l d o u m

ekilde h e sap lan r -ylda b in kii b an a d en

saysn ifa d e etm ek ted ir. O ld u k a g e n e l n itelik te

l m saysdr. Y in e , b u k o n u d a da lk eler arasnd a

old u k lar iin b u o ran lara 'k ab a' d en m ek ted ir.

b yk fark lar m e v cu t o lm ak la b irlik te, g elim ek te

S z g e lim i, k a b a d o u m oran lar n fu su n k ata

o la n d nyadaki p ek o k to p lu m d a l m o ra n la n ,

k a n n erk ek ya da kadn old u u n u veya n fu su n

g elim i lkelerd eki o ran larla k y aslan ab ilecek

ya d alm n (yani g e n n fu su n yal n fu su n a


o ra n n ) b iz e s y ley em ez. D o u m v e l m o ran larn
b u k a teg o rilerle ilik ilen d iren istatistik le r top lan m ay a
b alad n d a d e m o g ra fla r artk 'k aba' deil, 'zg l'

seviyelere in m ek ted ir. 2 0 0 2 ylnda B irle ik


K ra llk 'ta l m o ran b in d e on d u . H in d istan 'd a b u
o ra n b in d e d o k u z , E tiy o p y a 'd a ise b in d e o n sekizdi.
S z g e lim i S ie rra L e o n e 'd e l m o ran b in d e

o ra n la rd a n s z etm ey e balarlar. S z g e lim i, yaa

otu zd u . K a b a d o u m oran lar g ibi, K a b a l m

z g d o u m o ra n la r, farkl ya g ru p larn d ak i bin

oran lar da y aln zca o k g en el b ir lmllk

kad n b a n a d e n d o u m saysn verir.

ind ek si (yani n fu stak i l m lerin saysn) salarlar.

E e r n fu s r n t le rin i ayrntl b iim d e an lam ak

z g l l m oran lar d aha ayrntl bilgi salarlar.

istiy o rsa k , n o rm a ld e zg l d o u m o ra n la rn n b ize

z ellik le n em li o lan b ir zg l l m o ran da

salad bilg ileri k u llan m am z g erekir. B u n u n la

bebek lm orandr: ylda bin d o u m ban a

birlik te , k ab a d o u m o ra n la r, fakl g ru p la r arasnd a

d en , b ir yan a g irm e d e n lm b e b e k saysdr.

g e n e l k a rla trm a lar y ap m ak iin b irebird ir. 2 0 0 2

N fu s p atlam alarn n tem el etk en lerin d en biri,

ylnda B ir le ik K ra llk 'ta k i k ab a d o u m o ra n b in d e

b e b e k l m o ran larn d a m ey d an a g elen d lerdir.

o n bird i. San ay ilem i d i er lkelerd e b u o ra n d aha

D e n b e b e k l m oran lar yaam sresi

da d k t r; s z g elim i A lm an y a, R usya v e talya'd a

beklentisi -yani kii iin n g r le n o rta la m a

b u o ra n b in d e d ok u zd u r. D n y a n n dier

yaam s resi- zerin d e b yk b ir etkiye sahiptir.

b lg e lerin d ek i k aba d o u m o ran lar ise o k daha

2 0 0 3 ylnda B irle ik K ra llk 'ta o rta la m a yaam

yksektir. S z g e lim i, b u o ra n H in d istan 'd a b in d e

sresi b e k len tisi kadnlar iin yaklak 81 yl,

yirm i d rt, E tiy o p y a 'd a ise b in d e k rk t r


(h ttp :/ / w w w .u n icef.o rg / in fo b y co u n try / in d ex .h tm l).

erk ek ler iin ise 7 6 yld. B u saylar, yzyln hen z


ban d ak i, yani 1 9 0 1 ylndaki 4 9 ve 4 5 yllk yaam

D o u m o ra n la r kad nlarn d o u rgan l n n b ir

s resi bek len tileriy le b y k b ir tezat

ifad esid ir. D ourganlk, o rta la m a b ir k ad n n can l

olu tu rm ak tad rlar. G e lg e le lim b u d u ru m 1901

d o m u k a o c u u old u u n a ia re t eder.

ylnda d o an h e r in san n krklarn da ld

D o u rg a n lk o ra n g en eld e o c u k d o u ra b ile cek

an lam n a da g elm ez. B e b e k l m oran larn n

yaa g elm i h e r b in k ad n b an a d en o rtalam a

g elim ek te o la n o u lked eki g ibi y k sek olduu

d o u m saysyla hesaplanr.

d n em lerd e, o rta la m a y aam sresi b ek len tisi


azalm aktadr. H astalk lar, b e sle n m e b o zu k lu k lar ve

D o u rg a n lk , k ad n larn b iy o lo jik ad an

doal afetler, y aam s resi b e k len tisin i etkileyen

d o u ra b ile ce k le ri p o tan siy el o c u k says an lam n a

d i er etk enlerd ir. Y a a m s resi b e k len tisin i, b ir

g e le n reyebilirlik k av ram n d an ayrlr. S rad an b ir

k iin in y aayabilecei azam i yl saysn ifad e ed en

k ad n n h e r yl d o u rg an lk d n em lerin d e o c u k
sa h ib i o lm a s fiz ik sel olarak m m k nd r. K a d n la rn
e rg en lik v e m e n o p o z yalaryla ilgili y aln zca bireysel
deil, lk esel fark llk lar da bu lun duu iin

yaam sresinden ayrm ak g erekir. D n y ad ak i


o u to p lu m d a yaam s resi b e k len tisi artm am a
yaam s resi d e im ed en kalm tr. N fu su n sad ece
o k k k b ir b l m yz yl ya da d ah a fazla

rey ebilirlik k o n u su n d a b ir eitlilik m ev cu ttu r.

yaayabilm ekted ir.

K a d n n y irm i ya d a d aha fazla o c u k sah ibi


olab ild i i a ileler va rsa da, uygu lam ada d o u rg an lk
o r a n la n rey ebilirlik oran larn d an h e r z am an d aha

469

K re s e l E its iz lik

D nyann en yoksul lke le rin in o u n d a m thi bir nfus patlam as yaanm aktadr.

Dolaysyla nfus, kendisini destekleyen


mevcut kaynak saysnn tesine kolay
ca geebilmektedir. Bunun kanlmaz
sonucu ise sava ve salgn hastalklarla
birlikte gelen ve nfus art karsnda
doal bir snr vazifesi gren ktlktr.
Malthus, insanlarn kendisinin ahlaki
kstlama olarak adlandrd eyi
uygulamadklar srece sefalet ve alk
iinde yaamaya mahkum olacaklarm
ngrmtr. Ar nfus artna are
olarak, insanlarn cinsel perhize bavur
malarn nermitir (buna karn,
doum kontroln 'ahlakszlk' ilan
etmitir).
Bat lkelerinin nfus artlar
Malthus'un ngrm olduundan
tamamen farkl bir yol izledii iin
Malthusuluk aada da greceimiz
zere bir sre ciddiye alnmamtr.

Nfus art oranlar ondokuzuncu ve


yirminci yzyllarda gerilemitir. Ger
ekten de, 1930'lu yllarda, aralarnda
Birleik Krallk'n da bulunduu pek
ok sanayilemi lke, nfusunun
azalmasndan kayglanmtr. Yirminci
yzylda dnya nfusunda yaanan ani
art Malthus'un grlerinin inanlr
ln arttrmsa da, ok az kii bu
grleri zgn haliyle desteklemitir.
Kalknmakta olan lkelerde yaanan
nfus art bu lkelerin kendi yurtta
larnn karnn doyurabilmek iin
retebilecei kaynaklardan ok daha
fazlaym gibi grnmektedir.

Demografik gei
Demograflar, sanayilemi lke
lerde ondokuzuncu yzyldan bu yana
doumlarn lmlere orannda mey

470

K re s e l E its iz lik

dana gelen deiiklikleri sklkla


demografik gei olarak adlandr
maktadrlar. Bu kavram ilk kez Warren
S. Thompson ele almtr. Thompson,
demografik gei srecini, toplumun
ekonomik olarak belli bir gelimilik
dzeyine ulatnda, belli bir nfus
istikrar tipinin yerini bir bakasna
brakaca aamal bir sre olarak
betimlemitir.
Birinci aama, ou geleneksel top
lumun ralaycs konumundaki yksek
doum ve lm oranlarnn, zellikle de
ocuk lm oranlarnn yksek olduu
koullara karlk gelmektedir. Bu
aamada nfus art ya ok yava
meydan gelir ya da hi meydana gelmez
ve gerekleen ok sayda doum, bir o
kadar lmle az ok dengelenir. Ondokuzuncu yzyln ilk yarsnda geni bir
blgesel eitlilik iinde, Avrupa ve
ABD'de balam olan ikinci aama ise,
reme oranlar yksek kald halde
lm oranlarnn dmesiyle birlikte
ortaya kmaktadr. Bu yzden, bu evre
kayda deer bir nfus artna sahne
olmutur, ikinci aama, sanayinin
gelimesiyle birlikte yerini doum
oranlarnn makul seviyelere dt ve
nfus istikrarnn tekrar saland
nc aamaya brakmtr.
Demograflar bu ardk dei
imlerin nasl yorumlanmas gerektii
ya da nc aamann ne kadar sre
cei konusunda tam olarak bir anla
maya varm deillerdir. Bat lke
lerinde doum oranlar son bir yzyllk
zaman zarfnda pek de istikrarl seyret
medii gibi, sanayilemi lkelerin
kendi aralarnda olduu kadar, snflar
ve blgeler dahilinde bile dourganlk
oranlar byk farkllklar sergilemek
tedir. Yine de bu ardk deiimlerin
modern toplumlarn nfus rasnda

471

meydana gelen esasl bir dnm


doru ekilde betimledii genel olarak
kabul edilmektedir.
D em ografik gei kuramyla
Thomas Malthus'un fikirleri birbirine
taban tabana zttr. Malthus artan
refahn kendiliinden nfus artn
getireceini savunurken, demografik
gei sav sanayilemenin sonucu olan
ve nfusu dengeleyip istikrar salaya
cak ekonomik kalknmaya vurgu yapar.

Deiimle ilgili beklentiler


Kalknmakta olan lkelerde dour
ganlk yksektir, zira aileye kar takn
lan geleneksel tutum srdrlmektedir.
ok sayda ocuk sahibi olmak,
zellikle aileler tarafndan iletilen
iftliklerde igc kayna salamas
asndan hala istendik bir durum
olarak grlmektedir. Kimi dinler de,
ya doum kontrol yntemlerine kar
kmaktadrlar ya da ok sayda ocuk
sahibi olmay onaylamaktadrlar. Baz
lkelerdeki slami liderler ve zellikle
Gney ile Orta Amerika'da olduka
etkili olan Katolik Kilisesi, doum
kontrol yntemlerine kar kmakta
drlar. Hatta siyasi yetkeler dahi
dourganln azaltlmasna ynelik
giriimlere bazen scak bakmayabilmektedirler. 1974 ylnda Arjantin'de,
lke nfusunu olabilecek en ksa srede
ikiye kadamay hedefleyen bir program
erevesinde, doum kontrol yntem
leri yasaklanmtr; bu yasaklama
lkenin ekonomik ve askeri gcn
arttrabilmenin bir yolu olarak grl
mtr.
Yine de kalknmakta olan baz
byk lkelerde doum oranlarnda
nihayet bir d meydana gelebilmi
tir. Bunun bir rneini, halihazrdaki
nfusu yaklak 1.3 milyar -yani
neredeyse dnya nfusunun drtte biri

Kresel Eitsizlik

H^

m.... .

ZLANDAk

NORVI

DANMARKA a

r
3RLEK I "

I.,
BELKA
L " ______
SVRE

PORTEKZ,
BERMUDA

BAHAMALAR
/

HAT
CEZAYR

/ DOMNK CUMHURYET

KUBA

y jC S * .

^ Havai Adalar (A.B.D.)

I
* /

PORTO RCO

/ /
/ / ST. Cl
CRISTOFER VE NEVLER
,

.A N T G U A V E BARAKDA
DOMNK
BARBADOS

JAMAKA

GUATEMALA'

BUYUK OKYANUS

r-

/NKARAG UA

EL SALVADOR
HONDURAS

SENEGAL

ST. LUCA
GRENADA

^ fe lE Z U E L A

KOSTA RKA

MORTI

TRNDAD/TOBAGO

PANAMA

GAMBYA
GNE'
BSEAU
SERRA

NJERY4

FR. GUYANASI

EKVApR

SURNAM

LBERYA

GUYANA
BURKNA'FASO

BREZLYA

GANA

T"'
BOLVY/J

GABON
KONGO

50 ve az

JRUGUAY

ARJANTN

75 ve yukar

Falkland Adalar

11.6. ekil: 2 0 0 2 yl itibaryla kresel bir bak asndan yaam sresi beklentileri.
Kaynak: Dnya Bankas (2 0 0 3 )

kadar- olan in sergilemektedir. in


hkmeti, lke nfusunu istikrarl
biimde u anki saylarda tutabilmek
amacyla, dnyada bugne dek tasarlan
m olan en kapsaml nfus kontrol
programlarndan birini hayata geir
mitir. Hkmet, tek ocuk sahibi ol
may zendirmek amacyla daha iyi
barnma olanaklar, parasz salk ve
eitim hizmetleri gibi kurumsal

teviklere bavurmu, birden fazla


ocuk sahibi olmak isteyen ailelerin
nne ise ( ocuk sahibi olanlarn
maalarnda kesintiye gitmek gibi)
caydrc nitelikte engeller karmtr.
in hkmetinin izledii nfus siyase
tinin bazen istenmedik korkun
sonular da olmutur. Erkek ocuun
geleneksel olarak tercih edilmesi,
ebeveynlerin yallnda erkeklerin

472

Kresel Eitsizlik

RUSYA

LETONYA LTVANYA
BELARUS

UKRAYNA
MOLDOVA
?GRCSAN

MOOLSTAN
Z B E K lS T i^
J

( i

i URKYE

' .^ K IR G IZ S T A N
TACKSTAN

KORE

al

JAPONYA

N HALK CUMHURYET

ftNSTAN!S U ^ K ;

BUTHAN

TAYVAN
HNDSTAN
AOS

PAKSTAN

SUDAN

l
LH N LER
KAMBOYA

ETNAM

SR LANKA
MALDVLER

PAPUA YEN GNE


SNGAPUR

ENDOI

TUVALU
M AD AG A SKA R

MAURTUS

MALAV

X MOZAMBK
ZM BABVE

SVVAZHANC
L tS O T O

YEN ZELANDA

IIN tY AFRKA

daha iyi birer bakc olduklar, buna


karn kzlarn evlendikleri zaman artk
bakasna ait olduu inanc, yeni
domu baz kz ocuklarnn ikinci bir
ocua sahip olmann getirecei
cezalardan ekinen aileleri tarafndan
katledilmelerine sebep olmutur.
Bununla beraber, in'in izledii doum
ncesi siyaseti ne denli acmasz
grnrse grnsn, lke nfusunun

473

snrlanmasnda byk bir etkisi


olduuna ilikin kandar da mevcuttur.
in'in nfus program kalknmakta
olan dier lkelerin ounda ya
olmayan ya da kabul edilemez olan, bir
dereceye kadar merkezilemi bir
hkmeti art komaktadr. Szgelimi
Hindistan'da aile planlamasn ve do
um kontrol yntemlerini zendirmek

K re s e l E its iz lik

Krgzistandaki bu mlteci Tacik ailesi gibi kimi ailelerde ok sayda ocuk istendik bir durum olabilmektedir.

iin pek ok ema denenmi olmasna


ramen, ancak grece kk bir baar
elde edilebilmitir. Hindistan'n 1988
ylndaki nfusu 789 milyondu. 2000
ylna gelindiindeyse bu say bir mil
yara ulamtr. Dahas, nfus art
yavalaa bile 2050 ylna gelindiinde
Hindistan 1,5 milyardan fazla nfusuyla
dnyann en kalabalk lkesi olacaktr.
nmzdeki yz yl iinde meyda
na gelecek demografik deiimlerin
insanlk tarihinin bugne dek grdkle
rinden ok daha byk olaca ileri
srlmektedir. Dnya nfusunun hangi
oranda byyeceini tam olarak
kestirmek olduka g olmakla birlikte,
Birlemi Milleder'in elinde imdiden
birka dourganlk senaryosu hazrdr.
'Yksek' dourganlk senaryosu, 2150
ylna gelindiinde dnya nfusunun 25
milyardan daha fazla olacan ngr

mektedir. BM'in gereklemesini olas


grd 'orta' dourganlk senaryosu
ise dourganln kadn bana iki
ocukla istikrarl bir seviyede seyrede
ceini ve 2150 ylna gelindiinde dnya
nfusunun ancak 11.,8 milyar insana
ulaacan ngrmektedir.
Bu genel nfus art, iinde birbi
rinden ayr iki eilimi barndrmaktadr.
Birincisi, kalknmakta olan lkelerin
ou, yukarda betimlenen demografik
gei srecini yaayacaktr. Bu durum
ise den lm oranlaryla birlikte esasl
bir nfus patlamasn da beraberinde
getirecektir. Hindistan ve in'in her
ikisinin de nfusunun 1.5 milyara
ulamas muhtemeldir. Asya, Afrika ve
Latin Amerika'daki dier alanlar da,
nfus nihayetinde belli bir istikrara
ulamadan nce benzer bir hzl nfus

474

K re s e l E its iz lik

art deneyimi yaayacaktr.


ikinci eilim, demografik gei
srecini zaten yaam olan gelimi
lkeleri ilgilendirmektedir. Bu toplum
lar, eer buna gerekten bir art
denebilirse, ok kk bir nfus art
yaayacaklardr. Bunun yerine, genel bir
yalanma sreci sonucunda bu lke
lerdeki gen nfus azalacak ve yal
nfus dikkate deer oranda artacaktr.
Genel yalanma srecinin ise son dere
ce kapsaml toplumsal ve ekonomik
sonular olacaktr: Bakalarna baml
halde yaayan insanlarn oran arttka,
toplum ve salk hizmederinin zerine
yk binecektir. Gelgelelim, saylarnn
artmas yal insanlarn siyasetteki
arln da artracak ve kendileri iin
nemi haiz izlencelerle hizmetlere
yaplan harcamalarn arttrlmas iin
bask da yapabileceklerdir.
Nfusun yalanmas konusu
T oplum sallam a, Y aam Ak ve
Y a la n m a ( s .2 1 8 -1 9 ) b alk l 6.
B lm de tartlm aktadr.

Peki bu demografik deiimin


sonular neler olacaktr? Baz gz
lemciler zellikle bu demografik
deiimden geecek olan kalknan
lkelerde geni apl toplumsal ayak
lanmalarn yaanacan dnmekte
dirler. Ekonomide ve ii pazarlarnda
meydana gelecek deiimler, tarada
yaayan insanlarn i arama abalar
neticesinde i gleri tetikleyebilir.
ehirlerdeki hzl bymenin evre
kirliliine, halk salna ynelen yeni
tehditlere, yetersiz altyapya, su
oranlarnda arta ve gecekondula
maya yol amas da muhtemeldir.
Bir baka sorun da alk ve ktlktr.
nceki sayfalarda kresel eitsizlii
tartrken dnyada alk ve yetersiz
beslenmeden mustarip yaklak 830

475

milyon insan yaadn belirtmitik.


Nfus arttka geni apl bir ktl
nlemek iin retilmesi gereken gda
miktarnn da o oranda arttrlmas gere
kecektir. Gelgelelim bunun nasl
gerekletirileceini grmek gtr;
zira dnyann en yoksul blgeleri
zellikle susuzluk, tarmsal retimi
artrmak yerine azaltan toprak eroz
yonu ve tarm alanlarnn azalmas gibi
sorunlarla boumaktadrlar. Gda
retiminin kendine yeterlilii salaya
cak kadar arttrlamayaca neredeyse
kesindir. retim fazlas olan blge
lerden byk miktarda gda ve tahl
ihra edilmesi gerekecektir. Gda ve
Tarm rgtne (FAO) gre 2010 yl
itibaryla sanayilemi lkeler kii bana
1.614 pound tahl retebileceklerken,
kalknmakta olan lkelerde bu miktar
kii bana 507 pound'da kalacaktr.
Tarm ve sanayide meydana
gelecek teknolojik ilerlemeler nceden
kestirilemez; dolaysyla dnyann ne
kadar byk bir nfusu barndrabile
ceini kimse bilemez. Bununla birlikte,
halihazrdaki nfus seviyelerinde bile
dnyann kaynaklar kalknmakta olan
lkelerin gelimi lkelerdeki yaam
standartlarn yakalayabilmeleri iin
gerekli olandan ok daha az gibi
grnmektedir.

K re s e l E its iz lik

zet
1. Dnyadaki lkeler, kii bana den milli gelirlerine
gre snflandrlabilirler. Halihazrda, dnya nfusunun
yalnzca %16's yksek gelirli lkelerde yaamaktayken,
%40' dk gelirli lkelerde yaamaktadr.

ekonomi iinde birbirleriyle olan ilikilerine ve kresel


ekonomideki uzun vadeli eilimlere odaklanr.
7. Devlet merkezli kuram lar ise hkmetlerin ekonomik
kalknmann tevik edilmesinde oynadklar rollere vurgu
yaparlar. Bu kuramlar, savlarn desteklemek iin Dou
Asya'nn yeni sanayilemekte olan ekonomilerini rnek
gsterirler.

2. Dnyada 1,3 milyar insann ya da bir baka deyile her


drt insandan birinin yoksulluk iinde yaad ve bu
saynn 1980'lerden bu yana artt tahmin edilmektedir.
Bu insanlarn pek ou rk, etnik ya da kabile
ayrmclnn kurbandr.

8. Kimse kresel eitsizliin gelecekte artp azalacan


tam olarak bilememektedir. alma cretlerinin zengin
lkelerde dmesi ve yoksul lkelerde ykselmesiyle
birlikte cretlerin dnya apnda dengelenmesi mmkn
olabilir. Kresel ekonominin bir sonucu olarak, bir gn
dnyadaki her lkenin refaha kavumas da mmkndr.

3. Yksek gelirli lkelerde yaayan insanlar, genellikle,


dk gelirli lkelerdeki emsallerinden ok daha yksek
bir yaam standardna sahiptirler. Yiyebilecekleri daha ok
gda bulabilmelerinden ve dolaysyla alktan ya da
yetersiz beslenmeden mustarip olmamalarndan tr
daha uzun mrl olabilmektedirler. Muhtemelen
okuryazar ve eitimli de olduklar iin uzmanlk gerektiren
yksek maal ilerde alabilme olanana sahiptirler. Ek
olarak, byk ailelere sahip olmama ve ocuklarnn henz
bebekken yetersiz beslenmeden ya da ocuk
hastalklarndan lmeme ihtimali de yksektir.

9 .Nfus art, insanln gnmzde kar karya kald


en nemli sorunlardan biridir. lk kez Thomas Malthus
tarafndan bundan ikiyz yl nce gelitirilen
Malthusuluk, nfusun kendisini destekleyebilecek mevcut
kaynaklardan daha hzl artt dncesidir. Malthus,
insanlarn cinsel ilikiye girme sklklarna bir snr
getirmedikleri takdirde meydana gelecek ar nfus
artnn gelecekte sefalet ve alk gibi sorunlar
dourmasnn kanlmaz olduunu ileri srmtr.

4. Hong Kong, Singapur, Tayvan ve Gney Kore gibi yeni


sanayilemekte olan lkelerin ekonomilerinde 1970'lerden
itibaren patlama yaanmtr. Bu ekonomik byme
ksmen bu lkelerin tarihsel durumlarndan ve kltrel
yaplarndan kaynaklanmaktaysa da, byk lde
hkmetlerinin lke ekonomisinde merkezi bir rol
oynam olmasndan dolaydr. Sz konusu bymenin
devam edip etmeyecei ise, bu lkelerin imdilerde kar
karya bulunduklar ekonomik skntlardan tr, u
anda bir soru iaretinden ibarettir.

10. Nfus art konusunda yaplan akmaya demograf


ad verilir. Demografik almalarn ou istatistiksel
olmakla birlikte, demograflar nfus rntlerinin
aldklar biimlere de bir aklama getirmeye alrlar.
Nfus zmlemesinde kullanlan en nemli kavramlar,
dou oranlan, lm oranlar, dourganlk ve
retkenliktir.

5. Modernleme kuramt gibi pa^ar odakl kresel eitsizlik


kuramlar, kalknmann karsndaki kltrel ve kurumsal
engellerin dk gelirli toplumlarn yoksulluunu
akladn ileri srmektedirler. Bu gre gre,
yoksulluu bertaraf edebilmek iin yazgc tavr bir kenara
braklmal, hkmet ekonomiye karmaktan vazgemeli
ve yksek birikim ve yatrra oranlar tevik edilmelidir.

11. Nfus rntlerinde meydana gelen deiiklikler


genelde demografik gei denen bir srecin koullar altnda
incelenirler. Sanayileme srecinden nce hem doum
hem de lm oranlar yksekti. Sanayileme srecinin ilk
yllarnda lm oranlar dt, doum oranlar ise bir
sre daha yksek kald iin nfus art meydana
gelmitir. Ama nihayetinde doum oranlar da dm ve
bir denge salanmtr.

6. Bamllk kuramlar kresel eitsizliin zengin lkelerin


yoksul lkeleri smrmesinin bir sonucu olduunu ileri
srmektedirler. Baml kalknm a kuram, yoksul lkelerin
ekonomilerinin kaderi nihayetinde zengin lkelerce
belirleniyor olsa bile, baml sermayecilik ilikileri
erevesinde belli lde kalknmann mmkn olduunu
savunmaktadr. Dnya ddenleri kuram ise kresel
eitsizliin anlalabilmesi iin kapitalist dnya dzeninin
-tek tek kelerden hareketle deil- bir btn olarak ele
alnmas gerektiini ileri srmektedir. Dnya dizgeleri
kuram merkez, evre v e ja n evre lkelerim e kresel

12. Dnya nfusunun 2150 ylnda 10 milyarn zerine


kaca tahmin edilmektedir. Bu artn byk blm,
demografik gei srecinden geecek ve nfusu istikrara
kavuana dek bu konuda hzl bir ar yaayacak olan
gelimekte olan dnyada meydana gelecektir. Gelimi
dnyada ise nfus art son derece az olacaktr. Bunun
yerine, yaanacak bir yalanma sreci sonucunda gen
nfusta byk bir azalma meydana gelecektir. Bu nfus
eilimlerinin ii pazarlar, toplumsal yardm dizgeleri,
gda ve su kaynaklan, doal evre ve ehir blgelerindeki
koullarla ilgili uzak erimli iermeleri vardr.

476

K re s e l E its iz lik

Dnme sorular
1. Eer en yoksul lkelerdeki insanlar mudak bir yoksulluun penesinden kurtarlabilselerdi,
kresel milyarderlerin vark bir sorun yaratr myd?
2. Yoksul lkeler zenginleebilirler mi? Eer mmknse, nasl? Bu lkelerin zenginlemesini
engelleyen bir ey gerekte varsa, nedir?
3. Kresel yoksulluu ortadan kaldrmak yoksul lkelerdeki insanlarn m, yoksa zengin
lkelerdeki insanlarn m sorumluluudur?
4. Demograf neden bir sosyoloji akmasdr?
5. Her ey bir yana, Malthus hakl myd?

Ek kaynaklar
Titus, Alexander, UnravellingGlobalApertheid:An Overvievof WorldPolitics
(Cambridge: Polity, 1996).
Vic George ve Robert Page (yay.), Global S ocialProblem
(Cambridge: Polity, 2004).
Jorge Larrain, Theoriesof Development: Capitalsm, Colonialism andDependency
(Cambridge: Polity, 1989).
Geoffrey McNicoll, Population Weightsin the International Order
(NewYork: Populadon Council, 1999).

nternet balantlar
Economist Inequality Papers
http://www.economist.com/inequalitypapers
The Global Site
http://www.theglobalsite.ac.uk
IMF
http://www.imf.org
Yoksulluk Tarih Olsun Kampanyas
http://www.makepovertyhistory.org
Birlemi Milletler
http://www.un.org
Dnya Bankas Kreselleme Ana Sayfas
http://www.worldbank.org/ economicpolicy/globalization/

477

indekiler
nsan cinsellii
Biyoloji ve cinsel davran
Cinsel davran zerindeki toplumsal etkiler
Cinsellik ve reme teknolojileri
Bat kltrnde cinsellik

Cinsel ynelim
Cinsel ynelim doutan mdr yoksa renilir mi?
Ecinsellie ynelik tutumlar
Gay ve lezbiyen sivil haklar hareketi

Toplumsal cinsiyet
Toplumsal cinsiyet ve biyoloji: farkllklar doal m?
Toplumsal cinsiyetin toplumsallamas
Toplumsal cinsiyetin ve cinsiyetin toplumsal kuruluu
Diillikler, erillikler ve toplumsal cinsiyet arasndaki
ilikiler

Toplumsal cinsiyet eitsizliiyle ilgili bak alar


ilevselci yaklamlar
Feminist yaklamlar

Sonu: Toplumsal cinsiyet ve kreselleme


%et

Dnme sorulan
E k kaynaklar
Internet balantlar

g \Cinsellik ve Toplumsal
Cinsiyet

1 1

Belediye memuru Margaret Drury


szlerini ben de bir Massachusetts
sulh yargc olarak ve Massachusetts
eyaleti yasalarnn bana verdii yetkiye
ve hepsinden te sizin aknzn gcne
dayanarak, sizi kar koca ilan ediyorum
diye bitirdiinde, tarihler 17 Mays 2004
gnn ve saader de sabah 9:00'u
gsteriyordu. Artk bu evlilii bir

pckle mhrleyebilisiniz. ift


birbirine sarld. On sekiz yllk
sevgilisiyle nihayet evlenebilmi olan
Marcia Kadish mutluluktan havalara
uuyordu: midem karncala-nyor,
sanki ayaklarm yerden kesilecekmi
gibi hissediyorum dedi. ylesine
am ki. Gryorsunuz ya, iim iime
smyor. Hayat arkada da sanki
lotoyu kazanmak gibi bir ey bu diye
ekledi.
Gelgelelim, bu evlilik A.B.D'de b
yk tartmalara yol at. Focus on the
Family adl Hristiyan grubunun ba
kam olan James Dobson, Massac
husetts yasalar ve mevcut belgelerin
hepsi bunlarn alt st bir 'evlilik ruh
sat' olduunu syleyebilir, ama aslnda
evlilik kurumunun lm ilanndan

Resimdeki ift, belediye binas nndeki 24 saatlik bir bekleyiin ardndan Massachusetts eyaletinde evlilik
czdan alan ilk ecinseller oldular.

480

C in s e llik v e T o p lu m s a l C in s iy e t

baka bir ey deiller demiti. Bu tar


tmann sebebi, Marda Kadish'in
hayat arkada olan kiinin -Tanya
McCloskey- de aslen bir kadn olmasy
d. Bu ift, A.B.D'nin Massachusetts
eyaleti yasalarna gre resmen evlene
cek olan ilk ecinsel ifder arasnda yer
almaktaydlar. O gn boyunca gay
ifder birbiri ardna yerel belediye
binasna gelerek kendilerini resmen evli
ilan edecek evlenme czdanlarna
imzalarn attlar. Darda toplanan
binlerce kii ise, alklaryla dar kan
yeni evli ifderi ve bu insanlarn en
doal haklar olarak grdkleri bu
haklarn kullanabilmelerini kutlu
yordu.
Massachusetts, genellikle A.B.D'
nin en zgrlk reformlar gerek
letiren eyaleti olagelmitir.
Gerek
yksek mahkemede gerekse eya-let
meclisinde aylar sren mcadeleler
sonucunda 2004 ylnn Mays aynda,
gay evliliklerini yasallatran ilk eyalet
olmutur. Her ne kadar, A.B.D'de
ecinsellerin evlenebileceini ve bunun
yasalar tarafndan da onaylanmas
gerektiini dnen insanlarn says
gn getike artmaktaysa da, nfusun
byk ounluu (2004 Mays ay
verilerine gre nfusun yaklak %55'i)
halen buna kar kmaktadr (Gallup
2004). Massachusetts, Hollanda, Beli
ka ve Kanada'nn byk eyalederi gibi,
gay evliliklerini yasal olarak tanyan az
saydaki blgelerin arasna katlmtr.
Ecinsellik birok bakmdan normallemitir -toplumun gndelik yaa
mnn kabul gren bir paras haline
gelmitir. Birka lke ecinsellerin hak
larn koruyan yasalar kartmtr.
Gney Afrika Cumhuriyeti 1996 ylnda
kabul ettii yeni anayasasyla, ecinsel

481

lerin haklarn anayasal gvence altna


alan dnyadaki az saydaki lkeden biri
olmutur. Danimarka, Hollanda ve
Ispanya gibi Avrupa'daki birok lke
artk ecinsel ifderin evlenmesine ve
evliliin getirdii birok haktan
yararlanabilmesine izin vermektedir.
Birleik Krallk hkmeti Kasm
2004'te benzer bir yasay kabul ederek,
gay ve lezbiyen ifdere, resmi bir
trenle evlenmeleri halinde, dier evli
ifderin yararland haklardan yararla
nabilme olana salamtr: Gvenlik
ve emeklilik ikramiyeleri, intifa hakk,
elerden birinin ocuu olmas duru
mda dier ein de ebeveynlik sorumlu
luunu stlenebilmesi, tam hayat sigor
tas, ocuklara ve elere makul miktarda
nafaka salanmas, dier evli ifder gibi
vergi indirimlerinden ve hastanelerden
yararlanlabilmesi, bu olanaklardan
bazlardr.
Her geen gn daha ok sayda gay
eylemci, Avrupa, ABD ve dnyann
baka yerlerinde ecinsel evliliklerin
tam anlamyla yasallamas iin bask
yapmaktadr. Peki bu evlilikler onlar
iin niye bu kadar nemli? Her ey bir
yana, 7. Blmde grdmz zere,
heteroseksel evlilikler bile bugn
atrdamaktadr. Eylemciler, ecinsel
evlilikleri dier herkesle eit haklara ve
ykmllklere sahip olabilmek iin bu
kadar nemsemektedirler. Gnmzde
evlilik her eyden nce duygusal bir akit
olsa da, ayn zamanda devlet tarafndan
resmen tannan ve birtakm yasal ier
meleri olan bir kurumdur da. Elere,
Birleik Krallk'taki yasal partnerlik
rneinde verilen trden nemli yasal
haklar verir ve sorumluluklar ykler.
Ballk Yemini Trenleri -yani resmi
olmayan evlilik trenleri- de ABD'deki
ecinseller ve heterosekseller arasnda

C in s e llik v e T o p lu m s a l C in s iy e t

yaygnlamtr; gelgelelim bu trenler


evlenen iftlere sz konusu haklar ve
ykmllkleri getirmez. te yandan,
bu yasal haklar ve ykmllkler, ayn
zamanda pek ok heteroseksel iftin
evlilik planlarn ertelemesinin ya da hi
evlenmemesinin ana nedenlerinden biri
olagelmitir.
Ecinsel evliliklere kar kanlar,
bu tr evlilikleri ya sama ya da sapka
olduklar gerekesiyle knamaktadrlar.
Devletin, nlemek iin elinden geleni
ardna koymamas gereken bir cinsel
ynelimi yasallatrdn dnmekte
dirler. Amerika'da ecinselleri yollarn
dan dndrmeyi ve kar cinsten insan
larla evlenmelerini salamay hedefle
yen eitli bask gruplar vardr. Bunlar
dan bazlar ecinsellii sapklk olarak
grmekte ve normalletirilmeye all
masna iddetle kar kmaktadrlar.
Yine de gaylerin ounluu sadece
sradan insanlar olarak grlmek
istemektedirler. Ecinsellerin de en az
dier insanlar kadar ekonomik ve
duygusal anlamda gvende olmaya
ihtiyalar olduunun altn izmekte
dirler. Andrew Sullivan Erdemsel Olarak
Normal (Virtually Normal -1995) ba
lkl kitabnda girgin biimde ecinsel
evliliin erdemlerini savunmaktadr.
Sullivan, bir Katolik ve bir ecinsel
olarak dini inanlaryla cinselliini nasl
badatrdn gstermeye almtr.
Ecinselliin, en azndan ksmen, doal
bir yannn bulunduunu ileri srer
yani bu basit bir seim meselesi
deildir. Birisine ecinselliinden
vazge demek, o kiinin ak olma ve
olunma imkanndan feragat etmesini
istemektir. Akn sadece evlilik snrlar
dahilinde ifade edilebilmesi demektir.
Homoseksellerin yabanclam bir

aznlk haline gelmeleri istenmiyorsa,


diye devam etmektedir Sullivan, gay
evlilikleri yasallatrlmak zorundadr.
Gay evliliklerinin olanakl hale gel
mi olmas, cinsellikle ilgili tasarmlarn
son yllarda ne denli kkten bir deiim
geirdiinin en byk kanndr. Her ey
bir yana, erkek ecinsellii Birleik
Krallk'ta henz 1967 ylnda yasalla
mtr. Gay evlilikleri cinsel ynelimle
ilgili olarak da akllarda birtakm soru
iaretleri oluturmaktadr: cinsel yne
lim ne lde doutan gelmekte, ne
lde toplumsal olarak renilmekte
dir? Bu blmde ele alacamz
izleklerin birou, Aileler ve Mahrem
likiler balkl 7. Blmde ynelttii
miz sorularla rtmektedir. nsan
cinsellii, bizim aka ilikin tasarmlar
mzla ve iyi bir ilikinin nasl olmas
gerektiini ilikin sorularmzla balanldr. Gn getikte daha fazla sayda
insan, iyi bir ilikinin ancak eit taraflar
arasnda yaanabileceini ne srmeye
balamtr. Gay evlilikleri halen devam
etmekte olan ayrmcla ve eitsizlie
kar verilen mcadeleler sonucunda
mmkn hale gelebilmitir.
Bu blme insan cinsellii konusu
nu tartarak ve Bat kltrnde cinsel
davrann nasl bir deiim geirdiini
inceleyerek balayacaz. Ardndan,
cinsel ynelim konusuna ve zellikle
Bat'daki ecinsellik olgusunu evrele
yen kimi meselelere yakndan bakaca
z. Buradan hareketle, daha yaygn bir
mesele olan toplumsal cinsiyet konusu
na geecek ve modern toplumlarda
kadn ya da erkek olmann ne demeye
geldiine inceleyeceiz. Blmn
sonunda ise toplumsal cinsiyet eitsiz
lii tartmasn ele alacak ve kadnlarn
eitlik taleplerinin nasl giderek artan

482

C in s e llik v e T o p lu m s a l C in s iy e t

biimde kresel dzeyde ifade bulmaya


baladna bakacaz.

nsan cinsellii
Cinsellikle ilgili dnceler mthi
bir deiim geirmektedir. Bat lke
lerinde son yirmi ya da otuz yl iinde
insanlarn cinsel hayadan esasl ekilde
deiime uramtr. Geleneksel toplumlarda cinsellik reme srecine sk
skya balyd; gelgelelim, gnmzde
cinsellik reme srecinden ayrlmtr.
Cinsellik, yaamn, insann kendisinin
kefetmesi ve biimlendirmesi gereken
bir boyutu haline gelmidr. Bir zaman
lar heteroseksellik, tek elilik ve evlilik
balamnda tanmlanan cinsellik,
yukardaki gay evlilikleri tartmasnda
da grdmz gibi, giderek ok eitli
cinsel ynelimler ve davran biimleri
erevesinde tanmlanmaya ve anlal
maya balamtr.
Bu ksmda insan cinsel davran
yla ilgili olarak, toplumsal etkilere kar
biyolojik etkilerin neminin ne oldu
u, toplumun cinsel etkinlii nasl ekil
lendirdii ve reme teknolojisini nasl
etkiledii gibi baz meseleleri ele
alacaz. Ardndan cinsel davranla
ilgili olarak Bat toplumunda karmza
kan son eilimleri inceleyeceiz.

Biyoloji ve cinsel davran


Cinsellik her zaman son derece
mahrem bir konu olarak grlegelmidr. Bu yzden, sosyologlar iin
allmas olduka g bir alandr. Ksa
sre ncesine kadar cinsellik hakknda
rendiimiz bilgilerin ou biyolog
lardan, tp aratrmaclarndan ve cinsellikbilimcilerden gelmekteydi. Ayrca,
bilginler, insan cinselliini daha iyi

483

anlayabilmek iin hayvanlar dnyasn


da incelemilerdir.
Cinselliin biyolojik temelleri oldu
u aktr, zira dii anatomisi erkek ana
tomisinden farkldr. stelik, biyolojik
bir reme buyruu da vardr; aksi halde
insan rknn soyu tkenebilirdi. David
Barash gibi kimi sosyobiyologlar
(1979), neden erkeklerin okelilie
kadnlardan daha yatkn olduu mesele
sine evrimsel bir aklama getirilebilece
ini ileri srmektedirler. Barash'n
savna gre, erkek mmkn olduunca
ok kadn hamile brakmaya eilim
lidir; kadn ise ocuklarna yapt biyo
lojik yatrm koruyabilecek istikrarl bir
e aramaktadr. Bunun nedeni, erkein
mr boyunca milyonlarca sperm ret
mesine karn, kadnn mr boyunca
ancak birka yz yumurta retebilmesi
ve dlt dokuz ay boyunca karnnda
tamasdr. Barash'n sav, erkeklerin
ayn trn diilerine gre ok elilie
daha yatkn olduunu ortaya koyduu
nu iddia eden, hayvan cinsel davran
lar zerine yaplm baz almalar
tarafndan da desteklenmektedir.
Gelgelelim, birok yorumcu bu
evrimci yaklama kar kmaktadr.
Szgelimi, Steven Rose, insan davran
nn, ou hayvann aksine, genetik
olarak programlanm igdler yoluyla
belirlenmekten ziyade, iinde yaad
evre tarafndan ekillendirildiini ne
srmtr: insan yavrusu, beyin hc
releri arasndaki sinir balantlar grece
seyrek olarak kurulmu halde doar
(Rose ve dierleri 1984). Rose, insann
dier hayvanlara bakarak nispeten daha
uzun bir ocukluk evresi geirdiini ve
bu sre zarfnda daha fazla ey ren
mek iin dier trlere gre daha fazla
vaktinin olduunu ileri srer.

C in s e llik v e T o p lu m s a l C in s iy e t

Barash gibi sosyobiyologlarn


zellikle insan cinsel davranyla ilgili
savlar son derece tartmaldr. Gelgelelim, insanlar hayvanlardan aka
ayran en az bir ey vardr: insan cinsel
davran anlamldr -yani, insanlar
cinselliklerini eitli yollarla kullanr ve
ifade ederler. nsan iin cinsellik, biyo
lojik bir etkinlikten ok daha fazlasdr.
Kim olduumuzu ve neler hissettiimiz
yanstan simgesel bir etkinliktir. Aa
da greceimiz gibi, cinsellik biyolojik
alkanlklara indirgenemeyecek denli
karmaktr. Bu nedenle, insanlarn cin
sellie ykledii toplumsal anlamlar
erevesinde anlalmaldr.

Cinsel davran zerindeki


toplumsal etkiler
Btn toplumlardaki insanlarn
ou heterosekseldir -duygusal yakn
lama ve cinsel haz amacyla kar cinse
ynelirler. Heteroseksellik, tarihsel
bakmdan her toplumda evlilik ve aile
kurumunun temeli olagelmitir. Bu
nunla beraber, toplumda aznlk duru
munda kalan birok cinsel beeni ve
eilim de mevcuttur. Judith Lorber
(1994), cinsel kimlikleri ona ayrmtr:
Heteroseksel kadn, heteroseksel
erkek, lezbiyen kadn, gay erkek,
biseksel kadn, biseksel erkek,
travesti kadn (srekli erkek gibi giyinen
kadn), travesti erkek (srekli kadn gibi
giyinen erkek), transeksel kadn (kadn
olmu erkek) ve transeksel erkek

Cinsel normlar zamana ve mekana gre farkllk gsterir. Eski Yunan toplumunda yetikin erkeklerin
olanlarla yaad ilikiler kabul gren birer normdu

484

C in s e llik v e T o p lu m s a l C in s iy e t

(erkek olmu kadn). Cinsel uygulama


lar ise ok daha eitlidir.
Olanakl cinsel uygulamalar arasn
da unlar yer almaktadr: bir erkek ya da
kadn, baka bir erkek ya da kadnla veya
her ikisiyle de cinsel iliki kurabilir. Bu
iliki teke tek yaanabilecei gibi, ya
da daha fazla kiinin katlmyla da
gerekleebilir. Kii kendi kendini
tatmin edebilecei gibi (mastrbasyon),
her trl cinsel tatminden uzak durabi
lir (cinsel perhiz uygulayabilir); transeksellerle veya erotik amala kar cinsin
kyafetlerini giyen kiilerle cinsel ilikiye
girebilir; pornografiye ya da cinsel alet
lere bavurabilir veya sado-mazoist
etkinliklerden (ac vermekten ve kle
gibi davranlmaktan) zevk alabilir, hatta
hayvanlarla bile cinsel ilikiye girebilir
(Lorber 1994).

Sizce kimin bedeni daha ekici? Baz kltrlerde toplu ve


yuvarlak hatlara sahip bir kadn bedenin zayf hatlara sahip
kadn bedeninden daha ekici olduu dnlmektedir.

485

Her toplumda baz cinsel uygula


malar onaylayan, bazlarnysa knayan
cinsel normlar mevcuttur. Toplum
yeleri bu normlar toplumsallama
sreci sonucunda renirler. Szgelimi,
son otuz ya da krk yl boyunca Bat
kltrnde cinsel normlar romantik
ak ve aile dncesiyle ilikilendirilmitir. Gelgelelim, bu gibi normlar
farkl kltrlere gre geni bir eitlilik
gsterir, ecinsellik bu duruma bir
rnek tekil etmektedir. Baz toplumlar
ecinsellie hogryle yaklam, hatta
belli balamlarda etkin biimde tevik
bile etmilerdir. Szgelimi Eski
Yunanlar, yetikin erkeklerin olanlara
duyduu ak, cinsel akn en yce
biimi olarak lkletirmilerdir.
Kabul gren cinsel davran tipleri
nin farkl kltrlere gre eitlilik sergi
lemesi ou cinsel tepkinin doutan
gelmeyip sonradan renildiine iaret
eden olgulardan sadece biridir. Bu
konudaki en kapsaml alma bundan
elli yl kadar nce Clellan Ford ve Frank
Beach (1951) tarafndan yaplmtr
-bu aratrmaclar, iki yzden fazla
toplumda bu konuda antropolojik
kandar aramlardr. Cinsel davran ve
ekicilikle ilgili normlar bakmndan,
neyin normal sayldna ilikin
arpc bir eitlilik olduu ortaya
konmutur. Szgelimi, baz kltrlerde
cinsel iliki ncesinde saatlerce sren
uzun bir n sevime arzulanan -hatta
olmas gereken durum olarak grl
mekteyken, baka toplumlarda n
sevime hi olmayabilmektedir. Baz
toplumlarda ise ar sklkta cinsel iliki
kurmann insan fiziksel olarak gten
drdne ya da hasta ettiine inanl
maktadr. Gney Pasifik'te yaayan
Seniang kabilesinde yallar iki cinsel

C in s e llik v e T o p lu m s a l C in s iy e t

G r n la n d

A la s k a
z la n d a
B irle ik
K r a ll lf f 2

K anada

rla n d a
F ra n S *

Ponddn
A tla n tik O k y a n u s u
B a h a m aJar
H /!tl D o m in ik C u m
/ /
P o r t o R lk o

Meksika

Barbu d a

H a v a i A d a la r

D o m in ik
S t. L u d a
B arb ad o s
^

S t . V ln c e n t

G ran ad a
I^ T lr in ld a d T o b a g o

Kolom biya |'

Fr. G u y a n a

Panam a
EkvA dof

n id i i
S a h ili

Arjantin

kuguay

F alk lan d A d atan

12.1. ekil

D o u m k o n tro l y n te m le r in i ku llan ev li kad n larn d a lm

Kaynak: BM statistik Blm (2003)

iliki arasnda belli bir srenin gemesi


gerektii ynnde tler verirler ki bu
yallar ayn zamanda beyaz sal
kiilerin her gece cinsel ilikiye
girmesinde bir saknca grmezler.
ou kltrde cinsel ekicilik
normlar, erkeklerden ziyada kadnlarn
d grnleriyle ilgilidir; ne ki, Batl
kadnlarn giderek ev dnda etkin bir
yaam srmeye balamalaryla birlikte
bu durum da deimeye balamtr.

Kadn gzelliinin en nemli unsuru


mizaci zellikler olmakla birlikte, bu
konuda byk bir eitlilik mevcuttur.
Modern Bat'da zayf ve minyon bir
beden imrenilecek bir durumken,
(Salk, Hastalk ve Engellik balkl
8. Blmde grdmz gibi) dier
kltrlerde toplu ve iri bir beden daha
ekici olabilmektedir. Baz toplumlarda
gsler bir cinsel uyarm kayna
olarak grlmezken, dier baz toplum
larda gslere byk bir nem

486

l>u k. Faso

C in s e llik v e T o p lu m s a l C in s iy e t

Finlandiya

rw tlrrw trv

A rktik

/U
Myj
/ / U tv a n y M ^

\ l k s c m b u rg
j

/ / /

/ I

M o *f

11 *

Hrvatistan
Bosna Hersek
Srbistan .
M o to ra '

'

)h-

iJlr,v -- Row,t, j frdtan

'
J U a k ls u . '^ V ^

M o olista n

Krgzistan

K u jr y

Ta cikista n

A rn a vu tlu k
> S ^l
_

* . t ) f * 'S u r f f t >
llt #
h *

,
Atganislh.
B uth ar

'- ^

fi"
O'
.

B a h e y n '

* Mlyt /

TayVan

Suudi
y

( C-V
Nijerya

Afrikaa {

Sudan

Japonya

K atar

Arabistan

Byk O kyanus

H indistan

Mutum

iMtN
. t*
l__ vtm**

la n

Uytadriy r#

Cibuti

K am b o yi

Etyopya

[L,,
fljpuu ' v*"''
TogC ,< J 'V * '
V t*| J Ron9>

Flllplnler

Brunel

M*texy*

Papua

.HMOn

Ruanda

Ekvator
Glnesl

Tarurt. .

S in g a p u r

Endenozya
Malavl

Ang o la

H in t Okyanusu

Iczam b ll.

N*mlbiME*ovannV

<

v . , dA gi,
A v u s tra ly a

G ney
A frika

Z lrrb ab ve

\Inoia
'z

11 Zvazlland

atfedilebilmektedir. Baz toplumlar yz


hatlarna byk bir nem verirken,
dierleri gzlerin ekline ve rengine,
burnun biimine ve byklne vurgu
yapabilmektedirler.
Cinsellik, iinde yaadmz top
lum tarafndan olduu kadar, o toplum
daki mevcut teknolojiler tarafndan da
ekillendirilmektedir. Aada cinsel
davran etkileyen belli bal teknoloji
leri inceleyeceiz.

487

Cinsellik ve reme teknolojileri


ocuk dourmak ve yetitirmek
yzlerce yl boyunca kadnlarn yaam
larna egemen olmutur. Doum kont
rol yntemleri geleneksel toplumlarda
etkisiz kalmaktayd; kimi toplumlarda
ise hi bilinmiyordu. Onsekizinci
yzylda Avrupa ve A.B.D'de yaayan
bir kadnn dahi, mr boyunca yirmi
kez hamile kalmas (ou dk ya da
bebek lmyle sonulansa da) olaan
bir durumdu. Doum kontrol yntem

C in s e llik v e T o p lu m s a l C in s iy e t

lerinin iyiletirilmesi bu durumu kkten


deitirmitir. Brakn doal grlme
sini, sanayilemi toplumlarda bir
kadnn bu kadar ok hamile kalabile
cei bile artk neredeyse bilinmemek
tedir. Doum kontrol yntemlerindeki
gelimeler ou kadn ve erkein iste
dikleri zaman ve istedikleri kadar ocuk
sahibi olabilmelerine izin vermektedir
(bkz. 12.1. ekil). Doum kontrol
yntemleri, reme teknolojisi rnek
lerinden sadece biridir. Doal sre
lerin toplumsallatrld dier baz
alanlar ise aada betimlenmektedir.

Doum
Tp bilimi, en bandan beri
doumdan lme kadarki ana gei
sreleriyle ilgilenmi deildir. Hami
lelik ve doum srecinin tbbilemesi,
yerel hekimlerin ve ebelerin yerini o
cuk hekimlerinin almasyla, yava yava
meydana gelmitir. Gnmzn sanayi
toplumlarnda doumlarn ou,
hastanelerde ve uzman tbbi ekipler
denetiminde gereklemektedir.
Bedenin tbbiletirilm esi konusunda
daha fazla bilgi iin, bkz. 8. Blm ,
Salk, H astalk ve E ngellilik

Gemite anne ve baba adaylarnn


ocuklarnn cinsiyetini ve salkl olup
olmadn renebilmeleri iin doum
ann beklemeleri gerekmekteydi.
Bugnse ultrasonograf (yksek genlikli
ses dalgalarn kullanarak dltn res
minin karlmas) gibi doum ncesi
tesder, bebek domadan nce yapsal
ya da kaltsal bozukluklar tespit edebil
mektedir. Bir bozukluk saptandnda
ifder bebeklerine sahip olmakla olma
mak arasnda bir seim yapmak zorun
da kalmakta, bu seimi yaparken de
ocuklarnn mr boyunca bir engelli

olabileceini nceden bilebilmekte


dirler.

Genetik mhendislii: smarlama


bebekler
Gnmzde genetik mhendisli
ini gelitirmek iin mthi bir bilimsel
gayret sarf edilmektedir: dltn
genetik malzemesine mdahalede bulu
nularak, geliimi etkilenmeye all
maktadr. Genetik mhendisliinin
olas sonular, daha imdiden tpk
krtaj meselesindeki gibi tansiyonu
yksek tartmalarn kmasna sebep
olmaya balamtr. Genetik mhen
dislii taraftarlar, genetik mhendisli
inin bize pek ok faydasnn olacan
iddia etmektedirler. Szgelimi, kimi
insanlar belli hastalklara yakalanmaya
yatkn hale getiren kaltsal etkenler
saptanabilecek ve genetik yeniden
programlama ile bu hastalklarn kalt
sal yollarla kuaktan kuaa aktarlmas
nlenebilecektir. Bebein gz, ten, sa
rengi ve arl gibi bedensel zel
liklerini bebek domadan nce smar
lamak mmkn olacaktr.
Doann giderek toplumsalla
trlmasnn bizim iin yaratt sorunlar
ve frsadar yumana hibir ey genetik
mhendisliinden daha iyi bir rnek
tekil edemez. Ebeveynler bebeklerini
smarlayabilirlerse ne gibi seimler
yapabileceklerdir? Bu seimlere ne gibi
kstlamalar getirilecektir? Genetik
mhendislii muhtemelen pahal bir
ilem olacakr. O halde, bu durum, hali
vakti yerinde olanlarn kendi ocukla
rn toplumsal olarak arzulanmayan
mizaci zelliklerden arndrabilecekleri
anlamna m gelmektedir? Peki yoksul
gruplarn doal yollarla dnyaya gelen
ocuklarnn akbeti ne olacaktr?

488

C in s e llik v e T o p lu m s a l C in s iy e t

Kimi toplumbilimciler genetik


mhendisliinden herkesin eit ekilde
yararlanamayacak olm asnn bir
biyolojik aa snf yaratacan ileri
srmektedirler. Genedk mhendislii
nin sunduu fiziksel avantajlardan
mahrum kalanlar, bu avantajlardan
faydalanabilen kesimin nyarglarna ve
ayrmclna maruz kalabilir, i bulma,
yaam ya da salk sigortas yaptrma
gibi konularda glklerle karlaa
bilirler.

Krtajtartmas
Modern toplumlardaki modern
reme teknolojilerinin yaratt en
tartmal edk ikilem, muhtemelen,
kadnlarn hangi koullarda krtaj
yaptrabilecei meselesidir. Krtaj tar
tmalarnda gerilim, zellikle tartma
nn etrafnda dnd edk meselelerin
basit zmlerinin olmad A.B.D'de,
iyice ykselmitir. nce yaam
diyenler, krtajn ar haller dnda
kesinlikle yanl bir uygulama olduuna,
hatta cinayede edeer olduuna inan
maktadrlar. Onlara gre, edk mesele
ler, her ey bir yana, insan yaamnn
deerlilii zerine temellendirilebilir.
nce seim diyenler ise annenin
kendi bedeni zerindeki denetiminin
-tatmin edici bir yaam srme hakknnnce geldiini savunmaktadrlar.
Krtaj tartmas bir dizi iddet
olayn tetiklemitir. Peki, bu tartma
bir zme kavuturulabilir mi? En
azndan, nde gelen bir toplum ve
hukuk kuramcs olan Ronald Dworkin
(1993), bunun mmkn olduuna
inanmaktadr. nce yaam diyenlerle
nce seim diyenler arasndaki gergin
ayrmlarn, daha derinlerde bir uzlama
kaynan barndrdn, bunun da bir

489

umut olabileceini dnmektedir.


Tarihin eski dnemlerinde yaam
genelde grece ucuzdu. Ne ki gn
mzde insan yaam kutsal denebilecek
kadar deerli grlmektedir. Her iki
taraf da bu noktada hemfikir olmakla
birlikte, konuyu farkl yorumlamak
tadrlar; bir taraf ocuun karlarn,
dier taraf ise annenin karlarn ne
karmaktadr. Dworkin, her iki tarafn
da ortak bir etik deeri paylatklarna
ikna edilebilmesi durumunda, taraflar
arasnda yapc bir iletiim kurulabilece
ine inanmaktadr.

Bat kltrnde cinsellik


Bat'nn cinsel davran karsn
daki tutumu neredeyse ikibin yl boyun
ca Hristiyanlk tarafndan ekillendiril
mitir. Her ne kadar, farkl Hristiyan
mezhepleri ve tarikadar cinselliin in
san yaamndaki yeri konusunda gr
ayrlna dmlerse de, Hristiyan
Kilisesi'nin baskn gr, reme
amal olmayan her cinsel davrann
pheyle karlanmas ynnde olmu
tur. Bu gr, belli dnemlerde toplu
mun tamamn etkisi altna alan bir iffet
dknln de beraberinde getirmi
tir. Fakat dier zamanlarda birok insan
dinsel yetkeler tarafndan yasaklanan
(evlilik d cinsel iliki gibi) cinsel edim
leri uygulamaktan.geri kalmamtr. Zira
cinsel tatminin evlilik yoluyla salana
bilecei ve salanmas gerektii dn
cesi eskiden hi de yaygn deildi.
Ondokuzuncu yzylda cinsellikle
ilgili dinsel kabullerin yerini, ksmen de
olsa, tbbi kabuller almtr. Yine de
hekimlerin cinsel davranla ilgili ilk
dnem yazlarnn ou, Kilise'nin
grleri kadar acmasz olmaktayd.
Kimi hekimler, reme amal olmayan

C in s e llik v e T o p lu m s a l C in s iy e t

Viktorya Dneminde, erkekler rahatlkla metres tutabilir ya da fahieleri ziyaret edebilirlerdi ve bunun iin
cezalandrlmazlard. Gelgelelim, ayni durum bir kadn iin kesinlikle kabul edilemezdi.

cinsel etkinliin ciddi fiziksel zararlar


olabileceini savunmulardr. Mastr
basyonun krle, delilie, kalp has
talklarna ve dier hastalklara yola
at, oral cinsel ilikinin ise kansere
neden olduu syleniyordu. Viktorya
Dneminde cinsel konularda iki yz
llk alm ban gitmiti. ffetli
kadnlarn cinsellikle ilgilenmeyeceine
ve kocalarn sadece kadnlk grevleri
ni yerine getirebilmek iin batan kar
dklarna inanlrd. Gelgelelim, hafif
merep kadnlar, fahieliin yaygn
olduu ve alenen gz yumulduu geli
mekte olan kasaba ve ehirlerde, tama
men farkl bir kategoride deerlendiri
lirlerdi

Viktorya Dneminde, grnte


akl banda, iyi yurtta, beyefendi ve
karsna bal, sadk e olan birok
erkek, aslnda dzenli olarak fahielerle
birlikte oluyor ya da kendine bir metres
tutuyordu. Erkeklerin bu gibi davran
larna gz yumulurken, saygdeer
hanmlarn sevgililerinin olmas bir
skandal olarak grlr ve eer bu dav
ran gnna kacak olursa toplum
tarafndan ayplanrd. Kadnlarn ve
erkeklerin cinsel etkinliklerine kar
sergilenen farkl tutum, kalntlar gn
mze kadar ulaan bir ifte standardn
olumasna neden olmutur (Barret,
Ducrocq, 1992).

490

C in s e llik v e T o p lu m s a l C in s iy e t

1 2 . 1 . T a b lo B y k B r it a n y a d a 1 9 9 8 y l it ib a r y la c i n s e l ili k i b i im l e r in e
y n e l i k t u t u m l a r (% )* _______________________________________________________________
Genelde
Yanl

Bazen
Yanl

12

10

58

100

Evli birinin ei dnda baka


biriyle cinsel iliki kurmas

52

29

13

100

16 yann altndaki bir kz ve


olann cinsel iliki kurmas

56

24

11

100

Hemcins olan iki yetikin insann


cinsel ilikiye girmesi

39

12

11

23

100

Daima
Yanl
Kadn ve erkein evlilik ncesi
cinsel iliki yaamas

Nadiren Hi Yanl
Yanl
Deil

Dier*

Toplam**

* 18 ya ve st insanlara farkl cinsel iliki tiplerini yanl bulup bulmadklar sorulmu ve bu konudaki dncelerine gre
"Damia yanl" ile Hi yanl deil arasndaki be seenekten birini iaretlemeleri istenmitir.
**Sorular yantlamayanlar, "bilmiyorum, "deiir," ve "koullara bal diye yantlayanlar kapsamaktadr.
Kaynak: S od al Trends 30 (2000)

Gnmzde, cinsellikle ilgili


geleneksel tutumlar, zellikle 1960'larda byk bir geliim gsteren ok daha
zgrlk tutumlarla yan yana
varln srdrmektedir. Baz insanlar,
zellikle de Hristiyan retilerinden
etkilenen insanlar, evlilik ncesi cinsel
ilikinin yanl bir ey olduuna inan
makta ve evlilik dahilinde gerekleti
rilen heteroseksel cinsel etkinlikler
dndaki tm cinsel davran biimle
rine kar kmaktadrlar -bununla bir
likte, cinsel hazzn cinselliin istendik
ve nemli bir paras olduunu da artk
ounlukla kabul etmektedirler. Baka
lar ise bunun aksine evlilik ncesi
cinsel ilikiye gz yummakta veya ak
a desteklemekte ve farkl cinsel uygula
malara kar hogrl bir tutum
sergilemektedir (bkz. 12.1. Tablo).
Kukusuz, Bat lkelerinde son otuz
ylda cinsel tutumlar daha zgrlk
hale gelmitir. Eskiden asla tasvip
edilmeyecek sahneler, artk filmlerde ve
oyunlarda gsterilebilmekte ve isteyen
ler rahata pornografik malzemelere
ulaabilmektedirler.

491

Cinsel davran: Kinsey'nin


almalar
Cinsellii ilgilendiren toplumsal
deerlerden, doas gerei belgelenme
yen mahrem uygulamalara nazaran ok
daha emin bir ekilde konuabiliriz.
Alfred Kinsey A.B.D'de 1940'lar ve
1950'ler arasnda aratrmasna balad
nda, bu aratrma fiili cinsel dav
ranlarn neler olduu konusunda o
gne dek yaplm ilk byk almayd.
Bu aratrma yznden Kinsey ve
alma arkadalar sadece dini rgtler
tarafndan knanmakla kalmad, al
mas da gazeteler ve Kongre tarafndan
ahlakszca olmakla itham edildi. Gelge
lelim, bu kar klara direnip ara
trmasna devam eden Kinsey, Ameri
kal beyaz nfusun makul bir temsili
rneklemi olan 18.000 kiinin cinsel
yaamlar hakknda bilgilere ulamay
baard (Kinsey 1948,1953).
Kinsey'nin ulat sonular bir
oklar iin artc ve bir o kadar da
ok edici olmutu, zira sonular halkn

C in s e llik v e T o p lu m s a l C in s iy e t

cinsellikle ilgili o zamanki yaygn


beklentileri ile fiili uygulamalar arasnda
byk bir farkllk olduunu gsteriyor
du. Kinsey, erkeklerin neredeyse
%70'inin en az bir kez bir fahieyle
birlikte olduunu, %84'nn evlilik
ncesi cinsel iliki yaadn, %40'nn
ise evlendii kadnn bakire olmasn
istediini ortaya koymutur. Erkeklerin
%90'ndan fazlas mastrbasyon yap
m, %60' ise oral cinsel iliki yaam
tr. Kadnlarn yaklak %50'si evlilik
ncesi cinsel deneyim yaamsa da,
ou bunu mstakbel eleriyle gerek
letirmitir. %60 kadar mastrbasyon
yapm ve bir o kadar da oral cinsel iliki
yaamtr.
Halk tarafndan yaygn biimde
kabul gren tutumlar ve fiili davranlar
arasnda Kinsey'nin bulgularla ortaya
koyduu farkllk, muhtemelen o belli
dnemde, yani ikinci Dnya Sava
sonras dnemde, zellikle bykt.
Cinsel zgrleme dnemi bundan

daha nce, 1920'li yllarda ou gen


insann kendilerinden nceki kuaklara
egemen olmu olan kat ahlak kural
larndan nihayet kurtulduklarn dn
meleriyle balamt. Cinsel davran
muhtemelen byk bir deiim geir
miti, ama yine de cinsel meseleler
bizim artk alk olduumuz kadar ak
ekilde konuulup tartlamyordu.
Toplum tarafndan tasvip edilmeyen
cinsel etkinliklerde bulunan insanlar
bunu saklyor ve bakalarnn da ayn
etkinlikleri gerekletirip gerekletir
mediklerini tam olarak bilemiyorlard.
1960'lardaki zgrlk ortam ise sergi
lenen tavr ve gerek davran birbirine
daha da yaklatrmtr. Kinsey 1956
ylnda ld, ama banda bulunduu
Cinsel Aratrmalar Enstits aratr
malarn gnmze dek srdrd.
Enstitnn ad, Kinsey'in ansna
ithafen 1981 ylnda Kinsey Institute
for Research in Sex, Gender and
Reproduction olarak deitirildi.

Fuhu
F u h u , p a r a k a r l n d a c in s e l ilik iy e g ir m e k v e c in s e l

g r n r l k le ri v a s ta s y la d e n e d e n e b ilm e k te y d i. Y e n i

h iz m e t s u n m a k o la r a k ta n m la n a b ilir. F u h u s z c

g e li m e k te o la n e h ir a la n la rn d a is e a n o n im ili k ile r

o n s e k iz in c i y zy ln s o n la r n d a n itib a r e n y aygn b i im d e

k u r m a k d a h a k olay d ..

k u lla n lm a y a b a la n m tr. E s k i d n y a d a e k o n o m ik g e lir

Gnm zde fuhu

u r u n a cin s e lli in i p a z a rla y a n la rn o u s o s y e te fa h i e le r i,


(m e tr e s o la r a k tu tu la n ) c a r iy e le r v e k le le rd i. S o s y e te

G n m z d e B ir le ik K r a llk 'ta k i f a h i e le r in o u ,

fa h i e le r i v e c a riy e le r, g e le n e k s e l to p lu m la rd a g e n e llik le

e s k id e n o ld u u g ib i to p lu m u n y o k s u l k e s im le r d e n

y k s e k b i r k o n u m d a b u lu n m a k ta y d la r.

k m a k la b ir lik te , n e m li say d a o r t a - s n f m e n s u b u
k a d n d a b u in s a n la r a ra s n a k a tlm tr. G n g e t ik e

M o d e r n fu h u u n n e m li b i r z e lli i, k a d n la rla

a r ta n b o a n m a o ra n la r, b i r a n d a y o k s u lla a n k a d n la rn

m te rile rin in g e n e ld e b ir b irle rin i ta n m y o r o lm a la rd r.

fa h i e li in m a d d i c a z ib e s in e k a p lm a s n a s e b e p o lm u tu r.

E r k e k le r s o n r a d a n d e v a m l m te r i h a lin e g e le b ils e le r

A y rc a o k u ld a n m e z u n o ld u k ta n s o n r a i b u lm a k ta

d e , ili k i b a ta k i is e l ta n k lk z e r in e k u ru lm a z . B u

g l k e k e n k a d n la r, b i r y a n d a n m a s a j s a lo n la rn d a ya

d u ru m , e s k i z a m a n la rd a m a d d i k a z a n u r u n a c in s e lli in

d a te le k z o la r a k a l a b ilm e k te , d i e r y a n d a n y e n i i

h iz m e t o la r a k su n u ld u u d i e r c in s e llik p a z a r la m a

o la n a k la r a ra m a y a d e v a m e d e b ilm e k te d ir .

b i im le r i i in g e e r li d e ild i. F u h u , k k l e k li
to p lu lu k la rn d a lm a s , g ay r a h si n ite lik te k i b y k e h ir

B ir le m i M ille d e r, 1 9 5 1 y ln d a k a b u l e tti i b ir k a ra rla

m e y d a n la r n n o rta y a k v e to p lu m s a l ili k ile rin

r g d fu h u y a p tra n ya d a f a h i e le r z e rin d e n m a d d i

d c a rile m e s iy le d o r u d a n b a la n tld r. K k l e k li

k a r sa la y a n k iile ri k n a m , fa k a t fu h u u

g e le n e k s e l to p lu lu k la rd a c in s le r a ra s n d a k i ili k ile r

y a s a k la m a m tr. A r a la rn d a B ir le ik K r a ll n d a

492

Cinsellik ve Toplumsal Cinsiyet

b u lu n d u u elli lk e b u k a ra r r e s m e n o n a y la m

a ile le r k en d i o c u k la r n b ile fu h u a

o lm a k la b ir lik te , b u lk e le rin fu h u la ilg ili k e n d i y asalar

z o rla y a b ilm e k te d irle r; g e n le r , v e r ile n s a n a t y a d a

b y k b ir e itlilik g s te r m e k te d ir . B a z lk e le rd e fu h u

d a n s ila n la rn a s a f a k a n a b ilm e k te v e is te m e d e n sek s

y a sad d r. B r ita n y a g ib i d i e r b a z lk e le r is e , s a d e c e y o l

tic a r e tin in i in e e k ilm e k te k ile r . K r s a l k e s im le r d e n

z e rin d e fu h u y a p m a k y a d a o c u k la r a fu h u y a p tr m a k

e h ir le re d o ru y a a n a n g r n t le r i d e, g o u

g ib i b e lli b a l fu h u tip le rin i y a sa k la m tr. B a z u lu sa l ya

k a d n ta r a fn d a n y a a d k la r g e le n e k s e l v e b a s k c k a s a b a

d a y e re l h k m e d e r is e g e n e le v le r i y a d a s e k s s a lo n la rn

ya d a k y k o u lla r n d a n k u r tu lm a k i in b ir fr s a t o la ra k

s z g e lim i A lm a n y a 'd a E r o s m e r k e z le r i ya d a

g r ld i in , s e k s s a n a y is in in b y m e s in e k a tk d a

A m s te r d a m 'd a k i s e k s e v le rin i r e s m e n ta n y a ra k b u y e rle re

b u lu n a n n e m li e tk e n le r d e n b irid ir.

r u h s a t v e r e b ilm e k te d ir . 1 9 9 9 y ln n E k i m ay n d a H o lla n d a
M e c lis i y a k la k 3 0 ,0 0 0 k a d n n a lt b ir s e k t r o la n
fu h u u b ir m e s le k o la r a k r e s m e n ta n m tr. A r tk c in s e llik
sa tla n h e r m a h a l, y ere l y e tk ilile r c e ru h s a tla n d r lm a k ta ,
d z e n le n m e k te v e d e n e d e n m e k te d ir. E r k e k f a h i e le r e ise
s a d e c e b ir k a lk e r u h s a t v e r m e k te d ir.

I L O ' n r a p o r u s e k s tu riz m in in z e llik le y ayg n o ld u u


b ir o k lk ey i, b u k o n u d a h e r h a n g i b ir yasal a lty a p la r ya
d a to p lu m s a l s iy a se d e ri o lm a d i in , o rta y a k a b ile c e k
s o n u la r a k a r u y a rm a k ta d r. F u h u u n A I D S v e c in s e l
y o lla b u la a n h a s ta lk la rn y a y lm a sn d a n e m li b ir pay
o ld u u g ib i, id d e t, s u , u y u tu ru c u tic a r e ti, s m r ve

F u h u a k a r k a r la n y asalar n a d ire n m te rile ri

in s a n h a k la r ih la li g ib i s o r u n la rla d a b a la n ts v a rd r

c e z a la n d r m a k ta d r . C in s e l h iz m e t s a tn a la n k i ile r

(L im 1 9 9 8 ).

tu tu k la n m a z , h a k la n n d a d av a a lm a z v e m a h k e m e s r e c i
b o y u n c a k im lik le ri g iz li tu tu lu r. C in s e l h iz m e t s a tn a la n la r

Fuhuun aklanm as

z e rin e y a p la n a l m a la r , c in s e l h iz m e t s a ta n la r z e rin e

F u h u n e d e n v a r? H i k u k u s u z , fu h u k e n d is in i o rta d a n

y a p la n a l m a la r a k y asla o k d a h a a z d r v e m te rile rin

k a ld rm a y a a l a n h k m e d e r e b ile k a r k o y a n d ir e n li

g e n e ld e fa h i e le r le ilg ili o la r a k im a ed ild i i ya d a a k a

b ir fe n o m e n d ir . N e r e d e y s e h e r z a m a n k a d n la r e r k e le re

d ile g e d rild i i g ib i r u h s a l b ir ta k m ra h a ts z lk la rn n

c in s e l h iz m e t s a tm a k ta , te rs i is e n a d ire n y a a n m a k ta d r.

o la b ile c e in i n e s r e n o k az k ii v ard r. Y a p la n

A lm a n y a 'n n H a m b u r g e h r in d e k i h a z e v le ri g ib i

a ra trm a la r la ilg ili b u d e n g e s iz lik h i k u k u y o k ki

e r k e k le r in k a d n la ra c in s e l h iz m e d e r su n d u k la r y e rle r d e

c in s e lli e ili k in o r to d o k s v e b a s m a k a lp b ir d n c e n in

y o k d e ild ir. E l b e t t e , o la n la r y a d a y etik in e r k e k le r

e le tir ilm e d e n k a b u l n n b ir d a v u ru m u d u r; b ir b a k a

k im ile y in b a k a e r k e k le r le d e p a ra k a rl c in s e l ilik iy e

d e y ile , e r k e k le r in d a rd a fark l c in s e l d e n e y im le r p e in d e

g ire b ilm e k te d ir.

k o m a s n o r m a l k a b u l e d ilirk e n , b u n u ih tiy a la rn
F u h u u a k la y a b ile c e k te k b ir e tk e n y o k tu r. E r k e k le r in

k a r la y a b ilm e k a m a cy la y a p a n la r la n e tle n m e k te d ir.

c in s e l d rt le rin in k a d n la r n k in d e n d a h a g l y a d a

Kresel "sek s sanayii"

s re k li o ld u u v e fu h u u n b u y z d e n o rta y a k t

F u h u , d n y a n n b e lli b lg e le r in d e -s z g e lim i T a y la n d v e
F ilip in le r g ib i lk e le rd e - s e k s turizm inin b ir p a ra s d r.
F u h u a m a l p a k e t tu rlar, z e llik le k k y a la rd a k i g e n
k z la rla c in s e l ilik i k u r m a k is te y e n A v ru p a l, A B D 'l i v e

d n le b ilir. N e v a r ki, b u a k la m a ak la y a tk n d e ild ir.


K a d n la r n o u a k ra n la r o la n e r k e k le r e k y asla
c in s e llik le r in i d a h a y o u n b ir e k ild e y a a m a y a m u k te d ir
g r n m e k tir le r . A y rc a , fu h u s a d e c e c in s e l ih tiy a la rn
ta tm in e d ilm e s in e y n e lik o la r a k o rta y a k m o lsa y d ,

J a p o n e r k e k le r e e k ic i g e lm e k te d ir g e lg e le lim b u tu rla r

k e s in lik le k a d n la ra h iz m e t e d e n b i r o k e r k e k fa h i e d e

B ir le ik K r a llk 'ta y asad d r.

o r ta lk ta o lu rd u .

U z a k D o u 'd a k i s e k s tu riz m in in k k e n le ri K o r e v e
V ie tn a m sav alar s ra s n d a A m e rik a l a s k e rle r i in g e tir ile n
f a h i e le r e d ay an r. S a v a la r s ra s n d a T a y la n d , F ilip in le r,

V a rla b ile c e k e n in a n d r c g e n e l s o n u , fu h u u n
e r k e k le r in k a d n la r c in s e l a m a la r i in k u lla n la b ile c e k
b ir e r n e s n e o la r a k g r m e le r in in d a v u ru m u o ld u u v e

V ie t n a m v e K o r e 'd e d in le n m e v e e le n c e m e r k e z le r i

b u d u ru m u k a lc h a le g e tir m e y e y a rd m c o ld u u d u r.

in a ed ilm i tir. B u m e r k e z le r in b a z la r, z e llik le

F u h u b e lli b ir b a la m d a k a d n v e e r k e k a ra sn d a k i

F ilip in le rd e , b u g n h a le n a y a k ta d r v e b lg e d e

ik tid a r e its iz lik le r in in d a v u ru m u d u r. E l b e t t e b a k a

k o n u la n m a s k e rle r k ad ar, z iy a re ti tu ris tle r e d e h iz m e t

b ir o k e d e i e k a rm a k ta d r. F u h u , fiz ik se l

v e r m e k te d ir.

y e te rs iz lik le ri y z n d e n y a d a k sd a y c a h la k i k o d la rn

1 9 9 8 y ln d a U lu sla r a ra s a l m a r g t ( I L O ) ta r a fn d a n

o ld u u h a lle rd e , b a k a t rl c in s e l ta tm in e u la a m a y a n

y a y n la n a n b ir r a p o r , G n e y d o u A s y a 'd a fu h u v e

in s a n la r n c in s e l ta tm in s a la m a la rn n b ir y o lu d u r da.

c in s e llik s a n a y is in in s o n y llard a s ra tle b y d n v e

F a h i e le r e v le rin d e n u z a k o la n v e c in s e l a lk e k e n y a da

ta m an la m y la tic a r i b ir s e k t r h a lin e g e ld i in i o rta y a

a ra d a b a llk o lm a d a n c in s e l b ir lik te lik y a a m a k is te y e n

k o y m u tu r. U c u z s e y a h a t o la n a k la r v e A s y a lk e le rin in

y a d a b a k a k a d n la rn k a b u l e t m e y e c e k le r i c in s e l

p a ra b ir im le riy le u lu sla ra ra s p a ra b ir im le ri a ra sn d a k i

b e e n ile r i o la n e r k e k le r e h iz m e t v e ririler. G e lg e le lim b u

d e n g e s iz lik , b lg e d e k i s e k s tu riz m in i z e llik le y a b a n c

e tk e n le r fu h u u n g e n e l d o a s n d a n z iy a d e, fu h u u n

tu r is d e r i in c a z ip k lm tr. D a h a s , s e k s tu riz m i

y a a n m a k o u lla ry la ilgilid ir.

e k o n o m ik g l k le rle d e b a la n tld r. a re s iz k a la n b a z

493

C in s e llik v e T o p lu m s a l C in s iy e t

K.insey'den sonra cinsel davran


1960'k yllarda karkltrel ya da
hippi yaam tarzlaryla balantl
olarak ortaya kan toplumsal harekeder eyann mevcut dzenine mey
dan okurken, cinsel normlar alaa
etmekten de geri kalmadlar. Bu harekeder cinsel zgrl savunurken, bir
yandan da doum kontrol hapnn icad
cinsel hazzn reme srecinden ayrl
masna izin verdi. Ayrca, kadn rgt
leri erkek egemen deerlerin yklmas
iin bask yaptlar, uygulanan ifte stan
dard reddettiler ve kadnlarn da iliki
lerinde daha fazla cinsel tatmine ihtiya
duyduklarnn kavranmas iin aba
sarf ettiler.
Kinsey'nin aratrmalarndan bu
yana cinsel davranlarn ne lde
deitiini tam olarak belirlemek son
yllara kadar zordu. Lillian Rubin,
1980'lerin sonunda, yalar on ve krk
sekiz arasnda deien bin Amerikal ile
grm ve son otuz ylda cinsel dav
ranlar ve tutumlar konusunda nelerin
deitiini ortaya karmaya almtr.
Rubin'in bulgularna gre, gerekten de
birtakm nemli gelimeler kaydedil
miti. Cinsel etkinlik, tipik biimde, bir
nceki kuaktan olan insanlar iin
yaygn olan yatan daha erken balyor
du; dahas onlu yalardaki genlerin
cinsel uygulamalarndaki eitlilik, hi
de yetikinlerinkinden aa kalr deil
di. Bir ifte standart halen mevcuttu,
fakat eskisi kadar gl deildi. En
nemli deiikliklerden biri, kadnlarn
ilikilerinden cinsel haz bekledikleri ve
bu konuda etkin bir tutum sergiledikle
riydi. Artk sadece haz vermek deil,
haz almak da istiyorlard -ki Rubin bu
fenomenin her iki cins asndan da b
yk sonular olduunu ileri srmek
tedir (1990).

Kadnlar eskisinden daha fazla


cinsel zgrle sahiptiler; ne var ki,
birok erkein alk tuttuu bu gelime,
ayn zamanda bir o kadar erkein kabul
etmekte zorland bir kendine ar
gveni de beraberinde getirmitir.
Rubin'in grt erkekler sklkla
kendilerini yetersiz hissettiklerini,
bu ii asla doru drst yapamamak
tan korktuklarn ve bugnlerde
kadnlar tatmin etmenin imkansz hale
geldiini dndklerini itiraf etmi
lerdir (Rubin 1990).
Erkekler kendilerini yetersiz mi
hissediyorlar? O halde bu durum tm
beklentilerimizle elimi olmuyor mu?
Zira modern toplumlarda halen ou
alana erkekler egemendir ve kadnlara
kar genelde daha fazla iddet uygula
maktadrlar. Bu trden bir iddetin
amac kadnlar denetim altnda tutmak
ve erkeklere tabi klmaktr. Bununla
birlikte, baz yazarlar -aada (s. 50913) Bob Connell'in dncelerini ve
toplumsal cinsiyet dzeni konusunu ele
alrken greceimiz zere- erilliin bir
dl kayna olduu kadar, ayn
zamanda bir yk olduunu da ileri
srmeye ba-lamlardr. Bazlar ise
erkek cinsellii-nin byk blmnn
tatmin edici olmaktan ziyade saplantl
olduunu da eklemektedirler; eer
erkekler cinsellii bir denetim arac
olarak kullanmay brakm olsalard,
kadnlar kadar kendileri de bundan
kazanl karlard.
C in s e l li in k u r a m la t m lm a s

Kinsey Institute'dan iki aratr


mac, John Gagnon ve William Simon,
ellerindeki verilere daha kuramsal bir
bakla ynelmilerdir. Yazarlar, son
derece etkili olmu olan kitaplar Cinsel
Davramfdz (Sexual Conduct -1973),

494

C in s e llik v e T o p lu m s a l C in s iy e t

kullandklar bir senaryo eretileme


sinin kendilerine insan cinsel davra
nn anlama konusunda olduka
yardmc olduunu belirtmilerdir.
Senaryo eretilemesi, Erwing Goffman tarafndan gndelik toplumsal
etkileimi aklamak amacyla ortaya
atlm olan drama eretilemesi zerine
kuruludur (5. Blmde Goffman'n
dramaturjik zmlemesini ele aldk ve
eretilemenin uygun dt eitli
toplumsal etkileim rneklerine bak
tk). Gagnon ve Simon, cinsel iliki
konusunun da drama eretilemesi
yardmyla verimli ekilde zmlene
bildiim ileri srmlerdir. Kiminle,
neyi, nerede, ne zaman ve hatta niye
cinsel iliki kurduumuzu bize syle
yen ayrntl kurallar, ayinler ve eretisel
bir senaryo vardr.
Kinsey ve ekibinin ortaya koymu
olduu zere, cinsel davran, olanakl
etkinlikler bakmndan mthi bir
eitlilik sergiler: kaamak hetero- ya da
ecinsel yaknlamalar, fahielik, uzun
sreli bir ele yaanan cinsel iliki, ve
benzeri ilikiler, insanlar sz konusu
oldukta, bu cinsel edimlerin hibiri
nceden tasarlanmakszn ya da hazrlk
yaplmakszn gereklemez. Her cinsel
edimin, onu anlalr klan bir cinsel
senaryosu vardr. Cinsel yaknlama
uygun bir e arayn {kiminle), cinsel
edimin ekli ve bedeli iin yaplacak bir
pazarl {neyi), otel, genelev, vb. uygun
bir mekan arayn {nerede), buluma
zamann {ne amar) ve belki de eyle
min aklamasn ya da gerekesini {ni
ye) -szgelimi, yalnzlktan ya da iliki
lerdeki sorunlardan dolay- kapsayacak
tr. Her ne kadar bu rnekte bir adamla
fahie arasndaki cinsel yaknlama
sreci kullanlmsa da, bu ema baka
herhangi bir cinsel edime de ayn ekil
de uygulanabilir.

495

Gagnon ve Simon'a gre, insan


cinselliinin anlalabilmesi asndan
senaryonun okunmasnn yaamsal bir
nemi vardr. Yazarlar bu senaryonun
nemli ekli olduunu ileri srmek
tedirler: Birincisi, bireye kendi cinsel
arzular konusunda bilgi salayan ve
kendi kafasnda olan kiisel senaryo
lar; kincisi, cinsel eler arasnda gr
len ve rollerine ilikin aklamalar
barndran etkileimli senaryolar;
ncs ise kltre gre varolan ve
kiiye iinde yaad kltrdeki rol ve
kendisine ilikin cinsel beklentiler
hakknda (genelde bilind olarak)
bilgi veren tarihsel-kltrel senaryo
lardr.
Gagnon ve Simon'un almas,
cinsellie ilikin toplumsal kurmac
yaklamn temeli olarak grlmektedir.
Toplumsal kurmaclk 5. Blmde s.
190-92'te daha ayrntl olarak ele
alnmaktadr.
Yeni bir sadakat biim mi?
Bir aratrma ekibi 1994 ylnda
Cinselliin Toplumsal Dzenlenii: birleik
Devletler'de Cinsel Uygulamalar (The
Social Organization o f Sexuality:
Sexual Practices in the United States)
adl bir alma yaymlad. Bu alma
Kinsey'den bu yana cinsel davran
konusunda herhangi bir lkede
yaplm en kapsaml almayd.
Bulgular, artc biimde, Amerikallar
arasnda cinsel tutuculuun yaygn
olduuna iaret ediyordu. Szgelimi,
aratrmaya katlanlarn %83'nn
evvelki yl sadece bir cinsel ei olmutur
(ya da hi olmamtr); evli iftler arasn
da bu oran %96'lar bulmaktadr. Eine
sadk olanlarn oran da olduka yk
sektir: Kadnlarn sadece %10'u, erkek
lerin ise %25'ten daha az mrleri

C in s e llik v e T o p lu m s a l C in s iy e t

boyunca evlilik d iliki yaamlardr.


almaya gre, Amerikallarn mrle
ri boyunca ortalama cinsel ei olmak
tadr. Cinsel davrann grnteki
sabit doasna ramen, bu almadan
cinselliin doasna ilikin baz ayrks
deiimlerin meydana geldii sonucu
kmtr. Bu deiimlerin en nemlisi,
evlilik ncesi cinsel deneyim yaayan
kadnlarn orannda hatr saylr bir art
meydana gelmi olmasdr. Aslnda,
bugn evlenmek zere olan A.B.D'lilerin %95'inden fazlas evlilik ncesi
cinsel deneyim yaamtr (Laumann
1996).
Aratrmaclarn A.B.D'de cinsel
sadakat konusunda bulduklar destek
Birleik Krallk'ta da mevcut grn
mektedir. 2000 ylnda yaplan bir
kamuoyu yoklam as insan larn
%72'sinin eleri dnda baka biriyle
cinsel iliki kurmay son derece
yanl, %21'inin ise yanl bulduu
nu ortaya koymutur. Pek de artc
olmayan bir biimde, dul kalm insan
lar ve dindarlar, bu durumu bekarlara ve
dindar olmayan insanlara nazaran daha
yanl bulmulardr. Asl artc olan
ise, en gen kesimin (yalar on be ile
yirmi drt arasnda deien genlerin)
byk ksmnn insanlarn cinsel sada
kat gstermeleri durumunda Britan
ya'da yaamn daha iyi olacan dn
m olmasdr (MORI, 2000). Mahrem
ilikiler 7. Blmde daha ayrntl biim
de tartlmaktadr.
Cinsel davranlar hakknda anket
yapmak son derece gtr. Basite,
aratrmac tarafndan kendilerine cin
sel yaamlar hakknda sorular ynelti
len insanlarn ne kadar doru syledii
ni bilemeyiz. The Social Organi^atior of
Sexuality, Amerikallarn cinsellik konu

sunda Kinsey'nin zamanna kyasla


artk daha az macerac olduklarn
gstermektedir. Kinsey'nin raporlar
yanltc olabilir. Belki ou insan AIDS
korkusu yznden cinsel etkinliklerini
snrlamaktadr. Belki de gnmzde
insanlar cinsel etkinliklerini gizlemeye
eilimlidirler. Bu konuda emin ola
mayz.
Cinsel davran konusundaki ankederin geerlilii meselesi gerilimi
yksek bir tartmann odak noktas
haline gelmitir (Lewontin 1995). Yuka
rda tarttmz aratrmay eletiren
ler, bu gibi ankederin cinsel uygulama
lar hakknda gvenilir bilgiler vermedi
ini ne srmektedirler. htilaf, ksmen,
yal insanlarn sorulara verdii yandarla ilgili olarak ortaya kmaktadr. Ara
trmaclar, yalar seksen ile seksen be
arasnda deien erkelerin %45'inin
eleriyle cinsel ilikiye girdiklerini syle
diini bildirmektedirler. Eletirmenlere
gre ise bu durumun gerek diilii
ylesine aktr ki, anketin btnnn
gvenilirliine de glge drmektedir.
Aratrmaclar bu sulamaya kar
kendilerini savunmular ve eletirmen
leri yallarla ilgili basmakalp ve
olumsuz dncelere sahip olmakla
sulayan, yallarla ilgili almalarda
uzmanlam kiilerin tam desteini
almlardr. Bu uzmanlar zellikle
huzurevleri gibi kurumlarn dnda
yaamlarn srdrmekte olan yallarn
%74'nn cinsel anlamda etkin olduu
na dikkati ekmilerdir. Gerekten de,
bir alma ou erkein doksanl yala
rnda bile cinsel konularla ilgilendiini
ortaya koymutur.
Aadaki ksmda cinsel ynelim
ve zellikle ecinsellik konularn mer
cek altna alacak ve sosyologlarn bu

496

C in s e llik v e T o p lu m s a l C in s iy e t

alanda zerinde altklar kimi anahtar


tartmalar, meseleleri ve kuramlar
inceleyeceiz.

C i n s e l y n e l im

Cinsel ynelim, kiinin cinsel ve


duygusal anlamda hissettii ekimin
ynyle ilgilidir. Kimileyin hatal biim
de cinsel ynelim yerine kullanlan
cinsel tercih terimi ise aslnda kiinin
cinsel ya da duygusal ekiminin tama
men kiisel seimlerine bal olduunu
ima ettii iin yanltcdr ve kullan
mndan kanlmas gerekir. Aada
greceimiz gibi, cinsel ynelim her
kltrde, henz tam olarak anlalama
m toplumsal ve biyolojik etkenler
arasndaki karmak bir etkileiminin
sonucu olarak ortaya kmaktadr.
Birleik Krallk da dahil olmak
zere her kltrde mevcut olan en
yaygn cinsel ynelim tarz, kiinin kar
cinsine duyduu ekicilik anlamna
gelen Heterosekselliktir (hetero keli
mesi Yunanca 'baka' ya da 'farkl' anla
mna gelir). Kiinin kendi cinsine kar
duygusal ya da cinsel ekim duymasna
ise ecinsellik denir. Gnmzde gay
terimi erkek ecinseller, terbiyen terimi
kadn ecinseller, kimileyin bi diye
ksaltlan biseksel terimi ise hem
kadn hem de erkeklerle cinsel ve
duygusal deneyimler yaayan kiiler iin
kullanlmaktadr.
Ayn cinsten baka insanlara kar
sergilenen cinsel ya da duygusal yne
limler her toplumda mevcuttur. Hatta
Batl olmayan kimi toplumlarda
ecinsel ilikiler olaan kabul edilebil
mekte ya da baz kesimler tarafndan
tevik edilebilmektedir. Szgelimi
Kuzey Sumatra'daki Batak halk, evlilik

497

ncesinde erkekler arasnda ecinsel


ilikiye izin vermektedir. Olanlar
ergenlik ana girdiklerinde ailelerinin
evini terk ederek, yeni katlanlar
ecinsel uygulamalarla tantran bir
dzine ya da daha ok yal erkein
yaad byk evlere yerlemektedirler.
Ne var ki, ecinsellik birok toplumda
byle alenen kabul grmez. Szgelimi
Bat dnyasndaki yaygn ecinsel
tasarm, cinsel beenileri bakmndan
yaad toplumun ounluundan
ayrlan bireydir.
Michel Foucault, cinsellikle ilgili
almalarnda onsekizinci yzyldan
nce ecinsel birey tasarmnn nere
deyse var olmadn ortaya koymutur
(Foucault 1978). Sodomi eylemi Kilise
yetkilileri ve yasalar tarafndan kesin
olarak men edilmekteydi; Ingiltere ve
dier baz Avrupa lkelerinde idam
cezasna dahi arptrlabilmekteydi.
Gelgelelim sodomi sadece ecinsellik
suu olarak tanmlanmyordu. Erkek
erkee cinsel iliki olduu kadar kadn
larla erkekler ve erkeklerle hayvanlar
arasnda yaanan ters cinsel ilikiler de
bu tanma giriyordu, 'ecinsellik' terimi
ilk kez 1860 ylnda ortaya atld ve o
gnden bu yana giderek artan bir
eklide, belli trden bir cinsel sapkl
olan ayr bir insan tipinin tanmlaycs
olarak grld (Weeks 1986). Ecin
sellik tbbilemi bir sylemin paras
haline geldi; dinsel bir gnah
olmaktan ziyade, klinik terimlerle ifade
edilen psikiyatrik bir bozukluk ya da
sapknlkt. Ecinseller, sbyanclar ve
travesitler gibi dier sapknlar ile
birlikte, toplumun btnln tehdit
eden biyolojik bir patolojiden mustarip
insanlar olarak grlmekteydiler.

C in s e llik v e T o p lu m s a l C in s iy e t

Tbbilem i bak alar hakknda


daha fazla bilgi iin, bkz. 8. B lm ,
Salk, H astalk , Engellilik , s. 306

Doal olmayan cinsel edimler


iin verilen idam cezas ABD'de bam
szlktan hemen sonra, Avrupa lkele
rinde ise onsekizinci yzyln sonu ile
ondokuzuncu yzyln banda kaldrl
mtr. Gelgelelim, ecinsellik daha
yirmi ya da otuz yl ncesine dek
neredeyse tm Bat lkelerinde yasalara
gre halen bir su olarak grlmek
teydi. Ecinselliin toplumun snrlarn
dan merkezine doru kaymas sreci
henz tamamlanmam olmakla birlik
te, gay evlilikleriyle ilgili olarak bu bl
mn bandaki tartmada grdmz
zere, son yllarda bu konuda epey yol
katedilmir.
C in s e l y n e l i m d o u t a n m d r ,
y o k s a r e n i l i r m i?

ou sosyolog artk cinsel yneli


min ecinsel, heteroseksel ya da dier
trl biyolojik etkenlerle toplumsal
renme sreleri arasndaki karmak bir
etkileimin sonucu olduuna inanmak
tadr. ou insan iin geerli olan cinsel
normun heteroseksellik olmas, ara
trmalarn baz insanlarn neden
ecinsel olduklar meselesine odaklan
masna neden olmutur. Kimi bilginler
bu konuda biyolojik etkenlerin en
nemli belirleyiciler olduunu ve bu
etkenlerin baz insanlarn doutan
ecinsellie eilimli olmalarna yol at
n savunmaktadrlar (Bell ve dierleri
1981). Ecinsellik iin getirilen
biyolojik aklamalar, ecinsellerin
beyin ralarndaki farkllklar (Maugh ve
Zamichow, 1991) ya da hamilelik
dneminde annenin rettii kadnlk
hormonunun dlt zerindeki etkisi
gibi eylerdir (McFadden ve Champlin,

2000). Az sayda vakaya dayanan bu gibi


almalarn sonular inandrc olmak
tan uzakr (ve tartmaldr) (Healey
2001). Bu almalara dayanarak, kiinin
cinsel ynelimini belirleyen biyolojik
etkileri yaamnn ilk yllarndaki top
lumsal renmelerin etkilerinden ayr
mak imkanszdr.
kizler zerinde yaplan almalar
ecinselliin kaltsal temelleri olup
olmadn anlama konusunda umut
vaat etmektedir, zira ikizler tamamen
ayn genleri paylarlar. Bailey ve Pillard,
birbiriyle balantl iki almada (Bailey
1991; Pillard 1993), her iki kardein de
ayn ailede yaad ve kardelerden en
az birinin kendisini ecinsel olarak
tanmlad 167 ift erkek ve 143 ift kz
kardei incelemilerdir. Bu ocuk
iftlerinden bazlar tek yumurta ikizi
(tm genleri ayndr), bazlar ift
yumurta ikizi (baz genleri paylamakta
drlar), dier bazlar ise evlat edinilmi
kardelerdi (hibir geni paylamamaktadrlar). Aratrmaclar, cinsel yneli
min tamamen biyolojik olarak belirlen
mesi halinde, her tek yumurta ikizi
kardein, genlerinin tamamen ayn
olmasndan dolay, ecinsel olmas
gerektii sonucuna varmlardr. ift
yumurta ikizleri arasnda ise yalnzca
baz genler paylald iin sadece kimi
iftler ecinsel olmalyd. En dk
ecinsellik oran ise evlat edinilmi
kardeler arasnda grlmeliydi, zira
hibir geni paylamyor olacaklard.
Bu almann sonular ecinselli
in nasl biyolojik ve toplumsal etken
lerin bir bireimi olduunu gsterir
gibidir. Aratrmaya konu olan kadnlar
ve erkekler arasnda, tek yumurta ikizi
olanlarn neredeyse yars, ift yumurta
ikizi olanlarn bete biri, vey karde

498

C in s e llik v e T o p lu m s a l C in s iy e t

olanlarn ise onda biri ecinseldi. Bir


baka deyile, tek yumurta ikizi olan bir
kadn ya da erkein ecinsel olma
olasl, kardei ecinsel olan bir
evlatla nazaran yaklak be kat daha
fazladr. Bu sonular biyolojik etken
lerin nemli olduu savn destekler
niteliktedir, zira paylalan genlerin
yzdesi arttka her iki ocuun da
ecinsel olma olasl artmaktayd.
Bununla beraber, aratrmaya konu
olan tek yumurta ikizlerinden ecinsel
olanlarnn kardelerinin neredeyse
yars ecinsel olmadna gre, toplum
sal renme sreleri de byk lde
ie karmaktadr; aksi hale her ecinsel
tek yumurta ikizinin kardeinin de ayn
ekilde ecinsel olmas gerekirdi.
Tek yumurta ikizleri zerinde
yaplan almalarn bile biyolojik
etkenleri toplumsal etkenlerden tam
olarak yaltamad aktr. Tek yumur
ta ikizlerinin ebeveynleri, arkadalar ve
akranlar, tek yumurta ikizlerine
genellikle bebekliklerinden itibaren

sanki her ikisi de ayn kiiymi gibi


davranmaktadr. Nispeten daha seyrek
grlmekle birlikte ift yumurta
ikizlerine ve evlat edinilmi kardelere
de benzer biimde davranlabilmektedir. Bu nedenle, tek yumurta ikizleri iin
ortak olan ey yalnzca genler olma
yabilir: benzer toplumsallama dene
yimleri yayor olmalar da muhte
meldir.
B a t k lt r n d e e c i n s e l l i k

Kenneth Plummer, klasiklemi bir


almasnda Bat kltrnde drt tip
ecinsellik olduunu ortaya koymutur.
Geici Ecinsellik, bir kiinin btn cinsel
yaamn esasl olarak ekillendirmeyen,
geici ecinsel yaknlamalardr. Erkek
rencilerin anlk cinsel yaknlamalar
ve karlkl mastrbasyon geici ecin
sellik rnekleri arasnda yer alr. Duru
ma bal ecinsellik, ecinsel edimlerin
dzenli olarak gerekletirilmekle bir
likte, kiinin baskn cinsel tercihi olma
d durumlar ifade eder. Erkeklerin
kadnsz yaadklar hapishaneler ya da
askeri klalar gibi mekanlarda bu
trden ecinsel davranlar yaygndr ve
yelenen bir davran olmaktan ziyade,
heteroseksel davrann yerine geen
bir davran olarak grlmektedir.
Kiisellemi ecinsellik, bireyin
ecinsel etkinlikleri yelemekle birlikte,
durumunun daha kolay kabul
grebilecei gruplardan tecrit edilmi
halde yaad durumlarda ortaya kar.
Byle durumlarda, homoseksellik
dosdardan ve alma arkadalarndan
gizlenir. Biryaam tar% olarak ecinsellik
ise bireylerin artk ortaya ktklar ve
benzer cinsel beenilerin yaamlarnn
nemli bir parasn tekil ettii dier
bireylerle bir araya geldikleri durumlar

Hayr, bu y l Gay Pride'a katlmayacaz. Biz


buradayz, kaz ve buna alz."

499

C in s e llik v e T o p lu m s a l C in s iy e t

dr. Bu insanlar genelde ecinsel edimle


rin ayrks bir yaam tarzyla btn
letii gay alt kltrlerine mensupturlar.
Bu trden topluluklar, ou zaman,
ecinsellerin haklarn ve karlarn
savunabilmeleri iin ortak bir siyasi
eylem olana salarlar.
Ecinsel deneyimler yaam olan
ya da ecinsellie gl bir ekim duyan
insan says, alenen gay yaam tarz
srdren insanlarn saysndan muhte
melen ok daha fazladr. Bat kltr
lerindeki ecinselliin olas yaygnl ilk
kez Alfred Kinsey'nin yaynlaryla
bilinir hale gelmitir. Kinsey'nin bulgu
larna gre, Amerikal erkeklerin ergen
likten itibaren yaadklar deneyimler ve
eilimleri gz nne alndkta, ancak
yars tam anlamyla heterosekseldir.
Kinsey'nin rnekleminin %8'i yl ya
da daha uzun bir sre zarfnda tama
men ecinsel ilikiler kurmulardr.
Dahas, %10 kadar az ok eit oranda
hem ecinsel hem de heteroseksel
etkinlikte bulunmulardr. Kinsey'nin
en arpc bulgusu ise, erkeklerin
%37'sinin yaamlarndan en az bir kez
orgazm tadacak dzeyde ecinsel
deneyimleri olmasdr. %13 kadar ise
ecinsel arzular hissetmi, ama bu
arzularn tatmin etmeye almam
lardr.
Kinsey'nin aratrmalarna gre
kadnlar arasnda ecinsellik oran daha
dkt. Kadnlarn yaklak %2'si tam
olarak ecinseldi. %13 kadar ecinsel
ilikileri yaam, %15 kadar ise
ecinsel arzular hissettiklerini, ama bu
arzularn tatmin etmeye almadkla
rn itiraf etmiti. almalarnn ortaya
koyduu ecinsellik dzeyi karsnda
akna dnen Kinsey ve alma
arkadalar, farkl yntemler kullanarak

sonular yeninden denetlemelerine


ramen yine ayn sonulara ulatlar
(Kinsey 1948,1953).
The Social Organ^ation o f Sexuality
(Lauman 1994) balkl almann
sonular, Kinsey'nin ecinselliin
yaygnlna ilikin bulgular hakknda
akllarda baz soru iaretlerinin
olumasna neden olmutur. Bu
alma, Kinsey'nin %37'lik orannn
aksine, erkeklerin yaklak %9'unun
orgazm dzeyinde ecinsel iliki
yaadn, %8'inin (%13'e kyasla)
ecinsel arzular hissettiini ve sadece
%3 un altnda kalan bir oranda erkein
geen yl iinde baka bir erkekle cinsel
ilikiye girdiini ortaya koymutur. Bu
sonraki almann yazarlarnn da
kabul ettikleri zere, ecinselliin
damgalanmas muhtemelen ecinsel
davrana ilikin bildirimlerin aa
dzeylerde kalmasna katkda bulun
mutur. Ayrca, bir eletirmenin de
belirttii zere, yazarlarn rasgele
rneklem yapmalar, ecinselliin
byk ehirlerde muhtemelen nfusun
yzde onuna varan oranlardaki corafi
younluunu belirleme konusunda
baarsz olmalarna da neden olmutur
(Laumann 1994).
l^e^biyenlik
Erkek ecinsellii genelde lezbiyenlikten kadnlar arasnda grlen
ecinsel ba ve davranlardan daha
fazla dikkat eker. Lezbiyen gruplar
genelde erkek gay alt kltrlerden daha
az rgtlenmeye eilimlidirler ve
lezbiyenler arasnda geici ilikilerin
yaanma oran daha dktr. Ecinsel
haklaryla ilgili kampanyalarda Lezbi
yen eylemci gruplara ou zaman sanki
karlar erkek ecinsellerinkiyle ayny

500

C in s e llik v e T o p lu m s a l C in s iy e t

m gibi davranlr. Kimileyin gayler ve


lezbiyenler arasnda yakn bir ibirlii
olsa da, lezbiyenlerin etkin biimde
feminist olduklar durumlarda baz
farkllklar da ortaya kabilmektedir.
Baz lezbiyen kadnlar, erkek gay
zgrleme hareketinin erkeklerin
karlarn yansttn, liberal ve kk
tenci feminisderin ise sadece orta snf
heteroseksel kadnlarn sorunlaryla
ilgilendiini dnyorlard. Bu yz
den, diil deerlerin yaylmasn
tevik eden, resmi ve baskn erkek heteroseksellii kurumuna meydan oku
yan lezbiyen bir feminizm kolu ortaya
kt (Rich 1981). Birok gay kadn
lezbiyenlii bir cinsel ynelimden
ziyade, baka kadnlarla siyasi, toplum
sal ve kiisel dzeyde gerekletirilen
bir dayanmaya olarak grmektedir
(Seidmann 1997).
E c in s e lli e y n e lik tu tu m la r

Ecinsellie ynelik hogrsz


tutumlar gemite yle ok dillendirilmitir ki, konunun etrafndaki sylen
celerin bazlar ancak son yllarda datlabilmitir. Ecinsellik Birleik Krallk
ve dnyann drt bir yannda uzunca bir
sre boyunca damgalanmtr ('damga'
kavram s. 311 'de ele alnmtr).
Homofobi, ecinsellere ve yaam
tarzlarna duyulan nefrete ve fkeye ve
bu duygularn sonucu olan davranlara
iaret eden ve 1960'larn sonlarnda
ortaya atlm bir terimdir. Homofobi,
gay ve lezbiyenlere ynelik olarak
sadece dmanca duygular ve iddet
eylemleri eklinde kendini gstermekle
kalmayan, ayn zamanda Britanya
kltrnde yaygn szl kfrlerde
szgelimi, heteroseksel bir erkei
aalamak iin kullanlan ibne ya da
nono gibi terimlerde ya da gay

501

erkekleri kk drmek iin kullan


lan kadnlkla ilgili kar klkl ya da
hanm evlad gibi terimlerde de
kendini eitli biimde ifa eden bir tr
nyargdr. Her ne kadar ecinsellik
artk daha fazla kabul grr olmusa da,
homofobi Bat toplumlarnda birok
alana sinmitir; ecinsellere duyulan
dmanlk pek ok insann duygusal
tavrlarnda halen varln srdrmek
tedir. Ecinsellerin iddete maruz
kaldklar ve cinayet kurban gittikleri,
vb. vakalar halen fazlasyla yaygndr.
Baz erkek gay davranlar erillikle
iktidar arasndaki ilikiyi deitirmeye
ynelik giriimler olarak grlebilir
heteroseksel toplumun ecinselleri bir
tehdit olarak alglamasnn nedenlerin
den biri belki de budur. Gay erkekler,
kendileriyle ilikilendirilen kadns
erkek imgesini reddetmeye eilimlidir
ler ve bunu iki yolla yaparlar. Birincisi,
ar kadns bir tavr taknmaktadrlar basmakalp inanlar yanstan yumu
ak erillii benimsemektedirler.
kincisi, bir mao imgesi oluturmak
tadrlar. Ne ki bu imgenin geleneksel
anlamda eril olmas gerekmez; motosikletiler ya da kovboylar gibi giyine
bilir ve erilliin abarl bir parodisini
sunarlar. Szgelimi, YMCA arksyla
nl The Village People gibi 1970'lerin
mzik topluluklarn dnn (Bertelson 1986).
Baz toplum bilimciler A ID S
salgnnn ecinsellie ynelik yaygn
tutumlar zerindeki etkisini sorgulamlardr. Bu dnrler, AIDS salgn
nn heteroseksel erilliin ana ideolojik
kaynaklarndan bazlarn sarstn ne
srmektedirler. Szgelimi, cinsellik ve
cinsel davran, devlet kaynaklaryla
desteklenen gvenli seks kampanyala
rndan tutun da medyada hastaln

C in s e llik v e T o p lu m s a l C in s iy e t

yaylma ekillerine ilikin yaplan yayn


lara kadar, artk kamuda tartlabilen
konular haline gelmitir. Salgn, halkn
dikkatini evlilik ncesi ve evlilik d
cinsel ilikilerin ve toplumdaki heteroseksel olmayan ilikilerin yaygnlna
dikkati ekerek ahlaka ilikin geleneksel
tasarmlarn geerliliini sorgulanr hale
getirmitir. Herey bir yana, ecinsel
insanlarn grnrln artrarak
heterosekselliin evrenselliini
sorgulanr hale getirmi ve geleneksel
ekirdek ailenin almaklarnn mevcut
olabileceini kantlamtr (Redman
1996). Gelgelelim, bu duruma verilen
tepkiler bazen histerik ve paranoyaka
olmutur. Ecinseller normal toplu
mun ahlaki mutluluuna ynelik
sapkn bir tehlike olarak resmedilmi
lerdir. Heteroseksel erilliin norm
olarak korunmas iin, tehdit olarak
alglanann ktlenmesi ve marjinal
letirilmesi gerekmitir (Rutherford ve
Chapman 1988).
G a y v e l e z b i y e n s iv il h a k la r
h a re k e ti

Son zamanlara kadar, ou


ecinsel, sakland yerden kmas
durumunda ailesinden, iinden ve
arkadalarndan olaca ve gerek szl
gereksel fiziksel tacize urayaca
korkusuyla cinsel ynelimini saklam
tr. Gelgelelim, 1960'larn sonlarndan
beri pek ok ecinsel ecinselliini
aka kabul etmektedir ve bu blmn
banda tarttmz gay evlilikleri
meselesinde grdmz zere, baz
alanlarda ecinsel kadn ve erkeklerin
yaamlar byk lde normallemitir (Seidman ve dierleri 1996).
Londra, New York, San Francisco,
Sydney ve dnyann baka yerlerindeki
dier birok bykehirde, gay ve
lezbiyen topluluklar rgdenmektedir.

Sakland yerden kmak yalnzca


bunu gerekletiren kii iin deil,
toplumun byk kesimini tekil eden
dier insanlar iin de nemli olabilir;
eskiden saklanan lezbiyen ve gayler,
artk yalnz olmadklarn anlamlar,
heterosekseller ise imrendikleri ve
sayg duyduklar insanlarn ecinsel de
olabileceini kabul etmek zorunda
kalmlardr.
Halihazrdaki kresel gay ve lezbi
yen sivil haklar harekederi dalgas,
ksmen, 1960'larn rksal ve etnik kim
liin onurlu olduunun altn izen
toplumsal harekeerinin bir uzants
olarak ortaya kmtr. Bu konudaki
dnm noktalarndan biri 1969 ylnn
Temmuz aynda A.B.D'nin New York
kentinde padak veren ve polislerden
srekli kt muamele grdkleri iin
galeyana gelen New York gay toplulu
unun ehrin polis tekilatyla iki gn
boyunca att Stonewall syan'dr;
bu halk eylemi (gay olsun ya da olmasn)
ou insana gre hayal dahi edilemez
bir olayd (Weeks 1977; D'Emilio
1983). Stonewall syan, sadece yasalar
nnde eit muamele grmek istemek
le kalmayan, ayn zamanda yaam tarz
larnn damgalanmasna artk bir son
verilmesini de talep eden gaylerin ve
lezbiyenlerin saklandklar yerden
kmalarn mjdeleyen Gay Pride'n
simgesi haline gelmitir. Stonewall
syan'nn yirmibeinci yldnm olan
1994 ylnda Birlemi Milletler nnde
gerekletirilen Lezbiyen ve Gay
nsanlarn nsan Haklarnn Tannmas
yryne 100.000 kii katlmtr. Bu
konuda nemli bir gelime saland
ak olmakla birlikte, pek ok lezbiyen,
gay ve biseksel insan iin ayrmclk ve
aleni homofobi halen byk bir sorun
tekil etmektedir.

502

503

dnya

I i|

!i!
II

i
.n,
'} i
ili f

5*

ili ! il !!i

g e n e lin d e k i m e v c u t y a s a l a r .

bu konuda

ZOOO)

i s
e 5

C in se l azn lk lar ve

i *

Internationalist 326 (Ekim

Kaynak: New

st

e k il 12.2

C in s e llik v e T o p lu m s a l C in s iy e t

}
i 5
i l

C in s e llik v e T o p lu m s a l C in s iy e t

lkelerin ecinsellie getirdii yasal


cezalar arasnda muazzam farklar vardr
(bkz. 12.2. ekil). Szge-limi Afrika'da
erkek ecinsel edimleri sadece bir avu
lkede yasallamken, yasalarda kadn
ecinselliinin ad nadiren geer. Gney
Afrika'da beyazlardan oluan eski
hkmetin izledii resmi siyasete gre
ecinsellik ulusal gvenlii tehdit eden
ruhsal bir sorun olarak grlmekteydi.
Bununla birlikte, Siyah hkmet
iktidara geldii andan itibaren tam
eitlii salamtr. Asya ve Orta
Dou'da bu konuda benzer bir durum
sz konusudur: Islamla ynetilen
lkeler bata olmak zere, bu lkelerin
byk ounluunda erkek homosek
sellii kesinkes yasaklanm-tr. Buna
karn, Avrupa bu konuda dnyadaki en
zgrlk yasalarn bazlarna sahiptir:
Ecinsellik neredeyse btn Avrupa
lkelerinde yasalla-mtr ve yukarda
grm olduumuz gibi, birka lke
hemcinslerin evliliini yasal olarak
onaylamaktadr.
Gnmzde, ecinsel haklarn
korumaya ynelik olarak dnyann drt
bir yannda gn getike byyen bir
hareket vardr. 1978 ylnda kurulan
Uluslararas Lezbiyen ve Gay Birlii
(ILGA), bugn 90'dan fazla lkede
400'den fazla ye rgte sahiptir
(ILGA 2004). Uluslararas konferans
lar dzenlemekte, toplumsal lezbiyen
ve gay harekederini desteklemekte ve
uluslararas rgtler dzeyinde kulis
faaliyederi yrtmektedir. Szgelimi
Avrupa Konseyi'ni, yesi olan tm
lkelere ecinsellie ilikin yasaklarn
kaldrlmas artn getirmeye ikna
etmitir. Etkili gay ve lezbiyen
hareketleri genellikle bireysel haklarn
ne karld ve devlet siyasetinin
zgrlk olduu lkelerde ortaya

kmaya eilimlidir (Frank ve McEneaney 1999).


D nyann b iro k lkesinde
ecinsel haklar konusunda yaanan
ilerlemeler kaklk kuramnn ortaya
kmasna sebep olmutur. Kaklk
kuram, cinsellie ilikin Gagnon ve
Simon tarafndan gelitirilen toplumsal
kurmac yaklam (bkz. yukarda s.
494-5) ve ksmen Judith Butler'n 4.
Blmde tarttmz almasn
temele alr. Eskiden aalama amal
kullanlan 'kak' terimi, 1980'lerde
lezbiyenlerin ve gay erkeklerin kendi
lerini ralamak iin kullandk-lar bir
terim haline gelmitir. Kaklk kuram,
sosyolojinin konularna heterosekselci
bir nyargyla yaklatn ve heteroseksel olmayan seslere de kulak
verilmesi gerektiini savunur. Kak
kuramclar ana sosyolojik meseleler
(din, beden, kreselleme, vb.) kadar,
edebiyat ve hatta lezbiyen-gay al
malar gibi dier konularda da kak
seslerin, ada dncenin zemininin
byk blmn tekil eden heteroseksel saytllarn tartlabilmesi asn
dan, merkeze tanmas gerektiini ileri
srerler (Epstein 2002).
Buraya kadar erkeklerin ve kadnla
rn cinselliini tarttk, ama erkek
olma-nn ya da kadn olmann ne anla
ma geldiini sormadk. imdi toplumsal
cinsiyet tartmasn ele alp, bu ve dier
sorulara verilmi baz yantlar tarta
caz.

Toplumsal cinsiyet
Erkek ya da kadn olmann basite
bedenlerimizin cinsiyetine bal oldu
unu dnyor olabilirsiniz. Gelgelelim, sosyologlar ilgilendiren ou

504

C in s e llik v e T o p lu m s a l C in s iy e t

sorun gibi erkekliin ve diiliin doas


da kolayca snflandrlabilecek eyler
deildir. Bu ksmda erkekler ve kadn
lar arndaki farkllklarn kkenlerini
inceleyeceiz. Konunun ayrntlarna
inmeden nce, cinsiyet ve toplumsal
cinsiyet arasnda nemli bir ayrm
yapmamz gerekmektedir. Sosyologlar
cinsiyet terimini genellikle bedenin
erkek ya da dii olarak tanmlanmasna
neden olan anatomik ve fizyolojik
farkllklar dile getirmek iin kullanr
lar. Toplumsal cinsiyet terimi ise, tersine,
erkekler ve diiler arasndaki toplumsal
ve kltrel farkllklarla ilgilidir. Top
lumsal cinsiyet, toplumsal olarak
kurulmu erillik ve diillik kavramlaryla
balantldr ve bireyin biyolojik cinsi
yetinin dorudan bir sonucu olmak
zorunda deildir. Szgelimi, kimi
insanlar yanl bedenlerde doduklarna
inanmakta ve yaamlarnn bir nokta
snda cinsiyetlerini deitirerek ya da
kar cinsin yaam tarzn benimse
yerek veya kyafederini giyerek bu
yanl dzeltmeye almaktadrlar.
Cinsiyet ve toplumsal cinsiyet arasn
daki ayrm esasldr, zira erkekler ve
kadnlar arasndaki ou farklln
kkeni biyolojik deildir. Toplumsal
cinsiyetin oluumunu ve bu kimlikleri
temel alan toplumsal rolleri aklaya
bilmek iin birbirine kart yaklamlar
benimsenmitir. Aslnda tartma, cin
sel kimlik geliiminde renmenin
rolnn ne olduuyla ilgilidir: Baz bil
ginler toplumsal cinsiyet farkllklarna
ilikin zmlemelerinde toplumsal
etkilere, bakalarna gre daha byk
bir yer ayrmaktadrlar.
Cinsiyet ve toplumsal cinsiyet
sorusuyla ilgisinde, toplumsal cinsiyet
farkllklarna ve eitsizliklerine getirilen

505

sosyolojik yorumlar birbirine kart


konumlar benimseyebilmektedir. Bu
konudaki en yaygn yaklam aada
ele alnacaktr. ncelikle kadnlar ve
erkekler arasndaki davran farkllkla
rnn biyolojik temelleri olduuna
ilikin bir sava gz atacaz. Ardndan,
dikkatimizi cinsiyetin toplumsallama
sna ve cinsel rollerin renilmesine
merkezi bir rol atfeden kuramlara
evireceiz. Son olarak, hem toplumsal
cinsiyetin hem de cinsiyetin hibir
biyolojik temeli olmadna, her ikisinin
de tamamen toplumsal olarak kuruldu
una inanan bilginlerin fikirlerini ele
alacaz.
T o p lu m s a l c i n s i y e t v e b i y o l o ji :
fa r k llk la r d o a l m ?

Kadnlarn ve erkeklerin davran


larndaki farkllklar, nereye kadar
toplumsal cinsiyetin deil de cinsiyetin
bir sonucudur? Bir baka deyile, ne
kadar biyolojik farkllklarn bir sonu
cudur? Cinsel davran ve biyoloji
balkl bir nceki ksmda (s. 483)
grm olduumuz gibi, kimi yazarlar
kadn ve erkek arasndaki doutan
gelen davran farkllklarnn nedeninin
insan biyolojisi -hormonlardan ve
kromozomlardan, beynin ebatlarna ve
kaltsal zelliklerine uzanan bir yelpa
zede- olduunu savunmaktadrlar. Bu
farkllklarn her kltrde belli bir
biimde kendini gsterdiini, dolay
syla ou toplumu ralayan toplumsal
cinsiyet eitsizliklerinden doal etkenle
rin sorumlu olduunu ileri srmekte
dirler. Szgelimi, bu aratrmaclar
genellikle her kltrde kadnlar yerine
erkeklerin avlanmalar ve savaa katl
malar olgusuna dikkati ekmektedirler.
Kukusuz, diye devam etmektedirler,

C in s e llik v e T o p lu m s a l C in s iy e t

bu durum, erkeklerin kadnlarda eksik


olan biyolojik temelli bir saldrganlk
eilimine sahip olduuna iaret
etmektedir.
Pek ok aratrmac bu sav yete
rince ikna edici bulmamaktadr. Erkek
lerin saldrganlk dzeyinin, fakl kl
trlere gre eitlilik gsterdiine ve
baz kltrlerde kadnlardan daha
edilgin ya da nazik olmalarnn beklen
diine dikkad ekmektedir. (Elshtain
1987). Eletirmenler, doal farkllk
kuramlarnn, insan davranyla ilgili
yere ve zamana gre farkllk gstere
bilen insanbilimsel ya da tarihsel kant
lardan ziyade hayvan davranlarndan
elde edilmi verilere dayandrldna
dikkati ekmektedirler. Dahas, mizaci
bir davrann evrensel olmasndan
harekede kklerinin biyolojik olduu
sonucuna varlamaz; bu gibi rasallar
ortaya karan genel bir kltrel etken
de var olabilir, diye eklemektedirler.
Szgelimi, ou kltrde kadnlarn
ounluu yaamlarnn hatr saylr bir
blmnde ocuk baktklar iin
avlarda ya da savalarda yer alamazlar.
Her ne kadar biyolojik etkenlerin
kadnlarn ve erkeklerin davran
rntlerini belirledii varsaym gz
den uzak tutulmazsa da, byle bir
etkilenimin fizyolojik kklerini ortaya
karmak iin neredeyse bir yzyldr
yaplan tm almalar baarsz
olmutur. Biyolojik gleri insan erkek
ve diilerinin sergiledii karmak
toplumsal davranlarla ilikilendiren
bu gibi bir dzenein varlna ilikin
hibir kant yoktur (Connell 1987).
Bireylerin doutan gelen bir tr
eilime uyduklarn savunan kuramlar,
insan davrannn ekillenmesinde
toplumsal etkileimin oynad canalc
rol gzard etmektedirler.

T o p lu m s a l c i n s i y e t i n
t o p l u m s a l la m a s

Toplumsal cinsiyet farkllklarnn


kkenini anlamak iin izlenen yollardan
biri de, cinsiyet rollerinin aile ve medya
gibi araclar yardmyla renilmesi olan
cinsiyetin toplumsallamasyla ilgili
almalardr. Bu trden bir yaklam,
biyolojik cinsiyet ve toplumsal cinsiyet
arasnda ayrm yapar -bebek ilkini
doutan getirir, kincisini ise sonradan
gelitirir. ocuklar, hem birincil hem de
ikincil nitelikteki eitli toplumsallama
araclar yoluyla kurduklar temas
yoluyla kendi cinsiyederiyle uygunluk
iinde olduunu grdkleri toplumsal
normlar ve beklentileri iselletirirler.
Toplumsal cinsiyet farkllklar biyolojik
olarak belirlenmez, kltrel olarak
retilir. Bu gre gre, toplumsal
cinsiyet eitsizliklerinin nedeni, erkek
lerin ve kadnlarn farkl rollere gre
toplumsallatrlmalardr.
Cinsiyetin toplumsallamas ku
ramlar, olanlarn ve kzlarn cinsiyet
rollerini ve bu rollere elik eden erkek
ile dii kimliklerini -erillii ve diilliirenerek edindiklerine inanan ilev
selci dnrlerce tercih edilmektedir
(bkz. s 514-6, levselci yaklamlar).
ocuklar bu srete, olumlu ve olum
suz yaptrmlar, yani davran dl
lendiren ya da kstlayan ve toplum
tarafndan uygulanan gler yoluyla
ynlendirilirler. Szgelimi, kk bir
olan yapt davrantan dolay takdir
edilebilecei gibi (aferin, sen ok cesur
bir erkeksin!), azarlanabilir de (O
lanlar oyuncak bebeklerle oynamaz
lar!). Bu olumlu ve olumsuz yaprmlar olan ve kz ocuklarnn kendi
lerinden beklenen cinsiyet rollerini
renmelerine yardmc olabilir. Eer

506

C in s e llik v e T o p lu m s a l C in s iy e t

birey kendi biyolojik cinsiyetine uygun


dmeyen toplumsal cinsiyet davran
kalplar gelitirirse -yani, bu kalplar
sapknsa- bu durum yetersiz ya da
arpk toplumsallama ile aklanr. Bu
ilevselci gre gre, toplumsallama
eyleyenleri, yeni kuaklarn cinsiyet
lerinin toplumsallama srecini kolay
latrarak toplumsal dzenin korunma
sna katkda bulunur.
Cinsiyet rolleri ve toplumsal
lamann byle kat biimde yorum
lanmas farkl birok cepheden eletiri
almtr. Pek ok yazar cinsiyetin top
lumsallamas srecinin isel olarak
yumuak olmadn savunmaktadr;
aileler, okullar ve arkada gruplar gibi
farkl 'eyleyenler' birbiriyle ekime
halindedirler. stelik toplumsallama
kuramlar, bireylerin cinsiyet rollerinin
evresini saran toplumsal beklentileri
yadsmaya ya da zerlerinde deiiklik
yapmaya muktedir olduunu gzard
etmektedir. Connell'in de belirttii
zere:
T op lu m sallam a

eyleyenlerinin

g e li im in e

m e k a n ik

e tk ile ri

Y a p tk la r,

o cu k la r

belli

kiilik
y o k tu r.

k o u llard a

gerekletirilebilen top lum sal uygulam a


lara katlm aya davet etm ek tir. B u davet
zorlayc olabilir -ki geneld e yledir- ve
kabul edilm esi iin ar bir basky da
berab erind e getirdii gibi, h erh angi bir
alm ak d a s u n m a z ...

B u n lara ram en

o cu k lar daveti geri evirebilir ya da daha


kesin

k on u m ak

g erek irse,

top lu m sal

cinsiyet alannda kendi uygun grdkleri


a d m lar

atab ilirler.

H e te ro se k s e lli i

re d d ed eb ilirler... Y a da, szgelim i okulda


rek ab eti sp orlard a srar ed en kzlar gibi,
eril ve

diil

eleri

harm anlayabilirler.

K en d i yaam lan nd a bir b l n m e yaayabi


lirler,

s zg elim i

yalnz

b alarn ay k en

kadnlar gibi giyinen o lan lar gibi. K end i


fiili uygulam alarna tezat dlem sel bir
yaam kurabilirler ki en yaygn davran
budur.

507

Kimi sosyologlarn nerdiklerinin


aksine, insanlarn edilgin nesneler ya da
genetik programlarnn kendilerine
sunduklarn sorgusuz sualsiz kabul
eden alclar olmadklarn unutmamak
gerekir, insanlar, kendi rollerini yarata
bilen ve o roller zerlerinde oynamalar
yapabilen etkin faillerdir. Cinsel roller
yaklamn btnyle benimseme
konusunda kuku pay brakmamz
gerekiyorsa da, pek ok alma cinsel
kimliklerin bir dereceye kadar toplum
sal etkilenimlerin bir sonucu olarak
kurulduunu gstermektedir.
Toplumsal etkiler, cinsel kimlik
zerine farkl kanallar vastasyla
ulamaktadr; kendilerini ocuklarn
cinsiyeti olmayan yollardan yetitir
meye adam ebeveynler dahi mevcut
cinsiyet kalplaryla savamay olduka
g bulmaktadr (Statham 1986).
Szgelimi, ebeveyn-ocuk etkileimi
zerine yaplan almalar, ebeveynlerin
her iki ocuklarna kar tepkilerinin
ayn olduuna inandklarnda bile asln
da olan ve kz ocuklarna dikkate
deer lde farkl davrandklarn
ortaya koymutur. ocuk oyuncaklar,
resimli kitaplar ve televizyonda ocuk
lar iin yaplan programlarn hepsi,
kadn ve erkein nitelikleri arasndaki
farklar vurgulamaya eilimlidir. Her ne
kadar durum artk deimekteyse de,
ou ocuk kitabnda, televizyon prog
ramnda ve filmde erkek kahramanlar
genelde kadnlardan daha ne kmak
tadrlar. Erkek oyuncular daha etkin,
macerac rollerde oynarlarken, kadnlar
daha edilgin, beklentili ve ev ileriyle
megul olan kiiler olarak tasvir edil
mektedirler (Weitzman 1972; Zammuner 1987; Davies 1991). Feminist
aratrmaclar genleri hedef alan kl

C in s e llik v e T o p l u m s a l C in s iy e t

tr ve medya rnlerinin toplumsal


cinsiyete ve olanlarla kzlardan
beklenen tutkularla hedeflere ilikin
geleneksel tutumu cisimletirdiini
kantlamlardr.
Cinsiyetin toplumsallamasnn
son derece gl bir sre olduu
aktr ve bu sreci hedef alan meydan
okumalar bozguna urayabilmektedir.

Toplumsal cinsiyet bir kez atandn


da toplum bireylerden kadn ya da
erkek gibi davranmalarn bekler. Bu
beklentilerin karlanmas ve yeniden
retilmesi gndelik uygulamalar yoluyla
salanr (Bourdieu 1990; Lorber 1994).
Cinsiyetin toplum sallatrlm as tar
tm asnn ayrntlar iin, bkz. 6.
B l m , Toplum sallam a, Y aam
Ak ve Y alanm a .

T o p lu m s a l c i n s i y e t i n v e
c i n s i y e t i n t o p l u m s a l k u r u lu u

12.7

G erev vo l, N ije rd ek i
V V od aabe k a b ile s in e m e n s u p bu
g e n , g e le n e k s e l bir d a n s a
katlyor. D u d ak larn d ak i v e
g z le r in d e k i s r m e le r , fal ta g ib i
a lm g z le r v e d ilerin i
g s t e r e c e k b i im d e srtm a s,
W o d a a b e k a d n la rn a g r e o n a
d a h a b y k bir c in s e l e k icilik
v e riy o r d iy e d n lm e k te d ir.

Son yllarda toplumsallama ve


toplumsal cinsiyet rolleri kuramlar,
giderek artan sayda sosyolog tarafn
dan eletirilmektedir. Bu sosyologlar,
cinsiyeti biyolojik olarak belirlenmi,
toplumsal cinsiyeti ise toplumsal olarak
renilmi olarak grmek yerine her
ikisinin de toplumsal olarak kurulan
rnler olduunu kabul etmemiz
gerektiini savunmaktadrlar. Sadece,
sabit bir zden yoksun olan ve
toplum tarafndan yaratlan toplumsal
cinsiyet deil, insann biyolojik bede
ninin kendisi de onu ekillendiren ve
eitli yollarla deitiren toplumsal
glerin etkisi altndadr. Bedenlerimizi
doal olarak grlenin dndaki
ekillerde de anlamlandrabiliriz. Birey
ler kendi bedenlerini istedikleri gibi
idman ve perhizden piercinge, kiisel
modaya, estetik cerrahiye, hatta cinsiyet
deitirme ameliyatlarna dek uzanan
bir yelpazede kurabilmekte ya da yeni
den yaplandrabilmektedir.
Gelien teknoloji bedenlerimizin
fiziksel snrlarn bulanklatrmaktadr. Bu yzden, sz konusu sav, insan
bedeni ve biyolojisinin 'verili' olmad
n, insanlarn mdahalelerine ve farkl
toplumsal balamlarda belirlenen kii

508

C in s e llik v e T o p lu m s a l C in s iy e t

sel seimlere gre biimlendirilmeye


ak olduunu ileri srmektedir.
Bu baka asna gre, toplumsal
cinsiyet rollerine ve rol renmeye
odaklanan yazarlar, rtk olarak cinsi
yet farkllnn biyolojik temelleri
olduunu varsaymaktadrlar. Toplum
sallama yaklamna gre, cinsler ara
sndaki biyolojik ayrm, toplum iinde
kltrel olarak inceltilecek bir ere
ve sunar. Bu yaklama kar hem
cinsiyetin hem de toplumsal cinsiyetin
toplumsal olarak kurulduuna inanan
kuramclar ise, cinsiyete bal farkllk
larn biyolojik temelleri olduu savn
tamamen reddetmektedirler. Cinsel
kimlikler, toplumda alglanan cinsiyet
farkllklarna gre ortaya kmakta ve
sras geldiinde bu farkllklar yeniden
ekillendirmektedir. Szgelimi erillik
hakkndaki tasarmlarn fiziksel kuvvet
ve bkn tavrlarla raland bir
toplum, erkekleri belli bir beden imgesi
ve tavr gelitirmeye tevik edecektir.
Bir baka deyile, cinsel kimlikler ve
cinsiyet farkllklar insan bedeninde
birbirinden ayrlamayacak ekilde bir
arada bulunur (Connell 1987; Scott ve
Morgan 1993; Butler 1999).
D i illik le r , e r illik le r v e t o p l u m s a l
c i n s i y e t a r a s n d a k i ili k ile r

Feministlerin, kadnlarn toplum


daki geri plana atlmlklaryla ilgili
kayglar dnldnde, toplumsal
cinsiyetle ilgili ilk aratrmalarn nere
deyse sadece kadnlar ve diillik kav
ramlar zerine odaklanm olmas pek
de artc gelmemektedir. Erkekler ve
erilliin ne olduun grece ak olduu
ve sorunsal bir yan olmad d
nlmekteydi. Erillii, erkek olma dene
yimini ya da erkek kimliklerinin ortaya
kn incelemek iin fazla aba sarf

509

edilmemekteydi. Sosyologlar daha


ziyade erkeklerin kadnlar zerinde
nasl bask kurduuyla ve bu durumun
ataerkil dzenin srdrlmesinde ne
gibi bir rol stlendikleriyle ilgilen
mekteydiler.
Gelgelelim, 1980'lerden itibaren
erkekler ve erillikle ilgili eletirel al
malara daha fazla arlk verilmeye
baland. Sanayi toplumlarnda kadn
larn roln ve aile rntlerini etkile
yen temel deiimler, erilliin doas ve
toplumdaki deien rol hakknda
sorular sorulmaya balanmasna neden
oldu. Modern bir toplumda erkek
olmak ne demektir? Erkeklerle ilgili
geleneksel beklentiler ve basklar, hzla
deien bir ada nasl dnmektedir?
Erillik bunalmda mdr?
Sosyologlar son yllarda giderek
artan bir ekilde, erkeklerin kendilerini
biimlendiren daha byk bir dzen
iindeki konumlaryla ve deneyimleriyle
ilgilenmeye balamlardr. Cinsellik ve
toplumsal cinsiyet sosyolojisindeki bu
kayma, kadnlar ve erkekler arasnda
toplum tarafndan biimlendirilen
etkileimler anlamna gelen toplumsal
cinsiyet ilikileri balamnda, erkekler
ve erillik konusundaki almalara
arlk verilmesine sebep olmutur.
Sosyologlar, erkek kimliklerinin nasl
kurulduunu ve toplumca nceden
belirlenmi rollerin erkeklerin davran
lar zerinde ne gibi etkileri olduunu
kavramaya almaktadrlar.

W. Connell: toplumsal cinsiyetin


ddeni
R.

Bob Connell, Toplumsal Cinsiyet ve


G (Gender and Power -1987), The
Men and the Boys -2001) ve 'Erillikler
(Masculinities -2001) adl almalarn

C in s e llik v e T o p lu m s a l C in s iy e t

da, bugne dek toplumsal cinsiyet


konusunda yaplm en yetkin aklama
lardan birini ortaya koymutur. Connell'n yaklam zellikle sosyolojide
etkili olmutur, zira ataerkillik ve erillik
kavramlarn, toplumsal cinsiyet iliki
leri konusunda kpr kuran bir kuram
oluturacak biimde birletirmeyi
baarmtr. Connell'a gre, erillikler
toplumsal cinsiyet dzeninin yaamsal
bir parasdr ve ondan ayr biimde ya
da kendilerine elik eden diilliklerden
ayr biimde anlalamazlar.
Connell, erkeklerin ellerindeki
toplumsal gcn toplumsal cinsiyet
eitsizliklerini nasl yarattyla ve
srdrdyle ilgilenir. Toplumsal
cinsiyet eitsizliiyle ilgili deneysel
kantlarn sadece ekilsiz bir veri
yn olmadn, tersine, kadnlar
erkeklere tabi klan rgtl bir insani
uygulamalar ve toplumsal ilikiler alan
nn temellerini gn na kardna
vurgu yapar (Connell 1987). Kapitalist
Bat toplumlarnn toplumsal cinsiyet
ilikilerini bugn de ataerkil gler
temelinde tanmlanmakta olduunu
ileri srer. Bireyden kurumsal dzeye
kadar, eitli erillik ve diillik tipleri
merkezi bir ncl etrafnda dzenlen
mektedir: erkeklerin kadnlar zerin
deki egemenlii.
Connell'a gre, toplumsal cinsiyet
ilikileri gndelik etkileimlerin ve
uygulamalarn rnleridir. Sradan
insanlarn zel hayadarndaki eylemleri
ve davranlar, ortaklaa toplumsal
dzenlemelerle dorudan balantldr.
Bu dzenlemeler mr boyu ve
kuaktan kuaa srekli bir yeniden
retime tabi olmakla birlikte, deie
bilmektedir de.

Connell, toplumun, toplumsal


cinsiyet dzenini -toplumun gene
linde yaygn olan erillikler ve diillikler
arasndaki iktidar ilikileri rntlerinibiimlendirmek iin etkileim halinde
bulunan paras olduunu ne srer.
Connell'e gre, emek, iktidar ve cathexis
(kiisel/cinsel ilikiler) toplumun
birbirinden ayr ama birlikte ileyen ve
birbirine gre deien, birbiriyle ilikili
paralardr. Bu alan toplumsal
cinsiyet ilikilerinin kurulduu ve dene
tim altnda tutulduu mevkileri temsil
eder. Emek, hem evde (ev ilerinde ve
ocuk yetitirmede sorumluluun kime
ait olduu gibi konularda) hem de i
pazarnda (alma hayatndaki ayrm
clk yaplmas ve cret farkll gibi)
cinsel kimliklere gre gerekletirilen
iblmne iaret eder. G, kurumlarda, devlet kademelerinde, askeri ve i
ileri alanlarndaki yetke, iddet ve
ideolojiler gibi toplumsal ilikiler
vastasyla iler. Cathexis ise evlilik, cin
sellik ve ocuk yetitirmeyi de kapsayan
yakn, duygusal ve mahrem ilikilerin
dinamikleriyle ilgilidir.
Toplumsal cinsiyet ilikileri, bu
alanda icra edildii biimiyle, toplum
dzeyinde ve belli bir toplumsal cinsiyet
dzeninde yaplanmtr. Connell,
toplumsal cinsiyet ilikileri oyununun
belli kurumlar gibi daha kk
dzenlemelerdeki haline iaret etmek
iin toplumsal cinsiyet rejimi terimini
kullanr. Bu nedenle, aile, komu ve
devletin her birinin kendi toplumsal
cinsiyet rejimleri vardr. Mirtin Mac
an Ghail, bu toplumsal cinsiyet
rejimlerden birindeki
okuldaki
erilliklerin oluumuyla ilgili nemli bir
alma gerekletirmitir (bkz. kutu).

510

C in s e llik v e T o p lu m s a l C in s iy e t

T o p lu m s a l c i n s i y e t h iy e r a r is i

Connell, erilliin ve diilliin pek


ok farkl davurumu olduuna
inanmaktadr. Toplum dzeyinde bu
kart davurum biimleri tek bir
tanmlayc ncl etrafnda erkeklerin
kadnlar zerindeki egemenlii ilkesi
etrafnda belli bir hiyerarisi olutura
cak biimde dzenlenmitir (bkz. 12.3.
ekil, s. 512). Connell bu hiyerari iin,
erillikler ve diilliklerle ilgili yapay
biimde oluturulmu ideal tipler

kullanmtr. Hiyerarinin tepesinde,


toplumdaki dier tm erillik ve diillik
biimlerine baskn olan hegemonyac
erillik yer alr. Hegemonyac, burada
hegemonya -belli bir grubun, zor
kullanarak deil, zel hayattan toplum
sal alanlara uzanan bir yelpazedeki
kltrel dinamikler yoluyla salad
toplumsal basknlk kavramna gn
dermede bulunmaktadr. Dolaysyla,
medya, eitim ve ideoloji gibi alanlarn
hepsi hegemonyann kurulduu kanal-

M ir tfn M a c a n G h a ill: e it im v e e r illik le r le d i illik le r in o lu u m u


M ir tfn M a c a n G h a ill, B r ita n y a 'd a k i b ir d e v le t

k in c i g ru p is e a k a d e m ik a n la m d a b a a rl o la n v e

o r ta o k u lu n d a , o o k u ld a k i to p lu m s a l c in s iy e t re jim in i

k e n d ile rin i g e le c e in m e s le k i u z m a n la r o la r a k g r e n

to p lu m s a l c in s iy e t ili k ile rin in o k u l sn rlar i in d e n a s l

o la n la rd r. B u g ru p ta k i o la n la r, m a o d e lik a n lla r (ve

b i im le n d i in i o rta y a k o y m ay a m a la y a n e t n o lo jik b ir

r e tm e n le r ) ta r a fn d a n b a s m a k a lp b i im d e tk n ld m ,

a ra tr m a y a p m tr.

la p a c in e k le r o la r a k g r l r le r . B u b a a rl r e n c ile r in
k e n d ile rin y n e lik k t n iy e d i b a s m a k a lp n y a rg la rla

C o n n e ll'n a l m a s n d a n y o la k a n M a c a n G h a ill,

b a e t m e k i in k u lla n d k la r e n y a y g n y o l, sk

o k u lla r n r e n c ile r a ra s n d a n asl e tk in b i im d e b i r d izi

a lm a la r n n v e a k a d e m ik b a a r la rn n k e n d ile rin e

erillik v e d iillik b i im i o lu tu rd u u y la ilg ile n m e k te y d i.

g v e n li b ir g e le c e k sa la y a c a n a o la n in a n la rn

G e r i z e llik le h e te r o s e k s e l e r illik le rin o lu u m u y la

k o ru m a la rd r. E r i l k im lik le rin in te m e lle r in i g e le c e e

ilg ile n m e k te y d i, fa k a t b ir g r u p g a y r e n c in in
d e n e y im le r in i d e in c e le m i . M a c a n G h a ill'in

K ral E rkekler (M o c k in g

d u y u la n b u g v e n d u y g u su o lu tu r u r.

S^mona

t l n c g ru p ta y en i g iri im c ile r y e r a lr; b u o la n la r

o f M e n - 1 9 9 4 ) b al y la

y a y n la n a n b u lg u la r, o k u lu n k e n d is in in to p lu m s a l

b ilg is a y a r b ilim le r i ya d a tic a r i i d n y a s g ib i g e le c e k

c in s iy e d e v e h e te r o s e k s e l r n t le r le r a la n a n b ir k u r u m

v a d e d e n y en i a la n la ra ilgi d u y arlar. M a c a n G h a ill b u


o la n la r y en i g iri im c ilik k lt r n n to h u m la r

o ld u u n u a k a o rta y a k o y m u tu r.

T h a t c h e r z a m a n n d a a tla n o c u k la r o la r a k g r r . B u

B a s k n r e jim , r e n c ile r a ra s n d a d a h a g e n i a p l b ir

o la n la r i in s n a v la rd a n A a lm a k b ir b a a r l t

to p lu m s a l c in s iy e t d z e n iy le u y u m i in d e o la n to p lu m s a l

d e ild ir, z ira g e le c e e ili k in a ra s a l p la n la r v e p a z a r

c in s iy e t ili k ile rin i te v ik e t m e k te d ir -b ir b a k a d e y ile ,

k ay g lar k o n u s u n d a b u b a a r n n h i b ir fa y d as y o k tu r.

o k u l s n rla r i in d e b a s k n v e m a d u n erillik le d iillik le re

S o n g r u b u is e h a k ik i n g iliz E r k e i o lu tu r u r. B u n la r o r ta

ili k in b ir s r a d z e n i s a p ta n a b ilir. D is ip lin y n e tm e lik le r i,


a la n b e lir le m e s r e le ri, r e tm e n - r e n c i v e r e n c i-

s n f g ru p la r a ra s n d a e n s o r u n lu o la n d r , z ira b ir

r e tm e n e t k ile im le ri, g z e tm e n lik m e s s e s e s i g ib i e id i

y a n d a n a k a d e m ik e irim e k a r ik ircik li b ir tu tu m u

to p lu m s a l e tk ile rin v e u y g u la m a la rn h e p s i h e te r o s e k s e l

b e n im s e m e k te , d i e r y a n d a n is e k e n d ile rin i k lt r
k o n u s u n d a s o n s z s y le y e n , r e tm e n le r in in o n la ra

e rillik le rin o lu u m u n a k a tk d a b u lu n m a k ta d r.

r e te b ile c e k le r in d e n o k d a h a fa z la s n b ile n k im s e le r

M a c a n G h a ill, o k u l s n r la n i in o rta y a k a n d r t erillik

o la r a k g r rle r. K a r iy e r o d a k l o ld u k la rn d a n g e r e k

d p i o ld u u n a d ik k a ti e k e r. M a o d e lik a n lla r, o k u l

n g iliz E r k e i n in e rilli i, z a h m e ts iz a k a d e m ik b a a rla r

y e tk ilile r in e m e d y a n o k u y a n , r e n m e s r e c in i v e b a a rl

d a k ap sar.

r e n c ile r i k m s e y e n , b e y a z , i i s n fn a m e n s u p
o la n la rd r (a y rca , b k z . 1 7 . B l m , E it im , s. 7 6 0 ; 1 9 .

M a c a n G h a ill h o m o s e k s e l e r k e k r e n c ile r z e rin d e

B l m , S a p k n lk v e S u , s. 8 6 7 ) . M a c a n G h a ill, M a o

a l rk e n , b t n s n fla r d a a y rk s b i im d e h e te r o s e k s e l

d e lik a n lla rn , g e le c e k te k i k im lik le rin i te k il e d e c e in i

n ite lik te o la n - e k ir d e k a ile v e g e le n e k s e l ilik ile re d ayal-

d n d k le ri k o l g c n e d ay al o la n v e v a s fs z / y a r v a s fl

n o r m la r n v e d e e rle rin g z n n e a ln d n b u lm u tu r.

i i g e r e k tir e n i le r in a rtk n a d ir b u lu n m a s n d a n d o la y b ir

B u d u ru m , ayn z a m a n d a b a k a la r ta r a fn d a n cid d iy e

t r e rillik b u n a lm y a a m a k ta o ld u k la r s o n u c u n a

a ln m a d k la rn ya d a s n fla n d m ld k la rn d n e b ile n

v a rm tr. B u d u ru m , d e lik a n lla r k e n d i g e le c e k le riy le ilgili

g e n g a y e r k e k le r in to p lu m s a l c in s iy e t g e li im le r i

k a v ra n m a s z o r , z m is e d a h a d a z o r o la n r u h s a l v e

s ra s n d a z m z o r k a fa k a rk lk la r v e e li k ile r e

k lg sal b ir ik ile m d e b ra k m a k ta d r.

n e d e n o lm a k ta d r.

511

C in s e llik v e T o p lu m s a l C in s iy e t

lar olabilirler. Connell'a gre hegemon


yac erillik ilkin ve ncelikle heteroseksel cinsellik ve evlilikle balantl
olmakla birlikte, yetkeyle, cretli ile ve
fiziksel sertlikle de ilikilidir. Hegemon
yac erilliin cisimletii erkekler ara
snda eski sinema yldz ve California'nn imdiki valisi Arnold Schwarzenegger', 50 cent gibi rapileri ve
Donald Trump' sayabiliriz.
Her ne kadar hegemonyac erillik,
erilliin ideal bir biimi gibi grlmek
teyse de, toplumda sadece birka erkek
bu artlar gerekten tamaktadr. Yine
de, ok sayda erkek hegemonyac erilli
in ataerkil dzendeki konumundan
yine de faydalanmaktadr. Connell bu
durumu ataerkil kar pay olarak ad
landrmakta ve bu kar payndan yararla
nanlarn da ibirliki erillik durumunu
cisimletirdiini dnmektedir.

yneliktir ve itaat, bakm ve duyguda


lk ile ralanr. Bu durum gen kadnlar
arasnda cinsel konulardaki anlayllkla
ilikilendirilirken, yal kadnlar arasn
da ise annelik anlamna gelir. Connel,
Marilyn Monroe'ya vurgulanm
diilliin "hem arketipi hem de satiri"
olarak gndermede bulunur. Connell,
vurgulanm diilliin medyada, rek
lamlarda ve pazarlama kampanyala
rnda son derece yaygn biimde ne
karldnn altn izer.
Son olarak, ana hatlar yukarda
kabaca izilen vurgulanm diillik tipini
reddeden baka madun diillikler de
vardr. Fakat btnnde bakldkta,
vurgulanm diilliin toplumda gele
neksel norm olarak korunmas iin

Hegemonyac erilliin emsiyesi


altnda bir dizi baka madun erillik ve
diillik yer alr. Madun erillikler arasnda
en nemli olan ecinsel erilliktir.
Hegemonyac erilliin egemen olduu
bir toplumsal cinsiyet dzeninde,
homoseksel erkek, has erkein
kart olarak vardr ve hegemonik
erillik idealinin yanndan gemedii
gibi, ou zaman hegemonyac erilliin
kurtulmaya alt zelliklerin adeta
ete kemie brnm halidir. Ecinsel
erillik damgalanr ve erkeklerin toplum
sal cinsiyet dzeninin dibinde yer alr.
Connell, diillik tiplerinin hepsinin
hegemonyac erilliin emsiyesi altnda
ki konumlarda ekillendiini ileri srer.
Diillik biimlerinden biri -vurgulan
m diillik- hegemonyac erilliin
nemli bir tamamlaycsdr. Erkeklerin
arzularn ve ihtiyalarn karlamaya

Hegemonyac
erillik

ok gl
birliki
erillik

Madun
erillik

Madun
diillikler

Vurgulanm
diillik
Ecinsel
diillik

D irengen
diillik

A z g l

1 2 . 3 . e k il T o p lu m s a l c i n s i y e t h iy e r a r is i

512

C in s e llik v e T o p lu m s a l C in s iy e t

harcanan mthi aba yznden,


gelenee direnen dier madun diillikler
seslerini pek fazla duyuramamak
tadrlar. Feminisder, lezbiyenler, bekar
kadnlar, ebeler, cadlar, fahieler ve el
iilii yapan kadnlar, madun olmayan
kimlik ve yaam tarzlar gelitirmi
kadnlar arasnda yer alrlar. Ne var ki
bu direngen diillik tipinin dene
yimleri byk lde tarihten giz
lenmitir.
T o p lu m s a l c i n s i y e t d z e n i n d e
d e i i m : b u n a lm e i lim l e r i

Connell, aka dzenlenmi bir


toplumsal cinsiyet dzeni ortaya koy
musa da, toplumsal cinsiyet ilikileri
nin sabit ya da duraan olduunu
reddetmektedir. Tersine, bu ilikilerin
sregiden bir srecin sonular olduu
na, deiime ve meydan okumalara ak
olduuna inanmaktadr. Toplumsal
cinsiyet dzenini dinamik biimde ele
alr. Zira cinsiyetin ve toplumsal
cinsiyetin toplumsal olarak kurulduu
nu dnr ve insanlarn kendi cinsel
ynelimlerini deitirebileceklerini ne
srer. Bununla kiinin istedii anda
cinsel ynelimini ecinsellikten heteroseksellie ya da tersine evirebileceini
deil -geri bu durum kimi vakalarda
mmkndr- kiinin cinsel kimliinin
ve grnmnn srekli ekilde
mevcut durumlara uyduunu kastet
mektedir. Szgelimi eskiden vurgu
lanm diillie gre davranan
kadnlar, sonradan feminist bir bilin
gelitirebilmektedirler. te bu sabit
deiim olana, toplumsal cinsiyet
ilikileriyle ilgili rntleri krlmalara
ve insan eyleyenlerin gcne ak hale
getirmektedir.

513

Baz sosyologlar Ba toplumunun


bir toplumsal cinsiyet bunalm
geirmekte olduunu ileri srseler de,
Connell, basite, bunalma gtre
bilecek son derece gl eilimlerin
mevcut olduunu sylemekle yetinir.
Bu bunalm eilimlerinin biimi
vardr. Birincisi, kurumsallama bunal
mdr. Connell bu terimle geleneksel
olarak erkek iktidarn gzeten -aile ve
devlet gibi- kurumlarn alunn giderek
oyulduunu kastetmektedir. Erkeklerin
kadnlar zerindeki egemenliinin
yasall boanma, aile ii iddet ve
tecavz sularyla ilgili olarak karlan
yasalarla ve nafaka, vergi konusundaki
ekonom ik sorgulamalar yoluyla
zayflamaktadr. kinci eilim, hege
monyac heterosekselliin eskisinden
daha az baskn hale gelmesiyle oraya
kan cinsellik bunalmdM. Giderek
glenen kadn ve gay cinsellii,
hegemonik erillik zerinde bask
oluturmaktadr. Son olarak, kar
oluumuyla ilgili bunalm vardr. Connell,
mevcut toplumsal cinsiyet dzeniyle
elien yeni toplumsal kar kaynaklar
olduunu savunur. Evli kadnlarn
haklar, gay hareketieri ve erkekler
arasnda yaygnlaan cinsiyetilik
karn tutumlarn hepsi, mevcut dzen
iin bir tehdit tekil etmektedir.
Connell, bireylerin ve gruplarn eylem
lerinin toplumsal cinsiyet dzenini
deitirebileceini savunur. Mevcut
dzende belirgin hale gelmi bu
bunalm eilimleri toplumsal cinsiyet
eitsizliini ortadan kaldrmak amacyla
kullanlabilir (Connell 1987,2005).
Connell, ksa bir sre nce kre
sellemenin toplumsal cinsiyet dzeni
zerindeki etkisini incelemeye bala
mtr. Toplumsal cinsiyetin artk

C in s e llik v e T o p lu m s a l C in s iy e t

kresel hale geldiini savunmaktadr.


Bu ise eskiden birbirinden ayr olan
yerel toplumsal cinsiyet dzenleriyle
toplumsal cinsiyet ilikilerini tekil yerelliklerin tesine tayabilecek yeni
arenalar arasndaki etkileimi kapsa
maktadr.
Connell, toplumsal cinsiyetin
kresellemesinde rol oynayan birka
yeni toplumsal cinsiyet arenas oldu
unu ileri srer: sk biimde toplumsal
cinsiyet ayrmn gzeten iblmne
ve eril bir ynetim kltrne sahip
ulusar ve okuluslu kurumsal irket
ler; BM temsilcilikleri gibi, toplumsal
cinsiyet ayrmn benimsemi olan ve
genelde erkekler tarafndan iletilen
uluslararas sivil rgtler; cinsiyete
dayal iblmne sahip olan ve yayn
organlar yoluyla belli bir toplumsa
cinsiyet anlayn nereden uluslararas
medya; ve son olarak, toplumsal cinsi
yete dayal gl bir yaplanma sergile
yen ve gn getike yerel ekonomilere
kadar ulamaya balam olan kresel
pazarlar - sermaye, mal, hizmet ve emek
pazarlar.
Connell'a gre, toplumsal cinsi
yetin kresellemesi, yerel toplumsal
cinsiyet dzenleriyle yeni toplumsal
cinsiyet arenalar arasnda, yukarda
tarttmz zere, belli bir etkileime
neden olduuna gre, artk dnya
toplumsal cinsiyet dzeninden sz
edilebilir. Dolaysyla, kresellemenin,
erkeklerin gelecekteki yaamlarn,
erilliklerin kurulu ve hayata geirili
biim lerini imdiden dnmek
zorunda olduumuz bir balam
oluturduunu ileri srer.

Toplumsal cinsiyet
eitsizliiyle ilgili bak
alar
Toplumsal cinsiyetin, toplumsal
olarak yaratlan ve erkekler ile kadnlara
farkl kimlikler ve roller ykleyen bir
kavram olduunu yukarda grdk.
Bununla beraber, Bob Connell ve
Mirtn Mac an Ghaill'in de bize
gsterdii gibi, toplumsal cinsiyet
farkllklar nadiren tarafszdr -top
lumsal cinsiyet hemen her toplumda
nemli bir tabakalama biimidir.
Toplumsal cinsiyet, bireylerin ve
gruplarn elde edebilecekleri frsadar
ve yaam anslarn belirleyen hayati bir
etkendir ve evden devlet kademelerine
dek tm toplumsal kurumlarda
stlenebilecekleri rolleri esasl bir
ekilde etkiler. Her ne kadar, erkeklerin
ve kadnlarn rolleri kltrden kltre
eitlilik gsterse de, kadnlarnn
erkeklerinden daha gl olduu
bilinen bir toplum yoktur. Erkeklerin
rollerine genellikle daha fazla deer
yklenir ve bu rollerin dlleri daha
byktr: Neredeyse her kltrde o
cuk yetitirme ve ev ileri konusundaki
sorumluluklar ncelikle kadnlara aittir;
erkeklerse geleneksel olarak eve ekmek
getirmek ve ailenin refahn salamakla
ykmldrler. Cinsler arasnda hkm
sren bu iblm, erkeklerin ve
kadnlarn g, saygnlk ve servet bak
mndan birbirlerine eit olmayan
konumlarda bulunduklarnn kanksan
masna yol amtr.
Dnyann drt bir yanndaki
lkelerde yaayan kadnlarn durumun
da meydana gelen iyilemelere ramen,
toplumsal cinsiyet farkllklar toplum
sal eitsizlikler iin temel tekil etmeyi

514

C in s e llik v e T o p lu m s a l C in s iy e t

srdrmektedir. Toplumsal cinsiyet


eitsizliini aratrmak ve aklaya
bilmek sosyologlarn temel kayg
larnda biri haline gelmitir. Erkeklerin
kadnlar zerinde ekonomi, siyaset, aile
ve dier alanlarda srp giden egemen
liini aklamaya ynelik pek ok
kuramsal gr ortaya atlmtr. Bu
ksmda, toplumsal cinsiyet eitsiz
liinin doasn toplum dzeyinde
aklamaya alan ana kuramsal
yaklamlar ele alacaz; belli yer ve
kurumlarda karlalan toplumsal
cinsiyet eitsizlikleriyle ilgili tartmay
ise kitabn dier blmlerine brak
yoruz (bkz. kutu).
l e v s e l c i y a k l a m l a r

Birinci blmde (Sosyoloji


Nedir?) grdmz zere, ilevselci
yaklam toplumu paralan birbiriyle
balantl olan, bu paralar dengedey
ken akc biimde ileyen ve toplumsal
dayanmay reten bir dizge olarak
grr. Bu nedenle, toplumsal cinsiyetle
ilgili ilevselci ve ilevselcilikten esin
lenen yaklamlar, toplumsal cinsiyet
farkllklarnn toplumsal istikrar ve
kaynamaya katkda bulunduunu
gstermeye alrlar. Eskiden byk
destek gren bu gr, toplumsal gerilimleri uzlama uruna gzard etmekle
ve muhafazakar bir toplumsal dnya
grn yaymakla ar ekilde eletiril
mitir.
Doal farkllklar dnce oku
luna mensup yazarlar, erkekler ve
kadnlar arasndaki i blmnn
biyolojik temelli olduunu savunmakta
drlar. Kadnlar ve erkekler, biyolojik
bakmdan en uygun olduklar grevleri
yerine getirirler. Bu bakma, insanbilim
ci George Murdock, kadnlarn ev ileri
ile ailevi sorumluluklara odaklamasn,

515

erkeklerinse ev dnda almasn


gereki ve uygun bir tutum olarak
grmtr. Murdock (1949), iki yzden
fazla toplumu kapsayan kltrleraras
bir almay temele alarak, cinsiyete
dayal i blmnn her toplumda
mevcut olduu sonucuna varmtr.
Her ne kadar bu durum bir biyolojik
programlanmann sonucu deilse de,
toplumsal rgtlenmenin en mantksal
temellerini oluturmaktadr.
nde gelen ilevselci dnrler
den Talcott Parsons, ailenin sanayi
toplumlarndaki rol zerine almtr
(Parsons ve Bales 1956). Parsons
zellikle ocuklarn toplumsallat
rlmas konusuyla ilgilenmi, istikrarl ve
destekleyici aile yapsnn baarl bir
toplumsallamann anahtar olduuna
inanmtr. Parsons'n grne gre,
aile kurumu en verimli ekilde, belirgin
bir cinsiyet ayrmna dayal iblmne
ve kadnlarn ocuklara baktklar,
gvenliklerini saladklar ve onlara
duygusal destek verdikleri davurumsal
roller stlendikleri durumlarda iler.
Dier yandan, erkekler ise arasal roller
stlenmelidirler yani, eve ekmek getiren
olmaldrlar. Bu roln gergin doas
gerei, kadnlarn davurumsal ve bak
clk eilimleri erkeklerin sakinletiril
mesi ve rahatlarnn salanmas iin
kullanlmaldr. Cinsler arasndaki
biyolojik ayrma dayal bu tamamlayc
i blm, aile iinde dayanmay
salayacaktr.
ocuk yetitirmeye ilikin bir baka
ilevselci bak as ise, annenin
ocuklarn ilk toplumsallama sreleri
asndan hayati nemi olduunu ileri
sren John Bowlby (1953) tarafndan
gelitirilmitir. Eer anne yoksa ya da
ocuk annesinden kk yata ayrlrsa
-ki bu duruma anneden yoksunluk

C in s e llik v e T o p lu m s a l C in s iy e t

denir- ocuk byk bir yetersiz toplum


sallama riski ile kar karya kalr. Bu
durum ocuun hayatnn ilerleyen
dnemlerinde toplum kart olmas ya
da psikopatik eilimler gstermesi gibi
ciddi toplumsal ve ruhsal skntlar
yaamasna neden olabilir. Bowlby bir
ocuun refahnn ve ruhsal salnn,
en iyi ekilde annesiyle kuraca yakn
ve srekli bir kiisel iliki yoluyla
gvence altna alnabileceini savun
mutur. Anne eksikliinin anne vekili
ile giderilebileceini isteksizce kabul
etmekle birlikte, bu vekilin de bir kadn
olmas gerektiini ne srmtr -ki
bu durum Bowlby'nin grne gre
anneliin, kukuya yer brakmayacak
ekilde, ayrks biimde dii bir rol
olduu anlamna gelir. Bowlby'nin anne
yoksunluu sav, kimilerini alan
annelerin ocuklarn ihmal ettiklerini
ileri srmeye gtrmtr.
Deerlendirme
Feministler, iblmnn biyolojik
temelleri bulunduu yolundaki savlar,
toplumda doal ya da kanlmaz hibir
grev paylam olmadn ileri srerek,
keskin biimde eletirm ilerdir.
Kadnlar meslek edinmekten alkoyan
herhangi bir biyolojik temel yoktur;
insanlar kendilerinden kltrel olarak
beklenen rollere gre toplumsalla
trlrlar.
Anneden yoksunluk savnn sorgu
lanabilir olduuna iaret eden salam
kantlar mevcuttur -almalar ocukla
rn eitim alanndaki baarlarnn ve
kiisel geliimlerinin her iki ebeveynin
de gnn en az bir blmn evin
dnda alarak geirdii durumlarda
arttm gstermitir. Benzer ekilde,
Parsons'n davurumsal kadnlk
hakkndaki gr de, bu tr grlerin

T o p lu m s a l c in s iy e t e its iz lik le r in in
in c e le n m e s i
S o s y o lo g la r , to p lu m s a l c in s iy e t e its iz lik le r in i e r k e k le r v e
k a d n la rn g ru p la r, o r ta k lk la r v e to p lu m la r i in d e k i k o n u m ,
ik tid a r v e sa y g n lk fa rk llk la r o la r a k ta n m la m a k ta d rla r.
E r k e k le r le k a d n la r a ra s n d a k i to p lu m s a l cin s iy e t
e its iz lik le r in i e le a ln rk e n , u s o r u la r s o r u la b ilir : K a d n la r la
e r k e k le r d e erli g r le n to p lu m s a l k a y n a k la ra e it b i im d e
e r i e b iliy o rla r m ? E r k e k l e r v e k a d n la r b e n z e r y a a m
s e e n e k le r in e sa h ip m id irle r? K a d n la r n v e e r k e k le r in
ro lle r in e b e n z e r b ir d e e r m i b i ilm e k te d ir ? B u s o ru la r,
s o s y o lo g la n n ilg isin i e k e n a n a iz le k le r i in c e le d i im iz b u
k ita p b o y u n c a b ir o k y e r d e k a r m z a k m a k ta d rla r.
T o p lu m s a l c in s iy e t m e s e le s i ile ilg ili a y rn tl ta r t m a la r
a a d a k i sa y fa la rd a b u la b ilirs in iz
- s o s y o lo ji k u ra m n d a to p lu m s a l c in s iy e t: 4 . B l m , s .1 4 9 - 4 9
- s z l o lm a y a n ile ti im v e to p lu m s a l cin s iy e t: 5 . B l m , s.
1 7 1 -7 2
- c in s iy e tin to p lu m s a lla m a s : 6 . B l m , s. 2 0 8 - 1 2
- to p lu m s a l c in s iy e t v e sa lk : 8 . B l m , s. 3 1 9 - 2 2
- to p lu m s a l c in s iy e t v e s n f: 9 . B l m , s. 3 6 8 - 7 2
- d in v e to p lu m s a l cin s iy e t: 1 4 . B l m , s .5 9 8 - 6 0 0
- to p lu m s a l c in s iy e t v e o k u ld a k i b a a r : 1 7 . B l m , s 7 6 4 - 6 9
- to p lu m s a l c in s iy e t v e s u : 1 9 . B l m , 8 6 4 - 9
T o p lu m s a l c in s iy e t e its iz lik le r i, A ile v e M a h r e m li k ile r
b a lk l 7 . B l m d e d e e le a ln a n te m e l m e s e le le r d e n b irid ir.

erkeklerin kadnlar zerindeki egemen


liine anak tuttuu gerekesiyle
feministler ve dier sosyologlar tarafn
dan kyasya eletirilmitir. Aile kurumunun akc biimde ilemesi iin
davurumsal kadnln gereklii
olduuna ilikin inancn hibir temeli
yoktur tersine, bu rol erkeklerin karla
rna hizmet ettii iin dllendiril
mektedir.
F e m in is t y a k l a m l a r

Feminist hareketler, toplumsal


cinsiyet eitsizliklerini aklamay ve bu
eitsizliklerin stesinden gelinebilmesi
iin gndem oluturmay amalayan bir

516

C insellik v e T o p lu m sal C in siyet


MMMIHIM .i *';<sr.^ii.utr>nnmiLTt: nJiiti.nn<mnrrtimit,<= 'j

Liberalfeminizm

ya da yapnn bir paras olarak grmez


ler. Bunun yerine, erkeklerle kadnlar
arasndaki eitsizliklere katkda bulunan
ok saydaki farkl etkene dikkati
ekerler. Szgelimi, liberal feministler
iyerinde, eitim kurumlarnda ve
medyada kadnlar hedef alan cinsiyetilie ve ayrmcla sava am
lardr. Glerini, kadnlar iin frsat
eitlii yaratmak ve korumak amacyla
yasal ve dier demokratik yollar
kullanarak gstermeye eilimlidirler.
Birleik Krallk'ta Eit cret Yasas
(1970) ve Cinsiyet Ayrmcl Yasas
(1975) gibi yasalar yoluyla hukuk ala
nnda yaplan iyiletirmeler, yasalar
dzeyinde eitlii salamann kadnlar
hedef alan ayrmcl ortadan kaldrma
konusunda nemli bir adm olduunu
savunan liberal feministler tarafndan
etkin biimde desteklenmitir. Liberal
feministler, reformlarn kademeli ola
rak gerekletirilebilmesi iin mevcut
dizge iinde zmler bulmaya alr
lar. Bu balamda, liberal feminisder
hedefleri ve yntemleri bakmndan,
mevcut dizgenin yklmas iin arda
bulunan kktenci ve sosyalist feminist
lere gre nispeten daha lmldrlar.

Liberal feminizm toplumsal cin


siyet eitsizliklerinin aklamasn
toplumsal ve kltrel tutumlarda arar.
Liberal feminizme ilk ve nemli
katklardan birini, Kadnlarn itaati (The
Subjection of Women -1869) balkl
denemesinde cinsler arasnda seme
hakkn da kapsayacak biimde yasal ve
siyasi eitlik salanmas arsndan
bununa ngiliz filozof John Stuart Mili
yapmtr. Liberal feministler, alma
larn aada ele alacamz kktenci ve
toplumcu feminisderin aksine, kadnla
rn madunluunu daha geni bir dizge

Liberal feministler gemi yzylda


kadnlarla ilgili meselelerde yaanan
ilerlemelere byk bir katkda bulun
mu olsalar da, eletirmenler tarafndan
toplumsal cinsiyet eitsizliklerinin
kkleriyle mcadele etme konusunda
baarsz olmakla ve toplumda kadna
uygulanan basknn dizgesel doasn
kavrayamamakla itham edilmilerdir.
Kadnlarn mustarip olduklar yoksun
luklar cinsiyetilik, ayrmclk, cret
eitsizlii, cam tavan gibi birbirinden
bamsz ekilde ele almakla, toplumsal
cinsiyetin ancak ksmi bir resmini

ok kuram ortaya atlmasna nayak


olmulardr. Fem inist kuramlar,
toplumsal cinsiyet eitsizlikleriyle ilgili
olarak birbiriyle yksek bir kartlk
sergileyebilmektedir. Rakip feminizm
okullar, toplumsal cinsiyet eitsizlik
lerini toplumun derinlerine kk salm
olan cinsiyetilik, ataerkillik ve kapita
lizm gibi bir dizi toplumsal sre vas
tasyla aklamaya almlardr. Bu
konuya yirminci yzylda Birleik Krallk'ta etkili olmu ana feminist akmlar
ele alarak balayacaz: Liberal, sosyalist
(ya da Marx) ve kktenci feminizm.
Farkl feminist akmlar arasndaki ayrm
hibir zaman belirgin olmamsa da, bu
ayrm konuya giri asndan faydal
bilgiler salamaktadr. Son yllarda, eski
akmlarn hepsinden bir eyler barnd
ran ve onlarn zerine kurulmu olan
yeni feminizm biimlerinin gelitirilme
siyle birlikte, bu l snflandrma git
gide daha az kullanl hale gelmitir
(Barker 1997). Bu ksm iki yeni ve
nemli kuramn bir zetini sunarak
kapatacaz: siyah feminizm ve postmodern feminizm.

517

C insellik v e T o p lu m sa l C in siye t
jfljjrBwuunrew *warnnriH iB3i*n i5m K3m iW n*wnW CijwnM !w sj

izebilmilerdir. Kktenci feminisder,


liberal feminisderi kadnlar eitliksiz
bir toplumu ve onun rekabeti rasn
kabul etmeye tevik etmekle sulamak
tadrlar.
Sosyalist veM arxfeminizm
Sosyalist feminizm, Marx'm
atma kuramndan (1. Blmde s. 5052 arasnda deinilmitir) hareketle
gelitirilmi olmakla birlikte, Marx'n
kendisi toplumsal cinsiyet eitsizliine
ilikin pek az ey sylemitir. Sosyalist
feminizm liberal feminizmi, toplumda
kadn-erkek eitliine dmanlk
besleyen son derece gl kar ilikileri
olduunu gremedii iin eletirmitir.
Sosyalist feminisder hem ataerkillii
hem de kapitalizmi ortadan kaldrmay
hedeflemilerdir (Mitchell 1966). Top
lumsal cinsiyet eitsizliklerinin Marx
bak asndan bir aklamasn verme
ye alan kii Marx'tan ziyade, onun
dostu ve alma arkada olan Friedrich
Engels olmutur.
Engels, kapitalist koullarda maddi
ve ekonomik etkenlerin kadnlarn
erkeklere hizmet etmesinin zeminini
hazrladn, zira ataerkilliin kkle
rinin (tpk snfsal bask gibi) zel
mlkiyette bulunduunu ileri srm
tr. Engels, kapitalizmin, servetin ve
iktidarn az saydaki erkein elinde
toplanmasna neden olarak, ataerkillii
yani erkeklerin kadnlar zerindeki
egemenliini glendirdiini savun
mutur. Kapitalizm, ataerkillii kendin
den nceki toplum dzenlerine gre
daha fazla glendirir, zira eski alara
kyasla, artk cretli alan, mlkiyet
sahibi ve belli bir servetin varisi olan
erkeklere iktidar baheden muazzam
bir zenginlik yaratr. kincisi, kapitalist

ekonomi, baarl olabilmek iin


insanlar -zellikle de kadnlar ihtiya
larnn ancak srekli bir mal ve hizmet
tketimiyle karlanabileceine inand
rarak, birer tketici olarak tanmlamak
zorundadr. Son olarak, kapitalizm
bakm ve temizlik gibi iler iin evde
karlksz kadn emeine bel balar.
Engels'e gre kapitalizm, erkekleri
dk credere mahkum ederek, kadn
lar ise bedava altrarak smr
mtr. Ev ileri iin cret denmesi
konusu birok feministin inanlarnn
nemli bir bileenidir ve alma ve
Ekonomik Yaam balkl 18. Blm
de tartlmaktadr.
Sosyalist feministler, liberal feminisderin reformcu hedeflerini yetersiz
bulmulardr. Ailenin yeniden yaplan
drlmas, aile ii klelie son verilme
si ve ocuk yetitirmek iin ortaklaa
yollar bulunmas iin arda bulun
mulardr. Pek ok sosyalist feminist,
Marx'tan harekede, bu hedeflere ancak
herkesin gereksinimlerini karlayacak
ekilde tasarlanm devlet merkezli bir
ekonomiyi yaratacak sosyalist bir dev
rim yoluyla ulalabileceini ileri
srmtr.
Kktencifeminizm
Kktenci feminizmin ekir
deini, kadn smrsnden ve
kadnlar zerinden kar salanmasn
dan erkeklerin sorumlu olduu dn
cesi oluturur. Feminizmin bu d a l n n
temel ilgi alan ataerkillik -kadnlarn
dizgesel biimde erkek egemenlii alt
na alnmas- zmlemesidir. Ataerkil
lik her zamanda ve her kltrde mevcut
olan evrensel bir fenomen olarak gr
lr. Kktenci feminisder, toplumda
kadnlara uygulanan basknn kayna

518

C insellik v e T o p lu m sa l C in siy e t
Mtamtr^acMvnBUfimunu^maiMi w n n n m w m r *a re m i W M im w m n imiiiiiim

olarak genellikle aile zerinde youn


larlar. Erkeklerin, kadnlarn ev iinde
sarf ettikleri cretsiz emee bel bala
yarak onlar smrdklerini savunurlar.
Erkekler bir grup olarak, kadnlarn
gl ve etkili konumlara gelmelerini de
engellerler.
Kktenci feministler ataerkilliin
temellerine ilikin yorumlarnda birbi
rinden ayrlsalar da, ou ataerkilliin
kadn bedenini ve cinselliini bir
biimde mal haline getirdii konusunda
hemfikirdir. lk kktenci feminist yazar
lardan biri olan Shulamith Firestone
(1971), erkeklerin kadnlarn ocuk
dourma ve yetitirmeyle ilgili rollerini
denetim altnda tuttuunu savunur.
Kadnlar biyolojik olarak ocuk dou
rabildikleri iin, korunma ve geinme
bakmndan maddi anlamda erkeklere
baml hale gelirler. Bu biyolojik eit
sizlik ekirdek aile biiminde toplum
sal olarak rgtlenir. Firestone kadnla
rn toplumsal konumlarn tasvir etmek
iin bir cinsiyet snfndan sz eder ve
kadnlarn ancak ailenin ve bu aileyi ra
layan iktidar ilikilerinin ilga edilmesiyle
zgr kalabileceklerini ileri srer.
Dier kktenci feministler ise
erkek egemenliinin merkezinde
erkeklerin kadnlara uygulad iddetin
bulunduuna iaret ederler. Bu gre
gre, aile ii iddet, tecavz ve cinsel
taciz gibi eylemler, kendilerine zg
ruhsal ya da adli kkleri olan mnferit
vakalar olmayp hepsi birden kadna
uygulanan dizgesel basknn birer
parasdrlar. Gndelik yaamdaki
szel olmayan iletiim, dinleme ekil
leri, szn kesme ve kadnn kamusal
alandaki rahatlk duygusu gibi- etkile
imler bile toplumsal cinsiyet eitsizlii
ne katkda bulunur. Dahas, diye devam

519

eder sav, gzellie ve cinsellie ilikin


yaygn anlaylar, erkekler tarafndan
belli bir diillik tipi yaratmak maksadyla
kadnlara dayatlr. Szgelimi, zayf bir
beden ve erkeklere kar itaatkar ve
korumac tavrlar, kadnlarn madunluunu kalc hale getirmeye yardmc
olur. Kadnlarn medya, moda ve rek
lamlar yoluyla nesneletirilmesi, ka
dnlan asl rolleri erkekleri tatmin edip
elendirmek olan birer cinsel nesneye
dntrr. Kktenci feministler, ka
dnlarn cinsel baskdan reformlar ya da
kademeli bir deiim yoluyla kurtulabi
leceine inanmazlar. Ataerkilliin diz
gesel bir fenomen olmasndan tr
toplumsal cinsiyet eitliinin ancak
ataerkil dzenin yklmasyla salanabi
leceini savunurlar.
Ataerkilliin toplumsal cinsiyet
eitsizliini aklayc bir kavram olarak
kullanlmas feminist kuramclar arasn
da olduka yaygndr. Kiisel olan
siyasidir iaryla hareket eden kktenci
feministler, kadnlara uygulanan bask
nn birbiriyle balantl pek ok boyu
tuna geni evrelerin dikkatini ekmeyi
baarmlardr. Erkek iddetine ve
kadnlarn nesneletirilmesine yaptklar
vurgu, bu meseleleri kadnlarn madunluuyla ilgili ana akm tartmalarn mer
kezine tamr.
Bununla beraber, kktenci femi
nistlerin grlerine birok adan kar
klabilir. Herhalde, bu kar klar
arasnda en yaygn olan, kullanld
haliyle ataerkillik kavramnn kadnlarn
madunluunu aklama konusunda
yetersiz kalddr. Kktenci feminist
ler, ataerkilliin tarihte her toplumda
grldn iddia etme eiliminde
dirler bir baka deyile, ataerkilliin
evrensel bir fenomen olduunu ileri
srerler. Gelgelelim eletirmenler byle

C insellik v e T o p lu m sa l C in siy e t
-r- - i

|- t i t - h i Ur C T m t r , j
irim iru m m m r t

r r urnmmiMiriv Mf

r M n n f

nsidethelocker m
roon uitl e Best V
DamnSportsShowsla

Pek ok kktenci ve sosyalist fem inist bu "erkek d e rgileri'n in -p o rn o d ergilerinin dekadnlarn erkeklere m adunluunu srdrm eye devam e tti in i ileri srm ektedirler

bir ataerkillik kavramnn tarihsel ya da


kltrel eitlemelere yer brakmadn
savunurlar. stelik rk, snf ya da etnik
kkenin kadnn madunluunun doas
zerinde nemli lde etkili olabilece
ini de grmezden gelirler. Bir baka
deyile, ataerkillii evrensel bir feno
men olarak grmek mmkn deildir:
aksi takdirde, biyolojik indirgemecilik
toplumsal cinsiyet eitsizlikleriyle ilgili
tm karmak sorunlar kadnlarla
erkekler arasndaki basit bir ayrma
balama hatasna dlr.
Sylvia Walby, ataerkillik kavramna
ilikin nemli bir yeniden kavramlatrma gerekletirmitir (bkz. kutu).
Walby, ataerkillik kavramnn belli
biimlerde kullanlmas kouluyla yarar
l ve deerli bir ara olduunu savunur.

Siyahfeminizm
Yukarda ana hatlar izilen femi
nizm eideri, beyaz kadnlarn dene
yimleri kadar beyaz olmayan kadnlarn
deneyimleri iin de ayn ekilde geerli
midir? Birok siyah feminist ve kalkn
makta olan lkelerde yaayan feminist
ler, durumun hi de yle olmadm ileri
srmektedirler. Kadnlar arasndaki
etnik ayrmlarn, sanayilemi toplum
larda yaayan ve ounluu orta snfa
mensup, beyaz kadnlarn ikilemlerine
odaklanm olan ana feminist okullar
tarafndan hesaba katlmadn ne
srmektedirler. Siyah feminisdere gre
zgl bir kadn grubunun deneyimle
rinden hareketle btn kadnlarn
madunluuna ilikin genel kuramlar
oluturmak geersizdir. Dahas, top-

520

C insellik v e T o p lu m sa l C in s iy e t
M*

ut'fr'vmoa'MMM/ta fiuvniHctMrtM'tfTMiMa

S y lv ia W a lb y : a ta e r k illi in k u r a m la tr tm a s
A ta e rk illik ta s a rm to p lu m s a l c in s iy e t e its iz lik le r iy le ilg ili

g r ls e d e , a sln d a b e lli b ir k a lb a s a h ip tir v e

b i r o k fe m in is t y o r u m u n m e r k e z in d e y e r alr. B u n u n la

d iz g elid ir. D e v l e t b u o la y la ra is tis n a i d u ru m la r

b e r a b e r , b ir z m le m e a ra c o la r a k , to p lu m s a l c in s iy e t

h a ric in d e m d a h a le e tm e y i re d d e d e re k , id d e te g z

e its iz li in in e itlili in i v e g e ir d i i d e iim le ri

y u m ar.

a k la m a k ta b a a r s z o ld u u i in e le d rilm i tir d e.

5.

E le tir m e n le r , t m ta r ih b o y u n c a g e e r li o lm u o la n

Cinsellik alanndaki ataerkil ilikiler.

B u t r ili k ile r

k e n d ile rin i s a p la n tl h e te r o s e k s e llik v e cin s e l

y e k p a re v e d e i m e z b ir b a s k d iz g e s in in v a r o lm a d n

k o n u la r d a k a d n la rla e r k e k le r a ra s n d a u y g u la n a n (ve

s a v u n m a k ta d rla r. S y lv ia W a lb y is e a ta e rk illik k a v ra m n n

ayn c in s e l d a v ra n la r i in fa rk l k u ra lla rn g e e r li

to p lu m s a l c in s iy e t e its iz li in e ili k in h e r z m le m e i in

o lm a s a n la m n a g e le n ) if te s ta n d a r t y o lu y la g s te rir.

k u lla n lm a s z o r u n lu b ir a ra o ld u u n u d n m e k te d ir.

A taerkil kltrel kurumlar.

B u n u n la b e r a b e r , a ta e rk illik k a v ra m n a g e tir ile n

6.

e le tirile rin b ir o u n u n g e e r li o ld u u n u d a k a b u l

u y g u la m a la r m e d y a , d in v e e itim d e d a h il o lm a k

e tm e k te d ir. W alb y ,

A taerkilliin Kuramsallatrlmas

e itli k u r u m la r ve

z e re a ta e rk il b a k a ltn d a k a d n ta s a rm la r

(T h e o r iz in g P a tria rc h y - 1 9 9 0 ) adl a l m a s n d a , a ta crk illi i

retir. B u ta s a rm la r k a d n la rn k im lik le rin i

e s k is in d e n d a h a e s n e k b i im d e k a v ra m a n n b ir y o lu n u

e tk ile y e re k o n la r a k a b u l e d ile b ilir d a v ra n v e ey le m

o rta y a k o y ar. A ta e rk illik W a lb y ta r a fn d a n o rta y a k o n a n b u

s ta n d a rtla r dayatr.

y en i h a liy le , ta r ih s e l s r e i in d e g e ir d i i d e i im le r, s n f
v e e tn ik k k e n g ib i d i e r k a v ra m la ra d a y e r a m a k ta d r.

W alby , a ta e rk illi in iki b i im i o ld u u n u ileri s rer.


M a h r e m a ta e rk illik , k a d n n a ta e rk il b ir b ire y ta r a fn d a n

W a lb y i in a ta e rk illik e r k e k le r in k ad n lar e g e m e n lik ve

ev e k a p a lm a s v e e g e m e n lik a ltn a a ln m a sd r. B u

b a s k a ltn a a ld , s m rd b ir to p lu m sa ] y a p la r v e

d la y c b ir s tra te jid ir , z ira k a d n la r n k a m u h a y a tn a

u y g u la m a la r d iz g e s id ir ( 1 9 9 0 : 2 0 ). W a lb y ata e rk illi i v e

k a tlm a la r n a e n g e l o lu r. K a m u s a l a ta e rk illik d a h a

k a p ita liz m i to p lu m s a l k o u lla ra b a l o la r a k b ir b iriy le

o rta k la a c b ir b i im d ir. K a d n la r s iy a se t v e e m e k

e tk ile im h a lin d e b a z e n u y u m , b a z e n d e a t m a h a lin d e

p a z a rla r g ib i a la n la rd a k a m u h a y a tn a k a tlm a k la b ir lik te ,


z e n g in lik , ik tid a r v e n e m li k o n u m la r d a n u z a k tu tu lu rla r.

b u lu n a b ile n b ir b ir in d e n ay r d iz g e le r o la r a k g r r .
K a p ita liz m in a ta e rk illik te n c in s iy e te dayal i b l m

W alby , en a z n d a n B r ita n y a 'd a V ik to r y a D n e m in d e n

d o la y sy la fa y d a la n m o ld u u n u ileri s rer. F a k a t d i e r

g n m z e k a d a r o la n s r e te a ta e rk illik k o n u s u n d a h e m

z a m a n la rd a k a p ita liz m v e a ta e rk illik b ir b iriy le te rs

d e r e c e h e m d e b i im b a k m n d a n b ir d e i im m ey d a n a

d m le rd ir. S z g e lim i, sav a z a m a n k a d n la r e m e k


p a z a r n a k id e le r h a lin d e k a tld k la r z a m a n , k a p ita liz m in v e
a ta e rk illi in k a rla r a m tr .

g e ld i in i n e s rer. K a d n la r a v e e r k e k le r e d e n e n
c r e d e r a ra sn d a k i u u ru m u n k a p a n m a y a b a la m
o lm a s n n v e k a d n la rn e itim k o n u s u n d a eld e e ttik le ri

W a lb y , a ta e rk illi in i le m e s in i o la n a k l k lan alt a d e t y ap

k a z a n m la rn a ta e rk il d z e n in b ir d e r e c e y e k a d a r

ta n m la r. lk f e m in is t k u r a m la r n z a y fl n n k a d n la r

d e i ti in i k a n tla d n a d ik k a ti e k e r ; g e r i b u d e i im in

z e rin d e u y g u la n a n b a s k n n z s e l n e d e n le r in d e n

a ta e rk illi in s o n u n u m jd e le m e d i in i d e b e lir tir Z ira

s a d e c e b ir in e , e r k e k le r in u y g u lad id d e te ya da

e s k id e n k a d n la ra z e llik le e v d e b a s k u y g u la n m a k ta y k e n ,

k a d n la rn r e m e s r e c in d e k i ro l n e o d a k la n m a e ilim i

a rtk b u b a s k b ir b t n o la r a k to p lu m s a th n a y a ylm

o ld u u n u s y le r. W alb y , to p lu m s a l c in s iy e t e its iz li in in

d u ru m d a d r -k a d n la r a rtk t m k a m u sa l a la n la rd a ta b i

d e rin li in e v e b a la n n ll n a o d a k la n d i in , ata e rk illi i

k ln m a k ta v e a y rm cl a m a ru z k a lm a k ta d rla r. B i r b a k a

b ir b ir in d e n b a m s z , a m a e tk ile im h a lin d e o la n alt

d e y ile , a ta e rk illik b i im d e i tir m i v e z e l a la n d a n

y a p d a n m te e k k il g r r .

k a m u s a l a la n a k a y m u r. W a lb y 'n in k e n d is in in d e

1. E v in s n rla r d a h ilin d e k i

retim ilikileri.

n k te d a n b i im d e b e lirtti i g ib i: K a d n s m r ld

K a d n la rn

e v d e n k u r tu lm u , a m a b u k e z d e k e n d in i s m r le c e i

ev d e e v i le ri v e o c u k b a k m g ib i i le r d e n a lm a d

k o c a b ir to p lu m u n i in d e b u lm u tu r.

c r e t, k o c a s (ya d a e v a rk a d a la r) ta ra fn d a n
s a h ip le n ilm e k te d ir.
2.

cretli iler.

K a d n la r i p a z a r la r n d a b e lli t rd e n

i le r d e n u z a k tu tu lm a k ta , d a h a d k c re t a lm a k ta v e
d a h a az u z m a n lk g e r e k tir e n i le r e k ayd rlarak
a y rm c lk y a p lm a k ta d r.
3.

A taerkil devlet.

D e v l e t g e r e k iz led i i s iy a se t g e r e k s e

n c e lik le r i y o lu y la d iz g e s e l b i im d e a ta e rk il k a r la n
sa v u n m a k ta d r.
4.

Erkeklerin uygulad iddet.

E r k e k le r in uy g u lad

id d e t e y le m le ri g e n e ld e m n fe r it o la y la r o la r a k

521

C in s e llik v e T o p lu m s a l C in s iy e t

lumsal cinsiyet konusunda her kadn


tarafndan eit biimde deneyimlenen
birlikli bir bask olduu fikri kendi
bana sorunludur.
Feminizmin mevcut biimlerine
kar duyulan memnuniyetsizlik, siyah
kadnlarn kar karya kaldklar
sorunlara eilen yeni bir dnce
akmnn ortaya kmasna neden
olmutur. Amerikal siyah feminist beli
hooks (hep kk harfle yazlmakta
dr), kendi hauratna yazd nszde
unlar savunur:
im dilerde kendi g e n kzlklar hakknda
yazlar yazan v e k on uan b iro k fem inist
d n r siyah kzlarn izzetinefislerinin
b eyaz

ak ran larn a

kyasla

d ah a

fazla

olduunu im a etm ektedirler. B u farklln


l s ise g en eld e siyah kzlarn, d aha
iddial, k on ukan v e zgvenli olulardr.
N e v ar ki, geleneksel gneyli siyah yaam
tarznda kzlarn ak szl v e arbal
o lm alar

z a te n

b eklenm ekteydi.

Ebe

veynlerim iz ve retm en lerim iz h ep dik


d u rm am z ve

sylem ek istediklerim izi

d o b ra d o b ra sylem em izi dyorlard.


Bu

d a v ra n la r

a m a ly o rd u ;

rk n

zel

y k seltilm esin i

o la ra k

k ad n larn

izzetinefislerinin glendirilm esini h ed ef


lem iyordu. T o k szl bir kz h er eye
ra m e n

k endini

d e ersiz

h issed eb ili

y o rd u , zira ne derisinin rengi yeterince


b eyazd, ne d e salar olm as gerektii
gibiydi, is te bunlar, beyaz aratrm aclarn
siyah kadnlarn izzetinefislerini beyazlarn
d eneyim lerinden

elde

edilen

deerlere

g re tasarlanm l m aralaryla l m lem eye altklarnda h esab a katam adk


lar deikenlerdir (h o o k s 1 9 9 7 ).

Siyah feministlerin yazlar tarihe siyah kadnlarn halihazrda kar


karya kaldklar sorunlar konusunda
ipular sunan gemiin farkl ynleri
ne- vurgu yapma eilimi tamaktadr
lar. Amerikal siyah feministlerin yazla
r, siyah topluluklarndaki toplumsal
cinsiyet eitsizlii zerinde kleciliin

gl mirasnn, ayrmcln ve yurtta


haklar hareketinin etkisinin altn
izmektedir. Bu yazarlar, ilk siyah kadn
haklar savunucularnn, zamannda
kadn haklar kampanyasn desteklemi
olduklarna ama bu konuda rk sorunu
nun gzard edilmemesi gerektiinin de
farkna varm olduklarna iaret
etmektedirler: Siyah kadnlar, rklar ve
toplumsal cinsiyetleri temelinde bir
ayrmcla uramaktaydlar. Son yllar
da siyak kadnlar, kadn zgrleme
hareketlerinin merkezinde yer alma
maktadrlar, zira kimlikleri zerinde
kadnln etkisi, rk kavramnn
etkisinden ok daha azdr.
Hooks, beyaz feministlerce tercih
edilen aklama erevelerinin -szge
limi, ailenin ataerkilliin dayana
olduu gr gibi- ailenin rkla
kar temel bir dayanma noktasn
temsil ettii siyah topluluklara uygu
lanamayacan ne srmtr. Bir
baka deyile, siyah kadnlara uygulanan
bask, beyaz kadnlara kyasla farkl
noktalarda aranmaldr.
Bu yzden, siyah feministler rk
hesaba katmayan hibir toplumsal
cinsiyet eitlii kuramnn siyah kadn
larn maruz kald basklar aklamas
nn beklenemeyeceini ileri srmekte
dirler. in snfsal boyutu da birok
siyah kadnla ilgili vakada gzard
edilemeyecek nemli bir baka etken
dir. Kimi siyah feministler, siyah
feminist kuramn gcnn rk, snf ve
toplumsal cinsiyetle ilgili meseleler
arasndaki etkileime odaklanmasndan
ileri geldiini dnmektedir. Siyah
kadnlarn, tenlerinin rengi, cinsiyetleri
ve snfsal konumlar gibi birok adan
dezavantajl bir konumda olduunu ne
srmektedirler. Bu etken etkileme

522

C insellik v e T o p lu m sal C in siy et


mtiiHH^nmo

girdiinde birbirini glendirmekte ve


desteklemektedir (Brewer 1993).
Postmodernfeminizm
Postmodern feminizm de tpk
siyah feminizm gibi her kadnn
paylat birlikli bir kimlik ve deneyim
temeli olduu fikrine kar kar.
Toplumbilimde postmodern yakla
mlar 4. Blmde, s. 152-4 arasnda
ele alnmt.

Feminizmin bu kolu sanatlar,


mimari, felsefe ve ekonomi alannda
kendini gsteren kltrel bir fenomen
olan postmodernizmden hareket eder.
Postmodern feminizmin baz kkleri
Kta kuramclarndan Derrida (1978,
1981), Lacan (1995) ve de Beauvoir'nn
(1949) almalarna dek uzanmaktadr.
Postmodern fem inistler kadnn
toplumdaki konumunu aklayan bir
byk anlatnn ya da tek ve tmel bir
kadnlk z veya kategorisinin varol
duu savn reddederler. Bu yzden
bakalar tarafndan toplumsal cinsiyet
eitsizliine getirilen ataerkillie, rka
ya da snfa dayal aklamalar da
zc olduklar gerekesiyle redde
derler (Beasley 1999).
Postmodernizm, bunun yerine,
birok farkl bak asnn eit olarak
geerli olduunun kabul edilmesini
salk verir. Kadnla ilikin bir zden
ziyade, her biri ok farkl deneyimlere
sahip birok birey ve grup (heterosekseller, lezbiyenler, siyah kadnlar,
ii snf kadnlar, vb.) mevcuttur.
Farkl gruplarn ve bireylerin tekilii, mevcut eitlik iinde kutlanr.
tekiliin olumlu yannn altn
izmek postmodern feminizmin ana
izleklerinden biridir ve bu tavr
oulculuu, eitlilii, farkll ve
akl simgeler: birok hakikat olduu

523

gibi, roller ve gerekliin kurulma


biimleri de oktur. Dolaysyla, farkl
lklarn (szgelimi, cinselliklere, yalara
ve rklara) tannmas postmodern
feminizmin ana kayglarndan biridir.
Postmodern feminisder, gruplar ve
bireyler arasndaki farkllklarn tann
mas konusu kadar, yapskm ze
rinde de nemle durmulardr. zel
likle erkek dilini ve eril bir dnya
grn yapskme uratmann
yolunu aramlar ve bunlarn yerine,
akc ve ak terimlerle kadnlarn
deneyimlerini daha iyi yanstabilecek
bir dil yaratmaya almlardr. Birok
postmodern feministe gre erkekler
dnyay ikili kartlklar (iyi-kt, gzelirkin gibi.) erevesinde kavramak
tadr. Onlara gre, erkekler erkei
normal, kadn ise erkekten bir sapma
olarak grrler. Szgelimi, modern
psikiyatrinin kurucusu olan Sigmund
Freud, kadnlar penisleri olmayan
erkekler olarak grm ve kadnlarn
penis sahibi olamadklar iin erkeklere
kar bir kskanlk beslediini ileri
srmtr. Bu eril dnya grnde
kadn daima 'teki' rolne mahkum
olmaktadr. Yapskm ikili kartiklar
halinde bulunan kavramlar hedef alr
ve kartlaryla beraber bu kavramlar
yeni ve daha olumlu bir biimde
dzenler.
F re u d 'u n to p lu m sal cin siy e tin
to p lu m sa lla m a s h ak k n d ak i
grleri iin bkz. 5. Blm, s. 212-3

Postmodern feminizmin, feminist


hareketin yukarda tarttmz nceki
kollaryla anlaamad sylenir (Carrington 1995, 1998). Bunun sebebi
byk lde, postmodern feminizmin
dier birok feministin kadnlara uygu
lanan basklara ilikin btncl bir
aklama sunulabileceine ve bu soruna

C in s e llik v e T o p lu m s a l C in s iy e t

bir zm getirilebileceine inanmakla


hata yapaklarn dnmesinden kay
naklanmaktadr.
Feminist harekederin Bat toplumlar zerinde derin etkileri olmutur ve
halen giderek artan ekilde dnyann
baka blgelerinde kar karya kalnan
toplumsal cinsiyet eitsizliklerine
meydan okumaktadrlar. Bu blm
giderek kresellemekte olan dnyada
toplumsal cinsiyet meselesine ilikin
ksa bir tartmayla kapatacaz.

Son u :

to p lu m s a l

c in s iy e t

ve

k r e s e lle m e

Bu blmdeki tartmalarmzn
ounda sanayilemi Bat toplumlarnda toplumsal cinsiyet kavramn
mercek altna aldk. Kadn hareket
lerinin sreen toplumsal cinsiyet
eitsizliklerini aklamaya ynelik bir
yn gl sosyolojik kuram ortaya
atlmasna nasl sebep olduunu ve bu
eitsizliklerin almas iin gndemler
oluturduunu grdk. Feminizm
sadece akademik bir etkinlik olmad
gibi, Bat Avrupa ve Kuzey Amerika'yla
snrl da deildir. Gnmzn kresel
leen dnyasnda, Britanya'daki kadn
harekederinde etkin rol oynayanlarn
ksa bir sre sonra denizar lkelerde
feminist mcadelelerini srdren dier
kadnlarla balant kurmalar kanl
mazdr.
Kukusuz, kadn hareked basite
Bat Avrupa ya da Amerika'ya zg bir
fenomen deildir. Szgelimi in'de
kadnlar haklar, istihdam olanaklar,
kadnn retimdeki rol ve siyasete
katlm (ZhangveXu 1995) konularn
da eitliin gvence altna alnmas iin
aba sarf etmektedirler. Gney Afri

ka'da kadnlar apartheid'a kar savata


yaamsal bir rol sdenmilerdir; apart
heid sonras dnemde ise bastrlan
ounluun, yani eitim almalar, uygun
koullarda barnmalar, salk olanak
larndan yararlanmalar ve i bulmalar
engellenmi insanlarn maddi koullar
nn iyililetirilmesi (Kemp ve dierleri
1995) iin halen mcadele etmekte
dirler. Peru'daki eylemciler, kadnlara
toplum yaamna katlabilmeleri iin
daha fazla frsat verilmesi (Blondet
1995) iin onlarca yldr almakta
drlar. Rusya'da 1992 ylnda kadnlarn
toplumun ihtiya duyduu ileri evde
yerine getirmeleri iin tevikler sunan
yasann, Rus meclisinden gemesini
kadnlarn itirazlar nlemitir.
Her ne kadar, kadn hareketlerine
katlanlar yllardan beri dier lkeler
deki eylemcilerle balantlar kurmak
taysalar da, bu balantlarn says ve
nemi kresellemeyle birlikte nemli
lde artmtr. Uluslararas balan
tlarn salanmasn hedefleyen nde
gelen forumlardan biri 1975 ylndan bu
yana drt kez gerekletirilmi olan
Birlemi Milletler Ulusal Kadn
Konferans'dr (u sralar 2010'dan
nce bir beinci forumun yaplmas
gndemdedir). Yaklak 50,000 insan ki te ikisinden fazlas kadndr- 1995
ylnda in'in bakenti Pekin'de
gerekletirmi olan son konferansa
katlmtr. 181 lkeden gelen delegeler
ve binden fazla sivil toplum rgtnn
temsilcisi bu konferansa katlmtr.
Katlmclar, kadnlarn ekonomik
kaynaklara, toprak, kredi, bilim ve
teknolojiye, mesleki eitime, bilgi,
iletiim olanaklarna ve pazarlara
eriimini gvenceye almann yollarn
bulabilmek amacyla on gn boyunca
kadnlarn dnya genelindeki durumlar

524

C in s e llik v e T o p lu m s a l C in s iy e t

hakknda sunumlar dinlemiler, koul


larnn iyiletirilmesi iin yaplma-s
gerekenleri tartmlar ve gerek mesle
ki gerekse kiisel dzeyde birbirleriyle
sk balar kurmulardr. Konferansn
katlmclarndan biri olan Mallika Dutt,
Feminist Studies dergisinde ABD'den
katlan ou kadn iin Pekin son derece
retici, sarsc ve dnt-rc bir
deneyim oldu. A B D 'li kadnlar
dnyann farkl blgelerinden katlan
kadnlarn yaptklar zmlemelerin
incelii ve bu kadnlarn iyi rgtlenmi
gl sesleri karsnda olduka
ardlar (Dutt 1996) diye yazmtr.
Ayn zamanda, Dutt'a gre, konferansa
katlanlarn ounluu Pekin'den
kresel bir dayanma, gurur ve tasvip
duygusuyla ayrld (1996).
Konferansn katlmclar tarafn
dan zerinde nihai anlamaya varlan
Eylem Platformu dnya lkelerini
ncelikli olarak u sorunlar zmeye
armtr:
- kadnlarn srtndaki srekli ve giderek
artan yoksulluk yk;
- kadnlara uygulanan iddet;
- silahl ya da baka trl atmalarn
kadnlar zerindeki etkileri;
- iktidarn paylalmas ve karar alma
konularnda kadn erkek eitsizlikleri;
- kadnlarn tektipletirilmesi
- doal kaynaklarn ynetilmesiyle ilgili
srelerde toplumsal cinsiyet eitsiz
likleri;
- kz ocuklarnn haklarnn inen
mesi ve srekli bir ayrma maruz
kalmalar meselesi.

525

Peki kadn hareketlerinin etkili


olabilmeleri iin uluslararas bir intibak
zorunlu mudur? Kadnlarn karlar
dnyann her yerinde temelde ayn
mdr? Kalknmakta olan lkelerdeki
kadnlar iin feminizm ne anlam ifade
etmektedir? Bunlar ve benzeri birok
soru kreselleme sreci hzl bir
ekilde devam ettii mddete, pek ok
ateli tartmaya konu olacaktr.

C in s e llik v e T o p lu m s a l C in s iy e t

zet
1. n san cinselliinin tem elleri ak b iim d e biyolojik

old u u na inanm aktadrlar. T o p lu m sal cinsiyetin bir

olm akla birlikte, o u cinsel d avran d o u tan

z olm ad gibi, insan b eden i dahi toplum sal

gelm eyip, so n rad an ren iliyor gibi g r n m ek ted ir.

etkiler ve teknolojik m dahalelerle deiim e

Cinsel u ygulam alar kltrlerin h em kendi ilerinde

uratlabilir.

h em de birbiri arasnda byk bir eitlilik

7. T op lu m sal cinsiyet eitsizlii, kadnlar ve erkekler

sergilem ektedir. B at'd a H ristiyanlk cinsel tutum lar

arasnda farkl b alam larda o rtay a kan k onum ,

belirleyen n em li b ir etken olagelm itir. K a t cinsel

iktidar ve saygnlk farkllklarna iaret eder.

kodlara sahip olan baz top lum larda ifte stan d art ve

Ilevselciler top lum sal cinsiyet eitsizliklerini

iki yzllk yaygndr. Cinsel davranla ilgili

aklam ak iin top lum sal cinsiyet farkllklarnn ve

alm alarn da g sterd i i gibi, n o rm la r ve fiili

cinsiyete dayal iblm n n top lum sal istikrara ve

uygulam alar arasndaki u u ru m so n d erece byk

kaynam aya katkda bulunduuna v urgu yaparlar.

olabilm ektedir. B at'd a cinsellikle ilgili baskc

Fem in ist yazarlar ise top lum sal cinsiyet

tu tu m lar 1 9 6 0 'lard an itibaren yerini etkilerini bugn

eitsizliinin bir ekilde d oal olduu fikrine kar

de h issetm ek te o ld u u m u z d aha zgrl k bir

karlar. Liberal fem inistler, top lum sal cinsiyet

baka brakm tr.

eitsizliini cinsiyetilik ve ayrm clk gibi top lum sal

2. D n yadak i insanlarn o u h eteroseks el olm akla

ve kltrel tutum larla aklam aya alm lardr.

birlikte, aznlkta kalan b iro k cinsel beeni ve

K k te n ci fem inistler ise kadnlarn

yaklam tarz da m ev cu ttu r. E cin sellik h er kltrde

s m r lm esin d en ataerkil d zeni -kadnlarn

vard r ve so n yllarda ecinsellere kar d aha rah at bir

erkekler tarafndan dizgesel b iim d e egem enlik

tavr taknlm aktadr. B az lkelerde ecinsel

altna alnm asn- d evam ettiren erkeklerin so ru m lu

birlikteliklerini tanyan ve gay iftlere dier evli

olduklarn ileri srerler. Siyah fem inistler,

insanlarn sahip olduklar haklan veren yasalar

top lu m sal cinsiyete ek olarak, snf ve etnik kken

karlm tr.

gibi etkenlerin de b eyaz o lm ayan kadnlarn


yaadklar basklar anlam ak iin zsel olduunu

3. S osyologlar cinsiyeti v e top lu m sal cinsiye

d nm ektedirler.

birbirinden aynrlar. Cinsiyet erkek v e dii


bedenindeki biyolojik farkllklara iaret eder.

8. T o p lu m sal cinsiyet ilikileri, top lu m u n ekil

Top lu m sal cinsiyet ise erkekler ve kadnlar

verdii kadn ve erkek etkileim lerine g n d erm ed e

arasndaki ruhsal, top lum sal ve kltrel farkllklara

bulunur. K im i sosyologlar, erilliin ve diilliin

iaret eder.

d avu ru m u nu n erkeklerin kadnlar zerindeki


egem enliini tevik eden bir sradzenine g re

4. K im i insanlar, erkekler v e kadnlar arasndaki

rg tlen m i bir tr top lum sal cinsiyet dzeninin

farkllklarn genetik olarak belirlendiini ileri

v a r olduunu n e srm ektedirler.

s rm ektedirler. N e v ar ki, top lum sal cinsiyet


farkllklarnn biyolojik tem elleri olduuna dair

9. S on yllarda dikkatler erilliin doas zerinde

hib ir kant yoktur.

younlam aktadr. B az g zlem ciler geni apl


ek on o m ik v e top lum sal d n m lerin , erkeklerin

5. Cinsiyetin top lum sallam as, aile v e m ed ya gibi

geleneksel rollerinin yprand b ir erillik bunalm n

casuslarn yardm yla top lum sal cinsiyet rollerinin

krklediini d nm ektedirler.

ren ilm esi srecidir. Cinsiyetin toplum sallam as


sreci bebein d oum uyla balar. o cu k lar, biyolojik
cinsiyetlerine uygun olduu dnlen n o rm lar ve
beklentileri ren erek iselletirirler. Bylelikle bu
n o rm la ra ve beklentilere uygun cinsiyet rollerini,
erkek ve dii kimliklerini (erillik ve diillii)
benim serler.
6. K im i sosyologlar h em cinsiyetin h em de
top lum sal cinsiyetin top lu m sal olarak kurulan ve
eitli ekillerde deitirilebilen birer yapnt

526

C in s e llik v e T o p lu m s a l C in s iy e t

Dnme sorular
1. Toplumdaki mevcut toplumsal cinsiyet farkllklarn ortadan kaldrmak mmkn mdr,
ya da arzulanabilir bir durum mudur?
2. Bir taraftan toplumsal cinsiyet eitsizliklerini ortadan kaldrrken, dier taraftan toplumsal
cinsiyet farkllklarn muhafaza etmek mmkn mdr?
3. Snf, etnik kken ve cinsel ynelim gibi etkenler bizim toplumsal cinsiyetle ilgili
yaantlarmz nasl etkilemektedirler?
4. Genilemekte olan toplumsal deiim srecine bir yant olarak bundan sonraki yirmi ya da
otuz ylda ne gibi yeni erillik ve diillik trleri ortaya kabilir?
5. Toplumsal etkileim, varsaylan heteroseksel normun etrafnda hangi yollarla
yaplanmtr?

Ek kaynaklar
Joe Bristow, Sexuality (London, NewYork: Rouedge, 1997).
R. W. Connell, Gender{Cambridge: Polity, 2002).
John Horton ve Sue Mendus (yay.) Toleration, dentitity and Differenece
(Basingstoke: Macmillan, 1999).
Michael S. Kimmel ve Michael A. Messner,Men's Uves
(Boston, MA: Allyn and Bacon, 1998).
LynneSegal, Why Feminism?(Cambridge: Polity 1999).
A. Stein and C. Williams, Sexuality and Gender (Madlen, MA: Blackwell 2002).

n t e r n e t a d r e s le r i

Social Science Information Gateway on Gender and Sexuality


http://www.sosig.ac.uk/roads/subject-listing/World-cat/socgend.html
Fawcett Ktphanesi ya da eski adyla Kadnlar Ktphanesi
http://www.thewomenslibrary.ac.uk
Queer Resource Directory
http://www.qrd.org
Voice of the Shuttle
http://www.vos.ucsb.edu/browse.asp?id=2711
BBC'deki Gay Evlilikleri Tartmas
http://www.bbc.co.uk/religion/ethics/samesexmarrage/index.shtml

527

indekiler
Ana kavramlar
Irk
Etniklik
Aznlk gruplan

n yarg ve ayrmclk
Irklk
Irkln sosyolojik yorumlar

Etnik btnleme ve atma


Etnik btnleme modelleri
Etnik atma

Birleik Krallk'ta g ve etnik farkllk


G
Etnik eitlilik
Etnik aznlklar ve emek pazar
skan
Ceza hukuku sistemi

Kta Avrupas'nda gmenlik ve etnik ilikiler


G ve Avrupa Birlii

Kresel G
G hareketleri
Kreselleme ve g
Kresel diasporalar

Sonu
^ et

Dnme sorulan
E k kaynaklar
nternet balantlan

Irk, Etniklik ve G

I I

Ur

s?L

Beyaz olmayanlarn seme ve merkezi


ynetime seilme hakk yoktu. Ayrm
clk, umumi tuvaletlerden demiryolu
vagonlarna, yerleim yerlerinden
okullara kadar btn toplumsal dzey
lerde etkili olarak uygulanmaktayd.
Milyonlarca siyah kentlerden olduka
uzakta yurt olarak adlandrlan
alanlara toplandlar; altn ve elmas
madenlerinde gmen ii olarak
altlar.
On yl ncesine kadar Gney Afri
ka rk ayrmcllnn cebren uygulan
d apartheidle idare ediliyordu.
Apartheid altnda Gney Afrikallar
drt snfa ayrlyordu: Beyazlar
(Avrupal gmenlerin torunlar),
renkliler (soyu birden fazla rkn
yelerinde izlenebilenler), Asyallar ve
siyahlar. lke nfusunun %13'n
oluturan beyaz Gney Afrikal aznlk,
beyaz olmayan ounluu ynetmitir.

Irk ayrmcl yasada kodlanmsa


da, iddet ve zalimlikle zorla kabul
ettirilmitir. 1948'de iktidara geldikten
sonra rk ayrmcln resmiletiren
Ulusal Parti, ayrmc rejime ynelik
btn direnii basracak yrtme ve
gvenlik organlarn kulland. Muhalif
gruplar yasad ilan edildi ve siyasi
muhalifler gzaltna alnd ve ou kez
ikence grd. Barl gsteriler
genellikle iddetle bitti. Yllar sren
uluslararas sulama ve knamalar,

Buna benzeyen ehirler, apartheid ynetiminde milyonlarca siyah Gney Afrikalya yuva olmutur.

530

Irk, E t n ik li k v e G
MxmatnaBBHwn*mtMmMiu^r^wjn-unr

ekonomik ve kltrel yaptrmlar ile


lke iinde giderek ykselen direni
sonunda apartheid ynetimi zayflad.
F.W. De Klerk 1989'da Gney Afrika
bakan olduunda iddetli bir kriz
iinde ve neredeyse ynetilmesi
olanaksz bir lke devrald.
De Klerk 1990'da ana muhalefet
pardsi Afrika Ulusal Kongresi (ANC)
zerindeki yasa kaldrd ve yirmi yedi
yllk hapislikten sonra lideri Nelson
Mandela'y salverdi. Bir dizi zorlu
grme Gney Afrika'daki beyaz ve
beyaz olmayanlar kapsayan ilk ulusal
seimleri olanakl klmtr. 27 Nisan
1994'de ANC % 62 orannda ezici bir
oy oranna ulam ve Nelson Mandela
apartheid sonras ilk bakan olmutur.
Mandela ve ANC yi zorlu bir grev
bekliyordu. 38 milyonluk bir lkede 9
milyon insan yoksullatrlmt; 20 mil
yonuysa elektriksiz yayordu, isizlik
yaygnd. Siyah nfusun yarsndan
fazlas okuryazar deildi; siyahlar ara
snda bebek lmleri beyazlara oranla
10 kat daha fazlayd. Maddi adan son
derece eitsiz bir toplum olmann
yansra Gney Afrika byk lde
blnmt. Irk stnl inancna
dayal onlarca yllk ideolojik ynedm
derin yaralar am ve lkeyi acil bir
uzlama ihdyac iinde brakmtr.
Apartheid rejiminin zalimliklerinin
onarlmas gerekiyordu ve rk bask
kltrnn yerle bir edilmesi zorunluy
du. Afrikal topluluun ierindeki etnik
gerilimler iddetli isyanlarla alevlenmi
ve i sava tehdidine neden olmutu.
1999'da biten bakanl esnasnda
Mandela eitliki ve oketnikli bir top
lumun ortaya kmas iin temel atmaya
gayret etmidr. 1996'da kabul edilen

531

-Jm

anayasa, cinsel ynelim, engellilik ve


hamilelie dayal olanlarn yannda rk,
etniklik, toplumsal kken ya da din ve
inanca dayal btn ayrmclklar
yasad ilan eden dnyadaki en ilerici
anayasalardan birisiydi. Mandela'nn
yeni vatanseverlike ynelik yinelenen
arlar, hem asabi beyazlar hem de
sabrsz siyahlar ortak bir ulus ina
etme projesi iin biraraya getirmeye
almtr. Zulu kkenli Inkatha
zgrlk Pardsi (IFP) gibi muhalif
siyasi gruplar, iddete neden olabilecek
etnik ve siyasi gerilimleri azaltmak iin
ynedmde sz sahibi edilmitir.
Mandela'nn bakanl srasnda
ortaya kan en nemli olaylardan biri
rk ayrmcs gemiin kaltna ynelme
yi amalamas olmutur. Nisan 1996'da
balayan ve 1998 Haziran'nda sona
eren Hakikat ve Uzlama Komisyonu
(TRC Truth and Reconciliation
Commission) apartheid ynetimi
altnda ortaya kan insan haklar ihlal
lerini nlemek zere Gney Afrika'daki
topluluklarn ikayetierini ele almtr.
Nobel dll rahip Desmond Tutu,
1960-1964 yllar arasnda ilenmi su
lar ve suiistimalleri soruturan TRC'ye
liderlik etmitir. 21.000den fazla tank
lk alnm ve kaydedilmitir; oturumlar
halka ak yaplm ve medyada geni
apta yer almtr. TRC oturumlar en
sradanndan en tyler rpertici olanna
kadar apartheid dneminin gereklerini
su yzne karmak iin dzenlenmiti;
bir yarglama ya da ceza datmak
niyetinde deildi. Apartheid dnemin
de polisler ve emniyet yetkilileri dahil
su ilemi olanlar drste verdikleri
ifadeler ve ilgili btn bilgileri
tastamam ifa etmeleri karlnda
af edilmilerdir.

Irk. Etn iklik v e G

Nelson Mandela cezaevinde geen yirmi yedi yln ardndan 1994'de Gney Afrika Bakan olarak
yemin ediyor.

Hakikat ve Uzlama Komisyonu


(TRC) 1998'de bulgularn ieren 3.500
sayfalk bir rapor yaynlamtr. artc
olmayan bir biimde, ANC dahil dier
kurumlarn da ihlallerde bulunduklar
kaydedilmise de, insan haklar suistimallerinin asl faili olarak apartheid
ynedmi grlmtr. Bazlar TRC'yi
o dnemde ortaya kan yanllar
dzeltememekle, apartheid dneminde
ilenen sularn bir arivini oluturmak
tan te gidememekle sulamtr. Fakat
biroklar, hem suiistimal edenler hem
de suiistimal edilenlerden ifade top
lanma srecinin, apartheid dneminin
zalimliklerine dikkat ektiine inan
maktadr.
Doal olarak, TRC, on yllarca
sren rk blnme ve ayrmcln

stesinden tek bana gelemezdi.


Gney Afrika paralanm bir toplum
olarak kalacak ve banazlk ve hogr
szlkle mcadelesini srdrecektir.
2000'de meclisten geen bir dizi
dnm yasas teklifi nefret konu
malarn yasaklad ve rk ayrmcl
sulamalarn sorgulamak zere eitlik
mahkemeleri kurdu. TRC yarglamala
r apartheid sonras Gney Afrika
tarihinin en gl dnemini meydana
getirmi ve rk blnmelere yaklam
da yeni bir aklk ve drsdk stan
dard oluturmutur. TRC, kendi rnei
sayesinde, rk nefretin tehlikeli
sonularna dikkat ekerek uzlama
srecinde iletiim ve diyalogun gcn
gstermitir.

532

Irk , E tn ik lik v e G

Bu blmde rk ve etniklik kavram


lar ile rk ve etnik blnmelerin -Gney Afrika ve bir ok baka toplumda
olduu gibi- neden ou kez toplumsal
atmaya yol at sorununu incele
yeceiz. Sosyal bilimcilerin rk ve
etniklik kavramlarn anlama ve
kullanma biimlerini gzden geirdik
ten sonra nyarg, ayrmclk ve rklk
konularna dnerek onlarn bu kavra
malarn inada varlklarn srdrmele
rini aklamaya yardm edecek
psikolojik ve sosyolojik yorumlar tar
tacaz. Buradan etnik btnleme
modellerine yneleceiz ve etnik
atma rneklerini inceleyeceiz. Bu
blmn son ksmnda, kresel
dzeyde g incelemeden nce g
konusundaki yeni eilimler ve etnik
eitsizlik rntlerine zellikle dikkat
ekerek ngiltere ve Avrupa'daki etnik
eitlilie ve etnik ilikilere deineceiz.
A n a k a v r a m la r

Irk
Sosyolojideki en karmak kavram
lardan biri rktr. Bu karmaklk, ks
men kavramn gnlk kullanm ve
bilimsel temeli (ya da bu temelin
yokluu) arasndaki elikiden kaynak
lanr. Gnmzde birok insan, yanl
bir biimde insanlarn biyolojik olarak
farkl rklara blnebileceine inanr.
Bu durum, bilginlerin ve yukarda
bahsedilen apartheid sonlanmadan
nce Gney Afrika'da olduu gibi
ynedmlerin, dnyadaki insan toplu
luklarn rksal olarak snflandrmaya
ynelik saysz aba gznnde bulun
durulduunda o kadar da artc deil
dir. Kimi yazarlar drt ya da be temel
rk belirlemiken kimileri de dzine
ye yakn rk tanmaktadr.

533

Irkla ilgili bilimsel kuramlar onsekizinci yzyln sonlar ile ondokuzun


cu yzyln balarnda ortaya kmtr.
Bu kuramlar ngiltere ve dier Avrupa
uluslarnn kendilerine tabi blgeler ve
topluluklara hkmettikleri imparator
luk gleri haline gelmeleriyle, ortaya
kan yeni toplumsal dzeni hakl
karmak iin kullanlmlardr. Kont
Joseph Arthur de Gobineau (18161882), bazen modern rkln babas
olarak adlandrlr, rk olduunu ileri
srmtr: Beyaz (Caucasian), siyah
(Negroid) ve sar (Mongoloid). De
Gobineau'ye gre beyaz rk stn bir
zeka, ahlak ve iradeye sahiptir; bu kalt
sal nitelikler Bat etkisinin tm dnyaya
yaylmasnn altnda yatan etmenlerdir.
Buna karn siyahlar, hayvan tabiat,
ahlak yoksunluu ve duygusal kararsz
lkla belirlenen ok az kapasiteye sahip
tir. De Gobineua ve bilimsel rklk
yandalarnn fikirleri daha sonra onlar
Nazi Partisi'nin ideolojisine dntren
Adolf Hitler'i ve Amerika Birleik
Devletleri'ndeki Ku-Klux-Klan ve
Gney Afrika'daki apartheidin mimar
lar gibi beyazlarn stnln
savunan dier gruplar etkilemitir.
II.
Dnya Sava'n izleyen yllarda
rk bilimi btnyle gzden dm
tr. Biyolojik adan kesin rklar
yoktur, insanlar arasnda fiziksel
deiikliklerden oluan bir yelpaze
vardr. nsan topluluklar arasndaki
fiziksel grnm farklar, topluluun
farkl toplumsal ve kltrel gruplar
arasndaki ilikinin derecesine gre
deien soyii reme
tarzndan
kaynaklanr.
nsan topluluklar sreklilik gste
rir. Ayn grnr fiziksel zellikleri
paylaan bir topluluktaki genetik

farkllama grup iindeki bireyler


arasndaki farkllama kadar byktr.
Bu olgulara dayanarak bilimsel topluluk
rk kavramn neredeyse brakmtr.
ok sayda sosyal bilimci rkn
akademik evrelerde kullanmnn,
kavramn biyolojik temelleri olduuna
ilikin yaygn inanc srekli klda
ideolojik bir inadan baka bir ey
olmad konusunda hemfikirdir (Miles
1993). Biyolojik temeli reddedilse bile,
rkn birok insan iin bir anlam
olduunu iddia eden dier sosyal bi
limciler bu konuda ayn fikirde deildir.
ok ekimeli bir kavram olsa da rkn
sosyolojik zmleme iin elzem
olduunu iddia etmektedirler. Bu
nedenle baz yazarlar yanltc, ancak
yaygn kullanmn yanstmak iin rk
szcn rnak iinde kullanmak
tadrlar.
Biyolojik bir kategori deilse o
zaman rk nedir? nsanlar arasnda
belirgin fiziksel farkllklar vardr ve
bunlarn bazlar kaltmsaldr. Neden
bu farklarn deil de tekilerin toplum
sal ayrmcla ve nyargya neden
olduunun biyolojiyle ilgisi yoktur. O
halde, rksal farkllklar bir topluluun
ya da toplumun yeleri tarafndan
toplumsal adan nemli kabul edilen
fiziksel eitlilikler olarak anlalmaldr.
rnein deri rengindeki farkllklar
nemli, buna karn sa rengindeki
farkllklar deildir. Irk, biyolojik olarak
temellendirilen d grnme gre
bireylerin ve gruplarn yerinin belirlen
dii, eitli vasflarn ya da becerilerin
atfedildii bir dizi toplumsal iliki ola
rak anlalabilir. Irksal ayrm, insan
farkllklarn tanmlama tarzndan daha
te bir eydir; keza toplum ierisindeki
g ve eitsizlik rntlerinin yeniden
retilmesinde nemli rol oynar.

Eski ABD Dileri Bakan Colin Povvell ve eski Kenya


Devlet Bakan Daniel arap Mori'ye ait bu fotoraf, "siyah"
olarak tanmlanan insanlarn gerek deri rengindeki
eitliliin ifadesidir.

Irk anlaylarnn insanlar ya da


gruplar snflandrmak iin kullanlma
sreci rksallatrma olarak tanmlanr.
Tarihsel adan rk, Gobineau tarafn
dan ne srlen grlerde de olduu
gibi, belirli gruplarn, doal olarak
ortaya kan d grne ait zellikler
temelinde ayrt edici bir biyolojik grup
oluturduklar eklinde etiketlenmesi
anlamna gelir. Onbeinci yzyldan
gnmze AvrupalIlarn dnyann
farkl blgeleriyle giderek artan bir
temas hem doal hem de toplumsal
olaylar snflandrma ve aklamaya
ynelik aba sarfedilmesi gibi bir sonu

534

Irk , E t n ik lik v e G

dourmutur. Avrupal olmayan toplu


luklar beyaz AvrupalIlarn aksine
rksallatrlmlardr. Amerikan
kolonilerindeki rklk ve Gney
Afrika'daki aparthied ynetimde oldu
u gibi baz durumlarda bu rksallatrma sistemli bir biimde kurumsallatrlmtr. Ancak daha yaygn olarak
gndelik yaamdaki toplumsal kurum
lar fiili olarak rksallatrlmtr. Irksallatrlm bir sistemde bireylerin
gnlk yaamlarndaki durumlar -i,
kiisel ilikiler, barnma, salk, eitim
ve yasal temsil dahil- o sistem iindeki
kendi rksallatrlma konumlarna gre
biimlendirilip kstlanr.
E tn ik lik

Irk kavram yanllkla deimez ve


biyolojik bir eyi artrr, oysa etnik
lik anlam assndan btnyle toplum
sal bir kavramdr. Etniklik kltrel
pratiklere ve belli bir toplumun
insanlarn dierlerinden ayrt eden
grnmlere atfta bulunur. Etnik
gruplarn yeleri kendilerini toplumda
dier gruplardan kltrel adan farkl
grr, karlnda da dier gruplar
tarafndan farkl grlrler. Farkl
zellikler bir etnik grubu dierinden
ayrt etmeye yardmc olabilir ancak,
bunlar arasnda en bilinenler dil, tarih ya
da (gerek ya da hayali) atalar, din, giyim
ya da sslenme tarzlardr. Etnik
farkllklar btnyle renilmitir; bu
durum, baz gruplarn nasl sk sk
ynetilmek iin domu ya da
tembel, aptal vb. eklinde deer
lendirildiini hatrladmzda apak
ortaya kan bir noktadr. Aslnda
etniklikle ilgili doutan olan hibir ey
yoktur. Etniklik, zamanla retilen ve
yinelenen, btnyle toplumsal bir

535

olgudur. Toplumsallama yoluyla gen


insanlar, topluluklarnn yaam tarzlar
n, normlarn ve inanlarn zm
serler.
ok sayda insan iin etniklik
bireyin ve grubun kimlii iin
nemlidir. Gemile sreklilik iin
nemli bir ba oluturur ve kltrel
geleneklerin uygulanmasyla canl
tutulur. Her yl Karnaval'daki gsterilen
cokusu ve ustal Londra'nn Notting
Hill sokaklarndaki Karayiplileri
harekete geirir. Bir baka rnek,
yaamlarnn tamamn A.B.D'de geir
seler de yine de kendilerini gururla
rlandal-Amerikal olarak tanmlayan
nc kuak rlanda kkenli Amerika
llardr. rlanda gelenek ve grenekleri,
kuaklar boyunca aileler araclyla
daha geni rlanda topluluuna
aktarlmtr. Gelenekle srdrlp
korunmasna karn etniklik, sabit ve
deimez deildir. Daha ok akkandr
ve deien koullara uyum salar.
rnein rlandalI Amerikallarn duru
munda olduu gibi, rlanda'daki
popler adetlerin nasl muhafaza
edilerek Amerikan toplumu balamn
da dntrldn grmek mm
kndr. Bir ok A.B.D ehrindeki
takn Aziz Patrick Gn gsterileri,
rlanda mirasnn Amerikann gsterili
slubu ile nasl yeniden biimlendirildiinin bir rneidir. Dnyann her
yannda, g, sava, igc piyasasn
daki yer deitirmeler ya da baka
sebeplerin bir sonucu olarak etnik
adan farkl topluluklar oluturacak
biimde karm benzer rnekler
bulunabilir.
Sosyologlar, (yukarda sz edildii
gibi) anlam asndan btnyle

rk, Etn ik lik v e G


| - - * l ^ n n M U p ~ j 1 ' H I H ^ i N: - T - -

n r im

S i y a h K im li i
Siyah teriminin bireyler ya da topluluklar tanmlamak

gl armlar yznden kendilerini siyah olarak

iin kullanlmas yllardr ciddi dnm ler geirm itir

g rm em e eilimindedirler. Sonuta M odood , siyah

ve bugn de tartmal olmay srdrmektedir. Uzun

szcnn znde yanl olan zorunlu bir kimlik

zam andr siyah, beyazlarn koyduu aalayc bir etiket


olmutur. Sadece 1960'larda Amerikallar ve Afrika

demeye geldiini vurgulamaktadr. Beyaz olmayan


topluluklar, tpk szde beyaz topluluklar ierisinde

kkenli Britanyallar terimi slah ederek kendileri iin

olduu gibi bir ok farkl kimlie sahiptirler (M odood


1994).

olumlu hale getirmilerdir. Siyah rk bir


ktlem eden o k gurur ve kimliin kayna halini
almtr. Siyah gzeldir slogan ve gdleyici siyah

Sosyolojide siyah teriminin kullanm konusunda net

g kavram, siyahlarn zgrlk hareketinde nemli


hale gelmitir. Bu fikirler beyazln simgesel

bir uzlama yoktur. M o d o o d ve dierleri tarafndan


yneltilen eletiriler mudaka geerlidir ama ok sayda

tahakkmne kar siyahlk olarak kullanlmtr.

beyaz olmayan insann karlat mterek beyaz

Siyah terimi toplum da daha fazla kabul grm eye


balaynca kkeni Afrika olmayan dier beyaz

rklk deneyimi zerine konumak iin siyah terimi


yararl bir yol olmay srdrmektedir. A ncak,

olmayanlar iin kullanlmaya balamtr. A ncak siyah

sosyolojideki yeni akmlar M odood'un kayglarn

terimi yalnzca bir etiketten ibaret deildir, esasl bir

destekler grnm ektedir. Postm od ern okulla

politik bir mesaj da tar. Yani Siyah insanlarn hepsi,

ilikilendirilen yazarlar, ortak bir siyah kimliinin

beyaz topluluklarn elinde rklk ve yoksun braklmay

nem i zerinde durm ak yerine, eidi etnik gruplar

yaadklar iin, terim mterek siyah kimliin etrafnda,


deimek iin harekete

arasndaki farkllklara dikkat ekm e eilimindedirler.

gem eye ynelik bir


ar tar.
1980'lerin sonuna
doru baz bilginler ve
etnik aznlk
gruplarnn yeleri,
btn beyaz olm ayan
topluluklara atfta
bulunan siyah
terimin kullanlmasna
kar kmtr. Bu
gruplar beyaz
olmayanlarn ortak bir
zulm paylatklarn
kabul etseler de
siyah teriminin etnik
gruplar arasndaki
farkllklar
belirsizletirdiini iddia
etmektedirler.
Terim e kar kanlara g re, ortak bir deneyim olarak
kabul etm ek yerine tek bir etnik grubun ayrt edici
deneyimlerine daha fazla dikkat gsterilmelidir. Tariq
M odood siyah teriminin bazen yalnzca Afrika

ABD'li atletler siyah kimliine dikkati ekmi ve


Mexico City'de yaplan 19 6 8 Olimpiyat
Oyunlarnda eref krssnde siyah g selam
vererek tartma yaratmlardr.

kkenliler, bazen de toplu halde Asyallar anlamna


gelecek ekilde gevek kullanldn iddia eden ilk
eletirm enlerden biri olmutur. M odood , terimin deri
rengine dayal basky gereinden fazla vurguladna ve
kltrel temelli olan geni apta rkl gzard
ettiine inanmaktadr. M odood 'a gre Asyallar, siyah
terimi ve Afrika kkenli insanlarn deneyimi arasndaki

536

I r k , E t n ik l ik v e G

toplumsal bir kavram olduu iin


etniklik terimini rk kavramna oranla
daha ok tercih ederler. Ne ki, etniklie
ve etnik farklla referanslar, zellikle
etnik olmayan bir normla ztlk akla
getiriyorsa sorun yaratabilir.
rnein Britanyada etniklik
yerli ngiliz pratiklerinden ayrlan
kltrel pratikler ve geleneklere atfta
bulunur. Etnik szc, ngiliz olma
yanlar tanmlamak zere, mutfaktan
giyime, mzie ve yreye kadar deien
eitli alanlara uygulanr. Bu etnik
etikederin bylesi kolektif bir biimde
kullanlmas, topluluun belirli blm
lerinin etnik dierlerinin etnik olarak
grlmedii yerlerde biz ve onlar
ayrmn retme riski tar. Aslnda
etniklilik bir topluluun, yalnzca bir
paras, taraf deil, onun btn yeleri
tarafndan paylalan bir zniteliidir.
Yine de greceimiz gibi, etniklik uygu
lamada sklkla bir topluluk iindeki
aznlk gruplar ile ilikilendirilmektedir.
A z n lk g r u p la n

Aznlk gruplan kavram (sklkla


etnik aznlklar) sosyolojide yaygn
olarak kullanlmaktadr ve saysal bir
ayrmdan daha fazla ey ifade eder.
statistiksel anlamda ok sayda aznlk
vardr, rnein 2 metreden uzun ya da
300 kilodan ar insanlar gibi; ancak
bunlar kavramn sosyolojik anlam
bakmndan aznlk deildir. Sosyoloji
de, bir aznlk grubunun yeleri, toplu
luun ounluuna oranla daha
dezavantajldr ve grup dayanmas ve
aidiyet duygusuna sahiptirler. nyarg
ve ayrmcla maruz kalma deneyimi
ortak ballk ve kar duygularn
glendirmektedir.

537

Bu nedenle, sosyologlar aznlk


szcn saysal bir ifade olmaktan
ok, ounlukla kelimenin geni anlam
olan toplum iinde ikincil konumda
olan grubu tanmlamak iin kullanrlar.
Aslnda ounluk iinde aznlk
olabilecek ok sayda rnek vardr.
ehirler gibi baz corafi alanlarda etnik
gruplar, topluluun ounluunu olu
turmakla birlikte yine de aznlk
olarak tanmlanrlar. Bu nedenle
aznlk terimi onlarn dezavantajl
durumunu ele alr. Kadnlar, dnyann
bir ok lkesinde saysal adan
ounluu oluursalar da aznlk grubu
olarak tanmlanrlar. Yine de, (oun
luk olan) erkeklerle karlatrldk
larnda daha dezavantajl olma
eiliminde olduklar iin terim, kadnlar
iin de kullanlr.
Aznlk grubun yeleri genellikle,
kendilerini ounluktan ayr bir grup
olarak grrler. ounluk fiziksel ve
toplumsal olarak toplumun geri
kalanndan yaltlmlardr. Belirli bir
evrede, ehirde ya da blgede youn
lama eilimindedirler. ounluu
oluturan grubun yeleri ile aznl
oluturan grubun yeleri ya da aznlk
gruplar arasnda evlilik ok azdr.
Zaman zaman aznlk grubun yeleri
arasnda kltrel ayrt edicilii card
tutmak iin endogami (ievlilik) tevik
edilir.
Baz yazarlar ounluk tarafndan
nyargl yaklalan gruplara toplu halde
atfta bulunmak zere aznlklar
hakknda konuma taraftardrlar.
Aznlk terimi, toplum iindeki daha
dk statdeki eitli gruplarn dene
yimlerinin ortak yanlarn vurgulayarak
ayrmcln yaygnlna dikkat eker.
Yahudi aleyhtarl, homofobi ve

I rk , E t n ik l ik v e G

rkln ortak bir ok ortak zellii


paylatn ve farkl gruplara ynelik
basknn nasl benzer biimler alabile
ceini gsteren rneklerdir. Ayn
zamanda, aznlklar hakknda toptan
konumak, ayrmclk ve bask ile ilgili
tek bana bir grubun deneyimlerini
kesin bir biimde yanstmayan genelle
tirmeler dourabilir. Ecinseller ve
PakistanlIlarn ikisi de Londra'daki
aznlk gruplarndan olsalar da toplum
da deneyimledikleri aalanma ayn
deildir.

yz. nyarg, bir grubun yelerinin bir


baka grup hakkndaki fikirleri ve ona
taknd tutuma atfta bulunur. nyar
gl bir insann pein hkml grleri,
okluk dorudan bir delil yerine
sylentiye dayanr ve yeni bir bilgi
karsnda bile deimeye direnirler.
nsanlar kendilerini zdeletirdikleri
gruplara ynelik olumlu, dierlerine
kar da olumsuz nyarglar besleyebilir.
Belirli bir gruba kar nyargl olan
birisi bu grubu tarafsz bir biimde
deerlendiremez.

ok sayda aznlk grubu hem etnik


hem de fiziksel olarak topluluun geri
kalanndan farkldr. Britanya'daki Bat
Hindileri ve Asyallar ile A.B.D'deki
Afrikal Amerikallar, inliler ve dier
gruplar buna rnekdr. Yukarda da
deindiimiz gibi, bir grubun ya da bir
dizi gelenein etnik olarak adlandrl
mas bir bakma seici olarak ortay
kar. Britanya'daki Hintliler ve
A.B.D'deki Afrikal Amerikallar etnik
aznlklarn ak rneklerini oluturur
ken, Britanyallar, talya ya da Polonya
kkenli Amerikallar daha az etnik
aznlk olarak deerlendirilirler. Sklkla
deri rengi gibi fiziksel zellikler etnik
bir aznl tayin ederken kullanlan
tanmlayc unsurlardr. Bu blmde de
greceimiz gibi, etnik ayrmlar
nadiren yanszdr, fakat yaygn olarak
refah ve gle ilgili eitsizlikler ve
gruplararas dmanlklarla ilikilendirilirler.

nyarglar sklkla bir grubun sabit


ve kalplam bir biimde tanmland
kalpyarglar zerine ina edilir.
Btn siyahlarn adetik olduu ya da
btn Dou Asyallarn alkan ve
gayredi renciler olduklar gr
gibi, kalpyarglara ounluk etnik
aznlk gruplarnda bavurulur. Baz
kalpyarglarda gereklik pay vardr;
oysa dierleri, tmyle dmanlk
duygularnn, aslnda o duygunun
gerek kayna olmayan nesnelere
ynlendirildii bir yerine geirme
mekanizmasdr. Kalpyarglar kltrel
anlamalarn iine gmldr ve
gereklii aka arpttklarnda bile
kolay kolay anmazlar. Tek bana o
cuk sahibi olan annelerin sosyal
yardma gereksinimi olduu ama al
may reddettikleri inanc, aslnda temel
den yoksun, inat bir kalpyarg rne
idir. Tek bana ocuk sahibi olan ok
sayda anne almaktadr ve sosyal
hizmet yardm alan birou da ocuk
bakm yardm almak yerine almay
tercih edecektir. Gnah keisi yarat
mak, durumlar kt olan iki etnik
grubun birbirleriyle ekonomik kaza
nmlar iin rekabet ettii durumlarda
yaygndr. rnein etnik aznlklara

nyarg ve ayrmclk
Irk kavramnn modern bir kavram
olmasna karlk, nyarg ve ayrmclk
insanlk tarihinde olduka yaygndr;
ncelikle bunlar birbirinden ayrmal

538

Ik , E tn ik lik v e G

Afrikallar, ingeneler ve dierleri Bat


tarihi boyunca muhtelif dnemlerde
gnlszce gnah keisi roln oyna
mlardr. Gnah keisi yaratma sklkla,
kiinin kendi arzularn ya da nitelik
lerini bilind bir biimde bakalarna
atfettii yanstmay gerektirir. Aratr
malar srekli olarak gstermektedir ki,
baskn grubun yeleri aznla iddet
uyguladnda ya da onu cinsel olarak
istismar ettiinde, kendilerinin deil
aznlklarn cinsel iddede ilgili bu
nitelikleri sergilediine kanaat getir
mektedirler. rnein, Gney Afri
ka'nn apartheid ynetiminde, beyazlar
arasnda, siyah erkeklerin cinsel adan
gl olduu, kadnlarn da nne
gelenle cinsel ilikide bulunduu inanc
yaygnd. Siyah erkeklerin cinsel adan
beyaz kadnlar iin ok tehlikeli olduu
dnlrd, oysa gerekte cinsel iliki
sularnn hemen hemen hepsi beyaz
erkekler tarafndan siyah kadnlara kar
ilenmitir (Simpson ve Yinger 1986).
Sudanl model Alex Web, Bat moda sanayisinin nadir
siyah yzlerindendir.

rk saldrlar ynelten insanlarn


ekonomik durumu okluk onlarnki ile
benzerdir. Yakn zamanlarda yaplan bir
anket, kt muamele grdn
hisseden insanlarn yarsnn gmen
lerin ve etnik aznlklarn kendilerine
stnlk salad inancnda olduk
larn ortaya koymutur (MORI, 2003;
The TBconomist, 26 ubat 2004). Bu
insanlar gerek nedenleri baka yerde
yatan ikayetier iin aznlk gruplarn
sulamaktadrlar.
Gnah keisi yaratmak normal
olarak ok kolay hedef olduklar iin
ayrt edici zelliklere sahip ve nispeten
gsz gruplara yneltilir. Protestanlar,
Katolikler, Yahudiler, Italyanlar, siyah

539

Eer nyarg tutum ve grleri


tanmlyorsa, ayrmclk teki gruba ya
da bireye ynelik gerek davrana atfta
bulunur. A yrm clk, siyah bir
Britanyal'nn bir beyazn bavurabi
lecei ie bavurusunun reddedilme
sinde olduu gibi, bakalarna ak olan
olanaklardan bir grubun yelerinin
mahrum edilmesi gibi faaliyetlerde
grlebilir. nyarg ounlulukla
ayrmcln temeliyse de ikisi birbirin
den ayr ortaya kabilir. nsanlarn
davranlarna yansmayan nyargl
tutumlar olabilir. Keza, ayrmcln da
dorudan nyargdan kaynaklanmas
gerekmez. rnein ev satn alacak
beyazlarn ou, orada yaayanlara
ynelebilecek dmanca tutumlar
yznden deil, alacaklar evin deeri
nin decei kaygsyla ounlukla

Irk. Etniklik v e G

siyahlarn yaad semtlerde mlk


edinmek istemeyebilirler. Bu rnekteki
nyargl davranlar ayrmcl ancak
dolayl bir biimde etkilemektedir.
Ir k lk

Irk kavram, toplumsal adan


anlaml, fiziksel ayrlklara dayal bir
nyarg olan rkln varlnn
esasn oluturur. Irk, yalnzca rk
temelinde baz bireylerin dierlerinde
daha stn ya da daha aa olduuna
inanan kiidir. Irklksa genellikle
belirli bireyler ya da gruplarn
benimsedii tutum ve davranlar
olarak kabul edilir. Kii, rk inanlarn
itiraf edebilir ya da rk gndemi
ykselten beyaz stnl yanls bir
gruba katlabilir. Yine de ou kii
rkln az sayda banaz bireyin
benimsedii fikirlerden daha fazla ey
ifade ettiini tartmaktadr. Daha
dorusu, rklk tam da toplumun
yapsna ve ileyiine kaznmtr.

Kurumsal rklk fikri, rkln


toplumun yaplarna sistematik olarak
nfuz ettiini ne srmektedir. Bu fikre
gre polis, salk hizmetleri ve eitim
sistemi gibi kurumlarn hepsi belirli
gruplar kayrrlarken dierlerine de
ayrmclk yapmaktadr.
Kurumsal rklk fikri, rkln
yalnzca bir aznlk grubunun fikirlerini
temsil etmekten daha ok, tam da top
lumsal dokuyu desteklediine inanan
kamu haklar savunucular tarafndan
A.B.D'de 1960'larn sonunda gelitirildi
(Omi ve Winant 1994). Bunu izleyen
yllarda kurumsal rklk fikri yaygn
olarak kabul gren ve bir ok ortamda
aka kabul edilen bir kavram halini
ald. Stephen Lawrence cinayeti n
da, Londra ehir Polis Servisi'nin uygu
lamalarna ynelik son yllarda yaplan
bir soruturma, kurumsal rkl
emniyet gleri ve adli yarg sisteminde
yaygn olduunu ortaya karmtr
(bkz. s. 542, ereve yaz). Kltr ve

Almanya'daki bir Yahudi mezarlna Yahudi aleyhtar bir saldr

540

lk . E tn ik lik v e G

I r k l n in a t la v a r l n s r d r m e s i
N eden rklk bu kadar geliti? Bunun birka nedeni
var. Bunlardan biri, rklk kavramnn bizzat

nc etm en -n ced en ounlukla beyaz olan

kendisinin icat edilip yaylmasdr. Irklk benzeri

(Kuzey Amerika'daki kzlderililer dnda)- Britanya,

tutumlarn varl yzyllardr bilinmektedir. A ncak

A vrupa ve K uzey A merika'ya byk lekli gle


ilgilidir. Sava sonras ekonom ik patlama 1970'lerin

dondurulm u bir dizi zellik olarak rk kavram, daha

ortalarnda hzn kaybetti ve ou Bat lkesi igc

nce deindiimiz rk bilimi nin ykselmesi ile ortaya

sknts ekm ekten (ve nispeten ak snrlara

kmtr. Beyaz rkn stnl kavram, btnyle


kanttan yoksun olasna karn beyaz rkln anahtar

sahipken) ok sayda isiz nfusa sahip olmaya geti;


dom a byme nfusun baz yeleri gm enlerin
snrl saydaki ileri doldurduuna ve onlarn hakk

unsuru olmay srdrmektedir.

olduuna inandklan refaha sahip ktklarna

M odern rkla neden olan ikinci etm en, Avrupalmn


beyaz olmayan insanlar zerinde kurduu sm r
ilikilerinde yatmaktadr. Avrupallar yaygn bir biimde
siyahlarn daha aa, hatta insandan bile aa bir rk
olduuna inanmam olsalard kle ticareti

inanmaya balad. G m enler, ou kez medyann da


teviki ile tatminsiz yerli halkn gnah keisi haline
geldiler. Uygulamada bu yaygnlkla kabul gren
korku byk lde bir mittir. G m en iiler yerli
iileri yerini alma eiliminden ok yerli halkn

yrtlemezdi. Irklk beyaz olmayan insanlar


zerindeki sm rge ynetimini m erulatrm aya ve

yapmay reddettii ileri yaparak, deerli ek beceriler


salayarak ya da iler yaratarak m uhtem elen onlar
tamamlamaktadrlar. B en zer bir biimde bir kez

beyazlarn Avrupa'daki yurtlarnda kazandklar siyasi


katlmn onlardan esirgenmesine yaramtr. Baz

almalarna izin verildiinde, m uhtem elen

sosyologlar vatandalktan m ahrum etmenin de

gm en ler vergi mkellefi olarak devlet btesine net

m od ern rkln nemli bir zellii olduunu ileri

bir katk da salamaktadrlar.

srmektedir.

sanatta, televizyon yayncl (prog


ramclkta etnik aznlklarn snrl ya da
olumsuz resmedilmesi) ve uluslararas
moda endstrisi (beyaz olmayan
mankenlere kar sektrel apta bir
nyarg) gibi alanlarda kurumsal rklk
ortaya karlmtr.
E sk i rklk tan 'y eni rkla
Tpk, biyolojik rk kavramnn
gzden dmesi gibi fiziksel zelliklere
dayal eski tarz biyolojik rklk
gnmz de pek seyrek olarak aka
dile getirilir. A.B.D'de yasallatrlm
rk ayrmnn sona ermesiyle ve Gney
Afrika'da apartheid rejimin yklmas
biyolojik rkln reddedilmesinde
nemli dnm noktalardr. Her iki
durumda da rk tutumlar, fiziksel
zellikleri dorudan biyolojik adan
ikinci snf olmakla ilikilendirerek
davurmutur. Bylesi kaba rk
fikirler, iddetli nefretin olduu durum

541

lar ya da belirli kktenci gruplarn


bulunduu p latform lar dnda
gnmzde nadiren iitilmektedir. Bu
gnmz modern toplumlarnda rk
tutumlarn ortadan kalkt anlamna
gelmez. Daha ok baz yazarlarn iddia
ettii gibi, kltrel farkllklar fikrini
belirli gruplar dlamak iin kullanan
(Barker 1981), daha damtlm yeni
rklkla (ya da kltrel rklk) yer
deitirmitir.
Yeni rkln ortaya ktn
savunanlar, topluluun belirli kesimlere
ayrlmas iin biyolojik olanlarn yerine
kltrel savlarn ie koulduunu iddia
etmektedirler. Bu gre gre, stnlk
ve aalk hiyerarisi ounluk kltr
nn deerlerine gre ina edilmektedir.
ounluun dnda tutulan bu gruplar,
asimile olmay reddettikleri iin marji
nal hale gelmekte ya da aalanmakta
dr. Yeni rkln aka politik bir
boyutu olduu kabul edilmektedir. Yeni

lk , E tn ik lik v e G o
a t m n ' u*w *u

rkln gze arpan rnekleri, baz


Amerikal politikaclarn resmi dil
olarak ngilizce politikalarn canlandr
malarnda ve Fransa'da okula slami
barts ile girmek isteyen kzlarla
dlen fikir ayrlnda (bkz. 14.
Blm, s. 605) grlebilir. Irkln
artarak biyolojik deil kltrel
temellerde uygulanmas baz yazarlar
topluluk kesimlerinde ayrmcln
farkl yaandn oklu rklk
dneminde yaadmz ileri srmeye
sevk etmitir (Back 1995).

w*Q*t-iran*frOT vf*Muet<n.TTitf*.ui*tH ?v;s,>+

I r k l n s o s y o l o ji k y o r u m la r

Yukarda ana hatiar izilen psiko


lojik mekanizmalar, btn toplumlarn
yeleri arasnda bulunmakta ve etnik
kartlklarn neden farkl kltrlerde
byle ortak bir unsur olduunu ak
lamamza yardmc olmaktadr. Yine de,
ayrmcln ierdii toplumsal sreler
hakknda bize pek az ey sylemektedir.
Bu sreleri incelemek iin sosyolojik
dnclere bakmamz gerekiyor.

S te p h e n L a v v re n ce c in a y e ti v e M a c p h e r s o n R a p o ru
1993'd e siyah bir g en , Stephen Law rence Londra'nn

Raporu'nda yaynland. R aporun yazarlar bulgularnda

gneydousunda bir otob s duranda beklerken be

ok netti: "Stephen Law rence'n rk bir saldrda

gencin rk saldrs sonucunda ldrld. Bu be gen

ldrlmesi ile ilgili soruturm adaki btn delillerin


ak olduu sonucuna varlmtr. Davadaki karan

adam , bir tahrik olmakszn Lawrence' yere yatrp, iki


kere bakladktan sonra kaldrmda lme terk etmitir.

etkileyecek ciddi hatalar yapld kuku

H i kimsenin cinayede sulanmam olmas ar bir adli

gtrm em ektedir. Soruturm a mesleki yetersizlik,

hata ile gvenlik ve adli yarg sistemindeki yaygn

kurumsal rklk ve kdemli polislerin nderlik

rkln bir kant olarak deerlendirilmitir.

etmedeki baarszlklarnn bir araya gelmesiyle zarar


grm tr."

Vakay inceleyen kom isyon, Lavvrence cinayeti


soruturm asnn ta bandan beri hatal ele alnd
sonucuna varm tr (M acpherson 1999). Olay yerine

Soruturm ann en nem li sonularndan biri (s. 540'de

gelen polisler saldrganlar izleme konusunda pek az


aba harcam ve grevlendirildikleri bu davayla ilgili

yazarlar yalnzca ehir polisinin deil, adli yarg sistemi


dahil bir ok kuruluun, insanlara renkleri, rklar,

ele alnan) kurumsal rklk sulamasyd. Raporun

malum ata eriimlerinin snrlandrldn savunan

kltrleri ve etnik kkenleri yznden uygun ve

Law rence'n ailesine saygszlk etmilerdir. Lawrence'n

mesleki bir hizm et salamadklar iin bu kolektif sua

tahrik olm adan yaplm rk bir saldrnn masum

kart sonucuna varmlardr. "Aznlk konumundaki

kurban olduu deil, sokak kavgasna kart yolunda

etnik gruplarn aleyhine, kastl olm ayan nyargdan,

yanl bir hkm verilmitir. Polisin phelileri gzetim

bilgisizlie, dncesizlie hatta rk


kalpyarglatrmaya varan ilemler, tutum lar ve

altna alma operasyonu kt bir biimde rgdenm i ve


ivedilikten uzak bir biimde yaplmt; rnein cinayet

davranlar grlm ve saptanm tr" (M acpherson


1999).

aletinin nerede saklandna ynelik ipularna ram en,


phelilerin evlerinin aranmas stnkr yaplmt.

M acpherson R aporu, her kurumun hi bir toplum

Bylesi hatalar dzeltm ek iin mdahale etmesi


beklenen daha kdemli polisler de bunu yapmamtr.

kesiminin zarar grm em esini salayacak biimde


politikalarn ve bu politikalarn sonularn gzden

S oruturm a ve onu izleyen kovuturm alar srasnda


polisler hayati bilgileri rtbas etm i, birbirlerini korum u
ve hatalardan dolay sorumluluk stelenmemilerdir.
Law rence'n ailesinin srarna bal olarak 1 9 9 6 ylnda
pheli, hakim karsna km, ancak hakim tanklardan
biri tarafndan sunulan delilin yetersiz olduu hkmne
varnca dava dmtr.

geirm esinin zorunlu olduu sonucuna varmtr. Irk


sularn takibatnn gelitirilmesinde izlenecek 7 0 tane
tavsiyede bulunulmutur. Polis memurlarnn
eitiminde rka ynelik farkndalk gelitirmek, rk
memurlarn ihra edilebilmesi iin daha gl disiplin
uygulama yetkisi, rk bir olaya ilikin daha net
tanmlar, polis gcndeki siyah ve Asyal m em ur

iileri Bakan Jack Straw, 1 9 9 7 ylnda Law rence

saysnn artm lm asm taahht etm e bu tavsiyelerden

davasna ynelik kapsaml bir aratrm a yaplacan


duyurdu; soruturm ann bulgulan 1999'd a M acpherson

bazlardr.

542

rk , E tn ik lik v e G

E tnikmerke^cilik, grup kapanmas ve


kaynak tahsisi
Genel bir dzeyde etnik atmalar
da sz konusu olan sosyolojik kavram
lar etnikmerkezcilik, grup kapanmas ve
kaynak tahsisi kavramlardr. Etnik
merkezcilik dardakiler hakknda
beslenen kukuyla birlikte, bakalarn
kiinin kendi kltrne dayanarak
deerlendirmesi daha nce karlat
mz bir kavramdr, (s. 539) Aslnda
btn kltrler bir dereceye kadar etnik
merkezcidir; etnikmerkezciliin kalpyarglarla dnme eilimiyle birleti
ini grmek de kolaydr. Dardakilerin, yabanclar, barbarlar ya da ahlaki
ve zihinsel bakmdan aa olduklar
dnlmektedir. Bu durum, ou
uygarln daha kk kltrlere nasl
baktn ve bu tutumun tarihteki saysz
etnik atmalar nasl alevlendirdiini
gstermektedir.
Etnikmerkezcilik ve grup kapan
mas ya da etnik grup kapanmas
sklkla birlikte ortaya kar. Kapan
ma gruplarn kendilerini tekilerden
ayran snrlar koruma srecine iaret
eder. Bu snrlar, bir etnik grubu
bakalarndan ayran farkllklar keskin
letiren dlama aralaryla oluturmak
tadr. Bu tr aralar arasnda gruplararas evlilii snrlamak ya da yasak
lamak, toplumsal temas ya da ticaret
gibi ekonomik ilikilere snr getirmek
ve etnik gettolarda oduu gibi
gruplarn fiziksel olarak birbirlerinden
ayrlmas bulunmaktadr. A.B.D'deki
Afrikal Amerikallar, bu dlama
arac ile karlamlardr: Kimi
eyalederde rklar arasndaki evlilikler
yasaklanm, gneyde ekonomik ve
sosyal ayrmlar yasayla yrrle
konulmu; yaltlm siyah gettolarn

543

ou byk kentte bugn de varlklarn


srdrmektedir.
Kimi zaman eit gte olan
gruplar, karlkl olarak kapanma
snrlarn belirlerler: Bu gruplarn
yeleri birbirlerinden uzak dururlar,
anacak hibir grup tekine baskn
kmaz. Bununla birlikte daha yaygn
bir uygulama, bir etnik grubun teki
zerindeki gc elinde tutmasdr. Bu
koullarda grup kapanmas servet ve
maddi mallarn blmndeki eitsiz
likleri kurumlatran kaynak dal
myla ezamanl meydana gelir.
Etnik gruplar arasndaki en youn
atmalardan bir blm, bunlar
arasndaki kapanma snrlar evresinde
kmelenir; bunun tam da nedeni bu
snrlarn servet, g ya da toplumsal
konum eitsizliklerini gstermesidir.
Etnik grup kapanmas kavram insan
topluluklarn birbirinden ayran hem
grnen hem de rtk nitelikteki
farkllklar anlamamza -yalnzca
insanlarn neden vurulduklarn, lin
edildiklerini, dvldklerini ya da taciz
edildiklerini anlamaya deil, neden i
bulamadklarn, iyi bir eitim greme
diklerini ya da yaayacak iyi bir yer
edinemediklerini anlamamza- dayardmc olmaktadr. Zenginlik, g ve
toplumsal stat kt kaynaklardr -kimi
gruplar bunlara tekilerden daha ok
sahiptirler. Ayrcalkl bu gruplar, kendi
stn konumlarn srdrebilmek iin
kimi zaman tekilere kar iddete
bavurabilir. Benzer bir biimde fazla
ayrcalk sahibi olmayan gruplar da
kendi durumlarn iyiletirmek iin
iddete bavurabilmektedirler.
atma kuramlar
Aksine atma kuramlar, bir
yanda rklk ve nyarg arasndaki

Irk, E tn ik lik v e G

balantyla te yanda g ve eitsizlik


ilikileriyle ilgilenirler. Irkla ynelik
ilk atma yaklamlar ekonomik
sistemin toplumun btn teki
ynlerini de belirleyen bir etmen olarak
gren Marxist fikirlerden youn bir
biimde etkilenmitir. Baz Mantist
kuramclar, yneten snfn klelii,
smrgecilii ve rkl emein
smrs olarak kullandn iddia
ederek rkln kapitalizmin bir rn
olarak ele alrlar (Cox 1959).
Daha sonra yeni Marxisder bu ilk
dile getirii ok kat ve basit buldular ve
rkln yalnzca ekonomik glerin
bir rn olmadn ileri srdler.
ada Kltrel almalar iin
1982'de Birmingham'daki merkezde
baslan imparatorluun Misillemesi HThe
Empire Strikes Back) adl bir dizi
makale rkln ykseliini daha geni
bir bak asyla ele almaktadr.
Kapitalist emek smrsnn bir
etmen olduuna katlan John Solomos,
Paul Gilroy ve dierleri 1970 ve
1980'lerde Britanya'da zgl bir rklk
trnn ortaya kmasna neden olan
eitli tarihsel ve siyasi etkiye dikkat
ekmektedir. Bu yazarlar, rkln,
etnik aznlk ve ii snf kimlikleri ve
inanlarnn karlkl ileyiini kapsayan
karmak ve ok ynl bir olgu
olduunu iddia etmektedir. Onlarn
grne gre rklk gl sekinler
tarafndan beyaz olma-yan toplulua
kar ie koulan bir dizi baskc fikirden
ok daha fazlasn ifade etmektedir
(Hail 1982).
E t n ik b t n l e m e v e a t m a

Gnmzde dnyadaki bir ok


devlet oketnikli topluluklarla tanm
lanmaktadr. Genellikle yzyllar
boyunca bu biimde gelimilerdir.

rnein baz Ortadou ve orta Avrupa


lkeleri rnein Trkiye, Macaristan,
yzyllardr sren snrlarn deimesi,
yabanc gler tarafndan igal edilme
ve blgesel ge bal olarak etnik
adan farkllk gsterirler. G tevik
eden planl politikalar sonucunda ya da
smrge ya da imparatorluk mirasyla
birlikte teki lkeler de hzla oketnikli
hale gelmilerdir.
Kreselleme ve hzl deime
dneminde, bir ok devlet etnik
farklln bol faydalar ve karmak
itirazlar ile kar karyadr. Uluslararas
g, kresel ekonomi ile eklemlenerek
hzlanmaktadr; insan topluluklarnn
hareketinin ve birbirine karmasnn
nmzdeki yllarda younlaacana
kesin gzyle baklmaktadr. Bu arada,
etnik gerginlikler ve atmalar, baz
oketnikli devlederin blnmesine ve
dierlerinde de sreen iddete ilikin
ipularna gtren tehditier tayarak
btn dnya toplumlarna yaylmay
srdrmektedir. Etnik farkllklar nasl
uzlatrlabilir ve etnik atmalarn pat
lak vermesi nasl nlenebilir? oketnik
li topluluklar ierisindeki etnik aznlk
ve ounluk arasndaki iliki nasl
olmaldr? oketnikli topluluklarn bu
itirazlarla ilgili benimseyebilecei
temel etnik btnleme modeli
bulunmaktadr: Asimilasyon, erime
potas ve oulculuk. Bu modellerin
ideal tipler olduu ve uygulamada
baarlmalarnn kolay olmadnn
anlalmas nemlidir.
d eal tipler, 1. B l m , Sosyoloji
N ed ir? ,syf. 53'd e tartld.

E tn ik b t n l e m e m o d e l l e r i

lk yol, gmenlerin kendi zgl


gelenek ve pratiklerini brakarak, kendi

544

Irk , E tn ik lik v e G

davranlarm ounluun deerlerine


ve normlarna gre biimlendirmesi
anlamna gelen asimilasyondur.
Asimilasyoncu yaklam, yeni toplum
sal dzenle btnlemenin bir paras
olarak gmenlerin dillerini, giyim ve
yaam tarzlarn ve kltrel grnm
lerini deitirmelerini talep eder. "Bir
gm en ulusu" olarak kurulan
A.B.D'de, gmenler, kuaklar boyu bu
yolla asimilasyon basksna maruz
kaldlar ve ok sayda ocuk deien
oranlarda her ynden Amerikal oldu.
Birleik Krallk'taki resmi politikalarn
ou, gmenlerin Britanya toplumun
ca asimilasyonu amacna yneliktir.
kinci model "eritme potas"dr.
Gmenlerin gelenekleri daha nceden
mevcut topluluktaki baskn gelenekler
iinde erimekten ok, yeni, deien
kltrel rntler oluturacak ekilde
birbirine karm hale gelirler. Etnik
gruplar toplulua yalnzca farkl
kltrel deerler ve normlar getirmekle
kalmaz, kendilerini iinde bulduklar

Britanya'nn en gzde yemei: Onun "eritme


potas" kltrnn bir simgesi mi?

545

daha geni toplumsal evreye uyum


saladklar iin farkllk da yaratrlar.
Birleik Krallk'daki Hint lokan
talarnda icat edilen bir yemek, masalal
tikka tavuk, eritme potas kltrnn
okluk gerek bir rnei olarak verilir.
Tikka tavuk bir Hint yemeidir; masala
sosu Britanyallarn arzularn tatmin
etmek zere etlerin zerine eklenen
sostur. 2001'de Dileri Bakan Robin
Cook (1946-2005) tarafndan "ngiliz
ulusal yemei" olarak tam yerinde
tanmlanmtr (Cook2001).
ou insan "eritm e potas"
modelinin etnik eitliliin en arzulanan
sonucu olduuna inanmaktadr.
Gmen topluluklarn gelenekleri ve
grenekleri braklmaz, aksine srekli
dnen toplumsal evreyi biimlen
dirir ve ona katkda bulunur. Mutfak,
moda, mzik ve mimarinin melez
formlar eritme potas yaklamn
grnmleridir. Bu yaklam snrl
lde Amerikan kltrel geliiminin
grnmlerinin eksiksiz bir ifadesidir.
Her ne kadar Anglo kltr esas olarak
kalmakla birlikte, gnmzde Ameri
kan toplumunu oluturan ok saydaki
farkl grupda etkisini bir lde
yanstmaya devam etmektedir.
Etnik kltrlere ayr ayr varolmak
iin tam bir yasalln verildii, buna
ramen toplumun ekonomik ve siyasi
yaamna geni lde katldklar
nc model kltrel oulculuk
modelidir. oulculuun yakn zaman
daki sonucu etnk gruplarn ayr ve eit
olarak varolduklar okkltrclktr. A.B.D ve dier Batl lkeler bir ok
adan oulcudur, ancak etnik
farkllklar ou zaman eitlikten ok
eitsizliklerle ama yine de ulusal
topluluk iinde bamsz yelikle iliki-

Irk , E tn ik lik v e G

lendirilir. Fransz, Alman ve talyanlarn


ayn toplum ierisinde birarada
varolduklar svire'nin gsterdii gibi
en azndan etnik gruplarn ayr ama eit
olduklar bir toplum yaratmak olanakl
grnyor.
Britanya ve Avrupa'nn her yerinde
etnik aznlk gruplarnn liderleri
oulculuk yolunu giderek daha fazla
vurgulamaktadrlar. Ayr fakat eit
statye ulamak nemli mcadeleler
gerektirir, ancak yine de bu ok uzak bir
seenek gibi grnyor. Etnik aznlk
lar, bugn de bir oklar tarafndan
ilerine, gvenliklerine ve ulusal
kltre bir tehdit olarak alglanmak
tadr. Etnik aznlklarn gnah keisi
haline getirilmesi yaygn bir eilimdir.
Daha yal kuaklarla yine benzer
nyarglar tayan Bat Avrupa'daki
genler olduu srece ou lkedeki
etnik aznlklar gerginlik ve kayg ile
tanmlanan toplumsal bir iklimde
gelecekte de srekli bir ayrmclkla
karlaacaklar.
E tn ik a t m a

Etnik farkllk toplumlar byk


lde zenginletirir. oketnikli devlet
ler sklkla sakinlerinin farkl katklar ile
glenen canl ve hareketli mekanlardr.
Fakat bylesi devletler i karklklar ya
da d tehditler karsnda krl
gandrlar. Farkl dil, din ve kltrel
artalanlar etnik gruplar arasnda ak
dmanlkla sonulanan fay hatlar
halini alabilirler. Bazen uzun etnik
hogr ve btnlk gemiine sahip
toplumlar da hzla farkl etnik gruplar
ya da topluluklar arasnda dmanlkla
kendini gsteren etnik atma girdabna
kaplabilirler.

ok etnikli zengin bir mirasa sahip


olmakla nlenen eski Yugoslavya'da da
olan buydu. Balkanlar ok eskiden beri
Avrupa'nn kava olmutur. Yzyllar
sren g ve birbirini izleyen impara
torluk ynetimleri Dou Ortodoks
Srplardan oluan Slavlar, Katolik Hrvadar, Mslmanlar ve Yahudilerin
hakim olduu birbirinden farkl ve i ie
girmi topluluklar meydana getirmitir.
Komnizmin kn izleyen nemli
politik ve toplumsal dnmlerin elik
ettii eski Yugoslavya'da 1991'den beri
muhtelif etnik gruplar arasnda iddetli
atmalar padak vermitir.
Eski Yugoslavya'daki atmalar
dier etnik topluluklarn kitlesel olarak
bertaraf edilmesi yolu ile etnik adan
homojen alanlar yaratma, yani etnik
temizlik abalarn da iermektedir.
rnein Hrvatistan binlerce Srpn
lkeden snr d edildii, bedelleri ok
ar olan bir savan ardndan tek
etnikli bamsz bir devlet halini
almtr. Bosna'da 1992'de plar, Hrvadar ve Bonaklar arasnda padayan
sava Srplarn ynetimi altndaki
Bosnal Mslman topluluun urad
etnik temizlie sahne olmutur. Binler
ce Mslman erkek toplama kampla
rnda kalmaya zorlanm, Mslman
kadnlara ynelik sistematik rza geme
ler yaanmtr. 1999'da Kosova'daki
sava, Srp glerinin Kosoval Arna
vutlar (Mslman) eyalet nfusundan
etnik olarak temizledikleri sulamalar
tahrik etmitir.
Bosna ve Kosova'daki etnik at
malar uluslararas bir boyut kazan
mtr. Yz binlerce mlteci komu
lkelere akarak blgedeki dengeyi
bozmutur. Batl devletler etnik temiz
liin hedefi olan etnik gruplarn insan

546

rk , E tn ik lik v e G

haklarm korumak iin blgeye hem


diplomatik hem de askeri mdahale
lerde bulunmutur. Ksa vadede bylesi
mdahaleler sistemadk iddedn yattrlmasnda baarl olmutur. Ancak bu
mdahaleler istenmeyen sonular da
dourmutur. Bosna'daki krlgan bar
ancak bar glerinin varl ve lkenin
farkl etnik blgelere ayrlmas ile
salanabilmitir. Kosova'da NATO'nun bombalama seferberliinden
sonra tersine bir etnik temizlik sreci
ortaya kmtr. Etnik olarak Arnavut
olan Kosovallar yerli Srplar Kosova'nn dna srm, Birlemi Millet
lerin denetimindeki 'Kfor' glerinin
varl etnik gerginlik-lerin yeniden
ortaya kmasn nleme de yetersiz
kalmtr.
Etnik temizlik, hedefi belli iddet,
bezdirme, tehdit ve terr kampanyalar
yoluyla etnik gruplarn baka bir yerde
yerlemeye zorlanmalarm ierir. Bu
nun aksine soykrm, bir etnik grubun
baka bir etnik grup tarafndan siste
matik olarak bertaraf edilmesi eklinde
tanmlanr. Soykrm terimi sklkla
Gney ve Kuzey Amerika'daki yerli
topluluklarn Avrupal kaifler ve g
menler tarafndan byk lde yok
edilme srecini tanmlamak iin
kullanlr. Hastalk, zorunlu skan ve
iddet kampanyalar -sistematik olarak
planlanp planlanmad tartma
gtrse de- ok sayda yerli topluluu
ortadan kaldrmtr.
Yirminci yzyl rgd soykr
mn ortaya kna tanklk etmi ve
tarih boyunca en fazla soykrmn
gerekletii bir yzyl olmann kukulu
nn tamtr. Nazilerin yapt
soykrm alt milyondan fazla Yahu
di'nin lm ile sonulanm ve bir

547

etnik grubun dierini planl olarak yok


etmesinin en dehetli rnei olarak
kalmtr. ok yakn bir tarihte 1994'de
Ruanda'daki etnik ounluk Hutular,
etnik aznlk olan Tutsilere kar, ay
gibi ksa bir zaman diliminde 800 000
kiinin cann alarak bir soykrm
kampanyas balatmtr. ki milyondan
fazla Ruandal mlteci, Burundi ve
Zaire (bugnk Kongo) gibi lkelerde
de etnik gerilimleri artrarak komu
devledere g etmitir. Yakn zamanda
hkmet destekli Arap milisleri,
2003'de Darfur'un Bat blgesindeki
siyah nfusun bir blmnn ayaklan
masnn ardndan, Sudan'da etnik
temizlikle sulanmlardr. Milislerin
misillemesi 70.000 yaamn yitirilme
sine, iki milyon insamn da evsiz kalma
sna yol amtr. (Birlemi Milletler
rakamlar, BBC Haberleri, 2005).
Dnya zerindeki iddetli atma
larn giderek etnik blnmelere dayan
mas dikkat ekmektedir. Savalarn
sadece ok kk bir blm devletlerarasnda ortaya kmakta, etnik boyutu
ne kan i savalar daha byk bir
blm oluturmaktadr. Birbirine
bamllk ve rekabetin artt bir dn
yada uluslararas etmenler etnik iliki
lerin biimlenmesinde daha nemli hale
gelirken, iteki etnik atmalarn etkisi
ulusal snrlarn dnda daha ok
hissedilmektedir. Grld gibi etnik
atmalar uluslararas dikkat ekmekte
ve zaman zaman fiziki olarak mdaha
leyi gerektirmektedir. Uluslararas sava
sular mahkemeleri, Yugoslavya ve
Ruanda'daki etnik temizlik ve soykrm
sorumlularm soruturup yarglamak
zere toplanmtr. Etnik atmalara
karlk vermek ve etnik atmalar
nlemek hem tek bana devlederin

Irk , E tn ik lik v e G

Rvvanda'daki etnik Hutu ounluk, 1994'deki soykrmda 800.000'den fazla Tutsi'nin canna
kastetmitir.

hem de uluslararas siyasi kurumlarn


karlat nemli tehditlerden biri
haline gelmitir. Etnik gerilimler sklkla
yerel dzeyde yaanp, yorumlanp,
tanmlansa da giderek ulusal ve
uluslararas bir boyut kazanmaktadr.

Birleik Krallk'da g ve etnik


farkllk
G

Britanya'da gn yirminci yzy


ln bir olgusu olduu dnlse de, bu

gemii yazl tarihin ilk evrelerine ve


tesine giden bir sretir. Gnmz
deki ngiliz halk iine dalm hatr
saylr miktarda rlandalI, Galli,
skoyal isim, Kelt evrelerinden ngil
tere'nin ehir merkezlerine geleneksel
insan akn anmsatr. Uzak smrge
lerden nemli lde gn balama
sndan ok nce, ondokuzuncu yz
yln balarnda gelien ngiliz ehirleri
Britanya Adalar'nn daha az gelimi
alanlarndan gelen gmenleri ek
mitir.

