You are on page 1of 561

Cogito

aylk dnce dergisi


Say: 70-71 Yaz, 2012
2. bask: Ocak 2014
ISSN 1300-2880
Yap Kredi Kltr Sanat Yaynclk A..
adna sahibi:
LEVENT ALTUNBEK
Genel Mdr:
TOLAY GNGEN
Sorumlu Yaz leri Mdr:
ASLIHAN DiN
Dergi Editr:
EYDA ZTRK
Danma Kurulu:
EYLA BENHABIB, ZEYNEP DiREK,
MONIR GOLE, FERDA KESKN,
KAAN H. KTEN, MEHMET RIFAT,
ZEYNEP SAYIN, GOVEN TURAN
Katkda Bulunanlar:
MAYA MANDALINCI,
DARMIN HADZIBEGOVIC
Grafik Tasarm:
FARUK ULAY, AKGL YILDIZ
Renk Ayrm / Bask:
PROMAT BASIM YAYIM SAN. VE TC. A..
Sanayi Mahallesi, 1673 Sokak, No: 34
Esenyurt-stanbul
Tel.: (0212) 622 63 63
Sertifika No: 12039

Yap Kredi Yaynlar: 3652


Reklam ve Halkla likiler:
DERYA SOGUK
Yazma Adresi:
COGITO
Yap Kredi Kltr Sanat Yaynclk A..
stiklal Caddesi, No: 161 Beyolu 34433/stanbul
Tel.: (0212) 252 47 00 (pbx)
Faks: (0212) 293 07 23
E-posta: ykykultur@ykykultur.com.tr
E-posta: seyda.ozturk@ykykultur.com.tr
nternet adresi: http://www.cogitoyky.com
http://alisveris.yapikredi.com.tr
Yayn Tr:
Yerel sreli
Partner of "European Network of Cultural Joumals - Eurozine'
"Avrupa Kltrel Yaynlar A - Eurozine" yesi
www.eurozine.com
Cogtto'da yaymlanan tm yazlarn
sorumluluu yazarna aittir.
Dergide yer alan yazlar kaynak gsterilmek
kaydyla yaymlanabilir.
Yayn Kurulu, dergiye gnderilen yazlar
yaymlayp yaymlamamakla serbesttir.
Gnderilen yazlar iade edilmez.
Sertifika No: 12334

Bu Sayda:
Cogito'dan

5 Michel Foucault
9 Judith RevelKimlik, Doa, Yaam: Biyopolitika Yapbozumu
21 Zeynep GambettiFoucault'dan Agamben'e Olaanst Halin
Sradanlna Dair Bir Yant Denemesi
39 mge OranlBiyo-Politikann Douu ve Foucaultcu Eletiri
53 Utku zmakasFoucault: iktidardan Biyoiktidara
82 Jason ReadHomo Economicus'un Bir Soykt:
Neoliberalizm ve znelliin retimi
96 Todd May Yeni Giriimciler: Foucault ve Tketim Toplumu
Sylei

106 Kaan Atalay - mer AlbayrakSzleme Teorileri


139 Dianna TaylarModernlie Kar Durmak:
Irk ve Irklk Konularnda Foucault ve Arendt
163 Johanna Oksala Devlet iddetinin Ynetimi: Foucault'da Siyasi
iktidarn Ynetimsellik Olarak Yeniden Ele Alnmas
179 Nancy LuxonMichel Foucault'nun Son Derslerinde Ak Szllk,
Risk ve Gven
211 Sreyyya EvrenFoucault ile Anarizmin Rabtalar
Michael Kohlhaas ve Tahrir Balamnda Kolektif Parrhesia
225 Kathy E. FergusonTehlike Sylemleri: Emma Goldman' Bulmak
Sylei

258 Michel Foucaulten/ Gey Bilim


275 Judith Butler Bedenler ve ktidar, Tekrar
290 Veli UrhanMichel Foucault'da Cinsellik, Hazlar ve Etik
315 Lois McNayFoucaultcu Beden ve Deneyimin Dlanmas
333 A. Nilfer ZenginFoucault'ya Bir Bak:
znenin Cinselliinden Kendiliin Haz Ahlakna

344 Hayrnnisa Gksel Michel Foucault'da iktidar Kurma Pratikleri:


Trkiye'de Kadn Bedenini, Namus'u ve iddeti Yeniden Dnmek
371 Tue Ellialt Evlilik ncesi Cinsellik, Bekaret ve Beden Disiplini:
Kadnlarn "Ak" zerinden Cinsel Ahlak Mcadelesi
398 Hakan Gndodu Eletiri ve Foucault
418 Brian Massumi karn tesinde Sanat - Ekonominin Sonundaki G
437 Tolga Yalur Foucault'nun Temsil Anlay zerine
446 Sreyya Su Foucault'nun Sokrates Okumas: Etiin Bir Soybilimi
459 Burak Kse Sylemden Ynetimsellie Foucault ve
Postkolonyal Kuram
480 Stuart Elden Blge Tarihini Nasl Yapmalyz?
504 Michael Dillon Olaysallk: Hakikat Siyaseti ve Sonluluun
Mantksal zmlemesi
536 Mark Poster Foucault, Deleuze ve Yeni Medya
552 Michel Foucault
Geen Saydakiler

556 Say 68-69 Dostluk


557 Yazarlar Hakknda

Michel Foucault

Bir tarihi, felsefeci, toplumsal teorisyen ve eletirmen olan Michel Foucault'nun arke
olojik ve soyktksel almalarnn konusu "zne" <lir. 1978 ylnda, Gerard Raulet'yle
yapt bir syleide yle der: "Ben iktidar teorisyeni deilim ... Kendiliin kendilik
zerine dnmnn tesis edili biimi ve bununla bantl olan hakikat sylemi
zerine alyorum." Delilik, kapatlma, beden ve cinsellik, disiplinci kurumlar, etik,
biyopolitika ve ynetme biimleri zerine incelemelerinde insan ve gereklik arasn
daki ilikiyi deil, insann ve gerekliin, hakikat sylemlerinin retilme biimlerini
aratrr Foucault. Bu zel sayda biyopolitika ve ynetimsellik, cinsellik, estetik varo
lu, beden politikalar, eletiri ve temsil anlay, etik, blge ve siyaset kavramsallatr
malar zerine makalelerle Dnce Sistemleri Tarihi Profesr Michel Foucault'nun,
"tarihsel a priori" nda znenin retilii, ynetilii ve tabi klnna dair benzersiz
arkeolojik ve soyktksel incelemelerinin ayrntl okumalarn sunuyoruz.
Judith Revel "Kimlik, Doa, Yaam: Biyopolitika Yapbozumu" balkl ma
kalesinde Foucault'nun biyopolitika zmlemesiyle yakndan ilikili olan kimlik,
doa ve yaam terimlerini yapbozumcu bir yaklamla ele alyor. Biyopolitikamn
zamandan ve balamdan bamsz olarak hemen her dneme uygulanmak suretiyle
evrenselletirilmesini eletiren Revel Foucault'da tarihselciliin ve soyktn ne
mini, dispositif'lere direniin iselliine ve bireylemenin yaratc gcne bel bala
yan siyasal eylemin ancak "gelmekte olan" znelemenin yaratc gcyle mmkn
olacan vurguluyor.
Zeynep Gambetti'nin "Foucault'dan Agamben'e Olaanst Halin Sradanl
na Bir Yant Denemesi" balkl makalesi, Arendt' in totalitarizm zmlemesiyle
Foucault'nun biyopolitika kavramsallatrmasn birletirerek, kamp ile biyopolitika
arasndaki ilikiyi irdeleyen Agamben'in okumasnn bir eletirisi. ktidar ve siya
seti karlkl belirlenim diyalektiinin dnda, tarihsizletirilmi bir okumaya tabi
tutan Agamben, iktidar yaam ile lm arasndaki snr belirleyen mecra olarak
belirler. Gambetti'ye gre, "yaam ile lm arasndaki snr gnmzde iradevi (yaCogito, say: 70-71, 2011/2012

Cogito'dan

sal) kararlarla deil, tam aksine kapitalist ekonomiye ikin yapsal (gayri-iradevi) ya
salar araclyla izilmektedir. Bu dnm, egemenlik paradigmasn kavramsal
anlamda geersiz, pratik anlamda da gereksiz klmtr."
Jason Read, "Homo Economicus'un Bir Soykt: Neoliberalizm ve znelliin
retimi" balkl makalesinde, bir ynetimsellik biimi olan neoliberalizmde znel
liin retimini David Harvey, Antonio Negri, Wendy Brown gibi yazarlarn okuma
lar zerinden ele alyor. Johanna Oksala'nn "Devlet iddetinin Ynetimi" balkl
makalesinde de, siyasi iktidarn yasa-tesi iddet pratikleri Foucault'nun ynetimsel
lik kavramsallatrmas zerinden inceleniyor.
Utku zmakas'n "iktidardan Biyoiktidara" balkl makalesi, Foucault'nun bi
yopolitika kavramsallatrmasnn ayrntl bir incelemesi. Todd May' in "Yeni Gi
riimciler: Foucault ve Tketim Toplumu" balkl makalesi de neoliberal retinin
ykseliiyle yaratlan giriimci benlie dair bir soruturma. May'e gre giriimci
benlie kar mcadelenin yolu kendimizi bireysel giriimciler olarak deil, umutla
birbirine bal dayanmac varlklar olarak grmekten geiyor.
Dianna Taylor "Modernlie Kar Durmak" makalesinde, hem Arendt'in hem
Foucault'nun modernite ve modern rklk zerine yazdklarn ve zgrlk pra
tiklerinin nasl gelitirilip tevik edilebileceine dair dncelerini birlikte okuyor.
Taylor, Arendt'in totalitarizm zmlemesiyle Foucault'nun biyoiktidar zmleme
sinde modern toplumlarn ileyiine dair ortak kayglar tespit ettikten sonra, mo
dern iktidarn rettii ktlklerin ve yol at zararlarn bir tablosunu sunuyor.
Hakan Gndodu'nun "Eletiri ve Foucault" balkl makalesi, Foucault'yu irre
alizmle, eletiri getirdii sisteme bir alternatif sunmay nedeniyle nihilizmle sula
yan -bata Habermas olmak zere- eletirmenlerinin tutarszlklarn, Foucault'nun
"Eletiri Nedir?" ve "Aydnlanma Nedir?" balkl makalelerinde sunduu bir erdem ve
pratik olarak eletiri kavramsallatrmas zerinden ele alyor. mge Oranl'nn "Biyo
politikann Douu ve Foucaultcu Eletiri" balkl makalesi de Foucault'nun eletiriyi
Kant'n izinden giderek ve snrlandrc deil tesis edici bir g olarak dnme giri
imi ekseninde, neoliberal znenin siyaseti denetleme ve ona bakaldrma imkanlarn
inceliyor ve bu imkann Trkiye balamndaki olabilirlik koullarn sorguluyor.
Veli Urhan'n "Michel Foucault' da Cinsellik, Hazlar ve Etik" Nilfer Zengin' in "z
nenin Cinselliinden Kendiliin Haz Ahlakna" balkl makalelerinde Foucault'nun
gnmzde cinsellik sylemlerinin, modern insann bir cinsellik znesi olarak ku
ruluunun ve kendini bir arzu znesi olarak grme biimlerinin kaynana indii
soyktksel bir aratrma olan ciltlik Cinselliin Tarihi ele alnyor.
Bu sayda Foucault'nun daha nce Trkede yaymlanmam bir sylclsll su
nuyoruz. 2010 ylnda len yazar ve ecinsel aktivist Jean Le Bitoux', 1978 y
lnda, Gai Pied'nin ilk saysnda yaymlanmak zere Foucault'yla yap sllylci,
dnrn ricas zerine o sayya dahil edilmemi. Daha sora ha!)ka lilllnlc yaCogito, say: 70-71, 2012

Cogito'da

ymlanan versiyonlardaysa birok soru karlm, eitli yerlere mdahale edilmi.

Critical Inquiry'nin Bahar 2011 saysnda kan bu eksiksiz ve Le Bitoux onayl versi
yonda Cinselliin Tarihi'nin ilk cildini henz yaymlam olan Foucault'nun ecinsel
lik, einse! aktivizm, haz ve arzu siyaseti zerine dnceleri sunuluyor. Bu saynn
dier syleisinde, Kaan Atalay ve mer Albayrak Toplumsal Szleme Teorilerini
Hegel ve Foucault balamnda ele alyor.
Lois McNay'in olduka eski tarihli olsa da (1991) gncelliini koruyan maka
lesi "Foucaultcu Beden ve Deneyimin Dlanmas", Foucault'nun Hapishanenin

Douu'nda gelitirdii, iktidar ilikilerinin en somut biimde tezahr ettii yer ola
rak beden anlaynn ve zclk kart beden teorisinin, kadnlarn ezilmesine dair
feminist okumalardaki yansmalarnn izini sryor. McNay'e gre Foucault toplum
sal cinsiyetli bedeni gz ard edip, kimlik ve failliin snrl bir izahna yol aan olduk
a pasif bir beden kavramsallatrmas sunarak, toplumsal teoride olduka yaygn
olan cinsiyetilii tekrar retiyor. McNay, bu makalede, toplumsal cinsiyet krl ve
uysal bedenler gibi azmsanamayacak eksiklerin, feminizmin kadnlarn deneyimle
rini yeniden kefetme ve yeniden deerlendirme amacyla attn gsteriyor.
Hayrnnisa Gksel'in "Michel Foucault'da ktidar Kurma Pratikleri" makalesi,
Foucault'nun biyopolitika ve ynetimsellik zmlemeleri erevesinde Trkiye' de
bekaret ve namus mefhumlar ekseninde beden politikalarnn ileyiine dair bir in
celeme. ktidarn kadn ve erkek bedenleri zerinden yrtlen stratejilerle znellik
retme srecine odaklanan makalede kadna ynelik iddet ynetimsellik kaynakl
bir sorun olarak ele alnyor.
Tue Ellialt'mn Trkiyeli gen kadnlarn evlilik ncesi cinsellik ve bekaret ze
rine grlerini cinsellik sylemleri balamnda ele ald makalesi "Evlilik ncesi
Cinsellik, Bekaret ve Beden Disiplini", cinsellii dzenleyen sylemleri Foucault ve
Butler'n kavramsal aralar zerinden tartyor. Makalede farkl toplumsal grup
lardan gen kadnlarla yaplan mlakatlar zerinden, kadnlarn cinselliklerini ah
laki bir mesele olarak tasarlay, kadn bedeninin yine bizzat kadnlar tarafndan
disipline edilii ve iktidara tabi kln, akn iselletirilmi bir dzenleyici syleme
dnmesi tartlyor.
Burak Kse, "Sylemden Ynetimsellie Foucault ve Postkolonyal Kuram" ba
lkl makalesinde, Foucault'nun bilgi-iktidar ilikisi zerine zmlemelerinin post
kolonyal almalara eklemleniini ele alyor. Foucault'nun zmlemelerinde hem
zamansal hem de corafi adan "Avrupamerkezcilikte skp kalm" olduu y
nndeki eletiriden yola karak, Foucault ve postkolonyal dnce arasndaki kar
mak ilikinin genel bir tablosunu sunuyor.
Judith Butler "Beden ve ktidar, Tekrar" balkl makalesinde, Foucault'nun be
den/iktidar ilikisi zerine almalarn zneletirme/tabi klma ve faillik mefhum
lar zerinden bir okumaya tabi tutuyor. Tannabilirlik adna kendine balanarak,
Cogito, say: 70-71, 2012

8 Cogito'dan

tannabilirlii arzulayarak zneleen insann, zneletirme srecinin ayrlmaz par


as olan normlara kar kmasnn yollarn aratran Butler'a gre Foucault, va
roluumuzu biimlendiren bu toplumsal normlarn tesine gemenin imkann da
sunuyor: "tannabilirliin snrlarnda yaayan ve gelien, henz doru ya da yanl
olmama zgrlne hala sahip olan, varlmza karar veren koullarla aramza
kesin bir mesafe koyan tutkulu bir yaam."
Bu sayda doruyu syleme pratii parrhesia zerine drt yaz var. Nancy Luxon
"Michel Foucault'nun Son Derslerinde Ak Szllk, Risk ve Gven" balkl makale
sinde, Foucault'nun 1982-1984 yllar arasnda College de France'ta verdii derslerde
etik otorite figrlerini deerlendirmek iin sunduu model zerinden modern otorite
lerin hakikat sylemlerinin iktidar iddiasyla bantsn inceliyor ve parrhesia mode
linin modern bireye, "kendisi iin konuma yetisiyle dorua kan etin bir zne-olu
umu srecine dayal" bir zgrlk imkan sunduunu savunuyor. Kathy Ferguson,
ABD' de hkumet, medya ve tbbn sylemleriyle kamuya tehlikeli kii olarak sunulan
anarist Emma Goldman'n korkusuzca ve kendini riske atmak pahasna ak sz
llnden dn vermeyerek otoritelere karlk veriini, Foucault'nun parrhesia ve
doruyu syleme pratikleri incelemesi zerinden ele alyor. Sreyyya Evren'in "Fou
cault ile Anarizmin Rabtalar" balkl makalesi de, Foucault'nun gncel anarist
dnceye etkisinin parrhesia pratikleri balamnda bir okumas. Sreyya Su'nun
"Foucault'nun Sokrates Okumas" balkl makalesi, dnrn parrhesia'nn antik
Yunan' da siyasal bir kavramdan etik bir kavrama evrilii zerine incelemesinin "ken
dilik kaygs" olarak etik anlayn nasl biimlendirdiinin izini sryor.
Brian Massumi "karn tesinde Sanat: Ekonominin Sonundaki G" balk
l makalesinde kendi karn gzeten giriimci neoliberal zneden kurtulma yo
lunu yaam-yaratc anlamda retken olan estetik faaliyette aryor. Tolga Yalur'un
Foucault'nun temsil anlay zerine incelemesi, dnrn temsil ile bilgi arasn
daki ilikiyi hakikat sylemleri, zne ve sanat zerinden tarihselletirmesine odakla
nyor. Michael Dillon'n "Olaysallk: Hakikat Siyaseti" balkl makalesi Foucault'yu
bir "olay felsefecisi" olarak konumlandrmak suretiyle hakikat ve bilgi sylemlerini,
modern hakikat siyasetinin tarihsel olabilirlik koulunu aratryor. Mark Poster'n
"Foucault, Deleuze ve Yeni Medya" balkl makalesi de Foucault'nun almalarnn
"yeni medya"y anlamada nasl kullanlabileceini, Deleuze'n "denetim toplumla
r" kavramsallatrmas zerinden aratryor. Stuart Elden "Blge Tarihini Nasl
Yapmalyz?" balkl makalesinde, Foucault'nun blge (territory) zerine inceleme
lerinin eksiklerine iaret ederek, blgenin douunun ana hatlarn iziyor ve blge
tarihinin nasl yaplacana dair bir ema sunuyor.
t.vla Oztiirk

Cogito, say: 70-71, 2012

Kimlik, Doa, Yaam


..
U Biyopolitika Yapbozumu
JUDITH REVEL

Son birka ylda "biyopolitika" kavramnn ne kadar kullanl bir kavram


olduunu grdk; felsefe, tarih ve hukuk yazarlar ve toplumsal ve beeri
bilimler alanlarnda alan ok sayda kii bu Foucaultcu ara kutusunun
otoritesine gvenerek onu zmlemelerine dahil etti. Ben, biyopolitika
nn farkl kullanmnn bir yapbozumuna -terimin Derridac tnsna
ramen- girimek istiyorum. Benim ngrdm yapbozum, hem eleti
rel hem de olumlayc olmak suretiyle, pozitif bir biyopolitika olarak da ele
alnabilecek bir analitik konumun tesisine bir girizgah salayacak. Byle
bir yapbozumun, bir yandan tarihselletirmede kkenlenirken bir yandan
da olumlayc bir yeniden inaya girimek suretiyle Agamben'in kendine at
fettii metafizik krdmden kandn ve Foucault'nun izinden giderek
imdiyle olan ilikimizi tekrar dnmemize yarayacak gl bir ara olabi
leceini gstermek istiyorum.
Foucault' da eletiri almasyla (deneyimlerin, sorunsallatrmalarn,
aratrma alanlarnn ve kavramsal aralarn) yaplandrma almas ayr
lamaz; 1970'lerden itibaren soybilim adn verdii ey de ite bu ayrlamaz
lktr. Ama byle bir soybilim, onu kendi belirledii uzam ve zamanla ilikili
olarak "yerelletiren" bir dnemselletirmeden bamsz olarak da kavram
sallatrlamaz. Bu, biyopolitika kavram iin de geerli olmaldr nk
biyopolitika hibir deiiklie uramakszn hemen her dneme -Weimar
Almanyas, Ortaa, Holokost veya 1968- uygulanabilecek kadar geni ve
Cogito, say: 70-71, 2012

1 O Judith Revel

belirsiz bir uygulama alanna sahip gibi grnse de kendine dayatlan evren
sel ve tekanlaml kapsama sahip olmas imkanszdr.
Foucault'nun, biyopolitika kavramnn maruz kald bu evrenselletir
menin tam zddn iddia ettiinin savunulabileceini gstermeye alaca
m; gerekten de Foucault bu konumlana tarihsel, epistemolojik ve fel
sefi dzeyde radikal bir eletiri retmek iin byk aba harcamtr. Ben,
yapbozumcu zmlemem iin Foucaultcu biyopolitika uygulamalaryla
birlikte anlan terimi ele alacam: "doa" ve "yaam" - "norm", "ynetim
sellik", "birey" veya "nfus" gibi terimlerin de amacma ayn ekilde hizmet
edebileceini not edelim.
Kimlik
Foucault' da kimlik eletirisi, biyopolitika kavramn gelitirmesinden olduk
a uzun zaman nce ortaya kar. lk olarak, Deliliin Tarihi'nde, akl ve akl
d arasndaki byk blnme balamnda, kimlik ayn'nn iktidaryla ili
kilendirilerek eletirilir. z-kimlik, klasik an episteme'sinin bize dayatt
eydir. nk bir bakalk figr olarak grnen ey -ayn'nn kendine ait
bir ey olarak tanyamad ey- yine de ayn'yla bantl bir eitlenme, bir
sapma, bir mesafe olarak tanmlanr. Dolaysyla her kimlik, onu olmad
bir eyle (negatifin, tersine evrilmi ikizinin veya dsalln bir tr ola
rak) ilikilendiren bir zdeletirmeye mahkumdur; farkl, zde-olmayan
ve kimlie dair-olmayan (non-identitaire) bir ey olarak ele alnmas gereken
eye byle bir diyalektik manevrayla nfuz etmek, bariz bir iktidar ham
lesi, dolaysyla bir iddet eylemidir. zdeletirmeyi kavramsallatrrken
bu "ieren dlama"nn kullanlmas tam da modern Akln ileyiinin temel
aralarndan biridir. Dolaysyla bilginin (savoir) asndan olduu kadar
iktidar ilikilerinin asndan da, yani sylemin dzeninde ve toplumsal ve
siyasal dzeni tesis eden ynetim stratejilerinde bu kimliin sabitlenmesine,
rgtlenmesine, bir hiyerariye dahil edilmesine ve denetlenmesine yarayan
epistemolojik mekanizmalar anlamaktr mesele. zdeletirilmek, iki a
dan ve elikili bir biimde -nesne olarak ve sylem ve pratiklerin nesnele
tirilmi znesi olarak- nesneletirilmektir.
Bylece, 1960'lardan itibaren radikal kimlik eletirisi bizi, ncelikli ola
rak bilgilerin zmlemeleri biimini alan bir iktidar zmlemesine yn
lendirir; ama bu zmlemenin ayrlmaz kar taraf olan, iktidarn nesnel
erevesinden kama ve kimlie dair olmayan (non-identitaire) znellikCogito, say: 70-71, 2012

Kimlik, Doa, Yaam Biyopolitika Yaphozum

lerin belirmesine izin verme giriiminde bulunabilecek bir zneletirme


sorgulamas da sz konusudur. Bu kendiyle ayn olmayan'n (non-selfsame)
izi Deliliin Tarihi ya da Les Mots et fes choses'ta (eylerin Dzeni) kolaylkla
fark edilemese de, baka bir yerde de ne srdm zere 1 Foucault'nun
Raymond Russell zmlemesinin devamnda "edebi" figrlere ayrd
metinlerde olduka barizdir. O halde mesele, znel bir bireylemenin do
layszca zdeletirilmesinin, yani nesneletirilerek iine kaydedilmi bu
lunduu bilgiler/iktidarlar (savoirs/pouvoirs) sistemine tabi klnmasnn
nasl nne geileceidir. Foucault daha sonra, 1982 ylnda unu beyan
etmitir:
"Bu iktidar biimi bireyi kategorize e derek, bireyselliiyle belirleyerek,
kimliine balayarak, ona hem kendisinin hem de bakalarnn onda ta
nmak zorunda olduu bir hakikat yasas dayatarak dorudan g ndelik
yaama mdahale e der."2

Bu bence Foucault'nun biyopolitikay ayrntlandrrken ne srd so


runla ayndr. Gerekten de Foucault, 1970'lerden itibaren, "bireyselleme"
sistemine ve bir nfusa dahil edililerinin belirteci olan bir kimlik tahsis
edilmesi suretiyle bireylerin "nesneletirilme" biimlerine dair birbirine
tamamen benzeyen zmlemeler gelitirir. Bu sre, " bireylerin" tesi
si zerinden tekilliklerin ynetiminin zmlemesi asndan ve homojen
nfuslarn retimi uyarnca gruplandrlan bu bireylerin ynetiminin
zmlemesi asndan dnlebilir; her iki zmleme de nesneletirme ve
kimlik mekanizmalarn iaret eder. Bu ikiz analiz Surveiller et punir'deki
(Hapishanenin Douu) bahriye hastanelerinin ileyiinin zmlemesin
de net bir ekilde grlmekle birlikte orada da bundan baka, daha sonra
biyopolitikann kaydnda tertiplenen yeni bir ynetim arac olarak norm
kavram da eksiktir. Bu kayma, eski hukuki ynetim sisteminde egemen ira
denin ifadesi olan kavramsal sz daarcnn, iktidarn temelinin doal
latrlmas, dolaysyla bir toplumsal klinii iaret eden bir sz daarcy
la yer deitirmesi anlamna gelir. zneletirme bundan byle tuzaktan
kamaldr: kimlikletirme tuza, bireyletirme tuza ve doallatrma
tuza.
Revel, "La Naissance litteraire de la biopolitique".
2 Foucault, 1994c: 227
Cogito, say: 70-71, 2012

11

12 Judith Revel

Foucault iin bu kuramsal ve tarihsel sezgi tmyle farkl bir balamda on sekizinci yzyln sonunda Avrupa' daki ekonomi politikten 1970'lerin so
nunda Birleik Devletler'e kayan bir balamda- gerekleen ve aslnda ayn
trden bir mesele ortaya koyan ve bu tuzaklardan kanma konusunda ayn
trden bir zm bulan bir olayla dorulanr. Sz konusu balam ecinsel
hareketinin ortaya kdr ve Foucault bu konuda unlar syler:
"Taktik adan 'Ben ecinselim' diyebilmek nemlidir ama uzun vadede
ve daha kapsaml bir strateji balamnda cinsel kimlik zerine sorularn
artk sorulmamas gerekir. Dolaysyla mesele kiinin cinsel kimliini teyit
etme deil, cinsellik ya da cinselliin farkl biimleri zerinden zdele
me emrine kar kma meselesidir."3

Foucault'ya gre iktidar ilikilerinin kurduu bir kimlikle (yani, birka be


lirli karakteristie indirgenmi, belirli pratiklerin ve bilgilerin nesnesi haline
gelmi, nesneletirilmi, eyletirilmi bir kimlik) znelliin kendiyle ban
tsn kendinin kuruu arasnda net bir ayrm yapmak gerekir. lkinde kim
likleri, "znenin hakikatini dile getirmesi" beklenen birtakm belirlenimler
zerinden sabitleyen bir tabiletirme sz konusudur, cinselliin bireyi ev
releyen "semptomlara" dntrlmesi bunun bir rneidir. kincisinde ise,
znelliin kimlie indirgenmesinin reddi Foucault'yu kiinin kendiyle ve
bakalaryla bantsnn bir baka biimini, bir yaam tarz (mode de vie)
kavramnda kuramlatrmaya ynlendirir. yle der:
"Benim iin bu yaam tarz mefhumu nemli... Bir yaam tarz ya, sos
yal stats, sosyal davranlar farkl bireyler tarafndan paylalabilir.
Kurumsallam ilikilere hibir ekilde benzemeyen youn ilikiler ya
anmasna yol aabilir ve bence bir yaam tarz bir kltr ve etik re
tebilir. Gey olmak insann kendini homosekselliin psikolojik hasletleri
ve grnr maskeleriyle zdeletirmesi deil, bir yaam tarz aramak ve
gelitirmekle alakaldr."4

Foucault'nun bir yaam tarzn, u ya da bu farkll dlamak yerine ba


nt kurma srecinde olduu gibi muhafaza eden bir dizi bant olarak ele
3 Foucault, "Le Sujet et le pouvoir", Dits et ecrits, C. 4 iinde s. 662.
4 Age., s. 165.

Cogito, say: 70-71, 2012

Kimlik, Doa, Yaam Biyopolitika Yapbozumu

ald bu beyanda aka grlr; dolaysyla, farkllk dzeyinde farkllk


larn mterek olana yedirilmesi ve bir mterekliin dzenine ait olan veya
farkllk niteliindeki bir eyin temeli olarak bu ayrk zeminin zerine ina
edilmesidir yaam tarz. Bu, temelde kiinin bakasna -bir bakas olarak
kendisine- yaknlamak iin merkezini kaydrmas zerinden ileyen ba
kasyla bant zerine btn kuramsallatrmalarn tam zdddr. Foucault
bakasyla ilikiyi, farkllklarn -kendi, bakas- eyletirilmedii, nesnele
tirilmedii, asgari mteree (uydurma bir evrenselletirme ya da aynla in
dirgeme gibi) indirgenmedii ekilde yaamann nasl mmkn olacan ya
da kiinin bakaya erimek iin neye gvenmesi gerektiini aratrmaktadr.
Etiin bu anlayta esas anlamna kavutuu da aktr nk bir yaam
tarznn bir etik olduunu syleyerek Foucault bunun bir birarada olma,
bakalaryla-birlikte- olma yolu olduunu iaret etmektedir. Bir yaam tarz,
herhangi bir kuraln dnda kalan, kurumsal alanlardan olduka farkl bir
ortak alan ina eden bir jesttir; bylece bir polis, yani bir siyaset deneyi
midir. Bu okumada etiin bu siyasi zellii, Foucault'nun 1980'lerde etie
dnnn siyasetten uzaklama olduu yolundaki grle tezat oluturur.
Etik, "ahlaklla", "bireye" veya "egoizme" dn deildir; etik, farkllklar
temelinde tesis edilip onlar kiinin yaamnda benimsedii yeni tutumda i
letecek bir mterekliin sorunsallatrlmas iin yer aar. Bu gre gre,
varolu tutumu her zaman bakalaryla ilikiyi kapsar, yani bir raklk,
karlkl bir tertibat ve znelemedir. Bireysellie (bireyin kendine yatrm
yapan bir giriimci olduu dncesine) dne olanak vermez ve kendiliin
doallatrlmasna, somutlatrlmasna ve zcletirilmesine ynelik her
ayartmaya direnir. Burada vurgulanmas gereken esas nokta, birisi znele
menin farkllklar temelinde bir mterekliin yeniden inas -dolaysyla,
kimliklerimizin nesneletirilmesine, hiyerariletirilmesine veya denetlen
mesine kar koyuun merkezi- olan "yaam tarzlar" etiinden veya siya
setinden bahsettiinde, indirgenemez, nitelikli, konumlanm ve belirlenmi
tekillikler olarak birey kavramn iaret ettiidir. Tekillik indirgenemez n
k tezahr ve oluu mahdut bir balamda, olu srecinde baka znellikle
ri de kanlmaz olarak ieren bantlar ve irtibatlar anda meydana gelir.
Yeni yaam tarzlar bu srecin bir paras olarak tezahr eder ama ikti
dar ilikileri ve dispositif7erin etkileri de ilemeye devam eder. Foucault ikti
darn bir d olabilecei fikrini reddeder nk direni ancak karmak bir
ebeke iinde gerekleebilir; o ebeke iinde direni ve iktidar, zneletirme
Cogito, say: 70-71, 2012

13

14 Judith Revel

ve nesneletirme, zgrleme ve uyruklatrma stratejileri, somutlatrma ve


olu mant i ie gemitir.
Bu zmlemeye gre hibir ey direniin -znelliin olu srecinin- de
vimini kiid bir gce, bir "nc kiiye" ya da Foucault'nun talya' da ger
ekletirdii baz okumalarda iaret edildii zere tekilliklerin engellenme
sine dntremez; yukardaki argmanlar bu trden okumalarn siyasal
bir kmaza gtreceini iaret eder. Foucault' da zneletirme, halihazrda
olduu eyin karmaklamas uyarnca ilerler, nk olu kendi balang
taki farkllna yeni farkllklar katmakla kalmayp niteliklerin de artrl
masyla ilerleyen bir sretir: burada ontolojik kuvvet i bandadr, yle ki
varlktan-fazlasna doru bir gei sz konusudur. Bylelikle mterek olan,
bu haliyle muhafaza edilmekle kalmayp kendi tekillikleriyle de fark bir
bantya giren farkllklarn faal hale getirilmesi (agencement) temelinde te
sis eder. Kii balangta bir tekillik deildir nk ancak olu sreci iinde
tekillie eriimi olur. Bundan dolay, Giorgio Agamben, Roberto Esposito
veya Paolo Virno'nun akas ok farkl Foucault okumalarnda, (nitelik
leri saf d brakan) nc bir taraf, kiid veya birey-ncesi zerinden
tekillie gei argman sadece bir mantksal gereklie riayet etmektedir ve
bir hata zerinde, mtereklikle znellikten karlm tekillik arasndaki
banty tersine evirme hatas zerinde temellenmitir. Mterek olan, te
killikten bir bireyleme katmann syrnca geriye kalan gven verici kalnt
olarak kavramsallatrmann siyasi maliyeti yeni bir postmodern metafizik
tir. Mterek olan, siyasi olann retiminde gven verici balang noktas
deil, o retimin sonucudur; tekillii saf d brakmak direnii imkanl k
lan eyi saf d brakmaktr. Ben bunun yerine, mterein, farklln olu
olarak, bireylemenin de varln mterek yollarn icat etme gc olarak
telaffuzu zerinden icat edildiini savunuyorum: mterek nmzdedir.
Doa
Foucault 1970'lerdeki derslerden uzun zaman nce biyopolitika teorisini
gelitirmitir; doalcln doay kkenle, evrenselle ya da on dokuzuncu
yzyldan itibaren biyopolitikann bir bileeni haline gelmi olan yaamn
biyololojikletirilmesini amalayan bir siyasi stratejiyle ilikilendirdiini
savunmak suretiyle doalclk eletirisi iin bir temel formle etmitir. lk
ikisinde, doann kkensel bir temelle veya akn ve sorgulanamaz bir evren
selle ilikilendirilmesi, Bat metafiziinin eski temeli ilan edilir. Metafizik
Cogito, say: 70-71, 2012

Kimlik, Doa, Yaam Biyopolitika Yapbozumu

yanlsamadan kurtulmann ilk adm bu ilikilendirmenin zlmesi olma


ldr; Foucault'nun u sylediklerinde, Nietzscheci tonlama barizdir: "Tarih
sreksiz olan varlmzn iine dahil ettii lde gerek tarih olacaktr.
Duygularmz blecek, bedenimizi oaltacak ve onu kendine kart kla
caktr. Yaamn veya doann teskin edici istikrarna sahip hibir eyi kii
nin altnda brakmayacaktr." 5
Sreksizlie ve farklla kart konumlandrlan, oluu hareketsizletiren
ey metafizik doa kavramdr. 1974'te, Noam Chomsky'yle insan doas zeri
ne tartmasnda Foucault evrenselin her biimini, mutlak olan veya tarihsel
olmayan her verili eyi eletirme kararlln dile getirir (Chomsky ise doay
deimezler zerinden dnmeye meyillidir). nsanlarn davranlarnda ve
retken eylemlerinde insanlk tarihini aacak "dzenlilikler" olduu dn
cesine kar kukusunun nedeni de budur; Foucault'ya gre dzenliliklerin
-yerleri, lleri ve snflandrmalar zerinden-tarihselletirilmesi Deliliin

Tarihi'nde ve bilhassa eylerin Dzeni'nde -her ikisi de doa bilimlerinin ilke


ve amalarnn (rnein Linnaeus'tan Geoffrey Saint-Hilaire'e geite) yava
dnmne temel nem atfedildii metinlerdir- gelitirmeye alt temel
bir metodolojik unsurdur. Dolaysyla unu savunur:
"Bu dzenliliklerin insann zihnine ya da o zihnin varoluunun koulu
olan doasna bal olduunu kabul etmekte zorlanyorum; bana gre, kii
o noktaya ulamadan nce ... onlarn biimlenmesinin ve ortaya kmas
nn koulu ve modeli ilevi gren ekonomik, teknik, siyasal ve sosyolojik
insan pratiklerinin sahasnda konumlandrmal. Bilimi olanakl klan,
dzenleme ve snrlandrma sisteminin baka bir yerde, insan zihninin d
nda, toplumsal biimlerde, retim ilikilerinde, snf mcadelesinde vs.
bulunabileceini dnyorum.'6

Biyopolitikann douuyla ilgili zmlemelerde ite bu tarihselletirme de


neyiyle karlarz. Bu yaklam uyarnca, biyopolitika, -toplumsal tbbn
muhafaza edip koruduunu iddia ettii- yaamn "biyolojik" doallna bel
balayan yeni bir dzenleme biimini, yani normu yrrle sokarsa ve nor
ma hem bireylerin hem de nfuslarn idaresi iin yeni teknikler kaydederse,
bunun anlam on dokuzuncu yzylda iktidar ilikilerinin doall yeni bir
5 "Nietzsche, la genealogie, l'histoire", Dits et ecrits, C. 2 iinde s. 147.
6 Age., s. 488.

Cogito, say: 70-71, 2012

15

16

Judith Revel

denetim aracna dntrmek amacyla, daha nce benzeri grlmemi bir


doallk referansn devreye soktuudur. Bu, doann var olmadn sy
lemekle ayn ey deildir ve yeni bir siyasal kullanm uyarnca doal olana
bavurmann belirdiini ifade eder. Bu kullanmn ve "insan doas" sz ko
nusu olduunda evrensel geerlilie sahip olduu ne srlen her eyin bir
soybilim ya da yapbozum araclyla snanmas ve incelenmesi gerekmek
tedir. Grne gre biyopolitikann temelinde olan doalc dirimselcilik
insanlarn bilgi sahibi olmasnn koulu olarak deil tarihsel bir an olarak
dnlmelidir: "Tarih, bu kmelenmeleri silmeden nce anahatlarn izer;
onlarda, 'doann' derinliklerinden kp kendilerini tarihe dayatan ham ve
deimez biyolojik gerekleri aramamak gerekir."7
Yaam
Yukardan da grlecei zere Foucault meseleye aklk getirmeye nem
verir. Birincisi, 1980'lerdeki znellik ve etik zmlemelerindeki direni stra
tejileri olarak yaam tarzlar tartmasnda grdmz zere, yaam sade
ce biyolojik deildir. kincisi, yaam zerinde egemenlii olan iktidarlar ya
da biyoiktidarlar sadece biyolojik olmakla kalmaz, geni anlamyla varoluu
tabi klma ve smrme, nfuz etme ve tanzim etme, denetleme ve dzenleme
dispositif'lerini de ierirler. ncs, gnmzde biyoteknoloji ve genetik
mhendislii araclyla kapsam iyice genileyen bu yaamn "biyolojikle
tirilmesi", elikili bir biimde, talya'daki biyopolitika okumalarnn merke
zindedir. Esposito'nun baklk paradigmasnda ya da, tamamen farkl bir
balamda, Agamben'in "plak yaam" dncesinde sorunun, bu ikisinin
bu anlam bulankln biyolojik adan kavramsallatrlmaya indirgenmi
olan yaamla ilikili olarak muhafaza etmesi olduu savunulabilir. Elbette
ikisi de bios ve zoe arasnda bir ayrm yapma konusunda dikkatlidir, ama
ikisi de ksa bir sre sonra biyopolitik iktidara uygun zelliin tam da bu
ayrm bozmak olduunu ifade eder. Bunun sonucunda ikisi de ne ba
klk paradigmasnn ne de siyasal olan bir beden zerinden anlamann
modernitenin zgl bir siyasal dncesinden ayrt edilebilecei itirazyla
karlanabilir: Hobbes'un Leviathan' daki dnceleri. "plak yaam" ise,
tarihsel-toplumsal bir yap olarak yaamn zerinde ina edilecei bir eye,
Agamben'in bios'u zoe'ye indirgeme ilemini gerekletirmesini salayan
7 Foucault, "Bio-histoire et bio-politique", Dits et ecrits, C. 3 iinde s. 97.

Cogito, say: 70-71, 2012

Kimlik, Doa, Yaam Biyopolitika Yapbozunu

bir tr ilksel ekirdee ya da balangtan beri var olan bir katmana iaret
ediyor gibidir. Ama, Foucault'nun eylerin Dzeni'nde doa bilimlerini
zmleyiinde ya da antropolojide doa/kltr kartlnn yapbozumunda
gsterildii zere, biyolojik olan zerine ve daha genel olarak "doa" zerine
dnme biimlerimiz kltrel tefsirden kaamaz. 8
Foucault yaam meselesini farkl adan ele alr. Ariv deerlendir
mesiyle balantl olan ilk yaklam, "iktidarn yaamn sradanlna ege
men olmas"nn izlerini on yedinci ve on sekizinci yzyllarda Genel Hastane
ve Bastille' in kaytlarndaki anonim insanlarn paral / eksik yklerinde
srmekten ibarettir.9 Bu "vakalarn" on dokuzuncu yzylda ynetim pro
sedrlerinin kelime daarcnda ve tanmlayc aygtnda dzletirilmesin
den nceki dnemde, iddetin ve iirselliin, ar dramatikletirmenin ve
vahiliin bir karm olan bu anonim varolu fragmanlar Foucault'yu o
kadar etkilemitir ki, Herculine Barbin'in gnln de ieren bir dizi olan
"Paralel Yaamlar" projesinde onlar tekrar ele almtr. "Ad ktye km
insanlarn yaam"na 10 ynelik bu ilgiyi uyandran, nemsiz ya da anlamsz
yaamlarn anlatsyla iktidarn stratejilerinin birbirine karmasn anlama
ve "sradan olan, nemsiz ayrntlar, belirsizlii, utan verici gnleri, m
terek yaam meydana getiren eyler zerine konuulabileceini ve konuul
mas -tercihen yazlmas- gerektiini" ifade etme giriimidir. 11
kinci yaklam biyopolitika ve biyoiktidar giriimi, yani yaama egemen
olan gler giriimidir ve gerekte yaam anlatsallatrma veya syleme
katmann (mis en discours) ikinci aamas, devam ettirilmesidir ama bu aa
mada on sekizinci yzyldan itibaren ortaya kan polis, cezalandrma ku
ruluu, psikiyatri gibi yeni bilgi/iktidar biimlerinin etkileri de srece dahil
edilir. On dokuzuncu yzyldan itibaren yaam bu yeni iktidar ilikilerinin
hem nesnesi hem de desteine dnr. Foucault'nun resmettii bu yeni in
san ynetme biiminin ekonomik, demografik ve siyasal soykt, yaa
mn cinsellikle, perhiz ve yemekle, demografi ve salkla ilgili en mahrem
ynlerinin, retimi azami, maliyeti asgari seviyeye ekmek amacyla asimile
edildiini vurgular. 1980'lerde, biyoiktidar tanmn olas direni hareketleri
iin bir alana dntrr gibidir; bireyleri idare etme, denetleme, smrme
8 Descola, Par-delii nature et culture
9 Foucault, 1994b [1977]: 245.
10 Foucault, age.
11 Foucault, age., s. 248.

Cogito, say: 70-71, 2012

17

18 Judith Revel

ve ele geirme yntemlerinin kuatt alann tam iinde beliren ve iktida


rn sahip olamayaca bir potansiyel olan yaratc olu iin yaamn kendi
kapasitesini veya kuvvetini (puissance) ne srebileceini ne srer. Burada
sz konusu olan, tekil farkllklarn kalc bir biimde fark bir olua giri
inin ayrntlandrlmas olarak yaamdr; bu, daha nce szn ettiim,
mterek olann farkllklarn birbirinin iine gemesi olarak yeniden tesis
edilmesidir ayn zamanda.
Deinmek istediim son nokta, "eksik"e, "hudut"a ya da genel olarak ka
yp felsefelerine ynelik bir beeninin negatiflii dahilinde kalan bir yapbo
zumun beyhudeliine dair argmana bir yant olacak. Foucault'nun yapbo
zumunun bizi ynlendirdii olumlayc yeniden yaplandrma, biyopolitikay
da varln bir olumlamas erevesinde, bir radikal pozitiflik olarak dn
me ihtiyacdr. Bylece varolu biimlerinin ya da yaam tarzlarnn yaratc
bir biimde icat edilmesi dlanmayacaktr yani iktidarn dispositif1eri tara
fndan yaplandrlm ilikileri aan, anlaml bir eyleme geme kapasitesi
veya gc sz konusu olacaktr. Yaama egemen glerle yaamn icat etme
gc (puissance d'invention) arasndaki bakmszlk, Foucault'nun son d
nem yazlarnda ska kulland bir terim olan "ontoloji" olarak grlebilir.
Ama bu ontoloji hem bir "edimsellik ontolojisi" [ontology of actuality] hem
de "bizlerin bir ontolojisi" <lir; yani, belirlenimlerin ve zgrln, tekillikle
rin nesnelletirilmesinin ve tekilliklerin elikili gcnn, her eye ramen
kendilerini znellikler olarak tesis etmesini ayn anda dnmektir mesele.
ktidarla edime geme gc (pouvoir et puissance) arasndaki kartlk -bu
kartlk Foucault'da aka grlmese de ayn dnemde Deleuze' de kar
mza kar- Foucault'nun yaratma ve icada atfta bulunduu saysz yazda
tespit edilmitir.
Yaam, iktidar onu kendi istenci uyarnca eip bktke yenilikler ge
tirir; hem ontolojik hem siyasal olan ve daha fazla yaam yaratmay hedef
leyen sireni stratejilerini devreye sokarak direnir. Foucault'nun "kiinini
yaamn bir sanat yaptna evirme" imkann, yani kiinin kendisiyle ve
varoluuyla kurduu ilikide "toplumda, sanatta, kltrde ... cinsel, etik ve
siyasal seimlerimize kaydedilecek ... yeni yaam biimleri, ilikiler, dostluk
lar yaratmaya" merkezi nem vermeyi vurgulad son dnem metinlerinde
sk sk karmza kan temalarda ima edilmektedir. 12
12 Foucault, Dits et ecrits, C. 4, s. 736.

Cogito, say: 70-71, 2012

Kimlik, Doa, Yaam Biyopolitika Yapbozumu

Foucault unu ekler: "Sadece kendimizi savunmakla yetinmemeli, kim ol


duumuzu, salt kimlik olarak deil, yaratc bir g olarak kim olduumuzu
beyan etmeliyiz."13 Bu yaratc gcn varolmasnn mmkn olmadn bili
yoruz: Birka yanl Bergson okumasnn yol at postmodern bir dirimsel
cilie dn destekler bu yaratc g. Eit derecede yanl olan, "yaamsal
bir g" fikriyle ve deerlerin dntrlmesiyle evrelenmi bir Nietszche
ciliin diriltilmesi giriimi de Foucault'nun Nietzsche' den dn aldklarna
aykrdr; nk Foucault Nietzsche' den sadece Hegel kartln ve daha
sonra George Canguilhem'in almalarnda tekrar tesis edilmi olan bilim
ler tarihiyle birlikte Annales-sonras tarihyazm okuluyla kesien bir tarih
grn dn almtr - Zerdt'e dn yapmaktan ok uzaz artk. ..
Ayrca, bu "yaratc g"n ne olmas gerektiini de biliyoruz: zneletirmeye
yarayacak bir g (puissance). O halde, biyopolitikanm "siyaset asndan bir
mesele tekil etmesini" istiyorsak, henz gelmekte olan zneletirme biimle
rine yneltmeliyiz dikkatimizi. Foucault'nun da aklad zere:
"Ama 'siyaset asndan bir mesele tekil etme'nin gerekten ne anlama gel
diini belirlemek gerekiyor. R . Rorty bu (siyasi) analizlerde bir 'biz'e - mu
tabakat, deerleri, gelenekleriyle bir dncenin erevesini oluturan ve
bu dncenin geerli klnma koullarn tanmlayan 'bizler'den herhan
gi birine arda bulunmadma dikkat ekiyor. Ama zaten sorun tam da,
kiinin tand ilkeleri ve kabul ettii deerleri bir 'biz'in iinde konum
lanarak oradan m tevik edeceini yoksa, bu soruyu ayrntlandrrken
gelecekteki muhtemel bir biz oluumu iin zemin hazrlamas gerektiini
mi bilmek. Bana gre bu 'biz'in sorudan nce gelmemesi gerekiyor; bu 'biz'
ancak, formle edilmesinde kullanlan yeni terimlerle sorulduunda o

sorunun bir sonucu -kanlmaz olarak ereti bir sonucu- olur."14

te tam da bu "biz"dir imdiki zamann sorunsallatrlmasnn bir paras


olan; henz gelmekte olan bir mterekliin, direnii znelemenin ve ya
am tarzlarnn srekli yeniden ilenecei alann yavaa icat edilmesidir bu
"biz".

ngilizceden eviren: eyda ztrk


13 Age.
14 Age, s. 385.

Cogito, say: 70-71, 2012

19

20 Judith Revel

Kaynaka

Descola, Ph., Par-deli nature et culture, Paris: Gallimard, 2006.


Elders, F., Ref7exive Waters: The Basic Concerns of Mankind, New York: Souvenir
Press, 1974.
Foucault, Michel "Nietzsche, la genealogie, l'histoire", Dits et ecrits, C. 2, Paris: Galli
mard, 1994 iinde. [ngilizcesi: "Nietzsche, Genealogy and Power", The Foucault
Reader, Ed. Paul Rabinow. New York: Pantheon Books, 1984)
-----------------, "Bio-histoire et bio-politique", texte no. 179, Dits et ecrits, C. 3, Paris:
Gallimard, 1994 iinde.
-----------------, "Le Sujet et le pouvoir", texte no. 306, Dits et ecrits, C. 4, Paris: Galli
mard, 1994 iinde [ngilizcesi: "The Subject and Power", Michel Foucault: Beyond
Structuralism and Hermeneutics, Ed. Hubert Dreyfus ve Paul Rabinow, Chicago:
University of Chicago Press, 1982.)
Rabinow, Paul, "Interview with Michel Foucault: Polemics, Politics, Problematizati
ons",
The Foucault Reader, Ed. Paul Rabinow. New York: Pantheon Books, 1984 iinde s.
381-90.
Revel, Judith, "La Naissance litteraire de la biopolitique", Ed. Ph. Artieres, Michel
Foucault, la litterature et les arts, Paris: Kime, 2004 iinde.

Cogito, say: 70-71 , 2012

Foucault'dan Agamben'e Olaanst Halin


Sradanlna Dair Bir Yant Denemesi 1
ZEYNEP GAMBETTI

Totaliter tahakkmn ideal znesi inanm Nazi veya inanm Komnist deil;
olgu ve kurgu (deneyimin gereklii), doru ve yanl (dncenin kstaslar)
arasndaki ayrmn artk bir ey ifade etmedii insanlardr.
- Hannah Arendt

Nazi toplama kamplarnn modern an en zgl imi olup olmad sorusu


salt skolastik deildir. Hannah Arendt, totalitarizmin varolusal repertuar
mza artk girmi olan bir tehlike olduunu dnr. 2 Bu ngr, dogmaya
kar akln galip geleceine inanan Aydnlanma'nn modern a vgs kar
snda ihtiyatl olmamz gerektirir. Yirminci yzylda vuku bulan iki dnya
sava ve saysz smrgeci katliamdan sonra ilerleme mitosuna olan toy inan
srdrlemez hale gelmitir. Ama Auschwitz'in modernitenin "ruhunu" temsil
ettiini kabul edersek, gnmzde karmza kan sorunlar kavramann ko
ulunun kamp doru okumak olduunu da teslim etmemiz gerekir.
Giorgio Agamben'in Homo Sacer (Kutsal nsan) eseri tam da bunu yapt
n iddia eder. Kamp sadece modernitenin deil, siyasetin bizzat kendinin
gizli temelidir; egemenlik olgusunun ne denli biyopolitik olduunu su yz
ne karmtr. Agamben'e gre siyaset znde "plak hayat" -yani her tr
simgelemin dnda braklacak olan biyolojik varoluu- retme edimidir.
Bu yaznn yalnzca Foucault'ya odaklanan daha ksa bir versiyonu Mesele, S. 20. Austos
2008'de yaymland.
2 Hannah Arendt, The Origins ofTotalitarianism, s. 478.
Cogito, say: 70-71, 2012

22 Zeynep Gambetti

Nazi toplama kamp tarihsel olarak bir kopua veya dnm noktasna iaret
etmez; daha ziyade plak hayatn siyasallam olduunu gsterir. Hukuk
askya alnm, olaanst hal kural haline gelmitir. Arendt'in totalitarizm
analizi ile Michel Foucault'nun biyopolitika kavramsallatrmasn birleti
ren Agamben, her ikisinde olduunu iddia ettii bir eksii, yani kamp ile bi
yopolitika arasndaki ilikiyi irdelemek ister. Bu amala baka dnrlere,
zellikle de Cari Schmitt'in egemenlik kavramna dner ve siyasetin tarih
boyunca gizlenmi olan karanlk yzn aa karmay hedefler. 3
Bu yazda, Agamben'in kamp zgl klann ne olduunu anlamaktan
uzak olduunu, byle bir fenomenin hangi koullar altnda ortaya ktn
dnmemize de imkan brakmadn iddia edeceim. Bunun ilk nedeni,
Hama Sacer'deki birtakm metafizik varsaymlarn yaam ve lm arasn
daki snrn nasl dntn kavramamza el vermemesidir. Sorunun
kaynanda Agamben'in siyaset tanmnn halihazrda biyopolitik olmas
yatar: siyaset znde yaama referansla belirlenir. Yaamn modern a
da siyasallam olmas gibi bir nermenin dayanak noktas yoktur, zira
"yaam"n ne olduu siyasetin kendi tarafndan belirlenmektedir. kinci
neden, temsil metafizii ile tekillik ontolojisini birletirmenin zorluunun
zerini rten Agamben'in, siyaseti egemenlie indirgemesidir. iletiim ve
anlamn koulu olan dili, toplumsal rgtlenmeyi, simgelemleri ve siyasal
modelleri treten "egemen", liberalizme has zne merkezli legalizmin ba
ka kavramlarla yeniden formle edilmi halidir. Schmitt'in liberal hukuk
eletirisinden esinlenmesine ramen Agamben, siyaseti yasa koyuculuktan
baka bir ey olarak tahayyl edememektedir. 4 Siyasetin nceden belirle
nen yekpare bir kimliin (rnein egemen figrnn) altna yedirilemeye
cek farkllklarn karlamasndan tryor olabilecei gibi bir alternatif
kavramsallatrmann Agamben'in evreninde yeri yoktur. nc neden ise
biyopolitika kavramnn Agamben'in kuram ierisindeki yegane ilevinin,
rtk olan aa kartan bir moment olmasdr. 5 Antik Yunan ehir-devleti
ile modern ulus-devlet, smrgeci gler ile mparatorluk6 arasndaki fark
bir gizleme-ama diyalektiine indirgenmektedir. Ontoloji, siyaset ve tarih
arasnda hibir ayrm brakmamas ve "plak yaam" tarihsizletirmesi,
3 Giorgio Agamben, Homo Sacer. Sovereign Power and Bare Life, s. 5.
4 Age., s. 83.
5 Buna ramen eserin eitli yerlerinde Agamben'in kendisi neyin "yaam" saylmas
gerektiine kendi karar verir. Bkz. rnein age., s. 186.
6 Bunu Michael Hardt ve Antonio Negri'nin anlad anlamda kullanyorum.

Cogito, say: 70-71, 2012

Poucault'dan Agamben'e Olaanst Halin Sradanlna Dair Bir Yant Denemesi

siyaseti de tarihsiz klar. Koullar ve yaplardan bamsz olarak belirle


nen bu siyaset modeline gre, yaamn ne olduu tarihsel dnemlere gre
deise bile, iktidar daima yaam ile lm arasndaki snr belirleyendir.
Baka bir deyile iktidar kendi kendiyle zdetir, ilikisellie tabi deildir.
Aksi yndeki nermelerine ramen7 Agamben iktidar karlkl belirlenim
diyalektiinin dnda tutmaktadr.
Agamben'in st ste yd birtakm kavramlar amak zere Fouca
ult'nun biyopolitika kavramsallatrmasnda ayrks bir yeri olan "gven
lik" analizine dnmenin gerekli olduu kanaatindeyim. Eer Bat tarihi
ni paradigmatik imler zerinden farkl dnemlere ayrmak meru ise (ki
Agamben'in toplama kampn amzn paradigmatik imi olarak koyutla
m olmas bylesi bir dnemselletirmeye iaret eder), yleyse yaam siya
setin temel nesnesi haline getiren dnmler ierisinde yaam ile lmn
snrn mulaklatran yapsal etkenlerin neler olduu konusunda kafa yor
mak gerekir. Gvenlik analizi, Foucault'nun totalitarizm ile biyopolitik ara
sndaki ilikiyi grememi olduu savn yalanlar. 8 Zira Foucault College de
France seminerlerinde biyopolitikann zgl bir iddet tryle ilikisini ku
rar, fakat bunu egemen iktidarn ileyiinden keskinlikle ayrr.9 Foucault'ya
gre biyopolitikann olabilirlik koullarn kapitalist ekonominin ortaya
knda aramak gerekir. Ancien regime'in tm yapsal temelini dntren
piyasa ekonomisi, iktidar da dntrmtr. Tarihsel anlamda sreklilik
deil, birka katmanl kopular sz konusudur. 10
Ksacas, bu yazdaki temel iddiam udur: yaam ile lm arasndaki s
nr gnmzde iradevi (yasal) kararlarla deil, tam aksine kapitalist ekono
miye ikin yapsal (gayri-iradevi) yasalar araclyla izilmektedir. Bu dn
m, egemenlik paradigmasn kavramsal anlamda geersiz, pratik anlamda
da gereksiz klmtr.
7 Bkz. rnein Homo Sacer, s. 25-26.
8 Age., s. 4 ve s. ll9.
9 Gvenlik kavram Foucault'nun entelektel parkurunda ayrks bir yere sahiptir. Biyopo
litikay yaamn yceltilmesi ve direni imkanlarnn artmas olarak okuyan nice kura
mn tersine, gvenlik karanlk bir tablo izmektedir. Bkz. David Bigo, "Security: A field
left fallow". Ben buna ramen biyopolitika ile neoliberalizm arasndaki ilikiyi Foucault
araclyla kuranlarn izleinden gitmenin anlaml olduunu dnyorum. Bkz. rnein
Michael Dillon, "Governing through contingency: The security of biopolitical governance"
ve Tiziana Terranova, "Another Life: The Nature of Political Economy in Foucault's Genea
logy of Biopolitics".
10 Gayet ironik olarak Agamben siyaset, felsefe, tbbi ve biyolojik bilimler ve hukuun nasl
olup da dnt sorusunu Homo Sacer'in en sonunda sormay tercih eder (s.188).

Cogito, say: 70-71, 2012

23

24 Zeynep Gambetti

Biyopolitikann znesi kimdir?


isizlerin o/o 9,l'i intiharn eiine geldiini syledi.

- A&G Aratrma ti.


Agamben' in aksi yndeki uyarlarna ramen,11 egemenlik paradigmas fiili
anlamda daha stn bir gcn kendi iradesini empoze etmesini ierir. Karar
szcnn Latincesi "kesme" (cesura) teriminden trer. O halde egemenlik
kesen, blen ve snr belirleyen bir iradedir. Ancak burada Agamben'e sorul
mas gereken soru, biyopolitikann iradevi znelerinin kim olduu ve lm
ile yaam arasndaki "kesme" ediminin hangi kstaslara gre gerekletiidir.
Foucault'nun 1976-77 yllarna ait ders notlarn ieren Security, Territory,
Population kitab, biyopolitika ve ynetimsellik kavramlarn bir kez daha d

nmemizi salayabilir. 12 Zira Foucault bu notlarda ynetimsel tekniklerin

hakim olduu gvenlik toplumunu, disiplin toplumunun kart olarak kur


maktadr. Belirledii normlar zerinden itaatkar bedenler reten disipliner
iktidar, egemenlik paradigmasna daha yakn durur; bunlarn karsnda ise
farkl bir iktidar tr tanmlanr. Hakim teknii norm deil gvenlik olan
bu iktidar, Gilles Deleuze' n betimledii denetim toplumunun proto-tipidir.
Bu notlar elbette ki Foucault'nun henz hayattayken yaymlanmasn biz
zat istedii ve setii yazlarnn yerine gemez. Bir dnrn kuramn
retme srecindeki gelgitleri, dank paralar birletirme abalar, ham
lk anlar; kamusal alana somut bir nesne, yani bir kitap olarak malettii
fikirlerinin nihai olgunluundan yoksundur doal olarak. Geri Foucault
kendi deyimiyle bir "deney adamdr": "Kitaplarm yazma nedenim, ze
rinde dnmeyi ok istediim bir ey hakknda hala ne dndm tam
olarak bilemediim iindir; kitap beni ve dncelerimi dntrr..." 13
Yntemini ve kuramn srekli sorgulayan, deitirmekten kanmayan ve
yaam boyunca bambaka olmasa bile birebir rtmeyen paradigmalar
ortaya atan bir dnr olduunu hatrlayacak olursak, College de France
gibi Fransa'nn akademik dehalarn bir araya getiren bir kurumda verdii
derslerde (daha dorusu konferans dizisinde) sunduu perspektifin azm
sanmayacak bir neme sahip olduunu teslim etmeliyiz.
11 Agamben, Homo Sacer, s. 26.
12 Michel Foucault, Security, Territory, Population. Lectures at the College de France, 1977-78.
13 James D. Faubion (der.), "Interview with Michel Foucault", Power: Essential works of Foucault, 1954-84, Volume [11, s. 239-240.

Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault'dan Agamben'e Olaanst Halin Sradanlna Dair Bir Yant Denemesi

Syleilerinden farkl olarak son derece titiz bir hazrlk gerektirmi olan
bu derslerin ok ksa bir blm "Governmentality" (Ynetimsellik) bal
altnda artk Foucault klasikleri arasna girmitir bile. 14 oumuz bu ma
kaleyi ynetimsellik kavram konusunda ana kaynak olarak okuyoruz. Oysa
makale u szlerle balyor: "Daha nce 'gvenlik aygtlar' zerine verdiim
derste nfus meselesine zg bir dizi sorunun ortaya kn aklamaya a
lmtm, ve daha dikkatli incelendiinde ayrca ynetim sorunsaln da ele
almamz gerekecei anlalmt..." Tartmaya fazlasyla deer bulduum
gvenlik paradigmas, Foucault' da daha nceleri net bir biimde ilintilen
meyen disiplin ile ynetimselliin zgl farkn ortaya koyuyor kanmca. Bu
anlamda kuramsal bir boluu doldurmann da tesinde, bugne dair yeni
eyler de sylyor.
Foucault'nun farkl iktidar kavramsallatrmas vardr. Hatrlayacak
olursak, iktidar trlerinden biri egemenliktir. ktidar alann toplumsal
alandan ayran, iktidar toplumsallk zerinde hakim klmay hedefleyen ve
dolaysyla yasaklarla, dehetengiz cezalarla i gren egemenlik paradigma
s, siyaset biliminin klasik iktidar anlayna denk der. Devletin merkezi
gcn yaptrm yoluyla kullanmas ve kanunlara itaati salamasyla kuru
lan iktidardr. Ana yaptrm teknii kanunlarla su ve ceza kategorilerinin
kodifiye edilmesidir. Egemenlik dngsel bir manta sahiptir; amac, ege
menliin icrasdr.
Foucault'nun zellikle hapishanenin douunu incelerken tespit ettii di
siplin mekanizmalar, egemenlik paradigmasndan farkl bir iktidar pratii
ortaya karmaktadr.15 On yedinci yzylda gelitirilen gzetim, kontrol,
ayrtrma, mekansal olarak dzenleme, hesaplama, snflandrma ve akl
clatrma teknikleri sayesinde bireysel bedenlerin belli bir norma uyumlu
hale getirilmesi imkan yaratlmtr. Egemenlik paradigmas korku salma
ve dolaysyla egemeni grnr klma zerine kuruluyken, disipliner teknik
ler bak ynn deitirmitir. Artk baklan iktidar deil, iktidara tabi olan
-olmas istenen- znelerdir. Gzetlenen zneler, tpk Bentham'n Panopti
con topyasnda arzuland gibi, normlar iselletiren ve iktidar kendi
znelliinde yeniden reten zneler haline geleceklerdir. Bedenler zerinde
uygulanan iktidar araclyla belli znelliklerin kurulabilecei anlalm
tr zira. Foucault'ya gre disiplin teknikleri belli bir standartlama etkisi do14 Foucault, "Governmentality".
15 zellikle bkz. Discipline and Punish. The Birth of the Prison.

Cogito, say: 70-71, 2012

25

26

Zeynep Gambetti

urur, normlara uygun davranan bireyler oluturur. Okul, kla, hastane ve


hapishane modellerinde olduu gibi uysal bedenler retilmesini hedef gder.
Hukuk, ikili bir kodifikasyon sistemidir: neyin yasak, neyin msaade
edilebilir olduunu belirler, su-ceza ikilisi zerinden iler. Her su trne
tekabl eden bir ceza tr vardr. Sulu, hukukun dndadr; hukuku ih
lal etmitir, eylemi hukuk ddr. Disiplin mekanizmasnda ise birey hem
hukukun ikili kodifikasyon sisteminin iindedir, hem de hukuku tesis eden
yasama fiilinin ve suluyu cezalandran adli fiilin dnda veya tesinde. Di
siplin mekanizmas gzetim, tehis ve deitirme, dntrme olaslklar
alanna ait olan bir dizi polisiye, tbbi, psikolojik, mekansal, askeri teknikler
den oluur. Birey burada hukuka ikin "normatif" eksenle alakas olmayabi
len -ve hatta bazen zt ynde ileyen- bir "normalizasyona" tabidir. Foucault
1977-78'de bu etkiye "normasyon" demenin daha doru olacan da belirtir:
normal ile anormal arasndaki snr normlar araclyla izildii iin, sz
konusu olan "normalleme" deil, "normlama" dr.16
Foucault 1975-76 yllarnda verdii derslerde, on sekizinci yzyln so
nunda ivme kazanan sanayilemenin etkisiyle, egemenlik paradigmasnn
yerini bir deil, iki farkl iktidar mekanizmasna braktn syler. Bunlar
disiplin ve dzenleme olarak ayrtrmaya alr. Disipliner iktidar, beden
siyaseti zerinden kurulur; dzenleyici (regulatory) iktidarn nesnesi ise n
fustur.17 Foucault'nun biyopolitika adn verdii siyaset cinsi esas itibariyle
dzenleyici iktidardan trer: beriki bedeni deil, hayatn kendini dzenle
meyi amalar.
Bir yl sonraki ders notlarnda ise Foucault analizini yeniden kurar. Biyo
iktidar ad altnda kendi deyimiyle "mulak" brakt bir kavram amak
istemektedir. Biyo-iktidar insan trnn temel biyolojik zelliklerini siya
setin stratejik nesnesi, yani iktidarn nesnesi haline getiren bir dizi meka
nizmadr. Foucault'nun 1977-78 ylnda verdii derslerin ana meselesi, yani
gvenlik teknolojilerinin tarihesine bakmak istemesinin ana sebebi, "ger
ekten bir gvenlik toplumunda yaayp yaamadmz tespit etmektir"18.
Zira "en az on iki yldr... ceza hukuku sorunsalndaki gelimelerin altnda
yatan temel sorunun gvenlik olduu aktr."19 Ancak derslerin hemen ba16 Foucault, Security, Territory, Population, s. 57.
17 Foucault, Society Must Be Defended. Lectures at the College de France, 1975-76, s. 246-251.
18 Foucault, Security, Territory, Population, s. 11.
19 Age., s. 9.

Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault'dan Agamben'e Olaanst Halin Sradanlna Dair Bir Yant Denemesi

!jnda hukuk, disiplin ve gvenlik paradigmalar farkl dnemlere ait , yani


birbirinin yerini alan, bir ncekini ortadan kaldran iktidarlar olmadn
da belirtir. Disiplin on sekizinci yzylda peydahlanmaz; adli-hukuki kodifi
kasyon sisteminde de mevcuttur. Gvenliin de uzun bir tarihi vardr. Bu
iktidar paradigmasnn birbirleriyle ilikili girift yaplar olarak alglanmas
gerektiini vurgular Foucault. Eer bir dnemsellik sz konusuysa, deien
ey tr iktidar arasndaki bantdr. Baz dnemlerde iktidar trlerinden
biri hakim hale gelir.

Security, Territory, Population' da ynetimsellikten bahsetmeden nce Fo


ucault, kavramsal ayrtrmasn ehirleme, salk ve ekonomi alanndaki
tarihsel gelimeler zerinden yrtr. Bunlara ksaca bakmakta fayda var.
ehirlemeden balayalm. Etraf duvarlarla evrili bir mekansalla sa
hip Ortaa ehirlerinin gerek yaps, gerekse hukuki stats, on yedinci ve
on sekizinci yzyllarda sorun tekil etmeye balamtr. Zira nfusun ve ti
caretin artmasyla ehirleri dolama amak gerekmitir. On yedinci yzyln
yarsnda La Metropolitee balkl bir ehir planlamacl risalesi yazan Ale
xandre Le Maistre, bakent ile ehirler, ehirler ile tara arasndaki ilikileri
ve dolam dzenleme hevesindedir. Foucault'ya gre Le Maistre'in esas so
runsal egemenliktir, yani hkmetin ana mekann belirlemek. Ancak ner
dii uzamsal dzenlemeler ayn zamanda nfusun belli emalara gre yeni
den konulanmasn ierdii iin disipliner zellikler de tar. Bu anlaya
gre mekann ald biim, ilevine birebir tekabl etmelidir. Keza Panopti
con tam da bylesi bir tahayyl ierir. 20 Ancak zaman ierisinde artan nfus
ve dolam yznden, disipliner mekanizmann dayand suni olduu kadar
sorunsuz ve sarih mekansalln imkansz olduu ortaya kar. ehrin dze
ni, ieri doluan ve mekana geliigzel serpien dilenciler, gezginler, caniler
ve hrszlar yznden bozulma tehlikesiyle kar karyadr. Gvenlik me
kanizmalarn gerektiren budur. Gvenlik, disiplinin aksine, suni mekanlar
ina etmek ve nfusu iktidarn gereksinimlerine gre yerletirmekle sala
namaz. Varolan veri olarak almak zorundadr. Ama riski sfra indirmek
deildir, nk bu imkanszdr. O halde ama, dolam dzenlemek, iyi do
lam ktsnden ayrtrarak olaslklar zerinden i yapmaktr. Gelecein
bilinmezliini hesaba katan bir strateji belirlenir, saysz devingen e k20 Foucault 1977-78'de, "Panopticon'un en eski egemenin en eski ryas olduu bile syle
nebilir" diyerek, bugne kadar disipliner mekanizmann ana modeli olarak grdmz
Panopticon'u egemenlikle ilikilendirir. Age., s. 66.

Cogito, say: 70-71, 2012

27

28

Zeynep Gambetti

melenir, bunlarn yol aabilecei saysz olay ngrlmeye allr. Foucault


yle yazar: "Bu kmeler olaslk tahminleriyle kontol edilemeyecek kadar
ak ulu olduklar iin, bunlarn ynetiminin gvenlik mekanizmasnn en
temel zellii olduunu syleyebileceimizi dnyorum."2 1 Baka bir de
yile, egemenlik uzam sermayeletirmeye22 alrken, disiplin yaplandrr,
iindeki eleri hiyerarik ve ilevsel bir dalma tabi tutmaya alr. G
venlik ise belirli bir uzam ierisindeki zamansal ve deiken eleri hesaplar;
uzamdan ok ortam veya evre (milieu) ile ilgilenir.
Ekonomik gelimelere gelince ... Egemenlik paradigmas mutlak fiyat
kontrolleri ierirken, disiplin merkantilist anlaya yani ithalat-ihracatn
kontrol altna alnmasna ve korumacla; gvenlik ise tam anlamyla ser
best piyasa mantna, yani "braknz yapsnlar, braknz gesinler"e te
kabl etmektedir. 23 Gvenlik paradigmasnn ayrt edici zellii, rnein
ekonomide ihracat ve ithalat sk denetim altnda tutmak deil, tam tersi,
fizyokratlarn savunduu gibi olaylar kendi akna brakmaktr. Bunun bir
iktidar mekanizmas olmasn Foucault yle aklar: hedef, nfusun tama
mnn gvenliidir. Bunu salamak iin bedenler zerinde disipliner meka
nizmalar uygulamak yetmez; risk hesaplar yaplmas gerekir. Ama, riskin
tm nfusu tehlikeye sokmasn engelleyecek ekilde ynetilmesidir. Bugn
"risk ynetimi" ad verilen teknie benzer bir anlay sz konusudur. N
fus dzeyinde uygulandnda buna daha ok toplum mhendislii demek
gerekir. Kullanlan teknik, gce kar gc devreye sokmaktr, kstlayp
denetlemek deil. Foucault gvenlii ktlk rnei zerinden tartr. Gerek
egemenlik, gerekse merkantilist anlaya gre mutlaka nlenmesi gereken
bir felaket olan ktlk, gvenlik anlaynda o denli sorun yaratmaz. Elinde
gda stoku olanlar, fiyatlarn ykselmesiyle bunlar piyasaya srmeye meyil
edeceklerdir zira. Korumacln tersine, serbest piyasa ekonomisi ithalat
denetim altnda tutmad iin, stokular yurtdndan gda ithal edilmesi
ihtimalini hesaba katmak zorundadrlar. thalat yznden ktln alaca
ve fiyatlarn decei korkusu onlar ellerindeki mal piyasa srmeye iter.
Dolaysyla ktlk yle veya byle alr, srdrlebilir bir durum deildir.
21 Age., s. 20.
22 Burada Foucault bilinli olarak "capitalize" szc zerinden bir kelime oyunu yapmakta
dr. "Capital" hem sermaye, hem de bakenttir; "capitalize" ise ekonomik anlamda sermaye
letirme, aktifletirme, kapitalize etmeye; ehircilik anlamnda bakentletirmeye tekabl
eder.

23 Age., s. 41.

Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault'dan Agamben'e Olaanst Halin Sradanlna Dair Bir Yant Denemesi

Anlalmaktadr ki, disiplin aslnda egemenlik paradigmasndan ok da


farkl ileyen bir iktidar yaps deildir. Eer egemenlik paradigmasn hu
kuk sistemi ve bunun belirledii snr ve yasaklar olarak alglarsak, disip
linin yapt bunun ok uzana dmez. Hukuk "hayr!" derken, disiplin
"evet" der; hukuk belli davranlar yasaklar, disiplin belli davranlarn ka
nksanmasn salar. 24 kisinde ortak olan zellik, znelerin kendi balarna
buyruk olmalarn engellemek, onlar belli kalplara sokmak, belli ekilde
davranmalarn ve dnmelerini salamaktr. kisi de snr izer, iktidarn
nesnesi zerinde denetim kurmay hedefler. kisi de riski sfra indirmek is
ter, "anomaliden" holanmaz. rnein ktlk sorunsalnda merkantilistler,
ithalat ve ihracata kstlar koymak suretiyle ktl ba gstermeden engel
lemek arzusundadrlar. Keza egemenlik paradigmas da riski domadan ya
saklar araclyla nlemeyi hedefler.
Oysa gvenlik paradigmasndaki temel soru, zararl olduu varsaylan
herhangi bir pratiin toplumsal ve ekonomik olarak kabul edilir snrlar da
hiline nasl alnabilecei, toplumun ileyii iin optimal bir ortalamaya nasl
ekilebileceidir. 25 Gvenlik, riski kabullenir; hatta riskten beslenir. Fouca
ult dispositif (mdahale aygtlar) kavramn bylesi bir mekanizmay anlat
mak iin kullanr. 26 Dispositif, bir gerei tekil eden eleri baka elerle
ilikilendirme becerisidir, yle ki zararl olan eler dengelensin, snrlansn,
telafi edilsin ve nihayet nlenmeye gerek kalmadan etkisiz klnsnlar.
Bu mekanizma nc rnekte daha da belirginleir. Salgn hastalk va
kalarnda hastalar tecrit etmek ve salgnn yaylmasn mutlak anlamda n
lemeye almak yerine a tekniinin gelitirilmesi gc gce kar kullan
ma yntemidir. Salgna yol aan virs salkl bedene enjekte edilince , has
talk kontrol edilebilir bir dzeyde deklane olur. Bedenin gelitirecei anti
korlar, virsn bedeni tmyle hasta etmesine izin vermez. Nfusun tamam
asndan bakldnda benzeri bir mdahale sz konusudur. Diyelim belli
bir nfus art orannn nfusun tamam iin faydal olduu tespit edildi. O
zaman bu art erisini fiiliyatta bozan eler (rnein artan ocuk lmle
ri) baz yntemlerle azaltlmaya ve rnein baka bir ya grubundaki lm
oranlarnn dklyle dengelenmeye allr. Maksat ocuk lmlerini
sfra indirmek deil, nfus art erisini etkilemeyecek dzeye ekmektir.
24 Age., s. 71.
25 Age., s. 5.
26 Age., s. 37.

Cogito, say: 70-71, 2012

29

30 Zeynep Gambetti

Foucault ite tam burada, disipliner iktidardan farkl olarak "normasyon"


deil, "normalizasyon"dan bahsetmemiz gerektiini savunur, "kanmca, di
siplinlerin tam zdd olan bir sistem vardr karmzda" diye yazar. 27 Disip
liner iktidar bir ideal davran modeli tahayyl zerinden norm belirle
mekle balar ve bireyleri buna uyumlu hale getirmeye alr. Gvenlik ise
normallii hesap etmekle balar, yani normalliin erisini karr, "norm"u
ise bundan sonra belirler. Bu durumda norm, farkl normalliklerin (rnein
ocuk ve yetikin lmlerinin) arasndaki etkileimdir. Ksacas, disiplin (ve
egemenlik) arasal bir manta sahipken gvenlik faydacdr. Agamben'in
gremedii budur.
Burada nemle vurgulanmas gereken nokta, bir gc dier bir gle den
geleme teknisyenliinin, nfusun belirli bir ksmn gzden karmay da
gerektirmesidir. Gvenlik, anomalileri yadsmaz; bilakis, ileyebilmesi iin
anomaliye ihtiya duyar. Nfusun bir ksm "harcanabilir" olmaldr. Baka
bir deyile, dzenlenebilir bedenler yerine harcanabilir, yok edilebilir beden
ler ister. nceki ders notlarnda harcanabilirlii rklk ve faizm ile iliki
lendiren Foucault, bir yl sonra liberalizmle ilikilendirmektedir. Bu gei
dndrc olmakla beraber, artc deil, aksine olduka uzak grl
dr. Kk baln byk tarafndan yutulmas, rekabete dayanamayanla
rn iflas etmesi, gsz olann smrlmesi anomali deil, liberal ekonomik
zihniyetin "normalidir".
Gvenliin bir iktidar paradigmas olarak ayrt edici zellii hayat sade
ce dzenleyip korumak deil, durumun gereklerine gre yok olmasna gz
yummaktr. Egemenlik paradigmasndan fark, kimin lecei, kimin yaa
yaca arasndaki seimin belli bir yasaya gre deil, kayna ve doas her
an deiebilen risklere gre belirlenmesidir. Ynetimsellik ve taktik kavram
larn Foucault ite bu balamdan tretir.
Gvenlik syleminin kanmca en sinsi ilevi, hak-hukukun mulaklatr
mas ve znellii arzulara indirgemesidir. Egemenliin mekan olan modern
devletin hakim i grme yntemi, hukuksallk ve meruluk idi. Bunlar belirli
bir evrensellik varsayyordu. Hukuk standart oluturma zelliiyle znele
ri eit klyor, meruluk ise genel seim hakk zerinden egemen bir halk
tahayyl ieriyordu. Baka bir deyile, egemenlik iki ayr dzeyde " zne"
ina ediyordu: (1) bireysel dzeyde irade sahibi zneler, toplumsal szleme
27 Age., s. 63.

Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault'dan Agamben'e Olaanst Halin Sradanlna Dair Bir Yant Denemesi

yoluyla devlet karsnda "halk" olarak varoluyorlard; (2) hukukun yasakla


rna direni ekli ise yine iradesini kullanan halkn kendi "hayr"n iktidara
dayatmas idi. Egemenlik paradigmasnda iktidar alan, Foucault'nun da al
tn izdii gibi, iradelerin atmasndan douyordu. 28 Toplumsal szleme
mant, her bireyin kendi iradesiyle kanunlara itaat ettiini varsayyordu.
Szlemenin artlar belliydi, snrlar izilmiti. Sulu, szlemeye uyma
yan, kendini toplumun dna karand. Oysa gvenlik sz konusu oldu
unda halk "nfus"a dnr ve zerinde otoriteryen ama hesapl oyunlarn
oynayabilecei bir "sath" halini alr.29 Gvenlie zg ynetimsellie kar
kmak iin iradevi bir ret yeterli deildir, nk toplumsal glerin birbir
lerine kar kullanlmasn kanunlar deitirmekle durdurmak mmkn
deildir. Kald ki gvenlik, faydaclk anlayna uygun olarak, bireylerin
arzularn ynetme mekanizmasdr: "Arzu bireyin kendi karlar peinde
komasdr.. . Arzularn birbirleriyle etkileimi araclyla kolektif bir kar
retilmesi, nfusun doallnn ve bunu ynetecek aralarn olas sunilii
nin ayrt edici zelliidir."30
Tm bunlar yeni dnsel kaplar ayor, farkl bir Foucault okumasna
aryor. En azndan, Security, Territory, Population' okurken kah Frank
furt Okulu'nun kitle ve tketim toplumu analizlerine, kah Negri ve Hardt'a ve
Deleuze'e gitmemek elde deil. Ne var ki, alan bu izlekten Agamben'e var
mak pek mmkn deildir. Gvenlik paradigmas belirli konjonktre! du
rumlarda ortaya kan anomalilerin (yani harcanabilirliklerin) varlndan
beslenir. Harcanabilirlik hakknda verilecek kararn Agamben'in yaam ve
lm hakkn tanmlayan "egemen karar"la bir ilikisi olmad barizdir. Ve
rilecek yegane karar, piyasa dengelerini serbest brakmaktr. Elenecek olan
bedenleri "seecek" olan bu glerdir. Ancak bu "seki" a priori veya iradevi
deildir; a posteriori olarak zaten elenmi olanlar ierir. Bir rnek vermek
gerekirse: Sulukule'nin kentsel dnm sreleri ierisinde oluan rant me
kanizmalar tarafndan "boaltlmas" durumunda kimin kalp, kimin gi
decei kararn kimse vermemektedir. Verilen yegane karar, Sulukule'yi pi
yasaya amak, yani metalatrmaktr. Bundan sonraki srete "harcanacak
olanlar" arz-talep, sermayeye direnme gc, tapu ve kadastro dzenlemele
ri, zel mlkiyet yasalar gibi dengeler tarafndan belirlenir. Hkmetin bu
28 Age., s. 71.
29 Age., s. 75.
30 Age., s. 73.

Cogito, say: 70-71, 2012

31

32 Zeynep Gambetti

glerin arpmasnda rol oynamadn iddia etmiyorum. Sadece egemen


iktidarn da tabi olduu bir birikim mantnn st b elirleyici konumda ol
duunun altn izmek istiyorum. Biyopolitik iktidarn yaamlara son verme
edimini merulatrabilecei bir hukuki zemin yoktur zira varolu nedeni
"yaam oaltmaktr". 31 leyebilmesi iin yaam yceltmesi gerekmekte
dir. Baka bir deyile homo sacer' i reten g, etimolojik veya politik olarak
egemenlik ile dorudan ilikilendirilmeyecek bir gtr: piyasa ekonomisi. 32
Foucault'yu yntemsel ve analitik olarak Marx'n karsna koyan yorumla
rn aksine, aslnda burada bir kapitalizm tahlili szkonusudur: Foucault'nun
anlamaya alt fenomen liberalizm deil, esas itibariyle neoliberalizmdir.
1970'lerin sonunda etkisini gstermeye balayan neoliberal manta gre,
liberal hukuk devleti ve sosyal refah devleti kapitalist birikim srelerinin
nnde engel tekil etmeye balamtr. Anayasal hak ve zgrlklerin zmni
olarak yeniden tanmlanmas, gvenlik paradigmasnn bir gereidir. Hak
sahibi birey kavramnn iini boaltabilmenin dahiyane bir yoludur gven
lik. "Kendi gvenliiniz iin" ba eersiniz; tehlikenin nereden, ne zaman
geleceini bilemediiniz iin zgrlklerin bir bir krplmasna alet olmakla
kalmayp, bunu arzularsnz. Neyin, ne zaman tehdit oluturaca btnyle
konjonktre ve "eyann doasna" braklmtr. Farkl unsurlarn toplumsal
dzeni bozma potansiyelleri farkl olduu iin, eitli tehdit alglarna uygun
bastrma yntemleri gelitirilebilmeli ve hatta bu konuda yaratc olmann
n almaldr. Tm bunlar yneten mantk faydacdr: "optimum" dengeler
veya standart sapmalar kar maksimizasyonu erevesinde belirlenir. Ksaca
s, biyopolitikann znesi piyasadr.

31 Mike Ojakangas, "lmpossible Oialogue on Bio-power. Agamben and Foucault", s. 14.


32 Aslnda Foucault piyasay devletin karsnda bir g olarak grmektedir. Bkz. Terranova,
"Another Life," s. 237-238.

Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault'dan Agamben'e Olaanst Halin Sradanlna Dair Bir Yant Denemesi

Kamp neyin nomos'udur?


SS subay: ocuklarndan biri kalabilir.
Sophie: Affedersiniz, anlamadm.
SS subay: ocuklarndan biri kalabilir. Dieri gitmeli.
Sophie: Semem gerektiini mi sylyorsunuz?
SS subay: Sen bir Polonyal'sn, Yahudi deil. Bu da sana imtiyaz salar, seme imtiyaz.
Sophie: Seemem, seemem!
SS subay: Sessiz ol.
Sophie: Seemem!
SS subay: Seimini yap. Yoksa ikisini birden oraya yollarm. Seimini yap.
Sophie: Bana seim yaptrmayn! Yapamam! Yapamam!
SS subay: Kes sesini! Yeter! ikisini de oraya yollarm! Kes sesini dedim! Seimini yap!
Sophie: Seemem! Ltfen! Seemem!
SS subay: Her iki ocuu da gtrn!
Sophie: Kk kzm aln! Bebeimi aln!
- William Styron, Sophie'nin Seimi

Dikkat edilirse Foucault, iktidarn bu srete ayn kalm olmasna pek ih


timal vermez. Yaam ele geirdii anda iktidar - yani biyo-iktidar - kendi
nesnesine ikin olarak dinamiklerden ayramaz. Hak sahibi zneyi nfusa
(ve tre) dntren biyo-iktidar toplumsallk alann da deitirir. Pozitif
hukuk gereksizleir, bir fazlalk haline gelir. Bunun yerini baka trden ya
salar alr: piyasann yasalar, demografik yasalar, evrim yasalar ... Baka
deyile Adam Smith, Malthus ve Darwin, kraln tahtna otururlar.33
Kamp bu srecin rndr, ama elbette gayet zgl bir rndr. Arendt
kamp mutlak tahakkmn uygulanabilecei bir "laboratuvar" olarak gr
mtr. Bu noktada sorulacak soru u olmaldr: Egemen iktidar ile biyopo
litikann bulutuu mekan olarak kamp, Agamben'in iddia ettii gibi "olaa
nst" halin "kural "haline gelmesinin paradigmatik rnei midir?
33 Agamben modern an yaplarnn belirleniminde ekonominin roln o denli kmse
mektedir ki, Nazi tp uzman Reiter'in genetik biliminin ekonomik temeli ve mantna yap
t gayet ak gndermelere ramen yeni biyopolitik rejimin ilkelerinin genetik tarafndan
dikte edildiini savunur (Hama Sacer, s. 145).

Cogito, say: 70-71, 2012

33

34

Zeynep Gambetti

Biyopolitika ile totalitarizmin arasndaki iliki, farkl bir yazda anlatma


ya altm gibi olduka gergin ve girifttir.34 Egemenin amac bios'u (bi
yolojik yaamdan ayran sreleri) kontrol altnda tutmaktr, zira egemene
kar direni rgtleme yetisi ancak bios'ta mevcuttur. Totaliter rejimlerin
zgl fark ise amalarnn "plak hayat" (zoe) dlamak veya kapsamak
deil, zoe zerinden bir bios retmektir.
Agamben ise bunu kabul etmemekte ve bios'un zaten her dnemde ve her
rejimde byle retildiini iddia etmektedir. Bu iddia son derece sorunludur.
Sorunun ilk boyutu yle amlanabilir: eer totalitarizm egemenin zoe ta
rafndan yutulduu bir rejim ise, o halde zoe dnda bir karar merci kalma
mtr. 35 Ksacas, "karar" yerine dairesel, yani kendinden hareket eden ve
yine kendine dnen bir dinamik sz konusudur. Yaam ile iktidar arasnda
hibir mesafenin kalmam olmas hem iktidar, hem de iktidar nesnesini
dntrr: "ktidar sembolik bir ereveye referansla ileyi gstermez,
kendi ileyii zde hale gelir."36 Agamben, Foucault'nun nerdii beden si
yasetinde bir kurtulu midi olmadn sylemekte hakldr.37 Ancak ken
di nerdii zmn sorunun ta kendisi olduunu gremiyor olsa gerek ki
yle yazar: "Biyopolitik beden olarak plak hayat, kendini plak hayatta
tamamyla tketen ve kendi zae'sinden baka bir ey olmayan bir bios'u, bir
yaam biimini temellendiren ve ina eden bir mekana dntrlmelidir."38
Benim iddiam o dur ki, totalitarizm tam da bunu yapmtr.
Sorunun ikinci boyutu udur: Hukuk ve olgunun, kural ve uygulamann
karar imkansz kldn grd halde Agamben'in biyopolitika ile topla
ma kamp arasndaki ilikiyi tam olarak kavrayamamasndaki sebep, gre
celi ayrmazlk alanlar ile mutlak ayrmazlk alanlar arasndaki fark
aklayamamasdr.39 Kamp zamansal veya uzamsal mesafenin yaratabile
cei tm belirlenim alanlarnn bertaraf edilmesidir, yle ki gerek mahkum,
gerekse gardiyan bir refleksler btnne indirgensin. Mahkum ile gardiyan,
madur ile ikenceci, sulu ile susuzun arasnda hibir ayrm kalmam ol34 Zeynep Gambetti ve Refik Gremen, "Did somebody say liberal totalitarianism? Yes, and
despite the S'h (mis)uses of the notion".
35 Agamben egemen kararlarn neden "dsal" kstaslara gre verilmeyip "annda siyasal" ola
geldii hakknda gayet yetersiz nominal tasvirlerde bulunmakla yetinir (bkz. rnein Homo
Sacer, s. 146).
36 Gambetti ve Gremen, "Did somebody say liberal totalitarianism?", s. 642.
37 Agamben, Homo Sacer, s. 187.
38 Age., s. 188.
39 Bkz. zellikle Homo Sacer, s. 171-173.

Cogito, say: 70-71, 2012

Focault'dan Agamben'e Olaanst Halin Sradanlna Dair Bir Yant Denemesi

mas, bunlarn yer deitirebilir olduu anlamna gelmez zira yer deitirme
hile bir mesafe ve ayrm gerektirir.40 Dng -veya kendini tpk kopya gibi
tekrarlayan anlar- dnda bir varlk sz konusu deildir. Bunun ne denli
paradoksal olduunu en iyi anlatan, Nazi Almanyasnda deil de Stalin Rus
yasnda yaam olan Yuri Dombrovski'dir:
ehirde kpekleri toplayan tipleri grdnz m? Kpekleri sokakta file
lerle yakalar, bir atl arabaya tktrrlar; sonra bir kam darbesi ve ile
ri. Tekerlein talara taklmasyla oluan her sarsntda zavall havyanlar
st ste yuvarlanr, birbirini srr. Arabac istedii kadar barsn, demir
parmaklklara vursun, kpekler birbirlerini yemee devam eder. Bu arada
araba yol alr; demir keskilerle gebertilmeye gtrr hepsini. Biz de tpk
onlar gibiyiz. Birbirimizi neden sorumlu tutalm ki? O benim hakkmda
tm, ben de onun hakknda; araba gitmeye devam ediyor ve hepimiz
ayn ukurda son bulacaz. 41
Arabann iinde salt olumsallk ve keyfiyet hakimdir: kimin kimi boazla
yaca nceden bilinemez. Ancak araba srekli hareket halindedir. Yaamn
"yasalar" tarafndan kstrlm olan kpekler, ynn tayin edemedikleri
bir istikamette ilerlerken aslnda salt zorunluluun kskacndadrlar. Kamp
paradoksal klan budur: hibir "norm"un gvence altna alamad bedenle
rinin yazgs, insan iradesiyle durdurulamayacak bir devinim iine girmitir.
Bunu baka bir ekilde anlatmak gerekirse, bir paradigma olarak kamp
zgl klann intiharn olaslk dahilinde olmamasdr. Arendt, Nazi toplama
kamplarndaki intihar oranlarnn hayret verici bir biimde dk olduunu
(yzde 1.5 ila 2) not eder. nsann iinde bulunduu ortama verdii tepkisel
refleksler dnda (yani yaama kr krne tutunma drtsnden baka)
alternatif brakmayan bir yapya hapsolmuluun gstergesidir bu.42 Kamp
taki "yaayan llerin" homo sacer olmalarnn sebebi ldrlmelerini an
lamlandran ritellerin, yani sembolik evrenin yokluu deildir. Elbette ki
kamp hukukun ve ahlak normlarnn askya alnd mekandr, ancak homo

sacer'i ldren darbe, plak yaamn iktidarla zde klnmasdr. plak ya


amn tahakkmnde intihar szkonusu olamaz - "insan" ile zoe arasnda,
40 Arendt, Origins of Totalitarianism, s. 452-453.
41 Iouri Dombrovski, La Faculte de l'inutile, s. 354-355.
42 Arendt, Origins of Totalitarianism, s. 455 ve dipnot 161.

Cogito, say: 70-71, 2012

35

36 Z.eynep Gambetti

"insan"n zoe'yi sonlandrmasna elverecek mesafe kalmamtr. Mesele hama


sacer'in ldrlmesi deil, kendi kendini ldremeyecek hale gelmiliidir.43
Ksacas, Agamben kampta askya alnann negativite olduunu gremez.
Negativite, mutlak belirlenimin imkanszl ise, kamp salt pozitivitenin no
mos'udur.
Olaanst halin sradanl
Yaam bir pouya hapsetmek
Agamben biyopolitik ada hukukun egemenlik olgusundan ayrtrlamaz
hale geldiini tespit eder, ancak bunun sonularn dnmek yerine gei
tirmeyi yeler.44 Biyo-iktidarn "egemeni", nceden belirlenmi bir kurallar
btnn referans almaz. "Karar" edimin kendisinde gmldr; yani, edim
ex post facto olarak "karar" haline dnr. Ama hal byle ise, Agamben'in
buna "biyopolitika" diyebilmesinin yegane sebebi kararn nesnesinin yaam
olmasdr. Oysa bunu Foucault'nun aktard gvenlik paradigmas ierisin
de yorumlayacak olursak, yaam bir nesne deil, bir eit zne haline gel
mitir. Siyasal iktidar, bu zneye has "yasalara" ve dinamiklere tabi olmak
zorunda kalmtr. 45
Bu noktada biyopolitika ile neoliberalizm ilikisine bir kez daha dnmek
te fayda vardr. Snf siyasetini bile egemenlik paradigmas altnda akla
maya alan Agamben, "demokratik-kapitalist projenin" yoksullar yok et
meyi hedeflediini iddia eder.46 Oysa Foucault neoliberalizmin yoksulluun
varlndan beslendiini gstermektedir. izdii iktidar tr arasndaki
fark bu balamda keskinleir: nfus yle bir mdahale sahasdr ki, birey
leri egemenlik paradigmasnda olduu gibi iradevi eylemlerde bulunabilen
hukuki zneler olarak deil; disiplin paradigmasnda olduu gibi belirli dav
ran normlarna uyan bedenler olarak da deil; iinde yaadklar maddi
yata biyolojik anlamda mahkum bir okluk olarak kurar. Gvenlik bireyleri
43 Kamptaki mahkum Agamben'in homo sacer'i temsil etmek iin verdii dier rneklerden
(egemen yasakla dlanm haydut veya Flamen Diale'den) farkldr (bkz. Homo Sacer, 182186). Zira ne lme mahkum edilmek, ne de toplumun dna itilmek insann kendiyle olan
mesafesini yok etmeye yeterlidir.
44 Agamben, Homo Sacer, s. 159.
45 Yaptm bu okuma Ojakangas'nkiyle rtmektedir: biyo-iktidar kendine ikindir ("Im
possible Dialogue on Bio-power," s. 11-12). Ancak Ojakangas'la biyo-iktidarn retken doa
s noktasnda ayryorum.
46 Age., s. 180.

Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault'dan Agamben'e Olaanst Halin Sradanlna Dair Bir Yant Denemesi

hu anlamda " doallatrr", yani biyolojik veya trsel varlklarn iktidarn


devinimiyle zdeletirir. 47 Harcanabilir bedenler yaratan bu manta gre,
iirnein isizlik bir "anomali" deildir. Neoliberalizmin hararetli savunucu
su Margaret Thatcher'in bir danmanna gre, ngiltere'de isizlik bir nimet
olarak alglanmtr, zira neoliberal piyasann igc fazlasna ihtiyac var
<l r. 1984 maden grevinde olaanst bir katlk sergileyen Thatcher, alk
pahasna direnmeye devam eden iilerin yeni dnya dzeninde hibir da
yana olamayacan, gemiin o gne tad hibir hmanist, sosyalist,
liberal veya dayanmac deerin onlar kurtarmaya yetmeyeceini, muha
lefetin bouna olduunu bilfiil gstermi ve kantlamtr. David Harvey'in
neoliberalizm hakknda "yaratc yokedi" ifadesini kullanmas ve neoliberal
sistemin kapitalizmin krizlerini nlemek deil, bilakis tetiklemek ve ynet
mekten beslendiini iddia etmesi, bu balamda olduka manidardr.48
Thatcher bu srete "egemen" midir? Norm belirleyenin o deil, kapitalist
birikim biimi olduu gz nnde bulundurulduunda, elbette ki hayr. Gn
gelince onu da "harcayacak" olan sistemin dnda deil, iindedir. Zira z
grlk "gvenlik aygtlarnn kullanmnn bir bantsndan baka bir ey"49
deildir. Thatcher salt pozitivite nomos'unu meum bir sloganyla ok iyi zet
leyebilmitir: "There is no alternative" (baka hi bir alternatif yoktur).
Burada "olaanst" bir halin sz konusu olmad, zira olaan olann
"eyann doas"ndan trediini grmek gerekir. Olaanst hal ancak hu
kukun normlarna uyan toplumsal dinamikler sz konusu olduunda geerli
olabilir. Normun devinimin (yaamn) iinden tredii bir durumda ise an
cak standart sapma erileri ve bunlarn iki ucunda kalan harcanabilir nfus
vardr, ki bunlar nceden kestirilemez ve askya alnamaz . Harcanabilirliin
kendisi doallamtr. Kald ki "olaan hal" krizlere muhtatr - krizler ara
clyla sermayenin el deitirmesi ve ykmn aaca rant alan sermaye
birikim srecinin sreklilii asndan gerekli ve yaamsal neme sahiptir.
Arendt'in totalitarizme dair zikrettii u szleri neoliberal gvenlii d
nerek okusak, Foucault itiraz etmezdi sanrm:
"Sulu ve masum olma kavramlar anlamszlar; 'sulu' olmak demek,
'aa rklar', 'yaamaya ehil olmayan' bireyler, 'lmekte olan snflar ve
47 Foucault, Security, Territory, Population, s. 21-22.
48 David Harvey, "Neo-liberalism as creative destruction".
49 Foucault, Security, Territory, Population, s. 48.

Cogito, say: 70-71, 2012

37

38

Zeynep Gambetti

gerilemi halklar' hakknda hkm vermi olan doal veya tarihsel sre
lerin nnde duranlardr. Terr bu hkmleri ifa eder; onun divannda
herkes znel olarak masumdur: katledilen masumdur, zira sisteme kar
gelecek hibir edimde bulunmamtr; katil de masumdur nk daha st
bir divann beyan ettii hkm ifa etmektedir. Ynetenlerin kendileri bilge
veya adil olma deil, sadece tarihsel veya doal yasalar ifa etme iddiasn
dadrlar [...]. Eer yasadan insan st bir gcn, Doa'nn veya Tarih'in

devinim yasalarn anlyorsak, o halde terr yasallktr."50

Kaynaka
Arendt, Hannah, The Origins ofTotalitarianism, New York: Harcourt, 1976.
Agamben, Giorgio, Homo Sacer. Sovereign Power and Bare Life, Stanford: Stanford
University Press, 1998.
Bigo, David, "Security: A field left fallow", M. Dillon ve A. W. Neal (der.), Foucault
on Politics, Security and War, Londra: Palgrave Macmillan, 2008 iinde s. 93-114.
Dillon, Michael, "Governing through contingency: The security of biopolitical gover
nance," Political Geography, S. 26 (2007), s. 41-47.
Dombrovski, Iouri, La Faculte de l'inutile, Paris, Albin Michel, 1979.
Gambetti, Zeynep ve Refik Gremen, "Did somebody say liberal totalitarianism? Yes,
and despite the 51/ (mis)uses of the notion," Rethinking Marxism 17, S. 5 (2005).
Faubion, James D. (der.), "Interview with Michel Foucault", Power: Essential works of
Foucault, 1954-84, Volume lll, Londra: The Penguin Press, 2001.
Foucault, Michel, Discipline and Punish. The Birth of the Prison, Harmondsworth,
Penguin, 1979.
-------------- "Governmentality", G. Burchell, C. Gordon ve P. Miller (der.), The
Foucault Effect. Studies in Governmentality, Chicago: Chicago University Press,
1991, s. 87-104.
______________, Society Must Be Defended. Lectures at the College de France, 1975-76,
Londra: Penguin Books, 2004.
______________, Security, Territory, Population. Lectures at the College de France,
1977-78, Hampshire ve New York, Palgrave: Macmillan, 2007.
Harvey, David , "Neo-liberalism as creative destruction", Geogr.Ann., 88 B (2), 2006,
s. 145-158.
Ojakangas, Mike, "Impossible Dialogue on Bio-power. Agamben and Foucault", Fou
cault Studies, S. 2 (2005).
Terranova, Tiziana, "Another Life: The Nature of Political Economy in Foucault's Ge
nealogy of Biopolitics", Theory, Culture and Society C. 26, S. 6 (2009), s. 234-262.

50 Arendt, Origins of Totalitarianism, s. 465.

Cogito, say: 70-71, 2012

Biyo-Politikann Oouu1 ve
Foucaultcu Eletiri
MGE ORANLI

Foucault, Kant zerine kaleme ald makalesinde 2 Kant'n Aydnlanma


ile ilikisine odaklanr. Foucault'ya gre Bat felsefe tarihinde ilk defa Kant'n
"Aydnlanma Nedir?"3 balkl makalesinde bir filozofun var olan gndemi
anlama, aklama, gncel bir meseleyi yorumlama abasna ahit oluruz.4
Kant'a gre Aydnlanma, akln kullanabilme cesaretini gstererek toyluktan
kurtulmak anlamna gelir. Kant, Aydnlanma ruhunu, akln kendini kamusal
alanda zgrce ifade edebilmesi ile zdeletirir. Bir taraftan kilisenin, dier
taraftan siyasal egemenin toplum zerinde kurduu basklara ancak akln
kamusal alanda zgr kullanm ile karlk verilebileceini syler. Fouca
ult iin burada birbiriyle ilikili iki nemli mesele vardr. lk defa bir filozof
"bugn"n mesele ederek5 kendi gndemini belirleyen toplumsal bir olgu
yu (Aydnlanma) aklamaya ynelmitir; dahas, yapt Aydnlanma tanm
var olan ynetilme biimine bir eletiri getirmitir. Kant, "Aydnlanma Ne-

3
4
5

Michel Foucault, The Birth ofBioPolitics, Lectures at the College de France (1978-1979). Bun
dan byle BB P olarak geecektir. Bu metin henz Trkeye evrilmemitir.
Michel Foucault, "What is Critique? "'(1978) (Eletiri Nedir?) , "What is Enlightenment?"
(1984) (Aydnlanma Nedir?), "What is Revolution?" (1983) (Devrim Nedir?) hepsi Politics
of Truth'un iinde. Yukarda ad geen makaleler bundan byle srasyla u ksaltmalar ile
anlacaktr: WC, WE, WR.
Immanuel Kant, "Was ist Aufklarung?". Almanca orjinali iin bkz. http//www unj-pots
dam de/u/philosophie/texte/kant/aufk!aer htm
WR, s. 83-84.
"The question, 1 believe, for the first time appears in this text by Kant is the question of to
day, the question about the present, about what is our actuality: what is happening today?"
(WR, s. 83-84)
Cogito, say: 70-71, 2012

40

mge Oranl

<lir?" makalesinde, Kant felsefenin zn oluturan eletiri kavramn, Ay


dnlanma mefhumunun tanm zerinden toplumsal bir meseleyi aklamak
iin kullanr. Aydnlanmay, eletirinin toplumsal ifadesini mmkn klan
bir nitelik olarak yorumlar. Bu noktada Foucault ve Kant arasnda bir para
lellik vardr. Foucault da benzer bir biimde Biyo-Politikann Douu dersle
rinde, kendi gnne dair bir meseleyi, kendi tarihsel-corafi-ekonomik-top
lumsal balamn belirleyen bir olguyu anlamaya alr. Soyktksel analizi
(geneological analysis) kullanarak liberalizmin ynetme/hkmetme biim
lerine odaklanr. Biyo-Politikann Douu derslerine liberalizmin ortaya
kn anlatarak balar. Zira Foucault'ya gre biyo-politikann anlalmas
liberalizm denen ynetimsel rejimin anlalmasna baldr. 67
Foucault 1978 ylnda College de France'ta Biyo-Politakann Douu ders
leri zerinden liberal ve neo-liberal ynetimsellik sorularna odaklanrken
ayn yl iinde "Eletiri Nedir?" balkl makalesini kaleme alr. Eletiri yn
tem ile ilgili iken, liberal ynetimsellik tarihsel-toplumsal bir olguya iaret
eder. Foucault iin bu iki alan arasnda nasl bir iliki vardr? Eletiri, libera
lizm olgusunun ne tarafna denk der? Ve belki daha da nemlisi: Foucault
iin eletiri nedir?
Bu makalede Foucault'nun Biyo-Politikann Douu dersleri zerinden
Foucaultcu eletiriyi irdeleyeceim. Kant iin iddia ettii gibi, Foucault'nun
kendisi iin de, eletirinin bir yntem olarak gncel bir meseleyi deerlendir
me giriiminde merkezi neme sahip olduunu iddia edeceim. Bu amala,
Foucault'nun 1974'ten itibaren College de France'ta verdii derslerde izini sr
d ynetimsellik, ynetim stratejileri ve taktikleri meselelerini tartaca
m. Bu tartmann, bugn AKP'nin neo-liberal iktidar kurma mekanizma
larna nasl eklemlendiini anlamamza yardmc olacan dnyorum.
Foucault'nun kendi derslerinde eletiriyi konumlandrmasna bakmadan
nce eletirinin Foucault iin ne anlama geldiini dnmek gerektii ka
naatindeyim. Bu nedenle, Kant'n gncel olan felsefi kimlii zerinden dert
6 Foucault'nun Trke evirilerinde yerleen "ynetimsellik" terimini "governmentality"yi
ifade etmek iin kullanmaktaym. Ynetimsellik terimi, ngilizce ve Franszcada terimin
iinde olan "hkumet" (government) anlamn iermedii iin yer yer anlam kaymalarna
ya da anlam eksikliine neden olabiliyor. Bu nedenle ngilizce eviride "governmentality",
"government", "to govern" olarak geen kelimeleri yer yer ynetme yer yer ise hkmetme
fiilini kullanarak aktardm. Kanmca, siyasal alandan bahsederken ynetimden ziyade
hkmetmenin Trkede daha kullanlr olmas, ayrca, hkumet'in bir isim olarak devleti
ynetenleri ifade etmek iin kullanlmas bu ikili kullanm gerekli klmakta.
7 BBP, s. 22.

Cogito, say: 70-71, 2012

Biyo-Politikann Douu ve Foucaultcu Eletiri

l'lrnesinin Foucault iin neden nemli olduunu anlamak gerektiini d


nyorum.
Foucault hem Kant rnei zerinden hem de kendi felsefi yaklam ile,
felsefenin siyasi temelleri zerine dnmekle kalmaz, "felsefe yapma"nn
kendisine dair bir eletiri getirir. Felsefenin ve felsefecilerin fildii kule meta
forlarna maruz kalan, sinik, toplumdan soyutlanm, teori ahbaz kimlii
ne ynelik bir eletiridir temelde bu. Foucault, Kant rnei ile filozofun gn
cel olana yant verme abasnn altn izmek istemitir. Kendini Antik Yu
nan felsefesi ile balatan Bat felsefe geleneinin nde gelen ada ana akm
temsilcilerinin, sistematik felsefenin kurucular olan Platon ve Aristoteles'in
dncelerini, onlarn felsefeyi dert etme nedenlerinin zerini rten ve in
dirgemeci bir biimde, pratik alandan soyutlayarak, yorumladklarn d
necek olursak, Foucault'nun bu eletirisini daha iyi konumlandrabiliriz.
Maalesef, felsefeyi bir dizi felsefi probleme indirgeyen bu tip indirgemeci
okumalar bugn hala olduka yaygndr.
Foucault'nun Kant', "ilk defa gncel olann felsefi olarak dert edilmesi",
"bugn aklama istei" zerinden okumas, hem onun stratejik dncesi,
hem de Kant'n bu makaleyi kaleme al biimi ile ilikilidir; zira Kant bir
derginin okuyucularna ynelttii "Aydnlanma Nedir?" sorusuna cevaben
kaleme almtr bu makaleyi. 8
Dolaysyla, Foucault'nun okumasyla, Kant, gncel bir meseleye yant
verme ihtiyacn duyan filozof kimlii ile kar karmza. Gn, gndemi
sorgulayan filozof kimliinin altn izmek sadece Foucault iin deil, fel
sefenin toplum ile kurduu ilikiyi yeniden dnme ihtiyac iinde herkes
iin nemlidir, zira bugn felsefenin gndem ile kurduu iliki iyiden iyiye
zayflamtr. Tam da bu nedenle, kimi felsefi evrelerin Foucault'yu filozof
olarak adlandrmak istemedii bir disiplin haline gelmitir felsefe . Foucault,
ana-akm felsefi gelenek iin bir tehdittir, nk felsefeyi aknlk, evrensel
lik, genelgeerlik, deimezlik, z, varlk, hakikat vb. geleneksel kategoriler
zerinden deil, felsefi dncenin oluumunu mmkn klan tekil, tarihsel,
toplumsal, ekonomik, kltrel deikenler zerinden inceler. Bu bakmdan
Foucault, Nietzscheci bir dnrdr; kavramlar, kategorileri verili olarak
kabul etmez, onlarn tarihselliini sorgulamaya giriir.
8 Kant, "Aydnlanma Nedir?" makalesini l784 ylnda bu soruyu okuyucularna ynelten Ber
linische Monatsschrift dergisine yant olarak yazmtr. Makalenin orijinali iin bkz. Berli
nische Monatsschrift. Dezember-Heft 1784.

Cogito, say: 70-71, 2012

41

42

mge Oranl

Felsefi teorinin siyasetten muaf olduunu dnenlere, dncenin her


daim siyasi olduunu aklar. te tam da byle bir yerden hareketle Fouca
ult Kant'n felsefe ile kurduu gncel ilikiyi irdelemeyi semitir. Hem Kta
Avrupas hem de Analitik gelenein sahiplendii Immanuel Kant'n felsefe
sinin gncel sosyo-politik temellerini ifa etmek, strateji mefhumu zerine
bunca dnm Foucault'nun felsefeyi ieriden dntrme abas deildir
de nedir? Tpk Adorno gibi, Foucault da, bir toplumbilimci olarak dn
me pratiklerinin sosyo-kltrel, sosyo-politik, sosyo-ekonomik temellerini
ifa ederek teorinin masumiyetini sorgulamakla kalmaz, felsefi dncenin,
tarihselliinden bamsz dnlemeyeceinin altn izer. Ancak byle
si bir okuma Adolf Eichmann'n kendini Kant olarak tanmlamasn an
lamlandrabilir. Bunun da tesinde, Bat felsefesi geleneinin liberalizmle,
smrgecilikle, rklkla, cinsiyetilikle kurduu ilikinin temellerini ifa
etmeye girimek, dnce kurma pratiklerini deitirmeye, dntrmeye
ynelmektir. te eletiri tam da byle bir yerde durmaktadr Foucault iin.
Her ne kadar Foucault ile Kant arasnda paralellik varsa da, Kant iin
eletiri negatif bir anlama sahiptir.9 Kant'a gre eletiri akln snrlarnn
tayini ile ilgilidir. Akl ancak apriori olarak kavrayabildii nesneler ile " do
ru", "salkl" bir iliki iine girebilir. Bilginin evrensel bir nitelii olabilmesi
iin akln tahakkm alannn kstlanmas gerekir. Eletiri, akln kendi ken
dini snrlandrma, kstlama giriimine ynelik yntemin addr. Bu anlam
da akln eletiri kabiliyeti ncelikle akln kendi kullanmna yneliktir ve
akla ikin evrensel dorular bulmay hedefler. Dolaysyla, Kant iin eletiri
akln snrlarnn tayin edilmesini ve bu snrlar erevesinde bilgi retmeyi
ngrr. Foucault ise eletirinin bu negatif anlamn pozitife evirmek is
ter; eletiriyi snrlandrc deil, tesis edici bir g olarak dnmeyi nerir.
zellikle "Eletiri Nedir?" ve "Aydnlanma Nedir?" makalelerinde eletirinin
ina edici, tesis edici gc zerine dnr. Peki eletiriye bu tesis edici g
cn veren nedir? Eletiri gcn nasl elde eder?
Foucault, eletirinin, "ok fazla ynetilmeme sanat" (the art of not being
governed too much) olarak dnlmesi gerektiini b elirtir; 10 nk ele
tirinin hkmedilenin zerindeki hkmn kalkmasn salayan bir etkisi
vardr. 11 Dier bir deyile, eletiri, znenin zerindeki basknn kalkmas9 WC, s. 42; WE, s. 99.
10 wc. s. 45.
11 WC, s. 47. Metnin ngilizcesi u ekildedir: "Critique would essentially insure the desubjuga
tion of the subject..."

Cogito, say: 70-71, 2012

Biyo-Politikann Douu ve Foucaultcu Eletiri

na yardmc olur. Foucault tarihsel olarak da eletiri pratiinin ekseninde


"nasl ynetilmeli" (how ta be governed) sorusunun, yani ynetme-ynetilme
ilikisinin bulunduunu aktarr. Biyo-Politikann Douu derslerinde de libe
ralizmi, eletiri ve ynetimsellik ilikisi zerinden dnr. Liberal eletiri,
piyasann ve piyasa ilikilerinin ynetilmesine kar gelitirilen itiraz ifade
eder. Foucault'ya gre "gereklik olarak piyasa ve teori olarak ekonomi-po
litik" liberal eletirinin bel kemiini oluturmutur.12 Peki, liberal iktidar
nasl bir ynetim biimi sunar, hangi pratikleri, mekanizmalar devreye so
kar? Bu pratikleri ve mekanizmalar devreye sokan devlet ve kurumlar ne
konumdadr? Foucaultcu eletiri bu pratiklerin ve mekanizmalarn ifasnda
nasl bir rol oynar?
Foucault, iktidar kavramn egemenlik kavram zerinden, sadece k
stlayan, snrlandran ve bask kuran bir ey olarak deil, ayn zamanda
oluturan, ina eden ve dzenleyen bir ey olarak dnmemiz gerektii
konusunda bizi uyarr. ktidar uygulamaya soktuu taktikler ve stratejiler,
g ilikileri ve bu ilikilerin etkileri zerinden ele alan Foucaultcu dnce,
iktidar kurma biimlerini her zaman iktidarda olann tekillii zerinden d
nmeyi nerir. nk Foucault iin iktidarn iktidar ilikilerinden bam
sz bir doas yoktur, dolaysyla ilikiler deitike, dntke bu iktidarn
yapsn da belirler.
Eer Foucault iin liberalizm iktidar kurma pratiklerini ieren bir yne
tim sanat, neo-liberalizm de liberalizmin kendini global dzeyde deien
iktidar ilikilerine gre yeniden konumlandrmas ise, ve bu ynetim sanat
lar belli corafyalarda spesifik ilikiler ve bilgi biimleri temelinde ortaya
km ise, 13 bu ynetim sanatlarnn farkl corafyalarda farkl icra edile
ceini gz nnde bulundurmak gerekir. Foucaultcu analiz, tekillie yapt
vurguya, tarihsel ya da gncel bir olguyu aklarken genellemelere bavur
madan o olgunun spesifik tarihsel-kltrel-sylemsel-ekonomik vb. soyk
tn karmasna dayanr. Foucault, iktidar, devlet, toplum, egemen, zne
gibi kavramlar apriori kabul ederek tarihe bakmann indirgemeci yntemi
ni deil; iktidarlar, zneleri, egemenleri vb. oluturan ilikilere, bu ilikileri
mmkn klan oklu mekanizmalara bakar. rnein, bu tip bir anlay dev12 BBP, s. 320.
13 te yandan, liberal ynetim sanatnn olumasnda etkili olan spesifik ilikilerin ve bil
gi biimlerinin smrgecilik, keifler, endstri devrimi vb. srelerle ilikisi olduunu da
unutmamak gerekir.

Cogito, say: 70-71, 2012

43

44 mge Oranl

let denen olguyu verili kabul etmez. Foucault'ya gre "devletin z yoktur",
Devlet, "zerk bir iktidar kayna deil", daha ziyade, bir ok ynetimselli
i ieren, oklu-ynetme biimlerine sahip bir rejimin (a regime of multiple
governmentalities) deiken etkisidir. 14 Dolaysyla Foucault devleti etki (ef
fect) olarak tanmlar. Securite, territoire, population'da 15 (Gvenlik, Toprak,
Nfus) da benzer bir biimde, "devlet"i retenin ynetimsellik sorunsal ol
duunu, devletin hkmetme biimini belirlemediini, tam tersine devletin,
hkmetmenin tezahrlerinden biri olduunu syler. 16 Bu nedenle, Foucault
iin incelenmesi gereken "devletin ynetimsel hale gelme" (governmentaliza
tion of the state) srecidir. 17
Ynetmek ya da hk(m)met(et)mek, 18 ynetenlerin ynetilenlere dayatt
bir pratik deildir. 19 Ynetmeyi, iki ynl bir olgu olarak grmek gerekir.
Ynetmek, ynetenleri ve ynetilenleri karlkl konumlandran, onlar bir
birleriyle ilikiye sokan, dinamik, ok tarafl bir pratik ise, 20 ynetimsellik
de ynetimin ileyi mantn, taktiklerini, stratejilerini, mekanizmalarn
ifade etmek iin kullanlan bir kavramdr.
Bu mekanizmalardan biri "hakikat siyaseti" dir (politics of truth). Hakikat
siyaseti, hakikatin, sylemler yolu ile, iktidar sistemleri ve pratikleri tarafn
dan siyasal olarak ina edilmesi anlamna gelir.21 Var olan iktidar ilikileri
ve iktidar kurma pratikleri kendilerini yeniden retebilmeleri iin hakikat
sylemlerine ihtiya duyarlar. Hakikat sylemleri iktidar ve iktidarn ili
kiler an merulatrmak iin kullanlan bilgiler btndr ve ynetimsel
taktiklerden sadece birisidir. 22 Bu sylemlerin retilmesindeki ynetimsel
temeli ifa etmek, yani, bu sylemlerin bir hkmetme yntemi olarak kul
lanlmalar, bu sylemlerin ierdii bilgilerin doruluu ya da yanll
1 4 BBP, s. 77.
15 Michel Foucault, Securite, territoire, population. Cours au College de France (1977-78), [ngi
lizcesi: Michel Foucault, (1977-1978) Security, Territory, Population, Lectures at the College De
France]. Makalede ngilizce metne referans verilecek ve bundan byle STP olarak geecek
tir. Bu metin henz Trkeye evrilmemitir.
16 STP, s. 248.
17 STP, 109.
18 "Hkumet etmek", belki de "government" terimini en iyi ekilde kavrayabilen terimdir, n
k 'government'in hem fiil (ynetmek anlamnda) hem de isim (hkmet anlamnda) an
lamlarn iinde barndrr. zellikle biyo-politika asndan dndmzde, neo-liberal
ynetimsellii uygulayanlarn hkmetler olduunu kaydetmekte fayda var.
19 BBP, s. 12.
20 BBP, s. 12.
21 Bkz. Michel Foucault, "Truth and P ower.
22 rnein Trkiye'de ska duyduumuz Trkiye'nin %99.9'unun Mslman olduu tespiti
bu tip bir hakikat sylemine rnek olarak gsterilebilir.

Cogito, say: 70-71, 2012

Biyo-Politikann Douu ve Foucaultcu Eletiri

zerine dnmemizi deil, bu bilgilerin ne amala retildii sorusunu sor


mamz salar. Dolaysyla Foucault iin hakikat sylemlerinin hakikatten
ok, var olan siyasi iktidarn hakikat olarak ina etmeye alt bilgiler ile
alakas vardr. Bu bilgilerin ynetimsel temeli ancak ve ancak alternatif bilgi
kaynaklarna eriimle ifa edilebilir.
zetlemek gerekirse, Foucault iin, hakikat sylemleri, hkmedenin hk
metme eklini belirleyen, destekleyen ve yeniden reten bilgi sistemlerinin
yaratt etkilerdir. ktidar ilikilerinin ve bu ilikilere elik eden ve bu ili
kileri dzenleyen bilgiler zerinden derlenen hakikat sylemlerinin oluu
munu deifre etmek iin alternatif yerel bilgi kaynaklarna ihtiya vardr.
Alternatif yerel bilgilerin ortaya karlmas pratii soyktksel analizin
bir kolunu oluturur. 23 Eletirinin bir yanyla hakikat sylemlerinin deifre
edilmesini ierdiini kabul edersek, bu deifrenin ancak soyktksel ara
trmalarla mmkn olduunu da syleyebiliriz. Soyktksel aratrmalarn
amac toplumun farkl katmanlarnda ileyen iktidar-aygtlarnn etkilerini
tespit etmektir. 24 Ancak bylesi bir yaklamla, var olan iktidar kurma pra
tiklerine muhalif bilgi retilebilir. Foucault'ya gre soyktksel analizlerin
temelinde yatan, iktidar analizinin ya da iktidarlarn analizlerinin ekono
miden karsanp karsanamayaca sorusudur. 25 Zaten Biyo-Politikann
Douu derslerinde de soyktksel analiz yntemi ile liberal ve neo-liberal
ynetimin oluma hikayesini ekonomi ile ilikisi zerinden anlatr. Burada
da soru, liberal ve neo-liberal ynetimselliin ne lde ekonomik ilikiler
tarafndan belirlendiidir. Foucault, liberalizmi ne bir teori ne bir ideoloji,
ne de toplumun kendini temsil etme biimi olarak analiz eder. 26 Liberalizmi,
amalar dorultusunda hareket eden ve kendi zerine dnerek kendini
srekli yeniden dzenleyen bir praksis (practice) olarak, "bir eyleri yapma
biimi" (way of doing things) olarak analiz ettiini syler. 27
Foucault'ya gre, on sekizinci yzyln ortasndan itibaren liberal ynetim
sel akl (govenmental reason) "fazla ya da ar ynetim"in snrlandrlmas
zerine odaklanmtr. Fazla ynetilmemesi gereken ne bireylerin davran23 Michel Foucault, (1975-1976) "Society Must Be Defended", Lectures at the College De France,
Ed. Mauro Bertani ve Alessandro Fontana, ev. David Macey. Picador, 2003, s. 12. Bundan
byle SMD olarak geecektir.
24 SMD, s. 13.
25 SMD, s. 13.
26 BBP, s. 318.
27 BBP, s. 318.

Cogito, say: 70-71, 2012

45

46 mge Oranl

lan, ne ehirler, ne krallklar, ne de ruhlardr. Her ne kadar "Nasl ynetilme


li?" sorusu Avrupa'da on altnc yzyldan beri nfusun idaresi kapsamnda
tm bu yukardaki alanlar ierse de, 28 ar ynetim mefhumu, en fazla, pi
yasa (market) ve piyasa ilikilerini tehdit ettii lde sorun olarak gndeme
gelmitir. Piyasann, hem kendi dorularn oluturabilmesi hem de bu do
rular ynetimdeki siyasal iktidara, kural ve norm olarak sunabilmesi iin en
az mdahale ile ilemesi gerektii ngrs oluur. 29 Foucault liberalizmin
ortaya kn burada konumlandrr. On sekizinci yzyl Avrupa'snda piya
sann serbest hareket alannn salanmas iin, yneten iktidarn gcnn
ieriden kstlanmasn salayacak isel mekanizmalarn rgtlenmesinden
oluan yeni bir ynetim sanat doar. 30 Dolaysyla liberal ynetim sanat,
siyasal egemenin pazara mdahalesinin snrlandrlmas gerektii yargs
ile alakaldr. Peki bu yargya nasl varlmtr? Pazarn ve pazar ilikilerinin
daha serbest braklmasn neren bu yeni akl nasl ortaya kmtr?
Yeni bir ynetimsel rejim sunan liberalizmin on sekizinci yzylda orta
ya kn ekonomi-politiin bir bilgi biimi olarak ortaya k ile iliki
lendirerek deerlendirir Foucault. Piyasann ynetiminin snrlandrlmas
gerektii yargsn mmkn klan entelektel ara, hesaplama ve akl y
rtme biimi, ekonomi-politiktir (political-economy). 31 10 Ocak 1979 tarihli
derste ekonomi-politiin liberalizmin ortaya kndaki rol zerinde du
ran Foucault'nun temel tespitleri unlardr: Ekonomi-politik hkumetlerin
ynetme pratikleriyle ilgilenir; bu pratiklerin hukuk balamnda meru
olup olmadklarn sorgulamaz; zira onlarn kkenlerinden ziyade etkileri
(effects) zerinde durur. Ekonomi-politik asndan ekonomi sorusu her za
man ynetim pratiinin ekonomiye olan etkileri ile alakaldr. Bir bilgi bii
mi olarak ekonomi-politik, hkmedenin her zaman fazla hkmetme riskini
barndrd ilkesi ile hareket eder ve ekonomik ilikiler ve onlarn ynetimi
arasndaki ilikiye odaklanr.
Liberalizmin kullanma soktuu ekonomi-politik, siyasal iktidara piyasa
ya ve piyasa ilikilerine mdahale etmemesini tembihler, bir baka deyile,
piyasann "zgr" braklmas gerektiini vurgular. Liberalizmin zgrlkle
kurduu iliki hem retken hem de yok edicidir.32 Liberalizm, bir taraftan
28 STP, s. 88.
29 BBP, s. 30.
30 BBP, s. 27.
31 BBP, s. 13.
32 BBP, s. 64.

Cogito, say: 70-71, 2012

Biyo-Politikann Douu ve Foucaultcu Eletiri

"serbest" piyasay retmek zorundadr, fakat tam da bu nedenle belli snr


lar, basklar, zorlamalara bavurur. rnein, serbest piyasa, rekabete dayal
olduu iin, emek gcne eriimin serbest olmas gerekir, ama dier taraf
tan da emek gcnn siyasal bilinci olmayan iilerden olumas iin bir
<lizi snrlandrc mekanizma devreye sokulur. Bylelikle, iverenin alm g
cnn iiler tarafndan belirlenmesinin nne geilir, iiye denen creti
iverenler arasndaki rekabet belirler. 33 Yani pazarn serbestlii, iilerin po
litik olarak rgtlenmesini nleyecek bir dizi mekanizmann devreye sokul
masna baldr. Sendikal haklar kstlanr, grev hakk yasalara tabi tutulur.
Piyasann serbest olmas, rekabeti belirleyenin iiler deil iverenler olmas
anlamna gelir. Bu durum, zgrlklerin ya da serbestliin zellikle pazar
ve pazar ilikileri bnyesinde korunduunu gsterir. Yani serbest piyasa de
nilen olgu aslnda bu serbestliin srekli olarak kontrol edilen ve yeniden
retilen, denetlenen bir alan olmas anlamna gelir. Liberalizmin biyo-poli
tika ile ilikisi de nfusun idaresi zerinde yaplan bu tip snrlandrmalar,
basklar ve zorlamalar noktasnda ortaya kmaktadr.
Bu nedenledir ki, liberalizmin sunduu zgrlkler alan her zaman
snrl, hesapl-kitapldr; liberalizmin bu kontroll, hesapl zgrlk anla
y zgrlk kavramnn daha genel kullanmnn ima ettikleri ile eliir.
Foucault'ya gre bu "ll" zgrlk anlaynn atnda yatan gvenlik
olgusudur.34 Foucault, "liberalizmin, tehlike nosyonuna referansla bireyle
rin zgrl ve gvenlii arasnda gidip gelen bir mekanizma" olduunu
syler. 35 Her yerde tehlike korkusu uyarannn olduunu; tehlike korkusu
nun liberalizmin isel psikolojik ve kltrel koulu olduunu dile getirir. 36
Foucault'ya gre "tehlike kltr olmadan liberalizm olamaz."37
Stratejiler ve taktikler ile i gren neo-liberal ynetimsellik iin de, tehli
ke, korku, tehdit kltrlerinin bir ynetme taktii olarak i grdn sy
lemek mmkn. Amerika ve Trkiye rneklerinde, uygulanan neo-liberal
ynetimselliin, sava-ama ve srdrme taktii olarak toplumsal tehditler
oluturma yntemini ierdiini, buna en iyi ve gncel rnein de "terr"
sylemleri olduunu syleyebiliriz. Bu sylemlerle kamuoyunu maniple et
mekte medya en etkili "silah" olarak kullanlmaktadr. Bu balamda, Judith
33 BBP, s. 64.
34 BBP, s. 65.
35 BBP, s. 66.

36 BBP, s. 66-67.
37 BBP, s. 67.

Cogito, say: 70-71, 2012

47

48

mge Oranl

Butler medyann bir sava aygt olarak kullanmna dikkat eker.38 Medya
sava ama ve srdrme taktiklerinde ok nemli bir role sahiptir. Medya
aracl ile "terr", devletlerin deil, bireylerin ya da gruplarn eylemlerini
tanmlayan bir kategori olarak ina edilir, devlet iddetinden ayrtrlr ve
hatta onu merulatrmak iin kullanlr.
Foucault'nun Biyo-Politikann Douu derslerinde aktard liberalizm ve
neo-liberalizm anlats bu fenomenlerin ortaya k koullarna odaklanma
mz nerir. Foucault iin nemli olan bu koullarn birbirlerini nasl kestii,
birbirlerini nasl dzenledii ve birbirleri zerinden nasl ina edici, tesis edi
ci bir gce sahip olduklardr. Foucault'nun eylerin (ilikiler, mekanizmalar,
hkumetler, dzenler, devletler vb.) ortaya kn mmkn klan koullar
aratrmas ve bu koullar zne, iktidar, bilgi sorular etrafnda tarihselle
tirme abas, onun fenomenolog kimlii ile tarihi kimliini bir araya getir
mesinden kaynaklanr. Bu anlamyla Foucault hem birok teorisyenden hem
de birok tarihiden ayrlr. Biyo-Politikann Douu derslerinde grdmz
gibi, ana akm Marksist literatrde ve Avrupa ekonomi tarihi anlatlarnda s
nf elikileri ve burjuvazinin ortaya k zerinden anlatlan liberalizm ta
rihini Foucault, ekonomi-politiin bir bilgi sistemi olarak ortaya k, bunun
iktidar ilikileri zerinde yaratt etkiler, piyasa ve piyasa ilikileri zerinden
incelemeyi tercih etmitir. Foucault'nun gndemini bilgi-iktidar-zne ls
nn igal ettiini dnecek olursak, bu alternatif tarih okumasn da bilgi
ve iktidar ilikilerinin birbirlerini oluturmas asndan deerlendirebiliriz.
Kapitalizmin bir ekonomik sistem, liberalizmin ise bir siyasal rejim ol
duunu ileri sren Foucault, kapitalizmin kendini dntrerek yeniden
retimini salayann, liberal ynetimsellik olduunu iddia eder.39 ktidar
ilikilerinin ekonomiden karsanp karsanamayaca sorusunu sorarak,
neo-liberalizm anlatsn piyasann ynetimi sorusu zerine odaklayan Fo
ucault, bylece ekonominin siyasal iktidar zerindeki rol zerine eilir ve
Marksizmle dirsek temas kurar, dier taraftan ise Marksizme nemli bir
eletiri getirir: Ekonomik ilikileri kurumsallatran mekanizmalar olma
dan ekonominin var olamayacan syler. Bu tip bir analiz, sermayenin
ekonomik mantnn kapitalizmin tarihini belirlediini iddia eden Marksist
analiz ile ayrr. 4 Foucault, kapitalizmin iktisadi mantnn tm ilikileri
38 Judith Butler, Frames of War'n iinde "Introduction to the Paperback".
39 BBP, s. 67-70.
40 BBP, s. 164.

Cogito, say: 70-71, 2012

Biyo-Politikann Douu ve Foucaultcu Eletiri

kurumlar belirleyen temel olduunu savunan ana akm Marksist anla


ya kar kar. Kapitalizmin iktisadi mant, kapitalizmin tarihini yn
k<liren bir ilke olarak kabul edildiinde, kapitalizmin sonunun da kendi
isel mant gereince gelmesi gerekir.41 Foucault'ya gre bu tip bir analiz,
co-liberal dnemde olduu gibi, kapitalizmin urayaca kurumsal ve, bu
sebepten tr doacak, ekonomik dnmleri ngremez. Bir baka de
yile ana-akm Marksist analiz neo-liberal ynetim pratiklerinin kapitalizmi
yeniden retmek iin bavuraca kurumsal ve yasal alanlardaki ve bu alan
larn ilikisindeki mdahaleleri hesaba katmaz.
Yukarda, Foucault'ya gre liberalizmin douunu mmkn klan etmen
lerden birinin ekonomi-politiin bir bilgi biimi olarak siyasal egemenin
piyasaya hkmetme teebbsnn kstlanmas iin bir ara olarak kulla
nldn aktardm. Foucault'nun iktidar sorusunu her zaman bilgi ve zne
sorular ile ilikili biimde sorduunu, hangi mekanizmalar, iliki alar ve
bilgi biimleri ile hangi znelliklerin ortaya kt sorusunun izini srd
n gz nnde bulundurursak, Foucault iin neo-liberal dzenin kendine
has znesinin de incelenmesi gerekir.
Foucault, Biyo-Politikann Douu derslerinin son haftalarnda neo-li
beral zneyi tartr. Foucault'ya gre neo-liberal zne, siyasal egemenin
iktidarn kstlayabilen znedir, nk bu zneyi belirleyen temel nitelik,
liberalizmde de olduu gibi "Nasl ynetilmeli?" sorusudur. Fakat neo-libe
ral znellik farkl olarak bir baka nitelie de iaret eder. Neo-liberal rejim,
ekonomi zerinden tanmlanan bireyler retir (homo economicus - ekono
mik birey). Burada Foucault, ekonomiyi, geni anlamda, "rasyonel tutumla
rn analizi" olarak tanmlar. Rasyonel tutum (rational conduct) "evrenin
deikenlerinde meydana gelen modifikasyonlara duyarllk gsteren her
tutum"u ierir. 42 Yani, homo-economicus evresindeki deiimlere duyarllk
gsterebilen, kendisini evresine gre ayarlayabilen bir zellie sahiptir; bu
uyum gsterme ya da ayarlama pratiinin kendisi zneyi "ekonomik" klar.
Tpk pazarn pazar ilikileri erevesinde ve bu ilikilere duyarl bir biimde
kendini dntrd gibi homo-economicus da analiz yetenei ile srekli
kendini dntrr. Homo-economicus, siyasal egemenin egemenlik alann
aan pazar ilikilerine hem tabi hem de egemen kadar bu ilikilere katlm
olan bir zne modelidir. Foucault'ya gre neo-liberal znenin ekonomik sVl'

41 BBP,

s. 165.

42 BBP, s. 269.

Cogito, say: 70-71, 2012

49

50

mge Oranl

relere ikinlii, ona egemeni eletirebilme iktidarn verir. Homo-economi


cus ekonomi-politii varolan ynetimi eletirmek iin kullanabilme gcne
vakftr. Sivil toplum da homo-economicus'lardan olutuu lde bu ele
tiri gcn elinde tutar, nk homo-economicus neo-liberal rejimde pazar
ilikileri iinde glendike ve bu ilikilerde belirleyen konumuna ulatka
siyasal egemenin de hkmetme erkini snrlandrabilme yetkisini elde etmi
tir. Olduka kabaca zetlediim bu erevede, Foucault'nun Avrupa zelinde
tartt sivil toplum, eletiri gc ile belli bir iktidar alan oluturmakta ve
siyasal egemene bask oluturabilmektedir.
Foucault'nun aktard neo-liberal sivil toplum tartmalarnda sivil top
lumun sadece bir kategori olarak temsil edilii, yani var olan bir gereklik
olarak deil bir kavrama indirgenmesi, ister istemez Bat' daki sivil toplum
olgusunu, Avrupa'nn smrgecilik tarihi ya da Amerika'nn klelik tarihini
dnmeden nasl dnebiliriz sorusunu akla getirmekte. Sivil toplum so
rusu, toplumu belirleyen sreler dnlmeden sorulabilir mi? Foucault'ya
ynelik bu Foucaultcu eletiriyi bir tarafa brakacak olursak, Trkiye ze
linde bu tartmalar dnebilmek iin Foucault'nun yaptna benzer bi
imde tarihsel-teorik bir alma yapmak gerektiini dnyorum, nk
neo-liberalizmin Trkiye' deki tezahrnn Trkiye' deki bireysel ve toplum
sal haklar ve zgrlkler sorununun tarihinden bamsz olarak dn
lemeyecei kanaatindeyim. Eer Foucault'nun anlad anlamda liberaliz
mi siyasal egemen ve piyasann birbirleri ile atmas zerinden, ynetime
kar gelitirilen eletirel bir tavr olarak anlayacaksak, ncelikle Trkiye' de
iktidar ile sermayenin birbiriyle "nasl" att ya da atmad sorusu
nu sormamz gerekir. Bunun iin ise, siyasi iktidarn nasl sermaye alanla
r yarattn sorgulamak gerekir. Foucaultcu bir yerden Trkiye zelinde
liberalizmi dnmek, Trkiye'nin hem neoliberalizmle ynetilip (yasala
rn kullanlma biimi, ekonomik ilikiler, taktik ve stratejilerle ynetim vb.)
hem de neden Foucault'nun formle ettii ekilde eletirel bir sivil topluma
sahip olamad sorusu ile hesaplamay gerektirir. Dolaysyla, ncelikle
Trkiye' de devletin ve piyasann kontrgerilla ile ilikisine; rkln, devletin
ve piyasann kurumlar eliyle aktarlma biimine ve bunlarn yol at hak
ihlalleri ve adaletsizliin tarihine bakmak gerekir.

Cogito, say: 70-71, 2012

Biyo-Politikann Douu ve Foucaultcu Eletiri

Kaynaka
Butler, Judith, Frames ofWar, New York: Verso, 2010.
:oucault, Michel, Politics of Truth, Ed. Sylvere Lotringer, ev. Lysa Hocroth ve Cat
herine Porter, Semiotext(e), 2007.
Fmcault, M., The Birth of BioPolitics, Lectures at the College de France (1978-1979),
Ed. Michel Senellart, ev. Graham Burchell, Picador, 2008.
Foucault, M., "Truth and Power" (Hakikat ve ktidar) The Foucault Reader, Ed. Paul
Rabinow, Penguin Books, 1991.
Michel Foucault. (1975-1976) "Society Must Be Defended", Lectures at the College De
France, Ed. Mauro Bertani ve Alessandro Fontana, ev. David Macey. Picador,
2003. [Trkesi: Michel Foucault, Toplumu Savunmak Gerekir, (5. Basm) ev.
ehsuvar Akta, stanbul: Yap Kredi Yaynlar, 2011.]
Foucault, M., Securite, territoire, population. Cours au College de France (1977-78), Pa
ris: Gallimard/Seuil (Collection "Hautes Etudes"), 2004. [ngilizcesi: Michel Fou
cault, (1977-1978) Security, Territory, Population, Lectures at the College De France,
Ed. Michel Senellart, ev. Graham Burchell, Picador, 2007].
Kant, Immanuel, "Was ist Aufklarung?", Berlinische Monatsschrift. Dezember-Heft
1784, s. 481-494. (Trkesi: "Aydnlanma Nedir?", Seilmi Yazlarn iinde, ev.
Nejat Bozkurt, stanbul: Remzi Kitabevi, 1984.)

Cogito, say: 70-71, 2012

51

Foucault: iktidardan Biyoiktidara


UTKU ZMAKAS

Giri
Eer dnce derken, bir zne ile bir nesneyi, mmkn olan eit
li zellikleri iinde ortaya koyan bir edim anlalyorsa, dncenin
eletirel tarihi zneden nesneye kimi ilikilerin -bu ilikiler mm
kn bir bilginin kurucusu olduklar lde- olutuu ya da deitii
koullarn analizidir. 1

Foucault'nun klliyat boyunca sadk kald temel dsturun, yukar aln


tladmz ksmda sakl olduunu sylesek sanrm kimse itiraz edemez.
Foucault zneden nesneye farkl ilikilerin farkl konumsal tariflerini yap
ma abasyla yola km, bu erevede iktidar ile zne arasndaki ilikiler
temelinde toparlanabilecek ancak eitli varyantlara yaylan bir dnceler
demetini ortaya koymutur.
Bu abasnn temel olarak iki ekseni olduu sylenebilir: Felsefe ve tarih.
Foucault dncesini bu iki eksene bal olarak betimlemek ilk etapta kolay
grnebilir. Ne var ki bunun temel zorluu konunun derinliklerine inildike
insann cierlerine basn uygulayan su gibi boulmanza neden olan kar
makldr; nk asl sknt yalnzca basnc uygulayan su deil, suya da
basn uygulayan atmosferdir. Yani Foucault'nun felsefe ve tarih eksenlerin
de konumlandrlabilecek almas ncelikli olarak sz konusu alanlarn
kendine has zorluklaryla, younluklaryla ve artlaryla sorun kartrken,
1 Foucault, Felsefe Sahnesi, s. 352.
Cogito, say: 70-71, 2012

54

Utku zmakas

te yandan da bu alan snrlandran, kesen ve kapatan teki alanlarn bas


ks altndadr. Bu anlamda Foucault, felsefeyi yalnzca belirli bir alana in
dirgemeyen disiplinleraras bir dnrdr.2 Ne var ki yine de Foucault'nun
asli derdinin felsefe iinde olduu sylenebilir. Descartes'la balatlan mo
dern felsefe tarihinde "insan"n felsefenin merkezine gelmesi, Kant'n "akl"
tasarmyla da bunun perinlenmesi Foucault'nun asli ilgi alann oluturur.
Bylece Foucault bu iki dnrden yzyllar sonra "modern zne"nin ken
dinden ne pahasna ve nasl bahsedebildiini, kendisini nasl bir bilgi nes
nesi haline getirdiini, felsefenin zerinde Demokles' in klc gibi sallanan
"kendini bil" buyruunun ne anlama geldiini soruturmaya balar.
Bir ara parantez aalm: nsann kendisini ne pahasna ve nasl bir bil
gi nesnesi haline getirdii sorusu modernite srecine ilikin bir durumdur.
znelliin, znelemenin felsefi bir soru olarak ortaya kmas Foucault' dan
ok ncelere dayansa da bu sorunun "rasyonelletirilmi mbadele sistem
leri ile enformasyon alarnn arasnda yer alan ve hi de tekin olmayan bir
arayz haline"3 gelmesine ilikin temel soruyu soran bu dnrdr. Ku
rumsal veya sylemsel iktidar biimleri arasnda kurulan ilikilerin doal
bir durummu gibi aaayla ne kmas, rejimlerin kltrel etkilerini hafif
seyen bir "ego" kavray yaratmakla kalmaz, ayn zamanda insann bilgiye
ilikin merkezi konumunun iinde bulunduu alan kendi kendine rgtle
yen ve kendisini rasyonelletiren bir iktidar pozisyonu yaratmasna da yar
dmc olur. te Foucault bu anlamda felsefe tarihinin bir "kuraldlk"dr.
Sadece beden ve zneye dair varsaymlar tartmaya amakla kalmaz, bir
yandan da siyasetin yapl biiminin ve aralarnn da nasl deitiini ser
gilemeye koyulur. Bu erevede analizine temel oluturan aralarn yapsna
ilikin bir tartmay biz burada yapamayacak olsak da bu aralarla yaplm
2 Blanchot'nun szlerine kulak verelim: "[Foucault] Kendini ne sosyolog ne tarihi ne yapsal
c ne dnr ne de metafiziki kabul ettii iin (geleneksel felsefe ile her tr ciddi zihniyetin
terk edilmesi arasnda aralksz bir 'slalom' halindedir) onun nerede bulunduunu biliyor
muyuz? Tp bilimine, modern ceza usulne, mikro-iktidarlarn son derece farkl uygulama
larna, bedenlerin disiplinse! yatrmna ya da son olarak sulularn ifadelerinden dorudan
ayrlmayanlarn itiraflarna veya psikanalizin bitimsiz monologuna kadar uzanan alana
ilikin ayrntl incelemesini yaptnda paradigma deerine sahip baz olgular m setii,
yoksa insan bilgisinin eitli biimlerinin aa kaca tarihsel sreklilikleri mi tekrar
izdii, yoksa son olarak (bazlar onu bununla sular) aslnda her tr nesnel bilginin ku
kulu kaldn ve znelliin iddialarnn aldatc olduunu bizlere hatrlatmak iin bilinen
ya da tercihine deeri bilinmemi olaylar arasnda byk bir beceriyle seerek rastgele mi
gezindiini kendimize sorabiliriz." (Blanchot, Hayalimdeki Michel Foucault, s. 90-91).
3 Crary, Gzlemcinin Teknikleri, s. 14.

Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault: iktidardan Biyoiktidara

analizin kendisine ve ortaya koyduu sonulara detayl bir biimde eilmeye


alacaz. Bu erevede Foucault'nun neden iktidar meselesine eildiine
bakp iktidar dncesindeki deiimlerin ksaca izini srerek dnrn
son dnemindeki en nemli kavramlarndan biri olan "biyopolitika" kavra
mnn alann soruturacaz.
Biyopolitika: ktidardan Ynetimsellie

Foucault "Dnce Sistemleri Tarihi" krssnde verdii derslerin 1978-9 se


nesindeki derslerini "biyopolitika" olarak adlandrd alana ayrr. lk derste
"ynetim sanat olarak adlandrlabilecek olann tarihinin izini srecei"ni, 4
"ynetimsel bilincin kendisini almak istediini"5 ifade eder. Bu noktada
ilk olarak dikkati eken, felsefi-tarihsel almas boyunca "iktidar'', ikti
darn alma protokollerini, sylemsel dayanaklarn ve yapsn ele alan
Foucault'nun "iktidar" [power] kavram yerine "ynetimsellik" [governmen
tality] kavramn kullanmasdr. Ne var ki bu kavramsal dnm, basit bir
biimde yalnzca siyasetin alannn geniletilmesi ya da siyasetin belli bir
alanna yeni bir kavramla k tutmak anlamna gelmez.
Foucault'ya gre biyopolitika, yeni bir alan ve sorunlar vastasyla gele
neksel siyasetin grevleriyle yaplarna eklenmez. Biyopolitika, siyasal ege
menlie ilikin kavramlar yeniden formle ettiinden ve onlar siyasal bil
ginin yeni biimlerine tabi kldndan siyasetin geniletilmesi deil, daha
ziyade siyasetin ekirdeindeki bir deiimdir. 6
Lemke'nin ifadesinden de grld zere biyopolitika yalnzca politika
nn yeni bir uzama alarak yeni sorunlarn ve zmlerin peinden koul
mas deildir. Biyopolitika bal bana siyasetin nesnesinin deimesidir.
Bu noktada ncelikli olarak iktidar meselesiyle ilgili kurucu bir ni amak,
almamzda ilerlemek bakmdan ok daha yararl olacaa benzer.
Foucault'nun felsefi rekoltesinin temel olarak "zne" ve "iktidar" kavram
larna ynelik almalardan meydana geldiine daha nce iaret etmitik. Ne
var ki bu rekolte, izgisel bir ilerleyii iermemekle birlikte modern felsefenin
"meftun olduu" trden bir kesinlik ve tutarll da iermez. Foucault'nun
kendi i tutarll bakmndan ortada ciddi bir sorun olmamasna karn
dnrn -ikincil- yorumcular bakmndan farkl dnemletirmeler g4 Foucault, The Birth ofBiopolitics, s. 1.
5 Age., s. 2.
6 Lemke, Biopolitics, s. 33.

Cogito, say: 70-71, 2012

55

56

Utku zmakas

rlr. 7 1950'lerden 1984'teki vefatna kadar bu kavramlar erevesinde y


rtt aratrmasnda farkl vehelerden geen dnrn kategorik ikili
kartlklardan uzak duran, bilgi retimi ile sosyolojik veriler arasndaki ili
kiyi sorunsallatran, sylemi sylemin retim koullarna bal ancak tabi
olmadan srdrd zmleme abas ve farkl sylemlerin kurumsal kar
lklarnn ortaya kard dnyay anlamada ortaya koyduu kavramlarn
engin haznesi olduka karmak ve youn bir klliyat ierir. Ne var ki son
dnem almalar genellikle kendi almalarndan ksmi bir "sapma" ola
rak nitelenmitir. Gelgelelim sz konusu son dnem almalarnn bir sap
ma olup olmadn anlamak iin nceki dneme ait iktidar kavramsalla
trmasn ortaya koymak gerekmektedir. Bu nedenle ncelikle Foucault'nun
iktidar-zne kavrayn ksaca ortaya koymaya alacaz.
zetle, bu mcadelelerin esas amac "u ya da bu" iktidar kurumuna, gru
ba, elit kesime ya da snfa saldrmaktan ok, bir teknie, bir iktidar bii
mine saldrmaktr.
Bu iktidar biimi bireyi kategorize ederek, bireyselliiyle belirleyerek,
kimliine balayarak, ona hem kendisinin hem de bakalarnn onda ta
nmak zorunda olduu bir hakikat yasas dayatarak dorudan gndelik
yaama mdahale eder. Bu, bireyleri zne yapan bir iktidar biimidir. 8

Bu pasajda grld zere Foucault iin zne ile iktidar arasnda kopmaz
bir iliki vardr. ktidar yalnzca kurumsal ilikiler ierisinde tepeden ba
karak birka alanda zneyi denetimi altna alan yekpare bir yap deildir.
Bunun tesinde, gndelik yaama, znenin zihnine ve hareketlerine sirayet
eden bir kurumdur. Bylesi bir iktidar kavray Marksizmin veya anariz
min geleneksel iktidar kavraynn tesine geer; nk artk iktidar yal
nzca devlet tahakkmne indirgenemez. ktidar sorunu ok daha geni bir
perspektifle ele alnarak, felsefe tarihinde izi rahatlkla srlebilecek hu
kuki-sylemsel erevenin dna klmtr. Foucault'nun bunu yapmakta
ki temel amac, " hkmranlk sorunu ve dolaysyla da yasa ve yasaklama
sorunlar erevesinde kurulmu olmayan bir siyaset felsefesi"9 oluturmak
7 Foucault dnce erevesinin deimesi eletirisini temcit pilav gibi nne sren ele
tirmenlerine "Hayr, hayr, beni gzetlediiniz yerde deilim; fakat size glerek baktm
buradaym" (Foucault, Bilginin Arkeolojisi, s. 32) diyerek yant verir.
8 Foucault, zne ve iktidar, s. 63.
9 Foucault, Entelektelin Siyasi ilevi, s. 72.

Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault: ktidardan Biyoiktidara

ve bylelikle "[siyaset teorisinde] kraln kafasn uurmak"tr. 10 Bylece Fo


cault, siyaset felsefesi geleneinde Platon'un Filozof-Kral'yla balayan ve
Machiavelli'nin Hkmdar'yla yerini salamlatran politik-etik, bir otorite
/gr erevesinde rlm siyaset felsefesi kuramlarn bir kenara brak
mamz gerektiine iaret eder.
Ne var ki Foucault'nun dncesinde iktidarn zneyle olan balants
nn analiz edilmesi sreci -daha nce ifade ettiimiz zere- izgisel bir s
reklilii izlemez. Foucault'nun bu analizleri somutlatrp kitaplar boyunca
srdrmesi esnasnda iktidar kavray da kimi deiiklikler yaam, s
ramalar yapm, dnmler geirmitir. imdi, ksaca bu dnmleri ele
alalm.
Foucault'nun iktidara bak genel olarak iki evre altnda toparlanabi
lir. Birinci dnem Deliliin Tarihi'nde (1961) gelitirilen -ve Hapishanenin
Douu'na (1975) kadar sren- iktidar kavraydr. Bu dnemde Foucault
iin iktidar, daha ziyade baskc bir yapy adlandrmakta kullanlmtr. De
leuze gibi ifade edecek olursak, kavramlarn yurtland alan iktidarn bas
kc mekanizmalarnn (akl hastanesi, hapishane, okul vb.) zmlenmesi ve
bu mekanizmalarn yaratt -byk t ile yazlan- Tarihten gizlenen "teki
ler tarihini" (delilik, mahkumluk vb.) yazmaktr. Bylelikle Foucault iktida
rn kapatclna mtekabil bir yansmayla mikro-tarihe dnm, sreklilik
anlatlarn krlmalar ve boluklarla ilerleyen bir tarihyazm denemesiyle
amay denemitir. Bu aamada iktidarn yalnzca baskc bir tertibat olarak
grlmesi pek artc deildir; nk -zellikle Deliliin Tarihi'ni gz n
ne alrsak- mercein altna arlanlar serseriler, czzamllar, slaha muh
talar gibi "dlanm", periferiye itilmi olanlardr. Bunlarn kapatlmas,
"deliliin bizzat akln biimlerinden biri haline gelmesi "yle sonulanmt. 11
Deliliin akln alan ierisinde anlam ile deer tekil etmesi, aklnsa bu an
lam ile deeri belirleyen tek merci olmas, ister istemez akl ile delilik arasn
da kurulan metaforik ilikiyi iktidar ile zne arasnda kurulan ilikinin bir
prototipi, tekillemi bir versiyonu olarak okumay da olanakl klar.
Foucault'nun iktidar kavraynn ikinci dnemiyse Cinselliin Tarihi
(1976) kitabnda somutlatrlabilir. Foucault bu dnemde iktidarn yalnzca
basklayc olduu varsaymn bir yana brakm, iktidarn zneyi baskla
mann yan sra rettii bir boyutu da olduunu dile getirmitir. Ayrca bu
10 Age., s. 72.
11 Foucault, Deliliin Tarihi, s. 67.

Cogito, say: 70-71, 2012

57

58

Utku zmakas

dnemde "kendilik kaygs" ve "kendilik teknolojileri" kavramlar ne kma


ya balamtr. Bu dnemde Foucault iktidardan unu anlar:
Bana gre iktidardan ilk nce uygulandklar alana ikin olan ve kendi
rgtlenmelerini kuran g ilikileri okluunu anlamak gerekir; yani,
mcadeleler ve kar karya gelmeler yoluyla bu ilikileri dntren, g
lendiren, tersine eviren hareketi anlamak; bu g ilikilerinin, bir zincir
ya da sistem, ya da onlar birbirinden tecrit eden farkllklar ve kartlklar
oluturacak biimde birbirlerinde bulduklar dayanaklar anlamak; ve ni
hayet, genel izgisi ya da kurumsal saydamlamas devlet aygtlarnda, ya
sann formle edilmesinde ve toplumsal hegemonyada gelien stratejileri
-sz konusu g ilikileri bu stratejilerin iinde etkili olurlar- anlamak.12

Bu anlamda iktidar,
her yerde hazr ve nazrdr: Ama bu, her eyin yenilmez birliinin ats al
tnda kmeletirme ayrcalna sahip olmasndan deil, her an, her nok
tada, daha dorusu bir noktayla baka bir nokta arasndaki her bantda
ryor olmasndan kaynaklanr. ktidar her yerdedir; her eyi kapsadn
dan deil, her yerden geldiinden dolay her yerdedir. 13

Bu pasajlar nda Foucault'nun iktidar kavraynn ncelikle "her yerde"


olmaya (yani gndelik hayata kadar sirayet etmeye) vurgu yaptna iaret et
mek gerekir. Bu anlamda nemli olan devlet ya da devletin tahakkmc ilev
leri deil, devleti ya da devletin tahakkmn aan iktidar pratiklerinin her
yerde nasl ilediidir. Bunu mmkn klansa "g ilikilerinin her alannda
birer taktik e ya da blok"14 olan sylemlerdir. Bu anlamda sylemler "ayn
zamanda iktidarn hem arac hem sonucu olabilecei, ayrca kart bir strate
ji iin engel, tkez, direnme noktas ve k da oluturabilecei karmak ve
istikrarsz bir btn" dr. 15 Bylece farkl sylemlerin ierisinde yer alan ve
farkl sylemleri oluturmaya katk veren zne, yalnzca bastrma mekaniz
malarnn altnda skp kalmaz, ayn zamanda onlar tarafndan retilir de.
12 Foucault, Cinselliin Tarihi, s. 71-72.
13 Age., s. 72.
14
15

Age., s. 78.
Age., s. 78-79.

Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault: ktidardan Biyoiktidara

Ksaca zetlersek, Foucault iktidar ile zne arasndaki ilikiyi klasik ik


i i<lar anlayn aan bir biimde ele alm; ancak bu kavray biimi de tek
boyutlu olmamtr. nceleri yalnzca baskc ve kapatc bir biim olarak
grlen iktidar, daha sonradan retici bir nitelie de kavumu; bylelikle
de iktidar sorunu geleneksel kavrayn dna karlm ve znenin dzene
dahil olmasnn tek bana bir ret ya da kabul anlayyla aklanamayaca
<>rtaya konmutur.
Bu iki dnem arasndaki gei bizim amzdan dikkat ekicidir. Sz ko
nusu deiimin, felsefi kavraytaki farklln ortaya kmasna neden olan
c.lurumu aklamak kolay deilse de, iktidarn baskc niteliinin tesinde
retici bir nitelie de kavumas biyopolitika kavraynn nn amtr.
Bu anlamda Foucault'nun biyopolitika meselesine ilikin almalarn bu
ikinci hattn bir varyant olarak grmek gerekmektedir. Artk bunun nasl
gerekletiine geebiliriz.

Biyopolitika: "Nfus", "Gvenlik", "Giriim Olarak Kendilik"


Foucault'nun zne ile iktidar arasndaki ilikiye ynelik grndeki dei
im, doal olarak siyaset felsefesinin geleneksel tema ve aralarn da dei
tirmitir. Platon' dan Spinoza'ya, Hobbes'tan Kant'a kadar modern siyaset fel
sefesinin temel belirleyeni olarak "akl" dan sz edebiliriz. Ne var ki Foucault
"kendilik teknolojileri" kavrayna ulat noktada artk modern felsefenin
temel epistemolojik buyruunun, yani "kendini bil" deyiinin anlamn yeni
den soruturmaya balamtr. Foucault modern znenin kulaklarna sonu
gelmez bir uultu halinde fsldanan "kendini bil" buyruunun, aslnda epis
temolojik boyutun giderek basknlaarak olaylar, duyular ve benlik arasn
daki dorudan ilikinin zayflatld bir "kendine zen gsterme/kendilik
kaygs" olduunu ortaya karmaya abalamtr.16
ktidar kavraynn ikinci dneminde Foucault arlkl olarak beden
sorunuyla ilgilenmi, "kendine zne gsterme"nin, "kendilik kaygs"nn ne
anlama geldiini soruturmutur. Ne var ki bu soruturma, modern siyaset
felsefesinin merkezine oturmu olan "akl"n incelenmesi gibi gerekletiril
memitir; nk
(...) Foucault'nun vurgulad gibi, matematikletirme ya da niceliksel
saptama nemli olmakla birlikte 19. yzylda beeri bilimlerdeki en temel
16 Bu konuda zellikle Technologies of the Self'e ve Cinselliin Tarihi'nin "Kendilik Kaygs"
balkl nc blmne baklabilir.

Cogito, say: 70-71, 2012

59

60

Utku zmakas

mesele deildi. nemli olan, beden ve bedensel ilevlerin gerekletiril


me biimleri hakknda edinilen bilgi nda insan znesinin yeni iktidar
dzenlemelerine nasl uyumlu klnacayd: ii, renci, asker, tketici,
hasta, sulu olarak beden. 17

Beden kendi bana bir tz olarak deil, daha ziyade kurumlar tarafndan
retildii biimler altnda incelenmitir. Bu anlamda da siyasetin nesnesi
"akl" olmaktan km, ynetimsellik tarafndan ekillendirilen "beden"
olmutur. Bu anlamda siyaset artk Aristoteles'te cisimletii zere "iyi
yaam"la deil, "yaam"la ilgilenmektedir. Foucault u nemli soruyu so
rar: "Asl rol yaam salama, destekleme, glendirme, oaltma ve d
zenleme olan bir iktidar, en byk stnln nasl ldrme alannda
kullanabilir?" 18 Bu dnme ilikin yant da hazrdr: "Denebilir ki eski
ldrtme ya da yaamasna izin verme hakknn yerini yaatma ya da lme
atma gc almtr."19 Bu noktada devreye biyopolitika kavram girer.
Foucault biyopolitika incelemesine daha nce iaret ettiimiz ayrc bir
nkabulle, verili nkabuln yok saylmas arsyla balar: "Evrensellerin
olmadn varsayalm.''20 Bu, basit ama nemli varsaym, bizi makro-tarih
(daha nce dile getirdiimiz zere -byk t ile yazlan- Tarih) anlaynn
dna eker; bylelikle de mikro dzeydeki yap, pratik ve aralar zerin
den liberal iktidar anlaynn soyktn karmaya ynelir. Bu noktada
nemli bir uyarda bulunmamz gerekiyor. Foucault'ya gre "Biyopolitikann
ne olduunu ancak liberalizmin ne olduunu anladmz zaman kavramaya
balayabiliriz."21 Bu nedenle biyopolitika aratrmas aslnda bir liberal ikti
dar kavray aratrmasdr. Ne var ki "Foucault liberalizmi iktisadi bir ku
ram ya da politik bir ideoloji olarak deil, insanlarn ynetimine ilikin zel
bir sanat olarak kavrar."22 Bu nedenle liberalizm "Ortaadaki tahakkm ile
erken modern devlet akl"23 gibi kavramlarla ayrr.
Evrensellerin olmad bir tarihyazm bizi ok daha geni ancak tart
mal bir alann ortasnda brakacaktr. Bu anlamda evrensellik tabelasndan
skartaya kartlan ilk e "devlet"tir. Foucault'ya gre "Devlet, zel ve s17 Crary, Gzlemcinin Teknikleri, s. 159-160.
18 Foucault, Cinselliin Tarihi, s. 101-102.
19 Age., s. 102.
20 Foucault, The Birth of Biopolitics, s. 3.
21 Age., s. 22.
22 Lemke, Biopolitics, s. 45.
23 Age., s. 45.

Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault: ktidardan Biyoiktidara

rcksiz bir gerekliktir. Devlet, ister doa ister tanr gibi bir sisteme bal ol
sun, yalnzca kendisi iin ve kendiyle ilikili olarak var olabilir."24 Bu anlam
da da "devlet yalnzca devletler olarak, oul olarak var olabilir."2 5 Devletin
;oulluu iinde farkl ynetim biimi vardr. Birincisi, sermaye birikti
rilmesine, nfusun geniletilmesine ve yabanc glerle srekli olarak at
maya dayanan, devletin ekonomik adan belirlendii merkantilizm, ikincisi
"hir pratik iinde somutlaan ve organize edilen" 26 raison d'Etat27 ve n
cs kalc bir orduya bal olan kalc diplomasidir. Bu ynetim biimi
arasndaki ayrm, bunlarn farkl ynetim teknikleri olduu dncesini do
urmamaldr. Tam tersine bunlar, birbirini sylemsel adan etkileyen, ku
nmsal adan birbirinin iine kk salm zelliklere ve aralara sahip olan,
son kertede liberalizmin hepsinden pek ok ey ald ynetim teknikleridir.
Bunlarn hepsi "raison d'Etat ilkesi asndan organize olmu bu yeni y
netim sanatnn somut cisimlemeleridir". 28 Foucault raison d'Etat'nn zel
liklerinden sz ederken bu ynetimsel akla ilikin kritik sorunun bir snr
sorunu olduunu gstermeye abalar. Kendisini de facto bir snrlama olarak
koyan raison d'Etat'nn kendi isel snrn belirleyen eyin hukuk olmad
n, on sekizinci yzyln ortasndan balamak suretiyle bu snr grevini
"politik ekonomi"nin 29 grdn ifade eder. Bylelikle Foucault daha n
ceki almalarnda pek rastlanmad zere politik ekonominin snrlarna
girer; ne var ki bu abasnda geleneksel Marksist kavrayta olduu zere
ekonomi politii temel belirleyen olarak koymaz. Yine de Foucault'ya gre
"Ynetim sanatnn yerlemesinin can alc noktas, ekonominin siyasi pratik
alana sokulmasdr."30 Peki, bu klasik anlamdaki bir politik ekonomi midir?
Politik ekonomi kavramndan ne anlamak gerekir?
Biyosiyasetin sentagmas olarak siyasal iktisat [politik ekonomi], yleyse,
klasik siyasal iktisatta ve onun eletirisinde olduu gibi yalnzca sermaye
ile emek arasndaki ilikiye dayanmaz, ayn zamanda toplumsal bnyeye
24 Foucault, The Birth of Biopolitics, s. 5.
25 Age., s. 5.
26 Age., s. 5.
27 Raison d'Etat yalnzca "devlet akl" anlamna gelmemekte, ayn zamanda devletin bekasn
srdrmek iin verdii kararlar, devletin karlar gibi anlamlara da gelmektedir. Bu ba
lantlarn metin boyunca aklda tutulmas yararl olur.
28 Age., s. 5.
29 Age., s. il.
30 Foucault, Entelektelin Siyasi ilevi, s. 271.

Cogito, say: 70-71, 2012

61

62

Utku zmakas

(corps social) kadar uzanan gler arasndaki ilikilerin oklu yapsn


arttrmaya izin veren iktidar dzeneklerini de kuatr. 31
Burada grld zere Foucault'nun iaret ettii anlamyla politik ekono
mi geleneksel anlamndan syrlm ve iktidar dzeneklerine yeni kaplar
aan bir kontrol mekanizmasna dnmtr. Ekonominin siyasete girme
sine ilikin olarak bir noktaya dikkati ekmek gerekir: En iyi rneklerinden
birinin Machiavelli' de bulunduu hkmdar (kral) figr temel olarak aile
ye dayanan bir ynetimi iaret eder. Bu figrde iktidar mevkii akn ekono
mik bir mirastr. Ekonomik bir mirastr; nk aileye dayanr ve toprak ile
tebaa zerinde bir mlkiyet ilikisi kurar. Akndr; nk iktidar figrnn
otoritesi, ncelikle sorgulanamaz bir teolojik boyuta dayanr ve ikinci olarak
da hkmdarn kendisine dsaldr. 32 Bu dsalln eritilmesi iin srekli
tehdit algs canl tutulmaldr. Bylece aile ii alana ait olan ekonomi algs,
btnn tek bir vcut olduu analojileri retir. 33
"Politik ekonomi"nin birden ok anlam olduunu dile getiren Foucault,
kavramn farkl anlamlarna eilir ve "bir devleti ynetmek, btn devleti
kapsayan bir ekonomi kurmak anlamna gelecektir ve bu ekilde yurttalar
da, herkesin serveti ve davranlar da sk bir gzetim altnda tutulacak, bir
aile reisinin kendi evini ve mallarn gzetmesi gibi daima denetlenecektir"34
der. Bylelikle aile temas zerinden "denetim" ve "ekonomi" arasnda "do
al" gibi gsterilen bir ba kurulmaya abalanr. Ne var ki bu belirleyicilik
yle bir noktaya gelir ki, modern ynetim aralarnda ynetimsel akl belirli
anlamlarda bir kenara konmaya balanr.
31 Lazzarato, "Biyoiktidardan Biyosiyasete", s. 18.
32 Bu konudaki aklamalar iin bkz. Foucault, Entelektelin Siyasi ilevi, s. 268.
33 Bu noktada iki rnek vermek yerinde grnyor. Birincisi, Platon'un en iyi devletin tek bir
insan gibi hareket eden devlet olduu varsaym; ikincisi, halk ile nder arasnda bedensel
balant kuran ynetim imgeleri. Burada kolaylkla tahmin edilebilecei gibi nder/hkm
dar/kral halkn "akln", halk ise hkmdarn " bedeni"ni simgeler. Bylece yapsal bir fark
sadece batan kabul edilmekle kalmaz; ayn zamanda ekonomik alann ynetiminin kimde
olaca iaret edilmi de olur. Bu noktada elzem olmayan, fakat bir kenara kaydetmemi
zin yararl olabileceini dndm bir yoruma ksaca yer aabiliriz: Claude Lefort, The
Political Forms of Modern Society adn tayan nemli kitabnda "Totaliterliin temelinde
bir-olarak-halk temsili yatar" (Lefort, The Political Forms of Modern Society, s. 297) der. Bi
zim konumuz, yani biyopolitika ncesi aileye dayanan iktidar mekanizmalar asndan bu
nemli bir tespittir: Halkn hkmdarn bedeni olarak (yekvcut[bir]-olarak-halk) temsil
edilmesi, bir anlamda farkllklarn yok saylmasn salar. Genel bir homojenleme mant
nn hkm srd alegoride, bedeni oluturan halkn ilevleri zelletirilmez ve byle
likle herkesin iktidara "eit mesafe" de olduu yanlgs retilir.
34 Foucault, Entelektelin Siyasi levi, s. 272.

Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault: ktidardan Biyoiktidara

Bir baka deyile, meruluk ya da gayrimeruluktan ziyade baar ya da


baarszlk vardr; ynetimsel eylemin lt artk baar ya da baar
szlk olmutur. 35

Foucault'nun bu belirlenimi biyopolitikann en nemli yanlarndan birini


stermektedir. Liberal tutum, iktidarn eylemlerinin meruluuna ilikin
tartmay bir yana brakm; bunun yerine baar ve baarszlk geer ake
haline gelmitir. Ne var ki burada klasik anlamyla bir kar-zarar tablosu
u n tesine gemi bir ynetim pratii vardr. Biyopolitikada iktidar karn
aksimize etmenin peine dmez; "bunun yerine, 'ekonomik ynetim' ara
clyla ister zorunlu ya da yararl isterse lzumsuz ya da hatta zarar verici
olsun ynetimsel eylemi bulmaya alr."36 phesiz bu ynetimsel eylemin
"maskesi" ncelikli olarak "hukuk"37 olacaktr:

Ynetimsel pratikler kendisini kuran bir doa kanunuyla paralel olmal


dr. Bu nedenle ynetim ilkesi dsal uyumdan isel uyuma doru deie

cektir. 38

Bylece liberal devlet paradigmasna ilikin temel soruna doru yelken aa


rz. leride tekrar ele alacamz zere, liberalizm modern egemenlik anla
ynn zneler zerinde youn bir tahakkm uygulad ve zgrle daha
fazla yer ama saikleriyle ortaya kmken tablo aslnda giderek terse doru
dnmektedir.
statistik terimlerine indirgenen devlet ynetimi, Foucault'ya gre temel
olarak ilk ifadesini on altnc ile on yedinci yzyllar arasnda bulur:
Ynetim sanat, bizim bugn yklediimiz olumsuz ve kltc anla
myla (sadece devletin karna hizmet edecek ekilde hukuk, eitlik ve
insanlk ilkelerini ineyerek) deil; tam ve olumlu anlamyla anlalan
"hikmet-i hkmet"39 temas etrafnda ykselir. Bu olumlu anlama gre,

devlet kendisine ikin olan ve sadece doal ya da ilahi yasalardan, bilgelik


35 Foucault, The Birth ofBiopolitics, s. 16.
36 Lemke, Biopolitics, s. 46.
37 Bu noktada Foucault'nun bir hukuk kuram gelitirmediine, felsefe ve siyaset kavanda
yrdne dikkati ekmek gerekir.
38 Lemke, Biopolitics, s. 46.
39 Burada "hikmet-i hkmet" olarak evrilen ifadenin raison d'Etat olduuna dikkat etmek
gerekir.

Cogito, say: 70-71, 2012

63

64

Utku zmakas

ve saduyu ilkelerinden karlamayacak olan rasyonel ilkeler dorultu


sunda ynetilir. Doa gibi devletin de, her ne kadar farkl bir trde olsa
bile, kendine gre bir rasyonellii vardr. 40
Foucault'nun iaret ettii zere bu rasyonellik on sekizinci yzyla kadar y
netim sanatnn gelimesine bir anlamda engel olmutur. te bu noktada
devreye giren merkantilizmin desteini alan raison d'Etat devletin ekonomik
mdahalesini rasyonel hale getirmitir. Bylelikle devletin ynetim aralar,
egemenlik ve rasyonellik arasndaki bir dizi denge unsurunu dililerin ara
snda "nerede olduunu bildii gizli oyuklara ve aralklara"41 makine yan
pskrtmeye balamtr. Ne var ki merkantilizmin paradoksu, ekonomik
adan devletin zenginliini ve bu zenginliin rettii kurumsal boluklar
halkla paylamak konusundaki "utanga" tavrndan ileri gelir. Bu nedenle
ekonomik refah asla tam anlamyla toplumun refah anlamna gelmez, ge
lemez. Merkantilist temalar tarih sahnesinden ekildike onun rettii ku
rumlarn pratik sonular da ynetim sanatnda kimi amazlar yaratm ve
iktidarn anmasna kadar varabilecek kvlcmlar retmitir. "Bir yanda
ev ve aile babas, dier yanda devlet ve hkmran"42 arasnda kalan ynetim
sanat, bu noktada kendi ksa devresinden "nfus perspektifi"yle kurtulur.
Tarihilerin yakndan bildii bir dizi dngsel sre sayesinde tarmsal
retimin genilemesiyle balantl olarak byyen para bolluuyla ilikili
olarak, on sekizinci yzylda grlen demografik byme.43
Baka bir almasndaki ifadesiyle
Biyopolitiin ii nfusladr ve siyasal sorun olarak, hem bilimsel hem siya
sal sorun olarak, biyolojik sorun ve iktidar sorunu olarak nfus, sanrm
bu noktada ortaya kyor.44
Bylelikle biyopolitikann birinci temas da ortaya km olur: Nfus. Y
netimde aile temasnn yerini ynetim sanatnda nfusun almas merkanti40 Foucault, Entelektelin Siyasi ilevi, s. 277-278.
41 Benjamin, Tek Yn, s. 11.
42 Foucault, Entelektelin Siyasi ilevi, s. 280
43 Age., s. 280.
44 Foucault, Toplumu Savunmak Gerekir, s. 251.
Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault: ktidardan Biyoiktidara

11 z m in raison d 'Etat'ya verdii destein bir sonucudur. Ekonomiye musallat


olan "aile" belirleyeni salgn hastalklar, kapatma kurumlar, lm/doum
oranlar gibi olgularn ortaya kyla skartaya kartlr. Aile artk nfu
sun atomize olmu, en kk esi olmann tesine geemez. Burada bir
noktay iaret etmek gerekiyor: Ynetim mantnda ailenin deerini ve yeri
ni byk oranda kaybedip yerini nfusun almas; ancak temelde aile kuru
muna duyulan balln devam etmesi bireyi tmden nemsiz bir konuma
itmez. Bireyin biyopolitika asndan " nemi"ne daha sonra deineceiz. O
halde ncelikle Foucault iin nfusun ne anlama geldiini soruturalm:
Foucault 'nfus'la yasal ya da politik bir kendilik (rnein, bireylerin top
lamn) deil; bamsz biyolojik bir cisim [corpus] tahayyl eder: doum
ile lm oranlar, salk dzeyi, yaam sresi, refahn retimi ve dolam
gibi kendi sreleri ve fenomenleri tarafndan karakterize edilen bir 'top
lumsal beden'. 45
ite tm bu srelerle ifade edilen nfus, ailenin yerini aldktan sonra "yne
timin nihai amac''46 gibi grnmeye balar:
Nfus artk hkmrann iktidarndan ok ynetimin amacn temsil et
mektedir; nfus ihtiyalarn, zlemlerin znesidir, ama ayn zamanda, y
netimin ellerinde bir nesne durumundadr.47
Nfusun denetimi phesiz ki ynetimin nihai arac gibi grnmeye balar;
ancak "nfusun ynetilmesinin temel hedefi ve temel arac[ysa] kardr". 48
Bu noktada daha nce iaret ettiimiz " baar" temasn hatrlamak yerin
de olacaktr. Bu baary daim klmak ve kar maksimize etmek iin ucu
nfusa deen btn srelerin denetim altnda tutulmas gerekir. te raison
d'Etat'nn yeni grevi budur. Devlet (ve onun temsilcisi olan lider), ekonomik
alana mdahaleyi "nfusun yarar"na ve "nfus iin" eklinde lanse eder. Bu
nun bir rneini " ocuk yapma" abasnda bulabiliriz. R. T. Erdoan'n Ha
cettepe niversitesi _Nfus Ettleri Enstits'nn yapt bir almaya daya
narak, " ocuk yapma"nn "nfus"un, "halk"n yararna olduunu her yerde
45 Lemke, Biopolitics, s. 36-7.
46 Foucault, Entelektelin Siyasi levi, s. 282.
47 Age., s. 282.
48 Age., s. 282.

Cogito, say: 70-71, 2012

65

66

Utku zmakas

vurgulamas bu bakmdan hi de artc deildir. Biyopolitika aamasnda


g younlamasnn merkezi olan egemen, gzlerini "nfus"a dikmi ve top
lumsal corpus'u "ehliletirme"yi siyasetin amalarndan biri haline getirmitir.
Bu noktada klasik liberalizm ile neo-liberalizm arasnda bir yark alr.
Klasik liberalizm ynetimin piyasaya en az derecede mdahale etmesi gerek
tiini savunurken, neo-liberalizmin tavr ok daha farkl olacaktr:
Sizin de grebileceiniz zere, altn izeceim ilk nokta, neo-liberallerin
her zaman syledii neo-liberal ynetimsel mdahalenin baka herhangi
bir sistemde olduundan ok daha az youn, ok daha nadir ve ok daha
az srekli olduudur. nk bu liberal bir dzendir, ynetimin piyasa
etkilerine mdahale etmemesi gerektii eklinde anlalr. ( ...) Ynetim,
toplum ve ekonomik sreler arasndaki bir kar nokta ya da bir ekran
biimini almamaldr. Aslnda topluma dokusunda ve derinliinde mda
hale etmelidir.49
Bu mdahalede, yani dorudan piyasaya deil de, onun " dokusu ve derin
lii" olan nfusa mdahalede iki anahtar kavram vardr: "Ekonomik ilerle
me" ve "istikrar". Bu iki kavramdan ilki Foucault'ya gre ilerlemenin krite
ri haline getirilmitir. Nfus, ekonomik ilerleme sylemine ilitirilmi olan
teki mdahalelerle ekillendirilmeye balar. Burada sylemsel dayanaklar
eitli grnmler altnda kendisini sergiler. 50 Bu sylemsel dayanaklar de
tayl olarak incelemek almamzn snrlarn aaca iin burada yalnzca
snr olarak belirlediimiz temalarn tarad alanlar ierisinde kalacaz.
"On sekizinci yzylda mkemmelleen ynetimsel akln yeni sisteminde" 51
devletin mdahale mant deiecektir; nk "kamu hukukunun arlk
merkezinde bir deiim olmutur".52 Bu nedenle de "modern biimi ierisin
deki ynetimsel akl, kendi snrlarna ilikin ilkeyi aramasnn temel nitelii
olduu on sekizinci yzyln balangcnda kurulduu biimiyle karlarna
49 Foucault, The Birth of Biopolitics, s. 145.
50 Bunun en gzel rneklerinden birisini yine Foucault, ordo-liberallerle tartrken verir. Or
do-liberallerin devletin nasl mdahale etmesi gerektiine ilikin tartmalar (The Birth of
Biopolitics, s. 138) esnasnda isizin durumu yle betimlenir:"( ...) isiz birisi nedir? siz,
ekonomik yetersizlikten zarar gren birisi deildir; toplumsal bir kurban deildir. O, ge
i halindeki bir iidir." (s. 139). Bu rnekte grld zere isiz toplumsal eitsizliin,
sosyal politikalardaki hatalarn kurban deildir artk; liberal tahayylle birlikte "isizlik"
zerinde geici olarak konaklanan bir zemine indirgenmitir.
51 Foucault, The Birth of Biopolitics, s. 37.
52 Age., s. 39.

Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault: ktidardan Biyoiktidara

glire ileyen bir akldr". 5 3 Ksacas bu ynetimsel akl kendi snrlarnn pe


l ne derken u noktaya gelmitir:
Ynetim artk mdahale etmemelidir ve artk eyler ile insanlara doru
dan el koyamaz; yalnzca g uygulayabilir, yalnzca meruluktur, hukuk
ile akl zerine kurulmutur, kar ya da karlar kadar mdahale ede
bilir ( ...) 54

Yukarda sz ettiimiz zere kamu hukukun arlk merkezindeki deiimle


birlikte "ynetim yalnzca karlaryla ilgilenir" 55 hale gelir. Bu karlar d
zenlemesinin balca yolu da "zgrlk"n ele geirilmesidir.
Yeni ynetimsel akl zgrle gereksinim duyar; bu nedenle yeni yne
tim sanat zgrl tketir. retmek zorunda olduu zgrl tketir.
zgrl retmek, dzenlemek zorundadr. Bylelikle yeni ynetim sa
nat zgrln dzenlenmesi olarak grnr, 'zgr ol' emri anlamnda
deil. ( ...) Liberalizmin forml 'zgr ol' deildir. Liberalizm basit bir
ekilde unu formle eder: zgr olman iin gerekeni reteceim. 56

phesiz ki liberalizmin "zgrlk retimi", toplumdaki zneleri yaama


balamak, yaamn zenginliini ve oulluunu kucaklamak, yaama alan
amak iin deildir; aksine insan trnn en nemli niteliklerinden biri olan
ileriyi grme ve buna bal olarak imdiyi ekillendirme abasnn elinden
alnmas iin gereklidir: "Liberalizm zgrl retmek zorundadr; ancak
bu edim snrlarn kurulmasn, denetimleri, bask biimlerini ve tehditlere
bal zorunluluklar ierir."57
B ylece istatistik -baka bir anlamyla- bir kez daha devreye girer ve Os
man Konuk'un dizesiyle "doal felaketler ajandalarda zenle iaretli" hale
gelir. Burada devreye ekonomik ilerleme ve istikrar sylemlerini destekleyen
bir hesap ilkesi girer; nk "Liberalizm zgrln kabul edilmesi deil
dir; zgrln srekli olarak imal edilmesi, harekete geirilmesi ile retil
mesidir, elbette bununla birlikte bu retimden doan sorun ve snrlamalar
53 Age., s. 44.
54 Age., s. 45.
55 Age., s. 45.
56 Age., s. 63.
57 Age., s. 64.

Cogito, say: 70-71, 2012

67

68

Utku zmakas

sistemidir."58 Foucault iin "bir nfustaki somut yaam srelerinin toplam,


'gvenlik teknolojisi'nin hedefidir." 59 Nfus alanna giren, doum ve lm
oran, yaam kalitesi, yaam sresi vb. her trden e "gvenlik" emberi
nin ierisine alnmaya allr. Bylelikle bu noktada devreye -nmzdeki
blmde ele alacamz ve bizim emamz asndan biyopolitikann ikinci
temas olan- "gvenlik olarak adlandrlan hesaplama ilkesi''6o girer.
Gvenlik
Biyopolitikann birinci temas "nfus"sa ikincisi de "gvenlik"tir. Daha nce
hkmdarn tebaasn srekli bir tehdit algs ierisinde tutmasna dein
mitik. Bylelikle iktidarna olan dsalln, doal bir bam gibi yanst
maya abalyordu. Foucault bu noktada nemli bir belirlemede bulunur: "Bir
tehlike kltr olmadan liberalizm olmaz."61
Bu tespit ele alacamz alt-balk asndan belirleyici bir nitelik tamak
tadr. Bunun temel nedeni, Foucault'nun Cinselliin Tarihi'ndeki yaatmaya
dayal bir siyasetin nasl lm makinesine dnt sorusuyla ayn yere
denk dmektedir. Modern siyasetin "iyi yaam"a ynelik abas kendini ideal
devlet, ideal hkmdar, ebedi bar gibi dncelerde davururken, "yaam''
ycelten tm bu abalar yaama kar bir siyasete nasl dnmtr? Bu
erevede nfus meselesinin tamamlaycs olarak gvenlik sorunu ortaya
kmtr. O halde en temel soruyla balamak gerekir: "Gvenlik nedir?"
Biyoiktidarn alannda gvenlik artk nesnel ya da evrensel bir durum
deildir; gvenlik artk "tehlike kltr" reterek ve bu kltr eitli ve
heleriyle canl tutarak toplumu denetim altna alan bir sylemdir. Burada
dikkati eken nokta, '"tehlike' denen eyin verili, nesnel bir durum olmaktan
ok, kime ve neye kar bir tehdit oluturduuna bal olarak deien"62 bir
durum olmasdr. Bylelikle gvenlik ve buna bal olarak tehlike kltr,
farkl referanslarla kendisini denetim altna almak istedii alana gre yeni
den yeniden kuran bir sylem haline gelir. Tabii bir yandan bu sylem ken
di ierisinde birtakm sahte vaatler retmeye balar.63 Kimi zaman toprak
58 Age., s. 65.
59 Lemke, Biopolitics, s. 37.
60 Foucault, The Birth of Biopolitics, s. 65.
61 Age., s. 67.
62 Aktaran alkvik, "lmne Yaatmak: Gvenlik Sorunu Olarak 'Yaam"', s. 25.
63 Btn gzetleme mekanizmalar "her eyi eit gren ve eit klan" bir stten bak gelitirir.
Bylelikle kiiye bir yandan "yanl yapmad srece korkaca bir ey olmad" ima edi
lirken, te yandan da kendisi kadar bakalarnn da gzetim altnda olduu hatrlatlr.

Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault: ktidardan Biyoiktidara

btnl, kimi zamansa ulusal gvenlik adn alan sz konusu referanslar


tehlikenin boyutuna gre gvenlik an bytr. Burada tehlike ile gvenlik
arasnda doru orant vardr. Bu gvenlik sorununa gemeden nce ksaca
bir noktay iaret e delim:
Biyopolitik gvenlik aparat kapatmaz, kstlamaz, snrlar iine hapset
mez; aksine, giderek genileyen bir eylem alan yaratr. (...) 'Yaam'a ege
menlik gibi dardan mdahale etmez, onu kstlamaz; kanun ve g kul
lanmn en aza indirmeyi amalar. Dier bir deyile, 'yaam' dardan
ynetmez; ona, ieriden ekil verir.64
ite, bunu yapmasnn arac daha nce deindiimiz zere zgrln re
tilmesidir. zgrln zorunlu olarak retilmesi ve bylelikle snrlamala
rn arttrlmas suretiyle yaam kendi iin bir norm olarak icat edilir. Yaa
mn bu ekilde kendi normu, kendi snr olarak icat edilmesi, ynetimsellie
uymayan yaamlarn deerden drlmesiyle sonulanr. lm sahnenin
dzenleyicisi haline gelir. Ynetimsellik normlarna uymayan yaam "risk
faktr" olarak grlr ve "gvenlik"in "tehlike"ye atlmamas adna "ya
am" hakk elinden alnr.
Kaldmz yerden devam edersek, The Birth ofBiopolitics'te gvenlik me
selesi nasl ele alnmaktadr?
Gvenlik sorunu kolektif karlarn bireysel karlara kar korunmasdr.
te yandan, bireysel karlar kolektif kara saldr olarak grlebilecek
olan her eye kar korunmaldr. Yine de, ekonomik srelerin zgrl
giriimciler ya da iiler iin bir tehlike olmamaldr. ilerin zgrl
giriimci ya da retim iin bir tehlike olmamaldr. Bireyin hayatndaki hastalk ya da yalanma trnden- bireysel kazalar ya da olaylar, bireyler
ya da toplum iin tehlike arz etmemelidir.65
Bu anlamda gvenlik meselesinin biyopolitikann merkezi konularndan bi
risi olduu ortaya kar. Biyopolitikann belirledii, yani ekonomik sreci
sekteye uratma riski olan "yaamlar" bertaraf edilecek, bylelikle de " bu
yeni ynetimsel akln kalbinde yatan gvenlik ve zgrlk oyunu"66 biyopo64 alkvik, "lmne Yaatmak: Gvenlik Sorunu Olarak 'Yaam"', s. 26.
65 Foucault, The Birth of Biopolitics, s. 65.
66 Age., s. 65.

Cogito, say: 70-71, 2012

69

70

Utku zmakas

litikann daha nce deindiimiz "istikrar" kriterini salamann bir arac


haline gelecektir. Gvenlik burada artk sahte bir vaattir. Foucault bu nokta
da durumdan bir dizi sonu karr: 1) "Liberalizmin mottosunun 'tehlikeli
biimde yaa' ['!ive dangerously'] olduunu syleyebiliriz."67 Bu, liberalizmin
bir dizi tehlike faktrn yaamn kendisiyle zdeletirmesi anlamna gelir.
Korunma gds, zgrlne mdahale edilmesini kabul etmeyle sonu
lanr. 2) "Bu liberalizmin ve liberal ynetim sanatnn ikinci sonucu, farkl
zgrlklerin emsalleri ve kar emsalleri trnden eyleri ieren denetim,
snrlama ve bask prosedrlerinin ciddi oranda geniletilmesidir."68 Byle
likle toplumu denetim altna almaya yarayan disiplin tekniklerinin alan ge
niletilir ve ekonomik zgrlk ile disiplinci teknikler ayrlmaz bir biimde
birbiriyle balanr. 3) Bu trden bir ynetim sanatnn nc sonucuysa
"panoptisizm rneinde olduu gibi, denetimin artk zorunlu olarak zgr
ln kar kutbu olmad"dr. 69 Terimlerin ayr alanlara kaydedilmesiyle
hem zgrlk hem de denetim lehine ifte bir mdahale gereklemi olur.
zneyi, denetlenmeyi zgrln kstlamas olarak grmekten vazgeirme
yi amalayan biyopolitika, cenderesini ifte bir olumlamayla kurmu olur.
Bu yeni liberal ynetim sanatnn gvenlik sylemi (birbirinden ayrla
mayacak olan) ekonomik ve toplumsal alana ayn anda mdahalelerde bu
lunmay salar. Bylelikle kendisi en bata "piyasaya en az dzeyde mda
hale" iaryla yola km olan liberalizm, nfus ve gvenlik zerinden s
rekli bir mdahale mekanizmas yaratr. Ne var ki bunu dorudan doruya
yapmak yerine eitli sylemsel barnaklarn arkasndan konumay tercih
eder. Foucault'ya gre buna en iyi rnek "1930 ile 1960 arasndaki Keynesyen
politikalardr". Bunlarn ounda mdahalenin gerekesi aslnda liberal po
litikalarn krizleriyle ilgilidir ve bu krizlerin her birisinin ardndan bir dizi
gzden geirme, yenileme ve deerlendirme yaplmtr. Bylelikle yapsal
olarak kendisini krize dayanakl hale getirmeye alan liberalizmin asli si
lah mdahale olmutur. Bu "imdiye mdahaleler" kendisini gvenlik syle
mi zerinden standartlatrmakla kalmam, bir adm teye geerek Philip
K. Dick'in bir yksn anmsatr tarzda bir "gelecee mdahale" haline
dnmtr. alkvik'in Massumi'den zetledii zere "Gvenlik siyaseti
artk, var olan 'tehlikeler'e kar 'yaam' korumann tesine geerek, henz
67 Age., s. 66.
68 Age., s. 67.
69 Age., s. 67.

Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault: ktidardan Biyoiktidara

cisimlememi olann tehlike olma potansiyeli karsnda eyleme gemeyi ve


/inceden mdahale etmeyi gerektirmekte" dir. 70

Bu gelecee, hatta henz ortaya kmam tehlikeye dahi mdahale etme


fantezisi bylelikle sz konusu ynetimsel akln kavraynn dnda kalan
btn "normal" d davran ve yaam biimlerini -Cari Schmitt'in terimiy
le sylersek- bir "dman" ya da "tehlike esi" haline indirgemektedir. By
lece "mdahale"nin gerekesi ister Irak'ta olduu gibi demokrasi gtrmek
ister Suriye' de olduu gibi yurttan devlete kar korumak ister ran' da
olduu gibi henz ortada olmayan nkleer silahlarn nne gemek olsun,
"<lman"n mutlak bir kt olarak kodlanmasn salar. Bu durum "iyi" ile
"kt" arasndaki o meum kartl yeniden kurar ve bylece denklemin
bir tarafna yerletirilen "mutlak kt" karsnda egemen, kendini olumla
yan, nemseyen ve glendiren bir sylemi yeniden kurmu olur. Ne de olsa
-Tim Parks'n Yarg Savage romannda dedii gibi- "Birka dmanmz
olunca hepimiz kendimizi daha nemli hissederiz."

Giriim Olarak Kendilik


Yukarda sz ettiimiz zere ynetim mantnda ailenin deerini byk
oranda kaybedip yerini nfusun almas; ancak temelde aile kurumuna du
yulan balln ksmen devam etmesi bireyi tmden nemsiz bir konuma
itmez. Bu anlamda "giriim olarak kendilik" biyopolitikann nfus ve g
venlikten sonraki nc temasdr. Bunun iin de sz konusu ynetim sa
natnn toplumu hangi biimler altnda dizayn etmek istediini zmlemek
gerekmektedir.
Foucault'ya gre bylesi bir toplum "bir spermarket toplumu deil,
bir giriim toplumudur".71 Bylesi bir toplumdaki birey de, yani "homo
reconomicus bir mbadele insan ya da tketim insan peinde deildir; bir
giriim ve retim adamdr arad." 72 Bu giriim insanysa "bir nevi kalc
ve oklu giriim"73 olarak kurulur. Peki kimdir bu "giriimci"?
Neo-liberalizm tipik olarak bireyi "giriimci" olarak tahayyl eder. Giri
imcilik bireyin tm davranlarn ynlendirmesi gereken temel bir haslet
70 Aktaran alkvik, "lmne Yaatmak: Gvenlik Sorunu Olarak 'Yaam"', s. 33.
71 Foucault, The Birth ofBiopolitics, s. 147.
72 Age., s. 147.
73 Age., s. 241.

Cogito, say: 70-71, 2012

71

72

Utku zmakas

olarak yaygnlatrlmaya allr. Giriimci, kendi hayat zerinde giri


imde bulunarak yaam kalitesini arttrmaya alan, aktif, sorumlu, ras
yonel, tercih sahibi bireydir. Birey bylece tketici ve mteri kimliinin
yan sra, i yaamnda baarl, toplumsal risklere kar kendini hazrla
yan, kendinin ve ailesinin kaderinden sorumlu kii kimliiyle de ne
karlr. Rekabeti tm toplumsal yaama yayarak bireylerin kendi kendini
ynetmelerinin tevik edilmesi yoluyla ynetim temel strateji halini alr.74

Foucault zerk zne tasarmna bir darbe daha vuran neo-liberalizmin man
tn burada ksmen fa eder. Neo-liberal dnyann zneyi giriim temas et
rafnda ina etme abas znenin yalnzca kendine dardan bakma kapasi
tesini sekteye uratmakla kalmaz, ayn zamanda onu bir homo ceconomicus
olarak kodlar. Ekonomik alan kendisi iin asli habitat olarak belirleyen
zne, bo zaman eylemlerini dahi bu alana gre kodlamaya balar. Kendilik
artk bir giriim olarak deerlendirilmektedir, kiinin kendine ilikin tasar
m bir portfy ynetimine dnmtr.75 Bu da ister istemez siyasal alann
dizaynn belirleyen bir eye dnr. Yani "Bylelikle homo reconomicus
siyasal iktidarn merkezindeki temel bir yetersizlii temsil eder."76

1930'lar civarnda ordoliberaller tarafndan programlanan ynetim sanat


ve kapitalist lkelerdeki ou ynetimin program haline gelen, phesiz
ki bu trden bir toplumun [tketim toplumunun] inas deildir. Aksine,
metann tekbiimliliine ve metaya deil, giriimlerin farkllna ve o
ulluuna ynelen bir toplumun varln srdrmeyle ilgilidir.77
Bu pasajda grld zere Foucault'ya gre artk bir "tketim toplumu"nda
yaamyoruz; aksine tketim toplumu oktan tkenmi bunun yerini giri74 zkazan, Neo-liberal Tezahrler, s. 17.
75 Bunun en iyi rneklerinden birisi -zellikle niversitelerdeki- "kariyer gnleri"dir. Son
dnemde says azmsanamayacak kadar ok artm olan kariyer gnleri trnden etkin
likler, arlkla i yaamna henz atlmam, yani bir dizi potansiyel barndrd ve "yo
rulmam" igc/insani sermaye olduu varsaylan kiileri hedef almaktadr. Kiinin bo
zamanlarna tasallut olarak kendi trsel olanaklarn gelitirmesini deil de, kendi tr
sel zelliklerinin "kariyer"e bal olduunu, "kendisini bir irket gibi" grmesini ve '\ir
ketinin kar etmesi/gelimesi" iin de kendiliiyle zdeletirmeye abalad "kariyerini
ynetmesi"ni vaaz eder.
76 McNay, "Self as Enterprise: Dilemmas of Control and Resistance in Foucault's The Birth of
Biopolitics", s. 62.
77 Foucault, T he Birth of Biopolitics, s. 149.

Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault: ktidardan Biyoiktidara

,in kutsalln ve nemini vurgulayan bir toplum almtr.78 Bylesi bir


lcplum yalnzca ekonomik anlamda giriimciliin peine den deil, ayn
anda "duygular[n] yeni bir sermaye trne"79 dntren bir zne ya1111 l masna

da neden olur.