548

Irk , E tn ik lik v e G

Ne ki, sanayilemenin yaygnla


mas hem lke iini hem de uluslararas
g rntlerini nemli lde
deitirecektir. Kent blgelerinde i
olanaklarnn artmas, krsal alandaki
hane baznda retimin dmesiyle
birleince krdan kentte g eilimini
tevik etmitir. Emek pazarndaki talep
art, yurtdndan ge yeni bir hz
kazandrmtr. Sanayi Devrimi'nden
ok nce de Ingiltere'de rlandalI,
Yahudi ya da siyah topluluklar var
olmakla birlikte, olanaklarn okluu
uluslararas gn lsn ve
kapsam n kkten bir biim de
deitirmitir. Yeni bir Felemenk, inli,
rlandalI ve siyah gmen dalgas
ngiltere'deki sosyo-ekonomik iklimin
dnmesine katkda bulunmutur.
Daha yakn tarihli byk g
dalgas 1930'larn balarnda, Nazi
zulmnn bir grup Avrupal Yahudinin
gvenlik iin Bat'ya kamasna neden
olduunda meydana gelmitir. Bir
aratrma 1933-1939 yllar arasnda
Britanya'ya yerleen Yahudi saysn
60.000 olarak tahmin ediyorsa da
gerek rakam bunun ok daha stnde
olabilir. 1933-1939 yllar arasnda Orta
Avrupa'dan 80.000 mlteci lkeye
ulamtr ve 70.000'den daha fazlas da
yalnzca sava srasnda gelmitir. Mays
1945 itibariyle Avrupa ei grlmemi
bir mlteci sorunu ile karlam, mil
yonlarca insan mlteci haline gelmitir.
Bunun birka yz biniyse Britanya'ya
yerlemitir.
kinci Dnya Sava'ndan sonraki
dnemde Britanya ei grlmedik
lde bir gle karlamtr. Yeni
gelenlerin ou ngiliz Uluslar Toplu
luu lkelerinden, i olanaklar iin
gelmilerdir. Sava sonrasnda Britan

549

ya'da belirgin bir emek sknts vard;


iverenler bir sre gmen emeini
lkeye ekmek iin hevesli oldular.
Savan ykmn izleyen yllarda lkeyi
ve ekonomiyi yeniden ina etmeye ek
olarak, sanayideki byme Britanyal
iilere benzersiz bir hareketlilik
salamakta; ustalk gerektirmeyen ve
kol gcyle yaplacak ilerde emee
ihtiya yaratmaktayd. Ynetici evre
lerinden kiiler, Britanya'nn byk
imparatorluk miras kavramndan
etkilenmekte ve bu nedenle Antiller,
Hindistan, Pakistan ve eski Afrika
smrgelerinden hepsinin Britanya
vatanda olduu ve Britanya'da
yerlemeye hakk olduu fikrindeydiler.
Uluslar Topluluu'ndaki lke vatanda
larna elverili gmen haklar tanyan
1948 Britanya Tabiyet Yasas'nn kabul
edilmesi yeni bir gmen akmna
yardmc oldu.
Her gmen dalgasyla birlikte
etnik aznlklar Birleik Kralln dini
grnm deitirdi. zellikle Britan
ya ehirleri bugn oketnikli ve dini
adan eitlidir. Ondokuzuncu yzyl
da rlanda'dan gelen gmenler,
Birleik Krallk'da, zellikle de
birounun yerletii Liverpool ve
Glasgow gibi ehirlerde Katolik saysn
artrmtr. Sava sonras dnemde
Asya'dan gelen byk ldeki g,
ounluu Pakistan ve Banglade gibi
Mslman lkelerden gelenler Msl
manlarn ve ounluu Hindistan'dan
gelen Hindularn Birleik Krallk'daki
saysn artrmtr. G, Britanyal
olmann ne demek olduuna ve etnik ve
dini aznlklarn Britanya toplumuyla
nasl btnleeceine ilikin yeni
sorular meydana getirmitir.

Irk, E tn ik lik v e G

Birleik Krallk'daki dini eitlilik 14.


B lm , "D in ve M odern T o p lu m "d a
ayrntsyla tartlm aktadr.

1 9 6 0 d a n g n m z e
B r it a n y a d a g m e n p o lit ik a la r

1960'l yllar ngiliz mparatorluu


sakinlerinin Britanya'da oturma ve
vatandalk talep etme hakkna sahip
olduu fikrinden yava yava dnlme
sine damgasn vurur. Emek pazarnn
ekil deitirmesi gmenlik zerindeki
snrlamalarda biraz rol oynamsa da,
snrlamalar bu gmen aknnn ok
sayda beyaz Britanyal'da yaratt
siyasi tepkiye bir karlkt. zellikle
yeni gmenlerin younlat yoksul
blgelerde yaayan alanlar, gn
gndelik yaamlarnda yaratt aksa-

Cf 4

Siyah Kralie Elizabeth imgesinin de akla


getirdii gibi g, btn toplum kesimlerinde
Britanyal olmann ne anlama geldiine ilikin
yeni fikirlere sebep olmaktadr.

malara kar duyarlydlar. Yeni gelen


lere ynelik tutum genellikle dmancayd. Blgenin beyaz sakinlerinin siyah
gm enlere saldrd 1958'deki
Nothing Hill kargaas, rk tutumlarn
gcnn bir iaretiydi.
ehir kargaalaryla ilgili daha fazla
bilgi iin bkz. 21. B l m , "ehirler ve
Kentsel M ek an lar", s. 962-64

Gn denetlenmesi yolundaki
arlarn giderek artmas Muhafaza
karlarn nde gelen bakanlarndan
Enoch Powell'n ifadesinde yank bulur.
1962 ylnda Birmingham'daki bir
konumasnda Powell, beyaz olmayan
nfusun olaanst artn zihninde
yle canlandrmaktadr: Romallar
misali, Tiber Nehri'nin kan aktn
grr gibiyim. Bir kamuoyu anketi
nfusun %75'inin PowelTn grlerine
genellikle olumlu baktn gster
mitir.
Irklk kart kampanya yrten
ler ve yazarlar Britanya gmen politi
kasnn, rk ve beyaz olmayanlara kar
ayrmc olduunu iddia etmektedirler.
1962'deki ngiliz Uluslar Topluluu
Yasas'yla birlikte beyazlarn Britanya'ya
nispeten daha serbest girebilmelerini
korurken beyaz olamayanlarn lkeye
girilerini ve yerlemelerine ynelik
haklarn snrlandran bir dizi nlem
alnmtr. ngiliz Uluslar Topluluu
arasnda bile Kanada ve Avustralya gibi
eski Uluslar Topluluu yelerinden
gelenlerin haklar korunurken Yeni
Uluslar Topluluu devletierinden gelen
byk lde beyaz olmayanlara kar
gmen yasas ayrm yapyordu.
1968'deki Uluslar Topluluu Gmen
Yasas'ndaki anavatan ilkesinin yrrl
e girmesi, Britanya vatandal
alabilmek iin Uluslar Topluluu

550

Irk, Etniklik ve G

kinci Dnya Sava'ndan sonra Britanya'ya gelen ngiliz Uluslar Topluluu gmenlerindeki art, ulusal
apta emek skntsnn bir karlyd, ancak gmenler okluk rklkla karlatlar. Daha sonra bu g
snrlandrld.

lkesindeki vatandan Britanya'da


domas, evlat edinilmesi ya da
vatandala kabul edilmesi ya da bu
ltlere uyan anababasnn ya da
bykbaba ya da bykannesi olmas
nn zorunlu olduu anlamna geliyordu.
Btn bunlar hesaba katldnda bu
gerekler g, beyaz olmayanlara
oranla beyazlar iin daha mmkn
klyordu.
1981 'de geen Britanya Tabiyet
Yasas, eski ya da mevcut balantl
blgelerden Birleik Kralla giri
koullarn zorlatrd. Britanya vatan
dal, Britanya'ya bal blgelerin
vatandalndan ayrld. zellikle

551

Hong Kong, Malezya ve Singapur'da


yaayan insanlar iin Britanya Deniz
ar Vatandal kategorisi oluturul
du. Bunlar Birleik Krallk'da yerleme
hakkna sahip deillerdi ve ocuklar
onlarn vatandaln miras alamyor
du. Daha nce be yl lkede yaadktan
sonra Britanya vatanda olarak kabul
edilen Uluslar Topluluu vatandalar
artk dnyann herhangi bir yerinden
gelen insanlarla ayn koullara altnda
vatandala bavurmak zorundayd.
lkeye giri ve oturma izniyle ilgili yeni
snrlamalar gedrildi. 1988 ve 1996
kabul edilen yasalarla bu snrlamalar
daha da artrld.

Irk. E tn lk J lk v e G

(Ocak)

1 3 .1 . ekil Irk v e g l e ilgili k am u sal ilgi a rt (b a z : 2 0 0 0 B ritan yal y etik in )


Kaynak: MORI (1 0 ubat 2 0 0 3 )

Gmenlerin lkeye girme olanak


lar azaldka, Britanya snmaclarn
da lkeye girme olaslklarn dr
mtr. Snma hakk alabilmek iin
birey, lkeyi terk etmeye zorlanmann,
ynetimin Birlemi Milletlerin Mlte
cilerin Statsne likin Anlama ve
Protokol' altnda ykmllklerini
inedii iddia etmelidir. 1951'de
imzalan bu antlamaya gre uluslar,
kendi lkelerindeki zulmden kaan
mltecileri korumak ve onlara en
azndan kendi topraklarndaki dier
yabanc uyruklular kadar iyi davranmak
zorundadr. Parmak izi, cretsiz yasal
danmaya eriimin azaltlmas ve
geerli vize tamayan yolcular getiren
havayollarna konan cezalarn iki katna
karlmas da dahil olmak zere
mlteci stats talep eden insanlarn
sk denetimini kabul eden snmayla
ilgili yasa, 1991'de kabul edildi.
1993'deki Snma ve Gmenlik Talep
Yasas, artan sayda geri evirmelere
neden olmu ve uzun sre snma
merkezlerinde alkonulan snmacla

rn saylarn trmandrmtr. BBC,


2003-2005 dneminde gn %61
orannda dtn bildirmitir.
Son yllarda etniklik ve gle ilgili
konular Birleik Krallk'daki (ve dier
zengin lkelerdeki, aaya baknz.)
politik gndemi olduka ykseltmitir.
Derlemeler, lkenin kar karya
kald en nemli sorunun 'rk' ya da
'g' olduunu dnen Britonlar'n
orannn 1990'larn byk blmnde
%5 civarndayken, bu orann Mays
2003'de %39 ile kamusal ilginin
doruuna ykseldiini gstermitir
(bkz. 13.1. ekil)
Bu, rk ve g NHS'den sonra
dnemin en nemli ikinci sorun konu
muna getirmitir. Birleik Kralla g
men olarak girebilmenin olanaklarnn
n kesildiinde snma hakk isteyen
insanlarn saysnda ok net bir art ol
mutur. zellikle tabloid gazetelerdeki
"sahte" snmaclar Birleik Krall
"doldurdu" eklindeki betimlemeler,

552

rk , E tn ik lik v e G

g ve snmayla ilgili abartl bir


imgenin yaratlmasna neden olmutur.
Derlemeler, Birleik Kralln dnya
daki snma talebinde bulunanlarn
yalnzca %1,98'ine ev sahiplii yapar
ken, halkn bu rakamn on kat daha
fazlasn tahmin ederek Britanya'nn
dnyadaki mlteci ve snmaclarn
neredeyse drte birini arladna
inandn bulmutur (MORI, 17
Haziran 2002). Derlemeler, katlmc
larn, yaamlarn srdrmek iin
snmaclarn haftada 113 pound
aldklar tahmin ederek snmaclarn
Birleik Krallk'da aldklar yardma da
haddinden fazla deer bitiklerini de
bulmutur. Aslnda 2000'de derlemenin
yapld esnada tek bir yetikin
snmac (o zaman kuponlar eklinde)
ve nceden tayin edilmi dkkanlarda
harcanmak zere haftada 36.54 pound
almaktayd (MORI, 23 Ekim 2000).
Yeni i Partisi, 1997'de seilme
lerinden bu yana g ve snmay
kapsayan yeni yasa sundu. 1998'deki
G ve Snma Yasas snmaclarn
lkede
kalmalarna izin verilip
verilemeyeceine karar vermede
kullanlacak ltleri sklatrd ve
snma srecinin akn etkili hale
getirmeye alt. Hkmetin Beyaz
Sayfas, Gvenli Snrlar, Gvenli Snak:
eitlilikle Btnlemek (2002) program
zerine ina edilen
2002 tarihli
Uyrukluk, G ve Snma Yasas,
Britanya vatandal isteyen insanlar
iin Byk Birtanya'daki yaamla,
vatandalk dzeni ve kurallaryla ilgili
temel bilgi, ve sadakat and imek gibi
yeni gerekler saptad. Yasa, lkeye
yaylm, zellikle kendileri iin ina
edilmi eitli yerleim merkezlerinde
snmaclara barnacak yer salamtr.

553

Snmaclarn nakit paradan ok kupon


verildii kupon sistemine bu yasa ile
son verilmitir. Bu sistem mlte-cileri
damgalad iin geni lde
knanmt.
D am galam a kavram , 8. Blm ,
"Salk, Hastalk ve Engellilik", s.
311'de tartlmaktadr.

Bir baka yasa, 2004 Snma ve


G Yasas, sistemin akn kolaylatr
mak abasyla, snmay daha g
istenen bir talep haline getirmi ve
insan ticaretine karanlar iin yeni
cezalar getirmilerdir. Gn denetimi
2005 genel seimleri ncesi faaliyetler
de nemli bir sorun olmutur.
E tn ik e i t l i l i k

Etnik aznlk gruplar gnmz


deki toplam Britanya nfusunun nere
deyse %8'ini oluturmaktadr (HMSO,
2004). Grdmz gibi, gmenlik
lkenin etnik grnmn biimlen
dirme de etkili bir e olmutur. Ancak
gnmzde gmenliin, etnik aznlk
topluluklarnn orannn dmesinden
sorumlu olduuna dikkat ekmek de
nemlidir. Her etnik aznlk grubunda,
yal yelere oranla ocuklarn Birleik
Krallk'da domalar daha muhtemel
dir. Bu durum, gmen bir nfusdan
tam vatandalk haklarna sahip beyaz
olmayan Britanyal nfusuna kaymaya
iaret eder.
1991 'deki nfus saym, katlmc
larn ilk defa kendilerini etnik adan
snflandrmalarnn istendii ilk saym
dr. Bundan nce nfusun etnik duru
muna ilikin veriler hane reisinin do
um yerine ait bilgiye gre kararlat
rlrd. Ancak, Britanya'da doan etnik
aznlk topluluklarnn orannn artma
syla birlikte bu yaklam yetersiz

Irk, E tn ik lik v e G

David G o o d h a rt: e tn ik e itlili e kar refah d e v le ti m i?


u bat 2 0 0 4 'd e yaynlad tartm ak m akalesinde

G o o d h art'n tezi youn b ir biim de eletirilm itir.

Prospect dergisinin ed itr David G o o d h art, etnik

Sosy olog Saskia Sassen uzun vadede gm en lerin

adan eitlilik g steren toplum la, vatandalar

b tnlem esi olm az ve g enel olarak g m en ler geen

arasndaki dayanm ann ihtiyac olanlar koruyan iyi bir

yzyllarda olduu gibi kabul edilm ek iin ayn tr

refah sistem ine sahip olm asna izin verdii toplum

zorluklarla karlarlar. T arihsel adan, btn Avrupa

arasnda bir d enge olduunu iddia etm itir. G o o d h art'a

lkeleri, hepsi olm asa da pek ou zam an iinde

g re insanlar, kendilerine bir biim de benzeyen, en

b iro k nem li yabanc g m en grupla btnlem itir.

azndan kendileri ile ortak deerler ve varsaymlara

G em i deneyim ler 'onlar'n biz'e dnm esinin

sahip insanlara yardm olsun diye dediklerini

-G o o d h art'n zm lem esin deki dayanmay


deneyim leyebilecek g ru bu n - o u zam an birka

-rn e in isizlik yardm, em ekli aylna gittiinibildikleri srece vergi d em eye gnlldr. G o o d h a rt

yzyldan daha uzun srdn gsterm ek ted ir

bunu, hem farkl hem de dayanm ac toplum u

(Sassen 2004).

isteyenlerin dayanm as gereken


dengesi olarak tanmlar.

Siyaset kuram cs B hikhu Parekh de G o o d h art'n

ilerlem eci ikilem

tezine saldrm tr. Parekh'in n e srd


iddialarndan biri G o o d h art'n dayanm a ile refah

B u dengenin bir kant olarak G o o d h art, sv e ve

devletindeki yeniden datm arasndaki ilikisini yanl

D an im arka gibi tarihin en c m ert refah devletlerine

anlad yolundayd. Parekh, yeniden datm n

sahip skandinav lkelerini gsterm itir. O, toplum sal


ve etnik adan old uka trde olduklar iin insanlarn

sadakat yarattn, sradan gnlk deneyimleri


m eydana getirdiini ve bu nedenle de dayanmaya

daha fazla vergi dem eye hazrlandklar bu lkelerde,


geni refah sistem leri kurm ann im kan dahilinde

yol atn makul olarak sylenem eyeceini iddia

olduunu iddia etm itir. B u n a karn, A m erika Bileik

m akalesinde ileri srdnden o k daha karm aktr.


(Parekh 200 4 ).

etm ektedir. kisi arasndaki iliki G oo d h art'n

D evled eri'n de olduu gibi etnik adan o k blnm


lkelerde refah devleti daha zayftr.

B ir baka siyaset kuram cs ve eski iileri Bakan


D avid B lu nkett'in danm an B ern ard Crick,

G o o d h a rt, Byk Britanya'da bir etnik g ru ba m ensup

G o o d h art'a "N eyin dayanm as?" diye sorm utur.


G o o d h art, Britanya'daki dayanm adan sz

olan nfus oranyla (on kiide birden daha az) ve


tam am yla farkl A m erikan usul bir toplum un

etm ektedir, ancak C rick , eer G o o d h art, Britanya

yaratld A m erika B irleik D evletleri'ndeki nfus

deil de Birleik K rallk'dan sz ediyorsa, bunun ona

oran ( kiiden biri) arasnda b ir yerlerde bir krlm a

o k uzun zam andr okuluslu ve o k etnikli bir devlet

noktas bulunup bulunm adn sorm utu r; yani ok

olduum uzu hatrlatm as gerektiine dikkati ekm itir.

n et etnik ayrm larn olduu devlet ve gsz b ir refah

killi kim likler hepim izin birlikte yaamaya alt bir

devleti. B u krlm a noktasnd an saknldm a ve lkeye

eydir. G nm zd e Britanyal ve Iskoyal, G allerli,

gelenlere kar dayanm a fazla yaylam ayacana gre,


lkeye girm esine izin verilen insan saynn

Irlandal vc Ingiliz ikili kimlikleri tamam yla kabul


grm ektedir. So ru n dayanm a ya da kimliin
yitirilmesi deildir; kim liim iz b ir lde birden fazla

snrlandrlm as, snm a ve g m en lik srecinin


saydam ve denetim altnda olm as nem li olacaktr

g rubun yesi olm aya dayanm aktadr -Britanyallk

(G o o d h a rt 200 4 ).

G o o d h art'n anlayabileceinden daha fazla eitlilik


kabul edebilir (C rick 2 0 0 4 ).

kalmtr. Etnik grup yeliinde


kiinin kendini snflandrmas lt
leri, rnein igc Aratrmas gibi
ou resmi aratrma ve incelemenin
standard haline gelmitir. Ancak,
almalarda kullanlan etnik snflan
drmalar birbirine uymad iin, al
malarda elde edilen verilerin karlat
rlmas g olabilmektedir (Mason
1995). 2001 Saym'na gre en byk

etnik aznlk gruplarna mensup insan


says 13.2. ekilde verilmektedir. Her
zaman olduu gibi resmi istadsdklerin
doruluu konusunda ihdyatl davran
mak gereklidir. rnein katlmclarn
kendi etniklik anlaylar belirtilen
seeneklerden ya da kategorilerden
daha karmak olabilir (Moore 1995).
Bu zellikle karmak etnik gemii
olan bireylerin durumunda geerlidir.

554

Irk. Etniklik v e G

Bin

1200
1000
800
600
400

200

1 3 . 2 . ek il B irleik Krallkd a b e y a z o lm a y a n
e tn ik g r u p la r , 2 0 0 1
Kaynak: 2 0 0 1 Saym i:O N S (2 0 0 3 a )

2001 saym bugn says 4,6


milyondan daha fazla olan Britanya'nn
etnik aznlk nfusunun ngiltere'nin
youn nfusa sahip kent alanlarnda
younlatn gstermektedir (bkz.
13.3. ekil). Etnik aznlklarn %75'i d
blgeleri dahil olmak zere Londra,
Bat Midlands, Yorkshire ve Humberside ve Kuzey-Bat ve Merseyside'da
yaamaktadr. (Strateji Birimi 2003).
Londra'da ikamet edenlerin %29'u
beyaz deildir. Tersine, daha krsal
blgeler rnein Kuzey-Dou ve
Gney-Bat, yzde 2'den az etnik
aznlk nfusuna sahiptir (Ulusal
statistik Kurumu 2002b). Etnik
aznlklarn ou yesi kendi tercihi
dorultusunda ehir iinde yaama
maktadr; bylesi alanlara tanmakta
drlar nk bu alanlar beyaz nfusun
en az tercih ettii alanlardr. ok sayda
ehirde banliyleme sreci meydan
gelmekte ve beyazlarn kt bo
mlkler elde edilebilir hale gelmektedir.
Banliyleme hakknda daha fazla
bilgi iin bkz. 21. Blm , "ehirler ve
Kentsel Alanlar", s. 958-9

555

2001 Saym beyaz olmayan etnik


gruptan gelen insanlarn, Byk
Britanya'daki beyazlara oranla daha
gen bir yaps olduunu gstermitir.
Bunlardan yars on altnn altnda olan
'Kark' grup en gencidir. Her birinin
te birinden fazlas on alt yan altnda
olan Bangladeli ve PakistanlI grup da
gen ya yapsna sahiptir (ONS 2003a).
Toplumsal cinsiyet asndan ou
etnik grubun bileimi, daha nceki
dnemlere oranla daha dengelidir.
Daha nceki yllarda gmenlerin
ounluu, zellikle Hindistan ve
Karayipler gibi Yeni Commomvealth
lkelerinden gelenler, erkekti. Daha
sonraki politikalar ailelerin btnle
mesi amacn destekledii iin, bu
kayma kadn ve erkek oranlarnn eit
lenmesine yardmc oldu.
Britanya'daki etnik eitlilie ilikin
yukardaki betimlemeler, nfus ierisin
deki alabildiince karmak ve eitlen
mi rntlerin genel gstergeleri
olarak kabul edilebilir. Sosyologlar ve
dier disiplinlerden bilginler, etnik
aznlklarn deneyimleri hakknda genel
olarak konumaktan ok, Britanya'nn
etnik gruplar arasndaki farkllklar
giderek daha fazla vurgulamaktadrlar.
Irk ve eitsizlik hakkndaki aa-daki
blmde greceimiz gibi Britan
ya'daki Siyah ve Asyal insanlar beyaz
nfusla bir btn olarak karlatrld
nda daha dezavantajl durumdadr,
fakat dikkatle incelenmesi gereken nok
ta etnik aznlk gruplar arasndaki
farkllamadr.

Etnik aznlklar v e em ek pazar


stihdam toplumsal cinsiyet, ya,
snf ve etniklik gibi etmenlere bal
toplumsal ve ekonomik olumsuzlukla
rn izlenmesinde ok nemli bir alandr.

Irk, Etniklik v e G

Kuzey-Dou

Kuzey- Bat
Yorkshire ve
the Humber
Dou Midlands

Bat Midlands

Dou

Londra

Gney-Dou

Gney- Bat

Galler

Iskoya

Kuzey rlanda
0

10

20

30

40

1 3 . 3 . ek il B irleik Krallkd a b e y a z o lm a y a n e tn ik g ru p la rn b l g e s e l d a lm ,
N isan 2 0 0 1 (% )
Kaynak: O N S (2 0 0 2 b )

Etnik aznlklarn emek pazarndaki


konumlarna ynelik almalar,
bunlarn mesleki dalm, cret dzeyi,
ie alma ve terfi uygulamalar ve isizlik
oranlar asndan dezavantajl rntleri ortaya karmtr. Bu blmde bu
konulardan bazlarna deineceiz.

1960'lardan gnmze mesleki


eilimler
Siyaset almalar Ensitts
(PSI) tarafndan Branya'daki etnik

aznlklar hakknda 1960'l yllarda


yaplan ilk ulusal aratrmada, lkeye
yakn gemite gelen gmenlerin, az
saydaki sanayi kollar ierisinde, kol
gc gerektiren ilerde eitsiz bir
biimde kmeletikleri ortaya kmt.
Yakn gemite gelip de kendi
lkelerinde nitelik kazanm iiler bile
kendi yetenekleriyle kyaslanamayacak
ilerde alma eilimindeydiler. Baz
iverenlerin beyaz olmayanlar ie
almay reddetmeleri ya da yalnzca daha
uygun beyaz ii yokluu ektiklerinde

556

50

Irk , E tn ik lik v e G

yapmaya ikna olmalaryla kendini


gsteren etnik ayrmclk yaygn ve aleni
bir uygulamayd.
1970'lerde istihdam rntleri
hafifi bir deiiklik gsterdi. Etnik
aznlk gruplarnn yelerinin gitgide
daha fazlas nitelikli kol ilerinde istih
dam edilseler de yar vasfl ya da vasf
sz kol ilerinde almay srdrm
lerdir. Az sayda etnik aznlk meslekleri
ya da yneticilikle ilgili mevkilerde
bulundular. Aratrma, ie almadaki rk
ayrmcln nlemek iin yaplan yasa
deiikliklerine baklmakszn, tercihen
kendileriyle eit niteliklere sahip beyaz
olmayanlara oranla i grmeleri ve i
olanaklarnn srekli olarak beyazlara
teklif edildiini bulmutur.
1982'de etnik aznlklarla iligli
Siyaset almalar Enstits'nn yapt nc aratrma da Afrikal, Asyal
ve Hintli erkekler dnda kalan etnik

aznlklarn, imalat sektrne de ciddi


etkileri olan genel ekonomik durgun
lua bal olarak beyazlara oranla iki kat
daha fazla isizlik oranndan muzdarip
olduklar bulunmutur. Ancak akc
ngilizce konuan nitelikli beyaz
olamayanlar artarak beyazyakal mevki
lere girmilerdir; genel olarak etnik
aznlklarla beyazlar arasndaki cret
aklnda bir kapanma vardr.
1970'lerden itibaren zellikle Hintliler
ve Afrikal Asyallar olmak zere artan
sayda etnik aznlk yksek kazan ve
dk isizlik oranlarna katkda bulu
narak kendi iini kurmutur.

Son bulgular
Birleik Krallk'da etnik aznlklar
zerine yaplan son aratrmalar, farkl
etnik gruplarn eskiye oranla ok daha
farkl istihdam yrngelerini ortaya
karmtr. rnein hkmetin Strateji
Birimi, Hindiler ve inlilerin emek

Birleik Krallk'daki etnik aznlklarn byk oran 16 yan altndadr.

557

Irk. Etniklik v e G

K re se lle m e v e g n d e lik y a a m : etn ik aznlklar v e 'y e n i ek o n o m i*


m alat ve sanayide etnik aznlklardan oluan iilerin

O tu z yllk igc A ratrm alan ve saym lardan (19 7 1 ,

yksek younluu yznden o k sayda gzlem ci,

1 9 8 1 ,1 9 9 1 ) elde edilen verileri kullanan Paul Iganski

sanayiye dayal ekonom ideki dn, nfusun bu

ve G e o f f Payne, b ir btn olarak etnik aznlk

kesim inde eit olm ayan bir etki yarattn ileri

gruplarnn sanayideki igcnn geri kalanna oranla

srm ektedirler. Y k sek isizlik oranlarnn ekonom iyi


etnik aznlk alanlar zerine yeniden ina etm enin

dk dzeyde ikayb yaadklarn bulm utur. 1 9711991 yllar arasnda im alata dayal ilerini kaybeden
beyaz olm ayanlarn 1971'd ek i ek on om ik olarak faal

etkilerini yansttn iddia etm ektedirler; nk bu


gruplar daha az nitelikli ve savunm aszdrlar. Britanya
ekon om isinin endstriye dayal bir ekon om iden

olanlar iindeki oram % 1 2 iken, btn igc iindeki

tek n olo ji ve hizm et sektrn e dayal bir ekonom iye

Iganski ve Payne bu genel eilim iinde, rnein

kaymas yeni b ir m eslee g eeb ilecek durum da yeterli

kadnlarla erkekler ve sanayi sektrleri arasnda nem li

bu oran % 14,4'd r.

donanm a sahip olm ayan etnik aznlk gru bu iilere

eitsizlikler olduuna dikkat ekm ektedirler. Fakat

zarar verm itir.

genel olarak yeni ek o n o m iye gei hareketinin


beyazlar ve beyaz olm ayanlar ayrm adan bir lde

A n cak yukarda sz edilen P S I'n in aratrm alan ve


ig c A ratrm as ve Saym istatistiklerinin

aralarndaki uurum u kapatacak biim de sarsm a

karlatrlmas bu basm akalp g r e m eydan

eilim inde olduunu bulmulardr. Iganski ve Payne'e

okum aktadr (Iganski ve Payne 1999). B u alm alar,

g re gnm zde, Britanya'da m esleki yaplar

baarl beyaz alanlarnkine byk lde ben zer bir


biim de baz beyaz olm ayan gruplarn so n yllarda

ounlukla beyaz nfusunkilerden ayrlmayacak

g erek ten yksek ekon om ik ve m esleki baar dzeyine

bulunmaktadr.

eritiklerini gsterm itir. B u alm alar, ekon om ik

Iganski ve Payne (1 9 9 9 ), belirli etnik gruplarn nem li

yeniden yaplanm a srecinin em ek piyasasnda etnik

lde kazanm larnn m esleki olum suzluklarn

aznlk ve beyaz nfus arasndaki uurum un


kapanm asna katkda bulunduunu iddia etm ektedirler.

vurgularken dikkatlidirler. D a h a o k b u k olek tif

biim de deien n em li sayda beyaz olm ayan nfus

sonuna gelindii eklinde yorum lanm am as gerektiini

B u nu n nedeni ekon om ideki byk lekli


dnm lerin hem etnik aznlklar h em de beyaz

hareketliliin sanayi sonras yeniden yaplanm a ile


ilgili glerin rk ayrmcl ve sreen

topluluklar kapsam asdr.

olum suzluklardan daha gl olduunu iddia


etm ektedirler.

pazarnda ortalam a olarak beyazlardan

daha ok altklarn bulmutur.


Ancak dier gruplarn durumu pek iyi
deildir: PakistanlIlar, Bangladeliler,
ve siyah Karayipliler beyazlara oranla
ortalama daha yksek istihdama,
bununla birlikte daha az gelire sahip
tirler (Strateji Birimi 2003).
Etnik aznlk gruplar arasndaki
istihdam istatistiklerindeki fakllamay
da dikkate alan ve 1997'de baslan dr
dnc PSI derlemesi beyaz olmayan
kadnlar arasndaki istihdam rntlerinin de ciddi farkllk gsterdiini
bulmutur. Karayipli kadnlar beyazlar
dan ok daha az kol gc gerektiren
ilerde alrken, Hintli kadnlar
PakistanlI kadnlar gibi ncelikli olarak

kol gc gerektiren ilerde almak


tadrlar. Karayipli ve Hintli kadnlarda
ekonomik faaliyet olduka yksekken,
PakistanlI ve Bangladeli kadnlar emek
piyasasnda ok daha az aktiftirler.
Hintli kadnlar iinde nispeten yksek
kazanc olanlarla dk kazan salayan
kadnlar arasnda ciddi bir kutuplama
varsa da, ortalama Karayipli ve Hintli
kadnlar tam zamanl ilerde beyaz
kadnlardan biraz daha fazla para
kazanmaktadrlar (Modood ve dierleri
1997). 13.4. ekil, farkl etnik kkenden
gelenler arasnda isizlik oranlarnn
kadnlar ve erkekler iin ne lde
farkllatn gstermektedir.
Gelir dzeyi assndan lld
nde en baarl beyaz olmayanlar,

558

lk . E tn ik lik v e G

Bangladeli

Dier Asyal

Siyah Karayipli

Siyah Afrikal
Dier etnik
gruplar

1 3 . 4 . ek il B y k B r ita n y a d a isizlik o r a n la n : e tn ik g r u p v e c i n s i y e te
g re, 2 0 0 1 /2
Kaynak: O N S (2 0 0 2 b ), syf. 12

serbest meslek sahibi ya da kk ive


ren olan Gney AsyalIlardr. Son yirmi
yl ierisinde bu kategorideki insanlarn
says srekli artmtr: Hintli kadn ve
erkekler beyazlara oranla iki kat daha
fazla kendi ilerine sahipdrler. Aratr
malar etnik aznlklarn fazlaca serbest
meslek sahibi olarak gsterilme neden
lerinden birinin aylk ve haftalk cret
veren iverenler arasndaki ayrm
olduunu gstermitir (Clark ve
Drinkwater 1998). Asyal ke ba

559

dkkanlar ve Asyallarn iletdi dier


iyerleri, Britanya toplumunun ylesine
nemli bir yn haline gelmidr ki
bazlar bunun ehrin i kesimlerindeki
ekonominin canlanmasna neden olabi
leceini ileri srmektedirler. Tariq
M odood H in tlilerin ekonom ik
baars'n, ok alma, topluluun ve
ailenin destei ve eitime verilen
nceliin bir sonucu olarak aklamak
tadr (Modood 1991).

rk , E tn ik lik v e G

Ancak gney Asyal kk iletme


lerin geliimini ve potansiyel etkisini
abartmamak da nemlidir. Serbest mes
lek sahibi birok Asyal ok uzun saatler
boyunca -haftada altm ya da seksen
saate kadar- genele oranla nispeten
daha dk gelir kazanarak almakta
dr. Bunlar serbest meslek sahibi olarak
kaytldrlar ancak aslnda ii yrten
ailenin dier yeleri tarafndan alt
rlrlar ve alanlarn kulland hastalk
izni, cretli tatil ve iverenin yatrd
sigorta primleri gibi olaan faydalardan
yararlanamazlar.
Mesleki yapdaki ilerlemeler her
zaman gcn en yksek dzeylerinde
artan bir temsille rtmez. Etnik
aznlklarn eskiye oranla giderek daha

fazla sayda beyaz yakal mesleki


konumlarda yer almalarna karn, etnik
aznlk gruplarndan gelenlerin hemen
hepsinin byk irketler ve rgtlerde
st dzey mevkilere gelmelerini
nleyen "camdan bir tavan" var gibi
grnmektedir. Genellikle etnik
aznla mensup erkler, en nitelikli
olanlar bile, g, stat ve kazanca gre
st dzeydeki %10 oranndaki ite
beyazlara oranla ancak yar yarya temsil
edilmektedir (Modood ve dierleri
1997).

skan
Britanya'daki etnik aznlklar konut
piyasasnda ayrmclk, bezdirme ve
maddi mahrumiyetle karlama

S o sy al s e rm a y e v e etn ik aznlk istih d am


Gruplarn daha geni topluluklarla iliki kurm a tarzlar

iverenlerin sunduu ileri elde etm e frsatlarn

hakknda son dnem deki dnm e tarzlar sosyal

snrlandrmas da kuvvetle muhtemeldir.

serm aye kavramndan tretilmektedir.

Sosyal sermaye fikri 16. Blm, rgtler ve


Alar, syf. 722-24'de daha derinlemesine
tartlmaktadr.
G enel olarak, toplum sal sermaye lleri bireylerin

te yandan, PakistanlIlar ve Bangladeliler gibi corafi


olarak bir blgede toplanm etnik aznlklar daha
yksek balayan sosyal sermaye dzeyi edinebilirler. Bu
baarl bir yerel ekonom i iin temel tekil edebilir ve
grubun bu yolla ekonom ik baar elde etmesini

topluluklarna ve daha geni bir biimde de

salayabilir. Bu aznlklarn yeleri, beyaz iverenlerle

toplum larna ne lde bal olduklarm lm eye

m ahrum olduklar alma frsatlarn kendi etnik


gruplarndan iverenlerle yakalayabilirler. Giriimcilik

alr. Sosyal sermaye lmleri kpr kuran ve


balayan olarak ikiye ayrlmaktadr. K p r kuran sosyal

PakistanlIlar ve Bangladeliler arasnda nispeten

serm aye, belli bir toplum sal grubu daha geni toplum a
balayan alardan oluurken, balayan sosyal sermaye

yaygndr. Bylelikle, balayan sosyal sermeye, kpr

toplum sal grup iindeki yeleri birbirine balar


(Putnam 2 0 0 0 ).

kuran sosyal sermayeden m ahrum iyeti bir lde telafi


edebilir.
N e ki, bir yanda toplum sal adan soyutlanmayla,
corafi olarak bir blgede toplanm ak arasnda bant,

K p r kuran ve balayan sosyal serm aye ayrm etnik


gruplarn emek pazarndaki servederini anlama

te yanda emek pazarnn ilemesi her zaman kesin

konusunda nemlidir. K p r kuran sosyal sermaye,

deildir. O ysa kpr kuran sosyal sermayeden m ahrum

m uhtem elen i aram a srecinde, zellikle de ie


almann temelde szl becerilere dayal olduu medya
gibi istihdam alanlarnda byk nem tamaktadr.

olm ak belki de, PakistanlI ve Bangladelilerin karlat


byk dezavantajlarn aklanmasna yardmc olabilirse
de, bunun, sz konusu dezavantajlarn, gzle grlebilir

E tn ik aznla mensup, toplum sal adan soyudanm

etnik aznlklar arasnda belki de birbirine en bal grup

bir birey, kpr kuran sosyal sermayeden neredeyse

olan Karayipliler (beyazlarla evlenm e oranlarnn da


gsterdii gibi) iin de ok byk olduunu nasl

btnyle yoksun olacaktr ve bu nedenle de baz


istihdam olanaklarndan m ahrum olacaktr. Bu kpr
kuran sosyal sermaye alarndan m ahrum olm ak, beyaz

aklayaca ak deildir. inlilerin g rece ekonomik


baarsnn da bu tarz bir savla aklanmas olduka
gtr.

560

Irk. Etniklik v e G
---------

*'------ omj'j uym

Yzde

Siyah Karayipli

Hintli

PakistanlI

m Beyaz nfustan
farkllk gstergesi

Bangladeli

inli

, Beyaz eli erkeklerin ^ Beyaz eli kadnlarn


yzde oran
yzde oran

13.5. ekil Byk Britanyada toplumsal ve corafi tecrit


Kaynak: Strateji Birimi (2 0 0 3 ), syf. 3 6 - 3 7
^

.,r.

r n T K w r w n '-n r

eilimindedir. Gn denedenmesine
ilikin ilk giriimlerden beri, konut
gruplar arasnda kaynaklar zerindeki
mcadelelerde ve etnik kapanmaya ili
kin eilimlerde her zaman n planda
olmutur. Bunun nedenlerinden biri
ikamet yerinin byk lde simgesel
bir yannn olmasdr. kamet yeri stat
y gsterir, gvenlik salar, geinmeyle
bsbtn iie geer.
stihdam rntlerinde olduu
gibi konutun nitelikleriyle tipindeki
farklar etnik gruplara gre deimekte
dir. Genelde tm beyaz olmayanlar ko
nut asndan beyazlara oranla olum
suz konumda olsalar da bu btnlkl
bir manzara olmaktan uzaktr. Hint asl
llar gibi baz gruplar konut sahibi olma
da yksek dzeylere erimiken, dier
leri eitsiz bir biimde dk standartl
evlerde ya da toplu konut kesimlerinde
kmelenmilerdir (Ratcliffe 1999).

561

it

Baz etmenler beyazlar ve beyaz


olmayan topluluklar arasnda ve beyaz
olmayan gruplarn kendi iinde konutla
ilgili ayrmlara katkda bulunmaktadr.
Yalnz Britanya'da deil Avrupa'da da
skl artan rk tacizler ve iddet
ieren saldrlar bir lde konutla ilgili
rntlerde etnik ayrmlar tevik eder
grnmektedir. Daha zengin ve beyaz
larn hakim olduu bir semte tanma
gc olan beyaz olmayan aileler, etnik
dmanlk yznden bundan caydrl
maktadr. Bir baka etmen konutun
fiziksel koullaryla ilgilidir.
Genellikle beyaz olmayan toplu
luklarn oturduu konutlar beyaz nfusunkilere oranla daha harap durum
dadr. PakistanlI ve Bangladelilerin
byk bir blm (ortalama hane
halknn byklne bal olarak)
kalabalk konudarda yaarlar; yaadk
lar yerler rutubet almaya daha yatkn ve

Irk , E tn ik lik v e G

Notting Hill Karnaval, Londra'nn Britanya'ya ilk yerletiklerinde ok sayda Bat Hintli gmene yuva olan
blgesinde yaplmaktadr. Notting Hill'deki artan ev maliyetleri Afrikal Karayiplilerin bugn blgenin dna
tanmas anlamna gelmektedir.

merkezi stma sisteminden yoksun


durlar.
Bunun aksine Hint aslllar en az
beyazlar kadar mstakil ya da yar ms
takil evlerde oturmaktadrlar ve dier
etnik gruplardan daha az ehrin
merkezindeki yoksul semderde otur
malar olasdr. te yandan Afrikal
Karayipli hane halklarnnsa ev sahibi
olmak yerine sosyal konut kesimlerinde
ev kiralama olaslklar daha yksektir.
Bunun nedeni tek annenin ya da tek
babann olduu ailelerin orannn bu
grupta yksek oluu ile ilikilendirilebilir.
Konuda ilgili etnik farkllklar nasl
anlalabilir? Baz sosyologlar konut

piyasasndaki rekabete dayal srelerin


bir sonucu olarak, etnik aznlklarn
ayrt edici bir konut snf oluturdu
unu iddia etmektedir (Rex ve Moore
1967). Bu yaklama gre, ekonomik
olumsuzluklardan rk ayrmclna
kadar aznlk gruplarn karlat g
koullar, bu gruplarn konuda ilgili
konumlarn denetieyebilmek iin az
sayda seenei ve ans olduu anlam
na gelmektedir. Etnik aznlklar esasn
da yetersiz koullardaki konutiarda
yaamaya zorlanmaktadr, nk ans
lar ok azdr ya da hi yoktur. Elbette
etnik aznlklar konut piyasasnda
snrlayc bir ok durum vardr, ancak
onlarn ayrmcln ya da rk glerin
pasif kurbanlar olduunu ima etmek

562

Irk , E tn ik lik v e G

de yanl olacaktr. Toplum sal


aktrlerin yaptklar seimlere bal
olarak rntler ve pratikler zamanla
deimektedir. Ayrmclk yaratc
eylem iin bir itici g olabilmektedir.

Ceza hukuku sistemi


1960'l yllardan beri etnik grubun
yeleri ceza hukuku sisteminde hem fail
hem de kurban olarak srekli artan
saylarda yer almaktadr. Genel nfusa
dalmlaryla karlatrldnda etnik
aznlklar, hapishanelerde daha ok yer
almaktadrlar. 2002'de ngiltere ve
Galler'deki erkek mahkumlarn %16's
bir etnik gruba mensuptu (HMSO
2004).
Etnik aznlk grubu yelerinin ceza
hukuku sistemine bir kez girdiklerinde
ayrmc muameleye maruz kaldklarna
inanmann bir nedeni var. Beyaz olma
yanlar arasnda daha nce pek az ya da
hi hapis cezas almadklar halde tutuklananlarn oran daha yksektir. Etnik
aznlklarn hapse girdiklerinde de
ayrmclkla ya da rk saldrlarla kar
lama olaslklar daha yksektir. Baz
bilginler ceza hukuku sisteminin
ynetiminde ezici bir ounlukla
beyazlarn hakim olduunu vurgula
maktadrlar. Avukatlk yapanlarn ok
kk bir oran siyahr ve siyahlar polis
gcnn %2'sinden de azn olutur
maktadr (Denney 1998).
Beyaz olmayan gruplar, rkln
harekete geirdii saldrlar dahil
rkln farkl biimlerine kar
savunmaszdrlar. ounluk bylesi bir
muameleden kamaktadr, ancak
aznlk iin bu deneyim rahatszlk verici
ve vahi olabilmektedir. Etnik aznlk
gruplarna kar ilenen tm sularn

563

% 12'sini rkln harekete geirdii


hadiselerin (beyazlarla karlatrl
dnda bu oran %2'dir) temsil ettii
olduu tahmin edilmitir (Ulusal
statistik Ofisi, 2002b). Britanya Su
D erlem esi'ne gre ngiltere ve
Galler'de rkln harekete geirdii
saldrlarn tahmini rakamlar 1995'de
390.000'den, 1999'da 280.000'e d
mtr. Hintli, PakistanlI, Bangladeli
insanlara ynelik rkln harekete
geirdii hadiselerin says da 1995'de
145.000'den 1999'da 98.000'e d
mtr (ibid.).
Britanya Su Derlemesi rkln
harekete geirdii hadiselerin rk
olmayan niyetierin harekete geirdii
hadiselerden daha fazla duygusal
tepkiye neden olduunu bulmutur.
1999'da rkln harekete geirdii
sularn kurban olanlarn %42'si
hadiseden "ok fazla etkilendiklerini"
sylemilerdir; karlatrldnda bu
oran dier su trlerinde %19'dur.
Siyah kurbanlar, %41 orana sahip hem
Asyal hem de beyazlarla karlatrl
dnda %55 orannda en ok etkilen
diklerini syleyen grup olmutur (ibid.).
Bu su ve zulmetme rntlerini
nasl aklayabiliriz? 19. Blm'de
(Sapknlk ve Su) grdmz gibi,
su nfus ierisinde eit dalm gster
memektedir. Su ve zulmetme rntlerine ilikin ayrt edici mekansal unsur
lar var gibi grnmektedir. Maddi yok
sunluk eken blgeler daha ok yksek
su oranlarna sahiptir ve bu blgelerde
yaayan bireyler bu sularn kurban
olma riskiyle daha fazla kar karyadrlar.
Irkla maruz kalan insanlarn
yoksunluu ehirlerin i ksmlarndaki

Irk, E tn ik lik v e G

harap evreleri hem retir hem de onlar


tarafndan retilir (bkz. 21. Blm
"ehirler ve Kentsel Alanlar"). Burada,
zellikle etnik aznlk gemii olan
gen siyah erkeklerin konumunda
younlama eilimindeki rk, isizlik ve
su arasnda ak bir bant vardr.
Siyasi olarak ve medyayla yaratlan sula
ilgili "ahlak panikleri" yoluyla rk ve su
arasnda kamusal bir ba kurulmutur.
'Ahlaki panikleri' d ncesi 19.
Blm, ("Sapknlk ve Su "), syf.
850'de tartlmaktadr.

Volisin rkl

Eletirmenler deimenin yeterince


hzl gereklemediini iddia ettiyse de
basmn izleyen yl ierisinde raporun
70 tavsiyesinden ouna uyulmutur.
Raporu izleyen ilk yl emniyet gle
rinin te birinden fazlas ilave siyah ya
da Asyal polis memurunu ie almam
ve etnik aznla mensup polis memur
larnn says ngiltere ve Galler'de 43
gten 9'a dmtr. Raporun haksz
bir biimde polisi hedeflediini
dnen emniyet glerinin bir
kesiminde "Macpherson kart bir
tepki" duyulduunun iarederi bulun
maktadr (Fitzgerald 2001).

Sosyolojik almalar, polis me


murlar arasnda rk tutumlarn ortaya
karlmasnda etkili olmulardr.
1980'lerde Roger Graefin (1989) po
lisler zerine yapt aratrmada,
polislerin "btn aznlk gruplarna
kar faal bir biimde dmanca
davrandklar" sonucuna varlmtr.
Graef, polislerin etnik aznlklarla
konuurken kalpyarglar ve rk
hakareder kullanma sklklarna dikkati
ekmitir. 1990'larda Britanya ve
A.B.D'de polisin rkl hakknda
dikkat eken byk apl vakalar, hibir
aratrmann yapamayaca lde
farkndalk yaratmlardr. 1993'de
Stephen Lawrence'in rk katli (bkz.
yukarda s. 542'deki kutu), rkln tek
tek bireylerle snrl olmadn, hatta
btn kurumlara nfuz edebileceini
gstermesiyle Britanya'daki rklk
zerine tarmalarn niteliini nemli
lde deitirmitir.

Stephen Lawrence cinayeti gibi


olaylarn nda, etnik aznlklar
arasnda polise dmanln yaygn bir
olgu olduunun aratirmalarla doru
lanmas hi de artc deildir (Keith
1993). Bir lde bylesi tutumlar
gerekten de dorudan deneyimin bir
soncudur; zellikle gen siyahlarn
tutumu karlatklar polisiye strate
jilerle biimlenmektedir. PSI'nin (s.
557-60'da tartlan) drdnc derle
mesi bir nceki sene rk saldrlara
maruz kalm siyahlarn yalnzca drtte
birinin bunu polise rapor etmeyi
setiklerini ortaya koymutur. Polise
bavuranlarn yars da karlatklar
muameleden tatmin olmamlardr. Bir
ou polisin bu tepkisinin olay
renmek ya da aratrmakla gerekten
ilgilenmediklerini gsterdii hissine
kaplmlardr (Modood ve dierleri
1997).

Stephen Lawrence'm 1999'da


ldrlmesi zerine Macpherson
Raporu'nun basmnn ardndan o
zaman ileri Bakan olan Jack Straw,
polisin "okkltr toplumun ampi
yonu" olacana dair meydan okudu.

Etnik aznlklarn polisin koruma


sna ve adli yarg sistemine gerekten
byk ihtiyalar vardr, nk beyaz
lara oranla suun kurban olmalar daha
olasldr; ancak kanunun uygulanmas
ile ilgili politikalarn beyaz olmayanlar
hedefleyen rk bir karakter tadn

564

Irk , E tn ik lik v e G

gsteren baz iaretler de bulunmak


tadr: rnein "durdur ve ara"
politikalar eitsiz bir biimde beyaz
olmayanlar hedef alma eilimindedir.
Macpherson Raporu'nun 1999'da
yaynlanmasnn ardndan aznlklara
ynelik "durdur ve ara" ilemlerinin
saysnda bir d olsa da, polis
glerinin terrizm riski karsnda
daha hassas hale gelmelerinden beri bu
say artmtr. Bu durum, 2000'deki
Terrizm Yasas'na bal olarak kendi
lerine verilen yeni yetkileri kullanan
polisle birlikte, bazlar Mslman olan
Britanyal Asyallarn durdurulup aran
malar ile ilgili olaylarda bir ara sebep
olmutur.
Son dneme ait bir raporda,
Londra'daki siyahlar beyazlardan sekiz
kat, Asyallarn be kat daha fazla polis
tarafndan alkonulmakta ya da tutuklanmakta olduunu gstermitir (Met
ropolitan Polisi, 2004).
Byk Britanya'daki etnik aznlk
yaam ile ilgili dier ynler kitabn
eitli blmlerinde tartlmaktadr.
Etniklik ve yallk 6. Blm, s. 2312'de; Etniklik ve Salk 8. Blm, s.
322-3'de ve Etniklik ve Eitim 17.
Blm, s. 769-72'de tartlmaktadr.

Kta Avrupas'nda gmenlik


ve etnik ilikiler
Britanya gibi ok sayda baka
Avrupa lkeleri de yirminci yzyl
boyunca gle ciddi bir biimde
dnm yaamtr. Avrupa'daki b
yk lekli gler, ikinci Dnya
Sava'n izleyen yirmi yl boyunca
gereklemitir. Akdeniz lkeleri, kuzey
ve bandaki lkelere ucuz emek sala
mlardr. Trkiye, Kuzey Afrika,
Yunanistan, gney spanya ve tal

565

ya'dan gelen gmenler emek skntts


eken ev sahibi lkeler tarafndan bir
sre etkin bir biimde ge tevik
edildiler. svire, Almanya, Belika ve
sve gmen iilerden oluan hatr
saylr bir nfusa sahiptirler. Ayn
zamanda eskiden smrge gcne
sahip lkeler, eski smrgelerinden bir
gmen aknna uramlardr; bu
durum esas olarak ngiltere gibi, Fransa
(Cezayirliler) ve Hollanda'ya (Endo
nezyalIlar) da uygulanabilir.
Ba Avrupa'ya dardan ve kendi
iindeki emek g, sava sonras
patlamann 1970'lerde gerilemesiyle
nceki haline gre hatr saylr lde
azald. Fakat 1989'da Berlin Duvar'nn
yklmasndan ve eski Sovyeder Birlii
ve Dou Avrupa lkelerinde ortaya
kan dnmlerden beri, Avrupa yeni
g olarak adlandrla eye tank oldu.
Bu yeni ge iki nemli olay damgasn
vurmutur. Birincisi Dou ile Ba
arasndaki snrlarn almas 1989-1994
yllarnda Avrupa'da be milyona yakn
insann g etmesine neden olmutur.
kincisi eski Yugoslavya'daki sava ve
etnik atma yaklak be milyon
mltecinin Avrupa'nn dier blgele
rine g dalgas ile sonulanmtir
(Koser ve Lutz 1998). Avrupa'daki
gn corafi rnts de kaynak lke
ve gidilen lke arasndaki izgiyi de
bulanklatracak biimde deimitir.
Gney ve Orta Avrupa'daki lkelerin
ok sayda gmen iin g edilecek
hedefler haline gelmesi nceki g
rntlerinden nemli bir ayrlmadr.
"Yeni g"n bir dier zellii ise
etnik adan "karmama"dr. Eski
Sovyeder Birlii, eski Yugoslavya ve
baz Orta Avrupa devletlerinde snrla
rn deimesi ya da amann patlak

lk . E tn ik lik v e G

vermesi "etnik yaknkk" ilkesine dayal


glere neden olmutur. Bunun ok
ak bir rneini Sovyeder Birlii'nin
dalmasnn ardndan kendilerini
Letonya, Kazakistan ve Ukrayna gibi
yeni bamszlna kavuan lkelerde
yaarken bulan binlerce etnik Rus
oluturmaktadr.______

G ve Avrupa Birlii
Avrupa'nn btnlemesine yne
lik harekedn bir paras olarak dcari
mal, sermaye ve iilerin serbest dola
mna ynelik eski engeller ortadan
kaldrlmtr. Bu durum Avrupa
lkeleri iindeki blgesel gte drama
tik bir arta neden olmutur. Artk
Avrupa Birlii'ndeki lkelerin vatan
dalar -ou Dou Avrupa 'dan olan ve
Mays 2004'de birlie katlan on yeni
ye lke dahil- herhangi bir Avrupa
Birlii lkesinde almaya hak kazan
mtr. Yksek gelimi yetenekleri ve
nitelikleri olan meslek sahipleri, Avru
palI gmenlerin en byk grubunu
oluturan snmaclar ya da ekonomik
nedenlerle gmen olanlarla ayn
saflara katlmlardr. Bilginler bu
kayma ile birlikte gmen topluluklarn
iindeki zenginler ve fakirler arasndaki
artan kutuplamaya dikkat ekmek
tedirler.
Avrupa Birlii'ne ye olmayan
lkelerden Avrupa Birlii'ne bir dizi
g, ou Avrupa lkesinde politik
gndemin en acil konularndan biri
haline gelmitir. Avrupa Birlii'nin
btnleme sreci devam ettii iin,
Schengen Anlamas'nn bir paras
olarak bir dizi Avrupa lkesi, komu ye
lkelerle i snr denetimlerini kaldr
mlardr. Szlemeyi imzalayan taraflar
artk yalnzca d snrlarn denede-

mekte komu ye devlederden lkeye


serbest giri izni tanmaktadrlar (bkz.
13.6. ekil). Avrupa'nn snr deneti
miyle ilgili bu yeni yaplanmas, Avrupa
Birlii lkelerine yasad g ve snr
geme sular zerine ok byk etkiye
sahip olmutur. Yasad gmenler,
Schengen'e taraf devlederden birine
girme hakkn elde ettiinde btn
Schengen blgesinde engellenmeden
dolaabilmektedir.
ok sayda Avrupa Birlii'ne ye
devletin, ailelerin birlemesine ynelik
yasal g snrlandrmas yznden
yasal olmayan glerin says artmtr.
renci ya da ziyareti olarak yasal
yollardan AB'ye giren kanunsuzlar, vize
srelerini amaktadrlar; ancak artan
sayda yasad gmen snrdan kaak
sokulmaktadr. Uluslararas Gmen
Politikalar gelitirme Merkezi her yl
400.000 insann snrlardan kaak
sokulduunu tahmin etmektedir. tal
ya'nn uzun ky eridinin, yaknndaki
Arnavutluk, eski Yugoslavya, Trkiye
ve Iraktan yasad gmenleri eken en
nemli sznt noktalarndan biri olduu
kabul edilmektedir. Schengen szle
mesine katlan talya, d snrlarn
nemli lde sklatrmtr. Yasad
gmenler ve snma bavurularndan
eitsiz pay alan Almanya, Polonya ve
ek ynetimleri ile dou snrlarnn
denetimlerini artrmalar konusunda
ibirlii yapmaktadr.
G karm grle ilikilendirilen
rklk, baz iddetli tarmalar yaratan
olaylar meydan getirmitir; 1990'larda
Fransa, svire, talya, Avusturya ve
Hollanda gibi eidi lkelerde ar sac
partilerin semen saylarnda bir canlan
ma gzlenmitir. Birleik Krallk'da,
Parlamento yelerinin, her seim

566

Irk, Etniklik v e G

V/V'

p L t

zlanda

^ . f u
y

'

aH

lirfLs

l.eton ya

r--- A
' ;

/ Litvan ya,-7

Britanya

faJ.rus

HojfiiuKJ
sy

Polonya

Alm anya

M ^ L k sem b u rg

Ukrayna
C u m h uriyet

Slov>hy< /
Fransa

>lwKre^fw'-*Vl,sturya

M acaristan

Romanya

f F S >
~

#7

t /y

spanya

/^"Vugosyayya

Al r|av^Jul*r^ T

A kdeniz

'2 * 9
Fas

v Bosna

y 1 "
jl" *

Cezayir

/ ^ '' f

OtfYunarifcM
(S frn .j ^t

B S 'v S . <
W ^r*.

Tunus 1

3 . 6 . ek il S c h e n g e n k u a lk e le ri (koyu b lg eler)

blgesinden tek bir adayn seildii salt


ounluk seim sistemi Avam Kamara'snda kk partilerin sandalye ka
zanmasna engel olmaktadr. Ancak
1970'lerden beri ar sac Britanya
Ulusal Partisi'nin ald destek doruk
noktasna ulamtr ve Parti yerel mec
lislerde ok sayda sandalye kazanmtr.
G kart Birleik Krallk Bamszlk
Partisi 2004 Avrupa Parlamentosu
seimlerinde 12 sandalye kazanarak
halk desteinin dalga dalga ykseldiini
grmtr.
Ne ki, "yeni gmenler "in deneti

567

minin sklatrlmas bir vakumda


gereklememektedir. G politikala
rndaki deiikliklere gayr resmi yant,
yasal olmayan ticaret ve kaaklk
alarnda meydana gelmektedir. G
men ticareti Avrupa'daki rgtl sular
kategorisinde en hzla byyenidir. Bu
su ebekeleri uyuturucu, silah ve
alnt mallar snrlar arasnda getirip
gtrebildikleri gibi yasad gmen
leri de eitli vastalarla yurtdna
karabilmektedirler. Gmenler ve
kaaklar dier gmenlerin dene
yimlerinden yararlanarak, kendi hare

Irk, E tn ik lik v e G

ketleri iin seim yapmak zere biraraya


gelmektedirler. Bu bakmdan snrlama
politikalar yeni direni biimlerine yol
ayor grnmektedir (Koser ve Lutz
1998).
Gmenlerin daha iyi bir yaam
iin gze aldklar riskler okluk trajik
sonular yartamaktadr; rnein 2000
ylnda Ingiliz sahiline yakn Dover'da
elli sekiz inli bir kamyonda boul
mutur ya da 2004'n Austos Aynda
talya'nn gney sahillerine yakn bir
yerde Sicilya'ya varmaya alan ar
ykl bir botta en az yirmi alt kii
lmtr. Bu gn yasal olmayan
nitelii yznden Bat'ya geme girii
minde bulunurken lenlerin gerek
saysn lmek olduka zordur, ancak
yakn zamanda yaplan bir aratrmaya
gre her sene zulmden ya da yoksul
luktan kaan 4000 gmenin denizde

boulduu tahmin edilmektedir.


Aratrma, Akdeniz'de her yl yaklak
2000 insann Avrupa'ya ulamaya
alrken ldn ileri srmektedir;
benzer sayda insann -"bot insan
larnn dier iki ana var noktas olanAvustralya ve A.B.D'ye geerken
ld dnlmektedir (Guardian, 9
Ekim 2004).

Kresel g
Avrupa'nn yzyllar nceki yayl
macl, dnyadaki oketnikli ou
topluluun temelini atan byk lekli
nfus hareketlerini balatmtr. Kre
sel gn bu nc dalgalarna karn,
insan topluluklar ok sayda lkenin
etnik grnmn temelden etkileye
cek biimde karlkl etkileimi ve
kaynamasn hep srdrmtr. Bu
blmde g rntleri ile ilgili
kavramlar ele alacaz.

Byk Britanya'da "sahte snmaclarla iligli korkular, zellikle 1 I Eyll 2 0 0 1 'den sonra,
ulusal gvenlikle hakkndaki kayglara balanmaktadr. Fotoraf Byk Britanya'ya yasal
olmayan bir biimde sokulan gmenleri gstermektedir.

568

Irk , E tn ik lik v e G

G hareketleri
Yeni bir olgu olmasna karn g,
kresel btnleme srecinin bir
paras olarak giderek hzlanan bir olgu
gibi grnmektedir. Dnya leinde
g rntleri, lkeler arasndaki hzla
deien ekonomik, siyasi ve kltrel
balarn bir yansmas olarak grle
bilir. Yaklak 175 milyon insann
doduu lkede farkl bir lkede ikmaet
etdi, bunun dnya nfusunun yaklak
yzde 3' olduu tahmin edilmektedir
(iUluslararas G Raporu 2002); bu
durum baz bilginleri, dnemi "g
a" olarak adlandrmaya sevk etmidr
(Casdes ve Miller 1993).
Bir lke iinde yerlemek zere yer
deidrme hareked i g ve bir lkeyi
terk ederek bir baka lkeye yerleme
sreci d g ile birlikte, kaynak lke
ile hedef lkeyi birbirine balayarak
kresel g rntlerini meydan getir
mektedir. ou toplumda g hare
ketleri etnik ve kltrel farklla
eklenmekte ve demografik, ekonomik
ve toplumsal dinamiklerin biimlenme
sine yardmc olmaktadr, ikinci Dnya
Sava'ndan beri ve zellikle son yirmi
yldr kresel gn younlamas, ok
sayda lkede g nemli bir meseleye
dntrmtr. Batl toplumlarn
ounda artan g oranlar ulusal
kimlik gibi mterek kabul edilen
kavramlar tehdit etmekte ve vatanda
lk gibi kavramlarn yeniden gzden
geirilmesini zorunlu klmaktadr.
Bilginler, 1945'den beri gzlenen
nemli g hareketierini tanmlamak
zere drt g modeli belirlemilerdir.
Klasik g modeli, Kanada, A.B.D ve
Avustralya gibi "gmen uluslar" olarak
gelien lkeler iin geerlidir. Bylesi
durumlarda g byk lde tevik

569

edilir ve snrlamalar ve kotalar yllk


gmen aliminin snrlandrlmasna
yardmc olsa da yeni gelenlere
vatandalk bir vaad/ltuf olarak
sunulur. Smrgeci g modeli, Fransa ve
Birleik Krallk gibi, smrgelerden
gelen gmenleri dier lkelerden
gelenlere tercih eden lkelerce izlenir.
Britanya'daki ou yeni Commonwealth lkelerinden gelmi gmen bu
eilimi yanstr.
Almanya svire ve Belika gibi
lkeler nc yolu, misafir ii modelini
izlemektedir; bylesi bir dzende
gmenler lkeye genellikle emek
pazarnn taleplerini karlamak zere
geici olarak kabul edilirler. Fakat uzun
sre oturmu olsalar bile vatandalk
hakkna sahip olamazlar.
Son olarak yasad g modeli, ok
sayda sanayilemi lkenin gmen
yasalarn sklatrmasna bal olarak
giderek daha yaygn hale gelmektedir.
lkeye gizli ya da "gmen deilmi
gibi" grnerek girme frsat bulan
gmenler, sklkla resmi toplumun
snrlar dnda yasad olarak
yaayabilmektedirler. Bunun rnekleri
Amerika'nn gney eyaletlerinin
oundaki, ok sayda "yasad yabanc
Meksikal"da ya da ulusal snrlarn
dna uluslararas gmen kaakl
iinin artmasnda gzlenebilir (yukarda
grdmz gibi).
Kresel gteki son eilimleri
incelerken Stephen Costel ve Mark
Miller (1993), nmzdeki yllarda g
rntlerini tanmlayacan iddia
ettikleri drt eilim belirlemilerdir.
1Hrlanma Snr tesine g
eskiye oranla ok daha fazla sayda mey
dana gelmektedir.

lk , E tn ik lik v e G

2- Farkllama i g ya da
mltecilik gibi zgl biimlerin etkili
olduu nceki dnemlerdeki gn
aksine, gnmzde birok lke farkl
dplerde gmen almaktadr.
3- Kreselleme G nitelik olarak
hem g alan hem de veren ok sayda
lkeyi iine alarak kresellemektedir,
(bkz. 13.7. ve 13.8. ekiller)
4- Kadnlama Artan sayda g
men, eski dnemlere oranla gnmz
deki g erkeklerin ok daha az baskn
olduklar bir g haline getiren kadn
lardan olumaktadr. Kadn gmen
saysndaki art, ev ii iilere talebin
artmas, seks turizminin genilemesi,
kadn ticareti (bkz. 12. Blm,
"Cinsellik ve Toplumsal Cinsiyet" s.
492-3) ve "postayla sipari edilen
gelinler'" olgusunu da iine alan kresel
emek piyasasndaki deiikliklerle
yakndan ilgilidir.

Kresellem e v e g
Kresel gn ardnda yatan gler
nelerdir ve kresellemenin sonucunda
nasl deimektedirler? Gle ilgili ok
sayda eski kuram, itme ve ekme et
menlerine odaklanmtr. 'tme etmen
leri', sava, ktlk, siyasi bask ya da
nfuz basklar gibi insanlar ge zorla
yan, kaynak lke ierisindeki dinamik
lere atfta bulunur. Bunun tersine
"ekme etmenleri", gidilen lkelerin
gmenleri eken zellikleridir; rne
in gelien emek pazar, daha iyi yaama
koullar ve dk nfus younluu
baka blgelerdeki gmenleri ekebil
mektedir.
Son yllarda "itme ve ekme" g
kuramlar, karmak ve okynl bir
srece fazlasyla basit aklamalar
getirdii iin eletirilmektedir. Bunun

yerine gle ilgilenen bilginler, kresel


g rntlerine, makro ve mikro
dzeydeki sreler arasndaki etkileim
le retilen sistemler olarak bakmakta
drlar. Bu fikir karmak gibi grnse de
adlnda olduka basittir. Makro dzey
deki etmenler blgedeki siyasi yap, i
ve d g dzenleyen yasalar ve
dzenlemeler ya da uluslararas ekono
mideki deimeler gibi st boyuttaki
konulara atfta bulunur. te yandan
mikro dzeydeki etmenler, gmen
topluluklarn kendilerinin sahip olduu
kaynaklar, bilgi ve anlay tarzlaryla
ilgilenmektedir.
Makro ve mikro srelerin arakesiti
Almanya'daki geni Trk gmen
topluluun durumunda gzlenebilir.
Makro dzeydeki etmenler, Almanlarn
ekonomik adan igcne gereksinimi,
onun yabanc "misafir" iileri kabul
etme politikas, Trkiye'deki ekonomik
durumun ok saydaki Trk'n arzu
lad dzeyde para kazanmasna engel
olmas gibi etmenlerdir. Mikro dzey
deyse, Almanya'daki Trk topluluk
ierisinde karlkl destei salayan
gayr resmi iliki a ve kanallaryla
Trkiye'de kalan aile ve arkadalarla
gl balarn olmasdr. Potansiyel
Trk gmenler arasnda Almanya ve
"sosyal sermaye" -yararlanlan insan ya
da topluluk kaynaklar hakkndaki bilgiAlmanya'nn en popler g lkelerin
den biri olmasna yardmc olmutur.
Gte sistem yaklamn savunanlar,
g srecini aklamaya tek bir etmenin
yeterli olamayacan vurgulamak
tadrlar. Daha ok Trkiye ve Almanya
arasnda olduu gibi, her zgl g
hareketi makro ve mikro dzeydeki
srelerin bir rndr.

570

Irk, Etniklik ve G

Arktik

Kanada

AVRUPA

KUZEY AMERKA
ASYA

Byk
Okyanus

AtU
O kya n u
Byk
O kyanus

Hint
O kyanusu

GNEY
AMERKA

AVUSTRALYA

Antarktika
Oklarn boyutlar hareketlerin bykln gstermez.

1 3 . 7 . ek il K resel g l e r , 1 9 4 5 - 7 3
Kaynak: Castles (1993), s .67

Kresel diasporalar
Kresel g rntlerini anlama
nn bir baak yolu da diasporalarn
incelenmesidir. Diaspora terimi bir
etnik evrenin genellikle zorla ya da
travmadk koullar altnda, kendi z
vatanlarndan, yabanc alanlara dal
masna atfta bulunur. Bu topluluklarn
kleleik ve soykrm sonucunda dnya
ya nasl yeniden daldklarn akla
mak iin yaplan atflar ounluk,
Yahudi ve Afrika diasporalarna yaplr.
Tanm itibariyle diasporann yeleri
corafi olarak dalmlarsa da ortak bir
tarih, anavatan hakkndaki ortak bir
hafza ya da beslenen ve korunan
mterek bir kimlik gibi etmenlerle bir
arada tutulurlar.

571

Robin Cohen, yaygn bir biimde


alntlananlar zulm ve iddet
sonucunda gnlszce ortaya kanlar
olsa da, diasporalarn olduka deiik
biimlerde ortaya ktn iddia
etmektedir. Kresel Diaporalar'da
(Global Diasporas -1997) Cohen,
tarihsel bir yaklam benimser ve
zgn topluluun dalmasna temel
oluturan glere gre be farkl
diaspora kategorisi belirler: kurban
(rn. Afrikal, Yahudi), smrgeci
(Britanyal), emek (Hintli), ticaret (inli)
ve kltrel (Karayipli). Bu durumlardan
zellikle bazlar, inlilerde olduu gibi,
byk lekli nfus harekederi, snrla
yc travmadk bir olayn sonucunda
deil, gnll olarak ortaya kmtr.

Irk , E tn ik lik v e G

Arktik

Carvtd
AVRUPA

KUZEY AMfRKA

.Kuzey
Am erika'ya

ASYA

Hindistan
Japon ya'ya'
,/

Atlantik \
Okyanusr
Hint \
O kyanusu

GNEY
AMERKA

Byk
O kyanu s

Avustralya'ya

AVUSTRALYA Luney
A m erika'dan

Byk
Okyanus

Yeni
Z elanda

Antarktika

Oklarn boyutlar hareketlerin bykln gstermez.

3 . 8 . ekil 1 9 7 3 d e n g n m z e k re se l g h a re k e tle ri
Kaynak: C astles v e M iller (1 9 9 3 ), s .6

Biimlerin baka baka olmasna


karn, btn diasporalar belli
anahtar zellikleri paylarlar.
Cohen btn diasporalarn
aadaki ltiere uydu-unu ileri
srmektedir:
-Bir anavatandan yeni bir blgeye
ya da blgelere zorla ya da gnll
hareket;
-Bir anavatan hakknda ortak
hafza, onun korunmasna ballk
muhtemel bir geri dn ihtimaline
ortak inan;
-Zamanla ve mesafeyle salanan
gl bir etnik kimlik;
-Diaspora alanlarnda yaayan ayn

etnik grubun yeleri arasnda


dayanma fikri;
-Ev sahibi toplumlarla ilgili belli bir
lde gerilim;
-oulcu ev sahibi toplumlar iin
deerli ve yaratc bir katk
potansiyeli.
Kimi bilginler Cohen'i diaspora
kategorilerini belirli bir etnik grupla
ilikilendirerek karmak ve ayrc g
deneyimlerini dar bir tipolojiye
indirgemekle sulamlardr. Kimi
bilginlerse diaspora kavramsallatrmasnn, sdendii zmleme iin
yeterince ak olmadn iddia
etmilerdir. Yine de, bu eletirilere
ramen Cohen'in almas diasporalara

572

Irk , E tn ik lik v e G

deil, hzla kreselleen dnyada


kolektif kimlii salayan, etnik kltr
koruyan devam etmekte olan sreler
olduunu gsterm esi asndan
deerlidir.

Sonu
Kreselleen dnyamzda dn
celer ve insanlar tarihin hibir dne
minde olmad kadar byk lekli bir
biimde snr tesi hareket etmektedir.
Bu sreler iinde yaadmz toplumlar derinden etkilemektedir. ok sayda
toplum ilk defa etnik adan eitli hale
gelmekte, dierleri de ok etnikliin
mevcut kalplarnn dntn ve
younlatn izlemektedir. Ancak
btn toplumlarda bireyler kendilerin
den farkl dnen, farkl grnen,
farkl yaayan insanlarla dzenli olarak
temasa gemektedir. Bu etkileimler,
bizzat kresel gn bir sonucu olarak
ortaya kabilecei gibi medya ve
internet araclyla yaylan imgeler
yoluyla da olabilmektedir.

573

Bazlar bu yeni etnik ve kltrel


karmakl kozmopolitan toplumun
vazgeilmez unsurlarndan biri olarak
cokuyla kabul etmektedir. Dierleri
bunu tehlikeli ve korkutucu bulmak
tadr. Kktenci bak asna sahip
olanlar kurulu gelenee snmakta ve
farkl olanla diyalou reddetmektedirler
(bkz. 14. Blm). Dnya zerinde
bugn iddede hkm sren ok sayda
etnik atma, bu trden kktenci
yaklamn bir ifadesi olarak grlebilir.
Kreselleen dnyamzn kar karya
olduu tehdiderden biri, nitelik asn
dan daha kozmopolitan bir toplumun
nasl yaratlaca sorusudur. Gney
Afrika'daki Hakikat ve Uzlama
Komisyonu'nun sabrl abalar ak ve
karlkl saygya dayal iletiimin olduu
bir zemin yaratmann zor ama rk
uzlamann balatlabilmesinde atlacak
ilk adm iin etkili olduunu gster
mitir.

Irk , E tn ik lik v e G

zet
1 Irk , b ir topluluun ya da toplum un yeleri tarafndan
etnik adan ayrt edici kltrel zelliklere iaret ettii
iin nem li kabul edilen, deri rengi gibi fiziksel zellilere
atfta bulunur. Irkla ilgili ou yaygn inan mitseldir.

gruplarn bak alar birbirine kaynar. oulculuk


ise etnik gruplarn ayr yar varolabilm eleri ve
ek on om ik ve siyasi yaam da eit katlm clar olarak
grlm eleri anlam na gelir.

nsanlarn farkl rklara blnebilecei kesin nitelikler


yoktur.

8 ok etnikli devled er krlgan olabilir, zam an zam an


etnik atm alarla karlaabilirler. E tn ik tem izlik

2 B ir blged e yaayan insan topluluunun blm leri,


topluluu dier gruplardan ayran ortak kltrel

baka bir etnik g ru b u n kidesel olarak ihra edilm esi

zellikleri paylaan etnik gruplar meydana getirir.

etnik atm adr. Soykrm , b ir baka gru bun elinde


etnik gru bun sistem atik olarak b e rta ra f edilmesidir.

ile etnik adan h o m o jen alanlar yaratm a biim indeki

E tn ik lik bir gru bu dierinden ayran kltrel farkllklara


iret eder. B ir etnik g ru bun en tem el ayrt edici zellikleri
dil, tarih, atalar, din, giyim ve sslenm e tarzlardr. E tn ik
farkllklar zam an zam an doal kabul edilm elerine
ram en btnyle renilirler.

9 G , Britanya, A .B .D ve dier sanayilemi


lkelerde o k sayda farkl etnik g ru bun ortaya
km asna neden olm utur. Britanya'da etnik aznlk

3 A zn lk gru bu, yeleri toplum tarafndan sklkla

gruplar, beyaz toplulua oranla istihdam , barnm a ve


su gibi alanlarda tam anlam yla olum suzluklar

ayrm cla urayan gruptur. A znlk gru bun yeleri, bir

yaamaktadr. A n cak eitsizlik rntlerinde bir

lde k o lek tif b ir soyutlanm lk deneyim inden

kayma vardr ve gnm zde etnik gruplar arasnda

kaynaklanan gl b ir dayanm a duygusuna sahiptir.

baz etnik gruplarn beyaz nfusla da byk lde

4 Irklk, kendine zg fiziksel grnm olan bireylere

eitlik kazanm asna salayacak lde farkllklar


yaanmaktadr.

yanl yere kaltm la g een zellikler ve kiilik atfetm ek


anlam na gelm ektedir. Irk , fiziksel zellikler btnne

10 Y en i g , souk savan bitm esiyle ortaya kan

sahip bir topluluun dierlerinden daha aa zelliklere


sahip olduuna biyolojik bir aklam a getirilebileceine

eski Yugoslavya'daki etnik atm alarla uzayan ve


A vrupa'nn btnlem esi ile derinleen Avrupa'daki

inanan kiidir.

deien g rntlerine atfta bulunur. Avrupa

5 K u ru m sal rklk, m evcu t toplum sal kurum lann iinde

B irlii'ne yasal g olanaklarnn snrlandnlm asyla


birlikte yasal olm ayan g giderek artm aktadr.

yaplanm etnike dayal ayrm clk rnt lerine iaret


eder.

11 G , insanlarn bir blge ya da toplum dan dierine


yerlem ek am acyla hareket etm esidir. Bireylerin ulusal

6 Y en i rklk, biyolojik adan aa olm aktan o k,

snrlarn tesine yer deitirm esi olan kresel g


ik in ci D nya Sava'n izleyen yllarda artm ve

kltrel farkllk kavram yla dile getirilen rk tutum lar


ta rif eder.

kresellem e ile daha younluk kazanm tr. D iasp ora

7 o k etnikli toplum larda etnik b tnlem e m odeli


benim senm itir. A sim ilasyon m od elinde yeni g m en

etnik topluluun kendi anavatanndan yabanc alanlara


sklkla zorla ya da travm atik koullar atnda

grup, baskn topluluun tutum lann ve dilini benim ser.

yaylmasna iaret eder.

E rim e potasnda b ir toplum farkl kltrel ve etnik

Dnme Sorular
1 Irk kavram sosyolojiden karlmak mdr?
2 Neden rkln tanmlanmas zordur?
3 Neden baz insanlar Birleik Krallk'da bugn bile rk tutum taknmaktadrlar?
4 nyargl olmayan bir kimse nasl kendisini ayrmclk yaparken bulabilir?
5 Etnik gruplarn toplumsal ve siyasi yaamda eit katlmclar olabilmeleri mmkn mdr?
Neden?
6 Britanya'da "erime potas" kltr mmkn mdr?
7 Dnyann herhangi bir yerinde yaayp alabilir misiniz?

574

Irk, E tn ik lik v e G

Ek Kaynaklar
MichaelBanton, Ethnic andRncialConsciousness,2. basm (Harlow, NewYork. Longman,1997).
Martin Blumer ve John Solomos (yay.), Ethnic and Rarial Studies Today (New York:
Routledge,1999).
Stephen Cornell ve Douglas Hartman, (yay.), Ethnicity and Race: Making Identities in a Changing
World (Thousand Oaks, CA, Pine Forge Press, 1998).
Philemona Essed, Everyday Racism (Claremont, CA: Hunter House, 1990)
Liz Fawcett, Religion, Ethnicity andSocial Change (Basingstoke, Macmillan, 2000)
David Mason, Race and Ethnicity in Modern Britain (Oxford: Oxford University Press, 2000).
Michael Omi ve Howard Winant, Racial Formation in the United States, gzden geirilmi basm
(NewYork: Routledge, 1994)
Will Kymlicka, TheNew Debate overMinory Rights (Toronto: University of Toronto, 1997)
Miri Song, ChoosingEthnicIdentity (Cambridge: Polity, 2003)

nternet balantlar
Black and Asian History Map
http: /www.blackhistorymap.com
Centre for Research in Ethnic Relations, Warwcik University
http:/www.csv.warwick.ac.uk/fac/soc/CRER_RC
Commisison for Racial Equality
http:/www.cre.gov.uk
SOSIG on the Sociology of Race and Ethnicity
http:/www.sosig.ac.uk/roads/subject-listing/world-cat/scrace.html
United Nations Commissioner for Refugees
http:/www..ohchr.org/ english

575

indekiler
Sosyoloji kuramlar ve dnceleri
Din zerine sosyolojik almalar
Din zerine kuramlar

Gerek dnya dinleri


Totemizm ve animizm
Yahudilik, Hristiyanlk ve slamiyet
Uzakdou dinleri
Dini rgtler
Hristiyanlk, toplumsal cinsiyet ve
cinsellik

Laikleme ve dinsel dirili


Laikleme
Avrupa'da din
Birleik Krallk'ta din
Laiklemenin deerlendirilmesi
Kktendincilik
^ et

Dnme sorulan
E k kaynaklar
Internet baglantlan

Modern Toplumda Din

ars gibi tmrn de ortadan kay


bolduunu anladm. Ertesi sabah
salkl bir kii gibi oradan ayrldm.

Hindistan'n kuzey Bengal blge


sinde yaayan, okuma-yazma bilmeyen
be ocuk annesi Monica Besara,
lmnden nce, Kalkta'daki misyo
ner derneini Katolik rahibeler tarafn
dan kutsanmak amacyla ziyaret
etmitir. Midesinde, kendi deyimiyle
modern tbbn iyiletirmekte yetersiz
kald kt huylu bir tmr vard.
Rahibe Terasa, lmnden tam olarak
bir yl sonra 5 Eyll 1998 ylnda, hasta
ve yoksul insanlara yardmlarndan ve
de Misyoner Dernei'nin kurucusu
olmasndan dolay Nobel dl ile
dllendirilmitir. Rahibeler, Rahibe
Terasa tarafndan kutsanm bir madal
yonu Besara'nn midesinin zerine
koyarak dua etmiler ve tmr bir gece
ierisinde kaybolmutur.
Besara, gn boyunca inanlmaz
"ba arlar ektiini ve midesindeki
tmrn dayanlmaz lde ac
verdiini" anmsar. Besara, Rahibe
Terasa'nn lm yldnmnde kilisede
gerekletirilen bir ayini hatrlar. Besara
unlan syler: Rahibe Teresa burada;
onu grdm. Terasa'nn hayali sunan
yan banda uzanyordu. Bu grnt
snden ortaya kan [kamera flan
iaret ederek] flaa benzeyen bir k
grdm. Onu sadece ben grdm.
Gece yars saat birde uyandm ve ba

Monica Besara ve misyoner


derneinde bulunan rahibeler iin bu
bir mucizeydi. Katolik Kilisesi tarafn
dan olay aratrmak iin yollanan
doktorlar da bu olayn mucize olduu
grndeydi. Bu konu ile ilgili olarak
Rahibeler, "Tanrnn Rahibe [Terasa]
araclyla mucizeler gsterdiini ve
bundan dolay ok mutlu olduklarn"
ifade etmilerdir. Katolik kilisesinin
bakan olarak Papa, bir mucizenin
gerekletiini kabul etmi ve Rahibe
Terasa'nn azizlikten nceki son basa
mak olan -normalde ikinci mucizeyi
Papa'nn onaylamasndan sonra kazan
lan- mertebeye karldn ilan
etmitir. Papa'nn yapt bu kutsama,
Ekim 2003'de tm dnyada kudamalara neden oldu. Rahibe Terasa'nn
gerek lkesi olan Arnavutluk'da o gn
ulusal tatil ve 2004 yl Rahibe Terasa yl
olarak ilan edildi. Vatanda olduu
Hindistan'da rahipler tm lkede halk
kudam, Kalkta caddelerinde ocuk
lar gsteriler yapm ve talya'da
Vatikan'da ulusal televizyonda canl
olarak verilen bir tren dzenlenmitir.
Roma'da mzikaller, filimler, izgi
filimler ve sergiler ile Rahibe Terasa'nn
hayat gsterildi ve onun kutsal
emanetleri sergilendi.
Katolik kilisesinin iddialarna ra
men, herkes Monica Besara'nn iyile
mesinin mucize olduuna inanmamak
tadr. Probir Ghosh, sradan Hintlileri
mucizevi ifalar konusunda aldatan
kutsal insanlarn aa kartlmas ile
ilgili olarak almalar yapan "Hindistan
Bilim ve aklclar" Topluluu'nun kuru
cusudur. Kurucusu olduu rgt,

578

M o d e r n T o p lu m d a D in

Rahibe Terasa yapm olduu almalarla Hindistan' n yoksul insanlar arasnda ne kavumutur.

20.000'e yakn yesinin bulunduu,


"yoksul ve okuma-yazmas olmayan
Hintliler'i hurafelerden kurtarmak
gerektii iddiasndadr. Ghosh'un
Besara'nn dramatik iyilemesi ile ilgili
ok basit bir aklamas vardr: "Tedavi,
'mucize'nin gerekletii sylendiinde
etkilerini gstermeye balamt."
Besara'y tedavi eden Bengal'n eitli
hastanelerindeki doktorlar benzer
raporlar vermiler, kitlenin bir kanser
tmr veya benzeri bir kide olup
olmadn sorgulanmlardr. Ghosh,
"Rahibe Terasa'nn byk birisi
olduunu ve sahte mucizelerle azize
yaplmasnn, onun mirasnn km
senmesi anlamna geldiini belirtmekte
ve bunun yoksul insanlar arasnda
yapm olduu almalar ile balantl
olduunu" ifade etmektedir.
Kimi zaman bilim ve din birbirle
rine stn olarak grlmektedir.

579

Monica Berasa mucizesi ile ilgili


tartmalar bize dindarlarn bak
asyla modern aklc dncenin bak
alarnn gerginlik yarattn gster
mektedir. Modernlemeye bal olarak
aklclarn bak alar varoluumuz ile
ilgili olarak birok ynden galip
gelmekte ve ngrlen gelecekte
bunun zayflatlaca olas gzkme
mektedir. Yine de bilim ve aklc
dnceye kar her zaman iin bir
tepki olacaktr, bu nedenle yaamn
anlam ve amac gibi temel sorularla
ilgili sessizlik varln bir biimde
srdrecektir. Bu sessizlik ve bilinemezlik, dinin zn oluturan ve inan
dncesini ateleyen imana ynelten
duygusal olgulardr.
Dinin insanlarn yaamlarnda
binlerce yldr gl bir yeri olmutur.
Din, u ya da bu biimde, bilinen tm
insan toplumlarnda grlr. Arkeolo

M o d e r n T o p lu m d a D in

jik kalntlara dayanarak haklarnda bilgi


sahibi olduumuz ilk toplumlara ait
kaytlar, aka dinsel sembol ve ayin
izleri sunmaktadrlar. Maara duvarla
rnda rasdanlan bulgular din inancnn
40.000 yl ncesinde de var olduunu
gstermektedir. zleyen tarih sresince,
din, iinde yaadmz evreleri nasl
alglayacamz ve onlara nasl tepki
vereceimizi etkileyerek insan yaam
nn nemli bir paras olmay srdr
mtr.
Dinin, insan topluluklarnda bu
derecede etkili oluunun nedeni nedir?
Dinin son yllardaki ada toplumlardaki rol nasl deimektedir? Din,
topluluklar hangi artlar altnda
birletirir ve hangi ardar altnda bler?
Din, bireyleri, dinsel lkleri uruna
kendi hayadarm feda etme noktasna
nasl getirebiliyor? Bu blmde bu
sorular yandamaya alacaz. Bunun
iin de, dinin gerekten ne olduu
sorusunu sormamz ve eidi biimler
deki dinsel inanlar ile edimlere
bakmamz gerekecek. Bunun yannda
dinle ilgili temel sosyoloji kuramlarn
da ele alacak ve deiik dinsel rgt
lenme trlerini zmleyeceiz. Batan
sona, dinin modern dnyadaki yazgs
zerinde duracaz; zira birok gzlem
ciye yle gelmektedir ki, bilimin ve
modern sanayinin ykseliiyle birlikte
din bugn, toplumsal hayatta nceki
alara oranla daha az merkezi bir gce
sahiptir.

Sosyoloji kuramlar
dnceler

ve

Din zerine sosyolojik almalar


Din zerine almak toplumsal
imgeleme olduka bal olan zel,
meydan okuyucu bir giriimdir. Dinsel

pratiklerin zmlenmesinde, eitli


kltrlerde bulunan birok farkl
inanlar ve varolan gelenekleri anla
mamz gerekmektedir. nananlarn
kkl inanlarnn kayna olan ama
ayn zamanda dncelerini dengede
tutan fikirlere kar duyarl olmamz
gereklidir. Dinsel gruplarn, taraftar
larna finansal destek salamak gibi
olduka gnlk amalar tadklarnn
farkna varrken sonsuzluu aratran
dncelerle de yzleiriz. Dinler ara
sndaki eitliliin farkna varmamz ve
ayn zamanda genel bir fenomen olarak
dinlerin doasn derinlemesine aratr
mamz gerekmektedir.
Sosyologlar, dini, kuatc ve
doast olan gerekliin bir dn
cesini yaratarak nihai anlam ve ama
duygusunu salayan ritel ve inanlarn
genel olarak paylalan bir kltrel dizge
olarak tanmlamlardr (Durkheim
1965; Berger 1967; Wuthnow 1988). Bu
tanmlamada e yer almaktadr:
1. Din kltrn bir biimidir. Kltr,
insan gruplar arasnda genel bir
kimlik ^yaratan ortak deerler,
inanlar, kurallar ve dncelerden
oluur. Din tm bu nitelikleri
paylamaktadr.
2. Din ayinsel yntemler ieren
inanlar iceHr. Bylece tm dinler,
inananlarnn yer ald ve dinin
toplumun bir yesi olduunu
gsteren zel faaliyetler ierir.
3. Belki de en nemlisi, dinin yaamn
eninde sonunda anlaml olduuna
dair amallk duygusu yaratmasdr.
Din, kltrn dier elerinin
(demokrasiye inancn veya eitim
sistemi gibi) belirgin bir biimde
yapamad ekilde, gnlk yaam
aan veya glgeleyen eyi gerektii

580

M o d e r n T o p lu m d a D n

gibi ve uygun olarak aklar


(Geertz 1973; Wuthnow 1988).
Dinin sosyolojik olarak tanmlan
masnda eksik olan ey, onun kendi
sinde ierdii ey kadar nemlidir:
tanrnn adndan hibir yerde sz
edilmemesi. Genellikle teizmi, dinin
temeli olarak bir veya daha fazla
doast tanrlk (terim Greke Tanr
szcnden kaynaklanr) inan olarak
dnrz, oysa ki bu zorunlu bir
durum deildir. Daha sonra anlala
bilecei gibi Budizm gibi baz dinlerde
belirli bir Tanr yerine doa st
glerin varlna inanlr.

S oyololarn din rerine dnceleri


Sosyologlar din konusunu inceler
ken, dine, ne bir sosyal bilimci ne de
herhangi bir dinin inanan (veya inan
mayan) olarak konuya yaklamazlar.
Bu yaklam din zerine sosyolojik
incelemede deiik iermeler tar.
1. Sosyologlar dinsel inancn doru olup
olmad ile ilgilenme Sosyolojik
bak asyla din, Tanr tarafndan
buyurulmu deil insanlk tarafn
dan oluturulmu bir kavram
olarak dnlr. Sosyologlar dine,
tanrsal yn ile deil, insan
asndan yaklarlar. Sosyolog,
Dinin nasl rgdendiini?, Dinin
temel inanlarnn ve deerlerinin
ne olduunu?, Dinin geni toplumlarla nasl ilikiye getii?, Yeni
inananlar nasl elinde tutar veya
yeni inananlar kazanmasnda ki
baarsn veya baarszln nasl
aklar? trnden sorular sorar.
Belirli bir inancn doru veya
iyi olup olmad sorusu her ne
kadar dinin inananlar iin nemli
olsa da bu, aratrma srasnda

581

sosyoloun ilgilendii bir soru


deildir (Bireysel olarak sosyo
loglarn sorunla ilgili gl kanlar
olabilir ama aratrmalarnda ken
dilerini nyarglarndan korumak
zorundadrlar).
2. Sosyologlar zellikle dinin toplumsal
yaps ile ilgilenirler. Din, toplumda
var olan kurumlar arasnda en
nemli olandr. Din, kklemi
kurallar ve deerlerin ncelikli kay
nan oluturur. Ayn zamanda
dinler birok toplumsal biim
araclyla uygulanrlar. rnein,
Hristiyanlkta ve Yahudilikte din
uygulamalar ounlukla kilise veya
sinagog gibi resmi kurumlarda
gerekleir. Ancak bu Hinduizm ve
Budizm gibi Asya kkenli olan ve
dini uygulamalarn evde veya
herhangi bir doal ortamda
yapld dinler iin gerekli bir koul
deildir. Din sosyolojisi, dini
kurumlarn nasl farkllatn ve
rgdenme yaplarnn ilevleri-nin
nasl olduu ile ilgilenmektedir.
Dinin gnlk hayat ierisinde yer
almas nedeniyle, ilk Avrupa dinle
ri, toplumsal olarak ayrmsallamamt. Bu bugn bile dnyann
birok kesiminde geerliliini
korumaktadr. Ancak modern
sanayi toplumlarnda, din genellikle
brokratik olarak ayrk yaplar
zerine kurulmu ve bu nedenle
sosyologlar, dinin, yaamn devam
ettirmesi iin ilemesi gereken
rgtler zerine younlamlardr
(Hammond 1992). Daha sonra
grebileceimiz gibi, bu durum,
baz sosyologlarn dinin kurumsal
lamasn, A.B.D. ve Avrupa da
olduu gibi, ye edinmek iin
rekabet eden birer iletme gibi

M o d e m T o p lu m d a D in

grmelerine neden olmaktadr


(Warner 1993).
3. Sosyologlargenellikle dini toplumsal
dayanmann ana kayna olarak
grrler. Eer din inananlarna genel
kurallar ve deerler salarsa,
toplumsal dayanmann nemli
bir kayna olur. Din inanc,
ayinleri ve dinin birletirici kuvveti,
tm yelerinin birbir-lerine nasl
davranacan bildii ahlaki
toplumun olumasna yardmc
olur (Wuthnow 1988). Tek bir
dinin bir topluma egemen olmas,
toplumsal dengenin nemli bir
kayna olabilir. Ancak bir toplum
da birbirleri ile rekabet halinde olan
birden fazla dinin var olmas duru
munda dinsel farkllk, toplumsal
dengenin bozulmasna ve karga
aya neden olur. Bununla ilgili
olarak mevcut rnekler ise Hindis
tan'da ki Sihler, Hindular ve Ms
lmanlar arasndaki mcadeleler,
Bosna ve Yugoslavya'nn dier
blmlerinde ki Mslmanlar ve
Hristiyanlar arasnda ki arp
malar, Birleik Devletler'deki,
Mslmanlara, Yahudilere ve dier
aznlk dinleri mensuplarna kar
ilenen nefret sulardr.
4. Sosyologlar, insanlarn dine bavur
masn, btnyle kiisel, manevi ve
psikolojik eler ile aklamak yerine
toplumsal g ile aklamaya ynelmek
tedirler. Birok kii iin dinsel
inanlar, gnlk gerekleri aan
gl bir iletiimi ieren kuvvetli
kiisel deneyimlerdir. Sosyologlar
bu tarz derin sezileri ve deneyimleri
sorgulamazlar fakat dini balln
manevi olarak aklanmasna kar
kendilerini kuku ile snrlandrrlar

Bir kii tanrnn kendisine grn


mesi ile inanl biri olacan iddia
edebilir, fakat sosyologlar muhte
melen daha dnyasal (somut) ak
lamalar aray iindedir. Baz
aratrmaclar insanlarn ekonomik
skntlar, yalnzlk, fiziksel ac,
hastalk, znt veya zarar ziyan
halinde olmalar durumunda,
toplumsal dzendeki birincil
duygularnn tehdit altnda olmas
halinde dine yneldiklerinin ifade
etm ektedirler (Berger 1967;
Schwartz 1970; Glock 1976; Stark
ve Bainbridge 1980). sosyologlar
dine yneliin aklanmasnda, top
lumsal dzende var olan sorunlar
dan ok bireylerin psikolojik
tepkileri zerinde younlamak
tadrlar
Din zerine kuramlar
Dine sosyolojik adan getirilen
yaklamlar, gnmzde yine
klasik toplum kuramcdan etkilen
mektedir: Marx, Durkheim ve Weber.
Bu kuramclarn hibiri de dindar
deildi ve de modern zamanlarda
dinin neminin giderek azalacan
dnmlerdi. Her dnr de
dinin temel bir yanlsama hissi oldu
una inanmaktadr. Farkl itikatlarn
savunucular, inandklar dinlerin ve
katldklar dini ayinlerin geerliliine
tamamen ikna edilmi olabilirler, fakat
dinlerin ok eitlilik gstermesi ve
farkl trden toplumlarla olan ak
ilikileri, her kuramcnn da ifade
ettii gibi bu iddiay, nitelii gerei
inandrc klmamaktadr. Avustralya
toplumunda avc veya toplayc olarak
dnyaya gelmi bir kii, Hindistan'da
kast sisteminde veya ortaa Avru

582

M o d e r n T o p lu m d a D in

pa'snda Katolik Kilisesinde doan


herhangi birinden hi kukusuz ok
farkl dinsel inanlara sahip olacaktr.
Ancak, daha ilerde greceimiz gibi,
klasik sosyologlar bu konuda hemfikir
olmalarna ramen toplumda dinin rol
ile ilgili aratrmalarnda ok farkl
kuramlar gelitirmilerdir.

Marx: din ve eitsizlik


Din konusu zerindeki etkisine
ramen, Kari Marx asla dini ayrntl
olarak incelememitir. Marx, din
hakkndaki dncelerini byk lde
baz ondokuzuncu yzyl ilahiyat ve
filozoflarnn almalarndan harekede
oluturmutur. Bu yazarlardan birisi,
Hristiyanln %ifn (The Esence of
Christianity) kaleme alan Ludwig
Feuerbach'dr. Feuerbach'a gre din,
kltrel geliim srecinde insanln
rettii deer ve dncelerden
olumakta, fakat bunlar yanl bir
biimde tanrlara veya ilahi glere mal
edilmektedir. nsanlk kendi tarihini
tam olarak anlayamad iin, olutur
duu kendi kurallar ve deerleri
tanrlara atfetme eilimine gitmektedir.
Bundan dolay, Tanr'nn Musa'ya on
emir verme yks, Yahudi ve
Hristiyanlarn hayadarn ynlendirmi
ahlaki kurallarn mitik dzlemdeki bir
deikesidir.
Feuerbach'a gre insanlarn
yaratt dinsel simgelerin doasn
anlamadmz srece, denetim altna
alamadmz glerin tutsa olmaya
devam edeceiz. Feuerbach insandan
ayr olarak tanrlarn veya ilahi glerin
tannmasn anlatmak zere yabanc
lam a terimini kullanr. nsanlar
tarafndan yaratlm deerler ve
dnceleryabanc ya da ayr varlklarn -

583

dinsel gler ve tanrlar- rn olarak


grlrler. Feurbach'a gre yabancla
mann gemite olumsuz sonular
doursa da, dinin bir yabanclama
olarak anlalmas gelecek iin byk
bir umudar vermektedir. nsanlarn
dine yansttklar deerlerin gerekte
kendi deerleri olduunun bir kez
farkna varmasndan sonra, bu deer
lerin hayata geirilmesini teki dnyaya
ertelemek yerine bu dnyada gerekle
tirmeleri olanakl olacaktr. Hristiyan
lkta Tanr'nn sahip olduuna inanlan
gcn insanlar kendilerinde grebilir.
Hristiyanlar Tanr'nn her eye gc
yeten ve herkesi seven bir varlk oldu
una, insannsa eksik ve kusurlu
yaratldna inanrlar. Hayatmz
kontrol eden sevgi, iyilik ve g ancak
insanlarn toplumsal kurumlarnda var
olmaktadr.
Marx, dinin, insan kendisine
yabanclatrdn kabul etmitir.
Genellikle, Marx'n dini dikkate alma
dna inanlsa da, bu inan gerek
ddr. Marx, dinin, kalpsiz bir dn
yann kalbi olduunu, gnlk gerek
liin acmaszlndan kap snlan bir
liman olduunu belirtir. Marx'n dn
cesine gre, geleneksel biimiyle din
ortadan yok olacaktr, yok olmaldr da;
ama bu, dinde ekillenen olumlu deer
lerin insanln geliiminde byk
lde yn veren idealler olabildii iin
byle olacaktr yoksa dinin getirdii
idealler ile deerler yanl anlald iin
deil. Marx, kendi yaratnmz tanr
lardan korkmamz ve kendimizin
gerekletirebilecei deerleri tanrlara
bahetmekten vazgememiz gerekti
ini belirtir.
Marx'n nl deyiiyle sylersek,
din, "halkn afyonu"dur. Din, bu ya

M o d e r n T o p lu m d a D in

amda var olan kurallarn terk edilmesi


retisi ile lmden sonraki yaam
dl olarak sunmaktadr. Bu ekilde
gelecek yaamda vaat edilenler ile bu
dnyada varolan eitsizlik ve adaletsiz
lik farkl bir anlam kazanmaktadr. Din,
gl bir ideolojik eye sahiptir: Dini
deerler ve inanlar, servet ve g
dalmndaki eitsizlikleri makul
gstermeye yaramaktadr. rnein,
"yumuak bal kiilerin dnyann varisi
olaca" yolundaki inan, azla
yetinmeyi ve baskya boyun emeyi
nermektedir.

Durkheim: ilevselcilik ve dinsel tren


Marx'n tersine Emile Durkheim,
entelektel kariyerinin byk bir
blmn zellikle geleneksel toplumlardaki din olgusuna younlaarak
geirmitir. Durkheim'n Dinsel Yaamn
lk biim leri (1976 [1912]) (The
Elementary Forms of the Religious
Life) din sosyolojisinde etkili olan
nemli almalardan birisidir. Durk
heim, dini, esas olarak toplumsal
eitsizlikler ya da g ilikilerine bala
maz; ancak onu toplumdaki kuramlarn
niteliiyle bir arada deerlendirir.
Durkheim, almasn AvusturyalI
Aborjin toplumunda totemizm zeri
ne gerekletirmi ve totemizmin dinin
temel veya en basit biimini temsil
ettiini belirtmitir.
Daha nce de belirtildii gibi
totem, bir grubun kendisine belli bir
simgesel nem atfettii bir hayvan ve
bitkidir. Kutsal bir nesne olan toteme
byk bir sayg duyulur ve bu sayg
farkl ritellerle ifade edilir. Durkheim
dini, kutsal olan ile din-d arasna bir
ayrm koyarak tanmlar. Kutsal nesne ve
simgeler, dnyevi olann alanndaki

Durkheim, Kalkta'daki Puja trenleri gibi ritellerin olaan


olandan tinsel olana snrlar izdiini belirtir, ancak bu
ritellerin mevcut anahtar toplumsal deerleri
glendirdiini de ne srer.

deneyimlerimizin rutin grnmlerinin


ayr bir paras olarak ele alnmtr.
zel trenlerin dnda, totem olarak
kabul edilen herhangi bir hayvan veya
bitkiyi yemek genellikle yasaklanmtr;
totemin ilahi zelliklere sahip olduuna
ve bu zelliklerin onu avlanan dier
hayvanlardan ya da toplanp tketilen
dier tarmsal rnlerden btnyle
ayr kldna inanlr.
Totemler niye kutsaldr? Durkheim'a gre, bunun nedeni totemin, o
insan grubunun bizzat simgesi oluu
dur; totem, grubun ya da topluluun

584

M o d e r n T o p lu m d a D n

temel deerlerini temsil etmektedir.


Toteme duyulan byk sayg aslnda
temel toplumsal deerlere duyulan
saygdan kaynaklanmaktadr. Dinde
tapnlan nesne, gerekte toplumun
kendisidir.
Durkheim, dinlerin sadece inan
konusu olmadklarn zellikle vurgular.
Tm dinler, dzenli olarak inananlarn
bir araya geldikleri trensel veya ayinsel
faaliyeder ierir. Bir araya getirme
zellii bulunan bu trenler ve adetier
toplumsal dayanmay artrmakta ve
glendirmektedir. Trenler bireyleri
toplumsal yaamn sradan kayglarn
dan uzaklatrarak ulu glerle iliki
kurabilecekleri bir st dnyaya sokar.
Totemlerde cisimletii dnlen bu
ulu gler, ilahi varlklar ya da tanrlar,
aslnda kollektivitenin birey zerindeki
etkisinin bir ifadesidir.
Trenler ve riteller, Durkheim'm
anlaynda, grup yelerini birletirmek
iin ok nemli bir ilev grr. Bu
nedenle bu tren ve riteller yalnzca
tapnma srasnda deil, ama ayn
zamanda, rnein, doum, evlilik ve
lm gibi temel toplumsal deiimlerin
yaand eitli yaam krizleri iinde de
karmza kmaktadr. Tm toplumlarn adetlerinin ve trenlerinin ileyii bu
gibi durumlarda gzlemlenmitir.
Durkheim insanlarn yaamlarnda
byk deiikliklere uymaya zorlandk
larnda birletirici trenlerin grup
dayanmasn oluturduunu bu gz
lemlere balamaktadr. Cenaze tren
leri, gruba ait deerlerin bireylerden ok
daha uzun sre yaadn gstermekte
ve bylece de yoksun kalm insanlarn
kendilerini deien koullara uyarlama
larnn bir arac olmaktadr. Yas tutma,
duyulan kederin anlk bir ifadesi deil

585

dir, lmden kiisel olarak etkilenmi


kiiler bundan ayr tutulsa bile, yas
tutma grupa dayatlan bir devdir.
Durkheim, kk geleneksel
kltrlerde dinin, hayatn hemen
hemen tm ynne nfuz ettiini ileri
srmtr. Dinsel trenler hem yeni
fikirler ve dnce kategorileri yarat
makta hem de varolan deerleri yeniden
dorulamaktadr. Din sadece bir takm
duygu, fikir ve etkinlikler kmesi
deildir ama din, geleneksel kltrlerde
bireylerin dnme tardn belirlemek
tedir. En ilkel dnce biimleri bile
dini ereve ierisinde ifade edilmi
lerdir. rnein, 'zaman' kavramna
aslnda, dinsel trenler arasndaki
zaman aralklarnn saylmasyla ulal
mt.
Durkheim, modern toplumlarn
gelimesiyle beraber dinin etkisinin
giderek azalaca inancndadr. Bilimsel
dnce, dini aklamalarn yerini alm,
adetler ve trensel faaliyetler bireylerin
hayatnda ok az bir yer kaplamaya
balamtr. Durkheim, Marx ile ilahi
gleri ya da tanrlar ieren geleneksel
dinlerin kaybolmann eiinde olduu
konusunda hemfikirdir. Durkheim'a
gre "eski tanrlar" lmtr. Fakat
Durkheim, biim deitirmi dinlerin
muhtemelen hayatlarnn devam ede
ceklerini belirtmitir. Modern toplum
lar kendi deerlerini tayan adetlere
bal olsalar dahi yeni trensel etkin
liklerin eskilerinin yerine gemesi
olasdr. Durkheim, bu yeni etkinlik
lerin neler olabileceini belirgin klm
deildir ama yle grnyor ki,
zihninde zgrlk, eitlik ve toplumsal
ibirlii gibi hmanist ve siyasal
deerlerin kutsanmas vard.

M o d e r n T o p lu m d a D in

Weber: dnya dinleri ve toplumsal


deiim
Durkheim dncelerinin genel
olarak dine uygulanabilir olduunu ileri
srse de onun getirdii savlar snrl
sayda rnee dayanmaktadr. Ancak
Durkheim'n aksine Max Weber,
yeryzndeki pek ok din zerinde
kapsaml bir alma yapmtr. Ondan
nce ve sonra hi kimse bylesine
byk lde, dnya dinleri dnya
tarihini kesin olarak etkileyen ve geni
kitleleri kendisine balayan dinler
zerinde younlamamtr. Hinduizm,
Budizm, Taoizm ve eski Yahudilik ile
ilgili detayl almalar gerekletirdi
(Weber 1951-1952-1958-1963); Protes
tan A hlak ve Kapitalizmin Ruhu (1976)
adl eserinde ve dier yazlarnda
Hristiyanln Bat tarihi zerindeki
etkisine geni yer verdi. Ancak slam'a
ilikin olarak tasarlad almasn
tamamlayamad.
Weber'in din zerine yazlar,
Durkheim'n yazdklarndan farkl
olarak, din ile toplumsal deime
arasndaki iliki zerine younlar;
Durkheim bu konuya pek deinmemitir. Bu almalar Marx'n almalar
ile kartlk gsterir, nk Weber'e
gre din gerekli bir muhafazakar g
deildir, aksine, dinden etkilenen hare
ketler arpc toplumsal deiimlere
neden olmulardr. Bunun sonucu ola
rak Protestanlk, zellikle de Puritanizmi, modern Bat'nn verdii kapitalist
grntnn kaynan oluturmaktadr.
Bu yoldaki ilk giriimciler ounlukla
Kalvinist'lerdi. Batda ekonomik
gelimenin balamasna yardmc olan
baarlarnn kayna zelde Tanr'ya
hizmet etme tutkusundan kaynaklan
yordu. Onlar iin maddi baar, tanrsal
iyiliin bir iaretiydi.

Weber dnya dinleri zerine


yapt aratrmasn tek bir proje olarak
gryordu. Protestanln Bat'nn
gelimesine yapt etkiye dair almas,
dinin deiik toplumlarda toplumsal ve
ekonomik yaam nasl ynlendirdiini
anlamaya yarayan kapsaml bir abadr.
Dou dinlerini inceleyen Weber, bu
dinlerin sanayi kapitalizminin gelime
sinin nne almaz engeller koyduu
sonucuna ular. Bu, Bat d uygarlk
larn geri oluundan dolay ortaya kan
bir durum deildir; Dou uygarlklar
yalnzca, Avrupa'da egemen olmaya
balam deerlerden farkl deerleri
benimsedikleri iin byle olmutur.
Weber, geleneksel in ve Hindis
tan'da kentleme, imalat ve ticaretin
nemli gelimeler gsterdii belli
dnemlerin yaandna iaret eder,
ancak bunlar Bat'daki gibi sanayi
kapitalizminin douu eklinde kkl
bir toplumsal deime rnts
yaratamamtr. Din bylesi bir deii
min engellenmesindeki en temel etken
dir. rnein Hinduizm, Weber'in
deyiiyle, teki dnya dinidir. Baka
bir deyile Hinduizm'in kutsal deerleri,
maddi dnyann zorlu uralarndan
kap ruhsal varoluun yce evrenine
girmeyi nemser. Hinduizm tarafndan
retilen dinsel gd ve duygular, maddi
dnyay biimlendirmeye veya denetle
meye odaklanmaz. Tam tersine Hindu
izm maddi gereklii, insanolunun
ynlendirilmesi gereken gerek ilgileri
gzlerden saklayan bir perde olarak
alglar. Konfyanizm de bu dnyaya
etkin bir biimde egemen olmay tevik
etmekten ok, onunla uyumlu yaamay
n plana kararak ekonomik geliimi
salayc abalara girmeye ket vurmu
tur. in, uzunca bir sre dnyadaki en
gl ve kltrl uygarlk olmasna ra

586

M o d e r n T o p lu m d a D in

men, baskn olan dinsel deerler kendi


amalar dorultusunda ekonomik
gelimenin gl ykmllklerini
engellemitir.
Weber, Hristiyanl bir kurtulu
dini olarak grmtr; Hristiyan
inanna gre insanlarn 'kurtuluu' bu
dinin ahlak ilkelerini ve inanlarn
benimsemeleri halinde olanakl olacak
tr. Burada gnah ve gnahkarlktan
Tanr'nn inayeti araclyla kurtulma
anlay nemlidir. Bu kavramlar dou
dinlerinde var olmayan gerilim ve
duygusal dinamizm dourmaktadr.
Kurtulu dinlerinin 'devrimci' bir yn
vardr. Dou dinleri inanan kiide
kurulu dzene kar edilgen bir tutumu
zendirirken, Hristiyanlk gnah ile
memek iin srekli bir mcadeleyi
ngrr ve bylece de kurulu dzene
isyan etmeyi tevik edebilir. Mevcut
retileri yeniden yorumlayarak ege
men iktidar yapsna meydan okuyan
dinsel nderler -Isa gibi- ortaya ka
bilir.

Klasik grlerin eletirel


deerlendirilmesi
Marx, Durkheim ve Weber'in her
biri, dinin baz nem li genel
karakteristik zelliklerini tanmlamlar
ve bir biimde de birbirini tamamlayan
grler ortaya koymulardr. Marx,
dinin genellikle ideolojik olduunu,
ynetici gruplarn karlarn kollamaya
hizmet ettiini sylerken haklyd ve
bununla ilgili tarihte saysz rnek
vardr. rnein Avrupal smrgeci
lerin baka toplumlar kendi ynetim
lerine tabi klmak iin harcadklar
abalarda Hristiyanln oynad role
bakalm. 'Dinsiz' halklarn Hristiyanl
kabul etmeleri iin uraan misyoner

587

lerin samimi olduklarna hi kuku yok;


ancak onlarn bu abas geleneksel
kltrlerde byk tahribatlara neden
olmutur. Hristiyan mezheplerin
hemen hemen hepsi Ondokuzuncu
yzyln sonuna kadar Birleik
Devletler'de ve dnyann dier yerle
rinde hkm sren klelie hogryle
bakm ya da onaylamtr. Kleliin
Tanr hukukunda yeri olduu ileri
srlm, boyun emeyen klelerin
hem efendilerine hem de Tanr ya kar
sulu duruma decekle-rine ilikin
retiler gelitirilmitir.
Yine Weber, dinsel ideallerin,
kurulu toplumsal dzenler zerinde
bozucu ve ounlukla da devrimci bir
etki yarattn ne srerken elbette
doru bir dnceyi dile getirmektedir.
Birleik Devletler'de kiliseler nceleri
klelii desteklerken, daha sonralar
kleliin kaldrlmas yolunda verilen
kavgada pek ok kilise lideri anahtar rol
oynamtr. Dinsel inanlar, adaletsiz
ynetimleri devirmeyi amalayan
toplumsal hareketlere destek vermitir,
rnein Birleik Devletler'de 1960'larda yaanan medeni haklar hareketinde
belirgin bir rol oynamtr. Din,
toplumsal deimeyi kan dklmesine
kkrtarak dinsel motifler adna
giriilen silahl atmalar ve savalar
yoluyla da etkilemitir.
Dinin, tarihte ok gze arpan bu
tr blc etkilerine Durkheim
yaptlarnda ok az deinmitir. Bunun
yerine toplumsal btnl salamada
dinin roln vurgular. Ancak Durkheim'n fikirlerini, dayanmay olduu
kadar dinsel blnme, atma ve
deimeyi aklama yoluna ynlendir
mek zor bir i deildir. Yine de, dier
dinsel gruplara kar beslenen dman

M o d e r n T o p lu m d a D in

ca duygular, her inan grubunun kendi


ierisinde meydana getirmi olduu
dinsel deerlere bal olmasndan
kaynaklanmaktadr.
Durkheim'n din zerine yazdk
larnn en ok dikkate deer yan, tren
ve ayine nem vermesidir. Her bir
dinde inan sahipleri dzenli aralklarla
bir araya gelir ve ayinin gerekleri yerine
getirilir. Durkheim'n hakl olarak
belirttii zere, bu trenler hayatn
balca gei anlarna iaret eder,
doum, ergenlie giri (ergenlie girile
ilgili ritellere pek ok toplumda
rastlanmaktadr), evlilik ve lm (van
Gennep 1977).
Bu blmn geri kalannda bu
yazar tarafndan gelitirilen dnceler
den yararlanacaz. nce farkl
biimlerde dinsel rgtlere gz atacak
ve din ile toplumsal cinsiyet konusu
zerinde duracaz. Sonra, dinin sanayi
toplumlarnda giderek daha az nemli
hale geldii dncesi olan, laiklik
konusundaki sosyolojik tartma ze
rinde duracaz. Oradan da laiklik
dncesine meydan okuyan kimi
dnya dinlerindeki gelimeleri ele alaca
z yani yeni dini hareketler ve kktendinciliin gcne bakacaz.

Gerek dnya dinleri


Geleneksel toplumlarda din genel
likle toplumsal yaamda merkezi bir rol
oynar. Dinsel simge ve ayinler,
ounlukla toplumun maddi kltr ve
sanatyla -mzik, resim, oymaclk,
dans, yk anlatm- btnlemitir.
Kk kltrlerde, profesyonel din
adaml yoktur ama dinsel (ve
ounlukla da bysel) uygulamalar
zerinde uzmanlam kiiler mutlaka

vardr. Bu tr zel insanlar arasnda


eitli farkllklar olmasna ramen, ama
sz gelimi aman (Kuzey Amerikal
Kzlderililerin dilinden gelen bir sz
ck) yaygn olan bir tiptir. amanlarn,
ruhlar veya doal olmayan dier
gleri, trl ayinsel yollarla ynetme
yeteneine sahip olduuna inanlr.
amanlar dinsel nderler olmaktan ok,
esas itibariyle bycdrler; buna
ramen, topluluktaki dinsel ritellerle
kendisine sunulandan tatmin olmayan
bireyler sk sk bu kiilere bavururlar.

Totemizm v e animizm
Kk insan topluluklarnda sk
rastlanan dinlerden ikisi totemizm ve
animizmdir. Totem szcnn
kkeni, Kuzey Amerika Kzlderili
kabilelerine dayanmaktadr ama daha
yaygn olarak bu szck, doast
glere sahip olduklarna inanlan bitki
ve hayvanlar anlatmakta kullanlmak
tadr. Bir toplumdaki her akraba
grubunun ya da klann kendisine zg
bir totemi vardr, buna ilikin de eitli
trensel etkinlikler sz konusudur.
Totem inanlar, sanayi toplumlarnda
yaayan insanlara yabanc gelebilir ama
bu toplumlarda da kimi zaman rastlana
bilir. Bir spor takmnn kendisine
amblem olarak bir hayvan ya da bir
bitkiyi semesi buna bir rnektir.
Maskotlar birer totemdir.
Animizmse insanlarla birlikte ayn
dnyay paylatklar dnlen hayalet
ve ruhlara olan inantr. yi ve kt diye
ayrlan bu ruhlar, insan davranlarn
birok ynde etkilemektedirler. Szge
limi baz toplumlarda ruhlarn hastalk
ya da delilie yol atna, bireyleri ele
geirerek onlarn davranlarn dene
timleri altna aldklarna inanlr.
Animist inanlar, yalnzca kk
topluluklarn kltrlerinin bir paras

588

M o d e r n T o p lu m d a D in

Y a h u d ilik ,
slamiyet

H ristiy a n lk

ve

Dnya tarihini en ok etkisi altna


alan tek tanrl dinler, Yahudilik,
Hristiyanlk ve slamiyet ur. din de
Ortadou'da ortaya km ve her biri
bir dierini etkilemitir.

Yahudilik

Dindar bir Yahudi Tevrat okuyor.

deildir, bunlar u veya bu lde pek


ok yerde vardr. Ortaa Avrupa'snda
kt ruhlar tarafndan ele geirildiine
inanlan kiiler byc ya da cad diye
damgalanr ve lmle cezalandrlrd.
Kk ve grnte 'sade' toplumlarn sklkla daha karmak dinsel inan
sistemleri vardr. Totemizm ve animizm
bu toplumlarda geni toplumlardakinden ok daha yaygndr, ancak baz
kk toplumlarn ok karmak dinleri
vardr. rnein E . E . EvansPritchard'n (1956) aklad gibi,
Sudan'n gneyindeki Nuerler 'yce
tanr' ya da 'gk tanr' fikrine dayal
gelikin bir teolojiye sahipdr. Bununla
birlikte tektanncla (tek bir tanr
inanc) eilimli dinler, genellikle, grece
daha kk geleneksel kltrlerde
bulunur. Bylesi kltrlerin ou
oktanrcdr (pek ok tanr inanc
vardr).

589

Yahudilik O.D.. 1000 yllarna


dayanan ve din arasnda en eski
olandr. lk braniler gebe olarak eski
Msr ve evresinde yayordu. branilerin peygamberleri ya da dini liderleri,
dncelerinin bir ksmn blgede
varolan dini inanlardan yola karak
oluturmular, ancak farkl olarak
kendilerini her eye gc olan bir
Tanr'ya balanmlardr. Komu
toplumlarn byk ounluunun
oktanrl dinleri vard. braniler,
Tanr'nn insanlardan ahlak kurallarna
sk skya uymalarn istediine inanyor
ve doru dinin bir tek kendi dinleri
olduunda, hakikatin bir tek kendi
lerine aklandnda srar ediyorlard
(Zeitlin 1984,1988).
srail'in kinci Dnya Sava'nn
bitiminden sonra kuruluuna kadar
Yahudiliin resmi din olduu bir devlet
yoktu. Yahudi topluluklar Avrupa,
Kuzey Afrika ve Asya'da yamaktayd;
sk sk baskya maruz kalan Yahudilerin
milyonlarcas kinci Dnya Sava'nda
Naziler'in kurduu toplama kamplarn
da yok edildi.

Hristiyanlk
Hristiyanlk, Museviliin birok
ynn olduu gibi alm ve kendi
paras yapmtr. sa, Ortadoks bir
Yahudiydi; Hristiyanlk, Yahudiliin bir
mezhebi olarak ortaya kmtr. sa'nn

M o d e r n T o p lu m d a D in

Ateistler % 2.5

Yeni dinler % 1.7

Etnik dinlere inananlar % 3.8

Sihler % 0.4
Yahudiler % 0.2

Budistler % 5.9

Dierleri % 0.4

Yerel in dinleri % 6.4

1 4 . 1 . ek il D n y a n fu su n u n y z d e l i i n e g r e d in ta ra fta rla r, 2 0 0 0
Kaynak: Barrett, Kurian v e Joh n son, Dnya Hristiyanhk Ansiklopedisi (O xford niversitesi Yaynlar, 2 0 0 1 ), s. 4

farkl bir din kurma dncesinde olup


olmad da belli deildir. sa'nn hava
rileri, onun Yahudiler tarafndan bekle
nilen Mesih -branice yala ovulmu
kii anlam ile Yunanca'daki Christ
teriminden tremi bir szck- olduu
nu dnmlerdir. Yunanca vaazlar
veren bir Roma yurtta Paul, Hristi
yanl Kk Asya ile Yunanistan'a
yayan kiiydi. Hristiyanlar balarda
byk kym ve baskya uradlar, ancak
sonunda mparator Konstantin, Hris
tiyanl Roma mparatorluunun resmi

dini olarak kabul ve ilan etti ve sonraki iki


bin yl iinde Bat kltrnn belirleyici
bir paras oldu.
Bugn Hristiyanlk, dnyadaki en
yaygn din olarak ok sayda insan
ynlendirme gcne sahiptir (bkz. 14.1.
ekil). Bir milyarn zerinde insan
kendisini Hristiyan olarak grmektedir;
ama bunlarn arasnda teoloji ve kilisenin
rgtlenmesi asndan farkllk gsteren
ve belli ballan Roma Katolik, Protestan
ve Dou Ortodoks mezhepleri olan pek
ok blnme vardr.

590

M o d e r n T o p lu m d a D in

slamiyet
slamiyet bugn dnyadaki en
yaygn ikinci dindir (bkz. 14.1. ekil).
slamiyet 7 y.y. da yaam olan
Muhammed peygamberin retilerine
dayanmaktadr. slamiyet'in tek tanrs
olan Allah, slam inancna gre tm
insanla ve doaya hkmetmektedir.
Mslmanlarn yerine getirm ek
zorunda olduklar be temel dini grev,
(slam dinine inananlarn deyiiyle)
slam dininin artlardr. Birincisi,
Kelime-i ehadet getirmek, yani
Allah'tan baka lah yoktur, Muham
med O'nun elisidir szlerini yksek
sesle sylemektir. kincisi abdest
aldktan sonra her gn be vakit namaz
klmaktr. Bu ibadet esnasnda kii
yzn mutlaka ne kadar uzakta olursa
olsun Suudi Arabistan'daki kutsal
Mekke kentine evirerek dualarn
etmelidir. slam'n nc art ise,
Ramazan aynda gn iinde yiyecek ve
iecek tketilmemesi, yani oru tut
maktr. Drdncs, slam hukukunun
belirledii lde (fakirlere) Zekt
vermektir. Zekt uygulamasndan
devletler, gemiten beri bir vergi
kayna olarak sk sk kullanmlardr.
Sonuncusu, Mslmanlarn, hi olmaz
sa bir defa, Hac olmak zere Mekke'yi
ziyaret etmesidir.
Mslmanlar Allah'n -Musa ve sa
da dahil olmak zere- Muhammed'den
nce gelen peygamberlerle de konutu
una inanrlar, ancak onlara gre
Tanr'mn iradesine dorudan tercman
olan son peygamber Muhammed'dir.
slam bugn ok geni bir alana yayl
m durumdadr; bu dini benimseyen
lerin says 1 milyar civarndadr.
Bunlarn byk bir ksm Kuzey ve
Dou Afrika ile Ortadou ve Pakis

591

tan'da younlamaktadr (Mslman


inanlarnn ksa bir tartmas iin
slam kktendinciliini konu edinen
blme baknz).

Uzakdou dinleri
Hinduizm
Yahudilik, slamiyet, Hristiyanlk
ve Uzakdou dinleri arasnda byk
farkllklar vardr. Bugn byk dinler
arasnda en nde geleni alt bin yllk
gemie sahip Hinduizmdir. Hinduizm
oktanrh bir dindir. Hinduizmin kendi
iinde birok farkllklar barndrma
sndan dolay, kimi aratrmaclar onu
tek bir din olarak grmek yerine, bir iki
genel inan etrafnda pek ok yerel klt
ile dinsel pratiin bir araya geldii dinler
topluluu olarak deerlendirmeyi
nermilerdir.
Birok Hindu reenkarnasyona
-her canl varln ba ve sonu olmayan
bir doum, lm ve yeniden doum
srecinin paras olduu inanc- inanr.
nceki enkarnasyonda yapp edilenle
rin niteliiyle uyumuna gre insann
toplumsal ve geleneksel hiyerari iinde
belli bir yerde doduuna inanmaya
dayanan bir ikinci anahtar zellik kast
sistemidir. Her kastn kendine zg
grev ve ayinleri vardr, kiinin sonraki
yaamndaki yazgsn, bu grevleri ne
lde laykyla yerine getirdii
belirlemektedir. Hinduizm, inananlar
ve inanmayanlar arasnda belirgin bir
izgi izmez, farkl birok dinsel
tutumlarn var olabileceini kabul eder.
Hemen hemen hepsi Hint Yarmada
snda yaayan, 750 milyonun zerinde
Hindu vardr. Hinduizm, Hristiyanlk
ve slam'n aksine, dier insanlar
"doru inananlara" dndrme peinde
deildir.

M o d e r n T o p lu m d a D in

Budizm, Konfyani%m, Taoi%m


Budizm, Konfyani^m ve Taoi^m
Dounun ahlaki dinlerini olutur
maktadr. Bu dinlerde tanr yoktur.
Onun yerine, evrenin doal btnlk ve
birleimine degin ahlaki idealler
vurgulanmaktadr.
Budizm, O.D.. altnc yzylda
gney Nepal'de kk bir kralln
Hindu prensi Siddharta Gautama ya da
dier adyla Buda'nn ('aydnlanm
kii') getirdii dncelerden kaynak
lanr. Buda'ya gre insanlar reenkarnasyon dnmyle arzularndan vaz
geerek kurtulabilirler. Kurtulu yolu,
bu dnyann ykledii devlerden ayr
olarak, zdisiplin ile meditasyonda
yatmaktadr. Budizm'in btn amac
Nirvana'yu, eksiksiz ruhsal olgunlua
ulamaktr. Buda, Hindu geleneini ve
kast sistemini reddeder. Hinduizm gibi
Budizm de yerel farkllklara, o yerlere
zg tanrlara inanmaya hogryle
bakar, tek grte srar etmez. Budizm
bugn Tayland, Burma, Sri Lanka, in,
Japonya ve Kore olmak zere Uzakdo
u'nun bir ok lkesinde olduka
etkilidir.
Konfiiyani^m, geleneksel in'de
ynetici gruplara ait kltrn temeliydi.
Konfys (K'ung Fu-tzu) Buda ile
ayn dnemde, O.D.. altnc yzylda
yaad. Konfys de, Taoizm'in
kurucusu Lao-tzu gibi, bir retmendi,
Ortadoulu dinsel nderler gibi pey
gamber nitelii tamyordu. Konfys'n ardndan gidenler onu bir tanr
olarak deil, 'bilgelerin bilgesi' bir kii
olarak gryorlard. Konfyanizm
atalara saygya ok nem verir ve insan
hayatn doann kendi i uyumuyla
badak klmaya alr.

Benzer ilkeleri paylaan Taoi^m,


meditasyonu nemser ve kutlu bir
hayata erimenin aralarndan biri
olarak iddeti reddetmeyi gerektirir.
Birok inli'nin yaamnda Konfya
nizm ile Taoizm'in kimi unsurlar
bulunsa da, in hkmetinin kararl
tavr sonucu bu iki inan in'de byk
lde etkisiz duruma gelmitir.

Dini rgtler
Din sosyolojisi, Durkheim ve
Weber'in almalarndan beri, Avrupal
olmayan dinlerle ilgilidir. Yine de sk sk
Avrupa yaamnn dnda gelimi
kavram ve kuramlar araclyla dier
tm dinlerin anlalmas eilimi
mevcuttur. rnein, mezhep ve tarikat
gibi kavramlar dini kurumlarn resmen
varolmas iin gerekmektir; bu kavram
lar, gndelik yaamn sre giden tinsel
etkinliklerini vurgulayan veya kentli ve
siyasi yaamla tamamyla btnlemi
dinler zerinden yaplan din almalar
iin tartmal kavramlardr. Son yirmi
otuz yl ierisinde, kendi erevesinde
dinin geleneklerini anlamay aratran
daha geni alml bir din sosyolojisi
oluturulmas ile ilgili abalar harcan
maktadr (Wilson 1982; Van der Weer
1994).
Max Weber (Weber 1963), Ernst
Troeltsch (Troeltsch 1931) ve Richard
Niebuhr (Niebuhr 1929) gibi eski
kuramclar, dini rgtleri iyi rgtlen
mi ve geleneksellemi snf zerine
oturtulmu bir btn olarak betimle
mektedirler: Kiliseler (geleneksellemi
ve iyi rgtlenmilerdir) sonda yer
almakta, mezhepler dier tarafta yer
almakta (geleneksellememi ve iyi
rgtlenmemilerdir) ve tarikatlar
ortada bir yerde yer almaktadr. Bu

592

M o d e m T o p lu m d a D in

Burada bir videoda hareketsiz bir biimde gsterilen David Koresh, Branch Davidian dini klt
lerinin byleyici lideriydi. Taraftarlarnn birou zc olaylarda ld.

farkllklar Avrupa ve Birleik Devletler


dinleri zerine yaplan almalara
dayanmaktadr. Bu sonucun, Hristiyan
olmayan dnyada ne kadar uygulana
bilir olduu konusu zerine birok
tartma da sz konusudur.
Bugn, sosyologlar mezhep ve
tarikat kavramlarnn olumsuz ar
mlarnn olduunun farkndadrlar ve
bu kavramlar kullanmaktan kanmak
tadrlar. Bu bakmdan gnmz
sosyologlar, yeni dini akmlar ifadesini
uzunca bir sredir iyi rgdenmi
ancak itibarlar eksik olan yeni dini
hareketlerin tanmlanmasnda kullan
maktadrlar (Hexham ve Poewe 1997;
Hadden 1997).

Kiliseler ve tarikatlar
Btn dinler inan sahiplerinden
oluan topluluklar ierir, fakat bu

593

topluluklarn rgtlenme biimlerinde


pek ok farkllk vardr. Dinsel rgtleri
snflandrma konusuna ilk olarak Max
Weber ve onun meslekta, din tarihisi
Ernst Troeltsch ilgilenmitir (Troeltsch
1981). Weber ve Troeltsch, kiliseler ile
tarikatlar birbirinden ayrrlar. Kilise,
iyi kurulmu salam bir dinsel organdr
-Katolik Kilisesi ya da ngiliz Kilisesi
gibi. Tarikat ise daha kktr, oun
lukla da bir kiliseye kar protesto
hareketi olarak kendisini ortaya koyar
ve grup olarak daha gevek yapl bir
rgtlenme sz konusudur -Kalvinist'ler ya da Metodist'ler gibi. Kilselerin genellikle resmi, brokratik bir
yaps ve hiyerarisi vardr, mevcut
kurumsal dzenle btnletikleri iin
de dinin tutucu yzn temsil ederler.
Taraftarlarnn byk ounluu anne
babalar gibi kilisenin yesidir.

M o d e r n T o p l u m d a D in

m o iA h M iM M H IM H a M M

Tarikatlar kiliseye oranla daha


kktr; onlar 'doru yol'u bulmay ve o
yolu izlemeyi hedeflemilerdir, evrele
rindeki toplumdan kendi topluluklarna
taraftar ekme peindedirler. Tarikat
yeleri, kiliseleri rmlkle sular
lar. Tarikadarn ounda resmi grevli
yoktur veya ok azdr, tm yeler eit
katlmc olarak grlr. nsanlarn ok
kk bir ksm bir tarikata doar,
byk ounluk, inanlarn daha da
ileriye gtrmek amacyla tarikata etkin
olarak kanlan kiilerden olumaktadr.

Mezhepler ve kltler
Weber ve Troeltsch tarafndan
oluturulan kilise/tarikat dpolojisini,
dier yazarlar daha da gelitirmitir. ki
tip daha ekleyen Howard Becker
bunlardan biridir: mezhep ve klt
(1950). Mezhep 'sakinlemi' bir tarikat
olarak tanmlanabilir ve itiraz edip
duran etkin grup olmaktan ok
kurumsallam bir organdr. Belki bir
sre varlk gsteren tarikadar kanl
maz bir biimde mezheplere dn
mektedirler. Bunun iin Kalvinizm ve
Metodizm, oluumlarnn ilk zamanla
rnda yeleri arasnda byk titreimler
yaratmken, zaman ierisinde daha
'saygn' bir konuma ulamlardr.
Kiliseler mezheplerin meruluunu u
ya da bu lde tanmakta, yan yana
varolan bu iki oluum sk sk uyumlu bir
ibirlii iine girmektedirler.
Kltler, tarikadara benzer, ancak
nemsenen eyler farkldr. Klder,
dinsel rgderin en gevek dokulu ve
en geici olandr, dardaki toplumun
deerlerini reddeden bireylerin olutur
duu bir rgttr. Ayn dncede olan
kiiler bir araya gelmitir, nemli olan
nokta bireysel deneyimdir. nsanlar

resmi olarak bir klte kalmazlar, fakat


bunun yerine belli kuramlarn ya da
ngrlen davran kalplarnn
ardndan giderler. Klt yelerinin dier
dinsel balantlarn srdrmelerine
genellikle izin verilir. Tarikadar gibi
klder de esin veren bir liderin evre
sinde oluur. Bat'da bugn grlen
kldere rnek olarak astroloji, transan
dantal meditasyon ya da ispiritizma
gruplar verilebilir.
Bir trajik klt rnei A.B.D'de
1993 ylnda ruhani bir lider etrafnda
olumutur. Branch Davidian dinsel
kltne nderlik eden David Koresh,
mesih olduunu iddia etmitir. Ayn
zamanda Koresh, kaak silah depolu
yor, birden ok e ediniyor ve Waco,
Texas'daki gruplarda kk ocuklarla
ilikiye giriyordu. Kltn (19'u ocuk
olan) seksen yesi, Birleik Devletier
hkmetinin, uzun bir direniten sonra
saldrya getii srada ortaya kan bir
yangnda yanarak lmlerdir. Geride
toplu intiharla sonulanan yangnn
Koresh tarafndan m yoksa federal
hkmet yetkililerinin felaket ile
sonulanan eylemlerinin neticesi olarak
m kt tartmas kalmtr.
Bir lkedeki kltn yapsnn farkl
bir dine etki edecei aktr. Hintli
Gurular (din reticileri) Birleik
Kralla kendi inanlarn getirdikleri
zaman, Hindistan'da kurulan bir din
olarak dnlen Guru'larn dini
Birleik Krallkta bir klt olarak varsa
ylmtr. Eski Kuds'te Hristiyanlk
yerli bir klt olarak balad ve bugn
birok Asya lkesinde, Evangalik
Protestanlk batdan ve zellikle
Birleik Devletler'den getirilmi bir klt
olarak grlmektedir. Dolaysyla
klder 'esrarengiz' olarak dnlme

594

M o d e r n T o p lu m d a D in

melidir. Din sosyolojisinin nde gelen


isimlerinden Jeffrey K. Hadden (1997),
insanlarn yeni olarak tasarlam olduk
lar tm dinlerin yaklak 100.000'nin,
zamann saygn dinsel inanlarnn
bak asndan kmsenmi klderden olutuuna dikkat ekmidr. yle
ki sa eski Yahudilerin yerlemi Roma
inanlarn tehdit ettii iin armha
gerilmitir.

Hareketler
Dini hareketler genelde toplum
sal akmlarn alt eidini temsil eder.
Toplumsal hareketler ayrntl olarak
20. Blmde Siyaset, Hkmet ve
Terrizmde tartlacaktr, s. 916-20

Dini hareket, insanlarn yeni bir


dini yaymak veya var olan bir dinde
farkl bir yorum gelitirmek amacyla
birletikleri cemaatlerdir. Dinsel
harekeder tarikatlardan daha genitir ve
yeliklerde daha az seicidir -kiliselere
ve tarikadara benzemesine ramen
harekeder ve tarikatlar (veya kltler)
tam olarak birbirlerinden ayrlamazlar.
Aslnda, btn tarikat ve klder dinsel
hareketler olarak snflandrlabilir.
Dinsel harekederin rnekleri, birinci
yzylda kurulan ve yaylan Hristiyanlk
dini, yaklak 1500 yl sonra Avrupa'da
Hristiyanl blen Lutherci hareket ve
slami devrim sonrasnda oluan
gruplar kapsar (bu blmde daha
sonra ayrntl olarak ele alnacaktr).
Dini hareketler belirli geliim
safhalarndan geme eilimindedir. lk
aamada hareket, kendi yaamndan
kaynaklanmakta ve gl bir liderle
btnlemektedir. Max Weber bu
liderleri kendilerini izleyenlerin hayal
glerini ve ballklarn ele geirme
yeteneine sahip, karizmatik kiiler

595

olarak snflandrmaktadr. (Weber'in


aklamasnda karizmatik liderler hem
in devriminin Lideri Mao Tse-tung
gibi siyasi hem de sa ve Muhammed
gibi dinsel lider figrlerini kapsar). Dini
harekederin liderleri genellikle mevcut
dinleri eletirmekte ve yeni mesajlar
verme aray iddiasndadrlar. lk
zamanlarnda, dini hareketler istik
rarszdr; kurulu bir yetke dzenine
sahip deillerdir. yeleri normal olarak
dorudan karizmatik lider ile temasa
geer ve hep birlikte yeni retiyi
yayarlar.
Geliimin ikinci safhas, liderin
lm sonras meydana gelir. Yeni bir
karizmatik liderin toplulukta ortaya
kmas, nadiren olur ve bu nedenle bu
aama nemlidir. Bu anda hareket,
Weber'in deyiiyle karizmann rutin
lemesi ile yz yze gelmitir. yeleri
rgdeyen liderin merkezi rol artk var
olmayacandan, bu durumdan kurtul
mak iin kurallar ve ileyiler olutur
mak gerekir. Birok hareket, liderleri
ldkten veya etkilerini kaybettikten
sonra yok olup gitmitir. Bu durumdan
kurtulan ve kalc nitelie sahip olan
harekeder artk kilise olmutur. Baka
deyile, bu hareketler kurulu yetke
dzeni, simgesi ve ritelleriyle biimsel
bir inananlar rgtne dnr. Kilise
nin kendisi, hem retilerini sorgulayan
hem de kendilerini bu retilere kar
kuran ve ondan btnyle kurtulmaya
alan hareketlerin bizzat kkenini
oluturur.

Yeni dinsel hareketler


Geleneksel kiliselerin son yirmi
otuz yl iinde yelerini kaybetmesine
ramen, aada 14.3 ve 14.4. ekillerde
(sayfa 610), dier dinlerin art

M o d e m T o p lu m d a D in

gsterdiini grmekteyiz. Sosyologlar


yeni dinsel hareketler terimini,
tamamyla temel dinlerin yannda,
Birleik Krall kapsayan Bat
lkelerinde kendini gstermi dinlerin
ve tinsel guruplarn, kltler ve
tarikatlarn geni alann gstermek iin
kullanm aktadrlar. Yeni dinsel
hareketler, Ne w Age hareketi iindeki
tinsel ve kendi kendine yardm
guruplarndan Hare Krinas (Uluslar
aras Krinas Bilin Topluluu) gibi
sekin tarikatiara kadar olan ok eitli
gruplar kuatr.
Birok yeni dinsel hareket, yukar
da ele aldmz Budizm, Hinduizm ve
Hristiyanlk gibi geleneksel dinlerden
tretilmesine ramen, geri kalanlar
Banda neredeyse bilinmeyen gelenek
lerden meydana gelmektedir. Kimi yeni
dinsel hareketler, dinsel etkinliklere
nclk eden karizmatik liderler
tarafndan esas olarak yeni bir biimde
yaratlmtr. Szgelimi, taraftarlarnca
Mesih olarak kabul edilen ve 4.5 milyon
yesi olan Reverend Sun Myung
Moon'un nderliindeki Tevhit Kilisesi
byle bir durumdur. Yeni dinsel
hareketlerdeki yeler ounlukla kendi
belirli inanlaryla yetimi bireylerden
ok din deitirmi kiilerden oluur.
yeler ounlukla iyi eitim almam ve
orta snfa dahil kiilerdir.
Aetherius topluluu (1955'de
kurulan), Emin Vakf (1971'de kurulan)
gibi birka hareket ngiltere'de kurul
mu olmasna ramen, Britanya'daki
birok yeni dinsel hareketin kkeni
aslnda Birleik D evletler veya
Dou'dur. kinci Dnya savandan
itibaren Birleik Devletler, gemite
rnei grlmemi byklklerde
mezhepsel ayrlmalara ve birlemelere

tank olmutur. Bu Bunlarn birou


ksa mrl olmutur, fakat bir ka,
kayda deer taraftarlar toplamay
baarmtr.
Yeni dini hareketlere olan rabeti
aklamaya ynelik eitli kuramlar
ilerleme kaydetmektedir. Baz aratr
maclar bu kuramlarn toplumda, hatta
geleneksel kilise yaps iinde liberal
leme ve laikleme sreci olarak alglan
mas gerektiini ileri srmektedirler.
Geleneksel dinin trensel ve manevi
yattan yoksun bir hal aldn dnen
ler, daha kk ve daha az dzeyde
bireyci olan yeni dinsel hareketler ieri
sinde huzur ve paylam hissine ulaa
bilirler.
Dier aratrmaclar ise, yeni dinsel
akmlarn, toplumdaki hzl deiimin
bir rn olduuna dikkat ekmektedir
(Wilson 1982). Geleneksel toplumun
kurallar bozulduundan, insanlar
aklama ve gvence aray ierisine
girerler. rnein, bireysel maneviyat
ne karan grup ve tarikatlarn ykse
lii, birok kiinin kendi deerleri veya
dzensizlik ve deikenlie kar inan
lar ile tekrar ba kurmalarn akla
getirmektedir.
nsanlarn yeni dinsel hareketlere
ynelmesinin bir baka etkeni de,
insanlarm toplumun btnnden
kendilerini dlanm gibi hissetmeleri
olabilir. Tarikatlara ve kltlere topluluk,
toplumsal olarak yaklaan kimi yazarlar
bunlarn bir aitlik duygusu ve destei
sunabildiini ileri srerler. rnein orta
snfa ait genler, fiziksel olarak top
lumdan dlanmamakta, fakat duygusal
ve manevi olarak ayrlm hissine
kaplabilmektedirler. Bir klte yelik,
bu tr dlanmlk hislerinden kurtul
maya yardm edebilir (Wallis 1984).

596

M o d e r n T o p l u m d a Dn
r a n i*w*kicikui** Mir ttm n m a a mmmuum m

Yeni dinsel hareketler, geni


kategoriye ayrlarak daha iyi anlala
bilir. Bunlar dnyay onaylama, dnyay
reddetme ve dnyayla uyumlu olmadr. Her
bir kavram, bireysel gruplarn daha
geni toplumsal dnya ile olan
ilikilerine dayanmaktadr.

ve birok yaam tarz, uygulama ve


inanc iererek ortaya kmtr. Putpe
rest retiler (K eltik, D ruidic,
Amerikan kzlderilileri ve dierleri),
amanizm, Asyal mistik biimler,
Wiccan trenleri ve Zen meditasyonu,
New A g e olarak dnlen
etkinliklerden yalnzca bir kadr.

D n y a y o n a y la y a n h a r e k e t le r

Dnyay onaylayan hareketler


geleneksel dini gruplardan daha ok
kendi kendine yardm ve saaltm
gruplaryla benzerlik gstermektedir.
Bunlar, ayinleri, kiliseleri ve resmi
teolojileri olmayan, yelerinin manevi
tatminlerini ne karmaya dnk olan
harekederdir. Adndan da anlalaca
gibi, dnyay onaylayan hareketler d
dnyay ve onun deerlerini reddet
mezler. Dahas, insan gcnn aa
kartlmasyla bu dnyada taraftarlar
nn baarl olmalarnn ve yeteneklerini
gelitirmelerinin aray iindedirler.
Scientoloji Kilisesi bu guruplara
rneklerden yalnzca birisidir. L. Ron
Hubbard tarafndan kurulan Sciento
loji Kilisesi, temellerinin atld
Kaliforniya'da byyerek dnyann
birok lkesinde geni taraftarlara sahip
olmutur. Scientologisder tinsel varlk
lar olduumuzu ama bu tinsel varl
mz yok saydmza inanrlar. Belirli
bir eitim boyunca gerek tinsel kapasi
telerinin farkna varrlar, insanlar
unuttuklar doast glerini yeniden
kefedebilirler, zihinlerini arndrabilirler ve btn glerini ortaya kara
bilirler.
New Age hareketi olarak adlan
drlan birok kk hareket, dnyay
onaylayan hareketler ierisinde yer al
maktadr. New Age hareketi, 1960'larn
ve 1970'lerin kltrlerine kart olarak

597

D grnte, New Age hareketi


nin gizemcilii, kabul grd modern
toplumlarn yerini sert bir kartlkla
almak iin ortaya kar. New Age hare
keti yeleri, modernleme ile mcade
leyle baa kmak iin alternatif yaam
biimleri aratrmak ve gelitirmek
amacndadrlar. Ancak New Age etkin
likleri basite radikal bir ka olarak
grlmemelidir. Tm bu harekeder
ayn zamanda temel kltrn grn
mn rneklendiren daha geni kltrel
bir yrngenin bir paras olarak
grlmelidirler. Son dnem modern
toplumlarda, bireyler kendi yaamlarn
belirlemek iin benzersiz bir zerklik ve
zgrle sahiptirler. Bu bakmdan
New Age hareketinin amalar, modern
an amalaryla yakn bir biimde
kesiir: nsanlar, geleneksel deerlerin
ve beklentilerin tesine gemeye ve
kendi yaamlarn etkin ve dnl bir
biimde yaamaya zendirilir.
D n y ay r e d d e d e n h a r e k e t le r

Dnyay onaylayan gruba kar


olarak dnyay reddeden hareketler,
yksek derecede d dnyay eletirirler.
Bu harekeder, sklkla taraftarlarndan
yaam biimlerinde nemli deiiklikler
yapmalarn talep eder, yelerden yaa
ma ait zevklerden vazgemeleri, sa
veya giyim tarzlarn deitirmeleri, per
hizler yapmalar beklenebilir. Dnyay
reddeden hareketler, doalar gerei
herkese ak olmaya eilimli dnyay

M o d e r n T o p l u m d a D in

UJK11

".|Ttf|TTTIfnn

onaylayan hareketlerin tersine, genellik


le herkese ak deildir. Kimi dnyay
reddeden hareketler, mutlak rgtlerin
niteliklerini sergilerler; yelerden, d
dnyadaki etkinliklerden kendilerini
alkoymalar ve kat etik kural ve kodlara
bal kalmalar, bireysel kimliklerini
grubunkine dahil etmeleri beklenir.
Dnyay reddeden hareketlerin
ou, yelerine, zaman ve adanma
bakmndan, yerleik eski dinlerde
olduundan ok daha fazla grev
ykler. Baz gruplarn, bireyin tam sada
katini kazanmak iin "sevgi bombard
man" teknii kullandklar bilinmekte
dir. Potansiyel bir din deitirici,
duygusal olarak grubun iine ekilene
kadar, ilgi ve devaml anlk duygularn
sergilenmesiyle etki altna alnr. Aslna
baklrsa, baz yeni harekeder, taraftarla
rnn bamsz karar verme kapasitele
rini ortadan kaldracak biimde zihinle
rini denetlemeye alarak beyinlerini
ykamakla sulanmlardr.
Dnyay reddeden pek ok klt ve
tarikat, devlet yetkilileri, medya ve
kamu tarafndan sk incelemeye
alnmtr. Dnyay reddeden kltlerin
belli bir takm ar u rnekleri
dikkatleri zerlerine ok ekmektedir
ler. Japon Aum inrikyo grubu, 1995
ylnda, sabah ilerine giden binlerce
insan yaralayan, ldrc sarin gazn
Tokyo metrosuna atmtr. (Kltn
lideri oko Asahara ubat 2004 ylnda
bu eylemin azmettiricisi olarak Japon
mahkemelerince lme mahkum
edilmitir). Birleik Devletler'de
Texas'n Waco ehrinde senmi olan
Branch Davidian klt (yukarda sayfa
594 de ele alnd), 1993 ylnda ocuk
istismar ve silah yma sulamalarnn
ardndan Birleik Devletler federal

yetkilileriyle lmne uraa girmiler


dir.
D n y a y a u y u m s a la y a n
h a r e k e t le r

Yeni din hareketinin nc tr,


geleneksel dinlere en ok benzeyen bir
trdr. Dnyaya uyum salayan
hareketler, dnyasal kayglardan ok i
dinsel hayan nemini ne karmaya
eilimlidirler. Bu gruplarn yeleri,
gelenekse] din dizgelerinde yitirilmi
olduuna inandklar ruhsal temizlie
yeniden erimeye abalarlar. Dnyay
reddeden ve kabul eden gruplarn
taraftarlarnn, dinsel etkinliklerine gre
yaam biimlerini ska deitirdikleri
yerde, dnyaya uyum salayan hareket
lerin taraftarlarnn, ou, gnlk
yaamlarna ve grnte ok az dei
iklikle kariyerlerine devam ederler.
Dnyaya uyum salayan hareketlere bir
rnek Pentecostalismdir. Bunlar, Kut
sal Ruhun 'dile getirme' ltf bahedil
mi bireyler araclyla iitilebileceine
inanrlar.

Hristiyanlk, Toplumsal cinsiyet


v e cinsellik
Daha nce de belirttiimiz gibi
dinsel rgtlerde ve mezheplerde belli
bir hiyerari sz konusudur. Bu hiyerar
i iinde kadnlar, toplum yaamnn
dier alanlarnda da grld gibi,
iktidardan dlanmlardr. Hristiyan
lkta ok ak olarak gzlenebilen bu
durum dier byk dinler iin de
geerlidir.
Bundan yzyl nce, bir Amerikal
kadn haklar szcs olan Cady
Stanton, Kadnn ncili (The Woman's
Bible) adyla, kutsal metinlere getirdii
bir dizi yorum yaynlad. Ona gre,

598

M o d e r n T o p lu m d a D in

yaratc, kadn ve erkei birbirine eit


varlklar olarak yaratmt ve Kutsal
Kitap bu olguyu btnyle yanstmaly
d. Kitaba egemen olan 'eril' karakter,
Tanr'nn asl demek istediinden
uzakt, yle ki Kutsal Kitap erkekler
tarafndan yazlmt. ngiliz Kilisesi
1870 ylnda, daha nce de birok kez
denenen bir giriimde bulunmu,
ncil'in yeniden gzden geirilmesi
amacyla bir komite kurmutu; ama
Stanton'n da zellikle vurgulad gibi,
bu komitede tek bir kadn bile yoktu.
Stanton, Tanr'nn erkek olmas iin
hibir nedenin olmadn, nk Kut
sal Kitap'ta btn insanlarn Tanr'nn
surednden meydana geldiinin ak bir
biimde yazl olduunu ne srd.
Stanton'n bir meslekta, kadn hakla
ryla ilgili bir konferans, Tanrya,
Anamza duasyla anca kilise otori
teleri tarafndan ok iddetli bir tepkiyle
karland. En sonunda Stanton'n
nclnde, yirmi kadndan olu
an, Amerika Kadn Yenileme Komite
si, yine Stanton'un 1895 ylnda yayn
latt Kadnn ncili'ne neriler
sunmak amacyla rgdenmidr.
Bir yzyl sonra Anglikan Kilisesi,
son zamanlarda bu durum deimeye
balamasna ramen, yine byk
oranda erkek egemenlii altndayd.
1987 ile 1992 yllar arasnda ngiliz
Kilisesinde kadnlara rahiplik deil ama
diyakozluk nvan verilebiliyordu.
Kadn diyakozlar, ruhani rgtn resmi
bir paras olmasna ramen, ancak
takdis etmek ya da nikah kymak gibi
kimi temel dinsel ayinleri yrtmelerine
izin verilmiyordu. 1992 ylnda, ngiliz
kilisesinin iinde zellikle kadnlarn
yapt basklar artktan sonra, kurul
(kilise meclisi) kadnlara ruhbanlk

599

yolunun almasn oyla kabul etmitir.


Byle bir kararn kabul edilmesini,
ncil'in gerekliinden dinsizce bir
sapma ve Katolik Kilisesinden bir
uzaklama olarak deerlendiren Angli
kan Kilisesindeki birok tutucu kesim
bugn de onaylamamtr. Kadnlara
rahiplik yolunun almas kararnn
sonucu olarak baz kiiler Anglikan
Kilisesinden ounlukla Katolik
Kilisesine gemeyi semilerdir. On yl
sonra, ngiliz Kilisesi'ndeki papazlarn
yaklak bete biri kadnlardan olu
makta ve yakn bir gelecekte kadnlarn
erkeklerden daha fazla bir sayya
ulaaca beklenmektedir. Temmuz
2005'de ngiliz Kilisesi, kilise iindeki
birka gl kiinin kar olduu bir
kararla kadnlarn piskopos olmasna
izin veren bir sreci balatmay oylad.
Katolik Kilisesi, ngiliz Kilisesi'ne
oranla kadna kar tutumlarnda daha
tutucudur ve resmi olarak toplumsal
cinsiyet eitsizliini desteklemeyi sr
drmektedir. Kadnlarn papazla
atanma istemi, Katolik otoriteler tara
fndan srekli reddedilmitir. 1977
ylnda, Roma'da, nan retisi iin
Toplanan Kutsal Birlik, kadnlarn
Katolik mezhebi ierisinde rahiplie
kabul edilmeyeceini resmen duyurdu.
Gereke olarak da sa'nn havarilerin
den hibirinin kadn olmay gsterildi.
Ocak 2004'de Arjantin'in syankar
Piskoposu Romulu Antonia Braschi,
yedi kadn rahip olarak atamas
dolaysyla Katolik Kilise'si tarafndan
aforoz edilmi ve onun atamalar Vati
kan tarafndan geri evrilmitir. Papa II.
John Paul (1920-2005) kadnlarn
rollerinin e ve anne olduunu srekli
vurgulayarak erkek ve kadnn temelde
eit olduunu syleyen feminist ideolo

M o d e r n T o p lu m d a D in

Birok ibadet yeri farkl biimlerde kullanlmaktadr. Kuzey ngiltere'de Armley'deki bir kilim
dkkannda olduu gibi.

jilere saldrm, kadnlarn zgrln


snrlandracak olan doum kontrol ve
krtaja kar olan siyasi uygulamalar
desteklemitir (Vatikan 2004).
Son yllarda Anglikan Kilisesi'ndeki uzlamazlk, cinsiyet konusun
dan homoseksellik ve rahiplik
konusuna kaymtr. Homosekseller
Hristiyan Kilise'sine kendi eilimlerini
bastrarak, grmezden gelerek ve
reddederek uzun yllar hizmet etmiler
dir. (Katolik Kilise'si 1961'de yapt,
ecinselleri sapk eilimden etkilen
mi kiiler olarak tm dinsel yemin ve
atamalardan uzaklatran bir dzenle
meyi bugn de korumaktadr.) Dier
Protestan mezhepler ecinsel ve gaylara
kar daha liberal politikalar izlemekte
dirler ve daha kk mezhepler de
homoseksel ve gaylara rahip olma
ans tanmaktadrlar. Hollanda'daki

Evangelist Lutherci Kilise Avrupa'da


ilk defa 1972 ylnda gay ve lezbiyenlere
rahip ve pastr olma olanan
vermitir. Kanada'daki Birleik Kilise
(1988'de) ve Norve Kilise'si (2000'de)
gibi dier mezhepler de bu karara
uymutur.
Ecinsel bekar yaam kabul eden
Dr. Jeffrey John, Reading Piskoposu
olarak atandnda, ecinsellerin
rahiplie kabul zerine tartma
Haziran 2003'de ngiltere'de en ndeki
yerini almtr. John, atanmasnn Ulus
lararas Anglikan Kilisesi'nde iddedi
tartmalara neden olmasndan dolay
sonuta bu atamay geri evirmitir.
Austos 2003'de Amerika'da Anglikan
Kilisesi'nin ileri gelenleri, New Hampshire'n aka gay olduu bilinen
piskoposu Gene Robinson'n seilme
sini oylad. Anglikan Kilisesi'nin temel

600

M o d e m T o p lu m d a D in

grn yanstan muhafazakar bir


lobi grubu, gay rahiplerin atanmasna
ve zlmemi benzeri sorunlara kar
bir lobi oluturmutur.

Laikleme ve dinsel dirili


Laikleme
Grld gibi, ilk sosyoloji
dnrlerinin paylat bir gr,
geleneksel dinin ada dnya iin
giderek daha marjinal olduuydu.
Marx, Durkheim ve Weber, laikleme
srecinin modernlemi ve toplum
dnyasn denetlemek ve aklamak iin
bilim ve teknolojiye daha ok bam
hale gelmi toplumlarda ortaya kaca
na inanmlard. Laikleme, dinin
toplum hayatnn eitli yerlerindeki
etkisinin kaybolduu bir sreci aklar.
Laikleme savyla ilgili tartma, din
sosyolojisindeki en karmak alanlardan
biridir. En ak ifadeyle, sosyolojinin
kurucu babalaryla ayn fikirde olan ve
dini ada dnyada gc ve nemi
azalan bir ey olarak gren laiklik
savnn destekleyicileri ve dinin genel
likle yeni ve bilinmeyen biimlerde de
olsa nemli bir g olduunu ne sren
laiklik kardan arasnda bir anlamazlk
vardr.
Yeni dini akmlarna olan rabedn
devamll, laiklik tezine ynelik bir
dier tahdidin gstergesidir. Bu tezin
muhalifleri, yeni din hareketlerin
eitlilii ve dinamizmine iaret ederler
ve din ile maneviyatn modern hayatn
ana ekseninde durduunu ne srerler.
Geleneksel dinler tuttuklar mevzileri
yitirirlerken, din ortadan kalkmaz,
ancak yeni ekillerde ortaya kar. Ne
var ki, btn akademisyenler bu konuda

6 01

ayn fikirde deildir. Laiklik anlaynn


savunucular, yeni din harekederinin,
izleyicilerinin yaamlarnda nemli
etkiler yapsalar bile, bunun bir btn
olarak toplumla yakndan ilgili olma
dn ileri srerler. Yeni din harekeder
blk prk ve greli olarak dzen
sizdirler; bu harekeder, insanlar bir ara
bu harekedere kapldklarnda ve sonra
yeni bir eye yneldiklerinde, oranlar
altst olur. Laiklik dncesinin savu
nucular, ciddi bir dini aldanmayla
karlatrldnda, yeni bir din hare
ketine katlmann bir hobi ya da yaam
biimi tercihinden baak bir ey
olmadn ne srerler.

Sosyolojik tartma
Laikleme ksmen karmak bir
sosyoloji kavramdr, nk srecin
nasl llmesi gerektiine ilikin ok az
uzlama vardr. Dahas, birok
sosyolog, birbirine uymayan din tanm
lar verirler -kiminin dini en iyi gele
neksel kilise asndan anlalabile
ceini ne srd yerde dierleri
kiisel tinsellik ve belli deerlere
derinden balanma gibi boyudan da
ierecek daha geni grlere yer veril
mesi gerektiini ileri srerler. Bu algla
ma farkllklar, laiklik yanls ve kart
aklyrtmeleri zorunlu olarak etkileye
cektir.
Laiklik, pek ok yn ya da boyuta
gre deerlendirilebilir. Bunlardan
kimileri doalar gerei nesneldirler, sz
gelimi dini rgtlerin yelik dzeyleri.
statistikler ve resmi kaytlar, ka kiinin
bir kiliseye ya da dier ibadedere etkin
olarak katldn gsterebilirler. Gre
bileceimiz gibi, Amerika dnda, bu
dizine gre sanayilemi lkelerin
tamam gzle grlr bir laiklemeyi

M o d e r n T o p lu m d a D in

Birleik Krallk'ta kiliseye gitmede aa yukar son yz yldr dramatik bir d vardr; cemaatin ya ortala
mas nemli lde ykselmitir. Bununla birlikte bu yaknlarda kimi ayinlerde kiliseye devamda art olduu
da belirtilmitir.

yaamlardr. Britanya'da grlen


dinsel k rnei, Fransa ya da talya
gibi Katolik lkeleri de ieren Bat
Avrupa'nn ounda bulunur. Franszlardan daha ok talyanlar dzenli
olarak kiliseye giderler ve (Paskalya
Ayini gibi) nemli dini trenlere
katlrlar, fakat dini ibatelerin azalmas
nn ayrntl rnei her iki durumda da
benzerdir.
Laiklemenin ikinci boyutu, kilise
ler ve dier dini rgderin toplumdaki
etki, enginlik ve saygnlklanm nereye
kadar koruduklaryla ilgilenir. lk
zamanlarda dini rgtler, hkmetler
ve toplumsal kurulular zerinde
nemli lde etkili olabiliyorlard ve
toplumda ok saygnlklar vard. Bu
durum bugn nereye kadar srmek
tedir? Soruya yant aktr: Kendimizi

yaadmz yzylla bile snrlasak, dini


rgderin giderek daha nce sahip
olduklar toplumsal ve siyasal etkinin
ounu kaybettiklerini gryoruz ve bu
eilim, baz isdsnalar olsa da dnya
apndadr. Kilise liderlerinin artk
kendiliinden gle etkili olmalar
beklenmiyor. Baz yerlemi kiliseler
herhangi bir lye gre varlkl
kalrken ve yeni dini harekeder servet
lerini hzla arttrrken, ou eski dini
rgderin maddi durumlar iyi deildir.
Kiliseler ve tapmaklarn ya satlmalar
gerekmektedir ya da bakma muhta
durumdadrlar.
Laiklemenin nc boyutu,
inanlar ve deerlerle ilgilidir. Bunu
sofuluk boyutu olarak adlandrabiliriz.
Kiliseye gitme dzeyleri ve kiliselerin
toplumsal etki dereceleri aka inanlan

602

M o d e r n T o p lu m d a D in

idealler ve inanlarn zorunlu olarak


dorudan ifadesi deildir. Dinsel
inanlar olan ou kii, dzenli olarak
ayinlere katlmazlar ya da kitlesel
trenlerde yer almazlar; te taraftan yer
alma ya da kalma daima gl dinsel
grlere inanldn gstermez -insanlar alkanlktan dolay katlabilirler
ya da toplum onlardan katlmalarn
bekledii iin bunu yaparlar.
Laiklemenin dier boyutlar
olarak, sofuluun gnmzde ne
lde azaldn grmek iin gemiin
doru bir anlayna gereksinim vardr.
Laiklik tezini savunanlara gre, ge
mite dinin insanlarn yaamlarnda
gnmzle karlatrldnda ok daha
nemli bir etkiye sahipd. Kilise, yerel
ilikilerin merkezindeydi ve aile ile kii
yaamnda ok nemli bir etkiye sahipti.
Ne var ki bu tezi eletirenler, insanlarn
yalnzca kiliseye daha dzenli katldk
larn ileri srmenin zorunlu olarak
onlarn daha dindar olduklarn kant
lamayaca dncesindedirler. Orta
a Avrupa'sn da iine alan ou
geleneksel toplumda dinsel inanca
balanmak, gnlk yaamda sanlabileceinden daha az gl ve nemliydi.
Sz gelimi, Ingiltere tarihi hakknda
yaplan bir aratrma, dinsel inanlara
lml balln, sradan insanlar
arasnda yaygn olduunu gstermek
tedir. Dini kukuculuun, ou kltr
de, zellikle daha byk geleneksel
toplumlarda bulunduu grlyor
(Ginzburg 1980).
Bununla birlikte, kesinlikle kuku
yok ki, gnmzde inanlan dini
dnceler, genel olarak, geleneksel
dnyadaki durumdan daha azdr,
zellikle de 'din' terimi altna, insanlarn
inand doast alann tamamn

603

koyduumuzda. ounluumuz artk


evremize, ilahi ve ruhsal varlklarn
nfuz ettiini hissetmiyor. Bugn
dnyasndaki balca gerilimlerin
bazlar -Ortadou, eenistan ve
Sudan' ypratanlar gibi- asl olarak ya da
ksmen dinsel farkllklardan kmakta
dr. Ancak ekimelerin ve savalarn
ounluu imdi esasen laik yapdadr
eidi siyasal inanlar ya da maddi
karlarla ilgilidir.
Laikliin bu boyutunu aklda
tutarak, Britanya ve Birleik Devletler'de son zamanlarda grlen kimi dini
eilimleri gzden geirelim ve bunlarn
laiklik dncesine nasl destek verdik
lerini ya da onunla nasl elitiklerini
grelim. Yine de Avrupa'da dinin
geliimiyle ilgili bir zet vermekle
balayalm.

Avrupada din
Siyasal bir birlik olarak Hristiyan
ln ilerleyii Avrupa'nn deiiminde
nemli bir eydi. Bugn Avrupa'y
tanmlamamzn olas bir yolu, Hristi
yanln kendi Katolik ve Ortodoks
biimleri arasnda olan, onbirinci
yzylda Avrupa Hristiyan dncesin
deki ilk byk yarlma izgisine
indirgemektir. Ortodoks Hristiyanlk,
Bulgaristan, Beyaz Rusya, Kbrs,
Grcistan, Yunanistan, Romanya,
Rusya, Srbistan ve Ukrayna'y iine alan
birok dou Avrupa lkesinde bugn
de egemen bir dindir.
Altnc yzylda anakarann bat
Avrupa ksmndaki Katoliklik ve
Protestanlk, Hristiyan dncesindeki
ikinci byk kopmay gsterir. Reform
olarak bilinen bu sre, bugn yine
haritada grdmz modern ulusdevlederin sabit oluumlarnn yannda

M o d e r n T o p lu m d a D in

14.1. Tablo Bat Avrupa'da kiliseye gitme skl, 1990 (%)


Haftada
en az bir
Avrupa ortalam as

Bir veya bir


ayda birka

Ayda
bir

Noel, paskalya
ve benzeri

Ylda
bir

Hi<

29

10

40

23
10
81
40
33
33

8
7
7
13
8
10

13
17
6
23
8
15

4
7
1
4
4
4

57
59
5
19
47
38

13
21
49
19

10
10
18
15

12
16
6
16

8
5
7
9

56
47
R
41

Katolik lkeler
Belika
Fransa
rlanda
talya
Portekiz
Ispanya

Hem katollk hem


Protestanlarn olduu lkeler
Byk Britanya
Hollanda
Kuzey rlanda
Bat A lm anya

Protestan lkeler
Danim arka
Finlandiya
zlanda
N orve
sve

11
9
10
10

Kaynak: A sh fo rd v e T i m m s ( 1 9 9 2 ) ; y e n id e n b a sm , D av ie ( 2 0 0 0 ) , s . 9

Bat Avrupa ksmn ayrmtr. Kendi


iinde Bat Avrupa, olduka geni bir
biimde bir Protestan Kuzeye (skandi
navya ve skoya); bir de (spanya,
talya ve Fransa hatta daha kuzeydeki
Belika ve rlanda'y ieren) Katolik
Gneye ve mezhepsel olarak az ya da
ok karm (ngiltere, Kuzey rlanda,
Hollanda ve Almanya'y ieren) farkl
lkelere blnd.
Reform, farkl lkelerde farkl
biimlerde gerekleti, ancak Katolik
Kilise'sinin ve Papa'nn etkisinden
uzaklama eiliminde ise birleti.
Avrupa'da Protestanlk mezhebinin bir
fark, kilise ve devlet arasndaki ilikiler
de ortaya kt. Aada byk Bat
Avrupa uluslarnn bazlarndaki dinin
kabataslak bir zetini vereceiz.
skandinav lkeler, (sve, Norve,
Danimarka, Finlandiya ve zlanda) bir
devlet kilisesine (Lutherci Kuzey
Avrupa Devlet Kilisesi) sahiptir. Nfus,
yksek bir oranda kilise yesi olmakla
tanmlanr, ancak hem dinsel uygulama

larn hem de Hristiyan inanlarnn


kabul dk bir dzeydedir. Bu
lkeler, "herhangi bir inanc benimse
meyenler" olarak betimlenmektedirler
14.1. Tabloda gsterildii gibi). zellik
le sve'te Kilise ve Devlet arasndaki
yakn iliki, imdilerde sorundur. Pek
ok insan, giderek lkeyi uygunsuz bir
biimde etnik ve kltrel olarak ayran,
zellikle devlet tarafndan ayrcalkl
klnan bir kilise anlay bulmutur.
Almanya, bugn de Katoliklik ve
Protestanlk arasnda ayrlm olarak
tanmlanabilmektedir. Bununla birlikte,
bu duruma imdilerde ilk olarak Msl
man nfusun bymesi ve ikinci olarak
hibir dine bal olmadn ileri sren
insan saysndaki art tarafndan
meydan okunmaktadr. Bu ikinci nokta,
zellikle 1989'da Berlin Duvar'nn
yklmasndan sonra Dou ve Bat
Almanya'nn birlemesiyle ve Dou
Almanya'y da ieren eski Dou Avrupa
Komnist lkelerdeki Hristiyanln
sindirilmesi ile aklanr.

604

M o d e m T o p lu m d a D in

Fransa byk bir Katolik lkedir,


ancak Fransa, dinsel inan ve pratiklerin
dk seviyesini gsteren Protestan
Kuzey Avrupa lkeleri gibi olmaktan
epeyce uzaktr (Bkz.14.1. Tablo). Bat
Avrupa'nn btn lkeleri, Fransa,
Kilise ve Devlet arasnda tam bir
ayrla sahiptir. Fransz devleti tam
anlamyla laiktir ve bir dine ve mezhebe
ayrcalk tannmasn reddeder. Bu
durum, devlet okullarnda din eitimin
yasaklanmasn ieren btn devlet
kurumlarndaki dini tarmalar da
kapsar. Ayn zamanda Kilise ve Devlet
arasndaki bu tam ayrma, Eyll
2004'de bir ehirde Fransz okulunda
meydana gelen 'gze arpar' dinsel
konularda tartmal bir yasaa nclk
etti ve zellikle barts takan
Mslman kz rencileri etkiledi.
talya, spanya ve Porteki% oun
lukla Katolik'tir. Bu lkeler, dier pek
ok Avrupa lkesinden, zellikle Kuzey
lkelerinden, dinsel inan ve pratiin
yksek seviyelerini gsterirler (bkz. 14.
Tablo). talya'nn iinde kurulu Katolik
Kilisesinin, btn bu lkelerde olduka
nemli bir etkisi vardr. Katoliklik, daha
nce sz geen dier mezheplerden ve
dinlerden ayrcalkldr. spanya'da
Katolik Kilisesi, 1939 ve 1975 arasnda
General Franko'nun nclk ettii i
savata siyasal sa destekleyen bir
arat. Katolik Kilisesi saylara dayanan
stnl ile ayrcalkl olmasna
ramen, spanya'da Devlet ve Kilise
arasnda resmi bir balant yoktur.
Portekiz'de, 1970'de baz kurumsal
reformlar olmasna ramen, Katolik
Kilisesi bugn de olduka etkilidir.
(Davie 2000).

605

Dinsel alnlklar
Avrupa ok sayda Hristiyan
olmayan dinsel aznla ev sahiplii
yapmaktadr. Yahudiler yzyllardr
Avrupa'da bulunmalarna ramen son
dnem tarihleri Anti-Semitik ayrmclk
ve soykrmla anlmaktadr.
Irklk ve ayrmclk 13. Blmde
daha ayrntl bir biimde tartla
caktr.

II.
Dnya Sava sonras yllarda
soykrmdan geriye kalan ou Yahudi
yenice kurulmu olan srail Devleti iin
Avrupa'y terk etti. Bu sebepten dolay
yirminci yzylda Avrupa'da yaayan
Yahudi nfusu dramatik bir biimde
azalma eilimi gstermi ve 1937'lerde
9,6 milyon olan nfus 1990'larn
ortalarn-da 2 milyondan daha az sayya
inmitir (14.2. Tabloda grld gibi).
Yirminci yzylda kresel g,
ksmen Avrupa'nn smrgeci tarihini
ekillendiren, ilk kez btn Avrupa
ktasnn batanbaa Hristiyan ve
Yahudi olmayan aznlklarn geliimine
yol amtr. Hristiyan olmayan
nfusun en byk dilimini oluturan
Mslman-lk yaklak 6 milyonu bulan
yesiyle Avrupa nfusunun yaklak
%3'n tekil etmektedir, (bkz. 14.2.
Tablo), Mslmanlarn Avrupa'ya g
ve geldikleri lkeleri gstermektedir.)
Kuzey Afrika ile Fransa arasndaki
smrge balants byk bir Fransz
Mslman nfusu ortaya karmtr.
Buna karn Almanya, Trkiye'den ve
Gneydou Avrupa'dan ok sayda
Mslman gmen iiye ev sahiplii
yapmaktadr. Aada da grlecei gibi
Britanya'nn Mslman nfusu byk
lde mparatorluk Dnemi Hindis
tan Yarmadas lkelerindendir (Davie

M o d e r n T o p l u m d a D in
M H tr-n-an.V Bl H J mi

11-1II: I Ikfl E l <|M

H U M

H H K ir O )

2000). Aada Birleik Krallk'taki


dinsel grnm daha detayl bir
biimde resmedilecektir.

Birleik Krallkta din


2001'den nce 150 yl akn bir
sre nfus saymlarna dinle ilgili
sorular dahil edilmemitir. Bu yzden
Ingiltere'deki dinsel kompozisyon
hakknda gereki bilgilere ulaabilmek
1850'ler ncesi yaplm kamuoyu
yoklamalar ve bireysel lekli yaplan
aklamalar temelinde mmkn grl
mtr. Bu dneme ait almalarn da
kendine zg zorluklar dikkate aln
dnda salkl bilgiler edinebilmek
gerekten sorun olmutur. 2001 yl
nfus saymna gre, kendilerine dinle
ilgili sorulan sorular karlnda,
Birleik Krallk nfusunun yaklak
%78'i bir dine sahip olduklar ve yine
%72'sinin de kendilerini Hristiyan
olarak ifade ettikleri ynnde cevap
vermilerdir. Birleik Krallkta dier
dinler Hristiyanla gre daha az
taraftara sahiptir. Hristiyanlktan sonra
nfusun %3'lk bir dilimini oluturan
slam, ikinci byk taraftar kitlesine
sahiptir. Dier nemli gruplar ise
toplam nfus ierisinde %1'den az bir
dilimle Hindular, Sihler, Yahudiler ve
Budistler olarak sralanmaktadr.
Birleik Krallk evresinde nfusun
kendilerini belli bir din ile ifade etmeleri
durumu deiiklik gstermektedir.
Belki srpriz bir biimde, tarihinde
dinsel atmann adresi olan Kuzey
rlanda nfusunun %86's kendilerini
bir dine yelikle tanmlarken bu oran
ngiltere ve Galler'de %77, skoya'da
ise bu oran %67'dir. Birleik Krallk
nfusunun yaklak %16's herhangi bir
dinlerinin olmadn belirtmitir. Bu
kategoriye Agnostikler ve Ateistler

dahil edilmitir. (2001 nfus saymnda


devletin dinle ilgili sorular sormasn
kar kan kendilerini Jediler olarak
tanmlayan grup da bu dilime dahildir.
Belli bir nfus okluuna ulatklarnda
kendilerinin de bir dinsel grup olarak
anlabilecekleri garantisiyle Jedi
taraftarlar e-mail kampanyalaryla
390.000 kiiyi bulan bir grup olutur
mulardr.)
B irleik K rallk nfusunun
%70'ten fazlas kendilerini Hristiyan
olarak grseler de dzenli olarak
kiliseye devam edenlerin says ok daha
azdr. 1851 nfus saymna gre ngil
tere ve Galler'de yetikinlerin %40'
pazar gnleri kiliseye devam ederlerken
bu say 1900'de %35'e 1950'de %20'ye
ve 2000'de ise %8'lere kadar varan
radikal bir d gstermitir. (14.3.
Tabloda Anglikan kilisesi yelerindeki
d grlmektedir.) 1980'lerde
kiliseye gidenlerin yaklak %5'lik bir
dilimi kaybedilmitir. Bu dn
Roman Katolik'leri arasnda ykseklii
dikkat ekicidir. imdilerdeki grnm
ise bu d eiliminin yavalama gs
terdii ynndedir. rnein 1980'lerde
Londra'da Anglikan Kilisesine devam
%30'lara dmken, 1989-1998 ara
snda 3 puanlk bir ykseli kaydedil
mitir. ngiltere kilisesi dnda Baptistler devam orann ayn dnemde 11
puanlk artrmlardr - bkz. 14.4. Tablo
('TheEconomist, 21 Aralk 2000).
Kiliseye devam dzeyindeki d
ler en azndan dzensiz bir grnm
arz etmektedir. rnein bu farklla
may Trinitarian ve Trinitarian olmayan
kiliseler arasnda grmek mmkndr.
Trinitarian kiliselere Anglikanlar,
Katolikler, Methodistler ve Presbiterianlar dahildir ve bunlar tek bir Tanr'da

606

M o d e r n T o p lu m d a D in
u.-u*njwrJJHWi avr^rum r n

tfsu<aKB

lsji; -irim * j >-j j/gftv a r o m

a m ': u* w n w w a

1 4 .2 . Tablo: Avrupada yahudi nfusu, 1 9 3 7 -9 4


1967

1994

3 I,0 0 0
45,000
44,200
55,000

12,500
40,500
5,000
15,000

2,000
225,000
153,000*
370,000
10,000
145,000
3,900
53,000*

1,750
535,000
30,000
400,000
6,500
80,000
2,900

7,000
31,800
1,900
7,600
3,500
1,300
530,000
55,000
295,000
4,800
56,000
1,200

1946

1937
Avusturya
Belika
Bulgaristan
ekoslovakya
Estonya
Finlandiya
Fransa
Almanya
Byk Britanya
Yunanistan
Macaristan
rlanda
talya
Letonyac
Litvanyac
Lksemburg
Hollanda
Norve
Polonya
Portekiz
Romanya
spanya
sve
svire
Trkiye0

191,000
65,000
49,000
357,000
4,600
2,000
300,000
500,000
330,000
77,000
400,000
5,000
48,000
95,000
155,000
3,500
140,000
2,000
3,250,000
n/a
850,000
n/a
7,500
18,000
50,000
2,669,000
71,000
9 .6 4 8 ,1 0 0

SSCB/Rusyad
Yugoslavya
Toplam

500
28,000
750
215,000
4,000
420,000
6,000
15,500
35,000
48,000
1,971,000
12,000
3 ,8 9 8 ,3 5 0

500
30,000
1,000
21,000

31,000
18,000
6,500
600
25,000
1,000
6,000

1,000
100,000
6,000

300
10,000
12,000

35,000
-

13,000
20,000
35,000
1,715,000
7,000
3 ,1 1 9 ,6 5 0

16,500
19,000
18,000
812,000
3,500'
1,980 ,9 0 0

Not: Pek ok kaynaktan toplanan bu rakamlar, farkl gvenirliktedirler ve baz durumlarda geni bir hata ve
yorum payna neden olmaktadrlar. Bu uyar zellikle ok fazla Yahudi nfus hareketinin olduu bir yl olan
1946 iin olan rakamlara uygulanr. Ayn zamanda 1937 ve 1946 arasnda bir ok Avrupa lkesinin snrlarnn
deitiini aklda tutmak gerekir.
n/a = ulalamyor
' yerinden edilm i kiileri ieren
b ek Cumhuriyeti v e Slovakya iin toplam
1941 v e 1991 arasnda SSCB iinde yer alan Baltk Devletleri
a Asya blgesi dndakiler
' Eski Yugoslavya iin toplam

Kaynak: VVasserstein (1 9 9 6 ): yeniden basm , Davie (2 0 0 0 ), s. 123

teslisin (Trinity) btnselliine inanr


lar. Trinitiarian kilise yelii 1970 deki
8,8 milyondan 1994'te 6,5 milyona
inmidr. Ayn dnemde baz Trinitarian
olmayan kilise yeliklerinde, Mormonlar ve Yehova ahitleri, bir art
olduunu sylemek mmkndr. Yine

607

etnik aznlk nfuslar arasnda kiliselere


dzenli devam konusunda bir art
olduunu gzlemlemek mmkndr.
Britanya'da (s. 595-8'de bahsedildii
zere) ok sayda yeni dinsel harekederin de takipilerinin sempad topla
dn sylemek mmkndr.

M odern Toplum da Din

1 IM

Sz edilen lkelerden
gelen mslman
says ( 1990)

400 km

--- 1

2 00 m ilc s

n s a n s a y s (OOOler)

G alan lkelerin
to p lam m slm an
nfusu

n san s a y s COOOler)
M s l m a n n fu su n k k e n i
Y u g o s la v y a
T rk iy e
| - C e z a y ir

g fc * - Fas
Tunus

I'ukm

P a k is ta n
B a n g la d e
H in d ista n
D i e r

14.2. ekil: Sz edilen lkelerden gelen Avrupa mslmanlarnn says ve


Avrupada g alan lkelerin toplam mslman nfusu, 1 9 0 0
Kaynak: V ertovec v e Peach (1 9 9 7 ); yeniden basm , Davie (2 0 0 0 ), s. 1 28

Birleik Krallkta ya, cinsiyet, snf


ve corafya gibi baz faktrlerin ncel
olduu bir dinsel grnm dikkati eker.
Genellikle yallar genlere gre daha
dindardrlar. Gen ya grubu insanlar
arasnda kilise ayinlerine katlm 15'li
yalarda en st deere ulamaktadr. Bu
katlm dzeyleri ya ilerledike bir d
gstermektedir. Bu azalma eilimi 3540'l yalara kadar keskin bir biimde
aa yne iken, 40'l yalann bandan
itibaren kilise ayinlerine katlm dzeyin
de yeni bir isteklilik artmas belirir.
rgtl din ve dinsel pratiklere kadn
nfus arasndaki katlm oran erkeklere
gre daha yksektir. Bu durum sadece
Anglikan kiliselerinde bir istisna durum
yaratm olsa da Hristiyan Bilim Kilise
lerine devamllkta kadn nfus l'e 4'le
erkek nfusunu kadamaktadr.

Genel olarak kiliseye katlm ve dini


inancn dile getirilmesi fakir-alt gelir
grubu insanlardan ok; varlkl-st gelir
grubu mensuplarna zg bir davran
biimi olarak ortaya kmaktadr. ngil
tere Kilisesi, gnmzde ksmen de
olsa kendisini hakl karacak biimde,
ibadette Muhafazakar Parti olarak
adlandrlr. Bu snf uyumlamas ken
dine zg semen davran kalplar
ortaya karm ve farkl snf yeleri
kendi snfsal yaplarna arka plan
oluturan bu kalp deerler dorultu
sunda oy kullanma eilimi gstermi
lerdir. Anglikanlar Muhafazakar partile
re oy vermeyi tercih ederlerken Katolikler de pek ok Metodist gibi byk
lde i Parti'sini tercih etmilerdir.
Metodizm balangta i Partisi'nin
ortaya kyla bantl olmutur. Dini

608

M o d e r n T o p lu m d a D in

14.3. Tablo: ngiltere v e Gallerd e3 200 1 nfus saymnda kendilerini


'bir dine bal* olarak tanmlayanlar
%

Say

71,7
3,0

37,338
1,547
552

H ristiy a n la r
M s l m a n la r
H in d u la r

1,1
0,6
0,5
0,3
0,3
77,5
14,8
7,7
22,5

329
260
144
151
40,332
7,709
4,011
11,720

S ih le r
Y a h u d ile r
B u d is tle r
D i e rle ri
B t n D in ler
Dini o lm a y a n la r
D inini b e lir t m e y e n le r
Dini o lm a y a n la r v e b e lir t m e y e n le r in h e p s i

* Dininiz nedir sorusu, iaret kutucuu seen e i ile gnlllk esasn a g re sorulmutur.

Kaynak: So d a i Trends 3 4 (2 0 0 4 ), s. 2 0 9

14.4. Tablo: Birleik Krallkta dini topluluklar,, 1 9 7 5 -2 0 0 5 (milyon)


M ezhep gruplar
A n g lik a n
K a to lik R o m a
O r to d o k s
P re s b ita r y a n
B a p tis t
M e t h o d is t
D i e r t m k ilis e le r

lem eye inananlarn tm


l e m e y e in a n m a y a n la r

Tm H ristiyanlar

M s l m a n
H in d u
Sih
Y ah u d i
B u d is t
D i e r D in ler

Tm dinlerin top lam

1975

1980

1985

1990

1995

2000

2005

29,3
5,6
0,4
3,4
0,5

29,0
5,7
0,4
3,3
0,5
1,6

28,8
5,7
0,4
3,2
0,5

28,6
5,7
0,5
3,2
0,5
1,5

28,4
5,9
0,5
3,1
0,5

28,3
5,8
0,5
2,9
0,5
1,3
1,4
40,7
1,4
42,1

28,2
5,8
0,6
2,9
0,5

1,6

1,7
1,0
41,9
0,7
42,6

1,2
41,7
0,8
42,5

1,2
1,3
40,5
1,4
41,9

1,0
42,4

1,1
42,3

1,4
1,3
40,9
1,3
42,2

1,3
0,5
0,2
0,3
0,1
0,1

1,4
0,5
0,3
0,3
0,1
0,2

0,6
0,3
0,3
0,2
0,2

1,7
0,6
0,4
0,3
0,2
0,2

1,5
1,3
41,4

1,2
41,2

0,4
0,4

0,7
0,5

0,1
0,4
0,0
0,1

0,1
0,3
0,1
0,1

1,0
0,5
0,2
0,3
0,1
0,1

44,0

44,3

44,6

44,8

45,0

45,2

45,3

76
1

76

2
79

74
2
2
78

74
2
2
78

73
2
2
77

72
3
2
77

7
3
3
76

Nfusa oran
H ristiy a n
M s l m a n
T m d i e r d in le r

Tm d i e r dinlerin toplam

78

* Tahmini
b Yeniden g zd en geirilm i ekil
1 ncelikle Budistleri kapsayan

Kaynak: UKCH Religious Trencls 4 (2 0 0 3 / 4 ), s. 2 2

609

M o d e r n T o p lu m d a D in

-------------------------------------------------------- -----------------------------------------------------------------------------------------------------1 .5

------1-------- '--------T-------- 1-------- 1-------- 1-------- 1------i-------- 1-------- 1-------- 1 ^


1900

10

20

30

40

50

60

70

80

90

2000a

14.3. ekil: Britanyada toplam Anglikan yelii, 1 9 9 0 -2 0 0 0 (milyon)


' Tahmini

Kaynak: The Economlst (21 Aralk 2 0 0 0 )

I I

30

25

20

15

10

-0

+5

1 9 7 9 -8 9

1 9 8 9 -9 8

10

Anglikan

Baptist

Katolik

14.4. ekil: Tm Londrada kiliseye gitm ed e yzdelik deiim , 1 9 7 9 -9 8


Kaynak: The Economist (21 Aralk 2 0 0 0 )

610

15

M o d e r n T o p lu m d a D in

katlm byk lde insanlarn nerede


yaadklarna gre de deiim gster
mektedir. Farkl corafyalardaki yal
nfusun kilise ayinlerine katlm ve
yelik durumlar karlatrldnda
oranlar ciddi deiiklik gstermektedir:
Yetikin nfus arasnda deiik
blgelerde yaama durumuna gre
kilise yelikleri karlatrldnda
Humberside'da %9, Nottinghamshire'da %11'lik oran Lancashire'da
%32, Merseyside'da %35'lere kadar k
maktadr. Bu durumu aklayc sebep
lerden biri g olgusudur. Farkl dinsel
gruplarn gle belli blgelerde
kmelenmeleri yeni bir demografik
bileim ortaya karmtr. Bunun
rnei Kuzey Londra'da Yahudiler,
Bradford'da Mslman ve Sihler,
rlanda'da ise byk bir Katolik nfus
younlamasnda grlr.
Gndelik yaam biimleri dzeyin
de dinsel farklar Britanya'nn hibir
yerinde rastlanmayaca kadar Kuzey
rlanda'da gze arpar. Bu blgede
Katolikler ve Protestanlar arasnda
grlen atma her iki mezhebin
kk bir aznlk kesiminin katlmyla
srdrlm olsa da sklkla iddetli ve
keskin ayrmalara/atmalara ev
sahiplii yapmaktadr. Kuzey rlanda'da
dinin etkisi, dmanlkla ilgili dier
etkenlerden kolayca ayklanamaz.
zellikle Katoliklerin Kuzey rlanda
ve Eire'nin birleik tek devlet olmas
ideali bu duruma kar kan Protes
tanlar kar karya getirmektedir. Bir
lde dinsel inanlar, politik anlaylar
ve ulusalc dnceler birbirlerine
eklemlenerek etken bir rol zellii
kazanmaktadr.

6 li

Birleik D evletlerde din


Dier sanayilemi uluslarla kar
latrldnda Amerikallar, olaanst
bir biimde dindardr. Birka istisna
dnda, "Birleik Devleder, Hristiyan
lk aleminde, Tanr'ya en fazla inanan ve
dine en bal, en kktendinci ve dinsel
adan en geleneksel lkedir; ayrca
Hristiyanlk alemindeki dier lkelere
gre burada ok daha fazla din
domutur" (Lipset 1991). Kamuoyu
aratrmalarna gre her be Amerikal
dan , dinin kendi yaamlarnda "ok
nemli" olduunu syler ve aa yukar
% 40' geen hafta kilisede bulunacak
larn sylemilerdi. (Gallup 2004).
Amerikallarn byk ounluu,
Tanr'ya inanyor ve dzenli olarak
gnde bir kez ya da daha fazla dua
ediyorlar (enter 1994, 1998). On
Amerikaldan yedisi, baka bir hayata
inandklarn sylyorlar (Roof ve
McKinney 1990; Warner 1993).
Birleik Devleder hkmeti, resmi
olarak dinsel yelikler hakknda veri
toplamaz ama tek tk hkmet
aratrmalar, kamuoyu yoklamalar ve
kilise kaytlarndan bir resim izilebilir.
Bunlar da gsteriyor ki, Birleik
Devleder, 1500'den daha fazla farkl
dinle, dinsel olarak en fazla ayrlm
olan lkedir (Melton 1989). Bu eitli
lie ramen, aratrmalarn ortaya
koyduu gibi, Amerikallarn byk
ounluu kendilerini Hristiyan olarak
veya greli olarak az saydaki dinsel
mezheplerden birine ait olarak tanm
lyorlar.
Amerikallarn aa yukar % 52'si
kendilerini Protestan olarak, % 24' ise
Katolik olarak tanmlyorlar. Dier
neli dinsel gruplar ise Mormonlar,
Mslmanlar ve Yahudilerdir (Pew

M o d e r n T o p lu m d a D in

2002). En fazla Katolik Kilisesi'ne olan


yelikte bir ar grlmtr; bunun
ksmen nedeni, Katoliklerin Meksika ve
Orta ve Gney Amerika'dan yaptklar
glerdir. Ancak Katolik Kilise'sindeki
yelik art, son yllarda yavalad;
nk baz izleyiciler, ya kendilerini
Katolik olarak tanmlamay braktlar ya
da Protestanla gedler.
Katolikler sayca artmaya devam
etseler de, yine de kiliseye katlanlarn
orannda, 1960'tan balayarak 1970'lerin ortalarna kadar gelen keskin bir
k yaanmtr. Bunun temel neden
lerinden birisi, Papa'nn Katolikler
arasnda gebelik nleyicilerin kullanm
yasan tekrardan onaylayan 1968
tarihli genelgesidir. Genelge, gebelik
nleyicileri kullanan insanlar iin hi bir
tolerans gstermedi. Onlar, pek ok
Katoliin yapt gibi kiliseye itaat
etmemeyi tercih ettiler. Birleik
Devleder'de yaplan bir aratrmann da
gsterdii gibi, ocuk dourma yan
daki Katolik kadnlarn drtte biri,
gebelik nleyici kullanyor ve cinsel
deneyim yaam olan tm Katolik
kadnlarnn % 96's yaamlarnn bir
aamasnda gebelik nleyicileri kullan
mtr (Nadonal Survey o f Family
Growth 1995). Amerikan Katoliklerinin % 50'si Papa'nn, doum kontrol
ve ocuk drme gibi ahlaki meseleler
hakknda sylediklerinde yanlmaz
olaca dncesini reddediyorlar
(Gallup 2003). Katoliklerin byk bir
ksm, kendi yaam alanlar zerinde
Kilisenin otoritesinden he duyuyor
ya da bu otoriteyi reddediyor.
A.B.D'deki dinsel yaamn ak bir
resmi, temel alt gruplar iindeki geni
Protestan kategorisi zmlendiinde
ortaya kabilir. Aratrmalara gre,

A.B.D'deki en geni Protestan mezhe


bi, nfusun yaklak % 16'sn Protestan
nfusun yaklak te birini oluturan
Bapdsderden meydana gelir. Dier
nemli Protestan gruplar ise Methodistler (%7), Lutherciler (%5), Presbiteryanlar (%3), Pentekostalistier (%2),
Episkopalianlar (%2), Mormonlar ve
Ahir Zaman Azizlerini (%1) kapsar
(ARIS2001).
Bir ok alma, son on ylda
Amerika'daki Protestan kilisesinin
dzenlenmesinde belirli bir deiikliin
meydana geldiini ortaya koymutur.
Amerikan kiliselerinin Lutherciler,
Episkopolisder (Angkanlar), Metodisder, Prespiteryenler gibi ana akmlar
veya liberal yeleri azalmtr. Buna
ramen geleneksel olmayan veya
muhafazakar olan Pentokalisder ve
Gney Baptistleri gibi Protestan
kiliselerin yelerinin says artmtr
(Roof ve McKinney 1990; Jones ve
dierleri 2002).
Bu durum, Birleik Devleder'de
muhafazakar Protestan'larn ykselen
gcn gsterm esind en dolay
nemlidir. Muhafazakar Protestanlar,
Incil'in grnr yorumuna, gndelik
yaamn ahlakllna ve evangalizm
araclyla dntrlmesine vurguda
bulunurlar. Muhafazakar Protestanlar,
kendi dinsel pratiklerini daha insancl ve
esnek olarak benimseme e i l i m i n d e
olan, tarihsel olarak daha kurumsalla
m liberal Protestanlara kardrlar.
Bun-larn ikisi arasnda ise lml
Protestanlar yer alr.
Muhafazakar mezhepler, derin bir
ykmllk ve ball telkin ederler
veya zellikle gen insanlarn olduu
yeni yelerin katlmnda olduka etkili
dirler. Liberal gruplarda olduundan iki

612

M o d e r n T o p lu m d a D in

kat daha fazla insan muhafazakar


Protestanla baldrlar ve ayn zaman
da muhafazakar Protestanlar ksa bir
sre iinde lml olanlara kar stn bir
duruma gelebilirler (Roof ve McKinney 1990). zellikle Liberal Protestan
lk bu durumdan zarar grmektedir.
Liberal Protestan mezhebinin yal ye
lerinin yerini, yeni gen yeler dolduramamaktadr, bu gen yeler az sorum
luluk almakta ve kimi yeni yeler baka
inanlara gemektedir. Ayn zamanda
Birleik Devletlerde Siyah Protestan
Kiliselerinin yeleri, orta snfa ve
ekonomik ve polidk bir nem dzeyine
ykseldikleri iin bymeyi srdrmek
tedirler (Roof ve McKinney 1990;
Finke ve Stark 1992).
Ayn zamanda Birleik Devletler'deki Protestan kilisesi, tinsel yeniden
dou inanc olan evangalizmdeki b
yk ykselie tank olmaktadr. Evangalizm, ksmen laiklemenin gelimesine,
dinsel ayrlmaya ve genel olarak da
nemli Protestan deerlerin Amerikan
yaamnda azalmasna bir yant olarak
grlebilir (Wuthnow 1988). Son
yllarda, daha temel olan Protestanla
dinsel katlmlardaki bir azalmaya kout
olarak evangalik mezhepte byk bir
gelime vardr. Pek ok Protestan,
evangalist mezhepler tarafndan vaat
edilen, daha dorudan, kiisel ve
duygusal dinsel deneyimi ak bir
biimde aratrr.
A.B.D bakan George W. Bush, bir
Hristiyan olarak domutur ve inanc
nn onu, yaamnn ilk dnemlerindeki
iki sorunundan kurtardn ve ona
yeni bir balang saladn sylemi
tir. Bu durum, eytan'n glerine kar
bir sava olan 11 Eyll 2001 ylnda
A.B.D'deki terrist saldrlardan sonra

613

ki Amerika'nn uluslararas rolyle kar


latrlabilir. Bush'un Hristiyan olarak
yeniden douu, onun krtaj ve ecinsel
evlilikler zerindeki muhafazakar
dncelerine de yansr. Bush'un evan
galik dinsel deerleri, bu ahlaki konu
larn olduka hayati olduunu dnen
A.B.D'deki usuz bucaksz evangalist
Hristiyan ounluun desteini sala
d zaman, onun Kasm 2004'de ikinci
defa bakan seilmesine yardmc
olmutur.
A m e rik a 'd a k i e c in s e l e v lilik le ri
k ap sayan ta rt m a 12. B l m d e
tartlmtr, "C insellik ve Toplumsal
C insiyet", s. 480-1

Evangalik rgder, dinsel ve siyasal


amalarn baarmaya yardmc olmak
iin gezici kaynaklarda iyidirler, nk
2004 bakanlk seimi bunu ispat
etmitir. Dinci ekonomisder tarafndan
(s. 614'deki kutucua baknz) kulla
nlan ticarete uygun bir dilin kullanlma
snda onlar, "dinsel pazarda" fazlasyla
rekabeti "tinsel giriimciler" olmay
denemilerdir (Hatch 1989). Radyo ve
televizyon, imdiye kadar olas olandan
ok daha geni bir izleyici kidesine ula
mak iin baz evangalistler tarafndan
kullanlan nemli yeni pazarlama
teknolojilerini salar. Onlar, televizyon
da evangalik rahiplere yol gstermele
rinden dolay 'televangalist' olarak
adlandrlrdlar, bu rahipler bir ok eski
evangalistden, 'zenginlik retisi' vaaz
etmekle ayrlrlar: Tanr'ya inan, ac
ekmekten ve kurban edilmekten daha
fazlas olan, fnansal olarak zengin ve
doymu sadk insanlar ister. Bu yakla
m, sk alma ve geleneksel muhafa
zakar inanlarla genelde birlemi
zveri zerine vurgu yapan sofuluktan
epeyce farkldr (Hadden ve Shupe
1987; Bruce 1990). Kaliforniya Garden

M o d e r n T o p lu m d a D in

ada yaklam lar: din ek o n o m isi


D in sosyolojisi alannda en so n ve en etkili

daha o k , m o d e rn dinin etkin p azarlam a ve ye

yaklam lardan birisi, sem ek iin pek o k farkl

top lam a vastasyla kendisini srekli yenilediini

in an sunan B at top lum larn a ve ksm en d e Birleik

ileri srerler. R ek abetin din iin iyi olduunu

D evletler'e uyarland. B unlarn ipu cun u ek on o m ik

savunan aratrm alara (Stark ve B ain brid ge 1 9 8 0 ,

teorid en kararak ,

din ekonom isi yaklamn

1 9 8 5 ; Finke ve Stark 1 9 9 2 ) ra m en , t m aratr

uygulayan sosyologlar, dinlerin yanda top lam ak iin

m alar bu so n u ca ulam az (L an d ve di. 1 9 9 1 ).

birbiriyle rek ab et eden rg d er olarak


D in ek on om isi yaklam , insanlarn -sanki bir

anlalabileceini n e s rerler (Stark ve B ain b rid g e

arab a ya da b ir ift ayakkab alm ak iin etrafta

1 9 8 7 ; Fin k e v e S tark 1 9 8 8 , 1 9 9 2 ; M o o re 1 9 9 4 ).

alveri yapyorlarm gibi- ussal olarak farkl dinler


letm eleri aratran ad a ek o n o m isd er gibi, bu

arasndan bir seim yapt konusundaki

so sy o lo g lar d a, dini hayat g v en cey e alm ak s z

d ncelerin de abartya k am aktadrlar. D e rin bir

konusu old u u nd a tekellem e tercih edilir old u u nu

b iim d e bal olan inan llar arasnda, zellikle

kabul etm ek ted irler. B u k on um , tam olarak klasik

dinsel eitliliin bulunm ad top lu m lard a, dinin

kuram clarnkine karttr. M a rx , D u rk h eim ve

bir ussal seim m eselesi old u u konusu ak

W eb er, farkl dinsel ya da laik bak alaryla

deildir. B y le top lu m lard a, insanlara farkl dinleri

rek ab ete girdiinde dinin zayfladn varsaydlar;

sem ey e izin verildiinde bile, pek o u

buna karn din ek on o m isd eri, rekabetin m o d e rn

m u h tem elen , a ltern atif dinlerin cazip olup

toplum daki dinsel ball arttrdn n e

olm ad so ru su n u d nm eksizin kendi ocu kluk

sryorlar. D in ek on o m istleri, b unun iki n ed en d en

dinlerini uygulam aya d evam edeceklerdir. H a tta din

dolay d o ru old u u na inanyorlar. Birincisi: rek ab et,

ek on om isi yaklam nn d od uu Birleik

d estek i k azanm ak iin h e r bir dinsel g ru b u d aha

D ev led er'd e, sosyologlar, din m terilerinin daim a

sk alm aya sevk eder. kincisi: saysz dinin varl,

din alveriiyle ilgili olduklarm varsayarlarsa, dinin

b iro k insan kuattndan belki de d o ru d u r diye

m an evi boyudarn g z d e n karabilirler. A .B .D 'd e

dnlr. K lt rel adan farkl u nsurlar tayan

d o u m oran n n yksek olduu bir d n em d e

top lu m lard a, m u h tem elen tek bir din sad ece snrl

d oan larla (ikinci D n y a Savann bitiinden

sayda kii iin cazip olacaktr; pek o k geleneksel

sonraki yirm i yl iin de d o an kuak) ilgili bir

kiliseye ilave olarak, k ktendinci vaizciler ve H intli

alm ad a, bunlarn te birinin ocu kluk

din adam larnn varl belki de dinsel katlmn

dn em in dek i inan larna bal kaldklar g r ld ;

yksek olm asn salayacaktr.

dier te biri ise, artk baka bir dinsel rg te

B u z m le m e , rek ab etin belirli bir p azara pek cazip

balanm olm alarna ra m en ocu kluk inan lan n


ak a sylem eye d evam etm ilerdir. B u yzden

gelen byk l d e zellem i r nlerin o rtay a

sad ece bunlarn te biri, din ek on om isi

km asn salad i dnyasndan uygulanr.

yaklamyla varsaylan seim trn yaparak etkin

G e re k te n de, din ek on o m isd eri, belli b ir dini

olarak yeni b ir din aram tr (R o o f 1 9 9 3 ).

rg t n b aan sn a ya d a baarszlna yol aan


koullar tanm larken iletm e diline o k ey
b orlu d u r. R o g e r Fin k e ve R o d n ey Stark'a (1 9 9 2 )
g re , baarl b ir dinsel g ru p , rek ab et iin o k iyi
rg d en m i olm al, dnyada yaylmak iin etkili
'sat tem silcileri' o lan belagatli v aazclara sahip
olm al, cazip bir r n gibi pakedeni in an ve
riteller n erm eli ve etkili p azarlam a teknikleri
gelitirm elidir. B u adan , din h erh angi bir iletm e
gibi b ir iletm edir. T elevizyon m isyonerleri, kendi
dinsel rnlerini p azarlayan zellikle iyi i adam lar
olm ulardr.
B u yzd en Fin k e v e Stark gibi din ek on o m isd eri,
rek ab ete dini inanlar r te n ve laiklem eye
katkda bulunan b ir ey g z y le bakm azlar. O n la r

614

M o d e r n T o p lu m d a D in

Grove'da Robert H. Schuiler'in Kristal


Katedral'i ile rnek oluturan Lks
ibadet evleri, topluluklarn corafi
olarak yayan ve ncelikle elektronik
teknoloji yoluyla birleen elektronik
kiliseler iin televizyon kurulmasn sa
lar. Teoloji ve sermaye artm, yalnzca
televizyon rahiplerinin kendilerini deil
ayn zamanda okullar, niversiteleri,
elence parklarn ve kimi zaman da
rahiplerin cmert yaam biimlerini
desteklemek zorunda olan televangelism'in iki ucudur.
Dini elektronik vaaz, zellikle
Kuzey Amerika televizyon kanallarnn
gsterildii Latin Amerika'da yaygn
olmaktadr. Protestan hareketlerin bir
sonucu olarak, Pentecostal trden
olanlarn pek ou, ounlukla Katolik
olan ili ve Brezilya gibi lkelerde
arpc etkiler yapmaktadr (Martin
1990).
Her ne kadar kimi evangalikler,
batan aaya modern yaam biimini
geleneksel dini inanlarla bir araya
getirseler de dierleri sert bir biimde
bir ok ada inanc ve pratii
reddeder. Kktendinciler, ahlakn ve
rehberliin sk kurallar iin gereken
inanlarn birounda modernlik
kart olanlar evangalistlerdir. Sklkla
bu kurallar, iki imeye, sigara imeye
ve dier "dnyevi gnahlara" kar olan
yasaklan, sa'nn yeryzne geri dn
mesinin yakn olduunu gl bir
biimde vurgulayan ve kutsal kitapta
yanlmaz olarak bulunan bir inanc
kapsar (Balmer 1989). Onlarn "eski
zaman dini", ktlkten iyilii ve
yanltan doruyu ak bir biimde
ayrr. Hristiyan kktendinciliinin
ykselii, aada tartlacaktr (s. 623-5

615

Laiklik konusundaki tartmada,


Birleik Devletler, dinin Bat toplumlarnda gerilemekte olduu grne
karn az rastlanr nemli bir durumun
temsilcisidir. Birleik Devletler bir
yandan tamamen en 'modernlemi'
lkelerden biriyken, dnyada ilgiyle
kabul edilen dini inan ve yeliklerinin
ok yksek dzeyde olmasyla belirlen
mitir. Laiklik tezinin nde gelen
savunucularndan biri olan Steve Bruce,
Birleik Devletler'de dinin varln
srdrmesinin kltrel gei asndan
anlalabileceini ne srer (Bruce
1996). Bruce, toplumlarn hzl ve derin
nfus ya da ekonomik deiimden
getii durumlarda, dinin, insanlarn
yeni koullara uyum salamasnda ve
istikrarszlk dnemlerinde yaamda
kalmalarna yardmc olmada nemli bir
rol oynayabileceini belirtir. Bruce,
sanayile-menin greli olarak Birleik
Devleder'e ge geldiini ve ok eitli
etnik gruplarn oluturduu bir nfus
arasnda ok abuk tamamlandn ileri
srer. Din, Birleik Devletler'de,
insanlarn kimliklerini dengelemede
nemliydi ve Amerikan "kaynama
kab" ierisinde daha yumuak bir
kltrel geii salamt. Birleik
Devletler'de, 14.5. ekilde gsterildii
gibi dinin nemi zerindeki vurgu ileri
derecede asla tek bana deerlen
dirilemez.

Laikleme
dirilmesi

tezinin

d eerlen

Uzun soluklu bir eilim olarak Ba


toplumlarnda geleneksel kilise dininin
d eilimi gstermesi, Birleik
Devletler rnei nemli bir istisna,
sosyologlar arasnda pek de yadrganan
bir durum olarak karlanmaz. Onsekizinci yzyl sosyologlarnn bir ou

M o d e r n T o p lu m d a D in

Amerika Birleik Devletler'i evangalizmin arpc bir geliimine tank olmaktadr. Evangelik Hristiyanlar,
George W. Bush'un iktidara gelmesine yardmc olmulardr.

tarafndan ngrde bulunulduu


zere, dinin etkisi laikliin boyutu
temelinde zayflama eilimi gster
mitir. Buradan ncler ve sonraki
takipilerinin laiklik tezlerinin doru
olduu sonucuna m ulamalyz ya da
derinden ileyen bir modernite ekse
ninde dinin ekicilik ve kuatclmn
kaybolmaya yz tuttuu eklinde
karmlara bavurmak birok gereke
ile tartmal bir durum mudur?
ncelikle Britanya ve dier Bat
lkelerinde dinin mevcut durumu,
laiklik tezi savunucularnn ifade ettikle
rinden ok daha karmak bir zellik
gstermektedir. nsanlar her ne kadar
resmi kiliselerce icra edilen ibadetlere
katlm gstermiyor olsalar da, pek ok
insann hayatnda din ve manevi inan
nemli bir bileen olarak kalmaya

devam etmektedir. Baz akademisyen


ler, "ait olmadan inanmaya" doru bir
eilim olduunu ileri srmektedirler.
(Davie 1994). Birleik Krallk'ta dinsel
inan konulu tartmamzda da
grdmz gibi, insanlar Tanrya ya
da bir akn gce olan inanlarn
muhafaza ederler, ancak bu inanlarn
kurumsal dini gerekler dzeyinde deil
de kendi hallerinde yaayp gelitirirler.
kincisi, laiklik sadece lemeyi
esas alan kiliselere yelik temelinde
llemez. Bu trden bir yaklam hem
uluslararas hem de sanayilemi Bat
toplumlarnda, Bat d dinsel inan ve
oluumlar gz ard etmek olacaktr.
rnein Britanya'da geleneksel kilise
lere etkin yelik dme eilimi gsterir
ken Mslmanlara, Sihlere, Musevilere,
Evangelistlere (yeniden douular) ve

616

M o d e r n T o p lu m d a D in

Ortodoks Hrisdyanlara katlma eilimi


dinamik bir zellik gstermektedir.
ncs Bat d toplumlarda
laiklie dair ok az iaret olduu
gereidir. ran ve Ortadou'nun dier
blgelerinde, Afrika ve Hindistan'da
Batllamaya meydan okuyan kktenci
slamc oluumlardan sz etmek mm
kndr. Yine Papann Gney Amerika
ziyaretinde milyonlarca Katolik bu
ziyareti byk bir hazla takip etmekte
dirler. Dou Ortodoksluu, kilisenin
komnist kadrolarca bask altna
alnmasndan onlarca yl sonra, eski
Sovyeder Birlii'nin baz blgelerindeki
vatandalar dinlerini memnuniyetle
yeniden benimsemilerdir. Dnyann
her bir yannda dinlere ynelik bu
etkileyici destek ne acdr ki, dinsel kay
nakl kavga ve ekimeleri de beraberin
de getirmitir. yle ki, din bir yandan
insanlar iin teselli, dayanma ve
btnleme adresi olurken ayn
zamanda ciddi toplumsal ayrma,
mcadele ve atmalara da kaynaklk
etmektedir.
Laiklik dncesine lehte ve
aleyhte kandar ileri srlebilir. Bir
kavram olarak laikliin gnmzn
geleneksel kilisesinde ortaya kan
gerek gcnn ve etkisinin azalmas
bakmndan gerekse dahili laikleme
srelerindeki -rnein kadnlarn ve
ecinsellerin roln etkilemeleri asn
dan- deiimleri aklamakta ok faydal
olduu ak gibi grnmektedir. Top
lumdaki modernletirici gler genel
olarak pek ok geleneksel din kurumlan
ierisinde hissedilebilmektedir.
Bununla birlikte, her eyden nce,
son modern dnyadaki dinin, hzl
deiim, istikrarszlk ve eitliliin arta-

617

lanna kar deerlendirilmesi gerekir.


Geleneksel din biimleri bir derece
gerileseler bile, din yine de toplumsal
dnyamzda nemli bir g olarak dur
maktadr. Geleneksel ve yeni biim
lerinde dine mracaat muhtemelen
uzun sre devam edecektir. Din, pek
ok insann aklc bakla doyurucu
yant alnamayan yaam ve anlamla ilgili
karmak sorunlar anlayabilmelerini
salar.
Bu bakmdan, bu hzl deiim
dnemleri boyunca pek ok insann
yandar dinde aramas -onda bulup
rahadamas- pek de artc deildir.
Kktendincilik belki de bu fenomenin
ak bir rneidir. Ne var ki, deiime
kar giderek artan dinsel tepkiler yeni
ve bilinmedik biimlerde ortaya k
maktadrlar: yeni dini harekeder, klt
ler, tarikadar ve 'Yeni a' etkinlikleri.
Bu gruplar, dardan din biimlerine
"benzemeyebilirlerken", laiklik varsay
mn eletirenlerin ou, bu gruplarn,
kkl sosyal deiim karsnda dinsel
inan dnmlerini temsil ettiklerini
dnmektedir.

Kktendincilik
Kktendinciliin gc laikliin
modern dnyada baar gsterme
diinin bir baka iaretidir. Kkten
cilik terimi, bir ilke ya da inanlar
beine sk skya sarlmay betimle
mek iin ok farkl balamlara uygu
lanabilir. Kktendincilik, temel kutsal el
yazmalar ya da metinlerin gerek yoru
munun peinde olan dini gruplarn
benimsedii yaklam betimler ve bu
okumalardan kan retilerin, toplum
sal, ekonomik ve siyasal hayatn her
yanna uygulanmas gerektiine inanr.

14.5. ekil: Seili lkelerde dine verilen nem (yaamlarnda dinin


"ok nemli" olduunu syleyen yetikin nfusun yzdesi)
Kaynak: Pew Research Centre (2002)

Kktendinciler, tek bir dnya


grnn olanakl olduuna ve bu
grn doru olduuna inanrlar:
belirsizlik ve yorum okluuna yer
yoktur. Kktendinci hareketier ierisin
de, kutsal el yazmalarnn tam anlam
larna eriim yalnzca papazlar, ruhban
snf ya da teki dini liderler gibiayrcalkl 'yorumcular' grubuna aittir.
Bu durum, bu liderlere yalnzca dini
konularda deil laik konularda dabyk yetkiler salar. Kktendinciler,
muhalefet hareketierinde, ba eken
siyasal partiler ierisinde (Birleik
Devleder de dahil) ve devlet yneticileri
olarak (Iran rneinde olduu gibi,
baknz 20. Blm, s. 902) gl siyasi
ahsiyetlere sahiptirler.

otuz yldr bu kavram kullanlagelmitir.


Kktendincilik esasen kresellemeye
bir tepki olarak domutur. Modern
leme gleri -ekirdek aile ve kadn
larn, erkeklerin egemenlii altnda
olmalar gibi- toplumsal dnyann
geleneksel elerinin altn, giderek
daha da ok kazarken, kktencilik,
geleneksel inanlarn savunmas olarak
ortaya kmtr. Aklc temeller arayan
kreselleen bir dnyada, kktencilik,
inan temelli yantiarda ayak direr ve
geleneksel hakikate gndermede
bulunur: kktencilik, geleneksel bir
biimde savunulan bir gelenektir.
Kktencilik, inanlarn ieriinden
daha ok inanlarn nasl savunulaca
ve temellendirileceiyle ilgilidir.

Kktendincilik, greli olarak yeni


bir fenomendir yalnzca son yirmi ya da

Kktencilik kendisini modernlie


kar olarak ortaya koymasna ramen,

M o d e r n T o p lu m d a D in

inanlarm yerletirirken ada yakla


mlara bavurur. rnein, Birleik
Devleder'deki Hristiyan kktendinciler, retilerini yaymann bir arac
olarak televizyona ilk bavuranlar
arasndaydlar; eenistan'da Rus
kuvvetleriyle arpan kktendinci
Mslmanlar, grlerini sergilemek
iin websitesi kurmulardr; Hindutwa
militanlar, bir 'Hindu kimlii' duygusu
yaratmak iin internet ve e-mail
kullanmaktadrlar.
Bu ksmda, kktendinciliin en
yaygn iki biimini ele alacaz. Geen
otuz ylda, slam ve Hristiyan kkten
dincilii, gerek ulusal gerekse uluslar
aras siyaseti ekillendirerek, gl bir
hale gelmilerdir.

slam kktendincilii
lk sosyoloji dnrlerinden
yalnzca Weber, slam gibi geleneksel
bir din sisteminin yeniden tam olarak
canlanabileceim ve yirminci yzyln
sonlarnda nemli politik gelimelere
temel oluturacandan kuku duya
bildi; ne yazk ki, 1980'lerde ran'da
olan ey tam olarak budur. Son yllarda
slamc uyan, Msr, Suriye, Lbnan,
Cezayir, Afganistan ve Nijerya'y ieren
dier lkeler zerinde etki yaratarak
yaylmtr. slam'n yeniden olduka
kapsaml bir biimde ortaya k nasl
aklanabilir?
Bu fenomeni anlamak iin hem
geleneksel bir din olan slam'n fikir
lerine hem de ilerinde dinin etkilerinin
yayld modern devletieri etkileyen
laik deiikliklere bakmamz gerekmek
tedir. Hristiyanlk gibi slam da srekli
etkin olmay tevik eden bir dindir:
slam'n kutsal kitab Kuran, "Allah
yolunda mcadele" etmeleri iin

619

inananlara talimadarla doludur. Bu


mcadele hem inanmayanlara hem de
slam toplumuna fesat sokanlara
kardr. Yzyllardr birbiri ard sra
gelen Mslman reformcular sz
konusudur ve slam da ierden
Hristiyanlk kadar blnmtr.
iilik, slam tarihinin daha bala
rnda Ortodoks slam'n ana gvdesin
den ayrlmtr ve etkili bir biimde
srmektedir. iilik onaltnc yzyldan
beri (eskiden Persia olarak bilinen)
ran'n resmi dinidir ve ran devriminin
arkasndaki dncelerin de kaynadr.
iilerin balangc, zamann dnya
liderleri arasnda gze arpan erdemine
ve Tanr'ya kiisel ballk niteliklerine
inamlan, yedinci yzyl dini ve siyasal
lideri mam Ali'ye kadar uzanr. Ali'nin
soyundan olanlarn, gerekte gc
ellerinde tutan hanedanlardan farkl
olarak, peygamber Muhammed'in
ailesine ait olduklarna inanld iin
slam'n gerek liderleri olarak kabul
edilmilerdir. iiler, Muhammed'in asl
mirassnn ynetiminin, zorbalk ve
adaletsizlikle balantl mevcut yne
timleri ortadan kaldrarak kurulmas
gerektiine inanmlard. Muham
med'in mirass, Kuran'a gre yneten,
Tanr'mn dorudan klavuzluk ettii bir
lider olmalyd.
Irak, Trkiye, Suudi Arabistan,
Hindistan ve Pakistan' da ieren dier
Ortadou lkelerinde de geni bir ii
nfusu vardr. Ne var ki, bu lkelerdeki
slam liderlii, ounluk olan Snnilerin elindedir. Snni Mslmanlar,
iilerin daha kat belirlenmi grleri
nin aksine, dnce eitliliine olduk
a fazla hogr gsteren, Kuran'dan
bir gelenekler dizisi kartan 'lek Yolu'
takip ederler.

M o d e r n T o p lu m d a D in

s la m v e B a t

Ortaalar boyunca, imdiki Ispan


ya'nn byk bir blmn, Yunanis
tan, Yugoslavya, Bulgaristan ve
Romanya'y kontrol eden Mslman
devleder ve Hristiyan Avrupa arasnda
az ok devaml bir mcadele vard.
Avrupallar, Mslmanlarn fethettik
leri lkelerin ounu geri aldlar ve
onsekizinci ve ondokuzuncu yzyllar
da artan Bat gc, Mslmanlarn olan
Kuzey Afrika'daki yerlerin ounda
aslnda smrgeler kurmulard.
Durumun tersine dnmesi, slam'a
inananlarn tm dierlerini aan, en
yksek ve mmkn olan en ileri olarak
dndkleri Mslmanlk dini ve
uygarl iin felaket olmutur. Ondo
kuzuncu yzyln sonlarnda, Msl
man dnyann Bat kltrnn yayl
masna etkin bir biimde direnme yeter
sizlii, slam' ilk saflna ve gll
ne yeniden dndrmek iin reform
harekederine yol amtr. Anahtar
dnce, slam'n Batnn meydan
okumasna yantn, kendi inan ve
adetlerinin kimliini ispat ederek
vermesi olmutur.
Bu dnce, yirminci yzylda
eidi ekillerde gelitirilmi ve 19781979 yllarndaki ran slam Devrimi'ne
dayanak oluturmutur. Devrim ilkin
Batdan rnek alnan modernleme
biimlerini kabul eden ve gelitirmeye
alan rnein, torak reformundan,
kadnlara oy hakk tannmasna ve laik
eitime kadar ah Muhammed Rza'ya
ierden bir muhalefetie atelenmitir.
ah' deviren hareket, hepsi de kesinlik
le slamc kktendincilie bal olma
yan, eitli karlar olan insanlar bir
araya getirmitir; bununla beraber, ii
fikirlerin kkl bir yorumunu veren

Ayetullah Humeyni etkin kii olmutur.


Devrimin arkasndan Humeyni, gele
neksel slam hukukuna gre dzenlen
mi bir hkmet kurmutur. Dini,
Kuran'da sylendii gibi, tm toplum
sal ve ekonomik hayatn, dorudan
temeli yapmtr. Yeniden canlandrlan
slam hukuku -eriat- altnda, erkekler
ve kadnlar, kat bir biimde ayr ayr
yerlerde tutulurlar, kadnlar toplum
iinde balarn ve vcudarn gizlemek
le ykmldrler, ecinsel olanlar
kuruna dizilir ve zina yapanlar tala
narak ldrlrler. Bu kat hukuka,
zellikle Bat'mn etkisine kar duran,
ar milliyeti bak elik eder.
ran'daki slam Cumhuriyeti'nin
hedefi, devleti slamlatrmak, toplumu
ve hkmeti slam retisi her alanda
hakim olsun diye rgtiemek olmutur.
Bu sre asla tamamlanamamtr ve
te yandan buna kar koyan gler
vardr. Zubaida (1996) birbiriyle mca
dele eden grubu birbirinden
ayrmtr. Radikaller, slam devrimini
srdrmek ve derinletirmek istiyorlar.
Bunlar, devrimin etkin bir ekilde teki
slam lkelerine ihra edilmesi gerekti
ine de inanyorlar. Muhafazakarlar,
devrimin yeterince yol aldn dnen
din grevlilerinin ounluundan
oluurlar. Devrim onlara, toplumda,
kaybetmek istemedikleri bir yetki
konumu salamtr. Pragmatistler,
piyasa reformlarndan ve ekonominin
yabanc yatrm ve ticarete almasndan
yanadrlar. Bunlar, kadn, aile ve hukuk
sistemiyle ilgili slam yasalarnn kat
ykne muhaliftirler.
1989'da Ayetullah Humeyni'nin
lm, ran'daki radikal ve muhafa
zakar evreler iin bir ykm olmutu;
onun halefi Ayetullah Ali Hameney,

620

M o d e r n T o p lu m d a D in

de engel olmaya alan muhafazakar


larla mcadele etmekle tanmlanmtr.
Tahran'n son derece muhafazakar
belediye bakan Muhammet Ahmedinejad'n 2005'de cumhurbakan olarak
seilmesi, lkenin dini ve siyasi liderleri
arasndaki gerilimi azaltmtr, ancak
Bat ile olan gerilimi arttrmtr.

slamc uyannyaylmas
ran devriminin altnda yatan
fikirlerin, btn slam dnyasn Batya
kar birletirmesi gerekirken, iilerin
aznlkta olduu lkelerdeki hkmet
ler, kendilerini ran'daki slam devrimiyle ayn izgiye getirmemilerdir. Ne
var ki slam kktendincilii, bu
lkelerin ounda byk bir beeni
toplamtr ve bu, slam'n dier yerler
deki uyannn eitli biimlerini
tetiklemitir.

ran'daki slam devriminin en nemli lideri Ayetullah


Humeyni (ndeki), Ayetullah Ali Hameney ve bakan
Haimi Rafsancani Tahran'daki bir cadde kenarndaki
posterden bakyorlar.

ran'n gl mollalarna (dini liderleri


ne) balln korumutur, ancak,
baskc ynetime ve kemiklemi
toplumsal sorunlara fkeli ortalama
ranl vatandalar, onu giderek daha az
beenmektedirler. Pragmatistler ve
dierleri arasndaki ran toplumuna
ynelik hatal tutumlar, reformist
cumhurbakan Muhammet Hatemi'nin (1997-2005) nderliinde olduk
a ak bir biimde ortaya kmtr.
Hatemi'nin hkmeti, onun ran
toplumundaki reformlarn byk l

621

slamc kktenci hareketler, Kuzey


Afrika, Ortadou ve Gney Asya'daki
ou lkede son on ya da on be yldr
etkili olmasna ramen, yalnzca iki
lkede iktidar ele geirmeyi baarm
lardr. Sudan, 1989'dan beri Haan elTurabi'nin Ulusal Kurtulu Cephesi
tarafndan ynetilmektedir. KktendinciTaliban rejimi, 1996'da, blnm
Afganistan devletinde yerini daha da
salamlatrmtr, ancak Afgan kar
gleri ve Amerikan askerleri tarafn
dan 2001'in sonunda iktidardan
uzaklatrlmtr. slamc kktendinci
grup, pek ok baka devlette de etkili
olmutur, ancak bunlarn iktidara
gelmeleri nlenmitir. Sz gelimi, Msr,
Trkiye ve Cezayir'deki, slamc kk
tendinci ayaklanmalar, devlet ya da
silahl kuvvetler tarafndan bastrl
mtr.

M o d e r n T o p lu m d a D in

Pek ok kii, slam dnyasnn


inanlarn paylamad bir dnyayla
kar karya kalmaya doru srklendi
inden kayg duymaktadr. Siyasetbilimci Samuel Hundngton (1996) Bat
ve slam grleri arasndaki ekime
lerin souk savan bitimiyle ve kresel
lemenin artmasyla birlikte dnya
apnda "uygarlklar atmasnn" bir
blm olabileceini ileri srmtr.
Huntington'a gre ulus devlet, uluslar
aras ilikilerde artk ba etken deildir;
bu nedenle yarlar ve ekimeler daha
byk kltr ve uygarlklar arasnda
grlecektir.
Bosnal Mslmanlarn ve Kosoval Arnavutlarn Ortodoks Hristiyan
Kltrn temsil eden Srplara kar
savatklar yer olan Eski Yugoslav^
ya'da, Bosna'da ve Kosova'da bylesi
atmalarn rneklerini grdk. Bu
trden olaylar, bir dnya topluluu
olarak Mslmanlarn bilincini arttr
mtr; gzlemcilerin de belirttikleri
gibi, "Bosna, Mslman dnyann her
yanndaki Mslmanlar iin toparlan
ma noktas olmutur. ...[Bosna],
Mslman olma duygusunu artrrken,
ayn zamanda Mslman toplumlarda
kutuplama ve radikalleme duygusu
yaratm ve keskinletirmitir" (Ahmet
ve Donnan 1994).
E s k i Y u g o slav y a'd ak i sava, 13.
Blm de daha detayl bir biim de
tartlacaktr, "Irk , Etniklik ve G ",
s. 546

Ayn biimde, Irak'ta Amerikan


nderliindeki sava, 2003'deki
saldrdan sonra kktenci Mslmanlar
iin bir toparlanma noktas olmutur.
11 Eyll 2001'de New York ve
Washington'a ynelik terrist saldr
larn nedenlerinin bir aklamas olarak
ve Amerika'nn, Afganistan'daki slam

dzenini ve 2003'den sonra Irak'taki


varlna kar dinsel direni uyann
ortadan kaldrmak iin karar vermi
olmas, Huntington'n savlarnn geni
bir medya ilgisi kazanmasna neden
olmutur.
Yirmibirinci yzyln banda,
slamc muhalefet, Malezya ve Endo
nezya gibi lkelerde yine glenmektedir. Nijerya'daki birka eyalet, son
zamanlarda eriat kanunlarn uygula
maya koymutur ve eenistan'daki
savaa, Kafkaslarda bir slam devleti
kurulmasn destekleyen slamc
militanlar katlmlardr. Usame Bin
Ladin'in El-Kaide terrist rgtnn
yeleri tmyle Mslman corafyasndandrlar. slam simgeleri ve giyinme
biimleri, slam dnyasnn dnda
yaayan ve saylar giderek artan Msl
manlar iin nemli kimlik iaretleri
olmulardr. Krfez sava ve New York
ve Washington'daki 11 Eyll terrist
saldrlar gibi olaylar, slam dnyas
ierisinde, ister Bat'ya kar, ister yant
olarak, deiik fakat youn tepkileri
tetiklemitir.
slamc uyan, btnyle dini
kavramlarla aka anlalamayabilir;
bu, ksmen Bat etkisine kar bir tepkiyi
simgeler ve ulusal ya da kltrel savl bir
harekettir. slamc uyann, en kktenci
biimlerde bile, sadece geleneksel
olarak kabul grm dncelerin bir
canlandrlmas olarak grlp grl
memesi gerektii kukuludur. Ortada
olan ey, ok daha karmaktr. Gele
neksel uygulamalar ve yaam tarzlar
canlandrlmlardr, ancak zel olarak
modern dnemlerle ilgili endielerle de
bir araya getirilmilerdir.

622

M o d e m T o p lu m d a D in

Hristiyan kktendincilii
Birleik Krallk ve Avrupa'daki,
zellikle de Birleik Devlet'lerde gr
len, Hristiyan kktendinci rgtlerin
bymesi son otuz yln en gze arpan
zelliklerinden biridir. Kktendinciler
gayet ak bir biimde, "Incil'in siyaset,
hkmet, i, aileler ve tm insan iliki
leri iin pratik bir rehber kitap
olduuna" inanrlar (Capps 1990). ncil,
kktendinciler tarafndan yanlmaz
olarak kabul edilir iindekiler Tanrsal
Hakikat'in ifadeleridir. Kktendinci
Hristiyanlar, sa'nn tanrsallnn ve
onun kiisel kurtarclnn benimsen
mesiyle insan ruhunun kurtulabile
ceine inanrlar. Kktendinci Hristiyanlar hayatlarn, mesajlarn yaymaya
ve kendileri gibi dnmeyenleri ikna
etmeye adamlardr.
Hristiyan kktendincilii, liberal
teoloji ve "laik insanclk" olmasn des
tekleyenlere -bunlar, "inan ve Tanr'nn emirlerine boyun eme karsn
da, akln, tutkularn ve igdlerin
zgr klnmas taraftardrlar"- kar bir
tepkidir (Kepel 1994). Hristiyan
kktendincilik kendisini, modernle
menin yol at geleneksel ailenin
k, bireysel ahlaka tehdit, insan ve
Tanr arasndaki ban zayflatlmas"ahlaki bunalma" kar ne karr.
Birleik Devlet'lerde, 1970'de
Ahlaki ounluun kurucusu olan
rahip Jerry Fahvell ve baz kktendinci
gruplar, ulusal siyasette 'Yeni Hristiyan
Sa' olarak ifade edilen, zellikle
Cumhuriyeti partinin muhafazakar
kanadyla yakn bir iliki iinde
olmulardr (Simpson 1985; Woodrum
1988; Kiecolt ve Nelson 1991). Fahvell,
"ahlakl Amerikallarn karlamaya

623

hazr olmalar gereken siyasi sonu ve


yansmalar olan be ana meselenin
unlar olduunu dile getirmitir: krtaj,
ecinsellik, pornografi, hmanizm ve
paralanm aile" (Kepel'de 1994).
Somut admlar atan Yeni Hristiyan Sa,
ncelikle lkedeki okullar, okul
mfredat programnn ieriiyle ve
okulda ibadet etme yasayla ilgilenen
meclis yelerini hedeflemiler ve krtaj
kliniklerini abluka altna alan bir militan
rgt olan Kurtarma Operasyonu
rgtne destek olmak iin ok acele
harekete gemilerdir. Kktendinci
rgtler Birleik Devlet'lerde etkili bir
gtr ve Cumhuriyeti Parti politika
larnn biim verilmesine ve Reagan ve
her iki Bush ynetimleri sresince
konumalara yardmc olmu-lardr.
Jerry Fahvell, 11 Eyllde New York
ve Washington'a ynelik terrist
saldrlar iin ncelikle A.B.D'yi
'gnahkarlkla' sulamtr. Fahvell bir
televizyon kanalnda canl yaynda
unlar syledi: "nanyorum ki, alter
natif bir yaam biimini gerekletir
meye alan lezbiyenler, ecinseller,
feministler, krtaj yandalar ve
paganlar, [Amerikan Sivil Haklar
Birlii], Amerikan Yaamn Savunanlar
[ayrca liberal rgtler], bunlarn tm
Amerika'y laikletirmeye almakta
drlar. Parmamla yzlerine iaret
ediyorum ve sylyorum ki 'siz bu
olayn gereklemesine yardm ettiniz'
(CNN, 14 Eyll 2001). Fahvell bu
sylediklerinden sonra zr dilemesine
ramen, "Muhammed'in bir terristtir.
Muhammed'in iddet yanls bir sava
olduuna ilikin Mslman ya da
Mslman olmayan kaynaklardan
yeterince kitap okudum" demesi daha
sonraki tartmalara neden olmutur

M o d e r n T o p lu m d a D in

(BBC 13 Kasm 2002). Falwell bu


syledikleri iin yeniden zr diledi,
ancak onun bu zr dilemesi en
sonunda sekiz insann ld Bat
Hindistan'da, Solapur'da onun iddiala
rna kar Hindular ve Mslmanlar
arasnda balayan tarikatsal ayaklanma
y durdurmak iin ok ged. Fahvell'n
syledikleri, artc olmayan bir
biimde, dnya apndaki slam
liderlerinden youn knama grd.
Yeni Hristiyan Sa yesi nl
rahipler, kktendinci Hristiyan eitim
alm yeni bir 'kar elit' kuak yaratmak
ve bunlarn medyada, niversitelerde,
siyaset ve sanat alannda nemli
makamlara gelebilmeleri iin pek ok
niversite kurmulardr. Liberty
niversitesi (Jerry Falwell tarafndan
kurulmutur), Oral Roberts niversi
tesi, Bob Jones niversitesi ve dierleri,
ncil'in yanlmazl erevesinde re
tilen standart akademik alanlarda
diploma verirler. Kampuste, ren
cilerin zel yaamlarnda sk etik
standardar korunur ve cinsellik yalnzca
evlilie doru ynlendirilir:
L ib e rty k am p s n d e biraz zam an geiren
herh angi birisi iin m an zara etkileyicidir.

2005'de Hristiyan gruplarn bir ksm, beyni kt bir


biimde hasar grm Floridal Terri Schiavo'nn bal
olduu oksijen tpnn vanasnn kapatlmas ve
beslenmenin engellemesi giriimini protesto etmilerdir.

Y u rtla r k arm a deildir ve zo rlam a ve kendi


kendini

d en etlem ey le

kark

sk

bir

d en etim uygulanr. F ran sz usul p m e

l a m a la r a ,

yasaklanm tr ve evli olm ayan ren ciler

aabileceini de savunurlar. te taraftan ,

arasndaki h erh angi

cinsel arzu ifadesi, niversitenin eitim

cezas

okuldan

kasabad a

bir cinsel ilikinin

atlm adr.

o tu ru rlar.)

(E v li

B u n u n la

iftler

iftlerin

birbirlerinin

beline

sarlmalar

yasak olsa bile el ele tutum akta serb est


tirler.

re n c ile r,

ziyarete

g elen

bir

yabancyla cinsellik hakkndaki tartm a


la rd a ,

cin s e l

ynden

k end i

h edeflerin in

birlikte

yanak yanaa p m ey e izin v ard r ve

k end in i

d en etim altna almay hararetle savunurlar;


m utlak bir basknn, (sylediklerine g re)
fl rt e tm en in yasak olduu rakip k k ten
dinci niversitede b ol olan sapk uygu

z e llik le

ru h u n a

e c in s e lli e ,

da

kar

yol

olabilir

(K ep el 1 9 9 4 ).

Birleik Devleder'deki Hristiyan


kktendinci hareket, lkenin her
yanndan destek grmtr, ancak
gl bir blgesel e vardr. Ameri
ka'nn gneyi 'ncil Kua' olarak
bilinir -tarmsal 'sr kua', 'msr
kua' ve 'pamuk kua'nn altnda
bulunan ekim-biim alanlar. Ameri

624

M o d e r n T o p lu m d a D in

ka'nn en tannm ve en etkili evangelistleri, gney ve orta bat eyaletlerin


den olan, Virginia, Oklahoma ve Kuzey
Carolina'da dayanak bulurlar. Birleik
Devletler'deki en etkili kktendinci
gruplar, Gney Bapdst Konvansiyonu,
Tanrc Cemaatier ve Yedinci Gn
Gelicileridir.

Sonu
Karlkl anlay ve diyalogun
mudaka gerekli olduu kreselleen bir
ada, kktendincilik, yok edici bir g
olabilir. Kktendincilik, iddet olas
lyla evrelenmitir slam ve Hristi
yan kktendincilii durumlarnda,
dinsel balanmann tevik ettii iddet

625

rnekleri sradandr. Lbnan, Endo


nezya ve dier lkelerdeki slamc ve
Hristiyan gruplar arasnda ok sayda
iddet ieren atmalar olmutur. Ne
var ki, giderek daha da kozmopolit olan
bir dnyada, birbirlerin zt gelenek ve
inanlara sahip insanlar, birbirleriyle
imdiye dek hi olmad kadar iliki
ierisindedirler. Sorgulanmadan kabul
edilmi geleneksel fikirler zayflarken,
hepimiz daha ak ve yanstc bir
biimde yaamamz gerekir tartma ve
diyalog, farkl inanlara sahip insanlar
arasnda esastr. Bunlar, iddetin
denetim altna alnabilecei ya da
bertaraf edilebilecei balca yollardr.

M o d e r n T o p lu m d a D in

z et
1. D in i in an lar ve adetler, kltrden kltre

6. Laik lem e, dinin etkisinin azalm asn g sterir.

deim esine ra m en , bilinen btn top lum larda

L aik le m e }! l m e seviyesi k arm aktr, yle ki laiklik

din vardr. T m dinler, inan anlar topluluunun

deiim in eitli b oyudarn ierir: D ini rg d ere

yerine getirdii ayinlerle balantl, yceltm e

yelik seviyesi, insanlarn top lu m sal k onum u ve

duygularn da iin e alan bir sim geler bei

onlarn kiisel dindarl gibi. D in in etkisi kesin

ierirler.

olarak azalm asna ra m en , din kesinlikle o rtad an

2. D in e sosyolojik yaklam lar en fazla, 'klasik'


d n r n d nceleri tarafndan etkilenm itir:
M a rx , D u rk h eim v e W eb er. Bunlarn d e dinin
en tem el anlam da bir yanlsam a olduunu ve dinin

kaybolm ann eiinde deildir ve acl dnyada


insanlar b lm en in yannda b irletirm eye de d evam
etm ektedir.
7. Birleik K rallk'ta ve pek o k A vru pa lkesinde

yaratt 'teki' dnyann, dinsel sim ge lensleri

kiliseye dzenli katlm o ran dktr. B u n a karn

araclyla arptlm dnyam z olduunu kabul

Birleik D ev led er'd e n fusun o k daha yksek bir

etm ilerdir.
M a rx 'a g re din, gl b ir ideolojik e ierir:
D in , top lu m d a g r len g ve zenginliin
eitsizlii iin bir tem ellen d irm e salar.

o ram , dzenli olarak kiliseye gider. Birleik Krallk,


A v ru p a ve Birleik D ev led er'd e, dzenli olarak
kiliseye katlanlardan o k d ah a fazla sayda insan,
Tan r'ya inandklarm sylyorlar.

D u rk h eim 'a g re din, zellikle insanlarn dzenli


olarak o rtak in an ve deerlerini dile g etirm ek iin

8. G elen eksel kiliseler, so n yirm i ya da o tu z ylda

toplanm alarn salam aktadr; bu da hizm etinin

yeliklerde bir d yaam alarna ra m en , ba

balayc ilevinden dolay nem lidir.


W eb er'e g re din, top lum sal d eim ede, zellikle
B at kapitalizm inin gelim esin d e oynad ro ld en
dolay nem lidir.

ek en dinlerle birlikte p ek o k yeni dinsel h arek et


o rtay a km tr. Yeni dinsel h arek eder, geni bir
dinsel ve tinsel gru plarla, tarikatlar ve m ezh ep ler
alann kuatrlar. B u n lar k ab aca, kendi kendilerine
yard m ed en gru plarla ilgili olan dnyaya ev et diyen;

3. T otem cilik v e an im izm , daha kk

d dnyay eletiren ve o n d an uzak d uran, dnyaya

kltrlerdeki din biim leridir. T o tem cilik te bir

hayr diyen h arek ed er ve dnyasal kayglardan o k

hayvan trn n ya d a bitkinin, d oa st g ler

ru h ani hayat vurgulayan, dnyaya uyum salayan

tadna inanlr. A n im izm , insanlar gibi ayn

h arek ed er olarak e ayrlabilirler.

dnyay d old u ran , zam an zam an o n lara sahip olan


ru h lar ya da hayaledere inan m ak anlam na gelir.
4. D n y a tarihinde tek Tanrl dinlerin (yalnzca

9. K ktencilik , dnyann h e r yanndaki farkl dinsel


g ru plard ak i kimi inananlar arasnda yaygn hale
gelm itir. B u n lara 'kk ten ciler' denir, nk bunlar,

tek bir Tan r'nn olduu dinler) en etkili ,

kendi din anlaylarnn kklerine inm eye inanrlar.

M usevilik, H ristiyanlk ve slam 'dr. oktanrclk

slam kktendincilii ran 'd a, dinden esinlenm i bir

(birka ya da pek o k tanrya inan) baka dinlerde

h k m et k urulm asna yol a an ran D evrim i'n in ana

yayndr. K o n f y an izm gibi baz dinlerde, tanrlar

kaynadr. Birleik D evled er'd ek i H ristiyan

ya da d oa st varlklar yoktur.
5. K iliseler byk v e n o rm al o larak resm i
b rok ratik yapl ve din m em urlar hiyerarisiyle,
yerlem i dini yaplardr. Tarikatlar, d aha kk,
d aha az resm i inan anlar g ru b u d u r ve genellikle
yerlem i bir kiliseyi yaatm ak iin kurulm ulardr.

kktendincilii, A m erik an top lu m u n d a yaanan


ahlaki bunalm a ve laik d eerlere kar bir tepkidir.
K k ten d in ci H ristiyanlar, inanm ayanlar ikna
etm ey e ab alarken , 'elek tronik kilisenin' ncl n
yapm lardr -taraftar top lam ak iin radyo, televizyon
ve yeni teknolojilerin kullanlmas.

E e r bir tarikat belli bir sre ayakta kalr ve


kurum larsa, o n a m ezh ep denir. K ld er,
tarikatlara b en zerler, an cak o n lar yerlem i bir
kiliseyi yaatm aya alm ak tan d aha o k yeni bir
din o lu tu rm ay a abalarlar.

626

M a d e m T o p lu m d a D in

Dnme sorular
1 - Modern dnyada mucizeler grlebilir mi?
2- Bir din, siyasal ve ahlaki inan sisteminden nasl ayrlabilir?
3- Din, erkeklerle karlatrldnda kadnlar iin farkl bir anlam tayan bir ey olabilir mi?
4- Din, hangi biimlerde hem toplumsal denge hem de toplumsal deiim iin bir g
olabilir?
5- Britanya ve Birleik Devletler'deki dindarl "aidiyet olmakszn inan" olarak belirlemek
ne kadar uygundur?
6- Yeni din harekederinin ortaya kmasna yol aan modern dnyada yolunda gitmeyen bir
eyler mi var?

Ek kaynaklar
Alan Aldridge, Religion in the Contemporary World: A Sociological Introduction (Cambridge: Polity,
2000).
Eileen Barker ve Margit Warburg (yay.), New Religions and New Religiosity (Aarhus: Aarhus
University Press, 1998).
Grace Davie, Religion in Modern Europe: A Memory Mutates (New York: Oxford University Press,
2000).
Malcolm Hamilton, The Sociology o f Religion: Theoretical and Comperative Perspectives (London:
Roudedge, 2001).
Stephen J. Hunt, Religion in Western Society (New York: Palgrave, 2002).
Hugh McLeod, Religion and the People o f Western Europe, 1789-1989 (Oxford: Oxford Unversity
Pres, 1997).
Phillip Sutton ve Stephen Verdgans, Resurgent slam: A SociologicalApproach (Cambridge: Polity,
2005).
David Westerlund (yay.), Questioning the Secular State: The Worldmde Resurgence of Religion in Politics
(London: C. Hurst, 1996).

nternet balantlar
Academic Info Religion Gateway
http://www.academicinfo.net/religindex.html

BBC Religion Pages


http://www.bbc.co.uk/religion

Amerika Dinsel Veri Arivi


http:// www.thearda.com/

Dinsel Hogr
http:// www.religioustolerance.org

Kltrel ve Dinsel Kuram Dergisi (online)


http:// www.jcrt.org

627

indekiler
Geleneksel ve yeni medya
Geleneksel medya
Yeni medya

Medya zerine kuramsal yaklamlar

*"

levselcilik
atma kuramlar
Yeni kuramlar
_

nyarg ve medya: Glasgow niversitesi


Aratrma Grubu
Televizyon Haberleri

zleyiciler ve medyann etkileri


izleyici aratrmalar
Medyann etkileri

Medyann Denetimi
Siyasi denetim
Kresel medya ve demokrasi

Kresel ada medya


Mzik
Sinema
Medyann sper irketleri
Medya emperyalizmi mi?
Direni ve kresel medyann
alternatifleri

Sonu
^et
Dnme sorulan
E k kaynaklar
Internet balantlar

sinde 1865'de aktr John Wikes Booth


Amerika Birleik Devleri Bakan
Abraham Lincoln'e Washington'da bir
dyatroda bir suikast dzenledi. Haberin
Londra'ya ulamas on iki gn srd.
Mesaj Birleik Devleder'den gtren
gemi rlanda'nn gney sahilinde bir
boda karlat ve gemi gn kadar
daha sulardayken haber Cork'dan
Londra'ya telgraf ekildi. (Her ne kadar
ktalararas uzun dalga radyo yaym
11
Eyll 2001'de terrisder tane
yirminci yzyln balarnda gerekle
ua kardlar ve onlar Washington ve
mise de, 1950'lere kadar Atlas
New York'daki mevkileri bombalamak
Okyanusu'nu hemen geecek telgraflar
zere kullandlar. Saldrlarn yle bir
tama amal okyanus tesi kablolar
zamanlamas vard ki birinci kuleye
henz yoktu.)
arpldktan yirmi dakika sonra bir
baka uak New York'daki kiz KuleYirmibirinci yzylda, enformas
ler'in kincisine arptnda kresel
yonun, annda ve milyonlarca insan
lekte iki milyar izleyicinin televizyon
tarafndan dnyann herhangi bir
da olay tam zamanl izledii tahmin
yerinde ezamanl olarak paylald bir
edilmektedir. Neredeyse 140 yl nce
iletiim teknolojisi gerekleti.

630

M edya

aktaran televizyonun olduu bir top


lumda daha farkl yaanr; rnein
atlara, gemilere ya da telgraf tellerine
bel balayan toplumda nemli rol
oynar. McLuhan'a gre elektronik
medya -dnyann her tarafnda insan
larn nemli olaylarn ortaya ktn
grdkleri bu nedenle de onlara hep
birlikte katldklar- kresel bir ky
yaratmaktadr. Milyarlarca insan iin,
New York ve Washington'daki terrist
saldrlarn beyni olmakla sulanan
Usama Bin Laden'in imgesi onlara kap
komularndan daha tandk gelmek
tedir.

Usama Bin Laden'in yzn kap komunuz


dan daha iyi mi tanyorsunuz?

letiim -bir birey ya da gruptan


dierine szle ya da modern alardaki
kitle iletiim aralar yoluyla enformas
yon iletimi- her toplum iin ok
nemlidir. lk etkili iletiim aralar
kuramclarndan olan Kanadal yazar
Marshall McLuhan'dr. McLuhan'a
gre "ara mesajdr". Yani toplum, ie
rikten ya da medyann tad mesaj
lardan daha ok medyann tipinden
etkilenir. rnein uydu televizyonunun
nemli rol oynad bir toplum, okya
nus tesi gemilerle yurtdna tanan
basl szcklere dayal bir toplumdan
aka daha farkl bir ara biimine
sahiptir. Gndelik yaam, dnyann bir
yanndan te yanna annda haber

631

Gnmzde insanlarn ayn olay


lar farkl yerlerde deneyimledikleri, birbiriyle balantl bir dnyada yayoruz.
Kreselleme ve iletiim teknolojile
rinin gc sayesinde Karakas'dan Kahire'ye kadar insanlar ayn popler mzi
i, haberleri, filmleri ve televizyon
programlarn alyorlar. Yirmi drt saat
yaym yapan haber kanallar, hikayeleri
meydana geldiklerinde bildirmekte ve
ortaya karlan bu olayn kapsamn
dnyann geri kalannn grmesi iin
yaymlamaktadr. David Beckham,
Tiger Woods gibi nller her ktada
evden biri haline gelirken, Hollywood
ve Hong Kong'da yaplan filmler dnya
apnda izleyici ile bulumaktadr.
Son otuz krk yldr, enformasyo
nun retimi, datm ve tketiminde bir
yndeme srecine tank olmaktayz.
Vaktiyle basn, televizyon ve film
gibi iletiim tarzlar nispeten kendi iine
kapal alanlar olsa da, bugn artk hatr
saylr lde iie gemilerdir. letiim
biimleri arasndaki blnme, eskiden
olduu kadar arpc deildir: Televiz
yon, radyo, gazete ve telefon teknolo
jilerin ilerlemelerin ve nternetin hzla

M edya

yaylmasnn bir sonucu olarak byk


dnmlere uramaktadr. Gazete
yaammzdaki nemini srdrrken,
gazetelerin dzenlenmesi ve hizmet
veri tarzlar deimektedir. Gazeteler
online okunabilmekte, cep telefonu
kullanm padama yaamakta, dijital
televizyon ve uydu yaym hizmetieri
izleyicilere emsalsiz eitlilikte seenek
sunmaktadr. Ancak bu iletiim
devriminin can damarn nternet
oluturmaktadr. Ses tanma, geni
band yaym, web yayncl ve kablo
balantlar gibi teknolojilerin yaylmas
ile birlikte nternet, geleneksel medya
biimleri ile arasndaki ayrmlar silme
ve enformasyon, elence, reklam ve
ticaretin medyadaki izleyicilere ulatrl
masnda tek mecra olma tehdidini
tamaktadr.
Bu blmde, kresellemenin bir
paras olarak kide iletiim aralarm,
alabilecekleri biimlerini de gz nnde
bulundurarak incelemeye balayacaz.
Kitle iletiim aralarnn, televizyon,
gazete, film, dergi, radyo, reklam, video
oyunlar, CDler gibi ok deiik
biimleri vardr. Bunlar 'kitle' iletiim
aralarna gnderme yapar, nk
bunlar kitlesel dinleyiciye -ok sayda
insandan oluan dinleyiciye- gnderme
yaparlar.
Kitle iletiim aralar incelemesine,
ald birtakm biimleri ele alarak
balayacaz. Internet gibi yeni
biimlerdeki son gelimelere bakmadan
nce, basn, sinema, radyo ve televizyon
gibi daha eski ve geleneksel medya
biimlerinden sz edeceiz. kinci
olarak medya zerine temel kuramsal
yaklamlardan bazlarn aratracaz.
Ardndan, kitle iletiim aralar ve
toplumu evreleyen nyarg, medyann

etkisi ve izleyiciler gibi baz konulara


bakacaz. Son olarak da kresel ada
kitle iletiim aralarn-daki gelimelere
deineceiz.

Geleneksel ve yeni medya


Kide iletiim aralarnn nemli bir
habercisi onbeinci yzyln ortalarn
da icat edilen, tarihte ilk defa metinlerin
yksek hzda oaltlmalarm olanakl
hale getiren bask makinesidir.
Teknolojik ilerlemeler kide iletiim
aralarnn gelimesinde nemli rol
oynamlarsa da toplumsal, kltrel ve
ekonomik faktrlerin etkisi de gznnde bulundurulmaldr. Kitle iletiim
aralar nispeten daha zgr bir basnn
bulunduu toplumlarda geliebilmi,
eitimli ve yeterince refaha sahip
topluluklar ondan yararlanabilmiler
dir. Geen son birka yl ierisinde
nternet gibi yeni teknolojiler kitle
iletiim aralarm ve daha geni lekte
de toplumu kkten deitirmilerdir.
nmzdeki blmde yeni medya
biimlerinin geliimine bakacaz; nce
basn, film, radyo ve televizyona ksaca
bakarak Birleik Krallk'da kide iletiim
aralarnn ykseliini inceleyeceiz.

Geleneksel medya
Basn
Britanya'da basnn gelimesi, ondokuzuncu yzylda siyasi ve toplumsal
kargaalarn olduu bir dnemde
gereklemitir. Devlet ynetimi, siyasi
tahrikleri nleyen iftira ve kkrtmaya
ynelik kat kanunlar koyarak ortaya
kan gazete endstrisini denedeyebilmeye gayret etmitir; aym zamanda
gazetelerin yalnzca hali vakti yerinde
olanlarn gcnn yetmesini salamak

632

M edya

iin damga vergisi konmutur. Damga


vergisinin, yeni sanayileen snflar
arasnda kktenci grler yayan,
yasad ve pahal olmayan kitapklarn
ortaya kmas gibi hesapta olmayan
sonular olmutur. Bu kitapklarn en
by olan William Cobbet'in haftalk
Political RegisteA (Siyasi Defter) ou
kereler "damgal" basndan ok daha
fazla satmtr (Hail 1982).
Muhalifleri tarafndan -"bilgiye
konan vergi" eklinde mahkum edilendamga vergisi, bir dizi indirimin
ardndan sonunda 1885 kaldrlmtr;
bu, durumu "resmi denetimden halk
denetimine gei" eklinde tanmlayan
ou yazar tarafndan Britanyal gazete
ciliin altn a olarak selamlamasna
yol amtr (Koss 1973). Daha farkl bir
bak asjames Curran ve Jean Seaton
tarafndan ne srlmtr, onlar
Britanya basn tarihini tarihsel adan
deerlendirdikleri, Sorumluluun Olma
d G (Power Without Responsibility
-2003) adl kitaplarnda bu gre kar
km lardr. Damga vergisinin
kaldrlmasn radikal basnn poplerli
ini krma ve daha 'saygn' gazetelerin
satlarn destekleme giriimi olarak
grmlerdir. Curran ve Seaton'a gre,
damga vergisi basn zgrl iin yeni
bir dnem amaktan ok, devlet yne
timinin deil, bu kez pazar glerinin
bask ve ideolojik denetim kurduu bir
dnemi beraberinde getirmitir.
(Medya denetimi konusu aada s.65964'de tartlmaktadr.)
Modern medya tarihinde gazete
znde nemli bir gelimedir; nk
ok farkl trde enformasyonu snrl ve
kolaylkla oaltlabilir bir formatta
paketlemektedir. Gazeteler gncel
olaylar, elence ve tketim mallarn

633

tek bir enformasyon paketi iinde


tutmaktadr. Gnlk ucuz basnn
ncln Amerika Birleik Devlederi yapmtr. Bir sentlik gnlk gazete
aslen New York'da ortaya km ve
Birleik Devleder'in doudaki baz
nemli kentierinde taklit edilmitir.
1900'lerin balarnda Amerikan eyalet
lerinin ounda kan ehir ya da blge
gazeteleri vard; bunun tersine Avru
pa'nn kk lkelerinde ulusal
gazeteler gelimemiti. Ondokuzuncu
yzyldan gnmze, gazetelerin kitle
lere yaylmasnda ucuz gazete kadnn
bulunmas etkili rol oynamtr.
Curran ve Seaton, reklam gelen ek
gelirin bu dnemde gazetelerin ze
rindeki etiket fyadarnn nemli lde
dmesini saladna dikkat ekmekte
dirler. Bu yazarlar, reklamclar siyasi
olarak destekledikleri gazetelere ilan
verdiklerinden ve muhtemelen reklam
verilen rne gc yetmeyen okurlara
satlan yksek tirajl radikal gazeteler
den ok, tiraj daha dk ama daha
zengin okur kidesine sahip gazeteleri
tercih ettiklerinden reklamn kktenci
gazetelerin altn oyduunu iddia
etmektedirler (Curran ve Seaton 2003).
Yirminci yzyln balarnda Birle
ik Krallk'da Daily Mail, Daily Express,
Mirror ve N em O f the World gibi ii
snfndan oluan bir okur kesimine
haberler, elence, yurtseverliin bir
karmn satan yeni bir gazete tr
ortaya kmtr. Bu evrede yeni medya
sahipliinin byk blm bir avu
zengin mteebbiste younlamak
tayd. 1930'larda Lords Beaverbrook,
Camrose, Kemsley ve Rothermere
Britanya ulusal ve yerel gazetelerinin
% 50'sine ve Pazar gazetelerinin
%30'una sahipti.

M edya
llltUlM USM?MXUMlA<I<Ul.4-i

Eletirmenler, "basn baronlar"


olarak bilinen bu kiilerin ulusal gazete
sahipliklerini kendi siyasi karlarn ve
amalarn desteklemek zere kullan
dklarn iddia etmektedirler (Curran ve
Seaton 2003). (Medya sahiplii
konusunu aada ayrca ele alacaz:
bkz. s. 645-7)
Yarm yzyl boyunca gazeteler
enformasyonun hzl ve kapsaml bir
biimde halk kitielerine tamann ana
yolu olmutur. Etkileri radyo, sinema ve
-daha da nemlisi- televizyonun, gide
rek de internetin meydana kmasyla
azalmtr. Gazete okurlarna ynelik
rakamlar, Britanya'da hergn bir ulusal
gazete okuyanlarn orannn 1980'lerin
bandan beri dtn gstermek
tedir. Erkeler arasnda gnlk gazete
okurlarnn oran 1981 'de yzde 76'dan
1998-99'da yzde 60'a dmtr;
gazete okurluu kadnlarda biraz
dktr, ancak yzde 68'den yzde
51'e gibi benzer bir d kadnlarda da
meydana gelmitir (HMSO 2000).
Online iletiim de gazete tirajlarn
azaltm olabilir. Haberlerle ilgili
enformasyona artk online olarak
neredeyse annda ulalabilmekte ve
gn boyunca bu enformasyon srekli
olarak gncellenmektedir. ou
gazeteye online olarak ve cretsiz
eriilebilmektedir.
F ilm
Para karlnda mterilere
Paris'te 1895'de gsterilen ilk film
Lumiere kardelerin, Arrival o f the Train
in L a Ciotat Station\ (Trenin La Ciotat
Istasyonu'na Gelii) perde yava yava
gelen bir lokomotifle kaplandnda
izleyenlerin koltuklarndan frlayarak
kamalarna neden olmutur. Birleik

Krallk'da basl medya onlarca yl


boyunca yava yava geliirken, film ve
sinemann gelii ok daha hzl
olmutur. Birleik Krallk'da ilk sinema
1896 ylnda ald ve 1914'e gelin
diinde yalnzca Londra'da beyzden
fazla sinema bulunmaktayd. Sinema
biletleri btn snflarn gcnn
yetecei kadard ve 1920'lerin sonuna
doru azalan alma saatleri ve
isizlikteki art sinemaya gidenlerin
ksa srede kitiesel bir izleyici olutu
raca anlamna geliyordu.
izleyici talebi ksa srede sinema
larn, haftada biri B-filmi dieri asl film
olmak zere her biri iki filmden oluan
iki yeni program gstermelerine neden
olmutur. Yeni filmlere ynelik talep
stdyolar sk ve planl bir biimde dur
makszn retim yapmaya sevk etmitir.
Bu filmler basmakalp olma eilimin
deydi ve yksek dzeyde uzmanlama
ve iblmnn olduu brokratik
rgder tarafndan yaratlyorlard.
Brokrasi 16. Blm , " rgtler ve
A lar", s. 685-93'da daha ayrntl
tartlmaktadr.

Endstri daha ticari hale geldike


stdyolarn, perdede grnmeleri gie
baarsn temin eden Mary Pickford ve
Rudolf Valentino gibi oyuncularn zel
yaamlarna ynelik ilgiyi tevik
etmesiyle "star sistemi" ortaya kt.
1925'de Birleik Krallk'da gste
rilen filmlerin yzde 9 5'i Amerikan
filmleriydi. Sinemalar giderek daha
fazla filmlerin datm hakkna da sahip
olan Amerikan stdyolar tarafndan
denetlenmekteydi. Stdyolar, rakiple
rini etkili bir biimde durdurmak iin,
sinemalar gelecekte yapmlar toptan
almaya zorlayabiliyordu.

634

M edya

Radyo ve televizyon sinemann


yapamad bir biimde evlere girmitir.
Bu iki aracn hibiri sinemann
gerektirdii dikkati talep etmez.
zellikle radyo dinlemek izleyicilerinin
gndelik yaamdaki dier etkinlikleriyle
birlemitir. Radyo ounlukla gne
hazrlk treninin bir paras olarak
sabahlar dinlenir. Televizyon ve radyo
filmde olmayan bir yaknla sahiptir:
Eyll 2001'de ABD'deki saldrlarda
olduu gibi, olaylar meydana geldikleri
anda, dnyann neredeyse her yerindeki
dinleyici kitlesine haber verebilirler.

Paul Julius Reuterl849'da Paris'de, tayc


gvercinler kadar elektrikli telgraf da
alarnda kullanarak haber servisinin ilk
rneini balatmtr. 1923'de kurduu
Reuters irketi haberleri radyoda
yaymlamaktayd.

Tpk basl medya gibi sahiplik az


sayda irkette younlamaktayd.
Amerikan yapm filmler, aada tekrar
dneceimiz (bkz. s. 672-6) kltrel
emperyalizm ve kitle iletiim aralar
hakknda sorulara sebep olmaktadr.
Radyo ve televizyon
zleyiciler olarak bizler radyo ve
televizyonla sinemada olduumuzdan
ok daha farkl bir etkileim ierisin
deyiz.

635

Birleik Krallk'da radyo, hzla


1926'da Britanya Yaym Birlii (BBC)
olarak bilinen kamu tekeli tarafndan
denetim altna alnmtr. Radyo,
Birleik Krallk'daki televizyonun da
rgt modelini nceden hazrlamtr
ve BBC bugne kadar, televizyona
sahip her hanenin dedii lisans
cretiyle desteklenen kamu kurumu
olmay srdrmtr. BBC bir sre
Birleik Krallk'da hem radyo hem
televizyon program yapmasna izin
verilen tek kurum olmutur. Bu politika
1950'lerde -lisans cretinden ok
reklam gelirlerine baml olan- ticari
televizyonlarn ve daha sonra da bir
sr ticari radyonun balamasndan
sonra gevemitir.
BBC'nin ilk Genel Ynetmeni
Presbiteryan bir Hristiyan olan John
Reith (sonradan Lord Reith) kendi
deerlerini kat bir biimde kuruma da
dayatmtr. Reith'e gre BBC'nin
amac "haber vermek, eitmek ve
elendirmek" tir ve bu srayla yaplmas
gerektii de eklenebilir. Tarihi A.J.P.
Taylor'un da yazd gibi Reith kamu
tekelinin kaba kuvvetini, Hristiyan
ahlaki deerlerini Britanya insanlarnn

M edya

kafasna yerletirmek iin kullanmtr


(Curan ve Seaton 2003'den alnt). Bu
dnemde BBC'nin kendine zg kamu
hizmeti yaymcl rol gelimitir.
(Birleik Krallk'da kamu hizmeti
yaymcl s. 660'da etraflca tartl
maktadr.)
Birleik Krallk'daki televizyon
says ve insanlarn televizyon seyretme
sresi 1950'lerden gnmze byk
lde deimitir. Televizyon dier
aralara da hkmetmektedir.Televizyon
izlemede gnmzdeki eilimler de
vam ederse, bugn doan bir ocuk on
sekiz yana geldiinde uyku dndaki
dier btn etkinliklere ayrd
zamandan daha fazlasn televizyon
izlemeye ayracaktr. Bugn hemen
hemen her evde televizyon vardr.
Birleik Krallk'da her gn yetikinlerin
yzde 85'i televizyon izlemektedir
(HMSO 2004) ve ortalama olarak her
gn televizyon yada alt saat ak

kalmaktadr. Dier Bat Avrupa lkeleri


ve A.B.D. iin de bu durum byk
lde geerlidir. Birleik Krallk'da
ya drt ve zeri olan bireyler haftada
ortalama yirmi be saat televizyon
izlemektedirler. Daha yal olanlar ise,
belki de okula gitmedikleri ve daha ge
saatte yattklar iin ocuklardan iki kat
daha fazla televizyon izlemektedirler;
daha alt sosyal snflar, tepedeki
toplumsal snftan daha ok televizyon
izlemektedirler (bkz. 15.1. ekil).
Televizyon ve toplumsalyaam
eitli medya kuramclar grnr
de srekli artan televizyon perhizinin
nfus zerindeki etkisi konusunda son
derece kukucudurlar: Bunlardan en iyi
bilinen iki aklamay sosyal sermaye
hakkndaki son almalaryla Robert
Putnam ve etkili bala sahip lesiye
Elenmek: Elence Sanayi anda Kamusal
Sylem (Amusing Ourselves to Death:
Public Discourse in the Age of Show

2
V
E
c11
.3

Btn
bireyler

1 5 .1 . ekil H an elere g re y a a v e top lu m sal snfa g r e gnlk telev izy o n izlem e s resi
Kaynak: Ofcom (2003) s. 3 2 den uyarlanmtr.

636

M edya

Business -1985) adl kitabyla Neil


Postman (1931-2003) gedrmidr.
Postman' a gre televizyon elence
gibi nemli konular gstermektedir,
nk onun bilinen ifadesine gre
"biim ierii dlar". Bununla, bir
'biim' olarak televizyonun ciddi bir
'ierii' destekleme yeteneinin olma
masn kast etmektedir. Postman'a gre
aklc sav en iyi, karmak ve ciddi ierii
destekleyen basl szck biimindeyken srdrlebilir. Yazl szcn
egemenlik srd "akl a" ondokuzuncu yzyla geri dner. Elektronik
medyann yararlar konusunda Post
man daha kukucu olsa da, iddias
Marshall McLuhan'n "ara mesajdr"
iddias ile baz benzerlikler tar (bkz. s.
631). Postman'a gre bir ara olarak
basn ussal bir halk yaratr, oysa
televizyon elenen bir halk yaratr. Tele
vizyonun egemen olduu bir toplumda
eidm ve siyasedn hepsi elenceye
indirgenir; kitabnn adnn da yanstt
gibi, kendimizi lesiye elendirmek
dnda bir ey yapmayz.
Postman'n kitab iddetli itirazlarla
karlamsa da, grgl aratrmadan
ok izlenimlere dayal olduu iin
eletirilmitir. Bu eletiri Amerikal siya
set kuramcs Robert Putnam'n al
malarna yneltilemez.
P u tn a m 'n 's o s y a l s e r m a y e 'n in
azalm as ile ilgi sav 16. Blm ,
" rg tler ve A lar", s. 722-5'd e
ncelenmektedir.

Daha nce grdmz gibi


Putnam toplumsal sermaye ile yararl
toplumsal alar, karlkl zorunluluk
duygusu, gvenilirlik, etkili davran
terbiye eden norm anlay ve genel
olarak insanlar eylemelerini salayan
dier kaynaklara atfta bulunmaktadr.

637

Putnam'n Tek bana Bovling Oynamak


(Bowling Alone -2000) adl kitabnda
ve baka yerlerde de ileri srd
dnce, son otuz krk yl iinde top
lumsal sermayenin belirgin bir azalma
gsterdiini bulduu Birleik Devletler'de yapt aratrmaya dayanmak
tadr. Putnam (1996) bu azalmann ba
sannn televizyon olduunu ileri
srmektedir.
Putnam, 1950'lerde toplumsal
sermaye llerinin doruk noktasnda
olduu yllarda Amerikallarn ancak
yzde 10'unun evlerinde televizyon
olduunu vurgulamaktadr. 1959 ile bu
rakam yzde 90'a ykselmitir. al
malar gnmzde ortalama bir Ameri
kalnn gnde drt saatini televizyon
izleyerek geirdiini tahmin etmekte
dir (bu sreye televizyonun srf ak
olduu zamanlar dahil deildir).
A.B.D'de televizyon izlemeye ilikin
ihtiyatl bir tahmin, tek bana bu
etkinliin ortalama bir Amerikalnn
bo zamann yzde 40'n almas
demektir. Putnam, Amerikallarn
yaamlarn geirmelerindeki byk
apta deime ile toplumsal sermayenin
azald yllarn kesinlikle ayn zamanda
meydana geldiine dikkat ekmektedir.
Putnam kidesel televizyon izleme
ile toplumsal sermaye erozyonu
arasndaki ilikinin yalnzca tesadfi
olmadn iddia etmektedir. Eitim,
ya, toplumsal cinsiyet, gibi dier
unsurlar da gznnde bulunduruldu
unda TV izleme, toplumsal gven ve
grup yeliiyle gl ancak olumsuz bir
biimde ilikilendirilmektedir. Ayn
lt kullanldnda gazete okumann
toplumsal gven ve grup yelii ile
bants olumludur.

M edya

Putnam'n TV izlemenin toplumsal


sermayeyi andrdn iddia etme
sebeplerinden birisi, program ierikleri
nin seyredenler zerindeki etkisidir.
Aratrmalar, youn bir biimde tele
vizyon seyredenlerin szgelimi teki
insanlarn iyilikseverlii konusunda
-su oranlarn olduundan fazla
tahmin ederek rnein- son derece
kukucu olduklarn dile getirmek
tedirler.

rn ilem gc her on sekiz ayda bir ikiye


katianmaktadr. Bu rnein, Internet
zerinden film izleyip mzik dinleye
bilmek anlamna gelmektedir. Dijital
leme, bireylerin grdklerine ve
iittiklerine aktif olarak katlabilmeleri
ne ya da bunlar biimlendirebilmelerine olanak veren etkileimli medyann da
geliimini salamtr. Bu blmde
dijitallemenin medya zerindeki derin
etkisini irdeleyeceiz.

Putnam, "pk ozon tabakasnn


anmasnn, ona neden olan floroklorokarbonlarn hzla oalmasndan ok
yllar sonra saptanmasnda olduu gibi
Amerika'nn toplumsal sermayesindeki
erozyonun da buna temel tekil eden
sre baladktan ancak yllar sonra
grlebilecei" sonucuna ulamaktadr.
Putnam, 1950'lere duyulan nostalji
konusunda da uyarda bulunuyorsa da
yaammzdaki teknolojilerin etkileri
konusunda eletirel olmamz gerekti
ini ne srmektedir (Putnam 1995).

Dijital televizyon

Yeni medya
Massachutes Teknoloji Enstits
medya laboratuarnn kurucusu Nicholas Negroponte Dijital Olmak (Being
Digital -1995) adl kitabnda, dijital
verilerin gnmz iletiim teknolojileri
zerindeki derin etkisini zmlemek
tedir. Resim, hareketli grnt ve ses
ieren herhangi bir enformasyon
paras 'bit'lere dntrlmektedir.
Bir bit 1 ya da O'dr. rnein 1,2,3,4,5'in
dijital temsili 1,10,11, 100, 101 diye
gider. Dijitalleme -ve hz- eskiden fark
l medyalarn farkl teknolojileri gerek
tirdii (rnein grnt ve ses) artk tek
bir arala (CD-ROM ve bilgisayar)
birleebilen multimedyann geliiminin
kaynan oluturmaktadr. Bilgisayarla

Yirmibirinci yzyln balarndan


beri program yaymnn analogdan
dijitale aktarlmasyla televizyon yaym
cl bir devrim geirmitir. Analog
televizyon, 1940'dan beri lke apnda
televizyonlara sinyal gndermek iin
kullanlan 'eski' sistem televizyon
yaymcldr. Sesleri ve resimleri, ha
vayla iletilen ve evlerin atlarnda ya da
televizyonun stnde bulunan bir
antenle yakalanan dalgalara dntrr.
Dijital televizyon resimleri ve
sesleri bir bilgisayar tarafndan alman
enformasyona dntrerek iler.
Dijital iletim yola alnr: TV anteni ve
ifre zc (sklkla set st kutusu
eklinde) yoluyla, bir uydu anteni ya da
kablo araclyla. Yaymclar ve hizmet
salayclar, dijital televizyonun yalnzca
daha ok kanal demek olmadn, daha
iyi bir ses ve grnt kalitesi ve ilave
hizmetler anlamna geldiini iddia
etmektedirler. Dijital televizyon rne
in etkileimli televizyon, Internet, ev
den alveri, evden bankaclk gibi
eitli olanaklar sunmaktadr. Dijital
televizyonun gelii, henz geni apta
kullanlmasalar da, tek bir birimde
kiisel bilgisayarla televizyonu birletir
me olana da salamaktadr.

638

M edya
n

n i 8 Bn

im m w J F ii n ( w -

lrne baklrsa dijital ve uydu televizyonu seyircilere sonsuz bir izleme seenei sunmaktadr.

Birleik Krallk'da devlet ynetimi


analog frekanslar zerinden televizyon
yaymnn sona erdirilmesinin umuldu
u 2012'de, btn seyircilerin analogdan dijital televizyona gemesini arzu
etmektedir. O gnden sonra btn
yaymlar dijital olacaktr. 2004'de
Birleik Krallk'daki evlerin te biri
dijital televizyona gemitir.
Uydu, kablo ve dijital teknolojideki
gelimelerin bir sonucu olarak Britanyal izleyiciler iin mevcut televizyon
kanal says artmaktadr. 2003'de Sky
adl bir servis salayc izleyicilere 187
kanallk bir seim olana veren aylk bir
abonelik paketi sunmutur. Dijital
televizyonun 1998'de Birleik Krallk'daki ticari pazara girii cretli
televizyona abone olan izleyicilerin
orann byk lde artrmtr.

639

2003'de Britanyal hanelerin yzde 26's


uydulu televizyona, yzde 9'u da
kablolu televizyona abonedir. (Ofcom
2003).

nternet
imdiye kadar gazete, film ve tele
vizyona younlam olsak da, medya
yalnzca bu terimlerle dnlemez.
Medyann en temel ynlerinden biri,
tam da enformasyonun iletildii ve
mbadele edildii altyap ile ilgili
olmasdr. Yirminci yzyln ikinci
yarsndaki nemli teknolojik ilerleme
ler, telekomnikasyonun -bir ara yar
dmyla enformasyon, ses ya da imgele
rin uzaktan iletiimi- grnmn
btnyle dntrmtr.
rnein dnyadaki para sistemleri
ve sermaye piyasalarndaki byk

M edya

deiimlerin ardnda, yeni iletiim


teknolojileri vardr. Para artk ne altn ne
de cebinizdeki nakittir. Para giderek
daha elektronik hale gelmektedir. Ve
dnya bankalarndaki bilgisayarlarda
saklanmaktadr. Elinizde ne tr para
olursa olsun, bunun deeri elektronik
olarak birbirine bal para piyasalarn
daki tccarlarn etkileri ile belirlenmek
tedir.
Bylesi piyasalar son on ya da yirmi
yl iinde ortaya kmtr; bilgisayar ve
iletiimde kullanlan uydu teknolojileri
arasndaki birlemenin rndrler.
'Teknolojinin' sermaye piyasalarn
kesintisiz 24 saat ak bir kresel pazara
dntrd sylenmektedir (Gibbons 1990).
Drt teknoloji akm bu geli
melere katkda bulunmaktadr: Birin
cisi, bilgisayarlarn den maliyetlerine
karlk yeteneklerindeki srekli ilerle
me; kincisi, bilgisayar ve telekomni
kasyon teknolojilerinin btnlemesini
salayan verinin dijitallemesi (televiz
yonla ilikisinde 640-2'de tartld);
ncs uydu iletiiminin gelimesi ve
drdncs ok sayda farkl mesajn
tek bir kk kablo ile iletimini salayan
fiber optik kablolar. Son yllarda ileti
imdeki bu patlama hi yavalama
belirtisi gstermemitir.

nternetin kkeni
1990'larn banda gelecein, kiisel
bilgisayarlardan (PC) deil birbirine
bal bilgisayarlardan oluan kresel
sistemde, internette yatt giderek
daha da belirginlemitir. ou
bilgisayar kullancs o dnemde bunun
farkna varamadysa da kiisel bilgisayar
hzla baka bir yerde olan olaylara
-dnya apnda yaylan ve bir bireyin ya
da irketin sahip olmad bir ada

meydan gelen olaylara- eriim noktas


olmaktan daha fazla ey ifade ediyordu.
Uluslararas eylem ciliin geliim de
internetin tad olanak 20. Blm,
"Siyaset, H km et ve T er rizm ",
s.919-20'de ncelenmektedir.

Internet 1989'dan nceki Souk


Sava dneminde ortaya kmtr. 'A'
ilk kez Amerikan Askeri Karargah
Pentagon'da 1969'da balamtr.
Pentagon'un leri Aratrma Proje
Dairesi'nin baharflerinden tr
(Advanced Research Projects Agency)
balarda ARPA net olarak adlandrl
mtr. Amac snrlyd. ARPA Ameri
ka'nn farkl blgelerinde alan askeri
szlemeli bilginlerin kaynaklarn bir
havuzda toplamak ve kullandklar
pahal ekipman paylamalarn
salamak abasndayd. Akllarna
sonradan gelen bir dnceyle
mucitleri, mesaj gndermenin bir
yolunu buldular ve bylece elektronik
posta 'e-mail' dodu.
Pentagon'un interneti, 1980'lerin
bana kadar her biri askeri laboratvuarlar ve niversitelerin bilgisayar
blmlerinde bulunan 500 bilgisayar
dan oluuyordu. niversitelerdeki dier
kimseler, ondan sonra sistemi anlamaya
ve kendi amalar iin kullanmaya
baladlar. 1987'de internet ok farkl
niversite ve aratrma laboratuarndaki
28.000 ana sistem bilgisayarn kapsa
yacak ekilde genilemitir.
Modemler yardmyla evirmeleri
balant olana sunan ticari internet
hizmet salayclarn (ISP'ler) yaygnla
mas, online alma kapasitesine sahip
hanelerin orann krklemitir. Artk
yalnzca Kuzey Amerika'da bulunanlar
deil, dnyamn her tarafndan artc
eitlilikteki insanlar tarafndan online
hizmetler, elektronik ilan panolar,

640

M edya

1998

1999

2001

2000

2002

2003

2004

15.2. ekil Birleik Krailkda internete eriime sahip haneler, 1998-2004 (%)
Kaynak: National Statistics Online (2004)

sohbet odalar ve yazlm ktphaneleri


aa kondu. 1994'de irketler daha nce
an baskn kullanclar olan niversi
telerin nne getiler.
nternetin en iyi bilinen kullanm
World Wide Web'dir (www). Hakikaten
yuvasndaki guguk kuu gibi sahibini
yerinden etmekle tehdit etmektedir. A,
fiilen kresel bir multimedya ktpha
nesidir. 1992'de svire'de bir fizik
laboratuarnda bir yazlm mhendisi
tarafndan icat edilmitir; tm dnyada
yaygn hale gelen yazlm ise Illinois
niversitesi'nde okuyan bir lisans
rencisi tarafndan yazlmtr.
Kullanclar ada, bireylerin bilgi
aramalarn, belirli bir siteye girmelerini,
daha sonra bavurmak zere bu

641

sayfalar iaretleyebilmelerini salayan


yazlm program olan internet taraycs
yardmyla dolamaktadr. A aracl
yla hkmetin siyasi belgelerinden,
virsten korunma programlarna ve
bilgisayar oyunlarna kadar deien
eitlikte belge ve programn indiril
mesi mmkn olmaktadr. Web siteleri
ince bir zevke hitap ettike duyular iin
bir ziyafet haline gelmektedirler. ou
karmak grafikler ve fotoraflarla
donatlmtr ya da grnt ve ses
dosyalar tamaktadr. Ayrca a i
anlamalarnn online yrtlebildii eticaret' iin nemli bir arayz tekil
etmektedir.
Birleik Krallk'da ev merkezli
kiisel bilgisayarlarn yaygnlamasyla,

M edya

15.1. Tablo Dnyadaki nternet kullanclar: her biri 1000 kii (2000)
40.9
2.8
28.0
60.9
81.2
14.9
9.6
71.8
383.1
450.5
382.6
37.3
5.9
445.8
59.5
13.0
99.4

Btn gelimekte olan lkeler


Daha az gelimi lkeler
Arap Devletleri
Dou Asya ve Pasifik
Latin Amerika ve Karayipler
Gney Asya
Sahra alt lkeleri
Orta ve Dou Avrupa
OECD
Yksek gelirli OECD
Yksek insani gelime
Orta insani gelime
Dk insani gelime
Yksek gelir
Orta gelir
Dk gelir
Dnya
Kaynak: U N D P ( 2 0 0 4 )

internet eriimine sahip bilgisayarlarn


says da artmtr. 2004'n ikinci
eyreinde Birleik Krallk'da hanelerin
yzde 42'si (12,8 milyon) internete
evden eriime sahipd; bu say 1998'in
ayn eyreinde yalnzca yzde 9'du (2.2
milyon) -bkz. 15.2. ekil.
Ulusal statistik Dairesi'nin yapt
bir ankete gre Birleik Krallk'daki son
aydr onu kullanan yetikinlerin en
yaygn internet kullanma nedenleri
(yzde 85) e-posta, mal ve hizmetier
iin enformasyon aramadr (yzde 82).
En yaygn eriim mekan kendi evleri
dir (yzde 82), bunu iyerleri (yzde 42)
izlemektedir. Haziran 2004'de dah nce
hi internet kullanmam yetikinlerin
oran yzde 37'dir (HMSO 2004).
Ka kiinin gerekten internete
bal olduu bilinmemektedir; ancak
Birlemi Milleder 2000'ler civarnda
dnya nfusunun yzde 10'unun inter
net kullancs olacan tahmin etmek
tedir ve bu say hzla artacaktr. Yine de

internete eriim son derece eitsizdir


(bkz. 15.1. Tablo). 2002'de, Bau Avrupa
ve Kuzey Amerika'daki gibi yksek
gelire sahip lke insanlarnn yzde 45'i
internet kullancs olarak snflandrlr
ken, Afrika'nn ou lkesi gibi dk
gelirli lke insanlarnn sadece yzde
1.3' byle snflandrlmaktadr.

nternetin etkisi
arpc bir teknolojik gelime
halindeki dnyada hi kimse gelecekte
neler olacandan emin olamamaktadr.
ou kimse interneti yirminci yzyln
bitiminde ortaya kan yeni kresel
dzenin bir iareti olarak grmektedir.
nternetteki dei-toku siberuzayda
gereklemektedir. Siberuzay interneti
oluturan bilgisayarlardan oluan
kresel an biimlendirdii etkileim
mekan anlamna gelmektedir. Siber
uzayda biz artk insanlar deil, birbiri
mizin ekranndaki mesajlarz. nternet
insanlarn kimlikleri, kadn ya da erkek
olup olmadklar ya da nerede olduklar

642

M edya

hakknda hibir kesinlik salamaz.


Internede ilgili ok nl bir karikatrde,
kpein biri bilgisayarn nnde
oturmaktadr. Alt yazda yle yazmak
tadr: "Internet hakkndaki en harika
ey kimsenin sizin kpek olduunuzu
bilmemesidir."
nternetin dnyada yaygnlamas,
sosyologlarn nemli sorular sormalar
na neden olmaktadr. Internet -kresel
ve yerel olan arasndaki snrlar belirsiz
letirerek, iletiim ve etkileimde yeni
kanallar aarak ve giderek daha fazla
gnlk iin online olarak halledilmesini
salayarak- gnlk yaamn d hatlarn
dntrmektedir. Ancak toplumsal
dnyay kefetmeye dair yeni ve
heyecanl frsadar sunmakla birlikte
internet, insan ilikilerinin ve topluluk
larn altn oyma tehdidi de tamakta
dr. "Enformasyon a" bugn yine ilk
evrelerindeyse de ou sosyolog inter
netin ge modern toplumlardaki kar
mak ierimlerini imdiden tart
maktadr.
nternetin toplumsal etkileime
etkileri hakkndaki grler iki genel
kategoriye ayrlmaktadr. Bir tarafta
online dnyann yz yze etkileimleri
artran ya da destekleyen yeni bir
elektronik etkileim biimini besledii
fikrinde olan gzlemciler bulunmak
tadr. Yurtdnda alan, okuyan
kimseler, lkelerindeki arkadalar ve
akrabalar ile internette dzenli iletiim
kurabilmektedir. Mesafe ve ayrlk daha
katlanlr hale gelmitir. nternet yeni
iliki biimlerini gelimesini de sala
maktadr. Adsz' online kullanclar
sohbet odalarnda buluabilmekte ve
mterek ilgi alanlarndaki konular
tartabilmededirler. Kurulan bu siber
temaslar zaman zaman gerek elektro

643

nik arkadalklara ya da yz yze


karlamalara dnebilmektedir.
ou internet kullancs, d dnyada
yer aldklarndan nitelik asndan farkl
bu canl online topluluklarn bir paras
haline gelmektedir. nterneti insanlarn
etkileimine olumlu bir katk gibi gren
bilginler, onun insanlar arasndaki
toplumsal alar zenginletirdiini ileri
srmektedir.
te yandan herkes interneti bu
kadar hevesli kabullenmemektedir.
nsanlar giderek daha uzun zamanlarn
online iletiim kurarak harcadka ve
gnlk ilerini siberuzayda idare
ettike, d dnyada birbirleriyle etkile
imde bulunmak iin belki de daha az
zaman harcayacaklardr. Baz sosyolog
lar internet teknolojisinin yaygnlama
snn toplumsal soyudanma ve para
lanmada arta neden olaca kaygsn
tamaktadrlar. Evlerde internete erii
min artmasnn insanlarn aileleri ve
arkadalaryla daha az "nitelikli zaman"
geirmelerine enden olacan ileri sr
mektedirler. nternet i ve ev arasndaki
snrlar belirsizletii iin ev iindeki
yaama tecavz etmekte, ou alan epostalarn kontrol ederek gn iinde
bitiremedikleri ileri tamamlayarak
evde de saatlerce almay srdrmek
tedir. nsanlarla irtibat azaltmakta,
kiisel ilikiler bozulmakta, tiyatro ve
kitap gibi geleneksel elence biimleri
bir kenara itilmekte ve toplumsal yaa
mn dokusu zayflamaktadr.
nternet, kiisel kimlik hakknda da
ilgi ekici sorular uyandrr; yeni
topluluk biim leri ve dem okratik
katlm la ilgili yeni olanaklar yarattr.
B u konular 5. Blm de, "Toplum sal
E tkileim ve Gnlk Y aam ", s. 1925'de tartlmtr.

M edya

Bu kart grleri nasl deerlen


dirmeliyiz? Elbette, tartmann her iki
tarafnda da hakl yanlar bulunmaktadr.
Kukusuz internet ufkumuzu genilet
mekte ve bakalaryla irdbat kurmak
iin emsalsiz olanaklar sunmaktadr.
Ancak, lgn yaygnlama hz, insan
larn etkileim kurduklar geleneksel
biimlere meydan okumakta ve onlar
tehdit etmektedir. Internet toplumu
kkten bir biimde insanlarn evlerin
den nadiren kmay gze aldklar
iletiim yeteneklerini yitirdikleri para
lanm kiilik d bir aleme mi
dntrmektedir?
Bu pek olas grnmyor. Yaklak
elli yl nce benzer kayglar medya
sahnesine ktnda da dile getirilmiti.
1950'lerdeki Amerikan toplumunun
etkili sosyolojik zmlemesi olan Yaln% Kalabalk da (The Lonely Crowd 1961) David Riesman ve arkadalar,
televizyonun aile ve toplumsal yaam
zerindeki etkileri hakknda kayglarn
dile getirmilerdir. Baz korkular ok
yerindeyse de televizyon ve kide iletiim
aralar toplumsal yaam bir ok
ynden zenginletirmitir.
Daha nce televizyonda olduu
gibi internet de hem umut hem kayg
uyandrmtr. Siberuzayda kimlikleri
mizi yitiriyor muyuz? Biz mi bilgisayar
teknolojisine, yoksa o mu bize egemen
olacak? insanlar and sosyal evrimii
bir dnyaya m ekiliyor? Bereket versin
ki bu sorularn neredeyse hepsine 'hayr'
yant verebiliyoruz. Daha nce 5.
Blmde "yaknlk zorlanm" tart
masnda grdmz gibi, eer
insanlar bakalaryla her zamanki gibi
bir araya gelebiliyorlarsa grntl
grmeyi kullanmamaktadrlar. Yne
ticiler eskiye oranla ok daha fazla

elektronik iletii biimlerine sahiptirler.


Ayn zamanda yz yze i toplantlar
da hzla artmaktadr.
Sosyolog Manuel Castells, interne
tin gelimesini srdreceini nk
alarn gelimesine katks olduunu
iddia etmektedir. Castells'e gre alar
amzn rgtsel yapsn tanmla
maktadr.
C a s te lls 'in a lm a s 16. B l m ,
" rgtler ve A lar", s. 718-20'de
tartlmaktadr.

Alarn doasnda var olan esnek


lik ve koullara uyum salama yetenei
rgdere ussal ve sradzene dayal
rgdere oranla muazzam avantajlar
salamaktadr. Castells internetin ilet
melere, merkezsiz ve son derce karma
k etkinliklerin kresel egdm
yeteneini saladn iddia etmektedir.
Internet bireyler iin yeni i ve serbest
alma bileimlerini, bireysel ifade,
ibirlii ve sosyallii olanakl klmak
tadr; siyasi eylemcilereyse, birleme,
egdm ve mesajlarn dnya apnda
yayma frsat vermektedir. McLuhan'n
"ara mesajdr" dncesini kullanarak
Castells "a mesajdr" fikrini savun
maktadr (2001).

Medya zerine kuramsal


yaklamlar
Bu blmde kide iletiim ara
larnn aratrlmasna ynelik etkili
kuramsal yaklamlardan ikisini -ilevselcilik ve atma kuram- inceleyecek
ve tartmaya son zamanlardaki nemli
katklarndan bazlarn ortaya koya
caz.

levselcilik
Yirm inci yzyln ortalarnda
Charles Wright ve Harold Laswell gibi

644

M edya

ilevselci kuramclar toplumun btn


lemesinde medyann ileyi tarzna
odaklanmlardr (Wright 1960; Laswell
1960).
l e v s e lc i d n c e , 1. B l m ,
"Sosyoloji N ed ir?", s. 55-6'da ortaya
konmutu.

Medya kuramcs Deni Mc Quail'


(2000) izleyerek medyann nemli
birka ilevi aadaki gibi deerlen
dirilebilir.
1. Enform asyon: Medya, web
kameralarndan radyo haberlerine
kadar, trafik skkl, hava duru
mundaki deiiklikler, hisse senedi
piyasas ve kiisel olarak bizi
etkileyen meselelerdeki hikayeler
konusunda bizi uyararak, bize
dnyayla ilgili srekli bir ak
halinde enformasyon salar.
2. bant: Medya bize sunduu
enformasyonu aklar ve anlamn
anlamamz salar. Kurulu toplum
sal normlara ilikin destek salar ve
ocuklarn toplumsallamasnda
nemli rol oynar (Tolumsallama,
6. Blmde ayrntl olarak
tartlmtr.
3. Sreklilik: Yeni toplumsal geli
meleri grerek ve ortak deerlere
biim vererek egemen kltr
ifade etme ilevini sdenir.
4. Elence: Medya elenme ve
oyalanma yollar sunar ve toplum
sal gerginlii azaltr.
5. Hareketlilik: Medya, toplumun
ekonomik gelime, alma, din ya
da sava zaman cesaredn tevik
edilmesi gibi hedeflere ulamas
iin onu hareketiendirme kampan
yasna katlr.

645

Son yllarda ilevselci medya


kuramlarnda bir azalma gzlenmitir.
Bu kuramlar, zellikle izleyicileri medya
mesajlarnn etkin yorumlayclar
olmaktan ok edilgin almlayclar
olarak grdkleri iin eletirilmilerdir.
(zleyici tepkilerine ilikin en son ve
rafine grler aada, s. 654-6'da
tartlmaktadr). Bunun yannda
ilevselci kuramlar medyay aklamak
tan ok betimlemek dnda bir ey
yapmamakla eletirilmilerdir. levsel
ci medya kuramlarna olan rabetin
azalmasyla, zellikle Marximden
etkilenen atmac yaklamlar gibi
farkl zmleme biimleri aa
kmtr.

atma kuramlar
Avrupa'da kide iletiim aralaryla
ilgili atma kuramlar yaygndr.
Aada Marxist bir bak asna sahip
iki nemli medya kuramn inceliyoruz.
Bu ereveye sahip etkili dier aratr
malara Glasgow Medya Grubu'nun
almalar (s. 654-5'da gzden geiri
yoruz) da dahildir.

Ekonomipolitikyaklamlar
Ekonomi politik yaklam, medyay
bir endstri olarak grr ve nemli
iletiim aralarna zel teebbslerin
sahip olma tarzlarn inceler. Medya
sahiplii birka zengin medya patronu
nun elinde younlamtr -Britanya
medya baronlarnn egemenlii (s. 5878'de tartlmt) bir rnek oluturur.
Kresel ada medya sahiplii ulusal
snrlarn tesine geer. Aada, Sky ve
dier medya kurulularnn sahibi
Avustralya doumlu medya kodaman
Rupert Murdoch'n bir profili veriyoruz
(s. 674-5).

M edya

Rupert Murdoch'un News Corporation irketi alt ktada iletilmektedir. News o f the World, The Sun, Twentieth
Century Foxur\ bir blm, Harper Collins ve Sky dahil holdingleri ok sayda dier nemli medya arasndadr.

Ekonomi politik gr taraftarlar,


ekonomik karlarn ekonomik gce
sahip olmayanlarn sesini hesaba
katmadn ileri srerler. stelik,
ayakta kalan sesler mevcut gelir
dalmn en az eletirenlerin sesidir
(Golding ve Murdock 1997). Bu gr
Amerikal radikal Noam Chomsky
tarafndan Medya denetimi: Propagandann
Muhteem Haam (Media Control: The
S p e c ta c u la r A c h ie v e m e n t o f
Propoganda -1991)
adl kitabnda
gelitirilm itir. Chomsky byk
irketlerin Amerikan medyas ve
kresel medya zerindeki egemenlii
konusunda
son derece eletireldir.
Chomsky'e gre, bunlarn egemenlik
leri, halka verilen enformasyonun ok
sk bir biimde denetimi ile sonulan
maktadr. Souk Sava sresince bu

irkeder Sovyeder Birlii'ne ynelik


korku ikliminin yaratlmasnda kullan
lan enformasyonu denetlemilerdir.
1991'de Sovyeder Birlii'nin dalma
sndan sonra Chomsky, irketlerin
sahipliindeki medyann kresel
terrizm gibi yeni korkular yarattn
ve bu korkularn bu irkederin sorum
luluu ya da A.B.D'deki demokrasi gibi
gerek sorunlarn tartlmasn engel
lediini iddia etmitir.
Kltr endstrisi
Theodor Adorno (1903-69) gibi
Frankfurt Okulu yeleri, kitle iletiim
aralarnn kitieler zerindeki etkisi
konusunda son derece eletireldir.
1920'de kurulan Frankfurt Okulu
Marx'dan esinlenen, ancak onun
grlerinin radikal bir biimde gzden

646

M edya

geirilmesi gerektiini iddia eden,


birbirine gevek olarak bal bir grup
kuramcdan olumaktadr. Dier
eletirilerinin yan sra Marx'n modern
kapitalist toplumda kltrn etkisine
yeterince nem vermediini savunurlar.
Frankfurt Okulu yeleri bo
zamann endstriletirildiini iddia
etmektedirler. TV, popler mzik,
radyo, gazete dergilerin oluturduu
elence endstrileri anlamna gelen
"kltr endstrisi" adn verdikleri
alanda kapsaml aratrmalar yapmlar
dr (Horkheimer ve Adorno 2002).
Bunlara kltr retiminin, standartla
trldn ve dier endstrilerde olduu
gibi kar arzusunun ona egemen olduu
nu ileri srmlerdir. Kide toplumunda
bo zaman endstrisi halk arasnda
uygun deerleri meydan getirir: bo
zaman artk iten ayr bir mola deil,
ona hazrlanmadr.
Frankfurt Okulu yeleri, rabet
grmeyen ve standartlatrlm rn
leriyle kltr endstrisinin yaygnla
masnn bireylerin eletirel ve zgr
dnmeye ynelik yetenein altn
oyduunu iddia etmektedirler. Ticarilemeyle boulan sanat -"Mozart'n en
hit paralar" yok olur ve elence
kltrn yerini alr. Lazarsfeld ve
Merton'un 1950'lerdeki A.B.D hakkndaki yorumlarnda olduu gibi "ekono
mik g dorudan smry azaltm
ve daha kurnaz bir psikolojik smrye
evirmi grnyor" (Curran ve Seaton
2003'den alnt).

Yeni kuramlar
Jrgen Habermas: kamusalalan
Alman dnr ve sosyolog Jrgen
Habermas Frankfurt Okulu'nun top

647

lumsal dncesine baldr. O,


Frankfurt Okulu'nun balatt baz
konular ele alarak onlar farkl bir
biimde gelitirmitir. Onsekizinci
yzyldan gnmze "kamusal alann"
ortaya knn- ve ardarda knnizini srerek medyann geliimini analiz
eder (1989). Kamusal alan kayg
yaratan sorunlarn tartld ve
fikirlerin oluturulduu bir tartma
arenasdr.
Habermas'a gre kamusal alan ilk
kez Londra, Paris ve dier Avrupa
ehirlerindeki kahvehanelerde gelimi
tir. nsanlar, o an nemli olan ve sklkla
yeni ortaya kmakta olan gazetelerde
ya da haber ilanlarnda ortaya kan
konular tartmak iin bu mekanlarda
bulumutur. Siyasi tartma nemli
hale gelmitir. Habermas nfusun ok
kk bir kesimiyle ilgili olsa da, bu
salonlarn demokrasinin geliiminde
vazgeilmez olduklarn, nk siyasi
sorunlara kamusal tarma yoluyla
zm arama fikrini ortaya koyduk
larn ne srmektedir.
Ancak Habermas kamusal alann
ilk olarak gelitii dnemde sunduu
vaadin tam olarak gelitirilemedii
sonucuna varmtr. Modern toplumlardaki demokratik tartma, kltr
endstrisinin geliimi ile engellenmitir.
Kide iletiim aralar ve kitlesel elence,
kamusal alann byk lde bir
dankl dv haline gelemsine neden
olmutur. Ticari karlar kamunun
karlarnn nne geerken, siyasi alan
da parlamento ve medya ile ynetilen ve
sahneye konulan bir tiyatro oyunu
olmutur. Kamuoyu ak ve mantkl bir
tartma yoluyla deil reklamlarda
olduu gibi maniplasyon ve denetimle
biimlendirilmektedir.

M edya

H a b e rm a s 'n y azlar 4. B l m ,
"Sosyolojideki Kuramsal D nm e",
s. 155-6'da etraflca tartlmaktadr.

Jean Baudrillard: hipergereklik


dnyas
Gnmzdeki en etkili medya
kuramclarndan biri, daha nce bu
blmde (s. 631) ele alnan McLuhan'n grlerinden derinden etkilen
mi olan Fransz postmodern yazar
Jean Baudrillard'dr. Baudrillard, mo
dern kide iletiim aralarnn etkisinin
dier teknolojilerin etkisinden daha
farkl ve derin olduunu dnmekte
dir. Kitle iletiiminin zellikle de
televizyon gibi elektronik medyann
gelii tam da yaamlarmzn niteliini
deitirmitir. Televizyon bize yalnzca
dnyay gstermez, giderek iinde
yaadmz dnyann aslnda ne
olduunu belirler.
Bir rnek olarak 1994-95 yllarnda
Los Angeles'de ortaya kan bir nl
davay, O. J. Simpson'un yarglann
dnn. Simpson aslnda bir Ameri
kan futbolu oyuncusu olarak nlenmiti, ancak daha sonra plak Silah serisi
gibi kimi popler filmlerde oynamas
sonucunda tm dnyada tannr
olmutu. Kars Nicole' ldrmekle
sulanm ve uzun sren davalarn
sonucunda beraat etmir.
Dava, Simpson'un California
otoyolunda altm kilometre tutuklanmaktan kaarken seyreden 95 milyon
Amerikal tarafndan izlenen zorlayc
bir dava haline geldi. Birleik Devletler'de yalnzca tutuklan deil, duru
malar da televizyondan naklen yaym
land ve Britanya dahil dnyann pek
ok yerinde izlendi. Amerika'da alt
televizyon kanal durumalara srekli
olarak yer ayrd. Birleik Devleder'deki

televizyon izleyicisinin yzde 90'


davay izlediini ileri srd ve 142
milyon insan 3 Ekim 1995'deki 'susuz'
kararnn veriliini duydu. 2000'den
fazla haberci davay izleyerek bilgi verdi
ve dava hakknda 80'den fazla kitap
yazld.
Medya terimleriyle bu, yzyln
davasyd. Dava yalnzca duruma salo
nunda gereklemedi. Dava, medyadaki
milyonlarca izleyiciyi ve yorumcuyu
birbirine balayan gerek bir medya
olayyd. Dava, Baudrillard'n "hiper
gereklik" adn verdii eyin bir
rneiydi. Televizyonun grmemize
izin verdii 'gereklik' (mahkeme salo
nundaki olaylar) aslnda artk yoktur;
'gereklik' aslnda durumay kresel bir
olay olarak tayin eden dnyann televiz
yon ekranlarndaki bir dizi imgesidir.
1991'de Krfez Sava'ndaki husumeder padak vermeden nce, Baudril
lard bir gazeteye "Krfez Sava ka
maz" adl bir makale yazmtr. Savan
iln edilmesi ve kanl almalarn ortaya
kmas bir bakma Baudrillard'n
yanldn gstermiti. Ancak durum
hi de yle deildi. Savan sona
ermesinin ardndan Baudrillard ikinci
bir makale daha yazd: "Krfez Sava
Olmad". Bununla ne demek istiyordu?
Sylemek istedii ey, bu savan tarih
boyunca ortaya km dier savalara
benzemediiydi. Bu sava btn dn
yadaki dier izleyicilerle birlikte Byk
George Bush ve eski Irak Bakan
Saddam Hseyin'in de neler olup
bittiini grmek iin CNN'in yayn
izledikleri bir medya a sava, bir
televizyon gsterisiydi.
Baudrillard kitle iletiimin her
yerde olduu bir ada aslnda insan
davranlarnn birbirine girmesi ve

648

Politikaclar hakknda bildiklerimizin pek ou televizyondan ya da g azetede okuduklarm zdan kaynaklanr.

medya imgelerinden oluan yeni bir


gereklik yaratldn ne srmektedir.
Hipergereklik anlamlarn baka
imgelerden alan ve bu nedenle 'd
gereklikte temelleri olmayan imgeler
olan benzetiler tarafndan ina edilir.
rnein, Silk Cut sigaralarnn nl
reklam serisinde sigaradan hi sz
edilmez, yalnzca uzun bir seri olarak
km eski reklamlardan sz edilir.
Bugn, televizyona dzenli olarak
kmam hibir siyasi lider seimleri
kazanamaz; ou izleyicinin bildii 'kii'
aslnda liderin televizyondaki imgesidir.

John Thompson: medya ve modern


Habermas'n yazdklarnn bir ks
mna dikkati eken John Thompson
medya ve sanayi toplumlarnn gelime

si arasndaki ilikiyi zmlemitir


(1990, 1995). Thompson ilk bask
biimlerinden elektronik iletiime,
medyann modern kurumlarn gelii
minde merkezi rol oynadn ileri
s rm ekted ir. M arx, W eber ve
Durkheim gibi sosyolojinin kurucula
rnn, ilk modern toplumun geliimini
biimlendirmedeki rolne yeterli ilgiyi
gstermedikleri inancndadr.
Habermas'n baz grlerine
yaknlk duyan Thompson, Frankfurt
Okulu ve Baudrillard'a yapt gibi onu
da eletirir. Frankfurt Okulu'nun kltr
endstrisine yaklam ok olumsuzdur.
Thompson, modern kitle iletiim
aralarnn bizi eletirel dnceden
yoksun brakmadn, aslnda daha
nce eriim olana bulmadmz bir
ok enformasyon biimini bu aralarn

M edya

MoBLeronH

fi

y lio y d
_____________________ d a
B ir H e te r a s e k s e l i f t t e n . h e r k e s in n n d e
s r e k li h i r b i r l e r i n e s a r l p

p t k le r i i in b i r

g a y h a r n t e r k e t m e le r i is te n m i !
S a rn : O n la r d a a y r m c lk y a p y o r la r ! B u b iz im
o n la ra y n e lik h o g r s z l m z d e h a k l h a le

a r t l t a h liy e e d ilm i b ir i t o r o f m don F lo r id a y a


d a T e x o s 'd a b i r c in a y e t i le n m i 1

B t n s u la r d e r aJ e n a z

m e b b e t ha p is le

L c e z a la n d rlm a l!

E{

$ P ^ l

bize salad dncesindedir. Frank


furt Okulu ile birlikte Habermas da bize
medya mesajlarnn pasif alclar olarak
davranmaktadr. Thompson'un sz
leriyle:
A lm la m a
s re te

ve

bunun

m edya

ard n d an

m esajlar

gelen

o u n lu k la

bireyler tarafndan tartlr... [m esajlar],


ak tarm a yeniden

ak tarm a, y o ru m lam a,

yeniden y o ru m lam a, y o ru m , kahkaha ve


eletiri

s reci

iin d e

srekli

yeniden

dn t r l r. .. . B u m esajlar kaydederek
ve onlar h e r zam anki gibi yaam larm za
katarak srekli yeteneklerim izi ve bilgi
d aarcm z yeniden ekillendirir, duygu
ve

b een ilerim izi

te s t

eder,

deneyim

u fk um uzu geniletiriz ( 1 9 9 5 :4 2 - 4 3 ) .

Thomson'un medya kuram tp


etkileime dayanmaktadr (bkz. 15.2.
Tablo). Bir partide konuan insanlar

gibi y ^ j%e etkileim, bireylerin


bakalarnn sylediklerini anlamak iin
kullanabilecekleri ipular assndan
zengindir (bkz. 4. Blm, "Toplumsal
Etkileim ve Gnlk Yaam). Aracl
etkileim, gazete elektrik balantlar ve
elektronik uyarclar gibi medya
teknolojilerinin kullanlmasn ierir.
Aracl etkileimin zellikleri, zaman ve
mekana yaylmas ve sradan bir yz
yze etkileim balamnn tesine
gemesidir. Aracl etkileim telefonda
konuan iki kii gibi, bireyler arasnda
dorudan da gerekleebilir, ancak ayn
eitlilikte ipucu olana yoktur.
nc tr etkileim aracl etkileimsi etkileimdir. Bu, kitle iletiim
aralarnn yaratt trden toplumsal

650

M edya

15.2. Tablo: Etkileim biimleri


Aracl etkileimsi etkileim

Etkileimin nitelikleri

Yzyze etkileim

Aracl etkileim

Zaman mekan kuruluu

Ayn anda hazr


bulunulan balam

Balamlarn ayrlmas; zaman Balamlarn ayrlmas; zaman


ve mekana yaylan hazr
ve mekana yaylan hazr
bulunma
bulunma

Simgesel ipularnn
kapsam

Simgesel ipularnn
okluu

Simgesel ipularnn
kapsamnn daraltlmas

Simgesel ipularnn
kapsamnn daraltlmas

Eylemin ynelimi

zgl tekilere
ynelme

zgl tekilere ynelme

Kapsam snrsz olan alclara


ynelme

Diyalojik/monolojik

Diyalojik

Diyalojik

Monolojik

Kaynak: Thompson (1995), s. 4 6 5

ilikilere iaret eder. Bylesi etkileim


zaman ve mekana yaylr, ancak kiileri
dorudan birbirine balamaz; bu
yzden 'etkileimsi' terimi kullanlmak
tadr. Daha nceki iki etkileim tr
diyalojiktir; kiiler birbirleriyle doru
dan etkileime girerler. Aracl szde
etkileim monolojikdr; rnein bir TV
program tek ynl bir etkileim biim
dir. Program izleyen insanlar bunu
tartabilirler ve cihaza doru birka sz
edebilirler ancak kukusuz cihaz bu
yorumlara karlk vermeyecekdr.
Thompson'un zerinde durduu
nokta, esas olarak Baudrillard'n da
benimsedii fikir, nc etkileim
trnn dierlerine egemen hale
gelmesidir. Bu gn daha ok bu
etkileim tarz yaamalarmzda i ie
gemi durumdadr. Thompson yaa
mmzdaki zel olan ve kamusal olan
arasndaki dengenin, kide iledim ara
lar tarafndan deitirildiini; kamusal
alana eskisinden daha fazla arlk
verildiini, bunun da sklkla tartma
ve anlamazla neden olduunu ne
srmektedir.
d e o lo ji v e m e d y a

letiim aralarnn incelenmesi,


ideolojinin toplumdaki etkisi ile yakn

651

dan ilintilidir. deoloji, fikirlerin insan


larn inan ve eylemleri zerine etkisine
iaret eder. Bu kavram, sosyolojinin
baka alanlarnda olduu kadar medya
almalarnda da yaygn olarak
kullanlmaktadr. Ancak uzun zaman
dan beridir de tartmaldr. Szck ilk
kez 1700'lerin sonlarnda Fransz yazar
Destutt de Tracy tarafndan kullanl
mtr. Kendisi bu terimi "dnceler
bilimi" anlamnda kullanmtr.
Ne ki, daha sonraki yazarlarn elin
de bu terim daha eletirel bir biimde
kullnalmaya balanmtr. rnein
Marx, ideolojiyi "yanl bilin" olarak
kabul etmitir. Gl gruplar, kendi
konumlarn hakllatrmak iin dola
mda olan egemen fikirleri denetieyebilmektedirler. Bu nedenle Marx'a gre
din ounlukla ideolojiktir: yoksullara
ellerindekileriyle yetinmelerini retir.
Toplum zmlemecisi, gszlerin
kendi yaamlar hakknda doru bak
ass kazanmalar -kendi yaam koul
larn iyiletirebilmek iin harekete
gemeleri iin- ideolojinin arptmala
rn ortaya karmaldr.
Thompson, de Tracy'nin grn
yars^ Marx'n grn de eletirel
ideoloji kavram olarak grmektedir.

M edya

Yansz kavramlar, 'olgularn muhakkak


yanlc ya da aldatc olduklarn ya da
zgl bir grubunun karlaryla rttklerini ima etmeden, bu olgular ideo
loji olarak nitelendirmektedir. Eledrel
ideoloji kavramlar "olumsuz, eledrel
ya da aalayc bir anlam bildirmekte"
ve beraberlerinde "rtk bir eletiri ya
da knama tamaktadrlar" (1990: 534).
Thompson eletirel kavramn ter
cih edilmesi gerektiini nk ideoloji
ile gc birletirdiini ileri srmektedir.
deoloji, simgesel gcn kullanmyla
yani dncelerin toplumsal dzendeki
egemen gruplarn karlarn gizleme,
hakl gsterme ya da meru klmak iin
nasl kullanldklar ile ilgilidir.
Glasgow letiim Grubu aslnda
almalarnda televizyondaki habercili
in ideolojik ynlerini zmlemek
tedir. Haberler, grevciler aleyhinde,
hkmet ve yneticileri destekleme
eilimindeydi. Thompson, genlikle
medyann yalnzca haberleri deil, her
programn tr ve ieriinin, modern
toplumlardaki ideolojinin kapsamn
byk lde genilettii grndedir,
iletiim aralar ok sayda izleyiciye
ulamakta ve Thompson'un terimle
riyle "etkileimsi etkileime" dayan
maktadr; izleyiciler dorudan karlk
verememektedir.

nyarg ve medya: Glasgovv


niversitesi Aratrma Grubu
TV h a b e r le r i

Televizyonu ele alan sosyolojik


aratrmalarda dikkatin byk bir
blm haberlere yneltilmitir.
Nfusun nemli bir blm artk

gazete okumamaktadr. Bu nedenle


televizyon dnyada neler olup bittiinin
dair bilgi edinmenin ana kaynadr.
Televizyon haberleri ile ilgili tannm,
tartma yaratan ararmalardan bazla
r Glasgow niversitesi Medya Grubu
tarafndan gerekletirilenlerdir. Grup
son otuz yldr haberlerin temsili-ne
ilikin bir dizi alma yaynlamtr.
Kt Haberler, Daha Kt Haberler,
Gerekten Kt Haberler ve Sava Bar
Haberleri. Her kitapta aratrmann
odan deitirseler de benzer
aratrma stratejileri kullanmlardr.
lk ve en etkili kitaplar Kt H a
berler (Bad News) 1975'de ubat ve
Haziran aylar arasnda ngiltere'de
televizyon kanalnda yaynlanan
haberlerin zmlemesine dayanmak
tadr. Amalar haber ierikleri ve
bunun temsil edili tarzlar iin
sistematik ve yansz bir zmleme
salamakt. Kt Haberler sanayiyle ilgili
anlamazlklarn anlatmna odaklan
yordu. Daha sonraki kitaplar politik
olaylara ve 1982'deki Falkland Sava'na
ynelmitir.
Kt Haberlerin sonunda sanayi
deki ilikiler hakknda haberler, seici ve
alayl bir dille temsil edilmitir. 'Sorun',
'radikal', 'anlamsz grev' gibi sendika
kart terimler, sendika karn bir bak
asn akla getirmektedir. Halk iinde
karklklara neden olan grevlerin
sebeplerinden ok sonular daha fazla
anlatlmtr. Kullanlan film materyali
protestocularn eylemlerinin akld ve
saldrgan grnmelerini salamtr.
rnein insanlarn bir fabrikaya
girmelerine engel olan grevcilerin
grnts, pek nadir ortaya km
olsalar bile, onlara sradan cepheleme
ler olarak odaklanabiliyordu.

652

M edya

Kt Haberler; haberi ina eden


lerin, gndemi oluturan konularla
-baka bir deyile kamuoyunun gn
demle ilgili duyduklar her eyle- ura
an "eik bekileri" olarak eylediklerini
vurgulamaktadr. rnein iletmeciler
ve ynetim arasnda aktif ihtilaflarn
olduu grevler daha yaygn olarak
bildirilmektedir. Farkl trde daha
nemli ve uzun sren sanayi ile ilgili
tartmalar byk lde gzard
edilebilmektedir. Glasgow Medya
Grubu, haber gazetecilerinin bak
alarnn, grevleri kanlmaz bir
biimde tehlikeli ve sorumsuz deer
lendiren toplumun egemen gruplarnn
bak asn yansttn ne srmek
tedir.
Glasgow Medya Grubu'nun al
malar, akademik evreler kadar medya
evrelerinde de tartlmtr. Kimi
haber yapmclar, aratrmaclar grev
cilerden yana olan nyarglarn hareke
te geirmekle sulanmlardr. Kt
H aberler kitabnda 'Sendikalar ve
Medya' adl bir blm varken, 'Yne
ticiler ve medya' adl bir blm olma
masna dikkat ekmektedirler. Glagow
Medya Grubu'nu eletirenler
bu
konunun zellikle tartlmas gerektii
ni, nk haber gazetecilerinin yne
ticiler tarafndan grevcilere deil,
kendilerine kar nyargl olmakla
sulandklarn iddia etmektedirler.
Akademisyenler de benzer nokta
lara iaret etmilerdir. Martin Harrison
(1985) Independent Televizyon Haber
leri (ITN)'nin zgn aratrmann
kapsad dnemde yaynlad
haberlerin metinlerine erime olana
bulmutur. Bu temelde, analiz edilen
be ayn tipik olm adn ne
srmektedir. O dnemde sanayinin

653

iinde bulunduu durum yznden


anormal gn kayb vard. Habercilerin
btn olan biteni bildirmesi olanaksz
olabilirdi ve bu nedenle de daha renkli
sahnelere odaklanma eilimi artm
olabilirdi.
Bu eletiriye yant olarak Glasgow
Medya Grubu yeleri Harrison'un
aratrmasnn maliyetin ksmen ITN
tarafndan karlandna ve bunun
akademik tarafszlkla uzlamayacana
dikkati ekmilerdir. Harrison tarafn
dan incelen haber metinleri tam deildi
ve bir blm de ITN'de hi yaymlan
mamt.
Son yllarda Glasgow Medya Gru
bu yeleri bir dizi ek aratrma daha
gerekletirdi. Kt Haberler serisinin
son basm srail'den Kt Haberler (Bad
News from Israel-Philo ve Berry2004), srail-Filistin atmasnn tele
vizyon haberlerinde nasl bildirildiini
incelemilerdir. alma iki yllk bir
dnemde gerekletirilmitir ve 800
kiilik rneklem izleyici grubundan
yelerin katld panellere dahil olan
st dzey haber yaymclar ve gaze
teciler tarafndan desteklenmitir.
atmann televizyonlardaki kapsad
yer ve zamann yan sra yazarlar bu
kapsamn izleyicilerin inan ve tutum
laryla nasl balantlandrldyla da
ilgilenmilerdir.
alma, atmayla ilgili televizyon
haberlerinin kapsamnn izleyicilerin
akln kartrd ve byk lde srail
ynetiminin grlerine arlk verdii
sonucuna varmtr. alma, zellikle
Filistinlilere oranla sraillilerle iki kat
daha fazla rportaj yapan ve onlar
haber konusu eden BBC 1'de resmi
srail bak asna ynelik bir eilim
bulmutur. Buna ek olarak, srail'i des

M edya

tekleyen Amerikal politikaclarn g


rlerine de okluk arlk verilmitir.
Keza alma, haberlerin Filistinlilere
oranla srail'in kayplarn (sraillilerden
iki ya da kat daha fazla Filistinlinin
lmesine karn) daha gl bir biimde
vurguladn bulmutur. Gazetecilerin
kulland srail ve Filistin saldrlarn
betimleyen dilde de farkllklar bulun
mutur. rnein gazeteciler sklkla
Filistinlilerin eylemlerini 'terrizm'
olarak tanmlarken, srailli gruplarn
eylemleri Filistin okuluna bomba atma
giriimi eklinde bildirilmi, gruplardan
da "ar u" ya da "yasal yetkisi
olmakszn zorla dzen salamaya
uraan rgt" olarak bahsedilmitir
(Philo ve Berry 2004).
srail'den Kt Haberler, atmann
kaynann tarihi konusuna televiz
yonda ayrlan yer ve zamann ok az
olduunu iddia etmektedir. zleyicilerin
byk bir ounluu ana reni kayna
olarak bu haberlere gvenmitir.
Ayrca, izleyicilerin bilgilerindeki
'boluk'lar, haberlerdeki 'boluk'larla
yakn bir koutluk gstermektedir.
Aratrma, sorunun Filistin eylemi ile
balad izlenimi verilerek, yine bunun
Filistinlilerin aleyhine ilediini iddia
etmektedir (Philo ve Berry 2004).
Daha nceki cilt olan Mesaj
A lm ak'dz (Getting the Message),
Glasgow Medya Grubu haber yaymc
lna ilikin aratrmalar derlemiler
dir. Bu cildi yayna hazrlayan John
Eldridge, grubun zgn almalarnn
yaratt tartmann hala srdne
iaret etmektedir (1993). Haberi
bildirirken nesnelliin ne olarak kabul
edilmesi gerektiini sylemek hep g
olacaktr. Nesnelliin anlamsz bir ey
olduunu syleyip ona kar kanlara

(bkz. Baudrillard: Hipergereklik


dnyas, yukarda s. 648-9) karlk
olarak Eldridge, medya rnlerine
eletirel bir gzle bakmay srdrmenin
nemini hatrlatr. Haber aktarmnda
doruluk iin gayret edilebilir, edilmeli
dir de. Sonuta futbol sonular bildi
rildiinde onlarn doru olmasn bekle
riz. Eldridge, byle sradan rneklerin
bile bize haber aktarmnn hakikade
ilgili konular ierdiini anmsatacak
larn iddia etmektedir.
Ancak konu, haberin salt belirli bir
gn ya da haftada 'gerekten' 'neler olup
bittii'nin basit bir tarifi olamayacan
da kapsamaktadr. Haber "konu edin
dii eyi" dzenli olarak etkileyen kar
mak bir inadr. rnein bir politikac
bir haber programna kp -devlet eko
nomisi ya da onun zerine yaplmas
gerekenler gibi- tartmal bir konu
hakknda yorum yaparsa bu yorumun
kendisi de izleyen programlarda 'haber'
olabilir.

zleyiciler ve medya etkisi


ideolojik nyargnn izleyiciler
zerine etkisi, kiinin kide iletiim
aralarnn izleyiciler zerindeki rol ile
ilgili ald teorik durua baldr.
Burada izleyici almalarnn zm
lenmesinin ksa bir zetiyle bu soruna
eiliyoruz.

zleyici almalar
ilk ve en dorudan modellerden
biri hipodermik modeld. Bu model
izleyicinin (hastann) mesajlar edilgen
bir biimde ve dorudan kabul ettii ve
onunla hibir biimde eletirel
ilgilenmedii varsaymna dayanr.
Hipodermik model mesajn toplumun

654

M edya

Hipodermik model, medya mesajlarnn izleyiciler tarafndan edilgin bir biimde alndn varsayar. Bylesi
fikirler zellikle televizyonun ocuklar zerindeki etkisi ile ilgili iddialarda rtk olarak bulunmaktadr.

btn yeleri tarafndan aa yukar


ayn alnp yorumlandn kabul
etmektedir. Frankfurt Okulu (bkz. s.
647-8) ile ilikilendirilen uyuturma
kavram hipodermik modelden esin
almaktadr. Bu gre gre, izleyicilerin
daha geni bir dnya ile ilgili eledrel
dnebilme yeteneklerini tahrip eden
medya, onlara uyuturucu veren olarak
grlr (Marcuse 1964). Hipodermik
modelin artk modas gemitir ve
okluk kitle iletiim aralarn inceleyen
ilk yazarlarn dile getirilmemi varsa
ymlarndan pek de fazla bir ey ifade
etmemitir.
Ne var ki, modelin medya hakkndaki varsaymlar, modern toplumda
kitle iletiim aralarnn etkisi hakknda
kukucu olan gnmz yazarlarnn
almalarnda yine bulunabilmektedir.

655

Hipodermik modeli eletirenler,


izleyicileri trde ve edilgin kabul eden
modelin, farkl izleyicilerin medyaya
ynelik farkl grlere sahip olduunu
dikkate almad belirtmektedir. ou
kuramc, izleyicinin verdii tepkinin
eidi aamalardan getiini iddia
etmektedir. Katz ve Lazarsfeld izleyici
tepkisi ile ilgili yapklar almada
Birleik Devletler bakanlk seimleri
srasndaki siyasi yaymlar kullanm ve
izleyici tepkisinin iki adml bir ak ile
biimlendirildiini iddia etmilerdir: lk
adm medyann izleyiciye ulamasdr;
ikinci adm izleyicilerin etkili insanlarla
-"kanat nderleri- toplumsal etkileim
leri araclyla yorumladklarnda atlr
ve sonra bunlar izleyici tepkisini
biimlendirir (Katz ve Lazarsfeld
1955).

M edya

Daha sonraki modeller medyaya


ynelik tepkisinde izleyiciye daha akdf
bir rol yklemektedirler. Doyum modeli
farkl izleyicilerin medyay gereksinim
lerini karlamak zere kullanma
biimlerini inceler (Lull 1990). zleyici
ler medyay yaadklar dnyayla ilgili
daha fazla bilgi almak iin rnein hava
durumunu ya da borsada neler olduu
nu renmek iin kullanabiliriler.
Dierleri medyay ilikilerine yardmc
olmak, kurgusal bir topluluun bir
paras olduunu hissetmek (rnein
Pembe dizileri seyrederek) ya da ayn
program seyreden arkadalar ve
meslektalarla iliki kurabilmek iin
kullanabilirler. (Pembe dizileri ereve
yazda tartyoruz.) Bu modeli eleti
renler bu modelin izleyicilerin ihtiyac
nn zaten var olduunu, medya tarafn
dan yaratlmadn kabul ettiini iddia
etmektedirler.
zleyici tepkisi ile ilgili daha sonraki
kuramlar insanlarn medyay etkin bir
biimde yorumlama biimlerine bak
mlardr. Stuart Hall'un almlama kura/^mdaki aklamalar, izleyicilerin snf
ve kltrel artalanlarnn farkl medya
'metin'lerini -bu terim kitaplardan gaze
telere, filmlere ve CD'lere kadar eitli
medya biimlerini kapsayacak bir
biimde kullanlr- anlamlandrma
biimlerini nasl etkilediine odaklanr.
zleyicilerin kimi yeleri, reten tarafn
dan metnin iinde 'kodlanm' tercih
edilen anlam kolayca kabul ederler.
Hail, bu tercihli okumann (almalar
yukarda s. 652-4'de tartlan Glasgow
Medya Grubu'nun bulduu) egemen ya
da ana damar ideolojiyi yanstmasnn
muhtemel olduunu iddia etmektedir.
Ancak Hail, bir metni anlamann onu
yorumlayan kiinin kltrel ve snfsal
artalanna da bal olduunu iddia

etmektedir. zleyicilerin dierleri yeleri


metni 'muhalif okumay tercih edebi
lirler nk toplumsal konular onlar
tercih edilen okuma ile atma iine
sokar. rnein grev eyleminde yer alan
bir ii ya da bir etnik aznlk grubunun
yesi, endstriyel bir haber yks ya
da rk ilikileri ile gibi bir metni, retici
tarafndan metnin iine kodlanm
egemen anlam kabul etmek yerine
muhtemelen muhalif okumay tercih
edecektir (Hail 1980).
Hall'u izleyerek son kuramlar kendi
deneyimleri araclyla enformasyonu
szgeleme tarzlarna odaklanmakta
drlar (Halloran 1970). zleyiciler farkl
medya metinlerini (rnein programla
r ya da trleri) birbirleriyle balantlandrmakta ya da bir tr medyay teki ile
ilikilendirmektedir -televizyonda sy
leneni gazetedekiyle karlatrmak
tadr (Fiske 1988). Burada izleyici
hipodermik modelden olduka uzakla
arak gl bir rol kazanmtr. Yorumcu
model, izleyici tepkisinin medya rn
lerine ballk ya da yadsma arac-lyla
medyay biimlendirdiini dn
mektedir.

Medya etkisi
Medyann alglanabilen etkisi ok
eitlidir. Medya yabanclama, taklit
cinayeder, insanlar arasnda hissizlik
yaratma, nyarglar pekitirme ve
nemli konular nemsizletirme ile
sulanmaktadr (Watson 2003). Kuku
suz, yukarda da grdmz gibi
medyay olumsuz etkileri olduu
yolunda sulamann boyutu, izleyicinin
ne lde etken ya da edilgin olduuna
ynelik gre dayaldr. Bu blmde
medyann olumsuz etkisinin olduu
sylenen iki alan, iddet ve pornogra
fiyi ele alyoruz.

656

M edya

Trler, izleyici tepkisi v e p em b e diziler


Radyo ve televizyonun yaratt bir tr 'pem be dz'

duygusaldr; pem be dizilerin byk bir ksm daha

olarak tanmlana gelmitir -gnm zde televizyonun en

geni toplumsal ve ekonom ik ereveden bakmazlar,


bunlar zerinde yalnzca dardan bir etkiye sahiptirler.

yaygn p rogram eididir. Britanya'da h er hafta en ok


seyredilen televizyon program larnn hem en hepsi

Yalnzca Britanya ve A m erika'da deil, Afrika, Asya ve

-EastEnders ya da Coronation Street ve biroklar pem be

Latin Amerika gibi dnyann her tarafnda popler

dizilerdir. Pem be diziler en azndan Britanya


televizyonunda gsterildii ekliyle, kendi ilerinde eitli
trlere ya da alt trlere ayrlmtr. Coronation Street gibi
ngiltere'de retilen pem be diziler, daha fakir insanlarn
yaam sz konusu olduunda kelimenin tam anlamyla
dem ir leblebi olm a eilimindedirler. kincisi Amerika'dan
ithal edilen ve ou 1980'lerin Dallas ve Hanedan

olan pem be dizilerin bu denli etkili olm a nedenleri


hakknda sosyologlar tarafndan farkl bak alan
ortaya konmutur. Kimileri, bu dizilerin, zellikle
yaamalarn skc ve bunaltc bulan, saylar erkeklere
oranla daha fazla olan kadnlar iin bir tr ka
olduunu dnmektedir. ou pem be dizi tam da
yaamlar bu kadar sorunlu olan insanlar n e karsa

dizilerine benzeyen ve atafatl yaamlar sren bireyleri


anlatan dizleridir. n c grubu Avustralya'dan ithal

da byle bir g r ok da inandrc grnm yor. D aha


makul bir baka gr ise, pem be dizilerin kiisel ve
duygusal yaamn evrensel zeliklerine hitap ettiidir.

edilen Komular gibi diziler oluturur. Bunlar o rta snf


evleri ve yaa tarzlarm gsteren dk bteli

Herkesin karlat ikilemleri aratrm akta, belki de

yapmlardr.

baz izleyicilere kendi yaamlarn daha yaratc

Pem be diziler tpk televizyon gibi btnyle sreklidir.


Bireysel ykler sona erebilir ve farkl karakterler ortaya

deerlendirme konusunda yardmc olmaktadrlar.

kabilir ve ortadan kaybolabilir, fakat kendisi yayndan

Sosyolog D o ro ty H ob so n , Pembe Di^i Soap O pera,


kitabnda, bu dizilerin bir ka yolu olarak grldkleri

kaldrlana kadar dizinin bir bitimi yoktur. 'Askda

iin deil izleyicilerin karakterler ve yaamlar ile ilgili

kalma' ad verilen sahnelerle blm ler arasnda gerilim

yakn bir samimiyet kurduklar iin ie yaradn

yaratlr . Blm , nem li bir olay olm adan hem en nce

yazmaktadr. Karakterleri yoluyla pem be dizi izleyicinin

birdenbire biter; izleyici neler olup bittiini g rm ek iin

deneyimi ile balan kurmal ve ierii alldk bir

bir sonraki blm beklemek zorunda kalr.

hikayeye sahip olmaldr (H ob son 2002).

Pem be dizinin temel zellii, kim seyrederse seyretsin,

Sorular

dzenli izlemeyi talep etmesidir. Tek bir blm den pek

1. Pem be dizileri seyrediyor musunuz? Cevabnz

bir ey anlalmaz. Pem be diziler dzenli izleyicilerin


bildii bir tarih varsayar- izleyici, karakterleri, kiiliklerini

sosyolojik bir bak asndan aklaynz.

ve yaam deneyimlerini iyi bilir. Bylesi bir tarihi yaratan

2. levselci ve atm a kuramlar pem be dizilerin

birbirine bal olaylar silsilesi her eyden n ce kiisel ve

yaygnln nasl aklamaktadrlar?

Medya ve iddet
Televizyon programlarndaki id
det zerine ok sayda alma yaplm
tr. En youn almalar 1967'den son
raki her yl btn nemli Amerikan
yaym istasyonlar alarnda izlenme
orannn en yksek olduu saaderle,
hafta sonu gn iindeki yayn saatierinden rnekleri inceleyen Gerbner ve
yardmclar tarafndan gerekletiril
mitir. iddet ieren eylemlerin ve
grntlerin say ve sklklar belirli
alanlardaki program trlerine gre
tablolanmtr. Aratrmada iddet,
fiziksel zarar ya da lm ieren, kendine

657

ya da tekilere yneltilmi korku ya da


fiziksel g kullanm olarak tanm
lanmtr. Televizyon dizilerinin en
yksek iddet ieren programlar olduu
anlalmtr: Saat bana 7.5 iddet
ieren grnt oranyla programlarn
ortalama yzde 80'i iddet iermekte
dir. Her ne kadar ldrme fiili
gereklemiyorsa da ocuk programlar
ok daha yksek iddet dzeyi iermek
tedir. izgi filmler, btn teki programlardakine oranla ok daha fazla
sayda iddet eylemi ve grnts
iermektedir (Gerbner 1979, 1980;
Gunter 1985).

M edya

iddettin tasvir edilmesi her du


rumda izleyicileri ne adan etkilemek
tedir? F.S. Anderson, 1956-1976 yllar
arasnda, yirmi yllk bir dnemde,
ocuklar arasnda saldrganlk eilimleri
zerine televizyondaki iddetin etkisini
aratran yetmi yedi aratrmann
bulgularn bir araya getirmitir. Aratr
malarn drtte bylesi bir ilikiyi
bulduunu iddia etmektedir. Durum
larn yzde 20'sinde ok net iliki
bulunamamken aratrmalarn yzde
nde aratrmaclar televizyondaki
iddetin saldrganl gerekten d
rd sonucuna varmlardr (Ander
son 1977;Liebertvedi.l982).
Ne ki, Anderson'un yapt aratr
malar, kullanlan yntem, szde ortaya
karlan ilikinin gc, saldrgan
davrann tanm asndan bir hayli
farkllk gstermektedir. iddetin
gsterildii su dizilerinde (ve ocuklar
iin yaplan pek ok izgi filmde) adalet
ve cezann yerini bulmasnn altn izen
konular bulunmaktadr. Su dizilerinde,
zalimlerin byk bir ounluu gerek
hayattaki polis soruturmalarnda
olduundan ok daha fazla adalete
teslim edilirler ve izgi filmlerde zarar
veren ya da korku salan karakterler
genellikle 'layn' bulma eilimindedir.
Yksek lde iddetin resmedilmesi,
muhtemelen temel ahlaki temalardan
etkilenen seyirciler arasnda ille de
dorudan taklite ynelik bir rnt
yaratmayla sonulanmamaktadr. Ge
nellikle televizyonun izleyiciler zerin
deki etkisini konu alan aratrmalar
izleyicileri -ocuk ya da yetikin- edilg
en olarak ele alma ve izlediklerine
verdikleri tepkiler arasnda ayrm
yapmama eilimindedirler.
Aratrmalarn ou televizyondaki
iddetle gerek yaamadaki iddet

arasnda bir balant bulamamsa da


konu tartmal olmay srdrmektedir.
A.B.D'de 1996 Telekomnikasyon
Yasas 1999'dan sonra yaplan btn
televizyonlarn, ebeveyenlerin ocukla
r televizyon seyrederken programlar
daki iddet ya da ak cinsellik tayan
malzemeyi filtrelemelerini salayan Vipini (V iddeti simgelemektedir)
tamasn zorunlu hale getirmitir.
Televizyon endstrisinden, filmlerde
kullanlanlarla benzeyen V-iplere gibi
bir derecelendirme sistemi gelitirme
leri istenmitir (Signorielli 2003). Yine
de aratrmalar, ocuklarnn televiz
yonda ne seyrettii konusunda ciddi
kayglar tayor olsalar da ebeveynlerin
pek aznn televizyonlarndaki V-ipini
amadn gstermitir (Annenberg
Merkezi 2003). Ebeveynlerin V-ipinin
nasl alp kapandn gen kzlarna ya
da oullarna sorduklarna dair bir fkra
bulunmaktadr.

Pornografi
Pornografinin etkisi hakkndaki
tartma, medyadaki iddetin etkisi
hakkndaki tartmalarla benzerlikler
tamaktadr. Cinselliin aka gste
rildii resimlerle ilgili yasal dzenleme
lerin ok uzun bir tarihi vardr.
A.B.D'de Comstock Yasalar olarak
bilinen gen bir kzn duyarlna zarara
verebilecek malzeme eklinde tanm
lanan cinselliin aka gsterildii
malzemeyi yasaklayan kanun ondokuzuncu yzyln sonunda kabul
edilmitir (Grossberg ve dierleri
1998).
1970'lerin sonlarnda pornografi
ve kadna ynelik cinsel iddet arasn
daki iliki zellikle feministler arasnda
giderek daha fazla tartlmaya baland.
Ortaya konan sava gre pornografi

658

M edya

kadn nesneletirmekte ve kullan


mayanlara oranla pornografi kullanc
larn kadnlara ynelik iddet uygula
maya daha yatkn hale getirmektedir.
Feminist yazarlardan Robin Morgan
yorumuyla durumu ksaca yle zetle
mektedir: "Pornografi kuramdr, teca
vz ise pratik" (Morgan 1994).
K k te n c i fe m in istle rin g r le ri
hakknda daha fazla bilgi iin bkz. 12.
B l m "C in s e llik ve T o p lu m sa l
C insiyet", s.518-20.

Bu alandaki sosyolojik ararmalar


pornografi kullanm ile cinsel saldr
ganlk arasnda nedensel bir ban olup
olmadn deerlendirmeye girimi
lerdir. Amerikan Psikoloji Dernei'nin
bir raporunda, kadnlara ynelik iddet
iermeyen erotik yada cinsel ynden
ak malzeme izleme antisosyal bir etki
yaratmazken, yetikinler arasnda
cinselliin elik ettii iddeti kerelerce
izlemenin, kullanclar tecavzn sert
liine duyarszlatrmad, betimlenen
kurbana ynelik duygusal tepkilerini
azaltmad bulunmutur (Huston ve
dierleri 1992). nternetin yaylmas,
pornografik ya da iddet ieren malze
meyi daha kolay ulalabilir hale
getirdii iin izleyici tepkisi ve medya
etkisi giderek daha nemli hale
gelmektedir.

Medya denetimi
Siyas denetim
Kamuyayncl ve BBC
ou lkede devlet, televizyon
yaynclnn ynetimi ile dorudan
ilgilidir. Britanya'daki ilk televizyon
programlarn balatan Britanya Yaym
Birlii (British Broadcasting Corpora
tion, BBC), bir kamu kuruluudur. En

659

az bir televizyona sahip her hanenin


dedii lisans cretiyle mali adan
desteklenir. Britanya'da bir sre radyo
ya da televizyon yaymcl yapmasna
izin verilen tek kurulu BBC olmutur,
ancak gnmzde BBC1, BBC2 gibi
BBC kanallarnn yan sra adet ticari
TV uydu kanal (ITV, Kanal4, Kanal5)
bulunmaktadr. Her saat enok alt
dakikay aamayan reklam yaynlanma
skl ve sresi yasayla belirlenmek
tedir. Bu dzenlemeler 1980'lerden
sonra abonelerin yaygn olarak kullan
d uydu kanallar iin de geerlidir
(BBC'nin gelecei, s. 660'da ereve
yazda tartlmaktadr).
A.B.D'de nde gelen televizyon
kuruluunun hepsi ticari alardrAmerikan Yaym irketi (American
Broadcasting Company, ABC), Columbia Yaym Sistemi (Columbia Broad
casting System, CBS) ve Ulusal Yaym
irketi (National Broadcasting Com
pany, NBC). Bu alar, eer byk bir
ehirde bulunuyorlarsa beten fazla
lisansl istasyona sahip olamayacaklar
eklinde yasa tarafndan snrlandrl
mlardr. Bu en byk kurulu
birlikte, kendi istasyonlar araclyla
btn hanelerin drtte birinden fazlas
na ulamaktadr. Her aa lkedeki yedi
yzden fazla televizyon istasyonunun
yzde 90'n kapsayan yaklak 200 ye
irket de baldr. Alarn reklam
srelerine dayal gelirlere ihtiyalar
vardr. zel bir kurum olan Ulusal
Yaymclar Birlii, her bir izlenme saati
bana reklama ayrlacak srenin
orann gsteren bir ynerge olutur
mutur. Buna gre 'prime time'da saat
bana 9.5 dakika, dier yayn saatle
rinde ise 16 dakika reklam yaymlanr.
TV irketleri reklam cretlerini belir
lemek iin belli programlarn ka kii

M edya

tarafndan seyredildiine ilikin dzenli


istatistiki bilgi (izlenme oranlar) toplar,
izlenme oranlar doal olarak hangi
programn yaynna devam edileceine
karar vermede gl bir etkiye sahiptir.
Halkla ak yaym yapan televizyon
istasyonlarnn gc, ok kanall televiz
yon ve DVD'nin ortaya kmas ve
(fiilen kiiselletirilmi bir kanal
yaratmak iin, izleyicinin ilgi gsterdii
programlar bulup kaydetmek zere
dijital video kaydedici ile uydu alcsn
birletiren) Sky+ gibi servislerin gelii

ile azalmtr. Abonelik creti ya da bir


kerelik demelik dijital televizyon alcs
karlnda gnmz televizyon
izleyicileri birok kanal ve program
ierisinden seim yapabilmektedir. Bu
durumda
insanlar, giderek a
tarafndan tahsis edilen zamanlamaya
bal olmak yerine kendi izleme
programlarn dzenleyerek kendileri
ne zg programlama yapmaktadrlar.
Dijital, uydu ve kablo hemen her
yerde televizyonun niteliini deitir-

BBCnin e e le c e e i
Baka bir ok lkedeki kamu yaynclnda olduu gibi

A ncak baz yorum cularn dikkat ektii gibi, mali


basklara ek olarak onun iledii evredeki yasal

B B C z o r durum dadr ve bir ok anlamazla konu


olmaktadr. BB C 'nin gelecei izleyicilerinin giderek

denetimin ortadan kaldrlmasnn etkilerinin de

blnmesi vznden sorun yaratmaktadr. Dijital

BBC'yi kendi zgl halk hizm eti unsurunun ksmen

teknolojinin gelimesi, BB C 'nin egemenliini tehdit

koruduu ticari bir sisteme dntrm tr. BBC'yi


destekleyenler televizyon sektrndeki yasal denetim

eden, gerek anlam da yzlerce ticari kablo ve uydu


kanallarnn ulalabilir hale gelmesi anlamna

ortadan kaldrld iin BB C 'nin rolnn, zellikle

gelmektedir. 1950'lerin yarsnda ticari televizyonlarn

p rogram standartlannn yksek tutulmas ve

balatlmasna kadar Britanya televizyon izleyicisinin

toplum sal olarak soyudanm toplum kesimlerine -ya

tekeline sahip olan BB C 'nin karasal yayn yapan

yetmi beten daha yksek olanlarn bedava televizyon

televizyon izleyicisi pay 2003'd e yaklak yzde 36


orannda dmtr. B B C izleyicilerinin saysnn

lisans elde etm ektedir- ulaabildii iin daha nemli


hale geldiini iddia etmektedirler. BBC'nin eski

dmesiyle birlikte ou kimse -zellikle de B B C

Politika ve Planlam a M dr u yorum u yapmaktadr:

televizyonunu izlem eyen, B B C radyo istasyonlann

Rekabetin izleyicileri ve yatirmlar ok kad sat

dinlemeyenler- neden lisans creti dem ek zorunda


olduklarn sorm aya balad.

yerlerine blecei ve bunun boyal basna zg


deerlere ve yeni hizmeti benimseyenlerle bunlara
gc yetm eyen ya da ulamaya niyeti olmayanlar

1990'larda Ulusal Salk Servisi gibi dier kamu


tekellerinin yan sra B B C de daha verimli ve m arket

arasnda blnm bir ulusa neden olaca gibi

odakl hale gelem si iin har saylr bir baskya tabi

giderek iddedenen korkular var. K am u


politikasnn nndeki mesele her iki gru ba da en

tutuldu. 1 992'den 1 999'a kadar G enel M dr olan Sir


Jo h n Birt, program yapmclarnn BBC'nin dndan

iyisini verm ek, gelimeyi tevik etmek ve kaliteyi

kamera takm satn almalarn serbest brakarak bir i

salamaktr (Currie ve Siner 1999).

piyasa yaratt; ayrca sklkla crederden keserek

rgtteki eitli st dzey yetkililerin istifa etmesine

B B C 'nin ticari faaliyederini gelitirdi (B o rn 200 4 ).


K am u tekellerini eletirenler bunun yeterli olmadn

neden olan 2004'deki H utton soruturm asnn padak


verm esine (bkz. kardaki ereve yaz) ram en devlet

ileri srdler ve B B C 'nin zelletirilmesine ynelik


bask yaptlar. rnein K anal 5'in eski G enel M dr

geleceini garanti altna almtr. D evlet ynetiminin

ynetimi en azndan ksa dnem de BBC'nin

David Elstein, M uhafazakar Parti tarafndan

medya endstrisi dzenleyicisi O fcom 'dan bir rapor

hazrlattrlan bir raporda BBC'nin kullanmak

BB C 'nin "yksek nitelikte, orijinal, yeniliki, meydan

isteyenler iin abonelik hizmeti verir hale gelmesinin ve

okuyan, ekici ve geni apta ulalabilir" program lar


salamasnn nem ini vurgulam ve lisans cretinin

lisans cretinin kaldrlmasnn gerektiini iddia etm itir


(2 0 0 4 ). Bu gne kadar topyekn bir zelletirmeye

en azndan 2016'y a kadar srdrlmesini salk


verm itir (O fco m 2 0 0 3 ).

kar konulmutur. ou kimse BB C 'nin kamu


sahipliinde kalmasnn nemli olduuna inanmaktadr.

660

M edya

mektedir. Bunlar kat bir biimde


karasal yaym yapan televizyon kanalla
rnn etkinlik alanlarna nfuz etmeye
balad m, ynetimlerin gemite
yapmaya altklar gibi televizyon
ieriini denetlemeye almak daha da
zor olacaktr. rnein Bat medyasnn
nfuz alan 1989'da Dou Avrupa'daki
devrimlerin yaplmasn salayan
koullarda rol oynamt.

Irak dosyas
Savaa destek toplam ak iin Babakanlk ofisi Eyll 2002'd e
Irak'a ynelik sulamalarn olduu bir dosya yaynlad.
D osya, baka eylerin yannda Irak'n kide imha silahlarn
(W eapons o f M ass D estruction W M D ) krk be dakika
iersisinde harekete geirebileceini iddia ediyordu.
imdiye kadar birbirini izleyen savalarda Irakl gler
tarafndan hi kitle imha silah kullanlmamas, hatta bu
silahlarn bulunmamas dosyann doruluunu pheli hale
getirmitir. G eorg e Bush'un 2003'deki ulusa sesleni
konumasnda dile getirdii iddialardan birisi, istihbarat
kaynaklar tarafndan kukuyla karlanmtr. H aziran
2 0 0 3'd e bir B B C gazetecisi Tony Blair'in ba akl hocas
Astair Campbell'i Britanya istihbarat servislerinin
isteklerine aykr bir biimde 'zellikle '45 dakika1' iddiasn
ortaya koyarken, dosyay "ilgin ve ekici hale getirm ekle"
sulamtr.

K re se lle m i m ed y an n etk ile ri


hakknda daha fazla bilgi iin bkz. 20.
Blm , Siyaset, H km et ve Ter
rizm, s. 665-76.

A nti tekel nlemleri


Kt Haberlcr'm yazarlarnn vurgu
lad gibi (bkz. yukarda s. 606-8)
haberleri ina edenler gndemi
belirleyen "eik bekileri" dir. Baarl
bir biimde yaymlanan ve baslan yeni
hikayeler hep o sade haber deeri
olmak ltne gre seilmezler. Gaze
teciler altklar kuruluun gndemine
uyacak hikayeler bulmalar gerektiinin
bal gibi de farkndadrlar ve bu
kurulularn da kendilerine ait bir siyasi
gndemleri vardr -yalnzca mal satmayp, fikirleri de etkilemektedirler. Bu
nedenle medya yatrmclarnn ve
byk medya irketlerinin artmas ve
yarattklar etki ou insan tedirgin
etmektedir. Murdoch gibi (bkz. ereve
yaz, s. 674-5) bu irket sahiplerinin
siyasi grlerini asla gizlememeleri
kanlmaz olarak farkl siyasi grlere
sahip siyasi partiler ve dier gruplarda
kaygya neden olmaktadr.

Bir meclis soruturm as Bay Cam pbel' bu sutan aklamtr


(Austos 2 0 0 3'd e istifa etmitir.). A ncak B B C geri adm
atmay reddetm i devlet ynetimi ile iddetli bir kavgay
harekete geirm itir. D urum , B B C 'ye hikayeyi ifa eden ana
kaynak olan hkm et bilgininin [Dr. David Kelly] istifa
etmesiyle trajik bir hal almtr. ubat 2004'd e bilginin
lmn aratran bir aratrm a, devlet yntemini dosyay
"ilgin ve ekici hale getirm ek" sulamasndan aklam ve
byk lde -am a btnyle deil- bilginin ivereni
Savunm a Bakanl'nn tarafn tutmutur. Buna karlk
B B C , kendi genel mdr ve guvernrler kurulu bakann
istifaya zorlad iin eletiri yamuruna tutulmutur.
L ord Butler bakanlnda istihbarat hatalan hakknda
verilen bununla ilikili bir rapor, 2 0 0 4 H aziran'nda kastl
olarak Parlam entoyu yanltc teebbslerinden dolay da
devlet yntemini aklamtr. A ncak bu durum , geride Bay
Blair'in sava durum unu destekleyecek en kk bir kant
bile abartm aya hazr olduu izlenimini brakmtr.

Kaynak: The Economist (5 Nisan 2005)

661

Bunu sakl tutarak, btn lkelerin


medya sahipliini denetlemek iin baz
artlar olduu sylenebilir. Ancak bu
ardar ne kadar kat olmaldr? Medya
yatrmlarnn kresel nitelikleri d
nldnde ulusal ynetimler onlar
denedeme konusunda ne kadar mitli
olabilirler.
Medyadaki yasal dzenlemeler
sorunu ilk bakldnda grndn
den daha karmak olabilir. Farkl grup
larn ve siyasi bak alarnn dinlene
bilmesini temin edebildii iin medya
rgtlerinde bir eitliliin olmasnn
kamunun yararna olaca aka

M edya

ortadadr. Buna ramen kimin neyi


satn alabilecei ve hangi medya
teknolojisi formlarnn kullanlabilece
ine snr koymak, medya sektrndeki
baary etkileyecektir. ok snrlayc
bir lke kendisinin geride kaldm
grmektedir -medya endstrileri
modern ekonominin en hzl gelien
sektrlerinden birisidir.
Medyadaki younlamay eletiren
ler byk medya irketlerinin ar g
kullandklarm ifade etmektedirler. te
yandan, iletmeler yasal dzenlemelere
maruz kaldklarnda etkili ticari kararlar
alamayabileceklerini ve kresel yar
kaybedebileceklerini ne srmektedir
ler. stelik dzenlemeyi kimin yapaca
m sormamaktadrlar. Dzenleyicileri
kim denetleyecektir?

Medyadaki yasal dzenlemelerle


ilgili izlenecek politikann yol gsterici
kanallarndan bir pazar hakimiyetinin,
ayn zamanda hem tam ekonomik
rekabetin hem de demokrasinin -medya
sahipleri seilemedii iin- temsilcisi
olabilecek iki ya da byk medya
irketine tannmas olabilir. Avrupa ve
dier sanayilemi lkelerde byk
lde farkllk gsterse de mevcut anti
tekel yasalar burada kullanlabilir.
Rekabetilik oulculuk demektirya da yle olmaldr- ve oulculuk
demokrasi iin herhalde iyi bir eydir.
Ancak oulculuk yeterli midir? ou
kimse, medya kanallarnn sayca
okluunun nitelii ve ieriin dorulu
unu garantilemediinin bir iareti
olarak A.B.D'yi gstermektedir (yuka-

G loballem e v e gndelik y aam : ind e sansr v e m ed ya


K resellem en in aykr nitelii, in K o m n ist

v e abarttn bildikleri iin asl durum u zihinde

Partisi'nin g zetim in d e hzl kltrel v e ek on o m ik

can lan drm ann ustas haline gelm ilerdir. N eyin

d n m ler g eiren in'd e aka kendini

sunulup neyin sunulm ad, neye n em verilip

g sterm ek ted ir.

verilm edii, sylenenlerin nasl sylendii gibi


b t n sluplara dikkat ed ilm ek ted ir -hep si hassas

1 9 8 0 'le rd e in ynetim i ulusal televizyon sitem inin

bir b iim d e y o ru m lan m ak tad r."

yaygnlam asn salam ve televizyonun vatan d alar


tarafndan satn alnm asn tevik etm itir. lke

L ull, inli izleyiciler tarafn dan televizyonda

ynetim i televizyon yaym cln, lkeyi

izlenen m esajlarn -esasen ithal film ler ve

birletirm enin ve parti o to ritesin i d estek lem enin b ir

reklam larn- kendi yaam tarzlar v e kendi

arac o larak g rm t r. A n cak televizyon deiken

toplum larndaki m e v cu t olanaklarla ters dt

bir ara olabilm ektedir. Yalnz uydu tem elli

so n u n ca varm tr. Bireycilik ve tketim top lum un u

kanallarn old u u bir ad a televizyon yaym clnn

vurgulayan televizyon ieriini izlerken o u inli

sk b ir b iim d e d enetlen m esi m m k n o lam am ,

izleyiciye g erek y aam d a kendi seenekleri

stelik inli izleyiciler televizyon ieriklerini

en gelleniyorm u gibi gelm ekted ir. Televizyon inli

ynetim in niyederinin aksi y n d e yo ru m lam ay a

izleyiciye, tek i top lu m sal dzenlerin

istekli olduklarn g sterm ilerd ir (Lull 1 9 9 7 ).

kendilerininkinden d aha so ru n su z ilediini ve


d aha fazla zgrl k su nd uu m esajn tam aktadr.

L ull, yz inli aile ile y ap a aratrm ad a, tpk


kom n ist rejim aland aki dier topluluklarda olduu

S on yllarda in tern et v e dier yeni iletiim

gibi inli izleyicilerin "satr aralarndaki d ah a az ak

teknoloi ileri in ynetim i iin yeni itirazlar

m esajlar okuyup y o ru m lam ad a u sta olduklarn"

m eyd ana g etirecek gibi g r n m ek ted ir.

o rta y a koym utur. L ull, g r m elerd e so ru lara yant

K im ileri bu yeni m ed yann , insanlarn devletin

veren lerin yalnzca seyrettikleri eyi deil, o n u izleyi

denetim ini alt etm esini salayacan iddia etseler

biim lerini de betim lediklerine dikkat ekm itir,

de dierleri d evlet san s r n n teknolojik

"izleyiciler ynetim in sklkla haberleri deitirdiini

gelim elere ayak uyduracan ileri srm ektedirler.

662

M edya

gru plar ve ilan tahtalar, d evletin eitli d enetim

" in 'in Byk Gvenlik Duvar"


in'in in tern eti san srlem e ab alan tekn oloji, hukuk

nlem lerinin hedefndedir.

ve insan g c m arifetiyle gerek lem ek ted ir.

in'de in tern ette s r f yapan 9 4 m ilyon kii iin ne

in'deki 'gvenlik duvar' (bilgisayar uzm anlar

fark etm ek ted ir? T ek n o -lib ertery en lerin tartm a

arasnda byle bilinir) yoluyla eriim i n ered eyse

fo ru m u Slashdotdak b ir tartm a konusu budur. yi

btnyle en gellenen B B C 'y e g re 5 0 .0 0 0 'd e n fazla

niyetli bir Batl'nn n s z "varsayalm Slashdot

farkl inli o to rite , intern ettek i trafii izlem enin

okuyabiliyorsunuz v e ynetim inizin olaslkla

dnda b aka b ir i yapm am aktadr. B u ifade

okum anz tercih etm ey ece i b ir dizi w eb sayfas

zgrl yasan ve m ah rem iyete kitlesel saldrya

v aro lan " bir dizi balant nerdiin d e, H u n g Wei

izin veren tek b ir yasal dzen lem e bile yoktur. D a h a

L o yazd b ir p o ste rd e yle karlk v erm itir:

d o ru su d zin elerce yasada y zlerce m ad d e, sansr

"D e fa la rca in'e gittim ve in'in eitli

yoluyla siyasi d zen i salayan ynetim in yetkilerini

blgelerind en gelen H l-B 'le rle (A B D dndaki

rtb a s etm eye alm aktadr.

lkelerden gelen g eici iiler) altm . Yukardaki


balantlarda s z edilen b t n e n fo rm asy o n

2 0 0 4 -2 0 0 5 'de in'de nternetin Filtrelenmesi: Bir lke

hakknda hepsi bilgi sahibiydi; o u le yem ei

ncelenmesi adl, g n m ze kadar in'de in tern etin

b oy u n ca bu konular hakknda tartm aya girm eye

filtrelenm esiyle ilgili yaplan en ayrntl alm aya

ekinm iyordu. 1 .6 m ilyar inlinin bu e n fo rm asy o n

g re , lkedeki san sr rejim i byk veri kapasitesine

p aralarnd an kati olarak habersiz olduunu

sahip b ir a b esleyen om u rg ad an in tern et kafeye

dnm ek B at (kendim i A m erikal varsayyorum )

k adar u zanm aktadr. in iletiim altyaps veri

p ropagan dasn n yllardr zo rla kabul ettirilm esinin

paketlerinin a ierisinde tasarlanm 'b o m a

d o ru d an bir so n u cu d u r."

n o k ta la rn d a filtrelenm esine izin verm ek ted ir,


caydrc etki y aratm as iin yasaklanm ieriin

G erek ten d e, [2005'd eki] Ja p o n y a kart

soru m lu lu u -yazara, a b arn d rm a h izm eti v eren e

g sterilerd e inlilerin devletlerinin dikkatli

v e o k u ra kadar-

sansrn alt etm ek iin ce p telefonu nd an m etin

b iro k tarafa geniletilir. B t n

m esajlar (SM S), anlk m esajlar, e- p ostalar, ilan

bun lar m akine v e insan san sr ve so n u n cu su da


oklukla gnlllerin sk g zetim i altnda

tahtalar ve w eb gnlkleri gibi a halindeki

gerekletirilir.

teknolojileri kullanarak nasl iletiim kurup


rgdendikleri rn ek olarak verilm itir. D o al

N isan'daki A B D - in E k o n o m ik v e G venlik T efti

olarak buradaki tartm a o to ritelerin bu

K o m isy o n u n u n rap o ru n u sunarken A k A

p ro testo lara ynelik kararsz kalm alardr- bir w eb

G iriim i (O p e n N e t Initiative) yneticisi J o h n Parley


b u sistem in dallanp budaklanm asnn "katlm c
d em ok rasiye inanan herkesi ilgilendirm eli" g r n
vurgulam aktadr. O N I , tpk kimileri tarafndan

gnlks bu h uzursuzluklar srasnda devletin


de kendi SM S'lerini gnd erd iini bildirm itir:
"n san lard an v a tan p erv er duygularn d o ru
kanaldan, yasalara uyarak ve dzeni koruyarak

yasaklanan ru h ani h arek et Falu n G o n g ile

ifade etm elerini istiyoru z".

ilikilendirilen H o n g K o n g m erkezli E p o c h T im es
tarafn dan baslan ve b ir dizi stundan oluan

in, henz pek ilen m em i a iletiimini d aha

K o m n ist P a rti zerin e D o k u z Y o ru m 'u n

rafine hale getirerek yeni km akta olan teknoloji

detaylandrlan sitelerin yzde 90'n n d a olduu gibi,

ynna ayak u yd urm ak z o ru n d a k alacak tr...

m u h alif siyasi partilerle ilikili sitelerin yzd e 60'n a

G em itek i rn ek lere bakldnda devletin san sr

eriim in engellendiini bulm utur.

arknn g elecekteki bu tehditleri


karlayam ayacan varsayam ayz.

S ans r W o rld W id e W eb'le de kalm am aktadr.


Kaynak: H ogge (2005) Bu makale nceden bamsz Online bir

O N I'n in 2 0 0 2 'd e in'le ilgili derledii so n rap o ru n a

gazetede yaynlanmtr

g re , ifade zgrl k on usun da u m u t vaad eden

http://www /opendem ocracy.net/ O p en D em ocracy'n in izniyle

yeni in te rn e t tem elli teknolojileri de hedeftedir.

yeniden baslmtr.

E le k tro n ik p o s ta san sr o u kim senin (buna


inlilerin kendisi de dahildir) dnd kadar
snrlandram az deilse de w eb gnlkleri, tartm a

663

M edya

rda sz edildii gibi Chomsky'nin


eletirisi de bunu gstermektedir).
Bazlar gl bir kamu yayncl
sektrnn salanabilmesini byk
medya irkederinin hakimiyetini engel
lemede nemli bir faktr olduu
dncesindedir. Yinede kamu yayn
clk sistemi, Britanya'da BBC'nin
neden olduu gibi kendi sorunlarn
yaratmaktadr. ou lkede kamu
yaynclar kendilerini tekel gibi kullan
makta ve ou lkedeki ynetimlerin
propaganda arac olarak etkili bir
biimde kullanmaktadrlar. Dzenle
meleri yapanlar kimin denedeyecei
sorusu burada daha byk nem
kazanmaktadr. Devlet ynetiminin
kitie iletiimini denetieme giriimi ve
in'de demokratikleme konusu
ereve yazda tartlmaktadr.
Medyadaki dzenlemeler sorunu
nu karmaklatran bir baka konu da,
teknolojik gelimenin artan hzdr.
Medya teknolojik yeniliklerle srekli
olarak deiime uramakta, bir
zamanlar ayr olan teknoloji formlar
birbirleriyle birlemektedir. rnein
eer televizyon programlar internetten
izlenecekse hangi medya dzenleme
sine tabi olacaktr?Avrupa Birlii'ne ye
devleder arasndaki medya ve teleko
mnikasyonun yndemesi n plandaki
tartma konusudur. Kimileri Avru
pa'da telekomnikasyonu, yaymcl
ve enformasyon teknolojisini uyumlu
hale getirecek egdml yasalara
gereksinim olduu grndeyse de
bunu gerekletirmek imdiye kadar
zor olmutur. Medya ile ilgili dzen
lemelerde Avrupa Birlii'nin rol zayf
kald ve 2002'de deitirilmesi gereken
'Snrlar Olamayan televizyon' adl
mevcut politika belgenin deitirilmesi,

tartmalar bugn de srd iin


ertelenmitir.
K resel m e d y a v e d e m o k ra si

Edward Herman ve Robert


McChesney (1997) kresel medya ile
ilgili almalarnda, uluslararas medya
nn demokratik devletlerin almala
rndaki etkisini aratrmtr. Bir taraf
tan kresel medya kaynaklarnn
yaylmas, devlet denetimli yayn pazar
zerindeki nfuzlarn gevetmeleri iin
otoriter ynetimleri etkili bir biimde
bask altnda tutmaktadr. Medya
rnlerini ulusal snrlar ierisinde
denetim altnda tutmak giderek gle
tii iin ou 'kapal' toplum, medyann
demokrasinin desteklenmesinde e t k i l i
bir g olabileceini kefetmektedir
(in hakkndaki ereve yazya bak
nz). Hindistan rneindeki gibi, ok
partili bir siyasi sistemde televizyonun
ticarilemesinin muhalefetteki politika
clarn grlerinin de daha grnr
olmasna izin verdiini grdk. Kresel
medya, bireycilik, insan haklarna sayg,
ve aznlk haklarnn korunmas gibi
bak alarnn byk lde yaylma
sn salamtr.
Ancak Herman ve McChesney
kresel medya dzeninin tehlikelerini
ve demokrasinin salkl ilemesi kar
snda tadklar engelleri vurgulamak
tadr. Kresel medya giderek daha
youn ve ticari hale geldike, Habermas'n tanmlad "kamusal alan"n
(yukarda bkz. s. 647) ileyiine tecavz
etmektedir. Yazarlar ticarilemi med
yann reklam gelirlerinin gcne ok
ey borlu olduunu ve yksek izleme
oranlar ve satlar garantileyen ierik
leri tercih etmeye zorlandn iddia
etmektedirler. Bunun sonucunda elen

664

M edya

ce ister itemez ekime ve tartmaya


galip gelecektir. Medyann bu kendini
sansr biimi vatandalarn kamuyu
ilgilendiren olaylara katlm zayflat
makta ve insanlarn sivil toplumla ilgili
kavraylarn zayflatmaktadr. Herman
ve McChesney'e gre kresel medya,
"kresel kapitalizmin yeni misyonerleri"nden baka bir ey deildir: Ticari
olmayan medya alan onu "en fazla ikti
sadi fayda" getirecek ekilde dzenleme
heveslileri tarafndan srekli zapt
edilmektedir (Herman 1998). Onlarn
gznde medya kurulular tarafndan
desteklenen elence kltr kamusal
alan devaml kltmekte ve demokra
sinin ileyiini zayflatmaktadr.

meydana gelmitir. Yeni teknolojiler bir


zamanlar ayr olan medya formlarnn
birlemesine yol anca, ulusal pazarlar
akkan bir kresel pazara teslim
olmutur. Yirmibirinci yzyln bala
rnda kresel medya piyasasna haber
lerin ve elencenin retim, datm ve
pazarlamasndaki hemen hemen her
lkede hissedilen yirmi kadar okuluslu
irket egemen olmutur.

Kresel ada medya

1. Sahipliin giderek younlamas Kresel


medyaya ark az sayda ama gl
irketler egemendir. Kk apl
bamsz medya irketleri giderek son
derece merkezileen medya holdingleri
ile birlemektedir.

Bu kitap boyunca internetin,


gnmzdeki kreselleme srelerine
katkda bulunan nemli unsurlardan
biri -ve de onun belirtisi- olduunu
grdk. Bununla birlikte kreselleme
dier medyann eriim gcn ve
etkisini de artrmaktadr. Bu blmde
kreselle-me koullar altnda kitle
iletiim aralarn etkileyen kimi
deiimleri gzden geireceiz.
Medyann yeni ykler toplamak
ve filmlerin deniz ar datmn
yapmak gibi uluslararas boyudan her
zaman olmusa da, 1970'lere kadar
ou medya irketi ulusal devlet
ynetimlerinin yasal dzenlemeleri
dorultusunda i pazarlarda faaliyet
gstermitir. Ayrca medya sanayi farkl
sektrlere ayrlmt -byk lde
sinema, basn, radyo ve televizyon
yaymclnn hepsi birbirinden bam
sz faaliyet gstermekteydi.
Ne ki, son otuz krk yldr medya
endstrisi ierisinde byk deiiklikler

665

David Held ve meslektalar


(1999), kreselleme ile ilgili almala
rnda kresel medya dzeninin
meydana gelmesine katkda bulunana
be n em li deim eye dikkat
ekmektedirler:

2. Kamu sahipliinden %el sahiplie bir


kayma Geleneksel oalrak medya ve
telekomnikasyon irketleri dnyann
hemen hemen her yerinde ksmen ya da
tamamen devlete aittir. Son yirmi otuz
ylda i evrelerinin liberallemesi ve
devlet denetimindeki yumuama, ou
lkedeki medya irketlerinin zelleti
rilmesine (ticarilemesine) neden
olmutur.
3. IJlustesi irketyaplan Medya irketleri
artk ulusal snrlar iinde kat kuralara
bal olarak faaliyet gstermek zorunda
deildir. Bir medya irketine sahip
olabilmenin kurallar snr tesine
yatrm yapabilmeyi ve irket satn
alabilmeyi salayacak ekilde gevetilmitir.

M edya

4. Medya rnlerini farkllna bal


eitlilik Medya endstrisi eitlenmi ve
eskiye oranla daha az blnmtr.
Aada profili kartlan AOL-Time
Warner gibi byk medya holdingleri
mzik, basl malzeme ve televizyon
programlarn kapsayan medya ierii
karmn retip datmaktadr.
5. Kolektif irket birlemelerinin art
Medya endstrisindeki farkl kesimler
den irketler, birbirleriyle birleme
eilimindedir. Medya formlar giderek
btnletike, telekomnikasyon fir
malar yazlm ve donanm irketleri ve
medya ieriini retenler de giderek
irket birlemelerine dahil olmaktadr.
Medyann kresellemesi
yatay
iletiim biimlerini ne kartmtr.
Eer geleneksel medya formlar iletii
min dikey bir biimde ulus devletin
snrlar ierisinde meydan gelmesini
saladiysa, kreselleme de iletiimin
yatay btnlemesine neden olmutur.
Yalnzca insanlar birbirleriyle en temel
dzeyde iliki kurmamakta, medya
rnleri de bu yeni uyumlu denetim
yaplar, sahiplik politikalar ve ulustesi
pazarlama stratejileri yardmyla
yaylmaktadr. letiim ve medya artk
kolaylkla lke snrlarnn tesine
uzanabilmektedir (Srebrenny-Mohammadi ve dierleri 1997).
Ancak, kresel toplumun dier
grnmleri gibi yeni enformasyon
dzeni de eitsiz gelimekte ve gelimi
lkeler arasndaki ayrm yanstmak
tadr. Bu blmde baz medya yorum
cularnn yeni kresel dzenin "medya
emperyalizmi" olarak daha net tanmla
nabilecei yolundaki grlerine
gemeden nce medyada kreselle
menin boyutlarn aratracaz.

M z ik

David Held ve meslektalarnn


medya ve iletiimin kresellemesine
ynelik incelem elerinde dikkat
ektikleri gibi, "mzik formu kendini
bakalarndan daha etkili bir biimde
kresellemeye teslim etmitir" (1999:
351). Bunun nedeni, mziin yazl dil
ve konuma dilinin snrlarn aarak
kitlesel izleyiciye ulap onun dikkatini
ekebilmesidir. Az sayda okuluslu
irketin egemen olduu kresel mzik
endstrisi dnyadaki izleyicilere
binlerce sanatsnn mzik becerilerini
kefetme, retme, pazarlama ve dat
ma yetenei zerine ina edilmitir.
Kiisel mzik sistemlerinden, MTV gibi
mzik televizyonlarna ve kompakt
disklere kadar teknolojinin gelimesi,
mziin kresel olarak datmn
salayan daha yeni ve incelikli tarzlar
sunmaktadr. Son yirmi otuz yldr
mziin kresel pazarlama ve dat
mnn bir paras olarak irketler
'kurumsal yaplar' olarak gelimektedir.
Kresel plak endstrisi bunlar
ierisinde en younlam olandr. En
byk be irket -Universal (1998'de
PolyGram' da almtr), Time Warner
(aada s. 669-72'de tartlmtr),
Sony, EM ve Bertelsmann -btn
uluslararas mzik satlarnn yzde 8090'n denetlemektedir (Herman ve
McChesney 1997). ubat 2000'de Time
Warner ile birletiini aklayana kadar
EM en byk be firma arasnda daha
byk bir medya holdinginin paras
olmayan tek firmayd. Kresel mzik
endstrisi 1990'larn ortasnda nemli
bir byme yaamtr; gelimekte olan
lkelerdeki satlar zellikle yksekti,
bu durum ou byk irketin, pazarn
genileyebilecei tahmini ile daha yerel

666

M edya

sanatlarla kontrat imzalamalarna yol


amtr. Ne ki, aada da greceimiz
gibi mzik endstrisine, kullanclar
yasad yollarla ok daha kolay ve geni
kapsamda mzik paylaabilmelerine
izin veren internetin gelii meydan
okumutur.
Sava sonras dnemde kresel
mzik endstrisinin gelimesi byk
lde Amerika ve Britanya kaynakl
popler mziin baarsnn -ve
kendisini onunla zdeletiren genlik
kltrlerinin ve alt kltrlerin yaylma
snn- bir sonucu olmutur (Held ve di.
1999). Mziin kresellem esi,
Amerikan ve Britanyal tarzlarnn ve
mzik trlerinin uluslararas izleyiciler
arasnda yaylmasndaki en temel
glerden biri olmutur. teki lkelerin
daha dk dzeyde mzik retimine
sahip olmalar yznden, A.B.D. ve
Byk Britanya'da popler mziin
ihracnda dnya lideridir. Baz
eletirmenler mzik endstrisinde bu
ilkelerin egemen olmasnn yerel mzik
soundlar ve geleneklerinin baarsn
zayflattn savunurken, kreselleme
nin iki ynl bir cadde olduunun
hatrlanmas nemlidir. Dnya mzii
nin poplerliinin artmas -rnein
ABD'deki Latin esinli soundlarn
olaanst baars- kresellemenin
btn ynlere kltrel yaylmaya yol
atnn bir kantdr.

Internet vem^ik endstrisi


nternet, zgr zaman uralarn
dan ticaretin yrtl biimine kadar
gnlk yaammzdaki pek ok eyi
deitirmektedir. Mzik endstrisi gibi
geleneksel medya irketleri iin internet
hem muazzam bir frsat hem de ciddi
bir tehdit arz etmektedir.

667

Her ne kadar mzik endstrisi de


birka uluslararas irketin elinde
younlar hale gelmise de, baz
gzlemciler mziin "kltr endst
risindeki en zayf halka olduu
inancndadr. Bunun nedeni internetin,
yerel mzik dkkanlarndan kaset ya da
CD biiminde satn alnmak yerine,
mziin dijital olarak indirilmesine izin
vermesidir. Kresel mzik piyasas
halen fabrikalar, datm zincirleri,
mzik maazalar ve sat personelin
den oluan karmak bir adan
olumaktadr. nternet mziin doru
dan pazarlanmasna ve indirilmesine
izin vererek bu unsurlarn hepsine olan
gereksinimi ortadan kaldrrsa mzik
endstrisinden geriye ne kalacaktr?
Mzik endstrisi bugn dijitallemenin etkileri ile uzlama giriimlerinde
bulunmaktadr. Kresel mzik satlar
2000-2004 yllar arasnda yllk 40
milyar dolardan (22 milyar paund) 30
milyar dolara (17 milyar paund)
dmtr. Sektr byk lde
klmeye uram ve yeniden yaplan
maya zorlanmtr. Mzik endstrisin
deki ou kimse MP3 gibi internetten
yasal olmayan mzik dosyalar indirme
nin sektrdeki gelir kaybnn en nemli
nedenlerinden biri olduunu iddia
etmektedir. Britanya Seskayd Sanayi
(BSK)Birleik Krallk'daki sekiz milyon
insann mzik indirdiini, yzde
92'sinin de bunu yasal olmayan siteleri
kullanarak yaptn iddia ettiini ortaya
karmtr (BBC, 7 Ekim 2004). Her ne
kadar yasal olarak satn alnan mziin
oaltlmasna ynelik sk denetim
yaplmas iin giriimlerde bulunulu
yorsa da teknolojik deime-nin hz,
endstri korsanln nlemeyi glgede
brakmaktadr.

M edya

Olduka dikkat eken bir durum da


2000'deki Napster vakasdr. Napster
insanlarn internet zerinden -baka
paylamclarn bilgisayar zerine
kopyalanm mzik dahil- dosya
alveriini salayan bir programdr.
Plak endstrisi Napster'n arkasndaki
kk irkete dava am ve sonunda
irketi dosya paylam programn
salamay durdurmaya zorlamtr.
Napster karsnda elde ettii zaferden
beri mzik endstrisi internette dosya
transferini destekleyen irkedere kar
yapt hukuki eylemlerden bir servet
elde etmitir. 2003'de Birleik Devlet
lerde bir yarg, Grokster ve Morpheus
adl iki dosya transfer ann sistemleri
zerinden elde edilen dosyalarn yasal
statsnden sorumlu olamayaca
hkmne vardysa da hukuki sava
srmektedir.

salamaya balamtr. Dosya indirme


bu durumda yasaldr nk plak irketi
ve sanatlara telif denmektedir.
zellikle Apple Pod gibi tanabilir
MP3 alarlarn ortaya kmas ve
arklarn yasal olarak alnp indirildii
hizmetleri sunan irketlerin saysndaki
artn katalizr olmasyla, byk
lekli bir byme yaamtr. 2004'n
sonunda 125 milyon yasal olarak ark
indirme hizmeti satn alnm ve yasal
bir "indirilmi ark listesi" gelitiril
mitir. Mzik endstrisinin balangta
interneti reddetmesinin ardndan
2000'lerin ortalarnda yasal olarak
indirilen mzik satnn baarl bir
biimde uyarlanmas, endstrideki
ou kimse tarafndan gelecekte de
canalc bir nokta olaca eklinde
deerlendirilmektedir (BBC, 28 Hazi
ran 2004).

Dosya paylam yazlm reten


irketlere saldrmasnn yan sra mzik
endstrisi, mzik dosyalarn legal
olmayan bir biimde paylaan teke tek
bilgisayar kullanclarnn peine
dmtr. 2004'de BSK internet
zerinden ark dosyalar transfer eden
tek tek mzik merakllarn dava edecei
iddiasn tayan bir madde yrrle
koymutur. Bunu Amerikan Plak
Endstrisi Birlii'nin (RIAA) bir eylemi
izlemitir. Birlik 2004'de dosya indiren
5,700 kiiyi mahkemeye vermitir.
2003'de RIAA, 650.000'den fazla dosya
sunan bir a ileten -bu 43.000'den
fazla albme edeerdir- Michigan'dan
bir kolej rencisine ynelik harekete
gemitir (BBC, 7 Ekim 2004).

Sinema
Sinemadaki kresellemeyi deer
lendirmenin farkl yollar vardr. Bun
lardan biri, filmlerin nerede yapld ve
onlara verilen mali destein kaynana
bakmaktr. Bu lt asndan kukusuz
sinema endstrisi bir kreselleme
srecindedir. Birlemi Milletler Eitim
Bilim ve Kltr rgt (UNESCO)
tarafndan yaplan almalara gre, bir
ok lke film retme kapasitesine
sahiptir. 1980'lerde yaklak yirmi be
lke ylda elliden fazla film yaparken
A.B.D, Japonya, Gney Kore, Hong
Kong ve Hindistan gibi az sayda lke
ylda 150 film yaparak dier lkelerin
nne gemitir. (Held ve dierleri,
1999).

Yasal olmayan dosya paylamna


saldrnn yannda mzik endstirsi
yasal dosya indirme hizmetleri sunarak
internetin meydan okumalarna uyum

Sinemadaki kresellemeyi deer


lendirmenin bir baka yolu, ulusal
olarak retilen filmlerin dier lkelere
ne lde ihra edildiine bakmak

668

M edya

tr.l920'lerde ilk uzun metrajl filmin


gn na kt dnyadaki filmlerin
bete drdn Hollywood yapmak
tayd; bugn A.B.D sinema endstri
sinde en etkili lke olmay srdrmek
tedir. (A.B.D'nin ardndan gelen en
byk film ihracatlar Hindistan,
Fransa ve talya'dr.) ou lke yne
timleri, kendi film endstrilerine yar
dm etmek iin sbvansiyon salamak
tadr, yine de uzun metrajl film
ihracatlarndan hibiri A.B.D'ye rakip
olamamaktadr. 15.3. ekilde de
grld gibi (Birleik Devletler
hari) uluslararas gielerde gelmi
gemi en ok kazan getiren filmlerin
banda Birleik Devletler filmleri
gelmektedir. rnein 2003'de Birleik
Krallk gielerinde Amerikan filmleri
yzde 62 orannda egemendir; buna
karlk yalnzca Birleik Krallk
kaynakl filmlerden elde edilen parann
yzdesi 2.5'dur (Birleik Krallk Film
Konseyi, 2003).
Hollywood stdyolar, gelirlerinin
yarsndan fazlasn denizar film
datmndan elde etmektedirler.
Yabanc izleyicilerin hacmini daha da
artrmak iin bu stdyolar tm dnyada
multipleks sinemalar ina etmekle
uramaktadrlar. 2010'da kresel gie
gelirlerinin, izleiyci saysndaki art
nedeniyle 1994'deki toplam rakam
ikiye katlayarak 25.6 milyon dolara
ulaaca tahmin edilmektedir. Video
larn ve son dnemde DVD oynatc
larn kresel lekte yaygnlamas ile
Hollywood filmlerini dzenli izleyebi
len insan says da artmtr.

Medyann Sper irketleri


ubat 2000'de gelmi gemi en
byk holding gereklem i ve

669

dnyann en etkili medya irketlerinden


ikisi birlemitir. 337 milyar dolarlk
anlamada dnyann en byk medya
irketi ile dnyann en byk servis
salaycs Amerikan Online (AOL)
"nternet Yzyl iin dnyann ilk
tamamen btnlemi medya ve
iletiim irketini" yaratma konusundaki
niyederini ilan etmilerdir. Birleme
Time Warner'n sahip olduu gazeteler,
dergiler, film ve televizyon stdyolarn
kapsayan muazzam bir medya 'ierii'
ile birleme srasnda abone says on
be lkeden yirmi be milyon kiiyi aan
gl internet datm yetenei ile
AOL'u bir araya getirmitir.
Dnyann drdnc byk irke
tini meydana getirdii iin birleme
finans piyasalarnda muazzam bir
heyecan yaratmtr. Boyutundan te
anlama, eski ve yeni medya arasndaki
ilk nemli birleme olduu iin byk
dikkat ekmitir. Time Warner'n
gemii, Henry Luce'un gnlk
gazetelerin ierdii oylumlu bilgileri
zetleyen ve yorumlayan haftalk bir
yayn olan Time dergisini kurduu 1923
ylna kadar geri gitmektedir.
Time'm bu byk baarsn 1930'da
bir i dergisi olan Fortune ve 1936'da bir
fotoraf dergisi olan Life' karmas
izler. Yirminci yzyl boyunca Time
irketi, televizyon ve radyo istasyonla
rn ve mzik endstrisini, byk
Warner Brothers sinema ve izgi film
imparatorluunu ve dnyann ilk yirmi
drt saat haber yaynlayan kanal CNN'i
kapsayan bir medya kuruluu haline
getirmitir. Birleme srasnda Time
Warner'n cirosu 26 milyar dolard; her
ay dergileri 120 milyon okuyucuya
ulamaktayd ve irket en popler
televizyon programlarndan bazlarnn

M edya

A.B.D filmleri

Yl

Kaynak
lke

1997

A.B.D.

1,235

2 Yzklerin Efendisi:Kraln Dn

2003

A.B.D.

696

3 Harry Potter ve Byc Ta

2001

ABD.

651

4 Harry Potter ve Srlar Odas

2002

A.B.D.

604

Yzklerin Efendisi: ki Kule

2002

A.B.D.

581

6 (urassic Park

1993

A.B.D.

563

7 Yzklerin Efendisi: Yzk Kardelii

2001

A.B.D.

547

8 Nemo: Kayp Balk

2003

A.B.D.

513

9 Bamszlk Gn

1996

A.B.D.

505

10 Star Wars: Birinci Blm 1: Gizli Tehlike

1999

A.B.D.

491

Titanik

Yllk toplam
gelir (A.B.D $)

A .B .D li olm ayan filmler


44 Ruhlarn Ka

2001

japon

254

69 Andan Doma

1997

U f

211

86 Drt Nikah Bir Cenaze

1994

191

96 Bridget Jonesun Gnl

2001

183

15.3. ekil Uluslararas gielerd e gelm i gem i en fazla gelir g etiren filmler, Nisan 2 0 0 4
Kaynak: Internet Movie Database < http://www.ibdb.com /Top>; UNDP (2004),s. 97

yan sra 5.700 filmden oluan bir


arivin haklarna sahipti.
Time Warner'n gemii, iletiimin
yirmibirinci yzylda geirdii gelime
leri yanstyorsa da, Amerika Online'n
ortaya k da enformasyon andaki
'yeni medya'ya zgdr. 1982'de
kurulan AOL, nceleri saat bana
cretlendirilen evirmeli internet
eriimi sundu. 1994'de 1 milyon
kullanc abonesi vardjl 996'da standart
aylk abone creti karlnda snrsz
internet kullanma olana sunmasnn
ardndan yelii 4.5 milyona frlad.
Kullanc says artmay srdrdke
-1997'de 8 milyon kii AOL'u
kullanyordu- irket, stn internet
hizmet salaycs konumunu pekitiren
bir dizi birleme, satn alma ve

ortaklklara giriti. CompuServe ve


Netscape'in ikisi de AOL tarafndan
satn alnd. Alman irketi Bertellsmann
ile 1995'de yaplan ortak yarm AOL
Avrupa'nn kurulmasn salad ve Sun
Microsystems, AOL'un e-ticaret dnya
sna girmesine olanak salad.
ki irketin birlemesi, 24 milyon
AOL abonesini, 120 milyon dergi
okurunu ve CNN, HBO ve Warner
Brothers gibi televizyon kanallarn tek
bir ortak at altnda birletirerek 350
milyar dolarlk ulustesi AOL-Time
Warner yaratmtr. Ancak birleme
imdiye kadar ciddi sorunlarla karla
mtr. zellikle AOL, istekli abonelere
ya da gelir hedeflerine ulaamam,
internet teknolojileriyle filmi birletire
cek rnlerin gerekletirmesi de yava

670

M edya

olmutur. Yatrmclar beklentilerini


irketin neyi baarabileceine gre
ayarladklar iin, medya devi eli
kulandaki dalma tehlikesine zorlan
maya dikkatini yneltmitir. 2002'de
irket 100 milyar dolar zarar bildirimin
de bulunmutur. Bu zarar irketin
adndan 2003 ylnda AOL'un silinme
siyle sonulanmtr.
AOL'un dnn artk istikrar
kazandna inanlmaktadr; irket,
kablo ve film gibi daha geleneksel med
yada baarl olduunu ileri srmekte
dir. Ancak irketin 2002'den sonraki
mevcut baarsnn byk bir ksm
Ylklerin Efendisi lemesine dayan
maktadr. Time Warner'n retim
hatnda gie filmlerinin garantisi yok
tur, internet servis salayclar endst
risi deierek daha rekabeti hale gel
mektedir; baz yorumcular dnyann bu
en byk medya irketi iin gelecein ne
kadar gvenilir olup olmad konusun
da endielidirler.
AOL-Time Warner birlemesinin
tad anlam bir sre pek anlalamayacak, ancak anlamay serbestle
tirici, heyecanl yeni bir teknolojik
potansiyel olarak grenlerle medyada
byk holdinglerin egemen olmasn
dan kayg duyanlar arasnda imdiden
bir snr olumutur. Anlamann ateli
taraftarlar, birlemeyi, istedikleri haber
programlarn, televizyon program
larn, film ve mzikleri istedikleri anda
internet araclyla evlere getirecek
olan medyadaki "sper irketlerin"
yaratlmasna ynelik adm olarak
grmektedir.
Medyadaki sper irketlerin bunu
ama edinmeleri fikrine herkes katlma
maktadr. Ateli taraftarlarn ok ho

671

bir rya olarak grdn, eletirmen


ler bir kabus olarak alglamaktadr.
Medya irketleri eskisine oranla daha
younlam, merkezilemi ve kresel
hale geldike medyann zgr
konuma, ifade ve tartma forumu
oluturmak olan en nemli rolnn
azald yolundaki kayglar iin bir
sebep var demektir. Medyada /^ierii
-televizyon programlar, mzik, film,
haber kaynaklar- hem de datm
aralarn denetleyen tek bir irket ok
gl konumdadr. Kendi rnlerinin
(hrete kavuturduu arkc ya da
nllerin) promosyonunu yapabilir;
(holdinglerini ya da ortak irketlerini
olumsuz bir biimde glgeleyebilecek
haberleri atlayarak) oto sansr uygula
yabilir ve kendi imparatorluu iindeki
rnleri dardakilerin aleyhine "ap
raz olarak destekler".
nternetin be medya holdin
ginin elinde olmas yollu gr,
internetin ateli savunucular tarafndan
zgr ve snrsz bir elektronik alemin
sunulduu yolundaki birka yl nceki
grle taban tabana zttr. lk yllarda
internet ou kimse tarafndan
kullanclarn zgrce dolaabilecekleri,
bilgiyi aratrp paylaabilecekleri, ba
lantlar kurabilecekleri ve irketletirilmi bir gcn hkm srd alann
dnda etkileimde bulunabilecekleri
bireysel bir alem olarak grlmtr.
Ne ki medya devlerinin ve reklamclarn
bir hayalet gibi beliren varl, bu
grnm tehdit etmitir. Eletirmen
ler, internette irketletirilmi bir gcn
ykselmesinin "irketlemi mesaj"
dnda her eyi boacan ve inter
netin yalnzca abonelerin ulaabilecei
snrl bir nfuz alan haline gelmesine
neden olacandan kayg duymaktadr.

M edya

Birbirine muhalif bu grleri


deerlendirmek olduka gtr; kesin
olan ey her iki bak asnn da
doruluk taddr. Medyadaki irket
birlemeleri ve teknolojik ilerlemenin,
iledim biimlerini genilettii kesindir,
dahas elence de rgdenmekte ve
dalmaktadr. Tpk film ve mzikteki
ilk medya nclerinin, televizyon alar
ve mzik endstrisinin ykselmesinden
etkilenmesi gibi, internet a iletiim
aralarnda da dramatik deimeleri
kkrtacaktr; nmzdeki yllarda
izleyicilerin neyi, ne zaman tketip
tketemeyeceklerine dair daha fazla
seme anslar olacaktr. Fakat medya
nn bu birleik irketierin egemenli
inde olmas ile ilgili kayglar ortadan
kalmamtr. imdiden medya holding
lerinin ortak olduklar irkederle ilgili
olumsuz haberlerin medyada yer
almasna izin vermedikleri sylenmek
tedir. nternetin zgr ve ak tutulmas
gerektii yolundaki grler, fikirlerin
paylald ve tartld snrland
rlmam bir kamusal alann deeri ile
ilgili nemli fikirlerle temellendirilmektedir.
Toplumsal dnyada az sayda
kanlmaz durum olduunu hatrla
makta yarar vardr. Enformasyon
kaynaklarnn ve datm kanallarnn
mudak denetimi ile ilgili giriimler, ya
tekelleri nlemeyi amalayan anti-trst
yasalar ya da medya kullanclarnn
alternatif enformasyon yollar aramaya
ynelik inat ve yarac abalarndan
dolay nadiren baarl olmutur. Medya
tketicileri, irketin karlar tarafndan
zahmetsizce ynlendirilebilecek "klt
rel sersemler" deillerdir. Medya
formlarnn saladklar olanaklar ve
hacimleri geniledike, bireyler,
mesajlar ve karlatklar malzemeyi

yorumlama ve deerlendirme konusun


da daha mahir hale gelmektedirler.

Medya emperyalizmi mi?


zellikle A.B.D olmak zere
sanayilemi lkelerin medya retimi ve
yaylmasndaki stn konumu ou
gzlemciyi (rnein Herman ve
McChesney 2003) medya emperya
lizmine dikkati ekmeye sevk etmitir.
Bu gre gre bir kltr imparator
luu ina edilmitir. Az gelimi lkeler
kendi kltrel bamszlklarn salaya
cak kaynaklardan yoksun olduklar iin
zellikle saldrya maruz kalmaktadr.
Dnyann en byk yirmi medya
holdinginin merkezlerinin hepsi sanayi
lemi lkelerde, ounluu da
A.B.D'de bulunmaktadr. AOL-Time
Warner, Disney ABC ve Viacom gibi
imparatorluklarn hepsi A.B.D kaynak
ldr. Dier byk medya holdingleri
-aada profili karlan Murdoch
imparatorluu saylmazsa- CBS Records ve Columbia Pictures'n sahibi
Japon Sony irketi, RCA Records ve
A.B.D kaynakl bir dizi basm irketine
sahip Alman Bertellesmann ve eski
Italyan babakan (ve dnyann en
zengin krk kiisinden biri -bkz. 11.
Blm s. 431)Silvio Berlusconi'nin
sahibi olduu Mandadore'dan olu
maktadr.
Elektronik medya sayesinde Batl
kltr rnleri tm dnyay kapsayacak
ekilde yaygn hale gelmektedir. Hong
Kong'da temas ayn olan bir Disney
parknn ina edilmesine ilikin planlar
1999'da ilan edilmitir -park yerel
kltr yanstmaktan ok byk lde
Amerika'nn ekiciliklerinin bir kopyas
olacakr. Disney temal parkn md
rnn iaret ettiine gre bu yalnzca
bir balang olabilir: "1,3 milyarlk

672

M ed ya
B tn K ! ! * !

nfusu olan bir lkede yalnzca bir


Disney konu park varsa bu durum 280
milyon nfuslu ABD'deki be konu
parkyla karlatrma kabul etmez"
(alntlayan Gittings 1999).
Ancak sz konusu olan yalnzca
popler elence biimleri deildir.
Haberlerin, be byk haber ajans
tarafndan denetlenmesinin iletilen
bilgide "Birinci Dnya bak asnn"
hakim olaca anlamna geldii ileri
srlmektedir. Bu nedenle haber
yaynlarnda dikkatin zellikle felaket,
kriz, askeri mdahale dnemindeki,
gelimekte olan lkelere yneltildii:
sanayilemi lkelerdeki dier gnlk
haber dosyalarnn gelimekte olan
lkelerdeki yayn kapsamna alnmad
iddia edilmektedir.
Batnn, zellikle de Amerikan
kltrnn kresel olarak yaylmas
baz blgelerde nefrete neden olmak
tadr. Bunun da dnyann pek ok
blgesinde anti-Amerikanc dnce
lerden oluan bir dalgaya katks
olmaktadr.

Direni ve
alternatifler

kresel

medyaya

Kresel medyann kapsama alan


ve gc inkar edilemese de, btn
lkelerde medyann hcumunu yava
latmaya ve medya rnlerinin niteliini,
yerel gelenekleri, kltrleri, ncelikleri
yanstacak biimde ekillendirmeye
hizmet eden gler bulunmaktadr.
Din, gelenek, popler bak alar,
medyay ciddi bir biimde frenlerken,
yerel dzenlemeler ve yerli medya
kurulular, kresel medya kaynak
larnn etkilerini snrlandrmada nem
li rol oynamaktadr.

673

Ali Mohammadi (1998) slam


lkelerindeki medyann kreselle
mesini salayan glere verilen karl
aratrmtr. Devlet snrlarnn tesin
de ileyen uluslararas elektronik
imparatorluklarn ykselmesi, kltrel
kimlie ve ou slam devletinin ulusal
karlarna tehdit olarak alglanmak
tadr. Mohammadi'ye gre medya
firmalarnn dardan gelen hcumuna
kar gsterilen diren, sessiz tepkiden
Batl uydularn yasaklanmasna kadar
deimektedir. Medyann kreselle
mesine gsterilen tepki ve her lkenin
harekete gemesi byk lde Batl
smrgeciliin kaltna ve modernle
menin tecavzne verdikleri karln
kapsamn yanstmaktadr. Medyann
kresellemesine verilen slami karlk
lar zmlerken Mohammadi, devlet
leri genel kategoride ele almaktadr:
modernist, karma, geleneksel.
1980'lerin ortalarna kadar slam
dnyasndaki televizyon programlar
nn ou ya ulusal snrlar ierisinde ya
da yirmi devleti kapsayan -pan-Arap
uydu yayn a- Arapsat yoluyla retilip
datlyordu. Yaymclktaki liberalle
me ve kresel uydu televizyonunun
gc, slam dnyasndaki televizyonun
snrlarn dntrmtr. 1991'de
Krfez Sava srasnda ortaya kan
olaylar, Ortadou'yu kresel medya
endstrisinin ilgi oda haline getirmi
ve blgedeki televizyon yaymcl ve
denetimini anlaml bir biimde
etkilemitir. Bahreyn, Msr, Suudi
Arabistan, Kuveyt, Dubai, Tunus ve
rdn gibi lkelerin hepsinin 1993'de
uydu kanallar kurmaya balamasyla
uydular hzla yaylmtr. 1990'larn
sonunda ou slam devleti kresel
medya programlarna ulama imkanna

M edya

sahip olmann yan sra kendi uydu


kanallarn kurmulardr.
El Cezire, gnde yirmi drt saat
haber yaynlayan
Ortadou'daki en
byk ve tartmal Arapa haber
kanaldr. 1996'da kurulan ve Katar'dan
yaym yapan El Cezire haber a, Arap
topluluklar ve Arapa konulan
lkelerde en hzl yaygnlaan adr. Baz

eletirmenler El Cezire'nin gereinden


fazla sansasyonel olduunu ve sava
blgelerinden ok iddet dolu ve duygu
younluu yksek konular gsterdii
ni, ayrca fundamentalist ve kktenci
gruplara bakalarna oranla ok daha
fazla yer verdiini iddia etmektedirler.
Kanaln siyasi programlar olduka
poplerdir ancak kltr, spor ve salk

M ed y a y atrm clar: R upert M u rd och


R u p e rt M u rd o c h , A vustralya d o u m lu , m ed y an n en

M u rd o ch , 1 9 8 5 'd e 2 0 0 0 'd e n fazla film in h ak larna

b y k im p a ra to rlu k larn d an b irin in b ak an o la n

sahip b ir film irketi o la n T w e n tie th C en tu ry

yatrm cd r. N ew s C o rp o ra tio n 'n h o ld in g leri alt

F o x 'u n yar h issesin i alm tr. K e n d in e ait F o x

k tad a iley en d o k u z farkl m edyay kap sam ak tad r.

B ro a d ca stin g C o m p a n y 1 9 8 7 'd e k u ru lm u tu r ve

2 0 0 1 'd e irk etin i h acm i 1 6 .5 m ilyar p o u n d d u ve

A B C , C B S v e N B C 'd e n so n ra A B D 'd e n d e g elen

3 4 .0 0 0 kiiyi altry o rd u ( B B C , 16 H aziran


2 0 0 1 ) .E k im 2 0 0 4 'd e A B C yllk i h a c m in in 2 9

Britanyann

m ily ar p o u n d o ld u u n u b ild irm itir.

The Sun Blair'i destekliyor


.
Deiim e bir ans verin

M u rd o c h , N e w s C o rp o ra tio n ' 1 9 6 0 'l yllarda


B rita n y a ve A m e rik a pazarlarn a g irm e d e n
n c e A vustralya 'da k u rm u tu . B ritan y a'd a
ilk Nevs o f the World\ ve th e Suni 1 9 6 9 'd a ,
1 9 7 0 'le rin o rta la rn d a N ew York P ostu satn
alm as d aha so n ra k i satn alm alar salayan
d ram atik g e n ile m e n in yolunu am tr.
N e w s C o rp o ra tio n 'n ho ld in g leri bu g n
S a n A n to n io , B o s to n ,C h ic a g o v e d ier
eh irlerd ek i 1 3 0 g azeteyi kapsam aktad r.
M u rd o c h bu g az e te le rin b ir o u n u seks,
su ve s p o r g ibi k on u zerin e kurulu
sa n sa sy o n e l g a z etecili e ev irm itir.
rn e in The Sun, 2 0 0 4 un ik in ci yarsnd a
g n d e 3 .4 m ily o n d an fazla kopyayla
d nyad a n g iliz ce b aslan g n l k g a z e te le r
ierisin d e en y k sek tiraja u laarak so n
d e re ce b a a n l o lm u tu r.
1 9 8 0 'le rd e M u rd o ch , balard ak i b ir takm
a k silik lerd en so n ra ticari b ir b aar halin e
g e le n b ir uydu v e k a b lo zin ciri S k y T V 'y i
k u rarak ticari ad an b ir hayli baarl
o lm u tu r. H o n g K o n g k k en li S ta r T V
a n n ise % 6 4 ' n e sahiptir. la n ettii
stra teji H in d ista n v e in g ib i p azarlar da
k ap say an , Ja p o n y a 'd a n T rk iy e'y e u zan an
b ir b lg e d e uydu yaym ile "g k le ri
d e n e tle m e k tir".

674

blr num,ar^1'
tarihl bir duy uru

gazetesinden

M edya

d rd n c tele v iz y o n a h alin e g elm itir. M u rd o ch ,

E k im 1 9 9 4 'd e yapt b ir k o n u m ad a M u rd o ch ,

b u g n A .B .D 'd e k i telev izy o n a sah ip h an elerin % 4 0

im p arato rlu u n u d em o k ra si v e tartm a

d e m e k o la n 2 2 tele v izy o n istasy o n u n a sahiptir. E n

zg rl n e te h d it o la ra k g re n le re satar:

p o p le r dergi T V G u id e d ahil 2 5 d erg in in

" n k k ap italisd er b irb irlerin i h e p arkad an

d en e tim in i elin d e b u lu n d u rm ak tad r ve 1 9 8 7 'd e

bak lam ay a a lr". M u rd o c h , z g r piyasalarn

A .B .D k k e n li yaym clar H a rp e r and R o w 'u -yeni

tek ellere yol am ay aca n , y aln zca d ev let

ad a rtk H a rp e r C o llin s'tir- satn alm tr.

y n etim leri o n la r d estek lerse ortay a k aca n ileri


s rm ek ted ir. N e w s C o rp o ra tio n 'a sah ip o la n b iz le r

S o n yllara M u rd o ch ,y o u n b ir b iim d e zellik le

aydnlandk diye d evam etm ek ted ir. S ta r

fu tb o l v e b a s k e tb o l g ibi can l sp o r olaylarn

telev izy o n u n u n yaynlarnn izlen d i i H in d istan 'd a

yaynlayan d ijital telev izy o n en d strisin e yatrm

b in le rce z el ku ru lu sa h ib i a n a k an ten lere yatrm

yapm aktad r. M u rd o ch 'a g r e sp o r yayn yeni

y ap m t v e S ta r p ro g ra m la rn yasad b ir b iim d e

m edya p azarlarn a g irm e k i in N e w s C o rp o ra tio n 'n


a h m erd a n o la ca k tr (H e rm a n ve M c C h e s n e y 1 9 9 7 ).
S p o r k arlam alar en iyi can l izlend ii iin h em

satyorlard. M u rd o c h , "y a p a b ilece im iz e n iyi ey


o n lar alk lam ak " ek lin d e k on u m u tu r. N ew s
C o rp o ra tio n 'n b u m k e m m e l y atrm clarla uzu n

M u rd o c h h e m d e rek lam clar iin krl o lan


"se y re tti in kad ar d e " fo rm a n a yatknd rlar. B a k a
olay e itle rin e o ra n la sp o ra k resel ta leb in ikiye

b ir o rtak l sab rszlk la bekled i i ifad esiyle


k o n u m asn b itirm itir.

k atlan m as y z n d en N e w s C o rp o ra tio n v e d i er

M u rd o ch , b ir s re d n y an n g rd en byk

m ed y a im p a ra to rlu k lar arasnd a n em li

m edya rg t n n p atro n lu u n u yapm tr. A n cak

m sa b a k a la rn yayn hak k i in re k a b e t o ld u k a

1 9 9 5 'd e D isn e y C o m p a n y ve A B C 'n in

youndur.

b irle m e sin d e n so n ra g erid e kalm tr. D isn e y 'in


bak an M ich a e l E is n e r h zla g en iley en A sya

M u rd o ch iin d e v let y n etim leri so ru n

pazarnd a M u rd o ch ile re k a b e t e tm e k isted ik lerin i

o la b ilm e k ted ir, n k en azn d an k en d i snrlar


ierisin d e m ed y a da ap raz sah ip lik -d i er b ir deyile
ayn firm a n n farkl g a z e te le r v e telev izy o n

ak lam tr. M u rd o ch 'u n b u b irlem ey e "im d i


b iz d e n iki k at b y k ler" ek lin d e karlk v e rm i ve
e k lem itir " H e d e f im di d ah a b y k ". Y e n i b ir

kan allarn a sah ip o lm a s d u ru m u n u - sn rlan d ran

b irle m e A O L ve T im e W arn er, M u rd o ch iin b ir

k an u n lar k o y ab ilm ek ted ir. A v ru p a B ir i'n d e o k

b ak a h ed efi o lu tu ru y o r, an ca k o b u m cad ele d en

b y k m ed y a irk etlerin in h ak im k o n u m u n d an

ek ilecek m i g ib i g r n m y o r. D isn ey , T im e

en d ie duyulm aktad r. Y in e d e k resel le k te

W a rn e r ve V ia c o m 'u n g e n e l m d rlerin in hepsi

yaygnl d n ld n d e M u rd o ch 'u n g c kolay

M u rd o ch 'u n en sayg duyduklar, en o k k orktu klar

kolay sn rlan d rlam am ak tad r. D e v le t y n etim lerin i


e tk ilem ey e y e te ce k arl vard r; an ca k h e r y erd e ve
h i b ir yerde o lm a k tele k o m n ik asy o n u n d o asn d a

ve h arek ed erin i e n d ik k atli tak ip ettik leri m edya


y n eticisi old u u n u vu rg u lam ak tad rlar (H e rm a n
v e M c C h e s n e y 1 9 9 7 ).

vardr. M u rd o c h 'u n g c n n tem eli salam , salam


old u u kadar da g eicid ir.

gibi dier konulardaki programlar da


kanaln izleyici paynn artmasn
salamaktadr.
Baz slam devletlerinde, Bat
televizyonun ele ald malzemem ve
konular gerginlik yaratmtr. Top
lumsal cinsiyet ve insan haklar konular
ile ilikili programlar zellikle
tartmaldr. rnein Suudi Arabistan
insan haklar konularnda yaynlarna
duyulan kaygdan tr artk Arapa

675

yayn yapan BBC'yi destekleme


mektedir.
devlet, ran, Suudi Arabistan ve
Malezya, Batl telelvizyonlara uydu
yoluyla eriimi yasaklamtr. ran
"kltrel kirlenmenin" kayna ve Batl
tketimi tevik eden deerlerin
destekisi olarak yaftalad Batl
medyann en ateli muhaliflerinden biri
olmutur.

M edya

El Cezire, Ortadou'da en yaygn kanallardan biri haline gelmitir.

Ancak bylesi iddetli karlklar


aznlktadr. Mohammadi, slam
lkelerinin, medyann kresellemesine
direnme ya da alternatif oluturma
giriimleri ile karlk vermilerse de,
ounun kendi kimliklerini korumak
iin baz deiiklikleri kabul etmeyi
gerekli bulduklar sonucuna ulamtr.
Onun gznde ran ve Suudi Arabistan
tarafndan desteklenen "geleneki
yaklam" uyum salama ve modernle
meye verilen karlklara oranla temelini
yitirmitir (Mohammadi 1998).

Sonu
Birey olarak teknolojik deimeyi
denetleyemiyoruz ve bu deimenin
ar hz da yaamlarmz zor duruma
sokma tehdidi tayor. Sklkla alntla
nan "enformasyon otoyollar" kavram
dzenli bir yol haritasn akla getiriyor
oysa yeni teknolojiler okluk karmak
ve engelleyici olarak hissediliyor.

Buna ramen kablolarla kaplanm


dnyann gelii, imdiye kadar en
azndan baz kukucularn bunaltc
lde olumsuz kehaneerin hibirisi
ne yol amad. nternetin bir sonucu
olarak "byk birader" meydana k
mad; bilakis internet merkezsizlemeyi ve bireycilii destekledi. Bin yln
sonunda Y 2K virs ile kresel
bilgisayarlarn altyapsnn muhtemelen
kecei yolunda koparlan grltye
ramen, o an hadisesiz adatld. Son
olarak, kitaplar ve dier elektronik
ncesi aralarn yok olmas pek olas
grnmemektedir. Hacimli de olsa,
elinizdeki bu kitab kullanmas bilgisa
yar versiyonundan daha kolaydr. Bili
Gates bile gereklemesini umduu
ileri teknoloji dnyasnn betimlemek
iin bir kitap yazmay gerekli gr
mtr.

676

M edya

zet
1. K itle ile tiim aralar m o d e rn to p lu m d a esasl b ir

sk tek rarlan r olm u tu r. K re s e l m edya

ro l oy n ar d u ru m a g elm ilerd ir. K itle iletiim aralar

en d strisin e -m zik , tele v izy o n , sin em a, h ab erler-

-g a z e te le r, d ergiler, telev izy o n , radyo, sin em a,

az sayda o k u lu slu irk et hakim dir.

v id eo la r, C D 'le r v e d i er aralar- o k sayda izleyiciye


u laan ve y aam m zd a d erin etk ileri o la n aralardr.

7. G n m z d e tek b ir d nyad a ik a m et etti im iz


h issi b y k l d e m ed y a v e ile tiim in uluslararas

M ed y a y aln zca e le n ce su n m az, g n l k y aam d a

faaliyet alan n n b ir so n u cu d u r. B ir e n fo rm a s y o n

k u lland m z e n fo rm a s y o n u n b y k b ir k sm n

d zeni d nyas, -e n fo r m a s y o n m allarn n retim ,

te m in ed e r v e o n la r b iim len d irir

d atm v e t k etim in i salayan uluslararas sistem -

2 . G a z e te le r ilk k id e ile tiim aralar arasn d a en

ortay a k m tr. D n y a e n fo rm a s y o n d zen in d e

n em lisid ir. G a z e te le r n e m li olm ay s rd rseler de,

san ayilem i lk elerin st n k o n u m u g z n n d e

d aha y en i iletiim aralar zellik le radyo ve

bu lu n d u ru ld u u n d a, o u k im se g elim ek te olan

tele v izy o n d a o n a ek len m itir.

lk elerin m edya em p ery a liz m in in yeni b ir b iim in e


m aru z kaldn d n m ek ted ir. o u e le tirm e n

3. n te r n e tin yan sra telev izy o n so n krk yldr

m edyad aki g c n b ir k a irk etin ya da g l

m ed y ad a g r le n en n em li g elim ed ir. o u lked e


telev izy o n yaynn y n etim in e d ev let d o ru d an

k iilerin elind e y o u n lam asn n d em o k ra sisin


iley iin in altn o y m asn d an kayg duym aktadr.

k atlm ak tad r. U y d u v e k ab lo te k n o lo jisi tele v izy o n u n


n iteli in i k k te n b ir b iim d e d e itirm ek ted ir; kam u

8. B ir dizi farkl m ed y a k u ram g elitirilm itir. In n is

tele v iz y o n yayncl o k sayda k an aln varl

ve M c L u h a n m ed y an n ile ttik lerin in n iteli in d en

y z n d en izleyici payn g id ere k y itirm ek te d ir; d ev let

o k , b u n u nasl ile ttik leri a sn d an to p lu m u

y n etim le ri tele v iz y o n p ro g ra m la rn n ieri i zerin d e

etk iled i in i n e s rm lerd ir. M c L u h a n 'n

d aha az d e n etim sahibidir.

ifad esiy le "a ra m e sa jd r": rn e in telev izy o n


in san larn d avran ve tu tu m larn etk iler n k

4. S o n yllarda yeni iletiim tek n o lo jilerin d ek i

g a z e te v e kitap g ib i d i er aralard an n itelik olarak

ile rle m e le r tele k o m n ik a sy o n u -m e tin , ses ve

o ld u k a farkldr.

im g elerin te k n o lo jik b ir ara k u llanarak u zak tan


ile tiim iy le- d n m e u ratm tr. D ijita lle m e , fib e r

9. te k i n e m li k u ram clar arasn d a H a b e rm a s,

o p tik v e uydu siste m le rin in o rta k alm as b irk a

B au d rillard , T h o m p s o n bu lu n m ak tad r. H a b e rm a s

m ed y a fo rm u n u n te k b ir arata b irle tirilm esi o lan

m ed y an n

m ultim ed yay ve b ire y lerin g rd k leri v e iittik lerin e

iaret etm ek ted ir. B au d rillard M c L u h a n 'd a n

"k am u sal a lan " yaratm ad aki ro l n e

e tk in o la ra k k atlm n salayan etk ileim li m edyay

d erin d en etk ilen m itir. Y e n i m ed y an n , zellik le

olan ak l h ale g etirm itir.

telev izy o n u n y aad m z g erek li i g e re k te n


d eitird ii in an cn d ad r. T h o m p s o n k ide iletiim

5. n te r n e t em sa lsiz dzeyde karlkl b a lan t ve

aralarn n yeni b ir to p lu m sa l etk ileim b iim in i,

karlkl etk ileim dzeyi salam aktad r. D n y a

g n l k , to p lu m sa l etk ileim d en d aha snrl, d ar ve

a p n d a in te rn e t k u llan clarn n says hzla

tek y n l o lan aracl iletiim si iletiim i yarattn

artm a k ta d r v e n n e tam am la n a b ilen etk in lik lerin

n e s rm ek ted ir.

alan g e n ilem ey i s rd rm ek ted ir. In te r n e t h e y eca n


v erici yeni im k a n la r su n m ak tad r, a n c a k k im ileri
in te rn e tin to p lu m sa l so yutlan m ay v e g e r e k isim lerin
g iz le n m e sin i tev ik ed erek in sa n ilikilerin in v e
to p lu lu k la rn n altn o y m asn d an kayg d uym aktadr.
6. M ed y a en d strisi s o n o tu z ylda k resel h ale
g elm itir. B u aland a b irk a eilim e d ikkat ek ileb ilir:
M ed y a sahiplii g id ere k b y k m ed y a h o ld in g lerin in
elind e y o u n lam ak tad r; m edyad a z e l se k t r n
sah ip li im k am u sah ip li ini g lg e d e b rak m tr;
m ed y a irk ed eri ulu sal sn rlarn te sin d e faaliyet
g s te rm e k te d ir; m edyad aki irk et b irlem eleri d aha

677

M edya

Dnme sorular
1. lke ynetimleri ulusal kltrleri uydunun ya da kablolu televizyonun yaygnlamasn
snrlandrmak suredyle korumaya almal mdr?
2. Internet otoriter ynedmleri sarsar m? Daha eski medyann bu konudaki etkisi farkl
mdr?
3. Eer tek bilgi kaynanz pembe diziler olsayd, lkeniz hakkndaki grleriniz hangi
alardan arptlm ve eksik olurdu?
4. Mzik endstrisinde sahipliin younlamas tketici seeneklerinin azalmasna yol aar
m?
5. letiimin kresellemesi kltrel farkllklar anlamamz m yoksa o farkllklar ortadan
kaldrmamz m ilerletir?

Ek kaynaklar
Chris Barker, Television, Globali^ation and Cultural Identities (Buckingham: Open University
Press,1999).
Timothy E. Cook, Governing mth the N em : The N em Media as a Politcal lnstitution (Chicago: The
University of Chicago Press,1998).
David Croteau ve William Hoynes,MeidaSociety, 3. basm (London: Sage, 2003).
David Deacon, Michael Pickering, Peter Golding ve Graham Murdock, Researching
Communications: A Practical Guide toMethods in Media and CulturalAnalysis (London: Arnold,l 999).
Lawrence Grossberg, Ellen Wartelle ve D. Charles Whitney, Mediamaking:MassMeida in Popular
Culture (London: Sage, 1998).
Deni McQuail,MXJ Communciaiton Theory, 4. basm (London: Sage,2000).
James Slevin, ThelnternetandSociety (Cambridge: Polity, 2000).
John Thompson, The Media andModerntiy (Cambridge: Polity, 1995).
James Watson, Media Communciaication, 3. basm (BaSingstoke: Macmillan, 2003)

nternet balantlar
Foundation for Information Policy research (UK) http://www.fipr.org
The Modern Journals Project http://www.modjourn.brown.edu
NewsWatch http://www.neswswatch.org
O EC D IC T Homepage
http:www.oecd.Org/topic/0,2686,en_2649_37409_l_l_l_l_37409,00.htm l
Theory.org http://www.theory.org.uk

678

indekiler
rgtler
Birer brokrasi olarak rgtler
rgtlerin fiziksel dzeni
Dnyay saran rgtler
Ekonomik rgtler

Broksarinin tesi mi?


rgtsel deiim: Japon modeli
Ynetimsel dnm
A almas

rgtler ve alar yaammz nasl etkilerler?


Toplumsal sermaye' birbirine balayan balar
Tek bana bowling oynamak: toplumsal
sermayenin kne rnek olabilir mi?

Sonu
%et
Dnme sorulan
E k kaynaklar
Internet baglantlan

16

rgtler ve Alar

Bugne kadar hi McDonalds'da


yemek yediniz mi? Muhtemelen yemisinizdir. McDonalds'a bir dahaki gidii
nizde restorann nasl rgtlendiine
dikkat edin. teki restoranlarla kyas
ladnzda dikkatinizi ekecek en
byk farkllklardan biri, restorandaki
btn bir srecin nasl verimli olduu
ya da en azndan yle grnddrrestorana kurt gibi ackm halde
girseniz bile annda doymu olarak
kabilirsiniz. Size masanz gsterip
sipariiniz alacak bir garsonla muhatap
olmak yerine, dorudan kasaya gider ve
yemeinizi orada kendiniz alrsnz.
Eer ieride yemeyi tercih ederseniz,
masa rts olmadn, atal bak
takmnn asgari dzeyde tutulduunu
grrsnz. Tepsi dnda yemeinizi
yiyebilmeniz iin gerekli olan her ey,
yemein geldii pakede birlikte, tek
kullanmlktr. Yemeinizi yedikten
sonra pake alr ve pe dkersiniz.
Aslnda McDonalds'daki her yemek ve
hizmet kolayca nicelletirilip hesapla
nabilir. McDonalds'n hedefi para
nzn alabileceinin en fazlasn Big
Mac ya da byk boy kzarm pata
tes gibi zel menleri size sunmaktr.
McDonalds'n kurucusu Ray Kroc,
hamburgeri ve milkshake'i elli saniye
den ksa bir srede mteriye sunmay
hedeflemitir.

Eer kasann arkasnda olup


bitenlere bakarsanz, muhtemelen
alanlarn her birinin basit ilerde
uzmanlam olduunu da grrsnz:
Biri kzartmalar hazrlarken, dieri
zgaradaki burgerleri evirmekle
meguldr; ncs ise kzarm
burgerleri ekmeklerin arasnda koyar ve
zerine salatasn ekler. Srecin kata
kann otomatikletirilmi olduunu
da fark edebilirsiniz -milkshakeler yal
nzca bir dmeye baslarak hazrlanr;
kzartclarn scaklklar ve zamanlayc
lar, alanlara yemein ne zaman hazr
olacan belirtir; hatta kasalarn bile her
e iin bir dmesi vardr, bylece

682

r g tle r v e A la r

alanlarn fiyatlar bilmeleri bile


gerekmez.
Eer dnyann farkl kelerindeki
McDonalds restoranlarn ziyaret etme
ansnz olduysa, aralarnda ok az fark
olduunu da fark etmisinizdir. Resto
rann i dzenlemesi belki biraz farkl
olabilir ama restorann genel dzeni,
mens, sipari alma ekli, alanlarn
niformalar, masalar, paketler ve
glmseyen hizmet tamamen ayn
dr. ster Londra'da olun isterseniz
Lima'da, McDonalds deneyimi tekbiimli ve ngrlebilir olmak zere
tasarlanmtr. McDonalds nerede
konulanm olursa olsun, mterileri
119 lkedeki 30000'i akn restoranda
hzl bir hizmet, doyurucu yiyecekler ve
ayn rnleri alacaklarn bilirler.
Amerikal sosyolog George Ritzer
(1983, 1993, 1998) McDonalds'n
sanayilemi toplumlarda meydana gel
mekte olan dnmn canl bir ere
tilemesi olduunu ve toplumun
M cD onaldslatrlm asna tank
olduumuzu ileri srmektedir. Ritzer'e
gre McDonaldslatrma, fast-food
restoranlarnn ilkelerinin Amerikan
toplumunu ve dier dnya toplumlarn
ynetmeye balad bir sretir.
Ritzer, McDonalds restoranlarn
yneten drt temel ilkenin -verimlilik,
hesaplanabilirlik, tekbiimlilik ve
otomasyon yoluyla denetim- toplumumuzu zaman yoluyla gitgide daha
fazla ussallatrldn gstermek
tedir (Ritzer'in sav, ussallatrma
kuramn daha ayrntl biimde s. 524'de ele aldmz Weber'den byk
lde etkilenmitir).
Ritzer, kendinden nceki Klasik
sosyolog Max Weber gibi, ussallatr

683

mann ykc etkilerinden korkmaktadr


ve McDonaldslatrmamn ussalln
usdl olarak adlandrd bir dizi
usd durumu douracan ileri
srmektedir. Bu usd durumlar arasn
da salmzn (yksek kalori, doymu
ya, eker trleri ve tuzdan oluan bir
diyet yznden) bozulmas ve evre
kirlilii de yer almaktadr -her yemek
sonrasnda pe atlan paketleri bir
dnn. Hepsinden te, Ritzer,
McDonaldslatrmamn insan insan
lktan kardn ileri srer. Ham
burger almak iin kayan bandn zerin
deymi gibi dzenli hareket eden m
teriler ve kasann dier tarafnda ayn
zellemi grevleri durmakszn tekrar
eden alanlar, sanki montaj hattndaki
robotlar gibidirler.
rgder kuram ve almalar,
sosyolojinin nemli konularndan
biridir. Ayn zamanda klasik sosyolog
Max W eber'in ele ald temel
sorunlardan da biriydi. Bu blmde
sosyologlarin rgtler hakknda
sylediklerini inceleyeceiz ve Weber'in
kuram gibi kuramlarn gevek alarca
ralanan bir dnyada doruluu olup
olmadna bakacaz.

rgtler
nsanlar kendi balarna kolay
kolay gerekletiremeyecekleri etkinlik
leri yapabilmek iin sklkla bir araya
gelirler. Bylesi ibirlii gerektiren
etkinlikleri gerekletirebilmenin yolla
rndan biri de rgt kurmaktr. rgt,
ortak bir hedefe ulamak iin ortaklaa
eylemler gerekletirmek niyetiyle bir
araya gelmi insanlardan oluan,
tanmlanabilir yelii olan bir gruptur
(Aldrich ve Marsden 1988). Bir rgt,

r g t le r v e A la r

hepsi birbirini yzyze tanyan kk


bir grup insandan oluabilmekle
birlikte, genelde byk ve anonimdir:
niversitelerin, dinsel topluluklarn ve
byk ticari irkederin (bu blmn
banda ele aldmz McDonalds gibi)
hepsi rgdere birer rnektirler. Byle
rgder her toplumun merkezi zel
liklerinden biridir ve bu konuda yaplan
almalar gnmz sosyolojinin temel
konularndan birini oluturur.
Modern sanayi ve sanayi sonras
toplumlarndaki rgder son derece
resmi olma eilimindendirler. Resmi bir
rgt, hedeflerine ulaabilmesi iin
ussal olarak, genelde ak kurallar,
dzenlemeler ve yordamlar yoluyla
belirlenmi bir rgttr. leriki sayfa
larda tartacamz modern brokratik
rgtler, resmi rgderin en nemli
rnekleridirler. lk olarak Max Weber'in
1920'lerde (bkz. Weber 1979) ortaya
koyduu zere, resmi rgder Avrupa
ve Kuzey Amerika'da uzun soluklu bir
ykseli srecine girmilerdir. Bu
durum, ksmen, yasal bir duruun ou
kez resmiyete ihtiya duymasndan
kaynaklanmaktadr. Szgelimi, bir kolej
ya da niversitenin yasal olarak itibar
grebilmesi iin, mezuniyet kurallar ve
faklte performansndan tutun da
yangn gvenlii konularna kadar bir
dizi yazl standard yerine getirmesi
gerekir. Gnmzde, resmi rgder
dnyadaki en yaygn rgtlenme
biimidir.
Geleneksel dnyadaki ou top
lumsal dizge, uzun dnemler iinde,
greneklerin ve alkanlklarn birer
sonucu olarak ortaya kmtr. Buna
karn, rgtler genelde tasarlanrlar belli hedefler gz nnde tutularak,
zellikle bu hedeflere ulamay sala

yacak biimde ina edilmi binalarda ya


da fiziksel dzenlemeler iinde kuru
lurlar. Hastanelerin, kolejlerin ya da
ticaret irketierinin etkinliklerini sr
drdkleri yaplarn ou zel olarak
ina edilmilerdir.
rgder gndelik yaammzda,
eskisinden ok daha nemli bir rol
oynamaktadrlar. Bizi dnyayla kayna
trmalarnn yannda, yaadmz
srece bu dnyada gsterdiimiz iler
lemeyi kaydederler ve ldmzde
bizi bu dnyadan karrlar. Biz henz
domadan nce bile, annelerimiz ve
muhtemelen babalarmz, birlikte
hastanelerde ve dier tbbi rgderde
gerekletirilen hamilelik snflarna,
denetimlerine, vb. katlmlardr. Bugn
doan her ocuk, doduu andan
ld gne dek hakkndaki bilgilerin
kayt altnda tutulaca bir devlet
rgtnce izlenir. Gnmzde ou
insan -eskiden olduu gibi evinde deilhastanede lmektedir ve her lm
devlet tarafndan resmi olarak kayt
altna alnmak zorundadr.
rgderin gnmzde bizim iin
neden bu kadar nemli olduklarn
anlamak kolaydr. Modernlik ncesi
dnyada, ou gereksinim -yiyecek,
ocuklarn eitimi, i imkanlar ve bo
zaman uralar- aileler, yakn akrabalar
ve komular tarafndan karlanrd.
Modern dnyada ise nfusun ounlu
u daha nce hi olmad kadar
birbirine bamldr. Gereksinimlerimizin
ou, hi tanmadmz ve aslnda
bizden binlerce kilometre uzakta yaa
yan insanlarca karlanmaktadr. Byle
bir durumda, etkinlikler ve kaynaklar
arasnda muazzam bir egdm salan
mak zorundadr ite bu egdm
rgder salar.

684

r g tle r v e A la r

Yine de rgtlerin yaamnz


zerindeki muazzam etkisi her zaman
bizim yararmza olmaz. rgderin
elimizdekileri alp zerlerinde ok az
nfuz sahibi olduumuz memurlarn
denetimine vermek gibi bir etkileri de
vardr. Szgelimi, hepimiz devletin bize
syledii eyleri -vergi demek, yasalara
uymak, savaa gitmek gibi eyleriyapmal ykmlydr. rgtler birer
toplumsal erk kayna olarak, bu
ekilde, kendilerine kar koyamayacak
denli gsz bireylere dayatmalarda
bulunabilirler.

Birer brokrasi olarak rgtler


Modern rgtler konusunda ilk
dizgesel yorumu Max Weber gelitir
mitir. Weber, rgderin insanlar ya da
rettikleri mallar arasnda, uzam ve
zamanda dengeli bir egdm salama
nn yollar olduunu ileri srmtr.

Brokrasi -pigmelerin tahakkm altndaki bir dev olabilir mi?

685

Weber, rgtlerin geliiminin bilgi


aknn denedenmesine bal olduuna
dikkati ekmi ve bu srete yazya
geirmenin nemini vurgulamtr: Bir
rgt ileyebilmek iin yazl kurallara,
anlarn saklamak iin de dosyalara
gereksinim duyar. Weber rgtleri erkin
tepede toplanmaya eilimli olduu son
derece sradzenci oluumlar olarak
grmtr. Peki Weber bu konuda hakl
myd? Eer yleyse, bu hepimiz iin
ok nemlidir. Zira Weber, modern
rgtler ve demokrasi arasnda,
toplumsal yaammz zerinde uzun
vadeli sonular olan bir atma ve
balant olduunu fark etmidr.
Byk lekli rgtlenmelerin
ou, Weber'e gre, doalar gerei
brokradk olmaya eilimlidirler. 'Brok
rasi szc hem yazhane ve hem de
alma masas anlamna gelen bureau
szcyle Yunanca 'ynetmek' fiilin
den tredlen cracy szcnn bilei
minden oluan, bileik bir szcktr ve
Moniseur de Gournay tarafndan 1745
ylnda ortaya atlmtr. Bu yzden,
brokrasi, resmi makamlarn yasas
anlamna gelir. Terim nceleri yalnzca
devledn resmi makamlar iin kullanlr
ken, kullanm alan sonralar genel ola
rak geni rgderi iaret edecek biim
de geniledlmidr.
Brokrasi kavram, bandan beri
aalayc anlamda kullanlmtr. De
Gournay, memurlarn artan erkinden
bromanya denen illet olarak sz
etmidr. Fransz romanc Honore de
Balzac, brokrasiyi pigmelerin tahak
kmndeki dev olarak grmtr.
ek yazar Franz Kafka, ilk kez 1925
ylnda yaymlanan Dava adl roma
nnda, kabus gibi gayr ahsi ve
anlalmaz bir brokrasiyi resmetmidr.

r g tl e r v e A la r

Bu dnce gnmze kadar varln


korumutur: Brokrasi sk sk krtasi
yecilikle, verimsizlikle ve israfla
ilikilendirilir. Bununla birlikte, baka
yazarlar brokrasiyi farkl bir k
altnda -bir zen, kesinlik ve etkin
ynetim modeli olarak- ele almlardr.
Bu yazarlar, brokrasinin aslnda
insanolunun icat ettii en verimli
rgtlenme biimi olduunu ileri
srerler, zira brokrasilerde her grev
sk yordam kurallar tarafndan
dzenlenmitir. Weber'in brokrasi
tanm bu iki u arasnda gidip gelir.
Weber, geleneksel uygarlklarda snrl
sayda brokratik rgtn var olduuna
iaret etmitir. Szgelimi, in mpara
torluunda devlet ynetimini ilgilendi
ren ilerden rgtl bir memur snf
sorumluydu. Yine de, brokrasi ancak
modern toplumlarda olgunlaabilmitir.
Weber'e gre, modern toplumlarda
brokrasinin yaygnlamas kanlmaz
dr; brokratik yetke, byk lekli
toplumsal dizgelerin idari gereksinim
leriyle ba edebilmenin yegane yoludur.
Bununla birlikte, Weber, ilerleyen sayfa
larda da greceimiz zere, brokrasi
nin modern toplumsal yaamn doa
syla ilgili nemli iermeleri olan bir dizi
byk kusurunun da bulunduuna
inanyordu.
Brokratik rgtlerin yaylmasnn
kkenlerini ve doasn inceleyebilmek
iin Weber bir ideal brokrasi tipi
oluturdu. (ideal szc burada istenir
olana deil, saf bir brokratik rgt
lenme biimine gndermede bulun
maktadr. ideal tip ise fiili rneklerin
belli zelliklerinden hareketle, en genel
ralayclarn alt izilerek oluturulan
soyut bir betimlemedir.) Weber (1979),

dnyasnda ve dier rgtlerdeki gayr resmi alar,


i saatleri dnda da birlikte olan insanlar tarafndan
oluturulabilirler.

ideal brokrasi tipinin belli bal


ralayc zelliklerinin bir listesini
karmtr:
1. Brokrasi, en yksek yetkenin
tepede bulunduu bir piramide
benzer. Kararlar egdml
olarak almay olanakl klan ve
tepeden tabana doru yaylan bir
emir komuta zinciri vardr. Bu
hiyerarideki her st, bir astn hem
denetler hem de gzetler.
2. rgtn her kademesindeki

686

memurlarn ilerini yazl kurallar


ynetir. Bu, brokratik grevlerin
yalnzca birer usul meselesi olduu
anlamna gelmez. Memuriyette
yukar doru kldka kurallar
daha fazla durumu kapsayacak
biimde geniler ve yorumlanma
lar esneklik ister.
3. Memurlar tam gn alrlar ve
dzenli maa alrlar. Hiyerarideki
her iin belirli sabit bir creti vardr.
Bireylerin rgt iinde kariyer
yapmalar beklenir. Terfiler yete
nee, kdem derecesine ya da her
ikisinin bileimine bal olabilir.
4. Bir memurun rgt iindeki
grevleriyle dardaki yaam
arasnda bir ayrm vardr. Memu
run ev yaam iyerindeki etkinlik
lerinden farkl olduu gibi, fiziksel
olarak da ondan ayrlmtr.
5. rgtn hibir yesi ilettikleri
maddi kaynaklarn sahibi deildir.
Weber'e gre, brokrasinin geli
imi, iileri retim yollarnn
denetiminden uzaklatrmtr.
Geleneksel topluluklarda, iftiler
ve zanaatkarlar genellikle retim
sreleri zerinde denetim sahibiy
diler ve kullandklar aletler
kendilerine aitti. Brokrasiler
deyse, memurlar altklar yaz
hanelerin, oturduklar masann ya
da yazhanedeki ara gerecin sahibi
deildirler.
Weber, bir rgtn ideal brokrasi
tipine ne kadar yakn olursa, ulamak
amacyla kurulduu hedeflere ulama
konusunda da o kadar baarl olacana
inanyordu. Sklkla, brokrasileri
ussallk (bkz. 1. Blm) ilkesine gre
ileyen karmak makinelere benzet

687

mitir. Bununla birlikte, brokrasinin


verimsiz de olabileceini grm ve
ou brokratik iin kreltiri olduunu,
yaratc yeteneklerin gelitirilebilmesi
iin ok az frsat sunduunu da kabul
etmitir. Weber toplumun ussallatrl
masnn olumsuz sonular olabilece
inden korkmusa da, brokratik usul
lerin ve memuriyetin yaamlarmz ze
rindeki etkilerinin brokratik rgt
lerin teknik adan verimli olabilmeleri
iin dediimiz bir bedel olduu sonu
cuna varmtr. Weber'le ayn kayglar
tayan ve toplumun McDonaldslatrlmas grn bu blmn he
men banda ele aldmz George Ritzer gibi bu geliimi eletirenler, ussal
rgtlerin verimlilii karsnda denen
bedelin Weber'in sandndan daha
byk olup olmadn sorgulamlardr.
brokrasilerde resmi ve gayr resmi
ilikiler
W eber'in brokrasiye ilikin
zmlemesi, ncelii rgt iindeki
resm i ilik ilere, yani rgtn
tznde aka belirtildii biimiyle
insanlar arasndaki ilikilere verir.
Weber rgt iindeki gayr resmi ili
kiler ve kk grup ilikileri konusunda
pek fazla ey sylememitir. Ama gayr
resmi yollar, brokrasilerde baka trl
elde edilemeyecek bir esneklik salarlar.
Bu konuda klasiklemi bir
almasnda Peter Blau (1963), grevi
gelir vergisi ihlallerini incelemek olan
bir devlet dairesindeki gayr resmi
ilikileri incelemitir. Dairede alan
memurlarn nasl halledebilecekle
rinden emin olmadklar bir sorunla
kar karya kaldklarnda bu sorunu
derhal amirlerine bildirmeleri gerek

r g tle r v e A la r

mektedir; dairenin tznde, bylesi


bir durumda memurlarn kendi
kademelerindeki i arkadalarna dan
mamalar gerektii aka belirtilmitir.
Buna ramen, ou memur yeterlilii
nin sorgulanabilecei ve terfi ansnn
azalabilecei kaygsyla amirine bavur
maktan ekinmitir. Bu yzden, resmi
kurallar ineyerek, genelde birbirle
rine danmlardr. Bu durum yalnzca
somut tavsiyelerin verilebilmesine
deil, ayn zamanda tek bana al
mann getirecei kayglarn azalmasna
da yardmc olmutur. Ayn kade
medeki alanlarn bir araya gelip
oluturduklar gruplarda, sklkla ye
leri birbirine kenetleyici bir ballk
bulunur. Blau, bu alanlarn, kar
karya kaldklar sorunlar zmede
muhtemelen dier arkadalarna gre
daha etkili olduklar sonucuna varm
tr. Bu grup, rgtn resmi tznn
izin verdiinden daha fazla sorumluluk
ve inisiyatif almalarn salayan gayr
resmi yordamlar gelitirmitir. Gayr
resmi alar, rgtlerin her kademesinde
ortaya kma eilimi tarlar. En tepede,
kiisel balar ve ilikiler, kararlarn
verilmesi gerektii resmi durumlardan
daha nemli olabilirler. Szgelimi yne
tim kurulunda yer alan yneticilerin ve
hissedarlarn toplantlarnn ticari
irkederin siyasetini belirmesi gerekir.
Oysa gerekte kurul yelerinden yalnz
ca birka irketi flilli olarak ynetir ve
kararlarn gayr resmi yollarla alp
ynetim kurulunun geri kalan yeleri
nin kendilerini onaylamalarn beklerler.
Bu trden gayr resmi alar bir irketten
dierine kadar uzanabilir de. Farkl
firmalarn patronlar sklkla gayr resmi
yollardan birbirlerine danrlar ve ayn
kulplere ya da bo zamanlar deerlen
dirme topluluklarna ye olabilirler.

Gayr resmi alar, ileriki sayfalarda (s


717-20'de) daha ayrntl biimde ele
alnmtr.
John Meyer ve Brian Rowan
(1977), rgderdeki resmi kurallarn ve
yordamlarn, ou kez rgt yelerinin
gerekten benimsedikleri etkinlikler
den olduka uzak olduklarn ileri
srerler. Onlara gre, resmi kurallar
insanlara okutulan ama gerekte fazla
bir karlklar bulunmayan 'sylenlerden' ibarettirler ve ilerin yrtld
yollar, bu yollar aslnda kurallara gre
yaplmas gerektii ekilden olduka
farkl olsa dahi, yasallatrmaya -gerek
elendirmeye- yararlar.
Meyer ve Rowan, resmi yordam
larn genelde trensel ya da ayinsel bir
nitelik tadna iaret ederler. nsanlar
kurallara uyduklarn gstermek iin bir
gsteri yapacaklar, ardndan ileri
yrtmek iin kullandklar dier gayr
resmi yordamlar uygulamaya devam
edeceklerdir. Szgelimi, bir hastanedeki
bakm yordamlarn dzenleyen
ynetmelikler, hemirelerin hastalara
kar olan tutumlarn gerekelendirir.
Szgelimi, hemire hastann yatana
asl olan salk durumu izelgesini
kurallara uygun biimde dolduracak,
ama hastann salk ve iyileme
durumunu gayr resmi ltlerehastanm grnne, solgunluuna ya
da canllna- gre denedeyecektir.
izelgeleri srekli gncel tutmak
hastalar ve doktorlar mutlu eder ama
her zaman hemirelerin ncelikleri
arasnda yer almaz.
Gayr resmi yordamlarn rgtn
etkinliinin artmasna genel olarak ne
kadar yardmc olduklarn belirlemek
kolay deildir. Weber'in ideal tipini

688

r g t l e r v e A la r

andran dizgeler, ileri yrtmenin gayr


resmi yollarndan oluan bir orman
meydana getirmeye eilimlidirler. Bu
durum ksmen, sahip olduklar esneklik
yoksunluunun resmi ynetmeliklere
gayr resmi yollarn eklenmesi yoluyla
giderilmesinden dolaydr. Gayr resmi
yordamlar skc . ilerde alanlarn
daha canl bir i ortam oluturabilmele
rine de yardmc olurlar. Yksek ma
kamlarda bulunan memurlar arasndaki
gayr resmi balantlar, rgt bir btn
olarak destekleyecek biimde verimli de
olabilirler. Dier yandan, bu memurlar
bir btn olarak rgtn karlar
yerine, kendi karlaryla ya da terfi
olanaklaryla megul de olabilirler.
rgtlerde ilev bozukluu
levselci bir sosyolog olan Robert
Merton, Weber'in ideal brokrasi tipini
incelemi ve brokrasinin kimi isel
elerinin brokrasinin kendisinin
dzgn biimde ilemesini tehlikeye
atabilecei ve ykc sonular dourabi
lecei sonucuna varmtr (1975). Bu
durumu, rgtlerde ilev bozukluu
olarak adlandrmtr.
levselcilikle ilgili daha fazla bilgi
i in , b k z . 1. B l m : S osy o lo ji
N ed ir? , s. 55-7

lkin, Merton brokratlarn yazl


ynetmeliklere ve yordamlara kat
biimde uymak zere yetitirildiklerine
dikkati ekmitir. Esnek davranmalar,
kararlar kendilerinin almalar ve
yaratc zmler bulmalar istenmez:
brokrasi, durumlar bir dizi nesnel
lte gre ynetmekle ilgilidir. Mer
ton, bu kanln baka bir zmn
rgtn btn iin daha iyi olabilecei
durumlarda bile, kurallarn her ne
pahasna olursa olsun yerine getirilmesi

689

durumu olarak tanmlanabilecek bir


brokratik ayinsellie neden olabilece
inden korkmutur.
Merton'n ikinci kaygs, brokratik
kurallara sk skya balln, bu
kurallarn alnda yatan rgt hedefle
rinin nne geebilecek olmasdr.
Yordamlarn doru biimde yrtl
mesi zerinde fazlaca durulmas, byk
resmin gzden karlmasna neden
olabilir. Szgelimi, sigorta tazminat
taleplerini ileme sokmaktan sorumlu
olan bir brokrat, sigorta hamilinin
yasal tazminat talebini belgeleri eksik
olduu ya da yanl bilgi verdii iin
reddedebilir. Bir baka deyile, talebi
ynetmeliklere uygun biimde ileme
koymak, mterinin kaybndan dolay
ortaya kan gereksinimleri karlama
nn nne geebilir.
Merton byle durumlarda halk ve
brokrasi arasnda bir gerilim ortaya
kmasnn mmkn olduunu nce
den grmtr. Bu kayg tamamen
yersiz deildir. oumuz dzenli
aralklarla -sigorta irketlerinden yerel
ynetimlere ve vergi dairelerine dek
uzanan bir yelpazedeki- brokrasilerle
etkileime gireriz. Devlet memurlarnn
ve brokratlarnn ihtiyalarmzla
ilgilenmemeleri az rastlanr bir durum
deildir. Brokrasinin en byk
zaaflarndan biri, zel bir ilgi ve
ihtimam isteyen durumlara hitap etme
konusunda sergiledii glktr.
M ekanik ve organik dizgeler olarak
rgtler
Brokratik yordamlar etkin biim
de tm i tiplerine uygulanabilirler mi?
Baz bilginler, brokrasinin sra tekdze
ilere geldiinde akla yatkn olduunu,

r g t l e r v e A la r

ancak sra iin gerektirdiklerinin ngrlemeyecek biimde deidi durum


lar iin sorun yarattn sylemekte
dirler. Tom Burns ve G. M. Stalker
(1996), elektronik irkederinde yenilik
ve deiim zerine yapaklar aratrma
larnda, esnekliin ve ncln
birincil hedef olduu sanayilerde
brokrasilerin etkinliinin snrl oldu
unu bulmulardr.
Burns ve Stalker, biri mekanistik
dieriyse organik olmak zere, iki tip
rgdenme biimi olduundan sz
ederler. Mekanistik rgder emirlerin
ak kanallardan ve yukardan aaya
doru iletildii hiyerarik bir emir
komuta zincirine sahip brokratik
dizgelerdir. Her alan belli bir grevi
yerine getirmekten sorumludur; grev
yerine getirildiinde sorumluluk dier
alana geer. Byle bir dizgede yaplan
i anonimdir ve tepedekilerle tabandakiler nadiren birbirleriyle iletiim
halindedirler.
Organik rgtierse, tersine, rg
tn genel hedeflerinin dar biimde
tanmlanm sorumluluklara baskn
kt daha gevek bir yapya sahip
tirler. letiim ak ve talimadar, yalnz
ca dikey olarak hareket etmeyip ok
sayda farkl yolu izler ve daha da
nktr. rgte dahil olan herkes, sorun
zebilecek kadar meru bilgiye ve veri
giriine sahiptir; karar verme yetkisi
yalnzca rgtn tepesindeki kiilere ait
deildir.
Burns ve Stalker'a gre, organik
rgder iletiim, yazlm sektr ve
biyoteknoloji gibi yeniliki pazarlarn
deien taleplerini karlayabilecek
kadar donanmldrlar. yaplarnn
daha deiken olmas, pazardaki

deiikliklere daha abuk ve uygun


biimde yant verebilecekleri ve daha
ksa srede, daha yaratc zmler
retebilecekleri anlamna gelir. Meka
nistik rgderse, pazardaki dalgalan
malara daha az duyarl olan, istikrarl
geleneksel retim biimleri iin uygun
durlar. Burns ve Stalker'n almas ilk
kez krk yl nce yaymlanm olmasna
karn, gnmzn rgtsel deiim
tartmalaryla son derece ilgilidir (bkz.
Brokrasinin tesi mi?, kesimi s.
711). Burns ve Stalker, gnmzde
temel tartma konular haline gelen
kreselleme, esnek uzmanlama ve
brokrasiden arndrma sorunlarnn
ounu nceden grmlerdir.
Brokrasiye kar demokrasi mi?
Birleik Krallk gibi demokra
silerde bile devlet rgtleri, doum
tarihimizden, okula gittiimiz, niversi
teye girdiimiz ve ie baladmz
tarihin kaytiarndan tutun da vergilen
dirme iin kullanlacak gelirlerimiz
hakkndaki bilgilerden, ulusal sigorta
numaramzdan src ehliyeti alabil
memiz iin gerekli olan bilgilerimize
kadar, hakkmzda muazzam bir bilgi
toplarlar. Hakkmzda hangi bilgilerin
toplandn ve hangi devlet dairelerinin
bu bilgileri topladn her an biline
meyecei iin,
insanlar bu trden
gzedeme etkinliklerinin demokrasi
ilkesini ihlal etmesinden korkmakta
drlar. Bu korkular, George Orwell'in
devletin, yurttalarn gzetim altnda
tutarak herhangi bir demokraside
normal karlanacak olan muhalefeti ve
dnce farkllklarn bastrd bir
devleti, Byk Biraderi anlatt nl
roman 1984'n temelini oluturur.

690

r g t le r v e A la i

Brokrasi g e r e k te n d e o kadar kt m ?
S o s y o lo g P a u l d u G a y 'in d e itir a f e tti i z e re , b ro k r a s i

g r e v le r i y e rin e g e tir m e y e v e e m ir le r e u y m a y a -s z g e lim i,

p e k p a rla k g n le r g e ir m iy o r . D a h a n c e d e g r m

d e m iry o lu h a ttn n in a e d ilm i o ld u u n d a n ya d a b ir

o ld u u m u z g ib i, 'b r o k r a s i' te rim i, ic a t ed ild i i g n d e n b u

g ru p in s a n n lk e n in b ir u c u n d a n d i e r in e ta n d n d a n

yan a o lu m s u z b ir a n la m d a k u lla n la g e lm i tir. d u G a y , y en i

e m in o lm a y a -

v e s e s g e tir e n k ita b

Brokrasiye vg (I n

o d a k la n m la r v e b u k o n u d a e lle rin d e n

g e le n in e n iy isin i y a p m a y a a l m la rd r ( B a u m a n 1 9 8 9 ) .

P r a is e o f

B u r e a u c r a c y - 2 0 0 0 ) b u s a ld n la ra k a rlk v e r m e k te d ir.

G r ld g ib i, B a u m a n b r o k r a s ile r d e s o ru m lu lu k

r g d e r in e lb e tt e z a a fla r o la b ile c e in i v e o ld u u n u k a b u l

d u y g u su n u n z a y fla d n a in a n m a k ta d r , d u G a y is e b u n u n

e tm e k le b ir lik te , b ro k r a s iy i, o n a g e tir ile n e n yaygn

ta m te rs in e in a n r, d u G a y , Y a h u d i s o y k r m n n

e le tirile re k a r sa v u n m a y a alr.

y a p la b ilm e s i i in , N a z ile r in b r o k r a s in in p a r a s o la n

d u G a y , ilk o la r a k , b r o k r a s in in e tik a d a n s o r u n lu b ir

y a sa l v e e tik y o rd a m la r s a f d b r a k m o lm a la r

k a v ra m o ld u u sa v n e le alr. D u g r n n e m li b ir

g e r e k ti in i ileri s rer. Z ir a d u G a y 'e g r e , b ro k r a s ile r

te m s ilc is i o la r a k g r d to p lu m b ilim c i Z y g m u n t

t m y u rtta la ra e it v e ta r a fs z c a m u a m e le ed ilm e s i

B a u m a n 'n Y a h u d i s o y k n m z e rin e y azd k ita p ta y er

ilk e s in i d e k a p sa y a n n e m li b ir e t h o s a sa h ip tirle r. Y a h u d i

alan g r le r in i in c e le r. B a u m a n , k in c i D n y a S a v a

s o y k n m , N a z ile r in r k in a n la n n n , b r o k r a s in in

s ra s n d a y a a n a n Y a h u d i s o y k n m g ib i b y k fe la k e d e r in

te m e lin i o lu tu r a n k u ra lla rn ta r a fs z c a u y g u la n m a s

a n c a k m o d e r n to p lu m la b a la n tl o la n b r o k r a tik

ilk e s in i s a f d b r a k m a s s o n u c u m e y d a n a g e lm i tir.

k u r u m la rn g e li im iy le o la n a k l h a le g e ld ik le rin i ileri s rer.

d u G a y , im d ile rin m o d a ta r t m a s o la r a k g r d ,

N a z ile r in N ih a i z m H a re k a t k a p s a m n d a ta sa rla d k la r

b r o k r a s ile r in , z e llik le d e k a m u h iz m e d e r in in g iri im c i

v e m ily o n la n l m e g t r e n s o y k n m , a n c a k b u k u r u m la r

b ir r e f o r m a ih tiy a c o ld u u d n c e s in i re d d e d e re k ,

o rta y a k p in s a n la r a ra sn d a k i m e s a fe y i, in s a n la rn k en d i

b ro k r a s iy i ik in c i b ir sald r c e p h e s in e k a r d a sa v u n u r.

e y le m le rin in ah la k i s o r u m lu lu u n u s d e n m e le rin i

B r o k r a tik ta r a fs z l n e t h o s u , g itg id e s iy a sile e n v e

e n g e lle y e c e k l d e a m a s s o n u c u n d a g e r e k le e b ilm i tir .

i le r in h e m k a m u y a ra rn h e m d e a n a y a sa l m e ru lu u

B a u m a n , Y a h u d i s o y k n m n n , b a r b a r c a b i r id d e t

g z e t e n b ir y n e tim so ru m lu lu u y la b r o k r a tik b ir

p a d a m a s y a a n d i in d e il, s o y u t g r e v le r i s o m u t

e r e v e d e g e r e k le tir ilm e s i y e r in e , s iy a se t ile ri m e m n u n

s o n u la rn d a n ay ran u ssa l b r o k r a tik k u r u m la r o rta y a

e d e c e k e k ild e g e r e k le tir ilm e s i k o n u s u n d a h e v e sli o la n

k t i in g e r e k le m i o ld u u n u ileri s rer. A lm a n

b ir k a m u h iz m e ti a n la y n c a b a lta la n m a k ta o ld u u n u n

b ro k r a tla r, z e llik le d e S S 'le r , k id e k a tlia m n n

alan izer.

g e r e k e s in i s o r g u la m a k y e rin e , y a ln z c a k e n d ile rin e v e rile n

Auschvvitz toplama kamp, brokratik rgtlerin nihai davurumu muydu acaba?

691

r g t le r v e A la r

Birleik Krallk'da 2008'den


itibaren kimlik kart uygulamasna
geilmesi ve 2013'den itibaren bu
uygulamann zorunlu haline getirilmesi
nerisi, bu trden kayglar gndeme
tamtr. Yeni kartlarn, kart sahibinin
fotorafn, ad, adres, cinsiyet, doum
tarihi bilgilerini tamas ve kiinin
parmak izlerine, yz hatlarnn bilgisine
ve gznn iris tabakasnn resmine
sahip bir ip barndrmas tasarlanmak
tadr. Eletirilerin dile getirdii ortak
kayg, insanlarn kimlikleri hakknda
toplanacak bilgilerin saklanaca
merkezi bir ulusal veritabannn gvenli
olmayaca ve insanlarn mahremiyet
haklarn ve yasalar karsnda eitlii
ilkesini zedeleyecei ynndedir. Kim
lik kartlarna destek verenler, kimi
gzetim trlerinin aslnda demokrasi
ilkesini koruyabileceini ileri srmekte
dirler. Kimlik kartlarn nerenler, bu
yolla, szgelimi terristlerin izlenmesi
nin kolaylaacan ve bunun da
demokrasiyi koruyup ilemesine izin
vereceini ileri srmektedirler.
rgtlerin modern biimlerinin
geliimiyle birlikte demokrasinin
zayflayabilecek olmas Weber'i de
olduka kayglandrmtr. Weber'i esas
olarak rahatsz eden ey, kimlii belirsiz
brokratlar tarafndan ynetilmemiz
olasldr. Brokratik rgtlerin
zerimizde uyguladklar gitgide artan
erkin karsnda demokrasi anlamsz bir
slogan olmaktan teye geebilir mi?
Hepsi bir yana, Weber brokrasilerin
zorunlu olarak uzmanlam ve
hiyerarik olduklarn ileri srmtr.
rgtn tabanna yakn olanlar
kendilerini kanlmaz olarak sradan
iler yaparken bulurlar ve yaptklar
zerinde bir sz sahibi de deildirler;
erk tepedekilerin eline geer. Weber'in

rencisi olan Robert Michels (1967),


erkin bu ekilde yitimini betimleyen ve
o gn bugndr bilinen bir deyim icat
etmitir: Byk lekli rgtlerde, daha
genel bir ereveden bakldkta rgt
lerin egemen olduu bir toplumda,
oligarinin demir yasasnn geerli
olduunu ileri srmtr (oligari, belli
bir zmrenin halk ynetmesi demek
tir). Michels'e gre, erkin yukar doru
ak, giderek brokratikleen bir
dnyann kanlmaz bir parasdr
-bundan tr de demir yasadr.
Peki Michels bu konuda hakl
myd? Byk lekli rgtlerin erkin
merkezde toplanmasn da beraberinde
getirdiini sylemek elbette dorudur.
Bununla birlikte, oligarinin demir
yasasnn Michels'in ileri srd
kadar salam olmadna inanmak iin
iyi bir neden vardr. Oligari ve
brokratik merkeziyetilik arasndaki
ilikiler sanldndan daha karmaktr.
ncelikle, erk eitsizliinin yalnz
ca Michels'in varsayd gibi bir ebat
ilevi olmadn grmemiz gerekir.
Makul ebatlardaki gruplarda da olduka
belirgin erk farkllklar olabilir. Sz
gelimi, alanlarn etkinliklerinin
amirlerince dorudan izlenebildii
kk i yerlerinde denetim, daha
byk rgtlerde olduundan ok daha
sk uygulanabilir. Aslnda, rgtlerin
boyutlar byd zaman g ilikileri
ou kez gevek hale gelir. Orta ve alt
kademelerde alanlarn, rgtn
tepesinde oluturulan genel rgt
siyaseti zerinde ok az etkisi olabilir.
te yandan, brokrasinin uzmanla
may ve ustal getirmesinden dolay,
tepedeki kiiler de daha alt kademedekiler tarafndan ele alnan pek ok idari
karar konusunda denetimi yitirirler.

692

fg O tle f v e A g U f

Modern pek ok rgtte erk ak


biimde stlerden astlarna doru
aktarlr. Byk irketlerin pek ounda
irket yneticileri, irketin farkl
blmlerini egdm altna almakla,
krizlerle uramakla, bteyi incele
mekle ve ngrlerde bulunmakla
megul olduklarndan dolay, kendi
balarna dnebilecek ok az
zamanlar vardr. irket siyasetiyle ilgili
meseleleri, grevleri bu konularda
neriler sunmak olan astlarna
devrederler. ou irket yneticisi ak
yreklilikle, ou zaman kendilerine
sunulan sonular olduu gibi kabul
ettiklerini itiraf etmektedir.

rgtlerin fiziksel dzeni


ou modern rgt, zel olarak
tasarlanm fiziksel dzenlemeler
iinde iletilirler. Belli bir rgte ev

sahiplii yapan bir bina, yalnzca o


rgtn etkinliklerine zg zellikleri
tamakla kalmaz, dier rgtlerle
nemli mimari ralayclar da paylar.
Szgelimi, bir hastanenin mimarisi kimi
bakmlardan bir ticari irketin ya da
okulun mimarisinden farkldr. Hasta
nenin birbirinden ayrlm koular,
muayenehaneleri, ameliyathaneleri ve
yazhaneleri binann btnne belirli
bir dzen verirken, bir okul derslik
lerden, laboratuarlardan ve jimnastik
salonundan oluabilir. Yine de aralarn
da genel bir benzerlik vardr: her
ikisinin de kaplarla sonlanan koridor
lar vardr ve standart bir dekorasyonla
mobilyaya sahiptir. Koridorlarda
dolaan insanlarn fakl kyafetleri
olmas bir yana, modern rgtlerin
genelde konulandklar binalar belli bir
aynla sahiptirler. stelik ieriden

1940lara ait bir rgtn sekreterlik ksmnn fiziksel rgtlenme biimi, alanlarn srekli yakn gzetim altnda tutulduklar
anlamna gelmektedir. Modern rgtlerdeyse, gzetim yeni biimlere brnme eilimindedir.___________________________

693

r g tle r v e A la r

olduu kadar, dardan da ayn


grnrler. Bu durumda, bir binann
yanndan geerken bu bir okul mu?
sorusunu sormanz garip olmayaca
gibi, hayr bir hastane yantn
almanz da garip olmayacaktr.
M ichel foucault'nun rgtler kuram :
u^am ve gamann denetim altna
alnmas
Michel Foucault, bir rgtn
mimarisiyle toplumsal dzeni ve yetke
dizgesi arasnda dorudan bir iliki
olduunu ortaya koymutur (Foucault
1971, 1979). rgtlerin fiziksel ralayclarn inceleyerek Weber'in zmle
dii sorunlara yeni bir k tutabiliriz.
Weber'in soyut yanlaryla tartt
yazhaneler, ayn zamanda mimari
dzenlemelerdir -koridorlar yoluyla bir
birinden ayrlm odalardr. Byk
irketlerin binalar, kimileyin, kiinin
bulunduu makama gre odasnn
binann tepesine daha yakn ya da uzak
olduu belli bir hiyerariye gre ina
edilirler; kii ne kadar yksek bir
makamdaysa, odas da o kadar yukar
dadr; bu balamda en st kat ifadesi
kimileyin rgtn tepesindeki kiileri
iaret etmek iin kullanlr.
Bir rgtn corafi dzeni,
zellikle gayr resmi ilikilere dayal
Kedibert: Ktcl insan Kaynaklar Yneticisi

irket senin hakkndaki


her eyi biliyor W ally.

dizgelerde, o rgtn ileyiini de farkl


yollardan etkiler. Fiziksel yaknlk
gruplamay kolaylatrrken, fiziksel
uzaklk gruplar arasnda kutuplama
larn ortaya kmasna, rgtn blm
leri arasnda bir biz ve onlar tutu
munun ortaya kmasna neden olur.
rgtlerde gzetim
Bir rgt binasndaki odalarn,
koridorlarn ve ak alanlarn dzenlen
me biimi bize o rgtte i banda olan
yetke dizgesinin ileyiine dair temel
birtakm ipular salayabilir. Kimi
rgtlerde insanlar gruplar halinde ak
ortamlarda ortaklaa alrlar. Montaj
hatlar gibi belli bal sanayi trlerinde
iilerin, iin kendi zerlerine den
blmn yapacaklarndan emin
olabilmek iin dzenli bir gzetim
arttr. Ayn durum, konumalar ve
etkinlikleri ou kez amirlerince
yakndan izlenen mteri hizmetlerin
deki ar operatrlerinin yrttkle
rine benzer dier sradan iler iin de
genelde geerlidir. Foucault, modern
rgtlerin mimari dzenlerinde
grnrlk ya da grnmezlik esinin
yetke rntlerinin davurumu
olduunu ve rgderi etkileyebildiini
zellikle vurgular. Grnrlk dzeyi,
asdarn, Foucault'nun gzetim olarak
adlandrd, rgderdeki etkinliklerin

Yaptn btn telefon


g rm elerinin, girdiin Internet
sitelerinin ve e-p o stalarn n kaytlar
elim izde. A yrca idrar testin,
niversite m ezuniyet derecen, m aa
bordron ve akrabalarnla ilgili
b ilg ile r...

694

alanlar ldrp yerine daha dk


crete tav olacak benzerlerini geirm ek
irketim izin siyasetine aykr olabilir,
am a ihtim al dahilinde olduunu da
b ilm en i isterim .

r g t l e r v e A la r

izlenmesi durumuna ne kadar kolay


maruz kalacaklarn belirler. Modern
rgderde herkes, hatta grece amir
konumundakiler bile gzedenir ama
kii ne kadar ast konumundaysa,
davranlar da bir o kadar yakndan
izlenme eilimindedir.
Gzetimin birka biimi vardr.
Bunlardan biri, asdarn almalarnn
sderi tarafndan dorudan izlenmesi
dir. Szgelimi, okul derslii rneini ele
alakm. renciler, genelde retmeni
grebilecekleri biimde dzenlenmi
masalarda ya da sralarda otururlar.
ocuklar ya retmene dikkat kesilme
lidirler ya da sadece almalaryla
ilgilenmelidirler. Elbette bu durumun
fiiliyata ne kadar dklecei, nihayetin
de retmenin yeteneklerine ve ren
cilerin onlardan bekleneni yerine
getirmeye ne kadar hevesli olduklarna
baldr.
Gzetimin ikinci tr daha kark
ama bir o kadar da nemlidir. nsanlarn
i yaamlar hakknda dosyalar, kaytlar
ve vaka tarihleri tutmaktan oluur.
Weber yazl kaydarn (gnmzde

Alglayclar 2 numaral kabinin on sekiz dakikadan beri megul


olduunu gsteriyor. Yardma ihtiyacnz m var?

695

genelde bilgisayar kaytlarnn) modern


rgder iin ne denli nemli olduunu
grm ama bu kaydarn davranlar
dzenlemek iin nasl kullanlabilece
ini tam olarak ortaya koymamtr.
alanlarn kaydar genelde onlarn i
gemilerinin tamamn ierir, haklarn
daki kiisel ayrntlar barndrr ve
genelde bir kiilik deerlendirmesi
sunarlar. Bu trden kaytlar, genelde
alanlarn davranlarnn izlenmesin
de ve terfi tavsiyelerinde kullanlrlar.
ou irkette, o rgtn her kademe
sinde yer alan bireyler, kendi astlarnn
baar durumlar hakknda yllk rapor
lar hazrlarlar. Karneler ve niversite
transkripderi de bireylerin o rgtte
bulunduklar sre boyunca baar
durumlarn takip etmek iin kullanlr.
Akademik alanlarn da kaytlar
tutulur.
Son olarak, z-gzetim gelir. zgzetim, kiinin bakalar tarafndan
gzedendiine ilikin kendi kabulleri
nin yine kendi davranlarn deitir
mesi ve yapabileceklerinin snrlarn
belirlemesidir.
Yukarda verdiimiz
ar merkezi telefon operatrleri
rneini dnn. Genelde, operat
rn arlarn izlendiini ya da amirleri
nin ne sklkta telefon konumalarn
dinlediini bilmesinin bir yolu yoktur.
Yine de, operatrler amirlerince gzet
lendiklerini kabul edip, irketin tz
ne uygun biimde konumalarn ksa,
verimli ve resmi olmasna zen
gsterirler.
alanlar ilerini batan savma
yaparlarsa rgtler verimli biimde
ileyemezler. Weber'in de dikkati ektii
gibi, irketlerde insanlarn dzenli
saatler iinde almalar beklenir.
Etkinlikler mudaka uzam ve zamanda

r g t le r v e A la r

tutarl biimde egdml olarak


gerekledrilmelidir; bu durum hem
rgtn fiziksel dzenlemesi hem de
ayrntl zaman izelgeleri yoluyla tevik
edilir. Zaman izelgeleri etkinlileri
uzam ve zamanda dzenlerler
Foucault'nun deyimiyle, rgt iinde
bedenleri verimli ekilde datrlar.
Bu zaman izelgeleri, rgt disiplininin
kouludurlar zira ok sayda farkl
insann etkinliine bir birlik verirler.
Eer bir niversite verilecek derslerin
zaman izelgesini oluturmamsa, ksa
bir sre iinde tam anlamyla bir kargaa
kmas kanlmazdr. Zaman izelgesi,
uzam ve zamann tm younluuyla
kullanlmasn olanakl klar: her birime
ok sayda insann ve etkinliin
sktrlabilir.
Gzetim altna alma: hapishane
Foucault, hapishaneler gibi birey
lerin d dnyadan uzun dnemler
boyunca fiziksel olarak tecrit edildikleri
rgderin zerinde nemle durmutur.
Bu trden rgderde insanlar dardaki
toplumsal evreden yaltlr ve kapatlr
lar -yani dardan saklanrlar. Bir
hapishane, gzetimin doasn ayrnt
laryla sergiler, zira hapishanele-rin
amac hkmllerin davranlar ze
rinde azami denetim kurmaktr.
Foucault, hapishanelerin her birinin,
hapishaneleri andran fabrikalar,
okullar, klalar, hastaneleri andryor
olmasnda alacak bir ey yoktur
(Foucault 1979) diye belirtir.
Foucault'ya gre modern hapisha
nenin kkeni, bir felsefeci ve toplum
dnr olan Jeremy Bentham'n
ondokuzuncu yzylda tasarlad
mimari bir rgt tasla olan Panopticon'a dayanr. Panopticon, Bent-

Bentham'n Panopticon modeline gre ina edilmi


bir hapishane.

ham'n kendi tasarlad ve her frsatta


Ingiliz devletine satmaya alt ideal
bir hapishaneye verdii addr. Tasarnn
kendisi tam olarak hibir zaman
gerekletirilememise de, dayand
kimi temel ilkeler ondoku-zuncu
yzylda Avrupa'da ve ABD'de ina
edilen hapishanelerde kullanl-mtr.
Panopticon, daire eklindeydi ve
hkmllerin hcreleri dairenin
emberini oluturan d duvarlarda yer
alyordu. Dairenin merkezinde bir
gzedeme kulesi bulunuyordu. Her
hcrenin biri gzedeme kulesini, dieri
ise dary gren iki penceresi vard. Bu
tasarmn hedefi, hkmllerin her an
gardiyanlar tarafndan grlebilmesiydi. Kulenin pencereleri ise panjurluydu; bylece, hapishane grevlileri
hkmlleri srekli gzlemleyebile
cekler ama kendileri grnmeyeceklerdi.

696

r g t le r v e A la r

Gzetimin snrlar
Foucault hapishaneler konusunda
haklyd. Gnmzde dahi hapishane
lerin ou belirgin biimde Panopticon'u andrmaktadr. Foucault, gzet
lemenin modern toplumlardaki rol
konusunda da haklyd bu konu iletiim
ve bilgi teknolojilerinin giderek artan
etkisi nedeniyle daha da nem kazan
maktadr. Zira kimilerinin (Lyon 1994)
adlandrd biimiyle bir gzetim
toplumunda (yaamlarmzla ilgili
bilgilerin akla gelebilecek her trl
rgt vastasyla topland bir toplum
da) yayoruz.
Gelgeldim, Weber ve Foucault'nun
bir rgt en verimli biimde ilet
menin yolunun azami gzetimden ge
tii yollu savlar hatalyd; en azndan,
bu sav irkedere uygulamak bir hatadr,
zira irketler kapal ortamlarda bulunan
insanlar (hapishanelerin aksine) tam
anlamyla denetim altna almazlar.
Hapishaneler btnnde bakldkta
rgder iin iyi birer model olamazlar.
Dorudan gzetim, kiilerin iinde
bulunduklar ortamdan honut olma
dklar ve zerlerindeki yetkeye temelde
dmanlk besledikleri hapishaneler
gibi yerlerde ie yarayabilir. Ne var ki,
yneticilerin, bakalarnn kendileriyle
ortak bir hedefe ulaabilmeleri iin
ibirlii yapmalarn arzulad rgtlerde durum ok farkldr. Dorudan g
zetimin fazlas, yaptklar ie mdahale
ans tannmayan alanlar yabancla
trr (Sabel 1982; Grint 2005).
Weber ve Foucault'nun dillendir
dii trden ilkeler zerine kurulan,
montaj hattna ve kat bir yetke hiyerar
isine sahip byk fabrikalar gibi rgt
lerin eninde sonunda byk sorunlarla

697

kar karya kalm olmalarnn ana


nedenlerinden biri budur. Byle ortam
larda, iiler kendilerini ilerine veremiyorlard; srekli gzetim, aslnda, sk
alabilmeleri iin gerekliydi ama fkeyi
ve dmanl da krklyordu.
Ayrca, insanlar Foucault'nun
szn ettii ikinci anlamyla yksek
gzetim dzeylerine direnmeye de
eilimlidirler: Yani haklarnda yazl
bilgi toplanmasna direnirler. Sovyeder
tarz komnist toplumlarn dalmas
nn temel nedenlerinden biri buydu. Bu
toplumlarda insanlar hakknda ya gizli
polis tarafndan ya da gizli polise
kiralanan bakalar yoluyla -hatta
akrabalar ve komular yoluyla biledzenli bilgi toplanyordu. Ayrca,
devlet, kendi koyduu kurallara kar
kmas olas bir muhalefeti nlemek
amacyla da yurttalar hakknda
ayrntl dosyalar tutuyordu. Bunun
sonucunda, siyasi anlamda yetkeci,
ekonomik anlamdaysa verimsiz bir
toplum biimi ortaya kt. Toplumun
btn, honutsuzluklar, atmalar
ve her trden muhalefetiyle birlikte
neredeyse devasa bir hapishaneye
benzemiti -ve nihayetinde halk bu
hapishaneden kat.

Dnyay saran rgtler


rgtler tarihte ilk kez gerek
anlamda kresel hale gelmilerdir, bilgi
teknolojileri ulusal snrlarn nemini
iyice azaltmtr. Bunun bir sonucu
olarak, uluslararas rgtlerin hem
sayca hem de nem bakmndan
bymeleri ve uluslarn artk en gl
eyleyenler olmadklar bir dnyaya belli
bir istikrar ve ngrlebilirlik getirme
leri beklenmektedir (Union of Inter
national Associations 1996-7).

r g t le r v e A la r

Bu yzden, sosyologlar ulusal


snrlar aan rgderi oluturabilmenin
nasl mmkn olduunu ve etkilerinin
neler olabileceini grmek amacyla
uluslararas rgtleri incelemektedirler.
Baz sosyologlar kresel rgde-rin
dnyadaki lkeleri gitgide birbirine
benzemeye zorlayacan dahi ileri
srmektedirler (Thomas 1987; Scott ve
Meyer 1994; McNeely 1995).

rgtler, ulusal gvenliin salanmas


(hem Milleder Cemiyeti rgt hem de
Birlemi Milletler rgt byk
ykmlara yol am olan iki dnya sava
sonrasnda kurulmutur), uluslararas
ticaretin dzenlenmesi (szgelimi Dn
ya Ticaret rgt yoluyla), toplumsal
refahn salanmas ya da insan haklar
nn ya da evrenin korunmas gibi ne
denlerle kurulurlar.

Gelgelelim, uluslararas rgtler


yeni deildirler. Szgelimi snr
ticaretini dzenleyen rgtler, yzyllar
dr mevcuttur. Alman tccarlar ve
ehirler arasnda kurulan ve hem
Kuzey'deki hem de Baltk Denizi'ndeki
ticareti onnc yzyln ortalarndan
onyedinci yzyln ortalarna dek
ynetmi olan Hansa Birlii (The
Hanseatic League), bu rgtlerden
biriydi. Ne var ki, gerek anlamda
kresel nitelikte olan, dnya apnda
ye uluslar bulunan ve karmak
brokratik yaplar olan rgder ancak
1919'da kurulan ve ksa mrl olan
Milleder Cemiyeti'yle birlikte oluturul
mutur. 1945 ylnda kurulan Birlemi
Milleder, modern kresel rgderin
belki de en ne kan rneidir.

Gnmzn en gl UD'lerinden bazlar, ulusal ekonomileri byk


ve gl ticaret bloklar oluturacak
ekilde birletirmeyi amalarlar. En
gelimi UD'lerden biri, tz
Mays 2004'ten bu yana yirmi be
lkede geerli olan Avrupa Birlii'dir
(AB). AB, i dnyasnn ulusal snrlar
ap kendine yeni pazarlar bulabilecei,
iilerinse serbest dolam yoluyla
kendilerine yeni iler arayabilecekleri
yekpare bir Avrupa ekonomisi olutu
rulmas amacyla kurulmutur. AB
lkelerinin ekonomi siyaseti ortaktr ve
birlie ye lkelerin yirmisi 2002'den
beri ortak bir para birimini (Euro)
kullanmaktadr. Bununla birlikte,
lkelerinin ekonomik kararlar alma
yetkisini tamamen AB'ye brakmas
gerekeceini ileri sren ve bu gelimeyi
hi de ho karlamayan ok sayda
Avrupal da mevcuttur.

Sosyologlar uluslararas rgderi,


ulus devlederden oluan uluslararas
devlet rgtleri ve sivil rgtlenmelerden
oluan uluslararas sivil toplum rgtleri
olmak zere, ilkece ikiye ayrrlar.
Bunlarn her birini ayr olarak ele
alacaz.
Uluslararas devlet rgtleri
Kresel rgt tiplerinden ilki, yesi
olan uluslarn birbirleriyle i yapabilme
leri amacyla devletler arasnda yaplan
antlamalarla kurulan uluslararas
devlet rgtleridir (UD). Bu tip

UD'ler, yesi olan lkeler onay


verdii zaman makul llerde askeri
g de kullanabilirler. Szgelimi Kuzey
Adantik Pakt (NATO) ve BM, ye
lkelerin ordularnda oluan askeri bir
gle, 1991 ylndaki ilk Krfez Sava
srasnda Irak'a, 1999 ylnda ise eski
Yugoslavya'daki Kosova'ya mdahale
de bulunmutur. Yine de gcn yesi
olan uluslarn gnll katlmndan alan
en gl askeri UD'nn bile yetke

698

rg tle r ve Alar

sinin belli snrlar vardr, zira askeri


glerin denedmi nihayetinde bu ye
uluslarn elindedir. Szgelimi Bos
na'daki ve Somali, Ruanda gibi Afrika
lkelerindeki vahi i savalar srasnda
BM'in bar salama ve koruma konu
sundaki giriimleri etkisiz kalmtr.
UD'ler genelde ye lkeler
arasndaki g dengesizliklerini
yanstma eilimi tarlar. Szgelimi, BM
Gvenlik Konseyi uluslararas bar
korumadan ve gvenlii salamadan
sorumludur; dolaysyla, BM iindeki en
gl rgttr. Gvenlik Konseyi'nin
eylemleri zerinde, konseyin be daimi
yesi olan Britanya, ABD, in, Fransa
ve Rusya'nn nemli bir denetimi vardr.
Geriye kalan on lke BM genel meclisi
tarafndan iki yllna seilirler ve daimi
yeler kadar nfuz sahibi deildirler.

Yirminci yzyln balarnda -eldeki veriler stnkr olmakla birlikteyaklak dzine kadar UD vard.
1981 itibaryla saylar 1039'a ykselmi
tir; 1996 itibaryla ise bu say 1830'u bul
mutur (Union o f International
Associations 19967). Gnmzdeyse,
yaklak olarak 5500 uluslararas devlet
rgt vardr (Union of International
Associations 2002).
Uluslararas sivil toplum rgtleri
ikinci kresel rgt tipi, bireyler ya
da zel rgtler arasnda yaplan
anlamalarla kurulmu olan uluslararas
rgderden oluan uluslararas sivil
toplum rgtleridir (UST). Uluslar
aras Sosyoloji Birlii, Uluslararas
Kadnlar Konseyi ve evreci Yeil Bar
rgt bu tip rgdenmelerin nde

S o sy o lo jik im g elem in izi kullanm ann tam sras:


g e le c e in irketi mi y o k sa g e m i in irketi m i?
B e ll, k a y b e d ile n m te rile ri g e ri k a z a n a b ilm e k i in ,

D n y a d e i ti. M te r ile r im iz d e iti. B iz im d e a rtk


d e i m e m iz g e r e k . B u n la r , M c D o n a ld s 'n [ 2 0 0 4 y ln d a

s u n u m la r n n o u n u r e s to r a n y n e tim in in te m e lle riy le

le n esk i] b a k a n v e y n e tim k u ru lu y esi J i m

ilg ili u m u t v a d e d e n iy ile tirm e le r e - te m iz lik , h iz m e t v e

a n ta lu p o 'n u n d u d a k la n n d a n d k lm o la n c e s u r

a la n la r n r e tk e n li i k o n u la r n a - h a rc a d la r. B a y

s z l e r ... [C a n ta lu p o ] y a trm c la ra d n y a n n e n b y k

G r e e n b e r g 'in y n e tim i a ltn d a y k e n M c D o n a ld s 'n

f a s t - f o o d z in c ir in in a r tk h e r k e s te n d a h a b y k d e il,

b a y ilik le rin d e k a b ile c e k s o r u n la r a k a r , s ta n d a r tla ra

s a d e c e d a h a iyi o la c a s z n v erd i.

u y u lu p u y u lm a d n n d e n e d e n e b ile c e i b ir ta k ip d iz g e s i
b ile m e v c u t d e ild i. A r tk b ir d e r e c e le n d ir m e d iz g e s i v e

ir k e tin tu tm a k ta z o rla n a c a b ir s z b u . [ 2 0 0 3 ylann]

g iz e m li m te r i siy a se ti d e v r e d e ; b y le c e g r u p k en d i

O c a k a y n d a, M c D o n a ld s , h a lk a a ld 1 9 6 5 y ln d a n bu

i le tm e le r in e k a r d a h a s e r t n le m le r a lm a s z v eriy o r.

y a n a ilk k e z irk e tin ay lk z a ra rn a k la d . A B D 'd e k i


k a r la trm a l sa t d a lm n n n e tic e s i, M c D o n a ld s 'n s o n

M c D o n a ld s 'n y e m e k m e n s d e b u g n e k a d a r h e p

o n y ld r d u rg u n , s o n 1 2 ay d r is e d te o ld u u n u

k a rm a k a r k o lm u tu r. B u m e n d e , d e y im y e rin d e y se ,

g s te r m e k te d ir . B i r z a m a n la r n ite lik li h iz m e tin d i e r ad

z a y fla tla ca k . M e n d e d a h a az sa y d a k a fa k a rtra n

o la n M c D o n a ld s , A B D 'd e , s o n o n yl b o y u n c a m te ri

n v e s a la ta , y o u r t, d ilim le n m i m e y v e g ib i d a h a

m e m n u n iy e d k o n u s u n d a en k t irk e t s e ilm i u r -sa lk

sa lk l ik ra m la r b u lu n a c a k . M c D o n a l d s g ib i h e r ey in

s ig o r ta la r s a ta n irk e d e r in v e b a n k a la rn b ile a ltn d a y er

im g e d e m e k o ld u u b i r irk e t, u z u n s re b o y u n c a

a lm tr. M c D o n a ld s g r u b u n u n h is s e le r in in fiy a tla r, 1 9 9 9

y e m e k le rin in o b e z ite y e y o l a t n in k a r e tm i o ls a d a ,

y ln d a , 4 8 d o la rd a n s o n o n y ln e n d k d e e ri o la n

re tti i s a lk sz b e s in le r d e n d o la y k a z a n d k t
h r e tin a rtk m a rk a y te h d it e d e r h a le g e ld i in i n ih a y e t

$ 1 2 d o la ra k a d a r d m t r ...

a n la y a b ilm i. H e r k e s in is te d i i h e r ey o lm a k y e r in e (ki

D a h a d a v a h im i, b a y C a n ta lu p o v e o z a m a n la r irk e tin

b a y C a n ta lu p o d a z a m a n n d a b u n d a n u zak d u rm a y a

h e m ik i n u m a r a l a d a m h e m d e b a k a n lk k o ltu u n u n

a lt n b e lir tm i ti) , g r u p a m p a n y a ta d n d a a m a b ira

v a ris i o la n [ve k e n d is i d e 2 0 0 5 y ln d a k a n s e r d e n h a y a tn

fiy a tn a y en i v e z e l n le r s u n m a y ta sa rla m a k ta d r.

k a y b e d e n e d e k irk e tin b a k a n l n y a p m o la n ] C h a rlie

699

rg tle r v e A lar

R e k la m v e m a a z a b l m d e b a k m d a n g e e c e k g ib i

z m le m e c ile r in d e n P e te r O a k e s , M c D o n a ld s irk e tle r

g r n y o r ; b e lk i g r u b u n d a h a k o la n F r a n s z m a a z a la r

g r u b u n u n , k u lla n d b in a la rn % 7 5 'i n e v e re s to r a n la rn n

m o d e l a ln a b ilir. B u k a d a r k o lm a y a n b a k a b ir e y is e ,

b u lu n d u u 3 0 0 0 0 fa rk l n o k ta d a k i a rs a n n y a k la k

b a y B e ll'in g r u b u n m a s k o tu o la n (v e A .B .D 'd e N o e l

% 4 0 'n a s a h ib i o ld u u n u n a la n iz m e k te d ir . A y rca ,

B a b a 'd a n s o n r a e n o k ta n n a n ik o n o ld u u a ik a r o la n )

g r u b u n d e f te r d e e ri to p la m d a 4 m ily a r d o la n b u la n

R o n a ld M c D o n a ld ', o c u k la r d a n s o n r a , n fu s u n b y k

a rs a la r n n b u g n k d e e rin in (v e rg ile r d lm e d e n )

o u n lu u n u te k il e d e n g e n y e ti k in le re y n e ltm e

y a k la k o la r a k $ 1 2 m ily a r d o la r e d e c e in i d e

fik ri.

h e s a p la m tr. B u d e e r, d o ru d a n sa t v e sa tt n
k ira la m a y o lu y la b ile i le tile b ilir le r d i...

B t n b u n la r, o u y a tr m c y M c D o n a ld s 'n g e r e k te n
d e b a y C a n ta lu p o 'n u n s u n u m la r n d a s r a rla b e lirtm i

z e tle , M c D o n a ld s y a tr m c la rn a k o la y c a m ily a rla rc a

o ld u u g ib i tu rn a y g z n d e n v u r u p v u r a m a y a c a n

d o la r k a z a n d ra b ilird i. O b e z i t e d a v a la r v e o c u k la ra

d n m e y e itm e k te d ir. G u r m e s a n d v i d k k a n la r g ib i

s a lk s z b e s in s a tm a s u la m a la r u fu k ta b e lirm e y e

F a s t-c a s u a l tip i r e s to r a n la r n p iy asay a g irm e s iy le

b a la y n c a , h is s e d a r la rn y n la p a r a n n k e n d ile rin e g e r i

b ir lik te , M c D o n a ld s 'n su n d u k la r n n m o d a s d a yava

d n e c e i h ay ali d e b a k a b a h a r a k a ld . N e y a z k k i, b ir

yava g e m e y e b a la m tr. G r u b u n e n y e n i v e z g n

z a m a n la rn a la n y u m u rtla y a n ta v u u n u n e s k i g n le r in e

m e n s , 1 9 8 3 y ln d a ta n tt M c N u g g e ts ta v u k

g e ri d n e b ilm e s i i in o k d a h a b y k b ir d e i im e

k fte le r id ir. E s k id e n y llk b y m e o r a n la n % 1 0 1 5

ih tiy a c v a rm g ib i g r n y o r .

a ra s n d a o la n M c D o n a ld s b a y ilik le ri, e ld e e ttik le ri k a rn


B ir ile r i z a ra r m d e m i ti? ,

g e n e l m e r k e z d e n k t b i im d e id a re e d ile n v e s a tn a lm a k
z o r u n d a o ld u k la r siz in i in y a p tk ta rz y en i v e p a h a l
m u tfa k la r k u r m a g iri im le r i y z n d e n b a s k a ltn d a

The Economist

( 1 0 N is a n 2 0 0 3 )

Sorular

k a ld n a v e e lle rin d e n k t n a d a ta n k o ld u la r ...


N e tu h a f; o y sa k i M c D o n a ld s 'n k u r u c u s u o la n v e irk eti
s a tt y iy e c e k le r k a d a r s a tn ald v e k ira la d e m la k

1. D a h a u y u m lu b ir g iri im a le h in e i le y e n b ir
M c D o n a ld s s z la r m a s r e c i i b a n d a o la b ilir m i?

y o lu y la d a b y te n R a y K r o c , g r u b a i le tils in d iy e r e s m e n

2 . M c D o n a ld s , te m e l ilk e le r in d e n v e rim lilik ,

b ir a ltn m a d e n i b ra k m t. M e r r ill L y n c h

h e s a p la n a b ilir lik , te k b i im lilik v e o to m a s y o n y olu yla


d e n e tim ilk e le r in d e n v a z g e iy o r o la b ilir m i?

McDonalds, son yllarda sat oranlarnda yaad dn ardndan kendini yeniden dzenlemeye alyor.
Yeni grnmyle Londra ubesini bir bardan ya da kafeden ayrmak artk hemen hemen imkansz.

700

r g t le r v e A la r

gelen rnekleridir. UD'de olduu


gibi, UST'nn saysnda da son
yllarda byk bir patiama yaanmtr yzyln banda, saylar ikiyzden daha
azken 1990'larm ortalarnda bu say
neredeyse 15000'i bulmutur (Union of
International Associations 19967).
Gnmz-deyse uluslararas sivil
toplum rgtlerinin says yaklak
olarak 31000'dir (Union of Interna
tional Associations 2002).
Genelde UST'nn asl amac
BM'yi, dier UST'leri ya da devlederi
etkileyerek yelerinin kresel karlarn
korumaktr. Bunun yannda uluslararas
konferanslar, toplantlar dzenler ve
dergiler karr, aratrma ve eitim gibi
konulara da eilirler. UST, gl
devlederin siyasederini ekillendirme
lerinde baarl olmulardr.
nde gelen (ve olduka baarl)
UST rneklerinde biri, Uluslararas
Kara Maynlarn Yasaklama Kampan
yasdr (UKMYK). Bu kampanya,
kurucusu Jody Williams'n nderliinde
dnya genelindeki uluslarn ounlu
unu kara maynlarnn kullanmn
yasaklayan bir andamaya yapmalar
konusunda ikna etme baarsndan
tr, 1997 Nobel Bar dl'yle
dllendirilmitir. N obel dl
komitesi kampanyay bir sagry
geree dntrd gerekesiyle
vm ve bu almann uluslararas
silahszlanma giriimleri konusunda
sonu verebilen etkin bir bar
siyasetinin inandrc bir timsali haline
geldiini ifade etmitir (UKMYK
20 0 1 ).
UKMYK'nn altma yakn lkede,
binden fazla UST ile balants
bulunmaktadr. Bu rgder birlikte
alarak kamuoyunun dikkatini, Avru

701

pa, Asya ve Afrika'da yaplm sava


larn lmcl miras olan yaklak 100
milyon anti personel maynnn siviller
asndan tekil ettii tehlikelere
ekmeyi baarmlardr. Maynlar dier
silahlara benzemezler. Savalardan
sonra dahi onlarca yl boyunca etkin
halde kalabilirler ve halka hem korku
salarlar hem de lmcl birer tuzak
grevi grrler. Szgelimi, Kambo
ya'daki iftiler verimli tarm alanlarna
denmi maynlardan dolay alk
tehlikesiyle kar karya kalmaktadrlar,
zira iftiler ne kendilerini ne de aile
ferderini bir anda parampara olabi
lecekleri bu alanlarda almay isteme
mektedirler. Yrtlen kampanya mey
velerini vermi ve imzalanan antla
mayla anti-personel tipi kara maynlar
nn retilmesi, depolanmas ve tan
mas yasaklanmtr. 150 lke tarafn
dan imzalanan bu andama 1990 ylnn
mart aynda yasalamtr.
Sayca UD'den daha ok ve
baarl olsalar da, UST daha az etkili
dirler, zira yasal erk (ve yaptrm gc)
sonuta devlederin elindedir. Szge
limi, byk dnya lkelerinin ou kara
maynlarnn yasaklanmasn ngren
antlamay imzalamsa da, ABD
Kore'yle arasndaki gvenlik sorununu
bahane ederek, Rusya'nn yolunda git
mi ve antiamay imzalamamtr. Yine
de Uluslararas Af rgt ve Yeil
Bar rgt gibi kimi UST, hatr
saylr lde nfuz sahibi olmulardr.

Ekonomik rgtler
Modern toplumlar, Marx'n deyi
miyle, kapitalisttirler. Kapitalizm u
nemli zellikleri yoluyla dierlerinden
ayrlr: retim aralarnn zel mlkiyete
braklmas; kar hrs; ucuz ham madde
ve igc bulmay salayacak ve malla

r g tle r v e A la r

rn pazarda satlmasn kolaylatracak


bir serbest rekabet; snrsz bir genile
me ve sermayeyi bytmeye ynelik
yatrmlar. Ondokuzuncu yzyln
banda gerekleen Sanayi Devrimi'yle
birlikte ortaya kan kapitalizm, tarihte
kendisinden nce ortaya km olan
ekonomik dzenlerin hepsinden daha
dinamikdr. Kapitalizm, Marx gibi pek
ok eledrmeni olsa da, u anda
dnyadaki en yaygn ekonomik rgt
lenme biimidir.
Bu blmde, imdiye kadar ie,
alanlar ve meslekler asndan baktk.
Ticari birliklerin geliimleri zerinde
etkili olan etkenleri ve i kalplarn ele
aldk. Bu noktadan itibaren ise igc
nn istihdam edildii ticari irketiere
odaklanacaz (unu da unutmamak
gerekir ki, gnmzde ok sayda insan
devletin rgtlerinde almaktadr;
ama biz bunlar burada ele almaya
caz). Gnmzde ticari irketlere
neler olmaktadr ve bu irketler nasl
iletilmektedirler?
ir ketler ve irket erki
Son yirmi ylda modern sermayeci
ekonomiler byk irketlerin ykseli
inden giderek artan biimde etkilen
milerdir. Son aratrmalar dnyann
nde gelen ikiyz irketinin 1983 ve
1999 yllar arasnda yapt toplam sat
orannn bu srede dnyadaki GSMH
orannda %25'den %27,5'e varan bir
arta neden olduunu gstermektedir.
Ayn dnemde bu irketlerin kar oran
lar %362,4 orannda artarken istihdam
oranlar ise ancak %14 orannda
artmtr (Anderson ve Cavanagh
2000 ).
Elbette Britanya ekonomisinde
halen binlerce kk irket ve giriim
mevcuttur. Giriimci -yani hem irke

tin sahibi hem de yneticisi konumun


daki patron- imgesi bu kk irkeder
iin halen geerlidir. Byk irketler
deyse durum daha farkldr. Adolf
Berle ve Gardiner Means'in 1930 yln
da yaymladklar nl almalar
Modern irket ve ^elMlk (The Modern
Corporation and Private) Property'den
bu yana, byk irkederin ounun
artk irketin sahibi tarafndan
ynetilmedii kabul edilmektedir, (bkz.
Berle ve Means 1997). Kuramsal adan
bakldkta, byk irkederin sahipleri,
btn nemli kararlar alma hakkn
sakl tutan irket hissedarlardr. Ne var
ki, Berle ve Means, hisselerin ar
oranda dalmasnn, irket zerindeki
fiili denetimi hissedarlardan alp irketi
gnbirlik olarak yneten yneticilerin
ellerine teslim ettiini ileri srmlerdir.
Byk irkederde mlkiyet ve denetim
birbirinden ayrlmtr.
Belli bir sanayi sektrn bir ya da
birka irket ele geirdiinde, serbest
rekabete girmek yerine genellikle ibir
lii yaparak fiyatiar birlikte belirlemeyi
tercih ederler. B ylece, byk petrol
irketlerinden biri akaryakt fiyatlarnda
deiiklie gittiinde, dier irkeder de
onu izlerler. Bir irketin belli bir sanayi
sektrnde tek sz sahibi haline
gelmesine tekel denir. Kk bir grup
dev irketin biraraya gelerek sektre
egemen olduklar oligopol ise daha
yaygn grlen bir durumdur. Oligopol
durumunda byk irkeder hizmet ve
mal satn aldklar tedariki kk
irketlere kendi ticaret koulla-rn
dayatabilirler.
irket sermayecilii tipleri
Ticari irketlerin bugn dahi
varln srdren ve birbiriyle akan
genel geliim evresi olmutur. Bu
evrelerden ilki, ondokuzuncu yzylda

702

r g t le r v e A la r

ki irketleri ralayan ve yirminci yzyln


balarnda da etkisini srdrm olan
aile kapitalizmiydi. Byk irketler,
bireysel giriimciler tarafndan ya da
ayn aileden ve soydan gelen yeler
tarafndan ynetiliyorlard. Birleik
Krallk'taki Sainsburys ya da ABD'deki
Rockefellers gibi nl irket hanedan
lklar bu kategoriye girmektedirler. Bu
bireyler ve aileler yalnzca tek bir byk
irketin sahibi deildiler, ayn zamanda
eitli ekonomik ilgi gruplarn ellerinde
bulunduran, ekonomi piramidinin
tepesindeki kimselerdi.
Giriimci aileler tarafndan kurulan
byk irkederin ou, zamanla halka
alm -yani dolamdaki hisselerini
ak pazara sunmu- ve yneticilerin
denetimine braklmlardr. Yine de aile
sermayeciliinin nemli eleri, tpk
Henry Ford'un torunu olan William
Clay Ford'un irketin icra kurulu
bakanln yapt Ford otomobil
irketi gibi, dnyann en byk
irketlerinden bazlarnda dahi varln
bugn de srdrebilmektedir. Sahipleri
tarafndan iletilen yerel dkkanlarda,
ufak lekli tesisatlk ya da boyaclk
ve badanaclk gibi ilerde ise aile
sermayecilii egemenliini korumakta
dr. Bu kk irketlerin iki ya da daha
fazla kuaktan beri ayn ailenin elinde
bulunan bazlar, ayn zamanda kk
lekli birer hanedanlktrlar. Bununla
birlikte, kk i sektr olduka
istikrarszdr ve bu sektrde baarszlk
ykleri olduka yaygndr; ayni ailenin
yelerinin uzun dnemler boyunca
irketlere sahip olma oran ise olduka
dktr.
Byk ticari irketler sektrn
deyse aile kapitalizmi yerini zamanla
ynetsel kapitalizme brakmtr.

703

Byk irketlerde gitgide daha fazla sz


sahibi olan yneticiler, giriimci
ailelerin yerini almlardr. Bunun sonu
cunda ailenin yerini irketin kendisi
almtr. irket daha somut bir
ekonomik kendilik olarak ortaya
kmtr. ABD'nin en byk ikiyz
imalat irketi zerinde alm olan
Michael Ailen, kar oranlarnda herhangi
bir d yaanmas durumunda aile
denetimindeki giriimlerde ynetim
kurulu bakanlarnn deitirilmesine
pek sk rastlanmadn, buna karn
yneticiler tarafndan denetlenen ir
ketlerde bu ilemin derhal gerekleti
rildiini ortaya koymutur (Ailen 1981).
Ynetsel kapitalizmin modern
toplumlar zerinde kalc bir etki
braktna kuku yoktur. Byk ir
ketler yalnzca tketim kalplarn
belirlemekle kalmaz, ayn zamanda a
da toplumlardaki istihdam deneyimini
de belirlerler -irket brokrasileri ya da
byk fabrikalar olmasayd ou
Britanyalmn i yaamlar ne durumda
olurdu, hayal etmesi bile g. Sosyo
loglar byk irketlerin modern
kurumlar zerinde iz braktklar bir
baka alan daha olduunu saptamlar
dr. Refah Kapitalizmi, irketi devlet
ya da birlikler yerine sanayiye dayal
modern yaamn pazar belirsizlikleri
karsnda birincil snak haline
getirmeyi hedefleyen bir uygulamadr.
Ondokuzuncu yzyln sonundan
itibaren byk irketler, alanlarna
ocuk bakm, bedava tatil, bo zaman
uralar, kar pay, isizlik ve yaam
sigortas gibi belli hizmetler sunmaya
baladlar. Bu izlencelerin aile
ziyaretlerini destekleyen ve ahlak
eitimi veren babacan bir taraf da
vard. yi niyeti imleyen terimleri bir
kenara brakacak olursak, aslnda refah

r g f i t l e r v e A la r

sermayeciliinin temel hedeflerinden


deil, ayn zamanda bu snrlarn dna
biri, alanlar zerinde bask kurmakt taan bir irket erkinin geliimini
zira alanlar birlikten kanabilmek
denedeyen konsolide bir liderlik ana
uruna -iddet kullanm da dahil olmak
iaret eder. Kurumsal kapitalizm dier
zere- her trl taktii uyguluyorlard.
irketlerin hisselerine de sahip olan
irketlerin
uygulamalar zerinde
A.B.D'deki ii hareketi zerine
ekillenmitir. Bunun sonucu olarak,
alan Stanford Jacoby (1997), gele
birbirine
bal yneticilerden oluan
neksel tarih almalarnn, refah
ynetim
kurullar,
irkederin byk
kapitalizminin sendikalarn ei benzeri
ounluu zerinde denetim sahibi
grlmemi bir nfuz sahibi olduu ve
olmaktadrlar.
Buysa, artan ynetici
Bakan Franklin Roosevelt devletinin
denetimi
srecini
tersine evirmektedir,
ibana gelip irketlerce alanlara
zira yneticilerin ellerindeki hisseler
salanan yararlar gvence altna ald
dier
irketlerin ellerindeki hisselerin
1930'lardaki bunalm yllarnda
byk olmasndan tr klmekte
ldn ima ettiklerini ileri srer. Bu
dir.
Kurumsal kapitalizmin yaylmas
yaygn yorumun aksine, Jacoby refah
nn
temel
nedenlerinden biri, son otuz
kapitalizminin lmediini ama ii
ylda yatrm biimlerinde meydana
harekederinin zirveye ulat srada
gelen
deiimdir. Bireyler artk doru
yeraltna ekildiini ileri srer. Refah
dan
hisse
satn alarak bir ie yatrm
kapitalizmi 1930 -1960 yllar arasndaki
yapmak yerine, yatrmlarn byk para
dnem boyunca sendikalamadan
rgtlerinin denetimindeki para piyasa
k an ab ilen -K o d ak , Sears ve
sna, trstlere, sigorta sektrn ve
Thompson Products gibi A.B.D
emekli
sandna yapmay tercih etmek
kkenli
irkederde- modernlemi,
tedirler.
Bu rgtler ise sz konusu
babacan yanlarndan ve alkanlklar
birikimleri daha sonra sanayi irket
oluturan, alanlara yarar salamay
lerinde
deerlendirmektedirler.
amalayan izlencelerinden syrlmtr.
1970'lerde sendika hareketinin zayfla
masyla birlikte bu irkeder baka
irketler iin birer model olmular ve
sendikalar saf d brakarak, irketin
bir sanayi kona olarak oynad rol
tekrar ne karmlardr.
Ynetsel kapitalizmin, modern
ekonominin ekillenmesinde oynad
roln kar klamaz nemine karn,
ok sayda bilgin, irketin evriminde
artk nc ve daha farkl bir evreye
girildiini dnmektedir. Ynetsel
kapitalizmin yerini gnmzde ksmen
de olsa kurumsal kapitalizme brakt
n sylemektedirler. Bu terim, yalnz
ca tek bir irket snrlar iinde karar alan

U lusar irketler
Kresellemenin arln his
settirmeye balamasyla birlikte, byk
irkederin ou uluslararas bir ekono
mik balamda i yapar hale gelmilerdir.
Bu irketler bir ya da birka lkede yeni
i kollar kurduklar zaman okuluslu ya
da ulusar irketler olarak nitelen
meye balamlardr. Ulusan terimi, bu
irketler birok ulusal snr at iin
tercih edilmektedir.
En byk ulusal irketler devasa
boyudardadrlar; servetieri pek ok
lkenin servetini glgede brakr.
Gnmzde, dnyann en byk yz

704

r g tle r v e A la r

ekonomik biriminin yarsn ulus


devletleri tekil ederken, dier yarsn
ulusar irketler tekil etmektedir. Bu
irkederin etkinlik alanlarnn genilii
hayret vericidir. En byk altyz
ulusar irketin etkinlikleri, kresel
ekonominin toplam tarm ve snai
retiminin bete birinden fazlasn
oluturmaktadr; bu irketlerin yetmi
kadar kresel lekteki satlarn
yarsndan sorumludur (Dickens 1992).
En byk ikiyz irketin geliri
1970'lerin ortalarndan 1990'lara kadar
yaklak ona katlanm ve 2001 yl
itibaryla 9.5 trilyon dolara ulamtr.
2003 ylnda dnyann ilk on ila
irketinin kresel pazar paylarnn
%53'leri bulaca tahmin edilmekteydi.
Son yirmi yl iinde ulusar irketlerin
etkinlikleri gitgide kresel hale geldi:
1950'de dnyann en byk irketle
rinden yalnzca tanesinin yirmiden
fazla lkede retim yapan yan kuruluu
varken, bu say gnmzde elliyi
bulmaktadr. Yine de, bu irketler halen
aznlktadr; ulusar irketlerin ou
nun en fazla iki ya da lkede retim
yapan yan kurulular bulunmaktadr.
2000
yl verilerine gre,
tepedeki ikiyz irket arasnda A.B.D
82 irketle (ki bu, yzde 41'lik bir oran
demektir) ba ekmektedir; ikinci
sradaysa 41 irketle Japonya yer
almaktadr (Anderson ve Cavanagh
2000). Bununla birlikte, en tepedeki
ikiyz irket sralamasnda Amerika'nn
sahip olduu oran, yalnzca be Japon
irketinin listede yer ald 1960'dan bu
yana dikkate deer oranda dmtr.
Genel kannn aksine, dorudan yaplan
yabanc yatrmlarn drtte , sanayi
lemi lkeler arasnda yaplmaktadr.
Yine de ulusar irketlerin gelimekte
olan lkeler zerindeki etkileri byk

705

tr; Brezilya, Meksika ve Hindistan en


byk yabanc yatrmlarn gerekleti
rildii lkelerdir. Yatrm oranlarnda
imdiye kadar grlen en hzl art,
Asya'nn sanayilemekte olan lkeleri
(AS) olarak adlandrlan Singapur,
Hong Kong, Kuzey Kore ve Malez
ya'da kaydedilmitir.
Tamaclk ve iletiim alannda
ilerlemeler yaanmasayd ulusar
irketlerin bu kadar yaylmalar da
mmkn olmazd. Gnmzde hava
yollar insanlarn dnyann bir ucundan
dierine altm yl ncesine kadar ei
grlmemi bir hzda seyahat edebil
melerine izin vermektedir. Okya
nuslar aabilen devasa ileplerin ina
edilmesi ve farkl nakliye aralarnda
tanabilen konteynerlerin kullanlmas,
byk malzemelerin kolayca tanabilmelerini olanakl klmtr.
letiim teknolojileri artk dnya
nn bir ucuyla dierinin neredeyse ann
da denebilecek kadar ksa bir srede
iletiim kurmasna izin verecek dzey
dedir. Uydular, ayn andan ancak 240
konumaya izin verdikleri 1965 ylndan
beri gitgide artan ekilde ticari iletiim
enamacyla kullanlmaktadrlar. imdiki
uydularsa en az 12000 e zamanl
konumaya izin verebilmektedirler!
Kimi byk ulusar irketlerin kendi
uydu iletiim dizgeleri dahi bulunmak
tadr. Szgelimi, Mitsubishi irketinin
Tokyo'daki genel merkezi gnde
ortalama be milyon konumann
aktarld devasa bir iletiim ana
sahiptir.
Ulusar irket tipleri
Yirminci yzylla birlikte ulusar
irketlerin dnya ekonomisindeki
nemleri de artmtr. Uluslararas

r g t le r v e A la r

iblm -dnya pazar iin retilen


mallar konusunda blgeleri snai ya da
tarmsal retime gre veya ustala gre
ayran bir zelleme- konusunda kilit
neme sahiptirler (Frbel, Heinrichs
1979; McMichael 1996). Dnya
ekonomisi de tpk ulusal ekonomilerin
belli noktalardayounlatklar gibi, belli
bir yerde toplanmaktadr -yani az
saydaki ok byk irket tarafndan
ynetilmektedirler. Birleik Krallk ve
dier nde gelen sanayilemi lkelerin
bazlarnda, ulusal alanda nfuz sahibi
olan irkeder ayn zamanda uluslararas
alanda da varlklarn olduka geni
erimli bir alanda hissettirirler. Dnya
daki ou retim sektr oligopoldr retimin denetimi pazara egemen olan
ya da drt irketin elindedir. Son
yirmi ya da otuz yldan bu yana oto
motiv, mikro ilemci ve elektronik
sanayilerinde ve dnya apnda kendine
pazar bulabilen dier kimi tketim
mallarnn retimi konusunda uluslar
aras ogopoller ortaya kmtr.
H.V. Perlmutter (1972) ulusar
anonim irketleri e ayrr. Bunlardan
ilki, irket siyasetinin irketin kurulduu
lkede konulanm olan genel merke
zinde oluturulduu ve uygulamaya
geirildii etnosentrik ulusar
irkederdir. Dnyann farkl yerlerinde
bulunan yan kurulular ve tesisler, ana
irketin kltrel uzantlar durumunda
dr- uygulamalar dnya genelinde belli
bir standarda sahiptir. kincisi ise,
denizar yan kurulularn yerel irket
lerin ynetimine brakld polisentrik
ulusar irketlerdir. Asl irketin
kurulduu lke ya da lkelerde bulunan
genel merkez irket siyasetinin ana
tzn belirlerken, yerel irkeder
ilerini bu tzk erevesinde kendileri

hallederler. Son olarak, ynetim yaps


uluslararas olan geosentrik ulusar
irketlerden sz edilebilir. Ynetim
dizgeleri kresel bir taban zerine
oturtulmutur ve koullar gerektirdi
inde bir lkeden dierine yolculuk
yapan, gezici denebilecek st dzey
yneticilere sahiptirler.
Tm ulusar irketler arasnda,
Perlmutterci anlamda en gl etno
sentrik yapya sahip olan irkeder,
Japon irkederidir. Dnya apndaki
etkinlikleri ana irket tarafndan, bazen
Japonya devletinin de ie karmasyla,
ok sk bir biimde denetienir. Japon
Uluslararas Ticaret ve Sanayi Bakanl
(UTSB), Japon temelli yabanc giriim
lerin izlenmesinde Bat devletlerinden
ok daha dorudan ie karr. UTSB,
son yirmi ylda Japon irkederin deniz
ar lkelere yaylmasn dzenleyen bir
dizi ilerleme tasars oluturmutur.
Ayrks Japon irketi tiplerinden biri,
byk ticaret irketleri olan sogo
shosa'it. Bu irkeder, ana amalar
ticareti desteklemek ve parasal kaynak
salamak olan devasa holding-lerdir.
Dier irketlere parasal, rgtsel ve
bilgisel hizmeder sunarlar. Japon ithalat
ve ihracatnn yarya yakn, on byk
sogo shosa yoluyla gerekletirilir.
Mitsubishi gibi kimi sogo shosalar, retim
de yaparlar (Japon anonim irkederi, s.
711-13 'de daha ayrntl biimde
incelenmitir).
Kresel lekteplanlama
Kresel irketler, gerek anlamda
kresel bir planlama yapabilen ilk
rgderdir. Szgelimi Pepsi ve CocaCola reklamlar dnyadaki milyarlarca
insana ulaabilmektedir. Gelimi
kresel alara sahip olan birka irket,

706

rg tle r ve Alar

farkl uluslarn ticari etkinliklerine ekil


verebilmektedir. Richard Barnet ve
John Cavanagh (1994), yeni dnya eko
nomisinde dcari etkinlikleri birbirine
balayan drt a bulunduunu ileri
srmektedirler: Kresel Kltrel Pazar,
Kresel Alveri Merkezi, Kresel
yeri ve Kresel Para A. Kresel Kl
trel Pazar, bu drt an en yenisi
olmasna karn, imdiden en yaygn
haline gelmitir. Kresel imgeler ve
dler, sinema filmleri, televizyon
programlar, mzik, videolar, oyunlar,
oyuncaklar ve rder yoluyla dnya
apnda satlmaktadrlar. Dnyann her
yerinde, hatta en az gelimi lkelerde
dahi, insanlar ayn ticari amal arklar
ve ovlar izleyebilmek iin ayn
elektronik aygdar kullanmaktadrlar.

707

Barnet ve Cavanagh'ya gre, Kre


sel Alveri Merkezi, sersemletici
eitlilikte yiyecek, iecek, giyecek ve
elenceyi barndran gezegensel bir
spermarkettir. Kresel Kltrel
Pazar'dan daha ayrcalkl bir yerdir, zira
fakirlerin maddi kaynaklar yetersiz
olduundan, burada birer alc deil
ancak bakc olabilirler. Dnya nfu
sunu oluturan yaklak 5.5 milyar
insandan 3.5 milyar kadarnn tketim
rnlerini satn alacak paras yoktur.
Kresel nitelikteki nc a olan
Kresel yeri, hepimizi etkileyen
kresel iblmnn gitgide daha
karmak bir hal almasyla ortaya
kmtr. Yazhanelerden, fabrikalar
dan, restoranlardan ve mallarn retilip

r g t l e r v e A la r

tketildii ya da bilgi alverii yaplan


baka milyonlarca mekandan oluan
devasa bir alandan oluur. Bu a, hem
kaynak salad hem de ona parasal
adan destek olan Kresel Para Ayla
yakndan balantldr. Kresel Para
A, milyarlarca bitten oluan bilgilerin
bilgisayarlarda depoland ve grn
tlendii bir adr. Neredeyse snrsz
bir para alveriini, kredi kart
ilemlerini, sigorta planlamalarn ve
hisse alm satmlarn da beraberinde
getirir.
byk irketler: aym am afarkl
Yirm ibirinci yzyln ilk on
ylndaki byk irkeder ile yirminci
yzyln ortalarndaki byk irketler
arasnda nemli farkllklar vardr.
ounun adlar halen ayn olmakla
birlikte -szgelimi, General Motors,
Ford, IBM- bu irkederin arasna
1950'lerde henz tannmayan Micro
soft ve Intel gibi baka byk irkeder
de katlmlardr. Hepsi birden mthi
bir g oluturmulardr ve ynedcileri
de halen ehir merkezlerini egemenlik
leri altna alan byk binalarda
oturmaktadrlar.
Ne var ki, gnmzle yarm yzyl
ncesinin yzeysel benzerliklerinin
altnda esasl dnmler yatmaktadr.
Bu dnmler kklerini bu kitap
boyunca sk sk karmza kan bir
srete bulurlar: Kreselleme. Son elli
ylda dev irkeder kendilerini iyiden
iyiye kresel bir rekabetin iinde
bulmulardr; bunun sonucu olarak da
i yaplar ve doalar deimitir.
A.B.D eski alma Sekreteri
Robert Reich yle yazmtr:
Her ey deiiyor. Amerikal
irketin ekirdei artk byk

hacimli mal retimlerini kendisi


yapmyor ve hizmetieri dorudan
kendisi vermiyor; byk fabrika
lara, laboratuvarlara, envanterlere
ve dier menkul kymedere yatrm
yapmyor; devasa ii ordularn ve
orta dzey yneticileri istihdam
etmiyor... Aslna bakarsanz, irket
ekirdei bile Amerikal deil artk.
Giderek, ardnda dnyann farkl
yerlerindeki birimleriyle yapt
anlamalarla ilerini yrten
merkezsizletirilmi gruplar ve alt
gruplar saklayan bir sima haline
gelmekte (Reich 1991).
Byk irkeder byk iyerleri
olmaktan kp giderek birer giriim
a -yani kk irketleri birbirine ba
layan merkezi bir rgtlenme- haline
gelmektedirler. Szgelimi bir zamanlar
dier byk irketler tarafndan
kskanlkla izlenen bir kendine yeterlik
sergileyen IB M , 1980'lerd e ve
1990'larn banda stratejik planlarn
paylamak ve retim sorunlarn
zebilmek amacyla A.B.D kkenli
dzinelerce kurulula ve seksenden
fazla yabanc irketle birlemitir.
Baz byk irkeder brokratik
adan glerini korumakta ve merkez
lerini genelde ilk kurulduklar lkelerde
tutmaktadrlar. Bununla birlikte, ou
artk tam olarak belli bir yerde deildir.
Eski ulusar irketler, denizar
retim tesislerinin ve yan kurulularnn
denedendii bir ulusal genel merkezden
ynetilirlerdi. imdiyse uzam ve zaman
anlaynda meydana gelen dnmle
birlikte (Toplumsal Etkileim ve
Gnlk Yaam, s. 186-7) gruplar,
dnyann hangi blgesinde konulan
m olurlarsa olsunda, iletiim tekno
lojileri ve bilgisayarlar yoluyla birbiriyle

708

rg tle r v e Alar

balayarak satld ya da baka yerlere


satlmak iin gemilere yklendii
A.B.D'ye kadar, dnyay dolat
anlalabilmektedir.
Kadnlar ve irketler

Barbara, hazrladn rapor g a y e t yiydi am a farkl


cinsiyetler farkl dilleri konuurlar. Bu yzden,
sylediklerinin tek kelimesini dahi anlamadm.

egdml biimde alabilmekte


dirler. Uluslar halen snrlarnda
gerekletirilen para, kaynak ve bilgi
akn denetim almaya uramakta
drlar. Ne var ki modern iletiim
teknolojileri bunu artk son derece
gletirmektedir. Bilgisel ve mali
kaynaklar, dnyann bir ucundan
dierine k hznda hareket eden
elektronik darbelerle ulaabilmektedir.
Ulusar irketlerin rnleri de
benzer ekilde, uluslararas niteliklere
sahipdr. Bir maln Britanya'da m yoksa
baka bir yer de mi retildii sorusunu
kolayca yantlamak artk mmkn
deildir.
Kitabn K resellem e ve D eien
D n y a ( s .9 2 ) b a lk l ik in c i
blm nde halis muhlis bir Am erikan
o y u n ca rn e i olarak B arb ie'y i
incelem itik.

Barbie'nin paketinde in'de imal


edilmitir yazmaktadr ama bu
blmden kan sonular nda,
bebein bedeninin ve giysilerinin
Ortadou ve Uzakdou'dan yolculua

709

Yaklak yirmi ya da otuz yl


ncesine dek, rgder zerine yaplan
almalar toplumsal cinsiyet sorununa
eilmiyorlard. Gerek Weber'in kuram
gerekse bu kurama verilen etkili
yandar, erkeklerce yazlm ve erkei
merkeze almtr. Gelgelelim 1970'lerde
ykselie geen feminist hareket,
rgder ve brokrasi de dahil olmak
zere toplumun tm temel kurumlarndaki toplumsal cinsiyet ilikilerinin
mercek altna alnmasn salad.
Feminist sosyologlar yalnzca rgt
iindeki cinsiyet eitsizlikleri sorununa
odaklanmakla kalmayp modern rgt
lerin kendilerinin de toplumsal cinsiyet
i bir tarzda gelitiklerini ortaya
kardlar.
Feministler modern rgtlerin
ortaya knn ve brokratik kariyerin
belli trden bir toplumsal cinsiyeti
dzenlemeye baml olduunu ileri
srdler. Toplumsal cinsiyetin modern
rgderin yapsna iki yolla sokulduu
nu sylemektedirler. Birincisi, brokra
siler meslek yaamna zg bir
toplumsal cinsiyet ayrmyla ralanrlar.
Kadnlar byk kideler halinde i
pazarna girdikleri andan itibaren dk
cretli sradan ilerin yapld meslek
gruplarna ayrma eilimi mevcuttur.
Bulunduklar mesleki konumlar genel
de kadnlarn erkeklere tabi klndklar
ve fazla terfi imkan bulunmayan yerler
di. Kadnlar ucuz ve gvenilir igc
olarak kullanlyor ama erkeklere kari
yerlerini gelitirebilmeleri iin tannan
frsatlardan yoksun braklyorlard.

r g tle r v e A la r

kincisi, brokratik kariyer ideali


aslnda kadnlarn yaamsal neme
sahip bir destek roln sdendikleri eril
bir idealdi. Kadnlar iyerinde sekre
terlik, yazclk ve yazhane mdrl
gibi sradan grevleri yerine getiriyorlar
ve erkeklere kariyerlerini rahata geli
tirebilecekleri bir serbestlik salyorlar
d. Bylece erkekler terfilerine odak
lanabiliyorlar, byk hesaplar peinde
koarken angarya iler kadnlarn
zerine ykleniyordu. Aile iindeyse,
kadnlar ev ileriyle, ocuklarn bak
myla ve evin erkeinin rahatn sala
yarak da onun brokratik kariyerini
destekliyorlard. Erkek brokratn
kiisel ya da ailevi konular dert etmek
sizin uzun saader boyunca sadece iine
odaklanmasna ve yolculuk yapmasna
izin veren hizmederi yerine getiri
yorlard.
lk dnem feminist yazarlar, bu iki
eilimin sonucunda, modern rgderin
kadnlar iktidardan uzaklatrp
toplumsal cinsiyederi dolaysyla cinsel
taciz ve ayrmclk kurbanlar haline
getirdiklerini ve kariyerlerini gelitirme
olanaklarn ellerinden alarak erkek
egemenliini pekitirmeye yaradk
larn ileri srmlerdir. lk dnem
feminist zmlemelerin ou genel bir
dizi soruna -haksz rekabete, ayrm
cla ve erkek egemenliine- odaklan
msa da kadnlarn eitlik mcadelesi
asndan hangi yaklamn en iyi
sonucu verecei konusunda bir uzla
maya varamamlardr. Kadnlar ve
rgder zerine yaplm ne kan iki
feminist alima bu konudaki zgrlk
ve kktenci feminist yaklamlar
arasndaki ayrmlar aka sergiler.
nemli zgrlk bak ala
rndan biri, kadnlarn brokratik

dzendeki yerini inceleyen ilk alma


lardan biri olan Rosabeth Moss Kanter'in irketlerin Erkekleri ve Kadnlan
(Men and Women of the Corporation'dr -1977). Kanter kadnlarn
irkederdeki konumlarn sorgulam ve
g sahibi olmalarnn nasl engellen
diini zmlemitir. Erkeklerin gc
kapal bir ember iinde tutup ancak
yakn grup yelerinin eriimine atklar
erkek etoplumsalcl olgusuna
odaklanmtr. Kadnlarn ve etnik
aznliklarn iyerinde ilerleme frsatlar
etkili biimde bertaraf edilmi ve terfi
iin yaamsal neme sahip kiisel
ilikilerden ve toplumsal alardan
dlanmlardr.
Kanter, modern irketlerdeki
toplumsal cinsiyet eitsizlikleri konu
sunda eletirel olsa da, gelecek konu
sunda hepten ktmser deildir. Ona
gre, sorun bir toplumsal cinsiyet
sorunu deil, g sorunudur. Kadnlar
kadn olduklar iin deil, rgtlerde
yeterli g sahibi olamadklar iin
dezavantajl bir konumdaydlar.
Kanter'e gre, gc elde edebilecek
konumlara gelen kadnlarn says
arttka eitsizlikler de ortadan kalkacaktr. Kanter'in zmlemeleri zgr
lk bir yaklam olarak betim
lenebilir, zira ncelikli olarak frsat
eitliiyle ve kadnlarn erkeklerin
konumlaryla kyaslanabilecek konum
lara gelmelerine izin verilmesiyle
ilgilenmektedir.
Kktenci bir feminist olan Kathy
Ferguson ise Brokrasiye Kar Feminist
Vaka (The Feminist Case Against
Bureaucracy'de- 1984) Kanter'in
grlerinden olduka farkl ve alterna
tif bir yaklam sergiler. Ferguson,
rgtlerdeki toplumsal cinsiyet eitsiz

710

r g t le r v e A la r

liinin daha ok sayda kadnn erk


sahibi olabilecei konumlara getirilme
siyle zlemeyeceini dnr.
Ferguson, modern rgder zleri
itibaryla eril deerler ve egemenlik
kalplar yznden yozlam olduunu
ve kadnlarn bu trden yaplar yoluyla
hep ikincil rollere mahkum edilmi
olduklarn ileri srer. Kadnlar iin tek
gerek zm, erkekler tarafndan ve
erkeklere gre tasarlanm rgderden
tamamen farkl, kendi ilkelerine gre
rgtler kurmalardr. Ferguson,
kadnlarn yetkeci taktikler kullanmaya,
kat ynergeler uygulamaya ve duyarsz
ynetim tarz sergilemeye eilimli olan
erkeklerden daha demokratik, katlmc
ve ibirlii yapmaya yatkn bir biimde
rgdenebileceklerini ileri srmtr.
rgtlerde g ve atmalar
konusundaki tartmalar, rgtlerin
sosyolojideki nemli konularndan
biridir.
18. Blm de (s. 804-11) bunu bir
yanyla, iyerinde toplum sal cinsiyet
eitsizlii konusunu ayrntl biim de
ele alacaz.

Brokrasinin tesi mi?


Brokrasi Ba'da halen yaygndr ve
bu blmn banda ele aldmz,
toplumun McDonaldslatrlmas
savnn sahibi George Ritzer gibi kimi
sosyologlar, brokrasinin Bat toplumlarndaki rgderin ralayc zellii
olduunu ileri srmektedirler. Bununla
birlikte Foucault'nun da rnek ald
Weberci brokrasi modelinin zamannda
ie yaram olsa da artk modasnn
getiini, ilevini yitirdiini dnen
bakalan da vardr. Pek ok rgt,
Weber'in ileri srdnn aksine,
kendini yeniden dzenleyip daha az
hiyerarik bir yapya brnmektedir.

711

1960'larda Burns ve Stalker gele


neksel brokratik yaplarn nde gelen
sanayi sektrlerinde yeniliklerin ve
yaratcn nn kestii sonucuna
varmlardr (bkz. s. 689-90); gn
mzn elektronik sanayisi sz konusu
olduunda pek az kii bu trden
keiflerin nemini yadsyabilir. ok
sayda rgt daha esnek ve hareketli
pazar gereksinimlerine yant verebile
cek hale gelebilmek amacyla dikey ve
kat emir-komuta zincirlerinden
vazgeip yatay ve ibirliini hedef
leyen modellere dn yapmtr. Bu
blmde hem sz konusu deiimlerin
ardnda yatan ve kresellemeyle bilgi
teknolojilerindeki gelimeleri de kap
sayan temel gleri hem de son
dnemdeki modern rgderin deien
koullara ayak uydurabilmek amacyla
kendilerini nasl yeniden oluturduk
larn ele alacaz.

rgtsel deiim : Japon


modeli
Dnyadaki rgtlerde bugn tank
olunabilen deiimlerin ouna Nissan
ve Panasonic gibi byk Japon retim
irkederi nclk etmilerdir. Her ne
kadar Japon ekonomisi 1990'l yllar
skntl biimde atiatmsa da, genel
olarak bakldkta, kinci Dnya Sava
sonras dnemde fevkalade baarl
olmutur. Bu ekonomik baar, ou
kez Japon irketlerinin -onlar Bat'daki
ou irketten esasl biimde farkl klan
ayrks vasflarna balanmtr. Aa
da greceimiz zere, Japon irketierine yklenen bu rgtsel vasflarna
ou, son yllarda dier lkelerdeki
irketler tarafndan da uyarlanarak
benimsenmitir.
J a p o n i
Ekonom i

d n y a s a l m a ve
Y a a m b a lk l 1 8 .

rg tle r v e Alar

B lm de (s. 811-5) tartld zere,


post-fordizm e g ei dnem iyle ortaya
zellikler sergiler.

Japon irketleri birka bakmdan


Weber'in brokrasiyle ilikilendirdii
vasflardan uzaklamlardr:
1. stlerin kararlan astlarla birlikte
almas. Byk Japon irkederinde
Weber'in betimledii gibi her astn
yalnzca bir stne kar sorumlu
olduu bir yetke piramidi yoktur.
Daha ok, rgtn yneticileri
uygulanan siyaset konusunda alt
dzeylerdeki alanlarn fikirlerini
dikkate alr ve onlara danr; hatta
dzenli olarak onlarla toplantlar
yaparlar.
2. Daha a% uzmanlama. Japon
rgderdeki alanlar Bat'daki
meslektalarnn aksine ok daha az
uzmanlarlar.
3. I gvenlii. Japonya'daki byk
irkeder alanlarn mr boyu ie
alrlar; alanlarn i gvenceleri
vardr. Sorumluluk ve maa, terfiyi
hedefleyen rekabeti bir mcade
leye gre deil, kdem derecesine
yani alann o irkette ne kadar
zamandr altna gre verilir.
4. Grup odakl retim, insanlar
irketin her dzeyinde mevcut olan
ibirliine dayal kk takmlar
da ya da alma gruplarnda yer
alrlar. Bireysel alanlar yerine
gruplarn performanslar deerlen
dirilir. Bat'daki benzerlerinin
aksine, Japon rgderin rgt
emalar -yetke dizgelerinin
haritalar- bireylerin deil, yalnzca
gruplarn konumlarn gsterir.
5. yaamyla %el yaamn birle
tirilmesi. Weber brokrasilerle ilgili

resminde insanlarn rgt iindeki


almalaryla, dndaki etkinlikleri
arasnda ak bir ayrm yapar. Bu
ayrm aslnda irket ve alan
arasnda yalnzca ekonomik bir
iliki bulunan ou Batl irket iin
geerlidir. Oysa Japon irkederi
irkete tam ballk karlnda
alanlannn ounun gereksinim
lerini de karlarlar. alanlar,
irketten, aldklar maan zerinde
maddi menfaat salarlar. Szgeli
mi, Ronald Dore'un inceledii
(1973) Japon elektrik firmas
Hitachi, tm bekar iilerine ve evli
erkek alanlarnn neredeyse
yarsna barnma olana salam
tr. Ayrca ocuklarn eitimi,
dn ve cenaze masraflar iin
kredi de salamtr.
Japonlarn A.B.D ve Britanya'da
ilettikleri tesisler zerine yaplan
almalar, stlerin kararlar astlarla
birlikte almas ilkesinin Japonya dnda
da ie yaradn gstermektedir,
iilerin tesislerin ileyi srecinde
etkin olmalarnn olumlu sonular
verdii grlmtr (White ve Trevor
1983). Dolaysyla, bu noktadan
harekede Japon modelinden Weberci
brokrasi anlayna ilikin birtakm
dersler de karlabilir. Weber'in ideal
tipine ok benzeyen rgtienmeler
muhtemelen kat zerinde grndk
lerinden ok daha verimsizdirler, zira alt
kademelerde yer alan alanlarn
ilerindeki grevleri konusunda bir
zerklik ve alakadarlk duygusu
gelitirmelerine izin vermezler.
Ksa sre ncesine dek pek ok
Britanya ve A.B.D'li i dnyas yazar
Japon irketlerini Anglo-Amerikan
irkederinin rnek almalar gereken

712

r g t le r v e A la r

modeller olarak gryorlard (Hutton


1995). Ancak, 1990'l yllarda Japon
ekonomisinde yaanan durgunluk
konunun uzmanlarn bu saytly
yeniden sorgulamaya itti. ou Japon
irketinin geleneksel olarak alanlar
na kar duyduu sorumluluk duygusu
ve onlara verdii taahhder, alanlarn
irkete ballklarn pekitirmi olabilir
ama bunun yannda, esnek olmad ve
rekabet duygusunu krelttii iin
eletirilmitir de. nceki sayfalarda gr
dmz zere, sava sonras dnemde
Japon irketlerinde alanlarn ou,
iten uzaklatrmalar ve karmalar ok
seyrek grld ve ikramiye datma
nn tevik edilmedii iin i yaamlar
nn geri kalannda ayn irkette al
may beklemi olabilirler. lkenin
1990'lardan beri boutuu ve henz
hafiflemeye balam olan ekonomik
sorunlarn vard noktalar, Japon i
yaamnn, gelecekte eski dizgeyi
korumak isteyen gelenekiler ve daha
rekabeti ve bireyci i modelleri
oluturmaya ynelik dzenlemeleri
destekleyen kktenci sermayeciler
arasnda ikiye blneceinin iaretierini
vermektedir (Freedman 2001).

katlmna yaplan vurgu, Bat'nn daha


sradzenci ve yetkeci olan geleneksel
ynetim biimleriyle tam bir kartlk
iindeydi.

Ynetim sel dnm

1980'lerde pek ok Batl rgt,


retimi ve rekabeti arttrmak amacyla
yeni ynetim tekniklerini uygulamaya
geirdi. Ynetim kuramlannn yayglaan iki dal -insan kaynaklan ynetimi ve
irket kltr yaklam- Bat'nn Japon
modelini grmezden gelmediini aka
gsterdi. Bunlardan ilki olan, insan
kaynaklan ynetimi (KY), bir irketin
igcnn, o irketin ekonomik alandaki
rekabetilii asndan yaam-sal
olduunu kabul eden bir ynetim
tarzdr: Eer alanlar kendilerini
irkete ve retime tam olarak veremez
lerse, irket asla alannda bir lider
olamaz, iilerin evkini arttrabilmek ve
kendilerini ilerine verebilmelerini
salamak amacyla btn bir rgtsel
kltrn alanlarn sanki kendi iyer
lerine ve i srecine yatrm yapmlar
gibi hissetmelerini salayacak biimde
elden geirilmesi gereklidir. IKY'ye gre,
insan kaynaklar yalnzca personel
yazhanelerinin sorumluluundaki bir
konu deildir, irket ynetiminin tm
yelerinin en ncelikli konusu olmal-dr.

Yukanda betimlenmi olan Japon


modelinin bileenlerinin ou ynetim
sorunuyla ilgilidir. Japonlann retim
dzeyinde yeni ve zgn birtakm
teknikler gelitirdiklerini yadsmak
mmkn deilse de, Japon yaklamnn
byk blm aslnda ynetim-alan
ilikileri zerine ve her kademedeki
alann irketle arasnda kiisel bir ba
gelitirmesinin gvence altna alnmas
konusuna odaklanm t. Takm
almasna, uzlama salamaya ynelik
yaklamlara ve alanlarn geni tabanl

KY, irket iinde iilerle ive


renler arasnda ciddi bir sorun bulun
mad, dolaysyla igcnn sendika
larda temsil edilmesine gerek duyulma
yaca varsaymna dayanr. Bunun
yerine, K Y irketi bir btn olarak
temsil eder; yegane rekabet dier rakip
irketlerledir. irketler, alanlarla
sendikalar araclyla grmeler
yapmak yerine, K Y teknikleri yoluyla
bireysel szlemeler hazrlayarak ve
zorunlu demelerle igcn bireysel
letirmeye ynelir. Yeni almalar

713

r g t le r v e A la r

K re se lle m e v e g n d elik y a a m : iyerin in b ilg isay arlatrlm as


Kreselleen bir ekonom ide rekabet edebilmek isteyen
irkederin biliim teknolojilerine -bilgisayara ve iletiimle
ilgili donanmlara- yatrm yapmas bir zorunluluk haline
gelmitir. Mali sektrdeki irketler, uluslararas para
piyasalarndaki para aklarm byk lde bilgisayarlar
yoluyla salarlar; retici irkederse, egdml bir kresel
retim srecinin gerekletirilebilmesi iin iletiim
aralanna bel balarlar; mteriler, irketlerin mteri
hizmetleri blmlerinden, kendi hesaplarna gnn yirmi
drt saati boyunca Internet ya da telefon araclyla eriim
talep ederler. Ksacas, biliim teknolojileri i dnyasnn
temel altyapsnn bir paras haline gelmitir.

kmaktadr: yksek teknolojiden anlayan ayrcalkl bir


ii snf ve daha aa mevkilere ekilmi kiilerden
oluan bir ii snf. Bununla birlikte, sra iilerin irket
ynetimiyle maa, alma saaderi ve maddi kazan
konularn grm esine geldiinde, iilerin taviz
vermemek iin birlik olmalar arttr. Yksek teknolojiye
uyum salam ayrcalkl iiler daha aa mevkilere
ekilmi iilerle iyerinde atma m yaayacaklardr,
yoksa ynetimin yannda m yer alacaklardr? G elecekte,
iilerin haklanmn ve imtiyazlarn durumu pekala bu
sorunun yantna bal olarak belirlenebilir.
kincisi, yeni iletiim teknolojileri okuluslu irkederin
retim tesislerinin ve ubelerinin birbiriyle kolayca
iletiim kurmasna izin verdii iin, daha byk oranda
mal ulusar bir zeminde retilmektedir bu durumda,
akan bireylerin yerini kolayca baka bireyler
alabilmektedir. Clinton hkmetinde A .B.D alma
Sekreteri olarak grev yapm olan R obert Reich, kresel
retim srecini yle rneklendirir:

Sz konusu yeni teknolojilerin bir ksm alanlarn


yaamlarn kolaylatrm olsa da, yksek teknolojiye
baml bu yeni yaam biiminin, alanlarn erkini ve
haklarn ellerinden alabilecei kaygsnn hakl nedenleri
de vardr. Birincisi, biliim teknolojilerine dayal bir i
yaam, iiler arasnda kurulabilecek koalisyonlar
baltalayabilir. Gnmzde, okulu bitiren ya da yksek
renim grm ve ancak birka beceri gelitirmi kiiler
kendilerine snrl sayda i bulabilmekteyken, yksek
teknolojiler konusunda becerikli olan alanlara byk bir
talep vardr. irkederde giderek iki ii snf ortaya

Hassas buz hokeyi donanmlar sve'te tasarlanr;


molekler yaplan Delaware'de aratrlp patenderi
alnan ve Japonya'da retilen alamlarn, Kuzey
Amerika ve Avrupa'ya datlmak zere Cleveland ve

Bunun gibi ak tasarlanm modern yazhanelerde, verenler alanlar halen vakn gzetim altnda tutabilmektedirler.

714

rg tler v e Alar

Danimarka'da birletirilmesiyle imal edilirler. Reklam


kampanyas Britanya'dan yrtlr ve Kanada'da
ekilen reklam filmi Britanya'da oaltlarak New
York'a gnderilir (Reich 1991).
Yksek teknolojiden anlayan usta iilere retim srecinin
ou ksmnn yrtlebilmesi iin ihtiya duyulmaktaysa
da, bu ustalklar eski dnemlerdeki usta zanaatkarlarn
ynetim karsnda sahip olduklar pazarlk etme gcn
artk bu iilere vermeyebilir. Zira retim sreci artk ufak
bileenlere blnm durumdadr ve bu bileenlerin her
birinin farkl retim tesislerinde gerekletirilmesinden
tr, bir iinin sahip olmas gereken ustalk says,
eskiden olduundan daha azdr ve bu durum irketlerin
mcadeleci iileri iten karp kolayca yerine bakalann
alabilmelerine izin vermektedir. Bu yzden, iletiim
teknolojilerinin, Marxsist bilgin Harry Braverm an'n
(1974) emein ustalktan ayrlmas olarak adlandrd
sreci bir adm teye tad sylenebilir.
ncs, biliim teknolojilerinin i dnyas iin giderek
daha nemli bir hale gelmesi, iyeri gzetiminin doasn

da kkten deitirecek gibi gzkmektedir, iverenler


alanlarn her zaman yakndan izlemilerdir;
performanslarn takip etmiler, verimi arttrmann
yollarn aramlar ve bir eyler almadklarndan emin
olmak istemilerdir. N e var ki, iler bilgisayarlar
zerinden yaplr hale geldike, yneticilerin alanlarn
davranlarn izleme kapasitesi de artmtr. Bilgisayar
destekli perform ans deerlendirmeleri, alanlarn epostalannn izlenmesi ve alanlarn kiisel bilgilerine
yneticilerce eriilebilmesi -biliim teknolojilerinin
iyerlerindeki rolleri- arttka, Orwellci bir senaryo da
gitgide geree dnmeye balamtr.

Sorular
1. Sizce bu tehlikeler gerekleebilir mi, yoksa biliim
teknolojilerinin rgtlere etkisi temelde alanlarn
yararna olabilir mi?
2. Bu eilimleri bertaraf etmek iin, eer atlabilirse,
hangi admlar atlmaldr?

gstermektedir ki, alanlar KY'nin


dayatt i koullarna uysalar bile, bu
koullarn ardnda yatan irketin birlii
varsaym konusunda olduka sinike
davranmaktadrlar (Thompson ve
Findlay 1999).
Ynetim konusundaki eilimler
den kincisi olan ayrks bir irket
kltr oluturma giriimi, insan
kaynaklar ynetimiyle yakndan
balantldr. irket ynetimi, irkete
ball dllendirmek ve yaplan iten
duyulan gururu artrmak amacyla
alanlarla birlikte alarak yalnzca o
irkete zg ayinler, olaylar ve
gelenekler oluturmaya abalarlar. Bu
kltrel etkinlikler irketin her yesini
st dzey yneticilerden, en yeni
alanlara dek grup dayanmasn
salamlatracak ve ortak bir hedefe
ynelik almalarn salayacak
biimde bir araya getirmek iin
tasarlanrlar. irket piknikleri, elence
gnleri ve serbest cumalar (alanlarn

715

gndelik kyafetlerle ie gelebildikleri


gnler) ve masraflar irket tarafndan
karlanan topluluk hizmederi projeleri,
irket kltr tekniklerine rnek tekil
ederler.
Son yllarda, yukarda betimlenen
ynetim ilkelerini esas alan ok sayda
irket kurulmutur. A.B.D'deki Satrn
otomobil irketi gibi irketler, gelenek
sel brokratik modele gre kurulmak
yerine, bu yeni ynetimsel izgilere gre
rgtlenmilerdir. Szgelimi, Satrn
irketinde her kademedeki alann,
irketin bir btn olarak ileyiini daha
iyi anlayabilmek iin irketin dier
alanlarndaki konumlarda geici olarak
istihdam edilme frsat vardr. malat
katnda alan iiler, irketin pazar
lama blmdekilerle zaman geirerek
aralarn nasl retileceklerine ilikin
fikirlerini paylarlar. Sat elemanlar,
mteri hizmetleri blmnde alarak
olas mterileri ilgilendirebilecek genel
bakm sorunlar hakknda daha fazla

r g t le r v e A la r

bilgi sahibi olurlar. Hem sat hem de


ii tem silcileri rn tasarlama
takmyla birlikte alarak, eski
modellerde bulunan ve ynetimin fark
etmemi olabilecei eksiklikleri
tartrlar. Sevecen ve bilgili mteri
hizmederi odakl bir irket kltr, hem
irket alanlarnn birlik ve beraber
liini salar hem de irket gururunu
arttrr.

A almas
Toplumsalalar
Ne bildiin deil, kimi tandn
nemlidir diyen eski bir zdeyi vardr.
Bu zdeyi salam balantlarn
olmasnn nemini ifade eder. Sosyo
loglar byle balantlar -bir kiiyi ya da
grubu baka kiilere ya da gruplara
balayan dorudan (arkadalarnz gibi)

ya da dolayl (yani arkadanzn


arkada gibi) balantlar- alar olarak
adlandrrlar. Kiisel alar ounlukla
benzer rklardan, snflardan, etnik
kkenden gelen insanlardan olusa da,
isdsnalar da vardr. Szgelimi evrimii
posta listelerine ye olursanz, farkl
rktan ya da etnik kkenden ya da
cinsiyetten insanlarn da ye olduu bir
an paras olabilirsiniz. rgderin ve
gruplarn alar -szgelimi, belli bir
niversitenin tm mezunlar- olabile
cei iin de bu trden gruplara ye
olmak eriiminizi ve nfuzunu byk
lde arttracaktr.
Toplumsal gruplar alara erimek
iin kullanlabilecek nemli birer
kaynaktrlar; yine de, her a bir toplum
sal grup deildir. ou ada, toplumsal
gruplarn ralayc zellii olan ortak bir

716

r g t le r v e A la r

kimlik duygusu ve ortak beklentiler


eksiktir. Szgelimi, muhtemelen ne
yesi olduunuz evrimii bir posta
listesinin dier yeleriyle ortak bir
kimlik duygusuna sahip olursunuz ne
de sizin iinde bulunduunuz toplum
sal an paralar olmalarna ramen,
altnz yazhanedeki i arkadalar
nzn komularnn kimler olduunu
bilirsiniz.
Alar bize pek ok ekilde hizmet
ederler. Sosyolog Mark Granovetter
(1973) gevek balantlarn zellikle
toplumsal ve ekonomik adan st
dzey gruplarda son derece gl
olabileceklerini kantlamtr. Gran
ovetter, st dzey uzman ve ynetici
konumundaki alanlarn yeni i
frsadarndan uzak akrabalardan ya da
uzak tandklardan oluan balantlar
yoluyla haberdar olduklarn gstermi
tir. Byle gevek balar kiiye son
derece yararl olabilir, zira akrabalar ve
tandklar, toplumsal balantlar
ounlukla kiinin kendisininkine
benzeyen yakn dostlarnn aksine,
genelde son derece farkl balantlara
sahip olmaya eilimlidirler. Buna
karn, Granovetter, daha alt dzey
ekonomik gruplarda kurulan gevek
balarn zorunlu olarak frsatlar
geniletmediini ve teki alarla
kprler kurmadn ileri srmtr
(Marsden ve Lin 1982; Wellman ve
dierleri 1988; Knoke 1990). niver
siteden mezun olduunuzda i bulmak
iin sahip olduunuz mezuniyet
derecenize ya da salam zgemiinize
gveniyor olabilirsiniz. Gelgelelim,
niversitedeki arkadalarnzdan biri
almak istediiniz yerde i grmesi
yaptnz kiinin ilkokul arkada
karsa, sizin iin tm bu sahip olduu
nuz zelliklerden daha faydal olabilir.

717

ou insan avantaj salamak iin


kendi kiisel alarna gvenir ama
herkesin ok gl alara eriebilme
imkan yoktur. Szgelimi, baz sosyo
loglar kadnlarn i ve siyasi alar
erkeklerinkinden daha zayf olduu iin
bu alanlardaki glerinin de daha zayf
olduunu ileri srerler (Brass 1985).
Birleik Krallk'taki Eton ve Harrow
gibi en tannm zel okullardan baz
lar, yalnzca erkek rencileri kabul
eder ve bylece kadnlar rencilerin
okul yllarnda oluturduklar son dere
ce gl alara erimelerini engellemi
olurlar. Sosyologlar, kadnlarn i
ararlarken, i pazarlaryla ilgili alarnn
erkeklerden daha az balant ierdiini,
bunun da kadnlarn yksek mevkilerde
erkeklerden daha az sayda tandklar
olduu anlamna geldiini bulmulardr
(Marsden 1987; Moore 1990). Zayf
alar, kadnlar daha dk terfi
olanaklar sunan ve daha az maa veren,
kadnlara zg ilere ynlendirmek
tedirler (Ross ve Reskin 1992; Drentea
1998). Buna karn, kadnlarn daha
yksek mevkilere gelmesiyle ortaya
kan alar, gelimeyi tevik edici
nitelikte olmaktadr. Yaplan bir al
ma, kadnlarn daha ziyade yksek
kadn oranna sahip olan i kademele
rine alndklarn ya da terfi ettirildik
lerini ortaya koymutur (Cohen ve
dierleri 1998).
Alar ekonomik avantajlardan
fazlasn da sunarlar: Bir milletvekiline
ulamaktan, kendinize sevgili bulmaya
kadar geni bir yelpazede balantlar
salayan alarnza gvenirsiniz. Benzer
biimde, baka bir lkeyi ziyaret
ettiinizde dostiarnz, okulunuz ya da
dinsel rgtler, tanmadnz bir
ortamda size yol yordam gsterebilecek
kendi denizar balantlarna ynlen

rg tle r ve Alar

. ,oN

B e n e ttc n 'u n kresel e tk in lik le ri bir ag ilkesine g re g e r e kle tir!m e kte d ir

direbilirler. Okuldan ya da yksek


renimden mezun olduunuzda, eski
mezunlar sahip olduunuz toplumsal
destek an geniletebilirler.
A la r ve bilgi teknolojileri
nceki sayfalarda da grdmz
zere, alar en eski insani uygulama
lardan biridir. Gelgelelim, sosyolog
Manuel Castells'e gre, gelien bilgi
teknolojileriyle glendirilmi alar,
zellikle de Internet, amzn rgtsel
yapsn belirlemektedir. Sahip olduklar
esneklik ve uyumluluk, bu trden alara
eski rgtlenme trleri karsnda ok
byk avantajlar salamaktadr. Ge
mite, Weber'in betimledii trden
ussal ve hiyerarik brokrasiler, kaynak
kullanm ve rgtn hedeflerine
ulamas konularnda son derece baa
rl oluyorlard. Alarsa, bu durumun
aksine, egdml biimde ileyemi-

yorlar ve brokrasiler kadar baarl


biimde ne belirli hedeflere odaklanabi
liyorlar ne de verilen grevleri yerine
getirebiliyorlard. Castells'e gre, yir
minci yzyln son eyreinde bilgisa
yarlar ve teknoloji alannda yaanan ve
kendisinin Internet Galaksisi (2001)
olarak adlandrd eyi yaratan mthi
ilerlemeler, bu durumu tamamen
deitirmitir. Internet'in ortaya k
yla birlikte, verileri dnyann herhangi
bir yerinde, annda denebilecek kadar
ksa bir sre iinde ilemek olanakl hale
gelmitir; artk byle bir ile uraan
larn fiziksel bir yaknla gereksinimleri
ortadan kalkmtr. Bunun sonucunda
yeni teknolojiler ok sayda irketin
rgdenme biimlerini yeniden 'dzen
lemelerine', merkezsizleerek daha ufak
ve esnek giriim trlerini desteklemele
rine izin vermilerdir. (Bu deiimler,
ilerleyen sayfalarda s. 720-1 grece

718

r g t le r v e A la r

imiz zere, evden yrtlen ilerin


ortaya kmasna da nclk etmi
lerdir.)
Geleneksel olarak, rgderin snr
larn belirlemek olduka kolay olagel
mitir. rgtler, genelde yazhane
binalarndan, bir dizi odadan ya da
hastanelerdeki veya niversitelerdeki
gibi, btn bir yerlekeden oluan belli
fiziksel mekanlarda konulanmlard.
rgderin yerine getirmeleri gereken
grevleri ve ykmllkleri de genelde
olduka akt. Szgelimi, brokrasile
rin merkezi zelliklerinden biri, tanm
lanm bir dizi sorumlua ballk ve bu
sorumluluklarn yerine getirilmesini
salayan yordamlard. Weber brokra
sileri kendilerine yeten ve kendi
dndaki kendiliklerle snrl ve belirli
noktalarda kesien birimler olarak
gryordu.
rgtlerin fiziksel snrlarnn,
lkelerin ve zaman dilimlerinin snrlar
n aan yeni bilgi teknolojileriyle nasl
silikletiini daha nce grmtk.
Ama ayn sre, rgderin yaptklar ii
ve bu iin yaplmasn salayan
egdmll de etkilemektedir.
ou rgt artk eskiden yaptklar gibi
bamsz birimler halinde hareket
edememektedir. Gn getike artan
sayda rgt, ancak dier rgtierle ve
irketlerle kuracaklar karmak bir
ilikiler a yoluyla daha verimli biimde
ileyebileceklerini fark etmektedir.
Artk rgderi ve onlarn dndaki
gruplar birbirinden ayran kesin
izgiler yoktur. Kreselleme, bilgi
teknolojileri ve mesleki kalplar;
bunlarn hepsi, rgtsel snrlarn artk
eskiden olduundan daha ak ve
deiken olduu anlamna gelmektedir.