[G]iriim-birimlerinden oluan bir ekonomi, giriim-birimlerinden oluan


bir toplum, ilk etapta liberalizmle olan ilikisini ve toplum ile ekonominin
rasyonelletirilmesi programn deifre etme ilkesidir. ( ...) Neo-liberalizm
bu koullar altnda homo r.economicus'a geri dnyormu gibi grnyor.80
l'l'k i bu anlamda geri dnlen homo ceconomicus'un yaps nedir? Foucault
,yle der:
Neo-liberalizmde -ve bunu saklamaz, ilan eder- ayn zamanda bir homo
r.economicus kuram da vardr; ancak o, tastamam deiimin orta deil

dir. Homo r.economicus bir giriimcidir, bir kendilik giriimcisi. 81


lh pasajda grld zere neo-liberalizmin homo reconomicus'u yalnzca
ili ketime katlan bir birey deildir; ayn zamanda bir giriimci ve katlm
nd r. Ne var ki bu bildiimiz anlamyla bir katlm deildir. "Tketici in
;n, tkettii kadar reticidir. Ne retir? Dorusu, basit bir biimde kendi
; l minini."82
Foucault'nun bu konudaki belirlemeleri olduka nemli olmakla bir
likte bu noktada Lois McNay'in eletirisini de gz nnde tutmak verimli
olacaktr. McNay'e gre "Foucault seminerlerinde giriim olarak kendilik
tklinde kurulan neo-liberal inann olumsuz etkilerine ak bir biimde
tilmemitir."83 McNay'n eletirisi, Foucault'nun son dnem almalarn78 Bunun iin de son dnemlerde yaratlan Steve Jobs mitini hatrlamak yeterli olacaktr.
lmnn ardndan yaplan haberlerde, hakknda yaymlanan ve -tespit edebildiim
kadaryla- alt tanesi de Trkeye evrilen kitaplarda Jobs'n "nasl bir deha" olduu ve
"kariyer"inde birka kez dibe vurmu olmasna, hatta kendi irketinden bile kovulmu ol
masna ramen "giriimcilik ruhu"yla bu vartalar nasl atlatt, ne kadar "innovatif" ve
"devrimci" bir karakter olduu vurgulanmt.
7') Illouz, Souk Yaknlklar, s. 158.
80 Age., s. 225.
81 Foucault, The Birth ofBiopolotics, s. 226.
82 lllouz, age., s. 226.
K. McNay,"Self as Enterprise: Dilemmas of Control and Resistance in Foucault's The Birth of
Biopolitics", s. 64.

Cogito, say: 70-71, 2012

73

74

Utku zmakas

da ina etmeye alt "kendilik etii"nin erevesi dnldnde ks


men yantlanm olarak dnlebilir. Ne var ki bu, Foucault'nun dorudan
verdii bir yant deil de, ancak metinler arasndaki esnek balantlardan
ne aradmz bilerek "bizim" karabileceimiz bir sonutur. ncllerden
zorunlu bir sonu karma eklinde deil de, hareketli bir kpr kurarak
ilerlersek Foucault'nun Immanuel Kant'n "Aydnlanma Nedir?" sorusu ze
rinden "Avrupa modernliini balatan tekil bir olay ve kendisini akln tarihi
biiminde ortaya koyan daimi bir sre" 84 olarak betimledii Aydnlanma
zerine dnmesi, cinsellik tertibatnn u noktasnda ve Platon'un Alki
biades diyalogundan balatarak "kendilik kaygs"nn izini srmesi ve tm
bunlara bal olarak "kendilik teknolojileri"ni serimlemeye almasn bi
yoiktidar diyagramnda znenin pozisyonunu yeniden dnmeye abala
dn gstermektedir. Bu minvalde "zne sorunundan znelleme biim
lerinin analizine doru bir deiim ve bu znelleme biimlerinin kendi
likle balantl teknikler/teknolojiler vastasyla analizi" 85 dedii "kendilik
kullanmbiliminin/pragmatiinin", sz konusu "giriimci olarak kendilik"
fikrine kar bir sylem olduu dnlebilir. Foucault'nun alma masas
batan sona kat edildiinde aslnda abasnn tam da bu "giriim olarak
kendilik"in tesine gemek, onu kuran iktidar syleminin tesinde bir alan
aramak olduu sylenebilir.
Sonu ya da Biyopolitika Nedir?
Foucault The Birth of Biopolitics kitabnda Alman ve Amerikan neo-libera
lizminden detayl bir biimde bahsetmekten biyopolitikann ne olduunu
tam anlamyla ortaya koymaya zaman bulamaz. Thomas Lemke'ye gre
"Foucault'nun 'biyopolitika' kavramn kullan tutarl deildir ve metinle
rindeki anlam srekli olarak deiir." 86 Yine Lemke'ye gre biyopolitikann
Foucault'nun almalarnda farkl anlam vardr:
lk olarak, biyopolitika, egemen gcn yeni bir ifadesiyle nitelenmi olan
siyasal dn ve pratikteki tarihsel bir kopu anlamna gelir. kincisi,
Foucault biyopolitika mekanizmalarna modern rkln ykseliinde
merkezi bir rol verir. Kavramn nc anlam, tarihsel olarak bireyin
84 Foucault, The Government of Selfand Others, s. 20.
85 Age., s. 5.
86 Lemke, Biopolitics, s. 34.
Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault: ktidardan Biyoiktidara

kendisini ynetmesinin ve toplumsal dzenlemenin liberal biimleriyle


birlikte ortaya kan ayrks bir ynetim sanatna gnderme yapar. 87

Ne var ki bu tanmlar basit bir biimde birbirinin yerini alm tanmlar de


11, konunun farkl temas noktalarm kapsayan bir toparlama abasnn so
nucudur. 88 Dahas, Foucault sklkla biyopolitika kavramnn yan banda
biten biyoiktidar kavramn kullanr ve bunlar arasnda net hibir kavramsal
ayrm yapmaz. 89 Bu nedenle kavramn izini birka farkl almasnda sr
mek yol ac olacaktr.
Biyopolitika kavramnn Cinselliin Tarihi'ndeki tanm pek ok adan
olduka snrldr. Foucault bu kitapta biyopolitikay daha sonraki alma
larndaki geni anlamna gre ok dar bir erevede ele almtr: XVII. yz
yldan itibaren yaam zerinde oluan iki tr iktidardan ilki "insan bedeni
nin anatomo-politikas"yken90 XVIII. yzyln ortalarndan itibaren bedeni
merkez alan ikinci iktidar teknii, yani biyopolitika gelimitir. Foucault bu
kitabnda biyopolitikay yle tanmlar:
Bollama, doum ve lm oranlar, salk dzeyi, yaam sresi ve bunlar
etkileyebilecek tm koullar nem kazanmtr; bunlarn sorumluluu
nun yklenilmesi bir dizi mdahale ve dzenleyici denetim yoluyla gerek
leir: te bu da nfusun biyo-politikasdr. 91

Foucault bu anlamda ncelikle biyopolitikay "bedenlerin boyun emesini ve


nfuslarn denetimini salamak zere eitli ve ok sayda teknik"92 olarak
belirler. Bu almasnda sz konusu teknikler iinde zel olarak cinsellik
tertibatn ele alan dnre gre biyopolitikaya bal olan

87 Lemke, Biopolitics, s. 34.


88 rnein, biz almamzda pek yer vermemi olsak da Foucault biyopolitika erevesinde
rklk sorunuyla ciddi anlamda urar.
89 Burada Lazzarato'nun bir hatasna deinebiliriz. Lazzarato biyosiyaset ve biyoiktidar kav
ramlarnn ayrtrlmasnn "Foucault'nun dncesinin hareketini izleme"nin (s. 21) bir
art olduunu ifade eder; ancak yaptmz almalar bunun aksini gstermektedir. Fou
cault sz konusu iki kavram arasna hibir ayrm yapmazken, zaman zaman da eanlaml
bir biimde kullanr. Bkz. Lazzarato, Maurizio (2010), "Biyoiktidardan Biyosiyasete", ev.
etin Trkylmaz, FelsefeYazn, S. 16, Ankara.
90 Foucault, Cinselliin Tarihi, s. 102.
91 Age., s. 103.
92 Age., s. 103.

Cogito, say: 70-71, 2012

75

76

Utku zmakas

biyoiktidarn kapitalizmin gelimesinin vazgeilmez bir esi olduu ku


ku gtrmez; nk kapitalizm, bedenlerin denetimli bir biimde retim
aygtna sokulmas ve nfus olaylarnn ekonomik srelere gre ayarlan
masyla gvence altna alnmtr.93

ve Foucault'ya gre
Eer, yaam hareketleriyle tarihin srelerinin birbirleriyle balamak
iin bavurduklar basklar "biyo-tarih" diye adlandrrsak, yaam ve
yaam mekanizmalarn ak hesaplar alanna sokan ve bilgi-iktidarn
insan yaamnn dnmnn bir failine dntren olaydan da biyo
politika diye sz etmek gerekecektir.94

Bu tanmn erevesinin geniledii, 1978-79 derslerinin ad olan The Birth


of Biopolitics'te gelitirilen temalar youn bir malzeme sunsa da aslnda bir
"zemin etd" olmann tesine gidemez. Foucault aslen Toplumu Savunmak
Gerekir kitabnda biyopolitikann neliine ilikin olarak ok daha ak bir
biimde konuur.
XVIII. yzylda temeli atlan, artk insan bedeninin anatomo-politii ol
mayan, ama insan trnn "biyo-politii" olarak adlandracam bir e
yin belirdii grlr.
iktidarn bu yeni teknolojisinde, bu biyo-politikte, kurulmakta olan
bu biyo-iktidarda nemli olan nedir? Az nce sizlere bunu iki kelimeyle
anlatyordum: doumlarn ve lmlerin orants, reme oran, bir nfu
sun dourganl vb. gibi bir sreler btn sz konusu. XVIII. yzyln
ikinci yarsnda, bir yn ekonomik ve siyasal sorunla (ki bunlara artk
dnmyorum) balantl olarak, yle sanyorum, bu biyopolitiin ilk bilme
nesnelerini ve ilk denetim hedeflerini oluturmu olan, tam da doum,

lm, uzun yaama oranlarna ilikin bu srelerdir.95

Yukarda grld zere biyopolitikann nesnesi temel olarak "yaam" dr.


Yaama ilikin elerin denetim altnda tutularak hkmdarn lm ve ya93 Age., s. 103.
94 Age., s. 105.
95 Foucault, Toplumu Savunmak Gerekir, s. 249.
Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault: ktidardan Biyoiktidra

a m zerinde deil, bunun ok tesinde "ldrme ya da hayatta brakma


lakk"na96 sahip olmasdr. Bu da geleneksel egemenlik kuramlarnn tesi
e gememizi gerektiren bir durumdur; nk
Bir yanda disiplinci bir teknik: beden zerinde younlar, bireyselleti
rici etkiler yaratr, hem yararl hem de uysal klnmas gereken glerin
kayna olarak bedeni maniple eder. br yanda ise, bedene deil ya
ama odaklanan bir teknoloji var: bir nfusa zg kitle etmenlerini bir
araya getiren, canl bir kitlede meydana gelebilen tehlikeli olaylar dizisini
denetlemeye alan bir teknoloji; bunlarn olabilirliini denetlemeye (bir
olaslkla da deitirmeye), her koulda etkilerini gidermeye alan bir
teknoloji.97

Grld zere bu pasajda Foucault biyopolitikann nfus ve gvenlik ze


rinden nasl yrdn aklamakla kalmaz; ayn zamanda disiplinci tek
niklerden nasl ayrldn da aklar. Bu noktada ikili bir soru sorarak ve bu
soruya yant vermeye alarak ilerleyebiliriz: Biyopolitika almas yuka
rdaki anlamlar gz nne alndnda Foucault'nun daha nce zetledii
miz iktidar dncesinin terk edilmesi anlamna m gelir? Bu sorunun iki
boyutu vardr: Bir yandan bu, biyopolitikann Foucault'nun almalarnda
bir dnm noktas, bir krlma olup olmad konusunu kapsar; te yandan
da byle bir deiim varsa daha nce zerinde kalem oynatt disiplinci
tekniklerin ne olduu konusunu.
Ne ki, XVII. yzyln ikinci yars boyunca, sanrm, bu kez disiplinci ol
mayan, baka bir iktidar teknolojisi olan yeni bir eyin ortaya kt g
rlyor. lkini dlamayan, disiplinci teknii dlamayan, ama onu iine
alan, onu ksmen deitiren ve zellikle, bir biimde onun iine yerleerek
ve gerekten de nceden var olan bu disiplinci teknik sayesinde iyice yer
leerek onu kullanacak olan bir iktidar teknolojisidir bu. Bu yeni teknik,
disiplinci teknii ortadan kaldrmaz nk ok basit olarak, disiplinci tek
nik baka bir dzeye aittir, baka bir lektedir, baka bir dayanak dzeyi
yaratr ve ok baka aralardan yararlanr.98
96 Age., s. 246.
97 Age., s. 255.
98 Age., s. 248.

Cogito, say: 70-71, 2012

77

78 Utku zmakas
Foucault bu anlamda biyoiktidarn daha nceki almalarnda ele ald
disiplinci teknikleri tamamen devre d brakmadn, onlardan yararlan
dn, onlarn iine yerletiini ancak baka bir lek ve dayanak yzeyi
yarattn ifade eder. Bu lek ve dayanak yzeyi deiikliini biraz aada
ele alacaz ancak ayn soruya Lazzarato'nun verdii yant da anlmaya de
erdir:
Foucault egemenliin zmlenmesi iini bir yana brakmamtr; o yal
nzca temel olabilecek gcn artk iktidar tarafnda deil -nk bu "kr
ve yetersiz" dir-, "toplumsal bnye"yi ya da "toplumu" kuran gler tara
fnda olduunu savunmaktadr.99

Bu pasajda grld zere Foucault iktidar zmlemeyi rafa kaldr


mam, aksine g dzeneklerinde deien dengeleri ve arlk merkezle
rini gz nnde bulundurarak kuramn gncellemi ve glendirmitir.
Foucault'nun biyopolitika zmlemesi bu anlamda iktidar zmlemesini
zayflatmaz, aksine perinler.
Yukarda ele aldmz zere biyopolitikada deien ve dikkati eken
bir baka nokta da Foucault felsefesi ierisinde bir tutum deiiklii olup
olmad tartmal bir konudur. Foucault felsefesi boyunca izleri srle
bilecek olan gzlem ve disiplinci teknikler, zellikle politik ekonomi vurgu
suyla birlikte ksmen ortadan kalkm gibidir. Dnrn iktidar ilikileri
ni aklarken kulland disiplin metaforlar ve kurumlar, yukarda iaret
ettiimiz zere lek ve dayanak yzeyi deiikliinden dolay biyopoliti
kada ok nadiren sz edilen alanlar arasndadr. Bu noktaya dikkati eken
Lemke "Burada [biyopolitikada] uygulanan aralar disiplin ve gzlemden
ziyade dzenlenme ve denetimdir" 100 diyerek sz konusu deiiklii baar
l bir biimde zetler. Tabii bu, sz konusu tekniklerin ortadan kalktn
deil, ynetim sanatnn lek ve dayanak yzeyini deitirerek daha nce
sz edilen iktidardan farkl bir biimde dzenleme aralar gelitirdiini
gsterir. Disiplin aralar ile gvenlik aralar arasnda bu anlamda bir ay
rm yapmak, iktidar ile ynetim sanat (ynetimsellik) arasnda bir ayrm
yapmamz salayabilir. Bu aralar arasnda tarihsel anlamda bir balan
t bulunmakla birlikte kurumsal olarak tarih ierisinde yerletikleri yerler
99 Lazzarato, "Biyoiktidardan Biyosiyasete", s. 19.
100 Lemke, Biopolitics, s. 37.

Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault: ktidardan Biyoiktidara

asndan fark vardr. Disiplinci teknikler ve aralar, kkenleri ok eskilere


dayanan okul, hastane, hapishane gibi kurumlar ierisinde gelitirilmitir.
rnein, tarihsel olarak czzam hastalarnn kapatlmasndan akl hasta
larnn kapatlmasna doru uzanan sre ortaaa kadar uzanmaktadr.
Oysa ki nfusa ilikin gvenlik tekniklerinin gelitirilmesi iin gereken is
tatistiki bilgi on sekizinci yzyldan beri toplanmaktadr. 101 Bu anlamda
Lemke iki ayr diziden sz eder: "Beden-organizma-disiplin-kurum" ve "n
fus-biyolojik sreler-dzenleyici mekanizmalar-Devlet". Bu diziler birbiriy
le ilikili olmakla birlikte denetim ve mdahale aralar asndan farkl
yerlere tekabl eder.
Bu anlamda daha nce sorduumuz ikili sorunun yantn alm oluruz:
Birincisi, biyopolitika dnemi Foucault'nun almalarnda bir "sapma"y
deil, bir "krlma"y temsil eder. Daha nce ele aldmz ikili iktidar kavra
yna eklemlenen, belli anlamlarda onlardan ayran ancak kopmayan bir
dnemden sz etmek gerekmektedir.
Daha nce ifade ettiimiz ve Lemke'nin de iddia ettii zere biyopoliti
ka basit bir biimde politikann alannn genilemesi deil, siyasetin ekir
deinin/nesnesinin deimesidir: Artk iktidarn peine dt "olsa olsa"
lm cezas verebilecei hukuki bir zne deil, kanl canl biyolojik bir varlk
olarak insandr. Peki tm bu analiz ne anlama geliyor ve Foucault gibi bir
dnr son dnem almalarnn arlk merkezini oluturan biyopolitika/
biyoiktidar analizine neden bu kadar ciddi anlamda yer ayryor?
Bu sorunun cevabn vermek iin Foucault'nun 1978-79 derslerinin yl so
nunda yapt zetteki u soruya ve verdii yanta bakabiliriz:
Neden yneten biri olmal? Yani; ynetimi zorunlu klan nedir ve
kendi varln merulatrmak iin toplum bakmndan hangi amalarn
peinden komaldr? inde daha nceden 'fazlalk', 'arlk' bulunduu
101 Bu noktada James Scott'n Devlet Gibi Grmek almas dikkat ekici bir rnektir.
Foucault'nun biyopolitika kavram evresinde rlen almalara kez, genel olaraksa
Foucault'ya drt kez atfta bulunan Scott, devletin soyad kanunu, arazi yasas gibi alan
larda "standart" l birimleri kullanarak nfusu nasl "okunabilir" hale getirip kontrol
altna almaya altn ve bunun her seferinde neden tam anlamyla baarl olamadn
aratrr. Scott almasn devletin l anlayyla snrlandrarak genel olarak liberal
ynetim mantn incelemeye yanamazken, Foucault'nun neredeyse hi deinmedii bir
alana deinerek, sz konusu l birimleriyle "okunakl" hale getirilen "doa"nn "doal
kaynaklar" olarak grldne dikkati eker. Yine de iki dnrn aratrmas arasnda
"kai ba" olduu rahatlkla sylenebilir.

Cogito, say: 70-71, 2012

79

80

Utku zmakas

ya da en azndan zorunlu veya yararl olup olmad srekli sorulmas ge


reken bir eklenti tad ilkesinden yola klarak bir ynetim teknolojisi
gelitirmeyi olanakl klan da bu toplum kavramdr. 102

Bu soruya da yle bir yant veriyor:


Devlet ile sivil toplum arasndaki ayrmn her somut sistemi incelememi
ze olanak salayan bir tarihsel evrensele dnmesine izin vermek yerine
belki de zel bir ynetim teknolojisine zg bir ematizasyon biimi ieri
sinde grmeyi denemeliyiz. 103

te Foucault'nun biyopolitika aratrmasnn amac, tam da yzylmz iin


bu zel ematizasyon biimini oluturmaktr.

Kaynaka

Benjamin, Walter, Tek Yn, ev. Tevfik Turan, stanbul: YKY, 2000.
Blanchot, Maurice, Hayalimdeki Michel Foucault, ev. Aye Meral, stanbul: Kabalc,
2005.
Crary, Jonathan, Gzlemcinin Teknikleri, ev. Elif Daldeniz, stanbul: Metis, 2010.
alkvik, Asl, "lmne Yaatmak: Gvenlik Sorunu Olarak 'Yaam"', Toplum ve
Bilim, stanbul: letiim, 2011.
Foucault, Michel, Technologies of the Sel{: A Seminarwith Michel Foucault, Ed. Luther
H. Martin, Huck Gutman ve Patrick H. Hutton, Massachusetts: The University of
Massachusetts, 1988.
Foucault, Michel, Bilginin Arkeolojisi, ev. Veli Urhan, stanbul: Birey, 1999.
Foucault, Michel, Felsefe Sahnesi, ev. Ik Ergden, stanbul: Ayrnt, 2004.
Foucault, Michel, Toplumu Savunmak Gerekir, ev. ehsuvar Akta, stanbul: YKY,
2004.
Foucault, Michel, Entelektelin Siyasi levi, ev. Ik Ergden-Osman Aknhay-Fer
da Keskin, stanbul: Ayrnt, 2005.
Foucault, Michel, Deliliin Tarihi, ev. Mehmet Ali Klbay, Ankara: mge, 2006.
Foucault, Michel, Cinselliin Tarihi, ev. Hlya Uur Tanrver, stanbul: Ayrnt,
2007.
Foucault, Michel, T he Birth of Biopolitics , ev. Graham Burchell, NewYork: Palgrave,
2008.
Foucault, Michel, T he Government of Sel{ and Others, ev. Graham Burchell, New
York: Palgrave, 2010.
102 Foucault, The Birth ofBiopolitics, s. 319.
103 Foucault, The Birth of Biopolitics, s. 319.

Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault: ktidardan Biyoiktidara

Foucault, Michel, zne ve iktidar, ev. Ik Ergden-Osman Aknhay, stanbul: Ay


rnt, 2011.
Illouz, Eva, Souk Yaknlklar, ev. zge alar Aksoy, stanbul: letiim, 2011.
Lazzarato, Maurizio, "Biyoiktidardan Biyosiyasete", ev. etin Trkylmaz, Felsefe
Yazn, S. 16, Ankara, 2010.
Lefort, Claude, The Political Forms of Modern Society, Ed. J. Thompson, Londra: MiT,
1986.
Lemke, Thomas, Biopolitics, An Advanced lntroduction, ev. Eric Frederick Tump,
New York: New York University, 2011.
McNay, Lois, "Self as Enterprise: Dilemmas of Control and Resistance in Foucault's
The Birth of Biopolitics", Theory, Culture & Society, Londra: Sage, 2009.
zkazan, Alev, Neo-liberal Tezahrler, Ankara: Dipnot, 2011.
Scott, James, Devlet Gibi Grmek, ev. Nil Erdoan, stanbul: Versus, 2008.

Cogito, say: 70-71, 2012

81

Homo Economicus'un Bir Soykt:


Neoliberalizm ve znelliin retimi*
JASON READ

David Harvey'nin Neoliberalizmin Ksa Bir Tarihesi kitabnn ilk sayfala


rnda u ifadeyle karlarz: "Neoliberalizm ... dnme biimlerine yle
bir nfuz etmitir ki, biroumuzun dnyay yorumlarken, onun zerinde
yaarken ve onu anlamlandrrken bavurduu ortak akl yollarna dahil
olmu durumdadr." 1 Harvey'nin kitab, neoliberalizmin "Chicago Okulu"
gibi akademik kurumlarda temelinin atln, balang aamasnda ili' de
gerekletirilen uygulamalar zerinden yayln, Reagan ve Thatcher re
jimleri srasnda menei lkesine dnn ve in ve dnyann geri kala
n zerindeki etkilerini gzler nne seren kapsaml bir aratrma olmakla
birlikte, neoliberalizmin ortak akla dnme kertesinde hegemonya kurma
srecini ele almaz. Esasen bir tarih almas, hatta mevcut konjonktre
k tutma amacyla kaleme alnm "ksa" bir tarihe olan bir eserde fel
sefe bulmaya almak yanl olabilir ama "neoliberalizm"e dair genelgeer
bir fikirle, yani neoliberalizmin ideolojinin bir dnm olduu kadar,
ideolojinin iinde bir dnm de olduu fikriyle kesitiinden, bu eksiklii
iaret etmek nemlidir. Neoliberalizm, eletirel bir yaklamla ele alnd
metinlerin genelinde salt yeni bir ideoloji olarak deil, ideolojinin koullar
ve etkileri bakmndan dnm geirmi hali olarak anlalmaktadr. Ko
ullar, devlet ya da egemen snf tarafndan deil, gnlk pazarda mal alp
* Daha nce Foucault Studies, S. 6, Aralk 2008'de yaymlanan yaz yazarnn nerisiyle bu
sayya dahil edilmitir.
Harvey, A Brief History of Neoliberalism, s. 3.
Cogito, say: 70-71, 2012

Homo Economicus'un Bir Soykt: Neoliberalizm ve znelliin retimi

satma deneyiminden retilen, daha sonra toplumun bir imgesine dnmek


zere, dier toplumsal alanlar kapsayan "fikirler piyasas" boyunca yaylan
bir ideolojidir. kincisi, sadece siyasal alana, bir devlet idealine deil, insan
varoluunun btnne dair bir ideolojidir. Bir ideali deil bir gereklii,
yani insan doasn temsil etme iddiasndadr. Bu balanty ve yol at
zorluklar deerlendiren Fredric Jameson'n yazd gibi: "'Piyasa insann
doasnda vardr' nermesinin, kendine meydan okunmadan var olmasna
izin verilmemeli; benim grmce zamanmzda ideolojik mcadelenin en
kritik mntkasn oluturur bu nerme."2
Neoliberalizmin eletirel incelemesi, onun sylemsel mevzileniindeki bu
dnmn siyasal bir programdan ok insan doasna ve toplumsal varo
lua dair yeni bir anlay olarak ele alnmasna deinmek zorundadr. Bu
nedenle, neoliberalizmi ilkelerinin baars veya baarszl zerinden
zmlemek suretiyle siyasal bir program olarak ne karmak yeterli olma
yacaktr. Neoliberalizmin incelenmesi ideolojinin temel sorunsalnn, yani
iktidar, kavramlar, varolma ve znellik kiplerinin kesiiminin yeniden ince
lenmesini gerektirir. Son otuz yldr, Michel Foucault gibi postyapsalclarla
Antonio Negri gibi neo-Marksistler tarafndan yrtlen, iktidarn doas
zerine, "ideolojiler" ya da "sylemler"le maddi varolu arasndaki iliki ze
rine grnrde soyut tartmalarn, soyut doktrinler olmaktan kp imdiyi
kavrama ve dntrmenin somut yollarna dnmesi ancak neolibera
lizmle yzleme yoluyla mmkn olur. Foucault'nun neoliberalizm zerine
dersleri, onun eletirel projesini yeni alanlar kapsayacak ekilde genilet
mekle kalmaz, hakikatin ve znelliin nasl retildiini incelemek suretiyle
imdiki zaman kavramann nemini de gstermeye yarar.
Neoliberalizmin znesi
nsan doasna zel bir kavrayn retimi, znelliin belirli bir biimde olu
umu ve belirli bir siyasal ideoloji, siyaset zerine dnmenin belirli bir
yolu arasndaki rabta Michel Foucault'nun aratrmasnn merkezindedir.
Foucault kendi projesini "kltrmzde insanlarn zneye dntrlme
kipleri"nin incelenmesi olarak betimlese de, bu sre her zaman iktidar/bil
gi rejimleriyle kesimitir. 3 Dolaysyla, Foucault'nun almas tam da neo
liberalizm eyi ele almaktadr: neoliberalizmin devletleri veya ekonomileri

Homo Economicus:

2 Jameson, Postmodernism; Or, the Cultural Logic of Late Capitalism, s. 263.


3 Foucault, "The Subject and Power", s. 208.

Cogito, say: 70-71, 2012

83

84 fason Read

ynetmenin bir biimi olmakla kalmayp bireyin ynetilmesiyle, belirli bir


yaam biimiyle yakndan ilikili olmas. Gelgelelim, Foucault'nun aratr
malarnn bu ilikiye antik Yunan'dan on dokuzuncu yzyla kadar odaklan
d, neoliberalizm gibi modern gelimelere deinmedii de bilinmektedir.
almalarnn genel rnts byle olmakta birlikte, Foucault yetmili yl
larn sonlarnda College de France'ta verdii derslerin bir yln neoliberalizm
balna ayrmtr. Biyopolitikann Douu balyla yaymlanan bu ders
lerin bir anormallik tekil etmesinin bir nedeni aratrmann yirminci yz
yln sonuna kaymasyken bir nedeni de dier derslerinden -en azndan son
yllarda yaymlanm olan, "anormaller", "psikiyatrik iktidar" ve "znenin
hermentii" zerine olanlardan- farkl olarak, bu derslerin Foucault'nun
yaymlanm almalarnda kendine yer bulamam olmasdr.
Foucault'nun zmlemesinin derli toplu bir sunumu iin liberalizmle
neoliberalizm arasnda nasl bir ayrm yaptyla balamak yararl olacak
tr. Focuault'ya gre bu ikisi arasndaki fark, ekonomik faaliyete odaklan
biimlerinde ortaya kar. Klasik liberalizm mbadeleye, Adam Smith'in
insanolunun "dei toku, takas ve mbadele" eilimi adn verdii eye
odaklanr. Piyasann bir mal ve hizmet datcs olarak stn etkinliini
savunmu, onu kendi rasyonalitesi, kendi kar ve kendine zg etkinlii
olan bir sistem olarak doallatrmtr. Piyasa, kaytsz artsz zel ml
kiyet hakk sayesinde devletten ayrlmas gereken zerk bir alana dnr.
Foucault'nun yorumunda vurgulad ey, piyasann salt belirli bir teekkl
den veya pratikten daha fazlas olup devlet erkinin yeniden yorumlanmas
ve dolaysyla eletirisine dnmesidir. Klasik liberalizm mbadeleyi toplu
mun genel matrisi haline getirir. Bir homoloji tesis eder: Piyasadaki ilikiler
bir dizi hak ve serbestlik karlnda belirli zgrlklerin verilmesi olarak
grlebilir.4 Foucault'ya gre neoliberalizm ekonomik faaliyeti toplumsal ve
siyasal ilikilerin genel matrisi haline getirme srecinin kapsamn geniletir
ama odanda mbadele deil rekabet vardr.5 Liberalizmin bu iki biimi
nin, "neo" ve "klasik" liberalizmin ortak noktas, Foucault'ya gre ekonomik
bir zne olarak insann "antropolojisi"ni siyasetin temeline yerletirmelerine
yarayan genel "homo economicus" fikridir. Klasik liberalizmden neolibe4 "Aslnda yabanl ve dei toku ikilisinin, yalnzca hukuk dncesinde, yalnzca XVIII.
yzyln hukuk kuramnda kesinkes baat olmadn dnyorum; ama ayn zamanda,
XVIII. yzyldan ve hukuk kuramndan, XIX. ve XX. yzyln antropolojisine dek srekli
biimde karlalacak olan da yine bu yabanl ve dei toku ikilisidir." (Foucualt, Society
Must Be Defended / Toplumu Savunmak Gerekir, s. 194/202.)
5 Foucault, The Birth of Biopolitics: Lectures at the College de France, 1978-1979, s. 12.

Cogito, say: 70-71, 2012

Homo Economicus'un Bir Soykt: Neoliberalizm ve znelliin retimi

ralizme geite deien ey, vurgunun mbadele antropolojisinden rekabet


antropolojisine kaymasdr. Mbadeleden rekabete geiin derin etkileri ol
mutur: mbadele doal saylrken, rekabet yirminci yzyln neoliberalleri
tarafndan piyasalarn tekel oluturma eilimi ve devletin mdahalelerine
kar korunmas gereken bir yapay iliki olarak grlr. Rekabet devletin
piyasaya deil, piyasann koullarna daimi mdahalesini gerekli klar. 6
Bizim amzdan daha nemli olan gelime ise "antropoloji" de gerek
leen kaymadr; mbadele eden bir yaratk olarak "homo economicus"tan,
rekabet eden, daha dorusu rekabet etme eilimi tevik edilmesi gereken
bir yarata gei insanlarn kendilerini zneletirmesinde ve zneletiril
melerinde genel bir kaymaya yol amtr. Birincisi, neoliberalizm ekonomi
nin alan ve kapsamnda muazzam bir genilemeyi gerektirir. Foucault bu
noktada Gary Becker' dan alnt yapar: "Ekonomi insan davrann, amalar
ve alternatif kullanmlar olan kt aralar arasndaki iliki olarak inceleyen
bilim daldr." 7 nsanlarn amalarna -evlilikten su ilemeye, ocuklar
iin harcama yapmaya kadar- ulamak adna btn giriimleri, belirli bir
fayda maliyeti hesab uyarnca "ekonomik" olarak anlalabilir. kincisi, bu
durum, "emek" ve "ii"nin tanmnda muazzam bir deiiklie gidilmesi
ni gerektirir. i, "insan sermayesi"ne dnmtr. Maa veya yevmiyeler
birincil yatrmdan, yani kiinin becerilerine veya yeteneklerine yaplan ya
trmdan elde edilen kara dnr. Gelir elde etme, doyum salama kapasi
tesini artran her eylem, bir lkenin snrndan dierine geme eylemi olan
g bile, insan sermayesine yaplan yatrmdr. phesiz ki "insan sermaye
sinin" byk blm, kiinin bedeni, zekas ve genetik materyali ve elbette
rk veya snf verilidir ve gelitirilemez. Foucault bu doal snrn, kiinin
birincil yatrmn dntrmesini olanakl klan, estetik cerrahiden genetik
mhendisliine kadar teknolojiden alnan her tr yardmla almak iin var
olduunu ne srer. Foucault bu bak asn yle zetler: "Homo economi
cus bir giriimcidir, kendine yatrm yapar."8
Foucault'nun zmlemesinin amac bu durumu -yani "egemen grn,
egemen snfn grlerine dnmesi", dolaysyla asgari cretli bir iiden
bir CEO'ya kadar herkesin kendini bir giriimci olarak grmesi durumunu
kapitalist ideolojinin bir zaferi olarak grp yaknmak deildir. Foucault'nun
6 Age., s. 139.
7 Age., s. 235.
8 Age., s. 226.

Cogito, say: 70-71, 2012

85

86 fason Read

grevi, neoliberal ekonomide ekonomik rasyonalitenin kapsama alanndaki


esasl bymeyi eletirmek de deildir: Bu byme, ekonominin toplumun
btnyle, btn rasyonaliteyle esreli olduu ve ekonominin her yere n
fuz ettii iddiasnda cisimleir. Foucault neoliberal ideali daha ziyade yeni
bir hakikat rejimi ve insanlarn zneye dntrlmesinin yeni bir yolu ola
rak grr: Homo economicus znde farkl bir znedir, devletin hukuki z
nesi olan homo juridicus'tan farkl motivasyonlarla biimlenen ve farkl ilke
lerle ynetilen bir znedir. Neoliberalizm, insanlarn ynetildii ve kendileri
ni ynettii bir tutum veya zihniyet olarak yeni bir "ynetimsellik" kipi tesis
eder. Bu ynetimselliin ileme koullar artk haklar ve yasalar deil, kar,
yatrm ve rekabettir. Haklar mbadele iin vardr ve bir anlamda toplumsal
szlemenin ilk mbadelesi zerinden tesis edilirler, ama kar indirgene
mez ve devredilemezdir; kar mbadele edilemez. Devlet, znelerin kendi
karlarn hesaplad gereine bel balayarak arzulanan eylemleri ma
liyetsiz, arzulanmayan eylemleri de maliyetli hale getirmek suretiyle, kar
ve arzu aklarn ynlendirir. Bir ynetimsellik kipi olarak neoliberalizm,
elikili bir biimde, ynetmeden ynetirmi gibi grnr: Yani, znelerinin
ilev grmek iin epey miktarda eylem zgrl -rekabet eden stratejiler
arasnda seim yapma zgrl- olmas gerekir.
Bu yeni ynetimsel akln zgrle ihtiyac var; demek ki yeni ynetim
tr zgrl tketiyor. zgrl retmek, rgtlemek zorunda. Do
laysyla yeni ynetim tr zgrln idaresi olarak tezahr ediyor; "bu
idare, dorudan bir elikiye yol aan 'zgr ol' emrini vermekten ibaret
deil elbette ... [O]n sekizinci yzylda biimlenmi ynetim tr olarak ta
nmlayabileceimiz liberalizmin esasnda zgrlkle retken/tahrip edici
bir iliki gerektirir. Liberalizmin zgrl retmesi gerekir ama tam da
bu retme eylemidir tehditlere dayandrlan snrlamalarn, denetimlerin,
bask biimlerinin ve mecburiyetlerin tesisini zorunlu klan.9

Bu zgrlkler, yani piyasann zgrlkleri, siyasetin, ynetimselliin dn


da kalan, onu snrlayan zgrlkler deildir; onlar daha ok, onun strateji
sinin btnleyici bir parasdr. Ynetimselliin bir kipi olan neoliberalizm,
haklar ve grevler temelinde deil karlar, arzular ve zlemler temelinde
iler; egemen iktidar gibi dorudan bedeni belirlemez ya da disiplinci iktidar
9 Age., s. 63.

Cogito, say: 70-71, 2012

Homo Economicus'un Bir Soykt: Neoliberalizm ve znelliin retimi

gibi eylemleri kstlamaz, daha ok, eylemlerin koullarna etki eder. Byle
likle, neoliberal ynetimsellik genel bir younlama yrngesini takip eder.
Bu yrnge temel bir eliki sonucunda oluur; iktidar daha az kstlayc,
daha az cismani olduka daha da youn hale gelir, eylemlerin ve olas eylem
lerin alann doygun hale getirir.10
Foucault neoliberalizm tartmasn, neoliberalizmin byk kuramsal
metinleri ve paradigmalaryla snrl tutar; sava sonras Almanyasnda ilk
kez formle ediliinden balayarak Chicago Okulundaki en kapsaml versi
yonuna kadar izini srer. Foucault'nun erken zmlemeleri genel olarak
uygulama belgelerinin zmlenmesi, panoptikon'un veya itiraf etme pra
tiinin tanmlanmasyla hatrlanr ama "neoliberalizm" zerine derslerin
de arlkl olarak byk kuramsal tartmalar takip eder. Bu bir bakma
ders formatnn getirdii bir snrlandrmadr veya en azndan bu mater
yalin hibir zaman bal bana bir almaya dnecek biimde geliti
rilmemi olmasnn bir yansmasdr. Foucault'nun metninin sadece yazl
ksmna deil, ruhuna da sadk kalan her zmleme bu metnin ekonomi,
devlet ve toplumun tmn ele alan bir teori olarak deil, bir pratik olarak
da varoluuna odaklanacaktr. Thomas Lemke'nin de ne srd zere, ne
oliberalizm halihazrda varolduunu ne srd bir toplumsal gereklii
yaratma giriimidir, rekabetin toplumsal ilikilerin temelini oluturduunu
savlarken bir yandan da bu ilikileri tevik eder. 11 Gnmzde, uzun sreli
i szlemelerinden geici ve yar zamanl igcne gei temayl, kuru
lular szlemelerden ve salk hizmetlerinin ve dier faydalarn pahal y
knden kurtaran etkili bir ekonomik strateji olmakla kalmaz, ayn zamanda
etkili bir zneletirme stratejisidir. ileri kendilerini, dayanma ve kolektif
rgtlenmeden fayda salayacak siyasi "ii"ler olarak deil de "tek kiilik
irketler" olarak grmeye tevik eder. iler, yeni bir bilgisayar yazlmn
renmek iin ders almaktan dilerini beyazlatmaya kadar her eylemi insan
sermayesine yatrm olarak gren bireylere dnrler. Eric Alliez ve Michel
Feher' in de yazd gibi: "irketlerin byk apta taeronlua bavurmas
iilerin bamszlk arzusunu ... sermayenin giderek artan uydu ihtiyac10 Jeffrey Nealon, Foucault'da younlama mantn yle aklamtr: Younlama, disip
linci iktidardan biyoiktidara gei srasnda grlebilir; disiplinci iktidar belirli mevki ve
kimlikler zerinden ilerken, biyoiktidar toplumun btnne yaylm, znellikleri ekap
saml hale gelmi olan cinsellik zerinden i grr. (Nealon, Foucault Beyond Foucault:
Power and its Intensification Since 1984, s. 46). Neoliberalizme dair de benzer eyler syle
nebilir.
11 Lemke, "Foucault, Governmentality, and Critique", s. 60.

Cogito, say: 70-71, 2012

87

88 fason Read

n karlayan bir 'iletmecilik ruhu'na dntrerek bu durumda en nem


li rol oynar." 12 Neoliberalizm basite pejoratif anlamda bir ideoloji olarak
ya da kiinin benimsemeyi ya da benimsememeyi seecei bir inan olarak
grlemez; kendisi de rekabete kilitlenmi karc zneler reten stratejiler,
taktikler ve politikalar tarafndan retilir.
Foucault neoliberalizmin "ideolojik" boyutu olarak ele alnabilecek yn
n, yani sadece kapitalizmin deil, bilhassa yeni bir kapitalist birikim rejimi
nin kresel hegemonyasyla balantsn ayra iinde aldndan, derslerin
de neoliberalizmin tarihsel koullar zerine pek bir ey sylemez. Foucault
neoliberalizme ilk eklemlenii Nazi Almanyasna ynelik bir tepkiyle iliki
lendirir. Foucault'nun ne srd zere, orijinal neo-liberaller, yani "Ordo
liberaller" Nazi Almanyasn kapitalizmin bir sonucu olarak deil, kapitaliz
min ve piyasann aleyhinde ileyen eyin, yani planlamann en u versiyonu
olarak gryorlard. Foucault'nun zmlemeleri neoliberalizmin temelin
deki o zgl "devlet korkusu"nu, herhangi bir planlamann, rekabete herhan
gi bir mdahalenin, totalitarizmle edeer olduuna ynelik inancn tespit
eder. Ne var ki, gnmzde neoliberalizmin basknlna, bilhassa belirli
bir "kendilik teknolojisi", tabi klmann belirli bir kipi olarak hakimiyetine
bir aklama getirmez. Foucault ayn zamanda neoliberalizmin veya homo
economicus ya da homo enterpreneur olarak neo-liberal znenin, liberal eko
nomik dncede belirli bir boluu -ki bu da emektir- dile getirmek iin
ortaya ktn ne srdnde, neoliberalizmin tarihine dair farkl bir an
lay imkan sunar. Bu bakmdan neoliberalizm Marx'n doldurmaya alt
eksikliin, boluun aynsn, Marx'a atfta bulunmadan ve olduka farkl
sonularla doldurmak iin aceleyle harekete geer. 13 Marx ve neoliberaller,
klasik ekonomi teorisinin mbadele alann, yani piyasay incelemesine ra
men, sermayenin nasl retildiini inceleyen "retimin gizli meskenine" gir
me konusunda baarsz olduu konusunda hemfikirdir. Elbette ki bu gr
birlii burada son bulur, nk Marx ve neoliberaller emekte birbirinden
temelden farkl eyler grr: Marx iin emek smrnn alanyken neoli
beraller iin, grdmz zere, emek bir sorun tekil ettii anda emek ve
sermaye arasndaki fark "insan sermayesi" teorisi zerinden giderilir. 14 Neo12 Alliez ve Fehler, The Luster of Capital, s. 349.
13 Foucault, age., s. 221.
14 Foucault Biyopolitikann Douu'nda Marx'n bu boluu igcnn "antropolojisi"yle dol
durduunu syler. Bu, Foucault'nun Marx'n igcn "insann somut z" olarak koyutla
dm savunduu "Truth and Juridical Forms" balkl makalesinde gelitirdii eletiriyle

Cogito, say: 70-71, 2012

Homo Economicus'un Bir Soykt: Neoliberalizm ve znelliin retimi

liberalizm "ii" ve "kapitalist" arasndaki mcadelenin koullarn b ozar ve


dei toku eder. Etienne Balibar'n ifadesiyle, "Kapitalist ii, bir 'giriim
ci' olarak tanmlanr; iiyse bir kapasitenin, bir insan sermayesinin hamili
olarak." 15 Emek artk fabrikann ya da iyerinin belirli alanlaryla snrl de
il, arzulanan amalar elde etmek yolunda bir eylemdir. "Emek" ve "insan
sermayesi" terimleri terminolojideki ezeli kartlklarn aarak birbiriyle ke
siir hale gelir; emek eyleme, insan sermayesi de bu eylemin etkilerine, onun
tarihine dnr. Bu kesimede ekonominin sylemi btncl bir yaam bi
imine dnr, her eylem -su eylemleri, evlilik, yksek renim vb- asgari
masrafla azami randman alma hesabna ynelik bir saduyuya dnr;
bir yatrm olarak grlebilir. Dolaysyla Marx' ve neoliberalizmi benzer bir
sorun karsnda konumlandrmak, neoliberalizm politikalarn biraz olsun
kavramaya imkan verir; bu politikalar, "giriimci", "yatrm" ve "risk" fikrini
umumiletirip sermaye aleminin tesine, her gndelik ilikiye yayarak, s
mr gereini gizler. Neoliberalizm "kapitalizmsiz kapitalizm"in bir biimi
olarak grlebilir; bir yandan kapitalizmin yol at husumeti ve toplumsal
gvensizlii yrrlkten kaldrmak suretiyle, kapitalizmi ya da onun simge
lerini, koullarn ve mantn elikili bir biimde btn topluma yayarken
bir yandan da sadece zel mlkiyeti deil kapitalizmde refahn datlnn
mevcut eklini de korumann bir yoludur. Kapitalistle ii arasndaki kar
tlk retim eklinin dntrlmesiyle, refahn retiminin ve datmnn
yeni bir rgtleniiyle deil, tabi olma kipiyle, yeni bir znellik retimiyle yok
edilmitir. Dolaysyla, neoliberalizm ekonominin olduka spesifik bir ekil
de toplumun btnne yaylmasn gerektirir; Marx'n ne srd gibi, her
eyin (en azndan son kertede) bir ekonomik temeli olmas deildir ekono
minin etkilerinin btn topluma yaylmasnn nedeni; esasnda, toplumun
btnyle e sreli hale gelen ey ekonomik bir perspektiftir, o da piyasann
benzerlik gsterir. Foucault yle yazar: "Dolaysyla emein insann somut z olduu,
bu emei kara dntrenin, ar-kara ya da art-deere dntrenin kapitalist sistem
olduunu varsayan geleneksel Marksist analizin dorudan kabul edilebileceini sanmyo
rum. Aslnda, kapitalist sistem varlmza ok daha fazla nfuz etmektedir. On dokuzun
cu yzylda ina edildii ekliyle bu rejim, insann alma gibi bir eye baland siyasi
teknikler, iktidar teknikleri btnn hazrlamak zorunda kalmtr; insanlarn bedeninin
ve zamannn alma zaman ve igc haline geldii ve ar-kara dnmek iin fiilen
kullanlabilecei teknikler btn." (Foucault, "Truth and Juridical Forms", s. 86). nsan
igcnn znesine dntren bu klcal iktidar ilikileri fikri, Foucault'nun bazen bir
eletiri olarak gelitirdii bazen de Marx'a atfettii bir fikirdir, rnein bkz. "Les Mailles
du pouvoir" ve daha rtk biimde olsa da Hapishanenin Douu.
15 Balibar, Masses, Classes, !deas: Studies on Politics and Philosophy Before and After Marx, s. 53.

Cogito, say: 70-71, 2012

89

90 fason Read

perspektifidir. Christian Laval 'in de ne srd gibi, btn eylemler kiisel


kar, asgari maliyetle azami fayda salama fikrine uyum salar gibi grn
mektedir. Toplumun btnne nfuz etmi olan, ekonominin yaps deil,
ekonomik dnen zne, o znenin ikin antropolojisidir. 16

imdiye Direnmek: Neoliberalizmin bir Eletirisine Doru


Neoliberalizm bylece sadece snf iktidarnn, olas tek ekonomik sistem
olarak kapitalizmin "restorasyonu" deil, rasyonaliteyle eanlaml hale gel
mi kapitalizmin bir restorasyonudur. O halde, kapitalizmin neden imdi ya
da neden son otuz ylda bu neoliberal yola girdii sorulmaldr. Foucault'nun
Nazi Almanya'snn ruhunu armas kapitalizmin zgl tarihsel biimleni
ini aklamakta yetersiz kalyorsa, gnmzde neoliberalizmin egemenlii
ni aklamak iin Marx'a kar kmak da pek ie yaramayacaktr. Bu soru,
her ne kadar elikili grnse de, Marx' la neoliberalizm arasndaki kesiim
noktalarna bakarak ksmen yantlanabilir.
Marx Grundrisse' de znellik iin, iinin znel gleri iin "insan serma
yesi" terimini deil, genellikle makinelere, fabrikalara ve retim aralar
na yaplan dier yatrmlara iaret eden "sabit sermaye" terimini kullanr.
Marx sermayenin geliimini iilerin becerileri, bilgisi ve ustalklarnn ted
rici olarak makinenin, sabit sermayenin bir paras haline geldii ve bylece
emekinin becerisi olmayan ve nihayetinde ikame edilebilir bir makine ar
kna dnt bir sre olarak gryordu. Bu, kapitalizmin, zincirlerinden
baka kaybedecek bir eyleri olmayan fakirletirilmi ii snfndan kendi
mezar kazclarn rettii sre olan "proleterletirme" <lir.
Gelgelelim Grundrisse' de Marx temelden farkl bir imkan iaret eder:
Sermaye sadece bedenin fiziksel gcn deil, toplumun btnne yaylan
ve her bir bireyde vcut bulan genel toplumsal bilgiyi de smrr. Marx buna
"genel zeka" adn verir - toplumun btnne yaylm toplumsal bilgi. Bu
bilgi, yani eitli diller, protokoller ve simgesel sistemler kullanma kapasite
si, byk oranda iin dnda retilir. Marx'n szleriyle: "Emek zamannda
tasarruf serbest zamanda, yani bireyin tam kapsaml geliimi iin gerekli
zamanda art demektir, bu da karlnda en byk retken g olarak
emein retken gcne etki eder. Dolaysz retim sreci asndan bu, sabit
sermaye retimi olarak ele alnabilir, sz konusu sabit sermaye insandr." 17
16 Lava), L'homme economique: Essai sur !es racines du neoliberalisme, s. 17.
17 Marx, Grundrisse: Foundations of the Critique of Political Economy, s. 712.

Cogito, say: 70-71, 2012

Homo Economicus'un Bir Soykt: Neoliberalizm ve znelliin retimi

Marx'n, iiyi emek gc (veya canl emek), makineyi veya fabrikay sabit
sermaye ve paray dolaan sermaye olarak adlandrd standart terminolo
jisinden sapmas olduka aklaycdr. Marx'n zar zor tasavvur edebilecei
bir gelecein, bizim imdimiz haline gelmi bir gelecein bir parasn aa
vurur: Toplumun sermaye dahilinde gerek anlamda kapsanmas. Bu kap
sama sadece Marx'n, belirgin biimde kapitalist bir retim biimi olarak
iaret ettii eyin biimleniini iermekle kalmaz, btn znel potansiyelin,
iletiim kurma, hissetme, yaratma, dnme kapasitesinin de sermayenin
iine yarayacak retken gler olarak onun bnyesine katlmasn da ie
rir. Sermaye artk basite, nesneleri dntrmeye yarayan fiziksel kapasite
olarak anlalan igcn smrmekle kalmaz, toplumsal ilikileri bir u
tan br uca kateden retme ve iletiim kurma kapasitelerini de altrr.
Gerek kapsamada sermayenin dnda kalan bir ey olmad, bir metaya
dntrlemeyecek tek bir iliki bile olmad sylenebilir ama u da var
ki, sermaye darsnn ta kendisidir, retim fabrikann ve iyerinin dnda,
eitli toplumsal ilikilerde gerekleir. Bu temel yer deitirme nedeniyle
znellik ncelikli hale gelir, znelliin kendisi retken olur, esas denetim al
tnda tutulmas gereken bu znelliktir.
Antonio Negri'ye gre kapitalist retim biiminin dnm olarak ger
ek kapsama ile kapitalizmin temsilinin dnm olarak neoliberalizm
arasnda dorudan bir iliki vardr. Neoliberalizmin ii ve kapitalist, yev
miyeler ve sermaye arasndaki temel blnmeyi neoliberal znelliin re
timiyle silmeye yaradn sylemek yetmez. Nihayetinde, bu kartlk, bu
antagonizma neoliberalizmden nce de, hem de yzyllardr vard. Neolibe
ralizm toplumun btnne yaylm olan igcnn glerini azaltmay he
defleyen bir sylem ve pratiktir - toplumsal varoluun btnyle emee veya
potansiyel emee dnt anda, kapitalistlerden, giriimcilerden oluan
bir toplum imgesi tesis eder. retim fabrikann kapal alanndan kp btn
toplumsal alana yaylmaya baladnda ve kltrel ve toplumsal varoluun
btn sahalarn evrelediinde, neoliberalizm toplumu bir piyasa olarak
tasvir eder ve bylece retimi topyekun ortadan kaldrr. 18
Bu, iktidarn bir biimi olarak neoliberalizm ve fabrikann kapal alan
ierisinde ileyen disiplinci iktidar arasndaki farka vurgu yapar. Disiplin
ci iktidar bedenleri retim aygtlarna hapsetme ve onlarla snrlandrma
yoluyla iliyorsa, neoliberal iktidar da bedenleri ve bireyleri zelletirme ve
18 Hardt ve Negri, The Labor of Dionysus: A Critique of the State Form, s. 226.

Cogito, say: 70-71, 2012

91

92

fason Read

tecrit etme yoluyla datarak iler. Neoliberalizmin merkezi terimi ve poli


tik stratejisi olan dereglasyon, ynetimin veya dzenlemenin eksiklii de
il, tecrit etme ve dalm zerinden ynetme biimidir.19 Toplumun kolek
tif toplumsal gleri giderek daha ok refah rettike, neoliberalizm bize
ok sayda kendi karn gzeten bireyden oluan bir toplum imgesi sunar.
Negri'ye gre neoliberalizm ve insan sermayesi dncesi toplumun reti
ci glerinin bir yanl temsilidir. "Tek sorun, ekonominin ar liberalle
tirilmesinin kendi zddn, yani toplumsal ve retken evrenin atomlam
bireylerden olumadn meydana karmasdr ... gerek evre kolektif bi
reylerden oluur."20 Negri'nin zmlemesinde, neoliberalizmle gerek kap
sama arasndaki iliki Manieist bir kartln zelliklerine brnr. Ya
hepimiz iiyiz ya da hepimiz kapitalistiz: Ya toplumu emein, fabrikadan
okula ve eve btn toplumsal alanlara ve el emeinden zekaya insan varolu
unun btn vehelerine genilemesi olarak gr ya da toplumu btn insan
ilikilerini evreleyen bir rekabet ve yatrm mant olarak gr. Negri'nin
sunumu, bir bakma Foucault'nun disiplinci iktidar ve biyoiktidar toplu
mun ekonomik rgtleniindeki belirli deiimlerin zemininde kavraynn
izinden giderek, neoliberalizmin tarihsel biimleniini sermayedeki belirli
bir dnmn zemininde kavramak suretiyle Foucault'nun derslerine gre
daha avantajl bir konum edinir ama bunu neoliberalizmi neredeyse pejora
tif anlamyla bir ideoloji olarak ele alarak baarr. Grne gre Negri iin
gerek kapsama toplumun gereidir ve neoliberalizm bu gerein yanl bir
temsilinden baka bir ey deildir. Thomas Lemke'nin de ne srd ze
re, Foucault'nun ynetimsellik fikri, fiili maddi gereklii bir tarafa, onun
ideolojik yanl temsilini de teki tarafa koyutlayan byle bir blmeye kar
gelitirilmitir. Ynetimsellik zgl bir ynetme zihniyeti, zgl bir ynet
me tutumudur ve alkanlklarda, alglamalarda ve znellikte hayata geer.
Ynetimsellik, eylemleri ve kavraylar ayn ikinlik dzleminde konumlan
drr.21 Yani, bir ynetimsellik olarak neoliberalizme ynelik herhangi bir
eletiri, onun hatalarna, uza grmeyen toplumsal varolu kavrayna de
il, gerei retmesine odaklanmaldr. Foucault'ya gre, kar ve rekabet ta
rafndan ynetilen temel birey anlaynn reddedilip rtlecek bir ideoloji
olmakla kalmayp, yaamlarmzn ve znelliimizin yaplannn ikin bir
paras oluunu ciddiye almak gerekir.
19 Negri, The Politics of Subversion: A Manifesto far the Twenty-First Century, s. 99.
20 Age., s. 206.
21 Lemke, agy., s. 54.

Cogito, say: 70-71, 2012

Homo Economicus'un Bir Soykt: Neoliberalizm ve znelliin retimi

Negri her ne kadar emek ve ideoloji arasndaki kartla geri dnmeye me


yilli olsa da neoliberalizmin dier eletirmenlerinin de dile getirdii nemli
sorular ne srer. Neoliberalizmde kaybedilen, znelliin farkl alan ve temsil
leri arasnda alan kritik mesafedir, sadece Marksizm' deki emek ve piyasa ara
sndaki fark deil, klasik liberalizmdeki vatandala ekonomik zne arasndaki
fark da ortadan kalkar. Btn bu farklar silinir ve tek bir iliki, ekonomik kar
clk veya rekabet ilikisi, iinin, vatandan ve tketimin ekonomik znesinin
oklu alanlarnn ve ilikilerinin yerine geer. Sorunu Foucault'nun szleriyle
ifade edecek olursak, neoliberalizmde ortadan kaybolan ey sylemin taktik
okdeerliliidir; her ey karlar, zgrlkler ve riskler erevesine alnr.22
Wendy Brown'n da ne srd gibi, ynetimselliin gndelik etkileri veya uy
gulamalar, bireysellemi/piyasa temelli zmlerin kolektif politik zmler
gibi meydana kma tarzna bakarak aratrlabilir: Gvenlik ve asayi kayg
lar nedeniyle kapal topluluklar; suyun kirlilii nedeniyle ielenmi su ve dev
let okullarnn baarszl nedeniyle zel okullar (veya makbuzlar); bunlarn
hepsi bireylere politik sorunlar irdelemek yerine geride durma imkan sunar. 23
zelletirme neoliberalizmin, David Harvey'nin kamulatrma yoluyla birik
tirme adn verdii kamusal sektrle baa kmak iin bavurduu bir strateji
deildir sadece, onun zgl ynetimsellik biiminin uyumlu bir unsuru, onun
ethos'udur, her ey zelletirilir, eskiden kamuyu oluturan her ey, kurumlar,
yaplar, sorunlar ve meseleler zelletirilir.24 Batan sona zelletirme. Brown'a
gre neoliberalizm demokratiklemenin durdurulmasn gerektirir nk ka
musal fayda, haklar ve mzakere gibi terimlerin artk hibir anlam kalmam
tr. "Neoliberal rnek vatanda eitli toplumsal, siyasi ve ekonomik seenekler
karsnda kendi yararna strateji oluturan vatandatr, dierleriyle birlikte bu
seenekleri deitirme ya da rgtleme abasna giren vatanda deil."25 By
lelikle, neoliberalizmin kapal disiplin alanlarna karn daha esnek, daha ak
bir iktidar biimi; zgrlkler zerinden, kurucu bir okluk zerinden ileyen
bir iktidar biimi olduu ne srlebilse de, bir ynetimsellik biimi, bir poli
tik rasyonalite biimi olarak bir dars olmadndan, bir bakma ok daha
kapaldr. Kendisiyle rekabet eden bir ii veya vatanda mantyla, farkl bir
znellik eklemleniiyle herhangi bir gerilime girmez. Devletler, irketler, birey
ler, hepsi ayn mantkla, kar ve rekabet mantyla ynetilir.
22 Foucault, The History of Sexuality: Volume 1, s. 101.
23 Brown, "Neoliberalism and the End of Liberal Democracy", s. 704.
24 Harvey, age., s. 154.
25 Brown, age., s. 43.

Cogito, say: 70-71, 2012

93

94 fason Read

Foucault'nun, neoliberalizmi bir ynetimsellik olarak -ksmen de olsa


gelitirmesinin salad en byk fayda, neoliberalizme kar klacak
mntkann netlemesidir. Neoliberalizmde eksik olan toplumsal varoluun
hakikatini gzler nne sererek ya da politikalarnn eitli baarszlkla
rn sayp dkerek bir ideoloji olarak neoliberalizme basite kar kmak
yeterli deildir. Daha ok, her neoliberalizm kartl onun etkililiini, eme
in znelliiyle toplumsal ilikileri dntrme biimini ciddiye almaldr.
Foucault'nun da savlad zere, neoliberalizm eylemleri kstlayarak onlar
zerinde ilem grmez, daha ok eylemlerin koul ve etkileri zerinde, ih
timal hissi zerinde alr. Hkm sren kar ideali ve maliyet ve kazan
hesaplamalar insann ne yapabileceini o kadar da snrlandrmaz; neolibe
ral dnrler bilindii zere kural koyucu ideallere pek aldrmaz, yasad
uyuturucu ticaretini az ok rasyonel bir yatrm olarak grr ama neyin
ihtimal dahilinde olduuna dair hissi snrlandrrlar. zellikle ncelikli ola
rak kendi karn dnen birey ideali varolu koullarnn kolektif bir bi
imde dntrlmesini engeller. Bu trden eylemlerin yasaklanmadn,
bir hkmrann emirleri uyarnca ya da disiplinci iktidar yaplar tarafndan
kstlanmadn kastetmiyorum, sadece kendi karn dnen bireylerden
oluan bir toplum tarafndan mmkn grnmezler ve yollar tkanr.
Neoliberal reformlarn siyasetteki en nl uygulayclarndan biri olan
Margaret Thatcher'n, imkan eksiklii zerinde temellenen neoliberalizmi
meru klan "Alternatif yok" slogann kullanm olmas belki de tesadf de
ildir. Benzer biimde ve bu eski babakana gecikmi bir yantn bir paras
olarak IMF'yi ve Dnya Bankas'n protesto eden nl Seattle protestolarn
da kullanlan slogann "Baka bir dnya mmkn" olmas da belki tesadf
deil. Bu protestolardan bahsedildiinde akla gelen ilk imgenin, el ele yr
ye gemi Teamsters ve Turtles26 yeleri olmas da sadece baka bir dn
yann deil, siyaseti rgtlemenin bir baka yolunun da mmkn olduunu
iaret ediyor. 27 Gnmzn tam da eksikliini ektii ey de bu imkan hissi;
kar ve rekabetin tahrip edici deiikliklerinin hkm srd bir gelecek
ten baka bir gelecei yaratmak bir yana, onu hayal etmek bile zor. Neoli
beralizme verilecek siyasi yant, neoliberalizmin alannda, yani znelliin,
zgrln ve imkann retildii alanda ona meydan okumak zorundadr.

ngilizceden eviren: eyda ztrk


26 IMF protestolar srasnda omuz omuza veren nakliyat iileri sendikas yeleri (Teamsters)
ve evreciler (Turtles) (.n.)
27 Lazzarato, Les revolutions du capitalisme, s. 19.

Cogito, say: 70-71, 2012

Homo Economicus'un Bir Soykt: Neoliberalizm ve znelliin retimi

Kaynaka

Alliez, Eric ve Feher, Michel, The Luster ofCapital, ev. Alyson Waters. Zone 112, 1987.
Balibar, Etienne, Masses, Classes, Ideas: Studies on Politics and Philosophy Before and
After Marx, ev. James Swenson, New York: Routledge, 1994.
Rrown, Wendy, "Neoliberalism and the End of Liberal Democracy", Edgework: Criti
cal Essays on Knowledge and Politics, Princeton, NJ: Princeton University, 2005.
------------ "American Nightmare: Neoliberalism, Neoconservatism, and De
Democratization", Political Theory, 34/6 (2006).
Foucault, Michel, The History of Sexuality: Volume /: An Introduction, ev. Robert
Hurley, New York: Vintage, 1978.
------------ "The Subject and Power", Michel Foucault: Beyond Structuralism and
Hermeneutics, Hubert L. Dreyf us ve Paul Rabinow (ed.), Chicago, iL: University
of Chicago Press, 1982.
____________"Les mailles du pouvoir", Dits et Ecrits Tome iV: 1980-1988, Ed. D.
Defert ve F. Ewald, Paris: Editions Gallimard, 1994.
----------- "Truth and Juridical Forms", Power: Essential Works of Michel Fouca
ult, 1954-1984: Volume Three, ev. Robert Hurley vd. Ed. James D. Faubion, New
York: New Press, 2000.
------------ Society Must Be Defended: Lectures at theCollege de France, 1975-1976,
ev. David Macey, New York: Picador, 2003.
------------ The Birth of Biopolitics: Lectures at the College de France, 1978-1979,
ev. Graham Burchell, New York: Palgrave Macmillan, 2008.
Hardt, Michael ve Antonio Negri, The Labor of Dionysus: ACritique of the State Form,
Minneapolis, MN: University of Minnesota, 1994.
Harvey, David, A Brief History of Neoliberalism, Oxford: Oxford University Press,
2007.
Jameson, Fredric, Postmodernism; Or, theCultural Logic of LateCapitalism. Durham,
NC: Duke University Press, 1991.
Laval, Christian, L'homme economique: Essai sur les racines du neoliberalisme. Paris:
Gallimard, 2007.
Lazzarato, Maurizio, Les revolutions du capitalisme, Paris: Le Seuil, 2004.
Lemke, Thomas, "Foucault, Governmentality, and Critique", Rethinking Marxism, C.
14, s. 3 (2002).
Marx, Karl, Grundrisse: Foundations of theCritique of Political Economy, ev. Martin
Nicolaus, New York: Penguin, 1973.
Nealon, Jeffrey T., Foucault Beyond Foucault: Power and its Intensification Since
1984, Stanford, CA: Stanford University Press, 2008.
Negri, Antonio, The Politics of Subversion: A Manifesto far the Twenty-First Century,
ev. James Newell. Oxford: Polity Press, 1989.

Cogito, say: 70-71, 2012

95

Yeni Giriimciler:
Foucault ve Tketim Toplumu
TODD MAY

Biz imdi kimiz?


Bu, Foucault'nun sorusu. Durup dndmzde greceiz ki, felsefe
nin daha geleneksel "Biz kimiz?" sorusundan ok farkl bir soru bu. Bu ikin
ci soru -Biz kimiz?- daha arkanl. nsan, arln, bykln hissede
biliyor. "Biz kimiz?" sorusu abidevi cevaplar talep ediyor; bunlar, asrlarn
koridorlarnda yanklanan, baka sorularn sesini bastran cevaplar.
"Biz imdi kimiz?" sorusu ise farkl. nsan, bu sorunun ierisinden uul
dayarak geen ve cevaplarmzn altndaki kumdan zemini kaydran rzgar
hissedebiliyor adeta. imdi kim olduumuzu sormak; iimize nfuz etmi
bir rnty ele geirmeye almak, bu rntnn nereden gelmi olduu
nu ve bizleri neye dntrm olabileceini sorgulamak ve o -ve biz- geip
gitmeden nce onu anlayabilmek adna bir abadr.
imdi kim olduumuz sorusu, muhakkak, Foucault'nun ynelttii tek
soru deildir. Foucault bir baka soruyla, kim olabileceimize, kendimiz
den ne yaratabileceimize ilikin soruyla da ilgilidir. Fakat Foucault, tpk
varoluular gibi, bizi olduumuz kii olmakla kstlayacak bir zmzn
olmadn bildiinden ve varoluularn aksine, tarihin, her boluu hor
grdn ve bu boluu doldurmaya son derece hevesli olduunu bildiin
den kim olabileceimiz sorusunu, tarihsel bir soru olan "imdi biz kimiz?"
sorusunun parametreleri ierisinden sorar. Dolaysyla, Foucault'nun bu so
ruya verecei cevaplarn kumullar da soyktksel deiimin rzgaryla yn
Cogito, say: 70-71, 2012

Yeni Giriimciler: Foucault ve Tketim Toplumu

deitirir. Biz, her daim disiplinli ya da cinsel varlklar deildik ve hep de


byle olmayacaz. Belki de, imdiden, baka bir ey olmaktayz.
Biroklar, oktan baka bir eye dnm olduumuzu savunmakta
dr. rnein Jean Baudrillard, "iktidardan bu kadar sz edilen bir yerde,
iktidar diye bir eyin olabilmesi mmkn deildir" 1 diye beyan ediyor. Ba
udrillard'a gre Foucault'nun iktidar tartmas, sahneden halihazrda in
mi olan bir biz'le, oktan imha edilmi bir figrle alakaldr. Baudrillard'n
batan karma ve hipergereklii temel alan, kim olduumuza dair gr
her ne kadar genel kabul grmese de, dncesinin daha genel ereve
si sz konusu olduunda kesinlikle yalnz deildir. Bu genel ereve yle
zetlenebilir: imdi kim olduumuz bir retim meselesi deil, bir tketim
meselesidir.
Bu gr kanlmazdr ve bu sayede hepimiz iin tandktr. Genel hatla
rn u ekilde tanmlayabiliriz. Yirminci yzyln ortalar ve sonlarna dek,
kim olduumuz byk oranda ne rettiimizle alakalyd. Sanayi ekonomi
sinde insanlar reticiydiler. Bizler bir eyler yarattk ve bunlar yaratrken de
kendimizi yarattk. Kukusuz, Marx'n gr buydu ve bu gr -en azn
dan, Baudrillard'a gre- Foucault tarafndan da benimsenmiti. Nihayetin
de, disipline edilmi bedenler ve cinsel bedenler, getiimiz birka yzylda
ortaya kan disiplinci ve cinsel aygtlar ve uygulamalar tarafndan retil
mitir. Modern ruh hakknda unlar syleyen Foucault'nun kendisi deil
midir?: "[Ruh] cezalandrlanlar zerinde -daha da genel olarak gzetim
altnda tutulanlar, terbiye ve slah edilenler, deliler, ocuklar, okullular, s
mrge halklar zerinde, bir retim aracnn zerinde sabitletirilen ve tm
varolular boyunca denetlenenler zerinde- uygulanan bir iktidarn ileyii
araclyla bedenin evresinde, yzeyinde, iinde srekli olarak retilir."2
Foucault'ya gre, bizi biz yapan ey sadece igcyle aklanamyor olsa bile,
dncesinin yine de bir retim modeline bal kaldn sylemek doru ol
maz m? Ve biz bu modelin tesine gemedik mi? Bu model hala bizim imdi
kim olduumuzu belirliyor mu?
Bu dnce hattna gre ekonomi aynasnn br tarafna getik. Bundan
byle reticiler deiliz ya da artk ncelikli olarak yle deiliz. Bizler nce
likle tketiciyiz. Ne rettiimiz veya nasl retildiimizden ziyade tketiyor
oluumuz gereiyle tanmlanyoruz. Szde artan bireyselliimiz, maddeBaudrillard, Foucault'yu Unutmak, s. 78.
2 Foucault, Discipline and Punish / Hapishanenin Douu, s. 29 / 35-36.

Cogito, say: 70-71, 2012

97

98

Todd May

sel bamllklarmz, kurumsal imgelere ve logolara ballmz, kamusal


alann terki - bunlarn tmn birbirlerine balayan, tarihsel varlmzn
retici konumundan tketiciye kaym olmasdr.
Hem solda hem de sada bu kaymaya bir yandan atlar yaklrken bir
yandan da methiyeler dzlr. San atlar salkl bir toplumu ayakta tut
mas beklenen ebedi deerlere sadakatin yok oluuna yaklrken solun atlar
daha ok kolektif eyleme itigal yetersizliine yneliktir. Methiyeler, daha ok
-zellikle yakn zamana dek maddi yoksunluk eken Asya' da- belirli snflar
arasnda mallara eriimin artmasna ve yaam koullarnn ykselmesine
iaret eden neoliberal cepheden ykselir. Bu analizlerin normatif vurgular
arasnda farkllklar olsa da onlar birletiren, dnyamzdaki temel kayma
nn retimden tketime doru gerekletii fikrine ballklardr.
Bu aamada, Foucault'nun, bu analizleri damardan kesen, bu apayr yak
lamlarn ortak temellerini sorgulayan bir dnce sunmas beklenebilir.
Bu beklenti de hayal krkl ile sonulanmaz. Her ne kadar Foucault duru
mu bu ekilde ortaya koymasa da; imdi kim olduumuz sorusuna, bir reti
ci veya bir tketici modelden ziyade, giriimci model diye niteleyebileceimiz
bir yaklam nerir. Bu yaklam, Naissance de la biopolitique (Biyopolitika

nn Douu) adyla derlenen ders notlarnda sunulmaktadr. Benim burada


yapmak istediim, giriimci modeli izip bu modelin bizim alageldiimiz
tketici modeli nasl etrefilletirdiini gstermek ve sonrasnda da bu giri
imci modelin bizim imdi kim olduumuz hakknda neler syleyebileceini
sorgulamaktr.
Foucault neoliberalizm aklamalarna, Almanya'nn il. Dnya Sava
'ndaki yenilgisinden sonra ortaya kan Alman ordoliberalleriyle balar. O
dnemde, eskisinin yol at deheti tekrarlamayacak bir Alman devletinin
ne ekilde ina edilebileceine dair bariz bir endie hkm sryordu. Fouca
ult, bunun ekonomistlerin tuhaf bir konum almalarna neden olduunu iaret
eder. Eskiden ekonomi devletin meselelerinin hizmetindeyken sava sonras
Almanya' da durum tersine evrilmitir. Foucault'nun ortaya koyduu haliyle
geleneksel sorun, "devletin mevcut varlnda, devleti snrlamay ve bilhassa
var olan devlet dahilinde gerekli ekonomik zgrle yer amay nasl ba
aracamzdr. Almanlar ise bunun tam tersi bir sorunla kar karyayd.
Bir devletin var olmad gz nnde bulundurulduunda, olmayan-devletin
ekonomik zgrlk alanndan balayarak bir devlet nasl var edilir?"3
3 Foucault, Naissance de la biopolitique, s. 88.

Cogito, say: 70-71, 2012

Yeni Giriimciler: Foucault ve Tketim Toplumu

Ordoliberaller, devleti ekonomik serbestlie tabi klarak bu problemi z


dler. Bu, devletin hibir rol olmad anlamna gelmez; daha ziyade, a
da terimlerle ifade etmek gerekirse, devletin, ekonominin yolundan ekil
mesi gerekmekteydi. Devletin yapmas gereken birka mdahale vard. Fakat
bu mdahaleler, devletin kendi karlarndan ziyade ekonomi adna yapld.
Bu fikir Amerika' da, neoliberalizmin ncleri saylabilecek teorisyenler
tarafndan devralnmtr. Foucault, neoliberal retinin, tpk kendinden
iince gelen ordoliberal reti gibi, mdahalesiz bir devlet retisi olmad
n vurgular. Piyasann dorudan ileyiine mdahale etmemeyi gerektirir.
Fakat piyasay destekleyen yapya uygulanabilecek belli sayda mdahale
vardr. Ordoliberallerin ynelttii soru udur: "ktisadi-politik dzenleme
srelerinin piyasannkilerle ayn olmad ve olamayaca gz nnde bu
lundurulduunda, verili maddi, kltrel, teknik ve hukuki temeller nasl
deitirilebilir?''4 Neoliberaller bu soruyu, bireylerin homo economicus oldu
unu varsayarak ve toplumsal politikay da bu varsaym zerinden dzenle
yerek cevaplarlar.
Homo economicus kimdir? Pazar retimine ve mbadeleye ynelmi
insandr. Homo economicus hem kaynaklar hem de evreyi en iyi ekilde
kullanarak refah seviyesini en st dzeye karmay amalar. Ksaca, o, her
bakmdan bir kapitalisttir; hayatn tasarlar onun iin, belirli girdiler talep
eden ve birtakm faydalar salama ihtimaline sahip teebbslerdir. Bunun
ne anlama geldiini daha iyi grmek adna, emeklilik yatrm yapmaya na
sl tevik edildiinizi bir dnn. Cevaplamanz gereken soru, ileride dz
gn bir emeklilik geirmek adna u an ne kadar tasarruf etmek zorunda
olduunuzdur. u an ne kadarndan vazgeerseniz ileride iler sizin iin o
kadar iyi olacaktr - ya da tam tersi. Buna ilaveten, ilerisi iin tasarruf etti
iniz miktar nasl bir yatrmla deerlendireceiniz sorusu gndeme gelir;
bu soruya sonlara doru tekrar deineceiz. Eer riske girerek gelimekte
olan alanlara yatrm yapmaya niyetliyseniz en sonunda kendinizi iyi bir du
rumda bulabilirsiniz, fakat eer iler kt giderse ok da fakirleebilirsiniz.
Daha dengeli emeklilik yatrmlar ise size daha fazla istikrar salar. Eer
emeklilik yatrmlar zerine burada sylenenleri ele alp bunlar hayatn
zn btn alanlarna uygulanabilecek bir sistem olarak deerlendirirseniz,
Amerikan neoliberalizminin arkasnda yatan fikri kavramaya balarsnz.
4 Age., s. 146.

Cogito, say: 70-71, 2012

99

100

Todd May

Foucault, Amerikan neoliberallerinin bu dnce biimini rneklerle


aktarr. Bunlardan birka zerinde durmakta yarar var: Gln ve hatta
rahatsz edici ocuk yetitirme yaklamlar ile neoliberalizmde sululuun
ele aln. kinci rnek zellikle ilgintir, nk Foucault'nun Hapishanenin

Douu'nda tartt disiplinci modele bir kartlk oluturur.


Neoliberal bir toplumda ocuk yetitirme meselesi, ocuklarn kaynak
larn faydal hale getirmek ve onlara, en ok kazan getirecek biimde ken
dilerine yatrm yapmalarn salayacak ekilde yatrm yapma meselesidir.
retilmesi gereken, Foucault'nun tanmyla, bir "uzmanlk-makinesi" dir.
Peki, bu nasl retilecektir? ncelikle, byk oranda genetik yapnn getirdi
i bir grup ilksel kaynaktan sz edilebilir. Bu genetik yap muhakkak ki sa
dece benim kendi genlerimle deil, eiminkilerle de alakal. "Benim genetik
donanmm gz nnde bulundurulduunda, eer genetik donanm en az
benimki kadar iyi -hatta mmknse daha da iyi- olan bir evlat sahibi olmak
istiyorsam, genetik donanm iyi olan biriyle evlenmem arttr."5
Tabii ki mesele burada sonlanmyor. Uygun genetik yapl bebek sahneye
adm atar atmaz, zellikle zamana ve eitime ilikin daha baka yatrmla
rn yaplmas da icap ediyor. Bundan byle sorulmas gereken, zamana ve
eitime nasl yatrm yaplacana ilikindir. O halde, bir annenin ocuu
ile ilikisi giriimci bir ilikidir. Bedenini ve vaktini bir uzmanlk-makinesi
retmek adna yatrm haline dntrmtr; karlat soru da, bunun
en etkili ekilde nasl yaplabileceidir. Ka saat ev devi, ka saat piyano
dersi, ka saat atletik aktivite? Annenin kendisi de ocuu da ekonomik var
lklardr: Annenin zaman ve paras sermayesidir; ocuu da yatrmdr.
unu da sylememe izin verin, eer Foucault'nun bu analizi aranzdan
birinin veya yakn bir tandnn evinin yaknlarna isabet ettiyse ve g
cendirici olduysa af diliyorum. tiraf etmeliyim ki, okumas benim iin de
rahatsz ediciydi.
Foucault'nun neoliberal su muamelesi tartmas, ekonomist Gary
Becker'n yaklamna dayanr. Becker'a gre sulu, su ilemenin faydalar
n ve zararlarn hesaplayan kiidir. Hatta suun tanm da yledir: "Bireyi
bir cezaya (peine) arptrlma riskine maruz brakan her tr eylem."6 O hal
de, bylesi cezalar dzenleyenlerin karsna kacak soru, sutan caydrc
cezalarn nasl oluturulacadr. Cezalar, olumsuz dsallklar olarak d5 Age., s. 234.
6 Age., s. 256.

Cogito, say: 70-71, 2012

Yeni Giriimciler: Foucault ve Tketim Toplumu

nlrler; sua elik etmesi muhtemel olan, fakat (en azndan sulunun bak
asyla) istenmeyen yan-etkilerdir. Dolaysyla ceza sisteminin yapmas ge
reken, azami caydrcla sahip olumsuz dsallklar tasarlamaktr.
Elbette caydrcln kendisinin de sistem iin bir maliyeti olacaktr.
Bunlar glge maliyetlerdir: Olas baka toplumsal amalardan sutan cay
drmaya yneltilen kaynaklar. Yani devletin oluturmas gereken, olumsuz
dsallklar yerletirerek caydrcl salamakla yneltilmi kaynaklar ne
deniyle kimi frsatlar karmak arasnda kurulabilecek en iyi dengedir. Bu
maliyetler, daha sonra, sua gre deien bir arz/talep erisine katlr: "Ya
sann tatbiki, su piyasasndaki, su arz ile olumsuz talebi kart konumlan
dran eylem aralarnn bir araya gelmesidir."7
Neoliberal su yaklamnn bu ksa tasviri bile disiplin alanndan ne
denli uzaklam olduumuzu ortaya koyar. Disiplin, her bir bireye, onun
davranlarn dzeltmek amacyla odaklanrken neoliberalizm, genel su
arzyla ilgilenmektedir. Disiplin, talim ve normalletirme araclyla ilev
grrken neoliberalizm, dl ve maliyet hesab zerinden ilev grr. Disip
lin, kendisine mdahale edebilecek esnek bir bedeni varsayarken neolibera
lizm, bir homo economicus'u varsayar. Disiplin, suu saf d etmeyi ama
larken neoliberalizm, "su arz erisi ve olumsuz talep arasnda bir denge"
salamay amalar. 8 Ksaca, disiplin ve normalletirmenin aksine neolibera
lizmin hedefledii, "fark sistemlerinin optimize edildii ... eylemlerin oyun
culardan ziyade oyunun kurallar tarafndan belirlendii ve son olarak da
bir mdahaleyi - bireyin iselliine dair tabi klmann (assujettissement) bir
tr olmayan, daha ziyade evresel bir mdahaleyi ieren bir toplumdur." 9
imdi, neoliberalizmin kim olduumuza nasl yansdna dnmeden
nce, bu analiz ile Foucault'nun kendi almalar arasndaki ilikiye ksa
ca deinmeme izin verin. ncelikle, unu belirtmekte yarar var ki Fouca
ult, 1979' da, neoliberal yaklamn ana akm sylemde marjinal kalmaya
devam ettiini vurgular. Neoliberalizm, disiplin ve normallemenin yerini
almaktan ziyade onunla rekabete giren bir ynetimsellik biimi olarak or
taya kmtr. Foucault, derslerini verdii srada henz etkisini gstermeye
balayan, dnyaya, insanlara, ynetime ve ekonomiye dair bir dncenin
ykseliini lp bimektedir. Bildiimiz gibi, kresellemenin ve elektronik
7 Age., s. 260.
8 Age., s. 261.
9 Age., s. 265.

Cogito, say: 70-71, 2012

1O1

102

Todd May

medyann beraberce ortaya kmas, neoliberal retinin, politik ve ekono


mik ynetimsellikle belirlenen ana akma doru ilerlemesine nayak oldu.
Bu manada Foucault, Hapishanenin Douu'nu kaleme alndan beri daha
da belirgin hale gelen deiiklikleri ngrmtr.
imdi kim olduumuz sorusunun neoliberal retiye indirgenemeyece
ini ilk kez vurgulayan da elbette Foucault' dur. Bizler, hibir zaman salt di
siplinci varlklar olmadmz gibi salt giriimciler de deiliz. Foucault'nun
Hapishanenin Douu'nda disiplinci normativitenin ilevi zerine yazdkla
rn hatrlayalm: "Disiplinler boyunca Norm'un iktidar ortaya kmaktadr.
Bu modern toplumun yeni yasas mdr? Daha dorusu, bu yasann eski ikti
darlara -Yasa iktidarna, Sz iktidarna, Metin iktidarna, Gelenek iktidar
na- eklendiini ve onlara snrlamalar dayattn syleyelim."10 Neolibera
lizm zerine de aa yukar ayn eyler sylenebilir. Neoliberalizm, disiplin
ve cinselliin yerini alarak deil, onlarla etkileim iinde olacak ve etkileri
onlarn etkileri zerinden yanklanacak ekilde kendini dayatmak suretiyle
kim olduumuzu deitirmitir.
imdi kim olduumuz sorusuna dair tketici yaklamlarn ortaya k
masnn hemen ardndan Foucault'nun neoliberalizm yorumunu ne ekilde
irdelemeliyiz? Foucault'nun tanmlad neoliberal dncede homo econo
micus, bir tketiciden ok giriimci bir kapitalist deildir. "Bir spermar
ket toplumu deil - giriim toplumu. Homo economicus ... mbadele adam
deildir, tketici adam da deildir; o, giriim ve retimin adamdr."11 Bu
noktada dikkatli olmak gerek. Foucault'nun sylemek istedii, ne neoliberal
retinin tketimi kapsamad ne de tketimin kim olmakta olduumuza
dair bir nem tekil etmediidir. Syledii ey daha ok udur: Asl nemli
olan tketim olgusu deildir, nk tketim giriimci bir ereve dahilinde
gerekleir. Bizler alveri yaparz ve bu alveri evvelden beri ve sklkla
yaplr. Fakat alverii, alverii olduumuz iin; kim olduumuzun al
verile dorudan bir ilikisi olduu iin yapmayz. Alveri bizim yatrm
mzdr. Grntmz, sosyal konumumuzu, kendi trmzdekilerle uyu
mumuzu, patronlara hitap gcmz en yksek seviyede tutmak isteriz ve
alveriimizi de bu giriimci sistemin ierisinden gerekletiririz. Alveri
in bu tarz yatrmlardan en nemlisi olduu savunulabilir - fakat bu sadece
benim nerimdir. Her ehrin her eridinin birbirine benzedii ve kamusal
10 Foucault, Discipline and Punish, s. 184.
11 Foucault, Naissance de la biopolitique, s. 152.

Cogito, say: 70-71, 2012

Yeni Giriimciler: Foucault ve Tketim Toplumu

alana en yakn eyin bir alveri merkezi olmaya balad, giderek skc
laan bir kurumsal uymaclk manzarasnda; alveri ile ilikili frsat mali
yetlerinin nnde hibir ey duramaz. Nihayetinde, baka ne yaplabilir ki?
Bu noktada Foucault'nun tanmlad giriimci kiiliin kendi setiimiz
amalardan ziyade, salt yaammz srdrdmz aralara uygulanabilece
i ynnde bir itiraz doabilir. Dolaysyla bu kiilik, varlmzn derin bir et
meni olmayacaktr. Alveri rneine geri dnersek, bir yatrm olarak alve
ri yaptmz srada alveri yapmaktaki amacmz kim olduumuzu tanm
lar. Kim olduumuz, alglanan faydalar elde etmek adna giriimci bir modeli
kullanyor oluumuzdan ziyade; iyi grnmeyi, patronumuzu etkilemeyi ya da
akran grubumuzla uyum salamay isteyip istemediimizle alakaldr.
Bu kar kn iki ynden hatal olduu sylenebilir. ncelikle, aralar
ve amalar arasnda kesin bir izgi izilebileceini varsayar; bu varsaymda
aralar tarihe konu olan geici meseleler olarak kabul edilirlerken amalar
da gerekten kim olduumuza ilikin tarihd meseleler olarak grlrler.
Foucault'nun inceledii tarihlerden karlabilecek derslerden biri de bu ayr
mn mdafaa edilemez oluudur. Eer, bize kendimiz zerine belli bir biimde
-gerek disiplinci gerek cinsel gerek de giriimci bir tarzda- dnmek re
tiliyorsa, bu, byk (ya da daha kk) oranda kim olacamz belirler. Ba
udrillardc grn aksine, bizler hala tarihimiz tarafndan retilmekteyiz ve
hep de retileceiz. kinci nokta, ilkiyle balantl olarak, homo economicus
kavramnn asli ynlerinden biri de her eyin bir sermaye meselesi olarak g
rlmesidir: sz konusu eyler sadece aralar deil, ayn zamanda amalardr.
Sermaye, hem hakknda dndmz eylerin hem de ierisinden dnd
mz eylerin banda gelir. Pierre Bourdieu'nn toplumsal sermaye tart
malarn anmsamak suretiyle bu konuda daha net bir gr elde edebiliriz.
Btn bu sylenenlerin, imdi kim olduumuza ilikin nasl bir anlam
tayaca sorusuyla bitirmek istiyorum - burada yaklamm nerilerden
ibaret olacaktr. Bunu aamada gerekletireceim. lk aamada, Frano
is Ewald tarafndan yazlm, Foucault'nun Naissance derslerinde ele ald
meselelere deinen bir metne bavuracam. Ewald, bu metinde, "sigorta im
gelemi" diye bir terimden sz eder ve onu yle tanmlar: "Verili bir toplum
sal balamda, sigorta teknolojisi iin karl, kullanl ve gerekli ilevler olu
turma yollar."12 Her ne kadar Ewald' ilgilendiren asl nokta, bu imgelemin,
sigorta kurumlar ve anlay balamnda nasl deerlendirilebilecei olsa
12 Ewald, "Insurance and Risk", s. 198.

Cogito, say: 70-71, 2012

103

104

Todd May

da, bana kalrsa bu, ayn zamanda, bize kendimiz hakknda nasl dnd
mze dair bir model de salayabilir. Ewald'n vurgulad zere, "Kant
tarafndan benimsenmesi muhtemel bir anlayla, riskin kategorisi, anlan
(understanding) kategorisidir; alg veya sezgi yoluyla elde edilemez. Sigorta,
riske dair bir teknoloji olarak en bata bir rasyonellik plandr; baz gereklik
unsurlarnn paralanma, tekrardan dzenlenme ve tertip edilme biimle
ridir ... sigorta sayesinde kumar, dnyaya dair bir simge haline dnr."13
Nasl ki disiplinci teknolojinin ykseliiyle birlikte dnya ve birbirimiz
hakknda normallik balamnda dnmeye baladysak; b enzer bir ekilde
sigorta teknolojisinin -risk, olaslk, kar, imkan ve yatrm barndran bu
teknolojinin-ykseliiyle beraber de dnya ve birbirimiz hakknda giriim
ci bir balamda dnmeye baladk. Bylece insan riskin dnyasyla kar
karya gelip sahip olduu kaynaklara, karsna kan frsatlara, olaslkla
ra ve bu olaslklara bal frsat maliyetlerine deer bier; insan bir zar atar,
bu da demektir ki bir yatrm yapar.
Eer yatrm kt sonulanrsa, elbette, insan sadece kendini sulayabilir.
En nihayetinde -baka ekillerden ziyade- bu ekilde bir yatrma girimek
kiinin kendi karardr; dolaysyla ne teselli iin snlacak bir yer ne de
hatanzn sorumluluun ykleyebileceiniz bir alan vardr. Bu ikinci aa
madr. Giriimci aygt bir tr bireysellemeye yol aar; bu, kiinin kendi he
saplarnda ve yatrmlarnda yalnz kalaca bir bireysellemedir. imdi kim
olduumuza ilikin tketici grler, bireysellii, kkleri alveri merkezi
kltr ve marka bamll gibi olgularda yatan bir toplumsal ayrma du
rumu olarak alglar. Bu grn deerli bir yan olduu kesin, fakat nemli
bir etmenin de atlandn dnyorum: Her birimizin ne kadar yalnz his
settii. Tketicilikte de yalnz hissedebilecek oluumuz muhtemeldir; marka
bamllnn kayda deer, kiileraras bir ba yaratt sylenemez. Fakat
baka bir yalnzlk daha var; sadece rnlerimizle deil, yaamlarmzla da
yalnz hissetmemizi salayan trden bir yalnzlk. Giriimci model, daha
rahatsz edici olan bu yalnzl denetim altna almaya balar. Maddi refa
hmzn hepimize bal olduu ve her birimizin bireysel olarak, gerekirse
risk alarak bu refah korumas gerektii fikri bizi dnyann belirsizliklerine
kar derin bir krlganlk hissiyle ba baa brakr.
Bana kalrsa bu derin krlganlk, mevcut ynetimin "mlkiyet toplumu"
ifadesine odaklanmasnn altnda yatan nedendir. Sonucumun nc aa13 Agy., s. 199.

Cogito, say: 70-71, 2012

Yeni Giriimciler: Foucault ve Tketim Toplumu

mas budur. Mlkiyet toplumu bize, zgrlmzn sahip olduklarmz


zerinden ortaya kaca bir frsat olarak sunulur. Biroklar, mlkiyet top
lumunun hibir eye sahip olmayan insanlar iin pek bir ey yapmadn
hakl olarak ne srerler. Fakat mlkiyet toplumuna ilikin, bizlerden olu
an byk ounluu -fazla olmamakla beraber birtakm eylere sahip olan,
ama bu sahip olduu eyler mali bir krizi atlatmaya yetmeyecek kiilerin
yaratt ounluu- etkileyen baka bir yn daha vardr. Sosyal sigorta ve
yardm programlarn tasfiye etmeyi amalayan ve mal varlklarn, istedik
leri ynde yatrm yapmalar adna, insanlarn ellerine teslim etmek isteyen
mlkiyet toplumu yanllar, bu sayede kendilerini Foucault'nun tanmlad
neoliberal giriimciliin ierisine oturturlar. Dahas, gelimekte olan bu tip
bir rasyonellii yansttklarndan onlara kar gelmek zorlar. Fakat yarat
makta veya en azndan pekitirmekte olduklar, hepimizi risklerin dnyasn
da -her birimizin sorumlu olduu fakat hibirimizin kontrolnde olmayan
bir dnyada- yalnz brakan, kim olduumuza dair tarihi bir olutur.
Neoliberal retinin ykseliiyle yaratlan da -ya da isterseniz retilen
diyelim- bence bu giriimci benliktir. Giriimci benlie kar mcadele; ge
lecek yllarda yzlemek zorunda kalacamz, ekolojik krizlerden tutun da
zenginliin giderek daha ok kutuplamaya yol amasna kadar birok m
cadele ile yan yana durmak ve onlarla btnlemek zorundadr. Kendimizi,
birbirine umutla bal dayanmac varlklar olarak deil de risk problemle
rini idare eden bireysel giriimciler olarak grdmz srece, bizi evrele
yen ve blen basklara baaryla kar koyamayz.
eviren: Maya Mandalinci

Kaynaka

Baudrillard, Jean, Foucault'yu Unutmak, zmir: Dokuz Eyll Yaynlar, 1998.


Foucault, Michel, Discipline and Punish. The Birth of the Prison, ev. Alan Sheridan,
Vintage Books, 1995. [Trkesi: Hapishanenin Douu, ev. Mehmet Ali Klbay,
Ankara: mge Yaynlar, 1992].
Foucault, Michel, Naissance de la biopolitique: Cours au College de France (1978-1979),
Ed. Michel Senellart, Paris: Seuil/Gallimard. [ngilizcesi The Birth of Biopolitics:
Lectures at the College de France 1978-1979, ev. Graham Burchell, Basingstoke:
Palgrave Macmillan, 2008].
Ewald, Franois, "Insurance and Risk", The Foucault Effect: Studies in Governmenta
lity, Ed. Graham Burchell ve Colin Gordon ve Peter Miller, Chicago: The Univer
sity of Chicago Press, 1991.
Cogito, say: 70-71, 2012

105

Szleme Teorileri*
KAAN ATALAY - MER ALBAYRAK

Kaan Atalay: Bugn Toplumsa I Szleme Teorisi


etrafnda dnen birtakm tartmalar ele alacaz.
Bu tartmalarn temeline inebilmek, esa na yak
laabilmek iin toplumsal szlemenin ne anlama
geldiini ve farkl toplum al szleme teorilerinde
teorinin temel kavramlarnn nasl ele alnd
n, zaman zaman nasl farkllaabildiini, bunun
ehemmiyetini, ilevini, belki de mantksal birta
km sonularn tartmaya alacaz. Bu ksa
szleme ve szlemecilik zetinden onra mer
szlemeciliin Hegelci bir eletiri inin nasl yaplabileceini g terecek ve Hegel'in bu me eleyi
nasl tarttn ve szlemecilii hangi alardan eletirdiini deerlen
direcek. Sonrasnda ben Foucault tarafndan meseleye bakacam. Hem
Foucault'nun konu hakkndaki grlerini zetlemeye alacam hem de
meseleyi Foucault'nun dilinden kartp daha genel bir resim ierisine yer
letirmeye uraacaz.
imdi toplumsal szleme teorilerinin ne anlama geldiini biraz anlama
ya, izah etmeye alaym. Szlemecilik belal bir teori. nk bir tarafyla
incelediinizde hakikaten tamamen teorik bir yap gibi duruyor. Btnyle,
insann tekil bir varolutan toplumsal bir varolua doru giden rete geir* 14 Mays 2012'de Anadolu Medeniyetleri Aratrma Merkezi'nde dzenlenen yleinin kay
ddr.
Cogito, say: 70-71, 2012

Szleme Teorileri

dii aamalarn teorik bir aklamasn sunmaya alyor gibi grnyor. Fa


kat bu teorinin yle nkabulleri, yle varsaymlar var ki ve bu teorinin eitli
aamalarn ve o aamalara hapsedilen eitli ilevleri dahil ettiinizde ortaya
yle sonular kyor ki hakikaten korkutucu bir manzara kazanmaya balyor
szlemecilik anlay. nk imha ettii, ortadan kaldrd pek ok iliki var
ve dayatt, rettii ve bizi bir anlamda, bir noktadan sonra mahkum kld
pek ok yeni iliki tr var. Ayrca szlemecilik o kadar gnlk hayatmza
ve gnlk retoriimize sinmi, bu anlamda o kadar doallam ki toplum
salln da tesinde znelliimizi belirleyen bir hakikat olarak kabul ediliyor.
Dolaysyla szlemecilikle herhangi bir ekilde aranza mesafe koymaya a
ltnzda insanlarda ou zaman, neredeyse refleksif olarak, byle bir eyin
mmkn olamayacana ve bu tr eletirel yaklamlarn samalktan teye
gidemeyeceine dair bir tavr beliriyor. Oysa szleme kavramyla eletirel bir
iliki kurmak iin biraz aba gsterildiinde grlecektir ki szlemecilik ele
tirileri hem bizi szlemeciliin dayatmaclndan ve tahakkm ilikilerine
mahkum klma esasndan kurtarabiliyor hem de farkl bir zgrlk anlayn
ve zgrlk pratiklerini dnmemizi ve hayata geirmemizi salayabiliyor.
Szlemecilik dediimizde, temelde aamal bir toplumsallama s
recini ve bu balamda da siyasetin ve siyasi erkin, hkmrann ortaya
kn betimleyen, izah etmeye alan teorileri anlyoruz. Szlemeciliin
fikir babas veya ilk szlemeci teorisyen olarak Hobbes'u gstermek yanl
olmaz. Ve daha sonraki szleme teorisyenlerine baktmzda grlecektir
ki, szleme teorisi btn plaklyla, en somut ve en yaln ifadesiyle daima
Hobbes'da ortaya kar. Sonrasnda Locke'a veya bakalarna baktmz
da baka birtakm metafizik varsaymlarn, baka birtakm ahlaki varsa
ymlarn devreye girdiini grrz ve Hobbes'a kyasla mesela Locke'un da
Rousseau'nun da biraz daha hkmranln demokratizasyonuna imkan ve
ren bir izah tarz sunduunu grrz. Ama birazdan anlatacamz, ele ala
camz eletiriler umut ediyorum, gsterecek ki, aslnda bunlar ayn temel
zerinde, ayn sorunsal zerinde ve ayn almas mmkn gibi grnme
yen tahakkmc ve totaliteryen eilimler zerinde ykselen teoriler. nsan
doas tanmnzdaki farkllk, hatta Rousseau' da yapt gibi yepyeni bir
aamay teoriye dahil etmek, toplum ve siyasete dair farkl sonulara, mesela
daha demokratik bir hkmranlk gibi sonulara ulamanz salayabiliyor
ama iskelet ayn. Yani teorinin ats, iskeleti aynen duruyor. imdi bu
aamann ne olduunu zetlemeye alalm.
Cogito, say: 70-71, 2012

1 07

108 Kaan Atalay - mer Albayrak

Hobbes'a Gre Doa Durumu ve Szlemenin Douu


lk aama"doa durumu" olarak adlandrlan bir sre. Bu"doa durumu"nu
btn teorisyenlerde buluruz. Belki Locke hari btn teorisyenler bu du
rumu temel toplumsal kurumlarn, ilevlerin yokluu zerinden tanmlar.
Dolaysyla "doa durumu" bir tr negativite olarak ele alnr. Yani devletin
olmad, siyasetin olmad, siyasi erkin olmad, ahlakn olmad, dinin
olmad, uzlamann olmad, hukukun, yasann olmad; hatta oun
lukla insan biraradalnn bile olmad bir durum, bir sre olarak res
medilir. Hobbes' da mesela "doa durumu" insan doasna atfettii temel
niteliklerden tr aslnda hemen hemen sava durumu ile eanlamldr
veya kendiliinden denebilecek bir sre neticesinde sava durumuna dn
r. Toplumsallk diye bir ey, insanlarn bir aradal gibi bir imkan yoktur
"doa durumu"nda. nsanlar tamamen birbirlerinden ayr ve atomize halde
yaarlar. Dolaysyla herhangi bir ekilde cemaat ya da cemaatlemeye imkan
verecek bir zemin mevcut deildir. Siyaset de yoktur tabii. Uzlama imkan
veya uzlamay mmkn klacak herhangi bir zemin mevcut deildir. Dil ko
nusunda eitli tartmalar var. Hobbes'un "doa durumu"nda dilin mevcu
diyetini iaret eden eitli ifadeleri bulunuyor. Ama ben hala, Hobbes dilin
varolduunu iddia etse de, herhangi bir uzlama imkannn olmad bir s
rete dilin nasl mmkn olabileceinin aklanmas gerektii kanaatinde
yim. Yani konvansiyon olmadan, yani belirli gstergelerin belirli anlamlara
iaret ettiine dair bir ortaklama olmadan dilin, dolaysyla iletiimi mm
kn klacak bir arasallamann tesisi imkansz gibi grnyor bana.
"Doa durumu"nu anlatrken Hobbes, "doa durumu"ndaki insanlarn
davranlarn betimleyen; herhangi bir preskriptif ierii olmayan, tama
men betimleyici, neyin ne olduunu, insanlarn neyi neden yaptn ifa
de eden bir doa yasasnn mevcut olduunu ileri srer. Hobbes'un "doa
durumu"na atfettii yasa birbirinden kopuk halde yaayan insanlarn mev
cudiyetlerini devam ettirmek iin gerekletirdii faaliyetlerin esasn, te
melini ve hangi yapya gre, hangi temel kalba gre idame ettirildiini be
timler. Hobbes'a gre "doa durumu"nda insanlarn yapaca ilk i bar
aramaktr. Ama bar imkan olmad takdirde her insan kendi mevcudiye
tini, cann ve -tabii hukuk ve dolaysyla mlkiyet olmad iin sadece ele
geirmi veya el koymu olduklar anlamnda- mlkn muhafaza etmek
iin elindeki btn imkanlar kullanr. Gerekirse baka insanlarn canlar
ve bedenleri pahasna bu koruma faaliyetini gerekletirir, diyor Hobbes.
Cogito, say: 70-71, 2012

Szleme Teorileri

Dolaysyla Hobbes'ta byle bir doa yasas itibaryla "doa durumu"nun


neden bir sava durumuna dntn anlamak ok zor deil. nk bar
istiyorsunuz, arzuluyorsunuz ama bar imkan yok. Neden? nk herke
sin ihtiyalar var, ihtiyalar sonsuz, ihtiyalar karlamak iin kullanlabi
lecek kaynaklar snrl, dolaysyla o snrl kaynaklar iin in anlar arasnda
bir kar atmasnn ortaya kmas kanlmaz gibi grnyor ve bu
kar atmas yle ya da byle bir tarafn dier taraf yok etmesine veya yok
etme eilimi ierisine girmesine yol aacak. Ve "doa durumu"ndaki doa
yasasnn insana atfettii bir g var. Bir muktedirlik, bir hak olarak, doal
hak olarak tanmlanyor bu ama hakk burada insana tannm bir imtiyaz
olarak deil de insann tatbik etmeye, uygulamaya muktedir olduu bir fiil
olarak dnmek lazm. Bu doal hak aslnda, en indirgenmi haliyle, l
drme hakkdr. Yani kendini koruyabilmek iin, cann koruyabilmek iin,
elindeki kaynaklar koruyabilmek iin karsndaki insann veya insanlarn
cann alma hakk. Buna hakk vardr nk buna muktedirdir. Bu anlamda
doa durumunda herkesin birbirini ldrme hakk vardr. Herkesin ldrme
hakk na, ldrme gcne, ldrme muktedirliine sahip olduu durumda
da herkesin kanlmaz olarak ldrlme riskiyle kar karya olduunu an
lamas, kavramas ve buna gre yaamn idame ettirmesi gerekir.
Cogito, say: 70-71, 2012

109

] ]O

Kaan Atalay - mer Albayrak

nsan Doas
Bu tablo yeterince korkun bir manzara ortaya karyor zaten ama bir de
btn toplumsal szleme teorilerinde yle ya da byle bir ekilde karmza
kan, evrensel geerlilie sahip bir insan doas anlay da resme dahil ol
duunda mesele iyice iinden klmaz hale geliyor. Bu insan doas anlay
aslnda szlemeciliin zorunlu, mantksal bir unsuru deil. Yani insan do
asna dair herhangi bir spesifik taahht iermeyen bir szlemecilik anlay
en azndan teorik olarak tesis edilebilir gibi grnyor. Ama byle bir eye
kalktnzda doa durumuna, bunu izleyen szleme srecine ve bunun ar
dndan ortaya kan toplum durumuna dair ierii tesis etmekte muhtemelen
ok fazla zorlanrsnz. nk insanlarn birbirinden tamamen kopuk halde
yaad bir srecin neden szlemeye ve onun sonrasnda ortaya kacak bir
toplumsalla ve siyasilemeye yol aacan aklamak imkansz hale geli
yor. Bunu ancak insan doasyla ve insan gdleriyle, insanlarn doalarn
dan kaynaklanan eilim ve motivasyonlar gibi eylerle ilikilendirdiinizde o
ak salayabiliyorsunuz. Doa durumundan szleme ve toplum durumuna
doru giden sreci ancak o ekilde temellendiriyor ve izah edebiliyorsunuz.
Hobbes'un insan doas anlay temelde karakteristie indirgenebilir.
Bunlardan ilkini "rekabet" olarak tanmlyor Hobbes ve bu kavram, insan
larn birtakm kaynaklar srekli arzulad ve bu kaynaklar ele geirmek
iin birbiriyle srekli yart ve gerekirse bunun iin karsndakini orta
dan kaldrmaya eilimli ve muktedir olduuna iaret ediyor. Dolaysyla bu
karakteristik itibaryla insan srekli arzu tatmini peinde koturan, nihai
bir iyiden yoksun olduu iin o an neyi istiyorsa onun peine den ve bunu
elde edebilmek iin de her eyi yapmaya hazr bir yaratk olarak resmediliyor.
kinci zellik ise an ve eref. Bakasnn gznde, yani o kaynaklara
ulamak iin rekabet halinde olduu ve gerekirse ldrmeye niyetli olduu
kiilerin gznde bir kymete sahip olmak ister insan, diyor Hobbes. n
c zellik de gvensizlik. Rekabet halinde, dolaysyla ldrmeye hazr ol
duu ama her eye ramen kendisine kymet vermesini istedii kiinin her
an kendisine saldrabilecei endie ve korkusuyla yaayan insan, kendisine
saldrlmadan nce, ilk kendisinin saldrmasnn daha rasyonel, daha ma
kul olduunu dnr. imdi byle bir insan doas tanmladnzda "doa
durumu"nun neden sava durumuna dneceini anlamak ok kolay. Yani
srekli haset eden, alaklk kompleksine boulmu ve her an kendisine sal
drlaca paranoyas ierisinde yaayan bir yaratk olarak karmza kCogito, say: 70-71, 2012

Szleme Teorileri

yor insan. Gvenebilecei, dayanabilecei, ibirlii yapabilecei koullar bu


karakter yapsyla retmesi mmkn deil. nk herkes mutlak anlamda
teki ve tehlikeli.
Soru: Aile yok mu yani?
K. A.: Aile de yok. Hibir ekilde insan biraradalndan bahsetmeyi
mmkn klacak bir zemin bulunmuyor. Yalnz tabii alt izilmesi gereken
bir nokta var. Hobbes btn bunlar daha anlatmadan nce unu sylyor:
"Ben doa durumunu fiilen gereklemi, tarihsel bir sre olarak dn
myorum." Hipotetik bir betimlemedir bu aslnda. Toplum durumunda,
yani u an iinde yaadmz durumda var olan eitli kurum ve ilevleri
karttmz zaman, yani bu kurum ve ilevlerin henz ortaya kmad
nn varsayld bir durumda insann, insanln ne halde olacana dair bir
dnce deneyidir aslnda bu. Dolaysyla Hobbes iin doa durumu hipo
tetik bir vaka ama Locke'a baktnzda Locke bunun hipotetik olmadn,
tarihsel anlamda fiilen yaanan bir sre olduunu, hatta hala yaanmakta
olduunu ileri srer. Ve Amerikan yerlilerini buna rnek olarak gsterir.
Dolaysyla her szlemeci teorinin her unsurunu ayn ekilde ele almyor.
Antik Yunan ve nsan Doas

Bu evrensel insan doas anlay, yani her insanda tek tek verili ve ayn ni
teliklerle donatlm halde bulunan bir cevherin, bir zn varl, szleme
teorilerinin hemen hemen tamamnda mevcut olan bir unsur. stelik teo
rinin yapsnn gerektirdii temel unsurlardan biri de deil. Ama teorinin
dinamiini tesis edebilmeniz iin yani teorinin o sreler arasndaki akn
imal edebilmeniz iin insan davranlarnn temeline dair bir izah vermeniz
gerekiyor. Ve bu da evrensel bir insan doas betimlenerek yaplyor. Oysa
byle bir evrensel insan doas tahayyl edebilmek iin nemli ve kritik baz
varsaymlarda bulunmanz lazm.
Mesela Eski Yunanllarda evrenselletirilebilecek, hele hele az nce an
lattmz gibi verili, zgl ve tanmlanm birtakm niteliklerden mteek
kil bir insan doas yoktur. nsan doasn Eski Yunanllar kapasitelerden
mteekkil bir yap olarak ele alr. Yani eilimlerin, belirli bir i yapma yat
knlnn insanda potansiyel halde bulunduunu dnrler. Bu kapasite
lerin kuvveden fiile karlmas iin aba sarf etmeniz, yaratc bir faaliyette
bulunmanz gerekir. Kendiniz zerinde, dnya zerinde, nesneler zerinde,
dier insanlar zerinde, dier insanlarla olan ilikileriniz zerinde yrtCogito, say: 70-71, 2012

111

112 Kaan Atalay - mer Albayrak

len, yrtlmesi gereken bir faaliyettir bu: bir yanyla teoriktir, renme,
anlama, kavrama abasn ierir; ama ayn zamanda da pratiktir nk so
mut bir i yapmanz gerektirir. Bu aba neticesinde kapasitenin kuvveden
fiile km hali yetenektir. Yani belirli bir ii yapabilme yetkinlii ve fiili
dir. Mmkn hale gelen ii olabilecek en mkemmel ekilde yapmak iin
uratnz zaman da Eski Yunanllarn etik dedii ey ortaya kyor. O
iin doasn anlamak, o iin en iyi ekilde nasl yaplabileceini kavramak,
bunu gerekletirecek ekilde nefsini, kendini, dnyay dntrmek. .. B
tn bunlar bizi, bugn erdem diye tercme edilen ama Eski Yunanllarn

arete derken aslnda kastettii ey olan mkemmellik kavramna gtrr. O


yetenein mkemmellemesinin de insann kendini, doasn gerekletir
mesini mmkn klarak iyiye ulamasn salayaca dnlr. Dolaysyla
burada verili birtakm niteliklerle donatlm ve herkeste tek tek bulunan bir
cevherden ziyade, kapasitelerden mteekkil ve insann kendi abasyla, ken
di karakter, karar ve tercihleri neticesinde kendi setii aralar kullanarak
vcuda getirecei, somutlayaca eilimler ve yeteneklerden mteekkildir
insan doas ve bu doa sonsuz eitlilik arz eder. nk insanlar arasnda
zaten sonsuz farkllklar vardr. nsanlar hibir ekilde birbirine indirgene
meyecek ekilde eitlikten yoksun bir halde doarlar, yaarlar. nk iine
doduklar ve yaadklar koullar tamamen farkldr. Bu koullarla kurulan
ilikiler kiiye hastr ve dolaysyla onlar anlama, kavrama ve dntrme
abalar da yine kiiden kiiye deiir. Dolaysyla buradan monolitik bir e
kilde btn insanla uygulanabilecek bir emay retmeniz mmkn deil
ama szlemeciler tam da bunu yapyorlar. Burada belirleyici olan Hristi
yanlk ve Hristiyanlkla birlikte ortaya kan ruh anlaydr. Ruh kavram
olmadan evrensel bir insan doasndan bahsetmeniz ok zor; nk tek bir
gcn hepimizi ayn esastan ve ayn esasa gre, ayn cevhere sahip olacak e
kilde yarattn varsaymadan hepimizde evrensel geerlilie sahip bir doa
bulunduunu temellendirmek pek mmkn grnmyor.

Doa Durumundan Szlemeye


Hobbes'a gre, toplum durumunun sava durumuna dnmesi doa duru
munu, ister istemez, fayda asndan artk hibir ekilde tolere edilemez bir
mekan haline getiriyor ve insanlar doa durumunda bile rasyonel varlklar
olduklar iin bu ldrme gcnden feragat etmenin ve dolaysyla ldrlme
riskinden azade olmann, doa durumunda -yani fiilen sava durumundaCogito, say: 70-71, 2012

Szleme Teorileri

yaamaktan daha makul olduuna kanaat getiriyorlar ve bundan dolay da


szlemeye yneliyorlar. Szleme bu anlamda doa durumunda insann doa
yasas nedeniyle sahip olduu doal haktan mutlak anlamda feragat etmesidir,
Hobbes'a gre. Yani ldrme hakkndan vazgemektir. ldrme hakkndan
vazgeerek bu hakk, szlemenin muhafazas ve mdafaas iin tesis edilen
yeni bir gce, kuruma devredersiniz. Onun ad da hkmrandr. Szleme
ile birlikte siyasi bir gvde olarak toplum ortaya kar. Ancak insann biraz
nce anlattmz evrensel doasnn barndrd niteliklerden dolay toplum
durumuna getikten sonra szlemenin artlarn ihlal edip etmediinin s
rekli denetlenmesi, izlenmesi ve ihlal gerekletii anda da cezalandrlmas
gerekir. Hobbes' da szleme devam eden bir sretir. Ve de transitiftir, yani
A kiisi B kiisiyle anlatnda, B de C ile anlatnda A da C ile anlam
saylr. Dolaysyla toplum durumunda tek bir kiinin szlemeyi ihlal etmesi,
bu ihlalin transitif bir ekilde geriye ileyerek szlemeyi ortadan kaldrma
s riskini de beraberinde getirir. Tek bir ihlal bile szlemenin dalmasna,
dolaysyla toplumun dalmasna, dolaysyla da doa durumuna, yani sava
durumuna geri dnlmesine yol aabilir. Bunun nne geebilmek iin bir
hkmranlk tesis edilmesi gerekir, diyor Hobbes. Bu hkmrann da, her
hangi bir ekilde gcnn snrlandrlmamas gerekir. nk hkmrann
gcnn snrlandrlmas szlemenin devamllnn riske atlmasn bera
berinde getirir. Bundan tr hkmran tesisini mmkn klan szlemenin
taraf deildir; szlemenin artlarna tabi olmad iin ldrme hakkn ve
yetkisini muhafaza eder. Mesela doal haklardan bahsettiinizde hkmrana
"sen baz eyleri yapamazsn" demi oluyorsunuz. Oysa hkmrann szle
meye taraf olmadn ve yegane ilevinin toplumu -dolaysyla szlemeyi
muhafaza ve mdafaa etmek olduunu gz nne aldnzda, hkmran iin
zaten toplumu oluturan ahslarn, yani vatandan veya tebaann, zaten asli
bir nemi, ilevi yok. Szlemenin muhafazas asndan derivatif bir deeri
olabilir ancak. Bir de tabii gzetim deeri var. Her an kontrol edilmesi gereken
yaratklar bunlar ve toplum durumunun devam asndan bunlarn orada
izlenerek mevcudiyetlerini srdrmeleri lazm. Hkmrann sadece szleme
ihlal edildikten sonra bir cezalandrma ilevinin tesinde, szlemenin ihlal
edilmesi riskinin belirdii noktalarda erken harekete geip nceden saldr
mas gerektiini de syler Hobbes. Yani nleyici saldr (pre-emptive strike)
olarak adlandrlan ve son yllarda Amerikan savunma siyasetinin temel kav
ramlarndan biri haline gelen ey aslnda Hobbes'un en batan beri hkmCogito, say: 70-71, 2012

11 3

114

Kaan Atalay - mer Albayrak

rana atfettii bir ilevdir. Hobbes'un bu meseleleri tartt kitabnn ad olan


Leviathan bir tr deniz canavardr ve hkmran betimler. Dolaysyla Hob
bes szlemeyle bir canavar yarattn biliyor ama o canavarn hibir ekilde
snrlandrlmamas gerektiini, nk ancak bu sayede canavarn szleme
yi ve dolaysyla toplumu mdafaa ve muhafaza edebileceini sylyor.
Toplum durumunda, szleme ile birlikte politik gvdenin ve hkmra
nn yan sra ahlak, yasa, hukuk gibi dier kurum ve ilevler de ortaya k
yor. Tabii szlemecilik asndan ilgin bir temel nokta u: Doa durumu
nun szleme ile birlikte kesin ve mutlak bir ekilde sonlanmas gerekiyor.
Yani doa durumundan toplum durumuna hibir eyin tanmamas gere
kir. Szleme doa durumuna dair -doal haklar da dahil olmak zere- her
eyin reddedilmesi, szlemeye itirak eden herkesin bunlardan mutlak an
lamda feragat etmesi artn ierir. Dolaysyla toplum durumunda mekan
tanmlayan ve belirleyen tek bir sfat vardr, o da siyasettir. Btn toplum du
rumu, toplumsal mekan, siyasetten, siyasi alandan ibarettir. Hobbes' da zel
alana hemen hemen hibir ekilde yer yoktur. Doa durumundan toplum
durumuna tanmasna izin verdii tek g, yetki, imtiyaz vardr Hobbes'un:
hkmrann sizi ldreceini anladnz zaman kama hakk...
Bir de u var: Hobbes doa durumundan toplum durumuna hibir eyi
tayamazsnz diyor. Dolaysyla bizim bugn evrensel insan haklar diye
tarttmz, mevcudiyetini ya da muhteviyatn uzun uzun ele aldmz e
yin, szlemecilik asndan temellendirilmesi mmkn grnmyor. Eer
szlemecilik esasna gre kurulu bir toplumsallk ve siyaset zemininin, bu
nun mmkn kld ve biimlendirdii kurumlarn, ilevlerin bir ekilde
insan haklarn temellendirmek iin kullanlabileceini dnyorsanz ve
ayn anda da bu yapnn szleme sayesinde, szleme zerinden merui
yet kazandn ileri srmek istiyorsanz, maalesef burada bunu yapabilmek
iin teorik, mantksal, pratik hibir imkan bulunmuyor. nk doa duru
mundan toplum durumuna tadnz her trl g, yetki, vs. szlemenin
dalmas riskini ortaya karyor. Szlemenin dalmas demek, toplumun
dalmas demek. Haklar ve zgrlkler szlemecilik iin mutlak bir risktir
dolaysyla; szlemenin, bunun neticesi olarak da hkmranln ve toplu
mun ortadan kalkmas tehlikesini ieren bir risk. Nitekim Hobbes da bizim
bugn insan haklar olarak adlandrdmz eyi "kama hakk"yla snrl
tutuyor, nk teori o kadarna izin veriyor.

Cogito, say: 70-71, 2012

Szleme Teorileri

Locke ve Rousseau

Locke' da Hobbes'a kyasla ok daha liberal bir tablo ortaya kar ama
Locke'un btn bu sylediklerini sylemesini mmkn klan zeminin, gerek
elendirmenin ne olduuna baktnzda "Tanr insanlar byle yaratmtr"
dnda ok da geerli bir sebep verilemediini gryorsunuz. nsanlar za
ten birbirini sevmeye, gzetmeye meyillidir, toplumsallamaya meyillidir, bir
arada yaamaya, birbirlerinin zgrlklerini korumaya ve artrmaya eilim
lidir, diyor Locke. Ama bu da Hobbes'un sava hali olarak anlatt o keyfi
manzaradan ok farkl bir keyfiyet deil. "Tanr bizi byle yaratt iin byle
mutlu, huzurlu, barl bir ekilde bir arada yayoruz," demenin de, "bu
insanlar her an her trl ktl yapabilir, bunlar birbirinin kurdudur," de
menin de ne tarihsel, ne mantksal, ne de sosyolojik olarak temellendirilmesi
mmkn deil. Ayn rasgelelik ve keyfiyettir bunu syleten. Dolaysyla sz
lemecilik bizim bugn ona yklediimiz ou ilevi de aslnda yerine getire
miyor. Getirmesi de mmkn deil. nk insan haklar ya da doal haklar
gibi bir "lks"n, byle bir imkann temellendirilmesi iin tesis edilmi bir
teori deil. Doa durumundan szleme vastasyla toplum durumuna geil
diinde ve toplumsallama ve hkmranlk ortaya ktnda, szlemecilik
asndan teorik ve pratik adan geerli yegane ve asli kayg, yle ya da byle,
daima szlemenin, dolaysyla toplumun ve hkmranln muhafazasdr.
Rousseau'ya baktmzda mesela, Rousseau tamamen parlamentariz
min, parlamenter bir demokratik srecin veya en azndan hkmranln
demokratizasyonunun savunusunu yapmaya alr. Hatta Rousseau'nun
parlamentarizmi katlmc bir demokrasiyi iaret eder. Kararlarn oybirliiy
le alnmasn talep eder Rousseau. Yekpare bir ortak irade tarafndan tem
sil edilecek insan biraradalnm ortak hkmranlndan dem vurur. Ama
orada da yle bir sorun kyor: Rousseau diyor ki, ortak iradenin paras
olmak, onun karar alma srelerine itirak etmek, bu yolla iinde erimek,
yok olmak ve o ortak iradenin kararlarna riayet etmek, her bir insann tek
tek kendi bana yasa koymas ve ona uymas, dolaysyla kendinden baka
kimseye tabi olmamas, yani zgrlemesidir. Siz ise, diyelim, ortak iradenin
tesisi srecinde belirli bir karara itiraz ediyorsunuz. 100 kiiden 99'unun
zerinde uzlat bir konuda farkl dnyorsunuz. Sizin ikna edilmeniz,
yani ortak iradeyi, ounluun kararn benimsemeye zorlanmanz para
doksal bir ekilde sizin zgrlemeniz anlamna geliyor.
zellikle zgrlk meselesini szlemecilik asndan ele aldnzda
Cogito, say: 70-71, 2012

115

116 Kaan Atalay - mer Albayrak

byle elikili sonular sk sk karnza kabiliyor. nk szlemeciliin


temeli, esas, barndrd mantksal ve pratik imkanlar rasgele ve keyfi ola
rak b elirlenmi snrlarn rn ve bu snrlar zgrlk kavramn zorunlu
luk ve zorunluluun idaresi penceresinden grebiliyor sadece. Bu noktada
bir meselenin daha altn izmek lazm, mer Hegel'i tartrken mutlaka
sz oraya getirecektir. Szleme ile birlikte ortaya kan toplum durumun
da insan, tekil ve kolektif varoluu itibaryla srekli dikotomilere tabi, hatta
dikotomilerden ibaret bir canl eklinde tezahr ediyor. Yani insan varolu
unu bir doal bileenleri itibariyle veya doal hali itibariyle, bir de politik
hali itibariyle ele alyorsunuz. nsan varoluunu bir yasa karsnda bir de
ahlak karsnda deerlendiriyorsunuz veya insan varoluunun hem ahlakn
belirledii bir zeminde, hem de politik bir zeminde, yasa tarafndan belirlen
mi bir ekilde, hukuki bir zeminde srdrldn ileri sryorsunuz. Bu
szlemeciliin kanlmaz olarak beraberinde getirdii dikotomik bir yap.
Ve szlemeciliin doa/toplum ayrm, bu iki vehenin toplum durumunda
birbirinden kesin bir ekilde ayrlmasn ve birbirinden ayrlnn koulsuz
artsz muhafazasn gerektiriyor. Bunlarn birbirini dlayan eyler olduu
dnlyor nk. zel alanla kamusal alann birbirinin iine gememesi
lazm. Ahlakla hukukun, evle sokan birbirinin iine gememesi lazm veya
rtmemesi lazm nk bu sefer sorun ve elikiler kmaya balyor.
nsann doal varoluunu onun yalnzl, tek banal, toplumsallktan
yoksunluu zerinden ele alp, bunu almas, kurtulunmas gereken bir du
rum olarak tanmladnzda, bu doallktan kopuu yani toplumsall, ras
yonel bir tercihin neticesi olarak izah ettiinizde bu dikotomiler kanlmaz
hale geliyor, nk insann doal varoluu yani biyolojik varoluu, yaayan
bir canl olma halinden kaynaklanan ihtiyalar, o ihtiyalarla balantl fa
aliyetleri toplum durumuna geildiinde birdenbire buharlamyor, ortadan
kalkmyor, dolaysyla insann toplumsallatktan sonra da varoluunun bir
doal vehesi, bir doal bileeni bulunuyor. Ama mesela Hobbes asndan
baktnzda toplum durumu tamamen politik bir alan. Dolaysyla o poli
tik alan ierisinde bu doal unsurlar nereye yerletireceiniz, szlemecilik
asndan yantlanmas neredeyse imkansz bir soru. Devlet aileye karr
m? Evin iinde olup bitene karabilir mi? Hobbes'a gre karr. zel alana,
mahreme, kamusal/siyasal alann iinde, kamusal/siyasal olandan bamsz
bir yer amaya, stat tanmaya altnzda da baka sorunlar ortaya k
yor. Onu da birazdan Foucault'yu tartrken ele alrz.
Cogito, say: 70-71, 2012

Szleme Teorileri

Hegel'in Toplumsal Szleme Eletirisi


mer Albayrak: Hegel'in bu meseleye nasl eletiriler
getirdiine deinmeden nce, Hegel'in bu meseleyle
ilgili konutuu metinlerle ilgili biraz bir ey syleye
ceim. nk yle stnkr bakldnda ortaya
elikili gibi grnen bir durum kabiliyor. Niye der
seniz, Kaan'n, Hobbes'n doa durumundaki insan
doasna dair syledii iki ey ile balayaym. nsa
nn doas deyince sayd ilk iki zellik, hatrlarsak,
arzu ve tannma arzusu. Bunlar aslnda Hegel'in de
toplumsal szlemeci bir dnr gibi yorumlanma
sna yol aabilecek, epey bir metninde geen temel
kavramlar. Hatta 1803 tarihli, toplumsal szlemecilerin eletirisini yapt
bu metinde ak bir ekilde bunlar eletirmesine karn Hegel'in daha son
raki birtakm yorumcular tarafndan toplumsal szlemeci bir izgiye eki
lebildiini de kabul etmek gerekir. nk buna yol veren diyelim, daha do
rusu Hegel'in slubunun zorluu nedeniyle buna yol veren birtakm eyler
var. imdi birincisi, arzu ve tannma dediimiz iki kavram aslnda Hegel'in
en mehur, uzun sre sanki btn felsefesi ondan ibaretmi gibi zannedilen
"efendi - kle diyalektii" diye bilinen, Tinin Fenomenolojisi'nin bir blm.
Bu kavramlar, Marx'n efendi ve "kle" arasndaki diyalektik ilikiyi, burju
vazi ve proleterler arasndaki elikisinin temeline almas, ama daha da ok,
Alexandre Kojeve'in bu kavramlara getirdii aklamalar neticesinde epey
yanl yorumland. Fakat Hegel'in kendisinin de, yani slubunun zorluu
nun tesinde, bu konuda bir iki yerde kafa karkl yaratabilecek ifadeleri
var. imdi o yzden biraz bu efendi - kle diyalektii ilikisini ok ksaca
konualm. Bir kere, efendi - kle ilikisi deildir bu iliki, onun tam doru
ifadesi "efendi - hizmetkar ilikisi"dir. nk kle dediinizde dorudan
ekonomik toplumsal bir snf kastetmi oluyorsunuz. Hegel'in o blmdeki
derdi byle bir ey deil. Ekonomik veya toplumsal klelikten bahsetmiyor.
"Efendi" den kast da yle bir kle sahibi efendi falan deil. Aslnda bunlar
bilincin kendi hareketi iinde bir tekiyle, baka bir bilinle karlatklar
noktada kurduklar bir ilikiselliin aklanmas iin kullanlan kavramlar.
Kendinin bilincini zaten arzu kavramyla tanmlyor ve bu arzusu zerinden
o bilin dnyayla ve baka bilinlerle, baka insanlarla iliki kurmaya al
yor. imdi bu arzu aslnda tannmay da, tannma talebini de beraberinde
Cogito, say: 70-71, 2012

117

118

Kaan Atalay - mer Albayrak

getirecek. Nasl getirecek? Arzu tabii dnyayla iliki kurma biimi, en temel
biyolojik adan baktnzda varln srdrmek iin beslenmek zorunda.
Fakat bu ihtiya ve beslenme zerinden kurulan iliki ok srdrlebilir
bir iliki deil. Yemei yiyorsunuz bitiyor zaten. Yani karnnz doyduun
da, ihtiyacnz karlandnda ihtiya bitti. Ama acktnzda diyelim ayn
eyi tekrar tekrar yaamak zorundasnz. Bu ok byle nasl diyelim insana
yakr bir tatmin vermiyor bir deyile. Bunun ikinci aamada cinsellikte
yaandn sylyor Hegel. Fakat burada neyse karnzdaki nesneyi yok et
miyorsunuz yemekte olduu gibi. Daha bir insan bir iliki kurduunuz sy
lenebilir ama burada da yine tam anlamyla bir tannmay, kendini tekinde
bilmeyi mutlak ekilde salayamyor, nk yine biyolojik boyuttan kam
yor. nc aama ise tam anlamyla bir tannmay iermesiyle arzunun ta
nnmasn salyor. Yani kendi arzusunu kiinin karsndakinin arzusu ola
rak kabul ettirebilmesi. Ben kendi arzumu karmdakine kabul ettirdiim
takdirde yani benim dediim olduu takdirde o beni tanm oluyor. Fakat
burada yle bir problem var. Bu tannma eitler aras bir tannma olmuyor.
nk ben karmdakini zorladm, yani bu bir mcadelenin sonucunda ger
ekleti. Bu mcadele de lmne bir mcadele. Dolaysyla hem arzunuz
var, hem arzunuzun dolaymyla bir tannma arzunuz var ve bunlar gerek
letirmek, kendinizi arzu olarak kar tarafa tantmak iin lm gze alan
bir mcadeleye giriyorsunuz. Orada ite "canm tatl ben pes edeyim" diyen
hizmetkar olarak devam ediyor, teki de lm gze ald iin efendi olarak
kendi arzusunu yasa olarak kabul ettiriyor. Bir bilin durumu bu yalnzca;
yani toplumsal, ekonomik boyut iermiyor. Her ne kadar Hegel bunlar ok
ekonomik terimlerle anlatsa da. nk hizmetkar artk alarak, emek ve
rerek, bir eyler reterek, efendinin doymasn, tatmin olmasn salamaya
alyor. Ama o detaylara girmeden bunun bir bilin durumu olduunun
altn izelim. Fakat u haliyle aslnda, herkesin herkesin kurdu olduu bir
doa durumu tablosuna ok benzediini de sylememiz lazm.
Bir ey daha: Bu kez Tinin Fenomenolojisi'nde deil ama Felsefi Bilimler
Ansiklopedisi'nin nc cildinde, 1817 basksnda 356. paragraf, 1827 bas
ksnda da 433. paragrafta, yle ilgin bir cmle geiyor. "Tannma mcade
lesi ve bir efendiye itaat, insan birlikteliinin ve devletlerin balangcnn or
taya kt fenomendir." imdi Hegel'in zamannda daha 1803'te toplumsal
szleme teorilerini yerden yere vurduu metnini hatrlayp da bu cmleyi
okuyunca insann kafas karabilir. Kald ki bir dnm de geirmi deil
Cogito, say: 70-71, 2012

Szleme Teorileri

dncesi Hegel'in, o zaman ne sylyorsa aynsn sylyor. Dolaysyla bu


dimleyi aklamak gibi de bir problem var iin iinde. Ama cevab sanki bi
raz da cmlenin kendisinde nk zaten bir vurgu var fenomen szcnde.
1 >evletin ve toplumun veya insan birlikteliklerinin ortaya knn fenomeni
oluyor olmas bir ipucu aslnda. Bylece buradan da toplumsal szleme ku
ramclarna ynelttii eletirilere doru bir yol da alyor denebilir nk
fenomende demek aslnda iin z byle deil anlamna geliyor. Fenomene
baknca byle gibi grnse de iin iyz byle deil aslnda. nk bir son
raki cmlede de unu diyecek: "Hukukun temeli asla iddet olamaz" veya
"iddet asla hukuku temellendiremez." nk iddet dediimiz ey, yerine
hibir ey konmadan uygulanan bir olumsuzlamadr, negasyondur, Hegel'in
en ok kulland terimlerle konuacak olursak. Hegel'de yeni bir ey reten
negasyon iyi bir eyken iddette hibir ey retmiyorsunuz, o varolan yok
ediyorsunuz, o kadar. Dolaysyla byle bir ey hukukun balangc ve temeli
olamaz demesinden hareketle bu cmlenin en azndan ilk bakta grnd
gibi toplumsal szlemecilie yakn veya ona doru gidecek bir eyi ileri
srmediini syleyebiliriz.
Peki, bu fenomene taklmak veya fenomende byle grnyor olmas
meselesinin de aslnda hem terminolojik hem de yine Hegel'in dncesi
asndan bir tutarll var. nk 1803 ylnda Schelling'le beraber kar
dklar dergide yaymlanan o yz ksur sayfalk doal hukuk makalesin
de, doal hukuk kuramclarn iki grupta eletiriyor Hegel. Biri ampiristler
ki ite fenomen szc aslnda onlara bir gnderme, bir de formalistler.
Formalistlerden kast Kant ve Fichte, ama onlar konumuz olmad iin
girmeyelim. Ama ampiristlerden kastettii dorudan doruya toplumsal
szleme kuramclar. Bu kadar erken bir tarihte, ilk byk kitab Tinin
Fenomenolojisi'nin 1807'de yaymlandn dnrsek, 1803'te byle bir
okumas var ve neredeyse anlalmas imkansz bir metinle bu kuramclara
ok ar eletiriler getiriyor. Bunlara ksaca deinecek olursak bir kere yn
temsel adan bunlar eletiriyor. nk az nce Kaan'n da Hobbes ze
rinden syledii gibi, bir kere insan doasnn toplumsalln, daha doru
su dnyasn temellendirmeye almak iin bir teori ortaya koyuyorsunuz.
Diyorsunuz ki "byle bir doa durumu vardr." Sonra da diyorsunuz ki ama
bu aslnda bir dnce deneyidir, byle bir ey yoktur. imdi, var myd yok
muydu? Olmadn sylyorsanz, o zaman insann zne dair bir akla
may, tamamen uydurma bir temele dayandrm oluyorsunuz, bu da ok
Cogito, say: 70-71, 2012

119

120 Kaan Atalay - mer Albayrak

ar bir elikidir. kincisi, ampirik olarak byle bir veri elinizde var m?
Byle bir doa durumunu nerede grdnz, gzlemlediniz? Byle bir bulgu
yok elbette. Peki ne yapacaksnz byle bir veri olmad durumda? Elbette
soyutlama yapacaksnz. Yaptnz ey bu. Aslnda iinde yaadnz top
lumu alp szleme sonrasnda yklendiini farz ettiiniz zellikleri alyor
sunuz, soyutluyorsunuz ve geriye kalan eye de, "ite bu doa durumundaki
insan ve bunun da bir doas var," diyorsunuz. Yani temel, apriori bir eyi
aklamaya alrken yararlandnz ey a posteriori olan, yani sonradan
olmu olan. Burada da ak bir eliki var. Kant SafAkln Eletirisi'nin bala
rnda Tanr kavramnn, insann zelliklerinin alnp sonsuzlatrlmasyla
elde edildiini sylyordu. nsann gc snrldr, Tanr'nnki snrszdr,
gibi. Burada yaptnz ey de byle bir soyutlamadan baka bir ey deil.
Kimi zelliklere diyorsunuz ki, insann doas bunlar. Bunlar nereden bili
yorsunuz? Bunlar zorunlu, unlar deil, dediinizde zorunlu olanla zorunlu
olmayan, temel olanla temel olmayan veya apriori olanla a posteriori olan
neye gre belirleyeceksiniz? Size bunu yaptracak bir norm var m elinizde?
Ampirist olduunuz iin mmkn deil. nk zaten bunlar reddediyorsu
nuz. Byle bir akn bir kural ya da bir kriter koymanz mmkn deil. Siz
bunlar tamamen keyfi bir biimde yapyorsunuz, dolaysyla bir zorunluluk
da tamyor, bunun meali de, bu teorilerin zaten kendi kriterlerini ortaya
koymaktan acizdir olduklardr.
nc olarak ve aslnda en nemli eletiri ve buradan da Hegel'in ele
tirisinin pozitif tarafna yani kendi dncesine gre bu iin nasl olmas
gerektiine geebiliriz. En byk mesele u: Toplumsal szleme kuramla
rn eer kabul edecek olursak, insann toplumsall, btn kurumlar, top
lumsal szleme kuramlar asndan insann zne ait olmayan, insana ta
mamen yabanc, sonradan konulmu, insann hibir ekilde doasna temas
etmeyen, nfuz etmeyen arzi eyler olarak karmza kyor. Toplumsallk
insann doasnda olmayan bir ey haline geliyor. Peki, niye toplum olarak
yayoruz? Yapay bir biimde, ldrlme korkusu nedeniyle. imdi bu, top
lumsall aklamak iin ne kadar yeterli bir argman? Dahas, ldrlme
korkusu gibi, kendinde hibir ierik tamayan, btnyle negatif bir moti
fi temel aldnzda, toplumsal yaamn sonsuz eitliliini, ieriini nasl
aklayacaksnz? Hayatta kalabilmek iin kurduunuz bir yap ancak sizin
hayatta kalmanz salar, daha teye geemez. Yani, daha somut olarak ko
nuacak olursak, sanatn, dinin, felsefenin ortaya kn nasl aklayacakCogito, say: 70-71, 2012

Szleme Teorileri

snz? nsann kendine has yaam zenginliini, sadece ldrlmeme kara


ryla aklamak olduka zor grnyor.
Hegel de bunun zerinden eletirisini devam ettiriyor zaten. Bu eletiri
de aslnda Hegel'in felsefesinin btnne baklarak ele alnabilir. Bu teoriler
ok temel bir eyi gzden karyor: nsann toplumsal bir varlk olduunu.
Burada Hegel tamamen Aristotelesidir aslnda nk o da Politika metnin
de der ki, "btn, insan sz konusu olduunda paradan nce gelir." Yani
toplum bireyden nce gelir. Ama toplumsal szleme teorilerine gre birey
nce. nce insan var, -nasl bir insansa o- sonra toplum. Ona ekleniyor rast
gele. Aristoteles'e gre ise byle bir ey yok. "Toplumdan nce insan" diye
bir eyden sz etmemiz mmkn deil. nsan diyorsak toplumsallk veya
toplumsal insan diyeceiz. Aksi ynde bir cmle, olabilecek en yanl ifade
olacaktr. Eski Yunan toplumu, Yunanlarn ehir devletlerinde bir yurttan
bana gelebilecek en kt ey, yaad toplumdan, ehir devletinden dlan
mas, oray terk etmek zorunda kalmas. Bana gelebilecek en kt ey, n
k oradan dlandnda zgrln kaybediyor, lmekten daha beter bir
durum bu. Ayn metninde Hegel yine Aristoteles'e gnderme yaparak, daha
vurucu bir biimde unu der: "Toplumun dnda, toplumdan soyutlanm
olarak dnebileceimiz bir varlk ya Tanr olabilir, ya da hayvan olabilir,
ama insan olamaz." nk insan dediiniz eyin toplumun dnda veya top
lumdan nce varolmas mmkn deildir.
imdi unu da ekleyelim ki eksik kalmasn. Zaten meselenin asl sorunlu
noktas da burada. Bir kken aray, bir kaynak, bir mutlak balang aray
nn kendisi zaten sorunlu bir ey. Bir kere zaten ampirik olarak bunun verisi
yok. Kimse ilk insanlar grmedi. Szde ilkel doa durumunda yaad iddia
edilen insanlar da gayet yasa sahibi, toplumsallk formunda yaan insanlar
aslnda. zerlerine hani o ceketi giymiyorlar, ta binalarda oturmuyorlar diye
onlara doa durumunda yayor muamelesi yapmak anca modern insann kib
rinden kaynaklanr herhalde. Hegel'e gre, balayacanz bir yer aryorsanz
eer, o zaman dnmeye baladnz noktay balang aln. nk sonsuz
luk iinde siz hangi balangc greceksiniz ki? "uradan balyorum, dolay
sz olarak durduum yerden balyorum," dediinizde en azndan unu kabul
ediyorsunuz: "ben baladm yeri kendim tanmlyorum, bunun mutlak bir
balang olmadnn farkndaym ve ite buradan yapnn gerisini kuruyo
rum". Dolaysyla bu toplumsal szleme kuramlar byle bir mutlak balang
aradklar iin de Hegel'in gznde zaten ok yanl bir yerde duruyorlar.
Cogito, say: 70-71, 2012

121

122

Kaan Atalay - mer Albayrak

Peki o zaman Hegel ne diyor? te tam da toplumsal szleme kuramla


rnn kard ey zerinden Hegel devam ediyor: Toplumsallk dediimiz
ey canl bir btndr. ncesi, sonras, d, sa, solu diye bir ey kabul
edecek bir kurgu deildir. Mutlak bir btndr. O mutlak btnn ierisin
de o btnn her bir paras olan bireyler de o btn kendi varolularnda
aynen ierirler, tarlar. Bir vcudun organlarn dnn, nasl mesela bir
organ koptuunda, o btnden ayrldnda lr ve hibir ie yaramazsa,
canlln kaybederse, toplumsallk da, toplum da byle bir eydir. Onun
iinden bir parasn ayrdnzda artk o bir para olmaktan kar, tm
canlln kaybeder. nsan toplumdan soyutladnzda insan olmaktan
kar. nk her bir para o btnn bir paras olduu srece anlaml
dr ve canldr. Bunun da ad aslnda tam da Antik Yunanllarn kullan
d isimle Etik Yaam. Etik Yaam dedii ey Hegel'in, yle kiiler aras
ilikileri dzenleyen veya soyut bir bireyin eylemlerini belirleyen bir ahlak
deil; o kiisel ahlak alanna tabi olarak deerlendirilebilecek eylemlerin
de temelinde yer alan, onlarn anlamn veren, o btnl salayan b
yk Etik Yaam. O Etik Yaam' grmezden gelirseniz, ya ampirik taraftan
soyutlarsnz toplumsal szlemeciler gibi ya da ite Kant gibi kategorik
imperatif peinde doru eylemi mmkn klacak maksimleri bulmaya a
lrsnz, yasa koymaya alrsnz. Hegel'e gre bunlarn her ikisi de bu
Etik Yaam'n btnln grmedikleri iin baarya ulamalar mm
kn olan eyler deil.
Bu Etik Yaam nasl bir ey diye bakacak olursak... Bunu yine Hegel'in
baka bir terimiyle syleyelim, o birlikteliin tininden baka bir ey deil.
Almancasyla "Geist", ngilizce'si "Spirit", Trke'de "tin" diye karlyoruz.
Ruh diye evirenler de var ama ruh daha ok bireysel bir ruh anlamna ge
liyor, tin ise toplulukla tanmlanan bir ey Hegel' de. nk tinin balad
nokta Hegel'de tam da az nce konutuumuz gibi efendi - hizmetkar ara
sndaki o tannma mcadelesinde ortaya kyor. Ne zaman ki bir insan bir
liktelii var, orada tinden sz etmemiz mmkn. Bu bir tarafyla ahlak ola
cak, bir tarafyla baka toplumsal kurumlar olacak, bir tarafyla tam mutlak
olarak o ulusun devleti olacak. O tinin iinde hem yasalar devlet tarafndan
konacak ve uygulanacak, hem ahlak, yani iyi, kt, doru, yanl gibi ay
rmlarn neler olduu verilecek ve bylece bireyle toplum arasndaki, hani
az nce Kaan'n dedii gibi modern toplumun dikotomilerinin de ortadan
kalkaca bir durum ancak byle mmkn olacak. Bireyin topluma kar
Cogito, say: 70-71, 2012

Szleme Teorileri

veya ona kart deil, onunla bir btn olduu ortaya km olacak. Dola
ysyla burada zgrlk de, aslnda bir btne kar, bir yapya kar deil,
toplulua kar bireyin zgrl deil, tam tersine onunla birlikte, onun o
Etik Yaam'nn iinde hareket etmesiyle olabilir ancak.
Tin kavramn biraz daha aacak olursak, bu tin dediimiz varlk evren
sel bir ey deil en bata. rnein Kant'n ahlak evrensel bir ekilde temel
lendirmeye almasnn tam tersi bir yerde bu tin. Her ulusun, her toplu
luun kendi tini var. O tin de her toplumun kendi tarihsellii dolaymnda
ortaya km, olumu bir ey. Dolaysyla bir toplumda doru olarak gr
nen bir ey baka bir toplumda yanl ve hatta su olarak grlebilir. Bunlar
bir tutarszlk veya iinden klamayacak bir sorun deil, tam tersine her
bir ulusun, her bir tinin kendi canllnn, kendi kurduu dnya iindeki
somut varlnn ifadesidir. Geerken bunun siyasi adan bir olumlu, bir de
olumsuz sonucuna deinelim: Bu kavrayla, Bat Avrupa' da tarihin belli bir
dneminde icat edilmi, soyut ve evrensel bir akl kurgusu temeliyle dnya
nn geri kalann asimile eden anlayn n kapanrken, te yandan, ayn
yaklam, gnmzde "kltrel rlativizm" ad verilen kimi sorunlaraysa
pek zm sunamyor.
Konuya dnecek olursak, bu Etik Yaam topluma katlacak her canlya,
her bireye eitim yoluyla verilir. Dolaysyla, birtakm doal haklarn oldu
unun varsaylmas, onlarn korunmas, bireyin topluma veya toplumun
bireye kar konumu gibi eyler Hegel' in gznde, o btn grmemekten
ve kartlklar mutlaklatrmaktan kaynaklanyor. Oysa Hegel'in gznde
zaten hepimiz bir tinin iine douyoruz. Hepimiz bir toplumsalln iine
douyoruz. O toplumsallk bize veriliyor. "Adam" oluyoruz bylece. Sonra
evden kp asl toplumsal hayata giriyoruz. Bunlarn hepsini tinin bize sa
lad bir alanda yapyoruz. Hem tin bize veriliyor, bizi biz yapyor, hem de
biz daha sonra bu toplumun aktif yeleri olduumuzda o tini yeniden re
tiyoruz. Dolaysyla bu tamamen insann rettii bir ey de deil. Tpk dil
gibi. Dil mi insan retti, insan m dili retti? Tin iin de benzer bir ey
sylenebilir, yani hem insan insan yapan ey hem de o insanlar zerinden
kendini yeniden reten bir ey. Dolaysyla zetleyecek olursak byle paral,
ampirik de olsa formalist de olsa, btne bakmayan, o btnden bir tara
f soyutlamaya dayal herhangi bir aba, -ki bunun mutlaka toplumsallk
olmas da gerekmiyor, aklamaya alt konu baka herhangi bir ey de
olabilir- Hegel'in gznde zaten elikileri aklayamayaca bir yere gelmeCogito, say: 70-71, 2012

123

124 Kaan Atalay - mer Albayrak

ye mahkum. Ama asl nemlisi, zaten toplumsall anlamaya alyorsak,


toplum denen eyin nasl olduunu anlamaya alyorsak, onu byle tek tek
insanlarn keyfi bir ekilde birdenbire kurduu bir ey olarak deil, tam ter
sine insan tam da insan yapan o eyin toplumsalln kendisi olduunu, o
btnsellii ve zenginlii iinde grmemiz lazm. O zenginliin neler ierdi
iyse bambaka bir konu. Bence Hegel'in de btn kitaplarnda anlatt ey,
bundan baka bir ey deil. imdilik burada brakaym Hegel'in toplumsal
szleme kuramlarna getirdii eletiriyi.
Foucault'nun Szlemecilie Getirdii Eletiriler
K. A.: Btn bu tarttmz meseleleri tarihsel bir perspektife oturtup
oradan da Foucault'ya tamay mmkn klacak kilit isim herhalde Aris
toteles. Hegel'in toplumsal szleme eletirisi de Aristoteles'e iaret ediyor,
Aristoteles'in kavrayyla ilgili birtakm meseleleri gndeme getiriyor. Hatta
bunu neredeyse nostaljik denebilecek bir tonda yapyor. Antik Yunan' da ehir
devletinin birlii, btnl, beraberlii, ite btn bunlar Hegel'in ada
larnn gznde kayp cennet gibi bir ey. O btnlk Antik Yunan ehir dev
letinde doal denebilecek bir ekilde varm, ama imdi modern toplumda
maalesef kalmam gibi bir yaklamlar var. Bu belki sorunlu bir tavr ama
ayn zamanda szlemeciliin arzalarn Eski Yunan zerinden ele alarak
szlemecilik eletirisinde ok verimli bir tartmay tetikliyor, hele hele Eski
Yunanllarn insan doasn kapasitelerden mteekkil bir yap olarak ele
aldn hatrladmzda. Bu kapasitelerin insann kendisi zerinde ve doa
zerinde gerekletirdii faaliyetler yoluyla teori ve pratiin i ie getii,
bunlar birbirinden ayrmann imkanszlat bir srecin neticesinde yete
nee dntrldn, bu yeteneklerin yine teorik ve pratik faaliyet olarak
"eylem", "i" zerinden kendini somutladn, insann gerekletirdii faa
liyetleri o faaliyetlerin doasna uygun mkemmellie gre icra etmesi ha
linde de iyi yaama ulaacabileceini dnyor Eski Yunanllar. zellikle
de Aristoteles. Bir eyi balangcndan, en yaln, en niteliksiz halinden deil
de mmkn olabilecek en gelimi hali zerinden ele almay tercih eden bir
bak as var Eski Yunanllarn. Bunu bir eyin "doas" olarak gryorlar.
Aristoteles de bu anlamda toplumu, daha dorusu ehri insan iin doal bir
ey olarak tanmlyor. Bu, insanlarn doal, nne geemedikleri bir ig
dden tr ehirlerde yaad anlamna gelmiyor. nsann kendini gerek
letirmesinin, doasn hayata geirmesinin doal mekan olarak dnyor
Cogito, say: 70-71, 2012

Szleme Teorileri

ehri Aristoteles, nk insann kapasitelerini kuvveden fiile kararak bir


yetenee dntrmesi ve mkemmelletirmesini mmkn klan mekann
ehir olduunu savunuyor. Bundan dolay ehir ve dolaysyla siyaset doal
bir ey Aristoteles'te. Bu doallk da, doal olmayan bir eyin karsna yer
letirilerek tesis edilmi bir doallk deil. nsann doasn hayata geirme
sini salad iin doal olan bir ey. Ama szleme teorilerine geldiinizde
insann doal varoluunu bir tr hayvansal varolua indirgeyen, dolaysyla
akl dla mahkum klan bir bak as karnza kyor; neyse ki insan
oradan kendini rasyonellii sayesinde kurtarabiliyor ve yine o rasyonellik
sayesinde bir toplum durumu ve bu toplum durumunu muhafaza edecek bir
gc, yani hkmran tesis edebiliyor. Szlemecilik toplum durumunu ve
toplum durumunda ortaya kan siyaseti, hkmranl ve hkmranlk
i I ikilerini doalln/hayvanln kart olan bir rasyonellikle zdeleti
riyor nk bunlarn tamamn mmkn klan ey olan szleme, rasyo
nel bir tercihin rn. Siyasetin ve toplumun bu ekilde tesis edilmesi de
dikotomileri yaamn merkezine yerletiriyor. Eski Yunan' da byle bir ey
yok, Aristoteles'te byle bir ey yok. Hatta tam aksi ynde ilerleyen bir izah
tarz var Aristoteles'in: insann ihtiyalar dorultusunda gerekletirdii,
"nebati" olarak nitelendirilebilecek faaliyetleri ncelikli olarak aile denen
birimde, daha sonra da ky denen birimde toplamasn, bir araya gelmesi
ni kanlmaz hale getiriyor. Fakat bunlarn tamam zorunluluk tarafndan
belirlenmi biraradalklar. ehirde ise byle bir zorunluluk esas yok, dola
ysyla ehir, insann zgr faaliyetini mmkn klan, zgr bir ekilde edim
gerekletirmesini mmkn klan ve zgr edimler vastasyla kendisini z
grletirebilecei bir mekan. Dolaysyla ehrin, siyasetin ve insann ehir
deki siyasi varoluunun dorudan zgrlk kavramyla balantl olarak ele
alnmas gerekiyor bu bak asnda. Yani insan varoluunu dikotomilere
hapsetmeyen, sz konusu dikotomilerin tesisi ve belirleyiciliinden azade bu
bak as ehri, siyaseti dorudan zgrlk ve de zgrleme abasyla ilin
tili hale getiriyor. Oysa szlemecilikte yle bir sorun var: doa durumunda
yaamak istemediimize kanaat getirdik, rasyonel bir tercihin neticesi ola
rak szlemeye yneldik ve her birimiz tek tek bundan sonra ldrmeyecei
ni beyan ettik ve bir toplum oluturduk. Peki, ne yapacaz orada? Niye bir
aradayz biz? lmemek iin. Baka ne yapabiliriz bu biraradalkla? Toplum
durumunda kendimizle, birbirimizle ve dnyayla ilikinin "hayatta kalmak"
dnda bir amac, anlam olabilir mi? Zor grnyor.
Cogito, say: 70-71, 2012

125

126

Kaan Atalay - mer Albayrak

Ayrca szlemeciliin insann doal ihtiyalar ve hayvaniliiyle zde


letirdii doa durumunda doal ihtiyalarn kayna nedir? Bedendir. H
ristiyanlkla birlikle bedene ntr bir ekilde yaklamanz imkansz hale gelir.
"Beden" ilk gnahn neticesidir, btn gnahlarn da kaynadr. Dolaysy
la doa durumunun doal ihtiyalar dzeyinde ele alnd anda resme dahil
olan beden ve bedenin akl dl, hatta akla mugayirlii, doa durumunun
almasna ve toplumun kurulmasna akln egemenliinin tesisi ve bedenin
belirleyiciliinin ortadan kaldrlmas anlamnda st rtl ahlaki bir ie
rik ve ilev kazandrr. Dolaysyla doal ihtiyalarn belirleyiciliinin top-

!um durumunda devam etmemesi gerekir; ihtiyalarn ortadan kaldrlmas


mmkn olmad iin de bunlarn kamusal alandan, siyasetten yaltlarak
zel alana, mahreme hapsedilmesi gerekir.
Ama burada yle bir sorun var: "vatanda"a dntmde varoluu
mun doal bileenleri ortadan kalkmyor. stelik bunlar "benim ihtiyala
rm" olduu iin mutlak anlamda znel bir tezahrle mevcudiyetini srd
ryor. Ama dier taraftan bunlarn beni ele geirmesine, siyasi varoluumu
doal ihtiyalarmn belirlemesine izin vermemem gerekiyor. nk doal
ihtiyalarma teslim olduum takdirde szlemeyi, szlemenin talep ettii
Cogito, say: 70-71, 2012

Szleme Teorileri

dikotomilerin birbirinden sk skya ayrlmasn gerekliliini ihlal etmeye


halyorum. Ve bu anlamda szlemeyi imzalayarak toplum durumuna geil
diinde bile doa durumunda beni ldrmesi muhtemel o belirsiz dman,
o "mutlak teki" bir fantom olarak hala mevcudiyetini muhafaza ediyor: n
celikle hkmrann cisminde, ama en nemlisi benim iimde; bedenimde ve
zihnimde. Nihayetinde hala bedenim, bedensel ihtiyalarm, nne geeme
diim arzularm ve bu arzular tatmin etmek iin duyduum drtlerim var.
stelik toplum durumu ne kadar hkmran, siyaseti, yasay, ahlak peime
takarsa taksn, ben sonuta doas gerei arzularndan baka bir eyi gz
grmeyen bir yaratm. O insan doas toplum durumuna geince ortadan
kalkmyor ki. imdi bunu bu ekilde dndnzde toplum durumunda
insann yapabilecei ey ne? lmden kamak. Hayatta kalmak. Hayatta
kalmak yaamak demek midir? Eski Yunanllarn yaamla zgrlk arasn
da tesis ettii ilikiyi, yaamay zgrl mmkn klan faaliyetlerden olu
an bir praxis olarak ele alma ve icra etme etiini, szlemeciliin topluma
ve siyasete bak asnn hangi unsurunu kullanarak temellendirebilirsiniz?
ok zor. Yani insan varoluunun toplumsal, siyasi bir boyut kazanmas san
ki kendi iinde bir amaca dnyor szlemecilikte, nk szleme kendi
mevcudiyetini devam ettirmek dnda hibir kaygya tabi deil; dolaysyla
bunun dndaki kayglara imkan tanmyor, imkan tandnda ncelik ve
remiyor, ncelik vermi gibi grndnde bile bunlar kendi bekasn sa
layan artlar olarak taliletiriyor. nsan varoluunun toplumsallamasnn
nihai bir hedefi, nihai bir amac, en azndan bir pusula gibi her daim gz
nn nnde tutmas gereken temel bir derdi olduunu, szlemecilik snrla
r dahilinde gerekelendirmek imkansz. Hayatta kalmak iin bir araya gelen
insanlarn hayatta kalma abasna dnyor toplumsallk. Ve zgrlk gibi
bir kaygy burada temellendirmek, zgrlkle ilgili pratiklere burada yer
amak bir "lks" haline geliyor: "Bu millete bu zgrlkler fazla, anayasa
bize bol geldi" gibi ifadeleri bu lkede sk sk duyuyoruz, hatta sknca biz
zat kullanyoruz. Szlemecilik syletiyor bunlar bize ite. Yani szleme
cilii deifre etmek yeterli deil, nk szlemecilik sadece bir teori deil,
ayn zamanda inandmz, benimsediimiz lde znelliimizi biimlen
diren, biimlendirmesi gerektiine kanaat getirdiimiz hakikatlerden birine
dnyor ve eylemlerimizi yaplandrmaya, onlara yn vermeye balyor.
te o zaman, maalesef, szlemeciliin gnlk hayatmzda neredeyse do
allaarak grnmez hale gelmi o dikotomik indirgemeciliinin kolayclk
Cogito, say: 70-71, 2012

127

128 Kaan Atalay - mer Albayrak

ve konforuna teslim olmaktan, bu dikotomileri dncelerimiz ve davran


larmzla yeniden retmekten kendimizi alamyoruz.
Meta Olarak ktidar
te Foucault'nun szlemecilik eletirisinin temelindeki saptama ve kayg
da bu aslnda. Foucault szlemecilii birbiriyle balantl iki boyutta ele
tiriyor; ikisinde de ortak kavram iktidar. ncelikli eletirisi, szlemeciliin
iktidar anlayn hedef alan yntemsel bir itiraz. Aslnda szlemeciliin
aka beyan ettii, tartt, sorunsallatrd bir iktidar teorisi yok. Hi
bir szlemeci teorisyen, "ben iktidar anlamda, u kavramlarla balantl
olarak ve u ilikileri tanmlamak zere kullanyorum" demez. Ama btn
metinlerde srekli iktidardan bahsedildiini, iktidar ilikilerinden bahsedil
diini grrz. lk itiraz bu. Yani bu toplumsal szleme teorilerinin spe
sifik bir iktidar anlay var ama ak seik bir iktidar teorisi yok. ktidar
herhangi bir ekilde sorunsallatrmyorlar. ktidar sadece verili ve belirli
varsaymlar ieren bir kavramlatrma zerinden nesneletiriliyor. Szle
mecilerin tamam, iktidar bir meta olarak ele alr. Mbadelesi mmkn, bu
anlamda yasallatrlarak, yani "juridic" edilerek hem nitelletirilebilen hem
de bu nitelletirme vastasyla nicelletirilebilen bir ey olduu dnlr.
O yzden belirli gleri birer yetkiye, sonrasnda da birer hakka dnt
rrsnz ve sonra bu haklar devredilebilir veya devredilemez haklar olarak
tanmlanr hale gelir. Dolaysyla insann somut gcn, yani bir eye muk
tedir olma durumunu bu ekilde soyutlayarak bir metaya ve dolaysyla el
deitirmesi, teslim edilmesi, vazgeilmesi, devredilmesi, geri alnmas, el
konmas mmkn bir mala dntrmek zaten bal bana ciddi bir sorun
ama bunun beraberinde getirdii baka sorunlar da var.
Burada Foucault'nun dikkati ektii temel sorun, bu ilem gerekleti
rilirken yani iktidar kavram bu ekilde ele alnrken buna dair herhangi
bir sorunsallatrmann, herhangi bir teorik izah abasnn yrtlm
yor oluu. Byle bir izah gerekletirilebilir mi, o da ayr bir soru. nk
"theoria"nn Eski Yunancada bakmak anlamna geldiini hatrlarsak: bak
mak hibir zaman masum bir ey deildir, bakabilmek ve grebilmek iin
nereye nasl bakacanz, baknz neye odaklayacanz, hangi eyler
arasndaki ilikileri grmeye alacanz nceden saptam ve biliyor ol
manz gerekiyor. Dolaysyla hibir bak baka baklardan, hibir teori de
baka teorilerden bamsz deildir. yle bir saf bak, ilk bak yoktur; her
Cogito, say: 70-71, 2012

Szleme Teorileri

teorik bak kendisini mmkn klan, apriori birtakm aamalar, en bata


da bir nesneletirmeyi gerektirir.
Bunu byle yaptnz zaman da, iktidar ilikileri insanlar, daha dorusu
insanlarn edimleri arasnda gerekleen ilikiler olduu iin neye bakaca
nz nceden tanmlamak zorunda kalyorsunuz. Evrensel insan doas
anlaylar da buradan kyor. nsanlarn aslnda sonsuz eitlilik arz etme
si mmkn olan tekil varolularn hukuki ve politik bir eksende homojen
letiriyor ve bunun mmkn kld zemin zerinde de yeniden tanmlyor,
belirliyor ve biimlendiriyorsunuz; o sonsuz farkllk ve eitlilik arz eden,
etmesi gereken ey, hak, dev gibi birka kaleme indirgenebilir, bu kavram
larla tanmlanabilir, tasnif edilebilir ve ynetilebilir, imal edilmi bir btne
dnyor. Dier bir deyile, szlemeci teorilerde insan politik ve hukuki
bir zne olarak tanmlayp mahiyet ve ilevi nceden keyfi olarak belirlen
mi bir iktidar nosyonuyla balantlandryorsunuz ve ondan sonra bu verili
koullarda iktidarn nasl ortaya ktn, nasl ilediini betimleyip izah
etmeye alyorsunuz. Ama aslnda bu bak as "meta olarak iktidar" kav
ramn zaten apriori olarak varsayyor, sorgusuz benimsiyor, betimleme ve
izah iin kullanyor, somut olgularda doruluyor ve hakikat rejiminde dola
ma sokarak yaygnlatryor.
Oysa iktidar kavramnn, en temelde, somut iktidar ilikilerinin mini
mum metafizik taahhtle, ampirik ve eletirel adan incelenmesi yoluyla
tesis edilmesi lazm. Yani iktidar kavramna dair eletirel ve btnlkl bir
bak as elde edebilmemiz iin iktidar, ncelikle, doas gerei somut ve
fiili g kullanm olarak tezahr eden insan eylemleri arasndaki karlkl
belirleme, artlandrma, ynlendirme ilikileri olarak ele almamz gerekiyor.
Ama bu yaklam, ayn zamanda, sz konusu iktidar ilikilerinin nasl mm
kn olduunu, mahiyet ve etkilerini, ne ekilde, hangi aralarn kullanmyla
kimler/neler arasnda tezahr ettiini ve ne ekilde yayldn da dikkate
almamz gerektiriyor. Yani iktidar ilikilerini yaand ann, koullarn,
kullanlan aralarn ve retilen etkilerin spesifiklii zerinden anlamland
rabilir ve, anlayabiliriz, diyor Foucault. Oysa toplumsal szleme teorileri,
iktidarn neyle neyin arasnda, hangi koullarda, insan varoluunun hangi
dier unsurlaryla birleerek, rterek veya ayrarak gerekletiini, yani
iktidar ilikilerinin kendine hasln, spesifikliini ortadan kaldryor, yok
ediyor. Bu noktada Hobbes'un iktidar kavramn keyfi ve rasgele bir tercihle
soyutlarak "meta"latrmasyla hemen hemen ezamanl olarak emein soCogito, say: 70-71, 2012

129

130 Kaan Atalay - mer Albayrak

yutlanmasm mmkn klan tartmann da baladn hatrlatarak iktida


rn ve emein soyutlanarak metalamas ve mbadelesi mmkn aralara
dnmesinin arz ettii gramatik ve kronolojik korelasyona dikkati ekelim.
Bu kazaen, rastgele olmu bir ey deil. Kapitalizmin geliiminden bamsz
olarak, bir retim biimi olarak kapitalizmi mmkn klan somut retim
gleri arasndaki somut ilikilerin doasndan, barndrd ihtilaflardan
bamsz olarak bu gelimeyi ele almak, aklamak ok zor. Soyutlanarak
bir ekilde metalatrlan ve metalatrld lde de nicelletirilebilen ve
dolaysyla da fayda esasna gre idaresi, maslahat mmkn bir g haline
getirilmi bir ey var karmzda. nsann yaam gc, insann "varoluu"
srekli yeniden retmesini mmkn klan, kendini ve dnyay anlamasn
ve dntrmesini salayan gler bu srete ve bu suretle yava yava teo
rik birer nesne, daha sonra akademik birer nesne, en sonunda da teknolojik
birer nesne haline geliyor. Yaam, insann biyolojik varl, gc ncelikle
zerinde "i" yaplabilir nesnelere, bir noktadan sonra da tasarland ekil
de imali mmkn sanayi rnlerine dnmeye balyor. Foucault bu sre
cin nasl ortaya ktn uzun uzun analiz ediyor eserlerinde. Bu noktada,
Foucault'nun szlemecilie dair eletirileri yntemsel olmann tesine geip
fiili bir boyut ve mahiyet kazanyor. Toplumsal szleme teorilerinin kullan
d iktidar anlaynn herhangi bir teorik temeli yok, olmas da mmkn
grnmyor. Szlemeci gelenein byle bir temellendirme kaygs da yok ve
aradan geen yzlerce yla ramen ortaya kmyor. Bu durum ak bir key
fiyetin, ideolojik bir ihtiyacn rn. Kapitalizmle birlikte hasl olan, yeni
den retilen ve pekitirilen bu ideolojik ihtiyacn ne olduunu, szlemecili
in bu ihtiya itibaryla nasl bir ilev stlendiini, Foucault'nun biyoiktidar
adn verdii yeni bir iktidar teknolojisinin ortaya kndan bamsz bir
ekilde ele almak mmkn deil.

Biyoiktidar ve Szleme
Foucault'nun szlemecilie dair eletirilerinin fiili boyutunu aklama
ya alrken biyoiktidar kavramnn ayrntlarna girmeyeceim; nk o
bambaka bir konumann konusu. Akas birazdan anlatacam mesele
yi Foucault da bu kadar detayl bir ekilde tartmyor. Balantlar sizin
kurmanz gerekiyor, dolaysyla szlemeciliin biyoiktidarla balantsn
Foucault' dan zaman zaman biraz uzaklaarak, bir miktar kendi kafamdaki
sorunlarla birletirerek anlatmaya alacam...
Cogito, say: 70-71, 2012

Szleme Teorileri

Biraz nce bahsettiimiz gibi, toplumsal szleme teorileri toplum duru


unun nasl ortaya ktn anlatrken en temelde doal olanla toplumsal
olan ve politik olan kar karya getiriyor. Bunlar bir ztlk ilikisi ierisine
sokuyor ve bu ztlk ilikisi bir karlkl deilleme, karlkl birbirini dla
ma ilikisi olarak tesis ediliyor. Dolaysyla bunlarn, kavramlarn tanm ge
rei, kesimesi, rtmesi, st ste gelmesi mmkn ya da arzulanan bir ey
deil. Dolaysyla toplum durumu doa durumundan mutlak bir kopu ola
rak dnlmek ve ekillendirilmek zorunda. Ama bu fiiliyatta tasarland
gibi gerekleemiyor nk insann varoluunun biyolojik unsurlarn sz
lemeyle birlikte darda brakmas, "saf ruh olarak, dnen bir tz olarak
geldim ve topluma katlyorum" demesi mmkn deil. Bedeniyle birlikte,
bedensel ihtiyalaryla birlikte, biyolojik varoluuyla birlikte geliyor. Szle
mecilik bu biyolojik varoluu zaten irrasyonellikle, "doallkla," szlemeyle
birlikte geride braklmas gerekenle, vazgeilmesi gerekenle zdeletiriyor
ve diyor ki bunun siyasete bulamamas lazm, bunun kamusal alana bula
mamas lazm, bunu mahreminizde yaayn, darya kartmayn. nce
likle, bu ayrm yapmak, yani neyin biyolojik neyin siyasi olduunu kati bir
ekilde belirlemek zor, hatta imkansz. kinci olarak, bu ayrm, bu tanmlar
dayatmak, yani insan varoluunu ortadan ikiye blp "bu biyolojik olan, bu
da politik olandr" demek zaten en bata bunlar imal etmek, retmek ve de
kar karya getirmek anlamna geliyor. Bu ayrm ne retiyor? Szleme
retiyor. nk szleme ile birlikte bu ayrm ortaya kyor. Dolaysyla si
yasetin, hkmrann ve yasann, doal olan, biyolojik olan tanmlamas ve
bunun politik olandan her zaman ayr durmasn salamas gerekiyor. Doal
olan politik olandan ayrp, bunlarn snrlarnn ve mahiyetlerinin belirle
nerek rtmelerinin engellenmesi yetki ve grevini de yasaya, siyasete, h
kmrana verdiinizde, hkmrann biyolojik sreler zerinde ykselen bir
mahrem tanmlamas ve bunu, bir negativite olarak da olsa, yasa eliyle imal
etmesi gerekiyor. Bu mahremi tanmlama ve retme iini birbirinden tama
men ayr tutulmas gereken iki unsurdan biri olan siyasi otoriteye teslim
ettiiniz anda da dolayl olarak biyolojik olan politikletirmi oluyorsunuz.
nk artk biyolojik olann ne olduunu, doal olann ne olduunu yasa
belirliyor, siyaset belirliyor. Mesela diyelim ki balangta devlet ben aileye
karmam diyor, aile zel alandr... Ama zaman iinde grlyor ki ocuklar
ve kadnlar aile iinde iddete maruz kalyor. Bir noktadan sonra "bu kadar
da zel deilmi, demek ki devletin buna karmas lazm" demeye balyoCogito, say: 70-71, 2012

131

132 Kaan Atalay - mer Albayrak

ruz. Peki devlet nereye kadar mdahale edebilir aileye? En sonunda i aile
hizmetleri gibi kurumlar oluturulmasna kadar gidiyor. Bu noktada ailenin
orijini itibaryla doal olduu varsaylan ama mahiyet ve ileyii itibaryla
fiilen politiklemi bir kuruma dntn gryoruz.
Bu ayrma iini szlemecilik doal olann siyaset tarafndan tanmlan
mas, belirlenmesi ve bu yolla doal olanla siyasi olann birbirinden ayr tu
tulmas esas zerine ina ediyor. Ama tarihsel sre, toplumsal sreler plan
land gibi ilemiyor. nsann biyolojik varoluunun toplumsal varoluundan
tamamen koparlp ayrlmas, ikisinin farkl dzlemlerde yaanmas gibi bir
imkan yok. Byle bir imkan hayata geirmeye, byle bir imkann varln
dayatmaya altnzda elikiler iinde buluyorsunuz kendinizi. Ya mesele
mantksal olarak kavranamaz hale geliyor ya da btn toplumsal hayat ve
sreleri gvenlik esas ve kaygsna gre biimlendirilmi bir mhendislik
projesine dntryorsunuz. Bartl anaokulu retmeni okula giderken
ne zaman, nereye kadar rtnr, ban ne zaman amak zorundadr gibi
tartmalar iinde buluyorsunuz kendinizi. Kamusal alan neresi, zel alan
neresi, haklarn hangisi, ne kadar doal, hangisi ve ne kadar siyasi? Artk
burada her ey birbirine girmi durumda. Bu sorular sormak, bu sorular
tartmak, bu sorular yantlanabilir olduu varsaymyla kiisel ve kamusal
gndemimize dahil etmek bile ne kadar delirdiimizin gstergesi. Bu aslnda
bir cinnet halidir. Ama bizim dnce ve davranlarmzda tecesss etse de
sadece bizden kaynaklanan bir cinnet hali deil bu. Bizdeki, daha ziyade, bu
bak mmkn klan teorik temelin doasndaki cinnetin tezahr, yeniden
retilmesi. yle anlataym, biraz daha net greceksiniz ne demek istediimi.
Szlemecilikte siyasetin tanmlad bir doallk olduunu ve bu doal
lkla siyasetin tamamen ayr tutulmas gerektiini ileri srdk. Ama bunla
rn arasnda ilikiler oluyor. Kanlmaz olarak bunlar kar karya geliyor.
Arabuluculuu kim yapacak, bunlarn arasndaki ilikilere kim araclk ve
nezaret edecek? Yine hkmrana, devlete brakacaz bu ii; ok nce brak
tk zaten. Dolaysyla devlet yasa yaparak bu ara blgeyi de ynetmeye bala
d. Dolaysyla yasa, siyaset sadece doal olan tanmlamakla kalmad, doal
olanla politik olan arasndaki "no man's land"i ele geirerek bunlar arasn
daki ilikinin nasl yrtleceini de belirlemeye balad. Hatta bu iin do
rudan aktr haline geldi. Bu sre, yani doalla siyaset arasnda sregiden
ve ou zaman toplumsal yapnn klcal dzeylerinde yaanan ilikiler, kar
lamalar, ihtilaflar giriftletike yeniden tanmlamalar kanlmaz hale
Cogito, say: 70-71, 2012

Szleme Teorileri

geliyor. Bu yeniden tanmlama da ou zaman beraberinde siyasetin yava


yava biyolojik olana nfuz etmesini, oray yava yava kendisinin yapma
sn, smrgeletirmesini getiriyor. Dolaysyla biyolojik olan sadece siyasi
olan tarafndan tanmlanmyor ve bu yolla bir siyasi belirlenime maruz bra
klmyor ayn zamanda siyaset tarafndan ele geirilerek yeniden retiliyor.
Burada kapitalizmin kar maksimizasyonu hedefinin ve bunun berabe
rinde getirdii fayda ve verimlilik araynn gz ard edilmemesi lazm. Bu
arayn insan bedenine yneldii lde insani kuvvetlerin artrlarak opti
mizasyonunu gndeme getirdiini gzden karmamak lazm. Foucault'nun
zellikle biyoiktidar kavramyla iaret ettii gelimeler bunlar betimler.
Dolaysyla biyoiktidardan bamsz olarak ve biyoiktidarn beraberinde ge
tirdii araylardan, tekniklerden, stratejilerden bamsz olarak bu ilikiyi
ele alamayz. Sonuta insan bedeninin ve kuvvetlerinin optimize edilmesini
salayacak yeni bir aray, yeni bir matriks ortaya kyor. Her eyi, btn
toplumsal sreleri, karmza kan btn mmkn deneyim nesnelerini,
bu matrikse gre yeniden tanmlyoruz bu srete, hatta yenilerini reti
yoruz. Bu sre de byk lde 17. ve 18. yy'da balayan ama 19. yy'da
fazlasyla hzlanan bir sre ve beraberinde eitli kurumlar ve ilevleri
getirmeye balyor. Mesela "aile ii iddete maruz kalanlar derin psikolo
jik sorunlar yaamaya balyor, eitimini srdremiyor, hatta su ilemeye
balyor ve verimli iilere dnemiyor; dolaysyla bu aile ii iddet iyi
bir ey deil galiba," demeye balyorsunuz. ocuu inceliyorsunuz, anneyi
inceliyorsunuz, babay inceliyorsunuz, bunlar arasndaki ilikileri inceli
yorsunuz, ailenin yaad koullar inceliyorsunuz, ocuun okuldaki dav
ranlarna bakyorsunuz, ocuk hapse dtyse sua eilimlilik esaslarn
belirlemek iin bu sefer hapishanedeki davranlarn incelemeye balyor
sunuz. Dolaysyla btn toplumu zellikle de anomaliler dzeyinde gzet
lemeye balyorsunuz. Yani verimlilik arayna, verimlilik maksimizasyo
nuna engel olan artlarn kaynana inmeye alyorsunuz. Bu ampirik bir
inceleme gibi grnyor ama sadece ampirik bir inceleme olarak kalmyor,
teorik bir aklama da getiriyorsunuz. "Bunlar" diyorsunuz, "sua eilim
liler nk ocukken iddet gryorlar, Bununla sua eilimlilik arasnda
dorudan bir ba var ve bu da i yerinde verimsizlie sebep oluyor. O zaman
devlet mdahale etsin."
Sorun uradan kaynaklanyor: Siyaset bu ilikiyi yrtmeye balad
andan itibaren biyolojik olan sadece tanmlamakla kalmayp biyolojik
Cogito, say: 70-71, 2012

133

134 Kaan Atalay - mer Albayrak

olan yeniden retmeye balyor. Dorudan, biyolojik olan yeniden prog


ramlamaya ve yeniden tanmlamaya balyor. Bunu yapmaya balad an
dan itibaren de bilgiye ihtiyac var. Biyolojik olann ne olduunu aa ka
rrken onun dier srelerle, dier insan davranlaryla veya eilimleriyle
balantsn ortaya koyarken en bata sylediimiz o verimlilik anlayn
temel alan bir bak kullanyor. Bunlar iin iine kattmz zaman da mo
dern insan bilimlerinin, sosyal bilimlerin douuyla karlayoruz. Ortaya
ktklar andan itibaren bu bilimlerin konular, nesneleri, tespit ettikleri,
ele aldklar sorunlar, sunduklar izahlar, i yeri, kla, okul, hastane, tmar
hane gibi kurumlarla, bu kurumlarn yap ve ilevleriyle yakn bir korelas
yon iindedir. Bu anlamda bilimin hakikat aray, siyasetin biyolojik olan
yeniden tanmlayarak retmesinin nemli bir momentini oluturur. Ama
bu srete iliki birden ters ynde de ilerleyebilir hale geliyor. nk siya
set tarafndan igal edildii lde siyasi kaygnn, siyasi faaliyetin nesnesi
haline gelen biyolojik durum ve sreler, bilimsel faaliyet tarafndan haki
katle balantlandrlarak yeniden retildii lde, artk bizim bildiimiz
anlamda yaln yaamla alakas olmayan, verimlilik arayna gre yeniden
biimlendirilmi ve baka kavramlarla, baka srelerle ilikilendirilmi bi
yolojik srelere dnyor, bir bilgi nesnesi haline gelerek bir tr zerklik
kazanmaya balyor. Neden? nk bilim, insan bilimleri, doa bilimleri
nesnesine hakikat iddiasyla yaklayor ve bakt eyin hakikatini ondan
skp alyor. Doa bilimlerinin biraz daha farkl bir ekilde ele alnmas ge
rekiyor elbette nk doa bilimlerinin matriksi biraz daha farkl ama zel
likle insan bilimleri ve doa bilimleri, toplumsal szleme teorilerinin ret
tii dikotomiler sayesinde siyasetin doal olana musallat olmasnn balca
arac ve yrtcs olarak faaliyet gsteriyor. Ama bu smrgeletirme,
bilimin hakikat iddias sayesinde biyolojik olan bir tr zerklik kazanyor.
Bilgiyle iktidar arasndaki o kendine has ilikiden tr, byle bir bilgi id
dias, yani insan varoluunun biyolojik srelerine dair verimlilik esasna
gre tesis edilmi bir kavray temsil etmesine ramen bu sreleri nesnel
bir biimde betimledii varsaylan bilgi, bu sefer dnp kendine has iktidar
ilikilerini reterek siyaseti belirlemeye balyor. Siyaset smrgeletirdii,
imal ettii, yeniden tasarlad biyolojik olana bir noktadan sonra tabi hale
geliyor. Siyaset artk siyasilemi bir biyolojiklik tarafndan bilimin hakikat
iddiasyla tetiklenen ve meruiyet kazanan norm dolaymyla belirlenir hale
geliyor. Bu sre yasayla norm arasnda garip ve karlkl bir birbirini
Cogito, say: 70-71, 2012

Szleme Teorileri

(iretme ilikisi tesis ediyor. Bilimin insan doasna, insan faaliyetlerine, in


san varoluuna dair, yani biyolojik alana dair yapt incelemelerin neticesi
olarak elde edilen bulgu modern dnyada normlarmzn temelini oluturu
yor. Normlarmz bunlarn zerine ina ediyoruz. Neyin normal olduunu
hu veriye bakarak tanmlyoruz ve o norm bir sre sonra yasann nasl tesis
edilmesi gerektiini, yasann ieriinin nasl belirlenmesi gerektiini, do
laysyla siyasetin doasn, siyasi alann temel unsurlarn, hatta ileyiini
belirlemeye balyor.
Dolaysyla bir ekilde toplumsal olann biyolojik olan ele geirmesiyle
halayan sre, biyolojik olann politiklemesi neticesinde, dnp politik
olan igal etmesi neticesinde, yasayla norm arasnda yasann normla
masn, normun yasalamasn mmkn klan bir karlkl iliki reti
yor. Szlemecilik bu ilikiyi rettii dikotomilerle sadece yeniden ret
miyor, ayn zamanda elikileriyle stn rterek saklyor. Eer byle bir
"fayda"s olmasayd toplumsal szleme teorileri kadar temelden yoksun,
maliyetli, aklamaya alt her trl durumu kendi iinde bir sorun ve
eliki haline getiren bir teori bu kadar uzun sre hayatta kalamazd. Bi
zim tarafmzdan benimsenen, bu yolla znelliimizi belirleyen, belki de
znelliimizin farkna varamadmz kadar doal bir unsuru haline ge
lebilecek kadar derinlere inen bu anlayn asli ilevi doal olanla siyasi
olan arasnda bir ayrm reterek bunlar imal etmek, aralarnda karlkl
bir belirlenim ilikisinin nn amak ama ayn zamanda bunun neticesi
olarak ortaya kan yasa-norm balants ve geililiini kamufle etmektir.
Biz hala iktidar meta olarak gryoruz, bu bak asyla btn siyaseti ve
kendi varoluumuzun toplumsal boyutunu kavrayabileceimizi dnyo
ruz ama aslnda iktidar ilikileri, iktidar sreleri bambaka teknolojiler,
teknikler ve stratejilerle iliyor. Bu srete bedenimizin nesneletirilmesi
nin, bedenimize has biyolojik srelerin, glerin nesneletirilmesinin ve
siyasiletirilmesinin bir sonucu olarak ortaya km, temellendirilmi ve
yeniden retilen bir toplumsalln unsurlaryz artk. Ama szlemecili
in iaret ettii toplumsallk tarafndan belirlenmi bir znellie, bir nefse
sahibiz ve bunu zaten doal, doru ve makul gryoruz. Bu makul bir ey
deil. Bunlar, tahakkm mmkn klan koullarn tahakkm ilikileriy
le birlikte tabiiletirilmesini ve bu ekilde grmezden gelinebilir ve hatta
grlmesi imkansz eyler haline gelmesini mmkn kalan sreler asln
da. Ve szlemecilik, tabi olduumuz somut artlar salayan, hatta kiinin
Cogito, say: 70-71, 2012

135

136 Kaan Atalay - mer Albayrak

znelliiyle kurduumu ilikiyi bile biimlendiren, ama bunlarn farkna


varlmasn engelleyen ileviyle bu srecin temel yaptalarndan biri ola
rak karmza kyor. Sorun u: bu kamuflajn rn olduumuz lde,
Foucault'nun kraln kellesi gitmeden szlemeciliin yaratt arzalarn
ortadan kaldrlamayacana dair saptamasna galiba kendi kellelerimizi
de dahil etmemiz gerekiyor.

Soru: Bu beden ruh dikotomisi meselesinde Foucault Descartes' da


eletiriyor mu?
K. A.: Descartes iin beden ruhun zindandr. Yani ruhun dnen bir tz
olarak kendi doasn gerekletirmesi bedenden kurtulmasyla mmkn
olacaktr. Descartes'a gre, ruhun dnen bir tz olarak hakikate ulamas
akln saf faaliyetiyle, dolaysyla ruhun saflamasyla, bedenin belirlenimini
ve bunun dncede yaratt tahribat amasyla mmkn olabilir ancak.
Bundan dolay da beden ruhun hapishanesidir. Foucault tam tersini syler.
Ruhu bedenin hapishanesi olarak tanmlar.
Soru: Yani yine bir kar karya getirme mi var?
K. A.: Hayr, kastettii ey u Foucault'nun: Bedenin, biyolojik olann si
yaset tarafndan smrgeletirilmesi ve bilimsel incelemeye tabii tutularak
verimlilik esasna gre hakikatinin elde edilmesi, bunun mmkn kld
yeni iktidar ilikileri ve btn bunlarn bizim znelliimizin inasnda belir
leyici olmas, sz konusu iselletirmenin dnce ve davran kalplarmz
koullandrarak edimlerimize yn vermesi, yaam bizim eylemlerimiz ara
clyla verimlilik esasna gre srekli tanmlyor, retiyor; yeniden tanm
lyor, yeniden retiyor. Yasa ve norm biz onlar benimsediimiz, doru/hakl
kabul ettiimiz, onlara riayet ettiimiz takdirde ve lde bu ilevleri yerine
getirebiliyor. Unutmamak lazm ki biyoiktidarn ileyii itibaryla bedenin,
bedensel glerin optimizasyonu ncelikle bunlarn uysallatrlmasn he
defler. Kullanamayacanz bir eyi niye faydal klmaya alasnz ki? Do
laysyla bilgi ile iktidar arasndaki ilikiden dolay ruh, hatta daha spesifik
olarak kendi znelliimiz ve bu znellikle kurduumuz bilin ilikisi, varolu
umuzu srekli snrlandrarak biimlendiren bir ilev gryor ve bu ekilde
bedenin hapishanesine dnyor.
Soru: Norm-yasa ilikisini biraz aarsanz...
K. A.: Siyaset szlemeciliin at bu teorik yarktan geerek biyolojik
olana nfuz ettii an itibaryla mmkn hale gelen bir iliki bu. Biyolojik
olann siyasilemesi biyolojik srelere dair kavraymz ve pratiklerimiCogito, say: 70-71, 2012

Szleme Teorileri

.l deitirdi; ama yeniden retilmi, verimlilik esasna gre yeniden tesis


l'dilmi biyolojiklik de bilgiyle iktidar arasndaki iliki dolaymyla bu sefer
siyaseti belirlemeye balad. Foucault'nun yasann norm gibi, normun yasa
gibi ilemesi derken bunu kastettiini dnyorum. Norm yasann ieri
P:ini dikte edebilecek denli belirleyici hale geldi. Dolaysyla yasa norm gibi
,almaya balad. Ama norm da yasa gibi ilemeye balad, zellikle bilgi ve
hakikat kavramlarn arkasna ald lde. Ama zaten bunlarn bu ekilde
ll'sisini mmkn klan teorik yaklam olarak szlemecilik bunlar bir
birine ve birbiri tarafndan beslenmeye ihtiya duyan unsurlar olarak ina
l'I miti. Anlatmaya altm ey bu; yoksa ikisi arasndaki ayrmn ortadan
kalktn, bunlarn ayn ey olduunu ama szlemeciliin bizim bunu gr
nemizi engellediini sylemeye almyorum.
Soru: Szlemecilik ve liberal teoriler bir arada uyumlu gibi grne
biliyor veya liberal teorisyenler yle olduunu iddia ediyor, siz pek do
ru olmadn sylyorsunuz. Szlemecilikle liberal teorilerin, liberter
teorilerin temel insan haklar, vatandalk haklar, siyasi haklar gibi
kavramlar temellendirdii kabul ediliyor, acaba yanl m biliyoruz?
K. A.: Liberalizmin szlemecilik dnda herhangi bir ekilde iddialarn
lemellendirmesini mmkn klan bir izah tarz var m? Yok. O zaman libera
lizm zgrlk meselesinde syledii, iddia ettii hibir eyi temellendiremez.
Szlemecilikte hkmrann mutlak iktidarndan vazgetiiniz anda sz
leme, dolaysyla toplum, dolaysyla toplumun ortak iradesini temsil eden
hkmrann mevcudiyeti tehlikeye der. Dolaysyla hkmran asli ilevi
itibaryla szlemeyi, yani kendini koruyacaktr, ne pahasna olursa olsun.
Bunun dnda her ey talidir, yaamn kendisi bile. Teorinin baka pek ok
sorunu var, byk bir blmn de konuma srasnda ele aldm ama sadece
u mesele bile szlemeciliin zgrlkle yanyana gelemeyeceini gsterme
ye yeterli. Bu yaklamdan tahakkm dnda, bask dnda, zor dnda,
iddet dnda baka bir ey kmas, bakn mmkn deildir demiyor, ar
zidir, konjonktreldir, keyfidir. Hak, mevcudiyeti ve mahiyeti itibaryla, h
kmrann szlemenin devamn salayacak koullar retme abasnn bir
unsuru olarak hkmrann o anki ihtiyalarna gre belirlenir. Doal olanla
siyasi olan birbirinden ayrp, doal olann toplum durumuna tanmamas
gerektiini ileri srp, sonra da kalkp "Efendim evrensel insan haklarn
temellendiriyoruz ite" derseniz size "yap bakalm" derler. Tek knz Loc
ke ve Kant olabilir gibi grnyor bu durumda. Locke'a bel baladysanz
Cogito, say: 70-71, 2012

13 7

138 Kaan Atalay - mer Albayrak

Tanr'nn insanlar byle yarattndan yola kan bir insan haklar teorisi
ina etmeniz gerekecek. Kant'ta ise deyeceiniz bedel daha da byk ola
cak, nk Hegel'in ifadesiyle insann etik btnln imkansz klan bir
emay esas almak zorunda kalacaksnz.
Soru: Bu kelle kesme meselesini ben anlamadm.
K. A.: Efendinin kellesi dmeden, efendiyi mmknlk koullaryla bir
likte ortadan kaldrmadan bu i olmaz demeye getiriyor Foucault. Benim bu
gndermeyi yapmamn nedeni ise sorunun efendiyi slah etmek, dntr
mek olmadn dnmem. Mesele onun yerine bunu efendi yapmak, yeni
efendilik biimleri icat etmek deil, efendinin kendisini onu mmkn klan
koullarla birlikte ortadan kaldrmak, efendisizlii tahayyl, tasavvuru ve
tatbiki mmkn bir fiil klmak.
Teekkrler, iyi akamlar. Hepinize ok teekkr ediyoruz.

Cogito, say: 70-71, 2012

Modernlie Kar Durmak: Irk ve rklk


Konularnda Foucault ve Arendr:
DIANNA TAYLOR

Felsefeci Michel Foucault ile siyaset teorisyeni Hannah Arendt arasndaki


olas bir dnsel yaknl analiz etmek kendi bana kymetli bir eydir,
.ira byle bir analiz bu iki nemli dnrn eserlerinin daha iyi idrak
l'dilmesini salayabilir. Ayn zamanda, byle bir yaknln kimi vehele
ri bilhassa nemlidir; nk bir yandan zarar vermenin modern toplum
lar balamnda benzersiz tezahr biimlerini gsterirken bir yandan da
zararn asgari dzeye indirilmesi ve zgrlk pratiinin tevik edilmesi
amacyla modernitenin alannn nasl mzakere edileceine k tutarlar. 1
Bu adan bilhassa ilgi ekici olan husus Foucault ile Arendt'in, Zygmunt
Bauman'n "medenileme sreci" gr adn verdii eye tezat tekil eden
bir tavr paylamalardr. Bu gre gre, modernlik insanln ahlaki ve
dnsel ilerleyiini, akln modernlik ncesi "karanlk alar" zerindeki
zaferini yanstr. 2 Bu argmana gre, savalar ya da soykrmlar gibi iddet
ya da ykm patlamalar medenileme srecinin henz tamamlanmadna
* Yaznn ilk yaymland yer: Telos 154 (Bahar 2011) s. 119-40.
Foucault ile Arendt'in eserleriyle irtibat iinde olmak amacyla, bu makale boyunca z
grle "pratikler" erevesinde gnderme yapacam. "Pratik" terimini ak bir ekilde
sadece Foucault kullanyor olsa da, Arendt'in eseri zgrl sahip olduumuz bir ey ya
da iinde bulunmaya zlem duyduumuz bir durum olarak deil de yaptmz bir ey ola
rak grdn ortaya koyar. Bu minvalde u szne kulak verebiliriz: "insanlar -zgrlk
istidadna sahip olmaktan farkl olarak- ne nce ne de sonra, eyledikleri srece zgrdr;
zira zgr olmak ile eylemek ayn eydir." Bkz. Arendt, "What is Freedom?", s. 151 (Vurgu
Arendt'in).
2 Bauman, Modernity and the Holocaust, s. 12.
Cogito, say: 70-71, 2012

140 Dianna Taylar

iaret eder: "Doru yolda ilerlediimize phe yok ama belki de yeterince
hzl ilerlemiyoruz."3
Foucault ile Arendt'in bu gre kar tavrna gre, modernlik z iti
bariyle ne pozitif ne de ykcdr; bilakis, hayli ykc bir potansiyel ikindir
ona. Bu ykc potansiyel iki ekilde tezahr eder. lk olarak, bilimsel ve tek
nolojik bulular, rasyonellik ve verimlilik gibi muteber modern normlar ve
deerlerce retilen zararl etkilerde grnr.4 kinci olarak, ykc potansi
yel, modernliin kendisinin medenileme sreci gr iinde kapsanr. Bu
gr, modernlii srf insanln ilerleyii ile ayn kefeye koymak suretiyle,
grnte pozitif olan modern gelimeler ve deerlerden kaynaklanan zarar
hasr alt eder ve bylece, ilerlemenin, modern toplumlara damgasn vuran
ykmla olan balantsn inkar eder. Dahas, medenileme gr, bu tr
rtbas etme ve yadsma giriimleriyle, sz konusu balanty aa karabi
lecek ve bylelikle modern toplumlarn karmaklklarnn mzakere edil
mesini, zarara kar araclk ilevi grp zgrl tevik edecek ekillerde
kolaylatracak eletirel analize ket vurur.
Bu makalede, gerek Foucault'nun gerekse de Arendt'in zerine eildii
zgl bir zarara, yani rkla odaklanlyor. Her ne kadar bu iki dnr
"zarar" neyin meydana getirdii konusunda birbirlerinden ayrlsalar da, en
genel dzeyde ikisi de bunu, zgrlk pratiinin olaslk koullarn ihlal
eden pratikler -hem dnce hem de varolu halleri- erevesinde tasavvur
eder. in ayrntlar hususunda yine birbirlerinden ayrlsalar da, zgrlk
pratii hem Arendt'in hem de Foucault'nun gznde insann kendi gerek
liine bir ekilde hakim olma yetisini gerektirir; bu yeti sayesinde baskn
koullarn zorunsuz olduunun farkna varlr, bu koullarn eletirel bir
analiziyle zararl pratiklerin tespit edilmesi kolaylar ve alternatif dnme
ve eyleme yollar gelitirilip tevik edilebilir.
Zarar ve zgrle ilikin bu kavramlatrmalar gz nnde bulundu
rulduunda, rklk, toplum iindeki gruplar aa ve deersiz imledii ve
bu suretle onlarn zgrlklerini en azndan ihlal ettii ve hatta yadsd
lde, zararl olarak grlebilir. Toplumsal, siyasi ve ekonomik hareketli
liklerinin kstl olmas anlamnda, bu tr gruplar iin geerli olan baskn
koullar byk lde zorunlu koullardr. Baskn koullar yle kolayca de3 Age., s. 13.
4 Bu muteber modern normlar ve deerler Bauman'n Modernity and the Holocaust (age.)
kitabnda saptanr.

Cogito, say: 70-71, 2012

Modernlie Kar Durmak: Irk ve Irklk Konulannda Foucault ve Arendt

!meyince, eletirel analiz giriimleri ketlenir ve ortaya kmay baaran bu


tiir giriimlere yaptrm ve hatta iddetli misillemeler uygulanr. Son olarak,
aalk fikri onlara dayatld ve buna kar koymaya dnk giriimler bas
kyla karlat srece, alternatif dnme ve eyleme tarzlar gelitirmenin
nne geilmi olur. Daha sonra gstereceim zere, Foucault ve Arendt mo
dern rkln, grup aaln ikin bir ey olarak saptadndan, verdii
zararn daha da derinden ilediini ortaya koyar. Bu da ei benzeri grlme
dik iki sonuca yol aar: Modern rklk szde aa gruplarn kapasitelerini
ziyadesiyle azaltr, yle ki zgrlk neredeyse icra edilemez hale gelir; te
yandan, aa gruplar bir btn olarak toplumun esenliine ynelmi teh
ditler olarak resmeder; bylece, bu gruplarn zgrlklerinin yadsnmasn
en nihayetinde eitli mahrum brakma biimleri yoluyla ya da dorudan
doruya ldrerek, yani genel olarak fiziksel imha ile tasdik eder.
Irkln zararn mercek altna almay semi olmamn iki sebebi var.
Birincisi, Foucault ve Arendt, farkl ekillerde de olsa, rkl, zgl olarak
Nazizmde yansd haliyle rkl, modernliin ykc potansiyelinin pa
radigmatik bir rnei olarak grr. kincisi, Nazi rkln paradigmatik
bir modern zarar olarak grdkleri lde, buna dair analizleri moderni
teye kar-tavrlarnn net bir rneidir. Bu iki noktay bu iki dnrn
eserlerini analiz ederek ortaya koyup desteklemeye alacam. Bu minval
de, Arendt'in Totalitarizmin Kaynaklar ve Ktln Sradanl: Eichmann

Kuds'te adl eserlerinde Nazizmin ykselii ve ilevi hakkndaki izahat


nn Foucault'nun biyoiktidar adn verdii modern iktidar biiminin kilit
vehelerine dair bir kaygy yansttn gstereceim. 5 Yapacam analizle
Arendt'in de Foucault'nun da modern rkl bireysel patolojiye indirgene
bilecek bir ey olarak grmediini; daha ziyade, modern rkln devlet da
hilinde ve etkili ve verimli idare, gvenlik, koruma ve nfusun genel sal
hakkndaki toplumsal kayglarda tezahr ettiini dndklerini gsterece
im. Mesele bu erevede anlalabildii srece, srf daha rasyonel dnme
arlar rkln zararlarn hafifletmeyecektir. unu belirtmemde fayda
var: Niyetim, Arendt'in totalitarizm analizini Foucault'nun biyoiktidar ana
lizine indirgemek, hatta Arendt'in analizinin Foucault'nunkiyle tamamen
5 Irk ile nfus arasndaki iliki gerek Foucault'nun gerekse de Arendt'in eserlerinde evriliyor
olsa da, her ikisinin eserlerindeki belirli anlara, 1950'lerin balarndaki Arendt ile 1976'daki
Foucault'ya odaklanmay setim; nk, daha nce belirttiim gibi, bu iki dnr modern
fenaln paradigmas olarak rkln en ak ifadesi olduuna inandm eyi ve dolay
syla buna ilikin kar tavrlarn tam da bu anlarda ortaya koymulardr.
Cogito, say: 70-71, 2012

141

142 Dianna Taylar

uyumlu olduunu gstermek deil. Daha ziyade, bu iki dnrn eserlerin


de modern toplumlarn doas ve ilevi hakkndaki ortak kayglar aydnla
tabilmeyi, bu suretle modern iktidarn ileyilerine ve bu iktidarn yol at
zararlara dair deerli igrler sunabilmeyi ve modern manzarann retken
bir ekilde mzakere edilmesini kolaylatrabilmeyi umuyorum.
Foucault'ya gre, biyoiktidar seklerleme, snaileme ve nfusun demog
rafisindeki deiimler sonucunda ya da daha zgl olarak, egemen iktida
rn bu modern gelimeler karsndaki yetersizliine karlk ortaya kar.6
"Fazlasyla pek ok ey", der Foucault, "hem tepede hem dipte, hem ayrnt
dzeyinde hem de kitlesel dzeyde, egemenliin iktidarnn eski mekaniz
masndan kayordu."7 Ayrnt dzeyinde ileyen, disiplin altna alma odakl
iktidar on yedinci yzyln sonlar ile on sekizinci yzyln balarnda beli
rir. Tek tek bedenleri hedef alr, onlar snrl bir faaliyet yelpazesinde verimli
hale getirmek zere terbiye eder ve esas itibariyle bir kurumlar (rnein,
okullar, hapishaneler, i yerleri) mekanizmasdr. Biyoloji ve insan trnden
mteekkil kitlesel dzeyde ileyen biyoiktidar ise on sekizinci yzyln ikin
ci yarsnda belirir. Nfuslar idare edip koruma altna alr ve esas itibariyle
devletin bir mekanizmasdr. Daha aka ifade edelim: Foucault, disiplin
altna alma odakl iktidar ve biyoiktidar esas itibariyle, srasyla, kurumla
rn ve devletin mekanizmalar olarak tasvir ederken, kurumlarn ve devletin
tamamen mstakil eyler olduunu ya da disiplin altna alma odakl ikti
dar ve biyoiktidarn sadece bu dzeylerde ilediini ima etmez. "Devlet ile
kurumlar arasnda tam bir ikilik tesis etmeye almyorum" diye belirtir
Foucault, "nk disiplinler aslnda daima, tuzana dtkleri kurumsal ya
da yerel ereveden kamaya meyleder. Dahas, polis gibi devlet aygtlarn
da kolayca Devleti bir boyuta brnr... Benzer bir ekilde, on dokuzuncu
yzyl boyunca oalm btn o kapsaml dzenlemelerin Devlet dzeyin
de bulunduu yeterince aktr ama ayn zamanda Devlet-alt dzeyde, tbbi
kurumlar, sosyal yardm fonlar, sigorta vb bir dizi Devlet-alt kurumda da
bulunur."8
Biyoiktidar kendi ynetme ve koruma ilevlerini, "[yaam] idare altna
alma, en iyi ekilde kullanma ve oaltmay, onu kati denetimlere ve kapsam6 Ayn ey disiplin altna alma odakl iktidar iin de geerlidir. Foucault'nun bu konular
hakkndaki tartmas iin, bkz. Foucault, "Governmentality".
7 Foucault, Society Must be Defended: Lectures at the College de France, 1975-76, s. 249.
8 Age., s. 250.

Cogito, say: 70-71, 2012

Modernlie Kar Durmak: Irk ve Irklk Konularnda Foucault ve Arendt

l dzenlemelere tabi tutmay" 9 hedefleyen teknikler sayesinde yerine getirir.


Biyoiktidarn ileyileri devletin, doum oranlar, lm oranlar ve yaam
sresini denetlemeye; doum kontrol pratikleri ve cinsel yolla bulaan has
talklara ve genel olarak bulac hastalklara ynelik ilgisinde ortaya kar.10
Bu kayg da belirli bilgi alanlarnn (beeri bilimler) ve zellikle "hava duru
mu tahminleri, istatistiksel tahminler ve genel tedbirler" gibi, bu yeni bilgi
alanlarnca nfusu lmek ve takip etmek iin kullanlan "dzenleyici" tek
niklerin ortaya kmasna neden olur.11 Bu bilgi ve teknik alanlar; devletin
nfusu "dzenli hale getirmek", onu i ve d tehditlerden korumak ve bylece
hayat tevik etmek zere ona biyolojik dzeyde mdahale etmesi iin bir ara
ilevi grr.12 "Dzenleyici mekanizmalar", Foucault'ya gre, "bir denge tesis
eder, bir ortalamay muhafaza eder, bir tr zdenge kurar... Bir hayat duru
munu en iyi hale getirmek iin canl varlk nfusuna ikin tesadfi unsurla
rn etrafnda gvenlik mekanizmalarnn yerletirilmesi gerekir." 13
ktidarn hayat koruma ve tevik etme gibi pozitif bir ilev grd bir
balamda, nfusun yaayabilirliine ynelen tehditlere nasl kar klabi
lir? Biyolojik kapsama ya da hatta yok etme gibi negatif tasarlar biyoiktidar
temelinde desteklenebilir mi? Foucault bu soruya olumlu yant verir. l
mn biyoiktidar koullarnda yeni bir anlam kazandn iddia eder. ktidar
artk, (varlk sebebi "can almak ve yaamaya izin vermek" olan) egemen ik
tidarda olduu gibi, lm "zerinde hakimiyet kurmad" iin, biyoiktidar
koullarnda lm z itibariyle "yetkisiz klnm durumdadr", iktidarn
"dnda" dr ve dolaysyla iktidarn snrn imlemektedir: "iktidar" lm
"artk tanmaz" - "onu kelimenin tam anlamyla gz ard eder".14 Modern
toplumlarda lm, bir cemaat dahilinde paylalan ve tannan kamusal bir
ritel deil, reddedilmesi gereken, "uzaklara saklanan" mahrem bir eydir.15
Gelgelelim, iktidarn lme ilgi duymamas, can almaya da ayn ekilde
ilgi duymad anlamna gelmez. Foucault modern devletin can alabiliyor
olsa da, bunun ancak bir btn olarak toplumu koruduu ya da savunduu
srece merulatrlabileceini ne srer. Byle bir merulatrma, yuka9 Foucault, The History of Sexuality, s. 137.
10 Foucault, Society Must Be Defended, s. 243.
11 Age., s. 246.
12 Age., s. 247.
13 Age., s. 246.
14 Age., s. 248.
15 Age., s. 247. Ayrca, Foucault'nun The History of Sexuality'de bu konu hakknda yrtt
tartmaya da baklabilir: s. 136-37.

Cogito, say: 70-71, 2012

143

144 Dianna Taylar

rda tasvir edildii zere, devletin nfusu biyolojik olarak "uygun olanlar/
ie yarayanlar" ile "uygun olmayanlar/ie yaramazlar" eklinde ikiye blen
dzenleyici tekniklere bavurmasyla salanr. Uygun olma/ie yarama ya da
uygun olmama/ie yaramamann biyolojiye bal olmas ve dolaysyla hem
ikin hem kaltmsal bir ekilde aktarlabilir bir ey olarak grlmesi hem
bireylerin hem de nfuslarn evrelenmesini ve yok edilmesini merulatrr:
Biyolojik adan uygun olan/ie yarayan gruplar koruma altna alnr, n
k onlarn yaayabilirlii genel toplumsal sal tevik etmektedir; uygun
olmayanlar/ie yaramayanlar ise ya dorudan (ldrlerek) ya da "dolayl
bir ekilde" ( birini "lme maruz brakma, baz insanlar iin lm riskini
artrma ya da aka, siyasi lm, defetme, reddetme vb. edimler yoluyla) yok
edilir. 16 Biyoiktidar koullarnda, dolayl yoldan ldrme de dolaysz yoldan
ldrme de hayatn muhafaza edilip toplumun korunmasn salayan bir
mekanizma ilevi grr.
Foucault'nun 1976' da tasavvur ettii haliyle, toplumsal bedenin modern
bir balamda devletin ldrmesini merulatracak ekilde temel bir bln
meye uramas rklk sayesinde salanr. yle bir iddiada bulunur Fou
cault: "[Irklk] iktidarn denetimi altnda olan hayat alannda bir krlma
[yaratr]: nelerin yaamas gerektii ile nelerin lmesi gerektii arasndaki
krlma." 17 Bu tr bir krlma iki ekilde salanr. lk olarak, " biyoloji ala
n" "paralanr": Nfus rklara blnr ve rksal bir hiyerari kurulur. 18 Ir
kn modern kavramlatrlmas biyolojiktir: "Irk" burada, nfusun, ortak
bir dizi kalc, biyolojik ve kaltmsal yolla aktarlabilen nitelikler paylaan
bir katman olarak tanmlanr. Byle tanmlandnda, rk fikri ve nfusun
rklara blnmesi rk bir mahiyette olmak zorunda deildir.19 Gelgelelim,
rkn biyoloji erevesinde tasavvur edildii ve iktidarn nfusu hayat tevik
edip en iyi hale getirecek ekilde ynetmeyi amalayan bir devlet mekaniz
mas olarak iledii noktada, toplumsal bedenin rklara blnmesi iktidarn
gznde bir kayg nesnesine dnr. Irksal farkllklar, genel toplumsal sa
l en yksek dzeye karmak amacyla devlet tarafndan deerlendirmeye
tabi tutulur (tetkik edilir, llr, takip edilir ve dzenlenir) ve bu tr mda
haleler yoluyla "stn" rklar ile "aa rklar" ve rksal normlar tesis edilir.
16 Foucault, Society Must Be Defended, s. 256.
17 Age., s. 254.
18 Age., s. 255.
19 Robert Bernasconi bu iddiay u makalesinde dile getirir: "Who Invented the Concept of
Race? Kant's Role in the Enlightenment Construction of Race", s. 21.

Cogito, say: 70-71, 2012

Modernlie Kar Dunnak: Irk ve Irklk Konularnda Foucault ve Arendt

I kinci olarak, rklk, stn rklarn hayat ile aa rklarn lm arasnda


"pozitif bir iliki...[kurar]."20 Sz konusu olan tek ey uygun olmayanlar/ie
yaramayanlarn uygun olanlara/ie yarayanlara yaama izni vermesi deil
dir; " kt rkn, aa rkn (ya da soysuzun, anormalin)" lmnn "...genel
olarak hayat daha salkl, yani daha salkl ve daha saf klmas"21 da sz
konusudur. Bu pozitif ilikinin kurulmas aa rklarn hem dolayl yoldan
hem de dorudan ldrlmesinin merulatrlmasn kolaylatrr: Irk de
itirilemez, ikin, kaltm yoluyla oluan bir ey olarak anlaldnda, rk
sal hiyerarinin en alt dzeyinde herhangi bir iyileme (tabii herhangi bir
iyileme mmknse) "alt-rklarn" en iyi yelerinin bile kendi stlerindeki
rksal nfuslarn herhangi bir katmanndan st bir seviyeye kmasna yet
meyecektir. Hal byle olduu srece, aa rklar nfusa bir biyolojik tehdit
oluturur ve bir parasn oluturduklar toplumun saln koruma uru
na bu tehdidin kknn kurutulmas merulatrlabilir.
Biyoiktidar koullarnda devletin ldrmesi ite bu ekillerde merula
trlabilir: Yani, bir yandan, baz rklarn biyolojik olarak ve dolaysyla ka
lc ve indirgenemez olarak stn rklar eklinde, baz rklarnsa kalc ve
indirgenemez olarak aa rklar eklinde tasavvur edildii bir rksal hiye
rarinin yaratlmas ve te yandan, stn rkn yaayabilirlii ile aa r
kn mahvedilmesi arasnda pozitif bir ilikinin kurulmas. Foucault modern
devlet ile rklk arasnda karlkl bir balant olduunu ileri srer; hatta
modern toplumlarda rkln devletin ldrme olaslnn temel koulu
olduunu iddia edecek kadar ileriye bile gider. "Devlet biyoiktidar kipinde
ilemeye baladnda" diye vurgular, "Devlet' in ldrme ilevi ancak rk lkla gerekelendirilebilir."22
Foucault rkln biyoiktidar koullarnda devletin dolaysz yolla ldr
mesini nasl merulatrdn gstermek iin sava ve idam cezas rnekle
rini verir. "Kiinin yaamaya devam edebilmesi iin ldrebilmesi gerektii"
fikri askeri atma asndan yeni bir fikir olmasa da, modern bir balamda
savalar "mdafaa edilmesi zaruri olan egemen adna giriilen savalar ol
maktan km" ve bir nfusu ya da bir halk muhafaza etmek ya da savun
mak uruna giriilen savalara dnmtr.23 Savalar "siyasi hasmlara"
20 Foucault, Society Must Be Defended, s. 255.
21 Age.
22 Age., s. 256.
23 Foucault, The History of Sexuality, s. 137.

Cogito, say: 70-71, 2012

145

146 Dianna Taylar

kar deil, bir halka ynelen biyolojik tehditlere kar yaplr ki bu tehditler
dman rkta tezahr ediyordur. 24 Dahas, bu tehditle iki dzeyde mcadele
edilir: lk olarak, dman yok etme yoluyla ve ikinci olarak, kiinin kendi
rkn canlandrmas yoluyla: "Saymz daha da azaldka, ait olduumuz rk
hi olmad kadar saf hale gelecektir."25 Foucault'ya gre, biyolojik dzeyde
tezahr eden ve dolaysyla bu dzeyde mcadele edilmesi gereken bir tehdit
fikri mantksal sonucunu atom silahlarnda bulur: "Tm bir nfuzu lme
maruz tutabilme gc... bir nfusun biyolojik mevcudiyetini... gvenceye
alma gcnn alt yzdr."26
Foucault'nun, gerek Hapishanenin Douu: Disiplin ve Cezalandrma' da
gerekse de 1975 ila 1976 yllar arasnda College de France' da verdii Ab
normal balkl derste, modern dnemde sulularn nfusun biyolojik a
dan uygun olmayan/ie yaramayan bir unsuru olarak kurulduu gz nnde
bulundurulduunda, 27 idam yoluyla yok edilmeleri toplumu onlarn sulu
doasndan, bu doadan kaynaklanan fiillerden ve yaamalarna msaade
edildii takdirde dnyaya getirebilecekleri (ve ister istemez sulu doacak)
ocuklardan korumak iin zorunlu bir ey olarak grlr. Biyoiktidar koul
larnda daima "idam cezas bizatihi suun canavarlndan ziyade sulunun
canavarlna atfta bulunmadan srdrlemezdi."28 "Biyosulu" fikri orta
ya kt anda, canavarlk "rksal terimlerle kavramlatrlr" hale gelir.29
Yaplan birok incelemeyle gnmzn ABD'sindeki lm cezas srecinde
rk ile sululuk arasnda var olan ba izah edilmitir. 30
Devlet onayl jeni programlar rkln biyoiktidar koullarnda devle
tin dolayl yoldan ldrmesini nasl merulatrdnn bir rneidir. 31 je
ni modern, biyolojik rk mefhumunda temellenir ve bizatihi bu mefhumu
destekler. jeniyle amalanan eyin "bir rkn yaradltan gelen nitelikle24 Foucault, Society Must Be Defended, s. 257.
25 Agy.
26 Agy.
27 Cesare Lombroso'nun eseri bu konu hakknda hayli reticidir. Ayrca, Stephen Jay
Gould'un The Mismeasure of M an adl kitabnn 4. Blmnde Lombroso'nun eserine dair
yapt analize de baklabilir: s. 142-75.
28 Foucault, The History of Sexuality, s. 138.
29 Foucault, Society Must Be Defended, s. 258.
30 rnein u kitabn iindeki makalelere baklabilir: From Lynch Mobs to the Killing State:

Race and the Death Penalty in America.

31 1927 tarihi Buck v. Beli balkl ABD Yce Mahkemesi davas devlet onayl jeni programla
rna damgasn vuran dolayl yoldan ldrme trn aka ortaya koyar. Bkz. Buck v. Beli,
274 U.S. 200 ve ayrca, Stcphcn Jay Gould, "Carrie Buck's Daughter".

Cogito, say: 70-71, 2012

Modernlie Kar Durmak: Irk ve Irklk Konulannda Foucault ve Arendt

rini iyiletirmek" ve "[rklar] elde edilebilecek en stn avantaja ulaacak


kadar gelitirmek" olduu sylenir. 32 Bu tanm temelinde, belirli bir rk ya
da hatta bir btn olarak insan rkn gelitirmek iin, devletin, kronik fi
:.i ksel ya da zihinsel hastalklar olan kiiler gibi, nfusun "biyolojik adan
zayf" kesimlerini evrelemesi ya da onlarn soylarnn kurumasna izin
vermesi merulatrlr. Bu evreleme ya da nesli tketme, szgelimi, siyasi
haklardan mahrum etme, akl hastanesine yatrma ve ksrlatrma yoluyla
salanr. jeni ile nfusun belirli kesimlerinin devlet eliyle genel toplumsal
iyileme adna dorudan ldrlmesi arasndaki ba en bariz haliyle mo
dern "aka rk rejimler"in devlet onayl rklnda tezahr eder - hatta
burada zirve noktasna kt da sylenebilir: ABD'nin Gney'indeki Jim
Crow yasalar, Nazi Almanyas ve Apartheid Gney Afrika's. 33 Bu rejimlerin
faaliyetleri, biyoiktidarn mantnn hakim olduu koullarda, tm bir r
kn devlet eliyle fiziksel olarak yok edilmesinin toplumun esenlii uruna ne
kadar merulatrlabileceini gsterir. "Eer soykrm sahiden de modern
iktidarlarn ryasysa" diye yazar Foucault, "bunun sebebi antik bir hak olan
ldrme hakkna yakn zamanlarda dnlmesi deildir; bunun asl sebebi,
iktidarn hayat, tr, rk ve geni lekli bir fenomen olan nfus dzeyinde
bulunmas ve icra ediliyor olmasdr."34
Irkl bir biyoiktidar mekanizmas olarak ele alp yaptm bu genel
sunumun ardndan, imdi Arendt'in totalitarizmin ykselii ve ilevine ili
kin analizine dneceim, zira bu analizin Nazizmin biyoiktidarn en za
rarl vehelerini ortaya koyan bir tezahrn oluturduu yolundaki gr
yansttn gstermek istiyorum. Arendt, Totalitarizmin Kaynaklar'nn
ikinci ksmnda, emperyalizmin totalitarizmin ykseliinde kurucu bir
rol stlendiini tespit eder. Denizar emperyalizmin kilit bir rol oynam
olduuna ak bir ekilde inansa da, 35Arendt kta emperyalizminin genel
etkisinin daha byk olduunu iddia eder. "Nazizm ve Bolevizm" der
Arendt, "varlklarn baka bir ideoloji ya da siyasi hareketten ok (srasy32 Francis Galton, "Eugenics: lts Definition, Scope and Aims".
33 George M. Fredrickson, Racism: A Short History.
34 Foucault, The History ofSexuality, s. 137.
35 Arendt'in emperyalizmin bu iki biiminin byle bir rol oynadn grdn belirtmenin
yan sra, onun emperyalizm ile totalitarizm arasnda nedensel bir balant kurmadn,
byle bir balant kurmaya niyetlenmediini belirtmek de nemlidir; Arendt yapt analizle
daha ziyade, emperyalizmin, totalitarizmin iinde kmasna yol aacak genel bir balam
yaratmak zere, dier etkenlerle birleecek -onun kendi deyimine bavurmak gerekirse,
"kristalleecek"- belirli koullar ve dnme tarzlar rettiini gstermitir.

Cogito, say: 70-71, 2012

14 7

148

Dianna Taylar

la) Pan-Almanclk ve Pan-Slavcla borludur."36 Pan-Almanclk ve Pan


Slavclk, Almanlar ile Slavlarn farkl ve kendine zg halklar olduunu

ne sren on dokuzuncu yzyl dncesinde ortaya kmt. 37 Byle bir


"pan-dn" ise fiili pan-hareketlerin ortaya knn temelini sala

mt. Arendt'in tasvir ettii zere, kta emperyalizmi, byk lde deni
zar emperyalizme dahil olmam ve dahil olabilmek iin "ok az midi"
olan Orta ve Dou Avrupa uluslar nezdindeki bir tr hn olarak grn
mektedir. 38 Bu tr uluslar, denizar genilemenin bykl simgeledii
bir balamda zayf ve nemsiz gibi grnmekten kanmak iin, bykl
yeniden tanmlamak suretiyle telafi yoluna girmiti. Yeni tanmlarna gre,
byk bir ulusu tanmlayan ey eylemleri deil, halknn ikin, esiz nitelik
leriydi. Arendt yle yazar: "Halklar ne zaman eylem ile baarlardan ayr
tutulmusa, ortak dnya ile olan bu doal balar krlm olduunda ya da
bir sebepten tr var olmadnda, plak doal verili halleriyle kendile

rine dnmeye meyletmilerdir."39 Kta emperyalizmine, genilemeyi hedef


leyen devletler deil, kendi farkl kimliklerini/zdeliklerini ortaya koyup
geniletmeyi hedefleyen halklar girimiti.
Farkl, ortak bir kimlie/zdelie ynelik bu iddia kta emperyalizminin
merkezini tekil eder. 40 Arendt'in "kabileci" adn verdii bir tr milliyeti
lie yol aar ve bu milliyetilik vastasyla hzla oalr. yle der Arendt:
"Nasl ki kta emperyalizmi [denizar emperyalist genilemeden] paylarna
deni almayan lkelerin ksteklenmi emellerinden domusa, kabilecilik
de ulusal zgrlemeye katlmam ve bir ulus-devlet egemenliini kurama
m halklarn [Slavlar ve Almanlar] milliyetilii olarak ortaya kmt."41
Kabile milliyetiliinde bir halkn ortak, esiz, ikin bir karakteri hatta
"ruh"u olduu ileri srlr; "tarihten bamsz olarak ve nerede yaam
olurlarsa olsunlar, benzer bir halk kkeninden olan tm insanlar birle
tirmek" amalanr. 42 Bu ortak kimliin/zdeliin esizlii zellikle de, bir
halkn ilahi bir kkeni olduuna ynelik mutlak bir iddia olan "seilmi36 Arendt, The Origins of Totalitarianism, s. 222.
37 Richard J. Evans'n bu konudaki Pan-Almanclk tartmas reticidir. Bkz. Evans, The
Coming of the Third Reich'm "The Spirit of 1914" balkl 1. Ksm'daki 3. Blm, s. 42-59.
38 Arendt, The Origins of Totalitarianism, s. 222.
39 Age., s. 241.
40 Arendt kabile milliyetiliinin kta emperyalizminin arkasndaki "itici gc" ve "duygusal
motoru" olduunu syler. Bkz. The Origins of Totalitarianism, s. 229, 238.
41 Age., s. 227 (vurgu benim).
42 Age., s. 232, 223-24.

Cogito, say: 70-71, 2012

Modernlie Kar Durmak: Irk ve Irklk Konulannda Foucault ve Arendt

lik" fikrinde tezahr eder. 43 Arendt'e gre, Pan-Slavlar ile Pan-Almanlarn


seilmilik iddialarnn yle sonular olmutu: ilk olarak, ilahi kkenleri
seilmi halkn tanmlayc niteliidir; bu suretle, gerek kendisi ile "seilme
mi" halklar arasndaki dier tm farklar gerekse de seilmi halkn kendi
iindeki farklar nemsiz klnr: "ilahi kken halk marur robotlardan m
teekkil, 'seilmi' bir kitleye dntrmt."44 kinci olarak, seilmilik
iddialar ulusall kalc klar; sz konusu grup, "g, fetih ya dalma"ya
bakmakszn bir araya toplanr.45 Son olarak, bu seilmi halk kendini yle
bir "bir dmanlar dnyas"nn epeevre sardn dnr ki "ortak bir
insanlk olasl" inkar edilir.46
Kabile milliyetilii, modern rk kavramlatrmalar ve modern rklk
arasndaki ilikinin ayrdna varmak zor deildir. Kabile milliyetilii, se
ilmilik fikri sayesinde, bir halkn tm mensuplarnn sahip olduu ikin,
tarihd, deimez bir niteliin var olduunu ileri srer. Bu nitelik insanlar
bir araya toplar ve bu insanlarn birlemeleri iin gerekli olan zemini temin
eder; ayn zamanda, halk nfusun dier kalanndan ayrr ve ona, bu geri
kalan ksmn aleyhine ayrcalk tanr. Bylelikle, her ne kadar kabile mil
liyetilii bu gizemli niteliin biyolojik bir ey olduunu tespit etmese de,
seilmilik iddialar nfusa yle mdahale eder ki iyi ile kt, stn ile aa
halklar birbirinden ayrlm olur. Benzer bir ekilde, seilmilik fikri iyi, s
tn rkn hayat ile kt, aa rklarn lm arasnda bsbtn pozitif bir
iliki kurmasa da, Arendt'in kabile milliyetilii ile Antisemitizm arasndaki
ilikiye dair izahat bunun byle bir iliki kurmay ne lde kolaylatrd
n aydnlatr.
Antisemitizmi Pan-Slavclk ve Pan-Almanclk iinde bu kadar merkezi
bir unsur haline getiren ey seilmilik iddialar ile Yahudilerin ayn eye
ynelik iddialarna dair kendi alglar arasndaki atmadr. Arendt'e gre,
pan-hareketlerin bir halk corafi adan dalm olmasna bakmakszn
birletiren ikin kendine zglk mefhumlar ile "Yahudilerin kksz varo
lular" arasnda bir "yaknlk" vardr. 47 Devleti olmayan bir ulus olmalar
anlamnda Yahudiler, pan-hareketlerin ulamaya altklar eyin bir r43 Age., s. 233. Arendt yle yazar: "Milliyetilik sklkla dinin duygusal vekili olarak tanmlan
mtr, ama ancak pan-hareketlerin kabilecilii dinsel bir teori ve yeni bir kutsiyet kavram
sunmutu."
44 Age., s. 234.
45 Age.
46 Age., s. 277.
47 Age., s. 241.

Cogito, say: 70-71, 2012

149

150 Dianna Taylar

neini oluturuyordu: Yahudilerin iinde bulunduu durum bir ulusalln


tesisi iin corafi alann zorunlu olmadna dair bir kant tekil ediyordu.
Arendt'in tasvir ettii gibi, bu fiili yaknlk pan-hareketleri kendi durumlar
ile Yahudilerin durumlar arasndaki fiili farkllklar hkmsz klmaya,
Yahudilerin modern dnya iindeki durumlarnn kendi durumlaryla ayn
olduunu dnmeye srklemiti. Bu suretle, Yahudilerin seilmilik id
dialarn -ki bu iddialar aslnda ortak bir insanl tevik etmeyi hedefli
yordu- "pan-seilmilik"e indirgemilerdi - ve bu sayede ilahi bir kkende
temellendirilmi bir stnlk iddiasnda bulunup seilmi halk dier tm
halklardan ayrp o halkn dierlerinden stn olduunu ta en batan be
lirlemilerdi. Byle bir tasavvur erevesinde, Yahudilerin seilmilik iddia
s pan-hareketlerin seilmilik iddiasyla atma iine girer, zira ancak bir
tane "hakiki" seilmi halk olabilir. "Yahudileri rksal ideolojilerin... merke
zine ... her eyden ok ekmi olan ey" diye yazar Arendt, "pan-hareketlerin
seilmilik iddiasnn sadece Yahudilerin iddiasyla ciddi bir ekilde ata
bilecek... olmasyd."48
Bir kez yerleik hale geldikleri anda, bu atan seilmilik iddialar Yahu
dilerin "Yahudi olmayanlarn trnaklarn kazya kazya sfrdan ina etmek
zorunda olduu eyi... miras alm olan ansl rakipler" olarak grlmesine
ve bylece, pan-hareketlerin nezdinde, haset ve hnla ve Yahudilerin gerek
ten de "gerek" seilmi halk olabileceine dair duyulan korkuyla ekillen
mi bir Antisemitizmin domasna yol amt.49 Slavlarn/Almanlarn, yani
iyi rkn hayat ile Yahudilerin, yani kt rkn lm arasnda pozitif bir
ilikinin kurulmasn kolaylatran ey pan-hareketler ile Yahudiler arasn
da var olduu dnlen temel atma noktasna ynelik bu algdr: Eer
Slavlar/Almanlar gerek seilmi halk olarak serpilecekse, seilmi olmaya
dair hayata geirilebilir iddias olduunu algladklar dier tek grubun is
ter istemez yok edilmesi gerekecektir. Nitekim, herhangi bir "aa" halkn
insanl pan-hareketlerin kabile milliyetiliince tartma konusu edilirken
(Arendt yle yazar: "Eer birey kendi deerini yalnzca bir Alman ya da bir
Rus olarak domasna borluysa") Yahudilerin insanl ise en ereti olan
haline getirilir.50
48 Age., s. 240.
49 Age., s. 241. Ayrca bkz. s. 242: "Irklarn Yahudilere duyduu nefret Tanr'nn semi oldu
unun, takdiri ilahi tarafndan baarnn bahedildii grubunun kendileri deil de Yahu
dilerin olabilecei yolundaki batl bir endieden kaynaklanyordu."
50 Age., s. 235 (vurgu benim).

Cogito, say: 70-71, 2012

Modernlie Kar Durmak: Irk ve Irklk Konulannda Foucault ve Arendt

Arendt'in analizi Pan-Almancln, yani Nazizmin varln en ok bor


lu olduu hareketin de baz nemli biyoiktidar unsurlar ierdiini gste
rir. Bu hareketler genel olarak nfuslarla, yani, yeleri tek tek eitli corafi
alanlara dalm olan bir halkn belirlenmesi ve oluturulmasyla ilgilidir.
Kabile milliyetilii balamnda, bu tr belirlemeler ve oluturmalar meta
fizik bir mahiyet tar: Pan-hareketler, mensuplar corafi adan ortak bir
alanda yayor olsun ya da olmasn bir halkn halk olduunu ileri srdkleri
lde, fiilen Slavlar ya da Almanlar bir araya getirmeye almamlard.
Bununla beraber, seilmilik fikri, sz konusu halk grnmez ama dei
mez bir ba ile birbirine balanm ve ancak kendine gvenebilen, kendine
zg bir halk olarak tespit etmek suretiyle, szmona bu seilmi halklarn
yaltlmln artrr ve bylece, corafi adan ayn blgede toplanmak
zorunda olmasalar bile, belki de ayn blgeye toplanmalar gerektii, hatta
byle olmasnn kendilerine nceden nasip edilmi olma olasln devreye
sokar. Kabile milliyetilii, seilmilik fikri sayesinde, bir yandan seilmi
ya da stn halkn yelerini bir araya getirmek ve korumak bir yandan da
"seilmemi" ya da aa halklar dlamak iin nfusa mdahale etme bii
minde nfus idaresini devreye sokar.
Dahas, kabile milliyetilii, stn halklar ile aa halklar belirlemek
suretiyle, ilevi bu ayrm muhafaza etmek olan dzenleyici tekniklerin geli
imine kaplar aar. Kabile milliyetilii stnl ikin, deimez bir ni
telie balad lde, aaln nfusun geneline temel bir tehdit tekil
eden bir ey olarak sunulduu bir erevede, stnlk ile aaln doal bir
ey olarak grlmesini kolaylatrr ve bu tehdidin bertaraf edilmesini hakl
karacak bir ey olarak rkla giden yolun talarn der. En nihayetin
de, Pan-Almanclk ne bir resmi devlet politikas ne de siyasi adan hayli
ikna edici olsa da, Nazilerin hkmet politikalarn ekillendirmede fayda
lanabildikleri fikirler ve ideolojiler sunmutu. Arendt yle yazar: "Irkln
hiyerari ilkesinin nasl kullanlacan, 'en iyi'yi laykyla rgtlemek zere
bir 'en kt'nn var olduu eklindeki Yahudi dman iddiadan nasl fay
dalanlacan... her halkn, tabii zorunlu olarak Yahudileri hari tutmak
artyla, dier halklar kendinden daha da kt bir halk olarak grebilmesini
salayacak ekilde, pan-hareketlerin stnlk kompleksini nasl genelleti
receini bilen ... kii elbette Hitler olmutu."51
51 Age., s. 241.

Cogito, say: 70-71, 2012

151

152 Dianna Taylar

Kta emperyalizmi Nazizmin altyapsn etkili bir ekilde demi olsa


da, Arendt'in modern rkln geliiminde kilit bir ilevi olduunu dn
d bir unsuru salamada baarsz olmutu: Mutlak bir tekinin mevcudi
yeti. Bu ii denizar emperyalizm yapmt. Yukarda anlattm gibi, pan
hareketler nfusa stn gruplar ile aa gruplar birbirinden ayracak ve
stn grubun hayatn aa grubun/gruplarn lmne balayacak ekilde
mdahale etmiti. Aalklarna ramen, sz konusu grup ya da gruplar
yine de bir btn olarak insanln bir paras olarak grlyordu, halbuki
Afrikallarn, Avrupal bir bak asndan bakldnda, hibir insanlklar
yoktu.52 Arendt'e gre, Afrika'nn smrgeletirilmesine kadar, Avrupallar
ile Afrikallar arasndaki karlamalar Avrupa toplumlarnn yesi olan,
esas itibariyle marjinal, birka kii tarafndan bireysel bir dzlemde ya
anmt ve dolaysyla "sonulardan yoksundu". 53 "Afrika iin kapma"nn
balamasyla birlikteyse, bu tr karlamalar artk biri dierini fethetmeyi
aklna koymu iki kta arasnda yaanyordu.54 Adna layk rklk ite bu
emperyalist balamda geliebilmiti, nk Afrikallar tenlerinin renginden
deil Avrupal emperyalistlerin onlar tamamen ilkel olarak grmesinden
tr mutlak tekiler olarak konumlandrlmt. Arendt bu emperyalist
adan bakldnda, Afrikallarn "insani bir dnya, insani bir gereklik ya
ratm" olan farkl halklar olarak deil de tamamen "doann bir paras"
olarak grndn yazar.55 Avrupallarn gznde, bir baka deyile, ger
eklie sahip olan ey Afrikallarn kendileri deil bizatihi doayd: "[Afri
kallar] gerek olmayan, heyulalar andran fantomlar olarak grnyordu.
Onlar... insana zg olan nitelikten yoksun 'doal' insanlard; bylece, Avru
pal adamlar onlar katlettiinde bir cinayet ilemi olduklarnn farkna bir
ekilde varmam oluyorlard."56
52 Arendt'in Afrika ve Afrikallar hakkndaki tasvirlerinin bal bana rk olup olmad
meselesi baz akademisyenlerce ele alnmtr. rnein, bkz. Anne Norton, "Heart of
Darkness: Africa and African Americans in the Writings of Hannah Arendt"; George Kateb,
Hannah Arendt: Politics, Conscience, Evil, s. 61-63; ve Margaret Canovan, Hannah Arendt: A
Reinterpretation of Her Political Thought, s. 36-43. Kendi analizimle iaret ettiim gibi, ben
ahsen Arendt'in kendi metninin bu ksmnda Avrupal emperyalistlerin bak asn tasvir
edip eletirdiini dnyorum. Devamnda knayaca rkla (Avrupal Yahudilerin yok
edilmesine) dair zgl bir izahat gelitirmek iin, rk ve dolaysyla ahlaken ayplanmay
hak eden eyler olarak alglamad olaylar kullanacak olmas bana hi anlam ifade
etmiyor.
53 Arendt, The Origins ofTotalitarianism, s. 191.

54Age.

55 Age., s. 192.

56Age.

Cogito, say: 70-71, 2012

Modernlie Kar Dunnak: Irk ve Irklk Konulannda Foucault ve Arendt

ldrme gibi gzkmeyen bu ldrmeyi hakllatran rklk, Arendt'e


gre, kendisinden nce var olan rk-dn bile olmadan gelimiti. Ama
rk-dn var olduu srece, "rkla gl bir ekilde yardmc olduu
ortaya kmt."57 Irk-dn hazr, gya bilimsel bir rk sylemi sala
n t Avrupallara; bu syleme bavurup onu gelitirmek suretiyle, Afrikal
lar insan-d varlklar olarak grp gerek onlar kendilerine tabi klmala
n n ve yok etmelerini gerekse de Afrika ktasn smrgeletirmelerini me
rulatrabilirlerdi. 58
Nitekim, Arendt bizatihi rkln Avrupa ile birlikte gelimesinin bir
tr "bumerang etkisi"ni gerektirdiini ne srer: Irklk bir Avrupa ba
lamna sokulur sokulmaz dnme tabi tutulmu ve bylece farkl lke
lerdeki halklara deil bizatihi Avrupa nfusunun iindeki kesimlere tatbik
edilmiti. Arendt'in rklk analizi Nazi Almanyas gibi modern bir Avrupal
biyopolitik rejimin ldrme gcn aa karmasnn en etkili yolunun,
devletin ldrmesi ancak toplumun genel olarak korunmas uruna hakl
latrlabilecei lde, belirli bir grubu ya da gruplar insanlndan, insan
I klarndan mahrum etmek deil, kendi nfusuna mdahale edip (btny
le) insan olmayan ya da hi yle olmam varlklar olarak grlen aa bir
insan grubu ya da gruplar yaratmak olduunu ima eder. Kardaki tarafn
bu ekilde insanlktan yoksun olduunu saptamak aa grubun toplumun
hayatta kalmas iin ldrlmesi zorunlu olan biyolojik bir tehdit olarak res
medilmesini byk lde kolaylatrr. 59
Nazilerin yapt ey elbette tam da buydu. Polonyallar, Romanlar ve
zellikle de Yahudiler gibi gruplar bilhassa biyolojik bir erevede mutlak
tekiler olarak sunulmutu; aa alt-rklar olarak tanmlanmlard, oysa ki
bizatihi Almanlar deil de Aryanlar stn "efendi" rk olarak sunulmutu.60
Bu ortamda, aa gruplarn lm bu "efendi" rkn hayatna balanmt
57 Age., s. 184.
58 Age., s. 183-84.
59 dam cezas rneinin gsterdii gibi, aslndan nfusun bir paras olan bir grubun baa
ryla bir canavar, insanlk iin tiksinilesi bir ey gibi sunulmas devletin cezadan muaf ola
rak o grubu fiziksel adan yok etmeye girimesine olanak tanr, zira canavarlar ldrmek
tam anlamyla ldrmek gibi grnmez.
60 Nazilerin Volksgemeinschaft mefhumunda tezahr eden, Alman halk ile dier halklar ara
sndaki Pan-Almanc ayrmn ilk bata muhafaza edilmesini, ama daha sonra Alman "rk"
iinde baka ayrmlar yaplmasn, zellikle de Aryanlarn mutlak olarak stn olduklar
nn ileri srlmesi ve savan son gnlerinde hem Alman ordusunun hem de Alman hal
knn feda edilmesinin hakllatrlmasn tartr. Bkz. The Origins of Totalitarianism'in
"Totaliter Hareket" balkl 11. blm, zellikle de, s. 360-61.

Cogito, say: 70-71, 2012

153

154 Dianna Taylar

ve ldrme, rksallatrlm bir devleti, nc Reich' koruma uruna tas


dik edilmiti. Arendt Totalitarizmin Kaynaklar'nda nfusa Yahudileri nihai
alt-insanlar olarak tasavvur edip onlarn yok edilmelerini Aryan rknn ve
Reich'n hayatiyetine ve uzun sre yaamasna balayacak ekilde mdahale
eden Nazi tekniini anlatr. Bu teknikler unlardan oluur: Antisemitik
ideolojinin gelitirilmesi, propaganda yoluyla bu ideolojinin yaylmas ve yine
bu ideolojiyi gerekletirip dayatmak zere terre bavurulmas. Bu tek
nik, hi de artc olmayan bir ekilde, yle bir ilemiti ki ya bilime (ideoloji
ve propaganda) ya da doann yasalarna (terre) bavurmak suretiyle Yahu
dilerin ikin olarak aa bir grup olduunu fikrini pekitirmiti.
"Modern terrn esas kurbanlar haline gelmeden evvel" diye yazar
Arendt, Yahudiler "Nazi ideolojinin merkezinde bulunuyordu.'>6 1 Nazilerin
herhangi bir grubu hedef alabilecei fikrini reddeden Arendt ("insanlar ikna
etmesi ve harekete geirmesi gereken bir ideoloji kurbann keyfi bir ekilde
seemez") Yahudilerin Nazi basks iin uygun bir nesne saladklarn ne
srer. Ona gre bunun sebebi Yahudilerin tarih boyunca iktidarl konum
lardan karlp zulme uramalar deildir; bilakis, kendine zgl dsal
bir ekilde kendi eylemleriyle deil, isel bir ekilde, "kendi zgl davran
larndan bamsz bir ortak nitelik"le tanmlanan kendine zg bir grup
olarak zaten oktan belirlenmi olmalaryd. 62 Arendt'e gre Yahudiler ken
dilerini bu ekilde ayrmt. Kendilerini alglanan dinsel ve siyasal ihlaller
temelinde tabi bir konuma yerletiren on dokuzuncu yzyl Antisemitizmine
kar bir ara yol olarak, doutan gelen "psikolojik bir nitelik" olarak "Ya
hudilik" erevesinde tanmlamaya balamlard. Bir tr z-kimlik olarak
"Musevilik"ten "Yahudilik"e doru yaanan bu hareket, amelleri karaktere
bal klmak suretiyle, Yahudilerin on dokuzuncu yzyl Avrupa toplumu
na kendilerini uyarlamasn kolaylatrmt. Fakat Arendt bu dnmn,
biyolojide temellendirilen yirminci yzyl rklnn ortaya kmasyla bir
likte, lmcl olduunun anlaldn ileri srer. "[Bir] sua" der Arendt,
"cezayla karlk verilir; bir ktlk ancak yok edilebilir.'>63
Arendt'e gre, tm ideolojiler ("izm"ler) "bilimsel nitelikleriyle tannr". 64
Nazi ideolojisi Yahudilik fikrini muhafaza etmiti, ama onu karaktere, psi61 Arendt, The Origins ofTotalitarianism, s. 6-7.
62 Age., s. 7, 6.
63 Age., s. 87.
64 Age., s. 468.

Cogito, say: 70-71, 2012

Modernlie Kar Durmak: Irk ve Irklk Konulannda Foucault ve Arendt

kolojiye ya da (rnein, pan-hareketlerin yapm olduu gibi) elle tutulmaz


lir tr "nitelik"e atfetmek yerine, eitli ekillerde bilime bavurarak bi
.volojiye yani "kan"a balamlard. Modern toplumlarda bilim bir hakikat
kayna olarak ayrcalkl olduu iin, bu tr bavurular Nazi ideolojisine
,; ve meru bir grnm kazandrmt. Bu g ve grnrdeki bu me
ru iyet bizatihi ideolojinin doasyla pekitirilmiti. Tm ideolojiler, tm de
cyimlerden bamsz olarak, btnselletirir ve mantksallk (salt biimsel
tutarllk arayndaki bir akl yrtme yntemi) yoluyla dnyaya tutarllk
dayatr. deolojilerin amac aklamak olmad iin ve ideolojiler gereklikle
temellenmemi ve dolaysyla gereklikle snrlanmam olduu iin, bir da
yanak kurup "her eyi ondan karsayabilir.''65 Nazilerin, alt-insanlar olarak
Yahudilerin Reich'a bertaraf edilmesi gereken biyolojik bir tehdit tekil ettii
yolundaki iddias kendi iinde tutarl olsa yeterdi o yzden. Bu tutarllk,
bilimci propagandalarda ve bunlardan el alan Nazi eylemlerinde devaml
olarak yeniden ifade edilerek kolayca kurulabilirdi. Byle bir balamda, diye
yazar Arendt, uygun olmayan/ie yaramayan rklarn ldrlmesinin zorun
lu olduunu alglamayan herkes "akas ya aptal ya da korkakt.''66
Yukarda belirtildii gibi, Nazilerin Antisemitik ideolojiyi yeniden ifade
edip yaymada propaganda kilit bir arat. Arendt totaliter hareketlerin pro
paganday totaliter olmayan dnya tarafndan tketilmesi iin rettiini,
totaliter olmayan i unsurlarn da bu propagandaya dahil edildiini ne
srer. 67 Arendt'e gre, totaliter propaganda bile en azndan biraz incelik
I idir ve esas olarak "dolayl, rtl ve tehdit edici imalar" yoluyla iler. 68
Nazi propagandasnda insanlar "doann ve hayatn edebi yasalarna kart
bir ekilde yaamann" ( yani, Nazi ideolojisinde ne srlen eylerin rksal
dzenine kart bir ekilde yaamann) "kanlarnn onarlmaz ve esraren
giz bir ekilde bozulmasna" yol aaca yolunda dehetli tahminlerle tehdit
cdiliyordu. 69 Bu "kehanette bulunan bilimsellik dili" 70 Nazi propaganda
sn kanlmazlk ve "amazlk" 71 kisvesine brndrmt. Yahudilerin
aalna ynelik iddialar biyoloji ve genetik bilimlerine bavurularak te65 Age., s. 471.
66 Age., s. 472.
67 Age., s. 342.
68 Age., s. 345.
69 Age.

70 Age.,

s.

350.

71 Age., s. 349.

Cogito, say: 70-71, 2012

155

156 Dianna Taylar

mellendiriliyor, bu bilimlerse "Yahudi sorunu" kontrol altna alnmad


takdirde Aryan kannn bozulacana dair iddialara balanyordu; sonuta,
"Nazi Almanyas'nda, sadece ve sadece rk kkeninin nemli olduu, bir kariyerin bir 'Aryan' fizyonomisine ... ve kiinin Yahudi byk ebeveynlerinin
saysna bal yemek miktarna ... dayal olduu bir zamanda, rkln ve
Antisemitizmin geerliliini sorgulamak dnyann mevcudiyetini sorgula
mak gibi bir eydi."72
Totalitarizmin ykseliini, srasyla, nfusu "boyunduruk altna almak"
ve bir tr merulatrma olarak ilev grmek suretiyle kolaylatran propa
ganda ve bilime yaplan bavurular, totaliter bir rejim iktidar geldii anda
braklr. Propagandann yerini terr, bilimin yerini ise szmona "doa ya
salar" alr. Hatta totaliter terrn esas hedefi, bir totaliter rejimi harekete
geiren ey nasl bir "hareket yasas" olursa olsun, [doann ya da tarihin
gcnn] dizginlerinden boanp "insanlk iinde serbeste hzla akma
sn salar."73 deoloji ve propaganday tartrken gsterdiim gibi, Nazi
Almanyas'nda doa yasalarnn merkezi bir nemi vard. Nazi terr, Nazi
ideolojisinde ifade edilen "doal" eyler dzeninin ileriye dnk hareketi hz
landrmay ve bylece Reich'n devamn salama almay hedefler. Bu hede
fe ulamak dorultusunda, terr, sz konusu harekete mani olabilecek her
trl eyi "hareketsiz klar". Arendt'e gre, insanlarn kendiliinden eyleme
gemeye dnk ikin bir yetisi olduu lde, ya (bir btn olarak Alman
nfusu iin geerli olduu gibi) srekli olarak dorudan ldrlme tehdidi
ne maruz braklarak ya da (alt-rklar iin geerli olduu gibi) fiilen ldr
lerek etkili bir ekilde hareketsiz klnyordu.
Terr alt-rklar dorudan etkiler. Doa yasalarnn ileriye dnk hareke
tine burunlarn soktuklar takdirde ldrlmeyle tehdit edilmezler sadece;
ldrlmeleri iin herhangi bir ey yapmalarna da gerek yoktur aslnda.
Alt-rklar hareket yasalaryla silinip sprlen eylerin ta kendisidir. Ha
reketsiz klnmalar son derece nemlidir; zira, biyolojik adan aa ol
duklar iin, srf mevcut olmalar bile Nazilerin tasavvur ettii haliyle doa
yasalarnn serbest hareketine en byk tehdidi tekil eder. "Terr", diye
yazar Arendt, "tr uruna bireyleri tasfiye eder, 'btn' uruna 'paralar'
feda eder." 74
72 Age., s. 363.
73 Age., s. 465.
74 Age.

Cogito, say: 70-71, 2012

Modernlie Kar Durmak: Irk ve Irklk Konulannda Foucault ve Arendt

Nihai alt-rk olarak Yahudilerin "tasfiyesi" hayati bir meseledir. Ktl


:lin Sradanl'nda Arendt, rklkla hakllatrlan ve Aryan rkn oalt
a ve Reich' koruma adna icra edilen Nazi nfus politikasnn bu tasfiye
yi drt geni aamada yerine getirdiini gsterir.75 1933 ila 1938 arasnda
Yahudiler gnlllk temelinde g etmeye "tevik edilmiti." Arendt, Na
.i !erin, zaten yurttalklarndan mahrum edilmi durumdaki Yahudileri
\vrupa' dan karp Filistin'e gndermek zere Siyonistlerle ibirlii yapt1,tn gsterir. 1938'in mart ayndaki Anschluss* ile 1939 sonbaharnda Po
lonya ve ekoslavakya'nn igal edilmesi arasndaki zaman zarfnda, "zor
yoluyla g" (ki Arendt bunun aslnda dpedz ihra etme olduunu ileri
srer) uygulamaya konmutu. 1939 sonbahar ile 1941 yaznda Rusya'nn
igal edilmesi arasndaki zamandaysa Yahudiler gettolara "toplanmt".
Bu aamann her biri dolayl ldrmedir. Yahudiler evlerinden, mlkle
rinden, paralarndan, haklarndan yoksun braklm ve doru dzgn g
dalarn, barnma olanaklarnn, shhi temizliin ve tbbi bakmn olmad
koullarda kendi balarnn aresine bakmak zere bir balarna brakl
lard.76 Rusya'nn igalinden sonra, Nazi nfus politikasnda dolayl l
drmeden dorudan ldrmeye geilmiti. Arendt'in belirttii gibi, '"siyasi
,;zmler'in zaman gemi ve 'fiziksel zm' (yani, 'Nihai zm') a
halamt."77
Arendt'in tasvir ettii gibi, biyoiktidarn kilit unsurlar -toplumu koru
mu uruna nfus idare teknikleriyle icra edilen, rk devlet eliyle ldr
ne- Nazizme damgasn vurur. Arendt' in Nazizmi totaliter bir rejim olarak
deerlendirdii analizinde Nazilerin aa/kt gruplar ile stn/iyi grup
lar belirleyip birbirinden ayrmak, aa gruplar bir btn olarak topluma
belirgin bir ekilde biyolojik bir tehdit olarak resmetmek ve stn grubun
75 Gnmzde uzmanlar Nihai zm'n ne zaman balam olduunu belirleme noktasn
da uzlamazla der. Bu konuda benimsenen gr, Nihai zm'n Hitler tarafndan
tepeden yaplan bir talimatn sonucu (niyeti nerme) ya da Nihai zm'n daha ziyade
Nazilerin genel nfus idaresi politikasnn bir uzants (ilevci nerme) olarak grlp g
rlmediinin bir sonucudur ksmen. Arendt'in, (1939'dan nceki) genel Nazi nfusu politi
kas, yok etmeyi amalayan Nazi nfus politikas (1939-41) ile (194l'in yaznda hazrlklar
balatlan ve ayn yln sonbaharnda uygulamaya konulan) Nihai zm arasnda bir ay
rm yapt Ktln Sradanl'nda ana hatlaryla ortaya koyduu gryse niyetilerin
gryle uyumludur.
76 Arendt, The Origins of Totalitarianism, s. 95.
* Almanca: Balant; ilhak. zel olarak, Almanya'nn 12-13 Mart 1938'de Avusturya'y kendi
ne katmasn ifade eder ( .n.).
77 Age., s. 82 .

Cogito,

say: 70-71, 2012

157

158 Dianna Taylar

hayatn aa gruplarn lmne balamak amacyla idare teknikleriyle


nfusa mdahale ettii ortaya konulur. Dahas, Arendt'in Nazi nfus po
litikasna ilikin analizinde, genel olarak yok etmeyi, daha zel olaraksa
Nihai zm' hedefleyen Nazi politikasnda icra edildikleri haliyle dolayl
ve dorudan ldrmenin motivasyonunu ve meruluunu rkln sala
d gsterilir. Modern rklk konusunda Arendt'in eseri ile Foucault'nun
eserinin bu ekilde birbirine yaknlamas onlarn modernlie ynelik or
tak kar tavrlarnn tespit edilmesini kolaylatrr. ki dnrn de Nazi
rkln modernliin muteber niteliklerinin bir tezahr olarak deerlen
dirdiini, yaptklar analizlerle her ikisinin de rkl -rk temelinde i
kin bir ekilde aa telakki edilen gruplarn zgrln ihlal ya da inkar
ettii lde- bir zarar addettiklerini ortaya koyduklarn grmtk. Nazi
ynetiminde, bu tr gruplarn nezdindeki hakim baskn koullar zorunlu
koullard, onlarn iinde bulunduu koullara dair eletirel analizlere ya
hapis ya da lmle karlk veriliyordu ve alternatif varolu tarzlar gelitir
mek imkanszd. te yandan, Arendt ile Foucault'nun eseri, modernliin
medeniletirme grn tatbik etmenin byle bir balamda olup bitenleri
yeterince anlamlandrmada nasl baarszla uradn ve zararn kal
clatrlmasn nasl kolaylatrdn gzler nne serer. Eer genel olarak
rklk ve daha zel olarak Nazizm, rasyonellikte akl daha dikkatle -me
sela, nfusu daha verimli ve zenli bir ekilde idare edip koruyabilecek bir
devletin olumas iin alarak- kullanmak suretiyle giderilebilecek kusur
larn ortaya k olarak grlrse, hem rklk ve Nazizmin fenalnn
mahiyeti yanl kavranm olur, hem de (bu yanl kavramann bir sonucu
olarak) rkla kar kmak iin gerekli etkili yollarn gelitirilmesinin
nne geilmi olur.
Burada yaptm analizle, Foucault ile Arendt'in modernlii "iyi ile k
ty tuhaf bir ekilde i ie geirmi" bir ey olarak deerlendirdiklerini ve
dolaysyla, iki dnrn de birbirine kart ve ayrk kutuplar olarak "iyi"
ve "kt"ye dair medenileme grn reddettiini gsterdim. 78 Bu reddiye
nemlidir, zira tasavvur ettikleri haliyle zgrlk pratiinin ilk vehesini,
yani hakim koullarn zorunlu koullar olmad nermesini yanstr. Ay
rk ve kart olarak tasavvur edilmi olan eylerin arasndaki balantyla
yzlemek dnyann karmakln aa karan kesinlikte bir kayb bera78 Age., s. viii.

Cogito, say: 70-71, 2012

Modernlie Kar Durmak: Irk ve Irklk Konulannda Foucault ve Arendt

berinde getirir ve dolaysyla dnyann tam da bu karmakl iinde eleti


rel bir analize tabi tutulmasn gerektirir. Foucault, "Aydnlanma'nn antaj"
adn verdii eye ynelttii eletirisinde, insanlarn ya birini ya da dierini
semeye zorland iki ayrk, birbirini dlayan seenek paradigmasnn,
ad stnde sadece bir paradigma olduunu ve insanlarn bunu kabul etmek
zorunda olmadn ileri srer. Hatta, bu paradigmann eletiri szgecinden
geirilmeden kabul edilmesi sz konusu paradigmann normalletirici ni
teliine katkda bulunduu lde, bunun kaybedilmesinin " dzensizlik ve
zorunsuzluk"u iaret ettiini dnmek, Foucault'ya gre, potansiyel olarak
zararl bir hatadr.79 Ona gre bu kayp daha ziyade, insanlara eletirel ve
"farkl bir ekilde" dnme vesilesi sunar.80 yle der Foucault: "Bize ta
rihsel snrlarmz oluturabilecek eyler hakknda eksiksiz ve kesin bilgiler
kazandrabilecek bir bak asna ulama umudundan vazgemek zorunda
olduumuz ... ve nitekim, daima yeniden balama konumunda olduumuz
dorudur."81 Ama Foucault'nun gznde bu konum dnyayla tahakkme
kar ara yollar bulacak ve yeni, potansiyel olarak zgrletirici dnme
ve var olma tarzlarn pratie dkecek tarzlarda eletirel bir ekilde iliki
kurma ve kendi deyiiyle, kendi pratiklerimizi "deiimin mmkn ve arzu
edilir olduu noktalar kavramak ve bu deiimin brnmesi gereken kesin
biimi saptamak iin ... gncel gerekliin snavndan geirme yetisini" yan
str.82 te zgrln nc ve son vehesi de udur: Baka dnme ve
var olma tarzlarnn mmkn olduu fikri.
Bir yandan "gemite iyi olmu olan alp onu mirasmz olarak adlan
drmaya, kt olan atp zamann unutua gmecei l bir yk olarak d
nmeye gcmzn yetmeyeceini", dier yandansa "imdiki ann kasvetli
gerekliinden hala el dememi bir gemi bulmak zere nostaljiye ya da
daha iyi bir gelecein umulan unutuuna kamaya ynelik tm abalarn
nafile olduunu"83 ortaya koyan Arendt'in Nazizm analizi de bu kar tavr
yanstr. Arendt kendi zamannn gerekliiyle yzleir, ei benzeri grl
medik dehet karsnda bile yapar bunu; zira iinde bulunduu deheten
giz gerekliklerle gerekten de apak bir ekilde yzlemek gerekiyordur.
Haklarn yadsnmasnn, yurttaln tannmamasnn, evlere ve mlklere
79 Foucault, "What is Enlightenment?", s. 47.
80 Foucault, The Use of Pleasure: The History of Sexuality, 2. Cilt, Giri yazs, s. 8.
81 Foucault, "What is Enlightenment?", s. 47.
82 Agy., s. 46.
83 Arendt, The Origins of Totalitarianism'in ilk basksna nsz, s. ix.

Cogito, say: 70-71, 2012

159

160 Dianna Taylar

el konmasnn, mahkeme karar olmakszn alkoymann, hastalk ve alkla


sonulanan en berbat trden insani mahrumiyetin ve en nihayetinde yok
etmenin aslnda bir hkmet tarafndan hayat koruma ve yayma uruna
hakl karlp icra edilebileceini gsterir. Ayn zamanda, ykm ile ilerle
me arasnda bir balant olduunu ve dolaysyla ykmn ilerlemeyi alt et
mediini yeniden ileri sren Arendt emperyalist bask olmasa uluslararas
balantlarn belki de kurulamayacan, burjuvazinin iktidar itkisi olmasa,
"belki de insann kuvvetinin nerelere uzandnn kefedilemeyeceini" ve
totalitarizm olmasa ne "zamanmzn asli belirsizliklerinin" ne de ktl
n doasnn insanln sorgulanmasn salayacak ekillerde aka orta
ya km olacan iddia eder. 84
Arendt ve Foucault, ya gemie ya da gelecee doru geri ekilme ihti
maliyle birleen, belirsiz ve karmak bir imdiki zaman tablosu sunar. Ama
hibiri, varoluumuzu anlamlandrabilmek iin basite ele alnabilecek,
Foucault'nun "deiim reeteleri" ve Arendt'in "trabzanlar" adn verdii,
hazr kalp kavramlar, kategoriler ve ilkeler nermez. Kendi tasavvur etti
im haliyle, karmakla ynelik bu kar tavr ve byle bir karmaklk
karsnda kolayc cevaplara geri dnmenin reddedilmesi, onlarn eserle
rini gnmz balamnda geerli klan eyin ta kendisidir. Totalitarizmin
Kaynaklar'nn son blmnde Arendt yle der: "Zamanmzn esas m
kl hallerinin sahici biimine... ancak totalitarizm gemie dair bir ey
olduunda... brnmesi pekala mmkndr"85 ve Foucault 1976 ylnda
College de France'da verdii dersin son konumasnda "egemenin ldrme
hakkyla biyosiyasetin mekanizmalar arasndaki etkileimin" "tm modern
Devletler'in" "ileyiine kazl" olup olmadn, kazlysa bunun ne lde
byle olduunu sorguluyordu. 86
Gnmzdeki bat toplumlarnn iinde bulunduu mkl hal, ki rk
ln daha sinsi ama bir o kadar (hatta baz alardan daha) zararl canla
nlar bu hallere dahildir, bu iki dnrn "modern ilerleme"nin ykc po
tansiyeline ilikin kayglarnn hala deerlendirilmeyi beklediini gsterir.
Foucault ile Arendt, olaylar tm o karmaklklar iinde irdelemek suretiy
le, tehlikelerle dolu bir modern manzarada zararn daha da artmasna yol
amayacak ekillerde dnp davranmaya alan kiiler iin zorlu sorular
84Age.

85 Arendt, The Origins of Totalitarianism, s. 460.


86 Foucault, Society Must be Defended, s. 260-61.

Cogito, say: 70-71, 2012

Modernlie Kar Dunnak: Irk ve Irklk Konulannda Foucault ve Arendt

ortaya koyar. Gelgelelim, iki dnr de belirsiz ve tahmin edilemez bir man
zarann ancak olaylarla tm o karmaklklar iinde yzlemek sayesinde
mzakere edilebilecei kansndadr. kisinin de aka ortaya koyduu gibi,
iinde bulunduumuz zamann mkl halleriyle hesaplama snavnda s
rekli olarak kalmak, onlarn en harap edici tezahrleriyle, ancak onlara dair
bir eyler yapmak iin artk ne yazk ki ok ge olduu bir zamanda yz yze
geleceimiz anlamna gelebilir.
ngilizceden eviren: Erkal nal

Kaynaka

Arendt, "What is Freedom?", Beyond Past and Future: Eight Exercises in Political
Thought, New York: Penguin, 2006. [Trkesi: Gemile Gelecek Arasnda: Siyasi
Dnce Konulu Alt Deneme, ev. Bahadr Sina ener, stanbul: letiim, 1996].
_______________, The Origins of Totalitarianism, [Trkesi: Totalitarizmin Kaynak
lar I: Antisemitizm, ev. Bahadr Sina ener, stanbul: letiim, 1997 ve Totalita
rizmin Kaynaklan il: Emperyalizm, ev. Bahadr Sina ener, stanbul: letiim,
1998]
Bauman, Zygmunt, Modernity and the Holocaust, Ithaca, NY: Cornell UP, 1989, [Trk
esi: Modernite ve Holocaust, ev. Sha Sertabibolu, stanbul: Versus, 2007].
Bernasconi, Robert, "Who Invented the Concept of Race? Kant's Role in the En
lightenment Construction of Race", Race, Haz. Robert Bernasconi, Maiden, MA:
Blackwell, 2001 [Trkesi: Irk Kavramn Kim cat Etti?, ev. Zeynep Direk, smail
Esiner, Tend Meri ve Nazl kten, stanbul: Metis, 2000].
Canovan, Margaret, Hannah Arendt: A Reinterpretation of Her Political Thought, New
York: Cambridge UP, 1992.
Evans, The Coming of the Third Reich, New York: Penguin, 2003.
Foucault, Michel, "Governmentality", The Foucault Effect: Studies in Governmenta
lity, Haz. Graham Burchell, Colin Gordon ve Peter Miller, Chicago: Univ. of Chica
go Press, 1991 iinde, s. 87-104. [Trkesi: "Ynetimsellik", ev. Osman Aknhay
ve Ferda Keskin, Entelektelin Siyasi levi (Seme Yazlar 1), Haz. Ferda Keskin,
stanbul: Ayrnt, 2000 iinde s. 264-287]
________________, "What is Enlightenment?", Foucault Reader, Haz. Paul Rabinow,
New York: Pantheon, 1980). [Trkesi: "Aydnlanma Nedir?", ev. Osman Akm
hay, zne ve iktidar (Seme Yazlar 2), Haz. Ferda Keskin, stanbul: Ayrnt, 2000
iinde, s. 173 -192]
____________, Society Must be Defended: Lectures at the College de France, 1975-76,
Haz. Mauro Bertani ve Alessandro Fortana, ev. David Macey, New York: Pica
dor, 2003 [Trkesi: Toplumu Savunmak Gerekir, ev. ehsuvar Akta, stanbul:
Yap Kredi, 2002].
Cogito, say: 70-71, 2012

161

162 Dianna Taylar

______________, The History of Sexuality, C. 1, ng. ev. Robert Hurley, New York:
Vintage, 1990, [Trkesi: Cinselliin Tarihi, ev. Hlya Uur Tanrver, stanbul:
Ayrnt, 2010]
----------------- The Use of Pleasure: The History of Sexuality, C. 2, ev. R. Hur
ley, New York: Vintage, 1990.
Fredrickson, George M., Racism: A Short History, Princeton, NJ: Princeton UP, 2002.
Galton, Francis, "Eugenics: Its Definition, Scope and Aims", The idea of Race, Haz.
Robert Bernasconi ve Tommy Lott, Indianapolis: Hackett, 2000 iinde, s. 79-83.
Gould, Stephen Jay, The Mismeasure of Man, New York: Norton, 1996.
----------------- "Carrie Buck's Daughter", Natura! History, C. 111, S. 6, s. 12-16.
Kateb, George, Hannah Arendt: Politics, Conscience, Evi!, Totowa, NJ: Rowman and
Allanheld, 1983,
Norton, Anne, "Heart of Darkness: Africa and African Americans in the Writings of
Hannah Arendt", Feminist Interpretations of Hannah Arendt, Haz. Bonnie Honig,
University Park, PA: Penn State Press, 1995 iinde, s. 247-61.
Ogletree, Charles J. ve Austin Sarat (ed.), From Lynch Mobs to the Killing State: Race
and the D eath Penalty in America, New York: NYU Press, 2006.

Cogito, say: 70-71, 2012

Devlet iddetinin Ynetimi:


Foucault'da Siyasi ktidarn Ynetimsellik
Olarak Yeniden Ele Alnmas1 1
'

JOHANNA OKSALA

iddetin en tehlikeli yan akli oluudur.** iddetin kendisinin korkun


luu phe gtrmez. Ne var ki iddet en temel dayanak noktasn ve
srekliliini kullanma soktuumuz rasyonel dnme biiminden alr.
Kimileri, aklc bir dnyada yaarsak iddetten kurtulmay becerebilece
imizi iddia ettiler. Bu tamamen yanltr. iddet ve aklsallk birbirleri ile
badamaz deildir. Benim derdim akl yarglamak deil, iddet ile bunca
badaan aklsalln doasn belirlemek. 1

* Bu makale 2007 ylnda Graduate Faculty Philosophy Journal, C. 28, S. 2, s. 53-66' da yaym
lanmtr:
Johanna Oksala, "The Management of State Violence, Foucault's Rethinking of Political
Power as Governmentality", Graduate Faculty Philosophy Journal 28 (2007): 53-66.
** Makalenin orijinalinde geen "rationality" kavramn Trkeye farkl ekillerde evirdim.
Bu kavram Trke felsefe szlklerinde aklclk, aklsallk ve/veya usuluk olarak evril
mitir. Fakat Foucault'nun kullanmnda szck belli bir felsefe geleneine gndermede
bulunmaz, daha ziyade akli, rasyonel, aklsal manasnda kullanlmtr. Bu nedenle de
neredeyse tm Bat felsefe geleneini kapsayan daha genel bir dnce kurma sistemati
ine, akl yrtme, ekliletirme edimine vurgu yapar. Makalenin ilerleyen ksmlarnda
Foucault' da disiplinci iktidarn akl yrtme biimlerine deinen Oksala, gelien belli bir
ceza sistemi mantna iaret ettii iin, bu ksmda "rationality" terimini "mantk" veya
"akl yrtme biimi" olarak evirmeyi uygun buldum. (. n.)
Michel Foucault, "Foucault etudie la raison d'Etat," Dit et ecrits, C. 3, s. 803.
Cogito, say: 70-71, 2012

164 Johanna Oksala

Bu makalede amacm Foucault'nun siyasi iktidar devlet iddeti sorusu


zerinden yeniden ele aln deerlendirmek. Kanaatim, devlet iddetinin
halihazrdaki biimlerini yapc bir biimde eletirmek iin sadece siyasi ik
tidarn ne olduunu yeniden dnmemizin yeterli olmad. Ayn zamanda
politik iddetin de ne olduunu dnmemiz gerekli. iktidar anlaymz
geleneksel formlarla kstladmzda -Foucault'nun terminolojisiyle egeme
nin (sovereign)* ve hukukun (juridical) iktidar formlar- devlet iddeti her
zaman meru bir iddet biimi olarak ortaya kmakta. ete iddeti ya da
terrizmin aksine, devlet iddeti devletin egemenlii ve bu egemenliin arac
olan hukukun stnl (rule of law)** sylemi zerinden merulatrlan
bir iddet biimi oluyor. Benim derdim, bu tip bir geleneksel bak asnn,
-yasa-d deil- yasa-tesi (extra-legal) olarak tarif edebileceimiz devlet
iddeti biimlerini grnmez klmas. Bunlar, politik olarak destekleniyor
- ama seimler ya da hukuksal dzenlemeler ile deil. Yrrlkteki politika
lar, profesyonel ynetim ve uzman bilgisine dayanyorlar. Siyasi iktidar Fou
caultcu bir anlayla yeniden deerlendirmenin, nasl bu tip yasa-tesi iddet
pratiklerini eletirel biimde inceleme imkann sunduunu gstereceim:
grnrde siyasi ve yasal haklardan mahrum grnen yaam ve bedenlerin
aslnda olduka siyasi olduunu gstermek iin.
ilk olarak Foucault'nun iyi bilinen disiplinci iktidar (disciplinary po

wer) fikrini tartacam. kinci ksmda Foucault'nun 1978' de College de


France' da ynetimsellik ( governmentality) zerine verdii derslerde iktidar
anlayn nemli lde revize ettiini ne sreceim.2 Ynetimsellik fik

ri disiplinci iktidarn temel grlerine katkda bulunur ve bunlar devlet


alanna doru geniletir. nc ksmda ada siyasal gereklikten baz
* Oksala'nn metninde "soveeign power" olarak geen, Trkeye "egemenin iktidar" olarak
evirdiim kavram Foucault iin monarik iktidar biimine ve temel belirleyen unsur ola
rak egemen'e yani kral'n iktidar kurma biimine gndermede bulunur. (. n.)
** Metnin orijinalinde geen rule of law terimini Trkeye farkl ekillerde evirmek mm
kn; hukukun stnl, yargsal dzenin hakimiyeti, yasann egemenlii vb. Bu terimi
daha iyi anlamak iin Foucault'nun Naissance de la Biopolitique: Cours au College de France,
1978-1979 (Birth of Biopolitics, Lectures at College de France /978-1979) metninin 21 ubat
1979 tarihli yedinci ders notlarna bakmak gerekir. Foucault burada hukukun stnl
anlaynn hem despotik devlet modeline hem de polis devletine kar ortaya kan bir an
lay olduunu vurgular.
2 Michel Foucault, Security, Territory, Population: Lectures at the College de France, 1977-1978;
bundan byle STP olarak geecektir. Derslerin tamam ngilizceye ancak bu yl evrilmi
olsa da, zellikle siyaset ve sosyal bilimlerde bir ok nemli almaya ilham kayna ol
mutur. Bkz. Thomas Lemke, Bine Kritik der politischen Vernunfi: Foucaults Analyse der mo
dernen Gouvernementalitat; ve Mitchell Dean, Governmentality: Power and Rule in Modern

Society.

Cogito, say: 70-71, 2012

Devlet iddetinin Ynetimi

lirnekleri -hem Judith Butler'n Guantanamo Kamp'na ynelik gl eleti


risini, hem de James Ron'un birinci ntifada srasnda tutuklanan Filistinli
lerin sorgularna ynelik ampirik almasn- ele alacam. Fakat niyetim
devlet iddetinin bu spesifik rneklerine ynelik siyasi bir eletiri gelitirmek
deil. Foucault'nun iktidar yeniden deerlendiriini devlet iddeti meselesi
ne uyarlayarak, aslnda sadece iddetin siyasi eletirilerine ynelik bir n ha
zrlk almas yapmak niyetindeyim. iddetin siyasi eletirilerinin alaca
son ekil gnmzn en byk felsefi ve siyasi zorluklarndan biri olmaya
devam edecektir.
1. Disipline Eden iddet

Foucault, siyasi olann biricikliini tanmlamaya girimektense, aka her


yerdeliini benimsemitir. Ona gre iktidar ilikileri toplumun ilikiler yu
mann tamamnda temellenir ve bu nedenle de iktidar analizi, "siyasi" ku
rumlarn ve pratiklerin almalarna indirgenemez. 3 Foucault'nun egemen
iktidar'a (sovereign power) ynelik iyi bilinen tartmas -siyaset felsefesinde
kraln ban artk kesmemiz gerektii nermesi- nitekim, siyasi gereklikte
var olan egemenlik biimlerini reddetmiyordu. Siyasi kurumlarn snrl ana
lizini brakp, aileler, i yerleri, eitim kurumlar, salk kurumlar -ve bir r
nek model sunmas asndan- hapishaneler gibi toplumun snrlarna nfuz
eden daha geni klcal iktidar alar almasna doru ynelme hareketiydi.4
Foucault'nun hapishane zerine almas, Hapishanenin Douu,* bir
iddet tarihi olarak okunabilir: alma, modern ceza sisteminin devlet des
tekli iddetinin soyktksel bir irdelemesidir. Kitap, suikast Damiens'in**
maruz kald ok edici iddetin grafik tasviri ile alsa da, aslnda disiplinci
iktidarn ortaya k ile balantl olan daha incelikli iddet biimlerine
odaklanmakta. Foucault'nun disiplinci iktidar tarifi onun ge dnem iddet
tanmna arpc biimde benzemekte: disiplinci iddet dorudan bedenler
3 Bkz. Michel Foucauit, "The History of Sexuality", s. 189-90.
4 Bkz. Michel Foucault, Society Must be Defended: Lectures at the College de France, 1975-76,
s. 25-27.
* Foucault'nun bu metninin orijinal ad Surveiller et Punir, Naissance de la Prison, ngilizce
literatrde Discipline and Punish olarak geer, Trkeye ise Hapishanenin Douu olarak
evrilmitir: Michel Foucauit, Hapishanenin Douu, ev. Mehmet Ali Klbay, stanbul:
mge Kitabevi, 2006.
** Fransz bir ev hizmetisi olan Robert-Franois Damiens, Fransa Kral XV. Louis'yi ldrme
giriiminde bulunmutur; bu giriimi sonusuz kalsa da Damiens'e Paris parlamentosu ta
rafndan kral-katili (regicide) hkm konmu ve ikence yoluyla idam edilmitir. (. n.)

Cogito, say: 70-71, 2012

165

166 Johanna Oksala


zerinde faaliyet gsteren bir iktidar biimidir.5 Kanun hkmlerini ve yasal
haklar iner ve bedenlere, "beden-olarak-insana" (man-as-body) yneliktir.
Hem aralksz olarak gzetleme ve denetleme zerinden iler hem de beden
leri fiziksel zorlamalar ile cendereye alan ve maniple eden daha ak iddet
yntemleri ile faaliyete geer.
Foucault, disiplinci iktidar yasann hakimiyetine (juridical power) kart
olarak konumlandrr. On sekizinci yzylda parlamenter, temsili rejimin e
killenmesi ile, aleni, kanunnameli ve usulen eitliki bir yasal erevenin olu
masnn mmkn olduunu, bunun ise disiplinci mekanizmalarn gelimesi
ne ve genellemesine elik ettiini iddia eder. Bu tr mekanizmalar demok
ratik ilerleme srelerinin karanlk yzn oluturur.6 Yasann hakimiyeti
yasal/yasa-d ikiliinde i grrken, disiplinci iktidar normlar zerinden
iledii iin daha nansl ayrmlar yapabilmektedir. Disiplinci iktidar, salk
l/hasta, normal/anormal kartlklarnn kaygan skalasnda faaliyet gsterir.
Disiplinci iktidarn iddetle arasndaki ba anlamak asndan yasann
hakimiyeti ile karlatrmak aydnlatcdr. Yasann hakimiyetinin iddet
zerinden temellendii ve iddetin tehdit edici gcnn yasann hakimiyeti
nin zorunlu varlk koulunu oluturduu, kolaylkla gsterilebilir; [burada]
iktidar ve iddet arasndaki iliki en azndan arasal olarak grnr durum
dadr. rnein, koruyucu ve cezalandrc olma iddias tayan polis iddeti,
yasaya kar kan ya da yasay ineyenlere ynelir. Arendt'in, hedefi kendi
iinde olan iktidar ve salt iktidar elinde tutmaya ynelik iddet arasnda yap
t keskin ayrm da, yasann hakimiyeti ile badamaktadr.7 te yandan,
disiplinci iktidar tanmlayan ey; iktidar ve iddet arasndaki ayrtrc
izginin geirgenlii, baz durumlarda ise tamamen silinmesidir. Disiplinci
iktidar sadece cezalandrc (punitive) ve snrlandrc (restrictive) deil, ayn
5 Ge dnem makalesi "Subject and Power" da (zne ve ktidar), Foucault iktidar ilikisinin
bakalarna dorudan ve dolaymsz olarak ynelen bir eylem biimi olmadn iddia eder
ve iktidar iddetten ayrr. ktidar, bakalarnn eylemlerine ynelir, eylemlere ynelik ey
lemler dizisini ierir. Dier taraftan iddet, dorudan ve dolaymsz olarak bedene ynelir.
znenin eylemi zerine ynelmez, fakat bedene ya da eylere ynelir. Bkz. Michel Foucault,
"Subject and Power" s. 220-221.
6 Michel Foucault, Discipline and Punish: The Birth of Prison, s. 222.
7 Bkz. Hannah Arendt, On Violence, s. 51-52. Sol'dan ve sa'dan siyaset bilimcilerin iddetin
en u iktidar biimi olduu iddiasnda gr birliine varmasna Arendt'in gl bir itiraz
vardr. ktidar ve iddetin doasn ve aralarndaki ilikiyi anlamak iin, onlar sadece ayr
ve farkl grmemizi deil birbirlerinin kart olarak grmemiz gerektiini vurgular. Arendt
ve Foucault arasndaki benzerlikler zerine bkz. Beatrice Hanssen, Ciritique of Violence:

Between Poststructuralism and Critical Theory.

Cogito, say: 70-71, 2012

Devlet iddetinin Ynetimi

zamanda dzelten (corrective), rehabilite eden (rehabilitating) ve yerine geri


koyandr (restoring). Disiplinci iktidar znellik retir.
Foucault ceza sisteminin gncel ve gelecekteki rolleri zerine yapt bir
ka syleide tekrar tekrar ceza sisteminin ifte rol zerinde durur: hem
cezalandrmay hem de dzeltmeyi hedefleyen ceza sistemi, hukuki pratikle
ri antropolojik pratiklerle yourur. On dokuzuncu yzyln banda psikiyat
rinin hukuki alana dahil olmasnn, ksmen, ceza hukukunda odan yava
yava sutan ziyade suluya kaymasna bal olduunu iddia eder. Yeni orta
ya kan "tehlikeli birey" fikri, bireye ikin potansiyel tehlikeye gndermede
bulunarak, ceza sisteminin hedefinin sadece cezalandrmak deil, daha da
nemlisi dzeltmek olduunu ima eder. 8
Ceza sisteminin hedefleri, akl yr tme biimi ya da mantndaki de
iim, yeni tip hapsetme kurumlarnn ve pratiklerinin domasna neden
oldu. Sulu bireyi, kendi iinde ve edimlerinin nda tanmlama gc
ne sahip teknik bir bilgi sistemi -rnein kriminal psikiyatri- olumadan,
gelien yeni mantk da mevcut cezai dzen iinde verimli bir biimde var
olamazd. Bu ayn zamanda yeni iddet biimlerinin ortaya kmasna da
neden oldu: disiplinci bir toplumda iddet nemli lde kamusal alanlar
dan silindi, fakat geliim, salk ve gvenlik ad altnda dzeltici kurumlar
da ortaya kt.
Modern hapishane kurumunun ilevinin ve varoluunun hukuki dzene
bal olduu aikar olsa da, akl yrtme biimi (rationality) yasal alann d
na kan iddet pratiklerini gerektirir ve destekler. Foucault'nun belirttii
gibi,
disipline eden mekanizmalar tanmlayan unsur ... kanunu oluturan y
rtme edimi ve zanly cezalandran hukuki edimin dnda, tehis, g
zetleme ve bireylerin olas dnmlerini ieren, birbirine bitiik bir dizi
denetleyici, tbbi ve psikolojik tekniin ortaya kmasdr.9
iddet pratikleri, gvenlik prosedrleri, bilimsel deerlendirmeler, gzlemler
ve deneyler ieren karmak disiplinci bir aygtn paras olarak i grr. Di8 Michel Foucault, "About the Concept of the 'Dangerous Individual' in Nineteenth-Century
Legal Psychiatry", Power'n iinde, s. 194. Ayrca bkz. Michel Foucault, "To Punish Is the
Most Difficult Thing There Is," Power'n iinde, s. 462-3.
9 STP, s. 5.

Cogito, say: 70-71, 2012

16 7

168 Johanna Oksala

siplinin analizi -iktidarn mikrofizii-, dzeltici devlet kurumlarnn iinde


etkin olan retken iddetin, sinsi, modern tekniklerini grnr klan nemli
teorik aralar salar.
2. Ynetimsellik
Foucault'nun disiplinci iktidar analizlerinin siyaset alann genileten ve ye
niden biimlendiren ilgin yollar saladn iddia etmek mmkn olsa da,
bu analizler, spesifik pratikler ve teknikler zerine younlamalaryla siya
set alanndaki daha genel baz stratejik iktidar sorunlarna iaret etmekte
baarsz oldular.10 Onun ynetimsellik zerine dersleri, bylesi bir eksie
yant olarak okunabilir. Disiplinci iktidar analizleri, uzmanlam kurum
sal balamlarla snrlandrlmt, buna karn, ynetim olarak iktidar fikri,
iktidar yeniden dnmesini devlet alanna doru geniletti. Modern devlet
iktidar zerine alarak iktidar anlayn -geleneksel anlamyla- siyaset
alanna tayabildi.
Foucault'nun ynetimsellik anlay 1978' de College de France'ta verdii
derslerle ortaya kt. "Ynetimsellik" szc -Foucault'nun da belirttii gi
bi-11 sadece irkin deil, ayn zamanda da mulak. Bir taraftan, on sekizinci
yzylda ortaya kan ve hem egemenin iktidarndan (sovereign power) hem
de disiplinci iktidardan, mant, hedefleri ve aralar ile ayrlan farkl bir
iktidar teknolojisine ya da ekonomisine gndermede bulunur. Dier taraftan
ise, Bat toplumlarnn hkumetliletii (governmentalized) gerek tarihsel
srece: hkfmetsel idare (governmental management) tekniklerinin geliti
i, yayld ve siyasi manzarada baskn olduu tarihsel srece gndermede
bulunur.12 Foucault, ynetmenin (government), tarihsel olarak ocuklarn
idaresinden ruhun dinsel rehberliine kadar geni apl pratiklere uzand1O Pasquale Pasquino ("Political Theory of War and Peace: Foucault and the History of Modern
Political Theory", s. 79) Foucault ile 1970'lerin ikinci yarsnda yapt konumalar nda,
disiplinler zerine sylemin bir kmaza girdiini ve daha fazla ilerleyemediini kaydeder.
Pasquino'ya gre, teorik adan tatminsizlik yaratacak ekilde, -baskc bir model zerin
den tahayyl edilen- iktidar, ar knama tehdidini tayordu. Eer disiplinlere ynelik
yakn bir analiz, Marksist ekonomik smr tezinin iktidar mekanizmalarn anlamak iin
bir temel olmasna kar ktysa, bu analiz tek bana yeterli deildi ve toplumun dzenlen
mesi ve derlenmesi ile ilgili global problemlerin incelenmesini gerektiriyordu.
11 Bkz. STP, s. 115.
12 1978 derslerinden sonra "ynetimsellik" teriminin anlam, spesifik, tarihsel olarak belir
lenmi anlamndan daha genel bir anlama doru hafife kayd. Ynetim ve ynetimsel
lik, gruplarn ve bireylerin tutumlarnn genel ynelimini belirtti. Bkz. Michel Foucault,
"Subject and Power". Ayrca bkz. Michel Senellart, "Course Context," Security, Territory,
Population'n iinde, s. 388-9.
Cogito, say: 70-71, 2012

Devlet iddetinin Ynetimi

m, modern devlet balamnda ise nfus idaresi biimini aldn iddia eder.
Foucault'nun derslerinde ortaya koymak istedii, "ynetimselliin tarihi" ya
da "modern devletin soykt" olarak belirttii, bu tarihsel gelimeydi. Ta
rihsel bir analizle, modern devlet iktidarnn ileyiinde uygulanan, spesifik
bir siyasi akln ve iktidar teknolojisinin geliimini aa karmak ve ortaya
koymak istiyordu.
Foucault, bu soyktk almasnn, disiplinci ve ynetimsel mekanizma
larn nasl yer deitirdiinin basit bir anlatm olmadn aka ifade eder,
zira bu hukuki-yasal mekanizmalarn da yer deitirmesi anlamna gelirdi.
Deien, bu arasndaki korelasyondur. Nfusa odaklanan ynetimsel
teknolojilerin, var olan yasa ve disiplin aralarn kullanma sokmalar gere
kiyordu, fakat ayn zamanda da, kendilerine zg planlama ve akl yrtme
biimlerini devreye soktular. Foucault, nfusu idare etmenin nemli hale
gelmesiyle birlikte disiplinin de daha deerli ya da nemli olduunu kayde
der. Bu da egemenliin tesisi sorununu daha da akut bir hale getirmitir.13
Dolaysyla Foucault'nun disiplinden ynetime (government) doru ynel
mesi kavramsal bir ikame deil, bir genilemedir. nemli lde daha n
ceki geii, egemenin iktidarndan disiplinci iktidara geii yanstr. Fouca
ult, disiplinci iktidar analizinde, baskc kurumlardansa retken pratikleri
vurgulamt. Benzer biimde, ynetimsellik analizi ile, devleti baskc bir
kurum olarak grmenin tesine, ynetimsel pratiklerin analizine kalkr. 14
Onun metodu, "kurumun arkasnda daha geni ve kapsayc bir perspektif
le iktidarn teknolojisi diyebileceimiz bir eyi ortaya karmay" denemeyi
gerektiriyordu.15
Ksacas bu sene vermek istediim derslerin zorluu udur...
iktidarn genel ekonomisini anlamak adna, hapishane iin
pimanlk kurumlarnn arkasna baktmz gibi, devlet iin
de benzer bir geriye bak tatbik edebilir miyiz? 16
13 Bkz. STP, s. 219.
14 Foucault, siyaset felsefesinde, devletin eytaniletirilme eilimini, tek dman ve tm siyasi
sorunlarn kayna olarak grlmesini eletirirdi. Devlet, toplumsal btn zerinde sadece
baskc, negatif iktidar kurmaz. Devlet, daha ziyade, "ynetim"in var olma biimlerinden
biri olarak anlalmaldr. [Devlet] on altnc yzyldan beri gelien yeni bir siyasi iktidar
biimi ve bu gelime, ynetimsel pratiklerin akl yrtme biiminde meydana gelen dei
imleri yanstyor. Bkz. STP, s. 248.
15 STP, s. 117.
16 STP, s. 120.

Cogito, say: 70-71, 2012

169

170 Johanna Oksala

Foucault, disiplinler zerine aratrmalarna benzer biimde, ynetim tek


nolojilerini de egemenin iktidar ile karlatrr ve farkn vurgular. Machi
avelli'nin Prens'ini, egemenin iktidar mantn ortaya koyan paradigmatik
rnek olarak tartr. Machiavelli'ye gre prens prenslii ile tekil ve dsal bir
ekilde ilikileniyordu. Dier bir deyile, egemen, topraa ve topakta yaa
yanlara, hukukun stnlnn (rule of law) kendi kendini temellendiren,
harici (external) temeli olarak hkmediyordu. Hkmeden ve hkmedilen
arasnda temel ve doal bir ba yoktu. nk onlarn ilikisi harici, ayn
zamanda krlgan ve srekli tehdit altndayd. Dolaysyla, siyasi iktidarn fa
aliyetindeki tek ama egemenin iktidarn srdrmek idi: egemenliin amac
egemenliin icrasyd. 17
Egemenin harici ve akn iktidarna karn, ynetimsellik, iktidar pratik
lerinin devletin kendine ikin ynetim ilkeleri ile temellendirilmesi gerektii
ne iaret ediyordu: devlet, tpk doa gibi, kendine zg bir aklsalla sahipti
ve ona gre ynetilmeliydi. Bu, ncelikle, idari pratiklerin ok eitli olmas
n gerektiriyordu, nk bunlar farkl bilgi biimlerine dayanyordu ve bir
ok farkl insan alakadar ediyordu - ailenin reisi, bir kurumun ba, bir
okulun retmeni. te yandan, bu farkl ynetme pratikleri spesifik ama
lara sahipti: zenginliin artmas, retimin verimlilii, nfusun oalmas
ve refah. Bu amalara ulamak iin eitli stratejiler ve taktikler gerekliydi.
Foucault, on yedinci yzylda ekonominin siyasi pratikle tanmasn ok
temel bir gelime olarak konumlandrr: ynetmek ya da hk()met(et)mek,*
eyleri -bireyleri, eyalar, serveti- idare etmenin doru yolu haline geldi. 18
nemli bir dnm noktasnda olduumuzu dnyorum:
egemenliin amac kendine ikinken ve egemenlik kendi yasalaryla kendi
ne has aralara sahipken, hkumetsel-ynetimin (government) ereksellii
idare ettii eylerin kendisinde ve ynlendirdii srelerin mkemmelli
inde ve younlamasnda bulunur; ynetmenin aralar yasalardan ziya17 Bkz. STP, s. 204-210.
* ngilizcedeki "government" kelimesi hem isim hem de fiil olma zellii tar. Oksala
Foucault'dan hareketle, terimi bu iki anlam da muhafaza edecek ekilde kullanr. Bylece
szck, hem hkumet denen siyasi yapya hem de hkumetin ynetme edimine gndermede
bulunur. Zaten burada nemli olan siyasi yaplar her zaman fonksiyonlar ve etkileri ze
rinden dnmektir; ynetimsellik kavram tam da bylesi bir zihinsel abann rndr.
Bu nedenle, metinde "government" szc anlam koruyacak ekilde, farkl ekillerde ev
rilmitir. (. n.)
18 STP, s. 95.

Cogito, say: 70-71, 2012

Devlet iddetinin Ynetimi

de ok biimli taktikler oluverir. Ynetmenin bak asnda nemli olan


yasa deildir. 19

Ynetim pratikleri (practices of gover nment) yasalardan ziyade taktikler kul


lanr ya da yasalar taktik olarak kullanr; yani eyleri belli bal hedeflerin
ulalmasna uygun olarak dzenler. Dolaysyla, ynetimselliin prosedr
leri hukukun stnlne (rule of law) indirgenemez. Bu prosedrler ou
zaman yasa-tesi (extra-legal) olan yrtme aygtlarn ve idari teknikleri
kullanr. Ayn zamanda bunlar, nemli lde, farkl bilgi formlarna daya
nr. Thomas Lemke'nin de iaret ettii gibi, ynetimsel bilgi hibir ekilde
ynetilen gereklii ylece "temsil eden", saf, ntr bir bilgi deildir. 20 Daha
ziyade, iktidarn faaliyetinin "akla uygun" olarak anlalmas iin sylemsel
bir alan yaratmasna yardm eden, hkumete bal bir unsurdur. Ynetim
sellik, iktidar ve bilgi arasnda ya da hkumet ve bilim arasnda, tekil, dn
gsel bir ilikinin ortaya kmas anlamndadr. 21
Bu ksm zetlemek adna: Foucault ynetimsellik anlayyla siyasi ik
tidarn akl yrtme biimindeki (rationality) ciddi deiimi tanmlamak
ve haritalamak istemitir. Bu deiim, egemenlik toplumundan ynetimsel
topluma doru bir tarihsel geie tekabl eder. Siyasi iktidarn ekonomik
model gibi ve ona uygun biimde faaliyet gsterdii yeni bir iktidar rejimi
betimler. Nesnesi toprak deildir, ne de toprakta yaayanlar hukuki zneler
olarak anlalr, daha ziyade insanlardan ve eylerden oluan karmak bir
bilekedir. On sekizinci yzylda bu bilekeye nfus ad verildi; nfus ken
dine has kurallar olan istatistiksel analiz ve bilimsel bilgi nesnesi idi. Onu
ynetmek iin ona has taktikler, stratejiler ve bilgiler gerekliydi - rnein,
lm, doum, hastalk oranlar; yaam sresi, alma gc ve refah. Nfus
ve onun refah hem modern ynetimsel tekniklerin mdahale alann hem de
bu tekniklerin nihai amacn belirledi. Bireysel ya da ortak bir egemenin, hu
kuki zneleri yasalar araclyla idare ettii, egemenin iktidarn (sovereign
power) uygulayan bir siyasi iktidar yerine, idareden ve yrtmeden sorumlu
karmak bir aygtn, eitli bilimsel bilgiler temelinde rettii politikalar,
taktikler ve stratejiler ile nfusu ynettii bir toplumda yayoruz.

19 STP, s. 211.
20 Thomas Lemke, "Foucault, Governmentality, and Critique".
21 Bkz. STP'nin 347-52 sayfalarnda Foucault'nun ekonominin geliiminin nemi tartmas.

Cogito, say: 70-71, 2012

171

172

Johanna Oksala

3. iddetin Hkumetle-Ynetilir Hale Gelii


Judith Butler, Guantanamo Krfezi'ndeki tutuklu kampna ynelik gl
eletirisinde Foucault'nun ynetimsellik anlayn devlet iddeti sorusu ze
rinden ele alr. 22 O da, Foucault iin egemenin iktidarnn ve ynetimselliin
birbirini dlamadn ve bu iki iktidar biiminin e zamanl var olabile
ceini vurgular. Guantanamo Krfezi'ndeki devlet iddeti formunun bylesi
e-zamanl bir varolua sahip olduunu belirtir: acil durumlarda hukukun
stnlnn askya alnd bir egemenlik, ynetimsellik balamnda is
tisnai yetki gc ile ileyen bir iktidar. Bu istisnai yetki gc, [bu durumun]
meruiyeti aka sorgulanmadan, idarecilere tesis edilmitir, te yandan
bunlar hukuki erki stlenirler: adalet, hayat ve lm gibi temel meselelerde
karar yetkileri bulunmaktadr. Gvenlik ad altnda, uygulayc ve idareci
aygtlara kendi kendini temellendiren ve koulsuz bir erk tahsis edilmitir.
Guantanamo Krfezi'nde hukukun stnlnn askya alnmas yne
timsellik ve egemenliin akmasna yol aar. Guantanamo Krfezi bylesi
bir akmay rahatsz edici derecede grnr klsa da, bu tip bir akma
nn, hkumet uzmanlarnn iddet teknolojilerini taktik olarak kulland
her durumda var olup olmad sorusunu sormamz gerekir. Doal olarak,
Guantanamo Krfezi rnei zellikle rahatsz edici, nk tam anlamyla
yaam ve lm zerinde hkm sren bir egemen iktidar, ve devletin yasala
rnn aka ihlali sz konusu. Yasal destek ve yarglanma hakk ou tutuk
lu iin aka reddedildi, yani var olan devlet iddeti sadece yasa-tesi deil
aslnda yasa d. Fakat yapsal olarak benzer bir problem -yasal sorumlulu
un ve takibin eksiklii nedeniyle ikincil egemenlerin dzeni- iddetin tm
ynetimsel pratiklerini -onlar yasa-tesine itecek ekilde- potansiyel olarak
sarmakta. 23
ktidar ynetimsellik olarak dnmek, ayn zamanda, devlet iddetini,
biimlerini ve apn, gvenlik meselelerinin ve nfuslarn etkili taktikleri
ve baar 1 idaresi sorunu olarak anlamak demektir. Bu durumun rahatsz
edici sonucu ise, iddetin rasyonellii ve verimliliinin ou durumda iddeti
22 Judith Butler, Precarious Life: The Powers of Mourning and Violence.
23 Giorgio Agamben, State of Exception. Agamben, istisna halinin bata geici bir uygulama
olarak tasarlanmasna karn Batl demokrasilerde yirminci yzyl boyunca geerli bir pa
radigma olarak almaya devam ettiini ne srer. stisnai uygulamann kalc bir ynetim
tekniine dnmesi parlamentonun yasama gcn yava yava andrd: ou zaman,
yrtmenin, yasann gcne sahip olan idari anlamalar araclyla yaptnn onaylan
mas ile snrl kalmakta. Yrtme, yasama ve yarg arasndaki ayrmlarn belirsizlemesi
sonucu, hkumetin deimez bir nitelii haline geldi.

Cogito, say: 70-71, 2012

Devlet iddetinin Ynetimi

merulatran tek dayanak olmasdr. Ynetimsellik teknolojileri, seimlere


ya da hukukun stnlne bal olarak deil, spesifik hedefleri zerinden
meruluk kazanan idari kurumlar tarafndan iletilir. idari-iletmeci tek
niklerle (manegerial techniques) ynetilen bu srete, iddet kullanm da
verimli taktik meselesi haline gelir; meclisin kurumlar ya da yargnn mah
kemeleri tarafndan deil, tbbi uzmanlar, askeri grevliler ve idari personel
tarafndan yrrle konur.
James Ron, devlet iddeti alannn, tpk ticari tarifeler (trade tariffs) ya
da bte idaresinde olduu gibi, global lekte bir dzenleme ve akliletirme
srecinden geirildiini iddia eder. 24 Hem "meru" devlet iddetini, hem de
devletlerin bask kuran aygtlarnn (coercive agents) kontrol ve idaresi iin
gerekli yaplar tanmlayan, youn bir konvansiyonlar btn mevcuttur. Bu
akliletirme ve dzenleme sreci merulatrma srecine balanr. Ron'a
gre, dnya devletlerinin "meru iddet" anlay Foucaultcu disiplin ile cid
di biimde benzerlik gsterir; bana gre ise, ynetimsel-idare (governmental
anagement) ile benzerlik gsterir: profesyonelleen, aklileen ve brokra
tikleen [artk] iddettir. Devlet, iddetin uygulan ile ilgili yasal, psikolojik
ve tbbi uzmanlk a oluturmaldr. Bu profesyonel uzmanlar, neyin yapl
mas ve neyin yaplmamas gerektii ile ilgili neri datarak devlet iddeti
nin ileyiine bir aklsallk, ruhsuzluk ve adalet auras vakfederler.
Uzman bilgisi, denetime akln (accountability) zorunlu fakat temelde
yasa-tesi yapsn oluturur. iddet pratikleri profesyonel idareciler, askeri
hakimler ve tbbi uzmanlar tarafndan takip edildiklerinde, bunlar keyfi ce
.alandrmalardan ziyade kontrol edilen sreler oluyorlar; nitekim bu, yasal
olarak da kontrol edildikleri anlamna gelmiyor. Ron'un dile getirdii ekil
de, bu profesyonelleme uygulamalaryla iddet kullanmn merulatrma
y beceren devletler, bylelikle meru devletler alemine kabul edilmeyi ve bu
kabule elik eden ayrcalklardan faydalanmay umut edebiliyorlar.
Ron'un rnek olay incelemesi srail'deki devlet iddeti yntemleriyle ilgi
lidir. Filistinli tutuklular ve srailli hapishane grevlileri ile yapt mlakat
lar sonucunda Ron, 1991-92 yllar arasnda srail'in gvenlik yetkililerinin
Filistinli tutuklular sorgulama biiminde temel bir deiimi fark eder. Dei
i-im, sorgulanan tutuklularn saysyla ilgili deildir; 1993 ylnda dahi, gn
de 400 ila 600 Filistinli ya Genel Gvenlik Hizmetleri ya da ordu tarafndan
24 James Ron, "Varying Methods of State Violence", s. 283-284.

Cogito, say: 70-71, 2012

173

17 4 Johanna Oksala

sorgulanmaktayd. Deiim, sorgulama sonular ile de ilgili deildir: Filis


tinlilerin askeri mahkemelerdeki mahkumiyet oran %96'nn zerindeydi,
ou mahkumiyet ise sorgulamalar esnasnda alnan ifadelere dayanyordu.
Deiim, kullanlan sorgulama tekniklerinin cinsini, bunlarn devlet tara
fndan kontrol edilme biimini, ve de devlet temsilcilerinin bunlarn kullan
m ile ilgili yapt aklama ve gerekelendirmeleri ieriyordu. 25
nceki almalar, daha nceleri, sorgucularn kolaylkla youn fiziksel
iddete bavurduunu, stlerinin onlara mdahale etmeyiinin keyfini
kardklarn gstermekte. Filistin ayaklanmalarnn ilk yllarnda, sorgula
nan kiilerin ou iddetli biimde darp ediliyordu; ou durumda kemik
krlmalar ve hastanelik olma sz konusu idi. Yeni sistemde ise dorudan
fiziksel g kullanm byk lde azald. Sorgucular iz brakmayan darp
usulleri, bedeni zorlayan pozisyonlar ve duyusal algy bozma ve zedelemeye
ynelik bir dizi karmak yntemi tanttlar ve gelitirdiler. kinci deiim, bu
srece ynelik devlet kontrolnn seviyesini ilgilendiriyordu. Sorgulama sis
teminin tamam tektipletirilmi ve akliletirilmiti. iddet kullanma hakk
gvenlik personelinin tekelinden alnm, onun yerine daha geni apl, hi
yerarik kontrol dzenine sevk edilmiti: baz grevlilerin iddet kullanma
hakk vard, dierlerinin yoktu. Tutuklularn snflandrlmas iin, hangi
zanl kategorisinin hangi yntemlere maruz braklabileceini belirleyen ve
giderek detaylandrlan bir sistem geliti. Bunun yan sra, srailli yetkililer
sorgulamalar kamusal alanda yeni bir biimde tartt: sorgulamalar, id
detin -iddia edildii gibi- kullanld, fakat ll ve hesapl olarak kulla
nld, kontroll ve insani bir sre olarak tasvir ettiler. 26
yleyse, Foucault'nun ynetimsellik anlay, 'meru' devlet iddeti pra
tiklerinin arkasndaki siyasi akl ortaya karacak yeni bir bak as su
nar: liberal demokratik devletlerde meru iddet biimleri rasyonel bir ekil
de idare edilmeli ve profesyonelce dzenlenmelidir. Ynetimsellik, hukuki
meruiyet deil, verimlilik, profesyonellik ve baarl idare mantyla iler.
Yasa konumunda olmamalarna ramen yasann sahip olduu gce sahip
olan idari kararnameler, brokratik prosedrler ve iletme taktikleri kulla
nr. Ynetimsel teknolojiler, siyasi znelere hkmetmekle deil, kendilerine
has isel ve istatistiksel dzenlerle nfuslar idare etmekle ilgilenir. Dola
ysyla iddet ayn zamanda, bir hukuki ara deil bir idare taktii (tactic of
25 Age., s. 275.
26 Age., s. 276.

Cogito, say: 70-71, 2012

Devlet iddetinin Ynetimi

management) olarak kullanlr. Ynetimsel teknolojiler yasann stnl


nn askya alnd ya da ulaamad yerlerde iler: iddet bir politika (po
licy) meselesidir, belirli bir amaca ulamak iin taktiksel bir aratr (tactical
means).
atmal toplumda (agonistic society), var olan siyasi akl yrtmelere
kar kmak ve tartmak mmkn olsa da, eletirmek iin nce onlar an
lamamz gerekir. 27
Bir iktidar biimine kar direnen veya isyan edenler, sadece iddeti kna
makla ya da bir kurumu eletirmekle yetinmemelidirler... Asl sorgulan
mas gereken sz konusu akl yrtme biimidir. Ne akl hastalar ya da
deliler zerinde uygulanan iktidar eletirisi sadece psikiyatrik kurumlarla
snrl tutulmal, ne de cezalandrma erkini (power ta punish) sorgulayan
lar topyekun hapishaneleri knamakla yetinmelidir. Asl sorulmas gere
ken soru, bu iktidar ilikilerinin nasl rasyonelletirildikleridir. Ancak bu
soru sorulduunda, ayn amalar ve ayn etkileri olan baka kurumlarn
onlarn yerlerini almalarndan kanlabilir.28

Devlet iddetinin hukuk-tesi pratiklerini eletirmek n siyasi dnce


miz ve pratiimizi ahlaki-hukuki bir ereveden idari-ilevsel (managerial
functional ) bir ereveye kayn analiz etmemiz gerektiini ne srdm:
meruiyet meseleleri giderek verimlilik (efficiency) meselelerine dnmekte.
Ynetimsellik, iddetin uygulanmasnda bir yalanc yasallk (pseudo-legality)
rts ina etmeyi ve olduka mphem bir meruiyet olgusunu dayatmay
mmkn klyor. Var olan devlet iddeti pratiklerinin eletirisi, sadece iddet
uygulayan bireyleri, kurumlar ve hatta devleti deil, bu pratikleri destekle
yen siyasi akl hedef almaldr.

27 Ron, uluslararas konvansiyonlarn basksnn ve bu yolla iddetin "tektipletirilmesinin",


kontrol eden devleti bertaraf etmenin ve dorudan uluslararas insan haklar rgtleri ve
insan haklar sylemi gibi global mekanizmalar ile ba kurmann gvencesi ile hedefte
olan nfuslarn geni aptaki yasa d iddetlere kar koruma kazanabileceklerini kabul
eder (age., s.294-298). Nitekim, bu ayn zamanda, bu yolla tezahr edecek yeni basklara
kendilerini teslim ettikleri anlamna da gelir. rnein, btn sk deliller yok edildiinde,
sistemin devlete tasvir ediliine, tutuklularn ve onlar savunanlar verimli bir biimde
kar kmas zordur. Yani, kapsayc siyasi akla ve baskya kar durmann tek bir cephesi
ya da stratejisi yok, onun yerine, yeni iktidar biimlerini ima eden stratejiler a var.
28 Michel Foucault, "Omnes et Singulatim: Toward a Critique of Political Reason," Power'n
iinde, s. 324-5.

Cogito, say: 70-71, 2012

175

176 Johanna Oksala

4. Sonu: Siyasi iddet nedir?


Ben makalemin bu sonu blmn kaleme alrken, ngiltere' de imdiye ka
dar gzaltnda hayatn kaybedenlerin en genci olan 14 yandaki Adam Rick
wood'un lm soruturmas yeni sonuland. Adam Rickwood, ngiltere' de
1990'larda, yerel ocuk yurtlarna (loca[ children's homes) daha profesyonel
bir alternatif olarak alan drt kurumdan birinde, Hassockfield Secure Tra
ining Centre' da (Hassockfield Gvenli alma Merkezi) drt yetikin bakc
tarafndan etkisiz hale getirildikten sonra kendini ast. Rickwood'un etki
siz hale getirilmesi, burnu sktrma, bkme, vurma ya da iddetli darbele
me gibi farkl ekillerde tasvir edilen burun distraksiyonu (nose distraction)
tekniini ieriyordu. Bir saat burnu kanayan Adam, alt saat sonra kendini
ldrd. Mahkeme grevlilerin Adam'a davranlarnda herhangi bir hata
olmadn hkmetti. Adam'n ld Ekim 2004'ten Eyll 2005'e kadar bu
run distraksiyonu teknii ngiltere'nin drt gvenli alma merkezinde 437
kere uyguland. 29
Bir ocuun burnuna vurmak gibi anlalabilecek bir teknii edinme
nin nasl bir profesyonellik ierdii sorusu iin felsefi bir sorgulamaya gi
rimeye gerek olmayabilir. Ancak, burun tahribat teknii devlet iddetinin
ynetimsellemesinin mkemmel bir rnei gibi durmakta. Yasa-tesi bir
pratik, nk yasa yetikinlerin 14 yandaki bir ocuu dvmesini yasak
larken onun profesyonel bir teknikle zapt edilmesi ile ilgili bir ey demiyor.
Adam Rickwood olaydan birka saat sonra kendini asmasayd, bu tekniin
hukuki sorgusu iin bir temel ya da yasal sorumlulua dair bir sual de bu
lunmayacakt.
Adams Rickwood davas iddetin tehlikeli bir biimde apolitikletirilme
sinin aydnlatc bir rnei olarak da grlebilir. Devlet iddetinin farkl bi
imlerine dair eletiriler, bu iddetin dayand iktidar teknolojilerinin ile
yiini, srdrln ve meruiyetini analiz etmek yerine, mnferit yanl
idare (mismanagement) rneklerini n plana karmaya indirgenirse etkili
bir biimde apolitikletirmi olur. Adam'a uygulanan iddet, bir siyasi iddet
biimi deil, olas bir yanl idare rnei olarak tartlm ve soruturul
mu olsa da, onun lmnn ardndan soracamz sorular olduka siyasi
olmal. Bu muamele hangi siyasi ilkeler adna hakl grlebilir? 14 yandaki
ocuklarn devlet grevlilerince rutin olarak burunlarna vurulduu bir top29 Bkz. Eric Allison ve Simon Hattenstone, "What gives them the right to hit a child on the
nose?" The Guardian, 2 Haziran 2007.

Cogito, say: 70-71, 2012

Devlet iddetinin Ynetimi

lumda gerekten yaamak istiyor muyuz? Ya da, onun lmnn toplumda


radikal bir dnmn gerekliliine iaret ettii sonucu mu kmakta?
Merleau-Ponty "Bedenli canllar olduumuz srece, iddet bizim ksme
timizdir" der.30 Ona gre, bu, sadece farkl iddet biimleri arasnda seim
hakkmzn olduu, masumiyet ve iddet arasnda bir seim yapma ansmz
olmad anlamna gelir. Son kertede bunu kabul etmek zorunda da olsak,
farkl iddet biimleri arasndan seim yapma olasl siyasi tahayy l iin
olduka geni bir alan ayor. iddeti, bu siyasal tahayyl alann felsefi d
nce ve siyasi eylem ile amanszca kefetmeye at lde bamzn bela
s olarak kabul etmeliyiz.
ngilizceden eviren: mge Oranl

Kaynaka
Agamben, Giorgio, State of Exception, ev. Kevin Attell, Chicago: Chicago University
Press, 2005.
Arendt , Hannah, On Violence (iddet zerine), San Diego: Hardcourt Brace, 1969.
Butler, Judith Butler, Precarious Life: The Powers of Mourning and Violence, Londra:
Verso, 2004.
Dean, Mitchell, Governmentality: Power and Rule in Modern Society Londra: Sage
Publications, 1999.
Foucault, Michel, "The History of Sexuality", Power/Knowledge, Colin Gordon (ed.),
Brighton: Harvester Press, 1980.
---------, "Subject and Power" (zne ve ktidar), Hubert L. Dreyfus ve Paul Robinow,
Michel Foucault: Beyond Structuralism and Hermeneutics, Remel Hemsptead:
Harvester Press, 1982.
---------, Discipline and Punish: The Birth of Prison (Hapishanenin Douu), ev. Alan
Sheridan, New York: Penguin, 1991.
------, Dit et ecrits, 1954-1988, ed. Daniel Defert ve Franois Ewald, Paris: Gallimard,
1994.
-------, "About the Concept of the 'Dangerous Individual' in Nineteenth-Century Legal
Psychiatry", Power'n iinde, Essential Works of Foucault, 1954-1984, 3. Cilt, ev.
Robert Hurley vd., Ed. Paul Rabinow New York: New Press, 2000.
------, Society Must be Defended: Lectures at the College de France, 1975-76, ev. David
Macy, Ed. Arnold 1. Davidson, Harmondsworth: Penguin, 2003.
------, Security, Territory, Population: Lectures at the College de France, 1977-1978, ev.
Braham Burchell, Ed. Michel Senellhart, New York: Palgrave Macmillan, 2007.
30 Maurice Merlau-Ponty, Humanism and Teror: An essay on the Communist Problem, s. 109.

Cogito, say: 70-7 1, 2012

1 77

178 Johanna Oksala

Hanssen, Beatrice, Ciritique ofViolence: Between Poststructuralism and Critical T he


ory, Londra: Routledge, 2000.
Lemke, Thomas, Bine Kritik der politischen Vernunft: Foucaults Analyse der modernen
Gouvernementalitat, Bedin: Argument, 1997.
------, "Foucault, Governmentality, and Critique", Rethinking Marxism, 2002, C.14,
S. 3.
Merlau-Ponty, Maurice, Humanism and Teror: An essay on the Communist Problem,
ev. John O'Neill, Boston: Beacon Press, 1969.
Pasquino, Pasquale, "Political Theory of War and Peace: Foucault and the History of
Modern Political Theory", Economy and Society, 1986, C. 22, S. 1.
Ron, James, "Varying Methods of State Violence", International Organization, 1997,
C. 51, S. 2.

Cogito, say: 70-7 1, 2012

Michel Foucault'nun Son Derslerinde


Ak Szllk, Risk ve Gven*
NANCY LUXON

Demek ki demokrasi ancak hakikati syleme sayesinde


hayatta kalr, ama[... ] demokraside hakikati syleme
'atma' yoluyla, atma yoluyla, kar karya gelme
yoluyla, rekabet yoluyla gn na kt lde,
hakikati syleme daima demokrasinin tehdidi altndadr.
Michel Foucault, Le Gouvernement du soi

Parrhesiastes [hakikat anlatcs] muhatabna olan ifa


etmez; parrhesiastes, onun maskesini drr.
Michel Foucault, Le Courage de la verite

1. Giri
Otorite eletirilerinde drst konuma iddialarnn iktidara ynelik rtk
yakarmalar olduu phesi sk sk dile getirilir.' Foucault'nun son dnem
almalarnda, belirli hakikatlere ynelik aray arka plana atan otorite* Bu makale ilk olarak urada yaymlanmtr:/nquiry, S. 47, s. 464-489.
Metinde yaplacak atflarn kayna iki ders dizisidir. Bunlarn ilki College de France'ta
1982 ila 1983 arasnda verilen Le Gouvernement du soi (Kendiliin Ynetimi), ikincisiyse
1983 ila 1984 arasnda verilen Courage de la verile (Hakikatin Cesareti) dersleridir. Bu
dersler Paris'te bulunan IMEC'te (l'Institut Memoires de l'Edition Contemporaine - ada
Yazn Hatralar Enstits) mevcuttur; Ekim 2002 ila Aralk 2003 arasnda bu derslerin
teyp ve CD kaytlarn dinledim ve zgn dili olan Franszcada transkripsiyonlarn yaptm.
Derslerden yaplacak atflarda dersin verildii tarih ve CD numaras belirtilecektir; ngilizce
eviriler bana aittir. Bu dersler Franszcada ya da ngilizcede henz yaymlanmamtr; ama
ayn dnemde Berkeley niversitesi'nde verdii ve Fearless Speech kitabnda yaymlanan
parrhesia zerine alt derste benzer ierikli konular ele alnmtr.
Cogito, say: 70-71, 2012

180

Nancy Luxon

nin tespiti ve snanmas iin bir dinamik gelitirmek suretiyle bu sorunu


yeniden biimlendirdiini iddia ediyorum.2 Foucault bunu yapmak iin an
tik dnemin etik parrhesia (korkusuz konuma) pratiklerine bavurur; bu
pratiklerde ama konumac ile dinleyiciler arasndaki mcadeleci diyalog
zerinden hakikati syleme iddialarn saptamak ve deerlendirmektir. S
re iinde, dinleyicilerin hakikate daha ok ya da daha iyi eriimi olmasn,
uzmanlk bilgisine sahip olmasn ya da konumacnn iddialarn glgede
brakacak bir konumda bulunmasn gerektirmeyen, gl, ada bir haki
kati syleme modeli gelitirir. Bylece parrhesia, bireyleri (belirli bir kalba
uydurmak zere) reten ilikileri, bireyleri (kendi tasarmlarnn rnleri
olabilmeleri iin) zerklie kavuturmak zere eiten ilikilerden analitik
olarak ayrabilmemizi salar. Foucault bu modeli Euripides ve Sophokles'in
trajedileri, Sokratik diyaloglar ve Sinikler ile Stoaclarn hikayeleri gibi
eitli metinlerden yararlanarak ina eder. Parrhesia'nn olas etik katks
gven ilikilerinin ynetimi ve bireylerin "retimi"nden ziyade eitimini
mmkn klan bir zne-oluumu srecidir. Ben ayrca bu modelin riskin
liberal siyasi kurumlardaki yerine dair gl bir eletiri sunduunu ileri
sreceim.
Bu makalede ilk olarak, hakikati sylediini iddia eden bir otoriteden
beklenen etik karaktere -yani, pedagojik yetilerle balantl ahlaki ve psi
kolojik niteliklere- dair deerlendirme yaplabilmesini salayan parrhesiatik
"pratikler" inceleniyor. Foucault'nun hakikati syleme modeline dair anali
zim tamamen 1982 ila 1984 arasnda College de France'ta verdii henz ya
ymlanmam dersleri temel alyor. Hapishanenin Douu'ndan miras alnan
gvenmenin imkanszlnn, Foucault'nun daha sonraki parrhesia ve parr
hesia ile konuanlarn etik karakter incelemesini ynlendirdiini gstermek
istiyorum. Parrhesia hem belirli bir konuma kategorisini hem de bu konu
mann kullanmn yneten bir dizi pratii iaret eder. Foucault onu baka
tr konumalardan, bir sofistin yaltaklanmalarndan, dur durak tanmaz
gevezelikten ve zorlayc ikna etme abas ve belagatten ayrr. 3 Ne var ki
2 Bu makalenin nceki taslaklar hakknda yaptklar cmert yorumlar iin u kiilere te
ekkr etmem gerek: Harvey Goldman, Alan Houston, Wayne Martin, Karen Shelby, Gary
Shiffman ve Tracy Strong. Yaptm ariv aratrmasnda bana gsterdikleri sabr ve yar
dm iin Jose Ruiz-Funes ve l'Institut Memoires de l'Edition Contemporaine'deki (IMEC)
alanlara minnettarm. Bu makale ksmen Spencer Vakf'nn destei sayesinde yazld.
3 Foucault, Fearless Speech, s. 11-24. Ayrca bkz. Le Gouvernement du soi et des autres, 12 Ocak
1983, 28 ve 3A CD'leri.

Cogito, say: 70-71, 2012

Michel Foucault'nun Son Derslerinde Ak Szllk, Risk ve Gven

parrhesia, ayn zamanda, szel ifadeden fazlasdr; Foucault'nun okumasn


<la kiinin kendisiyle, otoriteyle ve hakikatle iliki kurmasn salayan geni
kapsaml bir kiisel etik pratikler dizisi de kapsanr: "Parrhesia kullanan kii,
yani parrhesiastes, aklndaki her eyi syleyen biridir: Hibir eyi saklamaz,
ama konuma yoluyla kalbini ve zihnini bakalarna aar... Parrhesia szc
, o halde, konumac ile syledii ey arasndaki bir tr ilikiye gnderme
yapar.''4 Demek ki parrhesia bilhassa dorudan bir konuma tarz, "ssten
yoksun", 5 hilesiz bir konuma, ikna etme ya da elendirme yerine doruluu
hedefleyen bir konumadr; byle bir konuma belagatin gvenilmez ve ya
nltc szckleriyle dorudan eliir.
Hakikati sylemeye dair kendi modelini kurmak iin Foucault, parrhesia
tik pratiklerdeki gven ilikilerini deerlendirmeye vakfedilen ar ve zenli
dikkate younlar. Bu suretle, hakikat iddialarnn iktidar iddialar olduu
phesine dorudan karlk verir. Bunun sonucunda, parrhesiatik konu
mann ierii, konumay bir klfa sokup ycelten yaplar karsnda ikincil
hale gelir. Parrhesiatik konuma, hakikat anlatcsyla dinleyicileri arasnda
ki karlamaya kavgac, riskli bir nitelik katar -bu nitelik, modern hakikat
anlatclar olan Foucaultcu "uzmanlar" arasndaki ilikilerde mevcut deil
dir- ve yaps "parrhesia oyunu" (le jeu parrhesiastique) katlmclar arasnda
gven yaratmak iin risk koullarndan faydalanr.
Foucault'nun modeli, parrhesia ile zdeletirilen eitli pedagojik figr
lere atfla dile getirilir. renciler, bu figrlerle dikkatli bir yzleme sonu
cunda, kendi parrhesia yetilerini, yani byk kiisel ve siyasi riskleri gze
alarak ahlaki konumlanlarn ak szllkle ifade etme yeteneklerini ge
litirebilmek iin kendileriyle olan ilikilerini deitirir. Bu izaha gre, risk
stesinden gelinecek ya da idare edilecek bir ey deildir. Eitimcilerin -on
larn kaybedecek bir eyleri vardr- samimiyetini kantlarken bir yandan da
rencilerin zerkliinin geliimini snar ve pekitirir. Riskten kurtulmak
rencileri ya baml hale gelme ya da iktidarn suiistimaline maruz kal
ma tehdidiyle yz yze getirir. Foucault riskin bu anlamn -yani dnyann
"kt" deil de tehlikeli bir yer olduunu-6 anmsatmak suretiyle, tpk Ma
ys 1968 olaylar gibi, "bize bir siyasi doktrinden tremi sorular sormay
4 Foucault, Fearless Speech, s. 12.
5 Bkz. Le Gouvernement du soi et des autres, 2 Mart 1983, CD 118.
6 "Her eyin kt olduunu deil, her eyin tehlikeli olduunu sylemeye alyorum ki bu
ktyle ayn ey deildir." Foucault, "On the Genealogy of Ethics", s. 256.

Cogito, say: 70-71, 2012

181

182

Nancy Luxon

deil de siyaseti sorgulamay reten" o eletirel siyasi konuma hissini de


anmsatmay umar. 7
Bunun sonucu, iktidar ile bilgiyi modern bilirkii modelinde bir araya ge
tiren dinamii kalclatran doktor ve eitimci prototiplerine dn deildir.
Foucault'un modelinde bu otoriteler yeni bir balamda, gven dourup birey
leri eitecek rnek kiiler eklinde yeniden biimlendirilir. Foucault her ne
kadar antik Yunanlarn pratiklerinin modern sorunlar iin hazr zmler
olamayacan belirtecek kadar dikkatli olsa da, modern siyasetin, tpk antik
lerde olduu gibi, ne din ne de ahlaki alana yasal mdahale yoluyla temellen
dirilen bir etik araynda olduunu da teslim eder. 8 Son kertede, Foucault'yu
parrhesia pratiklerini incelemeye sevk eden ey byle bir etik araydr.

il. Parrhesia'nn Etik Pratiklerini na Etmek


Foucault hakikati syleme modelini henz yaymlanmam son derslerinde
gelitirdiinden, bu iddialar analitik bir ereveye yerletirmek iin yorum
layc bir alma yapmak gerekir. Foucault bu derslerde sunduu ok eitli
parrhesia rneklerinde balam ve karakter zorunsuzluklarnn iinden b
yk bir zenle analitik mtereklikler karr. Parrhesiatik pratikleri hakikat
anlatcsnn maddesinde yani konumasnn ieriinde deil, balam ve
konuma tarzn dikkatle tartnda temellendirir.9 Foucault, bunu yapabil
mek iin, dikkatleri baka bir tarafa, yani bu otoritelerin, nce izleyiciler ta
rafndan deerlendirilmesini sonra da kendilerinin izleyicileri eitebilmesi
ni salayan toplumsal pratikler ama yerletirilmesine evirir. Bu figrlerin
konumu Foucault'nun onlarn etiklerinin alameti hakkndaki iddialar ba
kmndan kilit bir nem tar; bu figrlerin, gvenirlik adna Foucault'nun
modern bilirkiilikle zdeletirdii iki durumdan uzak durmas gerekir;
hakikat iddialarnn siyasilemesi ve siyasi iddialarn ahlakilemesi. Ama
ayn zamanda, parrhesiastes'in bireylere kendilik zerine etik bir almada
klavuzluk edebilmesi iin uygun kaynaklar olmas gerekir. Modern bilirki
iler bu kaynaklar siyasi makam ya da meslekte bulurken, antik parrhesias
tes baka bir yere bavurmak durumundadr.
Platon'un tiran il. Dionysos'la konumak zere Syrakusai'ya yapt seya
hat bu pratiklerin yapsna ya da Foucault'nun deyiiyle "parrhesia oyunu"na
7 Foucault, "Polemics, Politics, and Problematizations", s. 113.
8 Foucault, "On the Genealogy of Ethics", s. 255-6.
9 Bu tabiri Charles Taylor'n The Ethics of Authenticity kitabndan dn alyorum.

Cogito, say: 70-71, 2012

Michel Foucault'nun Son Derslerinde Ak Szllk, Risk ve Gven

dair ilk retici rnei ortaya koyar; sahiden de, Foucault'nun tekrar tekrar
dnd parrhesia olay budur. 1 Foucault'nun Platon'un Yedinci Mektup'ta
ki izahn yeniden anlatnda grlebilecei zere, Platon, Dionysos'un hem
akrabas hem de gzdesi olan Dion'un srarl talebi zerine onu ziyarete gider.
Tirann tam bir demokrata dntrlebilecei konusunda Platon'un kafa
snda pheler olsa da, Dionysos Platon'un hakimiyet ve kendine hakim olma
konusundaki yorumlarn bizzat iitmek istediini belirtmitir ve Platon da
bir almn olabileceini sezer. Bunun zerine Platon gemiyle Syrakusai'ya
doru yola kar. Bir sre sonra -kiinin kendi kendini ynetmesi zerine
eitli sohbetlerin, Platon'a kar dzenlenen birok saray entrikasnn ve son
olarak bu felsefi tasar hususunda Dionysos'un sergiledii ekingenliin ar
dndan- Dion, Dionysos'un gznden der ve bu deney Platon'un alelacele
Atina'ya doru yola koyulmasyla hzla sona erer.
Bu rnekte grlebilecei gibi, ilk parrhesia hamlesi -ak szl olduu
dnlen bir konumac aray (recherche)- iktidar meselesini gndeme ge
tirir. Parrhesia koullarnn iinde bir iktidar asimetrisi bulunur; gelgelelim,
Dionysos'un, Platon'un korktuundan, kiisel bir kar elde etmek istediin
den ya da dalkavukluk etme arzusundan deil de ak szl olmak uruna
konutuuna gvenebilmesi iin, sz konusu ilikinin hakikat syleyicinin
bamsz konumunu ispat edebilecek ekilde yaplandrlmas gerekir. kinci
hamlede ise hakikat syleyicinin otoritesi snanr (epreuve). Platon'un bam
sz konumas, Dionysos'un etik geliimini tevik edecek ekilde ak szl
bir biimde konumasn art komaz; rnein, Dionysos'a hi dokunmadan,
bilinen gerekleri bamszca dile getirebilir. Foucault hakikat anlatcnn
iddialarnn ve bu iddialarn ardndaki kanaatin kuvvetini snamak iin risk
ve belirsizlik koullarndan bahseder; bu koullar hem dinleyiciyi hem de
konumacy etkiledii iin, dinleyici de nceden belirlenmi bir sonuca do
ru ilerlemeyecek ekilde etkin katlm gstermelidir. Risk bu katlmn psi
kolojisini de derinletirir; parrhesia'nn amalar belirsiz olduundan, risk
Platon ile Dionysos'un umutlar ve korkular zerinde iler, zira onlar kendi
kanaatlerinin ve bu kanaatleri kamusal bir ekilde dile getirme yetilerinin
snrlarn snamaktadr. Parrhesia'nn nc hamlesinde ise katlmclar
ve kendi biimlendirici etkilerini balayan kayg (souci) ilikisinin duygu10 Foucault bu karlamay Platon'un Mektuplarnn 7. Mektup'unda sunulduu haliyle ele
alr. Bkz. Le Gouvernement du soi et des autres, 9 ve 23 ubat 1983, SA ve 98 CD'leri.; ayrca
bkz. Le Courage de la verite, 8 ubat 1984, CD 2A.

Cogito, say: 70-71, 2012

183

184

Nancy Luxon

lanmsal doas sz konusudur. Syrakusai rneinde, parrhesia oyunun bu


noktasnda ker; Platon'un dobra szlerini kaldramayan Dionysos onu l
drtmeye kalkr.
A. Bir Konumac Aramak

Syrakusai rneinde grld gibi, Foucault'nun byle bir model ina


etme yolunda ilk grevi, bir otoritenin iinde bulunup konuabilecei konu
mu ve byle bir figrn kendi szleriyle balantlandrd nitelikleri sap
tamak olmaldr. Eer modern otoriteler ve zellikle de modern "bilirkii
ler" hakikat iddialarnn iktidar iddialarn perdelediinden phe ediyor
sa, Foucault'nun parrhesiastes'inin byle bir sulamay reddedebilmesi, aksi
takdirde kendi otoritesini temellendirebilmesi gerekir. Syrakusai rneinde
bu nokta vurgulanmaktadr. Platon'un Dionysos'la karlamas herhangi bir
siyasi balamn dnda gerekleir - hatta, Syrakusai bir demokrasi olmad
iin, sz konusu karlama demokratik kurumlarn arka plandaki destei
bile olmadan geliir. Bunun yerine, Foucault otoriteyi toplumsal balamca
tanmland haliyle ama kurumsal konumdan bamsz olarak kavrar.
Parrhesia otoritesini temellendirmek iin Foucault nce parrhesiastes'i di
er konumaclardan ayrmaya giriir ve parrhesiastes'in rolnn sk skya
kurumsallam bir meslekle snrlanmadn, bilakis balamsal bir ekilde
gelitiini vurgular - en temelde, parrhesiastes'in zne-oluumundaki rol
iin kimi sonular olan bir ayrmdr bu. Foucault parrhesiastes'in meslek
itibariyle bir felsefeci ya da herhangi biri olabileceini belirtir; kurumsal
lam bir otorite konumundaki biri (rnein, Seneca gibi, bir felsefi okulun
ba) ya da belirli bir yaa gelmi ve ciddi bir karakteri olan herhangi biri
olabilir. 11 Bir pedagog, yakn bir dost, bir sevgili -ya da istisnai durumlarda
birden- olabilir ki, Sokrates ile Alkibiades arasndaki iliki bunun bir
rneidir. Henz kemale ermemi (qui n'ait pas encore atteint sa maturite) ya
da kendine hakim olamam biri iin geici bir rehber olabilir. 12 Ya da bir
kiiye hayat boyunca rehberlik eden biri olabilir. Bir yandan roln pedago
jiden dn alrken te yandan da ruh-ynetmeni ileviyle, sz konusu role
11 Metindeki "biri" derken ngilizcede erkek zamiri olan "he"ye bile bile bavurulmutur.
Parrhesia'ya dahil olabilenler erkek yurttalard; parrhesia kadnlar, kleler ve yurtta
olmayanlarca icra edilemiyordu.
12 Le Courage de la verite'de (1 ubat 1984, CD lA) bu ayrm gelitirilir. Ayrca bkz. Le
Gouvernement du soi et des autres, 12 Ocak 1983, CD 2B; ve Fearless Speech, s. 9-23.

Cogito, say: 70-71, 2012

Michel Foucault'nun Son Derslerinde Ak Szllk, Risk ve Gven

siyasi tavsiye tonu katabilir, Sokrates'in Lakhes'teki rol byledir.13 Bu roln


tbbi pratikle de alakas vardr, doktor-felsefeci Galenos bunun bir rnei
dir, zira gerek ruhu gerekse de bedeni kapsayan bir hayat-rejimine ballk
tavsiyesinde bulunur. Foucault'nun bireylerin retimi konusundaki nceki
eserlerinde bulunan birok tandk tema -matrise (hakimiyet, yapabilme ye
tisi), ruhun ynelimi vb. temalar- bu ilk tanmda kalsa da, bunlara verilen
kymet ve znellik (ve otorite) ile olan ilikileri deimitir. Ele alnan eitli
parrhesiastes'lerin otoriter konumlar, modern "bilirkii"nin otoriter konum
larndan ok daha akkan ve farkl ekillerde yaplanmtr; kurumsal de
il, balamsal olarak tanmlanmlardr.
Foucault'nun balam zerindeki srar parrhesiastes'i kurumsal ncelik
lere kat katya bal kalmaktan azat eder ve dikkatleri toplumsal balama
gml figre ynlendirir. zel olarak, parrhesia tp ve pedagoji sanatlarn
dan faydalanr. Hakikat syleyicinin otoritesiyse bu sanatlar destekleyen
kurumlara deil, bunlarn tekniklerinin kendine zg uygulamalarna da
yanr. Foucault yle der:
Parrhesiastes bir profesyonel deildir ve parrhesia, parrhesia pratiinin
teknik veheleri olsa da, bir teknik ya da meslekten tamamen farkldr.

Parrhesia bir meslek deildir, tanmlanmas daha zor olan bir eydir; bir
tavrdr, erdemden doan bir var olma halidir. 14

Foucault bylece parrhesia'y konumacnn takdiriyle uygulanan bir dizi


pratik olarak konumlandrr -"bir eyleme tarzdr, bir dizi prosedrdr, bir
amaca doru birlemi bir dizi pratiktir"- 15 ama elbette parrhesia salt tek
nie indirgenemez. Foucault bunun aksine konumacnn zihinsel dengesini
ve ferasetini vurgular ve bu suretle kural temelli, e vrensel bir yntemsel
likle rtk bir kartlk karr. Parrhesiastes'i incelemek iin, dinleyicilerin
inat tikelliklerinde bu pratiklerce var edilen figr mercek altna almalar
gerekir. Bunu yapabilmek iin de, parrhesiastes'in genelden tikele ve kendi
hakikat anlayndan nndeki dinleyicilerin tikellerine hareket etmesini
salayan tekniklerini deerlendirirler.
13 Byle bir parrhesiastes tanm ile Kant'n "Aydnlanma Nedir?"inde bahsettii muhafzlar
arasnda gl bir benzerlik vardr.
14 Bkz. Le Courage de la verite, 1 ubat 1984, CD lA.
15 Bkz. Le Courage de la verite, 1 ubat 1984, CD lA.

Cogito, say: 70-71, 2012

185

186

Nancy Luxon

Balam vurgulamak suretiyle Foucault dinleyiciyi parrhesiastes'i kendi


bana deerlendirmeye mecbur eder; ne otoritesi ne de etik erdemi kural
temelli bir etie atfedilebilir. Bu ayrm en iyi haliyle Fouault'nun en radikal
rneinde, yani bir "skandal hayat" (la vie scandale) srdrmek yoluyla in
sanlar aka kkrtmaya alan Diyojen' de grlebilir. Szl iddetli ele
tirilerden ar ilecilie ve alenen mastrbasyon yapmaya kadar uzanan bir
dizi kamusal eylem yoluyla Diyojen toplumsal teamllere ve onlarn suni bir
eyden daha fazlas olduklar yolundaki iddialara kafa tutmaya almt.16
Gelgelelim, onun eylemleri kendi takipilerince ya da kural koyucu iddia
larn dorudan uygulanmasyla yeniden retilebilecek ekilde tasarlanma
mt. Evrensel bir konu, ideal toplumsal adetler konusundaki genellemeler
ne parrhesiastes'ten ne de parrhesiastes'in hitap ettii insanlardan elde edi
lebilir. Bilimsel ya da brokratik prosedrlerin benzer bir ekilde bilimci ya
da brokrat figrn rettii iddia edilebilecek olsa da, onlarn hakikat ve
erdemle olan ilikileri farkldr.17 Foucault hakikat ile parrhesia konuma
syla dorulanarak kurulan ilikinin, konumacnn kendi erdemi ve kendi
ruhunun doasna dair bir kant olduunu ileri srer. Bilirkii ise, kendisini
evreleyen toplum (rnein iyi bilimin erdemli bir yan rn olan, nesnel
tarafsz! k gibi) belirli bir mesleki vasf geerli kld lde "erdemli"dir, o
da ancak dolayl olarak. Parrhesiastes ise toplumsal pratiklerin dndaki er
demli bir dzene referansla var olmaz. Aksine, bir birey olan parrhesiastes'in
toplamda bileik bir tavr, var olu hali ya da yatknl meydana getiren tikel
nitelikleri ve erdemleri parrhesia tekniklerine hkmeder. 18
Foucault bylelikle parrhesiastes'in igal ettii yapsal otorite konumunu
deitirir. Parrhesiastes'in herhangi bir zel itibar olmad ve herhangi (si
yasi ya da baka trden) bir kurumla aka ilikili olmad iin, makamn

16 Foucault Diyojen'in "dolamdaki parann deerini deitirin" iar hakknda uzun uzadya
konuur. Antik Yunan'da "dolamdaki para" iin kullanlan szcn "hukuk" szcy
le ayn kkten geldiini belirtir. Dolamdaki para, tpk hukuk gibi, bireyler arasndaki
etkileimi ve mbadeleyi kolaylatrr. Foucault'ya gre, Diyojen'in eylemlerinin teamln
hukuka benzer doasna meydan okumalar olarak yorumlanmas gerekir. Bkz. Le Courage
de la verite, 21 Mart 1984, CD 9B.
17 zellikle de bilim ve siyasete dair mesleki yetilerin nitelikleri hakkndaki denemeleri
nda bakldnda, Weber'in bilimciyi ve brokrat ele al bu noktada nemli bir refe
rans noktasdr. Bkz. Goldman, Politics, Death, and the Devil ve Owen, Maturity and Moder

nity.

18 Byle bir ayrm, genel olarak, Kant'n kural temelli etii ile Aristoteles'in erdem temelli etii
arasndaki ayrma tekabl eder.

Cogito, say: 70-71, 2012

Michel Foucault'nun Son Derslerinde Ak Szllk, Risk ve Gven

otoritesine mracaattan mahrum kalr. 19 Syrakusai rneinde olduu gibi,


"parrhesiastes hitap ettii kiiden daima daha gszdr. Parrhesia, deyim
yerindeyse, 'aadan' gelip 'yukar' ynelir. te bu yzdendir ki antik bir Yu
nanl, bir ocuu eletiren bir retmenin ya da babann parrhesia kullan
dn sylemez."20 Parrhesiastes, pedagojik temayllerine ramen, kurum
sallam bilgiyle herhangi bir balant iinde olmadan var olmaya devam
eder.21 Tanml bir kurumsal rol olmayan parrhesiastes, rza salamak iin
Makyavelist yaptrm tehdidine ya da hikmet-i hkmete bavuramaz; buna
bal olarak, muhatabn nezdinde korku ve kiisel kar eylem saiki olmaktan
kar. Sonu olarak, parrhesiastes'in szlerine, ister kii merkezli, ister rgt
sel, isterse de bilimsel olsun, herhangi bir kar ekil vermez - daha dorusu,
byle olmak zorunda deildir. Ne var ki, Foucault da parrhesiastes'i soyut,
semavi bir hakikat dnyasna yerletirmez; parrhesiastes bakalarndan ayr,
felsefi bir yalnzlk iinde yaamaz. Foucault hakikat ile iktidarn birbirinden
ayr ve birbirine kart olduu yolundaki inancn, iktidar ile bilirkiiliin ta en
banda birbirine balanmasna olanak tanyan ey olduunu hatrlatr. Aksi
ne, Foucault parrhesiatik konumann, hakikati siyasete indirgemeden ya da
sahtekar bir ekilde bunlarn birbirinden ayr olduunu iddia etmeden, siya
setten belirli bir uzaklkta durduunu vurgular.22 Parrhesiastes'in mutlak ba
mszl onu hakikat iddialarn dorudan siyasete uygulamaktan alkoyar.
Foucault, parrhesiastes'in yapsal bamszln vurgulamak suretiyle,
parrhesiastes'in motivasyonlarnn olas kaynaklarn hakikat anlatcsnn
kiisel kanaatleriyle snrlandrr. Foucault parrhesiastes'in, dier hakikat
anlatclarnn aksine, sadece kendi adna konutuunun altn izer. Onun
szleri kendi erdemlerini ve karakterini yanstr: "[Parrhesia] bir erdem ve
[bir karakter] niteliidir: parrhesia's olanlar vardr ve parrhesia's olmayan
lar vardr. Bu ayn zamanda bir devdir; neticede, kiinin parrhesia yetisini
ispat edebilmesi gerekir. Ve son olarak, bu bir tekniktir, bir prosedrdr..."23
19 Olas bir istisna, Euripides'in ayn ad tayan oyunundaki Ion' dur. Foucault Ion'un Atina'nn
kurucusu eklindeki sonraki roln ifa edebilmek iin, hem yurttalkla beraber gelen
konuma haklarn edinmesi gerektiini hem de birinci snf bir yurtta olmas gerektiini
belirtir.
20 Foucault, Fearless Speech, s. 18.
21 Foucault meslekten felsefeciler ya da profesrlerin aksine, parrhesiastes'in kendi kendini
yeniden retmeyi amalayan geleneksel bir bilgi zincirinin paras olmadn syler. Bkz.
Le Courage de la v!rit!, 8 ubat 1984, CD 2A.
22 Bkz. Le Courage de la v!rit!, 8 ubat 1984, CD 3A.
23 Bkz. Le Gouvernement du soi et des autres, 12 Ocak 1983, CD 2A.

Cogito, say: 70-71, 2012

187

188 Nancy Luxon

Bu tr konumaya ikin dev hissi kiinin kendine kar bir ykmll


n yanstr; parrhesia bir demokraside de, bir monaride de, bir diktatr
lkte de vuku bulabilir, ama zorla yaptrlamaz. Dolaysyla, Platon tiran
Dionysos'u ziyaret ettiinde, bunu demokrasiye duyduu soyut bir aktan
tr, siyasi bir ykmll yerine getirme gayretiyle ya da Dionysos'taki
rtk demokratik eilimler yznden yapmaz. Aksine, Platon, sz konusu
karlamann hayrl bir karlama olabilecei (ki hi de doru kmayan
bir deerlendirmedir bu) konusunda hem kendisini hem de Dionysos'u ikna
eden Dion'la olan dostluundan etkilenir. Platon'un motivasyonlar karma
ktr ve Foucault'un belirttii gibi, Platon'un kendi kimlii ve kendisiyle
olan ilikisi erevesinde anlalabilir. 24 Platon Dion'un kendisine duyduu
gvene ihanet etmek istemez, felsefi iddialarn (logos) kendi eylemleriyle (er
gon) balantlandrmaya mecbur hisseder ve Dionysos'un meydan okunmaya
ak olabileceine inanr - bu deerlendirmelerin her biri kiiseldir. Nitekim,
parrhesia'y ne siyasi ykmllk ne de siyasi hak iddialar harekete gei
rir. 25 Parrhesia bir devdir ama ancak parrhesiastes' in drste konuarak
kimliini oluturan kendisiyle ve ak szllkle zgl ilikileri muhafaza
etmeye almas anlamnda bir devdir. Kader ya da gelecek adna konuan
peygamberin ya da mutlak bir hakikat adna konuan bir bilgenin aksine,
parrhesiastes kendi szlerinin kiisel sorumluluunu stlenir. 26
Bu nokta Sokrates'in Kriton'da Atina'y terk etmeyi reddettii argma
n akla yeniden getirir, zira byle yaparsa kendi kimliini kaybedecektir.
Sokrates'in Savuma ve Kriton'daki performansnn parrhesia olarak dnl
mesi gerekse de, Syrakusai' daki hadise o metinlerde rtbas edilen, kiinin
kendine ynelik ykmllnn bir boyutunu aa karr. Parrhesiastes'in
kendine ynelik ykmll otomatik olarak siyasi cemaate dair bir ykm
ll beraberinde getirmez. Sokrates'in Kriton' da Yasalar ile olan muhayyel
diyalounda, bsbtn alaya ald bir mahkeme tarafndan verilen bir yar
gya nasl uyabilecei izah edilirken, Syrakusai hadisesi ise Platon'u herhangi
bir siyasi cemaate aka balamaz. 27 Platon bu seyahati kendisine iletilen
bir davetiye zerine yapar, demokratik Atina'nn bir elisi sfatyla deil. Ve
24 Bkz. Le Gouvernement du soi et des autres, 9 ubat 1983, CD SA.
25 Bkz. Le Gouvernement du soi et des autres, 11 Mays 1983, CD 1 lA.
26 Bkz. Le Courage de la verile, 1 ubat 1984, CD lB.
27 Foucault, sinik Diyojen'i "ister Atinal, ister Korintliler, isterse de Romallar olsun, tm
dnyaya seslenen" biri olarak tartrken siyasi cemaat hakkndaki bu iddiay radikalletirir.
Bkz. Le Courage de la verile, 21 Mart 1984, CD 9B.

Cogito, say: 70-71, 2012

Michel Foucault'nun Son Derslerinde Ak Szllk, Risk ve Gven

Foucault'nun belirttii gibi, Platon bu daveti kabul etmeye mecbur deildir;


parrhesiastes eklindeki konumu, herhangi bir durumda, kendi hayatn tehli
keye atmasn gerektirmez. Buna karlk, bir parrhesiastes'in konumasnda
ki ak szllk onun kendi szleri ve eylemleri erevesinde deerlendirilir,
parrhesiastes'in geni bir siyasi cemaate olan mensubiyeti erevesinde deil.
Parrhesiastes'in dinleyicisine gre konumu bu kiisel sorumluluk unsurunu
vurgular; parrhesiastes, kendi kiisel niteliklerini inceleyen bakalar tarafn
dan aranr, ona bundan sonra kendileri hakknda ak szl bir ekilde konu
ma otoritesi verilir. Buradaki kayda deer istisnalar, bazen Sokrates ve belki
de, agora' da gezinenler karsnda rezalet karmaya alan sinik Diyojen' <lir.
Ama bu rneklerde bile, onlarn dinleyicilerinin kulaklarn tkayp kendi yol
larna gitme tercihi vardr. Netice itibaryla, zorlama ve ykmllk parrhe
siastes ile dinleyici arasndaki ilikiyi yaplandrmaz ve parrhesiastes ne bir
kurumun ne de siyasi bir birliin hayatta kalmas iin emek harcar.
O halde, parrhesia kullanmak iin gerekli etik karakter konumac
nn ak szl konumann ykn tek bana tama yetisine dayanr.
Parrhesiastes'in, srf baka trden bir belagate bavurduu sulamasndan
kanmak iin, yle bir konuma yolu bulmas gerekir ki, kendi szleri ve
motivasyonlar yalnzca kendi kanaatlerine hamledilebilsin. 28 Byle bir yk
kolayca tanmaz -herkesin de byle bir yk srtlanmas beklenmez zaten
ve azimli olma yetisi, feraset ve yarg yetisi ve her eyden nce kiisel adan
tehlike altna girmek pahasna ak szl bir ekilde konuma cesaretini ge
rektirir. Bu hakikat anlatcs, modern bilirkiinin aksine, kuatc siyasi ve
mesleki kurumlarn yaltmndan ve desteinden yoksundur. Foucault, bu
niteliklerin kahraman kalbna kar kmak iin, srtn "anti-kral" diye ad
landrd Diyojen figrne yaslar. 29 Her ne kadar Diyojen rezalet karma
kabiliyetinin nimetlerinden olabildiince faydalanm olsa da, kamusal dav
ran azimli (ilecilik uranda acmasz olmak anlamnda), ferasetli (re
zilce eylemleri zerine dnlmemi normlarla ylmadan eletirme anla
mnda) ve cesurdu (alaya alnma karsnda kaytsz olma anlamnda). Fakat
kabul etmek gerekir ki Diyojen parrhesia diye dnlebilecek eyin snrla
rn zorlar; hatta onun retilerinde toplumsal teamln snrlar eletirilir.
28 Parrhesia tanmlanmas zor bir kategoridir, nk ksmen dier tr konuma biimlerine
kartlk iinde tanmlanr. Dinleyici parrhesia'y ksmen, belagat dahil olmak zere, dier
konuma biimi adaylarnn elenmesi sayesinde tespit eder.
29 Bkz. Le Courage de la verite, 21 Mart 1984, CD 9A.

Cogito, say: 70-71, 2012

189

1 90 Nancy Luxon

Foucault, parrhesiastes'i makam, cemaat ve prosedrn yetkeli destein


den yoksun brakmak suretiyle, kiinin kendi otoritesini srf olumlamakla
kalmayp onu dorudan doruya ispatlamas gerektiini vurguluyordur za
ten. Kurumsal etkileimin salad alkanlklar ve tahmin edilebilirlikten
mahrum olan parrhesia hakikat anlatcnn karakter niteliklerine dayanr;
bu niteliklerin siyasi makam ya da meslein yetki verici ilevine karlk
gelebilecek ekilde ilev grmesi gerekir. Foucault -belki de haksz bir e
kilde-30 hem parrhesiastes'e hem de, bir sonraki ksmda greceimiz gibi,
parrhesiastes'in muhatabna belli bir zerklik verir; bunu yapmaktaki tek
gayesiyse, bunlarn birbirleriyle olan ilikilerini bu bamszln snav ve
dorulanmasna dntrmektir. Bu tehlikeli karlama, biraz elikili bir
ekilde, parrhesiastes ile dinleyici arasndaki duygusal ba younlatrr ve
nihayetinde bu ba bir gven ilikisine dntrr.
B. Hakikati Syleyeni Snamak
Parrhesia oyununa dair bu n taslak dinleyicilerin parrhesiastes'in ba

mszlk iddialarn nasl aratrp inceleyebileceini grmemizi salasa da,


henz elimizde dinleyicinin parrhesiastes'in iddialarnn salamln nasl
snadna ya da kendi zerklik kapasitesini nasl gelitirdiine dair bir izah
yok. Birinin geici olarak otorite seilmesi, onlarn bir sre sonra hakikat an
latcnn iddialarnca ayartlma olasln ortadan kaldrmaz - ve ayartma,
bamllkla sonulanp sonulanmayaca bilinmeyen belli belirsiz bir zor
lamadr. Bu noktada, Foucault'nun modelinde angajman kurumsal prosedr
den baka bir eyin desteine ihtiya duyar. Hatta Foucault parrhesiastes'in,
30 Antik dnemdeki siyaset teorisi zerine alan akademisyenler parrhesiastes'e ve onun
muhattaplarna kiisel serbestlik konusunda ok fazla kapasite atfettii iin Foucault'yu
eletirmitir. Foucault'nun antik dnyadaki znellii ele alnda bireylerin bir btnn
paras olduunun gz nnde bulundurulmadn, yani bireylerin polis iindeki, bir ha
kikat dzeni iindeki yerleri erevesinde ya da kendi davranlarn gzellik ve dzene dair
daha genel ilkeler erevesinde rgtleyen kiile olarak dnldn ne srerler. Pier
re Hadot'nun eletirisiyse daha radikaldir, zira Foucault'nun hem bavurduu antik metin
lerde zgrlk ve znelliin yerini yanl bir ekilde yorumladn, hem de Foucault'nun
parrhesia ve nefsin bakm yoluyla bir "varolu estetii" gelitirme abalarnn on dokuzun
cu yzyl zppeliinin bir baka versiyonundan baka bir eye denk dmediini ileri srer.
Bu nemli eletirilere karlk olarak (ve Bernard Williams'n izinden giderek), Foucault
hakikatin kendisinden ziyade hakikati syleme yatknlklaryla alakaldr. Hakikati syle
yenleri deerlendirmek iin antikler modernlerden daha farkl ltler kullanm olsa da,
bu tr ltlerin var olmas bu noktada Foucault'ya bir miktar serbestlik tanmaldr. Bkz .
Pradeau, "Le sujet ancient e t I'ethique moderne"; Hadot, L a philosophie comme maniere de
vivre, s. 215; ve Williams, Truth and Truthfulness: An Essay in Genealogy.

Cogito, say: 70-71, 2012

Michel Foucault'nun Son Derslerinde Ak Szllk, Risk ve Gven

arasal olan siyasal ve kurumsal kanaatten ya da kiisel kardan deil de


kiisel kanaatten doan bir mantksal ve duygulanmsal iddialar karmn
temel alarak konutuunu savunur. Foucault sz konusu destei riskte bulur.
Risk, ilk bata kiisel kar kaynakl motivasyonlarn ihtimalini asgari dze
ye ekmek suretiyle parrhesiastes'in ak szlln ve otoritesini kantla
may salar; daha sonra parrhesia oyununda eitsel bir ama edinir.
Foucault bu snamann ilk bileenini -dinleyicinin angajman- sorgula
ma gcn dinleyicilere aktarmak suretiyle gelitirir. Parrhesiatik hakikat
anlatcl modern "itirafa dayal konuma"yla belirgin bir tezat iinde, ko
numaclar ile dinleyicilerin rollerini tersine evirir; hocasna itiraf eden ve
bylece kendi anlatsn hocasnn muhayyel arzularyla ekillendiren ren
cinin aksine, parrhesiastes esas olarak dinleyicinin sorgulamasna tabi hal
de konuur. Bu sorgulama parrhesiastes'in otoritesini snar ve yeniden tesis
ederken bir yandan da, Foucault'nun savna gre, dinleyicinin roln dei
tirir. Dinleyici ne saf, ocuksu bir edayla kulak veren kii roln ne de hissiz,
sessiz teki roln stlenir; aksine, konumacy konumasnn ardndaki
uslamlamalar gerekelendirmeye bilfiil zorlar. ikna olmama hakkn korur
- ve ikna etmek parrhesiastes'in hedefi deildir; konumac ne ikna etmeyi

ne de elendirmeyi amalar. 31 Parrhesia modelinde, samimiyet, tartmann

bir nkoulu deildir; bilakis, etkileimin tm srecinde devaml olarak


snanp yeniden tesis edilir. Dinleyicinin angajman ve glenmesi oyundan
kma hakkyla daha da gvence altna alnr; eer biri yolda Diyojen'e rast
layp onun kaba yorumlar ya da aleni skandallar nedeniyle kendini aa
lanm hissederse, etkileime dahil olmak yerine uzaklap gidebilir. Dolay
syla, parrhesiastes'in otoritesi muhatabn zerkliine herhangi bir kstlama
getirmeden yerletirilip icra edilir.
Katlmclar byle silahlandrmak suretiyle -Foucault sinik parrhesia'y
aka "mr boyu zrh" diye adlandrr- Foucault her trl asimetrik kar
lamaya ikin riski slah etmeye balar. Parrhesia oyunundaki risk iktidarn
suiistimal potansiyelini deil, etik geliim potansiyelini iaret eder. Foucault

parrhesiastes'in hakikat iddialarnn inanlr hale gelebilmesi iin, iddiala

rnn tanm itibariyle riskli olmas gerektiini tekrar tekrar ileri srer. 32 Bu

31 Bkz. Le Gouvernement du soi et des autres, 11 Mays 1983, CD llB.


32 Foucault unlar ilave eder: "Bu konuma ediminin konumac etrafnda tanmlanmam
ya da kt bir ekilde tanmlanm bir risk aan baskn bir unsur oluturduu andan
itibaren, bunun parrhesia olduu sylenebilir." Foucault parrhesia'y John Searle'n
tartt performatif konuma edimleriyle karlatrr. Bu tr performatifler ister rtk

Cogito, say: 70-71, 2012

191

192 Nancy Luxon

tr konumalarn parrhesia saylabilmesi iin hem hakikatle hem de dinle


yiciyle, konumacy olas tehlike altnda brakan bir iliki iinde olmas ge
rekir. Parrhesiastes'in hakikati dile getirme cesareti olmas gerekse de, (ister
Meclis isterse tek bir kii olsun) muhatabnn da destekleyici roln kabul
etmesi, (Meclis'te olduu gibi) gr asndan, (Prens durumunda olduu
gibi) tutkular ve karlar asndan ya da (birey durumunda olduu gibi)
kiinin krl ve cehaleti asndan zararl olabileceini bilerek hakikati
kabul etmesi gerekir. Demek ki gerek dinleyicinin gerek parrhesiastes'in bu
"oyun"a dahil olabilmek iin "soylu bir ruh"u olmas gerekir. 33 Foucault u
kesin sonuca varr: "ki kelimeyle sylemek gerekirse, parrhesia hakikatin
cesaretidir. Ne olursa olsun, dnd hakikati btnyle syleme riskini
alan konumacnn hakikat cesareti ama ayn zamanda iittii incitici ha
kikati doru kabul eden muhatabn hakikat cesareti."34 Gramer kurallarn
retmek -bu Foucault'nun rneidir- bir ekilde hakikate uygun olabilir
ama konumacnn eitli ilikilerinin doruluunu sorgulamaya yol aacak
zorunlu risk unsurundan yoksundur. Demek ki parrhesia her eyden nce
risklidir.
Sonuta ortaya kan parrhesia oyunu Foucault'nun gz nnde bulun
durduu eitli balamlarn iinde az da olsa farkllk gsterir. Diyojen' de,
parrhesia skandala yol aan, kamusal provokasyon biimine brnr;
Sokrates'te, belirli bir sorgulama ve dier yurttalar iin kayg duyma bii
midir. Bu farkl rneklerde deimeyen husus katlmclar arasndaki ago
nizm ya da kar karya gelme hissidir. zellikle de Le Gouvernement du
soi et des autres'te Foucault bu etkileimi bir "mzrak dv" (la joute) diye
adlandrr. Hakiki sylemin (le discours vrai) ancak bir rekabet ortamnda
ortaya ktn ne srer: "Bir mzrak dv yoluyla, atma yoluyla, kar
karya gelerek, rekabet ederek."35 Parrhesia'nn etkili olabilmesi iin, her iki
tarafn da incinme riskine girmesi gerekir. Parrhesiastes'in u riskle yzle
mesi gerekir:

ister belirtik olsun kur umsal kodlar var ederken, parrhesia bu kodlardan ayrr ve bir
olaslk ve tehlike alan (champ) aar. Bkz. Le Gouvernement du soi et des autres, 1 Ocak
1983, CD 28.
33 Foucault bu terimi Aristoteles'in Nikomakhos'a Etik'inden dn alr. Bkz. Le Courage de la
verite, 1 ubat 1984, CD lA.
34 Bkz. Le Courage de la verite, 1 ubat 1984, CD lA.
35 Bkz. Le Gouvernement du soi et des autres, 2 ubat 1983, CD 68.

Cogito, say: 70-71, 2012

Mic hel Foucault'nun Son Derslerinde Ak Szllk, Risk ve Gven

[M]uhatap ald kiiyle ilikisiyle balantl [bir] risk. Parrhesia'nn var


olabilmesi iin, parrhesiatik bir ekilde konuurken kiinin diyalou tesis
edip rneklerle desteklemesi ve dier kiiyi incitme, tahrik etme, kzdrma
riskini ve en u iddet eylemlerine yol aabilecek birtakm davranlar
srdmeyi gze almas zorunludur. Demek ki hakikat iddet riskinde var
olur.36

Burada, parrhesiastes syledii szlerle dostluunu, ilikisini, itibarn ve


:aman zaman cann riske atar. ilk bata bu risk onun samimiyetine dela
let eder; oyun ilerledike, giderek deiken hale gelir ve hem parrhesiastes'i
lem de onun dinleyicisini kendi iddialarnn snrlarn incelemeye zorlar.

l'arrhesia, sonularn ar belirsizlii ya da zorunsuzluuyla, tamamen ba


arsz olma riskine der - Platon'un Dionysos'la karlamas da baar
szlkla sonulanmtr. Bununla birlikte, parrhesiastes kendi (zorlayc ol
mayan) otoritesini snrlarna kadar esnetmeyi tercih ederken muhatabnn
parrhesia oyununda kendi roln srdremeyebileceini ve iddete bavura
rak oyunun snrlarn ihlal edebileceini idrak eder. Bu dier mlahazalar
balangtaki risk iddiasnn -konuucunun samimiyetine delalet ederler
yeniden ele alnmasn salar. Risk sahiden de bu ilevi yerine getirir ama
buna ek olarak parrhesia angajmann da devam ettirir ve bu etkileimin
kendilik zerinde i grmesini salar; meydan okumann zorluu ve oyunun
snrlarnn tesine geme imkan olmadan kii kendini gelitiremez.
Aydnlanma'nn daha sonraki zne-oluumu tasarlarnn aksine, ne ha
kikat iddialar ne de bu angajman sonucunda kiinin kendi kendini sorgula
mas katlmclarn herhangi birini zgr klacaktr. Foucault'nun modelinde
ruhun saflnn zgrletirici hakikate yol amas yerine, merak, arpma,
cesaret, dayankllk ve kararllk biimini alm olan ak szllk mcade
lesi srecine kymet verilir. 37 zgrlk ulalacak deil icra edilecek bir ey
dir: "Parrhesia'da, konumac kendi zgrln kullanr ve inandrma yerine
drstl, sahtelik ya da sessizlik yerine hakikati, hayat ve gvenlik yerine
lme riskini, dalkavukluk yerine eletiriyi ve kiisel kar ve ahlaki kaytszlk
yerine ahlaki devi tercih eder."38 Devam edegelen, her iki katlmcy tamamen
36 Bkz. Le Courage de la verite, 1 ubat 1984, CD IA.
37 Bu nitelikler Foucault'nun Kant'n "Aydnlanma Nedir?"indeki Unmndigkeit (reit olma
ma) tartmasyla zdeletirilen niteliklerin ayna aksini oluturur.
38 Vurgu benim. Foucault, Fearless Speech, s. 19-20.

Cogito, say: 70-71, 2012

193

1 94 Nancy Luxon

angaje eden dinamik bir sretir bu. Parrhesia bilhassa konumacnn kendi
zgrln, baka birini etkilemek iin deil, kendine ait bildirimsel bir ifa
dede bulunma riskine girmek adna talep eder - bu ifade, oyunun kurallar
n snar; o kurallar ve konumacnn otoritesini yeniden retmez. Parrhesia
oyunu her iki tarafn ruhunun zerinde i grebilmek iin sz konusu taraf
savunmasz hale getirmek durumundadr. te ancak o zaman muhatap al
nan kii, parrhesiastes'in szleriyle yaltaklanmadndan ya da kendi karn
gzetmediinden emin olabilir. Ve ite ancak o zaman, muhatap alnan kii

parrhesiastes'in szlerinin kendini etkilemesine, kendisine zen gstermesine


ve nihayetinde kendini dntrmesine izin verecek kadar ona gvenebilir.

C. Balayc Kayg
Parrhesia'nn nceki iki hamlesi muhatabn savunmasz konumunu dikkat
le korumu ve hakikati syleyenin iktidar suiistimal etmesine mani olmak
iin parrhesia'nn yapsal erevesini ie komutu; ayrca, bu iki hamle dinle
yicinin etkin katlmn da gerektirmiti. Bununla beraber, parrhesia'nn ken
dilik zerinde etik bir almaya yol aabilmesi iin, bu savunmaszlklarn
zerinde allmas ve dntrlmesi gerekir. Parrhesiatik mzrak dv
merhametsizce bu savunmaszla dikkat eker ve katlmclar birbirine ve
kendilerine meydan okumaya yneltir; gelgelelim bu tr meydan okumalarn
suiistimal edici bir mahiyete brnmemesi iin, daha derin duygulanmsal
balarla var edilmeleri gerekir. Foucault bylece parrhesia modelinin bu ni
hai esine ikin olan duygulanm ve duyguyu ortaya koyar. Parrhesia'nn
son hareketinde, parrhesiastes'i dinleyicisine balam o ilk duygulanmsal
zeminin yerini alan bir "kayg" (care) ilikisi ortaya kar. Burada Platon'un
Syrakusai'ye yapt yolculuk, apansz, neredeyse iddetli bir ekilde sonu
lanmasndan tr reticidir. Dionysos'un gazab parrhesia oyununun nihai,
sonuca ulatran aamasna doru ilerlemesini nler; bu yle bir aamadr
ki ksmen duygulanma dayal olan bu iletiim dinleyiciyi duygulanmsal bir
karlk vermeye kkrtr ve nihayetinde onlarn eitimini mmkn klar.
Foucault, gerek parrhesiastes ile muhatap arasndaki duygusal, psiik
ba gerekse de sz konusu ilikinin pedagojik yapsn anlayabilmek iin,
"psychogogie" terimini tretir. 39 Bu iliki, pedagojiye "bienveillance"tan40
39 Bkz. Le Gouvernement du soi et des autres, 2 Mart 1983, CD 11A.
40 Foucault'nun "bienveillance" (hsn muamele) szcn kullanmas ilgin bir tercihtir,
zira bu szck Foucault'nun modern uzmanlkla ilikilendirdii "surveillance" (gzetim)

Cogito, say: 70-71, 2012

Michel Foucault'nun Son Derslerinde Ak Szllk, Risk ve Gven

dostlua ve erotizme kadar uzanan duygusal bir doku katan, hem dn


sel hem de duygusal bir yaknla dayal bir ilikidir. Psychogogie sayesinde,
parrhesiastes ile muhatabn balayan o ilk duygulanmsal ba daha esasl
bir kayg ilikisine dnr. Bu duygusal doku hem her trl zne-oluu
munun gerekleebilmesi iin bir nkoul hem de parrhesia'y kiisel kara
dayal belagat ve dalkavukluktan ayrmaya yarayacak bir baka aratr. Bu
ayn zamanda Foucault'ya psikoglar hatal bir yol izleyerek rencilerinin

"liberation"unu (kurtuluunu) ya da "desalineation" (yabanclamadan kur


tulmasn) salayan "mauvais doubles" den (kt kopyalar), yani "profesyonel
analistler" den ayrmasn salar - bu Aydnlanma' daki zne-oluumu izah
larn akla getiren bir tasardr ki, Foucault bunun bireyleri eitmekten ziya
de rettiini dnr. 41
Foucault bakalar iin konumaktan ok bakalar ile konuan parrhe

sia rehberleri, yani psikoglar iin farkl bir duygusal tablo izer. Parrhesiatik
mzrak dvnden doan iliki en iyi ekilde bu mcadeleyi itirafa dayal
konumann farkl aamalaryla karlatrmak suretiyle deerlendirilebilir.
Foucault itiraf bir gelenek olarak tanmlar:
[]tiraf gerekli klan, dayatan, deerlendiren ve yarglamak, cezalandr
mak, affetmek, avutmak ya da uzlatrmak iin mdahale eden bir otorite
[...]; yle bir gelenektir ki, salt dile getirme [...] dile getirende esasa ilikin
deiimler yaratr: Onu aklar, onun gnahlarn balar, onu temizler,
hatalarndan arndrr, azat eder, ona selamet vaat eder.42

Bu tasvirde vurgulanan gelenektir - tandk, dzenli bir prosedr, ahenk ve


dzen ynetiminde ve uygun bir arballkla alanm bir konuma bii
mi. Konumann dzenlenmi akna ilaveten, itirafn duygusal tablosu da
belirli hatlar boyunca, yarglama, cezalandrma, affetme, avutma ve uzla
ma zerinden ilerler. tirafta, itiraf edeni zneye balayan ba nce zorla
paralanr, sonra da onarlr; yarglama ve cezalandrma aamasnda, varlszcyle ayn kkten gelmektedir. Bkz. Le Gouvernement du soi et des autres, 9 Mart l983,
CD 13A.
41 Foucault bu "profesyonel analist" tanmn, Berkeley'de verdii, 8 Mays 1975 tarihli "Sy
lem ve Bask" balkl derste gelitirir. Bu dersin kayd Paris'teki l'Institut Memoires de !'
Edition Contemporaine'de bulunmaktadr.
42 Foucault, History of Sexuality, l. Cilt, s. 61-2 [Cinselliin Tarihi, s. 52 (eviri deitirilmitir
(ed.n.)].

Cogito, say: 70-71, 2012

195

196

Nancy Luxon

tehdit edilip sorgulanr, zne affedilirken merhamet gsterilir ve ardndan


bu iliki teselli etme ve uzlama aamas sayesinde yeniden ina edilir (ve
itiraf edenin otoritesi yeniden tasdik edilir). tiraf deneyimi, grnrdeki z
grleme vaadine ramen, tvbekarn gnah kartana balln pekitirir.

Parrhesia bunun tam tersi bir iliki tesis eder. tirafa dayal konuma ayin
sel bir ekilde tahmin edilebilir sonuca varr ve normallemeye zg belirlilik
ve disiplin hissini retirken parrhesia oyununun hedefi nceden belirlenmi
deildir. Netice itibariyle, parrhesia farkl olarak katlmclarn umutlarna ve
korkularna arda bulunur. Aama aama, logos devreye girer, zira parrhe

siastes syledii szleri merulatrmak ya da gerekelendirmek (donner rai


son) zorundadr - ardndan dinleyiciyi de aynsn yapmaya zorlar. Sonuta,
bu duygusal ban yn giderek parrhesiastes'in kiiliinden (ve kiisel otori
tesinden) kp ak szlle ve drst bir hayatn (une vraie vie) geliimine
ynelir. Parrhesiastes ile dinleyicinin kar karya gelmesi sayesinde kurulan
ihtiyatl gven imdi iki taraf karlkl bir ak szllk kaygsnda balar;
bu kaygy kuvvetlendiren -mesleki ya da siyasi ykmlln zorlamasn
dan ok- derin dnsel ve duygusal ve bylece kendilik zerindeki sonraki
almann zorlamaya deil de gnlle dayal olmasn teminat altna alr.
Foucault'nun modelinin hamlesi, bamlla katkda bulunmak yle
dursun, otoriteyle kurulan eitsel bir iliki sayesinde bir hayatn etik bir e
kilde ekillendirilmesine yol aar. Foucault, Lakhes'i Alkibiades ile yan yana
getirerek, kendi modelinin dinamizmi ve bu modelde kaygya yaplan vur
guyu metafizik bir izahnki ile kyaslar. ki diyalogda da nderlik, cesaret ve
drst konuma ele alnr. Lakhes belirli bir cesaret tanm konulmadan son
bulur, Alkibiades ise ruhun bedenden ve kiisel ilikilerden ayr ontolojik bir
gereklik olarak kefedilmesiyle sonulanr. Ruh, bu okumaya gre, tekinin
gzne bakarak kendini grmeye alan bir gz gibidir. nsan, ilahi olan
tefekkr etmek suretiyle, kendisindeki ilahi olan bulmay umar. Ne var ki,

Lakhes gayet farkl ileyen ve Foucault'nun kendi "varolu estetii"ne zm


semek istedii bir kendilik kaygs gelitirir. Bu kayg vurgusu kiinin kendi
lik kaygs sreci zerindedir; bu sre bariz biimde kiinin hayat boyunca
srer; Lakhes cesarete dair belirli bir tanmla deil, aka hem Sokrates
hem de muhattaplar nezdinde daha fazla eitim aramaya dair bir kararla
sona erer.43 Lakhes'te bu sre, ontolojik adan mstakil psieye ynlendir43 Bkz. Le Courage de la verile, 22 ubat l 984, 48 ve SA CD'leri.

Cogito, say: 70-71, 2012

Michel Foucault'nun Son Derslerinde Ak Szllk, Risk ve Gven

ek yerine, bizi bakalaryla mterek varoluumuzu nasl ynlendirdii


iz zerine dnmeye yneltir. Bu diyalogdaki kendilik, iyi dzenlenmi
ruh deil, kiinin kendi hayatn ve yaam (bios) sanatn meydana getiren
lareketlerdir. Ruh artk kendi tanrsallnn aynas deildir; aksine, kiinin
kendi kendini nasl idare ettiine dair bir snav ve bu idarenin icrasdr. 44
Ruh, o halde, bu bios'u ekillendirmeye yarayan bir konuma biimine yol
aar. Bu hakikat anlatcl tr bedenin zerinde ya da dnda belirli bir
metafizik gereklik yerletirmeye almaz. Aksine, bu hakikat anlatcl
bakalarna cesaretin zorunluluu konusunda srar etmenin ve onlara ha
yatlarna belirli bir ekil vermenin nelere mal olacan sylemenin riskini
ve tehlikesini gze alr. 45 Demek ki o mehur "rendre raison de soi'' ya ruhun
hakikatini kefedip dile getirme gibi metafizik bir greve ya da kiinin kendi
hayatna bir slup vermek gibi bir greve brnebilir.
D. Hakikati Syleme ve Bir Hayatn Biimi
Foucault bu modeli ortaya koymakla, bireylerin otoritelere baml olmak
tan kanma ve kendi gndelik pratiklerinin ak szlle ulamada kendi
lerine faydal olabileceine gvenme ihityacn da ortaya koyar. Foucault'nun
modelinde kendi normalleme kayglarnn ele alnd da savunulabilir ama
bir yandan da bu model daha genelgeer "korku liberalizmi"ndeki bariz za
limlikten duyulan endieye verilen bir yant olarak dnlebilir. Her iki
analiz de "korku dolu insanlardan oluan bir toplumdan korkar" ve "siyasi
hayatn temel birimlerinin ... zayflar ile gller olduuna" inanr.46 Gelge
lelim, korku liberalizmi daha sonrasnda, hkmete ynelik pheciliiyle
kurduu "psikolojik yaknlk"tan tr bir hogr etiine dnerken, Fouca
ult risk psikolojisini temel alan alternatif bir etik pratikler dizisi sunar.
44 Siniin dinleyicisine tuttuu "mirror brise" (paralanm ayna) ile karlatrn. Fikir
dzeyinde, byle bir paralanm ayna muhatab toplumsal ve felsefi teamln snrlar
zerine tefekkr etmeye mecbur eder. Bkz. Le Courage de la verite, 14 Mart 1984, CD 7B; ve
21 Mart 1984, CD 8B.
45 Bu deerlendirmenin mmkn olabilmesi iin, muhatabn unlar gelitirmi olmas gere
kir: "iktidarla giriilen bu parrhesia mcadelesinin esas etkisi muhatab yeni bir hakikate
ya da yeni bir z-farkndalk seviyesine ulatrmak deil, muhatabn bu parrhesia mcade
lesini iselletirmesini, kendi iinde kendi hatalaryla savamasn ve Diyojen kendi ken
disiyle naslsa onun da kendi kendisiyle yle olmasn salamaktr." Bkz. Fearless Speech,
s. 133. Mcadelenin bu iselletirilii Foucault'nun nceki Nietzscheci mcadele istencini
siyasiletirip dsallatrmaya ynelik hamlesini tersine evirir; bu konu hakknda bkz.
Owen, Maturity and Modernity, s. 204.
46 Shklar, "Liberalism of Fear", s. 29 ve 24.

Cogito, say: 70-71, 2012

197

198

Nancy Luxon

Foucault kendi "varolu estetii"ni kiinin kendi hayatn dini ya da pozitif


hukuktan bamsz ekillendirmesinin bir yolu olarak sunar.47 Parrhesia'da,
kiinin konumasn -ve en nihayetinde hayatn- bir kaba koyup kaynatran
pratikler, kiinin iddialarnn hakikat ieriinin nne geer. Foucault'nun
varolu estetii ise bunun yerine gzellik yani eclat ve mkemmellik kaygsy
la ekillenir. Bu estetik srekli bir yeniden ileme yani mise en forme gerekti
rir. Foucault bunun kendisine "Antik dnemdeki ahlaki deneyimin ve ahlaki
istencin merkezinde gibi grndn " ve "esas olarak bir kurallar sistemine
uyma olan bir ahlaktan ziyade bir kiisel etii arayan (recherche) bir ahlak
oluturduunu" ileri srer.48 Bu kendilik kaygs en az tanrlara, tapnaklara
ya da arklara gsterilen ihtimam kadar ilgi ister. Bu varolu estetii ruh
metafiziine ya da "kelimeler ve eyler" estetiine tezat tekil eder.49
Byle bir estetik hem dinleyiciyi hem de hakikat anlatcsn ekillendirir
ken, kelimelerin ve eylemlerin uyumu da parrhesiastes'i ideal olarak gveni
lir bir otoriteye dntrr. Lakhes Sokrates'e olan gvenini u szlerle dile
getirir: "Konuan kiinin sylemini ancak onun bios'unun, hayatnn uyum
iinde olduunda, kiinin sylemi ile kendisi arasnda bir ahenk olduunda
kabul ediyorum."50 Bu uyum eitli ekillerde salanabilir. Sokrates rne
inde bu uyum, onun szleri ile davran arasndaki btnlkten doar,
ki bu btnlk muhataplarnca mercek altna alnabilir. Konumas srekli
tehlikeye gs gerip bakalarn srece dahil ettii lde, bu uyum ta
mamen tekbenci kalamaz ya da bsbtn zel tasarlarn sonucu olamaz.
Ne var ki byle bir uyum illa ki parrhesiastes'i dinleyicisiyle ya da etrafn
daki kimselerle ahenk iine sokmaz; Sokrates'in makus kaderi malumdur.
Foucault'nun dier gzde rnei olan Diyojen gelenek ve teaml konusunda
ki pheciliini aka ortaya koymak suretiyle ok daha kastl bir ekilde
kkrtmaya ve skandal karmaya almt. Tekrarlamak gerekirse, byle
bir hayat tarznn Foucault'nun gznde bir dizi normatif tavsiyeden ziyade
bireysel bir tercih olduunu hatrlamamz gerekir. Byle bir uyumun gzel
lii ya da eclat's ksmen nadirliinden ve kiisel bir balanmann zorunlulu
undan doar. Herkes parrhesiastes olmayacaktr.
47 Foucault, "On the Genealogy of Ethics", s. 2 55-6; "The Ethics of the Concern of the Self as a
Practice of Freedom", s. 281-301. Ayrca bkz. "Une esthetique de l'existence", s. 1549-54.
48 Foucault, "Une esthetique de l'existence", s. 1550-51.
49 Ve bu yzden Foucault'nun ne nceden sahicilie kar gelitirdii argmanlar ne de dola
ysyla Sartre'a kar gelitirdii argmanlar yeniden ele almas gerekir.
50 Bkz. Le Courage de la verile, 14 ubat 1984, CD 3B.

Cogito, say: 70-71, 2012

r
Michel Foucault'nun Son Derslerinde Ak Szllk, Risk ve Gven

Byle bir eclat riskle ilikili olmasndan tr daha da krlgandr. Do


laysyla, parrhesia konumacsnn bu eclat'ya ulaabilmesi iin potansiyel
c larak birbiriyle badamaz iki grevi vardr: Birincisi, szleri ile fiilleri
arasnda bir uyum salamak, ikincisiyse ak szl konumak. Bu iki hedef
c.attka risk konumaya girer ve onu dorular. Bir yandan, parrhesiastes
kendi yaam tarzna ahitlik etmesi iin muhatabn mevcudiyetine gerek
si nim duyar. Parrhesiastes'in mcadelesi kiisel gelenek ve kimliin srekli
olarak sorgulanmas anlamnda hem isel hem de dsaldr. Ama te yan
dan, muhatabn muhafaza edilen o mevcudiyeti de devaml olarak tehdit al
tna sokulur. Risk karsndaki bu cesaret parrhesiastes'in varolu estetiini
koullandrr ve ona etik bir doku katar. Parrhesiastes, hakikat ile siyaset
arasnda oyulan alandan bir rnek ilevi grr; doruluu, szlerini sna
mak ve ona bakalarnn siyasetteki davranlarn zorlamaya bavurmadan
etkileme olana tanmak suretiyle saptanabilir.
Son olarak, kiinin en nihayetinde bir hakikat anlatcs olup olmama
sndan bamsz olarak, parrhesia, genel anlamda, hem dinleyicinin hem
de konuucunun otoriteyle farkl bir iliki gelitirmesini salar. Foucault,
bireyin ruhunu ve ethosunu "corps des citoyens"den -Foucaultcu siyasetin
yurttalar nfuslar olarak ele alma eilimini ve znenin kolektif iindeki
yaltlmln gzel bir ekilde hatrlatan bir metafordur bu- ayrmak sure
tiyle bireye liberalizmde verilenden farkl bir arlk verir. Foucault'nun "vo
yage greco-romain"i51 (Grek-Roma dnyasna yolculuu) srasnda incelenen
birey esiz, kiisel bir dizi pratik sayesinde meydana gelir; psieye gsterilen
ihtimam, bireyleri bir norma uymak zere disiplin altna sokma abasndan
ziyade esiz ve heteronom olana gsterilen bir ihtimamdr. Netice itibariyle,
otoriteye ve bir otoritenin baka bir otoriteyle kurduu ilikiye dair farkl
bir anlay belirir. Bu otorite artk zneyi nceden belirlenmi bir amalar
dizisine doru ynlendiren bir rehber yahut normallik ya da faydallk er
evesinde bireyi daha kavranabilir klmaya alan biri deildir. Aksine, bu
"psychogogue" zne-oluumuna olduka farkl bir ekilde dahil olur ve kii
nin kendi zgrln gelitirmesi iin nce kendisini bir otorite ilikisine
teslim etmesi gerektii paradoksunu anlamlandrr.52 Foucault buna yle
bir aklama getirir: "Bu hakikat anlatclnn hedefi, yurttalarn utan
51 Bkz. Le Courage de la verile, 1 ubat 1984, CD lA.
52 Kant u eserinde bu paradoksa dair bir forml sunar: Ref1exions sur l'education, Paris: J.
Vrin, 1993.
Cogito, say: 70-71, 2012

199

200 Nancy Luxon

duyup tehlikeden kap kendilerini kurtarmalarna yardmc olabilecek bir


klavuz aradklar durumda olduu gibi, u veya bu tikel koullarda faydal
bir yaam aray deildir. Bu hakikat anlatclnn hedefi belirli bir va
rolu tarznn, belirli bir eyleme tarznn, kiinin kendisiyle ve bakalaryla
belirli bir ekilde iliki kurma tarznn biimlendirilmesidir (formation). Ha
kikat anlatclnn hedefi ehrin salndan ziyade bireyin ethosudur." 53
111. Psychogogue'lar ve Onlarn Kt Kopyalar (Mauvais Doubles)
Foucault parrhesiastes'i, ilk kez Kant'n Aydnlanma vesayeti izahnda srala
nan dier trden paradigmatik otorite figrleriyle, ruh-ynetmeni, subay ve
yazarla karlatrr. Geri Kant'tan bu yana pek ok kii kendi adaylarn bu
listeye eklemitir. Bunlardan yalnzca birkan saymak gerekirse: Lenin'in
devrimcisi, Weber'in ilecisi ve Rorty'nin gl airi.54 Bu figrlerin tm
kendi otorite iddialarn savunma ve otorite sfatyla bir bakasnda zerkliin
gelimesini nasl tevik edebilecekleri paradoksunu ele alma zorluuyla kar
karyadr. Foucault, parrhesiastes ile muhatabnda, dier "mehur iftler"
etrafnda rgtlenegelmi pratiklerin, kendi deyiiyle, "tarih ncesi"ni bulur:
Tvbekar ve gnah kartan papaz, vicdan ynlendirilen (dirige) ve vicda
n ynlendiren, hasta ve psikiyatr ve danan ile psikanalist. 55 Bireyler "Ne
yapmal?" sorusunun bir versiyonunu sormak zere bu figrlere bavurur.
Foucault'ya gre, modern bilirkiinin bu soruya "Kendi anlamn z" diyerek
karlk verdii yerde parrhesiastes geici olarak "Kendine bak" diyerek kar
lk verir ve ardndan dinleyicisinin etik bir yaam srdrme pratikleri hak
knda sorular sormasna olanak tanr. Parrhesia oyununun nihai amac bir
hakikatin belirlenmesi deil, hakikatle ilikili olarak hayatn irdelenmesidir.
Bu mauvais doubles'nin karsna Foucault kendi psychogogue'unu karr
- bu figr Kant'n "Aydnlanma Nedir?" indeki muhafz figrn akla getirip
yeniden ekillendirir. Byle bir yorumlayc iddia, parrhesia derslerine giri
te sadece Kant'n bu makalesi ve Yetilerin atmas'nn ikinci makalesinin
ele alndn rendiimizde daha da makul hale gelir. Foucault'nun Kant'a
ve zellikle de znellik meselesine dair byle dikkatli bir okuma gelitirmi
53 Bkz. Le Courage de la verile, 8 ubat 1984, CD 28.
54 Le Gouvernement du soi et des autres'teki karlatrma byledir. Daha sonra, bir sinizm
tartmas srasnda, Foucault sinik parrhesiastes'i dindar ileciye, on dokuzuncu yzyl
modeli devrimciye ve modern sanatya benzetir. Bkz. Le Courage de la verile, 29 ubat 1984,
6A ve 68 CD'leri; ve 7 Mart 1984, CD 7A.
55 Bkz. Le Courage de la verile, 1 ubat 1984, CD lA.

Cogito, say: 70-71, 2012

Michel Foucault'nun Son Derslerinde Ak Szllk, Risk ve Gven

olmas artcdr. Ne de olsa Kant, "insan, tpk deniz kysnda kuma izil
mi bir figr gibi silinip gidecektir" iddiasyla biten eylerin Dzeni'nin rtk
hedefidir. 56 Gelgelelim, bakalarnn da belirtmi olduu gibi, 57 Foucault'nun
hakikat ve znellik konularnda Kant'la olan ilikisi basit bir antipatiden ok
daha karmaktr; bu rnekte, Aydnlanma hakkndaki bu "feti" makaleler
Foucault'nun etik ve parrhesia hakkndaki almas iin bir dnm noktas
niteliindedir. Psychogogue Foucault'nun derste ifade ettii arzusunu, bir Aus
gang, yani bir k yolu bulma, sahte zgrleme vaadinde bulunan otorite
ilikilerinden, evrensel bir znenin dolaklklarndan ve iktidar/bilgi dinami
inin dngselliinden kma yolu bulma arzusunu tatmin eder gibi grnr.
zne-oluumuna dair bu izahlarn ounun arkasndaki sezgi udur:
Bireyler, her ne kadar etik adan olumam durumda olsalar da, henz
lam olarak olumam bir z-ynelime sahiptir. Toplum (Kant'n dedii gibi)
kendi kendine dayatt toyluun boyunduruundan, (Lenin'in dedii gibi)
retim aralarnn yaratt yabanclamadan ya da (Weber'in dedii gibi)
rasyonelletirilmi bir siyasetten kabilecek olsa bile, bireylerin kendi mo
dellerini seebilecek kadar gl olduklar dnlr. Bu konu hakknda
Foucault daha da phelidir. Foucault her ne kadar -Deliliin Tarihi'nde ve
hatta daha ncesinde Kliniin Douu'nda- marjinal figrlerin nasl "hasta"
olarak ele alndn inceleyerek balasa da -Hapishanenin Douu ve Cinsel
liin Tarihi'nin ilk cildinde- hepimizi yle ya da byle hasta addederek biti
rir. Siyasi eylem iin kalan faaliyet alan, en iyi haliyle yerellemi bir direni
siyasetiyle snrlanr; o durumda bile, znenin tasarrufunda ne gibi karlk
lar kald belli deildir. Hapish anenin Douu'nda ise ununla karlarz:
Foucault'ya gre, bireyler devaml bir normalletirmeden -deyim yerindey
se, srekli bir hafif ate durumundan- mustariptir ve bu normalletirme, bu
durumu deitirme ve eylerin baka hallere brnebilmesini salayacak bir
krizin ya da kopmann olumas ihtimalini imkansz klar.
Foucault nceki yazlarnda ergenlik sonras dnemdeki etik tabloyu in
celerken, parrhesia pratiini yeniden tasavvur ediiyle de bireylerin kendi "
k yollar"n bulmasn salayacak bir dizi klavuz temin eder. Foucault'nun
hastalk ve yozlama metaforlarn antik dnemdeki uyum ve denge tart56 Foucault, Les Mots et les choses, s. 398.
57 Foucault'nun Kant'la olan ilikisine dair daha kapsaml bir tartma iin, bkz. Ailen, "Fo
ucault and Enlightenment: A Critical Reappraisal". Ayrca bkz. Habermas, "Taking Aim at
the Heart of the Present".

Cogito, say: 70-71, 2012

201

202 Nancy Luxon

malarna yanstmadaki srar bir iyileme srecinin zeminini hazrlar - bir


bakasnn klavuzluunda ylmadan ak szllk ve kendilik arasnda bir
dengenin bulunmaya alld bir sretir bu. Hastalk kiinin ancak belli
belirsiz bilincinde olduu bir halden tedavi edilebilecek daha geici bir du
ruma dnr. Salk cemaatlerin deil bireylerin bir sorunu haline gelir;
artk Foucault'nun iyilemenin bir kiiyi normalletirip onu topluma yeni
den dahil etmenin bir yolundan ibaret olduundan phe etmesine lzum
yoktur. nsan parrhesia riskini ve incinme olasln deneyimlemek suretiy
le, deerlendirme tekniini, yani, bakalarn ve daha genel olarak koullar
deerlendirme tekniini ve ne gibi koullarda ve ne ekilde gven ilikileri
nin retileceini renir. 58 Parrhesia pratikleri yle bir ekilde biimlenir ki
(prennent corps; kelimenin tam anlamyla, bedensel bir biime brnmek)
bireysel ruhun dnmesini salarlar. 59 Foucault bylece, bireylerin belirsiz
koullarda bu tasarlar stlenirken srtlarn yaslayabilecekleri etik kaynak
lar olmas gerektii eklindeki eski sezgiyi harekete geirir ve bu sezgiyi iki
insan arasndaki dinamik bir pratikler dizisi iine eklemler.
Foucault parrhesia'da bireylerin otoritelerden duyduu pheyi farkl bir
ekilde retken klmasn salayan bir dizi pratik bulur- bu retkenlik otori
te figrlerinin (yeniden tasdik edilmesinden ziyade) snanp belirlenmesi ve
(bamlla dnk eilimlerin glendirilmesinden ziyade) gven ilikileri
nin kurulmasyla salanr. Bu pratikler etik kendilikleri zerinde alrken
bireylere elik eden eitsel bir ilikinin temelini oluturur. Bu almadaki
dier kii yabanclatrmaktan ziyade retir. Onun rol:
Bir dizi tbbi pratik iinde metaforik olarak hatrlatr -hatta belki de bu
pratiklerden tezahr eder ve onlar iinde ekil alr- zira bu ruhun bak
m ve hayat iin bir yap (regime) seme meselesidir; bu meselenin kap
samnda, elbette, bir tutkular yaps (regime) bulunur, ama bir besleyici
yap (regime alimentaire) da bulunur... [bu pratikler] tm veheleriyle bir
yaama tarz [tesis eder]. 60
58 Parrhesia, Hapishanenin Douu'nda ana hatlaryla sunulan sreci tersine evirir; kendilik
teknolojileri beden ve ruh zerindeki isel etkilerini yeniden kazanr ve bu da korku ve
incinme kategorilerinin srf bireysel zneler zerindeki olumsuz etkileri kapsamnda anla
lmamas gerektiini akla getirir.
59 Bkz. Le Courage de la verite, 8 ubat 1984, CD 3A.
60 Franszcada "ynetiim sistemi", "diyet" ve "faaliyet oran" gibi eitli anlamlara gelen
"regime" szcyle Foucault ynetiim ve z-ynetiimdeki meseleleri tp, psikoloji ve
pedagojideki meselelerle balar. Bkz. Le Courage de la verite, 1 ubat 1984, CD lA.

Cogito, say: 70-71, 2012

Michel Foucault'nun Son Derslerinde Ak Szllk, Risk ve Gven

l 'rrhesiastes hastasna reete yazp onu evine gnderen bir doktor gibi dav
rn 11 mamaldr. Verdii dersler eletiri szgecinden geirilmeden zmsenme
.,, ve taklit edilmesi gereken bir kahraman figr de deildir. Aksine, parrhesi

stes hastann hastaln tehis etmeli, hastay meselenin aciliyetine ikna et


l'li ve ardndan iyiletirme yoluyla, hastann tm regime'ini yeniden dn
l'lidir. Nasl ki parrhesiastes mantksal ve duygulanmsal iddialar karm
l;lnden konuuyorsa, hastas da buna karlk olarak eitli fizyolojik tepki
ll'ri, duygulanmlar ve kendine hakim olma ilkelerini harekete geirmelidir.
Hal byleyken, parrhesia kuatc bir lekte ilemez . Siyaseti yeniden
rgtlemeye ya da bir siyasi program savunmaya almaz. Daha ziyade,

rrhesia oyunundaki katlmclardr onu koullandran ve bu katlmcla


11 dolaysz balamlarna hitap eder. Nasl ki bir hastal saaltmak kiinin
i'ndelik rutininin ayrntlarn yeniden dnmeyi gerektiriyorsa, parrhesia
la sk skya toplumsal pratiklere kk salmtr. Parrhesia oyunu tek bana
oynanamaz, bu oyunu kaytsz bir edayla icra etmek de mmkn deildir; ki
l n in bakndaki ya da grndeki tek seferlik bir deiime dayal deildir.
/\ ksine, parrhesia'nn hem parrhesiastes'i hem de onun dinleyicisini var edip
uhafaza eden bir dizi pratik sayesinde icra edilmesi gerekir. Bu zne-olu
-;, mu sreci tek bir kararn sonucu olmaktan ziyade srekli bir giriimdir

(c/eminement); "kendilik kaygs"n hedefleyen gndelik faaliyetler sayesin

le gelitirilip muhafaza edilir. 61 Burada sz konusu olan tehlike, bireylerin


evcut inanlarn onaylamakla yetinen bir parrhesiastes aramalardr; uz
anlar tarafndan "aldatlmak " yerine, kendi kendilerini tanmlayabilirler,
lakat bunu anlaml bir ekilde yapamayabilirler. Ne var ki, bu tehlike Fou
rnultcu normallemeyle kyaslandnda, parrhesia pratikleri yine de etik bir
deer tamaktadr.

I V. Risk ve Liberal Siyasi Kurumlar


:oucault'nun parrhesia oyununun zorunsuz, balamsal bir temelde ve esas
itibariyle zerlik zerindeki etik etkilerle birlikte anlalmasn istedii ak
I r. Ama bu etik tasarnn arkasnda siyasi ve kurumsal bir arkaplan vardr
k I bu her daim olmasa da genelde demokrasidir ve bu durum etik eyleme
ynelik kurumsal teorilerin snrlarna iaret eder. Foucault'nun parrhesia
tl Parrhesia, Cinselliin Tarihi'nin nc cildinde sunulan "kendilik kaygs"n farkl bir
ekilde oluturur. Bu cilt bir otoritenin bakm altnda zne-oluumu yerine daha dar bir
ekilde cinsel etie ve znellie odaklanr. Bu ciltte parrhesia' dan hi bahsedilmez.

Cogito, say: 70-71, 2012

203

204

Nancy Luxon

pratiklerinde ve antik etikte riskin igal ettii yere gsterdii dikkat, bana
kalrsa, riskin demokratik siyasetteki yerini yeniden dnmek iin bir yol
sunmaktadr. Her ne kadar Foucault parrhesia otoritesine dair iddialarn
snrlama konusunda dikkatli olsa da -kendisiyle mlakat yapan bir kii ona
bu otorite ilikilerini yeni bir "dzenleyici ilke" (principe regulateur) olarak
tahayyl edip etmediini sorduunda, Foucault onu bu ilikilerin ancak bir
"principe critique"62 (eletiri ilkesi) ilevi grebileceini syleyerek abucak
dzeltir- bunun siyaset iin sunduu olas sonular kkrtcdr. Parrhesia
pratikleri ve bunlarn somutlatrd otorite daha genel siyasi uygulamala
r olan bir tavr akla getirir. 63 Parrhesia, tanm itibariyle, riskin ve tehlike
nin varln gerektirmesi bakmndan, bize riskin gndelik siyasi hayattaki
mevcudiyetini ve tekil ettii kstlamalar hatrlatr - etik faydalar bera
berinde getiren, fakat Foucault'nun liberal siyasi kurumlarca bulandrlm
olduunu iddia ettii bir farkndalktr bu .
Her ne kadar parrhesia demokrasilerle snrl olmasa da, Foucault onun
demokrasi ve demokratik kurumlardaki bir zayflkla yakn bir balant
iinde olduunu dnr. Demokratik kurumlar belirli bir paradoks yaratr.
Zira:
Ak szl konuma olmadan demokrasi olamaz, zira ak szl konuma
olmasa demokrasi rr giderdi. Ama ak szl konumann yok olma ola
sl, ak szl konumann sessizlie indirgenme olasl demokrasiye
kaznmtr. Demokrasi olmadan ak szl konuma olmaz, fakat ak sz
l konuma fark demokrasiye katar. Ak szl konuma olmadan demok
rasi olmaz, fakat demokrasi ak szl konumann varln tehdit eder. 64

Demokratik kurumlar zgrce konuma hakkn korusa ve bu hakkn kap


samn tm yurttalar kapsayacak ekilde geniletse de, bu geniletme po
tansiyel olarak farkl konuma trleri arasndaki ayrm bulanklatrr ya
da en azndan epey bir kafa karkl yaratr.65 Parrhesia, kurumsal olarak
62 Foucault, "Politique et ethique: une interview", s. 1406-09.
63 Bkz. Le Gouvernement du soi et des autres, 5 Ocak 1982, IA ve IB CD'ler; ayrca Foucault,
"Une esthetique de l'existence", s. 1551-3.
64 Bkz. Le Gouvernement du soi et des autres, 9 ubat 1983, CD 7A.
65 Foucault demokrasiye deil, sadece zgrce konumann hakiki konumayla ayn kefeye
konmasna kar olduunu belirtir. Bu konu hakknda daha kapsaml bir tartma iin, bkz.
Williams, Truth and Truthfulness: An Essay in Genealogy.

Cogito, say: 70-71, 2012

Michel Foucault'nun Son Derslerinde Ak Szllk, Risk ve Gven

teminat altna alnm yurtta eitliini pekitirmek yerine, parrhesiastes s


fatyla bazlarnn kapasitesine dayal olarak yurttalar arasndaki etik fark
I lamay tevik eder. Parrhesia, o halde, ak szlle ynelik gl iddiala
r dolaysyla saygy hak eden farkl bir konuma tr iin zel bir yer ayrr.
Her ne kadar byle bir konumann deerine ok az kii itiraz edecek ya
da ilkesel olarak ona kar kacak olsa da, pratikte bu tr bir konuma sta
tkoyu sarsp istikrar bozabilir. Drst konumaclar bir dizi siyasi hakka
ve vatandalk hakkna dayal iddialarda bulunmaz, hukuk nnde birey
ler olarak da konumazlar; kabaca belirtmek gerekirse, herkes parrhesiastes
olamaz ve parrhesiastes'ler otoritelerini yurttalklar sayesinde kazanmaz.
Siyasi polemiklerin tersine, parrhesiastes "talep ettikleri haklara, meruiyet
lerine [...] nceden sahip olduu ve sorgulamay asla kabul etmeyecei imti
yazlara devaml olarak bavurmaz."66 Amac bakmndan parrhesia, siyasi
mutabakat retmek iin ikna etmeye bavuran siyasi mzakerede pek ok
eye ve evrenselci dsturlara bavurabilen pek ok etik konumaya aykr
der. Hal byle olunca, siyasi mzakerenin alldk erevesine kafa tutar;

parrhesia konumas kamusal alana dahil olmann herhangi bir versiyonu


olarak yorumlanamaz. Parrhesia konumasnn siyasi yerinin mphem ol
duu kesindir.
Netice itibariyle, parrhesia liberal kurumlarla zdeletirilen pratiklerin
ouyla pek de uyumaz ve hatta bu kurumlar biraz tehdit bile etmektedir.
Liberal siyasi kurumlar amalar uyarnca, siyasetin sa kalma ve oalma
gibi pragmatik bir hedef uruna riskten ok gvenlii vurgular. Siyasi ku
rumlar kiisel, yz yze vuku bulan gven ilikilerini ikame eden baka bir
tahmin edilebilirlik ve sabitlik arac sunar. karlar etrafnda rgtlenegelen
liberal siyasi kurumlarn faziletlerinden biri bu karlarn etkileim ve reka
bet iine girebilmesini salayan, iyi bir ekilde tanmlanm bir dizi kural
salamasdr. Bu igr pek ok formle brnmtr: Montesquieu'nn
ilham verdii birbirini dengeleyen kuvvetler teorileri, Locke'ta olduu gibi
mlkiyet haklarna dayal teoriler, yakn zamanlarda sosyal bilimler ala
nnda Douglass North ile Mancur Olson'n ncln yapt, ekonomik
kara dayal siyasi rgtlenme teorileri.67 Bu teoriler genel olarak, baka
laryla tekrar tekrar kurulan etkileimlerin hiyerarinin varlna ramen
66 Foucault, "Polemics, Politics, and Problematizations", s. l 13, 112.
67 Foucault, Montesquieu, The Spirit of the Laws; Locke, Second Treatise on Government;
North, Structure and Change in Economic History ve Olson, The Logic ofCollective Action.