719

Castells, A Toplumunun Ykselip


(The Rise of Network Society -1996)
balkl almasnda a tabanl
giriimlerin kresel ve bilgiye dayal bir
ekonomiye en uygun rgtlenme
biimi olduunu ileri srmektedir.
Bununla kastettii, rgderin -ister
byk anonim irkeder olsunlar, isterse
kk irketler- bir an paras
olmadan varlklarn srdrebilmeleri
nin giderek olanaksz hale geldiidir.
Alarn iler hale gelmesine izin veren
ise bilgi teknolojileridir: Dnyann her
yerindeki rgtler birbirinin yerini
bulabilir ve bylece derhal birbirleriyle
balant kurarak elektronik bir arac
vastasyla ortak ilerini egdml
biimde yrtebilirler. Castells, rgtsel
a iletiimine birka rnek vererek,
bunlarn farkl kltrel ve kurumsal
balamlarda ortaya kabildiklerini
vurgular. Bununla birlikte, Castells'e
gre, hepsi temel bir srecin farkl
boyutlarn geleneksel, ussal brokra
sinin zlme srecini temsil ederler.
Ayn zamanda birer a olan
rgderin pek ok rnei olmakla
birlikte, gelin bu konuda olduka
aydnlatc olan birini ele alalm.
Sosyolog Stewart Clegg Benetton'un
perakende giyim maazalar konusunda
almtr. lk bakta, dnya apnda
5000 fabrika sat maazas olan
Benetton'un, moda olan herhangi bir
kresel markadan farkl olmadn
dnebilirsiniz. Ne var ki, Benetton
aslnda bilgi teknolojilerindeki ilerleme
lerin olanakl kld belli bir a
rgtlenmesinin tipik rneidir. Benet
ton'un dnyaya yaylm fabrika sat
maazalar, dorudan Benetton tarafn
dan ie alnmam olan, ama Benetton
rnlerinin haklarn satn alm ve

r g t le r v e A la r

onlar retmeye ve satmaya adam olan


bireylerdir.
Bu ilemin tamam belli bir a
ilkesine dayanmaktadr: Benetton
irketinin talya'daki merkezi, dnyann
farkl yerlerindeki bayiliklerinin
talepleri dorultusunda retilecek
rnler iin eitli imalatlarla yan
szlemeler imzalar. Bilgisayarlar bu
an farkl ksmlarn birbirine balar;
bylece, szgelimi bir tua basldnda
Moskova'daki fabrika sat maazasnn
ihtiya duyduu rnler hakkndaki
bilgiler irketin talya'daki merkezine
iletilir. Dier uluslararas giysi reti
cileri, dnyaya yaylm bayilerinin
hepsine ayn rnleri gnderirken,
Benetton'un yaps bireysel bayiliklerin
isteklerine gre satlacak rnleri
belirlemesine izin verir. Benetton,
satclarla devaml szlemeler yapmak
yerine, pazar gereksinimlerine tepki
verebilir ve ihtiya duyulduu anda
ibirlii yapt ortaklarndan oluan
yaygn an devreye sokabilir.
Peki bilgi teknolojileriyle alarn bu
ekilde birletirilmesi bizi Weber'in
brokrasinin geleceine ilikin ktm
ser sagrsnden tamamen kurtara
bilir mi? Byle bir gr karsnda ok
dikkatli olmak gerekir. Brokratik
dizgelerin i yaplar Weber'in dn
dnden daha hareketli olduu gibi,
bylesi dizgelere daha az hiyerarik
dier rgtlenme biimleri tarafndan
giderek kafa tutulmaktadr. Ama
Ritzer'in de toplumun McDonaldslatrlmas ile ilgili savnda gsterdii
gibi, dinozorlar gibi tamamen yok
olmayacaklardr. Yakn gelecekte rgt
lerde byklk, anonimlik ve hiyerari
ile bunun kart olan etkiler arasnda
gelgitler yaanmas olas grn
mektedir.

rgtler ve alar
yaamlarmz nasl etkilerler?
T o p lu m sa l s e r m a y e :
b a la y a n b a la r

b irb irin e

nsanlarn rgtlere katlmalarnn


temel nedenlerinden biri, daha ok
nfuz ve balant sahibi olabilmektir.
Bir rgte harcanan zaman ve enerjini
memnun edici getirileri olabilir.
Szgelimi okul-aile birliklerine ye olan
ebeveynlerin, ye olmayanlara gre
okulun ynetiminde daha fazla sz
sahibi olmalar olanakldr. yeler kimi
arayacaklarn, ne diyeceklerini ve okul
ynetimine nasl bask yapacaklarn
bilirler.
Sosyologlar, rgt yeliinin mey
velerini, insanlarn hedeflerine ulap
sahip olduklar nfuzu arttran toplum
sal bilgilerden ve balanlardan oluan
toplumsal sermaye olarak adland
rrlar. Toplumsal sermaye kavram Eski
Yunan dncesine kadar geri gtrlebilse de, ifadenin kendisi ana akm
akademik tartm alarda ilk kez
1980'lerde yer almaya balamtr.
Avrupa'da, bu kavram zellikle Fransz
sosyolog Pierre Bourdieu'ye atfedilir
(Bourdieu'nn bu terimi nasl kullan
d 9. Blmde, s. 367-8'de tartlm
tr). Son on ylda toplumsal sermaye
teriminin kullanmnda, kvlcmn
Amerikal siyaset bilimci Robert
Putnam'n (1995, 2000) akt byk
bir patlama yaanmtr.
Toplumsal sermaye, kullanl
toplumsal alar, karlkl bir gven ve
dev duygusunu, etkin davran
biimlerini yneten normlara ilikin bir
kavray ve genel olarak insanlarn
etkin eylemlerde bulunmalarna izin

720

r g t le r v e A la r

veren dier toplumsal kaynaklar ierir.


Szgelimi niversite rencilerinin
sklkla renci topluluklarna ya da
gazetelerine ye olmalarnn nedeni,
ksmen yeni toplumsal beceriler edine
ceklerini ve mezun olduklar zaman ie
yarayabilecek balantlar kurabilecek
lerini ummalardr. Szgelimi, kendi
lerine i ararken ya da lisansst reni
me bavuracaklar zaman yardmc
olabilecek retmenlerle ya da ynetici
lerle etkileim halinde bulunabilirler.
Toplumsal sermayedeki farkllklar,
aslnda daha byk toplumsal eit
sizliklerin aynasdr. Genelde, erkekle
rin kadnlardan, beyazlarn beyazolmayanlardan, zenginlerin fakirlerden
daha fazla sermayeleri vardr. Birleik
Krallk'taki Eton ya da Harrow gibi zel
okullarda okumakla edinilen toplumsal
sermaye, ou ebeveynin ocuklarn
bu okullara gndermelerinin temel
nedeniyse de, bu okullar tek bir
cinsiyete eitim verdikleri ve paral
olduklar iin, sermaye yalnzca zengin
erkek ocuklarnn eline gemektedir.
Bu okullara girebilmek, rencilere
yaamlarnn sonraki dnemlerinde
servetlerini ve nfuzlarn arttrma
larna yardmc olacak son derece gl
toplumsal, siyasi ve mesleki kaynaa
ulama frsat verir. Dnya Bankas
verilerine gre (2001), i insanlarnn
salkl bir ekonomiyi besleyecek etkili
gven alar oluturabildikleri yksek
toplumsal sermaye dzeylerine sahip
lkelerin, ekonomik byme gsterme
leri gl bir olaslktr. Bu durumun bir
rnei de 1980'lerde ekonomilerinde
hzl bir byme gzlemlenen ve kimi
sosyologlarn bu bymeyi gl i
alar oluturabilmi olmalarna bala
d Dou Asya lkeleridir.

721

R o b ert Putnam A .B .D 'd eki


toplumsal sermayelerle ilgili olarak
yapt geni bir almada, toplumsal
sermaye trlerini ikiye ayrmtr: da
dnk ve dahil edici olan kpr kuran
toplumsal sermaye ve iednk, dlayc
olan balayn toplumsal sermaye. Kpr
kuran toplumsal sermaye, aralarnda
toplum-sal ayrmlar bulunan insanlar
birletirir. nsanlar birletirebilme
kapasitesini beyazlarn siyahlarla
birlikte rksal eitlik adna mcadele
etmelerini salam olan yurtta haklar
hareketi ya da dinleraras hogr
rgtleri gibi rneklerde grebilmek
mmkndr. Balayc toplumsal
sermaye ise ayrcalkl kimlikleri ve
homojen gruplar destekler; etnik
yardmlama derneklerinde, kilise
tabanl kadn okuma gruplarnda ve
gnmzn tara kulplerinde bu
trden sermayeye rastlamak mmkn
dr (Putnam 2000).
Etkin olarak rgtlere ye olan
kiiler kendilerini daha 'balantl' hisse
derler; deiiklik yapabileceklerini ve
harekete geebilecek durumda oldukla
rn hissederler. Daha geni bir
toplumsal bak asndan bakldkta,
toplumsal sermaye, zellikle de kpr
kuran biimi, insanlara kendilerinden
farkl olan insanlar da ieren daha
byk bir topluluun paras olduklar
n hissettirir. Toplumsal sermaye
glendiinde demokrasi de geliip
serpilir. Gerekten de, farkl uluslar
kapsayan anketler, sivil uralarn
zellikle Putnam'n almasnda teme
le ald A.B.D'de bu konuda dnyadaki
en yksek dzeyde olduunu gster
mektedir (Putnam 1993, 2000). Ama
son otuz ylda A.B.D'lileri birbirine
balayan siyasete karma, kulplere

r g t le r v e A lar

ye olma ve dier toplumsal ve sivil


eylemlere katlma konusunda balarn
zayflad da ayn derecede gl
kandarla ortaya konmaktadr. Tm
bunlarn sonucunda demokrasi anyor
olabilir mi?

Tek bana bovvling oynamak:


toplumsal sermayenin
kne rnek olabilir mi?
Putnam, rgdere kanlmn ou
Amerikalya ortak bir kar uruna ba
kalaryla ibirlii iinde hareket ede
bilme becerisinden, gven duygu
sundan ve daha byk bir toplumun
paras olma hissinden oluan bir top
lumsal sermaye saladn ileri srm
tr. Bu trden bir toplumsal sermaye,
etkin bir vatandalk iin gereklidir.
Gelgelelim, Putnam'a gre, bu toplum
sal balar Amerikan toplumunda hzla
zayflamaktadrlar (bkz. 16.1. Tablo).
Bu kn sinsi ama nemli bir
gstergesi Amerikan bowling pisderinde grlebilir (Putnam 1995, 2000):
Ggitgide daha ok insan tek bana
bowling oynamaktadr. Putnam, takm
lar halinde bowling oynayanlarn tek
bana bowling oynayanlardan kat
daha fazla bira ve pizza tkettiklerine
dikkati eker; bu olgu, ona gre, takm
halinde oynayanlarn tek bana oyna
yanlara gre, toplumsallamak, hatta
toplumsal konular tartmak iin daha
ok zaman harcadklarnn bir gsterge
sidir. Putnam'a gre (2000), tek bana
bowling oynamak topluluk dnce
sinin ortadan kalkmasnn iaretidir:
G nm zn

A m e r i k a 's n d a

yaanan

to p lu m s a l z l m e n in e n a c a y ip a m a b ir o
kadar

da

r a h a ts z

e d ici

k a n t,

b e n im

g r d m k a d a ry la u d u r: G n m z d e
h i o lm a d k a d a r o k A m e rik a l bovvling
o y n a m a k ta d r a m a b u n a r a m e n r g tl
b o w lin g lig le rin in sa y sn d a h zl b ir d

y a a n m a k t a d r .

B o w lin g

o y n a y a n la r n

says 1 9 8 0 ile 1 9 9 3 yllar a r a s n d a

% 10

a r tm o lm a k la b irlik te , b o w lin g liglerin in


o r a n % 4 0 a z a lm tr (t a m a m e n n e m s iz
b ir r n e k gib i g r n m e s i n d iye h e m e n
b e lirte lim , 1 9 9 3 yln a k a d a r n e r e d e y s e 8 0
m ily o n A m e rik a l y a a m la rn d a e n az b ir
k ez b o w lin g o y n a m a y a g itm i , b u sayn n
y ak lak k at k a d a r d a 1 9 9 4 'te k i K o n g r e
s e im le ri i in o y k u lla n m , k a b a c a b ir o
k a d a r d a d z e n li o la ra k K ilis e y e g itti in i
ileri s r m t r ).
Y ir m in c i y zyln ilk o t u z b e yln d a s o n
d e r e c e g l b ir d a lg a , A m e rik a lla r k en d i
t o p lu m s a l

y a a m la ry la

ilgili

k a tlm a y a itm i k e n , b irk a o n


h erh an g i
s e s s iz c e
l m c l

b ir

u y a rd a

k a ra rla ra
yl n c e

b u lu n m a k s z n ,

ayn d a lg a g e r i e k ilm i
b ir

d ip

a k n tsn n

bizi

k u c a n a

b ra k m tr. lk a n d a fa rk e d ile m e y e c e k
ek ild e,

y zyln s o n o t u z b e yln d a ise

b irb irim iz d e n v e i in d e

b u lu n d u u m u z

to p lu lu k la rd a n k o p a rlm z d r.

Putnam yalnzca 1970'lerden bu


yana rgtl bowling liglerinde yaanan
bir ke deil, her trden rgt
yeliinde %25'lere varan bir azalmaya
iaret etmektedir. ABD'deki okul-aile
birlikleri, Kadn Kulpleri Ulusal
Federasyonu, Kadn Semenler Birlii
ve Kzl Ha gibi rgder, 1960'lardan
bu yana yzde 50'lere varan bir ye
kayb yaamlardr. Putnam'n raporu
na gre, 1974'te her drt yetikinden
biri dzenli olarak bu trden
topluluklarda gnll olarak grev
alyorken, gnmzde bu say her be
yetikinde bir kiiye dmtr. Lions
Kulb ve Masonlar gibi rgder de
ye kayplar yaamlardr. rgtlerde
yaanan bu kayplarla birlikte giderek
daha az sayda insan komularyla
toplandklarn ya da baka insanlara
kar gven duyabildiini bildirmek
tedir.
rgt yelikleri, komuluk ilikileri
ve genel olarak bakalarna gven

722

r g tle r v e A la r

16.1. Tablo: Yirmi yllk s rete siyasete v e topluluklara katlm orannda


yaanan gerilem eler. 1973/ 4-1993/ 4
D Oran

Etkinlik
Bir kulp ya da rgtte memur olarak hizmet verme
Siyasi bir parti iin alma
Yerel bir rgt adna bir komitede grev alma
Kasaba ya da okul toplantlarna katlma
Siyasi bir mitinge ya da konumaya dinleyici olarak katlma
Konuma yapma
Bir Kongre yesiyle ya da senatrle yazma
Dileke yazma
Daha iyi ynetim" grubuna ye olma
Siyasi bir broya katlma ya da ynetme
Bir gazeteye mektup yazma
Bir dergi ya da gazete iin makale yazma
Bu 12 etkinlikten en az birine katlm olma

42
42
39
35
34
24
23
22
19
16
14
10
25

Kaynak: Putnam (2000), s. 45

konularnda yaanan dler, demok


ratik katlm oranndaki de kout
biimde ilerlemektedir. A.B.D'de
semenlerin bakanlk ya da meclis
seimlerine katlm oran, (her ne kadar
bu oran 2004'te yaplan ve George Bush
Jr. ile John Kerry arasnda geen ve
byk oranda kutuplamalar yaanan
seimlerde tekrar ykselmi olsa da) bu
saynn tavan yapt 1960'larn sonun
dan beri hatr saylr lde dmtr.
Benzer biimde, eitim ya da vatan
dalk konularyla ilgili halk toplantla
rna katlm oranlarnda da 1970'lerden
bu gne keskin bir d yaanm ve
her drt Amerikaldan , yaplan
seim ncesi ankederde devlete ya
asla ya da bazen gvenmediklerini
ifade etmilerdir (Putnam 1995).
Putnam, American Association of
Retired Persons (AARP. Bu rgtn
ye says 33 milyondur) gibi ye says
artan rgtier konusunda bile istatis
tiklerin yanltc olduunu ileri srmek
tedir: Bu rgderin yelerinin byk
ounluu yalnzca rgtn aidadarn

723

deyip gazetesini almaktadrlar. ok az


sayda ye etkin katlm sergiledii iin
de, Putnam'n demokrasinin en nemli
payandalarndan sayd toplumsal
sermaye, geliememektedir. Gnmz
deki zayflama kurslar gibi pek ok
popler rgt, ortak hedeflerden ve
toplum yararndan ziyade kiisel geliim
ve salk konularna vurgu yapmak
tadrlar.
Kukusuz bu dn nedenleri
oktur. Bir neden, geleneksel olarak
gnll katlm isteyen rgderde etkin
olan kadnlarn, artk i dnyasnda
kendilerine eskiden hi olmad kadar
ok yer bulabilmelerdir. Bir baka
nedense, insanlarn artk devledere
kanmamalar ve oylarnn hibir ie
yaramayacan dnmeleridir. Daha
s, insanlar evleriyle ileri arasnda gidip
gelmek iin daha fazla zaman ve enerji
harcadklarndan, toplumsal etkinlik
lere katlabilecek gleri kalmamak
tadr. Ama topluluklara katlm
konusunda yaanan dn temel
kayna Putnam'a gre, gayet basit bir

r g t l e r v e A la r

eydir: televizyon. A.B.D'de gn


getike daha ok insan zamann tele
vizyon karsnda geirmekte, bylece
televizyon izlemek topluluklara katili
min yerini almaktadr.
Peki Avrupa da toplumsal sermaye
konusundaki azalmay yaamakta
mdr? Zamannda ngiliz Babakan
Tony Blair'in danmanln yapm
olan David Halpern, toplumsal serma
yeyle ilgili bir literatr almasnda
(2 0 0 0 ), her lkenin A .B .D 'n in
toplumsal sermaye konusunda yaad
d takip edeceini varsaymann
yanl olacan ileri srmtr.
Halpern, toplumsal sermayelerle ilgili
eilimlerin lkeler arasnda farkllklar
gsterdiine ve her gstergenin farkl
bir resim sunduuna vurgu yapar.
Genel olarak, Halpern sve, Hollanda
ve Japon-ya'nn kararl ya da artan
toplumsal sermayelere sahip olduk
larn, buna karn Almanya ve
Fransa'yla ilgili gstergelerin daha
kark olduunu ortaya koymutur.
Bununla birlikte, Halpern, A.B.D ve
Avustralya ile birlikte Birleik Krallk'n
toplumsal sermayelerinde son birka
on yl iinde gzle grnr dlerin
yaand sonucuna ulamtr.
Birleik Krallk'ta toplumsal
sermayenin azalmasna ilikin eitli
kantlar mevcuttur. Son yirmi otuz ylda
Britanya'daki nemli baz toplumsal
kurulularn ye saylarnda byk
dler yaanmtr. zellikle de
ticaret birlikleri, Kadnlar Kurumu gibi
geleneksel kadn rgtleri, genlik ve
hizmet rgtleri ye kaybetmilerdir.
Siyasi katlm konusunda d
yaandna ilikin kantlar da mevcut
tur. Genel seimlerde oy kullanma oran
1951 ylnda %82 iken, bu oran (2005

ylnda bir para artmadan nce) 2001


ylnda %58'e dmtr. Semenlerin
yalnzca %46's 2004'te yaplan Avrupa
seimlerine katlmtr. Halpern'in de
dikkati ektii gibi (2005), Birleik
Krallk'taki insanlar hayr kuramlarna
artk eskisinden daha az ba yapmak
ta, komularna eskisinden daha az
gvenmektedirler. Komuluu insan
larn birlikte bir eyler yaptklar ve
birbirlerine yardm ettikleri bir kurum
olarak tanmlayan insanlarn oran
1984'te %43 iken bu oran 1996 ylnda
yalnzca %27'lerde kalmtr.
Bir btn olarak Avrupa'ya bakl
dkta, toplumsal sermaye konusunda
yaanan dn kantlarnn ABD'dekinden ok daha kark olduu grlr.
Toplumsal sermaye konusundaki en
etkili kuramclardan biri olan Robert
Putnam, bu konuda pek umutlu
deildir. yle yazar: Baz kantlar,
Avrupa'nn A.B.D'yi yirmi otuz yl
geriden de olsa takip edeceini gster
mektedir. Avrupa toplumsal sermayesi
bir souk algnlna yakalanmtr,
ama bu hastalk henz zatreye
dnmemitir.

Sonu
nsanlarn bal olduklar rgtier
ve alar, onlarn yaamlarna muazzam
etkiler yaparlar. Bu blmde grm
olduumuz zere, beylik gruplar insan
larn gnlk yaamlarndaki arlklarn
yitirmektedirler. Szgelimi gnmzn
rencileri sivil gruplara ve rgere
ebeveynlerinden daha az katlm gster
mektedirler hatta daha az oy kullan
maktadrlar; bu durum pekala iinde
bulunduklar topluluklara ballkla
rnn azalmasnn bir iareti olabilir.
Baz sosyologlar bu iarederin toplu

724

r g tle r v e A la r

mun kendisinin istikrarszlaacak kadar


zayflamasnn bir gstergesi olmasn
dan kayglanmaktadrlar.
Ayrca, kresel ekonomi ve bilgi
teknolojisi de grup yaamn yeniden
tanmlamaktadr ve bu durum artk
kendini iyiden iyiye hissettirmeye bala
mtr. Szgelimi, eski kuak alanlar
kariyerlerinin byk blmn grece
kk, uzun soluklu brokratik rgt
lerde geirmeye eilimlilerken, gen
kuaklar ok sayda adan oluan
esnek rgderi tercih etmektedirler.
Gnmzdeki grup ilikilerinin ou,
srekli bir geliim halindeki Internet ya
da dier iletiim biimleri yoluyla yara
tlmaktadr. Gezegenin herhangi bir
noktasnda bulunan benzer dnceli
insanlarla balant kurmak gitgide
kolaylamakta ve bu durum yeleri
birbiriyle asla yz yze gelmeyecek
corafi adan dank gruplar ortaya
karmaktadr.

Peki bu eilimler toplumsal ili


kilerin niteliini nasl etkileyecektir?
nsanlk tarihinin neredeyse tamam
boyunca insanlarn ou sadece en
yaknndakilere etkileime girmitir.
nsanlarn birbirlerini ok az tandklar
byk ve anonim brokrasilerin ortaya
kmasn salayan Sanayi Devrimi,
toplumsal etkileimin doasn deitir
mitir. Bugnse, bilgi devrimi insan
etkileimini deitirmektedir. Yarnn
gruplar ve rgderi yeni bir iletiim ve
toplumsal yaknlklarnn ortaya kma
sn salayabilirler ya da tecriti ve top
lumsal mesafeyi arttrabilirler.

zet
1. B t n m o d e r n r g tle r , d o a la r g e re i b ir

2 . G a y r r e s m i a la r, h e m r g tle r a ra s n d a h e m

l d e b r o k r a tik tir le r . B r o k r a s i, a k b i im d e

d e r g t n i in d e k i h e r k a d e m e d e o r ta y a

t a n m la n m b ir y e tk e h iy e ra risiy le ra la n r; ta m

k m a y a e ilim lid irle r. B u g a y n r e s m i b a la rn

g n v e m a a l o la r a k a l a n m e m u rla rn

in c e le n m e s i d e e n az W e b e r 'in o d a k la n d d a h a

e y le m le rin i y a z l y n e tm e lik le r b e lirle r;

r e s m i ra la y cla r k a d a r n e m lid ir .

m e m u r la r n r g t i in d e k i g r e v le r i v e d a rd a k i

3 . r g d e r in fiz ik s e l d z e n le n i le r i t o p lu m s a l

h a y a d a n a ra s n d a b i r ay rm y ap lr. r g t y e le ri

v a s fla rn d a b y k l d e e tk ile r. M o d e r n

i le ttik le r i m a d d i k a y n a k la rn sa h ip le ri d e ild irler.

r g tle r in m im a r is i, y e tk e y e ita a ti g v e n c e a ltn a

M a x W e b e r m o d e r n b r o k r a s in in o k say d a

a lm a y o lla rn d a n b iri o la n g z e t im le y a k n d a n

in s a n r g d e m e n in v e k a ra rla rn g e n e l l d e r e

ilik ilid ir. G z e t i m , in s a n la r n e tk in lik le rin in

g r e a ln m a s n n o ld u k a e tk ili b ir y o lu o ld u u n u

iz le n m e s i o ld u u k a d a r, o n la r h a k k n d a d o sy a la r

ile ri s rm t r.

v e k a y tla r d a tu tm a k d e m e k tir. z - g z e t im ,
in s a n la r n g z e t le n m e k te o ld u k la r

725

rg tler v e A lar

v a rs a y m n d a n h a r e k e tle k e n d i d a v ra n la rn

s z g e iy o r s a , o s e k t r d e a rtk o lig o p o ld e n s z

sn rla m a la rd r.

ed ilir. S a h ip o ld u k la r n fu z y o lu y la
h k m e d e r in s iy a se tin i v e m a lla rn t k e tim in i

4 . W e b e r v e M ic h e ls 'in a l m a la r, b r o k r a s i v e

e tk ile y e b ild ik le ri i in , d e v irk e d e rin in s a n la rn

d e m o k r a s i a ra s n d a b ir g e r ilim in v a r o ld u u n u

y a a m la n z e r in d e e sa s l b ir e tk is i o lm a k ta d r.

g s te r m e k t e d ir . B ir y a n d a m o d e r n to p lu m la r n
g e li im iy le ili k ile n d irile n v e k a ra r a lm a

9 . B y k irk e d e r, d n y a d a b ir b ir in e b a m ll n

e tk in li in in m e r k e z ile tir ilm e s in i h e d e f le y e n

y a d a k r e s e lle m e n in a rtm a s y la b irlik te , s o n

u z u n s o lu k lu b ir s r e v ard r. D i e r y a n d a y sa ,

y lla rd a b ir d iz i e sa s l d n m g e ir m i le r d ir .

s o n ik i y z y la d a m g a s n v u r m u b ir d e m o k r a s i

M o d e r n a n o n im irk e t, t e k b ir b y k i k o lu n a

s r e c i v a rd r. k i e ilim a t m a k ta d r a m a h i b ir i

y n e lm e k y e rin e , g id e r e k , o k say d a k k

b a a t b ir k o n u m d a d e ild ir.

irk e tin b ir b ir in e b a l o ld u u b i r g ir i im le r a
h a lin e g e lm e k te d ir.

5 . M o d e r n r g d e r c in s iy e t i k u r u m la r o la r a k
o r ta y a k m la rd r. K a d n la r , g e le n e k s e l o la r a k ,

1 0 . o k u lu s lu ya d a u lu sa r ir k e d e r fa rk l

e r k e k le r in k a riy e rle rin d e ile r le m e le r in e d e s t e k

u lu sa l sn r la r a a r a k i y a p a rla r. B u n la r n e n

o la b ile c e k le r i b e lli m e s le k g r u p la r n d a is tih d a m

b y k le ri m u a z z a m b ir e k o n o m ik g c e sa h ip tir.

e d ile g e lm i le r d ir. S o n y llard a o k say d a k a d n ,

E n b y k y z e k o n o m ik b ir im in y ars

u z m a n lk g e r e k t ir e n v e y n e tim k a d e m e s in d e

lk e le rd e n d e il, z e l m lk iy e te g ire n

y e r a la n k o n u m la r a g e lm e y e b a la m s a d a,

ir k e d e r d e n o lu u r.

k a d n la rn y k s e k m e v k ile r e g e le b ilm e k i in

1 1 . Y e n i b ilg i t e k n o lo jile r i r g tle r in iley i

g e le n e k s e l e ril y n e tim ta rz n b e n im s e m e k

b i im le r in i d e i tir m e k te d ir . o u g r e v a rtk

z o r u n d a k a la c a k la r n d n e n le r d e v ard r.

e le k tr o n ik y o lla rd a n y e rin e g e tir ile b ilm e k te d ir v e

6. B y k r g tle r , d a h a az b r o k r a tik v e d a h a

b u o lg u r g tie r in u z a m v e z a m a n n te s in e

e s n e k h a le g e le b ilm e k a m a c y la , s o n y llard a

g e e b ilm e s in e iz in v e r m e k te d ir . r g d e r in

k e n d ile r in i y e n id e n y a p la n d rm a y a

fiz ik s e l sn rla r y e n i t e k n o lo jile r y a rd m y la

b a la m la r d r . o u B a tl irk e t, J a p o n y n e tim

o r ta d a n k a ld r la b ilm e k te d ir. o u r g t,

d iz g e le r in in b e lli b a l z e llik le r in i

k e n d in e y e te n b a m s z b ir im le r o lm a k ta n k p ,

b e n im s e m i t ir : y n e tic i m d rle rin a lt

g e v e k a la r h a lin e g e lm i le rd ir.

k a d e m e le r d e k i a l a n la ra d a h a o k d a n m a la r;
m a a v e s o r u m lu lu u n k d e m d e r e c e s in e g r e
b e lir le n m e s i; v e b ir e y le r d e n z iy a d e g ru p la r n
p e r fo r m a n s la r n n d e e r le n d ir ilm e s i g ib i.
7 . k i n e m li k r e s e l r g d e n m e b i im i v ard r.

1 2 . A la r, s o n d e r e c e n e m li o la b ile c e k tic a ri v e
siy asi ili k ile ri d e k a p s a y a b ile n , d o r u d a n y a d a
d o la y l g e n i b a la n tla r k m e s in d e n o lu u rla r.
B ir le ik K r a llk 'ta k i k a d n la rn , e tn ik a z n lk la rn
v e d k g e lirli in s a n la r n e tk ili e k o n o m ik v e

B u n la r d a n b iri, u lu sla ra ra s d e v le t r g tle r i

siy asi a la ra e ri im o la n a , e r k e k le r d e n o k

( U D ) , d i e riy se u lu sla ra ra s siv il t o p lu m

d a h a sn rld r.

r g d e n d ir ( U S T ) . H e r ik is i d e g n m z
d n y a s n d a n e m i g itg id e a r ta n r o lle r
s d e n m e k te d ir le r v e U D

z e llik le d e

B ir le m i M ille d e r y ay lan k r e s e lle m e y le


b ir lik te , k r e s e l k a rla r n a n a h ta r r o l o y n a y a n
r g ts e l fa ille ri h a lin e g e le b ilir le r.

1 3 . T o p lu m s a l s e r m a y e , in s a n la r n o r ta k b ir
k a r u r u n a ib ir li i y a p a b ilm e le r in e v e sa h ip
o ld u k la r n fu z u a r ttr a b ilm e le r in e iz in v e re n
b ilg ile r v e b a la n tla rd r. A B D o d a k l a l m a la r
y a p m o la n b a z s o s y o lo g la r , to p lu m s a l
s e r m a y e n in 1 9 7 0 'le r d e n b e r i g e r ile m e k te

8. M o d e r n e k o n o m i b y k ir k e d e r in

o ld u u n u ile ri s r m le r d ir v e b u s re c in

e g e m e n li i a ltn d a d r. B e lli b ir sa n a y i s e k t r n d e

v a ta n d a lk g r e v le r in e b a llk k o n u s u n d a d a

y a ln z c a b ir irk e tin s z g e iy o r s a , o s e k t r d e

b i r k e i a r e t e d iy o r o lm a s n d a n

te k e lc ilik te n s z e d ile b ilir. E e r b i r d izi irk e tin

k a y g la n m a k ta d r.

726

r g t l e r v e A la r

Dnme sorular
1. Bir konuyu brokratik yollardan ele almann avantajlar nelerdir?
2. rgtlerde alan insanlar neden sk sk resmi yordamlar ihlal ederler?
3. Okullarn, hastanelerin ve hapishanelerin ne gibi ortak yanlar vardr?
4. Byk rgder eril deer yarglaryla temelden kirletilmi olabilirler mi?
5. A rgderi ayn anda hem her yerde hem de hibir yerde olmay nasl baarabilmektedirler?
6. Brokrasi ve demokrasi arasndaki iliki niin son derece karmaktr?

Ek kaynaklar
Zygmunt Bauman, M.odernity and the Molocaust (Cambridge: Polity 2003).
Manuel Castells, The R/se o f theN etm rk Society (Oxford: Blackwell, 1996).
Stuart Clegg, Modern Orgam^atons: Organi^ation Studies in the Postmodern World
(London: Sage, 1990).
Paul Du Gay, In Praise of Democracy: Weber, Organi^ation, Ethics (London: Sage 1990).
David Lyon, The Electronic Eye: The Rj'se o f Surveillance Society
(Cambridge: Polity: 1994)

nternet balantlar
enter for the Sociology of Organizations (CNRS, Paris)
http://www.cso.edu
Electronic Journal of Radical Organizaon Theory, eski saylarna evrimii olarak
ulalabilmektedir.
http://www.mngt.waikato.ac.nz/reserach/ejrot /
Foucault'yla ilgili evrimii kaynak sitesi
http://www.qut.edu.au/edu/cpol/foucault/links.htm
Social Capital Gateway
http://www.socialcapitalgateway.org/

727

indekiler
Eitimin nemi
Birleik Krallkta Eitim
Kkenleri ve Geliimi
Ortaretim ve Siyaset
Yksekretim
Britanya eitim sistemine karlatrmal bir
bak
Eitsizlik ve Eitim-retim Kuramlar
Ivan llich: gizli mfredat
Basil Bernstein: dil kodlar
Pierre Bourdieu: eitim ve kltrel yenidenretim
almak iin okumak: Paul Willis'in kltrel
yeniden-retim incelemesi
Eitime postmodern yaklamlar
Eitsizlik ve Eitim
Okullarda toplumsal cinsiyet ve baar
Eitim ve etniklik
IQ ve Eitim
Eitim ve Yeni letiim Teknolojisi
Snfta teknoloji
E-niversitelerin douu mu?
Sonu: eitimin gelecei
%et
Dnme sorulan
E k kaynaklar
Internet balantlar

Westbury'ye gitmeyebilirim, kardele


rimden ve uzaklndan dolay, orda hi
kardeim yok ve biraz uzak, bu yzden
baka bir yer iin bavurup yedek listeyi
bekleyebilirim... ya da btn arkada
larm oraya gittiinden Sutton Boys'a
gidebilirim.

Shaun, 1998'de ilkokulda iki yl yl


geride brakmt. alkan, yoksul,
beyaz, ii snfndan bir ocuktu ve
gidecei ortaokula ilikin net dnce
leri vard: Westbury'ye gitcem, nk
arkadam Mark oraya gidiyo, kz arka
dam da...Sutton Boys bu evredeki
en kt okullardan birisi, oraya yalnzca
serseriler gider. Bir yl sonra ise Shaun,
bu kadar kesin konuamyordu:

Shaun'un mdr, Bayan Whitticker, Westbury'nin ok riskli bir seim


olacan, nk hem uzak hem de
oturduklar yerin Westbury su toplama
havzasnn kysnda olduunu syle
miti. Shaun ve annesi, bylece, Sutton
Boys'a gitme fikrini kabullenmek
zorunda kaldlar. Shaun'un annesi derin
bir d krklna uramakla birlikte
neriye uyar: Sutton'a gitme fikrine
oturup alamalydm ama baka bir
seeneimiz var m, diyor Bayan Whitticker, yok. Shaun ve annesi Sutton

E itim

Boys'un kt nnden dolay endie


liydi. Shaun'un dedii gibi: Annem ve
ben eitim kalitesinin ok dk
olabileceini dnyoruz, nk Sutton'daki her ey tam bir samalk.

d aydm . B iz h e r zam an b irb irim iz e yardm


ed erd ik ya d a h e r kim kavgada b iz im
y ard m m za ih tiy a duyarsa o n u n y annd a
o lu rd u k .

Fakat

k artm

artk

bu rad a

kavgaya

K avga

b elad an

s y len em ez.

b ak a b ir ey g e tirm e z , b u n e d en le m m
k n o ld u u n ca uzak d urm aya aly o

Shaun, ortaokula balamadan n


ce kendisi ve annesi arasnda, var olan
kt nne ramen Sutton Boys'da
Shaun'un nasl baarl olabilecei
konusunda bir yn ciddi tartma
yaand. Annesi Maura, Aramzda bir
ok eyi ak yreklilikle konutuk.
Soruna ok cesurca yaklayor ama nasl
endieli olduunu da grebiliyorum.
Kendisine, ocuklardan yaptklar ile
vnmeleri beklenen Westbury gibi bir
okula deil de herkesin her zaman pislik
yapt bir okula gitmesi durumunda
derslerine drt elle sarlmas gerektiini
syledim. Shaun da oradaki ortama
kaplmamak iin kendisini hazrlyor
ve daha sk alacak derslerine, nk
ortaokul gnleri hayatndaki en nemli
gnler olacak, GCSE'ye hazrlandnz
bir dnem nk bu.
Daha sonraki birka yl boyunca
Shaun, srekli, okul bahesinde bir ka
baday ama snfta alkan bir renci
olma arasndaki gerilimle yz yze gel
di. Ortaokula balamasndan hemen
nce Shaun'nn Suttan Boys'un onun
iin uygun bir okul olabilecei ynn
deki temel dayana bir ok arkadann
da oraya gidiyor olmasyd. Shaun,
ortaokula balad ilk yln birinci
dneminin sonunda, baz insanlarla
arkadalk ilikisinin deitiini syl
yordu. lkokuldaki en iyi arkada olan
David'le artk arkada olamayacan
sylyordu, nk ncekinden farkl
dnyordu:
D a v id n e z am an b ir kavgaya k arsa b e n
h e r zam an yardm e tm e k i in o n u n y an n

731

r u m ...

K avga,

is te m e y e n

ve

b ir

ey ler

o k u ld a

ren m ek

b a a rl

olm ay

d n m ey en o c u k la r iin v e b e n b y le
b irisi o lm a k istem iy o ru m .

Shaun ilkokulda kavgaya kart


iin iki defa geici uzaklatrma cezas
alm ve evresinde, Sutton Boys'da
hayatta kalmak iin can alc neme
sahip bir ey olarak grd, kaba
day olmakla nlenmiti. Buna ra
men, Shaun, akademik baar iin,
kendisini akranlarnn geri kalanndan
bilerek ayrd: Dier ocuklar ret
mene kat yuvarlayp atarken, ben
yerimde oturup dikkat ekmemeye
altm. Yalnzca iki olan ocuu
daha balarn ne eerek ve kendile
rini almalarna vermeye alarak,
blgede egemen olan erkek-emekisnf kltrnn dndakiler olabil
di. Bunlardan birisi bir Amerikal ve
Shaun'un deyiiyle ie yaramaz
zekann tekiydi. Dieri ise bir Polonya
lIyd ve ailesi srekli naklini baka bir
yere almaya alyordu. Shaun akranla
rna srekli yine gerek bir delikanl
olduunu kandamak ve bir kez daha,
ama bu kez bir inek olarak snflan
drlmaktan kurtulmak zorundayd.
Bunun bir sonucu olarak, Shaun,
snftaki alkan ocuk grntsnn
tam tersine, onunla hi uyumayacak
biimde, sokakta ve okul bahesinde
eski benliini yeniden hordatmaktayd.
Snftaki inekliinin bedelini -ou
kez- bir kabaday ve bir becerikli
futbolcu olarak deyerek olduka
farkl bir kimlik gelitirdi. Bu durum

E itim

Shaun', kazara bann belaya girme


sinden korkan annesiyle atmaya s
rkledi. Ortaokulda, akademik alma
ile kabaday olma arasndaki gerilim
byd ve Shaun zaman zaman daha
gen olmay diler hale geldi:
Ya her ey g i t t i k e daha da zorla
y o r n k b e n im b a z ark ad alarm gibi,
b a z o cu k la r, ya ite ,
r e tm e n in

e v c il

ya o n la r sen

h a y v a n s n

d iy o r.

geen, eitimdeki eitsizlikler sorununu


ele almadan nce, eitime kuramsal
yaklamn nde gelenlerinden bir
kan gzden geireceiz. Ayrca, eiti
min, teknolojideki deiimlere ve kre
sel bilgi ekonomisinin yeni isterlerine
gre dntrld yollarndan baz
larn inceleyeceiz. Blm, zekann
doasna ilikin baz grlerle ve mr
boyu renimin nemiyle son bulacak.

T a m a m m ? N e yani? im d i b e n re t
m en

b ir

e y ler

a n la tm a y a

a lrk e n

k on u tu u n u z i in size e n e n iz i k ap atn
d ed iim

ve

d ev lerim i

yap t m

re tm e n in ev cil hayvan m olu y o ru m ?


O n la r

b ild ik le rin i

r e tm e n in

e v c il

okuyor

se n

Eitimin nem i

iin
h ala

h a y v a n s n d e m e y e

d evam ed iyorlar. T a m a m , ya b u deveyi


g d ece k sin ya b u d iyard an g id ecek sin ,
b a k a yolu yok.

Shaun'n sosyolog Diane Reay ile


1997-2001 yllar arasnda yapt
grmelerde anlatt bu yks, bu
blmde ele alnacak olan bir ok temel
sorunu dile getirmekte ve ileriki
sayfalarda da Shaun'un yksne yer
yer yeniden dneceiz. Shaun'n
ilkokuldan ortaokula gei yks,
eitim ile snf ve toplumsal cinsiyet
gibi daha geni toplumsal yaplar
arasndaki balantlara ilikin sorunlar
gn yzne karyor (Reay 2002).
Bu blme, Britanya'daki eitim
sisteminin kkenlerini ve geliimini
aratrmaya balamadan ve Shaun'n
hayatn da etkilemi olan, rnein orta
okula geite ebeveynin seimi,
okullarda eitimin kalitesi ve baarsz
okullarn nne nasl geilecei gibi bir
ok sorun dahil olmak zere, eitimin
yol at son siyasal tartmalar ele
almadan nce olduka kapsaml bir
soruyla balayacaz: Eitim ne
iindir?. Dolaysyla, toplumsal cinsi
yet, etniklik ve snfsal konumla i ie

Eitim sosyologlar iin neden


nemli bir meseledir? Sosyolojinin
kurucularndan birisi olan Durkheim'a
gre, eitim ocuklarn sosyalleme
lerinde nemli bir yere sahiptir.
D u rk h eim 'm sosyolojiye ilevselci
y a k la m 1 .B l m d e s e r im le n m ektedir, Sosyoloji nedir? , s. 46-50

En nemlisi, Durkheim'e gre,


eitim ve zellikle de tarih araclyla
ocuklar, toplumdaki ortak deerlere
ilikin, ayr fertlerden oluan topluluu
birletirici bir anlaya ularlar. Bu
ortak deerler, dinsel ve ahlaki inanlar
ve bir z-disiplin anlayn ierir.
Durkheim, eitimin, ocuklarn, toplu
mun ilevini yerine getirmesine katkda
bulunan toplumsal kurallar iselletirmelerini olanakl kldna inanr.
Durkheim (1925), sanayilemi
toplumlarda eitimin ocuklarn
toplumsallamalarnda baka bir ileve
daha olduunu ileri srer: Uzmanlama
gerektiren ilerin yrtlmesi iin
gereksinim duyulan becerileri retir.
Eskiden, geleneksel toplumlarda mes
leki beceriler aile iinde renilebilmekteydi. Oysa toplum daha karmak bir
yap kazandka ve mallarn retiminde
iblm ortaya ktka, eitim dzeni

732

E itim

de uzmanlk gerektiren eidi mesleki


rollerin gere-inin yerine getirilmesinde
gereksinim duyulan b ece rilere
ynelecek ekilde gelime gsterdi.

altndaki sosyologlar, atfedilen eitsizlik


lerin eitim sistemi ierisinde yeniden
retildii durumlara dikkat ekmek
tedir.

Eitime farkl bir ilevselci yakla


m da Amerikal sosyolog Talcott
Parsons'n yaptiarnda bulunur. Gelgelem Durkheim, ondokuzuncu yzyl
Fransz toplumunun gittike artan
lde bireyci bir nitelik kazanma sre
ciyle ilgilenip eitimin toplumsal daya
nma yarattn savunurken, yirminci
yzyln ortalarnda Parsons, eitimin
ilevinin ocua bireysel baarnn
deerini alamak olduuna inanmakta
dr. Bu deer, sanayilemi toplumlarn
ilevlerini yerine getirmelerinde can
alc neme sahiptir ama aile iinde
renilemez. Aileler ocuklar belirli bir
tarzda eitir. Bir ocuun aile iindeki
stats kendisine atfedilir.; byk lde
doumuyla birlikte sabitienir. Buna
karlk, bir ocuun okuldaki stats
byk lde baarlarak kazanlr.
Okullarda ocuklar rnein snavlar
gibi evrensel ltiere gre deerlendi
rilir. Parsons iin, eitimin ilevi,
ocuklarn, ailenin zel ltierinden
modern, yetikin toplumun gereksinim
duyduu evrensel ldere ilerlemele
rini olanakl klmaktr. Parsons'a gre,
okullar, etkinliklerini byk lde
tpk daha byk toplumlar gibi
meritokratik (liyakata dayal) bir temel
zerinde yrtrler: ocuklar statleri
ni, cinsiyederine, rklarna ya da snf
larna gre deil, gsterdikleri stn
lklere ya da deerlere gre kazanrlar
(Parsons ve Bales 1956). Fakat, ileride
greceimiz gibi, Parsons'n, okullarn
liyakat ilkelerine gre hareket ettii
gr youn eletiriler almtr.
Toplumsal atma kuramlarnn etkisi

Toplum sallam ada akran ilikileri ve


e i t i m i n n e m i 6. B l m d e
ta r t l a c a k t r , T o p lu m s a lla m a ,
Y aam Ak ve Y alan m a s. 206-7

733

Birleik Krallk'ta eitim


150 yl ncesine, hatta yakn
zamana kadar varlkl kiilerin ocuklar
zel retmenler tarafndan eitilmek
teydi. Nfusun ounluu, ondoku
zuncu yzyln ilk birka eyreine,
Avrupa lkelerinde ve Birleik Devletler'de ilkokul sistemi kurulmaya
balanana kadar eitim-retim nedir
bilmiyordu.
Sanayileme sreci ve ehirlerin
bymesi uzmanlamaya ynelik
eitim-retime duyulan gereksinimin
artmasna hizmet etmitir. Yeni srete,
insanlar bir ok farkl mesleklerde al
makta ve mesleki beceri artk dorudan
ebeveynden ocua aktarlamamaktadr. Bilgilenme sreci, gittike artan
lde, zel becerilerin pratikte akta
rlmasndan ok, matematik, fen, tarih
ve edebiyat gibi eylerin soyut renimi
temeline oturtulmaktadr. Modern bir
toplumda insanlar, okuma, yazma,
hesaplama gibi temel becerilerle ve
fiziki, toplumsal ve ekonomik evrele
rine ilikin genel bir bilgiyle donatlmak
zorundadr; ayrca, yeni, bazen de
olduka teknik olan bilgi trlerinde
ustalaabilmeleri iin nasl renile
ceini renmeleri de nemli olmak
tadr.

E itim

Kkenleri ve geliimi
Modern eitim sistemi bir ok
Batl toplumda ondokuzuncu yzyln
ilk dnemlerinde ekillenmi olduu
halde, Britanya, btnl salanm
bir ulusal sistem kurmada dier
lkelerin oundan ok daha gnlsz
davranmtr. 1800'lerin ortalarnda,
Hollanda, svire ve Alman devletleri
ilkokullara kayt olmay az ok
genelletirmi iken, ngiltere ve Galler
bu tr bir hedefin olduka gerisindeydi;
skoya'da ise eitim grece daha fazla
gelimiti.
1870 ile kinci Dnya Sava ara
snda (yani Britanya'da zorunlu eitime
ilk geildiinde) arka arkaya gelen
hkmetler eitim giderlerini artr
mlardr. Asgari okul-bitirme ya
10'dan 14'e ykselmi, gittike daha
fazla okul binas ina edilmi ama eitim
gerekten hkmetin el att nemli
bir alan olarak grlmemitir. Bu
dnemde, okullarn byk bir blm,
yerel hkmet birimlerinin gzetimin
de, zel kiilerce ya da kilise yetkilile
rince idare edilmitir. kinci Dnya
Sava bu tutumun deimesine yol
amtr. Silahl kuvvetlere katlanlar
yetenek ve renme testlerinden
geirilmi, bu testlerin eitime dayal
becerilerdeki dzey dkln
gzler nne seren sonular, yetkilileri
akna evirmitir. Sava sonras
lkenin yeniden toparlanmasndaki
baar ans dnlerek, hkmet, var
olan eitim sistemini yeniden sorgula
maya balamtr (Halsey 1997).
1944'den nceki yllarda, Britanyal
ocuklarn byk ounluu, on drt
yama kadar, parasz tek bir okula,
ilkokula devam ediyordu. lkokullarn

yan sra ortaokullar da vard ama


bunlar cretliydi. Bu sistem, ocuklar
ak bir ekilde toplumsal-snflara
blmekteydi maddi durum bakmndan
daha yoksul olan ocuklarn hemen
hemen hepsinin renim hayat
ilkretimle snrlanmaktayd. niversi
teye ise nfusun ancak % 2'den az
devam edebilmekteydi. 1944'de kartlan Eitim Yasas, herkese parasz
ortaretim hakk, okuldan ayrlma
yann on bee kartlmas ve eitimde
frsat eitliinin salanmas gibi
maddeler dahil birka nemli deiik
liin balangc oldu. Eitim, seimle i
bana gelmi yerel ynetimlerin nemli
bir sorumluluk alan haline geldi.
Bu yasann bir sonucu olarak, yerel
eitim yetkililerinin ounluu, orta
retimi ocuklarn gereksinimlerine
gre biimlendirmenin bir arac olarak,
akademik seimi benimsedi. Akademik
seimin, (ilkokuldan ortaokula gei
ya olan) on bir yanda yaplmasnn,
toplumsal arka planlarna baklmakszn
daha yetenekli olan ocuklar dierle
rinden ayraca varsayld. rencilerin
ounluu iin, on bir ya sonras
snavnda alnan sonu, rencinin
(olduka youn bir akademik mfreda
ta sahip) niversiteye hazrlk okullarna
m, yoksa (genel ve mesleki renimin
bir arada verildii) modern ortaokullara
m devam edeceklerini belirlemekteydi.
Az sayda ocuk da ya teknik okullara ya
da zel okullara devam etmekteydi. On
yedi yana kadar okula devam etme
seenei ise renimine devam etmek
isteyen ve nitelikli olduu kabul edilen
btn renciler iin geerydi.
1960'lara gelindiinde ise onbir ya
st sisteminin sonularnn -ksmen
sosyolojik aratrmalar sonucu- beklen

734

E itim

Modern ortaretim kurumlarnda, mesleki eitim seviyesi ykseldike kz ocuklar ile erkek
ocuklar arasndaki ayrm artmtr.

tileri karlamad ortaya kt. 1959


Crowther Raporu, rencilerin ancak
% 12'sinin on yedi yana kadar okula
devam ettiini ve okuldan erken
ayrlmann akademik performanstan
ok snfsal arka planla yakndan ba
lantl olduunu gzler nne serdi.
1964'de tekrar iktidara gelen i Partisi
hkmeti, niversiteye hazrlk okullar
ile modern [mesleki] ortaokullar
ayrmn ortadan kaldran ve bylece
rencilerin on bir yanda snavla
seilmesine son veren ok amal okul
lar ama karar ald. Bu ekilde, okullar,
farkl snfsal arka planlara sahip
ocuklar bir araya getirecekti. Fakat,
ok amal okulun nasl bir ey olmas
gerektii konusunda kafalar karkt:

735

Herkes iin niversiteye hazrlk


okulu mu, yoksa btnyle yeni bir
eitim tr m? Bu soruna herhangi bir
zm bulunamad; farkl okullar ve
farkl blgeler farkl yaklamlar
gelitirdi. Baz yerel yetkililer bu
deiime kar ktlar ve bir ka
blgede niversiteye hazrlk okullar
varlklarn gnmze kadar srdrd.
1970'lerin bandan beri, devlet
eitimi, i gcnn az bulunur olduu
ve okullardan rencilere ekonominin
gereksinim duyduu becerileri kazan
drmalarnn beklendii bir durumdan,
sarsc bir ekilde, i gcnn gere
inden fazla olduu -isizliin artt ve
kamu gelirlerinin azald- bir duruma

E itim

geilmesinden derinden etkilenmi


bulunmaktadr.
Sava sonras dneme damgasn
vurmu olan eitim alanndaki byme
aniden yerini klmeye ve kamu
harcamalarnn azaltlmas g ir i im le r in e
brakmtr. Toplam kamu harcamala
rnda eitimin pay aamal olarak
1953'ten 1973'e kadar %7.3'ten % 13.3
ykselmiti. Fakat, 1979'da bu rakam
%12.2'ye dm ve o tarihten son
ra, 1980'lerde bir basamak daha geri
leyip % 11 'e dmesini bir kenara bra
kacak olursak, eitim giderleri toplam
devlet giderlerinin yaklak % 12'si
dzeyinde kalmtr. (Gelgelelim, bu
rakam, son yllarda eitim giderlerinde
grlen art, toplam sosyal yardm
harcamalarndaki art olarak gsterip
gizlemektedir: bkz. s. 739-44)

Ortaretim ve siyaset
Eitim, uzun zamandr, bir siyasal
sava alan olmutur ve bu durum
gnmze kadar srmtr. Yllar
sren tarmalardan birisi ok amal
okul sisteminin -eitim standartlarna
ve lke genelindeki eitsizliklereetkileri konusunda younlamtr.
Aslnda, ok amal eitim sistemi,
siyasal yelpazenin her iki ucundan da
destek bulmutur. Bununla birlikte,
daha nce belirtildii gibi, ok amal
sistemi yrrlle sokan ve dolaysyla
da destekleyen i Partisi hkmeti
olduundan, sistem, siyasal sadan ok
solla ilikilendirilmitir. ok amal
eitim sisteminin mimarlar, yeni
okullarn, (eski) ayrmaya (ya da snavla
semeye) dayal eitim sisteminde
olanakl olandan daha fazla frsat eitlii
salayacana inanmaktaydlar. Onlar,
daha ok, mfredatn kendisiyle deil,

(niversiteye) giri frsatyla


mekteydiler.

ilgilen

M u hafazakarlar dneminde eitim


siyaseti, 1979-97
Bayan Thatcher'n 1979'da baba
kan oluuyla birlikte, Muhafazakarlar,
ok amal okullara ynelik eletirilerini
daha yksek sesle dile getirir oldular.
Onlar, ok amal sisteme geile yapl
m olduu gibi, niversiteye hazrlk
okullarnn neredeyse yok olma nokta
sna gelmelerine izin verilmemesi
gerektiine inanmaktaydlar. Savasonras dnemde bir ok i P artilin in
niversiteye hazrlk okullarnn top
lumsal bakmdan blc olduu savna
karlk, Muhafazakarlarn tavr, ortao
kul dzeyinde daha fazla eitlilikte
okul amada, dolaysyla da renci
velilerine kendi ocuklarnn eitim
yapsn semede daha geni bir hareket
alan salamalarnda ekillendi.
1 980'lerin sonlarnda, Bayan
Thatcher, okullarn ynetiminde bir
devrim yapmaktan sz etmeye ba
lad. Bu tr bir devrim, devasa ok
amal okullarn paralanmasna ve
bunlarn ynetiminden sorumlu olan
yerel eitim grevlilerinin glerinin
azaltlmasna neden olacakt. Thatcher'n eitim devrimi, Thatcher ve
onun destekilerinin Britanyahlarn
hayatnda 1970'lerde yaanlan byk
ekonomik ve ahlaki knt olarak
grdkleri ey balamnda anlalabilir.
Thatcher, ok amal sistemin, aile
deerlerini korumada yetersiz kaldna
ve canl ve uluslararas dzeyde reka
beti bir ekonominin gerektirdii bece
rilerden yoksun renciler yetitirdi
ine inanmaktayd. Bunlarn yan sra,
ok amal sistemin, gereksiz lde

736

E itim

mrmn,nrj< nutuoiia!d e vm iififkuuiuu.';ftrf^uH

Halk okullar
B rita n y a 'd a k i h a lk o k u llarn n b ir o k b ak m d an

yedi, o n bir, o n d r t v e o n alt yalarn da snavd an

tu h a f z ellik leri vardr. n c e lik le , b u n lar, p a ra s z "

g eirilm elerin i art k o a n , stan d art b ir ulusal

d ev let ok u llar deil, tam tersin e belirli b ir cretin

m fred a t p ro g ra m uygu lam ak zoru n d ad rlar.

d en d i i z e l k u rum lardr. E itim sistem le rin in

U lu sal m fred at p ro g ra m n n olu tu ru lm a

g e n e l e itim sistem in d e n ba m sz o lu u , b u n u n

a am asn d a z e l ok u llarn tem silcileri d e yer

d ere ce si v e to p lu m d a oyn adklar a n ah tar ro l, bu n lar

alm lardr. B u n a ra m en , b u ok u llarn bu p ro g ram

d i er lk elerin e itim sistem le rin d en b yk l d e

uygu lam a zo ru n lu lu k lar yoktur. z e l oku llar, ne

ayrm aktad r. B t n B a tl to p lu m lard a, belirli

isterlerse on u re te b ilirle r v e o cu k la ra , art

m e z h e p le rle ba lan tl b ir tak m d ini ok u llar

k o u lan snavlar uygu lam a y k m llkleri de

m ev cu ttu r am a b u lk elerin h i b irin d e z e l ok u llar

yoktur. B u ok u llarn o u ulu sal m fred at

B irle ik K ra llk 'ta old u u kad ar n e sek in d ir n e de

uygulam ay sem ilerd ir am a b ir b l m de tek

n em lid ir.

k elim eyle b u m fred at yok saym aktadr.

H a lk o k u llar, s z d e , d ev letin g z e tim i ve d en etim i


altn d ad r am a g e r e k te , e itim li ilgili k artlan
y asalarn n e m li m a d d elerin in a n c a k o k az
b ir b l m b u n lar etk ilem i b u lu n m ak tad r.
N e o k am a l ok u lla rn alm as, n e de 1 9 4 4
Y a sa s b u ok u llara d o k u n m u tu r. B u n la rn
b yk b ir o u n lu u g n m ze kadar,
sa d ece k zlarn ya da e rk ek lerin gittii ok u llar
o la ra k kalm lardr. n g ilte re 'd e n fu su n %
6'sn a e itim h iz m e ti v e re n yaklak 2 .3 0 0
z e l o k u l vardr. B u oku llar, E t o n , R u g b y ya
da C h a rte rh o u s e g ib i saygn rg tlerd en ,
o u in sa n n adn b ile b ilm ed i i k k
h alk o k u lla rn a kadar, b irb irin d e n old u k a
farkl b ir o k k u ru lu u kapsam aktad r.
H a lk o k u lu terim i, b a z e itim b ilim ciler
ta ra fn d a n , b ir g ru p b y k , cretli oku lla
snrlan d rlm ak tad r. B u oku llar, asl olarak
1 8 7 1 'd e e k ille n e n O k u l M d rleri
K o n g r e s i'n in (H M C ) yesidirler. K o n g r e 'd e
b a la n g ta y a ln z ca elli o k u l vard. B u say
g n m zd e 2 4 0 ' am bu lu n m ak tad r.
Y u k a rd a s z ed ilen , E to n , R u g b y ve dier
o k u lla r da b u K o n g r e 'n in yelerindendir.
H M C o k u llarn a d ev am e d en kiiler,
B rita n y a to p lu m u n d a y k sek k o n u m lar olan
kiilerdir. rn e in , Iv a n R eid v e daha
b a k a la rn n yapt v e 1 9 9 1 'd e yaynlanan b ir
a ra trm a , yarglarn % 8 4 ' n n , ban k a
g e n e l m d rlerin in % 7 0 'in in v e st dzey
d ev let m em u rla rn n % 4 9 'u n u n b u
ok u lla rd a n m e z u n o la n k iiler old uunu
o rtay a k o y m u tu r (R eid 1 9 9 1 ).
1 9 8 8 E itim R e fo r m Y a sa s'n n b ir so n u cu
ola ra k , b t n d ev let o k u llar, o cu k la rn

Eton Kolej'in erkek rencileri o geleneksel, nl okul


kyafetleriyle.

737

Eitim

byk olan brokrasi nedeniyle ou


zaman verimli bir ekilde ilemediini
dnmekteydi.
1988 Eitim Yasas -bazlar byk
tepkilere neden olan- nemli reformlar
beraberinde getirdi. Devlet okullar iin
evrensel retim erevesini belirleyen
ulusal bir mfredat program geliti
rildi. Yeni mfredat, eitim i kolunda,
bu tr bir standardatrc denemeye
kar kan ve mfredat gereksiz yere
snrlayc bulan kesimler tarafndan
byk bir tepkiyle karland. ret
menler, 1993 yaznda, pilot uygulama
lara kar greve gitti.
1988 Eitim Yasas, ayrca, okul
larn yerel ynetimi ad verilen yeni bir
ynetim sistemi de getirmekteydi. Okul
ynetimlerinin el deitirmesi, ulusal
mfredat programnn gerektirdii ve
uygulandnda kanlmaz olan merke
zilemeyi dengeleyecekti. Bunlarn yan
sra, yeni bir grup ehir Teknoloji
Kolejleri (CTCs) ve denek-ayrlan
okullar da alacakt. denek-ayrlan
okullar, yerel yetkililerin denetiminden
kma seeneine sahip olacaklar ve
dorudan doruya devletin ayrd
denekten yararlanacaklard. Ayrca,
rencilerinin % 50'sini yeteneklerine
gre seerek alma haklar da olacak.
Buna karlk, bu uygulamay eletiren
lerin iddas, bu durumun, okullar
arasnda var olan eitsizlii daha da art
raca ve ok amal okullarn aln
daki temel ilke olan eitlik ilkesinin
altnn oyulaca yolundayd. 1992'de,
yerel yetkililerin denetiminden kan
okullarn ynetimini aamal olarak eli
ne alacak yeni bir fon birimi olutu
ruldu. Birimin grevlerine ilikin ayrn
tlarn belirtildii Hkmet Raporu'nda, hkmet, zamanla btn okul

larn denek-ayrlan okul haline gelece


ini, yani yerel denetimden kacanumduunu belirtmekteydi. Ne var ki,
1995'e gelindiinde, toplam 23.000
devlet okulundan sadece 1.000 tanesi
bunu baarabilmiti.

Deerlendirme
1988 Yasasyla, dier alanlarda
izledii siyasetle balantl olarak,
Muhafazakar Parti hkmeti, eitime
serbest piyasa ekonomisine zg bir
rekabet esi katma urana girmitir
(bkz. 10. Blm, s. 417-20). Okullar,
arz-talep kurallarnn, rekabetin ve
tketici tercihinin geerli olduu yerler
haline getirilmitir. G enel olarak,
yaplan deiiklikler tkecilerin (renci
ve velilerinin) reticiler (retmenler)
zerinde yetki sahibi olmasn amala
mtr. Okul mdrlerine daha byk
mali sorumluluklar yklenmi, okullara,
yerel eitim grevlilerinin denetimin
den kp bamz devlet okulu ola
bilmeleri iin ekilme izni verilmitir.
Okullar arasnda rekabeti krkleyece
i ve velilere ocuklarn gnderecekleri
okullar daha bilinli seme olana
salayaca inancyla, okullarn baar
oranlarn gsteren (lig usul) puan
cetvelleri dzenlenmitir.
Gewirtz ve dierleri (1995), Lond
ra'da birbirine komu Yerel Eitim
Merkezi'ne (LEAs) bal on be okulda
eitim sisteminin bir pazar haline
getiriliini incelemitir. Onlarn bulgu
larna gre, Muhafazakar Parti Hkmeti'nin eitim reformu, eitim dzeni
ierisinde ok amal eitimden piyasa
deerlerine doru bir kay yaratmtr.
rnein, sz konusu okullar, G CSE
snavnda (Orta retim Bitirme
snavnda) baarl olma olasl olan ve

738

Eitim

dolaysyla okulun puan cetvelindeki


yerini yukarlara tayacak ocuklar
etkileyip kendi okullarna almak iin
zel bir aba harcamaktadr. Ayrca,
okullarn kendilerini tantm ve pazarla
ma abalarnda da ar olmu, bu tr
abalar, deneklerin zel Eidme ihti
yac olan ocuklarn eitimi gibi daha az
karl alanlardan buralara aktarlmas
anlamna gelse de, rnein etkileyici
brorler hazrlama yoluna gitmilerdir.
Gewirtz ve dierlerinin aratrma
lar velilerin ocuklarn gnderecekleri
okul tercihleri zerine younlamtr.
Aranrma Parson'n liyakata dayal
eitim sistemi anlaynn (daha nce
732-3'nci sayfalarda ele alnmt) tam
tersine, bir ok ebeveynin ocuklarnn
gidebilecei okullara ilikin tercih
olanaklar, bu blmn giri ksmnda
ele alnan Shaun'n annesi rneinde
olduu gibi, olduka snrldr. Aratr
maclar, okul tercih saysnn byk
lde ait olunan toplumsal snfa ve
kltrel sermayeye bal olduunu ileri
srmektedirler.
Kltrel serm aye terim i 9. B lm de
gem ektedir, T abakalam a ve Snf ,
s. 367

Aratrmaclar, ebeveynleri okul


seme olanaklarna gre byk
gruba ayrmann mmkn olduunu
belirtmektedirler.
1. A yrcalklIdon an m l seiciler
farkl olaslklar aratrmaya ve
byk lde retmen ve dier
ebeveynlerle gr al veriinde
bulunmaya zaman ayrabilir olan
lar. Bu tr ebeveynler ayn zamanda
ocuklar birinci veya ikinci
tercihlerine giremediklerinde ba
vurup srada bekleme sistemine de
inanan kimselerdir. Bu grup,

739

zaman zaman ileriye dnk planlar


da yapar ve ocuklarnn baarl bir
ortaokula geilerini kolaylatra
cak trden bir ilkokula gitmelerini
gzetir.
2. Yar donanml seiciler okul
seimine etkin bir ekilde katlrlar,
ancak piyasaya bir nceki grup
kadar hakim deillerdir. Karar
vermede ayn kltrel kaynaklara
sahip deillerdir, rnein sistemin
ileyii hakknda bilgi sahibi
arkadalardan yoksundurlar ve
yzden de sisteme olan inanlar
daha azdr. Grup olarak, ilk grupla
karlatrldnda, ilk tercihlerinin
reddedilmesi durumunda ba vu
rup srada bekleme eilimleri daha
zayftr ve okullara ilikin gazete
haberlerini ve dedikodular dikkate
almaya daha meyillidirler.
3. Plans^ seiciler, ocuklarnn
geleceiyle ilgilenmelerine ramen,
okullarn byk lde birbirine
benzediini dnme eilimi
gsterirler. Eitim piyasasyla ilgi
lenme gleri daha azdr
ve
genellikle en yakn okulu seerler.
Bu seim, ebeveynin zel arabas
nn olmamas ya da toplu tamann
yetersiz olmas durumunda uygula
nabilir tek seenek olabilmektedir.

Yeni i Partisi dneminde eitim


siyaseti
retmenler sendikas dahil baz
kesimleri artan bir ekilde Muhafaza
karlarn eitim reformlarnn baz
eleri Yeni i Partisi dneminde
olduu gibi korunmutur. rnein,
geriye kalan niversiteye hazrlk
okullarna el srlmemitir, ki bu

Eitim
K H in tn ii' ru<iu!u:ut.n>

durum niversiteye hazrlk okullarn,


en baarl rencileri kendilerine
ekerek yerel ok amal okullarn
performansnn dmesinde ana etken
olarak gren eitimciler ve bilginler
arasnda itirazlarn domasna yol

amtr. Ayrca, Yeni i Partisi,


okullarda karma beceri eitiminin terk
edilmesi ve bunun yerini eitimde
rencileri yeteneklerine gre ayrma
nn veya seviye gruplarnn almas
gerektii konusunda Muhafazakarlar ile

(a)Yaplan v e yaplm as n g r len e itim h arcam alar, 1 9 7 8 / 9 - 2 0 0 7 / 8


( 2 0 0 4 / 5 d eerleriyle)

(a)Yaplan v e yaplm as n g rlen e itim h arcam alar, ulusal g elird en ayrlan


p ay bakm ndan, 1 9 7 8 / 9 - 2 0 0 7 / 8 .

17.1. ekil Britanyada eitim harcamalar, 1979dan sonra.


Kaynak: Social Trends 35 (2005), s.37

740

Eitim

ayn grtedir. (Yeteneklerine gre


ayrma sistemini kullanan okullarda
renciler, yeteneklerine gre eitli
hiyerarik gruplara ayrlr ve bylece
btn derslerde ayn seviyede olmalar
salanr. Seviye gruplarnda ise yetenek
bakmndan birbirine yakn olan
renciler baz derslerde bir araya
getirilir, bylece rnein ngilizce veya
Matematik dersinde farkl seviye
gruplar oluturulur.) Buradaki kuram,
farkl yetenekteki rencilerin kendi
seviye gruplar iinde daha hzl
ilerleyebilecekleri ynndedir (Bu
kuramn eletirisi iin sayfa 772-8'deki
Gillborn ve Youndell'in yeni IQzm
tartmasna baknz). Yeni i Partisi
dneminde, asl olarak Muhafazakar
larn am olduu denek-ayrlan
okullar Vakf Okullarna dntrld
ve yeniden Yerel Eitim Yetkililerinin
denetimine brakld. Bununla birlikte,
bu okullar daha nce kazanm
olduklar merkezi ve yerel hkmetten
bamsz olma durumlarn byk
lde korudular. Tony Blair 1997'de
Babakan olurken, siyasal gndemin
zirvesinde tutaca eyin her zaman
eitim, eitim ve yine eitim olacan
ne srmekteydi. Blair, Britanya eitimretiminde ulalan standartlarn,
dier lkelerle kyaslandnda (bkz.
s.749-51) yksek olmadn ve eitim
alannda yaplacak reformlarn zorunlu
bir ncelii olduunu kabul etmekteydi.
Yeni i Partisi hkmetinin, 1997'deki Okullardaki Baar balkl Rapo
runda, kendisini ok amal okullar
savunmaya ve gnn koullarna uygun
hale getirmeye adad grlmektedir.
Resmi Rapor'da, baarl olan ve iyi
sonulara ulamak iin yaratc yollar
bulmu olan okullara mdahalenin
snrlandrlmas gerektii belirtilmekte

741

ama ayn zamanda, baar dzeyi srekli


standardn altnda kalan okullara
mdahale edilmesi ihtiyac da kabul
edilmektedir.
Yeni i Partisi hkmeti, Britanya
devlet okullarndaki baar orann
artrmaya hedefleyen, yeni ve tartmal
baz giriimlerde bulunmutur. Devle
tin eitime ayrd denein 1997'den
sonra artmaya balamasna ramen
(bkz. 17.1. ekil), Yeni i Partisi
Hkmeti, retmen sendikalarnn ve
baz solcu yorumcularn, eitimdeki
baar dzeyinin dklnn yetersiz
denek ayrlmasnn ve dezavantajl
rencilerin belirli okullarda younla
malarnn bir sonucu olduu eklindeki
geleneksel savlarn reddetti.
Britanya'da eitim standartlarn
ykseltmek iin farkl yaklamlar
denenmitir. Yeni i Partisi Hkme
ti, zellikle iyi-retim yntemlerinin
ve okul mdrlerinin sergileyecei
gl lid e r li in nemi zerinde durmu
ve bunlar eitim reformunun anahtar
eleri olarak benimsemitir. Kasm
2000'de mesleki geliimi salama ve
okulda liderlik yapacak kiileri yeti
tirme amacyla Ulusal Okul Ynetimi
Yksekokulu resmi olarak almtr.
lkokullarda, nemli derslerde
rencilerin salam bir temel kazan
malar amacyla Okuma-yazma ve
Saysal Hesaplama Stratejileri gelitiril
mitir. Okuma ve matematik becerile
rini gelitirmeye ayrlan zaman, gn
delik hayatta gerekli olacak okumayazma becerilerine ve saysal hesapla
maya ayrlan ders saatleri bu stratejinin
nemli bir paras olmutur. Okumayazma ve Saysal Hesaplama Stratejileri
gnmzde ngilizce, matematik ve

E it in
t?.av*m n iam^huuHMUIxiku m i* nnm, zmti

Yeni i Partisinin eitim siyasetinin bir paras olan ehir Akademilerinden yeni birisi

v e gndelik yasam : yaam boyu renim


Y e n i te k n o lo jile r ve bilgi e k o n o m isin in ykselii,

d evam ed erk en , b u to p lu m u n tem elin i o lu tu ran

e itim v e i k on u larn d ak i g elen ek se l d n celeri

g elen ek se l in a n v e k u ru m lar da d eiim e

d n m e u ratm ak tad r. T e k n o lo jin in hzl

u ram aktadr. E itim k avram -k i bilg in in resm i b ir

ilerleyii, i alan n d a, b ir zam an lar v ar o la n d a n d aha

k u ru m araclyla d zen li o larak iletilm esin i ierir-

hzl b ir alt st olu a yol am ak tad r. B u b l m d e

fark l o rtam lard a g e r e k le e n , d ah a kapsam l b ir

g rm old u u m u z v e 18. B l m d e ( v e

r e n m e anlayna yol v erm ek ted ir. E itim in

E k o n o m ik Y a a m ) y en id en g re ce im iz g ibi,

y erini re n m e ye b rak m as, yersiz b ir deiiklik

m e sle k i e itim ve g erek li n itelik leri kazan m a,

deildir. re n e n le r, y aln zca tek b ir k u ru m sal

g n m zd e, y a am n erk en d n e m le rin d e b ir kez

o rta m d a n deil, b ir o k k ay n ak tan bilgi elde

ed in ilen b ir ey o lm a k ta n te , y aam b o y u d evam

e d eb ilen , m eraldi v e a k tif to p lu m sal yapanlardr

e d e n b ir s re h a lin e g elm ek ted ir. M e sle k

re n m e y e arlk v e rm e k , bilgi v e b e ce rile rin

y aam larn n o rta la rn d a b u lu n an kiiler, in te rn e t

rasd an lan h e r t r eyd en -ark ad alard an ,

taban l re n im v e s rekli e itim p ro g ra m la n

k o m u lard an , sem in e rle rd e n , m zelerd en ,

say esin d e v a r o lan b e ce rile rin i g n celle tirm ey i

p u b lard ak i s o h b e d e rd e n , in te rn e tte n , d i er k ide

se m e k te le r. B ir o k iv eren , alan larn a,

iletiim aralarn d an ve d ah a b ir o k eyd en- elde

ba llk larn a rtrm a n n ve irk etin b e c e ri g c n

ed ileb ilir old u u n u k abu l ve itir a f etm ek tir.

y k se ltm e n in b ir yolu o larak , m e sle k ii e itim lere


V u rg u lan an yaam b o y u re n im y n n d ek i

k atlm a iz n i v e rm ek ted ir.

d eiim , z a ten , re n cile rin s n f ii alm alarla


i in d e yaad m z to p lu m d n m e uram aya

sn rl kalm ad , k en d ilerin e b u n u n d n d a da

742

E itim

g ittik e a rta n l d e o k eyi re n m e olan a n n

ren im in v azg eilm ezli i, sa d e ce kalifiye ve evk e

su nu ld uu ok u lla rn kend i ilerin d e d e

g etirilm i ig c b a k m n d a n deil, g en el insansal

g r le b ilm ek ted ir. O k u l ile d dnya arasnd aki

d e erler b a lam n d a d a d eerlend irilm elid ir.

duvarlar, y aln zca sib er-u zay d a deil, ayn l d e

re n im , kend i k en d in i anlam aya ve k en d i kend ini

fiziki d nyad a d a yklyor. rn e in , to p lu m sal-

g elitirm ey e h iz m e t ed en z e rk ve tam am layc b ir

h iz m e t- re n im i b ir o k A m e rik a n o rta o k u lu n d a

b iim d e kend i ken d in i e itm en in g elim esi

ana d ayanak h a lin e g elm i bu lun uyor. M ezu n

asn d an h e m b ir ara h e m d e b ir am atr. B u

o la b ilm e k i in y erin e g etirilm esi g erek en ey lerin b ir

d n ced e to p ik o la n b ir yan y ok tu r; asln da,

p a ra s ola ra k , re n cile r, z am an larn n belirli b ir

e itim in , e itim le ilg ilen en filo z o fla r tarafn d an

k sm n , yaad klar ev red e g e re k duyulan alanlard a

g elitirilm i o la n in san cl id eallerin i yanstr. B u n u n

g n ll ola ra k to p lu m sal h iz m e tte bu lun m aya

yaan lan en g zel rn e k le rin d e n b irisi, em ek li

ayrm aktad rlar. A y rca, y erel iyerleriyle, y etik in

olm u in san lara kend i k en d ilerin i isted ik leri g ibi,

m e sle k sah ip leri ile re n cile r arasnd aki etk ileim i

ilgi alanlar n e o lu rsa o lsu n , e itm e frsat su nan

ve re h b e rlik ilikilerin i g len d iren o r ta k alm alar

n c a n iv ersitesi dir.

y r tm e k A B D ve B irle ik K ra llk 'ta


yaygnlam aktad r.
Y a a m b o y u re n im in , bilg i to p lu m u n a d o ru
ilerley ite be lirli b ir ro le sahip o lm as iyi b ir eyd ir ve
be lirli b ir ro l d e o lm a k zoru n d ad r. Y a a m b o y u

743

E itim

fen-bilimlerinde standardar belirleyen


bir Ana Strateji oluturacak ekilde
genilelmidr.
Standartlar ykseltmek amacyla
okullar arasnda rekabet ve farkll
krkleyen bir davran gelitirilmitir.
Daha nce belirtildii gibi, denekayrlan okullar Vakf Okullar haline
getirilmi ve bamszlklar byk l
de korunmutur. Mfredatn zellikle,
gzel sanatlar, teknoloji ve matematik
gibi belirli alanlarna odaklanan Uz
manlk Okullar almtr. Bu okullarn
alacaklar toplam renci saysnn
yzde 10 orannda renciyi bu uzman
lk alanlarndaki yeteneklerine gre
semelerine izin verilmitir.
Ayrca yoksul blgelerde ehir
Akademileri kurulmu ve bu okullara
ar ilgi gsterilmitir. 2004/5'in
balarnda bu okullardan btn ngil
tere'de on yedi tane almt. zel
sektrden ya da hayrsever kurumlardan destekleyiciler bir akademinin al
maliyetinin %20'sini, en fazla iki milyon
sterline kadar karlamaktayd. Geri
kalan ise devlet imkanlaryla karlan
maktayd. D aha sonralar destek
verenlerin kendileri vergi mkelleflerin
den salanan paralarla akademi ama
yoluna gitmilerdir. zel okullar dahil
bir ok irket ve dini gruplar akademi
ama hevesine kaplmlardr. Sz
konusu okullar yerel topluluk tarafn
dan seilen renciler iin cretsizdi.
Fakat, baz kimseler, hkmetin
akademiler iin salad cmert fon
larn dier okullarn kaynaklarn
kuruttuunu ileri srmektedir. Bunlarn
yan sra Yeni i Partisi Hkmeti,
okul denetimleri konusunda da sert bir
tavr sergilemitir. Nerede bir okul
baarsz saylsa, hkmet birimleri

dorudan mdahale edip okul yneti


mine el koyabilmekteydi. Baz durum
larda baarsz okullar kapatlp yeniden
ehir Akademileri ad altnda almtr.
Yoksulluu gidermek amacyla
alnan eitli nlemler etkisini eitim
alannda gsterdi. rnein, ar yoksul
blgelerde Eitim alma Blgeleri
oluturuldu. Bu plan erevesinde,
okullara, yerel yetkililere ve yerel
iadamlarna okullarda grlen baa
rszla ilikin sorunlar birlikte ele alp
zmeleri talimat verildi. Bu blgeler
de, devletin ve zel sektrn salad
parasal kaynaklar yksek cret vaadiyle
daha ok retmeni buralarda alma
ya tevik etmede ve bylece toplumsal
dlanmlkla balantl sorunlar
zmede kullanlabilecekti. 2004 itiba
riyle ngiltere genelinde krk yedi
Eitim alma Blgesi oluturul
mutu.
Toplum sal dlanm a ve eitim ileride,
s.769-72 arasnda daha ayrntl olarak
ta r t la c a k tr. A y rc a , to p lu m sa l
dlanm a 10. Blm n de konular
arasndadr.

Yksekretim
Yksekretimin (yani ortare
timden sonra, genellikle niversite
lerde ya da kolejlerde srdrlen re
nimin) dzenlenme biimleri lkeler
arasnda byk farkllklar gster
mektedir.
Baz lkelerde, btn niversiteler
ya da kolejler, giderleri dorudan devlet
kaynaklarndan karlanan kamu
kurumlandr. rnein, Fransa'da,
yksekretim, lke genelinde, ilk
retim ya da ortaretimdeki kadar
belirgin bir biimde merkezi denetime
tabi olacak ekilde dzenlenmitir.

744

Eitim

Btn dersler, Milli Eitim Bakam'na


bal ulusal d zenlem e kurulu
tarafndan onaylanmak zorundadr.
Y k sek ren im sonund a, b irisi
niversite dieri devlet tarafndan
verilen iki tr diploma elde edilebilir.
Devletin verdii diplomalar, genellikle,
her yerde ayn geerlilikte olan ltiere
uygun olduu dnldnden, belirli
bir niversitenin verdii diplomadan
daha itibarl ve daha deerli kabul edilir.
Kamudaki belirli i alanlar sadece bu
devlet diplomasna sahip olanlara
aktr; ayn ekilde bir ok sanayi
kuruluu da bunlar tercih etmektedir.
Fransa'da, okullardaki, niversite ve
kolejlerdeki neredeyse btn ret
menler devlet memurudur. retilecek
konularn genel erevesi ve ret
menlere denecek cret merkezi olarak
belirlenir ve sabittir.
Amerika Birleik Devletleri, zel
sektrn sahip olduu niversite ve
kolejlerin oranndaki ykseklik bak
mndan gelimi lkeler arasnda ayr
bir yere sahiptir. A.B.D'deki yksek
retimin kurumlarnn % 54'u zel
sektr kuruluudur. Bunlar arasnda,
Harvard, Princeton ve Yale gibi en
saygn niversitelerden bazlar da
vardr. Fakat, Amerikan yksekreti
minde, devlet niversiteleri ile zel
niversiteler arasndaki ayrm dier
lkelerdeki kadar ak-seik deildir.
zel niversitelerdeki renciler, dev
let tarafndan verilen burs ve kredileri
alabilirler ve bu niversitelerin kendileri
de devlet aratrma fonlarndan yararla
nabilmektedirler. Dier taraftan, devlet
niversiteleri genelde byk kaynaklara
sahiptirler ve ayn zamanda zel
firmalardan ba da alabilmektedirler.
Ayrca, geneli, zel sanayi aratrma
fonlarndan da yararlanabil-mektedir.

745

Britanya 'daki sistem


Britanya yksekretim sistemi,
Fransz sisteminden dikkati ekecek
lde daha az merkezi ama A.B.D'dekinden daha niterdir. niversiteler ve
kolejler devlet tarafndan finanse edilir
ve eitimin her seviyesindeki retmen
cretleri, ulusal cret llerine gre
belirlenir. Bununla birlikte, kurumlarn
rgtleni biimleri ve mfredatlar
dier lkelerle karlatrldnda
nemli lde farkldr.
Savatan hemen nceki dnemde,
Britanya'da yirmi bir niversite bulun
maktayd. Bu niversitelerin byk bir
ounluu, gnmz ltleriyle
dnldnde, olduka kkt.
1937'de Britanya niversitelerindeki
lisans rencilerinin toplam says,
1981'de niversitelerde bulunan ve
tam-gn alan akademik personel
saysndan az daha fazlayd (Halsey
2000). 1945-1970 yllar arasnda,
Britanya yksekretim sistemi kapa
site bakmndan drt kat bymtr.
Eski niversitelerin kapasiteleri artrl
m, yeni, krmz tulal olarak anlan
-Sussex, Kent, Stirling ve York gibiniversiteler almtr. Politekniklerin
yaratlmasyla, sistemde ikili bir yapya
geilmitir. ok eitli derslerin veril
dii yaklak drt yz koleji kapsayan bu
ikinci halka nispeten byk bir yap
haline geldi. Politeknikler, niversite
lere gre, daha ok mesleki eitim
zerinde younlatlar. Bu kurumlarn
verdikleri diplomalarn ayn standart
lara uygun olmasn salamak amacyla,
bir onaylama birimi olarak, Ulusal
Akademik Dereceler Konseyi olutu
ruldu.
Gnmzde, Britanya yksek
retim kurumlarnda, zaman zaman

E itim

1,200

1,000

_ Lisans-dzeyinde:
Tam-gn

800
t

co

Lisans-dzeyinde:
Yarm-gn

600

Lisansst:
Tam-gn

400

Lisansst:
Yarm-gn

200
0

1970/1

1980/1

1990/1

2 0 0 1 /2

2 0 02/3

1 7 .2 . ekil Lisans v e lisansst d zey d e y k sek retim alan re n ci says: tam


v e y a yarm gn oluuna g re , 1 9 7 0 - 2 0 0 3 .
K aynak: S ocial Trends 3 4 (20 0 4 ), s.44

uyduruk standart ad verilen bir


durum yaanr. Bunun anlam, Leicester
ya da Leeds'den alnan bir diplomann,
hi deilse teorik olarak, Cambridge,
Oxford ya da Londra niversitelerin
den alnan diplomalarla ayn standartta
saylmasdr. Gene de Oxford ve
C am bridge, ren ci alm larnda
olduka seici davranr; rencilerinin
yaklak yars zel okullardan gelmedir.
Oxford'dan ya da Cambridge'den
alnan bir diploma, dier niversitelerin
bir oundan alman bir diplomayla
karlatrldnda, bol kazanl bir
meslek hayatna atlmak iin ok daha
byk bir ans demektir. Yksekre
timdeki renci says Britanya'da,
yzyl ncesiyle karlatrldnda
nemli lde artm demektir. 19001901'de tam-gn devam eden renci
says yalnzca 25.000 idi. Bu say
1971'de on sekiz kattan daha fazla
artarak 457.000'e ykselmi ve bu tarih
ten sonra da artmaya devam etmitir
(bkz. 17.2. ekil). 2001-2002'ye gelin

diinde Birleik Krallk'ta yksek


retim kurumlarnda lisans dzeyinde
tam gn okuyan renci says 1.2
milyona ulamtr. Ayrca, yksekre
tim kurumlarna yarm gn devam eden
lisans ve lisansst dzeyde kaytl
renci says da muazzam lde art
gstermitir.
Sosyal-smfsal kkeni bir kiinin
yksekretime devam etme olasln
etkilemektedir. 1991-1992'deki %11'lik
orann 2001-2002'de %19'a ykselme
sine karlk, ii snfndan insanlarn
yksekretime katlm oran dier
snflardan gelen rencilerin katlm
orannn olduka altnda kalmtr. Ayn
dnemde ii snf dndaki snflardan
gelen rencilerin katlm oran
%35'ten %50'ye ykselmitir (bkz. 17.3.
ekil). i snf kkenli ebeveyn-lerin
ocuklarnn eitime katlmna ilikin
tartmalar yksekretime ayrlan
denee ilikin tartmalarn da odak
noktasn oluturmaktadr.

746

E itim
tC*!MSHUl

17.3. ekil Britanya'da yksekretime katlm oran: toplumsal snflara gre, 19 9 1-2 0 0 2
Kaynak: S od aI Trends 34 (2004), s.45

Y ksekretim e denek ayrm a


tartm alar

8.000

Y ksekretim e devam eden


renci saysndaki muazzam arta
karlk kamu harcamalarndan ayrlan
pay ayn lde artmamtr. Bu durum
ise yksekretime ayrlan denek
konusunda bir krizin domasna yol
amtr (bkz. 17.4. ekil).

7.500
7.000
6.500

1 6,000
i.

5.500
5.000

" -

4.500
4.000
ao

r>.
CD
03

17.4. ekil ngiltere'de niversitelere renci bana ayrlan


denek, 19 8 9 -2 0 0 1 (1 9 9 9 -2 0 0 0 deeriyle)
Kaynak: www.planning.ed.uk/pub/English_public_funding.htm

747

1976-1989 yllar arasnda Britan


ya'daki niversitelere renci bana
ayrlan denek gerek rakamlar gz
nne alndnda yaklak %29, 19891999 arasnda ise daha da ileri giderek
%38 orannda dmtr. Ulusal Yk
sekretimi Aratrma Komitesi tara
fnda 1977'de hazrlanan bir raporda,
yksekretimin geniletilmesi ve geli
tirilmesinin mevcut denek koullar
altnda olanaksz olduu sonucuna
ulalmaktadr.

E g ltlm

Yksekretime ayrlan denek


konusundaki tartmalarn odak nokta
sn kimin deyecei sorusu olu
turmaktadr. niversitelere yaplan
byk lekli yatrmlarn iki olas
kayna bulunmaktadr, vergi mkel
lefleri ve yksekretimden yararlanan
ve buradaki deneyimi paylaan kiiler:
renciler. Bazlar, yksekretimin
topluma salad mevcut toplumsal ve
ekonomik yararlar gz nne alarak,
niversitelerin denek ann vergi
mkellefleri tarafndan karlanmas
gerektiini ileri srmektedir. rnein,
niversite eitimi alm salk personeli
ve retmenler olmazsa halimiz ne
olur?
Dierleri ise niversiteye gitmeyen
vergi mkelleflerinin gidenler iin
demek zorunda olduu vergi mikta
rnda bir snr olmas gerektiini sy
lemekte. niversite mezunlar, niver
site mezunu olmayanlara gre mesleki
bakmdan -hem finansal hem fnansal
olmayan ynlerden- daha avantajl du
rumda. Yaplan son aratrmalar
Britanya'da niversite mezunu olanla
rn olmayanlara gre % 59 daha fazla
gelir sahibi olduunu gstermekte, ki
gelimi lkelerde ayn dereceye sahip
olanlar gz nne alndnda en
yksek rakamlardan birisi (OECD,
2004). Yeni i Partisi ynetimi vergi
gelirlerinden yksekretime ayrlan
fonu artrm olsa da niversite eiti
minden ilk elde yararlanan kesim olan
rencilerin niversite giderlerine daha
byk katkda bulunmas gerektii sav
da geni bir kesim tarafndan kabul
grmektedir.
1998-99 akademik yl banda
alnan bir karar dorultusunda Birleik
Krallk'ta yksekretim kurumlarna

kayt yaptran rencilerden, renim


giderlerinin karlanmas amacyla
belirli bir miktar (dnem ba 1.000
sterlin) katkda bulunmalar gerekmek
teydi. Ne var ki, bir ok insan, niver
siteye giri creti denmesinin, bunca
paray pein olarak demek zorunda
braklmalarna ierleyen bir ok ortasnf aileyi niversiteden soutaca gibi
yoksul rencileri de niversiteye
bavurmaktan vazgeireceini ileri
srmekteydi.
Sonu olarak, gnmzde Birleik
Krallkta renim katk paylarnn pein
denm esi uygulamas kaldrlm
bulunmaktadr. 2006'dan itibaren,
lisans rencilerine niversitelere en
yksei yllk 3.000 sterlin olan renim
crederini borlanma hakk tannmtr.
renciler sz konusu paray sfr
faiziyle mezun olduktan ve belirli bir
miktar gelire, yaklak 15.000 sterline,
ulatktan sonra geri deyebilecekler.
Ayrca, renciler geimlerini temin
etmek iin de kredi alabilmekteler ve bu
kredi de renim kredisiyle birlikte geri
denebilecektir. rencinin borcu, i
bulamayan ya da dk cretli ilerde
alan insanlar korumak amacyla,
mezun olduktan sonra yirmi be yl
iinde denmezse silinecektir.
Baz insanlar baz niversitelerin
dierlerine gre renim creti karl
daha yksek kredi amada serbest ol
mas fikrini eletirmektedir. Bu insan
lar, saygn niversitelerin daha yksek
kredi ama olanana sahip olacan,
daha iyi personeli kendilerine eke
ceklerini ve daha iyi zelliklere sahip
olacaklarn ne srmekteler ve iki
tabakal bir sistemin domasndan en
die duymaktalar. Bu grte olanlara
gre, dk gelir sahibi ailelerin

748

ocuklar daha ucuz olan niversitelere


ynelmek zorunda kalacaklardr. Bu
durumu eletiren bir ok kimse en
saygn niversitelerde renim cre
tinin uzun sre 3.000 sterlinde kalma
yacana inanmaktadr.
Bakanlar bu tr eletirilere karlk
yllk 3.000 sterlin limitinin en azndan
2009'a kadar ykseltilmeyecei, o
zaman da meclisin her iki kanadnda
oylamaya gidilecei taahhdnde bu
lundular. Ayrca, hkmet, niversite
lerin renim cretlerini ii snfndan
ve etnik aznlklardan rencilerin
haklarn korumadan ykseltmelerini
nlemek amacyla Adil Gei Brosu
(Offa) oluturdu. Bunlarn yan sra,
yeniden en yoksul rencilerin te
birine burs verilmeye baland ve
bunlarn renim cretlerinin nemli
bir ksmndan feragat edildi. Bunlara ek
olarak, hkmet, renim creti st
limitinin yl sonra yeniden gzden
geirilecei konusunda sz verdi.

B ritan ya e itim s is te m in e
karlatrm al bir bak

Krallk, ayrca, ilkokul nceci eitime


ocuk bana den harcama bakmn
dan da (renci bana yllk 7.595 ABD
dolar olan harcama 4.187 A BD dolar
olan O EC D ortalamasyla karlatrl
dnda) st sralarda yer almaktadr.
Fakat, Birleik Krallk, 27:1 olan
retmen bana den ilkokul ncesi
renci says bakmndan (ortalamas
15:1 olan) O EC D lkeleri arasnda en
tepede yer almaktadr.
lkokul bakmndan renci bana
den harcama miktar O EC D ortala
masnn nemsiz lde altndadr.
Dier taraftan, renciler dier lke
rencilerine gre okulda daha fazla
zaman geirmektedir (9-11 ya ren
cileri iin bu sre rnein ngiltere'de
889 saat, skoya'da 1.000 saat, ki bu
oran 752-816 arasnda deien O EC D
ortalamasnn olduka stndedir).
Ayrca, Birleik Krallk'ta retim
eleman bana den renci says
kabul edilebilir lde yksektir
(O ECD ortalamas 17:1 iken Birleik
Krallk'ta 20: l'dir).

Britanya'daki eitim sistemi, deniz


ar lke sistemleriyle nasl karlat
rlr? Dorudan doruya uluslararas bir
karlatrma yapmak olduka zordur,
nk lkeler arasnda, hem eitim
sistemlerinin dzenlenii hem de
ocuklarn ka yl eitim alacaklar
konusunda olduka byk farkllklar
sz konusudur.

Ortaokul bakmndan renci


bana den harcama oran yine ayn
ekilde O EC D ortalamasnn altndadr
(OECD ortalamas 6.510 dolar iken
Birleik Krallkta bu rakam 5.933
dolardr). Ancak, ilkokuldan farkl
olarak ortaokulda retmen bana
den renci says (15:1) O EC D
ortalamasnn (14:1) nemsiz lde
stndedir.

Ekonomik birlii ve Kalknma


rgt'ne (O E C D ) ye zengin
lkelerle kyaslandnda Birleik
Krallk kk ocuklarn eitim oran
(3-4 ya aras ocuklarn %81'i) bak
mndan
olduka ileridedir. Birleik

Hem 1979'dan sonraki Muhafaza


kar Parti hkmetinin hem de 1997'den
sonraki Yeni i Partisi hkmetinin
ayn izgide olan eitim siyaseti gz
nne alndnda, ngiltere'deki
okullar alnan kararlarda nispeten

749

Eitim

nemli rol oynamtr. Aratrmaclarn


inceledii btn kararlarn % 85'inin
okullarla ilgili alnan kararlar olduu
hesaplanmtr, ki O EC D ortalamas %
42 ile bunun ok altndadr (OECD
2004).
Bu veriler, benzeri lke verileriyle
karlatrldnda eitimdeki baar
oranyla nasl ilikilendirilebilir? Ulus
lararas renci Deerlendirme Prog
ram tarafndan O EC D lkelerinde
gerekletirilen ve 15 yandaki genleri
kapsayan geni lekli bir aratrma
Birleik Krallk'taki genlerin okuma,
matemadk ve fen bilimleri derslerindeki
yeterlilik dzeylerinin dier lke
genlerine gre nispeten iyi olduunu
ortaya koymaktadr (bkz. 17.1. Tablo).
rnein, ngiliz rencilerin okuma
alanndaki baar dzeyleri AvustralyalI
ve Japon genlerle benzer, puanlar ise
Fransz ve Alman rencilerden nemli
lde daha yksektir. Yalnzca iki
lkede, Finlandiya ve Kanada'da 15 ya
rencilerinin baar dzeyi ngilte
re'den dikkate deer lde iyidir
(PS A, 2000).
ngiliz renciler matematik ve
bilimsel okuryazarlk bakmndan da
(srasyla 529 ve 533) O EC D ortalama
snn stnde yer almaktadr Avustral
ya, Kanada, Finlandiya ve Yeni Zelan
da'nn puanlarna yakn. Hem matema
tik hem bilimsel okuryazarlk bakmn
dan yalnzca Japonya ve Kore, yalnzca
bilimsel okuryazarlk bakmndan ise
sadece Kore nemli lde daha iyi
durumda. ngiliz renciler hem
matematik hem bilimsel okuryazarlk
bakmndan rnein, DanimarkalI,
rlandalI, Amerikal ve Alman ren
cilere gre olduka iyi durumdadr.

ngiltere'de kzlarn okuma alann


daki puanlar erkeklerden dikkate deer
lde daha yksektir -ki aratrmaya
katlan btn lkelerde ayn olan bir
bulgu (Birleik Krallkta cinsiyetiere
gre baar farkll konusu ileride 7649. sayfalarda ayrntl olarak tartla
cak). ngiltere'de kzlarla erkekler
arasndaki farkllk oran dier bir ok
lke oranndan daha dk durum
dadr. Cinsiyete dayal farkllklar, btn
olarak deerlendirildiinde, bir lkenin
baar orannn yksek veya dk
olmasnn bir gstergesi olamaz.
Kzlarla erkekler arasndaki farklln
en dk olduu iki lke Kore ve
M eksika'dr; ilkinin baar puan
ngiltere'nin puanna yakn olmasna
ramen ikinci, btn lkeler arasnda en
dk okuryazarlk puanna sahip olan
lkedir. Hem matematik hem bilim
alanndaki toplumsal cinsiyete dayal
farkllklar, okuma dersine gre daha az
belirgindir. ngiltere'de erkek renciler
nispeten daha yksek puanlar almakta
dr, ama aradaki fark ok kktr
(PS A, 2000).

Eitsizlik ve eitim-retim
kuramlar
Bu b l m n b a la n g cn d a
Shaun'un yksnde grdmz gibi
eitim ve eitsizlik birbiriyle balant
ldr. Shaun, yoksul bir evreden
gelmekteydi ve annesinin gndermek
istedii okula gidememiti. Arkadala
rndan ounun akademik baarya
kar kaytsz olduu, hatta dmanca
tavr taknd bir ortamda mcadeleyi
gze almak zorundayd. Bu blmde
eitimdeki toplumsal eitsizlikleri ak
lamaya alan sosyolojik kuramlarn

750

Eitim

(M

'O
M
<u
w.
jy

c
t g
o (2

N O C O f O N O ' O C M C \ 1 N - Q Q 5 ' ' ' C ' 0 ^ ' , s f '1 * ' " 0 ' f'1 N
n r m m f O r > j f s>JpNi

O ' C ' O ' O ' ^ O ' i l O C O D O S ' O i / i ' N


n / n m L n r t L n m L n m r m 7 u * * ,*-%*

Io
%

<

E
JS

u
t
O
O
u

~a
ka

3!

o
7>
c
u
M
c

62

O
c

.2

2
^ O

r>r^r^\onnmCNCNG' Or-Ln^, ^ o m ^ c o r n o
^ < r o m m f n N N N N ' - - - - - 0 & C ' 0 ' '
flin/in/l/ln/u/nn/iLn/ln'j

V. v

"C
4J
/l
l

.* >W

a
'C

s s

0 tc
4> a C
-j />> -

V i O S
V

b- s<TJ e*
<U"D C

II|

a5

? !

<fi

-3

f % | i s i

i5 < ^ J

c . i

c ul

<

JS

J:

c
D
V
>
B

fl

v
13

C^CT' OOf ' ^Lnr nmr vj ^r ^r ^r ^


f
f
l
N
N
N
N
N
N
N
O

O
t f l LnLnLn / nLnLnLnLnLnt nLn

Ln Lf , - - * r ^ < t r * - i f N J h - ^ j Q C '
o

Cn o

cn

oo o a.

n
V

-v (L

Tj
b . i?
>> X
3 J
< ..a

i s 11

<: . s

i S i l i s i !

751

--

E g lt lm

birbirinden farkl yaklam biimleri


gzden geirilecektir. Bunlarn tama
mnn eitimde ve eitim araclyla
gerekleen toplum sal yenidenretimle ilgi olduklar dnlebilir
ama yaklam biimleri olduka fark
ldr. Ivan Illich, gizli mfredat adn
verdii gryle, ite alma srecinin
resmi-olmayan boyutunun etkileri
zerinde durur; Basil Bernstein dilin
nemini vurgular; Pierre Bourdieu ev
ve okul kltrleri arasndaki ilikiyi
inceler ve Paul Willis kltrel deerlerin
ocu k larn eitim ve alm aya
yaklamlarn belirlemedeki etkilerine
bakar. Bu blmde ele alnan daha yeni
dnlerden Robin Usher ve Richard
Edwards ise bu dncelere daha farkl
yollardan ularlar ama daha ileri
gtrerek modern dnyada kltr ve
kiilik oluumunun (cinsiyet ve etniklii
de kapsayan) karmak yapsyla ilikilendirirler. Bu noktada, kltrel mesele
lerin bu farkl yaklamlarn odak
noktasna nasl gl bir ekilde
yerletiine dikkat edilmeli.

Ivan llich: gizli m fredat


Eitim kuram alannda en ok
tartma yaratan dnrlerden birisi
Ivan Illich'tir (1926-2002). Illich, daha
nceleri kendi kendilerine yeterli olan
insanlarn geleneksel becerilerinden
yoksun kalmalarna ve salk iin
doktora, eitim-retim iin retme
ne, elence iin televizyona ve geim
lerini salamak iin patrona bel
balamalarna neden olan bir sre
olarak betimledii modern ekonomik
gelimeye ynelttii eletirileriyle
dikkati eker.
Illich'in salk konusundaki grleri
daha n ce 8. B lm de ele alnd,
Salk, H astalk ve Engellilik , s. 304

Illich (1973), gnmzde btn


dnyann benimsedii zorunlu eitimretim fikrinin bizzat kendisinin
sorgulanmas gerektiini savunur.
Eitimin geliimi ile ekonominin disip
lin ve hiyerari gereksinimi arasndaki
iliki zerinde durur. Illich, okullarn
drt temel grevi yerine getirmek iin
kurulduklarn ileri srer: ocuklar
muhafaza altnda tutma, mesleki rol
dalmn salama, hakim deerleri
retme, toplumca vlen bilgi ve
becerileri kazandrma. lkiyle ilikili
olarak, okul bir muhafaza kurumu
haline gelmitir, nk okula gitmek
zorunludur ve bylece ocuklar
ocukluklarnn erken dnemlerinden
i hayatna atlncaya kadar sokaktan
uzak tutulurlar.
Okulda, derslerin resmi ierik
leriyle hibir ilgisi olmayan bir ok ey
retilir. Okullar, disiplin yaplar ve
dzene sokma anlaylaryla, Illich'in
edilgen tketim adn verdii eyi -yani,
varolan toplumsal dzenin so r g u la n makszn kabuln- alamay amalar
lar. Bu konular bilinli olarak retil
mez; okulun rgtleni eklinde ve
prosedrnde rtk olarak bulunur.
Gizli mfredat ocuklara yaamdaki
rollerinin yerini bilmek ve orada kal
maya devam etmek olduunu retir
(Illich 1973).
Illich, okulsuz toplumu savunur.
Zorunlu eitim-retimin grece yeni
bir icat olduuna ve kanlmaz bir ey
olarak benimsenmesi iin hibir neden
olmadna iaret eder. Okullar, u anki
yaplaryla, eitlii salamadklar ya da
bireysel yaratc yetenekleri gelitirme
dikleri srece neden terk etmeyelim?
Bununla b irlik te, Illic h , eitim
kurumlarnn btn biimlerinin yok

752

E itim

O k u r y a z a rl a k re s e l b a k
olm adan eitim ilerleyem ez. E itim in ilerlem esini,

grld. Fakat, so nu , bir l de, honut


olm ayanlarn seslerinin ykselm esi ve isyan oldu;

bizler, B at'd a insanlarn byk bir ounluunu ok u r

nk sm rgecilie kar ve ulusalc hareketlerin

yazar yaparak gvenceye alm bulunuyoruz am a bu

ban ekenlerin byk b ir ounluu Avrupa'da


eitli okullarda veya niversitelerde eitim alm yerli

O kur-yazarlk eitim in tem el ta dr. Okur-yazarlk

daha n ce belirtildii gibi B at tarihinde ancak son


dnem lerd e g erekleen bir durum dur ve daha n ceki

sekinlerdi. B u insanlar, Avrupa lkelerinin birinci-el

d nem d e nfusun ancak o k kk b ir ksm okum ayazm a becerilerine sahipti.

dem okratik kurum lan ile kendi lkelerindeki


d em okrasi eksikliini kyaslayabilecek durumdayd.

B a z lkelerde nfusun ancak o k az b ir ksm okum a

Sm rge lkenin insanlarna verilen eitim genellikle

veya yazma becerisin e sahiptir. B u durum , ksm en, bu

o blgeye deil, Avrupa'ya zg b ir eitim di. Ingiliz


sm rgesi altndaki lkelerde eitilen Afrikallar,

tr lkelerde evrensel b ir eitim -retim in olmayyla


aklanabilir. Bununla birlikte, eitim -retim donanm

ngiltere krallarn ve kralielerini reniyor,

halkn refah seviyesinin ykselm esiyle artacak olsa bile,

Shakespeare, M ilton ve ngiliz airleri okuyor am a

byk b ir ounluu yetikin olduundan, okur-yazar

kendi lkelerinin tarihine veya gem i kltrel


baarlarna ilikin h ib ir ey renm iyorlard.

olm ayanlarn oran daha uzun yllar dm eyecektir.


T a m tersine, okum a veya yazm a bilm eyenlerin says

Sm rgeletirm e dnem inin kapanm asndan sonra


yaplan eitim reform lar ortaya kan durum u bugn

aslnda artm aktadr.

bile tam olarak deitirm i deildir.


O kur-yazar olm ayn, zellikle dnyann en yoksul
lkelerinde, gl b ir toplum sal cinsiyet boyutu vardr.
O kum a-yazm a bilm eyenler arasnda kadn orannn

B ugn gelim ekte olan b ir o k lkede eitim dzeni,

yksek olm as, kuvvetli olarak, yoksullukla, ocuklarn

sm rge eitim inin kalntlarnn b ir sonucu olarak,

lm oranyla, d oum orannn yksekliiyle ve

ar sorunlar altndadr: yksekretim , ilk ve

ek on om ik gelim ilik dzeyinin dklyle

ortaretim le balantl olarak, orantsz bir biim de

ilikilendirilir. G elenek sel kltr ekon om ik basklarla

gelim ektedir. B u nu n b ir sonu cu olarak, kolej veya


niversitelerde eitim alm, yksek-nitelikli insanlar,

ksm en, nfusun ounluuna ynelik olm ayan

birletiinde, b ir o k kz ocuuna okul yolu kapanr:


krsal kesim de yaayan aileler geleneklerine daha bal,

beyaz yakal (kol em ei gerektirm eyen) ya da kendi

kadnlarn eitim i konusunda ise daha az


destekleyicidirler. D i er yandansa, kalabalk ailelerde

alanlarnda b ir i bulam am akta. Sanayilem e seviyesi

ocuklarn hepsini oku tm ak olduka pahalya mal

sektrnde bu lunabilm ekte, bu da herkese

olm aktadr; bu nedenle, genelde, erkek ocuklar


oku tm ak uruna kz ocuklarn eitim i gzd en

yetm em ektedir.

karlm aktadr.

d nem inden kalm a m fredat program larnn

B iro k lkede oku m a yazma seferberlikleri

eksikliklerini fark etm i, eitim program larnda yoksul

dzenlenm i olsa da, bu tr alm alar o k byk


boyutlu b ir sorunu zm ed e ancak kk bir katk

krsal kesim i gz nnde bulundurm aya alm tr.

olarak kalmaktadr. D o ru d an yetikinlere ynelik

iin ayrlan d eneklerin yetersizliinden dolay o k az

eitim program larndan yararlanabilm eleri ve ok u r

bir baar elde etm ilerdir. B u nu n b ir sonucu olarak,

yazar olm a aam asn geebilm eleri iin, ulalabilir

rnein H indistan gibi lkeler, kendi kendini eitm e


program lar balatm tr. O lutu rulan birlikler, yksek

dk olduundan, iyi-cretli iler genellikle kamu

S o n yllarda, gelim ekte olan baz lkeler sm rge

A ncak, genellikle, zorunlu yeniliklerin yaplabilm esi

olduu l de, televizyon, radyo ve dier elektronik


kitle iletiim aralarndan yararlanlabilir. Fakat, eitim

finansm an gerektiren yaplandrm alar yerine kendi z

p rogram lan genellikle, ticarilem i elence

kaynaklarndan yararlanarak bir eyler yapm a yoluna

program larna g re daha az ilgi grr.

gitmilerdir. O kum a-yazm a bilenlerin ve bir lde


m esleki becerileri olanlarn serbest zam anlarnda

S m rgeletirm e d nem i boyunca, sm rgelerde

dierlerini rak olarak alp eitm eleri tevik edilmitir.

kurulan hkm etler eitim e hep b ir para korkuyla


yaklamlardr. Y irm in ci yzyla kadar ou kim se yerli
halklarn eitim in deerini anlam ayacak kadar ilkel

Okur-yazarlk ve kalknm a arasndaki balantlar

olduklarna inanyordu. D ah a sonralar ise, eitim , yerli

11. B l m d e de tartlm aktadr, K resel

halkn ileri gelenlerini A vrupa'nn yaam biim in in ve


karlarnn savunucusu yapm ann b ir yolu olarak

E itsizlik , s. 4 4 5 -6

753

E itim

Norvr
w

ek Cum..

Avusturya \

Danimarka \ V
H o ,u s r r \ j

zlanda

B irle ik

Kanada

Krallk v
rlanda

Belika

U kM m burg

F ra n y
A tla n tik

Portekiz

Okyanusu

Bat Sahra

M e k s ik a

Moritanya

H av ai A d a la r

Sen egal
G u a te m a la
El S a lv a d o r

Venezuea

H o n d u ras'

Gambiya /
Blssau ' /

.G r a n a d a
T ir ln ld a d T o b a g o

Byk

K o s ta Rika

Okyanus

K o lo m b iy a

Panam a
Ekvador

Fr. G u y a n a

P eru

Gine / /
i
ou m f/ /
Sierra
a
/

Ubery /

Guyana

Nl*ry

ncfi

Sahil

B u rV Iru F a so
B r e z ily a

Okuryazarlk oranlan
T ogo / / Gabon/

B o liv y a

Yksek

B entn'/
P arag u ay

Ekvator
Guy anas

F alk lan d A d a Ja n

17.5. ekil Dnya genelinde okur-yazarlk oranlar (15 ya ve st)


Kaynak: UNDP (2003) (2001 verileri)

edilmesi gerektiini sylemez. ren


mek isteyen herkes, yalnzca ocukluk
ya da yetikinlik dnemlerinde deil,
yaamnn herhangi bir annda, var olan
kaynaklara ulama hakkna sahip olma
ldr. Bu tr bir sistem, bilginin, baz
uzmanlarn tekelinde olan deil, geni
apta yaygn ve paylalan bir ey

olmasn olanakl klmaldr. renmek


isteyen kiiler, belirli bir mfredat takip
etmek zorunda braklmamal, almak
istedikleri konularda kiisel seim
hakkna sahip olmaldrlar.

754

Kon

E itim

Estonya
Latvlya
/

7V>inya
ek Curn.
Avusturya
'B ela us
/
,,S lo vakya

Rnsyj

'

/r ^.Slovenya
f

^ M acaristan
^ H rv a tis ta n
^
J V lo ld o va
_
. .
-* _
Erm en istan
R o m a n y a
Kazakistan

. _
lulgarlstan

/
/
/

/
/

zb e kis tan .

ban

S u rty *

L ljiftr i

*rdk

/ \

M s y

K u \/e y(

/-

Bu

l f l Arabistan

filtre
lud.

B mj h *

:lstan

'' *

Suudi

Afganistan

B a h re y n

7^

-K rg zistan
Tacikistan

Tacikistan

Trkiye
Kbrs

M o o lis ta n

y * a fe w y ta j
'

Nepal

B a n g la d e ^

Ypmp
Tayland
Kam boya

Etyopya

Uganda

C ibuti

Sonu*

r Kenya
'R u a n d a '
S in g a p u r

Tanzanya
H int Okyanusu

M ad a gaska r

Jr
Y eri Zelanda

Btn bunlarn pratikte ne anlama


geldikleri btnyle ak deildir.
Bununla birlikte, Illich, okullarn yerine,
birka tr eitim erevesi nerir:
Resmi renim iin gerekli maddi
kaynaklar, isteyen her rencinin her an
ulaabilecei ekilde, ktphaneler,
kiralanm yerler, laboratuvarlar ve bilgi

755

bankalarnda depolanr. Farkl bireyle


rin sahip olduklar beceriler hakknda
bilgi salayan ve bu kiilerin bu
becerilerini bakalarna redp ret
meme ya da karlkl renim etkin
liklerinde bulunup bulunmama isteini
bildiren iletiim alar kurulur.
rencilere, eidm servislerini istedik

Eitim

leri zaman ve istedikleri ekilde


kullanmalarna olanak salayan belgeler
verilir.
Bu neriler btnyle topik
midir? Bir ok kii yle olduunu syl
yor. Bununla birlikte, olanakl grn
d gibi, eer gelecekte, cretli iler
azalacak ya da yeniden yaplandrlacak
olursa, bunlar da daha az gerek d
grnecektir. cret karl alma
toplumsal yaamda daha az merkezi bir
yer tuttuunda, insanlar daha farkl
ilerle megul olabilirler. Bu arka plana
karlk, Ulich'in grlerinden bazlar
olduka anlamldr. Eitim yalnzca zel
kurumlarn tekelinde olan ve sadece
erken yalarda alman bir ey olmayacak,
yararlanmak isteyen herkesin elde
edebilecei bir ey olacaktr.
Illich'n 1970'lerdeki grleri yeni
iletiim teknolojilerinin ortaya kyla
birlikte yeniden rabet grmtr.
Daha nce grm olduumuz gibi,
baz kiiler bilgisayar ve internetin
eitim alannda devrim yapabileceine
ve eitsizlikleri azaltabileceine inan
maktadr.

B ern stein : dil kodlar


Illich gibi, Basil Bernstein (19242 0 0 0 ) da e itim in top lu m d aki
eitsizlikleri yeniden retme biimiyle
ilgilenen sosyologlardan birisidir. at
ma kuramn (s. 50-52 arasnda anlatl
mtr) dikkate alan Bernstein (1975)
dilsel beceriler zerine yapt bir
incelemeyle, eitimdeki eitsizlikleri ele
alr. 1970'lerde Basil Bernstein, farkl
alt-yaplardan gelen ocu k larn ,
yaamlarnn henz ilk yllarnda, daha
sonraki okul yaamlarn etkileyecek,
farkl kodlar veya konuma biimleri
gelitirdiklerini ileri srmtr (Bern

stein 1975). Bernstein, genelde d


nld gibi, kullanlan szcklerdeki
farkllklarla ya da szel becerilerle ilgi
lenmemitir; zellikle daha yoksul ve
daha zengin ocuklar karlatrarak,
dili kullan biim leri arasndaki
sistematik farkllklarla ilgilenmitir.
Bernstein, ii-smf kkenli o
cuklarn konumalarnn bir basit kod yani, dilin, konumacnn dinleyiciler
den anlamalarn bekledii ama dinle
yicilerin daha nce hi duymadklar
ifadeler ierecek ekilde kullanlma
biimi- sergilediklerini ileri srmekte
dir. Basit kod, bireyin iinde doduu
kltrel ortamla balantl bir konuma
biimidir. Ii-snfndan bir ok insan,
deerlerin ve normlarn sorgulanmakszn yle diye kabul edildii ve dilsel
olarak ifade edilmedii, gl bir aile ve
komuluk kltrnde yaarlar. Annebabalar ocuklarnn davranlarn
dzelterek, sosyallemelerini salamak
iin ya dllendirme ya da azarlama
yoluna bavurma eilimindedirler. Basit
bir kod iindeki dil, pratik yaam sz
konusu olduunda iletiim kurmak iin,
soyut kavramlarla tarmaktan, sre
lerden gemekten ya da ba kurmaya
almaktan daha uygun bir yoldur. Bu
nedenle, basit kod konumas, alt
snftan ailelerde bym ocuklarn
ve bu ocuklarn zamanlarnn ounu
birlikte geirdikleri akran gruplarnn
ayrt edici zelliidir. Konuma, ile
rinden hibirisi sergiledikleri davran
kalbnn nedenini kolaylkla aklayamasa da, grubun normlarna yneltilir.
Buna karlk, orta-snftan ocuk
larn dil geliimleri, Bernstein'a gre, bir
karmak kod -yani, szcklerin anlam
larnn tek tek durumlarn isterlerini
karlamak iin teke indirilebildikleri bir

756

E iti m
MfefltflSflM.NHremaaiJUJHOunu

Davranlar iin neden gsterilip aklamalar sunulan ocuklar, okulda akademik baarnn anahtar olan
karmak dil kodlar kullanmada ustalaabilecek gibi grnmekteler.

konuma biimi- edinimini iermek


tedir. Orta-snftan gelen ocuklarn dilkullanmm renme yollar, tek tek
balamlara daha az bamldr; ocuk,
kolaylkla genelleme yapabilme ve soyut
kavramlar dile getirebilme yeteneindedir. Bu nedenle, orta-snftan anneler,
ocuklarn denetlerken, ou kez,
ocuun davranna gsterdikleri
tepkinin altnda yatan neden ya da ilkeyi
aklama yoluna giderler. i-snfndan bir anne, daha fazla tatl yemek
isteyen ocuuna, yalnzca sana daha
fazla tatl yok diyerek karlk verirken,
orta-snftan bir anne, byk bir
olaslkla, ok fazla tatl yemenin insa
nn sal ve dileri iin iyi olmadn
aklamaya alr.
Bernstein, karmak kodlarla ko
numa becerisini kazanm olan ocuk

757

larn, resmi akademik eitimin isterle


rini karlamaya basit kodlarla snrlan
m ocuklara gre daha yatkn
olduklarn ileri srer. Fakat, bu, iisnfndan gelen ocuklarn ikinci
dereceden bir konuma biimine sahip
olduklar ya da onlarn dil kodlarnn
yoksul kodlar olduu anlamna gel
mez. Bunun tesinde, bu ocuklarn
kullandklar konuma biiminin okul
larda var olan akademik kltrle at
makta olduu anlamna gelir. Karmak
kodlarda ustalam ocuklar, okul
ortamna daha kolay uyum salarlar.
Geerlilii bugn de tartlyor
olmakla birlikte, Bernstein'n kuramn
destekleyen kantlar vardr. i-snf ve
orta-snftan ocuklarn dili zerinde
alm olan Joan Tough (1976), siste
matik farkllklar bulmutur. Tough'nn

Egltlm

bulgular, Bernstein'n, ii-snfndan


ocuklar, sorduklar sorulara genelde
daha az yant alrlar ya da kendilerine
bakalarnn akl yrtmeleri hakknda
daha az aklama yaplr, tezini destek
lemektedir. Daha sonralar Barbara
Tizard ve Mardn Hughes (1984) tara
fndan yaplan aratrmalarda da ayn
sonular elde edilmitir.
Bersnstein'n grleri, belirli
sosyo-ekonomik alt-yaplardan gelen
ocuklarn okullarda neden daha az
baarl olduklarn anlamamza yar
dm etmektedir. Bir ocuun eitim
ansn azaltan aadaki durumlar basit
konuma koduyla ilikilendirilmektedir:
1. ocuk evde sorduu sorulara
byk bir olaslkla kstl yantlar
almaktadr ve bu nedenle de, hayat
hakknda, karmak kodda ustalam ocua gre, hem daha az
bilgilenmekte hem de daha az
merakl olmaktadr.
2. ocuk, okul disiplininin genel
kurallarna uymada olduu kadar,
retimde kullanlan, soyut ve
duygu iermeyen dile karlk
vermekte zorlanacaktr.
3. retmenin, dili, ocuun hi de
alk olmad bir biimde kulla
narak anlatt eylerin byk bir
ounluu, ocua, anlalmaz
eyler gibi gelebilir. ocuk, bu
sorunla ba etmek iin, retmenin
anlatt eyleri kendisinin bildii
dile evirmeye kalkabilmekte ama
bu durumda da, retm enin
vermeye alt asl ilkeyi yakala
mada baarsz olabilmektedir.
4. ocuk ezbere ya da talime

dayanan renmede ok zorlanma


yacak ama genelleme ve soyudama
ieren kavramsal ayrmlar yakala
mada byk sorunlar yaayacaktr.

Pierre Bourdieu: e itim v e


kltrel y en id en - retim
Bu kuramsal yaklamlarn baz
temalarn birbirine balamann belki
de en aydnlatc yolu kltrel yeniden
retim kavramndan gemektedir
(Bourdieu ve Passeron 1977, Bourdieu
1986, 1988). Kltrel yeniden retim,
okullarn, teki toplumsal kuramlarla
birlikte, toplumsal ve ekonomik eitsiz
likleri kuaktan kuaa aktararak sr
drmeye yardm etme yollarna karlk
gelm ektedir. Kavram , dikkatleri,
okullarn, Illich'in (bkz. yukarda) gizli
mfredat adn verdii ey sayesinde,
deerlerin, tutumlarn ve alkanlklarn
renilmesini etkileme aralarna evir
mektedir. Okul, daha nce edinilmi
kltrel deerlerdeki ve bak alarn
daki deiimleri pekitirir; bunlar, okulu
bitiren ocuklarn karlarna kacak
frsatlar bakmndan, bazlar iin destek
bazlar iin kstek olurlar.
B o u rd ieu 'n u n sn f ve to p lu m sal
serm aye gr 9. B lm de ayrntl
olarak tartlm aktadr, Tabakalam a
ve Snf , s. 367-8

Bernstein'n betimledii dil kulla


nm biimleri, hi phesiz, ilgi ve
beenilerdeki deiimlerin temelini
oluturan bu tr geni kapsaml kltrel
deiikliklerle balantldr. Alt snftan
gelen ocuklar ve ou kez de aznlk
ocuklar, okulda egemen olanla atan
konuma ve eyleme biimleri gelitirir
ler. Okul, rencilere disiplin kurallarn
ve akademik renmeye sevk edici
retmen yetkesini zorla benimsetir.

758

E itim

i-snfndan gelen ocuklar, okula


baladklarnda, st snflardan gelen
ocuklara gre, daha fazla kltrel
atma yaarlar. Aslnda, ilk gruba ait
ocuklar yabanc bir kltrel ortamn
iine dmlk duygusu yaarlar. Bu
ocuklarn, yalnzca, yksek bir
akademik baar dzeyi yakalama
konusunda daha az gdlenme olasl
yoktur, ayn zamanda, Bernstein'n
tespit ettii gibi, edinmi olduklar
konum a ve eylem e b iim i de
retmenlerinkiyle, iletiim kurmak
iin -her iki taraf da elinden geleni
yapsa bile, uyumaz.
ocuklar okulda uzun saatler
geirirler. Illich'n vurgulad gibi,
derslerde kendilerine resmi olarak
retilenden daha fazlasn bu ortamda
renirler. ocuklar, kendilerinden
dakik olmalarnn ve yetkelerin kendi
leri iin belirledii ilere kendile-rini
istekle ve zenle vermelerinin bek
lendiini renerek alma hayatnn
nasl bir ey olacana ilikin bir n
deneyim kazanrlar (Webb ve Westergaard 1991).

alm ak iin okum ak: Paul


W illisin kltrel y en id en retim in celem esi
Paul Willis'n Birmingham'da bir
okulda yap alan almas raporun
da, kltrel yeniden retime ilikin
ayrntl bir tartma yer alr (1977).
alma otuz yl ncesine ait olsa da,
klasik bir sosyolojik aratrma olma
zelliini korumaktadr.
Willis'n sorgulad konu, kltrel
yeniden retimin nasl olutuuydu ya
da kendi deyiiyle, ii snfndan
ocuklarn nasl olup da ii snfna

759

zg iler edindii idi. ou zaman,


eitim-retim sreci boyunca, alt
snftan ya da aznlklardan gelme
ocuklarn, gelecek i yaamlarnda
yksek kazanl ya da yksek statl bir
i edinmeyi ummak iin yeteri kadar
zeki olmadklarn kolaylkla kabullen
me noktasna geldikleri dnlr.
Baka bir deyile, akademik baarszlk
deneyimi kendilerine entelektel
snrllklarn kabul etmeyi retir;
ikinci derece olduklarn kabul ede
rek, fazla bir olanak sunmayan mes
leklere ynelirler.
Willis'n iaret ettii gibi, bu yorum,
aslnda insanlarn yaantlarnda ve
deneyimlerinde ortaya kan gereklikle
hi de uyumamaktadr. Yoksul blge
lerden gelenlerin sokak bilgeliinin,
akademik baaryla ilgisi ok az olabilir
ya da hi olmayabilir ama bu bilgelik,
okulda retilen entelektel becerilerin
her biri kadar ince zekaya dayal,
becerikli ve karmak olan bir dizi
yetenek barndrr. Okulu bitiren ok az
ocuk, belki de hibir ocuk, ben
aptaln birisiyim, dolaysyla da btn
gn bir fabrikada kutu diziyor olmam,
tamamen adil ve dorudur diye
dnr. Daha az ayrcala sahip alt
yapdan gelen ocuklar, kendilerini
yaamlar boyunca baarsz olacak
kiiler olarak grmeksizin, adi ilerde
almay kabul ediyorlarsa, burada
baka etkenler aramak gerekir.
Willis, almalarn, okulda belirli
bir grup erkek ocuk zerinde youn
latrm ve onlarla uzun zaman
geirmitir. Kendilerine delikanllar
diyen bu etenin yeleri beyaz ocuk
lard ve ayrca, okulda Bat Hint ve Asya
kkenli bir ok ocuk da vard. Willis,
bu delikanllarn okulun otorite sistemi

Eitim

hakknda son derece isabetli ve her


eyin farknda olan bir anlaya sahip
olduklarn ama bunu sistemle uyumak
iin deil, onunla atm ak iin
kullandklarn fark etti. Bu ocuklar
okulu yabanc ama kendi amalar iin
kullanabilecekleri, bir ortam olarak
gryorlard. retmenlerle ou kez
kk tartmalar eklinde girdiklerisrekli atma halinden ise zevk
alyorlard. retmenlerinin kiisel
olarak abuk incinebilir noktalarn
olduu kadar, yetke iddialarnn zayf
noktalarn grmede de ustaydlar.
rnein, snfta, ocuklardan,
yerlerinde oturmalar, sessiz olmalar ve
ileriyle ilgilenmeleri beklenir. Oysa,
delikanllar, retmenin baklar bir an
ilerinden birisi zerinde odakland
nda onu kurtarmak amacyla hemen
hareketlenmekteydiler; birbirlerine
gizlice bir eyler fsldamaya ya da ba
kaldrmak zere olduklar grnts

verecek ama ayn zamanda sktrldklarnda aklamasn yapabilecekleri


ekilde, aka konumaya balamak
taydlar.
Delikanllar, i hayatnn byk
lde okul gibi olacann farknday
dlar ama yine de hayata atlmay drt
gzle beklemekteydiler. ortamndan
honut olma gibi bir beklentileri
olm am asna karlk, maa alma
dncesi onlar sabrszlandrmaktayd. Yaptklar -lastik tamiri, hal
deme, muslukuluk, badanaclk ve
dekorasyon gibi- ilerden dolay aalk
duygusuna kaplmaktan uzak bir
ekilde, tpk okula kar olduu gibi ie
kar da reddedici bir stnlk tavr
sergilemekteydiler. ten gelen yetikin
yerine konulmaktan holanmakta, ama
kariyer yapmak ile ilgilenmemektey
diler. Willis'in iaret ettii gibi, mavi
yakal (kol gc gerektiren i) ortam
larda alma, ou kez, delikanllarn

a lm a m a k iin o k u m a k : m a o d e lik a n lla r"


W il s'in , B irm in g h a m 'd a d elik an llar zerine

M a c an G h a ill, P a rn ell O k u lu 'n d a k i g e n le r

yapt a ra trm ad an y irm i yldan fazla b ir sre

iin y etikin lie g e iin , W illis'in y irm i b e yl n c e

so n ra , b a k a b ir so sy o lo g , M a irtin M a c an G h a ill,

g zlem led i i d elikanllara g r e , o k d aha fazla

W e st M id Jan d s'd a P a rn ell O k u lu 'n d a ii-sn fn d a n

p a ralan m old u u n u o rtay a k ard . A rtk ,

g e n le rin y aam larn in ce le m itir (1 9 9 4 ). M a c an

o k u ld an i hayatn a u z a n a n esk isi kadar belirg in b ir

G h a ill, z ellik le, erk ek re n cile rin , o k u ld a, y etik in

yol yoktur. O k u ld ak i g e n le rin o u n lu u , ok u l

erk ek lie g eilerin in b ir p aras o larak , k en d ilerin e

so n ras yllar, ( zellik le aileye) b a m llk yllar,

z g erk ek lik fo rm la rm nasl gelitird ik leriy le

y ararsz d ev let e itim p ro je le ri ve el iilii

ilgilenm itir. O n u n ak lam alar, b u b l m n

y ap acak g e n le rin h o la rn a g itm ey en , g v en cesi

b a n d a an latlan D ia n e R eay'in Sh au n 'n ilk o k u ld an

olm ay an b ir i piyasas o larak g rm ek ted irler.

o rta o k u la g e iin e ilikin ak lam alar zerin d e etkili

A ld k lar e itim in g e le ce k te k i yaam laryla nasl

o lm u tu r. M a c an G h a ill, ii-sn fn d a n g e n le rin ,

b a lan tl old uu k o n u su n d a re n cile rin b ir

1 9 9 0 'la rn b a la rn d a, y etik in y aam na k en d i

o u n u n k afas karktr. B u k ark lk , e itim -

g e ile rin i n asl g rd k lerin i v e g e le ce k te n

re tim e kar g sterd ik leri o ld u k a farkl

b e k le n tile rin in n e le r old u u n u anlam aya alm tr.

tep k ilerd e k en d isin i a a v u rm a k ta d r -ayn yataki

W illis'in d elik an llarn n ak sin e, P arn ell O k u lu 'n d ak i

erk ek ren cilerin b azlar, k en d ilerin e, ak ad em ik

g e n le r, a n isizli in , b lg e d e k i im alat se k t r n n

kariyer y ap m ann y u k an d o ru g id en ve srekli

k n n v e h k m etin g e n le r i in ayrlan

d e ien yol h aritasn k arm ay a alrk en , bazlar

fo n la rd a k esin tiy e g itm e sin in g lg esin d e

da e itim - retim e k ar b t n y le d m an b ir

b ym ekteyd iler.

tavr tak nm ak tad r.

760

Eitim

M a c a n G h a ill, o k u ld a, tip ik ii-sm fn d a n g elm e ,

a tm a n n asl so ru m lu su old u k larn a inan yorlard.

ayn y atan d rt m a o d elik anllar g ru b u

re tm e n le rin o k u l iin d e k i o to rite le rin i

b e lirlem iti. B u m a o delikanllar, zam an la, g en lik

onaylam ay red d ed iy or ve cezalan d rlm alar,

d n e m le rin e adm a ttk a yek v cu t b ir g ru p h alin e

d isip lin e verilm eleri ya da k k d r lm eleri iin

g elm ile rd ir; g ru p yeleri, aldklar d ersler

srekli k en d ilerin e tu zak kuru ld u u na

b a k m n d a n , te m eld e iki ayr ak ad em ik k m e ye

inan yorlard.

ayrlm t. F a k a t, ak ad em ik e itim e bak lar ak as


d m an cay d -o k u lu n , tu tsak ald re n cile re

W illis'in d elik an llar n a b e n z e r olarak , m a o


d elikanllar da ak ad em ik alm ay ve baary,

a lm a n n g erek tird i i an lam sz b e ce rile ri zorla

baya v e k ad ns sayyorlard. O k u ld a d erslerin d e

y k lem eye alan o to r ite r sistem in b ir p aras


old u u y olu n d a o rta k b ir g r e sahiplerdi. W illis'in
d elik an llar

st n o la n re n cile re y.rak k afallar diyorlard.


O k u lla ilgili ile r erk ek lere uygun olm ad
d n cesiy le

o k u l o rta m n

d erhal

kend i k arlarn a

red ded iliyordu .

k u llan m an n

M ao

yollarn

delikanllard an

b u lm u lard ,

birisi o lan L e o n

oysa m a o

g r lerin i yle

d elikanllar

belirtiy ord u :

ok u ld a

Sizin bu rad a

k en d ilerin e

yaptnz i kz

b iile n ro le

iidir. G e r e k b ir

m ey d an

i deildir. T a m

oku m aktaydlar.

o cu k lara

O kul

g red ir. O n la r

y n e tim in in

[ retm enler] ne

g z n d e ise, m a o delikanllar, P arn ell O k u lu 'n d ak i

h issetti in izi k a d a d k t rm e y e alrlar.

e n teh lik eli o k u l-k art g ru p idi. B u n e d en le,

K a h ro la s ileri b u d eildir (M ac an G h a ill 1 9 9 4 :

re tm e n le r, d i er re n cile re o ran la, bu

5 9 ).

g ru p ta k ilere k ar d aha o to rite r olm alar k o n u su n d a


cesa retlen d irilm e k tey d i. M a o d elik anllarn, ii-

M a c an G h a ill'in alm as, ayn yataki d i er erk ek


g e n le re g re , m a o d elik an llar n d aha fazla

sm fn d a n g elm e erk ek ler old u k larn g s te r e n

belirli b ir erk ek lik k riz in e tutuld u klarn

sim g ese l iaretleri - rn e in belirli giysiler, sa

g ste rm e k te d ir. B u n u n n e d en i, b u g en lerin ,

b iim le ri v e k p eleri- o k u l y n e tim in ce

g e im in i ar iilik te n salayan ev red e g r le n ve

y asak lan m t. re tm e n le r, b u ren cileri, srekli,

o k ta n m o d as g e m i o la n b ir ii-sn f erkekliin i

k o rid o rla rd a izle y erek g z h ap sin d e tu tu y or ya da

-ar iilik yaparak g ven li b ir g e le ce k h azrlam a

frsa t d t k e, k end ileriyle k o n u u rk en y zlerin e

nn artk olan ak sz old u u b ir d n e m d e - etk in b ir

b a k m a la r veya k o rid o rd a d zg n y r m eleri g ibi

b iim d e g e litirm e k te olm alaryd. M a c an G h ia ll'a

k on u lard a uyaryorlard.

g r e , m a o delikanllar, b ir zam an lar b a b a la rn n ve

O rta o k u lla r, m a o d elik an llar iin , m cad eleyi

am calarn n yaad, h e rk esin b ir ie sahip

ren d ik leri ra k lk m ekanlaryd . O k u l, 3 R iin

o ld u u to p lu m hayalini s rd rm ek ted irler. B u

(re a d in g -w ritin g -a rith m e tic= o k u m a-y azm a-

kiilerde a n -e rk e k si ve dolaysyla savunm aya

m a tem a tik ) deil, 3 F iin (fg h tin g -fu ck in g -

y n elik b a z d avranlara rastlan sa da, tem ellerin d e,

fo o tb a ll= k a v g a -k f r-fu tb o l) vard. A rk ad an

kat b ir ek ild e, esk i k u aklard an m iras aln m b ir

g z e tm e v e d ayan m a iin d e o lm a m a o

ii-sn f dnya g r yatm aktadr.

d e lik a n lla n n so sy al dnyasnd aki an ah tar d eerlerdi.


O k u l, tpk so k a k la r g ib i, b ir m cad ele alan halin e

E rk e k lik b ilin cin in b iim le n ii 12. B l m d e


tartlm ak tad r, C in sellik ve T o p lu m sa l

g e lm iti. M a o delikanllar, re tm e n le ri, a k tan

C in siy et , s. 5 0 9 - 1 4

a a, p o lisle ayn k efey e k oyu yor v e oku ld aki

761

E itim

okul-kart kltrlerinde yarattklarna


olduka benzeyen -akaclk, hazr
cevaplk ve gerektiinde otoritenin bir
ey talep etmesini engelleme becerisi
gibi- kltrel zellikler ierir. Ancak
daha sonralar, olduka ypratc ve
karln alamadklar ilerde almaya
mahkum edilmi olduklarn anlayabi
lirler. Evlenip bir aileye sahip olduk
larnda, belki, geriye dnp aldklar
eitime yeniden bakar ve umutsuzcafrsatlarn elden kam olduunu
grrler. Bununla birlikte, bu dnce
lerini kendi ocuklarna aktarmaya
alsalar bile, byk bir olaslkla ancak
kendi anne-babalar kadar baarl
olacaklardr.

Eitim e p o stm od ern


yaklam lar
1990'lardan itibaren birok sosyo
log toplumsal atma kuramlarndan
postmodemizme gei yapmaya bala
d. (Postmodernizmin arka planndaki
temel dncelerin bazlar 4. Blmde
ele alnmtr, s.152-4) Postmoderniz
min eitim asndan ne anlama
geldiine ilikin nemli aklamalardan
birisini Britanyal sosyologlardan Robin
Usher ve Richard Edwards'm alma
snda buluruz. Usher ve Edwards'a
gre, ilevselci ya da toplumsal atma
c eitim kuramlar modernisttir.
Onlar, eitimin, modernlik ncesine ait
hurafelerin yerini alan ussal inanlar
yaydn dile getiren bir meta-anlaty
benimserler. Bu eitim grnde bir
ilerleme anlay gizlidir. Eitim ,
toplumsal ilerlemeyi ve yenilikleri
olanakl klan, bireylerin zgrce ve
ussal bir biimde dnmelerini salar.
Postmodernistler olarak, Usher ve
Edward bu meta-anlaty reddederler.

Onlar, bilimin ve akln insana ilikin


btn sorulara yant verebilecei ya da
tek bir hakikat olduu trnden
iddialara kukuyla yaklarlar. Bir tek
deil de birden ok mfredatn takip
edilmemesi iin ya da baz derslerin
dierlerine gre daha nemli saylmas
iin hibir neden gremezler.
Usher ve Edward'n modern eitim
eletirisi bizleri u tr bir soruya
gtrr, postmodern eitim sistemi
nasl bir ey olacaktr? Her ne kadar
birka olaslk zerinde dursalar da en
ok yaknlk duyduklar, postmodern
dnrlerin grlerinde merkezi bir
yer kaplayan kltrel oulculuu ve
farkll benimseyen bir sistemin
gelitirilmesidir. Bu sistem, rnein
yaam boyu renim ya da kltrel
farkn kefedilmesi gibi konularda,
bireyleri kendi eitim programlarn
biimlendirmede zgr brakacaktr
(U sher ve Edward 1994).
imdi eitimde (toplumsal cinsiyet,
etniklik ve snf dahil) eitsizlik konu
sunu tartmaya devam edip, buradan
eitimde baarya ilikin daha farkl
kuramlar incelemeye geebiliriz.

Eitsizlik ve eitim
Resmi mfredat, kzlar ve erkekler
arasnda artk, baz oyunlara katlm
dnda, sistematik herhangi bir ayrm
yapmamaktadr. Bununla birlikte,
eitimde toplumsal cinsiyet farkllk
larn artrabilecek bir ok ak kap
vardr. retmen beklentileri, okuldaki
riteller ve yukarda Illich'in vurgulad
gizli mfredatn baka ynleri bunlar
dan bazlardr. Kurallarn gittike
yumuamasna ramen, okulda kzlar

762

E it im

Erkekler

Y zde

Kadnlar

Fizik
Bilgisayar
ktisat
Beden Eitimi
Matematik
letme
Tarih
Biyoloji
Resim ve Tasarm
Modern Diller
ngiliz Edebiyatb
Sosyal Bilimlerb
Din Bilgisi
Ev Ekonomisi
Toplam Kayt
0

20

40

60

80

100

1 7 .6 . ekil G C E y e g re Britanya'da8 ykretim e A kurundan (ya da eit bir


kurdan) kayt yaptran genlerin oran: 2001/2 branlar e sa s alnm tr (%)
Genler y kse kre tim e ngiltere ve Kuzey rlanda'da 1 6 -1 8 y a arasnda, Galler'de
ise 1 7 ya n d a balar. sk o y a 'd a ise bir yl erken balar.
V aln zca ngiltere ve Galler'de.
Kaynak: Social Trencls 34 (2004), s.44

elbise veya etek giymeye zorlayan


dzenlemeler, insanlar toplumsal
cinsiyederine gre ayrmann en belir
gin yollarndan birisini oluturmak
tadr. Bu tr uygulamalarn sonular
sadece grnle snrl kalmamaktadr.
Bir kz, giydii giysilerin bir sonucu
olarak, dikkatsiz bir ekilde oturma,
kaba ya da dme-kalkma ieren
oyunlara katlma ya da bazen koabil
dii kadar hzlca koma gibi zgrlk
lerden yoksun kalmaktadr.
Durum artk deiiyor olsa da, okul
kitaplar da bu toplumsal cinsiyet
imgelerinin srdrlmesine yardmc
olmaktadr. Son zamanlara kadar
ilkokul yk kitaplarnda, ou kez,
erkekler inisiyatif ve bamszln
ortaya koyan, kzlar ise daha edilgen ve

763

erkek kardelerini bekleyen tipler


olarak resmedilir. zellikle kzlar iin
yazlm olan ykler sklkla bir macera
esi barndrrlar ama bu hemen
hemen her zaman ev ya da okul orta
mnda geen bir entrika veya gizemli
olay biimi alr. Erkek ocuklarn
macera ykleri ise uzak yerlere seyahat
eden ya da daha baka alardan olduk
a bamsz olan kahramanlaryla daha
geni bir yelpazeye sahiptir. Ortaokul
dzeyinde, bir ok fen ve matematik
kitabnda diiler, bu tr konularn
erkeklere zg konular olduu
dncesini glendirecek ekilde,
grnmez olmaktadrlar.
Eitim alanndaki toplum sal
cinsiyete dayal farkllk okullardaki ders
seimlerine baktmzda da olduka

E itim

Gnmzde kzlar eitimin her seviyesinde ve bir ok konuda erkeklerden daha baarl olmaktadr.

aktr. Baz konularn erkeklere ya da


kzlara daha uygun olduu yaygn bir
grtr. Sosyolog Becky Francis,
kzlarn erkeklere gre akademik adan
daha az itibarl dersler almaya tevik
edildiklerini ileri srmektedir (2000).
Takip ettikleri dersler bakmndan
kzlarla erkekler arasnda olduka
belirgin bir fark sz konusudur. 20012002'de Birleik Krallk'ta fizik ve
bilgisayar blmlerine A kurundan (ya
da eit bir kurdan) balayan 16-18 ya
aras genlerin % 75'i ve matemade
balayanlarn % 60' erkektir. Buna
karlk, sosyal bilimlere ve Ingiliz
edebiyatna kayt yaptranlarn % 70'i ve
ev ekonomisine kayt yaptranlarn %
95'i kz rencidir. Farkllklar 17.6.
ekilde gsterilmektedir.

O kullarda toplu m sal cin siy et v e


baar
Ortalama dzeyde kzlarn, okulda,
ortaokulun yarsna kadar, yllarca,
erkeklerden daha baarl sonular
ald, daha sonraki yllarda ise ani bir
de geip erkeklerin gerisinde
kaldklar gzlemlenmitir: Erkeklerin,
16 ve 18 ya snavlarnda ve niversite
de daha baarl olduklar grlmtr.
1980'lerin sonlarna kadar, kzlarn,
niversiteye giri iin zorunlu olan
A-seviyeyi kazanmalar erkeklere gre
daha dk bir olaslkt ve dolaysyla
da yksekretime devam eden kzlarn
says erkeklere gre daha azd. Bu tr
eitsizlikleri dikkate alan feminist ara
trmaclar, toplumsal cinsiyetin re
nim srecini nasl etkilediine ilikin
baz nemli almalar yapmlardr. Bu

764

Eitim

17.2. Tablo Beklenilen standartlara ulaan ya da aan renciler: tem el aamalara,


cinsiyete ve ngiltere'ye gre, 2 0 0 4 (%)
re tm e n D eerlen d irm esi

___________Snavlar

Erkekler

Kzlar

Erkekler

Kzlar

81

89

81

89

78

88

76

87

M atem atik

88

91

89

92

Fen Bilimleri

88

91
83

1. T em el A am a
ngilizce
O kum a
Y azm a

2 . T em el A am a
ngilizce

69

80

72

M atem atik

75

76

74

74

Fen Bilimleri

82

84

86

86
77

3 . T em el A am a
ngilizce

62

77

64

M atem atik

72

76

72

74

65

67

Fen Bilimleri

69

72

Kaynak: Soda! Trends 35 (2005), s.38

GCE snavndan iki veya daha fazla


dersten A (ya da denk) not alp
baarl olan genler

Yzde

GCSE snavndan be veya daha fazla dersten


A-C aras (ya da denk) bir not alp baar olan
renciler

1 7 .7 . ekil Birleik Krallkta eitim deki baar bakmndan kadn-erkek fark, 1 9 9 2 / 3 - 2 0 0 2 / 3


K a y n a k : ONS (2004c), s .5

765

E itim

Ortaokul ve st: Erkek

Ortaokul ve st: Kadn

*-

Kolej ve st: Erkek

Kolej ve st: Kadn

niversite mezunu ve
st: Erkek
niversite mezunu ve
st: Kadn

1 7 .8 . ekil A BD d e 2 5 - 2 9 y a aras insanlarn to p lu m sal c in siy e te g r e tam am ladk lar


e itim d zey i y z d e le ri, 1 9 7 1 - 2 0 0 3 aras
K aynak: C h lld Trends (w ww .childtrendsdatabank.org/pdf76

almalar sonucunda, okul mfredat


programnn bir ok konuda erkek
egemen olduunu ve retmenlerin
snfta, kz rencilere gre, erkeklere
daha fazla zen gsterd iklerini
saptamlardr.
Fakat, son yllarda, okullardaki
toplumsal cinsiyet ayrm tartmalar,
dramatik bir ekilde tersine evrilmi
durumdadr. imdilerde, hem eitim
ciler hem siyasetiler arasnda geen
konumalarn ana konusunu baarsz
erkek renciler oluturmaktadr.
1990'larn balarndan itibaren, kzlar,
srekli olarak, baar dzeyi asndan,
her alanda ve Britanya eitim sisteminin
her seviyesinde erkekleri gemeye
balamlardr (bkz. 17.2. Tablo ve 17.7.
ekil). Amerika'dan da benzeri bulgular
gelmektedir. Gen kzlar, bir st
retime devam etmeye, niversite

DF.pdf)

eitimi almaya ve yksek lisans


yapmaya erkeklere gre daha yatkn
olmaktadr (bkz. 17.8. ekil).
G en erkeklerin baarszlk
sorunu byk bir kaygyla tespit edilmi
bulunmaktadr, nk bu durum, su
ileme, isizlik, uyuturucu kullanma ve
paralanm aile gibi bir sr byk
toplumsal sorunla balantl grlmek
tedir. Bu tr sorunlar, Mirt'n Mac an
Ghaill'in kefettii ve daha nce
deinilen sorunlarla balantl bir
biimde erkeklik bunalm olarak
betimlenen (12. Blmde tartlmakta
dr, s. 509-14) durumla ilikilendirilmektedir. Okuldan erken yata ayrlan
ya da az eitimli erkek ocuklarn iyi bir
i bulma ve salam bir yuva kurma
olaslklar daha azdr. Britanya'nn
ekonomik profili deimeye devam
ettike, az eitim alm genlerin

766

Eitim

yetenek gerektirmeyen ar iler bulma


olaslklar da azalmaktadr. malat
sanayinde ya da eitli zanaatlarda i
bulma olana salayan raklk kurumu
gn getike yok olmaktadr. Bu arada,
son zamanlarda hzla bymekte olan
hizmet sektrndeki ii talebinin
byk bir oran -yaklak % 70'ikadnlar tarafndan doldurulmaktadr.

Toplum sal cinsiyetler arasn daki


farkn aklanm as
Kadn-erkek performansnda son
on ylda meydana gelen gelimelerin
nedeni eitli ekillerde aklanmaya
allm tr. Kzlarn okullardaki
baarlarn aklamada dikkate alnmas
gereken etkenlerden birisi, kadn
hareketlerinin kzlarn zsayglar ve
beklentileri zerindeki etkileridir.
Gnmzde okula giden kzlarn bir
ou alan-kadn rneklerini grerek
bymektedir -kendi ilerinde de, bir
ok kz rencinin annesi ev dnda
almaktadr. Bu olumlu rol model
lerinin etkisinde kalma, kzlarn, alma
hayatnn ve bunun getirecei olanak
larn farkna varmalarn artrmakta,
geleneksel ev kadn kalbna kar k-,
malarna neden olmaktadr. Feminiz
min dourduu baka bir sonu,
retmenlerin ve eitimcilerin eitim
sistemi ierisindeki toplumsal cinsiyete
dayal ayrmlarn daha fazla farkna
varm olmalardr. Son yllarda, bir ok
okul, snflarda kadn-erkek ablon
larndan kanma, kzlar geleneksel
erkek konularn kefetmeye ynelt
me ve toplumsal cinsiyet konusundaki
nyarglardan uzak olan eitim mater
yallerini n plana karma ynnde
admlar atmtr.

767

Okullardaki toplumsal cinsiyetler


aras fark aklamaya ynelik kuramlar
dan bazlar, kzlarla erkekler arasndaki
renme fark zerinde younlamak
tadr. Kzlarn, ou kez, erkeklere gre
daha iyi organize ve daha iyi motive
olduklar kabul edilir; ayrca, daha erken
olgunlatklar da grlm ektedir.
Bunun gstergelerinden birisi, kzlarn
birbirleriyle konuarak ve dilsel bece
rileri kullanarak iletiim kurma eili
minde olmalardr. Buna karlk, gen
erkekler -spor, bilgisayar oyunlar ve
okulun oyun sahasnda idman yaparakdaha aktif bir tarzda sosyal-lemekte ve
snfta daha fazla karklk yaratma
eiliminde olmaktadrlar. Bu genel
davran kalplar snflarda, erkekler
den beklentileri kzlara gre daha az
olabilen ve erkek rencilerle daha
fazla ilgilenerek yaramazlklarna gz
yumabilen retmenler tarafndan
yeniden onaylanr grnmektedir.
Baka bir dnce izgisi -eitim ve
renim kart bir ok erkekte grlen
bak alar ve tavrlar btn olarakdelikanlclk zerinde durmaktadr
(daha nce 759-61. sayfalarda ele
alnan, Paul Willis ve Mirtin Mac an
Ghaill tarafndan yaplan almalar, bu
kuramlar destekler niteliktedir). Bir
ok kii, gen erkekler arasnda grlen
ar okul dnda kalma ve okuldan
kama orannn renimin iyi bir ey
olm ad inancnda kk sald
grndedir. Blm bakan, Stephen
Byers, 1998'de, son yllarda geli
mesine izin verilmi olan renim
kart kltre, delikanlcla, dur
demeliyiz ve omuz silkip 'ocuktur
yapar' diyerek gememeliyiz yoru
munda bulunmaktayd.

Eitim

Baarnn dmesi gerekten cinsiyetle


m i balantldr?
Baz bilginler, baar dzeyi dk
gen erkekler hakknda duyulan
kaygnn -ve bunlara ayrlan kaynak
larn- arln sorgulamaktadr. Dilsel
beceriler alannda toplumsal cinsiyeder
aras farkn dnya genelinde rasdanabir bir fark olduunu ileri srmekteler.
Gen erkeklerin salkl bota gezerliine balanm olan farkllklar,
gnmzde, bu genlerin baar
dzeyini ykseltmeyi amalayan ateli
tartmalar ve lgnca giriimleri
krklemektedir. Ulusal baar hedefle
ri, okullar aras sralam alar ve
uluslararas okur-yazarlk karlatrma
lar -farkllklar isteyen herkesin
grebilecei ekilde ortaya koyarakhzla oalrken, eitimde eit sonu
lar elde etme istei en byk ncelik
haline gelmi bulunuyor.
Eletirm enler, gen erkeklere
gsterilen btn bu ilginin, eitim

alanndaki dier eitsizlikleri gizlemeye


hizmet ettiini ileri srmekteler. Kzlar
bir ok alanda erkekleri gemi olsa da,
okulda, teknoloji, bilim ve mhendislik
gibi mesleklere gemelerini salayan
alanlar seme olaslklar erkeklere gre
yine de dktr. On yedi ya grubu
genler arasnda, erkekler bilim
alannda ba ekmekte ve niversitede
kzlara gre daha baarl olmaya devam
etmektedir: Gnmz ekonomisinde
ekonomik bymenin odan olutu
ran kimya ve bilgisayar bilimleri gibi
alanlarda erkek egemenlii srmekte
dir. Kadnlar, yksekretime gittike
artan saylarda katlabiliyor olmalarna
ramen, ayn niteliklere sahip erkeklerle
kyaslandklarnda, i piyasasnda daha
dezavantajl olmaya da devam ediyorlar
(Epstein 1998).
Baz eletirmenler ise, eitim
dzeni ierisinde en byk eitsizliklere
yol aan etkenin, toplumsal cinsiyete
oranla, snfsal konum ve etniklik oldu
unu savunmaktadr. rnein, renci-

700
600

__ Erkek:Tam gn
Lisans dzeyi

500

Erkek: Yarm gn
Lisans dzeyi

400

Kz: Tam gn
Lisans dzeyi

300

200

-X -

Kz:Yarm gn
Lisans dzeyi

100

1970/1

1980/1

2001/2

1990/1

1 7 .9 . ekil Y k sek ren im g re n g e n le rin say s: cin siy e tle re g r e ,


1 9 7 0 /1 -2 0 0 1 /2
K aynak: S o cial Trends 3 4 (2 0 0 4 ), s.44

768

E itim

lerin toplumsal snflarna gre baar


dzeyleri karlatrldnda, be veya
daha fazla dersten geer not alan
rencilerin toplam ierisinde iisnfndan gelenlerin orannn ancak %
14, buna karlk st snflardan
gelenlerin orannn % 70 olduu
grlmektedir. Eletirmenler, baar
sz gen erkekler zerinde younla
mann yanltc olduunu, nk
erkeklerin toplumdaki egemen konum
larn bugn de koruduklarn iddia
etmekteler. i-snfndan gelen gen
erkeklerin baarszlklarnn toplumsal
cinsiyetten te, ait olduklar toplumsal
snfn dezavantajlaryla balantl
olabileceini ileri srmek-teler.

Toplum sal cinsiyet veyksekretim


Daha nce (s. 744-9) grm
olduumuz gibi, son dnemlerde
yksekretimdeki renci saysnda
ok byk bir ykseli sz konusudur.
Bu ykseliin nemli ynlerinden birisi
kz ren ci saysndaki arttr.
2001 /2'de, yksekretime tam gn ve
yarm gn devam eden renci saysnn
%56'sn kz renciler oluturmak
tadr. Bu, (17.9. ekilde grld gibi)
erkek ncesi saysnn kzlara gre ok
fazla olduu yirmi-otuz yl ncesi
durumun tersine dnmesidir. 2001/2
itibariyle, 1970/1 e gre, yksekre
timdeki kz renci says alt kez
artarken, erkek renci says yalnzca
iki buuk orannda art gstermitir.
Britanya ve baka yerlerdeki kadn
rgtleri, sk sk, yksekretimdeki
cinsiyet ayrmn boy hedefi haline
getirmilerdir. Gnmzde, kadnlar,
kendilerinin kolej ve niversitelerdeki
retim personeli arasnda, zellikle st
kademelerde, yine ar dk bir

769

oranda temsil edildiine inanmaktadr.


2002/3'de kadnlar, akademik perso
nelin % 39'unu oluturm alarna
ramen, st kademeden ders verenlerin
ve aratrmaclarn ancak % 26's kadn
lardan olumaktadr ve toplam ierisin
deki yaklak % 14'lk oranyla 1.860
kadn profesr bulunmaktadr. Btn
bunlara karlk, yksekretim alann
da toplumsal cinsiyetleraras eitlik
ynnde daha byk bir eilim olduu
sylenebilir. Aadaki ekil, son
yllarda kadn akademisyenler saysnda
5.7'lik bir ykse-li ve kadn profesr
saysnda 10.4'lk bir srama olduunu
gstermektedir (HESA 2004).
Yksekretimde yksek kademe
lerde yer alan erkek meslektalaryla
karlatrldnda, kadnlar, ortalama
olarak, dikkate deer lde daha az
cret almaktadr. Britanya'daki btn
niversiteleri kapsayacak ekilde
yaplan son aratrmalar kadnlarn
ald ortalama cretin erkeklerin cre
tinden daha dk olduunu gster
mektedir. Bir btn olarak niversite
sektrn gz nne aldmzda
kadnlar erkeklerden ortalama olarak
5.000 sterlin daha az kazanmaktadr ve
toplumsal cinsiyetler arasndaki bu
cret fark baz kurulularda daha da
byktr (THES, 3 Eyll 2004).

Eitim v e etniklik
Sosyologlar, Britanya'daki aznlk
larn eitim anslar konusunda olduka
iyi aratrmalar gerekletirmi bulunu
yorlar. Swann Komisyonu'nun (1985)
Herkes iin Eitim raporu da dahil bir
dizi aratrma, hkmetlerce de destek
lenmitir. Swann Raporu, farkl etnik
kkenden gelme gruplar arasnda orta
lama eitim baar dzeyi bakmndan

Eitim

Beyaz
Kark
Siyah Karayipli
Siyah Afrikal
Dier Siyah
Hintli
PakistanlI
Bangladeli
inli
Dier etnik gruptan
O

10

20

30

40

50

1 7 .1 0 . ekil Kalc d lan m a o ra n la n : etn ik g ru p la ra g r e , n g ilte re , 2 0 0 2 / 3 '


'Zorunlu okul andaki, ilkokul, ortaokul ve zel okullardaki (zel okullara gidip te ift kayt
yaptranlar hari) ocuklarn kalc olarak uzaklatrlma oranlar, etnik gruplarna ve her
10.000 renciye gre.
K aynak: S o cial Trends 3 4 (2 0 0 4 ), s .4 2

can alc farkllklar olduunu ortaya


koymutur. Siyah-Karayip kkenli aile
lerin ocuklarnn, resmi akademik ba
ar lmlerine gre, okulda en baar
sz renci olma eilimi gsterdikleri
tespit edilmitir. Oysa, on yl nce daha
ileri bir noktadaydlar. Asya kkenli
ocuklar, aileleri ekonomik olarak be
yazlardan daha kt durumda olduklar
halde, ortalamas alndnda beyaz
ocuklarla eit dzeydeydiler (Swann
Committee 1985).
Fakat, daha sonra yaplm olan
aratrmalar durumun deimi oldu
unu gsteriyor. Trevorjones tarafn
dan yaplan bir ararma, aznlklardan
gelen on alt ile on dokuz ya aras gen
lerin tam gn eitime devam etme ola
slklarnn beyazlara gre daha yksek

olduunu gstermitir. 1988-90 yllar


arasnda, Bat Hint kkenlilerin % 43,
Gney Asyallarm % 50 ve inlilerin %
70'lik oranlarna karlk, beyazlarn
ancak % 37'si eitimlerini devam ettir
mitir. Bu son derece olumlu manzara
ya ramen, Jones, olumsuz bir neden
ileri sryor. Kk aznlk gruplarna
ait insanlar, eitimlerini, i bulma
glnden dolay devam ettiriyor
olabilirler (Jones 1993).
Genel olarak baktmzda, kk
aznlklara ye insanlar, Britanya yk
sekretim sisteminde daha az temsil
ediliyor deildir. inliler ve Hintliler,
ortalama olarak, diploma yeterlilik
snavnda byk lde baarl olma
eilimi gstermektedirler ve baar
oranlar dier aznlklardan yksektir.

770

E itim

Kendilerini Kark Irktan olarak


gren erkekler ve kendilerini Siyah
/Siyah-Britanyal ve Asyal/AsyalBritanyal olarak gren kadnlar, ulusal
ortalama gz nne alndnda, bir
diploma sahibi olmaya veya yksek
retim mezunu olmaya daha az eilimli
grnmektedir (HMSO 2004).

oranlarn dndmzde yar yarya


bir azalmaya iaret etmekte). Kalc
olarak dlanma oran Hintli ve inli
renciler arasnda en dk seviye
dedir. Ayrca, Amerika'da elde edilen
bulgular da siyah renciler ile dier
etnik gruplara ait renciler arasndaki
benzeri bir farkll yanstmaktadr.

Toplum sal dlarm a ve eitim-retim

ABD'de, okullarn % 80'inden faz


las karklk karan rencilere kar,
okuldan atlmakla sonulanan sfr
hogr politikas uygulamaktadr. Bu
tr politikalarn sonularna ilikin lke
genelinde yaplan bir aratrma, siyah
rencilerin, renciler arasndaki
temsil oranlaryla hi uyumayan -ve
sadece okulda karklk karma
nedeniyle olamayacak- lde okuldan
dlandklarn aa karmtr. San
Francisco'da, siyah renciler, okula
kayt yaptran rencilerin % 16'sn
olutururken, okuldan atlma paylar %
52'dir. Siyah nfusun % 4 olduu
Phoenix'de, okuldan atlanlarn %
21 'ini siyah renciler oluturmaktadr.
Okuldan dlanma orannn siyah
renciler arasnda yksek olmas nasl
aklanabilir? Bir takm etkenlerin iin
iine kart sylenebilir. Dlama
politikasnn, baz tek tek durumlarda
rk bir tarzda uygulanyor olmas
olanakldr.

Bu kitabn baka yerlerinde de


grdmz gibi, toplumsal dlanma,
son on ylda, sosyologlarn en fazla
ilgilendikleri konu olmutur. Eitim
sistemi dnda kalan ocuklara ynelik
ilgi ve kayg gittike artmaktadr. Eitim
sosyolojisi ierisinde, rencilerin okul
dan dlanmalar ile dier fenomenler,
rnein okuldan kama, su ileme,
yoksulluk, yetersiz ailevi ilgi ve eitilme
isteindeki zayflk arasnda ou kez
balant kurulur.
Dlanma orannn son yllarda
art gsterdii gzlemlenmektedir.
2001/2'de, 10.000'den fazla renci
Byk Britanya okullarndan kalc ola
rak dlanmtr (bu rakam, 1996/7'de
13.000'den fazla rencinin dlanm
olduu dnldnde bir d
eilimine iaret etmektedir). 2001/2'de
okuldan kalc olarak dlanma orannda
erkekler, bete bir olan kzlarn orann
her zaman gemektedir. Ayrca dlan
ma oran etnik kkene gre de farkllk
gstermektedir (bkz. 17.10. ekil).
2002/3'te zorunlu okul anda olup da
dlanan her 10.000 renci gz nne
alndnda, ngiltere'de en yksek
srekli dlanma oran % 37 ile SiyahKarayipli renciler ve % 32 ile dier
Siyahlar arasnda grlmektedir (ancak,
bu rakam, 1996/7'de dlanm her
onbin renciden % 78'i ve % 71'i

771

T o p lu m sa l d la n m a ve etn ik lik
arasndaki balantlar daha ayrntl
olarak 10. B lm de tartlm aktadr,
Yoksulluk, Toplum sal D lanm a ve
Refah , s. 395-6

Ayrca, okuldan atlma orannn,


toplum ierisindeki daha kapsaml
dezavantaj ve dlanma durumlarn
nasl yansttna gz atmak da nemli
dir. Daha nce de grm olduumuz
gibi, bir ok gen insan, byklerin

E itim

desteinden ve rehberliinden yoksun


olarak, zor koullar altnda bymek
tedir. Geleneksel erkek anlay tehdit
altndadr ve gelecee ilikin tutunacak
hibir d yoktur. Bu alkantl artalana
ramen yaamlarn devam ettiren
genler iin, okul, ilerlenen ve daha iyi
frsatlar yakalanan bir yer olmaktan te,
hayatla hibir ilgisi olmayan ve ar
yetkeci bir yap olarak grnebilir.

ok direnli olduundan, baz psiko


loglar (ve bir ok eitimci, ykmll
n yerine getirerek) zekann IQ
Intelligency Q uotient, zeka lm
anlamna gelmektedir- testiyle llen
ey olarak kabul edilebilecei neri
sinde bulunmulardr. Bu nerinin
yeterince doyurucu olmad aktr,
nk zekann tanm tamamen
dngsel olmaktadr.

IQ v e Eitim

IQ testlerinin bir ou kavramsal


ve saysal problemlerin bir karmn
dan oluur. Test, alnacak ortalama
puan 100 olacak ekilde oluturulur:
daha aa bir puan alan kii ortalama
zekann altnda, daha fazla alan ise
ortalama zekann stnde kabul
edilir. Zekay lmedeki esasl zorlua
ramen, IQ testi, okul ve iyerlerinde
oldua kadar aratrmalarda da yaygn
bir ekilde kullanlmaktadr.

Tartmada buraya kadar, yetenek


teki kaltmsal farkllklar sorunu ve
bazlarnn, eitim alannda elde edilen
kazanmlardaki deiimlerin ve bunun
sonucunda gelen mesleki konum ve
gelirin zeka farkn yanstt iddialar
gz nne alnmamtr. Bu tr koul
lar altnda, aslnda, doutan getirdikleri
potansiyellerine eit olan bir dzeyi
yakalam insanlara bakarak, okul
sistemi ierisinde frsat eitliinin var
olabilecei ileri srlmektedir.

Z eka nedir?
Psikologlar, zeka ad verilebilecek
tek bir insan yetisinin var olup olma
dn ve eer varsa, bunun doutan
belirlenmi farkllklara ne lde bal
olduunu yllardr tartmaktalar.
Zekann tanmlanmas olduka zordur,
nk bir ok farkl ve ou kez de
birbiriyle balantl olmayan zellikleri
kapsamaktadr. rnein, zekann en
saf biiminin soyut matematiksel
sorunlar zme yetenei olduunu
varsayabiliriz. Fakat, bu tr sorunlar
zmede ok iyi olan baz insanlar
bazen baka alanlarda, rnein tarihsel
olaylar kavramada ya da sanatsal
almalar anlamada daha dk bir
yetenek sergileyebilmekteler. Kavram
belirli bir tanm iine sokulmaya kar

IQ vegenetik etkenler
IQ testinden elde edilen sonular,
aslnda akademik performansla byk
lde karlkl iliki iindedir; byle
olmas da artc deildir, nk asl
olarak okuldaki baary tahmin etmek
amacyla gelitirilmitir. Bu nedenle, bu
sonular, eitimsel kazanm dzeyin
deki deiimle balantl olan toplum
sal, ekonomik ve etnik farkllklarla da
yakndan ilikilidir. Beyaz rencilerin
test sonular, ortalama olarak, siyahi
rencilerin ya da dezavantajl durum
da olan dier aznlklara ait rencilerin
test sonularndan daha iyidir. 1969'da,
Arthur Jensen imzasyla yaynlanan bir
makale, beyazlarla siyahlar arasndaki
IQ farkn ksmen genetik farkllklara
balamasyla, byk grlt koparm
tr (Jensen 1967,1979).

772

Daha yaknlarda, psikolog Richard


J. Herrnstein ve sosyolog Charles Murray, IQ ve eitim tartmasn, tarmal bir tarzda yeniden amlardr.
Herrnstein ve Murray, an Erisi:
Am erikan Yaamnda T eka ve Snf Yaps
(The Bell Curve: Intelligence and Class
Structure in American Life -1994) adl
kitaplarnda, IQ'nn genetik kaltmla
ilikisini destekleyen o gne kadar
toplanm kantlarn artk yadsnamaz
hale geldiini savunmaktadrlar. Onlara
gre, deiik rk ve etnik gruplar
arasnda zeka konusunda var olan kayda
deer farkllklar, ksmen, soyaekimle
aklanmak zorundadr. Aktardklar
kantlarn byk bir ksm ABD'de
yaplan almalara dayanmaktadr.
Herrnstein ve Murray'e gre, bu
kantlar, ortalama olarak, baz gruplarn
dierlerine gre daha yksek IQ'ye sa
hip olduklarn gstermektedir. Asya
kkenli Amerikallar, zellikle de Japon
ve in kkenli olanlar, ortalama olarak,
beyazlardan, ar bir fark olmasa da,
daha yksek IQ'ye sahipler. Bununla
birlikte, Asyallarn ve beyazlarn orta
lama IQ'leri siyahlardan nemli lde
daha yksektir. Herrnstein ve Murray,
156 almadan elde edile bulgulara
dayanarak, bu iki rk arasnda ortalama
olarak on alt puanlk IQ fark olduu
sonucuna ulamlardr. Bu iki yazar,
kaltmsal zekadaki bu farkllklarn,
Amerikan toplumundaki sosyal bln
melere nemli bir adan katkda
bulunduunu ileri srmektedir. Daha
zeki olan bir bireyin, toplumsal skalada
ykselme ans da daha byktr. Top
lumun en st kesiminde bulunanlar,
ksmen nfusun geri kalanndan daha
zeki olduklar iin oradadrlar ki bundan
da en altta bulunanlarn da, ortalama
olarak, ok zeki olmadklar iin en altta
olduklar sonucu kar.

773

Herrnstein ve Murray'i eletirenler,


rksal ve etnik gruplar arasndaki IQ
farknn asl olarak genetik olduu
grne kar kmaktadrlar. Bu
eletirmenlere gre, IQ'deki farkllk
toplumsal ve kltrel farkllklardan
kaynaklanmaktadr. IQ testlerinde,
siyahlara ya da etnik aznlklara gre,
zengin beyaz rencilerin yaantlarnn
bir paras olma olasl daha yksek
olan trden -rnein, soyut akl yrt
meye dayal- sorular yneltildiine dik
kat ekmekteler. Ayrca, lld
varsaylan yeteneklerle hibir ilgisi
olmayan, rnein test annda stresli
olunmas gibi, etkenler IQ test sonu
larn etkileyebilmektedir. Bir aratr
mada, Afrika kkenli Amerikallarn IQ
test sonularnn, testi uygulayan kii
siyah deil de beyaz olduunda alt
puan dt kantlanmtr (Karnin
1977).
Dier lkelerdeki yoksul etnik
aznlklar -rnein Hindistan'taki
dokunulmazlar, Yeni Zelanda'daki
M aorisler ve Japonya'daki Burakuminler - zerinde yaplan gzlemler,
ABD'deki Afrika kkenli Amerikallar
ile beyazlar arasndaki IQ farknn
toplumsal ve kltrel farkllklardan
kaynaklandn gl bir biimde
desteklemektedir. Bu gruplarn hep
sinde ocuklarn IQ testlerinden elde
edilen sonular, etnik ounlua ait
ocuklarn test sonularna gre,
ortalama on ile on be puan daha dk
kmtr. Bu sonu, (ABD dahil) on
drt lkeyi kapsayan karlatrmal
baka bir almada elde edilen sonu
tarafndan da desteklenmektedir; bu
almaya gre, nfusun genel toplam
dikkate alndnda, IQ seviyesi son
yarm yzyldr esasl bir biimde
ykselmi bulunmaktadr. IQ testleri

E itim

dzenli olarak gncelledrilmektedir.


Testin eski ve yeni biimleri ayn grup
tan insanlara uygulandnda, eski test
ten elde edilen sonularn nemli l
de yksek olduu grlmtr. Gn
mz ocuklarna 1930'larn IQ testi
uygulandnda, ocuklar 1930'larn
gruplarna gre testten ortalama 15
puan fazla almlardr ki bu beyazlarla
siyahlar arasndaki ortalama farka kar
lk gelmektedir. Gnmz ocuklar
anne-babalarna gre kaltmsal olarak
daha zeki deillerdir; deiim byk bir
olaslkla artan refah dzeyinden ve
toplumsal avantajlardan kaynaklan
maktadr. Beyazlar ile Afrika kkenli
Am erikallar arasndaki ortalam a
toplumsal ve ekonomik farkllk, en
azndan farkl kuaklar arasndaki
farkllk kadar byktr ve bu da IQ
sonularndaki fark aklamak iin
yeterlidir. Ayn zamanda, bir gruptan
elde edilen ortalama sonucun, grubun
herhangi bir yesinin zeka seviyesini
tahmin etmeyle hibir ilikisi yoktur.
Bireyler arasndaki IQ test sonularn
etkileyen farkllklar ksmen genetik
olabilirken, baz rklarn dierlerinden
ortalama olarak daha zeki olduklar
iddias, kantlanmam ve kantlanamaz
bir ey olarak kalmaktadr.

an Erisi Savalar
Baz nl bilginler Herrnstein ve
Murray'in grlerini snamak amacyla
an Erisi Savalarnda. (The Bell Curve
Wars -Fraser 1995) bir araya gelmi
lerdir. Blm editr an Erisi
Savalarn son on yldr ya da daha
uzun bir sredir sosyal bilimlerin en
fazla karldk karan blm olarak
betimlemektedir. almaya ilikin
gr ya da iddialar editrn her
byk dergi ve gazetede yer alan bir

mektup saanana tutul-masna yol


amtr, ki radyo ve tele-vizyon
programlar srasnda sonular zerine
yaplan canl yorumlar hesaba katm
yoruz (Fraser 1995:3).
an Erisi Savalar'na katkda
bulunanlardan birisi olan biyolog
Stephen Jay Gould'a (1941-2002) gre,
Herrnstein ve Murray drt nemli
konuda yanlmaktadr. Gould, Herrn
stein ve Murray'in, zekann tek bir IQ
saysyla betimlenebilecei, insanlar tek
bir zeka leine gre sralamann
anlaml olduu, zekann asl olarak
genetik kaltmdan kaynakland ve
deitirilemez olduu eklindeki savla
rn tartmal bulmaktadr. Dolaysyla
da bu varsaymlarn her birinin tart
maya ak olduunu gsterm eye
almaktadr.
Savaa katlanlardan baka biri olan
Howard Gardner, aratrma yzylnn,
genel bir kategori olarak zeka kavra
mn skartaya kartm olduunu
savunmaktadr. Var olan ey yalnzca
oklu zekadr -pratik zeka, mzik
zekas, uzamsal zeka, matematiksel
zeka ve benzerleri. an Erisi Sava
larm katlan daha bakalar, IQ sonu
lar ile daha sonraki i performans
arasnda hibir sistematik iliki olma
dn ileri srmektedirler. Ortaklaa
tepki gsterdikleri ey, rk szdebilimdir. Gould'un vard sonu udur:
an Erisi retisiy le m ca d ele e tm e k
zo ru n d ay z, n k h e m y an ltr h e m de,
e er h a rek ete g e e rs e , h e rk e sin zek asn
k en d isin e

uygun

b ir

ek ild e g e litirm e

olasl n n n n k esece k tir. p h esiz ki,


h e rk es b ir beyin cerra h ya da ro k e t b ilim ci
o lam az, am a b u n lar yapam ayan birisi iyi
b ir ro c k m zisy en i ya da p ro fe sy o n e l b ir
sp o rcu o lab ilir (ve b y lelik le d ah a b yk
b ir

to p lu m sal

saygnlk

ed eb ilir), (a.g.y. s. 22 )

774

ve

g elir

elde

Eitim

YerilQclk
David Gillborn ve Deborah Youndell (2001), Yeni IQclk: Zeka, Y ete
nek' ve Eitimin Paylatrlmas adl
makalelerinde, gnmzde IQ lm
lerinin eitim alannda ak bir ekilde
kullanlmasna ok seyrek rasdanldn, ancak eitimcilerin artk yete
nek terimini benzeri bir ekilde kullan
dklarn ileri srmekteler. Gillborn ve
Youndell, yetenek teriminin bu
ekilde kullanlmasnn okullardaki
siyah ve ii snfndan ocuklar iin
sistematik olarak dezavantaj yarattn
savunmaktalar.
Yazarlar, aratrmalarn, 1990'larn
ortalarnda Londra'da iki okulda iki yl
boyunca srdrmlerdir. Buradaki
retmenlerle ve ortaokul nc snf
ve son snf rencileriyle grmeler
yapmlar ve gzlemde bulunmulardr.
Aratrma yaptklar her iki okulda da
retimin arlkl olarak A-C eko
nomisi etrafnda ekillendiini gr
mlerdir. Bununla anlatmak istedikleri
ey, okullarn, G C SE snavnda be veya
daha fazla dersten A-C aras not alabi
lecek olabildiince fazla sayda ren
ciye sahip olmay amalyor olmalardr.
Gerek budur, nk bu seviyede olan
renci oran, okullarn, hkmetin
resmi olarak her yl ilan ettii okullar
aras sralama cetvelindeki yerlerini
gsteren temel ltlerden birisidir. Bir
okul mdrnn personele ynelik bir
yazda vurgulad gibi: yapabilecei
miz en iyi ey, olanakl en byk oranda
be en yksek not ltn gemektir.
Bu, vlmeye deer bir ama gibi
grnse de Gillborn ve Youndell, bu
durumun retmenler zerinde zaman
larnn ounu, G CSE snavlarnda be

775

veya daha fazla dersten C ve st not


almay baarabilecek gibi grnen
rencilere ayrmalar ynnde bask
yarattn saptamlardr. Bunun bir
sonucu, her iki okulda da
farkl
renci gruplarna ayrlan zaman ve
abann gittike artan lde farkl
oranlarda paylatrlyor olmasdr.
retmenler, G C SE snavlarnda be
dersten iyi not alabilecek rencileri
semek ve en fazla bu rencilerle ilgi
lenmek zorundadrlar. Gillborn ve
Youndell, her iki okulda da, retmen
lerin bir renciyi be G CSE snavn
kazanmaya aday olarak grp grme
melerini belirleyen eyin o rencinin
yetenekine ilikin grleri olduunu
saptamlardr. retmenler ve ren
cilerle yaptklar grmelerden ve
gzlemlerinden, retmenlerin bu
terimle anlatmak istediklere eye ilikin
olduka
belirgin bir fikre ularlar.
Onlarn bulgularna gre, yetenek,
sabit ve rencinin potansiyelini belir
leyen bir ey olarak grlmektedir (bir
mdrn vurgulad gibi: Bir insana
yetenek veremezsiniz, verebilir misiniz?
Gcnzn yettiinden fazlasn baa
ramazsnz, baarabilir misiniz?).
Ayrca, retmenlerin yetenein nesnel
bir biimde llebileceine inandklar
da grlmtr. Okullarn birisinde,
yeni geldiklerinde rencilere, ret
menlerin ilerideki G CSE snavndaki
baar dzeyinin iyi bir belirtisi olarak
grdkleri, bilisel yetenek snav
uygulanmtr.
Gillborn ve Youndell, altklar
her iki okulda da, rencilerin, baz
arkadalar dierlerine gre stte tutulu
yor diyerek yakndklarn kefetmi
lerdir. Bunlar, yetenekli saylan renci
lerdir. Beyaz ve orta snftan olma

E itim

olaslklar yksektir. G illborn ve


Youndell'in grme yapt retmen
lerden birisi, yoksul, iten atlm
ebeveynlerin ocuklar adna eitim
den beklentileri orta snftan bir ebe
veynin ya da ii snfndan olup da
yukar doru trmanma olasl olan bir
ebeveynin beklentileri ile ayn deil
yorumunda bulunmaktadr. Dolaysy
la, snfsal konum ve ebeveynin beklen
tileri bir retm enin rencinin
yetenekini deerlendirmesinde etkili
olmaktadr. Yazarlar, ayrca, siyah
rencilerin, dier etnik kkenden
gelme emsallerine gre daha az beklenti
iinde olduklarnn ve daha sert bir
mcadele vermek zorunda kaldklar
nn gzlemlendiini kaydetmekteler.
Yazarlar, hangi rencinin yetenek
sahibi olduuna ilikin bu tr kanlarn,
siyah ve ii snfndan gelme ocuklara
kar bilinsiz bir ayrmclk yarattn
iddia etmekteler.
Hangi rencilerin yetenek sahibi
olduklarna ilikin retmenler tarafn
dan yaplan resmi olmayan deerlendir
meler, siyah ve ii snfndan gelme
ocuklarn (stlerde yer alanlarn
dllendirildii) G C SE snavlarnda st
seviyelerde yer alma anslarnn beyaz
lara gre daha az olduu anlamna
gelmekte. Bunlarn yan sra, retmen
lerin rencinin yeteneine ilikin
grleri o rencinin okulu hangi
seviye grubu iinde bitireceinin
belirlenmesinde de nemli bir rol
oynamakta, siyah ve ii snfndan
ocuklarn, beyaz ve orta snftan arka
dalaryla ayn ii yapm olsalar da
okulu alt seviye gruplarnda bitirme
olaslklar daha yksek olmaktadr.
Sonuta, hi de artc olmayan bir
ekilde, siyah ve ii snfndan ok az

renci G C SE snavlarndan Cnin


stnde bir not almakta ve bylece
retmenlerin onlarn yeteneklerine
ilikin grleri desteklenmektedir.
rnein, okullarn birisinde, be veya
daha fazla G C S E snavndan C
dzeyinde not alan siyah renci oran,
beyazlarn % 35'lik oranyla karlat
rldnda, ancak % 16'dr. Bu sonular,
siyah ve ii snfndan rencileri
akademik baar bakmndan ortalama
nn altnda gren lke genelindeki bak
asyla uyumludur.
Bu ekilde, Gillborn ve Youndell'e
gre, yetenek hakkndaki varsaym
lar, Britanya'daki ortaokullar (niver
siteye hazrlk, teknik ve modern
ortaokul eklinde) l blmlenme
olarak gren bir nceki kuan zekaya
ilikin inanlaryla aynlk gstermek
tedir. Ayrca, yazarlar, bu tr inanlarn
Yeni i Partisi'nin eitime ilikin
dnce-lerini ekillendirdiini de ileri
srmek-teler. i Partisi seimleri
kazand 1997'den beri, okullarda
rencilerin yeteneklerine gre ayrld
seviye gruplar oluturulmasn des
teklemeyi srdrmektedir. Yazarlar,
baar dzeyi bakmndan farkl snflar
ve etnik gruplar arasnda grlen byk
farkllkta yetenee ilikin bu tr inan
larn nemli rol oynad grndedir.
Gillborn ve Youndell, almala
rnn, an Erisi (The Bell Curve) gibi
kitaplarda ileri srld gibi, zekann
byk lde miras (kaltm) yoluyla
getii fikrine birok eitimci iddetle
kar ksa da, bir anlamda en azndan,
m iraslar kazanm bulunu-yor.
G erek bir tartm a olm akszn
Britanya eitim sistemi, Herrnstein ve
Murray gibi IQclerin ileri srd
varsaymlar sorgulamakszn doru

776

E itim

kabul eden bir eitim siyasetine ve


pratiine hzla geri dnmektedir.
Gillborn ve Youndell'e gre, aina
olduumuz toplumsal ayrmlar (zellik
le de snfsal ve rksal olanlar) renci
lerin bireysel yeteneklerine vurgu
yapt grnen ama aslnda grupsal
kimliklere ilikin dile getirilmemi
nyarglar temel alan sylem aracly
la yeniden ortaya kmaktadr.

Duygusal %eka ve kiileraras %eka


Daniel Goleman, Duygusal Zeka
(Emotional Intelligence -1996) adl
kitabnda tartmalarn IQ tartmasna
dnmesini engellemeyi amalamak
tadr. Goleman, duygusal zekann
yaamlarmzda baz eylerin stesin
den geliimizi belirlemede en azndan
IQ kadar nemli olabileceini ileri
srmektedir. Duygusal zeka, bir insann
-kendi kendisini motive etme, kendine
hakim olma, evk ve kararllk gc gibi
konularda- duygularn nasl kulland
na karlk gelir. Bu nitelikler, genellikle,
kaltmsal olarak edinilmez; bir ok
ocuk bunlar renebilir ve bylece
entelektel kapasitesini kullanmada da
ha fazla ansa sahip olabilir. Goleman'a
gre, en parlak zekaya sahip olanmz
bile, dizginsiz tutkularn ve serke
itkilerin slnda boulabilir; yksek
IQ'ye sahip insanlar, zel yaamlarnn
artc lde beceriksiz dmencileri
olabilirler (a.g.y, s. 34). Sradan zeka
lsnn, hayatta, daha sonra gelen
baar durumlaryla tam olarak rtmemesinin nedenlerinden birisi budur.
Nitekim, 1940'larda mezun olan
doksan be Harvard rencisi bir ara
trma almasnda takibe alnmlardr.
Kolejde IQ testinden yksek sonular
alm olan bu rencilerin, orta yaa

777

geldiklerinde, kendi kariyerlerinde


dk IQ so n u cu alm o lan
rencilerden yalnzca bir miktar daha
b a a rl o ld u k lar g r lm t r.
Aratrmann baka bir blm IQ
terazisin in dier kefesin d ekileri
gzlemlemeye ayrlmtr. te ikisi
yardma muhta ailelerden, tamam ise
Harvard yaknlarndaki yoksul bir
semtten drtyz elli gen erkek
zerinde allmtr. Yaplan lmler
sonucu grubun te birinin IQ'snn
90'n altnda olduu tespit edilmi ve bir
kez daha, IQ 'n n daha sonraki
kariyerleriyle yalnzca kk bir
balant iinde olduu grlmtr.
rnein, IQ's 80'nin altnda olan
erkeklerin % 7'si isizdi, ama IQ's
100'n zerinde olanlarn % 7'si de ayn
durumdayd. Buna karlk, ocukluk
dnemi yetenekleri, rnein duygula
rn kontrol etme ve bakalaryla iyi
geinme, daha iyi ngrler salamak
tayd. Howard Gardner'n belirttii gibi:
K iile ra ra s zek a d i er insanlar anlam a
yetisid ir: O n la r m o tiv e ed en eyi, nasl
a l tk la r n ,

a l rk e n

o n la rla

n a s l

ib irli i y ap labilece in i bilm edir. B aarl


sat elem an lar, siy asetiler, re tm e n le r,
k lin isy en ler ve d in g rev lileri, bu n larn
h e p si, y k sek d ereced e k iileraras zekaya
s a h ip

o lm a

o la s l

o la n

k iile rd ir.

K iilera ra s zek a, ... k en d isin d en yanl


y ap m am ay a z e n g s te r e n , d o ru s zl
b ir m o d e l y aratm a g c v e b u m o d eli
y aam d a etk ili b ir ekilde yer alm ak iin
k u llan ab ilm ed ir (1 9 9 3 , s. 9).

Zeka hakkndaki dncelerimizi,


yaamda baary etkileyen dier
etkenleri de ierecek ekilde yeniden
gzden geirmek zorundayz. Nitekim
benzeri eyler eitim hakknda da
sylenebilir. Eitim, resmi eitimretimden daha geni bir kavramdr.
Ayrca, artk, bir bireyin i yaam ncesi

E itim
m e u m B au H S u a t*tamtam** unma

geirdii bir hazrlk dnemi olarak da


kabul edilemez. Teknolojinin deii
miyle birlikte, gerekli beceriler de
deimektedir ve eitim tamamen
mesleki bir bak asndan ele alnsa
bile yani i hayatyla ilgili becerileri
kazandran bir ey olarak grlse bilebirok uzman, gelecekte, mr boyu
srecek bir eitime gereksinim duyula
ca konusunda hem fikirdir.

Eitim ve Yeni letiim


Teknolojisi
Gnmzde, bilgi teknolojisinin
yaylmas, okullardaki eitimi imdiden
farkl yollardan etkilemektedir. Bilgi
ekonomisi bilgisayar eitimi alm bir
igc gerektirmektedir ve eitimin bu
gereksinimin karlanmasnda kritik bir
rol oynayabilecei ve oynamas gerekti
i gittike netlemektedir. Son zaman
larda, evde bilgisayar sahibi olmada ani
bir ykseli yaanm olmasna ramen,
yine de bir ok ocuk evde bilgisayar
kullanma hakkna sahip deildir. Bu
nedenle, okul, bilgisayar ve online
teknolojisinin olanaklarn renmek
ve bunlar rahatlkla kullanmak isteyen
genler iin vazgeilmez bir ortam
olu tur maktadr.

Snfta tek n o loji


Eitimin ada anlamda douu,
daha nceki blmlerde grdmz
gibi, ondokuzuncu yzylda yaanan
dier baz byk deiimlerle ilikilendirilmektedir. Bunlardan birisi, matbaa
nn geliimi ve kitap kltrne ula
madr. Kitap, gazete ve dier basl yayn
organlarnn toplu yaym, sanayi toplumunun geliiminin, makineler ve
fabrikalar kadar ayrt edici bir zellii

dir. Eitim, yazl kitle iletiim ara


larndan yararlanma olana salayan
okuma yazma becerilerinin ve saysal
becerilerin kazanlmasn salamtr.
Hibir ey, bir ders kitab ya da okul
kitab kadar okulun ayrt edici zellii
olamaz.
Btn bunlar, biroklarnn gzn
de, eitimde multimedya teknolojile
rinin ve bilgisayarn artan kullanm ile
birlikte deimeye balayacaktr. Ders
kitaplarnn yerini hzla dijital medya m
alacak? ocuklar, bir eyler renmek
iin retmenleri dinlemek yerine,
bilgisayarlarn amaya balarlarsa,
okullar varlklarn imdiki biimleriyle
bir ekilde srdrebilecekler mi? Yeni
teknolojilerin, varolan mfredatlara
basit bir ekilde eklemlenmeyecei,
onlarn temelini kazaca ve dntre
cei, syleniyor. nk, gnmzde
genler, zaten bir bilgi ve medya toplumunda doup bymekteler ve bu
toplumun teknolojileriyle, retmenleri
de dahil bir ok yetikinden daha fazla
ili dllar.
Son yllarda eitimde teknoloji
kullanm mutlak bir biimde dn
me uram bulunuyor. Birleik
Krallk'ta, Britanya okullarn adala
trmay ve bilgisayarla donatmay ama
layan bir dizi giriime rastlamaktayz.
17.11. ve 17.14. ekiller ngiliz okul
larnda bilgi ve iletiim teknolojisi
kullanmndaki dramatik ykselii
gstermektedir, ki 2002 itibariyle
hemen hemen her okulun internet
b a la n tsn n salanm olduu
grlyor.
Baz gzlemciler, bir snf devriminden, duvarlar olmayan snflardan
ve masa st sanal gereklike ula-

778

E g ltlm

Ortaretim

ilk retim

1 7 . 1 1 . ekil

1998

1999

[1 )2 0 0 0

z e l okullar

E ! 2001

2002

>2003

ICT* alannda okul bana ortalam a harcama; okul trlerine gre, 1 9 9 8 -2 0 0 3 .

Kaynak: Department fbr Education and Skills (2003), s. 5-7

1998

1999

2000

2001

2002

2003

1 7 . 1 2 . ekil H er bir okulda bilgisayar bana den ortalama renci says: okul trlerine gre
(ngiltere) 1 9 9 8 -2 0 0 3
Kaynak: Department for Education and Skills (2003), s. 5-7

779

Eitim

250

200

150

100

Ortaretim

lkretim
1998

1999

Ej]2000

H2001

zel okullar
2003

2002

17.13. ekil O kul bana d en yalnzca ya d a esas olarak eitim -retim amacyla kullanlan
ortalama bilgisiyar says (ngiltere), 1 9 98 -2003
Kaynak: Department for Education and Skills (2003), s. 5-7

100
90
80
70
60
50
40
30

20
10
0

Ortaretim

17.14. ekil

1998

Q 1999

O 2000

^2001

zel okullar
|2 0 0 2

Okullarn internet balant yzdeleri (ngiltere), 1 998 -2003

Kaynak: Department for Education and Skills (2003), s. 5-7

780

2003

Eitim

maktan sz etmekteler. Bilgisayarn


eitim frsatn artrm olduu konu
sunda ok az kiinin kukusu vardr.
Bilgisayar, ocuklara, bamsz alma,
konular online kaynaklarndan yararla
narak aratrma ve ilgi duyduklar alan
da ilerleme olana sunan eitim yaz
lmlarndan yararlanma ans vermek
tedir. Bununla birlikte, yalnzca kiisel
bilgisayarlarndan yararlanarak renen
ocuklardan oluan snf ryas (ya da
kabusu) henz gereklememitir.
Aslnda, duvarsz snflar hala ok
uzaklarda grnyor.
Okulda veya evde her an kullan
labilecek yeterli sayda bilgisayar olsa
bile (ve bilgisayar bana den renci
says arpc bir biimde dt halde,
durum deimi deil) retmenlerin
byk bir ounluu bilgisayar,
geleneksel derslerin yerine alacak deil,
ancak onlara ek olarak kullanlabilecek
bir ey olarak grmektedir. renciler,
bilgisayar, standart mfredatta belir
tilen grevleri yerine getirmek iin,
rnein, bir aratrma projesi gelitir
mek ya da gncel konular aratrmak
iin kullanabilmekteler. Dier taraftan,
bilgi teknolojisini, ancak birka eitim
ci, insan-retmenlerle etkileime gir
menin ve onlardan bir eyler renme
nin yerini alabilecek bir ara olarak
grmektedir. retmenler asndan,
emek ve ura isteyen ey, yeni bilgi
teknolojisini, anlaml ve eitim asn
dan salkl bir ekilde derslere katmay
renmektir.

nclk etmi olduunu grmekteyiz.


Bu niversitenin programlar, BBC
tarafndan sabah erken ve gece ge
saaderde yaynlanmaktadr. renciler
bu programlar yazl materyaller,
mektuplamaya dayal almalar, zel
retmenler ve dier rencilerle
birlikte yaplan yaz kurslaryla birletirmekteler. Bu yolla, yksekrenim
diplomas iin gerekli dersleri evden ve
ou kez ilerine devam ederek
alabilmekteler. OU, alanna giderek
artan lde interneti de katarak, u an,
Birleik Kralln en byk niversitesi
haline gelmi bulunmaktadr ama
rencileriyle ilgili eitli sorunlarla yz
yze gelmeye de devam etmektedir.

e- n iv ersitelerin d o u u ?

Gnmzde internet, eitimi,


yaklak 30 yl nce televizyonun yap
m olduundan daha kkl bir biimde
dnme uratyor grnmektedir.
A.B.D'de bu alandaki dnmn
ncln Phoenix niversitesi yapn
ve yapmaya da devam etmektedir.
1989'da kurulan niversite, A.B.D'de
yetki verilmi en byk niversitedir.
Fakat, bir ok byk Amerikan niver
sitesinin aksine, yemyeil bir kampse,
byk bir ktphaneye, bir futbol
takmna ya da bir renci kafeteryasna
sahip olmaktan gurur duyamayacak bir
niversitedir. niversiteye kaytl
68.000 renci genelde Phoenix ni
versitesi'nin online kampusndeinternet araclyla ya da Kuzey Ameri
ka'nn elliden fazla byk ehrine
yaylm renme merkezleriinden
birisinde bir araya gelmekte ve etkileim
iine girmektedir.

Geriye, 197 l'e dnp baktmzda


Britanya Ak niversitesi'nin (OU)
yksekretimde uzaktan renme
alannda televizyonun kullanlmasna

Phoenix niversitesi, rencinin


gerek corafi konumunu konu d
brakan, tamamen online zerinden
tamamlanabilen bir dzineden fazla

781

Eitim

alanda yksekrenim program


sunmaktadr. Online'daki grup mailkutular gerek snflarn yerini tut
makta, renciler, sunum yapma ya da
fikirlerini baka kiilerle tartma yerine,
almalarn, dier rencilerin ve
eitimcilerin okumalar iin elektronik
snflara postalamaktalar. rencilerin
aratrmalarn ya da okuma devlerini
yapmalar iin bir elektronik ktphane
her zaman hizmetierindedir. Her hafta
ba, ders eitmeni, haftalk okuma
listesini ve tartma konularn elektro
nik posta ile datmaktadr. renciler,
ders programlarna gre, kendilerine
verilen bu almalar tamamlayp ki
istedikleri zaman, gece ya da gndz
elektronik snflara katlabilirlergnderirler; daha sonra, eitimciler bu
devleri deerlendirip, yorumlaryla
birlikte renciye geri gnderirler.
Phoenix niversitesi'ne zg olan
ey yalnzca bu renim ortam deildir.
niversite, yalnzca belirli bir i yerinde
alan ve yirmi yandan byk olan
rencileri kabul etmektedir. niver
sitenin sunduu hizmeder hem yap
hem ierik olarak, yeni beceri ve nitelik
ler kazanmak isteyen ama bu renim
srecini youn kiisel ve mesleki
yaamlarm aksatmayacak bir ekilde
tam amlama gereksinim inde olan
yetikin meslek sahiplerini hedeflemek
tedir. Bu nedenle, dersler, belirli bir
akademik takvime gre deil, aralksz
devam eden ve btn bir yla yaylan
be-sekiz haftalk youn bloklar halinde
verilmektedir.
Phoenix niversitesi'ni geleneksel
niversitelerden ayran bir dier nemli
zellik, Apollo Communications adl
bir irkete ait kar-amal bir kurum
olmasdr. niversite, kuruluundan on

yl sonra, drt ayda ortalama 12.8 mil


yon dolar kar elde eder hale gelmitir.
Daha nce (s. 744) ehir Akademileri
konusunu tartrken grm olduu
muz gibi, Amerika Birleik Devletleri'nde olduu kadar Britanya'da da,
eitim kurumlarnn gittike artan bir
oram devlet deil, zel sektr tarafn
dan idare edilir hale gelmitir. imdiye
kadar eitim alamnn dnda kalm,
ynetimde ya da teknoloji retimi ve
datmnda uzman olan kurulular,
eitim sistemine danman ya da
ynetici olarak dahil edilmektedirler.
Internet temelli renimin esnek
lii ve rahatl elbette yadsnamaz ama
yaklam eletiriye tabi olmaktan da
uzak deildir. Bir ok kii, gerek bir
karlkl etkileim ortamnda yaplan
yz yze renimin yerini hibir eyin
tutamayacan ileri srmektedir.
Gelecek kuak renciler, neredeyse,
yalnzca online'daki kullanc adyla
bilinen isimsiz renciler a haline mi
gelecekler? Beceri-merkezli, pratik
disiplinler, soyut akl yrtmenin ve
renme ak iin renmenin
nemini yava yava ortadan kaldracak
m?
Bunlarn yan sra, teknolojik
ilerleme ve kreselleme, yksekre
tim alannda kresel bir piyasa da
yaratm bulunuyor. imdiye kadar,
yksekretim -deniz ar renciler,
lke snrlarn aan aratrma projeleri
ve uluslararas bilimsel konferanslar
sayesinde- her zaman uluslararas bir
boyuta sahip olmusa da, gnmz-de,
dnyann drt bir yanna yaylm
renciler, retim grevlileri ve eitim
kurumlan arasnda kkten yeni ibirlii
olanaklar da ortaya kmaktadr.
Internet tabanl renimin ve e-ni-

782

E itim

versitelerin oluturulmasyla, eitim


ve dier nitelikler, kresel bir dinleyici
grubuna daha kolay aktarlabilir hale
gelmektedir. Gnmzde kimlik bel
geleri, sertifikalar ve diplomalar, gele
neksel eitim kurumlan ve fiziki snf
lardan oluan dnyann dnda elde
edilebilmektedir. Bir dizi rakip kurum
ve irket -ki bazlarnn kurulu amac
ticaridir- kresel eitim piyasasna ok
hzl bir ekilde girmektedir. Bilgi ve
renim, imdiye kadar hi olmad
lde, adaylara ak durumdadr.
Hatta kkl niversiteler bile eniversite olma yolunda admlar
atmaktadr -kuramlarn konsorsiyum
lar, birbirlerinin akademik kaynaklar
n, aratrma servislerini, retim
grevlilerini ve renci online'larn
paylamaktalar. Dnyann farkl yerle
rindeki niversiteler, sunduklar
hizmetler kendilerininkini tamamlayc
nitelikte olan kuramlarla kurduklar bu
tr ortaklklarn yararn kabul etmek
tedirler. Bilimsel almalar ve tekno
lojik yenilikler hzla artarken, en sekin
niversitelerin bile her alanda stnlk
lerini korumalar olanaksz hale gel
mektedir. Bu niversiteler, online
ortakl sayesinde, bilgilerini ortak bir
havuzda toplayabilmekte ve bunlarn
bu ortakla dahil btn renciler ve
aratrmaclar iin ulalabilir olmalarn
salayabilmektedirler. rnein, Lond
ra'daki bir renci, San Francisco'daki
bir online ktphanesine girebilmekte,
baka bir yerdeki uzman bir akademis
yene e-mail araclyla sorularn ynel
tip kendisini aydnlatmasn isteyebilmekte ya da aratrma projelerinde
ibirlii yapabilmektedir.

Sonu: eitimin gelecei


Yeni iletiim teknolojileri eitim
alannda yeni, muazzam olanaklar
yaratmaktadr. Resmi eitimin, snfla
rn ya da amfilerin getirdii snrlamalar
aarak, ya, snf ve toplumsal cinsiyet
ayrm yapmakszn dnyann her
yerinden ren cilere ulam asn
olanakl klmaktadr. Gelgelelim, baz
eletirmenler, yeni teknolojilerin, daha
zgrletirici ve daha eitlik salayc bir
g olmaktan te, eitim alannda var
olan eitsizlii daha da artrabileceine
iaret etmektedirler. Bilgi yoksulluu,
bu blmde ele alnd gibi, eitimin
yeniden rettii eitsizlie ve maddi
yoksunlua eklenen yeni bir halka
olabilir. Teknolojik deiimin artan
hz ve iverenlerin bilgisayar eitimi
alm kiilere duyduu gereksinim,

Yoksul lkelerde yeni bir "bilgisayar alt-snf"


doacak m?

783

Eitim

teknolojik olarak yeterli bilgiye sahip


kiilerin, bilgisayar konusunda daha az
deneyimli insanlarn zerinden atlayp
birdir bir oynamalarna yol aabilir.
Teknolojinin gerektirdii niteliklere
sahip olanlarla olmayanlar arasnda
ayrm yaplmas tehdidi, bilgi anda
hayatta karlaabileceimiz yeni sorun
larla ba edebilmek asndan (s. 7456'da tarttmz) yaam boyu reni
min nemini daha da artrmaktadr.
Baz kiiler, Bat toplumlarnda bir
bilgisayar alt-snfinn domasndan
endie etmekteler. Kresel ekonomi,
artan lde bilgi temeline otururken,
yoksul lkelerin, bilgi zengini ile bilgi
yoksulu arasndaki uurumdan dolay,
daha da kenara itilmeleri gibi gerek bir
tehlike sz konudur.
Bazlarna gre, internet eriimi
zengin ile yoksul arasnda yeni bir snr
izgisi haline gelmi bulunuyor. 2000'de
Latin Amerika, Dou Asya, Dou
Avrupa, Arap lkeleri ve Sahra-alt
Afrika lkelerinde internet kullanclar
nn oran nfusun %4'ten azn olutur
m aktad r.B un a karlk ayn yl
Amerikan halknn % 54 u internet kul
lancs durumundadr (UNDP 2001).

den gelmenin bir anahtar olabilir.


Teknoloji, zeki ve yaratc insanlarn
ellerine teslim edildiinde, snrsz
olanaklar yaratlabilir, demekteler.
Teknoloji her ne kadar nefes kesici
ve nemli kaplar aabilen bir ey olsa
da, unutmamak gerekir ki byle kolayca
teknolojiye-uyum diye bir ey sz
konusu deildir. Kidesel okuma-yazma
bilmemeyle mcadele eden, elektrii ve
telefon hadar bile olmayan gelimemi
blgelerin, uzaktan renim program
larndan gerekten yararlanabilmeleri
iin nce eitimsel altyap ihtiyalarnn
karlanm as gerekir. Bu blm
boyunca ele alm olduumuz gibi,
eitim dzeni snf ve toplumsal
cinsiyet gibi alanlarda eitsizlii yeniden
retebilmektedir. Yeni bilgi ve iletiim
teknolojileri yenilerini yaratrken bu
ayrmlar daha da keskinletirebilir;
dier taraftan, eer doru kullanlrsa,
yeni teknolojiler dnyadaki eitim
sistemlerini daha zgrlk ve daha
eitliki yapma olanaklar sunabilir.

Buna karlk, bilgi teknolojisini


savunanlara gre, bilgisayar kullanm,
ulusal ya da kresel lekte eitsizliklere
yol amak zorunda deildir -bilgisayar
kullanmnn asl gc insanlar bir araya
getirme ve onlara yeni frsadar sunma
olananda yatmaktadr. Ders kitab ve
kalifiye retmeni olmayan Asya ve
Afrika'daki okullar, internetten yararla
nabilirler, gr ileri srlmektedir.
Uzaktan renim programlar ve deniz
ar meslektalarla ibirlii yapma,
dezavantajlarn ve yoksulluun stesin

784

E itim

zet
1 am zd a var o la n biim iyle eitim , zel

kar karyadr. G n m zd e, b ir o k ren ci,

olarak d zen len m i binalarda e itim - retim

y k sek retim giderlerini karlam ak iin kredi alm a

g re n ren cileri dahil, yksek okur-yazarlk

yolun a bavurm aktadr.

oran ve yaygn basl m ateryalle ortaya km aya


balam t. B ilg i, b ir o k farkl m ek and a b ir o k
farkl kii tarafnd an elde ed ilebilm ekte,
yenid en retileb ilm ek te ve tketilebilm ekteydi.
Sanayilem eyle birlik te, i hayat daha u zm an lk
iste r hale gelm i v e daha fazla in san , o k u m a,
yazm a ve h esap lam a g ibi pratik becerilerin
yansra soyut bilgi elde ed er olm utur.
2 Y irm in c i yzylda eitim in yaygnlam asnn,
eitim li ve disiplinli i g c ne duyulan ak
g erek sin im le yaknd an ilikili olduu
d nlm ekteydi. B ilg i ek o n o m isin e

6 eitli so sy o lo ji kuram lar, eitim ve retim e ilikin


y oru m lar zerind e etkili olm aktad r. B e rn ste in 'n kuram na
g re, karm ak kodlu k on u m a b iim in i kazanm olan
o cu k larn , b asit k on u m a kod u n a sahip o cu k lara g re,
resm i eitim in isterlerini k arlam a olaslklar daha
yksektir.
7 R esm i oku l m fred at p ro g ram lar, d aha g enel b ir sre
o lan v e ren im , eitim ve o k u l ortam larn n eitli, resm i
olm ayan y n lerinin etkili old uu kltrel yenid en retim in
yalnzca b ir blm d r. G izli m fred at kltrel yeniden
retim d e o k n em li b ir ro le sahiptir.

yn elin m esiyle, e itim in n e m i daha da

8 O k u llarn ve okul iind ek i retim in rg tlen m e b iim i

artacaktr. K a lifiy e olm ayan, kol gcyle alan

cin siy ete dayal eitsizlikleri s rd rm e eilim i

iiler iin i olanaklar g ittik e azalrken, em ek

g sterm ek ted ir. D e r s kitaplar var o lan toplum sal cinsiyet

piyasasnda yeni te k n o lo jilere uyum salayan,

im g elerin i ierirk en , kz ren cilerin z el giysileri

yeni b e ce rile r ed in eb ilen ve yaratc alanlara

y n etm elik lerce b elirlen m ek te, erkek ren ciler ise

g erek sin im duyulacaktr.

erkeklikleri k on u su nd a cesaretlen d irilm ekted ir. A rtk

3 1 9 4 4 E itim Y a sas'n d an so n ra, B irleik


K ra llk 'ta h erk es parasz o rta ren im hakkna
kavum u ve oku l b itirm e ya o n b e e
ykselm itir. D e v le t o rta retim okullar,
niversiteye hazrlk oku llar, m o d ern
o rta re tim okullar (m eslek okullar) ve birk a
tane d e tek n ik o k u l eklinde b l m len m itir.

o rta d a n kalkm as g erek en b u eilim lere ra m en, so n o n


yldr, kz ren ciler eitim sistem in in h er dzeyinde baar
b ak m n d an erkekleri srekli g erid e brakm aya
balam lardr. G e n erk ek lerd e g r len baarszlk, kt
d avranlar, isizlik ve b ab an n yokluu gibi daha kapsam l
top lu m sal m eselelerle ilikilend irilm ek ted ir -ki baz kiiler
b u g r n yanltc olduu inancndad r.

O n b ir y a -so n ra s snav, ren cilerin

9 Z ek a n n tanm lanm as so n d erece z o r old uundan, bu

y eten ek lerin e g re hangi d evlet okuluna

k on u zerind e birbiriyle atan bird en fazla g r e

gid ecek lerin i b e lirlem en in b ir arac haline

rastlanm aktadr. B a z kiiler, top lu m sal gru p larn ortalam a

gelm itir.

IQ 's n belirleyen eyin g en ler old uunu ileri srerken,

4 19 6 0 'la rd a , o rta re tim d e o k am al okul


sistem in e g eilm itir. niversiteye hazrlk
okullar ve m o d e rn o rta retim okullaryla
b irlik te, o n -b ir-y a -so n ras snav da

bazlar da top lu m sal koullarn etkili olduunu


savunm aktadr. E ld e ed ilen kantlar arlkl olarak,
top lu m sal ve kltrel etk enleri n plana karanlar
d estek ler niteliktedir.

kaldrlm tr. o k am al o k u l sistem i so n

10 Y e n i tek n o lo jiler ve bilgi ek o n o m isi, eitim ve retim

yllarda you n eletirilere h e d e f olm aktadr.

anlaym z d eitirm ek ted ir: resm i e itim , yaam boyu

B a z kiiler, o k am al oku llarn, balang ta

ren im anlayna yol v erm ek z o ru n d a kalm aktadr.

um ulan eitim stand artlarn yakalayam am

B irey lerin , yaam lar b o y u n ca ren im etkin liklerine

olduu gr nd edir.

katlm a ve g elen ek sel dersliklerin dnda m esleki eitim

5 Y k se k re tim , n g iltere'd e, ik in c i D n y a

alm a olanaklar g ittik e artm aktadr.

Sav a'n d an so n ra n em li l d e g elim e

11 B ilg i tek n o lo jisi - e- n iv ersitelerin kurulm as ve

g ste rm itir: yeni k urum lar ( krm z tulal

in te rn e t taban l ren im in yaygnlam asyla- d ersliklerdeki

niversiteler) olu tu ru lm u v e kayt yaptran

eitim s recin e katlm aktadr. B ilgisayar eitim i alm am ya

re n ci saysnda, zellik le kz ren ciler

da yeni tek n o lo jilerd en y ararlanm a olan a bu lam am

bak m n d an , art g r lm t r. F ak at,

kiilerin b ir tr bilgi yoksu llu u ile kar karya kalm a

B ritan y a'd a, y k sek retim , b ir fo n kriziyle

olaslnd an kayg duyulm aktadr.

785

E itim

Dnme sorular
Eitim ne iindir?
Eitim toplumsal eitsizliklerin stesinden gelebilir mi?
Yksekretime katlm artrmak amacyla ne gibi politikalar gelitirilebilir?
Modern teknolojiler, isteyerek ya da istemeyerek toplumu okulsuzlatracak mdr?
Gizli mfredat elektronik snflarda nasl ortaya kabilir?
Okullar ve kolejler, duygusal zekann gelitirilmesine daha fazla yer vermeli midir?

Ek Kaynaklar
Caroline Benn ve Clyde Chitty, Thirty Years On: Is Comprehensive Education A live and
StrugglingtoSurvive?(LondiOn-. DavidFulton, 1996).

Well or

Ken Jones, Education in Britain: 1944 to the Present (Cambridge:Polity,2002).


R.Moore, Education and Society: Issues and Explanations in the Sociology o f Education (Cambridge:
Polity, 2004).
A. H. Halsey ve dierleri., Education: Culture, Economy and Society (Oxford: Oxford University
Press, 1977)

n tern et balantlar
21 .Yzyl renme inisiyatifi
http://www.211earn.org.
Eitim ve Beceri Blm (BK)
www.dfes.gov.uk
Eitim Felsefesi Ansiklopedisi
http://www.educacao.pro.br/
U N ESCO Eitim Ana sayfas
http://www.unesco.org/education
nc a [Bahar] niversitesi
http://www.u3a.org.uk/
D fE S Yaam boyu renim
http://www.lifelonglearning.co.uk/

786

indekiler
alma nedir? karl denen ve
denmeyen alma
almann dzenlenmesi
Taylorizm ve Fordizm
Taylorizm ve Fordizmin snrlar

iin ve almann deien doas


Kadnlar ve alma
Post-Fordizm
Mesleki yapdaki bugnk eilimler

I gvencesizlii, isizlik ve almann


toplumsal nemi
almann toplumsal anlam
gvencesizliindeki art
isizlik

Sonu: Kiiliin anmas m?


^ et

Dnme sorulan
E k kaynaklar
Internet balantlar

alma ve Ekonomik
Yaam

Jockey masumca. Gkte ka tane


yldz varsa dedi ustaba ve yryp
gitti.

Jockey ilk bronz mantarn, Ocak


1885'te bir Pazartesi sabah saat alty
be gee yapt. Ustaba ona nasl
yaplacan anlatrken, imdi gbeini
tornann yatana skca daya dedi,
yere salam bas; bacaklarn da ayr.
Jockey bacaklarn ayrd. Makine
kvlcm ve tiz bir ses kard; buhar itili
bir makine; bronzdan mantar biimin
deki valf kutuya dt. Bundan ka
tane yapmam gerekiyor? diye sordu

Jockey o zaman on be yandayd.


Bu i bir terfydi. Bundan nceki ii,
M an ch e ster yaknlarnd aki Salford'daki fabrikada ay yapmak ve getir
gtr ilerini yerine getirmekti. Jockey
altm bir yl boyunca baka bir i
yapmad. lk birka yldan sonra
sendikaya katld. Yirmi be yanda,
ayaklar altnda ken demenin iine
geti. Demeyi tamir iin gelen ustaya
kendini yle savundu: Gryorsun
yere sk basmalym. Deme dal
yor. zr dileme dedi usta, Bu be
nim demem deil. Tahtalar 1907'de
ve sonra 1916'da yeniden krldlar.
198'de Jockey gn ie gelmedi s
panyol gribi diye zr diledi; kafam
kaldramadm ve 1935'te iki gn daha

790

a l m a v e E k o n o m ik Yaam

gelmedi; kars ldnde. irkette


geirdii altm bir yl boyunca, iten
yalnzca be gn uzak kald.
kinci Dnya Savann hemen
ardndan, yetmi bir yana geldiinde,
milyonuncu valfini yaptktan ksa bir
sre sonra, altndaki rm zemin bir
kez daha kt. Bunu bekliyordum
dedi. Tornay itti, torunu olacak yataki
ustabana gitti. Bu hafta sonu artk
bitiriyorum George, diye bard
makinenin sesini baarmak iin. Ayr
lrken, oradaki insanlar bir sallanan
koltuk aldlar. Bunu da eskitip datt
n zaman sana usta gndeririz! Cuma
leden sonra, ustaba ona yeni ra
tantt. Ona iin nasl yaplacan gs
ter, tamam m? dedi. Jockey glm
sedi: otur uraya dedi ocua; ok
fazla bir ey yok. Gbeini torna yata
na skca daya, yere salam bas; bacak
larn da ayr!
Robert Roberts'in Jockey'in al
ma yaamn anlatt, yirminci yzyln
ilk eyreinde Salford'dun kenar
mahallerindeki yaamn ilk elden
anlatm olan klasik yaptndan (1971)
beri almann doas olduka deiti.
Pek oumuz iin, Jockey'in alma
yaam bizimkinden dnlemeyecek
kadar farkl. Bu blm, modern
toplum da alm ann geliim in i
incelemekte ve modern ekonomilerin
yapsna bakmaktadr. Bununla birlikte,
alma terimini kullandmzda
bundan gerekte ne anladmza
yakndan bakmamz gerekiyor.

alma nedir? Karl denen


ve denmeyen alma
Genellikle almay, alma d
kalma kavramnn dndrd gibi,

791

cret karl bir ie sahip olmak diye


dnme eilimindeyiz, ne ki bu, ok
yaln bir grtr. Karl denmeyen
igc (ev ileri ya da kiinin kendi
arabasn tamir etmesi gibi) pek ok
kiinin yaamnda byk bir yer tutar.
Pek ok i tr, karl denen
nitelikteki yerleik kategorilere uyum
gstermez. rnein, biimsel olmayan
ekonomide yaplan ilerin ou, resmi
istihdam istatistiklerinde kaydedilmez.
Biimsel olmayan ekonomi terimi,
dzenli istihdam alan dnda yaplan,
kimi zaman salanan hizm etler
karlnda elde edilen nakit paray
ierse de, ayn zamanda mallarn ya da
hizmetlerin dorudan dei tokuuna
dayanan ilemlere gndermede bulun
maktadr.
rnein sznt yapan bir boruyu
tamir iin gelen birisine, karlnda bir
belge istenmeden ya da yapt iin
ayrntlar kaydedilmeden nakit deme
yaplabilir. nsanlar ucuz -yani alnt
ya da karl denmemi- mallar,
arkadalar ya da tandklaryla, baka
eyler karlnda deitirebilir. Biim
sel olmayan ekonomi yalnzca gizli
nakit ilemleri deil, insanlarn kendi
evlerinde ya da darda kendi kendine
yapt ileri de iermektedir. rnein,
kendin-yap tr etkinlikler, evde
kullanlan makina ve aletler, teki trl
satn alnmas gereken mal ve hizmetler
salar (Gershuny ve Miles 1983).
Geleneksel olarak ounlukla kadnlar
tarafndan gerekletirilen ev ileri,
genellikle karlkszdr. Ancak bu da
almadr -genellikle ok zor ve yorucu
bir alma (kutuya baknz). Yardm
kurulular ya da teki kurulular iin
gnll alma, nemli bir toplumsal
role sahiptir. Karl denen bir ite

a l m a v e E k o n o m ik Yaam

almak yukarda belirtilen nedenler


yznden nemlidir; ancak alma
kategorisi daha genitir.
Karl densin ya da denmesin,
almay, zihinsel ve fiziksel abann
harcanmasn gerektiren, insan gerek
sinimlerini karlayan mal ve hizmet
lerin retimini hedef alan devlerin
yerine getirilmesi diye tanmlayabiliriz.

Bir meslek ya da i, dzenli bir c


ret ya da maa karl gerekletirilen
almadr. Btn kltrlerde, alma,
ekonominin temelidir. Ekonom ik
sistem, mal ve hizmelerin retimi ve
blmn dzenleyen kurumlardan
oluur.

E v ileri
B u g n k b iim iy le evileri, ev ile alm a y erinin

K a rl d e n m e y e n ev ii ig c n n e k o n o m i iin

b irb irin d e n ay n lm asy la ortay a k t (O a k ley 1 9 7 4 ).

n e m i o k fazladr. San ay ilem i lk elerd e yaratlan

Sa n a y ilem e ile, e v m allarn retim yeri o lm ak tan

serv etin % 2 5 ile % 4 0 arasn d ak i b ir b l m n n

k p t k etim yeri h a lin e geldi. E v i le ri, g e r e k

e v ilerin d en geldii ta h m in ed ilm ek ted ir. Z a m a n

a lm a g id ere k d ah a fazla d o ru d an c re t karl

k u llan m n a ilikin 2 0 0 2 'd e y ap lan ulusal b ir

ola ra k ta n m la n d k a g r n m e z h ale geldi.

a n k etin bu lgu larn a g re , e er B irle ik K ra llk 'ta

E v i le ri g e len ek se l o larak k ad nlarn alan ik en , evin

ev ilerin e d e m e yaplsayd, b u n u n B irle ik K ra llk

d erk e k le re ayrlm t. B u g elen ek se l m o d eld e, ev


iin d ek i ib l m -e v in iin d ek i so ru m lu lu k larn ev
halk ta ra fn d a n pay lalm as- o ld u k a d o ru d an
n itelik ted ir. K a d n la r evilerin in , e er h ep sin i
d eilse, b yk b l m n y k len m ek zo ru n d ay k en
e rk ek ler aileye b ir c r e t k azan arak b a k a r .
A yr b ir ev in ortay a k t d n e m b ak a
d e im e le re de tan k lk etm itir, san ay ilem en in
salad y enilik ve k oylklar evi etk ilem ed en n c e ,
e v iin d e alm ak z o r v e kiiyi t k eten n itelikteyd i.
rn e in h a fta lk am ar, ar ve g g e re k tire n b ir
iti. E v le r d e scak v e so u k akan suyun g etirilm esi,
zam an t k e te n p ek o k ii o rta d a n k ald rm t; d ah a
n c e , su ev e ta n m al v e stlm alyd; bu g n
g elim e k te o la n d n y an n o u n d a old u u gibi.
E le k trik v e gaz te sisa d a n , k m r v e o d u n so b a la rn
ve d zen li o d u n k esim i, k m r tam a ve so b a n n
s rekli o larak te m iz le n m e si g ib i ileri g erek siz hale
getirdi.
Y in e de, a rtc b ir b iim d e , elek trik s p rgeleri,
a m a r v e bu la k m a k in a la n g ibi ig c ta s a rr u f
ed en y en ilik lerd en so n ra bile, ev ilerin d e kad nlar
ta ra fn d a n h a rca n a n o rta la m a zam an o k fazla
azalm am tr. B ritan y al k ad n larn karlksz
a ltk la n ev ilerin e h a rca d k la n zam an s o n yarm
yzyldan b u yana azalm am tr. E v aletleri d ah a ar
n itelik tek i ilerin b ir b l m n o rta d a n k ald rm tr,
an ca k b u n la rn y erlerin e yeni iler yaratlm tr.
o c u k b a k m , ev in alverii v e y e m e k h azrlan m as
iin h a rca n a n z am an h ep artm tr.

Kadnlar okluk "ifte mesai yaparlar;


evin iinde ve dnda.

792

a l m a v e E k o n o m ik Y aam

e k o n o m isi iin d e e rin in 7 0 0 m ilyar p o u n d o laca

k en d ilerin e uyguladklar ru h sal b ask d an

ta h m in e d ilm ek ted ir ( O ff ic e o f N a tio n a l S ta tistics

k aam ad k larn g s te rm e k te d ir.

2 0 0 2 ). E v i i a lm a , alm alarn n karl d e n e n

K arl d e n e n v e d e n m e y e n alm a b iim leri,

n fu s iin cretsiz h iz m e t salayarak ek o n o m iy i

e v ilerin in e k o n o m iy e k atk larn n g sterd i i gibi,

d estek lem ek te d ir.

birb irleriy le y ak nd an ilikilidir. S o sy o lo g la rn

Y in e de ev ii a lm a n n k en d isi so ru n lu bo y u tlara

ilg ilerini y n elttik leri esas so ru lard an birisi,

sahiptir. A n n e O a k ley 'in (1 9 7 4 ) b ir alm a b iim i

kad nlarn ig c p iyasalarn da d aha fazla yer alyor

ola ra k eviini ele ald k lasik alm as, ev ii ilere

o lm alarn n evd ek i ib l m n etkileyip

tam zam an l y n e lm e n in yahd m la,

etkilem ed iid ir. E e r evii ilerin m ik tar azalm ad

y aban clam ay a v e i se l ta tm in d en y ok su nlu a

hald e d aha az k ad n tam zam an l evkad n

g t re b ile ce in i g s te rm e k te d ir. O ak ley

n iteli in d e ise, b u n u n an lam , evin iin d ek i ilerin

a lm a sn d a , ev k ad n larn n ev ii ileri o ld u k a

b u g n d aha farkl b ir b i im d e d zen len m esin in

tek d z e b u ld u klar ve kend i alm alar iin

g erek li olduudur.

olu tu rd u k lar belirli l le ri k arlam ak iin kendi

almann toplumsal
dzenlenmesi
Modern toplumlarda ekonomik
sistemin en ayrdedici zelliklerinden
birisi son derece karm ak bir
iblmnn bulunuyor olmasdr:
alma, insanlarn uzmanlat ok
fazla sayda mesleklere blnm
durumdadr. Geleneksel toplumlarda,
tarmd alma, bir zenaatta ustal
gerektiriyordu. Zenaat becerileri, uzun
bir raklk dnemi srasnda renili
yordu ve alan olaan olarak retim
srecinin btn aamalarn, en ban
dan en sonuna kadar yerine getirmek
teydi. rnein, bir saban yapan metal
iisi demiri dkmek, onu biimlendir
mek ve kurulumunu yapmak zorun
dayd. Modern sanayi retimimin
ortaya k ile geleneksel zenaatlarn
byk bir blm ortadan kalkt ve
onlarn yerine, daha geni retim
srelerinin bir parasn oluturan
beceriler geti. Bu blmn banda
yaam yksn tarttmz Jockey,
buna bir rnektir. Jockey btn alma
yaamn, olduka uzmanlam bir ite
geirmid; fabrikadaki teki insanlar da
teki zgl ileri yapyorlard.

793

Modern toplum almann ger


ekletii yerde de bir kaymaya tanklk
etmitir. Sanayilemeden nce, alma
nn byk blm evde yaplyordu ve
evhalknn btn yeleri birlikte al
may tamamlyordu. Elektrik ve kmr
le alan makinalar gibi sanayi tekno
lojisindeki ilerlemeler, iyeri ile evin
ayrlmasna katkda bulunmutur. Giri
imcilerin sahip olduu fabrikalar sana
yinin geliiminin odak noktalar haline
gelmitir: Makina ve ekipman fabrika
larda younlam ve mallarn kitlesel
retimi evde sdenen kk lekli
zenaatl geride brakmaya balam
tr. Jockey gibi fabrikalarda i arayan
insanlar, uzmanlam bir devi yerine
getirmek zere eitilecekler ve bu al
ma karl bir cret elde edeceklerdi.
alanlarn performanslar, iilerin
retkenliklerini ve disiplinlerini artra
cak teknikleri gerekletirecek olan
yneticiler tarafndan gzetim altnda
tutulmaktayd.
Geleneksel ve modern toplumlardaki iblm arasndaki kartlk
gerekten de olaanstdr. Gelenek
sel toplumlarn en byklerinde bile,
tccar, asker ve din adam biimindeki

a l m a v e E k o n o m ik Yaam

uzmanlam rollerin yannda, yirmi ya


da otuz taneden fazla olmayan ana
zenaat ticareti bulunmaktadr. Modern
bir sanayi sisteminde, elifi elifine
binlerce farkl meslek bulunur. Birleik
K ra llk nfus saym , B ritan y a
ekonomisinde yaklak 20.000 farkl
meslein dkmn yapmaktadr.
G eleneksel toplumlarda nfusun
byk blm iftliklerde alr ve
ekonomik olarak kendi kendine yeterlidir. Bunlar yiyeceklerini, giysilerini ve
yaamn iin gerekli olan teki eyleri
kendileri retir. Buna karn modern
toplumlarn nemli zelliklerinden
b ir is i, e k o n o m i k kar l kl
bamllktaki ok byk arttr.
Hepimiz, yaammz srdrmek iin
gerekli olan rn ve hizmetler bak
mndan, devasa saydaki -bugnlerde
btn dnyaya yaylm olan- teki
alanlara bamlyz. Pek az istisna ile,
modern toplumlardaki insanlarn ezici
ounluu kendi yedikleri yiyecei,
iinde yaadklar evleri, ya da tkettik
leri maddi mallar kendileri retmez.
lk sosyologlar, iblmnn
potansiyel sonular -hem bireysel
alanlar hem de bir btn olarak top
lum bakmndan- hakknda ok fazla
yazmlardr. Kari Marx, modern
sanayinin geliiminin pek ok kiinin
almasn skc, ilgin olmayan
biimlere indirgeyecei konusunda
speklasyon yapan ilk yazarlardan
birisidir. M arx'a gre, iblm
insanlar yaptklar iten yabanclatracaktr. Marx'a gre yabanclama,
yalnzca almaya deil, kapitalist bir
ortamdaki btncl sanayi retimine
kar kaytszlk ya da dmanlk duygu
larna gndermede bulunur. Marx,
geleneksel toplumlarda almann
genellikle ok yorucu olduuna -kyl
iftiler kimi zaman afaktan gnbat-

mna kadar almak zorundayd- iaret


etmekteydi. Yine de, kyller, ok bilgi
ve beceri gerektiren alm alar
zerinde gerek lde bir kontrole
sahiptiler. Buna karlk pek ok sanayi
iisi, ortaya kan rnn yaratlma
snda yalnzca bir para katk yapa
bildiklerinden kendi ileri zerinde ok
az kontrole sahiptir; bu rnn sonun
da nasl ya da kime satlaca konusunda
da hibir etkiye sahip deillerdir.
Marksistler, Jockey gibi iiler iin,
almann yabanc, bir gelir elde etmek
iin yerine getirilmesi gereken ancak
znde tatmin edici olmayan bir ey
olarak grndn syleyeceklerdir.
Durkheim iblm hakknda,
potansiyel olarak zararl etkilerini kabul
ediyor olsa da, daha iyimser bir bak
asna sahiptir. Durkheim'a gre,
rollerdeki uzmanlama, topluluklar
iindeki toplumsal dayanmay artra
caktr. Birbirinden yaltlm, kendi
kendine yeten birimler olarak yaamak
tansa, insanlar birbirlerine karlkl
bamllklar yoluyla balanacaklardr.
D ayanm a, okynl retim ve
tketim ilikiler^ yoluyla artacaktr.
Durkheim bu dzenlemeyi, olduka
ilevsel diye grmekteydi; her ne kadar
deiim ok hzl olursa dayanmann
bozulabileceinin farknda olsa da.
Durkheim ortaya kan bu normsuz
olma duygusuna anomi diyordu.
D urkheim ve M arx'n yazlarna genel
bir bak iin Sosyoloji n ed ir?
balkl 1. Blm e bakm ak yararl
olabilir.

Taylorizm v e fordizm
Modern iktisadn kurucularndan
birisi olan Adam Smith, iki yzyl nce,
iblmnn salad stnlkleri,
artan igc verimlilii bakmndan
tanmlyordu. Smith'in en nl yapt,

794

a l m a v e E k o n o m ik Y a a m
Brtm m m jm a:iBtor^i^a n n n n m :rjaT jm '^/.iMHWnrat^

Uluslarn Zenginlii (The Wealth o f


Nations-1776), bir topluine fabrika
sndaki iblmnn betimlemesi ile
balar. Tek bana alan bir kii bir
gnde belki 20 ine yapabilir. Ne ki, bu
iinin devi bir dizi yaln ileme
blnrse, uzmanlam ileri yapan on
ii igbirlii iinde birlikte gnde
48.000 ine retebilir. Baka deyile ii
bana retim oran, 20'den 48.000'e
kmtr; her bir uzman ilemci tek
bana altnda yapabileceinden
240 kat daha fazla ine retmektedir.
Bir yzyldan fazla bir zaman sonra
bu dnceler, en gelimi ifadesine,
Amerikal bir ynetici danman olan
Frederick Winslow Taylor'n (18651915) yazlarnda ulamtr. Taylor'un
bilimsel ynetim dedii yaklam,
sanayi srelerinin, onlar zamanlamas
ve dzenlemesi tam olarak yaplabi
lecek biimde yaln ilemlere blebil
mek iin ayrntl bir incelemesine
dayanyordu. Bilimsel ynetimin daha
sonra ald adla Taylorizm, yalnzca
akademik bir alma deildi. Taylo
rizm, sanayi retimini enoklatrmak
iin tasarlanm bir retim sistemi idi;
yalnzca sanayi retim ve teknolojisi
zerinde deil, alma yeri siyaseti
zerinde de yaygn etkileri olmutu.
zellikle, Taylor'un zaman ve hareket
almalar, retim sreleri hakkndaki
bilginin iiden alp salam bir biimde
yneticilerin eline teslim etmeyi,
bylelikle de zenaatlarn koruduklar
zerkliin temelini ortadan kaldrmay
salamtr (Braverman 1974). Byle
likle, Taylorizm, igcnn nitelikten
yoksun braklmas ve aalanmasyla
eleir olmutur.
Taylorizmin ilkeleri, sanayici Henry Ford (1863-1947) tarafndan benim

795

senmitir. Ford, ilemlerin hzl, kesin


ve yaln bimide yaplmas iin tasarlan
m olan uzmanlam alet ve makinalarn kullanld, ilk araba fabrikasn
1908'de Michigan, Highland Park'ta,
yalnzca bir tek rn -Ford T Modeliretmek iin kurmutu. Ford'un en
nemli yeniliklerinden birisi, hay
vanlarn hareket eden bir hat zerinde
blm blm paraland Chicago
mezbahalarndan esinlendii sylenen
montaj hatt idi. Ford'un fabrikasnda
alan her bir ii, rnein arabalar
nnden getike sol taraftaki kapnn
kolunu takmak gibi uzmanlam bir
devi yerine getiriyordu. T Modelinin
retim inin durdurulduu 1929'a
gelindiinde, 15 milyondan fazla araba
retilmiti.
Ford, kitlesel retimin kitlesel
pazarlar gerektirdiini ilk farkedenlerden birisiydi. Ford, eer otomobiller
gibi standartlatrlm mallar daha da
byk miktarlarda retilecekse, bu mal
lar alabilecek tketicilerin de garantiye
alnmas gerektiini dnyordu. 1914
ylnda, Ford tek tarafl olarak, Dearborn, Michigan'daki fabrikasnda ge
erli olan sekiz saatlik alma cretini 5
Dolara ykseltti o zamanlar iin olduk
a cmert olan ve ii snf yaam bii
mine byle bir otomobile sahip ola
bilmeyi katan bir cret. Harvey'in
belirttii gibi, Gnde sekiz saat ve be
Dolarn amac, yalnzca iilerin olduk
a retken olan montaj hatt sisteminin
gerektirdii disipline uymalarn sala
makt. Bu ayn zamanda iilere,
irketlerin daha da byk miktarlarda
retmeye balayacaklar kitle retiminin
sonucu olan rnleri tketmek iin
yeterli olacak gelirin de verilmesi
anlamna geliyordu (Harvey 1989).

a l m a v e E k o n o m ik Yaam

Ford'un retim hatt etkinlii artrmak iin tasarlanmt

Fordizm, kitlesel pazara balan


m olan kitlesel bir retim sistemini
anlatmak iin kullanlan bir addr. Belirli
kimi balamlarda, terim, ikinci Dnya
Savandan sonra, kitlesel retimin
yksek derecede sendikalam istikrarl
igc ilikileriyle eletii kapitalizmin
gelitii dneme gndermede bulunan
daha zgl bir anlama sahiptir. Fordizm
altnda, firm alar iileriyle uzun
dnemli balantlar iine girmiler,
cretler de retkenlikteki arta skca
balanmt. Bylelikle toplu pazarlk
anlam alar -firm alarla sendikalar
arasndaki, cretler, kdem haklar, de
meleri gibi alma koullarn belirle
yen biim sel anlamalar- iileri
otomatikletirilmi alma rejimlerini
kabullenmelerini ve kitlesel olarak

retilen mallar iin yeterli talep yarat


may salayarak kendi kendini besleyen
bir evrim yaratmtr. Sistemin genel
likle 1970'lerde skntya girdii ve
alma koullarnda daha fazla esneklik
ile daha az i gvencesinin olduu
koullarn ortaya kt dnl
mektedir.

Taylorizm ve Fordizmin snrlar


Fordizmin gerilemesinin nedenleri
karmaktr ve oka tartlmtr.
Deiik sanayi kollarndaki firmalar
Fordist retim yntemlerini benimse
dike, sistem belirli snrlamalar iine
girmitir. Bir zamanlar, Fordizmin bir
btn olarak sanayi retim inin
geleceini temsil ettii dnlrd. Ne
ki zamanla bunun byle olmad

796

a l m a v e E k o n o m ik Yaam

grld. Sistem yalnzca, araba retimi


gibi byk pazarlar iin standardatrlm mallar reten sanayi kollarnda
baaryla uygulanabilmektedir. Meka
niklemi retim hadarn kurmak ar
pahaldr; bir kez Fordist bir sistem
kurulduunda olduka kat hale gel
mektedir. rnein, bir rnde deiik
lik yapmak iin nemli lde bir
yeniden yatrm yapmak gerekir. Fordist
retim, eer fabrikay kurmak iin
yeterince finansman bulunabilirse
kopyalanmas olduka kolay bir sistem
dir. Ne ki igcnn pahal olduu
lkelerdeki firmalar cretlerin dk
olduu yerlerdekilerle rekabet etmekte
zorlanmaktadr. Bu, ilk bata Japon
(ancakjapon cret dzeyleri artk hi de
dk deildir) ve daha sonra Gney
Kore araba sanayiinin glenmesine
neden olan etkenlerden birisiydi.

yrtld hakknda syleyebilecek


leri pek az ey vardr. Pek ok dk
gven konumuna sahip iyerinde,
iinin tatminsizlik ve kaytarma dzeyi
olduka yksektir; sanayi atmas da
yaygndr.
Buna karn bir yksek gven
sistem i, iilerin genel kurallar
ereve-sinde kendi almalarnn
hzn ve hatta ieriini denetlemesine
izin veren bir sistemdir. Bu tr sistemler
genellikle yksek rgtlenme dzeyleri
nin olduu sanayilerde younlarlar.
G receim iz gibi, yksek gven
sistemleri son yirmi otuz yldr pek ok
iyerinde yaygn hale gelmi ve alma
nn rgdenmesine ve yrtlmesine
ilikin dncelerimizi deitirmeye
balamtr.

in ve almann deien
doas

Ne ki, Fordizm ile Taylorizmin


zorluklar pahal ekipmann tesine
gemektedir. Fordizm ve Taylorizm
sanayi sosyologlarnn dk gven
sistemleri dedii niteliktedir. ler,
yneticiler tarafndan belirlenir ve
makinalarn kontrolne braklr. al
ma devlerini yerine getirenler yakn
dan izlenir ve onlara pek az eylem
zerklii verilir. Disiplinin ve yksek
nitelikteki retim standardarn koru
mak iin, alanlar srekli olarak dei
ik gzetim sistemleri ile denedenirler.

Ekonomik retimin kreselle


mesi, bilgi teknolojilerinin yaylmasyla
birlikte ou insann yapt iin
niteliini deitirmektedir. 9. Blmde
tartld gibi, sanayi lkelerindeki
mavi yakal ilerde alan insanlarn
oran gittike dmektedir. Brolarda
ve spermarkeder ve havaalanlar gibi
hizm et m erkezlerinde yeni iler
yaratlmaktadr. Bu ilerin pek ou,
kadnlar tarafndan yrtlmektedir.

alm a srasnda ve teki rgtlerde


gzetim , rgtler ve A lar balkl
16. B l m d e , s. 6 9 4 -7 d e ta rtl
m aktadr.

yerinde toplum sal cinsiyet eitsizlii


daha ayrntl olarak, rgtler ve
Alar balkl 16. B lm de, s .8048 'd e tartlm aktadr.

Bununla birlikte, bu srekli gze


tim, istenenin tam tersi bir sonucu
yaratma eilimindedir: iilerin morali
ve kendilerini ie adamas, okluk anr
nk kendi ilerinin nitelii ya da nasl

797

alma v e Ekonomik Yaam


-1 w

n > n w w iM a iin r ^ ^ ^ M

San ayi a tm a s
U zun zam andan beri, iilerle onlarn zerinde yer alan
ekon om ik ve siyasal yetkeler arasnda atm alar vardr.

pazarlklannda kar karya gelm elerdir. D ah a az

O n sek izin ci yzyl Avrupas'nda, askere almalara,


yksek vergilere bakaldrm alar ile hasat baarszlkla

(iverenler dzenli olarak eski kadroyu yenisiyle


deitirirler), kaytarm aclk ve retim m ekanizm asna

rnn olduu d nem lerd e yiyecek bakaldrlar yaygnd,

m dahalelerdir.

rgd atm a biim leri, yksek igc dolam

ig c atm asnn bu m od ernlik n ce si biim leri,

iile r pek o k zgl neden yznden greve gitm eyi

kimi lkelerde b ir yzyldan n cesin e kadar srm t.


rn e in , 1868'd e, birka byk Italyan kentinde

seebilirler. D ah a yksek cred er elde etm eye,


kazanlarnda n grlm olan bir d

yiyecek bakaldm lar olm utu (G eary 1981). B u tr

engellem eye, alm alarnn daha skc yapan ya da

geleneksel atm a biim leri yalnzca ara sra ortaya

iten karm alara yol aan tek n olo jik yenilikleri

kan, aklc olm ayan iddet patlam alar deildi: iddet

p ro testo etm eye ya da iyerinde daha fazla gvence

tehdidi ya da kullanm nn, tahl ve teki ana yiyecek


m addelerinin fiyadarn snrlam a etkisi de vard (Rude

elde etm eye alyor olabilirler. N e ki, btn bu


durum larda grev z nd e b ir g m ekanizm asdr.

1 9 6 4 ; B o o th 197 7).

G rev, iyerlerinde g rece gsz olan ve alm a


yaam lar, zerlerinde o k az kon trollerinin olduu ya

iilerle alanlar arasndaki sanayi atm alar ilk bata


bu eski kalplar izlem e eilindeydi. atm a durum la
rnda iiler o k sk olarak iyerlerini terkederek

da hi olm ad ynetsel kararlarla etkilenen insanlarn

sokaklarda kalabalklar olutururdu; honutsuzluklarn,

sahip olduu bir silahtr. B u genellikle, teki

kuralsz davranlar ya da yetkililere kar iddet

pazarlklar baarszla uradnda, en son


kullanlacak bir silahtr nk grevdeki iiler ya

eylem lerine katlarak gsterirlerdi. O n d oku zun cu

h ib ir gelir elde etm ezler ya da snrl olan sendika

yzyln so nlann d a Fran sa'n n kim i blgelerindeki

fonlarna bam l olabilirler.

iiler holanm ad klan iverenleri asm akla tehdit

Sendikalar

ederlerdi (H o lto n 197 8 ). B ugnlerde iiler ile ynetim


arasndaki rgd pazarlkla yaygn olarak eletirilen

ye saylan ve gleri byk farkllklar g sterse de,

grevin b ir silah olarak kullanlm as ancak yava yava ve

sendika rgderi, ayn zam anda iilerin ekon om ik


hedeflerini gerek letirm ek iin greve gitm e

zam an zam an ortaya kan bir biim de geliti.

haklarnn tanyan btn B at lkelerinde

Grevler

bulunm aktadr. N ed en sendikalar B at lkelerinin

G rev , bir gru p alann honutsuzluklarn belli etm ek


ya da b ir talebin yerine getirilm esini salamak iin

tem el bir zellii haline gelm ilerdir? Sendika-ynetim


atm as neden az o k sanayi ortam n da her zam an

alm ann geici olarak durdurulm as diye tanm la

varln duyuran b ir olaslktr?

nabilir (H ym an 1 98 4 ). B u tanm n btn unsurlar gevi


teki kar km a ve atm a biim lerinden ayrdetm ek
iin nem lidir. B ir grev, iiler ayn ie, ayn iverenle
dnm eye niyetli olduklar iin geicidir.; btn iilerin
iten ktklar durum da g rev terim i uygun bir terim
deildir. B ir almay durdurma olarak grev, m esai
yasandan ya da i yavalatmak tan farkldr. b\r grup
iinin yer almas gerekir, nk grev tek bir iinin
tepkisini deil, toplu eylemi ierir. Y er alanlarn

alanlar olm as grevin, m ahalle sakinleri ya da


renciler tarafndan yrtlenler gibi p rotestolard an
ayrdedilm esini salar. S o n olarak da, b ir grev bir
honutsuzluun bilinm esine ya da bir talebi zorlam aya
yneliktir; alm ayan iilerin bir fu tbo l m ana
gitm elerinin g rev olduu pek sylenem iz.
G revler, iilerle y netim in yer ald atm a
trlerinden ya da ynlerind en yalnzca birisini temsil
etm ektedir. B unu nla yakndan ilikili olan teki rgd
atm a biim leri, lokavdar (iiler yerine iverenlerin
ii durdurduu), retim ksdam alar ve szlem e

M o d ern sanayinin geliim inin ilk d nem lerinde, pek


o k lkedeki iilerin h ib ir siyasal hakk yotu;
kendilerini bulduklar alm a koullar zerinde de
pek az etkileri bulunm aktayd. Sendikalar, iiler ile
iverenler arasndaki g dengesizliiyle baetm e arac
olarak kurulm utu, iilerin tek balanna h em en
hem en hi gleri yokken, toplu rgdenm e yoluyla
etkilerini nem li lde artrabilirler. B ir iveren bir
tek ii olm adan da yapabilir, ancak fabrikadaki btn
iiler ya da byk blm olm adan yapamaz.
Sendikalar balangta, iverenlerin sahip olduu
byk gce kar iilerin yaam larn koruyacak
aralar sunan, yalnzca savunm ac rgderdi.
Bugn iiler siyasal alanda oy hakkna sahiptir;
iverenlerle de ek on om ik istekler iin bastrm ay ve
honutsuzluklar dile getirm eyi salayan yerleik
pazarlk biim leri bulunm aktadr. Bununla birlikte,
sendika etkisi birincil olarak, h em yerel fabrika
dzeyinde hem de ulusal dzeyde geerli olan veto gc
biim indedir. B aka deyile, sendikalar, grev hakk da

798

a l m a v e E k o n o m ik Y aam

18.1. ekil

s tih d a m iin d e k i, b ir s e n d ik a y a y e o la n la rn o r a n , B irleik K ra llk /

a O n a y Grevlilerinin Yllk Raporlarndan alnan 1975 ylndan sonraki veriler yalnzca Byk
Britanyay gstermektedir. Daha fazla bilgi iin veri kaynaklar hakkndaki teknik nota baklabilir.
Not: veriler 2001 Nfus Saym tahminlerinden sonraki deim eleri yanstm ak iin
dzeltilmemitir.
Kaynak: ONS (2003c), s. 139.

ilerinde olm ak zere ellerindeki kaynaklan kullanarak,


ancak iverenlerin politika ve giriim lerini bloke edebilir;
yoksa ilk elde b u nlan n biim lendirilm esini kotrol

B irleik K rallk da ilerinde olm ak zere gelim i


sanayi lkelerinde bir gerilem e yaadlar. Bunun
ndegelen birka nedeni vardr. Bunlard an belki de en

edem ezler. B u n u n , sendikalarn ve iverenlerin alm a

yaygn olan, eski im alat sanayilerinin gerilem esi ve

koullann ieren d nem sel szlem e pazarlklarnda

h izm ed er sektrnn ykseliidir. G elenek sel olarak,


im alat sanayi, igcnn kalesi iken hizm etler

olduu gibi, istisnaian da vardr.


ik in ci D nya Savandan sonraki d nem , gelim i
sanayi lkelerindeki sendikalarn konum unda arp c bir

sektrndeki iler sendikalam aya daha direnli


olm utur.

d nm e tanklk etmitir. ou sanayi lkesinde,

N e ki, bu aklam aya kar kanlar olm utur.

1 9 5 0 ile 1 9 8 0 arasndaki d nem , sendika yelerini


potansiyel olarak sendika yeleri olabilecek insanlarn

S osy olog B ru ce W estern (W estern 1997), bu tr bir


aklam a, genel olarak sendikalar iin iyi bir dnem

bir yzdesi olarak dile getiren bir l olan sendika

olan (A .B.D .'de olm asa bile), ancak im alat sanayiinden

younluunda dzenli bir art gsterm itir. 1970'lerin


sonunda ve 1980'lerin banda, Britanya igcnn %

hizm edere kaym ann da olduu 1970'lerin deneyim ini

50'si sendikalyd. Y k sek sendika younluunun B at

istihdam n nem li bir blm sosyal hizm etler -tipik

lkelerinde yaygn olm asnn birka nedeni vard. lkin,

olarak kam u sektr- sendika ileri oluturm utur.


W estern bu yzden, sendikalam ann im alat sanayi

aklayamaz. B e n z e r olarak, hizm eder sektrndeki

gl ii snf partileri igc rgderinin lehine


koullar yaratm t. kincileyin, firm alar ile sendikalar

iindeki dnn, btn sektrler boyunca

arasndaki pazarlklar, sektrel ya da yerel dzeyde

dm esinden daha anlam l olduunu ileri srm ektedir.

m erkezi olm aktan uzak biim de g ereklem ek yerine,

H em sanayi kollar arasnda, hem de iindeki sendika

ulusal dzeyde koord ine ediliyordu. ncleyin,

younuundaki dm esiyle uyumlu olan birka


aklam a bulunm aktadr, ilkin, dnya ekonom ik

ilerini kaybeden iilerin igc hareketini


terketm em elerini salamak iin , isizlik sigortasn
devlet yerine sendikalar dorudan ynetiyordu. B u

etkinliinde, zellikle 1980'Ierde yksek dzeydeki


isizlikle elele giden durgunluk, igcnn pazarlk

etkenin tm ne deil bir birleim ine sahip olan

konum unu zayflatm tr. kincisi, zellikle crederin


okluk Badya g re daha dk olduu U zakdou

lkelerde, alan nfusun b e te ikisi ile te ikisi


arasnda deien daha dk b ir sendika younluu

lkelerinden gelen uluslararas rekabetin artan

vard (18.1. ekil, yirm inci yzyl boyunca sendika


yeliindeki art ve azal gsterm ektedir.

younluu da sendikalarn pazarlk gcn azaltm tr.


nc s de, ngiltere'd e 1979'd a iktidara gelen ve

1970'lerd e eriilen tepe noktasndan sonra, sendikalar

1980'lerd e sendikalara kar saldrgan bir tavr taknan,

799

a l m a v e E k o n o m ik Y a am

M argaret T h a tch er'n liderliindeki Britanya

sendika yelii % 2 9 kadnlar dzeyinde kalm tr

M uhafazakar P artisinde olduu gibi, pek o k lkede

(,SocialTrends 3 5, 2 0 0 5 ). D ah a esn ek retim eilim leri,

sac h km ederin bulunm asdr. Sendikalar, birka

o k sayda alan olan byk fabrikalarda daha youn

n em li grevde, zellikle de Birleik K rallk'ta 1 9 8 4 'te

b ir biim de gelien sendikacln gcn azaltmtr.

U lusal M ad enciler Sendikasnn ezilm esideki gibi, ikinci

Y in e de, sendikaclk o u B a t lkesinde n em li bir

en iyi sonularla yetinm ilerdir. Sendikalann


koruduklar alm a koullan ve cretler, son yirm i be

g olmay srdrm ektedir. Send ikalann Birleik

yl ierisinde nem li birka sanayi kolunda anm tr.

yrtebilm e glerine sahip olduu, 2 0 0 2 ve 2003'tek i

K rallk'ta, yeleri iin ne kadar etkili b ir pazarlk

Sendika yeliklerindeki azalma, sanayilemi lkelerdeki


daha genel bir olgunun sonucunda ortaya km tr ve
yalnzca sac hkm ederin sendikalara uygulad

itfaiyecilerin grevi srasnda grlm tr. B u atm a


srasnda, itfaiy eciler Sendikasnn cret art isteine
kar, Y en i i Partisi hkm eti ayn sertlikte yant
vererek alm a uygulam alarnda daha fazla esneklik

siyasal baskya yklenem ez. Sendikalar genellikle,

talebinde bulunm utu. (alm a koullarnn esneklii,

Britanya'da 1980'lerin byk blm ile 1990'larda

bu blm n ikinci yansnda ele alnacak tem el bir


temadr).

olduu gibi, yksek isizliin olduu dnem lerde


zayflarlar. H aziran 2 0 0 3 'te , hem erkekler hem de iin

1984 ylnda, Britanyal madenciler, ocaklarn kapanmasna kar uzun bir sava verdiler.

Kadnlar v e alm a
Tarih boyunca, erkekler ve kadnlar
evrelerindeki toplumsal dnyann
retim ve yeniden retimine, hem
gndelik olarak hem de uzun zaman
dilimleri boyunca katkda bulunmu
lardr. Yine de bu ortakln nitelii ve
sorumluluklarn dalm, zaman iinde
farkl biimler almtr. Yakn zamanlara
kadar, Bat lkelerinde karl denen

alma, baskn olarak erkeklerin alan


idi. Son yirmi otuz yl iinde, bu durum
kkten bir biimde deiti: gittike daha
fazla kadn igcne katlr oldu. Bati
lkelerinin byk blm ile Rusya ve
in'de, bugnlerde ev dnda alan
kadnlarn oran erkeklere kyasla drtte
bir orannda daha azdr (18.2. ekile
baknz). Bununla birlikte, Birleik
Krallk'taki raporlar, alan kadn
nfusun drtte nn, hizmet, temiz-

800

a l m a v e E k o n o m ik Yaam

lik, kasiyerlik ve yemek ii gibi yar


zamanl, dk cretli ilerde al
tklarn dndrmektedir (Women in
the Workplace 2004).
Aadaki kesimlerde, bu olgunun modern toplumda bugnlerde gerek
leen en nemli dnmlerden birisikkenlerine ve iermelerine bakacaz.
Ayrca, alma sosyolojisindeki en
nemli ada sorunlarn bir blmn
ele almadan nce, alma dnyasn
daki, Fordizm ve Taylorizmin gerileme
si ile gerekleen kimi deimeleri de ele
alacaz.

Iyerindeki kad n lar: tarihselgr


Sanayi ncesi toplumlarn nfusu
nun ezici ounluu (ve gelimekte olan
dnyadaki pek ok kii) iin, retim
etkinlii ile evin iindeki etkinlikler ayr
deildi. retim ya evde ya da evin
yannda yaplyordu; ailenin btn
yeleri de tarlada ya da el zenaatlarnda
alyordu. Kadnlar, erkeklerin ege
menliindeki siyasal ve sava alanla
rndan uzak tutulsalar da, ekonomik

1 97 1

1 8 . 3 . ek il B irleik K rallkt a is tih d a m o ra n la r;


c i n s i y e te g r e (% )
Kaynak: SodaI Trends 3 5 (2005), s. 4.

801

sre iindeki nemleri yznden


okluk evin iinde nemli bir etkiye
sahiptiler. Zenaatkarlarn ve iftilerin
eleri okluk, i hesaplarn tutarlard;
dullarn da i sahibi olmalar ve
ynetmeleri olduka yaygnd.
Bu durum, modern sanayinin
geliimi ile iyerinin evden ayrlmas
sonucunda byk lde deiti. reti
min makinalaan fabrikalara kaymas,
olaslkla en byk neme sahip etken
dir. alma, yaplan i iin zellikle
kiralanan bireyler tarafndan makinann
hzna bali olarak yapldndan, ive
renler yava yava, aileler yerine tek tek
iilerle szleme yapmaya baladlar.
Zaman iinde sanayinin geliimi ile,
ev ve iyerinde artan bir iblm
kuruldu. Ayr alanlar dncesi kamu
ve zel halkn tutumlarna yerleti.
Erkekler, ev dnda istihdam edilmenin
salad avantajla, kamu alannda, yerel
konularda, siyaset ve piyasada daha
fazla yer almaya baladlar. Kadnlar
evii deerleriyle eleir oldular ve
ocuk bakm, evin dzeninin salan
mas ve aile iin yiyecek hazrlama
sorumluluunu yklendiler. Kadnn
yeri evidir dncesi, toplumdaki
deiik dzeylerdeki kadnlar iin
deiik iermelere sahipti. Varlkl
kadnlar, bakclar, hemireler, hizmeti
ve uaklarn hizmetinden yararlanyor
du. Hem ev iindeki ileri yklenmek
hem de kocalarnn gelirlerine katk
yapmak iin sanayi ilerinde alan
daha yoksul kadnlarn yklendii yk
ok daha fazlayd.
Evin dndaki kadnlarn istihdam
oranlar, btn snflar iin, yirminci
yzyla kadar olduka dkt. 1910
gibi ge bir tarihte bile Britanya'da cret

a l m a v e E k o n o m ik Yaam

G r n la n d
(D a n im a r k a )
A la sk a
(A .B .D .)

zlan d a
K anada

P a r te k la 1

A tla s
O kyanusu
B a h a m a la r
1

/ ^ fio m ln lk C um .
B at S a h r ;

P o r to Rlko

I /

y B a rb u d a

L J /j Dominik

H av ai A d a la r (A .B .D .)

B arbad o s
El S a l v a d o r '

- ' - ?
H o n d u ras

N S .
>

V ln c e n t
^ G r a n a r ta
"
J lnrnl nn lid
d a d T o b a g o

K o s ta Rlka

a K < * W
P aram a

Byk Okyanus

Ekvador

f r - Fr. C u y a n a s

G am b l y a ^
B ls sa u '
S ie r r a
B u r k lr a F a s o / "
!

Sahili /
G ana

fVfu
Bre2Iya

Parag u ay

Avjgu
A rja n tin

F alklan d A d a la r

1 8 . 2 . e k il: D n y a a p n d a , i g c iin d e k i k a d n la r:

K adnlarn ekonom ik
art
Kadnlarn cret denen igcne
katlmalar, geen yzyl boyunca az ok
srekli olarak ykselmitir. Ykseliin
nemli etkenlerinden biri, Birinci
Dnya Sava srasnda karlalan
igc ktlyd. Sava yllarnda,
kadnlar daha nce yalnzca erkeklerin

802

Sen egal

n id is i

S u rln a m

tj

karl alan kadnlarn te birinden


fazlas, bakclar ya da hizmetilerdi.
Kadn igc ounlukla, fabrikalarda
ya da brolarda altklarnda aldklar
cret okluk dorudan anne babalarna
gnderilen gen bekar kadnlardan
oluuyordu. Bir kez evlendiklerinde,
bunlar genellikle igcnden kmakta
ve aile ykmllklerine younlamak
taydlar.

M o r ita n y a I

r/ ^ S x . L u d a

J a m a ik a

a l m a v e E k o n o m ik Y a am

_FinlandiyaEstonya

Kka

A rktik

H o lla n d a

, Latvlya
/ /
lltva n y ^

t Uksem burg
1 Dan m arka

C tk C tf?

^Avusturya
r
n\

'

. Belarus

" '

' y^-Slovakya
V ^S lo v en y a

u~*

^^Macarlstan
^Hrvatistan

, Bosna Hersek

^Srbistan

A lm anya

Idova

Grcistan

Kazakistan

(f

'H^y^JJmenlstan

M oolistan
Byk Okyanus

TDrt n a U
J i m
m

Trkiye
Tunus?

K u /ry

K^gzlstan
4-..Tacikistan

Japonya

K o te

A rn a v u tlu k

H indistan

Flllplnler

S udan
N ijerya /

Vietnam
Bmnel

Etyopya

/
l*apu
VrO Q

s
fkvato r
D nesi

i_

Ruanda

r v

l td e n o zya
.BurundL

TanM n a

M alavl

H in t
.

'

-a

Dou

T rnoy ~ /

' f

Z am hly*

Bh

*
_

f /

Okyanusu

t,

'-'"

M o z a m b ll

B o t s v u ir ^

Madagaskar
Avustralya

y \ k \
Gney
A frika

Zlm babve
\

Z v a z J la n d

Lesoto
Yel Zelanda

alan diye grlen ileri yerine


getirmeye baladlar. Sava dn,
erkekler bu ilerin ounu geri aldlar,
ancak daha nce kurulan kalp artk
bozulmutu.
ikinci Dnya Savandan bu yana,
igcnn toplumsal cinsiyet paylar
arpc bir biimde deimitir. Birleik
Krallk istihdam oran -istihdam edilen

803

alma yandaki insanlarn orankadnlar iin, 1971 ile 2004 arasnda %


56'dan % 70'e kmtr. Buna karlk
ayn dnemde, Birleik Krallk'ta
erkekler iin istihdam oran % 92'den %
79'a dmtr. Dolaysyla, erkekler
ile kadnlarn istihdam oranlar
arasndaki fark, 1971'deki % 35'ten
2004'te yalnzca % 9'a dmtr (bu
18.3. ekilde gsterilmektedir). Top-

a l m a v e E k o n o m ik Y a a m
iHcjiK'soaJencmna'jmjH^mus^i.MJM^BtM tcfitEiu

lumsal cinsiyet ayrlndaki bu


daralmann nmzdeki yllarda da
artarak srmesi olasl yksektir.
Aada (s. 806-7'de) greceimiz gibi
kadnlarn ekonomik etkinliindeki
artn byk blm, yar-zamanl
ilerdedir.
Erkeklerle kadnlarn ekonomik
etkinlii arasndaki ayrln son yirmi
otuz yldr kapanyor olmasnn bir dizi
nedeni bulunmaktadr, ilk olarak,
geleneksel olarak kadnlar ve ev ii ile
eletirilen devlerin kapsam ve niteli
inde deimeler olmutur. Doum
oran dp ortalama ocuk dourma
ya ykseldike, pek ok kadn artk
ocuk sahibi olmadan nce cretli
ilerde almakta ve ocuk sahibi
olduktan sonra ie dnmektedir. Daha
kk aileler, kadnlarn daha nce
kk ocuklarn bakm iin harcad
zamann azalmas demektir. Pek ok
eviinin makinalamas da evin yneti
mi iin harcanmas gereken zaman
miktarn azaltmtr. Otomatik bulak
makinalar, elektrik sprgeleri ve
amar makinalar evii i ykn daha
az emek youn hale getirmitir. Ayrca,
erkeklerle kadnlar arasndaki evii
iblm de, kadnlar hala kesinlikle
erkeklere kyasla daha fazla ev ii yerine
getiriyor olsa da (aaya baknz), d
zenli olarak zaman iinde anmaktadr.
Artan sayda kadnn igc
piyasasna giriini aklayan fmansal
nedenler de vardr. Geleneksel ekirdek
aile modeli -eve ekmek getiren bir er
kek, evkadm olan e ve baml ocuk
lar- artk Britanya'daki ailelerin yalnzca
drtte birini oluturmaktadr. Erkek
isizliindeki bir art da iinde olmak
zere, evin iindeki ekonomik basklar,
pek ok kadn cretli iler aramaya
yneltmitir. Pek ok ev halk, istenir bir

yaam biimine eriebilmek iin iki


gelirin gerekli olduunu grmektedir.
Bekarln ve ocuksuzluun orann
daki artn yansra tek anneli evlerin
saysndaki art da ilerinde olmak
zere, ev halknn yapsndaki deime
ler, geleneksel ailelerin dndaki kadn
larn da igc piyasasna -seim
sonucu ya da zorunluluk yzndengiriyor olduu anlamna gelmektedir.
Dahas, hem Britanya'da hem de
A.B.D.'de sosyal gvenlik politikala
rnn yeniden dzenlenmesi, kadnlarn
-yalnz anneler ile kk ocuklar olan
anneler de ilerinde olmak zere- cret
karl almaya zendirmeyi hedef
lemektedir.
Son olarak, pek ok kadnn kiisel
tatm in duygusu ve 1960'lar ile
1970'lerdeki kadn hareketlerinin ate
ledii eitlik istei sonucu igc
piyasasna girdiine dikkat ekmek
nemlidir. Erkeklerle yasal eitlii
kazanm olan kadnlarn byk
blm, bu haklar kendi yaamlarnda
gerekletirme frsatlarn kullanm
lardr. Daha nce belirttiimiz gibi,
alma ada toplumun merkezinde
yer alr; istihdam da bamsz bir yaam
srmenin neredeyse her zaman zorunlu
bir kouludur. Son yirmi otuz yldr,
kadnlar erkeklerle eitlenme yolunda
nemli kazanlar gerekletirdiler; bu
srecin merkezinde, kadnlarn artan
ekonomik etkinlii yer almaktadr
(Crompton 1997).
Toplumsal cinsiyet ve alm ada eitsizlik
Erkeklerle biimsel eitlie sahip
olsalar da, kadnlar bugn de igc
piyasasnda bir dizi eitsizlik yaamak
tadr. Bu blmde, alma yaamnda
kadnlarn yaad temel eitsizlik
lerden ne bakacaz: Mesleki ayrm
clk, yar-zamank ilerde younlama
ve cret uurumu.

804

a l m a v e E k o n o m ik Yaam

M e s le k i a y rm c lk

Kadn iiler geleneksel olarak


dk cretli, rutin m esleklerde
younlamlardr. Bu ilerin pek ou
yksek derecede toplumsal cinsiyetlemidr -yani, bu iler kadn ii diye
grlrler. Sekreterlik ve bakclk
(hemirelik, sosyal hizmet ve ocuk
bakm gibi) ezici ounlukla kadnlar
tarafndan yaplrlar ve genel olarak
diil meslekler diye grlrler.
Mesleki toplumsal cinsiyet ayrmcl,
erkekler ve kadnlarn, hangi iin eril,
hangi iin diil olduuna ilikin yaygn
anlaylar dayanarak, farkl i trlerinde
younlamasdr.
Mesleki ayrmcln dikey ve yatay
unsurlar olduu dnlmektedir.
Dikey ayrmclk, kadnlarn ok az
yetkeye ve ilerleme iin pek az frsata
sahip olduu ilerde younlarken
erkeklerin daha gl ve etkili
konumlar igal etme eilimine gnder
mede bulunmaktadr. rnein, kadn
lar byk lde evii ve rudn hizmet
konumlarnda arlkl iken erkekler yar
nitelikli ya da nitelikli kol ilerinde
younlamaktadr. Yatay ayrmcln
boyutu u biimde dile getirilebilir.

B irleik K ra llk 'ta 1991 ylnda


kadnlarn istihdamnn % 50'sinden
fazlas (erkekler iin olan % 17'ye
kyasla), drt mesleki kategoride yer
almaktadr: Yazman, sekreter, kiisel
hizm et ve teki birincil iler
(Crompton 1997). 1998'de, kadnlarn
% 26's rutin beyaz yakal ilerde
alrken erkeklerde bu oran yalnzca
% 8 idi; erkeklerin % 17'si de nitelikli
kol iisi olarak alrken kadnlarda bu
oran % 2 idi (HMSO 1999).
stihdamn yapsndaki deimele
rin yansra, cinsiyet rol klieletirmesi de
mesleki ayrmcla katkda bulunmu
tur. Katiplerin prestij ve ilerinin
niteliindeki deime bunun iin iyi bir
rnektir. 1850'de, Birleik Krallk'ta,
katiplerin % 99'u erkekti. Katiplik
okluk, muhasebe becerilerine sahip
olmay ve kimi zaman ynetsel sorumlu
luklar yerine getirmeyi gerektiren
sorumlu bir konumdu. En dk
konumdaki yazmanlar bile dardaki
dnyada belirli bir statye sahiptiler.
Yirminci yzyl, bro ilerinde genel bir
makinalamaya (ondokuzuncu yzyln
sonunda daktilolarn kullanlmasyla
balayan) ve buna elik eden, katipliin

Kadnlarn arlkl olduu iler kazanc en dk ilerdir.

805

a l m a v e E k o n o m ik Y aam

ayn zamanda bir baka ilikili meslek


olan sekreterliin de nitelik ve stats
nn belirgin bir biimde, gerileyerek
dk statl, dk cretli bir i haline
gelmesine tanklk etti. Bu meslekler iin
szkonusu olan cret ve prestij dtk
e, bunlar kadnlar tarafndan doldurulur
oldular. 1998'de, Birleik Krallk'ta
katiplik ilerinin % 90', tm sekterlerin
ise % 98'i kadnd. Bununla birlikte,
sekreter olarak alan insanlarn oran,
son yirmi yl iinde dmtr. Bilgisa
yarlar, daktilolarn yerini almtr ve pek
ok ynetici imdi mektup yazma iiyle
baka ilerini dorudan bilgisayara
yazarak halletmektedir.
Yar z a m a n l i le rd e y o u n la m a

Giderek artan saydaki kadn artk


ev dnda tam zamanl ilerde alyor
olsa da, ok sayda kadn yan-zamanl
istihdamda younlamtr. Son yirmi
otuz yldr, yar-zamanl i frsadar,
ksmen esnek istihdam politikalarn
zendiren igc piyasas reformlarnn
bir sonucu olarak ksmen de hizmetler
sektrndeki gelimenin sonucu olarak,
devasa lde artt (Crompton 1997).
Yar-zamanl iler alanlara, tam
zamanl ilere kyasla ok daha fazla
esneklik salar. Bu yzden, okluk
alma ve aile ykmllkleri arasnda
denge kurmaya alan kadnlar tarafn
dan tercih edilirler. Pek ok rnekte bu
denge baaryla kurulabilir ve teki
trl istihdamdan vazgemek zorunda
kalacak olan kadnlar ekonomik olarak
etken hale gelir. Yine de yar-zamanl
iler, dk cret, i gvencesinden
yoksunluk ve ilerleme frsatlarnn azl
gibi belirli dezavantajlar getirir.
Yar zamanl iler kadnlar iin
ekicidir; kadnlarn sava sonras

dnemdeki ekonomik etkinliklerindeki


artn byk blm de buna
atfedilebilir. 2004'e kadar, Birleik
Krallk'ta yar-zamanl ilerde alan
5,2 milyon kadn varken yalnzca 1,2
milyon erkek vard (HMSO 2005). Bu
bakmdan Britanya bir lde farkldr:
sanayilemi lkeler arasnda, kadn
yar-zamanl istihdam bakmndan
Birleik Krallk en yksek oranlardan
birisine sahiptir.
Sosyologlar uzun sre, kadnlarn
yar-zamanl almalarn tarttlar ve
Britanya'da bu kalbn teki lkelere
kyasla neden gl olduunu akla
maya altlar. Anketler, yar-zamanl
ilerin cretlerinin dk olduu, i
gvencesi olmad ve genellikle al
andan ok iverene esneklik salad
n ortaya koymutur. Yine de, kadn
yar-zamanl alanlarn ounluu
kendilerine sorulduunda, yar-zamanl
ilerden tatmin olduklarn sylyorlar
d. Anket yaplanlarn neden yarzamanl altklarna ilikin verdikleri
temel gereke, tam zamanl almay
tercih etmemeleridir.
Kimi aratrmaclar, farkl kadn
trlerinin olduunu ileri srmlerdir
-evin dnda almaya kendini adayan
lar ile, cinsiyete dayal geleneksel ibl
mne kar kmayan, darda alma
yan kadnlar (Hakim 1996). Bu tr bir
yaklama gre pek ok kadn, gelenek
sel evii ykmllklerini yerine getire
bilmek iin, yar-zamanl almaktan
mutlular. Bununla birlikte, kadnlarn
pek az seenee sahip olduu aktr.
Erkekler, az ya da ok, ocuklarnn
yetitirilmesinde birincil sorumluluu
kabul etmemektedirler. Bu sorumlulu
a (yukarda, s. 792-3'deki kutuda
grm olduumuz gibi, teki evii

806

a l m a v e E k o n o m ik Yaam

ykm-llklere olduu kadar) sahip


olan ve yine cretli bir ite almak
isteyen ya da zorunlu olan kadnlar
kanlmaz olarak yar-zamanl ileri
daha yapla-bilir bulmaktadr.
c r e t u u ru m u

Britanya'da istihdam edilen kadn


larn ortalama crederi, aradaki fark son
otuz ylda biraz kapanmsa da, erkeklerinkinin ok altndadr. 1970'te, tamzamanl ilerde alan kadnlar, tamzamanl alan erkeklerin kazand her
bir pounda karlk 63 pens elde
ediyordu; bu say 1999'da, 84 pense
ykseldi. Yar-zamanl alan kadnlar
arasnda, cret ayrl, ayn dnemde
51 pensten 58 pense gerilemitir.
cret uurumunun kapanmasna
ynelik bu genel eilim doru bir
biimde, erkeklerle eitlie doru
nemli bir adm olarak dnl
mektedir.
Bu eilimleri etkileyen birka sre
vardr. nemli bir etken, daha fazla
kadnn, eskisine oranla yksek kazanl
profesyonel konumlara ykselmesidir.
yi niteliklere sahip gen kadnlarn,
kazanl ileri elde etme anslar, ark
erkekler kadar olmaktadr. Yine de
mesleki yapnn en tepesindeki bu
sre, hzla genileyen hizmetler sekt
rnde, dk cretli yar-zamanl
ilerde alan kadnlarn saysndaki
ok byk artla dengelenmektedir.
Toplumsal cinsiyete dayanan mes
leki ayrmclk, erkekler ile kadnlar
arasndaki cret uurumunun srme
sinin en byk nedenlerinden birisidir.
Kadnlar, daha dk cretli i kesim
lerinde ar younlamaktadr: Kadn
larn % 45'ten fazlas, haftada 100
pounddan az cret elde etmektedir;

807

erkekler iin bu oran yalnzca % 20'dir.


Kimi kazanlara karn, kadnlar ayn
zamanda, gelir dalmnn en tepesin
deki grupta daha az yer almaktadr:
erkeklerin % 10'u haftada 500 pound
kazanrken bu oran kadnlar iin
yalnzca % 2'dir (Rake 2000).
1999'da ulusal bir asgari cretin
(yirmi iki ya zeri alanlar iin saatte
3,6 pound) getirilmesi de -pek ok
kadn kuafrlk ve garsonluk gibi, uzun
zamandr belirlenen asgari cretin
altnda kazan salayan mesleklerde
younlat iin- erkekler ile kadnlar
arasndaki cret uurumunu daraltmtr. Yaklak 2 milyon insann kazan
larnda, asgari cret ilk kez uygulanma
ya baladktan sonra yaklak % 30 art
olduu tahmin edilmektedir. Asgari
cretteki, dzenli artlar (Ekim
2006'da, yirmiiki ya st alanlar iin
saatlik 5,35 pound olmas ngrlm
tr), dk credi ilerde alanlarn
daha da fazla yararna olmutur. Bunun
la birlikte, asgari cretin yararlar,
kadnlarn byk bir blmnn bugn
de asgari credn pek az zerindeki
ilerde alt ve yine asgari cretin
altnda zellikle baml ocuklar varsa,
geinmenin son derece g olduu
ilerde (yasad olarak) alan erkek ve
kadnlarn varolduu gereini ortadan
kaldrmamaktadr.
Bunun bir gstergesi, Birleik
Krallk'taki kadnlarn nemli bir
orannn yoksulluk iinde yayor
olmalardr. Bu, zellikle aile reisi olan
kadnlar iin geerlidir. Yoksullur
arasndaki kadnlarn oran son yllarda
dzenli olarak artmtr. Yoksulluk,
srekli bakma gereksinimi olan kk
ocuklar olan kadnlar iin zellikle
ardr. Burada bir ksr dng vardr:

a l m a v e E k o n o m ik Yaam

Makul lde iyi deme yapan bir i


bulabilen bir kadn, ocuk bakm
yznden finansal olarak zor duruma
debilir; ancak yar-zamanl alrsa,
kazanc decek, sahip olduu kariyer
umudan bitecek ve tam-zamanl al
anlarn sahip olduu teki ekonomik
kazanlardan da -emeklilik ayl gibiyoksun kalacaktr.
Bir kadnn yaam sresi dikkate
alndnda, cret uurumu, btn
kazanlar bakmndan arpc farkl
lklar yaratmaktadr. 1990'larda yrt
len yeni bir alma (Rake 2000), rne
in ortalama nitelikteki bir kadnn,
yaam boyunca 240.000 pounddan
fazla bir kadnlk zararna uradn
bulmutur. Kadn kayb, bir kadnn,
ocuklar olmasa bile, yaam boyunca,
benzer niteliklere sahip olan bir erkein
kazancndan ne kadar daha az kazana
can gstermektedir. Bir kadnn
kazanaca miktar niteliklerine gre
deimektedir. rnein, niteliksiz,
ocuksuz bir kadnn, alma yaam
boyunca 518.000 pound kazanaca
beklenebilir; eer niversite mezunu
ise, bu miktarndan iki katndan
fazlasn kazanabilir onun kadnlk
zarar grece dk olacak ve onun
iin annelik fark, yani kadnsz bir
ocuun kazanc ile ocuklu bir kadnn
kazanc arasndaki uurum (18.4. ekile
baknz) olmayacaktr. Buna karn,
dk nitelikli, iki ocuk annesi bir
kadnn annelik fark yaklak
285.000 pound (benzer bir erkein
kazanaca miktara kyasla) olacaktr;
orta-nitelikli bir kadn iin bu fark,
140.000 pound, yksek nitelikli bir
kadn iin ise 19.000 pound onun
kadnlk zararna eklenecektir. Son iki
kategoriye giren kadnlarn, ie daha

abuk dnmeleri ve ocuklar kkken


gndz bakm olanaklar kullanma
olasl yksektir.