Cogito, say: 70-71, 2012

205

206 Nancy Luxon

gven ilikilerinin ortaya kmasna olanak tand hususunda mutabakat


iindedir. Gelgelelim, burada retilen gven Foucault'nun parrhesia' da dert
ettii gvenden niteliksel adan farkldr. Demokrasiye dair kurumsal te
oriler siyasi istikrar varsaymlarna dayanr, "kurumsal oyun"un normatif
kurallarn genelde sorgulamazlar ve ilgili bireylerin meruiyetini tartma
konusu etmezler.
Foucault'nun parrhesia ve gvene dair derdi dier teorilerden iki temel
adan farkllar. Birincisi ve en nemlisi, Foucault'nun esas tasars etik bir
tasardr: etik bir otoritenin himayesi altnda kiinin kendi kendini olutur
mas tasars. Daha nce iddia edildii gibi, bu tasarnn kanlmaz olarak
siyasi ierimleri vardr -etik zneler ayn zamanda siyasi znelerdir-68 ama
bu tasar siyasi eitlii deil etik farkllamay amalar. kincisi, Foucault,
bireylerin oluumunu ve geliimini ele almas sayesinde, sabitlii deil de
iimi ele alr. Bireyleri dntrc bir srele eiten, bireyleri kendi d
ncelerine ve eylemlerine damgasn vuran kalplara kafa tutmaya zorlayan
otoriteleri dert eder. Liberalizm, bireycilie duyduu kaygdan tr, siyasi
ruh zanaatine girimez ve bunun aksine, eitlilik iinde bir hogr ethosu
nu tercih eder; liberalizmin siyasi istikrar ve eitlik kaygs kurumsal tahmin
edilebilirlii ve tekbiimlilii tevik eder. Her ne kadar Foucault liberalizmin
tavizsiz bir savunucusu olamayacaksa da -zira liberalizm fazlasyla evrensel
bir siyasi zneye bel balar- liberal siyasi tasary skartaya karmaya da
almaz; Kant'n Aydnlanma makalelerini sempatizan bir yaklamla ele
almas, Aydnlanma geleneinden (zgrletirici hakikate kart olarak) bir
zgrlk kaygsn tutup kurtarmaya abaladnn bir kantdr. Ne var ki
Foucault bu tartmann snrlarn zorlar ve siyasi kurumlarn kendi yurt
talarn etik zerklii zedelemek pahasna niin ve nasl yaltk kldn
sorgular. 69
Daha somut olarak, Foucault ilk bata siyasi ykmlle karlk ola
rak yaplan liberal gvenlik szlemesinin yurttalar riske ve kar karya
gelmeye kar fazlasyla gvence altna aldn ne srer. Parrhesia hak68 Foucault, Sokrates ve Platon rneklerinde, onlarn parrhesiastes sfatndaki rollerinin
yurtta sfatndaki rollerini karmak hale getirdiini belirtir. Siyasi zne (sujet gouvernant)
ile etik znenin (sujet philosophant) akt bu tr durumlarda, vurgu znellik zerinde
kalmaldr: "Felsefenin sorgulad mesele siyaset meselesi deildir; siyasetteki. zne
meselesidir." Bkz. Le Courage de la verile, 2 Mart 1983, CD llB.
69 Foucault hogrye dair liberal ideallerin zel pratiinin onlar bamllk ilikisiyle sakat
braktn iddia eder. yle der: "Aydnlanma'nn tam olarak hogrnn zdd olduu sy
lenebilir." Bkz. Le Gouvernement du soi et des autres, 5 Ocak 1983, CD lA .

Cogito, say: 70-71, 2012

Michel Foucault'nun Son Derslerinde Ak Szllk, Risk ve Gven

k ndaki aratrmasna kout olarak, liberalizm hakkndaki aratrmasn


devam ettirmi ve yirminci yzyln sava sonras dnemini genel olarak
tasavvur edildikleri haliyle bu risk ve gvenlik meselelerindeki bir dnm
noktas olarak saptamtr. Bu almasna, iki dnya savann ardndan,
hkmetlerin " bar kazanmak" iin yurttalarn eitli risklerden koru
maya alt iddiasyla balar. Yurttalarn hayatlarnn tehlike altnda ol
masndan duyulan bu kaygnn temelsiz olmadn kaydetse de -Avrupa,

I kinci Dnya Sava sonrasnda sava sonras yeniden inaya ilikin pek ok

ciddi, maddi zorlukla karlamt- Foucault yle der: "Gvenlik sorunu


o kadar keskin ve o kadar acildi ki bamllk sorunu neredeyse tamamen
grmezden gelinmiti."7 Foucault'ya gre, hkmet sosyal gvenlik an
geniletmeye ve gvenliin teminini askeri gvenlikten ekonomik ve sosyal
gvenlie doru yeniden tanmlamaya alrken, bu genilemenin snrla
r ve doas zerine dnlmemiti. rnein Fransa' da, Sosyal Gvenlik
ak bir ekilde Fransa yurttalarn drt tr riske kar korumann bir arac
olarak tanmlanmt: isizlik, hastalk, yallk ve kazalar. 71 Foucault ABD
devleti hakknda unlar der: "Riskleri ve engellilikleri tespit eden ve bunla
rn maliyetini nfus dahilinde yayan yeni bir ynetme biimini toplumsal
btne katyordu. [...] (Bir igcnn, bir toplumun) ynetilme biimi 'top
lumsal' maliyetleri ekonomik retkenlik yntemlerine indirgeme ve datma
tekniklerini iermeye balamt."72 Her ne kadar bu politikalar toplumsal
koruma salama amacyla gerekelendirilebilir olsa da -zaten Foucault ris
kin tmyle zelletirildii bir "vahi liberalizm"i savunmadn hzla ak
la kavuturur- bu gvenlii belirli bir bamllk pahasna salarlar. Bu
politikalar, sz konusu dei tokuu salamakla, liberalizmin yurttalarn
kiisel zerkliini tevik etme eklindeki o asl vaadinin dik balln ha
fifletir. Foucault "anlamazln zm iin hakeme gitme ya da 'karara
ynelik bulamklk'n asla tek anlaml bir mahkeme karar biimine brn
memesi gerektii" noktasnda uyarda bulunur.73
70 Foucault, "The Risks of Security", s. 366.
71 2003 ylnn austos aynda gerekleen lmcl scaklk dalgasnn ardndan, birok si
yasi aktr beinci bir payandann ilave edilmesi arsnda bulunmutu: doal felaketten
korunma. Genelde bu krize verdii yava tepkiden tr Raffarin hkmetine yneltilen
knamalarn elik ettii bu arlar geni kamuoyunda farkl yanklar bulmutu.
72 Bkz. "New Arts of Government in the Great War and Post-War Periods", Ortak yazar Keith
Gandal ile birlikte 1984'te Berkeley'e teslim edilmi aratrma nerisi. l'Institut Memoires
de l'Edition Contemporaine' de bulunmaktadr.
73 Foucault, "The Risks of Security", s. 378.

Cogito, say: 70-71, 2012

207

208

Nancy Luxon

Siyaset alannda karar verme ve kiisel zerklik konularna dnerek Fo


ucault riske ynelttii kurumsal eletiriyi etik alannda parrhesia pratikle
rine dair yapt incelemelerine yaknlatrr. Her iki durumda da Foucault
otoriteyi var eden ve zerk znelerin oluumunu etkileyen siyasi, kurumsal
ya da toplumsal pratikleri irdeler. Foucault parrhesiastes'i ve onun dinleyi
cisini bir dizi toplumsal etkileim iine yerletirse de -ve demek ki buradaki
analiz birimi tek bana birey deildir- etik ve onun uzantlarna dair a
lmas Foucault'yu bir bireycilik konumuna yaknlatrr. Byle olduun
da bile, esas olarak etik znellii dert etmektedir. Parrhesia Foucault'nun
iktidar ve uzmanlk ilikileriyle tanmlandna inand modern etik z
neyi kurtarmaya yarayacak bir kaynak sunar. Bireyin siyasetteki yeri daha
mphemdir, bunun bir sebebiyse Foucault'nun etik iddialar ile siyasi iddi
alar arasndaki ban gelitirilmemi halde kalmasdr. Foucault'nun li
beral-bireyci etik ereveyi reddettii aktr -bamll pekitirdii iin

hogry serte knar-74 ama yine bir o kadar aklkla da parrhesia'nn


herhangi bir modern varyantn salama alacak siyasi kurumlar tasfiye
etmeye alamaz.

V.Sonu
Eer Foucault'nun parrhesia'ya bakmaktaki amac disiplin altna sokmak
yerine eiten bir dizi dinamik iliki bulmaksa, Foucault bu amacna ne
lde ulamtr? Bu soruya verilecek yant parrhesia pratiklerinin orta
ya koyduu imkanszln aynn yanstr: Son kertede verilecek yant bir
yarg ve takdir meselesidir. Parrhesiastes'in dinleyicisinin; parrhesiastes'in
ak szl olarak grlmek iin gerekli olan yarg verme yetisinin, zaman
lama anlaynn ve deerlendirme kabiliyetinin olup olmadn pheci
bir gzle dnmesi gerekir. Bu ayn zamanda dinleyicinin bu nitelikleri
deerlendirme ve snamadaki yarg verme ve takdirde bulunma yetilerine
ve potansiyel tehlike karsnda savunmasz halde kalabilme kapasitelerine
dair bir meseledir.
Eletirmen, Hapishanenin Douu'nu okuyup bitirdikten sonra canmz
skan belirsizlii parrhesia'nn aka ortadan kaldrmadn syleyecektir.
74 Foucault Aristoteles'i tartrken onun demokrasiye ayr bir etik erdem atfedemediini kay
deder. Yasalar ne kadar iyi tasarlanm olursa olsun, demokrasinin alt erdem tarafndan
oyulacaktr: "Eer hakikaten de erdemli biri varsa, o durumda demokrasi yok olacak ve
insanlar, tpk bir krala itaat ettikleri gibi, bu erdemli insana, etik adan mkemmel olan
bu insana itaat edecektir." Bkz. Le Courage de la verile, 8 ubat 1984, CD 2B.

Cogito, say: 70-71, 2012

Michel Foucault'nun Son Derslerinde Ak Szllk, Risk ve Gven

Bu kar iddia tamamen dorudur: Parrhesia ak szllk ile "gerek" otori


tenin kesinlikle mevcut olduu ve olmad rnekleri belirlemeye yarayacak
ak bir kurallar dizisi sunmaz. Bize daha ziyade, hakikati syleme pratikleri
ve hakikati syleme iddialarn deerlendirmek iin ne gibi admlarn ya da
pratiklerin gerekli olduuna dair daha faydal bir izah sunar. Bunu yaparken
de dinleyicinin hakikate daha fazla ya da daha iyi eriimi olmas gerektiini,
herhangi bir zellemi bilgiye sahip olmalarn ve konumacnn iddialar
n alt edecek bir konumda bulunmalarn art komaz. Ortaya koyacaklar
deerlendirmeler ister istemez snrl olacaktr - konumacnn szleri ile
eylemleri arasnda bir mtekabiliyet olup olmadn ve konumacnn, o be
lirli zamanda ve o belirli toplum nazarnda, ak szllk timsali addedilme
si iin gereken nitelikleri sergileyip sergilemediini tespit edebilecek halde
olacaklardr. Gelgelelim, bu srecin nihai fazileti dinleyicide otoriteye kar
bir phecilik gelitirip bu pheciliin hayata geirilmesini salamas ama
yine de etkisiz brakan bir fel ve bamllktan ziyade kiinin kendi kendini
gelitirebilmesiyle sona ermesidir.
Demek ki parrhesia bize Aydnlanma dnrlerince vaat edilen zgrl
n doasn anmsatr. Bu zgrlk -ok daha cokulu bir tns olan, ayn
kkten gelme zgrleme deil- bakalarna, bir bakasnn yerine konu
maya dnden hazr olan vasilere (Vormndern) bavurmak yerine kiinin
kendisi iin konuma yetisiyle dorua kan etin bir zne-oluumu srecine
dayal salam bir zgrlktr. Foucault bir altn am gibi antik dneme
dnmeyi savunmad konusunda son derece srarl olsa da, parrhesia pra
tikleri modern liberal siyasetin felsefi ve pragmatik snrlarn zorlamaya ya
rayacak dnsel bir kaynak ilevi grebilir. Bunlar hem modern bireylerin
Aydnlanma'dan hak iddia ettikleri mirasa iaret etmekte -geri bu hak daha
bilinli bir ekilde on sekizinci yzyldan ziyade yirmi birinci yzylda iddia
edilmitir- hem de bireylerin potansiyel hakikat anlatclarnn konumala
rnn gerek ieriini deilse de konuma tarzn deerlendirebilecekleri bir
dizi lt sunmaktadr.

ngilizceden eviren: Erkal nal

Cogito, say: 70-71, 2012

209

21 O Nancy Luxon

Kaynaka

Ailen, Amy, "Foucault and Enlightenment: A Critical Reappraisal", Constellations, C.


10, s. 2 (2003), s. 180-96.
----------------, Fearless Speech, Paris: Semioxtext(e), 2001.
Foucault, Michel, Les Mots et les choses, Paris: Gallimard, 1966.
----------------, History of Sexuality, 1. Cilt, ev. Robert Hurley, New York: Vintage Bo
oks, 1 990, [Trkesi: Cinselliin Tarihi, ev. Hlya Uur Tanrver, stanbul: Ay
rnt, 2010]
----------------, "On the Genealogy of Ethics", Ethics: Subjectivity and Truth, The Essen
tial Works of Michel Foucault, 1. Cilt, Haz. Rabinow, New York: The New Press,
1994.
----------------, "Polemics, Politics, and Problematizations", Ethics: Subjectivity and
Truth, T he Essential Works of Michel Foucault, 1. Cilt, Haz. Rabinow, New York:
The New Press, 1994.
----------------, "Politique et ethique: une interview", Dits et Ecrits il, Paris: Gallimard,
2001.
----------------, "The Ethics of the Concern of the Self as a Practice of Freedom", Ethics:
Subjectivity and Truth, T he Essential Works of Michel Foucault, 1. Cilt, Haz. Rabi
now, New York: The New Press, 1994.
----------------, "The Risks of Security", Power: Essential Works of Foucault 1954-84,
Ed. James Faubion, ev. Robert Hurley, New York: The New Press, 2000.
----------------, "Une esthetique de l'existence", Dits et Ecrits il, Paris: Gallimard, 2001.
Goldman, Harvey, Politics, Death, and the Devi!, Berkeley: University of California
Press, 1992 .
Habermas, Jrgen, ''Taking Aim at the Heart of the Present", Critique and Power,
Haz. Michael Kelly, MiT Press, 1994.
Hadot, Pierre, La philosophie comme maniere de vivre, Paris: Editions Albin Michel
Itineraires du Savoir, 2001.
Kant, Immanuel, Reflexions sur l'education, Paris: J. Vrin, 1993.
Locke, Second Treatise on Government, Indianapolis: Hackett Publishing Company,
1980.
Montesquieu, The Spirit of the Laws, ev. Anne Cohler, Cambridge: Cambridge Uni
versity Press, 1989.
North, Douglass, Structure and Change in Economic History, New York: Norton, 1981.
Olson, Mancur, The Logic of Collective Action, Cambridge, MA: Harvard University
Press, 1965.
Owen, David, Maturity and Modernity, New York: Routledge, 1994.
Pradeau, Jean-Franois, "Le sujet ancient et l' ethique moderne", Paris: Presses Uni
versitaires de France, 2002.
Shklar, Judith, "Liberalism of Fear", Liberalism and the Moral Life, Ed. Nancy Ro
senblum, Cambridge, MA: Harvard University Press, 1989.
Taylor, Charles, The Ethics of Authenticity, Cambridge, MA: Harvard University Press,
1991
Williams, Bernard, Truth and Truthfulness: An Essay in Genealogy, Princeton: Prin
ceton University Press, 2002.
Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault ile Anarizmin Rabtalar:


Michael Kohlhaas ve Tahrir Balamnda
Kolektif Parrhesia
SREYYYA EVREN

Anarizm kreselleme kart hareketlerin dnya siyasetine damga vurdu


u Seattle sonras dnemde, kabaca 2000'lerde, sadece politik olarak yaygn
lamak ve belirleyiciliini arttrmakla kalmad, teorik olarak da hayli youn
bir retim evresine girdi. Anarizmin tarihi ve anarist hareketlerin geli
imi zerine incelemeler; Kropotkin'in, Emma Goldman'n, Proudhon'un,
Landauer'in yeni edisyonlar, toplu basmlar ve daha nemlisi eserleri ze
rine yeni incelemeler; 1 anarizm almalarn Kba, Meksika, Msr, Japon
ya gibi Bat-d corafyalara yayan incelemeler ve zellikle kltrel al
malara yeni bir radikalizm veren almalar kanad dolaysyla anarizm bir
radikal dnce kayna olarak giderek daha sk ve youn kullanlr oldu. 2
Bu "yeni anarizm", geleneksel olarak anarizmin dnda kodlanm nemli
yirminci yzyl dnrleriyle anarizm arasnda pek ok taze ba kurul
masyla ne kt. Foucault'nun yaptyla anarizmin i ie okunmalar da bu
erevede yaygnlat. Bir yandan da postanarizm ya da postyapsalc anarKuhn, "Anarchism, postmodernity, and poststructuralism"; Proudhon, Property is Theft!
A Pierre-Joseph Proudhon Reader; Kinna, "Fields of Vision: Kropotkin and Revolutionary
Change"; Weiss & Kensinger, Feminist Interpretations of Emma Goldman.
2 Bowen & Purkis Changing Anarchism: Anarchist Theory and Practice in a Global Age; Cohn
Anarchism and the Crisis of Representation: Hermeneutics, Aesthetics, Politics; Moore &
Sunshine / Am Not A Man, I Am Dynamite!: Friedrich Nietzsche and the Anarchist Tradition;
Kissack Free Comrades: Anarchism and Homosexuality in the United States 1895-1917.
Cogito, say: 70-71, 2012

212 Sreyyya Evren

izm diye anlan kol bu ilikiyi verimli bir alan olarak grd. Postanariz
min en velut yazar saylan Saul Newman'n ve bir dier sk referans verilen
erken dnem ismi olarak Todd May'in Foucault vurgular belirleyiciydi. Ayn
zamanda bir mimar olan bir dier postanarist Jrgen Mmken, postanar
izme Foucault'nun hapishaneler zerine almalarn incelerken ulatn
aklamt. Postanarizme en gl anarist reaksiyonlar postyapsalcln
anarizme ters olduu noktasndan deil de klasik anarizm diye anlan pe
riyodun anarist dnrlerinin ve klasik anarist hareketin "zaten oktan
postyapsalc" olduu ynnden, yani postyapsalclktan doduu iddia edi
len bu bak alarnn anarizmde zaten bulunduu, anarizm iin yeni bir
ey olmad, sadece yeni bir adlandrma olduu ynnde geliti. Jesse Cohn
anarizmin pozisyonunu "siyasi temsilin en erken modern eletirisi" olarak
gsterdi. 3 Ve anarizm ile postyapsalc dnce arasndaki balarn altn
izerken Deleuze, Foucault ve Lyotard iin "temsilin reddi"nin ayn zamanda
"etik bir temel oluturduunu" belirtti.4
Foucault ile anarizmi birlikte okumak elbette ok yeni bir ey deil. s
vireli felsefeci Urs Marti'nin 1988 tarihli kitab Michel Foucault'da "Anarist
Sempatiler" diye bir bln4vardr.5 te yandan yakn dnemde Bat dnyas
n saran Occupy hareketlerinde zellikle Occupy Wall Street'te oynad rolle
tekrar dikkat eken anarist antropolog David Graeber, Foucault'nun fikir
lerine belirli bir entelektel evrenin rnleri, sonsuz sohbetlerden, dersler
de ve kafelerde gelitirilen argmanlardan vs kan bir ey olarak bakmak
yerine tek bir adamn dehasndan tremi gibi baklmasna itiraz ediyordu. 6
Jason Adams postyapsalcl 1968 Mays'nn anarizan hareketlerinden
domu ve sonraki otuz ylda da epey gelimi ve nihayetinde de "postanar
izm" formunda ana kklerinden birinin (anarizmin) teorisini ve pratiini
glendirmek ve geniletmek zere geri gelmi radikal biimde anti-otoriter
bir teori olarak inceler.7 Julian Bourg rnein, Mays 1968' in getirdii etik
kaygsnn btn 1970'ler dncesini etkilediini ne srer.
Bourg'un nerdii balant "Fransz dncesi" iindeki etik kayglarn
tarihsel kkleriyle ilgilidir, bu da Mays 68' in toplumsal hareketlerine ve
aktivizmine kadar uzanr. Bourg, Deleuze-Guattari'nin Anti-Oidipus'unun
3
4
5
6
7

Cohn, age., s. 13.


Age., s. 14.
Kuhn, age., s. 21.

Graeber, "Anarchism, academia and the avant-garde", s. 106.


Adams, "Postanarchism in a Nutshell".

Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault ile Anarizmin Rabtalan

"1968'in antinomian 8 ruhunun etik ynn n plana karan bir alma ol


duunu ve 1968 sonras grlen antinomianizmin daha geni kltrel ambi
yansn somutlatrdn" syler.9
Douglas Kellner de balanty son derece bariz grr: "Bylece, 1968'in
retmeye alt tarihsel sreklilikteki devrimci krlmann yerine, henz
olgunlamaya balayan postmodern teori Fransa'da r ac bir geit at;
kuatmay yararak, modern siyasetten ve moderniteden bir kopu yakalad;
yeni postmodern teori ve siyaset eliinde hareket etti. Bu nedenle, Fransa'da
1970'lerde grlen postmodern dnm Mays 1968'in deneyimleriyle ok
yakndan balantlyd. Fransz postmodern teorisinin pek ok versiyonun
daki eletiri ruhu ve tutkulu younluk 1968 ruhunun bir srekliliidir... Ger
ekten de, Baudrillard, Lyotard, Virilio, Derrida, Castoriadis, Foucault, De
leuze, Guattari ve postmodern teori ile ilikilendirilen dier Fransz teoris
yenlerin hepsi Mays 1968 katlmclaryd. Mays 68'in devrimci arzusunu
ve radikal heveslerini paylayorlard ve 1960'larn radikalizmini baka bir
tarihsel konjonktrde devam ettirecek yeni radikal dnce kipleri gelitir
me giriiminde bulundular."10
Kellner'in Mays 68'den "postmodern teori"ye doru izdii genel ak
yorumu, Bourg'un postyapsalc almalar 1968 ruhunun somutlam
halleri olarak vurgulamas ve Adams'n postanarizmi sonunda kklerine
dnen postyapsalclk olarak konumlandrmas (yani gnmz anti-kapita
list hareketlerinde bulunan ayn derecede anti-otoriteryan Mays 1968 ruhu)
Foucault zelinde bakacaksak nerilen tarihsel anarizm balantlar olarak
karmza kyordu.
Foucault'nun bugnn anarist almalarnda en ok devreye girdii
yerler nereleridir diye izecek olursak nmzde iktidar teorisi, spesifik en
telektel ayrm, biyopolitika, mikropolitika, eitim ve cinsellik politikalar
beliriyor. Gabriel Kuhn'un iaret ettii gibi anarist dnrler Foucault'nun
iktidar teorisinin yeni, ok daha iyi temellenmi ve etkili direni alanlar at
n gzlediler ve Foucault'nun somut ve o ana ait sorunlarn zmne katk
da bulunmaya alan spesifik entelektelini, baskc byk teoriler kurmaya
alan evrensel entelektele gre anarist tutuma ok daha yakn buldular.11
Anarizmin politikay iktidarn ele geirilmesi mcadelesinden taran anlay8
9
10
11

Antinomian: Ahlak kurallarna kar gelen.


Bourg, From Revolution to Ethics: May 1968 and Contemporary French Thought, s. 106-107.
Kellner, "Foreword ", s. xvili.
Kuhn "Anarchism, postmodernity, and poststructuralism", s. 23.

Cogito, say: 70-71, 2012

213

214 Sreyyya Evren

da mikropolitikalar zerinden Foucault ile oka ilikilendirilmitir. 12 ne


kan gruplardan Tute Bianche'nin Foucault referans ile biyopolitika vurgusu
gibi rneklerin oka gsterdii gibi kreselleme kart harekette de anariz
min etkisi ile Foucault'nun etkisi paralel gitmitir. Dahas byle yapmakla Tute
Bianche farkn tarif ettiini ne srer: kendi taktiklerini biyopolitika olarak
adlandrrlar ve "iktidara direnmenin yeni bir formu" olarak grrler.
Zaten anarizmin forma olan vurgusu her zaman esas belirleyicidir.
Anarizmde amalar ve aralarn kopukluu kabul edilemez, dolaysyla bir
sosyal hareketin amac deil ama formu nemlidir. Bir rgtlenmeye gidildi
inde bu rgtlenmenin hedefleri, ilkeleri, ideolojisi deil de formu onu n
celikle anarist yapacak ya da yapmayacak noktadr. Piramidal, hiyerarik
bir i rgtlenme yce bir dava ile ho grlemez anarizmde. Giderek, dene
bilir ki, anarizmin ideolojisi formudur. Bu, nbelirlenmi, sabit bir anarist
formun sosyal ilikilere, cinsellie, siyasete, kltre, vs nerildii anlamna
gelmez, nerilen, forma dair bir anlaytr ve bu anlay formun anarist
etie gre srekli denetlenmesi fikri olarak zetlenebilir.
ktidarn ele geirilmesi fikrinin anarizan reddinin Foucaultcu mikropo
litika fikrine balanmas ve kltrde her yerde iktidar fikrinin anarizanl,
anaristlerin devlet aygtlarnn dnda bir dnm fikrini Foucault'nun
iktidar fikriyle badatrmalarna yol amtr. 13
Siyaseti devlet ve yasa odakl grmekten vazgeemeyen anlaylar anar
izmi de devlet konusunda ne dediine bakarak deerlendirirler (bu tutu
mun balangc hukuku Eltzbacher'in 1900 tarihli anarizmi tantc kitab
olarak dnlebilir) ve byle yaptklarnda anarizmde devlet fikrinin red
dini grrler ve anarizmi bu reddin etrafnda anlamaya, tanmlamaya y
nelirler. Artk anarizm nedir sorusuna "devlet kartldr" cevab vermeye
balamlardr. Bylece karmza devlet-kartlna indirgemecilik kar.
Anaristlerin, siyasetin tek merkezliliinden oktan tam hallerini Fouca
ult ile birletirmekten holanmalar biraz da bundandr: bu indirgemecilii
iptal etmek ve anarist siyasetin nn amak frsat verir Foucault.
Ksacas, anarizm ile Foucault'nun beraber okunmasnn "nerildii"
faz oktan gemi bulunuyoruz, bu zaten youn olarak yaplyor. Sz ko
nusu rabtann tarihsel kkenine dair aratrmalar da netlemi deil (Fou12 Williams, "Hakim Bey and Ontological Anarchism", s. 112.
13 Shannon & Willis, "Theoretical Polyamory: Some Thoughts on Loving, Thinking, and Que
ering Anarchism", s. 439.

Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault ile Anarizmin Rabtalar

cault'yu anarizan yapan zaten anarist hareketten ald esin miydi sorusu
vs.) ama baka bir ey devam ediyor: anarizm ve Foucault baklarn yeni
okumalarda birlikte dikisizce kullanma denemeleri. Bu erevede bir dene
me olarak parrhesia'ya bakmak istiyorum.
Parrhesia nedir? Neden Foucault bu eski szce bavuruyor ve bugn
parrhesia ile ne yapabiliriz?
Foucault' dan elimizde parrhesia yaklamn gsteren metin olarak dne
kadar sadece 1983 gz dneminde, Berkeley' de University of California' da
"Sylem ve Hakikat" balkl bir seminerin bir paras olarak verdii bir
dizi ders vard. Bu dersler parrhesia nosyonunun veya "hakikati sylemekte
drstln" incelenmesine ayrlmt. 200l'de, dersler kitap olarak da ya
ymland. 14 imdi 5 Ocak 1983'ten 9 Mart 1983'e kadar College de France'ta
verdii parrhesia odakl derslerin metinlerine de sahibiz. 15
Bu derslerde, Foucault klasik Greke bir szck olan parrhesia'nn an
lamlarn ve geliimini ve Grek toplumunda doruyu sylemenin deien
pratiklerini rnekliyor ve akrabalarn ortaya koyuyor. zel olarak, Fouca
ult "parrhesia'mn belirli insan ilikileri tiplerinde kullanmn" aratryor ve
"bu tr ilikilerde kullanlan prosedrleri ve teknikleri" inceliyor. 16
Parrhesia daha gsz konumda olann risk alarak konumas edimidir
ve ilevi bir bakasna hakikati ispat etmek deil eletiri sunmaktr. Bir fi
lozof bir tiran eletirdiinde, bir vatanda ounluu eletirdiinde veya
bir renci bir retmeni eletirdiinde parrhesia kullanabilir. Foucault
parrhesia' da konumacnn zgrln kullandn ve kandrma yerine
drstl, sahtelik ya da sessizlik yerine hakikati, hayat ve emniyet yerine
lm, yaltaklanma yerine eletiriyi, kendi karn koruma ve ahlaki kayt
szlk yerine ahlaki devi tercih ettiini belirtir. Parrhesia' da konuan kendi
sylediine inanr, retorik kullanmaz ve dolaysz konuur. Retoriin sala
d teknik aralar retorikinin syledii ey hakkndaki kendi fikrinden ba
msz bir ekilde dinleyicileri zerinde hakimiyet kurmasn salar oysa.
Foucault iin parrhesia be bileen kavramla anlamn bulur: akszl
lk, hakikat, tehlike, eletiri ve dev. Szck genelde "zgr konuma" veya
korkusuzca konuma ya da "hakikati-syleme", doruyu syleme olarak ev14 Foucault, Fearless Speech / Dogruyu Sylemek.
15 Foucault, The Government of Self and Others.
16 Peters "Truth-telling as an Educational Practice of the Self: Foucault, Parrhesia and the
ethics of subjectivity"; Luxon "Truthfulness, Risk, and Trust in the Late Lectures of Michel
Foucault".

Cogito, say: 70-71, 2012

2 15

216 Sreyyya Evren

rilebiliyor. Parrhesiastes de parrhesia kullanan insan olarak karmza kar,


hakikati syleyen kiidir. Kiinin (parrhesiastes'in) "hereyi sylemesi" edi
miyle kar karyayzdr. Retorik oyunlarna bavurmakszn, tehlikeyi de
gerekirse gsleyerek akszllkle, drste hakikati dile getirir.

Parrhesia yukarda saydmz be enin kesiimde yeralan bir szel


edim olarak tanmlanr. Ak szllk parrhesiastes'in konumasnn ak
lna gnderme yapar. Ak szlle kendini braktnda, konuann
yrei ve zihni syletiklerine tmyle aktr. Foucault'ya gre parrhesia
inancn ve hakikatin kesimesi halinde gerekleir. "...parrhesiastes doru
olan eyi syler, zira o eyin doru olduunu bilir; ve o eyin doru oldu
unu bilmesi, o eyin gerekten de doru olmasndan kaynaklanr. Parr
hesiastes sadece drst olmakla ve dncesinin ne olduunu sylemekle
kalmaz; ayn zamanda onun dncesi hakikattir."17 Burada hakikat ya
lanla veya "yanl olan"la ztlk iinde olumaktan ziyade hakikati syleme
szel ediminin iinde oluur. "...parrhesia'nn ilevi bir bakasna hakika
ti ispat etmek deil, eletiri sunmaktr. Ve bu eletiri dinleyiciye ya da ko
numacnn kendisine yneliktir."18 Ek olarak, parrhesia bir tehlike esi
gerektirir. Kii ancak ve ancak hakikati sylemek bir risk veya bir tehlike
tayorsa parrhesiastes olabilir. Konumacnn sylemekle tehlike gze al
d bir eyi sylemesi olgusu -ounluun inancyla ters dmesi- gl
bir parrhesiastes belirtisi saylr. Parrhesia'nn dier esi eletiridir. Bu
nun iki formu olabilir, eletiriyi dillendireni cezalandrma gcne sahip
birine eletiri ynelmi olabilir veya konumacnn z-eletirisi formunda
olabilir. Parrhesia'nm son zellii dev olarak hakikati-sylemektir. Ceza
landrlmaktan korkan bir hatip sessiz kalabilir; buna karn, parrhesiatik
bir hatip sonularna aldrmadan hakikati syler nk hakikati sylemeyi
dev saymaktadr. 19 Foucault, parrhesiastes'in sadece kendi adna konutu
unun, kimseyi temsil etmediinin altn izer. Szleri kendi erdemlerini ve
karakterini yanstr.
Parrhesia risk veya tehlike almakla nitelenir: "Bir filozof bir hkmdara,
bir tirana hitap etse, ve ona tiranlnn rahatsz edici ve naho olduunu,
zira tiranln adaletle badamadn sylerse, filozof hakikati sylemi
olur, hakikati sylediine inanr, buna ilaveten bir de risk alr (nk tiran
17 Foucault, Fearless Speech / Doruyu Sylemek, s. 14 / 12)
18 Foucault, age., s. 17 / 15.
19 Novak, "Engaging Parrhesia in a Democracy: Malcolm X as a Truth-teller".

Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault ile Anarizmin Rabtalan

ona kar fkelenebilir, onu cezalandrabilir, onu srgne gnderebilir, onu


ldrebilir)."20 Parrhesiastes ncelikle kendi kendisiyle zel bir iliki semi
tir: kendini kendisine kar drst olmayan biri olarak grmektense doru
yu syleyen biri olarak grmeyi tercih eder.
Bu politik parrhesia'nn dolaysz bir versiyonudur. Hakikati tirana do
rudan szle sylemek. Ne belagat vardr ne bir ey, ne slup ne u ne bu,
dorudan saf plak hakikatin dile getirilmesi. Otoriteye ileri haline yoluna
koymas iin bavurmak yerine veya iktidar danman konumu benimse
mek yerine, dev deyince lkene veya milletine veya milliyetine veya rkna,
kabilene ya da baka herhangi bir temsili gvdeye ballk devini anlamak
yerine hakikati dile getirmeyi dev saymaktr.
Parrhesia'nn dolaysz bir eletiri olmas gerekir; o, doruyu sylemenin do
laysz bir biimidir. Foucault'nun niyeti hakikat sorunuyla deil hakikati sy
leyen sorunuyla uramakt ya da bir faaliyet olarak hakikati dile getirmekle
uramakt. Parrhesia ile Foucault "eletirel" gelenek iin ipular bulur.
Parrhesia ve Siyaset
Siyaset alannda parrhesiatik insan vgyle anarz genelde. Parrhesia uygu

layan kii cesurca eletirisini dile getirmi ve dierlerine de eletirinin yolu


nu amtr. Anarizmde parrhesiatik konumaya yaplan vurgu daha fazla
dr, nk anarizmin en temel ayrc nitelikleri her trl hiyerariye moral
bir itiraz ile ama ara birliidir. Tekrar altn izecek olursak, anarizmin
ideolojisi formudur, o yzden devrim adna devrime ters eyler yaplamaz.
Austinvari bir performatif edim anlayyla nceden kodlanm sabit form
lar anarizmde anlaml kalmaz.
Devrimci romantizm kavramna aslnda bizi geri gtrr bu bak. de
vine sadk, drst ve cesur devrimci kii iktidara gerei risk alarak deklare
ediiyle kukusuz etik alann valyevari kiisi olarak da sahne almaktadr.
velyavari solcu gizli senaryolar olmayan insandr. O yzden de bedel der.
Aktan deklarasyonlaryla devrimi kkrtr ve bu kkrtmann kredisini de
talep eder. Her zaman her eyleminde imzas vardr.
Ancak gzden kaabilen bir baka gruba bakmakta da fayda var. Kredi
sizler, katszlar, madunlar, grnte iktidara biat ederken alttan alta bir
isyann gerilimini bytenler, ksacas, James C. Scott'un kavramyla, "gizli
20 Foucault, Fearless Speech / Doruyu Sylemek, s. 16 / 14.

Cogito, say: 70-71, 2012

217

218 Sreyyya Evren

senaryolar"n btn zneleri. Scott gndelik hayattaki sakl otorite direni


biimlerini inceler. Ayak diremekten balar, isyanlara kadar gider. Scott'a
gre, en alttakiler, madunlar yasal yollar denemiyorlar, iktidarn yzne
kar risk almyorlar, dev olarak grmyorlar doruyu sylemeyi, doruyu
sadece birbirlerine sylyorlar. O yzden kleler mutfaklarda konuuyorlar.
Ahrlarda. Salonda konumuyorlar. Madunlarn "kolektif parrhesia"s ile ce
sur bireylerin tekil parrhesia'larnn birletii gnmz sahnelerine , szge
limi Tahrir'e gelmeden nce, sz konusu ikilii en iyi grebildiimiz klasik
eserlerden birine, Kleist'n Michael Kohlhaas novellasna bakalm.
Kleist'n novellas Michael Kohlhaas Trkede daha ok Ece Ayhan'n re
feranslaryla bilinir. Ayhan sk sk yazlarnda, syleilerinde Kohlhaas'n
"pire iin yorgan yakmas"n anar, bazen aka bazen de aktrmadan onu
ver. Ayhan kendi kiisel tarihindeki davalarda hakl olduunu dnd
durumlarda davay unutmamasn, yllarca diri tutmasn bu hikaye ile de
anlatmak, pekitirmek ister gibidir. Hikayede kahramanmz Michael Kohl
haas baka pek oklarnn grmezden gelebilecei, sineye ekebilecei bir
hakszla urar. Kohlhaas'n iki atma yerel otoriteler tarafndan hakszca el
konulur ve Kohlhaas adaletsizlie maruz kalr. Ancak bu adaletsizlie kar
tutumundaki inatln radikallie evrilmesi hikayeye btn heyecann
veren makastr. Kohlhaas byk bir zenle, saygyla, nce hakszl geri
alabilmek iin her tr yasal yolu dener. Btn otoritelere saygyla davranr,
btn prosedrleri yerine getirir, belgeleri toplar, gerekli kulisleri, grme
leri yapar. Her zaman yasa ve dzene saygldr, kendisini yasa ve dzene
bal biri olarak kanunsuzca bir davrann kurban olmu biri gibi grr ve
yle de sunar davasn. Ancak bir trl sonu alamaz. Dzenin kendisi yasa
ve dzenden bihaber gibidir. Sonunda olaylar einin lmne kadar vard
nda Kohlhaas iin artk yasa ve dzen gibi kayglar kalmamtr. Artk tek
dnd adaleti kendi elleriyle tesis etmektir. Ve nce ona (kk de olsa)
ilk hakszl yapan ve olaylar balatan yerel otoritenin kalesine saldrr
kendi kynden derledii bir grupla ve sonra baka ehirlere doru yrr.
Yolda, dev bir isyan ordusuna dnr. Artk o hakszla uram herhangi
biri deil, iktidar yalpalatan byk bir isyan ordusu lideridir.
Ece Ayhan da parrhesiatik baka balyd, o yzden de Kohlhaas'n dava
sn bytmesini ne karyordu. Foucault'nun dev duygusu dedii duygu
karmzdayd. Kohlhaas'n hikayesi insan harekete geirir, heyecanland
rr, Ece Ayhan'n "haklln inad" derken ne dediini anlamamz salar.
Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault ile Anarizmin Rabta/an

Kohlhaas her admnda parrhesiastes'dir, her admnda parrhesiatiktir. Hep


aktan savunur haklln.
Gelgelelim, bak bir an iin Kohlhaas'n kendisinden evirip Kohlhaas'n
bir anda byyen isyanna katlan sessiz ynlara yneltmek bize baka
imkanlar ayor, kolektif parrhesia seeneini sorgulatyor. Kohlhaas'n or
dusundakiler kimlerdi? Kimler giriti bu ie? Baktmzda ortada bir isyan
olmasn gerekte onlarn gnll ve duraksamaz katlmna borluyuzdur.
Ancak ayn insanlarn iktidar kart aktan bir deklarasyonlar o ana kadar
grlmemi duyulmamtr. Bu nasl oluyor? te bu noktada J. S. Scott'n
gizli senaryolarna geri bavuruyoruz. Gndelik hayat iindeki ezilmile
rin, en alttakilerin gizli, deklarasyona dayanmayan, parrhesiatik olmayan,
Scott'un bir Etiyopya atasznden uyarlad gibi, yerlere kadar eilirken
osurmaya dayanan sessiz direnileri isyan anlarnda dillenir.
Kleist'n kitabnda Kohlhaas bin bir yasal yolu deneyip tmyle tkendii
ve artk sava amaya karar verdii anda bu kararn kahyasna bildirir. te
bu bildirme sahnesi ok kritiktir. Kritiktir, nk burada kahya isyan fikrini
iilerin, alanlarn, kyllerin, madunlarn kendi aralarnda zaten oktan
konuup ekillendirdiklerini ama bunu dile getirmeyi bir dev olarak grme
diklerini gsterir. Kohlhaas kahyaya sava ama kararn bildirir bildirmez
kahya yle cevap verir: "Sir this very day!" ("te nihayet o gn geldi!" gibi) 21
Ve apkasn havaya atar. Yani nicedir bu gn beklemektedir. Madunlar hi
ifade etmeden isyan olgunlatrmlardr. te bugnn Tahrir eylemlerine
baka trl bakmamza araclk edebilecek okuma da budur. Olgunlam
ama hi dile getirilmemi eletiri bir isyana dnmek iin kvlcm bekler,
bu kvlcm Michael Kohlhaas'n bir iareti olabilecei gibi Bouzazi'nin ken
dini yakmas da olabilir.
Tunus'ta apak bir adaletsizlie isyan ederek kendini yakan Muham
med Bouzazi'nin eletirisi retorik deildi. Tekil ve parrhesiatikti. Hakikati
iktidarn (ve iktidarn tm ortaklarnn ve madurlarnn) yzne atmakt.
Bouzazi, eletirinin, hakikati sylemenin, en dorudan yollarndan birini
rneklemiti bylece.
Michael Kohlhaas'taki kahyann ve dier ezilenlerin toplu isyanlarna
bakmken geri dnelim ve kitabn ilk cmlelerine gz atalm. Kleist bize
Kohlhaas' tantrken "Bir erdemi ulara tamam olsayd ideal bir yurt21 Klcist, Michael Kohlhaas, s. 36.

Cogito, say: 70-71, 2012

21 9

220 Sreyyya Evren

tat" der. 22 Buradan baktmzda devrimci/anarist/parrhesiatik kii bir


erdemi dev bilip ulara tar ve kredisini de sahiplenir eyleminin. Anonim
deildir.
Parrhesiatik edim etkiler. Parrhesia hem sayg hem korku uyandrr. Do
ruyu yayma yolu budur: doruyu ifade etmek. Sessizlik sessiz kalmaktr,
onaylamaktr. Adaletsizliin altnda kalmaktr. Dolaysyla adalet iin atl
mas gereken en temel adm adaletsizlii ifade etmekle balar. Adaletsizlik
en ak ekilde, retorikten uzak bir ekilde ifade edilmelidir. "Yurtta"larn
adaletsizlie kar siyasi bir seferberlie giritiklerinde retorikle sk fk sa
nata bunca tepki gsterebilmelerinin arkasnda da bu yatyor olabilir.
Kolektif parrhesia'da, Tahrir rneindeki gibi, dorunun tek tek deil ko
lektif olarak dile getirildiini gryoruz. Tahrir ikna etmeye almamasyla
da parrhesiatiktir.
Foucault, parhesiastes'in " doruyu parrhesia formunda syleyen kiinin,
diyalogda olduu kiinin yzne doruyu attn" syler. Pedagojiden g
rlen kademelilik yoktur, basitten karmaa gidilmez. Parrhesia ironi kul
lanmaz, hakikati egemenin yzne frlatr atar (Tahrir'in Mbarek'e yapt
gibi) ve bylece eylem iddetsizdir belki ama hakikatin kendisi iddetli, sert
bir hal alr. Hakikatle bu ekilde karlaan egemen ya donakalr ya da ann
da diyalou sonlandrp konuan ezmeye alr. 23 Kolektif parrhesia ba
ladnda, tekil parrhesiastes'lerin nceki tek tek klar ikincilleir, hibir
doru halkn dorusunu temsil edemez hale gelir, araclar (eitli siyaset
erbaplar ve otoriteleri) geersizleir, doruyu sylemek isteyen btn arac
lar ortadan kaldrdklar tmyle effaf, ak bir sahne yaratrlar - elbette
en grlr yerde, ehrin meydannda olacaktr bu.
Foucault parrhesia'nn doruyu sylemenin bir formu olduunu belirtir,
bu form daha ok ne olmadyla (etik ilkeleriyle) tanmlanr: parrhesia'da
dile getirilen eletiri, ayn Tahrir' deki gibi, bir tartma sanat rnei deil
dir, mnazara deildir, pedagoji, retme sanat deildir, retorik veya ikna
sanat deildir. 24 Tahrir'e ve sonra oradan esinlenen Occupy hareketlerine
dudak bkerek bakanlar, bu eylemcilerin taleplerinin belirgin olmadn
dan ikayet etmilerdi. Ama bu tr "eletiri"ler zaten talepler, ikna etme
giriimleri olmadklarndan esas yaptklar konuan konuma edimiyle
22 Age., s. 3.
23 Foucault, The Government of Sel{and Others, s. 54.
24 Age., s. 55.

Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault ile Anarizmin Rabtalan

eletirinin kendisine dntrmektir. Foucault, parrhesia'da "konuana,


dahas doruyu sylemenin konuan iin at risk alanna" bakmamz
neriyordu. 25
Parrhesiatik edimde sylenenin doru olmasndan daha nemlisi syleye
nin sylediinin doruluuna inanarak konuuyor olmasdr. "Parrhesiatik
szcelem kiinin syledii dorunun gerekten doru olduunu gerekten
dnd, gerekten byle deerlendirdii anlamna gelir. Doruyu syl
yorum ve gerekten dorunun bu olduunu dnyorum, dolaysyla, ko
nutuumda gerekten doruyu syleyen kii olduumu dnyorum."26
Parrhesia'da doruyu syleyen kii kendini hem bu doruya hem de doru
yu syleme edimine balar. Sorumluluk alr. "Doruyu sylemi olan kii
benim ve kendimi bu edime balyorum ve tm sonularna dair riskleri
bylece alyorum" der. 27 Tahrir'de konuan halkn bu konumaya balanma
snn ve sylediinin doruluuna inanmasnn ve risklerini stlenmesinin
de benzer bir kolektif karl vardr. Geriye dnlp bakldnda Msr
devriminin hiyerarik rgtler kurup bu rgtlerin yneticilerince planla
nan eylemlere dayanmadn gryoruz; aksine, parrhesiatik bir kolektif ku
rulup en ak, saklanmasz ekilde konumaya balad ve sonuna kadar da
konuma alann, konumasnn kendisini savundu, arkasnda durdu. Bura
daki parrhesiatik anlama kiinin kendi kendisiyle yapt bir anlamadr ve
bu konumann ieriine ve onu sylemeye kiinin kendisini balamasdr.
Konumaya balayan statsn hesaba katmaz, araclar hesaba katmaz,
Foucault'nun "zgrln en yksek icras" dedii "parrhesia zgrl"n
kendisine tanr. 28 Foucault'nun altn izdii gibi, parrhesia'daki zgr ce
saret kiinin kendi kendisini yapmasnn son derece nemli bir yoludur ve
Tahrir'e balarsak, orada da kolektif kimliin kendi kendisini yapt ve
bunu zgrle doru yapt bir moment ortaya kyor.
Hlasa, Foucault ile anarizmi i ie okuyan literatrn 2000'lerden son
ra giderek yaygnlat ve eitlendii bir zeminde biz hem bu literatre
genel bir bak atmak istedik hem de Foucault'nun parrhesia kavram ze
rinden, anarizmde son derece belirleyici bir rol oynayan prefigratif ilke
yi, yani ama-ara birliini, doruyu aktan deklare etme tavrn tarttk
25 Age., s.
26 Age., s.
27 Age., s.
28 Age., s.

56.
64.
65.
67.

Cogito, say: 70-71, 2012

221

222 Sreyyya Evren

ve tartmay kendine anarist diyenlerin oluturduu anarist hareketten


daha tede, "anarizan" denilenin sahasnda, Kleist'n Michael Kohlhaas'nn
kenarda kalan ikincil plandaki isimsiz isyanclar dolaymyla Msr' daki
Tahrir meydan devriminde snadk ve bir eletiri formu olarak anarizme
yaknl dikkat eken parrhesia'nn kolektif parrhesia olarak da dnlp
dnlemeyeceini aratrdk.

Kaynaka

Adams, J., "Postanarchism in a Nutshell", Interactjvjst.Net, 2003. URL: htttp:77jnfo.


ioteractivist.net/artide.p!?sid=03/ll/1642242&mode=oested&tid=9? [Eriim: 2
Mart 2006]
Bowen, J. & Purkis, J., Changing Anarchism: Anarchist Theory and Practice in a Global
Age, Manchester: Manchester University Press, 2004.
Bourg, Julian, From Revolution to Ethics: May 1968 and Contemporary French Tho
ught, Montreal: McGill-Queens University Press, 2007.
Bourg, J., From Revolution to Ethics: May 1968 and Contemporary French Thought,
Montreal and Kingston:McGill-Queen's University Press, 2007.
Cohn, J., Anarchism and the Crisis of Representation: Hermeneutics, Aesthetics, Politics, Selingsgrove: Susquehanna University Prcss, 2006.
Foucault, M., Fearless Speech, Los Angeles: Semiotext(e), 2001.
Foucault, M., Doruyu Sylemek, ev. Kerem Eksen, stanbul: Ayrnt, 2005.
Foucault, M., The Government of Sel{ and Others, Haz. Frederic Gros, ev. Graham
Burchell, Basingstoke: Palgrave Macmillan, 2010.
Graeber, D., "Anarchism, academia and the avant-garde", Amster, R., DcLcon, A.,
Fernandez, L. A., Nocella, A. J. il, Shannon, D. (ed.) Contemporary Anarchist Stu
dies, An introductory Anthology of Anarchy in the Academy, London ve New York:
Routledge, 2009.
Kellner, D., "Foreword", Feenberg, A. ve Freedman, J., (ed.), When Poetry Ruled the
Streets: The French May Events of 1968, Albany: State University of New York
Press, 2001.
Kinna, R., "Fields ofVision: Kropotkin and Revolutionary Change", SubStance, C. 36,
s. 2, (2007 ) s. 67-86
Kissack, T., Free Comrades: Anarchism and Homosexuality in the United States 18951917, Edinburgh: AK Press, 2008.
Kleist, H. von, Michael Kohlhaas, ev. Marti Greenberg, New Jersey: Melville House,
2005.
Kuhn, G., "Anarchism, postmodernity, and poststructuralism", Amster, R., DeLeon,
A., Fernandez, L. A., Nocella, A. J. il, Shannon, D. (ed.), Contemporary Anarchist
Studies, An introductory Anthology of Anarchy in the Academy, London ve New
York: Routledge, 2009 iinde.
Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault ile Anarizmin Rabtalan

Kuhn, G. (ed.), Gustav Landauer, Revolution and Other Writings, Oakland: PM Press,
2010.
Luxon, N., "Truthfulness, Risk, and Trust in the Late Lectures of Michel Foucault,"
lnquiry, Ekim 2004, C. 47, S. 5, s. 464-489. [Trkesi: "Michel Foucault'nun Son
Derslerinde Ak Szllk, Risk ve Gven", ev. Erkal nal, Cogito, S. 70-71, 2012,
s. 179-210]
Moore, J. & Sunshine, S. (ed.), l Am Not A Man, l Am Dynamite!: Friedrich Nietzsche
and the Anarchist Tradition, Brooklyn: Autonomedia, 2004.
Novak, D. R., "Engaging Parrhesia in a Democracy: Malcolm X as a Truth-teller",
Southern Communication Journal, (2006), C.71, S.l, s. 25-43.
Peters, M. A., "Truth-telling as an Educational Practice of the Self: Foucault, Parrhe
sia and the ethics of subjectivity", Oxford Review of Education, C. 29, S. 2 (2003),
s. 207-223.
Proudhon, Pierre Josef, Property is Theft! A Pierre-Joseph Proudhon Reader, Edin
burg: AK Press, 2011.
Scott, J. C., Tahakkm ve Direni Sanatlar. Gizli Senaryolar, ev. Alev Trker, stan
bul: Ayrnt, 1995.
Shannon, D. ve Wills, A., ''Theoretical Polyamory: Some Thoughts on Loving, Thin
king, and Queering Anarchism", Sexualities, C. 13, S .4 (2010), s. 433-443.
Weiss, P. A. ve Kensinger, L. (ed.), Feminist lnterpretations of Emma Goldman, Penns
ylvania: The Pennsylvania State University Press, 2007.
Williams, L., "Hakim Bey and Ontological Anarchism", Journal far the Study of Radi
calism, C. 4, S. 2 (2010), s. 109-137.

Cogito, say: 70-71, 2012

223

Tehlike Sylemleri:
Emma Goldman' Bulmaki(
KATHY E. FERGUSON

Emma Goldman, Alexander Berkman ve iki yz krk yedi dier radikalin


1919 ylnda snrd edilmesine nezaret eden J. Edgar Hoover, Goldman ile
Berkman'n "Amerika' daki en tehlikeli anaristlerden ikisi" olduunu syle
miti. 1 Bu dncesinde yalnz deildi Hoover: Goldman hayat boyunca de
vaml olarak "tehlikeli birey" diye ifade edilmiti ve gnmzde Goldman'
karsna alan kiiler bu soruturma hattn devam ettirmektedir. Ama bu
yorumsal mihenk tann ne lde faydal olduu ve ne gibi olas sonu
lar olduu bariz deildir: Bu erevenin siyasetini ve tarihini sorgulamak
hem radikal siyasi eletirinin bir bireyin kiiliinin szmona zelliklerine
indirgenerek nasl kertilebileceini anlamamz hem de dier trden teh
likelerin, yani yapsal, sistemsel tehlikelerin byle bir ereve iinde nasl
anlalmaz hale geldiini grmemizi salar.
Bu indirgeyip kertme ve hkmsz klma srelerini aydnlatabilmek
iin, ilk olarak Goldman'n hayat boyunca ABD' deki kamusal mevcudiyeti
ni dile dken sylem ann kimi unsurlarn gzler nne sereceim; ikin
ci olarak, Goldman'n buna verdii tepkiye bakacam ve onun "korkusuz
konuma"snn hakim siyasi mantna kimi alardan kafa tutarken kimi
* Political Theory, Ekim 2008, S. 36, s. 735-76l'de yaymlanmtr.
Yazarn Notu: Bu makaleyi yeniden kavramlatrmada bana tam vaktinde yardm elini
uzatt iin Elizabeth Wingrove'a teekkr ederim.
Hoover, "Memorandum for Mr. Creighton".
Cogito, say: 70-71, 2012

226 Kathy E. Ferguson

alardansa bu mantk tarafndan snrlandna iaret edeceim; nc


olarak, tehlike sylemleri iinde dolanacak ve okurlar bu korkular deer
lendirmeye davet edeceim ve son olarak, baskn erevenin dier iddeti,
yani ok daha cani olan devlet ve irket iddetini nasl daha az grnr hale
getirmi olduunu sormak iin kendimizi Goldman'n tehlikeli biri olup ol
mad sorusunu bir kenara brakmaya tevik edeceim. Anlalabilirliin
hakim gramerleri Goldman'n siyasetinin kimi vehelerini fazlasyla gr
nr hale getirirken baka veheleriniyse rtbas etmektedir. Goldman' kav
ramak iin tehlike ykl sylemi sorunlatrmak ve onu tuhaf, yani izah
edilmeye muhta klmak suretiyle, ABD'nin tarihsel farkndalnda emee
ynelik iddetin ihmal edilmesini aklamann ve buna kar kabilmenin
bir yolunu bulacam.
On dokuzuncu yzyln sonlar ve yirminci yzyln balarndaki kamu
sal tehlike tertiplerini ve radikal siyasi eletirinin kstlanmasn sorgula
mann iinde bulunduumuz yirmi birinci yzyln balarnda da nemi
vardr. Artrlm resmi gvenlik balamnda, irrasyonel, anlatlamaz bir
ekilde edit teki'lerin Amerikallar dzenli olarak tehlikeye soktuu
syleniyor. imdilerde, tpk gemite olduu gibi, yetkililer tehlike figr
leri ina edip bunlar amalar dorultusunda kullanyorlar, ama ardndan
bunlar sadece kefettiklerini iddia ediyorlar; imdilerde, tpk gemite ol
duu gibi, bireylerin niyetleri ve karakterlerine dair keskin, ar yorumlar
yaplarak radikal eletiri olaslklarnn n kapatlyor; imdilerde, yine
tpk gemite olduu gibi, hakim sylemsel rejimler hegemonik dnme
tarzlarnn aikar grnmesini salyor, ama daha eletirel bak alar ye
terince ifade imkan bulamyor. Sylem alarnca ortaya konan retken ii
ve bu alar iinde devlet ve irket iktidarna kafa tutmak ya da bu iktidarlar
muhafaza etmek uruna verilen mcadeleleri analiz etmek, iktidarn anlam
zerindeki etkisini gevetir ve taze eletirel igrler iin daha geni bir
olanak salar.
Sylem Alar
ok sayda sylem-retici a Goldman' "tehlikeli birey" olarak ifade etmek
zere bir noktada birlemitir: younlam bir yasal aygt ve polis aygt;
genileyen bir ulusal ve uluslararas basn a; potansiyel anormallikleri ve
bunlara elik eden karakter ve yurttalk kusurlarn belirleyen eitli tb
bi ve psikiyatrik teknolojiler. Sylem alar "iktidar balantlar, teknolojiCogito, say: 70-71, 2012

Tehlike Sylemleri: Emma Goldman' Bulmak

kr, belirtici iaretler ve b edenler" den oluur. 2 Sz konusu alar insanlar


Goldman' bir canavar haline getiren (bazen de bir canavar deilmi gibi
sunan) ve toplumun tehlikede olduu izlenimi veren bir tehlike yorumsa111asna davet etmitir. Sylem alar en iyi ekilde, hegemonik anlaylarn
i'retildii, ekitii ve yeniden retildii katmanl mcadele alanlar olarak
kavranabilir. Hkm sren anlalabilirlik pratikleri her tarafa yaylarak r
t en izleyici kitleleri birletirse de, ayn zamanda elikili ve eksiktirler ve
hu sayede hakim anlamlara itiraz etmek ya da byle anlamlardan kurtul
mak iin vesileler sunarlar.
Hukuki yaptrmn ve adli soruturmann genileyen menzili, Foucault'nun
belirttii gibi, "kent uzamnn yeniden dzenlenmesini ve daha yakndan g
zetim altna alnmasn" salam ve bylece radikal siyasi hareketler hakkn
da daha zengin malumatlar retilmesine yol am ve onlar terimsel adan
sululuktan ayrlamaz hale getirmiti. 3 Muhabirler ve yaz ileri ynetmenleri
siyaset, cinsellik ve suun birbirinden ayrt edilemez hale geldii mstehcen
lik potansiyelini kurcalayarak okuyucular elendiriyor ve gazetelerini bu
yolla sattryordu. Tbbi uzmanlar bireylerin "tehlikeli eilimler" ini izah edip
tahminde bulunmak zere onlarn d grnmn tetkik ediyordu. Neyin
tehlikeli sayld ve neyin gvenilmez klnd hakkndaki malumat rgt
leyen tarihsel adan zgl dzenekler Goldman zerinde fazla mesai yapyor,
pek az radikalin mazhar olduu hatta baka hibir gmen radikalin mazhar
olmad ekilde sylemsel spot klarn Goldman zerine tutuyordu.
Goldman'n ilerici hareketten ve bu hareketle ilikili zgrlk davalar
dan mttefikleri bu meum nitelendirmeye bazen kar kyor ve onun ihti
lafa yol aan kamusal konumalarn anayasada teminat altna alnan birey
sel zgrlklere iaret ederek mdafaa ediyordu. Fakat bu savunucular, son
kertede, Goldman' sylemin hakim ulusal erevesine yerletirme konusun
da baarsz oluyordu; ifade, basn ve toplanma zgrlne sadakat ulusal
gvenliin abartlm aciliyetlerine malup geliyordu. zellikle de Bakan
McKinley'in suikaste uramasndan sonra, Goldman'a dair o "eytani sy
lence" "Tanr'nn, hukukun, evliliin ve Devlet'in dman" Kzl Emma ek
linde kk salmt.4 Anarist evrelerde Goldman baka sebeplerden tr de
2 Wellbery, "Giri", s. xiii.
3 Foucault, "About the Concept of the 'Dangerous Individual' in Nineteenth Century Legal
Psychiatry", s. 192.
4 Shulman, "Introduction", s. 11-12.

Cogito, say: 70-71, 2012

227

228 Kathy E. Ferguson

ihtilafl biriydi: Pennsylvania eyaletinin Homestead blgesinde grev yapan i


ilerin ldrlmesinin intikamn almak iin, Berkman'n Henry Clay Frick'i
ldrme giriimi zerine akl hocas Johann Most ile yaad anlamazlk
"ABD anarist hareketinde kalc bir ayrla yol amt."5 Benjamin Tucker
gibi bireyci, zgrlk anaristlerin sesleri dahil olmak zere dier devlet
kart sesler kapitalizme olan hararetli kartl hususunda Goldman'la ay
ryordu. 6 Goldman'a dair daha anlayl grler, bilhassa daha sonraki
yllarda, anaakm deerlendirmelere zaman zaman szyordu; rnein Elea
nor Roosevelt, Goldman'n zyaamyksn beenmi ve 1934'te 90 gnlk
bir konuma turu iin ABD'ye dnebilmesini salayan yasal srece muhte
melen katkda bulunmutu. 7 Ne var ki, zellikle de ABD'de 1885 ila 1919
arasnda geirdii aktif yllar esnasnda, anarist kar-kamularn (counter
publics) evreleri dnda bilinip tannabilecek olan Emma Goldman, byk
lde i ie geen hakim ceza, tp ve medya teknolojilerinin bir rnyd;
onun kamusal hayattaki mevcudiyeti esas itibariyle sz konusu sistemlerin
rettii tehlike sylemleri iinde anlamlandrlyordu. 8
Goldman tehlike sulamalarna, etekleri tutumu haldeki insanlarn ba
kn reddederek, byle bir baka kar durarak ve onlarn yzlerini he
gemonik izahatlarda yeterince dile dklmeyen daha byk risklere doru
evirerek karlk veriyordu. Goldman'a evrilen hakim baklar kendi sal
tanatlarn tekil ettiini zaten bildikleri tehdit alametlerini saptamak ze
re onu didik didik ediyordu; Goldman'n kendisiyse onlarn bakn tersi
ne eviriyor, tehlikeyi egemenlik iddialarnda ve hkmranlarn ekonomi,
yorum ve hukuk pratiklerinde buluyordu. Goldman'n otoritelerle cesurca
kar karya gelii, o kendisinin "gzel ideali" urunda kendi gvenliini
riske sokan bir tr anarist parrhesia, korkusuz bir konuma, amansz bir
hakikati syleme pratii meydana getiriyordu. Foucault parrhesia terimini
yle tanmlar: "Bir konumacnn hakikatle kiisel ilikisini ifade ettii ve
hakikati-sylemeyi baka insanlar (ve kendisini) gelitirme ve onlara (ve
5 Agy., s. 11.
6 Bkz. McElroy, Jndividualist Feminism of the Nineteenth Century. Goldman'n anarizmin ve
Sol'un ABD'deki geri kalan ksmyla olan ilikisine dair, bkz. Morton, Emma Goldman and

the American Left: Nowhere at Home.

7 Bkz. Faik, "Let Icons Be Bygones", s. 48.


8 Ben esas itibariyle Goldman'n ABD'de geirdii zamana (1885-1919) o daklanyorum.
spanya' daki almasna dair bir tartma iin, bkz. Parter, Vision on Fire: Emma Goldman
on the Spanish Revolution; Kanada'daki almasna dair bir tartma iin, bkz. Moritz ve
Moritz, The World's Most Dangerous Woman.

Cogito, say: 70-71, 2012

Tehlike Sylemleri: Emma Goldman' Bulmak

kendisine) yardm etme amal bir dev olarak grd iin hayatn riske
att bir szel faaliyettir."9 Anarizme olan keskin bir siyasi ve etik balln
rehberliinde otoritelere ynelttii iten ve cretkar eletiriler Goldman'n
sermayesi olsa da, onun o stratejik parrhesia'snda cepheden saldr ile dik
katle llp biilmi retorik sanatlar ve taktiksel suskunluklar bir araya
geliyordu. Goldman'n tepkilerini incelemek suretiyle, "Goldman tehlikeli
iydi?" sorusunu ciddiye alyor, ama en nihayetinde bu soruyu hzla geip
birok insann neden bu soruyu sormakla bu kadar zaman harcadn ve
hunun ne gibi sonulara yol atn soruyorum.
Sylem alarn analiz etmek dikkatlerin anlamn oluturulmas ve dola
ma sokulmas iin gerekli olan nkoullara evrilmesini gerektirir. Bu tr
alarn haritasn karmak iktidarn akkan ebekelerinin izini srmek,
younlat yerleri, mbadele pratiklerini, kesilmelerini ve mdahalelerini,
hem mmkn kldklar hem de andrdklar direni olaslklarn belirle
mek demektir. Sylem alar insanlarn fikirlerini ve eylemlerini belirlemez,
ama anlam oluturmak ve anlalabilir fikirleri bildirmek iin gerekli olan
vesileleri ifade ederek ya da geri ekerek balam ekillendirir.10 Hukuki yap

rm, tp ve medya aktrleri, "olas yazl tm kmelenmelerin, patikalarn,

iletiim aralarnn ya da hafza mekanizmalarnn bulunduu grltl re


zervuarn" iinden mtemadiyen Goldman'n anlamn merkezi eksen olan
tehlike etrafnda rgtleyenleri semiti. 11 Tehlike sylemleri nasl byle
canl bir ekilde dolama girebilmiti? Baka hangi sorular, ifade imkan
bulmak iin gerekli olan eie varmay baaramamt?

Hukuk ve dzen.
J. Edgar Hoover Goldman'n snrd edilmesine nezaret ederken, Goldman
ile Berkman'n Amerikan toplumuna verebilecei "hukuksuz ziyan"n altn
izmiti.12 Adalet Bakanl'nn yeni kurulmu Genel stihbarat Dairesi'nin
9 Foucault, Fearless Speech, s. 19.
10 Emma Goldman'n izini srmek n, sanatlarda modernizmin ortaya k, Yahudi
gmen cemaatlerin evrimi, dini nderlerin vaazlar ve anarist hareketin faaliyetleri gibi
dier sylem sahalar incelenebilecek olsa da, polisin, muhabirlerin ve doktorlarn sylem
pratikleri ne kmaktadr, zira Goldman hakknda bir sr eser retmilerdir. Sylemin
retiminde bu dier trden sahalarn u an hazrlk aamasnda olan daha kapsaml
almamda (Goldman: Political Thinking in the Streets (Rowman and Littlefield, yayma
hazrlanyor) deerlendirmeye alyorum.
11 Wellbery, "Giri", Kittler iinde, s. xii.
12 Hoover, agy., s. 2.

Cogito, say: 70-71, 2012

229

230 Kathy E. Ferguson

bakan olan Hoover, Woodrow Wilson'n yeni Adalet Bakan olan Alexander
Mitchell Palmer'n zel asistan olarak ie alnmt. 1917 tarihli Casusluk
Kanunu ve 1918 tarihli Fitne Kanunu'ndan faydalanarak radikal bireylere
ve rgtlere kar bir saldr gerekletirmi, Palmer Basknlar diye bilinen
byk lde yasad operasyonlarda binlerce insan tutuklamlard. 13
Askere Alma Kanunu ve Casusluk Kanunu, asker toplamaya ynelik muha
lefeti -ki Goldman ile Berkman 1917' de byle bir su isnat edilerek mahkum
edilmiti- toptan bir su haline getirmiti; Fitne Kanunu ise ABD hkmeti
hakknda " herhangi bir hain, saygsz, svg ierikli ya da ktleyici taam
mden herhangi bir ey zikretmek, basmak, yazmak ya da yaymlamay" bir
sua dntryordu. 14 Anarizm ABD' den srlmeye zemin tekil eden ilk
ve tek ideoloji olmutu. Bu yasalar btn ideoloji ile dava konusu olmay
tamamen i ie geirmi, hkmeti hukuksuz yollarla devirme fikrini bir
su haline getirmiti. 1873'te balayan ve 1930' lara kadar sren Comstock
Yasalar da, "mstehcenlik"i doum kontrol, cinsellik, erotik edebiyat ve
genel olarak radikal fikirleri de kapsayacak kadar geni bir ekilde tanm
lamak suretiyle anarizmin su haline getirilmesine katkda bulunmutu.
Anari ideolojisi bir su, bir fikir olan bir su, bir su olan bir fikir haline
gelmiti. 15
Hoover Goldman davasna kafay takm ve onun kefalet cretini yanna
yaklalamayacak kadar yksek bir seviyeye (15.000 ABD Dolar) ekmi olsa
da, ona bu yolda elik eden baka birok insan daha vard. New York Gney
Blgesi Savcs olan Francis Caffey, 1917 tarihli hkmet ii bir yazmada
unlar sylemiti: "Emma Goldman son derece maharetli, kiisel ekicilii
olan bir kadndr ve ikna etme yetileri onu ar derece tehlikeli bir kadn ha
line getirmektedir."16 Goldman'n iddeti savunduunu, fakirleri zenginler
den alp rpmaya tevik ettiini ya da "mstehcenlik" tohumlar satn
ispatlamaya hevesli hkmet birimleri onun peine taklp eitli yetkililere
ihbar etmiti. Yirmi yl nce, 17 Ekim 1893'te, New York Hakimi Martine
"yasad toplanma" sulamasyla onu bir yl hapis cezasna mahkum et13 Drinnon, Rebel in Paradise: A Biography of Emma Goldman, s. 214. Tutuklamalarn says
konusunda yaplan tahminler nemli lde farkllamaktadr.
14 Faik (ed.), Emma Goldman: A Guide to Her Life and Documentary Sources, s. 246. Acmasz
federal yasalara devlet dzeyinde bir dizi kriminal anari yasalar elik ediyordu; 1902' de
ba New York ekiyordu ve 1921'de 34 dier eyalet ayn yoldan ilerlemiti.
15 Foucault'yu kaynak alarak yaptm bir amlamadr bu, "Dangerous Individual", s. 182.
16 Faik, Emma Goldman, s. 15.

Cogito, say: 70-71, 2012

Tehlike Sylemleri: Emma Goldman' Blak

mi, "retin asndan seni tehlikeli bir kadn olarak gryorum" demiti. 17
Farkl zamanlarda, Fransa, Britanya, Almanya, ABD ve eski Sovyetler Birlii
hkmetleri Emma Goldman' izleyip onun hakknda raporlar sunmutu.
Aslnda, uluslararas polis ibirlii byk lde "sosyalistler, demokratlar,
liberaller ve anaristler gibi, yerleik siyasi sistemlerin muhalifleri olduklar
dnlen insanlarn ve rgtlerin uluslararas lekte yaylmasn denetim
altna alma" abalarnn bir eseriydi. 18 Ulusal rekabetler anarizm kart gi
riimlerdeki kresel ibirliini tkezletmi olsa da, Roma ve St. Petersburg'ta
dzenlenen uluslararas konferanslar, "tm insanlara" kar bir tehdit tekil
eden "milliyetsiz vahi hayvanlar"n izini srme amacyla Avrupa, Rusya ve
ABD' deki polis ve istihbarat toplama daireleri arasnda dorudan iletiim
kurulmasn kolaylatrmt.19 Fransz hkmeti Goldman'n mevcudi
yetinin "kamusal gvenlii tehlikeye ataca" hkmne varm ve 1901'de
Fransa' dan snrd edilmesini ngren bir sulunun iadesi karar karm
t. 20 Alman hkmetinin bir raporundaysa Goldman "ar derece tehlikeli
bir kadn" olarak anlyordu. 21 Bu muhaberatlardan bazlar kurum iinde
yaplyor olsa da, dierleri mahkemelerde zikrediliyor, emir komuta zincirle
ri iinden dolama sokuluyor, basma verilen mlakatlarda halka duyurulu
yor ve bylece toplumun Emma Goldman tehdidinden hasar grebileceine
dair eletirel bir resmi szler toplamnn olumasna katkda bulunuyordu.
Ayn zamanda, hkmetlerin anarizm kart giriimlerde bulunmak
zere ulusal ve uluslararas dzeyde ibirlii yapmasna ramen, on doku17 "The Law's Limit", The New York World (17 Ekim 1983), Emma Goldman: A Documentary
History of the American Years iinde, s. 179.
18 Deflem, "'Wild Beasts Without Nationality': The Uncertain Origins of Interpol, 1898-1910",
s. 275-85. httpUwww cas sc edu/socy/facu!ty/deflemlzwildbeasts.htnl (eriim tarihi I Mart
2008). Dnya apnda gerekletirilecei tahmin edilen anarist bir kumpasa kar ulus
lararas bir operasyonun paras olarak, yirmi bir Avrupa hkmeti Anaristlere kar
Toplumu Savunmak iin bir Uluslararas Konferans dzenlemek zere 1898'de Roma'da
toplanmt. 1904'n mart aynda St. Petersburg'ta dzenlenen bir dier konferansta on
Avrupa hkmeti toplanm ve burada "A Secret Protocol for the International War Against
Anarchism" [Anarizme Kar Uluslararas Sava iin Gizli bir Protokol] balkl bir metin
kaleme almt. Bkz. Deflem, '"Wild Beasts Without Nationality"' ve Faik, Pateman ve Mo
ran, Emma Goldman, C. 1, s. 346, 2. dipnot.
19 mparatorie Elisabcth'in suikasta uramasndan sonra, 1898'de Avusturya d ileri
"'
bakan, alntlayan Deflem, '"Wild Beasts Without Nationality .
20 "Fransz Hkmetinin Sulunun adesi Karar", Paris (26 Mart 1901), Faik, Pateman ve Mo
ran, Emma Goldman iinde, C. 1, s. 439. Anlalan o ki Goldman bu cezay hi ekmemiti,
zira karar karlmadan nce Fransa'y terk etmiti.
21 "Alman Hkmetinin Resmi Tamimi", Paris (25 Eyll 1895), Faik, Pateman ve Moran,
Emma Goldman iinde, C. 1, s. 220.

Cogito, say: 70-71, 2012

231

232 Kathy E. Ferguson

zuncu yzyln sonlar ve yirminci yzyln bandaki gzetim ve yaptrm


aygt istikrarszd ve tutarsz bir etkililii vard. ABD'nin hukuki yaptrm
alannda, Goldman'a ve dierlerine yazl ve szl ifadelerin basklanmasn
dan yakay kurtarma ya da bu basklara itiraz etme imkan veren bir "vahi
bat" havas esiyordu.22 Kimi yerlerde daha anlayl yetkililer ya da cokulu
izlerevreler olabiliyor ve bu durum Goldman'a polis, mahkemeler ve hapis
hanelerle oynad kedi fare oyununda geici bir avantaj salyordu, ama en
nihayetinde hkmet yetkilileri yurttaln elinden alm ve 1918 tarihli
G Kanunu'ndan faydalanarak onu srgne gndermiti.
Medya.

Muhabirler tehlike korosuna cokuyla dahil olmutu. New York World ga


zetesi Goldman'n izini "Yabani Kzllar bann bir hareketiyle ynetti
i" "Anari'nin ni"ne kadar srmt.23 Washington eyaletinde bulunan
Spokane ehrinde kan Spokesman-Review dergisi "kadn terrist" in "esas
maksadn ifa eden manidar bir kelimeyi azndan kardnda kendisine
"korku dolu gzlerle bakan" dinleyicileri dehete drdn ifade ediyor
du.24 Buna karlk, William Marion Reedy'nin 1908' de St. Louis Mirror'da
yaymlanan anlayl mlakatnda Goldman'n "temiz kalpli olduu, edit
olmad" ve ancak klelik, yapmaclk ve agzllk karsnda tehlikeli ol
duu itiraznda bulunuluyordu. 25 The New York Times ise 1909' da Goldman'
"ldrm gzlerle bakan bir iddet kkrtcs" olarak gren "ortalama
gazete okurunu" alaya alyor ve "polis mdahalesi tehlikesi olmadan konu
abilen birok kolej profesrnn benimsediinden ok farkl olmayan bir
toplum teorisi olan, okumu, entelektel bir kadn" olduunu iddia ediyor
du.26 Bu iki tr basn haberi ayn kavramsal zeminin birbirine zt ulardr.
Goldman' tehlikeli bir kii diye yaftalamann alternatifi onun tehlikeli biri
olmad itiraznda bulunmakt ki bu aslnda sz konusu kategorinin geer
liliini tasdik eden bir yalanlamayd.
22 Faik, "Introduction", Faik, Pateman ve Moran, Emma Goldman iinde, C. 1, s. 76-77.
23 "Anarchy's Den", New York World (28 Temmuz 1892), Faik, Pateman ve Moran, Emma
Goldman iinde, C. 1, s. 111.
24 "Goldman Traces Anarchy to 1776", Spokesman-Review (31 Mays 1908), Emma Goldman:
A Documentary History of the American Years iinde, C. 2, Making Speech Free, 1902-1909, s.
327.
25 Faik, "Introduction", age. iinde, C. 2, s. 71.
26 Thompson, "An Interview with Emma Goldman", The New York Times (30 Mays 1909),
alntlayan age., C. 2, s. 431.

Cogito, say: 70-71, 2012

Tehlike Sylemleri: Emma Goldman' Bulmak

Goldman'n mevcudiyetinin muhabirlerce devaml olarak anlan tek dier


boyutu, tahmin edilebilecei gibi, onun grnmyd. Kocaman, erkekle
mi, dizginlerinden boanm, zevksizce giyinmi kadnlar eklindeki kamu
sal beklentiler "pis Yahudiler" hakkndaki Yahudi dman varsaymlar ve
"ykanmayan yabanclar"a kar beslenen yerlici nyarglarla kaynamt.
Muhabirler Goldman'n gudubet biri olmad gerei karsnda her sefe
rinde aknla uruyor ve okurlara onun ufak (Philadelphia p olis raporuna
gre yaklak 1.50 cm [4 feet, 10.5 inch] boyunda), ekici, zeki, gzel giyinen,
tatl dilli ve samimi biri olduuna dair gvence verebilmek iin kalemleri
ni ihtimamla kullanyordu. 27 Baz muhabirlerse onun temiz olduunu be
lirtiyordu. Aralarndan biri Goldman'n kk ayaklarndan dem vuruyor,
mlakat srasnda ayaklarn yerde hi hareket ettirmeden resmi bir biim
de tuttuunu sylyordu. zellikle de 190l' den sonraki gazete haberlerinde
Goldman kelimenin tam anlamyla, etrafn cehennem atelerinin sard
eytann ta kendisi olarak resmediliyordu. 28 New York World gazetesinde
1892'de yaymlanan bir haber, gnah ve tehlike temasn ngrrcesine,
Goldman'n irkin bir gl olduunu, "dudaklarnn" tpk " baz ylanla
rn azlar gibi" "izgi izgi burulmu" olduunu duyuruyordu halka. 29
Basnn Goldman'a baknda onun kendi bedeninde ve kendini baka
larna sunumunda tehlike iaretleri aranyordu. Gazeteciler ve yaz ileri
ynetmenleri Goldman'n tehlikeli biri olduu sulamasn ister kabul et
sinler ister reddetsinler, hepsi de "Goldman tehlikeli mi?" sorusunun so
rulmas gereken soru olduunu kabul etmiti. Daha iyi saylabilecek m
lakatlarn birkanda, rnein Nelly Bly'n 1893 tarihli New York World ve
Miriam Michelson'n 1901 tarihli Philadelphia North American mlakatla
rnda da onun fikirleri dikkate alnyor, ama burada da tehlike alametleri
aranyordu. Goldman mehur bir ahsiyete dnrken Amerika kamusun
da gzler gittike ona evriliyordu, zira basn "Goldman'n nerelere gittiine
dair verdii gnlk haberlerle kamuoyunu kancann ucunda tutuyordu."30
McKinley 190l'de anarist Leon Czolgosz tarafndan ldrldkten hemen
sonra ve lkenin dikkati ABD'nin en tannm anaristi olarak kendisine
evrildii dnemlerde ald knama mektuplarnn says dorua ulamt.
27 Faik, Pateman ve Moran, Emma Goldman, C. 1, s. 155, 2. dipnot.
28 "Assassin's Trail of Crime from Chicago to the Pacific Coast", The San Francisco Chronicle
(8 Eyll 1901), age. iinde, C. 1, s. 461.
29 "Anarchy's Den", age. iinde, C. 1, s. 112.
30 Faik, "Introduction", age. iinde, C. 1, s. 34.

Cogito, say: 70-71, 2012

233

234 Kathy E. Ferguson

McKinley'nin suikaste uramasndan sonra, Falk yle der: "Gazetelerin su


ikastiyi Emma Goldman'n anarist fikirlerinden ilham alm gmen bir
anarist olarak resmedii kamuda bu 'tehlikeli' yabanclara kar bir intikam
arzusunun uyanmasna sebep olmutu. Basn, hukuk ve dzen siyasetini ze
kice eletiren biri olarak kendisine bir taraftar kitlesi edinmekte olan, anar
ist fikirleri etkili ve gzel bir ekilde dillendiren otuzlarndaki bu minna
ck kadn, bir gece iinde, bir terr eylemine esin vermi bir kadn eytana
dntrvermiti."31 Gelgelelim, Goldman'm kiiliindeki bu grnrde
hzl dnmn esas balam, ok daha uzun bir sre olan anarizmin
eytanlatrlmasyd; Mc-Kinley sonras kzl panik radikal eletiri aktrle
rinin halihazrdaki "tekiletirilmesi" srecinde yaplan hayli ldrc bir
hamleydi. Nathaniel Hong, 1903'te sklatrlan anarizm kart yasalardan
nce ABD dergilerindeki "anarist hayvan" temsillerine dair yapt incele
mesinde, anaristlerin yaygn bir ekilde "insanln en iyi igdlerine te
zat tekil eden, ahlaken babo, dnsel adan mantksz, dinsel adan
kabul edilemez, tbbi adan anormal ve vatanperver olmamalar asndan
tehlikeli mahluklar" olarak temsil edildiini ortaya koymutu.32 Anaristler
bylece tehlikeli addedilmek iin elverili hale getirilmi, makbul toplumun
dna atlm ve dierlerinin dzgn dzenin iinde olduklarn iddia ede
bilmeleri iin bir zemin ilevi grecek o darlkllara dnmt. 33

Bilim ve tp.
Goldman'n tehlikeli bir kii olarak tasavvur edilmesinde tp yetkilileri k
k ama kayda deer bir rol oynamt. stihdam edilmeyen iileri "ekmei
ellerine almaya" kkrtma sulamasyla 1893'te mahkum edildikten son
ra, Phrenological Journal and Science of Health'den uzmanlar tarafndan
kendisinin ve anarist yolda Marie Louise'in kafataslarnn ekli ve ebat
frenolojik bir incelemeye tabi tutulmutu. Bireysel ve rksal kiilik trleri
ni belirlemek iin kafataslarna dair bilimsel incelemeler yapmak ABD' de
son derece popler bir urat; geriye dnp baktmzda frenolojinin rk
31 Faik, "Introduction", age. iinde, C. 2, s. 2.
32 "Constructing the Anarchist Beast in American Periodical Literature, 1880-1903", Critical
Studies in Mass Communication, S. 9 (1992), s. 110-13, alntlayan Antliff, Anarchist Moder
nism: Art, Politics, and the First American Avant-Garde, s. 48.
33 Goldman'n szmona tehlikelilii hakknda sonradan, zellikle de ABD'ye 1934'teki d
n srasnda yaplan fikir atmalarna dair kavrayl bir tartma iin, bkz. Frankel,
"Whatever Happened to 'Red Emma'? Emma Goldman, from Alien Rebel to American Icon",
s. 903-42.

Cogito, say: 70-71, 2012

Tehlike Sylemleri: Emma Goldman' Bulmak

bir szde bilim olduunu aka grebiliyor olsak da, aslnda frenoloji iki
tketimini snrlandrma ya da toptan ortadan kaldrma yanll, oy kul
lanma hakk, kadnlarn klk kyafet reformu, vejeteryanlk, hipnoz ve hid
roterapi gibi eitli reform hareketlerinin etrafnda gelitii faal bir mer
kezdi ayn zamanda. 34 The Phrenological Journal and Science of Health 70
yl boyunca yaymlanm ve bylece "lkede yaymlanan en uzun mrl
frenoloji dergisi" olmutu. 35 1838'de 1. 500 kii gibi nispeten kk apl bir
abone kitlesinden, 1848'de hzla 20.000, 1850'lerin ortalarndaysa 50.000'i
aan bir abone kitlesine geebilmiti. 36 On dokuzuncu yzyln sonlarn
da frenolojinin poplerlii snmeye yz tutmu olsa da, Goldman'n yaa
d dnemde yine de su retici sylemlerde ve popler kltrde salam
bir zemin ilevi gryordu. Madeline Stern'n frenoloji hareketi tarihine
gre, bu dergi "zamann erbab arasnda artc bir saygdeer hrete
kavumutu."37 Esas dikkat eken yan bakanlar, sanatlar, yazarlar, si
yasi eylemciler ve kamunun merak ettii dier kiiler hakknda yaymlad
frenolojik raporlard. Ksmen bilimden, ksmen giriimcilik, ksmen top
lumsal bir hal seferi, ksmen bir gsteri iinden mteekkil olan bu dergi
"insanl kurtarma vaadinde bulunan yeni zihin biliminin" merceinden
eitli konular irdeliyordu. 38
Her ne kadar yzyln balarnda anaristler Stephen Pearl Andrews ile
Josiah Warren bu dergi ve frenoloji hareketi tarafndan olumlu bir muamele
grm olsa da, 1890'lara gelindiinde frenolojinin anarizmle olan iliki
si soumutu. 39 Dergide Goldman'a dair anlatlanlar, onun hakknda tela
uyandrc imgelerin yaratlp dolama sokulduu dank, ama gittike
younlaan srete pay sahibi olmutu. Derginin editr, okurlara, "kiisel
olarak ve ksa vadede ne kadar tehlikeli olsalar da", bu iki kadnn "yaym
lanan yansmalar" araclyla onlar yaralayamayaca teminatm veriyor34 Lorenzo ve Orson Fowler kardeler frenolojiyi ABD'de poplerletirmi, "New York eh
ri'ndeki Frenoloji Enstits'ne dayanan bir frenoloji imparatorluunun balar" olarak ne
kmlard (Stern, "Mark Twain Had His Head Examined", s. 207). Frenolojiyi salk, be
denen formda olma ve zamann dier ilerici hareketleriyle birletiren birok eitli kitap ve
kiisel geliim klavuzlar yaymlamlard. Frenoloji Enstits'nn, bir aratrma sahas
ilevi gren ve turistlerin akn ettii "Gotham'n Golgotha's-sahici bir Kafataslar Evi" tak
maadl bir mzesi bile vard.
35 Stern, "Mark Twain", s. 208.
36 Stern, Heads and Headlines: The Phrenological Fowlers, s. 26, 68, 138.
37 Age., s. 211.
38 Age., s. 258.
39 Age.; s. 154-55.

Cogito, say: 70-71, 2012

235

236 Kathy E. Ferguson

du.40 Sz konusu metnin yazar, adil olmak amacyla, "bu iki kadnn, bil
hassa da Marie Louise'in bir reform arac olarak iddeti savunduklar ek
lindeki yaygn kabul gren fikri reddettiini" teslim ediyor, ama yine de bu
kiilerin esas itibariyle rktc olduu yorumunda bulunuyordu.41 Dergi,
Goldman'n Yahudiye benzemedii, ama grnnn "bir kanaat benimse
meye ynelik kk kazlamaz bir igd"y iaret ettiini ileri sryordu.42
Yazar, Goldman'n "patolojik iaretleri''43 arasnda, " dostluu, eve ball
ve kar cinse olan ak" ortaya koyan, kafa arkasnn uzunluundan; "y
kcl ve yemek itahm" gsteren, gzlerinin zerindeki genilikten; "bir
inatlk alkanl"na iaret eden, ban st ksmnn arkasndan ve "bu
kadnn mevcut toplumsal dokuya saldrma yatknln izah eden [genel] ni
telik ve miza gstergeleri"nden bahsediyordu.44 Yazar nce yle bir durup,
"genelde ancak kltrl, profesyonel erkeklerden beklenecek ekilde, felsefi
sz daarcna ainalk"a iaret eden, "gzelce gelimi" alnn st ksmna
hayranln ifade ediyor, fakat hemen ardndan "neredeyse hibir dzen izi"
tamayan ve "kelimelere ya da konumada akcla ufak bir dknl"
meydana koyan kalarnn iaret ettii tehlike alametini anlatmaya bal
yordu.45 Makale, frenologlar ile karakterleri elleri inceleyerek yorumlayan
hasmlar arasndaki mesleki bir sz dellosu ile son buluyordu. Akas, ilk
jeninin iki alt disiplini Goldman'n bedeninin aa kard inatlk ve
mantk gstergelerini yorumlamak hususunda fikir ayrl yayordu, ama
ilgili iaretlerin mevcut olduu ve bu iaretlerin yorumlanmaya hazr olduu
konusunda ikisi de hemfikirdi.
Tehlike sylemleri, Goldman ve onun yolda anaristler hakkndaki tem
sillerini, tiksinme ve korku duygusu uyandraca neredeyse kesin olan, s
nanm ve hakiki bir gndergeler dizisi etrafnda billurlatrmak zere bir
noktada toplanmt. Goldman'n zamannda "tehlikeli birey"in nasl ku
rulduunun izlerini sren Foucault tbbi, psikiyatrik ve adli kurumlarn bir
40 "Character in Unconventional People", Phrenological Journal and Science of Health (ubat
1895), Faik, Pateman ve Moran, Emma Goldman iinde, C. 1, s. 214.
41 Age., s. 214.
42 Age., s. 215.
43 Foucault, "Dangerous Individual", s. 189.
44 "Character in Unconventional People", s. 215.
45 Agy., s. 215-16. Stern dergi editrlerinin Goldman hakkndaki deerlendirmelerinin " hayr
hah" olduunu, zira matbu okumalarda znelere dair alglanm kusurlar vurgulannca
"meslek etiinin ihlal edilmi" olacan dndklerini syler (Stern, Heads and Headlines,
s. 233).

Cogito, say: 70-71, 2012

Tehlike Sylemleri: Emma Goldman' Bulmak

araya gelip, "zleri itibariyle tehlikeli" addedilen bireyleri "toplamaya ynelik


daimi bir faaliyet" iine girdikleri tespitinde bulunur.46 "Bir devrimci olduu
kadar pekala bir cani de olabilecek -zira, ne de olsa, devrimciler bazen l
drr- bir toplum dman imgesi ina edilmiti yava yava."47 Goldman'
tehlikeli bir birey olarak yaftalama eklindeki daimi faaliyet, bir yandan onun
siyasi eletirisinin gcnn altn oysa da, kolaylkla yeniden elde edebilecei
miz Goldman' ekillendirir. David Campbell'in belirtmi olduu gibi, "eyleri
yabanc, altst edici, pis ya da hastalkl olarak temsil etme yetisi Amerika
deneyiminde tehlikenin dile getirilmesinde merkezi neme sahip olmutur.''4 8
Tehlikeli bireyler ve parrhesia birbirinin mantki akisleri, iktidar ve direniin
sylem alarndaki birbiriyle balantl konumlardr. Korkusuzca konuma
s Goldman' yetkililerin gznde tehlikeli klyordu; onun siyasi eletirisi, en
temelde, tahamml edilemez bir eletiriydi, nk mtemadiyen tehlikeli bir
birey olarak grlmt. Goldman'm bu tehlike semiyotiine verdii yant
deerlendirdikten sonra, yetkililerin anarist tehlikeyi tesis etmek iin bavur
duu nemli olaylar ve kurucu ilikilerden bazlarn yeniden anlalr klma
ya yneleceim. Zira, Campbell'in vurgulad gibi, "yeni ve mphem koul
larla yzletiren temsiller itham edildiinden", anarist ve emek eksenli m
cadelelerden seilmi tarihsel malzemeleri yeni bir ereveye oturtmak Emma
Goldman'm etrafn sarm tehdit aura'sn yeniden dnme vesilesi sunar.49

Goldman'n Yant
Goldman sylemsel dzeyde srekli olarak tehlikeli bir kii olarak anlmas
na eitli ekillerde yant vermiti; ilk olarak, kendisine yneltilen sulamay
inkar etmek zere kabul etmiti; ikinci olarak, siyasi iddetin zulme kar
gsterilen anlalabilir bir tepki olduunun altn izmiti; nc olarak,
kendisine ynelen bak tersine evirmi ve bylece tehlike syleminin mec
rasn deitirmiti.50 Bahisler yksekti: Bir yandan kendisini ve yoldala
rn hapisten, kendi yaymlarnysa sansrclerin elinden uzak tutabilmesi,
46 Foucault, "Dangerous Individual", s. 199.
47 Agy., s. 192.
48 Campbell, Writing Security: United States Foreign Policy and the Politics ofIdentity, s. 2.
49 Age., s. 6.
50 Bu makalade onun daha genel meseleler olan kolektif iddet ya da t oplumsal devrimden
ziyade bireysel siyasi isyan eylemleriyle olan ilikisini dikkate alyorum. Bu iki mesele bir
biriyle elbette alakal olsa da, ikinci meseleyi, Goldman'n siyasi hedeflerinin ve dman
larnca ifade edilen toplumsal deiim korkularnn arka plan ilevi grmesi dnda, bu
makalede ele alamayacam.

Cogito, say: 70-71, 2012

237

238 Kathy E. Ferguson

dier yandansa anarizmin asi fraksiyonlar ve silahl direniten saknan


eitli liberal ve radikal destekileriyle olan balantlarn muhafaza ede
bilmesi iin siyasi iddet meseleleri zerine karmak mzakerelere girmesi
gerekiyordu. 51
1878 ila 1932 arasndaki dnem tarihi Mike Davis tarafndan terrizmin
"klasik a" olarak tanmlanmtr: "Bomba atan nihilist ya da anarist ek
lindeki meum figrn burjuva tahayylne musallat olduu elli be yllk
zaman dilimi." 52 Rus ar II. A leksandr'n 188l' de Narodnaya Volya tara
fndan ldrlmesinden talyan anaristlerin 1932'de Mussolini'yi ldrme
giriimine kadar, siyasi liderlere ve snf dmanlarna kar dzenlenen bir
dizi attentat snaileen uluslarn siyasi nizamlarn sarsm ve kamusal sy
leme tehlike diliyle szmt. Attentat, halka zulmeden birini yok etmek, se
kinlerin ne kadar krlgan olduklarn ispat etmek ve kitleleri isyana tevik
etmek amacyla yaplan bir suikasttr. "Eylem yoluyla propaganda" ad da ve
rilen attentat'lar ou kez daha nce protestoculara yaplan saldrlara kar
giriilen intikam eylemleri ya da "halkn ayaklanmasna ynelik umutlarn
suya dmesinin ardndan" aresizce giriilen son bakaldr eylemleriydi. 53
Attentat yapanlar tutuklanp mahkemeye karlmay, kendi eylemlerini o
unlulua izah ederek devrimci bir hava estirecekleri bir platform olarak
kullanmay planlyordu ou kez; hapse atlmay yahut idam edilmeyi kah
ramanca ehitlik eylemleri olarak kabul ediyorlard.
Siyasi suikast, on dokuzuncu yzyln sonlaryla yirminci yzyln bala
rnda Rusya'nn alkantl ortamnda nispeten yaygn bir eylemdi; Rus anar
istleri devlete kar srdrdkleri amansz kampanyay "smert za smert",
yani "lme lm" olarak tanmlyordu ki, Troki bu stratejiyi devlet me
murlarnn katledilmesi, "bir van gider baka bir van gelir" eklinde paro
diletirmiti. 54 Sz konusu stratejiye Avrupa' da ok daha az bavuruluyordu;
A BD'de ise "byk lde faraziydi".55 Goldman bu teknii, gz alc bir e51 Goldman ve dier anaristlerin meum imgelerinden faydalandklar, zira tehlikeli kiiler
olarak dnlmenin statkoya kar savaan kiiler iin bir avantaj olabilecei ileri s
rlebilir. Ne var ki, Goldman'n hayatnda karlat somut sonular -derslerinin yasak
lanmas, yaymlarnn toplatlmas, toplantlarnn kesilmesi, pek ok kez tutuklanmas ve
hapse atlmas- almalarn yle aksatmt ki tm bu olumsuz sonular netice itibariyle
medyada daha fazla dikkat ekmek, iileri ayaklanma esini vermek ya da yetkililere gz
da vermek gibi olas faydalardan daha ar basmt.
52 Davis, "Mike Davis Talks about the 'Heroes of Heli"', s. 227.
53 Agy., s. 227.
54 Agy., s. 231, 233.
55 Agy., s. 236.

Cogito, say: 70-71, 2012

Tehlike Sylemleri: Emma Goldman' Bulmak

kilde baarsz sonularla olsa da Amerika'ya ithal etmeye alan az say


daki Avrupal gmenden biriydi. 1892'de Goldman, Berkman ve iki dier
gen anarist, Pennsylvania eyaletinin Homestead ehrindeki Carnegie elik
fabrikasnda grev yapan iilere kar iddet uygulanmasndan sorumlu olan
Henry Clay Frick'e kar bir attentat giriiminde bulunmutu. 56 Frick bu sal
drdan kurtulduu gibi, bu deneme sarpa sarm bir iletiim komedisiydi ve
Amerikan ii snf bu eyleme pek yaknlk gstermemiti.

inkar.
Goldman'n reddiyeleri tipik bir biimde argman ve alay biiminde oluyor
du. Yetkililerin eletirel fikirlerden duyduu korkuyu vurgulamak iin resmi
tela parodiletiriyordu. stihdam edilmeyen iileri "ekmei ellerine alma
ya" tevik etme sulamasyla ilk kez hapis cezas ektikten sonra kendisini
karlamaya gelen komiteye "Konumaktan dolay hapishanede on ay hizmet
verdikten sonra aranza geri dndm" demiti. Yetkililerin kelimelerden duy
duu korkuyu hicvetmek iin, "Kadnlar konumaktan asla alkoyamaya
caklar" diye latifede bulunmutu. 57 Yetkililerin tamamen paranoyak olduu
nu iddia etmiti. New York Sun bu yorumu Goldman'a atfetmiti: "'Tehlikeli
biri olduum muhabbeti', dedi sessiz bir kahkahayla, 'son derece sama'."58
Goldman resmi yetkililerce yaplan eziyetleri ve tacizleri -saysz tutukla
may, mektuplara, posta listelerine ve yaymlara el konulmasn; derslerin ve
mitinglerin bask altnda tutulmasn; en azndan bir kez dayak yemeyi ve
kez hapis yatmay- "Hibir eyin hakikatten daha tehlikeli olmadnn"
delili olarak gsteriyordu. 59 Ona gre, yetkililer, kendisinin "zulmedilenle
rin gzlerini amasndan ve onlara daha iyi bir koulda yaamann yolu
nu gstermesinden" korkuyordu. 60 Askere almaya muhalefet etme kumpas
sulamasyla 1917'de karld mahkemenin jrisine yapt konumada,
kurucusu olduu Mother Earth dergisinin ofislerine Amerikan polis efinin
56 Goldman'n ! 920'lerdeki mektuplamalar anarist editr Claus Timmerman'n Frick'e
kar planlanan kumpas hakknda bilgi sahibi olduu ve Berkman'n kuzeni olan Modest
Stein'n, Berkman'n Frick'i ldrmeyi baaramamasnn ardndan onun iini bitirmeyi
planlad ortaya kar (Faik, "Introduction", Faik, Pateman ve Moran, Emma Goldman
iinde, C. !, s. 6, 7. dipnot).
57 "Hailed Emma Goldman", The New York World (Austos 1894), Faik. Pateman ve Moran,
Emma Goldman iinde, C. 1, s. 207.
58 "Talk with Emma Goldman" (Ocak 1901), age. iinde, C. 1. s. 431.
59 "Tyranny of Policy Publicly Denounced ", Philadelphia North American (Nisan 1901), age.,
iinde, C. 1, s. 447.
60 "My Year in Stripes" (Austos 1894), age., iinde, C. 1. s. 195.
Cogito, say: 70-71, 2012

239

240 Kathy E. Ferguson

dramatik giriini yle alaya almt: [Polis burada] ayr ayr ofislerinde dur
makta, masalarnda sessiz sedasz almakta, ellerinde ne bir kl, ne bir
silah ne de bir bomba olan, sadece ve sadece kalemlerini kullanan iki tehli
keli mtecavizi, bozguncuyu bulmutu karsnda!"61
Aklama.
Knama dnda aza alnacak her szcn intikam duygusu uyandraca
nn pekala ayrdnda olan Goldman attentat dzenleyenlerin eylemlerini
Mike Davis'in deyiiyle "onlarn evrenlerinin ahlaki mimarisi"ni dile getir
mek suretiyle anlamaya ve aklamaya almt. 62 1910 tarihli Anarchism
and Other Essays [Anarizm ve Dier Denemeler] balkl kitabnda yaymla
nan "The Psychology of Political Violence" [Siyasi iddetin Psikolojisi] adl de
nemesinde siyasi suikastilerin halden anlar bir ekilde anlalmas gerektii
ni vurgulamt. 63 "Onlar toplumsal sularmzn bedelini demeye srkle
yen eyin kendilerini saran hakszlk ve adaletsizlie olan ar hassasiyetleri
olduu" savn desteklemek iin gerek edebiyat ve psikoloji otoritelerinden
gerekse de baz attentat dzenleyicilerinin mahkeme konumalarndan aln
tlar yapyordu. 64 "Galeyana gelmi ve mitsiz bireyler" "iddetten iddetli bir
geri ekilme" olarak suikasta evirir yzn. 65 Ona gre ideolojiler insanlar
glleri ldrmeye yneltmez; ama insanlarn ektii aclara hi tahamml
edememek insan bu yola sokar. Anarizm, bireylerin bilinli siyasi failliini
savunmak ve boyun emez kader yerine iktidar yaplarn sulamak suretiyle
"bir isyan mayas" ilevi grebilir, fakat iddete dnlmesi sefalete ayak uy
duramayan hassas ruhlarn giritii son mitsiz eylemdir. Goldman'a gre,
Berkman rneinde bile, onun eyleminin "esas nedeni bizatihi Anarizm de
il, [Homestead'teki] on bir elik iisinin vahice katledilmesiydi."66
McKinley'nin ldrlmesinden hemen sonra, 17 ubat 1901'de Free
Society' de yaymlanan "An Open Letter" [Ak bir Mektup] adl metninde at
tentat hakknda grn ifade etmiti: "Giritikleri eylem davamza ister
faydal ister zararl olsun, ben her isyancnn yanndaym; zira ben bir eylem
61 "Address to the Jury", Red Emma Speaks: An Emma Goldman Reader iinde, 3. Bask, ed.
Alex Kates Shulman (Amherst, NY: Humanity Books, 1998), s. 359.
62 Davis, "Mike Davis Talks", s. 228.
63 Dnya Ticaret Merkezi'ne 11 Eyll 2001' de terrist bir saldr dzenlendikten sonraki gn
bu makale internette yaymlanmt.
64 Goldman, Anarchism and Other Essays, s. 80.
65 Age., s. 83.
66 Age., s. 92, 93.

Cogito, say: 70-71, 2012

Tehlike Sylemleri: Emma Goldman ' Bulmak

hakknda hkm verirken sonucuna deil, sebebine bakyorum."67 Goldman


her kiide direnme yetisinin bulunulabileceini vurguluyordu, ama az say
daki olaanst kii ne baka bir yerde teselli bulabiliyor ne de deiimin
yava hzna ayak uydurabiliyordu. Askere almaya muhalefet iddiasyla
karld son durumada jriye yapt konumada, meseleye deinmekten
kanabilecekken dosdoru yle bir beyanda bulunmutu: "Altta bireysel
iddeti yaratan ey tepedeki rgtl iddettir. Siyasi kabahatliyi eyleme gi
rimeye ynelten ey, rgtl hakszla, rgtl sua, rgtl adaletsizlie
kar biriken hakl fkedir. Onu knamak onu meydana getiren davalara kr
olmak demektir."68 Goldman'n etik evreninde, adaletsizlie itiraz ettiklerini
syleyen, ama buna kar hibir eyleme girimeyenlerin, attentat dzenleyen
lerden daha fazla cevap vermesi gereken ey vardr.
Tersine evirme.
Goldman, siyasi iddetin dinamiklerini aklamann tesinde, ayn zaman
da meselenin terimlerini tersine evirmi, tehlike alanlar kurgularn tar
tmaya am ve dikkatleri, kendisinin ve yolda olan anaristlerin tekil
edebileceinden ok daha byk tehlike kaynaklar olarak devlete, kapita
lizme ve imparatorlua evirmiti. "Sermaye ve hkmetin toptan iddetiyle
kyaslandnda, siyasi iddet eylemleri ummandaki bir katreden ibarettir."69
Terimleri tersine evirmek Goldman'a bir yandan devletin ve irket iddeti
nin meruiyetine itiraz etme, dier yandansa erdemli suikastiler iin etik
bir zemin bulma imkan vermiti.
Bu tersine evirme iini yapabilmesinin bir yolu halk iin ldrm kii
lerin szlerini duyurmakt. Goldman "The Psychology of Political Violence"
balkl denemesinde, gerek zihinlerinin duygusal hallerini gerekse de kapi
talizm ve devlete ynelttikleri eletirileri paylamak iin, Paris Temsilciler
Meclisi'ne bomba atm Vaillant'nn ve Vaillant'nn idam edilmesini protesto
etmek iin Fransa cumhurbakann ldren Caserio'nun son mahkeme ko
numalarndan geni alntlar yapmt. Mahkemeye seslenen Vaillant yle
demiti: "Pekala biliyorum ki bana kendimi halkn taleplerinin doruluu
iin konumakla snrlam olmam gerektii sylenecek. Ama ne bekleyebi67 Faik, Pateman and Moran, Emma Goldman iinde, C. 1, s. 434.
68 "Address to the Jury", s. 364.
69 "The Psychology of Political Violence", Red Emma Speaks: An Emma Goldman Reader iin
de, s. 279.

Cogito, say: 70-71, 2012

241

242 Kathy E. Ferguson

lirsiniz ki! Sarlarn duymasn salamak iin bas bas barmak gerekir.
Onlar ok zamandr, kodese tkma, daraacna gtrme ve yaylm ateine
tutmayla cevap verdiler bizim seslerimize."70 ok az saydaki kiinin imti
yazlarna kyasla ok sayda kiinin perian hayat koullarnda yaamasn
knayan Caserio konumasna u uyaryla son vermiti: "Jri'deki Beyefen
diler, sizler, burjuva toplumunun temsilcilerisiniz. Kellemi istiyorsanz gelin
aln; ama byle yaparak Anarist propaganday durdurabileceinize inan
mayn. Dikkatli olun, insan ne ekerse onu biermi." 71 Muhtemelen Ameri
kal okurlar bu konumalar, lgn adamlarn sayklamalar deil de makul
siyasi analizler muamelesi grdkleri ve Goldman ve dier anaristlerce ya
ymlanm kitaplarda bulabileceklerdir.
Bir dier tersine evirme stratejisi iilere kar devlet iddetinin ya da
kapitalist iddetin uyguland yerlere giderek grevcilerin taleplerini duyur
makt. Goldman iilerin korunmaszlna ve grevleri bastrmak iin mi
lislere, zel gvenlik irketlerine ve kanuni yetkisi olmayan, kendiliinden
harekete geen etelere dikkat ekmiti. Bu strateji iki dzeyde ilemiti; ilk
olarak, Goldman emein taleplerine szclk etmi, iilerin direnilerine
ve bu direnie kar sergilenen iddete dair haberler yazm, lkenin drt bir
yannda verdii derslerde, kitaplarda, aylk kan Mother Earth dergisinde
ve ok saydaki mektupta bu malumat tedavle sokmutu. yeri rgtlen
mesi ve bunun ardndan grevcilere ve grevcilerin ailelerine uygulanan iddet
anaakm medyada pek yer bulmuyor, Comstock yasalarndaki son derece
esnek "mstehcenlik" tanm pek ok radikal yaynn postalanmasna mani
oluyordu. Goldman dayanma alar kurmu ve iilerin ikayetlerini hem
baka iilere hem de genel kamuoyuna tamt.72
kincisi, konuan kii Goldman olduu iin, basn ou kez dikkat gs
teriyordu. Goldman anarist hareketin "nc kadn"yd: saygn liberal ev70 Age., s. 270.
71 Age., s. 274.
72 Goldman emek mcadelelerinin yapld nemli yerlere daima gitmemi olsa da uralarda
konumalar yapmt: New Jersey, Patterson' daki ipek iilerine; Springfield, Illinois'de
ki Birleik Maden ileri'ne; Newark, New Jersey'deki Amerikan Sendikas'na; Monaca,
Pennsylvania'daki Cam Yapmclar Sendikas'na; Chicago'daki Bira ve Malt ileri Sen
dikas, Boyaclar ve Dekoratrler Sendikas ve skandinav B oyaclar Scndikas'na; Phila
delphia'daki Birleik Emek Ligi'ne; New York'taki alan Kadnlar Cemiyeti'nin Birleik
brani Ticaret rgt'ne; Merkezi Sendikalar'n anarist dallarna, zellikle de Boston
ve Dctroit'tekilere; lkenin drt bir yanndaki Uluslararas i Dernei ve Dnya Sanayi
ileri'ne. Bkz. "Chronology", Faik, Pateman ve Moran, Emma Goldrnan iinde, C. !, s. 489515 ve C. 2, s. 469-506.

Cogito, say: 70-71, 2012

Tehlike Sylemleri: Emma Goldman' Bulmak

relerde temas iinde olduu kiiler vard ki, byle ilikiler pek az gmen
radikale nasip olurdu; mehur biriydi, dolaysyla syledii her ey haber
oluyordu; etkili bir ekilde ba topluyordu ve ii mcadelelerine adil bir
ekilde kulak verilmesini deilse de, bu mcadelelerin belirli derece duyul
masn salayabiliyordu. Radikal emek ile anarizmin militan politikalar
birbirlerinin kurucu unsuruydu: Goldman, rnein, tklm tk dolan salon
lara dorudan eylemin faziletleri hakknda konuma yapyor, Dnya Sanayi
ileri rgtnn yeleri ise ifade zgrl kavgalarnda mahpushaneleri
ve mahkemeleri tka basa dolduruyordu. 73 Yolda olan Alexander Berkman
daha sabit bir ekilde tabandan ii rgtlenmesi alannda alrken, Gold
man ise daha ziyade radikal emein genel Amerikan kamuoyuna szcl
n yapyordu.
Goldman Tehlikeli miydi?
1970'ler feminist bir ikon olarak yeniden gndeme gelmesinden bu yana
Goldman hakknda yorumda bulunan kiiler, Goldman'm devrimci iddete
olan katlmm deil radikal bir insan zgrl vizyonuna olan balln
kutlamtr. Belge niteliinde rehber kitabnda Candice Faik yle bir gz
lemde bulunur: "Goldman'n kalc etkisinin en bariz kantlar, dnsel ve
siyasal eserinin temelindeki genel anarizm savunusundan ziyade, ifade z
grl ve cinsel zgrlk gibi destekledii belirli zgrlk alanlardr."74
Szgelimi, Alix Kates Shulman, Goldman' vmt, nk "Goldman insan
ruhunu itlemeye alan her otoriteye saldrmaya cret etmi" ve kendi ku
andaki radikalleri kendi mcadelesine katlmaya tevik etmiti.75 Falk'un
ortaokul ve lise snflar iin hazrlad ilk mfredat rehberinde Goldman'm
g, ifade zgrl, kadn haklar, anti-militarizm ve sanat ile edebiyat yo
luyla toplumsal deiim hakkndaki grleri vurgulanr. 76 Pek ok yorum
cu Goldman'n Frick'e kar dzenlenen feci attentat'n ardndan iddetten
vazgetiini belirttii zyaanyksndeki bu iddiasna itimat eder. Mesela,
Leslie Howe, Goldman'n Frick'e kar dzenlenen attentat'a, biraz beceriksiz73 Faik, "Introduction", Faik, Pateman ve Moran, Emma Goldman iinde , C. 2, s. 56-57.
74 Faik, Emma Goldman, s. 10. Faik, Six Who Protested: Radical Opposition to the First World
War (Port Washington, NY: Kennikat Press, 1977) kitabnn yazar olan Frederick C.
Griffin'in G oldman' bir bar yanls olarak yorumladna iaret eder.
75 Shulman , s. vii.
76 Faik, Reese ve Dougherty, The Life and Times of Emma Goldman: A Curriculum for Middle

and High School Students.

Cogito, say: 70-71, 2012

243

244 Kathy E. Ferguson

ce de olsa gnll bir ekilde katlmasndan sonra, "nihayetinde Kropotkin'in


snrl barln deerine daha kani hale geldiini" syler.77 Bu yazlarda
tehlikeli olan ey Goldman'n fikirleriydi: Adil ve gzel bir toplum ideali top
lumsal deiim iin verilen mcadelelere esin vermi ve kamusal hayattaki ta
vizsiz duruu szmona demokratik ynetiimin ikiyzllklerini ifa etmi
ti. (yerinde rgtlenme zgrl dahil olmak zere) ifade zgrl, adil
yarglanma hakk, doum kontrol imkan, seyahat hakk ve genel bireysel
zgrlk zihniyeti iin verdikleri ortak mcadeleleri eklemlemek suretiyle, li
beral ve radikal gruplar arasnda ve gmen ve lke iinde domu yurttalar
arasnda koalisyonlar kurabilmek gibi esiz bir yetenei vard. Goldman'n
zamannda bu adan baktmzda, sz konusu yetkililer Goldman'n szle
rini Amerikan toplumunda koruma altna alnm bir konuma biimi olarak
basite kabul etmek yerine onu susturmak iin sergiledikleri ateli abalary
la paranoyak ve hatta gln ulara kaym gibi grnyor.
Faik, Pateman ve Moran, Goldman'n ABD' de geirdii zamanki (18851919) almalarna dair yaptklar belge nitelikli tarih eserlerinin 2. cildinde
bu ikonlatrlm tarihe itiraz ederler. Goldman'n uluslararas anarizmin
daha az masum kanadna muhtemelen dahil olduunu vurgularlar; Rus dev
riminin ilk yllar esnasnda militan Sosyal Devrimcilere silah tam ve
onlara gizli yollardan para aktarlmas iin araclk stlenmiti; Berkman'n
hapisten kama giriimleri iin para toplanmas iin ura gstermiti;
yolda olan Max Baginiski ile birlikte, 1907' de Amsterdam' da dzenlenen
Uluslararas Anarist Kongre' de, Rusya' daki "son derece acmasz ve nefret
edilesi despotizm ajanlar"na kar siyasi iddet uygulama stratejisini des
teklemiti; Meksika' daki gerilla direnii ve bu gerillalarn yasal savunmalar
iin para toplam olma ihtimali yksektir; Berkman'n, John Rockefeller'i
ldrmek iin - anaristin 1914'te Lexington Bulvar bombalamasnda
kendilerini havaya uurmasyla sona eren planl bir attentat idi bu- "terr
taktiklerini ithal eden militanlarla" yapt gizli anlama hakknda, bu an
lamaya dorudan katlmam olsa da, muhtemelen bir eyler biliyordu.78
Anarist tarihi Paul Avrich bu yorum hattn desteklemi, Barry Pateman'a,
Goldman'n "holanmad bir bombacyla hi bulumadn" sylemiti.79
77 Howe, On Goldman, s. 48.
78 Bkz. Faik, "Introduction", Faik, Pateman ve Moran, Emma Goldman iinde, C. 2, s. 59, 28-29.
Anarist kumpaslardan bir i olmayan drdnc kii de b byk patlamada lmt.
79 Ban a bu anektodu Barry Pateman anlatt.

Cogito, say: 70-71, 2012

Tehlike Sylemleri: Emma Goldman' Bulmak

Avrich, tpk Goldman arivindeki editrler gibi, iinde hepimizin dans ede
bilecei bir devrim iin zgr bir ruhla savaan bir kadn eklindeki popler
Goldman imgesinin Goldman'n anarizmini tm kuvvetinden yoksun b
rakma ihtimalinden kayg duyuyordu.
Falk, Goldman'n zyaamyksnn bir performans, seici bir tavrla
anlatlm bir hikaye olarak okunmas gerektiine iaret eder: "Kodlanm
imalar ve gizli siyasi faaliyetler hibir cevab olmayan ipular, zaman tara
fndan kolayca silinip sprlen izlenimler brakyordu arkasnda; gelgelelim
zyaamyksnn anlat slubunun ve ieriinin duygusal samimiyeti pek
ok okuru ayartarak Goldman'n her eyi syleyip hibir eyi saklamadna
inandrmt."8 Foucault'nun parrhesia hakkndaki tefsirinde, hakikati syle
menin dorudanl ile belagatin hesaplamalar karlatrlr: "Konumac
kendi zgrln kullanr ve ikna etme yerine akszll, sahtelik ya da
suskunluk yerine hakikati, hayat ve gvenlik yerine lme riskini, dalkavukluk
yerine eletiriyi ve kendi karn dnmek ve ahlaki kaytszlk yerine ah
laki devi tercih eder."81 Ne var ki, itenlik ve kendini ortaya koyma gramer
ve belagat aralarnn etkili bir ekilde kullanlmasn gerektirir elbette; Don
Herzog'un belirttii gibi, Goldman, kendisini dinleyenleri, okuyanlar nasl et
kileyeceini bilen "hnerli bir nesir slupusuydu". 82 Hakikatin ne kadarnn,
ne gibi koullarda, hangi amalarla sylenmesi gerektii meselesi Goldman'n
parrhesia'sn, muhakkak olumsuzlamasa da, bir lde karmaklatrr:
Szgelimi, Mother Earth'n sayfalarnda doum kontroln gebe kalmann
nasl nlenebileceini izah etmeden savunarak sansrclerin etrafnda tabiri
caizse dans ediyordu. Goldman'nki taktiksel bir ekilde oluturulmu, mm
knse gardiyanlarn ve sansrclerin eline dmeden, yetkililere etkili bir
yoldan meydan okuyacak ekilde dikkatle ayarlanm bir parrhesia'yd.
Faik, Pateman ve Moran, Emma Goldman Yazlar Projesi'nce toplanan
devasa ve zengin bir birincil kaynak arivine dayanarak, "daha nce yap
lan yorumlara itiraz eder, ak ve karadan oluan yeni bir montajn belirsiz
yanlarna k tutarak, daha nceki pek ok tarihiden farkl bir varsaymla,
Goldman'n yirminci yzyln ilk on yl srasnda ok daha iddetli kanaat
leri benimsemi olabileceini ileri srer."83 Arivdeki belge niteliindeki ta80 Faik, "Introduction", Faik, Pateman ve Moran, Emma Goldman iinde, C. 2, s. 31.
81 Foucault, Fearless Speech, s. 19-20.
82 Herzog, "Romantic Anarchism and Pedestrian Liberalism", s. 319.
83 Faik, "Introduction", Faik, Pateman ve Moran, Emma Goldman iinde, C. 2, s. 1-2.

Cogito, say: 70-71, 2012

245

246

Kathy E. Ferguson

rih malzemeleri Goldman' ada feminizmin bir ncs ya da bireysel bir


itaatsiz olarak gstermek yerine, onu uluslararas anarist hareketin tarih
sel balamna oturtur. Bu kaynaklarda, Goldman'n iddet ieren eylemlere
katldna dair kantlar belirsiz olsa da, bu eylemlere belirli bir yaknl
olduu ima edilir. "ister misilleme kabilinden iddet eylemlerine dorudan
katlm isterse de gizli kapakl bir hareket iin destekleyici bir rol stlenmi
olsun" diyerek, Goldman'm "yeni bir dzenin ancak eski dzenin yklmasy
la ina edilebileceine inananlara" asla uzak durmad sonucuna varrlar. 84
Bu aklamalarn her ikisinin de iyi taraflar vardr. Goldman'n etkileyi
ci siyasi vizyonu, olaanst iletiim becerileri ve Amerikan siyasetini ele
tiren daha saygdeer, orta snf, gmen olmayan kiilerle etkili bir ekilde
koalisyon kurabilmesi, onun fikirlerini hakim snflarn karlaryla skca
kontrol altna alnan bir statko karsnda sahiden de tehlikeli klyordu.
Goldman, Foucault'nun "parrhesia szlemesi" dedii, egemenlerin eletiri
yi kabul etmesini ve naho hakikatleri duymaya rza gstermesini salayan
zmni dzenlemelerin snrlarn devaml olarak zorlamt. 85 Her ne kadar
baz anaristler ifade zgrl mcadelelerini yeterince radikal bulmaya
rak kmsemise de, Goldman bu mcadeleleri, iyerlerini rgtlemek,
doum kontrol hakkndaki bilgileri yaymak ve savaa kar kmak iin
gerekli olan konumalar dahil olmak zere, cezalandrlamaz iletiimlerin
kapsamn geniletmenin etkili bir yolu olarak grmt. Avrupa' da hatr
saylr lde ve Rusya' da neredeyse srsne bereket dzenlenen attentat
ile kyaslandnda, ABD' de anaristlerin ok az sayda silahl direni eylemi
yapt gz nnde bulundurulduunda, yetkililerin iddetli altst etme ey
lemlerinden duyduklarn syledikleri korku ak bir biimde abartlyd; ne
var ki Goldman'n fikirlerini ve tutkularn kendi istikrar ve meruiyetlerine
yneltilmi bir tehdit olarak grme hususunda hatal deillerdi.
Ayn zamanda, Goldman' bir barya dntren ya da onu anariz
min silahl taraftarlarndan bsbtn ayran aklamalarda onun asilerle
olan kalc balantlar gz ard edilir. Goldman'n yerleik otoriteye tekil
etmi olabilecei tehlikeye ynelik iddialar yorumlamak gerek siyasi idde
tin genel balamnn gerekse de Goldman'n siyasi etkilerine dair daha sonra
yaplan anlamlandrmann hesaba katlmasn gerektirir. Bonnie Honig'in
belirttii gibi, altst etme niyetli kiilerin tekil ettii maddi tehlikenin fiili
84 Age., s. 79, 4.
85 Foucault, Fearless Speech, s. 33.

Cogito, say: 70-71, 2012

Tehlike Sylemleri: Emma Goldman' Bulmak

sertlii rejimin ya da kamunun tepkisini belirlemez; daha ziyade, tehditle


rin sz geen yorumcularn gznde ne anlama geldiini bilmemiz gerekir.
"Bunlarn nasl yaandn" bilmemiz gerekir. 86

Cehennemin iinden kan kahramanlar.


Goldman Frick'e kar dzenlenen attentat grmine, "Kral Katlinin On
Yl"nda, yani "iddia edilen anarist kumpaslarn 60 lme ve 200 kadar in
sann yaralanmasna yol at" on dokuzuncu yzyln son on yl zarfnda
bizatihi dahil olmutu. 87 Bu dnem Davis'in klasik terrizmin yar yzy
l diye tanmlad daha genel zaman dilimindeki youn bir iddet d
myd. Goldman'n "cehennemin iinden kan kahramanlar" ve Davis'in
"av belledikleri krallar ve soyguncu baronlar ellerinde bir bomba ya da
hanerle sinsice takip eden intikamc melekler" adn verdii o kadnlar ve
erkeklerin tm tarihsel hikayesi henz anlatlmam olsa da, pek ok kii
tarafndan kabul edilen attentat'lar arasnda u ahsiyetlerin ldrlmesi ya
da onlara ynelik suikast giriimleri yer alyordu: spanya, talya, Portekiz ve
Belika krallar, Almanya imparatoru, Rus ar, Fransa, Avusturya ve ABD
bakanlar, spanya babakan, Avusturya mparatoriesi, Fransa Temsilci
ler Meclisi mensuplar, Amerikal iki irket lideri, spanyol bir kardinal, e
itli Rus generallar ve subaylar ve Wall Street'te dolanrken talihsizce hedef
alnan baz ahslar. 88
Pek oklarn telaa dren bu listede ve bu iddetin meydana kt
geni balam iinde birka rnt ne kar. Birincisi, resmi kanallardan
anarist iddetin "herkesi" tehdit ettii eklinde yaplan iddialara ramen,
attentat'Iar genelde sadece snf dmanlarn ve devlet dzeyindeki dman
lar hedef alyordu. Klasik terristler, birka belirgin istisnay hari tutarsak,
hibir ayrm gtmyor deildi ve birkanda bir snfn temsilcilerine sald
rlm olsa da, genelde kamuyu ya da halk dehete drmeyi amalamyor
du. kincisi, attentat'lar belirli bir olaylar dizisi iinde vuku buluyordu; nce
devlet ya da kapitalistler bir gaddarlk yapyor, sonraysa anaristler bunun
cn alyordu. ncs, anarist iddetin ou Rusya' da gereklemiti;
86 Honig, "Bound by Law? Alien Rights, Administrative Discretion, and the Politics of Techni
cality: Lessons from Louis Post and the First Red Scare", s. 244, 62. dipnot.
87 Deflem, "Wild Beats Without Nationality", s. 278.
88 Davis, "Mike Davis Talks", s. 228, eitli yerlerde. Burada alntlanan Mike Davis mlakat
onun hazrlamakta olduu "a world history of revolutionary terrorism from 1878 to 1932"
balkl kitabnn bir parasdr; s. 227.

Cogito, say: 70-71, 2012

247

248 Kathy E. Ferguson

Avrupa'da daha az sayda attentat yetkilileri sarsm, ABD'de ise ok daha


az sayda attentat dzenlenmiti. Drdncs, attentat dzenleyenler "solun
paryalar"yd; ou anarist ve neredeyse dier tm radikaller onlarn bu
eylemlerine uzak duruyordu - "ok az saydaki kiinin 'kahramanca' eylem
leri iin ha bire kurbanlatrlan geni ii snf" ise haydi haydi yle yap
yordu.89 Goldman, Bakan McKinley'i ldren Leon Czolgosz'un, eylemini
deilse de, onu harekete geiren gerekeleri alenen savunan grece az say
daki anaristten biriydi. Pek ok radikal Czolgosz'un attentat'nn anarizme
kar kkrtt gl tepkilerden kanmaya almt. Sol cenahta anar
ist suikastlerin lml toplum eletirmenlerini bile bastrmak iin bir baha
ne salad yolunda geni bir mutabakat vard; rnein Bismarck, 188l'de
Kayzer'i ldrme giriiminin ardndan "tamamen masum Alman sosyal
demokratlar"a kar eitli giriimlerde bulunmutu.90 Pek ok radikal, at
tentat dzenleyicilerinin "kitlelerin bilinli hareketi yerine kendini feda eden
bireyin mesih roln ya da attentat'n sihirli totemizmini ikame etme aba
larna hararetle itiraz ediyordu.91 Frick'i kendileri adna ldrmeye giritii
iilerin onun bu eylemini knadn gren Alexander Berkman'n hsrana
uramasnda grlebilecei zere, soldaki terr bu eletirel bilincin gelime
sini bilfiil bozabilirdi.
Klasik terrizm eylemleri ar ekonomik krizlerin muazzam huzursuz
luklara sebep olduu zamanlarda ilenmiti ve emek ile sermaye arasnda
Alan Trachtenberg'in deyiiyle "Amerika'nn anlam" zerine verilen mca
deleler henz mlk sahiplerinin lehine olacak ekilde zlmemiti.92 Gold
man arln kitlelerden yana koymu, silahl asilere ynelik gizli destei
eitmeye ve ikna etmeye ynelik yaygn kamusal abalarla birletirmiti.
Hem iktidara fikirler, inanlar ve tutkular dzeyinde kafa tutan bir radi
kal dnr hem de iddetin gerekliliini seici bir ekilde kabul eden ulus
lararas anarist hareketin bir yesiydi. Siyasi dncesi ve eylemiyle hem
devletin meruiyetine ve irket yetkililerine kar sahiden meydan okumu
hem de dikkatleri sz konusu yetkililerin grev yapan iilere acmaszca zul
metmesinden uzaklatrmak iin bavurulan uygun bir ara olarak kulla
nlmt. Tehlikeli birey eklindeki Goldman kurgular "gerek" Goldman'n
89 Age., s. 228, 235.
90 Age., s. 227.
91 Age., s. 235.
92 Trachtenberg, The Incorporation ofAmerica: Culture and Society in the Gilded Age, s. 73.

Cogito, say: 70-71, 2012

Tehlike Sylemleri: Emma Goldman' Bulmak

kart deildir; daha ziyade, Goldman etkisini yaratmaya, sylem dzeyin


de Emma Goldman'a dair hakim anlam oluturmaya yarayan unsurlardr.
Goldman'n siyasetine ilikin sorgulamalarmz ABD Anayasas'na dair bi
rinci deiiklikler kapsamndaki zorlu yasal tartma alanna kadar genile
tebilir, szlerin ne zaman eylemlere dntn sorabiliriz; hatta, iddetin
siyasi mcadelede kabul edilebilir olup olmadn, oluyorsa da bunun ne
zaman kabul edilebilir olduunu tartma konusu yapabiliriz. Ama bu ma
kaledeki derdim bu sorular deil; bu sorularn nemsiz olduunu dnyor
deilim tabii ki. Onlar dert edinmememin sebebi, bu gibi sorularn, sy
lem dzeyinde sermayenin ve devletin aktrlerini deil de Goldman' tehli
keli diye tespit eden gvenlik ve tehdit mefhumlarn soruturmaktan bizleri
alkoymasdr. Goldman'n tehlikeli birey eklindeki stats hakknda belirli
hkmlere varmadan evvel, bu sorunun niin temcit pilav gibi stlp st
lp yeniden ne srldn tartabiliriz.
Niin Bu Soruyu Soruyoruz?

iddetin hkm srd zamanlarda, adli, tbbi aygtlar ve basn aygtlar


nemli olan cinayetlere mim koymak iin mesai yapyordu - grev krclarn
kurbanlarn deil de attentat'larn kurbanlarn; Pinkerton'larn silahlarn
deil de anaristlerin bombalarn; perian haldeki yoksullar deil de ke
yif sren zenginleri. Sylem reten kurumlarn konulandrlmas sz ko
nusu kurumlarn iinde ayrt edilebilir anlamlar nceler ve bu anlamlar
mmkn klar. Hukuk, tp ve medya iindeki sylem pratiklerini birbirine
balamak Goldman'n tehlikeli olduunu iddia etmeyi -yahut onun tehlike
li olduunu inkar etmeyi salyor, ama bir yandan da tehlikeyi bambaka
ekillerde tasavvur etmeye ayak diriyordu. Goldman' ve anarizmi saran
tehlike sylemleri stratejik bir grmeme halini mmkn klm ve tehlikeyi
baka hesaplamalar gz nnde bulundurarak baka etik ve siyasi yollarla
irdeleme ihtimalini azaltmt.
Gnmzdeki yorumlarda Goldman'n tehlikesine/tehlikesizliine odak
lanlmas, emee kar sergilenen iddete tarih boyunca gereke olarak gste
rilen durumun srmesine dolayl yoldan olanak tanyor olabilir. Goldman'n
tehlikeli bir kii olarak grlerek sorgulanmas "bir devrimci olduu kadar
pekala bir cani de olabilecek bir toplum dman"93 eklindeki o daima el
93 Foucault, "Dangerous Individual", s. 192.

Cogito, say: 70-71, 2012

249

250 Kathy E. Ferguson

altnda bulundurulan imgeyi hem yanstr hem de ona katkda bulunur. Ta


rih bilgisi zaten kt olan ABD'li okurlar, devlet ve irket iktidarna muhalif
olanlarn tekil ettii fiili, potansiyel ya da muhayyel tehlikeler hakknda
derinlikli bir kiisel muhasebe yapmaya snabilir, ama bir yandan da ii
leri ve onlarn ailelerini karsna alan ve aslnda ok daha byk bir tehdit
olan, federal askeri birlikleri, devlet milislerini, hukuki yaptrmlar, zel g
venlik birimlerini ve kendiliind_en harekete geen eteleri unutmaya devam
edebilir. Goldman'n silahl asilerle iliki iinde olmasnn mhim olmad
n ima etmiyorum, onun ABD' deki radikallerin tarihindeki mitik duruunu
karmaklatran, yakn zamanda yazlm tarih almalarnn deerini de
nemsemiyor deilim; daha ziyade, hazr cevaplar bulmak iin deil, ileriye
dnk dnce hatlar amak iin, bu okumalarla belirsizletirilmi olabile
cek sorular aryorum.
Avrupa' da ABD' de olduundan ok daha fazla sayda "eylem yoluyla pro
paganda" olmusa da, ABD'nin elli ksur yl boyunca emee kar sergiledii
kesif iddet "dnyann en lmcl snai tarihi"ni yaamasna sebep olmu
tu.94 Goldman'n zamannda emee kar sergilenen iddete dair gvenilir
bir inceleme bulmak kolay deildir; emek tarihileri Homestead ve Ludlow
ad ok daha yz kzartc katliamlara dair incelemeler yapm olsa da, yle
grnyor ki Ida B. Wells, Tuskegee Enstits ve bakalarnn Afrikal Ame
rikallarn lin edilmesini belgeleriyle ortaya koymak iin sergiledii titiz,
amansz aritmetii, katledilmi iilerin hikayesini anlatmak iin sergile
medi henz. Ne var ki, Goldman'n zamanndaki tm aktif siyasi mcade
le alanlar iinde, ancak siyahlara uygulanan terr ile yerli Amerikallara
yaplan soykrmn, grevci iilere ve onlarn ailelerine uygulanan devlet ve
irket iddetiyle ayn cinayet kategorisine dtnn rahata syleyebili
riz.95 Deyim yerindeyse, emek avcl mevsimi balamt; iileri ve onlarn
ailelerini ldrmenin cezai bedeli de yle yksek deildi. Emek muharebe
lerinde katledilen gmenler ou kez saylmyordu bile, "bir ad ya da say
haysiyeti bile verilmiyordu onlara" ya da lmlerin sebepleri olarak kalp kri94 David Grimsted, "Violence", http://www.bookrags.com/historylamericanhistory/vio!ence
aaw-02 .htm) (eriim tarihi 19 Temmuz 2007).
95 Yetkililerin, bir dizi kuaktan kadnn doum kontrol hakknda bilgi edinmesini ve doum
kontrol teknolojilerini kullanmasn snrlamak suretiyle, ocuk doururken binlerce
kadnn lmesinde, yaplamam yasad krtajlarda ve alk ve kt beslenme sonucunda
ilenen yava yasal cinayette pay sahibi olduu ileri srlebilir. Bkz. Gordon, The Moral
Property of Women, s. 150, eitli yerlerde.
Cogito, say: 70-71, 2012

Tehlike Sylemleri: Emma Goldman ' Bulmak

zi ya da intihar gsteriliyordu.96 1881 ila 1905 arasnda, merkezi bir sendi


ka tarafndan ars yaplanlar saymazsak, ABD'de 37.000 kanunsuz grev
yaplmt.97 Srf 1890 ila 1900 arasndaki alkantl on yl hesaba katarsak,
bu dnemde 4 milyon iiyi ilgilendiren 16.000 grev ve lokavt olmutu.98 1887
ila 1903 arasnda, "mlk sahipleri lehine grevci iilere kar devlet ve federal
askeri birlikler tarafndan [500] mdahale yaplm ve bu mdahaleler sonu
cunda bilinmeyen sayda insan hayatn kaybetmiti." 99 Dzenli ordu birlik
leri ve birka eyaletin, zellikle de Colorado ve Idaho'nun Ulusal Muhafzlar'
"ylda en az on iki kez" grevleri bastrmakla grevlendirilmiti. 100 1877' deki
demiryolu grevinden sonra artan kaynaklarla palazlanan federal askeri bir
likler ve devlet milisleri grevci iilere kar yle sklkla seferber ediliyordu
ki ii gazetecisi Joseph R. Buchanan onlarn "muhasebe departmanlar ka
dar irketlerin de bir paras olduu" tespitinde bulunmutu. 101
i eylemciliini zel ordularla bastrmak iin daha baka kaynaklar da
mevcuttu. Bu kaynaklardan balcas, casusluk, provokasyon ve grev krc
lnda uzmanlaan Pinkerton' lard. Alan Pinkerton, Strikers, Communists,
Tramps, and Detectives balkl 1878 tarihli kitabnda "mkemmelletiril
mi detektif sistemi"nin ii snfn laykyla disiplin altna alabileceiyle
vnyordu: "Yzlercesi cezalandrld. Yzlercesi de cezalandrlacak." 102
Bay Pinkerton yalan sylemiyordu: lkenin drt bir yannda grev yapan bin
lerce ii ve aileleri ldrlm ve binlercesi de yaralanmt. 103 Bu iddet
96 Faik, "Introduction", Faik, Pateman ve Moran, Emma Goldman iinde, C. 1, s. 4.
97 Age., s. 19.
98 Age., s. 20, atfta bulunulan eser Thomas Sewell Adams ve Helen L. Sumner'n yayma ha
zrlad Labor Problems (New York: MacMillan, 1907), s. xx.
99 Age., s. 19-20.
100 Bayer ve Morais, Labor's Untold Story, s. 142.
101 Age., s. 68.
102 Pinkerton, Strikers, Communists, Tramps and Detectives.
103 Bildiim kadaryla, cinayete kurban gitmi ya da yaralanm iiler hakknda belli bal,
gvenilir herhangi bir kaynak yok. Mevcut kaynaklar arasnda unlar bulunuyor: Bayer
ve Morais, Labor's Untold Story; History Matters, American Social History Project/Center
for Media and Learning (Graduate Center, CUNY) ve the Center for History and New Me
dia (George Mason University) httpUwww historymatters gmu edu/ (eriim tarihi 1 Mart
2008); Michael Novak, The Guns of Latimer (New York: Basic Books, 1978); Howard Zinn,
Dana Frank ve Robin Kelley, Three Strikes (Bostan: Beacon, 2001). Bu noktada, emee
ynelik iddetin balamna dair birka saptamada daha bulunmak gerekiyor. Birincisi, bu
iddeti ne karmak Yeniden na, Jim Crow ve lin zamannda (ou, elbette, ii olan,
ama esas olarak ten renklerinden tr hedef alnan) siyahlara kar dzenlenen benzer
terr hasr alt eder. kincisi, grevcilerin, ou kez siyah, Asyal ve son zamanlardaki
gmenler olan grev krc iilere kar zaman zaman sergiledii iddet vardr. nc
s, emee ynelik daha geni yapsal iddetin kapsamnda grevler ve lokavtlar esnasnda

Cogito, say: 70-71, 2012

251

252

Kathy E. Ferguson

1930'lar boyunca devam etmi, irket liderleri mtedeyyin bir edayla "hukuk
ve nizam" dan dem vurmu, ama bir yandan da grevcilere kar kullanlmak
zere sanayi casuslar ve silahlanma iin ylda milyonlarca dolar harcamay
bilmiti. 104 1930'larda, 3.500 ila 6.000 arasnda erkek mensubu olan dn
yann en byk zel ordusu Ford Motor irketi'ne aitti. 105 iler, bilhassa
da gmen iiler, tpk siyahlar ve yerli Amerikallar gibi, plak bir hayat,
siyaseten vasfsz bir hayat sryordu. Bakalar hibir cezaya uramadan
ldrebiliyordu onlar; lmleri yasal dzeyde lmden bile saylmyordu.
Goldman yetkililerin paryas olmutu ve nihayetinde cebri bir dlama olan
srlme yoluyla onlarn siyasi dzenlemelerine dahil edilmiti; zira, bir ba
kma, lkenin drt bir yannda halka emee kar verilen sava ngilizce
anlatmaya devam ediyordu.
Bu kanl defter-i kebirin hatras anaakm Amerikan tarih kitaplarnda
bir kenara atlmtr. Mesele verilerin ihmal edilmesinden ibaret deildir
(geri, evet, veriler ihmal edilmektedir); daha byk sorun ncelikle olay
larn alakal veriler saylmasn salayan sylem alarnn seici ileyiinde
yatar. Goldman alan insanlara kar uygulanan iddete dair yapt ana
lizi Amerika kamusuna sunmaya alm ve bu yolda bir lde baarl
olmutu, fakat en sonunda kendisine ve nam salm faaliyetlerine varan reto
rik bir tehlike dngs ona bu yolda kstek olmutu. Goldman tartma ko
nusunu szmona ya da fiili tehlikeliliinden devlet ile sermayenin daha b
yk iddetine dndrmeye almt. Hatr saylr derece baarl olmutu:
Korkusuz konumasyla binlerce kiiye ulam, ifade zgrl birlikleri
nin kurulmasn, siyasi mahkumlar iin kampanyalar yaplmasn ve eylem
ciliinin dier somut miraslarnn gelitirilmesini tevik etmiti. Yetkililere
dorudan meydan okumakla kalmam, "parrhesia szlemesi"nin artlar
na da kafa tutmutu. Aralarnda Robert Baldwin, John Dewey, John Haynes
Holmes ve daha biroklarnn b ulunduu mehur liberaller, Don Herzog'un
liberallerin Goldman'n kapitalizme ve devlete olan amansz muhalefetini
"hogrmeye hatta bu muhalefeti benimseye istekli" olmas gerektii, zira
iilerin yaad yar alk, evlerinden atlmalar, lkeden srlmeleri, gvencesiz snai
koullardan ve madencilik artlarndan dolay hayatlarn kaybetmeleri ve yaralanmalar
ve genel yoksulluklar ve maduriyetleri yer alyordu. ahsi meramm, tm bu dier id
detleri yadsmadan, emein bastrlan tarihindeki hayati olaylar vurgulayabilmek iin,
iilere kar sergilenen ok saydaki dorudan iddet rneine dikkatleri ekmek.
104 Boyer ve Morais, Labor's Untold Story, s. 278-79.
105 Norwood, Strikebreaking and lntimidation: Mercenaries and Masculinity in Twentieth Cen
tury America, s. 4.

Cogito, say: 70-71, 2012

Tehlike Sylemleri: Emma Goldman' Bulmak

bunun lmllar, baka bir ekilde dnmeyecekleri bak alarn hesaba


katmaya kkrtt yolundaki savyla hemfikirdi. 106 Goldman'n "onu kna
yp snrd eden o liberal demokraside bir yeri hak ettii" dncesinde
Herzog'la mutabktlar. 107
Fakat aslnda, en nihayetinde Goldman'a bu yer layk grlmemiti: Gold
man, Herzog'un iddia ettii yolu sahiplenmeye alm, snrd edilmesi
nin tartld mahkemede farkl yurtseverlik trlerinin olduunu ve her
ne kadar yetkililerin cann sksa da, kendi yurtseverliine parrhesia szle
mesinde bir yer verilmesi gerektiini ne srmt. 108 Fakat bu iddia ie
yaramamt. Anaakm byle bir marjinallii kabul etmeye tevik etmenin
neden etkisiz kaldn (ve byle kalmaya devam ettiini) anlamak iin, bu
tr abalarn dna kmal ve anlamn oluturulabildii ve savlarn anla
lr klnabildii sylemsel balama odaklanmalyz. Saknlmas olduka
g bir olumsuz geribesleme dngs Goldman'n siyasi almasn kstl
yordu: Tehlike iaretleri bulmak iin Goldman'n zeri didik didik aratrl
yordu; Goldman tehlike sulamalarn tersine evirmeye alyor, bu sula
malar messes nizama yneltiyordu; fakat bir kere ad tehlikeliye kmt,
o yzden onun tehlike hakkndaki sulamalarnn kendisi tehlikeliydi; hal
byle olunca sulamalar kendisine geri dnyor, bu da kendisinin tehlike
kayna olduuna dair baka bir kant oluyordu.
iddetli protesto ile barl protesto arasndaki kartlk Goldman'n
anarizminin ana ekseni olmad gibi, Goldman'a eziyet eden ve emek m
cadelelerinde binlerce iiyi ldrp yaralayan devlet ve irket kurumlarnca
yaplan esas ayrm da deildi. Anarizm fikirlerine inanan insanlar, yetki
lilerin gznde, gllere bombalar atan ya da onlar ldren (az saydaki)
kii kadar tehlikeliydi; anaristler, var olan halleriyle yapabilecekleri eylere
dair tela uyandran "potansiyel eylem kaynaklar"yd. 109 Goldman tehlike
liydi nk bu hesaplamalara meydan okumaya, kamuyu zengin ve gl
lerin ldrlmesine gzlerini ayor ve fkeleniyorsa, iilerin ve ailelerinin
ldrlp yaralanmasna da gzlerini ap fkelenmesi gerektiine ikna et
meye alyordu. Amerikallarn kapitalizmin kanl bedelini yeniden ayarla
mak iin ihtiya duyduu sylem kaynaklarn beslemiti.
106 Herzog, "Romantic Anarchism and Pedestrian Liberalism", s. 314.
107 Agy., s. 326.
108 Goldman, "Address to the Jury", s. 369, eitli yerlerde.
109 Foucault, "Dangerous Individual", s. 199.

Cogito, say: 70-71, 2012

253

254 Kathy E. Ferguson

Gerek Goldman'n zamannda gerekse bugn bu tr yeniden deerlen


dirmeler yaplmaynca, bir dizi ciddi siyasi sonu ortaya kar. Birincisi,
gnmzde sendika eylemcilerine kar uygulanan iddeti balamndan
koparyor, mevcut rneklerin birbirinden kopuk hadiseler ya da uzaklar
daki nc Dnya hkmetlerince yaplan eylemler olarak grnmesine
sebep oluyoruz. 110 Uluslararas Sendikalar Konfederasyonu'nun 2007 tarih
li raporunda Kolombiya, Filipinler, Gine, ran, in, Nepal ve birok baka
lkede sendika eylemcilerine yaplan basklar knanr.111 AFL-CIO, sadece
Kolombiya' da, 1994 ila 2006 arasnda 1.165 sendika yesinin katledildiini
iddia ediyor. 112 Bu devletlerin ou ordularn, para-militer rgtlerini ve di
er trden gvenlik glerini byk lde ABD yardm sayesinde eitiyor
ve ABD'nin simsarln yapt serbest ticaret an !amalar baskc devleti ve
irket politikalarn pekitiriyor. Gnmzdeki basklar, nceki yzyllarda
ABD' de emee kar yaplan iddetin balamna oturtulduunda, geri kal
m lkelerin birbirinden kopuk eylemleri olarak deil de mevcut ekonomik
adaletsizliin dnyann drt bir yannda kaydrlmas olarak yeniden kav
ramlatrlabilir.
kincisi, ABD' de emek kart iddetin tarihinin unutulmas alternatif
siyasi hayat vizyonlar kurabilmemizi salayacak mevcut siyasi tahayyln
menzilini belki de ironik bir ekilde daraltmaktadr. Alan Trachtenberg'in
belirttii gibi, Goldman'n zamannda, emek ile sermaye arasndaki mca
delenin sonucu henz belli olmamt ve bu ilikinin erevesine yaygn iti
razlar yaplyordu. Goldman ve dier radikallerin uruna mcadele ettii
"gzel ideal" de sadece reformlar yapmak deil toplumu adalete, zgrle ve
gzellie doru dntrmek hedefleniyordu. Bu kanl arpmalar gzden
karr, devletin ve irketlerin ykmllklerini aklarken emek eylemcilii
nin radikal boyutlarn kaybetmesine yol aan ortalalama bir ulusal anlat
kurarsak, o mcadelelere can veren vizyonlar ve analizleri hayal etme, tak
dir etme yetimizi de yitiririz.
110 Gmen ev iilerine kar gnmzde sergilenen iddete dair bir tartma iin, bkz. Das
Gupta, Unruly Immigrants: Rights, Activism, and South Asian Transnational Politics in the

United States.

111 Guy Ryder, Genel Sekreter, "Annual Survey of Violations of Trade Union Rights", Ulus
lararas Sendika Konfederasyonu (2007) httpUsurvey07 ituc-csi,org[getcontjnent
php?IDContinent=O&IDLang=EN (eriim tarihi 1 Mart 2008).
112 James Parks, "Violence against Workers Stili Rampant in Columbia", AFL-CIO web- blog
(17 Ocak 2008) http://b)og.afkio.org/2008/0l/J7/vioJence-against-workers-still-rampant-in
coiumbia/ (eriim tarihi 1 Mart 2008).

Cogito, say: 70-71, 2012

Tehlike Sylemleri: Emma Goldman' Bulmak

ncs, ABD'nin snfsal iddet tarihini hatrlama ii, dikkatimizi baz


tarihsel olgularn hakim anlatlarda geerlilik kazanrken bazlarnnsa bi
linmezlie gmlmesine yol aan karmak sylem srelerine evirir. Bun
larn nasl olgu haline geldiini anlamann iktidarn nasl ilediini anlamak
bakmndan hayati bir nemi vardr. Anlamlarn yaratlp dolama sokul
masn, yorumlanp itirazlara uramasn salayan sylem pratikler, baz ol
gularn ehemmiyet mertebesine ykseltilirken kar kantlarnsa nemsen
medii hatta yeniden yazld sreleri sorgulamamz salar. Goldman ih
mal edilen malumatlar temin etmekle yetinmemiti; daha nemlisi, hakim
sylem alarn deitirmeye ve bylelikle daha az bilinen aklamalarn
sradan yaam tarzlarna dahil etmeye almt. Bu yolda baarl olsayd
neler olurdu diye bir hayal edelim: Peki ya o zamanki okuryazar kamu, Leon
Czolgosz'un McKinley'i ldrmesinin farknda olduu kadar, bu suikastinin
gerekesi olan, Pennsylvania eyaletinin Latimer ehrinde 19 madencinin kat
ledilmesinin de farknda olsayd? Peki ya ABD'deki birok lise tarih metnin
de Amerikan Devrimi, Sava ve 1. ve II. Dnya Sava hakknda muzaffer
ayrntlar kadar emee kar iddet anlatlar da yer alsayd? Peki ya New
Jersey eyaletinin Haledon ehrindeki Amerikan Emek Mzesi, herkesin bil
mesi gerektii farz edilen tarihin bir paras olarak turistlerin rahata ge
zebilecei bir ekilde, bakent Washington' daki Smithsonian kompleksinde
yer alsayd? Ne yazk ki pek ok Amerikal, iilere kar uygulanan bir sr
iddet vakasndan bihaberdir ve belki de en tehlikeli durum budur.

ngilizceden eviren: Erkal nal

Kaynaka

Antliff, Alan, Anarchist Modernism: Art, Politics, and the First American Avant-Garde,
Chicago: U niversity of Chicago Press, 2001.
Boyer, Richard O. ve Herbert M. Morais, Labor's Untold Story, New York: Cameron
Associates, 1955.
Campbell, David, Writing Security: United States Foreign Policy and the Politics of
Identity, Minneapolis: University of Minnesota Press, 1992.
Das Gupta, Monisha, Unruly Immigrants: Rights, Activism, and South Asian Trans
national Politics in the United States, Raleigh, NC: Duke University Press, 2006.
Davis, Mike ve Jon Wiener, "Mike Davis Talks about the 'Heroes of Hell "', Radical
History Review, S. 85 (2003), s. 227-37.
Cogito, say: 70-71, 2012

25.:

256 Kathy E. Ferguson

Deflem, Mathieu, "'Wild Beasts Without Nationality': The Uncertain Origins of In


terpol, 1898-1910", The Handbook of Transnational Crime and Justice, ed. Philip
Reichel, Thousand Oaks, CA: Sage iinde, s. 275-85.
Drinnon, Richard, Rebel in Paradise: A Biography of Emma Goldman, Chicago: Uni
versity of Chicago Press, 1961.
Faik, Candace, Lyn Reese ve Mary Agnes Dougherty, The Life and Times of Emma
Goldman: A Curriculum far Middle and High School Students, Berkeley: University
of California, 1992.
Faik, Candace (ed.), Emma Goldman: A Guide to Her Life and Documentary Sources,
Alexandria, VA: Chadwyck-Healey, 1995.
Faik, Candace, Barry Pateman ve Jessica Moran (ed.), Emma Goldman: A Documen
tary History of the American Years, 1. Cilt, Made for Anerica, 1890-1901, Barry
Pateman ve Jessica Moran, Berkeley: University of California Press, 2003.
Faik, Candace, Barry Pateman ve Jessica Moran (ed.), Emma Goldnan: A Documen
tary History of the American Years, 2. Cilt, Making Speech Free, 1902-1909, Berke
ley: University of California Press, 2005.
Faik, Candace, "Let Icons Be Bygones!", Feminist Interpretations of Emma Goldman,
Haz. Penny A. Weiss ve Loretta Kensinger, University Park, PA, 2007.
Foucault, Michel, "About the Concept of the 'Dangerous Individual' in Nineteenth
Century Legal Psychiatry", Power, James D. Fauhion (ed.), ev. Rohert Hurley vd.,
Essential Works of Foucault, 3. Cilt, Dizi Editr Paul Rahinow, New York: New
Press, 2000.
Foucault, Michel, Fearless Speech, Haz. Joseph Pearson, Los Angeles: Semiotext(e),
2001.
Frankel, z, "Whatever Happened to 'Red Emma' ? Emma Goldman, from Alien Re
bel to American lcon", The Journal of American History, C. 83, S. 3 (Aralk 1996).
Goldman, Emma, Anarchism and Other Essays, New York: Dover, 1969.
Gordon, Linda, The Moral Property of Women, Urbana: University of Illinois Press,
2002.
Herzog, Don, "Romantic Anarchism and Pedestrian Liheralism", Political Theory C.
35, S. 3 (Haziran 2007), s. 313-33.
Honig, Bonnie "Bound by Law? Alien Rights, Administrative Discretion, and the
Politics of Technicality: Lessons from Louis Post and the First Red Scare", The
Limits of Law, ed. Austin Sarat, Lawrence Douglas ve Mart ha Merrill Umphrey,
Stanford, CA: Stanford University Press, 2005, s. 209-45.
Hoover, J. Edgar, "Memorandum for Mr. Creighton", ABD Adalet Bakanl (23 Aus
tos 1919) http://sunsite.berkeley.edu/Goldman/Exhibition/deportation.htrnl (eri
im tarihi 19 Temmuz 2007).
Howe, Leslie A., On Goldman, Belmont, CA: Wadsworth, 2000.
McElroy, Wendy, Individualist Feminism of the Nineteenth Century, McFarland, 2001.
Moritz, Theresa ve Albert Moritz, The World's Most Dangerous Wonan, Vancouver:
Subway Books, 2001.
Morton, Marian J., Emma Goldman and the American Left: Nowhere at Home, New
York: Twayne, 1992.
Cogito, say: 70-71, 2012

Tehlike Sylemleri: Emma Goldman' Bulmak

Norwood, Stephen, Strikebreaking and Intimidation: Mercenaries and Masculinity in


Twentieth Century America, Chapel Hill: University of North Carolina Press, 2002.
Pinkerton, Alan, Strikers, Communists, Tramps and Detectives, New York: G. W. Car
leton, 1878. [Robert Fogelson ile Richard Rubenstein'n yayma hazrlad Mass
Violence in America'da (New York: Arno Press, 1969) yeniden basld.]
Porter, David, Vision on Fire: Emma Goldman on the Spanish Revolution, New Paltz,
NY: Commonground Press, 1983.
Shulman, Alex Kates, Ta the Barricades: The Anarchist Life of Emma Goldman, New
York: Thomas Y. Crowell, 1971.
Shulman, Alex Kates, "Introduction", Red Emma Speaks: Selected Writings and Speec
hes by Emma Goldman, New York: Vintage Books, 1972.
Shulman, Alex Kates, Ta the Barricades: The Anarchist Life of Emma Goldman (New
York: Thomas Y. Crowell, 1971.
Stern, Madeline B., "Mark Twain Had His Head Examined", American Literature, C.
41, S. 2, Mays 1969, s. 207-218.
Stern, Madeleine B., Heads and Headlines: The Phrenological Fowlers, Norman: Uni
versity of Oklahoma Press, 1971.
Trachtenberg, Alan, The Incorporation of America: Culture and Society in the Gilded
Age, New York: Hill and Wang, 1982.
Wellbery, David, "Giri", Discourse Networks 1800/1900, Friedrich A. Kittler, ev.
Chris Cullens ve Michael Metteer, Stanford, CA: Stanford University Press, 1990
iinde, s. xiii.

Cogito, say: 70-71, 2012

257

en / Gey Bilim
MICHEL FOUCAULT - JEAN LE BITOUX

Jean Le Bitoux: Cinselliin Tarihi'nin birinci cildinin en yanl anlalm


kitabnz olduunu dnmenizin nedeni nedir?
Michel Foucault: (uzun bir sessizlik) Bir kitabn anlaldn veya yanl
anlaldn sylemek zor. nk belki de o kitab yazan kiidir onu yanl
anlayan. Kitab doru veya yanl anlam olan, okur olamaz. Ben bir yaza
rn kendi kitab hakknda ahkam kesmemesi gerektiini dnyorum. Ama
yine de, baz okurlarn kitaba tepkilerinin beni arttm syleyebilirim.
nk ben -rnein, bask mefhumu gibi- o ar kullanlm, stbelirle
nimli ve eskitilmi mefhumlar tekrar ele almann mmkn olduu bir hale
geldiimizi dnyordum, ayrca bunun ne anlama geldiini ve zellikle
de, imdi, yeni bir durumda ve son yirmi ylda ekil deitirmi bir mcade
lede [combat] veya tartmada bu mefhumlarn nasl iler hale getirileceini
grmeye mecbur olduumuz grndeydim.
Sanrm imdi etraf biraz sakinleti ve o ilk -nasl sylesem?- akn
lk imdi yatt. Bununla birlikte, o aknla yol aan belki de daha nce
benimsediim konumlarn basitliiydi (glyor); tabii, beni nerede ve nasl
olursa olsun her trden bask biimine kar mcadelenin keaf olarak gr
menin pek de zor olmamas da katkda bulunmutur. Bence bu son durum,
bana atfedilen konumlanlarda veya bakalarnn konumlanlarnda k
k de olsa bir "kayma"ya [bouge] yol at.
J, J, L. B.: Kimi ecinsel militanlar bunu, ecinsellik mcadelesinin ge
rekliliinin mutlak bir eletirisi olarak grecektir. Bu mcadele hakknda
ne dnyorsunuz? Eserinizde, ecinsellik szcn ve bu szcn topCogito, say: 70-71, 2012

en/ Gey Bilim

lumsal armlarn eletirmeye baladnz anda bu trden bir sektre!


mcadelenin tahrifine de girimiyor musunuz?
M. F.: Peki, bence tam da bu noktada ok kesin konumak gerekli. Ecin
sellik kavram on dokuzuncu yzyla tarihlenen, dolaysyla olduka yeni bir
kavram. Ayrca, sadece kavram deil yeni olan. Ecinsellii btn cinsel pra
tiklerden, btn haz biimlerinden, insanlar aras btn iliki trlerinden
ayrp bir kenara koymak, bu dnemde ksmen balam. rnein, on seki
zinci yzylda ve yine on dokuzuncu yzyln balangcnda insanlar kendi
bedenleriyle ve baka bedenlerle ilikilerinde zgrlklerini, cinsel davran
n bir psikolojiye, bir arzuya balantlandrlarak keskin snrlarla katego
rize edilmesi eklinde deil, bir sefahat olarak deneyimlemiler. Dolaysyla,
ecinsellik yeni bir kategoridir.
On dokuzuncu yzyl sonunda ecinsellik kategorisinin, belirli bir ahlak
llk biimine, belirli yasalara, hukuki kararlara kar yrtlen mcadele
lerde yrrle girdiini gayet net bir ekilde gryoruz. Ecinsellik zerine
ve ecinselliin tecridine kar byk tartmann, izleyen yirmi ylda kop
tuunu ve bu tartmaya mutlak biimde karlk gelen fenomenin varln
grmek iin tek yapmanz gereken 1870'deki ecinsellik anlayna bakmak
tr: insanlar bu ecinsellik mefhumuna hapsetme giriimi, doal olarak
Gide, Oscar Wilde, Magnus Hirschfeld vb insanlar tarafndan direnile kar
lanmtr.
Dolaysyla ben bu ecinsellik kavramnn tarihsel karakterini iaret etti
imde bu kavrama kar savamak yanlt demi olmuyorum. Tam tersine,
bu savan gerekli olduunu sylyorum nk insanlarn, tecrit etmek iste
dikleri bir deneyim biimine, bir iliki biimine, bir haz biimine uygulama
ya alt tarihsel-siyasal bir "ele geirme" [prise] durumu sz konusudur.
Ama imdi, gnmzde cinsellik kavramnn kendisini -ecinsellik mefhu
mundan bahsetmiyorum bile- yeniden deerlendirmenin veya, daha da iyisi
onu yeni bir deerlendirmeye tabi tutmann gerekli olduunu dnyorum.
nceki mcadelelerde bu kavram olduu haliyle ciddiye almak kesinlik
le zaruriydi. Keza, karmzda ya da zerimizde cinsellik zerine konuan
doktorlar, retmenler, yasa koyucular, yetikinler, ebeveynler, vb olduunu
sylemek de. Tamam, madem bu konuda konumak istiyorsunuz, hadi ko
nualm. Ve cinsellie birtakm haklar tanyacaz. Bunlarn hepsi tamam,
kabul. Btn cinsellik haklarnn tannd anlamna gelmez ama bu. Her
durumda, mcadele hem genilemi hem de salamlamt diyelim.
Cogito, say: 70-71, 2012

259

260 Michel Foucault - Jean Le Bitoux

Ben imdi, geriye doru bir sramann gerekli olacan dnyorum bu, geri adm atmak deil, durumu daha geni bir lekte ele almak anlam na gelir. Ve, "Bu cinsellik kavram nihayetinde nedir?" sorusunu sormak da
gerekli. nk o kavram mcadele etmemizi salad ama birtakm tehlike
leri de barndrmyor deil. Tmyle cinsellii konu edinen bir psikolojizm,
bir biyolojizm var, dolaysyla cinsellie doktorlar, psikologlar, normalletir
menin btn otoriteleri el koyabilir [prise]. Bu tbbi-biyolojik-doalc cinsel
lik kavramna kar baka bir ey ne srmek [faire valoir] gerekmiyor mu?
rnein, haz haklar?
J. J. L. B.: Ve bylece yeni bir sylemden kanmak...
M. F.: Ve bylece, bu zgrleme hareketlerinin balangcnda, belirli bir
balamda tesis edilmi bir sylemden kanmak. Bir baka deyile, sadece
cinselliini deil, Dr. Meignant' da zgrletirmen gerekir. 1 te bu! Bir ba
ka deyile, kendimizi bu cinsellik kavramndan bile zgrletirmemiz gere
kiyor. Benim ana hatlarn izmeye altm hareket buydu ve mcadeleden
kopuu iermiyordu, tersine mcadelelerin geniletilmesine ynelik ve arka
planda, mcadelenin ekseninde bir tr deiiklie yol aacak bir neriydi.
J. J. L. B.: Aksi takdirde, kendi szckleriyle kendi iini boaltan basit bir
sektre) mcadele olarak kalrd.
M. F.: Kesinlikle. rnein ben cinsel hastalk, cinsel patoloji, normal cin
sellik gibi kavramlarn tuzana bir noktada dmeden cinsellik terimleri
zerinden devam edecek bir mcadeleyi yrtmenin ok zor olduunu d
nyorum. te bu nedenle bu sorunu farkl bir ekilde sormamz gereki
yor. u aamada bir taslak halindeki haz temasn ne srmemin nedeni de
bir bakma budur. Bana gre bu tema, cinsellik kavram ilerine kaznm
bu tbbi ve doalc armlarn elinden kaar. Nihayetinde, "anormal" haz
yoktur, hazzn "patolojisi" yoktur.
J. J. L. B.: Ve haz da znde tartlamaz.
M. F.: Kesinlikle. Kitapta hedeflediim istikamet kabaca buydu. Ve artk
okurlarda da bu algnn tesis edilmi olduunu dnyorum.
J. J. L. B.: ilk izlenime gre, syledikleriniz herkesi artt.
M. F.: Bu doru. Ve sylediklerim her halkarda, nceki hareketlerin bir
eletirisi deil, tarihsel bir durumun deerlendirmesiydi; bir mcadelenin
ksr, hareketsiz, tutsak kalm bir hale dnmeksizin hep eski koullar1 Michel Meignant: Seksoloji kavramn poplerletirmi, popler dergi Union'n kurucusu.

Cogito, say: 70-71, 2012

en/ Gey Bilim

la srdrlemeyecei yolunda bir deerlendirmeydi benimki. Dolaysyla,


cephede bir deiiklie gidilmesi gerekiyor. Bunun sonucunda, kullanlan
szcklerde de bir deiim gerekli. Amalarda bir deiime gidilmesi de ke
sinlikle kanlmaz.
J. L. B.: ok daha kapsaml bir soru soracam: Toplumsal ilikileri arzu
nun daimi ve mecburi dolam olarak alglyor musunuz?
M. F.: Ne demek istediinizi anlamadm.
J. J. L. B.: Toplumu batan aa kateden arzu, yutaan bir arzudur. Haz
sadece kendine haz verdiinde, toplum sorgulandn, dlandn hisse
der. O durumda, toplumsal ilikiler rollere veya toplumsal mecburiyetlere
dntrlerek yabanclatrlamaz.
M. F.: Sanrm bu soru arzu mefhumunda temelleniyor. Ben "haz-arzu"
probleminin gnmzn nemli bir problemi olduunu dnyorum. Hat
ta, mcadelenin aralar, amalar ve eksenlerinin yeniden deerlendirilme
sinde tartlmas gereken asl problemin bu olduunu dnyorum.
Bu aslnda o kadar meakkatli bir problem ki, olduka uzun bir sre bu
konu zerine konumamz, hatta srf ona dair bir tartma balatmamz ge
rekiyor. ematik olarak tp ve psikanalizin bu arzu kavramndan, tam da
cinsel hazzn anlalabilirliini tesis etmek ve bylece onu normallik zerin
den standardize etmek amacyla bir ara olarak geni lde yararlandn
syleyebilirim. Bana arzunun ne olduunu syle, sana kim olduunu syle
yeyim. Sana hasta olup olmadn syleyeyim, sana normal olup olmadn
syleyeyim ve bylece arzunu diskalifiye edebileyim ya da tam tersine onu
tekrar kalifiye edeyim. Bence psikanalizde durum aka bu. Her durumda,
Hristiyanlktaki ehvetten 1840'larn cinsel igdsne ve Freudyen ve post
Freudyen arzu kavramlarna kadar arzu kavramnn btn tarihine bakar
sak, nasl ilediini gayet net ekilde grebiliriz.
Deleuze ve Guattari bu kavram btnyle farkl bir biimde kullanmak
tadr. 2 Ama benim sorunum u: Yklendii farkl anlamlara ve Deleuze ve
Guattari'nin niyetine ramen tam da bu szck nedeniyle geleneksel anla
myla arzuya yedirilmi olan tbbi-psikolojik nvarsaymlar tekrar yrr
le koyma riskini alp almadmzdan emin deilim. Dolaysyla, nihaye2 Bkz. Gilles Deleuze ve Felix Guattari, L'Anti-Oedipe, Capitalisn et schizophrenie (Paris,
1972). Deleuze Guy Hocquenghem'in bir kitabnn giri blmn kaleme ald, Guattari de
1973'te FHAR (Front Homosexuel d'Action Revolutionnaire) hakknda zel bir say yaym
layan Recherches dergisinin editryd.
Cogito, say: 70-71, 2012

261

262

Michel Foucault - Jean Le Bitoux

tinde hibir anlam olmayan, benim grmce ierii hala olduka zayf
ve -en nihayetinde znenin dnda veya znenin snrnda ya da iki zne
arasnda vuku bulan, ne bedene ne de ruha ait olan, ne darda ne de ieride
olan bir olay olarak ele almak suretiyle- olas kullanmlar tarafndan leke
lenmemi haldeki haz kelimesini kullanmak, bu haz kavram zerine biraz
dnmeye almak, geleneksel arzu kavramna eklenmi btn o psikolo
jik ve tbbi tehizattan kanmann bir yolunu sunmaz m?
Ben sadece bir dizi soru ne srdm. Ben ncelikli olarak haz mefhumu
na bal deilim. Ama Deluze ncesi, Deleuzec olmayan arzu mefhumuna
akas dmanm. Ama bu btnyle metodolojik bir tedbir. Esas olan, bir
zneye tayin edilmeyen, tayin edilebilir olmayan u olay mefhumu. Oysa,
szgelimi on dokuzuncu yzylda arzu mefhumu her eyden nce bir zneye
baldr. Bu bir olay deildir; bir znenin olaylarna zg bir sabit zelliktir
ve bu nedenle znenin bir analizine, znenin tbbi analizine, znenin hukuki
analizine yol aar. Bana arzunun ne olduunu syle, sana bir zne olarak ne
olduunu syleyeyim.
J. J. L. B.: On dokuzuncu yzyl burjuva ailesinin cinselliinde mastr
basyonun ensestten bile daha byk bir tabu oluunu nasl aklyosunuz?
M. F.: Dorusu mastrbasyonun kilit nemde olduunu dnyorum.
nk ocukla cinsellik arasndaki kstlanm ilikiyi balatan ey kesin
likle mastrbasyon yasa. Yasaklanan, ocuun bedeninden ald arac
sz haz ve bedeninden gelen bu hazzn retimi (ki bu mastrbasyondur)
olduundan ocuk kendi bedenini, hazzn bu kstlamann nian altnda
yaar.
kincisi, mastrbasyon o dnemde balca yasakt ama ayn zamanda
cinsellik bilgisinin [savoir] tarihsel inasnn da temeliydi. nk on beinci
yzylla on altnc yzyl arasnda olanlara baknca unu gryoruz: nsan
larn arzular sorgulanyordu, onlardan arzularn itiraf etmeleri isteniyor
du ve bu uygulamalar her zaman kiinin ilikilerini hedef alyordu. Yani, bir
bakma, bu sorular yasal adan cinsellikle ilgiliydi . Karna kar elik g
revini yerine getiriyor musun? Karna kar sadakatsiz misin? Onunla doa
yasalarnn gerektirdii ekilde seviiyor musun? Baka bir kadnla veya er
kekle seviiyor musun? Neticede, bir hayvanla cinsel ilikiye girer miydin?
Dolaysyla, cinsellik zerine ilikisel bir yarg yetkisi sz konusuydu. Bu ili
kisel yarg yetkisi gerek pratiklerle ilgileniyordu, niyetlerle veya arzularla ya
da ehvet ad verilen eyle deil.
Cogito, say: 70-71, 2012

en / Gey Bilim

On altnc yzylda, byk pedagoji reformuyla birlikte, ocukluun s


mrgeletirilmesi adn da verebileceimiz ey -ya da, ocukluun bireyin
yaamnn zel bir kronolojik kategorisi olarak ayrlmas- ortaya kma
ya balad; tam da bu dnemde gnah karma kitapklarnda, "vicdann
ynetimi"ne dair bilimsel incelemelerde vb temel bir sorun belirmeye bala
d: Arzun her eyden nce ve esas olarak kendinle ilgili deil mi? Bu gnah
karma kitapklarnda esas sorunun artk "Karnza sadk msnz?" veya
"Karnz olmayan bir kadnla grmyor musunuz?" olmadn grrz.
Oradaki ilk soru artk udur: "Arada bir kendinizi okar msnz?" Yani ken
diliin kendiyle olan ilikisi birincil nemdedir.
Bu noktadan sonra, artk cinsiyetler aras ilikilerin yasal statsne deil
de cinselliin kendisinin, balangcnda, ilk hareketlerinde, ilk izlenimlerin
de ve kendinin kendiyle ilikisindeki mahremiyetine dair btnsel bir bilgi
[savoir] gelitirilecektir. Bunun sonucunda, cinsiyetlerin haklarndan ok
cinselliin dolaysz doasyla ilikili tmyle yeni bir psikoloji doacaktr.
Ve cinsellik kavramnn kendisi de Hristiyanlktaki gnah karmayla tb
bn birleiminde doacaktr.
Cinsellik, ehvetin yerine geecektir. ehvet, cinsel ilikilerle bantlyd.
Cinsellik insann kendi iinde sahip olduu bir eydir, bir tr dinamik, bir
hareket, ilksel bir hazza -ki o da kiinin kendi bedeninden ald hazdr
ynelik sreen bir drtdr. Mastrbasyon Batda ok nemli bir stratejik
pozisyonda konumlanr nk cinsellie dair ilk yasaktr, cinsellik tarihsel
olarak ilk kez mastrbasyon zerinden sorunsallatrlmtr. Benim mas
trbasyona bu kadar nem vermemin nedeni budur. Hem Katolikler hem
Protestanlar asndan ayn dnemde, yani on altnc yzyldan balayp on
yedinci yzyln sonuna kadar esas mesele haline gelmi olmas da ilgintir.
On sekizinci yzylda, ocuklukta mastrbasyona kar byk kampanya
balar; on yedinci yzyln sonunda ve on sekizinci yzyln balangcnda
byk bir tantanayla formle edilen ve mastrbasyon ad verilen bu yeni has
talk yaylmaya balarsa insan trnn yok olmaya balayacan anlatan o
nl mitle birlikte ocuk mastrbasyonuna kar byk kampanya balar.
Olduka tuhaf bir fenomen araclyla mastrbasyon daha nceki nesill
lerin hi bilmedii, yeni bir salgn hastalk olarak deneyimlenir neredeyse.
Bu nedenle, benim varsaymm aslnda bir yandan, yeni olann, bunun
bir sorun haline gelmi olmas olduudur. Ama bu yenilik de bir anlamda yer
deitirmitir; aslnda yeni olan bu sorunken insanlar mastrbasyonun yeni
Cogito, say: 70-71, 2012

263

264 Michel Foucault - Jean Le Bitoux

olduunu iddia etmeye balamtr. te yandan, pedagoji pratiinin bt


nnn, ocuklarla ebeveynler arasnda vuku bulabilecek btn o gzetleme,
endie ve kayg oyunlarnn bu yalnz bana tecrbe edilen hazlara, kiinin
kendinden ald bu bedensel hazza odaklanmaya baladn da eklememiz
gerektiini dnyorum. ocuun bedeni ebeveynler iin, dolaysyla o
cuklar iin de bir sorun [enjeu] halina gelmitir. Birdenbire mastrbasyon
grnrde, pratikte olmasa da deeri asndan younlamtr. Mastrbas
yon yapmak veya yapmamak giderek daha da nemli hale gelmitir.
J, J, L. B.: Mastrbasyon bir referans noktas haline gelmitir.
M. F.: ocuklarla ebeveynleri arasndaki mcadelede bir referans noktas
ve bir sorun [enjeu] haline gelmitir. Ve ocuun anne babasnn burnunun
dibinde mastrbasyon yapmasnn ocuklar asndan ok nemli bir davra
n saylmaya baladn; bu davrann daha nce kesinlikle sz konusu ol
mayan psikolojik sonulara yol atnn dnldn gryoruz. Aslnda
on sekizinci yzylda mastrbasyonun zgn bir biimde retildiini, zgn
bir biimde icat edildiini syleyebiliriz.
J. L. B.: O halde ecinsellik tbbi bilginin ilk icad deil.
M. F.: Hayr, tbbi bilginin ilk icad mastrbasyon ve bu icat, eskiden eh
vet ve cinsiyetler aras ilikiden ibaret olan cinsellie karn yeni bir cinsellik
realitesinin filtrelenerek oluturulmasyla ilikili.
J. L. B.: Sradaki soru ecinsellerle ilgili. Ecinsellerin duyarllklarn
ve mutluluklarn ifade etmekten aldklar hazzn, toplum nezdinde bu konu
hakknda konumaktan ya da olanclk eyleminden daha kabul edilemez
olmasnn nedeni nedir sizce?
M. F.: Evet, bu bence nemli bir soru. Syleyeceklerimin doru olduun
dan emin deilim ama edindiim izlenim u ki, pratik -yani olanc ya da
ecinsel pratik- genel olarak kabul gryor. ncelikle, insanlar hazza msa
maha gsterebiliyor ama mutluluu kabul edemiyorlar. Pratii kabul ediyor
lar, bu gzlemlenebilir bir gerek (fait de constatation) nk olanc pratik
sadece ecinsel bir olgu deil, ayn zamanda heteroseksel bir olgu.
kincisi, Hristiyan uygarl gemite ne kadar kat ve banaz olmu olsa
da, bu katlk elbette ki onun uygulanmasnn koulu olan belli bir hogr
olmadan ileyemezdi. Suun ceza sisteminin uygulanmasnn koulu olmas
veya cezalandrlmam sularn varlnn dier sularn cezalandrlmasna
olanak vermesi gibi; her crm cezalandrlsayd sistem ilemezdi (glyor).
Ksacas, yasadlk yasann uygulanmasnn bir paras. Bunun sonucunda,
Cogito, say: 70-71, 2012

en / Gey Bilim

yasaklanm pratikler, onlar yasaklayan kanunun uygulanmasnn bir para


s. Dolaysyla, ahlaksz pratikler msamaha gryorve hatta kabul ediliyor.
Hazlara msamaha gsteriliyor. Msamaha gsteriliyor diyorum nk
bizimki gibi toplumlarda hi deilse son birka ylda haz ekonomisinde bir
byme kaydedildiini dnyorum. Demek istediim, sadece btn arzu
lar deil btn pratikleri de kabul eden ama btn hazlar kabul etmeyen
toplumlar var. Sergilemenin rezalet sayld bir nitelii var hazzn. Zaru
ri bir ey gibi grnen ama aslnda sadece ksmen nem tayan bu yeni
haz ekonomisinde bu daha da geerli. Nihayetinde haz da ayn genlik gibi
solar gider. "Eer hazlar buysa tadn karsnlar. Zaten onlar uzun sre
gtrmez; yeterince ac ve kahr ekeceklerini ve u an tadn kardklar
bu hazzn bedelinin onlara pahalya patlayacan biliyoruz; yalnzlklary
la, ayrlklaryla, tartmalaryla, nefretleriyle ve kskanlklaryla vs. bunun
bedelini deyecekler." Hazzn bedelinin deneceini biliyorlar, dolaysyla
onlar rahatsz etmiyor.
Ama mutluluk? Hazzn sadece temel bir mutsuzluk gibi bir ey tarafndan
satn alnabileceini syleyen var m? Bu tazmin edilmi haz ekonomisini
para para eden ey budur ve ite buna msamaha gsterilemez. nk o
zaman, bakalarna yasak olan pratie geirmekle kalmayp bunu yaparken
haz da alrlarsa ve zerine bir de bu hazlarn veya haz biimlerinin bedelini
demelerini salayan hibir ey olmazsa, bu yasak pratikler geri teper ve her
ey paralanr.
J. L. B.: Ve kendi kendilerini bile cezalandrmazlarsa?
M. F.: Evet, ve kendi kendilerini bile cezalandrmazlarsa. Nihayetinde iki
ecinselin, hayr iki olann ayn yatakta uyumak iin odadan kmasna
msamaha gsterilmesinin nedeni bence budur. Ama ertesi sabah yzlerin
de bir glmsemeyle uyanrlarsa, el ele tutuup birbirlerini yumuaka per
ve bu srada mutluluklarn tasdik ederlerse, onlar kimse affetmeyecektir.
Msamaha gsterilemeyecek olan, hazzn peinden giderek ortam terk et
mek deil birlikte mutlu uyanmaktr.
J. L. B.: Olanclk zerine konualm. Hogr konuma dzeyinde ko
numlanm. Ama mutluluun dili yok ve bu nedenle zerinde tartlamaz.
Henz gereklemi bir olay idare edilemez. Sylemek ve adlandrmak yeter
siz hale gelir. Gerek iinden etrafa k saar ve bu nedenle dlanr.
M. F.: Kesinlikle haklsnz. nk nihayetinde bir arzu veya her hal
karda herhangi bir pratik her zaman aklanabilir. Her zaman anne babasn
Cogito, say: 70-71, 2012

265

266 Michel Foucault - Jean Le Bitoux

anal yolla cinsel ilikiye girerken grm bir ecinsel bulunacak ve bunun
sonucunda onun pratii aklanabilir olacaktr. Ama ya mutluluu?
J. L. B.: Bu trden sorunlara yol aan da bu...
M. F.: kisi bu ilikiden haz da almlard muhtemelen. Devamnda strap
geldiini bilirsek evet, haz. Edim durumundaysa, arzuyu bu ekilde temellen
diren bir fantezi var. Ama mutluluun tesinde ne var? Aklayc glerimizin
artk bu konuda syleyecek bir eyi yok ve msamaha gsterilemeyecek olan
da bu. Mutluluun arkasnda strap yok; mutluluun arkasnda fantezi yok.
J. L. B.: Ecinsellerin imge rgsne baktmzda bazlarnn diilikle
zdelemeyi cazip bulduunu hatta bunu yaptn gryoruz. Masklen
ecinsellikte "kadn olmak" sz konusu mu?
M. F.: (glyor) Sizin iin de uygunsa kadn olmak ifadesini kullanmaya
lm. Bu da ok nemli bir sorun.
J. L. B.: Ben sadece ecinsellerin imge rgs hakknda deil, bu zde
leme, bu diilie doru gidi ve hatta transvestizm hakknda konumak is
tiyorum.
M. F.: Evet, ama bu olduka etrefil bir konu. Burada sadece aptal nu
maras yapabilirim {je n'y vois vraiment que du feu]. Bunu da belirttikten
sonra, kesin olarak syleyebileceim tek ey var bu konuda. Ecinsel pratik
lerin tarihine yzeysel grnm itibaryla bakarsak, feminenliin, hi de
ilse belirli feminenlik biimlerine atfta bulunmann byk nem tam
olduu kesinlikle dorudur. Transvestizmin btn sorunu budur; kesin bir
biimde ecinsellikle balantl deildir ama yine de onun bir parasdr.
Ayrca, transvestizmin ecinsellikten ok heteroseksellikle balantland
rldn syleyebilirim. Yani, transvestizmin nemli sahalarndan biri de
rnein ordudur - olan ocuk gibi giyinip ordunun peinden dolanan bir
kadn; bir fahie gibi yaayan veya afte (gourgandine) ya da agzl bir ka
dn (glyor). Bu topluluklar, -ordu, manastr- byk oranda monoseksel
olan bu kurumlar transvestizmi heteroseksellik erevesine dahil etmitir.
Nihayetinde Cherubin bir travestiydi ama heteroseksel bir travestiydi.
Benim ilgin/ arpc bulduum da u, ecinsellik on dokuzuncu yzyln
ikinci yarsnda tbbi-psikiyatrik bir kategoriye dntnde hemen bir an
lalabilirlik sistemi zerinden zmlenmeye balad, bu da hermafrodit
likti. Bir ecinsel nedir ve hermafroditlikle (yani cinsel ilgisi ikili, iinde bir
tr ikizlik tayan, yani hem kadn hem erkek olanlar) deilse hangi biime
brnerek tbbn alanna girer? Psiik hermafroditlik mefhumu nerilmi ve
Cogito, say: 70-71, 2012

en/ Gey Bilim

bu da sizin de bildiiniz gibi her trden zmlemeyle (glyor) ve hormo


nel dnm mdahaleleriyle sonulanmtr.
Sonra, tp ve psikiyatrik bilgi araclyla dayatlmak istenen btn o bas
klar (prises) ok karmak bir oyunla tersine evrildi. Hepimiz hermafrodit
miyiz? Tamamdr, hadi bakalm! Doktorun olduumu iddia ettiinden ok
daha fazla kadn olacam. Ecinselliin gizli diilik zerinden zmlen
mesiyle kadn olduunu beyan eden kralienin (la folle) meydan okumas
(defi) arasnda da kesinlikle tarihsel bir mtekabiliyet sz konusudur. Ayn
olann meydan okumasyla verilen bir yant. Benim olmam istediin ey bu
mu? Tamam, o zaman istediin eye benzeyeceim hatta ona senin sandn
dan ok daha fazla benzeyeceim ve seni aknlkla afallatacam (glyor).
J. L. B.: Bu Magnus Hirschfeld'in nc cinsiyet teorisinde ve yzyln
banda ortaya kan ilk ecinsel harekete snr koyan kromozom hatas veya
genler vurgusunda net bir biimde grlebilir. Bir anlamda gezgin (errante)
olan bu kimlik hzla asimile edilmeye msait hale geldi.
M. F.: Kesinlikle. Ve burada btn bu oyunlarn etrefilliini net bir e
kilde gryoruz; "ama onlar hermafrodit, dolaysyla onlar soysuzlam
kimseler" diyen doktorlar ve "siz bizi cinsiyetlerin bir karm olarak grd
nze gre bizim zgl bir cinselliimiz var. Ya ayn anda iki cinsiyete bir
den sahibiz ya da iki cinsiyete sahip olmaktan malul nc bir cinsiyetiz"
diye karlk veren ecinsel hareketler.
J. L. B.: Bylece ecinseller travestileiyor (se travestir).
M. F.: Aynen!! Bu konuda da doktorlar yle diyor: "Tamam, nc bir
cinsiyet, ama greceksiniz bu da iyi bir hormon tedavisiyle dzeltilebilir."
Kralieler (les folles) de buna u yant veriyor: "Ama biz sizin hormonlarn
z istemiyoruz. Ya da onlar istersek bu sadece kendimizi gerekten kadna
dntrmek iin olacaktr. Bizim istediimiz, kadnlarn hormonlar." K
sacas, stratejik adan zmlenebilir bir dizi harekete tank oluyoruz.
J. L. B.: Ve bu hareketlerin her biri baka olana hitap ediyor.
M. F.: Kesinlikle.
J. L. B.: Ve kimlii olumsuzlamaya alyor ya da yeni bir kimlik aryorlar.
M. F.: Evet, birbirine yant veren ve olduka ilgin bir biimde zikzaklar izerek ilerleyen stratejiler sz konusu. Bu srada elbette feminenlik meselesi de
btn mulaklyla ecinselliin merkezinde tekrar beliriyor. nk tp an
cak onun zerinden bu konuya hakim olabiliyor. Ama daha yakn zamanda,
bir konratak ve bir ters strateji uygulanmasn da salad feminenlik. Ayrca,
Cogito, say: 70-71, 2012

267

268

Michel Foucault - Jean Le Bitoux

feminenlik sayesinde, "Peki nihayetinde, bu feminenlik meselesi bizimki gibi


fallosantrik bir kltrde genel olarak nasl ele almyor?" sorusunu soruyoruz.
Sonu olarak, feminist hareketlerle iliki kurmak gibi bir stratejik imkan
ortaya kyor. Ve ecinseller kendinde unu deme hakkn gryor: "Bizim
erkekleri tercih etmemiz fallokratik kltn farkl bir biimi deil, erkek olan
bizlerin feminenlik sorusunu yneltmesinin, bu soruyu bir de bizim ynelt
memizin belirli bir yolu." Evet, btn bu olan bitenler bence politik adan
olduka ilginti.
u anda Amerika Birleik Devletleri'nde olup bitenler bir geri ekilme ha
reketi olarak grlebilir, erkeklerin masklenliin btn emarelerini, onu
kendilerine saklamak istermi gibi bbrlenerek sergiledii monoseksel bir
maizme geri dn var gibi. Sanki tekrar erkekler ve kadnlar arasnda bir
demir perde indirilmi gibi. Tra olmam bykl ecinseller gnmzde
ecinselin erotize edilmi morfolojik tipi haline geldi. En az otuz be ya
nda, bir beyzbolcunun fiziksel zelliklerine sahip, devasa bir by ve her
tarafndan fkran kllar olmal bu tiplerin. Buna motosiklet kasketini, deri
pantalonu, ceketi, zincirleri vs ekleyin.
Ama nihayetinde, buna biraz daha yakndan baktnzda, btn bu gi
yim kuamn, btn bu pikin masklenlik tehirlerinin kesinlikle erkein
erkek olarak tekrar deerlendirilmesiyle rtmediini grp aryorum.
nk tam tersine, bu pikin erkeklik gsterisinin rts altnda ve gzden
uzakta, erkee erkek olarak hibir deerin biilmedii mazoist cinsel iliki
ve mazoist kararllk trleri yzeye kyor. Kesinlikle erkee erkek olarak
deer biilmiyor bu ilikilerde. Tam tersine bedenin byle kullanm cinsel
eleri yok edilmi, masklenlikten karlm kullanmlardr, fist fucking
veya Amerikallarn belli uyuturucu veya aralarla eritii dier olaand
haz retimlerini bunlara rnek verebiliriz.
Dahas, bazen komnal bir cinsel yaamn pratiklerinde eit biimde yer
alan bu erkekler gndelik hayatta yumuak ve mfik ilikiler kuruyorlar.
Ksacas, masklenlik simgelerini kullanyorlar ama bunu kesinlikle fallo
santrizmin ya da maizmin dzenine ait bir eye dnmek iin deil, kendi
lerini icat etmek iin, masklen bedenlerini cinselliin ve zellikle de erkek
cinselliinin deerlendirmesinden kopmu, olaand okbiimli hazlarn
retim yerine dntrebilmek iin yapyorlar.
Feminist hareketlerde de bir dereceye kadar benzer eylerin olduu
nu dnyorum. Pascal Bruckner ve Alain Finkielkraut'un The New Love
Cogito, say: 70-71, 2012

en I Gey Bilim

Disorder'da 3 sylediklerine bir bakn, o kitapta zellikle haz zerine ve eja


klasyonun ve masklen anlamyla orgazmn (jouissance) hkmettii erkek
si haz biiminden kopmann gereklilii zerine sayfalarca yaz var, ki bu,
ecinsellerin cinsellii iin olduu kadar diil cinsellik iin de geerli. Ve
bugn Amerika Birleik Devletleri'nde homoseksel cinsellikle artc bir
benzerlik sergiliyor.
Bu yeni gelime kiinin kendini bu fikirden -stratejik bir bak asndan
kesinlikle ilgin olan- eril ecinselliin diilikle temel bir ilikisi olduu fik
rinden zgrletirmesini grnrde mmkn klyor. Bugn, phe yok ki
bu fikirden bir adm geri atmalyz. Dolaysyla ecinsellii bedenle ve haz
larla, feminenlie atfta bulunarak kendi iinde anlalr klnmas gerekme
yen belli bir iliki tr olarak grmeliyiz.
J. L. B.: rnein reklamclkta veya moda sektrnde de kadnn nesne
konumunda olduu feminenliin, erkekler iin erkekler tarafndan icat edil
mi bir ey olduunu gryoruz. Nihayetinde, travestiler dnda feminen
kiiler yok artk. Baz erkeklerin, bir travestinin gizem perdesini kaldran
jestleri sayesinde safi feminenlik olduunu sandklar eyin kadn ke
fettikleri zamanki bylenileri de bunu teyit eder. Sanki, nesnesi deimi
bir fantazmann kendileri dndaki yansmasn grrler.
M. F.: Evet, doru.
J. L. B.: Ama sizin bahsettiiniz bu Amerikan masklen nitelikler, bize
kar olduka agresif davranlar sergileyen kabadaylarn (loubards) nitelik
leri deil mi ayn zamanda?
M. F.: Evet, ama bildiim kadaryla Amerika Birleik Devletleri'nde her
ey ok abuk deiiyor. ki yl nce Califonia'daydm ve kasket takan ecin
sellerle deri ceketliler ve bizdeki kabadaylarn Amerikan versiyonu arasnda
bir anlamazlk yok gibiydi. Aslnda, daha ilgi ekici olan, bir olann Paris'in
belirli mahallelerinde ne hakla byle giyindiini soran kabadaylarn tacizine
maruz kalmadan geceleri bir perfecto ceket giyerek yrye kamamas.
Tabii ki sz konusu kabadaylar olann ecinsel olduundan phelenir
se, perfecto ceketi almakla kalmayp ocuu da eek sudan gelinceye kadar
dveceklerini sylemeye gerek yok. Burada ecinsellerle agresif marjinallik
arasndaki etrefil sorunla kar karyayz. Fransa' da ecinselleri dvmek
bir gelenektir (se fassent casser la gueule). rnein, bir zamanlar kabadaylar
3 Bkz. Pascal Brucknerve Alain Finkielkraut, Le Nouveau Desordre amoureux, Paris, 1977.

Cogito, say: 70-71, 2012

269

270

Michel Foucault- Jean Le Bitoux

deil, Duplex klasndaki askerler Champs-de-Mars'taki queer'leri (pedes)


darp etmek iin gece dar kard. Onlarn elencesiydi bu: queer'lerin a
zn burnunu datmak (aller se payer un pede). Ben bu sorunun asla yeterli
ya da uygun biimde ele alnmadn dnyorum. Ecinsel hareketler
dahilinde bu mesele zerine yeterli mzakere yaplp yaplmadn bilmi
yorum.
J. L. B.: Hayr, yapld diyemeyiz. Kabadaylar queer'lere kar hep b
ylenme-irenme hissiyle yaklat. Latent bir ecinsel arzu etrafnda tesis
edilmi bu kabaday gruplarnda etenin dna kamak iin k noktas
aramak lazm ve bunu da, her eyden nce o gruptan olmayan biriyle birlikte
yapmak lazm. Ecinsel harekette tartma konusu edilen tek ey nefsi m
dafaayd. Tartmalara sadece nefsi mdafaa meselesiyle ilgiliydi. Oysa esas
sorun erkekler aras saldrganlkt ve bu sorun zlemedi.
M. F.: "Marge" gibi bir hareket bu sorunu dillendirdi mi?4
J. L. B.: Sanmam.
M. F.: Ben bu sorunun o evrede ne srlm olmas gerektiini d
nyorum. Nihayetinde queer'lerin kabadaylarn kendilerine saldrmasnn
nedenlerini sorgulamas ilgin ama biraz da speklatif (glyor).
J. L. B.: Banliyde yaayan bir arkadam evini o blgede yaayan kabada
ylara at sonra da her biriyle cinsel ilikiye girdi. Bu sayede ecinsellik mese
lesini ortaya koydu ve onlarn da queer'leri darp etmeye son vermesini salad.
M. F.: Peki bu muhteem sonuca ulamak iin birbirlerini ka kez becer
meleri gerekti? (glyor)
J. L. B.: Hamam pratii kiinin kendi bedeniyle bakalarnn bedeni ara
sndaki ilikide nasl bir yzleme salar?
M. F.: (glyor) O la la. Sanrm bu konuda daha nce konumutuk. n
celikle, u veya bu cinsel pratie kar kaleme alnm eletirilerin -hem de
sadece Fransa' da deil- sklkla okunduunu grerek aryorum: Bir er
kekle ayn evde yaamak iyi deil nk burjuva bir pratik. Kamuya ak bir
tuvalette gizlice seks yapmak iyi deil nk burjuva gettosunu kabul etmek
anlamna geliyor. ncs, bir hamama gitmek ve adn bile bilmediiniz,
tek kelime dahi etmediiniz insanlarla sevimek ...
J. L. B.: Tketim.
M. F.: Tketim ve dolaysyla (glyor) burjuva dnyaya dair. Peki. B4 Marge kk bir zgrlk grup tarafndan yaymlanan bir dergi ve devrimci hareketin
ad.

Cogito, say: 70-71, 2012

en / Gey Bilim

tn bunlarn biraz naif olduunu dnyorum. Btn bunlarn ve tanm


gerei dier her eyin sadece stratejik bir anlam var. Olabilecek en ak bi
imde, sevdiiniz birisiyle, olansa olan, erkekse erkek, yal bir erkekse
yal bir erkek, kimi seviyorsanz onunla yaamak stratejik adan nemli.
Sokakta bir olanla karlatnzda onu pmek ve mmknse onunla se
vimek, istiyorsanz bir arabann arka koltuunda sevimek nemli. Ayn e
kilde, kendi kimliinize, yasal statnze, gemiinize, adnza, yznze vs
hapsedilmeden veya onun iinde sabitlenmeden, orada bulunan ve sizin iin
-sizin de onlar iin- bir bedenden daha fazlasn ifade etmediiniz, hazzn
en beklenmedik bileimlerini ve retimlerini tecrbe edeceiniz bu hamam
gibi yerlerin olmas da nemli. Bu, erotik tecrbelerin kesinlikle ok nemli
bir paras ve bence cinselliin bu ekilde ilemesi politik adan da nemli.
Heteroseksellik iin byle yerlerin olmamas dpedz esef verici. Niha
yetinde, gnn ortasnda veya geceleyin, her trden komfora ve imkana sa
hip bir yere (glyor), aklnza gelebilecek her trden rahat sunan bir yere
gidip bunun gibi bir eyi yapabilmek isteyen heterosekseller iin de neden
muhteem bir ey olmasn ki bu? Hem mevcut hem de geici bedenlerle kar
lamak neden mmkn olmasn? znelliinizi bir kenara braktnz,
yani en radikal biimde olmasa da her halkarda sadece o ann nemli say
laca derecede youn bir ekilde boyun ediiniz yerler.
J. L. B.: Bunun sarsc olduu da sylenebilir, yle ki, kii en ok kendisi
tarafndan belli kalplara sokulduundan, byle bir hamamda cinsel zde
lemeniz zerinden, sahip olduunuz hazlara verilmi olan kodlatrmalar
zerinden kurduunuz kendilik tasarnz sarsntya urar. Ayn durumda
bulunan bakalaryla birlikte, kendimizle olan ilikimiz zerine bir eyler
renebiliriz. Bu trden bir anonimlik sarscdr.
M. F.: Kesinlikle. Hazzn younluklar kiinin boyun edii; bir zne ol
maya, bir kimlik olmaya son verdii gereine baldr aslnda. Kimliksizliin
bir olumlamas gibidir bu. Sadece st deitirme kabininde kimliinizi teslim
ettiiniz iin deil; mmkn eylerin, olas karlamalarn, olas ylmalarn

(amoncellements), olas irtibatalarn okluu gerekte sizin kendinizle zde


olmak konusunda baarsz olamayacanz anlamna gelir. En nihayetinde
bu deneyimin kiiyi deseksalize ettiini de syleyebiliriz (glyor). Bu an
lamda, o an yle youn bir sualt dal hissi tesis eder ki, yzeye ktnzda
arzularnzdan syrlmsnzdr - kelimenin hem gerek anlamyla hem de
iyi anlamyla. Arada bir, grece doyum verici cinsel ilikilerden sonra bile hisCogito, say: 70-71, 2012

2 71

272 Michel Foucault- Jean Le Bitoux

settiimiz o itah ve zlem (lacinement) duygusu olmadan karsnz oradan.


Son olarak, nerede olursanz olun, hangi ehirde olursanz olun, her za
man, isteyen herkese ak, ne zaman gitmek isterseniz ak olan bir mahzen
olduunu, tek yapmanz gerekenin merdivenlerden inmek olduunu (gl
yor) ksacas, istediiniz kadar istediiniz arzular retebileceiniz harika
bir yer olduunu bilmek nemlidir, elzemdir.5
J. L. B.: Bu ayn zamanda cinsel gerilimlerin ne kadar ok insann yaa
mnda ne kadar byk hasara yol atn anlamamz da salar. Heterosek
sellik bu trden zorluklara kar daha elverili olabilir nk byle yerlere,
bu yenilenme imkanna eriimi yoktur.
M. F.: Nihayetinde sadece ei, metresi ya da bir fahiesi olan mutsuz he
terosekselleri dnrsek ... (glyor)
J. L. B.: O da, en iyi ihtimalle!
M. F.: En iyi ihtimalle. Aslnda onlar daha ok acnas durumda. Ne olur
sa olsun, burada nemli bir deneyim sz konusu.
J. L. B.: Gece kulplerinden bahsedelim. Daha nce de bu konudan bah
settik. Gece kulpleri rollerin, parann yeniden onaylanmas deil mi? Polis
b u yerleri hamamlardan veya parklardan ok daha az taciz ediyor. Gettolar
dan bahsetmeyeceim nk militan deyibilim yenilenme imkan sunan
yerlerle yabanclatrc yerleri ayn sepete koyuyor. Siz bu konuda ne d
nyorsunuz?
M. F.: Bu konuda sizinle tamamen ayn fikirde olduumu syleyemem. Bi
raz nce hamamlara bir gzelleme yaptm, doru. Ama ben herhangi bir eyi
eletirmek istemiyorum. Her durumda, hamamlarn iyi, gece kulplerinin
kt olduunu sylememize gerek yok. Yani, gece kulpleri ite, biliyorsun ...
rnein, Japonya' da gece kulb var. Binlercesi var. Tokyo' da, Kyoto' da.
Sadece be veya alt kiinin sabilecei byklkte minicik gece kulpleri
(glyor). Oralarda pek bir ey olduu yok; insanlar bar sandalyelerinde otu
rup sohbet ediyor, iki iiyor, sarho oluyor. Aslnda, ok fazla yeni insanla
tanma imkan yok. Gece kulbn bilmeyen birinin ya da bir yabancnn
oraya gelmesi bal bana bir olay nk genelde mdavimler ya da hep ayn
insanlar var orada. Oralarda cemaati bir yaam sz konusu ve bu, Japonya
gibi evliliin zorunlu olduu bir toplumda ok nemli. Dolaysyla, akamlar
kk ve sabit (peu mobile) cemaatleriyle bulumak iin sadk yelerinin ve
5 Michel Foucault burada Avrupa'nn en byk saunas olan Paris Operasnn yaknlarndaki
Continental' dan bahsediyor.

Cogito, say: 70-71, 2012

en / Gey Bilim

dier kullanclarn gittii gece kulplerine gidiyorlar. O halde, bir gece kul
b neden ho bir yer olmasn ki? phesiz ki -bu hamamlar iin de geerli
bu yerler haraca balanm yerler: bu yerlerin stlenebilecei olumlu anlam
byk lde deitiren bir ekonomi, polis, ayak takm. Btn bunlarn ze
rine, ecinsellik tiyatrosu adn verebileceimiz davranlar ekleniyor: insan
lar kendi gzellikleri, sevgililerinin gzellikleri grlsn diye; bakalarna
kendi horgrlerini gstermek iin, mesafe koymak iin, kendilerini grnr
klmak iin vs geliyor oraya. "Bana bak ama ellerini uzak tut." Ya da "Ne c
retle bana bakarsn - sana bakmak gibi bir arzusu olmayan bana?"
Her neyse, bir gece kulb gece kulbdr ve bu ecinsel tiyatro yaknla
malarda da [la drague] grlebilir. Mesele, bu yerlerin ileyiini stratejik ola
rak tersine evirmeyi bilmek. Paris'te ilerin nasl yrdn bilmiyorum
ama phe yok ki bir gece kulb amak isteyen iki gzpek delikanl polisin
ayaktakmyla ibirliine gitmeye zorlamas olmadan bunu baaramaz. Polis
bir ekilde ayaktakmna [la truanderie] balantl olmayan bir homoseksel
gece kulbne msamaha gstermez.
J, L. B.: Yan hi gstermeyen ama reit olmayan bir olann ieri gir
mesini salayp bir dakika sonra da polis baskn dzenlemek iten bile deil.
M. F.: Aynen yle.
J, L. B.: Yasal ereveden bakarsak, Caillavet'nin bir nerisi getiimiz
haziran aynda Senato'da kabul edildi. Eyllde Fransa Millet Meclisinden
gemesi gerekiyor. Bu neriye imza atanlardan biri de sizdiniz. Nihayet ah
laki bir zgrleme, bilhassa homosekseller iin bir zgrleme olacak m?
M. F.: Bu proje, u anda tamamlanm olan ve devlete teslim edilmi bu
lunan ceza yasas reformu asndan daha byk nem tayor. Bu sabah
aradmda homoseksellik ve heteroseksellik ayrmnn btnyle kald
rldn sylediler. Bu, Mirguet deiikliinin geri ekilmesinden ok daha
ileri bir nokta. Dier bentler hakknda bir fikrim yok. Sen de biliyorsun ki,
Rene Scheret ve Guy Hocquenghem'le birlikte "cinsellik mevzuat"na dair
blm konusunda bana dantlar. 6 Kolay deildi nk teoride "cinsellik
mevzuat" diye bir ey yok. Bunun merkezinde, tecavz ve rza ya meselesi
var. Ben; okula giden, duvarlarda veya televizyondakileri gren ocuklarn
6 Rene Scherer ve Hocquenghem birlikte mcadele verip kitap yaymlayan iki militan ve ya
zar. 1976'da Roland Barthes , Simone de Beauvoir, Jean-Louis Bory, Patrice Chereau, Dele
uze, Guattari, Daniel Guerin, Pierre Guyotat, Bernard Kouchner, Jean-Paul Sartre vd tara
fndan imzalanan ve ubat 1976'da Liberation'da yaymlanan "Aznlklarn Cinselliklerine
Dair Yeni bir Mevzuat in" balkl dilekeyi kaleme aldlar.
Cogito, say: 70-71, 2012

27 3

274 Michel Foucault - Jean Le Bitoux

cinsel adan reit olmayan saylmasn anlayamyorum. skandinavya' daki


gibi on on be ya araln nerdiimizde komisyonun dehete dmemi
olmas beni artt. 7
u anda tank olduumuz deiimler nda, baskc diyebileceimiz
bir yetki kullanmn temsil eden eyin olaand maliyetinin ne olacan
renmek zereyiz. Elbette l komisyonun demokrasinin ve hogrl bir
toplumun neye mal olduu zerine almalarn biliyoruz. Bunlar hesapla
yabileceimiz yalan deil. Ama bunu ayn zamanda bambaka bir ynde de
yapyoruz. Baskc bir iktidarn maliyeti ise ok ok yksek - sadece ekono
mik deil, hogrszlkle kar karya kalan insanlarn ve onlarn komu
larnn kzgnl. Bu hogrszlk mevcut zgrleme hareketlerini oldu
u kadar bunlarda bir rol oynayan entelektlel gerginlii de kztryor. Bu
da u anlama geliyor, basknn siyasal maliyeti de artyor. Kabaca sylemek
gerekirse: Neden homosekselleri sulayalm? Homoseksel avna kan bir
toplumun elde edecei avantaj nedir? Doum oranlar m? Doum kontrol
hapnn kullanld bir ada? Frengiyle mcadele? Bizi yneten teknokrat
lar ve prensler, kt niyetli olmasalar da, embesil de deiller ve sz gelimi
frengiyle mcadelenin belirli birey kategorilerini bastrmakla deil bilgi
lendirici kampanyalarla gerekleeceini biliyorlar. rnein baz Amerikan
hamamlarnn giriinde kiinin ieride neler olup bittiini renmek iin
bavurabilecei danma ofisleri var. Bu aslnda bunu yapmann tek yolu.
Yetki kullanmnn rasyonalizasyonu muhakkak basky artrarak gerek
lemez; tam tersine. Bask siyasal adan ok eye mal olmutur ve mevcut
atmosferde, toplumdaki btn bu hareketlerle ok daha fazlasna mal olma
riski tamaktadr. O halde, insanlar kar karya kaldklar ve nmzde
ki uzun yllar boyunca devam edecek olan hiper isizlikle yzletirmeye a
lmak, gece kulplerindeki ve parklardaki allklarn dibindeki ecinselleri
avlamaktan ok daha faydaldr. Bunu zaten uzun zamandr biliyorduk ama
imdi ok daha ak bir ekilde gryoruz. ktidar bir eylere mal olur. Yet
ki kullanmnn keskin hatlarla tanmlanm bir getirisi yoktur. Ne zaman
yetki kullanm olan bir eylemde bulunsak onun bir maliyeti vardr ve sz
konusu maliyet sadece ekonomik deildir.

ngilizceden eviren: eyda ztrk


7 Foucault, Jean Danet ve Hocquenghem'in Recherches'te yaymlanm sylei transkripsiyo
nuna da baknz.

Cogito, say: 70-71, 2012

Bedenler ve iktidar, Tekrar*


JUDITH BUTLER

Foucault'nun beden-iktidar ilikisi meselesine erken dnem yaklamnn


en bilinen rnei Hapishanenin Douu'nda mahkumun bedeninin zm
leniidir. Biroumuz bu zmlemeyi tekrar tekrar okumu, sadece ikti
darn bir bedene nasl uygulandn deil ayn zamanda bir bedeni nasl
ileyip ekillendirdiini anlamaya almzdr. Bu ikisi arasnda ayrm
yapmak zordur nk, iktidar bir beden zerine uygulandna gre beden
iktidardan nce gelmektedir; iktidar bedeni ekillendirdiine gre de beden
baz bakmlardan ya da bir dereceye kadar iktidar tarafndan imal edilir.
Foucault'nun tanmnda da bu durum aka grlmektedir. rnein Ha
pishanenin Douu'nda cezalandrma sistemlerinin bedenin ekonomi poli
tiinin iine yerletirildiini yazar. Bedenin siyaset alanna dorudan dahil
olma biimini tespit etmeye alrken, sreci yle tanmlar:
"ktidar ilikileri [bedene] dorudan mdahale eder: onu kuatr, damgalar,
eitir, ikenceden geirir, belirli grevleri yerine getirmesi, trenlere katl
mas, etrafna birtakm iaretler gndermesi iin zorlar."1

Beden burada salt itaatkarl zerinden deil, bask karsnda krlganl


zerinden de tanmlanmaktadr. Belirli eyler yapmaya zorlanmakta ve on
lar kendinden talep edilenler uyarnca yerine getirmektedir. Eylemi mecbur
klan iddet eylemin kendisinden nce gelmez. Eylemin kendisi, zorlayc ik* Butler'n Frankfurt'ta, Eyll 200l'de yapt konumann metnidir.
Foucault, Discipline and Punish I Surveillir et Punir [metnin devamnda DP ve SP olarak
geecektir]. s. 25.
Cogito, say: 70-71, 2012

276 Judith Butler

tidarn asli hedeflerine her zaman uyum gstermeyen ekillerde iddetli hale
gelir. Foucault'ya gre beden ancak hem retici bir beden hem de tabi kln
m bir beden olduunda kullanl bir gce dnr [s il est a la fois corps
productif et corps assujetti}. Bir bedene dayatlan iktidar, bedenin siyasal tek
nolojisinin bir paras olarak anlalmaldr. Bu teknoloji, stratejik ileyen bir
mikrofizikten faydalanr. 2 Strateji, iktidarn tek tarafl dayatlmas eklinde
deil, tam olarak, ayn anda retken, dank ve eitli biimlere brnebilen
bir iktidar uygulamas olarak anlalmaldr. Foucault'nun netletirdii ze
re, kendinden nce varolan bir zne tarafndan sahiplenilmeyen bu stratejide
tespit edilmesi gereken, herhangi birinin sahip olabilecei bir ayrcalktan
ok, srekli bir gerilim iinde, bir faaliyet halinde olan bir ilikiler adr. 3
Burada, beden zerinde ve onun araclyla uygulanan bir strateji ola
rak iktidar tanmnda, bu stratejinin her biri znenin konumuyla ilikili en
azndan iki feragat zerinden gerekletii grlmektedir. Bir yandan, bir
strateji sahiplenilmeyecek, dolaysyla bir znenin zerine ald veya devam
ettirdii bir ey olmayacaktr. te yandan, bir strateji bir zne tarafndan
sahiplenilmeyen bir iktidar uygulamas olacaktr. Dolaysyla, iktidarn be
denle ilikisi ortaya karken, zne geride braklacaktr. Ama bu terk edi,
bu negasyon iktidarn ne olduunu anlamak iin gerekli olan arkaplan da
biimlendirecektir. ktidar birinin sahip olduu ya da benimsedii bir ey
olarak grdmz srece onun ayrt edici zelliini anlayamayz.
O ne ne sahiplenilebilir ne de benimsenebilir ve ne olursa olsun, znenin
bu iki yetisinden ayr bir ey olacaktr. Zaten Foucault da hemen bedenin fa
illiine dair bir izahat sunar; bu izahat, bir iktidar teorisi balamnda faillik
zerine dnmenin bir zne nvarsaymndan nasl koparlacan gste
rir. Bir zne gerektiren bir iktidar teorisi, Foucault'nun kabul etmemizi iste
yecei bedensel faillik kavramn bir kez daha sunar ama bunu tanmlayc
bir olumsuzlama zerinden yapar:
"Bu iktidar ona sahip olmayanlara yalnzca bir zorunluluk veya bir yasak
lama olarak uygulanmaz; onlar kuatr, onlar tarafndan ve onlar zerin
den aktarlr; nasl ki onlar ona kar mcadelelerinde iktidarn kendileri
zerindeki hakimiyetine direniyorsa, o da onlara bask uygular [prennent

appui a leur tour sur les pr ises qu il exerce sur eux}."4


2 DP, s. 26.
3 DP., s. 26.
4 DP, s. 27, SP: s. 31-32.

Cogito, say: 70-71, 2012

Bedenler ve ktidar, Tekrar

Dolaysyla bir zne iktidara ne sahiptir ne de sahip deildir. Burada, belirli


bir "onlar"a bavurulduu anda, sz konusu "onlar" hem iktidar tarafndan
kuatlr hem de ona kar bir mcadele iine girerler. Demek ki mcadele
znelerin iinde bulunan bir ey, onlara ikin bir zellik, kuatan veya dire
nen srekli bir isellik deil, strateji olarak tasarlanm iktidarn bir zel
liidir. Foucault hem kuatmay hem direnii, kalc bir muharebe olarak
deilse bile [la bataille perpetuelle] daimi bir gerilim ve eylem durumunun
farkl kiplikleri olarak tekrar kavramsallatrmamz salar [toujours tendu
es, toujours en activitel 5
Peki mcadele veren ve direnen bu onlar, kimdir? Bu onlarn -bir zamir,
dolaysyla bir kiiletirme olan- gndergesinin izini srmeye altmzda,
iki gnderge arasnda gidip geldiini grrz: kiilerden oluan bir grup ve
iktidar ilikilerinden oluan bir grup. Bir yandan, iktidara sahip olmadklar
sylenen ve ona kar verdikleri mcadelede onun zerlerindeki hakimiyeti
ne direnen "onlar" gsterir.6 Ve yine ayn cmle grubu ierisinde, toplumun
en derinlerine kadar inen ve bir sre sonra kiiselletirilmi bir biim verilen
ilikileri gsterir: bu ilikiler tekanlaml deildir; her biri kendi atma, m
cadele riskini ieren ve iktidar ilikilerinin en azndan geici olarak tersyz
edildii saysz yzleme noktasn, istikrarszlk odan tanmlarlar. 7
"Onlar" bylece ayn anda hem insani zellikleri haiz bir gnderge, bir
baka kelime daarcnda iktidara sahip olmadklar sylenenler hem de
belirli risklere maruz kald, belirli yzleme alanlar tesis ettii sylenen
bir dizi iktidar ilikisidir. Foucault'ya yneltilen beylik eletirilerden biri de,
iktidar kiiletirdii ve insanlar, iktidarn etkilerine dntrmek sure
tiyle kii olmaktan ya da insan olmaktan karddr. Ama ben etraflca
dnmeden bu sonuca varmann hata olacan dnyorum. Mphem
referanslar pratiiyle sahneye koyduu o kararszlkla bizi, zne ve iktidar
ilikisini geleneksel olmayan bir biimde kavramsallatrmann bir yolu
olan allmam bir dil dzenei uyarnca dnmeye mecbur eder. Tar
tmann burada bir ekonomi politik olarak ve daha da belirgin bir biimde
bir siyasal teknoloji olarak bedene odaklanmas, salt bir arkaplan olutur
ma ilevi grmez. Bedenin strateji asndan kavramsallatrlmasnn ia
ret ettii ey belirli bir eylem, gerilim ve hatta muharebeyse o zaman bu
5 DP, s. 26, SP, s. 31.
6 DP, s. 27.
7 DP, s. 27.

Cogito, say: 70-71, 2012

277

278

Judith Butler

eylem, gerilim, muharebe, ters evirme kapasitesi, bedenin mi bir ilevidir


yoksa iktidarn m? Aka bedenin bir ilevi olarak anlalmadn zaten
biliyoruz. Ama bedenin burada, daha nce zneye atfedilen faillik teori
sini devralmann bir yolu olarak tezahr ettiini de gzden karmamak
gerekir. Beden bu faillii, kendine ikin birtakm kapasiteler veya ilevler
yoluyla stlenmez. Beden bu faillii, zneye ve bedene iaret eden gnderge
mulaklat anda, Foucault'nun metinlerini yakn okumaya tabi tuttuu
muzda bile bu "onlar"n kiilere mi yoksa iktidar ilikilerine mi iaret etti
ini ayrt edemediimiz anda stlenir. Foucault'nun burada betimlemeye
alt trden eylemler hangi koullarda zne ve iktidar arasnda belirli
bir mulakl art koar? Bu mulakl nasl anlamlandrmamz gerekir?
Benimsenme ve sahiplenme zerinden anlalan znenin bertaraf edilme
sinden sonra tezahr eden, bu "onlar"n delalet ettii yeni bir zne teorisi
mi sz konusudur? Sahiplenme ve benimseme artk znenin tanmlayc ey
lemleri saylmyorsa ve eylem daimi, gerilimli, savunma durumuna gemi,
deer dntrc gibi niteliklerle tekrar tanmlanyorsa, bunun nedeni
Foucault'nun bize tantmaya alt yeni znenin, eylemleri her durumda
bedenlenen bir zne olmas mdr?
Foucault on dokuzuncu yzylda hapsetmeye kar hareketler zerine ya
zarken bu hareketlerin bedenler dzeyinde ve bizzat hapishanenin bedenine
kar ayaklanmalar olduunu hatrlatr [il s agissait bien d 'une revolte, au nive
au des corps, contre le corps meme de la prison]. 8 Ama burada beden szc
n iki kez, ilkinde insanlara ikincisinde de kuruma iaret edecek ekilde kul
lanarak, sadece insan zneyle snrl olmayan bir beden kavram kullandn
da aka gsterir. Hapishane sistemine kar ayaklanmalardan bahsederken,
btn bu hareketlerin -ve hapishanenin on dokuzuncu yzyldan itibaren yol
at saysz sylemin- beden ve maddesel eyler zerine olduunu da net
letirir. Beden de byle bir maddesel eydir ama hapishane de yledir. Ama
bunlar tam anlamyla maddeselliin iki biimi deildir. Tam tersine, hapis
hanenin maddesellii, bedene ve bedenle birlikte uygulad stratejik eylemler
zerinden anlalmaldr; hapishane bedenle bant iinde tanmlanr:
"[hapishane ortamnn] maddesellii, tam da iktidarn bir arac ve vektr
dr [vecteur]; ruh teknolojisinin -eitimcilerin, psikologlarn ve psikiyatr-

8 DP, s. 30; SP, s. 35.

Cogito, say: 70-71, 2012

Bedenler ve iktidar, Tekrar

lann teknolojisinin- onun aralarndan biri olduu iin saklamakta ya da


telafi etmekte baarsz kald iktidarn beden zerindeki teknolojisinin
btndr."9

O halde mesele, on dokuzuncu yzyldaki hareketlerin -bu trden hareketle


rin birbiriyle ilikisiz iki amac olarak- beden ve maddi eyler zerine oluu
deildir. Daha ok, hapishanenin maddesellii mahkumun bedeni zerinde
ve ruhun teknolojisi araclyla etkin hale getirilmektedir. Ruh burada ba
ka bir mesele tekil etmektedir ve onu da bir baka yerde ele alacaz. Ama
!)mdi, Foucault'ya gre zne teorisinin tesinde kavramsallatrlan failliin
stratejinin bir eylemi olduunu, o stratejinin de hapishanenin maddeselli
inin bedenin maddesellii zerinde ve onun araclyla ve onunla gerilim
iinde etkin hale getirilmesinden mteekkil olduunu not edelim. O halde
maddeselliin kendinden saptn, kendini ikiye katladn, ayn anda hem
heden hem kurum olduunu ve birinin dierinin iine getii (ya da hem ku
rumun hem de bedenin kendilerinden nce gelen ve koullayc olan bu sap
a iinde ve onun araclyla ayr varlklar olarak zuhur ettii) sreci ifade
l'ltiini syleyebiliriz. Bu ikisi arasndaki ayrm da birinden dierine gei
yaplan blgedir. Bir blge olduunu sylemek, geici bir srece uzamsal
hir metafor yklemek ve bylece onun asndan gelecek aklamay raydan
,,-karmaktr; ama uzamsal olan salt zamansal bir aklamaya bavurarak
karartmak da eit derecede yanltr. Kurum ve beden arasndaki kesilme ve
hu kesilmenin salad birinden dierine gei, failliin bulunaca yerdir.
Foucault bu srece ok sayda ad verir -bir urak, bir mekan, bir sah
ne - ve teknik bir tanm iin bir dizi ereti ad kullanmak suretiyle belki de
hibir adn sz konusu an yanstamayacan gzler nne serer. yleyse bu
irtibat noktas, iktidarn yeniden ynlendirilmesi, oalmas, deitirilmesi,
deerinin deimesi iin gerekli koulu sunar. Gelgelelim bu irtibat nokta
snn sunulmas basite ya da zellikle iktidar zerine dnmenin bir yolu
deildir. Ayn zamanda bedeni yeniden tanmlamann da bir yoludur. nk
heden ne bir tz ne bir yzeydir, atl ya da tabiat gerei itaatkar bir nesne de
ildir; ayrca onu bakaldrnn ve direniin oda olarak niteleyen birtakm
isel drtlerden de ibaret deildir. Bir dm noktas, bir irtibat noktas
olarak anlalan bu iktidar uygulama mekan bir yeniden ynlendirmedir ve
9 Age.

Cogito, say: 70-71, 2012

279

280

Judith Butler

bu anlamda bir tr gei noktasdr. O halde, irtibat noktas iktidar, eylem


ve salma ve deer deiimi anlamnda strateji olarak yeniden tanmlyor
sa, bedeni de bir tr gei noktas, etkin, gerilimli ve savunma halindeki bir
yeniden ynlendirmenin koulu olarak tanmlar.
Dm noktasnn bedenin neredelii veya nelii olduunu sylemek ve
bedenin direni kapasitesini tesis edecek ve bu an olarak niteleniinin ne
denini gsterecek bir beden izahatna bavurmak gibi bir seenek de sz
konusu. Ama ben bunun bir hata olacan (ve Foucault'yu abucak bir
Deleuze'e indirgeyeceini) dnyorum. nk bana gre sadece zne de
il, bedenin kendisi de tekrar tanmlanyor ve bu tanmda beden bir tz,
bir ey, bir drtler toplam, direnen itkilerle dolu bir kazan deil, tam da
iktidarn aktarmnn mekandr. ktidar bu bedenin bana gelir ama bu be
den de ngrlemeyen (ve dolaysyla diyalektik olmayan) bir eyin iktidarn
bana gelmesinin vesilesidir; iktidarn yeniden ynlendirilmesinin, oal
masnn ve deer deiiminin mekanlarndan biridir. Bir bakma etken bir
bakma edilgen olduu sylenemez. Bedeni bir madde olarak tanmlarken
Foucault'nun sylemeye alt eyin de bir paras gibidir bu mekan. Mad
desel olmak kat olmak, kendine etki eden eye direniyor olmak deildir sa
dece, ayn zamanda srdrlen bir almann vektr ve arac olmaktr. O
halde, Foucault bedenin ancak retken ve tabi klnm bir beden olduunda
yararl bir g tekil ettiini sylediinde, 10 bunun anlam bedenin tesadf
eseri tabi klnd ve ayn zamanda retken olduu deil, tabi klmann ve
retimin i la fois (ayn anda) ve olduka esasl bir biimde verili olduudur.
Tabi klnm beden, kendi retkenliinin vesilesi ve kouludur. Ve sonun
cusu ilkinden nihayetinde ayr tutulamaz. Bunlar biri tabi klnm biri de
retken olan iki ayr beden deildir. nk beden ayn zamanda tabi klma
ve retkenlik arasndaki hareket ve geitir. Bu anlamda, bir maruz kalma
olarak ve nihayetinde Foucault'ya gre bir tutku olarak anlalan bir deer
deiiminin irtibat noktasdr.
Yukarda Foucault'nun iktidarn kendi uygulama mekannda nasl en
gellenebileceini, belirli bir direni ve yeniden ynlendirme imkannn nasl
mekanik bir etkinin yerini alabileceini anlamaya altn grebiliriz. Bir
znede konumlanan bir faillik teorisinin yerine, farkl balamlarda ve farkl
mahaller zerinden iktidarn, bedeni kendi vektr ve arac olarak sahiplen10 DP, s. 26

Cogito, say: 70-71, 2012

Bedenler ve ktidar, Tekrar

mesi sayesinde yeniden ynlendirilmeye mecbur brakl eklini anlama


mz isteniyor bizden. Gerekten de zne teorisi, tmyle reddedilmemekle
birlikte arka plana atlyor nk burada sz konusu olan kavramsal nokta,
faillii iktidar ve bedenler arasndaki bantda, iktidarn rota deitirirken
maddesel bir biim almak suretiyle hzla oalmas, daha ok dalmas ey
lemi olarak dnmektir.

Hapishanenin Douu, Fransa'da 1975 ylnda yaymland ve Foucault


1981 ylnda Hubert Dreyfus ve Paul Rabinow'un Michel Foucault: Beyond
Structuralism and Hermeneutics adl kitabnn sonsz olan ok nemli ma
kalesi "zne ve ktidar'' kaleme ald. Yani, yukardaki zmlemenin ya
ymlanndan alt veya yedi yl sonra u iddiada bulundu:
"Son yirmi yldr srdrdm almalardaki amacm [...] iktidar feno
menini zmlemek deil [...] kltrmzde insanlarn zneye dnt
rlme kiplerininin bir tarihini oluturmakt."11

imdi Foucault'nun son yirmi yldr amacnn ne olduunu sylerken do


ruyu syleyip sylemediini merak ediyoruz. Belki de yaklak 1961 ile 1981
arasndaki o yirmi yln sonunda amacnn hep bu olduunu ve Minerva'nn
Baykuu'nun alacakaranlkta utuunu anlamtr. Elbette sonunda buna
inanmak ve yirmi yl sonra bunlar yazmak, yirmi yl nce bu amaca sahip
olmakla ayn ey deil. Ama belki de Hapishanenin Douu'ndaki bedenler
ve iktidar zmlemesinin, kltrmzde insanlarn zneye dntrlme
kiplerinin bazlarnn bir tarihini oluturmak olup olmadn da sorabiliriz.

Hapishanenin Douu'nda "tabi klma"dan (subjection) bahseder ve bu


kelimenin, sizin de bildiiniz gibi iki anlam vardr: assujettissement hem
tabi klma anlamna gelir hem de zneleme, zne olma anlamna. Ayrca,
bedene hem etki eden hem de onu harekete geiren ey olan iktidarn e
likisini de ierir gibidir bu szck. Ama eer iktidar bir znenin retildi
i tek kip deilse o zaman belki de Foucault'nun ilk dnem almalarnda
merkezi nemdeki "retim" kavramnn kendisi de, imdi betimlemeye a
lt ey iin kullanmaya uygun deildir. O halde, insanlarn nasl zneye
dntrldn veya nasl ilendiini hatta kendini nasl ilediini sordu
unda, retken etkisi olan iktidara indirgenemeyecek ina etme izahatlarn
l l Foucault, "zne ve iktidar", s. 208.

Cogito, say: 70-71, 2012

281

282 Judith Butler

da ngryor demektir. Ve imdi zne sahneye girer ya da sahnede nplana


alnrsa, kendine hakim bir fail, haklar ya da gc olan biri ve iktidarn
etkilerinin halihazrda ina edilmi ve sahiplenilmi bir aracs olarak kav
ranmad zamanlarda ve yerlerde imal edildiindendir.
yleyse Hapishanenin Douu bize bedenlerle iktidar verir ve iktidarn
bir bedene nasl etki ettiini ve onu nasl harekete geirdiini dnmemizi
ister. Ama bundan sonra, 1978' de Foucault tekrar zne zerine dnmeye
ve ilenmi ve belirli bir kendini ilemenin hizmetinde olan bir kipliin iin
deki bedeni tekrar ele almay dnmeye balar.
"zne ve ktidar" da ve Cinselliin Tarihi'nin birinci cildini takip eden iki
ciltte, Foucault merkezi bir tema olan iktidardan uzaklamaya balar. Bu
nun nedeni iktidar zerine dnmeyi brakm olmas mdr, yoksa iktidar
olarak tehis ettii meseleyi yeni bir ekilde, yeni bir blm bal altnda
dnmeye balamas m? Belirli bir faillik, kuvvetli bir eylem, bir ayakla
n btn o basknn tam ortasnda nasl ortaya kar? iktidarn zerinde
etki etmi olmas, hedefin edilgenliini aan bir eylemi nasl retir? rnein
Foucault "zne ve ktidar"da iktidar zmlemenin en iyi yolunun direni
ten yola kmak olduunu dndn aka belirtir. Demek ki, iktidarn
nasl ilediinden yola kmak yerine iktidar, neden olduu direni zerin
den bilmeye almamz nermektedir. Bu arada bu yeni prosedr direnii
yeteri kadar ciddiye almad iin kimilerince eletirilen bir metin olan Ha

pishanenin Douu'nda metodolojik hareket noktas deildir. Her durumda,


Foucault "yeni bir iktidar ilikileri ekonomisi dorultusundan ilerlemenin
bir baka yolunun . . . farkl iktidar biimlerine kar farkl direni biimle
rini k noktas olarak almaktan" ibaret olduunu yazar. Bu yol "iktidar
ilikilerini stratejilerin uzlamazl araclyla zmlemekten ibarettir."12
Devamnda geleneksel olarak otorite kart mcadeleler olarak anlalan
direnme biimlerinden bahseder ve bu mcadeleleri nihai biimde nitele
yen eyin "Biz kimiz?" sorusu olduunu syler.13 Otoriter iktidar biimlerine
kar karken, kim olduumuzdan habersiz hale geliriz. Neden byle olur?
ktidarn kim olduumuzun imal edilmesi ve kendimize atfta bulunma ve
nihayetinde kendimizi temsil etme biimlerinin kstlanmas srelerine
dorudan dahil olduu bilinmektedir. Foucault bu trden hareketleri kar
ktklar ey zerinden nitelerken bunu aka ifade eder:
12 Agy., s.210-211.
13 Agy., s. 212.

Cogito, say: 70-71, 2012

r
Bedenler ve iktidar, Tekrar

"Bu iktidar biimi, bireyi snflandrarak, onu kendi bireyselliiyle belirle


yerek, onu kendi kimliine balayarak, hem kendisinin hem de bakalar
nn onda tanmak zorunda olduu bir hakikat yasas dayatarak dorudan
gndelik yaama mdahale eder."14

Bu formlasyon iktidarn bir zneye etki ettii ve bir insan bir zneye
dntrd o zgl mekanizmay ayrntlaryla b elirlemektedir. Ancak
bu ikisinin ayn ey olmadn da not edelim. ktidar bir zneye etki et
tiinde zne, iktidarn ediminden nce, iktidarn kendine etki etmesi iin
oradadr. Ama iktidar bir zne rettiinde, iktidarn bu retimi znenin
varolmaya balamasn salayan mekanizmadr. Daha nce iktidarn, re
tici iktidarn kendisine direnii etkilerinden biri olarak rettiini okumu
ken imdi de direniin veya kar kn ya da, daha da kuvvetli bir ekilde
ifade edecek olursak, zneyi retme biimlerinin grece yakn bir tarihte
biimleniine odaklanyoruz. O halde bu tartmada zne iktidar tarafn
dan retilmekle kalmyor, iktidar tarafndan retili biimlerine itiraz
edip kar kyor.
zne bilhassa iktidarn zneyi kategorize etme ve onu kendi kimliine
balama ekline itiraz ediyor. Bunun anlam nedir? ktidarn kiiyi kendi
kimliine balamasna yol aacak biimde iktidara tabi olmann anlam ne
dir? Bu soru Foucault'nun bir sonraki ifadesi nda ksmen yantlanmak
tadr: "iktidar [zneye] hem kendisinin hem de bakalarnn onda tanmak
zorunda olduu bir hakikat yasas" dayatr. 15
Tabi klma [assujettissement] kelimesinin iki anlam varsa (birini iktidara
tabi klmak ve znelemek) ilk anlamnda zneyi bir koul olarak varsayar,
ikinci anlamndaysa zneye yol aar. Burada bir eliki mi sz konusu yoksa
bu bir paradoks mu; Foucault'nun Hapishanenin Douu'nda tabi klnan be
denle retken olan beden arasnda ayrm yaparken olduka farkl bir kta
ele ald kurucu bir paradoks mu bu? imdi, o tabi klma kelimesini, elma
nn iki yarsn da ifade etmek iin mi kullanyor? Peki bedene ne oldu? Be
den hala bizimle mi? O halde, zne olmann tek yolunun, iktidara tabi olma
srecimiz araclyla zne olmak olduunu mu sylyor? Yoksa iktidara
tabi olarak, iktidarn bizim iin ngrdnden farkl bir ey olma riskini
gze aldmz m sylyor?
14 Agy., s. 212.
15 Agy., s. 212.

Cogito, say: 70-71, 2012

283

284 Judith Butler

Yukarda, bedenin iktidarn yeniden ynlendirilmesinin irtibat noktas ha


line geliini aratrrken Foucault'nun bedeni rtk biimde bir deneyimin,
tutkunun gei noktas olarak teoriletirdiini sylemitim. Bu balamda ise
tutkunun farkl bir teoriletirmesiyle kar karya olduumuzu syleyeceim
nk zne salt mekanik bir biimde retilmiyor, iktidar zneyi kendi kim
liine balyor. zne bu kendine-balanmaya, kiinin kendi zneliine ba
land bu srece gerek duyuyormu gibi grnyor. Foucault bu noktay tam
olarak akla kavuturmaz ve balanma terimi de bamsz bir eletirel
zmlemeye tabi tutulmaz. Ben de, byle bir zmlemenin, kendini muhafa
za etme ve bunun sonucunda kendine zarar verme meselelerinde Foucault'yu
Freud'u ele almaya ynlendirip ynlendirmeyeceini ve bu terimi eletirel bir
zmlemeye tabi tutmay reddetmesinin ksmen de olsa o yolu takip etmeyi
reddetmesiyle ilikili olup olmadn merak ediyorum. Belki de burada, her
varln kendi varoluunda kalmakta srarc olduu, kendini muhafaza etme
ve kendini gelitirme nedenlerini daha da ileri tayacak olan eye balanma
ya da kateksis araynda olduu yolunda Spinozac bir varsaym sz konu
sudur. Ama Foucault'ya gre, kii kendine bir norm araclyla balanr ve
dolaysyla kendine balanma toplumsallk araclyla salanr. Bu, kendi
likle kurulan dolaysz ve effaf bir bant deildir. Bundan baka, zorunsuz
bir bantdr: kendimize badatrc normlar araclyla, bize kim olduu
muza dair bir anlay geri veren, kendimize yatrmmz gelitiren normlar
araclyla balanrz. Ama bu normlarn ne olduuna bal olarak, kim ol
duumuzda srar etme konusunda da o kadar snrlanm oluruz. Normlarn
dnda kalan eyler, aka sylemek gerekirse, tannmayacaktr. Ama bunun
mantksz olduu dnlmemelidir; tam tersine, tanmadan, bir inkar duy
gusu araclyla srar ettiimiz, kendisi iin herhangi bir kelime daarc
mz olmasa da tam olarak tanmadan katlandmz paramzdr o. Akas
bu da bir strap kayna olabilir. Ama ayn zamanda, dzenleyici normlara
belirli bir mesafenin iareti, dolaysyla yeni bir imkann alan da olabilir.
Foucault bu irtibat noktasnda iktidar teorisinden baka yerlere bakma
mz istese de nazike ona kar kp iktidar teorisinin tannma normlaryla
bantl hale geldiini grebiliriz. iktidar bir zneye, ancak o znenin va
roluuna tannma normlar dayatarak etki edebilir. Ayrca, znenin de ta
nnmay arzulamas ve toplumsal varoluu gvence altna alan kategorilere
bal olduunu grmesi gerekir. O halde, iktidar znenin tanmak zorunda
olduu bir hakikat yasas dayattnda bu tannma arzusu zgl bir krlCogito, say: 70-71, 2012

Bedenler ve iktidar, Tekrar

ganlk tesis eder. Bunun anlam udur: Kiinin kendiyle temel balants,
kiinin onsuz varolamayaca o balant, toplumsal normlar tarafndan n
ceden kstlanmtr ve bu normlara uyum gsterme konusunda baarszlk,
kiinin bir zne olarak kalc statsn srdrme kapasitesini riske sokar.
Yukarda yazlanlar nda toplumsal normlarn eksiksiz ve nihai biim
de iktidar uygulad sylenebilir. Ama, hakikat yasasnn ileyiine bir ekil
de mdahale etmenin bir yolu yok mudur? Hakikat yasasn tanmaktan ba
ka bir seenei olmayan zneye bir hakikat dayatan bilgi rejiminin ileyiinin
bir paras olan bir hakikat yasas var gibi grnmektedir. Peki neden znenin
bir seenei yoktur? Burada konuan kimdir? Foucault mu, "Yasa"nn kendisi
mi? Hakikat yasas tannmay mmkn klan bir kriter dayatr. zne, nce
hakikat yasasna uymadan tannamaz ve tannma olmadan zne olamaz - ya
da Foucault'nun Hegelci bir yaklamla savunduu ey budur. 16 Benzer biim
de, bakalarnn da znedeki bu hakikat yasasn tanmas "gerekmektedir"
nk yasa, znenin tannaca zneliin kriterlerini belirlemi olandr. O
halde varolabilmek iin tannabilir hale gelmemiz gerektiini syleyebiliriz
ama tannmann bahedildii normlara meydan okumak, bir bakma kiinin
kendi varln riske atmas, kendi ontolojisinde kukulu hale gelmesi, kiinin
bir zne olarak tannabilirliini riske atmasdr.
Gelgelelim bunun yepyeni bir anlam da vardr. Kii mevcut normlarla
kendine balanmaya mecbur braklyorsa, normu sorgulamak, yeni normla
r gerekli grmek de kiinin kendini kendinden koparmas ve bylece sadece
kendine-zde olmaya bir son vermesi deil, kendiyle kurduu tutkulu ba
lant zerine bir ilem gerekletirmesidir. Bu da, norma uyum gstermenin
salad narsisistik doyumu, norm tarafndan ereveye alnan kiinin o
ereveye bakanla ayn kii olduuna inanma annn verdii doyumu askya
almak anlamna gelir. Lacan bu kendiyle zdeleme biiminin her zaman
bir yanlsama olduunu, ayna imgesiyle nihai bir yaknlamann sz konusu
olmadn, narsisizmin her zaman bu srete raydan ktn ya da aa
landn syler. Benzer bir biimde, norma uyum salamann kiinin, o an
iin tmyle tannabilir olmasn saladn ama sz konusu norm nceden
kstlanm bir norm olduundan o uyumculukta kiinin kstlanmln
da grebileceimizi syleyebilir. Hatta belki de direnme, kar kma annn
tam da o kstlanmayla bantl olduumuzu ve kendi balanmzda da
16 Foucault'nun Hegel'e olan borcu iin Michel Foucualt, Archeology of Knowledge, and the
Discourse on Language kitabnn ek blmne baknz.

Cogito, say: 70-71, 2012

285

286 Judith Butler

aslnda ne kadar kstlanm olduumuzu anladmz anda ortaya ktn


syleyebiliriz. Tannrlmz kstlayan bu normlar sorguladmz lde,
balanmann daha az kstlanm bir biimde devam etmesinin bir yolunu
bulmu oluruz. Ama balanmann daha az kstlanm bir biimde devam
etmesi, tannmazlk riskini ve toplumsal dzene uyum gstermeyenleri bek
leyen farkl cezalandrmalar gze almas demektir.
Bylece Foucualt "Eletiri Nedir?" de 17 eletirinin bak asnn kiinin
kendi ontolojik konumlannn askya alnmas riskini gze almay gerektir
diini syler. u soruyu sorar: "O halde ben neyim?", bu insanla, belki de
insanln bu dneminde, tam da u anda, genel olarak hakikatin iktidarna
ve bilhassa hakikatlere tabi olan bu insanlk anna ait olan Ben, neyim? 18
Bir baka ifadeyle, "gnmzdeki varlk dzeni gz nnde bulunduruldu
una, ne olabilirim?" Ve, rnein birinin neye dneceini sorduunda,
tannabilir bir kimliin koullarn aan bir arzunun olabilirliini aka
iaret etmektedir. Yeni znelliklerin retilmesi, imdiye kadar olduumuz
dan farkl bir ey olmamz ve bylece bir yaam tarzna dnmemiz iin
arda bulunmaya nem vermektedir.
1983'te, Hapishanenin Douu'ndaki iktidar zmlemesinden daha da
uzaklam gibidir. iktidar teorisiyle arasna mesafe koyuunu bir preteris
yon araclyla saptar; preterisyon kiinin tam da nemsizletirmek istedii
eyden -kimi zaman zerinde durarak- bahsetmesine yarayan bir retorik
figrdr:
"Ben iktidar teorisyeni deilim. ktidar meselesi beni ilgilendirmiyor. Bu iktidar
meselesi zerinde sk sk konumu olmamn nedeni, kiinin kendi hakikatinin
[dire-vrai] ne olduuna dair sorumla hatrlatmak istediim nemsiz ve ufak te
fek grnmler araclyla iktidar fenomeninin mevcut siyasal zmlemesinin
hakknn verilemeyecek olmasyd. Kendim hakknda hakikati sylediimde,
kendimi birtakm iktidar ilikileri zerinden, benim omuzlarma yklenen, ba
kalarnn omuzlarna y klenen iktidar ilikileri zerinden zne olarak kurarm
... Kendiliin kendilik zerine dnmnn tesis edili biimi ve bununla ba
ntl olan hakikat sylemi zerine alyorum." 19

17 Foucault, Michel, "What is Critique?"


18 Agy.
19 Foucault ve Raulct syleisi, "How Much Does it Cost for Reason to Teli the Truth?", s. 254.

Cogito, say: 70-71, 2012

Bedenler ve ktidar, Tekrar

Bylece dnm, Cinselliin Tarihi'nin son iki cildinde olduu gibi, ikti
darn zneyi yaratp ona nfuz ettii mahal olduu iddiasyla sahneye gi
rer. Hapishanenin Douu'nda ve belki de daha da ar biimde Cinselliin

Tarihi'nin ilk cildinde yenilgiye uratlan zne, 1980' lerin banda tekrar di
riltiliyor gibi grnse de, ortaya kan bu yeni znenin olduka farkl bir
zne olduunu not etmek gerekir. Benzer biimde, bedenin artk iktidar ze
rine dnmenin esas yolu olmadndan da phelenilebilir ama bence bu
da yanl bir okuma olur. Burada ortaya kan zne hala egemen deildir,
hala iktidarn etkilerini benimseyip benimsememe zgrlne sahip de
ildir, temel haklara veya niteliklere sahip bir zne olarak dnlemez. Bu
zne daha da snrlanmtr ve failliini bu snrlanmann tam ortasnda
beyan etmek durumundadr. Dahas, Foucault iktidarn ilemesine yarayan
dnmselliin bir balanma dnmsellii olduunu, dolaysyla bir tr
arzu veya tutku biimi olduunu istikrarl biimde anlatmtr. ktidar b
tn arlyla kendime balanmamn zerine yklenir, dierlerinin de ze
rine yklenir ve bylece bu snrlanmaya maruz kalmaya ve tannabilirlik
ve anlalabilirlik teklifine direnen bizi ortak bir bada birletirir. Ayrca
tannabilirlii sorgulayan bir eye dnmenin risklerini bize aka bildirir.
Tannmak iin ne yapmam gerekir, grnmemin koulu olan kriterler neler
dir? Kendi tannabilirlii zerine sorular sorabilen bu "Ben" kim? Tam da
sorgulamak istedii koullar amyor mu?
Demek ki eskiden iktidar bir bedene etki eder ve beden de bu baskla
maya bakaldrrken grne gre iktidar artk bedene, olduka belirgin
bir biimde, kendini koruma ve bilinebilirlikle ifade edilen bedensel tutkular
zerinden etki ediyor ve bylece temel bir kimlik duygusunu duygusallkla
kavrama ya da serbest brakma yollarmz da dzenliyor. Bu yeni anlatmda
beden u ya da bu ekilde tutkuya, seme ansmn olmad normlara tabi
kaldm dnmselliimin koulu olan Baka'nn iinden gemesi gereken
kendi varlma ynelik tutkuya dnyor. Gelgelelim, baka bir varolu bi
imini de ancak bu tabi kalma srecinde kefedebilirim.
Foucault bazen kimlik basite reddedilebilirmi ve yeni bir ey, yeni bir
znellikler grubu, yeni yaam biimleri basit bir ama hamlesiyle yaratlabi
lirmi gibi konussa da, aslnda baka bir dnm kavray olduunu iddia
ediyorum. Normlar bizi kendimizi ve bakalarn bize etki eden ve teslim
olmamz gerekenler olarak tanmaya mecbur klyorsa, o zaman teslimiyet,
tannabilirlie ulatran toplumsal srecin bir paras demektir. Sanki biCogito, say: 70-71, 2012

287

288 Judith Butler

zim zerimizde allyor ve ancak bu ilenme sayesinde bir biz'e dnyo


ruz. Ama mesele bununla kapanmak zorunda deil. Bakaldrnn koulla
rn oluturan da teslimiyettir, kendini koruma tutkusunun bize ekmeimizi
vermeyi vaat edenler karsnda bizi korumasz brakt gereidir. tah
mz olmasayd cebirden muaf olurduk ama en bandan itibaren, dmzda
olana ve bizi varoluumuzu biimlendiren koullara maruz brakana teslim
olduumuzdan, bu hususta, tersine e vrilemeyecek biimde smrlmeye
msaitiz. Ama Foucault'nun sorusu da, arzunun, yeni bir tannma talebinde
bulunsa bile, tannma normlarnn tesinde nasl retilebileceidir. Ve bu
noktada dnmn tohumlarn, tannabilirliin snrlarnda yaayan ve
gelien, henz doru ya da yanl olmama zgrlne hala sahip olan, var
lmza karar veren koullarla aramza kesin bir mesafe koyan bir tutkulu
yaamda bulmu gibi grnmektedir.

ngilizceden eviren: eyda ztrk

Kaynaka
Dreyfus, Hubert ve Paul Rabinow (ed.), Michel Foucault, Beyond Structuralism and
Hermeneutics, Chicago: University of Chicago Press, 1982.
Foucault, Michel, Discipline and Punish: The Birth of the Prison, ev. Alan Sheridan,
New York: Vintage, 1979 [Surveillir et Punir: Naissance de la prison, Paris: Galli
mard, 1975].
---------------------, Archeology of Knowledge, and the Discourse on Language, ev. Alan
Sheridan, New YorK: Pantheon, 1982 [L'archeologie du savoir, Paris: Gallimard,
1969]
-------------------, ''The Subject and Power", Dreyfus ve Rabinow (ed.) iinde.
---------------------, "What is Critique?", The Politics of Truth, Ed. Sylvere Lotringer ve
Lysa Hochroth, New York: Semiotext(e), 1997 [Transkripsiyon: Monique Emery,
Redaksiyon: Suzanne Delorme vd., ng. ev. Lysa Hochroth] Bu makale, 27 Mays
1978'de Fransz Felsefe Cemiyeti'nde verilen bir dersin metnidir, daha sonra Bulletin
de la Societe franaise de la philosophie, C. 84, S. 2, 1990, s. 35-63'te yaymlnmtr.
Foucault, Michel ve Gerard Raulet, "How Much Does it Cost to Tell the Truth?", ev .
Mia Foret ve Marion Martius, Foucault Live, New York: Semiotext(e), 1989.

Cogito, say: 70-71, 2012

Michel Foucault'da Cinsellik,


Hazlar ve Etik

VEL URHAN

Grekler cinsel davran zerine olan dncelerinde yasaklarn geerlilii


ni deil de, kendi etkinlii iindeki zgr insann kulland bir zgrl
biimlendirmeye almlardr. 1 Burada akla gelebilecek olan paradoksal
bir duruma iaret eden Foucault; Greklerin genelde evli erkeklerin cinsel
hazlarn evlilik dnda da aramalarn kabul ettikleri, deer verdikleri ve
uyguladklar halde, Grek filozoflarnn bu konuda bir saknma ahlakn be
nimsediklerini ve kurduklarn, evli erkeklerin yalnzca kendi eleriyle cinsel
ilikiye girmelerine izin veren bir evlilik yaamnn ilkesini gelitirdiklerini
ne srer.2
Aristoteles'in Politika'da evli bir erkein baka bir kadnla ya da evli bir
kadnn baka bir erkekle olan cinsel ilikilerinin onur krc bir eylem olarak
dnlmesi gerektiini salk verdiinden sz eden Foucault'ya gre, o dne
min baz ahlak filozoflar, iyi bir ahlakta, evli bir erkein hazlar kullanma
konusunda, sanki evli deilmi gibi kendini zgr hissedemeyeceini temel
bir ilke olarak aka belirtmilerdir.3 Bununla birlikte evlilik ile hazlar ve
tutkular oyunu arasndaki kkl ayrmn Antikadaki evliliin varoluunu
gerektii gibi belirleyebilen bir forml olmad da ok aktr.4
Aslnda, Grek evliliini, sonraki dnemlerde daha fazla nem kazanacak
olan, duygusal ve kiisel implikasyonlardan koparmay, onu daha sonraki
1
2
3
4

Foucault, M., L'usage des plaisirs (LP), s. 111.


Foucault, M., LP, s. 111.
Foucault, M., LP, s. 164-165.
Foucault, M., LP, s. 166.

Cogito, say: 70-71, 2012

Michel Foucault'da Cinsellik, Hazlar ve Etik

kar-kocalk formllerinden ayrmay istemek sz konusu olduunda, ters


bir hareketle, filozoflarn kat ahlakn Hristiyan ahlaknn baz ilkelerine
daha ok yaklatrmaya doru gidilir. 5 Kar ile kocann her ikisinden de ev
liliin dndaki her tr cinsel ilikiden uzak durmalarn isteyen bir evlilik
ahlaknn temel unsurlarna sahip olan klasik a Grek dncesinin6 en
nemli temsilcisi olan Platon'un Yasalar' da ne srlm olan ahlak ilkeleri
ne bakldnda, onlarn ailenin ve evlilik yaamnn i gereksinimleri dikka
te alnmakszn, dorudan doruya devletin gereksinimlerine uygun bir bi
imde dnlm olduunda kuku yoktur. 7 Bylelikle perhiz, ev ynetimi,
olanlara yaplan kur gibi ok iyi bilinen uygulama alanlarnda ve bunlar
zmlemeye ynelen dncelerden hareketle, Greklerin ahlaksal bir konu
olarak cinsel davran zerinde kendilerini sorguladklar, ahlak iin gerekli
bulunan lllk biimini tanmlamaya altklar ne srlebilir. 8
zetle, Grek dncesinde, aphrodisia yani egemenlik altna alnmas zor
glerin agnostik bir alanna bal haz eylemleri biimi altnda, ahlaksal
uygulama alan olarak olumu bulunan cinsel davrann hem akl hem de
ahlak bakmndan kabul edilebilir davran biimini alabilmesi iin bir l
ve zaman, nicelik ve uygunluk stratejisinin ortaya konulmas gerektii ok
aktr. 9 Grek felsefesi tarafndan biraz erken bir dnemde insana tlen
mi olan cinsel llln ahlaksal deneyimin dnmlerini anlamak ba
kmndan yasalarnkinden daha merkezi bir nitelie sahip bulunan bir tari
hin iinde yer aldn dnen Foucault'ya gre, bu tarih, insann ahlaksal
davrann znesi olarak olumasn salayan bir kendilik ilikisi biiminin
zmsenmesi olarak anlalan etiin tarihidir. 10
Cinsel hazlarn, gerekte, doal bir ktlk tamadklarn dnen
Greklerde, zellikle doktorlarn hazlarn kullanmn kiinin bedeniyle ilgi
lenmesinin belirli bir biimine bal olarak tanmladklar; bunun da tedavi
ye ilikin olmaktan daha fazla perhize ilikin olduu dikkati eker. 11 Onlarn
rejime verdikleri nemi, perhize verdikleri genel anlam ve perhiz uygula
masnn tbba balanma biimini aydnlatmak iin, biri Hippokrates teki
5
6
7
8
9
10
11

Foucault, M., LP, s. 166.


Foucault, M., LP, s. 200.
Foucault, M., LP, s. 185; bkz. Platon, Yasalar, VI, 773 c ve e.
Foucault, M., LP, s. 273.
Foucault, M., LP, s. 274.
Foucault, M., LP, s. 275.
Foucault, M., LP, s. l 12.

Cogito, say: 70-71, 2012

291

292 Veli Urhan

de Platon olmak zere, bavurulabilecek iki nemli kaynan varlndan


sz eden Foucault'ya gre, bu kaynaklara baklrsa, insanln ancak perhiz
yoluyla gerekleen bir kopua bal olarak hayvansal yaamdan uzaklam
olabileceini, hatta bu sre ierisinde, tbbn da onun zgl uygulamalarn
dan biri olarak ortaya km olabileceini dnmek mmkndr. 12
Platon Rakipler' de, perhize iaret eden bir yaklamla, hem bedenin hem
de ruhun salkl olmas iin hibir konuda "ly amamak" gerektiinin
altn srarla izerken; perhiz uygulamasnn gelimesinde son derece nem
li bir rol oynam bulunan Pythagoraslar da, bedene gsterilmesi gereken
zen ile ruhun safln ve ahengini koruma kaygs arasndaki balantya
nemle dikkat ekmilerdir. 1 3 Platon'a gre de, akl banda olan insan "ruh
salna yaramad srece, beden salna, gl kuvvetli, yakkl olma
ya nem vermez, beden dzenini her zaman ruh dzenine gre ayarlar". 1 4
Sonuta, buraya kadar sylenmi olanlardan, bir yaama sanat olarak perhiz
uygulamasnn hem bedensel hem de ruhsal hastalklar nlemeye ya da on
lar tedavi etmeye ynelik olarak alnan bir nlemler paketinden baka bir ey
olmad anlalmaktadr.15 Acaba perhiz uygulamasnda ya da hayatn by
le akla ve doaya uygun biimde ynetilmesinde aphrodisia'lara nasl bir yer
ayrlmaktadr? 16 Bu konuda Foucault, Hippokrates'in derlemeleri ierisinde
yer alan Peri diaites hugiaines (Salkl Rejim) ve Peri diaites (Rejim zerine)
adl iki eserden sz eder; bunlardan birincisinde aphrodisia'lar hakknda tek
sz edilmezken, ikincisinde konuyla ilgili bir dizi t ve buyruk yer alr. 17
Aphrodisia'lar rejimi, uygulamann yumuatlmas zorunluluu ile birlik
te, cinsel eylemlerin kendiliklerinden ve doalar gerei kt olaca postu
latna dayanmaz; ilke olarak onlar hibir devre d braklmann konusu
deildirler; asl sorun bedenin ve d koullarn durumuna gre derecelendi
rilecek bir kullanma sorunudur. 18 Grekler tarafndan kesinlikle bir ktlk
olarak alglanmam olan cinsel eylem, onlar iin, etik bir devre d brak
mann da konusu olmamakla birlikte, eylemin biimi, yol at bedel ve bal
bulunduu lm olmak zere nokta etrafnda dnen bir kaygya o dne12
13
14
15
16
17
18

Foucault, M., LP, s. 113.


Foucault, M., LP, s. 116; bkz. Platon, Rakipler, 134 a-d.
Platon, Devlet, IX, 591 c-d; Foucault. M., LP, s. 118.
Foucault, M., LP, s. 123.
Foucault, M., LP, s. 123.
Foucault, M., LP, s. 124.
Foucault, M., LP, s. 133.

Cogito, say: 70-71, 2012

Michel Foucault'da Cinsellik, Hazlar ve Etik

min metinlerinin tanklk ettii de bir gerektir.19 nsan bedeni hakknda


doru bir kaygya sahip olmak istendiinde, aphrodisia'lar ve onlarn olmas
gerektii biimdeki kullanm zerinde, Grek tbb ve felsefesinin kendi ken
dilerini sorguladklarna da tank olunur. 20 Bu byk kayg temasnn
sadece eski kltre zg bir tema olmadna, Eski in kltrnde ve Hris
tiyan ten retisinde de buna benzer temalarn kolaylkla bulunabileceine
iaret eden Foucault, sz konusu kayg temasnn eylemlerin kodlanmasn
ya da erotik bir sanatn olumasn deil, bir yaam tekniinin kuruluunu
amalayan bir dncenin iinde biim kazanm olabileceine inanr. 21
Bu yaam tekniinde, ona gre, hasta karsnda doktorun, dalgalar ara
snda kaptann ya da site karsnda politikacnn durumunda olduu gibi,
insann davranlarn kontrol altna alan bir zne olarak olumasnn olana
sz konusudur.22 Ktye kullanmann yol aaca karklklar zerine ok
az ayrntdan sz edilmesine ve yaplmas gereken ile gerekmeyen hakknda
kesin olan pek az ey sylenmesine ramen, aphrodisia'lar iin bir rejimin
gerekliliinin srarla altnn izilmesi ancak byle anlalabilir. 23 Cinsellik te
riminin, on dokuzuncu yzyln balar gibi olduka ge bir dnemde ortaya
ktna dikkat eken Foucault, cinsellik deneyiminin oluum ve geliimini,
arzu ve arzulayan zne asndan soyktksel, yani tarihsel ve eletirel bir
alma yapmakszn zmlemenin zor grndn ne srer.24
Sz konusu soyktksel aratrma yoluyla, modern insann bir cinsellik
znesi olarak kendi deneyimini nasl gerekletirdiini anlamak iin, ok
eskiden beri kendini bir arzu znesi olarak grme biimini ortaya karmak,
ona gre, bir zorunluluktur. Bundan dolaydr ki, zneyi zmlemek iin,
bireyin kendini zne olarak kabul etmesine yol aan kendi kendisiyle iliki
sinin biim ve yntemlerini aratrmann uygun olacana inanan Foucault,
zneyi, kendi kendisiyle iliki ve kendiliin kuruluu balamndaki "hakikat
oyunlar" olarak incelemeyi ama edinir. 25 Bu konuda onun sorduu temel
sorular unlardr: "insan kendini deli olarak algladnda, hasta olarak gr
dnde, yaayan, alan, konuan bir varlk olarak dndnde, kendi19
20
21
22
23
24
25

Foucault, M., LP, s. 141.


Foucault, M., LP, s. 153.
Foucault, M., LP, s. 155.
Foucault, M., LP, s. 156.
Foucault, M., LP, s. 156.
Foucault, M., LP, s. 9, 11.
Foucault, M., LP, s. 12.

Cogito, say: 70-71, 2012

293

294 Veli Urhan

ni bir sulu gibi yarglad ve cezalandrdnda, kendi varln hangi ha


kikat oyunlarnn ortasnda dnmeye balar? Hangi hakikat oyunlarnn
ortasnda, insan varl bir arzu insan olarak bilinir?"26
Gnmzde felsefi etkinliin dncenin kendi zerine gelitirdii ele
tirel bir etkinlik, bilineni merulatrmak yerine, farkl dnmenin nasl
ve nereye kadar olanakl olduunu bilmeye almaktan baka bir ey olma
dnn altn izen Foucault, "hakikat dzeni ierisinde kiinin kendini de
itiren bir abas" anlamndaki "deneme"nin, bugn hala dnce yoluyla
bir "ile ekme" ya da "kendilik eitimi" olmaya devam etmesi kouluyla, fel
sefenin yaayan yan olduunu ne srer.27 Hristiyanln zerinden gee
rek, modern adan Antikaa kadar uzanan Foucault, konuyla ilgili olarak,
u sorular sormaktan kendini alkoyamaz: "Neden cinsel davran ile buna
bal etkinlikler ve zevkler ahlaksal bir kaygnn konusu olmaktadr? Neden
bu etik kayg, en azndan baz zamanlarda, belirli grup ya da toplumlarda,
beslenme alkanlklarnn ya da yurttalk devlerinin yerine getirilmesi
gibi, bireysel ya da toplumsal yaamn teki temel ilgi alanlarnda sahip olu
nan ahlaksal dikkatten daha nemli grnmektedir?" 28
Bu sorulara ilk anda, "cinsel davranlar, kendilerine kar kmann ok
ar bir su olduu temel yasaklarn konusudur" eklinde bir yantn verile
bileceinin bilincinde olan Foucault, byle bir yantn, bir yandan, zm
yerine sadece problemin kendisini ortaya koymak olacann, te yandan da,
cinsel davranla ilgili etik kaygnn, younluu ya da biimleri bakmndan,
her zaman, yasaklar sistemiyle iliki ierisinde bulunmadn grmezlikten
gelmek olacann da bilincindedir. 29 Ahlaksal kayg, ona gre, zorlamann
ve yasaklamann bulunmad yerlerde ok daha gl olduu gibi, yasakla
ma ile ahlaksal sorunsallatrma birbirlerinden ok farkl eylerdir.
Burada, ahlaksal alan ile cinsel etkinlik arasndaki iliki bakmndan,
asl sorulmas gereken temel sorular unlardr: "Cinsel etkinlik nasl, ni
in ve hangi biim altnda ahlaksal alan olarak kurulmutur? Biimleri
ve younluu deise de, bu denli srarl bir etik kayg neden? Neden bu
sorunsallatrma?"30 Davranlar ve temsiller tarihinin tam karsnda, d
nce tarihinin asl iinin tam da bu sorular karsnda netletiinin far26
27
28
29
30

Foucault, M., LP, s.


Foucault, M., LP, s.
Foucault, M., LP, s.
Foucault, M., LP, s.
Foucault, M., LP, s.

13.
13.
16.
16.
16.

Cogito, say: 70-71, 2012

Michel Foucault'da Cinsellik, Hazlar ve Etik

knda olan Foucault, bylelikle, bir dnce sistemleri tarihisi olarak kendi
iinin de, insan varlnn kendisini, yapt eyleri ve iinde yaad dn
yay hangi koullarda sorunsallatrdn betimlemek olduunun altn i
zer. 31 Kendileri araclyla insanlarn bireysel varlklar iinde kendilerini
deitirmeye ve dntrmeye, belirli estetik deerleri tayan ve belirli s
lup ltlerine uyan bir eseri yaamlarna geirmeye altklar, "varolu
sanatlar"nn ya da "kendilik teknikleri"nin ele alnmas ve uzun bir tarihi
nin yazlmas onun gerekletirmeye alt hedefleri arasnda yer alr. 32
Asl amacnn insann kendini dnlebilen ve dnlmesi gereken ey
olarak ortaya koyarken kendilerinden yararland sorunsallatrmalarn ve
onlarn pratiklerinin zmlemesini yapmak olduunu syleyen Foucault,
sz konusu zmlemenin arkeolojik boyutunun bu sorunsallatrmalarn
biimlerini zmleme olanan verirken, soyktksel boyutunun ise pra
tikleri ve onlarn deiimlerini zmleme olanan verdiini ne srer. 33
Antikada, bir "varolu estetii"nin ltleri devreye sokulmak suretiyle,
kendilik pratiklerinin erevesi ierisinde, cinsel etkinliin ve zevklerin nasl
sorunsallatrldn gstermek isteyen Foucault'nun, Antikadan Hristi
yanla kadar geen dnem ierisindeki "arzulayan insan"n soyktn
aratrma ve incelemelerinin merkezine yerletirmesinin asl nedeninin bu
olduu anlalmaktadr. 34 "Arzulayan insan" hakkndaki bu zmlemenin,
yukarda sz edilmi olan sorunsallatrmalarn arkeolojisi ile kendilik
pratiklerinin soyktnn kavanda bulunmas sebebiyle, kendilik pra
tiklerinden ne anlalmas gerektiine ve yasaklara dayal bir ahlak sistem
leri tarihinin yerini alacak olan kendilik pratiklerinden hareket eden bir etik
sorunsallatrmalar tarihine ilikin konularn zerinde durulmas gerektii
Foucault'nun dikkatinden kamamaktadr. 35
Paganizm, Hristiyanlk, ahlak ve cinsel ahlak vb. genel kategorilerin varl
kabul edilmek kouluyla, Hristiyanln cinsel ahlak anlaynn eski paga
nizmin cinsel ahlak anlayna hangi bakmlardan kar kt sorulduun
da, verilecek cevaplarn "Ensestin yasaklanmasnda m?", "Erkek egemenli
inde mi?", "Kadnn kleletirilmesinde mi?" sorularyla olmayacandan
kuku duymayan Foucault iin, bu konuda baka farkllama noktalarnn
31
32
33
34
35

Foucault, M., LP, s.


Foucault, M., LP, s.
Foucault, M., LP, s.
Foucault, M., LP, s.
Foucault, M., LP, s.

16.
16-17.
17.
18.
19.

Cogito, say: 70-71, 2012

295

296 Veli Urhan

aranmas gerekecektir.36 rnein: a) Cinsel eylemin deeri sz konusu oldu


unda, Antika bu eyleme olumlu bir anlam yklerken, Hristiyanlk onu
ktlk, gnah, dme ve lm gibi olumsuz deerlerle zdeletirir; b) Ya
sal ein snrlandrlmas sz konusu olduunda, Grek ya da Romallardan
farkl olarak, Hristiyanlk remeyi temel ama kabul eden tek eli evlilii
dayatr; c) Ecinsel ilikilerin dlanmas sz konusu olduunda, Greklerde
ve Romallarda byle bir iliki belirli lde ho grlrken, Hristiyanlk
tarafndan kesinlikle yasaklanr. 37
Bu temel kartla, pagan ahlakndan farkl olarak, Hristiyanln
cinsel ilikiden uzak durmaya ve bekarete verdii nem de eklenebilir. Sz
edilen bu noktadaki kartln aslnda hi de doru olmad kansn
tayan Foucault'ya gre, ilk Hristiyan retileriyle Antikan ahlak felse
fesi arasnda ok sk bir srekliliin varlnn, dorudan doruya Antika
felsefe metinlerinden yaplacak alntlarla gsterilebileceinde kuku yok
tur. 38 skenderiyeli Clemens'in Eitmen adl eserinin ikinci kitabnn onuncu
blmn konuyla ilgili nemli bir kaynak olarak gsteren Foucault, Grek
ve Roma dncesinin birok baka kaynaklarnda da "bir korkunun dile
getirilii", "bir davran biimi", "bir dlanm tavr imgesi", "bir cinsel per
hiz rnei" gibi ortaa Hristiyan etiini ve modern Avrupa toplumlarnn
ahlakn da etkilemi olan temalarn yer aldna iaret eder. 39
Foucault Cinselliin Tarihi adl eserinin son ciltlerinde, ahlak ile etik ara
sndaki fark ok ak bir biimde ortaya koyar. Ahlak, geni anlamyla, aile,
okul, kilise gibi t verici deiik kurumlar araclyla bireylere ve grup
lara nerilen bir deerler ve kurallar btndr; bu bakmdan, ahlak ayn
zamanda kendilerine nerilen kural ve deerlerle ilikisi ierisinde kiilerin
gerek davran anlamna da gelir.40 Davran kural ile bu kurala gre l
lebilen davran birbirinden ayran Foucault iin, insann nasl davranmas
gerektii, yani yasay oluturan buyurucu unsurlara uygun davranan kii
nin kendisini nasl bir ahlaksal zne olarak oluturmas gerektii baka bir
eydir.41 Belirli trden davranlar iin bir davran yasas verildiinde -ki
bu davranlar sz konusu yasaya olan uygunluk ya da uygunsuzluk derece36
37
38
39
40
41

Foucault, M., LP, s. 20.


Foucault, M., LP, s. 20.
Foucault, M., LP, s. 21.
Foucault, M., LP, s. 21.
Foucault, M., LP, s. 32.
Foucault, M., LP, s. 33.

Cogito, say: 70-71, 2012

Michel Foucault'da Cinsellik, Hazlar ve Etik

(erine gre tanmlanabilir- bu eylemin ahlaksal znesi olarak hareket eden


kii iin birok davran biimi vardr.42 Bu davran biimleri arasndaki
farkllklar, kiinin kendisinin u ya da bu blmn ahlaksal davran
nn temel maddesi olarak oluturma biimine, yani etik tzn belirlenmesine
ilikin farkllklardr. 43 Etik, yasann ahlaksal znesi olarak her bir bireyin
kendi kendini oluturma biimiyle ilgilidir. Sz konusu farkllklar, kiinin
ahlak kurallarna olan balln oluturma ve kendini onu uygulamakla
ykml hissetme biimi olan sadakat kipi'nde ortaya kabilecei gibi, kii
nin kendisi zerinde gerekletirilen hazrln ve etik almann biimlerin
de ve ahlaksal znenin teleolojisi alannda da olas farkllklar bulunabilir.44
Cinselliin Tarihi'nin ikinci cildi olan Hazlarn Kullanm'nda zellikle be
timlenmi olan Greko-Romen etii aphrodisia'lar etik tz olarak alr ve bu
etiin bamllk biimi kiisel bir estetik-politik seim olurken Hristiyan
ahlak sadece seim zerine deil itaat zerine de, sadece aphrodisia zerine
deil tensel istek zerine de ilev grr. 45 Hristiyanlkla birlikte, bamllk
biimi tanrsal yasayla oluturulurken, etik tzn kendi kendisine dnt
dnlebilir; etik tz artk aphrodisia'lar tarafndan deil de bedensel
arzu ve istekler tarafndan oluturulur. Etik terimi gerekten anlaml bir
biimde ilk defa 1977'de, Deleuze ve Guattari'nin yazdklar Anti-CEdipe adl
eserde grlr; bu nedenle, Anti-<Edipe'in bir etik kitab, olduka uzun za
mandan beri Fransa' da yazlm olan ilk etik kitab olduu sylenebilir. 46
Judith Revel, yazd Foucault Szlnde, birka yl sonra, Foucault'nun da
ayn ekilde Cinselliin Tarihi'ni ortaya koyduunu grmenin ilgin olduuna
dikkat eker. 47
Bir davrann kendiliinden ve kendi tekillii ierisinde deil yalnz, ayn
zamanda bir tutumun ierisinde sahip olduu yer nedeniyle de ahlaksal ol
duu kansn tayan Foucault'ya gre, ahlaksal bir davran kendi yetkinli
ine ynelik olmakla birlikte, kiiyi sadece deerlere ve kurallara uygun dav
ranlara deil, ayn zamanda ahlaksal znenin karakteristik zellii olan
belirli bir varlk kipine ulatran bir tutumun olumasn da amalar. 48 So42
43
44
45
46
47
48

Foucault, M., LP, s. 33.


Foucault, M., LP, s. 33.
Foucault, M., LP, s. 34.
Revel, Judith, Le vocabulaire de Foucault, s. 48.
Revel, J., age., s. 48.
Age. s.48.
Foucault, M., LP, s. 35.

Cogito, say: 70-71, 2012

297

298 Veli Urhan

nuta, bir davrann ahlaksal saylabilmesi iin bir kurala, yasaya ya da de


ere uygun bir edim ya da edimler btnne indirgenmesi art deildir. Her
ahlaksal davrann, iinde olutuu gerekle ve kendisine dayand yasayla
bir ilikisinin bulunduu doru olmakla birlikte, byle bir davrann ayn
zamanda kiinin kendisiyle olan bir ilikiyi de ierdii, bu ilikinin sadece
kendilik bilinci deil, bir ahlaksal zne olarak kendiliin kuruluu olduu
da bilinir. 49 Bu kurulu srecinde, kiinin kendisinin ahlaksal anlamda ol
gunlamasn salayacak bir varolu kipi belirginletirmek iin, kendi nefsi
zerinde, kendini tanmak, denetlemek, snamak, gelitirmek, dntrmek
gibi bir takm giriimlerde bulunduu, ahlaksal davrann tpk deerler,
kurallar ve yasaklar sistemi gibi bir ahlaktan tekine deien, nefis zerin
deki bu etkinlik biimlerinden ayrlamaz olduu da bir gerektir. so
Bu ayrmlarn sadece kuramsal etkilere sahip olduklarnn dnlme
mesi gerektiini, onlarn ayn zamanda tarihsel zmleme sz konusu ol
duunda kendi sonularn dourduklarn ne sren Foucault'ya gre, bir
ahlak tarihi yazmak isteyen kiinin, bu szcn kapsad farkl gereklik
leri de gz nne almas gerekir. Buna gre, Foucault, kiilerin ya da grup
larn davranlarnn farkl kaynaklar tarafndan nerilmi kural ya da de
erlere uygun dp dmediini inceleyen "ahlak anlaylar tarihi"ni; bir
toplumda sz konusu olan farkl kural ve deer sistemleriyle, bu sistemlere
geerlilik kazandran bask yollarm, onlarn oulluunun, eitliliinin
ve elikilerinin ald biimleri analiz eden "yasalarn tarihi"ni; bireylerin
birer ahlaksal tutumun znesi olarak kurulmalarn ngren biimin, yani
"kendilik pratiklerinin tarihi"ni birbirinden ayrr. 51 En geni anlamyla,
diyor Foucault, eer ahlakn, "davran kurallar ahlak" ve "zneletirme
biimleri ahlak" olarak iki eklinden sz edilebiliyor ve bunlarn asla birbir
lerinden tmyle ayrtrlamayaca, ama her birinin bir zerklik erevesi
iinde geliebilecei kabul ediliyorsa, o zaman kimi ahlaklarda vurgunun
yasa, yasann sistemlilii, zenginlii, her olas duruma uyabilirlii zerinde
younlatn kabul etmek gerekir. 52 Bu durumda, ahlaksal znenin zne
leme srecinin temel olarak neredeyse hukuksal bir biim kazand ok
aktr. Hristiyan ahlaknn byle bir modele indirgenmesinin tamamyla
49
50
51
52

Foucault, M., LP, s. 35.


Foucault, M., LP, s. 35-36.
Foucault, M., LP, s. 36.
Foucault, M., LP, s. 36.

Cogito, say: 70-71, 2012

Michel Foucault'da Cinsellik, Hazlar ve Etik

yanl olaca kansn tayan Foucault, yine de, on sekizinci yzyl ba


larnda ceza sisteminde yaplan dzenlemenin ve bunun Reform ncesine
kadar sren geliiminin, ahlaksal deneyimin gl bir biimde hukuksalla
masnn nn atn sylemenin pek de yanl olmayacan dnr. 53
Bunun karsnda, en gl ve dinamik unsurunun "zneletirme biimleri"
ile "kendilik pratikleri" olan ahlaklarn varlndan da sz eden Foucault, bu
tr ahlaklarda yasalarn ve davran kurallar sisteminin yeterince gelime
mi olabileceinin de altn izer.54
Hristiyanlkta, etie ynelmi ve asketik zveri denilen eye ilikin
ahlakla ok gl bir birliktelii bulunmayan bu ahlaklar, yasaya ynelmi
ahlaklarn yannda, aralarnda zaman zaman akmalar, rekabet ve at
malar bulunmakla birlikte, son derece nemli bir yer tutmulardr. 55 Oysa
Yunan ya da Yunan-Roma Antikanda, ahlaksal dncelerin, en azndan
ilk planda, davranlarn yasallatrlmasndan ok daha fazla kendilik pra
tiklerine ve askesis sorununa ynelmi olduklar dikkati eker. Bu dnemde,
Platon'un Devlet ile Yasalar adl eserleri bir yana braklrsa, yasalara ve ya
salarn uygulanmasyla ykml mercilere gnderme yapan ok fazla bir
eyin bulunmad; yasalara ve geleneklere (nomoiler) uyma zorunluluu
nun alt ok fazla izilmi olsa da, yasann ieriinden ve uygulanma koul
larndan daha ok onlara uymaya iten tutumun nem tad bilinen bir
gerektir. 56 Kiinin kendini bedensel haz ve arzulara kaptrmamasn, duy
gularn belirli bir l ierisinde tutabilmesini ve yaamn ad erdem olan
bir mutluluun ierisinde devam ettirebilmesini salayacak bir varlk kipi,
bu dnemde, tam anlamyla kendilikle ilikiliydi.
Pagan ve Hristiyan Antikadaki cinsel ahlaklarn konu alan incele
melerinde kulland yntem boyunca, Foucault, bir ahlakn yasalar ile as

ketizmin unsurlar arasndaki ayrm akldan karmamay, bunlarn hem


birlikteliklerini ve balantlarn hem birbirlerine gre olan zerkliklerini,
hem de aralarndaki olas farkllklar unutmamay, bu ahlaklarda kendi
likle ilgili olarak gsterilen abalar dikkate almay temel ilke edinmitir. 57
Burada esas olarak, Antikan felsefi ahlaklaryla Hristiyan ahlak ara
sndaki sreklilik ya da kopma konusuna ilikin olarak akla gelen sorularn
53
54
55
56
57

Foucault, M., LP, s. 37.


Foucault, M., LP, s. 37.
Foucault, M., LP, s. 37.
Foucault, M., LP, s. 38.
Foucault, M., LP, s. 38.

Cogito, say: 70-71, 2012

299

300 Veli Urhan

cevaplanmasn nemseyen Foucault, Cinselliin Tarihi'nin ilk iki cildinde


Grek dncesinde cinsel davrann ahlaksal deerlendirme ve tercih alan
olarak dnlme biimini belirleyen u noktalara dikkat eker: etik tz, z
neletirme trleri, kendilik biimleri, ahlaksal teleoloji kipleri. 58
Latinlerde olduu gibi Greklerde de cinsellik ve tene benzeyen bir kavram
bulmann olduka zor olduunu ne sren Foucault, Greklerin bizim cinsel
iliki, birleme ya da temas olarak adlandrdmz eyler hakknda sunou
sia, homilia, plesiasmos, mixis, ocheia gibi daha belirsiz szckler kullandk
larna; Latinlerin aa yukar venera olarak evirdikleri, ta aphrodisia olan
isimletirilmi bir sfat bilerek ve isteyerek kullandklarna iaret eder.59
Aphrodisia'larn "Afrodit'in ileri, edimleri" -erga Aphrodites- olduunu sy
leyen Foucault Greklerin kuramsal ya da pratik dncelerinde, aphrodisi
a'lardan tam olarak ne anladklarnn snrlarn belirlemek iin herhangi bir
kayg duymadklarnn da altn izer. 60 Merkezi kavram "cinsel etik" olan
aphrodisia'larn dzeniyle ilgili unsurlar ne sren hekimlerin, davranla
rn alaca biimler konusunda, yani doann iradesine uygun ya da kar
olan eylerle ilgili pek bir ey sylememelerini biraz garip karlayan Fouca
ult, Grek geleneinin byk bir zgrle sahip olduu sylenmekle birlikte,
yaptklar gsterilerden, ele geirilen ikonografik temsillerden farkl olarak,
yazl eserlerinde olduka nemli saylabilecek bir utangaln varlndan
sz edilebileceini dnr. 61 Ona gre, Ksenophon, Aristoteles ve daha son
ra Plutarkhos'un, yasal ele olan cinsel ilikiler konusunda, Hristiyan yazar
larn dile getirmeye ekinmedikleri kan-koca arasndaki hazlara ilikin ku
ku uyandrc ve titiz tleri vermeyi de uygun bulmayacaklar hissedilir. 62
Aphrodisia'lar belli bir haz biimi salayan eylemler, hareketler ve iliki
lerdir. 63 Augustinus'un tiraf1ar'nda olduu gibi, Aristoteles'in Nikomakhos'a
Etik'te ve Eudemos'a Etik'te hazlarn ve zevklerin kullanmnn erdem'e (l)
baland ok aktr. Byle olmakla birlikte, bu, Greklerin tp, felsefe ve
ahlaknda, insanlarn cinsel etkinliklerinin evresinde kat bir sessizlik bl
gesinin oluturulduu anlamna gelmez; onlarn sz konusu dinamik aphro
disia'larn birbirine balayan hareket, bunlara bal olan haz ve yarattklar
58
59
60
61
62
63

Foucault,
Foucault.
Foucault,
Foucault,
Foucault,
Foucault,

M., LP, s. 39.


M., LP, s. 43.
M., LP, s. 47.
M., LP, s. 48.
M., LP, s. 48.
M., LP, s. 49.

Cogito, say: 70-71, 2012

Michel Foucault'da Cinsellik, Hazlar ve Etik

arzuyla tanmlanr; hazzn yaratt ekicilik ve bu hazza gtren arzunun

gc, aphrodisia'larn eylemleriyle salam bir birlik oluturur. 64 Bu btnn


paralarnn daha sonralar ksmen birbirinden ayrmas, ten etiinin ve
cinsellik anlaynn temel izgilerinden birini oluturmak suretiyle, kendi
ni bir yandan hazlarn aalanmas ile belli ederken, te yandan arzunun
giderek daha youn biimde sorunsallamasyla ortaya kar; oysa aphro

disia'larn deneyiminde eylem, arzu ve haz eleri birbirinden ayrlmakla


birlikte, gl biimde birbirine bal kalan bir btn olutururlar. 65
Aristoteles'in "arzu her zaman haz veren eyin istenmesidir" temel ilke
si dorultusunda dnldnde, doal olarak "haz veren" eye ynelen
hareketi (epithumia), yani arzuyu uyandrann da bu haz olduunda kuku
yoktur; Platon da buna sk sk deinmekle birlikte, Philebos'ta, Aristoteles'in
sylediinden farkl olarak, ideler kuramnn gereklerine uygun bir biimde,
epithumia'y uyandrann ancak ve ancak ruh olduunu ne srer. 66 Bundan
dolay, diyor Foucault, ahlaksal dncenin konusunu oluturan ey, ne tam
olarak eylemin kendisi, ne arzu, ne de hazdr; ahlaksal dncenin malzeme
si, daha ziyade bu n -eyleme gtren arzu, hazza bal eylem, arzuyu
douran haz- daire biiminde birbirine balayan dinamiktir; burada sz ko
nusu edilecek olan sorular "Hangi arzular? Hangi eylemler? Hangi hazlar?"
deil, "Hazlar ve arzular tarafndan hangi gle srkleniriz?" sorusudur. 67
Cinsel davranlarla ilgili bu etiin gnderme yapt ontolojinin, arzular,
eylemleri ve hazlar birbirine balayan bir gcn ontolojisi olduunu syle
yen Foucault, aphrodisia'larn etik deneyiminin dokusu olarak adlandrla
bilecek eyi oluturann bu dinamik iliki olduunu; bu dinamik ilikinin de
biri "eylemlerin say ve sklk derecesi", dieri de "rol ya da kutupluluk" ile
ilgili iki deikene gre zmlenebileceini dnr.
Birinci deiken sz konusu olduunda, burada Platon'un Kanunlar adl
eserinin I. Kitab ele alnabilir: "Platon'un burada, kadnla erkei reme
amalaryla birbirine balayan 'doaya uygun' ilikiyle erkei erkee, diiyi
diiye balayan 'doaya kar' ilikiyi gayet ak bir biimde kar karya
getirdii bir gerektir. Ama buna karlk her ne kadar doaya bal ola
rak belirtilmise de, Platon tarafndan daha temel olan kendini tutma ve
64
65
66
67

Foucault, M., LP, s. 51.


Foucault, M., LP, s. 52.
Foucault, M., LP, s. 52; bkz. Platon, Philebos, 44 e vd.
Foucault, M., LP, s. 52-53.
Cogito, say: 70-71, 2012

301

302 Veli Urhan

kendini tutamama ayrmna yneliktir: Doaya ve remeye uygun olmayan


pratikler anormal bir yapnn ya da arzunun farkl bir biiminin sonucu
olarak aklanmamtr; lszln devamndan baka bir ey deildir
bunlar: Kkenlerinde yer alan ey 'haz konusundaki itidalsizliktir' (akrateia
hedones)."68 Eski Yunan'da (Latinlerde olduu gibi), cinsellik ve ten kavram
larna benzer bir kavram bulmann olduka zor olduunu, onlarn isimle
tirilmi bir sfat olarak ta aphrodisia'y, Latinlerin ise venerea'y kullandk
larn ne sren Foucault, o dnem Greklerinin, ortaa Hristiyanlarna ya
da modern dnem Avrupallarna oranla, kimi cinsel davranlar kolaylk
la kabul ettikleri fikrinin benimsenebilir olmakla birlikte, site yasalarnn
tledii ya da yasaklad, geleneklerin ho grd ya da reddettii haz
larda yine de bir ahlak sorunun bulunduunu dikkatlerinden uzak tutma
dklar kansndadr. 69
Burada, esas itibariyle, Greklerin bu konularla hangi genel grnmle
ri erevesinde ilgilendiklerini ve aphrodisia'lar konusunda ortaya attklar
ahlaksal sorgulamann hangi genel biime sahip olduunu, Ksenophon, Pla
ton ve Aristoteles'in metinlerinden yararlanarak ortaya koymak Foucault'nun
temel sorunudur. 70 Bu balamda o, cinsel ahlak zerine dnme sz konu
su olduunda sk sk karlalan drt kavram zerinde durulmas gerekti
ini ne srer; cinsel hazlarn ahlaksal deneyimini -yani ontoloji'sini, deon
toloji'sini, asketik'ini ve teleoloji'sini- yaplandran eyle de, ancak bu ekilde
ilgilenilebilir: 71
1) Cinsel davranta, "etik tz" olarak kabul edilen eyin, kendisi ierisin
de anlalabilecei aphrodisia kavram.72 Aphrodisia'larn Aphrodit'in ileri
ve edimleri olduu bilinmekle birlikte, yine de teorik ve pratik dncelerin
de onlarn aphrodisia'lardan tam olarak neyi anladklarn belirleme konu
sunda ciddi bir kayg ierisinde bulunmadklar da bir gerektir. 73 Grekler
haz eylemlerinin morfolojilerinden daha ok dinamizmlerinden sz etmeyi
tercih ederler. Sz konusu dinamizm, bir yandan, belirli bir haz biimi veren
eylemler, davranlar ve ilikilerden baka bir ey olmayan aphrodisia'lar
birbirine balayan hareket ve aphrodisia'lardan kaynaklanan haz ve arzu
68
69
70
71
72
73

Foucault, M., LP, s. 54.


Foucault, M., LP, s. 43-45.
Foucault, M., LP, s. 45.
Foucault, M., LP, s. 45.
Foucault, M., LP, s. 45.
Foucault, M., LP, s. 47.

Cogito, say: 70-71, 2012

Michel Foucault'da Cinsellik, Hazlar ve Etik

ile tanmlanrken, te yandan, hazzn yaratt ekiciliin ve arzunun gc


aphrodisia'larn eylemiyle tam bir birlik oluturur.74
Grekler iin ahlaksal dncenin konusunu oluturan ey tam olarak ne
eylem, ne arzu ne de haz olduunu, daha ok, bu n bir ember biiminde
birbirine balayan dinamizm olduunu ne sren Foucault iin, etik alanda
sorulmas gereken "Hangi arzular? Hangi eylemler? Hangi hazlar?" soru
lar deil, "hazlar ve arzular tarafndan hangi gle srkleniriz?" sorusu
olmaldr. 75 Burada sz konusu olan, eylemleri, hazlar ve arzular birbirine
balayan bir gcn ontolojisi; aphrodisia'larn etik deneyiminin dokusu de
nilebilecek eyi oluturan bu dinamik ilikidir.76 Hazlar ve arzular gl
bir biimde birbirine balayan ve aphrodisia'lar ahlaknn amacnn eyleme
bal arzu ve hazla kurulan dinamik birliin kontrol olduunu gsteren
ifadelerin kaydedilmesi gerektiini syleyen Foucault, epithumiai-hedonai
ikilisine Platon'un Gorgias, len, Phaidros, Devlet, Yasalar ve Aristoteles'in
Nikomakhos'a Etik adl eserlerinde ok sk rastlandna iaret eder.77 Hem
Platon'un hem Aristoteles'in eserlerinde, ona gre, ahlaksal deerlendirmey
le cinsel davran alannda belirlenen ilk ayrm, eylemin cinsinden hareketle
deil, etkinlikten ve etkinliin nicel derecesinden hareketle yaplmaktadr. 78
Aristoteles'ten hareketle, cinsel ilikide, "diinin dii olarak etkinliin ken
disinde gerekletirildii pasif, erkein erkek olarak etkinlii gerekletiren
aktif unsur" olduunu syleyen Foucault, aphrodisia'lar her biri kendi rol
ve ilevine sahip olan sz konusu pasif ve aktif unsurlar harekete geiren
etkinlik olarak dnr.79 Erkekler tarafndan ve erkekler iin oluturulmu
bir erkek ahlak olarak nitelendirilebilecek olan byle bir etik ereve ieri
sinde, temel ayrm izgisinin erkekler ile kadnlar arasnda yer ald; dolay
syla bir erkek iin lszln ve pasifliin aphrodisia'larn uygulanmas
ierisindeki ahlakdln en nemli iki ekli olaca ok aktr. 80
Genel anlamda cinsellik Grekler tarafndan, canllarn remesi iin, do
al ve gerekli bir iliki olarak alglanr. 81 Platon Yasalar adl eserinin ban
da, doann erkeklerle kadnlarn birbirlerini ekici bulmalarn salamas74
75
76
77
78
79
80
81

Foucault, M., LP, s. 49.


Foucault, M., LP, s. 52-53.
Foucault, M., LP, s. 53.
Foucault, M., LP, s. 53, dipnot 1.
Foucault, M., LP, s. 55.
Foucault, M., LP, s. 56.
Foucault, M., LP, s. 57.
Foucault, M., LP, s. 57-58; bkz. Platon, len, 189d-193d.

Cogito, say: 70-71, 2012

303

304 Veli Urhan

nn, remenin mmkn olabilmesinin ve trn yaamn srdrebilmesinin


gvence altna alnmas iin olduunu syler. 82 Bizi aphrodisia'lara gtren
arzularn en doal ve gerekli arzular olduunu syleyen Platon'a gre, bu
arzularn bize salad hazlar, Aristoteles'in de dedii gibi, bedeni ve be
denin yaamn ilgilendiren en gerekli hazlardr. 83 Doann iinde yer alan
gerekliliklerden biri olan cinsel etkinlik, bu bakmdan, kt olarak grle
meyecei iin, aphrodisia'lara ilikin ahlaksal deneyim bedene ilikin olan
ahlaksal deneyimden kkl bir biimde ayrlmakla birlikte, yine de ahlaksal
bir kaygya konu olmaktan kurtulamaz. 84 Cinsel etkinlie en gl dizgi
nin (korku, yasa, doru sylem) vurulmas. 85 arzulama yetisinin bir ocuun
retmenine itaat etmesi gibi akla boyun emesi, 86 kendilerine kaplp git
memek kouluyla hazlardan ll bir biimde yararlanlmas87 gerekiyorsa
eer, bunun nedeni cinselliin kt olmas deil, kendiliinden arla y
nelebilen bir gce, bir energeia'ya bal bulunmasdr. 88
Hristiyanlktaki beden retisinde yer alan hazzn ar gcnn kay
na, ilk insann varoluundan beri doasndaki d ve hatada aranrken,
Grek dncesinde bu g doas gerei potansiyel olarak ardr ve ahlakn
temel problemi de bu gcn ll olarak nasl kullanlacadr. 89 Grek kl
trnde, cinsel etkinliin doann belirdii ve ktye kullanlmaya uygun
bir gler oyunu ierisinde yer almasnn onu beslenmenin ortaya kard
ahlaksal sorunlarla yaknlk ierisine soktuunun dnlmesi, cinsel
ahlak ile sofra ahlaknn birbirine yaknlamas gereini de beraberinde
getirir. 90 Yeme ahlakyla cinsel ahlak arasndaki ilikilerin gemiini reti
lerden yararlanarak izlemenin ilgin olacan dnen Foucault, "hazlarn,
arzularn ve eylemlerin sz konusu dinamizminden nasl yararlanlabilir ve
nasl yararlanlmaldr?" sorusunu Aristoteles'in cmlesiyle yle yantlar:
"Herkes sofradan, araptan ve aktan bir lde haz duyar, ama herkes bunu
gerektii gibi yapmaz".91
82 Foucault, M., LP, s. 59.
83 Foucault, M., LP, s. 58; bkz. Platon, Devlet, VIII, 559 c; Aristoteles, Nikomakhos'a Etik, VII,
4,2,1 147b.
84 Foucault, M., LP, s. 58.
85 Foucault, M., LP, s. 60; bkz. Platon, Yasalar, VI, 783a.
86 Foucault, M., LP, s. 60; bkz. Aistoteles, Nikomakhos'a Etik, III, 12, l ll9b.
87 Diogene Laerce, Vie des Philosophes, VI, 8'den aktaran Foucault, M., LP, s.60.
88 Foucault, M., LP, s. 60.
89 Foucault, M., LP, s. 60.
90 Foucault, M., LP, s. 60-61.
91 Aristote, Ethique 'i Nicomaque, VII, 14,7,1 154a'dan aktaran Foucault, M., LP, s.62.

Cogito, say: 70-71, 2012

Michel Foucault'da Cinsellik, Hazlar ve Etik

2) Ahlaksal bakmdan deerli olmak iin, bu hazlarn kullanmnn


kendisine balanmay gerektirdii uyrukluk tipini anlama olanan veren
chresis'in kullanm kavram.92 Aphrodisia'lar zerine olan ahlaksal dn
ce, cinsel eylemlerin kilise yasalarna uygun formunu tespit edecek, yasak
larn snrn belirleyecek, bir "kullanm"n koullarn ve biimlerini hazr
lamaktan ziyade, pratikleri bir ayrm izgisinin iki yanna datacak olan
sistematik bir yasalar toplamn ortaya koymaya ynelir ki, Greklerin chre
sis aphrodision, hazlarn kullanm adn verdikleri ey ite budur.93 Gn
lk dildeki kullanmyla chresis aprodision, genel anlamda, cinsel etkinlie
geri gtrlebilir. Aristoteles'in, Retorik'te, lll beden hazlarna kar

"nomos'un istedii gibi" davranmamz salayan ey olarak tanmlamasna


baklrsa, her ne kadar hazlarn kullanmnda ly karmamak ahlaksal
bir gereklilik olsa bile, kendilerine uyulmas gereken ahlak kurallar, iyi
tanmlanm bir yasaya uygun hareket etmeyi salayacak olan eyden ok
uzaktr.94 Hazlarn kullanlna ilikin dnce sz konusu olduunda
ynl bir stratejiyle kar karya kalnr: ihtiya, zaman ve stat. 95
a) htiya: Cinsel ihtiyacn giderilmesi gerektiinde, kentin meydannda
kendi kendini rahatlatarak skandal yaratan tutumuyla gndeme gelen Dioge
nes Laertios'un, "eer yemek yemekte bir ktlk yoksa herkesin iinde yemek
yemekte de bir ktlk yoktur"96 argmanndan hareketle, "doal olduundan
dolay utan verici olmayan aphrodisia'larm kullanl bir ihtiyacn giderilme
sinden baka bir ey deildir" eklinde dnd grlr.97 Byle dnmek
le onun, chresis aphrodision'un temel ilkelerinden birini abarttn syleyen
Foucault, aphrodisia'larm bu ihtiyaca gre dzenlenen kullanlnda hazz
yok etme amacnn gdlmediini, aksine arzuyu uyandran ihtiya aracl
yla onu ayakta tutma amacnn gdldn ne srer.98 lszlk kayna
n ihtiyatan almayan bir tutum olduundan, ihtiyacn lszl kolaylk
la nleyebilecei kansn tayan Foucault, bu nedenle, hazlarn ahlaksal d
zeninin kendilerine kar mcadele etmek zorunda olduu lszln biri
"arlk", dieri de onun sonucu olan "yapaylk" olmak zere iki eklinden sz
92
93
94
95
96
97
98

Foucault, M., LP, s. 45.


Foucault, M., LP, s. 63.
Foucault, M., LP, s. 64.
Foucault, M., LP, s. 64.
Diogene Laerce, Vie des Philosophes, VI, 2, 69'dan aktaran Foucault, M., LP, s.65.
Foucault, M., LP, s. 65.
Foucault, M., LP, s. 66.
Cogito, say: 70-71, 2012

305

306 Veli Urhan

eder; birincisi, bedene hi ihtiya duyacak zaman brakmadan haz duyumu


nu susturacak tm hazlarn salanmas iken; ikincisi, haz duyumunun sustu
rulmasnn doal olmayan arzularn doyumunda aranmas zelliini tar.99
Sokrates'in dedii gibi, "kendilerinden sz ettiim ihtiyalara kar dayanma
mz salayan lllk, anmsanmaya deer bir haz duymamz da salar". 100
b) Zaman: Hazlar kullanma sanatnn en nemli ve en nazik hedeflerin
den biri, kairos'u yani en uygun an belirlemekten ibaret olan zaman strate
jisidir. 101 Platon'un da Yasalar' da anmsatt gibi, "yasalar zerine alan
kiilerin neredeyse btn aratrmas kentlerdeki ve bireysel alkanlklar
daki haz ile ac durumlaryla ilgilidir; nk ac ve haz doal olarak fkran
iki pnar gibidir: bunlardan gerektii yerde, gerektii zaman, gerektii kadar
alan, devlet olsun, birey olsun, her canl varlk mutlu olur, buna karlk bi
linsizce ve zamansz alan, mutsuz yaar." 102 Burada sz edilen "gerektii
zaman" temasnn Greklerde, sadece ahlaksal bir sorun olarak deil, ayn
zamanda bir bilim ve teknik sorunu olarak da dikkate alnm bulunduu
nun unutulmamas gerektiine iaret eden Foucault, kairos'u yakalamann
nem tad -sitenin ya da bireyin, bedenin ya da ruhun sz konusu oldu
u- farkl alanlarda, "iinde bulunulan ann politikas"n gerektii gibi y
netmede becerikli olmann, akl banda olmak erdeminin temel vehelerin
den biri olduunu; hazlarn kullanmnda, ayn ekilde, ahlakn da bir "an"
kullanma sanat olduunu syler. 103 Cinsel etikte, uygun zaman (kairos) ko
nusunda, Sokrates'in " babann kendi kz, olun da annesi ile cinsel ilikiye
girmesi yasann" tanrlar tarafndan konulmu bir yasak, buna uymayan
larn maruz kaldklar cezann ise "dllerinin kt" olduuna ilikin dn
celerine deindikten sonra, bunun nedeninin "zaman" ilkesini grmezlikten
gelerek yalar birbirinden ok farkl olan bu iki kiinin tohumlarn yanl
zamanda birbirine kartrm olmalarnda arandna dikkat eker. 104

c) Stat: Hazz kullanma sanat, hazz kullanann hem kendisini, hem de


iinde bulunduu staty dikkate alarak, bu sanatn icra edilmesini gerek
tirir. os Cinsel davrana ilikin kurallarn yaa, cinsiyete, statye gre de99
100
101
102
103
104
105

Foucault, M., LP, s. 67.


Xenophon, Memorables, il, 1, 30'dan aktaran Foucault, M., LP, s. 67.
Foucault, M., LP, s. 68.
Platon, Yasalar, 1, 636 d-e; bkz. Foucault, M., LP, s. 68.
Foucault, M., LP, s. 68.
Foucault, M., LP, s. 69-70.
Foucault, M., LP, s. 70.

Cogito, say: 70-71, 2012

Michel Foucault'da Cinsellik, Hazlar ve Etik

imesi, emirlerin ve yasaklarn herkese ayn ekilde dayatlmamas genelde


toplumlarn ounda ortak olarak bulunan bir zellik olduu halde, Hristi
yan ahlak sz konusu olduunda, bunun daha ok uyarlanm bir evrensel
lik olduundan sz edilirken; Antik Yunan ve Roma ahlaknda, herkes iin
geerli birka temel kuraln dnda cinsel ahlakn, her zaman, kabul edilen
stat ve seilen amalar tarafndan belirlenen yaama biiminin parasn
oluturduu ne srlr.106 lllk, herhangi bir kiiye deil de, site ieri
sinde zellikle bir yeri, stats ve sorumluluu bulunan kiilere verilen nite
likler arasnda dnlr.107 "Platon'un devlete btnyle lllk erdemini
kazandrmak istedii dorudur; fakat o bununla herkesin ayn ekilde ll
olacan kastetmez" diyen Foucault iin, sophrosune'n belirledii devlette
ynetim altnda bulunan kiilerin gerekten itaat etmek zorunda olacaklar,
ynetenlerin de gerekten buyuracaklar bir stat ierisinde bulunacaklar
ok aktr; ll devlette, erdemsiz ounluun tutkular erdemli bir azn
ln tutkular ve zekas tarafndan egemenlik altna alnr. 108
3) Ahlaksal zne olarak kurulmak iin, kendilik karsnda kiinin sahip
olmas gereken tutumu tanmlayan enkrateia kavram. 109 Hristiyan ahla
knn iselliinin genellikle pagan ahlaknn dsallnn karsnda yer
aldn syleyen Foucault'ya gre, pagan ahlak eylemleri gerek tamam
lanmlklar, grlebilir biimleri, kurallara uygunluklar ierisinde ve ar
kalarnda braktklar kan ya da an ierisinde alabildikleri grne gre
ele almakla birlikte, geleneksel olarak kabul grm olan bu kartlk, temel
olan gzden karma tehlikesini de tar. 110 Hristiyan isellii ad verilen
ey, dikkat, kuku, aklama, gevezelik, itiraf, kendi kendini sulama, i dr
tlerle mcadele, her eyden el etek ekme, tinsel atma, vb'nin belirgin
biimlerini ieren kendilikle ilikinin zel bir biimidir. 111 Eski ahlakn d
sall denilen ey ise, kendilik zerine bir alma prensibini iermekle bir
likte, ok farkl bir form altnda bulunur. 112
Enkrateia teriminin, klasik dilde, kendilikle ilikinin sz konusu bu bi
imini, hazlara ilikin ahlak iin gerekli olan ve hazlarn iyi kullanmnda
106
107
108
109
110
111
112

Foucault, M., LP, s. 70.


Foucault, M., LP, s. 71.
Foucault, M., LP, s.72; bkz. Platon, Devlet, IV, 431, c-d.
Foucault, M., LP, s. 45.
Foucault, M., LP, s. 74.
Foucault, M., LP, s. 74.
Foucault, M., LP, s. 74.

Cogito, say: 70-71, 2012

307

308 Veli Urhan

kendini gsteren bu tutumu gstermek iin kullanldn ne sren Fouca


ult, gerekte, bu szcn uzun bir sre sophrosune'n olduka yaknnda
bulunduuna ve birlikte kullanldklarna; bunun en iyi kant olarak da,
inanllk, bilgelik, cesaret ve adaletin yannda beinci erdem olan ll
l gstermek iin Ksenophon'un hazan sophrosune hazan da enkrateia
terimlerini kullandna; Platon'un Devlet'te bilgelik, cesaret, adalet ve l
llk (sophrosune) erdemlerini ele aldnda, lll enkrateia arac
lyla tanmladna dikkat eker.113 "lllk (sophrosune) belirli hazlar
ve arzular zerinde kurulan bir eit dzen ve egemenliktir (kosmos kai
enkrateia)." 114 Bu iki szckten her birinin kendilikle ilikinin biraz farkl
bir biimine gndermede bulunduuna iaret eden Foucault iin, sophrosune
erdemi tanrlara ve insanlara kar uygun olduu biimde davranmay g
vence altna alan ok genel bir durum olarak betimlenirken; enkrateia, daha
ziyade, direnme ya da mcadele etme ve arzular ile hazlarn alannda onun
egemenliini gvence altna alma olanan veren, kendine hakim olmann
aktif bir formuyla belirginlik kazanr.115
Sophrosune ile enkrateia'y sistematik olarak ilk kez birbirinden ayran
Aristoteles'in Nikomakhos'a Etik'te sylediine gre, sophrosune znenin akla
uygun eylem ilkelerini bilinli olarak semesi, bu ilkeleri izlemeye ve uygu
lamaya yetili olmas, davranlarndaki duyarszlk ile arlklar arasndaki
"orta yol"u tutmas ve bundan da haz duymas; sophrosune'n kart olan
akolasia (lszlk) ise, insann bilerek ve isteyerek kt ilkelerin peinden
gitmesi ve bundan zevk almas demektir.116 Mcadele ve direnme eksenlerin
de kendini gsteren enkrateia arballk, ynelme ve kendine hakim olma
anlamlarna gelir; bu anlamda, ll olmak iin bireyin kendi zerinde uy
gulamak zorunda olduu sophrosune'n temel koulu olan enkrateia, klasik
dilde, genel olarak bir kendi kendine hakim olma dinamiine ve bu dinami
in gerektirdii abaya gnderme yapyor gibi grnyor.117 Bu hakim olma
abas ncelikle bir mcadele ilikisini ierir. Hazlara ka bir mcadele tavr
ortaya koymak suretiyle ancak ahlaksal davranlabilir; nk aphrodisia'lar
kayna ve ereksellii doal olan bir gler oyunuyla hem mmkn hem de
arzulanabilir klnmakla birlikte, zgn enerjileri yznden, potansiyel g113
114
115
116
117

Foucault, M., LP, s. 74-75.


Platon, Republique, IV, 430 b'den aktaran Foucault, M., LP, s.75
Foucault, M., LP, s. 75.
Foucault, M., LP, s. 76.
Foucault, M., LP, s. 76.

Cogito, say: 70-71, 2012

Michel Foucault'da Cinsellik, Hazlar ve Etik

ler arla ve isyana gtrebilirler; direnme ve hakim olma yeteneine sahip


olduu takdirde, ancak insan bu gleri ll olarak kullanabilir. 118
Hazlar alannda, ahlaksal davrann st rtk bir biimde bir iktidar
mcadelesinin iinde bulunduunu dnen Foucault iin, tehlikeli ve d
man g olarak hedonai'ler ve epithumiai'Ier hakkndaki bu alg; onlara kar
kan ve onlar altetmeye alan dikkatli bir hasm olarak kendiliin oluu
mu, lll ve lszl belirginletirmek amacyla geleneksel olarak
kullanlan btn bir ifadeler serisinin ierisinde yer alr.119 Hasmlarla ku
rulan bu mcadele ilikisi ayn zamanda kiinin kendisiyle de kurduu ayn
trden bir ilikidir. Nefsin mcadele etmesi ve kendisiyle mcadele edilmesi
gereken blmleri arasndaki farkllamalara ilikin nerilen kuramsal al
malarn dikkate alnmas gerektiine inan Foucault, ruh ile bedenin birbir
leriyle olan ilikisi hakknda sorulabilecek sorular ve verilebilecek yantlar
dikkate alarak, en sinsi ve en gizli biimleri altndaki ten isteklerinin hareketi
ile kurnazlklara ve yanlsama gcne sahip teki'nin varl arasndaki ilke
sel ban, Hristiyan etiinin bedenle ilgili temel izgilerinden birini olutur
duunu syler.120 Aphrodisia'lar etiinde, mcadelenin gereklilii ve gl,
tam tersine, kendi kendisiyle bir mcadele olarak kendini gsterdiinde nem
kazanr; nk arzulara ve hazlara kar mcadele etmek, insann kendi ken
disiyle mcadele etmesidir.121 Kiinin kendisi karndaki byle polemik bir
tutumu doal olarak zafer terimiyle dile getirilen bir sonuca gtrr. 122
Foucault, ktisat stne adl eserinde Ksenophon'un, lszln kt
ynetilen bir eve benzetilebileceini, lsz adamn ruhundaki "kt"
ve "sz dinlemez" efendilerin (oburluk, ayyalk, ehvet dknl, tutku),
egemen olmas gereken kiiyi kleletireceklerini ve genliinde smrdk
ten sonra onu zavall bir yalla hazrlayacaklarn ne srdnden sz
eder.123 llln ne olduunu belirlemek iin, Platon'un eserlerinde, diz
ginlenmedikleri takdirde, arzularn, srekli isyan etmeye alan bir halka
benzetilmesi, bilinen bir temadr.124 Byle bir mcadelenin gerekletirile
bilmesi iin, egzersiz yapmak gerektii yine Platon'un Yasalar'nda dile geti118
119
120
121
122
123
124

Foucault, M., LP, s. 77.


Foucault, M., LP, s. 78 .
Foucault, M., LP, s. 79.
Foucault, M., LP, s. 79.
Foucault, M., LP, s. 81.
Foucault, M., LP, s. 83.
Foucault, M., LP, s. 83; bkz. Platon, Yasalar, 111, 689 a-b.

Cogito, say: 70-71, 2012

309

31 O

Veli Urhan

rilir. 125 Eer idmansz (agumnastos) olunursa, arzulara ve hazlara ne kar


klabilir ne de onlar altedilebilir. 126 Egzersiz yapmann zorunluluunu ki
inin kendisiyle ilgilenmesinin kanlmazlna balayan ve Sokrates'in bu
askesis ilkesine sk sk dikkat eken Platon'a gre, bakalaryla ilgilenmenin
ve onlar ynetmenin temel art olan "kendine dikkat etme" (epimeleia he
autou) sadece bilgiyi deil, ayn zamanda, kiinin kendisine gerekten zen
gstermesini, eitmesini ve dntrmesini de ierir. 127
Kendiliin ynetimini gvence altna almann, evin ynetimini gerek
letirmenin, sitenin ynetimine katlmann ayn tipten pratik olduunu
dnen Ksenophon ad geen eserinde, bu sanat arasnda, bir insan
varlndaki ortaya klarnn kronolojik art arda gelii gibi sreklilik ve
ebiimliliin olduunu gsterir. 128 Genel anlamda, yurtta olarak insann
politik eitimine hizmet edecek her eyin onun erdem eitimine de hizmet
edecei ya da tersinin de sz konusu olabilecei; politik eitimle erdem eiti
minin bu bakmdan birbiriyle atba gidecei; dolaysyla, ahlaksal askesisin
site iinde ve bakalarna kar oynayacak bir rol olan zgr insann pai
deia'snn bir paras olaca ok aktr. 129 Platon Yasalar' da, Atinal'nn a
zndan Paideia'yay yle tanmlar: "ocukluktan balayarak erdem yolunda
mkemmel bir yurtta olma tutku ve hevesini uyandran, haka ynetmeyi
ve ynetilmeyi bilen kii olmay salayan bir eitim." 130 Bireyin ahlaksal bir
zne olarak kurulabilmesinin temel koulu olan askesis'in (pratik eitim)
Grek dncesinde ya da Sokrates'ten kaynaklanan gelenekte ok nem ta
dna iaret eden Foucault, asketik olann, yani ileciliin ruhun zel bir
sanatn, kendi teknikleri, sreleri ve reeteleriyle oluturacak olan tekil
pratiklerin bir derlemesi olarak ne organize edilmi ne de dnlm oldu
unu; onun bir yandan, erdem pratiinden ayr olmadn, te yandan da
yurtta biimlendiren ayn egzersizleri kullandn; bylelikle, kendinin ve
bakalarnn yneticisinin ayn zamanda biimlendiini ne srer. 131
Ona gre, ksa bir sre sonra ksmi ve greli bir otonomi kazanacak olan
bu ilecilik, bu bamszln iki yolla gerekletirir: 132 a) Kendi kendini y125
126
127
128
129
130
131
132

Platon, Yasalar, 1, 647 d.


Foucault, M., LP, s. 83.
Foucault, M., LP, s. 83.
Foucault, M., LP, s. 88.
Foucault, M., LP, s. 88-89.
Platon, Yasalar, 1, 643 e; Foucault, M., LP, s.89.
Foucault, M., LP, s. 89-90.
Foucault, M., LP, s. 90.

Cogito, say: 70-71, 2012

Michel Foucault'da Cinsellik, Hazlar ve Etik

netmek olanan veren egzersizler ile bakalarn ynetmek iin gerekli olan
eylerin acemilii arasndaki kopula; b) zgn formlar iindeki egzersizler
ile kendileri iin idmandan yararlandklar erdem, lmllk, lllk ara
sndaki kopula. ileciin deneme, snama ve kendini kontrol etme gibi s
releri, kendisine yneldikleri ahlaksal davrann basit bir tekrarndan daha
karmak zel bir teknii oluturmaya ynelecekler ve ite o zaman, kendilik
sanatnn kendi balamn oluturan paideia'ya ve onu nesnel klan ahlaksal
davrana gre kendi biimini ald grlecektir. 133 Bununla birlikte, klasik
dnemin Grek dncesi iin, ahlaksal zne olarak kurulmak olanan ve
ren "ilecilik", terimin olumlu ve politik anlamnda, ayn zamanda "zgr"
insann hayat olan bir erdemli hayat egzersizinin bir ksmn oluturur. 134
4) Ahlaksal zneyi yetkinlii ierisinde belirginletiren, lllk, bilgelik
anlamlarndaki sophrosune kavram. Hazlarn kullanm srasnda kendine
hakim olma ve kendini tutma egzersizleriyle kendisine ulalmaya allan
durumun ad olan sophrosune bir zgrlk olarak belirginleir. 135 Foucault
Aristoteles'in Politika adl eserinden yapt bir alntda, zetle, bir devlette
ynetime katlan yurttalarn kendileri erdemli olduklar takdirde devletin
de erdemli olacana iaret ettikten sonra, bireyin kendine kar olan tutu
munun, arzular karsnda kendi zgrln gvence altna alma biimi
nin, kendisi zerinde kulland egemenlik tarznn devletin mutluunu ve
dzenini salayan en nemli kurucu unsur olduunun altn izer. 136 Kle
olmama durumundan, bireyi her trl d ve i baskdan bamsz klacak
olan azadelikten daha fazla bir ey olan bu zgrlk, bakalar zerinde
uygulanan iktidar ierisinde aslnda kendilie uygulanan bir iktidardr. 137
Bireyin kendisi zerindeki egemenliinin grnlerinden biri olarak anla
lan lllk, adalet, cesaret veya ihtiyatllktan aa kalmayacak ekilde,
egemenliini bakalar zerinde kullanacak olan kiiyi nitelendirecek bir
erdemdir. 138 Platon'un dedii gibi, "kralla en layk insan kendisinin kral
olandr". 139 Hazlara ilikin ahlakta, ahlaksal rneklemenin yksek dzeyli
iki biimine verilen nemin buradan geldiini dnen Foucault iin; bun
lardan birincisi kendi tutkularna egemen olmaktan yoksun olan kt despot
133
134
135
136
137
138
139

Foucault, M., LP, s. 90.


Foucault, M., LP, s. 90.
Foucault, M., LP, s. 91.
Foucault, M., LP, s. 92.
Foucault, M., LP, s. 93.
Foucault, M., LP, s. 94.
Platon, Devlet, IX, 580 c'den aktaran Foucault, M., LP, s.94.

Cogito, say: 70-71, 2012

31 1

312 Veli Urhan

iken, ikincisi bakalar zerinde kulland otoritesi ierisinde kendisi ze


rinde sk bir iktidar uygulamaya yetili olan yneticinin olumlu imgesidir 140 .
Aktif zgrlk olarak egemenliin bu kavramsallatrlmas ierisinde,
kabul edilen ey llln "erkeksi" karakteridir.141 Erkekler iin olutu
rulmu bulunan bu erkek ahlaknda, ahlaksal zne olarak kendiliin zm
senmesi bir erkeklik yapsn kendi kendine gerekletirmekten ibarettir di
yen Foucault iin, Grek dncesinde, cinsel pratiklerde bakalarna kar
kullanlan erkek etkinliinin kontrol edilebilmesi ve egemenlik altna al
nabilmesi kendilie gre erkek olmak suretiyle ancak sz konusu olabildii
iin, bir "toplumsal erkeksilik" modeline gre, "cinsel erkeksilik" egzersizine
uygun lnn verilebilmesi ancak bu "etik erkeksilik" artna balanabilir;
nk, lllk kelimenin tam anlamyla bir erkek erdemidir.142 Bu, elbette
kadnlarn ll olmadklar, enkrateia'ya yetili bulunmadklar ya da soph
rosune erdemini bilmedikleri anlamna gelmiyor; ama yine de, lllk er
deminin, kadnlarda, her zaman belirli bir ekilde erkeksilie gndermede
bulunduu bir gerektir; nk, ll olabilmek iin, kadn, kendinde er
keksi tipten olan bir ycelik ve egemenlik ilikisini kendine yerletirmek zo
rundadr.143 Aristoteles'in, erdemin temel birliine ve erkekler ile kadnlarda
bu erdemin aynlna ilikin Sokratik teze aka kar olduu bilinmekle
birlikte, o tam anlamyla kadnlara zg olan kadn erdemlerini betimle
mez, onun kadnlara tand erdemler erkekte tam ve yetkin biimini bulan
temel bir erdeme bavurmak suretiyle tanmlanrlar; Aristoteles bunun ne
denini erkekle kadn arasndaki ilikinin politik bir iliki olmasna balar.144
llln temelde erkeksi bir yapda olmas ncekinin simetrik ve ters
baka bir sonucuna sahip olmas demektir ki; bu da lszln kadnla
ait olan bir pasiflie bal bulunmas anlamna gelir.145
ll insann varlk biimini oluturan bu zgrlk-iktidar ikilisinin
hakikatle ilikisi kurulmakszn kavranamayacan, hazlara egemen olma
nn ve onlar logosa boyun edirmenin ancak bir ve ayn eyi oluturduunu
ne sren Foucault'ya gre, Aristoteles'in de dedii gibi, Greklerde ll in
san doru akln (orthos logos) buyurduu eyi sadece arzulayan insandr. 146
140
141
142
143
144
145
146

Foucault, M., LP, s. 94.


Foucault, M., LP, s. 96.
Foucault, M., LP, s. 96.
Foucault, M., LP, s. 96.
Foucault, M., LP, s. 97.
Foucault, M., LP, s. 98.
Foucault, M., LP, s. 99.

Cogito, say: 70-71, 2012

Michel Foucault'da Cinsellik, Hazlar ve Etik

Greklerde insann, ayn zamanda, bilgi znesi olarak kurulmakszn, hazla


rn kullanmnda ahlaksal zne olarak da kurulamayacann dnld
n ne sren Foucault, hazlarn kullanlmasnda logosla olan ilikinin, M..
drdnc yzyl Grek felsefesi tarafndan nemli biim altnda betim
lendiine iaret eder: 147 a) Yapsal biim: lllk logos'un insan varlnda
egemenlik konumunda bulunmasn, arzularn kendisine boyun emesini,
davranlar dzenleyecek durumda olmasn ierdii halde; lsz insan
da, arzulayan g birinci srada yer alr ve zorbala bavururken, sophron
olan insanda, insan varlnn yapsna uygun bir biimde yneten ve buyu
ran akldr. b) Arasal biim: Logos'un lllk ierisindeki kullanl ara
sal bir form altnda betimlenir. Arzularn denetimi ihtiyalara, zamana ve
artlara kendini adapte etmeyi bilen bir kullanm salad andan itibaren,
Aristoteles'in deyimiyle, "insann yaplmas gerekeni, gerektii zaman ve ge
rektii gibi yapmas"n belirleyebilen bir pratik akl gerekli olur. c) Ontolojik
biim: Devlet iin olduu gibi insan iin de hazlarn uygun koullarn dn
da ve bilgisizce kullanlmamas gerektiinin altn izen Platon'un Phaidros
adl eserinde, logos'un lllk balamnda kullanlmasnn nc biimi
olarak "kendi kendineliin ontolojik kefi" grlr. Hakikatle ilikinin, hem
hazlarn ll kullanlmas hem de onlarn iddetinin kontrol altna alna
bilmesi iin ne lde gerekli olduu, onun ll znenin varolu kipinin
kurucu unsuru olmasndan da kolaylkla anlalabilir. 148 Hakikatle iliki l
l olan ve ll bir hayat yneten zne olarak bireyin kuruluunun yap
sal, arasal ve ontolojik bir artdr. 149 Hakikatle kurulan ve ll znenin
kurucu unsuru olan bu iliki, Hristiyan tinselliinde grlecei zere, her
ne kadar sonu bir arzu hermeneutiine varmasa bile, varolu zerine bir
estetie varabilir. so Ontolojik bir dzenin devam ettirilmesi ya da yeniden
retilmesinde, insann byle bir yaama biimi, kendisini yneten logos, akl
ve hakikatle iliki tarafndan kayt altna alnr. 151 Bir insan tam anlamyla
ll, herkes tarafndan dikkate alnabilir ve uzun bir sre hafzada sak
lanmaya deer bir davrann oluumu ierisinde ahlaksal bir zne olarak
kurulur. 152
147
148
149
150
151
152

Foucault, M., LP, s. 100-101.


Foucault, M., LP, s. 102.
Foucault, M., LP, s. 102.
Foucault, M., LP, s. 103.
Foucault, M., LP, s. 103.
Foucault, M., LP, s.105.

Cogito, say: 70-71, 2012

3 13

314 Veli Urhan

Buraya kadar yeterince zerinde durulmu olan kendilik ynetimi ara


clyla kendisine ulalm olan varlk biiminin hakikatle yapsal, ara
sal ve ontolojik bir ilikisinden ayrtrlamaz olan aktif bir zgrlk olarak
belirginlik kazandn dnen Foucault, cinsel davranlara ilikin Hris
tiyan ahlaknda, etik tzn aphrodisia'larla deil de, kalbin srlar ierisin
de saklanan bir arzular alanyla ve formlar ile koullar ierisinde dikkatli
bir biimde tanmlanm bir eylemler btnyle belirlenmi olacan ne
srer. 153 Gelinen bu noktadan hareketle, hem birbirine kart hem de birbi
rini tamamlayc nitelikte olan u iki uygulamann Hristiyan ahlakndaki
nemi anlalabilir: 154 a) Gittike daha ok belirginlik kazanacak olan cin
sel eylemlerin kodlanmas; b) Bir arzu hermeneutiinin ve kendilii deifre
etme srelerinin gelimesi. ematik olarak bakldnda, Antikan hazlar
konusundaki ahlaksal dncesinin ne eylemlerin kodlanmasna ne de bir
znenin hermeneutiine deil, aksine bir davran biimlendirmesine ve bir
varolu estetiine ynelmi bulunduu sylenebilir. 155

Kaynaka

Aristoteles, Nikomakhos'a Etik, ev. Saffet Babr, Hacettepe niversitesi Yaynlar:


Ankara, 1988.
Foucault, Michel, L'usage des plaisirs, Gallimard, 1984.
Platon, Devlet, ev.Sabahattin Eybolu-M.Ali Cimcoz, Trkiye Bankas Yaynlar: stanbul, 1999.
Platon, Philebos, ev. Sabri Esat Siyavugil, M. E. B. Yaynlar: stanbul, 1989.
Platon, Rakipler, ev. N.. Ksemihal, M. E. B. Yaynlar: stanbul, 1989
Platon, len, ev. Azra Erhat-Sabahattin Eybolu, Remzi Kitabevi: stanbul, 1972.
Platon, Yasalar, (3. Basm), ev. Candan entuna, Saffet Babr, Kabalc: stanbul,
2007.
Revel, Judith, Le vocabulaire de Foucault, ellipses: P aris, 2009

153 Foucault, M., LP, s.106.


154 Foucault, M., LP, s.106.
155 Foucault, M., LP, s.106.
Cogito, say: 70-71, 2012

Foucaultcu Beden ve
Deneyimin Dlanmas*
LOIS McNAY

Giri
Son birka ylda Michel Foucault'nun almalar, kadnlarn maruz kal
d basknn baz vehelerini aklamak iin iktidar teorisinden ve onun
bedenle bantsndan zellikle yararlanan feministler tarafndan b
yk ilgi grmtr. Foucault'nun, cinselliin bedenin doutan gelen ya
da doal bir nitelii olmayp belirli iktidar ilikilerinin bir etkisi olduu
dncesi, kadnlarn deneyimlerinin kltrel belirlenimli kadn cinsel
lii imgeleriyle zayflatlp denetlendiini aklamak isteyen feministlere
faydal bir analitik ereve salamtr. Ben bu makalede Foucault'nun,
bedenin iktidar tarafndan retildii ve dolaysyla radikal biimde zo
runsuz bir kendilik tekil ettii yolundaki dncesinin, feminist zclk
eletirilerine nemli bir katk saladn savunacam. Bunun yan sra,
Foucault'nun beden dncesinin feminist teoride geni lde kullanl
masna ramen, feministlerin bu dncenin kritik snrllnn da far
knda olduunu gstereceim. Foucault'nun iktidarn beden zerindeki
etkilerine yapt vurgu, toplumsal faillerin edilgen bedenlere indirgen
mesiyle sonulanr ve bireylerin nasl zerk biimde davranabileceklerini
aklayamaz. Yuvarlatlm bir znellik veya faillik teorisi eksiklii, femi
nist projenin kadnlarn deneyimlerini yeniden kefetme ve deerlendirme
hedefiyle elimektedir.
*

Hypatia, C. 6, S. 3 (1991}, s. 125-139'da yaymlanmtr.


Cogito, say: 70-71, 2012

316 Lois McNay

Beden ve Postyapsalclk
Beden dncesi sadece Michel Foucault'nun almalarnda deil, Fransz
postyapsalcl adyla anlan dncenin byk blmnde merkezi nem
tekil eder. Beden dncesinin postyapsalclkta ne k, klasik dn
ce sistemlerinin ve bu sistemlere temel oluturan dalizm sisteminin yap
bozuma uratlmasnn bir sonucudur. Bu yapbozumcu manevra, ematik
olarak iki admdan oluur: 1) tinsel ve maddesel, akl ve duygu vb kartl
gibi hiyerarik ikiliklerin tersine evrilmesi ve 2) bu dalizmin birbirini d
lad kabul edilen unsurlarnn, esasnda birbirlerinin stne bindiklerini
gstermek amacyla iinin boaltlmas. Klasik dncede merkezi nem
tekil eden dalizmlerden biri de Kartezyen beden ve zihin kartldr. Bu
dalizm soyut, sylemsellik ncesi bir zneye ncelik tanyarak onu dn
cenin merkezine yerletirir ve buna bal olarak bedeni, hisler, tutkular ve
ihtiyalar gibi tinin ve rasyonel dncenin zdd kabul edilen her eyin ala
n olarak kmser. Postyapsalclarn yapbozumcu manevralarnn oda
ve klasik dnce sistemlerine ve zne felsefesine ynelik eletirilerinin
ekseni ite bu kartlktr. Bu kartla ilikin esas meselelerden biri de,
sabit ve birlikli zne kavramnn altnda yatan rasyonellik ve z-dnm
fikirlerinin bedensel alann ve bu alann temsil ettii dnlen her eyin
-arzu, maddesellik, duygu, ihtiya vb- dlanmas ve bastrlmas zerinde
temellendiini gzler nne sermek suretiyle, sz konusu zne kavramnn
iini boaltmak olmutur. Dolaysyla beden kategorisi, hmanist kltrn
"ideofili"sine (ideophilia) kar koymak iin kullanldndan taktik bir de
ere sahiptir. Nancy Fraser'm ifadesiyle: "Bedenler ve hazlar retoriinin ...
modern Bat kltrnn znellik, yceltme, ideallik ve benzerlerine atfettii
ar ncelii olduka dramatik bir biimde ifa etmek ve ona kar kmak
asndan kullanl olduu sylenebilir."1
Foucault, beden kavramn ilk olarak, zne felsefesinden tretilmi be
lirli metafizik kavramlarn ve tmleyici varsaymlarn egemenlii altnda
olduunu dnd geleneksel tarih biimlerine eletiri getirdii "Nietzs
che, Soybilim, Tarih" balkl makalesinde kullanr. Bu makalede, gelenek
sel veya "btncl" tarihin "akn bir teleoloji" olduunu savunur; bu ta
rihte, evrensel aklayc emalara ve izgisel yaplara dahil edilen olaylara
yanl bir birlik atfedilmektedir. Olaylarn birletirici bir btnlk uyarnca
1 Fraser, "Unruly Practices", s. 62.

Cogito, say: 70-71, 2012

Foucaultcu Beden ve Deneyimin Dlanmas

yorumlanmas, tekilliklerinin ve dolayszlklarnn tesirini kaybettirir: "Bil


diimiz haliyle dnya, temel zelliklerini, nihai anlamlarn veya ilk ya da
son deerlerini vurgulamak iin olaylarn eksiltildii, z itibaryla basit bir
dzenleme deildir. Aksine, i ie girmi ok sayda olaydan mteekkildir." 2
Foucault'ya gre geleneksel tarihin hatas, byk anlar yceltip, zd
nml zneyi tarihin hareketinin merkezine oturtmaktr. Bireysel aktre
ncelik tannmas, insan doasnn deimez unsurlar olduu dnlen
eylere vurgu yapar ve tarih zmnen bir makro-bilin olarak anlalr. Tarihi
gelime insann zelliklerinin gelimesi ve olumlanmas olarak yorumlanr. 3
Ayn zamanda, tarihyazm bir zdelik mant iine yerletirilir; yani, ta
rih kiinin imdiki zdelik duygusunu tekrar onaylamak iin narsisistik bir
okumaya tabi tutulur ve ykclk potansiyeline sahip bakalklara dair her
farkndalk bastrlr. 4
Geleneksel tarih trleri olarak grlen her eye kar Foucault, Nietz
sche' den dn alnm "gerek" [effective] tarih veya "soybilim" kavramn
ne srer. Nietzsche'nin "g"e anlam karsnda ncelik veren kavrayn
benimseyerek "tehlikeli tahakkm oyunlar" ve "arziliklerin dsall"n ta
rihin ikin istikametinin karsna koyar. Tarih, ideal bir emann srekli
geliimi ve ileyii deildir. Daha ok, kendi tahakkm sistemlerini dayatma
giriiminde bulunan farkl iktidar bloklar arasndaki srekli mcadele veya
sava halidir: "insanlk, hukukun egemenliinin nihai olarak sava halinin
yerini alaca evrensel bir mtekabiliyete varana kadar bir savatan dierine
geilen aamal bir geliim durumunda deildir; insanlk her iddet eylemini
bir kurallar sistemine dahil etmek suretiyle bir tahakkmden dierine doru
yol almaktadr."5 Foucault insan bedenini farkl iktidar dzenlemeleri ara
sndaki bu mcadelenin merkezine yerletirir. Tarihte insan bedeni zerin
de ve onun araclyla ileyen gleri, btnletirici bir tarihsel perspektife
dahil edilmeye direnen bir tutumla ele alr. Kendini-tematize eden znenin
beden kavramyla birlikte tarihin eksenine yerletirilmesi, tarihinin meto
dolojisinde bir deiiklikle sonulanr. Tarihsel gelime artk ortaya kard
anlamlar asndan hermentik bir yorumla ele alnmaz, bunun yerine,
farkl iktidar bloklar arasndaki bir atma, yani srekli sava hali olarak
2
3
4
5

Foucault, "Nietzsche, Genealogy, History", s. 89.


Agy., s. 85.
Agy., s. 94-95.
Agy., s. 85.

Cogito, say: 70-71, 2012

317

318 Lois McNay

anlalr. Tahakkm mcadelesinin merkezi olan beden, zerinde etki eden


eitli muhalif gler tarafndan biimlendirilir ve yeniden biimlendirilir.
O halde beden, radikal bir zclk-kartlyla kavranr: "insann hibir
eyi -bedeni bile- kendini tanma veya baka insanlar anlama iin bir temel
tekil edebilecek kadar sabit deildir.''6 Beden, yzeyinde "gemi deneyim
lerin izini" tar: "Beden (dil tarafndan belirtilen ve fikirler tarafndan eri
tilen) olaylarn kaydolma alan, (tzsel birlik kuruntusunu yklemeye al
t) Ben'in zlme yeri ve srekli anan bir hacimdir. Mene analizi olan
soybilim bylece bedenin ve tarihin eklemlendii yerde konumlanr. Grevi,
tarih tarafndan ve tarihin bedeni telef etme sreci tarafndan damgalanm
olan bedeni btnyle meydana karmaktr." 7
Feminizm ve Beden

Foucault'nun iktidar ilikilerinin en somut biimiyle tezahr ettii nokta


olarak beden anlay son yllarda feminist beden dncesine nemli bir
katk salamtr. Bu konu zerine btn postyapsalc almalar arasnda
feministler tarafndan en byk ilgiyle karlananlar, bedeni tarihsel ve kl
trel adan zgl bir kendilik olarak grme srarndan dolay Foucault'nun
almalar olmutur.8 Bedenin tarihsel adan zgl bir kendilik olduu s
rar Foucault'nun teorisini dierlerininkinden, rnein bedenin daha kap
saml bir felsefi mesele olan farkllk probleminin bir eretilemesi olarak ele
alnd Derrida'nn teorisinden farkllatrr. Feministler iin bu zgllk
vurgusu nem arz eder nk soyut bir felsefi mesele olan farklln kadn
bedeni metaforu zerinden temsil edilmesinin (kadnlarn tarihsel deneyim
lerinin btnyle ilikili olan) cinsel farkllk meselesiyle sadece belli belir
siz bir balants vardr. 9
Foucault'nun beden teorisinin feminist dnceye en nemli katklarndan
biri, bedenin maddeselliini sabit bir biyolojik ze veya sylemsellik ncesi bir
ze yuvarlamadan, somut bir olgu olarak anlamann bir yolunu sunmu ol
masdr. Cinsiyetli bedeni asli bir cinsel farkllk koyutlamadan teoriletirmek
feminist teorisyenleri uzun sre megul etmi bir meseledir. Temel seviyede,
beden nosyonu kadnlarn maruz kald basknn feminist zmlemesinde
6
7
8
9

Agy., s. 87-88.
Agy., s. 83.
Bartkowski , "Epistemic Drift in Foucault".
Braidotti, "The Politics of Ontological Difference", s. 89. Aynca bkz. Jardine Gynesis: Confi

gurations of Woman and Modernity.

Cogito, say: 70-71, 2012

Foucaultcu Beden ve Deneyimin Dlanmas

merkezi bir yerdedir nk cinsiyet eitsizliinin mabedi erkek ve kadn be


denleri arasndaki biyolojik fark zerinde ykselir ve onun zerinden gereke
lendirilir. Kadnlarn erkeklerden aa olduu dncesi biyolojiye referansla
doallatrlr ve gerekelendirilir. Beden nosyonu kadnlarn ezilmesinin fe
minist aklamasnda merkezi nemde olsa da, patriyarkal mantn -toplum
sal bir kategori olarak kadnn biyolojik ilevler zerinden tanmlanmas- daha
da glendirilmeden tersine evrilmesi iin dikkatle ele alnmas gerekir. Ka
dnlarn toplumsal varoluunun biyolojik ilevlerle birletirilmesi feminizmin
baz trlerinde grlen sorunlu bir eilimdir. 10 Kadnlarn ezilmesi bedenle
rinin patriyarkal dzen tarafndan temellk edilmesine dayansa da bundan,
basknn bedenden veya cinsiyetten kaynakland ya da doal cinsel farkllk
lar nosyonunun toplumsal cinsiyet eitsizliklerini aklamak iin kullanlabi
lecei sonucu kmaz. Daha ok, "doal" beden basknn zgl stratejilerinin
gerekelendirilmesinde merkezi nem tayan bir ara olarak anlalmaldr.
Monique Plaza'nn ifadesiyle: "Cinsellik kategorisinin patriyarkal mantkta bu
kadar nemli bir yeri olmasnn nedeni cinselliin toplumu ekillendirmesi
deildir; asl neden toplumsal olann cinsellik biimlerini aikar hale getirebil
mesi ve bylece baskc sistemleri saklayabilmesidir." 11 Toplumsal pratiklerde
aposteriori temsil edilen asli cinsel farkll koyutlamaktan ve bylelikle top
lumsal olan biyolojik itkilerin bir etkisine indirgemekten kanlacaksa, eit
li cinsel farkllklarn, cinsel ayrmn sistematik bir etkisini retmek amacyla
bir stbelirlenime tabi klndnn da farkna varlmas gerekir. Kadnlarn
ikincil konuma itilmesinin tek bir bedensel nedenini koyutlamaya ihtiya yok
tur. Kadn cinsi belirli diil zellikler olarak anlamlandrld anda, bu "ha
yali anlamlama" eitli toplumsal pratikler boyunca somut etkiler retmeye
balar. Bu somut etkiler sabit bir diil zn ifadesi deildir. Ancak, bu sem
bolizmin ve dolaysyla sabit diil nitelikler mitinin muhafazasna ve yeniden
retilmesine katkda bulunarak karlk verirler. 12
Cinsiyet/toplumsal cinsiyet ayrm, feministlerin toplumsal cinsiyet eit
sizlii teorisinin asli cinsiyet farkllnda temellendirilmesinin yol at
10 Bu yaklamn teorik sorunlar oka tartlm olduundan burada yer azl nedeniyle
ele alnmayacaktr. Bkz. Soper, "Feminism as Critique"ve "Feminism, Humanism and Post
modernism"; Plaza, "Phallomorphic Power and the Psychology of Woman", Butler Gender
Trouble: Feminism and the Subversion of ldentity.
11 Plaza, "Phallomorphic Power and the Psychology of Woman", s. 9.
12 Laclau ve Mouffe, Hegemony and Socialist Strategy: Towards a Radical Democratic Politics, s.
118; Barrett Womens Oppression Today: Problems in Marxist Feminist Analysis, s. 214-215.

Cogito, say: 70-71, 2012

319

320

Lois McNay

baz teorik sorunlar ama giriimlerinin bir ifadesidir. Toplumsal cinsiyet,


cinsiyetli bedenin stlendii kltrel anlamlar btnyse, bir toplumsal cin
siyetin herhangi bir ekilde doal bedenden tretildii sylenemez: "Toplum
sal cinsiyet ne cinsiyetin nedensel sonucudur ne de grnrde cinsiyet kadar
sabitlenmitir." 13 Gelgegelim cinsiyet/toplumsal cinsiyet ayrm, kiinin biyo
lojik makyajnn onun toplumsal yazgs olduu anlayn geersiz klma ko
nusunda baarl olmuken, yol at toplumsal yaplandrmaclk yaklam
biyolojik bir kategori olarak beden ve toplumsal bir kategori olarak toplumsal
cinsiyet arasndaki sorunlu kartl saf d brakamaz. Bu denklemin top
lumsal cinsiyet tarafna ncelik verilmesi suretiyle beden gerekte ntrletiri
lir ve herhangi bir belirginlie sahip olmas engellenir. Mantksal snrna da
yandrlan cinsiyet ve toplumsal cinsiyet ayrm, cinsiyetli bedenlerle kltrel
olarak ina edilmi toplumsal cinsiyetler arasnda radikal bir sreksizlii ia
ret eder. Toplumsal cinsiyet bolukta salman bir kendilie dnr ve bunun
sonucunda "erkek ve eril kolaylkla bir kadn bedenini bir erkek bedeni olarak,
kadn ve diil de bir erkek bedenini bir kadn bedeni olarak imleyebilir." 14
Toplumsal cinsiyete salt sosyolojik yaklamlar, psikanalitik bir perspek
tifi benimseyen feministlerin savma gre, bedenin bedensel (corporeal) ger
ekliini safd brakarak, arzu ve psiik itkiler meselelerini uygun biim
de ele almadndan kstldr. 15 Bedeni salt biyolojik adan kavramaktan
kanmak gereklidir ama bedensel gerekliin de kuramsallatrlmas ge
rekmektedir. Rosi Braidotti 16 ve Parveen Adams 17 kadn bedenine toplumsal
normlarn iselletirilmesi zerinden sos yolojik bir yaklamn cinsel kim
liin zayflatrlm bir izahyla sonulanacan savunurlar. Braidotti'ye
gre, annelik dncesi "feminist dncenin biyoloji ve kadn bedeni ko
nusunda baaryla kaydettii ilerlemeyi" deerlendirmenin uygun bir yolunu
sunar. 18 Daha erken feminist dncede, annelik "zorunlu heterosekselli
i" btn kadnlarn toplumsal yazgsna dntrdnden reddedilirken,
bugnlerde feministler annelii hem patriyarkal egemenliin ana destekle
rinden biri hem de diil kimliin mstahkem mevkilerinden biri olarak ele
13 Butler, Gender Trouble, s. 6.
14 Age., s. 6.
15 Toplumsal cinsiyet kimliine psikanalitik ve sosyolojik yaklamlann karlatrlmas iin
bkz. Butler, Gender Trouble ve Rose Sexuality in the Field of Vision.
16 Braidotti, "The Politics of Ontological Difference".
17 Adams, , "Of Female Bondage".
18 Braidotti, agy., s. 96.

Cogito, say: 70-71, 2012

Foucaultcu Beden ve Deneyimin Dlanmas

almaktadr. 19 Bu annelik anlay bedene alternatif bir feminist yaklam


sunar; bu yaklama gre annelik znelliin snrndadr ama sabitlenmi
bir biyolojik z veya toplumsal koullandrmann bir sonucu olarak deil.
Daha ziyade beden "biyolojik ve toplumsal olann kesiim noktas, arayz,
yani iktidarn mikrofiziinin sosyopolitik alanyla znel boyut arasndaki
arayz" olarak dnlmelidir. 20 Libidinal beden zdeliin tesisine dair an
laya bir arzu ve okanlamllk teorisi katmaya yarar. Kadnlarn kadn be
deninin temsillerini iselletirmesi kadn kimliinin biimlenmesi asndan
temel nemdedir ama bu sre dolambasz ve sorunsuz bir sre deildir.
Feministler toplumsal cinsiyetin kimlii oluturduunu ama ayn zamanda
onu asla tam olarak belirlemediini ancak bedenin znellii evreleme ek
linin haritasn kararak aklayabilirler.
Foucault'nun Cinselliin Tarihi'nde sunduu beden nosyonu ite bu kar
mak konular kmesi nda nem kazanr nk bedeni zc olma
yan bir ekilde kavramann bir yolunu sunarken bir yandan da bedenin
bedensel gerekliini reddetmez. Foucault Cinselliin Tarihi'nde cinselliin
radikal biimde kurulmam veya doal bir olgu olarak kavranna itiraz
eder. Cinselliin arzularn doal kayna olmaktan ok toplumsal dzenle
me ve cinselliin denetimi amacyla retilmi kltrel bir kurgu olduunu
savunur. "iktidarla temas yzeyi boyunca ikincil nitelikli oul cinsellik
etkileri yaratacak, zerk bir cinsellik dzlemi olduunu dnmemek ge
rekir. Cinsellik, tersine, iktidarn bedenler ve onlarn maddesellikleri, g
leri, enerjileri, duyumlar ve hazlar zerindeki etkileri evresinde dzene
soktuu en speklatif, en ideal ve en isel edir."21 "Doal cinsiyet" bir dizi
dzenleyici ilevi yerine getirir. En kaydadeer ilev udur: Cinsiyet kav
ram iktidarn cinsellikle olan ilikisinin temsilini yle bir tersine evirir
ki, cinsellik iktidar ilikilerinin uygulanmas srasnda kurulan ve retilen
bir olgu olarak deil, iktidarn ancak bastrma ve denetleme giriiminde
bulunabilecei idaresi zor bir g olarak grlr: "Cinsellik kavram temel
bir ters evirmeyi olas kld; cinsellikle olan iktidar ilikilerinin ters ev
rilmesini ve cinselliin, iktidarla olan temel ve pozitif bantsnda deil
de iktidarn elinden geldiince uyruklatrmaya alt zgl ve indir19 Bkz. Henriques vd., Changing the Subject: Psychology, Social Regulation and Subjectivity,
s. 219.
20 Braidotti, agy., s. 97.
21 Foucault, Cinselliin Tarihi, s. 114.

Cogito, say: 70-71, 2012

321

322 Lois McNay


genemez biz dzleme kk salm gibi grnmesini salad."22 Cinsellik ve
iktidar arasndaki nedensel bantnn tersine evrilmesi, doal cinselliin
bir tezahrne indirgenen cinselliin tarihsel bir tertibat olarak aratrl
masn engeller.
Foucault'nun cinselliin dzenleyici bir tertibat olduuna dair radikal
dncesi, cinsiyet/toplumsal cinsiyet ayrmnda ierilen doal ve kltrel
ayrmn tahrif eder. Toplumsal cinsiyet, anlamn nceden verili bir cinsi
yetin zerine kltrel olarak kaydedilmesi olarak anlalmamal, cinsiyet
lerin kendilerinin de tesis edildii retim aygtn iaret etmelidir. Judith
Butler'n szleriyle: "Toplumsal cinsiyetle kltr arasndaki iliki cinsel
likle doa arasndaki ilikiye benzemez; toplumsal cinsiyet 'cinsiyetlenmi
doann' ya da 'doal bir cinsiyetin', 'sylemsellik ncesi', 'kltr ncesi'
bir ey olarak retilip tesis edildii sylemsel / kltrel aratr."23 Foucault
anatomik adan farkl b edenlerin maddesel gerekliini yadsma amac
gtmemektedir. Aslnda, cinselliin speklatif yapsna kar, bedenlerin
bedensel gerekliini srarla vurgular: "[]ktidar tertibatlar dorudan do
ruya bedene, bedenlere, ilevlere, fizyolojik srelere ... [eklemlenir]; bede
nin silinmesi gerektii yle dursun, sz konusu olan, bedeni ... biyolojik
olanla tarihsel olann birbirlerini izledii bir zmlemede deil, bunlarn
(yaam hedef alan modern iktidar teknolojileri gelitike artan) bir kar
maklkla birbirlerine baland bir zmlemede ortaya karmaktr."24
Gelgelelim Foucault'nun modelinde bedenin maddeselliini kltrel an
lamlandrmalar dnda bilmenin imkansz olduu telkin edilir. Bedenin
psiik itkileri ve gdleri cinselliin eiini oluturuyor olabilir ama bu
gdler toplumsallk ncesi deildir. Daha ok, hemen her zaman toplum
sal cinsiyetin anlamlandrma ebekesi dahilinde retilirler. Beden plak
zyle bilinemeyeceine gre Foucault'ya gre cinsel zgrleme iktidar
ilikileri dnda kalan bir cinsellik olarak ele alnamaz. Cinsel zgrle
me daha ok, cinsellik kavramn tzel bir kurgu olan doal, heteroseksel
cinsellik kurgusundan kopararak amaktr. Siyasi bir soybilim cinselliin
olumsal ve toplumsal belirlenimli doasn serimler ve bylece bedensel
hazlarn kefedilebilecei yeni alanlara yer aarak bedeni dzenleyici he
teroseksellik kurgusundan zgrletirir: "Cinsellik tertibatna kar sal22 Agy.

23 Butler, Gender Trouble, s. 7.

24 Foucault, Cinselliin Tarihi, s. 111-112.


Cogito, say: 70-71, 2012

Foucaultcu Beden ve Deneyimin Dlanmas

drda bulunmak iin dayanak noktas bir cinsiyet-arzu deil, bedenler ve


hazlar olmaldr." 25
Foucault'nun beden kavramnn etkisi pek ok kii tarafndan ayrn
tl olarak belgelenmi olduundan burada daha fazla ele alnmayacak. 26
Foucault'nun grlerinin -cinselliin toplumsal ilikileri yaplandrmak
amacyla beden iinde retildii gr- sadece feminist almalarn ka
dn bedeniyle diillik ideolojileri arasndaki bantya ynlenmesini sala
yan saik olmakla kalmadn, erillik ve erkek bedeni meseleleri zerine de
benzer almalar harekete geirdiini sylemekle yetinelim. 27
Cinsiyet Farkllna Kar Kaytszlk
Foucault'nun beden zerine almalar, kadn bedeni ve cinsellii zeri
ne feminist almalara azmsanamayacak bir katkda bulunmu olsa da,
bu mbadelenin tek tarafl olmadn da kaydetmek gerekir. Feministler
Foucault'nun cinsiyet meselelerine yaklamndaki belirli yetersizliklere de
dikkat ekmitir. zellikle ne kan bir eletiri uyarnca Foucault'nun
zmlemesi bedeni disiplin altna alan tekniklerin cinsiyetli yapsna yete
rince eilmez ve bu dikkatsizlik toplumsal teoride hep egemen olagelmi bir
"cinsiyet krl"n pekitirir. Sandra Bartky 28 Foucault'nun son zm
lemede bedeni farkllamam ya da ntr bir cinsiyet olarak ele aldn ve
bunun sonucunda kadnlarn ve erkeklerin modern yaamn kurumlaryla
bant kurma biimlerinin neden farkllk gsterdiini aklayamad
n iaret eder. Eer, Foucault'nun ne srd gibi, "doal" beden diye bir
ey yoksa ve dolaysyla nceden verili bir doal cinsiyet ayrm koyutlamak
imkanszsa, cinsel ayrmn sistematik etkilerinin beden zerinde uygulanan
toplumsal cinsiyet teknikleri tarafndan nasl idame ettirildiini ayrntl
olarak incelemek gerekir. zellikle kadnlar ve "diil" bedenin farkl vehe
lerini hedef alan eitli sylem ve pratikleri zmleyen Bartky diil bedenin
"disiplinci diilik rejimi" adn verdii ey dahilinde nasl dzenlenip de25 Age., s. 116.

26 Foucault'nun feminist teori zerine almalarnn bir deerlendirmesi iin bkz. Diamond
ve Quinby, Feminism and Foucault: Ref1ections on Resistance; Gallager ve Laqueur, The
Making of the Modern Body: Sexuality and Society in Nineteenth Century; Hekman, Gender
and Knowledge: Elements ofa Postmodern Feminism ve Weedon, Feminist Practice and Post

structuralist Theory.

27 Bkz. Connell, Which Way is Up: Essays on Class, Sex and Clture ve Weeks Sexuality and its

Discontents: Meanings, Myths and Modern Sexualities.

28 Bartky, "Foucault, Femininity and the Modernization of Patriarchal Power".


Cogito, say: 70-71, 2012

323

324 Lois McNay

netlendiini gsterir. Gelgelelim, Foucault'nun hapishane, akl hastanesi vb


"btnletirici" kurumlar iinde konumlanan disiplinci iktidarndan farkl
olarak, Bartky diil bedenin disiplininin "kurumsal bantsz" olduundan
yerinin belirlenmesinin zor olduunu ne srer. Resmi bir kurumsal yapnn
eksiklii diil znelerin diilik varsaymlarnn ya doal ya da gnll bir
sre olduu izlenimini brakr. 29
Bartky Foucault'nun disiplinci tekniklerin kadn bedeni zerindeki farkl
uygulamalarn (bu uygulamalarn rnein kstl ve mtereddit beden ha
reketleri gibi fiziksel etkileri vardr ve egemen diilik kavraylarnn kadn
lara tahsis ettii ikincil konumu glendirirler) ele almakta yetersiz kald
yolundaki eletirisinde phesiz ki hakldr. Bu "cinsiyet krl", ebiim
li bir yapya dair rtk bir varsaymn iktidarn erkek ve kadn bedenleri
zerindeki uygulamalarna uyguland Hapishanenin Douu'nda aka
grlmektedir. Kadn bedeninin eril normdan farkl bir zgll olmad
eletirisi, Foucault'nun kadn ve erkek mahkumlarn grd muamele
arasnda yeterli bir ayrma gitmediini savunan Patricia O'Brien tarafndan
ne srlmtr. 30 O'Brien farkl cinsiyetten mahkumlar arasnda ya, top
lumsal gemi ve meslek asndan byk bir rtme olduunu teslim eder.
Kadnlarn byk blm erkeklerle ayn su kategorisinden dolay hapiste
dir, bu da esasen hrszlktr.31 Ancak O'Brien kadn ve erkek sululuunun
toplumsal alglannda somut farkllklar olduunu gsterir. Kadn sululu
u arlkl olarak kadnlarn biyolojik yap asndan ikincillii zerinden
alglanyordu. Kadn sululuu kadn fizyolojisinin temel nitelikleri -krl
ganlk, tedirginlik, hassaslk- olarak anlalan zelliklerle aka ilikilen
diriliyordu. eitli su kategorileri "adet grmeyle alakal psikozlar" olarak
etiketleniyordu. Kadnlarda grlen intiharlar ve cinayetler "rahmin organik
illetleri" olarak grlyordu. Kadn cinselliinin doas gerei patolojik ve
regresif bir cinsellik olarak ele alnmas kadn sululara reva grlen bu mu
ameleyi destekliyordu. 32 Kadnlarn toplumsallktan byk oranda etkilen
medii ve biyolojik adan belirlenimli olduu yolundaki yaygn kan, kadn
sulularn rehabilitasyona erkek sululardan daha az yant verdii yolundaki
algy somutlatryordu. Erkek sululuuysa, bu algyla keskin bir kartlk
29 Agy., s. 75.
30 O'Brien, "Crime and Punishment as Historical Problem", s. 514-518.
31 O'Brien, The Promise of Punishment: Prisons in Nineteenth Century France, s. 64.
32 Age., s. 68.

Cogito, say: 70-71, 2012

Foucaultcu Beden ve Deneyimin Dlanmas

iinde, doal deil toplumsal bir sapknlk olarak grlyordu. 33 Dolaysyla,


cezalandrma kurumlar kadnlarn rehabilitasyonunda herhangi bir faydal
rol oynamyordu.
Foucault'nun toplumsal cinsiyet ideolojilerinin kurumsal dzenlemelerde
asimetrik bantlar retmek iin harekete geiriliini ele almaktaki baa
rszl ve kadn bedenlerinin retimi meselesi konusundaki sessizlii bir
bakma toplumsal cinsiyet asndan ntr olan sosyal teoride bir cinsiyetilik
hastalna yol aar. Foucault "zellikle kadns olan bir bedenlenme kiplii
yaratan disiplinleri grmez. Kadn bedenini meydana getiren uyruklatrma
biimlerini grmezden gelmek, bu disiplinlerin dayatld kiilerin sessizli
ini ve gszln pekitirmektir."34
Bartky'nin eletirisi, genel hatlar asndan doru olmakla birlikte, ka
dn bedenleri meselesine teorik yaklamna ikin baz sorunlar da vardr.
Kadnlarn bedenlerinin disiplin altna alnnda kullanlan farkl strate
jilerin fazlasyla vurgulanmas, kadnlar iin farkl ve ayr bir bask tarihi
koyutlamakla sonulanr. Bu da kadnlarn ve erkeklerin deneyimleri ara
snda yapay bir kutuplamay glendirir. Bunun sonucunda kadnlar, erkek
tanml toplumsal alann karsnda bir masumiyet pozisyonunda ya da o
alann tmyle dnda konumlandrlr. Bartky makalesinin eitli yerlerin
de kadnlarn patriyarkal bask sistemlerinin pasif kurbanlar olduunu var
sayyor gibidir. Kadn bedenine uygulanan disiplinci tekniklerin " btncl",
"daimi" ve "geni kapsaml" olduunu savunur. Kadnlarn "benzeri grl
memi bir siyasi, ekonomik ve cinsel kendilik-belirlenimine maruz kaldklar
oranda patriyarkann baknn egemenliine btnyle tabi kaldklarn"
savunur. 35 Bartky byle argmanlarla toplumsal ilikilerde kadn kimlii
nin karmak sreler iinde kuruluunu, kadnlarn her daim mazoiste
itaat ettii uzun bir bask tarihine indirger. Bunun sonucunda kadnlarn
tarihsel olarak gerekletirilmi deneyim ve arzular, bir yanl bilin veya
yanl tanma vakasna indirgenir. Disiplinci tekniklerin bir analizi phesiz
ki kadn bedeni zerine uygulan ekillerini de hesaba katmaldr. Ama bu
ayrm mutlak bir ayrm veya kutuplamaya yuvarlamamak iin de zen gs
termek gerekir. Kadn bedeninin tarihi erkek bedeninin tarihinden tmyle
ayr deildir. Cinsiyetli beden, genel bir kategori olarak bedenin bilind,
33 Age., s. 69.
34 Bartky , "Foucault, Femininity and the Modernization of Patriarchal Power", s. 64.
35 Agy., s. 82-83.

Cogito, say: 70-71, 2012

325

326 Lois McNay

beden vb kavramlarla bant iinde kavranma biimlerine dahil olur. Bu,


kadn ve erkek bedenlerinin tertip edilme biimlerinin farkn yadsmak an
lamna gelmez ama kadn bedenlerinin ebedi, farkllatrlmam bir cinsi
yetler aras ayrmdan ziyade toplumsal ve tarihsel adan zgl biimlerde
ilendiini kabul etmek anlamna gelir. Denise Riley'nin ifadesiyle: "Beden
kendini bazen cinsiyetli kademelerde dzenleyen bazen de dzenlemeyen di
er kategoriler arasnda dolamdadr. nk 'kadnlarn bedeni' kavram
saydamszdr ve 'kadnlar' kavram gibi her zaman "insan" ve "erkekler" ka
tegorilerinin yaknndadr."36 Kadn bedeninin bir zmlemesi, hem kadn
bedenine dsal disiplinci teknikleri, rnein kadn bedeninin "histerikle
tirilmesini" ele almal hem de kadn bedeninin tarihinin erkek bedeninin
tarihinin iinde olduunu ve bunun karlnda ikisinin de toplum iinde
vuku bulan dier deiimler iinde olduunu gz nnde tutmaldr.

Deneyimin Dlanmas
Foucault'nun almasnda bir nebze toplumsal cinsiyet duyarszlnn
mevcut olduu yolundaki eletiriler doru olmakla birlikte, bu eletirilerin
onun beden teorisindeki esas teorik zorluklardan ok boluklar iaret ettik
lerini dnyorum. Foucault'nun alt ve beden ve toplumsal cinsiyet
kimlii arasndaki bant anlay iin sorunlu ierimleri olan bu monolitik,
tekynl iktidar nosyonundan daha ciddi bir snrlama kar. Foucault'nun
iktidar teorisinin tek boyutluluunun eletirisi Habermas37 ve Rose38 gibi
sosyal teorisyenler tarafndan yaplmtr ama feministler tarafndan top
lumsal cinsiyet meselesiyle ilikili olarak ele alnmamtr.
iktidarn dalm, heterojen ve retken bir olgu olduu yolundaki teorik
iddiasna ramen, 39 Foucault'nun tarihsel analizleri iktidar, zneleri zerin
de acmasz ve baskc bir kontrol olan merkezilemi, monolitik bir g ola
rak sunar. ktidarn bu negatif tanm Foucault'nun iktidar incelemesinin tek
tarafl olmasndan kaynaklanr ksmen; iktidar ilikileri sadece kurumlara
nasl kaydedildikleri asndan incelenir, iktidara tabi olanlarn perspektifin36 Riley, Am I that Name?: Feminism and the Category of Women in History, s. 107.
37 Habermas, The Philosophical Discourse ofModernity.
38 Rose, Dialectic of Nihilism: Post-structuralism and Law.
39 "nemli olan, iktidar zerinde, merkezinden balayarak ve temele ne kadar nfuz ettiini
kefetme amacyla bir tr tmdengelim almas yapmak deildir ... daha ok, her biri
kendi tarihine, yrngesine, teknik ve taktiklere sahip sonsuz kklkteki mekanizma
larndan balayan ve aadan yukar ilerleyen bir iktidar zmlemesi yapmak gerekir."
(Foucault, Power/Knowledge: Selected Interviews and Other Writings 1972-1977, s. 99.)

Cogito, say: 70-71, 2012

Foucaultcu Beden ve Deneyimin Dlanmas

den deil. Peter Dews Foucault'nun cezalandrma sistemindeki disiplin tek


nikleri zmlemesinin, denetim altnda tutulanlarn sesleri ve bedenlerine
deil, denetimi elinde bulunduranlarn -valiler, mimarlar, vs- perspektifine
meylettiini iaret etmitir. 4 Cezalandrma reformunun resmi sylemi d
nda herhangi bir perspektifi izah etmemesi Foucault'nun disiplinci denetim
biimlerinin etkililiini aka gznde byttnn gstergesidir. 41
Bu farkllamam ve tek ynl iktidar aklamasnn bir sonucu, Fou
cault'nun disiplinci iktidara tabi olanlarn bakaldrmasn ayrntlandr
mamasdr. Foucault teoride basknn her zaman kendi direni biimlerini
rettiini syler: "Direnile karlanmayan iktidar ilikileri yoktur; direni
ler tam da iktidar ilikilerinin icra edildii noktalarda biimlendiinden
daha da gerek ve etkilidir."42 Ama Foucault'nun tarihsel almalar pratik
te bedenin iktidarn uygulamalarna hibir maddesel direni sergilemedii
izlenimini brakr. Beden, iktidarn merhametsizce kendini kaydettii edil
gen bir vektrden biraz daha fazlasdr ancak. Modern "biyoiktidarn" sinsi
ileyiine kar direniin bedenin libidinal glerinden nasl gelitirilebilece
i ayrtntlandrlmad srece beden gerekte herhangi bir belirginlikten
veya kar koyucu gten mahrum braklr. Bedenin maddeselliinin byle
ce iptal edilmesinin sonucu iktidarn "btn aklayc ierii kaybetmesi ve
her zaman her yerde bulunan metafizik bir ilkeye dnmesidir" nk kar

snda kendini uygulayabilecei belirlenimli bir ey yoktur. 43 ktidar kav

ramnn eletirel bir gce sahip olabilmesi iin, bir iktidar uygulamasnn
iptali veya kendisine direnilmesi durumunda, durumun nasl deieceini
gsterecek bir karolgusalla ihtiya vardr.
ktidarn yalnzca insan bedenleri zerindeki disiplinci etkileri ze
rinden tanmlanmasndan yola karak deerlendirmelerine devam eden
Foucault'nun temayl zneleri bireyler veya kiilerden ok "uysal" bedenler
olarak ele almaktr. Oysa birey/kii nosyonu bu noktada ok daha yararl ola
caktr nk bu nosyon Foucault'nun grmezden geldii modern iktidarn
karmak ve elikili yapsn ele geirir. 44 zne basite bedensel deneyim40 Dews, Logics of Disintegration: Post-structuralist Thought and the Claims of Critical Theory,
s. 168.
41 Bkz. age.,s. 188; O'Brien, "Crime and Punishment as Historical Problem".
42 Foucault Power!Knowledge: Selected Interviews and Other Writings 1972-1977, s. 142.
43 Dews, Logics of Disintegration: Post-structuralist Thought and the Claims of Critical Theory,
s. 166.
44 Bkz. Habermas, The Philosophical Discourse of Modernity, s. 288-293.

Cogito, say: 70-71, 2012

327

328 Lois McNay

lere referansla anlalamaz; daha ok hukuki, toplumsal ve psikolojik terti


batlarn karmak ve sklkla tutarsz bir karmnn da hesaba katlmas
gerekir. 45 Btn bu karmaklklar bedeni merkeze alan disiplinci iktidarn
etkilerine indirgeyerek Foucault hegemonik toplumsal ilikilerin muhafaza
edildii sreci basitletirir ve ayn zamanda modern toplumda bireylerin
farkl deneyimlerini gizler. Bylece Foucault on dokuzuncu yzylda kadn
bedeninin bir histerikletirme srecine tabi klndn savunur. Kadn be
denini " batan aa cinsellikle doyurulmu" ve doas gerei patolojik bir
beden olarak sunmak suretiyle arzunun ve cinsel ilikilerin, aile nfuslar
nn disiplin altna alnmas ve denetlenmesi gibi nihai bir ama uruna d
zenlenmesini salayan bir bilgi tr tesis edilmitir. Kadn bedeni "(dzenli
dourganln salamak zorunda olduu) toplumsal bnye, (esas ve ilevsel
esi olmak zorunda kald) aile dzlemi ve (rettii ve biyolojik-ahlaksal
bir sorumluluk erevesinde eitimi boyunca gvence vermek zorunda oldu
u) ocuklarn yaamyla organik bir iletiime sokulmutur."46
On dokuzuncu yzylda kadn bedeninin younlatrlm biimde diil
letirildiine phe olmasa da, Foucault'nun monolitik iktidar kavram ve
edilgen beden izah kadnlarn deneyimlerinin btnyle patolojik ve his
terik bir kadn cinsellii kavramyla evrelendiini ima eder. Foucault'nun
iktidar izahnn aklamad ey, kadn bedeninin youn bir biimde his
terikletirilmesi srasnda bile kadnlarn toplumsal olarak nceden belir
lenmi kadn rollerine kolayca ve edilgence brnmedikleridir. Foucaultcu
"biyoiktidar" iktidar dinamiklerinin cinsellik iindeki mevcudiyetinin "he
teroseksist ve fallogosantrik bir iktidar rejiminin basite salamlatrlmas
veya oaltlmasyla" ayn kefeye koyulamaz. 47 Toplumsal cinsiyet btnl
"mecburi heterosekselliin" dzenleyici pratiinin bir etkisi olsa da, bu
btnlk etkisi asla tam olarak yerletirilmez . Kat eril/diil ikilii, toplum
sal cinsiyetin cinsiyetin bir sonucu olmad heteroseksel, gey ve biseksel
topluluklarda gerekleen toplumsal cinsiyet krlmalar tarafndan srekli
bozulur ve zayflatlr. rnein, homoseksel balamlarda butch ve femme
gibi heteroseksel geleneklerin varl "asli heteroseksel kimliklerin sama
temsilleri" olarak aklanamaz. "Heteroseksel tertibatlarn gey cinsellii ve
kimliindeki ktcl srar olarak da aklanamaz ... Heteroseksel tertibat45 Rose, Sexuality in the Field of Vision.
46 Foucault, Cinselliin Tarihi, s. 104.
47 Butler, Gender Trouble, s. 31.

Cogito, say: 70-71, 2012

Foucaultcu Beden ve Deneyimin Dlanmas

!arn heteroseksel olmayan erevelerde tekrarlamas, szde heteroseksel


asln btnyle tertip edilmi olduunu gsterir.''48
Kadnlarn deneyimlerinin yeniden kefi ve yeniden deerlendirilmesine
yaplan vurgu gz nne alndnda, feministler iin bireylerin bedenle
re indirgenmesi bilhassa sorunludur. Bylece, on dokuzuncu yzylda ka
dnlara uygulanan dzenleyici pratiklerin baskc etkilerini kmsemeyi
amalamadan feminist tarihiler, kadnlk dnceleri etrafnda i gren
kstlayc basklarn dahilinde, kimi zaman kadnlarn, tam da onlara bas
k yapan sistemin dibini oymalarn salayan bir alan salam ztlklar ve
dengesizlikler bulunduunu gstermeye almtr. Kadnlarn tarihsel
deneyimlerinin yeniden deerlendirilmesine dair bir rnek Caroll Smith
Rosenberg'in Viktoryen dnemdeki iffet beklentilerinin kadnlarn toplum
daki ikiyzllklere saldrmak iin kadnlar nasl glendirdii zerine
almasdr. New York Kadn Ahlakn yiletirme Cemiyeti, on dokuzuncu
yzyln ortalarnda Hristiyan kadnlar tarafndan kurulan ve kentte fuhu
sorununu zmeyi, genelevleri kapatmay ve gz yumulan ifte standartla
ve erkeklere tannan cinsel yetkilerle yzlemeyi amalayan bir gruptu. Bu
burjuva kadnlarn kampanyas bir bakma, evanjelik Protestanln ve Ger
ek Kadnlk Kltnn egemen erkek ideolojilerinin ngrd ideal kadn
davranlarna uyum gsterdii iin ortodoks bir kampanya olarak deer
lendirilebilir. 49 Gelgelelim, bu kadnlarn reform isteinde dindar, itaatkar
ve namuslu kadnlk basmakalbn altst eden bir okanlamllk hakimdir.
Bu okanlamllk, bu kadnlarn ehirde fuhu meselesini sunu biimin
den kaynaklanr. Durum salt matriyarkal adan anlamlandrlmaktadr:
annelerin dkn bir hayat yaayan kzlarn snr tanmayan ve tahrip edici
erkek ehvetinden korumalar gerekmektedir. Fuhu sorununun bu temsili,
fahieleri dk kadnlar kabul eden ve onlar toplumsal istikrara bir tehdit
olarak alglayan egemen Viktoryen bak asyla tezat oluturmaktadr. Fa
hieleri kz ocuklar ve istismarc erkek arzusunu gerekelendiren bir sis
temin kurbanlar olarak yeniden adlandrmak suretiyle, Ahlak yiletirme
Cemiyetinin kadnlar toplumsal bir sorunu adlandrma ve tanmlamadaki
erkek imtiyazna el koymutur. Dahas, erkek ifte standardna meydan oku
yarak o dnemde erkeklerin daha maddesel nitelikleri ve gleri olarak ele
alman eyler zerinde hak iddia etmilerdir. Cemiyet bamllk, uysallk ve
48 Age., s. 31.

49 Smith-Rosenberg, "Writing History: Language, Class and Gender", s. 40.

Cogito, say: 70-71, 2012

329

330 Lois McNay

sessizliin yerine rgtlenme, bilgi ve kararlln gelmesi gerektiini savun


mutur. 50 Baka kadnlarn haklarnn erkekler karsnda kadnlar tarafn
dan agresif biimde savunulmasnn kamusal ve zel ayrmn ve erkek ve
kadn arasndaki rtk kartl ters yz etme gibi bir etkisi olmutur.
Bireylerin uysal bedenlere indirgenmesi toplumsal cinsiyetin tesis ve mu
hafaza edildii sreci basitletirmekle kalmaz, kadnlarn modern toplum
da kazand zgrlklerin neminin de kmsenmesine yol aar. Modern
toplumsal ilikiler basite her eyi kapsayan bir biyoiktidarn tezahr ola
rak aklanmamal, farkl iktidar biimlerinin bir karmnn bir sonucu
olarak anlalmaldr. Bu zgrlkler, formel ve temel haklar arasnda sk
lkla grlen eliki azmsanmadan, kanunlarda yaplan deiimler sonucu
elde edilmitir, bunun en bilinen rnei de kadnlara oy hakk verilmesidir.
Hukukta belirlenmi dier haklar, rnein kadnn krtaj olma hakk basit
e beden zerindeki denetimin bir rnei olarak geitirilemez. Bu hakla
rn glendirme potansiyeli kadnlara yaamlarnn denetiminde daha ok
zgrlk salamtr. Modern iktidarn geliimini beden zerindeki tahak
kmn giderek daha da sinsilemesi olarak resmederek ve iktidarn uygu
lann rgtleyip dzenleyebilecek herhangi bir yaam dnyas balamn
belirsizletirerek Foucault kadnlarn uyruklatrlmasnn zgl doasn
ve kapsamn gemie dnk olarak siler ve iktidarn sanayi toplumundaki
normalletirici etkilerini fazlasyla basitletirir.
Bitirirken
Foucault'nun beden teorisinin kadnlarn uyruklatrlmasnn feminist
zmlemesini harekete geirici bir katk sunduuna phe yok. iktidar iliki
lerinin toplumsal alan tertip ettii ve ncelikle insan bedeni zerinden ile
dii yolundaki tezi, feministlerin toplumsal cinsiyet eitsizliinin anatomik
farkllklardan yola karak tertip edilmesinin toplumsal hiyerariler asn
dan merkezi nemde olduunu gstermeleri iin bir yol sunar. Farkl sylem
sel pratiklerin bedeni nasl ekillendirdiine dair soybilimsel zmlemesi,
toplumsal pratiklerde a posteriori temsil edilen asli cinsiyet farklln ko
yutlama ihtiyacnn nne geer. Ben, Foucault'nun beden teorisinin femi
nist eletiri asndan byk potansiyel tekil etmesine ramen, baz nemli
alardan snrl olduunu tarttm. Bu snrlamalara dair feminist farkn50 Agy., s. 45.

Cogito, say: 70-71, 2012

Foucaultcu Beden ve Deneyimin Dlanmas

dalk, disiplin altna alnm bedenin toplumsal cinsiyetli zelliine yeterin


ce dikkat ekilmemi olduuna odaklanmtr. Toplumsal cinsiyet krl
eletirisinin, gsz bir eletiri olmamakla birlikte, Foucault'nun beden te
orisinin en nemli eksii olmadn savundum. Daha ok, Foucault'nun tek
ynl ve monolitik iktidar izahna yneltilen eletirilerin izinden giderek bi
reyleri "uysal" bedenlere indirgemesinin daha nemli bir defo olduunu tar
ttm - bu, kadnlarn modern toplumdaki birok deneyimini aklamaz ve
toplumsal cinsiyet formasyonunun zayflatlm ve sabit bir izahna yol aar.
Foucault'nun almalarnn feministler asndan sunduu eliki, tarihsel
olarak belirlenmi bir varlk olarak bedene bu kadar ok vurgu yapmasnn
bireysellik ve deneyime dair herhangi bir nosyonu safd brakmasdr. By
lece, feministler kadnlarn tahakkmn edilgen kurbanlarndan ok daha
fazlas olduunu -kadnlarn deneyimlerinin ve tarihlerinin yeniden ke
fi ve yeniden deerlendirilmesi zerinden- gsterme ihtiyac hissetmiken
Foucault'nun bireyleri edilgen bedenler olarak kavramas, kasten olmasa da,
kadnlar o edilgenlik ve sessizlik konumuna geri iter.

lngilizceden eviren: eyda ztrk

Kaynaka

Adams, Parveen, "Of Female Bondage", Between Feminism and Psychoanalysis, Ed.
Teresa Brennan, Londra ve New York: Routledge, 1989.
Barrett, Michelle, Women's Oppression Today: Problems in Marxist Feminist Analysis,
Londra: Verso, 1980.
Bartkowski, Frances, "Epistemic Drift in Foucault", Feminisn and Foucault: Ref
lections on Resistance, Ed. Irene Diamond ve Lee Quinby, Boston: Northeastern
University Press, 1988.
Bartky, Sandra, "Foucault, Femininity and the Modernization of Patriarchal Power",
Feminism and Foucault: Reflections on Resistance, Ed. Irene Diamond ve Lee Qu
inby, Boston: Northeastern University Press, 1988.
Braidotti, Rosi, "The Politics of Ontological Difference", Between Feminism and
Psychoanalysis, Ed. Teresa Brennan, Londra ve New York: Routledge, 1989.
Butler, Judith, Gender Trouble: Feminism and the Subversion of Identity, New York:
Routledge, 1990.
Connell, R.W., Which Way is Up: Essays on Class, Sex and Culture, Sydney ve Boston:
Ailen and Unwin, 1983.
Dews, Peter, Logics of Disintegration: Post-structuralist Thought and the Claims of
Critical Theory, Londra ve New York: Verso, 1987.
Diamond, Irene ve Lee Quinby (ed.), Feminism and Foucault: Ref1ections on Resistan
ce, Boston: Northeastern University Press, 1988.
Cogito, say: 70-71, 2012

331

332

Lois McNay

Foucault, Michel, Discipline and Punish: The Birth ofthe Prison, ev. Alan Sheridan,
Harmondsworth: Peregrine; New York: Pantheon Books, 1977.
----------, The History ofSexuality: An lntroduction, ev. R. Hurley, Harmondsworth:
Penguin; New York: Pantheon Books, 1978 (Trkesi: Cinselliin Tarihi, ev. Hl
ya Tufan, stanbul: Ayrnt, 2010)
----------, Power/Knowledge: Selected lnterviews and Other Writings 1972-1977, Ed. C.
Gordon, Brighton: Harvester Press; New York: Pantheon Books, 1980.
----------, "Nietzsche, Genealogy, History", The Foucault Reader, Ed. Paul Rabinow,
Harmondsworth: Penguin; New York: Pantheon Books, 1984.
Fraser, Nancy, "Unruly Practices: Power, Discourse and Gender", Contemporary So
cial Theory, Cambridge: Polity Press; Minneapolis: University of Minnesota Press,
1989.
Gallagher, Catherine ve Laqueur, Thomas (ed.), The Making of the Modern Body: Se
xuality and Society in Nineteenth Century, Berkel ey: University of Cal ifornia Press,
1987.
Habermas, Jrgen, The Philosophical Discourse of Modernity, Cambridge: Polity
Press; Cambridge, MA: MiT Press, 1987.
Hekman, Susan, Gender and Knowledge: Elements ofa Postmodern Feminism, Camb
ridge: Polity Press; Boston: Northeastern University Press, 1990.
Henriques, Julian vd. (ed.), Changing the Subject: Psychology, Social Regulation and
Subjectivity, Londra ve New York: Methuen, 1984.
Jardine, Alice, Gynesis: Confgurations of Woman and Modernity, ithaca, NY: Cornell
University Press, 1985.
Laclau, Ernesto ve Chantal Mouffe, Hegemony and Socialist Strategy: Towards a Ra
dical Democratic Politics, Londra: Verso, 1985.
O'Brien, Patricia, "Crime and Punishment as Historical Problem", Journal of Social
History, S. 23, s. 508-520, 1978.
-----------------, The Promise of Punishment: Prisons in Nineteenth Century France,
Princeton: Princeton University Press, 1982.
Plaza, Monique, "Phallomorphic Powcr and the Psychology of Woman", Jdeology and
Consciousness, S. 4, s. 4-36, 1978.
Riley, Denise, Am I that Name?: Feminism and the Category of Women in History, Ba
singstoke: Macmillan; Minneapolis: University of Minnesota Press, 1988.
Rose, Gillian, Dialectic of Nihilism: Post-structuralism and Law, Oxford ve New York:
Basil Blackwell, 1984.
Rose, Jacqueline, Sexuality in the Field of Vision, Londra: Verso, 1986.
Smith-Rosenberg, Carroll, "Writing History: Language, Class and Gender", Feminist
Studies I Critical Studies, Ed. T. De Lauretis, Bloomington: Indiana University
Press, 1986.
Soper, Kate, "Feminism as Critique", New Lefi Review, S. 176, 1989, s. 91-114.
-------------, "Feminism, Humanism and Postmodernism", Radical Philosophy, S. 55,
1990, s. 11-17.
Weedon, Chris, Feminist Practice and Poststructuralist Theory, Oxford ve New York:
Basil Blackwell, 1987.
Weeks, Jeffrey, Sexuality and its Discontents: Meanings, Myths and Modern Sexualiti
es, Londra ve Boston: Routledge and Kegan Paul, 1985.
Cogito, say: 70-71, 2012

..

Foucault'ya Bir Bak: Oznenin


Cinselliinden Kendiliin Haz Ahlakna
A. NLFER ZENGN

Michel Foucault eserlerinin nemli bir blmn modern bat metafiziinin


sonularndan biri olan disiplin toplumu [societe disciplinaire] modeli iinde
belirlenen itaatkar znenin inasnn kklerine iaret etmeye ve o kkleri
sarsmaya adamtr. "Dnen ey" olarak "ben" kavramnn ve modern z
nenin toplumsal, dnsel, tarihsel ve psiik olarak meru itirazlarla an
drld u iinden getiimiz modernlik sonras ada bile bireyin kimi
iktidar pratikleri araclyla znelemeye tabi olmas beklentisi geerliini
korumaktadr. Dolaysyla bireyin, bilgi ve iktidar ilikileri a iinde stlen
dii znelikten baka varolu imkanlarn dnebilmek iin, Foucault'yu
bir iktidar analisti olmaktan ok bir kendilik dnr olarak okumaya ih
tiyacmz var. Foucault iktidar pratiklerini ve genel olarak iktidar kavramn
bir boyun eme deil ancak bir retim balamnda ele alr, iktidar kendine
ikin bir aklclk araclyla deil, iktidar ilikilerinin kurulduu stratejiler
a iinde zmlemeye eilimlidir. Bu da dnsel olarak yeni bir iktidar
ilikileri ekonomisi nermek anlamna gelir.
Kliniin Douu'nda [Naissance de la clinique] 1 ve Gzetleme ve Cezalan
drma' da [Surveiller et punir] 2 klinik tp, hapishane gibi kurumlarn barn
da hasta/salkl, sulu/masum, slah edilmi/slah edilemeyen gibi ayrmlar
zerinden bireyin, kimlii nceden tayin edilmi bir zneye dnmn
tarihsel olarak anlatlr.
Foucault, Naissance de la clinique.
2 Foucault, Surveiller et punir.
Cogito, say: 70-71, 2012

334 A. Nilfer Zengin

Cinselliin Tarihi'nin ilk cildi Bilme stenci'nde [La volonte de savoir] 3 Fo


ucault, Bat toplumunun on dokuzuncu yzylda urad rgtlenme tar
znn cinsellie bir zneleme aygt rol bitiini dile getirir. Foucault, mo
dern cinsellik [la sexualite moderne] olarak and; bir aygt olarak eitli
grevlere tayin edilen bu cinsellik anlayn analiz ederken bedenin biyo' politikann temeli olduuna iaret eder. Zira biyo-politika terimini temelde
biyolojik sreler olan yaam ve lmn siyasi ve ahlaki olarak ierilmesi ve
kullanlmas olarak aklayacak olursak, bedenin kendisini sonsuz bir siya
set kayna olarak grnr kldn fark ederiz. Bu nedenle kurumlarn ve
ideolojinin stlendii toplumsal denetim ilevi alaca alan olarak beden
seilir.
Foucault Cinselliin Tarihi'nin son iki cildi Hazlarn Kullanm ve Kendilik
Kaygs'nda [Le souci de soi] 4 Yunanllarn hazz ve cinsel pratii sorunsalla
trma biimini, kendilik kaygsn ele alr. Eer bat medeniyetinde znenin
soy ktn zmlemek istiyorsak, yalnzca iktidar pratiklerini ve bu pra
tikler iinde ekillenen itaatkar zneyi ve onun ruhunu deil, Yunanllarn
cinsel hazlarn ahlaki yorumunu, antik kendilik tekniklerini ele almamz
gerekiyor. Zira, cinselliini dolu dizgin yaamas durmakszn engellendii
varsaylan "arzulayan zne" ile haz pratikleri araclyla "kendi"siyle iliki
kurmasna izin verilen birey birbirleriyle ilikilenebilir varolu kipleridir.
Cinsellik syleminden cinsel hazza
Foucault yeniden sorunsallatrmak istedii ahlaki meseleyi, Yunanllar
dan esinlendii biimde ve onlardan dn ald aphrodisia deneyimiyle
[l'experience des aphrodisia] 5 kurar. Aphrodisia [/es aphrodisia] belli bir haz
biimi salayan ak eylemlerinin bir arada dnlmesini salayan katego
ridir. Aphrodisia cinsellikten farkl olarak; zneliin, haz pratiklerinin kur
duu bedensellik iinde kurulan bir kendilie dnmesinin olana olarak
kendini gsterir. Modern cinsellik perspektifinde znenin cinsellii hetero
seksel evlilik normuyla belirlenir ve cinsel ilikinin tarifi cinsel hazzn n
ne geer, baka bir deyile, modern cinsellik szn eylemin yerine gemesi
ve bedenin bedensellii imkannn ortadan kalkmasdr. Cinsel eylem hete
roseksel ve ataerkil bir form iinde reme ilevine indirgenir. te yandan,
3 Foucault, La volont! de savoir.
4 Foucault, Le souci de soi.
5 Foucault, L'usage des plaisirs, s. 53.

Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault'ya Bir Bak: znenin Cinselliinden Kendiliin Haz Ahlakna

Viktoryen an icad olarak modern cinselliin, znenin, baskc iktidar bi


imlerinden kendilik ahlakna dnmnn gerekleecei geici bir alan
olduunu varsaymak mmkndr. Dolaysyla bir iktidar stratejisi olarak
cinselliin, tpk Yunanllarn zgrlk beden rejimi gibi, bireyi kuatan
iktidar biimlerine kar bir direni olanan ierdii ne srlebilir. y
leyse modern cinselliin iktidar stratejileriyle ilikisini zneliin kendilie
dnm balamnda dnmek gerekiyor. znenin kendisiyle ilikisinin
kanlmazln antik an zgrlk ve topluluku cinsel tutumu iinde
belirgin hale getirmek iin, modern cinselliin "yalan-hakikat"ini aa
karmak gerekiyor.
Peki nedir bu cinsellik? Hangi koullarda ve hangi aralar araclyla
ina edilir? Foucault cinselliin doas gerei iktidara bir ayak direme ve ya
ban bir igdye dayanan, zapt etmenin kolay olmad bir giriim olarak al
glanmamas gerektiini belirtir.6 Foucault, zmlemesinde cinselliin bas
trlmas kadar cinselliin retimini de deerlendirmek gerektiini vurgular.
Bu zmlemede Foucault cinsellii, kadnn, ocuun, reme biimlerinin,
sapkn arzularn haz alanndan dland disiplin toplumunun bir retimi
olarak alglar. iktidar ve bilgi ilikileri iinde gelien cinsellik stratejisi cinsel
eylemin kendisini de disiplin toplumunun rgtleyen iktidar ilikileri ann
bir nesnesi olarak grr.
te yandan cinselliin retimi bedenin kapasitesinden ayr dnlemez.
Ancak bu nermede cinsellik syleminin kurduu iktidar iin bir tehdit sz
konusudur, zira cinsellik ilksel olarak beden tarafndan ierildiinden, cin
sel beden, cinsel eylemi cinselliin prangasndan kurtarp cinsel haz deneyi
mine teslim edebilecek niteliktedir. iktidar sylemsel bir yeterlik zerinden
bedende kaytldr ancak bu sylemsel yeterlik bedenin bedensellik imkann
iktidarn bir sonucuna indirger. Foucault sylemin eylem zerindeki tahak
kmyle bizi yzletirmek ister.
Bilme stenci'nde7 [La volonte de savoir] cinselliin zgr ve yaban doas
nn bastrld varsaym tartmaya alr, cinsel eylemin cinsellik aygtna
dnm tasvir edilir. Ancak cinsellik syleminin ardnda aphrodisia de
neyimini kefetmek bedenin bedenselliini tanmak iin bir olanak salaya
caktr. Cinselliin Tarihi'nin ikinci cildi Hazlarn Kullann'nda [L'usage des
plaisirs] belirtildii zere cinsel eylem anlay, bedenin iktidar ilikilerince
6 Foucault, La volonte de savoir, s. 136.
7 Foucault, Cinselliin Tarihi /, Bilme stenci.

Cogito, say: 70-7 l, 2012

335

336 A. Nilfer Zengin

kullanlnn kabul edilebilir normlarn tehlikeye atan bir arzu fikri zeri
ne kurulu deildir:
"Yunan tbb ve felsefesi insann hem aphrodisia'lar, hem de kendi bedeni

konusunda doru bir kaygya sahip olmas iin bunlar nasl kullanmas ge
rektii zerine dnmtr. Bu sorunsallatrma, bu eylemlerde, biimleri
ve olas eitleri asndan kabul edilebilir olanlarla zararl ya da 'anormal'
olanlar arasnda bir ayrm yapma sonucunu dourmamtr. Ancak, bunla
r kitlesel ve btnsel olarak bir etkinliin ifadesi biiminde deerlendirerek,
kiinin koullara bal olarak bu etkinliin yararl younluu ve uygun da
lmn salamasna yardm edecek ilkeleri saptama amacn yklenmitir.
Bununla birlikte, bylesi bir tasarrufun aka kstlayc eilimleri, bu cin
sel etkinlie ilikin bir endieye tanklk eder. Bu, arlklarn olas sonu
larna ilikin, zellikle de tm cinsel etkinlii tek bana tanmlad d
nlen erkeksi, boalmac ve 'doruk nokta'c bir emaya gre alglanan cinsel
edime ilikin bir endiedir. Bylece, cinsel edime ve onun seyrekletirilme
biimlerine verilen nemin yalnzca bedende yaratt olumsuz etkilerle de
il de, kendiliinden ve doal olarak, irade dnda kalan bir iddet, gc
tkenen bir sarfiyat, kiinin gelecekteki lmne bal reme olmasyla da
ilikili olduu grlmektedir. Cinsel edim, ktlkle balantl olduundan
deil, kiinin kendisiyle olan ilikisini ve ahlaksal zne olarak oluumunu
tehdit ettiinden dolay endie verir: Cinsel edim, ll olmad ve gerek
tii gibi datlmad takdirde, iraded glerin boalmasna, enerjinin
zayflamasna ve onurlu bir soy brakmakszn lme neden olur."8

Bu durumda, cinsellik syleminin hangi koul, duygu ya da temelin zerine


bastrlm cinsellik varsaym olarak ina edildiini, modern insann cinsel
zgrlemeyi bir zgrlk ryas olarak kabul ediini anlamaya almak
gerekiyor. Aslnda bu soruya cevap Bilme lstenci'nin9 [La volonte de savoir]
ilk sayfasnda karmza kyor:
"Rivayet odur ki uzun zaman Viktoryen bir dzene katlandk ve bugn
hala katlanyoruz. O grkemli iffet dknl, tutuk, suskun ve ikiyz
l cinselliimize adeta mhrn vurmutur. XVII. yzyln banda belli
8 Foucault, Cinselliin Tarihi II, Hazlarn Kullanm, s. 221-222.
9 Foucault, Cinselliin Tarihi /, Bilme stenci.

Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault'ya Bir Bak: znenin Cinselliinden Kendiliin Haz Ahlakna

bir ak yrekliliin hala mevcut olduu sylenir. Buna gre o dnemde


davranlar hi de gizlilik peinde deildi; szckler fazla duraksamaya,
eyler de pek ehre deitirmeye gereksinmeksizin sylenirdi; insanlarn,
yasak olanla hogrl bir ilidll vard. Kaba, mstehcen ve uygun
suz olann ltleri, XIX. yzylnkilerle karlatrldnda olduka gev
ekti. Dorudan hareketler, utanmasz sylemler, gzle grlr taknlk
lar, gzler nne serilen ve kolayca birbirine sarlan vcutlar, yetikinlerin
glleri arasnda sklmadan ve rezalete neden olmadan dolaan frlama
ocuklar: Bedenler 'cazibelerini sergiliyordu'."10

yle grnyor ki, cinselliin bastrld varsaym; Viktoryen rejimin iki


yzl sylemi, tbbi ve idari dilin sessizlii araclyla bedenin bedensellii
nin zerini rter. Biz burada, antik an haz pratii karsnda iktidar ili
kilerinin belirledii steril cinsellik tutumlarn sorgulayarak, cinsellik syle
minin bedenin hakikatini dlayan uyumluluunu tehir etmeye alyruz.
Peki burada ikiyzllk nerede? Modern znenin cinselliinin bastrldna
dair mit, Foucault'nun da belirttii gibi, toplumsal ve felsefi ikiyzll
imler ve bedensel-cinsel pratii maskelemeye yarar:
"Madem ki bask, ilkadan itibaren gerekten de iktidar, bilme ve cinsiyet
arasndaki ilikinin temel kipini oluturmutur, bundan ancak hatr say
lr bir karlk demekle kurtulabiliriz, derler bize. Bunun iin de, yasala
ra kar gelinmesi, yasaklarn kalkmas, szn birdenbire ortaya kmas,
hazzn gerek iindeki yerini yeniden almas ve iktidar mekanizmalarna
yepyeni bir dzenin getirilmesi gerekecektir; nk en ufak hakikat krn
ts bile siyasal koullanmaya tabidir. Dolaysyla ne basit bir tbbi pratik
ten, ne de, sk bile olsa kuramsal bir sylemden bylesi sonular bekle
nebilir. Freud'un uygunculuu (konformizm), psikanalizin normalletirici
ilevleri, Reich'n byk taknlklarnn altnda yatan onca ekingenlik ve
cinsiyet 'bilimi'nin ya da seksolojinin pek de karanlk olmayan pratikleri
nin gvence altna ald tm btnletirici etkiler bu yzden sulanr."11

Bu alnt Foucault'nun yalnzca bastrlm cinsellik zerinde mutabk ka


lman bir uyumu deifre etmekle yetinmediini, ayn zamanda bastrlm
10 Age, s. 11-12.
11 Age., s. 13.

Cogito, say: 70-71, 2012

337

338 A. Nilfer Zengin

cinsellik mitinin, klasik adan bu yana iktidar-bilgi ve cinsellik arasndaki


ilikinin temeli olduunu gstermek istediini ifade eder. Bylece u poli
tik soru grnr klnm olur: Bastrlm cinsellik varsaymn (l'hypothese
repressive) ilevi nedir?
Eer bastrlm cinsellik varsaym olmasa, hangi dinamik iktidar ve bilgi
', ilikisinin kurucu gesi olurdu? Foucault, Cinselliin Tarihi'nde, Yunanlla
rn cinsel tutumlarna geri dn ars yaparak, kendilik kaygsna ilikin
merakn ortaya koyar. Foucault modern cinsellii bir hakikat retim sistemi
olarak ele alr, cinsel varoluun scientia sexualis ve l'ars erotica olarak farkl
dnemlerde iki nemli prosedr olarak tezahr ettiini belirtir. Scientia se
xualis erevesinde cinsel pratiklerin cinsellik sylemi tarafndan ierilerek,
silikletirildiini grrz; l'ars erotica'da cinsel faaliyet alannn, sylemin
zincirlerinden kurtularak engin bir deneyimleme alanna dntn idrak
ederiz. Cinsel eylemle cinsellik arasnda bu mesafeyi dipten takip ederek has
bir baa dntrmeyi nermek entelektel anlamda devrimci bir jesttir. Her
ne kadar baz Foucault okumalar bu ary, Freud'un bastrlm cinsellik
varsaymna [repression sexuelle hypothese] kar bir tepki olarak kavrasalar
da, Foucault Freud'un odakland duygular, kiilik gibi kavramlar tamamen
yadsr; mesele igdsel bir eylem olarak cinselliin uzantlarndan farkldr.
Foucault'nun niyetini, entelektel itirazlarna dayanarak, karlatrmal
zmlemelerle aklamak byk bir hata olur nk o tamamen kendilik
kaygsnn kaynaklarndan icazet ald varoluu bir soruturmaya yne
lir: taatsiz znenin kurulu olanaklarn arar. Modern bireyin cinsel olarak
bastrld ve kendi cinsel doas araclyla zgrlemek zorunda olduu
yolundaki tespite itiraz etmesi biraz da Foucault'nun iktidar bask terim
leriyle anlamay ret etmesiyle ilgilidir. Ona gre cinsel zgrleme kavra
m bir kurgudur. Birey adeta, cinsel olarak zgrleme zorunluuna angaje
olduunda, cinsellik aygt diye anlan iktidar stratejisini stlenmi olmak
tadr. Foucault iin, cinselliin bastrld varsaymn kabul etmek cinsel
pratiin, cinsellik ats altnda bir aygta dntrlmesine rza gstermek
anlamna gelir. Hazlarn Kullanm'nda [L'Usage des plaisirs] Foucault'nun
temel amac, hakikati, ahlaki soruyla bedensel varolu arasndaki ilikide
aradn gstermektir. Sz ettiimiz ahlaki tutum bir varolu estetii mese
lesi, yani etiktir. Foucault, cinsel pratikten birka adm sonra, cinsel hazlar
sorunsaln Antik adaki kendilik pratikleri araclyla aa karmay
dener. Bu konudaki yaklamn yle aklar:
Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault'ya Bir Bak: znenin Cinselliinden Kendiliin Haz Ahlakna

"Ahlaksal kaygnn tam da zorunluluk ya da yasaklamann bulunmad


yerlerde daha gl olmas sk rastlanan bir olgudur. Ksacas, yasak ba
ka, ahlaksal sorunsallatrma baka bir eydir. Bylece ynlendirme gre
vini stlenecek sorunun u olduu kansna vardm: Cinsel etkinlik nasl,
neden ve hangi biimde ahlaksal bir alan olarak oluturuldu? Biimleri
ve younluu deise de, bu denli srarl bir etik kayg neden? Neden bu
'sorunsallatrma'? Sonuta davranlar ve temsiller tarihinin kart ola
rak dnce tarihinin ii tam da bu deil midir: nsanolunun kendisini,
yapt eyleri ve iinde yaad dnyay hangi koullarda 'sorunsallatr
dn' tanmlamak."12

te yandan, modern ada, bireylerin isteyerek ve kolayca cinsel bask z


nesine dntklerini anlamak iin, kendilerini arzu znesi olarak tanma
larn salayan antik cinsel pratikleri incelemek gerekir. Foucault "cinsel
basky" anlatt Bilme lstenci'ni yazma nedenini, cinsel haz kazs yapt
Hazlarn Kullanm'nda yle aklar:
"Buna karlk, kiilerin kendilerini cinsel zneler olarak kabul etmeleri
ni salayan kiplerin incelenmesi bana ok daha fazla glk karyordu.
Arzu ya da arzulayan zne kavram, o zamanlar, bir kuram deilse bile
ou zaman kabul gren kuramsal bir tema oluturuyordu. Bu kabul
lenme bile tuhaft: Farkl biimleriyle karlatmz bu temaya sadece
klasik cinsellik kuramnn merkezinde deil, bu kuramdan kurtulmaya
alan grlerin iinde de rastlanyordu. XIX. ve XX. yzylda uzun bir
Hristiyan geleneinin mirass olduu izlenimi veren de yine bu temayd.
Cinsellik deneyimi zgl bir tarihsel biim olarak Hristiyanlardaki 'ten'
deneyiminden ayr tutulabilir. Ama her ikisi de 'arzulayan insan' ilkesinin
egemenlii altndadr. Her halkarda, XVIII. yzyldan itibaren cinsellik
deneyiminin oluum ve geliimini, arzu ve arzulayan zne asndan ta
rihsel ve eletirel bir alma yapmakszn, yani bir 'soyktk almas'na
girimeksizin zmlemek zor grnyordu. Bununla, birbirini izleyen
arzu, dnya arzular ya da libido grlerinin tarihini yapmaktan sz et
mek istemiyorum. Amacm baz pratikleri zmlemek : yle pratikler ki,
kiiler bunlar yoluyla, kendilerine dikkat etmeye, kendilerini deifre et12 Foucault, Cinselliin Tarihi il, Hazlarn Kullanm, s. 127.
Cogito, say: 70-71, 2012

339

340 A. Nilfer Zengin

meye, birer arzu znesi olarak grmeye ve bunu itiraf etmeye itilirler ve
bunu da, kendileri ile kendileri arasnda, varlklarnn doal ya da dkn
hakikatini arzuda kefetme olana veren belli bir ilikiyi devreye sokarak
yaparlar." 13
Bu yazda Foucault'nn bir iktidar stratejisi olarak cinsellik syleminin ba
rnda ina ettii iktidar eletirisinin bize bir bedenin bedensellii ufku sun
madndan dem vurmak istiyorum . Foucault'nun dncesinde bedenin
hakiki yerini teslim etmek ve onu grnr klmak iin, Foucault'nun strateji
ler, ilikiler ve taktikler halinde anlalan iktidar anlayna nfuz etmek ge
rekiyor. Demek ki, bedensellii, bedenin roln kstlayan cinsellik sylemi
perspektifinin tesinde beden, bilgi ve iktidar arasndaki ilikileri anlamaya
almak gerekiyor.