E v ii //blm ndeki deimeler


Daha fazla kadnn karl denen
alma alanna girmesinin sonulanndan birisi, belirli geleneksel aile
kalplarnn yeniden biimlenmesidir.
Eve ekmek getiren erkek modeli,
artk bir kural olmaktan ok bir
istisnaya dnmtr; kadnlarn artan
ekonomik bamszl da, eer ister
lerse, evdeki toplumsal cinsiyete gre
belirlenen rollerinin deiebilecei
anlamna gelmektedir. Hem evileri
bakmndan hem de finansal karar ver
me sreci bakmndan, kadnlarn
geleneksel evii rolleri nemli deime
lerden gemektedir. Kadnlar ou
evde bugn de esas sorumluluu
ykleniyor olsalar da, pek ok evde
daha eitliki bir ilikiye doru gidiliyor
gibidir. Bunun istisnas, evdeki, genel
likle erkeklerin yapt, ufak tefek tamir
ileridir. Anketler kadnlarn yine
ortalama olarak gnde 3 saatlerini evileriyle (alveri ve ocuk bakm
dnda) geirdiklerini gstermektedir.
Erkeklerin harcad zaman ise 1 saat 40
dakikadr (Office National Statistics
2003).
almalar, evlerinin dnda istih
dam edilen evli kadnlarn, neredeyse
her zaman evin bakm nn esas
sorumluluunu ykleniyor olsa da,
tekilerden daha az evii yaptn
gstermektedir. Onlarn etkinliklerinin
kalb kukusuz olduka farkldr.
Onlar, ev ilerini akamzerleri ve hafta
sonlarnda tam zamanl ev kadnlarn
dan daha fazla zaman harcayarak
yapmaktadr.

808

a l m a v e E k o n o m ik Y aam

B u konu, daha ayrntl olarak Aileler


ve M a h re m lik ile r b alk l 7.
B l m d e , s . 2 5 8 - 6 0 'd a n c e le n
m ektedir.

Bununla birlikte, bu kalbn bile


deiiyor olabileceine ilikin kantlar
bulunmaktadr. Erkekler eskisine kyas
la, konuyu inceleyen aratrmaclarn
bunun bir gecikmi uyarlanma sreci
olduunu sylemelerine karn, daha
fazla evii yapmaktadrlar (Gershuny
1994). Bununla kastedilen, erkekler ile
kadnlar arasndaki evii ilerin yeniden
dzenlenmesinin, kadnlarn igc
piyasasna girilerinden daha yava
gerekleiyor olduudur. Aratrmalar,
evin iindeki iblmnn, snf ve
cret Bm
Tipik kadnlar"
iin kategori

Warde ve Heatherington (1993)


tarafndan Manchester'da yaplan bir
anket, ev iindeki iblmnn gen
iftler arasnda daha nceki kuaklara
gre daha eitliki olduunu gstermi

B a y a n d k n it e lik li

B a y a n o r t a n it e lik li

B a y a n y k s e k n it e lik li

O k u ld a n h i b ir n ite lik

O r ta /L is e e itim i var; b ro

n iv e rs ite m e z u n u v e

k a z a n a m a d a n a y rld ;

in d e , r n e in s e k re te r

p ro fe s y o n e l; r n e in bir

T e z g a h ta r o la ra k a l y o r; 21

o la ra k a l y o r. 2 6 y a n d a

r e t m e n . 2 8 y a n d a e v le n il;

y a n d a e v le n ip , lk o c u u n u

kategorideki
kaybedilen kazanlar

kadnlarn cretli ilerde harcadklar


zaman gibi etkenlere bal olarak
deitiini gstermitir. Yksek top
lumsal snflardan gelen iftler, tpk
kadnlarn tam zamanl olarak altk
lar hanehalklar gibi daha eitliki bir
iblmne sahip olma eilimindedir.
Genelde, erkekler ev iinde daha byk
bir sorumluluk almaktadrlar, ancak yk
bugn de eit olarak paylalm
deildir.

e v le n ip lk o c u u n u 2 8 ,

lk o c u u n u 3 0 , kin c is in ! d e

2 3 , kin c is in i 2 6 y a n d a

Ik In d s In l 31 y a n d a d o u r u r .

3 3 y a n d a d o u ru r. Y aln zca

d o u ru r. D o k u z y l g c

Y aln zca ki y l in g c

b ir y l in y a r - z a m a n l o la ra k

p iyasas d n d a kalr; b ir 2 8

piyasas d n d a kalr; bir 12

alr; a l m a y a a m n n g e ri

y l d a h a y a r -z a m a n l o la ra k

y l d a h a y a r -z a m a n l o la ra k

k a la n n ta m z a m a n l le r d e

a l r

alr.

g e irli.

K a d n lk z a ra r
Y a a m b o y u n c a k a d n n
o c u k la r o lm a s a h ile, b e n z e r
n ite lik le r e s a h ip o la n
e r k e k le r e kyasla n e k a d a r a z
k a z a n a h lld l l

197.000

241.000

143.000

285.000

140.000

19.000

482.000

381.000

162.000

A n n e l i k fa rk
Y a a m b o y u n c a k a d n n ,
k e n d is in e b e n z e r n ite lik le r e
s a h ip , a n c a k o c u u o lm a y a n
k a d n la ra kyasla n e k a d a r a z
k a z a n a b ild i i.

A n a b a b a o lm a n n fa rk
K a d n n b e n z e r n ite lik le re
s a h ip e r k e k le r e k y a s la n e
k a d a r a z k a z a n a b ild i i; y a n i
k a d n lk za ra r ile a n n e
o lm a n n fa rk n n to p la m

1 8 . 4 . ek il K adnlk z a r a r , a n n e lik fark v e a n a b a b a o lm a n n fark


Kaynaklar: Guardian (21 ubat 200 0 ); Rake (2000).

809

a l m a v e E k o n o m ik Yaam

noonesbury
G . B. T R U D E A U

Yayn ynelmeni buna bugriece ok ilgi


duyulduunu dnyor. ocuklaryla daha ok
( iflilen tutul
btafle?
denevmjermi yazmam isledi.

C S V

tir. Yazarlar, zaman iinde, toplumsal


cinsiyete ilikin klielerin glerini
yitirdikleri sonucuna varmlardr. Evin
iindeki ileri paylamaya alan
anababalarn olduu evlerde byyen
gen insanlarn, bu tr uygulamalar
kendi evlerinde de srdrmeleri
olasl yksektir.

toplanm fonlarn birlikte ynetilme


eilimi ile paraya eriim ve harcamalarn
yaplma kararnn verilmesinde daha
byk eitlik ar basmaktadr. Bir ev
halk iinde kadn daha fazla finansal
katk saladka, finansal kararlar
zerinde daha byk bir arla sahip
olacaktr.

Vogler ve Pahl (1994) ev iindeki


iblmnn farkl bir ynn -evin
finansal ynetim sistemlerini- incele
milerdir. Yazarlarn almalar, kadn
larn paraya ve harcama kararlarna
eriiminin, kadn istihdam ile birlikte
artp atmadn anlamaya alyorlard.
Alt farkl Britanyal topluluktaki
iftlerle grmeler yapan yazarlar,
genel olarak finansal kaynaklarn
dalmnn gemitekine kyasla daha
adil olarak yapldn, ancak bu dal
mn snfsal konumlarla balantl
olmay srdrdn grmlerdir.
Yksek gelirli iftler arasnda, havuzda

Dk gelirli ailelerde, kadnlar


okluk evin gndelik harcamalarnn
ynetiminden sorumludur, ancak bte
ve harcama konusundaki staratejik
kararlar verme konumunda olmak
zorunda deildir. Byle durumlarda,
Vogler ve Pahl, kadnlarn kocalarnn
para harcamaya eriimlerini korurlar
ken kendilerini ayn haktan yoksun
brakma eilimi olduuna dikkat
ekmilerdir. Baka deyile, kadnlarn
para zerindeki gndelik kontrolleri ile
paraya eriimleri arasnda bir ayrlk
bulunmaktadr.

810

a l m a v e E k o n o m ik Yaam

Post-Fordizm
Son yirmi otuz yldr, esnek uygula
malar, rn gelitirmesi, retim teknik
leri, ynetim tarz, alma ortam,
alanlarn katlm ve pazarlama
konular da ilerinde olmak zere bir
dizi alanda geerli hale gelmitir. Grup
retimi, sorun zme takmlar, oklu
devler ve zgl piyasalar, deien
koullar altnda kendilerini yeniden
yaplandrmaya alan irketlerin
benimsedii kimi stratejilerden bir
blm. Kimi yorumcular, birarada
alndklarnda, bu deimelerin Fordizmin ilkelerinden kkten bir kopuu
temsil ettiklerini dnmektedirler. Bu
yorumcular, bugn artk en iyi PostFordizm diye betimlenebilecek bir
dnem iinde olduumuzu ileri sr
yorlar. Michael Piore ve Charles Sabel
tarafndan ikinci Sanayi Blniim (The
Second Industrial Divide -1984) adl
yaptlarnda popler hale getirilen bu
deyim , k a p ita liz m in , fa rk l ve
mterilerin isteine gre deitirilen
rnlerin olduu piyasalalarn istekleri
ni karlayabilmek iin esnekliin ve
yeniliin enoklatrld yeni bir
aamasn betimlemektedir.
Ne ki, Post-Fordizm dncesi bir
lde sorunludur. Terim, yalnzca
alma ve ekonomik yaam alanlarnda
deil, bir btn olarak toplumun
genelinde ortaya kan, birbiri iine
gemi deimeleri anlatmak iin
kullanlmaktadr. Kimi yazarlar PostFordizm eiliminin, parti siyaseti,
sosyal gvenlik programlar ve tketici
ile yaam biimi seimleri gibi bir
birinden farkl alanlarda grlebilece
ini ileri srmektedir. ada toplum
gzlemleri genellikle bu deimelerin
pek ouna iaret ediyorlarsa da, Post-

811

Fordizmin tam olarak ne anlama geldii


ya da hatta tank olduumuz olguyu
anlamann en iyi yolunun ne olduu
konusunda bir oydama szkonusu
deildir.
Terimi evreleyen belirsizlie kar
n, alma yaamnda son yirmi otuz
yldr, daha nceki Fordist uygulamalar
dan kesin bir kopuu temsil eden birka
ayrdedici eilim ortaya kmtr.
Bunlar arasnda, almann merkezi
olmaktan karak hiyerarik olmayan
alma gruplarna blnmesi, esnek
retim ve mteriye uygunluun
kitlesellemesi, kresel retimin yayl
mas ve daha esnek bir meslek yapsnn
ortaya k yer almaktadr. ncelikle,
bu eilimlerin ilk ne ilikin rnekler
verecek, daha sonr da Post-Fordist teze
yneltilen eletirilere bakacaz.

Grup retim i
Grup retimi montaj hatlar
yerine ibirliine dayanan alma
gruplar kimi zaman, almann
yeniden dzenlenmesi olarak otomas
yonla birarada kullanlmaktadr. Temel
dnce, her bir iinin btn gn
srekli olarak, bir arabann kap kolunu
vidalamak gibi ayn ii yapmas yerine,
retim srelerinde ii gruplarnn
takm halinde ibirlii yapmalarna
olanak salayarak iilerin gdlenme
lerini artrmaktr.
Grup retimine bir rnek, dzenli
olarak biraraya gelerek retimdeki
sorunlar inceleyen ve zen be ile
yirmi iiden oluan kalite emberle
ridir (K). K'ne mensup olan iiler,
retim sorunlarn tartm alarna
olanak veren fazladan eitim alrlar. K
uygulamas, nce A.B.D.'de balad;
sonra bir dizi Japon firmas tarafndan

Q ] m a v e E k a n a m ik Yaam

benimsendi ve 1980'lerde Ba ekono


milerinde yeniden gzde hale geldi,
iilerin kendi yrttkleri ilerdeki
tanm ve yntemlerine katkda buluna
cak uzmanla sahip olduunu kabul
ettii iin bu uygulama, Taylorizmin
varsaymlarndan uzaklama demektir.
Grup retiminin iiler zerindeki
olumlu etkileri arasnda, yeni nitelik
lerin edinilmesi, artan zerklik, azalan
ynetici gzetimi ve rettikleri mal ve
hizmetlerden duyulan gururun artmas
saylabilir. Ne ki, almalar, takm
retiminin bir dizi olumsuz sonucunu
gstermitir. Bir takm srecinde
dorudan ynetsel yetke daha az
grnr nitelikte olsa da, teki takm
yelerinin gzetimi gibi baka gzetim
biimleri vardr. Amerikan sosyologu
Laurie Graham, A.B.D., Indiana'da
Japonlarn sahip olduu Subaru-Isuzu
araba fabrikasndaki montaj hattnda
almaya gitmi ve daha fazla retken
lik iin teki iilerin akran basks
altnda almann acmaszca olduu
sonucuna varmtr.
rg tle n m e s in e ilik in Ja p o n
m odelleri hakknda daha fazla bilgi
iin, bkz. rgtler ve A lar balkl
16. B lm e, s.711-13.

Birlikte alt iilerden birisi


Graham'a, ilk bata takm kavram
hakknda ok cokulu iken, birlikte
alt insanlar tarafndan gzetimin,
yalnzca insanlar lmne altr
mak iin bulunan yeni bir ynetim arac
olduunu farkettiini sylemi. Gra
ham (1995) ayrca, Subaru-Isuzu grup
retimi kavramm, sendikalara diren
menin bir yolu olarak kullandn
grd; onlarn dncesi, eer ynetim
ve iiler ayn takmda iseler, bu
durumda bu ikisi arasnda bir atma

nn ortaya kmamas gerekir. Baka


deyile, iyi bir takm oyuncusu yaknmamaldr. Graham'n alt SubaruIsuzu fabrikasnda yksek cret ya da
daha az sorumluluk istekleri, alan
larn ibirliinden kand anlamna
geliyordu. Graham'n almas gibi
almalar, sosyologlar, takma dayal
retim srelerinin iilere daha az
tekdze alma biimleri sunuyor olsa
da, iyerinde g ve kontrol sistemleri
nin ayn kald sonucuna gtrmtr.

E sn ek retim ve mteriye uygunluun


kitlesellem esi
Son birka yl ierisinde dnya
apndaki retim srelerinde ortaya
kan en nemli deimelerden birisi,
bilgisayar-destekli tasarm ve esnek
retim olmutur. Taylorizm ve Fordizm, kitlesel pazarlar iin kitlesel
rnler (tm de ayn olan) retmekte
baarl olsa da, braknz tek bir
tketicinin isteklerini, kk miktarlar
daki sipariileri bile retme yetenein
den yoksundu. Taylorist ve Fordist
sistemlerin kendi rnlerini mterilere
uydurma yeteneklerinin yokluu,
Henry Ford'un ilk kitlesel olarak
retilmi arabas hakknda syledii
nl szlerden grlebilir: nsanlar Tmodelinden istedikleri rengi alabilirler
siyah olduu srece. teki bilgisayara
dayanan teknoloji biimleriyle birlikte
uygulanan bilgisayar-destekli tasarm,
bu durumu kkten bir biimde deitir
mitir. Stanley Davis kidesel tketiciye
uygunluun ortaya kndan szetmektedir: Yeni teknolojiler, belirli
tketiciler iin tasarlanm rnlerin
byk lekli retimine olanak sala
maktadr. Bir montaj hattnda tek bir
gnde be bin gmlek retilebilir.

812

a l m a v e E k o n o m ik Yaam

retimin tketiciye gre deitirildii durumda bile, retim hatt unsurlar yine de varln srdrebilir.

Bugn artk, bu gmleklerden herbirisini, birbirinin ayn be bin gmle


in retildii zaman iinde ve daha
yksek bir maliyet olmadan deitirerek
retmek olanakldr (Davis 1988).
Esnek retim, tketiciler ile bir
btn olarak ekonomi iin nemli
yararlar salamakla birlikte, iiler
zerindeki etkisi btnyle olumlu
deildir. iler yeni beceriler reniyor
ve ve daha az tekdze ilerde alyor
olsalar da, esnek retim, karmak re
tim srecinin dikkatli ve abuk sonu
verecek biimde koordine edilme
gerei, onlara yeni trden basklar
yklemektedir. Laurie Graham 'n,
Subaru-Isuzu fabrika almas, iile
rin retim srecindeki kritik paralar
iin son dakikaya kadar bekletildikleri
rneklerle doludur. Sonu olarak,

813

alanlar, retim planna yetimek iin,


herhangi bir ek deme elde etmeden
daha uzun ve daha youn almaktadr.
nternet gibi teknolojiler, bireysel
tketiciler hakknda bilgi elde etmek ve
sonra onlarn tam istedii rnleri
retmek iin kullanlabilir. Bu konuda
cokulu olanlar, mteri kitlesine
uydurmann, Sanayi Devrim inin
gerisine dmediini, bunun bir nceki
yzylda kidesel retim tekniklerinin
uygulamaya konmas kadar nemli bir
gelime olduunu ileri srmektedir. Ne
ki, kukucular, u anda uyguland
biimiyle mteriye uygunluun kidesellemesinin yalnzca seim yanlsama
s yaratacan, gereklikte, internet
tketicisine ak olan seeneklerin, tipik
bir postayla sipari katalogunda sunu
lanlardan daha fazla olmadn iaret

a l m a v e E k o n o m ik Y aam

etmekte hzl davranmlardr (Collins


2000).
Mteri kidesine uydurmay en u
noktaya tayanlardan birisi D ell
Bilgisayar irketidir. reticiden bir
bilgisayar satn almak isteyen bir
tketici internete, Dell'in web sayfasna
-irketin perakende sat noktalar
yoktur- girmek zorundadr. Tketiciler
tam da istedikleri zellikleri seebilir.
Sipari verildikten sonra, bir bilgisayar
belirtilen zelliklere gre yaplr ve
be gn iinde tketiciye gnderilir.
Aslnda, Dell geleneksel i yapma
biimini tersine evirmitir: Firmalar
eskiden nce bir rn retirler, daha
sonra da onu satmaya urarlard; artk
Dell gibi mteri kidesine uydurmay
benimseyenler nce satyor, sonra
rn retiyor. Byle bir deime,
sanayi iin nemli sonular dourmak
tadr. Gerekli paralarn elde tutulma
zorunluluu -reticiler iin nemli bir
maliyet unsuru- arpc bir biimde
azaltlmaktadr. D ahas, retimin
giderek artan bir blm dardan
alnmaktadr. Bu yzden, bilginin re
ticiler ile para salayanlar arasndaki
hzl bilgi aktarm -bu da internet
teknolojisi ile kolaylamtr- kidesel
mteriye uygunluk iin esastr.

Kresel retim
Sanayi retimindeki deimeler,
yalnzca rnlerin nasl retileceini
deil, ayn zamanda, Barbie bebek
rneinde grm olduumuz gibi (s.
92) rnlerin nerede retileceini de
iermektedir. Yirminci yzyln byk
blmnde, en nemli i rgderi, hem
mallarn retimini hem de nihai
satlarn kontrol eden byk retici
firmalar biimindeydi. A.B.D.'de Ford

ve General Motors gibi dev otomobil


fab rik alar bu yaklam n tip ik
rnekleridir. Bu tr irkeder onbinlerce
fabrika iisi istihdam ederler, tek tek
paralardan arabann nihai haline kadar
hereyi kendileri yaparlar, sonra da
bunlar kendi sat blmlerinde satar
lard. Bu tr imalatn egemen olduu
retim sreleri, okluk tek bir firma
tarafndan kontrol edilen byk brok
rasiler olarak rgdenmilerdi.
Bununla birlikte, son yirmi ya da
otuz yl iinde, bir baka retim biimi dev perakende satclarnn egemen
olduu- nemli hale gelmitir. Perakede
satclarn egemen olduu retim
biiminde, Amerikan perakende satcs
Wal-Mart -2000 ylnda dnyann ikinci
byk irketiydi- gibi firmalar, kendileri
de rnleri bamsz fabrikalarda
yaptran imalatlardan rnleri satn
almaktadr.
A m erikan sosyologlar Edna
Bonacich ile Richard Appelbaum
(2000), giysi imalatnda, imalatlarn
ou gerekte hi kuma iisi
kullanmamaktadr. Bunun yerine, kendi
giysilerini dnyann her yanndaki
binlerce fabrikaya yaptrmakta, daha
sonra bunlar byk maazalarda ve
teki perakende sat noktalarnda
satmaktadrlar. Giysi reticileri bu
fabrikalarn hibirine sahip olmadn
dan, giysilerin retildii koullardan da
sorumlu deildir. Amerikada satlan
btn giysilerin te ikisi, A.B.D.
dnda, ii crederinin Amerikadaki
dzeyinin ok altnda (in'de, iiler
ayda 40 dolar -20 poundun biraz ze
rinde bir cret alrlarsa ansllar) olan
fabrikalarda yaplmaktadr. Bonacich ve
Appelbaum, bu tr rekabetin, peraken
de satclar ve reticilerin dnyadaki,

814

a l m a v e E k o n o m ik Y aam

olanakl olan en dk cretleri


bulabilecekleri her yere gidecekleri,
sonuna kadar yara yol atn ileri
srmektedir. Bunun bir sonucu, bugn
satn aldmz giysilerin ounun gen
iiler olaslkla, onlarca hatta yzlerce
pounda satlacak olan bir giysiyi ya da
spor ayakkaby retmek iin yalnzca
peniler elde eden gen iiler -olaslkla
yeniyetme kzlar- tarafndan atlyeler
de retilmi olma olasl yksektir.

Pollert, kitlesel retim tekniklerinin


bugn de pek ok sanayide, zellikle
tketim piyasalarna dnk olanlarda,
egemen olduuna iaret etmektedir.
Pollert'e gre, ekonomik retim her
zaman, bir tek, standart bir retim
teknii yerine bir dizi deiik teknik ile
nitelenmitir.

retim in kresellem esi 2. B l m , s.


9 1 -2 'd a , k resel eitsizlik ise 10.
Blm de tartlm aktadr.

Btn sanayilemi lkelerdeki


mesleki yap, yirminci yzyln bandan
bu yana olduka byk deimeler
gstermitir. Yirminci yzyln banda,
igc piyasas mavi yakal imalat sanayi
ilerinin egemenlii altndayken zaman
iinde denge, hizmetler sektrndeki
beyaz yakal konumlara kaymtr. 18.5.
ekil (s.819), B irleik K rallk'ta
1970'lerin sonundan bu yana, yava
yava im alat ilerinin gerilerken
hizmetler sektrnn ne kmasn
gstermektedir. Birleik Krallk'ta,
1900 ylnda istihdam edilen nfusun
drtte nden daha fazlas kol
em eine dayanan (mavi yakal)
ilerdeydi. Bunlarn yaklak % 28'i
nitelikli ii iken % 35'i yar-nitelikli, %
10'u da nitelikli iilerdi. Beyaz yakal ve
profesyonel iler grece az saydayd.
Yzyln ortasna doru, kol emei
iileri, karl denen ilerde alan
nfusun te ikisinden daha azn
oluturuyordu; kol emeine dayanma
yan ilerde de buna paralel bir art
gerekleti.

Post-Fordi^m eynelik eletiriler


Kimi yorumcular, alma dnya
snda dnmlerin olduunu kabul
etseler de, Post-Fordizm terimini
yadsmaktadrlar. Yaygn bir eletiri,
post-Fordist zmlemecilerin Fordist
uygulamalarn terkedilme lsn
abarttklar ynndedir. Bugn tank
olduumuz ey, Post-Fordizmin savu
nucularnn bizi inandrmak istedii gibi
tmden bir dnm deil, ancak kimi
yeni yaklamlarn geleneksel Fordist
tekniklerle btnletirilmesidir. Bu,
bizim gerekte Neo-Fordizmi yani,
geleneksel Fordist tekniklerdeki ufak
tefek deiiklikleri yayor olduumuz
savdr (Wood 1989).
Fordist tekniklerden Post-Fordist
tekniklere yumuak, dorusal bir gei
dncesinin, her iki utaki almann
gerek niteliklerini abartt yollu
dnceler ortaya atlmtr. Anna
Pollert (1988) Fordist tekniklerin hibir
zaman bizlere inandrld gibi
yerlemediini ileri srmtr. Pollert
ayrca, kitlesel retim ann geip tam
bir esneklik dnemine girildiinin de
abart olduunu dnm ektedir.

815

M e s le k i
eilim ler

y a p d a k i

bu g n k

Bu tr deimelerin neden olduu


na ilikin olarak, nemli bir tartma
szkonusudur. Bu konuda birka
neden verilebilir. Bunlardan birisi, son
yllarda sanayide bilgi teknolojilerinin

a l m a v e E k o n o m ik Yaam

alm a v e tek n o lo ji
T e k n o lo ji ile a lm a arasnd aki iliki u zu n s red en

m o n ta j h atu n d ak i iilerin h e p sin in iin d e e n fazla

b e ri so sy o lo g la rn ilgisini ek m itir. B iz im alm aya

y ab an clam iile r old u u , an cak y ab an clam a

ilikin d en ey im lerim iz, g eerli te k n o lo ji t r n d en

d zey lerin in o to m a sy o n k u llanan iy erlerin d e b ir

n asl etk ile n m e k te d ir? San ay ilem e g elitik e,

l d e daha d k old u u so n u cu n a vard. B a k a

te k n o lo ji iy erin d e g id ere k d aha b y k b ir ro l o y n ar

d eyile, B la u n e r o to m a sy o n u n fabrik alara

old u -fa b rik a o to m a sy o n u n d a n b ro ilerin in

so k u lm asn n , b a k a trl arta n ii

bilg isay arlam asn a kadar. B u g n k bilgi te k n o lo jisi

y ab an clam asn a d o ru o la n d zenli eilim i tersine

d e v rim i, b u so ru y a o la n ilg in in y en id en

evirdiini ileri s rm ek tey d i. O to m a s y o n ig c n n

ca n la n m a sn a y ol am tr. T e k n o lo ji d aha fazla

b t n lem esin e y ard m c olm ak tay d ve iilere,

etk in lik ve retk en li e yol aab ilir, an ca k on u

te k i te k n o lo ji b iim le rin d e olm ad kadar,

g e re k le tire n le rin yaad alm a d en ey im in i nasl

ilerin in zerin d e k o n tro l d uygusu v erm ek tey d i.

etk iler? S o sy o lo g la r iin , esas so ru lard an b irisi, d aha

o k fark l b ir sav H a rry B ra v e rm a n tarafn d an

k a rm a k sistem le re d o ru h a rek etin , iin niteli in i

n l y ap t gc ve Tekelci Sermaye (L a b o r and

ve g erek letirild i i k u ru m la n n asl etk iled i i

M o n o p o ly C ap ital -1 9 7 4 ) iin d e ortay a atlm t.

so ru su d u r.

B ra v e rm a n 'n g z n d e , o to m a sy o n , sanayi

O tom asyon ve nitelik tartm as

ig c n n g e n e l o larak n ite lik sizletirilm esi n in


b ir parasyd . Y n e tic ile r , T a y lo rist rg d en m e

O tom asyon ya d a p ro g ra m la n a b ilir m ak in alar ilk

tek n ik lerin i z o rla m a v e ig c s recin i

o la ra k , b ir A m e rik a l o lan C h risto p h e r S p e n c e r 'n

u zm an lam ilere b lm e yoluyla ig c zerin d e

vidalar, cv atalar v e d ililer re te n p o rg ra m la n a b ilir

k o n tr o l uygu layabilm ekteyd iler. H e m sanayi

to rn a s ile b a lam t. D o lay sy la o to m a sy o n , g r e c e

o rta m la rn d a h e m m o d e rn b ro lard a uygulam aya

az sayda sanayi k olu n u e tk ilem itir; a n c a k sanayi

k o n a n te k n o lo jile r, y aratc in san katksn

ro b o tla rn n tasarm n d ak i d e iem elerle, etk isin in

snrlan d rarak b u g e n e l k t letirm ey e katkd a

b u n d a n so n ra d ah a da fazla o laca kesindir.

b u lu n m u tu r. Y a ra tc k atk y erin e g erek en tek ey,

R o b o t te rim i, e k e s e r f an lam tayan robota

h ep ayn, n itelik g e re k tirm e y e n ii so n su za kadar

s z c n d e n g e lm e k te d ir; s z c k elli yl n c e oyu n

y r teb ilm e y eten e in e sahip, d n m ey en ,

yazar K a r e l a p e k tarafn d an yaygnlatrlm tr.

k en d in e bak m ay an b ir bed en d ir.

D n y a a p n d a sanayide kullanlan ro b o tla rn b yk

ig c n n n ite lik sizletirilm esi h ak k n d ak i

b l m , o to m o b il retim in d e kullanlm aktad r.

alm as, G e o r g e R itz e r'in rg d e r ve

B u g n e d ek, r o b o d a rn retim d ek i k u llanm g r e c e

A la r balk la 16. B l m d e , s. 6 8 2 -3 'd e

snrl o lm u tu r n k ro b o d a rn fark l n e sn eleri

tartlan d k n itelik li M c l le r k avram n a

alglayabilm e v e t u h a f b iim leri y n len d ireb ilm e

y ak nlk g s te rm e k te d ir.

y eten ek leri hala b alan g dzeyidedir. Y in e de,


o to m a sy o n a d ayanan retim in n m zd ek i yllarda

D a h a yeni b ir a lm a , b u tartm ay a b ir l d e k

h zla yaylaca k esin d ir; ro b o d a r d ah a in celtilm i

tutm aktad r. S o sy o lo g R ich a rd S e n n e tt (1 9 9 8 ),

h ale g e lirk e n m aliy ed eri d e d m ek ted ir.

b y k b ir y iy ecek devi tarafn d an satn aln an ve


y k sek te k n o lo ji i e re n m ak in alar yoluyla

O to m a sy o n u n yaylm as, so sy o lo g lar arasnd a, yeni

o to m a sy o n u n so k u ld u u b ir frn d a alan iileri

te k n o lo jile rin i ile r zerin d ek i, o n la rn n itelik leri v e

in celem itir. B ilg isay arlam p iirm e, ek m e in

k en d ilerin i ie ad am alar zerin d ek i etk ilerin in n e

y ap lm a b iim in i k k te n b ir b iim d e d e itirm iti.

o la ca h ak k n d a sca k tartm alar yaratm tr. R o b e r t

H a m u ru n ieri in in ay arlanm as ve y o u ru lm as

B la u n e r, Yabanclama ve zgrlk (A lie n a d o n and

iin in elle y ap lm as, e k m e in p iip p im ed i in e g z

F re e d o m -1 9 6 4 ) balk l nl k italb n d a, iilerin

yoluyla k arar v erilm esi y erin e artk alan lar

d eiik te k n o lo ji d zeyleri o la n d rt fark l sanayi

ek m e in m a lz em eleri ya da so m u n larn k end ileriyle

k o lu n d a k i d en ey im lerin i in celem itir. D u rk h e im ile

h i b ir fizik sel tem as iin d e deillerd i. F rn larn

M a rx 'n d n celerin i ku llan an B la u n e r, yabanclam a

ssn a ve p iirm e z a m a n n a bilgisayarlar k arar

k av ram n ile m sel h ale g etirm i ve h e r b ir sanayi

veriy ord u . M ak in alarn m k em m el kalited e piirdii

k o lu n d a k i iilerin y aban clam ay , g s zl k ,

ek m e k le rin old u u z am an larn yan sra, y an m ,

a n la m sz la m a , y altlm hk v e k en d in e y ab an clam a

k ararm e k m ek lerin o rtay a k t zam an lar da

b iim in d e n asl y aad klarm lm t r. B la u n er,

816

a l m a v e E k o n o m ik Yaam

Bilgi teknolojisi

olu yo rd u . B u frn d a alan lar (o n lara frn clar


d e m e k yanl olu rd u ), bilgisayarlarla alm a

B ilg i te k n o lo jisin in iyeri zerin d ek i etk isin e ilikin

n itelik leri o la n kiilerdi, y o k sa e k m e in nasl


yapldn b ile n k iiler deil. ro n ik b ir b iim d e , b u
iile r k en d i bilg isay ar b e cerile rin in p ek azn

B la u n e r ve B ra v e rm a n 'n b irb irin e k art bak


alar, k en d ilerin i b u g n lerd e yaplan tartm alard a
da g ste rm e k te d ir. B u g n yaplan

kullanyorlard . re tim s reci, b ir bilgisiyardaki

ta rtm a la rd a ,In te rn e t, e -p o s ta , te le k o n fe ra n s v e e-

d m elere b a sm a k ta n te y e p ek g itm iyo rd u .

tica retin irk ed erin i yap m a b iin im i d eitiriy or

A sln d a , b ir k eresin d e b ilg isay arlam m ak in alar


bo z u ld u u n d a , b t n retim s reci d u rm u tu n k
frn n n itelik li iilerin in h ib irisi b u so ru n u

old u u kesind ir. B la u n e r g ib i iy im ser b ir bak


a sn b e n im se y e n le re g re , bilgi te k n o lo jile ri
alm a d nyasnd a, yeni ve d ah a e sn e k alm a

g d e re b ile c e k g ya da e itim e sah ip deildi.


S e n n e tt'in g z led i i iile r yararl o lm a k , ileri tek rar
y olu n a so k m a k istiy o rlard , an ca k yapam adlar,

b iim le rin e o la n a k sa lam ak yoluyla d evrim


yaratacaktr. B u frsatlar b iz im , sanayideki
alm an n ru tin v e y a b an clatrc y n lerin in

n k o to m a sy o n o n la rn zerk li in i azaltm t.

te sin e g e m e m iz i salayarak, iilere alm a

B ilg isay arlam te k n o lo jin in iy erin e so k u lm as,

s recin e d ah a fazla katk yapm alar v e k o n tro lle rin i

b t n iilerin n itelik lerin d e g e n e l b ir arta yol

artrm alar o lan a n v erm ek ted ir. T e k n o lo jik

a m t, a n ca k ayn zam an d a ig c n , kend i


ile rin d e y k sek d ereced e e sn ek lik v e z erk li e sahip
o la n y k sek nitelik li p ro fe sy o n e lle rle d ah a g en i

ile rlem elerin co k u lu y an d alan kim i zam an


te k n o lo jik d e te rm in is t diye b ilin m ek ted ir n k
o n la r te k n o lo jin in a lm a n n nitelii v e b iim in i

o la n , kend i ilerin d e zerk lik leri bu lu n m ay an

d e itirm e g c n e in an m ak tad r.

y azm an , h iz m e t v e retim iileri g ru b u n yaratarak


ikiye b lm t .

B ak alar, bilg i te k n o lo jin in in alm ay b tn yle


o lu m lu b ir b iim d e d n t rece in e ik n a o lm u

N e ki, n itelik ta rtm a sn b ir so n u ca b a lam ak o k

deiller. S h o s h a n a Z u b o f f un (1 9 8 8 ) bilgi

zord u r. B e c e rin in h e m k avram latrlm as h e m de


l lm e si so ru n lu d u r. F e m in is t a ra trm aclarn ileri
s rd k leri g ib i, niteli i o lu tu ran eyler, to p lu m sal
o la ra k k u ru lm u tu r (S te in b e rg 1 9 9 0 ). B u y zd en

te k n o lo jisin in firm alard a kullanlm asyla ilgili


a ratrm asn n so n u cu n d a old u u g ibi, y n etim
bilgi te k n o lo jile rin i o k farkl g ere k e le rle seebilir.
B ilg i te k n o lo jile ri y aratc, m erk ezili i azaltc b ir

nitelik li a lm a n n g elen ek se l anlaylar b u ii


y erin e g e tire n tip ik k iin in to p lu m sal stat s n e g re
b e lirlen ir, y o k sa iin n e sn e l o larak zorlu u n a g re

b iim d e k u llanlrsa, kat h iy erarileri y k m akta,


d aha fazla alan n k arar v e rm e s recin e
k atlm asn ve alan larn irk etin g n d elik

d eil. M e sle k le rin tarih i, ayn iin b ir kez k ad nlar

ilem lerin e d aha fazla ie rilm e sin i salam akta

alana g ird ik ten so n ra farkl b ir n ite lik d zeyine


tan d (h atta y en id en adlandrld) i rn ek leriy le
d o lu d u r (R e sk in v e R o o s 1 9 9 0 ). A y n s, k u ku su z,
e tn ik azn lklar g ibi te k i d k statl i ile r iin d e
g eerlid ir. T o p lu m sa l cin siy et ve rk n y arg larn n

yararl olabilir. B ilg i te k n o lo jile rin in iy erin d e


ku llanm , yzyze etk ileim i azaltabilir, so ru m lu lu k
kanallarn tkayabilir v e o fisi kend i iin e kap an m
ve yaltlm m o d lle rd e n olu m u b ir aa
d n t reb ilir. B y le b ir y ak lam bilgi

ilem ed i i d u ru m lard a b ile, n itelik o k b o y u d u d u r;

te k n o lo jisin in etk isin i, k u llanm b iim in e ve o n u

ayn i, b ir b o y u tta aa g r l rk e n , ayn an d a, b ir


b a k a b o y u tta y celtileb ilm ek ted ir (B lo c k 1 9 9 0 ). B u
y z d en , o to m a sy o n u n n itelik letirm ey i g etirip
g etirm e d i i, n iteli in han g i b o y u tu n u n ele alnd na

ku llanan larn ro l n e ilikin anlaylarna g re


belirlen d i in i ileri s rm ek ted ir.
B ilg i te k n o lo jile rin in yaylm as k esinlik le, ig c n n

baldr. N ite lik tartm asn k apsayc b ir b iim d e ele

k im i b l m leri iin h e y eca n v e re n v e yeni frsad ar

alan S p e n n e r (1 9 8 3 ), n iteli i, z se l k arm ak lk

ortay a k aran so n u la r v ere cek tir. rn e in , m edya,

ba k m n d a n ele alan alm alar, n itelik k a z a n d rm a

rek lam ve tasarm alan larn d a, bilg i te k n o lo jile ri

k o n u m u n u d este k lerk e n , nitelii iin in zerk li i ve

h e m p ro fe sy o n e l kon u lard a yaratcl a rtrm ak ta

/v eya sah ip k o n tro l b a k m n d a n d e e rlen d iren

h em de k iisel alm a tarzlarn a esn ek lik

a lm a la rn , a lm an n o to m a sy o n yoluyla g e re k te

kazan d rm ak tad r. K a b lo lu iile r ve b a lan t

n itelik siz letirild i in d e b u lm ak tad r ( Z u b o f f 1 9 8 8 ;

yoluyla alverilerini y r ten ler b iim in d ek i

V allas and B e c k 1 9 9 6 ).

tasarm en fazla, so ru m lu k o n u m d a o lan nitelik li,


d eerli alan lar d u ru m u n d a g erek lik

817

a l m a v e E k o n o m ik Y a a m

k a zan m ak tad r. Y in e de y elp azen in tek i u cu n d a,

m erk ezlerin d e alan lar, alan a p ek az zg rl k

te le fo n la yard m m erk ez lerin d e v e v eri giri

v e yaratc katk an s v ere n , k esin b ir b iim d e

irk ed erin d e alan b in le rc e d k cretli n itelik siz

stan d artlatrlm fo rm a d a ra g re

b irey ler bu lu n m ak tad r. B y k l d e, s o n yllardaki

ig rm ek ted irler. a lan lar y ak n d an g z e d e n ir;

tele k o m n ik a sy o n p ad am asn n so n u cu n d a o rtay a

t k eticilerle etk ileim leri de k aliten in k o ru n m as

k a n b u k o n u m lar, B ra v e rm a n 'n n itelik sizletirilm i

i in kaydedilir. B ilg i d ev rim i, sanayi ek o n o m isin d e

iile rin e rak ip o la ca k b iim d e yalm lm lk ve

yaratlanlara b e n z e r o la n o k sayda ru tin , n itelik

y a b a n cla m a iin d ed ir. Sey ah at rezerv asy o n lar ve

g e re k tirm e y e n iler yaratm g r n y o r.

fn a n sa l ilem leri g e re k le tire n yardm

Bilgi teknolojilerinin iyerinde kullanm gerekte, bunlar gibi telefonla yardm merkezleri alanlar
niteliksizletirdi mi?

yaylm sonucunu verecek biimde,


igc tasarruf eden makinalarn s
rekli olarak retim srecine sokulmas
dr. Bir bakas, Batnn dnda,
zellikle de Uzakdou'da imalat
sanayiinin ykseliidir. Bat toplumlarnn daha eski sanayi kollar, daha etkin
olan ve igc maliyetleri daha dk
olan Uzakdou firmalaryla rekabet
edemeleri yznden nemli zorluklar
yaamtr.

E k o n o m ik

bym e

Y o k s u llu k ,

T o p lu m s a l

ve

k a lk n m a ,

D la n m a

ve

R e fa h balk l 1 0. B l m d e , s.4 4 6 -6 0 'd a


tartlm aktad r.

B ilgi ekonom isi


Bu saylar dikkate alan, kimi
gzlemciler, bugnlerde gerekleen
eyin, artk sanayiye dayanmayan yeni
bir toplum tipine gei olduu dnce
sini ortaya atmlardr. Onlara gre,
sanayi ann tmden tesine geen

818

a l m a v e E k o n o m ik Yaam

Erkeklerin alt imalat sanayii

Erkeklerin sunduu hizmetler

- Kadnlarn alt imalat sanayi

Kadnlarn sunduu hizmetler

1 8 . 5 . ek il a la n la rn ile ri: h e r yln H a z ira n a y iin , s a n a y iy e v e


c i n s i y e te g r e , 1 9 7 8 - 2 0 0 0 . (m ily o n kii)
Kaynak: ONS (2002a).

yeni bir kalknma aamasna giriyoruz.


Bu yeni toplumsal dzeni adlandrmak
iin, sanayi-sonms toplum, enformasyon a.
ve yeni ekonomi gibi terimler kullanl
mtr. Bununla birlikte en fazla kullan
lan terim, bilgi ekonomisi terimidir.
Bilgi ekonomisinin tam bir tan
mn vermek zordur, ne ki genel olarak,
bilgi ekonomisi, dncelerin, enfor
masyonun ve bilgi biimlerindeki yeni
lik ile ekonomik bymenin temelinde
yer ald bir ekonomiyi anlatmaktadr.
Bir bilgi ekonomisi, igcnn byk
blmnn maddi mallarn retim ya
da datmnda deil, onlarn tasarlan
mas, gelitirilmesi, teknolojisi, pazarlanmas, sat ve hizmeti gibi konularn
da alt bir ekonom idir. Bu
alanlar, bilgi iileri olarak adlandrla
bilir. Bilgi ekonomisi srekli bilgi ve
dnce ak ve bilim ve teknoloji iin
gl potansiyelleriyle nitelenir. Char
les Leadbeater'n gzledii gibi:

819

oum uz

p a ra y

havadan

k a z a n rz ;

arl o la n , d o k u n u b ilir ya da k olayca


l le b ilir
B iz i m

o lan

h ib ir

k t m z ,

d e p o la r a

konm az

t a n m a z .
te le fo n la

ya

oum uz
yard m

ey

lim a la r d a
da

retm eyiz.
y lm a z ,
v a g o n la r la

y a a m m z ,

m erk ezi,

b ir

b ir

avu kat

b ro su , b ir h k m e t b ro su ya da bilim sel
b ir labaratu v ard an , h iz m e t, yarg, bilgi ve
z m le m e

satarak k azanrz. H e p im iz

hava cv a iind eyiz. (1 9 9 9 , s. vii)

Yirmibirinci yzyln banda bilgi


ekon om isi ne kadar yaygndr?
Ekonom ik ibirlii ve Kalknma
Tekilat (OECD) tarafndan yrtlen
yeni bir alma, bilgi ekonomisinin
gelimi lkelerdeki boyutunu, her bir
lkenin toplam ktsnn yzde kann
bilgiye dayanan sanayilere yklenebi
leceini lerek aratrmtr (bkz.18.6.
ekil). Bilgiye dayanan sanayiler genel
olarak yksek teknoloji, eitim ve
yetitirme, aratrma ve gelitirme ve
finansal ve yatrm sektrlerini ierecek

a l m a v e E k o n o m ik Y a a m

umcm

biim de anlalm aktadr. O E C D


lkelerinin genelinde, bilgiye dayanan
sanayiler 1990'larn ortasnda, toplam
k tn n yarsn d an fazlasn d an
sorumludur. Bat Almanya % 58,6 ile en
yksek deere sahipken A .B.D .,
Japonya, Britanya, sve ve Fransa hep
% 50'nin altndadr.

1996 i kts
% olarak bilgi
ekonomisi

Bilgi
10

15

20

25

30

sve
Fransa

Bilgi ekonomisine yaplan yatrm kamu eidmi, yazlm gelitirmesine


yaplan harcamalar ile aratrma ve
gelidrme- artk pek ok lkenin btesinin nemli bir blmn oluturuyor.
rnein, sve, btn gayrisaf yurtii
haslasnn % 10,6'sn 1995'te bilgi
ekonomisine yatrmtr. Fransa, kamu
eidmine ynelik byk harcamas
nedeniyle sve'i yakndan izlemektedir.

Britanya
Birleik Devletler

OECD
Almanya
Avustralya

Bilgi ekonomisinin incelemesi g


bir olgu olduunu hem nitelik hem de
nicelik bakmndan kabul etmek
gerekir. Fiziksel eylerin deerini
lmek, arl olmayan dncele
rin deerini lmekten kolaydr. Yine
de, bilginin yaratlmas ve uygulama
snn Bat toplumlarnn ekonomilerin
de giderek merkezi bir rol oynamaya
balad da yadsnamaz.

ok-n iteliklilik
P o s t-F o rd is t yoru m cu larn n
inanlarndan birisi de, inanlarndan
birisi, yeni alma biimlerinin alan
lara, tek bir ii srekli olarak yerine
getirmek yerine deiik ilere girierek
kendi niteliklerinin kapsamn genile
tecekleridir. Grup retimi ve takm
almas, daha geni bir sorumluluklar
kmesini yerine getirebilecek oknitelikli bir igc yaratr diye
grlmektedir. Bu da giderek daha
yksek bir retkenlik ve daha kaliteli
mal ve hizmeder yaratlmas demektir;

Japonya
talya
1994

b1995

'Bat Almanya

1 8 .6 . ekil O ECD lk elerin d ek i i kt


d z e y le ri: GSYHnn o ran o la ra k y a trm , 1 9 9 5 .
Kaynak: The Economist ( 14 Ekim 1999).

kendi ilerine oklu biimlerde katkda


bulunabilen alanlar sorunlarn
zmnde ve yaratc yaklamlarn
gelitirilmesinde daha baarl olacak
lardr.
ok-niteliklilie doru ilerleme
nin, ie alma sreleri bakmndan da
iermeleri vardr. Eer bir zamanlar ie
almalar byk lde eitim ve nitelie
bal idiyse, artk iverenler yeni
niteliklere uyarlanabilen ve abucak
renen kiiler aramaktadr. Bu yzden,
belirli bir yazlmn uzmanlk dzeyin
deki bilgisi, dnceleri abucak

820

a l m a v e E k o n o m ik Yaam

kavrayabilme yeteneinin gsterilmesi


kadar deerli olmayabilir. Uzmanlama
genellikle nem lidir; ancak eer
alanlar daralm niteliklerini yaratc
bir biimde yeni balamlara uygulayamyorsa, esnek, yeniliki bir iyerinde
bir yarar diye grlmeyebilir.
Jo s e p h R o w n tree V a k fn n ,
almann Gelecei (The Future of
W ork) balkl bir alm asnda
(Meadows 1996)J artk iverenlerin
arad nitelik trleri incelenmitir.
almann yazarlar, hem nitelikli hem
de niteliksiz meslek kesimlerinde,
kiisel becerinin giderek daha deerli
olduu sonucuna varmlardr, ibirlii
iinde ve bamsz olarak alabilme,
inisiyatif alabilme ve zorluklar karsn
da yaratc yaklamlar benimseyebilme, bir kiinin iine getirebilecei en iyi
nitelikler arasndadr. Tketicilerin
bireysel gereksinimlerinin giderek
nem kazand bir piyasada, hizmetler
sektrnden fnansal danmanla
kadar bir dizi ortamda alanlarn
kiisel becerilerine dayanmas esastr.
Teknik becerilerin byle kk
gr lm esi en fazla, alm ann
yazarlarna gre, uzun sredir, kiisel
becerilere yer vermeyen rutin, yine
lenen ilerde alan iiler iin glk
karmaktadr.
iteyetitirilme
ok-niteliklilik, alann yetitiril
mesi ve yeniden eitimi ile yakndan
balantldr. alma alanlar dar olan
uzmanlarn istihdam yerine, pek ok
irket, i srasnda yeni beceriler
gelitirebilen uzman olmayan kiileri
tercih etmektedir. irketler, teknoloji ve
piyasa istekleri deitike, pahal
danmanlar getirmek ya da varolan

821

nternet, dizst bilgisayarlar ve ev


bilgisayarlar, kimi iiler iin evde almay
olanakl klmtr, ancak iin eve
getirilmesinin sorunlu yanlar da vardr.
rnein, kimi alanlar, eskisine kyasla
daha uzun saatler alma basks altndadr;
kimi iverenler de alanlarnn yeterince
ok altklarna ikna olmu deillerdir, bu
yzden de onlarn abalarn kmserler.

kadroyu yeni alanlarla deitirmek


yerine kendi alanlarn yeniden
eitmektedirler. Yaamboyu deerli
iiler olabilecek bir yeni ie girenler
ekirdeine yatrm yapmak, hzla
deien zamanlara ayak uydurmak iin
stratejik bir yol diye grlmektedir.
Kimi irketler, ite yetitirmeyi ipaylama takmlar olarak dzenlemek
tedir. Bu teknik, yetitirme ve eitimin,

a l m a v e E k o n o m ik Yaam

i yaplrken gereklemesine olanak


vermektedir: Birka haftalna, bir
bilgi teknolojisi uzman ile irkette
ynetici olan birisi, her ikisinin de
tekinin becerisini bir lde rene
bilmesi iin birlikte altrlmaktadr.
Y etitirm enin bu biim i maliyet
bakmndan yararldr; allan saatieri
nemli lde azaltmaz ve btn
alanlara kendi beceri tabanlarn
geniletme olana verir.
te yetitirme, alanlarn kendi
niteliklerini artrma ve kariyer umutla
rn ykseltmelerinin nemli bir yolu
olabilir. Ne ki, yetitirilme frsatlarnn
btn iiler iin ayn derecede eit bir
biimde bulunmadna dikkat ekmek
nemlidir. Ekonomik ve Toplumsal
Aratrma Konseyi (ESRC), 1958 ile
1970 arasnda domu gen insanlar
zerine yapt anket almasnda
nitelii olan alanlarn, bu trden
nitelii olmayanlara kyasla daha fazla
ite yetitirilme frsatna sahip olduunu
bulmutur (ESRC 1997). Bu tr
almalar, zaten en yksek nitelie
sahip olanlara srekli yatrm yapld
n, nitelii olmayanlarn da daha az
frsatla kar karya olduunu dn
drmektedir. te yetitirme cret
dzeyleri zerinde de etkilidir. 1970
almasna gre, iteki yetitirme
alanlarn kazanlarn ortalama
olarak % 12 artrmtr.

E v devi verme
Ev devi, alanlara sorumlulukla
rnn bir blmn ya da hepsini evden,
internete bal bilgisayar araclyla
yrtebilmelerine olanak vermektedir.
Mterilerle ya da birlikte allan
kiilerle dzenli temasn gerekmedii,
bilgisayara dayal grafik tasarmileri ya

da reklam metni yazarl gibi ilerde,


alanlar evde almalarnn onlarn i
dndaki sorumluluklarn dengele
melerine ve daha retken bir biimde
almalarna olanak vermektedir.
Kablolu iiler olgusunun nmz
deki yllarda, teknoloji alma bii
mimizi kkten bir biimde deitirdik
e, daha da artacana kuku yoktur.
B u deim elere pratikten bir rnek,
Kentler ve K ent Alanlar balkl 21.
B l m d e , s. 9 7 5 - 6 'd a ta r t la n
H elsinki Sanal Kydr.

Evde alma son yllarda daha


fazla kabul ediliyor olsa da, btn
iverenler tarafndan tercih edilmemek
tedir. Bir alann yapt ii, broda
olmad zamanlarda gzetlemek ok
daha zordur. Bu yzden, al anlarn
zgrlklerini ktye kullanmama
larn salamak iin, ev devlerine yeni
kontrol biimleri konmaktadr. rne
in, alanlardan dzenli aralklarla
broya gelmeleri ya da yaptklar iin
nasl gittiine ilikin raporlar teki
alanlara kyasla daha ksa aralklarla
vermeleri istenebilir.
yerinde gzetim tekniklerine ilikin
d ah a fazla ta rtm a iin baknz:
rgtler ve Alar balkl 16. B lm ,
s. 694-7

E v brolarnn potansiyeli
hakknda byk bir coku varsa da, kimi
aratrmaclar, evlerinden zorlayc,
yaratc projeleri yrten profesyonel
devciler ile byk lde, evden yaz
yazma ya da veri girme gibi rutin ileri
yrtenler arasnda bir kutuplamann
ortaya kmasnn olas olduu uyarsn
yapmaktadrlar. Byle bir ayrlk ortaya
karsa, kadnlarn bu ev devi yapanla
rn alt sralarnda yer almas olasl en
fazladr (Phizacklea ve Wolkowitz
1995).

822

a l m a v e E k o n o m ik Yaam

Yaam boyu kariyerin sonu ve portfy


iisinin ortaya k.
Kresel ekonominin etkisi ve daha
esnek bir igc isteinin nda,
kimi sosyologlar ve iktisatlar gelecek
te giderek daha fazla insann portfy
iisi olacam ileri srmlerdir. Bu
iiler, i yaamlar boyunca birka i ya
da i tr arasnda hareket etmelerini
salayan bir nitelik portfyne -bir
dizi farkl i becerisi ile tavsiyesi- sahip
olacaklardr. ilerin yalnzca kk bir
blm, bugnk anlamda srekli bir
kariyer sahibi olacaklardr. Aslnda,
bu durumu savunanlar, yaam boyu
i dncesinin gemite kaldn ileri
srmektedir.
Kimileri portfy iisine doru bu
gidii olumlu grmektedir: iiler,
sonuna kadar, yllar boyunca ayn ite
akl kalmayacak ve kendi i yaam
larn yaratc bir biimde planlayabileceklerdir (Handy 1994). Bakalar,
esnekliin pratikte, irkederin az ok
kendi istedikleri gibi insanlar ie alp
iten karacaklarn, bunun da alan
larn sahip olabilecekleri herhangi bir
gvence fikrini andraca anlamna
geleceini sylemilerdir, iverenler,
igcyle yalnzca ksa dnemli bir
balant iine girecekler ve fazladan
deme ya da emeklilik haklarn en aza
indirebileceklerdir.
California'daki Silikon Vadisine
ilikin son zamanlarda yaplan bir
alma, blgenin ekonomik baarsnn
igcnn sahip olduu portfy nitelik
lerine bal olduunu ileri srmtr.
Silikon Vadisindeki firmalarn baa
rszlk oranlar olduka yksektir: Her
yl yaklak yz yeni firma kurul
maktadr, ancak ayn zamanda eit

823

saydaki firma da iflas etmektedir. ok


yksek bir profesyonel ve teknik ii
oranna sahip olan igc, buna ayak
uydurmay renmitir. Sonu, yazar
lara gre, yetenek ve becerilerin bir
firmadan tekine hzla g etmeleri, bu
srada da daha da uyarlanabilir olma
lardr. Teknik uzmanlar danman,
danmanlar ynetici, alanlar risk
sermayedar olabilmektedir ve hepsi de
nceki konumlarna geri dnebilmektedir)Bahrami ve Evans 1995).
Gen insanlar arasnda, zellikle
bilgi teknolojisi uzmanlar ve dan
manlar arasnda, portfy iine doru
artan bir eilim szkonusudur. Kimi
tahminlere gre, Brleik Krallk'taki
gen niversite mezunlar, kendi
alma yaamlar boyunca farkl
beceri tabann kullanarak on bir farkl
ite almay beklemektedir. Yine de
byle bir durum, bir kural olmaktan ok
bir istisnadr. stihdam istatistikleri,
potfy iine doru byk bir kay
sonunda, beklenebilecei kadar yksek
bir dolam orann gstermemektedir.
1990'larda yaplan anketler Britanya ile
A.B.D.'deki -sanayi lkelerindeki devlet
dzenlemesi en dk olan iki lke- tam
zamanl iiler, her bir ite on yl nce
geirdikleri kadar bir zaman geirmek
tedir. (The Economist, 21 Mays 1995)
Bunun nedeni, yneticilerin iiler
arasndaki yksek dolam orannn
maliyetli olduunu ve iilerin moralini
bozduunu farketmi olmalar ile yeni
iileri ie almak yerine, piyasann
zerinde bir cret deyecei anlamna
gelse bile, kendi iilerini tutma eilimi
gibi grnmektedir. James Collins ile
Jerry Porras yazdklar Dayanmak iin
Yaplan (Built to Last -1994) adl kitap
larnda, 1926'dan bu yana borsada
stn bir performans gsteren on sekiz

0*1 i ma ve Ekonomik Yaam

Amerikan irketini incelemilerdir.


Yazarlar, bu irketlerin , canlar
istediinde iileri kovup ie almak
yerine, kadrolarna kar olduka
koruyucu bir politika benimsediklerini
bulmulardr. Aratrmada yer verilen
on daha az baarl irketle karla
trldnda, bu on sekiz irketten yalnz
ca ikisinin, incelenen dnem boyunca
dardan bir ynetici ef getirdii
grlmtr.
Bu bulgular, portfy iisinin gelii
dncesini dile getirenlerin grlerini
boa karmamaktadr. Kendilerinin
yaam boyu ii olduunu dndkleri
ilerden igc piyasasna atlan binler
ce iinin szkonusu olduu rgtsel
klme, bir gerekliktir. Yeniden i
bulmak iin, bu insanlar niteliklerini
gelitirmek ve eitlendirmek zorunda
drlar. Pek ok, zellikle de daha yal
insan, ktklar ilerden daha iyi bir ii
hibir zaman bulamayabilir; hatta hi i
bulamayabilir.
nsan kaynaklan ynetim inin geliimi
ile irket kltr zerine younlam a
gib i m od ern i rgtleriyle ilgili
konular da ilerinde olm ak zere,
m o d ern a lm a n n tek i ynleri
rg tle r ve A la r b alk l 16.
B l m 'd e tartlm aktadr.

gvencesizlii, isizlik ve
almann toplumsal nemi
Yeni alma biimleri pek ok kii
iin heyecan verici frsatlar sunsa da,
kendisini yoldan km bir dnyada
yakalanm gibi hissedenlerin yaad
trden derin belirsizlikler de yaratabilir.
Bu blmde grm olduumuz gibi,
igc piyasas, sanayiye ynelik ekono
miden, hizmetlere ynelik bir ekonomi
ye doru kaymann bir paras olarak

nemli deiiklikler geirmektedir.


Bilgi teknolojilerinin yaygn kullanm
ayn zam anda, rg tlerin kendi
yap larn d a, ku llan lan ynetim
tarzlarnda ve ilerin paylam ve
yrtlme biimlerinde de dnm
leri uyarmaktadr. Hzl deime
istikrarszlk yaratabilir: Bugnlerde
pek ok farkl trden mesleklerde al
anlar, hem kendi alma konumlarnn
geleceine ilikin olarak hem de
iyerindeki rollerine ilikin olarak ken
dilerini gvenceden yoksun hisse
diyorlar.
Son yirmi otuz yldr, i gven
cesizlii, alma sosyolojisi iindeki
tartmalarn nemli konularndan biri
olmutur. Pek ok yorumcu ve medya
kayna, i gvencesizliinin son otuz
yldan ya da daha ncesinden beri
dzenli olarak artn dnmektedir.
Gen insanlar artk, tek bir iverenle
geirilecek garantili bir kariyere gvenemeyeceklerini, nk hzla kreselleen
ekonominin giderek daha ok irket
birlemesine ve alanlarn iten ka
rldklar irket klmelerine neden
olacan ileri srmektedir. Etkinlik ve
kar gds, pek az nitelie -yanl
niteliklere- sahip olanlarn, kresel
piyasalardaki kaymalara duyarl, gven
cesi olmayan, marjinal ilerle yetinmesi
anlamna gelmektedir. Bu sav, iyerin
deki esnekliin yararlarna karn, artk
yaam boyu i dncesinin geerli
olmad, bir ie al-iten at kltr
iinde yaadmz ne srmektedir.

almann toplumsal anlam


oumuz iin, alma yaammz
da, baka herhangi bir etkinlikten daha
fazla yer tutar. alma kavramn
okluk angarya -en aza indirmeyi ve,

824

a l m a v e E k o n o m ik Yaam

alm ann azalan n e m i m i?


K a lc isiz lik , i g v e n c e siz li i, k lm e , p o r t f y

n k h e rh a n g i b ir z a m a n d a istik ra rl c re tli

k a riy e rle ri, y a n -z a m a m i, e s n e k is tih d a m k alp lar,

ile rd e o la n n fu s u n o r a n g r e c e k k t r -e e r

i le rin p a y la lm a s: in s a n la r d a h a n c e h i

g e n le r i, e m e k lile ri, h a s ta la n v e ev k a d n la rn ,

o lm a d k a d a r, sta n d a rt o lm a y a n b i im le r d e

ay rca y a r-z a m a n l a l a n ya d a isiz o la n la r d a

a ly o rla r ya d a h a tta k arl d e n e n b ir i te b ile

k a rrsa k . G o r z , b ilg i te k n o lo jis in in y a y lm a sn n

a lm y o rla r. B e lk i d e , a l m a n n d o a s v e

b u lu n a b ile n ta m z a m a n l ileri d a h a d a

in s a n la rn y a a m la rn d a k a p lad e g e m e n k o n u m u

a z a lta c a n a in a n m a k ta d r. B u n u n o la s s o n u c u ,
B a t to p lu m la rn d a k i, s e r v e t, e k o n o m ik b y m e

y e n id e n d n m e k g e re k iy o r.

v e m a d d i m a lla r v u rg u lay an r e tim c i b a k

a l m a ile k a rl d e n e n is tih d a m b irb iriy le

a s n n y a d s n m a sn a d o ru b ir g id itir.

y le sin e e le tird ik k i, k im i z a m a n b u g r n

n m z d e k i y llard a, s re k li, c re tli i alan

d n d a h a n g i s e e n e k le r in o la b ile c e in i g r m e k

d n d a , n fu s u n o u n lu u ta ra fn d a n b ir dizi

z o r o la b iliy o r. F r a n s z s o s y o lo g ve to p lu m

fark l y a a m b i im i iz le n e c e k tir.

e le tir m e n i A n d r c G o r z , g e le c e k te c re tli ile rin


in s a n la rn y a a m n d a g id e re k d a h a az n e m li h ale

G o r z 'a g r e , ik ici b ir to p lu m a d o ru

g e le c e in i ile ri s re n b ir z m le m e c id ir. G o r z

ile rliy o ru z . B ir k e sim d e , r e tim v e siyasal

g r le r in i, M a r x 'n y a z la rn n e le tire l b ir

y n e tim , e tk in li i e n o k la tr a c a k b i im d e

d e e r le n d ir m e s in e d a y a n d rm a k ta d r. M a r x ,

d z e n le n e c e k tir . t e k i s e k t r , b ire y le rin

-g id e re k d a h a fa z la sayd a in s a n i in e alaca

k e n d ile rin i h o la n d k la r v e k iise l d o y u m

d n le n - i i s n fn n , a l m a n n y a a m n

sa lay an ey lerle m e g u l e d e c e k le ri a l m a d

s u n a b ile c e i ta tm in le r b a k m n d a n m e rk e z i b ir y er

e tk in lik le rin y e r ald ala n o la c a k tr. B e lk i d e

tu ta c a , d a h a in s a n c l b ir to p lu m u o rta y a

g id e re k d a h a fa z la say d ak i b ire y y a a m n ,

k a ra c a k b ir d e v rim e g t r e c e in e in a n y o rd u .

y a a m la rn n d e i ik a a m a la rn d a d e iik

G o r z , b ir s o lc u o la ra k y a z sa d a, b u g r

b i im le r d e a l m a k b i im in d e p lan lay acak tr.

re d d e tm e k te d ir. i s n fn n , to p lu m d a k i e n

B u b a k a s n e k a d a r g e e rlid ir? S a n a y ile m i

b y k s n f h a lin e g e lm e s i (M a rx 'n d n d

lk e le rd e a l m a n n d o a s v e d z e n le n m e s i

g ib i) v e b a a rl b ir d e v rim e n d e r lik e tm e s i b ir
y a n a , g e r e k te k ld n d n m e k te d ir. M a v i
y ak al i ile r a rtk ig c i in d e b ir a z n lk , saylar

k o n u s u n d a n e m li d e i m e le rin g e r e k le ti i
k ar k la m a z b ir g e r e k tir. G id e r e k d a h a fazla
in s a n n r e tim c ilik g r n n s rek li

a z a la n b ir a z n lk h a lin e g eliy o rlar.

e k o n o m ik b y m e ile m a d d i v a rlk la rn b irik im i


b y s n d e n k u rtu lm a s o la n a k ld r. G o r z 'u n

G o r z 'a g r e a rtk , i ile rin d e v le t g c b ir y an a,


b ir p a r a la r o ld u u g iriim le rin y n e tim in i ele

n e rd i i g ib i, isiz li in sa d e c e o lu m s u z b ir y n d e

a la ca k la rn v a rsa y m a k d a b ir a n la m

g r lm e m e s i, b ire y le rin k en d i k a rla rn n p e in e

ta m a m a k ta d r. c r e tli i le rin n ite li in in

d m e si v e y e te n e k le rin i g e li tire m e frsa tla r

d n t r lm e s i i in g e r e k b ir u m u t y o k tu r n k

su n a r d iye g r lm e s i d e k u k u su z d e erlid ir.

c re tli i, e e r e k o n o m i e tk in o la c a k s a k a n lm a z

Y in e d e, e n a z n d a n b u g n e d e k , b u y n d e b ir

o la n te k n ik k o n u la ra g r e d z e n le n m e k te d ir.

ile rle m e n e m s iz o lm u tu r; G o r z 'u n d led i i

S o r u n G o r z 'u n g r d b i im iy le , in s a n

d u ru m , o k u z a k g r n y o r . D a h a fa z la i frsa t

a lm a d a n k u r ta r m a k tr ( 1 9 8 2 , s. 6 7 ) . B u ,

y n n d e b a s tr a n k a d n la rn varl y la, c re tli b ir

a l m a n n T a y lo r is t b a k m d a n d z e n le n d i i

i g a ra n tisi ile ilg ile n e n in s a n la rn say sn d a

d u ru m la rd a z e llik le g e re k lid ir; te k i t rl a lm a

a z a lm a d e il, a rt o lm u tu r. c r e tli i le r p e k o k

b a s k c v e sk c o la ca k tr.

k ii i in , d e iik frsa tla rn o ld u u b ir y aam


s rd re b ilm e k i in g e re k li o la n m ad d i

G o r z , a rta n isiz li in z a te n , y a r-z a m a n l ile rin

k a y n a k la rn y a ra tlm a s n d a esa str.

y ay lm asy la b irlik te , istik ra rl istih d a m i in d e y er


a la n la rn y a n n d a , k e n d i d ey iiy le i i-o lm a y a n b ir
s n f-o lm a y a n y a ra tt n ileri s rm e k te d ir. o u
in s a n , g e r e k te , b u s n f-o lm a y a n i in d e d ir,

825

a l m a v e E k o n o m ik Yaam

eer olanakl ise, tmden kamay


istediimiz iler- ile bir tutarz. Ne ki,
almann iinde angaryadan fazlas
vardr; yoksa isiz kalan insanlar
kendilerini bu kadar yitik ve ne
yapacan bilemez hissetmezlerdi.
Hibir zaman bir i bulamayacanz
dnseydiniz ne hissederdiniz?
Modern toplumlarda, bir i sahibi
olmak, kendine gveni korumak iin
nemlidir. alma koullarnn grece
kt olduu, ilerin de skc olduu
durumlarda bile, alma insanlarn
ruhsal yaplarnn ve gndelik etkinlik
evrimlerinin nemli kurucu unsurla
rndan biridir. almann birka nitelii
burada nemlidir:
1. Para Bir cret ya da maa, pek
ok insan iin gereksinimlerini karla
malarn salayacak temel bir kaynaktr.
Bir gelir sahibi olmadan, gndelik
yaama ayak uydurmaya ilikin kayglar
artar.
2. E tkin lik dveyi alma okluk,
beceri ve yeteneklerin elde edilmesi ve
kullanlmas iin bir temel salar.
almann rudn olduu bir durumda
bile almak, bir kiinin iinde
enerjilerini kullanabildii, yapsal bir
evre salar. O olmadan, bu tr beceri
ve yetenekleri kullanma frsatlar
azalabilir.
3. D e iiklik alma, ev ii
ortamna altenatif olan balamlara
eriimi salar. alma ortam iinde,
iler grece skc olsa bile, insanlar ev
ilerinden farkl bir ey yapmaktan
honut olabilirler.
4. Zamansaljap Dzenli istih-dam
edilen kiiler iin gn, genellikle iin
ritmine gre dzenlenmektedir. Bu
kimi zaman baskc nitelikte olabilirse
de, gnlk etkinliklerde bir yn
duygusu salar. dnda olanlar ok

luk, sklmay nemli nemli bir sorun


olarak grrler ve zamana kar bir
honutsuzluk gelitirirler.
5. Toplum sal tem aslar alma
ortam genellikle arkadalk ve
tekilerle paylalan etkinliklere katlma
frsat salar. alma ortamndan
ayrlan bir insann olas arkada ve
tandk evresinin klmesi olasdr.
6. Kiisel kim lik almaya genel
likle, sunduu istikrarl toplumsal
kimlik yznden deer verilir. zellikle
erkekler iin, kendine gven okluk,
evin maddi varoluuna yaplan ekono
mik katklara baldr.
Bu korkutucu listeyi aklda tutarak,
almamann neden bireylerin toplum
sal deerlerine ilikin gvenlerinin altn
oyduunu grmek zor deildir.

gvencesizliindeki art
1999'da Joseph Rowntree Vakf,
dz iilerden kdemli yneticilere
kadar 340 Britanyal ile yaplan
derinlemesine mlakadara dayanan, I
Gvencesi Yokluu ve alma Younluu
A n keti (Job Insecurity and Work
Intensification Survey -JIW IS) balkl
anketi yaynlad. alma, i gvencesiz
liinin boyudarm ve hem iyeri hem de
aileler zerindeki etkilerini deerlen
dirmek hedefini gdyordu. alma
nn yazarlar, Britanya'da i gvencesiz
liinin, 1966'dan bu yana arttn, mavi
yakal iiler arasnda en youn art
gsteren dnemin 1970'lerin sonu ile
1980'ler olduunu gstermekteydi.
1980'lerin ortalarndan balayarak genel
bir ekonomik canlln olmasna
karn, i gvencesizlii artmay srdr
mt. alma, i gvencesizliinin
kinci Dnya Savandan bu yana en
yksek dzeye eritii sonucuna
varmt (Burchell 1999).

826

a l m a v e E k o n o m ik Yaam

Anket ayn zamanda, zaman ieri


sinde yksek ya da dk i gvence
sizlii yaayan ii trlerini de incele
miti. Yazarlar, 1990'larn ortalarnda, i
gvencesizliindeki en yksek artn,
kol emekisi olmayan iiler arasnda
olduunu buldular. 1986'dan 1999'a
dek, profesyoneller en gvenli mesleki
gruptan en gvensiz gruba hareket
etderken, kol iileri bir lde daha
dk i gvencesizlii dzeyleri
yaamt. Bu gvencesizliin ana
nedenlerinden birisi, ynetime duyulan
gvensizlik gibi grnm ekteydi.
Ynetimin alanlarnn karlarna en
uygun eyleri yapp yapmad sorul
duunda, yant verenlerin % 44', ok
az yaptklarn ya da hi yapmadk
larn sylyordu (Burchell 1999).
ou aratrmac, i gvencesiz
liinin yeni bir olgu olmad konu
sunda anlama iindedir. Anlamazlk,
son yllarda bunun ne lye kadar
arlat ve, daha da nemlisi, alan
nfusun hangi blmlerinin en fazla i
gvencesizlii yaad noktasnda
ortaya kmaktadr. Eletirenlerden bir
blm, JIW IS gibi almalarn orta
snfn alglad i gvencesizliine
kar geerli olmayan bir tepkiden baka
eyler olmadklarn ileri srmektedir.

Gvencesi^ orta: i gvencesizlii


abartlm ?
1970'lerin sonunda ve 1980'lerde
Britanya, geleneksel imalat sanayileri
iin zellikle zarar verici olan bir
ekonomik gerileme yaamtr. Bu
dnemde, elik, gemi yapm ve kmr
madencilii gibi sektrlerde kabaca bir
milyon i yitirilmitir. 1980'lere ve
1990'lara kadar, profesyonel ve ynetici
alanlar i gvencesizliine ilk elde hi
ak olmamlard. irket elegeirmeleri

827

ve iten karmalar, bankaclk ve finans


sektrn etkiledi; bilgi ann
yaylmas, bilgisayar teknolojisini kulla
nan sistemlerin uygulamaya konma
syla, ok memurun iini yitirmesine yol
amt.
malat sanayi iileri fazlalk teh
didiyle yaamaya alkn olduklar halde
beyaz yakal iiler mesleklerini etki
leyen deimelere kar daha hazrlksz
idiler. Profesyoneller arasndaki bu
kayg kimilerini, gvencesiz ortadan
szetmeye kadar gtrd. Terim, kendi
ilerinin istikrarl olduuna ilikin
inanlarnn, onlar byk ev kredileri,
ocuklar iin zel eitim ya da pahal
hobiler gibi byk finansal ykml
lklere soktuu beyaz yakal alanlar
betimlemek iin kullanlyordu. Fazlalk
dncesi hibir zaman akllarndan
gemedii iin, ani isizlik hayaleti
onlarn ok byk bir kayg ve
gvensizlik yaamalarna yol amt.
gvencesizlii ok gemeden, medya ve
profesyonel evrelerde heyecanl bir
konuya dnt -geri kimileri bunun,
alan snflarn daha kronik olarak
yaadklar gvencesizlie kyasla
abartldn da dnmyor deildi.

gvencesizliin ^arar verici etkileri


I Gvencesi Yokluu ve alma
younluu anketi (Burchell ve dierleri
1999), pek ok ii iin, iten karlma
korkusundan ok daha fazla bir ey
olduunu gstermektedir. Gvencesiz
lik ayn zamanda almann dnm
ile bu dnmn alann sal ile
kiisel yaam zerindeki etkileri hakkndaki kayglarn da iermektedir.
Sz edilen alma, rgtsel yap
daha az brokratik hale geldike ve
karar verme iyeri boyunca yayldka,

a l m a v e E k o n o m ik Yaam

Bu isiz ii iin "yaam boyu i dncesi bir efsanedir.

iilerden giderek daha fazla sorumlu


luk yklenmelerinin istendiini ortaya
koymutur. Ne ki ayn zamanda, ii
lerden istenenler artmaktadr; pek ok
ii kendi terfi anslarnn azaldn
dnmektedir (18.7. ekile baknz).
Bu birleim iileri, kendi ilerinin, iin
hz ve kendi kariyer ilerlemelerine
duyduklar gven gibi nemli ynleri
zerindeki kontrollerini yitirdikleri
duygusuna gtrmektedir.
S o sy o lo g

Paul

du

G ay,

g v e n ilir lik

ve

a h la k i

sa lam aktak i

n e m in in ,

b ro k rasin in ,
s o ru m lu lu k
g id ere k

artan

g iriim ci v e e sn e k alm a uygulam alarna


k y a s la

daha

f a z la

o ld u u n u

i le r i

s rm ek ted ir. G ay 'in savlar ayrntl olarak


rg d e r v e A la r balkl 1 6. B l m d e ,
s.6 9 1 'd e tartlm ak tad r.

gvencesizliin ikinci zarar verici


bir yn, iilerin kiisel yaamlarnda
grlebilir. Anlan alma, i gven
cesizlii ile kt salk arasnda gl
bir korelasyon bulmutur. Bu balant,
insanlarn zihinsel ve fiziksel salkla
rnn i gvencesizliinin geerli olduu
uzun dnemlerde bozulmay srdrd
n gsteren British Household Panel
Survey (Britanya Hanehalk Panel
Anketi) tarafndan da desteklenmek
tedir. iler, gvencesiz koullara ayak
uydurmak bir yana, kaygl olmay ve
srekli bask altnda yaamay srdr
mektedir. almadan kaynaklanan bu
bask, ev ortamna aktarlr grnmek
tedir: Yksek dzeyde i gvencesizlii
yaayan kiiler, evde de gerilimler yaa
ma eilimi gstermektedir (Burchell ve
dierleri 1999).

828

a l m a v e E k o n o m ik Yaam

almak iin yaam ak m, yaam ak iin almak m?


K im i z m le m e c ile re g r e , bin yln so n u , alm a

n em sizli in i, i g v en cesizli i y k lerin in 1 0 0 kat

-ya da d ahas a lm a n n yokluu - kalplarn d a, g

artt 1 9 9 6 'd a k i b a sk n varl ile k arlatrm t.

uyaran h i b ir e k o n o m ik itk in in o lm ay aca n o k tay a

Observer g a z e te sin e (1 6 H az ira n 1 9 9 6 ) g re ,

kadar, d evasa b ir d e im ey e tank lk etm eliydi.

B ritan y al alan larn % 4 0 ' ilerin i y itirm ek te n

Je n k in s ile S h e rm a n 1 9 7 9 'd a , G e le n krizi

k o rk ark en , 6 0 ' g v en cesizli in artt n ileri

old u u n d an d ah a fazla a rp c h ale g e tirm e k

s rm ek tey d i...

olan ak szd r. ... u and a en fla sy o n , d u rg u nlu k ve

Y in e d e, te rsin e savlara k arn , B ritan y a'd ak i ite

arta n isizlik y ay oru z. O n b e ya d a y irm i yl iin d e,

kal s resi, 1 9 7 5 ile 2 0 0 0 arasnd a y aln zca m arjin al

b ir ca n la n m a , m in im al en fla sy o n , yksek b y m e ve

b ir b iim d e d m t r (6 yldan 5 ,5 yla); k ad nlarn

tarih im izd ek i e n b y k isizlik le ... ilerin soykrm

ite kallar g e r e k te artm a k ta d r (G r e g g ve

ile k ar karya k alaca z (1 9 7 9 , s. 182).

W ad sw o rth , 1 9 9 9 ; N o la n , 2 0 0 0 : 3; G r e e n ,2 0 0 0 ,

ile rin o lm a d b ir n o k tay a erim ed i im iz k esin

1 9 7 0 'te o rta la m a ite k alm a s resi 10 yld ve

-n e ki b u n u n y erin e, alm a ile o la n ilikilerim izin

2 0 0 0 'd e % 9 ,5 'te kaldn d n m ek ted ir) g e re k te ,

h e r trl ta h m in in te sin d e deitii b ir n o k tay a m

e n k t old u u d n len nevrotdk d o k sa n la r da

g eld ik ? ...

ite kalm a s resi, alk an tl se k se n le r d eki o ra n n


zerin e k m t.

[Jen k in s ve S h e rm a n g ib i yazarlarn] k t m serli iy le

... B ritan y al alan larn % 8 0 'i srekli ilerd e

alay e tm e k kolaysa d a, u and aki i g v en cesizli i


alg lam asnn e n az o n larn n g rd k le ri i

alm ak tad r; alan larn % 2 8 'i o n yldan b e ri ayn

g v e n cesiz li iin in gerekdpl kadar yksek o lm a

iv eren le alm ak tad r. G e r e k te o laslkla, o u

d u ru m u sryor. rn e in , D . S m ith (1 9 9 7 , s. 3 9 ),

in sa n en azn d an b ir d rt ya da b e yl d aha ayn

1 9 8 6 'd a (B ritan y a'd a isizli in , b ir so n rak i o n yla

iv eren le alm a um uduyla ileriye bakabilir.

kyasla o k d ah a y k sek old u u b ir d n em ) i

K aynak: G r in t (2 0 0 5 ), s. 3 2 5 -7 .

g v en cesizli i hak k n d ak i g a z e te y k lerin in g r e c e


--------------

e: m b d c o t ' u

u r n n n m y t n

s iz lik

sizlik oranlar, son yz yldr


nemli lde dalgalanmalar gster
m itir. B at lkelerinde isizlik,
1930'larn banda zirveye eriti; Britan
ya'da igcnn % 20'sinin ii yoktu.
ktisat John Maynard Keynes'in
(1883-1946) dnceleri, sava sonras
dnemde Avrupa ile A.B.D.'deki kamu
politikalarn byk lde etkilemitir.
Keynes, isizliin, mallar satn alma iin
yeterli bir satn alma gcnden yoksun
olmaktan kaynaklandn, bu yzden
retimin canlanmadn ve daha az
iiye ihtiya olduunu sylemektedir.
Hkmetler talep dzeyini artrmak
iin mdahale edebilir, bu da yeni ilerin
yaratlmasna yol aabilir. Pek ok kii,
ekonomik yaamn devlet tarafndan

829

dzenlenmesinin yksek isizlik oranla


rnn gemite kalmas anlamna gel
diine inanmaya balamt. Tam istih
dam hedefi, hemen hemen btn Bat
toplumlarnda hkmet politikasnn
bir paras haline gelmitir. 1970'lere
kadar, bu politikalar baarl grnyor
du; ekonomik byme de az ok srekli
idi.
1970'ler ile 1980'lerde, isizlik
oranlar pek ok lkede kontrol
edilemeyecek kadar artt; Keynescilik
de ekonomik etkinlii dzenleme
abalarnn bir arac olarak byk
lde terkedildi. k in ci Dnya
Savann ardndan yaklak bir eyrek
yzyl, Britanya'nn isizlik oran % 2
civarndayd. 1980'lerin banda isizlik
% 12'ye kadar kt; daha sonra dt,

a l m a v e E k o n o m ik Yaam

Sorumluluk
D

%5

Deiiklik
yok %20

Am %75

Terfi olanaklar

A ft! % 1 9

Deiiklik
yok %54

1 8 . 7 . ek il a la n la r itek i s o r u m
luluk v e te rfi o la n a k la rn a ilikin
d e iik lik a lg ly o rla r
Kaynaklar: Burchell v e dierleri (1999).

onyln sonunda tekrar artt. 1990'larn


ortasndan sonlarna kadar, Britanya'da
isizlik yine dt; 2005'e gelindiinde,
% 5'in biraz altnda duruyor.

isizliin zmlenmesi
Bununla birlikte, resmi isizlik
istatistiklerini yorumlamak pek kolay
deil (18.8. ekile baknz). sizlik
kolayca tanmlanamamaktadr. Anlam,
alma d olmaktr. Ne ki burada

alma, karl denen alma


ve tannan bir meslekte alma
anlamndadr. siz diye kaydedilmesi
uygun kiiler, evin boyanmas ya da
bahenin dzenlenmesi gibi pek ok
retken etkinlii gerekletiriyor
olabilirler. Pek ok kii yar-zamanl
nitelikteki cretli ilerde ya da arada
srada cretli ite alyor olabilir;
emekliler isiz saylmazlar.
Pek ok resmi istatistik, Uluslar
aras rgt (ILO) tarafndan
kullanlan isizlik tanm na gre
hesaplanmaktadr. ILO'nun isizlik
ls bir iten yoksun olan, iki
haftadan beri bir ie balamak iin hazr
olan ve gemi ay iinde bir i arama
abas gsteren kiileri kapsamaktadr.
Pek ok iktisat bu standart isizlik
orannn baka iki l ile desteklen
mesi gerektiini dnmektedir. Cesa
reti krlm olan iiler, i sahibi olmak
istemelerine ramen bir i bulmaktan
umutlarn kestikleri iin i aramay
brakanlardr. Gayriiradi yar zamanl
iiler ise, istemelerine ramen, tam
zamanl bir i bulamayan kiilerdir.
Genel isizlik istatistiklerinde de iki
ayr tr isizliin ierilmesi bunlar
anlalmas g hale getirmektedir.
Bazan geici isizlik olarak anlan
friksiyonel isizlik ile, bireylerin i
deitirme, mezuniyet sonras veya
salk sorunlar sonrasnda i aramalar
gibi doal nedenlerle, i piyasasna ksa
srelerle girip kmalar kastedilmek
tedir. Buna karn yapsal isizlik, belirli
bireyleri etkileyen durumlardan ok,
ekonomideki byk dalgalanmalardan
kaynaklanan isizlikleri tanmlamak
tadr. rnein Britanya'daki ar
sanayinin gerilemesi, daha yksek
dzeyde bir yapsal isizlie etkide
bulunmutur.

830

a l m a v e E k o n o m ik Yaam

O k u ld a n a y rlm a y a n d a k i nfus

I
alyor m u ?

H ayr

a lm a k is tiy o r m u ?

Tam z a m a n l m ?

H ayr

Evet

u a n d a i a ry o r m u ?

D ah a u zu n s r e a l m a k istiy o r m u ?

E v et

I
im d i h alay ab ilir m i?

I
H*yr

E v et

E v et

Evet

H e n z d e il

u Anda
d e il

I
H ayr
A sla

y
Tam o larak

Gizli

K esin lik le

Yar

Ne a l y o r

a l y o r

siz

siz

siz

n e a l m y o r

alyo r

E k o n o m ik o la ra k e t k e n

1 8 . 8 . ek il O la s a l m a , isizlik v e a l y o r o lm a m a d u ru m la rn n bir sn fla m a s .


Kaynak: Sinclair (1987), s. 2.

B irleik K rallk'takiisizlik eilim leri


Hkmet tarafndan tanmlanan
isizliin damlmdaki deimeler iyi
kaydedilmektedir, isizlik, erkekler iin,
kadnlara gre daha yksektir; 18.9.
ekilde gsterildii gibi, 2002'nin
sonunda 892.000 isiz erkek varken
622.000 isiz kadn vardr. siz
erkeklerin daha nce bir ite olma
olaslklar, isiz kadnlarn daha nce
ite olma olaslklarnn neredeyse iki
katdr. siz olarak kaydedilen kadn
larn, evde ocuk bakyor olma ya da
evilerini yapyor olma olaslklar
erkeklerinkinin on katdr.

831

Ortalama olarak, etnik aznlklar


beyazlara gre daha yksek isizlik
oranlarna sahiptir. Etnik aznlklar
ayrca, nfusun geri kalanna kyasla,
ok daha yksek uzun-dnem isizlik
oranlarna sahiptir. Bununla birlikte, bu
genel eilimler, etnik aznlk gruplar
arasndaki isizlik oranlarndaki byk
farkll gizlemektedir (bkz. 18.10.
ekil). Beyaz nfus arasndaki isizlik
2003/ 4'te % 5 dzeyinde iken,
gneydeki % 3,8 oran kaydedilmi en
dk orandr. Hintliler iin, isizlik
oran bunun biraz zerinde, % 7
dolayndadr -Britanya-Hint nfusunun
beyazlarla neredeyse ayn sosyoekono-

A s la

1997

1998

2000

1999

2001

2002

1 8 . 9 . e k il. sizlik , to p lu m s a l c i n s i y e t e g r e , B irleik Krallk, 1 9 9 7 - 2 0 0 2 .


Kaynak: ONS (2004a)

mik duruma geldii dncesini


yaratan etkenlerden birisi. Btn teki
etnik aznlk gruplar iin isizlik
oranlar, beyaz erkekler iin olan
oranlardan iki ya da kat daha fazladr.
Bangladeliler arasndaki isizlik
oranlar, erkekler iin % 20, kadnlar
iin % 24 ile en yksektir.
Genler, zellikle etnik aznlk
gruplarndakiler, isizlikten zellikle
etkilenmektedir. 2001/2'de Birleik
Krallk'taki yirmi yan altndaki
Bangladeli erkeklerin % 40'dan fazlas
isizdi. teki etnik aznlk gruplar
arasnda gen erkekler iin isizlik
oranlar % 25 ile % 31 arasnda
deimektedir. Bu oran, ayn yataki
beyaz erkekler iin % 12'dir.
Gen insanlarn nemli bir oram,
zellikle aznlk grubu yeleri, uzundnemli isizler arasndadr. Yeniyetme
erkek isizlik orannn yarsndan fazlas
da alt ay ya da daha fazla bir sredir
alma d olanlar iermektedir. Yeni

hkmet giriimleri, on sekiz ile yirmi


drt arasndaki, alt aydan bu yana i
arama yardm alan gen insanlar
hedeflemektedir. Uzun dnemli isizle
re artk, nitelik kazandrma eitimi, i
arama yardm ve desteklenen i
frsatlar gibi yardmlar sunulmaktadr.
Toplumsal snf ve isizlik oranlar
birbiriyle ilikilidir. 1970'te domu
olan gen insanlara ynelik ESRC
almasna gre, babalar I. ve II.
toplumsal snftan olanlar en dk
isizlik oranlarna sahiptir. Babalan V.
toplumsal snftan gelenler ya da tek
anneleri tarafndan bytlenler, en
yksek isizlik oranna sahip olanlardr;
bunlarn iinde yksek bir oran hibir
zaman bir ite almayanlardr (ESRC
1997).
isizlik oranlar ayn zamanda
eitim nitelikleriyle de ilikilidir. Birleik
Krallk'taki anketler, nitelikler arttka,
isizlik orannn dtn gstermek
tedir. 2003 baharnda, hi nitelii

832

a l m a v e E k o n o m ik Yaam

Bangladeli
teki Asyal

Siyah Karayipli
Siyah Afrikal
teki

1 8 . 1 0 . ekil. sizlik o ran lar: etn ik g ru p la ra v e c in s iy e te g r e , BK, 2 0 0 1 / 2 (%)


Kaynak: ONS (Z004)d
u reri

arJKiuna

olmayanlar arasndaki isizlik oranlar


bir derece ya da edeeri olanlarnkinden kat daha fazlayd (Kegional Trends
38,2003).

isiz lik Deneyimi


sizlik deneyimi, gvencesi olan
ilere alm olanlar iin ok rahatsz
edici olabilir. sizliin ilk sonucunun
gelir kayb olduu aktr. Bunun
etkileri, isizlik yardmlarndaki farklar
yznden, lkeden lkeye deimek
tedir. Salk hizmederi ile teki sosyal
gvenlik yardmlarna eriimin garantili
olduu lkelerde, isiz kiiler byk
finansal glkler yaayabilirse de
devletin korumas altnda olmay
srdrrler. A.B.D. gibi kimi Bat
lkelerinde, isizlik yardmlar daha ksa
dnemlerde verilir; salk yardmlar da
evrensel deildir. Bu da, almayan

833

larn zerindeki ekonomik basknn


daha da artmasna yol aar.
sizliin duygusal etkileri hakkndaki alm alar, isiz insanlarn
genellikle, yeni sttlerine ayak uydu
rurken bir dizi aamadan getiine
dikkat ekmektedir. Bu deneyimin
bireysel bir deneyim olduu konusunda
kuku olmamakla birlikte, yeni isiz
kalan nce bir ok yaar; ardndan yeni
frsatlar konusunda bir iyimserlik gelir.
Bu iyimserlik, genelde olduu gibi,
karlk bulmad zaman, bireyler
depresyon ve i bulma umutlar
hakknda derin bir ktmserlik yaarlar.
Eer isiz kalma sresi uzarsa, ayak
uydurma sreci eninde sonunda ta
mamlanr ve isizler kendi durumlarnn
gerekliini kabul ederler (Ashton
1986).

Topluluklarn ve toplumsal bala


rn gc, yksek isizlik tarafndan
andrlabilir. 1930'lardaki klasik bir
sosyoloji almasnda Marie Jahoda ile
meslektalar, Avusturya da yerel bir
fabrikann kapanndan sonra youn
isizlik yaayana bir kent olan
Marienthal rneini incelemitir (Jaho
da ve dierleri 1972). Aratrmaclar,
uzun dnem isizlik deneyiminin nihai
olarak topluluun toplumsal yapsn ve
alarn nasl andrdna dikkat
ekmilerdir, insanlar kamusal ilerde
daha az etken hale gelmiler, birbirleriyle toplumsal olarak daha az zaman
geirir olmular, hatta kentin ktpha
nesini de daha az ziyaret eder
olmulardr.
isizlik deneyiminin ayn zamanda
toplum sal snfa gre deiiklik
g sterd iin e dikkat ekm ek de
nemlidir, isizliin sonular finansal
olarak en fazla, gelir yelpazesinin en
dk ucunda yer alanlar iin hissedilir,
isizli in zarar verici olduunu
dnen bireylerin daha ok, kendi
finansal durumlar bakmndan deil,
kendi toplumsal statleri bakmndan
byle dndkleri ortaya atlmtr.
siz kalan kr kbe yandaki bir re
tim yesi, isizliin ilk dnemlerinde
rahat yaamasn salayabilecek bir
varlk sahibi olsa da, isizliini bir
profesyonel olarak gelecekteki kariye
rine uygunluu konusunda zorlanabilir.

Sonu:
m?

kiiliin

a n m a s

Otuz yl nce, A.B.D.'de, Bos


ton'da mavi yakal iilere ynelik
olarak yaplan bir almada, sosyolog
Richard Sennett, alma yllarn kent
merkezindeki bir broda hizmetli

olarak geiren bir talyan gmeni olan


Enrico'nun profilini karmt. Enrico,
iinin kt koullarndan ve dk
cretinden holanmyor olsa da, ii ona
bir kendine gven ile kars ile
ocuklarna drst bir yaam
salyordu. Enrico, kentin banliy
snde bir ev alacak duruma gelene
kadar on be yl, her gn tuvaleeri
temizleyip yerleri paspaslamt. ok
parlak olmasa da, ii gven altndayd;
ii, bir sendika tarafndan korunuyordu;
Enrico ile kars gvenle kendilerinin ve
ocuklarnn geleceklerini planlayabili
yorlard. Enrico tam olarak ne zaman
emekli olabileceini ve emekli olduun
da ne kadar para alacan biliyordu.
Sennett'in dikkat ektii gibi, Enri
co'nun almasnn bir tek kalc
amac vard; ailesine hizmet. Enrico
kendi drst almasndan gurur duysa
da, ayn eyi ocuklar iin istemiyordu.
Enrico iin, ocuklarnn yukarya
doru hareket edebilecei koullar
yaratabilmek nemliydi.
Sennett'in on be yl sonra raslantsal olarak Enrico'nun olu ile karla
tnda rendii gibi, ocuklar daha
hareketli olmulard. Rico, New York'ta
iletm e okuluna gitm eden nce,
mhendislik derecesi almt. Mezu
niyetinden sonraki on drt yl iinde,
Rico gzalc bir kariyere sahip olmu
ve cret merdiveninde en stteki % 5'e
erimiti. Rico ve kars Jeanette
evlilikleri boyunca kendi kariyerlerini
ilerletmek iin en az be defa tanm
lard. Risk alarak ve deiime ak
olarak, Rico ve Jeanette, alkantl
dneme ayak uydurmu ve sonuta
varlkl hale gelmilerdi. Yine de,
baarlarna karn, yk tmyle mutlu
bir yk deildi. Rico ile ei kendi
yaamlarnn kontroln yitiriyor ol

834

ma duygusu yayordu. Bir danman


olarak, Rico zaman ve ii zerindeki
kontroln yidriyor duygusu yuayordu: Szlemeler belirsiz ve srekli
deien nitelikteydi; sabit bir rol yoktu
ve kaderi byk lde alarn getirece
i frsatlar ve zorluklara balyd.
Jeanette de benzer biimde iini elinde
tutma belirsizlii yayordu. Jeanette,
corafi olarak dalm bir muhasebe
ciler takmn ynetiyordu. Bunlardan
bir blm evde, bir blm broda,
bir blm de irketin binlerce mil
tedeki farkl bir ubesinde alyordu.
Bu esnek takm ynetirken, Jeanette,
yzyze etkileime ve bir bireyin
almasna ilikin kiisel bilgiye sahip
deildi. Bunun yerine uzaktan, e-posta
ve telefon grmeleri yoluyla iini
yapyordu.
lke iinde tanrlarken, Rico ile
Jeanette'in anlaml arkadalklar bir
kenara braklmt; yeni komular ve
topluluklar onlarn gemii, nereden
geldikleri ve kim olduklar hakknda
hibir ey bilmiyordu. Sennett'in
yazd gibi Arkadalk ve yerel
topluluun kaak nitelii, Rico'nun en
nemli kaygs olan ailesinin artalann
oluturuyordu. Evde Rico ile Jeanette
ilerinin anne-baba olarak hedeflerine
ulama yeteneklerine kartn gr
yorlard. Saatler uzundu; ocuklarn
ihmal ettiklerini dnyorlard. Ne ki
geen zaman ve planlara ayak uydur
maktan daha zor olan ey, kendilerinin
ocuklar iin kt birer rnek
oluturduklar idi. ocuklarna ok
almann, balanmann ve uzun
dnem hedeflerinin deerini retme
ye alrken kendi yaamlar farkl bir
yk anlatyordu. Rico ve Jeanette,
ada toplumda giderek tercih edilen,

835

almaya ksa dnemli, esnek yaklam


larn rnekleriydi. Onlarn alma
gemileri, srekli tanma, geici
balanmalar ve yaptklar eye ksa
dnemli yatrmlarla nitelenmekteydi.
ift, bizim u andaki yoldan km
toplumuzda iyi iin niteliklerinin, iyi
kiiliin nitelikleri olm adnn
farkndaydlar.
Senn ett'e gre, R ico ve ei
Jeanette'in yaantlar, almaya ynelik
esnek yaklamn, alanlarn kiisel
yaamlar zerindeki kimi sonularn
gsterm ektedir. Sennett, Kiiliin
Anmas (The Corosion o f Character 1998) adl kitabnda, esnek davran ile
alma tarzlarnn baarl sonular
yaratabileceini, ancak kanlmaz
olarak ayn zamanda kafa karkl ve
zararla sonulanacan ileri srmekte
dir. Bunun nedeni, bugn iilerden
beklenenlerin esnek olm a, ayak
uydurma, hareketli olma ve risk almakta
istekli olma dorudan, gl bir kiilik
iin gerekli olan ballk, uzun dnemli
hedeflere ynelme, kendini adama,
gven ve ama sahibi olma gibi pek ok
zellikle atmasdr.
Sennett, bu trden gerilimlerin, ye
ni esneklik anda kanlmaz olduu
nu dnmektedir. Esnekliin iilere
kendi bireysel yaam izleklerini
biimlendirmekte daha fazla zgrlk
verecei iin kutsanmasna karn,
Sennett, bunun ayn zamanda yeni kat
snrlam alar da getireceini ileri
srmektedir, iilerden artk, yaam
boyu srecek bir kariyer yerine,
takmlar halinde akkan bir biimde
almalar, srekli olarak bir iten
tekine gemeleri beklenmektedir.
Ballk, bir varlk deil, bir yk gibi

grlmektedir. Yaam, uyumlu bir


kariyer olmak yerine birbirinden ayr
iler dizisi haline geldiinde, uzun
dnem hedefler andnda, toplumsal
balar geliemez ve gven ortadan
kalkar, insanlar artk sonunda hangi
risklerin kazan salayacan deerlen
diremez; terfi, gzden karma ve
dllendirmeye ilikin eski kurallar
da artk geerli olmaz. Sennett'a gre,

bugnk ada yetikin-ler iin en


merkezi meydan okumann, ksa
dnemi vurgulayan bir toplumda uzun
dnem hedeflerinin nasl izlene-ceini
bulmak olduunu sylemektedir.
Sennett'a gre, yeni kapitalizmin
nitelikleri, insanlar biraraya getiren
kiilik unsurlarnn anmasna yol
amaktadr.

zet
1. alm a, am ac insan ihtiyalarm giderm ek olan m al ve
hizm etlerin retim inde zihinsel veya fiziksel aba
harcanm asn gerektiren baz grevlerin yaplmas olarak

amacyla, savunmac rgtler olarak ortaya ktlar.

tanmlanabilir. B ir o k nem li alm a trnn -ev ileri


veya gnll hizm etler gibi- karl denm ez. B ir m eslek
ise, iin dzenli bir cret veya maa karlnda
yaplmasdr. T m kltrlerde alm a, ekonom inin
temelidir.

biim lendirilm esinde nem li bir rol oynamaktadr.

Bugnlerde, sendika liderleri okluk ulusal politikalarn

2. M odern toplum lardaki ekonom ik dzenlerin en ayrt


edici zelliklerinden birisi, olduka karm ak ve eitli bir
iblm nn geliimidir, iblm , alm ann insanlarn
zerinde uzm anlat, o k saydaki farkl m eslekler
arasnda blnm esi demektir. Bunun bir sonucu,

5. So n yllarda pek o k sanayi lkesinde Fordist


uygulamalarn yerini, daha esnek ilem teknikleri
almtr. Post-Ford izm terimi, birbirinden farkl,
mteriye gre biim lenen rnler isteyen piyasalar
iin esneklik ve yeniliin enoklatrld ekonom ik
retim dnem ini tanm lam ak iin kimi yazarlar
tarafndan tercih edilmektedir.
6. K im ileri, kariyerin lm nden ve portfy

ekonom ik bamllktr: yaamlarmz srdrebilm ek iin


hepim iz birbirim ize bamlyzdr.

iisinin -farkl niteliklerden oluan portfy olan ve


bir iten dierine geebilm e yetenei olan iigeliinden szetm ektedirler. B u trden iiler vardr, ne

3. Sanayi retim i, Taylorizm in ya da bilim sel ynetim in -

ki igc iindeki pekok kii iin, esneklik , olaslkla


dk cretlik, pek az kariyer umudu olan ilerle

btn sanayi srelerinin zam anlamas yaplabilen ve


dzenlenebilen yaln paralara blnebilecei inanc-

eletirilmektedir.

uygulanmasyla o k daha etkin hale getirilmitir. Fordizm ,


bilim sel ynetim ilkelerini, kitle retim ini kide tketim ine
balayacak ekilde genelletirm itir. Fordizm ve
Taylorizm , ii yabanclam asn enoklatran dk
gven sistem leri olarak grlebilir. Y ksek gven sistem i,
iilerin ilerinin hzn ve ieriini kontrol etm elerine izin

7. isizlik, sanayi lkelerinden yinelenen bir sorundur.


alma kiinin yaamnda yapsal bir unsur
olduundan, isizliin ruhsal deneyimi genellikle
bozucu niteliktedir.

verm ektedir.

deneyimi kadar zayflatc olabilir. gvencesizlii, bir


alann iinin gelecekteki gvenlii ve kendisinin
iyerindeki rol hakknda yaad kaygdr.

4. Sendika rgtleri, grev hakknn tannmasyla birlikte,


btn B at lkelerindeki ekonom ik yaamn ayrc

8. gvencesizliinin etkileri, gerek isiz kalma

zelliklerindedir. Sendikalar, iilerin kendi alm a

gvencesizlii -kim ileri i gvencesizlii hakkndaki


kayglarn o k abartldn dnyor olsa da- orta

koullar zerindeki kontrolleri iin bir l salamak

sn f arasnda keskin bir biim de artm tr;

836

Dnme sorular
1. Neden baz etkinlikler i, dierleri deildir?
2. Eer Taylorizm ve Fordizm yeterince etkin idiyseler, neden son zamanlarda gzden
dmektedirler?
3. Eer siz bir portfy iisi olsaydnz, portfynz sizi ite tutacak kadar byk olur
muydu?
4. Neden Rico'nun hayat Enrico'nun hayatndan ok daha farkldr?

Ek kaynaklar
Keith Grint, TheSociology o f Work: A n Introduction 3. bask. (Cambridge: Polity, 2005).
Keith Grint, Work andSociety:A Keader (Cambridge: Polity, 2000).
Neil J. Smelser ve Richard Swedberg (yay.), The Handbook o f Economic Sociology (Princeton:
Princeton University Press, 1994)
P. Thompson ve C. Warhurst (yay.), Workplaces o f the Future (Houndmillsy Basingstoke:
Macmillan Business, 1998).

nternet balantlar
Uluslararas alma rgt
http://www.ilo.org
alma Vakf
http://www.theworkfoundadon.com/
SO SIG alma Sosyolojisi
http://www.sosig.ac.uk/roads/subject-listing/world-cat/sociowork.html
Zrih niversitesi alma Sosyolojisi balantlar
http: //socio.ch/arbeit/index_arbeit.htm

837

indekiler
Temel Kavramlar
Su ve sapknln aklamas: sosyoloji
kuramlar
le vs elci kuramlar
Etkileimci kuramlar
atma kuramlar: "yeni kriminoloji"
Kontrol kuram
Kuramsal sonular

Birleik Krallkta su rntleri


Su ve su istatistikleri

Sulular ve kurbanlar
Toplumsal cinsiyet ve su
Genlik ve su
Beyaz yakal sular
rgtl su
Siber su

Hapishaneler: sua zm m?
Sonu: su, sapknlk ve toplumsal dzen
^ et

Dnme sorulan
E k kaynaklar
Internet baglantlan

Sapknlk ve Su

nsanlar neden su iler? Bir yzyl


nce, konu zerine dnen ou kii,
kimi insanlarn yalnzca biyolojik olarak
sulu olduuna inanyordu. Hatta
talyan kriminolog Cesare Lambroso,
1870'lerde, sulu tiplerinin belirli
anatomik zelliklerle belirlenebileceine inanyordu. Lombroso, kafatas ve
alnn biimi, ene bykl ve kol
uzunluu gibi, sulularn grnleri ile
fiziksel zelliklerini incelemi ve
bunlarn insan evriminin nceki aama
larndan kalan zellikler sergiledii
sonucuna varmt. Lombrosso'nun,
sulularn fiziksel zelliklerini gsteren
resimleri burada verilmektedir.
Lombroso'nun dnceleri ark
her ynyle pe atlmtr; bugn bu
dnceler bize neredeyse komik g
rnmekteyse de, onun suun biyolojik
aklamasnn ok az inceltilmi biim
leri gemi yzylda zaman zaman ken
dilerini yeniden gstermilerdir. Daha
sonraki bir kuram, ana tip insan
beden yapsn ayrdetmi ve bunlardan
birisinin dorudan sula elendiini
ileri srmtr. Kasl, etken p (mesomorphs), bu kurama gre, daha ince
yapllara (ectomorphs) ya da daha kanl
canl olanlara (endomorphs) kyasla, sua
daha ok eilim gsterir (Sheldon 1949;
Glueckve Glueck 1956).

Bu tr grler de yine olduka


eletiri toplamtr. Beden tipi ile su
arasnda genel bir iliki olsayd bile, bu
kaltmn etkisi konusunda hi bir ey
sylemezdi. Kasl tipteki insanlar su
etkinliklerine doru itilebilirler, nk
bu etkinlikler, atletik yapnn fiziksel
olarak sergilenmesi iin frsatlar
yaratrlar. Dahas, bu alandaki btn
almalar, islahhanelerdeki sulularla
snrldr ve daha sert, atletik grnm
l sulular, daha krlgan grnml,

Cesare Lombroso (1 8 3 6 -1909) tarafndan yazlan Sulu


nsan (L'Homme criminel) adl kitabnda sunulan sulu
tipleri: Napoliden bir soyguncu, Piedmont'dan bir
kalpazan, suikasti olan Boggia, suu belirtilmeyen
Cartouche, bir haydudun kars ve zehir kullanan bir kii.

840

S a p k n lk v e S u

zayf olanlara bakarak daha ok bu


islahhanelere gnderilmi olabilir. Kimi
bireyler kzgnlk ve saldrganlk eilimi
gsterebilir; bu da bakalarna ynelik
fiziksel saldrlarda kendini gsterebilir.
Ne ki, herhangi bir kiilik zelliinin
kaltmla devralndna dair kesin bir
kant yoktur; olsayd bile bunlarn
sululuk ile ilikisi, en azndan uzak bir
iliki olurdu.
Eer kriminolojiye biyolojik yakla
mlar, sorduumuz insanlar neden
su iler sorusuna yant veremiyorsa,
acaba ruhbilim daha m baarldr?
Kriminolojiye ruhbilimsel yaklamlar,
sapknln aklamasn toplumda
deil, bireyde aramlardr. Ancak
biyolojiik aklamalar bireyleri sua
ynelten fiziksel zelliklere odaklanr
ken, ruhbilimsel grler kiilik tipleri
zerind e younlam aktadr. lk
krim inolojik aratrm alarn ou,
hapishanelerle akl hastaneleri gibi teki
kurumlarda yrtlmtr. Bu ortam
larda, psikiyatri hakkndaki dnceler,
etkili idi. Burada, sulularn ayrdedici
zellikleri -eblehlik ve ahlaki d
knlk de ilerinde- ne karlyordu.
Hans Eysenck (1964), olaand
zihinsel durumlarn kaltmla getii
grn ileri srmtr: Bu durumlar
ya bir bireyi sua iter ya da toplumsal
lama srecinde sorunlar yaratr.
Kimileri, bireylerin kk bir
blmnde, ahlakd ya da psikopat
kiilik biimlerinin ortaya kabileceini
ileri srmtr. Psikopatlar, fevri
davranan ve ender olarak sululuk duy
gusu hisseden, iekapank, duygusuz
kiilerdir. Psikopatlarn bir blm,
amasz iddetten zevk duyan kiilerdir.
Psikopata eilimleri olan kiiler kimi
zaman iddet ieren sular ilemekte

841

dirler, ne ki psikopat kavramnn kendi


sinde nemli sorunlar bulunmaktadr.
Psikopat niteliklerinin kanlmaz
olarak sua eilim gsterecekleri hi de
ak deildir. Bu niteliklere sahip
olduu sylenen kiiler zerine yaplan
incelemelerin hemen hepsi, hapishane
lerdeki mahkumlar zerinedir ve
bunlarn kiilikleri kanlmaz olarak
olumsuz bir biimde sunulmaktadr.
Eer ayn nitelikleri olumlu bir biimde
betimlersek, kiilik tipi olduka farkl
grnecektir; bu trdeki insanlarn
neden ister istemez sua eilimli olduk
larn aklayan hibir neden de ortada
grnmemektedir.
Su hakkndaki ruhbilimsel kuram
lar, en iyi olaslkla suun yalnzca kimi
ynlerini aklayabilir. Kimi sulularn,
ounluun gsterdiinden farkl
kiisel zellikleri varsa da, sulularn
ounluunun da ayn zellikleri ta
malar pek olas deildir. Her trden su
bulunmaktadr ve bunlar ileyenlerin
kimi zgl nitelikleri paylatklarn
varsaymak pek anlaml deildir.
Sululua ilikin biyolojik ve ruh
bilimsel yaklamlarn ikisi de sapknl
n toplumda deil, bireyde yanl
olan bir eylerden kaynaklandn
varsaymaktadrlar. Bu yaklamlar suu,
bireyin kontrol dndaki, ya bedenin
de ya da zihninde yerleik olan etkenler
tarafndan ortaya karlyor diye
grmektedir. Bu yzden, eer bilimsel
kriminoloji suun nedenlerini tam
olarak belirleyebilseydi, bu nedenleri
giderm ek olanakl olabilirdi. Bu
bakmdan, hem biyolojik hem de
ruhbilimsel su kuramlar, nitelik olarak
po^itivisttir. 1. Blmde Comte'u tart
rken rendiimiz gibi, pozitivizm,
bilimsel yntemlerin toplumsal dnya-

S a p k n lk v e S u

mn incelenmesine uygulanmasnnn,
bu dnyann temel gereklerini ortaya
karabilecei inancdr. Pozitivist kri
minoloji rneinde bu, deneysel aratr
mann suun nedenlerini belirleyebile
cei ve sonuta suun nasl ortadan
kaldrlacana ilikin nerilerde
bulunulabilecei inancna yol amtr.
lk pozitivist kriminoloji, daha
sonraki yazarlar kua tarafndan
yneltilen byk eletirilerle karlamr. Bu yazarlar suun doasna
ilikin doyurucu nitelikteki herhangi bir
yaklamn sosyolojik olmas gerektii
ni, nk suun ne olduunun bir
toplumdaki kurumlara bal olduunu
ileri sryordu. Zaman ierisinde,
dikkader suun bireyci aklamalarn
dan sapknln gerekletii toplumsal
ve kltrel balam vurgulayan
kuramlara kaymtr, insanlar neden
su iler? sorusuna verilecek herhangi
bir tam yant sosyolojik olmak
zorundadr ve yant vermeye, sorunun
ierisinde rtk olan terimleri sorgula
yarak balamak gerekir. Su ve sapkn
lktan ne anlyoruz?
Bu blmde, su ve sapkn davra
na ilikin birka sosyolojik aklamay
ele alacaz. Bununla birlikte, ilk olarak
sapknlk ve su gibi terimlerden ne
kastedildiine daha yakndan bakaca
z. Daha sonra, sulular ile kurbanla
ryla ilikili konular ele almadan nce,
Birleik Krallk'taki suu inceleyeceiz.

Temel kavram lar


Sapknlk, bir topluluk ya da top
lumda, nemli sayda insan tarafndan
kabul edilen belirli bir normlar kme
sine uyum gstermeme olarak tanmla
nabilir. Hibir toplum, nce de vurgu

lanm olduu gibi, normlardan sapma


gsterenlerle onlara uyum gsterenler
diye yalnca ikiye blnemez. oumuz
kimi durumlarda, genel kabul gren
davran kurallarnm ineriz. rne
in, kimi zaman, bir dkkandan ufak
tefek eyler yrtmek ya da iyerinden
kk eyleri -kat ya da kalem gibikendi kullanmz iin almak gibi kk
hrszlklar yapabiliriz. Yaamlarmzn
bir noktasnda, hz snrlarn aabilir,
telefon akalar yapabilir ya da marihu
ana iebiliriz.
Sapknlk ile su, pek ok durumda
rtse de, ayn eyler deildir. Sapkn
lk kavram, yalnzca bir yasay ineyen
uyumsuz davrana gndermede bulu
nan su kavramndan ok daha genitir.
Sapkn davrann pek ok biimi, yasa
tarafndan snrlanmamtr. Bu yzden,
sapknlk davrannn incelenmesi,
doalclardan (plaklar), yaygarac
kltr ve Yeni a gezginleri gibi birbi
rinden ok farkl olgular ele alabilir.
Sapknlk kavram hem bireysel
davrana hem de gruplarn etkinlikleri
iin geerlidir. Buna bir rnek, inan ve
yaam biimleri Britanya'daki ou
insannkinden farkl olan bir dinsel
grup olan Hare Krina tarikatdr.
Tarikat, Sril Prabhupada 1960'larda,
Krina bilinci vahyini yaymak iin
H indistan'dan Batya geldiinde
kurulm utu. K end i retilerinin
izlenmesiyle her zaman uulabileceini, sonsuz mutlulua eriilebileceini
ileri sren Prabhupada, mesajn
zellikle uyuturucu bamls olan
gen insanlara yneltiyordu. Yollarda
dans ederek ilahi syleyen, vejetaryan
kafeler ileten ve gelip geenlere kendi
inanlar hakknda yazlar datan Hare
Krina yeleri, artk bildik bir grn

842

S a p k n lk v e S u

Hare Krina yeleri, Londra sokaklarnda dansedip ark sylyorlar.

tdr. Bu insanlar, inanlar tuhaf g


rnse de, nfusun ounluu tarafn
dan hogryle karlanmaktadrlar.
Hare Krina yeleri, sapkn altkltrn bir rneini temsil ederler.
Bugn artk ye says azalmsa da,
bunlar toplumun geneli iinde varlk
larn kolayca srdrebilmilerdir. ye
ler ile yaknlk duyanlardan toplanan
balar yoluyla finanse edilen rgt,
olduka varlkldr. Bunlarn konumu,
burada bir kartlk oluturm as
amacyla deinilebilecek olan bir baka
sapkn altkltrden, srekli evsizlerden
farkldr. Toplumun dna itilen bu
insanlar gndzleri sokaklarda dolar
larken geceyi parklar ya da kamu bina
larnda geirirler; darda yatabilir ya da
evsizler iin kurulan snaklarda
geceleyebilirler. Srekli evsiz insanlarn

843

ou, toplumun kysndaki sefil varo


lularn srdrrler.
Birbirinden ayn, ancak yine de ilikili
iki disiplin, su ve sapknln
incelenmesine ynelmektedir. Krimi
noloji, ceza hukukunun dayatt dav
ran biimleriyle ilgilenir. Kriminologlar
okluk suun llmesi teknikleri, su
oranlarndaki eilimler ve topluluklar
ierisindeki suun azaltlmasna ynelik
politikalarla ilgilenmektedir. Sapknlk
sosyolojisi, kriminolojik aratrmadan
yararlanr, ancak ayn zamanda ceza
hukuku alannn dnda yer alan davran
da incelerler. Sapkn davran inceleyen
sosyologlar neden kimi davranlarn
yaygn olarak sapkn diye grldn ve
bu sapknlk kavraylarnn toplum
iindeki insanlara farkl farkl uygulan
dn anlamaya alrlar.

S a p k n lk v e S u

Bu yzden, sapknln incelenmesi


dikkatimizi, hem toplumsal gce, hem de
toplumsal snfn etkilerine -zengin ile
yoksul arasndaki ayrlklara- ynlen
dirmektedir. Toplumsal kurallar ya da
normlara uyum ya da sapknlk gster
meye baktmzda kafamzda hep,
kim in kurallar sorusu bulunur.
Greceimiz gibi, toplumsal normlar
g ve snf ayrlklarndan etkilen
mektedir.

Su ve sapknln aklanmas:
sosyoloji kuramlar
Sosyolojinin, belirli bir kuramsal
bak asnn zaman iinde ne ka
kimi alanlarna kart olarak, sapknln
incelenmesinde, pek ok kuramsal
bak geerli olmay srdrmektedir.
Biyolojik ve ruhbilimsel aklamalara
yukarda ksaca baktktan sonra,
sapknlk sosyolojisinde etkili olmu
drt sosyolojik yaklam ele alacaz.
Bunlar ilevselci kuramlar, etkileimci
kuramlar, atma kuramlar ve kontrol
kuramlardr.

levselci kuramlar
Ilevselci kuramlar su ile sapkn
l yapsal gerilimlerden ve toplumdaki
bir ahlaki dzenleme yokluundan
kaynaklanyor diye grmektedir. Eer
toplumdaki bireyler ve gruplarn
hedefleri eldeki dllerle akmyorsa,
istekler ve gerekleenler arasndaki bu
uyumsuzluk, kimi yelerin kendilerini
sapkn gdlenmeler iinde hissetmele
rine yol aacaktr.

Su ve anom i: D urkheim ve M erton


1.Blm de grdmz gibi,
anomi kavram ilk kez, modern toplum
larda geleneksel normlar ve standartla-

N orm lar v e d a y a tm a la r
B izler en o k, toplum sal n o rm lar izleriz nk,
toplum sallam ann bir sonu cu olarak, byle yapmaya
almzdr. B t n toplum sal norm lar, uyumu g zeten ve
uyumsuzlua kar n lem ler alan dayatm alarla elele gider.
B ir dayatm a, b ir birey ya da gru bun davranna, bu birey
ya da g ru bu n belirli b ir n o rm a uyum g sterm esin i
salayacak biim de g sterilen herhangi b ir tepkidir.
Dayatm alar, olum lu (uyum g sterici davran
dllendirm e) ya da olum suz (uyum gsterm eyen
davran cezalandrm a) nitelikte olabilir. Dayatm alar,
b iim sel olan ve olm ayan nitelikte olabilir. B iim sel
dayatmalar, belirli bir n o rm lar km esinin izlenm esini
salam ak iin zgl bir insan gru bu ya da kurulu
tarafndan uygulanrlar. M o d ern toplum lardaki biim sel
dayatm alarn ana tr, m ahkem eler ile hapishaneler
tarafndan tem sil edilenlerdir. B ir yasa, hkm et
tarafndan vatandalarnn izlem ek zorun da olduklar bir
kural ya da ilke olarak tanm lanan b ir dayatmadr.
B iim sel olm ayan dayatm alar daha az dzenlidir ve
uyumsuzlua g sterilen daha kendiliinden tepkiler
biim indedir. alkan b ir rencin in , g ecesin i bir partiye
gitm ek yerine evde alarak g eirm ek istediinde
arkadalar tarafndan alayl b ir biim de gereinden fazla
alm akla ya da 'inek' olm akla sulanm as gibi. B iim sel
olm ayan dayatm alar ayn zam anda, rnein, cinsiyet
ayrm cs ya da rk b ir yorum da bulunduunda
arkadalar ya da alm a arkadalar tarafndan
onaylanm am a ile karlandnda da ortaya kabilir.

rn, yerlerine yenisi konmadan and


n ileri sren Emile Durkheim tarafn
dan ortaya atlmtr. Anomi, toplum
yaam nn belirli bir alanndaki
davranlar dzenleyen hibir ak
lnn bulunmad durumlarda
ortaya kar. Byle durumlarda,
Durkheim'a gre, insanlar kendilerini
yollarn yitirmi ve kaygl olarak
duyumsarlar; anomi dolaysyla, intihar
eilimleri zerinde etkili olan toplumsal
etkenlerden birisidir.
D urkheim su ve sapknl
toplumsal olgular diye grmtr; o,
her ikisinin de modern toplumlarn
kanlmaz ve gerekli bileenleri oldu
una inanyordu. Durkheim'a gre,

844

S a p k n lk v e S u

modern dnemde insanlar geleneksel


toplumlarda olduklarndan daha az
ksdanmtr. Modern dnyada bireysel
seime daha fazla yer olduundan, kimi
uyumsuzluklarn olmas kanlmazdr.
D urkheim hibir toplumun onu
yneten normlar ve deerler hakknda
tam bir oydamaya sahip olmayacann
farkndadr.
Durkheim'a gre, sapknlk toplum
iin gereklidir de; sapknlk iki nemli
ilevi yerine getirir. lk olarak, sapkn
ln bir uyarlayn ilevi vardr. Sapkn
lk, toplumda yeni dnceler ve
meydan okumalar yaratarak yeniliki
bir g haline gelir. Bu bakmdan,
deiiklik yaratr. kinci olarak, sapkn
lk, toplumdaki iyi ve kt davra
nlar arasndaki snr korumay destek
ler. Bir su olay, grup dayanmasn
ykselten ve toplumsal normlar akl
a kavuturan toplu bir tepki ortaya
karabilir. rnein, uyuturucu satc
laryla bir sorun yaayan bir mahallede
oturanlar, uyuturucu yznden birinin
vurulmasnn ardndan bir araya gele
bilir ve kendilerini blgeyi uyuturucu
dan temizlemeye adayabilirler.
Durkheim'n su ve sapknlk
hakkndaki grleri, dikkatleri bireysel
aklamalardan toplumsal glere y
neltmekte etkili olmutur. Durkheim'in
anomi kavram, suun kaynan
Amerikan toplumunun kendi yapsnda
arayan, olduka etkili bir sapknlk
kuram gelitirmi olan Amerikan
sosyolog Robert K. Merton tarafndan
kullanlmaktadr (Merton 1957).
Merton anomi kavramn, kabul
edilmi normlar toplumsal gereklikle
att durumda bireyin davran
zerindeki gerilime gndermede bulu
nacak biimde deitirmitir. Amerikan

845

toplumunda ve bir lye kadar teki


sanayi toplumlarnda genel olarak
benimsenen deerler, maddi baary
vurgulamaktadr ve baarya ulama
aralarnn disiplin ile ok alma
olduu varsaylr. Dolaysyla, gerekten
de ok alan insanlar, yaama hangi
noktada balam olurlarsa olsunlar
baarya ularlar. Bu dnce gerekte
doru deildir nk, stnlkleri
olmayanlarn ounluu, geleneksel
ilerleme frsatiarn ya yalnzca snrl
lde elde edebilirler ya da byle
frsadar ellerine hi gemez. Yine de
baarl olmayanlarn ounluu
kendilerini, maddi ilerleme salamakta
ki apak olan yeteneksizlikleriyle
lanetlenm i olarak grrler. Bu
durumda, ister yasal isterse de yasad
olsun, her trden arala ileri gitme
ynnde byk bir bask vardr. Merton'a gre, dolaysyla, sapknlk ekono
mik eitsizliklerin bir yan rndr.
Merton toplumsal bakmdan ne
karlan deerler ile bunlara erimek
iin kullanlacak aralarn snrl olmas
arasndaki gerilimlere gsterilen be
olas tepkyi belirlemektedir. Uyum gs
terenler, baarya ulasnlar ulamasn
lar, hem genel olarak benimsenmi
deerleri, hem de bunlar gerekletir
mek iin kullanlacak geleneksel aralar
kabul ederler. Nfusun ounluu bu
kategoriye girmektedir. Yenilikiler
toplum tarafndan onaylanan deerleri
kabul etmekle birlikte bunlar izlemek
iin yasad ya da meru olmayan
aralar kullanrlar. Yasad etkinlikler
yoluyla servet edinen sulular bu
kategoriye bir rnektir.
Trenciler, bu llerin gerisindeki
deerlere ilikin baklarn yitirdikleri
halde, toplumsal olarak kabul edilen

S a p k n lk v e S u

llere uyum gsterirler. Bu kurallar,


grnrde daha genel bir hedef
yokken, srf bunlara uyulmu olmak
iin takntl bir biimde izlenir. Trenciler, kendilerini, pek az dl sunarken
hibir kariyer olana salamasa bile,
skc ilere adarlar. Geri ekilenler
rekabeti bak asn tmden yitirmi
lerdir; bu yzden hem baskn deerleri
hem de bunlara erimek iin kullan
lacak onaylanm aralar yadsrlar.
Buna bir rnek olarak, kendine yeterli
bir komn verebiliriz. Son olarak,
bakaldranlar, hem varolan deerleri
hem de aralar yadsrlar ancak,
toplumsal dzeni yeniden kurmak ve
bu deerlerle aralarn yerine yenilerini
koymak isterler. Kktenci politik
gruplar bu kategoriye girerler.
Merton'un yazlar, kriminoloji
incelemesindeki ana sorunlardan birini
ele almaktadr: Toplumun bir btn
olarak daha zengin duruma geldii bir
dnemde su oranlar neden artmay
srdrmektedir? Ykselen hedeflerle
kalc eitsizlikler arasndaki kartl
vurgulayan Merton, sapkn davrann
nemli bir bileeni olarak greli
yoksullamaya iaret etmektedir.
Greli yoksullam a kavram , Yoksul
luk, Toplum sal D lanm a ve R efah
b alk l 10. B l m d e , s .3 8 5 -7 'd e
tartlm t.

A lt k lt r aklam alar
D aha sonraki aratrm aclar
sapknl, su davrann zendiren ya
da dllendiren normlar benimseyen
altkltr gruplar bakmndan ele
almaktadr. Merton gibi Albert Cohen
de suun ana nedeni olarak, Amerikan
toplumundaki elikileri grmtr.
Ancak Merton deerler ile aralar

arasndaki gerilim lere gsterilen


bireysel sapkn tepkileri vurgularken,
Cohen bu tepkileri, altkltrler yoluyla
toplu olarak g erekleiyor diye
grmtr. Cohen, Sulu ocuklar
(Delinquent Boys -1955) adl kitabnda
ii snfnn aa tabakalarndan gelen,
kendi konumlarndan rahatsz olan
erkek ocuklarn, genellikle birlikte
eteler gibi su altkltrlerine katldk
larn ileri srmektedir. Bu altkltrler
orta snf deerlerini yadsrlar ve
bunlarn yerine sululuk ve teki trden
uyumsuzluklar gibi kar kmay
kutsayan normlar geirirler.
Richard A. Cloward ve Lloyd E.
Ohlin (1960), sulu genlerin byk
blmnn ii snfnn aa kesim
lerinden geldii konusunda Cohen ile
ayn dncededir. Ancak bu yazarlar,
en fazla risk altnda olan ocuklarn,
yine de orta snf deerlerini iselle
tirmi ve yetenekleri temelinde, bir orta
snf gelecei ynlendirilmi olanlar
olduunu ileri srmektedir. Byle
ocuklar kendi hedeflerini gerekle
tiremedikleri zaman, su etkinliklerine
daha eilimli olmaktadrlar. Cloward ve
Ohlin, erkek ocuklarnn kurduklar
eteler zerine yaptklar almada,
sulu etelerinin, durumlar kt olan
aznlk gruplar gibi, baarya erime
anslar dk olan altkltr topluluk
larnda ortaya ktklarn ileri sr
mlerdir.

Sapknln tanm lanm as


Pek ok kii, iyi yaplam bir
toplumun sapkn davrann ortaya
kmasn engelleyeceini elde bir diye
grr. Ne ki, grdmz gibi,
Durkheim'i izleyen ilevselciler tersi
dncededir. Durkheim sapknln,

846

S a p k n lk v e S u

iyi dzenlenmi bir toplumda nemli


bir yer tuttuuna inanyordu. Durkheim, sapknln ne olduunu tanm
layarak, neyin sapkn olmadnn,
dolaysyla da toplumun yeleri olarak
hangi standartlar paylatmzn
farkna vardmz belirtir. Bu durum
da, sapknl btnyle ortadan
kaldrmamz gerekmez. Toplumun
sapknl kabul edilebilir snrlar iinde
tutmaya almas daha olasdr.
Durkheim'm almasndan yetmi
yl sonra, sosyolog K ai Erikson,
onsekizinci yzylda Amerika'da, New
E n g la n 'd a sap k n l in ce le d i i
Y alpalayan P riten ler (Way-ward
Puritans) kitabn kard. Erikson,
[Durkheim'm] bir topluluun kabul
edebilecei sapkn saldrganlarn
saysnn zaman iinde istikrarl kalma
snn olas olduu anlayn snamaya
alyordu. Aratrmas u sonuca
varmt:
B ir

to p lu lu u n

kap asitesi,

haydi

sapknl

k ald rabilm e

s y ley elim ,

k a b a ca

to p lu lu k tak i h a p ish a n e h cre si, h astan e,


p o lis v e p sik iy atrist, m a h k e m e v e klinik
saysna ... baldr. K o n tr o l eyleyenleri
o k lu k kend i ilerin i, sap k nl t m d en
o rta d a n k ald rm ak y erin e belirli snrlar
iin d e tu tm ak diye tanm larlar. (1 9 6 6 )

Erikson, toplumlarn sapknlk


kotalarna gereksinimi olduu ve bu
durumu srdrm ek zere ilev
grd varsaymn ileri srmt.
Bir toplum, sapkn davran kont
rolden karsa ne yapar? Amerikal aka
demisyen ve siyaseti Daniel Patrick
Moynihan, lmnden on yl nce,
1993'te yazd Defning Deviance
Down (Sapknl Aaya ekerek
Tanmlamak) balkl tartmal makale
sinde, Amerikan toplumundaki sapkn
lk dzeylerinin kaldrabilecei nokta

847

nn tesine getiini ileri srmtr. Bir


sonu olarak, sapknl, daha nce
damgalanan ou davran gzard
etme yoluyla yeniden tanmlyor ve
ayrca, nceki llere gre olaan
olmayan davran diye grlen davra
n artk byle grmeyerek olaan
dzeyi sessizce yukar ekiyoruz.
Amerikan toplumu bu noktaya
nasl vard? Moynihan'n verdii bir
rnek, 1950'lerde zihin sal meslei
nin balatt hastaneden karma
hareketi idi. Zihinsel hastal olanlar,
hastanelere yatrlmak yerine sakinle
tiricilerle tedavi edilip salveriliyordu.
Bir sonu olarak, New York'daki
psikiyatri hastalarnn says 1955'te
93.000 iken 1992'de 11.000'e dmt.
Bu psikiyatri hastalarnn hepsine
ne oldu? Pek ou, New York'ta sokak
larda yatarken grdmz evsiz
insanlara dntler. Sapknl aa
ekerek tanmlama yoluyla, sokakta
yatan insanlar deli diye deil, ev alacak
durum da olm ayan k iile r diye
tanmlanr olmulard. Ayn zamanda,
suun olaan kabul edilebilir dzeyi
artmt. Moynihan, 1929'daki, yedi
haydudun ldrld Sevgililer Gn
Katliamndan sonra, Amerika'nn ayaa
kalktna iaret ediyordu. Bugn,
iddet ieren ete cinayetleri ylesine
yaygn ki, bir tepki bile yok. Moynihan
ayn zamanda suun eksik kaydedilme
si, bir baka olaanlatrma biimi
diye gryordu. Sonu olarak Moy
nihan, bizim iin iyi olmayan ok
sayda davrana alyoruz diyordu.

Deerlendirme
levselci kuramlar hakl olarak
farkl toplumsal balamlardaki uyum
gsterm e ve sapknlk arasndaki

S a p k n lk v e S u

balantlar vurgulamaktadr. Toplu


mun geneli asndan baar frsadarnn
yokluu sulu davranna giren ve
girmeyenler arasndaki esas farkllama
yaratan etkendir. Bununla birlikte, daha
yoksul topluluklardaki insanlarn daha
zengin insanlarla ayn hedefleri
tadklar konusunda temkinli olmak
zorundayz. M erto n , C ohen ve
Cloward ile Ohlin hep birlikte, orta
snf deerlerinin toplumun btnnde
benimsenmi olduunu varsaymalar
yznden eletirilebilir. Hedeflerle
frsadar arasndaki bir uyumsuzluun
yalnzca daha az ayrcalkl olanlar iin
geerli olduunu varsaymak da hatal
olacaktr. Daha sonra inceleyeceimiz,
zimmete para geirmek, sahtekarlk ve
vergi karma gibi beyaz yakal sular
da denen sular durumunda olduu
gibi, teki gruplar arasnda da su
etkinliklerine ynelmeye zorlayan
basklar vardr.

Etkileimci kuramlar
Su ve sapknl inceleyen etkileimci gelenek ierisindeki sosyologlar,
toplumsal olarak kurulmu bir olgu
olarak sapknlk zerinde odaklanmak
tadrlar. Bu sosyologlar znde sap
kn olan davran trleri olduu
dncesini yadsmaktadrlar. Bunun
yerine, etkileimciler, davranlarn ilk
kez nasl sapkn diye tanmlanr
olduklar ve neden belirli gruplar sapkn
diye yaftalanrken tekilerin byle
yaftalanmad sorularn sormaktadr.

Y aftalam a kuram
Sululuun anlalmasna ynelik
nemli yaklamlardan birisi,
yaftalama kuram olarak adlandrl
m aktadr. Y aftalam a kuram clar
en

sapknl, bir birey ya da gruplarn


zellikleri kmesi olarak deil, sapkn
lar ile sapkn olmayanlar arasndaki bir
etkileim sreci olarak yorumlamakta
drlar. Onlara gre, sapknln gerek
yapsn anlayabilmek iin, neden kimi
insanlara bir sapkn yaftas yaptrldn ortaya karmak zorundayz.
Yaftalamann byk blmn,
yasa ile dzen glerini temsil eden ya
da bakalarnn geleneksel ahlak
zerine tanmlamalar getirebilen insan
lar gerekletirir. Sapknlk kategori
lerini tanmlayan yaftalar bylece,
toplumdaki g yapsn dile getirmek
tedir. Az ok, sapknln kendilerine
dayanlarak tanmland kurallar,
varlkllar tarafndan yoksullar, erkekler
tarafndan kadnlar, yallar tarafndan
genler, etnik ounluklar tarafndan
aznlklar iin dzenlenm ilerdir.
rnein, pek ok ocuk, bakalarnn
bahelerine girer, meyva alar ya da
okuldan kaar. Varlkl bir semtte
bunlar, ana babalar, retmenler ve
polis tarafndan ayn biimde, masum
ocuk oyunlar diye grlebilir. Yoksul
blgelerde ise bunlar, ocuk yataki
hrszlk eilimleri diye grlebilir. Bir
kez ocuun boynuna sua eilimli
yaftas asld m, ona sulu damgas
vurulur; bu ocuun, retmenleri ile
ilerideki iverenleri tarafndan da
gvenilmez diye grlme olasl
yksektir. Her iki durumda da yaplp
edilen aslnda ayndr, ancak bu
edimlere farkl anlamlar yklenir.
Howard Becker, yaftalama kuram
na en yakn duran sosyologlardan
birisidir. Becker, sapkn kimliklerin,
sapkn gdlenme ya da davrantan
ok, yaftalama yoluyla nasl retildik
lerini gstermeye almt. Becker'a

848

S a p k n lk v e S u

Bu geleneksel olmayan biimde giyinen kiinin "sapkn diye yaftalanmas, bungee jumping yapan bir kiiye
gre daha m olas?

gre, sapkn davran, insanlarn byle


yaftaladklar davrantr. Becker,
olaan ve sapkn arasnda ak bir
izgi ekmeye alan kriminolojik
yaklamlar ok eletiriyordu. Becker'a
gre, sapkn davran, 'sapkn' haline
gelmenin belirleyici etkeni deildir. Ter
sine, bir kiinin sapkn diye yaftalanp
yaftalanmayaca zerinde byk bir
etkide bulunan, davrann kendisiyle
ilgisiz sreler bulunmaktadr. Bir
kiinin giyimi, konuma biimi ya da
geldii lke, sapkn yaftasnn konup
konmayacam belirleyen temel etken
ler olabilir.

849

Yaftalama kuram, Becker'in mari


huana iicileri zerinde yapt alma
larla (Becker 1963) eletirilir olmutur.
1960'larn banda, marihuana imek,
bugn olduu gibi bir yaam biimi
tercihi olmaktan ok altkltrler
ierisindeki nemsiz bir etkinlik idi.
Becker, bir marihuana iicisi olmann,
kiinin altkltre kabul edilmesine,
deneyimli iicilerle olan yaknlna ve
kiinin marihuana kullanmayanlara
kar tutumuna bal olduunu buldu.
Yaftalama yalnzca bakalarnn
bireyi nasl grdn deil, ayn
zamanda bireyin kendilik duygusunu da

S a p k n lk v e S u

etkilemektedir. Edwin Lemert (1972),


sapknln bireyin kimliiyle nasl
birarada varolduunu ya da bu kimlikte
merkezi rol tutar hale nasl geldiini
anlamak iin gelimi bir model ortaya
koydu. Lem ert, dndmzn
tersine, sapknln olduka yaygn
olduunu ve insanlarn genellikle
bundan syrlabileceini ileri sryordu.
rnein, trafik ihlalleri gibi kimi
sapkn edimler, nadiren gn na
kmaktayken, dierleri iyerinde
yaplan kk lekli hrszlk gibi,
genellikle gzard edilmektedir.
Lemert balangtaki snrlar ama
davranna, birincil sapknlk
demektedir. ou durumda, bu edimler
kiinin kendi kimliine 'marjinal'
durum dadr -sap k n davran n
olaganlapmldt bir sre. Ancak kimi
durum larda, olaanlatrm a ger
eklemez ve kii sulu ya da kabahatli
diye yaftalanr. Lemert, bireyin yaftay
kabullendii ve kendisini sapkn olarak
grmeye balad durumlar betim
lemek iin ikincil sapknlk terimini
kullanmtr. Bu tr durumlarda, yafta
kiinin kimlii iin merkezi bir konuma
gelir ve sapkn davrann srdrlmesi
ya da younlatrlmasna yol aar.
rnein, bir Cumartesi gecesi
kentte arkadalaryla elenirken bir
dkkann camn kran Luke'u dne
lim. Byle bir edim, belki de, delikanl
larn balanabilir bir zellii olan ar
takn davrann kaza ile ortaya km
bir sonucu diye grlebilir. Luke, bir
uyar ve kk bir para cezas ile paay
kurtarabilir. Eer Luke saygdeer bir
kkenden geliyorsa, bu olmas olas bir
sonutur. Pencerenin krlmas, eer
delikanl yalnzca zaman zaman fazlaca
bkn olan iyi huylu bir kii diye gr
lyorsa, birincil sapknlk dzeyinde
kalacaktr. Eer, te yandan, polis ve

mahkeme, Luke'u uzun bir cezaya


arptrr ve bir toplumsal hizmeti yerine
getirmeye zorlarsa, sz edilen olay,
ikincil sapknla giden yolun ilk
admna dnr. Sapkn olmay
renme sreci, sapkn davran
dzeltecei varsaylan o ayn kurumlar
tarafndan -hapishaneler ve akl
hastaneleri- daha da glendirilir.
(Lem ert'in T he Saints and the
Roughnecks (Azizler ve Kavgaclar)
hakkndaki almalar s.859'daki
kutuda daha fazla tartlmaktadr.)

Sap kn l n o a ltlm a s
L eslie W ilkins (1 9 6 4 ), sapkn bir kim liin ynetilm esi ve
onun kiinin gnlk yaam na btnletirilm esiyle
ilgileniyordu. W ilkins, bu srecin sonucunun okluk

sapknln oaltlmas olduunu ileri srm t. T erim ,


bir k on trol kuruluunun, bir davran sapkn diye
yaftalam ak yoluyla, aslnda ayn sapkn davrann daha da
artm asna yol atnda ortaya kan istenm edik sonulara
g n d erm ed e bulunm aktadr. E e r yaftalanm kii bu
yaftay ikincil sapknlk yoluyla kendi kim liine ieriyorsa,
bunun k on trol kurulularndan daha fazla tepkiyi uyarma
olas yksektir. B aka deyile, istenilm iyor diye grlen
davrann kendisi, daha da yaygnlam akta ve sapkn diye
yaftalananlar deim eye daha da direnli hale gelm ektedir.
Sapknln oaltlm asnn genel etkileri, Stanley C o h en
tarafndan yrtlen nem li bir alm a olan H alk

eytanlar ve A h laki Panik (Folk D ev ils and M oral P anics 1980) adl kitapta gsterilm ektedir. B u klasik alm ada,
1960'lard a polisin belirli genlik altkltrlerini -Mods and

Rockers da d enen- nasl k on trol altna almaya altn


inceleyen C o h en , bu ab ann onlara ynelik ilgiyi daha da
artrdn ve genlik arasnda daha popler olm alarn
saladn belirtm ektedir. B ir gru bu -o n lan k ontrol etm e
abasyla- dardakiler ve sorun karanlar diye yaftalama
sreci geri tepm i ve yasa uygulayclar iin daha da byk
sorunlara yol am tr. Mods and Kockers grubunun m edya
tarafndan ar ve sansasyonel b ir biim de ilenm esi, bir

ahlaki panik -sosyologlarn belirli b ir grup ya da davran


trne kar m edyann yol at ar tepkiler iin
kullanlan bir terim - yaratmtr. A hlaki panikler okluk,
genel toplum sal dzensizliin belirtileri diye gr len kamu
sorunlar evresinde ortaya kar; ahlaki panikler yakn
yllarda genlik sulan ve uydurm a akl hastalar gibi
konularda ortaya km tr.

850

Deerlendirme
Yaftalama kuram nemlidir n
k, hibir edimin yaps gerei su
nitelii tamad varsaymndan yola
kmaktadr. Sululuun tanmlar, gller tarafndan, yasalarn dzenlenmesi
ile polis, mahkemeler ve slah kurumlan
tarafndan bunlarn yorumlanmas
yoluyla oluturulur. Yaftalama kuramn
eledrenler kimi zaman, cinayet, teca
vz ve soygun gibi, hemen hemen
btn kltrlerde tutarl bir biimde
yasaklanm belirli edimlerin bulundu
unu ileri srmektedirler. Bu grn
yanl olduu kesindir; rnein
Britanya'da, adam ldrme her zaman
cinayet olarak grlm ez. Sava
zamanlarnda, dmann ldrlmesi
cokuyla onaylanr; yakn zamanlara
kadar da, Britanya'daki yasalar bir
kadnn kocas tarafndan g kullan
larak cinsel ilikiye zorlanmasn
tecavz diye grmemekteydi.
Yaftalama kuramn, baka alar
dan daha ikna edici bir biimde eleti
rebiliriz. lkin, yaftalama kuramclar,
etken yaftalama srecini vurgularlarken
sapkn diye tanmlanan edimlere yol
aan sreleri gzard etmektedirler.
nk, belirli etkinlikleri sapkn diye
yaftalamak, btnyle keyfi nitelikte
deildir; toplumsallama derecelerin
deki, tutum ve frsadardaki farkllklar,
insanlarn sapkn diye yaftalanmas olas
olan davranlar ne lde benimseye
cekleri zerinde etkili olmaktadr.
rnein, yoksul kkenli ocuklarn
dkkan hrszl yapma olaslklar,
zengin ocuklarnkinden daha fazladr.
Bu ocuklar almaya ynelten birincil
etken olarak yaftalanm olmalar,
geldikleri kken kadar nemli deildir.

851

kinci olarak, yaftalanmann ger


ekte sapkn davran arrma gibi bir
etkisi olduu ok ak deildir. Bir
tutuklanmadan sonra, sua ynelik
davran artma eilimi gsterir; ne ki bu
acaba yaftalamann kendisinin bir
sonucu mudur? Belki baka sulularla
artan etkileim ya da yeni su frsatlarn
renme gibi teki etkenler de
szkonusudur.

atma kuramlar: yeni


kriminoloji
1973'te Taylor, Walton ve Young'n
kitab Yeni Kriminoloji'nin (The New
Criminology) basm, daha nceki
sapknlk kuramlarndan nemli bir
ayrlmann balangcn gstermektedir.
Bu kitabn yazarlar, sapknln
isteyerek seilen ve nitelik olarak okluk
politik bir ey olduu grn ileri
srmek iin M arx dncenin
bileenlerine dayanyordu. Yazarlar,
sapknlan biyoloji, kiilik, anomi,
toplumsal dzensizlik ya da yaftalar gibi
etkenler tarafndan belirlendii
dncesini yadsmlardr. Bunun
yerine, bireylerin etkin bir biimde,
kapitalist sistemin eitsizliklerine bir
tepki olarak sapkn davranlar iine
girmeyi setiklerini ileri srmlerdir.
Bu yzden, sapkn diye grlen kar
kltr gruplarnn yeleri -Kara G ya
da gay kurtulu harekederinin destek
leyicileri gibi- toplumsal dzene mey
dan okuyan, ayrdedici lde politik
edimlere girimekteydi. Yeni krimino
loji kuramclar su ve sapknlk
zmlemelerinin erevelerini, toplu
mun yaps ve egemen snflar arasnda
gcn korunm as bakm larndan
belirlemilerdi.

S a p k n lk v e S u

Yeni Kriminolojide, ortaya konan


geni bak as, teki yazarlar
tarafndan zgl ynlerde geniletil
mitir. Birmingham ada Kltrel
almalar Merkezinden Stuart Hail ve
dierleri, Britanya'da 1970'lerde ok
fazla dikkat ekmi bir olgu -yanke
sicilik- zerine nemli bir alma
yapmlardr. Yksek profili olan birka
yankesicilik olay geni olarak ilenmi
ve sokak sularndaki padama hakkndaki yaygn popler kayglar atelemitir. Yankesiciler ou kez, toplu
mun yklmasndan sorumlu olan temel
grubun gmenler olduu grne
katkda bulunacak biimde, siyah diye
serg ilen m itir. H ail ve alm a
arkadalar, K ri^i Polisle A ltetm ek
(Policing the Crisis -1978) adl
kitaplarnda, yankesicilik hakkndaki
ahlaki paniin hem devlet hem de
medya tarafndan, dikkatlerin artan
isizlik, den cretler ve toplumdaki
teki derin yapsal kusurlardan uzaa
yneltmenin bir yolu olarak zendirildi
ini ileri srmektedir.
Ayn dnemde, baka krimino
loglar da, toplumda yasalarn olumas
ve uygulanm asn in celem i ve
yasalarn, gllerin kendi ayrcalkl
konumlarn srdrmek iin kullandk
lar aralar olduunu ileri srmtr. Bu
sosyologlar, yasalarn tarafsz olduu
ve herkese eit olarak uyguland
dncesini yadsmaktadr. Bunun
yerine, bu yazarlar, ynetici snf ile ii
snf arasndaki eitsizlikler arttka,
yasann, gller iin dzeni koruma
nn nemi giderek artan bir arac haline
geldiini ileri srmektedir. Bu dinamik,
ii snfndan saldrganlara kar
giderek baskc bir hal alan adli ceza
sisteminin, ya da varlkly dengesiz bir

biim de kayran vergi yasasnn


ileyiinde grlebilir. Ne ki bu g
dengesizlii, yasalarn yaplmasyla
snrl deildir. Yazarlar, gllerin de
yasalar inediklerini, ancak ender
olarak yakalandklarn ileri srmek
tedir. Bu sular bir btn olarak, en
fazla dikkati eken gndelik sular ve
kabahatlarden ok daha nemlidir.
Ancak beyaz yakal sularnn izlen
mesinin yarat iermelerden korkan
yasa uygulayc, bunun yerine abalarn
toplumun, fahieler, uyuturucu kulla
nclar ve kk hrszlar gibi daha az
gl yeleri zerinde younlatrmak
tadr (Pearce 1976; Chambliss 1978).
Bu almalar ile yeni kriminoloji
gryle eleen baka almalar, su
ve sapknlk hakkndaki tartmann
toplumsal adalet, g ve politikay da
ierecek biim de genilem esinde
nemli rol oynamtr. almalar, su
un toplumun btn dzeylerinde ger
ekletii ve toplumsal gruplar arasn
daki eitsizliklerle rakip karlar ba
lamnda anlalmas gerektiini vurgula
maktadr.

S ol G erekilik
1980'lerde, kriminolojide yeni bir
bak as ortaya kt. Yeni Sol ya da
Sol G erekilik diye bilinen bu bak
as, yukarda tartlan yeni krimino
loglarn neo-Marksist dncelerinin
bir blmne dayanmakla birlikte
kendisini, sapknl romantikletiriyor
ve nfusun byk blm tarafndan
hissedilen gerek su korkusunun
nemini azaltyor diye grd sol
idealistlerden ayr tutmaktadr. Uzun
bir sreden beri, pek ok kriminolog,
resmi su oranlarndaki artlarn
nemini dikkate almama eiliminde

852

S a p k n lk v e S u
H H B H M a i^ H M (]B n U S 9 U iW M 3 lllIS lw m E !a M r ^ M S

o lm u lard r. Bu k rim in o lo g la r,
medyann sorun hakknda gereksiz bir
huzursuzluk yarattn gstermeye
almakta ya da sularn byk
blm nn, eitsizlie kar bir
bakaldrnn gizlenmi bir biimi
olduunu ileri srmektedirler. Sol
Gerekilik, sutaki artlarn ger
ekten de ortaya km olduunu ve
halkn kayglanmakta hakl olduunu
vurgulayarak bylesi bir grten
uzaklamtr. Sol Gerekiler, krimino
lojinin soyut bir dzeyde tartmay
yrtmek yerine, gerek su kontrol ve
toplumsal politika sorunlaryla daha
fazla ilgilenm esi gerektiini ileri
srmlerdir. (Lea ve Young 1984;
Metthews and Young 1986)
Sol Gerekilik dikkaderi sularn
kurbanlarna yneltmekte ve kurbanlar
la ilgili ankederin, suun boyutlar
konusunda resmi istatistiklere kyasla
daha geerli bir grnm ortaya
koyduunu ileri srmektedir (Evans
1992). Byle ankeder suun, zellikle
yoksullam kent ii blgelerinde
ortaya kan ciddi bir sorun olduunu
gstermektedir. Sol Gerekiler, su
oranlarnn ve kurban haline gelmenin
kenar mahallelerde younlatna
iaret etmektedir -toplumda durumu
ktleen gruplar, tekilere bakarak
ok daha yksek bir su riski ile kar
karyadr. Bu yaklam, M erton,
Cloward, Ohn ve dierlerine dayana
rak, kent ilerinde su altkltrlerinin
ortaya ktklarn ileri srmektedir. Bu
tr altkltrler, tek bana yoksulluktan
deil, topluluun geneli iinde kendine
yer bulamamaktan kaynaklanmaktadr.
rnein, sua ynelen genlik gruplar
"saygdeer toplum"un kysnda yeralmakta ve ona kar gelmektedirler.

853

Siyahlarn iledikleri su oranlarnn


yakn zamanlarda art gstermesi
olgusu, rklarn btnlemesi politi
kalarnn baarszla uramasna
yorulabilir.
10. B lm de tartlan greli yoksulluk
ile toplum sal dlanm a dnceleri,
Sol G erekiliin nem li kuram sal
tem ellerinden bir blm n sala
m aktadr.

Sutaki bu eilimleri ele almak iin,


Sol Gerekilik, polisiye ilemlerdeki
deimeler iin gereki neriler
gelitirmilerdir. Yasa uygulayclarn,
halkn desteine yabanclaan askeri
polislik tekniklerine dayanmak yerine,
topluluklara kar daha duyarl hale
gelmeleri gerektii ileri srlmektedir.
Sol Gerekiler, yerel olarak seilmi
polis yetkililerine, kendi blgelerindeki
polisin nceliklerinin belirlenmesinde
daha fazla sz hakk olan vatandalarn
gvenini kazanacaklar minimal
polislik nermektedirler. Dahas,
polis, rutin ya da ynetsel almalar
yerine sular aratrmak ve akla
kavuturmak iin daha ok zaman
harcamayarak yerel topluluklarn
gvenini yeniden kazanabilir. Bir btn
olarak, Sol Gerekilik, kendinden
nce gelen kriminolojik bak alarnn
ouna gre daha pragmatik ve politika
ynelimli bir yaklam temsil etmek
tedir.
Bu yaklama kar kanlar, suun
kurban olmann zerinde durulma
snn nemini kabul etmektedirler. Ne
ki, yaklam eletirenler, Sol Gerek
iliin bireysel kurbanlar zerine, su
sorununun siyasal ve medya tarafn
dan ynlendirilen tartmalarnn dar
snrlar iinde odaklandn ileri
srmektedir. Suun bu dar tanmlar,

S a p k n lk v e S u
--
ir-r

sokak sular gibi sululuun en


grnr biimleri zerinde durmakta;
devlet ya da irketlerin iledikleri teki
saldrlar gzard etmektedir (Walton
ve Young).

Kontrol kuramlar
Kontrol kuram, su etkinliine
ynelik uyaranlar ile onu engelleyen
toplumsal ya da fiziksel kontroller
arasndaki bir dengesizliin sonucu
olarak ortaya kmaktadr. Yaklam,
bireylerin su ilerkenki gdleriyle
daha az ilgilenmektedir; bunun yerine,
insanlarn ussal biimde davrandklar
ve, frsat verildiinde, herkesin sapkn
davranlar iine girecei varsa
ylmaktadr. Suun pek ok biiminin,
"durumsal kararlarn" sonular olduu
-bir kii bir frsat grr ve eyleme
gemeye gdlenir- ileri srlmektedir.
En iyi bilinen kontrol kuramc
larndan b irisi, T ravis H irsch i,
insanlarn temel olarak, su etkinliine
girip girmeme kararlarn, potansiyel
yararlarla riskleri karlatrarak hesapl
bir biimde veren bencil bireyler
olduklarn ileri srmtr. (Causes o f
Delinquency Suun Nedenleri -1969) adl
kitapta Hirschi, insanlar topluma
balayan ve yasaya uymaya ynlendiren
drt tr ba olduunu ileri srmtr:
balanma, adama, ierilme ve inan.
Yeterince gl olduklarnda, bu
bileenler insanlarn kurallar ineme
zgrlklerini ellerinden alarak top
lumsal kontrol ve uyumun srmesine
yardmc olur. Ancak, eer toplumla
olan bu balar zayfsa, sululuk ve
sapknlk ortaya kabilir. Hirschi'nin
yaklam sulularn okluk, kendi
kendini kontrol dzeylerinin dkl
ev ya da okuldaki toplumsallamann

Sol Gerekiler suun oluturulma biiminin,


toplumdaki eitsiz g ilikilerinin bir rn
olabileceini kabul etmekte, ancak suun
genellikle en yoksul kii ve topluluklar
zerindeki sahiden gerek ve zararl
etkilerini vurgulamaktadrlar.

yetersizliinden kaynaklanan bireyler


olduunu dndrmektedir (Gottfredson ve Hirschi 1990).

S a G erekilik
1970'lerin sonunda Britanya'da
Margaret Thatcher'n, A.B.D.'de ise
Ronald Reagan'n iktidara gelmesi, her
iki lkede de, sua ilikin olarak okluk
Sa G erekilik diye bilinen gl
yasa ve dzen yaklamlarna yol
amt. Suun incelenmesine ynelik
bu yaklam, zellikle A.B.D.'de oul
George Bush'un bakanl altnda
bugn de etkilidir. Su ve sululuun
alglanan trmanmas, ahlaki dkn
lkten, refah devletine bamllk ve

854

S a p k n lk v e S u

hogrl eitim yznden bireysel


sorumluluun azalmas, ailenin ve
topluluklarn k ve daha genel
olarak geleneksel deerlerin zlmesi
yle ilikiliydi (Wilson 1975). Kamu
tartmalar ve yaygn medya ilgisi,
toplum dzenini tehdit eden iddet ve
yasatanmazlk krizi etrafnda younla
maktayd.
Sa Gerekiler iin, sapknlk bir
bireysel patoloji -etken bir biimde
seilen ve bireysel bencillik, kendini
kontrol edememe ve ahlaki dknlk
tarafndan srdrlen ykc, yasatanmaz davran kmesi- ile betimleni
yordu. Sa Gerekiler, suun ince
lenmesi iin, bu blmn teki yerle
rinde tartlan kuramsal yaklamlar,
zellikle de suu yoksullua balayan
yaklamlar bir kenara itiyorlard.
Birleik Krallk ve A.B.D.'deki, Sa
Gerekilikten etkilenen tutucu hk
metler, yasa uygulayclarnn etkinlikle
rini younlatrmaya balamt. Polis
g leri artrld , adalet sistem i
geniletildi, sua kar en etkili caydrc
olarak uzun hapis cezalar getirildi.
Durumsal su nleme -hedefin
zorlatrlmas ile gzetim sistemleri
gibi- su riskini ynetmede gzde bir
yaklam olmutur (Vold ve dierleri
2002). Bu tr teknikler politika
oluturanlar tarafndan okluk isten
mektedir nk bunlar varolan polislik
tekniklerinin yansra uygulanmas
grece basit olan nlemlerdir; vatan
dalar da, sua kar kararl bir eylem
gerekletirildii izlenimini vererek
rahatlatrlar. Yine de yaklam eleti
renler, bu tr tekniklerin suun altta
yatan nedenlerini -toplumsal eitsizlik
ler, isizlik ve yoksulluk gibi- gzard
etmesi yznden, bunlarn en byk

855

baarlarnn nfusun belirli kesimlerini


sua kar korumas ve sululuu baka
alanlara aktarmas olduunu ileri
srmektedirler.
Bu dinamie ilikin bir rnek, suu
ve suun alglanan riskini azaltmak iin,
belirli kategorilerdeki insanlar fiziksel
olarak kamu alanlarndan uzak tutmak
tr. Genel nfusun yaad gven
iinde olmama duygusuna bir yant
olarak, toplumdaki kamu alanlar
-ktphaneler, parklar ve hatta caddele
rin keleri gibi- giderek daha fazla
gvenlik balonlarna dntrl
mektedir. Polis gzetimi, zel gvenlik
takmlar ve gzetleme sistemleri,
kamuyu potansiyel risklerden koru
maktadr. rnein, alveri merkez
lerinde, gvenlik nlemleri, dkkanlar
ile mteriler arasndaki bir szleme
pazarlnn bir paras olarak giderek
nem kazanyorlar. Bir mteri kitlesini
ekmek ve korumak iin, dkkanlar
mterilerinin gvenlik ve rahatn
garanti etmek zorundadrlar. Gen
insanlar bu tr yerlerden giderek daha
fazla dlanmaktadr nk onlar
gvenlik iin daha byk birer tehdit ve
istatistiksel olarak yetikinlere kyasla
saldrma olaslklar daha yksek olan
kiilerdir. Tketiciler iin gven
blgeleri yaratmann bir paras
olarak, gen insanlar kendilerine ak
olan kamu alanlarnn giderek darald
n grmektedirler.
Polis gleri de artan sua tepki
olarak bymektedir. Su oranlar art
gsterdiinde, neredeyse kanlmaz
olarak, halkn sokaklara daha fazla
polis konmas biimindeki istekleri
artar. Sula savamaya kararl grn
mek isteyen hkmetler, suu nlemek
iin polis says ile kaynaklarnn artn

S a p k n lk v e S u

tercih etme eilimindedirler. Polise


ilikin yaygn bak as, polisin yasa ve
dzeni korumann temel ta olduu
dur. Ancak polisin suun kontrol
edilmesindeki rol gerekte nedir?
Daha fazla saydaki polisin her zaman
su orannda azalmaya dnp
dnmedii ak deildir. Birleik
Krallk'ta, su oran ve polis saysna
ilikin resmi istatistikler, aradaki
balanty kukulu hale getirmektedir.
Bu, bir ka kafa kartrc soruyu ortaya
karmaktadr. Eer artan polis says
saldrlar engellemiyorsa, halk neden
grnr polis varl istiyor? Toplumumuzda polisin oynad rol nedir?

trmak- dncesidir. rnein, btn


yeni arabalar iin direksiyon kilitlerini
zorunlu tutan yasalar, araba hrszlar
iin frsatlar azaltma amac gder. Kimi
blgelerde, kamu telefonlar, frsat
krp dkenleri caydrmak iin daha
salam jeton kutularyla donatlmtr.
Kent merkezleri ile kamu alanlarna
kapaldevre televizyon (KDTV) sistem
lerinin kurulmas, su etkinliini engel
lemek amacn gtmektedir. Kontrol
kuramclar, en iyi politikann suluyu
deitirmektense, sulunun su ileme
yeteneini kontrol edecek pratik
nlemler alnmas olduunu ileri
srmektedir.

Suun kontrol

Hedefin zorlatrlmas teknikleri


ile sfr hogrl polislik, son
yllarda politikaclar arasnda gzde
olmutu; bunlar kimi balamlarda suu
azaltmakta da baarl olmu grn
yorlar. Sfr hogrl polislik kk
sular ile, krp dkme, serserilik,
sokakta insanlan para iin taciz etmek
ve sokakta sarholuk gibi rahatsz edici
davran hedef almaktadr. Polisin
kk su biimleri zerine gitmesinin
daha ciddi su biimlerini de caydra
ca dnlmektedir (aada, krk
pencereler kuramn tartrken gre
ceimiz gibi). Ne ki byle bir yaklama
eletiriler yneltmek de olanakldr.
Hedefin zorlatrlmas ve sfr hog
rl polislik, suun altnda yatan
nedenleri ele almamakta, ancak toplu
mun belirli bileenlerini suun eriimin
den korumak ve savunmak amacn
gtmektedir. zel gvenlik hizmetierinin, araba ve ev alarmlarnn, koruyu
cu kpeklerin ve evresi duvarla
evrilen topluluklarn artan biimde
gzde olmas, kimi insanlar, nfusun
kimi kesimlerinin kendilerini tekilere

Kimi kontrol kuramclar, suun


artn, modern toplumda su frsatiar
ile suun hedeflerinin saysndaki artn
bir sonucu diye grmektedir. Nfus
zenginletike ve tketim dknl
insanlarn yaamlarnda daha merkezi
hale geldike, televizyonlar, video
alederi, bilgisayarlar, arabalar ve tasarm
rn giysiler -hrszlarn gzde
hedefleri- giderek daha fazla insann
sahip olduu mallar haline gelmektedir.
Daha fazla kadn ev dnda almaya
baladka, evler gndz vakti giderek
daha fazla bo braklmaktadr. Su
ilemeye ynelmi gdlenmi saldr
ganlar geni bir uygun hedefler
yelpazesinden seim yapabilir.
Bu tr kaymalara bir yant olarak,
suun nlenmesine ynelik pek ok
resmi yaklam, su frsatlarnn ortaya
kn azaltmaya odaklanmaktadr. Bu
tr politikalarn merkezindeki dnce,
hedefin zorlatrlmas -potansiyel
su durumlarna dorudan mdahale
ederek sularn gereklemesini zorla

856

S a p k n l k v e S u

kar savunmaya zorlanm hissettikleri


bir zrhl toplumda yayor olduu
muz inancna gtrmektedir. Bu eilim,
en zengin ile en yoksul arasndaki
uurum geniledike, yalnzca Britanya
ile A.B.D.'de deil, ancak zellikle
ayrcalkllar arasnda kale mantnn
ortaya kt eski Sovyetier Birlii,
Gney Afrika ve Brezilya gibi lkelerde
de grlmektedir.
Bu tr politikalarn bir baka
istenmedik sonucu da udur: Gzde
su hedefleri zorlatka, su kalplar
yalnzca bir alandan tekine kayma
gsterebilir. rnein, Birleik Krallk'ta
yeni arabalarn tm iin zorunlu
tutulan direksiyon kilitleri eski arabalar
iin zorunlu deildi. Sonu, araba
hrszlklarnn ncelikle yeni model
lerden eski modellere kaymas olmutu.
Hedefin zorlatrlmas ve sfr ho
gr yaklamlar, su saldrlarnn
daha iyi korunan blgelerden daha
duyarl blgelere kaydrma riskini
tamaktadr. Yoksul olan ya da
toplumsal iyapkanlktan yoksun olan
mahalleler pekala, varlkl mahalleler
korunm alarn artrdka, su ve
kabahaderde bir padama yaayabilir.

arabay iki ayr ortama brakmt:


California'da Palo Alto'daki zenginlerin
yaad bir mahalleye ve New York'ta,
Bronx'ta yoksullarn yaad bir
mahalleye. Her iki yerde de, yoldan
geenler, hangi snftan ya da rktan
olduu farketm iyordu arabalarn
terkedildiini ve hikimsenin umrunda olmadn hisseder hissetmez,
arabalar krlp dklmt (Zimbardo
1969). Bu almadan yola karak,
krk pencereler kuramnn yazarlar,
bir toplulukta toplumsal dzensizlie
ilikin herhangi bir iaretin, hatta krk
pencerelerin grnmesinin, daha ciddi
suun artmasna yol atn ileri
srmekteydiler. Tamir edilmemi bir
pencere cam, bunun kimsenin umrunda olmadnn bir iaretidir; bu durum
da daha fazla pencere cam krmak yani,
daha ciddi sular ilemek bu toplumsal
dzensizlik durumuna verilebilecek
aklc bir tepkidir.
1980'lerin sonundan beri, krk
pencereler kuram, halk iinde iki
imek ya da uyuturucu kullanmak ve
trafik sular gibi kk sular
zerine saldrgan bir biimde giden yeni
polislik stratejilerinin temeli olmutur.
Sfr hogrl polislik, Belediye

K m k pencereler kuram
Hedefin zorlatrlmas
ile sfr hogrl polislik,
krk pencereler kuram diye
bilinen bir kurama dayan
maktadr (Wilson ve Kelling
1982). Kuram, 1960'larda
Amerikan sosyal psikolou
Philip Zimbardo tarafndan
yap lan b ir alm ay a
dayanmaktadr. Zimbardo,
p lakalar sklm ve Toplumsal dzensizliin fizik grnmleri, "krk pencereler"
kapudar ak braklm iki savna gre, ok daha ciddi sulara neden olabilir.

857

S a p k n lk v e S u

Bakan Rudolph Giuliani'nin 1994 ile


2001 arasndaki bakanl srasnda
ncln yapt New York City'deki
grnr baarsnn ardndan yaygn
olarak byk Ameriken kenderinde
uygulanmaya balamnr. New York
Polis rgtnn, kent metrosundaki
dzeni yeniden kurmak amacyla
balatt saldrgan bir kampanyann
ardndan, sfr hogr yaklamn
sokaklara genileterek, dilenciler, evsiz
ler, sokak satclar ile porno satan
kitaplar ve klpler zerindeki ksdamalar artrmt. Sonuta, standart
sularn (yankesicilik ve hrszlk gibi)
orannda arpc bir dme ortaya
kmakla kalmam, cinayet dzeyleri
de, neredeyse bir yzyl iindeki en
dk dzeylerine inmiti.
Krk pencereler kuramnn
nem li bir eksiklii, toplumsal
dzensizliin tanmn btnyle
polisin, can nasl isterse, yle yapmas
na olanak salamasdr. Dzensizliin
sistematik bir tanm olmadan, polis
neredeyse her eyi bir dzensizlik
iareti, herkesi de bir tehdit olarak
grmeye yetkili klnmaktadr. Gerek
te, 1990'larda New York City'de su
oranlar ddke, polisin kt davran
ve tacizi hakkndaki, zellikle potan
siyel bir sulu profiline uyan gen,
kentli siyahlardan gelen yaknmalar da
artmt.

Kuramsal sonu lar


Su kuramlar zerine yaptmz
bu derlemeden hangi sonucu karma
mz gerekiyor? lk olarak, daha nce
dikkati ektiimiz bir noktay anmsa
mak zorundayz: Su, bir btn olarak
sapkn davrann yalnzca bir alt snf
olsa da, ylesine ok eitli etkinlik

biimlerini -dkkandan bir ukulata


almaktan seri cinayedere kadar- kapsa
maktadr ki, su davrannn btn
biimlerini dikkate alabilen tek bir
kuram ortaya koyabilme olana pek
yoktur.
Su hakkndaki sosyoloji kuramla
rnn iki tr katks vardr. lkin bu
kuramlar, hakl olarak su davran ile
saygdeer davran arasndaki
sreklilii vurgularlar. Belirli etkinlik
trlerinin su diye grld ve yasayla
cezalandrld balamlar olduka
deikenlik gsterir. Bu neredeyse
kesinlikle, toplumdaki g ve eitsizlik
sorunlaryla balantldr. kincisi,
herkes, su etkinliklerinde balamn
nemli olduu konusunda anlama
iindedir. Bir kiinin bir su edimine
giriip girimeyecei ya da onun bir
sulu diye grlp grlmeyecei
temel olarak toplumsal renme ve
toplumsal evreler tarafndan etkilen
mektedir.
Yetersizliklerine karn, yaftalama
kuram su ve sapkn davran anlamak
iin belki de en yaygn olarak kullanlan
kuramdr. Bu kuram bizi, kimi etkinlik
lerin hangi yollarla yasa tarafndan
cezalandrlacak etkinlikler durumuna
dntklerine ve bu tr tanmlarn
yansra, belirli kiilerin yasaya kar
geliyor duruma dt koullara kar
da duyarl klmaktadr.
Suun nasl anlald dorudan
onunla savamak iin gelitirilecek
politikalar etkilemektedir. rnein,
eer su yoksullama ya da toplumsal
dzensizlikten kaynaklanyor diye
grlyorsa, politikalar, yoksulluun
azaltlmas ve toplumsal hizmetlerin
glendirilmesi ynnde olabilir. Eer

858

S a p k n lk v e S u

sululuk, kiilerin gnll olarak


yaptklar ya da zgrce setikleri bir ey
diye grlyorsa, buna kar koyma
abalar farkl bir biim alacaktr. imdi,
Birleik Krallktaki en son su eilim
lerini inceleyecek ve bunlara gsterilen
kimi siyasi tepkileri dikkate alacaz.

Birleik Krallk'ta su rntleri


Birleik Krallk'ta, polise bildirilen
sularn istatistikleriyle llen su
oranlar yirminci yzyl boyunca ok
byk bir art gstermitir. 1920'lerden nce, Ingiltere ve Galler'de her yl
kaydedilen 100.000'den az saldr
olmutu; bu say, 1950'ye gelindiinde
500.000'e; 1992'de en yksek dzeyi
olan 5,6 milyona kmt. Kaytl suun

Hepimizin, toptum olarak, sulanmas


gerektiini anladk; ancak yalnzca sank sulu
bulunmutur."

dzeyleri 1977 ile 1992 arasnda iki kat


artmt.
1990'larn ortasndan bu yana,
Birleik K rallk'ta ilenen btn

Mikro v e m ak ro-sosyoloji balants: Azizler v e Kavgaclar


S a p k n d a v ra n n o r ta y a k m a s re le ri ile g e n e l

sa lay an s n f y ap sn n b ir g s te r g e s i o ld u u

s n f yap s a ra sn d a k i b a la n tla r, W illia m C h a m b lis s

s o n u c u n a v a rm tr. r n e in , A z iz le rin a n n e

ta r a fn d a n , n l a l m a s T h e S a in ts a n d th e

b a b a la r o u lla rn n su la rn z a r a rs z a k a la r diye

R o u g h n e c k s (A z iz le r v e K a v g a c la r - 1 9 7 5 ) i in d e

g r r k e n K a v g a c la r n a n n e b a b a la r p o lis in

e le aln m tr. C h a m b lis s , b ir A m e r ik a n o k u lu n d a k i

o u lla rn n d a v ra n n s u d iye y a fta la m a s n a k ar

iki s u lu g r u b u , yu k ar o r t a s n f a ile le rd e n g e le n le r

k m y o rla rd . B ir b t n o la ra k to p lu lu k d a b u

(A z iz le r ) ile te k i y o k s u l a ile le rd e n g e le n le ri

fark l y a fta la r o n a y ly o r g r n y o r d u .

( K a v g a c la r ) in ce le m i tir. A z iz le r s rek li o la ra k
ik i i m e k , k rp d k m e , o k u ld a n k a m a v e hrszlk

B u o c u k la r, b u y a fta la m a y la u y u m lu y a a m la r
s rd le r; A z iz le r g e le n e k s e l o r t a sn f y aam lar

g ib i su la r iled ik leri h a ld e y e le rin d e n h i

s re rk e n K a v g a c la r y asay la s o r u n y aam ay

tu tu k la n a n o lm a m t. K a v g a c la r d a b e n z e r s u

s rd rd le r. B u b

etk in lik le rin e k a tlm a k ta d rla r; a n c a k o n la rn srekli

m d e d a h a n c e (s. 8 5 0 'd e)

g r d m z g ib i, b u v a rg , L e m e r t'i n ik in cil

o la ra k b a la r p o lis le d e r d e g irm e k te d ir. C h a m b lis s,

sap k n lk d ed i i ey le b a lan tld r, n k b ir

h e r iki g r u b u n d a te k in d e n d a h a s u lu o lm a d

kiin in b ir k ez sa p k n d iye y a fta la n d k ta n s o n r a

s o n u c u n a v a rd k ta n s o n r a , p o lis in v e to p lu lu u n

o la a n h a le d n e m e m e s in in b ir s o n u c u d u r.

g e n e lin in b u iki g r u b a k ar g s te rd i i fark l tep k iy i


a k la y a b ile c e k te k i e tk e n le re b a k m t.

C h a m b lis s 'in a l m a s, to p lu m s a l s n f gibi


m a k r o s o s y o lo jik e tk e n le rin , in sa n la rn sap k n diye

C h a m b lis s , r n e in , y k se k s n f e te s in in a ra b a la r

y a fta la n m a la r g ib i m ik r o s o s y o lo jik o lg u la r

o ld u u n u v e b y le lik le k e n d ile rin i to p lu lu u n

ara sn d a k i b a lan ty g s te rd i i i in , s o s y o lo g la r

g z n d e n sak lay ab ild ik lerin i b u lm u tu r. A a

ta ra fn d a n o k a a t f alm tr. B u a l m a ,

sn fta n g e le n o c u k la r , z o ru n lu lu k s o n u c u ,

sap k n ln to p lu m s a l o la ra k k u ru lm a sn d a k i m ik r o

to p lu lu k ta k i h e rk e s in o n la r sk sk g rd k le ri b ir

v e m a k r o d z e y d e k i e tk e n le ri b irb irin d e n

b lg e d e to p la n y o rla rd r. C h a m b lis s , b u t rd e n
fark llk larn , to p lu m d a k i, b elirli varlk l g r u p la r a , sra
sa p k n diye d a m g a la n m a y a g e ld i in d e , a v a n ta jla r

859

a y rm a n n n e k a d a r g o ld u u n a b ir r n e k tir.

S a p k n lk v e S u

sularn says azalmtr. Britanya Su


Yoklamas (s. 861-3'da tartlyor) gibi
ller, genel su miktarnda nemli
lde bir d gsteriyorlar (19.1.
ekile baknz). Son zamanlardaki
verilere gre, bir suun kurban haline
gelme riski, yirmi yldan bu yana en
dk dzeyindedir (Clegg ve dierleri
2005). Sutaki artn sona ermesi pek
ok uzman artmtr. Bunun geri
sindeki nedenler ve bu eilimin srd
rebilir olup olmad bugn de
belirsizdir.
Su istatistiklerinde grlen d
e karn, nfus ierisinde, zaman iin
de suun daha grnr ve ciddi olduu
konusunda yaygn bir alglama bulun
maktadr (Nicholas ve dierleri 2005).
Son dnemlerde, temel su trlerine
ilikin kayglarn, toplum kart
davran kayglar daha istikrarl olsa da,
dt rapor edilmitir (Clegg ve
dierleri 2005). Bir zamanlar su
marjinal ve istisnai diye grlrken, en
son yirmi otuz yl iinde pek ok

insann yaamnda daha ndegelen bir


kayg konusu olmutur. Yoklamalar,
insanlarn bugn su karsnda, gemitekine gre daha ok korku duydu
unu ve karanlkta dar kmaktan,
evlerinin soyulmasndan ve iddetin
kurban olmaktan kayg duyduklarn
gstermektedir. nsanlarn ayn zaman
da, graffiti, ikili dolamak ve sokak
larda yeniyetme gruplarnn dolamas
gibi daha dk dzeylerdeki dzensiz
liklerden kayg duyduklar belirtilmek
tedir.
Su ne kadar ok? Nfus sua kar
ne kadar krlgan? Suun grnrdeki
padama biimindeki artnn nne
nasl geilebilir? Son yirmi otuz yl
iinde, medyann sua ynelik ilgisinin
halkn duyduu tepkiyle birlikte arttka
ve birbiri ardna gelen hkmeder
sua kar daha sert olma sz ver
dike, bu sorular ok fazla tartlmtr.
Ne ki, brakn sua ynelik politikalarn
benimsenmesini, suun doasnn ve
dalmnn ortaya karlmas bile yle
kolay grnmemektedir.

19.1. ekil ngiltere ve Gallerde kaytl sular, 1 9 8 1 -2 0 0 4


a Britanya su derlem esi (BCS), halkla yaplan grm elerde dile g etirile n olay saysn
belirtm ektedir.
.... "Kaytl su, polise bildirilen ve polisin ka yde ttii toplam gsterir.
..... H om e O ffice n sayma kurallarnda 19 9 8 /9 9 da deiiklik yaplmtr.
Yeni Su kayd ls 2 0 0 2 de uygulam aya konmutur.
Kaynak: BBC (2005)

860

S a p k n lk v e S u

Su ve su istatistikleri
Gerekte ne kadar su olduunu ve
sularn en yaygn biimlerini belirleye
bilmek iin, resmi su istatistiklerine
bakmakla ie balayabiliriz. Bu istatis
tikler dzenli olarak yaynlandklar iin,
su oranlarn deerlendimekte bir
glk yokmu gibi grnebilir ne ki,
bu varsaym olduka yanltr. Su ve
sua eilim hakkndaki istatistikler
olaslkla, toplumsal sorunlar zerine
resmi olarak yaynlanan istatistiklerin
en az gvenilir olanlardr. Pek ok
kriminolog, resmi istatistikleri olduklar
gibi ele almak yerine, bu istatistiklerin
nasl yaratldna dikkat etm ek
zorunda olduumuzu belirtmektedir.
lk olarak, resmi su istatistiklerinin
en temel snrlamas, bunlarn yalnzca
polis tarafndan gerekte kaydedilen
sular iermesidir. Olas bir su ile
bunun polis tarafndan kaydedilmesi
arasnda uzun sren ve sorunlu
nitelikteki bir kararlar zinciri bulun
maktadr. Sularn ounluu, zellikle
de kk hrszlklar, hibir zaman
polise bildirilmez (19.1. Tablonun g
sterdii gibi). Bir kurban yaralandnda
bile, olaylarn yardan fazlas polise
bildirilmemektedir. Kurbanlar, rne
in, bunun zel bir sorun olduu ya da
kendilerinin ilgilenecekleri gerekesiyle
polise gitmemektedir. Su, baka
nedenler yznden de bildirilmeyebilir.
rnein kimi su iddet biimleri
tekilerden daha gizlidir. Fiziksel ve
cinsel istismar okluk evde, bakm
kurumlarnda ya da hapishanelerde,
kapal kaplar ardnda gerekleir.
Kurbanlar, polisin kendilerine inanma
yacandan ya da istismarn daha kt
hale gelmesinden korkabilir. Aada
greceimiz gibi, rnein evii iddetin
kurbanlar okluk suu polise bildir
meye son derece gnlszdr. Kimi

861

insanlar suun polise gtrlmeyecek


kadar nemsiz olduunu ya da polisin
bu su iin zaten bir ey yapamayacan
varsayarlar. Bununla birlikte, araba
almalarn byk bir blm bildirilir,
nk araba sahibi, sigortadan para
a la b ilm e k i in b u n u yap m ak
zorundadr.
kincisi, polise bildirilen sularn
pekou istatistiklerde kaydedilmemi
tir. Sularn % 43'nn polise bildiril
mi olmasna karn, bunlarn yalnzca
% 29'unun kaydedildii tahm in
edilmitir; ne ki bu say, sua bal ola
rak deiebilir (BCS 2002/3). Bu birka
nedenle olabilir. Polis, ilendii ileri
srlen sular hakkndaki bilginin
geerlilii hakknda kuku duyabilir ya
da kurban resmi bir ikayette bulunma
yabilir.
Sularn ksmi olarak bildirilme ve
ksmi olarak kaydedilmesinin genel
etkisi, resmi su istatistiklerinin, btn
su saldrlarnn yalnzca bir blmn
yanstyor olmasdr. Resmi istatistikler
de grnmeyen saldrlar, kaytd
suun karanlk says diye adlandrl
maktadr
Belki, Birleik Krallktaki sua
ilikin daha doru bir betimleme,
ngiltere ve Galler'deki su dzeylerini
insanlarn son bir ylda yaadklar
sular hakknda sorular ieren yllk
Britanya Su Derlemelerinden (BCS)
gelmektedir. Bir sonu olarak, BCS
polise bildirilmeyen ya da polisin
kaydetmedii sular iermektedir ve bu
yzden polis kaytlarna nemli bir
alternatatif olarak grlebilir. Her yl,
anket, Birleik Krallk boyunca yaklak
40.000 yetikinin temsili derlemesini
iermektedir (19.2. ekile baknz).
Deiik trden saldrlarn art ve azal
oranlar arasnda farkllklar ile iddet
ieren sularda son zamanlarda bir art

S a p k n lk v e S u

'O

\ ^

ra

fo

o
m

M
*

rsi

I
qj

>
v
o O
t

fl

00

fO

\0

in
s

-O

c
/><

CL

JS

s* -

2
2 V?
^

\ O' N

TJ

o2

sI
ti

(% )'

n e d e n le ri, 2 0 0 3 / 2 0 0 4

Tablo: Suu polise bildirm em e

r^.

00

u *

1 9 .1 .

oo

oo

i I

n
00

rsi oo m

rsj

rsi
ao

'O

V
O

rsi

< t -5)

g
1/1

<0
T3

r*-.

rsi

rg

fO n

1^
rn

E
c
.5i

} 3

= E s 3 S t

sc ^

fl

*w

! l f f i l *1
_
C
l
?'
3 t "
^

co <

S s j s l f j i

862

C ^
5j

* Polisle ilgili nedenler arasnda, polisten korkmak ya da holanmamak ve polis ya da mahkemelerle gemiteki kt deneyim ler
yer almaktadr.

2
a

S a p k n l k v e S u

Benzer btn sular


Ara alma
Kaypla sonulanan hrszlk
Soygun
Hrszlk (giriim ve kayp yok)

~L

Yaralama (yaralamayla L
sonulanan ak saldr dahil) _|
Aratan alma
Bisiklet alma

Kiiden alma
Araba hrszl giriimi

Krp dkme
Ak saldr (yaralanma yok)

0%

10%

20 %

30%

40%

50%

60%

70%

80%

90%

100%

1 9 . 2 . ek il P o lis e g e r e k t e n b ild irilm i s u la rn o ra n n n ta h m in i


Kaynak: Nicholas ve dierleri (2005).

olduunu dndren saylar olsa da,


hem BCS'deki hem de kaytl su
saylarndaki genel eilim, 1990'larn
ortalarndan bu yana bir gerileme
olduunu gstermektedir.
BCS derlemeleri gibi yoklamalar,
kurban almalar diye bilinmek
tedir. Deerli gstergeler olsalar da,
kurbanlara ynelik almalara temkinli
yaklamak gerekir. Evii iddet gibi
kimi belirli durumlarda, almann
ynteminin kendisi, nemli derecede
eksik bildirime yol aabilmektedir. BCS,
yant verenlerin evlerinde yaplan
grmeler yoluyla gereklemektedir.
Evii iddetin kurban olan bir kiinin,
iddeti uygulayann yannda bunu
bildirmesi hi de olas deildir. Dahas,
anket on alt ya altndaki insanlar ya da
evsizleri ya da bakmevi gibi kuramlar
da yaayan insanlar iermemektedir.
Bu, baka aratrmalar bu gruplarn,
aada kefedeceimiz gibi, zellikle

863

suun kurban olm a eilim inde


olduklarn gsterdiinden, zellikle
nemlidir.
Su hakkndaki bir baka nemli
bilgi kayna da, insanlara ad sormadan
herhangi bir sua karp karmadnn
sorulduu, kiilerin kendilerinin bildi
rim yapu almalardr. Kukusuz bu
tr almalar da, katlmclar sonula
rndan korktuklar iin bir suu bildir
meye isteksiz olduu zaman, eksik
bildirim ierecektir. Kt bir bellek ya
da gsteri yapma istei yznden fazla
su bildirimi de olabilir.

Sulular ve kurbanlar
Kimi birey ya da gruplarn sua
ynelmesi ya da suun kurbanlar hali
ne gelmesi daha m olasdr? Krimino
loglarn bu soruya yant evettir -aratr
malar ve su istatistikleri su ve kurban

S a p k n lk v e S u

olmann nfus ierisinde rastiantsal


biimde dalmadn gstermektedir.
rnein, kadnlara gre erkekler,
yallara gre gen insanlar daha fazla
su ilemektedir.
Bir kiinin bir suun kurban haline
gelme olasl, yaad blgeyle yakn
dan ilikilidir. Daha ok maddi yoksul
lama yaayan blgeler, genel olarak
daha yksek su oranlarna sahiptir.
Kent ii mahallelerde yaayan bireyler,
daha varlkl banliylerde yaayanlardan
ok daha fazla suun kurban haline
gelme riski altndadr. Etnik aznlklarn
dengesiz bir biimde kent ii blgelerde
younlamas, onlarn daha yksek
kurban haline gelme oranlarn
aklayan nemli bir etkendir.
___________ ____
___________i

Toplumsal cinsiyet ve su
Sosyolojinin teki alanlar gibi,
kriminolojik incelemeler de teden beri
nfusun yarsn gzard etmektedir.
Feministler, kriminolojinin kadnlarn
byk lde hem kuramsal konularda
hem de deneysel almalarda grn
mez olduu erkek egemen bir disiplin
olduunu sylemekte hakldrlar.
1970'lerden bu yana yaplan, pek ok
nemli feminist alma, kadnlarn
gerekledrdiii su niteliindeki snr
amalarn erkeklerinkinden farkl
balamlarda olduuna ve kadnlarn adli
ceza sistemiyle olan deneyimlerinin
erkek ve kadn rolleri hakkndaki
toplumsal cinsiyet iermeleri olan
belirli varsaymlardan nasl etkilen
diine dikkat ekmektedir. Feministler
ayrca, hem evde hem de darda
kadnlara ynelen iddetin yaygnl
hakknda da vazgeilmez bir rol
oynamlardr.

Erkek ve kadnlardaki su oranlan


Toplumsal cinsiyet ile su hakkndaki istatistiklere bakmak irkilticidir.
rnein, son verilere gre, ngiltere ile
Galler'de btn sulu bulunanlarn
oran % 19'dur (Home Office 2003).
Ayn zamanda, hapishanelerdeki erkek
lerle kadnlarn oran arasnda, yalnzca
ngiltere'de deil, btn sanayilemi
lkelerde de ok byk bir dengesizlik
vardr. ngiltere ve Galler'de tutuklanan
kadnlarn says son yllarda, 1992 ile
2002 arasnda % 173 orannda art
gstermi olsa da, yine tutuklularn yal
nzca kk bir yzdesini oluturmak
tadr: Btn hapishane nfusunun
yaklak % 6's (Home Office 2003).
Kadnlarn iledikleri sularla erkekle
rin iledikleri sular arasnda da keskin
kartlklar bulunmaktadr. 19.3. ekilin
gsterdii gibi, kadnlar iddet ieren
sulardan ok hrszla ynelmektedir.
Kukusuz, su oranlarndaki ger
ek toplumsal cinsiyet farknn resmi
istatistiklerin gsterdiinden daha az
olmas olanakldr. Otto Pollak(1950),
ikisinin ayn olduunu, nk kadnla
rn iledii belirli sularn bildirilmeme
eiliminde olduunu ileri srmtr.
Pollak, kadnlarn ncelikle ev ilerinde
olma rolnn, onlara ev iinde ve zel
alanda su ileme frsadar saladn
belirtmitir. Pollak kadnlar doal
olarak aldatc ve sularn gizlemekte
olduka becerikli diye grmektedir.
Bunun temeli biyolojidir; kadnlar adet
dnemlerinde duyduklar acy erkek
lerden gizlemeyi renmek zorundadr;
ayrca, cinsel birlemede erkeklerin
yapamayaca bir biimde sahte tepkiler
verebilme yeteneklerine sahiptirler.
Pollak ayrca, kadn sululara polisin

864

S a p k n lk v e S u

toplumsal cinsiyetin greli etkisini


deerlendirmektir. rnein, yal kadn
sululara kar gsterilen muamele, ayn
trden erkeklere oranla daha az saldr
gan nitelikte grnmektedir. Baka
almalar siyah kadnlarn, polisin
elinde beyaz kadnlara kyasla daha kt
muamele grdklerini gstermitir.

daha yumuak davrandm, nk


erkek polis memurlarnn onlara kar
valyece bir tutum benimsediklerini
ileri srmektedir (Pollak 1950).
Pollak'n kadnlar gz yuman ve
aldatc diye betimlemesi, temelsiz
nyarglara dayanmaktadr; ancak yine
de adli ceza sisteminin kadnlarla kar
daha yumuak olduu sav olduka tar
tma yaratm ve aratrmalara yol
amtr. valye tezi iki biimde
olanakldr. lk olarak, polis ve dier
grevliler kadn sulular erkeklerden
daha az tehlikeli diye grebilir ve
erkekler iin tutuklanma nedeni olan
etkinlikleri gerekletirmelerine gz
yumabilirler. kinci olarak, su davra
nlarnn cezalandrlmasnda, kadnla
rn hapsedilme olaslklar, erkek
sululara kyasla ok daha dktr.
valye tezini snamak iin eitli
deneysel almalar gerekletirilmise
de, sonular kesin olmaktan uzaktr.
Buradaki ana glklerden birisi, ya,
snf ve rk gibi teki etkenlere kyasla

Feministler tarafndan benimsenen


bir baka bak as, kadnla ilikin
toplumsal anlaylarn kadnlarn adli
ceza sisteminde yaadklarn nasl
etkilediini incelemektedir. Frances
Heidensohn (1995), kadnlarn, kadn
cinselliine ilikin normlardan sapma
gsterdiinin ileri srld durumlar
da, daha kat bir tutumla karlatklarn
ileri srmtr. rnein, cinsel bakm
dan etken diye grlen gen kzlar
erkeklere kyasla ok daha sk gzetim
altna alnmaktadr. Bu tr durumlarda
kadnlar iki kere sapkn diye grlr;
yasay inemekle kalmam, ayn
zamanda da uygun kadn davranna
ters dmlerdir. Byle durumlarda

60

Kadn

L "JErkek

50
40
30
20
10

1I I i

/ /

//

/
f y

/ f f
4

s*

//

/ / /

1 9 . 3 . ek il M a h k e le m e l e r d e s u lu b u lu n a n y a d a c e z a la n d rla b ilir
s u la r d a n sa n k o la n b t n su lu la r.
Kaynak: Home Office (

865

____________________ _________

S a p k n lk v e S u

kadnlar sularnn niteliinden ok


kendi 'sapkn' yaam biimi seimlerine
gre deerlendirilmektedir. Heidensohn ve dierleri, adli ceza sistemindeki
ifte standarda iaret etmektedir: Erkek
saldrganl ile iddeti doal bir olgu
diye grlrken, kadn sularnn
aklanmas, ruhsal dengesizliklerde
aranmaktadr.

ln normlarna gre yaamayan belirli


kadnlarn, daha kt davranlarla
karlaabildiim gstermitir. rne
in, kt anne diye alglanan kadnlar
mahkemelerden daha ar cezalar
alabilir (Carlen 1983).

Yine de, farkl muamele, kadnlarla


erkekler arasndaki ok byk su oran
dengesizliini aklamaya yetmemek
Feminisder, kadn sularn daha
tedir. Bunun nedenleri, neredeyse kesin
grnr hale getirme abasyla, kadn
olarak, baka alanlardaki toplumsal
sulular zerine ayrntl aratrmalar
cinsiyet farkllklarn aklayan neden
-kadn eteleri ile kadn terrisderden,
lerle ayndr. Kukusuz, erkeklerin deil
hap ish an ed eki kadnlara kadaryalnzca kadnlarn cezalandrld kimi
yapmlardr. Bu tr almalar iddetin
zgl kadn sular vardr -en dikkate
yalnzca erkek sululuunun bir zellii
deer olan, fahieliktir. Erkek sular
olmadn gstermektedir. Kadnlarn
toplumsallama farkllklarndan ve
iddet sularna katlma olaslklar
erkeklerin etkinlik ve uralarnn
erkeklerden ok daha dk olmakla
kadnlarn byk blmnn aksine ev
birlikte, her zaman iddet olaylarnda
dnda gereklem esinden tr
yerlerini almaktan geri kalmamak
erkek olarak kalmaktadr. Pollak'n
tadrlar.
yaklamnda grdmz gibi, sutaki
O
halde, neden kadnlarn sululuktoplumsal cinsiyet farkllklar, okluk
oranlar erkeklerinkinden ok daha
doutan geldii varsaylan biyolojik ya
dktr? Yasay ineyen kadnlarn
da ruhsal farkllklar g farkllklar,
olduka sk biimde mahkemeye k
-edilgenlik ya da dourmaya ynelik
madan kurtulduklarn, nk polis ya
olmak bakmndan- ile aklanmakda teki yetkilileri kendi eylemlerini
tayd . B u g n le rd e , e r k e k lik
belirli bir bakla grmeye ikna
zelliklerinde olduu gibi kadnlk
ettiklerine ilikin kimi kantlar vardr.
zelliklerinin de toplumsal olarak
Kadnlar toplumsal cinsiyet szle
yaratld kabul edilmektedir. Pek ok
mesi -erkeklerle kadnlar arasnda,
kadn, toplum yaamndaki erkeklerin
kadn olmann bir yandan deiken ve
deer verdiklerinden farkl niteliklere
fevri davranmakla, dier yandan da
(bakalar iin endielenmek ve kiisel
korunmaya muhta olmakla ayn ey
ilikileri glendirmek) deer vermek
demeye geldiine ilikin st kapal
yoluyla toplumsallarlar. Ayn lde
szleme- denen eyi yardma ar
nemli olan bir baka ey de, ideoloji ile
maktadr (Worrall 1990). Bu bak
baka etkenlerin -iyi kz dncesi
asna gre, polis ve mahkemeler
gibi- etkisi yoluyla, kadnlarn davran
valyece davranmakta ve erkeklerde
genellikle, erkeklerin davrannda
kabul edilemez grnen davranlar
olmayan biimlerde snrlanr ve
iin onlar cezalandrma yoluna gitme
kontrol edilir.
mektedirler. Baka aratrmalar, kadn

866

S a p k n lk v e S u
I 1 M n n rn n

Ondokuzuncu yzyl sonundaki


kriminologlarn, toplumsal cinsiyet
eitliinin erkekler ve kadnlar arasn
daki farkllklar azaltaca ya da ortadan
kaldraca ngrsn yapmalarndan
bu yana, su toplumsal cinsiyetin hala
etkili olduu bir konu olmay srdr
mtr. Kadn ve erkek su oranlarn
daki farkllklarn bir gn ortadan kalkp
kalkmayaca hakknda kesin olarak bir
ey sylenememektedir.

Su ve erkeklkbunalm
Byk kentlerin yoksul blglerinde
rastlanan yksek su dzeyleri, zellikle
gen erkeklerin etkinlikleriyle ele
mektedir. Bu blgelerde neden bu
kadar ok sayda gen erkek sua
ynelmektedir? Daha nce, kimi yant
lara deinmitik. Erkek ocuklar
genellikle kk yatan balayarak
etelere ye olmaktadr; bu da kimi su
biimlerinin bir yaam biimi olduu
bir altkltr nitelemektedir. ete
yelerine yetkililer tarafndan bir kez
sulu damgas vurulduunda, bunlar
dzenli su etkinliklerine ynelirler.
Bugnlerde kzlardan oluan etelerin
varlna karn, byle altkltrler esas
olarak erkeklie dayanr ve serven,
heyecan ve yoldal ngren erkek
deerleriyle kaynar.
12. Blmde (Toplumsal Cinsiyet
ve Cinsellik), modern toplumlarn bir
erkeklik bunalmna tanklk ettikleri
dncesini tartmtk. Eer bir
dnemde gen insanlar, yaam boyu
srecek kariyerlere ve ailenin ekmek
kazanan olmaya ilikin gelecee
gvenle bakabiliyorlardysa, bu rol pek
ok erkek iin artk ok daha belirsiz
hale gelmitir, igc piyasasndaki
kaymalar, isizlik ve i gvencesinin

867

u c~

yokluunu somut bir tehdit haline


getirmitir; ancak buna karlk kadnlar
giderek artan biimde ekonomik,
mesleki ve baka bakmlardan bamsz
hale gelmektedir. Connel'in hegemon
yac erkeklik hakkndaki dnceleri
(baknz s. 509-13), pek ok sosyolog ve
kriminolog iin, iddet ve saldrganln
nasl erkek kimliinin ynleri haline
geldiini aklamakta temel alnmtr.

Kadnlara ynelik sular


Erkeklerin ezici ounlukla saldr
gan, kadnlarnsa kurban olduklar
belirli su kategorileri szkonusudur.
Evii iddet, cinsel taciz, cinsel saldr
ve tecavz, erkeklerin kadnlara kar,
kendi stn toplumsal ve fiziksel
glerini kullanandklar sulardr. Bun
larn herbirisinin kadnlar tarafndan
erkeklere kar da giriilmi olan sular
olduu doru olmakla birlikte, yine de
zellikle kadnlara kar ilenen sular
olmay srdrmektedir. Kadnlarn %
25'inin, yaamlarnn bir dneminde
iddetin kurban olduklar tahmin
edilmektedir; ancak btn kadnlar
byle sularn yaratt tehditle, doru
dan ya da dolayl olarak kar karyadr.
Bu sular, uzun yllar adli ceza sis
temi tarafndan gzard edilmitir;
kurbanlar bir saldrgana kar yasal
dayanak bulmak iin ylmadan ura
mak zorunda kalmlardr. Bugn bile,
kadnlara kar ilenen sularn kovu
turulmas dorudan gereklemekten
ok uzaktr. Yine de feminist krimi
noloji, kadnlara kar ilenen sulara
kar insanlarn bilinlenmesi ve bu tr
saldrlarn su zerine yaplan yerleik
tartmalar iine alnmas konusunda
ok uramtr. Bu kesimde, tecavz
ele alacak, evii iddet ile cinsel tacizi

S a p k n lk v e Su

teki Blmlere (bkz. 7. Blm Aileler


ve Mahrem likiler ve 18. Blm
alma ve Ekonom ik Yaam )
brakacaz.
Tecavzn kapsamn dorulukla
deerlendirilebilmek olduka gtr.
Tecavzlerin yalnzca kk bir
blm polisin dikkatini ekmekte ve
istatistiklerde kaydedilmektedir. 1999
ylnda, polis 7.809 saldry tecavz
olarak kaydetmitir. Britanya Su
derlemesi (BCS) gerek saynn ok
daha yksek olduunu belirtmektedir.
Ne ki yukarda tartlan nedenler
yznden, BCS'nin de tecavz olayla
rn doru bir biimde yanstmama
olasl yksektir.
1991'e kadar, Britanya'da, evlilik
iindeki tecavz, yasalarca tannma
maktayd. Yarg Sir Matthew Hale,
1736'da dile getirdii bir hkmde, bir
koca yasal eine kar ilenmi olan
tecavzden sulu saylamaz, nk
ortak evlilik rza ve szlemeleriyle
kadn kendisini kocasna, bir daha geri
alamayacak biimde vermitir demek
teydi (aktaran Hail ve dierleri, 1984, s.
20). Bu hkm, ngiltere ve Galler'de
on yl ncesine kadar, Lordlar Kamara
s modern dnemlerde, bir kocann
zorla karsna kendini kabul ettirmesi
nin kabul edilemez olduuna karar
verinceye kada yrrlkte kalmtr.
Bir kadnn cinsel iddeti polise
bildirmemesinin pek ok nedeni vardr.
Tecavze urayan kadnlarn ounlu
u, ya olay zihinlerinden uzaklatrmak
istemektedirler ya da aalayc olabile
cek tbbi muayene, polis sorgusu ve
mahkemedeki yarg ve avukatlar tara
fndan sorgulanmay gze alamamakta
drlar. Yasal sre okluk uzun bir
zaman alr ve gz korkutucudur.

Mahkeme, halka ak yaplr ve kurban,


sulu ile yzyze gelir. Tecavzn
gereklemi olduunun kant, teca
vzcnn kimlii ve eylemin kadnn
rzas olmadan gerekletiinin ortaya
karlmas, bunun ardndan gelir. Bir
kadn, zellikle eer, genellikle olduu
gibi, kendi cinsel gemii herkesin
iinde ortaya dklyorsa, mahkeme
edilen kii sanki kendisiymi gibi
hissedebilir.
Son birka yl iinde, kadn gruplar
tecavz hakkndaki hem yasal hem de
halkn dncelerini deimesi iin
bask yapm aktadr. Bu gruplar
tecavzn bir cinsel saldr olarak deil,
iddet ieren bir su olarak grlmesi
gerektiini vurgulamaktadr. Tecavz
yalnzca bir fiziksel saldr deil, kiinin
namus ve onuruna yneltilen bir saldr
dr. Tecavz ile erkekliin g,
egemenlik ve sertlikle elemesi arasn
da ak bir iliki vardr. Tecavz, byk
lde denetlenemeyen cinsel istein
sonucu deil, cinsellik ile g ve
stnlk duygular arasndaki balarn
bir sonucu olarak gerekleir. Cinsel
edimin kendisi, kadnn aalanma
sndan daha az nemlidir. Bu kampan
ya, yasalarn deimesinde gerek kimi
sonulara yol at; bugn artk genel
olarak, yasalar tecavz zel bir iddet
suu tr olarak tanmaktadr.
Bir anlamda, btn kadnlar
tecavz kurbandrlar. Hi tecavze
uramam kadnlar genellikle, uram
olanlarnkine benzer kayglar tamak
tadr. Bu kadnlar geceleri, kalabalk
caddelere bile, yalnz bana kmaya
korkabilir; hatta ev ya da apartman
dairelerinde bile kendi balarna kal
maktan ayn derecede korkabilirler.
Tecavz ile ortodoks erkek cinsellii

868

S a p k n lk v e S u

arasndaki yakn balany vurgulayan


Susan Brownmiller (1975) tecavzn,
btn kadnlar korku iinde brakan
erkek gz korkutma sisteminin bir
sonucu olduunu ileri srmtr. Teca
vze uramam olanlar, bu biimde
yaratlan kayglardan etkilenmekte ve
gndelik yaamlarnda erkeklere kyasla
ok daha temkinli olma gerei duymak
tadr.

Erkinsellere kar ilenen sular


Feminisder iddete ilikin anlayla
rn toplumsal cinsiyet boyutunun
yksek olduuna ve risk ile sorumluluk
hakkndaki saduyuya dayanan
alglamalar tarafndan etkilendiine
iaret etmektedir. Kadnlarn kendile
rini iddet saldrlarna kar koruma
yetenei daha az diye grldnden,
saduyu, onlarn iddedn kurban olma
riskini azaltmak iin, kendi davran
larn ayarlamak zorunda olduu
dncesini benimsemektedir. rne
in, kadnlar gvenli olmayan mahal
lelerde geceleri tek balarna yrme
mekle kalmamal, ayn zamanda da
kkrtc biimde giyinmemeli ya da
yanl yorumlanacak biimde davran
mamaldr. Byle yapmay beceremeyen
kadnlar, "sorunu davet etmek"le sula
nabilir. Bir mahkeme ortamnda, bu
kadnlarn davran, saldrgann iddet
davran incelenirken hafifletici bir
neden diye grlebilir Dobash ve
Dobash 1992 (Richardson ve May
1999).
Benzer bir saduyu mantnn
gay erkekler ile lezbiyenler iin de
geerli olduu dnlmektedir. Kur
banlara ynelik almalar ecinsellerin,
yksek dzeyde iddet suu ve tacizle
kar karya kaldklarn gstermek

869

tedir. 4.000 gay erkek ve kadn dikkate


alan ulusal bir ankette, gemi be yl
iinde, gay erkeklerin % 33'nn, lezbiyenlerin ise % 25'inin en azndan bir
kez iddete ynelik saldrnn kurban
olduklar sonucu bulunmutur. Bunla
rn te birisi, tehdit ve krp dkme
iinde olmak zere taciz biimleriyle
karlamtr. Bu kiilerin % 73 gibi
byk bir oran halk iinde szle taciz
edilmitir (Mason ve Palmer 1996;
Richardson ve May 1999).
Diane Richardson ve Hazel May,
ecinsellerin pek ok toplumda damga
lanmasndan ve dlanmasndan tr,
onlara ynelik olarak, sularn masum
kurbanlar olmaktan ok suu hakettikleri biim inde deerlendirm e
eilimlerinin daha yksek olduunu
ileri srmektedirler. Ecinsel ilikiler
yine zel yaama ait diye grlrken
heteroseksellik, kamu alanlarndaki en
yaygn normdur. Richardson ve May'a
gre, ecinsel kimliklerini halkn nn
de sergileyerek bu zel-kamusal szle
meden sapma gsteren lezbiyenler ve
gay erkekler, okluk kendilerini sua
duyarl hale getirmekle sulanmaktadr.
Bir anlamda, halkn iinde ecinsellii
ortaya dkmek, bir tr kkrtma diye
grlmektedir. Ecinsellere ynelik
sular, pek ok toplumsal grubu,
toplumda damgalanm olarak kalan
gruplarn insan haklarn korumak iin
bunlar nefret suu kapsamna alma
arsn yapmaya yneltmitir. Bu
arlar 2 0 0 3 'te k i, n g iltere ve
Galler'deki yarglara, eer su homofobi tarafndan gdlenmise cezay
artrm a yetkisi veren, Adli Su
Yasasnda karlk bulmutur. Benzer
yasalar Iskoya ve Kuzey rlanda'da da
kabul edilmitir.

S a p k n lk v e S u

Genlik ve su
Halkn sutan duyduu korku,
hrszlk, soygun, saldr ve tecavz gibi
sular -byk lde gen ii snf
erkeklerinin alan diye grlen sokak
sular- evresinde dnmektedir.
Artan su oranlarn medyann ele al
okluk, gen insanlar arasndaki ahlaki
knt zerinde odaklanmakta ve
toplumun fazla hogrl olduunu
gstermek iin krp dkme, okuldan
kama ve uyuturucu kullanm gibi
konular ne karmaktadr. Genliin
su etkinlii ile byle eletirilmesi, kimi
sosyologlara gre yeni bir ey deildir.
G en insanlar okluk toplumun
kendisinin salk ve refahnn bir
gstergesi diye grlr.
Su oranlarna ilikin resmi ista
tistikler, gen insanlar arasnda yksek
saldr oran olduunu gstermektedir.

Kendi durumlarm anlatanlar ele alan


almalara gre, herhangi bir sua
kartn syleyen kzlarn says, 19.4.
ekilde gsterildii gibi, erkeklerinkinden ok daha azd. (s. 864'de
grdmz gibi, bu tr kendi durum
larn anlatanlarn yer ald almalar
gvenilmez niteliktedir.) Erkekler iin,
sularn en fazla olduu ya, 18 civa
rdr. Kzlar iin bu ya daha kktr
ve 15 civarnda en yksek olur (19.5.
ekile baknz).
Bu verilere gre, gen insanlarn
gerekletirdii sular byk bir
sorundur. Yine de John Muncie'nin
(1999) dikkat ektii gibi, genlik ve su
ile ilgili varsaymlara saknmal bir
biimde yaklamamz gerekmektedir.
Muncie, genlik sululuu hakkndaki
ahlaki paniin toplumsal gereklii
doru bir biimde yanstmayabileceim
ileri srmektedir. Gen insanlarla suu

Ya

1 9 . 4 . ek il S u la rn y a a v e c i n s i y e t e g r e d a lm (% )
Kaynak: Home Office (2004).

870

S a p k n lk v e Su

8,000

Erkek

Kadn

7,000 ^

6 ,0 0 0 -

5,000

4,000

c 3,000Jg

2,000
1,000
0

u u

n ,
Jl

I II i

, 3

N<b

<\

N<b

Ya

CL_

<> c p x

r fr

rp

f>

<>

1 9 . 5 . eid l H e r 1 0 0 . 0 0 0 kii b a n a d e n su lu b u lu n a n y a d a c e z a la n d r la b ilir


s u la r iin u y ar a la n k iilerin y a g r u b u n a g r e o ra n , 2 0 0 3 .
Kaynak: H o m e Office (2 004)

ieren yaltlm bir olay, simgesel


olarak, sert yasa ve dzen tepkilerini
gerekdren tam bir ocukluk krizine
dntrlebilir. ki yandaki James
Bulger'in on yandaki iki ocuk tarafn
dan arpc bir biimde ldrlmesi,
ahlaki tepkilerin dikkatieri daha genel
toplumsal sorunlardan nasl uzaklatr
dna bir rnekdr. Bulger olaynda, bir
alveri merkezindeki kapal devre
video kameralarnn byk ocuklarn
kk ocuun elinden tutarak
gtrdkleri grnts, olay kamu
bilincine kazmt. Kk ocuklar bile
potansiyel olarak iddet tehdideri diye
grlyordu. On yandaki ocuklar
iblisler, canavarlar ve hayvanlar
diye yaftalanmt. Saldrganlarn kiisel
gem ilerine ya da ocuklardan
birisinde iddet eilimi ve saldrganln
erken yalarda gzlenmesine karn,

871

h ib ir m dahalenin yaplm am
olmasna pek dikkat edilmemiti
(Muncie 1999).
Genlik sularnn uyuturucuyla
ilikili olduu biimindeki gzde gr
hakknda da benzer kukular dile
getirilebilir. Muncie, rnein soygunla
rn, uyuturucu alkanlklarn finanse
edebilmek iin gen insanlar tarafndan
gerekletirildii biimindeki yaygn
varsayma dikkat ekmektedir. Yakn
larda yaplan almalar, gen insanlar
arasndaki uyuturucu ve alkol kullan
mnn grece sradanlatn ortaya
koymaktadr (Parker ve dierleri 1998).
2003'te, Salk Bakanl tarafndan
yalar on bir ile on be arasnda deien
10.000'den fazla okul ocuu ile yaplan
bir anket, bu ocuklarn % 9'unun
dzenli olarak sigara itiklerini, %

S a p k n lk v e S u

25'inin geen hafta iinde alkol aldn,


% 21'inin geen yl iinde uyuturucu
kullandn, ve % 4'nn kokain ve
eroin gibi A Snf uyuturucu
kullandn ortaya koymutur (DoH
2003).
Uyuturucu kullanmndaki eilim,
eroin gibi sert uyuturuculardan,
amfetaminler, alkol ve Ecstacy gibi
maddelerin bileimlerine kaymtr.
zellikle Ecstacy, pahal, bamllk
yaratc bir alkanlk olmak yerine
lgnlk ve club altkltrleriyle eleen
bir yaam biimi uyuturucusu haline
gelmitir. Muncie, uyuturucuya kar
savan genellikle yasaya bal gen
nfusun byk blmn sulu haline
getirdiini ileri srmektedir (Muncie
1999).
Genlik sululuunun zmlen
mesi ender olarak dolaysz niteliktedir.
Suun, yasann inenmesini dn
drmesine karn, gen sululuu
okluk, kesin konumak gerekirse, su
niteliinde olmayan etkinliklerle elen
mektedir. Genlerde rastlanan toplum
d davran, altkltrler ve uyumsuz
luk, sululuk diye grlebilir, ancak
bunlar gerekte su davran niteliin
de deildir. Eletirmenler yaknlardaki
Toplumd Davran Emirlerinin,
(ASBO) bymenin normal bir paras
olan sradan, snrdaki babozukluu
su haline getireceini ileri srmek
tedirler.

Beyaz yakal sulan


Suu gen insanlarla, zellikle aa
snflardaki erkeklerle eletirme y
nnde bir eilim bulunsa da, su
etkinliklerinde yer alma hibir biimde
nfusun bu kesimiyle snrl deildir.
Dnyann en byk enerji ticaret irketi

olan Enron 2001'de, yanl muhasebe


kaytlarnn irketin dev borlarn
gizledii ortaya ktktan sonra, iflas
etmitir. irketin iflas, dnya apnda
binlerce iin yitirilmesine neden olmu
tur. Eski alanlarn birka, irketin
kurucusu Kenneth Lay de ilerinde
olmak zere, tutuklandlar. letiim devi
WorldCom'da 2002'de ortaya kan
benzer bir skandal, varlkl ve gl
insanlarn, sonulan, yoksullarn ile
dii kk sulara kyasla ok daha yay
gn olabilen sular ilediklerini gster
mektedir.
Beyaz yakal sulan terimi ilk
kez, E d w in Su th erlan d (1 9 4 9 )
tarafndan kullanlmtr ve toplumun
daha varlkl kesimlerindekiler tarafn
dan ilenen sulara gndermede
bulunmaktadr. Terim, vergi karma,
yasad satlar, menkul ve gayrimenkul
sahtekarlklar, zimmete para geirme,
tehlikeli rnlerin retim ve sat ve
yasad olarak evreyi kirletmenin
yannda, dorudan hrszlk gibi pek
ok trden su etkinliini kapsamak
tadr. Kukusuz, beyaz yakal sularn
ou Enron ya da WorldCom'daki
kadar byk deildir. Beyaz yakal
sularn gsterdii dalm lmek,
teki trden sularn dalmn l
mekten de zordur; bu trden sularn
ou biimi, resmi istatistiklerde bile
yer almaz. Beyaz yakal sular ile
gllerin sularn birbirinden ayr
tutabiliriz. Beyaz yakal sularnda esas
olarak, orta snf konumunun ya da
profesyonel konumun yasad etkinlik
lere girmek iin kullanlmas szkonusudur. Gllerin sular, bir konum
dan kaynaklanan yetkenin su ilemek
iin kullanlmasdr -bir resmi grevli
nin belirli bir politikay kollamak iin
rvet almas gibi.

872

S a p k n lk v e S u

Yetkililer tarafndan, daha az


ayrcalkllarn iledii sulara gsteri
lenden ok daha hogr gsterilse de
(Enron skandalnda sulu bulunan
birka kii, hapse girmekten kurtulmu
tur), beyaz yakal sularnn maliyeti ok
yksektir. Beyaz yakal sular zerinde
A.B.D.'de, Britanya'da yaplanlardan
ok daha fazla aratrma yaplmtr.
Amerika'da, beyaz yakal sularnda
(vergi karma, menkul sahtekarlklar,
ila ve tbbi h2metlere, ev ve araba
tamirine ilikin sahtekarlklar olarak
tanmlanmlardr) szkonusu olan
para miktarnn, mlkiyete ynelik adi
sularda (hrszlk, soygun, dolandr
clk ve araba hrszl) szkonusu olan

miktardan krk kat daha fazla olduu


hesaplanmtr (rgtl Su Hakknda
Bakanlk Komisyonu, 1986).

irket sulan
Kimi kriminologlar, toplumdaki
byk irketlerin gerekletirdii tr
den sular betimlemek iin irket
sular kavramna bavurmaktadr.
Kirlilie yol ama, yanl etiketleme,
salk ve gvenlik dzenlemelerinin
inenmesi, kk sulardakinden ok
daha fazla saydaki insan etkilemek
tedir. Byk irketlerin giderek artan
g ve etkileri ile onlarn hzla byyen
kresel eriimi, yaamlarmzn pek ok
biimlerde onlar tarafndan etkilendii

Enron irketinin kurucusu Kenneth Lay gibi gl adamlar, eylemleri potansiyel olarak mahkemelerin
genellikle urat su trlerine kyasla ok daha ciddi sonular yaratmasna karn, ender olarak
kendilerini mahkemede bulurlar.

873

S a p k n lk v e S u
iMmuawn:aHimiiDiM'WMinMa

mm^mmmm

aufcedMUBittntttauncyAfK.-uifMiftrtaMtaiiMftaiaibftkUiittfu]

anlam na gelm ektedir. irketler,


srdmz arabalar ve yediimiz
yiyeceklerin retiminde yer alrlar.
Bunlar ayrca, yaamlarmzn, hepimizi
etkileyen ynlerinden olan doal evre
ile finansal piyasalar zerinde de devasa
bir etkiye sahiptir.
Gary Slapper ve Steve Tombs
(1999), irket suuna ilikin yaplan hem
niteliksel hem de niceliksel almalar
gzden geirmiler ve ok sayda irke
tin, onlar iin geerli olan yasal dzen
lemelere uymadklar sonucuna varm
lardr. Yazarlar, irket suunun, bir ka
rk elma ile snrl olmadn, an
cak yaygn ve etkili olduunu ileri sr
mektedir. almalar, byk irketierle
balantl olan alt tr ihlali gzler
nne sermektedir: ynetim (kaytiarda
yanllk ya da kurallara uymama), evre
(kirlilik yaratma, izinlerin ihlal edilme
si), mali (vergi karma, yasad deme
ler), igc (alma koullar, ie alma
uygulamalar), imalat (rn gvenlii,
etikedeme) ve adil olmayan ticaret
uygulamalar (haksz rekabet, yanltc
reklam).
irket sularnda kurban olma nite
lii, dorudan deildir. Kimi zaman,
Hindistan'daki Bhopal kimya tesislerin
deki kaaklar gibi evre felakederinde
ya da silikon gs takviyelerinde
kadnlar iin yaratlan salk tehlikele
rinde olduu gibi, kurbanlar ortada
dr. Son zamanlarda, demiryolu
arpmalarnda yaralananlar ya da
lenlerin yaknlar, demiryollar ve
trenlerden sorumlu irketlere kar,
ihmal sulamasyla davalar amaktadr.
Ne ki irket sularnn kurbanlarnn,
kendilerini kurban diye grmeleri pek
sk gereklemez. Bunun nedeni,
geleneksel sularda kurban ile

Komisyon verme, zim m ete para geirme,


Fahi fiyat uygulamas, rvet... Buras su
orannn ok yksek olduu bir blgedir.

saldrgan arasndaki fiziksel yaknln


ok daha az olmasdr -sizi arpan
birisini farketmemeniz zordur! irket
sularnda, zaman ve uzamdaki daha
byk uzaklklar, kurbanlarn kurban
olduklarm farkedemeyebilecekleri ya
da sula nasl baedeceklerini bilemeye
cekleri anlamna gelmektedir.
irket sularmn etkileri, okluk
toplumda eit olmayan bir biimde
hissedilir. Baka trden sosyoekonomik
eitsizlikler yznden dezavantajl olan
kiilerin, bunlara maruz kalmalar da
dengesiz bir biimde olacaktr. rne
in, iyerindeki gvenlik ve salk
riskleri, en fazla dk cretli ilerde
younlamaktadr. Salk hizmetleri
rnleri ile ilalarn yaratt riskler,
erkeklere kyasla kadnlar daha fazla
etkilemektedir; tpk zararl yan etkileri

874

S a p k n lk v e S u

olan doum kontrol yntemleri ya da


ksrlk tedavileri gibi (Slapper ve
Tombs 1999).
irket sularnn iddet ieren
ynlerini grmek, cinayet ya da saldr
durumunda olduundan daha zordur,
ancak en az onlar kadar gerektir ve
zaman zaman ok daha ciddi sonulara
yol amaktadr. rnein, yeni ilalarn
hazrlanmas, iyeri gvenlii ya da
evre kirlenmesi ile ilgili kurallarn
yerine getirilmemesi, ok sayda insana
fiziksel olarak zarar verebilir ya da
lmlerine yol aabilir. yerindeki
tehlikelerden kaynaklanan lmler, i
kazalar hakknda kesin istatistikler
bulmak zor olsa da, cinayederi kat kat
amaktadr. Kukusuz, bu lmlerin
hepsinin, hatta byk ounluunun,
iverenlerin yasal olarak ykml
olduklar gvenlik elerini gzard
etmelerinden kaynaklandn varsayamayz. Bununla birlikte, bunlardan pek
ounun, yasalarn ngrd gvenlik
uygulamalarnn, iverenler ve ynetici
ler tarafndan gzard edilmesinden
kaynaklandn dnmek iin bir
temel bulunmaktadr.

rgtl su
rgd su, geleneksel ilerin pek
ok zelliini tayan, ancak yasad
nitelikteki etkinlik biimlerine gnder
mede bulunmaktadr. rgtl su,
baka etkinliklerin yansra kaaklk,
yasad kumar oynatmak, uyuturucu
ticareti, fuhu, byk lekli hrszlk ve
korum a iin hara alm ak gibi
etkinlikleri iermektedir. Genellikle
etkinliklerini yrtmek iin iddet ya da
iddet tehdidi kullanr. rgd su
geleneksel olarak, farkl lkelerde
kltrel bakmdan zgl biimlerde

875

gelimi ise de, kapsam bakmndan


giderek ulusar nitelik kazanmtr.
rgd suun eriimi, dnyann
pek ok lkesinde hissedilmektedir,
ancak tarihsel olarak bir avu lkede
zellikle gl olmutur. Amerika'da
rgd su, otomobil sanayii gibi
ekonomik giriimin nemli geleneksel
sektrlerinin hepsine rakip olacak
kadar byk bir itir. Ulusal ve yerel su
rgderi, kide tketimi iin yasad mal
ve hizmetler salarlar. Yasad at
yarlar, piyangolar ve spor karlama
lar, A.B.D.'de rgtl suun en byk
kazan kaynadr. rgd su olas
lkla Amerikan toplumunda bylesine
nem kazanmas, ondokuzuncu yzyl
sonlarndaki sanayinin soyguncu
baronlarnn etkinlikleriyle elemi
olmasndan -ve ksmen bir model
olarak onu benimsemesinden- kaynak
lanmaktadr. lk sanayicilerden pek
ou servederini, gmen igcn
smrme, byk lde alma
koullar hakkndaki dzenlemeleri
gzard etme ve okluk kendi sanayi
imparatorluklarn kurmak iin yozla
ma ve iddetin karmn kullanma
yoluyla elde etmilerdir.
Birleik Krallk'taki rgtl su
hakknda pek az sistematik bilgiye sahip
isek de, Londra ile teki byk
kentlerde yaygn su alarnn varoldu
u bilinmektedir. Bunlarn bir blm
nn uluslararas balantlar bulunmak
tadr. zellikle Londra, A.B.D. ve baka
yerlerde slenen su operasyonlar iin
bir merkezdir. ller (Hong Kong
ve Gneydou Asya Kkenli inli
gangsterler) ile Yardie'ler (Karayip
balantlar olan uyuturucu satclar)
en byk su alarndan ikisidir, ancak
Dou Avrupa, Gney Amerika ve Bat

S a p k n lk v e S u

K resellem e v e gndelik yaam : uyuturucu trafii


M a r i h u a n a s a t n a lm a k n e k a d a r k o la y d r ? im d iy e

a n b u l m a k v e y a k a la n m a r i s k i n d e n k a m a k i in

k a d a r h i u y u t u r u c u n u n o lm a d b i r p o p fe s tiv a li

g l te v i k l e r y a r a tm a k ta d r .

o lm u m u d u r ? K i m i l e r i n e z c g e l s e d e , B r it a n y a 'd a k i

B i r b a k a y a n t - y a k n z a m a n la r d a , s e k iz s a n a y i

g e n i n s a n l a r n o u n lu u y a s a d u y u tu r u c u la r a

g c n n lid e r le r in in k a tld b i r z ir v e d e ta r t lm

g r e c e k o la y b i r b i im d e u la a b ilm e k te d ir .

o la n b i r y a n t- u y u tu r u c u k a a k la r n n

Y a s a d u y u tu r u c u la r n to p lu lu u n u z d a k i

k r e s e l l e m e n i n a v a n t a jla r n d a n y a r a r la n d k la r d r . l k

b u lu n a b ilir li in i h a n g i e t k e n l e r b e li r l e m e k t e d i r ? P o li s

o la r a k , y e tk ilile r d e n k a m a a b a s y la , k a a k la r

g c k u k u s u z n e m l i d i r ; y e r e l t a l e b in b y k l d e

k r e s e l a d a b u l u n a b i l e n b t n ile ti im

y le . A n c a k d a h a a z n e m li o lm a y a n b i r e y d e ,

te k n o l o ji l e r i n e s a h ip tir . B i r y o r u m c u n u n i a r e t e t ti i

u y u tu r u c u la r y e ti tir ild ik le r i lk e d e n s iz in k e n t i n i z e

g i b i , u y u tu r u c u k a a k la r a r t k , r a d a r s a p t r m a k v e

t a y a b ilm e b e c e r i l e r i o la n u y u tu r u c u k a a k l a r n n

g z l e n m e y i e n g e ll e m e k i i n s in y a lle r b o z m a k g ib i

o lu tu r d u u a la r n v a rl d r. B u a la r , k s m e n

g e li m i t e k n o l o ji l e r k u lla n m a k t a ... [v e] e t k in lik le r in i

k r e s e l l e m e y z n d e n g e n i le y e b ilm e k t e d ir .

k o o r d i n e e d e b i lm e k v e i le r i n i s o r u n s u z y r t e b ilm e k
i in f a k s la r , b ilg is a y a r la r v e c e p te l e f o n l a r

M a r ih u a n a 'n n y e t i t ir ilm e s i b i r k i in in a r k a b a h e s i

k u ll a n a b i l m e k t e d i r , i k i n c i o la r a k , f in a n s a l s e k t r n

o lu p o lm a m a s n a b a l o la b il i r k e n , d n y a d a k i k o k a v e

k r e s e l l e m e s i , b y k m ik t a r la r d a p a r a n n d n y a n n

h a h a b it k i l e r in in n e r e d e y s e h e p s i n c D n y a d a

h e r t a r a f n a s a n iy e le r i i n d e g n d e r i l e b i l m e s i n i v e

y e ti tir ilm e k te d ir . H e r y l, n c D n y a l k e le r i n e

b y l e c e u y u tu r u c u p a r a s n n a k l a n m a s n (y a n i,

b u n l a r n o r t a d a n k a ld r lm a s n a y a r d m c o lm a k

y a s a l b i r i g ir i i m i n d e n g e l m i g ib i g s t e r e b i l m e y i )

a m a c y la m ily a r c a d o l a r h a r c a n m a k t a d r , a n c a k , b u

g r e l i o la r a k k o la y la tr a n b i r a lty a p n n y a r a tlm a s n a

d e v a s a h a r c a m a y a k a r n , o r t a d a n k a ld r m a y a d a

y a r d m c o lm u tu r . n c s , h k m e t l e r i n ,

e n g e lle m e a b a l a r n n B r i t a n y a v e t e k i A v r u p a

u lu s la r a r a s s n r la r d a n in s a n la r n v e y a s a l m a lla r n

lk e le r in d e k i y a s a d u y u tu r u c u la r n a r z n n e m l i

g e i i n i k o la y la t r m a k i i n b e n i m s e d i k l e r i p o lit ik a

l d e d r d n e ili k in p e k a z k a n t b u lu n m a k ta d r .

d e i ik lik le r in in , k a a k l k f r s a d a r n a r t r m tr .

B u a b a l a r n e d e n b a a r y a u la a m a m tr ?

A y n z a m a n d a , k r e s e l l e m e , h k m e t l e r i in

Y a n t l a r d a n b ir i, k a r g d s n n y a ln c a o k b y k

u y u tu r u c u t i c a r e t i n e k a r b i r l i k t e a l a b i l m e k i in

o ld u u d u r . B o l i v y a y a d a P e r u 'd a k i i f t il e r k e n d i

y e n i f r s a t la r d a y a r a ta b ilir . A s l n d a , d n y a lid e r le r i

y a a m la r n s r d r m e y e u r a r la r k e n , C o lo m b i y a

y a k n la r d a , b ilg i g e r e k s i n i m i ile k o o r d i n e l i m c a d e le

u y u tu r u c u k a r t e ll e r i n i n y e le r i v e s o k a k ile

a b a l a r n v u r g u la y a r a k n a r k o t i k a la n d a d a h a fa z la

k l p le r im iz d e k i d k d e r e c e l i s a tc la r n h e p s i y a s a d

u lu s la r a r a s i b ir li i a r s n d a b u lu n m u tu r .

e t k in lik le r i k a r l n d a n e m l i p a r a s a l d ll e r e ld e
e t m e k t e d i r . B u d lle r , u y u tu r u c u k a r t a b a l a r n

Afrika kkenli teki rgtl su


gruplar, para aklama, uyuturucu
ticareti ve sahtekarlk planlarnda yer
almaktadr.
Britanya'daki rgtl su bugn,
eskiye kyasla daha karmaktr. Farkl
su gruplarn birbirine balayan tek bir
rgt yoktur, ancak bu tr sular
eskisinden daha inceltilmi hale gelmi
tir. rnein, daha byk su rgtle
rinin bir blm, kendilerini engelle
mek iin gelitirilmi prosedrlere
karn, byk takas bankalar yoluyla
paralarn aklamann yolunu bulmak
tadr; kendi temizlenmi paralarn

kullanarak sonra da meru ilere yatrm


yapmaktadrlar. Polis, her yl Birleik
Krallk Bankalarndan, 2,5 ile 4 milyon
paund civarnda sutan kazanlm
parann getiine inanmaktadr.

rgtl suun deien y^


Manuel Castells, Binyln Sonu (End
o f Millenium- 1998) adl kitabnda,
rgtl su gruplarnn etkinliklerinin
kapsam bakmndan giderek uluslara
ras nitelik kazandn ileri srmekte
dir. Castells, snrlar tesindeki su
etkinliklerinin koordinasyonunun -yeni
bilgi teknolojilerinin yardmyla- yeni

876

S a p k n lk v e S u

kresel ekonominin merkezi bir zellii


haline geldiine dikkat ekmektedir.
Uyuturucu ticaretinden kalpazanla
ayrca gmen ve organ kaaklna
kadar uzanan etkinliklerde yer alan
rgtl su gruplar artk kendi
topraklarnda kalmak yerine esnek
uluslararas alar iinde almak
tadrlar.
Castells'e gre su gruplar, birbirleriyle stratejik ittifaklar kurmaktadr.
Uluslararas uyuturucu ticareti, silah
kaakl, nkleer malzeme sat ve
karapara aklama hep snrlar tesine ve
su gruplarna balanmaktadr. Su
rgderi kendi operasyonlar iin s
olarak, etkinlikleri iin pek az tehdidin
bulunduu dk riskli lkeleri se
mektedir. Son yllarda, eski Sovyeder
Birlii, uluslararas rgd suun ana
yaknlama noktalarndan biri haline
gelmitir. Bu a halindeki suun esnek
yaps, su gruplarna yasa uygulama
giriim lerinin eriim inden kama
olana vermektedir. Eer su iin
gvenli snaklardan birisi daha riskli
hale gelirse, rgtsel geometri, yeni
bir kalp oluturmak iin yer deiti
recektir.
Suun uluslararas nitelii Birleik
Krallk'ta hissedilmektedir. Japon
Yakuza eteleri ile Italyan ve Amerikan
mafa temsilcileri kendilerine Britan
ya'da yer tutmu durumdadr. En son
gelenler arasnda, eski Sovyeder Birli
inden kimi sulular bulunmaktadr.
Kimi yorumcular, yeni Rus mafyasnn
dnyann en tehlikeli rgtl su
kuruluu olduuna inanmaktadr. Rus
su alar, kendi etkinliklerini Rusya'nn
byk lde denetlenmeyen banka
laryla ilikilendirerek para aklama iine
derin bir biimde yerlemilerdir.

877

Kimileri, Rus gruplarn dnyann en


byk su alarn oluturacan
dnmektedir. Bu gruplar slerini,
yeralt dnyasnn korumasnn pek
ok iyeri iin rutin haline geldii,
mafyann kart Rusya devletinde
kurmaktadr. En korkutucu olaslk,
Rusya'nn yeni gangsterlerinin, Sovyet
nkleer cephaneliinden alnn nkleer
malzemelerin uluslararas lekte
kaakln yapmalardr.
Hkmet ve polisin saysz kam
panyasna karn, uyuturucu ticareti,
1980'lerle 1990'larn bandaki % 10'u
aan byme hz ile, en hzl gelien
uluslararas ve ar derecede yksek bir
kar dzeyi elde eden kesimlerden birisi
olmutur. Eroin alar, Uzakdou'ya,
zellikle Gney Asya'ya kadar uzan
makta ve Kuzey Afrika, Ortadou ve
Latin Amerikaya yaylmaktadr. Arz
yollar, uyuturucularn yaygn bir
biimde Britanya'ya sevkedildii Paris
ve Amsterdam'dan da gemektedir.

Sibersu
Bilgi ve teknolojisindeki gelimeler
yalnzca uluslararas rgtl suu byk
lde kolaylatrmakla kalmamtr;
bilgi telekomnikasyon devriminin
suun grnmn kkten bir biimde
deitirecek olmas da kesin grnmek
tedir. Teknolojideki ilerlemeler, heye
can verici yeni frsat ve yararlar
getirmitir ancak, sua kar duyarll
da artrmtir. Sibersuun bilgi tekno
lojisinin yardmyla giriilen su
eylemleri kapsamn nicelletirmek g
olsa da, ald kimi nemli biimleri
sralamak da olanakldr. P. N. Grabosky
ve Russell Smith (1998), teknolojiye
dayanan dokuz tr suu ayrdetmektedir:

S a p k n lk v e S u

1. Telekomnikasyon sistemle
rine yasad biimde girmek, bakasn
dinlemenin kolaylat anlamna gel
mektedir. Bunun, elerin gzetlenmesinden casuslua kadar uzanan
iermeleri bulunmaktadr.
2. Elektronik krp dkme ve
terrizme kar artan bir duyarllk
szkonusudur. Bat toplumlar artan bir
biimde bilgisayarlam sistemlere
dayanmaktadr; bu tr sistemlere
yaplan mdahaleler rnein, hacker'lardan ya da insan yaps bilgisayar
virslerinden gelen ciddi gvenlik
sorunlar ortaya karabilir.
3. Telekomnikasyon hizmetleri
zerinden hrszlk, insanlarn yakalan
madan yasad iler yrtebilecei ya
da yabnca telefon ve cep telefonu
sistemlerini bedava ya da indirimli tele
fon konumalar yapmak iin ynlen
dirmek anlamna gelir.
4. letiimin zellii, byyen bir
sorundur. Yazlm, film ve CD gibi
eitli malzemelerin kopyalanmasyla
telif haklarnn inenmesi artk daha
kolaydr.
5. Siberuzayda pornografi ile id
det ieriklerinin denetlenmesi zordur.
Ak sak malzemelerin, rk propa
gandann, kundaklkta kullanlacak
aralarn yapm ynergelerinin hepsi,
in ternete konabilir veya oradan
indirilebilir. Sibertaciz, online kulla
nclar iin yalnzca sanal deil, ancak
gerek tehditler yaratabilir.
6. Telepazarlam a sahtekarlk
larnda art olduu dikkati ekmekte
dir. Sahte yardm emalar ile yatrm
frsatlarn denetlemek gtr.

riskinde art vardr. Nakit makinele


rinin, e-ticaretin ve internet zerinde
elektronik parann yaygn kullanm,
kimi transferlere mdahale edilebilece
i olasln artrmaktadr.
8. Elektronik karapara aklama, bir
sutan gelen yasad gelirlerin, kayna
n gizlemek iin hareket ettirilmesinde
kullanlabilir.
9. Telekomnikasyon, su komp
lolarn oluturmak iin kullanlabilir.
Gelitirilmi ifre zme sistemleri ve
yksek hzl veri transferleri yznden,
yasa uygulayc kurulularn su etkin
likleri hakkndaki bilgilere ulamas
olanakldr. Bu zellikle yeni uluslara
ras su etkinlikleri bakm ndan
nemlidir.
Sibersuun art eiliminde oldu
una ilikin gstergeler bulunmaktadr.
Internet temelli sahtekarlk Britanya'da
1990'larn sonunda en hzl art gste
ren kategori olmutu. 1999'un Eyll
ayna kadar olan dnemde, sahtekarlk
ve kalpazanlk % 29 artmt -bir yl
ierisinde 70,000 olaya yol aan bir art.
Bu art, in te rn e t tem elli sua
yorulmaktadr.
Telekomnikasyon sularnn k
resel eriimi, yasa uygulayclar iin zel
sorunlar ortaya karmaktadr. Bir
lkede giriilen su edimleri, btn
dnya zerinde kurbanlar etkileme
gc tamaktadr. G rabosky ve
Smith'in dikkat ektikleri gibi, bu suu
ortaya karmak ve kovuturmak a
sndan sorunlar yaratmaktadr. Ulusal
snrlarn tesindeki polis ibirlii
sibersuun artyla birlikte geliebi
lirse de, u anda siber sulularn manev
ra alan olduka genitir.

7. Elektronik fon transfer sular

878

S a p k n lk v e S u

Dnyadaki lkelerin finansal, ticari


ve retim sistemlerinin elektronik
olarak btnletii bir ada, internet
sahtekarl, yetkisiz elektronik giriler
ve bilgisayar virslerinin srekli sald
rlar, varolan bilgisayar gvenlik
sistemlerinin duyarll hakknda gl
uyarlar ortaya koymaktadr. Amerikan
Federal Aratrma Brosundan (FBI)
Japon hkmetinin yeni anti-hacker
polis gcne kadar, hkmetier ulusar bilgisayar etkinliklerinin yeni ve
kaygan formlarnn ieriini aa
karmaya alyor.

Hapishaneler: sua zm m?
Modern hapishanelerin altnda
yatan ilke, bireyleri gelitirmek ve
onlar salverildiklerinde toplumun
uygun ve uyumlu bir paras olmaya
hazrlamaktr. Hapishaneler ve uzun
hapis cezalarna gvenme, sua kar
gl bir engelleyicidir de. Bu nedenle,
artan su oranlarna kar sertlemeye
hazr pek ok p o litik ac, daha
cezalandrc bir adalet sisteminden ve
daha ok hapishane kurulmasndan

G elece in sular
F i z ik s e l n a k itin a r a k v a r o lm a d , s a h ip o lu n a n b t n k i is e l
v a r lk la r n e le k t r o n ik ip le r le e t ik e tle n d i i v e k i is e l
k im li in iz in s iz in e n d e e r li v a r l n z o ld u u b i r d n y a
d n n . T i c a r e t v e S a n a y i B a k a n l ta r a f n d a n y a y n la n a n

Ju stA rou n d the Corner (H e m e n

K e y i D n n c e ) b a lk l b i r

r a p o r a ( D T I 2 0 0 0 ) g r e , y a k n d a s u t e k n o l o ji k ile r le m e le r le
b y k d e i im le r g e i r e c e k . R a p o r a g r e , y ir m i y l i e r is in d e ,
a r a b a la r , k a m e r a la r v e b ilg is a y a r la r g ib i p e k o k m a l, h r s z la r
i in e k ic ili in i y it ir e c e k , n k b u n la r y a ln z c a y a s a l
s a h ip le r in in e lin d e a l a c a k b i im d e p r o g r a m l a n a b i l e c e k .

yana olmutur, hapishaneler kendilerin


den beklenen, hkm giymi sulular
yeniden biimlendirme ve yeni
sularn ilenmesini nleme etkilerini
yerine getiriyor mu? Bu karmak bir
sorundur, ancak greceimiz gibi,
kandar byle olmadn dndr
mektedir.
Britanya adalet sistemi son yllarda
daha cezalandrc hale gelmitir. 19.6.
ekilin gsterdii gibi, hapishane
nfusu dzenli bir biimde artmaktadr;
2003'te, ngiltere ve Galler'de, hapis
hane hizmet binalarnda kalan kiilerin
says, 73.000 idi; bu, 1990'dan bu yana
25.000'den daha fazla bir art demektir.
ngiltere ile Gallerin nfusunun hapis
hanede olan blm, Avrupa Birlii
iinde, 2004'de kabul edilen yeni on
lke dndaki, dier btn lkelerden
daha fazladr (her 100.000 kii bana
139 kii). (skoya ile Kuzey rlan
da'daki saylar ayr olarak llmektedir
ve bunlar da ngiltere ve Galler'deki
saylardan daha dktr). Hapishane
nfusu, ngiltere ile Galler'deki sayya
kart olarak her 1 0 0 .0 0 0 iin
Almanya'da yalnzca 96, Fransa'da ise
85'tir (Home Office 2003). Ayrca,
ngiltere ve Galler'deki mahkemeler de
sululara, teki Avrupa Birlii lkele
rindeki mahkemelerden daha uzun
hapis cezalar vermektedir. Bunu
eletiren kimileri, Britanya'nn A.B.D.'yi
dnyadaki en fazla cezalandrc lke (s.
881'deki kutuya baknz)- ok yakndan
izledii korkusu tamaktadr.

K i is e l l e t i r i lm i k im lik le r - b ilg is a y a r ip le r i, P I N
n u m a r a la r v e g v e n lik ifr e le r i g ib i- h e r y e r d e y a y g n la a c a k .
B u n la r , o n l in e i le m le r in y a p lm a s n d a , a k ll k a r d a r n
( s a n a l n a k it) k u lla n lm a s n d a v e g v e n lik s is t e m le r in d e n
g e i le r d e g e r e k li o la c a k . R a p o r a g r e , k im lik s a h te k a r l
v e k i is e l k im lik le r in a ln m a s o la y la r , y a a m g i d e r e k d a h a
fa z la y k s e k t e k n o lo ji y e d a y a n d k a o a la c a k .

879

Mahkumlar artk, bir zamanlar


yaygn bir uygulama olan fiziksel kt
muamele grmemektedir, ancak baka
trden pek ok yoksunlama ile kar
karyadrlar. Onlar yalnzca zgrlk
lerinden yoksun olmakla kalmazlar;

S a p k n lk v e Su

1 9 . 6 . ek il: I n g ilte r e ile G a lle rd ek i h a p is h a n e n fu su , 1 9 9 0 - 2 0 0 3 .


Kaynak: S od aI Trends (2004), s. 144.
1rrUUKVRnliKHKM

ayn zamanda yeterli bir gelir, ailelerinin


ve eski arkadalarnn yaknlndan,
kar cinsten kiilerle iliki kurmaktan,
kendi giysilerinden ve teki kiisel eya
larndan da yoksun kalrlar. Genellikle
ok kalabalk yerlerde yaarlar; kat
disipliner prosedrleri ve gndelik
yaamlarnn denedenmesini de kabul
lenmek zorundadrlar (Stern 1989).
Bu koullarda yaamak, hapishane
deki tutuklularn davranlarn dar
daki toplumun normlarna uydurmala
rn salamaktan ok, onlarn dardaki
toplumdan kopmasna yol amaktadr.
Tutuklular, dardaki yaamdan
olduka farkl olan bir evreye uyum
salamak zorundadrlar ve hapishanede
rendikleri alkanlk ve tutumlar,
genellikle edinecekleri varsaylan al
kanlk ve tutumlara karttr. rnein,
sradan vatandalara kin duymaya

balayabilirler, iddeti olaan bir ey


olarak kabul etmeyi renirler, azl
sulularla, zgr kaldklarnda kullana
caklar ilikiler kurarlar ve daha nce
hakknda pek az ey bildikleri su bece
rilerini edinirler. Bu yzden, hapishane
lere kimi zaman su niversiteleri de
denmektedir. Dolaysyla, sabkallk
oranlarnn -daha nce hapishanede
yatm olanlarn yasalara kar gelmeyi
srdrmesi- rahatsz edecek kadar
yksek olmas artc deildir. ngilte
re'de hapis cezasn ektikten sonra
serbest braklan btn erkeklerin %
60'tan fazlas, ilk sularndan sonraki
drt yl iinde yeniden tutuklanmaktadr.
Hapishanelerin, tutuklular slah
etmekte pek baarl grnmyorlarsa
da, hapishanelerin saysnn artrlmas
ve pek ok su iin hapis cezalarnn

880

S a p k n lk v e S u

Cezalandrc ad alet: A .B.D . rnei


A .B .D . d n y a d a k i e n fa z la c e z a l a n d r c a d a le t s i s t e m i n e

K a t c e z a l a n d r m a y a n d a la r , A .B .D .'d e s o n o n y l

s a h ip tir . D n y a d a k i t o p lu m h a p is h a n e n f u s u , 8 ,7 5

i i n d e s u la r d a o r t a y a k a n g e n e l d m e y i,

m ily o n d z e y in d e y k e n b u n la r n n e r e d e y s e 2 m ily o n u u

h a p i s a n e l e r i n i e y a r a d n n k a n t d iy e g r m e k t e d i r .

a n d a A m e r ik a n h a p i s h a n e l e r i n d e y a tm a k ta d r .

B u n u e l e t i r e n le r , s u t a k i a z a l n , g l e k o n o m i v e

A .B .D .'d e , h e r 1 0 0 . 0 0 0 k i i b a n a 6 8 6 k i i h a p is t e d ir

d k i s iz lik g ib i b a k a e t k e n l e r l e a k la n a b ile c e in i

(H o m e O ffic e 2 0 0 3 ).

ile r i s r e r e k b u " f

rk m k 'fflH r "Rnlat*

California'da lm hcresindeki bir tutuklu


A m e r i k a n h a p i s a n e s is t e m i 5 0 0 .0 0 0 'd e n fa z la k ii

y k s e k h a p s e d i lm e o r a n l a r n n a ile le r i v e to p lu lu k la r

i s t i h d a m e t m e k t e v e y ld a 3 5 m ily a r d o la r

g e r e k s iz y e r e p a r a la d n ile r i s r m e k t e d ir . A f r ik a l-

h a r c a m a k t a d r . S i s t e m a y n z a m a n d a , a r t a n m a h k u m

A m e r i k a n e r k e k l e r i n d r t t e b i r i n d e n fa z la s y a

n f u s u n u y a t r a b ilm e k i i n z e l ir k e t le r in d e a r t k

h a p is h a n e d e d ir , y a d a c e z a s i s t e m i n i n d e n e t i m i

h k m e t s z le m e le r in i k a z a n a ra k h a p is h a n e

a ltn d a d r . A . B .D .'d e h a p s e d i le n b ir e y le r in % 6 0 '

k u r a b ilm e le r i v e y n e t e b i lm e l e r i n i s a la y a c a k b i im d e ,

id d e t i e r m e y e n u y u tu r u c u y la ili k ili s u la r d a n

k s m e n z e ll e m i t i r . B u n u e le t i r e n le r , b i r h a p is h a n e -

c e z a la r n e k m e k t e d ir . E l e t i r e n l e r b u t r a k

s a n a y i k o m p l e k s i n in o r ta y a k t n ile r i s r m e k t e d ir :

d e n g e s iz lik le r in h a p i s a n e n i n a r t k b i r s o n a r e

o k s a y d a i n s a n n - b r o k r a d a r , p o l it i k a c l a r v e

n l e m i o lm a k t a n k a r a k b t n t o p l u m s a l s o r u n l a r n

h a p i s h a n e a l a n la r - h a p is h a n e s i s t e m in in v a r l n n

z m h a lin e g e ld i in i ile r i s r m e k te d ir .

s r m e s i ile d a h a d a g e n i l e m e s in d e y e r le ik k a r

lm hcresindeki mahkumlar 1953-2003

b u lu n m a k ta d r .
A .B .D .'d e , id a m c e z a s n a ( l m c e z a s ) v e r il e n d e s t e k
y k s e k tir . 2 0 0 4 't e , a n k e t e k a tla n y e ti k in le r in % 7 1 'i
i d a m c e z a s n a in a n d k la r n b e l ir t m i t i r ; % 2 6 i s e k a r
k m a k ta d r . B u s o n u , k a tla n la r n % 4 2 's i n i n id a m
c e z a s n d e s t e k le m e le r in e k a r lk % 4 7 's i n i n k a r
k t 1 9 6 6 'd e y a p la n a n k e t e g r e n e m li b i r a r t
t e m s il e t m e k t e d i r ( G a llu p ) . 1 9 7 7 'd e Y k s e k
M a h k e m e n i n e y a le d e r e id a m c e z a s y e tk is in i
v e r m e s i n d e n b u y a n a , i n f a z b e k l e y e n le r i n s a y s

1953 1958 1963 1968 1973 1978 1983 1988 1993 1998 2003

d z e n li o la r a k t r m a n m a k t a d r ( 1 9 .7 . e k i le b a k n z ) .
2 0 0 3 s o n u n d a , 3 .3 0 0 'd e n f a z la m a h k u m , l m

1 9 .7 . ekil A .B .D .d e , l m cezasna
arp trlm kiilerin says, 1 9 5 3 -2 0 0 3 .

h c r e s i n d e id i. B u n la r n % 9 9 'u e r k e k , % 5 6 's b e y a z
v e % 4 2 's i s iy a h t ( A m e r ik a n A d a l e t B r o s u , 1 9 9 8 ) .

Kaynak: A.B.D. Adalet Brosu (2004)

881

S a p k n lk v e S u
ubnmiudmijjIi u H

tm a u n M U R

sertletirilmesi ynnde ok byk bir


bask vardr, hapishane sistemi ok
kalabalktr; bu da yine tesislerin ina
edilme arlarn artrmaktadr. Yine
de bunu eledrenler hapishane ina
programlarnn yalnzca vergi deyen
ler zerine gereksiz derecede byk
ykler bindirmekle kalmayp su
zerinde de pek az etkili olacan ileri
srmektedir.
Ceza reformunu savunan kimileri,
cezalandrc adaletten, d zeltici
adalet anlayna geilmesinin gerekli
olduunu ileri srmektedir. Dzeltici
adalet, suu ileyenlerin, topluluk
ierisinde cezalarn ekme yoluyla
iledikleri sularn etkileri hakkndaki
farknda olularn artrmaya alr. Su
ileyenler topluluk hizmet projelerinde
akmak zorunda tutulabilir ya da
kurbanlarla hakemli uzlama oturum
larna sokulabilir. Toplumdan yaltlmak
ve su niteliindeki eylemlerinin sonu
larndan uzaklatrlmak yerine, sulular
sularnn bedellerine, anlaml bir
biimde, ak tutulmak zorundadr.
Hapishanelerin ie yarayp yara
mad hakkndaki tartmann kolay bir
yant yoktur. Hapishaneler tutuklular
slah etmekte pek baarl grnmyor
larsa da, insanlar sutan uzak tutmay
baaryor olmalar olanakldr. Hapisane yaamnn ktl, bizzat hapiste
yatanlar sutan caydramasa da, teki
leri bundan alkoyabilir. Burada, hapisane reformcularnn karsnda, hemen
hemen zmsz olan bir sorun bulun
maktadr. Hapishaneleri zenle kt
yerler haline getirmek, olaslkla potan
siyel sulular caydrmaya yardmcdr;
ne ki bu da, hapishanelerin slah etme
hedeflerini gerekletirmelerini olduk
a g letirm ekted ir (Hapishane

yaamnn zorluu, aadaki kutuda


tartlan Joseph Scholes'in trajik lm
gibi istenmeyen sonulara da yol
aabilir). Ancak hapishane koullar
daha az kt hale geldike, hapsetme
nin caydrc etkisi de daha az olacaktr.
Hapishaneler kimi tehlikeli birey
leri sokaklardan uzak tutsa da, kantlar
suu engellemenin baka yollarn
bulmamz gerektiini dndrmek
tedir. Sua ilikin sosyolojik bir yorum,
bu tr abuk arelerin olmadn aka
ortaya koymaktadr. Suun nedenleri,
yoksulluk, kent ilerindeki koullar ve
pek ok gen erkek iin ktleen
yaam koullar gibi toplumdaki yapsal
koullara baldr. Hapishaneleri yalnca
cezalandrmak yerine rehabilitasyon
yerlerine dntrecek reformlar ve
topluluk iinde alma gibi hapisha
neye alternatif olacak deneylerin,
bylesi ksa dnemli nlemlerin daha
da artrlmas gerekli olmakla birlikte,
etkin sonular almak iin bu nlemlerin
uzun dnemli olmas gerekmektedir
(Currie 1998b).

Sonu: su, sapknlk


toplumsal dzen

ve

Su ve sapknl, btnyle
olumsuz diye grmek bir hata olur.
nsanlarn deiik deerleri ve ilgilerinin
olduunu kabul eden her toplum,
etkinlikleri ounluun izledii norm
lara uymayan kii ya da gruplar iin bir
alan salamak zorundadr. Politika,
bilim, sanat ve teki alanlarda yeni
dnceler gelitiren insanlar okluk,
geleneksel yollar izleyen insanlardan
kuku ve dmanlk grmlerdir.
rnein, Amerikan Devrimi srasnda
gelien politik ideallere -kii zgrl
ile frsat eitlii- zamannda pek ok kii

882

S a p k n lk v e S u

Hapishanede kendine zarar verm e ve intihar: Joseph S ch olesin lm


J o s e p h o ra d a n o ra y a sa v ru la n b i r o c u k lu k g e ir d i v e

b a tta n iy e s in e b e n z e r b ir g iysi v e rild i. l m n d e n s o n r a k i

r a h a ts z b ir g e n e r k e k o c u u h a lin e g e ld i. E r k e n b ir

d u ru m a d a , j r i y e leri ile a d li tp d o k to r u , b u g iysi

y a ta c in s e l is tis m a r a u ra d b e lirtiliy o r d u ; tu tu k la n d

k e n d ile rin e g s te rild i i v e z e rin d e k i k a y la rn b ir o c u k

s ra d a d a p s ik iy a tr ik te d a v i a ltn d ay d v e ila k u lla n y o rd u .

u z m a n ta r a fn d a n in s a n lk d d iy e b e tim le d i i

J o s e p h d e p re s y o n d a y d ; k e n d in e z a ra r v e r m e y e b a la m t

k e n d ile rin e s y le n d i in d e , g z le g r l r b ir o k y aad lar.

v e d n e m s e l in tih a r d n c e le r in e s a h ip ti.

S to k e H e a lt k u r u m u n d a k a ld b u k sa z a m a n i in d e

3 0 K a s m 2 0 0 1 g n , k e n d i is te iy le s o sy a l h iz m e tle r in

J o s e p h d i e r le r in d e n te c r it e d ilm i ti v e h e r h a n g i a n la m k

b a k m a ltn a a k n d v e b ir o c u k e v in e y e rle tirild i. A l

b ir e tk in lik te b u lu n m a s n a o la n a k v e rilm iy o rd u .

g n s o n r a , e v d e n b ir g r u p o c u k la k t v e b ir d izi c e p

K e n d is in e , d a h a s o n r a d i e r le r m a h k u m la rla b ir lik te a n a

t e le f o n u s o y g u n u n a k a rt. B u n u n a rd n d a n tu tu k la n d v e

b in a y a y e r le tirile c e i s y le n d i; b u , k e n d is in i c in s e l

so y g u n la s u la n d . H e m k u r b a n la r h e m d e te k i ta n k la r,

is tis m a r y k s y z n d e n d e h e te d re n b ir o la s lk t.

J o s e p h 'in o lay d ak i r o l n n n e m s iz o ld u u n u k a b u l

J o s e p h , M a r t 2 0 0 2 'd e k e n d i c a n n a kyd.

e tm i le r d i; o n u n id d e t k u lla n d m y a d a id d e t

J o s e p h 'i n h c r e s in d e y a k n g z e tim in o lm a m a s v e

te h d id in d e b u lu n d u u n u d n e n o lm a m t.

g v e n li o lm a y a n k o u lla r n v a rl n n a n la m , o n u n

D u r u m a g n y a k la tk a , J o s e p h d a h a o k d e p re s y o n a

k e n d is in i p e n c e r e s in in p a r m a k lk la r n a b a la d y a ta k

g ird i v e h u z u rs u z lu k y a a m a y a b a la d . D u r u m a

a r a fy la a s a b ile ce iy d i. H a p is lik c e z a s n n y a ln z ca

g n n d e n ik i h a fta n c e k e n d i y z n b i r b a k la 3 0

d o k u z u n c u g n n d e y d . ..

k e r e d e n fa z la d o ra m . B u r n u n u n z e rin d e k i e n d e rin

N is a n 2 0 0 4 't e , J o s e p h 'i n l m n e ili k in ik i h a f ta s re n

y a ra , k e m i e k a d a r i le m i ti. O d a s n n d u v a rla r, k a n

b ir s o r u tu r m a y a p l d ... [S o r u tu r m a c la r ], o y b irli iy le ,

y z n d e n y e n id e n b o y a n m a k z o r u n d a k a ln m t.

h a p is h a n e k o u lla r n n J o s e p h i in b t n y le u y g u n su z
o ld u u n u , b y le s in e d u y a rl b ir is in in b u k o u lla rla

J o s e p h 'in h k m g iy m e s in d e n n c e , M a n c h e s te r C r o w n
m a h k e m e s in in ja rg c , J o s e p h 'in d u y arll , c in s e l is tis m a r

b a e d e b ile c e k k a y n a k la ra v e k o la y lk la ra s a h ip o lm a d n a

g e m i i v e in tih a r v e k e n d in e z a ra r v e r m e e ilim i h a k k n d a

k a ra r v erd i.

u y a r lm a .

Kaynak: Tnquest, Kasm 2004

J o s e p h , s o k a k s u la r h a k k n d a h a lk n k a y g la rn n a rtt

(<http://inquest.gn.apc.org/pdf/Joseph%20Scholes%20inquiry%20brie
fing%2004.pdf>

b ir d n e m d e y a rg la n m a ta lih s iz li in e u ra m t. L o r d
C h i e f J u s t i c e , b u t r s u la r i in o to m a tik o la r a k g z e tim

C e z a s is te m in in r e f o r m u i in a l a n b i r b a s k g r u b u o la n

a ltn a a ln m a d iy e y o r u m la n a n h k m v e r m e k u ra lla rn

C e z a i R e f o r m i in H o w a r d T a k m , h a p is h a n e k o u lla r

y a y n la m t. 1 5 M a r t 2 0 0 2 'd e J o s e p h ik i y ll n a

d a d a h il o lm a k z e r e c e z a v e a d a le t s is te m i h a k k n d a ,

is la h h a n e y e g n d e r ilm e v e e itim g r m e c e z a s ald.

a ra trm a la r y r tm e k te d ir. T a k m , 2 0 0 3 't e n g ilte r e v e

Y a rg m a h k e m e d e , J o s e p h 'i n k e n d in e z a ra r v e r m e e ilim i
ile c in s e l is tis m a r g e m i in in y e tk ilile r in d ik k a tin e e n

G a lle r 'd e , d o k s a n d r t e r k e k v e k a d n n h a p is h a n e d e
k e n d i c a n la rn a k y d k la rn b u lm u tu r :

d u y u lu r b i im d e g e tir ilm e s i k o n u s u n d a u y a n d a
- o n d r t k a d n k e d in i ld rd : te k b ir y ld a c a n la rn a

b u lu n m u tu .

k y a n e n y k se k k a d n say s;
H k m g iy d ik te n s o n r a , Jo s e p h 'i n s o r u m lu lu u , J o s e p h 'in
d u ru m u -e n n e m lis i in tih a r e ilim i v e k e n d in e z a ra r

- y a la n y irm i b e v e a ltn d a o la n o tu z b ir g e n m a h k u m

v e r m e e ilim i- h a k k n d a b ilg ile n d ir ile n G e n li k A d a le t

k e n d ile rin i ld rd ; b u n la rn te b ir i g z e tim a ltn d a

K u r u lu n a (Y o u th J u s t i c e B o a r d Y J B ) v e rild i. J o s e p h 'i n

tu tu lu y o rd u ; % 3 ' d e a b k o n a n g m e n d i;

b a k m y la ilg ile n e n k i ile r Y J B 'y i , g e r e k li y o u n b a k m v e

- 2 0 0 3 y ln d a b e h a p is h a n e d r tte n fa z la l m y a a d :

d e s te e e r i e b ile c e i b ir y e re y e r le tirilm e s i i in y e re l

B ir b in g h a m (4 ); B la k e n h u r s t ( 5 ) ; N o tt in g h a m (4 );

y e tk ilile re v e r ilm e s i g e r e k ti i k o n u s u n d a u y ard lar. Y J B ,

W in c h e s te r (4 ); v e S ty a l (4 ).

J o s e p h 'i d u y arl d u ru m u n a k a r n , b a k a u y g u n b ir
y e r le tir m e n in o la n a k l o lm a d g e r e k e s iy le , S to k e

H o w a r d T a k m n d a b a k a n y a rd m c s o la n A n ita

H e a lth G e n S u lu K u r u m u n a ( Y o u n g O f f e n d e r

D o c k le y y le d iy o rd u :

I n s titu tio n Y O I ) d e v re tti. J o s e p h 'in a n n e s i Y v o n n e

H a p is h a n e le r d e b y le s in e o k sa y d a e r k e k v e k a d n n

h e m e n S to k e H e a lth k u r u m u n u , o lu n u n c in s e l is tis m a r

k e n d i c a n la rn a k y m a la r u ta n v e r ic i. Y i n e d e z c

k u r b a n o ld u u n u , d e p re s y o n d a v e is tik ra rs z d u ru m d a

o la n , H o w a r d T a k m n n , h a p is h a n e n fu su n u n

o ld u u n u , k e n d is in e z a ra r v e r m e v e in tih a r d a v ra n

a rtm a y s r d r m e s i v e s is te m in b y le b y k b ir b a s k

k o n u s u n d a b ilg ile n d ir m e k i in arad .

a ltn d a k a lm a s y z n d e n b u s a y n n a z a lm a s n

S t o k e H e a lth k u r u m u n a v a rd n d a , J o s e p h 'e i a m a r

b e k le m iy o r o lm a s . H a p is h a n e in tih a rla r a n c a k ,

d a h il o lm a k z e re s t n d e k i h e r e y i k a r m a s s y le n d i v e

h a p is h a n e d e k i in s a n la r n s a y sn d a k k te n d le r

k e n d is in e g iy m e s i i in V e lc r o k ay lary la b a la n a n a t

o ld u u n d a v e in tih a r v e k e n d in e z a ra r v e r m e

883

Sapknlk v e Su

Sorular:

e ilim le riy le b a e tm e s tra te jile r i u y g u n b ir b i im d e


g e r e k le tir ild i in d e a zalab ilir. H k m e tte n ,

1. H a p is h a n e , g e n s u lu la r i in h i u y g u n b ir y e r o la b ilir

p a r m a k lk la r a rk a s n d a k i in s a n la r n sa y s n n a z a lm a s

m i?

i in a c ile n h a r e k e te g e m e s in i is tiy o ru z .

2 . T o p lu m k k s u la rla n a s l ilg ile n m e li?

H a p is h a n e d e k i n le m e y e y n e lik l le r i
g e r e k le t ir e b ilm e y e te n e in e , k e s in lik le d a h a o k

3 . B ir le ik K r a llk 'ta s o n y lla rd a m a h k u m says n e d e n

n e m v e r ilm e li; z e llik le b u t r n le m e y e y n e lik

a rtt?

l le r u y g u la n m a y a b a la d k ta n s o n r a , d u yarl
p s ik iy a tri h a s ta la r a ra s n d a k i u lu sal in tih a r o r a n n d a
d m e o ld u u n a ili k in k a n t v a rk e n .

Kaynak: C e z a i

R e f o r m in H o w a r d T a k m ( 2 0 0 4 )

btn gleriyle kar km, ancak


yine de bunlar btn dnya tarafndan
kabul edilir duruma gelmilerdir.
Toplumun baskn normlarndan sapma
gstermek, cesaret ve kararllk ister; ne
ki, daha sonra herkesin karna diye
grlecek olan deiim srelerinin
ortaya kmas iin de bunlar esastr.
Acaba zararl sapknlk, insanlara
olanla uyumayan uralara girimeleri
iin nemli lde bir hareket alan
salayan b ir toplum un dem ek
zorunda olduu bir bedel midir? rne
in, iddet ieren sularn yksek
dzeyde olmas, vatandalara tannan
kii zg rl klerinin karlnda
katlanlmas gereken bir maliyet midir?
Kami bunun kesinlikle byle olduunu
dnmekte ve iddet ieren sularn,
kat uyum gsterm e tanmlarnn
bulunmad bir toplumda kanlmaz
olduunu ileri srmektedirler. Ne ki
yakndan incelendiinde, bu grn
iler tutar taraf yoktur. Kii zgrlk
lerinin kapsamn geni tutan ve sapkn
davrana hogr gsteren kimi
toplumlarda (Hollanda gibi), iddet
ieren sularn oran dktr. Tersine,
kii zgrlnn kapsamnn kstl
olduu lkelerde (kimi Latin Amerika
lkelerinde olduu gibi), yksek iddet
dzeyleri geerli olabilir.

Sapkn davrana hogr gsteren


bir toplumun, toplumsal zlme ile
karlamas gerekmemektedir. Ne ki
bu sonu, olaslkla yalnzca kii
zgrlklerinin toplumsal adalede des
teklendii, eitsizliklerin gze arpacak
kadar byk olmadklar ve insanlarn
tam ve doyurucu bir yaam srdrme
anslarnn bulunduu bir toplumsal
dzende gerekleebilir. Eer zgrlk,
eitlikle dengelenmezse ve pek ok kii
yaamlarn byk lde doyurucu
bulmuyor ise, sapkn davran byk
olaslkla toplumsal bakmdan ykc
yollara ynelecektir.

884

S a p k n lk v e S u

zet
1 S a p k n d a v ra n , yay g n o la ra k b e n im s e n e n

b elirli g ru p la r n sa p k n d iye y aftalan d y la

n o r m la r i n e y e n e y le m le re g n d e r m e d e b u lu n u r.

ilgilen irler.

S a p k n d iye g r le c e k d a v ra n , d n e m d e n d n e m e

6 a t m a k u ra m la r, s u v e sap k n l , to p lu m u n

y a d a y e r d e n y e r e d e iik lik ler g s t e r ir ; b ir k lt re l

y ap s, to p lu m s a l g r u p la r a ra sn d a k i ra k ip k a rla r,

o r ta m d a k i o la a n d a v ra n , b ir b a k a sn d a

s e k in le r a ra sn d a g c n k o r u n m a s b a k m la rn d a n

sap k n lk d iye g r le b ilir. S a p k n lk k a v ra m ,

z m le r le r .

y a ln z c a b ir yasay i n e y e n u y u m c u o lm a y a n
7 K o n t r o l k u ra m la r, s u u n , o n u n g e r e k le m e s in i

d a v ra n a g n d e r m e d e b u lu n a n s u k a v ra m n d a n

en g e lle y e n to p lu m s a l y a d a fizik sel k o n tro lle rin

d a h a g e n itir.

y e te rs iz o ld u u n d a o r ta y a k a c a g r n
2 B i im s e l o lsu n o lm a s n , d a y a tm a la r, to p lu m s a l

b e n im s e r . S u u n a r tm a s , m o d e r n to p lu m la rd a k i s u

n o r m la r g le n d ir m e k i in ku llan lrlar. Y a s a la r,

frs a t v e h e d e fle rin in say sn n a rtm a s y la

h k m e tle r ta r a fn d a n ta n m la n a n v e u y g u la n a n

b a lan tld r. K r k p e n c e r e le r k u ra m , d z e n siz lik

n o rm la r d r .

g r n t s ile g e r e k le e n s u a ra s n d a d o r u d a n b ir
b a la n t o ld u u g r n ileri s rer.

3 S u ile sa p k n lk d a v ra n n n te k i b iim le rin in


g e n e tik o la ra k b e lirle n d i in i g s t e r m e k iin ,

8 H e r h a n g i b ir to p lu m d a k i s u u n k a p s a m n

b iy o lo jik v e r u h b ilim s e l k u ra m la r o r ta y a a tlm tr;

g r e b ilm e k k o la y d e ild ir; s u la rn h e p s i k ay d a

n e ki b u k u ra m la r p e k k ab u l g rm e m i le rd ir .

g e m e m e k te d ir . K a y td s u u n k aran lk says

S o s y o lo g la r , u y u m v e sa p k n l n fark l to p lu m s a l

r e s m i is ta tis tik le rd e y e r a lm a y a n s u la ra g n d e r m e d e

b a la m la rd a fark l b i im le rd e ta n m la n d n ileri

b u lu n u r. K u r b a n a l m a la r (y a n tla y a n la ra g e m i

s re rle r. T o p lu m d a k i s e r v e t v e g e itsiz lik le ri,

yl i e ris in d e h e r h a n g i b ir s u u n k u rb a n o lu p

fark l b ire y g r u p la r n a h a n g i ftrs a d a rn a k o ld u u

o lm a d k la rn s o r a n a n k e tle r) r e s m i s u o r a n la r ile

v e h a n g i e tk in lik le rin s u d iye g r le c e i z e rin d e

in sa n la rn g e r e k te n yaad k lar s u la r arasn d ak i

g l b ir etk i g s te r m e k te d ir . S u e tk in lik leri, tpk

ayrlklar o r ta y a k o y m a k ta d r.

y a s a y a saygl o la n la r g ib i, re n ilm i n ite lik te d ir v e


g e n e l o la ra k o n la r la ayn g e r e k s in im v e d e e rle re

9 E rk e k le r in k in e k yasla, k a d n la rn s u o ra n la r,

y n e ltilirle r.

olaslk la e rk e k le r ile k a d n la r a ra sn d a k i g e n e l
to p lu m s a lla m a fark llklar ile e rk e k le rin e v

4 le v s e lc i k u ra m la r s u v e sap k n l, to p lu m d a k i

d n d ak i a la n la rd a d a h a o k y e r alm a la r y z n d e n ,

y a p s a l g e r ilim le r ile a h lak i b ir d z e n le m e n in

o k d a h a d k t r. siz lik ile erk ek lik k riz i , e rk ek

y o k lu u ta r a fn d a n o r ta y a k a rly o r d iye g r rle r .

s u o ra n la ry la b a lan tld r. K im i s u t rle rin d e ,

D u r k h e im , a n o m i te rim in i m o d e r n to p lu m d a k i

k a d n la r e z ic i b ir o u n lu k la k u rb a n d u ru m u n d a d r.

g e le n e k s e l y a a m n z lm e s in in y a ra tt kayg

T e c a v z n , r e s m i is ta tis tik le rin g s te r d i in d e n o k

d u y g u s u ile u y u m s u z lu a g n d e r m e d e b u lu n m a k

d a h a yay g n o lm a s , n e r e d e y s e k esin d ir. K e n d ile rin i

i in o r ta y a a tm tr. R o b e r t M e r to n , k a v ra m ,
n o r m la r n to p lu m s a l g e r e k lik le a t t d u ru m la rd a
b ire y le r ta r a fn d a n h iss e d ile n g e rilim i i e r e c e k

k o ru m a k i in z e l n le m le r a lm a k z o r u n d a
o ld u k la rn d a n v e te c a v z k o rk u su y la
y a a d k la rn d a n , b t n k a d n la r b ir a n la m d a te c a v z

b i im d e g e n i le tm i tir. A ltk lt r a k la m a la r, e te le r
g ib i y e rle ik d e e rle ri y a d sy a n v e o n la r n y e rin e

k u rb an d rlar. E c i n s e l e rk e k v e k a d n la r y k sek
d z e y le rd e k u rb a n o lm a v e ta c iz e d ilm e ile

k ar g e lm e y i, s u u y a d a u y u m g s t e r m e m e y i

k arlarlar, y in e d e b u k iiler, to p lu m d a k i

k u ts a y a n n o r m la r g e ir m e y e a l a n g r u p la r a d ik k a t
e k m e k te d ir.

n e m s iz le tirilm i k o n u m la r n d a n t r , o k lu k
m a s u m k u rb a n la r o lm a k y e rin e s u u h a k e d e n
k iiler o la ra k g r l r le r .

5 Y a f t a la m a k u ra m (b irisin i sa p k n diye
d a m g a la m a n n , o n u n sa p k n d a v ra n n

1 0 H a lk n s u h a k k n d a d u y d u u k o rk u , o k lu k

g le n d ire c e in i v a rs a y m a k ta d r) n e m lid ir n k ,

h rszlk , s o y g u n v e saldr g ib i, b y k l d e g e n ,

h i b ir e d im in d o a s g e r e i s u (ya d a o la a n )
o lm a d v a r s a y m n d a n y o la k m a k ta d r. Y a f ta la m a
k u ra m c la r k im i d a v ra n n n a sl sa p k n diye

ii sn fn a m e n s u p erk e k le rin alan diye g r le n


s o k a k s u la r z e r in d e o d a k la n r. R e s m i is ta tis tik le r
g e n in sa n la r a r a s n d a y k se k s u o ra n la rn n

ta n m la n r o ld u u v e n e d e n b a k a la rn n d e il d e

885

Sapknlk v e Sut

b u lu n d u u n u g s t e r ir , a n c a k g e n lik s u la n

S ib e rs u e le k tro n ik k a r a p a r a a k la m a v e in te r n e t

h ak k n d a k i ah lak i p a n i e kar te m k in li o lm a k

sa h te k a rl g ib i bilgi te k n o lo jisi y ard m y la

z o r u n d a y z . T o p l u m k a rt d a v ra n ile u y u m c u

g e r e k le tirile n s u etk in liin i b e tim le m e k te d ir.

o l m a m a gib i g e n l e r a ra sn d a g r le n sa p k n
1 2 H a p is h a n e le r k s m e n to p lu m u k o ru m a k , k sm e n

d a v ra n la rn o u g e r e k te s u de ild ir.

d e s u lu y u y e n id e n b i im le n d irm e k iin

11 B e y a z yak al su la r v e g l le rin su la r, to p lu m u n

g elitirilm itir. H a p is h a n e le r s u u e n g e lle r

d a h a varlk l k e s im le rin d e y e r a la n la rn iled ik leri

g z k m e m e k te v e h a p is h a n e le rin m a h k u m la n

s u la r a g n d e r m e d e b u lu n m a k ta d r. B u t r s u la rn

d ard ak i d n y ay la, y e n id e n s u a y n e lm e d e n

s o n u la n y o k su lla rn iled ii k k s u la rn

k a r la m a la r i in r e h a b ilite e d e b ilm e y e te n e k le ri

s o n u la rn d a n o k d a h a t e le r e u z a n a b ilir, a n c a k y a s a

d e k u k u lu g r n m e k te d ir . Sab k allk, d a h a n c e

u y g u la y cla r ta ra fn d a n b u n la ra g s te r ile n d ik k a t d a h a

h a p is h a n e d e y a tm o la n b ire y le rin ayn s u u

a zd r. r g tl s u , s u etk in lik le rin in , g e le n e k s e l

y in e le m e le rin e g n d e r m e d e b u lu n u r. T o p lu lu k

r g tle r in p e k o k z e lli in i g s t e r e n a n c a k

te m e lli c e z a la n d r m a g ib i h a p is h a n e a lte rn a tifle ri

s is te m a tik b i im d e y a sa d e tk in lik le re y n e le n

o r ta y a atlm tr.

k u ru m la m b i im le rin e g n d e r m e d e b u lu n u r.