Cinsellik deneyimden aphrodisia'ya


Foucault, Hazlarn Kullanm'nda, Antik ada varolu estetii olarak gr
len cinsel eylemin ve cinsel hazzn temel olarak kendilik pratikleri zerinden
sorunsallatn gstermek istiyor. Bu giriim, Hazlarn Kullanm'nda an
latld gibi, bireylerin kendilerine ynelik bir dikkat gelitirmek, kendisine
bir arzu znesi olduunu itiraf etmeye almaktan farkl bir soruturma
gerektiriyor:
"Sonuta sz konusu olan, kiilerin kendilerini ok eitli bilgi alanlarna
alan ve bir kurallar, bir zorlamalar sistemiyle eklemlenen bir 'cinselliin'
zneleri olarak grmelerini salayan 'deneyim'in Bat toplumlarnda na
sl olutuunun grlmesiydi. Dolaysyla bu, bir deneyim (eer deneyim,
bir kltr iindeki bilgi alanlar, normatiflik trleri ve znellik biimleri
arasndaki banty dile getiriyorsa) olarak cinselliin tarihine ilikin bir
projeydi." 14

Hazlarn Kullanm'nda, Foucault cinsel davran, Antik ada halkn isteye


rek benimsedii bir kendilik disiplini olarak sunar zira Yunanllarda ahlaki
tutum cinsel arzular ynetmek ve cinsel davran ll bir biimde ya
amakla belirleniyordu. Antik ada hazlarn kullanm, ahlaki davrann
13 Age., s.123.
14 Age., s. 122.

Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault'ya Bir Bak: znenin Cinselliinden Kendiliin Haz Ahlakna

esas olan kendilik iktidarn kurar, baka bir deyile, o an ahlaki davra
n znenin kendi zerinde lllk kuran bir iktidar pratiiyle belirleni
yordu. yleyse soracamz soru u olmaldr: Baskc modern iktidar nasl
gelimitir? On yedinci yzyl banda neden seks bir ihlal nesnesi haline
geldi? Antik adan modernlie ne deiti? Antik ada kendilik teknolojileri
bedenin kapasiteleri zerine alrken, beden modern iktidarn kurumsall
balamnn dnda kalm grnr. Bedensel haz znenin ve bilincin olu
umu srasnda yok saylm, bastrlmaya allmtr. Modern cinsellikte,
cinsel eylem hazlarn kullanmndan bir cinsellik aygtna dnrken be
denin kmsenmesi sz konusu olmutur. Arzular ve cinsel eylem yasann
ihlali olarak deerlendirilmitir. Modern cinselliin "arzu" olarak tand
cinsel eylemlilik ve haz sorunsal Yunanllarda, modern bir etik soru olarak
ele alnyordu ve bu etik soru beden ekonomisi terimiyle ifade edebilecei
miz bir beden meselesidir. Kendilik kaygs znenin bedenine ilikin ilgisiyle
mmkndr. Kendilik ve beden arasndaki bu iliki ska tekrarladmz
etik sorunun esasn oluturur. Kendilik kaygs ve beden arasndaki Fou
cault, arzu eden modern zne balamndaki beden kavramyla, cinsel haz
pratii iinde kendisiyle iliki kuran birey balamndaki beden kavramnn
deimi olabileceini grmezden gelmi gibi grnebilir. Ancak Foucault
ilkesel olarak btn zc kavramlar reddeder; bedeni durmakszn tarihsel
olarak yeniden kurulan bir varolu imkan olarak tasav vur eder. yleyse u
soruyu sormak gerekiyor: Batda znenin kendi hakikatiyle ilikisini kurma
sn salayan tarihsel biimler nelerdir? znenin kendi hakikatiyle ilikisini
aydnlatmak iin iktidar ontolojik olarak zmlemek kanlmazdr. z
nenin kendi hakikatiyle olan ban kavramak iin gerekli klnm iktidar
ontolojisinin yapsn anlayabilmek iin, Foucault'nun ele ald iktidar bi
imlerini belirgin bir biimde ortaya koymak gerekir. Kanmca bu su soruya
yant verebilecek olan hakikat balamn beden stlenebilir. Zira dikkatli bir
dnmeden sonra, kendiliin hakikatle olan ilikisinin bedenin bedenselli
i imkannda zld fark edilecektir. Eer beden deilse, hakikat nedir?
Foucault Hazlarn Kullanm'nda ve Kendilik Kaygs'nda btnyle, perhiz
ve cinsel eylem gibi aslnda gndelik pratiklere odaklanr. Foucault'nun haz
larn ynetimi ve ileyiine olan ilgisi aka onun dncesinin bir beden
dncesine evrilebileceini gsterir. Bir adan Foucault zellikle Yunanl
larn hazlarn ahlaki sorunsallamasn ele alan son almalarnda varolu
sal beden kavramna ynelir, bu yneli, ona kendilik kaygs araclyla, beCogito, say: 70-71, 2012

341

342

A. Nilfer Zengin

denli oluun ontolojik kavrayna alma ans tanr. yleyse Foucault'nun


dncesinde, bedenli olma imkann kendiliin varolusal anlay olarak
sunan zengin kaynaklarn bulunduu ne srlebilir. Bir baka adan, Fo
ucault, bir iktidar faaliyeti olarak bedenin tarihsel adan ina edilii ze
rinden yapt znelik zmlemesinde, varolu sorusuyla, bedenin iinde
' kurulan ontolojik soruyu birletirir.

Kaynaka

Foucault, Michel, Surveiller et punir (1975), Gallimard, Paris, 1999.


-----------, Naissance de la clinique (1963), PUF, Paris, 2007.
-----------, La volonte de savoir (1976), Gallimard, Paris, 2009
-----------, Le souci de soi (1984), Gallimard, Paris, 2009.
-----------, L'usage des plaisirs (1984), Gallimard, Paris, 2009.
-----------, Cinselliin Tar ihi IJ, Hazlarn Kullanm, ev. Hlya Uur Tanrver, stanbul : Ayrnt, 2003.

Cogito, say: 70-71 , 2012

Michel Foucault'da iktidar Kurma Pratikleri:


Trkiye'de Kadn Bedenini, Namus'u ve
iddeti Yeniden Dnmek
HAYRNNSA GKSEL

Bu makalede Michel Foucault'nun oluturduu teorik ereveden faydala


narak Trkiye' de beden politikalarnn namus olgusu zerinden ileyiine
dair bir analiz sunacam. Bu analiz boyunca Foucault'nun ne srd iki
ana kavramsal unsura deineceim: Biyo-politika/iktidar ve hkumet etme
ekli ya da ynetimsellik (governmentality). Bu kavramlar zerinden, kadn
bedeninin kontroln mmkn klan ve bu durumu doallatran mekaniz
malarn dinamiklerini irdeleyeceim. Biyo-politika kavramn teorik olarak
aklamak amacyla Foucault'nun Hapishanenin Douu 1 ve Cinselliin Tari
hi2 eserlerine bavurarak iktidarn kadn ve erkek bedenlerinin kontrol, de
netimi ve tahakkm asndan nemli bir unsur olduunu tartacam. Bu
tartma esnasnda bavuracam Giorgio Agamben'in biyosiyasal iktidar ve
plak hayat (hare life) kavramlar zerinden ekillendirdii kuramsal ere
vesi, Foucault'nun beden politikalar ve reformlar zerine sylediklerinin
gncel yansmalarn ortaya koymak asndan nemli olacak.
Feminist literatr iinde kadn bedeni ve devlet konusunda yaplan a
lmalar zellikle biyo-politika kavramnn kullanl bir kuramsal kategori
* Bu makalenin yazm srecinde yorumlaryla bana katkda bulunan mge Oranl, Yeim
Snblolu ve zge Koak'a ok teekkr ederim.
Foucault, Hapishanenin Douu.
2 Foucault, Cinselliin Tarihi.
Cogito, say: 70-71, 2012

Michel Foucault'da iktidar Kurma Pratikleri

olduuna vurgu yapar; fakat bu makalede, Trkiye' de beden politikalarn


aklamak iin biyo-politika kavramnn tek bana yeterli olmadnn alt
izilecektir. Bu noktada Foucault'nun ynetimsellik kavram zerinden be
den ynetiminin namus kavramyla birlikte ileyiinde, zellikle kanunlarn
nemine deineceim. Ksaca, bu yaz iinde feminist bir bak asndan,
Foucault'nun modern topluma dair anlatt tarihsel kurgunun Trkiye ba
lamnda nasl iledii sorusuna yant ararken, kadn bedeninin kontrol,
makalenin temel meselesi olacaktr. Beden zerinden iktidar ve kurumlar
tarafndan gelitirilen stratejiler ve politikalar kadnlara dair snrl ve tek
tip bilgi retmekte, bu politikalar kadnlarn gndelik hayatlarnda kar
latklar farkl mdahalelere zemin hazrlamakta ve iddete maruz kalan
kadnlarn namus zerinden yaam-lm ikileminin kysnda kalmalarna
neden olmaktadr. Derinlemesine bir Foucault okumas yapldnda, kadn
larn yaadklar iddet olaylarnn kiisel ya da zel alana ait bir olgu deil,
hkumetlerin politikalar ve yasalar kapsamna giren ynetimsel bir sorun
olduu aka ortaya kar.
zellikle de 2000'li yllardan sonraki dnemde, Ak Parti hkumetinin ku
rulmasyla birlikte kadna ynelik iddet, kadn cinayetleri ve namus adna
gndeme gelen iddet olaylar hukuki dzenlemeler balamnda baz tart
malarn fitilini ateledi ve medyada farkl ekillerde gndeme geldi. Namus
ve tre cinayetleri tartmalaryla beraber, kadn bedeni, farkl aktrlerin
deiik ekillerde mdahil olduu tartmalarn ve atmalarn ortasnda
politik alann tekrardan bir paras oldu. Kadna uygulanan iddetin eitli
tartmalarn merkezinde olmas, kadn bedeni zerinden yrtlen poli
tikalarn ve kamusal alan iinde namusla birlikte ileyen kontrol mekaniz
malarnn sosyal bilimler iinde de sorgulanmasna yol at. 3 Bu sorgulama
iinde Foucault'nun bak as, hem feminist bir duyarllk gelitirmek hem
de namusun ve kadna ynelik iddetin bir bilgi nesnesine dnm sre
cini ve dinamiklerini anlamlandrmak iin bir yol haritas sunar. Namus
ve gelenek gibi sylemlerin ileyiine ve kadnlarn maruz kald iddete,
Foucault'nun perspektifinden bakabilmek iin, ilk olarak namus syleminin
tarihsel olarak kurgulanyla ilgili ksa bir deerlendirme yapacam.

3 Bkz. Koacolu, "Gelenek Sylemleri ve ktidarn Doallamas: Namus Cinayetleri rne


i", Koacolu,"The Tradition Effect: Framing Honor Crimes in Turkey", Sirman, "Kinship,
Politics, and Love: Honour in Post-Colonial Contexts-The case ofTurkey".

Cogito, say: 70-71, 2012

345

346

Hayrnnisa Gksel

"Kadnln nas" ve Namus Sylemi:

Namus syleminin tarihselliiyle vurgulamak istediim nokta, bu kavramn,


ulus devletin kuruluuyla beraber kadnlarla ilgili retilen bilginin iinde
yaygn olarak yer aldnn altn izmektir. Milliyetilik sylemleri ierisin
de ve ulus devlet inas srecinde kadn bedeni zerinden yrtlen politi
kalarn ve sylemlerin tartlmaz bir rol vardr. Trkiye' de ulus devlet in
as sreciyle birlikte kadnlara farkl ve ayn zamanda da birbirleriyle hem
elien hem de rten roller sunulmutur.4 Aye Parla'nn deindii zere,
kadnlar modernleme ve modern olma kavramlarnn telakki edildii bir
alan oluturmulardr.5 Nkhet Sirman da "Kadnlarn Milliyeti" balkl
makalesinde, "toplumsal cinsiyet ile milliyetiliin birbirini kuran, karlkl
olarak birbirini yaratan sreler olduunu, biri olmadan dierinin bildii
miz haliyle var olamayacan ..." anlatmaktadr.6 Foucault'nun iktidar, be
den ve znellik arasnda kurduu ilikinin Trkiye' deki yansmalarn anla
mak iin, Osmanl mparatorluu'nun k ve Cumhuriyet'le birlikte ulus
devletin inasyla balayan srece bakldnda, kadn bedenleri zerinden
yeni sylemler retildii grlr. Bu sylemler, sadece erkeklik ve kadnlk
rollerine yaplan atflar ve onlar zerinden yrtlen tanmlar deil, ayn
zamanda iktidar kurma ekillerini de kurgulamaya balar.
Kadnlara iktidar tarafndan yklenen farkl roller atyor gibi grnse
de, bu roller kadnlara kamusal alanda "koullu" bir temsiliyet salar. Ka
dnn kamusal alanda edindii rollerin ve grevlerin kadnn zel alandaki,
yani "yeni aile" iindeki rolleri ve yeri ile asla elimemesi ya da onun n
ne gememesi gerektii bilgisi retilir.7 Dicle Koacolu'nun da iaret ettii
gibi, kadnlarn kamusal alandaki grnrll, "yeni aile" iinde onlara
empoze edilmi olan annelik ve elik grevleriyle ve elbette namuslu davran
ma ekilleriyle de tezat oluturmamaldr.8 Nkhet Sirman da, Foucault'nun
bak asndan, milliyetilik, aile ve cinsiyet arasndaki ilikinin zmle
nebilmesinin, iktidarn en derinlerine yerlemi olan toplumsal cinsiyet ol
gusuna dayandnn altn izer. 9 Sirman'a gre, "yeni aile ve yeni kadn,
4
5
6
7

Kandiyoti, Cariyeler, Baclar, Yurttalar: Kimlikler ve Toplumsal Dnmler.


Parla, "Thc Honor of the State: Virginity Examinations in Turkey".
Sirman, "Kadnlarn Milliyeti", s. 226.
Sirman, "Kadnlarn Milliyeti"; "Kinship, Politics, and Love: Honour in Post-Colonial Con
texts- The case of Turkey"; ''The Making of Familial Citizenship in Turkey".
8 Koacolu, "Gelenek Sylemleri ve ktidarn Doallamas: Namus Cinayetleri rnei",
s. 363.
9 Sirman, "Kadnlarn Milliyeti".

Cogito, say: 70-71, 2012

Michel Foucault'da iktidar Kunna Pratikleri

sadece iktidar tarafndan belirlenen kategoriler deil, iktidar yaratan, an


lamlandran ve iktidar ilikilerinin belli bir biimde ekillenmesini salayan
yeni yaplardr". 10 1926 ylnda ilan edilen Trk Medeni Kanunu'nun da yeni
aile ve yeni kadn kurgularn tanmlayan ve kanunlatran yeni bir alan
atn sylemek gerekir.11
Ursula Vogel12 Fransz Medeni Kanunu'nu yorumlarken, evli erkek ve ka
dnn arasnda tanmlanan ilikinin feodal bir iliki formuna benzediine
dikkat eker. Vogel 13 bu feodal iliki eklinin, evliliin kanunlamasyla bir
likte zel alan iine girdiini vurgulamaktadr. Burada erkek, yani "koca",
aile alan ierisinde devletin temsilcisine, ailenin koruyucu ve kollayc un
suruna dnmtr. 14 Benzer bir biimde, 1926 Medeni Kanunu erkelere
sadece "evlenme hakkn" deil, bununla birlikte aile reisi olma yani "ko
calk" hakkn da tanmtr.15 Sirman'n vurgulad gibi Medeni Kanun
bir "Kocalar Cumhuriyeti" yaratmtr. 16 Erkeklerin bu "cumhuriyet"i kadn
bedeni zerinden, yani namus kavray ile ilikilendirerek korumalar ve
kurmalar dikkat ekicidir. 17 Bu nedenle, namus, bekaret kaybna ya da nor
matif kabul edilen kadnlk ve erkeklik hallerinin dna kma durumlarna
indirgenemeyecek kadar karmak, iktidar ilikilerini besleyen ve onlardan
beslenen bir kavramdr. Namus, ulus devlet inas srecinde toplumsal cin
siyet ilikilerinin kurgulanmasna yardmc olan, hatta iktidar ilikilerinin
yaplanmasnda bir kpr ilevi gren ve ncelikli olarak aile olma durumu
zerinden ileyen sosyal ve politik bir olgudur.
ktidar, farkl znelliklerin kurgulanmas ve bunlarn devletin kurumlar
zerinden kontrol ve tahakkmyle beraber ilerken, Trkiye rneinde de
grld gibi, Foucault'nun tahlil ettii modern toplumlar iinde aile kuru
munun hususi bir yeri vardr. Aile ve iktidar arasndaki karmak iliki ka
dn ve erkek znelliklerinin cinsellik zerinden tanmlanmasnda da nemli
bir etkiye sahiptir. Ferda Kesin, Foucault'nun zne olmay ve znellii Des
cartes bir bak asndan kullandna dikkat eker ve burada znelliin
"insann bir deneyimle kurduu ve bu deneyimi kendi deneyimi olarak gr10
11
12
13
14
15
16
17

Agy., s. 232.
Agy., s. 232.
Vogel, "The State and the Making of Gender. Some Historical Legacies".
Agy.
Sirman, "Medeni Kanun: Kocalar Cumhuriyeti".
Agy.
Agy.
Sirman, agy.; "nsz: Namusun Arka Plan".

Cogito, say: 70-71, 2012

34 7

348 Hayrnnisa Gksel

mesini salayan bilin ilikisi" olduunu anlatr.18 Foucault'ya gre aile gibi
kurumsal mekanizmalarla birlikte ileyen milliyeti ve modern sylemler,
heteroseksel zneyi ve znellii bir norm olarak kabul ederler; bu norm,
iinde yer almas mmkn olmayan ya da iine dahil edilemeyen farkl var
olma ekillerini dlamakta, hatta dman ilan etmektedir. 19 Zira toplumsal
normlar, Judith Butler'n bahsettii gibi, "bir l ve mterek bir standart
yaratma aracdr". 20 Burada, Catharine MacKinnon'dan alntlayarak, But
ler, toplumsal cinsiyet normlarn retenin heteroseksel dzenin hiyerarik
yaps olduunu ve bu yap iinde kadnlarn erkeklere tabi olduunu anla
tr. 21 Bu yzden Foucault'nuo bize anlatt eski toplumsal rejimin (Ancient
Regime) modern topluma dnm hikayesi, heteroseksel znenin inasna
ve bununla birlikte ulus devletin cinsellik balamnda ortaya koyduu kadn
ve erkek bedenleriyle tanmlanan rtk varsaymlara ve belirsizliklere daya
nr. Namus olgusunun ilevini yerine getirmesi de heteroseksel bir kadn
olma rtk varsaymna baldr.
Modern ulus devletin oluumu, heterosekselliin kurumsallamasna,
siyasallamasna ve iktidarn da bunun zerinden aile kurumuna yapt
vurguya dayanr. Trkiye' de ulus devletin kurulmas sreci de bu balamda
irdelendiinde, bu heteroseksel ulusal birliin iki tane nemli konuyu a
a kard grlecektir: Bunlardan birincisi, "teki"lerin tanmlanmasdr.
Bu tanmlama disiplinci bir iktidar zerinden ilemekte ve bu iktidar politi
kalar da siyasal birliin "normal" olarak kabul edilen snrlarn izmekte
dir. Foucault'ya gre, bu disipline etme gc, ahlaki bir kudret olarak baki
kalrken, ayn zamanda ahlakl vatandalar topluluu yaratmakta ve vatan
dalarn denetiminde ve toplumsal srelerin idaresinde kullanlmaktadr.22
kinci husus ise, kadnlarn ve erkeklerin cinselliklerinin ve kimliklerinin
temelinin, ulusun "ahlakl" bir birlik olarak kurgulanmasna dayanmasdr.
Ferda Keskin'in aktard gibi, "kimliklerin snflandrlmasnn sadece be
timsel bir sre olmad ak, nk bir yandan onlar tayanlarn yaam
larna yaplabilecek toplumsal bir mdahaleye ehliyet verirken, bir yandan
da insanlarn kendi dnce, duygu, eylem ve davranlarn gnll olarak
18 Keskin, "Sunu: iktidarn Gz", s. 14.
19 Foucault, Hapishanenin Douu; Cinselliin Tarihi.
20 Butler, "Toplumsal Cinsiyet Dzenlemeleri", s. 83.

21 Agy., s.87.

22 Foucault, Hapishanenin Douu; Cinselliin Tarihi.

Cogito, say: 70-71, 2012

Michel Foucault'da ktidar Kunna Pratikleri

kstlamalarna neden olurlar".23 Burada Keskin'in yapt gnlllk vurgu


suna karn, kadn bedenini namus kalplarna sokmaya alan toplumsal
kurallar btnnn her zaman gnlllk ilkesi erevesinde ilemediine
dikkat ekmekte fayda var, nk aile gibi kurumlar ve kltrel mekanizma
lar, modern cinsellik politikalarnn hem gnll hem de zorunlu bir ekilde
devamn salarlar. Modern toplumla birlikte, aile de btn cinsel ilikilerin
dzenlendii ve kontrol edildii, ayn zamanda da kadn ve erkek davranla
rnn denetlendii, iktidarn zneleri zerinde yaratlan basknn ve normal
letirme toplumunun kuruluunun gzlemlendii bir saha haline gelmitir.24
Aile bir yandan devletin temelini oluturan bir unsur olarak grlrken, bir
yandan da devletin ve politik alann dnda braklan bir mekan olarak ta
nmlanr. rnein millete ve devlete dair, devlet baba ve ana vatan gibi aile
zerinden yaplan benzetmeler evlilik kurumunun toplumsal cinsiyet kimlik
lerinin dzenlemesini salama asndan nemlidir. 25 Bu benzetmeler namus
syleminin de milliyeti ve devleti sylem ierisine giriini kolaylatrmtr.
Deitirilmeye ve dntrlmeye allan aile ve akrabalk ilikileri, na
mus sylemini ulus devletin inas srecinin bir paras haline getirmitir. 26
nk artk sz konusu olan ne sadece kadnn namusunun korunmas ne
de erkein namus bekilii yapmasdr; artk nemli olan milletin ve devletin
de namusudur. 27 Devlet ve milletin namusu kavramlar kadnn namusunun
korunmas ve erkein koruyucu taraf olmas anlamlarn ierir hale gelir.
Akrabalk-aile-namus ls arasndaki iliki, Nkhet Sirman'n28 da ak
lad gibi, asla iktidar ilikilerinden bamsz bir ekilde tasavvur edilemez.
Devletin geni aile ve akrabalk ilikilerine yaklam, iki ekilde atan
ama birbirinden beslenen bir model sunmaktadr: Bir taraftan gemiten,
yani Osmanl' dan kalan "gelenein" bir paras olarak kabul edilirken, dier
taraftan da milletin bireyleri arasnda kurulan hayali balln temelidir.
Ailenin namusu ve erefi artk milletin de erefidir, bu yzden namus ve
eref kavramlar bireysellik erevesinden deil toplumsal bir mesele olarak
deerlendirilmelidir.
23 Keskin, agy., s.18.
24 Agy., s. 18.
25 McClintock, "Family Feuds: Gender, Nationalism and the Family".
26 Sirman, "Kinship, Politics, and Love: Honour in Post-Colonial Contexts- The case of Tur
key"; "nsz: Namusun Arka Plan"; "The Making of Familial Citizenship in Turkey".
27 Sirman, "Kinship, Politics, and Love: Honour in Post-Colonial Contexts- The case of Tur
key".
28 Sirman, "nsz: Namusun Arka Plan".
Cogito, say: 70-71, 2012

349

350 Hayrnnisa Gksel

Beth Baron'un Msr'da yapt alma, 29 Trkiye kontekstini analiz et


mek asndan aydnlatc bir rnek sunar. Beth Baron30 1880'lerle birlikte
Msr'da milliyetilerin "aile namusu" kavramn millet'in namusu olarak
temsil etmesini, savaa ikna pratii olarak ele alr. Baron, 31 1919 ylnda n
giliz askerlerinin Msrl kadnlara ynelik uygulad tecavzn Msr' da
yaratt etkiyi incelerken, bunun millete kar yaplm bir tecavz, "mille
tin onuruna" drlm bir "leke" olarak kodlanmasna bakmtr. 32 By
lelikle, milletin namusu korunup kollanrken, bir taraftan da millet olmann
ahlaki snrlar da namus kavram zerinden b elirlenir. Namus kavramnn
bu ekilde kodlanmas slam ncesine kadar uzanmaktadr. Bu yzden na
mus olgusunun zel olarak slami bir unsur deil farkl toplumsal koullar
altnda eitli anlam !arn yklendii bir mevhum olduunu aa karmak
nem arz eder.
Pierre Bourdieu33 Kabyle toplumuyla ilgili yapt aratrmada, namu
sun sembolik kapital (symbolic capital) ilevi grdn, bir insann toplum
iindeki pozisyonunun ve statsnn namusun kural ve kaideleri etrafnda
ekillendiini anlatr. Evlin Hatch34 ise, toplumsal namus kavramyla ilgili
olarak yaplan iki farkl alma eklinden bahseder. Bu ynde yaplan ma
teryalist olarak tanmlanabilecek incelemeler toplumsal namusu para gibi
somut metalar zerinden deerlendirirken, dier almalar ise namusu sos
yal bir olgu olarak aklar ve maddi varlklar etrafnda deerlendirileme
yeceini anlatarak prestij ve stat gibi nosyonlar vurgular. Bourdieu'nun
teorik aklamalar da materyalist grten materyalist olmayan gre
doru bir gei salar. Bu analizde, namus toplumsal bir kodun paras ol
makta, iktidar tarafndan b elirlenen oyunun kurallarna uymayanlar cezai
hkmlerle karlamaktadr; namus kodunun iine ilemi iliki, pratik ve
kurallarn btn insanlarn birbirleriyle iletiimini ve etkileimini kolay
latrmaktadr. Namus, Kabyle toplumunda da sorgulanmayan ve olduu
gibi kabul edilen bir kavram olup insanlar arasndaki ilikileri belli hiyerar
ilere gre dzenlemektedir. 35 Sadece kadn ve erkek arasndaki hiyerarileri
29 Baron, "Women, Honour and the State: Evidence from Egypt".
30 Agy.
31 Agy.
32 Agy., s.3.
33 Bourdieu, "The Sentiment of Honour in Kabyle Society".
34 Hatch, "Theories of Social Honor".
35 Bourdieu, agy.

Cogito, say: 70-71, 2012

Michel Foucault'da ktidar Kurma Pratikleri

deil, ayn zamanda kadnlar ve erkeklerin kendi ilerindeki hiyerarileri de


dzenler. Lila Abu-Lughod, 36 Bedevilerle ilgili yapt almasnda, namus
kodunun insan davranlarn belli bir hiyerariye oturtan ve bu hiyerarile
ri devam ettiren bir yaps olduunu anlatr. Bourdieu'nn namusu ele al
evrensel olmayan ve ayn zamanda da farkl tarihsel ve toplumsal konteks
tlerde namusun nasl ilediine dair bir analiz sunmasna ramen, namusun
toplumsal cinsiyet boyutuna yeterince odaklanmamasndan dolay da yeterli
olmamaktadr.
Trkiye' de namus olgusu hem tarihsel olarak hem de gnmzde kadn
cinselliinin kontrol ve kadn bedeni zerinde kurulan tahakkm ile be
raber ilemektedir. Cumhuriyet rejiminin kuruluuyla bu ileyi farkl bir
boyut kazanmtr. 37 Koacolu bu yeni yapy "namus merkezli ataerkil"
rejim olarak tanmlar. 38 Ulus devletle birlikte namus kavram, zellikle ka
dnlarn zel ve kamusal alan ierisindeki davran kalplarn dzenleyen,
sorgulayan bir norm ve kod haline dnmtr. Bu srete, kadnlara ve
topluma dair yaplan reformlar, kamusal ve zel alan ierisinde sembolik
olarak kadnn "kurtuluunu" simgelemesine ramen, eril iktidar kadn be
denini ve ruhunu farkl mekanizmalar zerinden yourmaya ve kontrol et
meye devam etmitir. 39 Ulus devlet kadn bedeni zerindeki hakimiyetini ko
rumak iin trl mekanizmalar kullanr; Deniz Kandiyoti'nin "kadn cinsel
liinin bireysel deil kolektif denetimi" diye tabir ettii denetim aralaryla
birlikte namus kodu hayatn her alannda eitli iktidar kanallar zerinden
varln hissettirmeye devam etmitir. 4 Foucault'nun iktidar, bilgi retimi
ve cinsellik arasnda kurduu ilikisellik, kadn ve cinsellik ile ilintili re
tilen sylemlerin insanlarn gndelik hayatlarna mdahaleyi ve kontrol,
hatta siyasal kategoriletirmeyi mmkn kldn gsterir.
Devletin kontrol aralar sadece kadn bedeninin denetimini deil, ayn
zamanda da bu denetimin kadnlar tarafndan iselletirilmesini ve sorgu
lanmayan bir unsur haline getirilmesini hedeflemekteydi. zetle, Cumhuri
yet rejimiyle birlikte, "Trk" kadnna modern ama ayn zamanda da zarar
sz ve namuslu kadn/anne imajnn izilmesi de tesadf deildir. 41 Parla'nn
36 Abu-Lughod, "Honor and Scntimcnts of Loss in a Bedouin Society".
37 Koacolu, agy.
38 Agy., s.360.
39 Kandiyoti, age.
40 Kandiyoti, age., s. 73.
41 Parla, agy., s. 74.

Cogito, say: 70-71, 2012

351

352 Hayrnnisa Gksel

belirttii "yurtsever kadn/anne" kimliinin altnda verilmek istenen mesaj


da doal olarak kadna atfedilen grevin annelik olduu mesajdr.42 Bura
da kadnlardan beklenen, bu "ulvi" grevi iselletirmeleri ve gnll ola
rak benliklerinin deimez bir paras olarak kabul etmeleridir. Bylece,
Koacolu'nun belirttii gibi, kamusal alana kan kadnlar iin namus,
"kadnlarn hayatlarnda tam da iselletirdikleri, aile zerinden tadklar,

'aydn' anlamlar yklemeye altklar bir olgu olarak" kald. 43 Kadnn va


tandal ve eitlii kisvesi altnda, namus sylemi zerinden kadnn eit
sizlii hem sylemsel olarak hem de yasal olarak kurumsallatrlmaya ve
merulatrlmaya devam etti. Bir sonraki ksmda, Foucault ve Agamben'in
kuramsal perspektiflerini daha derin bir ekilde irdeleyerek, gemiten g
nmze kadar gelen ve namus temelli olarak deien kadn beden politikala
rn ve iddetin ileyiini inceleyeceim.

Foucault ve Agamben: Yaam-lm kileminde Kadn Bedeninin


Kontrol
Daha nce belirttiim gibi, Vogel'a44 gre, Medeni Kanun'da (Code Civil) ka
dn ve erkek arasndaki "kar-koca" ilikisi bir nevi "kle-efendi" ilikisidir
ve feodal bir iliki formudur. Bu yaklama gre, Medeni Kanun yeni bir
iliki ekli ngrmez; nk evliliin kendisi kle-efendi arasndaki iliki
nin kanunlatrlm ve kurumsallam halini sembolize eder. Vogel'n an
latsndan farkl olarak, Carole Pateman;45 Rousseau, Hobbes ve Locke gibi
Toplumsal Szleme teorisyenlerini eletirerek, toplumsal szlemenin ata
erkil bir yap olduunun altn izer. Pateman'a gre, kadn-erkek arasnda
olduu varsaylan toplumsal ve cinsel g dinamikleri, aynen snf ve kast
rneklerinde karmza kan eitsizlikler gibi, kanun tarafndan maskelen
mektedir.46 Toplumsal szleme teorilerindeki temel sorun zel alan iindeki
g ilikilerinin neminin gz ard edilmesi ve aile ii ilikilerin ve kadna
kar iddetin doallatrlmasdr. Pateman47, zel alan ve kamusal alann
ilikiselliine vurgu yapar ve ayn zamanda da toplumsal szlemenin bir
nevi cinsel ya da erkeklerin kardeliine dayanan bir szleme olduunu an42 Agy.
43 Koacolu, agy., s. 363.
44 Vogel, agy.
45 Pateman, "The Fraternal Social Contract".
46 Agy. s. 102.
47 Agy.

Cogito, say: 70-71, 2012

Michel Foucault'da ktidar Kunna Pratikleri

latr. Foucault'nun bak asndan nemli olan husus ise, cinselliin ve onun
zerinden ina edilen vatandalk tarihinin ve onun gncel yansmalarnn
sadece kanun ya da toplumsal szleme balamnda anlalamayacadr,
nk vatandalk ve iktidar gndelik hayat pratiklerini ve detaylarn d
zenleyen teknikler ve sylemler btnyle birlikte alglanmaldr. 48
Eski toplumlardan (Ancient Regime) modern topluma geite cinsellik,
hayat dzenleyen aralar zerinden ynetilmektedir ve bunlarn merkezin
de beden yer almaktadr. 49 Foucault 50 iin, bedenin ve cinselliin tarihini
anlatmak iktidarn tarihine k tutmaktr; onun tarihsel anlats sadece ge
mie deil, gemi kabul edilebilecek iktidar kurma ekillerinin gnmz
yansmalarna ve gncel iktidar pratiklerine vurgu yapar. Gncelin tarihinde
bedenin merkezi bir rol vardr.51 Foucault'nun teorisinde bedenin zel bir
yeri olmasna ramen, beden; kadn ve erkek znelliklerinin yaratm sre
cinde bir ara ve ayn zamanda hedef haline gelir. 52 Lois McNay, Foucault ve

Feminizm 53 adl almasnda, Foucault'nun erken dnem almalarnda


yer alan beden analizlerinde, znenin kurulumu srecinde bireylerin zerk
eylemlerinin gz ard edildiinden bahseder. Fakat Foucault, sonraki al
malarnda analizini bedenden zneye doru kaydrdnda, bireyler artk
eyleme geebilen varlklar olarak karmza kar ve bunun zerinden de
bireylerin znellikleri iktidar tarafndan farkl biimlerde nesneletirilir. Bu
znenin nesneletirilme sreci de, Paul Rabinow'a54 gre, farkl ekilde
meydana gelir: 1) kategoriletirme ve maniple etme, 2) bilimselletirme ve
bilgi objesine dntrme ve 3) son olarak ise kendi znelliimizi kurma
ve anlamlandrma. Foucault'nun biyo-iktidar kavram tam da bu teorik ge
i srecini ve farkl znelliklerin kurulum dinamiklerini aa karmak
asndan nem arz eder, nk Foucault, beden zerine yapt kuramsal
aklamalar ncelikli olarak bu kavram zerinden aklar.
Bedenin kendisi onarlabilen, tespit ve kontrol mekanizmalarna tabi
tutulabilen ve dzenlenebilen bir makine haline gelir. 55 Foucault'ya gre,
biyo-politika bireylerin cinsel ve biyolojik ynetimleri ve bunlar zerinden
48 Foucault, Hapishanenin Douu; Cinselliin Tarihi.
49 Foucault, Hapishanenin Douu.
50 Foucault, Cinselliin Tarihi.
51 Foucault ,"What is Enlightenment?".
52 Weitz, "A History of Women's Bodies".
53 McNay, Foucault and Feminism.
54 Rabinow,"Introduction".
55 Foucault, Hapishanenin Douu, s. 262.

Cogito, say: 70-71, 2012

353

354 Hayrnnisa Gksel

retilen bilgiyle varln srdrr. Foucault bilgi ve iktidar arasndaki di


namie dair unlar syler: "Gnmzde, iktidarn ou ilevinin -ki bunlar
karsnda birey direnir- bilgi yollaryla yayld dnlebilir. Burada sz
konusu olan bilgibilim'in bilgisiyle snrl deildir, teknolojinin, teknokrasi
nin bilgisi gibi tm zel bilgileri de ieren, geni anlamda bir bilgidir bu". 56
Biyo-iktidar, bilimsel kategoriler yaratr ve bireylerin de bu kategorilerle s
nflandrlmasyla hayata geer. Beden, Foucault'nun tabiriyle, artk kraln
mutlak gcne dair yaplan bir metafor deildir; beden politikalar Fouca
ult iin, soyktksel bir analizin bir parasdr. Eski toplumlarda egemenin
gc, lm ve yaam zerindeki hakimiyeti, kendi tebaasnda bulunan in
sanlarn hayatlarn alma ve yaamalarna izin verme zerinden kurulmak
tayd. 57 Modern topluma geile birlikte, egemen artk iktidarnn kaynan
hayat yok etme gcnden deil, ok daha grnmez bir iktidar formundan
alr. Buradan da hareketle, Foucault'nun iktidar kavramsallatrmas iki ana
kutup arasnda gidip gelir: Birincisi retken olan iktidar, dieri de baskc,
dzenleyici ve disipline edici olan iktidardr. ktidarn operasyonunu belirsiz
ve doal klan da ayn politik rejim iinde iki farkl iktidar kurma eklinin
birlikte var olabilmesidir.
Foucault'nun analizi, gemiin ve imdiki zamann tarihini, cinsellikle
rin ve kimliklerinin kurulumunun kesiimine dayandran, bedene dair bir
zmleme sunar. Beden, herhangi bir toplumdaki iktidar formlarn an
lamak ve aklamak iin kullanlabilecek bir deifre arac olarak belirir.
Foucault'nun teorisi beden politikalarn netlikle aa karr ve feminist
teorisyenler tarafndan da ska kullanlr, fakat disiplin ve reglasyon me
kanizmalarnn kadn ve erkek bedenleri zerinden nasl farkl ilediine
dair detayl bir analiz sunmaz. Tarihsel ereveyi izerken de akladm
gibi, kadn bedeninin inas erkek bedenine dair yaplan tahayyllerden
farkldr. nk ataerkil g ilikileri kadnlar bastrmak, kontrol etmek ve
politik alann dnda tutmak adna deiik disiplin mekanizmalar retir. 58
Farkl bir deyile, Foucault'nun iktidar nosyonu sadece yasaklar ve kanunlar
zerinden deil, ayn zamanda da kadnn toplumdaki madun pozisyonu
nu merulatran sosyal normlar ile birlikte iler. Bu nedenle, Foucault'nun
teorik erevesi, namus zerinden doallatrlan g ilikilerini ve onun
56 Foucault, "Cinsellik ve Siyaset", s. 244.
57 Foucault, "Right of Death and Power over Life", s. 261.
58 McLaren, Feminism, Foucault, and Embodied Subjectivity, s. 97.

Cogito, say: 70-71, 2012

Michel Foucault'da iktidar Kurma Pratikleri

zerinden kadnlara kar uygulanan iddeti anlamamz iin uygun bir in


celeme alan aar.
Foucault 59, Hapishanenin Douu eserinde detayl bir ekilde, modern
devletin "uysal" (docile) bedenler yarattn anlatr. Bu uysal beden yaratma
ideali, Trkiye' de kadnn cinselliinin namus sylemleriyle ilikilendirilme
si ve kontrol altna alnmas, kadn cinselliinin salt kadnn dourganlk
yetisine balanmasyla ilintilidir. Ulus devletin ve toplumsal varoluun deva
m da kadnlarn itaatkar ve uysal zneler olabilmesine dayanr. Kandiyoti,
kadn cinselliinin kontroln gerekletiren farkl kltrel karakteristikle
rin var olmasndan dolay, kadnlarn kontrol ve disiplinin etkilerini farkl
ekillerde deneyimlediklerini ortaya koyar. 60 Burada belli roller belli kadn
bedenlerine atfedilirken, kadn-beden politikalar tekil kadn deneyimleri
zerinden anlalamaz. Trkiye' de modernleme ideolojisiyle farkl snfsal,
etnik ve aile gemilerinden gelen kadnlar farkl beden kontrollerine ve m
dahalelere maruz kalrlar. Kandiyoti'nin61 "toptan ve kolektif kontrol" olarak
tanmlad kontrol aralar temellerini ne sadece devletin gcnden ne de
hkumetlerin deien politikalarndan almaktadr. Bunlar toplumu olutu
ran her trl iliki eklinden beslenirler. Daha nce belirttiim gibi, namus
hem btn kadn-erkek ilikilerini hem de kadnlar ve erkeklerin kendi ile
rindeki ilikilerini dzenleyen bir ataerkil kontrol mekanizmas ilevini g
rr. Namus cinayetleri rnei de kadn bedeni zerindeki tahakkmn en
u rneini oluturur. Kadn bedenini kskacna alan toptan kontrol aralar,
namus ve kadna kar iddet davalarna kar hkumetlerin rettii sylem
lerle aa kar. Kadna kar iddet vakalarnda aile yelerinden komula
ra, avukatlara, hakimlere ve milletvekillerine kadar birden ok aktrn sz
syleme ve bilgi retme srelerinin iinde bulunmas, Trkiye'de namus
olgusunun sadece belli bir kaynaktan deil farkl odak noktalarndan bes
lendiini kantlar.
Agamben'in biyo-iktidar kavramndan temellenen analizinin, kadna
kar uygulanan iddetin ve yaamn kysnda kalan kadnlarn dlanma
srelerini sorunsallatrmak asndan nemli olduunu dnyorum.
Biyo-politikann znelerin bedenlerine ve hayatlarna nfuz ederek kendi
ni gerekletirdiinin altn izen Agamben, Foucault'nun analizinin iki ana
59 Foucaul, Hapishanenin Douu.
60 Kandiyoti, "Emancipated but Unliberated? Reflections on the Turkish Case.", s. 327.
61 Kandiyoti, Cariyeler, Baclar, Yurttalar: Kimlikler ve Toplumsal Dnmler.

Cogito, say: 70-71, 2012

355

356 Hayrnnisa Gksel

perspektiften yararlandndan bahseder. Bunlar devletin kulland siyasal


teknikler btn ve zneletirme srelerine vurgu yapan ve bu sreci iktida
rn yaylmna balayan kendilik teknolojileridir. 62 Agamben burada Foucault
almalarnda bu iki bak asnn kesime noktalarnn gz ard edildii
ni belirtir ve Foucault'nun biyo-iktidar modeliyle hukuksal-kurumsal iktidar
eklini birletiren bir analiz sunar. 63 Bu noktada Agamben, Foucault'nun
eski dnya toplumlarndan modern topluma geii aklamak iin ne sr
d iktidar kavramnn ok daha eskilere dayandn u szlerle aklar:
"Egemen iktidarn ortaya koyduu ilk etkinlik, biyosiyasal bir beden yaratmak
tr. Bu anlamda biyosiyaset, en azndan egemen istisna (sovereign excepti
on) kadar eski bir olgudur". 64 Agamben bu argmann desteklemek iin
Aristoteles'in tanmlad bios ve za kavramlarna bavurur. Agamben iin,
bios nosyonu hayat ve hayatn iktidar tarafndan organize edilmesini ak
larken, ona tezat olarak karmza za kavram kmakta, bu da bios dnda
olan yani plak hayat (hare life) simgelemektedir. 65
Modern toplumu eski rejimlerden ayran en nemli unsur, Agamben'e
gre, plak hayat ve politik alan ( polis) arasnda var olduu varsaylan s
nrlarn ortadan kalkmas, hatta plak hayatlarn politiklemesidir. 66 Bura
da bahsi geen plak hayat, hem siyasetin dnda hem de iindedir; onun
hayat ldrlebilir ama kurban edilemez durumdadr. 67 Bu bakmdan
Agamben'nin yaklamn Foucault' dan ayran en nemli hususlardan biri,
modern iktidar ve egemenin mutlak gcn tanmlama eklidir. Agamben'e
gre, modern topluma gei, "dlanma/dahil edilme", "za /biyo-iktidar" ve
"siyasetin iindekiler/dndakiler" arasnda ayrt edilemez bir alann ortaya
kmasna neden olur. Bu belirsiz alan politik olarak istisna olma haline ia
ret eder ve kaygan bir zemin zerinde yer alr. Bu kaygan zeminin var oluu
politik alann devamlln salarken, bir yandan da plak hayatn istis
nalatrlmasna baldr. Agamben, plak yaam, kanunsuz bir var olma
ekli olarak tanmlamaz; aksine kanunun tesinde bir var olma biimi ng
rr. Agamben'in politik istisna halinden kastettii, istisna halinin, modern
demokratik sistemler tarafndan bir norma, yani kurala dntrlmesi
62 Agamben, Kutsal insan: Egemen iktidar ve plak Hayat, s.14.
63 Age., s.15.
64 Age., s.15.
65 Age.
66 Age., s.13.
67 Age.

Cogito, say: 70-71, 2012

Michel Foucault'da ktidar Kurma Pratikleri

durumudur.68 Agamben iin, istisna politikalar baz insanlarn politikadan


dlanmas, madunlatrlmas ve hatta milletin ve devletin "gerek" vatan
dalar gibi grlmeyen bu bireylerin ldrlebilir olmaya ak tutulmasyla
ilintilidir. Modern demokratik rejimler istisna olma halini spesifik bir mekan
zerinden tanmlamadklarndan, istisna olma potansiyeli herkese ve her
yere ait bir norm haline gelir. Siyasetin iinde ve dnda arada kalml
sembolize eden alan, sadece belli bedenlerin ve kimliklerin marjinalletiril
mesine dayanmaz, nk burada sz konusu olan Agamben'in dedii gibi,
bir dahil edilerek dlanma (inclusionary exclusion) durumudur.69
Agamben'in analizinin bu makale iin nemi, hayat-lm-iddet arasn
daki geikenlie yapt vurgudur. Ayn zamanda da kadnn namus cina
yetleri balamnda lm ve yaamn kyasnda olma halini anlamlandrmak
iin Agamben'in teorik tartmasnn faydal olmasdr. Agamben, zellikle
lm ve iddet kavramlarna deinerek istisna siyasetinin yaayan ya da ya
ln lm kategorileri yarattn anlatr; Agamben'e gre lm bedene ait bir
deneyimken ayn zamanda da bedenden bamsz olarak ileyen bir meka
nizmaya dnr. Farkl rksal, dinsel ve cinsel kimlikleri benimseyen in
sanlarn hayat rklk ve cinsiyetilik stnden hedef alnrken, hedeflenen
insanlarn bedeni eitli tarihsel ve kurumsal srelerde deiebilmektedir.
Agamben ve Foucault'nun analizleri yaam ve lm arasnda gidip gelen ay
rm tekrar dnmemize neden olur; gnmz toplumlarnda lm birey
sel bir deneyim olarak alglanmasna ramen, modern egemenlikler gleri
ni lmn ve iddetin kontrolnden ve dzenlenmesinden alrlar. Bu bak
as, lmn, yaamn ve baz insanlarn maruz kaldklar iddetin, politik
karlarn bir paras olduu gereini anlamamza ve lmn siyasal boyu
tunun aydnlatlmasna yardmc olur.
Modern ve demokratik toplumlar iddetten arnm bir toplum kurma
idealine dayanrlar; halbuki tam da bu idealin kendisi iddetin var oluuna
ve devamllna baldr, nk baz insanlarn lm dier "yaamay hak
edenlerin" hayatlarn devam ettirmeleri adna merulatrlr. Bu noktada
Agamben, "peki kimin hayat kutsaldr ya da ldrlmeyi hak eder" diye
sorar.70 Bu sorunun cevabnn Trkiye iinde en nemli muhataplar yine
kadnlar ve kadnlarn bedenleri zerinden yaplan siyaset pazarlklardr.
68 Age., s. 56.
69 Age., s.169.
70 Age., s. 92-93.

Cogito, say: 70-71, 2012

357

358 Hayrnnisa Gksel

Agamben'in analizi kadna ynelik iddete deinmez ama bu iddeti ve bu


nun politiklemesini yorumlamak iin nemli ipular sunar. Agamben, Bat
siyasetinin kuruluundaki ikilemin dost-dman ikilii olmadn vurgu
larken, bunun plak hayat - politik varolu, zoe-bios ve dlanma-dahil edil
me ikilikleri olduunun altn izer. 71 Bunlara ek olarak modern devletin
toplumsal cinsiyet ilikileriyle kurulduunu syleyerek, bu ikilemlere kamu
sal-zel alan ve kadnlk-erkeklik ayrmlarn da eklemek istiyorum.
Ronit Lentin72 kutsal insan terimi stne yapt deerlendirmede, kutsal
insann plak hayatnn feminen zellikler tadndan ve zoe'nin kadnsal
bir alan olarak ortaya ktndan bahseder. Agamben doum (birth) ve mil
let (nation/nascere -domak anlamna gelir) kelimelerinin kkensel anlamlar
bakmndan aralarndaki balantya dikkat ekerken, Lentin de bunun ze
rine farkl kltrlerde kadnn ve kadn bedeninin zellikle doum sonras
ve regl srelerinde "kirlenmi" ve "safln kaybetmi" olarak nitelendiril
diinden bahseder.73 Kadnn dourganlnn bir "kirlenmilie" ve hatta
"iffetsizlie" iaret etmesi, kadn cinselliinin bir tehlike olarak grlmesi
nin de sonucudur. Kadn "dllenebilen", ama ayn zamanda da lme maruz
kalabilen fakat kirlenmi ve iffetsiz olmalar durumunda kurban edilemez
varlklardr.74 Bu noktada, ulus devletin kuruluuyla birlikte, ikincil vatan
dalar olarak grlen kadnlar ve onlarn bedenleri, milletin douunu sa
larken ve simgelerken, te yandan da namus adna verilen savalarda ara
olmaktan kurtulamamlardr. zellikle belli etnik, dini ve snfsal gruplara
dahil olan kadnlar ulus devletin tekileri olarak kalmaya mahkum olurlar.
Kendi vatandalk haklarndan ve devletin eitlik ilkesinden faydalanama
yan kadnlar ve onlarn ev iinde ve dnda maruz kald iddet grmezden
gelinmeye ve istisna hali olmaya devam eder. Szde modernlik-gelenek ikile
mi zerinden yrtlen istisna politikalar, kadnlar aktr olarak hem po
litik alandan dlam hem de politikann sylemsel alanna simgesel olarak
dahil etmitir. Modernlik ve gelenek arasndaki szde kopu sreci, gn
mz siyasi politikalar iinde kendine yeni alanlar am ve namus-gelenek
cinayetleri zerinden yryen tartmalarla farkl biimler alarak kendini
yeniden retmitir.
71 Age., s.l 7.
72 Lentin, "Femina Sacra: Gendered Memory and Political Violence".
73 Agy., s.465.
74 Agy., s.465.

Cogito, say: 70-71, 2012

Michel Foucault'da ktidar Kurma Pratikleri

"Namusallaan Politik Alan/Politikleen Namus Olgusu":


Foucault'nun Ynetimsellik Kavram
Agamben'in deindii plak hayatn cinsiyeti var mdr? Toplumsal cinsiyet,
plak hayat ve politika arasndaki ilikiyi nasl aklayabiliriz? Agamben'i
merkeze alarak, kadn bedeninin hayatn politiklemesindeki nemini anla
tan bir tartma yapmak mmkn mdr? 75 Agamben'in kuramsal perspek
tifi eril bak asndan beslenmekte ve toplumsal cinsiyet ilikilerine duyar
sz kalarak, kadn-erkek arasndaki bedensel farkllklara deinmemekte
dir.76 Deutscher'a77 gre, Agamben'in hayat kavram kadnn cinselliinden
ve dourganlndan kopartlm bir hayat tanmdr. Agamben'de plak
hayat daha ok cinsiyetsiz bir varlk olarak tarif edilmitir, fakat siyasetin
istisna haline getirdii alanlarda toplumsal cinsiyetin rol byktr. Ev ii
alan, yani zel alan diye tabir ettiimiz mekan, politik alann dnda gibi
tahayyl edilmesine ramen, hem bu sylemsel alann iinde hem de tam
dnda yer almaktadr, bu yzden bir dahil edilerek dlanma (inclusionary
exclusion) sz konusudur.78 Bu nedenle, kadnlarn maruz kald baz iddet
ekilleri de devlet tarafndan harici olarak grlr ve bu iddeti ileyenler,
devletin gznde namusun korunmas adna hukuk zerinden meruiyet ka
zanr. Kadna ynelik iddet, zellikle namus-tre cinayetleri tartmalar
etrafnda, istisnai olarak tanmlanan bir iddet ekli olarak dnlebilir.
Kanunun ve hukukun alglan ekillerinin bu tartmalar iinde nemli bir
yeri vardr. Koacolu'nun deindii gibi, namus merkezli ileyen ataerkil
rejim, yazl kanunlarla ve bunlarn kurumsallamasyla hayata gemekte
dir.79 2004 ylnda Trk Ceza Kanunu'nda yaplan deiiklerden nce, cinsel
maksatla ilenen sular, "topluma kar" ilenen sular bal altnda deer
lendiriliyordu. 80 Kanun, kadna ynelik sular hem aileye hem de kamu ah
lakna kar ilenen sular etrafnda deerlendirirken, aile ve kamu ahlakn
korumay hedefleyen yasama, eril tahakkmn nemli bir mekanizmas ola
rak iliyordu.81
75 Deutscher, "The Inversion of Exceptionality: Foucault, Agamben, and 'Reproductive Rights"',
s. 59.
76 Ccrwonka ve Loutfi, "Biopolitics and the Female Reproductive Body as thc New Subject of
Law".
77 Dcutscher, agy.
78 Agamben, age., s. 169.
79 Koacolu, agy., s. 360.
80 Agy.
81 Agy.

Cogito, say: 70-71, 2012

359

360 Hayrnnisa Gksel

Kuramsal olarak ise, Foucault ve Agamben de kanunun toplumsal cinsiyet


boyutuna deinmeden, hukuki znelere cinsiyetsiz kimlikler olarak yaklar
lar. 82 Fakat Agamben'in hukuk ve vatandalk almalar onu, Foucault'nun
bireylerin ve znelerin bedenlerine yapt vurgudan farkllatrr ve bu
da Agamben'in perspektifini feminist hukuksal kuramlar asndan kulla
nlabilir klar. 83 Foucault'nun grnmez ve derinde ileyen g kavramna
kar, Agamben'de iktidar daha hukuksal ve rasyonel bir kavramdr. Ona
gre siyasal g, yani siyaset edebilme edimi grnr bir merkez zerinden
kanunsal ve politik pratikler zerinden hareket eder. Namus olgusu da bu
balamda sadece kltrel ya da geleneksel bir iliki formuna indirgenemez,
nk politik dzenin aile kavramyla birlikte tahayyl edildii Trkiye gibi
post-smrgeci olarak nitelenebilecek toplumlarda namus, toplumsal cinsi
yet ilikiselliiyle beraber, politik bir iktidar mekanizmas olarak iler. 84
Aile, kadn bedeni ve aile ii iddet konusunda, zel alan kanunun tesinde
ama ayn zamanda da namus ile korunmas gereken kutsal bir alan olarak
tahayyl edilir. Bundan dolay, toplumsal szleme teorilerinden bu yana, aile
tam olarak kanunlatrlamayan ama siyasal sylemin de nemli bir paras
olan bio ile zoe arasnda kalm bir mekandr. Roger Friedland85 da Agamben'in
teorik perspektifini toplumsal cinsiyet ilikilerine balayarak, egemen iktida
rn istisnai gcn aile metaforundan aldn anlatr. Eski rejimde (Ancient
Regime), kraliyet ailesinde yer alan egemen baba figr hayat alma ve verme
haklarn elinde bulundururken, modern devletin kurulmasyla oluan yeni
toplumsal rejimlerde, bu haklar daha sonra ailenin temsilcisi olarak kabul
gren babaya verilir. 86 Bu yzden namus cinayeti davalarnda, babalarn ya
da erkek kardelerin namus adna iledikleri cinayetlerden hafifletici sebep
ler bulunduu varsaylarak az ceza alarak kurtulmalar artc deildir. Ai
lenin erkek yeleri egemenliin simgeleri olarak kadn bedenleri zerindeki
tahakkm salamaya ynelik haklar ellerinde tutmaktadr. Modern egemen
iktidar, kendini ataerkil olarak kurar; dourganlk gcnden yoksun olan er
keklerin iktidar ellerinde tutabilmeleri ve iktidarn gcnn devam, kadn
bedeninin erkekler tarafndan kontrol altna alnmasna baldr.
82 Cerwonka ve Loutfi, agy.
83 Agy.
84 Sirman, "Kinship, Politics, and Love: Honour in Post-Colonial Contexts- The case of Tur
key".
85 Friedland, "Religious Terror and the Erotics of Exceptional Violence".
86 Agy.

Cogito, say: 70-71, 2012

Michel Foucault'da ktidar Kunna Pratikleri

Son yllarda kanun kapsamnda ve politik tartmalar iinde namus ci


nayetleriyle beraber tre sylemi ve cinayetleri de gndeme gelir. Trk Ceza
Kanunu'nda 2004 ylnda namus adna ilenen cinayetlerde verilen ceza in
dirimini kaldran dzenlemenin yrrle girmesiyle birlikte, namus ad
na cinayet ilemek yasa tarafndan hafifletici ve affedici bir sebep olarak
kabul grmemeye balar. Fakat Koacolu'nun da bahsettii gibi, ataerkil
namus normu yeni stratejilerle tekrar hayata gemitir. 87 Yarglar yasalar
daki normal tahrik maddelerini uygulayarak namus cinayetlerine verilen
cezalarda indirim salamaya devam etmilerdir. 88 Buradan hareketle, tre
cinayeti deyimiyle kanunlaan namus cinayetlerinde kadnlarn hayat, iki
farkl alan iinde plak hayata dnr: Birinci olarak, modern olduu var
saylan toplum iinde ayr bir gelenek kategorisi ya da sylemi yaratlr ve
bu gelenek kategorisinin iinde de kadnlar ataerkil dzenin deil gelenek
lerin kurbanlar olarak tasvir edilirler. Gelenek kategorisinin kurulumu ve
kullanm cumhuriyetin kurulu dnemlerine kadar uzanmaktadr ve Dicle
Koacolu'nun da deindii gibi gelenek ataerkilliin dnda konumland
rlmasna ramen, bu sylemin kadnlar zerinde eitli etkileri olmutur. 89
Kadnlar hem modernliin hem de gelenein simgesi olurken, gelenekler
gemiten geleni ve henz modernleememi bir alan simgelemekteydi. 90
Modern olma bir yandan gelenein anti-tezi olarak tahayyl edilirken, bir
yandan da bu iki kategori arasnda sregiden ama tarihsel olarak deien
dinamik, kadnlarn bu ikilem arasnda arada kalmalarna hatta bazen de
dlanmalarna neden olur. kinci husus ise, kadnn bu gelenek sylemin
den dlanmas ve yine namus adna ilenen cinayetlerin ve iddetin gz ard
edilmesi, sulularn ise cezasz kalmalar ya da az bir ceza ile hayatlarna de
vam etmeleridir. Tre cinayetleri tabiriyle her zaman ak ve belirsiz bir kate
gori olarak tasvir edilen gelenek ve tre kavramlar, son yllardaki hukuksal
deiimlerle bilinebilir ve zerine tartlabilir olgular haline geldiler. 91 Bu
tartmalara bakldnda, gelenek ya da tre diye tabir ettiimiz kavramn,
bir dizi gndelik taktik ve stratejinin paras olduu ve farkl kltrel, politik
ve tarihsel koullar altnda deiebilir olduu anlalr. Raymond Williams92
87 Koacolu, agy., s. 357.
88 Agy., s. 357.
89 Agy., s. 370.
90 Chakrabarty, Provincializing Europe: Postcolonial Thought and Historical Difference.
91 Koacoglu, agy.
92 Williams, Marxism and Literature.

Cogito, say: 70-71, 2012

361

362

Hayrnnisa Gksel

gelenek ve hegemonya arasndaki ilikiye dikkat ekerek, gelenein siyasal


hegemonyay merulatrrken, onu yeniden rettiinin altn izer. Burada
gelenein deien, dnen ve hatta toplumu deitiren aktif bir aktr olma
s da nemli bir unsurdur.93 Ancak devlet tarafndan deimeyen bir kavram
olduu varsaylan gelenek adna ilenen cinayetler bir taraftan da bilinli ve
' organize bir akln rn olarak grlrler. Buna karlk namus ise gnde
lik hayat ilikileri iinde insan doasna zg olan bir normu ve doal olan
bir duygu halini temsil eder ve bununla birlikte namus adna ilenen sular
da suu ileyenin doal ve irrasyonel bir tepkisi olarak yorumlanr.
AKP hkumetinin iktidara gelmesiyle beraber sregiden tre-namus ci
nayeti ikileminin anlalabilmesi iin Agamben ve Foucault'nun deindii
biyo-siyasal iktidar mekanizmalarnn ynetimsellik politikalaryla birlik
te nasl ilediine bakmann bu noktada faydal olacan dnyorum.
Hkumet etme ya da ynetimsellik kavram, biyo-iktidar kavramndan fark
l olarak, iktidarn hakimiyet kurma amacyla kulland bir dizi teknii ve
stratejileri anlatr. 94 Foucault iin, hkumet etme ya da biyo-siyasal ynetme
iki farkl ama birbiriyle ilintili sreci ifade eder: bunlar, insann kendini y
netimi/idaresi ve bakalarnn ynetimi eklinde zetlenebilir.95 Foucault'ya
gre sz konusu olan hkumetin yapsal karakteri deil, insanlarn ocuk
lar, kadnlar ve aileler gibi deien kategorilerle dolayl olarak ynetimidir. 96
Hkumet etme ekilleri de farkl tarihsel ve sosyal ortamlarda deien bi
imlerde tezahr ederken, ahlak, aile, ekonomi ve gvenlik gibi kavramlarn
sylemsel alanda ilev kazanmasyla insan davranlar kolaylkla kontrol
altna alnr. Mitchell Dean'e97 gre, Foucault'nun ynetimsellik ilkesi beden
ynetimi ve genel olarak iktidar arasnda kurulan ilikiye dayanr. Dean'in
Foucault analizi, devlet reformlar ve kanunlaryla insanlar, bedenler ve z
nellikler arasndaki balantya iaret etmesi asndan nemlidir. Bu yz
den kanunu yazl bir kod olarak alglamaktan ziyade, biyo-siyasetin disiplin
mekanizmalar ve hkumet etme teknikleriyle beraber dnmek gerekir.
Yani disiplin belli zneler zerinde ve belli mekanlar iinde ilev grrken,
ynetimsellik ise spesifik gruplar ya da toplum iinde bulunan komniteler
93 Gek ve Balaghi, "Reconstructing Gender in the Middle East Through Voice and Experience".
94 Foucault, "Governmentality".
95 Gordon, "Governmental Rationality: An lntroduction", s. 2.
96 Hunt ve Wickam, Foucault and Law: Towards a Sociology of Law as Governance, s. 24.
97 Dean, Governmentality: Power and Rule in Modern Society.

Cogito, say: 70-71, 2012

Michel Foucault'da iktidar Kunna Pratikleri

zerinden iler. 98 Yasama ve kanun da hkumet etme aralarnn temellerin


den birini oluturur.
Foucault'nun kanun anlay iki nedenden dolay snrl kalmaktadr: Bi
rincisi, Foucault, kanunu kurallar btn olarak alglar ve ikincisi ise, kanu
nu ve kanun yapcln egemen iktidarla eit tutar. 99 Tam da bu snrlar a
mak iin, kanunu hkumet etme ekli ve biyo-politikalar arasndaki ilikiyi
glendiren bir mekanizma gibi grmenin faydal olacan dnyorum.
znelerin kendi kendini ynetimi ve bu ynetimi salayan aralarn btn,
hkumet etme taktiklerinin toplum iindeki bireyler tarafndan iselletiril
mesi ve doallatrlmasyla gerekleir. Namus kavram, hatta sylemi de
bu balamda kadnlarn, etraflarnda yer alan aile bireylerinden, akrabala
ra, gazetecilere ve politikaclara kadar, yakn olan veya olmayanlar tarafn
dan gzlenmesine ve kontrol altna alnmasna neden olur; namus burada
iktidar doallatran ve iselletiren srelerin bir paras olur. Tre cina
yeti syleyii de hkumet etme eklinin tekniklerinden biri olarak kadnlar
ve erkekleri farkllaan ekillerde "hizaya getirmeyi" ama edinirken, belli
znelerin bedenlerini hedef alr ve onlarn her trl davrann ynetecek ve
davranlarna mdahale edecek bir saha aar.
Namus cinayetlerinin, tre cinayetleri olarak siyasallamas da, tamamen
ailenin ynetimi ve aile iindeki bireylerin bedenlerine ynelik mdahale
lerle ilintilidir. Genel olarak kadna ynelik iddet olaylarn ve hkumetin
tepkilerini ynetim noktasndan anlamaya almak, farkl toplumsal ak
trler tarafndan retilen sylemlerin dinamiklerini zebilmek asndan
da nemlidir. Enteresan olan, liberal devlet teorilerinde siyasal olmayan bir
alan olarak kurulan ailenin kanun tarafndan, refah devleti ve neo-liberal
politikalarla deien devlet formlaryla birlikte korunmaya ve mdahaleye
ak bir sahaya dntrlmesidir. Koacolu'na 100 gre, namus olgusu kul
lanlrken srekli olarak aile kavramna bir ar yaplr ve buna karlk
namus cinayetleri de bir kltr meselesi olarak, iktidarn son dnemlerde
neoliberal ekonomi politikalaryla yeniden yaplanmasyla birlikte bir "m
dahale nesnesi" olur. Bu erevede, AKP hkumetinin, Medeni Kanun ve
Ceza Kanunu'nda ortaya koyduu hukuksal deiimler, sadece ailenin ya da
cinselliin ynetimini iermemektedir. nk siyasal-hukuksal sylemler
98Tadros, "Between Governance and Discipline: The Law and Michel Foucault".
99 Agy.
100 Koacoglu, agy.

Cogito, say: 70-71, 2012

363

364 Hayrnnisa Gksel

genel olarak kadnlarn muhafaza edilmesini amalarken, namus cinayeti


de daha btnsel olarak ileyen bir disiplin mekanizmasnn iinde poli
tikleerek bir aratrma ve bilgi retme arac grevi grr. yle ki, AKP
hkumetinin yapt kanunsal dzenlemeler ve kadnlara dair sylemleri
daha geni bir neoliberal ve muhafazakar devlet stratejisinin bir yansmas
olarak okunabilir.
Refah devletinin korumac ve muhafazakar aile politikalarnn yerini,
neoliberal devlet kuramnda kendi kendine yetebilen ve kendinden sorumlu
olan bireylerden oluan bir aile modeli alr. 10 1 AKP hkumetinin ekonomi
politikalar neoliberal kalknma dalgas iinde deerlendirilse de, aile ve
kadn siyaseti ve sylemi korumac, ayn zamanda da neo-konservatif ola
rak nitelenebilecek yapya daha uygundur. 102 Sally Eagle Merry 103, kadnn
ailedeki konumunu tartrken birbiriyle elien iki tr kanunsallatrma
durumundan bahseder: Birincisi kadnlarn aile iindeki konumunu istis
na olarak gren ve kadna kar ilenen sular kanun tesinde tasvir eden
yaklam, ikincisi ise aileyi, kadnlar korumak ve kollamak adna kanun
latrma ve bu grevi de erkeklere teslim etme yaklamdr. Bu iki hukuksal
tavr, kadn koruyup kadnn haklarna sahip kmak ve kadn bedeninin
eril tahakkmn mmkn klmak arasnda gidip gelmektedir. Tam da
bu mdahale ve muhafaza arasnda gidip gelen paradoksal hukuksal tavr,
Sirman'n 104 AKP ile ilgili yapt deerlendirmede hkumetin "Gl Aile"
hayalinden yola karak rettii kadn beden politikalarnda karmza
kar. Ailenin toplumun temeli olduunu vurgulayan AKP hkumeti, kadnn
balca grevinin ocuk dourmak ve bununla mukabil salkl ve gl bi
reyler yetitirmek olduunun altn izer. 105 rnek olarak, boanmak isteyen
eini 14 Ocak 2012 tarihinde ldren Hseyin Civek, Aile ve Sosyal Politi
kalar Bakanl'nn davaya mdahil olmas zerine unlar syler: "Davaya

mdahil olmak isteyen Bakanln adna bakn, Aile Bakanl. Ben de karm
ailemi korumak iin ldrdm. "106 Namusunu korumak amacyla eini l101 Larner, "Neo -Liberalism: Policy, Ideology and Governmentality".
102 Agy.
103 Merry,"Criminalization and Gender: the Changing Governance of Sexuality and Gender
Violence in Hawai'i".
104 Sirman, "Gl Ailenin Hayali".
105 Agy.
106 "Demet Filcan Nasl ldrld?", 08.04.2012, Kadn Cinayetlerini Durduracaz ln
ternet Sitesi, http://www.kadincinayetlerinidurduracagiz.net/index.php?option=com_
k2&view=item&id=223:kadnlar-tm-kz-kardelerini-mcadeleye-ard&ltemid=I 16.

Cogito, say: 70-71, 2012

Michel Foucault'da iktidar Kunna Pratikleri

drdn syleyen Civek arlatrlm mebbet hapis cezasna mahkum


olurken, onun yukardaki szleri de, aileyi korumann kimlerin hayatna ve
nelere mal olabileceine dair ok arpc bir rnek sunar. 107
Babakanlk nsan Haklar Bakanl'nn, 2002 ve 2007 yllar arasn
da ilenen tre ve namus cinayetlerine dair sunduu raporda, tre ve na
mus cinayetleri arasndaki ayrm belirsizliini korurken, stanbul, Ankara
ve zmir' in bu cinayetlerin ilendii balca iller olduu ortaya konulmakta
dr. 108 Ancak rapordaki dikkat ekilmesi gereken husus, bu sularn Dou ve
Gneydou kkenliler tarafndan ilendiine dair yaplan vurgudur. 109 yle
ki, ailenin kutsal olarak kabul edilen snrlar, gelenek sylemiyle birlikte
baka bir aamaya geer ve kutsal alan belli bir etnik gruba mensup olan
larn, zellikle Krt erkeklerin tre adna ilenen cinayetlerden dolay sulu
kategorisine alnmasyla gelenek de namus da farkl politik anlamlar kaza
nr. Bu gelenek sylemi farkl etnik ve aile kkenlerinden gelen insanlarn
hem dlanmasn hem de sulanmasn kolaylatrr. ounlukla Krtlerin
yaamakta olduu Dou ve Gneydou blgelerine atfedilen gelenek sylemi,
kutsal olarak kabul edilen ailenin gcn etnik kimlik, kltr ve geri kal
mlk sylemleriyle bir araya getirir. 110 Denebilir ki, gelenek cinayeti kavra
myla sadece kadnlar deil ayn zamanda Krtler de tekileir ve namusla
tekileenlerin hayatlar plak hayat olmaktan kurtulamaz.
Sonu:

Namus kavramnn nasl sorgulanamayan ve iselletirilmi bir norm ha


line dntn anlamak asndan, namusun ileyiinin gncelliini ve
tarihselliini, Foucault'nun ve Agamben'in kuramsal erevelerinden fayda
lanarak anlattm. Gelenek ve namus adna ilenen cinayetler zerine oka
konuulmasna ramen, namus pek fazla konuulmayan ve doallatrlm
bir olgu olarak kalmaya devam etmektedir. Gnmz devlet politikalarnda,
hkumet etme ekli her zaman hakimiyet kurmayla birlikte ortaya kmaz,
aksine namus kodu zerinden kendi kendini ve bakalarnn davranlarn
107 "Selma Civek Davas Sonuland", 3 0.03.2012, Haber Ekspres Gazetesi, http://www.habe
rekspres .eom.tr/selma-civek-davasi-sonuclandi.htm.
108 "istanbul'da haftada bir tre cinayeti ileniyor", 19.06.2008, Radikal, http//www radikal
Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticlelD= 884203&Date=20.06 .2008&Cate
gorylD=77.
109 Agy.
110 Koac oglu, agy.

Cogito, say: 70-71, 2012

365

366 Hayrnnisa Gksel

ynetme ve idare etme olarak da tezahr eder. Burada namus bir kendi ben
liini kurma ve kontrol etme mekanizmas olarak ilev grr. Bu y zden, na
musun, namus ve tre cinayetleri zerinden politiklemesi, bireylerin "ailevi
vatandal" (familial citizenship) ya da retken (reproductive) vatandalk
tanmlaryla kategoriletirilip idaresini kolaylatrr. 111 AKP hkumeti r
neinde grld gibi, politik gndem neoliberal ve konservatif sylemler
arasnda gidip gelirken, btn bu strateji ve taktiklerin toplam aile, kadn
ve namus konular balamnda, baskn ve ataerkil bir sylemin oluumuna
ve devamna hizmet eder.
Makale iinde anlattm gibi, 1926 Medeni Kanunu'ndan balayarak
2004'deki namus saikiyle ilenen cinayetlerle ilgili maddede yaplan dei
ikliklere kadar, aile modern bir kurum olarak hayal edilmi ve aile iinde
de erkekler devletin temsilcileri ve kadnn dourganlnn kontroln sa
layanlar olarak kabul grmlerdir. Stratejik olarak namus cinayetlerinin
Ceza Kanunu'nda gelenek/ tre cinayetleri kapsamnda deerlendirilmesi,
gelenein de aile iinden kartlp belli bir kltre ve o kltrn insanla
rna mal edilmesine neden olur. Bu sebeple, gelenek tartmal bir kavram
haline dnr. Bu durumda da artk nemli olan kadnlar ya da kadnlarn
maruz kald iddet deil, gelenein yeniden inasdr. Gelenein politikle
mesi ve kanunlamas kadnn tekilemesi ve de kurbanlatrlmas adna
yeni sahalar aar. Kadnn cinsellii ve bedeni, "tekini" kontrol etmenin,
bastrmann ve ynetmenin de bir aracna dnr. Bu balamda, namus
cinayetlerinin tre cinayetleri olarak sorunsallatrlmas ataerkil normlarn
kadn bedenleri stndeki ikili oyununu, yani erkein namusunun ve mille
tin namusunun korunma ilkelerini aa karr.
Namusu insan davranlarn dzenleyen daha genel bir toplumsal etik
anlaynn paras olarak dndmzde, kadnlarn olduu kadar er
keklerin de cinselliklerinin ve davranlarnn kontrolnn sz konusu ol
duu grlr. Namus, sadece kadnlarn deil, erkeklerin hayatlarnn da
gzetlenmesine ve onlarn arasndaki hiyerarilerin dzenlenmesine daya
nr. Basit bir deyile, erkein "namussuz" olmas "gvenilmez" olmasna,
erkeklikten "yoksun" olma haline ya da etrafndaki kadnlarn namus ko
ruyuculuunu yerine getirememesine iaret ederken; kadnn "namussuz"
ya da "iffetsiz" olmas kadnn cinselliine ve davran kalplarnn hepsine
111 Sirman, "The Making of Familial Citizenship in Turkey". Miller, The Limits ofBodily Integ

rity: Abortion, Adultery and Ripe legislation in Comparative Perspective.

Cogito, say: 70-71, 2012

Michel Foucault'da ktidar Kurma Pratikleri

baldr. Kadnn kontrol edilemeyen cinsellii toplumun dzeni asndan


bir tehdit olarak alglanr. Cinayetlerin faillerinin genellikle erkekler olmas
na ramen, hkumet politikalar erkeklerin davranlarn dzenlemeye dair
bir zm sunmaz. Biyo-siyasal iktidar kurma ve hkumet etme ekillerine
bakmak, bize namusla yorulan erkeklerin davran kalplarn ve kodla
rn anlamaya ve deitirmeye ynelik ipular sunabilir. Bu nedenle, tre
cinayetleri kalbyla belli bir etnik ya da airet kimlii zerinden yrtlen
hukuksal tartmalar, hkumetin erkek cinselliine ve davran kalplarna
dair ne sylemediine bakmamza neden olur. Bu da namus adna maruz
kalnan iddeti engellemek iin bize bir yol haritas sunabilir.
Toplumsal kontrol mekanizmalar baz gruplarn ve bireylerin etnik, cin
sel ve dini kimliklerinden dolay politik ya da kamusal alandan dlanma
larna ve sessizletirilmelerine neden olur. Nil Mutluer'in 112 deindii gibi,
"kamusal alan namusallamakta" ve temelini ulus devlet inasndan alan
bu namusallama hali, kamusal alanda birlikte yaayan insanlar hem ken
di kendilerine hem de birbirlerine ve tekilere kar sarlatrmaktadr. Bu
hal, kamusal ve zel alan arasnda var olduuna inanlan ve korunan yani
kutsal olarak kabul edilen zel ve kamusal alan arasndaki ayrmn var ol
madna iaret eder. Umumi-zel arasndaki ilikiye ynelik taknlan bu
ikiyzl tavr, namus cinayetlerine kar alman tutum stnden kendini
yeniden ortaya koyar. Bir ekilde elikili gibi grnen iktidar ve zel alan
arasndaki iliki ve devletin kendisini ailenin alannn dnda konumlama
s, namus sz konusu olduu zaman btn snrlarn almasna neden ol
maktadr. Namus adna ilenen sularn belli bir kitlenin etnik, kltrel ve
hatta tresel yaamna atfta bulunularak aklanmaya allmas da hem
namusun genelden zele indirgenmesinden hem de yine iktidarn kamusal
zel arasndaki snrlar var etmeye almasndan ve elbette varm gibi
davranma abasndan kaynaklanr. Namus cinayetlerinin bu gnlere kadar
pek fazla tartlmamasnn hatta namusun tarihselliinin aa kmama
snn nedeni, zel alann iktidarn mdahalesine ak ama ayn zamanda da
kadnn "kutsal" kabul edilen bedeninin, ldrlmesi pahasna korunmas
ve kadnlarn ikincil vatandalk statsnn devamn salama abasdr.

112 Mutluer, "Namussallaan Sar Alanda Birbirimize Sahip kmak".

Cogito, say: 70-71, 2012

367

368 Hayrnnisa Gksel

Kaynaka

Abu-Lughod, Lila, 1985, "Honor and Sentiments of Loss in a Bedouin Society", Ame
rican Ethnologist, C. 12, S. 2, s. 245-261.
Agamben, Giorgio, 2001, Kutsal nsan: Egemen iktidar ve plak Hayat, smail Trk
men (ev.), stanbul: Ayrnt Yaynlar.
Baron, Beth, 2006, "Women, Honour and the State: Evidence from Egypt", Middle
Eastern Studies, C. 42, S. 1, s. 1-20.
Bourdieu, Pierre, 1965, "The Sentiment of Honour in Kabyle Society", Honour and
Shame: The values of Mediterranean Society iinde, (Haz.) J. G. Peristiany, Lan
don: Weindenfeld and Nicolson, s. 191-243.
Butler, Judith, 2009, "Toplumsal Cinsiyet Dzenlemeleri", Cogito, S. 58, s. 73-93.
Cerwonka, Allaine ve Loutfi, Anna, 2011, "Biopolitics and the Female Reproductive
Body as the New Subject of Law", Feminists@ Law, C. 1, S. 1, s. 1-5.
Chakrabarty, Dipesh, 2000, Provincializing Europe: Postcolonial Thought and Histori
cal Difference, Princeton and N.J.: Princeton University Press.
Dean, Mitchell, 1999, Governmentality: Power and Rule in Modern Society, Landon:
Sage Publications.
Deutscher, Penelope, 2007, "The lnversion of Exceptionality: Foucault, Agamben, and
"'
'Reproductive Rights , The Agamben Effect iinde, (Haz.) A.Ross. Durham: Duke
University Press.
Foucault, Michel, 1977, Discipline and Punish: The Birth of the Prison, New York: Vin
tage Books. (Trkesi: Michel Foucault, Hapishanenin Douu, ev. Mehmet Ali
Klbay, stanbul: mge Kitabevi, 2006.)
______________,1978, The History of Sexuality: An Introduction- Volume !. New
York: Vintage. (Trkesi: Michel Foucault, Cinselliin Tarihi, ev. Hlya Uur
Tanrver, stanbul: Ayrnt Yaynlar, 2007.)
--------------' 1984, "What is Enlightenment?", The Foucault Reader iinde,
(Haz.) P. Rabinow, New York: Pantheon Book, s. 32-51.
-------------- 1991a, "Governmentality", The Foucault Effect: Studies in Govern
mentality iinde, (Haz.) G. Burchell, C. Gordon ve P. Miller, Chicago: Chicago
University Press, s. 87-104.
______________, 1991b, "Right of Death and Power over Life", The Foucault reader
iinde, (Haz.) P. Rabinow, Landon: Penguin Books, s. 258-273.
______________,2007, "Cinsellik ve Siyaset," Michel Foucault: iktidarn Gz (Seme
Yazlar) iinde, (Haz.) F. Keskin, stanbul: Ayrnt Yaynlar, s. 234-245.
Friedland, Roger, 2005, "Religious Terror and the Erotics of Exceptional Violence",

Gender and Nation in South-Eastern Europe. Anthropological Yearbook of Europe


an Cultures iinde, (Haz.) K. Kaser ve E. Katschnig-Fasch, S. 14, s.39-71.
Gordon, Colin, 1991, "Governmental Rationality: An Introduction", The Foucault Ef
fect: Studies in Governmentality iinde, (Haz.) G. Burchell, C. Gordon ve P. Miller,
Chicago: University of Chicago Press, s. 1-52.
Gek, Fatma Mge ve Balaghi, Shiva, 1994, "Reconstructing Gender in the Middle
East Through Voice and Experience", Reconstructing Gender in the Middle East:
Tradition, Identity, and Power iinde, (Haz.) F. M. Gek ve S. Balaghi, New York:
Columbia University Press, s. 1-23.
Cogito, say: 70-7 1, 2012

Michel Foucault'da ktidar Kurma Pratikleri

Hatch, Elvin, 1989, "Theories of Social Honor", American Anthropologist, C. 91 S. 2,


s. 341-353.
Hunt, Alan ve Wickam, Gary, 1994, Foucault and Law: Towards a Sociology of Law as
Governance, London, Sterling, Virginia: Pluto Press.
Kandiyoti, Deniz, 1987, "Emancipated but Unliberated? Reflections on the Turkish
Case." Feminist Studies, C. 13, S. 2, s. 317-338.
---------------- 1997, Cariyeler, Baclar, Yurttalar: Kimlikler ve Toplumsal Dn
mler, stanbul: Metis Kadn Aratrmalar.
Keskin, Ferda, 2007, "Sunu: ktidarn Gz", Michel Foucault: ktidarn Gz (Se
me Yazlar) iinde, (Haz.) F. Keskin, stanbul: Ayrnt Yaynlar, s. 11-21.
Koacolu, Dicle, 2004, "The Tradition Effect: Framing Honor Crimes in Turkey", A
Journal of Feminist Cultural Studies, C. 15, S. 2, s. 118-151.
-------------- 2009, "Gelenek Sylemleri ve ktidarn Doallamas: Namus Cina
yetleri rnei", Cogito 58, s. 350-385.
Larner, Wendy, 2000, "Neo-Liberalism: Policy, Ideology and Governmentality", Stu
dies in Political Economy, S. 63, s.5-25.
Lentin, Ronit, 2006, "Femina Sacra: Gendered Memory and Political Violence",
Women's Studies lnternational Forum, S. 29, s. 463-473.
McClintock, Anne, 1993, "Family Feuds: Gender, Nationalism and the Family", Femi
nist Review, S. 44, s. 61-80.
McLaren, Margaret, 2002, Feminism, Foucault, and Embodied Subjectivity, Albany:
State University of New York Press.
McNay, Lois, 1992, Foucault and Feminism, Boston: Northeastern University Press.
Merry, Sally Engle, 1999, "Criminalization and Gender: the Changing Governance
of Sexuality and Gender Violence in Hawai'i", Governable Places: Readings on
Governmentality and Crime Control iinde, (Haz.) R. Symandych, Dartmouth:
Ashgate, s. 75-102.
Miller, Ruth, 2007, The Limits ofBodily lntegrity: Abortion, Adultery and Rape legisla
tion in Comparative Perspective, England: Ashgate Publishing.
Mutluer, Nil, 2008, "Namussallaan Sar Alanda Birbirimize Sahip kmak", Radi
kal2, 23 Mart, 2008 (www.radikal.com,tr!ek haber.php?ek=r2&haberno=8139-29k).
Parla, Aye, 2001, "The Honor of the State: Virginity Examinations in Turkey", Femi
nist Studies, C. 27, S. 1, s. 74.
Pateman, Carole, 1988, ''The Fraternal Social Contract", Civil Society and the State:
New European Perspectives iinde, (Haz.) J. Keane, London: Verso, s. 101-127.
Rabinow, Paul, 1984, "Introduction", The Foucault Reader iinde, (Haz.) P. Rabinow,
New York: Pantheon Books, s. 3-31.
Sirman, Nkhet, 2003, "Kadnlarn Milliyeti", Milliyetilik iinde, (Haz.) Murat Bel
ge, T. Bora ve M. Gltekingil, stanbul: letiim Yaynlar, s.226-245.
-------------- 2004, "Kinship, Politics, and Love: Honour in Post-Colonial Con
texts- The case of Turkey", Violence in the Name of Honour: Theoretical and Politi
cal Challenges iinde, (Haz.) S. Mojab ve N. Abdo, stanbul: Bilgi University Press,
s. 39-57.
-------------- 2005a, "nsz: Namusun Arka Plan", Harem ve Kuzenler, (Yaz.)
Germaine Tillion, stanbul: Metis Yaynlar, s.25.
Cogito, say: 70-7 1, 2012

369

370

Hayrnnisa Gksel

______________, 2005b, 'The Making of Familial Citizenship in Turkey", Citizenship


in a Global World: European Questions and Turkish Experiences iinde, (Haz.) E.
F. Keyman ve A. duygu, London and New York: Routledge, s. 147-172.
-------------- 2006a, "Gl Ailenin Hayali", Amargi, s. 43.
-------------- 2006b, "Medeni Kanun: Kocalar Cumhuriyeti", rportaj yapan
Aye Durukan, Bianet, 25.04.2006.
Tadros, Victor, 1998, "Between Governance and Discipline: The Law and Michel Fo
ucault", Oxford Journal of Legal Studies, C. 18 S. 1, s. 75 -103.
Vogel, Ursula, 1998, "The State and the Making of Gender. Some Historical Legaci
es", Gender, Politics and the State, (Haz.) V. Randall ve G. Waylen, London/ New
York: Routledge, s. 29- 45.
Weitz, Rose, 1998, "A History of Women's Bodies", T he Politics of Women's Bodies:
Sexuality, Appearance, and Behavior iinde, (Haz.) R. Weitz, New York, Oxford:
Oxford University Press, s. 3 -2 4.
Williams, Raymond, 1977, Marxism and Literature, Oxford:University Press.

Cogito, say: 70-71, 2012

..

Evlilik Oncesi Cinsellik, Bekaret ve


Beden Disiplini: Kadnlarn "Ak"
..
Uzerinden Cinsel Ahlak Mcadelesi
TUGE ELLALTI

Giri ve zet
1980'lerden bu yana gerekleen ve halen gereklemekte olan kltrel ve
ekonomik deiimler Trkiye'de snfsal, etnik ve dinsel aidiyetler ile top
lumsal cinsiyet kimliklerinin tanmlan ve idare edili biimlerini dn
trmtr. Devlet kontroll kapitalizmden serbest piyasa ekonomisine gei,
kreselleme, siyasal slam'n glenii ve Avrupa Birlii'ne katlm sreleri
ile lke iinde yaanan siyasi atmalar ve gittike ykselen, nispeten zerk,
sivil toplum hem kolektif hem de bireysel kimlikleri politikletirmitir. Kim
liklerin politiklemesi, toplum iinde bolca tartlan ve srekli deien top
lumsal cinsiyet ve cinsellik sylemlerini de beraberinde getirmitir.
Bu makale, niversite eitimli, Trkiyeli gen kadnlarn evlilik ncesi
cinsellik 1 ve bekaret ile ilgili anlat ve pratiklerini iktidar ilikileri ve zel
likle 1980'lerde artan cinsellik sylemleri balamnda incelemektedir. Ma
kalede kendini "cinsel olarak zgrlemi" olarak gren, sosyo-ekonomik
adan avantajl bekar kadnlarn cinsel yaamlaryla ilgili kararlar naMakale iinde "evlilik ncesi cinsellik" sz hi evlenmemi kimselerin cinsel edimlerini
anlatmak iin kullanlmtr. Bu szn evlilii bir referans noktas olarak ald ve insan
larn yaamlarnda kurucu bir eik olarak tanmlad iddia edilebilir. Bu szn makalede
analitik bir kategori olarak kullanlmasnn en nemli iki sebebi bu szn yerine geebile
cek, daha "masum" ve kullanm yaygn baka bir szn bulunmamas ve grmecilerin
kulland dili makaleye yanstma abamdr.
Cogito, say: 70-71, 2012

3 72

Tue Ellialt

sl aldklar cinsellii dzenleyen sylemler balamnda tartlarak tahlil


edilmektedir. Yaznn kavramsal erevesini Michel Foucault'nun disiplin,
cinsellik ve modern iktidar analizleri oluturmaktadr. Makalede cinsel z
grleme syleminin olduu gibi kabul edilmesi yerine, kadnlarn evlilik
ncesi cinsel edimlerini esasen aka ve karlkl adanlm, romantik iliki
lere dayandryor olularnn disiplinletirici ahlaki bir syleme iaret ettii
iddia edilmektedir. Akn kadnlar tarafndan iselletirilmi dzenleyici bir
syleme dnmesi Foucault'nun kendi kendini disipline etme kavram ze
rinden tartlrken, ayn zamanda "ak" syleminin makbul olan cinsellik
ve kadnlklarn snrlarn izdii ve cinselliin nasl ve hangi koullarda
yaanyor olmasna bal olarak kadnlar arasnda ayrmlara neden olduu
anlatlmaktadr. Ayrca, bu tahlil kendini "srekli gzetleme" eklinde gs
teren nispeten yeni -belki de en karmak- cinsel dzenlemeye ve kendi ken
dini disiplin altna alma haline dikkat ekmekte ve bunu toplumsal cinsiyet
ilikileri andan irdelemektedir. Anlatlarda sk sk ne kan "ak" temas
ayn zamanda kadnlarn iktidar ilikilerine nasl dahil olduklarna iaret
etmekte ve Trkiye' de sregelmekte olan namus vurgusunun kadnlarn cin
sel kararlarn o ya da bu ekilde etkilediini bir kez daha gstermektedir.
Makale, ayn zamanda, kadnlarn bekaret etrafnda yeni "aklc" ve "vicda
ni" tanmlar reten sylemler araclyla bekareti ahlaki bir mesele olarak
nasl tasarladklarn tartmaktadr.
Bu alma, ayn zamanda, cinsel zgrleme sylemini benimsemi ka
dnlarn cinsellik anlatlarn tarihsel, siyasal ve sosyo-kltrel balamlar
iinde okumakta ve bu anlatlarn iinde cinsellii dzenleyen sylemleri
Michel Foucault'nun ve Judith Butler'n kavramsal aralar zerinden tart
maktadr. zetle, bu makale, kadnlarn geleneksel, cinsiyeti cinsellik mo
dellerine kar nispeten glenmelerinin nemine iaret etse ve kadnlarn
makbul cinselliin snrlarn yeniden tanmlamadaki kararllklarn gs
terse dahi, anlatlar, kadnlarn cinselliklerinin snrlarn ahlaki endieler
zerinden kurmaya devam ettiklerini ve bu ekilde bedenleri zerinden ikti
darla yeniden karlatklarn iddia etmektedir.
Foucault ve Cinsellik
Getiimiz 30 yl toplumsal cinsiyet ve iktidar alannda yaplan almalarda
etkili olmu birok entelektel akma tank olmuken, bu dnemde cinsellie
olan yaklamlar da eitlilik (feminist, queer, yapsalclk sonras, psikanaliCogito, say: 70-71, 2012

Evlilik ncesi Cinsellik, Bekaret ve Beden Disiplini

tik, vb) kazanmtr. Bu dnemde cinsel kltrde yaanan nemli deiiklik


ler de yaplan almalar etkilemitir. zellikle HIV/AIDS'in art gsterme
si, nc dalga feminizmin ykselmesi ve ecinsel hak hareketinin hzl bir
biimde bymesi cinsellik almalarnn odan bir hayli deitirmitir.
Birok feminist kuramc, toplumsal cinsiyetin cinsel kimlik ve deneyimleri
ekillendirmesindeki nemine vurgu yaparken2 yapsalclk sonras d
nrler, cinsel anlamlarn, kimliklerin ve kategorilerin deikenlii zerine
odaklanmlardr.3 Yakn zamanda yaplm almalar ise daha ok cinsel
kategoriler ile toplumsal cinsiyet kategorilerini sorunsallatrmaktadrlar.
Bu almalarn bir ksm insan bedeninin dil ve kltrel pratikler aracl

yla dzenleniini incelerken, 4 dier bir ksm da cinsel ayrmann toplum

sal olarak retilmesini 5 tartmaktadr. Getiimiz yllarda ykselie geen


cinsellik almalarnn bazlar genlerin ve gen yetikinlerin cinsellikle
rine odaklanp toplumsal balamn cinsel davran nasl ekillendirdiine
bakarken, 6 sadece birka bekareti kltrel bir olgu olarak incelemitir.7

Cinselliin Tarihi: Bilme stenci adl eseri Foucault'nun en nemli a


lmalarndan biri olarak bilinir. Foucault'nun bu eserde yapt tahlil ve
saptamalarla iktidar nosyonu ve onun bilgi ile olan ilikisini yeniden kav
ramsallatrmas cinsellik almalarnda yeni bir sayfa amtr. Cinselliin
Tarihi serisinin dier iki cildine ve Foucault'nun College de France'ta verdii
derslere de baktmzda bu dnemde Foucault'nun modern iktidarn uygu
lan, bilgi biimleri ve zne oluumunun arasndaki ilikilere ve balara
kar ilgisinin arttn syleyebiliriz. Foucault, Cinselliin Tarihi adl serinin
ilk cildinde "bask varsaym" olarak bilinen ve Wilhelm Reich ve Herbert
Marcuse tarafndan gelitirilmi Marksist-Freudcu dnceyi eletirmekte2 Bkz. MacKinnon, Feminism Unmodified: Discourses on Life and Law; Rubin, "Thinking Sex:
Notes for a Radical Theory of the Politics of Sexuality"; Vance, Pleasure and Danger: Explor

ing Female Sexuality.

3 Butler, Bodies that Matter: On the Discursive Limits of Sex; Foucault, The Will to Knowledge:
The History of Sexuality Volume l; Stein & Plummer, '"I Can't Even Think Straight': 'Queer'
Theory and the Missing Sexual Revolution in Sociology".
4 Fausto-Sterling, Sexing the Body: Gender Politics and the Construction of Sexuality.
5 Green, "The Social Organization of Desire: The Sexual Fields Approach".
6 Bogle, Hooking up: Sex, Dating, and Relationships on Campus; Risman & Schwartz, "After
the Sexual Revolution: Gender Politics in Teen Dating"; Hamilton & Armstrong, "Gendered
Sexualities in Young Adulthood: Double Binds and Flawed Options".
7 Carpenter, "Gender and the Meaning and Experience of Virginity Loss in the Contemporary
United States" ve Virginity Lost: An Intimate Portrait of First Sexual Experiences; Cindolu,
"Virginity tests and artificial virginity in modern Turkish medicine"; lkkaracan, "Reform
ing the Pena! Code in Turkey: The Campaign for the Reform of the Turkish Pena! Code from
a Gender Perspective".

Cogito, say: 70-71, 2012

373

3 74

Tue Ellialt

<lir. Bask varsaym, modern toplumlarda cinselliin bastrldn ve re


yebilen heteroseksel tek elilikle snrlandn, bunun ise kapitalist retim
ve birikime yarar saladn ve zgrlemenin ancak bu baskc iktidarn
ters evrilmesiye mmkn olacan syler. Foucault ise cinselliin bast
rldn tmyle reddetmezken bask varsaymn modern toplumlarda on
yedinci yzyldan beri oalan cinsellik sylemlerinin iine yerletirerek
yeniden zmlemeye tabi tutmay nerir. 8 Bu yolla Foucault, kefedilmesi
gereken "esas eyin" ilerinde cinselliin, hakikatin ve iktidarn birbirleriy
le balantl olduklar sylemler okluuna bakmak olduunu syler. 9 Dier
bir deyile, Foucault, "insan cinsellii zerindeki sylemin" iindeki iktidar,
bilgi ve haz arasndaki ilikiyi incelemenin nemli olduunu savunur 10 ve
almasnda bu sylemler araclyla retilen ve kullanma sokulan znel
lik durumlarn, kurumlar ve iktidar teknolojilerini inceler. Bu inceleme
sinin sonunda modern toplumlarn zgllnn cinsellii bastrma veya
glgede kalmaya zorlamalar deil, onu yegane bir sr olarak ne karma
yoluyla, kendilerini srekli cinsellikten konumaya zorlamalar olduunu
syler.11 Cinsellik zerine sylemlerin artna bir kant olarak da on yedinci
yzyl Katolik pastoralciliinin deien itiraf pratiini gsterir. tiraf, be
densel arzular syleme dntren bir pratik olarak ruhu ahlaki ltlere
gre ynlendirmekle kalmam, ayn zamanda bu arzular zerinde belirli
etkileri de olacak teknik adan kullanl bilgilerle ahlaken kabul edilebilir
cinsel edimler retme yoluyla cinsellii iktidarn hkm altna sokmutur.
Foucault, bylesi bir itiraf pratiinin gelecek yzyllarda toplumsal karlar
adna cinsellii dzenlemeye yarayan sosyal kurumlarn, "uzmanlarn" ve
sylemlerin oalmas ve yaygnlamasyla bir arada gittiini savunmakta
dr. Foucault, bu oul sylemlerin, iktidar mekanizmalarnn ve kurumla
rn ortaya kn yine iktidarn sylemsel ve sylemsel olmayan pratiklerle
dzenlemeye ve denetim altna almaya alt "nfusu" siyasal bir mesele
olarak grmeye balamasna balar. Uygulanan bu modern iktidar paradig
mas iindeki cinselliin bir de dm noktas vardr ki yle zetlenebilir:
Cinsellik, nfusun dzenleniini ve denetimini znenin disipline edilmesine
ve normalletirilmesine balar.
8 Foucault, The Will to Knowledge: The History of Sexuality Volume 1, s. 8-11
9 Age., s. 7.
10 Age., s. 11.
11 Age., s. 34-35.

Cogito, say: 70-71, 2012

Evlilik ncesi Cinsellik, Bekaret ve Beden Disiplini

Foucault'nun tahlilinin cinsellik almalar bakmndan en nemli sa


ylabilecek katklarndan biri ise modern toplumlarda normatif ve "kenar"
cinsellikleri belirleyecek ve dzenleyecek normlarn retilmesine dorudan
yapt vurgudur. 12 On sekizinci yzyldaki iktidarn, merkez, sylem ve pra
tikleri arasndaki gerilimleri, atmalar ve uyumsuzluklar ile toplumsal
kar iin bunlar birbiriyle badatrma abalarn, on dokuzuncu yzylda
eitli cinselliklerin serpilmesi, bu cinselliklerin farkl biimlerinin g ka
zanmas ve "sapknlklarn" dalmas izlemitir. 13 Bu dnemde bilimlerde
ve medikal, psikiyatrik ve pedagojik kurumlarda cinsellikle ilgili bilgilerin
ve dorularn retilmesiyle normatif ve "kenar" cinsellikler retilmitir. Di
er bir syleyile, kurumlarda "hakikatle cinselliin etkileiminde" belirli
cinsellikler retilmi, oaltlm ve bu cinsellikler belirli normlar etrafnda
hiyerarik olarak dizilmitir. Bu srete de bireyler iktidarn almasna
eklemlenmilerdir. 14 Bu yolla, yalnzca retken cinsellikler tanmlanp g
revlendirilmemi ayn zamanda arpklklar da bu iktidar mekanizmalar
na dahil edilmilerdir. Bu dahil edilme ise, sorgulama, gzetleme, arama ve
ortaya karma yollaryla mmkn klnmtr. Bu anlamda Foucault, nor
matif cinselliklerin harekete geirilmesinin ve neyin sapknlk sayldnn
bask yoluyla deil, eitli iktidar teknikleri araclyla gerekletiini iddia
etmektedir. Foucault'ya gre bu iktidar biimi, bask, yasak ve sansrleme ya
da hukukun hayata geirilmesi yoluyla deil, 15 sylemsel ve bedensel mda
haleler yoluyla znenin normalletirilmesi ve cinsellikle ilgili normatif bilgi
ve belirli bir hakikat retmeyi amalayan merkezlerin, kurumlarn ve uz
manlarn sylemleri, teknikleri ve pratiklerinin harekete geirilmesi ve uy
gulanmas yoluyla olmutur. Foucault'nun "hukuki-sylemsel" model olarak
tanmlad geleneksel model olarak iktidar, yasalla yasal olmayan belirle
yen ve reddetme, darda brakma ve gizleme gibi yollarla iktidarn znesiy12 Michel Foucault'nun cinsellik tahliliyle ilgili ok nemli bulduum ancak yer darln
dan dolay burada ele alamadm bir dier mesele ise bu tahlilin ierdii sorunlardr.
Foucault'nun tahlilinde Dou'ya neredeyse hi yer vermemesi ve "erotik sanat" nosyonunu
kullanarak Dou'nun tarih boyunca cinsel zgrlklerin beii olduunu ima ederek yer
yer arkiyat bir yaklam benimsemi olmas daha sonra birok dnrn de eletirdii
gibi olduka sorunludur (bkz. Ann Laura Stoler, Carnal Knowledge and lmperial Power).
Aynca Foucault'nun iktidar zerindeki v urgusu bireylerin norma uymayan pratikler ile ik
tidar tersine evirme abalarndan hi sz etmemi olmas yine birok kuramc tarafndan
oka eletirilmitir.
13 Age., s. 37.
14 Age., s. 46-57.
15 Age., s. 82.

Cogito, say: 70-71, 2012

375

3 76

Tue Ellialt

le ilikiye giren bir hkmranlk modeli zerine kuruludur. Bu model ayn


zamanda, cinsellik zerine "bask varsaymnn" da znde bulunur. 16
Foucault, cinselliin tarihini ele ald tahlilinde on yedinci yzyldan
beri cinsellii odana alan bilgi ve iktidar mekanizmalarn ve cinselliin
retimini birbirine balyor. 17 Bu incelemesiyle Foucault, cinsellii tarihsel
ve toplumsal bir kurgu olarak gren bir perspektif sunmu olmakla kalm
yor, ayn zamanda cinsellii bilgi retimi, hakikatin kurulmas ve beden
ler zerinde belirli etkileri yaratmay amalayan tekniklerin harekete geii
zerinden ileyen modern iktidar mekanizmalarna balam oluyor.
Aratrmann Yntemi

Bu alma, stanbul' da yaayan, eitimli ve sosyo-ekonomik adan avan


tajl bekar kadnlarn romantik ilikilerini nasl dzenlediklerini ve cinsel
yaamlaryla ilgili kararlar nasl aldklarn anlamak iin niteliksel bir me
tot olan derinlemesine grme yntemini kullanmtr. 2008 ile 2010 yllar
arasnda yalar 21 ile 28 arasnda deien ve kendini heteroseksel olarak
tanmlayan 35 bekar kadnla derinlemesine grmeler yaplmtr. 18 al
maya katlan kadnlardan drt tanesi hari tm cinsel olarak aktif oldukla
rn sylemilerdir. 19 Cinsel olarak aktif olan kadnlarda ilk cinsel iliki iin
ortalama ya yaklak 19' dur.
alma iin niversite eitimi alm, sosyo-ekonomik adan avantaj
l, kentli kadnlarn seilmesi, bu kadnlarn evlilik ncesi cinsellie daha
ak olabilecekleri, dolaysyla da Trkiye'de kadn bekareti ve cinsellii ze
rindeki toplumsal baskya kar kacaklar varsaymna dayanmaktadr.
Katlmclar, grmeler esnasnda eitimli olmalarna ve bal olduklar
toplumsal snfn "alkanlklarna" sk sk atfta bulunmu, cinsellie olan
yaklamlarnda eitim dzeylerinin ve sosyo-ekonomik aidiyetlerinin etkili
olduunu sylemilerdir.
Katlmclar, almaya eitli yollarla dahil edilmilerdir. ncelikle kar
topu rneklemi kullanlmtr. ekirdek rneklemi oluturan ilk grme16 Age., s. 82-89.
17 Age., s. 105.
18 Katlmclarn 1 l'i niversite rencisi, 13' yksek lisans ve doktora rencisi, kalan 1 l'i
ise zel sektrde alan, yakn zamanda yksek renimlerini tamamlam kadnlardr.
19 almada cinsel olarak aktif olmak grme gnnden son 6 ay iinde seks yapmak olarak
tanmlanmaktadr. Ayrca almaya katlan ve cinsel ilikiye girdiklerini syleyen kadnla
rn tm grme zamannda da cinsel olarak aktif olduklarnda belirtmilerdir.

Cogito, say: 70-71, 2012

Evlilik ncesi Cinsellik, Bekaret ve Beden Disiplini

ciler tandklar araclyla almaya katlm, grmelerin sonunda bu


grmecilere almann kriterlerine uyacak ve almaya katlmay isteye
bilecek tandklarnn olup olmad sorulmutur. Bu yolla toplam 25 kiiyle
grmeler yaplmtr. Kartopu rneklemi yntemi almada katlmclar
la dosta iliki kurulmas asndan ok faydal olmutur. Zira, kiisel ta
ntrmalar ve referanslar katlmclarn kendilerini gvende hissetmelerini,
dolaysyla grme esnasnda hayatlaryla ilgili olduka "mahrem" ayrnt
lar paylamalarn salamtr. 20 Bunun yan sra daha eitli bir rneklem
elde etmek iin bir adan beten fazla kiiyle grme yaplmamtr. r
neklemi daha da eitlendirmek iin bir niversitenin renci haber grubu
nun nternet sitesine almann ksa bir tanm ve gerekli iletiim bilgileri
eklenerek baka katlmclara da ulalmtr. Bu yolla iletiime geilen 16
kiiden onuyla grlmtr. Makaledeki tahlil ve yorumlar grmecile
rin kiisel anlatlarna bal kalnarak yaplmtr.
Grmelere Genel Bir Bak - lk Bulgular
Bulgular, orta ve st-orta snf mensubu katlmc kadnlarn "geleneksel"
cinsel ahlak nosyonlarna ve toplumda kadn bekaretiyle ilgili yaygn olan
grlere bal kalmadklarn gstermektedir.
TE: Evlilik ncesi cinsellik ile ilgili dncelerin neler?
Yelin21 (23): Evlilik ncesinde cinsellik yaamann kt ya da kanl
mas gereken bir ey olduunu kesinlikle dnmyorum. Akas insan
larn neden evlenmeden seks yapamazsn dediklerini de hi anlamyorum.
Kadnlar gnn birinde dokunulmam bir beden isteyecek bir erkekle ta
nacaklarn dnrken, ya da dlerken mi demeliyim (glyor), erkek
ler evlenecekleri kadnn bakire olmasn istiyorlar. Bu ok aalayc bir
ey deil mi?
20 Grmecilerle ya, eitim dzeyi, toplumsal snf ve medeni hal gibi demografik zellikler
de benzerlikler tayor olmam aratrmac-katlmc hiyerarisini bir para da olsa ama
ma yardmc oldu. Bu hiyerariyle ilgili tedirginliklerimi grmenin sonunda katlmcnn
bana aratrma ve konuyla ilgili birka soru sormasna imkan vererek biraz daha amaya
altm. Bunun aratrmam daha glendirdiini dnyorum. Tm grmeciler ara
trmann kesin olmayan bulgularn renmek ve konuyu ayrntl biimde tartmak iin
ok hevesliydiler. Katlmclarn sorular yantlamadaki istekleri, bata daha ekingen olan
grmecilerin bile grmenin devamnda daha detayl yantlar vermelerine ve grme
nin daha verimli gemesine katkda bulundu.
21 Tm katlmclarn adlar deitirilmitir. Makalede kullanlan tm adlar takma adlardr.

Cogito, say: 70-71, 2012

377

378

Tue Ellialt

TE: Bunun kadnlar iin aalayc olduunu mu dnyorsun?


Yelin: Evet bence yle. Sonuta bu senin bedenin, bakasnn deil, bir
beden zerinde bile kontroln yoksa senin kiiliin nerede kalr? zgrl
n nerede kalr? (vurgu sonradan eklenmitir)

Birok katlmc, ak bir ekilde cinsel olarak zgrlemi olduklarn ve


sosyo-ekonomik olarak kendilerinden daha az avantajl olan akranlarna
nazaran cinsellik ile ilgili fikir ve tutumlarnn daha ilerici olduunu iddia
etmilerdir. 24 yandaki yksek lisans rencisi Eda'nn szleri ou kat
lmcnn grlerini temsil etmektedir:
Trkiye'deki insanlar birbirlerinden ok farkllar. Mesela ben Van' da ya
ayan birinin benimle ayn ekilde dnmesini beklemiyorum. Sonuta,
farkl ailelerde, birbirinden ok farkl kltrlerde yetimiiz . Benim ba
bam beni hi dvmedi mesela. Annem erkek arkadam var diye hi sinir
lenmedi bana. Ayn ekilde, stanbul'un varolarnda yaayan birinin de
bu tip meseleleri benim gibi grmesini bekleyemem. Bu lkede insanlar
"srf bir erkekle konutu diye" kzlarn ldryorlar. Eitim size viz yon
veriyor, ne bileyim, baka bir dnya anlay veriyor. Cehalet her eyin d
man, cinsellik de bunlarn banda geliyor.

Katlmclardan birou (35 kiiden 3l'i) cinsel olarak aktif olduklarn be


lirttiler. Ayn kiiler evlilik ncesi sekse kar olmadklarn hatta cinsellii
"salkl bir ilikinin" olmazsa olmaz olarak grdklerini sylediler. Kadn
lar, geleneksel "kadnlar evlilik dnda ve ncesinde cinsellik yaamamallar"
anlayn reddederken, cinsel deneyimin namus ve ahlak gibi nosyonlarla ya
kndan ilgili olduunu da konumalarnda sklkla tekrarladlar. almaya
katlan kadnlarn byk bir ounluu -bazen aka bazense st kapal
bir ekilde- cinsel deneyimin ancak belli kriterlere bal kalndnda ve "rast
gele" bir ekilde yaanmadnda namusla uyumlu olabileceini sylediler. 22
22 Bu almaya katlan kadnlarla benzer demografik zelliklere sahip olan erkeklerle yap
tm baka bir almada erkeklerin cinsellik sylemlerinin kadnlarnkinden olduka
farkl olduunu grdm. Ancak erkeklerin kendileri iin kadnlara nazaran daha rahat bir
cinsellik tasvir etmeleri, erkek cinselliklerinin iktidarsz bir alan olduunun gstermez.
Son dnemde hzla artan erkeklik almalar, erkeklerin toplumsal cinsiyet ve cinsellik
mcadelelerinde bask ve iktidarla sk sk karlatklarndan sz eder ve kadnlarn dene
yimlerinden niteliksel olarak ok fark olsa dahi erkeklerin cinselliklerinde de kadnlarn
cinselliklerinde olduu gibi sorunsallatrlacak eler olduundan bahseder (ayrntl bir
inceleme iin bkz. Connell, Masculinities).

Cogito, say: 70-71, 2012

Evlilik ncesi Cinsellik, Bekaret ve Beden Disiplini

Kadnlarn Anlatlarnda Balca Tema Olarak "AK":


Grmelerde katlmc kadnlarn byk bir ounluu cinsel aktivite
ye ancak ak olduklar ve adanlm, romantik iliki iinde bulunduklar
zaman girdiklerini sylediler. Anlatlar, kadnlarn cinsel edimlerini srekli
olarak bir gereke ile beraber sunduklarn gsteriyor. Cinsel edimleri "hakl
karma" abas ve bu aba iinde akn merkezi bir yer tutuyor oluu, ka
dnlarn anlatlarnda gze arpan nemli bir nokta. Dier bir deyile, ak,
kadnlarn cinsellik anlatlarnda "kullandklar" bir gereke, bir dayanak
olarak karmza kan balca kavram:
Zeynep (21): Seks benim iin paylamak demek, hani hayatnda zel biri
vardr ve onunla her eyi yaamak istersin ya, cinsellik de yle bir ey ite.
Ben ilk [cinsel] ilikimi ksa bir zaman nce yaadm. Bununla ilgili ken
dimi kt hissetmiyorum nk ne yaadysam sevdiim, gvendiim, bir
sredir flrt ettiim biriyle yaadm.

Zeynep'in cinselliiyle ilgili kararlar nasl aldn anlatrken sk sk atfta


bulunduu ak nosyonu birok kadnn cinsellik anlatsyla artc paralel
likler tayor. Grme yaplan kadnlarn ou cinsel ilikilerini partnerle
rine ak olmak, ak olmay da uzun sreli (bu srenin tam olarak ne ka
dar olduu kimse tarafndan belirtilmedi) adanlm bir iliki iinde olmak
zerinden anlattlar. Birok kadn bir ak ilikisinde olduu iin partneriyle
seks yaptn belirtti. stanbul'da bir irkette alan Asl (25) grme es
nasnda unlar syledi:
nsanlarn bu konuyla [seks] ile ilgili farkl fikirleri olabilir, ancak ben ki
isel olarak sadece bir erkek iin zel olduumu bildiim zaman biriyle
birlikte olabilirim. rnein, eski erkek arkadamla cinsellik yaamtk,
ama onunla bir buuk yl boyunca beraberdik. Uzun bir sre saylr bir
buuk yl; demek istediim, biz birbirimizi ok sevdik.

Grme yaplan birok kadn, st ak veya dolayl olarak, cinsellik yaa


mak iin meru bir sebebe ihtiyalar olduunu sylediler. Bazlar partner
leriyle uzun vadeli bir iliki iinde olmalarnn kararlarnda etkili olduunu
ima ederken, dierleri ise cinsel samimiyet kurmak iin, ilikinin gelecek
vaat edip etmediine baktklarn sylediler. Ancak tm bu anlatlar iinCogito, say: 70-71, 2012

3 79

380

Tue Ellialt

de "ak" en yaygn "mazeret" olarak sunuldu. Cinsel olarak aktif olduunu


syleyen kadnlardan hari tm "ilk seferlerini" ve daha sonraki cinsel
edimlerini bu deneyimleri romantikletirerek "merulatrdlar." Yksek li
sans rencisi Derya (23) erkek arkadayla cinsellik yaamak iin "makul
sebeplere" ihtiyac olduunu ak ak yle anlatt:
Sadece canm istedii iin seks yapmadm ben [ilk ilikisine atfen]. Bunun
iin makul, mantkl sebeplerim vard, demek istediim kararm kendi
gzmde hakl karan sebepler. Bir de sadece seks gibi deildi, ok roman
tik ve ok duygusald. Paylatmz onca eyden bir tanesiydi diyebilirim.
Ama ak olmasaydm ya da onun beni sevdiinden emin olmasaydm yap
mazdm herhalde [vurgu sonradan eklendi].

Bu rnekte de grld zere, almaya katlan kadnlar cinsel edimlerini


birer ak edimi olarak hayal etmekte ve anlatmaktadrlar. Foucault, Cinselli
in Tarihi'nde tarihsel olarak biimlenmi ve toplumsal olarak kurgulanm
inanlar, davranlar, tutumlar, ilikiler ve kimlikler btn olarak tanmla
d cinselliin ve bu cinsellie yklediimiz anlam ve nemin somut toplum
sal koullar iinde ekillendiini savunmaktadr. Ayn ekilde, yalnzca cin
sellie ilikin tanmlarmzn, geleneklerimizin, inanlarmzn deil, ayn
zamanda davranlarmzn da kendiliinden deil, somut iktidar ilikileri
iinde olutuunu syler. Bu balamda akn toplumda bir "kadns deer"
olarak grlmesi ve cinsellik iin neredeyse bir koul olarak sunulmas da
yine toplumsal cinsiyet dinamiklerinin bir sonucudur. Burada ilgin olan bir
baka mesele ise, ailenin ve toplumun geleneksel kstlarndan "kurtulmu"
birey iin cinselliin belirleyici bir zellie dnm olmasdr. Her frsat
ta kendilerinin ou akranlarndan farkl olduklarn, cinsel manada zgr
olduklarn ve cinsiyeti ve muhafazakar cinsellik kodlarn reddettiklerini
syleyen bu kadnlarn yine cinsellik zerinden baka normlar ve snflandr
malar kurmalar zellikle ilgin ve zerinde dnlmesi gereken bir konu
dur. Makalenin devam bu noktay ayrntl bir ekilde ele almaktadr.

Ne Zaman Seks Yapabiliriz?: Kadnlarn "Makbul" Cinsellik Kriterleri


Kadnlarn cinsel deneyimlerini idealize edilmi bir ak resmi zerinden
merulatrmalar temel olarak iki sebebe dayandrlabilir. Birincisi, ka
dn bekaretinin ahlak zerinden kodland bir toplumda kadnlarn cinsel
Cogito, say: 70-71, 2012

Evlilik ncesi Cinsellik, Bekaret ve Beden Disiplini

davranlarndan dolay dlanmamak, etiketlenmemek veya hor grlme


mek iin eitli yollar aryor olmalar diyebiliriz. Kadnlarn zaman zaman
ahlaki bir ayplanmaya maruz kalabileceklerini dndkleri iin cinsellii
romantize ettiklerini ve bunu ak araclyla yaptklarn sylemek olduk
a mmkn. Kadnlarn her frsatta gerekeler sunmalar ve davranlarn
hakl karmak ynndeki abalar iin geerli dier bir sebebin ise gele
cekte karlaabilecekleri olas bir pimanlk endiesi olduunu syleyebi
liriz. Dier bir deyile, bekarete anlam ykleyen ve nem veren bir toplum
iinde sos yalleen bekar kadnlar, cinsellik yaamaya karar verdiklerinde
bu edimleri iin anlaml ve tutarl bir hikaye oluturmaya alyorlar ki,
sonrasnda bu kararlarndan dolay herhangi bir pimanlk yaamasnlar.
25 yandaki yksek lisans rencisi Emel'in szleri de bu noktaya iaret
ediyor.
Benim iin de kolay bir karar olmad. Biliyorsun, hepimiz belli kurallar
la, deerlerle bydk, bu deerler bize bekaretimizi mstakbel kocamza
saklamamzn yapacamz en iyi ey olacan syledi. Ben de bu dn
cenin etkisi altndaydm, hem de uzunca bir sre. Balarda, yapmak is
temedim ama sonra kendi kendime "Sen bu adam sevmiyor musun? O
da seni seviyor, hatta senin onu sevdiinden de fazla, o zaman sorun ne?"
dedim. Kararmdan da hi piman olmadm, sonuta bizim ilikimizde
ak vard.

22 yandaki niversite rencisi Leyla ise cinsel edimleriyle ilgili "ya


sonradan piman olursam" endiesini tadn u szlerle ifade etti:
TE: Biriyle cinsellik yaayp yaamamaya nasl karar verirsin?
Leyla: Her eyden nce o kiiye gvenmem lazm, gveneyim ki ileride
piman olmayaym. Kendimi rahat hissetmem iin bu gerekli. Sorun u ki,
bazen fiziksel olarak yaknlamak istediim bir erkekleyken "ya bir gn
piman olursam" dncesi peimi brakmyor. ok can skc.

Leyla gibi niversite rencisi olan Baak (22) da erkek arkadayla cinsellik
yaayp yaamamaya karar verirken kararnda bakalarnn onun hakknda
ne dnecei endiesinin etkili olduunu sylyor.

Cogito, say: 70-71, 2012

381

382 Tue Ellialt

-drt yl kadar nceydi. O zamanlar bir erkek arkadam vard. 2006'nn


Kasm aynda kmaya balamtk. ki hafta gemiti ki bir gn evde film
izliyorduk, o an yaknlatk, o bana benimle yatmak istediini syledi. Be
dakika boyunca bir ey sylemeden yzne baktm hatrlyorum. Ben
de onu seviyordum ve ben de onunla beraber olmak istiyordum ama beni o
gece bunu yapmaktan geri koyan bir ey oldu. Sanrm hafif bir kz olarak
grlmekten ekindim. ilker'le [erkek arkada] ilgili bir ey de deildi. Ben
ondan emindim, sevgi dolu ve sadk bir insand. Ama kmaya baladktan
sadece iki hafta sonra beraber olduk diye insanlarn hakkmda kt d
nmelerini istemedim akas.

Kadnlarn cinsellikle ilgili konumalarnda srekli olarak ak ve "bir sre


dir" romantik iliki iinde olularn ne karmalar aslnda bu kadnlarn
evlilik ncesi cinsellik ile ilgili eliik duygular olduuna iaret ediyor. a
lmaya katlan kadnlarn byk bir ounluu her ne kadar ilk cinselliin
geleneksel olarak onaylanm evlilik ortamnda gereklemesi gerektiini d
nmeseler de, evlilik dnda yaanacak seks iin kararlarn ve davranla
rn hakl karacak bir sebebe ihtiyalar olduunu bazen alttan alta bazen
de ak bir ekilde dile getiriyorlar. Sunulan "mazeretler" ise genellikle ak
etrafnda toplanyor. Kadnlar, "ilk seferlerini" bir ak hikayesi iinde anla
tarak evlilik d ilikiyi "ak" yoluyla merulatryorlar. Bu yolla, ahlaki bir
mecburiyeti yerine getirmemi olmaktan kaynaklanabilecek bir yaptrmdan
kamak istercesine, geleneksel olmayan, allmadk davranlarn "hakl
kartmaya" alyorlar. Dier bir deyile, kadnlarn bylesi bir ak syle
mine sk skya tutunmalarnn altnda cinsel edimlerinin ahlaki bir snr
ama olarak grlmesi ihtimaline kar, cinsel yaamlarn meru bir sebebe
dayandrmalar yatyor. Bu meru klma ve dayanak bulma, kadnlarn ya
adklar cinsellii kendi deerleriyle badatrma abas olarak okunabilir.
Benzer biimde, bylesi bir "hakl karma" yaklam, kadnlarn cinsellikle
rini ak, ahlak, sayg ve duygusal ballk gibi toplumsal olarak onaylanan ve
makbul saylan deerler araclyla kurguladklar ve yine bu deerler yoluyla
ayplanmaktan ya da piman olmaktan kandklar eklinde yorumlanabilir.
Grme yaplan kadnlarn birou "rastgele" bir cinsel deneyim yaadk
lar taktirde bakalar tarafndan yarglanacaklarndan endie duyduklarn
farkl ekillerde dile getirdiler. Ahlaki bir ayplanmaya maruz kalabilecek
lerini dndklerinden kendi cinsel davranlarn da kadnlar iin cinsel
Cogito, say: 70-71, 2012

Evlilik ncesi Cinsellik, Bekaret ve Beden Disiplini

olarak uygun ve kabul edilebilir grlen deerlere uyacak ekilde tasarladlar.


Her ne kadar kadnlar aka "toplum tarafndan" ayplanacaklarn syle
meseler de, kendilerinin ak olmadan cinsellik yaayan kadnlar ayplamala
r bu konuyla ilgili grlerini aa karm oldu. Grmelerden kan en
nemli bulgulardan biri, kadnlarn srekli olarak ak iinde yaanan cinsel
lik ile ak dnda yaanan ve daha rastgele olarak grlen cinsellii birbirin
den ayrmalar. Kadnlarn grmelerde haz ve merak iin biriyle beraber
olan, sk sk partner deitiren ya da iyi tanmadklar erkeklerle "kolayca
yatan" kadnlar eletiriyor olmalar, kendilerinin de benzer bir yaklamla
karlaabileceklerinin farknda olduklarn gsteriyor. Her ikisi de niversite
rencisi olan Leyla (22) ve Selin (23), "gerek ak" dnda cinsellik yaayan
kadnlarla ilgili dncelerini yle anlattlar. Ayrca ilgintir ki, cinsiyet be
lirtmeyen sorulara verilen yantlar hep kadnlara odakland.
TE: nsanlarn dnem dnem farkl cinsel partnerlerle olmalaryla ilgili
neler dnyorsun?

Leyla: Ben baz kadnlarn ne yaptklarn bildiklerini sanmyorum ak


as. Yani sayca fazla erkekle yatan kadnlarn, zellikle de tanmadklar
erkeklerle yatanlarn kendilerine sayglar olduunu dnmyorum.

Selin ise unlar syledi:


TE: Peki yakn zamanda tant biriyle beraber olan insanlar?
Selin: Yzeysel ilikiler benim iin deil. Bence sk sk e deitiren veya
daha yeni tant biriyle beraber olan kadnlar bir aray iindeler. Yani
bu kadnlar hayatlarnda bir eyden memnun deiller gibi geliyor bana.
Ciddi ciddi, bu kadnlarn kendilerini aaladklarn dnyorum.

Selin'in bu sorudan yaklak be dakika sonra baka bir soruya verdii yant
ise yle:
TE: Sence seks iin ak gerekli mi?
Selin: Bence tabii, evet gerekli. Ama biliyorum ki birok insan byle d
nmyor. Hani erkeklerin byle dnmemelerini anlayabilirim de, yani
belki onlar iin normal ve kabul edilebilir olabilir ama kadnlar davran
larna daha ok dikkat etmeliler bence.
Cogito, say: 70-71, 2012

383

384

Tue Ellialt

TE: Yani erkekler iin kabul edilebilir, kadnlar iin kabul edilemez,

yle mi?
Selin: Yani yle de deil ama ben bir erkei ak olmad bir kadnla
yatyor diye sulayamam akas. Belki hayatmda farkl kadnlarla olan
ok erkek grdm iindir.
Selin'in "rastgele" iliki yaayan erkeklerle ilgili kadnlardan farkl dn
mesi, i cinsellie gelince kadnlarla erkekler iin "kabul edilebilirliin"
farkl ltleri olduunu da bir kez daha gzler nne seriyor. Bu durum
literatrde "ifte cinsel standart" diye bilinen ve kadnlarla erkeklerin farkl
cinsel ihtiya ve ilgileri olduunu savunan bir olguya iaret ediyor. Hamilton
ve Armstrong'un da dedikleri gibi, erkeklerin her durumda cinsel frsatla
rn peinde olup bu frsatlarn peinden gitmeleri beklenirken, kadnlardan
yana beklenti ise "rastgele" diye bilinen ilikilerden kanmalar ve yalnzca
ak ve iliki ierisinde cinselliklerini yaamalar.23
Grme yaplan kadnlarn kendi cinsel edimlerine ykledikleri an
lamlar ve cinsel hareketlerini hakl karmaya ynelik eilimleri kendini
" bamsz" ve "cinsel olarak zgrlemi" olarak gren kadnlarn dahi cin
selliklerini ancak belirli koullar saland taktirde yaamalarnn uygun
ve ahlaki olarak gvenli olacan dndklerine iaret ediyor. Dier bir
deyile, gnmzde Trkiye' de yaayan eitimli birok heteroseksel kadn
iin cinsellik yaayp yaamamak mstakbel cinsel partnerle kurulan ili
kinin trne bal. Atlanlm bir ak ilikisi bu kadnlar tarafndan cinsel
mnasebet iin en gvenli zemin saylyor. Buradaki mesele sadece hangi
koul ve durumlarn duygusal ve ahlaken kabul edilebilir grld deil,
ayn zamanda kadnlarn srekli gz nnde tuttuklar piman olma ve
ayplanma korkusu.
Grme yaplan kadnlarn anlatlar gsteriyor ki, bugn asl -veya
tek- mesele evlilikten nce bekareti "kaybedip kaybetmeme" deil, evliliin
yerine geen yeni kriterlerin belirleyecei "niin, nasl ve ne zaman cinsellik
yaanaca" sorusudur. phe yok ki, evlilik ncesi cinsel yaam kadnlarn
zerinde dnp karar verdikleri bir mesele. Derya'nn szlerinin de gster
dii gibi gen kadnlar iin cinselliin olmazsa olmaz ak ve gven.

23 Hamilton ve Armstrong, "Gendered Sexualities in Young Adulthood: Double Binds and


Flawed Options", s. 593.

Cogito, say: 70-71, 2012

Evlilik ncesi Cinsellik, Bekaret ve Beden Disiplini

TE: Nasl biriyle hibir zaman cinsellik yaamazsn?


Derya (25): Bana deer vermeyen ve beni sevmeyen biriyle kesinlikle

birlikte olmam rnein. Bir de o kiiyi ok iyi tanmam gerek, bir sre
dir kyor olmamz falan gerek, ancak o zaman "Tamam, ben bu insanla
cinsel anlamda yakn olabilirim" diyebilirim. Anlyorsunuz deil mi? Yani
benim o insann iyi bir insan olduuna inanmam, o insana gvenmem
lazm.
Kadnlarn erkek ve kadn cinselliine dair syledikleri, kadn bekaretini
idealletirmekle ve namusla ve ahlakla ilikilendirmekle kalmyor, ayn za
manda bu badatrma kadn bedenlerini iaretliyor, bu bedenleri birbirin
den ayryor ve hiyerarik olarak diziyor. Kadn cinselliini farkl ekillerde
kstlayan ve yneten sylemler, kadn bedenleri ve zihinleri zerinde disip
linletirici bir etkiye sebep olup kadnlar gzetim altnda tutmaya devam
ediyor. Kiisel onuru ve aile onurunu kadnn cinselliine balayan anlay,
hem kadn cinselliini ekillendiriyor, hem de kadnlarn kendilerini disip
line etmelerine sebep oluyor. Aadaki iki ksm bu konuyu ayrntl bir bi
imde tartyor.

"Doru" ve "Yanl" Cinsel Davran


Grlen kadnlarn hari tm, neyin uygun cinsellik saylp neyin
saylmayaca ile ilgili belirli fikirlere sahiptiler. Aralarndan hibiri evlilik
d cinsellii ayplamasa, aksine bunun kadn bedenini zerindeki gze
tim ve basknn bir paras olduunu farkl yollarla anlatm olsalar da, he
men hemen hepsi ak ilikisi iinde yaanacak bir cinsellii onayladklarn
sylediler. Anlatlar kadnlarn makbul ve makbul olmayan cinsel edimler
arasnda ayrmlar yaptklarn gzler nne seriyor. Gen kadnlarn farkl
cinsel karlamalar arasnda yaptklar ayrmlar Zeynep'in u szlerinde de
grlmekte.
TE: Evlilik ncesi cinsellikle ilgili dnceleriniz nelerdir?
Zeynep (21): Daha nce de sylediim gibi, ben sevdiin biriyle yatma

nn yanl olduunu dnmyorum. Ayn ekilde insan gvendii biriyle,


duygusal birliktelik yaad biriyle birlikte olabilir. Ama benim tandm
baz kzlar seksi bir zevk arac olarak gryorlar, kendilerini iinde kolay
ca bulabildikleri bir ey olarak. Bence bu iyi bir ey deil.
Cogito, say: 70-71, 2012

385

386

Tue Ellialt

TE: yi deil derken neyi kastediyorsun? Biraz aabilir misin?


Zeynep: Demek istediim, ak olduun biriyle yaadn cinsellikle bir
gecenin sonunda sarho halde ya da bir partide rastgele biriyle yaadn
cinsellik arasnda farklar var.

Farkl cinsel karlamalar arasnda karlamann trne bal olarak ya


plan bu ayrmlar ise, kadnlarn dier kadnlarla ilgili zaman zaman ok
sertleen yorumlar izliyor. Grme yaplan birok kadn, ak iliki iinde
olan, one-night stand diye bilinen tek gecelik iliki yaayan veya ayn zaman
da birden fazla partnerle birlikte olan kadnlar onaylamaz, aksine ayplar
bir biimde konuuyorlar. 27 yanda profesyonel evirmen olan Yelin'in sz
leri de bu noktay rnekler nitelikte:
TE: Onaylamadnz bir ilikiye hi tank oldunuz mu?
Yelin: niversitede bir arkadam vard. Bir dnem hi holanmad
halde srf yalnz olmaktan mutsuz olduu iin bir ocukla taklmaya ba
lamt. Hibir zaman o ocua ak falan da olmad. O zamanlar ona da
st kapal olarak sylemitim bu durumdan holanmadm.( ...) Benim
iin biriyle cinsel anlamda yaknlamak iin en nemli kriter ona ak ol
mak. Rastgele biriyle beraber olamam. O zamanlar hatrlyorum da im
di, baya bir kzmtm o arkadama, hala da ayn ekilde dnyorum.
( ...) Haftann farkl gecelerinde baka erkeklerle yatan ya da daha yeni ta
ntklar insanlarla beraber olan kadnlar anlamyorum ben. Bana yle
geliyor ki, onlar da ne yaptklarnn farknda deiller, ya aptallar ya da
merepleri daha geni (fsldayarak).

Bu alnt, Heintz'in "ancak kiinin hareketleri ahlaken yeterli ve uygun g


rldnde, onun doru bir ahlaka sahip olduuna inanlr" szne birebir
rnek tekil etmektedir. 24 Yukardaki alntda ahlakn nasl olup kadn cin
selliiyle kesitiini ve Foucaultcu bir bakla nasl da "normalletirici" bir
iktidara dntn ve davranlarn toplumsal olarak onanan biimlerde
dzenlemeyenlerin yarglandklarn, ayplandklarn ve sk sk da etiket
lendiklerini gryoruz. Benzer bir biimde, kadnlarn daha rastgele denilen
cinsel karlamalara ve bu karlamalarn aktrleri olan kadnlara kar
nasl olumsuz bir yaklam sergilediklerini Leyla'nn szlerinden grebiliriz.
24 Heintz, The Anthropology o( Moralities, s. 119.

Cogito, say: 70-71, 2012

Evlilik ncesi Cinsellik, Bekaret ve Beden Disiplini

Leyla (22): Baz kzlar barlara gidiyorlar, sarho oluyorlar, sonra da geceyi
bir erkein evinde geiriyorlar. Bu iyi bir ey deil. Demek istediim bu er
kek arkadan dediin bir insanla yaayacan eyle ayn deil. (...) Mesela
kimya snfnda iki kz vard, srekli farkl farkl erkeklerle gryorlar
d. Sanrm adna ak iliki mi ne diyorlarm. Ak ne demek ki bir kere?
Herkes herkesle seks yapabilir ve arada sorumluluk, ballk, vs. yok mu
demek? Bu benim asla yapabileceim bir ey deil. Eer benzer bir ey
yapsaydm kendime olan saygm yitirirdim diye dnyorum.

Kadn katlmclarn farkl ekilde gelien cinsel edimleri birbirinden ayrp


baz kadnlar bunu zerinden "ayplamalar", kadnlarn makbul kadn cin
sellii etrafnda oluturduklar normlar araclyla kendi aralarnda sembo
lik snrlar kurduklarn ve bu snrlar koruduklarn gsteriyor. 25 Bu snr
koyma, cinsel mnasebetlerin hiyerarik olarak dizilmesi ve bazlarnn uy
gunsuz olarak iaretlenmesinden kaynaklanmaktadr. Evlilik d cinselliin
kadnlarn anlatlarnda grld gibi ilikinin dinamiklerine bal olarak
iyi ve kt cinsellik diye ayrlmas ve bunun kadnlarn cinsel hayatlaryla il
gili kararlarnda kendileriyle ayn normlarla hareket etmeyen hemcinslerini
yarglamalar, sadece belli kadnlarn hafif, namussuz veya "rahat" olarak
grlmelerine deil, ayn zamanda kadnlarn cinselliklerini yaaylarna
bal olarak kadnlklar arasnda ayrmlara yol amaktadr. Kadnlarn evli
lik ncesinde yaanan baz cinsellik deneyimlerini "yakksz" bularak baz
hemcinslerini ayplamalar ayn zamanda John D'Emilio'nun "erotik seim
lerinin toplumsal olarak kabul, cinsel bireyselliin ve cinsel ifadenin top
lum tarafndan ne lde onaylandna baldr" saptamas zerinden de
yorumlanabilir. 26

Dei(k)en Bekaret ve Namus Kurgulamalar


Michel Foucault Cinselliin Tarihi'nde27 cinsellii toplumsallktan yaltlmas
mmkn olmayan ve srekli deiiklie urayan bir insan deneyimi olarak
anlamaktadr. Cinselliin srekli deiebilir olduu vurgusu, ayn zamanda
bu olgunun Bat toplumunun egemen ideolojisinin iddia ettii gibi "doal"
veya "igdsel" olmadna, aksine her ey gibi onun da bir tarihi olduu25 Bkz. Lamont & Molnar, "The Study of Boundaries in the Social Sciences".
26 D'Emilio, "Capitalism and Gay Identity", s. 143-144
27 Foucault, The Will ta Knowledge: The History ofSexuality Volume 1.

Cogito, say: 70-71, 2012

387

388

Tue Ellialt

na iaret eder. Cinsellii tarihsel ve balamsal bir olgu olarak grdmz


anda cinsel davran ve ona atfedilen anlamlarn, dier bir deyile, cinselli
in pratii ve ideolojisinin toplumsal olarak ina edildiini ve hem zaman
iinde hem de kltrler arasnda deiim gsterdiini daha kolay anlarz.
Foucault, cinsellik incelemesinde modern zamanlarda normatif cinsel
liklerin konulanmasnn ve "sapkn" cinselliklerin belirlenmesinin baskya
dayal bir iktidar kullanmndan deil, ok eitli iktidar pratiklerinden gel
diini syler. Bu pratikler bask, yasak veya sansrleme ya da hukukun uygu
lanmas yoluyla deil, cinsiyet ve cinsellikle ilgili normatif bilgiler retilmesi
zerinden iler. 28 Foucault, yukarda da bahsedildii gibi modern iktidar
her yerden gelen ve iinde kurumlarn, uzmanlarn ve merkezlerin bedenleri
normalletirmek ve onlar belirli istekler, motivasyonlar ve kapasitelerle be
zemek iin harekete geirildii bir "karmak stratejik durum" olarak anla
tr. 29 Dier bir deyile, modern iktidarn cinsel arzular bastrmak bir yana,
toplumsal karlar adna belirli bedensel arzular krklediini syler.
Grme yaplan ve cinsel olarak aktif olduunu syleyen 16 kadna gre
bekaret ahlaki bir meseledir. Her ne kadar bekaret, kelimenin ilk ve dar an
lamyla daha nce cinsel birliktelik yaayp yaamam olmaya bal olarak
fiziksel bir zellii tanmlyor olsa da, kadnlar bekarete (kadn bekareti
ne) ahlaklatrc bir sylemin iinden baka anlamlar da yklemektedirler.
Aratrmada ortaya kan en arpc bulgulardan biri Trkiye' de bekaretle
ilgili sylemlerin deiim iinde olduudur. Diziler, televizyon reklamlar,
gazete haberleri, p opler syleyiler ve hatta akalar gibi kltrel retimler
araclyla bekaret yeni biimlerde karmza kmaktadr. zleyen ksm
stanbul'da yaayan eitimli kadnlar arasnda harekete geirilen bekaret
sylemlerini ve bu sylemlerin toplumsal cinsiyet asndan olas etkilerini
tartmaktadr.
alma, eitimli, sosyo-ekonomik olarak avantajl gen kadnlar arasn
da bekaretin "kaybedilecek bir ey" olarak kurgulandn ve bekaret kayb
nn gerekletii koullara bal olarak ahlaki sonular olabileceine olan
inann yaygn olduunu gstermitir. Toplumsal sylem iinde uzun sre
baskn olan "kadnn namusu bacaklar arasndadr" sznn yerini 1980'le
rin sonlarna doru yeni, ama eskisine sk skya bal, bir sz ald: "Bekaret
(veya namus - bu ikisi sk sk birbiri yerine de kullanlmaktadr) bir kadnn
28 Age., s. 82.

29 Age., s. 93-95.

Cogito, say: 70-71, 2012

Evlilik ncesi Cinsellik, Bekaret ve Beden Disiplini

iki baca arasnda deildir, beynindedir." Aratrmaya katlan kadnlar, ok


defa kadnn bekaretinin veya namusunun cinsellik yaayp yaamamasna
bal olmadn ve kadn cinsellii zerindeki geleneksel grlere katl
madklarn dile getirdiler. Bu balamda, kadnn namuslu olmasnn baki
re olup olmamasyla ( buradaki namus vurgusuna dikkat) ilgisi olmadn
dolaysyla da cinsellik yaam bir kadnn namussuz olarak grlmesinin
"sama" ve "haksz" olduunu sylediler.
Baak (22): Namuslu olmak nemlidir. Herkes kendi namusunu nemser,

kimse namussuz olmak ya da yle bilinmek istemez . (...) Ama sadece ben
sevdiim erkekle seks yapmay setim diye de namussuz olmu olmam.
Hem ayrca seks yapmakla benim ahlakm arasnda nasl bir iliki var ki?
"Bekaret beyindedir" grn savunan kadnlar, kimin namuslu ve "temiz"
olup olmayacana kadnn cinsel deneyimi zerinden karar veren gelenek
sel anlaya gre daha ada ve ak grl bir yaklama sahiplermi gibi
dursalar da, Parla'nn da syledii gibi, bu motto kadnlar iin tbben l
lebilir cinsel tevazu kstaslarn yok etse bile, yeni bir bekaret tanm getir
mek ve dolaysyla ideal kadnl yine bekaret zerinden kurmak asndan
olduka sorunludur.30
Bu motto, her ne kadar cinsellik zerindeki geleneksel denetimi dlar ve
ayplar gibi grnse de yeni bir denetim biimini armaktadr. Bu ifade,
manevi bekaretin fiziksel bekaretin stnde ve tesinde olduunu kaste
derek, kadnlarn, isteklerinin bedenlerinin drtlerine gre deil, aklla
rnn emirlerine gre hareket etmesi gerektiine iaret etmektedir. 31
zellikle son 20 ylda popler olmu "bekaret kadnn beynindendir" sz,
aklcln ve eitimin nemini vurgularken, ayn zamanda, bekareti, cinsel
liiyle ilgili doru (ve ahlaken kabul edilir) kararlar almas beklenen kadnn
zihnine yerletirir. Parla'nn syledii gibi, bu yeni sylem, yalnzca beden
den akla geiten deil, ayn anda fiziksel bir srardan ideolojik bir iknaya
geiten olumaktadr.32 Bu ynyle de Cumhuriyetin kuruluundan bug30 Parla, "The 'Honor' of the State: Virginity Examinations in Turkey", s. 83-84.
31 Age., s. 83. Tercme bana aittir.
32 Modern hakimiyet yntemleri analizlerinde zorlama/ikna ve zihin/beden ikiliklerinin nasl
yer ald zerine tartma iin bkz . Timothy Mitchell, "Everyday Metaphors of Power".

Cogito, say: 70-71, 2012

389

390

Tue Ellialt

ne slamc ve Bat yenilikisi fikirlerin birlikteliinden gelen ahlak ve ada


let nosyonlarnn zerine kurulmu toplumsal dzen kurallarndan ok da
farkl deildir. Bylesi bir toplumsal dzen, yllar boyunca kadnlar erkek
akrabalarnn (baba, koca, erkek karde, vb.) kontrolnde tutmay salarken
yalnzca kadnlarn "iffeti"ni deil, ayn zamanda -belki de oka- ailelerin
"namusunu koruma" adna sk skya savunuldu.
Grme yaplan 10 kadn ak ya da dolayl olarak "kadnn bekareti
beynindedir" szne gnderme yaptlar. Be kadn ise farkl -ve kyasla daha
yeni- bir szle bekareti yine ahlaki bir mesele olarak tanmladlar: "Bekaret
bir insann vicdanndadr."
TE: Bekareti nasl tanmlarsn?
Leyla (22): Birok insan bunun biriyle yatmakla ilgili olduunu d
nr. Ben buna katlmyorum. Eer yanl bir ey yapm olduunuzu d
nmyorsan bence hala bakiresindir. Demek istediim, eer akam yata
a yattda seni hibir ey huzursuz etmiyorsa, verdiin kararlarla ilgili
iin rahatsa, henz bir ey kaybetmemisin demektir.
TE: Bu noktay biraz daha aabilir misin?

Leyla: Sylemek istediim, bekaret dediimiz eyin aslnda i huzuru


muzla ilgili bir ey olduu. Bu bizim vicdanmzla ilgili. Eer gn gelir de
kendimi vicdanen huzursuz hissedersem ite o zaman "saflm" kaybet
tiimi dnrm, yoksa biriyle sevitim diye bir ey kaybetmi olmam.
Bu sz, bekareti kadnn kimliinin bir paras olarak grmeyi srdrd
iin bir nceki "bekaret beyindedir" szne benzese de, ahlak ve vicdan
gibi unsurlara aka atfta bulunmas bakmndan ondan farkldr. 33 Be
kareti -ve buna bal olarak namusu- bir insann vicdanna yerletirmek,
kadnlarn cinsel davran ile erdem, kendine sayg ve drstlk gibi kiisel
deerlerin arasndaki balantdan kurtulmalarn zorlatrr. Bylesine bir
bekaret anlay, cinsellikle ilgili kararlar bir kiinin manevi bir doru-yan
l deerlendirmesine tabi tutarak namusu da yeniden kadnlarn ahlakna
yerletirir. Bylece, namus, bir kez daha kadnlarn bedenleri ve cinsellikleri
zerinden retilen bir eye dnr.
33 Vicdan kelimesi, Trk Dil Kurumu tarafndan syle tanmlanmaktadr: Kiiyi kendi davra
nlar hakknda bir yargda bulunmaya iten, kiinin kendi ahlak deerleri zerine dolaysz
ve kendiliinden yarglama yapmasn salayan g.

Cogito, say: 70-71, 2012

Evlilik ncesi Cinsellik, Bekaret ve Beden Disiplini

Kadnlarn dillerinde olan, bekaretle ilgili bu iki sz, cinsel tevazu ve safl
n, farkl klklarda da olsa, kadnlarn kendilerini tanmlamalarnda temel
unsur olduklarn gstermektedir. Bunlar, ayrca, makbul cinsel davran
zerine oturan namus algsnn insanlar tarafndan yeniden yorumlandka
ve retildike nasl da baka alanlara sradn ve o alanlar da ele geir
diini gstermektedir. Bu rnekte bekaret ve onunla balantlanan namus,
yalnzca bedene (vajinaya) deil, bir kadnn beynine ve vicdanna yerleti
rilmektedir. Kadn bedenlerinin rasyonel ve vicdani olarak gzlenmesi ve
bununla kol kola ilerleyen, kadn cinsellii zerinde sregelen gzetim, yeni
bir kendini regle etme ekline iaret etmektedir. Bu anlamda, bu iki sz,
kadn cinsellii etrafnda kadnlarn tutum ve davranlarn ekillendirme
yi srdren yeni ahlak anlamlarn retmektedir. Bekaretin bedenden beyne
ve vicdana yer deitirmesi, belki daha az somut ama kamas daha g
toplumsal kontrol biimlerini getirmektedir. Foucault 34 daha az grnr di
sipline etme biimlerinin bireyleri yaygn toplumsal bir lekte bask altnda
tuttuunu ve bireylerin kendilerini ve davranlarn sansrlemelerine sebep
olduunu syler. Bugnn kentli Trkiye'sinde kendini cinsel adan zgr
lemi olarak gren kadnlar, evlilik ncesi cinsellikten kanmasalar ve ge
leneksel bekaret ve namus yaklamlarn eletirseler bile, cinselliklerinin
snrlar beyinleri ve vicdanlaryla izmektedirler. Bu yeni bekaret anlay,
bekareti kadnlarn beyinlerine ve vicdanlarna koyarak toplumsal basky
daha az grnr klmakta ve kadnlarn "zgr seimler" yaptklar izle
nimini vermektedir. Ahlaki cinsel gzetim iselletirildii zaman kendisini
cinsel anlamda zgrlemi olarak gren kadnlar dahil olmak zere birok
kadn, cinselliini normatif bir ekilde ekillendiren ve dzenleyen cinsiyeti
kltrel beklentileri daha az tanr ve tehis eder hale gelir.
Bu makaleden kadnlar iin en iyi veya "en zgr" cinsellik biiminin
"rastgele" ilikiler olduu ya da gen kadnlarn cinsellikleriyle ilgili dn
meden kararlar vermesi gerektii ynnde bir anlam karlmamas ok
nemlidir. Bu makalenin asl amac, kadnlarn cinsellikleriyle ilgili d
np kararlar alrken hem kendi hem de baka kadnlarn cinsellikleriyle ilgi
li yeni dzenleyici sylemlerin iinden konuuyor olduklardr. Bu makalede
cinsel zgrleme sylemi olduu gibi kabul edilmemi, kadnlarn evlilik
d cinsel aktivitelerini esasen aka ve karlkl adanlm, romantik iliki34 Foucault, Discipline and Punish: The Birth of the Prison.

Cogito, say: 70-71, 2012

391

392

Tue Ellialt

lere dayandryor olularnn disiplinletirici ahlaki bir syleme iaret ettii


iddia edilmitir. Makale, kadnlarn cinselliinin ahlak zerinden tanmlan
maya devam etmesinin, kadnlar iin cinsellii skntl ve askda brakacak
cinsiyeti norm ve deerleri de beraberinde getirdiini iddia etmektedir.
Son Deerlendirmeler: Disipline Edilen Cinsellikler ve
Bunlarn Kadnlar Asndan Etkileri
Foucault, modern toplumlarda, cinselliin, ailenin ve toplumun gelenek
sel kstlarndan "kurtulmu" bireyin belirleyici zelliklerinden biri olarak
grlmesinden bahseder. Bu noktadan hareketle, bu almaya dahil olan
kadnlarn eitim ve snfsal aidiyetlerine de bal olarak, zgr kadnlar
olduklarn ve cinsellie olan baklarnn da bunu yansttn sylemeleri
artc deildir. Makalede zetle unlar tartlmtr: Kentli, gen kadn
larn cinsel deneyim anlatlarnda ortaya kan bekaret kayb ve evlilik n
cesi sekse kar tutumlar ampirik olarak incelenmitir. Kadnlarn bekaret
ve evlilik ncesi cinsellik ile ilgili sylemleri, bu kadnlarn Trkiye' de kadn
bekaretinin zerinde devam etmekte olan ihtiyata kar direnlerini gste
rerek, cinsellik zerine geleneksel inan ve normlara kar srdrdkleri
mcadeleyi gzler nne seriyor. Ancak, bulgular, her ne kadar kadnlarn
cinselliin cinsiyeti modellerine kar nispeten glenmelerinin nemine
iaret etse ve kadnlarn "uygun" cinselliin ve uygun cinsellikle retilecek
"makbul kadnlklarn" snrlarn yeniden tanmlamadaki kararllklarn
gsterse de, tespitler her eye ramen kadnlarn cinsel hareket serbestile
rinin snrlarn ahlaki endieler zerinden kurmay srdrdklerini gs
teriyor.
Makale, evlilik ncesi cinsel edimlerini esasen aka ve karlkl adanl
m, romantik ilikilere dayandran ve bunu adeta bir "merulatrma" ve de
neyimlerini "hakl karma" gibi yapan gen kadnlarn, toplumsal dlanma
endiesi iinde olduklarn ve bu konuda sregelen elikileri olduunu iddia
ediyor. Makale kadnlarn evlilik ncesi cinsellii, kadn bekareti etrafnda
yeni "rasyonel " ve "vicdani" tanmlar reten sylemler araclyla ahlaki
bir mesele olarak nasl tasarladklarn tartyor. Yaplan grmeler kadn
larn evlilik ncesi cinsellik ve "ilk iliki" anlatlarnda en baskn temann
ak olduunu gsteriyor. Makale boyunca kadnlarn kendi cinsel hayatlar
ve kadn cinselliiyle ilgili konuma ekilleri, bir ak anlats ile yumuatl
m disiplinletirici bir ahlaki sylemin cinsel olarak zgrlemi eitimli
Cogito, say: 70-71, 2012

Evlilik ncesi Cinsellik, Bekaret ve Beden Disiplini

kadnlar tarafndan benimsendiini gsteriyor. Bunun en az sebepten do


lay sorunlu olduunu iddia edilebilir. 35
Birincisi, bylesi bir sylem, cinsiyetlendirilmi cinsellik kurgusunu yok
etmez, sadece biimini deitirir. Trkiye' de yaygn olan durum, erkek cin
selliinin tevik ediliyor olmasna kar kadn cinselliinin dzenleniyor ve
snrlanyor oluudur. Buna bal olarak, kabul edilir, makbul cinselliin ka
dnlarn durumunda "ak" araclyla merulatrlmas, Trkiye' de cinsel
liklerin tahayyllerinin halen cinsiyete bal olduunu gsteriyor. Daha genel
bir adan baktmzda, kadnlar (ve erkekler) srekli bir biimde yerel bilgi
norm ve siyasetlerini iselletirdike -ki bu norm ve siyasetler ayn zaman
da onlarn pratiklerini ve tercihlerini cinsiyetlendirilmi ve cisimletirilmi
olarak ekillendirirler- norm da gerek olan tanmlam olur. 36 Butler iin
norm, ancak gereklikle srekli bir biimde mzakere halinde olduu hal
lerde norm olarak dnlebilir. 37 Doalm gibi grnen toplumsal dzen,
rnein erkeklerin aktan ziyade cinsellie nem verdikleri, kadnlarnsa
tam tersi bir biimde ak her eyin stnde tuttuklarna dair inan, zaman
iinde biimlenmi davran ekillerinin tekrar zerinden kltrel olarak
retilmektedir. Bu dnce ekli kadnlar ve erkekler arasndaki snfsal,
cinsel, vb. aidiyetleri grnmez klarken, ayn zamanda da belirli toplum
sal cinsiyet normlar kurar. Biimlendirilmi beden hareketleri, tekrarlar
vastasyla temel, asli ve ontolojik bir " z" olarak dnlecek bir toplumsal
cinsiyet grnts oluturur. "Doal" olduu dnlen -dolaysyla da, top
lumsal olarak kurguland unutulan- toplumsal cinsiyet, yaygn hareket ve
tutum kalplar iin sunulan bir aklama olarak sk sk kullanlr.
kinci olarak, cinsellik araclyla kadnlarn bedenleri zerinde sregel
mekte olan disiplin ve denetim, cinsiyet eitsizliklerine hem katk yapmakta,
hem de bu eitsizliklerden beslenmektedir. Ahlaki denetim, kadnn beyninin
ve vicdannn emirlerine uygun olarak hareket etmesini mecbur klarken, ayn
zamanda, yeni ama hala cinsiyeti bir denetim modeline iaret etmektedir.
Burada ahlak Foucault'nun tanmlad ekilde, yani bir iktidar gstergesi
35 Her ne kadar bu makalede kadnlarn sylemlerindeki disiplinletirici unsurlara odaklan
m olsam da, bu sylemlerin ayn zamanda kadnlarn rettii birer "sa kalma stratejisi"
olduunu dnyorum. Bylesi stratejilerin, kadnlarn eitsiz toplumsal cinsiyet dzeniy
le olan mcadelelerinde kendi cinsellik pratiklerine ve deneyimlerine yer amaya almala
r asndan nemli bir aba olduunu dnyorum.
36 Bourdieu, The Logic of Practice; Butler Undoing Gender.
37 Butler, age., s. 52.

Cogito, say: 70-71, 2012

393

394

Tue Ellialt

olarak, kullanlmaktadr. Ahlakn ve onu oluturan normlarn bir grevi de


farkl olan, toplumsal "anormallikleri" belirleyerek gstermesidir. Foucault'ya
gre ahlak, toplumsal olarak arzu edileni, kltrel olarak kabul edileni ya da
"normal" olan davran belirlemeye, glendirmeye ve yeniden retmeye ya
rar. Ahlakn normalletirme gc vardr. Normalletirme esnasnda kiiler
den kendini denetlemelerini bekler. Bu kendini denetleme iinde de her kii
kendi "znelemesinin ve tabi olmasnn" (subjection) kayna ve srdrcs
haline gelir. 38 Benzer bir ekilde, ahlak, kadnlar ve erkekler iin kltrel ola
rak nelerin uygun olduunun belirlenmesini salayan ve insanlarn tutum ve
davranlarn dzenleyen ve snrlayan kriterleri saptayan idealleri belirler. 39
Bu almada, almaya katlan kadnlarn "cinsel zgrleme" sylemi
sorgulanmadan, olduu gibi kabul edilmemi, Foucault'nun cinsellik, mo
dern iktidar ve disipline etme kavramlar zerinden incelemeye tabi tutul
mutur. Bu tahlil gstermitir ki, Trkiye' de birok kadn cinsel otonomisini
kazanm gibi grnse de, bu ou zaman zgrletirici olmaktan uzaktr.
Butler, Cinsiyet Belas 40 adl eserinde toplumsal cinsiyetin nasl bilincin
de olmadan oynandn tartr. Ona gre toplumsal cinsiyetin bilincinde
olmadan oynanmas" bu "edimselliin" "otomatik ya da mekanik" olduu
anlamna gelmez. Butler, istek ve arzularmzn kiiliimizden deil, bizim
dnmemize ve hareket etmemize yn veren ve toplumsal olarak kabul edil
mi normlardan kaynaklandn syler. Bu durumda evlilii cinselliin ya
anaca tek alan olarak grmeyerek kadn cinsellii zerindeki geleneksel
anlaya kar kan ve cinsel anlamda zgrleme iddiasnda olan ve bunun
getirdii bir zgrleme sylemi zerinden konuan kadnlarn, kadn bede
nini gzetim altna alan yeni, ve daha az grnr, denetim mekanizmalarn
benimsedikleri ne srlebilir. Dier bir deyile, bu kadnlar, yerlemi ah
lak kurallarndan uzakta bir yerde duruyor gibi grnseler de, cinsellikleri
ni srekli bir biimde ak yoluyla anlatma ve hakl karma abalar kadn
cinselliiyle ilgili disipline edici pratiklere iaret etmektedir. Kadnlarn,
bal kalmaya altklar ltlerin kendileri tarafndan "zgrce" seil
mi olmak yerine toplumsal olarak retilen ve benimsenen deerlerle ayn
dorultuda olmasndan dolay, kendi kendilerini gzetim ve denetimlerinin
disipline edici olduu iddia edilebilir.
38 Foucault, Discipline and Punish: The Birth of the Prison, s. 203.
39 Butler, age.
40 Butler, Gender Trouble: Feminism and the Subversion ofldentity.

Cogito, say: 70-71, 2012

Evlilik ncesi Cinsellik, Bekaret ve Beden Disiplini

alma, kadnlarn kendilerini "namus" zerinden tanmlamay sr


drdklerini de gstermektedir. Namus, srekli olarak kadnn cinsel dav
ranyla ilikilendirilirken, kadn kimliinin nemli bir paras klnmaya
devam edilmektedir. Gl zyein, Boazii niversitesi rencileri arasn
da yapt aratrmasndan bahsettii makalesinde, kadnlarn geleneksel
kadnlk normlaryla bireyselcilik arasnda kallarndan kurtulma abala
rnn, sregelen bekaret vurgusundan dolay gerilim ve atmalarla bezeli
olduunu iddia eder.4 Bu, ok nemli bir noktadr. Gzlerden kamamas
gereken nemli bir dier nokta ise, bu aratrmann da gstermi olduu
gibi, kadnlarn geleneksel ve yeni yeni oluan kadn cinsellikleri ve namus
tanmlar arasndaki toplumsal mcadelede skm olmalardr. Kadnlar
yukarda sz edilen kendi kendilerini ve dier kadnlar disipline etme yak
lamlarn ve pratiklerini, kadn cinselliiyle ilgili dolamda olan ve oun
lukla birbiriyle elien ve srekli biimde "makbul" ve ahlaki cinsellikleri
tanmlayan yeni kriterler reten sylemlerin ortasnda -bir yanda cinsel z
grleme sylemi, dier yanda ise namus ve bekaret zerindeki toplumsal
vurgu ve bask- gelitirmektedirler. Bu ise, kadnlarn cinsellikleriyle ilgili
kararlar nasl aldklarn, cinsellikle ilgili grlerini ve buna bal olarak
da baka kadnlarn cinsellikleriyle ilgili ne ve nasl dndklerini (onlar
nasl yargladklarn) belirlemektedir.
Kadnlarn "ak" ile yumuatlm disiplinletirici bir ahlaki sylem ret
melerinin sorunlu bir dier yan ise, kadnlarn ak iinde yaanan cinsel
liklerle dier koullarda yaanan cinsellikler arasnda ayrm yapmalarnn
farkl cinsellikler yaayan hemcinslerini onaylamamalaryla kol kola gitme
sidir. Kadnlarn cinsel kararlar nasl aldklarna bal olarak yaplan bu
ahlaki ayrmlar, baz kadnlarn davranlarn "uygunsuz" ve "ahlak d"
bularak bu kadnlar normun dna itmektedir. Kadnlarn kendileri tara
fndan da hemcinslerine ynelik yaplan bu ahlaki yarglama normun uygu
lanmasyla ve "makbul" kadn davrannn kurulmasyla bir arada gidiyor.
Bu da, kendini, geleneksel toplumsal cinsiyet ve cinsellik sylemlerini eleti
ren ve zgrlemi olduunu iddia eden kadnlarn belirli kltrel normlar
iinde hareket ettiklerini ve kadnlarn kendi aralarnda ahlaki hiyerarileri
yeniden rettiklerini gsteriyor. Kadnlarn cinselliklerini yaama kararlar
na bal olarak kurulan bu hiyerariler ve sembolik snrlar gnmzde mo41 zyein, "Virginal Facades: Sexual Freedom and Guilt among Young Turkish Women",
s. 108.

Cogito, say: 70-71, 2012

395

396 Tue Ellialt

dern Trkiye kadnlklarn niteleyen birok gerilime de katkda bulunmu


oluyor. Hiyerarik olmayan, toplumsal cinsiyet asndan eit bir topluma
imkan salayabilmek iin erkeklerin ve kadnlarn uzun zaman maruz kal
dklar cinsiyeti ve snf sosyalleme esnasnda rendiklerini unutmak
ve farkl cinsel pratikleri olan kadnlar (ve erkekler) arasndaki atmalarn
katlmclar olmaktan vazgemeleri gerekmektedir. Feminist aratrma ve
aktivizm iin farkl snflardan ve cinsel ynelimlerden olan kadnlarn ara
snda kurulan snr-koymalarn, hem kadnlar arasndaki, hem de geni top
lumsal cinsiyet ilikileri iindeki ahlaki hiyerarileri nasl yeniden rettiini
ve bu hiyerarilerin normatif cinsellik kalplarna uyulmad taktirde hor
grlme ve dlanmadan namus adna ilenen cinayetlere kadar birok ciddi
sonular dourabileceini unutmamak, farkllklarn eitsizlie dnmeye
cei bir toplumsal dzen hayali iin ok nemlidir.

Kaynaka

Bogle, Kathleen, Hooking up: Sex, Dating, and Relationships on Campus, New York:
New York University Press, 2008.
Bourdieu, Pierre, The Logic of Practice, Stanford, CA: Stanford University Press, 1990.
Butler, Judith, Gender Trouble: Feminism and the Subversion of Identity, New York:
Routledge, 1990.
____________, Bodies that Matter: On the Discursive Limits of Sex, New York: Rout
ledge, 1993.
____________, Undoing Gender, New York: Routledge, 2004.
Carpenter, L. M., "Gender and the Meaning and Experience of Virginity Loss in the
Contemporary United States", Gender & Society, C. 16, S. 3 (2002), s. 345-365.
------------ Virginity Lost: An Intimate Portrait of First Sexual Experiences, New
York: New York University Press, 2005.
Cindolu, Dilek, "Virginity tests and artificial virginity in modern Turkish medici
ne", Women's Studies lnternational Forum, S. 20 (1997), s. 253-261.
Connell, R.W., Masculinities, Berkeley, CA: University of California Press, 1995.
D'Emilio, John, "Capitalism and Gay Identity", Powers of Desire: The Politics of Se
xuality, Ed. Ann Snitow, Christine Stansell, & Sharan Thompson, New York:
Monthly Review Press, 1984.
Fausto-Sterling, Anne, Sexing the Body: Gender Politics and the Construction of Sexu
ality, New York: Bask Books, 2000.
Foucault, Michel, (1991 [1977]), Discipline and Punish: The Birth of the Prison, Lond
ra and New York: Penguin Books.
______________, (1998 [1978]), The Will to Knowledge: The History of Sexuality Volu
me 1, Londra: Penguin Books.
Cogito, say: 70-71, 2012

Evlilik ncesi Cinsellik, Bekaret ve Beden Disiplini

Green, Adam 1, ''The Social Organization of Desire: The Sexual Fields Approach",
Sociological Theory, C. 26, S. 1 (2008), s. 25-50.
Hamilton, Laura, ve Elizabeth A. Armstrong, "Gendered Sexualities in Young Adult
hood: Double Binds and Flawed Options", Gender & Society, C. 23, S. 5, (2009), s.
589-616.
Heintz, Monica, The Anthropology of Moralities, New York: Berghahn Books, 2009.
ilkkaracan, Pnar, "Reforming the Penal Code in Turkey: The Campaign for the Re
form of the Turkish Penal Code from a Gender Perspective", Institute of Develop
ment Studies, 2007; web: http;//www.ids.ac.uk/ids/Part/proj/pn p.html.
Lamont, Michelle, ve Virag Molnar, "The Study of Boundaries in the Social Scien
ces", Annual Review of Sociology, S. 28, (2002), s. 167-95.
MacKinnon, Catharine, Feminism Unmodified: Discourses on Life and Law, Cambrid
ge and Londra: Harvard University Press, 1987.
Mitchell, Timothy, "Everyday Metaphors of Power", Theory and Society, S. 19, (1990),
s. 545-77.
zyein, Gl, "Virginal Facades: Sexual Freedom and Guilt among Young Turkish
Women", European Journal ofWomen's Studies, S. 16, (2009), s. 103-122.
Parla, Aye, ''The 'Honor' of the state: Virginity Examinations in Turkey", Feminist
Studies, C. 27, S. 1, (2001), s. 65-90.
Risman, Barbara, ve Pepper Schwartz, "After the Sexual Revolution: Gender Politics
in Teen Dating", Contexts, S. 1, (2002), s. 16-24.
Rubin, Gayle, "Thinking Sex: Notes for a Radical Theory of the Politics of
Sexuality,"Pleasure and Danger Ed. Carole Vance, Londra: Routledge & Kegan
Paul, 1984.
Stein, A. ve K. Plummer, "'I Can't Even Think Straight': 'Queer' Theory and the Mis
sing Sexual Revolution in Sociology", Sociological Theory, C. 12, S. 2, (1994), s.
178- 87.
Stoler, Arn L., Carnal Knowledge and Imperial Power: Race and the Intimate in Colo
nial Rule, Berkeley: University of California Press, 2002.
Vance, Carole (ed.), Pleasure and Danger: Exploring Female Sexuality, Bostan ve Lond
ra: Routledge & Kegan Paul, 1984.

Cogito, say: 70-7 1, 2012

397

Eletiri ve Foucault
HAKAN GNDOGDU

almalarndaki eletirel bak asnn, tutumun ve tarzn deiik kesim


lerden entelekteller ve filozoflar arasnda dikkat ekmeye balamasndan
bu yana, Foucault'nun eletiri anlayna birtakm itirazlarda bulunulmu
tur. Bu itirazlarn en banda Foucault'nun eletirilerinde bir grecelik prob
lemi olduu gelir. Gerek Habermas gerekse de analitik felsefe geleneinden
gelen filozoflar Foucault'nun eletirel deerlendirmelerinin bir hakikat fik
rinden, doruluk-yanllk ltnden, eletirinin kendisine dayanaca nor
matif bir temelden yoksun olduuna dikkat ekerler. Onlara gre eer her
hangi bir eletiri kendisine dayanaca normatif bir temele sahip olmazsa,
eletirinin bizzat kendisi keyfi znelcilie veya grecelie dmekten kurtu
lamaz. Grecelik ise eletiriyi krletirir veya ldrr. Baka deyile onlara
gre hakikati kuku iinde brakarak ya da greceletirerek tm teorilerin
temellerini sorgulamaya kalkan Foucaultcu bir eletiri anlaynn kendisi
kukuyla karlanmaldr.
Foucault'nun eletirel almalarna yneltilen bu grecelik itiraznn iki
kayna olduu sylenebilir: (1) Bunlardan birisi Foucault'nun hakikati, bil
giyi ve rasyonellik anlaylarmz tarihselletirerek evrensel hakikat fikri
zerinde oluturduu kukuculuuysa (2) dieri de onun bu kukuculukla
dorudan ilgili olarak bilgi-iktidar arasnda kurduu ilikidir. Analitik filo
zoflarn Foucault'nun eletirel almalarna mesafeli durularnn ve onu
grecelikle sulamalarnn ardnda ilk planda onun tarihselciliinin, bilgi
iktidar arasnda kurduu ilikinin -ve kukuculuunun- geldii sylenebilir.
nk onlara gre, tarihselcilik hakikati ve bilgiyi tarihe tabi kld iin
Cogito, say: 70-71, 2012

Eletiri ve Foucault

"nesnellik" iktidar sahibi toplumsal-politik gruplarn, disipline edici sosyal


mekanizmalarn kendi aralarndaki konsensse indirgenmi olmaktadr. Bu
ise iki tehlikeye yol aar: lk tehlike Foucaultcu tarihselciliin, entelektel
aratrmann temel standartlarnn tmyle terkine yol ama ihtimalidir.
kinci ve daha nemli olan tehlike ise onun tarihsel-olmayan bir tarzda d
nmeyi imkansz hale getirme, dolaysyla da tarihsel-olmayan ve zihinden
bamsz olan bir gereklik fikrine giri yapmay nleme ihtimalidir ki bu
nun anlam irrealizmin kabulnden baka bir ey deildir. 1
Bununla beraber, baz eletirmenlerine gre, Foucault'nun eletirel a
lmalarnn problemi sadece tarihselcilii, rlativizmi, irrealizmi deildir.
Esas problem, tm bunlarn kanlmaz sonucu olarak ortaya kan bir ey
olarak nihilizmdir, umutsuzluktur, eletirilenin yerine bir alternatif koyma
mak, bir ideal toplum modelinden yoksun olmaktr. 2 Bu itiraza Foucault'nun
mcadeleye nem verdii sylenerek cevap vermek istenebilir belki, ama bu
noktada akla hemen Habermas'n uyars gelir: Ona gre Foucault neden is
tibdat deil de mcadele daha deerli sorusuna, niin mcadelenin boyun
emeye ve teslimiyete tercih edilmesi gerektii sorusuna cevap veremez. Ha
bermas olsun dier eletirmenleri olsun, Foucault'nun eletirdii modern
toplumun yerine alternatif olarak sunacak ahlaki politik standartlar, mo
delleri olmadn dndklerinden onun eletirel duruunun hakiki bir
gc olmadn ne srerler.3 Habermas dnmenin -iktidar ilikilerin
den bamsz olarak- bir hakikat unsuruna veya birtakm geerlilik ltle
rine dayanmad bir yerde, elikinin ve eletirinin anlamn kaybedeceini
iddia eder. Ona gre bu durumda eletiri, elime ve deilleme, artk hakika
ti bulmay veya kefetmeyi deil de -Nietzsche'de olduu gibi- sadece "farkl
olmay" isteme anlamna gelir. 4 Bu ise, eletirinin anlamn ve ilevini yitir
mesi demektir. Halbuki Foucault'nun her bakmdan bir Aydnlanma kart
olduu itiraznn nasl Foucault'yu yanl anlamaktan kaynakland iddia
edilebilirse, onun eletiri anlayna ve sonularna yneltilen itirazlar iin
de benzer bir iddiada bulunulabilir.
"Aydnlanma Nedir?" balkl makalesinde kendi eletirel almalarnn
Aydnlanma gelenei iinde deerlendirilmesi gerektiini ileri sren FoucaPrado, Starting with Foucault: An Introduction to Genealogy, s. 18.
2 Deacon, Fabricating Foucault: Rationalising th.e Management of Individuals, s. 269.
3 Nielsen, Naturalism Without Foundations, s. 376-377.
4 Habermas, The Philosophical Discourse of Modernity, s.124; Kr. Roger Alan Deacon, Fabri
cating Foucault, s. 52.

Cogito, say: 70-71, 2012

399

400

Hakan Gndodu

ult, burada, kiinin Aydnlanmann karanlk yzne, sonularna ve varsa


ymlarna itiraz ederken ayn zamanda nasl Aydnlanmac kalabileceini
gstermeye alt gibi, 5 benzer ekilde "Aydnlanma Nedir?"e hazrlk ni
teliindeki "Eletiri Nedir?" de 6 de hakikat normlarna bavurmadan nasl
eletirel olunabileceini gstermek istemi ve kendi eletiri anlaynn ma
hiyetini, amacn, ilevini akla kavuturmaya almtr. Baka deyile,
"Aydnlanma Nedir?" de Aydnlanma'y yeniden dnmek gerektiine iaret
edip Aydnlanma'y sorunsallatran Foucault, "Eletiri Nedir?" de bizden
eletiriyi yeniden dnmemizi talep etmekte ve bizzat eletirinin kendi
sini sorunsallatrmaktadr. Foucault'nun burada eletirinin ne olduuna,
amacna ve ilevine ynelik aklamalar, ayn konuda baka yerlerde dile
getirdii grleriyle bir arada ele alndnda Foucault'nun eletiri anlay
na yneltilen itirazlara bir yant olarak deerlendirilebilirler. Dolaysyla,
bu yazda Foucault'ya yneltilen itirazlara, onun eletirinin tanm, amac
ve ilevine dair grleri erevesinde ne tr yantlar verilebilecei zerinde
durulacaktr.
Ancak ilk olarak grecelikle ilgili standart bir itirazn, yani Platon kadar
eski olan ve phecileri ve grecelik taraftarlarn, sofistleri susturmak iin
kullanlan bir itirazn, bu itiraza maruz kalan bakalar gibi Foucault iin
de niin geerli olamayacana dikkat ekmek yararl olur. Bu itiraza gre
doru diye bir ey olmadn iddia edenlerin syledikleri ya dorudur ya da
yanl. Onlarn syledikleri doru ise, en azndan bir tane doru var olaca
ndan "Doru diye bir ey yoktur" eklindeki iddialar yanl olacaktr. Yok,
eer syledikleri yanl ise bu durumda da kendi pozisyonlar dndkleri
nin tersine aka yanl bir pozisyon olacaktr. Ksacas mevcut itiraza gre
"Doru diye bir ey yoktur" iddias her halkarda yanl ve kendi kendini
rtc bir iddiadr.
Ne var ki bu itirazn kendisi de grecelii ve olumsall aamaz, sade
ce aar grnr. nk rlativiste gre mutlak anlamda doru diye bir ey
yoksa yanl diye bir ey de yoktur. Oysa sz konusu itiraz daha iin banda
rlativistin zaten kabul etmedii bir doruluk ve yanllk ayrm yapmakta
ve bylece rlativizmi kendisiyle deerlendirecei "Bir iddia ya dorudur ya
5 Foucault'nun kendisini Aydnlanma geleneine dahil edii iin bkz. Hakan Gndodu, "Ay
dnlanma ve Foucault".
6 Foucault'nun bu metni, "Aydnlanma Nedir?"den ok daha nce, 27 Mays 1978'de
Sorbonne' da, "Eletiri Nedir?" balyla verdii bir konferans met nidir. Metin ilk defa 1990
ylnda baslmtr.

Cogito, say: 70-71, 2012

Eletiri ve Foucault

da yanltr" gibi temel bir norm varsaymaktadr. Oysa byle temel bir norm
varsaym ancak rlativist olmayan klasik temelciliin ve normatif bir bak
asnn rn olabilir. Bu ise, bir ekilde, ispat edilmesi talep edilen eyi
delil olarak alma yanlna dmektir.
Foucault'ya gelince, o, toplumsal ve tarihsel ilikiler ann dnda ne
hakikat ne de iktidar olduunun altn izdii bir mlakatnda aka "temel
hibir ey olmadn" ...sadece "karlkl ilikilerin var olduunu" syler. 7
Hatta o, birtakm sabitler olmadan var olabilen efektif tarihin geleneksel ta
rihten farkna dikkat ektii bir yazsnda, insanda hibir eyin -hatta insa
nn bedeninin bile- insann kendini tanmasnn ya da baka insanlar an
lamasnn temeli olarak yeterince i gremeyeceini ne srer; 8 ve Bilginin
Arkeolojisi'nde kendi almalarna destek bulabilecei temellerden kand
n net bir ekilde dile getirir. 9
Bu adan bakldnda, onun metafizik iddialardan soyutlanm bir
ekilde Heideggerci, Nietzscheci ve Kant eletiri geleneinden etkilendii
sylenebilir: Foucault, fenomenal dnyay doallktan kardnda ve onu
bir dnm nesnesi haline getirdiinde Heideggerciyken; 10 yanln zddna
hakikatin ne olduunu bulmaya almaktansa, hakikate bizi onun klesi
haline getirecek ekilde ar deer veriliin nasl meydana ktn ara
trmaya balayp tarihteki atmalara, sreksizliklere, mcadelelere dikkat
ektiinde Nietzschecidir.11 Bununla beraber Foucault, Kant'n "Aydnlanma
Nedir?"inde yapt gibi kendi imdisini sorunsallatrarak kiiyi bakala
rnn otoritesine itaat etmekten, bir tr vesayetten kurtarmaya, onu mevcut
durumundan "ka" sayesinde iine dt olgun olmama durumundan
karmaya altnda ve olgunluun kiinin sadece bildii ey iin deil
ama olduu ey iin de sorumluluk almay gerektirdiine iaret ettiinde,
baka deyile eletiriyi bir "imdinin ontolojisi"12 olarak tasarladnda
Kantdr.
Denilebilir ki, Foucault meslek hayatnn tmn bir bakma Kant'n nl
drt sorusu zerinde dnerek ve bu sorular tarihsel, balamsal ereve7 Foucault, "Space, Knowledge and Power", The Foucault Reader: An Introduction ta Foucault's
Thought, s. 247.
8 Foucault, "Nietzsche, Genealogy, History", The Foucault Reader, s. 87-88.
9 Olssen, Michel Foucault: Materialism and Education, s. 75.
10 Ransom, Foucault's Discipline:The Politics of Subjectivity, 1997, s. 4.
11 Deacon, age., s. 39.
12 Gndodu, "Aydnlanma ve Foucault", s. 448-450.

Cogito, say: 70-71, 2012

401

402 Hakan Gndodu

lerde baka sorulara dntrerek geirmitir: Ona gre (1) Kant'n "Neyi
bilebiliriz?" sorusu, Foucault'nun arkeolojilerinde "Sylemsel yaplar beni
konuan ve bilen bir zne olarak nasl konulandrmaktadr?" sorusuna; (2)
Kant'n "Ne yapmalym?" sorusu Foucault'nun soyktklerinde "Normlar
beni normalletirilmi, disipline edilmi bir birey olarak konulandrmada
nasl sinsice bir fonksiyon icra etmektedirler?" sorusuna; (3) Kant'n "Neyi
umabilirim?" sorusu, Foucault'nun son almalarnda, "Benlik pratikleri ve
teknikleri ile kendimi nasl etik bir zneye ve yaamm da bir sanat eserine
dntrmeye teebbs edebilirim?" sorusuna ve (4) Kant'n nihai sorusu
olan "nsan nedir?" ise, Foucault' da "insan znellii imdiye dek ne olmu
tur ve bundan sonra ne olabilir?" eklinde Foucault'nun tm almalarn
birbirine balayan bir soruya evrilmitir. 13
Foucault'nun Kantl epistemolog Kant'n "hakikat zmlemeleri"nden
ve "snrlarn zorunluluu sayesinde Aydnlanma" anlayndan deil ama
yine Kant'n "imdinin ontolojisi"nden ve "snrlarn almas olarak Aydn
lanma" anlayndan yola kan ok fazla dikkat ekmemi baka bir eletiri
anlayna dayand iin, 14 bu durum, Foucault'nun -aralarndaki farkllk
lara ramen- ayn anda hem Heidegger hem Nietzsche hem de Kant'n ele
tirel geleneine dahil olabilmesini salar. Fakat yle grnyor ki Foucault
iin eletirinin ne olduu sorusu belli bir eletiri ve felsefe geleneine dahil
olunarak yantlanabilecek kadar kolay bir soru deildir.
"Eletiri Nedir?" sorusunun her zaman zerinde konumak istedii bir
soru olduuna dikkat eken Foucault, onu, "felsefenin snrlar zerinde s
rekli olarak yeniden doan, ekillenen ve var olmay srdren bir soru; her
mmkn felsefeyle, gelecek yeni felsefeyle balantl olan bir soru" olarak
deerlendirmitir. Foucault'nun yantna gelince, o, ncelikle nemsiz pole
miklerden Kant eletiri gibi st dzey felsefi eletirilere kadar eletiri adn
alan birok faaliyetin bulunduuna ve modern Bat Dncesi sz konusu
olduunda eletirinin artk bu ikisi arasnda bir ey olduuna iaret ettikten
sonra, eletirinin aslnda bir tarz, bir tr iliki kipi olduunu ne srer: Ona
gre eletiri her eyle ilgili belli bir dnme, konuma ve eyleme tarzdr; ki
inin, toplumla, kltrle, bakalaryla olduu gibi var olanlarla, bildii ey
lerle, yapt eylerle de kurduu belli bir iliki kipidir. Bu tr bir iliki kipi
ya da tarzna sahip olmak, Foucault iin esasen bir "eletirel tutum" iinde
13 Olssen, age., s.118-119.
14 Gndodu, agy., s. 457-458.

Cogito, say: 70-71, 2012

Eletiri ve Foucault

olmak demektir. 15 Bunun anlam Foucault'ya gre "eletirinin ancak kendin


den baka olan bir eyle iliki iinde var olaca" dr. Fakat eer eletiri hep
baka bir eyle iliki iinde var olan bir eyse, bu durum eletiriyi tabiat ba
kmndan dalmaya, bamlla, tam bir heteronomiye mahkummu, bir
birlikten yoksunmu gibi gstermez mi?
Foucault'nun bu soruya yant yle grnyor ki, hayrdr. O, paralan
mann, dalmann, kopularn, ihlallerin peinde koan birisi olarak grl
d iin eletiride bir birlik bulmaya almasna aranlarn olacann
farkndadr ama yine de eletiriyi birlikli, btnlkl bir ey olarak sunma
ya alr. Her eyle, dolaysyla da birbirinden ok farkl eylerle ilgili olma
sna ramen eletirinin birliini salayan ey, ncelikle Foucault'nun onu bir
"tutum" olarak, bir " tarz" olarak ele aldr.
Foucault'ya gre bir tutum ve tarz olarak eletiri ise ncelikle basite
hakikate gtren bir ara olarak deil ama bir erdem olarak grlmelidir.
Foucault iin, eletiri, kontrol etmek, ynetmek istedii bir alana ve emrede
medii, buyurgan olamad, buyurgan olmaya ehil olmad bir yere gzle
rini diken bir baktr. Klasik eletiri anlaynda eletiriden hatalar nleme
ve hakikati bulma eklinde bir yarar beklentisi vardr. Ancak Foucault' da
eletiri, klasik eletiri faaliyetinin dourduu yarar veya bu faaliyete elik
eden haz ya da bedel ne olursa olsun, yarar veya hazla ilgili bir imperatiften
yani hatalar nlemeyle ilgilenen bir imperatiften ok daha genel trden bir
imperatif tarafndan desteklenir: "Eletiride", der Foucault, "erdemle alakal
bir ey vardr; ve burada sizinle konumak istediim ey de 'bir erdem olarak
eletirel tutumdur"'. 16
Bununla beraber Foucault'ya gre eletiri, ister ara olarak tasav vur edil
sin ister ama olarak, her halkarda ncelikle tehis ve tespit'le alakal bir
meseledir. Foucault "Practicing Criticism" de yle der: "Eletiri, bizim ka
bul ettiimiz pratiklerin ne tr varsaymlara, ne tr itiraz edilmemi, sorgu
lanmam bildik dnme tarzlarna dayandna iaret etme meselesidir...
Eletiri dnceyi aa karma ... meselesidir: O, eylerin dnld
gibi apak olmadn gstermektir; apak olarak kabul edilen eyin artk
yle kabul edilemeyeceini grmektir." 17 Foucault iktidar ilikilerini aa
karmaktan, gz nne sermekten ve bylelikle de iktidara direnmekten,
15 Foucault, "What is Critique?" (a), s. 382; kr. Michel Foucault, "What is Critique?" (b), s. 42.
16 Foucault, "What is Critique?" (a) s. 383; kr. Michel Foucault, "What is Critique?" (b), s. 42-43.
17 Foucault, "Practicing Criticism", s. 154-155.

Cogito, say: 70-71, 2012

403

404 Hakan Gndodu

,,

entelektelin ilevinin tarihimizde hakikat ve gcn ald karlkl ilikile


ri ve formlar tehis etmek olduundan sz ederken burada eletirinin tehis
edici ilevi, onun bir mcadelenin meruiyetine dair hakl karmla ilgili ge
leneksel ilevi'nin yerine gemitir. 18
Bu yzden Foucault' da eletiri eyler hakknda hata bulma ile snrlandrlm bir yargda bulunma faaliyetinden ziyade onlarn ne olduklarn ve
nasl olduklarn belirlemeye alan pratik bir tehis faaliyetidir. Butler'n
da belirttii gibi Foucault'nun eletiri iin kulland szck (critique) bile
tehis olarak eletirinin bir yargdan ok bir pratik olduuna iaret etmek
tedir.19 Foucault' da hakikatin kendisiyle deerlendirilecei ak ya da kapal
nihai bir l ya da standardn yokluu onun kendi eletirel soruturma
biimini bir pratik olarak sunmasnn sebebidir. 20
Foucault'nun bir pratik olarak eletirisi evrensellikten ve nesnellikten yok
sundur. 21 Habermas gibi eletirmenlerinin tersine, Foucault insani varolua
dair evrensel bir yap aramaz. Bu onun ilgilenmedii bir eydir. Foucault'nun
eletirel akl kullanmnda kii artk eylerin ve toplumun nasl olmas ge
rektiine dair evrensel ve tarihsel-olmayan yarglarda bulunmaz. 22 Kant'n
aknsal yaklamn, bilmeyi mmkn klan snrlarn sabitlii, deimez
lii, evrensellii fikrini kabul etmeyip, insana dayatlan bu sabit snrlara
kar mcadele etmeyi tavsiye eden ve onlarn aslnda tarihsel ve olumsal
olduklarn ne sren Foucault, bylece -Marx veya Kant gibi filozoflarn
kulland- yarg eletiri modeline bavurmaktan kanr.23
Marx'tan ve Kant'tan farkl olarak, Foucault, bu sayede, neyin doru ne
yin yanl, neyin gerek neyin illzyon veya neyin meru ya da gayrimeru
olduuyla uramaktan; bir dnce sisteminin doru ya da yanl, iyi ya da
kt diye kendisiyle deerlendirilecei bir kriter kabul etmekten kurtulur.
Ayn sebepten dolay Foucault srekli daha iyiye veya doruya doru ilerle
yen birlikli bir tarih fikrine de sahip deildir. Ona gre tarihte ileyen gler
bir hedefe ya da mekanizmaya boyun emezler; onlar nceden var olan bir
niyetin ardk formlar, bir niyetin sonular deildirler.24 Bir ze, evrensel18 Kelly, The Political Philosophy of Michel Foucault, s. 370.
19 Butler, "What is Critique? An Essay on Foucault's Virtue", s. 212.
20 Olssen, age., s. 121.
21 Deacon, age., s. 62.
22 Nielsen, age., s. 368.
23 Reynolds, "Pragmatic Humanism in Foucault's Later Work", s. 973-974.
24 Brocklesby ve Cummings, "Foucault Plays Habermas: An Alternative Philosophical Under
pinning for Critical Systems Thinking", s. 748-749.

Cogito, say: 70-71, 2012

Eletiri ve Foucault

!ie ya da zorunlulua sahip olduu sylenebilecek herhangi bir ey, sadece


keyfi olarak kurgulanm bir dizi kuraln ve deien koullara gre tasar
lanm stratejilerin neticesidir. 25 Onun dnce sistemleri incelemelerinde
olduu gibi sosyal-tarihsel ilikiler anda da hibir ekilde evrenselcilie,
temelcilie, mutlak bir doru-yanl anlayna yer yoktur: "Hedeflerimden
biri", diyor Foucault, "insanlarn genel dncelerinin bir paras olan ey
lerin ounun, -insanlarn evrensel olduunu dndkleri eylerin- tam
olarak tarihsel deiimlerin sonular olduunu gstermektir. Benim btn
zmlemelerim insani varoluta evrensel zorunluluk fikrine kardr."26
Dolaysyla Foucault'nun eletirilerinde maskeyi kaldrmaktan sz edilme
sindeki kast, maske altndaki nesnel, mutlak, evrensel hakikati bulmak deil
dir; nk Nietzsche'nin izinden giden Foucault'ya gre maskesi kaldrlacak
bylesi bir hakikat yoktur. Eer kii maskeyi kaldrabilseydi, bulabilecei tm
ey, sadece baka maskelerin izleri olurdu. Foucault' da eletirinin amac, gizli
bir hakikatin stndeki rty kaldrma ya da gml bir hazineyi arkeolojik
adan gn yzne karma teebbs yerine -evrensel ve temel diye- ok
ak ve belirgin grlp de zerinde fazlaca dnlmeden geilip gidilen ve
daha ayrntl bir deerlendirmeye tabi tutulmayan eyi aa karmaya, te
his ve tehir etmeye almaktr: "Aradm ey insanlarn bilincinde sakl,
gizli, sessiz ve derinde olan ilikiler deildir. Tam tersine ben sylemin tam da
yzeyinde olan ilikileri tanmlamaya alyorum; yalnzca ok fazla yzey
de olduu iin grnr olmayan eyi grnr klmay deniyorum."27
Foucault'ya yneltilen ve Aydnlanmann evrenselci, temelci bak asn
dan hareketle herhangi bir eletirinin dayanaca normatif bir temel olma
ynca, eletirinin kendisinin keyfi znelcilie, grecelie dmekten kurtu
lamayaca ve anlamszlaaca itiraznn yeri tam olarak burasdr. Fakat
Foucault iin Aydnlanmaya, onun evrenselci, temelci eletiri anlayna dn
mek, Aydnlanma yerel bir blgede ve spesifik bir anda ortaya kan bir ey
olduundan, eletiride "bir etnosentrizm tehlikesini" dourur. 28 Ayrca Ha
bermas ve dier Foucault eletirmenlerinin Foucault'yu eletiride hakikat un
suruna yer vermedii iin grecelik ve anlamszlkla itham etmeleri, eletiriyi
Aydnlanma diyalektiinin kanlmaz bir paras olarak srekli deilleyen,
25
26
27
28

Deacon, age., s. 92.


Foucault, "Truth, Power, Self: An Interview With Michel Foucault", s. 11.
Deacon, age., s. 67.
Poster, "Foucault and the Problem of Self-Constitution", s. 74.

Cogito, say: 70-71, 2012

405

406 Hakan Gndodu

aan ve teye giden, maske dren bir ilem olarak grmelerinin sonucudur.
Foucault'nun eletirmenleri buradan hareketle Foucault'yu, kendileri gibi
evrensellik-grecelik, rasyonellik-irrasyonellik, normatif-normatif olmayan,
hrriyet-hkmetme gibi Foucault'nun tam da ykmaya alt bir dizi ayr
ma, ikili ztlklara bal olarak dnmeye zorlamak istemektedirler. 29
Halbuki Foucault'nun yapt gibi, diyalektik olmayan, temelci, evren
selci, aknsal olmayan ve hakikat unsuruna yer vermeyen bir eletiri ta
sarlamak imkansz deildir. 3 Foucault, aka, eletirinin ve mcadelenin
diyalektiin steril snrlamalarndan, zorlamalarndan bamsz bir mantk
asndan dnlmeye allmas gerektiini savunur. 31 Bu adan bakl
dnda Foucault'nun kendi eletiri anlayna yneltilen itirazlara cevap ver
me ykmll bulunmad bile ne srlebilir. nk eletirmenlerinin,
hakikat kaygsyla Foucault' dan anlaml bir eletiri iin iyi-kt, doru-yan
l ayrm yapabilmeyi salayacak normatif bir temele sahip olmasn, dola
ysyla bir bakma diyalektik manta dayal Aydnlanma rasyonelliine ba
vurmasn talep etmeleri aslnda ondan reddettii Aydnlanmann antajna
boyun emesini istemektir. Byle bir talep Foucault'nun eletirel projesinin
zyle tutarszdr. Hakikat kaygsyla ilgili deerlendirmeler noktasnda Fo
ucault olduka aktr: "Bir entelektelin rol", der Foucault, "bakalarna
ne yapmalar gerektiini anlatmak deildir". Entelektelin ii yeniden so
runsallatrmalar zemininde apak olarak grlen eyi tekrar tekrar srekli
olarak sorgulamak, insanlarn zihinsel alkanlklarn, bir eyler yapma ve
dnme tarzlarn altst etmek, alldk ve kabul grm olan kukulu
hale getirmek ve kurallar hep yeniden deerlendirmektir. 32 Foucault bu so
runsallatrmay yaparken ifadelerimizin, kurallarmzn ve kurumlarm
zn doruluk koullarnn iktidar ilikileriyle balantl hususi sylemsel
pratiklere gre olutuundan hareket eder.
Ancak buradan hareketle, Foucault'nun srekli olarak, alldk, kabul
grm eyleri ve genel teorileri eletirmesine dayanarak bu tr bir eleti
rinin genel bir eletiri teorisi olarak kendi kendini rtc olduu, yani
doruluk iddialar hususi sylemsel pratiklere greceli ise Foucault'nun te
orisinin de nesnel olarak doru olamayaca itiraznda bulunmann fazla
29 Bernstein, "Foucault: Critique asa Philosophical Eth os", s. 221.
30 Deacon, age., s. 52.
31 F oucault, "Power and Stra tegies", s.143-144.
32 Foucault, "The Concern for Truth ", s. 265.

Cogito, say: 70-71, 2012

Eletiri ve Foucault

bir anlam yoktur. nk Foucault eletirel almalaryla kendi amacnn


zaten genel bir teori retmek olmad gibi teorilerin yine genel teorik bir
eletirisini yapmak da olmadn, maksadnn yalnzca okuyucular genel
teorilere duyulan ihtiyaca olan inancn etkisinden kurtarmaya almak ol
duunu ifade etmektedir. 33
Foucault'nun gerek genel teorilere ihtiya olmad gerekse de diyalektik
olmayan, evrenselci, temelci olmayan bir eletiri anlaynn mmkn oldu
u fikri, muhtemelen onun rlativizm-temelcilik dalizmini baka ekilde
anlalmas zor olan bir eyi daha kolay anlamaya yarayan yapay bir da
lizm olarak grmesinden kaynaklanmaktadr. Foucault'nun stratejisi bu ya
pay dalizm skntsndan "balamsalclk"la kamaya almaktr. O yz
den Flyvbjerg' in dile getirdii gibi, eer rlativizm ile normsuz olmak veya
her eyin mubah olduu kastediliyorsa, bu adan, Foucault'yu bir rlativist
diye eletirmek yanltr. 34
Foucault politika ve etik zerine olan bir mlakatnda en iyi teorilerin bile
tehlikeli politik tercihlere kar bir koruma salayamayacandan sz eder
ken, bunu net bir ekilde ifade eder: "Buradan teori dzeninde herkes her
eyi syleyebilir sonucunu karmyorum."35 Foucault -epistemolojik alanda
olduu gibi- etik alannda da hem grecelii hem temelcilii ocuka bulup
reddeder ve onlarn yerine "konumsalc bir etii" savunur. Bununla beraber,
kendini hem temelcilikten hem de metafizikten uzaklatrmas etikte onu
tmyle normsuz klmaz. Foucault'nun normlar tarihsel ve kiisel balama
dayaldr ve ou insanca paylalrlar. Foucault' da, aksi onun bizi kendisi
ne kar uyard totaliter, topik eilimler barndran etik bir ebiimlilik
olaca iin, normlara insanlardan ve balamdan bamsz evrensel bir te
mellendirme verilmemitir. Foucault' da norm genelde nereden gelirse gelsin
iktidarn ktye kullanlmasna kar kma arzusuyla ifade edilir ve bu e
kilde zgrlk fikri n plana karlm olunur. Flyvbjerg'e gre Foucault'yu
bu ynyle Nietzscheci bir demokrat olarak grmek bile mmkndr. nk
Foucault'ya gre her ynetim biimi kabul edilebilir olmayana rza gster
meyen ve kamunun karlarn seslendiren bir iradeye dayal olarak eletiri
ve analize tabi tutulmaldr. 36
33 Matthews, Twentieth-Century French Philosophy, s. 154-156.
34 Flyvbjerg, "Habermas and Foucault: Thinkers far Civil Society?", s. 221.
35 Foucault, "Politics and Ethics: An Interview", s. 374.
36 Flyvbjerg, agy., s. 221.

Cogito, say: 70-71, 2012

407

408

Hakan Gndodu

Dolaysyla Foucault'ya gre Kant'n bilgiye verdiini dnd salaml


n ve akn temellerin yokluunun anlam, artk tm yarglarmzn eit l
de keyfi olaca ve hibir deerlendirmede bulunulamayaca deildir. Bunun
anlam, yarglarmzn dayanann, sadece, daha pratik, daha somut ve doal
olarak daha az kesin olaca demektir. Bu adan bakldnda Foucault'nun
arkeolojik almalar toplumsal pratiklerin keyfiliini ve anlamszln deil
ama yalnzca onlarn evrensel olmadklarn, zannedildiinden daha az kesin
olduklarn gsterir. O halde geerli bir lt olarak alnacak hibir ey olma
d iddias doru deildir. Kant'n pratik akl kavram bir dnme biimine
iaret ettii gibi Foucault'nun "pratik eletirel soruturma" anlay da kendi
ne zg tarihsel ve balamsal bir dnme biimine iaret eder. 37
Foucault'yu bu tarihsel, balamsal yaklam sebebiyle bir episteme altn
da dile getirilen ifadelerin bir baka episteme'nin bak asndan anlamsz ya
da kavranamaz olduklar temelinden hareketle rlativizm ile sulamak do
ru deildir. Foucault sylemsel oluumlar, znelerin onlara verebilecekleri
anlamlardan ayr olarak, nesnel yaplar olarak tasvir etmek iin tasarlanm
bir yntem tercih etmi grnmektedir. Baka deyile, o, yorumdan baka
hibir ey yoktur eklindeki ar hermeneutik pozisyonu reddeder. Fouca
ult yorumlanmam tecrbenin bir empirizm dogmas olduunu kabul eder;
ama bu, Foucault'nun tmyle rlativist bir pozisyona yerlemesini, gerek
ten nesnel olgular olmadn syleyen irrealist bir sonucu kabullenmesini
gerektirmez. Kant gibi Foucault da aklamann kategorik bir ema asn
dan yaplmasn bir nesnellik koulu olarak grr. Aradaki fark Foucault' da
bu emann ve nesnelliin tarihselliinin ve balamsallnn vurgulanm
olmasdr. Foucault'nun eletirel sosyal biliminde, eletiri pratik ve tarihsel
bir ey klnd iin Kant'n aknsal eletiri ve nesnellik anlay alm;
nesnellik sylem ile pratik arasndaki tekabliyete balanm; olaylarn se
bepleri ve aklamalar batanbaa balama, dneme, syleme, episteme'ye
bal olarak aklanr olmutur. 38
Foucault byle yapmakla aslnda modern felsefenin ounu igal etmi
olan bir sylemi, yani iinde epistemolojik meselelerle ve normatif temeller
problemiyle takntl hale geldiimiz bir sylemi koparmaya, krmaya, par
alamaya, "epistemolojik meguliyetin dna kmaya" almaktadr. Fou
cault bunu bize "byle bir meguliyetin bizi srekli ekillendiren ve tarihsel
37 Olssen, age., s. 76.
38 Age., s. 77-79.