Dnme sorular
1 Sapkn diye yaftalanan birisinin eylemleri, sradan bir kiini eylemlerinden nasl daha farkl
yorumlanabilmektedir?
2 Kurban almalar suun boyudarna ilikin, neden resmi istatistiklerin verdii bilgiden
daha geerli bir grnm ortaya karabilmektedir?
3 Kadnlar giderek artan biimde kamu alanna girdike, kadn sululuunda deimelerin
ortaya kmas kanlmaz mdr?
4 irket yneticisi, isiz genten daha tipik bir sulu mudur?
5 Su, kreselleme srelerinden nasl etkilenmektedir?

Ek kaynaklar
H. Croall, Crime andSociety in Britain (New York: Longman, 1998).
Erich Goode, D eviantBehaviour(U ppe Saddle River, N.J.: Prentice Hail, 1997).
Simon Holdaway ve Paul Rock (yay), Thinkingabout Criminology (Londra: UCL Press, 1998).
J. Muncie and E. McLaughlin (yay.), ContollingCrime, 2. basm (Londra: SAGE, Open University
ile birlikte, 2001).
J. Muncie and E. McLaughlin (yay.), The Problem Crime, 2. basm (Londra: SAGE, Open
University ile birlikte, 2001).
Paul Walton ve Jock Young (yay.), The Nem Crimnology Revsted (Londra: Macmillan, 1998).
Robert Reiner, The Politics o f the Polie (Oxford: Oxford University Press, 1999).

886

S a p k n lk v e S u

nternet balantlar
Uluslararas A f rgt:
http://www.amnesty.org
British Journal o f Criminology
http://www3.oup.co.uk/erimin
Home Office (Birleik Krallk)
http://www.homeoffice.gov.uk
Cezai Reform iin Howard Ligi
http://www.howardleague.org
NACRO suun nlenmesi ve sulularn refah ile ilgilenir
http://www.nacro.org.uk
Birlemi Milleder Su ve Adalet Bilgi A
http://www.uncjin.org/

887

indekiler
Siyaset sosyolojisindeki temel kavramlarn ele alnmas
Siyaset, hkmet ve devlet
G
Yetkecilik ve Demokrasi
Demokrasinin kresel yaylm
Komnizmin k
Demokrasinin poplerliini aklamak
Demokrasinin ba dertte mi?
Kresel ynetim

Birleik Krallkta parti siyasalar


Yeni i Partisi

Siyasal ve toplumsal deime


Kreselleme ve toplumsal hareketler
Teknoloji ve toplumsal hareketler

Ulusuluk ve ulus kuramlar


Ulusuluk ve modern toplum
Devletsiz uluslar
Ulusal aznlklar ve Avrupa Birlii
Gelimekte olan lkelerde uluslar ve ulusuluk
Ulusuluk ve kreselleme
Ulus devlet, ulusal kimlik ve kreselleme

Terrizm
Terr ve terrizmin kkenleri
Eski ve yeni tarz terrizm
Terrizm ve sava
%et
Dnme sorulan
E k kaynaklar
Internet balantlar

Siyasa, Hkmet ve
Terrizm

2003 ubat'nda, Irak'ta kmak


zere olan savaa kar kresel protes
tolar gerekleti (s. 910"daki kutuya
baknz). Londra'da bir milyondan fazla
insan sokaklara dkld: lkenin o
zamana dek yaplan en byk gsterisi.
Roma'da ve Barselona'da benzer
byklkte gsteriler gerekleirken,
New York'tan Banglade'e dek dnya
nn her yanndaki kenderde daha kk
yryler oldu. Kabataslak kestirimler, protestocularn toplam saysn
kresel olarak altm lkede on milyona
varan rakamlarla belirtir (('Guardian, 13
ubat 2003).
Milyonlarca insann ayn gnde
dnyann her yanndaki kentlerde yr
mesinin egdmn olanakl klan ey,
medyann geliimiydi. Savan olas olu
uyla ilgili tartmalar, olaydan aylar
ncesinden balayarak televizyonda ve
gazetelerde baat oldu ve sava kart
gsterinin tasarlar nceden medya
tarafndan dolama karld. Sava
kart topluluklar, farkl artalanlar
iine alan bir smrdeer aralndan
destekileri, e-postalar ve web sitelerin
deki duyurular araclyla seferber
etmeyi baardlar.
2003 ubat'nda yryen insanlar,
eitli ilgiler biraraya getirmiti. Kimi
leri, her ne denli demokrasi en iyi model

olsa da, Ortadou'ya Bat biemi


demokrasiyi zorla ihra etmenin
dem okrasinin tem el deerleriyle
elitiini savlyordu. Bakalarysa
Ortadou'daki sava, Bat'nn istikrarl
bir petrol kaynan ele geirmesi iin
uydurulmu, st ince bir rtyle
rtlm bir neden diye gryordu.
Birleik Krallk'ta pek ok kimse,
A.B.D'nin nderlik ettii bir savaa
karmann, Britanya'nn 7 Temmuz
2005'te Londrallarn uradklarna (s.
9 2 9 -3 0 'a baknz) b en zer ter r
saldrlarnn hedefi olmasn daha az
deil, daha fazla olas klacandan kor
kuyorlard. Savaa kar destei seferber
eden baka bir mesele de, sava yanls
devlet ynetimlerinin, daha nceki
Birlemi Milleder (BM) nergelerine
uygunsuzluundan tr, Irak'a kar
kuvvet kullanma iznini onlara ak
olarak veren bir nergeyi geirmeye
Birlemi Milleder'i ikna etmede baa
rsz olmasyd. Sonunda Irak'la sava
2003 Mart'nda Birlemi Milleder'in
belirtik yetkilendirimi olmakszn bala
dnda eletirmenler bunun meru
olmadn savladlar.
Bu blmde bu protestolarn ve
onlar izleyen savan iinden kan
izleklerden pek ou tartlyor. Siyaset
sosyolojisindeki nemli ama sorgula
nan kavramlar ele alarak balyoruz;
zel olarak, erk kavramn inceliyoruz.
Sonra demokrasinin son yirmi yl
iindeki dikkate deer kresel yaylm
na ve kresel ynetimle ilgili meselelere
bakyoruz. Ardndan, son yirmi otuz
ylda Britanya'da parti siyasasndaki
can alc deiim lerin kim ilerini,
Thatcherclk'n ve Yeni i Partisi'nin
ykselii de iinde olmak zere, aydnla
tyoruz. Yukarda tartlan sava kart

890

S iyasa, H k m e t v e T e r r iz m

HENLVfc

2003 ubat'nda yz binlerce kii Irak'ta kmak zere olan sava protesto etmek iin
sokaklara dkld.
r m j n > j w <! .-:

m n m n M M B

891

....

, , m ,,, iih im i m n m m

S iyasa, H k m e t v e T e r riz m

protestolarn arkasndakiler gibi top


lumsal hareketlerin ele alnmasyla,
parti siyasasndan, daha geni bir an
lamda siyasaya geiyoruz ve bu devi
nimlerin kreselleme ve deimekte
olan teknoloji tarafndan etkilenme
biimlerinden kimilerine bakyoruz.
Pek ok rnekte, artan demokrasi
ynndeki bask, erkli bir siyasal kuvvet
yaratmak iin ulusu hareketlere ba
lanmtr, bu nedenle ardndan ulusu
luun ykseliini inceliyoruz. Bugn
siyaset sosyolojisindeki nemli mese
lelerden biriyle ilgili bir tartmla sonu
ca varyoruz: Terrizm.

Siyaset sosyolojisindeki
temel kavramlarn ele
alnmas
Siyaset, hkmet ve devlet
Pek ok kii siyaseti uzak ve ilgiekmez bulur ve ou kez onu Westminster'daki, Brksel'deki ya da Washington'daki orta yal adamlarn zel
alaru diye grr. Bu gre gre,
siyaset, ynetimsel etkinliklerin uzan
mn ve ieriini etkilemede erkin
kullanlmasnn aracyla ilintilidir.
Ancak, siyasa sorgulanan bir kavramdr
ve siyasal olann alannn uzanm,
hkmetin alannkinin epey tesinde
olabilir. Bu blme onunla baladmz
sava kart hareket, siyasal bir hare
kettir, tpk bu kitabn baka yerlerinde
tartlan topluluklardan, alardan ve
rgtlerden pek ounun (rnein,
evrecilerden ya da feministlerden olu
anlar) olduu gibi.
Bununla birlikte, houmuza gitsin
ya da gitmesin, siyasal alanda olanlar
yaamlarmzn tmne dokunur -yne

timsel etkinlik dar anlamyla sz konusu


olduunda bile. Hkmetler, olduka
kiisel olan etkinlikleri etkilerler ve,
sava zamanlarnda, zorunlu saydklar
amalarn uruna yaamlarmzdan vaz
gememizi bile buyurabilirler. H k
metin alan, siyasal erkin alandr. Tm
siyasal yaam erkle ilgilidir: Onu kim
elinde tutar, onu nasl elde ederler ve
onunla ne yaparlar? Aada, g kavra
m daha yakndan ncelenmektedir.
Nerede yetkesi bir yasa dizgesiyle
ve siyasalarn yrrle koymak iin
asker kuvveti kullanma sasyla
desteklenen, verili bir toprak parasn
yneten bir siyasal hkmet aygt
(parlamento ya da kongre gibi kurumlara ek olarak, kamu hizmeti
grevlileri) varsa, orada bir devletin var
olduunu syleyebiliriz. Tm modern
toplumlar ulus-devletlerdir. Yani,
iinde nfusun byk kitlesinin kendi
lerine tek bir ulusun paras gzyle
bakan yurttalardan olutuu devletle
rdir. Ulus-devletier eitli zamanlarda
dnyann farkl yerlerinde varla
gelmilerdir (rnein, Birleik Devlet
ler 1776'da ve ek Cumhuriyeti
1993'te). Bunlarn balca ralayclar, 2.
Blm'de ("Kreselleme ve Deien
Dnya") betimlenenler gibi sanayile
memi ya da geleneksel uygarlklarnkilere olduka keskin biimde karttr.
Bunlar:

Egem enlik Geleneksel devletler


tarafndan ynetilen toprak par
alar her zaman kt tanmlanm
olup merkezi devlet ynetimi
tarafndan baarlanan denetim
dzeyi olduka zayft. Egemenlik
kavramnn yani, bir hkmetin,
ierisinde kendisinin yce g
olduu, kesin bir snr olan bir alan

892

S iy a s a , H k m e t v e T e r riz m

zerinde yetkeye sahip olmas


meseleyle pek az badayordu.
Buna kart olarak, tm ulusdevleder egemen devletierdir.

Yurttalk Geleneksel devlederde,


kral ya da imparator tarafndan
ynetilen nfusun ou, onlar
ynetenlerle ilgili pek az farkndalk ya da onlara ynelik pek az ilgi
gsterirdi. Hibir siyasal haklar ya
da etkileri de yoktu. Olaan olarak,
yalnzca baat snflar ya da daha
varlkl topluluklar topluca siyasal
bir cemaate ilikin olma duygusu
hissederdi. Buna kart olarak,
modern toplumlarda, bir siyasal
dzenin snrlar ierisinde yaayan
insanlarn ou, ortak haklan ve
devleri olan ve kendilerine bir
ulusun paras gzyle bakan
yurttalardr. Siyasal snmac ya da
"devletsiz" olan kimi insanlar
olmakla birlikte, bugn dnyada
neredeyse herkes belirli bir ulusal
siyasal dzenin bir yesidir.
Ulusuluk Ulus-devletler, tek bir
siyasal cemaatin paras olma duy
gusunu salayan bir simgeler ve
inanlar kmesi diye tanmlanabi
len ulusuluun ykseliiyle
iliiklendirilir. Bylece, bireyler
Britanyal, Amerikal, Kanadal,
Rus ya da her ne iseler o olmaktan
tr bir gurur ve aidiyet duygusu
hissederler. Bunlar, Dou Timorlular'n bamszlk arayna hareket
kuvveti veren hislerdir. Olaslkla,
insanlar her zaman u ya da bu
biimdeki toplumsal topluluklarla
-aileleriyle, kyleriyle ya da dinsel
cemaatleriyle- bir tr zdelik
hissetmilerdir. Bununla birlikte,
ulusuluk ancak modern devletin

893

geliimiyle boy gsterdi. O, seik


bir egemen cemaatle zdelik
hislerinin balca davurumudur.
Ulusuluk grngsn bu bl
mn sonuna doru daha ayrntl
biimde aacaz.

G
Siyaset sosyologlar iin gcn
anlam, doas ve dalm, temel
meselelerdir. Sosyolojinin kurucu
simalarndan biri olan Max Weber
(yaptna 1. Blm, s. 52-54'da bak
mtk), gcn genel bir tanmn "bir
insann ya da birok insann, bir emir
eylemde kendi istenlerini, eyleme
katlmakta olan bakalarnn direniine
karn bile olsa gerekletirme olana"
diye yapyordu (Gerth ve Mills 1948).
Weber'a gre, g, bakalar istemedii
zaman bile kendi yolunuzda ilerlemeyle
ilgilidir.
Erkin zorlayc olan biimleri ile
yetkesi olan biimlerinin arasnda bir
ayrm yapmada pek ok sosyolog
Weber'n izinden gitmitir. rnein,
2003'te Irak'taki savatan kukulu
olanlar, Birlemi Milleder'den ak
yetke almam olduu iin Amerika
nderliindeki istilay sklkla eletir
diler, onlar bu yzden savan meru
olmadn dnyorlard gcn zorla
yc bir kullanm. Gcn biimlerinin
ounun temelinde tek bana kuvvet
olmayp bunlar yetkenin herhangi bir
biimi tarafndan merulatrlrlar.
Max Weber'n gle ilgili tartmas,
yetkenin farkl ulamlar ya da "lksel
rnekeleri" arasnda ayrm yapma
zerine odaklanyordu. Weber'a gre,
yetkenin kayna vard: Geleneksel,
karizmatik ve aklc-yasal. Geleneksel
yetke, uzun zamandr yerlemi olan

S iya sa , H k m e t v e T e r riz m

kltr rntlerine duyulan sayg


araclyla merulatrlan gtr.
Weber, ortaa Avrupas'nda soylularn
kaltsal aile ynetimini buna rnek
olarak verir.
Buna kart olarak, k a ri^matikyetke,
gelenei bozma eilimindedir. Bu,
nderin adanml esinleyen srad
niteliklere sahip olduuna inanan
astlarn bir ndere hissetdi adanmln sonucudur. 'Karizma', Weber'a
gre, kiiliin bir ralaycsdr. sa ve
Adolf Hider, sklkla, karizmatik yetkesi
olan bireylere rnek olarak verilir.
Ancak, karizmak yetke daha dnyasal
biimlerde de kullanlabilir: rnein,
belirli kimi retmenlerin yetkesi
birpara karizmak olabilir. Weber'n
de grne gre, gemite ou top
lum, aralarna dnem dnem karizma
patlamalar serpitirilen geleneksel
yetke yaplanmlaryla ralanyordu.
Weber, modern dnyada gelenek
sel yetkenin yerini gitgide artan biimde
aklc-yasal yetkenin almaya baladn
savlyordu. Bu, yasal olarak geirilmi
kurallar ve dzenlemeler araclyla
merularlm gtr. Bu, modern
rgtlerde ve brokrasilerde (16.
Blm'de tartlmtr) ve Weber'n bir
toplumun siyasal yaamn yneten
resmi rgder diye betimledii devlet
ynetiminde bulunur (Gerth ve Mills
1948).

Stepken Lukes: kktenci seenekler


G hakkndaki kktenci ve
seenek bir gr, sosyolog Stephen
Lukes (1974) tarafndan nerilmitir.
Klasik anlasnda Lukes gce degin
" boyutlu bir gr" sunar. Birinci
boyut, gc, gzlemlenebilir amlarda, kiinin kendi yoluna gitme ynnde

kararlar verme becerisiyle ilgisinde ele


alr: rnein, eer devlet ynetimi 2003
ubat'mdaki sava kariti protestolara
karlk olarak Irak'taki askeri mdaha
leye olan desteini deitirmi olsayd,
bu, protestocularn gcnn olduu
nun kam olurdu. Bununla birlikte,
Lukes g kavramnn bundan ok daha
geni olduunu savlar.
Gcn ikinci bir boyutu, hangi
meselelerle ilgili karar verildiini
denetleme becerisiyle ilintilidir. Lukes
bununla, gc olan topluluklarn ya da
bireylerin, bunu bir karar vererek deil
de, bakalar iin eriilebilir olan
seenekleri snrlandrarak uygulayabildiklerini anlatmak ister. rnein,
yetkeci devlet ynetimlerinin (Singa
pur'un Asyal ulusunda olduu gibi, s.
896'ya baknz) glerini uygulamala
rnn bir yolu, basnn neyi aktarabilece
ine ksdamalar getirmektir. Byle
yapmakla, onlar sklkla belirli kimi
dertlerin -rnein, onlarn hukuki
bedensel cezay kullanmalarnn ulus
lararas olarak knanmas- siyasal sre
cin ierisindeki meseleler durumuna
gelmesini engellemeyi baarrlar.
Lukes, gcn bir de, kendisinin
"arzularn suiistimali" dedii nc
boyutunun olduunu ileri srer. unu
sorar: "Bir bakasnn ya da bakalarnn
sizin onlarn sahip olmalarn istediiniz
arzulara sahip olmalarna neden olmak
yani, dncelerini ve arzularn denet
leyerek onlarn uygunluklarn gvence
alna almak- gcn yce klgs deil
midir?" (1974). Lukes, bunun beyin
ykama anlamna gelmesinin zorunlu
olmadna iaret eder. Arzularmz
daha incelikli biimlerde de suiistimal
edilebilir. rnein, Marxistier kimi
zaman kapitalisderin, medya araclyla

894

S i y a s a , H k m e t v e T e r r iz m
u-ct*w<riUHtMr s n x m in B fla aBjp M fg p n ftiam turnam w i -k.'i ti.

ve toplumsallamn baka aralar ara


clyla, ii ve kitlesel tketici roln
stlenmeleri iin iilerin arzularn
ekillendirmek yoluyla onlar zerinde
g kullandn ileri srmlerdir.

Foucault'nun dncesi 4. Blm ,


"Sosyolojide Kuramsal D n ce", s.
153-4'de tantlm ve onun rgtler
deki g hakkm daki anlats 16.
Blm , " rgtler ve A lar", s. 6947'de tartlmtr.

Gcn farkl boyutlar arasnda bir


ayrm yapmakla, Lukes bunun Weber'n
sunduundan daha geni bir tanmn
sunmay baarr. Lukes'a gre: "A B'yi,
B'nin karlarna kart bir tarzda
etkilediinde, A B'nin zerinde g
kullanm olur" (ayn yerde). Bu yine de,
B'nin karlarnn ne olduunu nasl
bildiimiz sorusunu geriye brakr.
Luke, bunun sonul olarak kanyla ilgili
bir mesele olduunu kabul eder. Yine
de, onun gce degin kavramlatrm,
sosyologlar g kullanmnn ilikili
olduu farkl boyutlarla ilgili olarak
uyarmada etkili olmutur.

Foucault'ya gre g ve bilgi bir


b irle rin e yakndan b a ld r ve
birbirlerini berkitmeye yararlar. rne
in, bir doktorun bilginin zerinde hak
diretisinde bulunmas, bu bilgiler bir
hastane gibi kurumsal bir balamda
klgya dkldklerinden, gcn ze
rinde de hak diretisinde bulunmasdr.
Salk ve hastalkla ilgili bilgideki art,
doktorlara g verdi; onlar, hastalar
zerinde yetke diretisinde bulunabili
yorlard. Foucault, gc ve bilgiyi tar
tma yollar salayan "sylemlerin"
geliimini betim ler -rnein, bir
"Foucaultcu" (Foucault'nun savlarn
destekleyen biri) 'tbbi sylemlerden'
sz edebilir (s. 60'a baknz).

Youcault veg
Fransz sosyolog Michel Foucault
(1 9 2 6 -1 9 8 4 ) da g hakkndaki
Weber'n gcnn biimsel tanmndan
ok uzak olan bir anlat gelitirmitir.
Foucault, gcn, devlet gibi bir tek
kurumda younlamadn ya da
bireylerin herhangi bir tek topluluu
tarafndan elde tutulmadn ileri
sryordu. O, Stephen Lukes'unki de
iinde olmak zere gcn bu daha eski
modellerinin saptank kimliklere bel
baladn ileri sryordu. G, kimlii
kolayca belirlenebilen topluluklar
tarafndan elde tutuluyordu: rnein,
(Markslara gre) yneticiler snf ya
da (feministlere gre) erkekler. Bunun
yerine, Foucault gcn toplumsal
etkileimin tm dzeylerinde, tm
toplumsal kurumlarda, tm insanlar
tarafndan iletildiini ileri srd.

895

Siyaset sosyolojisi dosdoru at


m kuramlarndan (s. 56'ye baknz),
zellikle Marxlk'n ekonomiyle ilgili
yorumlarndan uzaklap toplumsal
cinsiyet ya da cinsellik gibi temelinde
kimliin olduu siyasal savam biimle
rine ynelince, Foucault'nun fikirleri
poplerlik kazanmtr (Foucault 1967,
1978). Foucault'nun anlats, gcn
yetkeci ve zorlayc biimlerinin arasn
daki yukarda tantlan yaln blnm
paralar (s. 893'e baknz), nk g
baat topluluklar tarafndan uygulanan
bir ey olmaktan ok, tm toplumsal
ilikilerde bulunan bir ey olarak
anlalr. Dolaysyla, Foucault'nun g
hakkndaki kavramlatrm, siyasal
olana degin kavramlatrm geniletir.
Bununla birlikte, Foucault'yu eletiren
ler, onun, gndelik toplumsal etkileim
lerde gcn ileme biimlerinin pek
incelikli bir anlatsn salamakla birlik-

S iy a s a , H k m e t v e T e r r iz m
m * !" il m r

I:iw .< lb fW * **r-

te, terime degin puslu kavramlatrmnda, gcn askeriye ya da toplumsal


snf gibi yaplanmlarda younlamas
nn nem ini kmsediini ileri
srerler.
Gcn rakip kavramlatrmlarna
baktktan sonra, bu blmde imdi
resmi siyasada gcn kullanlma biimi
zerine younlayoruz. Bir sonraki
blmde, iki siyasal dzen biimini
inceleyerek siyasal g hakkndaki
tartmalardan, bunlarn uygulanma
sna dnyoruz.

Yetkecilik ve demokrasi
Tarih boyunca toplumlar eitli
siyasal dzenlere bel balamlardr.
Yirmibirinci yzyln balangcnda,
yani bugn bile, dnyann her yanndaki
lkeler kendilerini farkl rntlere ve
gruplam alara gre rgtlem eyi
srdrmektedir. imdi ou toplum
demokradk olduu -yani, halk tarafn
dan ynetildii- diretisinde bulunmalda
birlikte, siyasal ynetimin baka biim
leri var olmay srdrmektedir. Bu
blmde siyasal dzenin temel rnekelerinden ikisi olan demokrasiyi ve
yetkecilii tantacaz.

Yetkecilik
Eer aada inceleyeceim iz
demokrasinin, yurttalarn siyasal
meselelere etkin katlmn yreklendir
dii kabul edilirse, yetkeci devletlerde
katlm halktan esirgenir ya da serte
kstlanr. Byle toplumlarda, devletin
gereksinimleri ve karlar ortalama
yurttalarnkilerden ncelikli tutulur ve
devlet ynetimine kar durma ya da bir
nderi gten uzaklatrma iin hibir
yasal dzenek kurulmamtr.

Bugn yetkeci devlet ynetimleri


-ilerinden kimileri demokratik olduk
lar savndadr- olan pek ok lkede
vardr. Saddam Hseyin'in nderliinde
2003'e dek Irak, uygunsuzluun bas
trld ve doal kaynaklarn fazlaca bir
paynn seme bir aznln yarar iin
kullanld yetkeci devletin bir rne
iydi. Suudi Arabistan'daki ve Ku
veyt'teki gl monariler ve Myanmar'n (Burma) nderlii, yurttalarn
sivil zgrlklerini kat biimde kstlar
ve devlet ynetimiyle ilgili meselelere
anlaml katlm onlardan esirger.
Singapur'un Asyal ulusu szde
"yumuak yetkeciliin" bir rnei
olarak sklkla anlr. Bunun nedeni,
ynetim-deki Halkn Eylemi Partisi'nin,
gc penesinde smsk tutmas ama
toplumun neredeyse tm vehelerine
mdahale ederek yurttalar iin yksek
bir yaam niteliini gvenceye bala
masdr. Singapur, gvenliliiyle, sivil
dzeniyle ve tm yurttalarn top
lumsal olarak hesaba katlmasyla
dikkate deerdir. Singapur'un ekono
misi baarldr, caddeleri temizdir,
insanlarnn ileri vardr ve yoksulluk
neredeyse bilinmemektedir. Bununla
birlikte, maddi bakmdan yksek yaam
standardarna karn, p atma ya da
toplum iinde ttn ime gibi nemsiz
aykrlklar bile sert cezalarla cezaland
rlabilir; medyann, internet eriimine
ve uydu anaklarna sahip olmayla ilgili
sk dzenleme vardr; polis, kukulan
lan saldrlardan tr yurttalar
akkoymada srad glere sahiptir ve
bedensel cezalar ve lm cezas yay
gndr. Bu yetkeci denetime karn,
devlet ynetimiyle ilgili ortak doyum
yksek olmutur ve toplumsal eitsiz
likler baka pek ok lkeyle karlatrl
dnda olabildiince azdr. Singapur
demokratik zgrlklerden yoksun

896

S iy a s a . H k m e t v e T e r r iz m

olsa da, lkenin zerindeki yetkecilik


damgas, yazar William Gibson'n aday
"lm cezasnn olduu Disneyland"
diye betimlemesine yol aan daha
buyurganca rejimlerinkilerden farkldr.

Demokrasi
Demokrasi szcnn kkleri,
tek tek paralar demos Chalk1) ve kratos
Cynetim1) olan Yunanca demokratla
terimindedir. Dolaysyla, temel anla
myla demokrasi, ynetimde hkm
darlarn ya da soylular snflarnn deil,
halkn olduu bir siyasal dzendir. Bu,
kulaa yeterince duru gelmektedir ama
durum pek yle deildir. Demokratik
ynetim, kavramn nasl yorumlan
dna bal olarak eitli dnemlerde
ve farkl toplumlarda birbirine kart
biimler almtr. rnein, 'halk', tm
erkekleri, mal sahiplerini, beyaz erkek
leri, eitimli erkekleri ve yetikin
erkeklerle kadnlar imliyor olarak eitli
biimlerde anlalmtr. Kimi toplum
larda demokrasinin resmi olarak kabul
edilmi eidi siyasal alanla snrlanm
tr, oysa bakalarnda toplumsal yaa
mn daha byk alanlarna geni
letilmitir.
Belirli bir balamda demokrasinin
ald biim, byk lde onun deer
lerinin ve hedeflerinin nasl anlald
nn ve ncelikli tutulduunun bir sonu
cudur. Demokrasi genel olarak siyasal
eitlii gvenceye almay, zgrlemeyi
ve zgrl korumay, ortak kar
savunmay, yurttalarn gereksinim
lerini karlamay, ahlaki zgeliime
yardmc olmay ve herkesin karn
dikkate alan etkili karar verme srecini
salamay en iyi baarabilen siyasal d
zen olarak grlr (Held 1996). Bu
eidi hedeflere verilen arlk, demok

897

rasiye her eyden nce ortak gcn (z


ynetim ve z-dzenleme) bir biimi
gzyle mi, yoksa bakalarnn (rne
in, bir seilmi temsilciler topluluu)
karar verme srecini desteklemeye
yarayan bir ereve gzyle mi bakl
dn etkileyebilir.

Katlmc dem okrasi


Katlmc demokraside (ya da
dorudan demokraside) kararlar, onlar
dan etkilenenler tarafndan ortaklaa
olarak verilir. Eski Yunanistan'da uygu
lanan zgn demokrasi rnekesi
buydu. Yurtta olan kimseler, yani
toplumun kk bir aznl, siyasalar
gzden geirmek ve nemli kararlar
vermek iin dzenli olarak toplanrd.
Katlmc demokrasi, nfusun oun
luunun siyasal haklarnn olduu ve
herkesin onlar etkileyen tm kararlarn
verilme srecine etkin olarak katlmas
nn olanaksz olduu modern toplum
larda snrl nem tar.
Ancak, katlmc demokrasinin kimi
grnmleri modern toplumlarda
gerekten de bir rol oynar. Birleik
Devleder'in kuzeydousundaki New
England'daki kk cemaader, gele
neksel yllk "kasaba toplantlar" uygu
lamasn srdrmektedirler. Bu belirli
gnlerde, kasabann tm sakinleri devlet
ynetiminin ya da federal ynetimin yarg
yetkisine girmeyen yerel meseleleri
tartmak ve oylamak iin biraraya gelir.
Katlmc demokrasinin baka bir rnei,
insanlarn belirli bir meseleyle ilgili
grlerini davurduklar referandumlann yaplmasdr. ok sayda insana
dorudan danma, meseleyi, yandanacak bir ya da iki soruya indirgeyerek
yalnlatrma yoluyla olanakl klnr.
Referandumlar nemli siyasa kararlarn

S iya sa , H k m e t v e T e r r iz m

Kuzey Kore'de bir 1 Mays gn geit treninde askeri g gsterisi. lke, belki de dnyada siyasal olarak
en yaltlm lkedir ve nderi en yetkeci nderlerden biridir. Devlet Bakan Kim Jong-il ksa zaman nce
erkeklerin salarnn be santimetreden daha uzun olamayacan buyurmutur. Elli ya zerindeki
kellemekte olan erkeklere "tarama pay" olarak fazladan iki santimetreye izin verilir.

ekillendirmede kimi Avrupa lkelerinde


ulusal dzeyde dzenli olarak kullanlr.
2005'te birka Avrupa lkesinde,
nerilen Avrupa Anayasas'm imzala
malarnn iyi olup olmayacayla ilgili
referandumlar oldu. Birleik Krallk da
bir oylama yapmay kabul etti ama 2005
Mays'nda nerinin Fransa'daki ve
Hollanda'daki yenilgisi, szleimin yakn
gelecekte benimsenmesiyle ilgili umutlan
ykt ve Britanya'da referandumla ilgili
tasarlarn askya alnmasna neden oldu.
Referandumlar, Kanada'nn yaygn
olarak Franszca konuulan eyaleti olan
Quebec gibi etnik ulusu blgelerde
aynlkla ilgili tartmal meselelerde karar
vermede de kullanlmtr.

T e m s ili d e m o k r a s i

zel bir referandum gibi zgl


rnekler dnda, uygulanabilirlikler
katlmc demokrasiyi byk bir lekte
kullansz klar. Bir topluluu etkileyen
kararlarn, bir btn olarak onun yeleri
tarafndan deil, onlarn bu amala
semi olduklar insanlar tarafndan
verildii siyasal dzenler olan temsili
dem okrasi bugn daha yaygndr.
Ulusal devlet ynetimi alannda temsili
demokrasi, kongrelerle, parlamento
larla ya da benzer ulusal kurullarla ilgili
seimler biimini alr. Temsili demok
rasi, topluca bir ulusal topluluun
ierisindeki eyaletler ya da devletler,

898

S iyasa, H k m e t v e T e r riz m

kentler, iller, ileler ve baka blgeler


gibi, toplu kararlarn alnd baka
dzeylerde de vardr. Pek ok byk
rgt, kilit kararlar almas iin kk
bir yrtme yarkurulu semek yoluyla
m eselelerini tem sili dem okrasiyi
kullanarak ekip evirmeyi yeler.
Oy verenlerin iki ya da daha fazla
parti arasnda seim yapabildii ve
yetikin nfusun ounluunun oy
hakknn olduu lkeler, genellikle
zgrlk demokrasiler diye adlan
drrlar. Britanya ve teki Bat Avrupa
lkeleri, A.B.D. Japonya, Avustralya ve
Yeni Zelanda, tm bu ulama girerler.
Gelimekte olan dnyada da Hindistan
gibi pek ok lkenin zgrlk
demokratik dzenleri vardr ve grece
imiz zere, bu say gitgide artmaktadr.

Demokrasinin kresel
yaylm

1970'lerin ortalarnda dnyadaki


tm toplumlarn te ikisinden fazlas
yetkeci saylabilirdi. O zamandan bu
yana, durum belirgin biimde deimi
tir -imdi toplumlarn te birinden az,
yaps bakmndan yetkecidir. Demok
rasi artk Bat lkelerinde younlam
olmayp imdi en azndan ilkece,
dnyann pek ok alannda arzulanan
devlet ynetimi biimi olarak destek
lenmektedir. David Held'in (1996)
dikkat ekmi olduu zere, "demok
rasi imdiki ada siyasal meruluun
temel standard durumuna gelmitir".
Bu blmde zgrlk demokra
sinin kresel yaylmn gzden
geireceiz ve onun poplerliiyle ilgili
olanakl kimi aklamalar nereceiz.
Sonra ada dnyada demokrasinin
kar karya geldii sorunlardan
kimilerini inceleyeceiz.

Komnizmin k

Gelecein siyaset sosyologlar


geriye, 1980'lere ve 1990'lara baktkla
rnda, zel olarak bir tarihsel geliimin
gze arpmas olasdr: Dnyann
uluslarndan pek ounun demokratik
lemesi. 1980'lerin bandan bu yana
Latin Amerika'da ili, Bolivya ve
Arjantin gibi birka lke yetkeci askeri
ynetimden, bymekte olan bir
demokrasiye geii deneyimlemitir.
Benzer biimde, Komnist blokun
1989'da kyle, pek ok Dou
Avrupa devleti -rnein, Rusya, Polon
ya ve ekoslovakya- demokratik
olmutur. Ve Afrika'da -Benin, Gana,
Mozambik ve Gney Afrika da iinde
olmak zere- nceleri demokratik
olmayan uluslar, demokratik lkleri
kucaklar olmutur.

899

Uzun bir zaman boyunca dnyann


siyasal dzenleri, eski Sovyeder Birlii'nde ve Dou Avrupa'da bulunduu
(ve bugn de in'de ve az saydaki
baka birka lkede var olan) biimiyle
komnizm ile zgrlk demokrasi
arasnda blnmt. Yirminci yzyln
byk blm boyunca dnyann
nfusunun byk bir ksm ynelim
bakmndan komnist ya da sosyalist
siyasal dzenler altnda yaad. 1883'te
Marx'n lmn izleyen yz yl, onun,
krenin her yannda sosyalizmin
yaylmyla ve ii devrimleriyle ilgili
ntansn destekler grnyordu.
Her ne denli bu lkelerdeki
dzenler Bat'daki insanlarn demokra
siden anlad eyden byk lde
farkl idiyse de, komnist devleder

S iy a s a , H k m e t v e T e r riz m

1989'da Berlin Duvar'nn yerle bir edilmesi Dou'da Komnizm'in hzl paralannda simgesel bir and ve
zgrlk demokratik kurumlarn grlmedik bir yaylmna yol at.

kendilerine demokrasi gzyle baktlar.


Komnizm zce tek partili ynetimle
ilgili bir dzendi. Oy verenlere, farkl
partiler arasnda deil ayn partinin
-Komnist Partinin- farkl adaylar
arasnda bir seim hakk veriliyordu ve
sklkla, adayln koyan yalnzca bir kii
oluyordu. Bylece, gerek bir seim
hakk hi mi hi yoktu. Sovyet tarz
toplumlarda Komnist Parti kukusuz
en baat gt: Yalnzca siyasal dzeni
deil, ekonomiyi de o denetliyordu.
Eitimli bilginlerden ortalama
yurttalara dek Bat'daki neredeyse
herkes komnist dzenlerin derinden
yerlemi olduuna ve kresel siyasann
kalc bir zellii durumuna geldiine
inanyordu. Bir dizi "kadife devrimle"

kom nist rejim ler birbiri ardna


kerken, 1989'da yaylmaya balayan
olaylarn arpc akn nceden
bildiren, eer varsa, pek az kii vard.
Batan baa Dou Avrupa'da kat ve
yaygn biimde yerlemi bir ynetim
dzeni gibi grnen ey, neredeyse bir
gecede bir yana atld. Komnistler
yarm yzyldr baat olduklar lkelerde
gitgide hzlanan bir dizilim iinde
glerini yitirdiler: Macaristan, Polon
ya, Bulgaristan, D ou Almanya,
ekoslovakya ve Romanya. Sonunda,
tam da Sovyetler Birlii'nin ierisinde
Komnist Parti gcn denetimini
yitirdi. 1991'de SSCB'yi oluturan on
be cumhuriyet bamszlk ilannda
bulununca, son Sovyet nder Mikhail
Gorbaov "devletsiz bir bakan" duru

900

S iy a s a , H k m e t v e T e r riz m

muna gelmi oldu. in'de bile, 1989'da


Tiananmen Meydan'nda protesto
yapan renciler ve bakalar, ordu
tarafndan kyc biimde datlmalar
na dek, Komnist Parti'nin g zerin
deki penesini sarsar grnd.
Sovyetler Birlii'nin dnden
bu yana demokratikleme sreleri
yaylmay srdrd. Dnyann en yet
keci devletlerinden kimileri olan
devleder arasnda bile demokratikleme
belirtileri yakalanabilir. Afganistan,
Sovyet birliklerince 1979'da istila edil
diinden beri Sovyeder Birlii tara
fndan denetlenmekteydi. SSCB igali
on yl sonra, mcahiderin (Mslman
gerilla savalar) iddetli direniinin
ardndan sona erdi. 1990'larn balarn
da, lke, mcahit blklerinden oluan
sava aalarnn arasndaki i savan
gerekletii yerdi. 1996'ya gelindiinde
Taliban lkenin ounun denetimini
ele geirmi ve bir "salt slam devle
tinin" yaratmaya balamt. Onlar
slam yasalarnn ar bir yorumunu
ortaya koyarak halka ak idamlar ve el,
kol, kafa kesmeyi balattlar, kzlarn
okula gitmesini, kadnlarn almasn
ve 'uar' elenceyi yasakladlar. 11 Eyll
olaylarnn ardndan, A.B.D, terr
saldrlaryla balantlandrd Taliban'
devirme abalarn baarl bir biimde
yrtt. 2001'in sonunda, Hamid
Karzai, Afganistan'n Geici Ynetim'inin Bakan seilerek 2002 Haziran'nda Cumhurbakan oldu ve yeni
bir anayasann onaylanmasn salamay
sdendi. 2004 Ocak'nda imzalanan
anayasa, gl bir yrtme kurulu,
slam'a lml bir rol ve insan haklarna
temel koruma salamaktadr. Afganis
tan'da ilk seimler 2004 Ekim'inde
yapld ve Karzai'nin Cumhurbakan

901

olarak be yllk bir yetki kazanmasyla


sonuland.
Dnya nfusunun bete birinin
iinde bulunduu in'de, komnist
devlet ynetimi daha demokratik olma
ynnde gl basklarla kar karya
dr. in'de binlerce kii demokrasi
arzularnn iddet iermeyen davuru
mundan tr tutukevlerinde kalmak
tadr (s. 904'te internet ve demokratikleimle ilgili kutuya baknz). Ama
Komnist devlet ynetimi tarafndan
direnile karlanan ve demokratik bir
dzene geii gvence altna almak iin
etkin olarak alan topluluklar vardr.
Son yllarda, Myanmar, Endonezya ve
Malezya gibi baka yetkeci Asya
devlederi de gitgide artan demokratik
harekedere tanklk etmilerdir. Daha
fazla zgrlk iin yaplan bu arlarn
kimileri iddetli karlklar bulmutur.
Ne olursa olsun, "demokrasinin kre
sellemesi" dnyann her yannda hzla
srmektedir.
Demokrasiye doru bu genel
eilim taa kazlm deildir. Polonya,
ek Cumhuriyeti, Macaristan ve Baltk
devlederi gibi eski Sovyet blokundaki
kimi lkelerde zgrlk demokrasi
sk skya benimsenir grnmekle
birlikte, Sovyetler Birlii'nin eski Orta
Asya cumhuriyederi, Yugoslavya ve
hatta Rusya gibi baka lkelerde,
demokrasi krlgan olarak kalmaktadr.
Gerekten de, demokratik siyasal
kurumlarn tarihte eitli noktalarda
k rlg a n ve in c in e b ilir olduu
gsterilmitir. rnein, dnyann en
militan slam devlederinden biri olan
ran'da gl m ollalarla (dinsel
nderler) ilgili ortak honutsuzluk,
reform yanls Cumhurbakan Muhammed Hatemi'nin 1997'de oylarn

S iya s a , H k m e t v e T e r r iz m

yzde 70'inden fazlasyla seilmesine


neden oldu. ran'a demokrasi geliyor
gibi grnyordu. Hatemi, demokra
siye duyulan ortak zlemin tam da
dzenin kyle sonulanacan
kabul eden bir nder olarak Mikhail
Gorbaov'a benzetiliyordu. Bununla
birlikte, dinsel tutucularn parlamento
nun denetimini yeniden ele geirmele
rinden sonra Hatemi yalnzca snrl
reformlar yapmada baarl oldu, ve
onlarn bir yesi olan Mahmud Ahmedinecad'n 2005 Haziran'nda cumhur
bakan seilmesi, daha fazla demok
ratik reform olasln epey drd.
ran'n yakn tarihi, demokratikleme
nin tersine evrilemez bir sre oldu
unu dnmememiz gerektiini gs
terir. Ancak, demokratiklemenin daha
byk kreselleme kuvvetlerine bal
olmas, demokrasinin geleceiyle ilgili
iyimserliin nedenidir.
Taliban'la, terrizmle ve onun dem ok
rasiler iin yaratt risklerle ilgili daha
fazla bilgi iin s. 929-38'e baknz.

Demokrasinin zaferi: tarihin sonu mu?


A d "ta rih in s o n u " dey iiyle a n la g e le n y a z a r, F r a n c is
F u k u y a m a 'd r ( 1 9 8 9 ) . F u k u y a m a 'r u n ta rih in s o n u n a
d e g in p e k s o r g u la n a n k a v ra m la tr m n m te m e lin d e
k a p ita liz m in v e z g r l k d e m o k ra s in in d n y a
a p n d a k i u tk u su v a rd r. F u k u y a m a 'm n sav n a g r e ,
D o u A v ru p a 'd a k i 1 9 8 9 d e v rim le r in in , S o v y e d e r
B irli i'n in d a lm a s n n v e b a k a b lg e le rd e o k
p artili d e m o k ra s iy e d o r u b ir g e i in a rd n d a n , d a h a
esk i a la rn d n g s e l sa v a la r s o n a e rm itir.
T a rih in s o n u , s e e n e k le rin s o n u d u r. A r tk h i k im se
m o n a r iy i s a v u n m a m a k ta d r v e fa iz m g e m i e
ilikin b ir o lg u d u r. B u d en li u z u n z a m a n d r B a t
d e m o k ra s is in in b y k rak ib i o la n k o m n iz m d e
y le. M a r x 'n n c e d e n b ild irim in in te rs in e ,
k a p ita liz m , s o s y a liz m le o la n u z u n sav am n
k a z a n m tr v e im d i z g r l k d e m o k ra s i m e y d a n
o k u n a m a z o la ra k d u rm a k ta d r . F u k u y a m a , "in s a n
t r n n d n g s e l e v r im in in s o n n o k ta s n a v e
in sa n y n e tim in in s o n u l b i im i o la ra k B a t
d e m o k ra s is in in e v r e n s e lle im in e " e ri m i
o ld u u m u z u ileri s re r.
F u k u y a m a 'r u n sav e le tire l k arlk lara y o l a m tr,
a n c a k b ir a n la m d a o , z a m a n m z n kilit
g r n g le r in d e n b irin i a y d n la tm tr. im d ile rd e ,
p a z a rn k in in v e z g r l k d e m o k ra s in in k in in
te s in d e e k o n o m ik v e siy asal r g d e n im b iim le ri
im g e le m e y i b a a r a n h i b ir b y k e s e m e n kitlesi ya
d a k itlesel h a r e k e t y o k tu r. B u n u n la b irlik te, im d i

Demokrasinin poplerliini
aklamak
Demokrasi neden bu denli popler
olmutur? Sklkla anlan bir aklama,
siyasal ynemin teki biimlerinin
denenip baarszla uram olmasdr
-demokrasinin, "en iyi" siyasal dzen
olduunu kantlam olmasdr. D e
mokrasinin yetkecilikten daha iyi bir
siyasal rgtlenme biimi olduu aka
grlmektedir ama bu tek bana son
zamanlardaki demokratikleme dalga
larn uygun biimde aklamaz. Bu
geliimlerin tam aklamas her bir
lkede demokrasiye geie neden nlan
toplumsal ve siyasal durumlarn ayrntl
bir zm lem esini gerektirm ekle
birlikte, kreselleme srelerinin bu

d u r u m b u y m u gibi g r n s e d e , b iz e a k o la n t m
s e e n e k le ri t k e tm i o ld u u m u z a n la m n d a , ta rih in
b ir d u r m a n o k ta s n a g e lm i o ld u u o k ku k u lu
g r n m e k te d ir . G e l e c e k te e k o n o m ik , siyasal y a d a
k lt rel d z e n in h a n g i y en i b i im le rin in o r ta y a
k a c a m k im s y ley eb ilir? T p k o r t a a
d n rle rin in d e re b e y li in g eriley iiy le birlik te
o r ta y a k a c a k o la n san ay i to p lu m u n a d e g in h ib ir
ip u la rn n o lm a d g ib i, b iz d e u a n d a d n y a n n
g e le c e k y zyl i in d e n asl d e i e c e in i n c e d e n
g re m e y iz .

Sorular
1 F u k u y a m a "ta rih in s o n u " dey iiyle n ey i a n la tm a k
is tiy o rd u ?
2 F u k u y a m a "ta rih in s o n u n a " e ri m i o ld u u m u z u
s a v la m a k ta hakl m y d ?
3 im d i k o m n iz m -s o n r a s a d a o ld u u m u z k ab u l
e d ilirse , b iz e h a n g i siyasal s e e n e k le r ak tr?

902

S iy a s a , H k m e t v e T e r z m

eilimde nemli bir rol oynam


olduundan pek az kuku du-yulabilir.
Birinci olarak, kresellemenin
beraberinde getirdii uluslararas
kltrel temaslarn artan says pek ok
lkede demokratik devinimleri dinletirmitir. letiim teknolojisindeki
ilerlemelerin yan sra, kresellemi bir
medya, demokratik olmayan pek ok
ulusun sakinlerini demokratik lklere
ak durum a g e tire re k , siyasal
sekinlerin seim ler dzenlem esi
ynndeki isel basky arrmr (kar
sayfada demokratikleim ve internede
ilgili kutuya baknz). Elbette, byle bir
bask zdevinimli olarak popler
egemenlik kavramnn yaylmasndan
kaynaklanamaz. Daha nemlisi udur
ki, kresellemeyle birlikte demokratik
devrimlerle ilgili haberler ve onlara
neden olan seferber etme srelerinin
anlatlar blgesel bir dzeyde abucak
yaylr. rnein, 1989'da Polonya'daki
devrimle ilgili haberin Macaristan'a
varmas pek ksa srmtr ve bu
devrim oradaki demokrasi yanls
eylemcilere almalarn onun evre
sinde ynlendirebilecekleri yararl,
blgesel olarak uygun bir model
salamtr.
kinci olarak kresellemi dnya
da nemi gitgide artan bir rol oynamaya
balam olan Birlemi Milleder ve
Avrupa Birlii gibi uluslararas rgder,
demokratik olmayan devledere demok
ratik ynlerde hareket etmeleri ynn
de d bask uygulamlardr. (Avrupa
Birlii s.908-9'daki kutuda tantl
maktadr). Kimi rneklerde, yetkeci
dzenlerin paralanmasn yreklen
dirm ek iin bu rgtler ticaret
ambargolarn, ekonomik geliim ve
istikrar iin borlarn koullu olarak

903

salanmasn ve eitli trlerde diplo


matik manevralar kullanmay baar
mlardr.
nc olarak, dnya kapitaliz
minin genilemesi demokratiklemeyi
kolaylatrmtr. Her ne denli ulusar
irketlerin buyurganlarla anlamalar
yapmaktan tr kt bir nleri varsa
da, irketler genellikle demokratik
devlederde i yapmay yelerler -siyasal
zgrle ve eitlie ynelik ikin bir
felsefi yelemeden tr deil, demok
rasiler baka trlerdeki devlederden
daha istikrarl olma eiliminde olduu
ve krlar olabildiince artrmada
istikrar ve nceden bildirilebilirlik zsel
olduu iin. zellikle gelimekte olan
dnyada ve eski Sovyetier Birlii'nde
siyasal, ekonomik ve askeri sekinler
sklkla, uluslararas ticaret dzeylerini
artrmak ve ulusar irkederi lkelerin
de maaza kurmaya yreklendirmek
iin can attklarndan, kimi zaman ken
dilerine ilikin bir demokratik gndem
arayna girerek, siyaset sosyolou
Barrington M oore'un (1966) bir
keresinde "yukardan devrimler" diye
adlandrd eye neden olmulardr.
u dorudur ki, eer kreselleme
en son demokratikleme dalgasnn tek
nedeni olsayd, bugn tm lkeler
demokratik olurdu. in, Kba ve Nijer
ya gibi yetkeci rejimlerin varln
srdrmesi, demokrasiye geii zorla
mak iin kreselleme kuvvederinin her
zaman yeterli olmadn antrr. Ama
demokratik harekeder bu lkelerin bile
birkanda ilerlemektedir, bu da kimi
sosyologlarn, kresellemenin etkisi
altnda gelecek yllarda daha ok ulusun
demokratikleeceini ileri srmesine
yol amaktadr.

S iya sa . H k m e t v e T e r riz m

Kreselleme ve gndelik yaam: internet ve demokratikleme


n t e r n e t k u v v e t li b i r d e m o k r a t i k l e t i r i c i k u v v e t t ir .

b u l u n m a k , d e m o k r a s i y a n ls b i r p a r t i k u r m a y

U l u s a l v e k l t r e l s n r l a r a a r , f i k i r l e r i n k r e n i n h e r

t a s a r l a m a k , " S A R S [ h a s ta l ] i l e ilg ili s y l e n t i l e r i "

y a n n d a y a y lm n k o l a y la t r r v e b e n z e r f ik ir li

y a y m l a m a k , y u r t d n d a k i t o p l u l u k l a r l a i l e t i i m

i n s a n l a r n s i b e r u z a y d a b i r b i r l e r i n i b u l m a l a r n a iz i n

k u r m a k , [ d i n s e l h a r e k e t ] F a l u n G o n g 'u n e z a s n a

v e r ir . D n y a n n h e r y a n n d a k i l k e le r d e g i t g id e d a h a

k a r d u r m a k v e 1 9 8 9 'd a k i d e m o k r a s i

o k i n s a n d z e n li o l a r a k i n t e r n e t e e r i m e k t e v e b u n u

p r o t e s t o la r n a k a r a lm a n s k n le m in y e n id e n

y a a m b i e m i i i n n e m l i s a y m a k ta d r . A n c a k ,

g z d e n g e i r i l m e s i a r s n d a b u l u n m a k ; b u n l a r n

i n t e r n e t i n d e v i m s e l y a y lm , o n l i n e e t k i n l i i n d e v le t

t m , y e t k e l il e r t a r a f n d a n " d e v i r i c i " y a d a " d e v l e t

y e t k e s in i d e v i r m e g i z i lg c n a y r m s a y a n d e v l e t

g v e n l i i n i t e h l i k e y e d r c " s a y la n

y n e tim le r i z e llik le , y e tk e c i o la n la r

e t k i n l i k l e r in r n e k l e r i d i r . B y l e s u l a m a l a r

t a r a f n d a n b i r

t e h d i t o l a r a k a l g l a n m a k t a d r . H e r n e d e n li i n t e r n e t i n

n e r e d e y s e h e r z a m a n h a p is c e z a la ry la

a z o k z g r c e v a r o lm a s n a o u l k e d e iz in

s o n u l a n m a k t a d r .

v e r i l m i s e d e , k i m i d e v le t l e r o n u n y u r t t a l a r
t a r a f n d a n k u ll a n m n k s d a m a k i i n a d m la r a t m a y a

D a h a n c e k i b ir a k ta r m n d a A f r g t " 3 0 .0 0 0
d e v le t g v e n lik p e r s o n e lin in , s y le n e n e g r e , s o h b e t

b a l a m t r .

o d a la r n v e z e l e - p o s t a ile tile rin i g z le m e k t e


n t e r n e t i n t ic a r i o la r a k k u l la n l a b il ir o l m a s n d a n

o ld u u " k e s tir im in d e b u lu n m u tu ( 2 0 0 2 ) .

y a ln z c a s e k i z y l s o n r a , 2 0 0 3 ' n s o n u n a g e l i n d i i n d e ,
i n 'd e k i i n t e r n e t k u l l a n c l a r n n s a y s 7 9 . 5 m i l y o n a
u la m t v e b u t o p l a m h z l a a r t m a y s r d r m e k t e d i r .

B a k a d e v le t y n e tim le r i d e b e n z e r s o n u la r a
v a rm la r d r. B u r m a d e v le t y n e tim i, " d e v le t
y n e t i m i n e z a r a r l " r e n i l e l i i n t e r n e t y a d a e - p o s t a

i n 'i n K o m n i s t n d e r l i i n i n g z n d e , i n t e r n e t ,

a r a c l y la y a y m a y y a s a k l a d n d u y u r m u t u r .

s iy a s a l k a r d u r u t o p l u l u k l a r n n e t k in l ik le r in i
e g d m l e m e s i n e i z i n v e r e r e k d e v le t g v e n l i i i i n

M a le z y a lI y e t k e l il e r , s i b e r k a f e l e r i n , b i l g is a y a r la r n
k u l l a n a n t m b i r e y l e r i n l i s t e l e r i n i t u t m a l a r n

t e h l i k e li b i r t e h d i t o lu t u r m a k t a d r .

is t e m l e m i l e r d ir . r a n d e v l e t y n e t i m i n d e k i d i n s e l
n t e r n e t i n h z l b y m e s i n e k a r l k o la r a k , i n d e v l e t

tu tu c u la r 2 0 0 3 ' n s o n la r n d a y z le r c e in t e r n e t k a fe y i

y n e tim i d z in e le r c e d z e n le m e o rta y a k o y m u ,

z o r la k a p a tm la r v e k a fe s a h ip le r in in , m te r ile r in

b i n l e r c e i n t e r n e t k a f e y i k a p a t m , e - p o s t a l a n , a r a m a

u z u n b i r " t r e t a n m a z v e s l a m k a r t s i t e l e r "

m o t o r l a r n , y a b a n c h a b e r l e r i v e s iy a s a l o la r a k d u y a r l

d i z e l g e s i n e e r i i m in i k s d a m a l a n n g e r e k t i r e n y e n i

w e b s i t e l e r i n i b l o k e e t m i v e y a s a k l a n a h t a r s z c k l e r

k u r a lla r o r t a y a k o y m u la r d r .

v e t e r i m l e r l e ilg ili w e b a r a m a la r i i n b i r f l t r e l e m e

Sorular:

d z e n i o r t a y a k o y m u t u r . N e o l u r s a o l s u n , y le
g r n y o r k i, i n 'd e d e n e t i m l e r i n s k l a t r l m a s n e

1 n t e r n e t , d e m o k r a t i k l e t i r e n b i r k u v v e t o la r a k i

k a d a r h z l y s a , i n t e r n e t e y l e m c i li i d e o k a d a r h z l

g r m e d e d a h a e s k i t e k n o l o ji b i i m l e r i n d e n h a n g i

o la r a k b y m e y i s r d r m e k t e d i r .

b a k m l a r d a n f a r k ld r ?

2 0 0 4 't e U l u s l a r a r a s A f r g t u n u a k ta r d :

O n l i n e d i l e k e l e r i m z a l a m a k , y o z la m a b i r s o n
v e r ilm e s i v e y e n id e n b i im le n d ir m e i in a rd a

Demokrasinin ba dertte mi?


Demokrasi byle yaygnlamaya
balad iin, onun ok baarl bir
biimde ilem esini bekleyebiliriz.
Ancak, durum byle deildir. Neredey
se her yerde, demokrasi bir glk
iindedir. Bu, yalnzca Rusya'da ve teki
eski komnist toplumlarda demokradk
bir dzen kurmann g olduunun
ortaya kmasndan tr deildir.

n t e r n e t i n k r e s e l d e m o k r a s i n i n y a y lm n

z e n d ir d i i k a b u l e d ilir s e , k r e s e l b ir k lt r d e m i
z e n d ir m e k te d ir ?

Grne gre, demokrasinin ba,


demokrasinin kayna olan balca
lkelerde -Birleik Krallk bunun iyi bir
rneidir- derttedir. Baka Bat
lkelerinde olduu gibi Britanya'da da
Avrupa seimlerinde, genel ve yerel
seimlerde oy kullanan insanlarn says
1990'lann bandan bu yana dikkate
deer lde azalmtr (20.1. Tabloya
baknz).

904

S iyasa, H k m e t v e T e r riz m

Oy verenlerin gitgide artan duygusuzluu nasl aklanr?

Oy vermedeki azalmann, Bat'daki


insanlarn gc elinde bulunduranlara
gvenlerini yitirdiklerini gsterdii
savlanmtr: Kimi akademisyenler ve
siyasetiler toplumda daha geni bir
"gven bunalmndan" sz etmilerdir.
Filozof Onora O'Neil (2002) bu
gr yle zetler:
G v e n s iz lik

ve

k u k u
ve

y a a m n
bunun

iy i

t m

a la n la n n a

y a y l m t r

n e d e n in in

o l d u u v a r s a y l a b il ir . Y u r t t a

b ir

la rn d e v le t y n e tim le r in e y a d a s iy a s e t
ile r e , y a d a b a k a n la r a y a d a p o lis e y a d a
m a h k e m e le r e
a r tk

ya

da

tu tu k e v i h iz m e tin e

g v e n m e d ik le ri

s y le n m e k te d ir .

T k e tic ile r in , i y e r le r in e , z e llik le b y k


i y e r le r in e y a d a o n l a n n r n le r in e a r t k
g v e n m e d ik le r i s y le n m e k te d ir . H i b ir i
m iz in b a n k a la ra y a d a s ig o r t a c la r a y a d a
e m e k li
d i im iz

a y l

s a l a y c l a r n a

s y le n m e k te d ir .

gvenm e
H a s ta la r n

905

d o k to r la r a
z e llik le

a r tk g v e n m e d ik le r i . . .

de

h a s ta n e le r e

d a n m a n la r n a

a r tk

ya

da

ve

h a s ta n e

g v e n m e d ik le r i

s y le n m e k te d ir . K s a c a s

"g v e n

y itim i"

z a m a n m z n b i r k li e s i d i r .

yle grnyor ki, kantlar, en


azndan parti siyasas sz konusu oldu
unda, bir gven yitimini dorulamak
tadr. rnein, genel seim yllarnda
Birleik Krallk'ta, oy verenlere, devlet
ynetiminin "her zaman ya da ou
zaman" ulusal karlar parti karlar
nn zerinde tuttuuna gvenip
gvenmediklerini soran derlemeler
yaplm; bu meselede devlet yneticile
rine gvenmediklerini syleyen insanla
rn says 1987'deki yzde 47'den,
1992'de yzde 33'e ve 2001'de yzde
28'e dt (Skidmore ve Harkin 2003'te
alntalanmtr).

S iya sa , H k m e t v e T e r riz m

2 0 .1 . Tablo Birleik Krallk genel


seimleri: sem en kitleleri ve
geerli oylar, 1 9 4 5 -2 0 0 5
Yl
1945
1950
1951
1955
1959
1964
1966
1970
ubat 1974
Ekim 1974
1979
1983
1987
1992
1997
2001
2005

Geerli oylar %a
72.8
83.9
82.6
76.8
78.7
77..1
75.8
72.0
78.8
72.8
76.0
72.7
75.3
77.7
71.5
59.4
61.3

aSemen kitlesinin bir yzdesi olarak toplam geerli oy


K aynak: http://w w w .elec.tora!reform .org.uk/publlcations/statistics/turnouts.htm

eriim tarihi: 30.6.2005

Kimileri, bunun gibi eilimlerin,


insanlarn gitgide artan biimde yetke
nin geleneksel biimlerinden kuku
duyduklarna iaret ettiini savlamtr.
Bununla balantl olarak demokratik
uluslarda siyasal deerler bakmndan,
"ktlk deerlerinden" uzaklalp "mad
decilik sonras deerlere" ynelinmitir
(Inglehart 1997). Bu, belirli bir eko
nomik refah
dzeyine ulaldktan
sonra, oy verenlerin ekonomik mese
lelerden ok kendi bireysel yaam
biemlerinin niteliiyle, rnein anlaml
bir i yapma arzusuyla ilgili olmaya
baladklar anlamna gelir. Bunun bir
sonucu olarak, oy verenler kiisel
zgrlkle ilgili meseleler dnda
genellikle ulusal siyasayla daha az
ilgilidir.

Son yirmi otuz yl, ayrca, birka


Bat lkesinde refah devletinin saldrya
urad bir dnem olmutur. Uzun
dnemler boyunca urunda savalan
haklar ve kazanmlar, sorgulanm ve
geri alnmtr. Birleik Krallk'taki
Tutucular ya da A.B.D'deki Cumhuri
yetiler gibi sa kanat partiler,
lkelerinde refah gideri dzeylerini
indirme giriiminde bulunmulardr. Bu
ynetimsel ksntnn bir nedeni,
1970'lerin banda balayan dnyadaki
genel gerilemenin bir sonucu olarak
devlet ynetimleri iin eriilebilir olan
gelirlerin azalmasdr. Ancak, yle
grnyor ki, pek ok zsel maln ve
hizmetin salanmasnda devlete bel
balamann etkililiiyle ilgili olarak
yalnzca kimi devlet ynetim leri
tarafndan deil, onlarn yurttalarnn
pek ou tarafndan da paylalan,
gitgide artan bir kukuculuk gelimitir.
Bu kukuculuun temelinde, refah
devletinin brokratik, yabanclatrn
ve verimsiz olduu ve refah kazanmlarnn, elde etmek zere tasarlanm
olduklar eyin altn oyan ters sonular
yaratabilecei inanc vardr.

Kresel ynetim
Amerikal sosyolog Daniel Bell'in
gzlemledii zere, ulusal hkmet,
kresel ekonomik yarma ya da
dnyadaki evre ykm gibi byk
sorulara karlk veremeyecek kadar
kktr ama kk sorularla, belirli
kentleri ya da blgeleri etkileyen
meselelerle uraamayacak kadar da
bymtr (Bell 1997). rnein,
h k m etlerin , kresel ekon om i
ierisindeki balca eyleyenler olan dev
irkeerin etkinlikleri zerinde pek az
gc vardr. Britanya'da bir irket
Birleik Krallk'taki retim tesislerini

906

S iyasa, H k m e t v e T e r riz m

kapatp retimi Malezya'ya kaydrmaya


karar verebilir, rnein, elektrikli
sprge reticisi Dyson'n cretleri
drmek ve baka irketlerle daha
etkili biimde yarmak iin 2002'de
yapt gibi. Bunun sonucu, Britanyal
iilerin ilerini yitirmeleridir. Onlarn,
hkmetten bir eyler yapmasn iste
meleri olasdr ama ulusal hkmeder
dnya ekonomisine sk skya bal olan
sreleri denetlemeyi baaramazlar.
Hkmetin tm yapabildii, isizlik
yardmlar ya da yeniden meslek eitimi
salamak yoluyla darbeyi yumuatmaya
almaktr.

H erhangi bir kararn Kurul'dan


gemesi iin be daimi yenin tmnn
oylar iinde olmak zere dokuz oy
gerekir. BM, 2003'te Irak'a kar kuvvet
kullanmaya belirtik olarak izin veren bir
karar desteklememitir, nk Fransa
bunu veto etme tehdidinde bulunmu
tur. Bu blmn balangcnda gr
dmz zere bu, gcn meru
olmayan bir kullanm olduu iin sava
knayan, eletiren kimseler tarafndan
sz edilen balca zeminlerden biriydi.
Dnyann daha yoksul lkelerinin b
yk ounluunun grleri mnaza
rayla byk lde badamyordu.

Kreselleme yeni riskler yaratm


tr: rnein, kitle imha silahlarnn,
kirliliin, terrn ve uluslararas fnans
bunalmlarnn yaylm. Bu meseleler
tek bana ulus-devletler tarafndan
zlemez ve kresel riskleri paylama
nn bir yolu olarak Dnya Bankas,
Dnya Ticaret rgt ve Birlemi
Milletler gibi uluslararas devlet rgt
ler (UD) yaratlmtr. Bu rgtler
kresel ynetimle ilgili tartmlarn
temelini oluturur. Kresel ynetim,
kresel bir dzeyde devlet ynetimi
yaratmakla ilgili deildir. O, bunun
yerine, kresel sorunlar zmek iin
gereksinim duyulan kurallar ereve
siyle ve bu kurallar erevesini gven
ceye balamak iin gereksinim duyulan
(gerek uluslararas rgder gerekse
ulusal hkmetler iinde olmak zere)
baka baka kurumlardan oluan
kmeyle ilintilidir. Bu sorunlar zmek
iin oktan kurulmu olan kresel
rgtlerin pek ou demokratik sorum
luluktan yoksundur. rnein, BM
Gvenlik Kurulu'nun on be yesi olup
bunlardan bei daimidir: A .B.D ,
Britanya, Fransa, in ve Rusya
dnyann en gl lkelerinden birka.

U D 'lerin ortaya k 16. Blm ,


" rgtler ve A lar", s. 698-701'de
tartlmtr.

907

yleyse, devlet dzeyinde bir


demokratik ynetimin olaylarn akyla
baa kamayacak denli kt donanm
grnd bir ada demokrasinin
yazgs nedir? K im i gzlem ciler
yaplacak pek az eyin olduunu,
hkmetlerinin evremizde gerekle
mekte olan hzl deiimleri denetle
meyi unlamayacam ve en saduyulu
eylem biiminin, hkmetlerin roln
azaltmak ve pazar kuvvetlerinin kla
vuzluk etmesine izin vermek olduunu
ne srerler.
Britanyal sosyolog David Held bu
gr sorgular. Held (2004) kresel bir
ada bizim hkmete gereksinimi
mizin daha az deil, daha fazla
olduunu ileri srer. Ancak, imdiki
amzda etkili ynetim, demokrasi
nin, ulus-devlet dzeyinin yan sra
onun stnde ve altnda da derinle
mesi isteminde bulunur. Held, kresel
lemenin getirdii yeni meydan oku
malar yiite karlamak iin bir kresel
sosyal demokrasiye gereksinim duyul-

S iya sa , H k m e t v e T e r r iz m

Avrupa Birlii
A v r u p a B i r l i i 'n i n t a r ih s e l Kkleri k i n c i D n y a

H e r b ir i z g l b ir r o l o y n a m a k z e r e , b e A B k u r u m u

S a v a 'n d a b u l u n u r . B y l e b i r y k m n b i r d a h a

v a rd r:

o lm a s n e n g e ll e m e k i i n A v r u p a 'n n b t n l e t ir i l m e s i
fi k r i i le r i s r l d . B r i t a n y a 'n n s a v a z a m a n
B a b a k a n W i n s t o n C h u r c h i l l 1 9 4 6 'd a b i r " A v r u p a

A v r u p a P a r l a m e n t o s u ( y e D e v l e d e r 'i n h a lk la r
t a r a f n d a n s e i li r ) ;

B ir le ik D e v le d e r i" i in a r d a b u lu n d u . A v r u p a

A v r u p a B i r l i i K u r u l u ( y e D e v l e d e r 'i n d e v le t

b i r l i i n e y n e li k i l k u y g u la m a la r F r a n s a D i l e r i

y n e tim le r in i t e m s il e d e r );

B a k a n R o b e r t S c h u m a n t a r a f n d a n 9 M a y s 1 9 5 0 'd e
b i r k o n u m a d a n e r i l d i . i m d i A B o l a n e y in " d o u m
g n " o l a n b u t a r ih h e r y l " A v r u p a G n " o la r a k

A v r u p a K o m is y o n u (itic i k u v v e t v e y r t c
k u r u ld u r );
A d a le t K u r u l u (y a s a y a u y g u n lu u g v e n c e y e b a l a r ) ;

k u tla n m a k ta d r.
B a l a n g t a , A v r u p a B i r l i i ( A B ) y a l n z c a a l a l k e d e n

D e n e t i l e r K u r u l u ( A B b t e s i n i n s a lk l v e y a s a y a

o lu u y o r d u : B e l i k a , A l m a n y a , F r a n s a , t a ly a ,

u y g u n y n e tim in i d e n e d e r ).

L k s e m b u r g v e H o lla n d a .

B u n l a r , b a k a b e n e m l i k u r u l t a r a f n d a n
d e s te k le n ir :

D a n i m a r k a , r l a n d a v e B i r l e i k K r a l l k 1 9 7 3 't e ;
Y u n a n i s t a n 1 9 8 1 'd e ; s p a n y a v e P o r t e k i z 1 9 8 6 'd a ;
A v u s t u r y a , F i n la n d i y a v e s v e 1 9 9 5 't e k a t ld . 2 0 0 4 ' t e
b a l c a o l a r a k D o u A v r u p a 'd a n o l m a k z e r e o n y e n i
l k e n i n k a t l m a s y la o z a m a n a d e k o la n e n b y k

A v r u p a E k o n o m ik v e T o p lu m s a l K o m is y o n u
( r g d e n m i s iv il t o p l u m u n e k o n o m i k v e t o p l u m s a l
m e s e l e l e r l e ilg ili k a n l a r m d a v u r u r ) ;

g e n i l e m e g e r e k l e t i . G e l e c e k b i r k a y l i i n d e

B l g e l e r K o m i s y o n u ( b l g e s e l v e y e r e l y e t k e l il e r i n

B u l g a r i s t a n ' n v e R o m a n y a 'n n d a A B 'y e k a t lm a s

k a n l a r n d a v u r u r ) ;

b e k l e n m e k t e d i r v e T r k i y e 'y l e y e lik g r m e l e r i
b a la m t r .

A v r u p a M e r k e z B a n k a s (p a ra s iy a s a s n d a n v e
a v ro y u y n e tm e k te n s o r u m lu d u r );

l k y lla r d a , A B l k e le r i n i n a r a s n d a k i i b i r l i in i n
b y k b l m t i c a r e t v e e k o n o m i y l e ilg iliy d i a m a
i m d i A B g n d e l i k y a a m m z d a d o r u d a n n e m i
o l a n b a k a p e k o k k o n u y u d a e le a l m a k t a d r . A B

A v r u p a O m b u d s m a m ( y u r t t a l a r n h e r h a n g i b i r A B
k u r u m u n u n y a d a k u r u l u n u n k t y n e t i m iy l e ilg ili
y a k n m a l a n n e l e a lr ) ;

k u r u l u t a n ; y u r t t a l k h a k l a n , g v e n li k , m e s l e k

A v r u p a Y a t m m B a n k a s ( y a t r m p r o je l e r i n e p a r a

y a r a t m , b l g e s e l g e l i i m v e e v r e k o r u m a g i b i b a k a

s a la y a r a k A B h e d e f l e r i n e u l a l m a s n a y a r d m e d e r ) .

b a k a a l a n l a r e l e a l m a k t a d r . A B y e s i l k e le r
d e m o k r a t ik t ir v e b a n v e r e f a h i in b ir lik te a l m a y a

A B 'n i n b y m e s i A v r u p a l n d e r l e r e r g t n t e m e l

a d a n m o lm a l d r l a r .

b e l g e l e r i n i g z d e n g e i r i p d z e l t m e f r s a t n v e r d i.

z e l l i k l e B i r l e i k K r a l l k 't a k im i i n s a n l a r A B
y e li in in v a r o l a n d e v l e d e r i n u lu s a l e g e m e n l i in i n
y a n i, z - y n e t i m b a m s z l n n v e b e c e r i s i n i n

B i r o k k u r u l u v e b a k a k u r u l l a r d i z g e y i ta m a m la r .

a ltn

o y d u u n d a n s z e d e r k e n , b a k a l a n A B 'n i n B i r l e m i
M ille tle r ya d a D n y a T ic a r e t r g t g ib i b a k a b ir
u lu s la r a r a s k u r u l d a n o k d a f a z la b i r e y o lm a d n
i le r i s r e r le r .
A B 'n i n s a v u n u c u la r y u k a r d a k i i k i a n l a t n n d a

2 0 0 2 'd e F r a n s a e s k i C u m h u r b a k a n V a l e r y G i s c a r d
d 'E s t a i n g t a r a f n d a n a n a y a s a l b i r a n l a m a h a z r l a n d .
B u n u n o rta y a k o y d u u A B a n ay asas ya d a "a n a y a sa l
s z le m e " , e itli s z le m e le r i t e k b ir b e lg e d e
b i r a r a y a g e t i r d i v e y e l e r i , b a k a e y l e r i n y a n s r a ,
s a v u n m a v e g l e ilg ili d a h a y a k n i b i r l i i n e v e t e k
b i r A B b a k a n a l t n d a h i z m e t e t m e y e b a l k ld .
A n a y a s a n n 2 0 0 5 ' t e F r a n s a 'd a v e H o l l a n d a 'd a y a p la n

y a n l s z v e t a m o l m a d n i le r i s r e r le r . O n l a r a g r e

r e f e r a n d u m l a r d a k i y e n i l g i s i (s . 8 9 8 'y e b a k n z )

A B , y e s i o l a n d e v l e d e r i n , o r t a k k a r la r la ilg ili z g l

A v r u p a 'n n d a h a y a k n s iy a s a l b t n s e l l e m e s i n d e n

m e s e l e l e r d e , k a r a r la r n A v r u p a d z e y i n d e d e m o k r a t i k

y a n a o la n la r n u m u d a rn im d ilik s o n a e r d ir m i

o l a r a k a l n a b i lm e s i i i n g l e r i n i n b i r a z n b i r b i r l e r i n e

g r n m e k te d ir.

d e v r e t tik le r i b ir r g tt r . T m A B k a r a r la n n n v e
p r o s e d r l e r i n i n t e m e l i n d e , t m A B l k e le r i t a r a f n d a n
k a b u l e d i l e n S z l e m e l e r v a r d r . E g e m e n l i i n b u
p a y l a m n a d a " A v r u p a b t n l e m e s i " d e n ir .

A v r u p a B i r l i i 'n i n d e s t e k i l e r i o n u n y a r m y z y llk
b i r is t i k r a r , b a n v e r e f a h d o u r m u o ld u u n u
s a v u n u r la r . O , y a a m s t a n d a r d a n n n y k s e l t i l m e s i n e
y a r d m c o lm u , A v r u p a a p n d a t e k b ir p a z a r

908

S iy a s a , H k m e t v e T e r riz m

Sorular

k u r m u , A v r u p a 'n n t e k p a r a b i r i m i o l a n a v r o n u n
k u l l a n m m b a l a t m v e A v r u p a 'n n d n y a d a k i s e s in i

1 K r e s e l b ir a d a s iy a s e tle u r a m a k i in A v r u p a

g l e n d i r m i t i r . A B , e it l ili i k o r u r k e n b i r li i

B i r l i i 'n i n d o n a n m u l u s - d e v l e t i n k i n d e n d a h a m

z e n d i r e r e k v e k a r a r la r n y u r t t a l a r n o la n a k l

iy id ir ?

o l d u u n c a y a k n n d a a l n m a s n g v e n c e y e
b a la y a r a k , A v r u p a h a l k la r n n a r a s n d a i b i r li i n i

2 A B 'n i n , k i m i e l e t i r m e n l e r i n id d ia e t t i i z e r e b i r

b e s l e r . Y i r m i b i r i n c i y z y ln g i t g id e a r t a n b i i m d e

" d e m o k r a t i k k u s u r u " v a r m d r ?

b i r b i r i n e b a m l o la n d n y a s n d a , h e r A v r u p a
3 A B y e li i u lu s a l k i m l i e m e y d a n o k u m a k t a m d r ?

y u r t t a n n b i r m e r a k , h o g r v e d a y a n m a r u h u
i i n d e b a k a l k e le r d e n i n s a n l a r l a i b i r l i i y a p m a s

4 B i r l e i k K r a l l k ' n A B y e li i k a z a n l m d r ?

d a h a b i l e z o r u n l u o la c a k t r .

Kaynaklar: The European Union at a Glance The


Economlst (3 Haziran 2005, 23 Haziran 2005)

duu id d ia sn d a b u lu n u r. B u ,
demokratik olarak seilmi hkmeder,
ulusal seim lerde kendi sem en
kitlelerine kar nasl sorumlularsa,
kresel rgderi de ayn biimde
sorumlu klmayla ilgilidir. Held, bir
kresel sosyal demokrasinin temel
lerinin imdiden kurulmu olduunu
ileri srer. E n kt kresel sularn
(soykrm, insanla kar ilenmi
sular ve sava sular gibi) sorumlular
olan kimseleri kovuturmak ve adalet
nne karmak zere kurulmu olan
Uluslararas Sular Mahkemesi'nin ve
Birlemi Milleder'in her ikisi de,
bunlardan kincisi demokratik olarak
daha sorumlu klnmaya gereksinim
duymakla birlikte, iyi temeller salarlar.
Bu kurumlar temel insan haklarnn
korunduu ve farkllklarn zme
ulatrlmas iin barl bir srecin
kabul edildii bir dnyaya degin bir
grm beslerler. Bu rgtlerin varl,
tm insanlarn eit onuruyla ve
deeriyle ilgili deerlerin yerletiini
belirtir.
Held'in grne gre, kresel
sosyal demokrasi, iinde pek ok
rgtn farkl dzeylerde birlikte

909

iledii ok-katmanl ynetim aracl


yla elde edilecektir: Yerel, ulusal ve
kresel. Eskiden bakanlar ve dileri
bakanlar araclyla devletler uluslar
aras siyasada balca eyleyenler iken,
birincil eyleyenler imdi ynetsel kuru
lular, mahkemeleri ve yasa yapclar
da iine almaktadr. rnein, BM
Genel Sekreteri Kofi Annan'n ulus
lararas siyasadaki neminin ne denli
canalc olduunu dnn. Held, yeni
toplumsal harekederin yan sra, Oxfam
and Uluslararas A f rgt gibi devlet
ynetimiyle ilgili olmayan rgderin de
kresel sosyal demokrasinin yaratlma
snda nemli bir rol oynayabildiklerini
savlar. Aada, kresel sorulardan,
Birleik Krallk'taki parti siyasalarna
bakmaya geiyoruz ve son yirmi otuz
ylda Britanya'nn siyasasndaki nemli
deiimlerin kimilerini inceliyoruz.

Birleik Krallk'ta parti


siyasalar
Getiimiz otuz yl ierisinde Bri
tanya'da seim siyasalar nemli lde
deimitir. Gerek i Partisi gerekse
Tutucu Parti, yelik oranlarnn gitgide
azalmasndan, daha dk kaynaklar-

S iya sa . H k m e t v e T e r riz m

Irak Sava ve sonras


s o n u c u n a v a r d v e F r a n s a 'n n v e b a k a l a r n n k a r
k m a l a r n a k a r n 2 0 M a r t 2 0 0 3 ' t e b i r s a v a b a l a t t .
b u u k h a f ta s o n r a , k o a lis y o n k u v v e tle ri sa v a
k a z a n m t v e B a y B u s h , d ik k a tin i u z u n v e p a h a l b ir
y e n i d e n y a p l a n d r m a g r e v i n e y n e lt i y o r d u .
S a d d a m ' u z a k l a t r d k l a r n d a n b u y a n a k o a l i s y o n
k u v v e d e r i I r a k 't a d z e n i y e n i d e n s a l a m a s a v a
v e r d i l e r . . . S a d d a m ' n y a k a l a n m a s n n v e o u l la r n n
l d r l m e s i n i n d i n g i n li k g e t i r e c e i n e d e g in
u m u t l a r n t e m e l s i z o ld u u o r t a y a k t . A m e r i k a l
b i r l i k l e r i n i k e n c e y a p t n n k a n d a n , p e k o k
k i m s e n i n o n l a n n v a r l n n z m d e n o k s o r u n
o lu p o lm a d n d n m e s i n e y o l a t . A m a I r a k l
1 9 9 1 'd e k i K r f e z S a v a 'n d a n s o n r a , I r a k B M 'n i n

b i r l i k l e r g v e n l i i s a l a m a y k n o m u z l a m a y a y in e

g e t i r d i i y a p t r m l a r la v e s ila h d e n e t i m l e r i y le k a r

h a z r d e ille r d ir .

k a r y a k a ld . A m a S a d d a m H s e y i n 1 9 9 8 K a s m ' n d a
B M d e n e t i l e r i n i r e d d e d e r e k , I r a k ' n A m e r ik a l v e
B r ita n y a l k u v v e tle r ta r a fn d a n d r t g n b o y u n c a
b o m b a l a n m a s n a n e d e n o ld u . K a r t g r t e k i
a z n l k l a r a y n e li k s a ld r la r d u r d u r m a k i i n " u u a
y a s a ld k u a k la r d a " d e v r iy e g e z m e y e o k t a n b a l a m
o l a n b a l a k la r , I r a k ' n u a k s a v a r a t e i n i b o m a k i i n
k u z e y v e g n e y I r a k ' n z e r i n d e b i r d k - d z e y h a v a
b a t a r y a s k u r d u la r .

2 0 0 4 H a z i r a n ' n d a I r a k ' n e g e m e n l i i n i n d e n e t i m i
K o a l i s y o n G l e r i n 'd e n , I y a d A l l a w i n d e r li i n d e k i
b i r g e i c i d e v le t y n e t i m i n e g e t i . B u d e v l e t y n e t i m i ,
y a b a n c a s k e r l e r d e n k a s v e f n a n s y a r d m
i s t e y e b i l e c e k o l m a s n a k a r n , I r a k ' n g v e n l i i n i
i y i l e t i r m e s a v a m v e r d i. 2 0 0 5 O c a k ' n d a I r a k 't a
y a p la n g e n e l s e i m , A r a p d n y a s n n ilk
d e m o k r a s is in i k u r m a y a y n e lik d e v v e b y k l d e
b a r l b i r a d m d . Y e n i d e v l e t y n e t i m i n d e ii

S o n u l o la r a k , y a p t r m la r , e s n e k li i y le B a t 'd a

o u n lu k b a a t o la c a k t r -b u n u n la b ir lik te , y asa

k a r k l k t o h u m l a n e k e n S a d d a m H s e y i n 'i y e r i n d e n

y a p m a k i i n K r t l e r 'l e v e h a t t a S n n i a z n l k l a b i r l i k t e

o y n a t m a d a b a a r s z o ld u . B u n u n y e r in e , z a r a r

a l m a y a g e r e k s i n i m d u y a c a k t r . D e v l e t y n e t i m i n i n ,

h a fif le tic i b ir b e s in -k a r l -p e tr o l p r o g r a m n n

y e n i s e i m l e r i n y a p l m a s n d a n n c e , lk e y i b i r a r a y a

1 9 9 6 'd a o r t a y a k o y u l m a s n d a n s o n r a b i l e (v e z e l l i k l e

g e t i r e n b i r a n a y a s a y a z m a k i i n b i r y l v a r d r .

[ N e w Y o r k v e W a s h i n g t o n 'a y n e lik t e r r
s a l d r la r n n o ld u u ] 1 1 E y l l 2 0 0 1 'd e n b u y a n a ) b u
y a p t r m l a r s r a d a n r a k l l a r i i n f e l a k e t o ld u . A m e r i k a
v e B r i t a n y a , I r a k 'a " s e r t y a p t n m l a r " g e t i r m e y e a l t ,
a m a b u a b a l a r b a a r s z o ld u v e 2 0 0 2 M a y s 'n d a B M
I r a k z e r i n d e k i y a p t r m l a r h a f i f e g e v e t t i .

B u a r a d a , l k e n i n a lt y a p s o n a r l m a k t a v e
iy i l e t i r i l m e k t e d i r v e d e v l e t i n s a h i p o ld u u c a n
e k i e n s a n a y ile r i z e l l e t i r m e k i i n t a s a n l a r y o ld a d r .
A m a i d d e t a z a la n a v e g v e n l i k l i b i r y a s a l e r e v e
k u r u l a n a d e k z e l y a t r m c l a r n k e s e n i n a z n a m a s
o l a s d e ild ir . U l u s l a r a r a s n d e r l e r , I r a k ' n b o r l a r l a

1 1 E y l l t e r r s a l d r la r A m e r i k a 'n n S a d d a m 'l a ilg ili

ilg ili s o r u m l u l u u y l a ilg ili s o r u l a r y a m t l a n a n a d e k

d n c e l e r i n i d e i t i r d i . [ 2 0 0 1 'i n b a l a r n d a g r e v e

u z a k d u rm a k ta d r.

g e l e n A . B . D B a k a n ] G e o r g e B u s h . . . S a d d a m ' n

Kaynaklar: The Economlst (18 Ekim 2004, 10 Mart 2005)

k o v u lm a s n d a a y a k d ir e d i v e B M e y le m d e b u lu n
m a z s a k e n d i s i n i n e y l e m d e b u l u n a c a n a a n t i t i . P e k
o k d i p l o m a t i k d i d i m e d e n s o n r a , B M G v e n l i k
K u r u l u , s ila h d e n e t i m l e r i n e k o u l s u z c a i z i n v e r m e s i

Sorular
1 B a t 'n n I r a k g i b i " s e r s e r i d e v l e t l e r l e " ilg ili s iy a s a la n
n e o lm a l d r ?

i i n S a d d a m 'a a r d a b u l u n a n , e t k i li b i r b i i m d e d ile
g e tir ilm i b ir n e r g e y i o n a y la d . S a d d a m b u n u k a b u l
e t t i v e d e n e t i l e r 2 0 0 2 K a s m ' n d a a l m a y a
b a la d la r . A m a ( h e r n e d e n l i, s a v a t a n s o n r a
S a d d a m ' n h i b i r e t k i n y a s a d s ila h i z l e n c e s i n i n

2 I r a k 'a y n e l i k n c e l i k k a p m a s a l d n s h a k l m y d ?
3 I r a k 't a k i s a v a , t e r r d a h a o k m u y o k s a d a h a a z
m o la s k ld ?

o lm a d o r t a y a k t y s a d a ) A m e r i k a v e B r i t a n y a ,

4 G e le n e k s e l sa v a y n te m le r iy le te r r le s a v a m a k

S a d d a m ' n G v e n l i k K u r u l u 'n a k a r g e l m e k t e o ld u u

o la n a k l m d r ?

910

S iyasa, H k m e t v e T e r riz m

dan ve oy desteinin yitiminden tr


gitgide artan bir bask alna girmitir.
i Partisi kendini yeniden yaratmay
baararak 1997'de gc yeniden elde
eder ve genel seim baarsn 2001'de
ve 2005'te yinelerken, Tutucu Parti,
yelik dzeylerinde rekor dlerle ve
yalanmakta olan bir desteki tabanyla
kar karya olmay srdrmektedir.
Balca partilerin son otuz yl iin
deki deneyimini anlamada birka etken
nemlidir. Birinci etken yapsaldr:
Geleneksel mavi-yakal uralarn
gerektirdii ekonomik olarak etkin
nfusun oran dikkate deer lde
dmtr. Bunun, ii snf topluluk
lar ve ticaret birlikleri gibi i
Partisi'nin geleneksel destek kaynaklar
nn birazn andrm olduundan pek
az kuku duyulabilir.
kinci bir etken, 1980'lerin banda
i Partisi'nde gerekleen ayrlktr, ki
bu, 1988'de zgrlk Parti'yle kay
naarak zgrlk Demokratlar']
oluturan Sosyal Demokrat Parti'nin
(SDP) kurulmasna neden olmutur.
Son genel seimlerde, Britanya'nn
'nc partisi' nemli destek elde
etmi ve balca iki partinin oylarn
ekip almtr. Sava-sonras dnemin
byk bl m nd e, zg rl k
Parti'nin Parlamento'da (snrdeerleri,
en dk 6 ile, 1983'te doruk noktas
olan 23 aralnda deien) pek az
sayda koltuu vard. 1997'den bu yana
bu rakam ykselmitir. 2005 genel sei
minde zgrlk Demokratlar Avam
Kamaras'nda (toplam says 646 olan)
koltuklarn 62'sini kazand ve halkn
oylarnn yzde 21'inden fazlasn ald.
nc bir etki, 1979'dan 1990'a
dek grevde kalan Tutucu Babakan

91 I

M argaret T h a tc h e r'n etkisiydi.


Thatcher ve kabineleri tarafndan bala
tlan etkili deiim izlencesi, nceki
Tory felsefesinden uzaklaan nemli
bir hareketi davuruyordu. 'Thatcherclk' balca olarak devletin ekonomik
yaamdaki roln kstlamay vurgulu
yor ve gerek bireysel zgrlklerin
gerekse ekonomik bymenin temeli
nin pazar kuvvetleri olduuna inan
yordu. Devletin ekonomiden geri
ekilmesinin bir yolu, kinci Dnya
Sava'ndan sonra pek ou ulusallat
rlm olan kamu irketlerinin zelle
tirilmesinden geiyordu. Britanya Telekom, Britanya Gaz, Britanya elik,
Britanya Havayollar ve Britanya
Petroln paylarnn sat geni bir
karlk buldu. Bu trden bir zelletir
menin birka stnlnn olduu
iddiasnda bulunulmaktadr. O, kulla
nsz ve etkisiz brokrasilerin yerine,
salkl ekonomik yarmay yeniden
ortaya koymu, kamu giderini azaltm
ve ynetimsel kararlarda siyasal mda
haleye son vermi olarak kabul edilir.
Thatcher tarafndan balatlm olan
zelletirme siyasalarnn kalc bir
etkisi olmutur. lkin, bunlar i Partisi
tarafndan ateli biimde sorgulandlar.
Bununla birlikte, sonralar, i Partisi
dmanca duruunu terk etti ve bu
eilimin byk blmnn tersine
evrilemez olduunu kabul etmeye
balad.
Bununla birlikte, 1987 seiminde
ezici bir zafer kazanmasndan sonra
Thatcher'n semen kitlesi arasndaki
poplerlii keskin biimde azalmaya
balad. 'Poll vergisinin' (resmi olarak
Topluluk creti denilen, temelinde
gelirin ya da maln bulunmad, 'kelle
bana' vergi) halka benimsenmemesi
ve ekonominin gerilemeye kaymas kilit

S iy a s a . H k m e t v e T e r riz m

etkenlerdi. Sonunda 1997 genel sei


minde Tutucular iiler tarafndan
yenilince istifa edecek olan John Majr,
1990'da babakan olarak Thatcher'n
ardl oldu. Major'n ynetimi altnda,
Tutucular, byle tasarlarn semenlerin
arasnda pek de popler olmad
yerlerde bile devlet giriimlerini zelle
tirmeyi srdrdler. rnein, her ne
denli derlemeler nfusun ounluu
nun byle bir izlenceyi desteklemediini gsterse de Britanya Demiryol
lar zel ihaleyle blnd ve satld.
Balca partilerin getiimiz otuz
yldaki deneyiminin anlalmasnda
drdnc bir etken, 1990'larn ortasn
da 'Yeni i Partisi'nin ortaya kyd.
Yeni i Partisi, aada greceimiz
zere, Britanya siyasasna zce yeni bir
yaklam getirmitir.

Yeni i Partisi
Birpara, Thatchercln etkisine
verilen karlk olarak, bir para da,
kresel ekonomik ekimenin yeinle
mesi de iinde olmak zere daha geni
kresel olaylara bir tepki olarak, Yeni
i Partisi ideolojik bakasn
deitirmeye balad. Bu sre, parti
1992 seimini yitirdikten sonra inin
nderliinden istifa eden ve erken
lmne dek John Smith'in altnda
grev yapmay srdren Neil Kinnock
tarafndan balatld. 1994'te Tony Blair
partinin nderi oldu ve ivedilikle daha
da geni kapsaml isel reformlara
giriti. Yeniden biim lendirilm i
partisine Yeni ii Partisi adn veren
Blair, 4. Madde'yi -partinin tznde,
onu sanayinin yaygn kamusal sahip
liine bal klan bir madde kaldrmak
iin parti ierisinde baarl bir
kampanyaya nderlik etti.

iler, bylelikle, Thatcher'n


geniletmeye bu denli kararl olduu
pazar ekonomisinin zeksel nemini
resmi olarak tandlar. Byle yapmakla,
parti, Bat Avrupa'daki teki sosyalist
partilerin ounda gereklemi olanla
ra benzer deiimler gerekletirmi
oldu. Sovyetler Birlii'nde ve Dou
Avrupa'da komnizmin k burada
belirleyici bir etki olmutur. i
Partisi'nin bakas her zaman komnizminkinden olduka farkl olmutur
komnist toplumlarda sanayi girii
minde devlet sahipliinin dzeyi i
Partisi'nin imgelediinden ok daha
bykt. Ancak, ou insana gre,
komnizmin btnlemesinin bozul
mas da sosyalizme degin daha az an
fikirlerin de kktenlikle gzden gei
rilip dzeltilmeye gereksinim duyduu
nun bir belirtisiydi. yle grnyor ki,
modern bir ekonominin dorudan
devlet denetimi araclyla "ynetilebilecei" fikrinin -gerek komnizmde
g erek se "E s k i i P a rtis i'n in "
sosyalizminde temel olan bir fikir- artk
modas gemitir.
Yeni i'yi iktidara getiren 1997
seimi, yirminci yzylda Britanya'daki
en byk seim deimelerinden birini
-Tutucular'dan iler'e yzde 10.3'lk
bir dn- temsil ediyordu ve on sekiz
yllk Tutucu Parti ynetimine bir son
veriyordu. i Partisi (Tutucular'n 165
koltuuna karlk) parlamentoda 419
koltuk elde ederek, o zamana dek
salad en byk ounluk olan 179
koltuk elde etti. Toryler'in Birleik
Krallk'n toplam oylarndaki pay
(yzde 30.7), 1832'den bu yana elde
etmi olduklar en dk dzeydeydi.
u, onyln balarnda bile Tututucular'n tadn kard olduka istikrarl

912

S iyasa, H k m e t v e T e r riz m

destek dzeylerinden keskin bir d


belirtiyordu. rnein, 1992'de, Toryler
oylarn yzde 41.9'unu kazanmt. iler'in 2001 ve 2005 genel seimlerinde
de sren seim baars, birpara, Tutucular'n kendi oy paylarn nceleri
tadn kardklar dzeylere ykseltme
deki baarszlndan trdr.
2001 genel seimi, i Partisi'nin
166 koltukluk baka bir azalm
ounlukla iktidara geri dndrlmelerine tanklk etti. 1997 genel seimiyle
karlatrldnda belki de en nemli
fark, geerli oylarn daha az olmasyd
oy verme hakk olan kimselerin yalnzca
yzde 59.4' (Young 2001; 20.1. ekle
de baknz). Tony Blair ivedilikle Yeni
i'nin 1997'de balatm olduu kamu
hizmetlerinin yeniden canlandrlmas
izlencesini srdrmeye karar verdi.
Onun, Birleik Krallk'ta yatrm
zerine odaklanma arzusuna karn,
2001 Parlamentosundaki grmelerin
byk blm, Tony Blair'in gl
biimde iliiklendirildii bir siyasa olan,
Irak'n ABD nderliindeki istilasn
desteklem e ynndeki tartm al
kararn evresinde dnd. Birpara,
istilann nedenlerini evreleyen gr
menin bir sonucu olarak, Blair'in ve
Yeni i'nin poplerlii bu dnemde
azald.
Irak'taki savala ilgili daha fazla bilgi
iin s. 910'a baknz. Terrizm ve
2001'de A .B.D 'ye yaplan saldrlar s.
929-38'de tartlmaktadr.

i Partisi 2005 Mays'ndaki genel


seimde nc bir kez daha iktidara
geldiler, ama 65'e inmi bir ounlukla.
Geerli oylarn says dk kald,
yalnzca yzde 61.5'te. Irak'taki savaa
karduruun, iler'in pek ok koltuk
yitirmesine neden olduunun gsterge
leri vard. Bir topluluk olarak savaa

zellikle kar duran Mslman


nfusun yksek olduu seim blge
lerinde partinin oy pay nemli lde
dt. Bu oylar sklkla, balca parti
lerin tersine Irak'taki askeri eyleme kar
durmu olan zgrlk Demokratlar'a gidiyordu. Bethnal Green'de ve
Bow'da, i Partisi'nin eski bir
milletvekili olan George Galloway, yeni
oluturulan Sayg Partisi'nden savakart bir aday listesiyle koltuu
kazanmak zere byk bir i oun
luunu altst etti. Tutucu Parti, Birleik
K rallk oylarnn yalnzca yzde
32.3'n toplad, ki bu, iktidarda olduk
lar srada elde ettiklerinin ok altndaki
bir rakamd. Seimin ardndan, Tutucu
nder Michael Howard istifa ederek
2005 Aralk'nda (sekiz yl ok az aan
bir sre iinde partinin drdnc
nderi olan) David Cameron'a yerini
brakt. iler'in oyu, en yksek renci
nfuslarnn bulunduu on seim
blgesinden dokuzunda dt, ki bu,
pek ok renci arasnda renim
cretlerine olan karduruu yanstr
(17. Blm, s. 747-9'a baknz) ve o
koltuklarn tmnde zgrlk
Demokrat oyu nemli lde artt
(Mellows-Facer ve dierleri 2005).
Bununla birlikte, nc bir genel sei
mi kazanmakla Tony Blair, Margaret
Thatcher'n seim zaferine yetimi
oldu -i Partisi tarafndan daha nce
hi elde edilmemi olan bir baar ve
nc dneminin, Babakan olarak
son dnemi olacana sz verdi.
Benim de iinde olduum bir
yorumcular topluluu, Yeni i Parti
si'nin tasarsn "nc yolun" bir
paras diye betimlemitir (Giddens
1998). Aada, nc yolun arkasn
daki kilit fikirlerden kimilerine baka
caz.

S iyasa, H k m e t v e T e r r iz m

Irak'taki seimler

Tony Blair'in karduru nderi / B a b a k a n olarak iini y a p m a b iim inden m e m n u n


m usunuz, m e m n u n deil misiniz?'

2 0 .1 . ekil

T o n y B lair'le v e kilit o l a y la r l a ilgili m e m n u n i y e t , 1 9 9 4 - 2 0 0 4

Kaynak: MORI Political Monitor: Satisfaction Ratings 1979-2005

nc yolsiyasas
Ikddara geldikten sonra, Yeni i
Pardsi hrsl bir siyasal reform ve mo
dernleme abasna giriti. Hkmet,
top lum sal adalet ve dayanm a
deerlerine bal kalmay srdrrken
yeni kresel dzenin gereklikleriyle
uramaya alt. Eski siyasann, yeni
an meydan okumalarna uygun
olmadn kabul etti. Saylar bir dzi

neden fazla olan baka Avrupa


hkmederi gibi, Yeni i de sol ve sa
denilen geleneksel siyasal ulamlarn
te sin e gem ek ve m erkez-sa
siyasasnn yeni bir trne girimek
istiyordu. Geleneksel siyasal blnmlerden kanmaya alt iin, bu
yaklama sklkla nc yol siyasas
diye gnderme yaplr.

914

S iy a s a , H k m e t v e T e r riz m

nc yol siyasasnn balca alt


boyutu vardr:

yoksullara g salamaktan ok, onlar


denetlediini kabul eder.

1 Hkmet reformu Etkin bir hkmetin


hzla deien bir dnyann gereksinim
lerini karlamas gereklidir, ancak,
hkmet dlayc biimde st-alt
brokrasisiyle iliiklendirilmemelidir.
sektrnde kimi zaman grlenlere
benzer dinamik ynedm biimleri,
kamusal alan savunmada ve yeniden
canlandrmada hkmetle birlikte
alabilir.

5 evrebilimsel modernleme nc yol


siyasas, evre koruma ile ekonomik
bymenin birbiriyle uyumsuz olduu
grn reddeder. evreyi savunmaya
adanmln iler yaratmasnn ve
ekonomik geliimi canlandrmasnn
pek ok yolu vardr.

2 Sivil toplumun ilenmesi Hkmet ve


pazar, ge modern toplumlardaki pek
ok meydan okumay tek bana z
mek iin yeterli deildir. Sivil toplum devletin ve pazarn darsndaki alanglendirilmeli ve devlet ynetimiyle ve
i dnyasyla birletirilmelidir. Gnll
topluluklar, aileler ve yurtta dernekleri,
sutan eitime dek topluluk meselele
rini ele almada ok nemli roller
oynayabilirler.
3 Ekonom inin yeniden yaptlandrtm t
nc yol, devlet ynetiminin dzen
lemeleri ile devlet denetiminin kaldrl
masnn arasndaki bir dengeyle rala
nan yeni bir karma ekonomiyi imgeler.
Devlet denetiminin kaldrlmasnn
zgrl ve bymeyi gvenceye ba
layan tek yol olduuna degin yenizgrlk gr reddeder.
4 Kefah devletinin yeniden biimlendirimi Refah devleti, etkili refah
hizm etlerinin salanmas yoluyla
incinebilir olann korunmasnda zsel
olmakla birlikte, daha verimli olmas
iin yeniden biimlendirilmelidir.
nc yol siyasas, gzlerini bir
"bakm toplumuna" evirirken, eitsiz
likleri azaltmada refahn eski biim
lerinin sklkla baarsz olduunu ve

915

6 Kresel d^en reformu Kreselleme


anda, nc yol siyasas kresel
ynetimin yeni biimlerini aratrr.
Ulusar dernekler ulus-devlet dzeyi
nin stnde demokrasiye gtrebilirler
ve deiken uluslararas ekonominin
daha iyi ynetimini salayabilirler.
nc yol siyasas, bir ifte siyasal
bunalmn art alannda ortaya kt.
Daha nce dikkat ektiimiz zere,
1989'daki devrimler sosyalizmin eko
nomik rgtienmeyle ilgili uygulana
bilir bir yaklam olmadn anlamt,
ancak, yeni-zgrlk tutucularn
yanda olduu serbest pazarla ilgili
denetimsiz coku da kusurluydu. Bri
tanya'da ve baka yerlerde benimsenen
nc yol siyasasnn modernletirici
gndemi, kreselleme kuvvetierine
yaratc bir biimde karlk verme
yoluyla toplumsal demokrasiyi yenile
meye ynelik bir giriimdi. O, hk
metin ve demokrasinin ileyiini
yeniden canlandrmak iin, bu dn
mlerin arkasndaki gc denetim
altna almaya alyordu.
nc yol siyasasnn destek
ileri, onun, artk, zgn olarak ondan
ortaya km olduu ifte siyasal
bunalmn tesine gemi olduunu
ileri srerler. Destekilerinin pek ou
onu Birleik Devletler'deki Cum
huriyeti Parti'nin ve Bakan Bush'un

S iy a s a , H k m e t v e T e r r iz m
m iM m ,a a a iM iw tw B jitw M M n u m u a m r

tutucu gndemine kar balca meydan


okuma diye ve dnyamz kkten de
itirmekte olan kreselleme srele
riyle ilgili baarl zm grmeleri
yapmann tek yolu diye grr.
Bununla birlikte, siyasada bir n
c yol bulmaya degin bu fikir geni
lde eletirilmitir. Tutucular'n pek
ou yeni siyasann byk lde ie
rikten yoksun gerek olan bir siyasa
izlencesinden ok, siyasal poz taknma
olduunu dnr. te yandan, daha
geleneksel solda olan kimileri, nc
yolun eitsizlik ve gvenliksizlik denilen
sorunlar ele almak iin pek az ey
yaptn savunur. Onlar, "Eski i
Partisinin" yine de yeni versiyonundan
stn olduuna inanrlar. (nc yola
degin bir anlat iin, Giddens 1998,
2001,2002'ye baknz.)

Siyasal ve toplumsal deiim


Yukardaki tartmn gsterdii
zere, siyasal yaam hibir ekilde yal
nzca siyasal partilerin, oy vermenin ve
yasa yapc ve hkmetle ilgili kurul
larda temsil edilmenin orthodox
erevesi ierisinde yrtlyor deil
dir. Topluluklarn, ereklerinin ya da
lklerinin bu ereve ierisinde elde
edilemediini ya da bu ereve
tarafndan etkin olarak engellendiini
kefetmesine sk rastlanr. Demokrasi
nin yukarda betimlenen yaylmna
karn, yetkeci rejimlerin -in, Trkme
nistan ve Kba gibi- pek ok lkede
varln srdrmesi, var olan siyasal
yaplanmalarn ierisinde deiim
salamann her zaman olanakl olmad
n bize anmsatmaktadr. Kimi zaman
siyasal ve toplumsal deiim ancak
siyasal eylemin Ortodoks olmayan

biim lerine bavurma


gerekletirilebilir.

araclyla

Ortodoks olmayan siyasal eylemin


en arpc ve geni kapsaml rnei,
devrimdir -var olan bir siyasal dzenin
bir kide devinimi araclyla, iddet
kullanlarak alaa edilmesi. Devrimler
gerilimli, heyecan verici ve byleyici
olaylardr; anlalabilir biimde, byk
dikkat ekerler. Ancak, btn o yksek
arpclklarna karn, devrimler grece
ender olarak gerekleirler. Ortodoks
olmayan siyasal etkinliin en sk
rastlanan rnekesi toplumsal hareket
ler araclyla gerekleir -yerlemi
kurumlarn alannn darsnda eylem
de bulunarak ortak bir kar ileri
tamaya ya da gvencelemeye ynelik
toplu giriimler. Modern toplumlarda,
devrime neden olanlarn yan sra, kimi
kalc, kimi geici, geni bir eitlilikte
toplumsal hareketler var olmutur.
Sklkla kar durduklar resmi, brok
ratik rgder ada dnyann bir
zellii olarak ne denli ak ise, bunlar
da o denli aktr. ada toplumsal
h areketlerin pek ou, uzanm
bakmndan uluslararasdr ve yerel
kampanyaclar kresel meselelerle
balantlandrmada bilgi teknolojisinin
kullanmna byk lde bel balarlar.

Kreselleme ve toplumsal
hareketler
Toplumsal harekeder tm ekil ve
boyutlarda ortaya karlar. Birka
dzineden fazla yesi olmayan kimileri
ok kktr; tekilerse binlerce, hatta
milyonlarca insan ilerine alabilirler.
Kimileri iinde var olduklar toplumun
yasalarna uygun olarak etkinliklerini
yrtrken, tekiler yasad topluluk
lar ya da yeralt topluluklar olarak

916

S iy a s a . H k m e t v e T e r riz m

ilerler. Bununla birlikte, belirli herhan


gi bir zamanda ya da yerde hkmetler
tarafndan yasal olarak izin verilebilir
diye tanmlanan eyin snrlarnn
yaknnda ilemek, protesto harekederinin niteliidir.

etti. Son yllarda evre eylemcileri, (22.


Blm, "evre ve Risk", s. 1000'de
tantlan) Brent Spar petrol tesisi
rneinde olduu zere, devlet
ynetimlerinden ve irketlerden nemli
dnler kazanmlardr.

Toplumsal hareketler sklkla, n


fusun bir bltnn sivil haklarn
geniletme gibi kamusal meselelerde
deiim gerekletirme amacyla bagsterirler. Toplumsal hareketlere
karlk olarak, srerdurumu savunan
kardevinimler kimi zaman bagsterirler. rnein, kadnlarn krtaj hak
kn savunan kampanyaya, krtajn
yasad olmasnn gerektiini savunan
krtaj-kart ("yaam-yanls") eylem
ciler tarafndan patrtl biimde mey
dan okunmutur.

Yeni toplumsal hareketler

Toplumsal hareketlerin eyleminin


bir sonucu olarak, sklkla, yasalar ya da
siyasalar deitirilir. Yasamadaki bu
deiimlerin geni kapsaml etkileri
olabilir. rnein, ii topluluklarnn
yelerini greve armas eskiden yasadyd ve grev yapma, farkl lkelerde
deikenlik gsteren sertlik derecele
riyle cezalandrlrd. Bununla birlikte
sonunda yasalar dzeltilerek grevin,
sanayi mcadelesinin izin verilebilir bir
taktii olmas saland.
Toplumsal hareketlerler, toplu
eylemin en gl biimleri arasndadr.
yi rgtlenmi, varln srdren
kampanyalar arpc sonular elde
edebilirler. rnein, Amerika'daki
yurttalk haklar hareketi, okullarda ve
kamusal yerlerde rk ayrmcln
yasad klan nemli yasalar kabul
ettirmeyi baard. Feminist hareket
ekonomik ve siyasal eitlik bakmndan
kadnlar iin nemli kazanmlar elde

917

Son krk yl ierisinde dnyann her


y an n d aki lk e le rd e to p lu m sal
hareketlerde bir patlama olmutur. Bu
1960'larla 1970'lerdeki yurttalk haklar
hareketinden ve feminist hareketten,
1980'lerin nkleer-kart ve evreci
hareketlere ve 1990'lardan sonraki
ecinsel haklar kampanyasna dek
uzanan eitli harekedere, yorumcular
tarafndan sklkla yeni toplumsal
hareketler (YTH'ler) diye gnderme
yaplr. Bu tanm, ada toplumsal
hareketleri, daha nceki yllarda
onlardan nce gelen hareketlerden
farkllatrm aya alr. Pek ok
gzlemci, YTH 'lerin ge modern
toplumun esiz bir rn olduunu ve
yntemleri, gdlenimleri ve ynelim
leri bakmndan daha nceki zaman
larn toplu eylem biim lerinden
derinden farkl olduunu savunur.
Son yirmi otuz ylda yeni toplumsal
hareketlerin ykselii, insan toplumlarrun imdi kar karya geldii deien
risklerin bir yansmasdr. Geleneksel
siyasal kurumlar nlerindeki meydan
okumalarla baakmay gitgide daha
g bulmaya baladndan, koullar
toplumsal hareketlere elverilidir. Bu
kurumlar, nkleer enerji, fosil yaktlarn
yaklmas ya da biyoteknoloji ya da
nanoteknoloji yznden doal evre
nin kar karya geldii risklere yaratc
bir biimde karlk vermeyi olanaksz
bulmaktadrlar. Bu yeni sorunlar ve

S iya sa , H k m e t v e T e r riz m

1999'da Seattle'da Dnya Ticaret rgt'ne kar yaplan bu protesto gibi birka toplumsal hareket, son
yllarda tannmaya balamtr.

meydan okumalar, var olan demokratik


siyasal kurumlarn zmeyi umut
edemedii sorunlar ve meydan oku
malardr ve bunun bir sonucu olarak,
ok ge kalnana ve tam bir bunalmn
yaklamasna dek bunlar sklkla yok
saylmaktadr ya da bunlardan kamlmaktadr.
Bu yeni meydan okumalarn ve
risklerin birikimsel etkisi, hzl deii
min ortasnda insanlarn yaamlarnn
"denetimini yitirmekte" olduklarna
degin bir duygudur. Bireyler daha az
gvende ve daha fazla yaltlm
o ld u k larn h isse tm e k te d ir -b ir
gszlk duygusuna neden olan bir
bileim. Buna kart olarak, yle
gr n yor ki, irk etler, d evlet

ynetimleri ve medya, insanlarn


yaamlarnn gitgide daha da fazla
y a n l a r n d a b a a t o l m a k t a ve
denetimden km bir dnyaya ilikin
duyumu artrmaktadr. Kendi mant
na braklrsa kresellemenin yurtta
larn yaamlarnda daha bile byk
riskler oluturacana ilikin gitgide
byyen bir duygu vardr.
22. Blm , "evre ve R is k ", s. 101721'de kresellem enin ve riskin ele
alnmasna baknz.

Yeni toplumsal hareketleri "de


mokrasinin paradoksu" diye grebiliriz.
Geleneksel siyasaya olan inan azalr gibi
grnrken YTH'lerin bymesi ge
modern toplumlarda yurttalarn kimi

918

Siyasa. H k m e t ve T e r riz m

zaman ileri srld gibi duygusuz ya


da siyasaya kar ilgisiz olmadnn
kantdr. Bunun yerine, dorudan
eylemin ve kanlmn, siyasetilere ve
siyasal dzenlere bel balamaktan daha
yararl olduuna degin bir inan vardr.
nsanlar, karmak ahlaki meseleleri
aydnlatmann ve onlar toplumsal
yaamn zeine koymann bir yolu
olarak toplumsal harekederi daha nce
hi olmad denli fazla desteklemek
tedirler. Bu bakmdan, YTH'ler pek ok
lkede demokrasiyi yeniden canlandr
maya yardm etmektedir. Onlar, gl
bir yurtta kltrnn ya da sivil
toplumun devletle pazaryerinin arasn
daki, aile, topluluk dernekleri ve
ekonomiyle ilgili olmayan baka
kurumlar tarafndan doldurulan alann
yreindedirler.

Teknoloji ve toplumsal
hareketler
Son yllarda, ge modern toplumlardaki en etkili kuvvetlerden ikisi bilgi
teknolojisi ile toplumsal hareketler
biraraya gelerek arc sonulara yol
amtr. imdiki bigi amzda,
krenin her yannda toplumsal hare
ketlenir hkmetle ilgili olmayan
rgderi, dinsel ve insansever topluluk
lar, insan haklar derneklerini, tke
ticiyi koruma savunucularn, evreci
eylemcileri ve kamu kar iin kam
panya yapan bakalarn iine alan dev
blgesel ve uluslararas alar biiminde
birbiriyle birleebilmektedir. Bu elek
tronik alar imdi, olaylara gerekle
mekte olduklar srada ivedilikle karlk
vermeye, bilgi kaynaklarna erimeye ve
bunlar paylamaya ve kampanya
yapma stratejilerinin bir paras olarak
irketlere, devlet ynetimlerine ve

919

uluslararas kurullara bask yapmaya


degin grlmedik bir beceriye
sahiptirler. rnein, 2003 ubat'nda
dnyann her yanndaki kentlerde
Irak'taki savaa kar yaplan ok byk
protestolar, byk lde, internet
tabanl alar araclyla rgtlen
milerdi, upk 2001'de Cenevre'deki
dnya liderleri toplantsnn darsn
daki protestolar ve 1999'da Seatde'da
Dnya Ticaret rgt'ne kar gerek
leen protestolar gibi (yukarda s. 904'te
internet ve demokratiklemeyle ilgili
kutuya baknz).
Her ne denli cep telefonlar, faks
makineleri ve uydu yayn da bunlarn
evrimini hzlandrdysa da, internet bu
deiimlerin n srasnda olmutur. Bir
dmeye basmakla, yerel ykler ulus
lararas olarak yaylmaktadr. Japon
ya'dan Bolivya'ya dek, sradan insanlar
dan oluan eylemciler, biliisel kaynak
lar paylamak, deneyimleri deitoku
etmek ve birleik eylemi egdmlemek
zere online olarak buluabilmektedirler.
Bu son boyut -uluslararas siyasal
kampanyalar egdmleme becerisihkmetler iin en zc olan ve
toplumsal devinimlerin katlmclar
iin en esinleyici olan boyuttur. Son
yirmi ylda, "uluslararas toplumsal
hareketlerin" says internetin yayl
myla srekli olarak bymtr. n
c Dnya'nn borcunu geersiz klmak
tan yana olan kresel protestolardan,
(bir Nobel Bar dl'yle dorua
ulaan) kara maynlarnn yasaklanmas
iin yaplan uluslararas kampanyaya
dek internet, kampanyaclar ulusal ve
kltrel snrlarn tesinde birletirme
becerisini kantlamtr. Kimi gzlem
ciler bilgi ann, gcn, ulus-

S iyasa, H k m e t v e T e r riz m

devletlerden uzaklap hkmetle ilgili


olmayan yeni balamlara ve koalis
yonlara doru "g ediine" tanklk
etmekte olduunu savunurlar.
Birleik Devleder'deki RAND ir
keti gibi beyin takmlarnda alan
siyasa danmanlar "net savalarndan"
-savamn iindeki meselelerin kaynak
lar ya da toprak paralar yerine, bilgi ve
kamusal kan olduu, byk lekli
uluslararas atmlar- sz etmilerdir.
Net savalarnn katlmclar, kimi
nfuslarn toplumsal yaamla ilgili
olarak ne bildiklerini biimlendirmek
iin medyay ve online kaynaklar kulla
nrlar. Bu online harekeder sklkla,
teki trl bunlarn ayrdnda olmayabi
lecek olan izleyicilere irkederle, devlet
ynetimi siyasalaryla ya da uluslararas
anlamalarn etkileriyle ilgili bilgi
yaymay hedeflerler. Pek ok devlet
ynedmi iin -demokratik olanlar iin
bile- net savalar korkutucu ve ele
avuca smaz bir tehdittir. Bir A.B.D
Ordu aktarm yle uyaryordu: "Yeni
bir devrim ciler, kktenciler ve
eylemciler kua, iinde kimliklerin ve
ballklarn ulus-devletten, kresel
yurtta toplumunun ulusar dzeyine
kayabildii bilgi toplama ideolojileri
yaratmaya balamaktadr" (Guardian, 19
Ocak 2000'de alntlanmtr).
Byle korkular yersiz midir? Top
lumsal harekederin son yllarda ger
ekten de kktenlikle dnme
uram olduunu dnmek iin ne
denler vardr. Kimliin Gcnde (The
Power of Identity -1997) Manuel
Castells, ilintileri ve hedefleri bakmn
dan tamamyla benzemez olmakla
birlikte, tm de bilgi teknolojisinin
etkili kullanm araclyla uluslararas
dikkat ekmi olan toplumsal

hareket rneini inceler. Meksikal


Zapatista bakaldranlar, Amerikal
"halk ordusu" hareketi ve Japon Aum
inrikyo klt; bunlarn tm de
kresellemenin etkilerine karduru
iletilerini yaymak ve kendi yazglarnn
zerindeki denetimlerini yitirmekten
duyduklar fkeyi davurmak iin
medya becerilerini kullanmlardr.
Castells'a gre, bu harekederin her
biri, rgtsel altyaplar olarak bilgi
teknolojilerine bel balar. rnein,
internet olmasayd, Zapatista bakaldranlar Meksika'nn gneyinde yaltlm
bir ete hareketi olarak kalrd. Bunun
yerine, 1994 Ocak'ndaki silahl ayak
lanmalarndan yalnzca saader sonra,
bakaldranlarn davasna yardmc ol
mak ve Meksika hkmetin bakaldry
kyc biimde bastrn knamak zere
yerel, ulusal ve uluslararas destek
topluluklar online olarak ortaya kt.
Zapatistalar, Oaxaca ve Chiapas alanla
rndaki yoksullatrlm Kzlderililer'i
kresellemenin kazanmlarndan daha
da dlayan Kuzey Amerika Serbest
Ticaret Anlamas (KATA) gibi
ticaret siyasalarna olan kardurularn
seslendirmek iin uzaktan-iletiim
aralarn, videolar ve medya
grmelerini kullandlar. Davalar
toplumsal kampanyaclarn online
alarnn n srasna yerletirilmi
olduundan, Zapatistalar Meksika
hkmetini zm grmelerine
zorlamay ve uluslararas dikkati serbest
ticaretin yerli nfuslar zerindeki zararl
etkilerine ekmeyi baardlar.

Ulusuluk ve ulus kuramlar


ada dnyadaki en nemli top
lumsal harekederden kimileri ulusu
harekederdir. Ondokuzuncu yzyln

920

S iy a s a . H u k m e t v e T e r r iz m

ve yirminci yzyl balarnn sosyoloji


dnrleri, ulusulukla pek az ilgi
lendiler ve ilintilendiler. Marx ve
Durkheim ulusuluu her eyden nce
ykc bir eilim diye grdler ve
modern sanayinin yaratt gitgide artan
ekonomik tmleimin, ulusuluun
hzla gerilemesine neden olacan ileri
srdler. Yalnzca Max Weber, ulusu
luu zmlemeye ok zaman harcad
ya da yalnzca o, kendisinin bir ulusu
olduu bildiriminde bulunmaya hazrd.
Ama Weber bile ulusuluun ve ulus
fikrinin yirminci yzylda kazanaca
nemi kestirmede baarsz oldu.
Yirmibirinci yzyln banda,
ulusuluk yalnzca canl olmakla kal
mayp, en azndan dnyann kimi yerle
rinde geliip bymektedir. Her ne
denli dnya, zellikle getiimiz otuz
krk yl ierisinde birbirine daha baml
olmaya balam olsa da, bu birbirine
bamllk ulusuluun sonuna iaret
etmemitir. Olaslkla, o, kimi bakm
lardan ulusuluun iddetini artrma
sna yardm etmitir.
U lu su lu u n e sk i Y u g o slav y a'd ak i
d irilii 13. B l m , " I r k , E tn ik lik ve
G " , s. 5 46-8'd e b etim lenm itir.

Son zamanlarda dnrler bunun


neden byle olduuyla ilgili kart
fikirlerle ortaya kmlardr. Ulusulu
un, ulusun ve ulus-devletin tarihin
hangi aamasnda varla geldiiyle ilgili
anlamazlklar da vardr. Kimileri bun
larn kkenlerinin tekilerin sylediin
den ok daha eski olduunu sylemek
tedir.

Ulusuluk ve modern toplum


Belki de ulusuluun nde gelen
kuramcs Ernest Gellner'dr (19251995). Gellner (1983) ulusuluun,

921

ulusun ve ulus-devletin her nn de,


kkenleri onsekizinci yzyln sonlarn
daki Sanayi Devrimi'nde yatan modern
uygarln rnleri olduunu ileri
srd. Ulusuluun ve onunla iliiklen
dirilen hislerin ya da duygusallklarn
insan doasnda derin kkleri yoktur.
Bunlar, sanayiciliin yaratt yeni
byk lekli toplumun rnleridir.
Gellner'a gre, ulus fikri gibi, balbana ulusuluk da geleneksel toplumlarda bilinmemektedir.
Modern toplumlarn, bu grng
lerin ortaya kna neden olmu olan
birka zellii vardr. Birinci olarak,
modern bir sanayi toplumu hzl ekono
mik gelimeyle ve karmak bir i
blmyle iliiklendirilir. Gellner, daha
nce var olandan ok daha etkili bir
devlet ve devlet ynetimi dzenine
duyulan gereksinimi modern sanayici
liin yarattn iaret eder, ikinci olarak,
modern devlette bireyler yabanclarla
her zaman etkilemelidir, nk
toplumun temeli artk yerel ky ya da
kent deil, ok ok daha byk bir
birimdir. Temelinde okullarda retilen
bir "resmi dilin" olduu kitle eitimi,
byk lekli bir toplumun rgtlen
mesinin ve birliini korumasnn balca
aracdr.
Gellner'n kuram, birden fazla
bakmdan eletirilmitir. Eletirmenler
bunun, eitimin toplumsal birlii
retme ilevi grdn savunan
ilevselci bir kuram olduunu sylerler.
Tpk daha genel olarak ilevselci ku
ramda olduu zere, bu gr eitimin
atma ve blnme yaratmadaki
roln kmseme eilimindedir.
Gellner'n kuram ulusuluun uyandrabildii ve sklkla da uyandrd
tutkular gerekte aklamaz. Olaslkla,

S iy a s a , H k m e t v e T e r r iz m
TM A**R-fJlnlIBM IfJ *%f a u l+ u m .ll H01! UB> IS 1r - ^ L M U m j ^ M r f T , 11

HBM

ulusuluun gc yalnzca eitimle


deil, onun insanlar iin bir kimlik
-bireylerin onsuz yaayamad bir eyyaratma sasyla da ilikilidir.
Kimlie duyulan gereksinim,
kesinlikle yalnzca modern sanayi
toplumunun ortaya kyla domu
deildir. Dolaysyla, eletirmenler
Gellner'm ulusuluu ve ulusu modernlik-ncesi zamanlardan ayrmasnn
yanl olduunu ileri srerler. Ulusuluk
kimi bakmlardan olduka moderndir,
ama o, ok daha uzak gemiten gelen
duygusallklardan ve simgecilik biim
lerinden de yararlanr. Ulusuluun
imdiki en tannm bilginlerinden biri
olan Anthony Smith'e (1986) gre,
uluslar, onlar daha eski etnik topluluk
larla ya da onun deyiiyle etnilerle,
balayan dorudan sreklilik izgilerine
sahip olma eilimindedir. Etni, ortak
atalara, ortak bir kltrel kimlie ve
zgl bir memlekede olan bir baa
ilikin fikirleri paylaan bir topluluktur.
Smith, pek ok ulusun modernlikncesi srekliliklerinin gerekten de
olduunu ve tarihin daha nceki
dnemlerinde uluslar andran etnik
topluluklarn olduunu iaret eder.
rnein, Yahudiler 2000 yldan uzun
bir zamandr seik bir etni oluturmu
lardr. Belirli kimi dnemlerde,
Yahudiler, uluslarn ralayclarndan
kimilerine sahip olan topluluklar
biiminde beklenmilerdir. ikinci
Dnya Sava srasndaki Yahudi
soykrmnn ardndan 1948'de srail
devleti kuruldu, ki bu, dnyann her
yanna dalm olan Yahudiler iin bir
memleket yaratma amacnda olan
Siyonist hareketin dorua eriini
belirtir. teki ulus-devletlerin ounlu
u gibi, srail de yalnzca tek bir etniden

olumuyordu. srail'deki Filistinli


aznlk, olduka farkl bir etnik artalana
dek kendi kkenlerinin izini srer ve
srail devletinin yaratmnn Filistinliler'i eski memleketlerinden etmi
olduu iddiasnda bulunur -onlarn
srail'deki Yahudilerle olan srekli
gerilimleri ve srail'in onu evreleyen
Arap devletlerinin ouyla arasndaki
gerilimler bundan trdr.
Etnilerle ilikisinde, farkl uluslar
farkl geliim rntleri izlemilerdir.
Bat Avrupa'nn uluslarnn ou iinde
olmak zere, kimilerinde, tek bir etni
daha eski rakipleri dar itecek biimde
geniledi. rnein, onyedinci yzylda
Fransa'da baka birka dil konuuluyor
du ve farkl etnik tariheler bunlarla
balantlandrlyordu. Franszca baat
dil olunca, bu rakiplerin ou sonradan
yitti. Ancak, bunlarn kalntlar birka
alanda varln srdrmektedir.
Bunlardan biri, Fransz ve spanyol
snrlarn kapsayan Bask lkesidir. Bask
dili Franszca'dan da spanyolca'dan da
olduka farkldr ve Basklar kendileri
nin ayr bir kltrel tarihelerinin oldu
u savnda bulunurlar. Kimi Basklar,
Fransa'dan ve spanya'dan tamamyla
ayr olan kendi ulus-devletlerini
istemektedir. Baka alanlarda -Dou
Timor, ya da Rusya'nn gneyindeki
eenistan gibi- grlenlere benzer bir
iddet dzeyi hi olmam olmakla
birlikte, Bask lkesindeki ayrlk
topluluklar bamszlk hedeflerini ileri
tamak iin, arada srada bombalama
eylemlerinden yararlanmlardr.

922

S iy a s a . H k m e t v e T e r riz m

Devletsiz uluslar
Yerlemi uluslarn ierisindeki iyi
tanmlanm etnilerin varln srdr
mesi, devletsiz uluslar olgusuna
neden olur. Bu durumlarda, ulusun
zsel ralayclarndan pek ou bulunur
ama ulusu oluturan kimseler bamsz
siyasal topluluktan yoksundur. eenistan'dakilerin ve Bask lkesindekilerin
yan sra, dnyann -szgelimi Hin
distan'n kuzeyindeki Kemir gibibaka pek ok alanndakiler gibi
ayrlk hareketler, zerk, z-ynetimli
bir devlet kurma arzusu iindedirler.
Etninin, iinde var olduu daha
byk ulus-devlede arasndaki ilikiye
bal olarak farkl birka ulus trnden
szedilebilir (Guibernau 1999). Birinci
olarak, kimi durumlarda, bir ulusdevlet, aznlnn ya da aznlklarnn
arasnda bulunan kltrel farklar kabul
edebilir ve onlarn belirli miktarda etkin
geliimine izin verebilir. rnein,
Britanya'da Iskoya'nn ve Galler'in
tarihelerinin ve kltrel zelliklerinin,
Birleik Krallk'n geri kalanndan
birpara farkl olduu kabul edilir ve
bunlarn bir lde kendi kurumlan
vardr. rnein, Iskolar'n ounluu
Presbiteryen'dir ve Iskoya'nn uzun
zamandr Ingiltere'ninkinden ve
Galler'inkinden ayr bir eitim dzeni
olagelmitir. Iskoyave Galler, 1999'da
bir Isko Parlamentosu'nun ve bir
Galler M eclisi'nin kurulmasyla,
Birleik Krallk'n ierisinde bir btn
olarak daha fazla zerklik elde etti.
Benzer biimde, gerek Bask lkesi ge
rekse Katalonya (Ispanya'nn kuzeyin
de Barselona'nn evresindeki alan)
Ispanya'nn ierisinde "zerk toplu
luklar" olarak kabul edilir. Onlar, belirli
sayda haklar ve gleri olan kendi

923

parlamentolarna sahiptirler. Bununla


birlikte, gerek Britanya'da gerekse
Ispanya'da, gcn byk blm yine,
srasyla Londra'da ve Madrid'de bulu
nan ulusal hkmetlerin ve parlamen
tolarn ellerinde bulunmay srdrr.
Devletsiz uluslarn ikinci bir tr,
daha yksek bir zerklik derecesine
sahip olanlardan oluur. Quebec'te
(Kanada'nm Franszca konuulan
eyaleti) ve Flanders'ta (Hollanda'nn
Flamanca konuulan alam) blgesel
siyasal kurullarn, uygulamada tam
olarak bamsz olmakszn nemli
kararlar alma gc vardr. Birinci trn
altnda sz edilen rneklerde olduu
zere, bunlarn iinde de tam bam
szl kkrtan ulusu hareketler vardr.
nc olarak, iinde bulunduk
lar devletin tanmasndan az ok
tamamyla yoksun olan kimi uluslar
vardr. Byle rneklerde, daha byk
ulus-devlet, tannmay aznlktan esirge
mek iin kuvvet kullanr. Filistinliler'in
yazgs, byle topluluklarn bir rne
idir. Baka rnekler arasnda, in'deki
Tibetliler vardr.
Tibetliler, kltrel tarihlerini yz
yllarca geriye dek izlerler. Tibet'in
tarihi, Buddhaclk'n orada geliip
bym olan zel biimleriyle sk
skya balantldr. Srgndeki Tibetli
nder Dalai Lama, Tibet'in dar
sndaki, iddet iermeyen aralarla ayr
bir Tibet devleti kurmay amalayan
hareketlerin merkezindedir. Tibetliler'in durumunda, ilgili ulus-devletin
ynetimleri var olan siyasalarn dei
tirmeye bir noktada karar vermedike,
snrl bir zerkliin bile elde edilmesi
nin olasl pek azdr. Ama baka
rneklerde, ulusal aznlklarn tam
bamszlk yerine iinde bulunduklar

S iyasa, H k m e t v e T e lz m
m me

tp r z y .m n ^ -.rnn^m .-r.-ia* ,_r

Rusya'da, Beslan'daki okulda, kitlesel lmle sonulanan rehine kuatmasndan, een isyanclar
sorumluydular.
n -B

II

........

iiiimii =

devletlerin ierisinde zerklii semele


ri olanakldr. rnein, Bask lkesinde,
Katalonya'da ve Iskoya'da, imdi
nfusun yalnzca bir aznl tam bam
szl desteklemektedir. 1995'te Quebec'te Kanada'dan bamszlkla ilgili
bir eyalet referandumu, zorunlu halk
oylarn toplamada baarsz olunca
bozguna uramtr.

Ulusal aznlklar ve Avrupa


Birlii
Avrupa'daki ulusal aznlklar sz
konusu olduunda, Avrupa Birlii'nin
oynayaca nemli bir rol vardr. Avru
pa Birlii, Bat Avrupa'nn nemli
uluslar tarafndan yaratlan ballklar

B8BaS==3=1SSSaa

WHH

' i m h

araclyla oluturuldu. Ancak, AB'nin


felsefesinin kilit bir esi, gcn
yerelliklere ve blgelere devredilmesi
dir. Ak hedeflerinden biri, bir
"blgeler Avrupas" yaratmaktr. Bu
vurgu, Basklar'n, Iskolar'n, Katalanlar'n ve teki ulusal aznlk toplulukla
rnn ou tarafndan gl biimde
desteklenmektedir. Bu topluluklarn
yeleri, kltrlerinin ya da kurumlarnn
paralarnn yitirilme biimlerine
genellikle ierlemekteler ve bunlara
yeniden kavumay dilemektedirler.
Onlar, AB'ye kendi seik kimliklerini
beslemenin bir arac gzyle bakarlar.
Avrupa Parlamentosu ya da Avrupa
mahkemeleri gibi AB kuramlaryla

S iyasa. H k m e t v e T e r riz m

dorudan doruya iliki kurma hakki,


onlara, kendi yazglarnn kendi dene
timlerinde olduu konusunda doyumlu
olmalar iin yeterli zerklii verebilir.
Bundan tr, AB'nin varlnn, ulusal
aznlklarn gerek birer paras olduklar
daha byk uluslarla gerekse AB'yle
kurulacak ibirliki bir iliki uruna,
tam bamszlk lksnden vazgee
bilecekleri anlamna gelecek olmas en
azndan kavranlabilirdir. (AB'nin temel
rolleri ve ilevleri yukarda s. 908-9'da
tantlmtr.)

Eski smrgeler bamszlklarn


elde ettiklerinde, bir ulusluk ve ulusal
ilikinlik duygusu yaratmada sklkla
glk ektiler. Her ne denli ulusuluk,
smrgeletirilmi alanlarn bamsz
ln gvencelemede byk bir rol
oynadysa da, byk lde, eylemciler
den oluan kk topluluklarla snr
lyd. Ulusu fikirler nfusun ounlu
unu etkilemiyordu. Bugn bile pek
ok smrge-sonras devlet i reka
betlerin ve siyasal yetke zerinde birbiriyle savam iindeki hak iddialarnn
srekli tehdidi altndadr.

Gelimekte olan lkelerde


uluslar ve ulusuluk

En fazla smrgeletirilen kta


Afrika'yd, ikinci Dnya Sava'nn
ardndan Afrika'da bamszl zen
diren ulusu harekeder, smrgele
tirilmi alanlar Avrupa'nn baatln
dan zgrletirmeye alyordu. Bu
elde edilir edilmez, her yerdeki yeni
nderler ulusal birlik yaratmaya alma
mcadelesiyle kar karya geldiler.
1950'lerle 1960'larda nderlerin pek
ou Avrupa'da ya da A.B.D'de eitim
grmt, ve ou okuryazar olmayan,
yoksul ve demokrasinin haklaryla ve
ykmllkleriyle tank olmayan
kendi yurttalaryla aralarnda engin bir
uurum vard. Smrgecilik altnda,
kimi etnik topluluklar tekilerden daha
zengindi; bu topluluklarn farkl kar
lar ve hedefleri vard ve meru olarak
birbirlerini dman diye gryorlard.

Gelimekte olan dnyadaki lkele


rin ounda, ulusuluun, ulusun ve
ulus-devletin izledii ak sanayi toplumlarndakinden farkl olmutur.
Daha az gelimi lkelerin ou, bir
zamanlar Avrupallar tarafndan smr
geletirilmiti ve ancak yirminci yzyln
ikinci yarsnda bamszlklarn elde
ettiler. Bu lkelerin pek ounda,
smrge ynetimleri arasndaki snrlar
Avrupa'da yapay olarak belirlendi ve
nfusun arasnda var olan ekonomik,
kltrel ya da etnik blnmeler dikkate
alnmad. Smrge gleri, Afrika
yarktasnda, Hindistan'da ve Asya'nn
baka paralarnda var olan krallklar ve
kabile topluluklarn yendiler ya da
onlara boyun edirdiler ve kendi s
mrge ynetimlerini ya da naipliklerini
kurdular. Bunun bir sonucu olarak, her
bir smrge "ayn snrlar ierisinde
biraraya getirilmi halklardan ve eski
devletlerden ya da bunlarn parackla
rndan oluan bir derleme" idi
(Akintoye 1976, s. 3). Smrgeletiri
lmi alanlarn ou etnilerden ve baka
topluluklardan oluan bir mozaikti.

925

Sudan, Zaire, Nijerya gibi Afri


ka'daki smrge-sonras devlederden
birkanda i savalar padak verirken,
gerek Afrika'daki gerekse Asya'daki
baka pek ok devlet etnik rekabetlerle
ve hasmlklarla ralanyordu. Sudan
rneinde, nfusun yaklak olarak yz
de 40' etnik kkenleri bakmndan
Arap olduklar iddiasnda bulunurken,

S iya sa , H k m e t v e T e r riz m

lkenin baka blgelerinde, zellikle


gneyde, nfusun ou siyaht ve dinsel
inanlar bakmndan Hristiyan ya da
animistt. Ulusular gc elde ettikten
sonra, temelinde ulusal dil olarak Arap
a'nn bulunduu bir ulusal btnletir
me izlencesi oluturdular. Giriim
yalnzca birpara baarl oldu ve (13.
Blm, s. 546-548'de, Bat Sudan'da
Darfur'dakiler ya da Ruanda'dakiler gibi
etnik atmlarla ilgili tartmamzda
grdmz zere) bu giriimin
rettii gerginlikler ve gerilimler bugn
de grlebilir. Bamszlktan bu yana
Afrika ktasnda gereklemi olan
savalarn pek ou, bunun gibi
glklerin dorudan bir sonucudur.
Sz konusu meselelerin baka bir
rnei, Nijerya'dr. lkenin yaklak
120 milyonluk bir nfusu vardr:
Kabaca her drt Afrikal'dan biri Nijer
yalI'dr. Nijerya nceleri bir Britanya
smrgesiydi ve 1 Ekim 1960'ta bam
szln elde etti. lke, balca etnik
topluluktan oluur: Yoruba, bo ve
Hausa. Bamszln zerinden ok
gemeden, 1966'da, lkede farkl etnik
topluluklar arasnda silahl mcadeleler
balad. Askeri bir hkmet kuruldu ve
o zamandan bu yana sivil hkmet
dnemleri askeri ynetim evreleriyle
nbetleti. 1967'de Biafra adndaki bir
alann, lkenin geri kalanndan
bamsz olmaya alt bir i sava
patlak verdi. Ayrlk hareket asker
kuvveti kullanm araclyla bastrld,
pek ok yaam yitirildi. Birbirini izleyen
hkmetler "anayurt Nijerya" izleinin
evresinde daha duru bir ulusal kimlik
duygusu yaratma giriiminde bulun
mutur ama bir ulusal birlik ve ama
duygusu yaratmak yine de zordur. lke
byk petrol ve ilenmemi petrol
rezervlerine sahiptir, ama byk lde

yoksulluk iine batmtr ve bugn de


yetkeci ynetimin penesinde kalmay
srdrmektedir.
zede, gelimekte olan dnyadaki
devletlerin ou sanayilememi
dnyada gereklemi olanlardan farkl
ulus oluumu srelerinin bir sonucu
olarak varla geldi. Devletler, sklkla
daha nceden hibir kltrel ya da etnik
birlii olmayan alanlara dsal olarak
kabul ettirildi, bu da kimi zaman,
bamszlktan sonraki i savalarla
sonuland. Modern uluslar en etkili
biimde ya hibir zaman tam olarak
smrgeletirilmemi olan alanlarda ya
da oktandr kltrel birliin olduu
Japonya, Kore ya da Tayland gibi yer
lerde bagstermilerdir.

Ulusuluk ve kreselleme
Kreselleme ulusuluu ve ulusal
kimlii nasl etkiler? Sosyolog Andrew
Pilkington bu soruyu incelemitir
(2002). O, her ne denli destekilerinin
pek ou, tariheleri zamann sislerinin
ierisine uzanan uluslarn yeleri olduk
lar savnda bulunsalar da, ulusuluun
olduka yeni bir olgu olduunu ileri
srer. Tarihsel bakmdan grece yakn
zamanlara dek insanlar kendi topluluk
larnn darsnda neyin olup bittiinin
byk lde ayrdnda olmakszn
kk yerleimlerde sa kaldlar ve daha
byk bir ulusun yeleri olma fikri o
zamanlar onlara yabanc grnrd.
Pilkington, bir ulusal topluluk fikrinin
geliip yaylmasnn ancak daha sonra
lar, onsekizinci yzyldan balayarak,
kitle iletiim aralarnn ve medyann
geliimiyle gerekletiini savunmutur.
Pilkington'a gre, ulusal kimlikle
rin "yaplandrlmas" bu dnem sra
snda olmutur.

926

S iy a s a , H k m e t v e T e r r iz m

Amy Chua: Serbest pazar demokrasisini ihra etm e, etnik nefreti ve


kresel istikrarszl nasl dourur?
Pek ok yorum cu, yukarda tartlanlara benzer etnik
atm lan azaltmann en iyi yolunun demokrasi ve bir

denetliyor am a nfusunun yalnzca yzde 3'n

serbest pazar kurmak olduunu ileri srmtr. O nlar,

olarak alglanan inli aznla kar iddedi saldrlar,

bunun, herkese lkenin ekilip evrilmesinde bir sz

Suharto'nun rejiminin sonuna elik etti. Chua yle

oluturuyorlard. lkenin yerli zenginliini 'alyor'

hakk verm ek yoluyla ve bakalaryla ticaret yapmaktan

yazar: "Pribumi [etnik] ounluu arasndaki egemen

gelen refaha eriim salamak yoluyla bar


zendireceini savlarlar. Dnya Yanyor: Serbest Pafar

gr , 'inli sorunundan bir kerede ve sonsuza dek


kurtulmann, bymenin 10 yln yitirmeye deer'

D em okrasisini ihra etme, E tn ik N efreti ve Kresel


stikrarszl N asl Dourur? (2003) balkl etkili bir

olduuydu."

kitapta Birleik Devleder'deki Yale niversitesi'nde

G eneral Suharto'nun diktatrl kerken, A .B .D ve

p ro fes r olan A m y Chua bu gr sorgular.

teki Bat lkeleri dem okratik seimlerin balatlmas


arsnda bulundular. Ancak, Chua, Endonezya'daki

Chua'nn balang noktas, gelimekte olan pek ok

inliler gibi onun "pazarda baat olan aznlklar" dedii

lkede kk bir etnik aznln orantsz ekonomik

eyin bulunduu lkelere demokrasiyi tantmann bar

gcn tadn karmasdr. Besbelli bir rnek, rk

getirmesinin olas olmadn ileri srer. Bunun yerine,

ayrmclnn olduu Gney Afrika'da, beyaz olmayan

Chua, bir demokraside oylar iin yarmann, lkenin

etnik topluluklar sm rm olan beyaz aznlktr.


C hua, 1994'te Ruanda'da Tutsiler'in H utular tarafndan

etnik ounluundan gelen bir kar tepkiye neden


olmasnn olas olduunu savlar. Endonezya'daki

krmnn ve eski Yugoslavya'da Srplar tarafndan

pribum i ounluun inli aznla kar yapt zere,

H rvadar'a kar hissedilen nefretin de, birpara,

ierlenilen aznl gnah keisi yapmaya alan ve

Tutsiler'in ve Hrvatlar'n kendi lkelerinde tadn

etnik ounluu ulusun 'hakiki' sahipleri adna lkenin

kardklar ekonomik stnlkle ilikili olduunu ileri


srer. Chua'nn sklkla kulland baka bir rnek,

zenginlii zerinde "yeniden hak iddiasnda


bulunmaya" yreklendiren siyasal nderler ortaya

Endonezya'daki inli etnik aznlkla ilintilidir.

kacaktr.

Endonezya'nn eski diktatr G eneral Suharto'nun


pazar yanls reform lar lkenin kk inli aznl iin

Chua'nn anlats, her ne denli demokrasi ve pazar

zellikle kazanl oldu. Bunun karlnda, inliEndonezyallar Suharto'nun diktatrln desteklem e

ekonomisi ilkece iyiliki kuvveder olsa da, bunlarn

eiliminde oldular. Suharto'yu grevden ayrlmaya

etkili bir yasa dzenine ve sivil toplum a


dayandrlmasnn gerektiini bize gsterir. Byle

zorlayan dem okrasi yanls kiesel gsterilerin

olmadklar yerlerde, gelimekte olan dnyann pek ok

gerekletii yl olan 1998'de, inli-Endonezyallar

blmnde olduu zere, yeni ve iddedi etnik

Endonezya'nn zel ekonomisinin yzde 70'ini

atmlar ortaya kabilir.

T o p lu m s a l y a p la n d r m a c lk , 5.
B l m , "T o p lu m s a l E tk ile im ve
G n l k Y a a m " , s . 1 9 0 - 1 9 2 'd e
tartlm tr.

Pilkington'a gre, ulusal kimliin


ona kar oluturulduu bir 'teki'nin
varoluu, bir ulusluk duygusunu geli
tirmede anakyd. Pilkington, (Kato
lik) Fransa'nn varoluunun, bir (Pro
testan) Britanyal kimliini ekillendir
mede temel olduunu ileri srd. Pil
kington, okuryazarlk dzeylerinin
nfusun btnne yaylmasyla ve
iletiim teknolojisinin fikirlerin yayl

927

mn salamasyla, bir Britanyallk duy


gusunun lkenin sekinlerinden,
aaya, toplumun geri kalanna doru
nasl yayldn belgeler.
Eer ulusal kimlik Pilkington'n
ileri srd zere toplumsal olarak
yaplandrlyorsa, onun deiecek ve
geliecek olmas olanakldr. Pilkington,
bugn, deimekte olan ulusal kimlik
teki bakca etkenlerden birinin kre
selleme olduunu ileri srer. Onun
grne gre, kreselleme, merkezi
leme ile merkezden uzaklama arasn

S iyasa, H G k fim e t v e T e r riz m

da atan basklar yaratr. Bir yandan,


kimi i rgderinin ve siyasal birimlerin
(rnein, okuluslu irkederin ya da AB
gibi ulusar rgderin) gleri daha
younlarken, te yandan merkezden
uzaklama ynnde bask vardr (rne
in, Sovyeder Birlii'nin kn ve
paralann ya da Ispanya'da ayr bir
Bask ulusuna duyulan arzuyu dnn).
Pilkington, bunun bir sonucu olarak
kresellemenin ulusal kimlie ynelik
ikili bir tehdit yarattn savunur: Mer
kezileme, zellikle Avrupa Birlii'nin
byyen gleriyle birlikte, yukardan
gelen basklar yaratr, merkezden uzak
lama ise, etnik aznlk kimliklerinin
glenmesi arackyla, aadan gelen
basklar yaratr. Birleik Krallk'ta buna
verilen bir karlk, Britanyallk'a
degin dar bir anlayta yeniden diret
mek olmutur. Pilkington, ngiliz ulusal
kimliiyle ilgili olarak gl biimde
Avrupa-kart, beyaz, ngilizce-konuan bir gr neren eski Tutucu Pard
milletvekili John Townsend rne-ini
verir. Pilkington, Birleik Krallk'n
ierisindeki, Britanyal kimliinin
dnda brakldklarn hissederek yerel
kimliklerini glendirmi ve baka etnik
topluluklardan farkl olduklarnda
diretmi olan etnik aznlk toplulukla
rnn kimi yeleri tarafndan da buna
kout bir karln verildiini ileri srer.
Kresellemeye verilen ikinci bir
karlk, ki Pilkington'n bunun daha
salkl olduuna inand aktr, oklu
kimliklerin olduunu kabul etmektir;
rnein, ayn zamanda hem ngiliz,
hem Britanyal hem de Avrupal
olmann olanakl olduunu savunmak
gibi. Pilkington, Birleik Krallk'taki,
kimliklerinde farkl kltrleri kaynat
ran etnik aznlk topluluklarnn yeni

"melez kimliklerinde" bu yaklamn


kantn grr. Pilkington'a gre, ulusu
etnik olarak ileyici biimde temsil etme
ve Britanyal-Asyal gibi tireli kimlikleri
yreklendirme yoluyla, bizler kresel
lemeye verilen ve sklkla kktendincilie ya da kltrel rkla bavur
maya gtren ilk ulusu karla
meydan okumalyz. Pilkington'a gre,
kreselleme, ulusal kimlikle ilgili
elien basklara ve elien karlklara
neden olur.

Ulus-devlet, ulusal kimlik ve


kreselleme
Afrika'nn kimi blmlerinde,
uluslar ve ulus-devleder tam olarak
olumu deildir. Ancak, dnyann ba
ka alanlarnda kimi yazarlar oktandr
kreselleimin karsnda "ulus-devletin sonundan" sz etmektedirler. Japon
yazar Kenichi Ohmae'ye gre, kre
sellemenin bir sonucu olarak, bizler
gitgide artan biimde, iinde ulusal
kimliin zayflad, "snrlarn olmad
bir dnyada" yaamaya balyoruz
(Ohmae 1995; s. 61'e de baknz).
Bu gras ne denli geerlidir?
Tm devleder, kreselletiren sreler
tarafndan kesinlikle etkilenmektedir
ler. Yukarda tarttmz zere, "dev
letsiz uluslarn" ykselii bile olaslkla
kresellemeyle balantldr. Kreseleme ilerledike, hzla deimekte olan
bir dnyada gvenlik elde etmeye
ynelik bir abayla, insanlar sklkla
yerel kimlikleri yeniden canlandrarak
tepki verir. Kresel pazarn yaylmnn
bir sonucu olarak, uluslarn, kendilerine
ilikin, eskiden olduundan daha az
ekonomik gc vardr.
Ancak, ulus-devletin sonuna tank
olmakta olduumuzu sylemek yanl

928

S iy a s a , H k m e t v e T e r riz m

olur. Kimi bakmlardan, durum bunun


tam karndr. Bugn, dnyadaki her
lke bir ulus-devlettir ya da yle olma
nn zlemini ekmektedir -ulus-devlet
evrensel bir siyasal biim durumuna
gelmitir. Olduka yakn zaman ncesi
ne dek, onun yine de rakipleri vard. Yir
minci yzyln byk bir ksmnda,
smrgeletirilmi alanlar ve impara
torluklar ulus-devleerle yan yana var
oldu. Pek ok sosyolog son impara
torluun ancak 1990'da Sovyet kom
nizminin kyle ortadan yittiini
ileri srmtr, bakalarysa Birleik
Devleder'i bugn de bir imparatorluk
diye grr (Ferguson 2004). Sovyetler
Birlii etkili biimde, Dou Avru
pa'daki kendi uydu devletlerini kucakla
yan bir imparatorluun merkezindeydi. Eski Sovyetler Birlii'nin
iindeki pek ok yer gibi, bunlarn tm
artk bamsz uluslar olmulardr.
Aslnda bugn dnyada yirmi yl nce
olduundan ok daha fazla egemen
ulus vardr.
Getiimiz yzyln byk bl
mnde, devletsiz uluslar evreleyen
meseleler ve ulusuluk, sklkla, siyasal
bir silah olarak terrn kullanmyla
iliiklendirildi. Aada terrizmi
tartyor ve kavramn son yllarda nasl
deimi olduuna bakyoruz.

Terrizm
11 Eyll 2001'de sabah 8:45 dolay
larnda, Birleik Devleder zerinde her
zamanki uuunu yapmakta olan bir
yolcu ua terrisder tarafndan kar
larak New York'taki Dnya Ticaret
Merkezi'nin Kuzey Kulesi'e arptrld.
Dakikalar sonra, karlm olan baka
bir uak Gney Kulesi'ne arparak, bir

929

saat ierisinde her iki binann da


kmesine ve i gnlerine balayan bin
lerce insann lmesine neden oldu.
Yaklak olarak bir saat sonra nc
bir uak A.B.D. askeriyesinin ana binas
olan Pentagon'a arpurlarak yzlerce
kiiyi daha ldrd. A.B.D'nin yrtme
gcnn merkezi olan Washington
D.C.'deki Beyaz Saray'a yneldiine
inanlan drdnc bir uak, yolcularn
ua karanlarla mcadelesinin ardn
dan Pennsylvania krsalnda bir tarlaya
akld. 11 Eyll'de karlan tm
uaklar Amerikal iki irketten birine
aitti: Birleik Havayollar ya da Amerika
Havayollar. Uak karanlar tarafndan
seilmi olan hedefler Dnya Ticaret
Merkezi, Pentagon ve Beyaz Saray bir
ama iin seilmilerdi: Amerika'nn
ekonomik, askeri ve siyasal gcn
yreinden vurmak.
Bakan George W. Bush'un sald
rlara verdii karlk, "terre kar
sava" ilannda bulunmak oldu. Bu
"savataki" ilk nemli askeri karlk, bir
ay sonra geldi: 2001 Ekim'inde
koalisyon gleri tarafndan Asya'daki
Afganistan'a kar gerekletirilen bir
saldr. Yukarda grm olduumuz
zere, o zamanlar Afganistan kktendinci bir Islami hkmet olan Taliban
tarafndan ynetiliyordu ve Taliban, 11
Eyll saldrlarn yrten ve yelerinin
pek ounun orada eitildii terr
rgt El-Kaide'nin eylemlerini sklkla
desteklemiti.
New York'a ve Washington'a yap
lan saldrlar izleyen yllar, sorumlulu
unu El-Kaide'nin stlendii kyc
birka terr edimine daha tank oldu.
2002 Ekim'inde Endonezya'nn Bali
adasndaki bir gece kulbne yaplan
saldrda 200'den fazla insan ld;

S iy a s a , H k m e t v e T e r r iz m
*?.ac**Btnroewnw

tvanmM

ww w .'M w m

bunlarn pek ou yaknlardaki Avus


tralya'dan tatil iin gelmi olan gen
turistlerdi. 2004 Mart'nda, spanya'daki Madrid'de bir trendeki bom
balar, sabahn en kalabalk saatlerinde
ilerine giden yaklak 200 kiiyi
ldrd. Londra'da, 2005 Tem
muzunda yeralt treninde ve bir
otobste egdml bir dizi padama-

nn gereklemesinin ardndan 52 kii


ld ve birka yz kii yaraland. 11
Eyll 2001'den sonraki terrizm, iinde
olanak olarak daha ncekilerin tmn
den daha lmcl olan yeni bir terr
biiminin olanakl duruma geldii yeni
bir gvenlik evresini yanstr. imdi,
'terrizm' kavramna dnyoruz.

930

S iyasa, H k m e t v e T e r riz m

2005 Temmuz'unda Londra'ya yaplan terr saldrlarnn sorumluluunu El-Kaide stlendi.


u r u w w w fr n

Terrn ve terrizmin kkenleri


Terrizm szcnn kkenleri,
1789 Fransz Devrimi'ndedir. Binlerce
insan -asl olarak soylular ama son
radan, ok daha fazla sayda sradan
yurtta- siyasal yetkeler tarafndan
avland ve giyotinle idam edildi. 'Terr'
terimi devrimciler tarafndan deil,
kar-devrimciler tarafndan icat edildi:
Fransz Devrimi'ni ve onun temsil ettii
eyi hor gren ve srp giden kan
dkmenin nfusu dehete drmenin
bir biimi olduuna inanan insanlar
(Laqueur 2003). rktme amacyla
iddet kullanm anlamnda 'terr',
rnein Almanya'da Naziler ya da
Stalin'in ynetimi altndaki Rus gizli
polisi tarafndan yirminci yzylda
yaygn olarak kullanld. Bununla
birlikte, iddetin bu tr kullanm,
terimin Fransz Devrimi'ndeki kken
lerinden nceye dayanr.

931

Her ne denli 'terr' terimi onsekizinci yzyla dek icat edilmediyse


de, iddet araclyla insanlar dehete
drme olgusu ok eskidir. Eski uy
garlklarda bir ordu, dman tarafndan
elde tutulan bir kenti istila ettiinde,
onlarn tm kenti yerle bir etmesi ve
kentteki tm erkekleri, kadnlar ve
ocuklar ldrmesi hi de az rastlanr
deildi. Bunun amac yalnzca dman
fiziksel olarak ykmak deil, ayrca,
baka kentlerde yaayanlarn iinde
dehet yaratmak ve o dehetin temsil
ettii gc tantlamakt. Bu yzden,
nfuslar, zellikle sivil nfus-lar
dehete drme fikriyle iddet kul
lanma olgusu, besbelli ki terimden daha
eskidir.
Toplumbilimciler 'terrizm' terimi
nin yararl bir kavram olup olamayaca
yla yani, usa uygun bir nesnellikle
kullanlp kullanlamayacayla ilgili

S iya s a , H k m e t v e T e r riz m

olarak anlamazla derler; bu,


tanmlanmasnn glyle kt n
kazanm bir terimdir. Meselelerden
b iri, in san larn ter riz m le ve
terrisderle ilgili olarak yapt deien
ahlaki deerlendirmelerle ilintilidir.
"Birinin terristinin, baka birinin
zgrlk savas olduu" sklkla
sylenir. Eskiden terrist olan insan
larn sonradan, bir noktada, terr,
tpk onu uyguladklar kadar iddede
knamaya balayabildikleri de iyi bilinir.
Kimi snrlamalarla denilebilir ki,
rnein, srail devletinin erken tarihi
terrist etkinlik tarafndan kesintiye
uratlmtr ama yirmibirinci yzylda
srail nderlii kendi bildirimine gre
"terrle savan" vazgeilmez bir para
sdr ve terrizmi birincil dman
gzyle grmektedir. Gney Afrika'nn
eski nderi Nelson Mandela'nn gizil
terrist olarak alabildiine yerilmesinin
zerinden yalnzca yirmi otuz yl ge
mitir ama imdi o yakn zamanlarn en
ok sayg duyulan siyasal simalarndan
biridir. Yararl bir terim olmas iin,
terrizm, zamana ya da gzlemcinin
bakasna gre deien ahlaki deer
lendirmeden olanakl olduunca zgrletirilmelidir.
Terrizme degin yararl bir
kavramlatrmn aranmasnda ikinci bir
mesele, devletin rolyle ilgilidir.
D evletlerin terrizmi uygulad
sylenebilir mi? Devletler, insanlk
tarihinde baka herhangi bir rgtten
ok daha fazla sayda lmden sorumlu
olmulardr. Devleder sivil nfuslar
kyc biimde ldrmlerdir; modern
zamanlarda, devletler, geleneksel
uygarlklarda kentlerin yerle bir
edilmesiyle karlatrlabilecek bir eyi
gerekletirmilerdir. rnein, kinci
Dnya Sava'nn sonuna doru,

Balaklar'n yangn bombalar,


Dresden adndaki Alman kentini byk
lde ykt: Yz binlerce kii ld. Pek
ok tarihi, Dresden'a yaplan saldr
nn, savata Balaklar iin hibir
stratejik yararnn olmad bir noktada
gerekletiini ileri srer. Balaklar'n
eylemini eletirenler, Dresden'n yk
mnn amacnn Alman toplumunda
dehet ve korku yaratmak ve bylelikle
yurttalarn sava srdrme kararll
n zayflatmak olduunu ileri srerler.
Terrizm kavramn devletin
darsnda alan topluluklarla ve
rgtlerle ksdamak saduyulu olur.
teki trl, kavram, daha genel olarak
sava kavramna fazla yaknlar.
Yukarda dikkat ekilen sorunlara
karn, pek oklar yansz bir tanmn
bulunabileceini savunur. Terrizmi,
"yaps ya da balam bakmndan byle
bir edimin amac bir nfusu rktmek
ya da bir hkmeti veya uluslararas bir
rgt herhangi bir edimi gerekletir
meye ya da gerekletirmekten kan
maya zorlamak olduunda, [devletle
ilgili olmayan bir rgt tarafndan]
sivillerin ya da arpmaya katlmayan
larn lmne ya da ciddi bedensel
zarara neden olmasna niyet edilen
herhangi bir eylem" diye tanm
layabiliriz (Anand Panyarachun ve
dierleri 2004). Baka deyile, terrizm,
bir hkmeti siyasalarn deitirmeye
ikna etmek ya da onun dnyadaki
saygnln zarara uratmak iin
tasarlanan, sivillere ynelik saldrlarla
ilgilidir.

Eski ve yeni tarz terrizm


Yukarda tanmlanm olduu
zere, terrizm, eski kentlerin yerle bir
edilmesi gibi tarihin nceki dnemle

932

S iy a s a . H k m e t v e T e r riz m

Terrist saldrlardan korumaya almak amacyla, Parlamento nne ar beton ktleler yerletirilmitir.

rinde dehete drmek iin tasarmla


nan iddet edimlerinden seikletirilebilir. Terrizm, iletiim teknolojisin
deki deiimlerle balantldr. Nfus
lar epeyce geni bir yelpazede dehete
drmek iin, iddetle ilgili reni,
etkilenen o nfuslara olduka abuk bir
biimde ulamak zorundadr. Bunun
olanakl duruma gelmesi ancak ondokuzuncu yzyln sonlarnda, modern
iletiim aralarnn ykseliiyle olmu
tur. Elektronik telgrafn icadyla bir
likte, zaman ve uzay aan annda
iletiim olanakl olmutur. Bu zaman
dan nce reninin yaylmas gnler,
hatta haftalar srebiliyordu. rnein,
15. Blm'n giriinde grdmz
zere, Abraham Lincoln'm suikast
haberinin Birleik Krallk'a ulamas

933

gnler ald. Annda iletiim olanakl


olunca, terrist iddete degin uzaktan
yanstlabilen simgesel edimler gerek
leebilir -bunlar bilen, yalnzca yerel
nfus deildir.

E sk i tar^terrizm
Eski ve yeni tarz terrizmin
arasnda bir ayrm yapabiliriz. Eski tarz
terrizm, yirminci yzyln ounda
baatt ve bugn yine vardr. Terrizmin
bu tr, byk lde, ulusuluun
ykseliiyle ve yukarda tarttmz
zere (s. 926-928) onsekizinci yzyln
sonlarndan balayarak Avrupa'da ulus
larn, egemen, topraklarnn snrlar
belirli eyler olarak kurulmasnn
gereklemesiyle iliiklendirilir.

S iyasa. H k m e t v e T e r riz m

Tm uluslarda, snrlar, ya Afri


ka'da ve Asya'da Batl smrgeciler
tarafndan yaplm olduu zere bir
haritadaki izgiler olarak ya da fetih,
sava ve mcadele yoluyla, az ok yapay
olarak saptanmtr. rnein, rlanda
1800'de Birleik Krallk'a katld ve bu,
1920'lerin banda lkenin Kuzey ve
Gney diye ayrlmasyla sonulanan
bamszlk mcadelelerine neden oldu.
Smrge ynetimleri tarafndan harita
lar izilen ya da kuvvet kullanm ara
clyla kurulan uluslarn oluturduu
bir yamal boha, eitli rneklerde,
kendi devletleri olmayan uluslara yani,
ortak bir kltrel kimlii olduu
savnda bulunan, ama olaan olarak bir
ulusa ilikin olan toprak ve devlet
aygtlarndan yoksun olan uluslara
neden olmutur. Eski tarz terrizmin
ou biim i, devletsiz uluslarla
balantldr.
Eski tarz terrizmin amac,
uluslarn o topraklardaki devlet aygt
zerinde denetiminin olmad alan
larda devleder kurmaktr. Bu, rnein,
rlanda Cumhuriyeti Ordusu (IRA)
gibi rlanda ulusular ve spanya'daki
ETA gibi Bask ulusular iin dorudur.
Balca meseleler bir devletin oluu
mundaki toprak btnl ve kimlik
tir. Eski tarz terrizm, devletsiz
uluslarn olduu ve terrizmin,
glerini elde etmek iin iddet
kullanmaya hazrlkl olduu yerlerde
bulunur. Eski tarz terrizm temelde
yereldir, nk onun hrslar yereldir. O,
zgl bir ulusal alanda bir devlet
kurmak ister.
Son yllarda, dardaki lkelerin
desteinden yararland iin, eski tarz
terrizmin de sklkla uluslararas bir
bileeni olmutur. rnein, Birleik
Devletler'in ierisindeki topluluklarn

yan sra Libya, Suriye ve kimi Dou


Avrupa lkeleri, IRA'nn Kuzey
rlanda'daki ve Bask ayrlklarnn
spanya'daki terrist edimlerini eitli
derecelerde desteklemitir. Ama her ne
denli eski tarz terrizm para kayna
bulmada ya da silah satn almak iin
silah ya da uyuturucu szdrmada daha
geni bir kresel destekiler ayla
ilikili olabilse de, hrslar yereldir.
Hrslar bakmndan snrl olmann
yan sra, eski tarz terrizm, iddet
kullanm bakmndan da s n r l d r .
rnein, her ne denli Kuzey rlada'daki
atmn sonucu olarak pek ok kii
yaamn yitirmise de, 1970'lerde
"Kargaalar'n"yeniden balamasndan
bu yana, Britanyal askerler de iinde
olmak zere, ldrlen insanlarn
oran, ortalama olarak, trafik kazala
rnda lm olanlarnkinden azdr. Eski
tarz terrizmde, her ne denli sakatlanan
ve ldrlen insanlarn saylar nemli
olsa da, iddet kullanm snrlyd,
nk terrizmin bu trnn amalar
da (bu iddet yine de korkun ve
rktc olmakla birlikte) grece
snrldr.
Buna ek olarak, son yirmi otuz
ylda Britanya devlet ynetimlerinin
Kuzey rlanda'da kefetmi olduu
zere, ulusal kimliin yaratt gl
ahlaki zorlama eski tarz terrizmle
arpmay gletirir. Grm olduu
muz zere, ulusuluun gl bir enerji
salayc bileeni vardr. Ulusal kimlik
syleni, devletsiz bir ulusun var olduu
rneklerde, bir devlet kurmaya alan
bir harekete adanm kimselerin ateini
krklemeyi srdrebilir. Ayn toprak
paras zerinde birbiriyle ekien
iddialarn olduu rneklerde, tarihsel
deneyim, bir uzlama ulamann zel
likle g olduunu anlar.

934

S iy a s a . H k m e t v e T e r riz m

Birleik Krallk'n paras olarak


kalmak isteyen birleimcilerden ve
rlanda'nn paras olmak isteyen
ulusu topluluklardan gelen birbiriyle
atan basklarn olduu Kuzey
rlanda'daki uzun mcadele sz konusu
olduunda, bu doru olagelmitir.

kresel bir yaylm vardr. Terrizmin


bu rnekesi en nl biimiyle ElKaide'nin slami kkten-dinciliiyle
iliiklendirilir (kutuya baknz), ama
hibir ekilde onunla snrl deildir.
imdi yeni tarz terrizmle ilgili bir
tartma dnyoruz.

Eski ve yeni tarz terrizmin


arasnda temel bir ayrm yaplabilir (Tan
ve Ramakrishna 2002). Yeni tarz
terrizm iletiim aralar teknolojisinde
kresellemeyi drtlemekte olan
deiimlerle olanakl klnr ve onun

Yeni tar\ terrizm


Yeni tarz terrizm, eski tarz
terrizmden birka bakmdan, birinci
olaraksa iddialarn uzanm bakmn
dan farkllk gsterir. rnein, ElKaide'nin dnya grnn ayrt edici

El-Kaidenin kkenleri ve balantlar


'Taban' anlam na gelen E l-K a id e , Sovyet

alanlarnn yan sra Som ali, Y em en ve eenistan'

kuvvetlerinin A fganistan'dan ekildii ve U sam e Bin

iine aldna inanlmaktadr. E n d on ezy a'n n

Laden'le meslektalarnn yeni cihatlar [aa yukar,

adalarndan birindeki gizli bir eitim kampyla ilgili

kutsal savam ya da sava diye evrilen bir terim]

aktarm lar da olm utur.

aram aya balad 19 8 9 'd a yaratld. rg t, slam

talya'daki K zl Tugay ya da O rtadou'd aki E b u

sanca altnda Sovyet kom nizm ine kar savam ak

N idal topluluu gibi gem iin sk rgl

zere 1 980'lerd e A fganistan'a gitm i olan A rap

topluluklarndan farkl olarak, E l-K a id e gevek

gnlller andan kp geliti. Sovyet-kard cihat

rgldr. B ir kenetlenen alar zinciri olarak ktalar

srasnda, Bin Laden'le savalar A m erikal ve Suudi

b oyu nca iler. yle g r n m ek ted ir ki, sklkla kk

kaynaklardan para aldlar. K im i analizciler, Bin

sular araclyla kendi paralarn toplayan ve teki

L aden 'in C IA 'd en gvenlik eitimi alm olduuna

topluluklarla yalnzca zoru nlu olduunda tem as kuran

inanm aktadr. Bilinir olduklar adla 'A rap A fgan lar',

tek tek topluluklarn ya da hcrelerin yksek bir

savata katlam ve fazlasyla gdlenmitiler.

zerklik derecesi vardr.

1990'larn banda, E l-K a id e Sudan'da faaliyet

E l-K a id e'y i tanm lam ak

gsteriyordu . 1 9 9 6 'd an son ra, rg t n karargah ve

Topluluklarn arasndaki bu gevek balant, bir tanm

yaklak bir dzine eitim kam p, Bin Laden'in


Taliban'la yakn bir iliki kurduu A fganistan'a

sorusunu ortaya att. E l-K aid e'd en sz ettiim izde,

tand. A fganistan'da 20 0 1 'in sonunda balayan

edim sel bir rg te mi g n d erm e yapyoruz, yoksa

A .B .D saldrs, personeline saldrlan ve sleriyle

imdi, bir fikre daha yakn olan bir eyden mi sz

eitim kam plar yklan rg t datarak yeraltna

ediyoruz?

srd.

2 0 0 3 M ays'nda Riyad'daki b om balam alar ve 2 0 0 2 'd e


M o m b asa'da srailli turisdere yaplan saldr gibi

D nyann her yannda hcreler

saldrlar genellikle E l-K aid e'y e yklenir. A m a bu

rg t n , yalnzca O rtad o u 'd a ve A sya'da deil,


K u zey A m erika'da ve A vrupa'da da krk ila elli lkede
faaliyet gsterdii dnlm ektedir. B at A vrupa'da,

saldrlar herhangi bir ekilde B in L ad en ya da onun


nderlik ettiine bugn de inanlan rg t tarafndan
tasarlanm , rgtlenm i ya da bunlara para salanm

L o n d ra , H am b u rg, M ilano ve M adrid'de, bilinen ya

myd?

da kukulanlan h creler olagelmitir. Bunlar, ye


top lam ad a, para kayna bulm ada ve eylem ler

K im i analizciler, E l-K a id e terim inin im di, paylalan

tasarlam ada nem li m erkezler olagelmilerdir.

am alardan, lklerden ve yntem lerd en biraz daha


fazlas tarafndan balantlandnlan eitli topluluklara

E itim iin, topluluk, zg rce ve gizlice alabildii

g n d erm e yapm ak iin kullanldn n e

yasad alanlar yeler. Bunlarn, A fganistan'n dalk

srm lerdir. Bununla birlikte, unu biliyoruz ki,

935

Siyasa, H km et v e Terrizm

"T errle s a v a "

birka kktenci topluluk E l-K aid e'yle resm i olarak


balantldr ya da balantl olm utur. Bunlarn en

Batl polis kuvvederi ve h aber alm a kurulular,

nem lisi, yeleri A fgan istan 'a snm ve E l-

'terrle savan' bir paras olarak, E l-K a id e

K aide'yle kaynam olan Msrl slam i Cihat

hcrelerini p aralam ad a, p aravan irkederi kapatm ada

topluluunun kktenci kanaddr. n d eri, E lK aide'nin arkasndaki beyin olduuna ve rg t n en


kt nl eylem lerinden pek oun un tasarlaycs
olduuna inanlan acm asz bir Msrl olan A ym an alZaw ahri'dir. B u eylem ler, 19 9 8 'd e Afrika'daki iki

ve m al varlklarn d on d u rm ad a biraz baar


kazanm lardr. E n tepedeki nderlerinden kimileri
ldrlm ya da yakalanm ve G u an tan am o
K rfezi'n d e kimi yelerin sorgulan rgt, daha da
zayflatm tr. Bununla birlikte, rg t tam am yla

A B D bykeliliine yaplan saldrlar ve N ew

kknden skm ek fazlasyla karm ak ve

York'taki ve W ashington'daki 11 Eyll saldrlarm

dkrklna uratan bir grevdir.

iine alr.

S on zam anlarda O x fo rd A ratrm a Topluluu, Irak'


K am irli militan topluluklarla; zbekistan slam

ve terrle sava konu alan bir aktarm la, yelerinin

H areketi ya da D 'yle; Filipinler'deki E b u Sayyaf

pek oun un alkonm asna karn E l-K aid e'n in "canl

topluluuyla; ve Cezayir'deki G IA ya da Silahl slam

ve etkili olarak kaldna" dikkat ekti. E n byk

Topluluu'yla ve onu n Salaf topluluk ya da G S P C

d krkl, U sam e Bin L aden 'in yazgsnn ve nerede

diye bilinen kktenci dalyla balantlarn olduuna da

olduunun bugn de derin bir giz olm asdr.

inanlmaktadr.

zelliklerinden biri, kresel jeopolitik


amalarnn olmasdr; O, dnya
toplumunu yeniden yaplandrmaya
alr. El-Kaide nderliinin paralar,
Hint yarktasndan Avrupa'ya dek
uzanan bir slam toplumunu yeniden
yaplandrmay istemilerdir. Bu, Orta
dou boyunca slami devlet ynetim
leri kurmay ve Kuzey Afrika'nn
yeniden ele geirilmesini gerektirecekti.
El-Kaide'nin destekileri, son binyl
ierisinde Bat'nn, slam topluluklarn,
zerinde meru bir hak iddialarnn
olduu alanlardan kovmu olduunu
ileri srerler. Bu alanlar Balkanlar' ve
spanya'nn nceleri Maripliler (zgn
olarak Kuzey Afrikal olup, sekizinci ve
onbeinci yzyllar arasnda spanya'nn pek ounu denetieyen Mslmanlar) tarafndan ynetilen paralarn
iine alr. Bizim imdi Avrupa gzyle
baktmz yerin byk bir blm
nceleri Mslman'd ve, ya Osmanl
mparatorluu tarafndan ya da Kuzey
Afrika'dan ynetiliyordu. El-Kaide, bu
blgelerde ve alanlarda slam'n kresel
roln yeniden kurmay amalar. Bu
yzden, eski tarz ulusuluk yerel ve

Kaynak: BBC (2 0 T em m u z 2 0 0 4 )

belirli devlederle olaan olarak, olduk


a kk devletlerle balantlyken,
yeni tarz terrizm amalar bak
mndan kreseldir. O, dnya g
dengesini tersine evirmek ister.
El-Kaide'nin ve benzeri terr
rgtlerinin dnya grne gre,
modernlik ile modernlik-kartlnn
arasnda ralayc bir gerilim vardr.
Onlar, Avrupa'nn byk paralarnda,
Ortadou'da ve Asya'da daha eski bir
ada varolmu olan slam egemenli
ini yeniden kurma giriiminde bulu
nurken, modernlii eletirmek iin
modern iletiim aralarndan byk
lde yararlanrlar ve modern Bat
toplumunun ahlaki yozluu diye gr
dkleri eyi tersine evirme giriiminde
bulunurlar (Gray 2003).
ikinci olarak, yeni tarz terrizm
eski tarz terrizmden, rgtsel
yaplanm bakmndan farkllk
gsterir. Bu paralellii fazla ileri gtrmemeye dikkat etmekle birlikte,
sosyolog Mary Kaldor, Oxfam ya da
Yeryz Dosdar gibi uluslararas sivil
toplum rgderiyle (ST) yeni terrist

936

S iy a s a , H k m e t v e T e r riz m

topluluklarn, zellikle El-Kaide'nin


altyaps arasndaki birka benzerlie
iaret etmitir.
16. B l m , ' rg tler ve A lar', s. 698701'd e S T 'le ri daha ayrntl olarak
tartlm tr.

rgtsel yaplanm bakmndan,


El-Kaide pek ok ST'nn kulland
ayn kresel biimleri kullanr. Gerek
yeni terr rgderi gerekse Yeryz
Dosdar gibi ST'leri bir zgrev ve
adanmlk duygusuyla drtlenirler.
Bu zgrev ve adanmlk duygusu,
epeyce gevek bir kresel rgtn
geliip bymesine izin verir (Glasius
ve dierleri 2002).
Gerek ST'lerin gerekse yeni
terr rgderinin temelinde, Manuel
Castells (16. Blm, s. 718-720'ye
baknz) tarafndan tartlan trlerde
alar vardr. Bunlar, fazlasyla
merkezden uzaklam yaplammlardr.
Yerel hcrelerin ok zerklii vardr ve
bunlar merkezden gelen gl herhangi
bir ynlendirimin olmas zorunlu
olmakszn oalabilirler. 2001'de Ame
rika'nn Afganistan'a saldrlar ElKaide'nin nderliini nemli lde
zayflatt, ama rgt, ahlaki inancndan
tr gl olmay srdrmektedir. Bu,
toplam rgtn kimi vehelerinin
zayflatlm ya da bozulmu olduu
zamanlarda bile hcreleri ilevgrr
olarak tutan bir zgrev duygusunu
drtler.
Gerek terr rgtnn gerekse
ST'lerin destekilerinin de pek ok
lkede kresel bir yaylm vardr.
Terrizm uzmanlar 2001'de Ameri
ka'nn nderliinde Afganistan'a yap
lan saldrdan El-Kaide'nin ne lde
sa ktyla ilgili olarak anlamazla
derler, ama dava uruna iddetle l
meye istekli olan yaklak olarak 20.000
kiiden yararlanan ve ou merkezden

937

yar-zerk olarak varolan El-Kaide


hcrelerinin yaklak altm lkede
bugn de varlm srdrd kestiriminde bulunulmutur.
Yeni terr topluluklarnn ve
ST'lerin her ikisinin de devlederin
ierisinde ilediine dikkat ekilebilir.
Hibir ST devlede ilgili olmayan bir
rgt olarak tamamyla geliip byyemezdi. Bunlarn tmnn devlede
kimi temaslar ve devletten aldklar
destekler vardr ve Kaldor bunun yeni
tarz terr rgderi iin de doru
olduunu savunur. 1998'de bir yolcu
uann bombalanarak Iskoya'daki
Lockerbie kyne dmesiyle Libya'nn
ilikisi, bunun bir rneini salar.
Elbette, yeni terr rgtleri ile
ST'lerin arasndaki benzerlii fazla
ileri gtrlemez; ama rgtsel
yaplanmlar ve elbette birbirinden ok
farkl olan zgrevlerle ilgili paylalan
duygular bakmndan, El-Kaide kt
cl trde bir ST olarak grlebilir.
Eski ve yeni tarz terrizmin
farkllk gsterdii nc ve son yan
ise, aralarla ilgilidir. Yukarda grd
mz zere, eski tarz terrizmin grece
snrl hedefleri vard ve bunun bir
sonucu olarak, onun paras olan iddet
de olaan olarak epeyce snrlyd. yle
grnyor ki, yeni tarz terrizm,
kullanmaya hazrlkl olduu aralar
bakmndan ok daha acmaszdr.
rnein, E l-K aide web siteleri
'dmandan' yani, birincil olarak
Birleik Devletler, ama bir lde, bir
btn olarak Bat'dan ar lde ykc
bir dille sz eder. Bunlar, olanakl oldu
unca ok kiiyi ldren terr edim
lerinin yrtlmesinin gerektiini
belirtik olarak sklkla syleyecektir. r
nein, bu acmaszln apak olduu
El-Kaide'nin 1998'deki kurulu bildiri
mi u iddiada bulunur:

S iya sa , H k m e t v e T e r riz m

[M sl m an larn kutsal yerleri olan] E lA k sa C am isi'ni ve K u tsal Cam i'yi [Mekke]


onlarn p en esin d en k u rtarm ak iin, ve
onlarn ordularnn yenilmi olarak ve
h erh angi bir M sl m an ' tehdit etm eyi
b aa ra m a y a cak
to p ra k la rn d a n

b iim d e

slam 'n

tm

d a r

k m a s

i in

A m erikallar' ve onlarn

sivil ya da asker

balaklarn

b uyruu,

ld rm e

bunu

yapm ann olanakl olduu h erh angi bir


lkede, bunu yapabilecek olan h er M sl
m an 'n bireysel bir devidir.
(Halliday 2 0 0 2 , s. 2 1 9 'd a alnm tr)

Bu, eski tarz terrizmin ralaycs


olan iddet ieren aralarn daha snrl
kullanmndan ok farkldr. rnein,
eski Sovyetler Birlii'ndeki, ayrlk bir
mcadeleden uzaklap terrizmin
daha yeni biimleri iin bir ye toplama
zeminine dnen eenistan'da olduu
zere, bu ikisinin rtt kimi
rnekler vardr.

Terrizm ve sava
Yeni tarz terrizm tehdidine nasl
karlk vermemiz gerekir? 11 Eyll
2001'd e grlm olan trden
terrizm, siyaset sosyologlar iin g
sorular ortaya atar. Terrizmle,
geleneksel savalar gibi savalabilir mi?
2001'de Afganistan'a saldran koalis

yon, El-Kaide terr alarnn en


azndan kimilerini gerekten de ykt.
Ancak, geleneksel sava araclyla yeni
tarz terrizme kar kazanlan kimi
baarlara karn, eletirmenler iddet
dzeylerinin, amalarn ve rgtsel
yaplanmn, onlar, dman ulusdevletler gibi geleneksel dmanlardan
farkl kldn ileri srmekte kesinlikle
hakldrlar. Bu, kimi sosyologlar ve
siyaset bilimiyle uraan bilginleri,
"terre kar sava" kavramn sorgula
maya gtrd. 2003'te Irak'ta balatlan
sava (s. 910'daki kutuya baknz)
zellikle A.B.D'de, Irak'n, terr
rgtlerinin gereksinimini gidermek
zere kullanlacak olan silahlar
gelitirmekte olduuna degin ilintilerle
birpara hakl gsteriliyordu. Ter
rizmin geleneksel sava araclyla
zlp zlemeyeceiyle ilgili
tartma, terrizm ile Afganistan gibi
onu desteklemi olan ulus-devletlerin
arasndaki ilikiyi ilgilendiren daha g
sorular ortaya atar. Karlnda, bu,
kresel ynetimle ilgili sorulara neden
olur. Kresel bir ada, alglanan bir
tehdidi engellemek zere eylemde
bulunmak iin hangi uluslararas
destee ve kanta gereksinim duyulur?
Ve kresel terr tehdidini ele almak iin
en iyi kurumlar hangileridir?

938

S iyasa, H k m e t v e T e r riz m

zet
1 'H km et' terim i, iinde grevlilerin siyasalar

7 Britanya siyasas T h atcherclk'n -1 9 7 9 'd a n 1 9 90'a

yasalatrdklar ve kararlar verdikleri bir siyasal aygta

dek babakan olan tutucu M argaret T h atch er'la

g n d e rm e yapar. 'Siyasa', hkm et etkinliklerinin

iliiklendirilen bir retiler km esi- etkisi tarafndan

uzanm n ve ieriini etkilem ek iin g c n onun

derinden deitirildi. Th atcherclk, devletin roln

araclyla kullanld ve sorguland aratr.

azaltm ann ve serbest pazar giriimini


yreklendirm enin arzu edilirliine duyulan bir inanc

2 Belirli bir top rak parasn ynetm ek te olan ve

ieriyordu.

yetkesi, bir yasa dizgesiyle ve kendi siyasalarn


yrrle koym ak iin kuvvet kullanma becerisiyle

8 G etiim iz yirmi be yl ierisinde i Partisi

d esteklenen bir siyasal aygtn olduu yerde, bir devlet

nem li d eim eler geirm itir. zellikle T o n y Blair'in

vardr. M o d ern devletler, yurttalk fikriyle, insanlarn

nderliinde, 'Yeni i', ulusallatrm a ve tasarlanm

o rtak haklarnn ve devlerinin olduunun ve devledn

ekonom ik giriim de iinde olm ak zere eski sosyalist

iinde kendi rollerinin ayrdnda olduklarnn kabul

kavram lardan uzaklamtr. 1 9 9 7'de iktidara

edilmesiyle ve daha geni, birletirici bir siyasal

geldikten son ra, Yeni i, geleneksel 'sol-sa'

topluluun p aras olm a duygusuyla, yani ulusulukla

siyasasnn tesine g een bir siyasal re fo rm ve

ralanan ulus-devletlerdir.

m o d ern lem e yolunu izlem itir. B u yeni m erkez-sol


siyasas dam gasna sklkla ' n c yol' siyasas diye

3 M ax W eber'a g re, g , kiinin am alarn

g n d erm e yaplr. Yeni i, 2 0 0 1 'de byk ounluk

bakalarnn direniine karn bile olsa elde etm e

tarafndan, ve 2 0 0 5 'te yine, am a azalm b ir ounluk

kapasitesidir ve sklkla, kuvvet kullanmn ierir.

tarafndan, yeniden seilmitir.

W eb er'dan bu yana, kavram a degin birka seenek


anlay da nerilm itir. B ir hkm etin g kullanm

9 Toplum sal hareketler, yerlem i kurum larn alannn

m eru olduunda, onun yetkesinin olduu sylenir.

darsnda ibirliki eylem araclyla o rtak karlar

B u m eruluk, ynetilenlerin olur verm esind en trer.

ileri tam ak iin toplu bir giriimi ierir. 'Yeni

M eru hkm etin en sk rasdan an biim i

toplum sal harekeder' terim i, insan toplum larnn kar

dem okrasidir, am a baka m eru biim ler de

karya geldii deien risklere karlk olarak

olanakldr.

1960'lard an bu yana B at lkelerinde b agsterm i


olan bir toplum sal harek eder km esi iin kullanlr.

4 Yetkeci devlederde, katlm halktan esirgenir ya da

D ah a nceki toplum sal devinim lerden farkl olarak,

se rte ksdanr. D evletin gereksinim leri ve karlar,

Y T H 'le r m addi olm ayan glere ynelen tek-meseleli

ortalam a yurttalarnkilerden ncelikli tutulur ve

kampanyalardr ve snf izgilerinin tesin den destek

h km ete kar durm ak ya da bir nderi iktidardan

alrlar. Bilgi teknolojisi, pek o k yeni toplum sal

uzaklatrm ak iin kurulm u hibir yasal dzenek

hareket iin gl bir rg d em e gereci durum una

yoktur.

gelmitir.

5 D em o k rasi, ynetim de halkn olduu bir siyasal

10 U lusuluk, tek bir siyasal topluluun paras olm a

dzendir. K atlm c dem okraside (ya da d orudan

duygusunu salayan bir sim geler ve inanlar

dem okraside), kararlar, onlar tarafndan etkilenen


kim seler tarafndan alnr. zgrlk bir dem okrasi,
tm yurttalarn oy hakknn olduu ve en azndan iki
parti arasndan seim yapabildii temsili bir

km esine g n d erm e yapar. U lusuluk, m o d ern


devletin geliimiyle yan yana ortaya kt. H er ne denli
sosyolojinin kurucular ulusuluun sanayi
toplum larnda o rtad an yiteceine inandlarsa da,

dem okrasidir.

yirm ibirinci yzyln banda, yle g r n y or ki, o

6 S on yllarda dem okratik d evlet ynetim leri olan

geliip bym ektedir. 'D evletsiz uluslar', bir ulusal

lkelerin says, byk lde kresellem enin, kitle

topluluun, kendisinin olduu iddiasnda bulunduu

iletiim aralarnn ve yarm ac kapitalizmin

alan zerinde siyasal egem enlikten yoksun olduu

etkilerinden t r hzla artm tr. A m a dem okrasinin

rneklere g n d erm e yapar.

sorunlar yok deildir: H er yerde insanlar,

11 E ski tarz ter rizm , o k sk olarak devletsiz

siyasetilerin ve h km ederin so ru n z m e ve

uluslarla iliiklendirilir. Yeni tarz terrizm ,

ekonom ileri y n etm e kapasitesine olan inanlarn

kresellem eden yararlanr ve uzanm , rg t

yitirm eye balam tr ve seim dzenine siyasal

yaplanm ve aralar bakm ndan eski tarz

katlm azalmaktadr.

terrizm den farkllk gsterir.

939

S iya sa . H k m e t v e T e r riz m

Dnme sorular
1 Sosyoloji neden siyasann incelenmesiyle ilintlenmelidir?
2 zgrlk demokrasiyle kapitalizm neden bu denli sklkla birarada bulunur?
3 Bat lkeleri demokrasiye bu denli adanmlarsa neden pek ok lkede byle az
sayda kii oy kullanmaktadr?
4 'Yeni i'nin 'yeni' olan yan nedir?
5 Toplumsal harekeder var olan toplumsal ve siyasal kurumlardan nasl
yararlanrlar?
6 Kresellemenin ilerlemesiyle birlikte ulus-devleder nemsizlemekte midir?
7 Kreselleme ile terrizmin arasndaki iliki nedir?

Ek Kaynaklar
Robert A. Dahi, On Democracy (N ev/H aven: Yale University Press, 1998).
Elaine Ciulla Kamarck ve Joseph S. Nye (yay. haz.), Democracy.com? Governance in a
Networked World (Hollis, NH: Hollis, 1999).
E Halliday, TvolloursthatShookthe World: September 11, 2001: Causesand Consequences
(Saqi Books: London, 2002).
P. Griset ve S. Mahan, Terrorism in Verspective (Thousand Oaks, CA: Sage, 2003).
M. Kaldor, Nep and Old Wars: Organi^ed Violence in a Global Era, 2. basm
(Cambridge: Polity, 2001).
Alberto Melucci, Nomads o f the Present: Social Movements and Individual Needs in
Contemporary Society (Londra: Hutchinson Radius, 1989).
Cornelia Navari, Internationalism and the State in tbe Tventietb Century (New York:
Roudedge, 2000).
A. Tan ve K. Ramakrishna (yay. haz.), T heNev Terrorism: Anatomy, Trends and Counter
Strategies (Times Media: Singapur, 2002).

940

S iy a s a , H k m e t v e T e r riz m

nternet balantlar
Bulletin of the Atomic Scientists
http://www.thebulletin.org/index.htm
International Insttute for Democracy and Electoral Assistance
http:/ /www.idea.int/
Internet Modern History Sourcebook: natonalism
http:/ /www.fordham.edu/halsall/mod/modsbookl 7.html
Oxford Research Group
http://www.oxfordresearchgroup.org.uk/
Foreign Policy
http://www.foreignpolicy.com/
International Insttute for Strategic Studies
http://www.iiss.org/

941

indekiler
Kendiliin kuramlatrlmas
Chicago Okulu
Kentlik ve yaratlm evre
Deerlendirme

ehrin Geliimi
Geleneksel toplumlarda ehirler
Sanayileme ve kentleme
Modern ehrin geliimi
Britanya A.B.D.'deki yeni kentleme
eilimleri

ehirler ve kreselleme
Kresel ehirler
Eitsizlik ve kresel ehir
Kresel ada ynetici ehirler

Sonu: ehirler ve kresel ynetim


f(et
Dnme sorulan
E k kaynaklar
Internet balantlar

I ehirler ve Kentsel
Alanlar

yaamn getirdii blgecilikten ve


miskinlikten kurtulmak iin- tanabilmektedir.

Londra, New York ve Tokyo ile


birlikte dnya ekonomisin ynetim
merkezi olan ve etkisi Birleik Kralln
ulusal snrlarn aan,kresel ehirlerden sadece biridir (Sassen 2001). Bu
kresel ehirler byk, ulusar
irketlerin karargahlar olduu kadar
finans, teknoloji ve danmanlk
hizm etlerinin de youn olduu
yerlerdir. Birleik Kralln bakentin
de 3.4 milyon yerleik igc vardr ve
bu igc hergn banliyler-den
almak zere ehre gelen ok sayda
insan tarafndan da desteklen-mektedir.
Ayrca, Londra'nn rakipsiz bir sanatsal
ve kltrel miras olmas, ehrin canl ve
dinamik bir bakent olduunun en
byk kantdr -her yl neredeyse 30
milyon turist tek gece ya da daha uzun
sre kalmak iin Londra'ya gelmek
tedir.
Birleik Kralln bakenti ayn
zamanda kendi aralarnda yzden
fazla dili konuan 7 milyon insan da
barndrmakta olup, bu say son yirmi
yldr her yl 19.000 kii artmaktadr.
Londa'daki g dzeyi, Birleik
Kralln dier yerlerine bakarak
ounun yalar yirmiyle krk drt
arasnda deien olduka byk bir
gen nfus yaratmtr (ONS, Focus on
London, 2003). Genler Londra gibi
ehirlere birok sebeple -alma, ei
tim, kltr ya da belki ehrin dndaki

Yine de, ehirlerin sunduu frsat


zenginliine ramen, birok insan
ehirleri yalnzlk dolu hasmane yerler
olarak grmektedirler. Modern kent
yaamnn ayrks zelliklerinden biri de
yabanclar arasndaki etkileimlerin
frekansdr. Ayn mahallede ya da apart
manda yaayan birok insan bile
birbirini tanmaz. Eer bir kasaba ya da
ehirde yayorsanz, hergn tanmad
nz ka kiiyle etkileimde bulun
duunuzu bir dnn. Bu liste, otobs
srclerini, dkkanlarda alan
insanlar, dier rencileri hatta sokakta
yrrken gz gze geldiiniz insanlar
da kapsayabilir. Sadece bu etken bile
bugnk modern ehir yaamn, eski
alardaki ehir ya da tara yaamndan
ayrmaya yeter.
M o d e rn to p lu m la rd a k i to p lu m s a l
etk ileim ler, T op lu m sal E tk ile im ve
G nl k Y a a m b a lk l 5. bl m d e
in celen m itir.

Bu blmde ncelikle kendilik


srecini ele alan baz kuramlar ince
leyeceiz. Sonra, ehirlerin kkenlerine
ve son yzylda ehirde yaayan insan
nfusunda meydana gelen patlamay ve
dnyada kendemeyle ilgili yeni ortaya
kan eilimleri ele alacaz. Son olarak,
kresellemenin ehirler zerindeki
muazzam etkilerinden harekede, bu
srecin kimi boyutiarn mercek altna
alacaz.

Kentliliin kuram latrlm as


lk sosyologlarn birou ehirlere
ve kent yaamna byk bir ilgi
duymaktayd. Hatta klasik sosyolog
Max Weber, bu konuda ada kapta-

944

e h irle r v e K e n ts e l A la n la r

C h i c a g o o k u lu

Bata Robert Park, Ernest Burgess


ve L ou is W irth olm ak zere
1920'lerden 1940'lara kadar Chicago
niversitesine bal olan baz yazarlar,
uzun yllar boyunca kent sosyolojisi
kuramlarnn ve aratrmalarnn temeli
olagelmi fikirler gelitirmilerdir.
Chicago Okulu tarafnda ortaya atlan
zellikle iki kavram incelenmeyi hak
etmektedir. Bu kavramlardan biri,
kentsel zmlemelerde ekolojik
yaklam kavramdr; dieriyse Wirth
tarafnda gelitirilen, bir yaam biimi
olarak kendilik kavramdr (Wirth 1938,
Park 1952).

Kent ekolojisi

ehirdeki gnlk yaam bireyi imge, izlenim ve duyum


bombardmanna tutmaktadr

lizmi ortaan Bat ehirleriyle ilikilendirebilecek koullarn izini srd


ehir (The City), (lmnden sonra
1921 ylnda yaynlanmtr) adl bir
kitap dahi yazmtr. Dierleri ise, daha
ziyade ehrin geliiminin fiziksel
evreyi olduu kadar toplumsal evreyi
nasl deitirdiini soruturmulardr.
Georg Simmel ve Ferdinand Tnnies'in
almalar kent sosyolojisine ilk nemli
katky yapmtr; bu konu s. 946'daki
kutuda tartlmaktadr. Bu dnrler
kendilerinden sonraki kent sosyolog
larnn dncelerini derinden etkile
milerdir. Szgelimi Chicago Okulu'nun ok nemli bir yesi olan ve
fikirlerini aada ele alacamz Robert
Park, yirminci yzyln banda Alman
ya'da Simmel'in gzetmenlii altnda
almtr.

945

Ekoloji, fizik biliminden dn


alnm bir terimdir; bitki ve hayvan
larn yaadklar evreyle olan uyumlar
n inceler. Bu tanm, 'ekoloji' kavram
nn genel evre sorunlar balamnda
tad anlam verir (bkz. 22. Blm,
evre ve Risk). Doada canllar
yaadklar evreye dizgesel bir biimde
dalmaya ve farkl trler arasnda doal
bir denge kurmaya yatkndrlar.
Chicago Okulu dnrleri, byk
kentsel yerleim yerlerinin ve farkl
mahalle tiplerinin, bu yerleim yerleri
iindeki dalmlarnn benzer ilkelere
gre ele alnabileceine inanmaktay
dlar. ehirler rasgele deil, evrenin
avantajl zelliklerine gsterilen bir
tepki olarak ortaya kar ve geliirler.
Szgelimi, modern toplumlardaki kent
sel alanlar genellikle nehir kylarna,
verimli ovalara ya da ticaret yollarnn
veya demiryollarn kesime noktalarna
kurulma eilimindedirler.
Park'n kendi ifadesiyle ehir bir
kez kurulduunda nfusun btn

e h ir le r v e K e n ts e l A la n la r

e h i r y a a m n i n c e l e y e n il k k u r a m c l a r
G eorg Sim m el ve eh rin zihinsel y aam

F erd in an d T n n ie s: Gemeinschaft'ta n G esellschajf a

e h i r y a a m y la ilg ili a l m a l a r y a p a n ilk

S i m m e l 'i n a d a o la n F e r d i n a n d T n n i e s d e e h i r

k u r a m c la r d a n b i r i , e h ir le r i n s a k in l e r i n in z ih i n s e l

y a a m n n b ir e y z e r in d e k i e t k ile r iy le ilg ile n m i t ir .

y a a m la r n n a s l e k ille n d ir d i in e b i r a k l a m a g e t i r e n

S a n a y i D e v r im i 'y l e b i r l i k t e o r t a y a k a n k e n t l e m e

A l m a n s o s y o l o g G e o r g S im m e l'd ir . S i m m e l

Modern Yaam

Metropolis ve

( M e t r o p o l is a n d M o d e r n L i f e - 1 9 0 3 ) a d l

s r e c i n i n to p l u m s a l y a a m g e r i d n l m e z b i im d e
d e i tir d i in i ile r i s r m t r . H z n l e k a r k , k i ile r,

a l m a s n d a e h ir y a a m n n in s a n z ih n i n i i m g e le r ,

k o m u l a r v e d o s t l a r a r a s n d a k u r u la n g e l e n e k s e l ,

i z l e n i m l e r , d u y u m la r v e e t k in lik le r le b o m b a r d m a n a

s a la m , y a k n b a la r a d a y a l o la n v e k i in in k e n d i

t u ttu u n u ile r i s r m t r . B u d u r u m k k k a s a b a v e

t o p l u m s a l k o n u m u n a ili k in a k b i r f ik ir s a h ib i

Gemeinschaft y a

k y le r in a l k a n lk la r a d a y a l, s a k in v e a k c y a a m

o lm a s n a iz in v e r e n

ta r z y la b y k b i r t e z a t o lu t u r m a k t a d r . S im m e l , e h i r

i l i k ile r in in h e r g n b ir a z d a h a z a y f la d n o r ta y a

s a k in le r in in b e z g i n b i r ta v r t a k n a r a k v e

k o y m u tu r .

v u r d u m d u y m a z b i r h a le g e l e r e k k e n d ile r in i
T n n i e s 'e g r e

b e k l e n m e y e n id d e tli u y a r c la r d a n v e s r e k li

d a c e m a a t (1 8 8 7 )

Gemeinscbafhn y e r in i Gesellschajt
Gesellschaft\ g e i c i v e a r a s a l ili k ile r e

a lm tr . T n n i e s

d e i e n im g e l e r d e n k o r u d u k la r n a in a n y o r d u .

d a y a l b i r t r b i r l i k y a d a c e m i y e t o la r a k t a n m la m tr .

e v r e le r i n i s a r a n k a r m a a d a n k u r tu lm a k i i n y a p m a la r

C e m a a t ili k ile r i e t r a f n d a i n a e d ilm i o la n t o p l u m s a l

g e r e k e n l e r e o d a k la n d k la r n d n y o r d u . S i m m e l,

y a a m , d n m e k t e v e y e r in i d a h a b ir e y c i b i r c e m i y e t

e h i r s a k in le r in in , h e r n e k a d a r m e t r o p o l i t a n

y a a m n a b r a k m a k ta d r . C e m i y e t ili k ile r i y a ln z c a

k e m e k e in b i r e r p a r a s o ls a la r d a , b u g e k i n ta v r n

b e lli b i r a m a c a y a d a h e d e f e y n e li k t i r v e s a d e c e

s o n u c u o la r a k b ir b ir i n d e n d u y g u s a l a n la m d a

b ir e y in k a r n g z e t i r . S z g e l i m i e h ir d e o t o b s e

u z a k la t n d n m e k te y d i. S i m m e l , m o d e r n

b i n d i im iz d e s r c y le k u r a c a m z ili k i m u h t e m e l e n

m e t r o p o l i s y a a m n a ili k in z m le m e le r iy l e e h ir

s a d e c e k a p d a b i l e t a t m a k t a n v e o n u g it m e k

y a a m n n g e tir d i i y a ln z lk ta n v e e h ir y a a m n n

i s te d i im iz d u r a a b i z i g t r m e s i i i n k u lla n m a k t a n

h a s m a n e o lu u n d a n y a k n a n la r a s o s y o lo jik b i r a k la m a

i b a r e t o la c a k , y a n i s o n d e r e c e s n r l k a la c a k tr . H e m

d a g e t i r m i t ir .

T n n i e s h e m d e S i m m e l 'e g r e e h i r y a a m
y a b a n c la r la d o lu d u r .

iinden bireyleri tek tek seen ve


neredeyse hi hata yapmadan onlar en
uygun olduklar blgelere ya da
muhitlere yerletiren byk bir
dzenek gibi davranmaktadr (1952 s.
79). ehirler, rekabet, istila ve yerini
alma gibi -biyolojik ekolojide karlklar
bulunan- sreler yoluyla bir dzen
kazanarak doal alan haline gelmek
tedir. Eer doadaki bir gln
ekolojisini inceleyecek olursak, farkl
balk trleri, bcekler ve dier canllar
arasnda isdkrarl bir denge durumuna
ulamay hedefleyen bir rekabetin
yaandn grrz. Bu denge yeni bir
trn yaam alann isla etmesi
-gl kendi yuvas haline getirmeye
almas- ile bozulur. Gln ortasn

daki alanlarda reyebilen kimi canllar,


gln ky kesimlerine doru ekilmek
zorunda kalr ve burada soylar
tehlikeye girebilir. stilac tr ise eskiden
burada yaamakta olan canllarn bu
blgedeki halefi haline gelir.
Ekolojik gre gre ehre yerle
me, ehrin bir yerinden baka bir yerine
tanma ve ehir iindeki hareketlilik
rntleri benzer biimlere brnmek
tedir. ehrin sakinlerinin geim sava
verirken yaptklar dzenlemeler farkl
mahallelerin olumasn salar. ehir,
birbirinden ayr olan ve kart toplumsal
zelliklere sahip alanlarn bir haritas
olarak grlebilir. Modern ehirlerin ilk
geliim evrelerinde, sanayiler ihtiya

946

e h irle r v e K e n ts e l A la n la r

duyulan hammaddelerin salanabile


cei, ikmal hatlarna yakn olan uygun
mevkilere toplanmaktaydlar. Nfus ise
bu iyerlerinin etrafnda kmelenmekteydi; ehir sakinlerinin nfusu arttka
bu iyerleri de giderek daha fazla
eitlilik kazanyordu. Bu ekilde artan
konfor, daha ekici bir unsur haline
gelir ve elde edilmesi iin daha byk
bir rekabetin ortaya kmasna neden
olur. Arsalarn deerleri ve emlak
vergileri ykselir ve ailelerin barnma
koullarnn kt ama kiralarn dk
olduu varolar haricindeki merkez
mahallelerde yaamlarn srdrmeleri
zorlar. ehir merkezi, daha varlkl ve
ayrcalk ehir sakinlerinin evre
etrafnda olumaya balayan banliylere
tanmaya balamasyla birlikte, i ve
elence sektrnn egemenlii altna
girer. Bu sre, yolcu tamacl

"Manzaraya bayldk. Bize daha byk bir topluluun bir


paras olduumuzu hatrlatyor."

947

yaplan yollar takip eder, zira ie


giderken yaplan yolculuu olabildiin
ce ksaltr; bu yollar arasnda kalan
blgeler daha yava geliir.
ehirler, i ie dilimlere blnm
emerkezli halkalar olarak grlebilir
ler. Merkezde, atafatl byk i
merkezleriyle ykk dkk evlerin i ie
getii ehir merkezi alanlar bulunur.
Bunlarn tesinde eksiden beri meskun
olan mahalleler ve kol gc gerektiren
ilerde istihdam edilmi inaat iileri.
Daha da darda yksek gelir grubuna
mensup insanlarn yaamaya eilimli
olduklar banliyler bulunur. stila ve
yerini alma sreci emerkezli bu
halkann dilimlerin iinde gerekleir.
Bylece, merkezdeki ya da merkeze
yakn alanlardaki binalar rmeye
baladnda etnik aznlklar bu alanlara
tanabilirler. Tandklar blgenin eski
sakinleri ise bu durum karsnda ehrin
baka mahallelerine ya da banliylerine
kaarlar.
Her ne kadar kent ekolojisi yakla
m bir dnem gzden dmse de,
daha sonralar, zellikle Amos Hawley
(1950, 1968) gibi kimi yazarlarn al
malaryla yeniden gzden geirilmi ve
inceltilmitir. Hawley, ncelleri gibi
snrl saydaki kaynan kullanm
konusunda yaanan rekabet konusuna
odaklanmak yerine, farkl ehir alan
larnn karlkl bamll konusuna
odaklanmtr. "Farkllama -gruplarn ve
mesleki rollerin zellemesi- insanlarn
evreye uyum salama yollarnn
banda gelir. Birok kiinin baml
olduu gruplar, genellikle yaadklar
corafi konumun merkeziliinde
kendini gsteren baskn bir role sahip
olacaktr. Szgelimi, bankalar ya da
sigorta irkederi gibi toplumun byk

e h irle r v e K e n ts e l A la n la r

bir ksm iin yaamsal neme sahip


olan hizmetleri salayan ve bu yzden
yerleim yerlerinin merkezlerinde
bulunan i kollar bu duruma bir
rnektir. Gelgelelim, Hawley kentsel
alanlarda ortaya kan mntkalarn
yalnzca uzamsal ilikilere gre deil,
ayn zamanda zamansal ilikilere gre
de olutuuna dikkati eker. Szgelimi
i dnyasnn basknl yalnzca toprak
kullanm rntlerinde deil, ayn
zamanda gnlk yaamdaki etkinlik
lerin ritminde de aa kar -bunun bir
rnei, paydos vaktidir. Kiilerin
gnlk yaamlarn zamana gre dzen
lenmesi, ehrin mahalleleri arasndaki
sradzenini yanstr.

Bir yaam tar^ olarak kentlilik


Wirth'in bir yaam tarz olarak
kentlilik sav, ehirlerin isel farkllk
lardan ziyade, toplumsal bir varolu
biimi olarak ehirlilik olgusunu ele alr.
Wirth'in gzlemlerine gre:
e h ir le rd e y a a y a n to p la m n fu s o r a n n
d a n h a r e k e d e a d a d n y a n n n e l d e
k e n d i

in s a n n

to p lu m s a l

e tk ile ri,

k e n tli

ta m

o la r a k

ya

da

y aam

n fu s

z e r in d e k i

o r a n n n

i a r e t

e t t i in d e n o k d a h a b y k t r ; z ir a e h ir
y a l n z c a m o d e r n i n s a n n e v i v e i y e r i d e il ,
ayn
uzak

zam anda

d n y a n n

to p lu lu k la rn

sok arak

b ir b ir in d e n

b ir b ir in d e n

kendi
fa rk l

en

y r n g e s in e
b lg e le r i,

in s a n la r v e e tk in lik le r i k o z m o s o lu tu r a
cak

Ekolojik yaklam, kuramsal bir


bak as olarak deerli olduu kadar,
ilerlemesine katkda bulunduu deney
sel aratrmalar iin de nemli ara
olmutur. ehirler ve belli mahalleler
zerine yaplan birok alma, szge
limi yukarda deinilen istila ve
yerini alma gibi sreleri gzeten
ekolojik dnce yardmyla bir sonuca
ulaabilmitir. Bununsa birlikte, eko
lojik yaklama hakl eletiriler yneltilebilmektedir. Ekolojik bak as,
kentsel geliimi doal bir sre olarak
grerek ehrin rgtlenmesinde ve
tasarlanma srelerindeki bilin esini
gzard etme eilimi tamaktadr. Park,
Burgess ve alma arkadalar tarafn
dan gelitirilen mekansal rgtlenme
modelleri, Amerikan ehir deneyimle
riyle oluturulmulardr ve brakn
Avrupa'daki, Japonya'daki ya da kalkn
makta olan lkelerdeki ehirleri,
A.B.D.'deki ehirlerin bile sadece baz
larna uygulanabilmektedir.

o ld u u n u

k u s u r s u z e k ild e b e lir le n e m e z . e h ir le r in

e k ild e

b ir a ra y a

g e tir e n

e k o n o m ik ,

s iy a s i, k lt r e l y a a m n k o m u t a m e r k e z id ir
( 1 9 3 8 . s. 3 4 2 ) .

Wirth'in de iaret ettii gibi, ehir


lerde birok insan yan yana yaad
halde birbirini kiisel olarak tanmaz
ehirleri geleneksel kylerden ayran
temel farklardan biri budur. ehir
sakinlerinin birbirleriyle kurduklar
balantlarn birou gelip geicidir ve
baka amalara yneliktir. Maazalar
daki kasiyerlerle, bankalardaki memur
larla ya da trenlerdeki biletilerle kuru
lan gelip geici temaslar kendisi iin
kurulan deil, baka amalara ynelik
temaslardr.
Kentsel alanlarda yaayan insanlar
daha hareketli olmaya eilimli oldukla
rndan dolay, aralarndaki balar da
daha gevektir, insanlar gn iinde pek
ok etkinlikte bulunabilir ve farkl
durumlara debilirler -ehirde haya
tn admlar tarada olduundan daha
hzl atlr. Rekabet ibirliinden daha
baskndr. Wirth, ehirlerdeki youn
toplumsal yaamn, bazlar kk
topluluklarn zelliklerini tayan farkl

948

e h irle r v e K e n ts e l A la n la r

ralayc zelliklere sahip mahallelerin


oluumunda etkili olduunu kabul
etmektedir. Szgelimi, gmenlerin
yaadklar blgelerde, aileler arasndaki
geleneksel balar bugn de mevcuttur;
insanlarn ou birbirini kiisel olarak
tanmaktadr. Ne var ki, bu blgeler
ehir yaamnn daha geni rntleriyle kaynat lde ayrt edici
zelliklerini kaybetmektedir.
Wirth'in fikirleri hakl olarak geni
lde kabul grmtr. Modern ehir
lerde insanlarn birbirleriyle kurduklar
birok gnbirlik balantnn gayr
ahsi nitelikte olduu yadsnamaz bir
hakikattir -ve bu durum bir dereceye
kadar modern toplumlardaki toplumsal
yaamn geneli iin de geerlidir.
Wirth'in kuram kendilii sadece
toplumun bir paras olarak grmeyip
ayn zamanda daha byk bir toplumsal
dizgenin doasn etkileyen ve davu
rumu olan bir olgu olarak da grd
iin nemlidir. Kentli yaam tarznn
farkl yanlar, sadece byk ehirlerde
yaayan insanlarn etkinlikleri deil,
ayn zamanda bir btn olarak modern
toplumlardaki toplumsal yaamn
ralayc zellikleridir. Bununla birlikte
Wirth'in fikirlerinin baz snrlar da
vardr. Ekolojik bak asyla birok
ortak yan bulunan Wirth'in kuram,
temelde Amerikan ehirleriyle ilgili
gzlemlere dayanmakta ama buna
ramen genel olarak kendilik zerine
konumaktadr. Kentlilik her yerde ve
her zaman ayn deildir. Daha evvel de
belirttiimiz gibi, szgelimi eski ehirler
pek ok adan modern ehirlerden
tamamen farkldr. Eski ehirlerde
yaam olan birok insann yaam,
bugn kylerde yaayan insanlarn
yaamlarndan daha anonim ve gayr
ahsi deildi.

949

Ayrca, Wirth modern ehirlerin


gayr ahsilii konusunu da abartmak
tadr. Modern kentli topluluklardaki
arkadalk ve akrabalk balar Wirth'in
dnd-nden daha salamdr.
Wirth'in Chicago niversitesi'ndeki
alma arkadalarndan biri olan
Everett Hughes i arkada hakknda,
aka yollu, Louis her zaman ehrin ne
kadar gayr ahsi bir yer olduundan
dem vurur ama son derece yakn kiisel
balar kurduu arkadalarndan, akra
balarndan oluan koca bir kabileyle
birlikte yaamakta da geri durmaz
(Kasarda ve Janowitz'den alnt 1974)
diye yazmtr. Herbert Gans'n (1962)
kentli kyller olarak adlandrd
gruplar modern ehirlerde yaygndr.
Gans'n kentli kylleri Boston'n
ehir merkezine yakn mahallelerinde
yaayan talyan kkenli Amerikallardr.
Bu gibi beyaz aznlk blgeleri
muhtemelen Amerika'da eskisi kadar
dikkat ekmemektedir; gelgelelim yeni
gmenlerden oluan ehir merkezin
deki topluluklar onlarn yerini
almaktadr.
Daha da nemlisi, mahalleler,
yakn akrabaln ve kiisel balarn
kurulmasnda ou kez etkin bir rol
oynamaktadrlar; bir baka deyile bu
ilikiler ehirde bir dnem boyunca
ayakta kalmay baarm olan eski
yaam biimlerinin kalntlar deildir.
Claude Fischer (1984) byk lekli
kendiliin niin herkesi anonim bir kide
iinde yutmak yerine alt kltrleri
tevik etme eiliminde olduuna bir
yorum getirmitir. Fischer, ehirlerde
yaayan insanlarn kendileriyle ayn
ardalana ya da ilgilere sahip baka insan
larla ibirlii yaparak yerel balantlar
kurabildiklerine dikkati ekmektedir ve

e h ir le r v e K e n ts e l A la n la r

bu insanlar ayrks dinsel, etnik, siyasi


gruplara ya da dier alt kltr
gruplarna katlabilmektedirler. Kk
bir kasaba ya da ky bylesi bir alt kltr
eitliine imkan tanmaz. Szgelimi,
ehirlerde etnik topluluklar oluturan
insanlar birbirlerinin memleketi hak
knda ok az bilgiye sahip olabilecekleri
gibi, hibir bilgiye sahip olmayabilirler
de. Biraraya geldiklerinde benzer dilsel
ve kltrel ardalana sahip olanlar bir
yanda toplanp dierlerinden ayrlarak
yeni alt topluluk yaplar oluturur. Bir
sanat, kasaba ya da kyde arkadalk
kurabilecei belki ok az kii bulabilir
ama ehirde nemli bir sanatsal ve
entelektel altkltrn bir paras
haline gelebilir.
Byk bir ehir yabanclarn
dnyas olsa bile, kiisel ilikileri
destekler ve yaratr. Bu paradoksal bir
durum deildir. ehir deneyimini, biri
yabanclarla kurulan temaslardan
oluan kamu dnyasyla ilgisinde, dieri
ise aile fertleriyle, dostlarla ya da i
arkadalaryla kurulan ilikilerden
oluan zel hayatla ilgisinde ikiye
ayrmak gerekir. Byk bir ehre
tanan insann hemen yeni insanlarla
tanmas g olabilir. Gelgelelim ufak
bir tara kasabasna tanan herhangi
biri, kasaba sakinlerinin kendisine
gsterdiini yaknln nezaket icab
olduunu ksa srede anlayacaktr
aralarna kabul etmeleri belki de yllar
alacaktr. ehirdeyse durum byle
deildir. Edward Krupart'n da dile
getirdii zere:
K e n t y u m u r t a s n n ... k a b u u d a h a s e r ttir.
H e r g n b i r b i r i n i o t o b s d u r a n d a y a d a
tr e n

is ta s y o n u n d a ,

i y e r in d e

g ren

k a fe te ry a d a

b ir o k

yapm ak

i in

fr s a t

k o u lla r

o lu m a d

in s a n ,

a s la

da

g iriz g a h

b u la m a d
i in

ya

ya

da

b ir b ir in e

a in a

y a b a n c la r

m e m e k te d ir .

o lm a k ta n

A y rc a ,

te y e

baz

gee

in s a n la r

t o p lu m s a l b e c e r ile r i y e te r s iz o ld u u y a d a
g i r i k e n o l m a d k l a r i i n d a r d a k a l m a k
t a d r . Y i n e
y aam

d e y a b a n c la r n

t a r z la r y la

e itlili i v e

ilg ile r in

g e n i

b ir

y e lp a z e d e v a r o lm a s n n , in s a n la r n d a r
d a n i e r iy e g ir m e le r in e
ili k in

b i r y n

d e lil

seb ep

o ld u u n a

m e v c u ttu r . V e

bu

in s a n la r b ir g r u b a y a d a a a b ir k e z g ird ik
le r in d e

b a la n tla r n a r t t r m a

byk

o ran d a

a r tm a k ta d r .

o la n a k la r
Bunun

b ir

s o n u c u o la r a k , k a n d a r e h ir d e k i o lu m lu
fir s a d a r n

s n r la y c

b e rta ra f

ed erek

ili k ile r

k u r m a la r n

g le r i

in s a n la r n
ve

g e n e llik le

ta tm in
bu

e d ic i

ili k ile r in i

s r d r m e l e r i n i s a l a d n a i a r e t e t m e k
t e d i r ( 1 9 8 5 , s. 3 6 ) .

W irth'n fikirleri bir lde


geerliliini korumaktadr, fakat bu
konuda yaplan yeni katklarn nda
bakldnda fikirlerinin ar genelle
meler ierdii de aktr. Modern
ehirler sklkla gayr ahsi, anonim
toplumsal ilikileri barndrrlar ama
ayn zamanda birer eitlilik -kimileyin
de samimiyet- kaynadrlar.
K e n tlilik v e y a r a t lm e v r e

Kendilikle ilgili en yeni kuramlar,


kendiliin zerk bir sre olmadnn
ve ana ekonomik ve siyasi deiim
rntleriyle ilgisinde ele alnmas
gerektiinin altn izmektedirler.
Kende ilgili zmlemeler konusunda
nde gelen iki yazar, David Harvey
(1973, 1982, 1985) ve Manuel Castells
(1977,1983) Marx'tan fazlasyla etkilen
mitir.
Harvey: mekannyeniden
yaplandrlmas
Byk lde Marx'n fikirlerinden
hareket eden David Harvey, kendiliin,
sanayi kaptalizminin yaygnlamasyla
ortaya kan yaratlm evrenin bir

950

e h ir le r v e K e n ts e l A la n la r

Modern ehir paradokslarla dolu grnebilir. Ayn anda


hem gayr ahsi olabilme potansiyeli tar hem de
toplumsallamaya, yakn ilikiler kurmaya son derece
elverilidir. Londra'daki in Mahallesi sk balar olan
etnik bir topluluun ehirde ayn anda hem bir
mahremiyet yaratabileceinin hem de ehirdeki eitlilie
katkda bulunabileceinin en gzel rneidir.

boyutu olduunu ileri srmtr. Gele


neksel toplumlarda ehir ve tara ak
biimde birbirinden farkllamtr.
Modern dnyada ise sanayi, ehir ve
tara arasndaki ayrm bulanklatrmaktadr. Tarm makinelemitir ve
tpk sanayi kollarnda olduu gibi fyatkar ilikisine gre basite yrtlmek
tedir ve bu sre kentli ve taral insan
larn toplumsal yaam tarzlar arasn
daki farkllklar azaltmaktadr.

9 51

Harvey, modern ehirlilik srecin


de mekann srekli olarak yeniden
yaplandrldna dikkati eker. Sre
byk irketlerin fabrikalarn, aratr
ma ve gelitime merkezlerini, vb. nereye
kurmaya karar verdiklerine gre;
hkmetlerin hem toprak hem de snai
retim zerindeki denetim haklarn
kime verdiine gre ve emlak alm
satmyla uraan zel yatrmclarn
etkinliklerine gre belirlenir. Szgelimi
i fmalar eski mevkilere kar srekli
yeni mevkilerin avantajlarn deerlen
dirmeye almaktadrlar. Bir blgede
retim dier blgelere gre ucuzlad
nda ya da irket bir rnden dierine
gei yapnda, bir yerde yazhaneler
ve fabrikalar kapatldnda baka bir
yede almaktadr. Bylece belli bir
noktada, eer yeterince kr elde
edilebilecei dnlrse byk ehir
lerin merkezinde bir sr i merkezi ve
yazhane kurulabilir. Bu yazhaneler
ina edildilip, merkezi blgeler yeni
den imar edildiinde yatrmclar baka
bir yerde potansiyel bir bina arayna
kabilir. Genellikle bir dnemde kr
getiren bir i baka bir dnemde fnans
piyasasnn iklimi deitiinde ayn kr
getirmez.
Ev sahibi olmak isteyenler, i
kollarnn nerede ve ne kadar arsa satn
aldndan olduu kadar, merkezi ve
yerel ynetimlerin belirledii kredi ve
vergi miktarlarndan byk oranda
etkilenirler. Szgelimi, kinci Dnya
Sava'ndan sonra A.B.D.'nin byk
ehirlerindeki banliylerde mthi bir
byme yaanmtr. Bunun nedeni
ksmen etnik ayrmclk ve beyazlarn
ehir merkezine yakn blgelerden
uzaklama eilimi iinde olmalaryd.
Gelgelelim, Harvey'e gre, bu ancak

e h ir le r v e K e n ts e l A la n la r

hkmetin ev almak isteyenlere ve


inaat irketlerine vergi indirimi
yapmas ve finansal rgtlere zel kredi
koullar salamasyla gerekleebilmi
tir. Bu hamleler hem ehrin evresinde
yeni konudarn yaplabilmesini ve satn
alnabilmesini mmkn klm hem de
otomobil gibi sanayi rnlerine olan
talebi arttrmtr. ngiltere'de sava
sonras dnemde gneydeki ehirlerin
ve kasabalarn hem boyut hem de
bayndrlk bakmndan gelimesi,
dorudan doruya kuzeydeki eski sana
yilerin kyle ve bunun bir sonucu
olarak yeni sanayilere yatrm yaplma
syla ilgilidir.

Castells: kentlileme ve toplumsal


hareketler
Castells de Harvey gibi toplumun
mekansal biiminin genel geliimini
salayan dzeneklerle balantl
olduunun altn izer. ehirleri anlaya
bilmek iin mekansal biimlerin hangi
sreler vastasyla yaratldn ve
dntrldn kavramamz gere
kir. ehirlerin ve mahallelerin genel
dzeni ile mimari zellikleri toplumda
ki farkl gruplarn mcadelelerini ve
atmalarn yanstr. Bir baka deyile,
kentsel evre byk toplumsal glerin
simgesel ve uzamsal grnleridir.
Szgelimi gkdelenler kar elde etme
beklentisiyle ina edilmi olabilirler ama
bu dev binalar ayn zamanda parann
teknoloji yoluyla ehrin iktidarn elinde
bulundurmasn, kendine gveni
simgelerler ve irket kapitalizmi ann
katedralleri konumundadrlar (Castells
1983, s. 103)
C astells, C hicago O kulu'na
mensup sosyologlarn aksine, ehri
yalnzca ayrks bir mevki -kentsel alan-

olarak grmez; ayn zamanda, sanayi


kapitalizminin ikin zelliklerinde biri
olan ortaklaa tketim srecinin
btnleik bir paras olarak da grr.
Okullar, tamaclk hizmetieri ve bo
vakit uralarnn hepsi, insanlarn
ortaklaa biimde modern sanayinin
rnlerini tketme yollardr. Vergi
lendirme dzeni kimin, nereyi alabile
ceini ya da kiralayabileceini ve kimin
nereye, ne ina edebileceini etkilemek
tedir. naat projelerine sermaye
salayan kurumsal irkeder, bankalar e
sigorta irkederinin bu sreler zerin
de byk bir gc vardr. Gelgelelim
devlet kurumlan da, yollar ve konudar
ina ederek, aalandrma ve yeillen
dirme almalar yaparak ehir yaam
nn pek ok alann dorudan etkile
mektedirler. Dolaysyla, ehirlerin
fiziksel ekli hem pazar hem de devlet
glerinin bir rndr.
Gelgelelim yaratlm evrenin
doas yalnzca zengin ve iktidar sahibi
insanlarn etkinliklerini bir sonucu
deildir. Castells, ayrcalksz gruplarn
yaam koullarn deitirmek iin
verdikleri mcadelelerin altn izmek
tedir. Kentsel sorunlar, barnma koul
larnn iyiletirilmesini, hava kirliliinin
nlenmesini parklarn ve yeil alanlarn
korunmasn ve blgelerin doasn
deitiren inaat projelerinin durdurul
masn hedefleyen bir dizi toplumsal
hareketi tetiklemitir. Szgelimi,
Castells mahallelerini yeniden kendi
kltrel deerleine gre dzenleme
konusunda baarl olan, bylece
mahallede birok gay rgtnn, gece
kulbnn ve barn kurulmasn sala
yan ve yerel siyaset alannda sz sahibi
bir konuma gelen San Francisco'daki
gay hareketini incelemitir.

952

e h ir le r v e K e n ts e l A la n la r

nam

Dier her ey gibi arsalarn ve emlaklarn da alnp satlabilmesi, toplumsal ve ekonomik iktidar dzenlerinin
bir yansmasdr

Harvey ve Castells'in vurguladk


lar nokta, ehirlerin insanlar tarafndan
yaratlan neredeyse tamamen yapay
evreler olduklardr. En cra tara
blgeleri bile insan mdahalesinden ve
modern teknolojiden kaamamaktadr,
zira insani etkinlikler doa dnyasn
yeniden ekillendirmi ve dzenlemi
tir. Gda, yerel sakinler iin deil, ulusal
ve uluslararas pazar iin retilir.
Makinelemi tarmda toprak kullanla
ca amaca gre zenle, zellemi
blmlere ayrlr ve bylece evrenin
doal zellikleriyle fazla ilgisi olmayan
fiziksel ksmlara ayrlr. iftliklerde ve
tarann cra kelerinde dnyadan
tecrit edilmi biimde yaayan insanlar,
davran tarzlar ehir sakinlerinin
davran tarzlarndan farkl olsa bile,
ekonomik, siyasi ve kltrel anlamda
daha byk bir topluma baldrlar.

953

D e e r le n d ir m e

Harvey ve Castells'in grleri


etraflca tartlmtr ve almalar
kende ilgili zmlemelerin yeniden
ynlendirilmesi bakmndan son derece
nemli olagelmitir. Bu gre ekolojik
yaklama kart biimde doal
mekansal srelere deil, topran ve
yaratlm evrenin toplumsal ve
ekonomik iktidar dzenlerini nasl
yansttna vurgu yapar. Bu nemli bir
vurgu kaymasnn gerekletiini
gstermektedir. Yine de Harvey ve
Castells'in fikirleri sk sk ar soyut bir
biimde ortaya konmutur ve Chicago
Okulu'na kyasla, yeterince eitlilikte
almay tetikleyememitir.
Baz bakmlardan Harvey ve
Castells tarafndan ortaya atlan gr
lerle Chicago Okulu'nun grleri bir

e h ir le r v e K e n ts e l A la n la r

birini tamamlayc nitelikte olmaktadr


ve kentsel srelerin daha kapsaml bir
tasarmnn yaplabilmesi iin birleti
rilip kullanlabilirler. ehir alanlar
konunda kent ekolojisinde betimlenen
kartlklar gerekten de mevcuttur;
tpk ehrin genelinde gayr ahsi bir
yap olmas gibi. Fakat bunlar Chicago
Okulu'na mensup dnrlerin inand
ndan daha deikendirler ve temelde
Harvey ile Castells tarafndan zmle
nen toplumsal ve ekonomik etkilerle
ynetilirler. John Logan ve Harvey
Molotch (1987), Harvey ve Castells gibi
yazarlarn grlerini ekolojik yakla
mla dorudan doruya balayacak bir
yaklam nermilerdir. Harvey ve
Castells'in ekonomik kalknmann
ulusal ve uluslararas anlamda geni
olan zelliklerinin kent yaamn doru
dan etkiledii grne katlmaktadr
lar. Fakat bu geni erimli ekonomik
etkenlerin mahalli i yerlerinin, banka
larn, devlet organlarnn ve ev satn
almak isteyen bireylerin etkinliklerinin
de dahil olduu yerel rgder yoluyla
odaklandn savunmaktadrlar.
Logan ve Molotch'a gre mekanlar
-arsalar ve binalar- tpk modern
toplumlardaki dier mallar gibi alnp
satlmakta, ama kentsel evreyi yaplan
dran pazarlar farkl insan gruplarnn
alp sattklar emlaki nasl kullandklar
na gre etkilenmektedir. Bu sre
birok gerilim ve atmay beraberinde
getirmektedir ve bunlar ehrin mahalle
lerini yaplandran etkenlerdir. Szgeli
mi, Logan ve Molotch, modern ehir
lerde byk fnans ve i irketlerinin
srekli olarak belli blgelerdeki arsa
kullanmn younlatrmaya altna
dikkati ekmilerdir. Bunu baardklar
srece arsa speklasyonu iin yeni

frsatlar yakalamakta ve ina edilecek


yeni binalardan kr salamaktadrlar.
Bu irkeder kendi etkinliklerinin sz
konusu mahalle zerideki fiziksel ve
toplumsal etkileriyle ilgilenmezler
-szgelimi, yle ya da byle, ekici eski
konutlar yeni i merkezlerine yer
almas amacyla yklmaktadr. Emlak
iiyle uraan byk irketierin tevik
ettii byme sreci, sk sk yerel i
kollarnn ya da blge sakinlerinin
karlaryla atmaktadr ki bu insanlar
bazen etkin bir direni sergileyebilmektedirler. insanlar mahallerde gruplar
halinde toplanarak mahalle sakinleri
sfayla karlarn korumaya almak
tadrlar. Bu gibi yerel birlikler mntka
snrlamas, parklarn dzenlenmesi ve
daha iyi dzenlemelere gidilmesi konu
sunda bask yaplabilmesi iin kampan
yalar dzenleyebilmektedir.

ehrin geliimi
Eski dnyada, Avrupa'daki Atina
ve Roma gibi byk ehirler vardysa
da, o zamanki ehir yaam bizim bugn
bildiimiz ehir yaamndan olduka
farklyd. Tnnies ve Simmel gibi ilk
sosyologlarn da gsterdii gibi,
modern ehrin geliimi insanlarn
dnyaya olan baklarn ve duygularn,
birbiriyle olan etkileim biimlerini
deitirmitir. Bu ksmda ehrin
geliimini balangcndan, geleneksel
toplumlardan itibaren ele alp gn
mzde hem Bat'daki hem de
Doudaki en yeni kentsel planlama
eilimlerine bir gz atacaz.
G e le n e k s e l to p lu m la r d a e h ir le r

Dnyann ilk ehirleri O.D..


3 5 0 0 '1 yllarda, M sr'daki Nil
vadisinde, bugnk Irak'n bulunduu

954

e h irle r v e Kentsel A la n la r

Dicle ve Frat rmaklar arasnda kalan


blgede ve Pakistan'n bulunduu
Inds Nehri evresinde kurulmulardr.
Geleneksel toplumlardaki ehirler
modern ltlere gre olduka
kktler. Szgelimi O.D.. 2000'li
yllarda Yakndou ehirlerinin en
by konumunda olan Babil bile
sadece 3.2 milyon milkarelik bir alana
yaylmt ve nfusu en fazla 15-20 bin
kiiydi, imparator Augustus'un hkm
ranl altndaki Roma, 300,000 kiilik
nfusuyla -kabaca bugn Birleik
Krallk'taki Covenrty ya da Doncaster'n nfusu kadar- O.D.. 1. yzylda
in snrlar dnda kalan en byk eski
ehirdi.
Eski dnyadaki ehirlerin ou
birtakm ortak zelliklere sahipti.
Genellikle savunma amal olan ve
ayrca ehirli topluluklarla kyller
arasndaki ayrm belirginletirmeye
yarayan yksek duvarlarla evrili
oluyorlard. ehrin ortasnda genellikle
bir tapnak, saray, hkmet binalar,
dkkanlar ve bir halk meydan bulun
maktayd. Kimileyin bu trensel, ticari
ve siyasi binalar, iinde ancak kk bir
aznl barndrabilecek ikinci bir
duvarla ehrin geri kalanndan ayrlrd.
Bu ehir merkezlerinde genellikle bir
pazar yeri de bulunmaktayd ama bu
pazar yerleri gnmzn modern
ehirlerinin ekirdeini tekil eden
ticaret blgelerine hi benzemiyordu.
Zira eski ehirlerde ana binalar
neredeyse her zaman dinsel ya da siyasi
nitelikte olmaktayd (Sjoberg 1960,
1963; Fox 1964; Wheadey 1971).
Ynetici snfn ya da soylularn
konudan ehrin merkezinde toplanma
eilimindeydi. Daha az ayrcalkl
kesimler ise genellikle ehrin evresinde

955

ya da surlarn dnda yaarlard ve


sadece saldr tehdidi olduu zaman
ehre girerlerdi. Farkl etnik ve dinsel
topluluklar ounlukla ayr mahalleler
de yaar ve alrlard. Bazen bu
mahallelerin etraf da surlarla evrili
olabilmekteydi. ehir sakinleri arasnda
dzenli bir iletiim yoktu. Matbaa
olmad iin memurlar resmi akla
malar sesli biimde, bararak yapar
lard. Caddeler henz kimse yol ina
etmeye almad iin genellikle anp
dzlemi topraktan ibaretti. Sadece
birka geleneksel uygarlk, ehirler
arasna karmak yollar ina etmitir;
gelgelelim bu yollar ekseriyede askeri
amalarla kullanlm ve tamaclk
amal kullanm byk oranda snrl ve
yava kalmtr. Zira uzun mesafeler
arasnda dzenli yolculuklar yapanlar
sadece askerler ve tccarlard.
Eski ehirler bilim, sanat ve
kozmopolit kltr merkezleri olmu
olsalar da, lkenin geri kalan zerin
deki etkileri genellikle zayf olmutur.
Nfusun sadece kk bir blm
ehirlerde yaamaktayd ve ehir-tara
ayrm belirgindi. Halkn byk blm
ufak tara topluluklarnda yayordu ve
nadiren devlet memurlaryla ya da
tccarlarla kar karya geliyordu.
S a n a y ile m e v e k e n tle m e

En byk modern ehirler ve


modernlik ncesi uygarlklarn ehirleri
arasndaki kartln boyutlar
muazzamdr. Sanayilemi lkelerdeki
en kalabalk ehirlerin nfusu 20
milyonu bulabilmektedir. Blgekentler -kesintisiz bir a oluturan ehirler
ve kasabalar kmesi- daha da fazla in
san barndrabilmektedir. Gnmzde
kent yaamnn zirve noktasn

e h irle r v e K e n ts e l A la n la r

Modern megalopol -cennet mi, yoksa cehennem mi?

eh irlerin e h ri diye anlan


megalopoller temsil etmektedir. Bu
terim aslen Eski Yunanistan'da her
uygarln gpta edecei ekilde ina
edilmek istenen ehir devletine iaret
etmekle birlikte, gnmzde bu top
yayla pek fazla balants kalmamtr.
Megalopol terimi ilk kez Boston'n
kuzeyinden Washington D.C'nin
gneyin uzanan 450 milllik Kuzeydou
sahil eridini kapsayan A.B.D'deki
blgekend adlandrmak iin kullanl
mtr. Bu blgenin nfusu yaklak 40
milyondur ve milkareye den insan
says 700'den fazladr.

g etmesini- de beraberinde getirdi.


1800 ylnda Britanya nfusunun sadece
%20'sinden daha az 10,000'den fazla
nfusu olan kasaba ya da ehirlerde
yaamaktayd. 1900 ylna gelindiin
deyse bu oran %74' bulmutu.
Bakent Londra'nn nfusu 1800
ylnda 1.1 milyon kiiydi; yirminci
yzyln banda ise bu say 7 milyonu
bulmutu. Bylece, Londra dnyann o
gne dek grd en kalabalk ehir
haline gelmiti. Artk, genilemeye
devam eden Britanya mparatorluu
nun kalbindeki devasa bir imalat, ticaret
ve finans merkeziydi

Britanya, onsekizinci yzyln


ortalarnda balam olan sanayileme
srecine katlan ilk lkeydi. Bu sre
gittike artan bir kentlem eyi
-nfusun taradan kasaba ve ehirlere

Kentleme sreci dier Avrupa


lkelerinde ve A.B.D.'de ise daha ge bir
tarihte balad -ama ok daha hzl
ilerledi. 1800 ylnda A.B.D. Avrupa
lkelerine kyasla daha tarayd. Nfu

956

e h irle r v e K e n ts e l A la n la r

2 1 . 1 . T a b lo 1 9 5 0 , 1 9 7 5 , 2 0 0 0 v e 2 0 3 0 ( t a h m in i) y lla r it ib a r y la d n y a d a k i
b l g e l e r i n k a lk n m a d z e y l e r i n e g r e k e n t l e m e o r a n l a r ._______________________
Nfus Y o u n lu u (M ilyar)

1950

1975

2000

2030

2.52
0.81
1.71

4.07
1.87
3.02

6.06
1.19
4.87

8.27
1.22
7.05

0.75
0.45
0.30

1.54
0.73
0.81

2.86
0.90
1.96

4.98
1.00
3.98

1.77
0.37
1.40

2.52
0.31
2.21

3.19
0.29
2.90

3.29
0.21
3.08

Toplam Nfus

Dnya
Daha ok kalknm blgeler
Daha az kalknm blgeler
Kentse/Nfus

Dnya
Daha ok kalknm blgeler
Daha az kalknm blgeler
Tara Nfusu

Dnya
Daha ok kalknm blgeler
Daha az kalknm blgeler
Kaynak:

BM

(2 0 0 1 )

sun ancak yzde %10'u nfusu


2500'den fazla olan yerlerde yaa
maktayd. Bugnse A.B.D'lilerin te
ikisi nfusu 2500'den fazla olan kasaba
ve ehirlerde yaamaktadr. 1800 ile
1900 yllar arasnda New York'un n
fusu 60,000'den 4,8 milyona frlamtr.
Kentleme, gnmzde kalkn
makta olan lkelerin ekimine fazlasyla
kapldklar kresel bir sre haline
gelmitir. 1950 ylnda dnya nfusu
nun yalnzca % 30'u kentlerde
yaamaktayd; 2000 ylna gelindiinde
ise bu oran %47'yi -2,9 milyar kiiyibulmutur ve 2030 ylna gelindiinde
bu orann %60'a -5 milyar kiiyeykselmesi beklenmektedir. Deiim
bu oranla srerse, 2007 ylna
gelindiinde kentsel alanlarda yaayan
insan says tarada yaayan insan
saysn geecekr. Gnmzde kent
leme sreci ounlukla kalknmakta
olan lkelerde gereklemektedir. Daha
az kalknm blgelerdeki kent
nfusunun 2000 ile 2030 yllar arasnda

957

ikiye kadanarak 2 milyardan 4 milyara


kmas beklenmektedir. Buna karn,
kalknm blgelerdeki kent nfusunun
ise 21.1. ekilde gsterildii gibi ok
daha yava biimde artmas ve 2000
ylnda 0.9 milyar olan nfusun, 2030
ylnda 1 milyara kmas beklen
mektedir.
M o d e r n e h r in g e li im i

statistikiler ve toplum gzlemci


leri henz yirminci yzyln banda
ehir ve kasaba arasnda ayrm yapmaya
balamlardr. Youn nfusa sahip
ehirler, genellikle daha kk merkez
lerden daha kozmopolit olan ve etkileri
birer paras olduklar ulusun tesine
uzanan yerler olarak grlmekteydiler.
ehirler nfus art yznden ve
iftlik, ky ve kk kasabalardan ald
glerden dolay bymlerdir. Bu
gler genellikle uluslararas boyutta
yaanmaktayd, zira kyl gemie
sahip insanlar dier lkelerdeki
ehirlere tanyorlard. Bunun en ak

e h ir le r v e K e n ts e l A la n la r

rnei yoksul iftiler olan ok saydaki


A v ru p a lIn n A.B.D.'ye g etmesidir.
ehirlere yaplan uluslararas gler
Avrupa lkelerinin kendi aralarnda da
yaand. Birok rgat ve kyl, taradaki
frsatlarn azl ve ehirlerin ta
topra altn olduu (i, salk ve geni
bir yelpazede mal ve hizmet bolluu
olduu) yolundaki sylentilerin ekicili
ine ve avantajlarnn bysne kaplp
ehirlere g ettiler. Dahas, ehirler
neredeyse sfrdan yeni kent alanlar
yaratarak sanayi ve yatrm merkezleri
haline geldirler.
Modern ehirlerinin geliiminin
yalnzca alkanlklar ve davran tarzlar
zerinde deil, ayn zamanda dnce
ve duygu rntleri zerinde de byk
bir etkisi olmutur. Byk kentsel alan
larn ilk kez ortaya kt onsekizinci
yzyldan itibaren, ehirlerin toplumsal
yaam zerindeki etkileri konusunda
ileri srlen grler arasnda bir
kutuplama da meydana gelmitir.
Kimileri ehirlerin dinamizmi, kltrel
yaratcln kaynan ve sivil erdemi
temsil ettiini dnmtr. Bu yazar
lara gre ehirler ekonomik ve kltrel
gelimeyi salayabilecek frsatlar azami
dzeye karabilir ve daha rahat, tatmin
kar bir yaam srme olana salarlar.
Dier yazarlar ise ehri genellikle kala
balklarn karlkl gvensizliinin ve
saldrganlnn alp ban gittii, su,
iddet, yolsuzluk ve yoksullukla dolu,
zerinden dumanlar tten bir cehen
nem olarak betimlemilerdir.
ehirlerin hzla genilemesiyle
birlikte birok insan kente zg
yoksulluun ve eitsizliklerin birbiriyle
doru oranda artmas karsnda
dehete kaplmlardr. Kentsel yoksul

luun boyutlar ve komu ehirler


arasndaki muazzam farkllklar kent
yaamyla ilgili ilk sosyolojik alma
larn fitilini ateleyen ana etkenler
arasnda yer almaktayd. Hi de artc
olmayan bir ekilde, modern kent
yaamnn koullaryla ilgili ilk byk
sosyolojik almalar ve kuramlar,
olgusal bir byme oranna sahip olan 1830'larda meskun olmayan bir
mahalken 1900 ylnda nfusu iki
milyonu geen- Chicago'dan kmtr.

Britanya ve A.B.D.deki yeni


kentleme eilimleri
Bu ksmda Britanya ve A.B.D.
rneklerinden hareketle, sava sonras
dnemde Bat'daki kentlerin ana
geliim rntlerinden bazlarn
inceleyeceiz. Banliylerin ortaya
kn, ehir merkezi blgelerinin
kn ve kentsel dnm stra
tejilerini mercek altna alacaz.

Banliyleme
Banliyleme sreci A.B.D'de
1950 ve 1960'l yllarda en st seviyesine
ulamtr. Bu yirmi yl boyunca ehir
merkezleri %10'luk bir byme oran
sergilemiken, banliylerde bu oran
% 48'i bulmutur. Banliylere ilk
yerleenler ounlukla beyaz ailelerdi.
Okullarda farkl rklardan gelen ocuk
larn, ayn snflarda karma biimde
eitim grmeleri birok beyazn ehir
merkezini terk etme karar almasndaki
en byk etkenlerden biri olarak gr
lebilir. ocuklarn sadece beyazlara
eitim veren okullarda okutmak isteyen
aileler iin banliylere tanma fikri
ekici bir seenekti. Gnmzde bile
banliyler ounlukla beyazlarn
yaad yerlerdir.

958

e h ir le r v e K e n ts e l A la n la r

Viktorya Dnemi'nde yaayan birok insan, Manchester ve Leeds gibi yeni sanayilemekte olan ehirleri
yozlamann ve ktlklerin sel olup akt birer lam olarak grmekteydi

Bununla birlikte, beyazlarn


A.B.D.'nin banliylerindeki hakimiyeti,
etnik aznlklar gitgide artan bir ekilde
bu alanlara tandklar iin azalmakta
dr. A.B.D. 2000 ankednden elde edilen
veriler zmlendiinde, banliylerde
1990 ylnda %19 olan aznlk rklara ve
etnik kkene mensup insanlarn ora
nnn %27'ye ykseldii ortaya km
tr. Tpk 1950'li yllarda banliylere
tanan insanlar gibi, buralara tanan
etnik aznlklara mensup insanlarn
ou da orta snf profesyonellerdir.
Daha iyi barnma, eitim ve ferah
koullar yznden banliyleri tercih

959

etmektedirler. Chicago skan Dairesi'nin bakanna gre banliyleme


artk rkla ilgili deil, snfla ilgili bir
meseledir. Hi kimse yoksullarla i ie
yaamak istemiyor, zira yoksulluun
beraberinde getirdii yoksul okullar,
sokaklarda can gvenliinin olmamas
ve eteleme gibi sorunlarla kar
karya kalmak istemiyor. (De Witt'ten
alnmtr 1996).
Birleik Krallk'ta ise Londra
evresindeki banliylerin birou iki
dnya sava arasnda ortaya km ve
eviyle ii arasnda mekik dokuyan
iilerin ehir merkezdeki iyerlerine

e h ir le r v e K e n ts e l A la n la r
gM?MB2tfucaKJitMr>unamat8HrMjiiB^a^^^itLaKaM:aa-Xitg>CftJiuegii:MiiMiJiansg3iifaiiaflaifc;ja d a rui3icjMgtaugjgwua

ehrin toplum sal cin siyetlend irilm esi


Fem inist bir bak asyla yazan baz yazarlar ehirlerin

gnlk yaamnn bir paras olarak ehre gidip

toplum sal cinsiyet eitsizliklerini nasl yansttn

gelebilirken, kadnlarn (karlarn) evde kalp ev

incelemiler ve bu durum un stesinden gelmenin


yollarn aramlardr.

ileriyle uramas bekleniyordu. ehirler ve banliyler


arasnda tamaclk hatlar m evcuttu am a bu hadar
tasarlayanlar erkek olduu iin banliyler iinde

J o Beall (1 9 9 8 ), eer kadnlarla erkekler arndaki


toplum sal ilikiler iktidar oyunlarna g re belirleniyorsa,
ehirlerin de iktidar ve mekan arasndaki ballam
neyin, nerede, nasl ve kim tarafndan ina edildiini

yolculuk yaplmas konunu pek dnlmemiti; bu


durum kadnlarn evlerinden kmalarm iyice
gletirmekteydi (G reed 1994).

ak biim de sergileyeceine dikkati ekmitir. Beall,


ehirler toplum un eskiden ve imdi nasl olduu ve

Bununla birlikte, Elizabeth W ilson ehrin geliiminin


kadnlar iin hepten olum suz olmad grn

nasl olm as gerektii hakknda!- dncelerin

savunmaktadr. W ilson, kimi feministlerin kadnn

cisimlemi halidir diye yazmaktadr.

ehirdeki roln kurbana indirgediini


dnmektedir. Aslnda, ehrin gelimesi kadnlara

ehirlerin ondokuzuncu yzylda gsterdikleri byme,

kentli olmayan yaam tarzlarnn sunamayaca yeni


frsatlar sunmutur. Beyaz yakal kadn iilerin

toplumsal cinsiyet ayrmyla balantldr. K am u hayat


ve kamusal alan, istedikleri zam an istedikleri ehre

ehirlerde boy gsterm eye balamalar ve hizm et

yolculuk yapabilme zgrlne sahip olan erkeklerin

sektrnn bymesi, kadnlarn giderek artan bir

egemenlii altndayd. Kadnlarn kamusal mekanlarda

ekilde igcne dahil olmalarn salamtr. ehir,

fazla grnm eleri tasvip edilmezdi; aksi takdirde fahie


sanlabilirlerdi.

kadnlara evdeki cretsiz em ekten kurtulma ve kent


yaam dnda bulamayacaklar bir istihdam olana

Banliyleme sreci baladnda toplum sal cinsiyet

salamtr (W ilson 200 2 ).

ayrmcl iyice su yzne kt. Aileni reisi olan erkek

kolayca varmalarm salayacak yeni


yollarn ve metro duraklarnn evresine
kmelenmilerdir. Byk ehir yaa
mna sonradan katlanlarn bazlar,
bakml baheleri ve birbirinden
ayrlm mstakil evleriyle ngiliz
banliylerine hor gryle bakmtr.
air John Betjeman (1906-84) gibi
bakalar ise banliylerin mimarisinin
mtevaz ayrksln ve ehrin
sunduu i frsadarn ve bir evle araba
sahibi olmak gibi pratik koullarla gele
neksel aile yaamna zg deerlerini
harmanlamasn okuyla karlam
lardr.
Britanya'daki yerleik nfusun
1970'lerde ve 1980'lerin banda kent
merkezine yakn blgelerden banliy
lere ve koukendere (ehirde almak
iin bulunan insanlarn kaldklar ehir
dndaki kasabalar) ya da kylere g
etmesi, bu dnemde Byk Londra'nn
nfusunda yarm milyonluk bir azalma

nn yaanmasna neden olmutur.


Kuzeyin sanayilemi ehirlerinde bu
dnemde imalat sektrnde yaanan
hzl gerileme de ehrin i blgelerin
deki nfusun azalmasna sebep
olmutur. Bu srada birok kk ehir
ve kasaba -szgelimi Cambridge,
Ipsw ich, N orw ich, O xfo rd ve
Leichester- ksa srede bymtr.
Ileriki sayfalarda greceimiz zere,
banliylere ka srecinin hem
Britanya hem de Amerikan ehir
merkezlerinin canll ve sal
zerinde nemli etkileri olmutur.
Banliyleme, yukardaki kutuda
greceimiz gibi, kadnlarn ve
erkeklerin yaamlarn farkl biimlerde
etkilemitir.

ehir merkebinin bozulmas


Son yirmi ya da otuz ylda
A.B.D.'nin btn byk ehirlerini
etkilemi olan ehir merkezinin

960

e h ir le r v e K e n ts e l A la n la r

hizmetlerine daha fazla harcama


yaplmas gerekmektedir. Banliylerin
gelimesiyle birlikte, ehir merkezler
inin sorunlarnn oalmasna neden
olan bir bozulma dngs ortaya
kmaktadr. A.B.D.'deki pek ok
kentsel alanda bu durumun etkileri zellikle New York, Boston ve
Washington D.C. gibi eski ehirlerdedramatik boyutlara ulamtr. Bu
ehirlerdeki kimi mahallelerdeki emlaklarn deer kayb, sanayilemi
dnyann dier yerlerindeki byk
kentsel alanlarda olduundan ok daha
byktr. Yklmaya yz tutmu
apartmanlar ve metruk binalar yerlerini
moloz ynlaryla kapl bo arsalara
brakmaktadrlar.

bozulmas olgusu, banliylerin by


mesinin dorudan sonucudur. Yksek
gelir gruplarna mensup insanlarn
ehirden banliylere tanmas yerel
vergi gelirlerinin dmesine sebep
olmutur. ehir merkezinde kalanlar ya
da gidenlerin yerine gelenler arasnda
yoksulluk yaygn olduundan dolay,
karlanmas imkansz bir gelir a
ortaya kmtr. ehir merkezindeki
vergiler bu an kapatlmas iin
arttrldnda ise daha zengin gruplar
ve i kollar ehir merkezinden uzak
lama eilimi gstermektedirler.

Britanya'da ehir merkezinin


bozulmas sreci A.B.D.'dekinden daha
sessiz sedasz gereklemitir. Gelgelelim kimi ehir merkezleri en az
A.B.D'deki baz mahalleler kadar harap
olmutur. Bu konuda nemli bir ngiliz
Kilisesi Raporu olan Kentte iman'da
(Faith in the City -1985) ehir merkezi
alanlaryla ilgili i karartc betimlemeler
mevcuttur:
G ri

duvarlar,

tahtalarla

p lerle

kapatlm

dolu

sokaklar,

p en cereler,

d uvar

yazlar, ykntlar ve m o lo zlar kilisemize


bal sem d erle m ahallelerin i k arartc
o rtak zellikleri haline g e lm i tir... ehir
m erkezindeki m esk en ler dier yerlerdekinden d aha yaldr. ngiltere'deki evlerin
k ab aca d rtte biri 1 9 1 9 ylndan n c e ina
edilm itir, fakat bu o ran ehir m erk ez
lerinde

% 40

ile

% 60

arasnda

d ei

m ektedir.

Bu durum, ehir merkezindeki


konut stounun erimesi, su ve isizlik
oranlarnn artmasyla birlikte daha da
kt bir hal almaktadr. Dolaysyla
toplumsal yardm hizmederine, okul
lara, binalarn tadilatna, polis ve itfaiye

961

Britanya'nn ehir merkezlerinin


bozulmasnn nedenlerinden biri de bu
alanlarn birounu etkilemi olan mali
bunalmlardr. 1970'lerin sonlarndan
itibaren merkezi hkmet, yerel yne

e h ir le r v e K e n ts e l A la n la r

timlere harcamalarn kslmas ve


hizmetlerin snrlanmas konusunda
bask uygulamaktadr. Ulusal olarak
belirlenen harcama dzeylerini aan
yerel ynetimler ceza alabilmektedir.
Bu durum, bozulmaya yz tutmu,
sefalet iindeki ehir m erkezi
blgelerini yneten yerel ynetimleri,
belirlenen harcama snrn amalar
durumunda hkmetle kar karya
getirebilmektedir. Bayan Thatcher
ynetimindeki Muhafazakar Parti
hkmetinin kelle vergisi (resmi ad
Toplum Vergisi'dir) uygulamasn
getirm esiyle yerel ynetim lerin
bteleri iyice sarslmtr. Her ne kadar
Kelle Vergisi hususunda 1990'l yllarda
birka ehirde yaplan gsterilerle
desteklenen geni tabanl bir muhalefet
sonucu geri adm atldysa da, birok
ehir kendini eskisinden daha az bir
mali gelirle kar karya bulmu ve
temel hizm etler olarak grlen
birtakm hizmetierde kesintiye gitmek
zorunda kalmlardr.
Birleik Krallk'ta kent merkezinin
bozulmas olgusu, ekonomik deiim
lerle de balantldr. Singapur, Tayland
ve Meksika gibi yeni sanayilemi
lkeler zellikle imalat sanayisine ekici
gelmektedir. Japonya ve (Bat) Almanya
gibi kimi gelimi uluslar, bu ka bir
yant olarak son yirmi ya da otuz ylda
ekonomilerini yksek miktarda serma
ye yatrmna ve iyi eitimli igcne
dayal etkinliklere kaydrmlardr. Paul
H arrison klasik almas ehir
Merkebinde'de (inside the Inner City 1983), bu kresel deiimlerin, halen
Londra'nn en yoksul ilesi olan
Hackney zerindeki etkilerini incele
mitir. Hackney 1970'lerde ulusal imalat
sanayisinin yaad gerilemeye kout

bir k yaamtr. 1973 ylnda


45,500 olan imalat ileri 1981 ylnda % 40 orannda bir gerilem eyle2 7 ,4 0 0 'e dmtr. 1970'lerin
ortalarna dek kabaca ulusal ortalamaya
denk olan Hackney'deki isiz erkeklerin
oran, 1981 ylnda % 17,1 orannda
(yaklak %50 daha fazla) artmtr. siz
insan says arttka yoksulluk eken
lerin says da artmtr. Harrison,
madur durumdaki bu insan kalabal
nn etkilerini yle zetlemektedir:
Y erel h k m et kaynak ve b azen nitelikli
elem an

sknts ek m ek ted ir;

kalacak

u ygu n

k o n u tlar

ya

hekim ler
da

a l m a la r n a

o d a k la n a b ile c e k

b u la m a d k la r

iin

salk

zel
fr s a t

h iz m e tle ri

vasattr; eitim dzeyi, b arn m a koul


lanln

yetersiz

olm as

k oullan yznden
so n

olarak,

ve

v asat

okul

dk kalm aktadr;

su oran lar, vandallk ve

ailelerin dalm as yaygn o lan d u ru m


lardr

ve

farkl

kltrel

topluluklarn

birlikte yaadklan yerlerd e dine ya d a rka


dayal gerginlikler ska g r lm ek ted ir.

Kimileyin bu dezavantajlarn hepsi


st ste gelebilmekte ve kentlerde
atmalar ya da ayaklanmalar yaanabilmektedir.
K e n t m e rk e z le rin in b o z u lm a s n n
yaratt soru nlar i in , b k z. s. 3616 6'd ak i aa s n f m e selesi ve bkz.
s.402-11, toplu m sal d lam a

Ayaklanmalar
Byk ehirler kreselleme, nfus
hareketleri ve hzl deiimle ralanan
bir ada, toplumu bir btn olarak
etkisi altna alan toplumsal sorunlarn
sert ve gerilimli davurumlar haline
gelmilerdir. Genellikle isizlik ve farkl
rklar arasnda grlen gerilimler
sonucu ortaya kan ehir iindeki
grnmez fay hatlar, ara sra
toplumsal depremlere yol aabilmek-

962

e h irle r v e K e n ts e l A la n la r

lar yaanmtr. Dnemin Bayndrlk ve


skan Bakanl Genel Sekreteri olan
Henry Cisneros, derhal ehre inerek
neler olup bittiini ilk elden gzlem
lemitir:
G rd m

m a n z a ra ,

her

y a n n d a n

du m an lar ykselen bir ehirdi. H e r ta ra f


plastik ve kablo yan kokuyordu. ehrin
zerine ylesine kesif bir d um an k
m t

ki,

h em en

zerim izde

daireler

izm ek te olan helikopterin klar bile zar


z o r seilebiliyordu. Srekli, bir yangndan
dierine

koan

ve

K aliforniya

o toyol

devriyelerinin elik ettii itfaiye aralar


aslnda, devriye ve itfaiye aralarn dan olu
an yirm i aralk k o ca birer k on voy o lu tu

tedir. Derindeki gerilim kimileyin son


derece iddetli bir biimde, ayaklanma
lar, yamalama olaylar ve geni apl bir
ykm olarak yansyabilmektedir.
Bu durum A.B.D.'de 1992 ylnn
baharnda meydana gelmi ve Los
Angeles'n farkl yerlerinde ayaklanma

ru yorlard ; siren sesleri birka saniye aray


la d u y u y o rd u k ... O P erem b e gn L o s
A n g e le s ,

tu r u n c u y a

a la n

d u m a n la r

altnda, herkesin panik halinde olduu ve


duyularnn resm en b o m b ard m an a tutul
duu b ir kyam eti yaad (1 9 9 3 ).

Britanya'da da mahalli ayaklanma


lar kmtr; szgelimi 1981, 1985 ve

Bradford'da 2001 ylnda kan ayaklanmalar, beyazlar ve etnik aznlklar arasndaki gerilimin
yaratt bir kvlcmla patlak verdi_________
_____
____ _______________

963

e h irle r v e K e n ts e l A la n la r

1995 yllarnda, Gney Londra'daki


B rix to n olaylar; 1991 ylnda
Cardiffteki Ely olaylar ve 2001 ylnda
Bradford'daki Oldham, Burnley ve
Lidget Green olaylar. 2001 ayaklan
malar farkl kltrel ve etnik gruplar
arasndaki atmalar, polise saldr ve
mallarn tahrip edilmesi gibi olaylar
kapsamaktadr.
Hkmet, 2001 ayaklanmalarnn
ardndan, ayaklanmalarn nedenleriyle
ilgili bir rapor hazrlanmas amacyla
Ted Cantle'n bakanln yapt
Topluluk Kaynamas inceleme E k ib i
(Community Cohesion Review Team)
kurdu. Rapor, Britanya'nn kentsel alan
larnda yaayan farkl etnik topluluklar
arasnda derin bir kutuplama olduu
nu ortaya kard. nsanlarn gnlk
yaamlarnn pek ok yanyla bu ayrl
glendirdiini savunmaktayd; szgeli
mi, eitimle ilgili dzenlemeler, yaplan
balar, istihdam rntleri ve ibadet
hanelerde diller birbirinden ayryd.
Raporla ilgisinde grlen PakistanlI
bir Mslman bu durumu yle
zedemitir: Bu grme bittikten
sonra evime gideceim ve bir dahaki
hafta yapacamz grmeye dek
baka bir beyaz grmeyeceim. Rapo
run iddiasna gre:
Bylesi b ir o rta m d a ok-rkl B ritanya'nn
m o d e rn b ir yurtta olm ann n e d em ek
old u u na ilikin b errak d eerler gelitir
m ek iin fazla a b a sa rf edilm em ektedir
ve

b ir o k la r

g e m i te

var

o ld u u

dnlen tek kltrl asr-saad et gn le


rini zlem ek te ya da b ir kimlik biim i
g e li t ir m e k

i in

g e ld ik le ri

lk e le re

y nelm ektedirler.

Rapor, Birleik Krall oluturan


eitli kltrler hakknda daha fazla
bilgiyi, aralarnda kurulacak iletiime ve
karlkl sayg temelli daha byk bir

toplumsal uyuma ihtiya duyulduu


sonucuna varmtr. Bunu gerekletir
mek iinse toplumun her kesimi
tarafndan paylalan ve gzlemlenen
(birka) ortak ilkeye dayanacak daha
geni bir yurttalk anlay oluturul
mas kanlmazdr. Sz konusu
yurttalk kavram, kltrel farkllklara
da daha byk bir deer atfetmelidir.
Rapor, bu hedeflere ulalabilmesi iin,
zellikle genlerin youn desteiyle,
salam kaynaklara dayandrlan bir
ulusal mzakere arsnda bulunmu
ve bu mzakerenin eitim, barnma,
yenilenme ve istihdam konularnda
daha tutarl bir yaklam salayarak yeni
bir yurttalk kavramnn oluturulma
sna nayak olaca umudunu ifade
etmitir. Bundan baka, yerel toplum
sal uyum planlar hazrlanmas, kar
lkl saygnn arttrlmas ve sylenceler
den arnlabilmesi iin kltrler aras
balantlarn tevik edilmesi ve
gelimeleri izlenebilmesi amacyla yeni
bir Topluluk Kaynamas Grev Gc
kurulmas da nerilmekteydi (Topluluk
Kaynamas nceleme Ekibi Bamsz
Raporu 2001). Bozulan altyap ve iskan
koullarnn bytt etnik gerilimler,
2005 ylnn sonlarnda Fransa'nn
birok ehrinden ayaklanmalarn k
masna neden olmu ve Avrupa'da g
ve farkl etnik gruplar arasndaki
ilikiler konusundaki tartmalar yeni
den alevlendirmitir (bkz. s. 544-6).

Kentsel dnm
Yerel, blgesel ve ulusal hkmet
ler ehir merkezlerini felce uratan
karmak sorunlara kar ne trden bir
yaklam benimsemelidirler? ehrin
dna doru hzla genilemekte olan
banliylerin yeil alanlar 've krsal
blgeleri erozyona uratmalar nasl

964

e h irle r v e K e n ts e l A la n la r

nlenebilir? Baarl bir kentsel


dnm siyaseti zellikle zorlaycdr,
zira pek ok cephede aym anda eyleme
geilmesini gerektirir.
Birleik Krallk'ta, ehir merkezle
rinin makus talihinin deitirilmesi
amacyla bir dizi ulusal tasar
-szgelimi ev sahiplerine tadilat iin
para yardm yapmak ya da i dnyasn
ehir merkezlerine ekmek iin vergi
indirim ine gitmek gibi- hayata
geirilmeye allmtr. Getiimiz
yirmi otuz ylda, kentsel dnm
salamaya ynelik farkl yntemleri
izleyen bir dizi hkmet izlencesi
balatlmtr. Szgelimi, Muhafazakar
Hkmetin 1986 ylnda hayata
geirdii Action fo r Cities izlencesi,
dnmn salamak amacyla
hkmetin dorudan mdahalesinden
ziyade, zel yatrmlara ve serbest pazar
glerine bel balamt. Gelgelelim, i
dnyasndan gelen tepki beklenenden
ok daha zayf olmutu. ehir
merkezindeki blgelerin boutuu
sorunlarn birounun direngen
grnmesi yznden, ksa srede
sonu vermeyen izlencelerin rafa
kaldrlmas ya da yerine bir bakasnn
hayata geirilmesi gibi bir eilim de
mevcuttur.
almalar, bu gstermelik tuhaf
tasarnn aksine, tevik salayarak zel
giriimcilerin ii halletmesini bekleme
nin, merkezi ehirlerin rettii temel
toplumsal sorunlar zme konusunda
son derece verimsiz bir yol olduuna
iaret etmektedir. ehir merkezlerinden
o kadar ok baskc koul bir araya
toplanmaktadr ki, bir kez bozulma
baladnda bu sreci tersine evirmek
neredeyse imkansz hale gelmektedir.
1981 ylndaki Brixton ayaklanmalaryla

965

ilgili Scarman Raporu, ehir merkeziyle


ilgili sorunlara ilikin yaklamlarda bir
egdm eksiklii bulunduuna dikkati
ekmektedir (Scarman 1982). Byk
kamu harcamalar yaplmakszn -ki bu
hkmetin bylesi harcamalar yapmas
pek mmkn grnmemektedirkkten deiimler olmasn beklemek
gerekten de bouna olacaktr (MacgregorvePimlott 1991).
1997 ylnda iktidara gelen i
Partisi Hkmeti, biri topluluklara yeni
frsatlar salanmas fonu, kincisiyse
mahalli dnm fonu olmak zere, iki
ana dnm fonu oluturmutur.
Kentsel dnme nemli lde
yardmc olabilecek birtakm etkinlik
lere odaklanan dier fon kaynaklar
arasnda Milli Piyango'dan gelen para,
salk, eitim ve istihdam konusundaki
eylem alanlar iin ayrlan fonlar, yeni
toplumsal iskanlar iin %60' dnm
emalarn desteklemek zere Housing
Corporation'dan gelen nakit para
bulunmaktadr. Mevcut programlarla
nceki tasarlar arasndaki nemli bir
fark, daha nceki dnemlerde sunulan
tasarlarn dnmn fiziksel boyutu
na, zellikle de barnma konusuna
odaklanmaya meyilli olmalaryken, yeni
izlencelerin hem toplumsal hem de
ekonomik dnm hzlandrmaya
alm olmalardr.
Topluluklar iin yeni frsatlar
izlencesi i Partisi Hkmetinin
sancak gemisi konumundaki dnm
tasarsdr. 1998 ylnda hayata geiril
mi olan bu izlencenin, halihazrda
Birleik Kralln drt bir yanndan
tasarlaryla katlan otuz dokuz ye
topluluu vardr. imdiye dek, on yllk
bir dnemde bu tasarlara yaklak 2
milyar paund salanm tr. Bu

e h ir le r v e K e n ts e l A la n la r

izlencenin ana hedefi, be zgl


meseleye odaklanarak sefaletin en
youn olduu blgelerdeki dezavan
tajlar en aza indirmektir: ksr i
olanaklar, yksek su oranlar, eitim
eksiklii, kt salk koullar, barnma
ve fiziksel evreyle ilgili sorunlar.
2001 ylnda hayata geirilen
Mahalli Dnm Fonu, sefaletin en
yksek olduu alanlar hedefleyecektir.
2005 yl itibaryla 1.875 milyon paund
bu fona aktarlmtr. Hkmetin
eitsizlikleri azaltma konusundaki
hedefine ulamasna yardmc olmak
amacyla fazladan para yardm da
yaplmaktadr. Mahalli Dnm Fonu,
hizmetlerin iyiletirilebilmesi ve yoksul
blgelerle ngiltere'nin geri kalan
arasndaki uurumun darallmas ama
cyla, en yoksul seksen sekiz yerel
ynetimi, Yerel Stratejik Ortaklklar ile
ibirlii iinde glendirmeyi hedefle
mektedir (Mahalli Dnm Birimi
2004).
Bu dnm tasarlarnn verimlili
ine ilikin bir dizi soru yantlanmadan
kalmtr. Yukardan dayatlan hkmet
izlenceleri, bu izlencelerin baarya
ulaabilmesi iin hayati neme sahip
olan yerel halkn desteini ve etkin
katlmn nasl salayabilir? Kamuya ait
nakit para, gerekten de yerel ekono
miyi canlandrp yeni i olanaklar
yaratabilir mi? Dnm tasarlar bir
blgeden blgeye deien sorunlar
nasl nleyebilir? (Weaver 2001)

Sekinletirme ve kentselgeri
kalanm
Kentsel geri kazanm -eski
binalarn tadil edilmesi ya da yenilen
mesi ve gelimi evre iinde yeni
kullanm alanlar kazandrlmas- b

yk ehirlerde yaygnlamtr. Kimileyin bu giriim ehir planlama izlencele


rinin bir paras olarak gerek
letirilmi olsa da, genellikle sekinle
tirme -harap haldeki mahallelerdeki
binalarn yksek gelir gruplarnn kulla
nm iin yenilenmesi ve bu gelir grup
larna ynelik maaza, lokantalar gibi
elence yerlerine evrilmesi- srecinin
bir sonucudur. ehir merkezindeki
blgelerin sekinletirilmesi Britanya,
A.B.D. ve dier gelimi lkelerdeki pek
ok ehirde meydana gelmitir ve bu
gelecek yllarda da devam edecek gibi
grnmektedir.
Sosyolog E lija h A nderson,
A.B.D.'deki sekinletirme srecinin
etkilerini Sokak Uyan: Irk, Snf ve Bir
Kent Topluluundaki Deime (Streetvvise:
Race, Class and Change in an Urban
Community -1990) balkl kitabnda
zmlemitir. Her ne kadar mahallele
rin onarlmas bu blgelerin deerlerini
arttrmaktaysa da, genellikle baka
yerlere tanmaya zorlanan blgenin
dk gelirli asl sakinlerinin yaam
standartlarnda nadiren katkda bulun
maktadr. Anderson'n zerinde
al Philadelphia'daki mahallenin
binden fazla siyah sakini evlerinden
kmaya baka yerlere tanmaya
zorlanmtr. Her ne kadar kendilerine
emlaklarnn dk maliyetli konut
yapmnda kullanlaca ve bu konutlar
satn alma konusunda kendilerine
ncelik tannaca sylenmise de, u
anda orada byk dkkanlar ve bir lise
ykselmektedir.
Yaamlarn o mahallede srdr
meye devam eden yoksullar ise
iyiletirilmi okul koullar ve gvenlik
imkanlarndan yararlanmlar ama tm
bunlarn getirisi olan vergiler ve artan

966

e h irle r v e K e n ts e l A la n la r

kiralar yznden evlerini terk etmek,


toplumsal dlamann daha youn
olduu blgelere tanmak zorunda
kalmlardr. Anderson'n grt
siyahlar, evlerinden olmalarna ve daha
kt yerlere tanmalarna neden olan
ve blgeye akn eden yuppilere fke
duyduklarn ifade etmilerdir.
Blgeye tanan beyazlar, ehrin
ucuz ve antika konut ve ehirdeki
ilerine kolay ulam imkan ve revata
olan bir kentli yaam tarz aray
peinden mahalleye gelmilerdir. Bu
insanlar rksal ve etnik farkllklara kar
ak fikirli olmay renmilerdir;
gelgelelim gerekte mahallenin eski ve
yeni sakinleri arasnda ayn snfa
mensup olmamaktan dolay zoraki bir
dosduk kurulmutur. Zira siyahlarn
byk blm yoksul, beyazlar ise orta
snfa mensuptular ve snfsal farkllklar
etnik farkllklar tarafndan krklen
mekteydi. Geri mahallede orta snfa
mensup siyahlar da yaamaktayd ama
bunun mali klfetini kaldrabilecek
olanlar aa snftan siyahlarn grd
muameleyi grmemek iin banliy
yaamna uyum salamlard. Zamanla
mahalle gitgide orta snf beyazlar
tarafndan kuatld.
Sekinletirmenin bir nedeni de
demografik olgulardr. Gen ve mesleki
uzmanlk sahibi insanlar, yaamlarnn
daha sonraki dnemlerinde evlenip aile
kurmay istem ektedirler; bunun
sonucunda bireylere ve ifdere aileler
den daha fazla konut gerekmektedir.
Hkmet Birleik Krallk'ta 1996 ve
2021 yllar arasnda 3.8 milyon ek
konut ina edleceini ngrmektedir
(Urban Task Force 1999). Gen
insanlar daha ge evlenmek istedikleri
ve kariyerleri genellikle uzun alma

967

saatlerini ve ofislerde sabahlamay


gerektirebildii iin banliylerde
yaamak bir nimetten daha ziyade bir
eziyet olmaktadr. Varlkl ve ocuksuz
ifder ehir merkezinde pahal kiralar
deyerek yaayabilmekte, hatta bu
blgelerdeki yksek nitelikli kltrel,
elenceye dnk ve az tadna uygun
seeneklerden kendilerine bir yaam
tarz oluturabilmektedirler. ocuklar
artk evden ayrlm olan daha yal
iftler de benzer nedenlerle ehir
merkezlerine geri dnebilmektedirler.
Sekinletirme srecinin, daha
nce tarttmz bir baka trende
kout biimde ilerlediine dikkat etmek
nemlidir: Kentsel ekonominin, imalat
sektrne dayal olmaktan kp hizmet
sanayisi tabanl bir ekonomiyle dn
mesi sreci. Bu ekonomik dnmle
rin kurban olanlarn kayglarna kulak
vermek, ehirlerin kurtuluu iin hayati
neme sahiptir.
Londra'daki Docklands semti
nemli bir kentsel geri kazanm
rneidir. Dou Londra'daki Dock
lands blgesi, Thames'a komu olan
yaklak sekiz buuk mil karelik bir alan
kapsamaktadr -ekonomik ilevini yitir
mi ve sanayi alannda yaanan k
sonucu kapanm tersanelerden olu
maktadr. Docklands, bir yanyla
Londra ehrinin para piyasalarna
yaknken, dier yanyla da ii snfnn
bulunduu yoksul blgelere de komu
dur. Blgenin akbetinin ne olaca
konusunda 1960'lardan itibaren bugn
bile devam etmekte olan sert tartma
lar yaanmaktayd. Docklands yaknla
rnda yaayan birok insan, blgenin,
toplumsal geliim projeleriyle bu
blgenin yoksul sakinlerinin karlar
nn korunaca ekilde yeniden geliti

e h irle r v e K e n ts e l A la n la r

rilmesi ynnde gr belirtti. 1981


ydnda D ocklands Kalkndrm a
irketi'nin kurulmasyla birlikte blge
Muhafazakar Hkmetin kentsel
dnm konusunda zel giriimciler
den yararlanma stratejisinin merkezi
paras haline geldi. Bunun sonucunda,
planlama ve dzenleme konusunda
getirilen kstiamalar gevetildi. Blge
gnmzde macerac tasarmlar olan
modern binalarla doludur. Depolar
lks dairelere dntrld ve bunlarn
yanna yeni apartmanlar ina edildi.
Londra'nn dier blgelerinden bile
grlebilen devasa i hanlar Kanarya
Rhtm'na ina edildi. Yine de bu
gzalc grntnn ortasnda halen
birok harap bina ve bo alan gze
batmaktadr. Byk i hanlar ou
zaman bo kalmaktadr; ayn ekilde
kendilerine biilen ilk fiyadarn yksek
lii nedeniyle satlmalar pek mmkn
grnmeyen blgedeki yeni konutlar
da bo durmaktadr. Ayrca lkenin en
kt barnma koullarna sahip evleri de
yine Docklands'n baz semderinde
bulunmaktadr. Bununla birlikte, bu
evlerde yaayan birok insan etraflarn
da yaplan inaadardan ok az da olsa
faydalanabildiklerini ileri srmek
tedirler.