Cogito, say: 70-71, 2012

Eletiri ve Foucault

olarak ne olduumuzu snrlayan sosyal pratiklerin oluumuna dair yeni tr


sorular sormaktan alkoyduunu ve bu yeni sorulara ve kr kalmaya yol a
I n" gstermek istedii iin yapar.39 Bu yeni tr sorular, artk "Hakikat
nedir?", "zm nedir?", "Alternatif nedir?", "Reform nedir?" gibi sorular de
ildir. Foucault'nun eletiri anlay asndan, sorulmas ve kendisine kar
kr kalnmamas gereken esas soru "Tehlike nedir?" sorusudur. Foucault'da
eletirinin hedefi reform yapmak, reform yaplacak kurumlarn sorumlulu
unu almak, farkl alternatifler tavsiye etmek, gvenilir olmaktan karlan
eski hakikatlerin yerine yenilerini nermek deildir.
O yzdendir ki Foucault, eletiri faaliyeti sonunda eskisinin yerine ye
nisini koyamyorsan eletirme diyenlere kar kar. "Eletirmeyin, zira bir
reform yapabilecek durumda deilsiniz" sylemine Foucault u ekilde cevap
verir: "Eletirinin 'o halde, yaplmas gereken ey budur' sonucuna varan bir
dedksiyonun ncl olarak dnlmesi gerekmez. Eletiri mevcut olan
reddeden, ona direnen, onunla mcadele eden kiiler iin bir ara olmaldr.
Onun yarar, meydan okuma, atma ve reddetmeyle alakal bir sre ol
masnda yatar. Eletirinin yasa iin yasa belirlemesi gerekmez. O, herhangi
bir programn bir aamas deildir. Mevcut olana yneltilen bir itirazdr.''4
Foucault etikle ilgili bir mlakatnda ayn kanaatini yineler: "Hayr, ben bir
alternatif aramyorum. Bir probleme baka insanlar tarafndan baka bir
anda ortaya konan bir baka problemin zmyle zm bulamazsnz.
Gryorsunuz, yapmak istediim ey zmler tarihi deildir; dolaysyla
alternatif szcn kabul etmeyiimin nedeni de budur. Ben problemlerin
soyktn yapmak, sorunsallatrmalar yapmak istiyorum. Benim mese
lem her eyin kt olduu deil, her eyin tehlikeli olduudur ki bu kesinlikle
kt ile ayn ey deildir. Eer her ey tehlikeliyse, o takdirde, her zaman
yapacak bir eylerimiz vardr... Her gn yapmamz gereken etik-politik terci
hin esas tehlikenin ne olduunu belirlemek olduunu dnyorum.''41
Foucault bylece eletiride bulunurken neyi onaylayacamzdan ok ney
le savaacamz setiimize dikkat eker.42 Bu ynyle Foucault'da ele
tiri Habermas'n ve Frankfurt Okulu'nun benimsedii ve uygulad -yar
g- eletiri modelinden farkldr. Foucaultcu eletiride ama ne tek bana
iktidarn ne de tek bana hakikatin aklanmasdr; ama her spesifik ik39 Bernstein, agy., s. 222-223
40 Foucault, "Questions of Method", s. 236.
41 Foucault, "On the Genealogy of Ethics: An Overview of Work in Progress", s. 343.
42 Kelly, age., s. 150.

Cogito, say: 70-71, 2012

409

41 O Hakan Gndodu

tidar-bilgi ilikisinin rettii spesifik tehlikeler nda somut analizlerde


bulunmak ve bylelikle tehlikeyi gn yzne karmaktr. 43 Eletirinin en
dorudan ve merkezi ilgisi, iktidarn tehlikelerine dair salam bir uyarda
bulunmaktr. Bu, ona gre bir eletiri olarak tasarlanan felsefenin de balca
ilevidir: Ona gre felsefe, kendilerini politik, ekonomik, kurumsal, cinsel vs
hangi form altnda ya da hangi seviyede sunarlarsa sunsunlar, "tm egemen
lik formlarna ilikin net bir meydan okuma" dr. 44
Foucault'nun egemenlik formlarna meydan okuma ve tehlikeye iaret
etme olarak eletiri anlay, her ne kadar kendisi eletirel olduu eylerle
ilgili bir alternatif veya bir reform nermese de, doal olarak bu eylerde bir
dnme yol aar. Foucault'ya gre "kii artk daha nce dnd gibi
dnemez olduunda, dnm hem acil, hem zor hem de tmyle mm
kn bir ey olur". 45 Dnm iin eletirinin kanlmaz olduu kanaatinde
olan Foucault, "eletirinin dnme kar olabileceini dnmediini''46
aka ifade eder. Ona gre "reformlar bo mekanda ortaya kmazlar.''47
Foucault iin eletiri ncelikle kendimizi dntrmeyle ilgili olanaklara ve
koullara dair bir aratrmadr. 48
Byle bir aratrmann hedefi bir "topya inas" deildir. Foucault'nun
eletiri anlay bir ideal toplum modeline sahip olma peinde deildir. O,
toplumsal dzenlemelerimizi eletirmek iin byle bir ideale ne sahiptir
ne de sahip olunmas gerektiini dnr. Eletiri onda bamsz topya
c bir duru barndrmadan ileyebilen ikin bir sosyal eletiri formudur. 49
Foucault'nun arzu edilebilir bir toplumun nasl bir toplum olmas gerekti
ine dair tavsiyelerde bulunma teebbslerine yani topyaclk denilen eye
kar oluunun sebebi olduu sylenebilir: (1) ilk olarak Foucault gele
cekte gerekleecei hayal edilen mkemmel, topik toplumlar, mevcut top
lumlarn ters yz edilmi ekilleri olarak grmekte ve onlar gerekte var
olmayan mekanlar olarak tanmlamaktadr. Dolaysyla, eletirilenin yerine
gemesi beklenen topik bir gelecek talebi, geersiz bir taleptir. 50 (2) Ayrca
43 Nielsen, age., s. 370.
44 Foucault, "The Ethic of Care for the Self as a Practice of Freedom: An Interview", s. 20
45 Foucault, "Practicing Criticism", s. 155; kr. Michel Foucault, "So Is it Important to Think?"
s. 457.
46 Foucault, "So Is it Important to Think?", s. 456.
47 Agy.
48 Foucault, "About the Beginning of the Hermeneutics of the Self", s. 161.
49 Nielsen, age., s. 379.
50 Kelly, age., s. 132.

Cogito, say: 70-71, 2012

Eletiri ve Foucault

Foucault'ya gre, gelecekle ilgili topik programlar, zamanla hep bir bask
aracna dnmlerdir ki bu da zgrl hedefleyen Foucault'nun ele
tiri anlaynn zyle tutarszdr.51 (3) Bundan baka, Foucault yaplabile
cek tek bir eyin deil birok eyin olduunu dnd iin de eletirinin
hedefi tek bir topik toplum tasavvuru olamaz: "Eer, imdiye dek, ne ya
plmas gerektiini sylemediysem", der Foucault, "bu, yaplacak hibir ey
olmadna inandm iin deil; tam tersine, iinde bulunduklar iktidar
ilikilerinin farkna vararak, onlara direnmeye veya onlardan kamaya ka
rar verenler tarafndan yaplacak, icat edilecek, oluturulacak binlerce ey
olduunu dndm iindir. Bu bak asndan aratrmalarmn tm
mutlak bir optimizm varsaymna dayanrlar. Analizlerimi unu sylemek
iin yapmyorum: eylerin olu ekli budur, nasl kapana kstrldn gr!
Ben belli eyleri sadece onlarn gerekliin dnmne olanak salayaca
n grdm lde sylyorum." 52
Tm bu sebeplerden tr Foucault entelektellerin eletirel dzeyde kal
makla yetinmeleri ve ilerindeki topik gelecek inas drtsn bastrmala
r gerektiini dnr. 53 Ancak bunun Foucault eletirmenlerinin iddia etti
i gibi nihilizmle sonulanmas gerekmez. Foucault kendi eletiri anlaynn
topyalara ya da alternatifler nermeye kar olsa da zgrl ve otonomiyi
amaladn reddetmez.
Onun eletirel ve tarihsel almalarnn arkasndaki motivasyon, sy
lemsel pratiklerin, hakikat iddialarnn evrensel, nesnel temelleri olmad
n gsterip yeni var olma, yapma ve dnme biimleri, tarzlar kefetmeyi
mmkn klarak insan ne olaca konusunda zgrletirmek arzusudur. 54
O bak rodan denilebilir ki Foucault' da eletiri ve zgrlk arasndaki iliki
bir karlkllk ilikisidir. zgrlk dnceyi sorunsallatrmay salaya
rak Foucaultcu eletirinin gereklemesini mmkn klarken, eletiri de ak
ln zorunlu olarak alglad eyin oluumundaki olumsal, tarihsel kltrel
koullarn anlalmasn salayarak zgrln dntrc mekann ya
ratma ve onu ak tutma devini yerine getirmektedir. 55
Ancak bu zgrlk hibir zaman eyler dzeni iinde bulunabilecek mut
lak bir zgrlk deildir. "zgrln garantisi yine zgrlktr"56 diyen
51 Age., s. 133.
52 Foucault, "The Discourse on Power", s. 174.
53 Kelly, age., s. 132
54 Matthews, age., s. 152, 154.
55 Healy, "A 'Limit Attitude': Foucault, Autonomy, Critique", s. 52.
56 Foucault, "Space, Knowledge and Power", s. 245.

Cogito, say: 70-71, 2012

411

412 Hakan Gndodu

Foucault'ya gre zgrlk var olmas iin daima tatbik edilmesi gereken bir
eydir. Bu tatbik edilmeyi salayan da eletiridir. Foucault insanlara srek
li tatbik edilebilecek -arkeoloji, soykt, sorunsallatrma gibi- eletirel
dnme aralar salayarak onlar eletirel dnebilmekten doan bir
zgrle gtrr.57 Baka deyile, Foucault'da eletirel dnme bizi bir
olgunlamamlk durumundan kurtararak iinde kendi yaamlarmz e
killendirme sorumluluunu alacamz bir olgunluk durumuna gtren z
grlk pratiini mmkn klmaktadr.58
Foucault'nun zgrlk pratiiyle benin snrlanmam bir ekilde kendi
kendini ekillendirmesine ve otonomisine verdii nem, onun eletiri anla
ynda hibir standardn, deerin veya klavuz ilkenin yer almad eklin
deki itiraza verilmi bir yant gibidir. Foucault eletiri anlaynda mevcut
olan sorunsallatrmaya ve bu sorunsallatrmann varsayd zgrle,
olgunlua ve otonomiye deer vermektedir. Dahas Foucault'nun eletiride epistemolojik anlamda- normatif temeller belirlemeyi reddetmesinin ardn
daki ama, ilgin bir ekilde Kant'n niyetiyle ayndr: O da Kant gibi ama
ondan farkl bir ekilde, zgrlmz ve otonomimizi korumay amala
maktadr.59 Kant bu amac gerekletirmek iin Platon'dan bu yana Bat d
ncesinde yaygn olan zneleraras uyum ve evrensellik fikrinden hareket
etmiti. Halbuki Foucault znelerarasl oulcu ve merkezsizlemi bir
ey olarak tasavvur etmektedir. Kant'n her hr ve rasyonel varlk iin ka
bul edilebilir otonom bir yarg zerindeki srar, Foucault'nun ada akln
konumsall, tarihsellii ve gayri-safl zerindeki srar ile uyumsuzdur.
Fakat eletiride znelerarasl ve dolaysyla da otonomiyi temin etmek iin
Kant anlamda gl bir evrensellik talebi zorunlu deildir. Konumsal ve
tarihsel Foucaultcu bir bak asnda, otonomi iin gerekli olan znelerara
slk koulu, bilinli bir ekilde, eitli konumsal aratrma topluluklarnn
yeleri olarak dier bak alarndan gelen eletirel deerlendirmelere ak
olmay tevik etmekle salanr. Foucault'nun Kant'tan ayrlp Nietzsche'nin
izinden gittii yer tam da burasdr. Foucault'nun eletiride otonomiye nem
vermedeki ana ilgisi, bir hakikat iddiasn zneleraras temelde hakl kar
mak gibi Kant bir ilgi deil, ama gelecekteki bizi mmkn klmak iin zo
runlu olan koullar var klmaya ve muhafazaya etmeye ynelik Nietzscheci
57 Brocklesby ve Cummings, agy., s. 751-752.
58 McCarthy, "The Critique oflmpure Reason: Foucault and the Frankfurt School", s. 451.
59 Healy, agy., s. 60.

Cogito, say: 70-71, 2012

Eletiri ve Foucault

bir ilgidir. Foucault soruturulacak olan bizin yani sorunsallatrc aratr


maclar topluluunun, soruturmadan nce deil ama onun sonucu olarak,
geici bir sonucu olarak var olmas gerektiini dnmektedir. 60
Eletiride otonomiye ve zgrle verdii bu nem, esasen Foucault'nun
daha nce de deinildii gibi eletiriyi bir erdem olarak tanmlamasyla ili
kilidir. Eletiriyi sadece bir ara olarak dnmenin terk edilmesi gerektii
kanaatinde olan Foucault'ya gre, eletiri bir tr erdemdir ve bu yzden de
kendi bana deerli bir eydir. 61 Fakat Foucault'nun erdemle kastettii nedir?
Bu anlalmakszn "Eletiri bir erdemdir"in anlam tam olarak akla kavu
amaz . Foucault'nun erdem anlay nesnel olarak formle edilmi kurallar
ya da yasalar izlemek, nceden tesis edilmi normlara rza gstermek veya
onlarla uyumlu olmak deildir. Tam tersine Foucault iin erdem, ok daha ra
dikal bir ekilde, nceden kabul edilmi kurallara, yasalara, normlara kar
eletirel bir tutum taknmadr. taat ve erdem arasnda ayrm gzeten Foucault
erdemin itaatle tanmlanmasna kar kar. 62 Bu durumda ona gre eletiri
iradi bir bakaldrma sanat, hakikat politikalar ile znenin boyunduruk alt
na alnmasn, zapt edilmesini nlemeye alan, zerinde dnp tanlm
bir dik ballk sanat olmaktadr. Foucault'nun dncesinde kiinin kendi
kendini ekillendirmesi, onun kendisiyle ekillendirildii ilkelere itaatsizlikle
yapldnda, erdem bir boyun ememe pratii olarak ortaya kmaktadr. 63
"Bu zellii yani ok fazla ynetilmeme sanatn", der Foucault, "eletirinin ok
daha temel bir tanm olarak nereceim."64 Ona gre "ynetilmeyi istememek,
bir otoritenin size doru dedii eyi doru diye kabul etmemek ya da en azn
dan bir eyi bir otorite onun doru olduunu syledii iin doru diye kabul
etmemek, bunun yerine, onu ancak siz kendi banza o eyin lehine sunulan
sebeplerin iyi sebepler olduunu dnyorsanz, doru diye kabul etmektir."65
Ynetilmeme sanat eklindeki bu eletiri tanmnn, Kant'n iinde ce
sarete byk vurgu yapt Aydnlanma tanmndan ok uzak olmadn66
dnen Foucault insanlarn Kant'n "Akln kullanma cesaretini gster"
sznde daha ok "akl" zerinde durduklarna ve Kant'n tutumunu daha
60 Healy, agy., s. 62-65.
61 Ransom, age., s. 2
62 Butler, agy., s. 215, 217.
63 Michel Foucault, "What is Critique?" (a), s. 386; kr. Foucault, "What is Critique?" (b), s. 4748; Judith Butler, agy., s. 220; Djaballah, Kant, Foucault, and Forms ofExperience, s. 178.
64 Foucault, "What is Critique?" (a), s. 384; Foucault, "What is Critique?" (b), s. 45.
65 Foucault, "What is Critique?" (a), s. 385; kr. Foucault, "What is Critique?" (b), s. 46-47.
66 Foucault, "What is Critique?" (b), s. 47-48.

Cogito, say: 70-71, 2012

413

414 Hakan Gndodu

ok bilginin snrlaryla ilgili bir tutum olarak grdklerine iaret edip bu


nun iktidarn gcnden, ynetimin meruluundan kuku duyma cesareti
gsteren bir ifade olduunun pek farkna varmadklarn ne srer. 67 Yal
nz Foucault eletirideki cesaret faktrne dikkat ekmekle ve eletiriyi ok
fazla ynetilmeme sanat olarak tanmlamakla radikal bir anari savunusu
yapyor deildir. Onun sorusu "Nasl radikal bir ekilde ynetilemez olaca
z?" eklinde genel bir soru deildir. Bunun yerine spesifik bir ynetim bii
mi veya iktidar mekanizmasyla ilikili olarak meydana kacak spesifik bir
sorudur; unun gibi, u ya da bu hedef dorultusunda, u veya bu sreler
vastasyla, u ilkeler adna, unun iin, unlar tarafndan nasl ynetilmeye
ceimiz sorusudur. 68
Sonu olarak Foucault' da eletirinin ok fazla ynetilmeyi istememe ar
zusuyla ilikilendirilmesi, onda eletiri pratiinin aslnda benin baka her
eyle olduu kadar kendi kendisiyle de ilikisini temin eden bir varolu sana
t olarak grldn gsterir. Foucault byle bir sanatla kendi yaamn bir
yaratm klmaya almaktadr. O halde denilebilir ki Foucault' da dn
m, zgrl, otonomiyi hedefleyen, bir tehis, tehir, bir bakaldr ve ok
fazla ynetilmeme sanat, dolaysyla da bir erdem olarak tasavvur edilen
eletiri pratiinin nihai hedefi, dnya deil ama eletiride bulunann kendi
benidir. Flynn'n da belirttii gibi Foucault, eletirileriyle, Platoncu ya da
Kartezyen gelenein doru yaam arayndan ok Kinik gelenein felsefi,
estetik yaam araynn peindedir. O, srekli ve daimi eletiri zerinde
ki vurgusuyla hep yeni olanaklara, yeni alternatiflere ak olmakla, pheci
aratrmaclyla, estetik bir varolua olan eilimiyle felsefeyi bir reti ya
da evrensel bir teori olarak deil de bir ethos, bir yaam olarak gren kinik
bir felsefe ve eletiri anlayna sahiptir. 69 O halde eletirinin bir hakikat
unsuruna veya bir takm geerlilik ltlerine dayanmad bir yerde, eli
kinin ve eletirinin anlamn kaybedeceini iddia eden Foucault eletirmen
lerinin tersine, bir erdem olarak nitelenen Foucaultcu eletiri hala anlaml ve
deerli bir eletiri pratii olarak karmzda durmaktadr.

67 Foucault, "What is Critique?" (a), s. 386-387; Foucault, "What is Critique?" (b), s. 47-48.
68 Butler, agy., s. 218.
69 R. Flynn, "Foucault and the Politics of Postmodernity", s. 195-197.

Cogito, say: 70-71, 2012

Eletiri ve Foucault

Kaynaka

Bernstein, Richard, "Foucault: Critique as a Philosophical Ethos", Critique and Po


wer: Recasting The Foucault!Habermas Debate, (ed. Michael Kelly), The MiT Press,
Cambridge, 1994, s. 211-241.
Brocklesby, John; Cummings, Stephen, "Foucault Plays Habermas: An Alternative
Philosophical Underpinning far Critical Systems Thinking", The Journal of Ope
rational Research Society, C. 47, S. 6, Haziran 1996, s. 741-754.
Butler, Judith, "What is Critique? An Essay on Foucault's Virtue", The Political,
(Blackwell Readings in Continental Philosophy), ed. David Ingram, Oxford, 2002,
s. 212-227.
Deacon, Roger Alan, Fabricating Foucault: Rationalising the Management ofIndividu
als, ABD: Marquette University Press, 2003.
Djaballah, Marc, Kant, Foucault, and Forms of Experience , New York: Routledge,
2008.
Flynn, Thomas R.,"Foucault and the Politics of Postmodernity", Nous, Blackwell Pub
lishing, Nisan-1989, C. 23, S. 2, s. 187-198.
Flyvbjerg, Bent, "Habermas and Foucault: Thinkers for Civil Society?", The British
Journal of Sociology, C. 49, S. 2, Blackwell Publishing, Haziran 1998, s. 210-233.
Foucault, Michel, "About the Beginning of the Hermeneutics of the Self", Religion
and Culture by Michel Foucault, (der. ve yay. haz. Jeremy R. Carrette), Manchester
University Press, 1999, s. 158-181.
-------------- "Nietzsche, Genealogy, History", The Foucault Reader: An Introduc
tion ta Foucault's Thought (ed. Paul Rabinow), New York: Penguin Books, 1991,
s. 76-100.
-------------- "On the Genealogy of Ethics: An Overview of Work in Progress",
The Foucault Reader:An Introduction ta Foucault's Thought, (ed. Paul Rabinow),
Penguin Books, New York, 1991, s. 340-372.
______________, "Politics and Ethics: An Interview", The Foucault Reader: An lnt
roduction ta Foucault's Thought (ed. Paul Rabinow), New York: Penguin Books,
1991, s. 373-390.
______________, "Power and Strategies", Power/Knowledge: Selected Interviews and
Other Writings 1972-1977, (ng. ev/ed. Colin Gordon, vd.), Pantheon Books, New
York, 1980, s. 134-145.
______________, "Practicing Criticism", Michel Foucault: Politics, Philosophy, Cul
ture: Interviews and Other Writings 1977-1984, (ed. Lawrence D. Kritzman), New
York: Routledge, 1990, s. 152-156.
-------------- "Questions of Method", Essential Works of Foucault (1954-1984):
Power, ed. James D. Faubion, ng. ev. Robert Hurley vd., The New Press, New
York, 2000, s. 223-238.
______________, "So Is it lmportant to Think?", Essential Works of Foucault (19541984): Power, ed. James D. Faubion, ng. ev. Robert Hurley vd., The New Press,
New York, 2000, s. 454- 458.
______________, "Space, Knowledge and Power", The Foucault Reader:An Introduc
tion ta Foucault's Thought, (ed. Paul Rabinow), Penguin Books, New York, 1991,
s. 239-256.
Cogito, say: 70-71, 2012

415

416 Hakan Gndodu

______________, "The Concern for Truth", Michel Foucault: Politics, Philosophy, Cul
ture: lnterviews and Other Writings 1977-1984, (ed. Lawrence D. Kritzman), New
York, 1990, s. 255-270.
______________, "The Discourse on Power", Remarks on Marx: Conversations
with Duccio Trombadori, (ng. ev. R. James Goldstein ve James Cascaito),
Semiotext(E), Columbia University, New York, 1991, s. 147-181.
______________ , "The Ethic of Care for the Self as a Practice of Freedom: An Inter
view", (ng. ev. J.D. Gauthier) The Final Foucault, MiT Press, Cambridge, 1988,
s. 1-20.
______________, "What is Critique?"(a), ng. ev. Kevin Paul Geiman, What is En
lightenment?: Eighteenth-Century Ans wers and Twentieth-Century Questions, (ed.
James Schmidt), University of California Press, 1996 iinde, s. 382-399.
--------------' "What is Critique?" (b), The Politics ofTruth, Ed. Sylvere Lotringer;
ng. ev: Lysa Hochroth and Catherine Porter, Los Angeles:Semiotext(e) Foreign
Agent Series, 2007, s. 41-81.
Foucault, Michel; ve Rux Martin, "Truth, Power, Self: An Interview With Michel
Foucault", Technologies of The Self- A Seminar With Michel Foucault, (ed. Luther
H. Martin, Huck Gutman, Patrick H. Hutton), The University of Massachusetts
Press, ABD, 1988, s. 9-15.
Gndodu, Hakan, "Aydnlanma ve Foucault", Foucault: Fikir Mimarlar Dizisi:24,
Say Yaynlar, stanbul, 2010, s. 425-461.
Habermas, Jrgen, The Philosophical Discourse ofModernity, (ng. ev. Frederick G.
Lawrence), MiT Press, 1990.
Healy, Paul, "A 'Limit Attitude': Foucault, Autonomy, Critique", History ofthe Human
Sciences, Sage Publications, Londra, 2001, C.14, S.1, s. 49-68.
Kelly, Mark G.E., The Political Philosophy of Michel Foucault, Routledge, New York,
2009.
Matthews, Eric, Twentieth-Century French Philosophy, ngiltere: Oxford University
Press, 1996.
McCarthy, Thomas, "The Critique of Impure Reason: Foucault and the Frankfurt
School", Political Theory, C. 18, S. 3, Sage Publications, Austos 1990, s. 437-469.
Nielsen, Kai, Naturalism Without Foundations, New York: Promethous Books, 1996.
Olssen, Mark, Michel Foucault: Materialism and Education, Greenwood Publishing
Group, ABD: Westport, 1999.
Poster, Mark, "Foucault and the Problem of Self-Constitution", Foucault and the Criti
que oflnstitutions, (ed. John Caputo ve Mark Yount), Pennsylvania, 1993, s. 63-80.
Prado, C. G, Starting with Foucault: An lntroduction ta Genealogy, Bolulder, Co: West
view Press, 2000.
Ransom, John S., Foucault's Discipline:The Politics of Subjectivity, Duke University
Press, London, 1997.
Reynolds, Joan M, "Pragmatic Humanism" in Foucault's Later Work", Canadian Jo
urnal ofPolitical Science / Revue Canadienne de Science Politique, Cambridge Uni
versity Press, 37:4, Kasm 2004, s. 951-977.

Cogito, say: 70-71, 2012

karn tesinde Sanat*


Ekonominin Sonundaki G
BRIAN MASSUMI

Hesaplanabilir bir gelecek varsaym, eyleme geme ihtiyacnn bizi


benimsemeye zorlad davran ilkelerinin yanl yorumlanmasna
ve mutlak phe, tehlike, umut ve korku gibi gizli etmenlerin
azmsanmasna yol aar.
John Maynard Keynes
Rasyonel seimler yapmamz buyruldu. zgrlmzn, seme zgrl
olduu retildi. "Nasl setiiniz kim olduunuzu belirler" dendi. Kendi
karmza en uygun seimi yaparsak herkesin karna da hizmet edece
imize inandrldk. Kendi karmzla bakalarnnkinin rtmesini sa
layan bir mekanizmann yrrlkte olduu sylendi. Bunun ad piyasadr.
Piyasann grnmez eli herkes iin en iyi seimi salar, sihirli dokunuu
rekabet ilkesi tarafndan ynlendirilir. Rekabet, verimlilik asndan uygun
olmayan seimleri eler. Verimlilikler, abay en aza indirmek ve kar azami
noktaya karmak suretiyle birbirini oaltr. Piyasa, inanmamz istendii
zere, kendi kendini dzenler. En iyiyi bulmaya ynelik doal bir eilimi
vardr. Siyasi zneler olduumuzdan rasyonel biimde oy vermemiz buyru
lur, bunun iin piyasann karna uygun olan semeliyiz ancak byle ge* Bu yaz 2012 Sydney Bienali iin kaleme alnm olup, ilk kez Cogito'nun bu saysnda ya
ymlanmaktadr.
Cogito, say: 70-71, 2012

kann tesinde Sanat

nelin iyilii iin kendi karmz gzetebiliriz. Rasyonel olarak, siyasi zne
kendi karn gzeten iktisadi zne ile kesiir, temel olarak hepimiz kendi
mutluluumuzun peindeyiz. Zaten bu deilse, nedir hayatlarmza anlam
ve motivasyon salayan? Hepimiz seim denilen ay partisinin cretli ko
nuklaryz, grnmez el tarafndan verimliliin gm tabanda sunulan
kendi hayat ekmei dilimimize en sevdiimiz reeli sryoruz.
Ancak serbest piyasa ideolojisinin kaynaklarna dnecek olursak, piya
sann tam kalbinde bir tavan delii grrz. Rasyonel seimin grnte
salam temelinden, hibir eyin ayn grnmedii harikalar diyarna d
len bu deliin ad duygulanmdr. Mutlak phe, tehlike, umut ve korku gibi
"gizli etmenler" -ve neden olmasn; sevgi, dostluk ve nee- taknlk yaparak
yzeye kma eilimindedir. Serbest piyasa ideolojisinin gnmz versiyonu
olan neoliberalizmde kargaa ylesine baskndr ki baka bir ey daha yze
ye kar; ekonomi mabedinin aslnda, bu artk pek de gizli olmayan etmen
lerin temelsiz temeli zerine kurulduuna ilikin rpertici phe. Verim
lilikler hala inandrldmz zere, birbirini oaltr. Birbirine kenetlenir,
ekonomiyi periyodik krizlerinden kararak hala rasyonel olduunu temenni
ettiimiz, greceli dengeli dzene dndrr. Ancak piyasalar kendi kendi
lerini ynlendirmekten kp duygu durumlarna gre tepki verince duygu
lanm etmeninin darda braklmas gittike imkansz hale gelir. Ekono
minin rasyonelletirilmesinin, duygulardan dzen kotaran gvenilmez bir
sanat olduu olduka aktr. rpertici phe, ekonominin en iyi duygusal
sanatlarn bir snf olarak anlalabilecei ynndedir. Ekonominin, duy
gulanm sanatlarnda byle temelsizce temellendirilmesinin sonular ince
lenmeye deerdir. Bu inceleme sadece "rasyonel" kendi karn gzetmenin,
kendini en uygun duruma gtren dzenin teminat olduu konusunda neler
sylenebileceini gstermez ayn zamanda rasyonel kavramnn duygu ile
ilikisinin yeniden dnlmesini gerektirir.
Efsanevi grnmez eli tekrar dnelim. Yaratcs Adam Smith'in kas
tettii gibi, kendisine atfedilen hibir tanrsal nitelii yoktur. Kavramn ana
fikri, ekonomik sistemin hibir ilahi st bak ile kavranamayacak kadar
karmak olduudur. Michel Foucault, neoliberalizmin soyktnde bu du
rumu kesin terimlerle ortaya koyar: Ekonomi ile ilgili eylerde "tam effaf
lk" yoktur. 1 Tam effaflk olmad gibi effaflk veya btnlk de yoktur.
1 Foucault, The Birth ofBiopolitics. Lectures at the College de France 1978-1979, s. 279.

Cogito, say: 70-71, 2012

419

420 Brian Massumi

Grnmez el kavram, ak bir alanda evresi srekli deien, doas gerei


tanmsz biteviye bir faaliyetin krlk prensibidir. "Karanlkta ve kr olmak
ekonominin tm aktrleri iin mutlak bir zorunluluktur."2
Neoliberaller iin aslnda iyi bir eydir bu: ktisadi librealizmi kanlmaz
klar. Ekonominin dnyevi veya uhrevi hibir hkmran olamayaca an
lamna gelir. Grnmez el aslnda "ellerinizi ekin" demektir. plikleri doku
yarak, ngrlebilir bir dzende bir btn oluturmaya ynelik, yukardan
herhangi bir hkmet mdahelesi kuman tamamen sklmesine sebep
olur. Hkmetler, her eyi bilerek herkesin kar adna hareket eder gibi
grnr; aslnda her zaman kibirle her eyi el yordamyla bulmaya alrlar.
Serbest piyasann mdavimleri byle bir ykmllk altnda deildir. Tam
tersine, genel iyi iin bunu dikkate almadan hareket etme emri almlardr.
Ancak b u ekilde gerek "grnmez el" alabilir. Ama bu bir el bile deildir.
Kendi karn kollamasna ramen genel iyiye hizmet eden, birok kk
elin kararnn toplamdr. Kiisel karn karanlnda verilen bireysel
karlar btn alana szar. Olumlu geribildirim dngleri oluturduu srece
bu kararlarn sonular karlkl yararl, oaltc etkilere yol aar ve herkes
iin en iyi olan "kendiliinden sentez"3 ortaya kar. Sentez her bir birey iin
istem ddr.4 karn znesinin kararlarnn, ekonominin bu rasyonelleti
rilmesine istem d katkda bulunmas, kendi kendini rgtleyen, karmak
bir sistemin yeni bir zelliidir; bir yenilik ve bir yaratm . Piyasa ortamnn
"grnr kaosunun"5 zemin seviyesinde ortaya kan "sonsuz sayda" "zel
liin" "pozitif etkisidir." Bunlar herhangi bir aknln yokluunda ileyen
"dorudan oaltma mekanizmas" (rekabet) tarafndan birbirine balanr.6
Sistemin zerinde iledii kiisel karn znesinin seimi "indirgenemez"
ve "devredilemezdir".7 "Koulsuz olarak znenin kendisine aittir."8 Model,
"varoluun kendisi"ne dair bir modeldir, ayrtrc boyutunda her eyden
nce "bireyin kendisiyle ilikisidir".9 zne, tpk uyumak zere olan bir k
pein dnp durmas gibi, vaat edilen bir dln evresinde dner durur,
kendi etrafn gittike daha sk bir ekilde seiminin gcyle sarar.
2 Age., s. 297.
3 Age., s. 300.
4 Age., s. 275-276.
5 Age., s. 277.
6 Age., s. 275-276.
7 Age., s. 272.
8 Age., s. 272.
9 Age., s. 242.

Cogito, say: 70-71, 2012

kann tesinde Sanat

Ancak, ryaya giden yolda bir eyler olur. evreleyen ufuk, trblansn
girdabna dnr. kar dnyasnn znesi, iddetle kendi iine kme be
lirtisi gsterir. kar alevinin uhrevi altnda post-kapitalist paralel evre
nin liberal kabusunun uuan grntleri bir grnp bir kaybolur.
Sorun gelecekle ilgilidir. Sermayenin kendisi gelecek bakmndan tanm
lanr. Sermaye para miktar deildir. Gelecekte bir anda belirli miktardaki
parada art salama gcdr. Madalyonun dier yznde d tehdidi
vardr. imdiki zaman dengesizleir, tehlikeli bir ekilde gelecee ynelir.
Gelecek ynelimi, arzu, beklentiler ve hayal krkl korkusu ile duygusal
olarak ok fazla yklenmitir. Gelecee ynelik bu duygusal kutuplamayla
yklenmi olan kar znesinden, adm adm baarya gtren rasyonel he
saplara girimesi beklenir. Her zaman mevcut olan, yanl bir adm ihtimali
gz nne alnrsa, hesap, risk hesabdr.
zne, karn znesi (subject of interest) olduunda ve hayat koulsuz bi
imde kendi kendisiyle ilgili olduunda bunun, kapitalist ekonomi mant
iindeki anlam udur: nsann kendisiyle olan ilikisi -belirsizlikle kapl bir
biimde- kendi gelecei ile olan ilikisine dnr. nsann gelecei ile ilgi
li en iyi seimler, (duygu ykl bu duruma "rasyonel" yaklaacak olursak)
tatmini hayatn daha duraan ve gvenli dnemine (genellikle emeklilik)
ertelemeyi ierir. Hukukun znesinin ve toplumsallkla balanm kamusal
znenin aksine, karn znesinden hibir zaman genelin iyilii iin kendi
karndan feragat etmesi istenmez. z-karclk "kaytsz artsdr". Ancak,
aslnda tatmini ertelemesi istenir. o Tatmin z-karn parasdr, bozukluk
olarak da sermayenin. Verili herhangi bir an iin z-kar byle llr: Tat
min olmusak baarl birer z-karc olmuuzdur. Nihayetinde, bir kar
znesinin ne kadar "rasyonel" davrand sadece duygusal olarak llebilir.
Rasyonellik ve duygusallk ayrt edilemezlik blgesine girer.
Hibir genel bakn mmkn olmad, srekli alkalanan, kazaya ei
limli ekonomik alana bulam aktrlerin temel krl gz nne alnrsa,
duygusal olarak gdmlenmi rasyonel hesaplamann nasl ilemesi gerekir?
Sebepleri tam olarak bilmek de mmkn deilse? Her hesaplama, benzer
stratejiyle ekillenen eylemler benzer sonular verir, nermesine dayanr.
Ancak can alc nokta, ekonominin setii yaratc-oaltc sonularn do
rusal olmamasdr. Tanm gerei, bu sonularn sebeplerle rtmesi, sebep10 Age., s. 275-76, 300.

Cogito, say: 70-71, 2012

421

422 Brian Massumi

ler bilinse bile zorunlu deildir. Kapitalist giriimin temel noktas "kaldra
etkisidir": Bir yatrmdan normalde beklenebilecein zerinde ve tesinde
bir art verim karmak. Tm kapitalist sre, verili herhangi bir miktar ne
densel girdi iin sonu fazlas potansiyeli tarafndan gdlenir ve bunun z
lemiyle yanp tutuur: Art deer. Sistem ne kadar karmaklarsa ve denge
noktasndan uzaklarsa gelecek ayn oranda belirsizleir. Gelecekte tatmin
vaat eden srecin kendisi gelecei daha az kesin klar.
Bu sorunun geleneksel bir yant vardr. Gven. Kriz zamanlarnda ekono
mi liderlerinin azndan kan ilk szckler "Sistemde gveni yeniden tesis
etmeliyiz" olur. Ancak bu koullar altnda Niklas Luhmann'n gzlemledii
zere, "gven bir yanlsamaya dayanr". 11 Kaotik ekonomi alannda, kiisel
gven ilikilerini garantiye almak imkanszdr. Koullar, tm iyi niyetlerine
ramen iyi olan yapmay insanlar iin imkansz hale getirebilir. Bu durum
da, seenek, gveni gayri-ahsi hale getirmektir. Sistemde gvenileni gayri
ahsi 12 yap. Ancak bir birey kendi kendine gvenemeyen bir sisteme nasl
gvenir?
Bir giriim sisteminden ne yapmas beklenir? Luhmann'n bu soruya zeki
bir yant vardr. Etkili gvensizlik eiini ne kaydrrsn. 13 Baka bir deyi
le, gvensizlii tevik edersin. 14 Gvenin zdd olarak deil, ilevsel bir ede
eri olarak. 15 Bu da ne demektir? Bu, gvenin, bireyin az ya da ok dzenli
olarak hissettii bir duyguya evrilmesi gerektii anlamna gelir. Ancak bu,
gveni ve gvensizlii ayrt edilemeyecek ekilde yaknlatrarak yaplmal
dr, bylece zne azck bir kkrtma ile birinden dierine kolayca geebilir.
Onlar birbirlerine kenetlersin bylece birbirlerini glendirirler. iddetle
birbirlerini yanklarlar. Eyleme getiinde, bireyin duygusal durumu ikisi
arasnda bocalar.
Gven ve gvensizliin dolaysz salnml yaknlk iinde, ayrt edilemez
lik alannda birlikte yanklandn sylemek; eyleme geme yolunda, bireyin
ne birini ne de tekini hissettii anlamna gelir. Sonra, birini ya da tekini
hissetmeye "hazr olma" hali gelir. 16 Bu "hazr olma potansiyeli" durumu
dur. Gven ve gvensizlik daha sonra gelebilecek olann birlikte varolan po11 Luhmann, Trust and Power, s. 32.
12 Age., s. 93.
13 Age., s. 75.
14 Age., s. 88.
15 Age., s. 71.
16 Age., s. 79.

Cogito, say: 70-71, 2012

kann tesinde Sanat

tansiyeli olarak bir araya gelirler. Kuantum fiziinde kullanlan anlamyla


st ste gelirler. Farklar silinmez, yedekte tutulur.
Luhmann, hazr olma potansiyeli duygusunun "baka bir yerde bulun
mayan kendine uygun bir enerji rezervini" varsaydn syler. 17 Dier bir
deyile, benzer bir ekilde karmak olduu ve dorusal olmad iin siste
min kendisi, harekete gemi bir hazr olma potansiyelindedir. Bu potansiyel
znenin duygudurumuyla ayn ekilde yaplanmtr, eit derecede duyarl
dr ve balantldr. Sistemin baar ve baarszlk durumlar baka bir yer
de belirlenmemitir. Gven, gvensizlik, tatmin ve keder gibi belirlenmemi
duygudurumlar st ste binmi haldedir. karn znesi, bilmemesine ra
men yine de eyleme gemek zorundadr. Herhangi bir eylem duygusal dalga
paketini aar ve gven ve gvensizlik zerreleri gereklie dnr. Zerrenin
salm duyu sistemi iinde bir yerde bulunan ilgili hazr olma potansiyelini
kertir. Dnyadaki baar ve baarszlk ve bunlara denk gelen duygudu
rumlar olan tatmin ve keder, bu karmakln mterek sonulardr. Sa
lnml hazr olma potansiyelinin, znede ve sistem iinde baka yerlerde
ilintili k ezamanldr. Eylemde etkin biimde akrlar. Hazr olma
potansiyelinde, sistem ve zne bizzat ilevsel bir ayrt edilemezlik durumunda
dr. Tpk bir fotonun ayn anda iki ayr delikten geerken bir yandan da ken
disine mdahale etmesi ve yanklamas gibi hazr olma potansiyeli hem bu
rada hem de baka yerdedir. Ayn anda, durumlarn st ste binmesi ker
ve mdahele-yanklama kalb yerleir. Sadece bu noktada gerekten bir ey
olduu sylenebilir. Hazr olma potansiyeli, alglanabilir bir olay formun
da hayata geer. zne ve sistem bir araya gelir, hazr olma potansiyelinin
ayrt edilemezlik blgesinde birbirine dolanrlar ve bu yzden birlikte olur
lar. Ayrt edilemezlik durumunu kerten eylem yaratc bir iktidar kullanr,
oluun iktidar: Varlk iktidar.18 Bilinebilirlik, hesaplanabilirlik ve ngr
lebilirlik asndan kaybedilenler varlk gc tarafndan geri kazanlr.
Karmakln birbirinin iine gemi u ya da bu sonulara indirgen
mesinde "her zaman deiken, hesaplanamayan bir an vardr". 19 Her ey bu
17 Age., s. 80.
18 Yazar burada yeni bir kavram retiyor: Ontopower. "Onto" varlk anlamna gelen Yu
nanca kkenli bir szck. Bunu ngilizce g/iktidar anlamndaki "power" szc ile
birletiriyor. Bu kavram, varlk yaratma iktidar anlamnda onto iktidar olarak evirdim.
Bu terim, Massumi'nin Foucault'nun "biyo iktidar"na yapt bir gnderme olarak da d
nlebilir. (. n.)
19 Age., s. 74.

Cogito, say: 70-71, 2012

423

424 Brian Massumi

deiken, hesaplanamayan an etrafnda dnmeye balar. Yrrlkte olan ey


lem ilkesi, gerekte hesaplama ieren " bilisel kapasite iinde yer alamaz". 20
Bu bir bilme eylemi deildir. Luhmann, tm yapnn gerekte en iyi, gven
ve gvensizlik bilinci ortadan kaybolduunda altn iddia eder. Sonra,
hazr olma potansiyelinin -durumlarn st ste binmesinin hem sistemle
ilgili (ekonomik baar veya baarszlk nicelii) hem de znel (gven, g
vensizlik, tatmin ve kederin duygulanmsal nicelii) tek bir olaya dnme
si- indirgenmesi "zerk hale gelir". 21
karn znesinin, artk hesaplanm seimlerin zerk aktr olmad
aikardr. imdi zerk olan, seim eylemidir. Seim, bilinsiz bir seviyede,
znenin kr noktasnn hazr olma potansiyelinde ortaya kar. Bilinsiz se
viye gayri-ahsidir; kiilik, kiisizlik, znellik ve sistemliliin st ste bin
mesidir. Karar annda zne artk bilisel durumdan daha belirli bir eylem
halinde deildir. zne, "gizliliin eik altnda"22 btn muhtemel farkllkla
r barndran hazr olma potansiyeli tarafndan emilmitir. Btn potansi
yeller, bu eik altnda bir aradadr. Karlkl ierme durumunda, u veya bu
sonuca gtren stbelirlenime yol aan uurumun kenarndadrlar.
Bu durum, seimden ne anladmz radikal biimde deitirir. Seim
iin kendi kendini yaratr grnen bir szck vardr. Bu, bana olduu kadar
benim vastamla da olur. Hayata, yaratc bir an katar, bende ve dnyada bir
deiiklik yaratr. Bu szck, sezgidir.
ktisadi kar znesinin paradoksu, kar hesabnn sadece sezgisel ve
eik altnda mmkn olmasdr. Sistemde rasyonel olan tek ey kendi kendi
ne ilikinin kalbinde yer alan kararn zerkliidir. Bu adan bakldnda,
kapitalizmin karar verme "sanat" olmaktan baka bir ey olma ans yoktur.
Ciltlerce iletme kitab "yaratclk", "sezgisellik", "zen" ve bilinsiz kararla
rn dzenleyici gc zerine blmlerle doludur.

Foucault'ya gre kar znesi, "ifte istemsiz"dir.23 Bir yanda, verdii

kararlar, birbirine yaknlaan karlarn spontan sentezi sonucu, niyet bu


olmasa da bakalarna faydas dokunan, oaltc etkiler yaratr. Bu, den
ge noktasndan ok uzak koullarda; herhangi bir sentezin riskli, yakn
lamann geici olduu, iinden klan kaosa geri dnn eiinde olur.
20 Age., s. 79.
21 Age., s. 71.
22 Age., s. 73.
23 Foucault, age., s. 277.

Cogito, say: 70-71, 2012

kann tesinde Sanat

Dier yanda, kar znesinin seimleri, temelden belirsizlik iinde, iktisadi


hayatn denge noktasndan ok uzak koullarda yaplr. "Bireyin hakkn
kullanmas her bakmdan onu geride brakan ve ondan kaan bir dnyaya
baldr".24 Her birey, "eylerin kontrol edilemez ve belirsiz akna ve ok
uzaklardaki bir olayn bile, karn etkileyebilecei bir dnyaya bamldr.
Bu konuda elinden bir ey gelmez".25 "ktisadi insan, tanmsz bir ikinlik
alan olarak adlandrabileceimiz bir yerde konumlanmtr. Bu alan onu
bamllk ilikisi biiminde bir yandan bir dizi arzi olaya, dier yandan
retim ilikisi biiminde dierlerinin avantajna balar... karlarn yakn
lamas olaylarn sonsuz eitliliini ikiye katlar ve stn rter...bylece
homo oeconomicus'un hesaplamalarnn olumlu tarafnn tam olarak hesap
larndan kaana eit olduu bir sisteme sahip oluruz."26
Piyasann mdavimleri yapsal olarak karmak "salnml srelere"
ak olan bir ikinlik alannda yaar.27 Birey, "makina-ak kompleksinde"
salnml bir noktadr.28 Aka kaplmamak tamamen tesadfidir, seimlerin
ak kesmesi gerekir. Etimolojik olarak, semek (decide) tam olarak kesmek
(cut) demektir.29 Deleuze ve Guattari 'nin kelime daarcnda "makine" ak
kesen ve bylece znel-sistemli bir sonucu aa karan ey olarak tanm
lanr.30 Bir dizi potansiyel farklln her an her bir yaknlama noktasnda
karlkl olarak birbirini ierdii indirgenemez karmaklk koullarnda,
belirlenimli bir eyin gelip gemesini ve varolmasn salayan, tam da karar
olaynn zerk kesiidir. Homo economicus, igdsel olarak, esasen soyut
bir makinedir. Soyuttur, nk seimlerin yapld yaknlama noktas u
veya bu olamayacak derecede belirlenmi farkllklarn stste binmesi du
rumudur ve bu aslnda belirlenmi bir olgudur. Seen zne, tam da karma
kl setii lde ve tam da bu noktada soyut bir makinedir.
Seim, temel olarak duygulanmsal ve makinemsiyse, neden bir eye de
il de tekine karar verildiine nihai olarak karar verilemez. Seim temelde
gayri-ahsiyse, seim sonularnn kiisel olarak tatmin edici olmas iin ne
gibi nedenler olabilir? Veya sonucun yanl biimde tatmin edici olmamas
24 Age., s. 277.
25 Age., s. 277.
26 Age., s. 277-78.
27 Age., s. 259.
28 Age., s. 225.
29 Whitehead, A.N., Process and Reality, s. 43.
30 Deleuze ve Guattari, Anti-Oedipus, s. 1-8.

Cogito, say: 70-71, 2012

425

426 Brian Massumi

iin ne gibi nedenler olabilir? Dier bir deyile, kendi yaam tatminlerinin
z-karc yatrmcs olarak yaayan sermaye- insann deerinin dikkate de
er biimde dmemesi iin ne gibi nedenler vardr?
Yantlanmas daha kolay olduu iin son soruyu ilk olarak ele alrsak,
seimler, birinin insan-sermayesini dren seimler her zaman yaplr. Bu
kararlar duygusaldr ama yanl bir ekilde. nsan-sermayesini en iyi hale
getirmek iin sistemin kesin emri zerine, tatminin "rasyonel" olmayan er
telenmesinden kaynaklanrlar. Neden yaayan sermayeni imdiki zamanda
tketesin ki? Hepimiz younluk adna imdiyi ertelemeyen insanlar tanrz.
Bunlar "konformist olmayanlar", "asiler", "bymeyi reddedenler", "uuru
mun kysndakiler" olarak adlandrlr. Youn olarak imdide yaamak,
yaamn eyleminin gayri-ahsi merkezinde bulunan duygu durumlarn st
ste binmesiyle birlikte yaamak, onlar beslemek, bu dzeyde birbirini kar
lkl ieren bir dizi farkll desteklemek ve gelitirmek anlamna gelir. Bu,
insann salnml bilin dn varsaymak ve bunun insann hayat iin ne
anlama geldiini renmek anlamna gelir. Bu, dalga paketini sadece ikiye
deil ok daha fazla -sadece hazr olma potansiyeli olarak deil ama aktel
sonular olarak bir arada bulunabilen- sonu durumuna karmay baar
mak anlamna da gelir.
Whitehead, estetik etkinlii tam olarak bu ekilde tanmlar: Duygusal
kartlklar aktel bir rnt kompozisyonuyla, ilevsel olarak biraraya ge
tirmek. Bu rnt, enerjiyi, hazr olma potansiyelinin st ste bindirdii
farkllklarn oundan alp etkili bir birlikte varolma durumuna aktarr. 31
Bu, sanatn yapabilecei bir eydir: Baka trl olamayacaklar birlikte
mmkn klmak; ihtimaller yaratarak bunlarn kendi kendilerini gerekte
ifade etmelerini salamak; aktel olan ifade edilmi potansiyellerin varl
ile yklemek; younlatrmak. phesiz, imdiki zamanda ufak tatminler
duymann belirli bir zanaat vardr. Ancak, imdiki zaman younlatrmak,
sanattr. Varolusal yaam sanatnn en yksek derecesi: Potansiyel birlikte
varolma sanat. liki sanat. Younluk sanatnn alan salnml bilind
dr. Bu urata, bilind becerisiyle sermayeyi deil sezgiyi harekete geir
mek zorundadr.
Erken dnem kar znesi teorisyenlerinin en nemli kayglarndan biri,
karar verilemezlik noktasna ilikindi. Bu noktada seim, sezgisel olarak
31 Whitehead, Process and Reality s. 233-35, 55.

Cogito, say: 70-71, 2012

kann tesinde Sanat

gayri-ahsi hazr olma potansiyeline dner, verilen karar kiisel olarak tat
min edici olmamann tesinde, kiinin pahasna bakasnn yararnadr. Ni
hayetinde, gayri-ahsi bir seim neden benim lehime olmaldr? Ayrca, se
im mutlak olarak indirgenemez ve devredilemezse, bu tr bir kararn yanl
olduunu kim syleyebilir? Yantn hayrseverlikle bir ilgisi yoktur. Sosyal
sorumluluk veya empati becerisiyle de ilgisi yoktur. Bu tamamen zerk bir
eydir. Akas makinemsidir. Bu bir hesaplama olarak kapitalizm iin yan
l olduu kadar korkutucu biimde makinemsidir. Hume bu sorunu klasik
formlasyonlarndan birinde ortaya koyar:
Aka grnyor ki insan eylemlerinin nihai amac hibir zaman, hibir
durumda aklla aklanamaz. Bu amalar, hibir zihinsel yetiye baml
olmakszn, kendilerini tamamen insanolunun hislerine ve duyumlarna
brakr. Bir adama NEDEN EGZERSZ YAPTIGINI sorun; SAGLIGINI
KORUMAK STEDGN syler. NEDEN SAGLIKLI OLMAK STEDG
N sorgularsanz, HASTALIGIN ACI VERC OLDUGUNU syler hemen.
Sorgulamay srdrrseniz ve ACIDAN NEFRET ETMESNN nedenini
bilmek isterseniz, herhangi bir yant vermesi imkanszdr. Bu nihai ama
tr ve hibir zaman baka bir eye atfta bulunamaz. NEDEN SAGLIKLI
OLMAK STEDGNE dair ikinci sorunuza, belki MESLEGNN CRASI
N GEREKL olduunu syleyerek yant verir. NEDEN BU KONUDA
ENDEL OLDUGUNU sorarsanz, PARA KAZANMAK STEDGN
syler. NEDEN, derseniz, PARANIN HAZZIN ARACI OLDUGUNU syler.
Bu noktadan sonra baka bir neden aramak samalktr. SONSUZA kadar
ilerlemek imkanszdr. Her zaman bir ey, baka bir eyin istenme sebebi
olacaktr. nsan hisleri ve duyumlarnn aracsz ahengi veya mutabakat

yznden, istenmesi kendi kendisiyle aklanabilir bir ey olmaldr.32

Hume, sorgulamay daha teye gtrmenin samalk olduunu syler. Byle


yapmak sonsuz gerilemeye drr. Bu sorgulama kara bir delikle sonula
nr. Deliin iinden, sadece akl d olmakla kalmayan daha irkin ve den
gesizletirici, korkun bir ey frlayabilir. Aklc olmayann tesinde insan
duyumuyla mutabk olmayann alan yer alr. Kanmamz gereken sonsuz
gerilemenin bir yerlerinde duyumsal olarak dnlemez olann snrlar bu32 Hume, An Enquiry Concerning the Principles of Human Morals, Ek 1, Blm 5.

Cogito, say: 70-71, 2012

427

428 Brian Massumi

lunur; hissedilemez olduunu dndmz. Tavan deliinin kenarndan


baknca, insan duygularnn b u imkansz snr irenliktir. Peki ama insan
duygusunun b u "gerileme noktasn"33 ileri itersek ne olur ? u iren soru
yu sorarsak ne olur: Neden hazz acya tercih etmeliyim ? Ya senin esenliini
kendiminkine tercih edersem ne olur ? Eer, insan eylemlerinin nihai amac
hibir zaman, hibir durumda aklla aklanamazsa, "bir Kzlderilinin veya
tamamen yabanc birinin en ufak bir rahatszln nlemek iin kendi yk
mm semek akla aykr deildir". 34 Ayrca, z-karclktan kaynaklanan
canavarlklar yok mudur? "Bir parmamn izilmesindense tm dnyann
ykmn tercih etmem de akla aykr deildir."35 Birini kendi hedeflerinin
etrafnda dolanmaktan alkoyup kendi z-karnn tesine savuran nedir?
Dier yanda, insan z-karn aalk ve korkun ulara gitmekten alko
yan nedir? Adam Smith'in grnmez elin krl konusundaki srar ve
Hume'un pek iyi bilinen kendi din kartl da dikkate alnrsa, Hume'un
gsterdii ilk neden kesinlikle phelidir. Bu seimler insana uymaz nk
Tanr bizi byle yaratmamtr. nsani duygularn amalar Yce rade' den
gelir, ki o her varla kendine zg bir doa ihsan etmitir.36
"Tanr bana yaptrd" argman paranteze alnsa bile elimizde hala in
sann "kendine zg doas" var: nsann arzular ve eilimleri. Akln nihai
noktasnnn tesinde arzu ve eilimler vardr. nsanlarn genelde bir haz
arzusu duyduklar ve kendi esenliklerine ynelik bir egilimleri olduu doru
olabilir. Ancak tarih, sava alannda ehit denler veya yangnda kmekte
olan bir binaya dalp kl olanlar gibi, aksi ynde eilimli olanlarn cesetle
riyle dolup taar. Gnmzn "sradan kahraman" syleminde, 11 Eyll gibi
srad olaylara ilk mdahele edenlerin, nerdeyse istisnasz biimde, dn
meden seim yapanlar olarak resmedilmesi dikkat ekicidir. Bu insanalar,
saniyenin binde biri kadar bile durup dnmeden, drtsel olarak ykse
len cehennem alevlerine kotular. Onlarn fark, olayn scakl iinde, bir
an iin bile tereddt etmeden, igdyle hareket etmeleriydi. Olayn kendisi
ve zerinde dnmeksizin verdikleri ani kararla bedenen ve ruhen olayn
iine ekilmeleri onlar srad hale getirdi. Kendilerini olaya teslim ettiler.
Yaamlarn olaya atlar, bylece o anda ne iseler ve ne olacaklarsa, olayn
33 Foucault, age., s. 272.
34 Hume, A Treatise of Human Nature, 2, 3, 3.
35 Age.
36 Hume, An Enquiry Concerning the Principles of Human Morals.

Cogito, say: 70-71, 2012

kann tesinde Sanat

"kar" ile akt: zgrl istedii gibi tamamland. Eer bunlar asln
da srad sradan insanlarsa, buradan hepimizin bu potansiyeli iimizde
tad sonucu kar. Hepimizde, kendi karmzn tesinde, dnlp
tanlm kararlarmzn aksine, hayatlarmz olayn zgrlne amaya
ynelik bir arzu ve eilim vardr.
Kendi karmzn tesinde hareket etme arzusu, "doal" z-kar ei
limi ile birlikte hazr olma potansiyelinde bulunmaktadr. karn sradan
zneleri olarak, ekirdeimizdeki "dahili bakalkla", gayri-ahsi olanla
youn bir ilikiye girdiimiz, insann nihai amac iin, zerk, karara da
yal seimin salnml noktas, bu iki zt eilimi birbirlerinin tam yann
da olmalarndan kaynaklanan gerilim iinde tutar.37 Bir yanda, kendimizi
ayr tutma ve kendi tatminimiz iin bireysel seim yapma eilimi bize doal
insanlmz verir. Yolun devamnda ise tatmini bytmek iin rasyonel
olarak onu ertelemeye meylettiriliriz. Bu eilim asndan bakacak olursak,
eylemlerimizi ve hayatlarmz olayn dolayszl ile birletirmeye ynelik
denkletirici eilim, ann karmakl iinde akld, korkun ve lgndr.
Bu zt eilim tam olarak ayn nihai hedeften kar ama daha sonra kendini
tatmine ynelik insan doasna yolu gsterir. Kendi gerileyen hedefimizden
dnyaya, "ifte istemsizliin" dier kutbu ynnde, gvenli bir U-dn
yaptmzda, insanlk-giriiminden sapm oluruz. Olumlu oaltc sebep
lerin almnn ilerlemeci kutbu, indirgenemez z-karclmza ramen
bakalarna yardm eden kendiliinden bir senteze dner. Olay dorudan
l iinde olumlamaya ynelik sapma, bu teki insaniletirici spontan sen
tezin zdddr.
Her ann can alc noktasnda, kendiliimiz kendi gayri-ahsi snryla,
en aktif ve hareketli iliki iindeyken bu iki eilim arasnda bir tr mca
dele vardr. lki, prensipte insana ve ayn zamanda kendi tatminini arayan
kiilie karlkl olarak yarar salar. Dieri, bizi kendi kiiliimizin eiin
de tutar. Dnlemez ve hissedilemez bulduumuz tarzda hareket etmeye
yaklarz, bu noktada bazen eii aar ve seimimizi ve potansiyel olarak
hayatlarmz, gayri insani bir karar verici iradeye teslim eden bir eilimle
harekete geeriz. Olayla bu ekilde karlatmzda, olay devam ettii s
rece karn ve kiiliin tesinde, tamamen olayn znesi oluruz. Gnlsz
"kahraman" insan d oluun gayriahsi olay-znesidir.
37 Lapoujade, Puissances du temps. Versions de Bergson, s. 68.

Cogito, say: 70-71, 2012

429

430 Brian Massumi

Gayri-ahsi olua doru olayl sapmalarn birok eidi vardr. "Bir Kzl
derilinin veya tamamen yabanc birinin rahatszln nlemek iin kendi y
kmm" setiren olaylar tarafndan harekete geirilmek, kesinlikle bunlar
dan biridir. Tpk dnyay kurtartmak iin bir parma kaybetmenin acsna
katlanmay kabul etmek gibi. Tabii ki bunlar olduka sama rneklerdir. ok
azmz kendini bir yabancnn rahatszln gidermenin bizim mahvmza
bal olduu veya bir parmak hareketiyle dnyann kurtarlabilecei bir du
rumda bulur. Ayn ekilde oumuz hibir zaman, dnlemeyen-hissedi
lebilen bir arzuya yenik derek ykselen cehennem alevlerine dalmamz
gerektiren bir durumla kar karya kalmayacaz. Yine de hayatlarmz
kahramanca nitelemesi iin ok kk olsa da, z-karmzdan sapabilece
imiz imkanlarla doludur. Karlksz nezaket, cmertlik ve efkat gsterme
hareketleri, en sradan mikro-olaylarn kavanda her gn gerekleir. Bun
lar olduunda kendimizi olduundan azck daha byk, olduumuzu d
ndmz kiiden biraz ama aka farkl hissederiz. Bu youn bir histir,
mtevaz da olsa yine de youndur. Bu kk olayla karlatmzda his
settiklerimizi kelimelere dkmeye kalksak, bizden kaynaklanan bu hareketi
tarif etmeye alsak, kendimizle ilikimizin bu bilid duygusal annda,
dudaklarmzdan kacak ilk kelime "sevgi" olur.
Sevgi, nasl olabileceimizin indirgenemez ve devredilemez snrnda ha
reket etme yollarndan biridir. Gnlk olaylarda, kendimiz hakknda, ken
dimizle badaamayana; olmaya eilimli olduumuz kiiden saptran, daha
youn ve byk yaamamz salayana rastlayabileceimiz yollardan biridir
sevgi. Sevecen olmak kiisel bir nitelik deildir. llemez biimde rastla
tmz bir eit olaydr. ndirgenemez ve devredilemez bir olay niteliidir.
imizdeki en geriletici gayri-ahsi olana ve bizim araclmzla en fazla ve
dorudan insan d olana baldr.
Akla gelen bir dier szck, "nee" dir. Spinoza, neeyi duygulanm gc
mzn artna elik eden bir his olarak tanmlar. Bununla etkileme ve et
kilenme becerimizi kasteder. "Etkileme ve etkilenme becerisi" tanm etkin
ve edilgen olma alternatifleri arasnda kalmak anlamna gelmez. Bu ayn
zamanda, ayn olayn farkl boyutlar olarak, etkileme ve etkilenme gcm
zn, yapma ve hissetme gcmzn artmasdr. Yaamlarmzda ciddi bir
sapma gerekletiinde -kk bir gnl olay veya byk bir felaket olabi
lir bu- yapabileceimizi dndmz ve hissettiimiz eylerin snrnda
hareket ederiz. Eyleme ynelik eilimimiz ters yz olarak genelde gittiimiz
Cogito, say: 70-71, 2012

kann tesinde Sanat

yerin ve yapabildiimizin tesine gtren bir hazr olma potansiyeline dn


r. Eyleme geme gcmz ve buna bal olarak etkilenme gcmz artar.
Karlksz nezaket hareketimiz reddedildiinde, ann younluu iinde s
rad bir fke veya beklenmedik bir kzgnlk gsterebiliriz. Alevlerin iine
dalarsak pekala lebiliriz. zerinde dnerek, darda kalandan edilgen
olarak etkilenen ve bizim dmzda olan etkileyen olarak ayrp kenara koy
duumuz eyler olayn iinde ayrlamaz biimde ikisi birden olur. Bu yzden
birbirinin alternatifi olmak yerine etken ve edilgen olmak, hazr olma potan
siyelinin st ste binmesinin tetiklemesiyle, bir araya gelir. "Etkinletirme"
szc bu potansiyelin st ste binmesini ifade etmek iin kullanlabilir.
"Yaln etkinlik" bu anlamda etkinletirme iin kullanlabilir bir terimdir.
Yaln etkinlik gcmz, etkileme ve etkilenme gcmz, yapma ve hissetme,
varolu gcmzn gstergesidir. Eer nee, etkileme gcmz arttran
yaln etkinlik tetikleyicisiyse ayn zamanda varolu gcmz de arttrr.
Varolusal bir artk salar. Bu ekilde, olumlu oaltc sonu olarak ne ge
lirse gelsin, varoluun artk deeridir. Kapitalist art deeri telafi edici bir
eilimi olan hayatn duygusal art deeridir.
Hayatn duygusal art deeri farkl bir ekonomiye aittir, o ekonomi btn
dolayszlklar iinde i grr. Olayla birlikte ilemeye baladndan bu eko
nomi hibir ertelemeye tahamml edemez. Art deeri borla birletirmez.
Haslat dolayszlatrr, imdi artk olayn zgrlnden ayrlamaz olan
fazlal, art deeri, abucak hazrlar. Bu, girdi ile ktnn karlatrla
bilecei bir zaman aralnn olmad anlamna gelir. Bu yzden haslatn
miktar belirlenemez. Hayatn duygusal art deeri karlatrlamaz ve l
lemez, sadece nitelikli bir biimde yaanr. Katkszca oluan yaam nite
liidir. Para birimi yoktur. llemezliin semboldr. Kendi olay dnda
bir karlk beklemez. Tamamen bedavadr.
Anlk oluan nitelii yznden aniden belli bir mesafede harekete geebi
lir. llebilir bir g uygulamak zorunda deildir. A noktasndan balayp
B noktasna dz bir izgide ilerleyen bir ertelenmi eyleme meyletmez. Bir
olayn parlama noktasdr. Aslnda, her yerde derhal yanstma eilimindedir.
Haprk veya delicesine glme gibi istemsizce bulacdr. Bilindik araclar
atlayp, sanki zaman ve mekana bal deilmi gibi, herhangi bir yerde or
taya kar. rnein, karlksz nezaket davranlar btn beklentileri ve
mant es geer ve tekrarlanma eilimindedir. Btn bunlar mmkndr
nk olay tetikleyici en iteki gizli yerde, Foucault'un tabiriyle tamamen
Cogito, say: 70-71, 2012

431

432 Brian Massumi

sarmalayc bir "ikinlik alannn" "grnen kaosu"nda vuku bulur: plak


etkinlikte. Burada st bak veya karlatrma mmkn deildir. Duygusal
olay alan, olay bir yerde etkin biimde gese bile, haritalanamaz. Baka bir
boyuttadr, gecikme ve dorusal olmayan gnderme olmakszn, btn yer
ler bir parlamayla potansiyel yanklama halindedir. plak etkinlikte, her
birey "dnyann ve eylerin kontrol edilemez ve belirsiz akna" bamldr.
"Dnyann br ucunda gerekleen en alakasz olaydan bile etkilenebilirim
...ve bu konuda yapacak hibir eyim yok".38
Fla haber: Tunus' da meydana gelen kendini yakma olay, sosyal medya
araclyla btn dnyada yankland. Olayn tetikledii deiim nerdeyse
dnyann dier ucunda, Wall Street igalinde ortaya kverdi. Arada zel
nedensel bir balant yoktu ama yerle ilgisi olmayan ba hemen hissedildi
ve phe gtrmezdi. Uzaktaki bir eylem. Arap Bahar'nn uzaktaki olay
dnyann br yakasna srad; yeniden ortaya kan olay, farkl bir yerde
gerekletii iin tamamen kendine zg tarzyla, ilkine kart. Bu olay sra
syla dnyann her yerine srad, konduu her yerde deiik ekilde cereyan
etti. oaltc etki. Farkllk alayan. Ancak her bir farkllk ayn olayn
farklldr ve phe gtrmez ekilde birbirine aittir. Bu yzden kendini
tekrar eden tek bir olayn m yoksa birok balantl olayn m olduunu,
tekil mi oul mu olduunu, sylemek zordur. Aslnda her ikisi de geerlidir.
Duygusal olay estetik bir olaydr. Hume, akln seme gc olmadn
syler. Karar verici bir kuvveti yoktur. Yapabilecei en iyi ey arzu veya ei
limden ald "itkiyi" "mutlulua ulamak ve zdraptan kanmak" iin
"ynlendirmektir".39 Akl, z-karc arzu ve eilimlere ait olan itkiyi sav
saklayabildii srece etkili ve etkindir. Varoluun gc olarak, tamamen bu
tatmin-arayan duygusal eilimlere bamldr. Tatmin, younluk azaltcdr;
gerilimi boaltr ve gevetir. Akl, tatmine ynelik duygusal eilimi savsak
lar. Bu eilim itkiyi ortaya karr, ayn zamanda kendinden uzaklatrr.
Akln tek gc, tatmini dolambal yollara sokmak ve ertelemektir. Yaam
eilimini geciktirir. Bu geciktirme de younluk azaltcdr. Duygusal itkiyi
bir dizi tanmsz arac adma ynlendirir. Bu admlar da akln hesap pusu
lasyla rasyonel hesaplara eklenir. Ancak, akl aka duygudur. Akl keye
sktrlm duygudur, younluu azaltlm, kendini ynetmeye ynelik bir
kendi kendine hizmet abasna taklp kalmtr. Akl ve duygunun st ste
38 Foucault, age., s. 277.
39 Hume, An Enquiry Concerning the Principles of Hwnan Morals.

Cogito, say: 70-71, 2012

kann tesinde Sanat

bindii ve olaya giden yolu takip ettii younluun salnml noktasna geri
dnersek, bu rasyonelliin karsnda, akld olduumuz; edilgen biimde
itkileri takip ettiimiz anlamna gelmez. Herhangi bir eyin kart deiliz.
Etkin-edilgen kartlnn b u duruma uymadn zaten daha nce gster
mitik. zerk karar modunda, olumlu olarak etkinletirildik. Kendimizden
gelen itkileri, varoluun dolaysz taknln yaratacak ekilde sonuna kadar
yaamaya hazrz. Hume, bizi bu yola sokann estetik duygu olduunu syler.
Olayl bir yaam younluuna doru eilimi srdren estetik yol, akln
ancak hayalini kurabilecei kadar retkendir. 40 Estetik olay akln kart
olmaktan ok uzakta, akln hayalidir. "Sanat", tekil oklu etki olarak, ak
ln hayalini hayata geirme ilemidir. Sanat balatc itkinin devam olarak
"yeni bir yarat ortaya karr.''4 1 Balatc itkiyi bulac bir kuvvetle parlatr
ve patlatr. Sanat dzenleyici deildir. Kapitalist manada retken deildir
ama yaam-yaratc anlamda retkendir. Varoluun art deerini retmeye
ynelik bir olayn gereklemesiyle, yaam fazlalnn retimiyle, yaamn
younlatrlmasyla ilgili olandr, sanat. Hem yaratc hem de varolusal ol
duundan onto iktidar, oluun iktidar olarak nitelendirilir. Kapitalist onto
iktidar telafi eden eilimi takip eden bir onto iktidardr. Yaln etkinlii,
kapitalist ekonomiye yn veren z-kar prensibinin tekelci kskacndan ve
duygusal itkiye rasyonel yaklamndan kurtarr. Sanat, yaamn gayri-ah
si boyutunu kucaklayan duygusal ekonomiye aittir. Yaam sanat olmayan
hibir sanat bu ismi haketmez. Sadece isme layk olmak iin deil, olaya da
layk olabilmek iin sanat yaamn gayri-ahsi boyutunu kucaklamann yan
sra, bireysel kontrol eiinin altnda, insann nihai amacnn yaln etkin
liinde alkalanan kararn zerklii seviyesinde ileyen bilind gc de
kucaklamaldr.
Bu, kapitalist sanat yok demek deildir. Yukarda karn znesinin, in
san-sermaye olarak, kendi giriim-yaamnda, "sezgiyi" harekete geirerek,
bir sanat yapt ileri srld. Piyasann snrlar iinde yaam-gc kazan
d srece giriim-znenin iletim modu, sanat adn almaya layktr. Buna
ramen hibir zaman, kendi zgrln olay-nitelikli terimlerle onaylama
ya eilimli olmad srece, olaya layk olmaz.
Kapitalist-kart yaam sanatlarnn veya yaayan sanatlarn, bireysel
kontrol eiinin altnda iledii olgusu, sanatla hibir ey yaplamaz anla40Age.
41 Age.

Cogito, say: 70-71, 2012

433

434

Brian Massumi

mna m gelir? Burada fail yok mudur? Hayr, bu, sanatla bir eyler yap
labilmesi iin, oluun yaln-etkin doruuna dnmeyi salayan tekniklerin
bulunmas gerektii anlamna gelir: Yeniden etkinletirme teknikleri. Do
rudan varoluun artk deerine ilikin, tamamen niteliksel, kapitalist olma
yan duygusal olay-ekonomisinin prensiplerine uyan, olaya ak olan bylece
tekil/oul olarak hazrlanm kendi balatc itkisini srdren teknikler. Bu
tr teknikler, kapitalistten neeli Spinozac'ya, duygusal eilimler arasnda
vites deitirme mekanizmalardr.
nsan yaamnn gayri-ahsi, bilind snrnda sanatsal bir ey yapa
bilmenin yolu, yaln etkinlii alt st etmektir. Eik-alt seviyesinde, ikin
lik alann srekli tahrik eden olumsallklara kar youn bir hassasiyet
vardr. Hassasiyet tam da bu yaln etkinliktir. Arzi tahrikler srekli hazr
olma potansiyelinin eik-altn deitirirler, imdi bir yne sonra bakas
na doru mikro-eilimler. Dier bir deyile, yaln etkinlik halihazrda bir
deiim durumundadr. st ste binen sadece durumlar deil ayn zaman
da durum-ncesi ekimlerdir: Mikro olaylarla dolu eilimler, salnmla bir
dizi hakiki-durum karmaklna doru ynelirler. Youn st ste binme
durum-ncesinde , ekimler oktan birbirini yanklar. Younluk iinde al
kalanrlar, bocalarlar, duygusal olayn tpk gerekte aksettirecei biimde
birbirlerini etkilerler: tamamen niteliksel olarak; uzaktaki bir eylem arac
lyla: dorusal olmayan kmseyici bir biimde. Eik-alt gizlilik kendi
iinde karmak bir sistemdir. Sistem eyleme dokunduunda kendiliinden,
kendini dzenleyen, zel bir karkln veya bir dizi karkln dorusal
nedeni olarak gsterilemeyecek bir zm ortaya dklr. zm, salnml
kargaann bir sonucu olarak ortaya kan, zerk bir karar veya igdsel
bir seimdir. ndirgenemez ve devredilemez bir karmaklk etkisidir. Bu,
sezginin, olayn gereklemesinden nce younluk iinde iledii anlamna
gelir. Younluk iinde, sezgi tam olarak olay tetikleyicisi olarak iler. Kim
veya ne, nasl ve ne zaman karar verir? Olaydr, sezgisel olarak karar veren,
karmakln toplayabilecei yaln-etkin farknda olmama haliyle.
Yaln etkinlii alt st etme yaratc sanatnn, eik-alt gizlilie tetikleyici
hkmler yerletirmesine, ateleme ad verilir. Sanat, tetii yaratc biimde
ekmektir. Kapitalist ekonomi, kendi payna yaln etkinlii her zaman giri
imci yollarla ateler. nsan-sermayenin giriim-znesi tarafndan dzenle
nen sezginin gleri, halihazrda kapitalist ekonominin imzas olan art de
ere yatrm yapmaya meyillendirerek, ateler. Atelemenin olay tarafnda,
Cogito, say: 70-71, 2012

kann tesinde Sanat

kararn zerk gc bulunduu gz nne alnrsa, tetii eken "sen" veya


"ben" kimdir? Ak konumak gerekirse, her ikisi de deildir. "Kim" ilikidir.
Yaln etkinlik sezgisinin gayri-ahsi, bilind seviyesi ikinlik alannn
en i katnda, ayrt edilebilir ekilde insani olann gerileyen nihai noktasn
da, yer alr. Bu, daha nce tanmlanan hazr olma potansiyelinin salnml
noktasdr. Bu noktada, sistem (tanmsz bir btn olarak) ve zne ilevsel
ayrt edilemezlik durumundadr. Bu hayatn en yaratc ve zerk olduu
kar seviyesidir. Bu ne ben ne de sendir. Bu gayri-ahsidir. Birey de deildir,
nk zne ve sistemin st ste binmesinin n-durumudur. Her ikisi de
deikenlerin hesaplanamaz okluu ve alann bir dizi farkll ile tanm
sz bir btn olarak, potansiyel olarak sarlr. Bu dahili yaln-etkin snrda,
zne ve sistem arasndaki yaratc ayrt edilemezlik blgesinde, yaam bi
rey-ardr. Saf iliki. Bu Gilbert Simondon'n terimidir.42 Deleuze buna "bir
yaam" der.43 Sezgi, "bir yaamn", olayn olabilmesi iin yaln-etkin mik
ro-olayn ekimi tarafndan deiime almasdr. Bir-yaamn, birey-ar
olay zgrlne aklna bir isim vermek isterseniz, sempati szcn,
indirgenemez ve devredilemez bir olay nitelii olarak anlald srece, kul
lanmak pek yanl olmaz.44 Tetii kim eker? Sempati.
Sempati, ekonominin muazzam yldrma ve su ortakl gcyle kyas
landnda, nemsiz bir ey gibi grnebilir. Sanat kurumlar da birer giri
imdir ve sanatlarn yaratc bir ortamda baarl olmas iin sanat-dnya
s giriimci-zneleri, sanat piyasas mdavimleri olmalar gerekir. Bu gl
eilim, stdyolarn, irket modeli temelinde hayli yaratc kar fabrikalarna
dntren sekin sanatlarn plak grkeminde grlebilir. Hepsi kurum
sal sanat-kiileri haline gelmitir. Bu, sanat ve insan-sermaye arasndaki
nihai yaknlamaya iaret eder. Estetik olayn yaratc glerinin, z-kar
ekonomisi iin olduunu en iyi ekilde resmeder. Bu figrler insan-sermaye
nin somut rnei olarak da grlebilir.
Hal byle iken ... Birey-an ve onun kapitalist kart duygulanm sem
patik-sezgisel bir hazr olma potansiyelinde kalr. Birey-an zel olarak bir
yerde deildir. Yersizdir.Tamamen niteliksel. Belirlenebilir bir sebebi olma
yan indirgenemez bir karmaklk etkisidir, herhangi bir yerde ortaya 42 Simondon, L'individuation i la lumiere des notions de forme et d'information; Combes, Si

mondon, Individual and Collectivity: Far a Theory of the Transindividual.

43 Deleuze, "Immanence: A Life" ; Manning, Always More Than One: Individuation' Dance.
44 Lapoujade, age., s. 53-75.

Cogito, say: 70-71, 2012

435

436 Brian Massumi

kabilir. Bu y zden potansiyelleri her yerdedir, hatta sermaye yanda sanat


dnyasnn iinde ve evresinde bile. Olaylarla dolu yoldan sapma imkan
her yerde bulunabilir. Bu sadece, koullar uygun sempatik tekniklerle ate
leme meselesidir. Bylece yaln-etkin kendilik ilikisi, yaratc biimde yeni
ynlerde deitirilebilir. Sanat her zaman olaya layk olma halini geri ka
zanabilir, sanat kurumlarnn iindeyken bile . Ancak bu sanat kurumlar
dnda da, olaya layk sanatsallk potansiyeli olduu anlamna gelir. Bunun
iin imdiklemek ve drtmek, atelemek ve sezmek gerekir; aksi halde bu,
kapitalizm kart bir ikiyzllk eylemi yerine kapitalist su ortakl yap
maya kkrtmaktr. Kiisel bir nitelik olarak deil de bir olay nitelii olarak,
bu tr bir ikiyzllk kapitalizme, kendi ikinlik alanndan farkl eilimleri
bir araya getirmeyi tler. Bu, kapitalist yldrma gcnn ve su ortann
olduu her yerde uygulanabilir. Piyasa mdavimlerini, su ortaklklarnda
"samimiyetsizlikle" veya "sahtelikle" sulamayn. Yeterince ikiyzl olma
makla sulayn.
ngilizceden eviren: Nalan Sara

Kaynaka

Combes, Muriel, Simondon, Individual and Collectivity: Far a T heory of the Transin
dividual, ev. Thomas Lamarre, Cambridge, MA: MiT Prcss, yaym aamasnda.
Deleuze, Gilles, "Immanence: A Life", Two Regimes of Madness - Texts and Interviews
1975-1995, ev. Michael Taormina ve Ames Hodges, Ed. David Lapoujade, New
York: Semiotext(e), 2007.
Deleuze, Gilles ve Felix Guattari, Anti-Oedipus, ev. Robert Hurley, Mark Seem ve
Helen R. Lane, Minneapolis: Univeristy of Minnesota Press, 1983.
Foucault, Michel, T he Birth of Biopolitics. Lectures at the College de France 1978-1979,
ev. Graham Burchill, New York: Palgrave-Macmillan, 2008.
Hume, David, An Enquiry Concerning the Principles of Human Morals, 1777.
Hume, David, A Treatise of Human Nature, 1739.
Lapoujade, David, Puissances du temps. Versions de Bergson, Paris: Minuit, 2010.
Luhmann, Niklas, Trust and Power, New York: John Wiley & Sons, 1979.
Manning, Erin, Always More T han One: Individuation' Dance, Durham: Duke Univer
sity Press, yaym aamasnda.
Simondon, Gilbert, L'individuation ala lumiere des notions de forme et d'information,
Grenoble: Jerme Millon, 2005.
Whitehead, A.N., Process and Reality, New York: Free Press, 1978.

Cogito, say: 70-71, 2012

..
Foucault'nun Temsil Anlay Uzerine
TOLGA YALUR

Var olan bir eyi temsil etmenin "nesnel" ve "hakiki" bir yolu var mdr? Fou
cault, eylerin Dzeni'nde bizlere Aydnlanma geleneinin bu soruya olumlu
bir cevap verdiini gsterdi. 1 Bu hkmn temelleri eitliydi; mutlaklk ve
nesnellik istenciyse ar bir haldeydi. Martin Heidegger'e gre hakikati tem
silin mutlakl olarak dnmek, Bat dncesinin nde gelen sorunlarn
dan biriydi: Temsilin merkeziyetiyle dnya alglanan bir imge haline geliyor
ve insan, dnyay klliyetiyle ehliletiren ve dnyaya malik olan birey haline
geliyordu. 2 Descartes epistemoloji, bu varolu srecinin merkezindeydi.
Dnmek (nam- dier cogito), var olmak ve temsil etmek anlamna geli
yordu. Susan Bordo'ya greyse Descarteslk, duyumsamalardan nesnellie
ynelen bir seferdi. 3
Nereden bakarsak bakalm, akln var olan her eyi kavrayabileceine
olan inanca uzun bir sre boyunca sadk kalnd. "Hakikat", nesnel bir ger
eklikle temas halinde olan, peine dlebilecek ve mutlak surette temsil
edilebilecek bir ey addedildi. On dokuzuncu yzylda, akla ve mutlakla
olan bu yksek sadakat, dillerle ve anlam modelleriyle yer deitirdi. Ar
tk gsterge dizgelerinin, nyarglardan bamsz olduklar ynndeki bir
varsaymla, yeterli temsiller arz edebilecei dncesine gvenilmekteydi.
Aydnlanma geleneine benzer bir ekilde, egemen bir nesnellik seferi hala
devam ediyordu. Yzyln son eyreinde, Jean-Franois Lyotard'n da ak
lad gibi, "hakikat"in yek bir aklaycs/deikeni olmad konusu tarBkz. Foucault, Order of Things: An Archaeology of the Human Sciences.
2 Heidegger, "The Age of the World Picture".
3 Bordo, The Flight to Objectivity: Essays on Cartesianism and Culture.
Cogito, say: 70-71, 2012

438 Tolga Yalur

tld. 4 Geleneksel yaklamlara tersten bakan Lyotard, dil'i, akbeti mp


hem olan bir oyunlar dizisi olarak tasavvur etti. Post-yapsalclk gibi, bugn
post-modernizm de dilin a priori var olan bir eyi temsil etme arac olduu
nu reddetmeyi gerektiriyordu: Bir anlatnn ilikilendii bak as eitli
liine iaret etti. Dlanm olana artk kulak verilmekteydi. Baz feminist
dnrler yorumbilime (hermeneutics, tefsir) yakn ilgi gstererek, bak
as mefhumunu derinletirdiler. 5 Metinsel ereveler/diller iindeki farkl
oyunlara dahil olarak bak asnn derinlemesine deneyimlenmesi de sz
konusuydu. Mikhail Bakhtin'in, dilin farkl sesleri dzenleme ve cisimlen
dirme yetkinlii olarak tanmlanan okdillilik (heteroglossia) mefhumu bu
balamda olduka cezbediciydi. 6
Temsil sorunu bugn, anlamn metinler ve kiiler arasndaki iliki e
itliliinden (intertextuality) retildii ynndeki bu en son gr etrafnda
dnyor. Temsil artk, verili bir anlamn "tiranl"na tabi olmayan "yeni"nin
retimiyle ilgili bir ey.7 Mesela Gilles Deleuze'n "duyum", "alg", "kavram"
triosunun etrafnda dnen sinema, dardan gelen anlamn tiranlndan
kaabilerek kendi iinden bir "yeni" yaratabiliyorken, Jacques Derrida'nn
"gsterenler oyunu" motifi, geleneksel temsil anlaynn mutlakln sars
maya devam ediyor. 8 Bu oyunda gsterenler, birbirine yakn olan kavramlar
hkmsz kldlar, klmaktalar. Ayrmsal / teleyici, ayn zamanda temsil
kart saik, sadece dilin temsili iin deil, toplumsal cinsiyet, cinsel ve etnik
kimlik temsilleri iin de uygulanabilmekte.
Sadece algyla deil, hatr saylr miktarda kltrel pratikle de dolu olan
aklc temsil anlay, gstergelerin anlamlarnn kendilerini sadece szck
ler veya imgelerde deil ayn zamanda temsil ettikleri nesneler, fikirler ve
edimlerde de belli ettikleri ynndeki bir varsaym zerine kurulu gibidir. 9
Post-temsil yaklamlarnda "gereklik", gsterge dizgelerinin dndan de4 Lyotard, The Postmodern Condition, s. 38-40.
5 Bkz. Buker, Eloise A. "Feminist Theory and Hermeneutics: An Empowering Dialectic?"
6 "Tarihsel varoluun herhangi bir verili annda, dil batan aa bir heteroglottur: Gemile
imdiki zaman arasndaki, gemiin farkl dnemleri arasndaki, bugnn farkl sosyo-ide
olojik gruplar arasndaki, eilimler, ekoller, evreler ve ekillenmi birok ey arasndaki
sosyo-ideolojik elikilerin bir arada varoluunu temsil eder. Bu okdillilik "dilleri",
birbirleriyle eitli ekillerde kesierek, yeni simgeleyici 'diller' olutururlar." Bkz. Bakhtin,
The Dialogic Imagination: Four Essays, s. 291.
7 Minh-ha, Trinh T. "The Totalizing Quest of Meaning", s. 105.
8 Kavram tanmlar iin bkz. Deleuze, Negotiations, s. 164-165; Deleuze, Cinema /; Derrida,
"The Signifier and Truth", Of Grammatology iinde, s. 6-26.
9 Ebert, "The Crisis of Representation in Cultural Studies: Reading Postmodern Texts", s. 895.

Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault'nun Temsil Anlay zerine

il, iinden retilir. Gsterge dizgeleri, "gerek"e karar veren ve dolaysyla


gereklik ve temsil arasndaki farklar ortadan kaldran pratikler olarak in
celenirler. Foucault'nun, Derrida'nn, Jacques Lacan'n ve Roland Barthes'n
almalarnda anlam, gereklikle ilgili her eydir. 10
Temsil'in, kltrel almalarn tartmal mefhumlardan biri olduu su
gtrmez bir gerek. Sanattan bilime, edebiyattan siyasete neredeyse klt
rn her alannda kullanlyor temsil. Anlamsal zenginlii ve karmaas, bu
farkl alanlardaki tarihlerinde gerekleen anlamlarnn, birbirleriyle kar
lkl etkileim halinde retilmesinden kaynaklanyor. Yani temsil mefhumu
bir eie; grnr olann, dnlr olann, sylenir olann, duyumsanr
olann eiine iaret ediyor. Foucault'nun temsil anlay zerine bir deneme
olan bu yaznn bu eii at pek de sylenemez.
Sylem
Foucault, temsil alan olarak dili eletirdii sylem mefhumunu, 1970'te Col
lege de France'ta yapt "Dil Sylemi" adl al konumasnda ele alr. Bura
da izdii sylem dncesine gre dil, farkl pratik grevleri benimser, kap
saml bir kuramlatrmann faili olabilecek kadar sarihtir, ve kendi dndaki
gereklikle ayn alana dayanr zira sosyal sembolie hizmet ettii kadar onu
ynlendirebilmektedir de. Ksacas sylem, gsterenin saltanatn ortadan
kaldrma grevini stlenir. 11 Dil'in temsili emsalleri (model), szckle eyin,
gsterenle gndergenin arasndaki hiyerarik ilikiye arlk verir. 12 Sylem,
bu egemenliine bir son verme abasndadr: Sylemsel kuramlatrmada
gsterenin ayrcalkl bir yeri yoktur. Bunu gerekletirmek iin szck/ey
ikiliinin szck ucuna dair ak bir soruturma amak elzemdir. Szck,
eyler ve fikirlerden daha saf bir alan deildir. Szckler, eylere aralanan
kaplar deil, sosyal semboliin birer mdavimleridirler. Sylem, dnyadaki
dier maddi grnmler gibi elikileri ve szcksel etkileri de nvesinde
barndrr. Sylemi tanmlarken Foucault, bu ilemin ardnda iktidarn pek
de yer almadna iaret eder.13 Sylemin bnyesinde, "szcklerin ardnda
10 Bkz. Derrida, Jacques. Of Grammatology; Lacan, Ecrits; Barthes, SIZ.
11 Foucault, "Discourse on Language", s. 158.
12 "Temsil" szc, "temessl" ve "emsal" szckleriyle beraber "misal"den tremitir. Bu
yazda "temsil" kavram etrafnda deinilen bu szckler arasndaki ba koparmamak iin
bu ekilde kullanyorum. Gnmz Trkesindeki karlklar olan "benzeim" ve "model"
szcklerini de parantez iinde gsteriyorum.
13 Foucault, age., s. 149.

Cogito, say: 70-71, 2012

439

440 Tolga Yalur


yatan karmaalar, zaferler, tahribatlar, egemenlikler ve esaretler" vardr.14
Sylem mefhumu, gsterme grevini stlenebileni de ileme alr. Hal byle
olunca, dil kullanm, salt iyi huylu bir temsil ilemi gibi dnlemez: Dil,
temsilin, iktidarn ve ideolojinin rekabet ettii bir piyasa gibidir.
Temsili dil, sylemsel bir dzenin parasdr: Anlam ve bireyin niyeti
ni gstermenin yan sra sylemsel amalar da vardr. Temsili dil, "kurucu
zne", " balang deneyimi" ve "evrensel meditasyon" gibi felsefi izlekler ta
rafndan ileme sokulmutur.15 Dil ve diyalog, bu izlekler zerinden, daha
ciddi bir mevzu olan zne olmaya klavuzluk etmelidirler. Dil, bir temsil ola
rak var olmaz. Bu izlei desteklemek amacyla, sylemsel olarak, temsil
pozisyonuna atanmtr. Dil'in temsili, izlekle karlkl bir iliki halinde
dir: Dil bu izleklerin anlamlarna klavuzluk ederken, izlekler de dil'in kla
vuzluk roln glendirirler. Kurucu zne, balang deneyimi ve evrensel
meditasyon, dil'in temsil olduunu ortaya koymazlar; temsil olarak dil tarz
na bamldrlar ve bunu desteklerler.
Dil'in temsil etme ileviyle kurucu zne arasndaki ilikiyi ele alan Fou
cault, znenin grevinin "dil'in bo biimlerini canlandrmak", "bu bolukta
yatan anlamlar kavramak" olduunu syler. 16 Anlamla olan bu balayc
ilikide "gstergeler, imler ve harfler znenin hizmetindedirler" ancak zne
bunlar, "dilin yaln hali zerinden gstermeye ihtiya duymaz." 17 Kart
izlek olan balang deneyimi, temessle (benzeim) dayanan bir grevde
dir zira "deneyimden bile nce, cogito formundaki ncl anlamlar, konu
ulmu olan baz biimlerde dnyada dolama girmiler ve her yerimizi
sarmlardr..."18 Bu nedenle, dnyayla ncl bir su ortaklnda bulun
mak, bizlere bir konuma deneyimi olasl sunar. Burada deneyim tanm
lanr, adlandrlr, yarglanr ve sonunda hakikat halinde bir bilgi haline
gelir. Evrensel meditasyon da sylemin gerekliini "yutma"nn baka bir
eklidir: Dil'in, maddesellii olmayan sembol olarak ilev grmesi istencin
dedir.19 Dil, bir tampon olabilir zira maddesellikten yoksundur. Bu izlek,
dil'in sylemsel deil gndergesel talep ederler.
Dil, temsili deil sylemsel olduu iin temsil ve izleklerden bsbtn
vazgemek gibi bir neri deildir Foucault'nunki. Dil'in nde gelen biimle14 Age. , s. 149.
15 Age., s. 157.
16 Age., s. 157.
17 Age., s. 157.
18 Age. , s. 157.
19 Age., s. 157.

Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault'nun Temsil Anlay zerine

rinden biri addettii iin, temsilin rnleriyle de ilgilenir. Mesela deneyimin,


eylerin temsili dzeninde bir gedik olduuna iaret ederken bunun politik
deiimlere de kap aralayabileceinin yani direni iin bir ara olabilecei
nin de farkndadr.
Foucault'ya gre temsili dil zerine herhangi bir inceleme yapmamak, bir
sylem incelemesini de yarm brakmak demektir nk temsil, ilev halin
deki baka bir sylemdir. 2 Foucault'nun sylem incelemesi, dil'in temsili em
sallerinin, sylemsel incelemelerin stn rtmeye yatkn olduunu ortaya
karr. Foucault da ite bu rty kaldrma abasndadr. Temsili anlayn
zayflklarndan biri, "arzu ve iktidar"n sylemsel rnlerini alglanamaz
hale getirmesidir: Kendini gsterenin hizmetine sunan sylem, " kendini
hkmsz klar." 21 eylerin temsili bir dzeninde, " biiminin doas gerei
arzu ve iktidardan kurtulan" sylem, "her tarafna yaylan hakikat istencini
fark etmekten yoksundur."22 Temsil, sadece dil'i dnmenin baka bir ekli
deil, ayn zamanda dil'in daha zararsz sylemsel biimlerde de ileyebildi
ini gizleyen bir eydir. Sylem alan, bir ilev uzamndan ok effaf bir taba
kaya indirgenirse, "ar ve dehet verici maddesellii" hasralt edilmi olur.23
Temsilin Tarihsel Seyrinde zne ve Sanat

Hakikati reten bilimsel pratiin eiidir temsil. Bilgi retim srecinin ta


mamnn matrisidir baka bir deyile . Bilim ve bilgiyle temsil arasndaki bu
yaknsakln, Foucault'nun felsefesine de mevzu olmu olmas da haliyle
kanlmazd(r). Foucault da temsil-bilgi ilikisini tarihselletirecektir. Tem
sil, ona gre Bat episteme'sinin ana evrelerinden Klasik Dnem'i (1600-1800)
20 Age. , s. 157.
21 Age., s. 149, s. 158.
22 Age., s. 158.
23 Age., s. 149. Foucault, dille ilgili iki sylemsel dnme ekli nerir; "eletirel" ve "soybilim
sel" (s. 160). Eletirel bir sylem analizi, dil ve konumann kapsayc ve dlayc snrla
rn belirleme ekillerini inceler. Eletirel analizler, sylemdeki "tasfiye etme, glendirme
ve btnleme ilkeleri"ni aa karr (Foucault, age., s. 161). Eletirel sylem analizin
de dil'in hangi ekillerde snrlayc olduunun; neyin kim tarafndan sylenmeye msait
olduunun bir rneini Cinselliin Tarihi /'de grebilmek mmkn. Burada Foucault'nun
addettii "Biyo-ktidar" sylemi, insan davranlarnn tbbi tanmlarn glendirir [Bkz.
The History of Sexuality Volume /: An lntroduction, s. 140-144]. On dokuzuncu yzylda e
cinsellik kategorisi, psikanaliz ve tp gibi bir dizi sylemsel pratik iinde somutlatrlm,
snrlandrlm ve dzenlenmitir. Soybilimsel analiz iinse Foucault, iktidar tarafndan
kuatlan sylem ekillerine bakar (Foucault, "Discourse on Language", s. 161). Bir soybi
limsel inceleme, Hristiyanlktaki "itiraf" gibi eitli iktidar dzenlerince kullanlan sy
lemsel pratikleri mercee alr. Sylemin halihazrdaki snrlarnn denetim ve kuatmaya
tabi olma ekillerini tetkik eder (Age., s. 161).

Cogito, say: 70-71, 2012

441

442 Tolga Yalur

niteler. 24 Gstergeler arasndaki temesslleri tehis etmek ve bunlarn an


lamlarn zmek, bir nceki Rnesans dnemindeki bilgi eklini tanmla
yan eydir. Klasik Dnem' de de, Descartes'n akla atfettii dnyann mutlak
temsili, benzeimlerin oyunundan k yolu olacaktr. Bu dnemde temsil
ak ve nettir: "Klasik temsil evrensel, tarafsz, bilinli, 'nesnel' bir dnme
tarzdr."25 Burada birey, bir kavram olarak "eksik"tir.
"Olmak" szcnn olmazsa olmaz, dil'i tanmlad temsile ba
lamaktr. 26 Foucault'ya gre modern znenin "olmak" iin vazgeilmezi,
"alfabetik yaz"dr.27 Anlamlama balamnda alfabetik yaz, temsil ettii
eyleri dorudan gstermeye ynelik bir eilimde deildir. Harfler ve sz
ckler, adlandrdklar ve temsil ettikleri eylerle benzemezler: "Alfabetik
yaz, akla hizmet eden kurallar, seslerin analizine dntrr. Harflerin,
fikirleri temsil etmeleri nemli deildir zira fikirlerle ayn ekilde bir araya
getirilebilirler. Alfabenin szckleri gibi, fikirler de birbirlerine balanabilir
ya da ayrtrlabilir."28 Bir baka deyile alfabe, eyleri balamlarndan ve
mutlak uzamlarndan koparr ve onlarn "gerek"lerini deil, izgisel tem
sillerini yaratr.
Resim eleri de Klasik dnemde dile benzer bir ekilde tanmlanmtr:
simler birer biim, renkler birer sfat, yklemler de birer kanvas addedilir. 29
Alfabetik yaznn aksine, Rnesans dnemine kadar, "renklerin parlakl
ve tasarm"yla kaplanm bir kanvas, temsil edecei eyi dorudan doru
ya dil'e aktarr.30 Yani burada ressamn znellii sz konusu deildir. Belli
dnemlerde belli kii ve olaylar aktaran bir mekanizmadr ressam. Resim
ve resim etrafnda dnen temsil retimi, modern zneyle benzer bir geliim
sreci geirmitir.
Rnesans dnemindeki temsili zdekte, gsterilenden ok bir birey ola
rak sanatya/ressama doru bir kayma vardr. Mesela Diego Velazquez'in
Las Meninas (1656) adl tablosunda hem ressam hem de temsil edileni g
rebiliriz: "[T]emsil, her noktada temsil ediliyor: Ressam, palet, bize arkasn
dnm kanvasn geni ve karanlk yzeyi, duvarda asl tablolar, kendileri
ni izleyenlerce erevelenen izleyiciler ve son olarak, temsilin tam kalbinde,
24 Foucault, Order of Things: An Archaeology of the Human Sciences, s. 64
25 Sheridan, Michel Foucault: The Will ta Truth, s. 81.
26 Foucault, Order of Things: An Archaeology of the Human Sciences, s. 105.
27 Age., s. 123.
28 Age., s. 124.
29 Age., s. 105.
30 Age., s. 105.

Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault'nun Temsil Anlay zerine

nemli olana en yakn olan ayna bize temsil edileni gsteriyor. Ancak bu,
ok uzak ve ok gerekd bir uzama derinden gmlm ve etrafa evrilmi
baklara ok yabanc bir yansma olarak, temsilin en naif kopyasndan te
bir ey deil."31 Velazquez'in tablosu, Foucault'nun tekhne tou biou (znenin
teknolojisi) mefhumundaki, kendini bir sanat eseri haline getiren znenin
kk bir kalnt m verir.32
On sekizinci yzyln sonunda birey bir zne olarak belirdiinde, temsil
donuklamaya balar. 33 Birey, kendi bilgisinin znesi ve nesnesidir artk. Dola
ysyla temsil, olduundan daha karmak hale gelecektir: Tali bir hale gelecek
31 Age., s. 335.
32 Bkz. Foucault, The Essential Works of Michel Foucault Volume 1, Ethics: Subjeclivity and
Truth, s. 254-61. Foucault'nun tekhne tou biou (znenin teknolojisi) kavramna gre zne,
bedeni sylemsel biimlendirmelere, iktida ve kurumlarna tabi olsa da, kendi yaamn
biimlendirebilir, bir sanat eseri haline getirebilir. zne znellie ulamak, kendi edim
lerinin etik bir znesi iin kendi zerinde alabilir, kendine zen g erebilir. Kendi
temsilini gerekletirmek; kendisi hakkndaki "doru"ya ilikin "sz" ylemek, bir zne
oluturmak ve dier znelerle bir arada var olmak iin znenin kendine ilikin bilgisi, z
bakmdr. Tekhn.e kavramna gre zne kendi "doru"sunu, varoluunu tek bana deil
tekileriyle, bakalaryla bir arada var olmas ve ilikilenmesi yoluyla bilebilir (s. 275-76).
33 Foucault, Order of Thin.gs: An. Archaeology of the Human Sciences, s. 344.

Cogito, say: 70-71, 2012

44'.

444 Tolga Yalur

ve daha nce olduu kadar kabul grmeyecektir. 34 Temsilin znesi ve nesnesi,


ayrk ve zerk olmak yerine daha yakn bir ilikiye girdiklerinde, ncl bir
temsil artk mmkn deildir. 35 Foucault'ya gre on sekizinci yzyl Aydnlan
ma dneminde bir eserin temsil ettii eyle dorudan ilikilenmesi yerine, du
yumsamalar ve soyutlamalar yoluyla retim yaplr. Bu yine temsil zdeine
bal bir eydir. Temsil edilene olan dorudan bir temessl yerine, bu dnemde
gelien temsil anlay temsil nesnesini onaylar ve nesnenin "hakikat" iyle ilgili
bir eyler sunma amacndadr. On dokuzuncu yzyla yaklarken szckler,
snflar ve eylerin temsille badak bir hali kalmayacaktr. 36
On dokuzuncu yzyl sonras modern dnemde temsil epistemolojik bir em
sal olarak konumunu devam ettirdiyse, temsiller bilginin rnleri ve dnemin
akl aralar olarak kendi snrlarna eritiler. 37 Bu nedenle post-modern d
nemde "hakiki" temsil yoktur. Rene Magritte'in Bu bir Pipo Deildir'i gibi (Ceci
n'est pas une pipe) temsil edilenin hakikatinin ve mutlak gereklikle balantl
herhangi bir eye ynelmenin reddiyesidir sz konusu olan. 38 Birey gibi temsili
bir nesne, toplumsal olarak kurgulanmtr, deikendir ve yek deildir.

Kaynaka

Bakhtin, Mikhail Mikhailovich, The Dialogic Imagination: Four Essays, Ed. Holqu
ist, M., ev. C. Emerson ve M. Holquist, Austin: University of Texas Press, 1981.
Barthes, Roland, SIZ, ev. Richard Miller, Oxford: Blackwell, 2002.
Bordo, Susan R. The Flight ta Objectivity: Essays on Cartesianism and Culture, Albany:
State University of New York Press, 1987.
Buker, Eloise A., "Feminist Theory and Hermeneutics: An Empowering Dialectic?"
Social Epistemology: A Journal of Knowledge, Culture and Policy, C. 4, S. 1 (1990),
s. 23-39.
Deleuze, Gilles, Cinema /: Movement Image & Cinema II: The Time Image, ev. H.
Tomlinson & B. Habberjam, Londra: The Athlone Press, 1986-9.
__________, Negotiations: 1972-1990 (European Perspectives: a Series in Social Tho
ught and Cultural Ctiticism), ev. Martin Joughin, New York: Columbia University
Press, 1995.
Derrida, Jacques, "The Signifier and Truth", Of Grammatology iinde, s. 6-26.
34 Age., s. 345-47.
35 Age., s. 22-23.
36 Age., s. 240.
37 Age., s. 259.
38 Bkz. Foucault, This Is Nota Pipe.
Cogito, say: 70 -71 , 2012

Foucault'nun Temsil Anlay zerine

__________, Of Grammatology, ev. Gayatri Chakravorty Spivak, Baltimore ve Lond


ra: The Johns Hopkins University Press, 1997.
Ebert, Theresa L. "The Crisis of Representation in Cultural Studies: Reading Postmo
dern Texts", American Quarterly, C. 38, S. 5 (K, 1986).
Foucault, Michel, This Is Not a Pipe, ev. James Harkness, Berkeley & Londra: Uni
versity of California Press, 1983.
__________, "Discourse on Language", Ed. Adams, Hazard ve Searle, Leroy, Critical
Theory Since 1965, Tallahassee: Florida State University Press, 1986.
__________, The Essential Works of Michel Foucault Volume 1, Ethics: Subjectivity
and Truth, Londra: Allen Lane, 1997.
_________ , Order of Things: An Archaeology of the Human Sciences, Londra & New
York: Routledge, 2005.
Heidegger, Martin, "The Age of the World Picture", The Question Concerning Techno
logy and Other Essays, ev. Lovitt, William, New York & Londra: Garland Publis
hing, 1977, s. 115-154.
Lacan, Jacques, Ecrits, ev. Bruce Fink, New York: W.W. Norton & Co., 2006.
Lyotard, Jean-Franois, The Postmodern Condition, ev. Geoff Bennington & Brian
Massumi Minneapolis: University of Minnesota Press, 1984.
Minh-ha, Trinh T., "The Totalizing Quest of Meaning", Ed. Renov, Michael, Theori
zing Documentary, New York: Routledge, 1993.
Sheridan, Alain, Michel Foucault: The Will to Truth, Londra & New York: Routledge,
2005.

Cogito, say: 70-71 , 2012

445

'

Foucault'nun Sokrates Okumas:


Etiin Bir Soybilimi
SREYYA SU

"Bugnk hedef belki de ne olduumuzu kefetmek


deil, olduumuz eyi reddetmektir."
Michel Foucault
Foucault, 1980'lerdeki derslerinde Antik Yunan'a gider ve orada bulduu
baz kavramlarn izini srerek etiin bir soybilimini yapar. 1 Bu kavramla
rn balcalar, parrhesia ve epimeleia heautou' dur. Foucault, bu kavramlarn
Yunan toplumundaki anlamlarn ve deien uygulama biimlerini inceler.
Parrhesia kavramnn ilk olarak Euripides'te karmza ktn ne srer.
Antik Yunan' da, parrhesia, yani "cesur sz", bedeli ne olursa olsun doru
bildiini sylemek ve sznden dnmemektir. Doruluk, syledii ve yapt
bir olmay, drstl, sze sadk olmay, szn saknmamay gerektiren
bir bilgelik ltyd. Erdemli ve kendine saygl bir yaam biimi olarak
felsefe parrhesia pratiinde hayata geiyordu. Sokrates bunun en nemli r
neklerinden birini sunar. Sokrates, hemerilerini rahatsz ettiini bilse de,
sorgulamaktan ve eletirmekten saknmayan, ehrin iyilii iin hakikati dile
getiren bir bilge kiiydi. Nihayet, Atinallar onu belagat gcn kullanarak
toplumda nifak oluturduu gerekesiyle sulu ilan ederek lm cezasna
mahkum etmilerdi. Cezasnn infazn beklerken Kriton onu hcresinde ziBu dersler, 1981-82 dneminde epimeleia heautou kavramn iledii "znenin Yorumlan
mas" ve 1983 ylnda parrhesia kavramn iledii "Sylem ve Hakikat" balkl derslerdir.
lgili referanslar sonraki dipnotlarda verilecektir.
Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault'nun Sokrates Okumas: Etiin Bir Soybilimi

yaret etmi ve geride brakaca ocuklarnn istikbalini dnerek onu ha


pisten kamaya ve lm cezasndan kurtulmaya ikna etmeye almt. Sok
rates ise buna kar km, ister ou insann benimsedii grler olsun
ister olmasn, nemli olann yalnzca hakikati savunmak olduunu belirt
miti. Nasl ki, bedenimiz iin kayglandmzda herkesin sylediine kulak
asmayp, yalnzca hekimlerin ve beden eitimi retmenlerinin tlerine
dikkat ediyorsak, daha nemli grnen doruluk, soyluluk ve drstlk gibi
konular iin de, ounluu deil, uzmanlar dinlememiz gerektiine vurgu
yapmt; eer byle bir uzman varsa diye ekleyerek. Eer onlarn syledikle
rini dinlemezsek, dorulukla dzelen ve ktlkle bozulan ksmmza, yani
ruhumuza zarar verir, onu bozarz. Ve herkesin hemfikir olduu gibi, bozu
lan bir ruhla yaamak bozulan bir bedenle yaamaktan daha deersizdir.
Bu yzden, ocuklarn istikbali iin de, kap kurtulmak yerine hakikatin
uruna lmek daha iyidir. Bylece Kriton tartmay kaybeder ve Sokrates
lmek iin hapiste kalr.2
Sokrates'in bedenin salkszl ve ruhun hastal arasnda yapt kar
latrma, ruhun hakikate baklarak sorgulanmayan ve snanmayan fikirle
re sahip olduu takdirde hasta olaca fikrini iermektedir. Tbbi ilemlerle
tedavi edilebilecek bir hastalk deildir bu asla. Ama yanl fikirler yzn
den, herkesin veya herhangi birinin fikri yznden vuku buluyorsa, bu du
rumda, sz konusu bozulmay nleyebilecek olan ya da ruhun bozulmu bir
durumdan salkl bir duruma dnmesini olanakl klacak olan ey hakikat
le desteklenen fikirdir, doru szdr, tam anlamyla phronesis'i (bilgelik) ka
rakterize eden logos'tur. Bu yzden Sokrates, Kriton'un nerisini, tpk ruhu
olumsuz etkileyen bir hastalk gibi ruhu bozan ve onu salktan mahrum
eden kt bir fikir olarak deerlendirir ve ruhu korumak adna hakikati sa
vunmaktan vazgememek gerektiini tavsiye eder. 3
Fakat, Sokrates'in uzak durulmasn tavsiye ettii sadece yanl inan ve
kt fikirler deildir. Beden de insann ruhunu korumak iin uzak durma
s gereken tehlikelerden birisidir. Sokrates bedenin ruhu doru bilgi ve er
demden nasl mahrum ettiini aklarken yle der: "Doru felsefe yapanlar
kendilerini lme hazrlarlar".4 Felsefi dnmek, deyim yerindeyse, felsefi
yaamak iin kii kendisini bedenden mmkn olduu kadar uzak tutmak
2 Platon, Kriton, 45a-48a.
3 Age., 48a.
4 Platon, Phaidon, 64a.

Cogito, say: 70-71, 2012

44 7

448

Sreyya Su

ve yalnzca ruhun becerilerine sadk kalmak zorundadr. lm ruhun be


denden nihai ayrlmas olduundan, felsefi yaamak kendini lme hazrla
mak ve canl olmann elverdii kadar lme yakn yaamak demektir5 .
Platon'a gre, iyi bir yaam b edenden ileci bir kopuu ierir ve bu tr bir
kopu erken bir lm biimidir. Platon Gorgias'ta daha gl bir biimde,
" beden bir mezardr" dsturuna bavurmutur. Phaidon'da ise, bilgeliin
nndeki asl engelin beden olduunu yazar; yle ki, grme ve iitme, yani
bedenin en hassas aralar bile bize hakikati gsteremez. Ruh akla gre d
ndnde sadece, "srf kendi bana", bedenin snrlarndan, kstlamala
rndan kurtulduu zaman ancak, hakikati vesveseli kavraymza sdrma
y umabiliriz . Bedenden bamsz akli dnce, der Platon, felsefenin z ve
felsefi yaamn tzdr. 6
Platon daima insanlarn ounun tm yaamlarn yanlgnn ve sorgu
lanmam zannn penesinde yaadna inanyordu. Ama Platon'a gre ruh,
yanlgnn ve hatann kayna olan bedenden ayrldnda, insan kanlmaz
olarak sahip olduu yanl inanlardan kurtulacaktr. nk, yaam ve ya
nlg skca birbiriyle balantldr ve bu durum yaam hastalkl bir hale
getirmektedir. Hastalk yaamn kendisidir. Peki yaam bu hastalkl halden
nasl kurtulur?
Tabii ki felsefe araclyla, lme hazrlk olan felsefe araclyla kurtu
lur. Felsefeyi tatbik etmek, baka insanlara kyasla daha ok yanl fikirden
kurtulmak ve hakikate dnyann geri kalanndan daha fazla yaklamak an
lamna gelir: Kiinin yaamnda ruhun hkmetmesine ve kiisel yaamn
sradan yaamdan mmkn olabildii kadar ok uzaklatrlmasna olanak
tanmak demektir. Bu yzden, Sokrates'in son szleri, felsefenin onun ve
dostlarnn bedensel herhangi bir varlk iin mmkn olabildiince bir te
daviye yaknlamalarna yardmc olmu olduu gereini de ierimler. Te
daviye, felsefenin asl grevini tekil eden, kiinin kendisine zen gstermesi
(epimeleia heautou) sreci araclyla ulalr. Platon'un ilk yaptlarnn hep
sindeki merkezi tema budur.
Kendine zen gsterme, Foucault'nun da son derslerinin ana konusu
dur. 1981-1982 yllarnda verdii znenin Yorumlanmas adl derslerinde bu
konuyu ilemitir.7 Foucault, Sokrates'in Savunma'da kendisini yarglara
5 Age., 64c-64d.
6 Age., 65a.
7 Foucault, M., Ders zetleri, s. 135- 148.

Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault'nun Sokrates Okumas: Etiin Bir Soybilimi

"kendiyle urama ustas" olarak tanttn belirtir. Sokrates, hemerilerini


sorguya eken ve onlar, zenginlikten ve hretten baka bir eyle urama
dklar, ama erdemle ve ruhla ise hi ilgilenmedikleri iin eletiren bir kim
sedir. Sokrates, hemerilerine "kendileriyle uramalar" iin nasihat eder;
nk bu, ona Tanr tarafndan verilmi bir grevdir ve bunu son nefesine
kadar srdrecektir. Bu konu ehrin selameti iin nemlidir. Dolaysyla,
yarglarn aslnda Sokrates'i mahkum etmek yerine dllendirmeleri gere
kir. Gerekten de kendine zen gsterme ilkesi, Yunanlar iin yaama sanat
bakmndan byk deer verilen temel kurallardan biriydi. Tm kadim fel
sefede, kendiyle uramann, hem bir dev olarak hem de bir teknik olarak;
bir temel kural ve titizlikle hazrlanm yordamlardan oluan bir btn ha
linde ele alnd sylenebilir.
Foucault, kendine zen gsterme zerine bir incelemenin k noktas
nn kanlmaz olarak Platon'un Alkibiades adl metni olacan syler. Bu
metinde, kendine zen gsterme ile ilgili baz hususlar ne kar: Kii ken
dine zen gstermeye genken balamaldr; nk o bir hayat tarzdr. te
yandan, kendine zen gsterme, btn hayat boyunca srdrlecek bir ye
tikin pratii haline geldii andan balayarak, bu zenin pedagojik rol or
tadan kalkmaya balar ve baka ilevler ortaya kar. nce, bir eletirel ilev
sz konusudur. Bu eletirel ilev kiinin btn kt alkanlklar ve yanl
kanlardan arnmas iin elzemdir. Dolaysyla, bu zenin iyiletirici bir i
levi vardr; ama bu ilev kiinin tek bana yerine getirecei basitlie sahip
deildir. Kiinin kendine zen gstermesi, her zaman bir statla, bir mrit
le ilikili olmay gerektirir. Kiinin bir bakasnn yardm olmadan kendine
zen gstermesi mmkn deildir. nk kendine zen gstermek nefsini
terbiye etmektir ki, burada kendilik ya da nefis, bedenle ilgili olmaktan ok
ruhla ilgilidir. Platon, Alkibiades'te ruhunu aratrarak kendine zen gster
menin gereine vurgu yapar. Ruhu aratrmak ise bir uzmanl gerektirir.
Her ne kadar, nihai olarak ona lm cezas vermi olsalar da, Atinallar
iin bir ruh aratrmacs ve eitmeni olarak Sokrates'ten daha uzman birisi
olamazd. Foucault, bunun kant olarak Platon'un Lakhes metninde iki ya
l adam arasndaki, oullarna nasl bir eitim vermeleri gerektii zerine
diyalogu gsterir.8 Bu metinde, parrhesia kavramndan epimeleia heautou'ya
doru giden bir hareket vardr. ki yal adam, Melesias ve Lysimakhos, say8 Foucault, M., Doruyu Sylemek, s. 72- 80.

Cogito, say: 70-71, 2012

449

450 Sreyya Su

gn Atinal ailelere mensuptur. Ancak ikisi de soylu ailelerden gelmelerine


ve babalar nl kiiler olmalarna ramen, Lysimakhos ve Melesias kendi
hayatlar boyunca zel neme sahip veya onur vesilesi olabilecek hibir ey
baaramamlardr. Bu deneyimin ortaya kard gibi, soylu bir aileden
geliyor olmak bir insann tek bana ne kan bir rol stlenmesi iin yeterli
deildir. ki yal adam, bir takm stn meziyetlere sahip olabilmek iin
eitimin gerekli olduunu fark ederler. Ama nasl bir eitimdir bu?
Foucault, M.. 5. yzyln sonunda revata olan eitim tekniklerinin re
torik, sofistlik, askerlik ve sporla ilgili olduunu belirtir. Ama metnin ba
lamn tekil eden eitim, kiinin kendisi hakkndaki hakikati kefetmesiyle
ilgilidir. Hal byle olunca, mesele hangi eitimi almak gerektii ile ilgili de
il, nasl bir eitim almak gerektii ile ilgilidir ki, bu da, rehberlik sorununu,
hakikati syleyen bir eitmenin nasl tannaca sorusunu gndeme getirir.
Lysimakhos ve Melesias, bu konuda bir karar verebilmek iin, bir asker
lik eitmeninin gsterisini beraber izledikleri, ikisi de saygn birer general
olan, Nisias ve Lakhes'e danrlar. Bu eitmen silah kullanma konusunda
son derece hnerli olmasna ramen, bu hnerini sava meydanlarnda kul
lanmak yerine halka ak gsterilerde ve para karlnda verdii derslerde
kullanmaktadr. Gsteriyi seyrettikten sonra, ne iki yal adam ne de Nisi
as ve Lakhes byle bir hnerin iyi eitimin bir unsuru olup olamayacana
karar verirler. Bunun zerine Nisias ve Lakhes Sokrates'e bavurmalar ve
onun fikrini almalar gerektii konusunda hemfikir olurlar. Sokrates iyi ei
timin ruh eitimi olduunu hatrlatr. Nisias, Sokrates'ten ruhunu snamas
n ister ve bunun zerine parrhesia oyunu oynarlar. Parrhesia oyunu, kiinin
kendisi ve nasl bir hayat srd ile ilgili hesap vermeye (didonai logon)
ynlendirilmesidir. Bu oyunda kii hayatnn hesabn vererek, kullanabildi
i aklc sylemle, yani logos'la hayat tarz arasnda bir ilikinin olduunu is
pat etmeye alr. Bu oyunun Hristiyanln itiraf kurumuyla hibir ilikisi
yoktur. Sokrates, Nisias'n ruhunu snarken bir vicdan sorgulamas yapmaz;
onun aratrd ey, logos'un Nisias'n hayat tarzn nasl biimlendirdii
dir, bu ikisi arasnda uyumlu bir iliki olup olmaddr. yleyse parrhesia
oyununda istenen, kiinin kendi hayat hakknda aklc bir izahat vermesi
ve hakikati sylemesidir. Sokrates'in bu oyunda oynad rol, basanos yani
denekta olarak nitelendirilir. nk Sokrates'in syledikleriyle yaptklar
arasnda uyumlu bir iliki vardr ve bu uyum, onun hakikati ifade ettiinin
ontolojik delilidir.
Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault'nun Sokrates Okumas: Etiin Bir Soybilimi

Foucault, kendisinin armoni dedii, drt eit Yunan uyumu tespit eder:
Platon'un ok arbal olduu iin sevmedii Lidya modu; gene Platon'un
tutkularla balantlandrd Frigya modu; ok yumuak ve efemine bir
karaktere sahip olan onya modu ve kiiyi cesarete sevk eden Dor modu.9
Sokrates'in hayatnda sz ile edim arasndaki uyum Dor modundadr. Bir
sofist cesaret zerine son derece ho ve etkileyici sylevler verebilir; ancak
kendisi cesur deildir, nk syledikleri davranlarnda karlk bulmaz.
Halbuki, Sokrates'in szleri ile yaptklar arasnda en ufak bir ayrm yoktur.
Bu yzden kendi hayat hakknda hakikati syleme cesaretine sahiptir; zira
bu hakikat zaten onun davranlarnda grlebilmektedir.
Burada, parrhesia ile ilgili bir zellie dikkat ekmek gerekir: Foucault,
Antik Yunan kltrne ait hibir metinde, parrhesia kullanan kiinin haki
kate sahip olma konusunda bir phe tadna dair izlenim edinmediini
belirtir. Yunan dncesinde hakikate sahip olma konusunda herhangi bir
sorun varm gibi grnmez, zira hakikate sahip olma, birtakm ahlaki ni
teliklere sahip olunmas yoluyla garanti altna alnm olur. Eer bir insan
ahlaki bir nitelik tayorsa, bu onun hakikate eriebilme imkan olduunun
ispatdr. Parrhesia oyunu, parrhesia kullanan kiinin birinci olarak hakikati
bildiini, ikinci olarak da bylesi bir hakikati bakalarna aktarmak iin ge
reken ahlaki niteliklere sahip bir insan olduunu varsayar. Bunun ispat da,
syledikleri ve yaptklar arasndaki uyum ve cesarettir.
Foucault, parrhesia dncesindeki ispat anlayyla modern ispat anlay
arasnda bir karlatrma yapar. Modern epistemolojide, phe edilmeyecek
biimde ak ve seik kant elde edilmedii srece inancn doruluundan
emin olunamaz. nancn doruluu belli bir zihinsel kantn gsterilmesiyle
elde edilir. Oysa, Yunanlarda, inancn doruluu birtakm akl yrtme pro
sedrlerini gerektirmez. Dolaysyla, parrhesia oyunundaki hakikat kstas
bizim modern epistemolojik erevemize uymaz. 10
nk parrhesia'nn asl ilevi bir hakikati retmek ya da ispat etmek
deil, eletiri sunmaktr. Bir retmenin ders verirken anlattklar, onun
iin herhangi bir risk oluturmaz. Ama bir filozof bir hkmdara ya da bir
tirana hitap ederken ona tiranlnn rahatsz edici ve kt olduunu, zira
tiranln adaletle badamadn sylerse, filozof risk alarak bir hakikati
sylemi olur. Bu riskin her zaman lm riski olmas gerekmez. Bir kii bir
9 Age., s. 80.

10 Age., s. 12-13.

Cogito, say: 70-71, 2012

451

452 Sreyya Su

dostunun yanl bir i yaptn grdnde, ona hata yaptn sylerse onu
fkelendirme riskini gze alm olabilir. Bir siyasi tartmada bir hatip, d
nceleri ounluun dncelerine aykr olduu halde szn saknma
d iin poplerliini kaybetme riski tayabilir. yleyse, parrhesia tehlike
karsndaki cesaretle ilintilidir ve belli bir risk tamasna ramen hakikati
syleme cesaretini gstermeyi talep eder. Parrhesia'y kullanan kii, hakikati
dile getirmeden hayatn gvence altna almaktansa, hakikati sylemek ad
na lm gze almay tercih eder. nk, parrhesia' da hakikati sylemek bir
dev olarak grlr. Bu dev, sadece kiinin kendisine kar drst olmas
nn bir gerei olarak deil, ayrca bir yurttalk hakk, ehrin selameti iin
bir sorumluluk olarak da anlalmaldr.11
Parrhesia kavramnn bir dier nemli zellii, itenlikle ilgili olmasdr:
Parrhesia, sz ile szn sahibi arasnda samimi bir ilikiye gnderme ya
par. Bir hatibe, kendi inanlarn saklayarak dinleyici kitlesini ikna etme
sine yardm edecek teknik aralar salayan retoriin tersine, parrhesia'da
hatibin inand eyleri aka ifade ettiinden phe duyulmaz. nk,
parrhesia' da ahlaki cesaret, itenliin kantdr. Parrhesia'y kullanan kii
muhatabna gre her zaman daha alt bir konumda olmasna ramen, haya
tn ya da muhatabyla ilikisini riske atacak bir hakikati dile getirdii iin,
ikna gcn szel hnerden deil, ahlaki cesaretten alr. Parrhesia ile retorik
arasndaki kartlk, Sokrates'in felsefi tarznda aka grlebilmektedir.
Gorgias'da retorik ile parrhesia arasndaki kartlk ilenmektedir. 12
Foucault, Sylem ve Hakikat balkl derslerinde, parrhesia'mn btn
boyutlarn inceleyip zmlerken, Antik Yunan kltrnde kavramn po
litik olandan etik olana doru nasl evrim geirdiini gstermeye alr.
Parrhesia'nn politik ilevinin etik ileviyle akt noktada Sokrates majr
bir figr olarak ortaya kar. Sokrates'e kadar, parrhesia, demokratik bir hak
ve/veya ifade zgrl olarak monark ve zgr yurttalar arasnda mza
kerelerde kullanlan politik bir oyundu sadece . Sokrates'le birlikte ise, parr
hesia, iki insan arasndaki ruhsal eitim ilikisinde kullanlan etik bir oyun
biimini almtr. Bu gei hareketinde parrhesia'nn asil Atinal yurttalarn
kulland bir hak olmaktan, filozofun yklendii bir dev haline geldiini
gryoruz. Platon'un metinlerinde Sokrates, parrhesia'nn kendisinde farkl
ekillerde tecelli ettii bir "yaama sanat" (tekhne tou biou) ustas olarak rol
11 Age., s. 9-20.
12 Age., s. 18.

Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault'nun Sokrates Okumas: Etiin Bir Soybilimi

oynar. Sokrates'te parrhesia, bir eitmenin drstlk yoluyla hakikatle belli


bir iliki kurduu, tehlikeye atlarak kendi hayat ile belli bir iliki kurdu
u, eletiri yoluyla kendisi ve baka insanlarla belli bir iliki kurduu, dev
yoluyla ahlaki kuralla zgl bir iliki kurduu bir szel etkinlik tr olarak
karmza kar. Parrhesia, ruhun mkemmeliyeti ve nefsin terbiyesi iin ge
rekli bir manevi rehberlik tekhne'si olarak nem tar. Etikparrhesia, bylece

epimeleia heautou temasyla ilintili hale gelir. 13


Sokrates'in kendine bitii rol, Atina'nn etik ve dnce dnyasnda kk
ten yeni bir teebbstr. Foucault'ya gre, parrhesia kavramn ve pratiini,
politik alandan felsefi alana ilk tayan kii Sokrates'tir.14 Sokrates'in kii
liinde filozof, dnya, doa vb. hakkndaki kimi hakikatleri kefetmek ve
retmek zorunda olduu lde, epistemik bir role sahip olmutur. Ayrca,
ehre, yasalara, politik kurumlara vb. dair bir duru almakla politik bir rol
de yklenmitir. Ve hakikatle insann yaam tarz arasndaki ya da hakikat
le kendilik etii ve estetii arasndaki ilikilerin doasn gelitirmeye al
an bir manevi rehber nitelii kazanmtr. 15 Sokrates'in giriimi felsefeyi,
yaama sanat olarak yeniden kavramamz salayan nc bir pratiktir.
Sokrates'in kiiliinde felsefe, bakalarn, kendileri hakknda ekseriyetle
istenmeyen ve hoa gitmeyen kimi hakikatlerle yzletirme etkinlii olarak
ortaya kmtr. Foucault'nun yorumuna gre, felsefenin k noktas dn
yaya veya onunla ilgili bilgimize dair kimi genel geer retileri sunma a
bas deildir pek o kadar; amac daha ziyade bireysel bir dzlemde insanla
rn yaamlarn deitirmektir. Her ne kadar Foucault, felsefeyi, Yunanlarn
varolusal sorulara cevap aray olarak grse de, onu tamamen bir teorik
etkinlik olarak ele almaz. Bunun yerine, College de France'ta meslekta olan
Pierre Hadot'nun almalarn izleyerek, 16 Antik felsefeyi temelde bir yaam
biimi olarak grr. Nitekim 80'li yllarda verdii derslerde felsefeyi aka
ve ayrntl bir biimde bir yaam biimi olarak ele alr. Bu derslerde Sokra
tes kendiliin korunmasna odaklanm felsefi yaamn modeli ve savunu
cusu olarak ne kar.
Sokrates'in parrhesia olarak sergiledii felsefe pratii temel zellii ha
izdir. ilkin, kayna ok gelenekseldir; ilahi bir nitelik tar. Ama, Sokrates
13 Age., s. 21.
14 Age., s. 84.
15 Age., s. 85.

16 Pierre Hadot, Philosophy as a Way of Life: Spiritual Exet<;ises (rom Socrates to Foucault, ve
ayn yazarn ilk a Felsefesi Nedir?
t

Cogito, say: 70-71, 2012

453

454 Sreyya Su

ilahi kaynaktan gelen bilgiyi de sorgular. kincisi, Sokrates'in bu sorgula


mas, bilgelik bakmndan gerekten kendisinden stn olup olmadklarn
saptamak iin hemerilerini sorgulamasna dayanr. Yani Sokrates'in felsefe
pratii hem z-eletirel hem de eletireldir. Sokrates, ilahi nitelik tasa da,
1

kendisinin bilgeliine dair bilgiyi snarken, aslnda Atinallarn ruhlarn da


snar. Ne bilip bilmediklerini, zellikle de kendileri hakknda ne bildiklerini
grme abasdr, ruhlarnn Sokrates'in ruhuyla karlatrlmasdr bu sna
ma. ncs, Sokrates'in ilahi bilgiyi snamas kendisine kar bir dman
lk dourur. Ama misyonunun barndrd tehlikeler Sokrates'in sebatla
bunda srar etmesini hibir ekilde engellemez. Kii kendisine verilen grevi
srdrmeli ve "utanlacak eyler dnda hibir eyi, ne lm ne de baka bir
eyi, hesaba katmakszn, umursamakszn tehlikeyi gze almaldr".17
Sokrates'in felsefi misyonunun birincil merkezi zellii olan parrhesia'nn
zgl bir hedefi vardr ve bu, Sokrates'in misyonunun ikinci zelliini olu
turur. Foucault bu hedefin, nemli olann para veya n deil, ama kendine
zen gsterme olduunu onlara gsterebilmek iin hemerileriyle bir baba
veya bir aabey gibi ilgilenmek, onlara zen gstermek olduunu belirtir.
Dnyaya ynelik bir kayg deil, ama bilgelik iin, hakikat iin ve kendi ruh
lar iin duyulan bir kaygdr bu. Sokrates'in asl amac, insanlarn ruhlar
n gelitirmeleri ve kendileri olmalar iin kendilerine zen gstermelerini
salamaktr. Foucault bu zeni, kiinin gerekte kim olduunu ve nasl en
iyi olabileceini kefedebilmek iin kendi akln kullanmas olarak tanm
lar.18 Foucault, bu tanma dayanarak, Sokrates'in epimeleia heautou hede
fiyle Kant'n sapere aude olarak ifade ettii hedef arasnda bir iliki tespit
eder. Kant da Aydnlanma'y, insann akln kullanma cesaretini gstererek,
kendi suu ile dm olduu ergin olmama durumundan kurtulmas ola
rak tanmlamt. Dolaysyla, Sokrates'in sylemi tam olarak Antik Yunan
felsefesinde Aydnlanma anlamna geliyordu. Ama bu, metafizik akl veya
insan doas nosyonlarnn hayatn rgtsel normlar iin temel tekil ettii
veya ergin olmay insanln evrensel rasyonel normlarna itaate gre anla
yan Aydnlanma deildir. O daha ok, donmu, dogmatik eylem ve dnce
emalarnn eletirisi, mevcut hayat biimleri konusunda bir tarihsel d
nm tarzn ve onlardan kurtulu ve yeni hayat tarzlarn yaratma imkan
salayan bir sorgulamadr. Foucault, Aydnlanma'nn eletirel ynne vurgu
17 Platon, Sokrates'in Savunmas, 20e- 28d
18 Foucault, zne ve iktidar, s. 210.

Cogito, say: 70-71, 2012

r
Foucault'nun Sokrates Okumas: Etiin Bir Soybilimi

yaparak ve sahip karak, kendisini de bir paras olarak sayd Kant'tan


Sokrates'e giden bir felsefe gelenei icat eder. 19
Foucault'nun ge dneminde, btn kariyeri boyunca radikal bir eleti
riye tabi tuttuu modernlikle bir uzlama abasna girdii gibi bir izlenim
edinilebilir. Onun Aydnlanma'nn eletirel ynn ne kararak olum
layc bir yaklam gelitirmesi, A dorno ve Horkheimer'in Aydnlanma'y
onarc tarzdaki eletirel yaklamlaryla bir koutluk oluturur. Foucault,
Aydnlanma'ya kar tm muhalif duruunu sakl tutarak, Aydnlanma'ya
ilikin yeni bir kavray gelitirir.
Aydnlanma ideali, toplumun rasyonel ve bilime dayal rgtlenmesi saye
sinde insann salkl bir yaam biimine, kurtulua, mkemmellie, huzura
ve gvenlie ulaabileceini n gryordu. Bunun bedeli, insani varlklarn
felsefe ve insan bilimleri tarafndan dile getirilen rgtlenme normlarna ve
bu normlar takviye eden disiplin pratiklerine tabi hale gelmeleri olmutur.
Bu tabi hale gelme srecinde, kendini sorgulama teknikleri srekli ve mer
kezi bir rol oynamtr. Modern balamda, farkl kurumlar ve otoritelerce
insann kendini bakalarna aarak itiraf etmesi istenmektedir. Hristiyan
lktaki, Tanr'nn yasasna uymak iin bir ruhani lider desteinde nefsinden
feragat etmeyi gerekletirmek amacyla icra edilen itiraf pratii, modern
biimlere dnmtr. tiraf, artk, insann kendisini ve eylemlerini "in
san doasn" yanstan normlara uyumlu hale getirmesi iin psikanaliz gibi
insan bilimlerinin uzmanlarnn rehberliinde "gerek benini" kefetmek
amacyla kullanlan bir sorgulama yntemidir. Bunu yapmakla insan kendi
sini mkemmelletirdiini ve zgrletirdiini zanneder. Gerekte ise, insan
kendisini zneletirmekte, yani insan bilimlerince formle edilen normlara
ve onlar icra eden disiplin otoritelerine tabi klmaktadr. 20
Yine de, insan kendisine empoze edilmi snrlar amak, yeni hayat tarz
lar yaratmak, iktidar dntrmek zere bir direni yeteneine sahiptir.
Foucault'nun ifadesiyle, "iktidarn olduu yerde direni de vardr". nsanla
rn modern bilimsel ynetimi, bireylerin normalleme srelerinde disipline
edilmesine ve tabi hale getirilmesine karlk geldii lde, bu modern ikti
dar biimine direni insann kendisiyle farkl trde bir iliki kurmay gerek
tirecektir. Artk sorgulama, kiinin benliini kefetmesi ve kendisini egemen
dzen sistemlerine tabi klmak suretiyle "normallemeye" alma prose19 Age., s. 172.
20 Age., s. 72.

Cogito, say: 70-71, 2012

455

456

Sreyya Su

dr olmak zorunda deildir. Bilakis, Sokrates'in felsefe pratiinde olduu


gibi, sorgulama, insann kendisi iin yeni bir varolu biimi ve yeni hayat
tarzlar yaratmak amacyla, cari normlara balln sorgulamas olarak
anlalmaldr. Yani sorgulama, bir "kendilik kaygs" haline gelmelidir. O
zaman, ortaya kan sorun, ne tr felsefi dnmn veya eletirel eylemin
bu kendini yeniden yaratma srecini destekleyecei ve ona katkda buluna
cadr. Bu sorunsal, Foucault'yu, etiin bir soybilimi araclyla, felsefeye
ilikin yeni bir kavray gelitirmek amacyla Antik Yunan tecrbesine, zel
likle Sokrates'e gtrmtr.
Foucault Antik Yunan felsefesinde, pratik uygulamalardan i hesapla
maya, kiinin kendi vicdann sorgulamasna, yaygn gnlk yazmaya dek
eitlilik sergileyen ve hepsi de kiinin kendisini gurur duyabilecei trde
bir kiiye dntrmeyi hedefleyen kapsaml bir farkl teknikler silsilesi
bulmutur. Bu teknikler, Foucault'nun klasik kaynaklar izleyerek "kendine
zen gsterme" (kendilik kaygs) diye adlandrd eyi tesis ediyordu . Fou
cault'ya gre, kendine zen gsterme, kiinin gerekte kim olduunu kefet
me sreci deil, kiinin kim olabileceini icat etme ve gelitirme srecidir.
Foucault'nun kendine zen gstermeyle ilgili olarak benimsedii model sa
natsal yaratclkt. Bu yaklamn yle aklar:
"Bana arpc gelen nokta, toplumumuzda sanatn, bireylerle ya da yaam
la deil; sadece nesnelerle ilintili bir ey haline gelmi olmasdr. Ayrca,
sanatn zellemi olmas ya da artistlerden oluan uzmanlar tarafndan
yaplmas. Peki ama, herkesin yaam bir sanat eserine dntrlemez
mi? Niin bir tablo ya da ev sanat eseridir de, kendi hayatmz deil?"21
Foucault, Antik Yunan dnyasnn etik anlayn kendi hayatn oluturan
malzemeyle birletirebileceine ve bylelikle kendine ait bir benlik biimlen
direbileceine inanyordu. Bu minvalde, Cinselliin Tarihi'nin 2. ve 3. ciltle
rinde antik dnyada ciddi ve meakkatli aba araclyla hazzn denetlen
mesinin ne kadar nemli olduunu gsterdi. Askesis'i (ilecilik) oluturan
nefis/kendilik tekniklerinin amac, Foucault iin, hazlarn yadsnmas de
il, arlktan kanmakt . Aslolan, hazzn egemenliinde olmak deil, ama
hazzn efendisi olmak ve dolaysyla, kendi kendisinin/nefsinin efendisi ol21 Age., s. 203.

Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault'nun Sokrates Okumas: Etiin Bir Soybilini

makt. Askesis hazzn bastrlmas deil, dzenlenmesidir. Hedefi yadsma


deil, bilakis tatmindir. Hazzn tmyle yadsnmasna ilikin ileci ideal,
Hristiyanln getirdii bir dncedir. 22
Kald ki, Antik Yunan toplumunda, belirli nefis/kendilik teknikleri, belli
artlar yerine getiren insanlarn kendi nefisleriyle balant kurma yollar,
bir kk elit grubun yelerinden isteniyordu. Bu teknikler, bir insann, ya
ama sanatnn estetik ltlerine gre varoluunu stilize etme, kendisine
hakim olma mcadelesini gerektiriyordu. Etik, bir kiinin bakalaryla olan
ilikilerini, farkl bireylerin ve gruplarn birbirleriyle etkileimlerini yneten
davran kurallarndan ibaret deildi. Etik ayn zamanda, bireylerin kendi
leriyle iliki kurma ve kendilerini dzenleme biimleriyle de ilgiliydi. Etik,
kiinin kendisine zen gstermesiydi. Bu balamda, kendi nefsine en iyi hk
meden ve kendi benliini en iyi kuran kiinin, toplumu da en iyi ynetebile
ceine ve bakalarna da zen gstereceine inanlyordu. Kendi kendisinin
ynetimi, bakalarnn ynetimi iin bir snama yeriydi.
Foucault etik zerine dnmeye balamasyla eanl olarak, Nietzscheci
bir proje olan, kendini estetik olarak biimlendirme, kendini filozof/sanat
olarak yaratma projesine ynelmiti. Srf felsefeyle urayor diye herkes
filozof deildir, her filozofun dnceleri kendi yaam ierisinde bir yank
bulmaz. Bu anlamda filozof olmak, benzersiz ve zgn olmak demektir; ya
amn nasl yaanacana dair yeni bir model, yeni bir yaama sanat ret
mekten baka bir ey deildir. Foucault yaamn dncesiyle birletirerek
tam da byk sanatlarn sanatn neler baarabileceine dair anlaymz
zenginletirmesi gibi, bir "zne"nin ne olabileceine dair anlaymz geli
tirmeye almtr.
ada felsefedeki en etrefil sorunlardan biri, filozofun kendi yaptla
ryla ilikisi, baka bir deyile, felsefi yaamyks trnn imkanlar so
runudur. Bat felsefesinin bir kayna olarak Sokrates rnei, tam da Sokra
tes hibir ey yazmad iin ilgin bir rnek oluturur. Sokrates'in yaam,
onun yaptdr, yapt da yaam. Ne tr bir yaam srdrmeye altn
anlamazsak, onun felsefesini anlayamayz. Son dneminde Foucault'nun
klasik metinlere dair aratrmasn motive eden b u kavray olmutur. Bu
sorunsal, Foucault'nun son dneminde ilgilendii etik konular zerine d
nmesinin de bir erevesini oluturmutur.
22 Age., s. 89.

Cogito, say: 70-71, 2012

457

458 Sreyya Su

Kaynaka
Foucault, Michel, Ders zetleri, ev. Selahattin Hilav, stanbul: YKY, 1993.
Foucault, M., zne ve ktidar, ev. Ik Ergden&Osman Aknhay, stanbul: Ayrnt,
2000.
Foucault, M., Doruyu Sylemek, ev. Kerem Eksen, stanbul: Ayrnt, 2005.
Hadot, Pierre, Philosophy as a Way of Life: Spiritual Exercises {rom Socrates ta Fouca'
ult, ev. Michael Chase, Oxford: Blackwell, 1995.
Hadot, Pierre, ilk a Felsefesi Nedir?, ev. Musa Cedden, Dost, 2011.
Platon, Phaidon, ev. Hamdi Ragp Atademir, Ankara: Sosyal, 2001.
Platon, Kriton, ev. Filiz ktem, stanbul: Kabalc, 2007.
Platon, Sokrates'in Savunmas, ev. Erman Gren, Kabalc, 2011.

Cogito, say: 70-71, 2012

Sylemden Ynetimsellie Foucault ve


Postkolonyal Kuram
BURAK KSE

Bugne kadar pek ok -zellikle postkolonyal- kuramc, Foucault'nun


almalarnn, tarihsel incelemelerinin ve ortaya koyduu iktidar tahlil
lerinin Avrupamerkezci olduuna iaret etmi ve Foucault'yu -her ne ka
dar tm Avrupa tarihini elden geirerek modernliin ve modern iktidarn
ok nemli bir eletirisini sunmu olsa da- Avrupamerkezci tarihyazm
nn dna kamamakla itham etmilerdir. Hem bu eletirel tavr hem de
Fransa'nn Cezayir' deki smrgeciliinin son zamanlarna tanklk etmi
olmas ve smrgecilik kart hareketlerle birlikle bu hareketlerin ncle
ri olan entelektellerin ada olmas, Foucault'nun durumunda, Avrupa
merkezciliini ve smrgecilie olan ilgisizliini, ksacas Avrupa modern
liinin ortaya knda smrgeciliin yeriyle smrgeci merkezle smr
geletirilen evrenin birlikte kurulumuna dair sessizliini, daha da ilgin
bir hale sokar. 1
Stephen Legg'in2 de belirttii gibi, Foucault, elbette smrgecilie tama
men kaytsz kalmam, eitli makale ve derslerinde smrgeciliin modern
Avrupa' daki iktidar tekniklerinin ortaya kndaki yerini, bu tekniklerin
smrge balamlarndan Avrupa merkezine tanarak toplumsal farklarn
yaratld ve iletildii "isel smrgecilik" olarak adlandrlabilecek iktiBkz. Young, Postcolonialism: An Historical Introduction; Mitchell, "The Stage of Modernity";
Stoler, Carnal Knowledge and lmperial Power: Race and the lntimate in Colonial Rule; Legg
"Beyond the European Province: Foucault and Postcolonialism".
2 Legg, agy.
Cogito, say: 70-71, 2012

460 Burak Kse

dar ilikilerini ortaya kardn dile getirmitir. Ayn ekilde, Said' den ok
nce,3 Dou'nun, Bat'nn ortak hafzasnn ortaya knda oynad rol
vurgulamtr. Bunlara ramen, Avrupa' da modern iktidarn -ve onunla bir
likte modern bilgi tarzlarnn, iktidar tekniklerinin ve znellik biimlerinin
tarihini tahlil etmeye giritii ve bugn Foucault'nun kuram iin referans
olarak alnan pek ok almasnda bu meseleler derinlemesine irdelenme
mi, smrge balamlar ve smrgeciliin modernliin douundaki ve
bugn tahayyl edildikleri haliyle -ekonomik, siyasal, kltrel ynleriyle
"Avrupa"nn ve "Bat"nn ortaya kndaki yerleri unutulmu, sonu olarak
da corafi adan Avrupamerkezli bir tarihyazm ortaya kmtr. Gayat
ri Spivak'n4 deyiiyle Foucault'nun bu "onaylanm cahillii," Mitchell'n
belirttii zere Foucault'nun modernlii Avrupa'nn "imdi"siyle eleyen
Avrupamerkezci, yani modernlii Avrupa ad verilen corafyaya yerleti
ren bir tarih anlayna bal kalmasndan kaynaklanr. 5 Tarih, bu yzden,
Foucault'nun eletirel almalarnda bile Avrupa'nn hikayesi olarak kar
mza kar, modernliin smrge kkenleri ise silinir. Aslnda, Foucault'nun
"Avrupa" da modernliin tarihini ele alabilmesi ancak bu silinme ile mm
kn olur. Btn bunlara ramen, Foucault'nun almalar, zellikle meto
dolojik yaklamlar, iktidar zmlemek iin nerdii kavramsal aralar ve
tabii tarihsel tahlilleri postkolonyal literatr iinde nemli bir yer edinmi;
almalar olduu kadar tartmalar da ekillendirmitir.
Bu yazda postkolonyal kuramn ve kuramclarn Foucault ile olan karma
k ilikileri ele alnacaktr. Hemen belirtmek gerekir ki, postkolonyal litera
tr, yaklamlar ve savlaryla btnlk gsteren bir literatre denk gelmez .
Bu yazdan da az ok karlabilecei gibi, postkolonyal kuramclar farkl
epistemolojik ve kuramsal konumlanlar alrlar. Yine de, bu kuramclar bir
araya getiren en nemli meselelerin ksaca modernliin kavranmasnda ve
toplumsal kuram, sosyal bilimler ve tarihyazmnda sregelen Avrupamer
kezcilii; smrgeciliin modernlie tali olmad sav ve hem modernliin
douunu hem de smrgecilik sonras siyasi, ekonomik ve kltrel iktidar
ilikilerini anlamak iin smrgecilik tarihinin kavranmas ve tahlil edil
mesi gereklilii ve tabii dnn ve bugnn smrgeci iktidarlarna kar bir
direni ve siyaset alan amak olduunu belirtmek gerek.
3 1961, Legg agy. iinde alntlanm.
4 Spivak, "Can the Subaltern Speak?"
5 Mitchell, "The Stage of Modernity".

Cogito, say: 70-71, 2012

Sylemden Ynetimsellie Foucault ve Postkolonyal Kuram

Postkolonyal kuramn ve kuramclarn Foucault'nun almalar ve orta


ya koyduu metodolojik yaklamlar ve kavramsal aralar ile olan ilikilerini
-ve elbette onlarla birlikte ya da onlara kar aldklar tutumlar- tartmaya
ve deerlendirmeye Edward Said'in Foucault'nun "sylem" kavramsallatr
masndan yola karak -ama sadece ona bal kalmayarak- arkiyatl
smrgeciliin kurucu bir esi olan ve onun idaresini salayan bir sylem
olarak inceledii arkiyatlk adl eserinden balamak gerek. 6 Kukusuz
Said'in Foucault'nun ilk dnem almalarndan -zellikle eylerin Dzeni
(1970) ve Bilginin Arkeolojisi (1972)- ve Hapishanenin Douu'ndan (1977)
yararlanarak yapt arkiyatlk incelemesi Foucault'nun postkolonyal ku
ram tarafndan nasl almlandn byk lde belirlemi ve sonraki tar
tmalar ekillendirmitir. Aada ilk olarak Said'in Foucault okumas ve
daha sonra da onu takip eden tartmalar ele alnacaktr.
Said'in7 savn ksaca hatrlayacak olursak smrgecilik, sadece kaba kuv
vete dayal bir hakimiyet ve kontrol sistemi deil, ayn zamanda Bat dnda
ki halklarn, Batl gler tarafndan Batl olmayan hakknda retilen belirli
bilgi biimleri araclyla karmak bir temsil sistemine tabi tutulmasn ie
ren bir iktidar biimidir. Bilimsel ve edebi literatrlerde resmi olarak Oryan
talizm/arkiyatlk olarak adlandrlan bu temsil sistemi sadece Bat dn
daki halklara dair imge ve bilgi biimlerini arptmakla, temsiliyet otoritesini
onlarn elinden alp Batl glere vermekle ve bu yolla onlarn smrgeleti
rilmelerini merulatrmakla kalmam, ayn zamanda Dou'yu ve Doulu
yu bir bilme ve alma nesnesi olarak retmitir. Her ne kadar Foucault'nun
sylem analiziyle Gramsci esinli hmanist bir ideoloji analizi arasnda gidip
gelse de, Said'in bu sonuncu sav onun arkiyatlk incelemesini salt bir ide
oloji analizi olmaktan karp ncekine yaklatrr. Ksaca amak gerekirse,
arkiyatlk sylemini nceleyen ya da bu sylem iindeki temsili dnda an
laml bir btnle karlk gelen bir "Dou" yoktur. "Dou" smrgeci sy
lem iinde retilmitir ve sadece onun merulatlmasm salayan bir yap
olmak yerine smrgecilie kurucu olarak ikindir. Said'e gre arkiyatl
6 Aslnda Said arkiyatlk adl eserinden nce Foucault'nun "sylem" kavramnn smrgeci
iktidar incelemek iin faydal bir kavramsal ara olabileceini ilk olarak boundary (1972)
dergisinin ilk saysnda yer alan "Entellektel mgelem olarak Michel Foucault" balkl
makalesinde ne srm ve arkiyatlk'a nispeten daha detayl tartmtr. arkiyatlk
adl eserindeyse "sylem" kavramn daha dar bir ekilde ele alr. Pek ouna gre Said iin
sorunun kayna burada yatar.
7 Said, Orientalism.
Cogito, say: 70-71, 2012

461

462

Burak Kse

bir sylem olarak irdelemek Avrupa kltrnn Dou'yu siyasal, sosyolojik,


askeri, ideolojik, bilimsel ve hayali olarak ynettii ve hatta rettii muaz
zam derecedeki sistematik disiplini anlamaya olanak salar. arkiyatlk in
celemesiyle birlikte Said, Foucault'yu almalarnn oda olan Avrupa'nn
corafi snrlarnn dna tam, smrgecilik ve smrge sonras tarihin
ve iktidar ilikilerinin allmasna "sylem" kavram araclyla yeni bir
boyut katmtr. Fakat bu, yukarda deinildii ekliyle Foucault'nun Avru
pamerkezci tarihsel almalarna smrgecilik tarihinden doru bir bakla
bir eletiri getirip bylesi bir tarihyazmnn snrlarn sorgulamak eklinde
deil, erken Foucault'nun kavramsal aralarn ve metodolojisini smrgeci
iktidarn zmlenmesine uygulamak eklinde olmutur.
Said'in, postkolonyal kuramn ortaya kndaki balca eseri arkiyat
lk almasndaki metodolojisini izleyecek olursak, Foucault'nun sylem
kavramnn Said tarafndan nasl almlandn ve dolaysyla daha sonra
postkolonyal literatrn iinde nasl tartldn anlamak da mmkn
olur. Said, almasnda Oryantalizm/arkiyatlk literatrndeki eitli
metinleri takip ederek bir arkiyatlk incelemesi ortaya koyar. ou zaman
vurgulanan, belirli birtakm metinler ve onlardan retilen metinlerde ortaya
kan Dou'ya dair tektipletirici kalplam yarglardr. Her ne kadar co
rafi ve tarihsel balama ve kurumsal yapya vurgu yaplsa da, bu metinlerin
retildii maddi ortam incelemenin dnda kalr. Dolaysyla Said'in al
mas postkolonyal literatrde oka tartlacak olan belirli bir sylem anali
zi yntemi ortaya koyar. Buna gre, sylem metinsel bir temsil sistemi olarak
ele alnr ve smrgeci iktidar gcn bu sistemin otoritesinden alan belli
birtakm metinsel referanslar zerinden zmlenir. Said'in almasnda
bu temsili sistem neredeyse tamamen btnlkl ve kapal bir arkiyatlk
sylemi olarak ele alnr.
Bylesi bir sylem anlay daha sonra postkolonyal kuramclar ve hat
ta Said'in kendisi tarafndan eletirilecek, kimisi Foucault'ya kar eleti
rel bir tutum alrken kimisi de Said'in Foucault'yu okumasn Foucault'nun
kendi kavramsallatrmasna sadk kalmad gerekesiyle sorunsallatra
cakt. arkiyatlk'n Marksist bir eletirisini ortaya koyan Aijaz Ahmad'a8
gre Said'in smrgeci sylem incelemesinin en nemli sorunu metinsel bir
idealizm biimine dayanmasdr. Ahmad'a gre metinler -zellikle de edebi
8 Ahmad, in Theory.

Cogito, say: 70-71, 2012

Sylemden Ynetimsellie Foucault ve Postkolonyal Kuram

metinler- belirli bir dnemi ve o dnemdeki iktidar ilikilerini anlamak iin


yetersizdir. Ahmad, Marksist gelenein izinden giderek smrgeciliin ele
tirisinin bylesi bir sylem analizini benimseyen kltrel almalar takip
eden bir postkolonyal kuram iinden yaplamayacan nk smrgeci
liin esas belirleyenlerinin ekonomik smr, siyasal bask ve askeri zapt
olduunu, arkiyat sylemin de bylesi bir temelin belirledii ya da ortaya
k koullarn salad bir styap olduunu savlar. Ahmad'a gre Said
sadece belirli birtakm metinleri corafi ve tarihsel balamlarndan soyut
layp "arkiyatlk" ad verilen tekil bir sylem iinde bir araya getirmekle
kalmaz, ayn zamanda bu metinler zerinden smrge tarihinin analizini
sunmakla idealist metafiziin yapsna bal kalr. Ahmad iin bu ikisinden
Said'in tarih ve balam d bir inceleme sunmas Foucault'ya mal edile
mezken, metinsel idealizmi zaman zaman postyapsalc analizin metinsel
bir analizi maddeci bir analize tercih etmesine ve Said'in bu tercihi smr
geciliin tarihinin almasna uygulamasna balanr. Dier bir deyile
Ahmad'a gre sorunlu olan Foucault'nun metodolojisinin smrgeciliin a
llmasna uyarlanmasdr.
Ahmad iin bylesi bir analizin temel sorunlarndan biri smrgeci ik
tidarn, ana kaynandan, yani ekonomik-siyasal-askeri balamlarndan
koparlp metinsel bir temsil otoritesine indirgenmesi ve aslnda bu otorite
nin kaynan nerden aldnn inceleme d braklmasdr. Buna bal bir
dier sorun da bu iktidara kar direniin nelere odaklanmas gerektiine
ve nasl ekiller alabileceine dair snrl bir olanak sunulmasdr. Dier
bir deyile, Ahmad'a gre bylesi bir tahlilde siyaset ve direni olanaklar
smrgeci sylemi okuma ve ona kar yazmadan geer; smrgeci iktida
rn uyguland esas alanlar inceleme d kald gibi direniin de odana
oturmaz. te yandan, smrgeciliin kltrel bir olguya indirgenmesi ve
direniin de smrgeci syleme kar metinsel mdahalelere havale edilmesi
Batl entelektelin direniin ba aktr klnd elitist bir siyasetin nn
aar. Bu sorunlardan, yani sylem analizinin metinsel bir incelemeye indir
genmesi, bu metinlerin belirli bir dnemdeki iktidarn ileyiini siyasal ve
ekonomik boyutlaryla tahlil etmek iin uygun aralar olarak grlmesi ve
smrgeci direni stratejilerinin okuma ve yazma olarak kurgulanmasndan
Foucault'nun ne derece mesul olduu ya da olmad konusu arkiyatlk
sonrasnda postkolonyal kuramn iinde ve de dnda youn bir ekilde tar
tlagelmi ve farkl pozisyonlar ortaya karmtr.
Cogito, say: 70-71, 2012

463

464 Burak Kse

Homi Bhabha'nn ban ektii bir dier arkiyatlk eletirisine gre,


Said'in zmlemesi incelenen literatr iinde farkllk ve atmaya yer b
rakmayan, fazlasyla btnlkl, tekil ve homojen olduu varsaylan bir s
mrgeci sylem ortaya koyar. Bu zmleme iinde corafi ve tarihsel farklar
nemsizleir, bakala ve ikilemlere, elikilere veya tezatlklara yer kalmaz.
Bhabha'ya greyse smrge znesinin smrgeci sylem iinde kurulumu ve
smrge iktidarnn sylem araclyla ileyii rksal ve cinsel farkllk bi
imlerinin eklemlenmesini gerektirir. Said'in almasnn bylesi bir tahlile
kapal olduunu savlayan Bhabha, kendi almasnda, smrgeci sylemin
rk ve cinsellik eksenlerindeki isel farkllamasna odaklanr. Bhabha'ya
gre Said'in sylem kavramn kullanndaki sorun temsiliyet kavramna
yeterince ilgi gstermemesinden kaynaklanr. Bu kavramn karmaklm
gz ard eden Said tek ynl ve tek biimli bir hal alm bir arkiyatlk sy
lemi ve yine tekil ve tek biimli bir hal alm smrgeci zne ortaya koyar.
Bu eletirilerin yannda Said de l 980'lerin ilk yarsndan balayarak
Foucault' dan ve onun sylem analizi ynteminden uzaklamaya balar.
Said'in9 Foucault'ya ynelttii eletirilerin odanda Foucault'nun "sylem"
kavramsallatrmasnda faillie yer olmamas ve buna paralel olarak iktidar
anlaynn yine faillie ve ayn ekilde direnie yer brakmamas yer alr.
Said'e gre Foucault ne iktidarn ve onun syleminin ardnda yatan istenci ve
niyetlilii kavramaya olanak salamaktadr ne de o iktidar ykabilecek bir
direnii tahayyl etmeye. Bu yzden smrgeci iktidar zmlemek ve ona
kar koyabilmek iin gerekli aralar Foucault' da bulma olasl Said iin
gittike snrl bir hal almtr. Said bu eletirisini Foucault'nun tahayyln
iktidara kar olmak yerine onunla birlikte olmakla itham etmeye kadar var
drmtr. 10 Son olarak Kltr ve Emperyalizm11 adl eserinde Foucault'nun
sylem analizinden doan bir olumsuzluk olarak nitelendirdii arkiyat
ln bir mcadele olmakszn gelitii fikrine kar daha geni bir corafi
kapsam sunarak ve toprak mcadelesine odaklanarak smrge halklarnn
smrgecilie kar istencini irdeler Said.
Kimilerine gre, 12 Said'in arkiyatlk' yanl okunmutu: aslnda bu a
lma smrgeci sylem iindeki heterojenlie, ierdii uyumazlklara ve di9 Said, "Michel Foucault, 1927-1984".
10 Said, "Foucault and the Imagination of Power".
11 Said, Culture and lrnperialism.
12 rn. bkz. Driver, "Geography's Empire - Histories of Geographical Knowledge".

Cogito, say: 70-71, 2012

Sylemden Ynetimsellie Foucault ve Postkolonyal Kuram

renilere ve bu sylemsel rejimlerin tarihsel zgllklerine yer tanyordu. Ki


milerine greyse, 13 Said, Foucault'dan sadece ihtiyac olan alm, belirli bir
edebi literatr okumasna uyarlam ve kendisi direni iin olan alan daralt
mt. Bu tartmalar iinde Robert Young'n 14 mdahalesinin, Said'in ve do
laysyla postkolonyal kuramn ve smrgeci sylem analizinin Foucault'yla
olan ilikisi balamnda nemli bir yeri vardr. Young'a gre bu tartmalar
Said'in Foucault'yu yanl okumasndan ve temsilinden ve dolaysyla da ar
kiyatlk eserinde gelitirdii sylem dncesinden kaynaklanmaktadr.
Young'a gre sylem kavram postkolonyal kuram iinde ska kullanlan
temel bir kavram olmasna ramen yeterince ve -Said'in sorumluluunda
atfedildii Foucault'nun almalarna sadk kalnarak kuramsallatrla
mamtr. 1 5 Young, Said'in Foucault'nun metodolojisini nasl metinsel bir
okumaya indirgediini ve dolaysyla da arkiyatlk sylemini maddi koul
larndan uzaklatrp temsiliyetlere indirgediini ortaya koyar. Bunun sonu
cunda ortaya smrgeci sylem analizine yneltilen ve tarihsicilik, metinsel
lik, temsiliyet indirgemecilii sorunsal ve homojenlik ve belirlenimcilik gibi
noktalara odaklanan eletiriler kar. Young'n nerisi, Said dolaymyla or
taya konan Foucault'yu reddetmek deil aksine Foucault'ya dnmektir. Ona
gre sylem kavramnn tam anlamyla gelitirildii Bilginin Arkeolojisi'ne
daha sadk bir okuma ile bu eletirilerin nn almak mmkndr. Bu oku
maya gre 16 Foucault'nun sylem anlay, bilgi biimlerinin maddi dnya
ile dilin kesitii yzeyde pratikte ortaya kn almay gerektirir. Salt,
balamlarndan soyutlanm, metinleri ve metinler aras referanslar oku
mak ve bunlardaki temsillere odaklanmak sylem analizi asndan yetersiz
dir. Bunun yerine sylemlerin bedenler, eyler ve pratiklerin temas alannda
yani maddesellik iinde ortaya kna, ileyiine, tersine evrilmelerine ya
da silinip gitmelerine odaklanan bir zmleme yntemi gerektirir. Ayrca,
ifadeleri ve pratikleri, zneleri ve nesneleri ve maddi dnya ile temsilleri bir
birine balayan bir a ifade eden sylemlerin paral ve heterojen olduu ve
fakat zaman zaman dzenlilik gstererek iledikleri n kabulne dayanr.
Ayn ekilde bylesi bir yntem faillik ve seimin de olanaklln varsayar.
13
14
15
16

rn. bkz. Ashcroft and Ahluwalia, Edward Said: The Paradox ofldentity.
Young, age.
Bkz. age.
Young'n ortaya koyduu ekliyle Foucault'nun sylem analizi yntemi tartmasn
Foucault'nun Foucault Etkisi (1991) adl derleme iindeki "Yntem Sorular" makalesinde
bulmak mmkndr.

Cogito, say: 70-71, 2012

465

466 Burak Kse

Buna dayanarak Young, Madun almalar Okulu iindeki belirli bir


gr, nesnel bir smrgeletiren syleme kar smrgeletirilenin z
nel sesini ortaya karmay hedefleyen gr -ve bir anlamda Spivak'n
aslnda Foucault ile Deleuze'n bir syleilerinden yola karak ayn g
r sorunsallatrd eletirisini-17 hedef alarak Foucault'nun sylem
analizinin aslnda bylesi bir abaya ters dtn ne srer. Sylemler
deiken olmakla birlikte smrgeci syleme cepheden kar koyan ya da
onun dnda gelien madun sylemlerinin ortaya kmasna yol aarlar.
Bu yzden, Young'a gre, Foucault'nun nerdii ekliyle dnldn
de, yani corafi ve tarihsel balamlar iinde smrgeci pratiklerle birlik
te irdelenip smrgeci iktidar zmleme arac olarak kullanldnda
sylem analizi, postkolonyal kuram iinde gelien eletirilere bir yant ve
rebilir. Bu noktada, Legg'i 18 takip ederek Said'in Foucault'yla olan iliki
sine dair bir ironinin altn da izmek gerek. Said tam da bu dnemde,
yani Foucault'yu eletirerek gittike ondan uzaklat dnemde, aslnda
Young'n Foucault'yu okuduu ekliyle -ve aada daha detayl olarak tar
tlaca zere daha sonraki postkolonyal almalarn da ortaya koyduu
ekliyle- sylemlerin, retildikleri maddi tarihsel, toplumsal ve kurumsal
balamlar ve iktidar pratikleriyle olan ilikileri iinde ele alnmas gerekti
ini ifade etmeye balamtr.
Robert Nichols'n 19 yakn tarihli bir makalede de ifade ettii zere post
kolonyal literatr iindeki u ana kadar deinilen tartmalarn Foucault ile
"sylem" kavram zerinden zdeletirilen belirli bir epistemolojik ve me
todolojik konuma, Nichols'n deyiiyle "Foucault sylemine" odaklandn
belirtmek gerek. Said Foucault'yu sylem kavram zerinden bylesi bir ko17 Spivak (1988) "Madun Konusabilir mi?" adl makalesinde hem Batl entelektelleri hem de
Madun almalar Okulu'nu hedef alr ve bunu yaparken de zellikle Foucault ve Deleuze
arasndaki bir syleiye odaklanr. Spivak'a gre Foucault ve Deleuze "arzu" ve "kar" ayrt
edemedikleri iin bir ideoloji kavramsallatrmasndan yoksundurlar. Bunun sonucu olarak
da "temsiliyet" meselesini yeterince kavrayamayp, bu syleilerinde olduu gibi, temsiliyetin
sonunun geldiini, ezilmi gruplarn kendilerine uygulanan iktidarn tamamyla farknda
olduklarn ve ona olduu gibi kar koyduklarn, entelektelin rolnn ise sadece onlarn
seslerine arac olmak olduunu iddia ederler. Spivak, Foucault'yu ve Deleuze' kendi
iinde bulunduklar emperyal yaplar sorunsallatramadklar ve sorunsuz bir ekilde
ezilenlerin siyasetine arac olduklarn iddia ettikleri iin eletirir. Spivak'a gre, Foucault
ve Deleuze bu yolla ayn zamanda Batl zne'yi yeniden kurarlar ve ezilmilerin siyasetinde
de merkeze yerletirirler. Bunun sonucu olarak da madunun sesi silinerek kaybolur.
18 Legg, "Bcyond the European Province: Foucault and Postcolonialism".
19 Nichols, "Postcolonial Studies and the Discourse of Foucault: Survey of a Field of
Problematization".

Cogito, say: 70-71, 2012

Sylemden Ynetimsellie Foucault ve Postkolonyal Kuram

numu baz alarak Avrupa balamndan karp smrgeci sylem analizinin


ve dolaysyla postkolonyal literatr iindeki belirli bir dnemi belli lde.
ekillendirmi bir tartmann odana tamtr. Nichols'n belirttii zere,
Foucault salad metodolojik aralar zerinden almlanm, tarihsel ana
lizleri ok byk lde tartma d kalmtr.
Bununla birlikte 1990'larn ikinci yarsndan itibaren farkl bir Fou
calt okumas ve almlan postkolonyal literatr iindeki almalara ve
tartmalara belirli lde yn vermeye balamtr. Foucault ou zaman
"arkeolojik dnem" ad da verilen ilk dneminden sonra da almalarn
srdrm, Cinselliin Tarihi'nin ilk cildi olan Bilme stenci (1979) adl ese
rinde ve daha sonra yaymlanacak olan College de France'ta verdii Top
lumu Savunmak Gerekir (2003), "Ynetimsellik " (1991) ve Biyopolitikann
Douu (2008) balkl derslerinde modern iktidarn cinsellik ve rk ile n
fusun ve ekonominin idaresi zerinden nasl kurulduunun -yukarda tar
tld zere Avrupa'nn corafi snrlar iinde kalarak ve onu zamansal
ve mekansal olarak modernliin merkezi olarak alarak- tarihsel bir kt
n karma abasna girer. Amac modern devletin, toplumun ve bireyin
ezamanl olarak ynetimsel pratikler zerinden nasl ortaya ktna dair
tarihsel bir tahlil ortaya koymak ve bir anlamda o zamana kadar zerine
sessiz kald iktidar alanlarn irdelemeye girimektir. Ayrca bu alma
larnda Nietzsche' den yola karak gelitirdii "soybilim" metodolojisinin
yannda "ynetimsellik" gibi, "biyo-iktidar" ve "biyo-politika" gibi daha
sonra iktidar tahlillerinde ska kullanlan ve tartlan kavramlar ortaya
atacaktr. Foucault bu almalarnda her ne kadar modern iktidarn orta
ya kn ve ileyiini almaya ve zmlemeye girise de smrgecilik,
emperyalizm ve Bat d balamlar -zaman zaman verilen ve hatta bazs
neredeyse zc ve arkiyat saylabilecek referanslar dnda- ounlukla
inceleme d kalr. Bu ge dnem Foucault'yla har neir olan postkolonyal
almalar smrgeci ve smrgecilik sonras iktidar tahlillerinde sadece
Foucault'nun salad bak asn, metodolojik yaklam ve kavramlar
kullanmakla kalmam, ayn zamanda Foucault'nun darda brakt s
mrge balamn ve bu balamda ortaya kan ve dolama giren ynetim
sel pratikleri ve sylemleri bu tarihsel incelemelerin iine tayarak onlarn
snrlarn sorgulam ve genileterek, daha dorusu bozup yeniden kura
rak, yeni birtakm smrgecilik ve smrgecilik sonras tarihsel yaznlar
ortaya koymulardr.
Cogito, say: 70-71, 2012

467

468 Burak Kse

Kukusuz postkolonyal literatr iindeki bu ge dnem Foucault'ya olan


ilginin balangcn Ann Laura Stoler' in Irk ve Arzunun Eitimi20 adl ese
ri iaretler. Stoler bu ve bunu takip eden Cinsel Bilgi ve Emperyal ktidar 21
adl eserinde Foucault'nun son dnem almalarnda birbirine kout olarak
sregiden cinsellik ve rk meselelerine olan ilginin nemine vurgu yapar ve
fakat hem Foucault'nun tarihsel incelemelerinin smrge balamn darda
brakmasn ya da dier bir deyile smrge balamnn Avrupa tarihinin
allmasna evresel kalmasn ve smrgeciyle smrgeletirilenin ayn ta
rihsel ereve iine alnmam olmasn sorunsallatrarak hem de o zamana
kadarki postkolonyal literatrn Foucault'nun zellikle son dnem tarihsel
tahlilleri ve zellikle de cinsellik, rk ve rkla dair savlar yerine sadece
metodolojisine ve kavramsal aralarna odaklanm olmasn eletirerek s
mrge tarihinin ve dolaysyla Bat tarihinin yeni bir okumasn ortaya koyar.
Ksaca, bu okuma Foucault'nun tarihsel tahlillerinin merkezine smrgeci
balamn tamann postkolonyal almalar ve cinselliin, rkn ve rkl
n kavranmas asndan sonularnn ne olacan sorgular.
Bu okumann merkezinde, burjuva cinselliinin ve kimliinin tarihsel
kurulumuyla rk ve rkln smrgeci kkenleri arasndaki ilikinin ire
delenmesi yatar. Dier bir deyile, cinselliin -Foucault'nun da savlad
gibi- modern iktidarn merkezine oturmasnda rkn oluumunun oynad
rol smrgeci devletin ynetimsel pratikleri zerinden inceler. Stoler'a
gre, Dou Hint adalarndaki Flemenk smrgeciler cinselliin dzenlen
mesini merkezine alan eitli pratikler araclyla kendilerini melezlerden
ve yoksul beyazlardan ayrt ederek kendi kimliklerini korumaya byk bir
zen gstermiler, bu srete de kendilerine yeni bir Avrupal kimlii bi
milerdir. Bu kimliin oluumu Avrupal burjuva benlik algsnn oluu
munu zamansal olarak ncelemi ve smrgeci sreler iinde Hollanda'ya
ihra edilmitir. Buna gre, Foucault'nun anlatt burjuva cinselliinin ve
kimliinin ortaya knn altnda, smrgeletirilen ve smrge corafya
larnda yaayan halklarla kurulan rk kurgusuna dayal iliki yatar. Dolay
syla bylesi bir tarihsel inceleme Foucault'nun bahsettii yaplarn ortaya
knda aslnda smrgeden geen daha dolambal bir yolun izlendiini
ortaya koyar.
20 Stoler, Race and the Education of Desire: Foucault's History of Sexuality and the Colonial
Order of Things.
21 Stoler, Carnal Knowledge and Imperial Power: Race and the Intimate in Colonial Rule.

Cogito, say: 70-71, 2012

Sylemden Ynetimsellie Foucault ve Postkolonyal Kuram

Stoler dnda smrgeci ynetimsellik zerine Madun almalar Okulu


kuramclar ve dier postkolonyal kuramclarn almalarndan bahsetmek
gerek. Madun almalar kuramclarnn zellikle de Partha Chatterjee'nin
-Said'in arkiyatlk' zerinden- Foucault'yla olan balants Hindistan' da
milliyetilik zerine yapt almalarna22 dayanr. Bu almalarnda Chat
terjee Said'in arkiyatlk incelemesini takip ederek Hindistan' da smrge
cilik kart milliyetilerin kendilerini arkiyat sylem iinde hareket etmek
durumunda bulduklarn savlar. Bu ayn zamanda kendilerinin de bu sylem
le ve onunla birlikte gelen tektipi kalplam anlaylarla hareket etmeleri
ni beraberinde getirmitir. Bylesi bir sylemsel yap iinde ortaya kan ve
devinen smrge kart milliyetilikler de kar koymaya ve alaa etmeye
altklar smrgeci iktidar yeniden retmilerdir. Chatterjee, bu zelliiy
le tretilmi bir sylem olduunu savlad smrge kart milliyetiliin s
mrge kart hareket iinde arzulanan smrge sonras zgrletirici ortam
yaratamayn smrgeci sylemin ikiliklerini srdrmesine balar. Bunun
sonucu olarak da madun gruplarn faillii elit gruplar tarafndan sahiplenil
mi, madun gruplar da kendilerini ulusun sessizletirilmi ve faillikten yoksun
braklm paralar olarak bulmulardr. Said'e yneltilen eletirilere benzer
bir ekilde Chatterjee'nin bu okumas da metinselcilii, direnie yer brakma
yan sylemsel bir yap ne srmesi ve bu ynyle siyasal pesimizme varmas
nedeniyle eletirilmitir. Bu eletirilerin en nemlilerinden birisi kukusuz
Sumit Sarkar'n eletirisidir.2 3 Sarkar Madun almalar Okulu'nun giderek
ezilmi gruplarn allmasndan uzaklatn ve bunun yerine bilgi-ikti
dar ilikilerinin allmasna younlatn belirtir. zellikle Chatterjee'nin
milliyetilik tahlillerini hedef alan Sarkar'a gre, bu ilikiler iinde sadece
madun gruplar deil elitler de failliklerinden yoksun braklmtr. zm ise
Marksizme dayanan sosyo-ekonomik bir analize ynelmektir.
Tm bu eletirilere ramen Madun almalar Okulu Gyan Prakash24
ve Dipesh Chakrabarty'nin25 de belirttii gibi arkiyat-pasif, milliyeti-z
c ve Marksist-yapsalc tarihyazmlarm ve modernlie "gei hikayelerini"
sorunsallatrarak Avrupamerkezci tarihsiciliin tesine gitme olanaklar
22 Chatterjee, Nationalist Thought and the Colonial World: A Derivative Discourse? ve The

Nation and its Fragments: Colonial and Postcolonial Histories.

23 Sarkar, "Decline of the Subaltern".


24 Prakash, "Writing Postorientalist Histories of the Third-World Perspectives from Indian
Historiography".
25 Chakrabarty, Provincializing Europe: Postcolonial Thought and Historical Difference.

Cogito, say: 70-71, 2012

469

470 Burak Kse

tayan bir madun tarihilii ortaya koymutur. zellikle son dnemde bu


kuramclar kendilerine her zaman yakn bulduklar Foucault'nun ge d
nem almalarna ynelmiler ve smrgeci ynetimselliin tahliline gi
rimilerdir. Bununla birlikte ayn zamanda madun gruplarn ynetimsel
pratiklerle nasl ilikilendiklerine, onlarla nasl mzakere ettiklerine, onlar
nasl kullandklarna veya tersine evirdiklerine ya da onlara nasl kar koy
duklarna odaklanrlar. Bu ayn zamanda Stoler'nkine benzer bir ekilde
Foucault'nun Avrupamerkezci tarihsel tahlillerine kar getirilen bir sorgu
lama olarak da dnlmelidir.
Bu almalardan smrgeci iktidarn incelenmesine ynetimsellik yak
lamn Foucault'nun gelitirdii ekliyle uygulayan postkolonyal kuramc
lardan birisi Prakash'tr. Prakash Bir Baka Akl adl eserinde, eser adnn da
ifade ettii zere, milliyetilerin Hindistan'n modern bir lke olarak hayal
ve idare etmelerinde bilimin ald rol irdelerken smrgecilik ve smr
ge sonrasna gei Hindistan tarihine dair pek ok tartmaya da girer.26
Prakash'a gre smrgeci ynetimsellik Foucault'nun douunu anlatt
ynetimsellik tarihiyle koutluk gstermez; ynetimselliin smrge bala
mnda yaylmas Avrupa'dakine benzer yaplar (ynetimselleen devlet, si
vil toplum vb.) ortaya karmak yerine Batl biiminin yerinden e dilmesi
sonucunu dourur ve ortaya farkl bir ynetimsellik tarz karr. Prakash
bunu smrgeciliin kltrel yabanclama ve siyasal meruiyet yokluunda
iktidarn srdrlebilmesi iin gerekli bask ve iddete balar.
Bununla birlikte smrgeci iktidar bilimden faydalanarak kurgulad
arazi etd, istatistik toplama, ticareti dzenleme, vergilendirme, kamu sa
l vb. ynetimsel pratikler sayesinde smrgeci ynetimsellii Foucault'nun
kavramsallatrd ekliyle egemenlik diyebileceimiz smrgeci bir yne
tim biimini srdrebilmitir. Smrgeci iktidar ayrca nfusu medenile
tirmeyi hedef alan bilimsel dzenlemeleri de uygulamaya sokmutur. A ncak
bu bilimsel dzenlemeler bilimin kltrden bamsz, evrenselci bir dil kul
lanmak yerine -tam da evrensellik iddiasn srdrebilmesi iin- yerli anla
ylara ve deyilere evrilerek yerli bilgi ve znelere seslenebilmesini zorunlu
klmtr. Bu evrilme ve melezleme srecini mzeler ve gsterilerin sahneye
konmasna bakarak inceleyen Prakash'a gre bu sre bilimin paradoksal
bir ekilde merulamasna yol atn ve bunun da zgl iktidar ilikileri
26 Prakash, Another Reason: Science and the lmagination of Modern India.

Cogito, say: 70-71, 2012

Sylemden Ynetimsellie Foucault ve Postkolonyal Kuram

ortaya kardn savlar. Buna gre bu sre ayn zamanda bilimde iktidara
ve modernlie ynelik bir olanak gren milliyeti elitlerin -bilimin ve bilimsel
gelimenin aslnda unutulmaya yz tutmu yerli kltrn nemli bir bileeni
olduunu iddia ederek ve bu sayede Bat'nn smrgeci iktidarndan bam
szlamaya ve modernlemeye dair hak talep ederek- kendilerine smrgeci
iktidar hedef aldklar bir siyasal eylem alan amalarn mmkn klmtr.
Prakash bir baka makalesinde de smrgeci tbbn daha kapsaml bir
beden ynetimini ncellediini gsterir. 27 Yukarda tartlan almasnda
smrgeci ynetimselliin Avrupa' da doan liberal ynetimsellik ten farkn
vurgulayan ve bu ekilde Foucault'nun ynetimsellik tahlillerine bir erh ko
yan Prakash, bu almasnda da Foucault'nun modern Avrupa'nn douu
na temel olarak grd kiilerin, mekanlarn, kimlik ve pratiklerin idaresi
yntemlerinin aslnda Avrupa'nn isel tarihinin bir rn olmadn ve as
lnda smrgeci karlamalardan ortaya kp sonradan Avrupa'ya geldiini
savlar. Prakash'n bu almalar salt ynetimsellik kavramnn uygulamas
olmakla kalmaz, ayn zamanda Foucault'nun tarihsel tahlillerinin postko
lonyal bir okumasn da ortaya koyar.
Benzer bir ekilde Chatterjee de ayn ekilde "nfus"un ynetimsel ikti
darn znesi olarak ortaya kn ve "kltr"n bir nfus grubunun kim
liini iererek cisimletiren zellikler olarak icadnn smrge balamnda
gerekletiini savlar. 28 Daha yakn tarihli Ynetilenlerin Siyaseti 29 adl ese
rinde kent yoksullarnn retilen nfus kategorileri zerinden siyasal otorite
ile nasl mzakere ettiklerini gsterir. Bu mzakereler, evrensel ideallere ve
kurumlara dayal modern milliyeti siyasetin vatandalk ve sivil toplum ka
tegorilerinin tesinde ve bu kavramlarla kavranamayan, Chatterjee'nin -"si
vil toplum" dan ayrmak iin- "siyasal toplum" adn verdii bir ynetimsel
lik alan ortaya karmtr. nceki almasnda madun gruplarn bu alan
iinde gelitirdikleri tatiklerin smrgeci dnemdeki kkenlerini aratran
Chatterjee, bu eserinde 1980lerde kentli yoksullarn mlkiyet yasalarn ve
dier dzenlemeleri ihlal ederek nasl hak talepleri oluturduklarn ve bu
talepler zerinden nasl kendilerine topluluk ve ses oluturduklarn gste
rir. Bu ynyle de milliyetilik zerine olan almalarndaki pesimizmin
27 Prakash, "Body Politic in Colonial India".
28 Chatterjee, "Two Poets and Death: On Civil and Political Society in the Non-Christian
World".
29 Chatterjee, The Politics of the Governed: Ref1ections on Popular Politics in Most of the World.

Cogito, say: 70-71, 2012

4 71

472

Burak Kse

yerine madun gruplarn kendilerini hedef alan ynetimsel teknolojilerle ili


kilenerek kendilerine siyasal bir alan atn ne srmesiyle daha optimist
bir tablo koyar: bu ynetimsel alan bugn 3. Dnya' da demokratik siyasetin
esas olarak gerekletii alandr Chatterjee iin. Yine de, Chatterjee ykselen
kentli qrta snf aktivizmi ile yeniden ekillenen ve iinde madun gruplarn
hak talepleri iin giderek daha az bir alan bulabildikleri -onun yerine mlk
szletirilip kentin eperlerine srldkleri- kentsel ynetim karsnda si
yasal toplumun olanaklarnn giderek darald yorumunu da ekler.
Chakrabarty30 ise Trkeye Modernliin Yerlemeleri veya Modernlik Al

kanlklar olarak evrilebilecek eserinde modern etnisitenin ynetimsel k


kenlerini aratrr. Foucault'nun ifade ettii ekliyle rk fikrinin Hindistan
balamnda dsal olarak grldn syleyen Chakrabarty, ynetim ve et
nisite sreleri ile cemaat ve kasta dair isel grler arasnda ilikiyi arat
rr. Ynetimsellik yaklamndan da smrgeci siyasal tahayyln nasl kur
gulandn ve yaplandn ve etnik kategorilerin nasl ina edildiini irde
lemek iin faydalanr. Chakrabarty'ye gre kaynan smrgecilikten alan
bu ynetimselliklere kar koymann yolu "Avrupa'y taralatrmak"tan, k
saca zetlemek gerekirse Avrupamerkezci tarihsicilii teleyebilecek yeni bir
madun tarihyazmn ortaya karmaktan geer.31

Madun almalar Okulu temsilcileri dnda da smrgeci ynetimsellik


almalarndan rnekler vermek mmkndr. Bunlardan David Arnold'n

Bedeni Smrgeletirmek adl eseri Avrupal tbbi pratiklerin smrge Hin


distan'nda nasl yayldn, bunlarn yerli halklar tarafndan nasl kar
landn ve bunlarn nasl salt salk pratiklerinden daha fazlasn temsil
ettiini inceler.32 Arnold'a gre bu yaylma basite bir Bat'dan Dou'ya ak
tarma eklinde olmayp yerli koullara gre uyarlanmtr. Arnold, bir yan
dan bedenin idaresinin tp ve kamu sal pratikleri iinde siyasal otorite
iin tad neme vurgu yaparken, te yandan da tbbi pratiklerin yaylma
snn smrgeci iktidar iin ortaya birtakm elikiler kardn syler. Bu
ynleriyle tp, smrgeciyle smrgeletirilen arasnda ok nemli bir mca
dele alan haline gelmitir. Arnold bu almasyla ayrca biyo-iktidarn nasl
kurulduuna ve ilediine dair smrgeci balamdan doru bir bak salar.
30 Chakrabarty, Habitations of Modernity: Essays in the Wake of Subaltern Studies.
31 Chakrabarty, Provincializing Europe: Postcolonial Thought and Historical Difference.
32 Arnold, Colonizing the Body: State Medicine and Epidemic Disease in Nineteenth-century
India.

Cogito, say: 70-71, 2012

Sylemden Ynetimsellie Foucault ve Postkolonyal Kuram

Smrgeci ynetimsellik almalar iinde bir dier nemli isim de Da


vid Scott'tr. Scott Sri Lanka' daki ngiliz smrgesine odaklanarak yne
timselliin smrge balamna tanmasn ele alr. 33 Scott'a gre herhangi
bir tarihsel anda smrgeci iktidar projesini anlamann yolu siyasal ras
yonalitenin zelliini anlamaktan geer. Scott, ngiliz smrgesindeki Sri
Lanka' da -Foucault'nun anlattna kout olarak- iki tr siyasal rasyonalite
tartr. Bunlardan birincisi on dokuzuncu yzyln ilk eyreinde geerli
olan merkantilizm ya da egemenliktir. Bu rasyonalite dahilinde smrgeci
iktidarn ana amac haracn elde edilmesi olup, smrgeletirilen halkn ya
am biimleri smrgeci hesaplara dahil edilmez. Esas olan smrgeletiri
len halkn otoriteye uyup uymamasdr. Dier bir siyasal rasyonalite ise on
dokuzuncu yzyln ikinci eyreinden itibaren ykselen ynetimselliktir.
Buna gre smrgeci iktidar, zenginlik elde etmek yerine nfusun sosyal
koullarn iyiletirmeye ve gelitirmeye ynelmiti. Bu, smrgeletirilen
halkn davran ve alkanlklarnn, yeni bilgi biimleri, kurumlar ve yne
timsel teknolojiler araclyla kendi karn dnen endstri, dzenlilik ve
bireysel baar arzulayan modern bireyi yaratmak amacyla deitirilmesi
sonucunu ortaya karmt. Scott ayrca bu teknolojilerin nasl kullanld
ve alglandn irdelemek gerektiini vurgulam, rk ve dinin bu teknoloji
lerin smrge balamnda uygulanlarn nasl etkilediini de gz nnde
bulundurmutur.
Mitchell, Msr zerine -Msr' Smrgeletirmek adl-34 almalar
nn ilkinde Foucault'nun "disiplin" kavramsallatrmasndan yararlanr ve
fakat Foucault'nun soy ktn Avrupa corafyas iinde kalarak kar
d disiplin iktidarnn smrge Msr'nda ortaya knn tarihsel bir
tahlilini sunar. Mitchell'a gre, o dneme kadar yabanc olan belirli bir
Batl temsil etme tarznn smrge balamnda toplumsal hayat -zellik
le eitim ve kent planlamas balamlarnda- anlamaya ve organize etmeye
yarayan bir ereve haline gelmesi bu iktidarn ortaya kn ve ileyiini
tayin eder. Uzmanlarn ktidar35 adl eserindeyse postkolonyal almalar
iinde kendine pek yer bulmayan bir alann, ekonomi alannn, belli birta
km temsil etme ve soyutlama pratikleri araclyla bilinebilir ve ynetile
bilir bir alan olarak retildiini savlar. Bu tahlilin altnda yatan ise iktisat
33 Scott, "Colonial Governmentality".
34 Mitchell, Colonizing Egypt.
35 Mitchell, Rule of Experts: Egypt, Techno-Politics, and Modernity.

Cogito, say: 70-71, 2012

47 3

4 7 4 Burak Kse

bilimine odaklanan fakat daha genel bir sosyal bilimler eletirisidir. Buna
gre, modern sosyal bilimleri olanakl klan, Bat'nn belirli tarihsel de
neyimlerini evrensel bilgi retiminin ablonu olarak almalardr. Bu da
ancak Bat d tarihleri modernliin yazmnn dnda brakan bir dizi
yerinden etmekle ve bunun sonucunda da modernite'yi Bat'yla zdele
tirmek, daha doru bir deyile Bat'y modernlik olarak temsil etmekle
mmkn olur.
rnein ekonomi alannda odak, modern ekonominin temel bileenleri
olarak temsil edilen ve bu ekilde iktisat biliminin erevesini oluturan,
Bat'ya zgl olduu dnlen, fakat bu bilimsel ereveye ancak belli bir
takm soyutlama pratikleriyle dahil edilen bir dizi dzenlemeler zerindedir.
Ama iktisat bilimi, bu dzenlemelerin mmkn klnmasnda smrgeci
lin roln grmezden gelir. Ayn zamanda bu dzenlemeleri sadece bilim
sel bilgi retiminin deil, ayn zamanda toplumsal pratiin genel standard
olarak tayin eder. Bu ekilde, ulusal ekonomiler zellikle yirminci yzyln
ikinci yarsnda bilinebilir ve idare edilebilir btnler olarak temsil ve ta
hayyl edilir. Bu da, modernle(emey)en Msr'n -dier 3. Dnya lkeleri
gibi- nasl uzmanlarn ynetimsel iktidarna tabi klndklarn aklar. Bir
rnek vermek gerekirse, modern kapitalist ekonominin temel kavramlarn
dan bir tanesi ekonomik aktivitelerin faili olarak grlen "rasyonel birey" dir.
Mitchell'n bu eserindeki tahlillerinde vard sonuca greyse, insan failli
i olarak anlalan ey aslnda Msr'n modernletiricilerinin baa kmak
durumunda kaldklar birtakm glerin bir rndr ve fakat iktisat bili
mi iinde ancak bu tarihten soyutlanarak kavramsallatrlmtr. Bu kav
ramsallatrma da, Foucault'nun da tartt gibi, ekonominin ynetilecek
bir alan olarak ortaya kmasna kout olarak, modern ynetimsel iktidarn
odaklarndan biri haline gelmitir.
Yaznn ikinci ksmnda tartlan ve Foucault'nun ge dnem kavram
sallatrmalarna ve tarihsel incelemelerine odaklanan postkolonyal al
malar yukarda da belirtildii zere Foucault'nun sadece metodolojisini ve
kavramlarn uygulamakla kalmam, ayn zamanda smrge ve smrge
sonras tarihlerden yola karak Foucault'nun tahlillerinin Avrupamerkez
ciliini sorgulamlardr. Dier bir deyile bu postkolonyal almalar biyo
iktidarn ve ynetimselliin ortaya klarna ve ileyilerine dair tahlillerin
erevelerine smrge ve smrge sonras tarihler katld zaman ortaya
kan tabloyu ya da tablolar gstermilerdir. Bu almalar bir yanyla sCogito, say: 70-71, 2012

Sylemden Ynetimsellie Foucault ve Postkolonyal Kuram

mrgeci ynetimselliin kendine zg zelliklerini, Avrupa ynetimsellikle


rinden farklarn ve smrgeletiren halklarn onunla girdii ilikileri irde
lerken, dier yandan da Avrupa balamnda Foucault'nun ve onu izleyenlerin
gzlemledii ynetimsel pratiklerin ortaya klarnn smrgelerden geen
daha dolambal bir yol izlediini gstermilerdir.
Bu almalar, ayn zamanda modernliin tarihini de yeniden dn
memiz gerektiini anlatr. Foucault'nun da takip ettii Avrupamerkezci ta
rihyazmna gre modernlik Avrupa'nn corafi snrlar iinde balam ve
gereklemi ve daha sonra bu merkezden evreye yaylmtr; Bat d top
lumlar ise Avrupa'nn izledii yolu tarihsel olarak izgisel bir hatta izleyerek
modernlie ulaacaklardr. Postkolonyal almalar ise, daha nce Stuart
Hall36 ve yakn zamanda Gurminder Bhambra'nn da savlad gibi, 37 mo
dernliin ortaya kn daha kresel bir balamda dnmemiz gerekti
ini gsterir. Stoler38 ve Mitchell'39 takip edecek olursak, modernlii bu
kresel balamda dnme, modern yaplarn ortaya kn basite co
rafi olarak Bat dna havale ederek modernleme hikayesini geniletme ve
tersine evirmeyi ve fakat bu gelimeleri Avrupamerkezci tarihsicilie dahil
ederek Bat'y yeniden tarihin merkezine koymay deil, bu postkolonyal ta
rihleri modernliin tekil bir mant olduu, belirli bir corafyada ortaya
kt ve belirli bir zamansalla denk geldii fikrini srekli olarak bozu
ma uratmay gerektirir. Foucault'nun ynetimsellik ve biyo-iktidar zerine
olan incelemelerini en son tartlan postkolonyal almalar zerinden bu
balamda dndmzde -Foucault'nun da baka balamlarda dile ge
tirdii gibi- bu pratiklerin ve pratikleri ekillendiren temalarn ve katego
rilerin ortaya klarnn, dolama girmelerinin ve bir corafyadan baka
bir corafyaya aktarlmalarnn, yerinden edilme ve yeniden kurgulanmay
da beraberinde getiren, daha devingen, akkan, ve hareketli bir srece ia
ret ettiklerini grrz. Bu anlamda, smrgeci ynetimsellik zerine yap
lan bu postkolonyal almalarn, Foucault'nun anlatt modern ynetim
selliin ortaya knn tarihini smrgeletirilenden smrgeciye doru
gerekletii eklinde yeniden yazmay deil, bu tarihi karmaklatrmay
ve etrefillendirmeyi gerektirir.
36
37
38
39

Hail, "When was 'the Post-Colonial'? Thinking at the Limit".


Bhambra, Rethinking Modernity: Postcolonialism and the Sociological lmagination.
Stoler, Carnal Knowledge and lmperial Power: Race and the Intimate in Colonial Rule.
Mitchell, "Introduction" ve "The Stage of Modernity", Questions of Modernity iinde.

Cogito, say: 70-71, 2012

475

4 7 6 Burak Kse

Postkolonyal kuram -postyapsalclk ve postmodernizm ile birlikte- yak


lak olarak son otuz be yln hem akademi iinde hem de dndaki en
nemli entelektel akmlardan birisidir. Postkolonyal literatrn ortaya
knda ve gelimesinde Karl Marx'tan Jacques Derrida'ya kadar pek ok di
er kuramcnn etkisi grlr. Kukusuz postkolonyal kuram tekil bir epis
temolojik veya kuramsal konuma tekabl etmez. Farkl kuramclar farkl ko
numlar alrken ayn zamanda eitli metodolojik yaklamlar ve kavramlar
zerinde tartagelmilerdk
Bu yazda, postkolonyal kuramn nasl gelitiinin ve hangi konumlar
ortaya kardnn derinlemesine bir incelemesi yerine, bu tartmalarn
nemli bir boyutunu oluturan Foucault'nun dncesi ve almalaryla
postkolonyal kuramclarn nasl har neir olduklar, bunlardan nasl etki
lendikleri ya da bunlar nasl eletirdikleri ele alnmtr. lk dnem tart
malarn Foucault'nun zellikle "sylem" kavramsallatrmas ve bunun Said
tarafndan alnp kullanlmas zerine younlar. Said'in de daha sonra
dan uzaklaaca tarz bir "sylem" kavramsallatrmas pek ok kuramc
tarafndan smrgeci iktidarn tahlil edilmesinde eitli alardan sorunlu
bulunmutur. Bunlarn en nemlileri sylemin maddi retim balamlarn
dan soyutlanmas ve belli birtakm metinlere indirgenmesi ile tekil, farkl
lklara, elikilere ve ztlklara yer brakmayan bir kalba sokulmasdr. Bu
eletirilerin arasnda Young ise Foucault'ya daha sadk bir "sylem" analizi
yntemine dn nerir. 1990'lardan itibarense Foucault'nun ge dnem
almalarna, zellikle de "ynetimsellik," "biyo-iktidar" ve "biyo-politi
ka" kavramsallatrmalarna ve cinsiyet, rk ve rklk zerine tahlillerine
odaklanan pek ok postkolonyal alma ortaya konmutur. Bu almalar,
sadece Foucault'nun ge dnem kavramsal aralarndan ve tarihsel ince
lemelerinden faydalanarak "smrgeci ynetimsellik"ler balamnda bilgi
biimleri, iktidar teknikleri ve madun znellikleri ve siyaseti arasndaki ili
kileri maddi balamlar iinde corafi ve zamansal farklar, etkileimleri
ve dolamlar da dikkate alarak incelemekle kalmamlar, ayn zamanda
Foucault'nun Avrupamerkezci almalarna tarihsel dzeltmeler ortaya
koymulardr.

Cogito, say: 70-71, 2012

Sylemden Ynetimsellie Foucault ve Postkolonyal Kuram

Kaynaka

Ahmad, A., in Theory, Londra: Verso, 1992.


Arnold, D., Colonizing the Body: State Medicine and Epidemic Disease in Nineteenth
century India, Berkeley: University of California Press, 1993.
Ashcroft, B. ve P. Ahluwalia, Edward Said: The Paradox of Identity, Londra ve New
York: Routledge, 1999.
Bhabha, H., "Difference, Discrimination and the Discourse of Colonialism", The Po
litics of Theory, Ed. F. Barker, P. Hulme, M. Iverson ve D. Loxley, Colchester: Uni
versity of Essex Press, 1983.
Bhambra, G. K., Rethinking Modernity: Postcolonialism and the Sociological Imagina
tion, Basingstoke: Palgrave Macmillan, 2007.
Chakrabarty, D., Provincializing Europe: Postcolonial Thought and Historical Diffe
rence, Princeton, NJ: Princeton University Press, 2000.
Chakrabarty, D., Habitations of Modernity: Essays in the Wake of Subaltern Studies,
Chicago ve Londra: University of Chicago Press, 2002.
Chatterjee, P., Nationalist Thought and the Colonial World: A Derivative Discourse?,
Londra: Zed for the United Nations University, 1986.
Chatterjee, P., The Nation and its Fragments: Colonial and Postcolonial Histories, Prin
ceton, NJ: Princeton University Press, 1993.
Chatterjee, P., "Two Poets and Death: On Civil and Political Society in the Non
Christian World", Questions of Modernity, Ed. T. Mitchell, Minneapolis, MA: Uni
versity of Minnesota Press, 2000.
Chatterjee, P., The Politics of the Governed: Ref7ections on Popular Politics in Most of
the World, New York: Columbia University Press, 2004.
Driver, F., "Geography's Empire - Histories of Geographical Knowledge." Environ
ment and Planning D-Society &- Space, 1992, C. 10, S. 1, s. 23-40.
Foucault, M., The Order of Things: An Archaeology of the Human Sciences, Londra:
Tavistock, 1970.
Foucault, M., The Archaeology of Knowledge, Londra: Tavistock, 1972.
Foucault, M., Discipline and Punish: The Birth of the Prison, Harmondsworth: Pen
guin, 1977.
Foucault, M. 1979. The History of Sexuality Volume 1: An Introduction. Londra: Allen
Lane, 1979.
Foucault, M., "Governmentality" ve "Questions of Method", The Foucault Effect: Stu
dies in Governmentality, Ed. Colin Gordon vd., Chicago: Chicago University Press,

1991.