Londra'nn Docklands blgesi en nemli


"kentsel geri dnm" rneklerinden biridir

2 0 0 2 M a n c h e s te r K ra liy e t O y u n lar'n d an h arek etle, k en tsel dnm


s r e c in d e s p o r u n ro l n 9 8 1 -8 3
sayfalarda ele alyoruz.

A.B.D.'de ise ehir planlamaclar


Milwaukee'den Philadelphia'ya kadar
olan ehirlerdeki eski depolar alp
pahal evlere ve stdyo tipi dairelere
evirmektedirler. Baltimore ve Pittsburgh gibi virane yerlerin yaam dolu
toplumsal alanlara dntrlmesi,
kentsel dnmn bir zaferi olarak
grlmektedir. Gelgelelim, bu durum
yeniden yaama dnm bu ehir
merkezlerinden sadece birka blok
tedeki m ahallelerin sefaletin i
gizleyememektedir.
ehrin tarihi zerine yazd G^n
Vicdan (The Conscience of the Eye 1993) adl kitabnda Docklands gibi
planlamalara kar kan Richard
Sennett, ehir planlamaclarnn kendi
sinin insancl ehir dedii yapy
korumaya ya da o yapya geri dnmeye
almalar gerektiini savunmutur.
Birok ehirdeki devasa ve kiiliksiz
binalar, insanlarn birbirinden uzaklaa
rak kendi ilerine kapanmalarna sebep
olmaktadr. Bununla birlikte, ehirler
insanlarn kltrel ve yaamsal eitlilik
dolaysyla birbiriyle kaynamasn da
salayabilirler. Yalnzca tehditkar
olmayan deil, ayn zamanda acelesi
olan aralarn hareketlerinden ve bunun
getirdii trafik kemekeinden uzak
olan yaam dolu caddeler yaratmann
yollarn bulmamz gerekmektedir.
Banliylerin alveri merkezleri de
standart kaldrmlar ve maazalaryla,
en az kalabalk otoyollar kadar insani
ehir dncesinden uzaktr. Sennett,
daha ziyade birok talyan ehir
merkezinde olduu gibi, insani lekte
olan eidilii incelikle harmanlayan

968

e h irle r v e K e n ts e l A la n la r

eski ehir alanlarndan esinlenmemiz


gerektiini savunmaktadr.
K a lk n m a k ta o la n d n y a d a
k e n tle m e

Dnyadaki ehir nfusu 2030


ylnda 5 milyara ulaabilir. Sayfa
957'deki 21.1. tabloda grld gibi
Birlemi Milletler, ehirlerde yaayan
insanlarn neredeyse 4 milyarnn
kalknmakta olan lkelerde olduunu
tahmin etmektedir. Dnyann megaehir haritasnn da gsterdii gibi
(21.1. ekil), 2015 yl itibaryla nfusu
on milyonu gemesi beklenen ehirlerin
ou kalknmakta olan dnyada yer
almaktadr.
Manuel Castells (1996) megaehirleri nc binylm kendeme
srecinin ana zelliklerinden biri olarak

grmektedir. Bu ehirler sadece


boyudaryla deil -geri devasa insan
ynlarn barndrrlar- ayn zamanda
muazzam bir insan nfusunun ve
kresel ekonominin balant noktalar
olarak oynadklar rolle de tanmlan
maktadrlar. Megaehirler siyaset,
medya, iletiim, para piyasalar ve
retim aknn youn biimde kme
lendii etkinlik alanlardr. Castells'e
gre megaehirler blge lkeleri iin bir
mknats ilevi grrler, insanlar byk
kentsel alanlarn ekimine eitli
nedenlerle kaplrlar; megaehirlerde
kresel' dzene ayak uydurmu olanlar
ve uyduramam olanlar bir arada
bulunurlar. Kresel ekonomi ann
dm noktalar olmalar bir yana,
megaehirler kalm sava veren
nfusun her kesiminin topland bir
ambar gibidir.

1
M oskova
(Rusya Federasyonu)
109

-1stanbul
(Trkiye)

Paris

|
hSSL

(Fransa)

n lh l

UT*
Los Angele
(A .B .D .)
1 2 .9

W>gY

11.3

' in i
1/ 7

Lagos

KahJre
(M sr)
13. t

(N l(erya)

(HIndUlan

17 0

M e x )c o C ity
(M e ks ik a)
206

**p o n y a

jS

(Banglade)
17 9
M e tr o M a n ila
(Flliplnler)
176

B om bay
(H in d istan )

22.6

Kl Ue |aoa o
(Brezilya)
12 4

Tokyo

saka-K o be
\S O(|aponya)

- 1 3 -

lAJDl
IJ

(Vhin
(Qn
-111

Enden o ry a )
17.5

Sao Paulo
(Brezilya)
200

Auanaa Aires
(A rja n tin )
1 4 .8

21.1. ekil 2015 itibaryla 22 ehrin nfusunun 10 milyonu gemesi beklenmektedir.


Kaynak: BM (2 0 0 3 ).

OAO

e h ir le r v e K e n ts e l A la n la r

O halde, dnyann daha az


kalknm blgelerindeki kentsel
byme oran baka yerlerdekinden
neden daha yksektir? Bu konuda iki
etkenin mutlaka hesaba katlmas
gerekir. Birincisi, kalknmakta olan
lkelerin nfus byme oranlar
sanayilemi lkelerdekinden daha
yksektir (bkz. 22. Blm, evre ve
Risk). Kentsel byme, halihazrda
ehirlerde yaamakta olan insanlar
arasnda reme oranlar tarafndan
krklenir.
kincisi, taradan kente -kutuda
gsterilen kalknmakta olan Hong
K o n g -G u a n g D o n g m e g a e h ri
rneindeki gibi- geni apl bir g
yaanmaktadr. Kalknmakta olan
dnyadaki insanlar ya geleneksel
tarmsal retim dzenleri artk ilemez
hale geldii iin ya da kentsel alanlar ok
daha iyi i olanaklar sunduu iin
ehirlerin ekimine kaplmaktadrlar.
Taradaki yoksulluk, birok insan
ansn bir kez de ehir yaamnda
denemeye zorlamaktadr. Bazlar
sadece yeterli para biriktirmek iin ksa
sreliine ehre g edebilmekte ve
paray biriktirdikten sonra kyne geri
dnebilmektedir. Kimisi gerekten
dnmektedir ama birou u ya da bu
nedenden yaad eski topluluundaki
eski konumunu kaybetmesinden tr
ehirde yaamak zorunda kalmaktadr.

Kalknmaya olan dnyada


kentlemenin getirdii morluklar

Ekonomik iermeleri
Giderek artan sayda vasfsz ii
nin ya da tarm iisinin kent merkezle
rine g etmesi, resmi ekonominin bu
igcn sourmasn gletirmekte

dir. Kalknmakta olan dnyadaki birok


ehirde, kayt altndaki ekonomiye dahil
olamayan kiilerin ihtiyalarn karla
masn kaytd ekonomi salamakta
dr. malat ya da inaat sektrnden
kk lekli ticari etkinliklere kadar,
denetlenmeyen kaytd sektr yoksul
ya da vasfsz iilere para kazanma
olana sunmaktadr.
Kaytd ekonominin sunduu
frsatlar, binlerce ailenin ehir koul
larnda ayakta kalabilmesine yardmc
olmas bakmndan nemlidir. Gelgelelim bunun sorunlu yanlar da yok
deildir. Kaytd ekonomi vergilendi
rilmez ve denetlenmez. Ayrca kayt
altndaki ekonomiden daha az ret
kendir. Ekonomik adan bu sektre
bel balayan lkeler, son derece ihtiya
duyduklar mali kayna vergilendirme
yoluyla tahsil edemezler. retim
seviyesinin dkl de ekonominin
genelini yaralar -kaytd ekonominin
rettii GSYH oran, bu sektrdeki
nfusun oranndan ok daha dktr.
OECD (Ekonomik birlii ve
Kalknma rgt), kalknmakta olan
lkelerin ehirlerindeki nfus artn
karlamak iin, 2025 ylnda bir milyar
yeni ie ihtiya olacan tahmin
etmektedir. Btn bu ilerin kayt
altndaki ekonomiyle yaratlmas pek de
mmkn deildir. Kimi kalknma
zmlemecileri, dikkatin sektrdeki
igc fazlalnn gelecek yllarda
katlanarak artmas muhtemel olan
kaytd ekonominin denetlenmesi ve
kayt alna alnmas meselesine kaydrl
mas gerektiini ileri savunmaktadrlar.

evresel kar klar


Kalknmakta olan lkelerdeki hzla
genileyen kentsel alanlar, sanayilemi

970

e h ir le r v e K e n ts e l A la n la r

dnyadaki ehirlerden dramatik lde


farkldrlar. Her ne kadar btn ehirler
evresel sorunlarla kar karya olsalar
da, kalknmakta olan lkelerdeki
ehirler zellikle tehlikeyle kar
karyadrlar. Kirlilik, uygun olmayan
barnma koullar, yetersiz lam
ebekeleri ve temiz su kaynaklarnn
azl, daha az kalknm lkelerdeki
ehirlerin mzmin sorunlardr.
Barnma sorunu birok kentsel
alann en nemli sorunlarndan biridir.
Kalkta ya da Sao Paolo gibi ehirler
ar kalabalktr; aldklar i g oran
barnma sorununa kalc bir zm
bulunmasna izin vermeyecek lde
byktr. Gmen kalabalk, ehrin
snrlarnda mantar gibi treyen varo
mahallelerde ikamet etmektedir.
Bat'daki kentsel alanlarda ehre yeni
gelenler, genellikle ehir merkezine
yakn blgelerde ikamet ederler.
Gelgelelim kalknmakta olan lkelerde
tam tersi ynde bir eilim sz
konusudur ve gmen nfus kentsel
alanlarn mikrop yuvas olarak
adlandrlan yerlerinde yaarlar. ehrin
d mahallelerinde nerede bir bo yer
grlse uvaldan ve kartondan bozma,
derme atma gecekondular kurul
maktadr.
Sao Paolo'da 1996 ylnda oturula
bilir ev saysnda 5.4 milyonluk bir ak
bulunduu tahmin edilmektedir. Kimi
bilginlerse, oturulabilir ev kavram
nn daha sk biimde tanmlan-mas
durumunda bu an 20 milyona kadar
kabileceini ileri srmektedirler. Sao
Paolo'da 1980'lerden bu yana barnma
konusunda yaanan mzmin sknt,
metruk binalarn gayr resmi olarak
igal edilmesi dalgasn yaratmtr.
Evsiz aileler metruk oteller, yazhaneler

9 71

ve hkmet binalarna toplu olarak


yerlemilerdir. Birok aile snrl
mutfa ve tuvaletleri sokaklarda ya da
fa v elastz -eh irlerin yam acnda
kurulmu gecekondu mahallelerinde
yaayan yzlerce baka insanla payla
mann daha iyi olduuna inanmaktadr.
Az gelimi lkelerdeki ehir ve
blge ynetimlerinin srekli artan iskan
talepleriyle ba derttedir. Sao Paolo
gibi ehirlerdeki skan mdrlkleri ve
yerel hkmetler, skan sorununun
nasl zlebilecei konusunda
anlamazlk iindedirler. Kimileri
izlenmesi gereken en makul yolun
favelasvn koullarn yol, su ve elektrik

M egaehrm inas
G elm i gem i en byk kentsel yerleim
yeri, A sya'da, H on g K ong'dan in'e, Pearl
River deltasndan M acao'ya kadar uzanan
5 0 0 .0 0 0 kilometrekarelik bir alanda ina
edilmektedir. H er ne kadar bu blgenin
resmi Dr ad ya da ynetim yaps yoksa da,
nfusu 1995 ylnda oktan 50 milyonu
gem iti. Manuel Castells'e g re, bu blge
yzyln en nem li sanayi, ticari ve kltrel
merkezi olmaya adaydr.
Castells bu m uazzam blgekentin
oluumunu aklamak iin birbiriyle
balantl bir dizi etkene dikkati
ekmektedir. Birincisi, in bir ekonomik
dnm geirm ektedir ve H on g K o n g
in'i kresel ekonom i ana balayan en
nem li dm noktasdr. kincisi, H on g
K ong'un kresel bir i ve finans merkezi
olarak sahip olduu rol, ekonomisinin
imalat sanayisinden hizm et sektrne doru
kaymasyla bymtr. Son olarak,
1980'lerin ortalarndan 1990'larn ortalarna
kadar olan d nem boyunca H on g Konglu
sanayiciler Pearl River deltasnda dramatik
bir sanayileme sreci balatmlardr. 6
milyondan fazla insan, 2 0 ,0 0 0 fabrika ve
1 0 .0 0 0 irkette istihdam edilmitir. Bu
akan sreler nceden tahmin edilemez
bir kentsel patlamaya (Castells 1996)
neden olmutur.

e h ir le r v e K e n ts e l A la n la r

Kirlilik, ehir yaamn zellikle de dnyann en yoksul insanlar iin, gn getike daha tehlikeli bir hale
getirmektedir

gtrerek, herkese bir posta adresi


vererek iyiletirmek olacan ileri
srmektedirler. Bakalar ise ireti
gecekondu mahallelerinin temelde
yaanmaz mekanlar olmasndan
korkmakta ve yoksullarn uygun
koullarda skan edilebilmeleri iin
yklmalar gerektiini dnmekte
dirler.
Ar kalabalk ve gelimi ehir
merkezleri birok kentsel alanda evre
sorunlarnn yaanmasna neden
olmaktadr. Meksiko City bunun en
arpc rneidir. ehir mekannn
%94' binalarla kaplyken, yalnzca
%6's ak alanlardan olumaktadr.
ehirdeki yeil alanlarn -bahelerle

ev yeilliklerle kapl mekanlarn- oran


Kuzey Amerika'nn ya da Avrupa'nn
en kalabalk ehirlerindeki yeil alan
oranndan ok daha azdr. Ana
sorunlardan biri olan kirliliinin nedeni,
byk lde ehrin uygun olmayan
yollarnda skp kalan arabalar,
otobsler ve kamyonlardr, ayrca dier
sanayi atklar da kirlilii arttrmaktadr.
Meksiko City'de yaamann gnde krk
sigara imeye edeer olduu tahmin
edilmektedir. 1992 ylnn Mart aynda
hava kirlilii o gne dek grlm en
yksek seviyelerden birine ulamtr.
Havadaki 100 birim ozon, katlanlabi
lir dzey olarak grlrken, o ay ozon
seviyesi 398 birime kadar kmtr.

972

e h ir le r v e K e n ts e l A la n la r

Hkmet fabrikalardaki retimin bir


sreliine durdurulmasn, okullarda
eitime ara verilmesini ve her gn
arabalarn %40'nn trafikten men
edilmesi emrini vermitir.

Toplumsal etkiler
Kalknmakta olan dnyadaki kent
sel alanlarn birou ar kalabalktr ve
kaynak sknts ekmektedir.Yoksulluk
yaygndr ve mevcut toplumsal hizmet
ler, salk; aile planlamas, eitim
konularndaki talepleri karlayama
maktadr. Kalknmakta olan lkelerdeki
ya dalmnn dengesiz olmas da bu
toplumsal ve ekonomik glkleri
arttrmaktadr. Kalknmakta olan
lkelerde 15 yann altndaki nfusun
oran sanayilemi lkelere kyasla son
derece yksektir. Gen nfusun destee
ve eitime ihtiyac vardr, fakat
kalknmakta olan lkeler evrensel
dzeydeki eitimi salayacak kaynak
eksiklii ekmektedir. Ailesi yoksul olan
baz ocuklar tam gn almak
zorunda kalmakta, dier bazlar ise
sokaklarda yaayarak dilencilik yapmak
zorunda kalmaktadrlar. ocuklar
sokakta bydnde ou isiz, evsiz
ya da her ikisi birden olmaktadrlar.

Kalknmakta olan dnyada


kentlemenin gelecei
Kalknmakta olan lkelerdeki
kentsel alanlarn kar karya kald
sorunlarn boyudan dnldnde,
deiim ya da geliim beklentisi iine
girmek olduka g olacaktr. Dnya
nn en byk ehirlerinin biroundaki
yaam koullar gelecek yllarda daha da
ktleecee benzemektedir. Gelgelelim bu tablo hepten olumsuz da
deildir.

973

Birincisi, her ne kadar u anda


birok lkedeki doum oranlar
olduka yksekse de, kentleme
srecinin ilerlemesiyle bu oranlar
muhtemelen decektir. Bu durum,
sras geldiinde kentleme orannn
kendisini de drecektir. Szgelimi,
Bat Afrika'daki kendeme oran 2020
ylnda bundan nceki otuz ylda sahip
olduu ortalama %6.3'lk bir byme
oranndan %4.2'ye decektir.
N fu s a r t m e s e le s i s .4 6 5 -7 5
a r a s n d a k i K r e s e l E i t s i z l i k
b alk l 11. B l m d e tartlm aktad r.

kincisi, kreselleme kalknmakta


olan lkelerdeki kentsel alanlara nemli
frsatlar sunmaktadr. Ekonomik
btnlemeyle beraber dnyann drt
bir yanndaki ehirler uluslararas
pazarlara ulaabilme, kendilerini
bireysel yatrm ve geliim merkezi
olarak tantabilme ve ulus devletin
snrlarn aan kresel ekonomik
balantlar kurma olanana sahip
olmaktadrlar. Kreselleme, byyen
kent merkezleri iin en dinamik
almlar sunmakta ve ekonomik
kalknma ve yaratm srecinde nemli
bir g olma frsat vermektedir.
Gerekten de kalknmakta olan
lkelerdeki birok ehir, aada da
greceimiz gibi, imdiden dnyann
kresel ehirleri arasna girmitir.

ehirler ve kreselleme
Modernlik ncesi dnemlerde
ehirler, kendilerini evreleyen byk
taradan ayr olan, kendine yeten
yaplard. Kimileyin yollar byk
kentsel alanlar birbirine balamaktayd;
fakat seyahat etmek tccarlara, askerle
re ve uzun mesafeleri dzenli olarak kat
etmesi gereken kimselere zg bir

e h irle r v e K e n ts e l A la n la r

etkinlikti. ehirleraras iletiim snr


lyd. Herhalde yirmibirinci yzyln ilk
on yl bu tablodan ancak bu kadar farkl
olabilir. Kresellemenin ehirler
zerindeki etkisi muazzam olmutur;
kreselleme ehirleri birbirine daha
baml hale getirmi ve ulusal snrlarn
tesine geen balantlar kurmaya
tevik etmitir. Artk, kreselleme
ehirler birbirlerine fiziksel ve sanal
balant-larla baldr ve kresel bir
ehir a ortaya kmaktadr.
Baz insanlar kresellemenin ve
yeni iletiim teknolojilerinin bildiimiz
haliyle ehrin sonunu getireceini
ngrmlerdir -kutuda ele aldmz
Helsinki Sanal Ky neler olabileceine
ilikin bir fikir verebilir. Bunun sebebi
ehirlerin geleneksel ilevlerinin
birounun, artk youn ve kalabalk
kentsel alanlar yerine siber uzayda
gerekletirilebiliyor olmasdr. Szge
limi para piyasalar elektronik ortama
gemekte, e-sat yoluyla hem satclarn
hem de mterilerin ehir merkezlerine
bamlln azaltmakta ve e-i
olanaklar giderek artan sayda alann
ilerini yazhaneler yerine evlerinden
yrtmesine izin vermektedir.
Yine de imdiye dek bu gibi
ngrler gereklemi deildir. Kre
selleme, ehirlerin altn oymaktan
ziyade onlar dntrerek kresel
ekonomi andaki yaamsal balant
noktalar haline getirmektedir. ehir
merkezleri bilgi aknn denetlenmesi,
ile ilgili etkinliklerin ynetilmesi, yeni
hizmet ve teknolojilerin yaratlmas
asnda canalc bir konuma gelmitir.
Dnyann drt bir yanndaki bir dizi
ehir, etkinlik ve glerin ezamanl
biimde dald ve younlat yerler
haline gelmitir.

Kresel ehirler
Yeni kresel dzende ehirlerin
rol, sosyologlarn ilgisini ekmektedir.
Kreselleme sklkla ulusal ve kresel
dzeyler arasndaki ikilik etrafnda ele
alnr; gelgelelim, kresellemenin
iledii ana devreleri oluturan eler,
dnyann en byk ehirleridir (Sassen
1998). Yeni kresel ekonominin ileyii,
gelimi biliim altyapsna sahip bir dizi
merkezi mevkiye ve hiper-youn
aralara bamldr. Kresel ilerin
ynetildii ve iledii yerler bu trden
noktalardr. , retim, reklam ve
pazarlama gibi sektrler kresel lee
ulatnda, bu kresel alar korumak
ve gelitirmek iin muazzam boyutlarda
rgtl bir etkinlie ihtiya duyul
maktadr.
Saskia Sassen ehirler ve kresel
leme konusuna en byk katky yapan
yazarlardan biridir. Byk, ulusar
kurumsal irketlerin karargahlarnn
bulunduu ve mali, teknolojik ve
danmanlk hizmeti cenneti olan
ehirleri tanmlamak iin kresel ehir
terimini kullanr. Kresel ehir (Sassen,
Global City -1991) balkl almasn
bu tip ehre dayandrmtr: New
York, Londra ve Tokyo. Sassen'e gre
dnya ekonomisinin ada geliim
sreci, byk ehirlere sekin bir
stratejik rol vermitir. Bu tr ehirlerin
ou aslnda eskiden beri uluslararas
ticarete ev sahiplii yapmakla birlikte,
gnmzde drt yeni zellik daha
kazanmlardr:
1. Kresel ekonominin komuta
merkezleri ynetim ve siyaset retim
merkezileri haline gelmilerdir.
2. Bu gibi ehirler, ekonomik
geliimi etkileme konusunda imalat

974

e h irle r v e K e n ts e l A la n la r

Toplum sal im gelem iniz kullann: Helsinki Sanal Ky


Je a n M ielon en ve alm a arkadalarnn bir d sturu

d aha az g z e arp an kablosuz ag altyaps ise'

v a r: Sanoista tekoihin, yani k abaca az laf o k i!

S on era ve ortaklar -IB M , yazlm irketi D igia ve

M ielo n en , Finlandiya'nn n d e gelen

m erkezi A v ru p a'd a bulunan, E ric s s o n , M o to ro la,

telek om nikasyon irketi v e A vru pa'n n ce p telefon u

N o k ia, M atsush ita ve P sio n 'd an olu an Sym vian

p azarndaki e n se rt oyun culardan biri olan

A lliance- tarafndan ina edilm eye baland.

S on era'n n B a T ek noloji M d r . H erk es

H elsinki Sanal K y olarak adlandrdklar, tm

olanaklardan s z ediyor, diyor M ielon en, am a

A rab ian ran ta banliysn kapsayacak olan

kim se 'ite bu! D o k u n ve hisset. Sen de d en e!1

etkileimli kablosuz an kurm aya baladrlar. H S K

dem iyor.

g en i-b an t fiber optik k ablolar ve kablosuz


balantlar yardm yla b lgede h er an h er yerd en

te bu yzden M ielonen ve iadam larndan,

ulalabilecek ve geni b ir yelpazede h izm et

akadem isyenlerden ve ehir planlam aclarndan

sunacak b ir yerel a kapsayacak. K ullanclar

o lu an g ru p u zm an , Finlandiya K rfezi'n dek i

H S K 'n e bilgisayar ve dijital T V ile olduu kadar

tu sso ck y sahilini dnyann ilk kablosuz iletiim

h erh angi bir ce p telefonuyla da balanabilecekler.

top lu m u n a d n t rm ek iin ibirlii yapyorlar.


A sln da fikir basit, am a artc: H elsinki'deki yeni

Szgelim i b lg e sakinleri, n ered e olu rlarsa olsunlar

b ir banliynn sakinlerine ve burada alanlara

-yazhanedeki bilgisayarn bandayken, evde T V

teknolojinin so n harikas olan kablosuz a

izlerken ya d a ce p telefonuyla k on uurken - kiisel

teknolojisi alt yapsn ulatrm ak ve kablosuz a

takvim lerine bakabilecekler. K ullancya sunulm as

zerind en eidi h izm ed er sunm ak; stelik bunun

n g r len h izm ed erle kiiler kendi toplum sal

iin bir kiisel bilgisayara da ihtiya duyulm uyor -aa

rg derin i, yazhane alarn kurabilecek, e-ticaret

balanm ak iin sad ece bir ce p telefonu yeterli. S on ra

yapm a frsat yakalayacak ve kendi kiisel bilgilerini

arkanza yaslann ve gelecein biliim a ehrinin

dakika dakika gncelleyebilecekleri bir profil

g ere k te nasl ileyeceini kendi gzlerin izle g r n .

dizgesi k u llan b ilecek ler...

P ro jen in hayata geirildii m evki olan A rab ian ran ta

B u g n H S K m obiliteyle de iin iine katarak

(A rap sahili), r zgarlarn dinm edii, kra b ir yer

iletiim i sradan ve m tavaz b ir hale getirm ek ted ir.

old u u ve b ir zam an lar bu b lgede m lekilik

ocuklarnn m obil teknolojiyle bym elerine tank

yapld iin byle adlandrlm . M ielon en ve

olm u olan IB M N o rd ic'te n K u r t L n n q v ist, F in

alm a arkadalar bu blgeyi b ir kablosuz harikalar

top lum un un b ir d aha asla eskisi gibi olm ayacan a

diyarna d n t rm ek iin planlar yapm adan n ce

inanm aktadr. G en lerin kendiliinden toplum sal

bile b lge H elsinki ehri tarafn dan b ir tekn oken t

p lanlar yapabildiini sylem ektedir. Sokaklarda bir

olarak gelitirilm esi iin tahsis edilmitir. E e r h er

ellerinde telefon srekli arkadalaryla m esaj

ey planland gibi gid erse 2 0 1 0 ylnda b lgede

alverii yapm aktadrlar: N rd sn ? , hadi bugn

1 2 .0 0 0 kiiye ve to p lam 8 ,0 0 0 'e yakn alan o lacak

bulualm , B ard a g rrs, bye. L n n q v ist

7 0 0 iletiim irketine ve yerel niversitelerden gelen

ocu klarnn kendi kuandan d aha erken yalarda

1 4 .0 0 0 ren ciy e ev sahiplii yapacak. A y n ca h er

yaam daki yollarn seebildiklerine inanm atadr.

yere nfuz ed en bir balantln top lum sal etkileri

H e r gn bu m obiliteyle yayorlar. B u artk bir

hakkndaki en zorlayc soru lard an bazlarna yant

yaam tarz old u .

v e re ce k olan b ir g e rek dnya top lum sal d eneyine

Helsinki T ek noloji niversitesi'den so sy o lo g T im o

sah n e olacak. K esintisiz k ablosuz balant

K o p o m a a , bu deiim lerin F in top lum u zerinde

topluluklarn birbirine d aha o k k enetlen m esin e m i

brakt izleri takip etm itir. Kendiliindenlik hep

seb ep o lacak , yoksa d aha fazla tecrit m i olacaklar?

v ar o lacak bir ey d em ektedir. Yeni kuak bu

in sa n la r gizlilik konundaki kayglaryla geni bir


kablosuz eriim getirdii avantajlar arasnda nasl bir
d en ge kuracaklar? Ve insanlar -balantllk bir kez
sabit d u ru m haline geldiinde- ne kadar balantllk
isteyecekler?

aygdarla yetiiyor ve yaam lar bir l d e bu


aygdara bal. K o p o m a a telefon kullancs olan
b ir g ru p g e n zerind e alm ve yaam
tarzlarnda birka farkllk old u u bulm utur.
G n m z n to p lu m la d aha gevek olabilir, am a

ilk dalga yazhanelerin ve evlerin inasna im diden

bu top lu m sal balarn bulunm ad anlam na

baland b ile ... b e to n ve d em ir kazklar arasnda

g elm em ek tedir. A slnda, K o p o m a a , telefonlarn

975

e h irle r v e K entsel A la n la r

Cep telefonu kullanm modern ehir yaamnn ayrlmaz bir paras mdr?

insanlar farkl yollarla biraraya getirdiini bulm utur.

Sorular:

Y en i tele s rrf ler sklkla telefo n kullanm ayanlara


n azaran d ah a geni bir top lum sal ev rey e sahiptirler.
Yakn arkadalaryla ya da akrabalaryla n ered eyse
h er zam an balant halinde olup deneyim lerini
paylam aya eilimlidirler. A rk ad alar iin bu yeni bir
t r tele-sam im iyet yaratm tr. K o p o m a a yeni
k ablosuz sam im iyetin iyerlerini de ayn ekilde

1. H elsinki Sanal K y 'n n tasarm clar, ky bir


top ya olarak tasvir etm ektedirler. Sizce cep
telefonu yoluyla salanacak balanllk insanlarn
yaam larn g erek ten de betim ledikleri gibi
deitirebilir m i? C e p telefonlarnn halihazrda
top lum sal yaam a ne gibi etkileri vardr?

etkilediine inanm aktadr. C ep telefonlar i

2. C e p telefon u kullanm nn n g r lm ey en

gnnn yapsn yu m u atm ak ta. B u n d an byle

sou nlar n eler olabilir?

alanlar gnlerini kat bir ekilde planlam ak


zo ru n d a deiller h er gn rah ata kullanlabilir ve
top lantlar gerek tiind e yaplabilir

3. in san lar g erek ten de ce p telefonlar sayesinde


d aha balantl hale m i geldiler? C ep telefonu
teknolojisi insanlar nasl yalnzlatrabilir?

Kaynak: Shaw (2001)

976

e h irler v e Kentsel A lan lar

sektrnden daha nemli hale gelmi


olan finans ve zel hizmet firmalarnn
anahtar konumdaki mekanlardrlar.
3. Bymekte olan yeni sanayile
rin retim ve yaratm mevkilerdirler.
4. Bu ehirler finansal ya da
hizmet sanayilerinin ald, satt ya da
skartaya kard rnler iin birer
pazar konumundadrlar.
New York, Londra ve Tokyo,
birbirinden son derece farkl gemilere
sahip olmakla birlikte, son yirmi ya da
otuz ylda yaplarnda kyaslanabilir
deiimler meydana geldiini syleye
biliriz. Gnmz dnyasnn dank
ekonomisinde bu gibi ehirler, yaamsal
ilemler iin birer merkezi denetim
olana salarlar. Kresel ehirler
yalnzca belli bir uzam paras olmaktan
ok daha fazlasdrlar; zira ayn
zamanda birer retim balamdrlar.
Burada nemli olan nokta, maddi
mallarn retimi deil, i rgderince
dnyann drt bir yanna dalm
yazhanelerin ve fabrikalarn ynetimi,
finansal yeniliklerin ve pazarlarn
retim' iin ihtiya duyulan zellemi
hizmederdir. Hizmeder ve finansal
mallar kresel ehirlerin rettii
eyadr.
Kresel ehirlerin ehir merkezleri
btn bir retici kmelerinin
birbiriyle yakn bir etkileim iinde,
zellikle de kiisel balantlar kurarak
alabilecekleri younlam mevkiler
salamaktadr. Kresel ehirde yerel
firmalar ulusal ve birok yabanc
irketin de dahil olduu ulusar
rgtlerle i ie almaktadrlar.
Szgelimi New York'ta 350 yabanc
bankann ubesi ve buna ek olarak
2,500 baka yabanc finans irketi

977

bulunmaktadr; ehirdeki her drt


banka alanndan biri yabanc bir
banka hesabna almaktadr. Kresel
ehirler birbirleriyle yarmaktadrlar,
fakat ayn zamanda iinde bulunduklar
uluslardan ayr olan, birbirine baml
bir dizge de oluturmaktadrlar.
Sassen'in almasna dayanan
dier yazarlar, kreselleme sreci
ilerledike daha ok ehrin de kresel
ehir sfatyla New York, Londra ve
Tokyo'nun safna katlmakta olduuna
dikkati ekmektedirler. Castells
birbirine bal -Hong Kong, Singapur,
Chicago, Frankfurt, Los Angeles,
Milano, Zrih ve Osaka gibi i ve
fnansa dnyas iin byk birer merkez
olarak hizmet veren- dnya ehirlerinin
oluturduu bir sradzeni betimlemi
tir. Bu ehirlerin altnda, kresel
ekonomik an dm noktalar olacak
bir dizi yeni blgesel merkez ortaya
kmaktadr. Madrid, Sao Paolo,
Moskova, Seul, Jakarta ve Buenos Aires
gibi ehirler, olumakta olan pazarlar
iin nemli birer etkinlik merkezi haline
gelmektedir.

Eitsizlik ve kresel ehir


Yeni kresel ekonomi birok
bakmdan son derece sorunludur. Bu
durumun en iyi farkedilebilecei yer ise
yeni eitsizlik dinamiklerinin aka
grlebildii kresel ehirdir. Birok
ehirdeki merkezi i blgeleri ile
yoksullam ehir merkezi alanlar
arasndaki akma, Sassen'in de bize
hatrlatt gibi, birbiriyle balantl
olgular olarak ele alnmaldr. Yeni
ekonominin byyen sektrleri
-finansal hizmeder, pazarlama ve ileri
teknoloji- ekonominin geleneksel

e h irle r v e Kentsel A la n la r

sektrlerinden ok daha byk


miktarda kr getirmektedir. Varlkl
alanlarn maalar ve ikramiyeleri
artmaya devam ettike, onlara hizmet
eden temizlikilerin ve gvenik grev
lilerinin aldklar cretler dmektedir.
Sassen, kreselleme sahnesinde
yaplan ilerin valorizasyonuna ve bu
sahnenin ardnda yrtlen ilerin ise
devalorizasyonuna tank olduumu
zu ileri srmektedir.
Y oksu n b rak m a ve top lu m sal d lam a
k o n u la r i i n , b k z . Y o k s u llu k ,
T op lu m sal D la m a ve R e fa h b a lk l
10. B l m . E i t s i z l i k i in b k z .
K resel e itsizlik b a lk l 11. B l m .

banda byk bir sefalet hkm


srmektedir. Yine de, her ne kadar bu
iki dnya yan yana var olabilmekteyse
de, aralarnda fiili olarak kurulan
balant says artc oranda dktr.
Mike Davis'in Los Angeles zerine
yapt almasnda iaret ettii gibi,
ehrin yoksullara kar bilinli olarak
sertletirilmesi olgusu sz konusudur
(Davis 1990, 232). Herkesin yararlana
bildii kamu alanlarnn yerini
duvarlarla evrili siteler, elektronik
gzlerle izlenen mahalleler ve kurum
sal irketlerin kaleleri almtr. Davis'in
kendi szleriyle:
D okunulm azlarla

Kr elde etme becerilerindeki


farklar pazar ekonomilerinde beklendik
durumlar olmakla birlikte, bu farkn
bykl yeni kresel ekonomide
barnmadan emek pazarna kadar
toplumsal dnyann birok alanna
olumsuz bir etkisi olmaktadr. Para
piyasalar ve kresel hizmet sektrnde
alanlar, daha yksek maa almakta ve
yaadklar yerler sekinlemektedir.
Buna karlk geleneksel imalat ileri
artk yokolmaya yz tutmutur ve
sekinletirme sreci dk cretli i
olanaklar -lokantalarda otellerde ve
butiklerde- salamaktadr. Sekinle
tirilmi blgelerde makul bir kirayla
barnacak yer bulmak olduka gtr ve
bu durum dk gelirli mahallelerin
bymesine neden olmaktadr.
merkezi konumundaki blgeler emlak,
geliim ve telekomnikasyon alanlarn
daki devasa yatrmlara konu olurken,
evreye itilen alanlar iin pek az kaynak
kalmaktadr.
Kresel ehirlerde corafi nitelikte
bir merkez ve evre olumaktadr.
Debdebeli bir zenginliin hemen yan

kurulabilecek

balantlar en aza in d irm ek iin kentsel


yeniden p lanlam a yoluyla yaam sal n em
tayan yaya yollar, youn ara trafiine
sah ne olan cad delere, kam uya ak parklar
evsizlerin ve dknlerin g eici olarak
toplanabilecekleri d ep o lara
m t r.

A m e r ik a n

d n t r l

ehri...

d iz g e s e l

b iim d e ters-yz ed ilm ek ted ir ya da daha


ziyade yz tersi haline getirilm ektedir.
D evasa

yaplarn

ve

b yk

alveri

m erkezleri-nin ykseldii d eer kazanan


y erler genellikle ehir m erk ezin d e y ou n
lam ak ta,

cad d eler plak

braklm akta,

kam usal etkinlikler kesin snrlar iinde


ilevsel b l m lere ayrlm ak-ta ve ehirdeki
ak zel gvenlik grevlilerin in gzleyici
bak altnda iselletirilm ektedir.

Davis'e gre Los Angeles en yoksul


ve marjinalletirilmi sakinleri iin
olabildiince ekilmez hale getiril
mitir. Otobs duraklarndaki banklar,
insanlar zerinde uyuyamasn diye f
eklinde yaplm, halka ak tuvaletler
herhangi bir Kuzey Amerika ehrindekinden ok dk sayda tutulmu ve
yoksullarn parklarda yatmamas iin
birok su fskiyesi kurulmutur. Polisler
ve ehir planlamaclar her ne kadar
evsizleri ehrin belli bir blgesine
hapsetmeye almlarsa da, derme

978

e h irle r v e Kentsel A la n la r

atma gecekondularn dzenli aralk


larla belediye tarafndan yklmas,
srekli hareket halinde olan bir kentli
bedevi nfusu yaratmtr.

Kresel ada ynetici ehirler


Kreselleme gibi kendeme de iki
ucu keskin bir baa benzer ve i
elikileri mevcuttur. ehirler zerinde
hem yaratc hem de ykc etkileri
olmutur. Bir yandan halkn, mallarn,
hizmetlerin ve frsatlarn belli bir yerde
younlamasna izin verirken, dier
yandan geleneksel ve mevcut alarn
mekansal btnln bozmaktadr.
Merkeziletirmenin ve ekonomik by
menin yaratt yeni olanaklarn yan
banda marjinalleme tehlikesi kol
gezmektedir. Sadece kalknmakta olan
lkelerde deil, ayn zamanda sanayile
mi lkelerde de birok ehir sakini
evrede, kayt altna alnm isdhdamn,
yasa gvencesinin ve ehir kltrnn
dndaki blgede almak zorunda
kalmaktadr (Borja ve Castells 1997).

Kresel olamnjnetilmesi
Kreselleme dnyann drt bir
yanndan ehirlerin kar karya
kaldklar glkleri krklese de,
ehirlerin ve yerel ynetimlerin siyasete
yeniden canl biimde katlmalarnn
olanan da salamaktadr. Ulus
devletlerin kresel eilimleri denetleme
konusunda baarsz olmalar, ehirlerin
nemini daha da arttrmtr. evre
sal tehdidi ve geici para piyasalar
gibi meseleler, ulus devlederden ok
daha yukardaki bir seviyelerde yer
alrlar; tek tek lkeler -en gls dahibyle glerle ba edemeyecek kadar
ufaktrlar. Gelgelelim, ulus devletier,
ayn zamanda kozmopolit kentsel

979

alanlarn zengin eitlilikteki gereksi


nimlerini karlayabilmek iin fazla
hantaldrlar. Ulus devletin etkin
biimde i gremedii yerde ehir
ynetimleri ya da yerel hkmetler
kresel olann ynetilmesi konusunda
daha atik davranabilecek ynetim
biimleri (Borja ve Castells 1997)
olabilirler.
A y rca, siy asi ve to p lu m sa l d e i
im le r e t e p k i o la r a k to p lu m s a l
harek etlerin ykselii iin bkz. s. 91620 a rasn d ak i S iy aset, D ev let ve
T er rizm b a lk l 20. B l m .

Jordi Borja ve Manuel Castells


(1997), yerel yetkililerin kresel gleri
nemli alanda etkin biimde
denedeyebileceklerini savunmaktadr
lar. Birincisi, ehirler yerel habitat,
ekonomik retkenliin toplumsal
temellerini oluturan koullar ve
olanaklar denetim altna alarak
ekonomik retkenlie ve rekabete
katkda bulunabilirler. Yeni ekonomik
dzende ekonomik rekabet retken bir
nitelikli igcne dayanr; retken
olmak iinse, igcnn ocuklarnn
eitimi iin salam bir eitim dzenine,
kamusal ulam imkanlarna ve uygun
ve karlanabilir barnma olanana,
yeterli gvenlie, etkin acil servislere ve
canl kltrel kaynaklara ihtiyac vardr.
kincisi, ehirler eitli etnik
gruplarn toplumsal-kltrel adan
btnlemesini salama konusunda
nemli bir rol stlenirler. Kresel
ehirler dzinelerce farkl lkeden
gelen, farkl dinsel ve dilsel ardalam
olan, farkl toplumsal-ekonomik
dzeylerden gelen bireyleri bir araya
getirirler. Eer kozmopolit ehirlerdeki
oulluun yaratt gerilimler btn
letirici gler tarafndan azaltlmazsa,

ehirler ve Kentsel A la n la r

blnme ve hogrszlk ortaya


kabilir. zellikle toplumsal kay
namann tarihsel, dilsel ve dier
nedenlerle ulus devletlerce etkin biim
de tevik edildii durumlarda, tek tek
ehirler toplumsal btnlemeyi sala
yc olumlu gler haline gelebilirler.
ncs, ehirler nemli birer
siyasi temsil ve ynetim mekandr.
Yerel yetkililerin kresel meselelerde
ulus devletlere kar iki nemli avantaja,
birincisi daha byk bir temsil oranna;
kincisi ulusal yaplar iinde esnek
davranabildikleri iin daha fazla hareket
olanana sahiptirler. 20. Blmde
(Siyasa, Devlet ve Terrizm) gr-m
olduumuz zere, birok yurtta ulusal
siyasi dzenin kendilerinin karlarm ya
da kayglarn yeterince tem sil
edemediinden yaknmaktadr. Ulus
devletin belli kltrel ya da blge-sel
karlar temsil etmekten fazlasyla uzak
olduu durumlarda, ehirler ve yerel
makamlar siyasi etkinlie alan
eriilebilir kaplardr.

Siyasi, ekonomik ve toplumsal


eyleyenler olarak ehirler
Birok byk rgtn, kurumun
ve grubun yollar ehirlerde kesiir.
Yurtii ve uluslararas i kollar, potansi
yel giriimciler, devlet makamlar, sivil
kurulular, meslek birlikleri, ticari
sendikalar ve dier birok oluum
kentsel alanlarda kar karya gelir ve
birbiriyle balantlar kurarlar. Bu
balantlar, ehirlerin siyaset, ekonomi,
medya ve kltr alanlarnda toplumsal
birer eyleyen grevi grd ortak ya
da mterek etkinliklere yol aabilir.
Ekonomik birer eyleyen olarak
ehir rnekleri son yllarda gitgide

artmaktadr. Avrupa'da 1970'lerdeki


ekonomik durgunluk dneminin
balamasyla birlikte ehirler bir araya
gelmi ve yatrmlar tevik ederek yeni
i olanaklar yaratmlardr. Bugn
Avrupa'nn en byk elli ehrinin dahil
olduu Avrupa ehirleri Hareketi, 1989
ylnda balamtr. Uluslararas pazarlar
ve esnek retim ve ticaret yaplar
hakkndaki bilgilerin hznn nemini
kavrayan Seul, Singapur ve Bangkok
gibi Asya ehirleri de birer ekonomik
eyleyen olarak zellikle etkili olmu
lardr.
Kimi ehirler kar karya kaldk
lar glkleri zmek amacyla, orta ve
uzun vadeli strateji planlar oluturmak
tadrlar. Bu gibi planlarn nda yerel
ynetim makamlar, sivil toplum
kurulular ve zel ekonomik kiiler
kentsel altyapy elden geirebilmek iin
dnya apnda etkinlikler dzenlemek
te ya da istihdam olanaklarn giriim
cilik temelli sanayilerden bilgisel temelli
sanayilere kaydrmaktadr. Birming
ham, Amsterdam, Lyon, Lizbon,
Glasgow ve Barselona, stratejik
planlarn yardmyla kentsel dnm
tasarlarn baaryla hayata geirmi
Avrupal ehirlerin rnekleridir.
Barselona vakas zellikle dikkate
deerdir. 1988 ylnda hayata geirilen
Barselona 2000 Ekonomik ve Toplum
sal Strateji Plan, ortak bir vizyonu
paylaan ve kenti dntrmeyi ama
layan kamusal ve zel rgtleri bir araya
getirmitir. Barselona belediyesi ve
aralarnda ticaret odas, niversite, ehir
liman ynetimi ve ticari birlikler gibi
baka on kadar rgt, birlikte plann
ana hedefine ulamann yollarn
aramaktaydlar: letiim ve tamaclk

980

ehirler ve Kentsel Alanlar

altyapsn iyiletirm ek suretiyle


Barselona'y Avrupal ehirler ana
dahil etmek, Barselona ehri sakinle
rinin yaam kalitesini arttrmak ve bir
yandan yeni ekonomik sektrleri tevik
ederken, dier yandan da sanayi ve
hizmet sektrn daha rekabeti bir
hale getirmek.
Barselona 2000 plannn ke
talarndan biri, ehir Olimpiyat
Oyunlar'na ev sahiplii yapt 1992
ylnda hayata geirildi. Olimpiyat
Oyunlar'na ev sahiplii yapmak
Barselona'nn kendi bana uluslararaslamasna izin verdi; ehrin
vasflar ve vizyonu artk herkesin
ilgisine sunulmutu. Barselona vaka
snda dnya apnda bir etkinlik dzen
lemek iki yanyla nemli olmutur: hem
ehrin dnyann gzndeki yerini
bytmtr hem de ehre kentsel
dnmn tamamlama istei
alamtr (Borja ve Castells 1997).

Spor etkinlikleri artk kentsel dnm


srecinde nemli bir rol oynayabilmek
tedir (Taylor ve dierleri 1996).
Uluslararas Olimpiyat Komitesi yele
ri, Londra'nn 2012 yl Olimpiyat
Oyunlar iin baarl bir aday olabilmek
amacyla kentsel dnm konusuna
verdii nemden olduka etkilenmi
lerdir. Londra'nn 2012 plan, Dou
Londra'nn Stratford blgesinde
bulunan ve Birleik Krallkta'taki en
byk virane olan yaklak 240
hektarlk alann dntrlmesine
odaklanmtr. Aadaki kutuda 2002
Kraliyet Oyunlar'nn Manchester'n
kentsel dnm, iin nasl bir katalizr
grevi grdn inceliyoruz.

Belediye bakarlarnn rol


Kresel dzen iinde ehirlerin
yeniden nem kazanmasyla birlikte
belediye bakanlarnn rolleri de
deimeye balamtr. Byk ehirlerin

T o p lu m s a l im g e le m in iz i k u lla n n : s p o r v e k e n t s e l d n m

Manchester, Kraliyet Oyunlar'n


kazandna niin piman olabilir?

M a n c h e ste r beled iy esi eh ir m eclisin in yapt


k esin tilerin im d id en etk isin g s te rm e y e baladn
ve e n az isk an m d rl n n 1 4 y azh an esin in

lk k ez 1 9 3 0 ylnda B rita n y a m p arato rlu u 'n u

k ap sn a kilit v u ru ld u u n u , beled iy e alan lar

k u tla m a k iin yapldnd a g ere k le tirile n K ra liy e t

arasnd a baz iten k a rm a la rn yaandn

O y u n la r, M a n c h e ste r sak in lerin e h i d e h o

s y lem ek ted irler. D o u M a n ch e ste r'd a iki yzm e

o lm ay an m o d e rn b ir fatu ra d etm ek ted ir.

havuzu k ap an rk en , W ith en sh a w 'd a b ir b o k s

M a n ch e ste rlla r, b u g n , g e le ce k yl yaplacak

ku l b n n m ali d este i, k o n sey in fin ansal

oy u nlara y en id en ev sahiplii y ap ab ilm ek iin 4 5

y ard m n n oyu nlar h e p te n k ay b etm e riskini

m ily on p au n d lu k b ir kaynak sa lan m as am acyla

tad kaygs y z n d en k esilin ce, b ak a b ir yere

y erel v erg ilerin a rtrlm as ve h iz m ed erd e k esin tiy e

tan m ak z o ru n d a kalm tr.

g id ilm esi g ib i d u ru m larla k ar karyadrlar.


M a n c h e ste r m eclisi oy u n lar g erek letirilm esi iin
E tk in li i d z en le y e n ler h e r n e k ad ar ala b ir yl

10 m ily on p o u n d lu k ticari kred i v e b a k a o k

kala geri saym a balam larsa d a, eh ir sak inleri ve

d eerli m ali k aynaklarn kullanlm as g erek ece i

y erel m eclis yeleri nihai b e d eli h alk h iz m ed erin in

s y len tisin i d o ru lam tr. B a z rap o rlara g re , yerel

a k sa m a s ola ra k d ed ik leri iin b u d u ru m u p ro te s to

y n etim in M a n c h e ste r H av aalan 'n d an elde ettii

etm ek ted irler.

k r da oy u nlara kaynak o larak aktarlabilir.

e h ir sak in lerin in olu tu rd u u g ru p lar v e m u h a le fe t

M e c lis yeleri v e eh ir sak in leri, eh ir m eclisin in

k an d n d an siy a setiler i P artisi y n etim in d ek i

altna girdii b y k m ali yk y z nd en vergileri

981

ehiler ve Kentsel Alanlar

- o u g e ici o la n 5 ,0 0 0 yeni i salanm aktadr.

a r ttr m a s n n b ir a n m e s e le s i o ld u u n u ileri
s rm e k te d irle r. e h ir m e c lis i K r a liy e t O y u n la n 'n

- M a n c h e s te r eh rin in dnya ap n d ak i im g esi daha

g e r e k le tirm e k i in to p la m 8 0 m ily o n p a u n d

da g elim ek ted ir.

h a rc a y a c a k tr. N o r m a l d e ya k la k 3 5 m ily o n p a u n d
h a r c a n m a s g e re k m e k te y d i. G e l g e ld im , g e e n ay

- M e c lis -vergi in d irim i

m e c lis f a z la d a n b ir 4 5 m ily o n p a u n d d a h a ta le p e tti,

- 1 0 m ily o n p au nd lu k ticari kred i alnm tr.

z ira o y u n la rn b u s e n e sa n la n d a n o k d a h a p a h aly a
m a l o la c a o r ta y a k t.

- ik i y zm e h av u zu ve b ir b o k s ku l b k ap an m tr.

O y u n la rn fin a n sm a n n d e n e d e m e k i in h k m e t

- 1 4 isk an o fisi k ap an m tr.

ta ra fn d a n g re v le n d irile n m ily o n e r i a d a m P a tr ic k

- 5 6 alan ite n k arlm tr.

C a r t e r ta r a fn d a n h a z rla n a n r a p o r d a , ya k la k 1 1 0
m ily o n p a u n d lu k b ir k a y n a k eksiklii o ld u u o r ta y a

- M a n c h e ste r H av aalan 'n d an g e le n vergiler,

k t. H k m e t h e m e n -s p o r lo to y u d a ta n - S p o r ts

oyu nlara m ali kaynak salam ak am acy la aktarld.

E n g la n d 'd a n

3 0 m ily o n p a u n d lu k m a li k a y n a k

- G e l e c e k t e d e k e s in tile r o lm a s m u h te m e ld ir .

a k ta rm y a p t v e d e 3 0 v e 4 0 m ily o n p a u n d lu k b ir ek
k a y n a k d a M a n c h e s t e r e h ir m e clis i ta ra fn d a n

D nm oyunlar m?

aktarld .

M a n ch e ste r'm g rk e m li K ra liy e t O y u n lar stad n n


M a n c h e s t e r e h ir m e c lis in d e k i L ib e r a l

h e m e n k e sin d e n d n d n zd e k arnza

D e m o k r a d a r n lid eri o la n S im o n A s h le y , K r a liy e t

sralanm b ir d izi ev k m ak tad r. Y az g n ein d e

O y u n la r'n n h i z m e d e ri y a d a v e rg ile ri

parld ayan kzl tulalar, bu ralarn b ir zam an lar

e tk ile m e y e c e i s z v e rild i. A m a b u d o r u d e il.

kuzeyd eki eh ir m erk ez i b lg e sin in k k b ir

O y u n la rn k e n te m a li y n d e n a r b ir b e d e l

rn e i gibiydi asln d a, b u ras klasik T a G iy m e

d e tm e s i n d e n k a y g la n y o ru z d e m i tir. M e c lis in

C ad d esi. F a k a t artk B e n C a d d e s in in ayrt ed ici

b ir y e r le r d e n f a z la d a n 4 5 m ily o n p a u n d lu k b ir m ali

zelli i p e n ce re le rin zerin d ek i k ab a m ad en i

k a y n a k b u lm a s g e r e k iy o r v e h a r c a n a c a k p a ra

p an ju rlar v e b ir h ay alet k asab ay an d ran rk t c

to p la m d a 8 0 m ily o n p a u n d u b u lu y o r. B u e h ir

sessizlii olm u tu r. K ra liy e t O y u n lar'n n

m e c lis i in m th i b ir m a li risk d e m e k . B y k s p o r

g erek letirild i i h e m e n b ir m il te sin d e k i S p o r

o la y la rn a m e rk e z i h k m e tin m a li k ay n ak s a la m a s

e h ri k om p lesiy le olu tu rd u u k artlk s o n d erece

g e r e k m e k te d ir .

arp cd r. B u g n a rtk eh ir sak in lerin in b iro u ,


d aha b ir yl n c e sin e kad ar b yk cokuyla

Y z m e h a v u z la r v e sk a n o fis le ri b ir b ir k a p a n y o r.
H i z m e d e r d e k e sin tiy e gid iliyor. E e r o y u n la ra

karlan an b u oy u n larn u zu n v ad ed e kendi

m ily o n la r h a r c a r s a n z , b a k a h i b ir e y e p a r a

y aam larn a o lu m u b ir k atkd a b u lu n u p

h a r c a y a m a z s n z . ..

bu lu n m ay aca n g e r e k te n m erak etm ek ted irler.


Kaynak: Vivek Chaundray, Guardian
(25 Temmuz 2001).

Kraliyet Oyunlar'nn M anchester'a getirileri ve


gtrleti

e h ir m eclisi yle d n yo r g ib i g r n m ek ted ir.


D a h a g e e n h a fta O y u n la r'n ta m g n l k 6 ,3 0 0
yeni i olan a saladn v e yllk tu rizm g elirin in
18 m ily o n p au n d lu k b ir art y aan d n ve
M a n c h e ste r'm k e n tse l d n m iin 5 7 0 m ily on

- D o u M a n c h e s t e r 'm k e n ts e l d n m g e r e k le -

p au n d g elir elde ed ild iini aklam lard r. Y in e de

tirilm e k te d ir.

2 7 yldr M a n ch e ste r'd a yaaya B ili B o o th 'u n

- B lg e d e k i tu riz m s e k t r n n c a n la n m a k ta d r

k afasn d ak i so ru iared eri h e n z silinm i d e il...

- O y u n la r' 1 m ily o n kiin in iz le y e c e i ta h m in

K a n a l e v re sin e y ep y en i a p a rtm a n b lo k lar b ile in a

e d ilm e k te d ir.

ed ilm ek ted ir -a m a bay B o o t h 'a g r e b u k afasn d ak i


so ru n la ra b ir y an t deil. Y e n i i olan ak larn n

- Y e n i s p o r m e k a n la rn a 1 7 0 m ily o n p a u n d

e lb e tte b a m z n st n d e yeri v ar v e eh re yeni

h a r c a n m tr -M a n c h e s te r F u t b o l k u l b i in y en i

in san larn tan m asn a v esile o la c a k yeni bin alarn

b ir s ta d y a p lm a s v e d o u M a n c h e s t e r 'a y z m e

in a ed ilm esi b e n i rah atsz etm iy or. B e n im kaygm

h a v u z u in a e d ilm e si gibi.

b u yeni k o n u d arn b lg e sak inleri i in fazla p ah al


o la c a k olm as. B t n b u k e n tse l d n m h am lesi

- e h rin m a k y a j i in 5 m ily o n p a u n d h a r c a n m tr .

982

ehifle v e Kentsel Alanlar

g e r e k te n d e m rle rin in b yk b l m n bu
m r b o y u n ca B e sw ic k 'te yaam o lan 7 4

eh ird e g e irm i in san lar i in m i yaplyor?

yandaki V e ro n ic a P ow ell da ayn l d e iyim ser.

B a n k S tre e t'te yaayan J im L a rk in 'in d e b e n z e r

B u ra d a K ra liy e t O y u n la r g ib i b ir etk in li im izin

kayglar var. Y o k su l in san larn d aha y ok su l


b lg e le re tan m ay a zo rlan d n a tan k o lu y o ru m . B u
d av ran n sa d e ce so ru n lar b a k a yere tayor.

o lm a s m u h te e m b ir ey. B u oy u nlar g e le ce k te
bu rad a g e re k le e c e k ey lerin g v en cesi. O n yl
n c e z o r zam an lar g eiriy o rd u k , zira yaadm z

U m a rm O y u n la r'n verd ii h e y eca n , b ak a alanlara

ev ler ve d aireler b e rb a t d uru m d ayd; ayrca,

da yaylr.

b lg e d e s rekli su ilen iy ord u . H ay ata g eird ik leri


b u d n m p ro je si v e in a ed ilecek yeni o te lle r b u

H e r iki ad am da O y u n la r'n o n la rca yldr d o u


M a n c h e ste r b a n a g elen en iyi ey olduu

b lg e y e p ara ak m asn salayacak. B u ray a M e tro da

k o n u su n d a h e m fik irler. V e yaknlard aki B e sw ic k 'd e

g etireb ilirsek , ite o zam an alm ak iin

yaayan B a rb a ra T a y lo r'n d a b u k on u d a s y ley ecei

M a n ch e ste r'a g itm ek o c u k oy u n ca o lacak . B ir

o lu m lu b irk a ey v ar: O y u n la r B e sw ic k 'in haritad a

b ak a d eyile b u d u ru m d an o ld u k a karl k aca z

g r n m e sin i salad. n sa n la r artk b iz im b ire r

diye d n y o ru m .

haydut olm a d m z anladlar. z e l ve k am u

Kaynak: D avid

ara z isin e p aralar aktld v e b u p ara insan

G ren ,

BBC Nem Online,

M an chester (28 T em m uz 2 0 0 5 )

k ay nak larn a aktarld. A y rca b e n h e r n e kadar

Sorular

in sa n la rn u g n lerd e b u rad a y aam ak tan g u ru r


d uydu klarna p e k em in d eilsem d e, en azn d an artk

1. K e n ts e l d n m d e eh ir sak in lerin in n e g ib i b ir

b a k a y erlere ta n m a k ta n s z etm ed ik lerin i

ro l vardr?

b iliy o ru m . K e n d ile ri ve o cu k la r i in b u rad a b ir

2. K e n ts e l d n m n b ed elin i kim d em elid ir?

g e le c e k old u u n u g r y o rlar.

3. M a n c h e ste r 2 0 0 2 K ra liy e t O y u n lar'n a aday

983

ehirler ve Kentsel Alanlar

belediye bakanlar, ehir gndeminin


belirlenmesi ve ehrin uluslararas
profilinin ykseltilmesi konularnda
yaamsal neme sahip olabilecek
kiisellemi bir lider tipi oluturabi
lirler. ne kan baz vakalarda ehrin
kafalardaki imgesinin baarl biimde
dnmesinde, belediye bakanlarnn
aldklar kararlar etkili olmutur.
Szgelimi, Lizbon'un ve Barselona'nn
belediye bakanlar, ehirlerinin dnya
nn nemli kentleri arasna katlmas
srecinde itici g olmulardr. Benzer
ekilde daha kk ehirlerin belediye
bakanlar da ehirlerinin uluslararas
alanda tannmasnda ve yeni ekonomik
yatrmlarn hedefi olmasnda yaamsal
bir rol sdenebilirler.
Belediye bakanlarnn neminin
artt Birleik Krallkta'ta da grlebil
mektedir. i Partisi 1997 ylnda
iktidara geldiinde, Londra'nn yneti
mini seilmi bir belediye bakanna
brakma niyetinde olduklarn aka
ifade etmitir. Byk Londra Meclisi'nin 1986 ylnda bayan Thatcher
tarafndan feshedilmesinden bu yana
ehrin kendine ait bir yerel ynetimi
olmamtr. Ken Livingstone 2000
ylnda Londra'nn seimle ibana
gelen ilk belediye bakan oldu.
Livingstone o tarihten beri kamu ta
maclna yatrm yaplmas (gnn
belli saaderinde Londra'nn merkezine
giren aralarn byk bir ksmndan
ald vergilerle), hemireler ve ret
menler gibi anahtar konumlardaki
iilerin uygun fiyatla barnma olana
salanmasn da ieren ayrks bir siyaset
izlemitir. Livingstone Londra'nn 2012
Olimpiyat Oyunlar adayln da gl
biimde desteklemitir. Olimpiyat
Oyunlar'nn ehrin deiim ve yeni

lenme srecinde byk bir katalizr


grevi greceine inanmaktadr. Yeni
lenme, 1992 Barselona Ompiyadarnn ve 2002 Manchester Kraliyet Oyunlar'nn temel meselelerinden biriydi
(Londra Plan 2004). Manchester Krali
yet Oyunlarnn yenilenme srecine
katks sayfa 981-83'deki kutuda
tartlmt.
A.B.D.'de belediye bakanlar son
yllarda byk bir ekonomik ve siyasi
g haline gelmilerdir. Silahl iddet
olaylarnn Amerika ehirlerini esir
almas, yirmiden fazla ehrin belediye
bakanmn silah denetim yasasnn
gemesi iin federal dzeyde yaplan
giriimlerden umudu kesip kendi ehir
lerindeki silah reticilerine dorudan
doruya dava amalarna yol amtr.
New York belediye bakan Rudolph
Giuliani, ehirdeki su oranlarn aa
ekmek amacyla son derece sk bir
yasa ve dzen siyasetini hayata geir
diinde -ki byk bir saygyla karlan
mtr- hararetli tartmalarn da fitilini
atelemitir. New York'un su oranla
rnda 1990'l yllarda byk bir d
yaanmtr; evsiz nfusu hedef alan
sk yaam kalitesi siyaseti, New
York'un kalabalk sokaklarnn ehre
sini deitirmitir. 11 Eyll 2001'deki
terr saldrlar Giulani'nin onaylanm
liderliinin dnya medyasnda grc
ye kmasna izin vermi ve kendisi Time
dergisi tarafndan 2001 ylnda Yln
Adam seilmitir.
Britanya ve dier lkelerde belediye
bakanlar, ehirleri ve blgelerinin
szcs olarak giderek artan bir etkin
liin tadn karmaktadrlar. ehirlerin
belediye bakanlar, genel metropol
blgelerindeki topluluklarla anlamalar
imzalayarak genellikle belediye snrlar

984

ehirler ve Kentsel Alanlar

dndaki alanlarn siyasi gndemini de


belirleyebilecek gtedirler. Bu trden
ortaklklar, dnya apnda bir etkinlie
ev sahiplii yaplmasyla yabanc yat
rmclarn ilgisini ehre ekebilmek
tedir.

Sonu: ehirler ve kresel


ynetim
ehirler arasndaki ibirlii yalnzca
blgesel dzeyle snrl deildir.
ehirlerin uluslararas siyasi, ekonomik
ve toplumsal meselelerde nemli roller
oynayabilecei ve oynamas gerektii
dncesi gitgide daha fazla kabul
grmektedir. Kresel glerin dnya
nn birbirinden ayr blgelerini bir araya
getirmesiyle birlikte ehirlerde resmi ve
gayr resmi alar olumaya balamtr.
Dnyann en byk ehirlerinin kar
karya olduu sorunlar, birbirinden
yaltlm sorunlar deildir; daha geni
bir balamda, kresel ekonomiyle,
ulusal g ve yeni ticaret kalplaryla ve
biliim teknolojilerin gcyle ekillenen
bir dzlemde birbirine baldrlar.

zet

Kitabn baka yerlerinde dei


mekte olan dnyamzn karmaklnn
yeni demokratik ynetim biimleri
gerektirdiine dikkati ekmitik.
ehirlerin oluturduu alar bu konuda
ne kabilirler. Bu trden bir yap
halihazrda mevcuttur -BM'in Habitat
konferansyla birlikte gerekletirilen
Dnya Kentier ve Yerel Ynetimler
Asamblesi. Dnya Kentler ve Yerel
Ynetimler Asamblesi gibi oluumlar
ehir rgderinin halihazrda ulusal
ynetimlerden mteekkil yaplarla
btnletirilmesi konusunda umut
vermektedir.
ehirlerin giderek artan bir ekilde
siyasi srelere katlmalar uluslararas
ilikilerin demokratiklemesini getire
bilir ve bu ilikileri daha verimli klabilir.
Dnyadaki kentsel nfus artmaya de
vam ettike, kentsel alanlarda yaayan
nfusu gzeten siyasetiere ve reform
lara daha fazla ihtiya duyulacaktr.
ehir ynetimleri bu srelerde gerekli
ve yaamsal ortaklar haline gelecek
lerdir.

balantlandrm aktadr. nsanlarn ehirlerde


gelitirdikleri yaam tarzlar kadar, farkl m ahallelerin

1. K e n t sosyolojisindeki ilk yaklam lar, byk lde,


yeleri kentsel sreleri ek olo jik m odellere g re ele alan
C h icago O kulu'nun etkisi altndayd. Louis W irth , bir
yaam tarz olarak kendilik kavram n gelitirm i ve kent
yaam nn gayri ahsi ilikileri ve toplum sal m esafeyi
arttrdn ileri srm tr. B u yaklamlar, kimi

fiziksel dzeni de sanayi kapitalizm inin yaygn


zelliklerini davurm aktadr.
3. G eleneksel toplum larda nfusun sadece kk bir
blm ehirlerde yaamaktayd. G nm zn
sanayilemi toplum larnda ise nfusun yaklak % 6 0

bakm lardan kar klara m aruz kalm olsalar da,

ile % 9 0 'lk b ir dilimi ehirlerde yaamaktadr. ehirlilik

h epten bir kenara atlmam lardr. E letirm en ler ehir

sanayilemi dnya kadar, kalknm akta olan dnyada

yaam nn her zam an gayr ahsi olm adna dikkati

da hzla artm aktadr.

ekm ilerdir: kentin m ahallelerinde b iro k yakn ve

4. Banliylerin ortaya k, ehir m erkezlerinin

kiisel ba kurulabilm ektedir.

bozulm asna sebep olm utur. D ah a varlkl kesim ler

2. D avid H arvey ve M anue Castells'in alm alan kentsel

daha h o m o jen bir evrede ve daha az katl konutlarda

sreleri m stakil s reler olarak ele alm ak yerine,

yaam ak iin ehir m erkezini terk etm e eilimi

ehirlilik rntlerini daha geni toplum sal ilikilerle

sergiler. B y lece b ir bozu lm a sreci balar ve

985

ehirler v e Kentsel Alanlar

banliyler bydke, ehir m erkezinde yaayanlarn


sorunlar daha da byr. K en tsel yeniden dnm

K resel ehirler yksek eitsizlik seviyeleriyle


ralanmaktadrlar. B yk b ir refah ve sefalet yan yana

-farkl kullanm alanlar bulunm as iin eski bin alan n

var olduu halde bu iki dnya arasndaki balant

onarlm asn da kapsayan bu sre-

asgari dzeyde kalmaktadr.

b iro k byk

ehirde yaygn hale gelm itir.

8. ehirlerin siyasi ve ek on om ik birer eyleyen olarak

sreleri yaanmaktadr. B u toplum lardaki ehirler,

rolleri bym ektedir. ehir ynetim leri, kimi kresel


m eselelerde ulusal hkm etlerden daha baarl

b iro k adan Bat'daki m uadillerinde byk farkllklar

olabilm ektedirler. ehirler ek on om ik retkenlie ve

5. K alk n m akta olan lkelerde m uazzam kentsel geliim

g sterm ek ted ir ve genellikle gecekondulam a yznden

rekabetilie katkda bulunabilm ekte, kltrel ve

b iro k insan bu ehirlerde son d erece kt koullarda

toplum sal btnlem eyi tevik ed ebilm ekte ve


eriilebilir siyasal etkinlik arenalar olarak hizm et

yaam aktadr. K alk n m akta olan dnyadaki b iro k


ehirde kayt d ekon om i n e km aktadr. H km eder

verebilm ektedir. K im i ehirler, dnya apnda

nfusun eitim , salk ve aile planlam as konusunda

etkinliklere im za atarak ya da kentsel dnm

giderek artan taleplerini genellikle karlayam amaktadr.

izlenceleri uygulayarak ehrin p rofiline katkda


bulunacak stratejik planlar oluturabilm ektedir.
Belediye bakanlar kentsel gndem i belirleyebilen

6. ehirler kresellem eden byk oranda


etkilenm ektedirler. N ew Y o rk , L ond ra, T ok y o ve H o n g

nem li birer siyasi g haline gelm ektedirler.

K o n g gibi kresel ehirler ve kent m erkezleri, byk


kurum sal irketlerin karargah konum undadr ve bu
ehirlerde fnans, tek n olo ji ve danm anlk hizm etleri son

9. K resellem e sreci devam ettike, ehirlerin

d erece fazladr. Seul, M oskova, Sao P aolo gibi b ir dizi


b lgesel ehir, kresel ek on om ik an kilit noktalar

roller de byyecektir. B unu n seb ebi, b irok byk


ehrin kar karya kald sorunlarn ekonom ik

olm a yolunda hzla ilerlem ektedir.

b tnlem e, g , ticaret, halk sal ve biliim

uluslararas sorunlarn zm nd e oynayacaklar

teknolojileri gibi kresel m eselelerle balantl


olm asdr. B lg esel ve uluslararas ehir alar ortaya

7. ehirler kresel ek on om i iin n em li hale gelm eye


baladka, evrelerindeki blgelerle olan ilikileri de

km aktadr ve b u alar zam anla halihazrda ulus

deim eye balam tr, iin d e m evzilendikleri

devlederden olum u kresel ynetim biim lerine

blgelerden ve lkelerden ekon om ik anlam da ayrlan


ehirler, dier kresel ehirlerle yatay balar kurarak daha

daha etkin biim de katlacaklardr.

byk n em d e olan bir konum a ykselm ektedirler.

Dnme sorular
1. ehirler yabanclarn mekan mdr?
2. Chicago Okulu'nun kent yaam hakkndaki daha yeni dnceler zerindeki etkisi nedir?
3. ehirlerdeki farkl gruplar niin kaynaklar yznden kar karya gelmektedir?
4. Birleik Krallk'taki kentsel dnm abalar baarl olmu mudur?
5. nc Dnya'nn megaehirleri, baskc toplumsal koullar yaratt iin kendeme
srecini durdurmal mdr?
6. Neden s e i l m i bir belediye bakan kavram son zamanlarda bu kadar coku
yaratmaktadr?

986

ehirler ve Kentsel Alanlar

Ek kaynaklar
Marshall Berman, A llT hat is SolidMelts into A ir (London: Verso, 1982).
Roger Bocock ve Kenneth Thompson (yay.) Social and Cultural Forms o f Modernity
(Cambridge: Polity, 1992).
James Donald, lmagining the Modern City (London: Athlone, 1999).
Nan Ellin, Postmodern Urbanism (Oxford: Blackwell, 1995).
David Frisby, Cityscapes o f Modernity: Critical Explorations
(Cambridge: Polity 2001).
Richard Le Gates ve Frederic Stout (yay.), The City Reader (London: Roudedge, 2003).
Philip Kasinitz (yay), Metropolis: Centre and Symbol o f our Times
(Basingstoke: Macmillan, 1995).
Peter Marcuse ve Ronald van Kepmen (yay.), Globali^ing Cities: A New Spatial Order?
(Oxford: Blackwell, 2000).
Mike Savage ve Ailen Warde (yay.), Urban Sociology, Capitalism and Modernity
(Basingstoke: Macmillan, 1993).
John Rennie Short, The Urban Order: A n Introduction to Cities, Culture and Pover
(Oxford: Blackwell, 1996)
Fran Tonkiss, Space, City and Social Theorj (Cambridge: Polity, 2005).

n t e r n e t b a la n t l a r

Srdrlebilir mimari, bina ve kltr: http://www.sustainableabc.com


Leichester niversitesi, ehir Tarihi Merkezi: http://www.le.ac.uk/urbanhist/index.html
ngiliz Hkmeti Mahalli Dnm Birimi: http://www.neighbourhood.gov.uk
ehir Belediye Bakanlar: http://www.citymayors.com/features/euro_cities.html
H-Urban Tartma Forumu: http://h-net.msu.edu/~urban/
Kktenci Kent kuram: http://www.rut.com
Sanal ehirlerle lgili Kaynak Merkezi: http://www.casa.ucl.ac.uk/vc/welcome.htm

987

indekiler
Sosyolojik bir konu olarak evre
Ortak evremiz
Bymenin snrlar var mdr?
Srdrlebilir kalknma
Tketim, yoksulluk ve evre
Tehditin kaynaklar

Risk, teknoloji ve evre


Kresel snma
Genetik olarak deitirilmi besinler
Kresel "risk toplumu"

leriye bakarken
^ et

Dnme sorulan
E k kaynaklar
Internet balantlar

22

evre ve Risk

tsunami arpc biimde yavalad ve


hz yalnzca saatte otuz mile derken
ykseklii artmaya balad. Tsunami en
yakn kara ktlesine, kuzey Endonez
ya'daki Aceh'e, ilk depremden yalnzca
on be dakika sonra ulaarak pek ok
yerde yoluna kan her eyi ykt ve
yknty i kesimlere doru yzlerce
metre srkledi. Tayland' doksan
dakika sonra, Sri Lanka'y iki saat sonra,
Maldivler'i buuk saat sonra vurdu
2004
ylnn Armaan Gn sabah
ve son olarak, dalga, ona neden olan
Britanya zamanyla saat birden hemen
depremden yaklak yedi saat sonra,
nce, krk yln en byk depremi Hint
depremin merkezinden binlerce mil
Okyanusu'nun altnda gerekleti.
uzaklktaki Afrika kysna ulat.
Deprem deniz yatam kaydrd ve
yzlerce kilometre kp suyun yer dei
Trajedinin lei hemen grnr
tirmesine neden oldu. Yer sarsntsnn
olmad. Armaan Gn'nn sonuna
neden olduu, tsunami diye bilinen
gelindiinde, tatil yapan birok Batbyk bir dalga, saatte yaklak be yz
l'nn da iinde bulunduu 12.000 kii
mil hzla depremin merkezinden uzak
nin lm olduu bildirildi. Birka hafta
laarak Hint Okyanusu'nda hareket
sonra Birlemi Milletler 175.000'den
etmeye balad. Kyya yaklatka,
fazla kiinin lm olduu kestiriminde

990

evre ve Risk

bulundu. lmlerin ou, yaklak


160.000 kiinin yaamn yitirdiinin
sanld Endonezya'dayd. Hint
Okyanusu evresinde len toplam kii
saysna ilikin rakamlar byk eitlilik
gstermektedir ama Britanya Kzl
Ha'nn sersemletci kestrimine gre,
l says 1 milyona yakndr. Sri
Lanka'da 30.000'den fazla insan ld;
bunlarn bininden ou, 80 tonluk bir
trenin raydan kp suda batmasyla
bouldu. Hindistan'da lenlerin say
snn 10.000'den biraz az olduu sanl
maktadr. Batya doru yolculuk eden
dalga Afrika kadar uzaklarda, ktann
dou kys boyunca yaklak 140 kiiyi
ldrerek ykma neden oldu. Hint
Okyanusu evresinde milyonlarca kii
evsiz kald.

biimde hazr olmasyla, yalnzca son


yirmi ylda bir kitle turizmi lkesi
olmutur. Yardm abas da uzanm
bakmndan kreseldi. Felaketi izleyen
gnlerde dnyann haber istasyonlar
gezegen apnda ekilen acnn resim
lerini ve raporlarn yaynlad. Zengin
lkelerde milyonlarca dolar halkn
geneli tarafndan, ve en kt vurulan
lkelerin bor geri demelerinin askya
alnmas gerektii zerinde anlaan ve
blgeye blk ve bilirkii nerileri
gnderen devlet ynetimleri tarafndan
baland. 2005 Ocak'nn balarnda,
Avrupa apnda milyonlarca kii
lenlerin ansna dakikalk sessizlie
katlmak zere, yapmakta olduklar
eyleri durdurdu.
t ap

Armaan Gn tsunamisi kresel


bir felaketti ve bu, kresellemi bir
dnyada, binlerce mil uzaktaki olaylarn
yaamlarmz zerinde nasl byk bir
etkisinin olduunu gsterir. Her ne
denli tsunamide len insanlarn byk
ounluu yerliler olmusa da, bunlarn
birka bini, pek ou blgede masals
bir Noel dinlencesinin tadn karmak
ta olan Batllar'd. Tsunami, Britanya
vatanda olan ya da Birleik Krallk'la
yakn balar olan 149 kiinin cann
ald: Bu, kinci Dnya Sava'ndan bu
yana bir tek olayda yaamm yitiren
Britanyallar'n en yksek saysdr ve
2001'de New York'taki ve Washington'daki terr saldrlarnda len
Britanyallar'n saysndan ok daha faz
ladr. Batklar arasndaki ok sayda
yaam yitimi, kreselleim srecini yan
stmaktadr. Tatilcilerin ounun ld
Tayland, zengin dnyadan insanlarn
tatilleri iin evlerinden daha uzak
yerlere yolculuk etmeye gitgide artan

991

!nu'm tn

-omym >'>'. .ma o . r

Sosyolojik bir konu olarak


evre
Sosyologlar neden bunun gibi
olaylarla ilgilenmektedir? Tsunami
kesinlikle btnyle doal bir olay,
doann etkileyici gcnn bir rnei
deil miydi? Ancak, sosyologlar bizim
doayla ilikimize -iinde yaadmz
fiziksel evreye dorudan bir ilgi
duyabilirler ve duymaldrlar. Birinci
olarak, sosyoloji evresel tehditlerin
nasl daldn anlamamza yardm
edebilir. Her ne denli Asya'daki tsunami
yerkrenin her yanndan insanlar
ldrdyse de, yukarda grdmz
zere, len insanlarn ou Hint
Okyanusu evresindeki ky blgeleri
nin yerlileriydi. Eer bu, Byk
Okyanus'un daha zengin lkelerinde
olsayd, ss Amerika'nn Hawaii
eyaletinde bulunan Pasifik Tsunami
Uyar Sistemi, bir dalga vurmadan nce
insanlar kydan uzaa tayacak

evre ve Risk

altyapnn kurulmu olaca tehlike


altndaki lkelerdeki acil durum
yetkililerini abucak uyarm olurdu.
(Batl balarn parasyla imdi Hint
Okyanusu iin bir erken uyar sistemi
kurulacaktr.) evreden gelen riskin da
lm, evresel tehdidin baka trlerin
de de eitlilik gsterir. rnein, her ne
denli kresel snma gezegendeki
herkesi etkileyecekse de, bu farkl
biimlerde olacaktr. (Kresel snma ve
onun olas etkileri s. 1006-12 arasnda
tartlmtr.) Barnma ve acil durum
altyapsnn etin havayla baakmada
rnein Birleik Krak'tan daha az
baarl olduu Banglade gibi deniz
dzeyine yakn, yoksul lkelerde sel ok
daha fazla kiiyi ldrr. A.B.D. gibi
daha zengin lkelerde, kresel snma
nn siyasetiler iin ortaya kard
meselelerin, daha dorudan etkilenmi
olan alanlardan insanlarn lkeye girme
ye almasyla ykselen g dzeyleri
gibi dolayl etkilerle ilintili olmas
olasdr.
ikinci olarak, sosyologlar insan
davran rntlerinin doal evre
zerinde nasl bask yarattna degin
bir anlat salayabilirler (Cylke 1993).
Her ne denli Armaan Gn tsunamisi
insan eyleminin bir sonucu deildiyse
de, bu blmde tarttmz pek ok
evresel meydan okuma yledir. rne
in, sanayilemi lkeler tarafndan
retilen kirlilik dzeyleri, dnyann
daha yoksul, sanayilememi uluslarn
da da yinelenirse felakete neden olur.
(Aada, bymenin snrlar ve srd
rlebilir kalknma ile ilgili tartmamz
da bu meseleye daha ayrntl olarak
bakyoruz.) Eer dnyann yoksulla
m kesimleri daha zengin olanlara
yetiecekse, zengin dnyann vatanda

lar srekli ekonomik bymeyle ilgili


beklentilerini yeniden gzden geirmek
zorunda kalacaktr. Kimi yeilci1 (ev
reci) yazarlar, kresel evresel felaketin
nlenmesi iin zengin lkelerdeki
insanlarn tketimcilie kar tepki
gstermesinin ve daha yaln yaam
biimlerine dnmesinin gerektiini ileri
srmektedirler (rnein, Schumacher
1977'ye; Stead ve Stead 1996'ya
baknz). Bu yazarlar kresel evreyi
kurtarmann bylelikle gerek toplumsal
gerekse teknolojik deiim anlamna
geleceini ileri srmektedirler. Var olan
engin kresel eitsizlikler gz nnde
bulundurulduunda, gelimekte olan
dnyann yoksul lkelerinin, byk
lde zengin lkeler tarafndan yara
tlm olan evre sorunlar yznden
kendi ekonomik bymelerini gzden
karmalar pek olas deildir. Sosyoloji,
evre sorunlarnn deien toplumsal
eilimlerle nasl balantl olduunu
inceleyebilmemizi salar.
Bu blmde, doal evreye ynelik
daha geni tehditierin kimilerine bak
yoruz tsunamiden farkl olarak, bunla
rn ou tam da insanlardan gelmekte
dir. Tketimin imdiki dzeylerinin
srdrlebilir olup olmadn soruyo
ruz ve kirlilik, atk ve kaynaklarn azal
tlmas da iinde olmak zere evremize
ynelik nemli tehdiderden kimilerini
inceliyoruz. Bunun ardndan, bugn
kar karya geldiimiz balca evresel
risklerden kimilerine bakyoruz.

Ortak evremiz
nsanlarn doal dnya zerindeki
zararl etkisiyle ilgili sorular, rnein
kresel snma ve dnyann yamur
ormanlarnn ykm, evresel ekoloji

992

evre ve Rsk

diye bilinir. evreye degin kamusal


ilinti, evresel meselelerle ilgili kam
panya yapan 'yeilci' partilerin ve
Yeryz Dostlar ve Yeilbar gibi sivil
toplum rgtlerinin oluumuna yol
amtr. eitli yeilci felsefeler olmak
la birlikte, dnyann evresini koruma,
onun kaynaklarn tketmekten ok
esirgeme, ve geriye kalan hayvan trle
rini korumak zere eyleme geme
ilintisi, ortak bir konudur.

Bymenin snrlan var mdr?


Yeilci hareketlerin ykseliinin ve
halkn evresel sorunlarla ilikisi
zerindeki nemli bir etkinin, ilk kez
1970'lerin banda yaymlanan nl bir
rapora dek izi srlebilir -Roma
Dernei tarafndan yaymlanan The
Umits to Growth (Bymenin Snrlar Meadovvs ve dierleri -1972). Roma
Dernei, talya'nn bakentinde olutu
rulan bir sanayiciler, i danmanlar ve
kamu grevlileri topluluuydu. Bu
topluluun grev vermesiyle, srdr
len ekonomik bymenin, nfus
artnn, kirliliin ve doal kaynaklarn
azaltlmasnn sonularyla ilgili
nceden bildirimlerde bulunmak iin
bilgisayar modelleme uygulaymlarn
kullanan bir inceleme balatld. Bilgi
sayar modeli, 1900 ile 1970 arasnda
yerlemi olan eilimler 2100'e dek
srerse ne olacan gsterdi. Bilgisayar
kestirimleri, dikkate alnan etkenlerin
farkl byme oranlarna bal olarak
eitli olanakl sonular yaratmak zere
deitirildi. Aratrmaclar deikenler
den birini deitirdikleri her keresinde,
sonunda bir evresel bunalmn olaca
n buldular. Roma Dernei Raporu
nun vard balca sonu, sanayiyle ilgili
byme oranlarnn, yeryznn
kaynaklarnn sonlu yapsyla ve gezege

993

nin nfus artn tama ve kirlilii


emme yeterlikliliiyle uyumlu olmad
yd. Rapor, "nfustaki, sanayileme
deki, kirlilikteki, besin retimindeki ve
kaynak azalmasndaki" imdiki byme
dzeylerinin srdrlemezliini iaret
ediyordu.
Roma Dernei'nin raporu geni
lde eletirildi, hatta zgn yazarlar
daha sonra eletirilerden kimilerinin
hakl olduunu kabul etmeye baladlar.
Aratrmaclarn kulland yntem
fiziksel snrlara odaklanyordu ve b
ymenin ve teknolojik yeniliin var olan
dzeylerinin sreceini sayltlyordu.
Aktarm, insanlarn evresel meydan
okumalara teknolojik ilerlemelerle ya da
siyasal aralarla karlk verme sasn
yeterince gz nnde bulundurmamt. stelik, eletirmenler, pazar kuv
vetlerinin kaynaklarn ar-smrlmesini snrlamak zere eylemde bulu
nabildiklerini iaret ediyorlard. rne
in, eer magnezyum gibi bir maden az
bulunur olursa, fiyat artacaktr. Fiyat
artnca, daha az kullanlacaktr, ve
bedeller fazla keskin biimde ykselirse
reticiler ondan hepten vazgemenin
bir yolunu bile bulabilirler. Snrlamalar
her ne olursa olsun, raporun, kamu
bilinci zerinde gl bir etkisi oldu.
Rapor, pek ok insann sanayi gelii
minin ve teknolojinin zararl sonular
nn ayrdna varmasnn yan sra,
kirliliin farkl biimlerinin dene
timsizce gelimesine izin verilmesinin
tehlikeleriyle ilgili uyarda bulundu.
Rapor, 20. Blm'de s. 916-920'de
tartlan filizlenmekte olan evreci
hareketler iin bir hzlandrc ilev
grd.
Bymenin Smrlan'nm temel fikri,
yeryznn, sregiden ekonomik
kalknmas ve nfus artn nereye dek

evre ve Risk

emebileceim snrlayan gerek toplum


sal gerekse doal etkilerin olduuydu.
Roma Dernei'nin bulgulan pek ok
topluluk tarafndan, evreyi korumak
iin ekonomik kalknmann serte
ksdanmasnn gerektiini ne srmek
iin kullanld. Ancak, byle bir gr
bakalar tarafndan inanlmaz ve
gereksiz diye eletirildi. Onlar, ekono
mik kalknmann zendirilebileceini
ve zendirilmesinin gerektiini, nk
onun dnyann zenginliini artrmann
arac olduunu savunuyorlard. Eer bir
ekilde kendi sanayi byme sreleri
ksteklenirse, daha az gelimi lkeler
daha zengin olanlara yetimeyi hibir
zaman umut edemezler.

Srdrlebilir kalknma
Ekonomik bymenin dizginlen
mesi arsnda bulunmak yerine, daha
yeni gelim eler s rd r leb ilir
kalknma kavramna dayanrlar. Bu
terim ilk kez Birlemi Millederin grev
vermesiyle balatlan Ortak Gelecei
miz balkl 1987 tarihli bir raporda
ortaya atlmtr. Raporu ortaya koyan
rgtleyici yarkurula o zamann Nor
ve Babakan Gro Harlem Brunddand
bakanlk ettiinden, bu, Brunddand
Raporu diye de bilinir. Raporun yazar
lar yeryznn kaynaklarnn imdiki
kuak tarafndan kullanmnn srd
rlemez olduunu savlyorlard:
Y ir m in c i
d n y as

y zy ln
ile

g e z e g e n in
d e iim

ak

onun

i in d e

s rm e sin i

a ra sn d a k i

ilik i

d e n ey im lem itir...

in s a n

salayan
d erin

b ir

a tm o sfe rd e ,

to p ra k la rd a , su larda, b itk ile r v e hayvanlar


arasn d a

ve

t m

b u n larn

aralarnd aki

ilikilerd e n e m li, isten m ed ik d e iim ler


g e re k le m e k te d ir. D e iim
d allarn n

b e ce risin i

ve

o ran bilim

b izim

im diki

d e e rlen d irm e v e salk v e rm e salarm z


am ak tad r. B u , farkl, d aha p aralan m

b ir d nyad a ev rim lem i o la n siyasal ve


e k o n o m ik

k u ra m la rn

u y u m lan m a

ve

b a a k m a g iriim lerin i b o z g u n a u rat


m aktad r... G e le c e k

k u aklar iin

see

n ek leri ak tu tm ak zere, im d ik i kuak


ulusal v e u lu slararas o larak

ie

im di

b alam ald r ve b irlik te balam ald r.

Srdrlebilir kalknma, yenilene


bilir kaynaklarn, ekonomik bymeyi
ve hayvan trlerinin ve yaam-eitliliinin korunmasn zendirecek
biimde kullanmna ve temiz havay,
suyu ve karay korumaya adanmlk
olarak tanmlanyordu. Brunddand
Kurulu, srdrlebilir kalknmann,
"gelecek kuaklarn kendi gereksinim
lerini karlama becerisini tehlikeye
atmakszn imdinin gereksinimlerinin
karlanmas" olduunu dnyordu.
Srdrlebilir kalknma, bymenin,
en azndan lksel olarak, fiziksel
kaynaklan azaltmak yerine yeniden
evrimleyecek ve kirlilii en az dzeyde
tutacak bir biimde yrtlmesi gerek
tii anlamna gelir.
Our Common Futu re'un (Ortak
Geleceimiz) yaymlanmasnn ardn
dan "srdrlebilir kalknma" terimi
gerek evreciler gerekse hkmetler
tarafndan geni lde kullanlmaya
balad. 1992'de Rio de Janeiro'daki BM
Yeryz Zirvesi'nde kullanld ve
sonradan BM tarafndan rgtlenen
baka ekoloji zirve toplantlarnda,
rnein 2002'de Johannesburg'daki
Srdrlebilir Kalknma Dnya Zir
vesi'nde iitildi. Srdrlebilir kal
knma ayrca gelecek yllarda yoksullu
un pek ok biimini indirgemeyi
amalayan, dnyann her yanndan 191
devletin zerinde anlat Binyl
kalknma Hedefleri'nden (BGH)
biridir. Konumuzla ilgili BGH'ler,
srdrlebilir kalknma ilkelerinin lke
siyasalaryla ve programlaryla btn

994

evre ve Rlsfc

lemesini, evresel kaynaklarn yitimi


nin tersine evriliini, gvenli ime
suyuna srdrlebilir eriimi olmayan
insanlarn orannn yar yarya indirgen
mesini ve gecekondu semtlerinde
barnan en az 100 milyon kiinin yaam
larnda nemli bir iyilemenin elde
edilmesini ierir tm de 2020 ylna
dek.
Binyl kalknma H edefleri ile ilgili
daha fazla bilgi iin 11. Blm ,
"K resel E itsizlik ", s. 461'e baknz.

Tpk yaklak eyrek yzyl nce


Roma Dernei'nin raporunun yapt
gibi, Brunddand Raporu da pek ok
eletiriyi zerine ekmidr. Eletirmen
ler srdrlebilir kalknma kavramnn
fazla bulank olduunu ve daha yoksul
lkelerin zgl gereksinimlerini gzard
ettiini dnrler. Eletirmenlere
gre, srdrlebilir kalknma fikri,
dikkati yalnzca daha zengin lkelerin
gereksinimlerinin zerine odaklama
eilimindedir; daha varlkl lkelerdeki
yksek tketim dzeylerinin baka
insanlar pahasna doyurulma biim
lerini dikkate almaz. rnein, lkenin
yamur ormanlarn esirgemesi ynn
de Endonezya'dan bulunulan istemler
adaletsiz diye grlebilir, nk Endo
nezya'nn, esirgenimi kabul ettiinde
vazgemek zorunda olduu gelire
duyduu gereksinim, sanayilemi
lkelerinkinden daha fazladr.

Tketim, yoksulluk ve evre


evreyi ve ekonomik kalknmay
evreleyen tartmann byk blm,
tketim rntleri meselesine dayanr.
Tketim , insanlar, kurumlar ve
toplumlar tarafndan tketilen mallara,
hizmetlere, enerjiye ve kaynaklara
gnderme yapar. Bu, hem olumlu hem
de olumsuz boyudan olan bir grn

995

gdr. Bir yandan, dnyann her


yannda ykselen tketim dzeyleri,
insanlarn, gemi zamanlarda oldu
undan daha iyi koullar altnda yaa
makta olduklar anlamna gelir. Tke
tim ekonomik kalknmayla balantldr
yaam standartlar ykseldike insanlar
daha fazla besin, giysi, kiisel nesne, bo
zaman, tatil, araba v.b. satn alabilir
durumda olurlar. te yandan, tketi
min olumsuz etkileri de olabilir. Tke
tim rntleri, evresel kaynak taban
n zarara uratabilir ve eitsizlik
rntlerini iddetlendirebilir.
Yirminci yzyln ak boyunca
dnya tketim eilimleri irkilticidir.
Yzyln sonuna gelindiinde zel ve
kamusal tketim giderlerinin toplam
yaklak 24 trilyon dolar buluyordu
1 9 7 5 'te k i dzeyin iki kat ve
1950'dekinin alt kat. 1900'de,
dnyadaki tketim dzeyleri 1.5 trilyon
dolarn biraz zerindeydi (UNDP
1998). Getiimiz otuz yldan bu yana
tketim oranlar ok hzl artmaktadr.
Sanayilemi lkelerde kii bana
tketim yllk olarak yzde 2.3 orannda
artmaktadr; dou Asya'da byme
daha bile hzl olmutur -yllk olarak
yzde 6.1. Buna kart olarak, Afrika'da
ortalama bir hane halk bugn otuz yl
ncekinden yzde 20 daha az tket
mektedir. Tketim padamasnn dnya
nn en yoksul beinci nfusunu gr
mezlikten gelmi olmasna degin
yaygn ilintiler vardr.
Dnyann zenginleriyle yoksullannn arasndaki tketim eitsizlikleri
nemlidir. Kuzey Amerika ve Bat
Avrupa dnya nfusunun yalnzca
yaklak yzde 12'sini ierir ama onlann
zel tketimi -hane dzeyinde mallara ve

evre ve Risk

2 2 .1 . Tablo Tketici harcamalar v e nfus: Blgeye g re, 2 0 0 0 (%)


Blge
Birleik Devletler ve Kanada
Bat Avrupa
Dou Asya ve Pasifik
Latin Amerika ve Karayipler
Dou Avrupa ve Orta Asya
Gney Asya
Avustralya ve Yeni Zelanda
Orta Dou ve Kuzey Afrika
Afrikann Sahrann gneyinde kalan blm

Dnya
nfusundaki pay

Dnya zel tketim


giderlerindeki pay

5.2
6.4
32.9
8.5
7.9
22.4
0.4
4.1
10.9

Kaynak. VVorldvvatch nstltute (2004)

hizmetlere harcanan miktar- dnya


toplamnn yzde 60'nn zerindedir.
Buna karlk, dnyann en yoksul
blgesinin Afrika'nn, Sahra'nn
gneyinde kalan ve toplam kresel
nfusun yaklak yzde 11'ini ieren
blm
dnyann toplam zel
tketiminde yalnzca yzde 1.2'lik bir
pay vardr (22.1. Tabloya baknz).
evreciler imdiki tketim rntlerinin yalnzca byk lde eitsiz
olmakla kalmayp evrenin zerinde
canalc bir etkisinin de olduunu ileri
srerler. rnein, taze su tketimi
1960'tan bu yana iki katma km,
aada tartlan kresel snmaya balca
katkda bulunan fosil yaktlann yaklmas
getiimiz elli yl iinde neredeyse be
katna kmtr ve odun tketimi yirmi
be yl ncekinden yzde 40 daha
fazladr. Balk stoklar azalmakta, yabanl
trlerin soyu tkenmekte, su stoklan
azalmakta ve ormanlk alanlar boyut
bakmndan daralmaktadr. Tketim
rntleri yalnzca var olan doal eleri
azaltmakla kalmayp atk rnler ve
zararl yaynmlar araclyla onlann
niteliinin bozulmasna da katkda
bulunmaktadr (UNDP 1998).

Son olarak, her ne denli dnyann


balca tketicileri zenginler olsa da,
byyen tketimin neden olduu ev
resel zararn en ar etkisi yoksullar ze
rindedir. Kresel snmay tartrken
greceimiz zere (s. 1006-12) zengin
ler, olumsuz etkileriyle uramak
zorunda kalmakszn, tketimin pek
ok kazanmnn tadn kardklar,
daha iyi bir konumdadrlar. Yerel bir
dzeyde, varlkl topluluklar genellikle,
bedellerin ouna kadanmay yoksulla
ra brakarak sorunlu alanlardan tana
bilirler. Kimya kurulular, g istas
yonlar, balica yollar, demiryollar ve
havaalanlar sklkla dk gelirli alan
lara yakn olarak konumlanr. Kresel
dzeyde, benzer bir srecin ilediini
grebiliriz: Topran niteliinin bozul
mas, orman katliam, su ktlklar,
kurun yaynmlar ve hava kirlilii, hep,
gelimekte olan dnyann ierisinde
younlamtr. Yoksulluk da bu
evresel tehditleri arlatrr. Pek az
kayna olan insanlarn, kendileri iin
eriilebilir olan kaynaklar olabildiince
artrmaktan baka pek az seenei
vardr. Bunun bir sonucu olarak, insan
nfusu arttka, daralmakta olan bir

996

31.5
28.7
21.4
6.7
3.3
2.0
1.5
1.4
1.2

evre ve Risk

kaynak tabanna gitgide daha fazla bask


uygulanmaktadr.

Tehdit kaynaklar
Grm olduumuz zere, ada
dnyann kar karya geldii farkl pek
ok kresel evre tehdi vardr. Bunlar
kabaca iki temel eide ayrlabilir:
evreye salverilen kirlilik ve atk
rnler ile yenilenebilir kaynaklarn
azalmas.

Kirlilik ve atk
Hava kirlilii
Atmosfere yaplan zehirli gazlarn
neden olduu hava kirliliinin ylda 2.7
milyondan fazla kiinin cann ald
dnlmektedir. ki tr hava kirli
liinden szetmek olanakldr: Balca
olarak sanayi kirletkenler ve otomobil
eksozundan kan gazlarn rettii
"dortamsal kirlilik" ve evde snma ve
yemek piirmede yakdarn yaklmas
nn neden olduu "iortamsal kirlilik".
Geleneksel olarak, hava kirlilii, daha
ok saydaki fabrikalaryla ve motorlu
tadaryla, sanayilemi lkeleri skn
tya sokan bir sorun olarak grlm
tr. Bununla birlikte, son yllarda,
gelimekte olan dnyadaki "iortamsal
kirliliin" tehlikelerine dikkat ekil
mitir. Hava kirliliine bal lmlerin
yzde 90'ndan fazlasnn gelimekte
olan dnyada gerekletiine inanl
maktadr. Bunun nedeni, gelimekte
olan lkelerde insanlar tarafndan
yaklan odun ve gbre gibi yakdarn
pek ounun kerosen ve propan gibi
modern yaktiar kadar temiz olmama
lardr.
Yirminci yzyln ortasna dek
Britanya'da hava kirliliinin birincil

997

nedeni, atmosfere slfrdioksit ve


youn kara duman salan kmrn
yaygn olarak yaklmasyd. Kmr,
evleri stmada yaygn olarak, fabrikalar
daysa daha az kullanlyordu. 1956'da,
dumanl sisi indirgemeye ynelik bir
giriimde, bacalardan gelen duman
dzenlemek iin bir Temiz Hava Yasas
geirildi. Kerosen, propan ve doal gaz
gibi dumansz yakt trleri zendirildi
ve bunlar imdi Britanya'da ve
sanayilemi teki lkelerde yaygn
olarak kullanlmaktadr.
1960'lardan bu yana hava kirli
liinin balca kayna motorlu tadarn
kullanmndaki art olmutur. Tat
gazlar zellikle zararldr, nk
bunlar, bacalardan gelen dumanlardan
ok daha aadaki bir dzeyden
atmosfere girerler. 22.1. ekilde
gsterildii zere, farkl tat trleri
tarafndan retilen yaynmn snrdeer aral olduka genitir. Avru
pa'da yolculuklarn yaklak olarak
yzde 80'inin yapld arabalarn evre
zerinde zellikle zararl bir etkisi
vardr. Bu nedenle, sanayilemi
lkelerin pek ounda hava kirliliini
azaltmaya ynelik giriimler yolcu
trenleri, tama kapasitesi yksek oto
bsler ve arabalarn ortaklaa kullanm
gibi yaynm dk yolculuk seenekle
rinden yararlanma zerine odaklan
mtr.
Hava kirlilii soluk alma glk
leri, kanserler ve akcier hastal da
iinde olmak zere insanlar arasnda
rastlanan birka salk sorunuyla
balantlandrlmtr. Her ne denli
dortamsal kirlilik uzun zamandr
sanayilemi lkelerle iliiklendirilmekteyse de, o, gelimekte olan dnya
da hzla bymektedir. lkeler hzl

evre ve Risk
w

[nr.^wywfffl!iwnBnn.

mm

sanayileme sreleri deneyimlerken


fabrika yaynmlar oalmakta ve
yollardaki tat says da artmaktadr.
Gelimi dnyann byk blmnde
aama aama elden karlmakla birlikte,
gelimekte olan lkelerin pek ounda
kurunlu benzin bugn de kullanm
dadr. Dou Avrupa'nn ve eski Sovyetler Birlii'nin pek ok alannda hava
kirlilii dzeyleri zellikle yksektir.
Hava kirlilii yalnzca insan ve
hayvan nfuslarnn saln etkilemek
le kalmaz; onun, ekosistemin baka
eleri zerinde de zararl bir etkisi
vardr. Hava kirliliinin zararl sonu
larndan biri, bir lkedeki slfr ve
nitrojen oksit yaynmlar srklenerek
snrlar geip baka bir lkede asidi
yalar rettiinde gerekleen bir olgu
olan asit yamurudur. Asit yamuru
ormanlar, ekinler ve hayvan yaam iin
zararldr ve gllerin asitienmesine yol
aar. Kanada, Polonya ve skandinavya
lkeleri asit yamuru tarafndan zel

likle sert biimde vurulmulardr.


rnein, sve'te, toplam 90.000
glden 20.000'i asitlenmitir.
evresel tehdiderin pek ou gibi
asit yamurunu da etkisizletirmek
gtr nk o kkenleri ve sonular
bakmndan ulusardr. rnein, dou
Kanada'daki asit yamurunun byk
blmnn A.B.D.-Kanada snrnn
tesinde bulunan New York eyaletin
deki sanayi retimiyle balantl
olduuna inanlmaktadr. Asit yamu
runa urayan baka lkeler de benzer
biimde, kkenleri ulusal snrlarn
tesinde yattndan, sorunu zmenin
kendi denetimlerinde olmadn gr
dler. Kimi rneklerde, asit yamuru
nun canalc olmasn azaltmaya ynelik
bir giriimde, iki yanl ya da blgesel
anlamalara varld. Ancak, yaynmlar
kimi alanlarda yksek olarak kalmak
tadr ve gelimekte olan dnyada hzla
artmaktadr.

ki kiilik kk araba
Arabalar / Tama kapasitesi ^
hafif kamyonlar
yksek kent
otobs
Tama sas dk, rahatlk yksek
Otobsler /
tramvaylar
Fosil yaktsz elektrik
Yolcu trenleri

Tek kiilik hafif kamyon

Hz yksek tren, kmrden elde edilen elektrik

4
Tama uzakl orta Tama uzakl uzun Tama uzakl ksa

Hava
yolculuu
20

22.1. ekil Bir to n lu k y k

40
60
Karbon miktar (gram) / ton-km

80

bir k ilo m e tr e ta m a n n n e d e n o ld u u y a y n m la r

Kaynaklar. IPPC. Guardian Education (25 Ocak 2000), s. 11; Grafik: Michael Agar,
Jenny Ridley, Graphic News
.u! i. in van sam an:

998

100

evre ve Risk

Kar sayfada Brent Spar'la ilgili


kutuda kirletme uygulamalarnn evre
ci eylemcilik yoluyla nasl alt edile
bileceiyle ve deitirilebileceiyle ilgili
bir durum incelemesi bulunmaktadr.
S u k ir lili i

Tarih boyunca, insanlar nemli


birok gereksinimi ime, yemek piir
me, ykama, ekinleri sulama, balk avla
ma ve baka pek ok ura gidermek
iin suya baml olmulardr. Her ne
denli su en deerli ve zsel doal
kaynaklardan biriyse de, insanlarn
ellerinde ok byk ktye kullanma
uramtr. Yllarca, atk rnler -gerek
insansal gerekse retilmi- neredeyse
zerinde ikinci bir kez dnlmeksizin
dosdoru nehirlerin ve okyanuslarn
iine boaltld. Suyun niteliini koru
mak, balklar ve suya baml olan yaba
nl yaam korumak ve insan nfusu
nun temiz suya eriimini gvenceye
almak iin pek ok lkede birleik
abalar ancak yaklak son yarm
yzyldr gsterilmektedir. Bu abalara
karn su kirlilii dnyann pek ok ye
rinde ciddi bir sorun olarak kalmak
tadr.
Birlemi Milletler tarafndan
konulan Binyl kalknma Hedefleri'nden biri, 2015 ylna dek "gvenli
ime suyuna eriimi olmayan insanlarn
orann yar yarya azaltmaktr". Su
kirlilii, kabaca, su birikiminin zehirli
kimyasallar ve mineraller, bcek
ldrcler ya da ilemden geirilme
mi pissu gibi eler tarafndan kirle
tilmesine gnderme yapyor olarak
anlalabilir. Su kirlilii, gelimekte olan
dnyadaki insanlar iin en byk
tehdittir. imdi, dnyann her yannda
bir milyardan fazla insan gvenli ime

999

suyuna eriimden yoksundur ve iki


milyardan fazla insan salk korumasn
dan yoksundur. Dnyann en yoksul
lkelerinin pek ounda salkkoruma
sistemleri azgelimi olarak kalmaktadr
ve insansal atk rnler sklkla dos
doru derelere, nehirlere ve gllere
boaltlmaktadr. lemden geirilme
mi pissulardan kaynaklanan yksek
bakteri dzeyleri, ishal, dizanteri ve
hepatit gibi suyla taman eitli
hastalklara yol aar. Kirli su, ylda
yaklak olarak iki milyar ishal olayna
neden olmaktadr; her yl be milyon
kii ishalden kaynaklanan hastalklar
dan lmektedir. Dnyann su kaynakla
rna eriimi iyiletirmek iin ilerlemede
bulunulmaktadr. 1990'larda, yaklak
olarak bir milyar kii gvenli suya ve
ayn sayda kii salk korumaya eriim
elde etti (UNDP 2002; 22.2. ekile de
baknz).
Sanayilemi lkelerde, su kirlilii
olaylarna sklkla tarm alanlarnda
gbrelerin ar kullanm neden olur.
Yllar sren bir dnem ierisinde,
kimyasal bcek ldrclerin iindeki
nitratlar yeralt suyu birikimine szar;
Avrupa'da yeralt suyunun yaklak
yzde 25'i Avrupa Birlii tarafndan izin
verilebilir saylandan daha yksek
kirlilik dzeyleri gsterm ektedir
(UNDP 1998). En kirli suyun bir bl
m, cva, kurun ve baka metallerin
izlerinin keltilere yerlemi olduu ve
yllar sren bir dnem ierisinde su
stounun iine kirleticiler szdrmay
yavaa srdrd eski sanayi alanla
rnn yaknlarnda bulunabilir.
Bat'nn sanayilemi lkelerinin
ounda nehirlerin nitelii son yllarda
iyilemektedir. Bununla birlikte, Dou

e v r e c i e y le m c ilik : Y e ilb a r , S h e ll v e B r e n t S p a r
e v re ci to p lu lu k lar s o n yllarda g z e a rp a n p e k o k
k a m p a n y a n n p aras oldular. 1 9 9 8 'd e Y eilb a r'n ,
o k u lu slu p e tro l irk eti S h ell'in B r e n t S p a r p e tro l
tesisin i b a tra ra k d en iz tab an n a atm a tasarlarna
k ar k am p an y as d ik k ate d e er b ir baaryd.

Y eilb ar ey lem cileri g e re k duyulm ayan d o n an m


ig al etti. O ra d a n u zak latrld lar am a n iy etlenilm i
var y erin e d o ru yapt y olcu lu k srasnda
y en id en o n u n st n e ktlar. Y eilb a r'n A vru p a
ap n d a yapt k am p an y a k itle d este i yaratt ve

S o n and a yaplan b ir e rte le m e d e n yl so n ra , su

so n u n d a S h ell, b e n z in istasy o n larn n b o y k o t

m eza rl n a d o ru ek ilirk e n b ir e v re savann

e d ilm esin in ve K ta 'd a yangn bo m b alary la ve

a tm a alan o la n p e tro l tesisi B r e n t Sp ar'n ,

k u ru n larla saldrya u ram asn n ardndan

so n u n d a d n so n u g eld i. O n u n A tlas O k y an u su n d a

[Y eilbar'n g l b iim d e kn ad b ir ey lem ],

b a trlm a s k ararlatrlm t, ta ki Y eilb a r'n atm

tasarlarn terk etti. . .

d u rd u rm a k iin y r tt etkileyici ve baarl


kam p anyaya dek.

G e le c e k yln ban d a, z e l o larak uyu m lan drlm


b ir m av n a o lan H 8 5 1 yine H e e re m a tarafn d an

B u n u n la birlik te, d n , y en id en ev rim le n m e sin i ve

iletilerek V ats'a gidip, d ilim len m esi v e halkalarn

K u z e y D e n iz i'n d e b ir y k lem e ve d ep o lam a

M e k ja rv ik 'e tan m as iin Sp ar' d ikey olarak

am a n d ra s o larak g eird i i 2 2 yldan so n ra

kald racak. M e k ja rv ik 'te , T h i a l f o n lar yeni rh tm n

N o r v e 'te b ir fe r ib o t rh tm o lm a sn salam ak

tem eli iin k o n u m lan d racak . R h tm n g e le ce k yln

zere o n u p a ralara ay rm ak iin ilk h a rek etler

so n u n a d ek tam am lan m as p ro g ram lan d .

yapld. 1 6 0 0 to n lu k u sty an lar', yani tesisin su

K aynak: Graem e Smith, 'Brent Spar iin sonun balangc;


evresel atma alan feribot terminali olacak, The
H e ra ld (G lasgow ), 2 6 Kasm 1998.

z erin d e g r le b ilir o lan b l m , d nyadaki en


b y k y zer v in le rd e n biri o lan T h ia lf tarafn d an
kaldrld. B u , S tav an g er'n ku zey d o u su n d ak i
H je lm e la n d y ak nnd a V ik a n e s e t'te s k l p r e
ayrlm ak z ere kyya k arlacaktr.
S o n ra k i alt ay iin d e, S p ar suda y k se ltilecek ve
nih a y etin d e y zm ek te o la n b ir ay ak to p u oyun
alan n d an d aha u zu n o lan g v d esi halkalar
b iim in d e k esilecek . B u n la r tem izlen erek

Sorular:
1 Y e n i to p lu m sal h a re k e tle r o k u lu slu irk etlerin
ey lem lerin d e b ir fa rk y aratabilir m i, y ok sa B re n t
S p a r kararlar g ibi r n e k le r o k n e m li deil m id ir?
2 o k u lu slu irk etler k im e k ar so ru m lu d u r?

M e k ja rv ik 'te k i d en iz ta b a n n n zerin e k o n u lacak ,


arlkla d o ld u ru lacak ve yeni
rh tm o lu tu rm a k zere b e to n
b ir yzeyle tam am lan acak lar.

4 .5 m ily o n sterlin lik atm


b e d elin e k arlk, d o n a n m n
e v re d o stu y k m n n S h ell iin
bed eli 4 3 m ily o n sterlin olacak .
Y e ilb a r p e tro l u zm an J a n

14

R is p e n s , so n u n d a alm a

E -fc V v ^

b alad i in sev in li
old u k larn syledi: "O la n a k l
e n iyi z m bu. O k y an u slar
k o ru y o r, i yaraty or ve
g e re le ri y en id en k u llan y o r."
1 9 9 5 'te K u z e y D e n iz i'n d e
d em irle n m i o la rak A tlas
O k y a n u su 'n a d o ru ek ilm ek
z ere b e k led i i srada,

1000

evre v e Risk

J
*

4 <

I 26- 30
m
s

7 6 -9 0

>90%

V e ri y o k

2 2 . 2 . e k il Gvenli suya eriim i olan nfusun yzdesi: lkeye g re , 2 0 0 0


K aynak: N ature,
h ttp ://w w w .n atu re .co m /n atu re /fo c u s/w ater/m ap .h tm l

Avrupa'da ve eski Sovyetler Biri'nde


nehir kirlilii ok gerek bir tehdit
olarak kalmaktadr. Eski Sovyetler
Birlii'ndeki iki yz nehirden alnan su
rneklerinin bete drd, tehlikeli
biimde yksek olan kirlilik dzey
lerini ortaya konmutur.
K a t a t k

Bir spermarkete, oyuncak maa


zasna ya da ayak st yemek yenen bir
lokantaya bir dahaki gidiinizde, orada
grdnz rnlere elik eden
ambalaj miktarna dikkat edin. imdiki
amzda ambalaj olmakszn san
alabileceiniz pek az ey vardr. Her ne
denli mallarn ekici bir biimde sergi
lenmesi ve rnlerin gvenli oluuna
degin gvence verilmesi bakmndan

1001

ambalajn ak yararlar olsa da, ok


byk sakncalar da vardr. Artan
tketimin en ak gstergelerinden biri,
dnya apnda retilen, gitgide artan
evsel atk -p kutularmza giden
eyler- miktardr. 1990'larn banda,
gelimekte olan lkeler kii bana 100130 kilogram evsel kat atk yaratrken,
Avrupa Biri'nde bu rakam 414
kilogram ve Kuzey Amerika'da 720
kilogramd (UNDP 1998). Dnyann
her yanndaki lkelerde gerek retilen
atn saltk miktarnda gerekse kii
bana retilen miktarda artlar
olmutur.
Sanayilemi toplumlara kimi
zaman "frlat-at toplumlar" denilmitir
nk olaan olarak bir yana atlan
nesnelerin oylumu ok byktr. Dev

e v r e v e R is k

let istatistiklerine gre, ngiltere ve


Galler'deki hanelerin her biri haftada 22
kilogram atk retmektedir. 19971998'de retilen 27 milyon ton atn
yzde 90' evseldi. Kat atn yaklak
olarak yzde 85'i kara dolgularna
gnderildi (HMSO 2000). Sanayilemi
dnyann ou lkesinde atk toplama
hizmederi neredeyse her yerdedir ama
ok byk miktarlardaki p elden
karmak gitgide glemektedir. Kara
dolgular hzla dolup tamaktadr ve
pek ok kentsel alan evsel atklar elden
karma alanlarn tketmitir.
Birleik Krallk'ta devlet ynetimi
2005 ylna gelene dek belediye atnn
yzde 40'n yeniden evrimleme hedefi
koymutu. Bununla birlikte, 19961997'deki yzde 7'ye karlk, 20012002'de evsel atn yalnzca yzde 12'si
yeniden evrimlendi. Ayn dnemde,
ngiltere'de her hane tarafndan retilen
atk miktar yzde 17 artt (HMSO
2004). Her ne denli bu yeniden
evrimleme miktar retilen evsel atn
toplam miktaryla karlatrldnda
dk grnse de, atlan eylerin byk
bir oran kolayca yeniden sreten geirilememekte ya da yeniden kullanlama

maktadr. Besin ambalajnda yaygn


olarak kullanlan pek ok plastik tr,
yalnca, kullanlamaz atk durumuna
gelir; bunlar yeniden evrimlemenin
hibir yolu yoktur, ve bunlar plklere
gmlerek yzyllarca orada kalmak
zorundadr. 22.2. Tabloda, ngiltere'de
atn nasl ynetildii gsterilmitir.
Gelimekte olan dnyada imdiki
zamanda evsel atkla ilgili en byk
sorun, p toplama hizmetlerinin
yokluudur. Gelimekte olan dnyada
evsel atn yzde 20'si ila 50'sinin
toplanmad kestiriminde bulunul
mutur. Kt ynetilen p sistemleri,
pn, hastalklarn yaylmasna katkda
bulunacak biimde caddelerde ylma
s anlamna gelir. Zaman getike,
gelimekte olan dnyann atklarn
elden karlmasyla ilgili olarak sana
yilemi lkelerdeki imdiki durumdan
bile daha ciddi sorunlarla karlamas
ok olasdr. Toplumlar zenginletike,
besin artklar gibi organik atklardan,
ambalaj gibi ayrtrlmas ok daha
uzun sren plastik ve sentetik gerelere
doru aamal bir deiim olmaktadr.

2 2 . 2 . T a b lo B e l e d i y e a t n n y n e t i m i , n g i l t e r e : y n t e m e g r e
1996/7

1998/9

2000/1

2 001/2

20,631

21,534

22,039

22,317

At yakarak enerji elde etme

1,446

2,117

2,391

2,459

Yeniden evrimleme / Gbreye dntrme*

1,750

2,525

3,446

3,907

761
24,588

160
26,337

182
28,057

140
28,823

Kara dolgusu

teki"
Toplam

Yeniden evrimlenmek ya da bir merkezde gbreye dntrlmek zere toplanm evsel olan ve olmayan
kaynaklar iine alr; evde gbreye dntrmeyle ilgili kestirimler bu toplamn iinde deildir
"Atn enerji elde edilmeksizin yaklmasn ve pten tretilmi yakt retimini iine alr. Kara doldurmadan
nceki herhangi bir sreci ve yeniden gere elde etme birimlerine (MRF) gnderilen gereleri iine almaz
Kaynak: HMSO (2004)

1002

evre ve Risk

Kaynaklarn azaltlmas

Su

nsan toplumlar doal dnyadaki


pek ok kaynaa bamldrlar -rnein,
su, odun, balklar, hayvanlar ve bitkisel
yaam. Bu eler sklkla, yenilenebilir
kaynaklar terimiyle anlrlar, nk
salkl bir ekosistemde, zamann
gemesiyle, bunlar zdevinimli olarak
kendilerini yenilerler. Ancak, yenilene
bilir kaynaklarn tketiminde dengesiz
lik olursa ya da tketim fazla ar
olursa, onlarn tmden tketilmeleri
tehlikesi vardr. Kimi kantlar byle bir
srecin gereklemekte olduunu ne
srmektedir. Yenilenebilir kaynaklarn
ktleimi pek ok evreci iin byk
bir ilgi kaynadr.

Suyun azaltlabilir bir kaynak


olmadn dnebilirsiniz -ne de olsa
ya araclyla o kendini srekli olarak
btnler. Avrupa'da ya da Kuzey
Amerika'da yayorsanz, olaslkla, su
stounuz zerinde fazla dnmez
siniz, yaz aylarnda arada srada onun
kullanmna kstlamalar getirildii
zamanlar dnda. Ancak, dnyann pek
ok yerindeki insanlar iin srekli bir su
stouna eriim daha sreen ve etin
bir sorundur. Nfusun youn olduu
kimi blgelerde suya olan yksek talep,
eriilebilir su kaynaklar tarafndan kar
lanamaz. rnein, Kuzey Afrika'nn
ve Ortadou'nun kurak iklimlerinde su
stounun zerindeki bask ivegendir ve
ktlklara sk rastlanmaya balanmtr.
Bu eilimin gelecek yllarda younla
aca neredeyse kesindir.

Blgeye gre nitelii


bozulmu toprak alan,
1990lar (milyon hektar)
W!

Rusyayla
Endonezyann
toplam kara alan

Kuzey Amerika
158

^ Avrupa
219
I

Latin Amerika
ve Karayipler
243

Sahra alt Afrika


494

Gney Asya
toplam kara
alan

Bunun byle olmasnn birka


nedeni vardr. Gelecek eyrek yzylda
olaca kestirilen dnya nfus artnn
byk blmnn, imdiden su
ktlyla ilgili sorunlar yaamakta olan
alanlarda younlamas olasdr.
Dahas, bu artn byk blm, bu
genilemi nfusun su ve salkkoruma
gereksinim lerini karlamak iin
altyapnn mcadele edecei kentsel
alanlarda gerekleecektir.
Kresel snmann da su stounun
azaltlmas zerinde gizil bir etkisi
vardr. Scaklklar ykseldike, ime ve
sulama iin daha fazla suya gereksinim
duyulacaktr. Ancak, yeralt suyunun
kendini nceden olduu kadar hzl
biimde tamamlayamamas ve buhar
lama oranlarnn artabilmesi de
olasdr. Son olarak, kresel snmaya
elik edebilecek olan iklim deimele
rinin, var olan ya rntlerini etkile-

Asya
747

2 2 . 3 . e k i l T o p r a n n it e li in in
b o z u l m a s n n b o y u t la r
K aynak: UNDP (1 998), s. 74

1003

evre v e Risk

mesi olas olacak, bu da su stoklarna


eriimi nceden bildirilmesi olduka
g olan biimlerde deitirecektir.

ile Endonezya'nn toplam alanna eit


bir blgeyi etkilemitir (22.3. ekle
baknz).

T o p r a n

O r m a n s z l a t r m a

n it e li in in

b o z u lm a s

v e lle m e

1998 BM nsansal G eliim


Raporu'na gre, dnya nfusunun te
biri az ok dorudan doruya geimini
karadan salamaktadr -yetitirebildikleri ya da toplayabildikleri besinler
den. Onlar yeryzne byk lde
baml olduklarndan, geimlerini
karadan salayabilme becerilerini etki
leyen deiimlerin karsnda zellikle
incinebilir durumdalardr. Hzl nfus
art yaamakta olan Asya'nn ve
Afrika'nn pek ok alannda, topran
niteliinin bozulmas sorunu milyonlar
ca kiiyi yoksullatrma tehdidinde
bulunmaktadr. Topran niteliinin
bozulmas, yeryznn niteliinin
ktletii ve deerli doal elerinin
ar kullanm, kuraklk ya da yetersiz
gbreleme araclyla yok edildii
sretir.
Topran niteliinin bozulmasnn
uzun sreli etkileri ar lde canalcdr ve bunlarn tersine evrilmesi
ar lde gtr. Topran niteliinin
bozulmu olduu alanlarda tarmsal
retkenlik azalr ve kii bana den
ekilebilir toprak miktar daha azdr.
Yem yokluu nedeniyle, sr ya da
baka iftlik hayvanlar beslemek g ya
da olanaksz olur. Pek ok rnekte,
insanlar daha bitek topraklar arayarak
g etmeye zorlanrlar. lleme,
topran niteliinin, geni alanlar
boyunca l benzeri koullara yol aan
youn bir biimde bozulduu rneklere
gnderme yapar. Bu olgu imdiden
110'dan fazla lkeyi riske atarak Rusya

Ormanlar ekosistemin temel bir


esidir: Su stoklarnn dzenlenme
sine yardm ederler, atmosfere oksijen
salverirler ve erozyonu engellerler.
Yakt, besin, odun, ya, boya, bitki ve
ila kaynaklar olarak pek ok insann
geimine de katkda bulunurlar.
Ormanszlatrma, ou kez ticari
kerestecilik araclyla olmak zere,
ormanlk alanlarn ykmn tanmlar.
Ormanszlatrma, en byk mik
tarlar (7.4 milyon hektar yitiren) Latin
Amerika'yla Karayipler'de ve (4.1
milyon hektar yitiren) Sahra-alt Afri
ka'da olmak zere 1980'lerde 15 milyon
hektarlk alan etkilemitir.
Her ne denli ormanszlatrma
srecinde pek ok orman tr ierilse
de, en ok, tropik yamur ormanlarnn
yazgs dikkat ekmitir. Yeryznn
yzeyinin yaklak olarak yzde 7'sini
kaplayan tropik yamur ormanlar, yer
yznn yaameitliliine yaam
biimlerinin tr eitliliine katkda
bulunan ok sayda bitki ve hayvan
trnn yuvasdr. Onlar, ilalarn
gelitirildii bitkilerin ve yalarn pek
ounun da yuvasdrlar. Tropik
yamur ormanlar imdi ylda yaklak
olarak yzde 1 orannda daralmaktadr
ve imdiki eilimler durdurulmazsa bu
yzyln sonuna gelindiinde elbette
tmden ortadan yitmi olabilirler.
Tropik yamur ormanlarnn en yaygn
olduu Gney Amerika'nn pek ok
alannda, yamur ormanlar sr
odatmak iin daha fazla yer amak
amacyla yaklmlardr. Ekzotik sert

1004

evre ve Risk

keresteye olan uluslararas talep, Bat


Afrika ve Gney Pasifik gibi dnyann
baka alanlarnda yamur ormanlarnn
ykmn krklemitir. Dolaysyla,
artan tketimdeki eilimler, gelimekte
olan lkeleri doal mallarn ihra
etmek iin yreklendirir; bu, gerek
evresel ykmla gerekse yaameitliliinin yitimiyle sonulanan bir sretir.
Ormanszlatrma gerek insansal
gerekse evresel bedelleri vardr.
nsansal bedellerle ilgisinde, nceleri
geimlerini ormanlardan srdrmeyi ya
da tamamlamay becerebiliyor olan
kimi yoksul topluluklar artk bunu
yapmay becerememektelerdir. Ormanszlatrma, kerestecilik haklarnn
verilmesinden ve tomruklarn sat
mndan yaratlan ok byk gelirlerde
ender olarak pay olan izgid
braklm nfuslar daha da yoksul
latrabilir. Ormanszlatrma evresel
bedelleri erozyonu ve selleri iine alr:
El dememi olarak kaldklarnda,
dalk ormanlar yatan gelen suyun
pek ounu emme ve yeniden evrimleme gibi nemli bir ilevi baarrlar.
Ormanlar bir kez yitince, yamur
yamalardan aa alayarak akar ve
sellere, sonra da kuraklklara neden
olur.
n M M a a n M i H M t o u M ' i u i u a r M J i . ik v v . <^

Risk, teknoloji ve evre


"nsanlk, dizlerinin stne k",
diye haykrr, Jurassic Park gibi
oksatarlarm yazar ve popler televiz
yon dizisi ER'n yaratmcs Michael
Crichton'm 2002'de yaymlanan roman
Prey' (Av) tantan reklam panolar (The
Economist, 5 Aralk 2002). Av'da.,
Crichton, bilimsel bir deneyin isten
medik etkilerinin felakete neden olduu
bir dnya yaratr. Bir nanoparacklar

1005

bulutu -her biri ou toz zerresinden


kk olan kck roboar- bir
laboratuvardan kaar. Bulut kendi
varln srdrebilmekte, kendi
kendine reyebilmekte ve deneyimden
renebilmektedir. Bir avc olarak
eylemek zere yazlmlanmtr ve
bydke, geen her dakikada daha
lmcl olmaktadr. Bulutu ele geir
meye ya da yok etmeye ynelik tm
giriimler baarsz olmaktadr ve daha
kts, onun av insanlardr.
Crichton'm kck robotlarla
ilgili roman bilimkurgunun malzeme
sidir. Ama nanoteknoloji bilimde ve
teknolojide heyecan verici yeni bir
alandr. Bir nanometre bir metrenin bir
milyarda biridir, ve nanoteknolojinin
kabaca bir tanm 100 nanometrenin
alandaki boyudarda (bir insan sa yak
lak 80.000 nanometre geniliindedir)
yanlsz olarak retilebilen herhangi bir
eyi ierir. Bu zamana dek, nanotek
nolojinin etkisi az olmutur. imdi,
rnein, deri kremlerini daha saydam ve
kayak cilasn daha kaygan klmada
kullanlmaktadr.
Kimi yazarlar nanoteknolojiyle
iliiklendirilen risklerden endie duy
mulardr. Michael Crichton gibi
bilimkurgu yazarlarnn ortaya attklar
uyarlarn yan sra, kimi bilginler, eer
nanoparacklarn kendilerini kopyala
malarn salayan teknoloji retilebi
lirse, bunlarn "Rzgardaki iektozlar
gibi yaylabileceinden, hzla kopyala
nabileceinden ve birka gn iinde
biyosferi toza indirgeyebileceinden"
endielenmilerdir. "Tehlikeli kopyalayclar durdurulamayacak kadar salam
ve kk olup, hzla yaylabilirler en
azndan, biz hibir hazrlk yapmazsak."
Bu tehdit, "gri yapkanlk sorunu"

evre ve Risk

olarak bilinmektedir (Drexler 1992).


Bakalarysa, nanoteknolojinin askeri
ya da terrist amalarla kullanlabilece
inden endielenmitir. Belki de bir
gn, seici olarak yalnzca belirli co
rafya alanlarn ya da belirli genleri
tayan insan beklerini hedef alan
nanoteknoloji aygtlar yaplabilir (Joy
2000). Baka bir iliki ise, nanobyklkteki paracklarn solunabilecei,
belki de asbest gibi akcierlerde birike
rek bedene zarar verebileceiyle
ilgilidir.
Eer bu felaketler olasysa, nanoteknolojide daha fazla kalknmain
riskleri, olumlu yanlarna ok daha ar
basacak gibi grnmektedir. Bununla
birlikte, nanoteknolojinin cokulu des
tekileri, onun kanserle savaan ilalarn
dalmn iyiletirmede kullanlabilip
kullanlamayacan ya da nanolek
karbonun, bilgisayar devrelerinin hzn
ve gcn artrmada kullanlabilip
kullanlamayacan soruturmaktadr.
Nobel dll kimyac Richard Smalley,
bir gn nanoteknolojinin, dnyann
enerji sorunlarn zmek zere gne
panellerinde kullanlabileceini bile ne
srmtr.
Nanoteknoloji tartmalar ve
bilimdeki ve teknolojideki baka yeni
likler, sosyologlar iin nemli sorular
ortaya atmaktadr. Yukarda grd
mz zere, bilimsel ve teknolojik
deiim bize giderek artan biimde
farkl olaslklar sunmaktadr -gri yap
kanlktan snrsz ve gvenli enerjiye
dek, kt olan, iyi olan ve ikisinin
arasnda olan.
insanlar her zaman u ya da bu
trden risklerle kar karya gelmek
zorunda olmutur ama bugnn

riskleri, daha nceki zamanlarnkilerden nitelik bakmndan farkldr.


Olduka ksa zaman ncesine dek,
insan toplumlar dsal risk tarafndan
tehdit edilmekteydi -kuraklk, deprem
ler, alklar ve frtnalar gibi doal
dnyadan fkran ve insanlarn eylem
leriyle ilgili olmayan tehlikeler. Bununla
birlikte, bugn bizler gitgide artan
biimde retilm i riskin eitli
trleriyle yzlemekteyiz -kendi bilgi
mizin ve teknolojimizin doal dnya
zerindeki etkisi tarafndan yaratlan
riskler. Greceimiz zere, ada
toplumlarn kar karya kald evre
ve salk risklerinin pek ou, retilmi
riskin rnekleridir: Bunlar, doaya
bizim kendi mdahalelerimizin sonu
lardr. Yukarda baktmz nanotekno
lojinin ortaya k, retilmi riskin
nasl yaylm olduunun bir rneidir;
aada, iki rnee daha bakyoruz
kresel snmay evreleyen tartmlar
ve genetik olarak deitirilmi besin.

Kresel snma
2003 Austosu, kuzey yarkrede
kaydedilmi en scak austostu. Pek ok
insan, scak havann, kresel snmann
Yer'in iklimini nasl etkilediinin bir
rnei olduunu ileri srd. Scakln
etkileri felaket niteliindeydi. evresel
bir beyin takm olan Yer Siyasa
Enstits, scak dalgasnn Avrupa'da
35.000'den fazla insan ldrd kestiriminde bulunmutu. En kt yitimler
Fransa'dayd. 14.802 kiinin -daha yal
insanlar zellikle incinebilir olmak
zere- yksek scaklklara yklenebilen
nedenlerle ld kestirilmiti (Nev
Scientist, 10 Ekim 2003). Bilginler son
zamanlarda kresel snmann, en ok
da gelimekte olan lkelerdeki ocuklar

1006

e v re v e Risk
> ao*utw vmtttjc/au rjm m j w w um

risk altnda olmak zere, her yl yaklak


160.000 kiiyi ldrd kestiriminde
bulunmulardr. klim deiiminin
stma ve kt beslenme gibi "yan
etkilerinden" tr lenlerin saysnn
2020'ye dek neredeyse iki katna kabi
lecei kestiriminde bulunulmutur
(NeiP Scientist, 1 Ekim 2003). ngiltere
Babakan Tony Blair, iklim dei
mesinin, "uzun dnemde, bizim kresel
bir topluluk olarak kar karya
geldiimiz en nemli tek mesele
olduunu" ileri srmtr, (iklim Topluluu'nun kuruluunda yapt konu
ma, 27 Nisan 2004). Burada kresel
snmann arkasndaki nedenlere baka
rak bunun olas sonularn daha
ayrntl olarak inceliyoruz.

Kreselsnma nedir?
Kresel snma, pek ok kii tara
fndan zamanmzn en ciddi evresel
meydan okumas olarak grlmektedir.
Eer pek ok bilimsel ndeyi doruysa,
kresel snmann, yeryznn iklimi
nin ileyiini tersine evrilemez biimde
deitirme ve dnya apnda hissedi
lecek bir dizi ykc evresel sonu
retme potansiyeli vardr. Kresel
snma, atmosferin kimyasal bileimin
deki deiimlerden tr yeryznn
ortalama scaklndaki aamal yk
selie gnderme yapar. Buna byk
lde insanlarn neden olduuna
inanlmaktadr, nk artm ve
yeryznn atmosferini deitirmi
olan gazlar, insan etkinlikleriyle byk
miktarlarda retilen gazlardr.
Kresel snma sreci, sera etkisi
yeryznn atmosferinin ierisinde
sy tutan sera gazlarnn artmas
fikriyle yakndan ilikilidir. lke, yaln bir

1007

ilkedir. Gnein enerjisi atmosferden


geip yeryznn yzeyini str.
Gnesel nmn ou dorudan
doruya yeryz tarafndan emilse de,
bunun biraz geri yanstlr. Sera gazlar
dar kan bu enerjiye engel olarak,
tpk bir serann cam panelleri gibi sy
yeryznn atmosferinde kapana
kstrr (22.4. ekle baknz). Yeryz
nn scaklklarn makul rahat dzey
lerde 60 Fahrenheit derece dolaylarnda
tutan, bu doal sera etkisidir. Sera
gazlarnn sy tutmadaki rol olma
sayd, yeryz, 0 Fahrenheit derece
dolaylarndaki bir ortalama scaklkla,
ok daha souk bir yer olurdu.
Bununla birlikte, atmosferdeki sera
gazlarnn younlamalar artnca sera
etkisi younlamakta ve ok daha
yksek scaklklar ortaya kmaktadr.
Sanayilemenin balamasndan bu
yana, sera gazlarnn younlam
nemli lde artmtr. Balca sera
gaz olan karbondioksit 1880'den bu
yana yaklak olarak yzde 30 ile en
yksek younlama artn grmtr.
Metan younlamalar iki katna km,
azodu oksit younlamlar yaklak
olarak yzde 15 artm ve doal olarak
olumayan sera gazlar (kardaki
kutuya baknz) insann sanayi geliimi
tarafndan yaratlmtr. Bilginlerin
ou, atmosferdeki byk karbondi
oksit artnn fosil yaktlarn yaklma
sna ve sanayi retim, byk lekli
tarm, ormanszlatrma, madencilik,
kara dolgular ve tat yaynmlar gibi
baka insan etkinliklerine yklenebile
cei zerinde anlamaktadr.
22.5.
ekilde (sayfa 1009'da) ondokuzuncu yzyln sonlarndan bu yana
yzey scaklklarndaki yukarya doru
eilim, 1961-1990 dneminde Orta

e v r e v e R is k

Kzltesi nmn biraz atmosferden


geer, biraz da sera gaz moleklleri
tarafndan em ilir v e tm ynlerde
yeniden yaynmlanr. Bunun etkisi,
yeyznn yzeyini ve atmosferin alt
blmlerini stmaktr.

Gnese] nmn
biraz yeryz ve
atmosfer tarafndan
yanstlr.

Gnesel nm
duru atmosfer
den geer.

Kzltesi nm
yeryznn
yzeyinden
yaynmlanr.

Inmn ou yery
znn yzeyi tarafn
dan em ilir ve
onu str.

2 2 . 4 . e k i l S e r a e t k is i
K aynak: Environmental Protection Agency w eb sitesi

S e r a g a z la r n e le r d ir ?
K im i sera g a z la n a tm o sfe rd e d o al o larak ortay a

D o a l olarak o rtay a k m ay an sera gazlar, k p k

k a rk e n , te k ile r in san etk in lik lerin d en

retim in in , b e sin so u tu m u n u n v e ik lim lem en in

k ay nak lanm ak tad r. D o a l olarak o rtay a k an sera

yan r n leri o la n k lo ro flo ro k a rb o n la rn (C F C 'le r)

g azlar, su b u h a rm , k a rb o n d io k siti, m e ta n , azo d u

yan sra sanayi s relerin d e yaratlan

o k s iti ve o z o n u i in e alr. B u n u n la b irlik te, belirli

p e rflo ro k a rb o n la rd r (P F C 'le r).

k im i in s a n etk in lik leri b u d o al o larak o rtay a k an


g a z la rn o u n u n d zey lerini y k seltm ekted ir.
K a t atklar, fo sil y ak tlar (ya, d o al g az v e k m r),
ayrca o d u n ve o d u n r n leri yakldn da a tm o sfe re
k a rb o n d io k sit salverilir.

K aynak: E n v iro n m e n ta l P r o te c tio n A g e n cy (E P A )


K re s e l Is n m a S itesi
h ttp :/ /w w w .epa.gov/ g lo b alw arm in g / clim ate/ in d e
x .h tm

K m r n , d o al g azn ve yan retim i v e tan m as


srasn d a m e ta n yaynm lanr. M eta n yaynm lar
ay rca kat atk k ara d olg u larn d ak i o rg a n ik atk larn
a y rm n d an v e iftlik hayvan larn n
y e titirilm e sin d en kaynaklanr.
T a rm v e sanayi etk in lik leri srasn d a old u u g ibi,
kat atk larn v e fo s il y ak tlarn y anm as srasn d a da
a z o d u o k s it yaynm lanr.

1008

evre ve Risk

1.0

0.5

0.0

-0 .5

1.0

1862

1882

1902

1922

1942

1962

1982

2002

2 2 . 5 . e k i l 1 8 6 1 - 2 0 0 2 a r a s n d a o r t a l a m a y z e y s c a k l n d a k i fa rk :
1 9 6 1 - 1 9 9 0 k r e s e l o r t a l a m a y l a v e O r t a n g i l t e r e o r t a la m a s y l a
k a r la t r m a l o l a r a k ( s a n t i g r a t d e r e c e )
Kaynak: O N S

ngiltere'deki ve kresel ortalama


scaklklarla kar karya izelgelenerek
gsterilmektedir. Yirminci yzyln
btn boyunca, raporlardaki en scak
on yldan yedisi -o zamana dek rapor
edilmi en scak yl 1998 olmak zere1990'larda meydana gelmitir.

Kreselsnmann olas sonulan


Eer kresel snma gerekten
olmaktaysa, sonularnn ykc olmas
olasdr. Yerel etkileri, rnein Birleik
Krallk zerindeki etkileri nceden
bildirmek gtr, nk kresel hava
rntleri deiiktir. Bununla birlikte,
kresel snmann dnya apndaki olas
zararl etkilerinden kimileri unlar iine
alr:
1
Ykselen elenip seviyesi Kresel
snma kutup buzullarnn erimesine ve
okyanuslarn snp genilemesine
neden olabilir. Buzullar ve teki kara
buzu trleri eridike, deniz yzeyleri
ykselecektir. Kylara yakn ya da deniz
dzeyine yakn alanlardaki kender sel
altnda kalacak ve yaanmaz olacaktr.
Deniz dzeyleri bir metre artacak olsa,
Banglade toplam kara alannn yzde
17'sini, Msr yzde 12'sini ve Hollanda
yzde 6'sn yitirir (UNDP 1998). Deniz

1009

e v re v e Risk

dzeyleri bugn olduundan daha


yksek olsayd, bu blmn banda
tarttmz Hint Okyanusu tsunamisi
dikkate deer lde daha ok ykma
neden olurdu.
2 lleme Kresel snma bitek
topran byk alanlarnn lleme
sine katkda bulunabilir. Sahra-alt
Afrika'nn, Ortadou ve Gney Asya,
lleme ve youn erozyondan daha
fazla etkilenecektir.
3 Hastalklarnyaylmas K r e sel snma, stma ve sarhumma gibi
hastalklar yayan sivrisinek gibi
organizmalarn corafi uzanmn ve
mevsimselliini geniletebilir. Scak
lklar 3-5 santigrat derece ykselecek
olsa, stma olaylarnn says ylda 50 ila
80 milyon artabilir.
4 Kt hasat Kresel snma
ilerlerse, dnyann en yoksul alanlarnn
pek ounda tarm rnleri azalabilir.
Bundan en ok etkilenenlerin, Gney
dou Asya'daki, Afrika'daki ve Latin
Amerika'daki nfuslar olmas olasdr.
5 Deien iklim rntleri Binlerce
yldr grece istikrarl olmu olan iklim
rntleri kresel snmadan tr hzl
bozulmalar gsterebilir. imdi, krk alt
milyon kii deniz frtnalar tarafndan
yok edilebilecek olan alanlarda yaa
maktadr, baka pek oklarysa sellere
ya da kasrgalara urayabilir.
6 Jeopolitik istikrarszlk A.B.D.
Savunma Bakanl iin yaymlanm bir
rapor, en apansz gerekletikleri
durumlarda, yukarda tartlan iklim
deiiklii etkilerinin, gitgide snrlan
makta olan tarm, taze su ve enerji
kaynaklarn koruma giriiminde
bulunan uluslar arasnda ekimelere,

hatta savalara yol aabilecei uyarsn


da bulunmutur. Rapor, insanlar iklim
deiimine uyumlanmann kaynakla
rna sahip olan blgelere tanma
giriiminde bulunduklarnda kidesel
gn gerekleebilecei uyarsnda
bulunur (Schwartz ve Randall 2003).
yle grnyor ki, kresel sn
mayla iliiklendirilen kimi eilimler,
bilginlerin zgn olarak nceden
bildirmi olduundan ok daha hzl
hareket etmektedir. rnein, 1999
Aralk'nda uydu araclyla yaplan bir
inceleme, Kuzey Kutbu buz alannn,
bilginlerin nceleri inandndan ok
daha hzl biimde daralmakta olduu
nu gstermitir -gelecek yllarda dn
yann iklimi zerinde arpc etkileri
olabilecek bir sre. Benzer biimde,
2002'nin balarnda iki dev buz raf
Larsen B ve Thwaites buzul diliAntarktika'da kt ve birka gn
iinde binlerce buzdana blnp
dald. Buzdaki indirgenmenin doal
deiimlerin sonucu olmas olanakldr
ama kkenleri her ne olursa olsun yle
grnyor ki buz srad bir hzla
erimektedir. lmler Kuzey Kutbu
deniz buzunun son yirmi otuz ylda yaz
ve sonbaharda yzde 40 orannda incel
mi ve ilkbaharda ve yazda 1950'lerden
bu yana yzde 10-15 orannda azalm
olduunu gstermektedir. Kresel kar
rts 1960'lardan bu yana yzde 10
orannda azalm ve da buzullar
keskin biimde geri ekilmitir.

Kresel snma riskine verilen


karlklar
Kresel snma sav uzun bir zaman
boyunca tartlmtr. Kimi bilginler
ileri srlen etkilerin gerek olduun-

oo

evre v e Risk

Kii bana C 0 2 yaynmlar, 1995

- E S
D

ABD
Kanada

.J B

Almanya
|aponya

MD

Gney Afrika
Meksika
Qn
Brezilya

0
U
3
7

14
Yllk ton

Kresel C 0 2 yaynmlar

dan kukulanm, tekilerse dnyann


iklimindeki deiimlerin insan mda
halesinin sonucu olmaktan ok doal
eilimlerin sonucu olabileceine inan
mlardr. Bununla birlikte, kresel sn
mann gerekten de gereklemekte
olduu ve bundan sera etkisinin sulu
olduu grnn arkasnda imdi
gl bir kan birlii vardr. 2000
Ocak'nda, eitli bilimsel alanlardan on
bir iklim uzmannn yapt bir panelde,
o gne dek bu konuda retilmi olan en
kapsaml raporlarndan biri sunuldu.
Tm, kresel snmann gerek bir
olgu olduu zerinde anlayordu. Son
yzylda yeryznn yzey scaklnn
0.7 ile 1.4 Fahrenheit derece (0.4 ila 0.8
santigrat derece) arasnda ykselmi
olduu sonucuna vardlar. Scaklktaki
art, getiimiz yirmi ylda zellikle
yksek olmutur.
22.6.
ekilin gsterdii zere,
kresel karbondioksit yaynmlar rk
tc bir oranda artmaktadr. imdi,
A.B.D. tek bana baka herhangi bir
lkeden daha ok karbondioksit
salmmlamak zere, sanayi lkeleri
gelimekte olan dnyadan ok daha
fazla sera gaz retmektedirler. Bununla
birlikte, sera gazlarnn retimi gelimi
dnyayla snrl deildir. Gelimekte
olan dnyann salnmlar da, zellikle
hzl sanayileme deneyimlemekte olan
ve salnmlarnn 2035'e dek sanayile
mi lkelerinkilerle eitlenmesi bekle
nen lkelerde olmak zere, hzla
artmaktadr.

2 2 .6 . e k il D n y ann i le y im le m i v e d a h a a z
g e li m i a la n la rn d a C O z y a y n m la r
Kaynak: UNDP (1 998), s. 3

1011

1997'de, Japonya'daki Kyoto'da


yaplan bir dnya evrebilim zirvesinde,
sera gaz yaynmlarn 2010 ylna
gelinene dek nemli lde kesme
zerinde anlamaya varlmt. Proto
koln koullarna gre, sanayilemi

evre ve Risk

uluslar taban yl olan 1990 ile 2010


arasnda yaynmlar azaltmak zere
kendilerini bir hedef aralna bal
kldlar. Dnya hedefleri Avrupa'nn
ou iin ortalama olarak yzde 8'lik bir
kesintiden, zlanda iin en ok yzde
10'luk bir arta ve Avustralya iin yzde
8'lik bir arta dek uzanan bir snrdeer
aralnda deimektedir. (A.B.D.
zgn olarak kendini yzde 7'lik bir
kesintiye adamt.) Pek ok bilgin bu
hedefin fazla alakgnll olduu
iddiasnda bulunmakta ve ciddi iklimsel
sonu-lardan saknlmak isteniyorsa
yaymm-larn yzde 70'lere ya da 80'lere
varan oranlarda kesilmesi gerektiini
ileri s rm ekted ir. H km etler
yaynmlar kesmek iin ne yaparlarsa
yapsnlar, kresel snmann etkilerinin
deitiril-mesi biraz zaman alacaktr.
Karbondi-oksitin doal srelerle
atmosferden uzaklatrlmas bir
yzyldan fazla srer.
2001'de, A.B.D.'nin yeni Bakan
George W. Bush, A.B.D.'nin ekono
misini zarara uratacan ileri srerek
Kyoto Protokol'n onaylamay red
detti. Biraz tartmadan sonra teki
uluslarn ou, dnyann en byk sera
gazlar reticisi olmasna karn Birleik
Devletler olmakszn ilerlemek zerin
de anlatlar. Son yllarda, Birleik
Krallk, Almanya, in ve Rusya -her ne
denli Rusya'nn kesintileri byk lde
ekonomisinin gerilemesiyle aklanabilse de- iinde olmak zere sera gazla
rnn en byk reticilerinden birka
yaynmlar baarl bir biimde
kesmitir.
retilmi riskin yeni pek ok
biim inde olduu gibi, kresel
snmann etkilerinin neler olacandan
hi kimse emin olamaz. Nedenleri ok

eitlidir ve sonularn tam tamna


hesaplamak gtr. Bir 'yksek'
yaynmlar senaryosu hakikaten yaygn
doal felaketlerle sonulanr m?
Karbondioksit yaynmlarnn dzeyine
istikrar getirmek dnyadaki insanlarn
ounu iklim deiiminin olumsuz
etkilerinden koruyacak m? imdiki
kresel snma srelerinin bir dizi ileri
iklimsel bozulmay imdiden tetiklemi
olmas olanakl m? Bu sorular kesin
olarak yantlayamyoruz. Yeryznn
iklimi ar lde karmaktr ve eitli
etkenler etkileerek yeryz zerinde
eitli noktalardaki tek tek lkelerde
farkl sonular retecektir.
G e n e tik o la ra k d e i tir ilm i
b e s in le r

11.
Blm'de grdmz zere
(s. 475), her gn yerkre apnda 830
milyon kii a kalmaktadr. Kresel
snma sreci artan llemeye ve kt
hasatlara katkda bulunabilir ve bu,
besin ktlklarnn daha bile yaygn
olabilecei korkusuna yol amtr.
Dnyann en youn nfuslu alanlarnn
kimilerinde, insanlar, stoklar gitgide
azalmakta olan pirin gibi temel besin
ekinlerine byk lde bamllardr.
Pek oklar, imdiki iftilik teknikleri
nin artmakta olan nfusu desteklemeye
yeterli pirin rnleri retemeyeceinden endielenmektedir. evresel
meydan okumalarn pek ounda
olduu zere, alk tehdidi eit biimde
dalm deildir. Sanayilemi lkelerin
byk miktarlarda tahl fazlalar vardr.
Tahl ktlklarnn sreen bir sorun
olmasnn olas olduu yerler, nfus
artnn en ok olaca kestirilen daha
yoksul lkelerdir.
Kimi insanlar olas bir besin
bunalmn nlemenin anahtarnn, son

1012

e v r e v e R is k

zamanlarda bilimdeki ve biyoteknolojideki ilerlemelerde bulunabileceine


inanmaktadr. Pirin gibi temel ekin
lerin genetik bileimini manipule etmek
yoluyla, bir bitkinin fotosentez orann
artrmak ve daha byk ekin toplamlar
retmek imdi olanakldr. Bu sre
genetik deitirme diye bilinir; bu
biimde retilen bitkilere genetik olarak
deitirilmi organizmalar (GDO'lar)
denir. Genetik deitirme eitli
amalarla gerekletirilebilir -yalnzca
ekin toplamn artrmak iin deil.
rnein, bilginleri olaandan daha
yksek vitamin ierikli GD O 'lar
retmilerdir; genetik olarak deitiril
mi baka ekinler, evrelerindeki yaban
otlar ldrmede yaygn olarak
kullanlan ot ldrc tarm ilalarnn
yan sra, bceklere, mantarlara ve
virslere direnlidirler. Genetik olarak
deitirilmi organizmalardan yaplm
olan ya da bunlarn izlerini ieren besin
rnleri, GD besinler diye bilinir.
GD ekinler daha nce var olmu
olan her eyden farkllardr, nk onlar
farkl organizmalar arasnda genlerin
nakledilmesini ierirler. Bu, yllardr
kullanlan daha eski apraz dlleme
yntemlerinden ok daha kkten bir
mdahaledir. GDO'lar, bitkilerin yan
sra hayvanlar arasnda da gen naklinde
kullanlabilen genleri u uca ekleme
uygulaymlaryla retilirler. rnein,
son zamanlarda deneylerde, sonunda
insanlara nakledilmek zere yenileme
paralar salamak amacyla, domuz
gibi iftlik hayvanlarna insan genleri
nakledilmitir. Hatta, her ne denli bu
zamana dek pazarlanan GD ekinler bu
trden bir kkten yaammhendisliini
iermese de, insan genleri bitkilere
nakledilmitir.

1013

Bilginler bir GD "sper pirin"


soyunun pirin retimi toplamlarn
yzde 35'e varan oranlarda artrabilece
i iddiasnda bulunuyor. "Altn pirin"
denilen artrlm miktarlarda A vitami
ni ieren baka bir soy, dnya apnda
120 milyondan fazla ocuun A vita
mini eksikliini azaltabilir. Biyoteknolojideki byle ilerlemelerin dnyann
her yannda insanlar tarafndan cokuy
la karlanacan dnebilirsiniz.
Ama, aslnda, genetik deitirme
meselesi amzn en tartmal
meselelerinden biri olmutur. Pek ok
kiiye gre, o, bir yanda teknolojinin ve
bilimsel yeniliin yararlar ile, te yanda
evresel ykm risklerinin arasnda var
olan ince izgiyi aydnlatmaktadr.

G D besinlerle ilgili tartmlar


GD besinler destan yalnzca
birka yl nce, dnyann nde gelen
kimya ve tarm firmalar, genlerin
ileyiiyle ilgili yeni bilgilerin dnyann
besin stounu dntrebileceine
karar verdiinde balad. Bu irketler
bcek ldrc ve ot ldrc ilalar
yapyorlard ama gelecekteki nemli bir
pazar olduunu dndkleri eye
gemek istiyorlard. Amerikal Mon
santo firmas yeni teknolojinin byk
blmn gelitirmede nderdi.
Monsanto, tohum irketlerini toptan
satn alyor, kimya blmn satp
enerjisinin ounu yeni ekinleri pazara
getirmeye adyordu. O zamanki Bakan
Robert Shapiro'nun nderliinde,
Monsanto, GD ekinlerin iftiler ve
tketiciler iin yararlarn tantan devasa
bir reklam kampanyas balatt. Verilen
ilk karlklar tpk irketin gvenle
bekledii gibiydi. 1999'un balarnda,
Birleik Devletler'de retilen soya
fasulyelerinin yzde 55'i ve msrn

e v r e v e R is k

Yeilbar, Norfolk'taki bir genetik olarak deitirilmi msr tarlasna yaplan bu saldr gibi son
yllardaki GD-kart protestolardan kimilerine nderlik etmitir.
----------| - n

f ----- i m m n r m 1~ r - - -

yzde 3 5'i genetik deimeler ieriyor


du. Genetik olarak deitirilmi ekinler
o noktada dnyann her yannda 35
milyon hektar karann zerinde
oktandr bymekteydi -Britanya'nn
bir buuk kat byklnde olan bir
alan. Kuzey Amerika'ya ek olarak, GD
ekinler in'de de yaygn olarak
yeddriliyordu.
Monsanto'nun sat kampanyas
GD besinlerin birka erdemini vurgu
luyordu. irket, GD ekinlerin dnya
daki yoksullar beslemeye yardmc
olabileceini ve kimyasal kirletkenlerin,
zellikle bcek ve ot ldrc ilalarda
kullanlan kimyasallarn kullanmn
azaltmaya yardmc olabilecei iddia
snda bulundu. rnein, GD patatesle
rin, geleneksel iftilik uygulaymlar

kullanldnda gerekecek olandan yz


de 40 daha az kimyasal bcek ldr
cye gereksinim duyduklar iddiasnda
bulunulmaktadr. Monsanto'ya gre,
biyoteknoloji, retim toplam daha
yksek olan daha nitelikli ekinler
yetitirmemize izin verirken, ayn
zamanda evreyi koruyacaktr.
GD ekinler asl olarak olduka yeni
olduklarndan, evreye sokulmala
rndan sonra bunlarn etkilerinin neler
olacandan hi kimse emin olamamak
tadr. Pek ok ekoloji ve tketici toplu
luu, bu byk lde snanmam
teknolojinin benimsenmesinde ierilen
olas risklerle ilgilenmeye balamtr.
GD besinlere degin ilgi zellikle
Avrupa'da yaygnd. Iskoya'da bir
devlet laboratuarnda alan dnyaca

1014

e v re v r KUh

tannm g en etiki D r. Arpad


Pusztai'nin bulgular, Britanya'da GD
ekinlerin cari olarak yetitirilmesine
duyulan dmanl canlandrd.
Aratrmasnda, Dr. Pusztai, iine
yerletirilen belirli bir doal bcek
ldrcyle ilgili bir geni olan -belirli
bir iek trnden elde edilen, lektin
diye bilinen bir protein- patatesleri
snad. Sonular, GD patates yiyen
sanlarn baklk sistemlerinde
nemli zararlar ve indirgenmi rgen
bymesi deneyimlediini gsteriyor
du. Dr. Pusztai'nin bulgular baka
nde gelen bilginler tarafndan ele
tirildi ve o, televizyonda GD besinlerle
ilgili endielerinden sz ettikten sonra
devlet laboratuarndaki grevinden
uzaklatrld.
Bu zaman iinde, GD besinler
neredeyse her gn haberlerde bir nsayfa yks olmutu. Meseleyi tart
mak zere ok sayda televizyon ve
radyo tartmalar, sohbet gsterileri ve
telefonla katlnabilen programlar
dzenlendi. Britanya toplumunun pek
ok yesi GD ekinlere hasmln
davurdu; hatta kimileri "dorudan
eyleme" geerek, lkenin her yannda
resmi deneme alanlarndaki GD
ekinleri topraktan skt. Bir dizi baka
Avrupa lkesinde de benzer karlklar
verildi. Bunlar, sonunda, daha nce pek
az tartmann olduu A.B.D.'ye geri
yayld. Birleik Krallk'taki balca sekiz
spermarket zincirinden yedisi GD
besinlerle ilgili siyasalarn deitirdi.
Bunlardan bei kendi markal
rnlerinde GD ieriklere bugn de
yrrlkte olan tam bir yasak koydu ve
tm, m aazalarnda daha iyi
etikedeme zerinde diretti. ki byk
irket, Unilever ve Nestle, genetik
olarak deitirilmi yiyeceklerden ona

1015

yn geri ekeceini duyurdu. A.B.D'de


GD ekinleri byk lekli olarak
yetitirmeye girimi olan kimi iftiler
geleneksel ekin retimine geri dnd
ler. 2003'te yaplan bir survey, Birleik
Krallk nfusunun yzde 59'unun
genetik olarak deitirilmi besinlerin
yasaklanmas gerektii zerinde gl
biimde anlatn gsterdi (HMSO
2005).
evrecilerin ve tketici toplulukla
rnn protestolarnn, Monsanto'nun
yazgs zerinde nemli bir etkisi oldu,
ve onun hisse senederinin deerinde
ciddi de neden oldu. Robert
Shapiro, irketinin nemli yanllar
yapm olduunu kabul etmek zere
televizyona kt: "Olasdr ki, inandr
m olduumuzdan daha ok kiinin
sinirine dokunduk ve hasmln
kazandk," dedi. "Bu teknolojiye olan
gvenimiz ve ona olan cokulu deste
imiz, yle sanyorum ki, geni lde
-ve bu, anlalabilir bir eydir- tenezzl
etme ya da gerekten de kendini been
milik olarak grlmtr." Yalnzca
birka ay nce sergiledii baarl gve
nin srad bir ters dnyd bu.
Monsanto, en tartmal tasarlarndan
birinden tmyle vazgemeye zorland
-'sonlandrc' denilen bir geni kullanma
fikrinden. Bu gen, Monsanto'nun
iftilere satt tohumlarn bir kuak
sonra ksr olmasn gvenceye balaya
cakt. iftiler tohumlar her yl irket
ten smarlamak zorunda olacaklard.
Monsanto'yu eletirenler, irketin,
iftileri bir tr "yaamsal-klelie"
kandrmaya alt iddiasnda
bulundular.
G enetik olarak deitirilmi
besinler Avrupa'da ve Afrika'nn geni
blmlerinde tartma yaratmay srd

e v r e v e R ]sk

ryor. Avrupa Birlii, 1998 ile 2004


arasnda GD ekinlerin patentlerini
reddetti. Moratoryumun tamam,
2004'te daha fazla GD msr ekininin
dalmlar onaylandnda ortaya atld,
ve GD rnler ieren besinleri
edkedemek zere yeni bir tasar ortaya
koyuldu. Bununla birlikte, AB'nin
eylemleri byk GD retimcileri iin
fazla yavat; zellikle, 2003 Mays'nda
Dnya Ticaret rgt'yle birlikte
AB'nin GD ekinlerin tticariselletirmesini yetkilendirmedeki baarszl
yla ilgili yaknmasn dile getirerek,
Avrupallar'n konumunun bilimsel
hibir temelinin olmad ve serbest
ticaret yasalarn inedii iddiasnda
bulunan ABD'dekiler iin (Toke2004).
Afrika'da, GD besin yardmnn
ba derde girmitir. 2002'de Zambiya,
ounun genetik olarak deitirilmi
olmasndan tr, Amerika'nn msr
ve soya besin yardm balarn almay
reddetti. Zambiya'nn cumhurbakan
Levy Mwanawasa, dalmlar 'zehir'
diye adlandrd. 2004'e gelindiinde,
Zimbabve, Malavi, Mozambik, Lesotho ve Angola, genetik olarak deitiril
mi besin yardmn reddetmede
Zambiya'ya katld.

G D besinlerin risklerinin
deerlendirilmesi
GD reticilerinin iddialarna
karn, hi kimsenin genetik olarak
deitirilmi ekinlerin kesinlikle risksiz
olduunu syleyebilmesi olanakl
deildir. Genetik ifre ok karmaktr
-bitkilere ya da organizmalara yeni
genler eklemek, henz nceden
bildirilemeyen hastalklar ya da baka
zararl sonular retebilir. Teknoloji bu
denli bilinmez olduundan, irkiltici

sklkta yeni bulgulara varlmakta ve


keiflerde bulunmaktadr. 2000 Mays'mda Britanya hkmeti, iftilerin
dikmi olduu, ya iin yetitirilen
binlerce dnm geleneksel kolzann,
yaknda olan GD ekinlerin tozlaryla
dllendii iin, aslnda "kirletilmi"
olduunu kabul etti. Yalnzca haftalar
sonra yaymlanan Alman aratrmas,
ya iin yetitirilen kolzay dei
tirmede yaygn olarak kullanlan bir
genin, tr engelini atlayarak arlarn
sindirim borularna girmi olduu
iddiasnda bulundu. Bu irkiltici iki
aklamann arasndaki ksa dnemde
M onsanto da deitirilmi soya
fasulyelerinin -ticari amalarla en yay
gn olarak yetitirilmi olan GDOdaha nce farkna varlmam olan
beklenmedik gen paracklar ierdiini
kabul etti.
Byle bulgular pek ok evreci
eylemcinin bir sredir onunla ilgili
uyarlarda bulunduu eyi berkitmek
tedir. Her ne denli genetik deitirme
nin ok byk olas yararlar olabilirse
de, ierilen riskler nceden bildirilememektedir ve hesaplanmalar gtr. Bir
kez evreye salverildiklerinde,
GDO'lar gzlenmesi ve denetlenmesi
g olacak bir zincirleme etkiler dizisini
balatabilirler. Bu ikilemin karsnda,
evrecilerin pek ou sklkla nlem
ilkesi terimiyle anlan eyi yeliyor. Bu
ilke, yeni yollara sapmann olanakl
riskleriyle ilgili yeterli kukunun olduu
yerde, var olan uygulamalara bal
kalmann onlar deitirmekten daha iyi
olduunu nerir. evrecilerin ilgilerine
karn, GD ekinler yetitirmeye ayrlan
kara miktar, zellikle, evreci hareketin
bu denli gl biimde yerlemi
olmad ve GD ekinlerin yetitiril-

1016

e v r e v e R is k

meini kstlayan yasalarn genellikle


daha az kat olduu gelimekte olan
dnyada son yllarda arpc biimde
artmay srdrmtr (arka sayfada,
22.7. ekle baknz).
Kimi yazarlar GD besinlerle nanoteknoloji arasndaki koutiuklar iaret
etmilerdir (bu blmde daha nce
tartld). Amerikal bir yksekredmci olan Jeffrey Matsuura, nanoteknoloji sanayisinin GD besinleri
evreleyen toplumsal kar tepkiden bir
eyler renmesinin gerektiini ileri
srmtr. G D besinlerle ilgili
tartmay deerlendiren Matsuura
(2004), ilk gnlerde biyoteknoloji
sanayisinin iki yanl yaptn ileri srer:
lkin kamusal ilgileri yok saymaya
alm, sonra da bunlar salt manksal
savlarla ele almaya girimitir. Matsuura
nanoteknoloji sanayisinin imdi benzer
bir r izlemekte olduunu savunur.
Bunun yerine, o, nanoteknolojinin
savunucularnn, destek kazanmak iin,
gerek mantksal gerekse duygusal
savlara dayanan giriken bir halkla
ilikiler kampanyas balatmasnn
gerektiine inanmaktadr. Teknolojinin
geliimini kesintiye uratabilecek ve
nemli ekonomik yitimlere yol aabi
lecek trden kamusal kar tepkiden
saknmak iin, nanoteknolojiyi zen
diren ivedi eylemin zorunlu olduunu
savunur. Bununla birlikte, Matsuura'nn
sav yeni teknolojilerin getirebilecei
olumsuz riskleri yok sayar ve dar bir
biimde bunlarn byk lde
ekonomiyle ilgili olan olas yararlar
zerine odaklanr. Bir sonraki blmde,
Alman sosyolog Ulrich Beck'in risk
fikrine getirdii daha geni bir
yaklama bakyoruz.

1017

K r e s e l r is k t o p l u m u '

Nanoteknoloji, genetik olarak


deitirilmi besinlerle ilgili tartma,
kresel snma ve baka retilmi
riskler, gnlk yaamlarnda bireylere
yeni seenekler ve meydan okumalar
sundu. Bu yeni tehlikelerin bir yol
haritas olmadndan, bireyler, lkeler
ve ulusar rgtler yaamlarn nasl
yaanacayla ilgili seimler yaparken
risklerle ilgili zm grmeleri
yapmaldr. Byle risklerin nedenleriyle
ve sonularyla ilgili hibir belirleyici
yant olmadndan, her bir birey hangi
riskleri almaya hazr olduuyla ilgili
kararlar vermeye zorlanr. Bu sersemletici bir aba olabilir. retimlerinin ya
da tketimlerinin salmz zerinde ve
doal evre zerinde olumsuz bir etkisi
olabiliyorsa, besini ve ilenmemi
maddeyi kullanmal myz? Ne yiyece
imizle ilgili grnte yaln olan
kararlar bile imdi rnn greli iyi
zellikleriyle ve sakncalaryla ilgili at
an reni ve kanlar balamnda veril
mektedir.
Ulrich Beck (1992) riskle ve
kresellemeyle ilgili pek ok ey
yazmtr ve bu etkenlerin kresel bir
risk toplumunun oluumuna katkda
bulunduunu dnr. Teknolojik
deiim gitgide hzlanarak ilerleyip yeni
risk biimleri rettike, biz srekli
olarak bu deiimlere karlk vermeli
ve uyarlanmalyz. Beck'in savna gre,
risk toplumu evresel ve salkla ilgili
risklerle snrl deildir; o, ada
toplumsal yaamn ierisindeki btn
bir birbiriyle ilikili deiimler dizisini
ierir: Deien alma rntleri, artan
i gvenliksizlii, gelenein ve
grenein z-kimlik zerindeki azalan
etkisi, geleneksel aile rntlerinin

evre ve Risk

%15lik art, 2002 ile 2003 arasnda 9 milyon hektar ya da 22 milyon hektar

22.7. ekil

G e n e tik o la ra k d e i tir ilm i e k in le rin k re se l alan

Kaynak: ISA A A (2003)___________________________________________

*1

#11

#17

#9

*15

Ispanya

Almanya

Romanya

Bulgaristan

<0 05 milyon Hek.

<0.05 milyon Hek.

> 0 .0 5 milyon Hek

<0.05 milyon Hek.

Msr

Msr

Soya

Msr

Kana da

in

4 4 milyon Hek.

2 8 m ilyon Hek

M s, soya

Pamuk

#13

ABD

Flllplnler

4 2 ,8 milyon Hek

<0-05 milyon Hek.

Msr, soya, pamuk

Msr

#12

#18

Meksika

Endenozya

<0-05 milyon Hek.

<0.05 milyon Hek

Pamuk, soya

Pamuk

#16
Honduras
<0.05 milyon Hek.
Msr
.

# 14
Kolombiya
< 0 .0 5 milyon Hek.

#2

#10

Pamuk

Arjantin
13.9 milyon Hek.
Soya, msr, pamuk

Hindistan
4

#6

0 . t milyon Hek.

Uruguay

Brezilya

Gney Afrika

Pamuk

> 0 .0 5 milyon Hek.

3 .0 m ilyon Hek.

0 ,4 milyon Hek

Soya, msr

Soya

Msr, soya, pamuk

50.000 hektar ya da daha ok GD yetitiren on lke

22.8. ekil

G D ek in y e ti tir e n lkeler, 2 0 0 3

Kaynak: ISAAA (2003)

1018

evre ve RJsk

r e t ilm i r is k v e in s a n l n s a k a lm
2003'te Britanya Kraliyet Gkbilim cisi Martin Rees kkrtc
biim de Our Final Country (Son Yzylmz) adlbir kitap
yaymlad; alt balk u soruydu: "nsan soyu yirmibirinci
yzyldan sa kacak m?" Rees, bilimde ve teknolojide,
rnein biyo-, siber- ve nanoteknolojide ve uzayn kefinde
grlen padayc ilerlemelerin yalnzca gelecekle ilgili coku
veren olaslklar sunmakla kalmayp kendisinin karanlk bir yan
dedii eyi de ierdiini savunur.
Bilimsel ilerlemenin, grm olduumuz zere, istenmedik
sonulan olabilir ve Rees'in kitab insan uygarlnn lp
gittii felaket senaryolarnn olasln inceler. Rees,
yirmibirinci yzyln yeni bilimiyle gerekleebilecek olan
kyamet risklerinden kimilerini betimler: Bunlar, terrisderin ya
da uluslarn neden olduu ve yeni hastalklar yaratan biyolojik
silahlarn ya da laboratuvar hatalarnn neden olduu nkleer
soykrm iine alr.
Rees'in vard sonular dndrcdr. Rees, uzun dnemle
ksa dnemi birbirinden ayrr. G elecek yirmi yl diye
tanmlad ksa dnemde, Rees, (deerlendirmesinde yanlyor
olacan gl biim de umut etmekle birlikte) bir milyondan
fazla insan ldrecek nemli bir felaketin olacana degin
iddiaya tutumaya hazrdr. K itabnn altbalna dnldkte,
Rees, gelecek yz yl iinde ki o buna uzun donem der
insanla yirmibirinci yzyldan 50/50 sa kma ans verir.
Bu ntan umutsuzca ktmser grnebilir ama Rees kitabnn
"yeni bilgiyi insann yararna en iyi biimde kullanrken en kt
risklerden nasl (olanakl olduunca) korunulacayla ilgili
tartmay canlandracan" umduunu ileri srer.

anm ve kiisel ilikilerin demokratik


lemesi. Kiisel gelecekler geleneksel
toplumlarda olduundan ok daha az
saptank olduu iin, her trden karar
bireyler iin riskler sunar. rnein,
evlenmek bugn, evliliin mr boyu
sren bir kurum olduu bir zamanda
olduundan daha riskli bir abadr.
Eitimsel niteliklerle ve meslek
yaamndaki yollarla ilgili kararlarn da
riskli olduu hissedilebilir: Bizimki
kadar hzla deien bir ekonomide
hangi becerilerin deerli olacan
nceden bildirmek gtr.
Beck'e gre (1995), risk toplumunun nemli bir yan, tehlikelerinin
mekansal olarak, zamansal olarak ya da
toplumsal olarak kstl olmamasdr.

1019

Bugnn riskleri tm lkeleri ve tm


toplumsal snflar etkiler; bunlarn srf
kiisel deil, kresel sonular vardr.
Yukarda grdmz zere, insan
salyla ve evreyle ilgili olanlar gibi
retilmi riskin pek ok biimi ulusal
snrlar geer. Ukrayna'daki ernobil
nkleer g tesisinde 1986'da
gerekleen patlama bu noktann ak
bir rneini salar. ernobil'in yakn
evresinde yaayan herkes -ya, snf,
cinsiyet ya da konum nemli olmak
szn- tehlikeli dzeylerde radyasyona
maruz kald. Ayn zamanda, kazann
etkileri ernobil'in ok tesine uzand
-patlamadan ok sonra Avrupa'nn her
yannda, ve tesinde, olaan olmayan
yksek radyasyon dzeyleri fark edildi.

leriye bakarken
Yeni bir yzyln ilk onylnda
dururken, gelecek yz yla, barl
toplumsal ve ekonomik gelimenin mi
yoksa kresel sorunlarn -belki de
zlmesi insanln becerisinin
tesinde olan- artnn m damgasn
vuracan nceden grememekteyiz.
ki yz yl nce yazan sosyologlardan
farkl olarak biz, Martin Rees'in yirmi
birinci yzylla ilgili ktm ser
ndeyilerinin tartlmasnn gsterdii
zere (kutuya baknz), modern
sanayinin, teknolojinin ve bilimin,
sonular bakmndan hibir ekilde
btn olarak yararl olmadn aka
gryoruz. Bilimsel ve teknolojik
kalknmaler ok byk kazanmlar ve
yitimleri olanakl klan riskleri ieren bir
dnya yaratmtr. zellikle gelimi
dnyada, nfus daha nce olmad
denli varsldr, ancak, btn dnya
ekolojik felakete daha yakndr.

e v r e v e R is k

Bir umutsuzluk tutumuna m tes


lim olmalyz? Kesinlikle hayr.
Sosyolojinin bize sunduu bir ey varsa,
o da toplumsal kurumlarn kkeninde
insann olduuna degin derin bir
bilintir. Biz yazgmz denetlemenin ve
yaamlarmz daha iyiye doru biim
lendirmenin olanan grmekteyiz; bu,
daha nceki kuaklar iin imgelenemez
olan bir ey.
Yukarda tartlan srdrlebilir
gelime fikri evresel alanda nemli
yenilikleri zendirmeye yardm etmi
tir. Bunlar, zellikle, evresel verimlilik
ve ekolojik modernleme kavramlarn
ierir. evresel verimlilik, ekonomik
bymeyi yaratmada etkili olan, ama
bunu evreye olabildiince zararsz
biimde yapan teknolojiler gelitirmek
anlamna gelir. Brundtland Raporunun
kt 1980'ler kadar yakn zamanlarda
bile, sanayi geliiminin ou biimiyle
ekolojik korumann birbiriyle uyumsuz
olduu yaygn biimde varsaylyordu.
evrebilimsel modernleme savnn
temel fikri, bu sayltnn yanl
olduudur. evresel verimlilii olan
teknolojilerin kullanm, evreyle ilgili
olumlu siyasalar ekonomik bymeyle
biletiren ekonomik kalknma biimleri
retebilir.
Ekolojik modernlemenin sun
duu olanaklar, atk elden-karma
sanayisine, -sanayicilerin ve tketicile
rin her gn rettii tonlarca at
ortadan kaldran sanayi- gnderme
yaplarak rneklendirilebilir. Son
zamanlara dek, yukarda grdmz
zere, bu atn ou yalnca sreten
geiriliyor ve gmlyordu. Bununla
birlikte, bugn sanayinin btn
dntrlmektedir. Teknolojik geli
imler yeniden evrimlenmi kattan

gazete kad retmeyi, eskiden


kullanlan aa lifli kat hamurundan
ok daha ucuz klar. Bundan trdr
ki, bitimsizce aalar kesmektense
kad kullanmak ve yeniden kullanmak
iin evresel nedenlerin yan sra iyi
ekonomik nedenler de vardr. Yalnzca
tek tek irkeder deil btn olarak
sanayiler etkin olarak 'sfr atk'
hedefinin peindedir -yani, tm atk
rnlerin gelecekteki sanayi kullanmiin tamamyla yeniden evrimlenmesi.
Araba yapmclar Toyota ve Honda,
kullandklar araba paralarnda
imdiden yzde 85'k bir yeniden
evrimlenebilirlik dzeyine ulam
bulunmaktadr. Bu balamda, atk, artk
yalnzca gerelerin zararl biimde bir
yana atlmas deil, sanayi iin bir
kaynak ve bir lde, daha ileri
teknolojik yenilikleri drtlemenin bir
aracdr.
Yeniden evrimlemeye ve dolay
syla srdrlebilir kalknma balca
katklardan kimilerinin, bigi teknolojisi
sanayilerinin ar younlukta olduu
alanlardan, rnein Kaliforniya'nn
Silikon Vadisi'nden gelmi olmas
anlamldr. Sanayi retiminin eski
biimlerinin pek oundan farkl olarak
bilii teknolojisi evresel olarak temiz
dir. O, sanayi retiminde ne denli rol
alrsa, zararl evresel etkilerin
indirgenmesinin olasl o denli artar.
Bu dncenin, dnyann daha yoksul
toplumlarnn gelecekteki geliimiyle
bir badam olabilir. En azndan kimi
retim alanlarnda onlarn, eski sanayi
ekonomileri tarafndan retilen kirlilik
olmakszn hzl ekonomik kalknma
elde etmesi olanakl olabilir, nk bilgi
teknolojisi ok daha byk bir rol
oynayacaktr.

1020

e v r e v e R is k

Ekolojik modernlemenin en g
l savunucular bile, kresel evreyi
kurtarmann imdi dnyada var olan
eitsizlik dzeylerinde deimeler
gerekdrmesinin olas olduunu kabul
etmeye zorlanmaktadr. Grm oldu
umuz zere, sanayilemi lkeler imdi
dnya nfusunun yalnzca bete birini
oluturuyorlar. Ancak, bunlar atmosfe
rini kirleten ve kresel snmay abuk
latran yaynmlarn yzde 75'inden
fazlasnn sorumlusudur. Gelimi dn
yadaki ortalama insan, doal kaynaklar,

daha az gelimi lkelerdeki ortalama


bireyin oranndan on kat daha fazla
tketir. Yoksulluun kendisi, yoksul
lkelerde evresel zarara yol aan
uygulamalara balca bir katkda bulu
nur. Ekonomik olarak g koullarda
yaayan insanlarn, kendileri iin
eriilebilir olan yerel kaynaklardan
olabildiince ok yararlanmaktan
baka seenei yoktur. Dolaysyla,
srdrlebilir kalknma kresel eitsiz
liklerden ayr olarak dnlemez.

zet
1 D o a l d n y an n , in san etk in li in d en etk ilen m em i

4 ev resel verim lilik , ev rey e o lab ild i in ce zararsz

o la n p e k az yan vardr. im d i t m to p lu m lar

b i im d e e k o n o m ik b y m e y aratan te k n o lo jile re

e v re se l e k o lo jiy e d egin ilgilerle -m o d e rn sanayinin

g n d e r m e yapar. E k o lo jik m o d e rn le m e , sanayi

ve te k n o lo jin in k arsn d a ev resel zararla en iyi nasl

g eliim iyle e k o lo jik k o ru m a n n b irb iriy le uyu m suz

b a a k la ca v e b u n u n n asl d en etim altnd a

olm ad inan cd r.

tu tu laca - k ar karya g elm ek ted ir. 1 9 7 0 'le rd e

5 ev resel m eselelerin o u risk le yaknd an

yaygnlaan "b y m e n in sn rlar" fik ri, sanayi

ba lan tld r, n k b u n la r bilim in ve te k n o lo jin in

b a k m n d a n b y m en in v e g eliim in , yery z n n

g en ilem esin in so n u cu d u r. G e n e tik olarak

k ay nak larn n so n lu yapsyla uyum lu olm adyla

d e itirim len m i e k in ler b ir b itk in in g en etik

ilgilidir. B u n a k art olarak s rd r leb ilir g eliim ,


b y m e n in o lm a s g erek ti in i am a b u n u n , kaynaklar
a zaltacak b iim d e d eil o n la r y en id en e v rim ley ecek
b i im d e o lm a s g erek ti in e inanr.

b ileim in in m an ip u lasy o n u y la retilir. K re se l


sn m a, a tm o sfe rd e k a rb o n d io k sitin ve tek i
g azlarn d zey inin y k se lm esin in yery zn n
scak l nd a n e d e n old u u aam al ykselie

2 D n y a a p n d a y k selen t k etim r n t le ri

g n d e r m e yapar. K re s e l sn m a n n , sel,

e k o n o m ik b y m en in b ir y an sm asd r am a b u n la r

hastalk larn yaylm as, ar hav a koullar ve

ayrca ev rese l kaynaklar zarara u ratm ak ta ve

y k selen d en iz dzeyleri de iin d e o lm a k zere

k resel eitsizlii id d ed en d irm ek ted ir. E n e r ji

o las so n u lar can alcd r. K re s e l sn m a tm

t k e tim i v e h a m m ad d elerin t k etim i B a t

in san o lu iin olas risk ler su n m ak tad r am a bu n a

lk elerin d e d n y an n b ak a alanlarn da old u u n d an

kar d u rm a ab alarn d z en lem ek g t r n k

o k d aha yksektir. A n c a k , arta n t k etim in n e d en

b u n u n n e d en leri v e olas so n u lar o k eitlid ir.

old u u e v re sel zararn en can alc etk isi y oksu llar

6 G D b e sin le r tartm ald r: G e n e tik d e itirm en in

zerind edir.

al v e k t b e slen m ey i azaltm ad a o k byk

3 ev rese l teh d id in p ek o k kayna vardr.

yararlar o lab ilir am a s z k o n u su o lan te k n o lo ji

B u n la rd a n k im ileri kirlilikle v e a tm o sfe re salverilen

y en id ir ve in sa n la r ve d o al e v re iin risk ler de

atk r n lerle ba lan tld r: H av a kirlilii, asit

tayabilir. n le m ilk esi, o lan ak l risk lerle ilgili

yam u ru, su kirlilii v e y en id en ev rim len eb ilir

y eterli k u ku n u n old u u yerd e, ilerlem eyi

olm ay an kat atklar. te k i e v re se l teh d itler, su,

s rd rm ek te n se var o lan uygulam alara bal

to p ra k v e o rm a n la r g ib i y en ilen eb ilir d o al

k alm an n d aha iyi old u u n u n erir.

k ay nak larn aza ltlm asn v e y aam -eitlili in in


azalm asn ierir.

1021

e v r e v e R is k

Dnme sorular
1 evresel zarardan tr bilim mi yoksa toplum mu sulanmaldr?
2 Bir kresel riskler anda birey bir fark yaratabilir mi?
3 Bat, sanayilemesini byk lde tamamlamken, gelimekte olan lkelere "byme
snrlar" koymak adil midir?
4 Sera etkisi gz nnde bulundurulduunda, nkleer gce ynelme riskini almak saduyuya
uygun mudur?

Ek kaynaklar
Bili Devall, Simple in Means, Rich in Ends (Londra: Green Print, 1990).
AndrewDobson, GreenPoliticalThought, 3. bask (New York: Routledge, 2000).
Steve Hinchliffe ve Kath Woodward (yay. haz.), The Naturalandthe Social: Uncertainty, Risk, Change
(New York: Routledge 2000).
David Pearce ve Edward Barbier, Blueprintfora SustainableEconomj (Londra: Earthscan, 2000).
Jonathon Porritt, SeeingGreen: The Politicsof Ecology Explained(Oxford: Blackwell, 1984).
Mark J. Smith, Ecologism: Tovards Ecological Cit^enship (Buckingham: Open University Press,
1998).
G. Tyler Miller, Jr., Eiving in the Environment: Principles, Connections and Solutions (Londra:
Brooks/Cole, 2000).
Steven Yearley, The Green Case: A Sociology o f Environmental Issues, Arguments and Politics (Londra:
Unwin Hyman, 1991).

n t e r n e t b a la n t l a r

Department for Environment, Food and Rural Affairs


http://www.defra.gov.uk/environment/index.htm
Environmental Organizadon Web Directory
http://www.webdirectory.com
Yeryz Dostlar (Friends of the Earth)
http://www.foe.co.uk
Yeilbar (Greenpeace)
http://www.greenpeace.org.uk
United Nations Development Programme
http://www.undp.org

1022

Kaynaka

A b b o tt, D . (2 0 0 1 ) 'T h e D e a th o f C lass?', Sociology

A n d e rs o n , E . (1 9 9 0 ) Streetvise: Race, Class, and Change

in an Urban Community (C h ica g o : U n iv ersity o f

'Reviei M (K a s m ).

C h ic a g o P ress).

A b e les, R . P. v e M . W. R iley (1 9 8 7 ) 'L on gev ity , S o cia l


S tru ctu re , and C o g n itiv e A g in g ', C. S c h o o le r ve

A n d e rs o n , E S. (1 9 7 7 ) 'T V V io le n c e and V iew er


A g g re ssio n : A ccu m u la tio n o f Stu d y R esu lts 1 9 5 6 -

K . W S c h a ie , yay., Cognitive Functioning and

1 9 7 6 ', Public Opinion Quarterlyil.

Social Structure O verthe U fe Course (N o n v o o d , N J:


A b lex).

A n d e rs o n , S. ve J. C avan ag h (2 0 0 0 ) Top 2 00: The R ise

o f Corporate G lobal Pover, 4 A ralk (Siyasa

A b e l-S m ith , B . ve P. T o w n s e n d (1 9 6 5 ) The P oorand the

Poorest: A N ev Analysis o f the Ministry o f Labour's


'Family Expenditure Survey o f 1953-54 and 1960

A ratrm alar E n stit s ).


A n h eier, H ., M . G la siu s ve M . K a ld o r, yay. (2 0 0 2 )

(L o n d o n : B ell).

G lobal C ivil S ociety 2002 (O x fo rd : O x fo r d


U n iv ersity P ress).

A h m e d , A . S. v e H . D o n n a n (1 9 9 4 ) 'slam in th e A g e
o f P o stm o d e rn ity ', A . S. A h m ed ve D . H astin g s,

A n n e n b e rg e n te r (2 0 0 3 ) 'P a ren ts' U se o f th e V -C h ip

yay., slam, Globali^ation and Postmodernity

to Su p erv ise C h ild ren 's T e le v is io n U se '

(L o n d o n : R o u d ed g e).

(U n iversity o f P en n sy lvan ia).

A k in to y e, S. (1 9 7 6 ) Emergent A frican States: Topics in

A p p ad u rai, A. (1 9 8 6 ) 'In tr o d u c tio n : C o m m o d itie s

Trventieth Century A frican History (L o n d o n :

and th e P o litics o f V alu e', A . A p p ad u rai, yay., The

L o n g m a n ).

Social E fe o f Things (C am b rid g e: C am b rid g e


U n iv ersity P ress).

A lbrow , M . (1 9 9 7 ) The G lobal A ge: State and S ociety

Beyond Modernity (S ta n fo rd , C A : S ta n fo rd

A p p elb a u m , R . P. v e B . C h riste rso n (1 9 9 7 ) 'C h eap

U n iv e rsity P re ss).

L a b o r S trateg ies and E x p o r t- O rie n te d


In d u strializatio n : S o m e L e s s o n s fro m th e E a s t

A ld rich , H . E . v e P. V M a rsd en (1 9 8 8 ) E n v iro n m e n ts


and O rg a n iz a tio n s', N . J. S m elser, yay., H andbook

A sia / L o s A n g eles A p p arel C o n n e c tio n ',

o f Sociology (N evvbury P ark , C A : Sage).

InternationalJournal o f l Irban and Rsgional Research


2 1 (2).

A le x a n d e r, Z . (1 9 9 9 ) The Department o f H ealth Study o f

Black, A sian and Ethnic Minority Issues (L o n d o n ,

A p p elb a u m , R . P v e j . H e n d e rso n , yay. (1 9 9 2 ) States

and Development in the A sian Pacific Rim (N evvbury

D o H ).

P ark , C A : Sag e).

A ilen , M . P. (1 9 8 1 ) 'M an ag erial P o w er and T e n u re in


th e L a rg e C o rp o ra tio n ', Social Forces 6 0.

A p ter, T . (1 9 9 4 ) Working Women D on'tH ave Wives:

Professional Success in the 1990s (N ew Y o rk : S t

A m n e sty In te r n a tio n a l (2 0 0 2 ) 'S ta te C o n tro l o f th e

M a rtin 's P ress).

In te r n e t in C h in a ', 2 7 u b at.
A m n e sty In te r n a tio n a l (2 0 0 4 ) 'P eo p le's R e p u b lic o f

A rb e r, S. ve J. G in n (2 0 0 4 ) A g ein g and G e n d e r:
D iv ersity and C h a n g e', Social Trends 3 4 (L o n d o n :

C h in a C o n tro ls T ig h te n as In te r n e t A ctiv ism

H M S O ).

G ro w s ', 2 8 O ca k .
A m s d e n , A . H . (1 9 8 9 ) A sia's N ex t G iant: South Korea

A rb e r, S ., K . D a v id so n v e J. G in n , yay. (2 0 0 3 ) Gender

and Ageing. Changing Roles and Rilationships

and E ate Industriali^ation (N e w Y o rk : O x fo r d

(B u ck in g h a m : O p e n U n iv ersity P ress).

U n iv ersity P re ss).
A m sd e n , A . H ., J. K o c h a n o w ic z v e L . T a y lo r (1 9 9 4 )

The M arket M eets lts M ateh: Kestructuring the


Economies o f Eastern Europe (C a m b rid g e, M A :

A ries, P. (1 9 6 5 ) Centuries o f Childhood (N ew Y o rk :


R a n d o m H o u se ).
A R I S (2 0 0 1 ) American Religious Identification Survey 2001
(T h e G ra d u a te e n te r o f th e C ity U n iv ersity o f

H a rv a rd U n iv ersity P ress).

N e w Y o rk ).

1023

K aynaka

A rrig h i, G . (1 9 9 4 ) The Long Tventieth Century: Money,

B a rn e s , C. (2 0 0 3 ) Disability Studies:W hat' the Point?

Pover, and the Origin o f Our Times (N ew Y o rk :

(U n iv ersity o f L a n ca ste r).

V e rso ).

B a r n e t, R . J. v e J . C avan ag h (1 9 9 4 ) G lobal Dreams:

A s h to n , D . N . (1 9 8 6 ) Unemployment Under Capitalism:

Im perial Corporations and the N ev World Order (N e w

The Sociology o f British and American T abour M arkets

Y o rk : S im o n and S ch u ste r).

(L o n d o n : W h e a ts h e a f).

B a r r e t-D u c r o c q , F. (1 9 9 2 ) Love in the Time o f Victoria:

A sh w o rth , A . E . (1 9 8 0 ) Trench Warfare, 1914-1918

Sexuality and D esire Among W orking-Class Men and


Women in Nineteenth-Century London (H a rm o n d s-

(L o n d o n : M a cm illan ).

w o rth : P en g u in ).

A sk w ith , R . (2 0 0 3 ) 'Contender', Observer, 6 N isan .

B a r th , F. (1 9 6 9 ) E thnic Groups and Boundaries (L o n d o n :

A tch ley , R . C. (2 0 0 0 ) Social Forces and Aging: A n

A ilen and U n w in ).

Introduction to Social Gerontology (B e lm o n t, C A :


W ad sw orth ).

B a su , A ., yay. (1 9 9 5 ) The Challenge o f L ocal Feminisms:

Women's Movements in G lobalPerspective (B o u ld er,

B a c k , L . (1 9 9 5 ) Ethnicities, M ultiple Racisms: Race and

C O : W estview ).

N ation in the U ves o f Young People (L o n d o n : U C L


P re ss).

B au d rillard , J. (1 9 8 8 ) Selected Writings (C am b rid g e:


P olity ).

B a h ra m i, H . ve S. E v a n s (1 9 9 5 ) 'F le x ib le R e cy clin g

B a u m a n , Z . (1 9 8 9 ) Modernity and the Holocaust

and H ig h -T e c h n o lo g y E n tre p re n e u rs h ip 1,

California Management Reviev 22.

(C am b rid g e: P olity ).
B a u m a n , Z . (2 0 0 3 ) L iqu id Love: On the Frailty o f

Bailey, J. M . (1 9 9 3 ) 'H e rita b le F a c to rs In flu e n c e


S e x u a l O rie n ta tio n in W o m e n ', A rchives o f G eneral

Human Bonds (C a m b rid g e: Polity).

Psychiatry 5 0 .

B B C (2 0 0 1 ) Murdoch H eads M edia Pover List, 16

B ailey, J. M . ve R . C . P illard (1 9 9 1 ) 'A G e n e tic Stu d y

H a ziran . O n lin e ad resi

o f M a le Se xu a l O rie n ta tio n ', A rchives oj General

< h ttp :/ / n e w s.b b c.co . uk/1 / h i/ en tertain m en t/

Psychiatry 4 8 .

1 4 4 1 0 9 4 .s t m > .

B a k er, D . v e M . W e isb ro t (1 9 9 9 ) Social Security: The

B B C (2 0 0 2 ) Falvell'SorryforM oham m ed Rjemark, 13

Phony Crisis (C h ica g o : U n iv ersity o f C h ic a g o

E k im . O n lin e ad resi

P re ss).

< h ttp : //n e w s .b b c .c o .U k / 2/ h i/ a m e rica s /2 3 2 3 8 9 7


.s tm > .

B a lm e r, R . (1 9 8 9 ) M ine Eyes Have Seen the Glory: A

Journey into the Evangelical Subculture in A m erica

B B C (2 0 0 4 ) O ffcial Dovnloads C hart Taunches, 2 8

(N e w Y o rk : O x f o r d U n iv ersity P ress).

H a ziran . O n lin e ad resi


< h ttp :/ / n e w s .b b c.co .U k / l/ h i/ e n te rta in m e n t/ m u

B a lsw ick , J . O . (1 9 8 3 ) 'M ale In e x p re s siv e n e ss', K .

s ic / 3 8 4 6 4 5 5 .s tm > .

S o lo m a n v e N . B . L evy, yay., Men in Transition:

Theory and Therapj (N ew Y o rk : P len u m P ress).

B B C (2 0 0 4 ) Q & A : W ill I Be S u edfor Music-Svapp 'ng?, 1


E k im . O n lin e ad resi

B a lte s, P. B. v e K . W. S c h a ie ( 1 9 7 7 ) 'T h e M y th o f th e
T w ilig h t Y e a rs', S. Z a rit, yay., Readings in Aging and

< h ttp :/ /n e w s .b b c.co .U k / l/ h i/ e n te rta in m e n t/ m u

D eath: Contemporary Perspectives (N ew Y o rk : H a rp e r

s ic / 3 7 2 2 6 2 2 .s tm > .

and R o w ).

B B C (2 0 0 4 ) UK M usic to Sue Online 'Pirates', 1 E k im .


O n lin e adresi

B a m fo r th , A . (1 9 9 9 ) 'T h e R estiv e S e a so n ', G u ard ian ,


1 5 A ralk .

< h ttp :/ /n e w s .b b c.co .U k / l/ h i/ en terta in m en t/ m u sic/


3 7 2 2 4 2 8 .s t m > .

B a ra sh , D . (1 9 7 9 ) The Whisperings Within (N e w Y o rk :


H a rp e r and Rov,

B B C (2 0 0 5 ) 1Violent Crime 'Rise1Sparks Row, 21 N isan .


O n lin e ad resi < h ttp : / /n e w s .b b c .c o .u k / 1

B a rk e r, M . (1 9 8 1 ) The N ew Racism: Conservatives and the

ldeology o f the Tribe (F re d e ric k M D : U n iv ersity

/ hi/ u k _ p o litics /v o te _ 2 0 0 5 / fr o n tp a g e / 4 4 6 7 5 6 9 .

P u b lic a tio n s o f A m e rica ).

s tm > .

B a rk e r, R . (1 9 9 7 ) Political deas in Modern Britain

B e a ll, J. (1 9 9 8 ) 'W h y G e n d e r M a tte rs1, H abitat Debate


4 (4 ).

( L o n d o n and N e w Y o rk : R o u tled g e).


B a rn e s , C . (1 9 9 1 ) D isabled People in Britain and

Discrimination (L o n d o n : H u rs t and C o ).

B easley , C . (1 9 9 9 ) W hatlsFem inism ? (T h o u sa n d O a k s,


C A , and L o n d o n ).

B a rn e s ,

C . (2 0 0 2 ) D isa b ility Stu d ies (C am b rid g e: Polity).

B e c k , U. (1 9 9 2 ) R isk Society: Tomards a Nev Modernity


(L o n d o n : Sag e).

1024

Kaynaka

B e c k , U. (1 9 9 5 ) Ecological Politics in an A ge o f R isk

B la n d e n , J., A . G o o d m a n , P. G re g g , ve d ierleri
(2 0 0 2 ) Changes in lntergenerationalM obility in Britain

(C a m b rid g e: P olity ).

(L o n d o n : C e n tre fo r th e E c o n o m ic s o f

B e c k , U. v e E . B e c k -G e r n s h e im (1 9 9 5 ) The N orm al

E d u c a tio n , L o n d o n S c h o o l o f E c o n o m ic s and

Chaos o f Love (C a m b rid g e: P olity ).


B e c k e r, H . (1 9 5 0 ) Through Values to SocialInterpretation.
(D u rh a m , N C : D u k e U n iv ersity P ress).
B e c k e r, H . S. (1 9 6 3 ) Outsiders: Studies in the Sodology o f

Deviance (N e w Y o rk : F re e P ress).
B e ll, A ., M . W e in b e rg ve S. H a m m e rsm ith (1 9 8 1 )

S exual Pret erence: Its Development in Men and Women

P o litica l S c ie n c e ).
B la n k e n h o rn , D . (1 9 9 5 ) Fatherless Am erica (N ew Y o rk :
B a s ic B o o k s ).
B lau ,P .M . (1 9 6 3 ) The Dynamics o f Bureaucracy (C h ica g o :
U n iv ersity o f C h ica g o ).
B la u , P. M . v e O . D . D u n c a n (1 9 6 7 ) The American

Occupational Structure (N ew Y o rk : W iley).

(B lo o m in g to n : In d ia n a U n iv ersity P ress).
B e ll, D . (1 9 9 7 ) 'T h e W orld and th e U n ited S ta te s in

B la u n e r, R . (1 9 6 4 ) A lienation and Freedom (C h ica g o :


U n iv ersity o f C h ic a g o P ress).

2 0 1 3 ', Daedelus 1 1 5 (Yaz).


B e r e s fo r d , P. v e J. W a llc ra ft (1 9 9 7 ) 'P sy ch iatric Sy stem

B lo c k , E (1 9 9 0 ) Postindustrial Possibilities: A Critique o f

Economic Discourse (B erk eley : U n iv ersity o f

S u rv iv o rs and E m a n c ip a to ry R esea rch : Issu es,

C a lifo rn ia P ress).

O v e rla p s and D iffe r e n c e s ', C . B a rn e s ve G .


M e r c e r, yay, n Doing D isability Research (L eed s:

B lo n d e t, C. (1 9 9 5 ) 'O u t o f th e K itc h e n and O n to th e


Stre e ts: W o m e n 's A ctiv ism in P eru ', A . B a su , yay.,

T h e D isa b ility P re ss).

The Challenge o f L ocal Feminisms (B o u ld er, C O :

B e rg e r, P. L . (1 9 6 3 ) Invitation to Sodology (G a rd e n City,

W est-view ).

N Y : A n c h o r B o o k s ).
B e rg e r, P. L . (1 9 6 7 ) The Sacred Canopy:

B o b a k , L . (1 9 9 6 ) 'India's T inj Slaves', O tto w a S u n , 2 3


E k im .

Elements o f a Sodological Theory o f Religion (G a rd e n


City, N Y : A n c h o r B o o k s ).

B o d e n , D . ve H . M o lo tc h (1 9 9 4 ) 'T h e C o m p u lsio n o f
P ro x im ity ', D . B o d e n v e R . F ried la n d , yay.,

B e rg e r, E L . (1 9 8 6 ) The Capitalist Revolution: Fifty

Novbere Space, Time, and Modernity (B erkeley :

Propositions about Prosperity, Equality, and U berty

U n iv ersity o f C a lifo rn ia P ress).

(N e w Y o rk : B a s ic B o o k s ).
B e rg e r, P. L . v e T . L u ck m a n n (1 9 6 6 ) The

B o n a c ic h , E . v e R . P. A p p e lb a u m (2 0 0 0 ) Behind the

E abel: lnequality in the L os Angeles Garment lndustry

Social Construction o f Reality: A Treatise in the


Sodology o f Knovledge (G a rd e n City, N Y :
D o u b le d a y ).

(B erk eley : U n iv ersity o f C a lifo rn ia P ress).


B o n n ey , N . (1 9 9 2 ) 'T h e o r ie s o f S o cia l C lass and
G e n d e r', Sodology Reviev 1.

B e rle , A . v e G . C . M e a n s (1 9 9 7 ) The

Modern Corporation and Private Property (B u ffa lo ,

B o o t h , A . (1 9 7 7 ) 'F o o d R io ts in th e N o rth -w e s t o f
E n g la n d , 1 7 7 0 - 1 8 0 1 ', Past and Present 77

N Y : H e im ).
B e r n s te in , B . (1 9 7 5 ) Class, Codes and Control (L o n d o n :

B o r ja , J. v e M . C astells (1 9 9 7 ) L o c a l and G lo b a l: The

Management o f Cities in the Information A ge (L o n d o n :

R o u d ed g e ).

E a rth s c a n ).

B e r te ls o n , D . (1 9 8 6 ) Snow flak.es and Snovdrifts:

ndividualism and Sexuality in America. (L a n h a m ,

B o r n , G . (2 0 0 4 ) Uncertain Vision: Birt, D yke and the

Reinventton o f the B B C (L o n d o n : S e c k e r &

M D : U n iv ersity P re ss o f A m erica).

W arbu rg).

B e rth o u d , R . (1 9 9 8 ) The Incomes o f Ethnic

M inorities (C o lc h e ste r: E s s e x n iv ersitesi, Sosyal

B o sw e ll, J. (1 9 9 5 ) The M arriage o f U keness: Sam e-Sex

Unions in Pre-Modern Europe (L o n d o n : F o n ta n a ).

v e E k o n o m ik A ra trm a E n stit s ).
B ir r e n , J. E . ve K . W. S c h a ie, yay. (2 0 0 1 )

B o u rd ie u , P. (1 9 8 6 ) Distinction: A S odal Critique o f

H andbook o f the Psychology o f Aging, 5. b asm (San

Judgements o f Taste (L o n d o n : R o u d e d g e and K e g a n

D ie g o , C A , and L o n d o n : A c a d e m ic P ress).

P aul).

B la c k b u rn , R . (2 0 0 2 ) Banking on Death (L o n d o n :

B o u rd ie u , P. (1 9 8 8 ) Eanguage and Symbolic Pover


(C am b rid g e: P olity ).

V e rso ).
B la ir, T . (2 0 0 4 ) B a k a n n k o n u m as, 1 A u sto s 2 0 0 5

B o u rd ie u , P. (1 9 9 0 ) The Logic o f Practice (C am b rid g e:


Polity).

( < h ttp :/ / w w w .n u m b er- 10.g ov .u k / o u tp u t/ p ag e


5 7 1 6 .a sp > ).

1025

K aynaka

B o u rd ie u , P. (1 9 9 2 ) A n lnvitation to Reflexive Sociology

B r u c e , S. (1 9 9 0 ) P ray T V : Televangelism in Am erica

(C h ica g o : U n iv ersity o f C h ic a g o P ress).

(N ew Y o rk : R o u d ed g e).

B o u rd ie u , P. v e J.-C . P a sse ro n (\911)Reproduciion in

B r u c e , S. (1 9 9 6 ) Religion in the Modern W orldfrom

Education, Society and Culture (L o n d o n : Sag e).

Cathedrals to Cults (O x fo rd : O x f o r d U n iv ersity


P ress).

B o w lb y , J. (1 9 5 3 ) C hild Care and the Grovth o f ILove


(H a rm o n d s w o rth : P en g u in ).

B ru m b e r g , J. J. (1 9 9 7 ) The Body Project (N ew Y o rk :


V in ta g e).

B o y e r, R . v e D . D r a c h e (1 9 9 6 ) States against M arkets:

The U m its o f Globali^ation (L o n d o n : R o u tled g e).

B ru n d d a n d , C. (1 9 8 7 ) Our Common Future (N ew Y o rk :


U n ite d N a tio n s).

B ra n n e n , J. (2 0 0 3 ) 'T h e A g e o f B e a n p o le F a m ilies',

Sociology Reviev 1 3 (1 ).

B ry s o n , V (1 9 9 3 ) 'F e m in ism ', R . E a tw e ll ve A .


W rig h t, yay., Contemporary Political Ideology (L o n d o n :

B ra ss, D . J . (1 9 8 5 ) 'M e n 's and W o m e n 's N e tw o rk s : A

P in te r).

Stu d y o f In te r a c tio n P a tte rn s and In flu e n c e in an


O rg a n iz a tio n ', Academy o f ManagementJou rn al 2 8 .

B u ll, P. (1 9 8 3 ) Body Movement and Interpersonal

B ra v e rm a n , H . (1 9 7 4 ) L abou r andM onopoly C apital: The

Degradation o f W ork in the Tventieth Century (N e w

Communication (N ew Y o rk : W iley).
B u rc h e ll, B . v e d i erleri (1 9 9 9 ) Jo b Insecurity and W ork

lntensification: Flexibility and the Changing Boundaries


o f W ork (Y o rk : Y P S ) .

Y o rk : M o n th ly R e v ie w P ress).
B re a d fo r th e W o rld In stitu te (2 0 0 5 ) H u n g e r B a sics.

B u r g o o n , J . v e d i erleri (1 9 9 6 ) N onverbal Commu

O n lin e ad resi < h ttp :/ / w w w .b read .o rg / h u n g er

nication: The Unspoken Dialogue, 2. b asm (N ew

b a s ic s / > .
B re e n , R . v e J. H . G o ld th o r p e (1 9 9 9 ) 'C lass In eq u ality

Y o rk : M c G ra w -H ill).
B u rle ig h , M . (1 9 9 4 ) D eath and Deliverance (C am b rid g e:

a nd M e rito cra cy : A C ritiq u e o f S au n d ers and an


A lte rn a tiv e A n aly sis', British Journal o f Sociology 5 0.

C a m b rid g e U n iv ersity P ress).


B u rn s, T . v e G . M . S ta lk er (1 9 6 6 ) The Management o f

B re n n a n , T . (1 9 8 8 ) 'C o n tro v e rsia l D is c u s s io n s and


F e m in is t D e b a te ', N . Seg al v e E . T im m s , yay., The

Innovation (L o n d o n : T a v isto ck ).

Origins and Evolution o f Psychoanalysis N ev Haven

B u t le r ,J. (1 9 9 9 ) Gender Trouble: Feminism and the

(N e w H a v e n , C T : Y a le U n iv ersity

Subversion o f Identity (L o n d o n : R o u d ed g e).

P re ss).

B u d e r, J. (2 0 0 4 ) Undoing Gender (L o n d o n : R o u d ed g e).

B rew e r, R . M . (1 9 9 3 ) 'T h e o riz in g R a ce , C lass and

B u d e r, T . v e M . Sav age (1 9 9 5 ) Social Change and the

G e n d e r: T h e N e w S c h o la rsh ip o f B la c k F e m in is t

M iddle Classes (L o n d o n : U C L P ress).

In te lle ctu a ls and B la c k W o m e n 's L a b o r ', S. M .

B ythew ay, B . (1 9 9 5 ) Ageism (B u ck in g h a m and B ris to l,

Ja m e s v e A . P. A . B u sia , yay, Theorizing B lack

Feminisms: The Visionary Pragmatism o f B lack Women

P A : O p e n U n iv ersity P ress).
C a b in e t O f fic e (1 9 9 9 ) Sharing the Nation's Prosperity.

(N e w Y o rk : R o u tled g e).

Variation in Economic and Social Conditions across the


U K (L o n d o n : H M S O ) .

B rise n d e n , S. (2 0 0 5 ) Poem sfor Pefect People


( < http :/ / w w w .leed s.ac.u k / d isab ility -

C a b in e t O f fic e (2 0 0 3 ) Ethnic Minorities and the Eabour

stu d ies/ a rch iv eu k / b risen d en /


P o e m s .p d f> ).

M arket: FinalR eport, M arch (L o n d o n : H M S O ).

B ro w n , C . v e K . Ja s p e r , yay. (1 9 9 3 ) Consuming Passions:

C ah ili, S. (2 0 0 4 ) 'T h e In te r a c tio n O rd e r o f P u b lic

Feminist A pproaches to Eating Disorders and Weight


Preoccupations (T o ro n to : S e c o n d S to ry P ress).

B a th r o o m s ', C ah ili, yay., inside Social L ife: Readings

in Sociological Psychology and Microsociology, 4. b a sm


(L o s A n g eles: R o x b u ry P u b lish in g C o m p an y ).

B ro w n e , K . (2 0 0 5 ) A n Introduction to Sociology, 3. b a sm
(C a m b rid g e : P olity ).

C an d e, T. (2 0 0 3 ) ndependent Report o f the Community

Cohesion Rsview Team (L o n d o n : H o m e O ffic e ).

B ro w n e , K . v e I. B o ttr ill (1 9 9 9 ) 'O u r U n eq u a l,


U n h e a lth y N a tio n 1, Sociology Reviev 9.

C ap p s, W H . (1 9 9 0 ) The N ev Religious Right: Piety,

Patriotism, and Politics (C o lu m b ia : U n iv ersity o f

B ro w n m ille r, S. (1 9 7 5 ) A gainst Our W ili: Men, Women

S o u th C a ro lin a P ress).

and Rape (L o n d o n : S e c k e r and W arb u rg ).

C a rd o so , F. H . v e E . F a le tto (1 9 7 9 ) Dependency and

B ru b a k e r, R . (1 9 9 8 ) 'M ig ra tio n s o f E th n ic
U n m h d n g in th e "N e w E u r o p e '" , Inter

Development in E atin America (B erkeley : U n iv ersity

national Migration Reviep 3 2.

o f C a lifo rn ia P ress).

1026

Kaynaka

C a rlen , P. (1 9 8 3 ) Womeris Imprisonment: A Study in

C h a s e -D u n n , C . (1 9 8 9 ) G lobal Formation: Structures o f

the World Economy (O x fo rd : B lack w ell).

Social Control (L o n d o n and B o s to n : R o u d ed g e &


K eg a n P a u l).

C h erlin , A . (1 9 9 9 ) Public and Private Families: A n

Introduction (N ew Y o rk : M c G ra w H ill).

C a rrin g to n , K . (1 9 9 5 ) 'P o stm o d e rn is m and F e m in is t


C rim in o lo g ies: D is c o n n e c tin g D is c o u r s e s 1,

C h o d o ro w , N . (1 9 7 8 ) The Reproduction o f Mothering

InternationalJournal o f the Sociology o f Eaw 2 2 .

(B erk eley : U n iv ersity o f C a lifo rn ia P ress).

C a rrin g to n , K . (1 9 9 8 ) 'P o stm o d e rn is m and

C h o d o ro w , N . (1 9 8 8 ) Psychoanalytic Theory and Feminism

C rim in o lo g ies: F ra g m e n tin g th e C rim in o lo g ica l


S u b je c t', P. W a lto n v e J. Y o u n g , yay., The New

Criminology Revisited (L o n d o n : M acm illan ).

(C am b rid g e: Polity).
C h o m sk y , N . (1 9 9 1 ) M edia Control: The Spectacular

Achievements o f Propaganda (N ew Y o rk : S ev en

C astells, M . (1 9 7 7 ) The Urban Question: A M arxist

A pproach (L o n d o n : E d w ard A rn o ld ).

S to rie s P ress).
C h u a, A . (2 0 0 3 ) World on F ire: How Exporting Free

C a stells, M . (1 9 8 3 ) The City and the G rass Roots: A

M arket Democracy Breeds Ethnic H atred and G lobal


Instability (N ew Y o rk : D o u b le d a y ).

Cross-Cultural Theory o f Urban Social Movements


(L o n d o n : E d w a rd A rn o ld ).

C h u rc h o f E n g la n d (1 9 8 5 ) Faith in the City: The Report

C astells, M . (1 9 9 2 ) 'F o u r A sia n T ig e r s w ith a D r a g o n

o f the Archbishop o f Canterbury's Commission on


Urban Priority A reas (L o n d o n : C h ristia n A c tio n ).

H e a d : A C o m p a ra tiv e A n aly sis o f th e S ta te,


E c o n o m y , and S o c ie ty in th e A sia n P a cific R im ',
R . P. A p p e lb a u m ve J. H e n d e rso n , yay., States and

C IA (2 0 0 0 / 4 ) The World Factbook. O n lin e a d resi<


w w w .cia.g ov / cia/ p u b lic a tio n s / fa c tb o o k > .

Development in the A sian Pacific Rim (N ew b u ry P ark ,


C A : Sage).

C ico u re l, A . V (1 9 6 8 ) The Social Organi^ation o f Juvenile

Justice (N ew Y o rk : W iley).

C astells, M . (1 9 9 6 ) The Rise o f theN etvork Society


(O x fo rd : B la ck w ell).

C isn ero s, H . G . (1 9 9 3 ) Intenvoven Destinies: Cities and the

N ation (N e w Y o rk : N o r to n ).

C astells, M . (1 9 9 7 ) The Pover o f Identity (O x fo rd :


B la ck w ell).

C lark , K . v e S. D rin k w a te r (1 9 9 8 ) 'S e lf-E m p lo y m e n t


and O c c u p a tio n a l C h o ic e ', D . L eslie, yay., A n
Investigation o f R acial Disadvantag (M a n ch ester:

C astells, M . (1 9 9 8 ) E n d o f Millenmum (O x fo rd :
B la ck w ell).
C astells, M . (2 0 0 0 ) 'In fo r m a tio n T e c h n o lo g y and
G lo b a l C a p ita lism ', W. H u tto n v e A . G id d en s,
yay., On the Edge: U ving m th G lobal Capitalism
(L o n d o n : C ap e).

M a n c h e ste r U n iv ersity P ress).


C lark , T . N . v e V. H o ffm a n -M a r tin o t (1 9 9 8 ) The Nem

Political Culture Boulder (B o u ld e r, C O : W estview ).


C leg g , M ., A . F in n e y ve K . T h o r p e (2 0 0 5 ) Crime in

England and Wales: Quarterly Update to December


2004 (L o n d o n : H o m e O ffic e ).

C astells, M . (2 0 0 1 ) The Internet G alaxy: Reflections on the

Internet, Business, and Society (O x fo rd : O x fo r d


U n iv e rsity P re ss).

C leg g , S. (1 9 9 0 ) Modern Organi^ations: Organi^ation

Studies in the Postmodern World (L o n d o n : Sag e).

C astles, S. v e M . J. M iller (1 9 9 3 ) The A ge o f Migration:

International Population Movements in the Modern


W orld (L o n d o n : M acm illan ).
C h a m b e rla in , M . (1 9 9 9 ) 'B ro th e rs and S isters, U n c le s

C low ard , R . v e L . O h lin (1 9 6 0 ) Delinquency and

Opportunity (N ew Y o rk : F re e P ress).
C N N (2 0 0 1 ) Fahvell Apologi^es to Gays, Feminists,

Lesbians, 1 4 E y l l

and A u n ts: A L a te ra l P e rsp e c tiv e o n C a rib b e a n


F a m ilies', E . B . Silv a v e C. S m a rt, yay, The Nem

( < h ttp :/ / a rch iv es.cn n c o m / 2 0 0 1 / U S / 0

Family ? (L o n d o n : Sag e).

9 / 1 4 / F a lw ell.a p o lo g y / > ) .

C h a m b ss, W. J. (1 9 7 3 ) 'T h e S a in ts and the

C o h e n , A . (1 9 5 5 ) Delinquent Boys (L o n d o n : F re e
P ress).

R o u g h n e ck s ', Society, K a sm .
C h a m b ss, W J. (1 9 7 8 ) On the T ake: From Petty C rooks

C o h e n , L . E ., J. P. B r o s c h a k v e H . A . H a v em a n (1 9 9 8 )

to Presidents (B lo o m in g to n : In d ia n a U n iv ersity

'A n d T h e n T h e r e W ere M o re ? T h e E f f e c t o f

P re ss).

O rg a n iz a tio n a l S e x C o m p o s itio n o n th e H irin g


and P r o m o tio n o f M a n a g e rs', American Sociologi-

C h a rlto n , J . I. (1 9 9 8 ) N othingA bout Us W ithout Us:

Disability Oppression and Em pom rm ent (B erkeley :


U n iv ersity o f C a lifo rn ia P ress).

cal Reviev 6 3 (5 ).
C o h e n , R . (1 9 9 7 ) G lobal D iasporas: A n ntroduction

1027

Kaynaka

(L o n d o n : U C L P ress).

C u m in g s, B . (1 9 8 7 ) 'T h e O rig in s and D e v e lo p m e n t


o f th e N o r th e a s t A sia n P o litica l E c o n o m y :

C o h e n , S. (1 9 8 0 ) F olk Devils and M oral Panics: The

Creatiot o f theM ods and Rockers (O x fo rd : M artn

In d u stria l S e c to rs , P ro d u c t C y cles, and P o litical

R o b e r ts o n ).

C o n s e q u e n c e s ', F. C . D e y o , yay., The Political


Economy o f the N ev A sian lndustrialism

C o le , T. R . (1 9 9 2 ) The Journey o f L ife: A Cultural

(Ith a ca , N Y : C o rn e ll U n iv ersity P ress).

History o f Aging in A m erica (C am b rid g e:

C u m in g s, B . (1 9 9 7 ) Korea's Place in the Sun: A Modern

C a m b rid g e u n iversity P ress).

History (N ew Y o rk : N o r to n ).

C o llin s, J. (2 0 0 0 ) 'Q u a lity by O t h e r M ean s'.

C u m m in g , E . ve W. E . H e n ry (1 9 6 1 ) Groving Old: The

y ay m lan m am m e tin , so sy o lo ji b l m

Process o f Disengagement (N e w Y o rk : B a s ic B o o k s ).

W is c o n s in M a d iso n n iv ersitesi.

C u rra n , J. ve J. S e a to n (2 0 0 3 ) Pornr W ithout

C o llin s, J. v e J. P o rra s (1 9 9 4 ) Built to L ast

Responsibility: The Press, Broadcasting and N ev M edia


in Britain (L o n d o n : R o u tled g e).

(N e w Y o rk : C en tu ry ).
C o n n e ll, R . W. (1 9 8 7 ) Gender and Pornr: Society, the

C u rrie, D . ve M . S in e r (1 9 9 9 ) 'T h e B B C B a la n cin g

Person andSexualP olitics (C am b rid g e: Polity).

P u b lic and C o m m e rcia l P u rp o se ', Public Purpose in

C o n n e ll, R . W (2 0 0 1 ) The Men and the Bovs (B erk eley

Broadcasting Funding the B B C (L u to n : U n iv ersity o f

and L o s A n g e les: A ile n and U n w in ).

L u to n P ress).

C o n n e ll, R . W. (2 0 0 5 ) M asculinities (C am b rid g e:

C u rrie, E . (1 9 9 8 ) 'C rim e and M a rk e t S o cie ty L e s s o n s

P olity).

fro m th e U n ited S ta te s', P W a lto n v e J. Y o u n g ,

C o o k , R . (2 0 0 1 ) R o b in C o o k 'su n 'C h ick en

yay, The New Criminology Revisited (L o n d o n :

T ik k a M asa la S p e e c h 1. L o n d ra 'd a S o cia l M a rk e t

M acm illan ).

F o u n d a d io n 'm n D i le r sek reterin in

C ylke, F. K . (1 9 9 3 ) The Environment (N ew Y o rk :

k o n u m a sn d a n , Guardian, P e re m b e 19 N isan .

H a rp e r C o llin s).

C o o n tz , S. (1 9 9 2 ) The Way W eN ever Were: American

D a h lb u rg , J.-T . (1 9 9 5 ) 'S w e a tsh o p C ase D ism a y s Few

Families and the N ostalgia Trap (N e w Y o rk : B a sic

in T h a ila n d ', L os Angeles Times, 2 7 A u sto s.

B o o k s ).

D a h re n d o rf, R . (1 9 5 9 ) Class and Class Conflict in

C o rb in , J. ve A . S tra u ss (1 9 8 5 ) 'M an ag in g C h ro n ic

Industrial Society (L o n d o n : R o u tled g e).

Illn e ss at H o m e : T h r e e L in e s o f W o rk ', Q ualitative

D a v ie , G . (1 9 9 4 ) R eligion in Britain Since 1945: Believing

Sociology 8.

vithout Belonging (O x fo rd : B lack w ell).

C o rsa ro , W (1 9 9 7 ) The Sociology o f Childhood

D a v ie , G . (2 0 0 0 ) R eligion in M odern Europe: A Memory

(T h o u sa n d O a k s, C A : P in e F o rg e P ress).

M utates (O x fo rd : O x f o r d U n iv ersity P ress).

C o w a rd , R . (1 9 8 4 ) Female D esire: Women's Sexuality

D a v ie s , B . (1 9 9 1 ) Frogs and Snails and Feminist Tales

Today (L o n d o n : Palad in).

(Sydney: A ilen an d U n w in ).

C o x , O . C . (1 9 5 9 ) Class, Caste and R ace:A Study in

D a v is, M . (1 9 9 0 ) City o f Quart%: Excavating the Future

Social Dynamics (N ew Y o rk : M o n th ly R ev iew

in L os Angeles (L o n d o n : V in ta g e ).

P re ss).

D av is, S. M . (1 9 8 7 ) Future Perfect (R ead in g , M A :

C rick , B . (2 0 0 4 ) Is Britain Too Diverse? The Responses

A d d iso n -W esley ).

( < h ttp :/ / w w w .p ro sp ect-

D a v is, S. M . (1 9 8 8 ) 2 0 0 1 Management- Managing the

m a g a z in e.co .u k / H tm lP a g es / rep lies.a sp > ).

Future Nom (L o n d o n : S im o n and S ch u ster).

C r o m p to n , R . (1 9 9 7 ) Women and W ork in Modern

Britain (O x fo r d , O x fo r d U niversity P ress).

D e B e a u v o ir, S. (1 9 4 9 ) L e Deu^ieme S ex (Paris:


G allim ard ).

C r o m p to n , R . (1 9 9 8 ) Class and Stratifcation: A n

Introduction to Current Debates, 2. b asm

D e W itt, K . (1 9 9 4 ) 'W ave o f S u b u rb a n G ro w th Is

(C a m b rid g e : Polity).

B e in g Fed by M in o ritie s', N ew York Times, 15


A u sto s.

C row , G . ve M . H a rd ey (1 9 9 2 ) 'D iv ersity and


A m b ig u ity A m o n g L o n e -P a re n t H o u s e h o ld s in

D 'E m ilio , J. (1 9 8 3 ) S exual Politics, Sexual Communities:

M o d e r n B rita in ', C. M a rsh ve S. A rb e r, yay.,

Families and Households: Divisions and Change

The M aking o f a Homo- sexual Minority in the United


States, 1 9 4 0 - 1 9 7 0 (C h ica g o : U n iv ersity o f

(L o n d o n : M a cm illa n ).

C h ic a g o P ress).

1028

Kaynaka

D en n ey , D . (1 9 9 8 ) 'A n ti-R a c ism and th e L im its o f

D T I (2 0 0 0 ) Ju stA rou n d the Corner (L o n d o n :


D e p a rtm e n t o f T ra d e and In d u stry ).

E q u a l O p p o rtu n itie s P o licy in th e C rim in al Ju s tic e


S y ste m 1, C . J . F in e r v e M . N ellis, yay., Crime and

D u G ay, P. (2 0 0 0 ) In Praise o f Bureaucracy: Weber,

SocialExclusion (O x fo r d : B lack w ell).


D e n n is , N . v e G . E r d o s (1 9 9 2 ) Families mthout

Organiation, E thics (L o n d o n : Sag e).


D u n c o m b e , J. ve D . M a rsd en (1 9 9 3 ) 'L o v e and

Fatherhood (L o n d o n : I E A H e a lth ve W elfare U n it).

In tim acy . T h e G e n d e r D iv is io n o f E m o tio n and


" E m o t io n W o rk ": A N e g le cte d A s p e c t o f

D e p a r tm e n t fo r E d u c a tio n and Sk ills (2 0 0 3 ) Survey o f

Information and Communications Technology in School

S o c io lo g ic a l D is c u s s io n o f H e te ro se x u a l

(L o n d o n : H M S O ).

R e la tio n sh ip s', Sociology 2 7 .

D e p a r tm e n t fo r W o rk and P e n sio n s (2 0 0 2 ) D isabled

forU fe? A ttitu d es Totvards, and Experiences o f


Disability in Britain (L o n d o n : H M S O ).

D u n e ie r, M . (1 9 9 9 ) Sidewalk (N ew Y o rk : F arrar,
Strau s and G iro u x ).
D u n e ie r, M . v e H . M o lo tc h (1 9 9 9 ) 'T alk in g C ity
T ro u b le : In te r a c tio n a l V an d alism , S o cial

D e p a r tm e n t o f E c o n o m ic and S o c ia l A ffa irs (2 0 0 2 )

InternationalM igration Keport 20 02 (N ew Y o rk :

In equ ality, and th e "U rb a n In te r a c tio n P r o b le m '",

U n ite d N a tio n s).

A merican Journal o f Sociology 1 0 4 .

D e p a r tm e n t o f S o c ia l S e cu rity (1 9 9 8 ) N ew A m bitions

D u rk h e im , E . (1 9 5 2 ) Suicide: A Study in Sociology


(L o n d o n : R o u d e d g e and K eg a n P a u l).

fo r Our Country: A N ev Contractfo r Welfare


(L o n d o n : H M S O ).

D u rk h e im , E . (1 9 6 1 [1 9 2 5 ]) E'Education morale (Paris:


A lcan ).

D e r r id a ,J . (1 9 7 8 ) Writing and Difference {L o n d o n :


R o u d e d g e & K e g a n P aul).

D u rk h e im , E . ( 1 9 7 6 [1 9 1 2 , 1 9 6 5 ]) TheElem entary

D e r rid a , J. (1 9 8 1 ) Positions (L o n d o n : A th lo n e P ress).

Forms o f the Religious U fe (L o n d o n : A ilen and

D e v a u lt, M . L . (1 9 9 1 ) Feeding the Family: The Social

U n w in ).

Organi^ation o f Caring as Gendered W ork (C h ica g o :

D u rk h e im , E . ( 1 9 8 2 [1 8 9 5 ]) The R ules o f Sociological

M ethod (L o n d o n : M acm illan ).

U n iv ersity o f C h ic a g o P ress).
D e y o , E C . (1 9 8 9 ) Beneath the M iracle: L abor

D u rk h e im , E . ( 1 9 8 4 [1 8 9 3 ]) The Division o f F abourin

Society (L o n d o n : M acm illan ).

Subordination in the N ev A sian Industrialism


(B erk eley : U n iv e rsity o f C a lifo rn ia P ress).

D u s te r, T . (1 9 9 0 ) Backdoor to Eugenics
(N ew Y o rk : R o u d ed g e).

D H S S (1 9 8 0 ) Inequalities in H ealth (L o n d o n : D H S S ).
D ic k e n , P. (1 9 9 2 ) G lobal Shift: The lnternationali^ation o f

D u tt, M . (1 9 9 6 ) 'S o m e R e fle c tio n s o n U S W o m e n o f


C o lo r and th e U n ite d N a tio n s F o u rth W orld

Economic Activity (L o n d o n : C h ap m an ).

C o n fe re n c e o n W o m e n and N G O F o r u m in

D isa b ility R ig h ts C o m m issio n (2 0 0 2 ) Briefng, E k im .


D o b a s h , R . E . ve R . E D o b a s h (1 9 9 2 ) Women, Violence

and Social Change (L o n d o n : R o u d ed g e).

B e ijin g , C h in a ', Feminist Studies 2 2 .


D w o rk in , R . M . (1 9 9 3 ) lJfe's Dominion: A n Argument

A bout A bortion, Euthanasia, and Individual Freedom

D o H (2 0 0 3 ) Smoking, Drinking and Drug Misuse among

Young People in England (L o n d o n : D e p a rtm e n t o f


H e a lth ). O n lin e a d re s i< h ttp :/ / w w w .p u b lication s.

(N ew Y o rk : K n o p f).
D y e r, C. (1 9 9 9 ) 'L e t's Stay T o g e th e r ', Guardian, 25
E k im .

d o h .g o v .u k / p u b lic/ s d d su rv e y 2 0 0 3 .p d f> .
D o r e , R . (1 9 7 3 ) British Factory, Japanese Factory: The

E a tin g D iso rd e rs A s s o c ia tio n (2 0 0 0 ) Eating Disorders

in the United Kingdom: Reviev o f the Provision o f


H ealth Care Servicesfo r Men vith Eating Disorders.

Origins o f N ational Diversity in Industrial Rslations


(L o n d o n : A ilen and U n w in ).

O n lin e ad resi < h ttp :/ /w w w .edauk.

D o y a l, L . (1 9 9 5 ) W hat M akes Women S ick: G enderand

the Political Economy o f H ealth (L o n d o n :


M a cm illa n ).
D r e n te a , P. (1 9 9 8 ) 'C o n s e q u e n c e s o f W o m en 's

co m / su b _ s o m e _ s ta tis tic s .h tm > .

The Economist (2 0 0 0 a ) 'A ll-C lear?', 13 N isan .


The Economist (2 0 0 0 b ) 'P arad ise R eg a in ed ', 21 A ralk.

F o r m a l and In fo r m a l J o b S e a rch M e th o d s fo r

The Economist (2 0 0 2 ) 'T ro u b le in N a n o la n d ', 5 A ralk.

E m p lo y m e n t in F e m a le -D o m in a te d J o b s ', Gender

The Economist (2 0 0 4 ) 'T h e K in d n e ss o f S tra n g ers?', 2 6

and Society 12.


D r e x le r, K . E . (1 9 9 2 ) Engines o f Creation (O x fo rd :

u bat..

The Economist (2 0 0 5 a ) 'B a c k g ro u n d e r: T h e E U

O x f o r d U n iv ersity P ress).

C o n s titu tio n ', 3 H aziran .

1029

K aynaka

The Economist{2 0 0 5 b ) 'B a ck g ro u n d e r: E U

Welfare Capitalism (C am b rid g e: Polity).

E n la rg e m e n t', 2 3 H aziran .

E S R C (1 9 9 7 ) Tventy-Something in the 1990s: Getting on,

The Economist (2 0 0 5 c ) 'B a ck g ro u n d e r: T h e Ira q

Getting by, Getting Novhere. A ra trm a b rifin g i.

D o s s ie r R o w ', 5 N isa n . .

(Sw in d o n : E c o n o m ic and S o c ia l R esea rch


C o u n cil).

E f r o n , S. (1 9 9 7 ) 'E a tin g D iso rd e rs G o G lo b a l', L os

Angeles Times, 18 E k im .

E s te s , C . L . v e M . M in k ler, yay. (1 9 9 1 ) Critical

Perspectives on Aging: The Political and M oral Economy


f Grotving Old (A m ityville: B ay w o o d ).

E h r e n r e ic h , B . v e j . E h re n re ic h (1 9 7 9 )
'T h e P ro fe ss io n a l-M a n a g e ria l C lass', P. W alker,
yay., Betveen U zbour and C apital (H a sso ck s:

E s te s , C. L ., E . A . B in n e y v e R . A . C u lb e rtso n (1 9 9 2 )

H a r v e s te r P ress).

'T h e G e ro n to lo g ic a l Im a g in a tio n : S o cia l


In flu e n c e s o n th e D e v e lo p m e n t o f G e ro n to lo g y ,

E ib l- E ib e s f e ld t , I. (1 9 7 3 ) 'T h e E x p re s siv e B e h a v io u r

1 9 4 5 -P r e s e n t', Aging and Human Development 3 5 .

o f th e D e a f-a n d -B lin d B o r n ', M . v o n C ra n a ch v e


I. V in e , yay, Social Communication and Movement

E s te s , C , S. B ig g s v e C. P h illip s o n (2 0 0 3 ) Social Theory,

(N ew Y o rk : A c a d e m ic P ress).

Social Policy andA geing (B u ck in g h a m : O p e n


U n iv ersity P ress).

E k m a n , E v e W. V. F rie se n (1 9 7 8 ) FacialA ction Coding

System (N e w Y o rk : C o n su ltin g P sy ch o lo g ists

E U (2 0 0 5 ) The European Union at a Glance?

P re ss).

O n lin e adresi

E ld e r, G . H . J. (1 9 7 4 ) Children o f the G reat Depression:

< h ttp :/ /e u r o p a .e u .in t/ a b c / in d e x _ e n .h tm > .

Social Change in U fe Experience (C h ica g o and

E v a n s, D . J. (1 9 9 2 ) 'L e ft R ea lism and th e Sp atial Stu dy

L o n d o n : U n iv ersity o f C h ic a g o P re ss ).

o f C rim e', Crime, Policing and Place: Essays in


Environment Criminology (L o n d o n : R o u d ed g e).

E le c to r a l R e fo r m S o c ie ty (2 0 0 5 ) UK G eneralElections:

Electorates andTurnout 1 9 4 5 -2 0 0 5 ,1 A u sto s.


E li, K . (1 9 9 6 ) 'S o c ia l N e tw o rk s, S o cia l S u p p o rt
C o p in g w ith

E v a n s, M . (2 0 0 0 ) 'P o o r S h o w ', Guardian, 6 M art.


and

E v a n s, P. (1 9 7 9 ) Dependent Development (P rin ce to n :

S e rio u s Illn ess: T h e F am ily

P r in c e to n U n iv ersity P ress).

C o n n e c to n ', Social Science and Medicine 4 2.

E v a n s-P ritc h a rd , E . E . (1 9 5 6 ) N uerReligion

E ls h t a in ,J . B . (1 9 8 7 ) Women and War (N e w Y o rk :

(O x fo rd : O x fo r d U n iv ersity P ress).

B a s ic B o o k s ).

E y s e n c k , H . (1 9 6 4 ) Crime and Personality

E ls te in , D ., D . C o x , B. D o n o g h u e ve di. (2 0 0 4 )

(L o n d o n : R o u d e d g e & K e g a n Paul).

Beyond the Charter: The B B C after20 06 (L o n d o n :

F alu d i, S. (1 9 9 9 ) S tiffe d : The Betrayal o f the Modern

T h e C o n se rv a tiv e z Party).

M an (L o n d o n : C h a tto and W in d u s).

E m m a n u e l, A . (1 9 7 2 ) Unequal Exchange: A Study o f the

F e a th e rs to n e , M ve A . R en w ick , yay. (1 9 9 5 ) mages o f

Imperialism o f Trade (N ew Y o rk : M o n th ly R eview

Aging: Cultural Representations o f E ater U fe

P ress).

(L o n d o n ; N ew Y o rk : R o u d ed g e).

E m p lo y e r s' F o r u m o n D isa b ility (2 0 0 3 ) Briefngfor

F e lso n , M . (1 9 9 4 ) Crime and Everyday U fe: Insights and

C SR Practitioners. O n lin e adresi

Im plicationsfor Society (T h o u sa n d O a k s, C A : P in e

< h ttp :/ / w w w .em p lo y ers-

F o r g e P ress).

fo ru m .co .u k / w w w / csr/ sttn / la b sta n

F e rg u so n , K . E . (1 9 8 4 ) The Feminist Case against

d ard s/ la b sta n d l.h tm > .

Bureaucracy (P h ilad elp h ia: T e m p le U n iv ersity

E p s te in , D . (1 9 9 8 ) Failing Boys lssues in Gender and

P ress).

Achievement (B u ck n g h a m : O p e n U n iv ersity P re ss ).

F e rg u so n , N . (2 0 0 4 ) Colossus: The Rise and F ail o f the

E p s te in , S. (2 0 0 2 ) A Q u e e r E n c o u n te r : S o c io lo g y and

A merican Em pire (L o n d o n : A ilen L an e).

th e Stu d y o f Sexu ality ', C. L . W illiam s ve A .

F e u e rb a ch , L . (1 9 5 7 ) The Essence o f Christianity (N ew

S te in , yay, Sexuality and Gender (O x fo rd :B la ck w e ll).

Y o rk : H a rp e r and R ow ).

E r ik s o n , K . (1 9 6 6 ) Wayward Puritans: A Study in the

Sociology o f Deviance (N ew Y o rk : W iley).

F ield er, H . G . (1 9 4 6 ) Textual Studies o f Goethe's Faust


(O x fo rd : B lack w ell).

E r ik s o n , R . v e I. G o ld th o r p e (1 9 9 3 ) The Constant

Flux: A Study o f Class M obility in ndustrial Societies

F in k e , R . ve R . S ta rk (1 9 8 8 ) 'R elig io u s E c o n o m ie s
and

(O x fo rd : C la re n d o n P ress).

Sacred

C a n o p ie s:R e lig io u s M o b iliz a to n in

A m e rica n C ities, 1 9 0 6 ', American Sociological

E s p in g -A n d e rs e n , G . (1 9 9 0 ) The Three Worlds o f

1030

Kaynaka

Technologies o f the Self: A Sem inar with M ichel Foucault

R eview 53.

(A m h erst: U n iv ersity o f M a s sa ch u se tts P ress).

F in k e , R . v e R . S ta rk (1 9 9 2 ) The Churching o f America,

1776-1990: W inners and Losers in Our Religious


Economy (N ew B ru n sw ic k , N J: R u tg e rs U n iv ersity

F o x , O . C. (1 9 6 4 ) 'T h e P re -In d u stria l C ity

P re ss).

F ra n cis, B. (2 0 0 0 ) Boys, G irls and Achievement: A ddres-

R e co n sid e re d ', SociologicalQuarterly 5.

sing the Classroom Issues (L o n d o n : R o u d ed g e).

F in k e lste in , Y (1 9 8 0 ) Attitudes and D isabled People


(N e w Y o rk : W orld R e h a b ilita tio n F u n d ).

F ra n k , A . G . (1 9 6 6 ) 'T h e D e v e lo p m e n t o f
U n d e rd e v e lo p m e n t', Monthly RevievIS.

F in k e lste in , V (1 9 8 1 ) 'T o D e n y o r N o t to D e n y
D isa b ility ', A . B r e c h in v e d i ., yay., Handicap in a

F ra n k , A . G . (1 9 6 9 ) Capitalism and Underdevelopment in

Social World (S ev e n o ak s: H o d d e r and S to u g h to n ).

Fatin A m erica: H istorical Studies o f Chile and Bra^il


(N e w Y o rk : M o n th ly R ev iew P ress).

F ire s to n e , S. (1 9 7 1 ) The Dialectic o f Sex: The C asefor

Feminist R^volution (L o n d o n : C ap e).

F ra n k , D . J. v e E . H . M c E n e a n e y (1 9 9 9 ) 'T h e
In d iv id u alizatio n o f S o cie ty and th e

F is c h e r, C. S. (1 9 8 4 ) The Urban Experience, 2. b asm

L ib e ra liz a tio n o f S ta te P o lic ie s o n S a m e -S e x

(N e w Y o rk : H a rco u rt).

S e xu al R e la tio n s, 1 9 8 4 - 1 9 9 5 ', SocialForces 7 (3).

F isc h e r, S. (2 0 0 4 ) P e n n W o rld T a b le s ', The Economist,


11 M a rt.

F ra se r, N . (1 9 8 9 ) Unruly Practices: Discourse and Gender

in Contemporary Social Theory (C am b rid g e: Polity).

F isk e , J. (1 9 8 9 ) Reading the Popular (L o n d o n : U n w in


H y m an ).

F ra se r, S. (1 9 9 5 ) The B ell Curve Wars Race, Intelligence

and the Future o f America (N ew Y o rk : B a s ic

F itz g e ra ld , M . (2 0 0 1 ) 'E th n ic M in o ritie s and

B o o k s ). F re e th e C h ild ren (1 9 9 8 ) O n lin e adresi

C o m m u n ity S a fe ty ', R . M a tth ew s v e J. P itts, yay.,

< h ttp :/ / w w w .freeth ech ild ren .o rg /

Crime, Disorder and Community Safety: A Net> Agenda

a b o u tu s / h is to r y _ ftc .h tm > .

(L o n d o n : R o u d ed g e).
F la h erty , J., J. V e it-W ilso n v e P. D o r n a n (2 0 0 4 ) Poverh:

F re e d m a n , C , yay.. (2 0 0 1 ) Economic Reform in Japan :

Can the Japanese Change? (C h e lte n h a m : E d w ard

The Facts, 5. b a sm (L o n d o n : C h ild P o v erty A c tio n

E lg a r).

G ro u p ).
F lo u r A d v iso ry B u re a u (1 9 9 8 ) Pressure to Be Perfect

F re id s o n , E . (1 9 7 0 ) Profession o f M ediane: A Study o f

the Sociology o f A pplied Knovledge (N ew Y o rk : D o d d ,

Report: B readfor L ife Campaign (L o n d o n : F lo u r

M ead ).

A d v iso ry B u re a u ).
F o r b e s (2 0 0 0 ) T h e World's RJchest People' (2 9 H aziran ).
F o r b e s (2 0 0 4 ) The World's Billionaires. O n lin e adresi
< h ttp :/ /w w w .fo rb es.co m / b illio n aires/ > .
F o r d , C . S. v e F. A . B e a c h (1 9 5 1 ) Patterns o f Sexual

Behaviour (N e w Y o rk : H a rp e r and R ow ).

F re m lin , J. H . (1 9 6 4 ) 'H o w M a n y P e o p le C an T h e
W orld S u p p o rt? 1 N ev Scientist.
F ried a n , B . (1 9 6 3 ) The Feminine Mystique (L o n d o n :
V ic t o r G o lla n c z ).
F ried lan d er, D . v e G . B u rd e s s (1 9 9 4 ) Five Years A fter:

The Long-Term E ffects o f W elfare-to-W ork Programs

F o u ca u lt, M . (1 9 6 7 ) Madness and Civili^ation: A Flistory

o f Insanity in the A ge o f Reason (L o n d o n : T a v is to c k


P u b lica tio n s ).

(N ew Y o rk : R u ssell Sag e).


F ries, J. E (1 9 8 0 ) 'A g in g , N a tu ra l D e a th , and th e
C o m p r e s s io n o f M o rb id ity ', New EnglandJournal

F o u ca u lt, M . (1 9 7 1 ) The O rderof Things: A n

Archaeology o f the Fluman Sciences (N ew Y o rk :


P a n th e o n ).

o f Medicine 3 0 3 .
F r b e l, E , J . H e in rich s v e O . K re y e (1 9 7 9 ) The Nev

International Division o f F abor (N ew Y o rk :

F o u ca u lt, M . (1 9 7 3 ) The Birth o f the Clinic: A n

Archaeology o f M edical Perception (L o n d o n :


T a v is to c k P u b lica tio n s ).
F o u ca u lt, M . (1 9 7 8 ) The Flistory o f Sexuality (L o n d o n :
P en g u in ).
F o u ca u lt, M . (1 9 7 9 ) Discipline and Punish
(H a rm o n d s w o rth : P en g u in ).

C a m b rid g e U n iv ersity P re ss ).
F u k u yam a, F. (1 9 8 9 ) 'T h e E n d o f H isto ry ?'

N ational n teres1 16.


G a g n o n , J . H . v e W. S im o n (1 9 7 3 ) S exual Conduct: The

SocialSources o f Fluman Sexuality (C h ica g o : A id in e).


G a llie , D . (1 9 9 4 ) A re th e U n em p lo y ed an U n d e rcla ss?
S o m e E v id e n c e fro m th e S o cia l C h a n g e and

F o u ca u lt, M . (1 9 8 8 ) 'T e c h n o lo g ie s o f th e S e lf, L . H .


M a rtin , H . G u tm a n v e P. H . H u tto n , yay,

E c o n o m ic L ife In itia tiv e', Sociology 2 8 .


G a llu p (2 0 0 4 ) PollTopics and Trends: R^ligion, 1 A u sto s.

1031

Kaynaka

G a m b le , A . (1 9 9 9 ) M arxism after Communism: The

G e w ir tz , S., S. B a l! v e R . B o w e (1 9 9 5 ) M arkets, Choice,

Interregnum. Controversies in World Politics 1989-1999

and Equity in Education (B u ck in g h a m : O p e n

(C a m b rid g e: C a m b rid g e U n iv ersity P ress).

U n iv ersity P ress).

G a n s , H . J . (1 9 6 2 ) The Urban Villagers: Group and Class

G ib b o n s , J . H . (1 9 9 0 ) Trading around the Clock G lobal

in the L ife o f Italian-Americans, 2. b asm (N e w Y o rk :

Securities M arkets and Information Technology

F r e e P re ss).

(W ash in g to n D C : U S C o n g re s s).

G a rd n e r, C . B . (1 9 9 5 ) Passing by Gender and Public

G id d e n s, A . (1 9 8 4 ) The Constitution o f Society

Harassment (B erk eley : U n iv ersity o f C a lifo rn ia

(C am b rid g e: P olity ).

P re ss).

G id d en s, A . (1 9 9 3 ) The Transformation o f lntimacy: Love,

G a rfin k e l, H . (1 9 6 3 ) 'A C o n c e p tio n o f, and

Sexuality and Eroticism in Modern Societies

E x p e rim e n ts w ith , " T r u s t" as a C o n d itio n o f

(C am b rid g e: Polity).

S ta b le C o n c e r te d A c tio n s ', O . J. H arvey, yay.,

G id d e n s, A . (1 9 9 8 ) The Third Way: The Reneval o f

Motivation and Social Interaction (N ew Y o rk : R o n a ld

SocialDemocracy (C am b rid g e: P olity).

P re ss).

G id d e n s, A ., yay. (2 0 0 1 ) The G lobal Third Way Debate

G ea ry , D . (1 9 8 1 ) European L abor Protest,

(C am b rid g e: P olity ).

1 8 4 8 - 1 9 3 9 (N ew Y o rk : S t M artin 's P ress).

G id d e n s, A. (2 0 0 2 ) Runavay World: How Globalisation Is

G e e r tz , C . (1 9 7 3 ) The Interpretation o f Cultures (N ew

Reshaping O urLives (L o n d o n : P ro file ).

Y o rk : B a s ic B o o k s ).

G illa n , A . (1 9 9 9 ) 'S h e lte r B a c k s R e th in k o n

G e ld e r, L . v an (1 9 9 6 ) 'T h e S tra n g e C a se o f th e

H o m e le s s ', Guardian, 15 K a sm .

E le c tr o n ic L o v e r', R . K lin g , yay., Computeri^ation

G illb o rn , D . ve D . Y o u d e ll (2 0 0 1 ) 'T h e

and Controversy (S an D ie g o , C A : A c a d e m ic P ress,

N e w IQ is m : In te llig e n c e , "A b ility " and

In c .).

th e R a tio n in g o f E d u c a tio n ', J. D e m a in e , yay.,

G e lle s , R . ve C . P. C o rn e ll (1 9 9 0 ) In tim a te Violence in

Sociology o f Education Today (L o n d o n : Palgrave).

Families (N e w b u ry P ark , C A : Sag e).

G illea rd , C. ve P. H ig g s (2 0 0 5 ) Contexts o f Ageing:

G e lln e r, E . (1 9 8 3 ) N ations and N ationalism (O x fo rd :

Class, Cohort and Community (C am b rid g e: P olity ).

B la ck w ell).

G illig a n , C. (1 9 8 2 ) n a D ifferent Voice: Psychological

G e rb n e r , G . (1 9 7 9 ) 'T h e D e m o n s tra tio n o f P o w er

Theory and Women's Development (C am b rid g e, M A :

V io le n c e , P ro file N o . 1 0 ', Journal o f Communication

H a rv a rd U n iv ersity P ress).

29.

G in n , J. v e S. A rb e r (2 0 0 0 ) 'E th n ic In equ ality in L a te r


G e rb n e r , G . (1 9 8 0 ) 'T h e "M a in stre a m in g " o f

L ife : V ariatio n in F in a n cia l C ircu m sta n ce s by

A m e rica : V io le n c e P ro file N o . 1 \\ Journal o f

G e n d e r and E th n ic G ro u p ', Education and

Communication 3 0.

Ageing 15 (1).

G e r e ffi, G . (1 9 9 5 ) 'C o n te n d in g P arad ig m s f o r C ro ss -

G in z b u rg , C. (1 9 8 0 ) The Cheese and the Worms

R eg io n a l C o m p a ris o n : D e v e lo p m e n t Strateg ies

(L o n d o n : R o u d ed g e & K e g a n P aul).

and C o m m o d ity C h ain s in E a s t A sia and L a tin

G it n g s, D . (1 9 9 9 ) 'M ick ey M o u s e In v a sio n ',

A m e rica ', P. H . S m ith , yay., L atin A m erica in

Guardian, 3 K a sm .

Comparative Perspective: Nem Approaches to Methods


andA nalysis (B o u ld e r, C O : W estv iew P ress).

G ittin s, D . (1 9 9 3 ) The Family in Question: Changing

Households and Fam iliar Ideologies (B a sin g sto k e:

G e rs h u n y ,J. (1 9 9 4 ) 'T h e D o m e s tic L a b o u r

M acm illan ).

R e v o lu tio n : A P ro c e s s o f L a g g ed A d a p ta tio n ', M .

G la sg o w M ed ia G r o u p (1 9 7 6 ) B ad N em

A n d e rs o n , E B e c h o fe r ve J. G ersh u n y , yay., The

(L o n d o n : R o u d ed g e).

Social and Politi a l Economy o f the Household


(O x fo rd : O x fo r d U n iv ersity P ress).

G la siu s, M ., M . K a ld o r ve H . A n h e ie r, yay. (2 0 0 2 )

G lobal C ivil Society 2002 (O x fo rd : O x fo r d

G ersh u n y , J. I. ve I. D . M iles (1 9 8 3 ) The Nem Service

U n iv ersity P ress).

Econom j: The Transformation o f Employment in


Industrial Societies (L o n d o n : F ra n c e s P in te r).

G la ss, D . (1 9 5 4 ) SocialM obility in Britain (L o n d o n :


R o u d ed g e & K e g a n Paul).

G e r th , H . H . v e C . W M ills, yay. (1 9 4 8 ) From M ax

Weber: Essays in Sociology (L o n d o n : R o u d e d g e &

G o f f m a n , E . (1 9 6 3 ) Stigma (E n g le w o o d C liffs, N J:

K e g a n P au l L td ).

P re n d ce -H a ll).

1032

Kaynaka

G o f f m a n , E . (1 9 6 7 ) Interaction R itual (N ew Y o rk :

Theory o f Crime (S ta n fo rd C A : S ta n fo rd U n iv ersity

D o u b le d a y /A n c h o r ).

P ress).

G o f f m a n , E . (1 9 6 8 ) Asylums. Essays on the Social

G ra b o s k y P. N . v e R . G . S m ith (1 9 9 8 ) Crime in the

Situation o f M ental Patients and Other Inmates

D igital A ge: Controlling Telecommunications and


Cyberspace Illegalities (N ew B ru n sw ick , N J: T ra n s-

(H a rm o n d s w o rth : P en g u in ).

a ctio n ).

G o ffm a n , E . (1 9 7 1 ) Relations in Public: Microstudies o f

the Public Order (L o n d o n : A ile n L a n e).

G ra e f, R . (1 9 8 9 ) Talking Blues (L o n d o n : C o llin s).

G o f f m a n , E . (1 9 7 3 ) The Presentation o f S elf in Evetyday

G ra h a m , H . (1 9 8 7 ) 'W o m e n 's S m o k in g and F am ily

L ife (N ew Y o rk : O v e r lo o k P ress).

H e a lth 1, S ocial Science and Medicine 2 5.

G o f f m a n , E . (1 9 8 1 ) Form s o f T alk. (P h ilad elp hia:

G ra h a m , H . (1 9 9 4 ) 'G e n d e r and C lass as D im e n s io n s


o f S m o k in g B e h a v io u r in B rita in : In sig h ts fro m a

U n iv ersity o f P en n sy lv an ia P ress).

S u rv ey o f M o th e rs ', Social Science and Medicine 3 8 .

G o ld , T . (1 9 8 6 ) State and Society in the Taivan Miracle.

G ra h a m , L . (1 9 9 5 ) On theL in e at Suburu- Isu%u (Ith a ca ,

(A rm o n k , N Y : M . E . S h arp e).

N Y : C o rn e ll U n iv ersity P ress).

G o ld in g , P. v e G . M u rd o ck , yay. (1 9 9 7 ) The Political

Economy o f the M edia (C h elten h a m : E d w a rd E lg a r


L td ).

G ra n o v e tte r, M . (1 9 7 3 ) 'T h e S tre n g th o f W eak T ie s 1,

American Journal o f Sociology '7 8 .

"

G o ld sc h e id e r, E K . v e L . J. W aite (1 9 9 1 ) Nem Families,

G ray, J. (2 0 0 3 ) A lQ aed a and W hat ItM eans to Be

Modern (C h a th a m , K e n t: F a b e r and F a b e r).

N o Fam ilies? The Transformation o f the American


Home (B erk eley : U n iv ersity o f C a lifo rn ia P ress).

G re e d , C. (1 9 9 4 ) Women and Planning: Creating Gendered

Realities (L o n d o n : R o u tied g e).

G o ld th o rp e , J. H . (1 9 6 8 -9 ) The A ffluent W orkerin the

Class Structure, 3 cilt (C am b rid g e: C am b rid g e

G r e e n , E , A . F elstead ve B . B u rch e ll (2 0 0 0 ) 'Jo b

U n iv ersity P re ss).

In se cu rity and th e D iffc u lty o f R eg ain in g

G o ld th o rp e , J. H . (1 9 8 3 ) 'W o m e n and C lass A n aly sis

E m p lo y m e n t: A n E m p iric a l Stu d y o f

in D e f e n c e o f th e C o n v e n tio n a l V iew ', Sociology

U n e m p lo y m e n t E x p e c ta tio n s ', O xford Bulletin o f


Economics and Statistic 6 2 (S p ecial Issu e).

17.
G o ld th o rp e , J. H . ve C. P ayne (1 9 8 6 ) 'T ren d s in

G re g g , P. ve J. W ad sw o rth (1 9 9 9 ) 'Jo b

In te rg e n e ra tio n a l C lass M o b ility in E n g la n d and

T e n u re , 1 9 7 5 - 9 8 ', P. G r e g g and J . W ad sw o rth , yay.,

The State o f Working Britain (M a n ch e ste r:

W ales 1 9 7 2 - 1 9 8 3 ', Sociology 20.

M a n c h e ste r U n iv ersity P ress).

G o ld th o rp e , J. H . v e G . M arsh all (1 9 9 2 ) 'T h e


P ro m isin g F u tu re o f G la ss A n aly sis', Sociology 2 6 .

G rin t, K . (2 0 0 5 ) The Sociology o f W ork 3. basm


(C am b rid g e: P olity).

G o ld th o r p e , J. H ., C. L lew ellyn v e C. P ayn e (1 9 8 0 )

Social M obility and Class Structure in Modern Britain

G ro s s b e rg , L ., E . W artella ve D . C . W h itn e y (1 9 9 8 )

M ediamaking (T h o u sa n d O a k s, C A : S ag e P u b lica -

(O x fo rd : C la re n d o n P re ss; 2. b a sm 1 9 8 7 ).

tio n s). G ru sk y , D . B . v e R . M . H a u ser (1 9 8 4 )

G o le m a n , D . (1 9 9 6 ) E m otional lntelligence: Why It Can

'C o m p arativ e S o c ia l M o b ility R ev isited : M o d e ls

M atterM ore Than IQ (L o n d o n : B lo o m sb u ry ).

o f C o n v e rg e n c e and D iv e r g e n c e in 16 C o u n trie s',

G o o d e , W J. (1 9 6 3 ) World Kevolution in Family Patterns

American Sociological Rvieved.

(N e w Y o rk : F r e e P ress).
G o o d e , W. J. (1 9 7 1 ) 'F o r c e and V io le n c e in th e

G u a rd ia n (2 0 0 4 ) Refugees in Britain, 9 E k im . O n lin e


ad resi < h ttp :/ / w w w .gu ardian.co.u k/ R e fu g e e s _

F a m i l y Jou rn al o f M arriage and the Family 3 3 .

in _ B r it

G o o d h a r t, D . (2 0 0 4 ) 'T o o D iv e rse ? Is B rita in


B e c o m in g T o o D iv e rse to S u stain th e M u tu al
O b lig a tio n s B e h in d a G o o d S o c ie ty and th e

a in / S to ry / 0 ,2 7 6 3 ,1 3 2 3 3 1 1 ,0 0 .h tm l> .
G u b r iu m ,J. (1 9 8 6 ) Oldtimers and Alzheimer's : The

Descriptive Organi^ation o f Senility (G re e n w ich , C T ;

W e lfa re S ta te ?', Prospect M agazine, u b at.


G o r d o n , D ., R . L e v ita s, C . P an tazis ve di. (2 0 0 0 )

Poverty and Social Exclusion in Britain (Y ork : J o s e p h

L o n d o n : Ja i).
G u ib e rn a u , M . (1 9 9 9 ) N a tio n s w ith o u t S ta te s: Political

Communities in a G lobal A ge (C am b rid g e: Polity).

R o w n tre e F o u n d a tio n ).
G o r z , A . (1 9 8 2 ) Farevell to the W orking Class (L o n d o n :

G u n te r , B. (1 9 8 5 ) Dimensions o f Television Violence


(L o n d o n : G o w e r).

P lu to P re ss).
G o ttfr e d s o n , M . R . v e T . H irsch i (1 9 9 0 ) A General

H a b e rm a s, J. (1 9 8 6 -8 ) T heT heoy o f Communicative

1033

Kaynaka

Children Turn out the Way They D o (N ew Y o rk : F re e

A ction, 2 cilt (C am b rid g e: Polity).

P ress).

H a d d en , J. (1 9 9 7 ) N ep Religious Movements Mission

Statement. O n lin e adresi

H a rris, M . (1 9 7 8 ) Cannibals and Kings: The Origins o f

Cultures (N ew Y o rk : R a n d o m H o u se ).

< h ttp : / / relig io u sm o v em en ts.lib .v irg in ia.


e d u / w e lc o m e / m issio n .h tm > .

H a rriso n , M . (1 9 8 5 ) T l ' N em : Whose Bias?


(H e rm ita g e : P o licy Jo u r n a ls ).H a r ris o n , P. (1 9 8 3 )

H a d d en , J. ve A . S h u p e (1 9 8 7 ) 'T elev an g elism in


A m e rica ', Social Compass

in s id e th e In n e r City: L ife u n d er th e C u ttin g


E d g e (H a rm o n d s w o rth : P en g u in ).

H a k im , C . (1 9 9 6 ) Key Issues in Womm's W ork: Female

Heterogeneity and the Polarisation o f Womm's


Employment (L o n d o n : A th lo n e P ress).
H ail, E . T . (1 9 6 9 ) The Hidden Dimension (N e w Y o rk :
D o u b le d a y ).

H artley-Brevver, J. (1 9 9 9 ) 'G a y C o u p le W ill B e L eg a l


P are n ts', Guardian , 2 8 E k im .

H arvard M agazine (2 0 0 0 ) 'T h e W orld 's P o o r : A


H arv ard M ag azin e R o u n d ta b le ', H arvard M agazine
1 0 3 (2).

H ail, E .T . (1 9 7 3 ) The Silent Eanguage (N ew Y o rk :


D o u b le d a y ).

H arvey, D . (1 9 7 3 ) SocialJustice and the City (O x fo rd :


B lack w ell).

H ail, R ., S. Ja m e s v e J . K e r te s z (1 9 8 4 ) The R apist Who

Pays the Rent, 2. b a sm (B risto l: F allin g W all P ress).

H arvey, D . (1 9 8 2 ) The Eim its to C apital (O x fo rd :


B lack w ell).

H ail, S. (1 9 8 0 ) Culture, M edia, Eanguage: W orkingPapers

in Cultural Studies, 1972-79 (L o n d o n : H u tc h in s o n ,

H arvey, D . (1 9 8 5 ) Consciousness and the Urban

Experience: Studies in the History and Theoty o f


Capitalist Urbani^ation (O x fo rd : B lack w ell).

in a ss o cia to n w ith th e C e n tre fo r C o n te m p o ra ry


C u ltu ral Stu d ies, U n iv ersity o f B irm in g h a m 'n
birlikteliiyle).

H arvey, D . (1 9 8 9 ) The Condition o f Postmodernity

H ail, S. v e M . Ja c q u e s (1 9 8 8 ) 'N e w T im e s ', M arxism

Today.

(O x fo rd : B lack w ell).
H asler, F. (1 9 9 3 ) D e v e lo p m e n ts in th e D isa b le d
P e o p le 's M o v e m e n t', J. Sw ain , yay., Disabling

H ail, S. V e di. (1 9 7 8 ) Policing the Crisis: Mugging, the

Barriers, Enabling Environments (L o n d o n : Sag e).

State, and Ean> and Order (L o n d o n : M acm illan ).


H ail, S. V e di.. (1 9 8 2 ) The Em pire Strikes B ack

H a tc h , N . (1 9 8 9 ) The Democrati^ation o f American

Christianity (N e w H av en : Y ale U n iv ersity P ress).

(L o n d o n : H u tc h in s o n ).
Halliday, E (2 0 0 2 ) T m Hours That Shook the World:

H aw ley, A . H . (1 9 5 0 ) Human Ecology: A Theoty o f

Community Structure (N ew Y o rk : R o n a ld P ress).

September 11, 2001: Causes and Consequences


(L o n d o n : Saq i B o o k s ).

H aw ley, A. H . (1 9 6 8 ) Human Ecology (G le n c o e : F re e

H a llo ra n , J. D ., yay. (1 9 7 0 ) T heE fjects o f Television


(L o n d o n : P a n th er).

P ress).
H ealy, M . (2 0 0 1 ) 'Pieces o f the Pu^le', F os Angeles Times,
21 M ays.

H a lp e rn , C . T . (2 0 0 0 ) 'S m a rt T e e n s D o n 't H av e S e x
(o r K is s M u c h E ith e r )\ Journal ofAdolescent H ealth

H eaphy, B ., C . D o n o v a n v e J. W eek s (1 9 9 9 ) 'S ex ,

2 6 (3 ).

M o n e y and th e K itc h e n Sin k : P o w er in S a m e -S e x

H a lp e rn , D . (2 0 0 5 ) Social C apital (C am b rid g e: P olity ).

C o u p le R e la tio n sh ip s ', J. S e y m o u r v e P. B a g g u -

H alsey, A . H ., yay. (1 9 9 7 ) Education: Culture, Economy,

ley, yay, R elating Intimacies: P oifer and Resistance


(B a sin g sto k e: M a cm illa n ).

and Society (O x fo rd : O x fo r d U n iv ersity P ress).


H alsey, A . H . ve J . W eb b , yay. (2 0 0 0 ) Tventieth-Century

British SocialTrends (N ew Y o rk : M acm illan ).

H e a th , A . (1 9 8 1 ) S ocialM obility (L o n d o n : F o n ta n a ).
H e b d ig e , D . (1 9 9 7 ) Cut n' M ix: Culture, Identity, and

Caribbean M usic (L o n d o n : M e th u e n ).

H a m m o n d , P. E . (1 9 9 2 ) Religion and Personal Autonomy:

The Third Disestablishment in America. (C o lu m b ia ,

H e id e n s o h n , F. (1 9 8 5 ) Women and Crime (L o n d o n :


M acm illan ).

S C : U n iv e rsity o f S o u th C aro n a P ress).


H an dy, C . (1 9 9 4 ) The Empty Raincoat: M aking Sense o f

H e ise , D . R . (1 9 8 7 ) 'S o cio cu ltu ra l D e te rm in a tio n o f

the Future (L o n d o n : H u tch in s o n ).

M e n ta l A g in g ', C . S c h o o le r v e K . W a rn er S ch aie,
yay, Cognitive Functioning and Social Structure ver

H a rk in , J. v e P. S k id m o re (2 0 0 3 ) Grovn up Trust

the Fife-Course (N o rw o o d , N J: A b lex ).

(L o n d o n : D e m o s ).
H a r r is ,J. R . (1 9 9 8 ) The Nurture Assumption: Why

H e ld , D . (1 9 9 6 ) M odels o f Democracy, 2. b asm


(C am b rid g e: P olity ).

1034

Kaynaka

H e ld , D . (2 0 0 4 ) G lobal Covenant: The Social Democratic

H irst, P. ve G . T h o m p s o n (1 9 9 2 ) 'T h e P ro b le m o f

A lternative to the Washington Consensus (C am b rid g e:

"G lo b a liz a tio n ": In te r n a tio n a l E c o n o m ic

Polity).

R ela tio n s, N a tio n a l E c o n o m ic M a n a g e m e n t, and


th e F o r m a tio n o f T ra d in g B lo c s 1, Economy and

H e ld , D . v e di. (1 9 9 9 ) G lobal Transformations: Politics,

Society 2 4.

Economics and Culture (C am b rid g e: Polity).

H irst, P. v e G . T h o m p s o n (1 9 9 9 ) G lobalization in

H e n d e rso n , J. v e R . P. A p p e lb a u m (1 9 9 2 ) 'S itu atin g


A p p e lb a u m v e J . H e n d e rso n , yay, States and

Question: The International Economy and the Possibilities


o f Governance, g z d e n g eirilm i b asm

Development in the A stan Pacific Rim (N ew b u ry P ark ,

(C am b rid g e: Polity).

th e Sta te in th e A sia n D e v e lo p m e n t P ro c e s s ', R . P.

H ite, S. (1 9 9 4 ) The H ite Report on the Family: Gromng up

C A : Sag e).

under Patriarchy (L o n d o n : B lo o m sb u ry ).

H e n d rick s, J . (1 9 9 2 ) 'G e n e ra tio n and th e G e n e r a tio n


o f T h e o r y in S o c ia l G e r o n to lo g y ', Aging and

H M S O (1 9 9 2 ) Social Trends 22 (L o n d o n , H M S O ).

Human Development 35.

H M S O (1 9 9 9 ) Social Trends 2 9 (L o n d o n , H M S O ).

H e n slin , J. M . v e M . A . B ig g s (1 9 7 1 ) 'D ra m a tu rg ica l

H M S O (2 0 0 0 ) Social Trends 3 0 (L o n d o n , H M S O ).

D e s e x u a liz a tio n : T h e S o c io lo g y o f th e V aginal

H M S O (2 0 0 4 ) Social Trends 3 4 (L o n d o n , H M S O ).

E x a m in a tio n ', J. M . H e n slin , yay., Studies in the

Sociology o f S ex (N ew Y o rk : A p p le to n -C e n tu ry -

H M S O (2 0 0 5 ) Social Trends 3 5 (L o n d o n , H M S O ).

C r o fts ).

H o , S. Y. (1 9 9 0 ) Taitvan: A fter a Eong Silence (H o n g


K o n g : A sia M o n ito r R e so u rc e en te r).

H e n slin , J. M . v e M . A. B ig g s (1 9 9 7 ) 'B e h a v io u r in
P u b lic P la ce s: T h e S o c io lo g y o f th e V aginal

H o b s o n , D . (2 0 0 2 ) Soap Opera (C am b rid g e: Polity).

E x a m in a tio n ', J. M . H e n slin , yay., Dovn to E arth


Sociology: Introductory Readings, 9. b asm (N e w Y o rk :

H o ch sch ild , A . (1 9 8 3 ) The M anaged H eart:

Commerciali^ation o f Human Feeling (B erkeley :

F r e e P re ss).

U n iv ersity o f C a lifo rn ia P ress).

H epvvorth , M . (2 0 0 0 ) Stories o f Ageing (B u ck in g h am :

H o c h sc h ild , A . (1 9 8 9 ) The SecondShift: W orkingParents

O p e n U n iv ersity P ress).

and the Rsvolution at Home (N e w Y o rk : V ik in g ).

H e rita g e, J. (1 9 8 5 ) G atfin kel and Ethnomethodology {N ew

H o d g e , R . v e D . T rip p (1 9 8 6 ) Children and Television: A

Y o rk : B a sil B la ck w ell).

Semiotic A pproach (C am b rid g e: P olity ).

H e rm a n , E . (1 9 9 8 ) 'P riv atisin g P u b lic S p a ce ', D . K .

H o g g e , B . (2 0 0 5 ) 'G re a t F irew all o f C h in a'. O n lin e

T h u s s u , yay., Electronic Em pires G lobalM edia and

ad resi < w w w .o p en d em o cracy .n et/ m ed ia-

L ocal Resistance (L o n d o n : A rn o ld ).

e d e m o c ra c y / c h in a _ in te rn e t_ 2 5 2 4 . j sp > .

H e rm a n , E . S. v e R . W M c C h e s n e y (1 9 9 7 ) The G lobal

H o lto n , R . J. (1 9 7 8 )

M edia the Nev M issionaries o f G lobal Capitalism

'T h e C ro w d s in H isto ry : S o m e

P ro b le m s o f T h e o r y and M e th o d ', Social History 3.

(L o n d o n : C assell).

H o m a n s, H . (1 9 8 7 ) 'M a n -M a d e M y th : T h e R eality o f

H e rm s te in , R . J. v e C . M u rray (1 9 9 4 ) The B ell Curve

B e in g a W o m a n S c ie n tis t in th e N H S ', A . S p e n c e r

Intelligence and Class Structure in American U fe (N ew

ve D . P o d m o re . A M an's World: Essays on Women in

Y o rk : F re e P re ss).

M ale-DominatedProfessions (L o n d o n : T a v isto ck ).

H E S A (2 0 0 4 ) Increase in Female Academics, H ig h er

H o m e O f fic e (2 0 0 2 ) Secure Borders, Safe Haven:

E d u c a tio n S ta tistics A g ency . O n lin e ad resi

Integration with Diversity in Modern Britain (L o n d o n :

< h ttp :/ /w w w .h esa.ac.u k/ p re s s / p r7 6 / p r 7 6 .h tm > .

H o m e O ffic e ).

H e x h a m , I. ve K . P o ew e (1 9 9 7 ) N e Religions as G lobal

H o m e O f fic e (2 0 0 3 ) World Prison Population List, 4.

Cultures (B o u ld e r, C O : W estv iew P ress).

b asm

H ills, J. (1 9 9 8 ) 'D o e s In c o m e M o b ility M e a n T h a t W e


D o N o t N e e d to W o rry A b o u t P o v erty ?', A . B .

Wales 2003 (L o n d o n : H o m e O ffic e ).

A tk in so n v e J. H ills, yay., Exclusion, Employment and

Opportunity (L o n d o n : C e n tre fo r th e A n aly sis o f

h o o k s , b. (1 9 9 7 ) Bone B lack: Memories o f G irlhood


(L o n d o n : W o m en 's P re ss ).

S o cia l E x c lu sio n ).
H irsch i, T . (1 9 6 9 ) Causes o f Delinquency (B erk eley :

(L o n d o n : H o m e O ffic e ).

H o m e O f fic e (2 0 0 4 ) Crim inal Statistics: England and

H o p k in s, T . H . v e I. W a lle rstein (1 9 9 6 ) The A ge o f

Transition: Trajectory o f the World- System, 1945-2025

U n iv ersity o f C a lifo rn ia P ress).

(L o n d o n : Z e d B o o k s ).

H irst, P. (1 9 9 7 ) 'T h e G lo b a l E c o n o m y : M y th s and


R e a litie s', International A ffairs 7 3.

1035

Kaynaka

H o rk h e im e r, M . v e T . W. A d o rn o (2 0 0 2 ) Dialectic o f

n a tio n a l L a b o u r O f fic e , M a rt. O n lin e ad resi

Enlightenment: Philosophical Fragments (S ta n fo rd , C A :

< h ttp :/ / w w w .ilo .o rg / p u b lic/ en g lish / em p

S ta n fo rd U n iv ersity P re ss ; ilk in 1 9 4 7 'd e

lo y m en t/ strat/ d o w n lo ad / tren d sw .p d f> .

y ay m lan m tr).

In g le h a rt, R . (1 9 9 7 ) Moderni^ation and Postmoderni^a-

tion: Cultural, Economic and Political Change in 43


Societies (P rin c e to n , N J: P r in c e to n U n iv ersity

H o tz , R . L . (1 9 9 8 ) 'B o o m e r s F irin g M ag ic B u llets at


Sig n s o f A g in g ', b o s Angeles Times.

P ress).

H o w a rd , J. H . (1 9 8 6 ) 'C h a n g e in "T y p e A " B e h a v io u r


a Y e a r a fte r R e tire m e n t', Gerontologist 2 6 .

In n is, H . A . (1 9 5 1 ) The Bias o f Communication


(T o ro n to : T o r o n t o U n iv ersity P ress).

H o w ard L ea g u e fo r P en al R e fo r m (2 0 0 4 ). O n lin e

In q u e s t (2 0 0 4 ) Why A re Children Dying in Custody? C ali

a d re s i< h ttp :/ / w w w .h o w ard leag u e.o rg / p ress/ 200

fo r a Public Inquiry into the D eath o f Joseph Scholes.

4 / 0 6 0 1 0 4 a .h tm > .

O n lin e adresi < h ttp :/ / in q u est.g n .a p c.o rg /

H u g h es, E . C. (1 9 4 5 ) 'D ile m m a s and C o n tra d ic tio n s

p d f/ Jo s e p h % 2 0 S c h o le s % 2 0 in q u ir y % 2 0

o f S ta tu s', American Journal o f Sociology 5 0.

b r ie fin g % 2 0 0 4 .p d f> .

H u g h e s, G . (1 9 9 1 ) 'T a k in g C rim e Serio u sly ? A C ritical

I P P R (1 9 9 9 ) {Jnsafe Streets: Street Homelessness and Crime

A n a ly sis o f N e w L e ft R ealism ', Sociology Reviev 1.

(L o n d o n : In stitu te f o r P u b lic P o licy R esea rch ).

H u m p h re y s, L . (1 9 7 0 ) Tearoom Trade: A Study o f

IS S A (2 0 0 3 ) G l o b a l S tatu s o f C o m m ercia liz ed

H om osexual Encounters in Public Places (L o n d o n :

T ra n sg e n ic C ro p s: 2 0 0 3 ' (In te rn a tio n a l S e rv ic e fo r

D u c k w o rth ).

th e A cq u isitio n o f A g r i-B io te c h A p p lica tio n s).

H u n t, R , yay. (1 9 6 6 ) Stig m a: The Eyperience o f

O n lin e ad resi < http :/ / w w w .isaaa.org / k c/

D isability (L o n d o n : G e o f f r e y C h ap m an ).

C B T N e w s / p re s s _ re le a s e / b rie fs 3 0 / e s _

H u n tin g to n , S. R (1 9 9 6 ) The Clash o f Civili^ations and

the Remaking o f World Order (N ew Y o rk : S im o n


and S ch u ste r).

b 3 0 .p d f > .
Ja c o b y , S. (1 9 9 7 ) Modern M anors: W elfare Capitalism

Since the Nev D eal (P rin c e to n : P rin c e to n

H u sto n , A . C , E . D o n n e rs te in , H . F a irch ild v e di.


(1 9 9 2 ) Big World, Sm all Screen: The Role o f Television

in American Society (L in c o ln : U n iv ersity o f

U n iv ersity P re ss ).
Ja h o d a , M ., P. F. L a z a rsfe ld v e H . Z e is e l (1 9 7 2 [1 9 3 3 ])

M arienthal: The Sociography o f an Unemployed


Community (L o n d o n : T a v isto ck ).

N e b ra s k a P ress).
H u tto n , W (1 9 9 5 ) The State We're in (L o n d o n :
Jo n a th a n C ap e).

Ja m e s , C . (2 0 0 3 ) G lobal Status o f Commercialized

Transgenic Crops (In te rn a tio n a l S e rv ic e fo r th e

H y m a n , R . (1 9 8 4 ) Strihes, 2 .b a s m (L o n d o n : F o n ta n a ).
I C B L (2 0 0 1 ) International Campaign to

A c q u isitio n o f A g ri- B io te c h A p p lica tio n s).


Je n c k s , C . (1 9 9 4 ) The Homeless Cambridge. (H arv ard ,

Ban EandM ines. O n lin e ad resi < w w w .icb l.o rg > .


Ig a n sk i, R v e G . P ayn e (1 9 9 9 ) 'S o c io - E c o n o m ic R e st-

M A : H arv ard U n iv ersity P ress).


Je n k in s , C. v e B . S h e rm a n (1 9 7 9 ) The Collapse o f Work

ru c tu rin g and E m p lo y m e n t: T h e C ase o f M in o rity E th n ic G ro u p s ', British Journal o f Sociology 50.

(L o n d o n : E y r e M e th u e n ).
Je n s e n , A . (1 9 6 7 ) 'H o w M u ch C a n W e B o o s t I Q and

Illic h , I. (1 9 7 5 ) M edicalN em esis: The Expropriation o f

S c h o la s tic A ch ie v e m e n t?' H arvard Educational

H ealth (L o n d o n : C ald er and B o y ars).


Illic h , I. D . (1 9 7 3 ) Deschooling Society (H a rm o n d sw o rth :

Revietv' 2 9.
Je n s e n , A . (1 9 7 9 ) B ias in M ental Testing (N ew Y o rk :

P en g u in ).
I L O (1 9 9 9 ) C 1 8 2 W orstForm s o f C hildL abou r

F re e P ress).
J o b lin g ,R . (1 9 8 8 ) 'T h e E x p e r ie n c e o f P so ria sis U n d e r

Convention, In te r n a tio n a l L a b o u r O rg a n iz a tio n .

T re a tm e n t', M . B u ry v e R . A n d e rs o n , yay., Uving

O n lin e ad resi < w w w .ilo .o rg / p u b lic/ E n g lish / stan

vith Chronic Illness: The Experience o f Patients and


their Families (L o n d o n : U n w in H y m an ).

d a rd s / ip e c / ra tifica tio n / co n v e n tio n / te x t.h tm x


I L O (2 0 0 0 ) Statistical Information and Monitoring

Programme on C hild Eabour (SIM PO C): Overviev and


Strategic Plan 2000-2002 (In te rn a tio n a l P ro g ra m
m e o n th e E lim in a tio n o f C h ild L a b o u r (IP E C )

J o h n , M . T . (1 9 8 8 ) Geragogy: A Theoryfo r Teaching the

Elderly (N ew Y o rk : H a w o rth ).
Jo h n s o n , M . P. (1 9 9 5 ) 'P atriarch al T e rro ris m and
C o m m o n C o u p le V io le n c e : T w o F o r m s o f

and B u re a u o f S ta tistics (S T A T )).

V io le n c e ag a in st W o m e n in U S F a m ilie s \Journal

I L O (2 0 0 4 ) G lobal Employment Trendsfo r Women, In te r

1036

Kaynaka

o f M arriage and the Family 5 7.

K in sey , A . C . (1 9 4 8 ) Sexual Behaviourin the Human

M ale (P h ilad elp h ia: W B . Sau n d ers).

J o h n s t o n , C. (2 0 0 4 ) 'W o m en S u ffe r 5 k Pay G a p ',

Times H igher Education Supplement, 3 E yl l.

K in sey , A . C . (1 9 5 3 ) SexualBehaviourin the Human

Female (P h ilad elp h ia: W. B . Sau n d ers).

J o n e s , D . E ., S. D o ty , C . G ra m m ic h , ve di. (2 0 0 2 )

Religious Congregations and Membership in the United


States 2000: A n Enumeration by Region, State and the
County Based on D ata R eportedfor 149 Religious Bodies

K irk w o o d , T . (2 0 0 1 ) Ageing Vulnerability: Causes and

Interventions (C h ich e ste r: W iley).


K n o k e , D . (1 9 9 0 ) PoliticalN etw orks: The Structural

(N a sh v ille, T N : G le n m a ry R e se a rch C en tre ).

Perspective (N ew Y o rk : C a m b rid g e U n iv ersity

Jo n e s , T . (1 9 9 3 ) Britains EthnicM inorities (L o n d o n :


P o licy Stu d ies In stitu te ).

P ress).
K n o rr-C e tin a , K . ve A . V C ico u re l (1 9 8 1 ) Advances in

Social Theory and Methodology: Tovards an


Interpretation o f Micro- and M acro-Soaologies

Jo y , B. (2 0 0 0 ) 'W h y th e F u tu re D o e s n 't N e e d U s',


W ire d 8 (4 ).

(L o n d o n : R o u d e d g e & K e g a n Paul).

Ju d g e , K . (1 9 9 5 ) 'In c o m e D is trib u tio n and L ife


E x p e c ta n c y : A C ritica l A p p raisal', British M edical

K o h n , M . (1 9 7 7 ) Class and Conformity (H o m e w o o d , IL :


D o rs e y P ress).

Journal 3 1 1 .
K a rn in , L . J . (1 9 7 7 ) The Science and Politics o f 1Q

K o llo c k , R (1 9 9 9 ) 'T h e P ro d u c tio n o f T ru s t in


O n lin e M a rk e ts', Advances in Group Processes (16).

(H a rm o n d s w o rth : P en g u in ).
K a n te r, R . M . (1 9 7 7 ) Men and Women o f the Corporation

K o s e r , K . ve H . L u tz (1 9 9 8 ) 'T h e N e w M ig ra tio n in
E u ro p e : C o n te x ts , C o n s tru c tio n s and R ealitie s',

(N e w Y o rk : B a s ic B o o k s ).

K . K o s e r v e H . L u tz , yay, The Nev Migration in


Europe: Social Constructions and Social Realities

K a sa rd a , J. D . ve M . Ja n o w itz (1 9 7 4 ) 'C o m m u n ity


A tta c h m e n t in M ass S o cie ty ', American Sociological

(B a sin g sto k e : M acm illan ).

Reviev 3 9 .
K a t 2 , E . (1 9 5 9 ) 'T h e F u n c tio n a l A p p ro a c h to th e

K o s s , S. E . (1 9 7 3 ) Fleet Street Radical: A . G . Gardiner

and the D aily N em (L o n d o n : A ile n L a n e ).

Stu d y o f A ttitu d e s', Public OpinionQuarterly (24).


K a tz , E . v e P. L a z a rsfe ld (1 9 5 5 ) Personal Influence (N ew

K ru p a t, E . (1 9 8 5 ) People in Cities: The Urban

Environment and Its E ffects (C am b rid g e: C am b rid g e

Y o rk : T h e F re e P ress).

U n iv ersity P ress).

K a tz , S. (1 9 9 6 ) Disciplining O ldA ge: The Formation o f

Gerontological Knovledge (C h a rlo ttesv ille and

K u lk a rn i, V G . (1 9 9 3 ) 'T h e P ro d u ctiv ity P arad o x:


R isin g O u tp u t, S ta g n a n t L iv in g Stan d ard s',

L o n d o n : U n iv ersity P re ss o f V irg in ia).

Business Week, 8 u b a t.

K a u tsk y , J. (1 9 8 2 ) The Politics o f A ristocratic Em pires


(C h a p el H ill: U n iv ersity o f N o r th C a ro lin a P ress).
K e ith , M . (1 9 9 3 ) R ace, Riots, and Policing: E ore and

D isorderin a M ulti-Racist Society (L o n d o n : U C L

K u z n e ts , S. (1 9 5 5 ) 'E c o n o m ic G ro w th and In c o m e
In eq u ality ', Economic Reviev X L V (1).
L a c a n , J. (1 9 9 5 ) Lacan's Four Fundamental Concepts o f

Psychoanalysis (N ew Y o rk : S ta te U n iv ersity o f N e w

P re ss).
K elly, M . P. (1 9 9 2 ) C o litis (L o n d o n : T av isto ck ).

Y o r k P ress).
L a m in g (L o rd ) (2 0 0 3 ) The Victoria Climbie lnquiry ,
O ca k .

K e m p , A . v e di. (1 9 9 5 ) 'T h e D a w n o f a N e w D ay:


R e d e fn in g S o u th A fric a n F e m in ism ', A . B a su ,

L a n d , K . C , G . D e a n e v e J. R . B la u (1 9 9 1 ) 'R elig iou s


P lu ralism and C h u rc h M e m b e rsh ip ', American

yay., The Challenge o f EocalFem inism s (B o u ld er, C O :

SociologicalRsviev 5 6.

W estview ).
K e p e l, G . (1 9 9 4 ) The Revenge o f G od: The Resurgence o f

L an d es, D . S. (1 9 6 9 ) The Unbound Prometheus (N ew


Y o rk : C a m b rid g e U n iv ersity P ress).

slam, Christianity and Judaism in the Modern World


(C a m b rid g e : P olity ).

L a p p e, E M . (1 9 9 8 .) World Hunger: 12 Myths (N ew


Y o rk : G r o v e P ress).

K e r r , A . v e T . S h a k esp ea re (2 0 0 2 ) Genetic Politics: From

Eugenics to Genome (C h e lte n h a m : N e w C lario n ).

L aq u eu r, W (2 0 0 3 ) N o E n d to W ar: Terrorism in the

Tventy-First Century Terrorism in the 21 st Century

K ie c o lt, K . J. v e H . M . N e ls o n (1 9 9 1 ) 'E v a n g elica ls

(N ew Y o rk : C o n tin u u m ).

and P arty R e a lig n m e n t, 1 9 7 6 - 1 9 8 8 ', Social Science

Quarterly 7 2 .

L a sle tt, R (1 9 9 6 ) A Fresh M ap o f U fe: The Emergence o f

1037

Kaynaka

the T hirdA ge (B a sin g sto k e : M acm illan ).

L o c k e , J. ve E . P a s c o e (2 0 0 0 ) 'C a n a S e n se o f
C o m m u n ity F lo u ris h in C y b e rsp a c e ?' Guardian, 11

L asw ell, H . (1 9 4 8 ) The Structure and Futctiot o f Commu-

M art.

nication and Society (N ew Y o rk : H a r p e r& B ro th e rs ).

L o g a n , J. R . v e H . L . M o lo tc h (1 9 8 7 ) Urban Fortunes:

L a u m a n n , E . 0. (1 9 9 4 ) The Social Organi^ation o f

Sexuality: Sexual Practices in the United States

The Political Economy o f Place (B erk eley : U n iv ersity

(C h ica g o : U n iv ersity o f C h ic a g o P ress).

o f C a lifo rn ia P ress).
T h e L o n d o n P lan (2 0 0 4 ) S patial Development Strategy

L a z a rsfe ld , P. E , B . B e r e ls o n v e H . G a u d e t (1 9 4 8 ) The

(L o n d o n : M a y o r o f L o n d o n ).

People's Choice? (N ew Y o rk : C o lu m b ia U n iv ersity

L o rb e r, J. (1 9 9 4 ) Paradoxes o f Gender (N e w H av en ,

P re ss).

C O : Y ale U n iv ersity P ress).

L e a ,J . ve J. Y o u n g (1 9 8 4 ) W hat s To Be Done about

E aw and Order? (L o n d o n : P en g u in ).

L u k es, S. (1 9 7 4 ) Pover: A Rudical View (L o n d o n :


M acm illan ).

L e a d b e a te r, C . (1 9 9 9 ) U ving on Thin A ir: The N e w

Economy (L o n d o n : V ik in g ).

L u ll, J . (1 9 9 7 ) 'C h in a T u rn e d o n R ev isited T e le v is io n ,


R e fo r m and R e sista n c e ', A . S r e b e r n y -M o h a m -

L e e , R . B . (1 9 6 8 ) 'W h a t H u n te rs D o fo r a L iv in g , o r
H o w to M a k e o u t o n S c a rc e R e s o u rc e s ', R . B. L e e

m adi, yay., M edia in G lobal Context: A Reader

ve I. D e V o re , yay., M an the Hunter (C h ica g o :

(L o n d o n : A rn o ld ).
L u ll, J. (1 9 8 0 ) nside Family Vieving: Ethnographic

A id in e P re ss).

Research on Television's Audiences (L o n d o n :

L e e , R . B . (1 9 6 9 ) 'IK u n g B u sh m a n S u b s is te n c e : A n

R o u d ed g e).

In p u t-O u tp u t A n aly sis', A . P. V ayda, yay.,

Environment and Cultural Behavior (N ew Y o rk :

L y o n , C . ve P. de C ru z (1 9 9 3 ) C hild A buse (L o n d o n :
F am ily L aw ).

N a tu ra l H is to ry P ress).
L e e , R . B . v c I. D e V o re , yay. (1 9 6 8 ) M an

L y o n , D . (1 9 9 4 ) The Electronic E ye: The RJse o f

Surveillance Society (C am b rid g e: Polity).

th e H u n te r (C h ica g o : A id in e P ress).
L e ise rin g , L . ve S. L e ib frie d (1 9 9 9 ) Time and Poverty in

L y o ta rd , J.-F . (1 9 8 5 ) The Postmodern Condition

Western Welfare States (C am b rid g e: C am b rid g e

(M in n eap o lis: U n iv ersity o f M in n e s o ta P ress).

U n iv ersity P ress).

M a c an G h a ill, M . (1 9 9 4 ) The M aking o f Men:

L e m e r t, E . (1 9 7 2 ) Human Deviance, Social Problems and

Masculinities, Sexualities and Schooling (B u ck in g h am :

Social Control (E n g le w o o d C liffs, N J: P re n tic e


H ail).

O p e n U n iv ersity P ress).
M a c g re g o r, S. v e B . P im lo tt (1 9 9 1 ) 'A c tio n and
In a c tio n in th e C ities', Tackling the Inner Cities: The

L e v in , W. C. (1 9 8 8 ) A g e S tereo ty p in g : C o lle g e
S tu d e n t E v a lu a tio n s', Research on Aging 10.

1980s Revieved. Prospectsfo r the 1990s (O x fo rd :


C la re n d o n P ress).

L ie b e rt, R . M ., J. N. S p ra fk in v e M . A . S. D a v id so n
(1 9 8 2 ) The Early W indow Effects-of Television on
Children and Youth (L o n d o n : P e rg a m o n P ress).
L im , L . L . (1 9 9 8 ) The S ex Sector: The Economic and

M a c k , J. v e S. L a n sley (1 9 8 5 ) Poor Britain (L o n d o n :


G e o r g e A ilen and U n w in ).
M a c k , J. ve S. L an sley (1 9 9 2 ) Breadline Britain 1990s:

Social Bases o f Prostitution in Southeast A sia (G e n ev a :

The Findings o f the Television Series (L o n d o n :

In te r n a tio n a l L a b o u r O rg a n iz a tio n ).

L o n d o n W eek en d T e le v isio n ).

L ip s e t, S. M . (1 9 9 1 ) 'C o m m e n ts o n L u c k m a n n ', P.

M c K e o w n , T . (1 9 7 9 ) The Role o f Medicine Dream,

B o u rd ie u v e J. S. C o le m a n , yay., Social Theory in a

Changing Society (B o u ld er, C O : W estview ).

M irage or Nemesis? (O x fo rd : B lack w ell).


M c K n ig h t, A . (2 0 0 0 ) 'E a rn in g s In eq u ality and

L ip s e t, S. M . v e R . B e n d ix ( 1 9 5 9 ) SocialM obilty in

E a rn in g s M o b ility , 1 9 7 7 - 1 9 9 7 : T h e Im p a c t o f

Industrial Society (B erk eley : U n iv ersity o f C a lifo rn ia

M o b ility o n L o n g T e r m In eq u ality ', Employment

Rslations Research Series No. 8 (L o n d o n : D e p a r t

P re ss).

m e n t o f T ra d e and In d u stry ).

L iste r, R ., yay. (1 9 9 6 ) Charles Murray and the Underclass:

The Developing D ebate (L o n d o n : I E A H e a lth and

M c L u h a n . M . (1 9 6 4 ) Understanding M edia (L o n d o n :

W e lfa re U n it, in a ss o c ia tio n w ith T h e Su nd ay


T im e s ).

R o u d ed g e & K e g a n P aul).
M c M ic h a e l, P. (1 9 9 6 ) Development and Social Change: A

L lo y d -S h e rlo ck , P. (2 0 0 4 ) Uving Longer (L o n d o n : Z e d

G lobal Perspective (T h o u sa n d O a k s, C A : P in e
F o rg e ).

B o o k s ).

1038

K a y ra k a

M cN ee ly , C . L . (1 9 9 5 ) ConstructingtheN ation-State:

M c F a d d e n , D . ve C . A . C h a m p lin (2 0 0 0 )

International Organi^ation and Prescriptive A ction

'C o m p a riso n o f A u d ito ry E v o k e d P o te n tia ls in

(W e stp o rt, C T : G re e n w o o d ).

H e te ro se x u a l, H o m o se x u a l, and B ise x u a l M ales


and F e m a le s ', Journal o f the Association fo r Research

M a c p h e rso n , S. W. (1 9 9 9 ) The Stephen iMivrence \nquiry

in Otolaryngology I.

(L o n d o n : H M S O ).
M c Q u a il, D . (2 0 0 0 ) M cquail's M ass Communication

M ead o w s, D . H . (1 9 7 2 ) The U m its to Grovth (N ew


Y o rk : U n iv erse B o o k s ).

Theory (L o n d o n : Sag e).


M a k in o , M ., K . T s u b o i ve L . D e n n e r s te in (2 0 0 4 )

M ead o w s, P. (1 9 9 6 ) The Future o f W ork: Contributions to

the Debate (Y o rk : Y P S ) .

'P re v a le n c e o f E a tin g D iso rd e rs: A C o m p a ris o n


o f W e ste rn and N o n -W e s te rn C o u n trie s',

M e llo w s-F a ce r, A ., R . Y o u n g ve R . C rack n ell (2 0 0 5 )

General Election 2 0 0 5 , 17 M ays (L o n d o n : H o u se

Medscape General M edicine 6 (3).

o f C o m m o n s L ib rary ).

M a lth u s, T . ( 1 9 7 6 [1 7 9 8 ]) Essay on thePrinciple o f

Population (N e w Y o rk : N o rto n ).

M e lto n , J. G . (1 9 8 9 ) The Encyclopedia o f American

Religions (D e tro it: G a le R esea rch ).

M a rcu se , H . (1 9 6 4 ) One D im ensionalM an: Studies in the

Ideology o f Advanced Industrial Society (L o n d o n :

M e r to n , R . K . (1 9 5 7 ) Social Theory and Social Structure


g z d e n g e irilm i b a sm (G le n c o e : F re e P ress).

R o u d e d g e & K e g a n P aul).
M a rsd en , P (1 9 8 7 ) 'C o re D is c u s s io n N e t-w o rk s o f

M e tro p o lita n P o li e A u th o rity (2 0 0 4 ) R eport o f the

M PA Scrutiny on M PS Stop and Search Practice, M ays

A m e ric a n s1, American Sociological Reviev 5 2.

(L o n d o n : M P A ).

M a rsd en , P. v e N . L in (1 9 8 2 ) Social Structure and

Netrvork A nalysis (B ev erly H ills, C A : Sag e).

M ey er, J. W and B . R o w an (1 9 7 7 ) 'In stitu tio n a liz ed


O rg a n iz a tio n s: F o r m a l S tru ctu re as M y th and

M a rsh a ll, G . (1 9 8 8 ) Social Class in Modern Britain

C e re m o n y ', American Journal o f Sociology 8 3 .

(L o n d o n : H u tch in s o n ).
M a rsh a ll, G . ve D . F irth (1 9 9 9 ) 'S o c ia l M o b i ty and

M ich els, R . ( 1 9 6 7 [1 9 1 1 ]) Political Parties (N ew Y o rk :


F re e P ress).

P e rso n a l S a tis fa c tio n E v id e n c e fro m T e n


C o u n trie s ', British Journal o f Sociology 50.

M iles, R . (1 9 9 3 ) R acism after Rnce Relations (L o n d o n :


R o u d ed g e).

M a rsh a ll, T . H . (1 9 7 3 ) Class, Citi^enship and Social

Development (W e stp o rt, C N : G re e n w o o d ).

M ills, C . W. (1 9 7 0 ) T he Sociological Imagination


(H a rm o n d s w o rth : P en g u in ).

M a rtin , D . (1 9 9 0 ) Tongues o f F ire: The Explosion o f

Protestantism in Latin A m erica (O x fo rd : B lack w ell).

M iln e, A . E . H . ve T . H a rd in g (1 9 9 9 ) E aterhfestyles:

A Survey by H elp the A ged and Yours M agazine

M a rtin e a u , H . (1 9 6 2 [1 8 3 7 ]) Society in A m erica Garden

(L o n d o n : H e lp th e A g ed ).

City (N e w Y o rk : D o u b le d a y ).
M a rx , K . ve F. E n g e ls (2001 [1 8 4 8 ]) The Communist

M irza, H . (1 9 8 6 ) M ultinationals and the Grovth o f the

Singapore Economy (N ew Y o rk : S t M a rtin 's P ress).

M anifesto (L o n d o n : E le c tr ic B o o k C o .).
M a s o n , A . v e A . P a lm e r (1 9 9 6 ) Q ueer Bashing: A

M issio n F ro n tie rs (2 0 0 0 ) A n Overviev o f the World by

Religous Adherents. O n lin e ad resi at

N ational Survey o f H ate Crimes against Lesbian and


Gay Men (L o n d o n : Sto n ew all).
M a s o n , D . (1 9 9 5 ) R ace and Ethnicity in M odern Britain
O x fo r d : O x f o r d U n iv ersity P ress).
M a tsu u ra , J. H . (2 0 0 4 ) 'C o m m e rcia l T o o ls , P ro c e s se s
and M a teria ls A n ticip a tin g th e P u b lic B a ck la sh :

< h ttp :/ / w w w .m issio n fro n e rs.o rg / 2 0 0 0 / 03/


o v erv iew .h tm > .
M itch e ll, J. (1 9 6 6 ) Women: The Longest R^volution. Essays

in Feminism and Psychoanalysis (L o n d o n : V ira g o ).


M itch e ll, J. (1975). Psychoanalysis and Feminism (N ew
Y o rk : R a n d o m H o u se ).

P u b lic R e la tio n s L e s s o n s f o r N a n o te c h n o lo g y
fro m th e B io te c h n o lo g y E x p e r ie n c e ', Nanotech

M o d o o d , T . (1 9 9 1 ) 'T h e In d ia n E c o n o m ic S u cce s s',

Policy and Politics 19.

2004 3.
M a tth e w s, R . ve J. Y o u n g (1 9 8 6 ) Confronting Crime

M o d o o d , T . (1 9 9 4 ) 'P o litical B la c k n e ss and B ritish


A sia n s', Sociology 2 8 .

( L o n d o n : Sag e).
M au g h , T . H . ve N . Z a m ic h o w (1 9 9 1 ) 'M ed icin e: S an

M o d o o d , T . ve di.. (1 9 9 7 ) Ethnic M inorities in Britain:

Diversity and Disadvantage (L o n d o n : P o lic y Stu d ies

D ie g o 's R e se a rch e r's F in d in g s O f f e r F irst

In stitu te).

E v id e n c e o f a B io lo g ic a l C au se fo r
H o m o se x u a lity ', L os Angeles Times, 3 0 A u sto s.

M o h a m m a d i, A . (1 9 9 8 ) 'E le c tr o n ic E m p ire s an

1039

K a y ra k a

Is la m ic P e rsp e c tiv e ', D .K . T h u ssu , yay., Electronic


Em pires G lobal M edia and h ocal Resistance (L o n d o n :

N a tio n a l Su rv ey o f F am ily G ro w th (1 9 9 5 ),
'C e n te rs fo r D is e a s e C o n tr o l and P re v e n tio n ',
N a tio n a l e n te r fo r H e a lth S ta tistics

A rn o ld ).

(W ash in g to n , D C : G o v e r n m e n t P rin tin g O ffic e ).

M o o r e , B . (1 9 6 6 ) Social Origins o f Dictatorship and

Democracy: L ord and Peasant in the M aking o f the


Modern World (B o s to n , M A : B e a c o n P ress).

N a tu re (2 0 0 0 ) A tlas o f a Tbirsty Planet: Percentage o f

Population mith Access to S a f e Water by Country 2000.


o n lin e ad resi < http :/ / w w w .n atu re.com / n atu re/

M o o r e , G . (1 9 9 0 ) 'S tru ctu ra l D e te rm in a n ts o f M e n 's

fo cu s/ w a te r/ m a p .h tm l> .

and W o m e n 's P e rso n a l N e t-w o rk s', American

Sociological Reviev 5 5.

N e g r o p o n te , N . (1 9 9 5 ) Being D igital (L o n d o n : H o d d e r
and S to u g h to n ).

M o o r e , L . R . (1 9 9 4 ) Selling God: American Religion in the

M arketplace o f Culture (N ew Y o rk : O x fo r d

N e ig h b o u rh o o d R en ew al U n it (2 0 0 4 ) o n lin e adresi
< h ttp :/ / w w w .n eig h b o u rh o o d .g o v .u k / o u rp ro g s.as

U n iv ersity P re ss).

p ? p a g e id = 4 > .

M o o r e , R . (1 9 9 5 ) E thnic Statistics and the 1991 Census


(L o n d o n : R u n n y m ed e T ru st).

N e td e to n , S. (2 0 0 6 ) The Sociology o f H ealth and Illness,

2. b a sm (C am b rid g e: P olity ).

M o rg a n , R . (1 9 9 4 ) The Word o f a Woman: Feminist

Dispatches (N e w Y o rk : N o r to n ). M O R I (2 0 0 0 )

N e w In te r n a tio n a list (2 0 0 0 ) 'L o v e , H a te and th e L aw ',

Nen> Internationalist 3 2 8 .

B rita in T o d ay : A re W e A n In to le ra n t N a tio n ? 2 3
E k im , o n lin e ad resi < h ttp :/ / w w w .m o ri.co m /

N e w m a n , K . S. (2 0 0 0 ) N o Shame in My Game: The

p o lls / 2 0 0 2 / re fu g e e .s h tm l> .
M O R I (2 0 0 2 ) Attitudes Tovards Asylum Seekersfo r

Working Poor in the Inner City (N ew Y o rk : V in ta g e ).


N ic h o la s, S., D . Povey, A . W alk er ve di.. (2 0 0 5 ) Crime

'Refugee Week\ 1 7 H a ziran . O n lin e ad resi

in England and Wales 2 0 0 4 / 2 0 0 5 (L o n d o n : H o m e

< h ttp :/ / w w w .m o ri.co m / p o lls/ 2 0 0 2 /


re fu g e e .s h tm l> .

O ffic e ).
N ie lse n , F. (1 9 9 4 ) 'In c o m e In eq u a lity and In d u strial

M O R I (2 0 0 4 ) Can We H ave Trust and Diversity? 19

D e v e lo p m e n t: D u a lis m R ev isited ', American

O c a k . O n lin e ad resi < h ttp :/ / w w w .m o ri.co m


/ p o lis/ 2 0 0 3 / c o m m u n ity .sh tm l> .

Sociological Reviev 5 9 (E k im ).
N o la n , P. (2 0 0 0 ) 'L a b o u rin g U n d e r an Illu sio n ',

M o rris , L . (1 9 9 3 ) Dangerous Classes: The Underclass and

Social Citi^enship (L o n d o n : R o u d ed g e).

T H E S Millennium M agazine 2 2 ( 2 9 ), A ralk.


O akley, A . (1 9 7 4 ) The Sociology o f H ousem rk (O x fo rd :

M u llan , P. (2 0 0 2 ) The lmaginary Time Bomb: Why an

Ageing Population Is N ot a Social Problem (L o n d o n : I.


B . T a u ris).

M a rtin R o b e r ts o n ).
O ak ley , A . ve d i., (1 9 9 4 ) 'L ife S tre ss, S u p p o rt and
C lass In eq u ality : E x p la in in g th e H e a lth o f

M u m fo r d , L . (1 9 7 3 ) Interpretations and Forecasts

W o m e n and C h ild ren ', European Journal o f Public

(L o n d o n : S e c k e r an d W arbu rg).
M u n cie , J. (1 9 9 9 ) Youth and Crime: A Critical

H ealth 4.
O F C O M (2 0 0 3 ) Hours Vieved Per Household Per Day by

Introduction (L o n d o n : Sag e).

A ge, Social Class and Platform. O n lin e adresi


< h ttp :/ / w w w .o fco m .o rg .u k / resea rch / in d u stry _ m

M u rd o c h , R . (1 9 9 4 ) 'T h e C e n tu ry o f N etw o rk in g '.

a rk e t_ re s e a rch / m _ i_ in d e x /

E le v e n th A n n u a l J o h n B o n y th o n L e ctu re .

tv _ ra d io _ re g io n / itc _ m a rk e t_ in fo / tv _

A u stralia, C e n tre f o r In d e p e n d e n t Stu d ies.

o v e rv ie w / in d u stry _ in fo _ ju n e 0 3 .p d f> .

M urray, C . (1 9 9 0 ) T h e E m e rg in g B rid sh
U n d e rcla ss (L o n d o n : In stitu te o f E c o

O h m a e , K . (1 9 9 0 ) The Borderless World: Pover and

Strategy in the IndustrialEconom y (L o n d o n : C o llin s).

n o m ic A ffa irs ).
M urray, C . A . (1 9 8 4 ) Losing Ground: American Social

O h m a e , K . (1 9 9 5 ) The E n d o f the N ation State: The RJse

o f RegionalEconom ies (L o n d o n : F re e P ress).

Policy 1950-1980 (N ew Y o rk : B a s ic B o o k s ).
N aray an , D . (1 9 9 9 ) CanAnyone H ear Us? Voicesfrom

O liv er, M . (1 9 8 3 ) Social 1Vork vitb D isabled People

4 7 Countries, A ralk (W ash in g to n , D C : W orld B a n k


P o v erty G ro u p , P R E M ).

(B a sin g sto k e : M a cm illa n ).


O liv er, M . (1 9 9 0 ) The Politics o f Disablement

N a tio n a l S ta tistics O n lin e (2 0 0 4 ) nternet Access.


O n lin e ad resi < h ttp :/ / w w w .statistics.go v.u k

(B a sin g sto k e : M a cm illa n ).


O liv er, M . (1 9 9 6 ) Understanding D isability: From Theory

/ c c i/ n u g g e t.a s p ? id = 8 > .

to Practice (B a sin g sto k e : M acm illan ).

1040

Kaynaka

M acm illan ).

O liv er, M . v e G . Z a r b (1 9 8 9 ) 'T h e P o litics


o f D isa b ility : A N e w A p p ro a c h ', D isa b il-

P aku lsk i, J. ve M . W aters (1 9 9 6 ) The Death o f Class

ity, H a n d ica p & S o c ie ty 4.


O m i, M . v e H . W in a n t (1 9 9 4 ) R acial Formation in the

(L o n d o n : Sag e).
P a lm o re , E . B. (1 9 8 5 ) Retirement: Causes and

United Statesfrom the 1960s to the 1990s, 2. b asm


(N e w Y o rk : R o u d e d g e).

Consequences (N ew Y o rk : S p rin g er).


P an y arach u n , A . (2 0 0 4 ) A M ore Secure World: Our

O 'N e ill, O . (2 0 0 2 ) The Reith hectures: A Question o f

Shared Responsibility: Report o f the H igh-Level Panel on


Threats, Challenges and Change (N ew Y o rk : U n ited

Trust. O n lin e ad resi


< h ttp :/ / w w w .b b c.co .u k / ra d io 4 / re ith 2 0 0 2 / > .
O 'N e ill, R . (2 0 0 2 ) Experim ents in Uving: The Fatherless

N a tio n s).
P a re k h , B . (2 0 0 4 ) Is Britain Too Diverse? The Rsponses

Family, E y l l (L o n d o n : C ivitas).

(< h ttp : / /w w w .p ro sp ectm ag azin e.co .u k / H tm lP ag

O N S (2 0 0 1 ) Geographic Variations in H ealth - Decennial

Supplement (L o n d o n : O f fic e o f N a tio n a l S ta tistics).

es/ rep lies.a sp > ).


P ark , R . E . (1 9 5 2 ) Human Communities: The City and

Human Ecology (N ew Y o rk : F r e e P ress).

O N S (2 0 0 2 a ) LabourForce Survey, Spring (L o n d o n :


O f f ic e o f N a tio n a l S ta tistics).

P ark er, H ., J. A ld rid g e ve F. M e a sh a m (1 9 9 8 ) illegal

O n lin e ad resi < http:/ / w w w .statis

Leisure: The Normali^ation o f Adolescent Recreational


Drug Use (L o n d o n ; N e w Y o rk : R o u tled g e).

tics.g ov,u k / c c i/ n u g g e t.a s p ?id = ll> .


O N S (2 0 0 2 b ) Focus on Ethnicity andIdentity (L o n d o n ,

P arry, N . v e J. P a rry (1 9 7 6 ) The R ise o f the M edical

O f fic e o f N a tio n a l S ta tistics). O n lin e adresi


< h ttp :/ / w w w .statistics.go v.u k / d o w n lo a d s/ th em e
_ c o m p e n d ia / fo e 2 0 0 4 / E th n ic ity .p d f> .
O N S (2 0 0 3 a ) Ethnicity: Population Si%e:

7.9% from a Minority Ethnic Group

Profession (L o n d o n : C r o o m H e lm ).
P a rso n s, T . (1 9 5 2 ) The Social System (L o n d o n :
T a v isto ck ).
P a rso n s, T . (1 9 6 0 ) 'T ow ard s a H e alth y M atu rity ',
J ournal o f H ealth and Social Behavior\.

(L o n d o n , O f fic e o f N a tio n a l S tatistics).


o n lin e ad resi http:/ / w w w .statis

P a rso n s, T . ve R . F. B a le s (1 9 5 6 ) Family Sociali^ation

and Interaction Process (L o n d o n : R o u tle d g e &

tics.g ov.u k / c c i/ n u g g e t.a s p ? id = 2 7 3 > .


O N S (2 0 0 3 b ) F o c u s o n L o n d o n (L o n d o n :
O f fic e o f N a tio n a l Sta tistics).

K e g a n P aul).
P e a rce , F. (1 9 7 6 ) Crimes o f the Poverful: M arxism, Crime

and Deviance (L o n d o n : P lu to P ress).

O N S (2 0 0 3 c ) A Century o f E abour M arket Change


( O ff ic e o f N a tio n a l S ta tistics). O n lin e ad resi

P erlm u tter, H .V (1 9 7 2 ) 'T o w a rd sR esea rch o n and

< h ttp :/ / w w w .n atio n alstatistics.o rg .u k / articles/

D e v e lo p m e n t o f N a tio n s, U n io n s, and F irm s as

la b o u r_ m a rk e t_ tr e n d s/ c e n tu ry _ la b o u r_ m a rk e t_ c

W orld w id e In s titu tio n s ', H . G u n te r , yay.,


T ransnational Industrial Relations (N ew Y o rk : S t

h a n g e _ m a r 2 0 0 3 .p d f> .
O N S (2 0 0 4 a ) Focus on the Labour M arket 2002
( L o n d o n : O f f i c e o f N a tio n a l S ta tis tic s ) O n lin e

M a rtin 's P ress).


P e te r so n , E G . (1 9 9 9 ) Gray Davn: How the Corning A ge

a d r e s i < h ttp :/ / w w w .s ta tis tic s .g o v .u k / C C I /

Wave vill Transform A m erica - and the World (N ew

n u g g e t .a s p ? I D = 6 7 9 & p o s = 2 & C o l r a n k = 1 r a n k = 3 1 0 >

Y o rk : R a n d o m H o u se ).

O N S (2 0 0 4 b ) Travel Trends, 17 A ralk (L o n d o n : O f fic e

P ew F o r u m o n R elig io n and P u b lic L ife (2 0 0 2 )

Americans Struggle vith Religion's Role at Home and


A broad , 2 0 M a r t (W ash in g to n , D C : T h e P ew

o f N a tio n a l S ta tistics).
O N S (2 0 0 4 c ) Focus on Gender (L o n d o n : O f fic e o f

R e se a rc h en te r).

N a tio n a l S ta tistics).
O N S (2 0 0 4 d ) Social Focus in Brief: Ethnicity 2002

P h ilo , G . ve M . B e r r y (2 0 0 4 ) B ad N em From Israel


(L o n d o n : P lu to P ress).

(L o n d o n : O f fic e o f N a tio n a l S ta tistics). O n lin e


a d resi < h ttp :/ / w w w .statistics.go v.u k / d ow n load s/

P h iz a ck lea , A . v e C . W o lk o w itz (1 9 9 5 ) H om em rking

th e m e _ s o c ia l/ s o c ia l_ fo c u s _ in _ b rie f/ e th n ic ity / e th

Women: Gender, Racism and Class at W ork (L o n d o n :

n icity .p d f> .

Sag e).

O N S (2 0 0 5 ) Focus on Ethnicity and Identity, M a rt

P iach au d , D . (1 9 8 7 ) 'P ro b le m s in th e D e fn itio n and


M e a su re m e n t o f P o v e rty ', Jou rn al o f SocialPolicy

(L o n d o n : O f fic e o f N a tio n a l Sta tistics).

1 6 (2 ).

P ah l, J. (1 9 8 9 ) Money and M arriage (B a sin g sto k e:

1041

Kaynaka

P ia ch a u d , D . v e H . Su th erla n d (2 0 0 2 ) Changing Poverty

"S o c ia l E x c lu s io n '" , E thnic and R acial Studies 2 2.

Post-1997 (L o n d o n : C e n tre fo r A n aly sis o f S o cia l

R a w s to rn e , S. (2 0 0 2 ) 'E n g la n d and W ales', R . W.

E x c lu s io n , L o n d o n S c h o o l o f E c o n o m ic s ).

S u m m e rs ve A . M . H o ffm a n , yay., Domestic

P ie r s o n , C . (1 9 9 4 ) Dismantling the Welfare State? Reagan,

Violence: A G lobal View (W e stp o rt, C T :

Thatcher and the Politics o f Retrenchment (C am b rid g e:

G re e n w o o d P ress).

C a m b rid g e U n iv ersity P ress).

Reay, D . (2 0 0 2 ) 'S h a u n 's S to ry : T ro u b lin g D is c o u r s e s

P ilk in g to n , A . (2 0 0 2 ) 'C u ltu ral R e p re se n ta tio n s and

o f W h ite W o rk in g -C la ss M ascu lin ities', Gender

andEducation 14.

C h a n g in g E th n ic Id e n titie s in a G lo b a l A g e ', M .
H o lb o r n , yay., Developments in Sociology (O rm sk irk :

R cd m a n , P. (1 9 9 6 ) 'E m p o w e rin g M e n to D ise m p o w e r

C au se-w ay P ress).

T h e m se lv e s : H e te ro se x u a l M a scu lin ities, H I V and

P I S A (2 0 0 0 ) Student Achievement in England: Results in

th e C o n tra d ic tio n s o f A n ti-O p p re ss iv e

Reading, M athem atical and Scientific Eiteracy among 15Year-Olds (L o n d o n : P ro g ra m m e fo r In te rn a tio n a l

E d u c a tio n ', M . M a c an G h a ill, yay., Understanding


Masculinities (B u ck in g h a m : O p e n U n iv ersity

S tu d e n t A s s e s s m e n t.O E C D ).

P ress).

P o lla k , O . (1 9 5 0 ) The Criminality o f Women

R ees, M . (2 0 0 3 ) Our F in al Centuy: W ill the Human Race

(P h ilad elp h ia: U n iv ersity o f P en n sy lv an ia P ress).

Survive the Twenty-First Centuy ? (L o n d o n : WilLiam


H e in e m a n n ).

P o lle rt, A . (1 9 8 8 ) 'D is m a n tlin g F lex ib ility ', C apital and

Class 3 4 .

R eg io n a l T re n d s 3 8 (2 0 0 3 ) Unemployment: By Highest

Qualiftcation. O nline ad resi

P o stm a n , N . (1 9 8 6 ) Amusing Ourselves to D eath: Public

Discourse in the A ge o f Show Business (L o n d o n :

< h ttp :/ / w w w .statistics.g o v .u k / S tatB ase/ ssd ataset

H e in e m a n n ).

.a s p ? v ln k = 7 7 0 5 & M o r e = Y > .
R e ich , R . (1 9 9 1 ) The W ork o f N ations: Preparing

P re sid e n t's C o m m issio n o n O rg a n iz e d C rim e (1 9 8 6 )

Rscords o f Hearings, June 24-26, 1985 (W ash in g to n ,

Ourselves for 21 st-century Capitalism (N ew Y orjc:

D C : U S G o v e r n m e n t P rin tin g O ffic e ).

K n o p f).
R eid , I. (1 9 9 1 ) 'T h e E d u c a tio n o f th e E lite ', G .

P u tn a m , R . (1 9 9 3 ) 'T h e P ro s p e ro u s C o m m u n ity :

W a lfo rd , yay., Private Schooling Tradition, Change and

S o cia l C ap ital and P u b lic L ife ', Kmerican Prospect

Diversity (O x fo r d : C h ap m an ).

13.

R e ism a n , D . (1 9 6 1 ) The Eonely Crowd. A Study o f the

P u tn a m , R . (1 9 9 5 ) 'B o w lin g A lo n e : A m e rica 's

Changing American Character (N ew H av en : Y ale

D e c lin in g S o c ia l C ap ital', Journal o f Democracy 6.

U n iv ersity P ress).

P u tn a m , R . (1 9 9 6 ) 'T h e S tra n g e D isa p p e a ra n c e o f

R esk in , B . v e P. A . R o o s (1 9 9 0 ) JobQ ueues, Gender

C iv ic A m e rica ', American Prospect 7 (2 4 ).

Queues: Explaining Women's lnroads into M ale


Occupations. (P h ilad elp h ia: T e m p le U n iv ersity

P u tn a m , R . (2 0 0 0 ) Bontling A lone: The Collapse and

Revival o f American Community (N ew Y o rk : S im o n

P ress).

and S ch u ste r).

R e x , J. v e R . M o o r e (1 9 6 7 ) Race, Community and

Q u a h ,D . (1 9 9 9 ) The Weightless Economy in Economic

Conflict: A Study o f S parkbrook (O x fo rd : O x fo r d

Development (L o n d o n : C e n tre fo r E c o n o m ic

U n iv ersity P ress).

P e rfo rm a n c e ).

R ic h , A . (1 9 8 1 ) Compulsory Heterosexualivy and Eesbian

Radw ay, J . A . (1 9 8 4 ) Reading the Romance (C h ap el H ill:

Existence (L o n d o n : O n ly w o m e n P ress).

U n iv e rsity o f N o r th C a ro lin a P ress).


R a k e , K . yay. (2 0 0 0 ) Womens Incomes ver the Eifetim e

R ic h a rd so n , D . ve H . M ay (1 9 9 9 ) 'D e s e rv in g V ic tim s?
Sexu al S tatu s and th e S o c ia l C o n s tru c tio n o f

(L o n d o n : H M S O ).
R a n is, G . (1 9 9 6 ) W ili L atin A m erica Non> Put a Stop to

'Stop-and-Go?' (N ew H av en , C T : Y ale U niversity,

V io le n c e ', Sociological Reviev A l.


Riley, M . W, A . F o n e r ve J. W arin g (1 9 8 8 ) 'S o c io lo g y
o f A g e', N . J. S m e lse r, yay., H andbook o f Sociology

E c o n o m ic G r o w th en te r).
R a p o p o rt, R . N ., M . P. F o g a rty v e R . R a p o p o rt, yay,
(1 9 8 2 ) Families in Britain (L o n d o n : R o u d e d g e &

(N ew b u ry P ark , C A : Sag e).


R iley, M . W, R . L . K a h n v e A . F o n e r (1 9 9 4 ) A ge and

Structural L ag: Changes in W ork, Family, and


Retirement (C h ich e ste r: J. W iley).

K e g a n P aul).
R a tc liffe , P. (1 9 9 9 ) 'H o u s in g In eq u ality and " R a c e " :
S o m e C ritica l R e fle c tio n s o n th e C o n c e p t o f

1042

Kaynaka

U n iv ersity P ress).

R itz e r, G . (1 9 8 3 ) 'T h e M c D o n a ld iz a tio n o f S o cie ty ',

Journal o f American Culture 6 (1 ).

S a c h s, J. (2 0 0 0 ) 'A N e w M a p o f th e W o rld ', The

Economist, 2 2 H aziran .

R itz e r, G . (1 9 9 3 ) T h e M c D o n a ld iz a tio n o f S o cie ty


(N ew b u ry P a rk , C A : P in e F o r g e P re ss ). R itz e r, G .

S ak s, M . (1 9 9 2 ) A ltem ative Medicine in Britain (O x fo rd :

(1 9 9 8 ) The M cDonaldization Thesis: Explorations and

C la re n d o n P ress).

Extensions (L o n d o n : Sag e).

alter, H . (1 9 9 8 ) 'M ak in g a W o rld o f D iffe r e n c e :

R o b e r ts , R . (1 9 7 1 ) The Classic Slum: Salford L ife in the

C e le b ra tin g 3 0 Y e a rs o f D e v e lo p m e n t P ro g re ss',

FirstQ uarter o f the Century (M a n ch e ste r:

2 5 H a ziran , U S A I D Press Release.

M a n c h e ste r U n iv ersity P ress).

S a ssen , S. (1 9 9 1 ) The G lobal City: New York, London,

R o o f , W C. (1 9 9 3 ) A Generation o f Seekers: The Spiritual

Journeys o f the Baby Boom Generation (San F ra n c isc o :


H a rp e r S a n F ra n c isc o ).

Tokyo. (P rin c e to n : P r in c e to n U n iv ersity P ress).


S a ssen , S. (1 9 9 8 ) Globali^ation and Its Discontents: Essays

on the M obility o f People and Money (N ew Y o rk : N ew

R o o f , W C . ve W. M c K in n e y (1 9 9 0 ) American M ainline

Religion: ts Changing Shape and Future Prospects


(N e w B ru n sw ic k , N J) R u tg e rs U n iv ersity P ress).
R o s e , S ., L . K a rn in v e R . C. L e w o n tin (1 9 8 4 ) N ot in

Our Genes: Biology, Ideology and Human N ature

P ress).
S a ssen , S. (2 0 0 1 ) The G lobal City: New York, London,

Tokyo. (P rin c e to n : P r in c e to n U n iv ersity P ress).


S a s se n , S. (2 0 0 4 ) Is Britain Too Diverse? The Responses,
2 3 K a s m ( < h ttp :/ / w w w .p ro sp ect-

(H a rm o n d s w o rth : P en g u in ).
R o se n a u , J. N . (1 9 9 7 ) A long the Domestic- Foreign

Frontier: Exploring Governance in a Turbulent World

m a g a z in e.co .u k / H tm lP a g es/ rep lies.a sp > ).


Sau n d ers, P. (1 9 9 0 ) Social Class and Stratification
(L o n d o n : R o u d ed g e).

(C a m b rid g e : C a m b rid g e U n iv ersity P ress).


R o ss , P. v e B . R e sk in (1 9 9 2 ) 'O c c u p a tio n a l

Sau n d ers, P. (1 9 9 6 ) U nequalB utFair? A Study o f Class

Barriers in Britain (L o n d o n : I E A H e a lth and

D e s e g re g a tio n in th e 1 9 7 0 s : In te g r a tio n and


E c o n o m ic E q u ity ', Sociological Perspectives 3 5 .
R o ss i, A . (1 9 7 3 ) 'T h e F irs t W o m a n S o cio lo g ist:

W elfare U n it).
Savage, M . v e di. (1 9 9 2 ) Property, Bureaucracy and

Culture: M iddle Class Formation in Contemporary


Britain (L o n d o n : R o u d ed g e).

H a rrie t M a rd n e a u ', The Feminist Papers: From

A dam s to D e Beauvoir (N ew Y o rk : C o lu m b ia
U n iv ersity P re ss).
R o sto w , W. W. (1 9 6 1 ) The Stages o f Economic Grovtb
(C a m b rid g e: C a m b rid g e U n iv ersity P ress).

S a y e r s ,J. (1 9 8 6 ) Sexual Contradiction: Psychology,

Psychoanalysis andFem inism (L o n d o n : T a v isto ck ).


S c a rm a n , L . G . (1 9 8 2 ) The Scarman Report
(H a rm o n d s w o rth : P en g u in ).

R o w lin g ,J. K . (1 9 9 8 ) Flarry Potter and the Philosopher's

Stone (L o n d o n : B lo o m sb u ry ).

S ch aie, K . W. (1 9 7 9 ) 'T h e P rim a ry M e n ta l A b ilid es in


A d u lth o o d : A n E x p lo r a tio n in th e D e v e lo p m e n t

R u b in , L . (1 9 9 0 ) The E rotic Wars: W hatFiappened to the

o f P s y c h o m e tric In te llig e n c e ', P. B . B a lte s ve O.

Sexual Revolution? (N ew Y o rk : F arrar).

G . B rim , yay, Lifespan Development and Behavior, 2 cilt (N e w Y o rk : A c a d e m ic P ress).

R u b in , L . B . (1 9 9 4 ) Families on the F au ltL in e (N ew


Y o rk : H a rp e r C o llin s).

Sc h a ie, K . W (1 9 9 0 ) 'H a n d b o o k o f th e P sy ch o lo g y

R u d e, G . (1 9 6 4 ) The Crovd in History: A Study o f

o f A g in g ', J. E . B ir r e n K . W. S ch aie, yay.,

Popular Disturbances in France and England, 17301848 (N ew Y o rk : W iley).


R u sp in i, E . (2 0 0 0 ) 'L o n g itu d in a l R e se a rc h in th e

H andbook o f the Psychology o f Aging, 5. b asm (San


D ie g o , C A , and L o n d o n : A c a d e m ic P re ss, 2 0 0 1 ).
S c h u m a ch e r, E . F. (1 9 7 7 ) S m ail Is Beautiful: A Study o f

S o c ia l S c ie n c e s ', Social Research Update 2 8.


R u stin g , R . L. (1 9 9 2 ) 'W h y D o W e A g e?' Scientifc

Economics A s I f People M attered (L o n d o n : A b a cu s).


S ch w a rtz , G . (1 9 7 0 ) Sect Ideologies and Social Status

American 2 6 7 .
R u th e rfo r d , J . v e R . C h a p m a n (1 9 8 8 ) 'T h e F o n v a rd

(C h ica g o : U n iv ersity o f C h ic a g o P ress).


S ch w a rtz , P. ve D . R an d all (2 0 0 3 ) A n A brupt Climate

M a rch o f M e n H a lted ', R . C h a p m a n v e J.

Change Scenario and Its mplicationsfo r United States


N ational Security, E k im (N ew Y o rk : P en ta g o n ).

R u th e rfo rd , yay., M ale Order: Unvrapping

Masculinity (L o n d o n : L a w re n ce and W ish a rt).

S ch w a rz , J. ve T . V o lg y (1 9 9 2 ) The Forgotten Americans

S a b e l, C. F. (1 9 8 2 ) lVork and Politics: The Division o f

(N ew Y o rk : N o r to n ).

E abour in Industry (C am b rid g e: C am b rid g e

1043

K a y ra k a

S c o tt, J . (1 9 9 1 ) W bo Rjtles Britain? (C am b rid g e: P olity ).

S im m e l, G . (1 9 7 1 [1 9 0 3 ]) 'T h e M e tro p o lis and M en tal


L ife ', D . N . L e v in e , yay., On lndividuality and S od al
Forms: Selected Writings o f Georg Simmel (C h ica g o :

S c o tt, S. v e D . M o rg a n (1 9 9 3 ) 'B o d ie s in a S o cia l


L a n d sca p e ', S. S c o t t v e D . M o rg a n , yay, Body
M atters: Essays on the Sodology o f the Body (L o n d o n :

U n iv ersity o f C h ic a g o P ress).
S im p so n , G . E . v e J. M . Y in g e r (1 9 8 6 ) R adal and

F a lm e r P re ss).

Cultural M inorities: A n A nalysis o f Prejudice and


Discrimination (N e w Y o rk : P le n u m P ress).

S c o tt, W R , v e J. W. M e y e r (1 9 9 4 ) Institutional

Environments and Organi^ations: Structural Complexity


an d Individualism (T h o u sa n d O a k s, C A : Sag e).

S im p so n , J. H . (1 9 8 5 ) 'S o c io -M o r a l Issu es and R e c e n t


P resid en tia l E le c tio n s ', Reviev o f Religious Research

Se d la k , A . v e D . B ro a d h u rst (1 9 9 6 ) Third N ational

2 7.

Jnddence Study o f C hildA buse an d Neglect.

S in clair, P. (1 9 8 7 ) Unemployment: Economic Theory and

(W a sh in g to n , D C : U S D e p a rtm e n t o f H e a lth and

Evidence (O x fo rd : B lack w ell).

H u m a n S e rv ice s).

S jo b e rg , G . (1 9 6 0 ) The Pre-Industrial City: Past and

S eg u ra, D . A . v e j . L . P ie rce (1 9 9 3 ) 'C h ica n a / o F am ily

Present {Nev York: F r e e P ress).

S tru c tu re and G e n d e r P erso n ality : C h o d o ro w ,


F a m ilism , and P sy ch o a n a ly tic S o c io lo g y

S jo b e rg , G . (1 9 6 3 ) 'T h e R ise and Fail o f C ities: A

R e v isited ', Signs 19.

T h e o r e tic a l P e rsp e c tiv e ', InternationalJournal o f

S e id m a n , S. (1 9 9 7 ) Difference Troubles:Q ueeringSodal

Comparative Sodology' 4.

Theory and Sexual Politics (C am b rid g e: C a m b rid g e

Sk eg g s, B. (1 9 9 7 ) Formations o f Class and Gender:

U n iv ersity P re ss).

Becoming Respectable (L o n d o n : Sag e).

S e n n e tt, R . (1 9 9 3 ) The Consdence o f the Eye: The Design

S k o c p o l, T . (1 9 7 9 ) States and S odal Rjvolutions: A

and S od al U fe o f Cities (L o n d o n : F a b e r and F a b e r).

Comparative A nalysis o f France, Rmss and China

S e n n e tt, R . (1 9 9 8 ) The C.orrosion o f Character: The

(C am b rid g e: C a m b rid g e U n iv ersity P ress).

Personal Consequences o f W ork in the N ev Capitalism

Slap p er, G . v e S. T o m b s (1 9 9 9 ) Corporate Crime

(L o n d o n : N o r to n ).

(E s s e x : L o n g m a n ).

S e y m o u r-U re , C. (1 9 9 8 ) 'L ea d ers and L e a d in g A rticle s

S m a rt, C. v e B . N e a le (1 9 9 9 ) Family Fragments?

C h a ra cte riz a tio n o f J o h n M a j r and T o n y B la ir in

(C am b rid g e: P olity ).

th e E d ito ria ls o f th e N a tio n a l D a ily P re ss ', I.

S m ith , A . (1 9 9 1 [1 7 7 6 ]) The Wealth o f N ations

C rew e, B . G o s s c h a lk v e J. B a rtle , yay, Political

Communications: Why E abour Won the General Election


o f 1997 (L o n d o n : F ra n k C ass).

(L o n d o n : E v e ry m a n 's L ib rary ).
S m ith , A . D . (1 9 8 6 ) The Ethnic Origins o f N ations
(O x fo rd : B lack w ell).

S h a k esp e a re , T . ve N . W a tso n (2 0 0 2 ) 'T h e S o cial


M o d e l o f D isa b ility : A n O u td a te d Id e o lo g y ? 1

S m ith , D . (1 9 9 0 ) Stepmothering (L o n d o n : H a rv ester).

Research in Social Sdence and Disability 2.

S m ith , D . (1 9 9 7 ) 'Jo b In se c u rity and O th e r M y th s',

Management Today.

S h a rm a , U. (1 9 9 2 ) Complementary M edidne Today:

Practitioners andPatient (L o n d o n : R o u d ed g e).

S o , A . (1 9 9 0 ) S odal Change and Development:

Modernitation, Dependency, and World-Systems Theories

Shaw , W. (2 0 0 1 ) 'In H e lsin k i: V irtu a l V illa g e', W ired,

(N ew b u ry P ark , C A : Sag e).

M art.
S h e ld o n , W. A . (1 9 4 9 ) Varieties o f Delinquent Youth

S o cia l E x c lu s io n U n it (1 9 9 8 ) Rough Sleeping (L o n d o n :


H M S O ).

(N e w Y o rk : H a rp er).
S h e lto n , B . A . (1 9 9 2 ) Women, Men, and Time: Gender

S o k o lo v sk y , J. (1 9 9 0 ) The Cultural Context o f Aging:

Differences in P aid W ork, Housevork, and Leisure

Worldnnde Perspectives (N ew Y o rk : B e rg in and

(W e stp o rt, C T : G re e n w o o d ).

G arv ey ).

S h e lto n , B . A . ve D . J o h n (1 9 9 3 ) D o e s M arital S tatu s

S p e n n e r, K . (1 9 8 3 ) 'D e c ip h e rin g P ro m e th e u s:

M ak e a D iffe r e n c e ? : H o u se w o rk a m o n g M arried

T e m p o ra l C h a n g e in th e Sk ill L ev el o f W o rk ',

and C o h a b itin g M e n and W om eri, Journal o f

American Sodological Reviem 4 8.

Family Issues 1 4 (3).

S ta n to n , E . C . (1 9 8 5 [1 8 9 5 ]) The Woman's Bible: The

Original Feminist A ttack on the Bible (E d in b u rg h :

S ig n o rielli, N . (2 0 0 3 ) 'P rim e -T im e V io le n c e 1 9 9 3 -

P o ly g o n B o o k s ).

2 0 0 1 : H a s th e P ictu re R eally C h a n g e d ?' Journal o f

Broadcasting and Electronic M edia 4 7.

S ta n w o rth , M . (1 9 8 4 ) 'W o m e n and C lass A nalysis: A

1044

K aynaka

R o u tle d g e & K e g a n P aul).

R e p ly to J o h n G o ld th o r p e ', Sociology 18.


S ta rk , R . ve W. S. B a in b rid g e (1 9 8 0 ) 'T ow ard s a

T e m p e s t, R . (1 9 9 6 ) 'B a rb ie and th e W orld E c o n o m y ',

Uos Angeles Times, 2 2 E yl l.

T h e o r y o f R elig io u s C o m m itm e n t'. Jou rn alfor the

Scientifc Study o f Religion 19.

T h o m a s W. I. veF. Z n a n ie ck i ( 1 9 6 6 [1 9 1 8 -2 0 ] The

Polish Peasant in Europe and A m erica: Monograph o f


Our Immigrant Group, 5 cilt (N ew Y o rk : D o v e r).

S ta rk , R . v e W S. B a in b rid g e (1 9 8 5 ) The Future o f

Religion: Secularism, Revival, and Cult Formation


(B erk eley : U n iv ersity o f C a lifo rn ia P ress).

T h o m a s , C. (1 9 9 9 ) Female Forms: Experiencing and

Understanding Disability. (B u ck in g h a m : O p e n

S ta rk , R . ve W S. B a in b rid g e (1 9 8 7 ) A Theory o f

U n iv ersity P ress).

Religion (N e w B ru n sw ick , N J: R u tg e rs U n iv ersity


P re ss).

T h o m a s , C . (2 0 0 2 ) 'D isa b ility T h e o r y : K e y Id eas,


Is su e s and T h in k e r s ', C. B a rn e s , L . B a r to n v e M .

S ta th a m , J. (1 9 8 6 ) Daughters and Sons: Experiences o f

O liv er, yay., Disability Studies Today (C am b rid g e:

N on-Sexist Childraising (O x fo rd : B lack w ell).

P olity).

S tea d , W. E . v e j . G . Stead (1 9 9 6 ) Managementfo r a

Sm all Planet: Strategic Decision M aking and the


Environment (T h o u sa n d O a k s, C A , and

T h o m a s , G . M . (1 9 8 7 ) Institutional Structure: Constituting

State, Society and the Jndividual (N ew b u ry P ark , C A :


Sag e).

L o n d o n ).
S te r n , V. (1 9 8 9 ) Bricks o f Shame: Britain's Prisons

T h o m p s o n , J. B . (1 9 9 0 ) Ideology and Modern Culture


(C am b rid g e: P olity ).

(L o n d o n : P en g u in B o o k s ).
Stig litz , J. E . (2 0 0 2 ) G lobaliation and Its Discontents

T h o m p s o n , J. B. (1 9 9 5 ) The M edia and Modernity: A

SocialTheory o f the M edia (C am b rid g e: Polity).

(L o n d o n : A ile n L a n e).
S to n e , L . (1 9 8 0 ) The Family, Sex, andM arriage in

T h o m p s o n , P. ve P. F in d lay (1 9 9 9 ) 'C h a n g in g the


P eo p le: S o c ia l E n g in e e r in g in th e C o n te m p o ra ry

England, 1 5 0 0 - 1 8 0 0 (N ew Y o rk : H a rp e r and R ow ).

W o rk p la c e ', A . Say er v e L . Ray, yay., Culture and

S tra te g y U n it (2 0 0 3 ) E thnic M inorities and the E abour

Economy afterthe Cultural Turn (L o n d o n : Sag e).

M arket. O n lin e dresi:


< w w w .n u m berl0.g o v.u k / su / e th n c % 2 0 m in o r itie s

T h o m p s o n , W. S. (1 9 2 9 ) 'P o p u la tio n ', American Journal

o f Sociology 3 4.

/ re p o rt/ d o w n lo a d s/ e th n ic _ m in o ritie s.p d f>.


S trau s, M . A . ve R . J . G e lle s (1 9 8 6 ) 'S o c ie ta l C h a n g e

T h o r n e , B . (1 9 9 3 ) Gender Play: G irls and Boys in School


(N e w B ru n sw ick , N J: R u tg e rs U n iv ersity P ress).

a nd C h a n g e in F a m ily V io le n c e fro m 1 9 7 5 to
1 9 8 5 as R ev eale d by T w o N a tio n a l Su rvey s',

Tilly, C. (1 9 9 5 ) 'G lo b a liz a tio n T h r e a te n s L a b o r's

Jou rn al o f M arriage and the Family 4 8 .

R ig h ts', International U bor and Working Class

H istoy 4 7 .

Su llivan , A . (1 9 9 5 ) Virtually N orm al: A n Argument

A bout Homosexuality (L o n d o n : P ica d o r).

T iz a rd , B . v e M . H u g h es (1 9 8 4 ) Young Children

hearning, Talking and Thinking at Home and at School

Su llivan , O . (1 9 9 7 ) 'T im e W aits fo r N o W o m a n : A n

(L o n d o n : F o n ta n a ).

In v e stig a tio n o f th e G e n d e re d E x p e r ie n c e o f
D o m e s tic T im e ', Sociology 3 1.

T o k e , D . (2 0 0 4 ) The Politics o f G M Food: A Comparative

Study o f the UK, U SA, and E U (N ew Y o rk :

S u th e rla n d , E . H . (1 9 4 9 ) Principles o f Criminology

R o u d ed g e).

(C h ica g o : L ip p in c o tt).
S w a n n C o m m itte e (1 9 8 5 ) Education fo r A li: Report o f

T o n n ie s, F. (2 0 0 1 [1 8 8 7 ]) Gemeinschaft Und Gesellschaft

fCommunity and C ivil Society] (N ew Y o rk :

the Committee into the Education o f Ethnic Minority


Children (L o n d o n : H M S O ).
T a n , A . v e K . R a m a k rish n a , yay. (2 0 0 2 ) The N ev

C a m b rid g e U n iv ersity P ress).


T o u g h , J. (1 9 7 6 ) Ustening to Children Talking (L o n d o n :
W ard L o c k E d u c a tio n a l).

Terrorism (S in g a p o re: E a s te r n U n iv ersities P ress).


T a y lo r, L , K . E v a n s ve P. F ra s e r (1 9 9 6 ) A Tale o f Two

Cities. G lobal Change, h ocal Feeling and Eveyday U fe


in the N orth o f England: A Study in M anchester and
Sheffeld (L o n d o n : R o u tled g e).

T o w n se n d , I. (2 0 0 2 ) 'T h e B u rd e n o f T a x a tio n ', 9


H a ziran , L o n d o n , H o u s e o f C o m m o n s L ib rary :
R e se a rch P a p er 0 2 / 4 3 .
T o w n se n d , P. (1 9 7 9 ) Poverty in the United Kingdom
(H a rm o n d s w o rth : P en g u in ).

T a y lo r, I., P. W a lto n v e J. Y o u n g (1 9 7 3 ) T heN ev

Criminologyfo r a SocialTheory o f Deviance (L o n d o n :

T o y n b e e , P. (2 0 0 3 ) H ard 1V ork: U fe in Low Pay Britain

1045

Kaynaka

(L o n d o n : B lo o m sb u ry ).

in 2001, 8 O c a k (N ew Y o rk : U n ite d N a tio n s


W o rld F o o d P ro g ra m m e ).

T r e a s ,J . (1 9 9 5 ) 'O ld e r A m e rica n s in th e 1 9 9 0 s and


B e y o n d 1, Population Bulletin 5.

U P I A S (1 9 7 6 ) Fundamental Principles o f Disability


(L o n d o n : U n io n o f P hy sically Im p aired A g a in st

T r o e lts c h , E . (1 9 8 1 [1 9 3 1 ]) The Social Teaching o f the

S e g reg a tio n ).

Christian Churches, 2 cilt (C h ica g o : U n iv ersity o f


C h ic a g o P re ss).

U rb a n T a sk F o r c e (1 9 9 9 ) Tovards an Urban Rsnaissance.


F in a l R e p o r t o f th e U rb a n T a sk F o r c e , C h aired

U K C h ristia n H a n d b o o k (2 0 0 4 ) R eligious Trends N o. 4,

by L o r d R o g e rs o f R iv ersid e (L o n d o n :

C h ristia n R e se arch .

D e p a r tm e n t o f th e E n v iro n m e n t, T ra n s p o r t and

U K F ilm C o u n c il (2 0 0 3 ) Statistical Yearbook 2 0 0 3 .

th e R eg io n s).

U N (2 0 0 3 a ) World Population Prospects: The 2002

U rry, J. (1 9 9 0 ) The Tourist Ga%e: Leisure and Travel in

R^vision Highlights (N ew Y o r k :U N D e p a r tm e n t o f

Contemporary Societies (L o n d o n : S ag e; 2. b asm

E c o n o m ic and S o c ia l A ffa irs P o p u la tio n


D iv isio n ).

2001).
U S B u re a u o f J u s tic e (1 9 9 8 ) C apital Punishment 1997,

U N ( 2 0 0 3 b ) World Urbanisation Prospects: The 2001

Statistics Bulletin (W a sh in g to n D C : U S

Revision Highlights (N ew Y o rk : U N D e p a r tm e n t o f

G o v e r n m e n t P rin tin g O ffic e ).

E c o n o m ic and S o c ia l A ffa irs P o p u la tio n

U S B u re a u o f J u s tic e (2 0 0 4 ) C apital Punishment 2003

D iv isio n ).

(W ash in g to n , D C : O f fic e o f Ju s tic e P ro g ra m s,

U N D P (1 9 9 8 ) Human Development Report (N ew Y o rk :

B u re a u o f Ju s tic e S ta tistics). O n lin e adresi

U n ite d N a tio n s D e v e lo p m e n t P ro g ra m m e ).

< http:/ / w w w .o jp .u s d o j.g o v / b js/ g la n ce .d r.h tm > .

U N D P (1 9 9 9 ) Human Development Report (N ew Y o rk :

U S D e p a rtm e n t o f H e a lth and H u m a n S e rv ice s

U n ite d N a tio n s D e v e lo p m e n t P ro g ra m m e ).

(2 0 0 0 ) C hild M altreatment 1998: Reportsfrom the


States to the N ational C hild A buse and Neglect D ata
System (W ash in g to n , D C : U S G o v e r n m e n t

U N D P (2 0 0 2 ) A re the Millennium Development G oals

Feasible?, U n ited N a tio n s D e v e lo p m e n t


P ro g ra m m e . O n lin e adresi

P rin tin g O ffic e )

< h ttp :/ / w w w .u n d p .o rg / d p a / ch o ices/ 2 0 0 2 / sep te

U sh e r, R . v e R . E d w ard s (1 9 9 4 ) Postmodernism and

m b e r / C h o ic e s 0 9 0 2 p 7 .p d f> .

Education (N ew Y o rk : R o u d ed g e).

U N D P (2 0 0 3 ) Human Development Keport (N e w Y o rk :

V allas, S. ve J . B e c k (1 9 9 6 ) 'T h e T r a n s fo rm a tio n o f

U n ite d N a tio n s D e v e lo p m e n t P ro g ra m m e ).

W o rk R ev isited : T h e L im its o f F lex ib ility in

U N D P (2 0 0 4 ) Human Development Report: Cultural

A m e rica n M a n u fa ctu rin g ', SocialProblem s 4 3 (3).

Tbertv in Today's Diverse World (N ew Y o rk : U n ited

V an d er V eer, P. (1 9 9 4 ) Religious N ationalism : Hindus

N a tio n s D e v e lo p m e n t P ro g ra m m e ).

and Muslims in India (B erk eley : U n iv ersity o f

U N F A O (2 0 0 1 ) T helm pact o f H IV /A ID S on

C a lifo rn ia P ress).

Food Secuntv. U n ite d N a tio n s F o o d and

v an G e n n e p , A . ( 1 9 7 7 [1 9 0 8 ]) The RJtes o f Passage

A g ricu ltu ra l O rg a n iz a tio n , C o n fe re n c e o n W orld

(L o n d o n : R o u d e d g e & K e g a n Paul).

F o o d Security.

V a tica n (2 0 0 4 ) L etter to the Bishops o f the Catholic Church

U N F P A (2 0 0 4 ) State o f the World Population

on the Collaboration o f Men and Women in the Church


and in the World. O n lin e ad resi

2 0 0 4 .0 n h n e ad resi < h ttp :/ / w w w .u n fp a.org / sw p


/2 0 0 4 / p d f/ e n _ s w p 0 4 .p d f> .

< h ttp :/ /w w w .vatican.va/ ro m a n _ cu ria / co n g re g a ti

U N I C E F (2 0 0 0 ) The State o f the World's Children, 2 0 0 0

o n s / c f a ith / d o c u m e n ts / r c _ c o n _ c fa ith _ d o c _ 2 0 0 4

(N e w Y o rk : U n ite d N a tio n s C h ild ren 's F u n d ).

0 7 3 1 _ c o lla b o r a -tio n _ e n .h tm l> .

U n io n o f In te r n a tio n a l A ss o c ia tio n s (1 9 9 6 -7 )

V au g h an , D . (1 9 9 0 ) Uncoupling: Turning Points in

'In te r n a tio n a l O rg a n iz a tio n s by Y e a r and b y T y p e,


1 9 0 9 - 1 9 9 6 ', Year-book o f International Organizations,
1 9 9 6 -9 7 .
U n io n , T . E . (2 0 0 5 ) The European Union at a Glance.
O n lin e adresi

Intimate Relationships (N ew Y o rk : V in ta g e).


V id al, J. (2 0 0 3 ) '1 0 M illio n J o i n W orld P ro te s t R allies',

Guardian, 13 u b at.
V in c e n t, J. (1 9 9 9 ) Politics, Pover, and O ldA ge
(B u ck in g h am : O p e n U n iv ersity P ress).

< h ttp :/ /e u ro p a .eu .in t/ a b c / in d e x _ e n .h tm > .


U N W F P (2 0 0 1 ) N em R^lease: W FP H ead Rtleases

V in c e n t, J. (2 0 0 3 ) O ldA ge (L o n d o n : R o u d ed g e).

World H ungerM ap and Warns o f Hunger 'Hot Spots'

1046

K aynaka

V io r s t, J. (1 9 8 6 ) 'A n d th e P rin c e K n e lt D o w n and

W eb er, M . (1 9 7 9 ) Economy and Soriety:A n Outline o f

T rie d to P u t th e G la ss S lip p er o n C in d erella's

lnterpretive Sociology (B erk eley : U n iv ersity o f

F o o t', J. Z ip e s , yay., Don't Bet on the Prince:

C a lifo rn ia P ress).

Contemporary Feminist Fairy Tales in N orth A m erica


andE ngland (N ew Y o rk : M e th u e n ).

W eek s, J. (1 9 7 7 ) Corning Out: H om osexual Politics in

B ritain,from the Nineteenth Century to the Present


(N ew Y o rk : Q u a rte t).

V o g le r, C. v e J. P a h l (1 9 9 4 ) 'M o n ey , P o w er and
In eq u a ty in M a rria g e', Sociological R em v 4 2 .
V o ld , G . B ., T. J. B e rn a rd v e J . B . S n ip es (2 0 0 2 )

W eek s, J. (1 9 8 6 ) Sexuality (L o n d o n : M eth u en ).


W eitz m a n , L . (1 9 7 2 ) 'S ex u a l S o cia liz a tio n in P ictu re

Theoretical Criminology (N e w Y o rk : O x fo r d

B o o k s fo r P re s c h o o l C h ild ren ', American Journal o f

U n iv ersity P re ss).
W agar, W. (1 9 9 2 ) A Short History o f the Future

Sociology 7 7.
W ellm an , B. S., P. J. C a rrin g to n v e A. H ail (1 9 8 8 )

(C h ica g o : U n iv ersity o f C h ic a g o P ress).

'N e tw o rk s as P e rso n a l C o m m u n itie s', B. W ellm an


v e S. D . B e rk o w itz , yay., Social Structures: A

W alby, S. (1 9 9 0 ) Theori^ingPatriarchy (O x fo rd :

Netvork A pproach (N ew Y o rk : C am b rid g e

B la ck w ell).

U n iv ersity P ress).

W alby, S. A . (1 9 8 6 ) 'G e n d e r, C lass and S tra tifca tio n


to w a rd a N e w A p p ro a c h ', R . C r o m p to n v e M .

W esterg aard , J. (1 9 9 5 ) Who GetsW hat? The Hardening

o f Class Inequality in the L ate Tmntieth Century

M a n n , yay., Gender and Stratifcation (O x fo rd :

(C am b rid g e: P olity ).

B la ck w ell).
W alker, C . (1 9 9 4 ) 'M a n ag in g P o v erty ', Sociology Reviav

W e ste rn , B . (1 9 9 7 ) Betveen Class and M arket: Postvar

Unioni^ation in the C apitalist Democracies (P rin ce to n :

(N isan ).

P rin c e to n U n iv ersity P ress).

W a lle rste in , I. (1 9 7 4 ) The Modern World-System (N ew


Y o rk : A ca d e m ic P ress).

W h ead ey , P. (1 9 7 1 ) T h eP iv otof the FourQ uarters


(E d in b u rg h : E d in b u rg h U n iv ersity P re ss ).

W a llerstein , I. (1 9 9 0 ) The Modern World-System I I (N ew


Y o rk : A c a d e m ic P ress).

W h e e le r, D . L . (1 9 9 8 ) 'G lo b a l C u ltu re o r C u ltu re


C lash : N e w In fo r m a tio n T e c h n o lo g ie s in th e

W als, R . (1 9 8 4 ) The Elementary Forms o f Nev Religious

Isla m ic W orld - a V ie w fro m K u w ait',

L ife (L o n d o n : R o u d e d g e and K e g a n Paul).


W ard e, A . v e K . H e a th e rin g to n (1 9 9 3 ) A C h a n g in g
D o m e s tic D iv is io n o f L a b o u r? Issu e s o f

Communication Research 2 5 (4 ).
W h ite , M . v e M . T re v o r (1 9 8 3 ) UnderJapanese

Management: The Experience o f British Workers

M e a s u re m e n t and In te r p re ta d o n ', W ork,

(L o n d o n : H e in e m a n n ).

Employment and Society 7.


W a rn er, S. (1 9 9 3 ) 'W o rk in P ro g re ss tow ard a N e w

W H O (2 0 0 1 ) R ethinking Care from thePerspective o f

D isabled People. W o rld H e a lth O rg a n iz a tio n

P arad ig m fo r th e S o c io lo g ic a l Stu d y o f R elig io n

C o n fe re n c e R e p o r t and R e c o m m e n d a tio n s,

in th e U n ite d S ta te s', American Journal o f Sociology

A ugu st.

98.
W a rren , B . (1 9 8 0 ) Imperialism: Pioneer o f Capitalism

W ild e, O . (1 9 6 0 ) The Picture o f Dorian Gray (B ro w n ,


W a tso n : L o n d o n ).

(L o n d o n , V e rso ).
W a tso n , J. (2 0 0 3 ) M edia Communication: A n Introduction

W ilk in s, L . T . (1 9 6 4 ) Social Deviance: Social Policy Action

and Research (L o n d o n : T a v isto ck ).

to Theory and Process (B a sin g sto k e: P algrave


M a cm illa n ).

W ilk in so n , H . (1 9 9 4 ) N o Turning B ack (L o n d o n :


D e m o s ).

W eav er, M . (2 0 0 1 ) 'U rb a n R e g e n e ra tio n - th e Issu e


E x p la in e d ', Guardian, 19 M art.

W ilk in so n , H . v e G . M lg an (1 9 9 5 ) Freedom's Children

W ork, Rlationships and Politicsfo r 18-34 Year Olds in


Britain Today (L o n d o n : D e m o s ).

W eb er, M . ( 1 9 5 8 [1 9 2 1 ]) The City (G le n c o e , IL : F re e


P re ss).
W e b e r, M . (1 9 5 8 ) The Religion o f India (N ew Y o rk :

W ilk in so n , R . (1 9 9 6 ) Unhealthy Societies: The A fflictions

o f Inequality (L o n d o n : R o u d ed g e).

F re e P re ss).
W e b e r, M . (1 9 6 3 ) The Sociology o f Religion (B o s to n ,.

W ill, J., P. S e lf ve N . D a ta n (1 9 7 6 ) 'M a tern a l B e h a v io r


and P erceiv ed S e x o f In fa n t', American Journal o f

M A : B e a c o n ).
W e b e r, M . (1 9 7 6 ) The Protestant E thic and the Spirit o f

Capitalism (L o n d o n : A ile n an d U n w in ).

Orthopsychiatry 4 6 .
W illiam s, S. J. (1 9 9 3 ) Chronic Respiratory Illness

1047

Kaynaka

(L o n d o n : R o u tled g e) .W illis, R (1 9 7 7 ) L e a r n in g t o

W o rld B a n k (2 0 0 4 ) W o rld D e v e lo p m e n t

L a b o u r: H o w W o rk in g -C la ss K id s G e t W o rk in g -

R e p o rt: M a k in g S e rv ic e s W o rk f o r P o o r

C lass J o b s (L o n d o n : S a x o n H o u se ).

P e o p le (N e w Y o rk : O x f o r d U n iv ersity
P ress).

W ils o n , B . (1 9 8 2 ) Religion in Sociological Perspective


( O x fo rd : O x f o r d U n iv ersity P ress).

W orld B a n k A d as (2 0 0 3 ) W o rld B a n k A d as
2 0 0 3 (W ash in g to n , D C : W o rld B a n k ).

W ils o n , E . (2 0 0 2 ) 'T h e S p h in x in th e C ity: U rb a n


L ife , th e C o n tro l o f D is o rd e r', G . B rid g e v e S.

W orld B a n k G ro u p (2 0 0 2 ) 'D isa b ility in

W a tso n , yay, The Blackrvell City Reader (O x fo rd :

D e v e lo p in g C o u n trie s ', D n y a B a n k a s

B la ck w ell).

U lu slararas S ak ad ar G n K o n fe r a n s

W ils o n , E . O . (1 9 7 5 ) Sociobiology: The N ev Synthesis

W o rld w atch In stitu te (2 0 0 4 ) S ta te o f th e

(C a m b rid g e, M A : H a rv a rd U n iv ersity P ress).

W o rld 2 0 0 4 : C o n s u m p tio n by th e
N u m b e rs . O n lin e ad resi < h t t p :/ /

W ils o n , W. J. (1 9 8 7 ) The Truly Dsadvantaged: The Inner

City, the Underclass, and Public Policy (C h ica g o :

w w w .w orld w atch.org / p re ss/ n ew s /

U n iv ersity o f C h ic a g o P ress).

2004/ 01/07/>.

W ils o n , W J . (1 9 9 6 ) W h e n W o rk D isa p p e a rs: T h e

W o rrall, A . (1 9 9 0 ) Offendirg Women: Female Law -

W o rld o f th e N e w U rb a n P o o r

Breakers and the Crim inalJustice System (L o n d o n :

(N ew Y o rk : K n o p f).

R o u d ed g e).

W irth , L . (1 9 3 8 ) 'U rb a n ism as a W ay o f

W rig h t, E . O . (1 9 7 8 ) Class, Crisis and the State


(L o n d o n : N e w L e f t B o o k s ).

L if e 1, A m e ric a n Jo u r n a l o f S o c io lo g y 4 4 .
W o o d , S. (1 9 8 9 ) T h e T ra n s fo r m a tio n o f
W o rk ? Sk ills, F le x ib ility and th e L a b o u r

W rig h t, E . O . (1 9 8 5 ) Classes (L o n d o n : V erso ).


W rig h t, E . O . (1 9 9 7 ) Class Counts Comparative Studies in

Class A nalysis (C am b rid g e: C a m b rid g e U n iv ersity

P ro c e s s (L o n d o n : U n w in H y m an ).

P ress).

W o o d ru m , E . (1 9 8 8 ) 'M o ra l C o n se rv a tism
and th e 1 9 8 4 P resid en tia l E le c tio n ',

W rig h t, E . O . (2 0 0 0 ) Class Counts: Student Edition (N ew

J o u r n a l f o r th e S c ie n tific Stu d y o f R elig io n 2 7 .

Y o rk : C am b rid g e U n iv ersity P ress).


W rig h t, C. R . (1 9 4 0 ) 'F u n c tio n a l A n aly sis and M ass
C o m m u n ica tio n ', Public Opinion Quarterly 2 4 .

W o o lg a r, S. v e D . P aw lu ch (1 9 8 5 ) 'O n to lo g ica l G e rry m a n d e rin g th e A n a to m y o f

W rigley, E . A . (1 9 6 8 ) Population and History (N ew

S o c ia l P ro b le m s E x p la n a tio n s ', S o cia l


P ro b le m s 3 2 .

Y o rk : M c G ra w -H ill).
W uth now . R . (1 9 8 8 ) 'S o c io lo g y o f R e lig io n 1, N . J.

W o rld B a n k (1 9 9 5 ) W o rk ers in an In te g ra t-

S m elser, yay., H andbook o f Sociology (N ew b u ry

in g W o rld (N ew Y o rk : O x fo r d U n iv ersity
P re ss).

P ark , C A : Sag e).


Y o u n g , I. M . (1 9 9 0 ) Throving L ik e a G irl and Other

W orld B a n k (1 9 9 6 ) P o v erty R e d u ctio n : T h e

Essays in Feminist Philosophy and Social Theory

M o s t U rg e n t T a sk (W ash in g to n , D C :
W orld B a n k ).

(B lo o m in g to n : In d ia n a U n iv ersity P ress).
Y o u n g , J. (1 9 9 8 ) 'B re a k in g W in d o w s: Situ a tin g the

W orld B a n k (1 9 9 7 ) W o rld D e v e lo p m e n t

N e w C rim in o lo g y ', P W a lto n v e J. Y o u n g , yay., The

R e p o r t 1 9 9 7 : T h e S ta te in a C h an g in g
W orld (N ew Y o rk : O x f o r d U n iv ersity
P re ss).

N ev Criminology Revisited (L o n d o n : M acm illan ).


Y o u n g , J . (1 9 9 9 ) The Exclusive Society: Social Exclusion,

Crime and Difference in E ate Modernity (L o n d o n :

W o rld B a n k (2 0 0 0 -1 ) 'W orld D e v e lo p m e n t


In d ic a to rs ', W orld D e v e lo p m e n t
R e p o rt 2 0 0 0 - 2 0 0 1 : A tta ck in g P o v erty

Sage).
Y o u n g , M . ve P. W illm o tt (1 9 7 3 ) The Symmetrical

Family: A Study o f W ork and Leisure in the London


Region (L o n d o n : R o u d e d g e ve K e g a n Paul).

(N e w Y o rk : O x f o r d U n iv ersity P ress).
W orld B a n k (2 0 0 1 ) P o v erty n e t: T o p ic s R eleva n t to S o c ia l C ap ital (N ew Y o rk : O x fo r d

Z a m m u n e r, V. L . (1 9 8 6 ) 'C h ild ren 's S e x -R o le


S te re o ty p e s: A C ro ss-C u ltu ra l A n aly sis', P. S h av er

U n iv ersity P ress).

v e C . H e n d rick , yay., S ex and Gender (B ev erly H ills,

W o rld B a n k (2 0 0 3 ) W o rld D e v e lo p m e n t
In d ic a to rs (N ew Y o rk : O x f o r d U n iv ersity
P ress).

C A : Sag e).
Z a m m u n e r, V. L . (1 9 8 7 ) 'C h ild ren 's S e x -R o le
S te re o ty p e s: A C r o ss-C u ltu ra l A n aly sis', P S. C.

1048

K aynaka

H e n d rick , yay., S ex and Gender (L o n d o n : Sag e).


Z e itlin , I. (1 9 8 4 ) A ncient Judaism : Biblical Criticism from

M ax W eberto the Present (C am b rid g e: P oty).


Z e itlin , I. (1 9 8 8 ) The H istoricalJesus (C am b rid g e:
P oty).
Z e ru b a v e l, E . (1 9 7 9 ) Patterns o f Time in H ospital L ife
(C h ica g o : U n iv ersity o f C h ic a g o P ress).
Z e ru b a v e l, E . (1 9 8 2 ) 'T h e Sta n d a rd iz a tio n o f T im e a
S o c io h is to ric a l P ersp e c tiv e ', American Journal o f

Sociology 8 8 .
Z h a n g , N . v e W X u (1 9 9 5 ) 'D is c o v e r in g th e P o sitiv e
w ith in th e N eg ativ e: T h e W o m e n 's M o v e m e n t in
a C h a n g in g C h in a ', A . B a su , yay.., The Challenge o f
EocalFem inism s (B o u ld er, C O : W estview ).
Z im b a rd o , P. G . (1 9 6 9 ) 'T h e H u m a n C h o ice :
In d iv id u a tio n , R e a so n , and O rd e r V ersu s
D ein d iv id u a tio n , Im p u lse, and C h a o s ', W J.
A rn o ld and D . L e v in e , yay, N ebraska Symposium on

M otivation (L in c o ln : U n iv ersity o f N e b ra sk a
P re ss).
Z im b a rd o , P. G . (1 9 7 2 ) 'P a th o lo g y o f Im p riso n m e n t',

Society 9.
Z u b a id a , S. (1 9 9 6 ). 'H o w S u c c e s sfu l is th e Isla m ic
R e p u b lic in Isla m iz in g Ira n ?' J . B e in e n v e I.
S to rk , yay., Political slam Essaysfrom the M iddle E ast

Report (B erk eley : U n iv ersity o f C a lifo rn ia P re ss ).


Z u b o ff , S. (1 9 8 8 ) In the A ge o f the S mart M achine: The

Future o f W ork and Pover (N ew Y o rk : B a s ic


B o o k s ).

1049

Szlk

p ek o k k ltrd e ak rab alk, top lu m yaam nn


o u y n i in esastr.

AKRANLAR G RU BU (P eer g ro u p ) A yn ya
v e top lu m sal k o n u m d a olan bireylerin
o lu turd uu arkada g ru b u .

A L T E R N A T F T IP (A ltern ativ e m ed icine)


H astal n tedavisi v e n le n m e si k on u su nd a,
ayn zam and a tam am layc tp da d en en bu
yaklam , yerleik tb b i uygulam alarn dnda
yer alan ya da on u n la r t e n g eni b ir
iy iletirm e tek n ik leri yelpazesini

AIK L E V L E R (M a n ifest fu n ctio n s) B ir

kapsam aktad r. A lte r n a tif ya da tam am layc


tp, bireyin re fa h n n b t n fizik sel ve ru hsal

top lu m sal etk in lik t r n n b ilin en ve iin d e

elerin i dikkate alan b t n c b ir yaklam

y er alan bireylerin g erek letirm ey e

ierm ek ted ir.

niyed end ii ilevler.

A (Netvvork) n san lar b irb irin e balayan

A L TK L T R (Su bcu ltu re) N fu su n ,


to p lu m u n g en elin d en kltrel kalp

b iim se l v e b iim se l olm ayan b a lar km esi.

b ak m n d an ayrd edilebilir o lan h erh an g i bir

AHLAK PANK (M oral p an ic) Stan ley

p aras.

C o h e n tarafn d an yaygnlatrlan, m edyadan

A LT S IN IF (U n d erclass) S n f sistem in in en

k aynaklanan v e g en el b ir top lu m sal

altnd a k o n u m lan m o lan , o la an o larak etn ik

d zensizli in b ir b elirtisi diye g r le n belirli

aznlk k k en li in san lard an o lu an b ir snf.

b ir g ru b a ya da d avran b iim in e yn elik


ola rak g ste rile n ar b ir tepkiyi b e tim lem ek

AN ASO YLULUK (M atrilineal) A talarn

iin kullanlan b ir terim . A hlak i p an ik ler

izle n m esin in , an n e tarafn d an g id erek

o k lu k , g e re k te giriilen ed im in d o as ve

yaplm as ya da on u n la ilikilend irilm esi ya da

iin d e yer alan in san larn says b ak m n d an

dayanlm as.

g r e c e n em siz olan olaylar ev resin d e ortaya

A N A YER L (M atrilo cal) K o c a n n , ein an n e-

karlar.

b ab asn n yaad yere yakn b ir yerde yaad

A L E (Fam ily) B irb irleriy le kan balar, evlilik

aile sistem le rin e ilikin.

ya da evlat ed in m e yoluyla ak rab a olan ,

A N N E D E N YO K SU N LU K (M atern al

e k o n o m ik b ir b irim olu tu ran , yetikin

d ep rivatio n ) B ir o cu u n y aam nn ilk

yelerin in o cu k la rn y etitirilm esin d en

yllarnda an n esi ile arasnd aki istikrarl ve

so ru m lu old uklar b ir bireyler topluluu.

balan m aya dayal b ir ilikin in yokluu.

B ilin e n b t n top lu m lard a, aile ilikileri o k


d e ik en o lsa da, b ir aile sistem i biim i

A N OM (A n o m ie) D u rk h e im tarafnd an,

s zk on u su d u r. a cl top lu m lard aki esas aile

a cl d nyadaki d eiim s relerin in yol

b iim i ek ird ek aileyken, eitli n itelik tek i

at , top lu m sal n o rm la rn bireysel d avran

g e n i aile ilikileri de sk sk g r lm ek ted ir.

zerin d eki snrlam alarn yitirm eleriyle

A L E KA PTA LZM (Fam ily capitalism )


G iriim ci aileler tarafn d an sahip olu n an ve

so n u lan an am aszlk v e u m utsu zluk


duygularn b e tim le m e k iin kullanlan b ir
kavram .

y n etilen k ap italist giriim .

AKRABALIK (K in sh ip ) B irey leri, kan


b a lan , evlilik ya da evlat ed in m e yoluyla

A PA R TH ED (A p arth eid ) G n e y A frik a'd a


1 9 4 8 'd e kurulan, 1 9 9 4 'e kadar s rd r len,
resm i rk ayrm cl sistem i.

b irb irin e balayan b ir iliki. A k rab alk


ilikilerind e, tan m g erei evlilik ve aile

A RATIRM A Y N T E M L E R (R esearch

s z k o n u su o lsa da, b u k u ru m lard an o k daha

m eth o d s) D e n e y se l (olgusal) m alzem eyi

g en i kapsam ldr. a cl to p lu m larn b yk

top m ak a i in kullanlan deiik in celem e

b l m n d e dolaysz ailenin kap sam n aan

y n tem leri. T o p lu m b ilim d e saysz aratrm a

p ek az to p lu m sal ykm llk o lsa da, tek i

y n tem i vardr, an ca k b elk i de en fazla

1051

S z l k

kullanlan y n te m ler, alan alm as (ya da

in san larn olu turd uu gru p. B u t r g ru p lar

k atlm c g z le m ) ve d erlem e y n tem lerid ir. P e

etn ik aznlklar da ierm ek ted ir.

o k am a iin , te k b ir aratrm a p ro jesin d e iki


ya da d aha fazla y n tem i k u llan m ak yararldr.

B A B A E R K L L K (Patriarchy) E rk e k le rin
kad nlara st nl . B ilin e n b t n to p lu m lar

ARKA B L G E (B a ck R eg io n ) E n v in g

bab aerk ild ir; erk ek lerin , kadnlara kyasla,

G o ffm a n 'n betim led i i, n b lg e

kulland klar g c n d o as ve d erecesi arasnd a

p e rfo rm a n sla rn d a n uzakta o la n , in san larn

fark llam alar bu lu n sa da. a cl top lu m lard a

rah adayabild ikleri v e b iim se l olm ay an

kadn h arek ed erin in birin cil h e d efle rin d en

davranlar g ste reb ild i i alanlar.

b irisi, v aro lan b ab aerk il k u ru m lara kar

A R T IK D E E R (Su rplus value) M ark sist

savam aktr.

k uram d aki, b ir iin in yaratt, iv eren in iiyi

BA BA SO YLU LU K (Patrilineal) A talarn

istih d am ed e rk en d ed ii m aliy etten arta

izle n m esin in , b a b a tarafn d an g id erek

k alan deer.

yaplm as ya da on u n la ilikilend irilm esi ya da

A SM LA SYO N (A ssim ilatio n ) B ir aznlk


g ru b u n u n , b a sk n k lt r n d eer ve

dayanlm as.

BA B A Y ER L (P atrilocal) K o c a n n , ein

n o rm la rn b e n im s e m e k kouluyla n fu su n

an n e-b a b a sn n yaad yere yakn b ir yerde

o u nlu u tarafn d an k abu llen ilm esi.

yaad aile sistem le rin e ilikin.

BA IM LI D E K E N (D e p e n d e n t
A T LY E (Sw ea tsh o p ) alan larn k t
koullarda, uzu n sre ve d k cred e
al a k la n fabrik a ya da d kkanlar iin
kullanlan k lt c b ir terim

AVCI ve TO P L A Y IC I TO PL U M L A R
(H u n tin g and g a th e rin g so cieties) G e im
aralar, payvanlar avlam ak, balk tu tm ak ve
y en eb ilir bitk ileri to p lam ak la elde ed ilen
toplum lar.

A Y N L E R (R ituals) B ir g ru b u n ya da
top lu lu u n yelerin in d zenli olarak
g erek letird ik leri b iim sellem i d avran
trleri. D in , ayinlerin uyguland ana
ba lam lard an b irisin i tem sil eder, an cak ayin
d av rann n k apsam b u zg l alann o k
te sin e uzanr. o u g ru p u ya da bu biim d e
ayin uygulam alarn b en im sem ek ted ir.

A Y R IM C IL IK (D iscrim in a tio n ) B ak a
g ru p larn elde etti i, a n c a k belirli b ir g ru b u n
yelerin d en e sirg e n e n etkin likler. A y rm clk ,
ikisi birbiriyle yaknd an ilikili o lsa da,
n y arg d an ayr tutulm aldr. B irb irlerin e kar
nyargl o la n in san larn b irb irin e kar ayrm c

v ariab le) N ed en sel olarak b ir b ak a d eiken


(ba m sz deiken) ya da etk en d en etk ilen en
b ir d eiken ya d a etk en .

B A IM L IL IK KURAM I (D e p e n d e n cy
th eo ry ) M ark sizm d en t retilen , d k gelirli
lk elerin y oksu llu un un d o ru d an d oru ya
zen g in lkeler ile bu lkelerd e slen en
ulusar irk ed er tarafn d an
s m r lm elerin d en kaynaklandn ileri s ren
e k o n o m ik kalknm a kuram .

B A IM L IL IK K LT R (D e p e n d e n cy
cu lture) C h arles M u rray 'in , ig c piyasasna
g irm e k yerine d evletin sosyal gvenlik
yardm laryla yaayan bireyleri b e tim le m e k iin
kulland b ir terim . B a m llk kltr,
bireysel h rslar ile in san larn kend i k end ilerine
yardm etm e y eten ek lerin i and ran 'dad
d ev let'in b ir so n u cu olarak g r lm ek ted ir.

B A IM L IL IK O RAN I (D e p e n d e n cy ratio)
B ak alarn a ba m l o lm a yalarndaki
in san larn (o cu k la r v e yallar) e k o n o m ik
bak m d an etk in yalardaki in san lara ba m l
o lm a oran.

uygulam alara g irim esi g erek m ey eb ilir; tersin e,

BA IM SIZ D E K E N (In d e p e n d e n t

ayrm c b ir b iim d e d avranan in san larn , b u tr

variable) B ir b ak a d eiken ya da etk eni

ayrm cla urayanlara kar nyarg

(bam l d eiken ) n e d en sel olarak etkileyen

b e sle m e leri gerek m ey ebilir.

b ir d eiken ya da etk en .

A Z IN L IK G RU BU (M in o rity g ro u p ) Verili

BALANM ACI B R E Y C L K (A ffectiv e


evlilik

bir to p lu m d a k i, ayr fizik sel ya da kltrel

individualism ) R o m a n tik b a lan m an n ,

zellik leri y z n d en k en d ilerin i to p lu m iin d e

ba larn k u rm ak iin g erek li tem el olduu

eitsizlik d uru m u iin d e b u la n aznlktaki

in an c.

1052

Sz] k

B A N L Y L E M E (Su b u rb an izatio n )

dayanan b ir to p lu m . B u to p lu m u n ortaya

B a n liy lerin , k e n t m erk ezlerin d en uzaktaki

k , tek n o lo jiy e yatkn o la n ve kendi

yerleim alanlarn n ortay a k.

yaam larn da hesap yapm a, e len ce v e iletiim

BAAT STAT (M aster status) G en ellik le


top lu m d aki y erin in te k i g sterg elerin e
n celi i o lan ve b ir k iin in to p lu m d ak i g en el
k on u m u n u belirley en stat ya da statler.

B E B E K L M O RA N I (In fa n t m o rtality
rate) Y aam larn n ilk ylnda len b e b e k le rin
saysnn, can l d o an h er b in b e b e e oran.

B E D E N SO SY O L O JS (S o c io lo g y o f th e
body) B iz im b e d en lerim izin top lu m sal
etk en lerd en nasl etk ilen d i i zerind e duran
so sy o lo ji dal. rn e in salk ve hastalk ,
top lu m sal ve kltrel etk en ler tarafn d an

k on u larn d a yeni ile rlem eler y ap abilen g eni


b ir t k etici k itlesin in ortay a kyla
balantldr.

B L G T E K N O L O JL E R (In fo r m a tio n
tek n o lo g y ) B ilg i ilem e s relerin e dayanan ve
m ik ro elek tro n ik d evreleri ie re n te k n o lo ji
biim leri.

B L G T O PL U M U (K n o w led g e society)
E n fo rm a s y o n top lu m u iin kullanlan b ir
bak a yaygn terim ; bilgi v e e n fo rm a sy o n
retim i ve t k etim in e dayanan top lu m .

B L M (S cien ce) F iz ik sel bilim anlam n da,


fiziksel d nyann sistem atik olarak

belirlen m ek ted ir.

B E N M E R K E Z C (E g o c e n tric ) P iag et'y e


g re , o cu u n y aam nn ilk yllarnda sahip
old uu ayrdedici nitelik. B e n m e rk e z ci
d n ce, ev red ek i n esn elerin ve olaylarn
yalnzca o cu u n kend i k o n u m u n a g re
anlalm asn ierir.

in celen m esi. B ilim ve bilim sel b ir a b a olarak


so sy o lo ji- d en ey sel verilerin d isiplinli olarak
sralanm as ile b u n u n la birletirilen , b u verileri
aydnlatan ya da aklayan kuram sal
y aklam larn ve k u ram larn olu tu ru lm asn
ierm ek ted ir. B ilim se l etk in lik , ce su rca yeni
d n ce b iim lerin in yaratlm asn, h ip o te z ve

B E N Z E T L E R (Sim u lacra) F ra n sz yazar

d n celerin d ikkatle sn an m as ile birletirir.

J e a n B au d rillard tarafn d an kullanlan b ir

B ilim i, te k i d n ce sistem lerin d en (dinde

kavram . B e n z e tile r, orijin ali olm ay an eylerin

s zk o n u su olan lar gibi) ayrm aya yard m c olan

kopyalardr. rn e in , b ir T u d o r taklid i ev,

n em li b ir zellik , b t n bilim sel

z g n T u d o r yaplarnn h ib irin e b e n z e m ez .

d n celerin , bilim top lu lu u n u n yeleri

BEYA Z YAKALI SULARI (W h ite co llar


erim e) B ey a z yakal ya da p ro fesy o n el
ilerd ek ilerin y rtt kleri su etkin likleri.

B M S E L L K L E R (F o rm a l R elatio n s)
G ru p la r ile rg d er iin d e v aro lan , re sm i
yetke sistem in in n o rm la r ya da kurallar

tarafn d an y n eltilecek o rta k eletiriye ve


g z d en g e irm e y e ak olm asd r.

B L S E L L K (C o g n itio n ) n sa n n , alglam a,
akl y r tm e ve an m sam ay da ie re n d n ce
sreleri.

B R E Y S E L E N G E L L L K M O D E L
(Ind ivid ual m o d e l o f disability) E n g e lli

tarafn d an b elirlen m i ilikiler.

B M S E L L E M AAMASI (F o rm a l
o p era tio n a l stage) P iag et'n in k u ram n a g re,
b yyen o cu u n , soyut kavram lar ve
varsaym sal duru m lar an lay ab ilecek hale
geldii, b ilisel b ir g eliim aam as.

in sanlarn yaad so ru n larn esas ned en i


olduunu ileri s ren b ir kuram . B e d e n se l
"a n o rm a llik " b ir d erece en gellilik ya da ilevsel
snrlam aya n e d e n o lu r diye dnlr. B u
ilev sel snrllk b ir birey in "g e e rli" olm ad
b iim in d ek i daha g en el b ir sn flam an n

B M S E L OLMAYAN L K L E R

tem elidir. B irey sel en gellilik m o d eli, top lu m sal

(In fo r m a l relatio n s) K iise l balan tlar

en gellilik m od elin i savu nan lar tarafn d an

tem elin d e ortay a k an g ru p ya da rg d erd e

eletirilm ek ted ir.

v a ro la n ilikiler; ileri, b iim se l o larak tan n m


o la n ilem lerd en ayr b ir b iim d e y r tm e
yollar.

B R N C D N YA (F irst W orld) K a p ita list


retim e d ayanan, g elim i sanayi lkelerini
kapsayan u lu s-d ev letler g ru bu .

B L G E K O N O M S (K n o w led g e
eco n o m y ) A rtk n celik le m addi m allarn
retim in e dayanm ayp b ilg inin retim in e

1053

B R N C L SA PK IN LIK (P rim ary d evian ce)


Sap kn lk so sy o lo jisin d e, ilk kez giriilen su ya
da sapknlk ed im i. E d w in L e m e rt'e g re,

S z l k

b irin cil sapknlk d zeyind eki ed im ler bireyin

l le rin in , ii sn f arasnda k u ru m lam as

kend ilik kim lii i in n e m siz olm ay srdrr.

s reci. M a rk sistler b u olg u n u n ii snf

N o rm a l olarak , sap k n ed im in

b ilin cin in altn oyduunu v e ii sn fn n

n o rm alletirild i i b ir s re g erek leecek tir.

B R N C L TO PLU M SALLAM A

to p lu m sal d eim e y aratm a ab alarn


zo rlatrd n ileri s rm ekted ir.

(P rim ary so cia liz a tio n ) o cu u n iin d e

B RO K RA S (B u reau cracy ) B ir yetke

d oduu to p lu m u n k ltrel n o rm larn

p iram id i b iim in i alan, h iy erarik b ir rg t.

re n m e s reci. B irin cil to p lu m sal byk

B ro k ra si terim i terim i, M a x W eb er

l d e aile iin d e g erek leir.

B R L K T E YAAMA (C o h ab itatio n )
B irb irleriy le evli olm a d an , b elirli b ir sreklilii
o la n b ir cin sel birlik telik iin d e yaayan iki
insan.

B R L K T E L K AKI (C o n flu e n t love)


Romantik akn so n su za d ek zelli in e
sahip olm ay an, e tk e n ve d eiken ak.

B S E K S E L (B isexu al) H e r iki cin siy etten


in san lara kar duygular h issetm e ya da cin sel
b irliktelie y n elm e.

tarafn d an yaygnlatrld. W eb er'e g re,


b ro k rasi, byk lek li in sa n rg tlerin in en
etk in b iim id ir. W eb er, rg tlerin b yklkleri
a rttk a, o n larn kan lm az olarak g ittik e
d aha b ro k ra tik yapya sahip o lm a eilim leri
old uun u ileri s rm t r.

B R O K R A SN N A ZALTILM ASI
(D eb u rea u cra tiz a tio n ) a cl top lu m d ak i tipik
rg t fo rm u o larak W eb erian b ro k rasin in
eg em en li in d ek i g erilem e.

B R O K R A SN N G E R L E M E S
(D eb u rea u cra tiz a tio n ) acl to p lu m la n n

B Y O L O JK E T L L K (B iod iversity)

ierisin d ek i tip ik rg tsel fo rm olarak W eb erci

T rle rin ya da y aam fo rm la rn n eitlilii.

tip tek i b ro k rasilerin bask n olm a

B Y O M E D K A L SALIK M O D E L

d u ru m u nd ak i g erilem e.

(B io m e d ica l m o d el o f h ealth ) B a t tp sistem

B T N C KU RUM LAR (T o tal

ve uygu lam alarnn tem elin d e yeralan ilkeler

in stitu tio n s) E r v in g G o ffm a n tarafn d an , akl

k m esi. B iy o m e d ik a l salk m o d eli, hastalklar

h astan eleri, h ap isan eler ve m an astrlar g ibi

b ilin en b e lirtile rin varln a uygun olarak

sak in lerin e, d dnyadan tam b ir yaltlm lk

n e sn el b iim d e tan m lar ve salkl b e d en in

iin d e, z o r yoluyla d zen len en b ir yaam

bilim sel te m e le dayanan tb b i tedavi yoluyla

dayatan kuru m lara g n d e rm e d e b u lu n m ak

y enid en k azan lab ilece in e inanr, in sa n

iin , kullanlan b ir terim .

b e d en i, uygun tam irler yoluyla y enid en iler


h ale g e tirile b ile ce k b ir m akin eye benzetilir.

B L G E K E N T L E R (C o n u rb a tio n ) K e n tle r
ya da k asabalarn kesin tisiz b ir b iim d e k en tsel
alanlard a top lan m as.

C A N L IC IL IK (A n im ism ) D n y ad aki
olay larn ru h larn etk in lik leri ile h arek ete
geirild ii inan c.

C N S E L TACZ (Sexu al h arassm en t) B ir


birey tarafn d an b ir b ak asn a kar ta ra f

B L G E S E L L E M E (R eg ion alization )

istem ed i i, h atta ak a d irend ii hald e, srarla

E tk in lik leri o ld u k a yerel, yaknlk d zeyinde

cin sel nitelik tek i iyiliklerin yaplm asn

'b lg ele tirm e k ' iin k u llan lab ilecek olan

b e k lem e.

z am an v e u zam b l n m eleri; ya da d aha g eni


olarak , to p lu m sa l v e e k o n o m ik yaam n ulus
d ev lette n b yk ya da o n d a n k k b ir le k te
b lg e se l o rta m la ra ya da b lg e lere b l n m esi.

E N FO R M A SY O N YO KSU LLU U
(In fo r m a tio n p o verty ) E n fo rm a s y o n
y oksu lu olan lar, bilgisayarlar g ibi bilgi

C N S E L Y N E L M (Sexu al o rie n ta tio n )


K i in in cin sel ya da ro m a n tik b ak m d an
ek ilm esin in yn.

C N S E L L K (Sexu ality) n sa n la rn cin sel


n itelik leri ve cin sel d avrann a g n d e rm e d e
b u lu n an g en i kapsam l b ir terim .

te k n o lo jile rin e eriim i olm ay an ya da o k az

C N S Y E T (Sex) E rk e k le ri kadnlard an

olan insanlardr.

ayran a n a to m ik farkllklar. S o sy o lo g la r

BURJUVALAM A SAVI
(E m b o u rg e o is e m e n t thesis) B u rju v a
h e d efle rin in ve b u rju v a yaam b iim i ve

cin siy eti o k lu k top lu m sal cin siy etin k arsna


koyar. C in siyet, b e d en in fizik sel n itelik lerin e
g n d e rm e d e b u lu n u r; to p lu m sal cin siy et,

1054

S z l k

to p lu m sal o larak ren ilm i davran

O K K LT RC L K (M ulticulturalism )

b iim le rin e g n d e rm e d e bu lun m u r. C in siyet

E tn ik g ru p larn ayr ayr varo lm alar;

v e top lu m sal cin siy et ayrlklar ayn ey

e k o n o m ik ve p o litik y aam a eit olarak

deildir. rn e in , b ir tran sv estit, fiziksel

katlm alar.

olarak b ir erk ek o la n an cak k im i zam an b ir

O K TA N R IC ILIK (P o ly th eism ) k i ya da

k ad n n cin siy etin i y k len en b ir kiidir.

daha fazla saydaki tan n y a inan m a.

C N S Y E T TO PLU M SALLAM ASI


(G e n d e r so cializatio n ) T o p lu m sallam a
s releri srasn d a bireylerin to p lu m sal cin siy et
zellik lerin i nasl gelitird ikleri.

L L E M E (D e se rtifca tio n ) B y k alanlar


b o y u n ca, to p ra n k alitesin in le b e n z e r
k oullarn ortay a k m asn a yol a acak b iim d e
youn o larak k t lem esi.

ALIM A (w ork) n san larn d o al dnyadan


rettik leri v e b y le ce varlklarn
s rd rm elerin i salayan etkinlik. alm a, ille
d e c re t karl alm a olarak

D A ILIM D E R E C E S (D e g re e o f
d ispersal) B ir saylar k m esin in k ap sam ya da
dalm .

d n lm em elid ir. G e le n e k se l k ltrlerde,

DAMGA (Stigm a) A la ltc old uu d n len

yalnzca o k ilkel b ir p ara sistem i vard ve pek

h erh an g i b ir fizik sel ya da top lu m sal zellik.

az in sa n p ara karl alm aktayd. acl

DAYATMA (S an ctio n ) T o p lu m sal b ak m d an

top lu m lard a, d o ru d an c re t ya da m aa
d en m e sin in s zk o n u su olm ad (ev ileri
gibi) p ek o k alm a b iim i varln

d avran biim lerin i p ek itiren b ir d l ya da


ceza biim i.

D E E R L E R (Values) n sa n bireyleri ya da

s rd rm ektedir.

g ru plar tarafn d an , neyin istenir, uygun, iyi ya

ATIM A KURAM LARI (C o n flic t

da kt old u u h ak k n d a b e n im se n e n

th eo ries) n sa n top lu m larn d a v aro lan

d nceler. F ark llaan d eerler, in san

gerilim ler, b l n m e le r ve rakip k arlar


zerin d e od ak lan an so sy o lo jik b ir b ak as.
a tm a k u ram clar, top lu m d aki kaynaklarn
ktl ile d eerin in , g ru p lar b u kaynaklar elde
e tm e k ya da d e n etlem ek iin m cad ele
ettik lerin d e, atm alar y arattna inanrlar.

E K R D E K A L E (N u clear fam ily) A n n e,


b a b a (ya da bu n lard an birisi) ve bam l

klt r n n g sterd i i deiikliklerin tem el b ir


y nn tem sil eder. B irey lerin d eer verd ikleri
eylerin n e old uu, iin d e yayor old uklar
kltr tarafn d an n e m li l d e etkilen ir.

D E K E N (V ariable) G e lir ya da uzunluk


g ibi, b ir n e sn e, birey ya da g ru b u n ,
sn flan ab ilm esin e ve zam an ierisin d e
tek ile rle zg l karlatrm alar

o cu k lard an olu an b ir aile g ru bu .

y ap labilm esin e olan ak salayan b ir boyut.

E V R E L K E L E R (P erip h eral co u n tries)


D n y a e k o n o m isin d e n em siz b ir ro lleri o lan
ve b u yzd en d e ticari ilikilerind e m erk ezi,
re tk en e k o n o m ile re ba m l o lan lkeler.

E V R E S E L E K O L O J (E n v iro n m e n ta l
e co lo g y ) a cl sanayi ve te k n o lo jin in etk isin e
a k o la n fizik sel ev ren in b t nl n

D E M O G R A F (D em o g rap h y ) n sa n
n fu slarn n , b yklk, b ileim ve din am ikleri
de dahil o lm a k zere zellik lerin in
in celen m esi.

D E M O G R A FK G E (D e m o g ra p h ic
tran sitio n ) N fu s d eim esi hakkndaki,
d o u m lar ile l m ler arasnd aki o ran n

k oru m aya y n elik b ir ilgi.

istikrarl o lm a sn n belirli b ir ek o n o m ik

O K E L L K (Polygam y) B ir k iinin ayn

zen gin lik dzeyi eriildiind e g erek leece in i

anda iki ya da d aha o k ee sahip o lab ild i i bir

ileri s ren b ir y oru m . B u anlaya g re , sanayi

evlilik tr.

n ce si top lu m lard a d o u m lar ile l m ler

O K K A R IL IL IK (Polygyny) B ir erk e in ayn


and a iki ya da d aha fazla ee sahip olduu b ir
evlilik tr.

O K KO CA LILIK (Poliandry) B ir kadnn


ayn and a iki ya da daha fazla k ocay a sahip
old uu b ir evlilik tr.

arasnd a k aba b ir d en g e bu lun uyordu, nk


yeterli yiyecein o lm a m a s, hastalk ya da sava
yz nd en

D EM O K R A S (D em o k ra si) V atand alarn


siyasal karar v e rm e s recin e , o k lu k y n etsel
o rg an lar iin tem silcilerin i se m e yoluyla
k atlm alarn a o lan ak salayan b ir siyasal sistem .

1055

S z l k

D E N E Y (E x p e rim e n t) B ir varsaym n

g e e c e k o la n k iiler tarafn d an ele

k o n tro ll v e sistem atik b ir b iim d e, ya

g e irilm esin e g n d e rm e d e bulun m aktadr.

a ra trm a cn n olu tu rd u u yapay b ir d u ru m

D e v rim le r, v aro lan p o litik o to rite le re m eydan

iin d e, ya da d o al olarak ortay a k m

ok u y an, an cak yine p o litik sistem i b t n

o rta m la r ierisin d e snand b ir aratrm a

olarak d n t rm e k te n o k o to ritey i tem sil

y n tem i.

D E N E Y S E L A RA TIRM A (E m p irica l
in v estig atio n ) S o sy o lo jik in ce le m e n in belirli b ir
alannda y r t len olgusal aratrm a.

D E R L E M E (Survey) n c e le n e n yna
uygulanan an k ed erin ve b u an k ed ere v erilen

ed en kiilerin y erlerin e b ak alarn n


g eirilm esin i h e d efle y en bakald rlard an da
ayr tutulm aldr.

D I G (E m ig ra tio n ) n sa n la rn b ir
lk ed en, b ir b ak asn a y erlem ek zere,
darya d o ru hareketi.

y andard a k alp lam a ya da d zenlilikler

D ISA L R SK (E x te rn a l risk) D o a l

b u lm a k iin istatistik sel olarak

dnyadan g elen v e in san larn eylem leriyle

z m le n m e sin in s zk o n u su old u u b ir

ilikisi olm ay an tehlikeler. D sa l risk rn ek leri

so sy o lo jik a ra trm a y n tem i.

arasnd a, kuraklk, d ep rem , ktlk v e frtn alar

D E V L E T (State) V erili b ir to p rak p aras

yer alr.

zerind e e g em en o la n , o to rite s i yasaya ve g

D A SPO RA (D iasp o ra) E tn ik b ir n fu su n

k u llanm a y e ten e in e dayanan (h k m et

kend i top rak larn d an , o k lu k z o rla ya da

k u ru m la n ile kam u g rev le lerin d en olu an) b ir

trav m atik koullar so n u cu y ab an c b lg e lere

p o litik aygt. B t n to p lu m lar b ir d evletin

d o ru yaylm as.

varl ile n itelen m ezler. A v c ve toplayc


k lt rler ve k k tarm to p lu m larn d a d evlet
k u ru m la n yoktur. D e v le tin d o u , in san lk
tarihind ek i ayrc b ir g eii g sterm ek ted ir,
n k d ev let olu u m u n d a s z k o n u su o lan

D K E Y H A R E KF.T T Jl.tK (V ertical


m obility ) B ir top lu m sal tabak alam a
sistem in d e, k on u m lar hiy erarisind ek i yukar
ya da aa d o ru hareket.

p o litik g c n m e rk ezilem esi, top lu m sal

D N (R elig io n) B ir top lu lu lu u n yelerinin

d eiim s relerin d e yeni d in am ik leri ortaya

bal old uu, b ir k en d in d en g e m e ya da

karr.

m u cize duygusu ile birlik te d n len

D E V L E T M E R K E Z L KURAM (State
cen tred th eo ry ) U y g u n e k o n o m ik p o litik alarn
e k o n o m ik kalknm ay en gellem ed i i,
k alk n m a n n g e re k lem esi i in tem el b ir rol
oynadn ileri s ren k alknm a kuram lar.

sim g elerin , ayrca toplulu u n ylerin in katld


ayin uygu lam alarn n s zk o n u su old uu b ir
in a n la r k m esi. D in le r h e r zam an d o a st
varlklara in an c g erek tirm e m ek ted ir. D in ile
sih ir arasnd aki ayrm y ap m ak z o r o lsa da
g en ellik le sih irin , top lu lu k ayininin od a

D E V L E T OLMAYAN ULU SLA R

o lm ak tan o k esas olarak bireyler tarafn d an

(N a tio n s w ith o u t states) B ir ulu su n yelerinin

uyguland d n lm ektedir.

kend ilerinin old uun u ileri s rd kleri top raklar


zerin d e siyasal eg em en lik lerin in olm ad
durum lar.

D N E K O N O M S (R eligious eco n o m y )
D in so sy o lo jisi iin d ek i, d in lerin , in an an lar iin
birb irleriy le re k a b e t iin d e o la n rg d er diye

D E V R lM (R e v o lu tio n ) K id e halind eki b ir

g r lm e sin in yararl o laca n ileri s ren

to p lu m sa l h a rek etin b alatlm asn n s zk o n u su

kuram sal b ir erev e.

old uu, v aro lan b ir rejim i id d et kullanm


so n u cu n d a baaryla ykarak yeni b ir h k m et
b iim i o lu tu ran b ir p o litik d eim e s reci. B ir
d ev rim , co u p d 'eta t [h k m et d arbesi]'d an ayr

D N D I I (P ro fa n e) D n y ev i, g n d elik o lan a
ait.

D R E N G E N D L L K (R esistan t

tutulm ald r, n k d ev rim d e b ir kide h arek eti

fem in in ity ) R . W. C o n n e ll'in top lu m d aki

ile p o litik siste m in b t n n d e n em li b ir

cin siy et hiyerarisi hakkn daki yazlaryla anlan

d e im en in g ere k lem esi s zk on u su d u r. B ir

b ir terim . D ire n g e n diillii b e n im sey en

co u p d 'eta t, iktid arn silah yoluyla, an cak

kadnlar to p lu m d ak i g elen ek se l d iilliin ( n e

h k m et sistem in i k k ten b ir b iim d e

k arlan diillik) n o rm larn y ad sm akta ve

d e itirm ed en v a ro lan p o litik lid erlerin yerine

k u rtarlm y aam b iim leri ve kim likleri

1056

Szlk

b e n im se m ek ted ir. rn e in , fem in iz m ile

D K - G V E N S S T E M L E R (L o w

lezb iy en lik h e g em o n y a c erkekliin eg em en

tru st system s) B irey lerin , yaptklar iler

ro l n e b o y u n e m ey en d iren g en diillik

zerin d e o k az so ru m lu lu k ya da d en etim

biim lerid ir.

sah ibi old uklar b ir rg t ya da i ortam .

D O A N IN T O P L U M S A L L A M A S I

D N G S E L L K (R eflexivity) B u terim ,

(S o cia liz a tio n o f natu re) re m e g ibi d o al

bilgi ile to p lu m yaam arasnd aki balantlar

diye g r le n olgular k o n tro l etm e s reci.

b etim lem ek ted ir. T o p lu m h ak k n d a elde

D O U R G A N L I K (Fertility) B elirli b ir
to p lu m d a o c u k d o u racak yataki kadnlarn
d ourduu yaayan o cu k la rn o rtalam a says.

etti im iz bilgi, b izim to p lu m iin d e nasl


d avranacam z etk ilem ek ted ir. rn e in , b ir
siyasal p a rtin in d este in in yksek olduunu
g s te re n b ir kam uoyu yoklam as o k u m ak , b ir

D R A M A T U R jlK Z M L E M E

bireyi k end isinin de o partiyi d estek lem esin e

(D ra m a tu rg ical analysis) T o p lu m sal

yn eltebilir.

etk ileim lerin in celen m esin e yn elik,


tiy atro d an alnan m eta fo rla rn kullanlm asn
tem el alan b ir yaklam .

D Z E L T C A D A L E T (R esto rativ e ju stice)


C eza hu k u k u n u n , sald rganlarn ey lem lerin in
etk ileri h ak k n d ak i farknd alklarn

D U Y G U S A L Z E K A (E m o tio n a l n tellig en ce)

artrab ilm ek iin , cezalan d rc n le m le r yerine

B irey lerin kend i duygularn, em p ati, kendi

top lu lu k tem elli cezalar te rcih ed en b ir dal.

k en d in i k o n tro l, co k u lu ve azim li o lm a g ibi


n itelik lerin in g elitirm ek iin kullanabilm e
y etenek leri.

E G E M E N L K (So vereig nty ) A k seik


belirlen m i snrlar o lan b ir alan ierisin d ek i
b ir m o n a rk n , n d erin ya da h k m etin en
stn g o lm a zellii.

D U Y U S A L -M O T O R A A M A
(S e n so r im o to r stage) P iag et'y e g re, o cu u n
ev resi hak k n d ak i farknd alnd a, alglam a ve
d o k u n m an n bask n old uu in san bilisel
g elim e aam as.

E T M (E d u ca tio n ) B ilg in in b ir k uaktan


dierine d o ru d an retim yoluyla aktarlm as.
E itim s releri b t n top lu m lard a o lsa da,
an cak a cl d n e m d e k id esel eitim

D N Y A S S T E M L E R K U R A M I (W orld

ok u llam a yani kiilerin y aam larn n belirli b ir

Sy stem s th eo ry ) Im m a n u el W allerstein 'in

b l m n g eird ik leri u zm an lam eitsel

n c l n yapt b u ku ram , k ap italist b ir

ortam lard a retim b iim in i alm tr.

dnya e k o n o m isin in g en ilem esin e dayanan


lkeler arasnd aki karlkl ilikileri
vu rgulam aktadr. B u dnya e k o n o m isi m erk ez,
y ar-ev re ve e v re lk elerin d en oluur.

E K M E K G E T R E N E R K E K (M ale
b read w inn er) Y a k n zam an lara kadar, p ek o k
sanayilem i to p lu m d a erk ek lerin g elen ek sel
ro l , ev d n d a alm a yoluyla ailenin

DNYAYI D ESTEK LEY EN

g erek sin im lerin i k arlam akt. 'E k m e k g etiren

H A R E K E T L E R (W o rld -affrm in g

erkek' m o d eli, aile kalplarndaki d e im eler ile

m o v e m en ts) zley icilerin in d dnyada baarl

kadnlarn g id erek artan saylarda igc

o lm a s iin on lara kendi in san p o tan siy elin in

piyasasna g irm eleri so n u cu n em in i

n n am alarn d a yard m c o lan b ir dinsel

y itirm itir.

hareket.

E K O - E T K N L K (E c o -e ffc ie n c y )

D N Y A Y I Y A D S IY A N H A R E K E T L E R

E k o n o m ik b y m e yaratan, an ca k ev rey e en

(W o rld -rejectin g m o v em en ts) D o a s g erei

az zarar v ere cek o lan tek n o lo jile rin geliim i.

kstlayc olan , d dnya h ak k n d a eletirel


bak a sah ip v e y elerin d en o k ey istey en
b u r d in sel h arek et.

E K O L O JK M O D E R N L E M E
(E c o lo g ic a l m o d ern iz a tio n ) ev re i in p o z itif
p o litik alar i e re n e k o n o m ik b y m e ve

D N Y A Y L A U ZLA M A

kalknm a. E k o lo jik a cllam a yandalar

H A R E K E T L E R (W orld a cco m o d a tin g

sanayinin g elim esi ile e k o lo jik k o ru m an n

m o v e m en ts) D n y a ilerin d en o k ie y n elik

birbiriyle ba d am az olm ad na

d in sel y aam ve ru h sal safln n e m in i

inanm aktadrlar.

vurgulayan b ir d in sel hareket.

E K O N O M (E c o n o m y ) B elirli b ir top lu m d a
yaayan bireylerin m add i g erek sin im lerd im

1057

S z l k

salayan retim v e dei to k u sistem i. B t n

E R L L K K R Z (C risis o f m asculinity)

top lu m sal d zen lerd e e k o n o m ik k u ru m lar

K im ile rin in b e n im sed i i, g elen ek se l erillik

te m e l b ir n e m tar. E k o n o m id e olu p b iten

b iim lerin in , erk ek lerin k en d ilerin d en ve

g en ellik le to p lu m y aam n n b ak a p e k o k

to p lu m d ak i ro llerin d en em in o lm am alarn a yol

y n n etkiler. a cl ek o n o m ile r, g elen ek sel

aan ada etk ilerin bileim i tarafn d an

olan lard an te m e l b ak m lard an ayrlr nk

andrld in an c.

n fu su n o u n lu u artk tarm sal retim d e yer


alm az.

E R L E N STAT (A ch iev ed Statu s)


B iy o lo jik etk en lere dayanan zellik ler yerine

E K O N O M K K A RILIK LI
B A IM L IL IK (E c o n o m ic in terd ep en d en ce)

birey in kend i ab alarn a dayanan top lu m sal

ib l m ve u z m a n lam an n so n u cu olarak ,

'd o k to r1, k azanlm stat n n rn ek lerin d en d ir.

k en d in e yeterli o lm a aldnda v e bireyler


yaam larn s rd rm ek iin g erek sin d ik leri pek
o k m al ya d a b u m allarn b yk b l m n
re te b ilm ek iin b ak alarn a ba m l olm alar.

E K O N O M K K A RILIK LI
B A IM L IL IK (E c o n o m ic in terd ep en d en ce)
U z m a n la m a v e ib l m n n , k end ine
yeterlilik m m k n olm ad n d a v e bireyler
yaam larn s rd rm ek iin g erek li o lan pek

stat. 'Sava g azisi1, ' niversite m ezu n u ' ya da

E R T M E POTA SI (M eltin g p o t) E tn ik
farkllklarn, deiik kltrel kaynaklard an
b e sle n e n yeni d avran kalplar yaratacak
b iim d e biraraya g etirileb ilece i d n cesi.

E R K E N A N LA TIM Y E T E R S Z L
(M ale in ex p ressiv en ess) E rk e k le rin kendi
duygularn b ak alarn a ak e tm ek te ya da
k o n u m ak ta ek ti i glk.

o k m al ya da m allarn b yk b l m n

E S N E K R E T M (F lex ib le p ro d u ctio n )

re tm ek iin te k i birey lere bal olduu

Bilgisayarlarn , k itlesel b ir m ark ete su nu lacak

d u ru m d a ortay a k an so n u cu .

r n leri, m terin in iste in e g r e tasarlad

EN D O G A M (E n d o g am y ) K i in in iin d e

sreler.

old uu top lu m sal g ru b u n d n d akilerle evlilik

E C N S E L E R L L K (H o m o sex u a l

ya da cin sel iliki iin e g irm esin in

m asculinity) R.W . C o n n e ll'in top lu m sal cin siy et

yasaklanm as.

EN FO R M A SY O N TO PLU M U
(In fo r m a tio n so ciety ) A rtk birin cil m addi
m allarn retim in e deil, b ilg inin retim in e
dayanan to p lu m . E n fo r m a s y o n top lu m u , bilgi
tek n o lo jile rin in g eliim iyle yakndan ilikilidir.

E N G E L L L N B R E Y S E L M O D E L
(Ind ivid ual m o d e l o f disability) bireysel
k stlam alarn, en gelli in san larn yaad
so ru n la rn tem el kayna old uun u ileri s ren
kuram . B u k u ram a g re , b e d en sel
n o rm a ld lk , kim i d erecelerd e bir

ilikileri m o d e lin e g re, ecin sel erkeklii


d am g alan m v e erk ek ler iin g eerli olan
top lu m sal cin siy et h iy erarisinin en altna
yerletirilm i d urum dadr. G e e rli olan
top lu m sal cin siy et d zen in d e, ecin seller,
h e g em o n y a c erkeklii dile g etiren 'g ere k
erk ek ' sn fn n tam k arsn d a yer alyor diye
gr l r.

E C N S E L L K (H o m o sexu ality ) C in sel


etk in lik ya da istek lerin d e ayn cin s te n insanlara
duyulan yn elim .

E T K L E M D E K IR IP D K M E

en gelli lik ya da ilev sel kstlam a

(In te ra ctio n a l vandalism ) K a rlk l k o n u m an n

yaratm aktadr. B u ilev sel kstlam a, b ir bireyin

st kapal kurallarnn b ilerek ihlal ed ilm esi.

g e e rs iz diye yaftaland daha g en el b ir


sn fla m a n n tem elin d e yer alr. E n g ellili in
bireysel m o d eli, engelliliin top lu m sal
m o d elin i savu nan lar tarafn d an eletirilm itir.

E N S E S T (In ce s t) Y a k n aile bireyleri


arasnd aki cin se l etkin lik.

E T N (E th n ie ) A n th o n y S m ith tarafn d an
o rta k b ir ata, o rta k b ir kltrel kim lik ile belirli
b ir lkeyle ba lan tl o lm a d n cesin i paylaan
g ru p la n b e tim le m e k iin kullanlan b ir terim .

E T N K L K (E th n icity ) V erili b ir g ru b u n
yelerini tek ile rd en ayrd eden k lt rel d e er ve

E P D E M Y O L O J (E p id em io lo g y ) N fu s

n o rm lar. E tn ik b ir g ru p yelerin in kend ilerini

ierisin d ek i h astalk ve salgnlarn d alm ile

etraflarn d ak i tek i g ru p lard an ayrdeden o rta k

ortay a k m a sn n in celen m esi.

bir kltrel k im li in k esin olarak fark nd ak

1058

S z l k

olm ay paylatklar b ir gru ptu r. H e m e n h e m e n

o lm ay an, bed ava snaklarda ya da yaam ak

b t n top lu m lard a, etn ik farkllklar, g ve

iin d n lm em i o lan kam u alanlarnda

m add i serv ettek i farkllam alarla el ele gider.

uyuyan insanlar.

E tn ik farkllklarn ayn zam an d a rksal

FA H E L K (P ro stitu tio n ) C insel

farkllklar olarak algland d u ru m lard a, b u


ayrm alar daha da n e karlr.

E T N K M E R K E Z C L K (E th n o c e n tric )
B ir b ak a k ltr n d n ce ya da

h izm etlerin sat.

FARKLILAM I B R L K (D iffe re n tia l


A ss o cia tio n ) E d w in H . Su th erlan d tarafnd an
ortay a atlan, su d avrann n ortay a k

uygulam alarn, kiinin kend i k lt r ne


b ak arak anlam aya alm as. E tn ik m erk ezci
yarglar, tek i k ltrlerin g e re k n itelik lerin i
anlayam az. E tn ik m e rk e z ci b ir birey, b ak a
k ltrlere kendi iin d en b ak am ay an ya da

hak k n d ak i b ir y o ru m . Su th erlan d 'a g re, su


davran, d zenli olarak su iley en tek i
insanlarla birarad a o lm a yoluyla
ren ilm ek ted ir.

F E M N S T KURAM LAR (F em in ist

b a k m a k istem ey en birisidir.

E T N K T E M Z L K (E th n ic C lean sing )
te k i etn ik g ru p larn k itlesel o larak s r lm esi
yoluyla etn ik b ak m d an trd e to p rak larn
y aratlm as

th eo ries) T o p lu m sa l d nyann in celen m esin d e


to p lu m sal cin siy etin m erk ezi n em in i ve
zellik le kadnlarn d en ey im lerin in b en zersiz
niteliin i vurgulayan so sy o lo jik b ir bak as.
F em in ist k u ram n p ek o k kolu

E TN O R A FY A (E tn o g rap h y ) n san larn

b u lu n m ak tad r; an ca k bu n larn h e p si de,

b in rin ci eld en , k atlm c g z le m cilik ya da

top lu m d aki cin siy et eitsizlik lerin i ak lam ak

m lak at yoluyla in celen m esi.

v e bu nlarn stesin d en g elm ek iin alm a

E T N O M E T O D O L O J (E tn o m e th o d o lo g y )

istein i paylar.

in sa n la rn , g n d elik top lu m sal etk ileim

F O R D Z M (F o rd ism ) H en ry F o rd 'u n

srasn da, bak alarn n syled ikleri ve

n c l n yapt, harek etli m o n ta j h attn n

yaptklarna nasl anlam k attklarn n

retim e so k u lm as ile k itlesel retim i, retilen

in cele n m esi. E tn o m e to d o lo ji, insanlarn

r n ler iin k itlesel b ir m ark etin yaratlm a

b irb iriy le anlam l dei tok u lar srdrd

y n tem leriy le ayrlm az b iim d e balayan

aralar d ik k ate alan, e tn o m e to d lar ile

sistem F o rd 'u n kendi d u ru m u n d a b u y n tem ,

ilgilenir.

zellik le n l F o rd T M o d eliy le ilikiliydi.

E V A N G EL K NAN (E v an g elicalism )

GAYR SAF ULU SA L G E L R (G ro s s

R u h sal yenid en d o u a ( b ir kez d aha d o m u

N a tio n a l In c o m e G N I) G ay ri saf yurtii

o lm a k ) o lan in a n ile n ite le n e n b ir

haslaya, d ardan elde ed ilen n e t m lk

P ro te sta n lk biim i.

gelirleri (faiz, ran t, pay gelirleri ve karlarn)

E V (evii igc) (H o u sew o rk D o m e s tic


la b o u r) E v d e , y em ek p iirm e, tem izlik ve
alveri g ibi g en ellik le kadnlar tarafn d an
g e re k le tirilen , karl d en m ey en alm a;

E V L L K (M arriage) k i kii arasnd aki,


top lu m sal b ak m d an on ay g re n b ir cin sel
b irlik telik . E v lilik nered ey se h e r zam an kar
cin ste n iki kii arasnd a g erek leir; an cak kim i
k lt rlerd e, ecin sel evlilik trleri h o g r y le

ek len d i in d e ortay a k an gelir. ( G N I terim i


artk, esk i an cak b e n z e r b ir l o lan gayri saf
m illi hasla [gross n a tio n al p ro d u ct G N P ]
yerine kullanlm aktadr.

GAYR SAF Y U R T HASILA (G ro s s


D o m e s tic P ro d u c t - G D P ) B elirli b ir ylda,
sah iplerinin kim old u u n d an ba m sz olarak ,
b ir ek o n o m id ek i retim fak t rlerin ce retilen
kaytl b t n n ih ai m al v e hizm etler.

karlan m aktad r. E v lilik o la an olarak , ailenin

G E L M KO D (E la b o ra te C o d e)

o a lm a sn n tem elin i o lu tu ru r yani, evli

S z c k lerin , kesin anlam lar b e lirte ce k ve

iftin o c u k yaparak o n lar y etitirm eleri

deiik k ltrel o rta m la ra uyarlayacak b iim d e,

b e klen ir. P ek o k to p lu m , kiin in ayn anda

istey erek v e tanm layarak kullanm n n

b irk a ele b ird en evlend ii o k elili e izin

s zk o n u su old u u b ir k o n u m a biim i.

v erm ek ted ir.

G E L T R M E SO RU LA RI

E V SZ (H o m eless) U yuyacak b ir yerleri

1059

(D e v e lo p m e n ta l q u estio n s) So sy o lo g larn ,

S z l k

top lu m sal k u ra m la rn k k en leri ile g e m ite n

G R U P K A P A N M A S I (G ro u p closu re) B ir

bu g n e izledii g elim e y ollarn a bak arken

g ru b u n kend isini te k i g ru p lard an ayrm ak

ortay a attklar sorular.

iin kulland k esin b ir sn r o lu tu rm a k iin

G E N E L L E M T E K (G e n eralized o th er)

kulland aralar.

G e o r g H e rb e r t M e a d 'in k u ram n d ak i, bireyin

G R U P R E T M (G ro u p p ro d u ctio n )

top lu m sallam a s reci srasn d a belirli bir

B ire y le r yerine k k g ru p lar kullanlarak

g ru b u n ya da to p lu m u n g e n e l deerlerini

rg d en en retim .

b e n im se m esin i anlatan b ir kavram .

G (Pow er) B irey lerin , ya da b ir g ru b u n

G E N E L Y A R D I M (U niversal b e n efits) B t n

y elerin in , h e d e fle rin e u laabilm e ya da sahip

vatand alara, g elir dzeyi ya da e k o n o m ik

o ld u k lar karlar ile rleteb ilm e y eten ek leri.

stat s d ik k ate alnm ad an v erilen sosyal

G , b t n in san ilikilerinin h e r yerde

g ven lik yardm lar. B ritan y a'd a U lu sal Salk

kend ini g s te r e n b ir yndr. T o p lu m d ak i p ek

H iz m etle ri, b t n B ritan y allarm d zenli b ir

o k a tm a, g atm asd r, n k b ir birey

salk b a k m i in s rekli olarak o n u kullanm a

ya da g ru b u n n e kadar g eld e ed ebildii,

h ak k n a sahip olm alar anlam n d a ev ren sel

ken d i istek lerin i bak alarn n istek leri p ah asn a

yardm lara b ir rn ek tir.

uygulam aya k oy ab ilecek lerin i b elirlem ek ted ir.

G E N E T K O L A R A K D E T R L M

G N A H K E S Y A R A TM A

O R G A N Z M A L A R (G e n e tic a lly m od ifed

(Scap eg o arin ) B ir birey ya da g ru b u ,

o rg a n ism s - G M O s ) G e n e tik olarak d eitirilm i

ken d ilerin in so ru m lu olm ad k lar yanllklar

org an izm alar, kend ilerini olu tu ran g en lerle

iin su lam a.

o y n an m as so n u cu retiglm i o lan bitk i ya da


tahllardr.
G E N A L E (E x te n d e d fam ily) A yn evde, ya

H A P S E T M E R G T L E R (C arceral
o rg an izatio n s) M ich e l F o u ca u lt'n u n yazlaryla
b irlik te anlan b u terim bireylerin fiziksel

da b irb irle rin e o k yakn yerlerd e yaayan iki

olarak dardaki dnyadan ayrld v e uzu n

kuaktan daha fazla ak rab ad an o lu an b ir aile

z am an d ilim leri iin 'g z lerd en sakland'

g ru bu .

h ap isan eler v e akl h astan eleri g ibi ku ru lu lan

G Z L M F R E D A T (H id d en cu rricu lu m )

betim lem ek ted ir.

O k u ld a ren ile n , a n cak b iim sel m fred atta

H A S T A R O L (Sick role) A m e rik an

yer alm ayan d avran b iim leri ya da tutum lar.

ilev selcisi T a lc o tt P a rso n s ile birlik te anlan,

G iz li m fred a t, ok u ld a s zk o n u su o lan rn e in ,

h a sta b ir k iinin h astal n n tek ile r

cin siy e t farkll y n lerini ileten dile

zerin d eki ykc etkilerin i en aza in d irm ek iin

g etirilm ey en g n d e m dir.

b en im sed i i d avran k alplarn b e tim ley en b ir

G R E L Y O K S U L L U K (R elative poverty)

terim .

H e rh a n g i b ir to p lu m d ak i g en el yaam

H E D E F N Z O R L A T I R I L M A S I (T arg et

stand ard n a g r e tan m lan m yoksulluk.

hard en ing) P o tan siy el su d u ru m larna

G Z E T M (Su rv eillan ce) K im i birey ya da


g ru p la rn etk in lik lerin in bakalar tarafnd an,
uyum lu d avran iin d e olm alarn n salanm as
iin g z le m altnd a tutulm as.
G Z E T M T O P L U M U (Su rv eillan ce society)
B ire y le rin srekli o larak izlend ii ve
etk in lik lerin in b elg elen d i i b ir top lu m . Y o llar,
cad d e ve alveri m erk ezlerin d ek i k am eralarn
yaygnlam as, g z e tim in g en ilem esin in bir
yndr.

d o ru d an m d ah aleler yoluyla su u n
g e rek letirilm esin i zorlatrm ay am alayan
su n le m e teknikleri. rn e in , kim i
b lg e lerd e arab a hrszl nn ek icili ini
azaltm ak iin arab alar i in d irek siy o n kilitleri
z o ru n lu tutulm aktad r.
H E G E M O N Y A C I E R L L K ( H e g e m o n ic
m asculinity) lk kez R . W. C o n n e ll tarafn d an
ortay a atlan h e g em o n y a c erillik terim i,
top lu m sal cin siy et hiyerarisi ierisin d ek i
b a sk n erillik b iim in e g n d e rm e d e

G R L E M E (G rey in g ) B ir top lu m u m n

bu lu n m ak tad r. H e g em o n y a c erillik tek i

n fu su n u n yalanan b l m n n oran n d ak i

erillik ve kadnlk b iim lerin i etk isi altna alsa

art an latm ak iin kullanlan b ir terim .

da, b u b iim le r tarafn d an k en d isin e m eydan


da oku nabilir. B u g n B a t to p lu m larn n

1060

S z l k

o u n d a, h e g em o n y a c erillik, beyaz olm a,

d n em lerd e h e m e n h e m e n b t n h k m etlere

h e tero sek s ellik , evlilik, yetke ve fizik sel sertlik

b ir m o n a rk ya da im p a ra to r tarafnd an

ile elem ek ted ir.

bak an lk ed iliyord u ise d e, a cl top lu m larn

H ET E R O S E K S EL L K (H etero sexu ality )


C in sel etk in lik ya da istek lerin d e kar cin ste n
insanlara duyulan ynelim .

H PER G ER EK LK (H yperreality) F ran sz


yazar Je a n B au d rillard 'la anlan b ir d nce.
B au d rillard , e lek tro n ik iletiim in

b yk b l m n d e, siyasal yetkililer seim le


ib an a g elir; bu n larn g rev lileri d e u zm an lk
v e y eten ek lerin e g r e atanrlar.

IQ (IQ ) Z e k a K atsay s s zc k lerin in


ksaltlm as o lan b u terim , b ir dizi k avram sal ve
h esap lam a g erek tiren p ro b lem le rin
k arm n d an o lu an so ru lara v erilen yantlardan

yaygnlam asnn b ir so n u cu olarak , artk


telev izy o n p ro g ram larn n ya da tek i kltrel
r n lerin g n d e rm e d e b u lu n ab ilece i ayr b ir

elde ed ilen pu an g sterir.

IRK (R ace) B irey ler ve g ru p larn

gerek li in b u lu n m ad n ileri s rm ek ted ir,

sn flan d rlm asn a o lan ak v ere n top lu m sal

bu n u n yerine, 'g ereklik ' diye grd m z ey,

ilikiler ile b iy o lo jik zellik lere d ayanarak,

b u t r iletiim in kend isi tarafn d an

bireyler ve g ru p lara yk lenen deiik n itelik ya

yaplanm tr. D o laysy la h ab erlerd e

da b e ce rile r k m esi.

g sterilen ler, yalnzca ayr ayr b ir dizi olay


h ak k n d a d eildir; g e re k te bu n lar b u olaylarn
n e le r old uunu kend ileri tan m lar ve on lar
olu turu rlar.

IRKILIK (R acism ) K a lt yoluyla ed in ilen


belirli fizik sel zellik leri paylaan b ir n fusa,
st n o lm a ya da aada o lm a n itelik lerin in
y klenm esi. Irk lk , n y arg n n , insanlar

H Z M E T SIN IFI (S erv ice class)

arasndaki fiziksel farkllklar zerind e

a ltrlm as, b ir igc s z lem e si yerine b ir

od ak lan an zg l b ir biim id ir. Irk tutum lar,

h iz m e t kod u n a bal olan , b u yzden de

B a tn n s m rg eci g en ilem esi srasnda

yksek d ereced e gvenilirlik v e zerk lik

y erlem ilerd i; n e ki b u tutum lar, in san

g e re k tiren kiileri an latm ak iin J o h n H .

top lu m larn n p ek o k b a lam n d a bu lu n an

G o ld th o rp e tarafn d an b e n im se n e n b ir terim .

nyarg ve ayrm clk m ek an izm alarn a da

G o ld th o rp e 'u n anlayna g re, h iz m e d e r snf

dayanr g r n m ek ted ir.

(o b u n u , S n f I diye k a teg o rize e tm ek ted ir),


p ro fe sy o n e l, st d zey y n e ci ve
yard m clarn ie rm e k te d ir (H iz m e tler snf
yeleri, h iz m e d e r sek t r n d e alan kiiler
deildir.)

IRKM ER K EZC LK (E th n o c e n tric is m ) B ir


b ak a k lt r n d n ce ya da p ratik lerini,
k iin in kend i k lt r n e dayanarak anlam aya
alm as. Irk m e rk e z ci yarglar b ak a kltrlerin
g e re k n itelik lerin i fark ed em ez. Irk m erk ez ci bir

H O M O FO B (H o m o fo b ia ) E c in s e lle re

birey, b ak a k ltrlere b u k ltrlerin kend ilerine

kar duyulan akld k orku ya da h o rg r .

dayanarak b ak am ay an ya da b ak m ak istem ey en
birisidir.

H O M O SEKSEL KURAMI (Q u e e r
T h e o ry ) B u ku ram , so sy o lo ji ile tek i

IRKSALLATIRMA (R acialization ) Irk a

d isip linlerin h e tero sek s el olm ayanlara kar

ilikin anlaylarn b ireylerin ya da in san

nyargl old uun u, bu yzd en de ada

g ru p larn n sn flan d rlm asn d a kullanlm a

d n cen in byk b l m n n altnd a yatan

s reci. Irk ayrm lar in san lar arasndaki

h e te ro se k s e l varsaym lara m eydan o k u m ak

farkllklarn b e tim le n m e yollarn dan daha fazla

iin h e tero sek s el olm ayan seslerin n e

b ir eydir: bu n lar g v e eitsizlik kalplarnn

k arlm as g erek tiin i ileri s rm ek ted ir.

y en id en retim in d eki n em li etkenlerdir.

H K M ET (G o v e rn m e n t) D e v le t

G (Im m ig ratio n ) n san larn b ir lkeye,

p o litik alar, kararlar ve k o n u larn n , siyasal b ir

b ir b ak a lked en g elerek y erlem ek zere yer

aygt iin d e yer alan resm i g rev liler tarafn d an

d eitirm esi.

d zenli b ir b iim d e y rtlm esi. H k m et


te rim in d en , bir s reci anlayabiliriz; ya da
h k m et, p o litik alarn n resm i g rev liler

DAM CEZASI (C apital p u n ish m en t) l m le


cezalan d rlacak b ir su tan su lu bu lan an b ir
kiinin d ev let tarafn d an ld r lm esi, id a m

ta ra fn d an y r t lm esini g z e te n siyasal
yetkililere g n d e rm e d e bulunabilir. G e m i

1061

cezas yaygn o larak l m cezas diye de


bilinir.

S z l k

D E A L T lP (id e a l type) V erili b ir top lu m sal

l i t ir

m a lz e m e n in belirli zellik lerin i vu rgulam ak

cin siy et ya da ya g ibi b iy o lo jik etk en lere

iin olu tu ru la n , g erek li in h i b ir yerind e

dayanan to p lu m sal stat.

v a ro lm a s g erek m e y en b ir 's a f tip'. S z k o n u su


z ellik lerin ille d e iste n ir olm alar
g e rek m e m e k te d ir; bu n lar yalnzca tanm layc
zelliklerdir. B u n a b ir rn e k , M a x W eb er'in
b ro k ra tik rg t ideal tipidir.

D E O L O J (Id eo lo g y ) E g e m e n g ru p larn
karlarn h ak l g ste rm e y i salayan, paylalan
d n ce ya da inan lar. d e o lo jile r, g ru p lar
arasnd a sistem a tik v e yerleik eitsizlik lerin
old uu b t n top lu m lard a bulun m aktadr,
id e o lo ji kavram , id e o lo jik sistem lerin
g ru p larn sahip old uu g ler arasndaki
farkllklar m eru klm aya yarad nd an, g
kavram yla yaknd an ilikilidir.

iK l E K R D E K L A L E L E R (B in u clear
fam ilies) B ir o cu u n , ayrld ktan so n ra iki ayr
evde otu ra n v e h e r ikisi de o cu u n
b y t lm esin d e katks o lan alan b ir aile yaps.

i l e n s t a t (A scrib e d status) rk,

IN F O R M E L E K O N O M (In fo r m a l
ek o n o m i) Y erle ik cretli e m e k alan dnda
g erek letirilen e k o n o m ik ilem ler.

n s a n

k a y n a k la r i y n e t im

(H u m an rcs o u rce s m a n ag em en t) Y n e tim


ku ram n n , alan larn co k u v e k end ilerini
ad am ln, ek o n o m ik re k a b e t gc
b ak m n d an tem el diye g r e n b ir dal. n sa n
kaynaklar y n etim i ( IK Y ) yaklam iilerin ,
k en d ilerin i irk etin r n lerin e ve alm a
s recin in ken d isin e yatrm y apm diye
g rm e le rin i salam aya alm aktadr.

IN T E R N E T (In tern et) Bilgisayarlar


arasnd aki, in san larn b irb irleriy le iletiim iin e
g irm elerin i ve W orld W id e W eb zerind e
g rse l, iitsel ya da m etin sel bilg ilere, zam an,
m ek an , m aliyet ve uzaklk snrlam alarn a ayn
zam an d a h k m ed erin to p rak snrlam alarn a

iK lN C l D N YA (S e co n d W orld ) D o u

da- bal olm ad an erieb ilm elerin i salayan,

A vru pa ve S o v y ed e r B irli i'n in daha n c e

k resel b ir b a lan t sistem i.

k o m n ist o la n , sanayilem i toplum lar.

N T E R N E T E DAYALI R E N M E

K N C L SA PK IN LIK (S eco n d a ry

(In te rn e t-b a se d learn in g) n te r n e t araclyla

d ev ian ce) A m e rik a n k rim in o lo g u E d w in

b irb irin e b a lan m e itim etkinlii.

L e m e rt'le b irlik te anlan b ir d nce. B irin cil


sapknlk, b ir n o rm u ya da yasay i n ey en b ir
ilk ed im e rn e in , b ir d k k and an b ir eyler
alm ak g n d e rm e d e bu lu n m ak tad r, ik in cil
sapknlk, d kkand an b ir eyler alan n b ir

I G V E N C E S YO KLU U (Jo b
in secu rity ) alanlarn , kend i i k on u m larn n
istik rar ve iyerin deki ro lleri hak k n d a
yaadklar b ir endie.

h rsz o larak g r lm e si g ibi, edim i

I b I r l I k I E R L L K (C o m p licit

g e re k le tiren bire ye yapk h ale g elen b ir

m asculinity) R . W C o n n elll'in top lu m sal

yaftadr.

iK lY E KATLANM A S R E S (D o u b lin g
tim e) B e lirli b ir n fus b yklnn iki katna
k m a s iin g e e n zam an.

L E T M (C o m m u n ica tio n ) B ilg in in b ir


bire y ya da g ru p ta n te k in e aktarlm as.
le tiim , b t n top lu m sal etk ileim lerin
tem elin d e yatar. Y z yze balam larda, iletiim
dilin k u llanm n n yannda tek ile rin ne
syled iklerin ve ne y aptklarn anlam ak iin
yorum lad klar p e k o k b e d en sel iaret yoluyla
da yrtlr. Y a z n n v e radyo, televizy on ya
da bilgisayar ak tarm sistem leri gibi elek tro n ik
aralarn g elim esi ile, iletiim , yz yze
ilikilerin yakn b a lam n d an d eiik
d erece lerd e uzaklam tr.

cin siy et hiyerarisi hak k n d ak i yazlaryla


b irlik te anlan b ir terim . b irlik i erillik
to p lu m d ak i, h e g em o n y ac erillik idealini
yaam ayan, an cak o n u n b ab aerk il b ir d zen
iin d ek i e g em en k o n u m u n d an yarar salayan
p ek o k erk ek tarafn d an b e n im sen m ek ted ir.

B L M (D iv iso n o f lab o u r) B ir retim


sistem in in , e k o n o m ik karlkl ba m llk
yaratacak b iim d e, u zm an lam ay a dayanan
ilere ya da m eslek lere b l n m esi. B t n
top lu m lard a, e n azn d an balan g dzeyind e,
zellik le erk ek lere y k len en d ev lerle
kad nlarn g erek letirece i iler arasnd a, b ir
ib l m vardr. B u n u n la birlik te
san ay ilem en in g eliim i ile ib l m , daha
n ce k i b t n retim sistem lerin d e old uun dan
o k daha k arm ak hale gelir.

1062

S z lk

ii SIN IFI

(W ork in g class) G e n e l olarak

KABA DOUM ORANI (C ru d e b irth rate)

m avi yakal ya da el em e in e dayanan ilerd e

B ir yl iin d e v erilm i b ir n fu s iin d ek i

alan larn olu turd uu b ir top lu m sal snf.

d o u m saylarn tem sil ed en , n o rm a l olarak

LEM NCES AAMA (P re -o p era tio n a l


stage) P iag et'n in k u ram n d a, o cu u n tem el
m a n tk sal d n ce biim leri zerin d e y eterin ce
u stalk kazand b ir bilisel g eliim aam as.

LEV SEL C E H A L E T (fu n ctio n a l illiteracy)


G n d e lik yaam s rd rm ek iin g erek en
ok u ry azarlk v e saylardan an lam a b e cerile rin in
yokluu.

b in kii b an a d en d o u m saysn olarak


h esap lan an istatistik sel b ir l . K a b a d o u m
oran kullanl b ir g s te rg e o lsa da, y alnzca
g en el b ir l d r, n k d o u m larn saysnn
ya dalm yla ilikisin i ortay a koym az.

KABA LM ORANI (C ru d e d eath rate)


B ir ylda verilm i b ir n fu s iin d ek i l m
saylarn tem sil ed en v e n o rm a l o larak b in kii
b an a d en l m says olarak h esap lan an

I LEV SELC lLlK (F u n ctio n a lism ) T o p lu m sal

istatistik sel b ir l . K a b a l m oran lar, b ir

olaylarn en iyi b iim d e, yerine getird ik leri

to p lu m ya da top lu lu ktak i l m ll k

ilev lere yani, b ir to p lu m u n s rekliliine

d zeylerinin g en el b ir l s n verir, an cak

yaptklar katklara g re ak lan ab ilecei

ya d alm n d ikkate alm ad ndan

anlayna v e to p lu m u n , d eiik p aralarn n

kullanll snrldr.

birb irleriy le ilikili olarak anlalabiecei


k a rm a m b ir sistem olduu d n cesin e
dayanan k uram sal b ir bak as.

KALIP YARGI (Stereo ty p e) B ir g ru p in san n


kat v e e sn ek olm ay an betim lelereri.

KALTE

ILEVSlZLK (D isfu n ctio n ) T o p lu m


y aam n n , top lu m sal b ir sistem e m eydan
ok u y an ya da g erilim ler y aratan zellikleri.

SlZLlK (U n em p lo y m en t) siz lik oran lar,


'e k o n o m ik o larak etk en ' o lan in san larla i
arayan an cak bu lam ayan in san larn o ran n

em ber

! (Q uality circle Q C )

ilerin u zm an lk larn, k arar v e rm e s recin e


etk en b ir b iim d e katlrk en kullandklar
sanayilem i g ru p retim biim leri.

KAMUOYU (P u b lic o p in io n ) H alk n gnn


so ru n lar h ak k n d ak i g r leri.

ler. 'g c d' kalan b ir in san n , y apacak

KAMUSAL ALAN (P u b lic sp ace) A lm an

h i b ir eyi o lm am as an lam n d a isiz olm as

to p lu m b ilim cisi Ju rg e n H a b e rm a s ile anlan b ir

g erek m em ek ted ir. E v kadnlar, rn e in , b ir

d nce. K a m u alan, a cl top lu m lard aki

cret elde etm ezler, an cak g en ellik le o k

kam usal tartm a ve g r alverii alanna

alrlar.

g n d e rm e d e bulunm aktadr.

T M E V E EK M E E T K E N L E R (P u sh

KAPTALSTLER (C apitalists) irked ere,

and pull fa cto rs) K re se l g e ilikin ilk

to p ra a ya da h isse sen ed i ve ortak lk lara sahip

alm alard a, b u etk en ler g kalplarn

o lan , bu nlar e k o n o m ik g etiri salam ak iin

e tk iled i in e in an lan isel ve d sal etk en ler

kullanan kiiler.

o larak biliniyord u. 'tm e etk en leri', g n

KAPTALZM (C ap italism ) Piyasa dei

kaynakland lked eki, isizlik, sava, ktlk ya


da siyasal k o v u tu rm a gibi d in am ik lere
g n d e rm e d e bulunur. ' ek m e etk en leri', gidi
lkelerind eki, can l b ir ig c piyasas, dk
n fu s younluu ve yksek yaam standard
g ibi zellik leri b etim lem ek ted ir.

to k u u n a dayanan b ir e k o n o m ik giriim
sistem i. S e rm ay e , p ara, m lk ya da
m akin alar g ibi, piyasada satlacak m allarn
retim in d e k u llan lab ilecek ya da b ir kar
b ek len tisiy le b ir piyasaya yatrlabilecek
h erh an g i b ir varla g n d e rm e d e

IZ L E N lM Y N E T lM l (Im p re ssio n

bu lu n m ak tad r. B u g n n sanayilem i

m a n a g em en t) A m e rik a n to p lu m b ilim cisi

to p lu m larn n n ered ey se h ep si, kapitalist

Ervving G o ffm a n 'la b irlik te an lan b ir d nce.

y n elim e sah ip tir b u to p lu m la n n e k o n o m ik

n sa n lar, b ak alarn n kend ileri hak k n d ak i

sistem leri se rb e s t g iriim v e ek o n o m ik

izle n im lerin i, b ak a in san larla biraraya

rek a b ete d ayanm aktadr.

geld ik lerin d e neyi ortay a d k p neyi

KARILAMA (E n c o u n te r) k i ya da daha

g izley eceklerin i seerek , 'y n etirler' ya da


d ened erler.

fazla k iinin, yz yze geldii duru m lard aki


birlik te o lm a d uru m u . B iz im g n d elik

1063

S z l k

y aam larm z, g n n ak b o y u n ca d izilm i o lan

ev rem izd ek i dnyayla o lan ilikim izi

farkl k arlam alard an oluur. acl

b iim len d irm em iz i salayan, srekli b ir kendi

top lu m lard a, bakalaryla girdiim iz p ek o k

kend ini g elitirm e ve kiisel kim liim izin

k arlam a, iyi tand m z insanlarla deil,

tan m lan m as s reci.

y aban clarla g erek leir.

K E N T E K O L O JS (U rb a n eco lo g y ) K e n t

KA RILA TIR M A SO R U LA R I

yam am a ilikin, b itk ilerle hayvanlarn fiziksel

(C o m p arativ e q u estio n s) S o sy o lo ji kuram ya da

ev rey e uyum g s te rm e le ri b e n z e tm e sin e

aratrm as iin , b ir top lu m d ak i b ir ba lam n

dayanan b ir yaklam . E k o lo ji ku ram clarn a

tek iy le karlatrlm asn a ya da farkl

g r e k en tlerin iind ek i d eiik sem tler ve

to p lu m lard an g e le n b irb irin e kart rn ek lerin

b lg e ler, k e n t n fu su n u n , v aro lan kaynaklar

bu lu n m asn a y n elik o lan sorular.

iin b irb irleriy le re k a b e t etm eleri b iim in d ek i

K A R ILA TIR M A LI A RATIRM A


(C o m p a ra tiv e R ese a rch ) B ir to p lu m hakkn da

d o al uyum g s te r m e s relerin in b ir so n u cu
olarak olum ulardr.

elde ed ilen b ir bu lgu lar k m esin i tek i

K E N T GRUPLAM ASI (C o n u rb a tio n )

top lu m lar h ak k n d a eld e ed ilen ayn t rd en

K a s a b a ve k en tlerin srekli b ir k en tsel ev re

bulgu larla karlatran aratrm a.

o lu tu racak b iim d e k m elen m esi.

KA R ILIK LI KO N U M A
Z M L E M E S (C o n v ersa tio n analysis)

K E N T L E M E (U rb an izatio n ) K a s a b a ve

K a rlk l k o n u m a la rn , e tn o m e to d o lo jid e n
alnan te k n ik le r kullanlarak yaplan d eneysel
in cele m e si. K a rlk l k o n u m a z m lem esi,
k o n u m a n n o rg a n iz e ed ilm e ilkeleri ile
k on u m a n n to p lu m sal d zen in retim i ve

k en d erin geliim i.

K E N T L lL lK (U rb an ism ) L o u is W irth 'in


k en tin to p lu m yaam n n , k iisellik d olm as
g ib i ayrc zellik lerin i an latm ak iin kulland
b ir terim .

y enid en retim in d ek i ro l n ortay a k oym ak

K E N T S E L G E R K A ZAN IM (U rb an

iin , d oal b iim d e g e re k le e n karlkl

recycling ) K t le e n sem d erin , d aha yeni

k on u m alarn ayrntlarn in celer.

KAST (C aste) B ir birey in top lu m sal


k o n u m u n u n d o u m la b elirlen d i i v e

b lg e lere tan m ak yerine, esk i bin alarn


on arlm as ile yeni bin alarn yaplm as yoluyla
yen ilen m esi.

d eitirilem ed ii b ir tab ak alam a biim i. Farkl

K E N T S E L D N M (U rb a n renew al)

k ast g ru p larn n yeleri arasnd a n ered ey se hi

T o p ra n ve bin alarn geri k azan m , k en tsel

evlilik olm az.

K A TILARAK G Z L E M (P articip an t
o b se rv a tio n ) T o p lu m b ilim v e an tro p o lo jid e
yaygn olarak kullanlan a ratrm acn n
in ce le n e n g ru p ya da top lu lu u n etk in lik lerin d e
yer ald b ir a ra trm a y n tem i.

K A T IL IM C I D EM O K R A S (P articip ato ry
d em o cra cy ) B ir g ru b u n ya d a top lu lu u n b t n
yelerinin n e m li kararlarn alnm asna toplu
olarak katld klar b ir d em o k rasi sistem i.

KAYNAK (S o u rce) A t f yaplan b ir yayn, b ir


yayndan b ir pasaj ya da b ak a bilgi.

KAYNAK D A ILIM I (R eso u rce allo catio n )

ev ren in iyiletirilm esi, yerel alanlarn d aha iyi


ve v atand alarn katlm yla y n etilm esi ve
kam u fo n larn h e m b lg ey i y en id en kazan m ak
h e m de daha fazla z e l y atrm e k m e k iin
kullanlm as yoluyla k t leen m ahalleleri
can lan d rm a.

K IR T O P L U M L A R I (P asto ral so cieties)


G e im le rin i evcilletirilm i hayvanlarn
y etitirilm esiyle salayan to p lu m lar; g en ellik le
m ev sim sel d e im elere g re ya da taze o t
bu lm ak am acyla farkl b lg e le r arasnd a g
e tm e g erek sin im i ortaya kar.

K IR IK P E N C E R E L E R K U RA M I (T h e o r y
o f b ro k e n w ind ow s) K rk b ir cam ya da krp

T o p lu m sa l v e m add i kaynaklarn to p lu m sal

d k m e g ibi d zen sizlik g r n t s ile

g ru p lar ya da to p lu m d ak i te k i u n su rlar

g e re k le e n su arasnd a b ir b a lan tn n

tarafn d an n asl paylald ya da nasl

old u u d ncesi.

kullanld.

K IS IT L I KO D (R estricted co d e) G l b ir

K E N D L K K M L (Self-id en tity )

b iim d e g elim i, p ek o k d n cen in

K e n d im iz e ait b e n z e rsizlik duygusu ile

s z c k lere d k lm esin in g erek m ed i i ve

1064

S z l k

d k lm ed i i- kltrel anlaylara dayanan b ir

in 'in yansra 19 9 0 'a kadar S o v y etler B irli i ile

k o n u m a biim i.

D o u A vru p ad a k u ru m lam b u lu n an b ir

K BA R LA T IR M A (G e n trifca tio n ) E sk iy en

siyasal d n celer km esi.

k on u tlarn b lg e y e tan an varlkl in san lar

K O N T R O L K U RA M I (C o n tro l th eo ry )

tarafn d an y en id en ina ed ilm esi ile

S u u , su etkin liini uyaran itk iler ile on u

g e re k le e n b ir k en tsel y en ilen m e sreci.

caydran k o n tro lle r arasndaki b ir d eng esizliin


so n u cu olarak g re n b ir kuram . K o n tr o l

K L S E (C h u rch ) Y erleik d in sel b ir

kuram clar su lu larn , top lu m sal ya da fiziksel

rg tlen m ed e yer alan byk b ir insan


toplulu u . M ez h ep lerin ola an olarak din sel
g re v liler arasnd aki b ir sra d zen in
bu lu n d u u b iim se l b ir yaplar bu lu n u r; terim
ayrca b u g ru b u n d in sel t ren lerin in
g erek letirild i i b in alar iin de kullanlr.

K M LK (d en tity ) B ir in san n kiiliini ya da


b ir g ru b u n niteliin i belirley en , o n larn kim
o ld uun u ve neyin o n la r iin anlam l olduunu
b elirley en ayrdedici zellikler. K im li in kim i

k o n tro ller yoluyla b y le yapm alar


en gellen m ed i i s rece kendi d llerini
en o k la tra ca k b iim d e d avranacak olan
rasy o n el varlklar old uun u ileri s rm ek ted ir.

K O N T R O L L E R (C o n tro ls) B a k a
d eiken lerin n e d en sel etkilerin i
in celey eb ilm ek iin kim i d eiken leri sab it
tutm ay salayan istatistik sel v e d eneysel b ir
ara.

ana kaynaklar arasnd a, top lu m sal cinsiy et,

K O N U M A (Talk) G n d elik top lu m

cin se l y n elim , ulus ya da etn ik d u ru m ve

yaam nd a karlkl k on u m alarn ya da s zel

top lu m sal s n f yer alm aktadr. B ir bireyin

iletiim in yrtlm esi. B u k on u , so sy olo glarn ,

kim liinin en n em li b e lirtelerin d en birisi, o

zellik le de e tn o m e to d o lo g la rn g id erek artan

bireyin addr; ad v erm e, g ru p kim lii iin de

ilgisini e k e n b ir kon u halin e gelm itir.

nem lid ir.

K O R E L A S Y O N (C o rrelatio n ) k i bo y u t ya

K L N ST K R A R KAZANM ASI

da iki d eiken arasnd aki, g en ellik le

(P erson ality stabilizatio n ) lev selcilere g re,

istatistik sel olarak dile g etirilen d zenli b ir

aile yetik in y elerin e duygusal bak m d an

iliki. K o re la sy o n la r p o z itif ya da n e g a tif

yard m c o lm ak ta yaam sal b ir ro l oynar.

olabilir, ik i d eiken arasnd a, b ir d eiken in

Y e tik in erk ek ve kadnlar arasnd aki evlilik,

st d eerleri d zenli olarak tek i d eiken in

yetik in kiilik lerin d estek len m esin i ve salkl

yksek deerleri ile eleti in d e, p o z itif b ir

tu tu lm asn salayan d zenlem elerd ir.

k orelasy on vardr. B ir d eiken in yksek

K S E L UZA M (P erso n al sp ace) n san larn


kend ileri ile kiisel olarak tand klar tek i

d eerleri te k i d e ik en in d k deerleri ile


eleti ind e ise n e g a tif b ir k orelasy on vardr.

in san lar arasnd a brak tk lar fizik sel u zam ; bu

K O Z M O P O L T (C o sm o p o lita n ) S rekli

u zam yakn ilikiler iin m ah rem uzaklktan

olarak yeni d n ce v e d eerlere ak olm alar

b iim se l k arlam alar i in to p lu m sal uzakla

so n u cu n d a p ek o k top lu m sal nitelii paylaan

v e b ir izleyici toplulu u k arsn d aki kam usal

in san ya da top lu m lar betim ley en b ir terim .

u zakla kadar farkllklar g stereb ilir.

K K T E N C F E M N Z M (R ad ical

K T L E L E T M ARA LA R I (M ass

fem in ism ) T o p lu m sal cin siy et eitsizliinin

m ed ia) G a z e te le r, dergiler, rad yo v e televizy o n

top lu m sal ve e k o n o m ik yaam n b t n

g ib i izleyici k itlesin e u lam ak iin tasarlan m

y n lerin d ek i erk ek eg em en li in in b ir so n u cu

iletiim biim leri.

old u u n a in an an b ir fem in ist kuram biim i.

K T L E S E L R E T M (M ass p ro d u ctio n )

K K T E N D N C L K (Fu n d em en talism )

M a k in e g c kullanlarak byk m ik tarlard a

T a n rsal m etin lerin s z c k anlam larn a

m al retim i. K itle se l retim Sanayi D e v rim in in

d n lm esin in g erek li olduu in an c.

so n u larn d an birisiydi.

K k te n d in cilik , a cllam a ile

K L E (Stereo ty p e) B ir gru p in sa n n kat ve


e sn e k olm ay an b iim d e nitelen m esi.

rasy on ellem ey e k ar, in an ca dayanan yantlar


zerin d e srar ed erek v e g elen ek se l y n tem leri
kullanm a yoluyla g elen e i savu narak g ste rile n

K O M N Z M (C o m m u n ism ) M arx'n adyla


anlan , zellik le L e n in tarafn d an g elitirilen ve

1065

b ir tep k i so n u cu n d an ortay a kar.

S z l k

K L E L K (Slavery) K im i b ireylerin , s z c k

K U T SA L (Sacred ) V erili b ir d in sel d n celer

an lam n d a bak alarn n m al old uu b ir

k m esi iin d ek i, k en d in d en g e m e ya da sayg

top lu m sal tab ak alam a b iim i.

duygusu uyandran eyler.

K R M N O L O J (C rim in o lo g y ) C ez a yasas

K U Z N E T S E R S (K u z n e ts cu rve)

tarafn d an su saylan d avran b iim lerin in

K a p ita list g eliim in ilk aam alarn d a eitsizliin

in cele n m e si.

KURAM (T h e o ry ) D z e n li o larak g z le n e n
olaylar ak lam ak iin giriilen g en el zellikleri
b e lirlem e a b a s. B t n so sy o lo jik alm alard a

artaca n , d aha so n ra azalacan v e so n u n d a


g r e c e d k b ir dzeyde istik rar k azanaca n
g s te r e n b ir fo rm l. k tis a t S im o n K u z n e ts
tarafn d an gelitirilm itir.

k u ram lar va z g eilm ez b ir unsurdur. K u ram lar,

K L T (C ult) B irey lerin g e v e k b ir b iim d e

d aha g en i kuram sal yaklam larla ilikili olm a

balan d, an cak srekli b ir yapd an yoksu l

e ilim in d e o lsalar da, y aratlm asna yard m c

o lan , k k b ir din sel g ru p lam a. K ld e r o k

old uklar a ra trm a so n u larn d an da b yk

sk olarak , ilh am v erici b ir lid erin etrafn d a

l d e etkilenirler.

oluur.

K U RA M SAL SO R U LA R (T h e o re tica l

K L T R (C ulture) B elirli b ir g ru b u n

q u estio n s) T o p lu m b ilim c i tarafn d an , b elirli b ir

ayrdedici zellik leri olan d eerler, t re n le r ve

k apsam daki g z le n m i olaylar aklam aya

y aam biim leri. T o p lu m kavram g ib i kltr

a k rk en so ru la n sorular. K u ra m sa l so ru larn

kavram da, so sy o lo jid e, te k i top lu m sal

so ru lm a s, to p lu m y aam nn d o as h ak k n d a

bilim lerd e (zellik le a n tro p o lo jid e) old uu gibi,

g en e lle m e ler y ap m am z salam akta esastr.

K U R B A N A LIM A LA R I (V ic tim iz a tio n


stud ies) N fu su n , be lirli b ir d n em d e su u n

o k g en i b ir anlam d a kullanlm aktadr. K lt r,


in san larn top lu m sal birliinin e n ayrdedici
zelliklerid ir.

k u rban o lm u o ra n n ortay a koym ay

K L T R E L O U L C U L U K (C u ltu rel

a m alay an anked er. K u rb a n an k ed eri 'kaytd

pluralism ) V erili b ir to p lu m d ak i b irk a

su u n k aran lk saysn1, d o ru d an in sanlarn

altk lt r n eit dzeyde b irarad a yaam as.

su a g e r e k te n m aru z kalm alar zerin e


o d ak lan arak tela fi etm ey e alrlar.

K L T R E L Y E N D E N R E T M
(C ultural rep ro d u ctio n ) K lt rel d eer ve

K U RU M SA L IR K IL IK (In stitu tio n al

n o rm la rn b ir kuaktan te k in e aktarlm as.

racism ) V a ro la n top lu m sal kurum larda

K lt re l y enid en retim , k ltrel yaan tn n

y aplam h ale g e le n , etn ik d u ru m a d ayanan

zam an iin d e s rdrld m ek an izm alara

ayrm clk kalplar.

g n d e rm e d e bulunur. a cl top lu m lard aki

K U R U M SA L K A PTA LZM
(In stitu tio n a list capitalism ) K u ru m sa l h isse
sen ed i sah ibi o lm a tem elin d e rg d en m i olan
kapitalist giriim .

ok u llam a s releri, k ltrel y en id en retim in


tem el m ek an izm alar arasnd a bu lu n u r; bu n lar
y aln zca d erslerd e, b iim se l m fred at srasnda
retilen lerle snrl da deildir. K lt rel
y en id en retim in d aha n e m li b ir g ere k le m e

K U R U M SA L O LM AK TAN IKARM A

b iim i, gizli m fred at, yani bireylerin

(D ein stitu tio n a liz a tio n ) D e v le te ait

oku ld ayken b iim se l olm ayan y ollard an

kurulularda b a k m yaplan bireylerin kend i

ren d ik leri d avran biim lerid ir.

ailelerin in y anna ya da to p lu lu k d en etim in d ek i


kon u d ara g n d erilm esi.

KUAKLARARASI H A R E K E T L L K

K R E S E L ISIN M A (G lo b a l w arm in g)
D n y a n n a tm o sferin d ek i ted rici art. K re se l
sn m a ya da sera etk isi , b irik m i

(In te rg en e ra lito n a l m obility ) B ir top lu m sal

k arb o n d io k sid in g n ein nlarm alkoym las

tab ak a hiy erarisind ek i yukar yada aa

v e dnyay stm asyla g erek leir. K re s e l

d o ru , b ir k u aktan d i erin e g erek leen

sn m an n etk ileri, sel b ask nlar, kuraklklar ve

harek et.

KUAKLAR T E S H A R E K E T L L K

d nyann ik lim in d ek i te k i d eiiklikler de


iin d e o lm a k zere, p o tan siy el olarak ykcdr.

(In tra g en e ra tio n a l m obility ) B ir to p lu m sal

K R E S E L E H R (G lo b a l city) L o n d ra ,

tab ak a h iy erarisind ek i yukar yada aa

N e w Y o r k ya da T o k y o g ibi, yeni k resel

d o ru , k iisel kariyer b o y u n ca g erek leen

e k o n o m in in r tsel b ir m erk ezi h alin e g elen

hareket.

b ir kent.

1066

S z l k

K R E S E L Y N E T M (G lo b a l

B y k lek li g ru p larn , rg tlerin ya da

G o v e rn a n ce ) K re s e l so ru n larla b a e tm e k iin

to p lu m sal sistem lerin in celen m esi.

g erek en kurallar erev esi ile b u kurallar


erev esin in iley eb ilm esi iin g ere k e n farkl
n itelik tek i k u ru m lar (h em uluslararas y n etim
rg tleri h e m ulusal h k m etleri d e ieren )
k m esi.

M A L T H U S C U L U K (M alth u sian ism ) lk kez


iki yzyl n c e T h o m a s M alth u s tarafn d an
ortay a atlan, n fu s artn n , b u art
d estek ley eb ilecek kaynaklardaki arttan fazla
olaca d n cesi. M alth u s, ar n fus art ve

K R E S E L K Y (G lo b a l village) E le k tro n ik

g elecek te k i sefa let v e alk tan k an ab ilm ek

iletiim in yaylm asnn dnyay k k b ir

iin in san larn cin sel b irlem e sklklarn

to p lu lu k h alin e getirdiin i d n en K an ad al

sn rlan d rm as g erek tiin i ileri srm t .

y azar M arsh all M c L u h a n ile zd elem i olan


b ir kavram . B u n a g re, d nyann farkl
b lg e lerin d en yaayan in san lar ayn olaylar
telev izy o n p ro g ram lar yoluyla izleyebilirler.

M E D Y A E M P E R Y A L Z M (M edia
im p erialism ) K im ile rin ce , sanayilem i
lk elerd en k aynaklanan m edya ieri in in kendi
k ltrel ba m szlklarn koru m ay salayacak

K R E S E L M AL Z N C R L E R (G lo b a l

kaynaklard an y o k su n az g elim i uluslara

co m m o d ity ch ain s) N ih a i b ir r n ortaya

dayatld b ir k ltrel im p arato rlu u n

k aran dnya ap n d ak i b ir ig c v e retim

y aratlm asna y ol at ileri s r len iletiim

a.

te k n o lo jisin in o lan ak verdii b ir em p ery alizm


tr.

K R E S E L L E M E (G lo b alizatio n )
ap n d a yaygnlatka, d nyadaki farkl

M ED YAD A K YASAL
D Z E N L E M E L E R (M ed ia reg u lation )

insanlar, b lg e ler ve lk eler arasnd a g id erek

M ed y a sahiplii v e m edya iletiim in in ieri ini

a rta n karlkl bam llk.

k o n tro l etm ek iin yasal yollarn kullanlm as.

L A K L E M E (Secu larization ) D in in etk isin in

M E D Y A N (M ed ian) B ir saylar d izisinin

azalm as s reci. a cl to p lu m lar g id erek

o rtasn d a yer alan say kim i zam an b ir

laik lem ilersed e, laik lem en in k ap sam n n

o rtalam a h esap lam ak tan daha kullanl

T o p lu m sal v e e k o n o m ik ilikiler dnya

iz le n m esi k arm ak b ir konud ur. L aik lem e,

o lab ilen b ir m erk ezi eilim h esap lam a

d in sel rg tlerle iliki iin d e o lm a (kiliseye

y n tem i.

d evam e tm e oran k ar gibi) d zeylerine, din sel


rg d erin bu lunduu top lu m sal v e m add i
e tk ilere ve in san larn d in sel d n celeri ne
l d e b e n im sed ik lerin e g n d e rm e d e

M E G A E H R L E R (M eg acities) M an u el
C astells'in , b yk, y k sek b ir younlam aya
sahip olan , k resel e k o n o m i iin ba lan t
n o k talar ilevi g re n k en tsel uzam lar

bulunabilir.

b e tim lem ek iin te rcih ettii b ir terim . 2 0 1 5

L E Z B lY E N L lK (L esb ian ism ) K a d n la r

ylna kadar, n fu slarn n sekiz m ilyon u at

arasndaki ec in sel etk in lik ya da balanm alar.

otu zalt m eg ak en t' olaca tah m in


ed ilm ekted ir.

L B E R A L D EM O K R A S (L iberal
d em o cracy ) P a rla m en to k u ru m larn a dayanan,

M E G A O P O L (M eg alop o lis) E s k i Y u n an llar

e k o n o m ik retim alannda se rb e s t piyasa

tarafn d an ad k o n an , b t n uygarlklar

sistem in i b e n im sem i b ir d em o k ra si sistem i.

L B E R A L F E M N Z M (L ib eral fem in ism )


T o p lu m sa l cin siy et eitsizliinin , kadn ve
kzlarn sivil hak lar ile eitim v e istih d am gibi
belirli top lu m sal kaynaklara eriim in in az

k sk an d rm as p lan lan an b ir k en t d evletin e


g n d e rm e d e b u lu n an b t n k en tlerin k en ti
an cak a cl d n e m d e o k b yk k en d eri, ya
da ar b yk k en t g ru p lam asn
(co n u rb a tio n s) an latm ak iin kullanlm aktadr.

o lm a sn d an kaynaklandn n e s ren bir

M E R lT O K R A S l (M erito cracy ) T o p lu m sal

fem in ist kuram b iim i. L ib e ra l fem in istler,

k on u m larn , m iras alnm serv et, cin siy et ya

bire y lerin h ak larn n k o ru n m a sn g aran ti altna

da to p lu m sal artalan y erin e bireysel k atk ve

alan yasam a d eiiklikleri yoluyla b u d uru m u

baar tem elin d e tanm land b ir sistem .

z m e y e alrlar.

M E R K E Z L K E L E R (C o re C o u n tries)

M A K RO -SO SYO LO JI (M a cro so cio lo g y )

1067

D n y a S istem i k u ram n a g re , dnya

S zl k

e k o n o m ik sistem in d e k i k arlarn aslan payn


alan en g elim i sanayi lkeleri.

M E R K E Z E L M L L E R
(M easu res o f Central ten d en cy ) B u n lar,
ortalam alar h e sap lam a yollardr; en yaygn
o lan lar da o rta la m a , m edyan ve m od dur.

M O D E R N L E M E KURAM I
(M o d e rn iz a tio n T h e o ry ) Piyasa y n elim li
k alkn m a k u ram n n , d k gelirli lkelerin
e k o n o m ik olarak , an ca k g elen ek se l y n tem leri
terk ed erek m o d e rn e k o n o m ik k u ru m lan ,
tek n o lo jileri v e ta s a rr u f ile retk en yatrm a
n c e lik v ere n kltrel d eerleri b e n im sem eleri

M E S L E K (O ccu p a tio n ) K iin in d zenli b ir

d u ru m u n d a k alkn ab ilecek lerin i ileri s ren b ir

b iim d e alt h erh an g i b ir cretli istih d am

biim i.

b iim i.

M E S L E K T O P L U M S A L C N S Y E T
A Y R IM I (O ccu p a tio n a l g en d er seg regation )
E r k e k v e kadnlarn , uygun 'erk ek ' ve 'kadn'
ilerin in n e le r old u u n a ilikin yaygn
anlaylara dayanan fark l i trlerindeki
y o u nlam a biim leri.

M E R U Y E T (L eg itim acy ) B elirli b ir siyasal


d zen , e er on u y n ete n lerin o u n lu u on u
adil ve g ee rli g r y o rsa m eru iy et kazanr.

M E T A O LM A K TA N IKARM A
(D e c o m m o d ific a tio n ) So sy al gvenliin
salanm as ba lam n d a, sosyal g ven lik
h z m e d erin in piyasadan ba m sz o lm a
d erecesi. B y k l d e m eta o lm ak tan
k a n lm b ir sistem d e eitim ile salk
h iz m etleri g ib i sosyal g ven lik hizm etleri

M O N A R L E R (M o n arch ies) G c ,
kuaklar b o y u n ca aileden g e e n , tek b ir k iinin
b an d a old uu b ir siyasal sistem ler.

M U T L A K Y O K S U L L U K (A b so lu te
P overty ) Salkl b ir v aro lu u s rd reb ilm ek
iin esas o la n o lan asgari g erek lilik lere g re
tan m lan an yoksulluk.

M L K S A H P L E R (E sta te ) B ire y gru p lar


arasnd aki yasa tarafn d an k on ulm u
eitsizlik leri i e re n b ir tabak alam a biim i.

M L T M E D Y A (M ultim ed ia) E sk id e n farkl


te k n o lo jile r ( rn e in g r n t v e ses)
g ere k tire n farkl iletiim aralarn n , b ir
bilgisayarda aln ab ile n b ir C D -R O M g ibi, tek
bir arata birletirilm esi.

M T E R K T L E S N E U Y D U R M A K

h e rk e se salanr ve piyasa sreciyle

(M ass cu sto m iz a tio n ) Y en i te k n o lo jile r yoluyla,

ilikilend irilm ez. M e ta halin e d n m b ir

zellik le belirli tip ten m teriler iin

sistem d e, sosyal g v en lik h izm ed eri, te k i m al

tasarlan m r n lerin b yk lek li retim i.

ve h iz m e tle r g ib i piyasada sa lacak m etalar


o larak d eerlendirilir.

N A N O -T E K N O L O J (N a n o te ch n o lo g y )
G e n i b ir tan m a g re , b o y u tlar 10 0

M E T A -A N L A T IL A R (M etanarratives)

n a n o m e tre d e n (bir n a n o m e tre , m etren in

T o p lu m u n ileyii ve top lu m sal deiim in

m ilyard a birid ir) d aha kk o lan elek tro n ik

d o as h ak k n d ak i g e n e l, g en i k apsam l kuram

d ev relerin ve aralarn yaplm asyla uraan

ya da in an lar. M a rk sizm ile ilevselcilik ,

bilim ve tek n o lo ji.

so sy olo g larn d nyann nasl ilediini


ak lam ak iin kullanlm o la n m eta-an latlara
v e rileb ilece k rn e k le r arasndadr.

M E Z H E P (D e n o m in a tio n ) C anlln
s rd rm e d in am izm in i y itirm i o lan ve
k u ru m lam b ir b iim alan, n em li saydaki
in sa n n bal old uu d in sel b ir hizip.

N E D E N S E L LK (C ausal relation sih p )


B ir d u ru m u n (etk i), b ir b ak as tarafn d an
(n ed en ) yaratld b ir iliki.

N E D E N S E L L K (C au sation ) B ir etk en in b ir
b ak as zerin d e sah ip old u u n e d en sel etki.
S o sy o lo jid ek i n e d en sel etk en ler arasnd a,
bireylerin n e yaptklarna ilikin g erek elerin

M K R O -SO SYO LO J (M icro so cio lo g y )

yansra, d avranlar zerin d eki dsal etk iler

n sa n d avrann n yz yze etkileim

d e yer alm aktadr.

ba lam larn d a in cele n m esi.

N E O -L IB E R A L Z M (N eo -lib era lism )

M O D (M o d e) V erilm i b ir veri setin d e en

yaam zerin d eki d ev let kstlam alarn n en

fazla tek ra rla n a n say. B u k im i zam an m erk ezi

aza ind irilm esiy le g ery ek letirile cek olan

eilim lerin o rtay a k on u lm asn d a kullanl b ir

se rb e st piyasa g lerin in , e k o n o m ik b ym eye

yol olabilir.

g id en tek y ol old u u n a ilikin e k o n o m ik in an .

1068

S z l k

NORM LAR

(N o rm s) V erili b ir to p lu m sal

ba lam lar kapsam n daki uygun d avran

ORTAKLAA T K E T M (C ollective
co n su m p tio n ) M an u el C astells tarafnd an,

be lirley en d avran kurallar. B ir n o rm , ya verili

tam aclk h izm etleri ve b o zam an etkinlikleri

b v ir d avran b iim in i bu yuru r; ya da on u

g ibi k e n t tarafn d an n e k arlan o r ta k m allarn

yasaklar. B t n in sa n g ru p lar, h e r zam an u ya

t k etim s recin e g n d e rm e d e b u lu n m ak iin

da b u b iim d ek i d ayatm alarn b iim se l olm ay an

k ullanlm o lan b ir kavram .

kn am ad an fiziksel ceza ya da id am a kadar


d estek led ii k esin n o rm trlerini ben im ser.

ODAKLANM AM I E T K L E M

ORTALAM A (M ean ) sta tistik sel b ir m erk ezi


eilim l s ; b ir to p lam bireysel rn ek lere
b lerek eld e ed ilen o rtalam a.

(U n fo cu se d in te ra ctio n ) B elirli b ir o rtam d a


bu lu n a n , an cak d o ru d an yz yze etk ileim e
g irm ey en in san lar arasndaki etk ileim .

O TO M A SYO N (A u to m atio n ) retim


s relerin in m akin alar tarafn d an , insanlara
yalnzca asgari g z e tim d ev i v erilerek , g z etim

OD AKLA N M I E T K L E M (F o cu sed
in tera ctio n ) O rta k b ir etkin lie k atlan ya da
birb iriy le d o ru d an k o n u an in san lar arasnd aki
etk ileim .

O LG U SA L SO R U LA R (F actu al q u estio n s)
O lg u so ru n larn a (ku ram sal ya da ahlaki
so ru n la r yerine) y n elik kon ular g n d em e

ve d en etim altnd a tutulm as.

L M L L K (M ortality) B ir n fus iin d ek i


l m lerin says.

O N B L G E (F r o n t reg ion ) n san larn bakalar


iin belirli b ir p e r fo rm a n s g ste rm e y e
a l k la n b ir top lu m sal etk in lik ortam .

N L E M L K E S (P re cau tio n ary prin ciple)

g etiren sorular.

O L G A R N N D E M R YASASI (Iro n law


o f oligarch y) W eb er'in ren cisi o lan R o b e r to
M ich e ls'in ortay a att, byk rg tlerd e
g c n az sayda kiinin elind e to p lan m as ve

Y en i g iriim lerin olas risk lerin e ilikin y eterin ce


kuku varsa, o n lar d e itirm ek yerine varolan
uygulam alar s rd rm en in daha iyi olaca
varsaym .

dolaysyla d em o k rasin in g lem esi an lam n a

N YA RG I (P reju d ice) B ir birey ya da gru p

g elen b ir terim .

hakkn daki n c e d e n ed in ilen , yeni b ilg inin ortay a

O L G O P O L (O lig o p o ly ) B elirli b ir sanayi


kolu n d ak i, az sayda firm a n n eg em enlii.

k m as h alin d e bile d eim eye d iren g ste re n


d n celerin e n im sen m esi. n y arg , o lu m lu ya da
olu m su z olabilir.

O LM A YA N BABA (A b sen t F a th er) B o a n m a


ya da te k i n e d en lerin b ir so n u cu olarak ,
o cu k lary la b a lan ts ya h i olm ay an , ya da
o k az olan b ir bab a.

R G T (O rg a n iz a tio n ) B elirli b ir o to rite


ilikileri k m esin i ie re n , b yk b ir in san g ru bu .
San ayilem i top lu m lard a, y aam larm zn p ek o k
yn n etk iley en o k sayda rg t tr vardr.

O R G A N K DAYANIM A (O rg a n ic

B t n rg tler, b iim se l anlam yla b ro k ratik

solidarity) E m ile D u rk h e im 'a g re , d eiik

d eilseler b ile, rg d erin g eliim i ile b ro k ratik

p a ra la n b t n lem i b ir b iim d e ileyen

eilim ler arasnd a o ld u k a yakn b a lan tlar vardr.

to p lu m u yaratan, to p lu m sal iyapkanlk.

R N E K L E M (Sam plin g) D a h a b yk b ir yn

O R M A N SIZ LA T IR M A (D e fo re s ta tio n )

ierisin d ek i bireylerin ya da d u ru m larn b elirli b ir

G e n e llik le ticari k ereste retim i yz nd en

o ran n n , b u yn b ir b t n olarak tem sil ettii

o rm a n lk b lg e lerin yoked ilm esi.

d ncesiy le in celen m esi.

O RTA S IN IF (M idd le class) H iz m e tle r

PA R T (Party) O rta k k k en e, h e d e f ya da

se k t r n d e alan lard an retm en lere, tb b i

karlara sahip o lm alarn d an t r birlik te alan

u zm an lara kadar o k farkl m eslek lerd e alan

b ir g ru p birey. W e b e r'e g r e p arti, s n f ve

in san larn olu turd uu g en i yelpaze. G elim i

statyle birlik te, to p lu m sal tabakalam ay

lk elerd e, p ro fe sy o n e l ve y n etsel m eslek lerin

b iim len d iren etk en lerd en birisidir.

b y m esi y z n d en , o rta snf, B rita n y a g ibi


lkelerin n fu su n u n byk b l m n

P A T O L O JL E R (P ath o lo g ies) T a m karl,


h astalk larn d o as, ned en leri, s releri, g eliim

o lu tu rab ilm ek ted ir.

ve so n u larn n bilim sel o larak in celen m esi.

1069

S z l k

PA YLA ILA N A N LA Y I LA R (Sh ared

P O Z T V Z M (P o sitivism ) S o sy o lo ji

un d erstan d in g s) n sa n la rn b e n im sed ik leri ve

a sn d an , to p lu m sal d nyan n in ce le n m e sin in

k end ilerine birb irleriy le sistem atik etk ileim d e

d o a b ilim lerin in ilk elerin e g r e y rtlm esi

bu lu n m a olan a vere n o rta k varsaym lar.

g erek tii g r . S o sy o lo jiy e y n elik p o zitiv ist

P E Y G A M B E R L E R (P ro p h ets) zley icilerin i,


kutsal m e tin le ri y o ru m lam a yoluyla h arek ete
g e ire n d in sel n d erler.

P L O T A LIM A LA R (P ilo t stud ies) A n k et


a ratrm asn d a y r t len d en em e alm alar.

P Y A S A -Y N E L M L K U RA M LAR
(M a rk e t-o rien te d th eo ries) E k o n o m ik kalknm a
hakkn d aki, en iyi e k o n o m ik so n u larn ,
bireylerin k en d i e k o n o m ik kararlarn, h k m et

b ir yaklam n e sn el bilg in in dikkatli g zlem ler,


k arlatrm alar v e d eney yoluyla
retileb ilece in i ileri s rm ek ted ir.

P R O L E T A R Y A (P ro leteriat) M arx'a g re,


k apitalizm d eki ii snf

PSK O PA TLIK (P sych op ath y ) B elirli b ir


kiilik tr. B y le kiiler, o u in sand a olan
ahlaki duygudan v e bak alarn d n m e
d uygusu nd an yoksundurlar.

sn rlam as o lm a d a n yine k end ilerinin v erm esin e

R E F A H B A IM LILI I (W elfare

olan ak salandnda eld e ed ilece in i varsayan

D ep a n d en cy ) isiz lik sig o rtas g ib i refah

kuram lar.

yardm lar alanlarn , gvenli b ir cretli ii

PLA S T K C N S E L L K (P lastic sexuality)


re m e g e re k sin im in d en k urtu lm u o lan bireyin
ken d isin in biim len d ird i i cinsellik.

P O L S E N T R K U LU SA IR I R K E T L E R
(P o ly cen tric tran sn a tio n als) Y n e tim yaplar
k resel o la n , a n ca k irket etkin likleri yerel
koullara uyarlanan ulusar irkeder.

P O R T F Y S (P o rtfo lio w orker) F ark l


b e ce ri ya da nitelikleri o lan ve b u yzd en de b ir
ite n te k in e kolayca g e e b ile n b ir ii.

PO ST F O R D Z M (P o st-F o rd ism ) F o rd ist


y n te m le rle ralan an k itlesel sanayi retim in d en
yenilie ve t k eticilere g re biim len d irilm i o lan
r n ler iin piyasa taleb in i karlam aya y n elik
o la n daha e sn e k retim b iim lerin e g eii
b e tim lem ek iin kullanlan b ir terim .

P O S T M O D E R N F E M N Z M (P o stm o d e rn
fem in ism ) P o stm o d e rn fem in iz m , tek b ir
ak lam an n ya da fe lse fe n in yadsnm as
ba k m n d a n , p o stm o d e rn iz m in g en el
zellik lerin e dayanr. F e m in ist p o stm o d e rn iz m ,
b ak a eylerin yam sra, zc l e (erk ek ler ve

aram ak yerine bu yardm b ir "y aam b iim i"


o larak g rd k leri duru m

R E F A H D E V L E T (W elfare state)
V atand alar iin k apsam l b ir sosyal yardm
salayan b ir siyasal sistem .

R E F A H K A PT A LZ M (W elfare
cap italism ) B y k irk ed erin kendi alan lar
piyasann ykc etk ilerin d en k o ru m a
uygulam alar.

R SK T O P L U M U (R isk so ciety ) A lm an
to p lu m b ilim cisi U lrich B e c k ile birlik te anlan
b ir kavram . B e c k , sanayi to p lu m u n u n g em i
d n em lerd e bilin m ey en yeni p ek o k tehlik e
ile risk yarattn ileri s rm ek ted ir. K re se l
sn m a n n getirdii risk , b u n a b ir rn ek tir.

R O M A N T K AK (R o m a n tic love) T u tk u lu
ak tan ayr olarak , ro m a n tik ak kavram
o n sek iz in ci yzylda ortay a k m tr; evliliin,
e k o n o m ik g erek eler yerine karlkl ek im e
d ayanm as g erek tii d n cesin i ierm ek ted ir.
S a f iliki anlayna b ir giri, am a ayn zam and a
o n u n la g erilim li diye g r lebilir.

kadnlar arasnd aki fark larn top lu m sal olarak ya

SAAT ZA M A N I (C lo ck tim e) S aat ile l le n

da d eney im yoluyla k urulm u o lm a k yerine

saatlerin , d akikalarin v e san iyelerin g em esiy le

d o u tan geldii in an c) kar olm ay ve b ilg inin

tan m lan an zam an . Saatlerin ica t ed ilm esin d en

d aha o u lcu b iim lerin e o lan in an c

n c e , zam an anlay d oal dnyadaki, g n ein

ierm ek ted ir.

d o u u ve b at g ibi olaylara dayanm aktayd.

P O S T M O D E R N Z M (P o stm o d ern ism )

SA B IK A LILIK (R ecid ivism ) D a h a n c e su lu

T o p lu m u n a rtk tarih ya da ilerlem e tarafn d an

bu lu n m u olan kiilerin giritii yeni tacizler.

y n etilm ed i i in an c. P o stm o d e rn to p lu m
o ld u k a eitlilik v e o u lcu lu k g ste re n ,
g eliim in i h ib ir b yk anlat nn

SAF LK (P re relatiosh ip ) C in sel ve


duygusal eid i e dayanan iliki.

y n len d irm ed ii b ir toplum d ur.

1070

S z l k

S A G E R E K L K (R ig h t realism )

S A N A Y T O P L U M L A R I (Ind ustrial

K rim in o lo jid e , sa g erek ilik k o n tro l kuram

so cieties) ig c n n b yk b ir o u nlu u nu n

ile siyasal tu tu cu lu k g r n d en

sanayi retim in d e istih d am edildii toplum lar.

k aynaklanm aktad r. Y ak lam , su ve


k a b a h atte, alglanan trm an m ay , bireysel
so ru m lu lu k tak i g erilem e ve ahlaki b o z u lm a ile
ilikilen d irm ek ted ir. Sa g ere k ile re g re , su
ve sapknlk bireysel b ir p a to lo jid ir bireysel
b e n cillik , kend i kend ini d e n e d em ek ten y ok su n
o lm a k ve ahlaksz o lm ak tan kaynaklanan ve
e tk en olarak seilen ykc, kanu nsuz
d avranlarn olu tu rd u u b ir km e. Sa
g e re k ile r su u n in celen m esin d e kullanlan
k u ram sal yaklam lar g zard ederler.

S A N A Y L E M E (In d u strializatio n )
San ayinin a cl b iim lerin in fabrikalar,
m akin eler ve b yk le k li retim s relerig elim esi. San ay ilem e, so n iki yzyldan b u
yana top lu m sal dnyay etk iley en ana s re
k m elerin d en birisi olm utu r. Sanayilem i
lkeler, az g elim i lk elerin sahip
old u k larn d an o k d aha farkl zellik ler
sergilem ekted ir. rn e in , san ayilem en in
ilerlem esiy le birlik te, n fu su n yalnzca o k
k k b ir b l m tarm k esim in d e alm aya

S A L I IN B iY O M E D iK A L M O D E L

balam ak tad r sanayi n c e si lkelerle olan

(B io m e d ica l m o d el o f health) B a t tp

tem el b ir kartlk.

sistem leri ve uygu lam alarnn altnd a yatan


ilk eler k m esi. Saln biy om ed ik al m od eli
hastalk lar n e sn el olarak , fark ed ilen b elirtilerin
varlna d ayanarak tan m lam ak ta ve salkl
b e d en in bilim sel tem ele dayanan b ir tb b i

S A P K I N A L T K L T R (D ev ia n t
su bcu ltu re) y eleri, b ir top lu m d aki
o u n lu u n d eerlerin d e n em li l d e
farkllaan d eerleri b e n im sey en b ir altkltr.

tedavi yoluyla tek rar kazanlacan a

S A P K I N A L T K L T R (D ev ia n t

inan m aktad r, in s a n b e d en i, uygun tam irad ar

su bcu ltu re) y eleri, b ir top lu m d aki

yoluyla tek rar ilerlik k azan d rlab ilen b ir

o u n lu u n d eerlerin d e n em li l d e

m akin eye ben zetilm ek ted ir.

farkllaan d eerleri b e n im sey en b ir altkltr.

S A L I K K A Y M A S I (H ealth tran sitio n ) B ir

S A P K IN L I IN O A L T IL M A S I

top lu m d aki l m lerin tem el kayna olarak

(D ev ian cy am p lifcatio n ) B ir d en etim

akut, b u lac h astalk lard an k ro n ik , bu lac

k uruluunu n b ir d avran sap k n diye

olm ay an hastalklara d o ru g erek leen kaym a.

yaftaladnd a, g e r e k te ayn davran daha da

Salk kaym as yaam o lan sanayilem i

fazla uyaraca b iim in d e ortay a k ab ilen

top lu m lard a, v ere m , k olera v e stm a gibi

isten m ed ik so n u lar. rn e in , sapknlk diye

b u lac hastalk lar pratik olarak o rtad an

alglanan b ir d avrana p o lisin , m ed y an n ve

k alkm , k an ser v e kalp hastalklar g ibi bu lac

h alk n g sterd i i tep k i, sapknln kend isini

olm ay an hastalk lar l m lerin en yaygn ned en i

o altab ilir ve b ir sapknlk spirali

h alin e gelm itir.

yaratabilir.

S A N A Y D E V R l M l (In d u strial R ev o lu tio n )

S A P K I N L I K (D ev ia n ce ) B ir g ru p ya da

San ayinin a cl b iim lerin in g eliim in i

to p lu m u m n yelerin in b yk b l m n n

ev reley en g en i to p lu m sal ve ek o n o m ik

ben im sed i i n o rm la r ya da d eerlere uyum

d n m ler dizisi. Sanayi d evrim i, san ayilem e

g s te rm e y e n eylem biim leri. S ap k n

s recin i balatt.

d avrann n e olaca , farkl kltr ve

S A N A Y S O N R A S I T O P L U M (P o stind u strial so ciety ) T o p lu m sal d eim e


s relerin in bizi sanayilem i b ir d zenin

altk lt rleri b irb irin d en ayran n o rm ve


d eerlerin g sterd ik leri kadar o k deiiklik
g sterm ek ted ir.

te sin e g t r y o r old uun a in an an kiilerin

S A P K I N L I K S O S Y O L O J S (S o cio lo g y o f

savunduu b ir kavram . Sanayi so n ras b ir

d evian ce) Sap k n d avran v e n e d en kim i

to p lu m , m addi m allar yerine bilgi retim in e

d avrann sap k n diye tanm land nn

dayanan b ir toplum d ur. Sanayi so n rasn

in celen m esin e y n elik so sy o lo ji dal.

savu nan lara g re bu g n , iki yz yl kadar n c e


balayan sanayi an d aki kadar ciddi

S A P M A (B ias) z ellik le tarafsz yargy


en g elley eb ilecek n itelik te o lan g e n e l b ir tercih

nitelik tek i b ir dizi top lu m sal d eim eyi

ya da eilim . sta tistik sel rn ek lem ed e ya da

y ayoruz.

snam ad a, kim i so n u larn tek ile rd en d aha

1071

S z l k

fazla tercih e d ilm esin d en kaynaklanan b ir hata.

S E M E G R E Y A R D IM S ST EM
(M ea n s-te ste d b e n e fts) Y a ln z ca , h e m ihtiyaca
g re , h e m d e g elir ve ta s a rr u f d zeylerine

o larak , m eslek kavram n to p lu m sal sn fn b ir


g s te rg e si olarak k u llanrlark en, bak alar m lk
sah ib i olm ay n e k arm lar; d aha bakalar
ise yaam b iim i seim lerin e bakm lard r.

dayanan belirli l tleri karlayan vatand alara

S B E R SU (C y b ercrim e) E le k tro n ik alar

su nu lan sosyal g ven lik hizm ed eri.

k ullanlarak giriilen ya da yeni bilgi

S E K N L E T R M E (G e n trifica tio n )
E sk iy e n , h arap olan evlerin b lg e y e tan an
varlkl k iiler ta ra fn d an y enid en yapld b ir
k e n tsel d n m s reci.

SEKS T U R Z M (S ex to u rism ) F ah ieli e


y n elik ulu slararas g ezileri b e tim le m e k iin
kullanlan terim . E n fazla, y u rtd n d an erk ek
g ru p la rn n kadnlar ve k k o cu k larla ucuz
cin sel iliki k u rm a frsad ar b u lm ak iin
geld ikleri U z a k D o u d a yaygndr.

SER A E T K S (G re e n h o u se e ffe c t)
D n y a n n a tm o sferin d ek i, sy tu tan sera
gazlarn n birik m esi. 'D o a l' b ir sera etkisi
d nyann scakln rah ad atc b ir dzeyde

tek n o lo jile rin in k ullanm n i e re n su


etk in lik leri. E le k tro n ik kara p ara aklam a,
k iisel kim lik b ilg ilerin in aln m as, elek tro n ik
krp d k m e ve e lek tro n ik y azm ann
izle n m esi h e p yeni ortay a k an sib er su
rn ek leri arasndadr.

S B E R U Z A Y (C y b ersp ace) H erh an g i b ir


fizik sel snr olm ad an ya d a fizik sel varla
g erek d uym ad an b ir b o y u tta- farkl bilgisayar
term in allerin d e yer alan in san lar arasnd a
g e re k le e n elek tro n ik etk ileim alar.

SM G E (Sy m b o l) B ir b ak a eyi anlatan ya da


tensil ed en b ir ey b ir ulusu tem sil ed en b ir
bayrakta olduu gibi.

tu tsa da, sera gazlarn n in san etkin likleri

S M G E S E L E T K L E M C L K (S y m b o lic

yoluyla g e rek le en yksek you nlam alar,

in tera ctio n ism ) T o p lu m b ilim d e, M ead

k resel snm ayla balantldr.

S E R S E R L E T R M E (P au p erizatio n ) T a m
karl serseri hale g e tirm e ya da
y ok su llatrm a. M a rx , ii sn fn n kapitalist

tarafn d an g elitirilen , b t n in san


etk ileim lerin d ek i tem el b ileen ler olarak
sim g elerle dilin ro l n o k vurgulayan
k uram sal b ir yaklam .

sn fa kyasla artan b ir b iim d e y ok su llaacm a

SV L T O P L U M (Civil S o ciety ) D e v le t ile

s recin i b e tim le m e k iin terim i kullanm tr.

piyasa arasnd aki, aileyi, oku llar, top lu lu k

S IF IR H O G R L P O L S L K (Z e ro to le ra n ce p o licin g ) Su u n n le n m e si ve
k o n tro l h ak k n d a, d zen in s rekli olarak
k o ru n m a sn n ciddi su u n azaltlm asn da
an ah tar old uunu vurgulayan b ir yaklam .

birliklerini ve ek o n o m ik olm ayan k u ru m lan da


barn d ran etk in lik alan. 'Sivil T o p lu m ' ya da
sivil kltr, can l d em o k ratik to p lu m lar iin
esastr.

SY A H F E M N Z M (B la ck fem in ism )

K k su lar ile n e m siz rahatszlklar h e d e f

B ey az olm ayan kadnlarn y aantlarn

alan sfr h o g r l p o lislik , k n k cam

b iim len d iren top lu m sal cin siy et, s n f ve

k u ram n n altnd a yatan ilkeleri yanstm aktadr.

rk tan kaynaklanan o k lu d ezav an tajlarn altn

SI IN M A C I (A sy lu m -seeker) K e n d i
lk esin d e d in sel ya da siyasal k o v u tu rm a
korku su yla y aban c b ir lkede m lteci olm ak
iin b av u ran b ir kii.

iz e n b ir fem in ist d n ce akm . Siyah


fem in istler, b t n kadnlarn eit dzeyde
yaadklar b iricik o lan birletirilm i b ir cin siy et
b a sk s old uu d n cesin i yadsyarak, ilk
fe m in ist z m lem elerin beyaz v e o r ta s n f

S IN IF (C lass) S o sy o lo jid ek i en sk kullanlan

kad nlarn n zg l so ru n la n n y an stt n ileri

k avram lard an birisi o lm asn a k arn, kavram n

s rm ek ted irler.

e n iyi n asl tan m lan aca zerin d e b ir an lam a


b u lu n m am ak tad r. M arx'a g r e b ir snf,
retim aralaryla ayn t rd en b ir iliki iin d e
o la n in sa n g ru b u idi. W eb er d e snf
e k o n o m ik b ir k a teg o ri diye g r y o rd u ; an cak

SYASAL P A R T l (P o litical party) H k m et


g c n ele g e irm e ve b u g c zg l b ir
p ro g ra m izle m ek i in k u llanm a h ed efiy le
k u ru lan b ir rgt.

sn fn to p lu m sa l stat ile etk ileim i ve 'parti'

S Y A S E T (P o litics) H k m e t etk in lik lerin in

ile yaknln da vurguluyordu. Y ak n

yap ve ieri ini etk ilem ek iin g c n

d n em lerd e, kim i so sy al b ilim ciler yaygn

k u llanlm asn salayan aralar. P o litik alan,

1072

S z l k

h k m ette olan larn etk in lik lerin i, an ca k ayn

kiinin k end isini g n d elik yaam n bildik

z am an d a da b ak a pek o k g ru p ya d a bireyin

ru tin lerin d en uzaklatrarak d n m ek

ey lem lerin i de kapsar. H k m et aygtnn

szkon usu d u r.

d n d ak i in san larn h km eti etk iley eb ilecek leri


p ek o k yol vardr.

SO YK IR IM (G e n o c id e ) Irk sal, siyasal ya da


kltrel b ir g ru b u n sistem atik , planl b ir

SOUK SAVA (C old W ar) A .B .D . ile


S o v y e tler B irli i ile bu n larn balaklar
arasnd aki, 1 9 4 0 'la rn so n larn d an 1 9 9 0 'a kadar
s ren b ir atm a duru m u . B u , S o u k b ir
Sav at nk iki ta ra f da h i b ir zam an birbiriyle
askeri b ir atm aya g irm em iti.

b iim d e yoked ilm esi.

S M R G E C L K (C o lo n ialism ) B a t
ulu slarnn kend i eg em en lik lerin i, dnyann
lk elerin d en uzaktaki b l m lerin d e o lu tu rm a
sreci.

S M R (E x p lo ita tio n ) B ir tarafn g

SO L G E R E K L K (L e ft realism )

d eng esizlikleri yoluyla, b ir bak a tarafn

1 9 8 0 'le rd e , J o c k Y o u n g tarafn d an
yaygnlatrlan, su kurban lar zerin d e
y o u nlaan ve k rim in o lo jin in p ratik olarak su

aleyhine yarar salad top lu m sal ya da


ku ru m sal b ir iliki.

k o n tro l ve top lu m sal p o litik a soru n lary la

S Y L E M L E R (D isco u rse s) T o p lu m

uram as g erek tiin i d n en b ir k rim in o lo ji

yaam nn zg l b ir alan hak k n d ak i d n ce

yaklam .

erev eleri. rn e in , su luluk sylem i, belirli

SO M U T 1 L E M AAMASI (C o n cre te
o p era tio n a l stage) P ia g e t tarafn d an dile

b ir top lu m d aki in san larn su h ak k n d a ne


d nd ve n e le r k on u tu u an lam n a gelir.

getirilen , o cu u n d n m esin in esas olarak

S Z E L O LM A Y A N L E T M (N o n

d nyan n fiziksel alglanna d ayandrld, b ir

v erb al co m m u n ic a tio n ) B irey ler arasnd aki,

bilisel g eliim aam as. B u aam ada, o cu k

dilin kullanlm as yerine yz ifad eleri ya da

hen z soyut kavram lar ya da varsaym sal

b e d en sel jestlere dayanan iletiim .

d u ru m larla b aed eb ilm e y eten e in e sahip


deildir.

S Z L T A R H (O ra l h isto ry ) B ireylerin
yaam larn n d aha n ce k i b l m lerin d e tank

SO SYA LST F E M N Z M (S o cialist

old uklar ya da yaadklar olaylar hak k n d a

fe m in ism ) K a d n la rn , b ab aerk il k ap italist

o n larla yaplan m lakatlar.

top lu m lard a ik in ci s n f v atand alar diye


g r ld ve kadnlarn ezilm esin in kken leri
k ap italizm in b t n e k o n o m ik sistem in d e yatt
iin , h e m retim aralarnn sah ipliinin h e m de

STANDART SAPMA (Stan d art d eviation )


B ir g ru p saynn yaylm asn h esap lam an n b ir
yolu.

kadnlarn to p lu m sal y aan tlarnn d n m esi

STAT (Statu s) B elirli b ir g ru b a , top lu m u n

gerek tii in an c. So sy alist fem in isd er,

tek i yeleri tarafn d an yklenen top lu m sal

so sy alisd erin top lu m sal cin siy ete kapal olan

o n u r ya da saygnlk. S tat g ru p lar olaan

kim i anlaylarn eletirm ekted irler.

olarak ayr yaam b iim leri g ru b u n yelerinin

SO SYO LO J (S o cio lo g y ) n sa n g ru p lar ve


to p lu m la rn n , sanayilem i dnya zerind e
zellik le d uracak b iim d e, in celen m esi.
T o p lu m b ilim , aralarnd a a n tro p o lo ji, ek o n o m i,
siyaset bilim i ile in san co rafy asn n da

izledii d avran kalplar ierir. S tat ayrcal,


o lu m lu ya da olu m su z olabilir. rn e in ,
p arya stat g ru p larn a, n fu su n o u n lu u
tarafn d an h o rg r y le b ak lr ya da bu nlar
top lu m d diye g rlr.

bu lu n d u u b ir g ru p top lu m sal b ilim d en birisidir.

STAT K M E S (Statu s set) B ir bireyin

D e iik top lu m sal b ilim ler arasndaki

sahip old u u to p lu m sal stat ler g ru bu .

b l n m e le r ak seik deildir ve b u bilim lerin


h e p si de b ir dizi o rta k ilgi, k avram ve

SU (C rim e) P o litik b ir o to rite tarafn d an


kon u lan yasalar kar g elen herhan g i b ir eylem .

y n te m le re sahiptir.

Su lu lar to p lu m u n ayr b ir alt k esim i diye

SO SYO LO JK M G E L E M (S o cio lo g ica l

d n m e eilim in de o lsa k da, yaam larn n

im ag in ation ) D g c n n , to p lu m b ilim sel

h i b ir d n em in d e b ir b iim d e yasalan

so ru la rn so ru lm as v e y antlanm asna

i n em ey en p ek az k im se vardr. Y asalar d ev let

uygulanm as. T o p lu m b ilim sel d g cn d e,

o to rite le rin ce b iim len d irilse de, bu

1073

S z l k

o to rite le rin k en d ilerin in b elirli ba lam lard a su

T A R K A T ( S E C T ) O rto d o k s lu k ta n ayrlan

davran iin e g irm eleri h i rastlan m ayan b ir

b ir d in sel h arek et.

ey deildir.

T A Y L O R l Z M (Taylorism ) F re d e rick

s r d r l e b il ir k a l k in m a

W in slo w T ay lo r'u n gelitird i i, bilim sel

(Su sta in a b le d ev elo p m en t) E k o n o m ik

y n etim d e d en en , sanayideki ileri,k esin

b y m en in an cak, d o al kaynaklarn

b iim d e z am an lan ab ilen v e e n etk in b iim d e

y ok ed ilm ek yerine g eri kazanld , biyo-

k o o rd in e ed ileb ilen b ir dizi yaln ile m e b lm e

eitlili in k oru n d u u v e tem iz hava, su v e

yoluyla verim liliin b yk l d e

to p ra n k oru n d u u s rece s rd r lm esi

artrlab ilecein i savu nan d n celer k m esi.

gerek tii anlay.

AMAN (Sch am an ) z e l sih ir g lerin in


old u u n a in an lan b ir k ii; b ir b y c ya da cin
kovu cu .

lR K E T K L T R (C o rp o ra te cu lture)
Y n e tim k u ram n n , b ir firm a n n b t n
yelerini i e re c e k b ir te k rg t k lt r n n
yaratlm as yoluyla verim lilik ve re k a b e t art
salam aya alan b ir dal. D in a m ik b ir irket
k lt r n n irk et olaylar, t re n le r ve
g elen ek leri i e re n - alan larn balln

T E K E L (M o n o p o ly ) B e lirli b ir sanayi
k olu n d a tek b ir firm a n n eg em en olm as.

T E K E L L K (M o n o g am y ) E v li h e r ein
ayn anda yalnzca tek b ir kiiyle evli
o lab ilece i b ir evlilik biim i.

T E K N O L O J (T ech n o lo g y ) B ilg in in , m add i


dnyaya dayanan retim e uygulanm as.
T e k n o lo ji, in san n d oayla etk ileim in d e
kullanlan m add i aralarn (m ak inalar gibi)
y aratlm asn ierir.

artraca v e g ru p d ayan m asn g len d irece i

T E K T A N R IC IL IK (M o n o th e ism ) B ir, tek

dnlr.

b ir T an ry a in an .

lR K E T SU LA R I (C o rp o ra te erim e)

T E L E K O M N K A S Y O N

T o p lu m d a k i byk irk etlerin giritii su

(T e le co m m u n ica tio n ) T e k n o lo jik b ir ara

etkin likleri. irk et su lar arasnd a kirlilik

yardm yla, bilg in in , ses ya da g r n t lerin

y aratm a, yanltc rek lam ile salk v e g ven lik

u zak tan ak tarlm asn a dayanan iletiim .

ihlalleri yer alm aktadr.

T E M S lL l D EM O K R A S (R ep resen tativ e

T A L lB A N (T aliban ) K k te n d in c i b ir slam i

d em o cracy ) B ir topluluu etk iley en kararlarn,

silahl g ru p ; T a lib a n , 1 9 9 6 'y a kadar

b u top lu lu u n b t n yeleri tarafn d an deil,

A fg a n ista n ' k o n tro l etm i v e z o rla kat b ir

b u am ala setik leri k iiler tarafn d an verildii

M sl m a n d avran b iim in im uygulayan b ir

b ir siyasal sistem .

s la m c h k m eti y n etm itir. T alib an , 2 0 0 1


ylnda, N e w Y o k v e W a sh in g to n 'a yaplan
sald rlard an so ru m lu tu tu ld u k tan so n ra,
A .B .D .'n in b a n ek ti i uluslararas b ir

T E M S lL l R N E K (R ep resen tativ e sam ple)


D a h a b yk b ir yndan g e le n v e istatistik sel
olarak o yn tam olarak y an stan rn ek .

k o a lisy o n tarafn d an iktid ardan

T E P K H A Y K IR I LA R I (R e s p o n se cries)

uzaklatrlm tr.

K iile rin , rn e in ard klar, b ir ey

T A N R IC IL IK (T h eism ) B ir tanrya ya da
tanrlara inan m a.

TA R IM T O P L U M L A R I (A grarian

d rd kleri ya da h o lan m ay dile g e tirm e k


i in g eek letird ik leri, iste n m e d e n yaplr
g r n e n b u haykrlar, to p lu m yaam nn
ayrn tlarnn k o n tro ll y n etim in in b ir p aras

S o cie tie s) H ay atta k alm ak iin g erek li olan

olab ilir; b u n lar e tn o m e to d o lo jistle r ile karlkl

aralarn tarm sal r n e (tahl y etitirm ey e)

k o n u m a z m lem ecileri tarafn d an

dayal old u u toplum lar.

n celen m ek ted irler.

T A R H N M A T E R Y A L S T KAVRAYII

T E S A D F R N E K L E M E (R a n d o m

(M aterialist c o n c e p tio n o f h isto ry ) M a rx

sam pling) rn e in , yndaki h e r y en in rn e k

tarafn d an g elitirilen , 'm add i' ya da e k o n o m ik

iin d e yer alm a olasln n ayn o lm asn

e tk en lerin tarih sel d eiim i b e lirlem ek te

salayacak b iim d e seild ii b ir rn e k le m e

b irin cil ro l old uun u ileri s ren g r .

y n tem i.

1074

S z l k

T H A T C H E R lZ M (T h a tch e rism ) E sk i

an lan b ir terim . T o p lu m sa l cin siy et d zeni,

In g iliz b ab ak an M arg aret T h a tc h e r ile

kadnlk ve erk ek lik arasnd aki top lu m u n

b irlik te an lan retiler. B u retiler g l bir

g en elin d e yaygn o lan g ilikilerinin

ulusal h k m etin tem el rol n k o ru rk en

k alplarn tem sil etm ek ted ir.

d ev let m d ahalelerini azaltm aya elik ed en


e k o n o m ik giriim in n e m in i vu rgulam aktadr.

T O P L U M S A L C N S Y E T E T S Z L
(G e n d e r inequality) G ru p la r, top lu lu klar ve

T IB B BAKI (M ed ical gaze) a cl tptaki,

to p lu m lar iin d e kadn v e erk ek lerin sahip

tp u zm an larn n b ir hastay g z le rk e n ve

old uu stat, g ve saygnlk farkllklar.

tedavi ed erk en b en im sed i i tarafsz ve

T O P L U M S A L C N S Y E T L K L E R

d e erd en ba m sz yaklam .

(G e n d e r relatio n s) K a d n la r ile erk ek ler

T O P L U M (So ciety ) T o p lu m kavram ,

arasnd aki, to p lu m sal olarak kalplam

to p lu m b ilim d ek i en n em li k avram lardan

etkileim ler.

birisidir. B ir to p lu m , belirli b ir to p rak


p arasn d a yaayan, o rta k b ir p o litik o to rite
sistem in e tabi o lan v e ev relerin d ek i tek i
g ru p lard an ayr b ir k im likleri old u u n u n
fark n d a o lan b ir in san g ru bud ur. A vc ve
toplayc top lu m lar g ib i kim i top lu m lar, b irk a

T O P L U M S A L C N S Y E T R E JM
(G e n d e r reg im e) O k u l, aile ya da sem t gibi
zg l b ir o rta m iin d ek i top lu m sal cinsiyet
ilikilerinin k m elen m esi.

T O P L U M S A L D E M E (S o cial C h an g e)

d zin ed en fazla olm ay an in san d an o lu acak

B ir to p lu m sal g ru p ya da to p lu m u n tem el

k adar k kt rler. tek iler, p ek o k m ily on

yapsndaki d eiim . T o p lu m sa l d eim e,

kii i e re c e k kadar b yktrler rn e in , a cl

to p lu m y aam nd a varln h e r zam an duyuran

in top lu m u , b ir m ilyard an fazla kiiden

bir olgud ur; n e ki a cl d n em d e zellik le

o lu an b ir n fu sa sahiptir.

youndur. a cl to p lu m b ilim in k k en leri,

T O P L U M S A L H A R E K E T L L K (S o cial
m obility ) B irey lerin ya da g ru p larn farkl
top lu m sal k o n u m lar arasnd aki h arek eti. D ik ey
ak k an lk , b ir tab ak a sistem in d eki hiyerarinin

g elen ek se l dnyay p ap am p ara ed en ve yeni


to p lu m d zeni b iim lerin i g etiren arp c
d eiim leri anlay ab ilm e ab alarn a balanabilir.

T O P L U M S A L E N G E L L L K M O D E L

yukar ya da aa d zeylerine d o ru

(S o cial m o d el o f disability) E n g ellili in

h a rek etin e; yatay h arek etlen m e de, bireylerin

n ed en in i bireyd e deil, to p lu m d a arayan bir

ya da g ru p larn b ir b lg e d en d ierin e fizik sel

kuram . E n g ellili e yol aan ey bireysel kstlar

h a rek etin e g n d e rm e d e bu lun m aktad r.

deil, to p lu m u n koyduu, en gelli kiilerin tam

T o p lu m b ilim c ile r dikey akkanl

olarak k atlm n n n n e k o n an engellerdir.

z m lerlerk en , birey in kend i kariyeri b o y u n ca


n e kadar ilerlem e kaydettii ile k iin in kendi
a n n e b ab asn n k on u m larn d an n e kadar farkl
b ir k o n u m a ilerlediini b irb irin d en ayr

T O P L U M S A L D ILA N M A (So cial


exclu sio n ) B ireyleri ya da g ru p lara, iin d e
bu lun duklar to p lu m u n e k o n o m ik , top lu m sal
v e siyasal y aam na tam olarak k atlm ak tan

tutarlar.

alkoyan o k lu y ok su n lu u n so n u cu .

T O P L U M S A L C N S Y E T (G e n d er) H e r iki
cin sin yeleri iin uygun diye g r le n
davranlar h ak k n d ak i to p lu m sal beklen tiler.
T o p lu m sal cin siy et, erk ek lerle kadnlar
arasnd aki farklla yol aan fizik sel n itelik lere
deil, erk ek lik ile kadnln to p lu m sal olarak
k urulm u o lan zellik lerin e g n d e rm e d e
bu lun m aktadr. T o p lu m sal cin siy et ilikilerinin
in celen m esi, u zu n b ir d n e m o k az ilgi
g rm se de, s o n yllarda so sy o lo jin in en
n em li alanlarn dan birisi h alin e gelm itir.

T O P L U M S A L C N S Y E T D Z E N
(G e n d e r ord er) R . W. C o n n e ll'in yazlaryla

1075

T O P L U M S A L E T K L E M (So cial
in teractio n ) K i ile r arasndaki h erh an g i b ir
top lu m sal k arlam a biim i. Y aam larm zn
b yk b l m , u ya da b u trd eki top lu m sal
etk ileim lerd en olu m aktad r. T o p lu m sal
etk ileim , in san larn biraraya geldikleri
b iim sel old uu kadar b iim sel olm ayan
d u ru m lara da g n d e rm e d e bulunm aktadr.
T o p lu m sal etk ileim in b iim sel d uru m larna
b ir rn e k , oku ld aki b ir sn ftr; b iim se l
olm ay an etk ileim e b ir rn e k ise, so k ak ta ya da
b ir p artid e k arlaan iki insandr.

S z l k

T O P L U M S A L G E R O N T O L O jI (So cial

T O P L U M S A L O L G U L A R (S o cial F a cts)

g e ro n to lo g y ) Y a la n m a n n ve yallarn

E m ile D u rk h e im 'a g re, to p lu m y aam nn,

in cele n m e si.

T O P L U M S A L G R U P (S o cial g ro u p )
B irb irleriy le sistem a tik b iim lerd e etk ileen
in san lar toplulu u k. G ru p la r o k k k

b iz im birey olarak eylem lerim izi b iim len d iren


y n leri. D u rk h e im top lu m sal olgularn bilim sel
olarak in celen eb ilece in e inan yord u.

T O P L U M S A L R O L (S o cia l role) B elirli b ir

b irlik lerd en b yk lek li rg d er ya da

to p lu m sal k on u m d a yer alan b ir bireyd en

top lu m lara kadar d eiken lik g sterir.

b e k le n e n davran. T o p lu m sa l ro l d n cesi ilk

B ykl n e olu rsa o lsu n , b ir g ru b u n

o larak , b ir oyu nu n sah n elen ii srasnda

tanm layc zellii yelerinin o rta k b ir

oy u n cu larn oynadklar b l m lere

kim liin fark nd a olm alard r. Y aam larm zn

g n d e rm e d e bu lu n d u u nd an, tiyatrodan

b yk b l m g ru p b a lan tlarnd a g eer;

g elm ek ted ir. B irey ler, g erek letird ik leri

a cl to p lu m lard a o u in san o k farkl

d eiik etk in lik ba lam larn a g r e b irb irin d en

t rd en g ru p lara aittir.

farkl o la n eid i top lu m sal ro lleri oynarlar.

T O P L U M S A L H A R E K E T (So cial

T O P L U M S A L S E R M A Y E (S o cial capital)

m o v em en t) B ir to p lu m sal d eiim s recini

in sa n la rn kend i h e d efle rin e erim elerin i

g e re k letirm ey e ya da en g ellem ey e alan

salayan ve etkilerin i artran to p lu m sal bilgi ve

o k saydaki in sa n n biraraya g elm esi.

balantlar.

T o p lu m sa l h a rek ed e r ola an olarak , h e d efle ri


ile bak a sn a o k lu k k ar olduklar
rg d erle, a tm a b iim in d ek i ilikileri
ierisin d e varolurlar. B u n u n la birlik te, g elde
e tm ek iin baarl b ir b iim d e m eydan oku yan
h arek ed er, b ir kez k u ru m latklarnd a,
rg d ere d n eb ilirler.

T O P L U M S A L TABAKALAM A (So cial


stratificatio n ) T op lu m d ak i g ru p lar arasnd aki,
m add i ya da sim g esel d llere erieb ilm eleri
asn d an s zk o n u su o lan yaplam
eitsizlik lerin varl. B t n top lu m lard a b ir
b iim d e tabak alam a olsa da, b yk g ve
serv et farkllklar, y alnzca d ev let tem elli

T O P L U M S A L K E N D L K (So cial self) G .

sistem le rin gelitii d uru m lard a ortay a kar.

H . M e a d 'in k u ram n a g re , insan

a cl top lu m lard aki tab ak alam an n en ayrc

b ireylerin d ek i kend ilik b ilin cin in tem eli.

b iim i, s n f ayrlklardr.

T o p lu m sa l kend ilik, bireye, tek ile rin tepkileri


so n u cu y k len en kim liktir. B ir kii, bu
to p lu m sa l k im lik ten h ab erd ar o lm a yoluyla
kend ilik b ilin cin e ular.

T O P L U M S A L K ISIT (S o cial co n strain t)

T O P L U M S A L Y A PI (S o cial stru ctu re)


B ire y le r ya da g ru p lar arasnd aki etk ileim
kalplar. T o p lu m yaam rastsal b ir b iim d e
y r m ez. E tk in lik lerim izin b yk b l m ,
yap lam tr: b u etkin likler, d zenli ve

B iz im b ir p aras old uum uz g ru p lar ve

y in elen ir b ir b iim d e rg d enir. K y aslam a

top lu m larn d av ranm z zerin d e belirleyici

y anltc olab ilirse de, b ir top lu m d aki

b ir etk id e bu lun duu olg u su n a g n d e rm e d e

to p lu m sal yapy, b ir b in a n n tem elin d e yer

b u lu n an b ir terim . T o p lu m sal k st D u rk h eim

alan v e o n u birarad a tu tan isk elet g ibi

tarafn d an , to p lu m sal olguIarn ayrc

d n m ek yararl olabilir.

z ellik lerin d en birisi diye g r lm t r.

T O P L U M S A L YA (S o cia l age) B elirli b ir

T O P L U M S A L K O N U M (So cial p o sitio n )

k ro n o lo jik ya ile kltrel olarak zd elee n

B ir bireyin b elirli b ir g ru p ya da top lu m d a

n o rm la r, d e erler v e roller.

sahip old uu to p lu m sal kim lik. T o p lu m sal


k on u m lar d oalar itibariyle g en el (to p lu m sal
cin siy et rolleriyle z d elee n ler) ya d a daha
zg l (m eslek i k on u m lar) olabilir.

T O P LU M S A L L A M A (So cializatio n )
o cu k la rn , to p lu m sal n o rm la r ile d eerler
h ak k n d a b ir fark nd a o lm a d u ru m u na
u latm alarn v e ayr b ir b e n lik duygusunu

T O P L U M S A L K U R M A C A C ILIK (So cial

ed in m elerin i salayan top lu m sal sreler.

co n stru ctiv ism ) T o p lu m sal g erek li in in san lar

T o p lu m sallam a s releri b e b e k lik ve

ve g ru p lar arasnd aki e tk ileim ler tarafn d an

o cu k lu k ta zellik le n em li iseler d e, b ir

yaratldn ileri s ren kuram

l d e yaam boyu s rerler. H i b ir in san


bireyi, ev relerin d e bu lu n an tek i in san larn ,

1076

S z l k

davranlarn etk iley en v e d e itirm elerin e

U LU SLA RA RA SI S lV lL T O P L U M
R G T L E R (In te rn a tio n a l n o n -

y ola a an tep k ilerin e kar ba k deildirler.

g o v e rn m e n ta l o rg an izatio n s) y e o lan bireyler

yaam ev rim in in b t n aam alarn da

T O P LU M S A L L A M A N IN
E Y L E Y E N L E R (A g en cies o f so cializatio n )

ya da z e l k u ru m lar arasnd aki anlam alar ile


kurulan b ir uluslararas rgt.

ULU SLA SA RA SI D E V L E T R G T

T o p lu m sallam a s relerin in ierisin d e


g erek leti i g ru p ya da top lu m sal balam lar.

(In te rn a tio n a l g o v e rn m e n ta l o rg a n iz a tio n

A ile, iin d e yer alnan gru p lar, o k u llar, m edya

I G O ) H k m ed er arasnd aki, ye o lan uluslar

ve iyeri hep kltrel re n m e n in g erek leti i

arasnda i yapm a am acyla, anlam alar ile

alanlardr.

k u ru lan b ir uluslararas rgt.

T O P R A IN N T E L l N N
B O Z U L M A S I (So il d egrad ation ) A r

U SSA LLA TIR M A (R atio n alizatio n ) W eb er

k ullanm , ku raklk ya da y etersiz g b re

h esap ve rg tlen m e b iim lerin in g iderek

yz nd en to p ra n k alitesin in b o z u lm a ve

artan b iim d e to p lu m sal dnyaya eg em en

d eerli d oal u n su rlarn o rta d a n kalkm as

o lm a s recin e g n d e rm e d e b u lu n m ak zere

s reci.

kullanlan b ir kavram .

T O T E M C L K (T o tem ism ) B elirli b ir tipteki

UYG A R K A Y IT S IZ L IK (C ivil in a tten tio n )

hayvan ya da b itk iy e tanrsal n itelik ler ykleyen

A yn fizik sel etk ileim o rtam n d a bu lu n an

b ir d in sel in a n sistem i.

bireylerin b irb irlerin e, tek in in farknd a

T R (G e n re) letiim aralar hakkn daki


alm alard a, belirli tip tek i b ir nedya rn ya
da k ltrel u n su ra g n d e rm e d e b u lu n m ak iin
kullanlan b ir kavram . T elev izy o n d nyasnd a,

tarafn d an soyut kural v e ilem leri ie re n kesin

old uun u, an cak on u teh d it ed er b iim d e ya da


o n a kar g ere in d en fazla d o st canls
olm ad n g sterd ik leri s re.

U Z A K LA T IR M A KURAM I

rn e in , aralarnda sab u n k p d izileri,

(D ise n g a g e m e n t th eo ry ) n sa n la r yaland ka

k o m ed i, h a b e r p ro g ra m la n , sp o r ve d ram n da

o n lar g elen ek se l ro llerin d en u zak latrm an n ,

bu lu n d u u d eiik trler vardr.

b u ro lleri te k i in san lar iin ak hale

U LU SA IR I R K E T L E R (T ran sn atio n al
co rp o ra tio n s) ik i ya da d aha fazla yzyldan bu

g etirece in d e n to p lu m i in ilevsel olduunu


ileri s ren ilev selci b ir yallk kuram .

yana v aro lan irkeder. U lu s- te si irked erin

G E N L E T R M E (T rian g u latio n ) T e k b ir

ak seik b ir ulusal tem eli olsa d a, k resel

y n tem le elde ed ilen d en daha gvenilir

piyasalar ve k resel karlar p ein d e koarlar.

d eneysel veriler elde e tm e k iin o k lu

U L U S U L U K (N atio n alism ) V erili b ir ulusal


top lu lu u n kim liini dile g etiren in an lar ve
sim g eler km esi.

aratrm a y n tem lerin in kullanlm as.

N C D N Y A (T h ird W orld ) Sanayi


retim in in ya h e m e n h e m en h i o lm ad , ya

U L U S -D E V L E T (N a tio n -sta te) a cl


dnyann ayrdedici b ir zellii olan ,
h k m etin tan m lan m b ir to p rak p aras

da snrl b ir l d e g elim i old uu azgelim i


lkeler. D n y a n fu su n u n o u n lu u , n c
D n y a lk elerin d e yaam aktadr.

N C YA (T h ird age) n san larn h em

zerin d e e g em en g old uu ve n fu s
k itlelerin in kend ilerini tek b ir ulu su n b ir

an n e bab al n so ru m lu lu k larn d an h em de

p aras olan v atand alar diye g rd k leri belirli

ig c piyasasnd an kurtu ld uklar, yaam n

b ir d ev let tipi. U lu s-d ev letler, ulu sulu un

so n raki yllar. ad a top lu m lard a, n c ya

ykselii ile elele g itm ek te d irler; h e r n e kadar

g e m ite old u u n d an d aha uzu nd ur ve

ulu su ballklarn h e r zam an bu g n v aro lan

insanlara etk in v e ba m sz yaam s rd rm e

zg l d ev letlerin snrlarna uym alar

olan a salam aktadr.

g e re k m e se de. U lu s-d ev let, A vru p ad a ortaya


k an an ca k bu g n b t n dnyaya yaylm
ola n ykselen ulu s-d ev let sistem in in b ir
p a ra s o larak o rtay a km lardr.

N C Y O L SYASASI (T h ird way


p o litics) Y e n i i P a rtisin in n c l n
yapt v e tek i m erk ezd ek i d em o k rat
lid erlerin tercih etti i, so sy alizm in d eerlerini
k o ru rk en serv et yaratm ak ve ek o n o m ik

1077

S z l k

eitsizlii o rta d a n k ald rm ak iin piyasa

varlklar tarafn d an elim izd en alnm as. T e rim ilk

p o litik alarn b e n im se m e y e ad anm siyasal b ir

o larak M a rx tarafn d an , in san g lerin in tanrlara

felsefe.

y an stlm asn an latm ak iin kullanlm tr. M arx

R E M E T E K N O L O J L E R (P ro creativ e
tech n o lo g y ) n sa n n rem e s relerin i etk iley en
te k n o lo jiler.
R E T l L M l R l S K (M an u factu red risk) n sa n
bilgi ve te k n o lo jisin in d o al dnya zerind eki
etkisi tarafn d an yaratlan tehlikeler. retilm i
riske v e rileb ilece k rn e k le r arasnd a k resel
sn m a v e g e n e tik olarak d eitirilm i yiyecek ler
bulun m aktadr.
R E T M A R A L A R I (M ean s o f p ro d u ctio n )
B ir top lu m d aki m add i m al retim in in
g e re k le tirilm esin i salayan, y alnzca tek n o lo jiy i
deil, reticiler arasndaki top lu m sal ilikileri d e
ie re n aralar.
R E T M T A R Z I (M o d e o f p ro d u ctio n )
M a rk siz m iin d e, b ir to p lu m u n , o top lu m u n
iin d e b a sk n o la n so sy o -e k o n o m ik sistem e bal

d aha so n ra, iilerin yaptklar iin nitelii ile


kendi em ek lerin in r n leri zerin d eki
d en etim lerin i y itirm elerin e g n d e rm e yapm ak
iin kullanm tr.
Y A F T A L A M A K U R A M I (L ab ellin g theory)
Sap kn l n in ce le n m e sin e , in san larn , politik
o to rite le r ve bak alar tarafn d an k en d ilerin e
yaptrlan belirli yaftalar yz nd en 'sap kn ' hale
g eld ik lerini n e s ren b ir yaklam .
Y A K I N L I K Z O R L A N I M I (C o m p u lsio n o f
p ro xim ity ) B irey lerin tek i in san larla yz yze
old u u o rtam lard a etk ileim e g irm e yn n d e
duyduklar g erek sin im .
Y A P I L A M A (S tru ctu ratio n ) B iz im kendi
bireysel ey lem lerim izle to p lu m sal d nyam z
b iim len d i im iz v e ken d im izin d e to p lu m
tarafn d an biim len d i im iz iki ynl s re.

o la n ayrdedici zellii rn e in , k ap italizm ,

Y A R A T I L M I E V R E (C reated en v iro n m en t)

feo d a liz m ya d a sosyalizm .

F iz ik sel dnyan n, te k n o lo jin in uygulanm as

R E Y E B I L I R L I K (fecu nd ity) B ir kadnn


d o u ra b ilece i, b iy o lo jik o larak olan ak l olan
o cu k saysn g s te r e n b ir l .
S T S I N I F (U p p e r class) G e n e l olarak
to p lu m u n daha varlkl y elerin d en , zellik le
serv ed erin i kalt yoluyla ed in m i, i sah ibi ya da
byk m ik tarlard a h isse sen ed in e sahip
o lan lard an o lu a n b ir to p lu m sal snf.
V A R S A Y I M (H y p o th esis) B elirli b ir d u ru m
hak k n d a, d eney sel sn am a iin b ir tem el olarak
ileri s r len b ir d n ce, ya da tahm in .
V A T A N D A (C itizen ) B ir p o litik toplulu u n
yesi o la n ve b u yelikten kaynaklanan haklar ve
g rev le ri o la n kii.
V U R G U L A N M I D l l L L l K (E m p h a siz e d
fem in in ity ) R.W . C o n n e ll'in top lu m d aki
to p lu m sa l cin siy et h iyerarisi hakkn daki
yazlaryla b irlik te anlan b ir terim . V u rg u lan m
diillik, h e g em o n y a c erkekliin n em li b ir

so n u cu n d a ortay a k an y n leri. K e n d e r,
in san larn g erek sin im lerin i k arlam ak iin ina
ed ilm i yollar, d em iry o llar, fabrikalar, b ro lar,
k o n u d ar ve te k i yaplan ie re n - yaplar
barn d ran yaratlm evrelerd ir.
Y A R I - E V R E L K E L E R (S em i-p h erip h eral
co u n tries) M erk ezd ek i sanayi lkeleri ile dnya
e k o n o m isin e ig c ve h am m ad d e arzed en ,
an cak kend ileri tam olarak san ay ilem em i olan
lkeler
Y A A Y R I M I (A geism ) B ir kiiye, ya
yz nd en uygulanan ayrm clk ve nyarg.
Y A D E R E C E S (A ge grad e) K k g elen ek se l
klt rlerd e bu lu n an , b e n z e r ya g ru b u n a m en su p
in san larn ayn k atego riy e k on d u u ve b e n z e r
hak lar v e yk m llklere sahip old uu sistem .
Y A A M A K I I (L ife co u rse) n san larn
yaam lar b o y u n ca g erek letird i i d eiik
g eiler.

tam am laycsn o lu tu ru r, n k erkeklerin

Y A A M S R E S B E K L E N T S (L ife

g erek sin im ve k arlarm karlam aya

ex p e ctan cy ) n sa n la rn d od u k lan n d a yaam ay

yn elm ek ted ir. M ed y a ve reklam lardaki

um duklar o rtalam a zam an sresi. K a v ra m zg l

kadnlarn su nu lm a b iim lerin in p ek o u ,

olarak , yeni d o m u b ir b e b e in , cin siy ete

vu rg u lanm diillik anlayna dayanm aktadr.

bak lm ak szn , d o u m u srasn daki l m l l k

Y A B A N C I L A M A (A lien ation ) in san lar olarak


sahip old u u m u z kend i y eten ek lerim izin , b ak a

kalplar kend i yaam b o y u n ca g eerli olu rsa,


yaam ay b ek ley eb ilece i yl saysn
g sterm ek ted ir.

1078

S z l k

YAAM B M S E M L E R (L ifesty le

Y E N G (N ew m ig ration ) 1 9 8 9 ylnn

ch o ice s) B irey lerin kend i m al, h iz m e t ve kltr

ard ndan A vru pa'd a g kalplarnda ortaya

t k etim leri h ak k n d a verd ikleri kararlar. Y a a m

k an d eim eleri an latm ak iin kullanlan b ir

b iim i seim leri p ek o k so sy o lo g tarafn d an

terim . 'Y en i g ', S o u k Sav an b itim i, B e rlin

s n f k on u m larn n n e m li yansm alar diye

D u v a rn n yklm as, esk i Y u g oslavy a'd ak i uzun

g r lm t r.

etn ik atm a ile A v ru p a b t n lem esin d en


etk ilen m i ve 'g elin en lkeler' ile 'gidilen lkeler'

YAAM B O Y U O K U R YA Z A R LIK
(L ife lo n g literacy) O k u y ab ilm e v e yazabilm e.

arasnd aki g elen ek se l d in am ik leri d eitirm itir.

Y E N IR K IL IK (N ew racism ) A yn zam and a

YAAM B O Y U R E N M (L ife lo n g
learn in ) re n m e ile b e ce ri k azan m an n
yalnzca b ir bireyin y aam nn erk en
d e n m lerin d ek i b iim sel e itim yoluyla deil,
y aam nn b t n aam alarn d a g erek lem esi

kltrel rk lk da d en en , b iy o lo jik farkllklar


yerine k ltrel ya da d in sel farkllklara dayanan
rk bak alan .

Y E N I l PARTS (N ew L a b o u r) T o n y

gerek tii d n cesi. Y etik in ler iin srekli

B lair'in n g iliz i P artisin in liderliine

eitim p ro g ram lar, k ariy er-ortasn d ak i i

g etirild ik ten so n ra uygulam aya koyduu ve

eitim i, in te rn e te dayanan ren m e frsad ar

bu n lar araclyla, zellik le ilk zam anlarn d a

ve to p lu lu k tem elli ' ren m e b an k alar' h ep

P artin in sanayide yaygn b ir b iim d e kam u

bireylerin yaam bo y u ren m elerin i

m lkiyetine sahip o lm a p o litik asn n g re n

g e re k le tirm e yollar arasndadr.

M ad d e 4 ' iptal e tm e k i in yrtt baarl


kam p anya ile partiyi yeni b ir d oru ltuya

YAAM Y K L E R (L ife h isto ries)


B irey lerin b t n yaam larn n, o k lu k h em

y n eltm ey e alt refo rm lar.

kendi ifad elerin e h em de m ek tu p lar gibi

Y E N l K R M N O L O J (N ew crim in o lo g y )

b e lg elere d ayanan in celem esi.

B ritan y a'd a 1 9 7 0 'le rd e g z d e olan , sapknln

YAAM S R ES (L ife-sp an ) B elirli b ir t r n


yelerin in yaayabilecei, b iy o lo jik olarak
o lan ak l o la n en fazla yaam sresi.

b ilerek g erek letirild i in i ve siyasal b ir nitelii


olduunu ileri s ren b ir k rim in o lo jik d n ce
biim i. 'Y en i k rim in o lo g lar' su ve sapknln
yalnzca to p lu m iin d ek i g ve eitsizlik

Y A L IL IK (A geing) n sa n la r yalanrken

ba lam lar ierisin d e an lalabilece in i ileri

o n lar etkileyen b iy o lo jik , p sik o lo jik ve

srm lerdir.

top lu m sal s relerin birleim i.

Y E N l S A N A Y L E E N L K E L E R (N ew ly

YATAY H A R E K E T L L K (L ateral

ind u strializin g co u n tries) B rezily a v e Sin g ap u r

m obility ) n sa n la rn b ir lk en in bir

g ibi, s o n yirm i - o tu z yl iin d e g l b ir sanayi

b lg e sin d en d i erin e, ya da lkeler arasndaki

tem eli g elitirm ey e b alam o lan n c

hareketi.

D n y a lkeleri.

Y E N A H A R E K E T (N ew A g e

Y E N l T O P L U M S A L H A R E K E T L E R (N ew

m o v e m en t) s e l ru hsalla y n elen in an ve

so cial m o v em en ts) B a t top lu m larn d a

uygulam alarn eitlilik g s te re n yelpazesini

1 9 6 0'lard an b u yana, in sa n to p lu m larn n

b e tim le m e k iin kullanlan g en el b ir terim .

karsn daki d e ien risk lere tep k i o larak ortaya

P a gan clk , D o u m istisizm i, am anclk ,

k an b ir d izi top lu m sal h arek et. F em in iz m ,

a lte r n a tif iy iletirm e y n tem leri v e astro lo ji

ev recilik , a n ti-n k leer h arek et, g en etik olarak

h e p 'Y en i a' etkin likleri arasndadr.

d eitirilm i yiyecekleri p ro te sto harek eti ve

Y E N D N S E L H A R E K E T L E R (N ew
religious m o v em en ts) A n a akm d in lerin
yansra ortay a k m o lan din sel ve ru hu
g ru p lar, k ld er v e tarikadar ie re n g en i b ir
yelpaze. Y D H , Y en i a h arek eti iin d ek i

'k resellem e kart' h arek ed er g ibi Y S H , daha


n ce k i top lu m sal h a rek ed erd en , m add i olm ayan
h e d efle re y n elm i o la n tek b ir so ru n
hakkn daki kam p anyalar ile farkl snflard an
d estek bu lm alar bak m n d an farkllam aktadr.

ru h u v e kend i k en d in e yardm g ru p larn d an

Y E N D E N D O U (R ein carn atio n ) R u h u n

H a re K rish n a la r g ibi zg l tarikadara kadar

b ir b ak a b e d e n ya da b iim d e y en id en d ouu.
B u in a n e n fazla H in d u lar ile B u d isd erd e

eid ilik g sterm ek ted ir.

g rlr.

1079

S z l k

Y E N D E N K U R U L M U A L E

altnd a b ir gelirle yaayan in san lar y oksu llu k

(R e co n stitu te d fam ily) Y a evd e, ya da

iin d e yayor diye tanm layan resm i b ir l .

yaknlarda yaayan, e n azn d an b ir yetikin in

P ek o k lkede g eerli b ir y oksu llu k snr

daha n ce k i b ir b irlik telik ten o cu u n u n

olu tu ru lm u ise de, B ritan y a'd a b y le b ir l

old uu b ir aile. Y e n id e n k urulm u aileler ayn

belirlen m em itir.

zam an d a 'vey aile' diye de bilinir.

Y N E T S E L K A PT A LZ M (M an agerial

Y E N -Y E R L K A M E T (N e o -lo ca l

cap italism ) Sah ip ler yerine st dzey

resid e n ce), ailedeki h e r o cu u n evlend iin de

y n eticiler tarafn d an y n etilen kapitalist

ya da y etik in li e eriti in d e v e ek o n o m ik

giriim ler.

o larak e tk e n h ale g eldiind e yeni b ir evin


alm asn ierir.

Y K S E K R E T M (H ig h er ed u catio n ) lk
ve o rta retim d zeyinin tesin d e,

Y E R lN E G E R M E (D isp la cem en t)

y ksekoku l ya da n iversiteler d zeyinde

D n c e ya da duygularn kend i g e re k

s rd r len eitim .

kaynaklarn dan b ir b ak a n esn ey e y n eltilm esi.

Y K S E K -G V E N S S T E M L E R (H ig h -

Y E T K E (A u tho rity ) M a x W e b e r'I izleyerek,

tru st sy stem s) B irey lerin b yk o ran d a bir

pek o k so sy o lo g y etken in b ir kii ya da

zerk lik ile yaptklar iler zerin d e d en etim e

g ru b u n b ak a g ru p la r zerin d e sahip olduu

sahip olm alarn a izin verilen rg tler ya da

m eru g old uun u ileri s rm t r.

alm a o rtam lar.

M e ru iy e t u n su ru , yetkeye ilikin bu anlay


i in esa str ve y etken in daha g e n e l g
kavram n d an ayrd edilm esini salar. G , z o r

Z E K A zellik le I Q (Z e k a K atsay s) ile


l le n , en tellek t el y eten ek dzeyi.

kullanm ya da id d et yoluyla uygulanabilir.


B u n a k arn yetke, b o y u n e en lerin ,
k en d ilerin in zerin d e yer alanlarn em ir v erm e
ya da z o rla m a hak larna sahip olduklarn
k a b u llen m elerin e baldr.

Y E T K E C D E V L E T L E R (A u tho ritarian
states) D e v le tin g erek sin im ve karlarnn
o rta la m a v atand alarn g erek sin im ve
k a rla n n a n c e geldii v e siyasal yaam a
halk n k atlm n n cidd i b iim d e
snrlandrld ya da b u k atlm a izin
verilm edii siyasal sistem ler.

Y I IN (P o p u la tio n ) T o p lu m sal aratrm a


ba lam n d a, b ir a lm a ya da ank etin
od a nd a yer alan insanlar.

Y O K S U L L U K K L T R (C u ltu re o f
po verty) O s c a r L ew is tarafn d an
yaygnlatrlan, yoksu llu un bireysel
y etersizliklerin b ir so n u cu o lm ad , ak sine
iin d e b irb irin i izle y en o c u k n esillerin in
to p lu m sallat d aha g e n e l to p lu m sal ve
kltrel a tm o sfe rin b ir so n u cu old uu sav.
Y o k s u llu k kltr ' m add i y ok su nlu k
iere sin d e yaayan in san lar arasnd a yaygn
o la n d eerler, in a n la r, yaam b iim leri ve
g e len ek lere g n d e rm e d e bulunur.

Y O K S U L L U K S IN IR I (P o verty ne)
H k m etin kullandklar, b u g elir dzeyinin

1080

ndeks

A b e l, S m ith , 3 8 8

B a r r e t-D u c r o c q , E , 4 9 0

A b eles, R . P , 221

B au d rillard , Je a n , 1 5 2 -3 , 1 5 6 , 1 5 8

A b ra m o v ich , R o m a n , 3 5 6

B a u m a n , Z y g m u n d , 2 8 5 , 691

A c h e so n , D o n a ld , 3 1 8

B B C , 6 3 5 -6 , 6 5 3 , 6 5 9 , 6 6 4 , 675

A d o rn o , T h e o d o r e , 6 4 6 , 6 4 7

B e a c h , F ra n k , 4 8 5

A lbrow , M ., 95

B easley, C ., 5 2 3

A ld rich , H . E , 6 8 3

B eau v o ir, S im o n e de, 5 2 3

A lex an d er, Z ., 3 2 2

B e c k U lrich , 1 5 5 -6 , 16 0

A li, m a m , 6 1 9

B e ck e r, Hovvard, 8 4 8 -9

A ilen , M ich ael, 7 0 3 , 7 0 6

B e ll, A , 4 9 8

E l K a id e , 6 2 2 , 9 2 9 , 9 3 5 ,9 3 6 , 9 3 7 , 9 3 8

an erisi savalar, 7 7 4

A lte r n a tif T p , 3 0 1 , 3 0 4

B ell, D a n ie l, 9 0 6

A m sd en , A . H ., 4 4 6 , 4 5 8

B e n d ix , R ein h ard , 3 7 3

A n d e rso n , S., 7 0 2 , 7 0 5

B e n th a m , Jerem y , 6 9 6

A n d e rso n , E S., 6 5 8

B erg er, P eter, 1 2 9 , 1 9 0 ,-1 , 3 4 5 , 4 5 0

A n d e rs o n , E lija h , 9 6 6 , 9 6 7

B e rn s te in , B asil, 7 5 2 , 7 5 6 ,- 7 -8 - 9

A n n a n , K o f i, 9 0 9

B ev erid g e R a p o ru , 4 1 6

A n o m i, 4 8 , 5 0 , 8 4 4 , 851

sapm a, 11 5

A p p ad u rai, 9 8

U sa m e b in L ad in , 6 2 2 , 6 3 1 , 9 3 5

A p p elb au m , R ich ard , 89

b isek s el, 4 8 4 , 4 9 7 , 5 0 2

A rb er, S , 2 3 1 ,2 3 4

B lau n er, R o b e r t, 8 1 6

A sa h ara, S h o k o , 5 9 8

B o d e n , D e ird re , 1 9 5 -6

A s h to n , D . N ., 8 3 3

B o r ja , Jo r d i, 9 7 9 , 981

A sh w o rtn h , A n th on y , 12 7

B o u rd ieu , P ierre, 3 6 6 - 7 , 5 0 8 , 7 2 0

A sk w ith , R . 2 1 9

B ra v e rm a n , H arry, 7 1 5 , 8 1 6 , 8 1 8

A tchley, R . C ., 2 2 1 - 2 -3

krk p e n ce re lcr ku ram , 8 5 7

B ack, L , 542, 544

Brovvne, K e n , 3 1 6

arka b lg e , 1 8 2

B ru c e , S tev e, 6 1 5

B a h ra m i, H ., 8 2 3

B ru e g e l, P ieter, 4 3

Bailey, J . M ., 4 9 8

B u d d h izm , 5 9 2 , 5 9 6

B a in b rid g e, W S , 5 8 2

B u rch e ll, B , 8 2 6 - 7 -8

B a lm e r, R ., 6 1 5

B u sh , G e o r g e W , 6 1 3 , 6 2 3 , 8 5 4 ,1 0 1 2

B a lsw ick , J. O ., 2 1 4

B u sh m e n , 1 8 8

B a ltes, P. B ., 2 2 3

b u tler, Ju d ith , 1 4 8 , 5 0 4 , 5 0 9

B a lz a c, H o n o re de, 6 8 5

C ahili, S p e n ce r, 18 2

B a m fo r th , A ., 4 0 9

K a lv in iz m , 1 4 0 , 5 8 6 , 5 9 4

B a ra sh , D av id , 4 8 3 - 4

kapitalizm , 8 1 -2 , 5 0 -1 -2 - 3

B a rk er, M ., 541

C astells, M an u el, 1 5 8 , 4 4 9

B a rn e s , C o lin , 3 2 6 , 3 2 8

C astles, S te p h e n , 5 6 9

B a rn e t, R ich a rd , 7 0 7

ned en sellik , 1 1 6 , 11 8

1081

n d eks
u n n a M iM ^ m v ^ .A u n B r v t a b

C h arles, P rin ce , 2 7 2 , 3 3 8

E v a n s-P ritc h a rd , E . E ., 5 8 9

ik a g o O k u lu , 9 4 5 , 9 5 2 - 3 -4

deney, 12 5

o cu k g eliim i, 2 0

g en i aile, 2 4 7 - 8 , 2 5 2

o c u k bak m , 2 5 7 , 2 5 9 , 2 7 7 , 2 8 0 -1

ek ird ek aile, 2 4 7 , 2 4 9 , 2 5 2 , 2 5 4

o cu k la r, 2 7 7 , 2 7 9 , 2 8 3 , 2 8 8

faizm , 9 0 2

C h o d o ro w , N an cy , 2 1 3 - 4

fem in iz m , 5 0 1 , 5 1 8 , 5 2 0 , 5 2 2 - 3 -4 - 5

C h o m sk y , N o a m , 6 4 6 , 6 6 4

F erg u so n , K ath y , 7 1 0

n g iliz K ilise si, 5 9 3 , 5 9 9

F erg u so n , N ., 9 2 9

C h u rch ill, W in s to n , 9 0 8

F e u e rb a ch , L udw ig, 5 8 3

C ico u rel, A a ro n , 6 0 , 1 7 3 , 1 9 1

F ie ld , F ra n k , 4 1 4 , 421

kentler, 9 8 5

F ield er, H . G , 2 3 2

sivil itaatsizlik, 1 6 7

Findlay. P , 7 1 5

C low ard , R ich a rd , 8 4 6 , 8 4 8 , 8 5 3

F in k e, R o g e r, 6 1 4

So u k Sav a, 7 6 , 9 1 , 10 2

F in k e lste in , V ic , 3 2 6

s m rg ecilik , 9 2 5

F ire s to n e , Sh u lam ith , 5 1 9

k o m n iz m , 7 6 , 9 1 , 8 9 9 , 9 0 0 , 9 1 2

F irth , D a v id , 3 7 3 - 4

C o m te , A g u ste, 4 5 - 6

F isch e r, C laud e, 9 4 9

a tm a kuram lar, 7 6 2 , 7 3 3

F lah erty , Ja n , 3 9 4 - 5 -6 , 4 2 2

b irlik telik ak, 2 8 2 - 3

F o rd iz m , 7 9 4 , 7 9 6 , 7 9 7 , 8 0 1 , 811

K o n f y s l k , 4 5 0

b iim se l ilem aam as, 2 0 4

C o n n e l, R . W , 4 9 4 ,, 5 0 6 , 5 0 9 , 5 1 0 , 5 1 2

F o u ca u lt, M ich el, 1 5 3 -4 -5

su , 8 5 3 ,-4 -5

F ra n k fu rt O k u lu , 6 4 6 - 7 -9 , 6 5 5

C ro m p to n , R o sem a ry , 3 6 6 , 3 6 8 , 8 0 4

F ra n sz D e v rim i, 4 4

klt, 5 9 1 , 6 1 7

F reu d , Sig m u n d , 2 1 2 -3

C u rran , Ja m e s , 6 3 3 - 4 , 6 4 7

n b lg e ler, 181

sib er su , 8 7 8

G a lileo , G a lei, 45

l m , 3 0 1 -2 , 3 0 8

G a n d h i, M a h atm a, 80

d em o k ra si, 8 9 0 , 8 9 2 , 8 9 6 ,9 0 0 , 9 1 6

G e e r tz , C ., 581

d em o g ra f, 4 6 6 , 4 6 9 , 4 7 0 - 1 , 4 7 4

top lu m sal cin siy et, 2 5 9 , 2 6 2 , 2 6 9 , 2 7 6 - 7 , 2 8 1 - 2

bam llk k ltr , 3 9 7 -8

g en etik olarak d eitirilm i yiyecekler, 1 0 1 5

bam llk o ra m , 2 3 3

G e rb n e r , G e o r g e , 2 0 8 , 6 5 7

bam llk kuram lar, 4 5 1 , 4 5 9

G ersh u n y , J., 2 8 1 , 7 9 1 ,8 0 1

b a m l d eiken , 1 1 8

G id d en s, A n th o n y , 1 4 5 , 1 5 9 ,1 6 0

D e rrid a , Ja c q u e s, 5 2 3

G la sg o w M ed y a G ru b u , 6 4 5 , 6 5 3 - 4 -6

g elim e, 4 6 3 , 4 6 8

k resel eh irler, 9 7 4

engellilik, 3 2 4 - 5 -6 , 3 2 8 -9 , 3 3 3

k resel y n etim , 9 8 5

ayrm clk, 2 3 6

k resel eitsizlik, 4 3 4 - 5 , 4 3 8 , 4 4 0 , 4 5 5

ib l m , 8 0 8 -9 , 8 1 0

k resel g , 4 5 2

ev ii id det, 2 6 0 - 1 -2 , 281

kresel sn m a, 9 9 2 , 1 0 0 3 ,1 0 1 7

D u G ay, Paul, 691

k resellem e, 8 5 -6 , 9 5 ,1 0 1 7

D u rk h e im , E m ile , 4 6

G o ffm a n , E rv in g , 1 4 5

e k o n o m i, 9 4 4 , 9 5 0 , 9 6 0

G o ld th o rp e , J o h n , 3 5 0 , 3 6 0 ,3 7 5

e itim , 7 6 2 , 7 6 6 - 7 , 7 6 9 , 7 7 0 , 7 7 2

G o rb a o v , M ih ail, 9 0 0 , 9 0 2

E k m a n , P aul, 1 6 9

G o r d o n , D av id , 3 9 1 , 4 0 2

e-m ail, 6 4 0

G o u ld , S te p h e n Jay, 7 7 4

E n g e ls, F rie d rich , 5 1 , 5 1 8

h k m et, 8 9 2

A yd n lanm a, 5 4

sera etk isi, 1 0 0 7

ev re, 9 9 1 - 2 - 3 - 4 - 5 - 6 , 1 0 0 5

sera g azlar, 1 0 0 7 , 1051

E sp in g -A n d e rse n , G o s ta , 4 1 2 - 3

Y eil B a r, 6 9 9 , 701

E s te s , C a rro ll, 2 2 5 - 6

K r fe z Sava, 8 7 , 6 4 8 , 6 7 3

e tik d inler, 5 9 2

H a b e rm a s, J rg e n , 155

e tn ik lik , 5 3 1 , 5 3 3 , 5 3 5 ,5 5 2 , 5 5 4

H ail, Stu a rt, 1 5 2 , 5 4 4

A vru p a B irli i, 9 0 3 , 9 2 4 , 9 2 8

H arvey, D av id , 7 9 5

n d e k s

H eld , D av id , 8 9 , 9 5 , 6 6 5

L y o ta r d ,J. E ., 1 5 2

H e rm a n , E d w ard , 6 6 4

M a c an G h a ill, M a rtin , 5 1 4

H in d u izm , 5 8 1 , 5 8 6 , 591

M a c p h e rso n R a p o ru , 5 6 4

tarih sel aratrm a, 1 2 6 -7

m a k ro so sy o lo ji, 6 0

H itler, A d o lf, 8 0

M aj r, Jo h n , 9 1 2

H o ch sch ild , A rlie, 5 8 -9

M alth u s T h o m a s , 4 6 8

so y krm , 5 4 7 , 571

M alth u su lu k , 4 6 8

ev sizler, 4 0 7

M arsh all, G o r d o n , 3 7 3

ecin sellik , 4 8 1 , 4 8 5 , 4 9 7

M arx, K a ri, 50

evii, 8 0 4 , 8 0 9

M arx izm , 57

in sa n haklar, 4 0 , 6 6 4 , 6 7 5

M a so n , A ., 8 6 9

H u m p h rey s, L au d , 1 0 9 , 1 1 4 , 127

M a so n , D av id , 5 5 4

H u n t, Paul, 3 2 5

M a so n , J a n , 2 9 9

ideal tip, 5 3 , 6 8 8 , 7 1 2

kide iletiim aralar, 6 3 1 -2 , 6 3 5 , 6 4 5

k im lik, 5 4 4 , 5 6 9 , 5 7 2

M cC h esn ey , R o b e r t, 6 6 4 , 6 7 2

id e o lo ji, 1 4 6

M c L u h a n , M arsh all, 631

U lich, Iv an , 3 0 4 , 7 5 2

M ead , G e o r g e H e rb e r t, 57

b ireycilik , 271

M eadovvs, D . H ., 4 6 8

sanayilem e, 4 2 - 3 , 4 6 , 4 8 , 6 0

M e r to n R o b e r t, 1 3 8

eitsizlik , 3 3 9 , 3 7 5

m ik ro so sy o lo ji, 60

b e b e k l m oran lar, 4 3 8

M ic r o s o ft, 4 3 0

bilgi top lu m u , 88

g m e n le r, 5 5 5 -6 , 5 6 9

uluslar aras sular, 9 0 9

M ili, J o h n Stu a rt, 5 1 7

uluslar aras rg tler, 6 9 7 - 8 -9

M ills, C. W rig h t, 3 8 , 4 1 , 61

in te rn e t, 6 3 4 , 6 6 4 , 6 6 7 -8 -9 -

m o d e rn le m e ku ram , 4 5 5

I Q , 7 7 2 - 3 -4 - 5

M o d o o d , T a riq , 2 5 6 , 5 3 6

Ira k Sava, 9 1 3

M o h a m m a d i, A li, 6 7 6

sla m , 591

M o lo tc h , H arvey, 1 9 5

sla m i C ih ad , 9 3 5

tekelilik, 2 4 7 , 2 5 3

Ja sp e r, K ., 2 9 5

M o rm o n la r, 2 4 8

K a t z ,J . E , 1 9 2 , 1 9 5

H azreti M u h a m m ed , 5 9 1 , 5 9 5 , 6 1 9

K au tsk y , J., 75

M u rd o ch , R u p ert, 6 4 5 , 6 6 1 , 6 7 2

K ey n es, J o h n M aynard , 8 2 9

M urray, C h arles, 3 6 1 - 2 - 3 - 4

A yetu llah A li H am an ey, 621

n a n o te k n o lo ji, 1 0 0 5 -6 , 1 0 1 7
N A TO , 698

A yetu llah H u m ey n i, 621


M u h a m m ed H a tem i, 621

Y e n i i P artisi, 4 2 0 - 1 -2

ak rabalk, 2 4 6

Y e n i S o l, 8 5 2

K u -K lu x -K la n , 5 3 3

N e w to n , Isa a c, 4 6

bilgi top lu m u , 88

ek ird ek aile, 2 4 8 - 9 , 2 5 4

IK u n g , 1 8 8

O akley, A n n e , 281

yaftalam a kuram , 8 4 8 - 9 , 851

yallk, 2 1 8 , 2 2 2 , 2 2 4

L a ca n , Ja c q u e s, 5 2 3

oligari, 6 9 2

L a o -tz u , 5 9 2

o lig o p o l, 7 0 2

L aqu eu r, W., 931

A k n iv ersite, 781

L a w ren ce, S te p h e n , 5 4 0

s zl tarih, 1 7 6

L a z a rsfeld , Paul, 6 4 7 , 6 5 5

rg tler, 6 8 3 , 7 0 4 , 7 0 6 , 7 1 0

lib eralizm , 5 1 7

rg tl su , 8 7 5

y aam b e k len tisi, 4 6 9

O sm a n l m p arato rlu u , 1 3Pakulsky, J a n , 3 5 3

yaam yk leri, 12 5

P arso n s, T a lc o tt, 7 3 3

yaam tarz, 3 6 6

katlarak g z le m , 120-1

L in c o ln , A b ra h a m , 6 3 0

k atlm c d em o k rasi, 8 9 7

L ip se t, S e y m o u r M a rtin , 3 7 3

P a sco e , E ., 193

L o m b r o s o C esare, 8 4 0

P a ssero n , J. C ., 7 5 8

1083

n d e k s

p olis, 8 4 3 , 8 7 7

d erlem e, 1 2 2 ,1 2 8

siyaset, 8 9 0 , 8 9 9 , 9 0 3 , 9 3 8

T a lib a n , 621

kirlilik, 9 9 2

T a y lo riz m , 7 9 4

p o rn o g ra fi, 4 8 5 , 491

T h a tc h e r, M arg aret, 3 1 8

p o z itiv iz m , 4 5

n c Y o l, 9 1 3

p o stm o d e rn iz im , 1 5 2 , 1 5 6

n c D n y a , 75

yoksulluk, 3 8 8 , 3 9 0 , 3 9 2

T im e , W arn er, 6 6 6 , 6 6 9

g , 8 9 2 -3

T n n ie s , F erd in an d , 9 4 5

m o d e rn n c e si to p lu m lar, 6 2

to te m iz m , 5 8 4

m ahk u m lar, 8 4 1 , 8 7 9

k en tsel d n m , 9 5 8

p ro testa n la r, 6 11

k end ilik , 9 4 4

halk sal, 3 0 2

su kirlilii, 9 9 9

kam usal alan, 1 5 5 , 1 6 0

W eb er, M a x , 52

P u tn a m , R o b e r t, 3 6 7

beyaz yakal sular, 8 4 8 , 8 7 2

rk m k , 3 4 2 -3

W ild e, O sc a r, 2 3 2

H aim i R a fsa n ca n i, 621


R eagan , R o n a ld , 4 1 7 , 4 2 3
R e ich , R o b e r t, 7 0 8
R eid , Iv a n , 7 3 7
R e ith , J o h n , 6 3 5
R o o s v e lt, F. D ., 7 0 4
11 E y l l olaylar, 901
Sad d am H sey in , 8 9 6
S a sse n , Sask ia, 9 7 4 , 9 7 7
laiklik, 5 8 8 , 6 0 1 , 6 1 5
seks tu rizm i, 4 9 3
Sh a k esp ea re, T ., 3 0 6 , 3 2 7
Sh ap iro , R o b e r t, 1 0 1 3 , 1 0 1 5
Shaw, W illiam , 9 7 6
S h eld o n , W. A , 8 4 0
S h e rm a n , B ., 8 2 9
S h u p e, A ., 6 1 3
S id d h arta G a u ta m a , 5 9 2
S im m el, G e o r g , 9 4 5 , 9 5 4
S im o n , W illiam , 4 9 4 , 5 0 4
S im p so n , G . E ., 5 3 9
S im p so n , J. H ., 6 2 3
S im p so n , O . J ., 6 4 8
S in g h , F a u ja , 2 1 8
S jo b e rg , G ., 9 5 5
Sk eg g s, B everley , 3 6 7
S k o c p o l, T h e d a , 12 7
Slap p er, G ary , 8 7 4 -5
S m a rt, C a ro l, 2 6 5
S m ith , A d a m ,7 9 4
top lu m sal serm ay e,7 2 0
to p lu m sa l d eim e, 2 9 8
top lu m sal d lan m a, 391
to p lu m sa l etk ileim , 1 9 5 , 1 6 9 , 1 7 1 , 1 8 0
top lu m sal h a rek etlilik , 3 7 2
d am g a, 3 0 2 , 3 1 1 , 3 1 2 , 3 2 5
tabak alam a, 3 3 9 , 3 4 5 , 3 7 8
intihar, 5 0 , 5 9

1084

nrm wr^w
[Sosyoloji
S o s y o lo ji, n e m li k o n u ta r t m a v e k u ra m sa l b a k a larn , e n y e n i ta rtm a la r
g z n n d e b u lu n d u ru p ta rih se l a rta la n la ry la b irlik te s e rim le m e k te d ir. Bun u
y a p a rk e n d e , r n e in "Su v e Sap kn lk", "Irk, Etniklik v e G ", 'T o p lu m sa l C in siy e t
v e C insellik" g ib i u z m a n lk k on u larn a k v e a n lalr bir b i im d e e le alm ak tad r.
K itabn n e m li z e llik le rin d e n biri d e ayrn tl b ilg ile r k m e si i e r is in d e g e n e l
s o s y o lo jik b a k a s ta m a sd r. B u d a r e n c ile r in g e n e llik le d e rs k itap larn d an
ed in d ik leri p a r a la n m lk v e farkllk iz le n im in e kar h o bir p a n z e h ir g ib i
d u rm a k ta d r.
S o s y o lo ji g n l k y a a m d a k i p e k o k m a lz e m e y i, in san larn k e n d i y aa n tla rn
so s y o lo jin in b a k a sy la e le a lm a y z e n d ird i i iin , sra d a n o k u r iin d e n e m li
bir b av u ru kitab o lm a z e lli i ta m a k ta d r.

Tmyle Gzden Geirilmi


5. Basm

You might also like