Foucault, M., Society Must be Defended: Lectures at the College de France 1975-1976,
Londra: Penguin, 2003.
Foucault, M., Birth of Biopolitics, New York: Palgrave Macmillan, 2008.
Hail, S., "When was 'the Post-Colonial'? Thinking at the Limit", The Post-Colonial
Question: Common Skies, Divided Horizans, Ed. lain Chambers ve Lidia Curti.
Londra ve New York: Routledge, 1996.
Legg, S., "Beyond the European Province: Foucault and Postcolonialism", Space,
knowledge and power: Foucault and geography, Ed. Jeremy Crampton ve Stuart
Elden, Hampshire, BK: Ashgate Publishing Limited, 2007.
Cogito, say: 70-71, 201 2

4 77

478

Burak Kse

Mitchell, T., Colonizing Egypt, Cambridge ve New York: University of Cambridge


Press, 1989.
Mitchell, T., "Introduction" ve "The Stage of Modernity", Questions ofModernity, Ed.
T. Mitchell, Minneapolis ve Londra: University of Minnesota Press, 2000.
Mitchell, T., Rule of Experts: Egypt, Techno-Politics, and Modernity, Berkeley ve Los
Angeles, CA: University of California Press, 2002.
Nichols, R., "Postcolonial Studies and the Discourse of Foucault: Survey of a Field of
Problematization", Foucault Studies, 2010, S. 9, s. 111-144.
Prakash, G., "Writing Postorientalist Histories of the Third-World Perspectives from
Indian Historiography", Comparative Studies in Society and History, 1990, C. 32,
s. 2, s. 383-408.
Prakash, G., "Subaltern Studies as Postcolonial Criticism", T he American Historical
Review, 1994, C. 99, S. 5, s. 1475-90.
Prakash, G., Another Reason: Science and the Imagination of Modern Jndia, Prince
ton, NJ ve Chichester: Princeton University Press, 1999.
Prakash, G., "Body Politic in Colonial India", Questions of Modernity, Ed. T. Mitchell.
Minneapolis, MA: University of Minnesota Press, 2000.
Robinson, J., "The Geopolitics of South African Cities: States, Citizens, Territory",
Political Geography, 1997, C. 16, S. 5, s. 365-386.
Said, E., "Michel Foucault as an Intellectual lmagination", boundary 2, 1972, C. 1, S.
1, s. 1-36.
Said, E., Orientalism, Londra: Routledge & Kegan Paul, 1978.
Said, E., "Michel Foucault, 1927-1984", Raritan, 1984 C. 4, S. 2, s. 1-11.
Said, E., "Foucault and the Imagination of Power", Foucault: A Critical Reader, Ed.
D.C. Hoy. Oxford: Blackwell, 1986.
Said, E., Culture and Imperialism. Londra: Chatto & Windus, 1993.
Sarkar, S., "Decline of the Subaltern", Mapping Subaltern Studies and the Postcoloni
al, Ed. V. Chaturvedi, Londra ve New York: Verso, 1996.
Scott, D., "Colonial Governmentality", Social Text, 1995, S. 43, s. 191-220.
Spivak, G.C., "Can the Subaltern Speak?", Postcolonialism: Critical Concepts in Lite
rary and Cultural Studies, Ed. D. Brydon, Londra: Routledge, 1988.
Stoler, A.L., Race and the Education of Desire: Foucault's History of Sexuality and the
Colonial Order of T hings, Durham, NC ve Londra: Duke University Press, 1995.
Stoler, A.L., Carnal Knowledge and Imperial Power: Race and the Intimate in Colonial
Rule, Berkeley, Los Angeles ve Londra: University of California Press, 2002.
Young, R.C., Postcolonialism: An Historical Introduction, Oxford: Blackwell, 2001.

Cogito, say: 70-71 , 2012

Blge Tarihini Nasl Yapmalyz?


STUART ELDEN

Foucault blge hakknda pek fazla ey sylememitir ve syledikleri de en


iyi ihtimalle yanltcdr. Bununla birlikte Foucault blgenin tarihini dn
meye balarken fazlasyla yardmc olabilir. Bu katknn amac olan bu iki
iddiann temeli, blgenin tarihi zerine son 10 yldr yaptm ve The Birth
ofTerritory (Blgenin Douu) kitabyla sonulanan almalarda nerdiim
baz dncelerde yatmaktadr.
Drt aama zerinden ilerleyeceim.
ilk olarak Foucault'nun blge stne ne sylediini ve neden bunu yanl
tc bulduumu tartmak istiyorum. kinci olarak Foucault'nun daha eksik
siz bir blge tarihi konusunda ne sunabilecei sorusunu yantlamak; nc
olarak ksaca, bu yantn ilerlik kazanmasn salamak iin buna ne ekle
nebileceini tartmak ve drdnc olarak da grdm kadaryla, blgenin
douunun ana hatlarn izmek istiyorum.
1: Blge Konusunda Foucault

Foucault, almasnn pek ok farkl yerinde siyasal mekan tartr ve ol


duka can alc bir biimde unu savunur: "Mekan topluluk yaamnn her
*

Ksaltmalar: GBN (STP): Securite, Territoire, Popu lation: Cours au College de France (19771978) (Security, Territory, Population: Lectures at the College de France 1977-1978), Franszca
kitaptaki sayfa numaras / ngilizce kitaptaki sayfa numaras.
BD (NB): Naissance de la biopolitique: Cours au College de France (1978-1979), (The Birth of
Biopolitics: Lectures at the College de France 1978-1979), Franszca kitaptaki sayfa numaras
/ ngilizce kitaptaki sayfa numaras.

Cogito, say: 70-71, 2012

Blge Tarihini Nasl Yapmalyz?

biiminde aslidir; mekan her trl iktidar uygulamasnda aslidir." 1 Blge


sorunu 1970'lerin ortalarnda, zellikle de Security, Territory, Population
(Gvenlik, Blge, Nfus) dersinde ve dier ilgili malzemelerde zel bir odak
noktas haline gelir.2 Foucault'nun ilgisini gsteren iaretlerden biri 1976'da
Herodote dergisinde corafyaclara verdii yantta bulunabilir.
Blge (territory) hi kukusuz corafi bir mefhumdur, ama her eyden nce

hukuki-siyasal bir mefhumdur: belirli bir tr iktidarn kontrol ettii mn


tkadr (area). Arazi (field) ekonomik-hukuki bir mefhumdur. Yer deitir
me: kendisinin yerini deitiren bir ordu, bir blk, bir nfustur. Alan (do
main) hukuki-siyasal bir mefhumdur. Toprak (soil) tarihsel-yer bilimsel bir
mefhumdur. Blge (region) mali, ynetimsel, askeri bir mefhumdur. Ufuk
resimle ilgili, ama ayn zamanda stratejik bir mefhumdur. 3
Blge tek bana hukuki-siyasal konularla ve iktidar sorunuyla balantl ol
mas itibariyle deil, bal bana nemlidir. Syleiyi yapanlarn da syledi
i gibi, "baz uzamsal metaforlar eit lde corafi ve stratejiktir, corafya
askeriyenin glgesinde byd iin bu da tamamen doaldr.''4 Bu anlam
da Foucault'ya gre siyasal-stratejik terimi, "askeriyenin ve ynetimin kendi
lerini aslnda nasl hem maddi bir zemine hem de sylem biimlerine kay
dettiklerinin bir iaretidir."5 Blgeye nasl yaklalmas gerektii konusunda
bu bence bize bir iaret veriyor. Daha nce baka bir yerde de ne srdm
gibi, yle gzkyor ki blge zerine olan literatrn byk blm konuyu
siyasal-ekonomik kayglara -toprak sorunu- daraltr ya da en fazla siyasal-

3
4
5

Foucault, "Espace, savoir et pouvoir", s. 282 "Space, Knowledge and Power", s. 252. Genel
bir tartma iin bkz. Stuart Elden, Mapping the Present: Heidegger, Foucault and the Project
ofa Spatial History, 4. ve 5. blmler.
Foucault'yu blge hakknda dnmek iin kullanan erken bir giriim urada bulunabilir:
Claude Raffestin, Pour une geographie du pouvoir. Foucault'dan ilham alan daha yeni bir
proje: Matthew G. Hannah, Governmentality and the Mastery of Territory in Nineteenth-Cen
tury Anerica. Arazi politikalar hakknda da nemli tartmalar bulunmaktadr: Michel
Foucault, Leons sur la volonte de savoir: Cours au College de France, /970-1971, suivi de Le
savoird'CEdipe, zellikle s. 115-7.
Foucault, "Questions a Michel Foucault sur la geographie", Dits et ecrits, 111. Cilt iinde, s.
32; "Questions on Geography", Crampton ve Elden, Space, Knowledge and Power: Foucault
and Geography iinde, s. 176-7.
Foucault, "Questions a Michel Foucault sur la geographie", s. 33; "Questions on Geography",
s. 177.
Foucault, "Questions a Michel Foucault sur la geographie", s. 33; "Questions on Geography",
s. 177.

Cogito, say: 70-71, 2012

481

482

Stuart Elden

stratejik meseleler -arazi (terrain) sorunu denilebilecek meseleler- etrafnda


geniletir. Foucault, almasna yaplan eklemeler izin verdii lde daha
ok ikinci balk altnda ele alnmtr. Ama ben Foucault'nun bundan daha
fazlasn sunduunu dnyorum. zellikle de hukuki-siyasal olana, yasa
sorununa yaplan vurgu temel nemdedir. Ve Foucault'nun iktidar zerine
1

almas basite, dar anlamda stratejik deildir ama daha genel olarak siya
sal teknik sorunlar aar. Birlikte ele alnan drt kayt -ekonomik, stratejik,
yasal ve teknik- blgenin siyasal ve tarihsel zelliklerini belirlemede bana
kalrsa olduka nemlidir.6
Bununla birlikte Foucault bu siyasal ve tarihsel kayglarn aslnda bl
geyle ilikili biimde ele aldnda yanltcdr. Foucault yasal sorun bak
mndan blgeyi temelde, terime verdii ok zel anlam iinde egemenlikle
bir tutar.7 Szgelimi "egemenliin bir blgenin snrlar (limites) iinde uygu
landn... bir blgede kaytl olduunu ve ilediini. .. nfusu olmayan bir
blge zerindeki egemenlik fikrinin yalnzca yasal ve siyasal olarak kabul
edilebilir bir fikir deil, ayn zamanda mutlak olarak kabul edilen ncelikli
bir fikir olduunu"8 ifade eder. Bylece Foucault meseleyi etrefil bir hale ge
tirir ve mevcut uygulamann ounlukla o siyasal mekandaki bedenler ze
rinde olduunu ve egemenlik/blge, disiplin/bedenler, gvenlik/nfus ara
sndaki kat balantnn biraz kaba olduunu ileri srer, ama bu zellikle , ilk
ifti deil son iki ifti ilgilendiriyor gibi grnr.9 Foucault ayn zamanda,
"feodalizm tarafndan tanmlanan blgesel bir tahakkm temelinde gelien
ve kurulan temel olarak blgesel bir iktidar sisteminde kasabann her zaman
bir istisna" 10 olduunu ne srerek blge mefhumunu feodalizmle bir tutar.
Foucault bu yzden geleneksel egemenlik sorununun "ya yeni blgeler fet
hetme ya da fethedilmi blgelere tutunma"11 sorunu olduunu ne srer; bu
nun temelde Machiavelli'nin sorunu olduunu belirtir. Burada Foucault'nun
egemenlik mefhumunun, bu terimin ve kavramn genellikle ge bir dnr
den, zellikle de Jean Bodin'den alnmas itibariyle tam da ne kadar mulak
bir mefhum olduunu hissediyoruz. "Prens'in gvenlii (surete) onun ken
di blgesel iktidarnn gereklii iinde Prens'in sorunudur; bana kalrsa,
6 Bu sav ayrntl bir ekilde urada ilendi: Elden, "Land, Terrain, Territory".
7 GBN 13/11.
8 GBN 13/11.
9 GBN 13/11.
10 GBN 66/64.
11 GBN 66/64.

Cogito, say: 70-71, 2012

Blge Tarihini Nasl Yapmalyz?

egemenliin siyasal sorunuydu bu". 12 Foucault Prens'in "prenslii idame et


tirmeye, glendirmeye ve korumaya" almas gerektiini, ama prensliin
basite anlalmamas gerektiini vurgular. Korunmas gerekenin, "tebaa ve
blge tarafndan kurulan bir btn olarak prenslik, (tabiri caizse) nesnel
prenslikten ok", Prens'in "sahip olduu eyle, miras ald ya da ele geir
dii blgeyle ve tebaasyla ilikisi (rapport)" olduunun altn izer. ngiliz
ce eviri buray "nesnel blge" olarak yorumlar, ama bu bir hatadr. Bu ya
nltcdr nk Foucault'nun blgenin, hkmranln nesnesi olmadn
sylediini ima eder, oysa Foucault blgenin anlald haliyle nesne olan
nesnel prenslikten ok Prens'in o prenslikle ilikisi olduunu sylemektedir.
Foucault kendisi olarak anlalan ve ilikinin nesnesi olan prensliin temel
esinin blgesel belirlenim olduu konusunda aktr.
Mulak kalmamas iin tekrar vurgular: "Korunmas gereken, Prens'in
tebaasyla ve blgesiyle ilikisi olarak prensliktir ve dorudan, dolaysz, te
mel ya da ncelikli olarak blge ve onun sakinleri deildir". 13 Yine de Fouca
ult can alc noktann, hkmranln nesnesi olan, kendi iinde Prenslikten
ziyade bu iliki, prenslik ile prens arasndaki bu krlgan balant olduunun
altn izse de, prensliin temel esi blgedir. "iktidarn nesnesi, hedefi iki
eydir: bir yandan blge ve dier yandan blge sakinleri." 14
Bu bakmdan Foucault iin Machiavelli bir an bitii ya da bir dnemin
en st noktas gibi bir eyi ifade eder. Foucault bu durumun salam bir be
lirlenimini nerir: "Orta a' dan on altnc yzyla kadar kamu hukukunda
egemenlik eyler zerinde deil, her eyden nce bir blge zerinde ve sonu
olarak da orada yaayan tebaa zerinde uygulanrd... Blge gerekten de
hem Machiavelli'nin prensliinin hem de felsefecilerin ve yasa teorisyenleri
nin tanmlad ekliyle egemenin yasal egemenliinin temel esidir". 15 Fou
cault bununla ne kastettiini Biyopolitikann Douu'nda akla kavuturur:
Egemen, monark, devlet nceki sistemde neyi elinde tutuyordu ve bu elin
de tutma hakk ne zerinden temellendirilmi, merulatrlm ve kurul
mutu? Bu, eylerdi, toprakt (t erres). Kral her zaman olmasa da ounluk
la kralln sahibi ( propriataire du royaume) olarak grlyordu ve byle
12
13
14
15

GBN 67/65.
GBN 95/92.
GBN 99/96.
GBN 99/96.

Cogito, say: 70-71, 2012

483

484

Stuart Elden

olmas itibariyle mdahalede bulunabiliyordu. Her halkarda bir alana


(domain) sahipti. 16

Yine de, topraklarn eyler olduu fikrini bir yana brakmak -Foucault'ya
gre eyler ynetimin zellikle modern nesnesidir- belki de topraklarn geni
bir lekte blgeyle bir olduunu nermektir. Ama topraklarn blge ol
..,
duunu ne srmek elbette tartmaldr ya da en iyi ihtimalle ekonomik
olarak indirgeyicidir. Aslnda, feodalizm -unutulmamas gerekir ki bu te
rim tarihilerin geni bir sosyo-ekonomik grngler alann betimlemek
iin kullandklar geriye dnk bir terimdir- konusunda arpc olan, toprak
mlkiyeti ok byk nem arz ederken, aka ifade edilmi bir blge kavra
mnn eksik kalddr.
yi bilinmektedir ki Foucault egemenlik ile blge olarak nitelendirilen ey
arasndaki bu ilikinin ynetimdeki gelimelerle ve zellikle de nfus katego
risinin ortaya kmasyla arpc bir ekilde deitiini gz nnde bulundu
rur. 1977' de bir syleide dedii gibi, devletin insanlarla ilikili rol, devletin
blgenin tedarikisi ya da snrlarda barn garantr olduu blgesel bir
akitten, insanlarn belirsizlikten, kazadan, zarardan, riskten, hastalktan,
isizlikten, gelgit dalgalarndan ve su ilemekten korunduu bir nfus an
lamasna gemitir.17 Foucault Machiavelli'den sonra anahtar sorunun "ar
tk blgeyi sabitleme ve snrlandrma (fixer et marquer)" sorunu olmadn,
" baka bir sorular yelpazesi olduunu ne srer. "Artk Prensin ve blgenin
gvenlii deil, nfusun ve sonu olarak onu ynetenlerin gvenlii" sz ko
nusudur.18 Foucault eylerin Dzeni'nde yapt 'insan' kategorisi zmle
mesini nfus mefhumu zerinden geniletir. Burada eylerin Dzeni'ndeki
bilgi alan bariz bir biimde siyasallatrlmtr.19 Foucault erken al
masnda doal tarihten biyolojiye, zenginlik zmlemesinden ekonomiye ve
genel gramerden dilbilime kaymalarn izini srmt.20 imdiyse bunlar
daha geni ve siyasal bir dizginin iine yerletirir. Bu geiler iin "btn bu
bilgi sistemlerini altst eden ve bilgiyi yaam, emek ve retim ve dilbilimle
rine ynlendiren operatr aryorsak, o halde nfusa bakmalyz".21 Bylece
16
17
18
19
20

BD 46/45.
Foucault, "La securite et l'Etat", Dits et ecrits, Cilt 111 iinde, s. 385.
GBN 67/65.
GBN 78-81/76-79.
Foucault, Les mots et les choses - Une archeologie des sciences humaines. (Yazar ngilizce
eviriye gnderme yapt iin ilgili yerlerde eylerin Dzeni olarak bahsedildi -.n.)
21 GBN 80/78.

Cogito, say: 70-71, 2012

Blge Tarihini Nasl Yapmalyz?

erken insan temasnn ve insan bilimlerinin "iktidar tekniklerinin bants


olarak nfusun oluumu temelinde olanakl bilgi biimleri iin btn bir nes
neler serisinin nasl grnr hale geldii" zerinden anlalmas gerektiini
ne srer ve bunun "iktidarn bants ve bilginin nesnesi olarak nfusun
ortaya k temelinde" gerekletiini yineler. 22 Foucault bylece, "yasann
[droit] znesi egemen iin neyse insan da nfus iin odur" sonucuna varr.
Bu gelimenin sonucu olarak Foucault ynetimin nesnesiyle birlikte h
kmranlk tekniinin de dnme uradn belirtir. "Hi kimse bir dev
leti, bir blgeyi ya da siyasal bir yapy ynetemez. Ynetilenler insanlar, bi
reyler, gruplardr". 23 Bir devlete ya da bir blgeye hkmedilebilir ama bunlar
ynetilemez. Foucault'nun rneklerinden biri Guillaume de La Perriere' in
Siyasal Ayna'sdr, 24 "uygun bir amaca gtrmek zere dzenlenmi eyle
rin doru bir ekilde dzenlenmesi" olarak ynetim tanmn alntlar. Y
netim tanmnn "herhangi bir ekilde blgeye gndermede bulunmadn:
ynetimin eyler zerinde icra edildiini" belirtir. 25 Bu, "ynetimin blgeyle
ilikili olmad", insanlar ve eylerin bir birleimidir, bununla birlikte Fo
ucault, blge kendi bana nesne olmasa da blgenin niteliklerinin nemli
olabileceini vurgular. 26 Blgenin nitelikleri meselesi nemli olmakla bera
ber, anahtar mesele nfus ve onun eitli zellikleridir. Bir dier rnek de
Foucault'nun, Giovanni Botero'nun 1589 tarihli Devlet Akl'nda yapt tart
madr. Foucault Botero'nun almasnn, devleti "insanlar zerinde istikrar
l bir dominyon [dominion ferma - gl, salam kural]" olarak ele aldn
belirtir ve bunu "gl tahakkm [ferme domination] olarak tercme eder. 27
Foucault "devletin blgesel tamm"nn olmadn, "bir blge, bir eyalet ya
da bir krallk [royaume] deil, yalnzca gl bir tahakkm [domination]"28
olduunu vurgular. Herodote rportajnda, hatrlarsanz, alann [domaine]
"hukuki-siyasal bir mefhum" olduunu sylemi, 29 terimin mekansal belir
lenimini ak bir ekilde yasal olann arkasna itmiti. Bu fikrin kklerini
22 GBN 80-81/79.
23 GBN 126/122.
24 Perriere, Le miroir politique, Oeuvre non moins utile que ne&ssaire a tous Monarches, Roys,
Princes, Seigneurs, Magistrats, & autres surintendans & gouverneurs de Republicques.
25 GBN 96/99.
26 GBN 96/99.
27 Botero, The Reason of State, s., 1.
28 GBN 243/237-8.
29 Foucault, "Questions a Michel Foucault sur la geographie", s. 32; "Questions on Geography",
s. 176-7.

Cogito, say: 70-71, 2012

485

486

Stuart Elden

takip etmek iin Foucault bir Hristiyan mefhumu olarak, Kutsal Kitap'taki
pastoral sr fikrine bakar: sr fanidir, ama yerde ya da nfusta sabitlen
mi deildir, gl bir birey tarafndan ynlendirilir. 30
Foucault'nun Machiavelli'yle ilgili savlar dikkatli bir ekilde incelenmeyi
hak eder. Foucault Machiavelli'nin temel ilgisinin "miras ya da fetih yoluyla
', ele geirilen bir eyaletin ya da bir blgenin i ve d hasmlarna kar"31 na
sl elde tutulduunu ve "blgenin gvenliinin ya da blgeye hkmeden ege
menin gvenliinin" nasl korunduunu bilmek zerine kurulduunu ileri
srer. 32 Ama talyanca territorio szc Machiavelli' de kullanlmaz. al
masnn mekansal siyasal eleri, olduu haliyle, askeri stratejik anlamda
araziye ya da tarmsal anlamda topraa yakndr. 33 Ama Machiavelli'yle il
gili arpc olan, blgenin ya da hatta topran siyasal hkmranln nes
nesi olmamasdr. Lo stato szcnn yanltc evirileri bize ne anlatrsa
anlatsn, bu terim " insanlar elinde tutan ve onlar zerinde otorite kuran
dominyonlar [domini]" olarak anlalmaldr. 34 Devletler insanlar zerinde
imperium kuran dominyonlardr. Burada anahtar nokta siyasal hkm
ranln nesnesinin insanlar, halk olmasdr. Dominum ve imperium'un her
ikisi de baz mekansal yan anlamlara sahip olduundan, kurulan ilikile
rin tamam burada mevcuttur. Oysa Foucault bunu reddeder -eer domi

nium blgeyi ieriyorsa, o halde Botero' da da yle olmas gerektir, ama Fo


ucault Botero' da bunu 'tahakkm' olarak tercme eder. Asl nemli olan
nokta insanlarn, halkn nce gelmesinden ok, Machiavelli iin blgenin
deil insanlarn siyasal hkmranln nesnesi olmasdr. Foucault'nun,
Machiavelli'nin ilgi alann blge olarak okumas hem dar, devleti bir bl
ge anlayna dayanr, hem de bu anlay Machiavelli' deki kaynaklardan
salamaktan ok dorudan ona ykler. Bunun nedeni nedir? Benim iin
en akla yatkn yant, Franszca evirilerde ngilizce evirilerde olduu gibi

lo stato szcnn ounlukla blge olarak evrilmesi ya da blgenin bir


30 GBN'deki zmlemenin yan sra bkz. Japonya'da verilen ders: "Sexualite et pouvoir", Dits
et icrits, Cilt III iinde, s. 561-2 ve Amerika Birleik Devletlerinde verilen ders: "Politics and
Reason", s. 61-2. Bunlarn her ikisi de Dits et ecrits'de tekrar Franszcaya evrilmitir.
31 Foucault, "Politics and Rcason", s. 76.
32 GBN 65/67.
33 lki iin bkz. Machlavelli, The Prince, s. 14; Discourses, III, s. 39 ve snrl bir biimde: "The
Art of War", sonuncusu iin bkz. Discourses, 1, 37 ve il, 7. Hepsi, Machiavelli, Opere iinde.:
Niccolo Machiavelli, Opere, dzenleyen Sergio Bertelli and Franco Gaeta, Milan: Feltrinelli,
8 Cilt, 1960-65. ngilizce'de kapsaml bir seki bulunmaktadr: The ChiefWorks and Others,
ev. Allan Gilbert, Durham, NC: Duke Universlty Press, 1965.
34 Machiavelli, The Prince, 1.

Cogito, say: 70-71, 2012

Blge Tarihini Nasl Yapmalyz?

fiile ihtiya duyan bir fiil nesnesi olarak alnmasdr. Bu fiillerin en yaygn
kullanlan, "ele geirme" dir'.35
Benzer bir ekilde Foucault'nun De La Perriere ve Botero okumalar da
sorgulanabilir. De La Perriere rneinin seilmesi tuhaftr, bununla birlik
te Foucault De La Perriere'in, ynetimi aile ilikilerini kapsayacak ekilde
bir kentin tesine geniletmesiyle ilgili gibidir. De la Perriere ender olarak
mekansal bir sz daarc kullanmakla beraber kitabn amac, Foucault'nun
beklentilerine uygun dmez. Botero ok ender olarak, blgesel bir tanm
ileri sren bir sz daarc kullanr, bununla birlikte devlet akl zerine
olan kitabnn, biri kenti, dieri bir btn olarak dnyay inceleyen nem
li almadan biri olduu vurgulanmaya deer. Btn bu almalardaki
corafi duyarllk ok daha aktr.36 Foucault Botero' dan ald u pasajda,
Machiavelli'ye uygulad ayn okuma tarzn kullanr: "Devlet Akl [Ragione
di Stato] byle bir dominyonun kurulduu, korunduu ve geniletildii (fon
dare, conservare, ampliare) aralarn bilgisidir". 37 Bununla birlikte Foucault
blgenin, hkmranln belirlenimleri asndan ok nemli olmadn
ileri srmekte bana kalrsa hakldr. Ancak bunun, bu dnrlerden nce
gelen dnrler iin de geerli olduu ortadayken, bu bir kesintiden ok bir
sreklilik olarak grlmelidir.
Foucault, bunlar anlattktan sonra blgeyi nadiren tekrar tartr. Bir
sonraki yl verdii Biyopolitikann Douu dersinde neredeyse hibir ey sy
lemez. Gvenlik, Blge, Nfus almasna ve blgeye, geerken deinilen
baz anlar vardr; ama savlar ayrntl bir ekilde gelitirilmez. Yine de bu
savlar baz ilgi ekici almlar sunar. Bunlar srasyla inceleyelim.
Foucault Giovanni Antonio Palazzo'nun, drt belirlenimin sunulduu
devlet tanmndan yararlanr. lkinde Palazzo devletin " bir alan [domain],
dominium" olduunu ne srer, bunun talyancas dominio'dur. kincisin
de "devlet bir yarglama alan, bir yasalar, kurallar ve gelenekler kmesidir
[ensemble]". 38 Ama Foucault bir cumhuriyetin bu drt anlamda da bir devlet
olduu kaydn der ve bunlar yeniden ifade ederken tanmlar u ekilde
35 rnein bkz. Machiavelli, The Prince, 3.
36 Bolero, Della cause della grandezza delle citta; Botero, Le relationi universali. Bu mekansal
duyarllk her ne kadar almasnda genellikle ok fazla yorumlanan bir konu olsa da ok
deerli bir tartma iin bkz. Descendre, L'Etat du monde: Giovanni Bolero entre raison
d'Etat et geopolitique.
37 Botero, Della ragione di stato, 1, 1. Foucault bunu "Politics and Reason", s. 74-75'te tartr.
38 Palazzo, Discorso del governo e della ragion vera di Stato, GBN 262/256'dan alntland ve
evrildi.

Cogito, say: 70-71, 2012

487

488

Stuart Elden

yapar: "Cumhuriyet ilk olarak bir alan, bir blgedir. Sonra bir yarglama or
tam [milieu], yasalar, kurallar ve gelenekler kmesidir."39 Foucault'nun alan
ile blge arasnda gidip gelmesi bakmndan bu, ok aklaycdr, Foucault
bunun bir iliki olduunu sylemi ve Botero' da bulunmadn iddia etmi
ti. Bu, Foucault'nun, yargyla devlet arasndaki ilikiyi kavray tarz asn
dan da ok ilgintir, burada bir baka mekansal terime bavurur: "bir yar
glama ortam". "Yasalar, vb. kmesi" olarak devlet tanmn yinelemesiyle,
yasalarn nerede uygulanaca sorunu ak bir ekilde can alc hale gelir. Bir
baka kategorinin mekansal belirlenimini ilgilendiren bu sorun, "Bir blge
nedir? Bu blgenin sakinleri nedir?'40 gibi siyaset hakknda birtakm soru
lar ortaya att daha ileriki bir derste nem kazanr. Demek ki sakinlerin,
bir nfusun ynetimin nesnesi olduu savn kabul etsek bile, onlar dier in
sanlardan, dier nfuslardan ayran, mekansal bir belirlenim ya da snrdr.
Foucault'nun ayrntl bir ekilde incelemedii, ama daha geni bir hikaye
asndan nem kazanan sorular aan iki iaret daha vardr. Foucault
her egemenin "kendi krallnda [royaume] imparator olduunu ya da her
halkarda asl egemenlerin kendi krallklarnda imparator olduklarn" be
lirtir; "Avrupa temel olarak ouldur... corafi bir blnme, bir oulluk
tur" der (bununla birlikte hemen sonra bu genel deerlendirmeyi dzeltmesi
gerekeceini ifade eder). 4 1 Bu nemlidir nk corafi blnmenin rol
n -oul ynetim ekilleri sorununu- vurgular, ama soru, kendi alannda
ya da diyarnda imparator olan bir egemen fikrinin, yani onun iktidarnn
mekansal bir kapsam ve snr fikrinin nasl ilk olarak ortaya ktdr.
Bunun, on nc yzyln ortalarnda "kraln krallnda dengi olmadn
[parem autem nan habet rex in regno]" ilan eden42 ya da Quastio de Potestate
Papae'de (1296-1303) geici lortlara fiili olarak eit bir ekilde "kral krallkta,
imparator imparatorlukta [rex in regno et imperator in imperio]''43 nerisini
yapan Henri de Bracton gibi yazarlara kadar uzanan karmak bir tarihi
vardr. Foucault Orta a' da kraliyetin iktidarnn kurulmasnda anahtar
noktann ordu olduunu savunur ama ayn zamanda adli kurumlara da ba39 GBN 262/256.
40 GBN 294/286.
41 GBN 305-6/297-98.
42 Henr y de Bracton, De legibus et consuetudinibus Anglia!, Cilt il, s. 33.
43 Dyson, R.W. (Ed.), Quaestio de Potestate Papae (Rex Pacificus)/An Enquiry into the Power
of the Pope: A Critical Edition and Translation, s. 24/76-7. Bu konu hakknda daha uzun bir
tartma ve daha ayrntl referanslar iin benim kitabma baknz: T he Birth of Territory,
Yedinci Blm.
Cogito, say: 70-71, 2012

Blge Tarihini Nasl Yapmalyz?

l olduunu belirtir. Ama bu, basite, "feodal glerin karmak etkileimle


rinin" azalmas asndan deil, ayn zamanda, Foucault'nun ileri srd
gibi, papaln ihsanna bal olmayan iktidarn temelini aka ifade etmesi
asndan da nemlidir.
Bu da bizi Foucault'nun, zaman siyaseti sorunuyla ilgili iaret ettii ikinci
noktaya gtrr. Foucault "zaman iinde sonu gelmez bir tekrara yazgl hi
bir Devlet ya da krallk" olmadn ne srer. 44 Foucault bunu ebedi bar
fikrine balar, ama daha dorudan bir arm, ezeli ile geici iktidar ara
sndaki kadim blnmedir. Ezeli ya da ruhsal iktidar papaln, insanlarn
ezeli ruhlar zerindeki iktidardr ve reti, gnah ve kilise pratiine ilikin
sorular ilgilendirir. Geici ya da dnyevi iktidar onlarn dnyadaki yaam
larnn vadesi iin, lml bedenleri stndeki iktidardr. Her iki iktidar tipi
de papalk teorisyenleri tarafndan ifade edilmi ve sa tarafndan havari
lerine bahedilen iki klcn yerine konulmutur. Her iki kl da kilisenin
mlkiyetindeyken, birincisi dorudan kullanma aktr. kincisini kendisi
kullanamaz, bakalarn grevlendirmesi gerekir. Geici iktidarn klcn
imparatorlar, krallar, prensler Papa'nn hayrna kullanabilirler. Zaman iin
de, tek bir ezeli iktidarn yannda pek ok geici iktidar olabilecei kabul
edilmi ve bylece zamansal bir blnme mekansal bir blnme olarak yeni
den kodlanmtr. Bununla birlikte ortaya kan soru, geici iktidarn ifade
edilmesi ile -olduu ey, izin verdii ve ierdii ey ile basite olmad ey
arasndaki ayrm- siyasal iktidarn belirli snrlar, bir mekan ya da daha
sonra bir blge iinde uygulanmas arasndaki ilikidir. 45
Bu son yorum benim anahtar savma iaret ediyor. Blge zellikle Orta
a ya da hatta Machiavelli kadar ge dnrleri anlamlandrmada yar
dmc bir terim deildir. ok can alc bir ekilde, siyasal dnrlerin siyasal
hkmranln nesnesini betimlemekte kullandklar terim deildir. Padual
Marsilius, William Ockham ve Dante gibi dnrler bu szc Latincede
ya da eitli sradan alanlarda kullanmazlar ve bir tek Aquinas, o da yalnz
ca kilisenin zelliklerini betimlemek iin kullanr. Machiavelli' de de yoktur.
Botero'nun ya da Perriere'in tanmlarnn bir paras olmamas pek de a
knlk verici saylmaz: kendilerinden ncekilerde bu terimin olmamas bir k
rlmadan ok bir sreklilie iaret eder. Foucault'nun yapt daha sonraki
44 GBN 266/260.
45 Yine referanslarla birlikte daha uzun bir tartma iin bkz. The Birth of Territory, 5. ve 6.
Blmler.

Cogito, say: 70-71, 2012

489

490

Stuart Elden

neri, polis "mekan, b lgeyi ve nfusu kontrol eder" nerisi,46 bana ok daha
kullanl geliyor. Bu terimin hepsi de bir ortaya kma tarihine sahiptir
ve tarihsel kayt bu kavramn da benzer bir tarihsel kavak noktasnda,
en azndan tannr biimde modern anlamda ortaya ktn nerir. Blge
Foucault'nun ortadan kaybolduunu dndnden daha sonra ortaya kar.

il: Foucault'nun Tarihsel Yaklam


Bunun izini srebilmek iin Foucault'nun siyasal gelimelerle ilgili daha
genel savlar ve zellikle siyasal teknoloji tartmalar fazlasyla yararldr.
Foucault'nun blge hakknda sylediklerini dorudan yanltc olarak deer
lendiriyor olsam da, blgenin tarihini dnmek asnda olduka kullan
ldr.
Foucault'nun faydal olduu yanlardan biri, Gvenlik, Blge, Nfus ders
lerinde blge zerine o daklanmaktan uzaklam olsa da, siyasal tekniklerin
kapsamnn ortaya kn ayrntl bir ekilde tartmasdr. Foucault'nun
daha nceki mulak insanlar mefhumunu modern nfus kavramna evirme
de dntrc olarak grd bu teknikler, ayn zamanda daha nceki toprak
mefhumu ve onun blgeye dnmyle de ilikilendirilmitir. Foucault'nun,
istatistiin ykseliini ve siyasal aritmetii ieren hesap siyaseti ve bunlara da
yanak tekil eden daha geni rasyonalite modelleri zerine almas, blgenin
nfusla beraber ynetim tarznn bir nesnesi haline gelme biimini anlama
mza yardmc olur. Foucault ynetimsellik oda olarak blgeden, eylerin,
zellikle de bir nfus olarak insanlarn ynetimine bir gei olduunu iddia
eder. Ayrm asndan, Foucault'nun almasnn halktan nfusa ve toprak/
araziden blgeye paralel geii grmede ok deerli olduunu neriyorum.
Gvenlik, Blge, Nfus konumalarnn drdnc dersi olan "Ynetimsel
lik" dersinde yanltc tarihsel gei teziyle perdelenmi de olsa benzer bir
noktaya ksaca temas e der. Blge, der, her iki siyasal sistemde de temeldir
ama vurgu terse evrilmitir. Machiavelli bahsinde mesela, topran verimli
lii, nfus younluu, ortalama zenginlik ve sakinlerin alkanl gibi ey
ler nemli olsa da, "prensliin ve egemenliin en temelinde yer alan yalnzca,
blgeyle ilikili deikenler"47 olarak kalrlar. Daha modern gelenekte vurgu
tersine evrilmitir, ynetim "blgeyle deil, ama bir tr insanlar ve eyler
bileimiyle ilikilidir"; burada vurgu nfusta ve onun "zenginlik, kaynaklar,
46 GBN 354/346.
47 GBN 99/96.

Cogito, say: 70-71, 2012

Blge Tarihini Nasl Yapmalyz?

geim yollaryla ve elbette kendi snrlar [frontieres] iinde, kendine zg ni


telikleri, iklimi, sulamas, verimliliiyle blge"yle ilikisindedir. 48
Ve belki de tamamen genel, kabataslak ve bu yzden tam kesin olmayan bir
biimde iktidarn Batdaki baat biimlerini, baat ekonomilerini u ekil
de yeniden dzenleyebiliriz: ilk olarak, feodal bir blgesellik tipinden do
an ve genel olarak, ykmllklerin ve ihtilaflarn karlkl etkileimiyle
geleneklere ve yazl hukuka dayanan bir topluma denk den adalet devle
ti; ikinci olarak, artk feodal deil snrlandrlm olan [de type frontalier]
bir blgesellikten doan, bir dzenlemeler ve disiplinler toplumuna denk
den bir idari devlet; ve son olarak temelde, artk blgesellii igal edilmi
yzeyi zerinden deil, bir kitle zerinden, hacmi, younluu ve elbette
zerine yayld blgesiyle nfus kitlesi zerinden tanmlanan bir ynetim
devleti, ancak burada blge bir ekilde nfus kitlesinin bileenlerinden yal
nzca bir tanesidir. Temel olarak nfusa dayanan ve bir ara olarak ekono
mik bilgiyi kullanan ve ona bavuran bu ynetim devleti, gvenlik aygtlar
[dispositifs] tarafndan kontrol edilen bir topluma denk der.49

Buradaki en nemli unsur, Foucault'nun nermek istedii geie uygun bir


ekilde kabaca egemenlie, disipline ve gvenlie denk den aama ol
masdr; ilk ikisi blgesellik anlamyla ilev grr, feodal ile snr blgesellii
arasnda kurulmu bir kartlk vardr ve hesap dili ncye -kitle, hacim,
younluk, yaylma- nfuz eder. Eer Foucault kendisinin de kabul ettii gibi
bu karlatrmann zerine ok fazla gidiyorsa, yle grnyor ki bunun ne
deni, bu karlatrmann aa yukar on yedinci yzylda siyasal teknik
teki gelimenin tam olarak ne olduunu anlamada olduka nemli bir yeri
olduunu dnyor olmasdr. Deikenler, ller siyasal hkmranlk
aralarnn paras olur, ynetim mekanizmalarnda merkezi bir tema haline
gelirler. Bu yzden odak noktas blgenin tam olarak llebilir nitelikleridir.
1982 tarihli "Mekan, Bilgi ve ktidar" syleisinde Foucault bu temaya
geri dner. On yedinci yzyln banda yle bir sav olduunu ileri srer:
"Fransa gibi geni bir devletin ynetimi, blgesini en nihayetinde kent modeli
zerinden dnmek zorundadr. Kent artk bir ayrcalk yeri, bir alanlar,
ormanlar ve yollar blgesindeki bir istisna olarak alglanmaz. Kentler artk
48 GBN 100/96.
49 GBN 113/110.
Cogito, say: 70-71, 2012

491

492

Stuart Elden

mterek hukukun tesinde adalar deildir. Bunun yerine, ortaya koydukla


r sorunlar ve edindikleri zel kuvvetler itibariyle kentler blgenin btnne
uygulanan ynetim akl iin model tekil eder". 50 Bu projelerin bazlar "bir
devletin byk bir kent gibi, sermayenin onun ana meydan, yollarn onun
caddeleri gibi olduu nclne"51 dayanan bir btn olarak blgeyle ilgilidir.
Foucault zet olarak, "polisin, btn blgenin ynetimi iin bizzat rasyona
litenin tr olduunu"52 ne srer. Von Justi gibi Polizeiwissenschaft teoris
yenleri zerine yapt zmleme de b enzer noktalar tar. 53
Foucault toplumun on sekizinci yzyln sonunda ynetimin nesne

si haline geldiini ne srer: "Ynetim yalnzca bir blgeyle, bir alanla ve


onun zneleriyle deil, kendi tepki yasalarna ve mekanizmalarna, kendi
kargaa olaslklarna olduu kadar dzenlemelerine de sahip olan karma
k ve bamsz bir gereklikle de uramak zorundadr. Bu yeni gereklik
toplumdur."54 Burada Foucault mekansal meselelerin yer deitirdiini de
il, bir deime olduunu ileri sryordur. Kent mekann ve hastal, de
miryolunu ve elektrii tartr. "O halde siyasal iktidarn uygulanmas ile
bir blge mekan ya da kentlerin mekan arasndaki balantlarda sorunlar
vardr - bu balantlar tamamen yeniydi". 55 Paul Rabinow tarafndan yap
lan ve ilk olarak mimarlk dergisi Skyline' da yaymlanan bu syleide odak
noktas mimaridir ve Foucault mimarinin farkl yollarla kazand srekli
nemiyle birlikte rolnde bir deime olduunu iddia eder.
PR: yleyse mimarlar bir zamanlar olduklar ya da yle olduklarn san
dklar gibi mutlaka mekan statlar deillerdir.
MF: Aynen yle. byk deikenin -blge, iletiim ve hz- teknisyenleri
ya da mhendisleri deillerdir. Bunlar, mimarlarn alanndan kaarlar. 56
Foucault'nun savna gre dier profesyoneller, zellikle de altyap zerine
alanlar baz ktklerde yetkiyi mimarlardan devralrlar. Foucault Eco
les des Pont et Chaussees [Kpr ve Yol Okullar] almasnn ve "mekan
50 Michel Foucault, "Space, Knowledge and Power", The Foucault Reader iinde, s. 241. Dits et
ecrits'de Franszca versiyon vardr, ancak bu ksm ngilizceden yeniden evrilmitir.
51 Foucault, "Spacc, Knowledge and Power", s. 241.
52 Foucault, "Space, Knowledge and Power", s. 241.
53 Foucault, "Politics and Reason", s. 82-83.
54 Foucault, "Space, Knowledge and Power", s. 242.
55 Agy., s. 243.
56 Agy., s. 244.

Cogito, say: 70-71, 2012

Blge Tarihini Nasl Yapmalyz?

tasarlam insanlar olan politeknisyenler (pratik olarak Fransz demiryolla


rn kontrol ediyorlard) kadar kprleri, yollar, viyadkleri, demiryollarn
yapan mhendislerin ve inaatlarn" da nemine iaret eder. 57
Siyasal mekan artk yalnzca ne topran ekonomik nesnesi ne de statik
bir arazidir, ama "kendi snrlarnda, kendi zel nitelikleriyle"58 titreimli
bir varlk olarak blgedir. Blgeye uygulanan stratejiler -haritasnn kar
tlmas, dzenlenmesi, llmesi ve snrlarnn izilmesi ve normalleme
biimi, izin verilen ve isel olarak dzenlenen dolam biimi asndan- he
saplamayla ilgilidir.
Foucault bu rasyonalitelerin modelinin, daha eski bir 'bilgelik' [sagesse]
mefhumundan ok hesaplama olduunu savunur: "kuvvetlerin, ilikilerin,
zenginliin, g [puissance] etmenlerinin hesaplanmas". 59 Bu hesaplama
tarzlar ynetme sanatn rasyonelletirme ve dzenleme tarzlar olarak daha
genel bir ekilde rasyonalitedeki gelimelere aka baldr. 6 Foucault'nun
siyasal ekonomi, polis ve hesaplama tartmalar bu yzden blge kavramnn
tarihini dnmede faydaldr. Tpk halkn hem ayr bireyler hem de onlarn
kmelenmi btnl olarak anlalr hale gelmeye balamas gibi, yaadk
lar toprak da ayn zamanda onun geometrisi, aklsal zellikleri ya da 'nite
likleri' bakmndan anlalan bir eydir. Blge siyasal bir teknolojidir: topra
lme ve araziyi kontrol etme tekniklerini kapsar. Foucault'nun hesaplama si
yasetleri zmlemesi bir tek nfusta deil, daha ok blgede kendisini aa
vuran bir ey olarak ok nemlidir. Foucault'nun nfusla ilikili olarak incele
dii ayn tr mekanizmalar blgeyi anlamak ve kontrol etmek iin kullanlr.
zellikle ilgin olan, mekann nicelletirilmesi ve hesaplama mekaniz
malarnn blgeye hakim olunmas ve snrlarn kurulmasndaki roldr.
Bu mekanizmalar, bu ynetme tarzlar, bir ynetim sanat ya da ynetim
sellik bal altna den bu "yeni teknikler" belirli pratiklere, iktidar uygu
lamalarna tabi bilgi biimleridir. Bunlar, modern devletin ve pratiklerinin
geliiminin yannda devletin bilgisi -istatistik- ile de ilikilidir. Btn bunlar
siyasal, teknik ve yasal bir terim olarak blgeyi tarihsel olarak anlamamza
yardmc olur. 61
57 Agy., s. 244.
58 GBN 100/96.
59 BD 315/311.
60 BD, 316-7/313, bkz. 5/3-4.
61 Bu birka paragraftaki paralar, birka deiiklikle birlikte benim u makalemden aln
mtr: "Governmentality, Calculation, Territory".

Cogito, say: 70-71, 2012

493

494

Stuart Elden

111: Alternatif Yaklamlar


Bu almaya ilham veren tek isim Foucault deildi. lan Hacking'in olas
ln ve istatistiin tarihi zerine deerli almas bir baka rnek salar
ve dikkatli okuyucularn hemen fark edecei zere bu yaznn bal onun
Foucault Etkisi'ndeki yazsna gndermedir. 62 Ama iki farkl gelenek biraz
daha ilgiyi hak ediyor.
Blgenin ortaya kn dnme konusunda bir dizi soruyu dikkate al
mak gerekir. Bir tanesi, blgenin bir szck, kavram ve bir pratik olmas ve
bunlar arasndaki ilikinin yalnzca tarihsel olarak kavranabilir oluudur.
Reinhart Koselleck ve arkadalarnn ncln yaptklar kavramsal
tarih, yani Begriffsgeschichte terminolojinin kullanm zerine deerli bir
vurgu sunar.63 Koselleck'in ileri srd gibi "anlambilimsel ve adbilim
sel sorularn karlkl olarak yer deitirmesi zerinden Begriffsgeschichte
nihai olarak Sachsgeschicte'yi amalar". 64 Bu cmlenin tercmesi karlk
l deiimin, hangi kavramlarn szckler tarafndan ierildiiyle (anlam),
hangi szcklerin belirli kavramlar ifade etmek iin kullanldklar (iaret
etme) arasnda olmas gerektiini ve bylece kavramsal tarihin maddi tarih
ten bahsedebilmemizi salayacan ileri srer. Bununla birlikte bu alma
pratikler asndan zayftr ve Otta Brunner ve Armin Wolf'un yazlar istis
na olmak zere ak bir ekilde blge sorununa ynelmemitir. 65
Siyasal dnce tarihi konusunda, belki de Quentin Skinner ve J.G.A.
Pocock'un en dikkate deer figrler olduklar balamc yaklamlara sahip
Cambridge Okulunun almas yalnzca odak noktas asndan teet gemek
le birlikte metodolojik ilkeler konusunda birtakm yollar gsterir. 66 Metinleri
retildikleri erevelere geri dnp okuma ve onlara geriye dnk ilgi alanla
rn dayatmaktan kanma abas konusundaki srar faydaldr. Blge zerine
yaptm alma bu yzden dil ve kullanlan zel szck ve formlasyonlarn
vurgulanmas konusunda byk bir aba ortaya koyar. Ayn ekilde, bu savlar
62 lan Hacking, "How Should we do the History of Statistics?"
63 Koselleck, , The Practice of Conceptual History: Timing History, Spacing Concepts ve Begriff
sgeschichten.

64 Koselleck, Futures Past: On the Semantics of Historical Time, s. 88. Tribe'n giri yazs
Koselleck'in almas iin faydal bir tartma sunar.
65 stisnalar iin bkz. Brunner, Land and Lordship: Structures of Governance in Medieval Aust
ria; Wolf, Gesetzgebung in Europa, 1100-1500, Zur Enstehung der Territorialstaaten.
66 Baknz Skinner, The Foundations ofModern Political Thought ve Visions ofPolitics; Pocock,
Politics, Language and Time: Essays on Political Thought and History ve Political Thought and
History: Essays on Theory and Method. Bir tar tma iin bkz. Palonen ve Skinner: History,
Politics, Rhetoric ve uradaki denemeler Rorty, Schneewind ve Skinner (Ed.), Philosophy in
History: Essays on the Historiography of Philosophy.

Cogito, say: 70-71, 2012

Blge Tarihini Nasl Yapmalyz?

balamsal olarak zel klabilmek iin de giriimler vardr. Skinner'in vurgula


d gibi bir metnin hangi amala kullanldn anlamak nemlidir ve neden
birisi yazarken, birilerinin de ona kar yazdklarn anlamamz gerekir. Aksi
takdirde, yle der: "Kendimizi, bir davada davacy ya da davaly dinleyen
ama dier tarafa kulak vermeyen biri konumunda buluruz". 67
Byle yntemlerin olmas nemli olsa da, benim almam Foucault'nun
Nietzsche ve Heidegger'in almalar zerinden gelitirdii soyktksel
yaklama daha yakn durur. 68 Foucault szckler ile eyler arasndaki ili
kinin nemli olduunu aka belli etmi olsa da, bu ikisini birbirine kar
trmamalyz. Foucault'nun bilgi ile iktidar arasndaki ilikinin ok nemli
olduuna dair srar, basite szck-kavram ilikisinin tesine geebilmemi
zi ve pratiklere gidebilmemizi salar.
Foucault'nun siyasal ve tarihsel duyarll inanlmaz kullanldr. Bu
konunun ayrntlarna inmek iin yeterli yerimiz yok, ama anahtar meseleyi
amak iin Foucault'nun bu dnemde yapt almadan bir rnek alaca
m. Biyopolitikann Douu'nun banda can alc bir soru sorar:
Somut grngy evrenselden karsamaktan ya da belli somut pratik
ler iin zorunlu bir anlalabilirlik sistemi olarak evrensellerle balamak
tansa, bu evrenseller adeta bu pratikler sistemine nfuz ediyormuasna
bu somut pratiklerle balamay tercih ediyorum. Tarihsel indirgemecilik
olarak adlandrlabilecek bir eyi kastetmiyorum, bu, tamamen bu evren
selleri verili olarak alp balamaktan ve tarihin onlarn biimlerini nasl
deitirdiini ya da bakalatrdn ya da sonunda rttn grmek
ten ibaret olurdu. Tarihselcilik evrenselden balar ve onu sanki tarihin
tcsym gibi koyar. Benim sorunum tam tersidir. Ben teorik ve
metodolojik bir kararla balyorum ve yle diyorum: Evrensellerin var ol
madm var sayalm. Sonra da tarihe ve tarihilere u soruyu soruyorum:
Devlet, toplum, egemenlik ve zneler gibi eylerin varln a priori olarak
kabul etmezseniz tarihi nasl yazabilirsiniz? 69
67 Skinner, "A Reply to My Critics". Bkz. David Wootton, "Preface", Divine Right and Democ
racy: An Anthology ofPolitical Writing in Stuart England iinde, s. 9-19.
68 Bkz. benim almam Mapping the Present: Heidegger, Foucault and the Project ofa Spatial
History. Burada nerilen zmleme ayn zamanda benim daha ak bir ekilde teorik a
lmamda da kullanlmtr. Devlet/mekan balants u almada anahtar ilgi alanyd:
Understanding Henri Lefebvre: Theory and the Possible; odak noktasnn mekan ve hesapla
ma arasndaki iliki olduu alma iin bkz. Speaking Against Number: Heidegger, Langua

ge and the Politics ofCalculation.

69 BD 4-5/3.

Cogito, say: 70-71, 2012

495

496 Stuart Elden

Blge zerine yaptm alma asndan bu uyarya uyduumu dn


yorum (umuyorum). Blgenin, farkl zamanlarda farkl ekillerde anlalan
ve uygulanan tarih-d bir kategori olmas anlamnda blgenin bir tarihini
yazmadm. Benim iin blge bir evrensel deildir. Hatta blgeye dnk il
gim yle dndrebilecek olsa da, blgenin merkezi ya da hatta genel bir
corafya kategorisi olduunu dnmyorum; btn sorunlar blgesel bir
mercekten grmek gibi bir isteim yok ve blge modern dnemde elbette
temel bir nem kazansa da, tarihsel olarak siyasal teorinin ve onun yerle
ilikisinin anahtar kavram olduunu da dnmyorum. Bilakis, bana yle
geliyor ki blge kavramnn ortaya knn haricinde, siyaseti ya da iktidar
(bu terimleri u an iin greceli olarak sorunsal olmayan mefhumlar olarak
alalm) yerle ilikilendiren pratiklerin daha genel bir sorusuna bakmaya a
ltm. Dier bir deyile, blgenin tarihini yazmak blgenin Yunan, Roma,
Orta a dnemleri boyunca nasl anlald hakknda yazma meselesi de
ildir. Daha ziyade, zaman dizinlerin, fragmanlarn, amazlarn ok boyut
lu ve karmak kmesinin haricinde bir kavramn ortaya kna dair bir
yaklam nerme meselesidir. Blge bir kavramdr ve btn kavramlar gibi
onun da bir tarihi vardr. Bununla birlikte bir de corafyas vardr.
eylerin olduklar halleriyle olanakl koullarnn tarihsel bir sorgula
mas olarak anlalan soyktk dolaysyla pek ok nedenden dolay kulla
nldr. Begrifrsgeschichte ya da Cambridge Okulunun nerdii metinsel ya
da balamsal yaklam trlerini kullanmamz salar; ama anlam retimini
yazarn niyetine balayan mefhumlar konusunda eletireldir. 7 Fikirlerin ta
rihine dair bilgi vermesi beklenen -etimoloji, semantik, filoloji ve yorumsa
macln da dahil olduu- bir dizi teknii kullanmamz salar; ama btn
bunlar bir pratikler zmlemesi ve iktidar almalaryla eletirir. Kulla
nlan yaklam bylece orijinal dillerine kadar gtrlen btn gnderme
lerle birlikte hem metinseldir hem de metinlerin zaman ve yerleri iinde ye
niden konumlandrlmalar itibariyle balamsaldr. Ve 'imdinin bir tarihi'ni
yapma amac gden daha geni bir projenin paras olarak bu almay st
lenmesi itibariyle de alenen siyasaldr. 71

70 Baknz LaCapra, Dominick, Rethinking Jntellectual History: Texts, Contexts, Language, s. 36


ve genel olarak 1. Blm.
71 Bir blgesellik anlaynn gnmzdeki olaylar nasl aydnlatabileceini u almamda
gstermeye altm: Terror and Territory: The Spatial Extent of Sovereignty.

Cogito, say: 70-71, 2012

Blge Tarihini Nasl Yapmalyz?

iV: Blgenin Douuna Doru


Blgenin douu hikayesinin eleriyle ilgili baz noktalara zaten deindim.
Bana kalrsa, geici iktidarn sektiler siyasal teorisyenleri iktidarn gevek bir
corafi anlamn -kendi krall iinde kral- ifade etmi olsalar da, bunun
zerinden ayrntl bir ekilde almak iin gereken kavramsal aralardan
yoksun olduklarn bilmek nemlidir. Aslnda u aka grlyor ki Kral,
hibir ak anlamda Fransa'nn Kral deil, Franszlarn Kraldr. Yunan si
yasal dncesinin kefedilmesi, zellikle de Aristo'nun Siyaset, Etik ve Re
torik almalarnn Latince evirilerine eriilmesi zellikle siyasal dnce
terminolojisi tartmalarnda kayda deer gedikler aarken, hkmranln
ak bir corafi belirlenimi konusunda ak bir katk sunmamtr. Siyassal
teorideki bu mekansal belirsizlik bir sre daha devam eder: en azndan Mac
hiavelli, Bodin ve Botero kadar eskidir. Bununla birlikte bu siyasal gelenek
boyunca devam eden hukuki bir gelenek de vardr, bu gelenekte bu fikirlerin
ou ayrntl bir ekilde allmtr. Bu, dorudan klasik kaynaklarla ba
lantl ama yzyllardr kayp olan ve yeniden kefedilme ve yorumlanma ze
rinden dolaym kazanan Yunan siyasal dncesine benzemeyen Roma hu
kukudur. zellikle Bizans mparatoru Justinianus'un kanunnamesinde yazl
hale gelmitir. Erken on drdnc yzylda yaayan Sassoferrato'lu Bartolus
ve Baldus de Ubaldis gibi yazarlarda territorium ile yarg yetkisi arasndaki
iliki, zellikle de mparatorlua kar bamszlk mcadelesi veren talyan
kent devletleri asndan ak bir hale gelir. Ama bu yazarlarn almalar a
rtc bir ekilde siyasal teoride bir sre elle tutulur bir etki yaratamam gibi
durur; en arpc olansa, hem ad hem de daarck asndan Machiavelli' de
bulunmamalardr. Machiavelli'nin klasik Roma'ya olan borcu iyi bilinir, ama
onun en nemli balants -Caesar, Tacitus ve Sallust gibi- hukukularla de
il, tarihi Livy iledir ve Livy territorium szcn asla kullanmaz.
Bu fikirlerin siyasal teoriye girii bir ekilde daha sonra olur. Bana ka
lrsa bu, en arpc ekilde Kutsal Roma mparatorluu'nun paral siyasal
corafyalarn anlamlandrmaya alan on yedinci yzyl Alman yazarla
rnda grlr. Buna Andreas Knichen, Johannes Althusius, Theodor Rein
king, Bogislaw Philipp von Chemnitz, Samuel Pufendorf, Gottfried Leibniz
gibi yazarlar da dahildir. Knichen blge konusunda bu dnemin en nemli
siyasal dnrdr,72 ama fikirler en arpc belirlenimlerine Althusius ve
72 Knichen, De sublimi et regio territorii iure, in Opera, s. 1-92.

Cogito, say: 70-71, 2012

497

498 Stuart Elden

Leibniz' de kavuurlar. Althusius "krallk blgesinin krallk yasalarnn uy


guland snrlandrlm ve tanmlanm yer olduunu" ne srer. 73 Bugn
bu btnyle kayda deer bir tanm olmamakla birlikte, zellikle kullanlan
zel terimler bakmndan erken on yedinci yzyl iin ok nemli bir yeni
liktir. Leibniz Westphalia Antlamas'nn hemen ardndan egemenlik soru
nunu aydnlatmaya alr ve bunun iin egemenlik ile majesteyi birbirinden
ayrr. Bu terimler Bodin'de de ayndr -ilkini Cumhuriyet'in Alt Kitab'nn
Franszca versiyonunda ve sonuncuyu da Latince versiyonda kullanr. Dier
lerinin yannda Knichen' da izleyen Leibniz iin bu terimler birbirinden ay
rlmaldr. Majeste mparator'un iktidardr; egemenlik mparatorluun alt
dzey yneticilerine aittir. Leibniz'e gre egemenlik i yetki ve d tannma
dr; ama btn ynetim biimlerinin eit olduunu ima etmez ve iktidarn
hala hiyerarik bir modeli olabilir. Egemenlii ak bir ekilde blgeye bala
mak Leibniz'in en byk katksdr: "Egemen ya da hkmdar bir blgenin
efendisi olan bu Bey ya da u Devlet'tir [Souverain ou Potentat est ce Seigneur
ou cet estat qui est maistre d'un territoire]".74
Foucualt Leibniz'in "tarihsel-siyasal bak asndan olduu kadar fizik
bilimi asndan da kuvvetin genel teorisyeni" olduunu ifade eder.75 Tam
olarak neden olduunu bilmese de onun neminin bir ekilde farkndadr.
Leibniz siyaset teorisyeni olarak ciddi bir ekilde hafife alnr ve blgenin or
taya k asndan el stnde tutulurken, zellikle kalkls ve olaslk ko
nusunda matematie katklar itibariyle de nemlidir. Leibniz geici iktidar
teorisyenlerinin almalarn alarak renen bir Aristocudur; 14. yzyl
Roma yasa alimlerine ok ey borludur; fakat kendisinden nceki Alman si
yaset teorisyenleri gibi onlarn almalarn yasal durumlardan ok siyasal
durumlara uygulamaya alr. Ve Leibniz artk bir ad ve belirlenim verilen
bu blge kavramn pratie koyacak teknik trlerin geliiminde nemli bir
andr. Foucault unu ne srer: "Bana kalrsa modern devlet, ynetimselli
in etkin bir ekilde hesaplanan ve dnlen siyasal bir pratik haline gel
mesiyle doar". 76 Ayn ey hemen hemen blge iin de sylenebilir.

73 Althusius, Johannes, Politica methodice digesta atq; exemplis sacris & profanes illustrata, IX,
14. Ksaltlm bir ngilizce eviri vardr, fakat b u blm o eviride eksiktir.
74 Leibniz, "Extrait d'une Lettre a l'Auteur du Journal des Savans" (1678), s. 360.
75 GBN 304/296.
76 GBN 169/165.

Cogito, say: 70-71, 2012

Blge Tarihini Nasl Yapmalyz?

V:Sonu

Biyopolitika'nn Douu'nda Foucault devlet teorisyenleriyle ilikisini ak


la kavuturur. Onda bir devlet teorisi olmadn, "devlet mekanizmalar
nn varln ve etkisini" 77 devre d braktn dnenleri eletirir. Ak
a unu iddia eder: "Devlet kontrol altna girme, 'devletleme' [etatisation]
sorunu yneltmeye altm sorularn barnda yer alr". 78 Ama bu onun,
siyasal bir evrensel olarak kendisi iin ve kendisinde devletten hareketle ie
balad ya da devletin znden bahsettii anlamna gelmez.79 "Hazm g,
vazgeilmesi gereken bir yemek"80 olarak bir devlet teorisinden uzak durdu
unu ifade eder. 81 Bir nceki yln dersinde hayretle u sorular sorar: "Peki
devlet bir ynetme biiminden baka bir ey deilse? Peki devlet bir yne
timsellik trnden baka bir ey deilse?"82 Sonra da unu nererek bunu
ayrntl bir ekilde somutlatrr:
Devlet bir evrensel deildir; devlet kendisinde zerk bir iktidar kayna
deildir. Devlet finans kaynaklarn, yatrm tarzlarn, karar verme mer
kezlerini, kontrol biimlerini ve trlerini, yerel iktidarlar, merkezi otorite
ve dierleri arasndaki ilikileri deitiren, dntren ya da sert bir bi
imde etkileyen ya da sinsi bir ekilde ters yz eden bitimsiz etkileimler
anlamnda srekli bir devletlemenin [etatisation] ya da katmanlamann
devingen eklinden, etkisinden, profilinden baka bir ey deildir ... Devlet
pek ok ynetimsellik rejiminin devingen etkisinden baka bir ey deil
dir. 83

"Devlet"in yerine "blge" ve "katmanlama"nn yerine "blgeselleme" ko


yarsanz ve blgeden bir rnden ok bir sreci anlarsanz, ileri srmeye
altma olduka yakn bir eye ularsnz.
77 NB 78-79/77.
78 BD 79177.
79 BD 79177.
80 BD 78/77 .
81 Bu konu hakknda bkz. Lemke, "An Indigestible Meal? Foucault, Governmentality and Sta
te Theory" ve Jessop, Bob, "From Micro-Powers to Governmentality: Foucault's Work on
Statehood, State Formation, Statecraft and State Power"; Lemke, Bine Kritik der politischen
Vernunft: Foucaults Analyse der modernen Gouvernementalitdt, ve Gordon, Colin, "Govern
mental Rationality: An Introduction", Burchell, Gordon and Miller (Ed.) The Foucault Effect
iinde, s. 1-51, bu dnemde Foucault'nun almasndaki yaklamlar paha biilmezdir.
82 GEN 248.
83 NB 79177.

Cogito, say: 70-71, 2012

499

500 Stuart Elden

Blge bir evrensel deildir; blge kendisinde zerk bir iktidar kayna de

ildir. Blge srekli bir blgesellemenin ya da blgesellemelerin devin


gen eklinden, profilinden, etkisinden baka bir ey deildir ... Blge pek
ok ynetimsellik rejiminin devingen etkisinden baka bir ey deildir.84
Bu anlamda blgenin tarihini kartmaya altm. Terr ve Blge' de 85 bu
hatlar boyunca daha ayrntl bir ey gelitirmeye ve bu zmlemeyi bug
ne getirmeye altm ve bu alma ayn zamanda Neil Brenner ve benim
Lefebvre zerine yaptmz almann bir ksmn da karakterize eder. 86
Bu almadaki faydal noktalar ve karmlar gelecekteki almalarm da
ekillendiriyor. Foucault unu savunur: "Bana kalrsa yeni bir gezegensel
rasyonalite biiminin, dnya leinde [dimensions du monde] yeni bir he
saplamann bu beliriminin pek ok gstergesi vardr". 87 Gelecek almam
olan dnyann mekannda siyasetin bir yandan kreselleme corafyalary
la, dier yandan da dnya felsefeleriyle ilikisine bakmaya alyorum; bu
almamda da Foucault benim iin nemli bir ilham kaynadr. 88 Ancak
Foucault'nun tarihsel duyarllklarn ve harika sorular sorabilme yeteneini
kullanl hale getirmek, yantlar iin her zaman onun sylediklerini almak
demek deildir.
ngilizceden eviren: Emre Snter

Kaynaka
Althusius, Johannes, Politica methodice digesta atq; exemplis sacris & profanes illust
rata, Groningae: Iohannes Radaeus, 1610.
Brenner, Neil ve Stuart Elden, "Henri Lefebvre on State, Space, Territory", Internati
onal Political Sociology, C. 3, S. 4, 2009, s. 353-377.
Botero, Giovanni, Della cause della grandezza delle citta, Milano: Nella Stamparia del
q. Pacifico Pontio, 159 6; A Treatise Concerning the Causes of the Magnificency and
Greatness of Cities, ng. ev. Robert Peterson, Londra: Richard Ockould ve Henry
Tomes, 1606.
84 BD 79/77' den sonra.
85 Elden, Terror and Territory: The Spatial Extent of Sovereignty.
86 Baknz Lefebvre, State, Space, World: Selected Essays, ve Brenner, ve Elden, "Henri Lefebvre
on State, Space, Territory".
87 NB 58/56. Foucault'nun gezegensel olana gndermesi kendi konumuyla Eugen Fink ve Kos
tas Axelos gibi dnya filozoflar arasndaki balanty ima eder.
88 Bir taslak iin baknz "The Space of the World".

Cogito, say: 70-71, 2012

Blge Tarihini Nasl Yapmalyz?

Botero, Giovanni, Della ragione di stato, Milano: Nella Stamparia del q. Pacifico Pon
tio, 1596; The Reason of State, ev. P.J. ve D.P. Walley, Londra: Routledge &
Kegan Paul, 1956, I, 1 .
Botero, Giovanni, Le relationi universali, Venetia: P. Dusinelli, 1595.
Bracton, Henry de, De legibus et consuetudinibus Anglice/On the Laws and Customs of
England, Latince-ngilizce edisyon, ev. Samuel E. Thorne, Cambridge, MA: The
Belknap Press, Drt Cilt, 1968.
Brunner, Otto, Land and Lordship: Structures of Governance in Medieval Austria, ev.
Howard Kaminsky ve James Van Horn Melton, Philadelphia: University of Phila
delphia Press, 1992; Wolf, Armin, Gesetzgebung in Europa, 1100-1500, Zur Enste
hung der Territorialstaaten, Mnih: C.H. Beck'sche Verlagsbuchhandlung, 1996.
Crampton, Jeremy ve Stuart Elden (Ed.), Space, Knowledge and Power: Foucault and
Geography, Aldershot: Ashgate, 2007.
Deleuze, Gilles, Difference and Repetition, Londra: Continuum, 2004.
Descendre, Romain L'Etat du monde: Giovanni Botero entre raison d'Etat et geopoli
tique, Librarie Droz: Geneve, 2009.
Dyson, R.W. (Ed.), Quaestio de Potestate Papae (Rex Pacificus)!An Enquiry into the Po
wer of the Pope: A Critical Edition and Translation, Lewiston: Edwin Mellon, 1999.
Elden, Stuart, Mapping the Present: Heidegger, Foucault and the Project of a Spatial
History, Londra/New York: Continuum, 2001.
Elden, S., Understanding Henri Lefebvre: Theory and the Possible, London: Continu
um, 2004.
Elden, S., Speaking Against Number: Heidegger, Language and the Politics of Calcula
tion, Edinburgh: Edinburgh University Press, 2006.
Elden, S., "Governmentality, Calculation, Territory", Environment and Planning D:
Society and Space, C. 25, S. 3, 2007, s. 562-80.
Elden, S., Terror and Territory: The Spatial Extent of Sovereignty, Minneapolis: Univer
sity of Minnesota Press, 2009.
Elden, S., "Land, Terrain, Territory", Progress in Human Geography, C. 34, S. 6, 2010,
s. 799-817.
Elden, S., ''The Space of the World", New Geographies, S. 4, 2011, s. 26-31.
Foucault, Michel, Les mots et les choses - Une archeologie des sciences humaines, Pa
ris, Gallimard, 1966; The Order of Things -An Archaeology of the Human Sciences,
ng. ev. Alan Sheridan Londra: Routledge, 1970 [Trkesi: Kelimeler ve eyler,
ev. Mehmet Ali Klbay, Ankara: mge Kitabevi, 1994].
Foucault, M., "Politics and Reason", Politics, Philosophy, Culture: Interviews and Ot
her Writings 1977-84, Ed. Lawrence D. Kritzman, Londra: Routledge, 1990.
Foucault, M., "Space, Knowledge and Power Espace, savoir et pouvoir", Dits et
ecrits 1954-1988 iinde, ng. ev. Daniel Defert & Franois Ewald (Ed.), Paris:
Gallimard, Drt Cilt, 1994, 4. Cilt, s. 282; "Space, Knowledge and Power", The
Foucault Effect, Paul Rabinow (Ed.), Harmondsworth: Penguin, 1991.
Foucault, M., Securite, Territoire, Population: Cours au College de France (1977-1978),
Ed. Michel Senellart, Paris: Seuil/Gallimard (ngilizcesi: Security, Territory, Po
pulation: Lectures at the College de France 1977-1978, ev. Graham Burchell, , Ba
singstoke: Palgrave Macmillan, 2007).
Cogito, say: 70-71, 2012

501

502

Stuart Elden

Foucault, M., Naissance de la biopolitique: Cours au College de France (1978-1979),


Ed. Michel Senellart, Paris: Seuil/Gallimard; (ngilizcesi: The Birth of Biopolitics:
Lectures at the College de France 1978-1979, ev. Graham Burchell, T, Basingstoke:
Palgrave Macmillan, 2008).
Foucault, M., Leons sur la volonte de savoir: Cours au College de France, 1970-1971,
suivi de Le savoir d'CEdipe, Daniel Defert (Ed.), Paris: Gallimard/Seuil, 2011.
Gordon, Colin, "Governmental Rationality: An Introduction", Burchell, Gordon and
Miller (Ed.) The Foucault Ef{ect iinde, s. 1-51.
Hacking, lan, "How Should we do the History of Statistics?" Graham Burchell, Co
lin Gordon, ve Peter Miller (ed.), The Foucault Effect: Studies in Governmentality,
Chicago: University of Chicago Press, 1991, s. 181-93.
Hannah, Matthew G., Governmentality and the Mastery of Territory in Nineteenth
Century America, Cambridge: Cambridge University Press, 2000.
Jessop, Bob, "From Micro-Powers to Governmentality: Foucault's Work on Stateho
od, State Formation, Statecraft and State Power", Political Geography C. 26, S. 1,
2007, s. 34-40
Knichen, Andreas, De sublimi et regio territorii iure, in Opera, Hannover: Iohan Aub
rii, 1613.
Koselleck, Futures Past: On the Semantics of Historical Time, ev. Keith Tribe, New
York: Columbia University Press, 2004.
Koselleck, Reinhart, Begriffsgeschichten, Frankfurt an Main: Suhrkamp 2006.
Koselleck, Reinhart, The P ractice of Conceptual History: Timing History, Spacing Con
cepts, Stanford: Stanford University Press, 2002.
LaCapra, Dominick, Rethinking Intellectual History: Texts, Contexts, Language, Itha
ca: Cornell University Press, 1983.
Lefebvre, Henri, State, Space, World: Selected Essays, Ed. Neil Brenner ve Stuart El
den, ev. Gerald Moore, Neil Brenner ve Stuart Elden, Minneapolis: University of
Minnesota Press, 2009.
Leibniz, "Extrait d'une Lettre a l'Auteur du Journal des Savans" (1678), Siimliche
Schriften und Briefe, Ed. Leibniz-Archiv Hannover, Darmstadt: Otto Reichl, 1923,
Seri 4, il. Cilt.
Lemke, Thomas, "An Indigestible Meal? Foucault, Governmentality and State The
ory", Distinktion: Scandinavian Journal of Social Theory, S. 15, 2007.
Lemke, T., Bine Kritik der politischen Vernunft: Foucaults Analyse der modernen
Gouvernementalitiit, Berlin: Argument, 1997.
Machiavelli, Niccolo, Opere, Yay. Haz. Sergio Bertelli ve Franco Gaeta, Milan: Felt
rinelli, 8 Cilt, 1960-65. ngilizcede kapsaml bir seki bulunmaktadr: The Chi
ef Works and Others, ev. Allan Gilbert, Durham, NC: Duke University Press,
1965.
Palazzo, Giovanni Antonio, Discorso del governo e della ragion vera di Stato, Napoli:
G.B. Sotile, 1604.
Palonen, Kari ve Quentin Skinner: History, Politics, Rhetoric, Cambridge: Polity, 2003.
Perriere, Guillaume, Le miroir politique, Oeuvre non moins utile que necessaire ' tous
Monarches, Roys, Princes, Seigneurs, Magistrats, & autres surintendans & gouver
neurs de Republicques, Lyon: Mace Bonhomme, 1555.
Cogito, say: 70-7 1, 2012

Blge Tarihini Nasl Yapmalyz?

Pocock, J.G.A., Politics, Language and Time: Essays on Political Thought and History,
Londra: Methuen, 1972.
Pococok, J.G.A., Political Thought and History: Essays on Theory and Method, Camb
ridge: Cambridge University Press, 2009.
Raffestin , Claude, Pour une geographie du pouvoir, Paris: Libraires Techniques, 1980.
Rorty, Richard, J.B. Schneewind ve Quentin Skinner (Ed.), Philosophy in History: Es
says on the Historiography of Philosophy, Cambridge: Cambridge University Press,

1984.

Skinner, Quentin, The Foundations of Modern Political Thought, Cambridge: Camb


ridge University Press, ki Cilt, 1978.
Skinner, Quentin, "A Reply to My Critics", James Tully (Ed.), Meaning and Context:
Quentin Skinner and his Critics, Princeton: Princeton University Press, 1988, s.

231-88.

Skinner, Quentin, Visions of Politics, Cambridge: Cambridge University Press,


Cilt, 2002.
Wootton, David (Ed.), Divine Right and Democracy: An Anthology of Political Writing
in Stuart England, Indianapolis: Hackett, Second Edition, 2003 [1986].

Cogito, say: 70-71, 2012

503

,,

Olaysallk:
Hakikat Siyaseti ve Sonluluun
Mantksal zmlemesi
MICHAEL DILLON

Hakikat Siyaseti
"... yaptm ey felsefeyle, yani hakikat siyasetiyle ilgilidir. Dolaysyla,
iktidar mekanizmalarna dair bu analizde sz konusu olan ey sosyoloji,
tarih ya da ekonomi deil de hakikat siyaseti olduu lde... buyurucu
bir sylem gibi bir eyin yle ya da byle nfuz etmedii ya da temelini
oluturmad herhangi bir analitik sylemin olduunu dnmyorum. "1

Foucault yapt eyin "felsefeyle ilgili olduunu" syler. Felsefe "Varlk ne


dir?" sorusunu sorarken Foucault "eyler, tarihsel olarak nasl meydana ge
lir?" sorusunu sorar. Elbette bu iki soru uzun zamandr ve birok farkl ekil
de birbiriyle bantldr; gelgelelim biri zamanla birlikte ve onun dndaki
hakikatin doasyla, dieriyse hakikat siyasetinin zamann iindeki ileyiiy
le alakal olduundan ittifak iinde bulunan ama birbirinden farkl teebbs
lerdir. Dolaysyla bu balamda, zellikle olayn olaysallyla (eventalness)
ilikili olarak, Foucault'nun teebbs bir felsefe teebbs deildir. Zaten
Foucault da kendi devinin hakikat siyasetini aratrmak olduunu syler.
Foucault sorusunu sorarken "buyurucu sylem benzeri bir eyin yle ya
da byle nfuz etmedii ya da temelini oluturmad herhangi bir analitik
1 Foucault, Security, Territory, Population [STP], s. 3.
Cogito, say: 70-71, 2012

Olaysallk: Hakikat Siyaseti ve Sonluluun Mantksal zmlemesi

sylemin olmad"2 gzleminde bulunur. Buyurucu bir sylem, kendi deyi


iyle, "'bunu sev, bundan nefret et, bu iyi, bu kt, bunun iin var ol, unun
farknda ol' benzeri bir ey sylemekten oluur."3 Zira, felsefe var olann do
asn sorguluyorsa, var olana dair her izahat, gerein doasna dair her
izahat bize var olann gereklii karsnda nasl davranmamz gerektiini
retmelidir. Buna bal olarak, gerein doasyla bantl olarak nasl y
netilmemiz gerektiini sylemeyen herhangi bir gerek izahat da yoktur. Bir
baka deyile, hakikati u emir olmadan dile getiremezsiniz: Madem ki ha
kikat bu, o halde biz, yani o hakikatin "biz"i, bu hakikat nda ynetilmeli
ya da kendimizi bu kta ynetmeliyiz. Dolaysyla her gerek izahat, gere
in gerekliinin gerektirdii bir ynetiim izahatn beraberinde getirir. Bu
hususta da Foucault'nun izinden gidiyorum. Burada onun tamamen hakl
olduunu dnyorum. Bu nedenle, peygamberlerin, rahiplerin ve felsefe
cilerin hakikati sylemelerinden bu yana, siyasi olanla teolojik-felsefi olan
arasndaki i sava kalc bir atekes halindedir. 4 Ama bu durumun devas
yoktur. Bu ikisi arasndaki yark, varolu yarasnn ifadesidir.
Foucault'nun dikkatimizi ektii meseleyse nitekim udur: Hakikat ve bil
giye dair zgl tarihsel izahatlarn tabi olduu olabilirlik koullar nelerdir
ve bu koullar, tarihsel olarak yrrle sokulmalarn salayan srelerde
nasl tesis ve ifade edilmektedir? Bu, modern siyaset ve olay felsefesi iin ol
duu kadar dier hakikatler ve dier tarihler iin de geerlidir.
Dolaysyla mesele, kendi pratiklerimiz araclyla zamanmzn ha
kikat siyaseti ve hatta olayn hakikat siyaseti zerinde dnme meselesi
dir. Bu dnme iini Foucault kadar iyi yapan kii azdr. Bunun nedeni,
Foucault'nun zamanmzn hakikat siyasetinden, bilhassa da olay siyaseti ve
felsefesinden kamas deil, modern hakikati syleme pratiklerinin aporetik
a priori kuvvetlerinden hasl olan aporetik dinamikleri acmaszca yanst
masdr. Modern siyasetin mikro pratiklerine ve olayn hakikati felsefesine
kimsenin Foucault kadar doru ya da ayrntl ekilde yaklamadn syle
yeceim. Zira bunu kendine de tatbik eder:
Dolaysyla, madem bir buyruk olmas gerekiyor, teebbs ettiimiz teorik
zmlemenin temelini oluturacak buyruun koullu bir buyruk olmas2 Age., s. 3.
3 Age., s. 3.

4 Foucault, Fearless Speech.

Cogito, say: 70-71, 2012

505

506

Michael Dillon

n tercih ederim: mcadele etmek istiyorsan, ite sana birka pf noktas,


birka kuvvet hatt, birka kstlama ve engel. Bir baka deyile, bu buy
ruklarn taktik tavsiyelerden ibaret olmasn isterdim. 5

Eer hakikat anlatcs hakikati dile getiriyorsa, hakikat herkesi ilgilendiri


yor demektir. Ve eer hakikat anlatcsnn syledikleri doruysa, bireysel
olandan kolektif olana kadar btn davranlarn ynetimi (conduct of con

duct) hakikatle ayn hizaya sokulmaldr.


Ben ahsen, Foucault'nun var olann hakikatine ilikin btn teorik ve
analitik syleme yerletiini syledii "buyurucu sylem" den bunu kastet
tiini dnyorum. Dolaysyla, ynetimsel hakikat siyaseti olmadan her
hangi bir hakikat de olamaz. Hakikati syleyen kii bunu ister teslim etsin
ister etmesin, onun hakikati bizatihi hakikati syleme syleminin buyruun
da yatar. Hakikati syleyen hibir kii, hakikati davrann ynetiminin ve
kendisinin dahil olmad saf bir soyutlama olarak beyan etmez.
Foucault'nun kendi sylemi hakkndaki uyarsnn yeterli olup olmad
meru bir sorudur ama bu soruyu bu makalenin snrlar iinde ele alama
yacam. Gelgelelim, bu sorunun, ilk olarak, Foucault'nun iktidar/bilginin
mikro siyaseti ve mikro pratiklerini son derece keskin bir bakla zmle
dii durumun amazndan yakasn kurtarmadnn pekala farknda oldu
unu gsterdiini belirtelim. kinci olarak ise buyruun Foucault'nun kendi
sylemindeki formlasyonuna deinebiliriz. Foucault burada onu koullu
bir erevede ifade eder. Bense bunu siyasi sorgulamann pozitif bir kipi ola
rak ifade etmeyi tercih ediyorum.
Modern siyaset ve felsefenin ileyiine damgasn vuran ampirik-akn
katlanmann ileyiine uygun decei gibi, siyasi sorgulamann bu pozi
tif kipi ayn zamanda ikili bir sorgulama kipidir. Grm olduumuz gibi,
hakiki ve gerek izahatlarndan ne tr ynetimsellik ve hkmdarlk kiple
ri trediini sormaktadr. Ama ynetme ve hkmetme pratiklerinin akn
gvenceleri olarak bavurduklar temel koullar nasl yerletirdiklerini de
sormaktadr.
Nitekim, Foucault'ya gre hakikat siyaseti karmak ampirik-akn kat
larla, "oalan olay katmanlar"6 ile alakal olduu iin, her iki ynde iler.
5 STP, s. 3.
6 Foucault, alntlayan Flynn, Sartre, Foucault and Historical Reason. Volume 2. A Poststruc
turalist Mapping of History iinde, s. 50.

Cogito, say: 70-71, 2012

Olaysallk: Hakikat Siyaseti ve Sonluluun Mantksal zmlemesi

Genelde bilginin iktidar etkisini sorgulama konusunda direttii iin ya gk


lere karlan ya da yerin dibine batrlan Foucault daima, rnein Secu
rity, Territory, Population [Gvenlik, Blge, Nfus] balkl derslerinde de, bu
sorunun ilintili olduu dier soruyu da sorar: "Toplumumuzda gerekleen
mcadeleler, atmalar ve muharebelerce ve bu mcadelenin unsurlar olan
iktidar taktiklerince" retilen bilgi etkileri nelerdir? 7
Dolaysyla, hakikat siyasetinin Foucault'sunun gznde -birden fazla
Foucault vardr elbette- iktidar ilikileri srf hakikat siyaseti arayndan
domaz. ktidar ilikilerinin tarihsel ileyiinden doan pratik gereklilikler,
epistemik dinamikler ve radikal biimde zorunsuz (contingent) konjonktr
ler bamsz olarak, bilginin retilmesi ve uygulanmasn gerektirir. Bu ne
denle modern iktidar ilikileri hakikati kurumlatrr, dzenler ve denetim
altnda tutar, zira bu ilikiler hakikatleri doymak bilmeden ypratr ve yeni
lerini talep eder. Hakikat aray hakikate de aynsn yapar - geri bunu ona
dikte eden srf sylemsel olarak kurulmu iktidar ilikileri deil kendisidir;
zira bizler, Foucault'ya gre bizlere anlalr tarafn gstermeyen, sylem
sel-olmayan bir maddesellik iinde de var oluruz. Bundan dolay, sylem
sel-olmayan olay, Foucault'ya gre, sylemin dndaki maddeyi uysallatrp
evcilletirmeye almamz salayan pratiklere arpp devaml olarak geri
teper. Nitekim, ne kadar mttefik olurlarsa olsunlar, hakikatin hkmdarl
ile hkmdarln hakikati birbirinden ayr teebbsler olmay srdrr.

Sonluluk ve Olay
"...sonluluu z-temelli klmak... Koperniki iktidar ryalar. "8

Thomas Fylnn, Foucault'nun bir felsefeci olduu kadar "bir olay felsefecisi"9 de
olduunu syler. ok sayda olay felsefecisi ve felsefesi olduu ve bugnlerde
Kta Felsefesi ksaca olay felsefesi olarak anld iin, felsefeci Foucault'nun
tefsirinden hakikat siyasetinin peindeki tarihi Foucault'ya gesek ve bu
minvalde olayn hakikatine dair kendi siyasetimizi sunmak iin onun izinden
gitsek ne olur? Bu blmde tam olarak bu yoldan ilerliyorum. zgl adan
olay burada, Foucault'nun nsan figrn nitelediini syledii gidip gelme7 STP, s. 3.

8 Han, "Foucault and Heidegger on Kant and Finitude", s. 154.


9 Flynn, Sartre, Foucault and Historical Reason, s. 145.

Cogito, say: 70-71, 2012

507

508 Michael Dillon

lerin aynn sergileyen ampirik-akn ift olarak yorumlanyor.10 Dahas, olay,


tpk nsan gibi, salt ampirik-akn bir ift olarak nitelenmez; Foucault'nun
nsan' ampirik-akn bir ift olarak nitelemesinin nedeni neyse, olay da ayn
nedenle ampirik-akn bir ift olarak nitelenir. Olay, tpk nsan gibi, sonlu va
roluu kkl bir ekilde etkisizletirip deersizletirdii farz edilen varolu
sal, etik ve epistemolojik snrlamalar ama arzusunu da bir ekilde tatmin
edebilecek ekilde "sonlulua somut biim" verme talebine karlk olarak
doar. Ksacas olay, modernlik tasarsn hem siyasi hem de felsefi adan
tanmlayan aporetik sorunsaln bir baka biimlenimidir.11 Daha dorusu ve
bu noktada geerli olan Heideggerci bir formlasyon kullanmak gerekirse,
olayn Olay'nn hakikat siyasetindeki bir altrmasdr bu. Foucault'nun s
zne, szcklerinden birine inanmak suretiyle, hem olayn Olay'nn modern
hakikat siyasetinin douunun tarihsel olabilirlik koulunu, yani sonluluu
belirlemeye, hem de olayn Olay'nn sahip olduu sylenen baz tipik ampi
rik-akn niteliklerin Foucault'nun "olay" terimini oul bir ekilde kullan
nda tespit edilebileceini b elirlemeye odaklanacam.
Bu tarihsel olabilirlik koulu siyasi adan Hobbes'la, felsefi adan da
Kant'la belirginleir. Daha ada felsefeciler arasndaysa, zellikle Heiddeg
ger ve Derrida bunun aporetik zelliklerini mkemmel bir felsefi maharetle
sorgular. Foucault ise sorgulama tarznn esizlii sayesinde -(felsefeciler ta
rafndan sulanan) bir felsefeci mi yoksa (tarihiler tarafndan sulanan) bir
tarihi mi olduu meselesinden bamsz olarak ve her halkarda bilhassa
hakikat siyasetiyle ilgilenen ve dolaysyla siyasi dnme konusunda benim
gzmde kusursuz bir i karan biri olarak- bu tarihsel olabilirlik koulu
nun maddi ve siyasi zelliklerini sorgulama konusunda arkeolojik ve soybi
limsel adan mthi bir baar sergiler. Bu tarihsel olabilirlik koulu, za
mansalln sonluluk olarak anlalmasdr; zamansallk burada daha sonra
olay siyaseti ve felsefesi tarafndan tesis edilip ayrntlandrlr ve dolaysyla
sonluluk olay biimini alarak zamann ampirik-akn katlanmasna dnr.
Sonluluk hayat ile lmn kabaca kabul edilmesinden, olay da eylerin
vuku bulduunun kabaca kabul edilmesinden ibaret deildir. Sonluluk ile
olayn haddi zatnda herhangi bir hakikati yoktur, zira gerek sonluluun
gerekse de olayn bir tarihi, onlar zaman, yer ve dnceye bal olarak
10
Foucault, The OrderofThings (OT).
11 Bu tabir Foucault'nundur. The OrderofThings'in "Man and his Doubles" balkl blmnde
kullanlmaktadr.

Cogito, say: 70-71, 2012

Olaysallk: Hakikat Siyaseti ve Sonluluun Mantksal zmlemesi

farkl farkl anlamlandran kesintili bir tarihi vardr. Modern sonluluk,


Foucault'nun tarihsel bira priori'yi tanmlad anlamda zgl ve sylemsel
olarak tesis edilen ve pozitif bir tarihsel apriori' <lir:
Bu a priori tarihsellikten kamaz: Yukardaki olaylar ve hareketsiz bir
gkkubbede, zamand bir yap tesis etmez; sylemsel bir pratii nitele
yen kurallar kmesi olarak tanmlanr; ama bu kurallar hep birlikte bal
olduklar unsurlara dardan dayatlmaz; tam da balandklar eylerin
kendilerine taklp kalrlar; bu eylerin hibiri onlar deitirmese de, on
lar onlar deitirir ve kendileri de onlarla birlikte belirleyici eiklere d
nr.12

Nitekim modern sonluluk "belki asla sylenemeyecek ya da deneyim iin ger


ekten de verili hakikatlerin bira priori'si deil, bilfiil sylenmi eylere dair
olduu iin verili olan bir tarihin apriori'sidir." 13
Bu nermeyi kantlamak ok eitli ek stratejik ve analitik grevleri bera
berinde getirir. rnein, zamansal sonluluun giderek gerek siyaset ve ynet
menin gerekse de on yedinci yzyln ortalarndan itibaren bilginin felsefi ve
siyasi adan yeniden sorunsallatrlmasna dair bir referans noktas hali
ne geldii eitli yollarn soyktn karmak gerekir. Byle bir soyktk
karma almas erken modern dnemin siyasi dnce tarihinin nemli
bir ksmnn yeniden okunmasn gerektirir. Bu okumada bu tarihin siyasi
rasyonalitelerinin ve ynetme teknolojilerinin hem yntembilimsel hem de
tzel olarak Kilise'nin -Augustinus'un karmak saeculum teriminde zetle
nen-14 soteriolojik* selamet ekonomi politiinden giderek kopan bir zamansal
sonluluu rnek ald nermesine gre yeniden yorumlanmas gerekir.15 H
ristiyan kozmosunda, erkekler ve kadnlar srf biyolojik mahluklar olduklar
iin lmyordu, nk biyolojik mahluklardan ibaret deillerdi (bunun ne
anlama gelebileceini bugnlerde ancak biyoloji syleyebilir ve biyoloji fark
l eyler sylemitir ve farkl eyler sylemeye devam etmektedir). Onlar ens
creatum' du, yani Tanr'nn biyolojik olmayan btn ek zelliklerle donatarak
yaratt, inayete ak, zgr iradesi olan, akln altran, vahyin sa olayn
12 Foucault, The Archaelogy of Knowledge (AK) s. 127.
13 AK, s. 127.
14 Markus, Saeculum. History and Society in the Theology of St Augustine.
Soteriological: Kurtulua dair (ed. n.)
15 Kaufman, Redeeming Politics. Studies in Church and State.

Cogito, say: 70-71, 2012

509

51 O Michael Dillon

yaayan ve kurtulu vaadinin gvencesindeki varlklard. Sonluluklar ou


kez bir hac yolculuu biimine brnyordu. Bu yolculuk sayesinde ebedi ha
yat gvenceye alma vesilesine kavuuyorlard. Dolaysyla, saeculum'un zama
nndaki insani sonluluun amac gnahtan arnmakt - gnah burada tam da
lme ak sonlu bir hayatn anlamlanmasyd. Nitekim Hristiyanlktaki hac
yolculuu olarak sonlu sekler varolu kavram ile rasyonel dnceyle kendi
kendini rgtleyerek sa kalma biimindeki modern sonluluk kavram arasn
da, kelimenin tam anlamyla, bir fark dnyas vardr - bu kavramlardan ikin
cisi, kendi kendimizi oluturup dntrmek, devaml iinde bulunduumuz
aamadan kmak ve srekli olumakta olan krlgan canl varlklar olarak
sa kalma yeterlilii artm baka benlikler haline gelmek iin bize kurtulu
unkinden farkl bir gvenlik adna arda bulunur. Foucault'nun baka bir
metninde belirttii gibi: "Hayat deneyimi bylece varlklarn en genel yasas
olarak koyutlanr... Ama bu ontoloji varlklara temelini veren eyden ziyade
onlar bir anlna krlgan bir biime doru tayan eyi anlatr." 16
Demek ki sonlu varolu bir zamanlar kurtuluun zaman-st ekonomi po

litiince yaplandrlan kutsal bir zaman iinde gereklemiti. Sonlu olmak


dm olmak demekti; dm olmak da sonlu olmak demekti. lm bilgi
aacnn meyvesinden bir srk almann sonucuydu. lmek yargya, kiinin
Tanr'yla birlikte edebilie yeniden girmeye uygun olup olmadn belirleyen
yargya teslim olmak demekti. Dolaysyla Augustinus'un nsan ehri'nin za
mansal zellikleri biyolojik olarak peyda olan sonlu bir varoluun zellikleri
deil, inayetli bir Tanr'nn ebedi zamannda radikal biimde terk edilmi bir
glge fenomen olarak peyda olan sonlu bir varoluun zellikleridir; ite bu

kayradan dn, hatta derek ondan kn ta kendisidir. 17


Hristiyanlkta bu arnn anlam deiime uramtr; 18 deiim bir ge
lenein doasnda vardr. Keza, bu arnn ayrlmaz bir paras olan sonlu
varolu izahatlar ve bunun ortaya koyduu teolojik-siyasi sorunsal da dei
mitir: Zira bunlar Kilise'nin siyasi teolojisinde ve Kilise-Devlet ilikilerinin
atmal tarihi iinde irdelenmiti. 19
16 Flynn, Sartre, Foucault and Historical Reason. Volume 2. A Poststructuralist Mapping of History iinde, s. 130.
17 Markus, age.; Brown, Augustine of Hippo. A Biography; Rist, Augustine.
18 Bulhoff ve ten Kate, Flight of the Gods. Philosophical Perspectives on Negative Theology.
19 O'Donovan ve O'Donovan, From Irenaeus ta Grotius. A Sourcebook in Christian Political
Thought ve , Bonds of lmperfection. Christian Politics Past and Present; O'Donovan, The De

sire of the Nations. Rediscovering the Roots of Political Theology; Scott ve Cavanaugh, The
Blackwell Companion ta Political Theology.

Cogito, say: 70-71, 2012

Olaysallk: Hakikat Siyaseti ve Sonluluun Mantksal zmlemesi

Ge skolastikler tarafndan rnein on yedinci yzyln sonlarndaki si


yasi, dinsel, ekonomik ve epistemik devrimler srasnda sezilmi olma ih
timalini bilemesek de, esasl bir kopu gereklemiti.20 Ebedi olandan ilk
bata uzaklatrlan sonra nihayetinde koparlan bir sonlulua rcu edil
miti. Sonlu hayat ile lmn tasviri deimiti; bunlarn siyasi ve ekonomik
ilevleri de deimiti ve bunun altnda yalnzca teolojik-siyasi sebepler yat
myordu.21 Sonluluk, Tanr'nn mahluklarnn dm doasnn gstergesi
olmaktan ziyade, bizatihi doann doasn radikalletiren bir olgusalln
ayrt edici zellii haline gelmiti. Bu ekilde sorunlatrlan doann doa
s ayn zamanda hakikatin doas, hukukun doas ve ynetimin doasyd.
Hem yeni hakikat ynetimleri hem de yeni ynetim hakikatleri ilan ediliyor
du.22 Yaratlm olmaktan ok, her halkarda yaratcnn istencinin bir za
manlar olduu gibi referans noktas olarak ilev grmedii bir noktada bu
lunmak suretiyle yaratmn kaynandan uzaklatrlm olan nsan figr,
bu modern ve hatta belki de modernletirici diyebileceimiz sonluluun ken
di kendini koyutlayan, kendi kendini yaratan varl olarak ortaya kmt.
Doann doas kapsaml bir ekilde sorunlatrlm, doal hukuksa bir
sreliine, Hristiyan sonluluunun ilahi bir teminata alnm ifadesinin
akn kalnts olarak kalmt.23 Ama bu bir kabuktu. Pozitif adan hayat
lm bann olgusal doas modern ada tasavvur edilip pozitifletirildii
haliyle, Foucault'nun ifade edecei biimiyle, "ampirikliklerinde" gerek siyasi
meruiyet sorusunun (hakimiyeti teminat altna alan doann doas nedir
- cevap, modern sonluluun gereklilikleri) gerekse de siyasi etkililik sorusu
nun (nasl hkmedilir - cevap, modern ynetimin zerinden eki gc sa
lamaya alt sonlu varlklarn pozitif niteliklerine gre) yantn ararken,
gndermede bulunulan gndergesel maddesellik olarak doal hukuka tedrici
olarak kafa tutmu, sonrasndaysa onu amt. Foucault'ya gre biyopolitika
ve biyoiktidarn etrafnda ortaya kt hayat/lm bann Hayat' -l'espece
humaine/etre biologique- hem hakikat hakimiyetini (hayat bilimini) hem de
hakimiyetin hakikatini (biyopolitik rasyonellikler ve ynetme teknolojilerini)
gvence altna alr. Bylelikle, modern Hayat olay diye adlandrmay ner20 Brett, Liberty, Right and Nature. Jndividual Rights in Later Scholastic Thought.
21 Le Goff, Time, Work and Culture in the Middle Ages ve Your Money or Your Life. Economy and

Religion in the Middle Ages.

22 Daston ve Stolleis, Natura/ Law

and Laws of Nature in Early Modern Europe: Jurisprudence,


Theology, Moral and Natura[ Philosophy.
23 Age.

Cogito, say: 70-71, 2012

511

512 Michael Dillon

diim ey, sa'nn Yaratm, Vahiy ve Tecessd olayndan yani doal hukukun
yaratlm doasyla belirlenenden hayli farkl bir siyasi ve felsefi muamma
karmt ortaya.
Srf kelime daarcklar bile -bu farkl semantik oluum ve mdahale
alanlarnda kullanlan szcksel cephanelikler- dnyann kkl bir dn
mden getiini gsterir. Bir zamanlar, ebedi hayatn sekler sonluluun
bandan sonuna rld bir zaman olan saeculum'un zamansallnda
yaanan bir eksiin iareti olan sonlu varolu, kendi kendini rgtleyen son
suz bir okluun Olay', sonlu zamansallklar, eyler, yerler... ve olaylardan
oluan bir sonsuzluun Olay' olma yolunda ilerliyordu.
Seklerin Tanr'nn inayetiyle yaratlan kozmos zerindeki ykselii ola
rak doru bir ekilde anlalan seklerleme srecinde ilerlemi olsa da, mo
dern sonluluun ortaya k seklerleme deildi ve onun ileyileri de se
klerleme olarak anlalamaz. Modern sonluluk baka bir eydir. Zira tpk
Nietzsche'nin Tanr'nn lmnn ister istemez -ebedi bir inayetli Tanr'nn
sonlu insanlk bants olan- nsan'n lmn de beraberinde getirdii
ni sylemi olmas gibi, sekler sonluluk da daima Hristiyanlktaki edebi
hayat anlaynn bants olmutu. Augustinus'un saeculum teriminin d
alistik manas tam da buydu. 24 Ebedi hayatn dier eyleri arasndaki ilke
olan Tanr'nn lm, bu nedenle, seklerin de lmesini gerektirmiti. Birini
ortadan kaldrdnzda dierini de ortadan kaldrm olursunuz, zira her
birine anlamn veren ey aralarndaki farkllamadr.
Dolaysyla modern sonluluk seklerlemeden baka bir eydir. Zamann
doasna dair farkl, belki de ikili olduu kadar zlmez olan bir izahatn
tasarlandr ki burada sonlu, aslnda, sonsuzla bantldr. Bu nedenle,
sonluluk artk sekler sonluluk -ebedi hayatn bants- deil, bants ol
gusal adan sonsuz olan, modern olgusal sonluluktur. Siyasi, ekonomik ve
kltrel adan imdilerde kendi klt dinsellikleriyle ayrt ediliyor olabilir,
ben ahsen byle olduunu dnmeye meyilliyim, ama yle bile olsa, sonlu
nun bir sonsuzluu olarak modern sonluluk, sekler sonluluk meselesinden
kelimenin tam anlamyla tamamen farkl bir meseledir.
Kurtulu siyasetinin deil hayatta kalma siyasetinin iinde sergilendii
eskatolojik ufuk olan modern sonluluk, hakimiyet hakikatini ve hakikat ha
kimiyetini temellendirmek iin gittike nsan figrne deil Hayat figrne
24 Markus, age.

Cogito, say: 70-71, 2012

Olaysallk: Hakikat Siyaseti ve Sonluluun Mantksal zmlemesi

bal hale geldi. Hal byleyken, olayn Olay' da modern siyaset ve felsefe
de daha belirgin hale geldi. Foucault'nun kendi tarihsel metodolojisi buna
tanklk eder, ayn zamanda bunu analiz etmek iin bir mekanizma, yani
sonluluk analitiini sunar.
BugFt modern sonluluk, siyaseti ve olayn Olay' felsefesiyle birlikte, ha
yat ve lm u ana kadar yaplandan daha farkl bir ekilde koyutlamak
suretiyle, hayat ile lmn hakikati ve hayat ile lme hkmetmenin kural
larna dair farkl, yatay ve tarihsel bir izahat oluturur. zellikle Foucault ile
birlikte siyasi soruyu soranlar iin, modern sonluluk olaynn Olay', hkm
ranlk hakikatinin olduu kadar hakikatin hkmranlnn da tertip edil
mesidir - gerek siyaset ve hkmetin nasl gvenceye alnacann gerekse
de bilmenin nasl gvenceye alnacann sorunsallatrlmas. Gelgelelim,
modern an siyasi rasyonellikleri ve ynetimsel teknolojilerini koulland
ran modern sonluluun hakikati, ayn zamanda modern siyasi rasyonellikler
ve ynetme teknolojilerinin bizatihi yerletirdii bir eydir.
Bunun farkl ekillerde (ki farklar nemlidir) tm modern siyaset ve Olay
olay felsefeleri iin geerli olduu kansndaym. Burada onu Foucault ze
rinde uygulasam da bu dersi Foucault'dan alyorum aslnda. Dolaysyla, si
yasi modernliin siyasi rasyonellikleri ve ynetme teknolojileri modern son
luluun zamansal ufku iinde doar. Bylece modern sonluluun ampirik
akn katlan ortaya kar ki birden fazla sonluluk figrnde tezahr bulan
bir katlantr bu; yani bizatihi Olay olaynn, nsan'n ve imdilerde arlkl
olarak da Hayat'n sonluluu.
Gelgelelim, gerek olayda gerekse de modern sonlulukta olduu gibi, bir
den fazla sonluluk vardr. Foucault zerine ve The Order of Things'in Fouca
ult'sunun zellikle de Heidegger'e olan borluluu zerine yapt incelikli
almasnda Beatrice Han ampirik sonluluu akn (Kant) sonluluktan
ayrr.25 Ben bunlara bir ncsn ilave edeceim: yani Heidegger'in Ere

ignls'inin "kendi kendini olagetirme" olaynn dipsiz kuyuyu andran son


luluu.26 rnein bata Deleuze ve Badiou'nnkler olmak zere bakalar
da vardr elbette. Ve bata Quentin Meillassoux olmak zere eletirmenler
25 Han, Foucault's Critical Project. Between the Transcendental and the Historical ve "Foucault
and Heidegger on Kant and Finitude".
26 Heidegger, Contributions to Philosophy (From Enowning); Raffoul ve Pettigrew, Heidegger
and Practical Philosophy; Raffoul ve Nelson, Rethinking Facticity; ve Stambaugh, The Finitu

de of Being)

Cogito, say: 70-71, 2012

51

514 Michael Dillon

de vardr. 27 Fakat imdilik amacm snflara ayrmak deil de analitik oldu


u iin bu yle yetinelim. Bana gre, Foucault'nun ayrntlaryla ortaya
koyduu olayn nitelikleri, sonlulua dair modern ampirik sonluluk, akn
sonluluk, dipsiz kuyu sonluluu izahatlarnca irdelenmi olduklar lde,
bizatihi modern sonluluun niteliklerinden bazlarn belirtecek ekilde an',lamlandrlr, zira modern sonluluk esas itibariyle olaysal bir mahiyeti olan
bir zaman izahat olarak ele alnr.
Bu izahat takip ederken, Michael Schwarz ve Beatrice Han'n ileri srd
, zellikle de The Order ofThings'in kaynan kimi alardan Foucault'nun,
olay olarak sonluluun modern felsefecisi olan Heidegger'i yorumlamasn
dan ald eklindeki gre de yaknlk duyuyorum. 28 Bundan kan sonu
ise udur: Foucault analitik olarak sonluluun siyaseti ve felsefesi iinde i
yaptnn pekala farkndayd, bunun zlmez niteliinin de farkndayd
ve tm modernlerin yapmaya yazgl olduu gibi, moderni tarihsel olarak
koullandran zamansal ufuun gerek siyasete gerekse de felsefeye (hkm
ranlk ve hakikat) ynelttii zlmez zorluklar ele almak iin mcadele
ediyordu.
Bu anlamda Foucault' dan rendiimiz ey udur - ki ok az kiiden by
le ak bir ders alrz: Foucault en az Kant ve belki de Heidegger kadar olay
sal zamann amaznn ana dmtr. Derrida bu hususta farkl olabilir,
fakat burada bu zorluu ortaya koyup takip edecek kadar yerimiz yok. Ama
Foucault' dan ayrca, o amazn yaplandrlma ve siyaseten ve ynetimsel
olarak ileme tarzlarnn ayrntlarn da reniriz, zira Foucault kendi kl
liyatnda bunlar son derece baarl bir ekilde yanstr.
Dnrlerin olayn amazndan kap kamad meselesini daha az
dert ettiimi de ilave etmeliyim. Bir inancn itiraf ya da Derrida'nn olumla
yc "evet"i dnda -insan o "evet"in modern sonluluun ampirik ve tarihsel
taleplerini nasl etkin bir ekilde karladn da merak ediyor- dnr
lerin bunu yapamayacan dnyorum ve bundan kama zorunluluu
na ynelik felsefi standard onlara uygulamak da derdim deil. Ben daha
ziyade, Foucault'nun olayn siyaseti ve felsefesiyle ilikili olarak kendi akl
yrtme tarzn, yani Olay olaynn tarihsel siyasi hakikatini ne karmak
istiyorum.
27 Meillassoux, Afier Finitude. An Essay on the Necessity of Contingency
28 Han, "Foucault and Heidegger on Kant and Finitude"; Schwartz, "Epistemes and the His
tory of Being".

Cogito, say: 70-71, 2012

Olaysallk: Hakikat Siyaseti ve Sonluluun Mantksal zmlemesi

ilk anda, dolaysyla, Foucault' dan yola karak, kendi sorgulama tarzm
Foucault ve olayda ilikilendirerek devam ettiriyorum. Bu sorgulama tarz,
nasl bir hakikat izahat sunacana aldrmakszn, genel olarak felsefeyle
ilikilendirerek devam ettirdiim bir ey. Burada hakikate ve geree ilikin
tm izahatlara, o hakikat izahatndan ne tr ynetiim tarzlarnn ortaya
kt sorulur. Kendisiyle bantl bir hkmetme ve ynetme tarzn yle ya
da byle ima etmeyen ya da onaylamayan bir hakikat izahat olmad iin
bu soruyu Olay olaynn hakikat siyasetine de yneltiyorum.
Modern siyaseti ve felsefeyi tarihsel olarak koullandran modern son
luluk amaz sorunsaln, gerek siyaset teorisyenlerinin gerekse de felsefe
cilerin, sonluluu, bizatihi modern siyaset ve felsefenin olasln koul
landran zamansal ufuk olarak anlamlandrdn iaret ederek ayorum.
Ayrca bunun, iinde olayn da gitgide belirleyici bir oluum ilkesi ilevi gr
d bir ufuk olduunu belirtiyorum - bunu hem ontik hem de ontolojik
adan Heidegger'in dilini, hem ampirik hem de akn olarak Foucault'nun
dilini kullanarak sylyorum; bunuysa hakikat ynetimi ile ynetim haki
katinin birbirlerini karlkl olarak ima ederek aa karmalarna ynelik
keskin siyasi duyarllndan tr tercih ediyorum. Sz konusu sorunsal,
Foucault'nun bize olayn okanlaml nitelikleri hakknda rettii ve mo
dern sonlulua damgasn vurduu sylenen ampirik-akn olaysalla dair
bir izahat olarak grdm eyi takip ederek irdeliyorum.
Sonluluk ve Olayn Ampirik-Akn iftesi

"Olay nedir? Felsefi boyutlar olan bir meseledir bu,


tarihsel epistemolojinin turnusol testi"
Roland Barthes, The Rustle of Language29
Foucault'nun baz alardan Heidegger'in ontik-ontolojik farknn tarihsel
letirilmi ve siyasiletirilmi bir versiyonu olan ve bundan dolay kymet
verilen izahat modern epistemeyi son derece zlmez klar; bu izahat, son
lulua somut biim vermeye alan, ama tesis edilmek iin gvenceye ald
iddia edilen bilimlerin kendisine bel balayan nsan'n nsan Bilimleri'nin
ontolojik alt katman olarak nsan'n ampirik-akn katlanna dairdir.
29 Foucault, alntlayan Flynn, Sartre, Foucault and Historical Reason. Volume 2. A Poststruc
turalist Mapping of History iinde, s. 48.

Cogito, say: 70-71, 2012

515

516 Michael Dillon

Onu gvenceye alan -gndelik iktidar/bilgi ilikileri iine, yine bu ilikiler


tarafndan kaydedilmi anlalabilirlik sisteminin temelini oluturan- a

priori'nin, kendisine bavuran pratiklerin rgleri dnda hibir eki gc,


anlalabilirlii ya da etkisi yoktur. Bunu unutmak demek, Foucault'nun de
yiiyle antropolojik uykuya yatmak demektir.
The Order of Things'te, Kant'n sonluluk hakkndaki eletirel epistemolo
jisine dair vaktiyle Introduction to Kant's Anthropology' de ["Kant'n Antropo
lojisine Giri"] nceden yapm olduu ve daha geni kapsaml eletirisini
zetleyen Foucault, burada modern epistemenin belirli akn olaslk koul
larna bavurmak suretiyle kendini tesis etse de, bu olabilirlik koullarnn
akn a priori deil tarihsel olduunun ortaya ktn gsterir. Bunlar, The

Order of Things'te Hayat, Emek ve Dil hakknda syledii gibi, "hemen he


men akn" dr. Onlar tarafndan mmkn klndklarn iddia eden nsan
Bilimleri tarafndan tarihsel olarak tesis edilirler, dolaysyla onlara birleik
bir zemin temin eden nsan figrnn kendisi, bu bilimlerin insan bilimleri
olarak varlklarn srdrebilmeleri iin tam da, sorgulama yoluyla srekli
tesis etmeleri gereken bir figrdr. nsann bu ampirik-akn katlan, an
cak bu bilimlerin kendilerini pozitif bir ekilde iler klabilmek iin bir nko
ul olarak dzenlemesi gereken olabilirlik koulunda ve bu olabilirlik koulu
olarak ortaya kan ontolojik bir altkatmann tesis edilmesidir. Deleuze'e ta
klmak gerekirse, "...devasa bir mekik gibi hi durmadan rlen" Sisifusu
bir grevdir bu.30 Zira, John Mullarkey'nin belirtmi olduu gibi, Deleuze de
"ampirizm aslnda aknln bir baka biimiyken, onun tesine getiini
dnerek"31 kendini kandrmakla sulanabilir. Bu durumda, benzer bir e
yin olayn modern siyaseti ve felsefesi -ampirik, akn ve dipsiz kuyu- iin de
sylenebileceini iddia edeceim.
Foucault'nun iktidar/bilginin sylemsel pratikleri adn verdii eyin d
olduu anlamna gelmez bu. Bilakis, Kant'tan bu yana, modern biliin da
rsna dorudan doruya eriemeyecei ifade edilmitir. Tek bana sylem
iinden domaya (Derrida'nn o kt naml "metnin dnda hibir ey yok
tur" eklindeki ifadesinin asl anlam budur) kart olarak, sylemin iinde
ve etrafnda dnp duran eyin syleme ou kez tahrip edici bir ekilde var
dn reddetmekle kendilerine yanl bir sulama yneltilen pek ok kiiden
biri olan Foucault'nun olduka ak bir ekilde kabul ettii zere, "dars"
30 Deleuze, What is Philosophy, s. 38.
31 Mullarkey, Post-Continental Philosophy: An Outline, s. 143.

Cogito, say: 70-71, 2012

Olaysallk: Hakikat Siyaseti ve Sonluluun Mantksal zmlemesi

aslnda sylemin bandan sonuna kadar aksatc bir ekilde ibandadr


zaten. Asla btnyle yazlmayan dars var kalmaya devam eder ve Derri
da onun kalnt olduunu sylerdi, ama ona da akln dolaysz eriemez.
Dars bylece moderne hem aksatc bir ekilde musallat olan hem de
onu krkleyen bir younluk ve nfuz edilemezlik haline gelir. Tam da d
aryla gvenli bir szleme kuramam olduundan dolay devaml aray
iinde olduunu, onun dnda kendini daima onun iinde iler halde bul
duunu, modernin bylece "modern" kaldn syleyebiliriz. Bizatihi kendi
kendine ynelttii nfuz edilemezlie bir karlk olan dinamikleri ve ar
zular, iktidar/bilginin modern dispositiflerinin sonlu varolua bilme ve y
netme, bilme yoluyla ynetme karsnda eitli ekillerde karlanabilir ve
effaf olmay buyurmas sonucunda, daha nfuz edilemez olan da kendine
evirmiti. Bu salt felsefi bir eliki deildir. Szgelimi, modern polislik, g
zetim ve gvenliin iddetli ynetimsel teknolojilerinde de bitmek tkenmek
sizin tekrarlanr.
Demek ki modern sonluluk, sonlu eylerden oluan bir sonsuzlukta sonlu
ile sonsuzu birbirinden ayrtrp birbirini ima eder hale getiren, karmak
bir siyasi ve felsefi zaman figrdr. Aziz Augustinus'un, sekler ve edebi
zaman ayrtrd kadar ikisinin birbirini iermesini de salayan saeculum
eklindeki onto-teolojik zaman biimlenimi kadar karmak ve ikicidir. 32
Olay Aziz Augustinus ve Hristiyanlk gelenei iin nemliydi, ama Heideg
ger, Althusser, Derrida ve hatta Foucault (ve Badiou) iin de bir o kadar nem
liydi. Bu elbette farkl bir olay, yani sa olayyd. Ve nasl ki Hristiyanlara bu
olaya layk bir ekilde yaama emri verilmise, Deleuze de olay felsefesi (ve
siyaseti) hakkndaki izahatnda tasavvur ettii haliyle olaya layk bir ekilde
yaama emri vermiti bize: "Felsefenin tek amac olaya layk olmaktr."
Bu nedenle, bir yandan, modern sonluluk ile Hristiyan saeculum'unun,
bizatihi zamann doas hakkndaki farkl iddialarnn hakikati iinde yne
tim sorunsaln ortaya koyduunu syleyebiliriz . Fakat iin bununla ban
tl olan bir yan daha vardr: Ynetimin olgusallnn, bavurduu zaman
siyaseten, onto-teolojik olarak Hristiyanlktaki yaratlm doa geleneinde
ya da, kendi kendini yaratan bir doann olaysal sorunsalyla gitgide daha
fazla megul olan felsefi bir gelenekte kurumlatrd da son derece aktr.
32 Sonsuzluk (infinity) ile ebediyet (eternity) ayn ey deildir. (Markus, age.; Kaufman, Re
deeming Politics. Studies in Church and State; O'Donovan ve O'Donovan, From Irenaeus to

Grotius. A Sourcebook in Christian Political Thought.)

Cogito, say: 70-71, 2012

5 17

518 Michael Dillon

Ortaa'a zg teolojik-politik tahayyln zlne tanklk etmi mezhep


atmalarnn iinden meydana kan siyasi modernliin ykselii, tanrsal
yaratm ile kurtulula ilgili rakip dogmalar ve doktrinler arasnda domu
uzlatrlamaz farklarca krklendii sylenen mnakaalarn iddetinden
kamak iin, siyaseten kendi kendini yaratma grevini ikame etmenin ne
mini vurgulamt.33
Dolaysyla, sonluluun hkmetme ve ynetmenin modern dnemdeki
sorunsallatrlmas asndan tad olas sonular, Hristiyan gelenein
onto-teolojik siyasetince ortaya konulup irdelenenler kadar derindir - ve or
tak zorluklara ramen, onlardan derin bir ekilde farkldr; Monari ya da
Krallk karsnda Teslis34 ve daha sonra, modern an sonluluu iinde ve
bu sonluluk tarafndan ortaya konulan sorunsallatrmaya ynelik Hristi
yan tepkilerin ekilmesine yansyan "tanrsaln disiplin altna alnmas". 35
te yandan, ayn ekilde, modern sonluluk olayn bir nitelii ya da tezahr
deildir. Modern sonluluun z olaysallktr ve bu ampirik-akn iftenin
iki klasik ve birbiriyle ilikili tarznda yatar.
Bunlardan ilki bizatihi eylerin vuku bulmas olarak anlalan olaydr.
"Olay", Krzysztof Ziarek'in b elirttii gibi, "[salt] zamansal bir dakiklik ya
da bir mevcudiyet hali deildir; bilakis, tarihsellii sayesinde deneyimin
tasarmsal kurgulara, psiik uzamlara ya da yaanm hallere kapanmas
na mani olan, dinamik, ucu ak bir kuvvetler alandr." 36 Demek ki Hei
degger'in Ereignis'i anlamndaki olay ya da Heidgger'in "Die Zeit ist nicht;
es gibt die Zeit"* ifadesini yapbozumcu bir dille ifade edersek Derrida'nn
"armaan"dr bu ayn zamanda. The Order of Things'te Foucault u szyle
ontolojik meram da dzgnce kavrar: "Zamann iinden meydana kt,
kronoloji ve tarihten yoksun, o yark." 37
33 Hunter, Riva{Enlightenments. Civil and Metaphysical Philosophy inEarly Modern Germany;
Natura{ Law and Civil Sovereignty ve The Secularisation of the Confessional State. Gl mu
halif bir ses iin, bkz. William Cavanugh, The Myth of Religious Violence.
34 Gereby, "Political Theology versus Theological Politics: Erik Peterson and Cari Schmitt";
Kantorowicz, The King's Two Bodies; Kaufman , Redeeming Politics. Studies in Church and
State; O'Donovan, The Desire of the Nations; O'Donovan ve O'Donovan, From lrenaeus to
Grotius ve Bonds of lmperfection; Scott ve Cavanaugh, The Blackwell Companion to Political

Theology.

35 De Vries ve Sullivan , Political Theologies. Public Religion in a Post-Secular Age; Fletcher,


Disciplining the Divine: Toward an (lm)political Theology; Taylar, A Secular Age.
36 Ziarek, The Historicity ofExperience: Modernity, The Avant-Garde, and theEvent, s. 13.
* Dz evirisiyle: "Zaman var deildir, zaman verilmitir."
37 OT, s. 332.

Cogito, say: 70-71, 2012

Olaysallk: Hakikat Siyaseti ve Sonluluun Mantksal zmlemesi

Bunlardan ikincisinde ise, olay, deiik vuku bulma tarzlarna, olgusal


olaylarn vuku bulmasnn dakik ampirikliine de gndermede bulunur; bu
olaylarn olgusall, tarihsel ve karmak epistemik ve taksonomik ayrtr
ma pratiklerine ve Doa, nsan ve Toplum Bilimleri'nde38 modern olgunun
bymesine bal olan bir ayrtrma ve sayya dkme iidir elbette. 39
Heidegger hakkndaki Emergency of Being ["Varln Aciliyeti"] balk
l etkileyici incelemesinde Richard Polt'un da belirttii ve daha genel ola
rak kta felsefecilerinin dorulad gibi -bu minvalde Miguel Beistegui iyi
bir rnektir- olaysalln z, u ana dek bir yandan devaml olarak ba
vurmaya alt akn bir gvencenin olmamasndan dolay baarszla
urayan bir ampirizmle (Kant), dier yandan inancn inayeti olmadan ve
kendini ikna edici bir ekilde ada tarihsel varln yaanm bedensel
liinde temellendiremediinden dolay baarszla urayan bir aknclk
(Heidegger) tarafndan karlanm varolusal bir meydan okumann mey
dana getirdii srekli beliren zamann morfogenetik bir aciliyeti olarak an
lalmaktadr artk. Deleuze hakkndaki analizinde Keith Ansell-Pearson bu
zihinsel takntlara asli tekniklik ve "biyo-tekno-genesis" erevesinde atfta
bulunur. 40
Modern sonluluun ortaya koyduu amaza karlk olarak Olay olay
nn uzamnn ampirik-akn katlan, oulcu bir ekilde kavranan ve hem
felsefi hem de siyasi bir ekilde harekete geirilen heterojen bir muharebe
alanna da dnr. Felsefi adan, rnein Heidegger' deki polemos'a, Fo
ucault'daki mcadeleye, Badiou'deki,4 1 Ranciere' deki42 uyumazla ve De
leuze ile Guattari'deki43 sava makinesine bakn. Siyasi ve ticari adan da,
bugn askeri stratejik sylem, gvenlik ve savata olayn merkeziliine ba
kn. Foucault'nun modern siyasetin savan baka yollarla devam olduu
eklindeki gzlemini yerine getirircesine 44 hkmetme ve ynetim, askeriye-

38 Bunlarn birer kurum olduunun altn izmek iin byk harf kullanyorum.
39 Hacking "Biopower and the Avalanche of Printed Numbers"; Porter, Trust in Large Numbers.
The Pursuit of Objectivity in Science and Public Life; Poovey, A History of the Modern Fact ve
Desrosieres, The Politics of Large Numbers.
40 Ansell-Pearson "Viroid Life: On Machines, Technics and Evolution", s 181-182.
41 Badiou, Ethics: An Essay on the Understanding of Evil.
42 Dillon, "The Polemical Politics of Jacques Ranciere: (De)void of Politics", "A Passion for the
(Im)possible. Jacques Ranciere's Politics without Politics".
43 Deleuze ve Guattari, A Thousand Plateaus; Guha, Re-imagining War in the 21" Century; Reid,
"Deleuze's War Machine: Nomadism against the State".
44 SDM ve STP.

Cogito, say: 70-71, 2012

5 19

520 Michael Dillon

nin deyiiyle "operasyonlar konsepti"nden olumaktadr. 45 Foucault coraf


yaclarla yapt bir mlakatta, savan baka yollarla devam olarak siyaset
eklindeki b u modern izahat yakalar:
Bilgi vastasyla geen ve suretleri karlacak olursa, insan saha, blge ve
egemenlik alan gibi kavramlarla ifade edilen tahakkm biimlerini gz
nnde bulundurmaya ynelten bir bilgi idaresi, bir bilgi siyaseti, iktidar
ilikileri vardr. Bu siyasi-ideolojik terim ise askeriye ile idarenin kendi
lerini fiiliyatta nasl hem maddi bir zemine hem de sylem biimlerine
kaydettiini gsterir. 46

Benzer bir ekilde, olayn kresel sermayenin operasyonlar kavramnda


ki merkeziliine de bakn. 47 Sonluluk olaynn Olay'na ,onu kesintisiz bir
gvenlik projesi -Heidegger buna teknoloji adn verir- olarak stratejik ve
lojistik bir ereveye alarak karlk vermeye almak, varoluun sonlu
luuna verilecek tek karlk ya da bu sonluluun tek biimlenimi olmasa
gerektir.
nsan'n ampirik-akn bir katlan varsa eer, o halde Olay olaynn da
ampirik-akn bir katlan var demektir ve Foucault'nun sonluluk zmle
mesi modern sonluluk olaynn Olay'nn modern siyaseti ve felsefesi iin ol
duu kadar nsan'n ampirik-akn ikilisi iin de geerlidir. nsan ve modern
sonluluk olaynn Olay' -cret edip Dasein da denebilir- modern sonluluun
zamansal temellendiriliini sonluluksal Olay olaynda arayan bir siyaset ve
felsefeye kar ortaya koyduu sorunsaln farkl ama eit ldeki tezahr
leridir: ampirik olarak (Gerekilik), akn olarak (Kantlk) ve dipsiz kuyu
olarak (Heidegger). Bundan kan bir dier sonu ise udur: Modern sonlu
luun ampirik-akn katlan farkl biimlenimlere brnr: nsan, Olay ve
daha nce belirttiim gibi, Hayat.

45 Dillon ve Neal, Foucault on Politics, Security and War; Dillon ve Reid, The Liberal Way of War;
Guha, Re-imagining War in the 21" Century..
46 Foucault, alntlayan Flynn, Sartre, Foucault and Historical Reason, s. 115.
47 LiPuma ve Benjamin, Financial Derivatives and the Globalisation of Risk ve "Financial De
rivatives and the Rise of Circulation"; Mackenzie, "The Material Production of Virtuality:
Innovation, Cultural Geography and Facticity in Derivatives Markets"; Muniesa, "Market
Technologies and the Pragmatics of Prices", Cooper, Life as Surplus: Biotechnology and Ca

pitalism in the Neoliberal Era.


Cogito, say: 70-71, 2012

Olaysallk: Hakikat Siyaseti ve Sonlu/uun Mantksal zmlemesi

Olay olaynn Hakikat Siyaseti


"Netice itibariyle bir olay bir karar, bir antlama, bir saltanat ya da
bir muharebe deil, kuvvetlerin ilikilerinin tersyz edilmesi, iktidarn
gasp edilmesi, bir kelime haznesine onu bir zamanlar kullanm
olanlara kar evirerek el konmas, gevek bir ekilde byd iin
kendi kendini zehirleyen krlgan bir tahakkmdr. Tarihte iler haldeki
kuvvetler... daima olaylarn tekil rastlantsall iinden szlerek ortaya
kar.'48
Genel olarak Foucault'nun tm eserlerinden, zel olarak da The Order of
Things'ten, Olay olaynn modern siyaseti ve felsefesi hakknda birka ders
karyorum.
Bu derslerden ilki u: eylerin modern dzenlenii sonluluk olarak ta
nmlanan bir tarihsel zaman biimi balamnda vuku bulur. kincisi: Bir
zamanlar nsan figr biimindeki sonluluu eksen alp onun etrafnda
dnen, ama imdi sonlulua onu Hayat figrnde, hayat-lm bann farz
edilen olgusallnda temellendirmek suretiyle biim verdiini iddia eden
sonluluun zaman gitgide hayat yaratm ya da morfogenezin olaysal sre
leriyle megul hale gelmitir. ncs: Modern sonluluun bu biyosiyasi
letirilmesi hem felsefeye hem de siyasete -hkmranlk ve hakikat- kendi
ne has bir sorun tekil etmektedir ve hakikat ynetimi ile ynetim hakikati
sonluluksal bir ekilde birbirleriyle geri evrilemez bir karlkl iliki iine
girmitir ve bu sadece kendi biyosiyasiletirilmeleri iin geerli deildir; mo
dern sonluluun nsan figr araclyla deil de Hayat figr araclyla
ortaya koyduu sorunsallatrmann ada temellendirmesi. Drdncs:
Modern sonluluun Hayat erevesinde biimlendirilmesi, modern zaman
larn balarndan beri Olay olaynn modern siyaseti ve felsefesinin ortaya
kyla derin bir iliki iinde olmutur, ama bunun sebepleri henz irde
lenmemitir, nk gariptir ki Foucault biyosiyasetin asli olaysalln gz
ard eder. Beincisi: nsan' dan Hayat'a geile birlikte ve Heidegger'e olduu
kadar Cangulheim'e ok ey borlu olarak, nitelik yerine ilikiselliin nceli
ine dair yaygn bir vurgu ortaya kar. Clare Colebrook'un Deleuze' tefsir
ederken ampirik-akn ifti de ifade edecek ekilde belirttii gibi, bu durum
48 Foucault, alntlayan Flynn, Sartre, Foucault and Historical Reason, s. 148.

Cogito, say: 70-71, 2012

52 1

522 Michael Dillon

bizi "hayat. .. balant ve bant... bir olayn ... isel niteliklerce nceden be
lirlenmeyen ilikilerin... sonucu ... [olarak] alglamaya [ynlendirir]... hayat
hem bir tr dzen ve sistem gerektiren ey... hem de sistemi aan eydir..."49
Altncs: Modern sonluluun zaman, gerek siyasi gerek felsefi olarak, kar
mak ve dinamik bir amazdr ve bu yle bir amazdr ki modern a tara
fndan basite zlmek yerine bu ada ve bu a tarafndan birok farkl
ekilde sonuna kadar yaanr.
Geleneksel olarak, sonluluun ortaya koyduu hkmetme sorunsalna
modern siyaset dncesi balamnda karlk veren ilk kiinin Hobbes ol
duu dnlr. Hobbes egemen hkmdarln gvencesini, tutkularn
sonsuzluunda ve baka insanlar tarafndan vahice ldrlmenin dour
duu evrensel korkuda temellendirir.50 Hobbes'ta, te yandan, sonlulua
dair ilk modern izahatlarn ortaya koyduu hkmetme sorunsal, ayn za
manda modern sonlulua da damgasn vuran bilme sorunsalndan kamaz:
Bu durumda, iki suretli yani ynetmek ve bilmek eklinde iki sureti olan bir
heyulann zaten daima musallat olduu bir sonluluktur sz konusu olan.
Hobbes hkmdarlk sorunsaln gerekten de yeni bir epistemik ve antropo
lojik erevede ortaya koyar; geri antropolojisinin skolastiklere olan borcu,
onun onlara olan ilkeli husumetinin kabul ettiinden daha fazladr.51
Ama Foucault, modern sonluluun geliiyle ortaya kan hkmranlk
hakikati ve hakikatin hkmranl sorunsalna yant olarak, bir arada ya
ayan birok farkl siyasi rasyonellik ve ynetimsellik teknolojisi nermitir.
Bu yantlarn ve onlarn ittifak iinde olduu egemen, disiplinci, anatamo
ve biyoiktidar dispositif1erinin ne kadar oul ve heterojen olduuna ve bun
larn kendileriyle bantl hakikat siyasetine ne kadar bal olduuna da
dikkatimizi ekmitir.
Felsefi adan, sonluluun etik ve epistemik sorunsal modernlerin kars
na klasik bir ekilde Kant tarafndan konmutu elbette: "Tanr'nn artk ebedi
hakikatlerin gvencesi olmaktan kt ve ancak bir faraziye olarak anlam
landrlabilecei yasl bir dnyada, sonlu bir varlk kendi ampirik snrlarnn
49 Colebrook, "Introduction", s. 5.
50 Tutkularn sonsuzluu ile varoluun sonluluu arasnda h ibir eliki yoktur. Sonlunun
bants olan sonsuz onun iinde birok ekilde yer alr: rnein ampirik olarak, sonlu ey
lerin sonsuzluunda. Sonlu ile sonsuz, tpk Augustinus'un saeculum'undaki ebedi zaman
ile sekler zaman gibi bir ifttir, ama bu elbette farkl bir ifttir.
51 Kahn, Wayward Contracts; Condren v.d., The Philosopher in Early Modern Europe; Brett,

Liberty, Right and Nature.

Cogito, say: 70-71, 2012

Olaysallk: Hakikat Siyaseti ve Sonlu/uun Mantksal zmlemesi

tesine nasl bir adm atp evrensellie ynelik meru bir talebi olan herhangi
bir ey syleyebilir."52 Foucault bize Kant'n dehasnn bu soruna temelli bir
zm retmekte yattn ve bunu sonluluu aknlk iin temel klmak sure
tiyle sonluluun nceki olumsuz anlamlarn tersine evirerek yaptn sy
ler. Dnyaya dair gvenli bilgiyi altst etmek ve Hobbes'la uyumlu bir ekilde
dnyada ynetimi gvenceye almann olabilirlik koulu olarak bakalar ta
rafndan vahice ldrlmenin sonlulua dair korkusunu yerletirmek yerine,
sonluluk dnyann bilgisini gvenceye almann olaslk koulu haline gelir.
Fakat bunlar daima birbirini gerektirir, zellikle de hem Olay'n sezilme ve
almlanma siyaseti bakmndan (Olay'n birok ada felsefesinin bants
olan ama ou kez teslim edilmeyen mesihi ynetim) 53 hem de gnmzdeki
aciliyet siyasetinin, 54 ayrca gvenlik ve savan dibine kadar batm olduu
rastgele, feci ve dehet uyandrmaktan ilham alan olay siyaseti bakmndan.
Dolaysyla, ynetimsel adan, modern sonluluk hem bireyin hem de
kolektifin davrannn idaresi sorusunu farkl bir ekilde gndeme getirir.
eylerin, temeli tanrsal bir ekilde salama alnm doal dzenine atfta
bulunmadan hkmetmeyi nasl bilebiliriz? Bavurulabilecek baka bir do
al dzen var mdr? Bu baka doann, doasnn doas nedir? (Hannah
Arendt bundan yllar nce, siyasi ynetimi kurumlatrp icra ederken kii
nin kendini doadaki bir ynetime balamasnn totaliter tehlikesine kar
uyarmt). 55 Bu nasl zglletirilecektir ve ne tr bir ynetimi gvenceye
almakta ya da art komaktadr? Byle "doal" bir referans bulmak zere,
tanrsal yaratmn kalnts eski ortak doal hukuk yerine, modern sonluluk
olaynn Olay'na rcu edildii anda, modern sonluluun hayat-lm ba,
bu sonluluun hakikatine somut siyasi bir biim vermek iin, nasl ve niin
gittike olaysal bir ekilde, zellikle de biyosiyaset ve biyoiktidarn oalan
biimleri iinde anlamlandrlmaktadr?
Bununla balantl olarak sorulmas gereken bir dier soru da udur: Y
netim, modern sonluluk adna zamandan nasl bir hakikat talep etmektedir?
Ksacas, sonluluun modern hakikatinin bizden ne tr siyasi zneleme,
ynetim ve ynetiimler talep ettii sorusuna, bununla balantl olarak mo
dern siyasi zneleme, hkmetme ve ynetmenin gerekliliklerinin zamandan
52 Han, "Foucault and Heidegger on Kant and Finitude", s. 127.
53 Bradley ve Fletcher, The Messianic Now: Religion, Politics, Culture ve The Politics to Come:
Power, Modernity and the Messianic; Dillon, "Violences of the Messianic".
54 Honig, Emergency Politics.
55 Arendt, The Origins of Totalitarianism.

Cogito, say: 70-71, 2012

523

524

Michael Dillon

ne tr sonluluksal hakikatler talep ettii sorusunu daima ilave etmek gere


kir. Zira modern sonluluk, zamansallatrmas modern siyasi ve ekonomik
zneleme sreleri iin temel bir mahiyette olan bir zamansallktr. Ve bu
imdi, sonluluksal olarak, sonluluk figrnn nsan deil de Hayat, Hukuk
olay deil de Olay'n hukuku haline geldii, ynetimin modern sonluluk ola
y Olay'nn hem siyaseti hem de felsefesinden talep edildii bir zamanda
yeniden yaplmaldr.
O halde buralarda bir yerde Hayat figrnn ortaya koyduu dier mu
amma yatmaktadr - ya da en azndan modernin muammasndaki bir de
iim, zira Hayat ve nsan farkl figrlerdir ve Hayat figr hem modern
siyasetin hem de felsefenin ampirik-akn organonu olarak Olay olaynn
ykseliinin bir ekilde merkezinde gibi grnmektedir.

Modern Sonluluk Olaynn Amaz


"insan'n lm nsan-Biim'de daima kurucu bir ekilde i bandadr."56
Apriori i bandaki tarihsel ilerdir. Apriori ayn zamanda amazlar sah
neye koyar. Yaptklar iin bir paras da buymu gibi grnmektedir. Gelge
lelim, modern sonluluk amaznn saptad dnme uzamna doru, mo
dern sonluluk olay Olay'nn ampirik-akn katlannn her kalnts yoluyla
bir yenge gibi yava yava ilerlemek mmkn olabilir.
Modern sonluluk olay Olay'nn hakikatine dair baz "akn" izahatlarda,
szgelimi, ynetimin btnselletirici buyruklarnn snrlar olduu, nk
nfuz edilemez darsnn ieride tahmin edilemez bir ekilde zaten her za
man iler halde olduu sylenir. Modern sonluluk olaynn Olay'nn hakika
tine karlk olarak olaya dair baz ampirik izahatlardaysa, hakikatin btn
selletirici buyruklarnn snrlar olduu, zira hakikatin henz ete kemie
brndrlmedii sylenir. Hakikatin ancak bu kadarna tahamml eden et
kemik en sonunda hakikatin btnselletirilmesinin kendisine ettii eitli
zulmlere kar da feryat eder. Olay olaynn modern siyaseti ve felsefesinin
karsna kan nfuz edilemezlik, bu nedenle, hem soyuttur -kendi dnce
srelerinin zorunlu bir kurgusu deilse de bir ilevidir- hem de en temelde
bedenseldir. Burada bedensellik effaf maddi bir zemini deil, bir duyarll
56 Deleuze, Foucault.

Cogito, say: 70-71, 2012

Olaysallk: Hakikat Siyaseti ve Sonlu/uun Mantksal zmlemesi

ve duygulanmsall ifade e der; gelgelelim, bunun maddesellii bsbtn


geirimsiz olduu iin deiken kalr.
Mahiyeti ne olursa olsun, a priori, Foucault'nun gznde tarihsel olarak
iler haldeki kuvvetleri kurmakla kalmaz. Ayn zamanda, gerek ynetiim ge
rekse de bilme biimleri oluturan srtnme yzeyleri, tarihsel ve epistemik
kopular ve dallarca da srklenen oluum ve mdahale alanlar kurma
ya yarayan, retici oluum ilkeleri olarak i grr. Foucault'nun olay figr
vastasyla ilerlediini dnd hakikat siyasetinin ileyii budur. Tarihsel
a priori de asla sabit olmad iin, en temelde tarihseldir; dolaysyla, rne
in, nsan, Olay ve Hayat'm ortaya koyduu farkl modern sonluluk biimleri
ne bakn; modern amaz ortaya koyan ey a priori'nin ta kendisi olduu iin,
modern amazn kendisi de sabit deildir. Sihirli bir ekilde mhrlenmi bir
sistemler sistemi de deildir. Tam aksine, ynetimsel sistemi de hakikat sis
temleri de sonlu, yanlabilir ve gzenekli mahiyettedir. Dolaysyla, moderni
amaz diye nitelendirmek, bir baarma yle dursun salt bir krdme deil
de, deiik, heterojen ve hibir ekilde sabit olmayan, karmak bir ekilde so
runlu ve sorunsallatrc bir tasarya iaret etmek demektir ki bu tasar ayn
zamanda hkmranlk hakikati ile olduu kadar hakikatin hkmranlyla
da ilgilidir. Belirli ekillerde krdm olabilir, ama bu krdmle nasl
karlald deiiklik gsterir. Gerektirdii ykmllkler ve ne srd
talepler farkl bir ekilde anlamlandrlabilir. Onun tarafndan kuatlm
haldeyken, onu sonuna kadar yaamamz farkl bir ekilde icra edilmitir.
Foucault' daki Nietzscheciliin merak duygusunu uyandran eyin bu
meydan okuma olduunu zannediyorum. Modern sonluluk olay Olay'nn
zamannda yaamak bizden neler talep eder? Ne gibi frsatlar sunar? Ne
gibi sorumluluklar tekil e der? Ne gibi bir zgrlk bunun beraberinde gel
mektedir? Ne gibi aklar ve ne gibi arzular? Tm bunlar nasl eylenecektir?
Kendi davranlarmzn ve bakalarna, bizim gibi olanlar ve bizim gibi
olmayanlara davranmzn idaresini rgtlememiz konusunda neyi kla
vuz, ilham kayna ya da model belleyebiliriz? Modern sonluluk olay Olay'
ne gibi ykmllkler getirir? Bu ykmllkler ne ekilde, hangi biimde
getirilir? Hayat, modern sonluluk olay Olay'nda nasl sonuna kadar yaa
nabilir, onun ortaya kard glklere karlk verebilir, taleplerine yant
verebilir, sorumluluklarn karlayabilir ve varoluun o gergin heyecannn
jouissance'nda da bedelini nasl deyebilir? Ksacas, grev ortaya konulur
konulmaz, modern sonluluk olay Olay'nn zaman siyasi ve felsefi adan
Cogito, say: 70-71, 2012

525

526 Michael Dillon

nasl yaanacaktr? Ne tr ynetim hakikatleri ve hakikat ynetimleri altn


da? Olumlayc bir ekilde inanla birlikte ve onun tesine geerek ve modern
sonluluun belirsiz olgusalln ve hkmedici kuvvetini inkar etmeden mi?
Olaysallk

"Bugn icra edildii haliyle iki temel tarih mefhumu artk, zaman ile
gemi deil, deiim ve olaydr. "57
Foucault' daki olayn ileyiine iaret etmek demek, kta dncesinin siyaseti
ve felsefesinde olayn bir baka versiyonuna iaret etmekten fazlasn yapmak
demektir dolaysyla. Hi kukusuz, srf Olay'n hakikat ynetimine ya da, hele
bugnlerde, olayn ynetim hakikatine ahitlik etmekten fazlasn yapmak zo
rundadr. Kanlmaz olarak, bizatihi Foucault'nun izinden giderek, modern
sonluluk olay Olay'nn tarihselliine de iaret etmek zorundadr. O halde bu
rada, olayn Foucaultcu biimleniminde, olay, bilhassa, telaffuza dayal olay
(arkeoloji), epistemik olay (soyktk) ve sylemsel olarak kurulan iktidar/bilgi
ilikilerinin ileyiinin kesiimi ya da uygulanma noktas (srtnme yzey
lerince srklenen, retici oluum, mdahale ve dnm alanlarn kuran
sorunsallatrmalar) olarak olay vastasyla zorunsuz bir ekilde yeniyi mey
dana getiren tarihsel kopulara iaret etmekten fazlasn yapmaktadr.
Szgelimi, olay, tarihle bantl olarak nsan'n ykselii olarak tarih ya
zmn aksatr. Olay, dil ile ilikili olarak, zaten doaya kaznm gsterge
lerin okunmas ya da iletiim znesini zne olarak kuran sylemsel oluum
kurallarndan nce var olduu farz edilen iletiim znesince anlamn effaf
bir ekilde aktarlmas eklindeki dil izahatn aksatr. Olay, bilgi ile ilikili
olarak, bilginin ne masum olduunu ne de bir birlik olduunu iddia etmeye
yarar. Epistemik kopularn damgasn vurduu bu tr kopular Foucault
olaylar diye tanmlar: Bu balamda rnein Foucault'nun Kant'n "Aydnlan
ma Nedir?" balkl makalesini nasl nitelendirdiine baklabilir. ktidarla
ilikili olarak ise, Foucault' daki olay iktidar ilikilerinin tersine evrilmesi
olduu kadar bu ilikilerin uygulanma noktasdr ayn zamanda.
Burada Foucault' daki olay salt tarihsel dakikliklerden fazlas olarak da
vuku bulur; ne kadar oklu, ne kadar dinamik bir ekilde oalc, ne kadar
katmanl ve ne kadar zorunsuz ve konjonktre! olsa da. Eer maddesellik
57 Foucault, alntlayan Flynn, Sartre, Foucault and Historical Reason. Volume 2. A Poststruc
turalist Mapping of History iinde, s. 70.

Cogito, say: 70-71, 2012

Olaysallk: Hakikat Siyaseti ve Sonluluun Mantksal zmlemesi

sylemsel olarak geirimsiz olduu kadar sylemsel olarak maddeselse, eer


tarih olarak zamann al mcadelenin, kuvvetler ile kar kuvvetlerin nak
linin sahneye konulmasysa, Foucaultcu sonluluk zmlemesinin bu asl
arka plan bizatihi sonluluun olaysal niteliine, Olay'a dayanyor demektir.
O halde, tarihsel dakiklik olarak olay vardr. Foucault, dizilim iindeki ve
fark iindeki tekilin, yeninin ve tekrar edilebilir olann ifadesi iin aksatc da
kiklik olarak olay figrne eitli ekillerde bavurduunda en ak, analitik
adan en kkrtc tutumunu sergiler. Bunu rnein, telaffuz etmeye ya da
sylemsel oluumlarn "ifade-olay"na yol aan farkllatrma ve bireyletir
me sistemlerini irdelerken yapar (arkeoloji ve sylem). Bunu bilginin dzen
leniindeki epistemik olaylara damgasn vuran kopular irdelerken de yapar
(soybilim ve iktidar/bilgi). Bunu u iki hususa dikkatimizi ekmek iin yapar:
Birincisi, sorunlar sorunsallatrmalar biiminde karmza kar; ikincisi,
sorunsallatrmalar, iktidar/bilgi ilikilerinin, modern dnyay kuran yne
tim, ekonomi, toplumsallk ve cinsellikten mteekkil hareketli egemenlik
alanlarn pozitif bir ekilde oluturan retici oluum ve mdahale alanlarn
meydana karr. Btn bunlar yaplrken ayrca bu alan, blge ve yerlerin
hem hareketlilii hem de deikenlii gl bir biimde vurgulanr; bu alanla
rn politik, hele hele demokratik olmaktan ziyade idari ve lojistik meydan oku
malar olarak -baka bir deyile stratejik bir biimde, yani tam da diyalektik
olmayan bir biimde- dzenlendiklerinin veya yorumlandklarnn alt izilir.
Ama ayn zamanda,"zamann kendisinden meydana kt, kronoloji ve
tarihten yoksun, o yark" 58 ve "zamansal bir dakiklik ya da bir mevcudiyet
hali deildir; bilakis, tarihsellii sayesinde deneyimin tasarmsal kurgulara,
psiik uzamlara ya da yaanm hallere kapanmasna mani olan, dinamik,
ucu ak bir kuvvetler alan" 59 olarak Zaman vardr. Bu nedenle, makalenin
bu ksmn olayn Foucault' daki birok dakik kullanmn sayp dkerek deil
de (ki bunu Flynn kapsaml bir ekilde yapyor), olayn tam da byle kullanl
masnn ampirik-akn katlan tekrarladna iaret ederek kapamaya ba
lyorum. Zira Olay olay Foucault' da, onun sylemin dn idrak etmesinde,
iktidar/bilgi ilikilerinin kendilerini zerine kazd suskun maddilii idrak
etmesinde, kendi yazd tarihlerin kendi deyiiyle szckler ve eylerin daha
genel tarihiyle de alakal olduunu idrak etmesinde ve son olarak, bize oku
nakl bir suretini evirmeyen, ama tam da o okunakszlnda bir frsatn, so58 OT, s. 332
59 Ziarek, The Historicity of Experience, s. 13.

Cogito, say: 70-71, 2012

527

528

Michael Dillon

rumluluun/yant verebilirliin,* kendi kendi oluturmann (Foucault elbette


bir moderndir) ve baka bir siyaset ve baka bir kendi kendini ynetme dn
cesinin yatt bir varoluun verililiini (givenness) idrak etmesinde de vardr.
Sonu: Felsefi Bir Tefekkr
Demek ki zaman ile olay daima ayn anda vuku bulmaktadr. Gelgelelim,
Merleau-Ponty'nin Algnn Fenomenolojisi60 adl eserinde gsterdii gibi, fel
sefe bu zaman sorununa ne gereki ne idealist bir zm sunabilir. Ayn
ey siyaset iin de geerlidir, nk siyaset ve felsefe sadece zaman iinde
belirmez; her ikisi de tam da bizatihi zamann almasna eit lde borlu dur. u ana dek ikisi de zaman sorununun zmn ne bilinte ne eylerin
kendisinde saptayabilmitir. 61
Eer bir yandan zamann gerekliin bir boyutundan ibaret olduunu
dnrsek, ilk nce gelen ile onun ardndan gelen arasndaki ilikiyi artk
aklayamayz. Olaylarn ardkl ancak bilin tarafndan belirlenebilir ve
bu yle bir bilintir ki, olaylarn ardklna dair genel bir gr edinebil
mek iin, zaman iine tamamen gml olmas gerekir. Peki te yandan, ya
zaman salt bilincin bir kurgusu olarak grrsek? Bilin nezdinde tam olarak
mevcut olmamak zamann z olduu lde, zamansallk eksik bir ekilde
kurulu olarak kalmak zere anlalamaz hale gelir, derdi herhalde Husserl. 62
Zira zaman, tam olarak, varlkla zde deildir; daima bir olu iinde olan
bir sretir. Her zaman srecin, geiin ve gelmekte olann dzenine baldr.
Bu nedenle, (zneyi btn zaman bilinci olasln mahvedecek lde za
mana batran) gerekilik ve ( bilinci, artk ilerlemeyen bir zaman yukardan
izleme konumuna yerletiren) idealizm, izah eder gibi yaptklar eyi, yani
bilincin zamanla olan ilikisini aklamaktan ayn derece acizdir. Zira her iki
durumda da zamann iinde ya bir gereklik ya da bir fikir bulmak isteyen bir
sorgulama felsefesi ve siyasetinin menzilinin dnda kalan ey tam da bunun
geici nitelii, olmayan, ama ilerleyen, varlk-olmamas ya da z-olmamasdr.
Dolaysyla, basit bir gerekilik ya da idealizm biimine brndklerin
de ne felsefe ne de siyaset zamann geiini izah edebilir. Her iki durumda
da, kanlmaz bir ekilde, zamann farkl paralar arasndaki balanty ya
60 Merleau-Ponty, Phenomenology of Perception.
61 Dastur, Death: An Essay on Finitude.
62 Age.
* Yazar burada "response-ability" tabiriyle, "sorumluluk" anlamndaki "responsibility" ile
yant, tepki, karlk verebilme durumunu ayn anda ifade etmeye alyor (. n.).

Cogito, say: 70-71, 2012

Olaysallk: Hakikat Siyaseti ve Sonluluun Mantksal zmlemesi

znede ya da nesnede zaten gereklemi bir ey olarak dnmeye srkle


nirler. Ama bu "zaman-sentezi", verili olmak yle dursun, tam aksine, en zor
felsefi ve siyasi sorun olarak telakki edilmelidir. Eer bu durumda felsefe za
mann kesintiliklerini bize olduu gibi izah etmek zorunda olacaksa, siyaset
de bunu hesaba katmak zorunda olacaktr. Her ikisi de zamann bu tanm
layc kesintililiini, zamann yapsal olaysalln, bizi dnyann dnyadaki
zorunsuzluuna, ansna ve tahmin edilemezliine teslim etmenin bir arac
olarak bir ekilde badatrmak zorundadr.
Bu yaklamn dmn zebilecek olan ey, fenomenlerin, bize kendi
ni gsterenlerin ardnda hibir eyin olmad igrsdr; ki bu esas itiba
riyle modern sonluluk ile kastedilen eyin ta kendisidir. Basite insanlar iin
o alamaz lm ufku deil, ama lmn tank olduu bu dier kaba olgu,
dnya bize kendini ne kadar gsterirse gstersin ve bu gstermenin olgusal
lktaki maddilemesini kaydetmekte ne kadar mahir hale gelirsek gelelim,
bize arkada nelerin yatp yatmadn deil, ancak dnyann bize devaml
olarak tahmin edilemez bir ekilde geliini gsterir.
Demek ki, eer fenomenolojik felsefenin grevi kendisini zaman olaynn
oluuna/geliine* yneltmekse, o halde modern felsefenin grevinin de za
mann morfogenetik gcne hakim olmak suretiyle zamann geliini komuta
altna almak olduu son derece aktr. Bunun sonucundaysa, hem " doal"
ya da "imal edilmi" olaya, hem de giderek artan bir oranda, ordu, gvenlik,
biyomedikal ve tekno-bilimsel alarmzn kaotik bir ekilde harekete geen
deneysel olay-makinelerine ynelik siyasi taknt ortaya kar.
Hal byle olunca, olayn "aslnda/olgu iinde"** ne olduunu sorabiliriz.
lk bakta, onu ancak beklenmeyen ey, beklenmedik bir ekilde kagelen
ve bu davetsizliiyle bizi artan, zerimize ullanan ey, szcn Latince
deki accido szcnden treyen dz anlamyla "accident" olarak tanmla
yabilirmiiz gibi gzkr.*** Szcn gl anlamyla olay, dolaysyla, da*

Yazar burada, olu anlamna gelen "be coming" ile geli anlamna gelen "coming" tabirleri
ni "be-coming" eklinde bir arada kullanyor (.n.).
** ngilizcede "in fact" tabiri genelde "aslnda", "esasnda" diye evrilebilir. Ama bu tabirin
iindeki eler ayr ayr ele alndnda, "olgu iinde" gibi bir anlam da kar ki yazar bu
olas anlam da ima ediyor (.n.).
*** "-e doru" anlamndaki ad- neki ile "dmek" anlamna gelen "cadere"nin bileiminden
oluan bu szck ilk bataki "bir eyin vuku bulmas" anlamndan "bir eyin birdenbire
vuku bulmas" anlamna doru ve bu vuku bulan eyin kt sonular da beraberinde
getirdiini iererek genilemitir. Metinde buna iaret edildii iin szc ngilizcedeki
haliyle brakyorum (.n.).

Cogito, say: 70-71, 2012

529

530 Michael Dillon

ima bir srprizdir, bize nceden sezilemeyen bir ekilde, uyarda bulunma
dan eline geiren ve bizi kestirilemeyen bir gelecee doru gtren bir eydir.
Olu iinde beliren eventum, zamann ak eklindeki o alldk temsiline
kyasla, geri evrilemez bir ekilde ar bir eyi meydana getirir. Zamann
akn rndan karan ve mecrasn deitiren bir ey olarak grnr. 63
Olayn modern siyasi zgrlk anlayyla olan gl arm kendisini
en gl ekilde burada hissettirir. Zira, yasay yapan hibir yasa olmadn
dnen Machiavelli' den bu yana, modern zgrlk, zamann mecrasn de
itirmek iin, yani kelimenin tam anlamyla zamann olaysalln malup
edebilmek zere zamann olaylar iinde bir yol bulabilmek iin, zamann
iine girip eyleme yetisi erevesinde, daima Fortuna'nn* lftuna kap arala
yan bir ey olarak tanmlanmtr. 64
Bylece olay akn hayatn ya da varoluun ezamanlln tehdit eden
ey, bir baka deyile, zamann farkl paralarnn karlkl ilikisi gibi gr
nr: Husserl'in gznde alkoyma (retention) ve ileriye koyma (protention);*'
Heidegger'in gzndeyse frlatlmlk (throwness) ve tasar (project).*** Za
mann dsall gemi ile gelecek arasnda bir atlak ortaya karr ve by
lece zamann farkl paralarnn yerlerinden km bir ekilde grnmesine
olanak tanr. Olay gemi ile gelecein farkn ne karr/retir**** ve bu
fark birdenbire meydana geliinde, bir atlak yoluyla gzler nne serer.
Byle anlaldnda, "tm gerekleme ilerinin dna tat"65 olayn za
man olarak zaman, Derrida'nn da belirttii gibi, her eyin ayn anda mey
dana gelmesini engelleyen eydir. Olay bylece zamann yarlp almasn,
kendi iinde darya, farkl ynlere doru kn oluturur ki Heidegger
bunu zamann asla kendisi ile rtmemesi anlamnda "ekstasis" terimiy
le, Levinas ise "dia-kroni" terimiyle ifade eder. Bu ekildeki Olay kelimenin
tam anlamyla allak bullak edici/nizam bozucu bir ey olduu iin, modern
63 Dastur, age.
64 Dillon, "Lethal Freedom: Divine Violenee and the Machiavellian Moment".
65
Dastur, age.
*
Roma mitolojisinde talihi simgeleyen tanra (.n.).
**
Husserl'de "retention" alg ediminin bilinte alkoyulduu sretir; " protention" ise bir
sonraki ana dair alg demektir (.n.).
*** Latincedeki projectum "atlan bir ey" demektir ve "gelecee doru atlan bir ey" eklin
deki tasar anlam zaman iinde evrilmitir (.n.).
**** (ng.) Produce: retmek. "ileriye, ne" anlamndaki "pro-" neki ile "getirmek, ynlen
dirmek" anlamndaki "ducere" fiilinden treyen bu szck zaman iinde "retmek"
anlamn kazanmtr. Szcn kkeniyle olan bu balantsn taksim iaretiyle ifade
etmeye altm (.n.).

Cogito, say: 70-71, 2012

Olaysallk: Hakikat Siyaseti ve Sonluluun Mantksal zmlemesi

zamanlarda u ana kadar daima bir nizam siyaseti olmu olan her siyaset,*
bizatihi rnein srekli devrimin olaysall haline gelebilmek iin, Olay'
hakimiyeti altna almaya alr.
Olay olay kendini zamann ak iindeki zgl bir anla btnletirmez.
Bir dnyadan ziyade, o oluuyla yeni dnyalar aan bir dnyann eperlerin
de vuku bulur. Ksacas, Olay olay olay felsefesinde kritik zamansallk ann
oluturan ey olarak grnr - gelgelelim, paradoksal bir ekilde zamann
geliine ve devamllna olanak tanyan bir kritik andr bu. Kairosolojik
tir.**
Olay'a ve zamann olaylarna ak olma, bunlarca dntrlme hatta
yok edilme olaslna olanak tanyan bu kendi kendiyle rtmeme duru
mu, ayn zamanda, zneyi zamansal bir varlk, mevcut bir varlk, aslnda
kendisiyle asla bir olmad iin kendisinden devaml olarak kabilen bir
varlk yapan eydir. Bu nedenle, Olay olay felsefesinde hadiseye/kazaya ak
lk insan varoluunun sonlulua dair izahatnn kurucu bir unsurudur. By
le bir al insana bir kader verir ve insann hayatn nceden hazrlanm
bir programn gereklemesine deil de bir maceraya dntrr. Byle bir
al modernlik tasarsyla anlalm olduu haliyle bizatihi sonlu varolu
un aldr.
Tm bunlarn sonucundaysa modern sonluluun ve onun olaysal nitelik
lerinin modern siyaset asndan tad merkezi nem ortaya kar. Zira
tm bunlar, zamana dair bu anlayn ortaya knn karmak soykt
nn izini srmeden, skolastiklere olan minnettarln teslim edip bir yan
dan da onlarn dnyasndan da belirgin bir ekilde koptuunu ifade ederek,
Olay olaynn modern siyaseti ve felsefesinin olaslk koulunu oluturur. Bu
nun amazn da oluturduunu ekleyebilirim. Zira modern siyaset devaml
olarak bu sonlulua somut biim vermek zere gdlenir. Bizatihi zamann
olaysallna dair aamal, ilerlemeli bir anlayta kk salm modern siyaset,
zellikle de tam da Hayat'n olaysal niteliklerine bavurarak Hayat'a hkmet
meyi tasavvur eder ve bu tasavvurunu "hayata geirir". Ynetme sorunsal
zamansal olarak borlu bu kaderin al ve zgrlk macerasyla ortaya ko* Yazar burada tasvir ettii ekliyle Olay'm "up-setting", yani allak bullak edici bir mahiyeti
olduunu, yine tasvir ettii ekliyle siyasetin ise "set-up" siyaseti olduunu sylerken bu iki
sz beini bir nevi altst ediyor (.n.).
** Kairos: Eski Yunancada Kronos'la birlikte "zaman" anlamna gelen iki szckten biri.
Kairos'un Kronos'tan fark birbirini izleyen anlar deil de, aradaki an ifade etmesi, yani
niceliksel deil niteliksel bir mahiyeti olmasdr (.n.).

Cogito, say: 70-71, 2012

53 1

532 Michael Dillon

nulan modern siyaset zgrl giderek biyosiyasiletirilen ynetimin kendi


kendini gvenceye almaya, kendi kendini dzenlemeye dayal, fayda odakl
programlarna tercme ederek bu sorunu fazla kolayc bir ekilde zmeye
alr. Bu suretle, Olay olaynn art} etkisini, Olay olayndan devaml ola
rak biyoekonomik bir artk elde etmeye hapseder.66 Demek ki modern sonlu
luk olaynn Olay' asli biimlenimi olarak Hayat', sonluluun srekli olarak
zld noktadan baklarak anlalma tarzn benimsediinde (geri biyo
lojik ve ekonomik bir ekilde tanmlanan hayat-lm bann sonsuz kalnts
bu zl ekillendirir ve hayat-lm bann bu iki izahat arasnda ok
az fark var gibi grnmektedir), Olay olaynn biimlenimi, modern tasarnn
kendisini siyaseten yine de beslemeye devam ettii midine ve bu olaslklara
ihanet ediyordur.
ngilizceden eviren: Erkal nal

Kaynaka

Ansell-Pearson, Keith, "Viroid Life: On Machines, Technics and Evolution", Deleuze


and Philosophy: The Difference Engineer iinde, Londra: Routledge, 1977.
Arendt, Hannah, The Origins of Totalitarianism, 2. Bask, Londra: Allen and Unwin,
1958 [Totalitarizmin Kaynaklar!, ev. Bahadr Sina ener, 3. bask, 2010, letiim
ve Totalitarizmin Kaynaklar II, ev. Bahadr Sina ener, 3. bask, 2011, letiim].
Badiou, Alain, Ethics: An Essay on the Understanding of Evil, New York: Verso, 2000
[Etik: Ktlk zerine Bir Deneme, ev. Tuncay Birkan, 2 . bask, 2006, Metis].
Badiou, Alain, Being and Event, Londra: Continuum, 2005.
Beistegui, Miguel, Truth and Genesis: Philosophy as Differential Ontology, Blooming
ton: Indiana University Press, 2004.
Bradley, Arthur ve Fletcher, Paul (ed.), The Messianic Now: Religion, Politics, Culture,
zel say, The Journal of Cultural Research, S. 13, s. 3-4, 2009.
Bradley, Arthur ve Fletcher, Paul (ed.), The Politics ta Come: Power, Modernity and the
Messianic, Londra: Continuum, 2010 .
Brett, Annabel, Liberty, Right and Nature. Individual Rights in Later Scholastic Tho
ught, Cambridge: Cambridge University Press, 2003.
Brown, Peter, Augustine of Hippo. A Biography, Londra: Faber and Faber, 1988.
Bryan, Dick ve Rafferty, Michael, Capitalism with Derivatives: A Political Economy of
Financial Derivatives, Capitalism and Class. Londra: Palgrave Macmillan, 2006.
Bulhoff, ilse ve ten Kate, Laurens (ed.), Flight of the Gods. Philosophical Perspectives
on Negative Theology, New York: Fordham University Press, 2000.
Cavanaugh, William, The Myth of Religious Violence: Ideology and the Roots of Mo
dern Conf1ict, Oxford: Oxford University Press, 2009.
66 (Cooper 2008).

Cogito, say: 70-71 , 2012

Olaysallk: Hakikat Siyaseti ve Sonluluun Mantksal zmlemesi

Condren , Conal, Gaukroger, Stephen ve Hunter, lan (ed.), The Philosopher in Early
Modern Europe, Cambridge: Cambridge University Press, 2006.
Colebrook, Clare, "Introduction", Ed. Adrian Parr, The Deleuze Dictionary, Edin
burgh: Edinburgh University Press, 2005.
Cooper, Melinda, Life as Surplus: Biotechnology and Capitalism in the Neoliberal Era,
Washington University Press, 2008.
Daston, Lorraine ve Stolleis, Michael (ed.), Natura[ Law and Laws of Nature in Early
Modern Europe: Jurisprudence, Theology, Moral and Natura[ Philosophy, Farn
ham: Ashgate, 2008.
Dastur, Francois, Death: An Essay on Finitude, Londra: Athlone, Press, 1996.
Deleuze, Gilles ve Guattari, Felix, What is Philosophy, New York: Columbia University
Press, 1994. [Felsefe Nedir, ev. Turhan Ilgaz, 1993, Yap Kredi]
Deleuze, Gilles ve Guattari, Felix, A Thousand Plateaus, Minneapolis: Minnesota Uni
versity Press, 1987.
Deleuze, Gilles, Foucault, Londra: Athlone, 1988.
Desrosieres, Alain, The Politics of Large Numbers. A History of Statistical Reasoning,
Cambridge, Mass.: Harvard University Press, 1998.
Derrida, Jacques, Politics of Friendship, Londra: Verso, 1997.
De Vries, Hent, ve Sullivan, Lawrence E. (ed.), Political Theologies. Public Religion in
a Post-Secular Age, New York: Fordham University Press, 2006.
Dillon, Michael, ''The Polemical Politics of Jacques Ranciere: (De)void of Politics",
Theory and Event, C. 6, S. 4, 2002.
Dillon, Michael, "A Passion for the (Im)possible. Jacques Ranciere's Politics without
Politics", European Journal of Political Theory, C. 5, S. 4, 2005.
Dillon, Michael ve Neal, Andrew (ed.), Foucault on Politics, Security and War, Londra:
Palgrave/Macmillan, 2008.
Dillon, Michael, "Lethal Freedom: Divine Violence and the Machiavellian Moment",
Theory and Event, C. 11, S. 2, 2008
Dillon, Michael ve Reid, Julian, The Liberal Way of War: Killing to Make Life Live,
Londra: Routledge, 2009.
Dillon, Michael, "Violences of the Messianic", Ed. Bradley ve Fletcher, The Politics to
Come: Power, Modernity and the Messianic, 2010 iinde.
Fletcher, Paul, Disciplining the Divine: Toward an (Im)political Theology, Londra: Ash
gate, 2009.
Flynn, Thomas, Sartre, Foucault and Historical Reason. Volume 2. A Poststructuralist
Mapping of History, Chicago: Chicago University Press, 2005.
Foucault, Michel, Language Counter Memory Practice, Ithaca: Cornell University
Press, 1997.
Foucault, Michel, "Philosophy and the Death of God", ed. Jerome R. Carrette, Religi
on and Culture, Londra: Routledge, 1999.
Foucault, Michel, The Archaeology of Knowledge, Londra: Tavistock, 1972. [Bilginin
Arkeolojisi, ev. Veli Urhan, 2011, Ayrnt]
Foucault, Michel, The Order of Things, Londra: Routledge, 1989.
Foucault, Michel, "What is Enlightenment?", Ed. Paul Rabinow, The Essential Works
of Michel Foucault. Volume 1, Ethics, Subjectivity and Truth iinde, New York; The
New Press, 1997.
Cogito, say: 70-7 1 , 2012

533

534

Michael Dillon

Foucault, Michel, Fearless Speech, New York: Semiotext(e), 2001.


Foucault, Michel, Society Must Be Defended, New York: Picador, 2003. [Toplumu Sa
vunmak Gerekir, ev. ehsuvar Akta, Yap Kredi, 2002].
Foucault, Michel, Security, Territory, Population, Londra: Palgrave Macmillan, 2007.
Gereby, Gyrgy, "Political Theology versus Theological Politics: Erik Peterson and
Carl Schmitt", New German Critique, 105, C. 35, S. 3, 2008, s. 7-33.
Guha, Manav, Re-imagining War in the 2Jst Century: From Clausewitz to Network Cent
ric Warfare, Londra: Routledge, 2010.
Hacking, lan, "Biopower and the Avalanche of Printed Numbers", Humanities in So
ciety, S. 5, 1982, s. 279-295.
Han, Beatrice, Foucault's Critical Project. Between the Transcendental and the Histori
cal, Stanford: Stanford University Press, 2002.
Han, Beatrice, "Foucault and Heidegger on Kant and Finitude", Ed. Alan Milchman,
Foucault and Heidegger. Critical Encounters iinde, Minneapolis: Minnesota Uni
versity Press, 2003, s. 126-162
Heidegger, Martin, Contributions to Philosophy (From Enowning), Bloomington: In
diana University Press, 1999.
Honig, Bonnie, Emergency Politics: Paradox, Law, Democracy, Princeton: Princeton
University Press, 2009.
Hunter, lan, Riva[ Enlightenments. Civil and Metaphysical Philosophy in Early Modern
Germany, Cambridge: Cambridge University Press, 2001.
Hunter, lan ve Saudners, David, (ed.), Natura[ Law and Civil Sovereignty: Moral Right
and State Authority in Early Modern Political Thought, Londra: Palgrave, 2002.
Hunter, lan, The Secularisation of the Confessional State. The Political Thought of
Christian Thomasius, Cambridge: Cambridge University Press, 2007.
Kahn, Victoria, Wayward Contracts. The Crisis of Political Obligation in England 16401674, Princeton: Princeton University Press, 2004.
Kantorowicz, Ernest, The King's Two Bodies, Princeton: Princeton University Press,
1997.
Kaufman, Peter lver, Redeeming Politics. Studies in Church and State, Princeton:
Princeton University Press, 1990.
Le Goff, Jacques, Time, Work and Culture in the Middle Ages, Chicago: Chicago Uni
versity Press, 1980.
Le Goff, Jacques, Your Money or Your Life. Economy and Religion in the Middle Ages,
New York: Zone Books, 2001.
LiPuma, Edward ve Lee, Benjamin, Financial Derivatives and the Globalisation of
Risk, Durham: Duke University Press, 2004.
LiPuma, Edward ve Lee, Benjamin, "Financial Derivatives and the Rise of Circulati
on", Economy and Society, C. 34 S. 3, 2005, s. 404-427.
Markus, R.A., Saeculum. History and Society in the Theology of St Augustine, Camb
ridge: Cambridge University Press, 1970.
Mackenzie, Donald, "The Material Production ofVirtuality: Innovation, Cultural Ge
ography and Facticity in Derivatives Markets", Economy and Society, C. 36, S. 3,
2007, s. 355-376.
Meillassoux, Quentin, After Finitude. An Essay on the Necessity of Contingency, Lond
ra: Continuum, 2008.
Cogito, say: 70-7 1, 2012

Olaysallk: Hakikat Siyaseti ve Sonlu/uun Mantksal zmlemesi

Merleau-Ponty, Maurice, Phenomenology of Perception, Londra: Routledge, 1962.


Mullarkey, John, Post-Continental Philosophy: An Outline, Londra: Continuum, 2006.
Muniesa, Fabian, "Market Technologies and the Pragmatics of Prices", Economy and
Society, C. 36, S. 3, 2007, s. 37 7-395.
O'Donovan, Oliver, The Desire of the Nations. Rediscovering the Roots of Political The
ology, Cambridge: Cambridge University Press , 1996.
O'Donovan, Oliver ve O'Donovan Joan (ed.), From Irenaeus to Grotius. A Sourcebook
in Christian Political Thought, Cambridge: William B. Erdmans Publishing Com
pany, 1999.
O'Donovan, Oliver ve O'Donovan Joan, Bonds of lmperfection. Christian Politics Past
and Present, Cambridge: Eerdmans, 2004.
Polt, Richard, The Emergency of Being. On Heidegger's Contributions to Philosophy,
Ithaca: Cornell University Press, 2006.
Poovey, Mary, A History of the Modern Fact, Chicago: Chicago University Press, 1998.
Porter, Theodore, Trust in Large Numbers. The Pursuit of Objectivity in Science and
Public Life, Princeton: Princeton University Press, 1995.
Raffoul, Francois ve Nelson, Eric Sean (ed.), Rethinking Facticity, New York: SUNY
Press, 2008.
Raffoul, Francois ve Pettigrew, David, (ed.), Heidegger and Practical Philosophy, New
York: SUNY Press, 2002.
Reid, Julian, "Deleuze's War Machine: Nomadism against the State", Millennium:
Journal of International Studies, C. 32, S. 1, ubat 2003, s. 57-85.
Rist, John M., Augustine, Cambridge: Cambridge University Press, 1996.
Schwartz, Michael, "Epistemes and the History of Being", Ed. Alan Milchman, Alan
ve Rosenberg, Foucault and Heidegger. Critical Encounters iinde, Minneapolis:
Minnesota University Press, 2003, s. 163-183.
Scott, Peter ve Cavanaugh, William T. (ed.), The Blackwell Companion to Political
Theology, Oxford: Blackwell, 2007.
Stambaugh, Joan, The Finitude of Being, New York: SUNY Press, 1992.
Taylor, Charles, A Secular Age, Cambridge, Mass.: Harvard The Belknap Press, 2007.
Ziarek, Krzysztof, The Historicity of Experience: Modernity, The Avant-Garde, and the
Event, Evanston: Northwestern University Press, 2002.

Cogito, say: 70-71, 2012

535

Foucault, Deleuze ve Yeni Medya*,**


MARK POSTER

David ve Collin benden "Foucault ve Yeni Medya" konusu hakknda konu


mam istemiti. Eer kendimi tam olarak bu konuyla ve bunun Foucault'nun
yazlarndaki yeri ile smrlasaydm, herhalde ok ok ksa konuurdum. Hat
ta imdiden konumam bitmi bile olurdu. Foucault'nun olas herhangi bir
anlamyla yeni medya hakknda bir eyler yazmam olduunu bildiinize
eminim. Klliyatnda "medya" terimine nadiren rastlarsnz, o da rastlarsa
nz tabii.
Ama Foucault' daki yeni medya meselesi eitli ekillerde ele alnabilir.
Eserindeki "teknoloji" teriminin mecazi kullanmna baklabilir; eserinin
yeni medya hakknda kafa yoranlar, zellikle de "denetim toplumlar" kav
ramyla Deleuze tarafndan nasl tartldna baklabilir; son olaraksa,
Foucault'nun eserinin yeni medyay anlamak asndan ne gibi olas anlam
lar barndrd irdelenebilir. Bugn bu meselelerin her birine deineceim.
Giri: Medya ve Eletirel Teori
Medyann bundan birka yl nceki Bat toplumlar iin merkezi bir nemi
olmutur elbette ve bu durum imdiki an ve gelecein belirmekte olan k
resel toplumlar iin de geerli olacaktr. Her biri kltrn yaptalar olan
* Bu metin 1-2 Mart 2008 tarihinde, Santa Cruz'daki University of California'da dzenlenen
"Foucault Across the Disciplines" balkl konferansta tebli olarak sunulmutur ve yazar
tarafndan Cogito'nun bu says iin nerilmitir.
** Trkede "medya" diye karlanan ngilizcedeki "media" szc aslnda "ara" anlamna
gelen "medium" szcnn oul halidir. Yani medya, bir bakma, eski deyile, " basn
yayn aralar" demektir. Trkede iyice yaygnlk kazandn gz nnde bulundurarak
bu makalede "medya" kavram kullanlacaktr. Ama bu kavramn kendi iinde bir oulluk
barndrdn gzden karmamak gerekir (.n.).
Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault, Deleuze ve Yeni Med_va

metinlerin, imgelerin ve seslerin retimi, yeniden retimi, depolanmas ve da


tlmasnda gerekli olan enformasyon makinelerinin kullanmnda bir koyu
lama, younlama ve artan bir karmaklk sz konusudur. Bu fenomen, hay
van, bitki ve maden ekolojilerine yeni bir katman eklercesine, "medya ekolojisi"
diye adlandrlmtr. 1 Kendini eletirel teoriye adam herkesin medyay ciddi
bir ekilde hesaba katmas gerekmektedir. nsanlar ile makineler arasndaki
etkileimin yeni ekillenmesiyle ilikili olarak kreselleme srecini anlamak
bakmndan medyann nemli bir anahtar sunduunu ne sryorum.
Medyay tanmlamak kolay deildir ve kiinin ona yaklam kendi syle
minin niteliini ve snrlarn nemli lde etkiler. Medya ou kez genel
letirilip akn klnr. Bat teorisinin tipik bir jestini rnek vermek gerekirse,
Francis Bacon'n bundan be yz yl nce belirttii gibi, insanlar alet yapan
hayvanlardr ve "insann hayat koullarnn rahatlamas iin" aletlerinin
salad faydalarn keyfini srmektedir. 2 Descartes ise Bacon'n topik d
lemesinin metafiziini temin etmiti:
nsanlar ruhtan ibarettir; bu zneler iin insan bedeni de dahil olmak zere
btn maddi ileyi, insann daha iyi bir hale getirilmesi iin ekillendiril
mesi gereken atl maddeden ancak biraz daha fazlasdr. Bu ontoloji, insan
zihninin zgrln methetmekle o d nesneler bakaldrp onu tehdit et
tii zaman kstlanacak olmasnn getirdii endieyle kvranma arasnda sa
lnp durur. Bu tehdidin ad "teknolojik belirlenimcilik"tir ve Charlie Chaplin
Modern Zamanlar'da bunu hayli dokunakl bir ekilde resmetmitir.
Eletirel sylemi bu ereveden acilen kurtarmak ve insanlarn enformas
yon makineleriyle olan ilikisinin kavranna almlar, zgrlk ile belirle
nimcilik ikiliine alternatifler getirecek almlar bulmak gerekmektedir. Bu
tr erevelerin hem insan ile makinenin mantklarn, hem de eitli ve o
ul etkileimlerin mantklarn teslim etmesi gerekir. Gerek ikisi arasndaki
arayzeyi gerekse de dnyann drt bir yanndaki siyasi ve kltrel snrlar
ihlal edip yeni siyaset ve kltr sahalar oluturmakta olan etkileimlerin
kapsamn izah edebilmesi icap eder. Basit bir terim olan "medya"nn gnde
me getirdii ar meselelerdir bunlar. Gelgelelim, 1960'lardan bu yana, b
yk eletirel teorisyenlerin ou "medya"y sorunsallatrmam ya da ona
dair derinlikli bir tartma sunmamtr.
Fuller, Media Ecologies: Materialist Energies in Art and Technoculture.
2 Bacon, The Advancement of Learning, 1. Kitap, 5. Blm, 11. Paragraf.

Cogito, say: 70-71, 2012

537

538

Mark Poster

Buna karlk, Marshall McLuhan'n eseri medyann kltrel bir incelen


mesi iin bir anahtar sunabilir. McLuhan'n dncesi karmak, elikili
ve ou zaman yanl yollara sapyor olsa da, medyay ilk kez teoriletiren
ve bizatihi medyann "mesaj"na ya da etkilerine iaret eden kii o olmutu.
Baka teorisyenlerin McLuhan' kendi yazlarnda nasl ele aldklarna ba
karak medya meselesini nasl kavradklarna dair nemli bir ipucu edine
bileceimizi dnyorum; zira, en azndan, medyann kendisini sistemli,
kapsaml ve ak bir ekilde ilk o teoriletirmiti. Fakat 1970'ler ile 1980'lerin
kltr teorisyenleri, ki ben ahsen hepsinden ok ey rendim, onun eserini
ok az dikkate alm ve bence bu yzden, medyay retken bir ekilde teori
letirme konusunda aciz kalm, medya incelemelerini teoriletirmeye al
an benim gibi kiileri biraz hsrana ve hayal krklna uratmt. Kltr
teorisyenlerinin medya meselesini dikkate almadklarnn iyi bir gstergesi
Marshall McLuhan'n eserini neredeyse toptan yok saymalardr. Michel Fo
ucault, Jacques Derrida, Jacques Lacan, Gilles Deleuze, Jrgen Habermas,
Louis Althusser, Jean-Franois Lyotard, Ernesto Laclau, Homi Bhabha ve Ju
dith Butler gibi dnrlerin yazlarnda McLuhan'a nadiren atf yapldn
grrsnz - geri bu liste, 1970'lerden itibaren medya kltrndeki, bu
runlarnn dibinde gerekleen muazzam deiimlere hi aldr etmeyen ya
da medyay ancak kapitalizm yahut temsili demokrasi gibi dier kurumlar
kuvvetlendiren bir alet olarak yorumlayan belli bal teorisyenleri de katarak
hayli geniletilebilir. Szgelimi, kamusal alan ve matbaann kahvehaneler
deki rol hakkndaki ilk kitabndan beri iletiim teorisiyle son derece ilgili
olan Habermas3 modern dnemin balarnn Avrupa'snda eletirel bilincin
oluumunda matbaann araclna hi bakmaz.
Geri bu durumun baz belirgin istisnalar vardr: Walter Benjamin, Ber
tolt Brecht, Hans Magnus Enzensberger, Felix Guattari ve elbette Jean Ba
udrillard4 akla ilk gelen isimlerdir. Ama Benjamin' in sanat eseri hakkndaki
denemesinde yalnzca mekanik ya da teknik yeniden retim ele alnr ve ge
nel olarak medyaya deil, zel olarak fotoraf medyasna ve filme odakla
nlr. 5 Baka bir yazsnda Benjamin bir ara mahiyetinde genel olarak dile
deinir, ama rnein matbaaya kyasla onun maddiliini ve zgl teknolojik
3 Habermas, The Structural Transformation of the Public Sphere.
4 Baudrillard'n McLuhan'la olan ilikisini bu makalede tartamayacam. Bunun hiperger
ein teorisyeni iin retici olduunu belirtmekle yetinelim. zellikle bkz. kendi makalesi
(Baudrillard, "The Ecstasy of Communication".
5 Benjamin, "The Work of Art in the Age of Mechanical Reproduction".
Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault, Deleuze ve Yeni Medya

yaplann gndeme getirmez. 6 Brecht'in katksysa radyo hakknda kale


me ald ksa bir yazyla snrlyd. 7 Enzensberger medyann yaratabilecei
sosyalist olaslklara cokuyla ilgi gstermiti ama medyay ancak iki y
nelimli iletiim biimleri olarak ele almt. 8 Guattari ise Heidegger' in tek
noloji hakkndaki grlerine mthi bir eletiri yneltmi, fakat mekanik
makineleri enformasyon makinelerinden ayrmamt. 9 Burada Baudril
lard'n McLuhan'la karmak ilikisini tartmaktan kendimi alkoyuyor ve
McLuhan'a dair eksiklie ve bu eksikliin dier byk ahsiyetlerdeki so
nularna odaklanmak istiyorum. Geri Baudrillard'n itibarnn, ksmen
McLuhan'a olan borcu, bakalarnn yan sra Derrida ve Deleuze'n de uzak
durduu ekilde, medyay popler kltr balamnda irdeleme hevesi y
znden, bu ahsiyetlerin gznde lekelenmi olabilecei sylenebilir.
Michel Foucault bu soruna dair ilgin bir rnek tekil eder. Foucault'nun
1970'lerdeki eseri, bizatihi "medya" terimiyle deilse de, medya mecazlaryla
dopdoludur. Discipline and Punish [Disiplin ve Cezalandrma] ve Cinselliin
Tarihi (1. Cilt) esas olarak bireylerin "dmler" (nodes) olarak anlald
"iktidar teknolojisi" ve "alar" gibi figrlere dayanr ve bu haliyle a taban
l bilgi ilemi ima ve iaret eden bir muhayyelin gstergesidir. Dolaysyla,
Foucault'nun bireyin ya da znenin gndelik hayattaki alar iinde ve bu
alar tarafndan oluturulduu yolundaki anlay medyann rolne dair bir
anlay yanstr. Ve itirafa dayal konumay, modern Fransa'nn ilk d
nemlerinde konumann zgn uzam olarak tasvir etmesiyle, dilin bir bii
minin zne konumlaryla bir analizine ok yaklar. Dahas, yazar ilevinin
tesindeki bir dnyaya dair esrarengiz tasviri, internet fenomeni daha ortaya
kmadan internetteki etkileimi akla getirir:
Btn sylemler . .. bir mrldanmann anonimlii iinde cereyan eder.
Bunca uzun sre yinelenmi sorular artk iitilmez: 'Gerekten kim konu
mutu? O mu, bakas deil mi? Hangi sahicilikle ya da hangi zgnlkle?
Ve syleminde, kendisinin en derinlerinden neyi ifade etmitir?' Bu syle
min varlk kipleri nelerdir? Sylem nerede yaplmtr, nasl dolama gi
rebilir ve onu kim kendine mal edebilir? Bu sylem dahilinde olas zneler
6 Benjamin, "On Language as Such and on the Language of Man", s. 316. (Bu makaleyi dikkatime ektii iin Christopher Wild'a teekkr ederim.)
7 Brecht, "On Radio".
8 Enzensberger, "Constituents ofa Theory ofMedia".
9 Guattari, "Machinic Heterogenesis".

Cogito, say: 70-71, 2012

519

540

Mark Poster

iin ayrlan yerler nelerdir? Bu eitli zne ilevlerini kim yerine getirebi
lir? Ve tm bu sorularn berisinde, bir kaytszlk/ farkszlk [indifference]
kprtsndan baka neredeyse hibir ey duymayz: Kimin konutuunun
ne nemi var? 10

Foucault burada, yazarln daima muallakta olduu, Second Life, Myspace,

Facebook, Youtube gibi sohbet odalar, e-posta, blog, web sayfas ve sosyal
medya sitelerini nceden sezer gibidir. Foucault kimliin pheli olabildii
ve metnin akna, yaratcln itkilerine tabi klnabildii bir iletiim uza
nm tasvir ediyor ve hatta bunu arzuluyor gibidir. Ama medya kelimesine,
yazarlk eletirmeninin daarcnda yer yoktur. En sonundaysa, kendilik
kaygsnda yazmann nemine dair arada edilmi birka laf dnda, Fouca
ult medyay "zneleme/tabileme" (subjectivation) adn verdii eyin m
him bir sahas olarak teoriletirmez.
Gilles Deluze yirminci yzyl teorisinde medyann yokluunun bir baka
eitlemesini sunar. Anti-Oidipus ve Bin Yayla gibi, Felix Guattari ile birlik
te yazdklar r ac ve hatta hakimane eserlerde modernliin toplumsal
ve kltrel uzam eletirel bir ekilde irdelenir ama medyadan hi bahse
dilmez. Bu eserlerde Bat gereklii ok etkili bir ekilde yeniden dnl
mekte olsa da medyann yokluu bu abay baltalama tehdidi tar. Ayn ey
Deleuze'n film zerine iki kitab iin de sylenebilir. 1 1 Deleuze'n oylum
lu klliyatndaki tek istisna, 1990 tarihli "Denetim Toplumlar zerine Ek"
balkl ksa denemesidir ki, bu yaznn bal bile yazarn dncesinin e
perinde durduunu iaret etmektedir. ngilizce konuan sylemsel cemaatte
(DISCURSIVE COMMUNITY), dnrler bir medya tartmasna ylesine
zlem duymulardr ki bu ksack yaz kendi mtevaz konumunu aan bir
ilgi ve vgye mazhar olmutur. Baka bir sebepten deilse de srf bu hre
tinden dolay dikkatle ele alnmaya layktr.
1990'da yazd "Denetim Toplumlar zerine Ek" balkl, hayli tart
maya konu olmu o ksa yazsnda Deleuze daha ziyade, bilgisayar tekno
lojisinin mmkn kld tahakkm icrasnda kapatp-kuatc uzamsal
dzenlemelerin eksikliini vurgular. Deleuze'n argmann yeniden for
mle eden Hardt ve Negri'ye gre "deimi olan ey" udur: "Kurumlarn
10 Foucault, "What is an Author?", s. 119-120 [Sonsuza Giden Dil, (Seme Yazlar, 6), ev. Ik
Ergden, stanbul: Ayrnt, 2006, s. 249] (eviri deitirilmit ir - ed. n.)
11 Deleuze, Cinema 1: The Movement-lmage; Cinema 2: The Time-lmage.

Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault, Deleuze ve Yeni Medya

kmesiyle birlikte, disiplinci dispositifler uzamsal adan toplumsal alan


da daha az snrl ve mahdut hale gelmitir. Hapishane disiplini, okul di
siplini, fabrika disiplini vb. znelliin melez retiminde i ie geer." 12 Bu
metinde denetim toplumlar, "kapatp-kuatmann belli bal rgtlenme
sahalar"nn 13 eksiklii eklindeki negatif zelliin tesinde, insan deli
edercesine tanmsz braklmaktadr. Deleuze "Having an idea in Cinema"
["Sinemada Bir Fikre Sahip Olmak"] balkl yazsnda 14 yine denetim top
lumunu tartr, ama gene ksa ve bulank bir tartmadr bu; nceki tart
masna sadece "... enformasyon denetim sisteminin ta kendisi olduu iin", 15
"kar-enformasyon"un bir direni biimi haline geldiini16 ilave eder. Btn
bunlar da beni Deleuze'n a tabanl dijital enformasyon insan-makinele
ri asemblaj anlaynn iptidai kald karmnda bulunmaya gtryor.
Szgelimi, "kar-enformasyon"un ne olduunu tahayyl etmek zordur. Aca
ba eletirel ieriin direni olduunu mu kastetmektedir? Yoksa direnii te
sis eden ey eletirel ieriin biimi midir?
Disiplin toplumlar/denetim toplumlar kartlndan yola karak,
Deleuze'n kendini Foucault'nun karsnda konumlandrd ya da en azn
dan Panopticon tarihisinin dnmedii tahakkm biimlerini tespit etmek
suretiyle Foucault'nun tesine getii sonucuna varmak mantkl gelebilir.
Ama bu hi de doru deildir. Aksine, Deleuze Foucault ile mutabk olduu
nu syler ve meselenin dayanak noktas olarak yine William Burroughs'nun
adn anar. yle der Deleuze: "Foucault geleceimizin disiplinden ziyade
denetim altna alnacan iddia eden Burroughs ile mutabktr." 17 Ama De
leuze, Foucault'nun disiplini tarihin plne atarak denetim toplumlarna
dnm ngrdne dair hibir kant sunmaz. Yukarda alntladmz
pasajda grld gibi, iki tahakkm dzeni arasndaki kopuun zellikle
rini etkileyici bir ekilde saptasa bile, Deleuze kendini Foucault'nun tesine
geen dnr olarak konumlandrmaya gnll deil gibidir. Deleuze aa
daki pasajda Foucault'nun denetim toplumlar mefhumunu benimsediini
iddia eder: "... Foucault'nun tasvir ettii disiplinler, aama aama olmaktan
ktmz eylerin tarihidir ve u anki gerekliimiz aleni ve srekli denetim
12 Hardt, Negri, Empire, s. 330.
13 Deleuze, Negotiations, 1972-1990.
14 Deleuze, "Having an idea in Cinema".
15 Agy., s. 17.
16 Agy., s. 18.
17 Deleuze, "What is a dispositif?".

Cogito, say: 70-71, 2012

541

542 Mark Poster

yatknlklar biimine brnmektedir ki bunlar yakn zaman nceki kapal


disiplinlerden ok farkldr." 18
Deleuze argmann glendirmek zere Foucault'nun Security, Territory,

Population ["Gvenlik, Egemenlik Alan, Nfus"] balkl ders dizisindeki y


netimsellik tartmasna iaret edebilirdi. Foucault burada modern devletle
birlikte ortaya kan, Deleuze' n denetim toplumlarna benzer bir ekilde ni
telendirilebilecek, yeni bir iktidar teknolojisi trn tanmlar. 19 Ynetimsel
liin soyktn tahlil ederken Foucault on sekizinci yzyldaki merkanti
listler ile fizyokratlarn siyasetini karlatrr. Merkantilistler devletin serve
tini azami seviyeye ykseltebilmek iin ekonomik faaliyetlerin denetlenmesi
gerektiini savunuyordu. ithalatlar asgari dzeye ekmeye ve bilhassa tarm
reticilerinin retim miktarn snrlamasn nlemeye alyorlard. Fouca
ult merkantilist politikalarn baskc doasn vurgular; hkmdarn iktidar
teknolojisine zg, tipik bir devlet eylemidir bu. Fizyokratlarsa ekonominin
bu ekilde dzenlenmesine kar duruyor, reticilerin pratiklerini, -nemli
nokta burasdr- onlar bilfiil bastrmadan maniple etmeyi tercih ediyordu.
Belirli ekonomileri yasaklamaktansa, ulusun serveti iin en iyi olan ey neyse
onu yapmay reticiler iin avantajl klacak politikalar neriyorlard.
Foucault byle bir iktidar ynetimselliin ilk ya da ok erken bir rnei ola
rak grr. Burada sz konusu olan ey, mukimlerin bir "nfus" olarak, refah
politikann hedefi olan bir kitle muamelesi grd bir devlet pratiidir ve bu
politika yasaklamalar, bastrmalar ve iddet yerine, srnn esenliini gaye
edinen bir obanlk olarak icra edilir. Kendi amalarm dorultusunda, bura
daki mhim meselenin Foucault'nun gznde "nfus"un "egemenlik alan"na
tekabl etmediini belirteyim. Foucault'nun kendi szlerine bavuralm:
... [ynetimsellik] artk znde toprak rejimiyle, topra kaplad alanla
deil, bir kitleyle -hacmi, younluu ve elbette zerinde uzand ancak
yalnzca birletirici paralarndan biri olan arazisiyle nfus kitlesi zerin
den- tanmlanan ynetim devletidir. 20

Foucault'nun ynetimsellik mefhumu, tpk " denetim toplumu" mefhumu


gibi, disiplinin iktidar teknolojisinin mekanlar olan hapishaneler, klalar,
18 Agy.

19 Foucault, Security, Territory, Population.


20 Foucault, age., s. 110.
Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault, Deleuze ve Yeni Medya

hastaneler, okullar gibi fiziksel mimarilerce tanmlanmayan, snrlanma


yan veya karakterize edilmeyen bir devlet iktidar biimidir. Foucault bura
da insan kitleleri hakknda bilgi ya da enformasyon gerektiren, insanlarn
bu sylemsel mekanizmalarla tanmland ve bu tanmlamalara gre mu
amele grd devlet dzenlemesi sistemlerini ngrr. Ve nfuslarn bu
ekilde ynetimsellik iine ekilmesi, Deleuze'n "denetim toplumu" fikrinin
artrd bilgisayar takibinin balca kouludur. Her ne kadar Foucault
nfuslarn denetimin elzem esi olarak biliime deinmese de, denetim
toplumuyla badatrlabilir dzenleme biimlerine iaret eder. Deleuze'n
Foucault ile mutabk olduu bu hayati noktay tartmamas hayal krkl
na uratr, zira byle bir tartmaya girse denetim toplumunu daha zengin
bir ekilde kavrayabilir ve bylece, onun doasnn bilgisayar vastasnn bir
sonucu olmakla kalmadn, devlet iktidarnn nceki bir oluumundan da
kaynaklandn belirterek daha gelikin bir kavraya ulaabilirdi .
Deleuze'n disiplinden denetime geen aamal teorisi nitelik asndan
da fazla izgiseldir. "Denetim" unsurlar Avrupa'da modern dnemin ba
larnda bile vard; rnein devlet pheli kt kiilerin izini srmek iin
ajanlar grevlendiriyordu . Ayn ekilde, "disiplin" biimleri yirmi birin
ci yzylda da oalmaktadr; rnein, ABD'de son zamanlardaki ve im
diki ynetimlerin "sertleme yanls" politikalar sonucunda gnden gne
daha fazla hapishane ina edilmektedir. Ayrca, disiplinden denetime ge
i, bu devlet stratejilerinin gney yarmkredeki ok farkl yatknlklarn
gz ard eden Avrupamerkezci bir baktr. Mesela, Franois Verges yle
der: "Smrge sonras Yeniden Birleme'de, bu iki strateji ayn zamanda
vuku bulmutur. Yeni yaptrm, eitim ve bakm trleri Kreoller etrafnda
bir denetim a kurmu ve devasa bir toplumsal denetim ann oluturul
masnn yan sra, hapishaneler oalm, siyaset de kriminalletirilmi ve
psikolojikletirilmitir."21 Demek ki Deleuze'n disiplinden sonraki aama
olarak denetim modeli birok dzeyde sorunlar barndrmaktadr.
Micheal Hardt, 1998 tarihli bir denemesinde, denetim toplumlar kavra
mn Deleuze'n bize sunduundan teye tayp gelitirmeye alr. "Dene
tim toplumlarnn mecazi uzanm belki de en iyi ekilde ifade edecek ey,
konumlarn devaml rzgara kaplp srklendii, yer deitiren l kumla
rdr; daha dorusu, sonsuz bir ekilde programlanabilir kod ve enformas21 Verges, "Monsters and Revolutionaries: Colonial Family Romance and Metissage", s. 219.

Cogito, say: 70-71, 2012

543

544

Mark Poster

yon aklar olan siberalemin przsz yzeyleridir."22 Przsz yzeyler


izgili dzlemlere tezat tekil eder; ilki homojen uzanlan, dieriyse hetero
jen uzamlar23 ifade eden, Bin Yayla 24 kitabndan hatrlanabilecek kategori
lerdir bunlar. Fakat Hardt siberalemin denetim toplumunun iktidar oluu
muna direnen yann, telif hakk yasasna, sabit kimliklere/zdeliklere, san
sre ve benzeri eylere devaml meydan okunduu ve bunlardan kald
her trden uzam gz ard eder. Siberalem Hardt'n kafasndaki effafln
przsz yzeyinden ziyade, direni, atma ve belirsizlikten mteekkil
hayli farkllam bir alandr.
Hardt'a gre, denetim toplumlar "przsz" dr, zira sivil toplum km
ve bylece, araclklarda mevcut olmayan toplumsal meydana getirmitir.25
Hardt Hegel' den Foucault'ya kadar sivil toplumun diyalektiini tahlil edip u
sonuca varr: "O halde, sivil toplum sonrasnda sona ermi, daha dorusu,
nemi azalm olan ey tam da bu araclk ya da eitim ilevleri ve vaktiy
le bunlara biim vermi kurumlardr."26,* Foucault'nun disiplinci kurum
lar bireyleri konumlandrma ve onlara kimlik verme yetisini kaybetmitir.
Hardt'n gznde, kapatlma mekanlarnn yerini medya almtr. Ama yine
itiraz etmek gerekir: Medya, eitim ve aile gibi eski messes nizamlardan
farkl bir biimde de olsa, yine araclk yapmaktadr. Hardt'n disiplinden
denetime geii kavraynda tam da iktidar teknolojileri olarak medya tahlil
edilmemektedir. Elbette ki medya hapishaneler ve eitim kurumlar vb .den
farkldr, ama yaplandrc sistemler olarak medyann zgll anlalmal
ve medyann dierlerinden farkna dikkat edilmelidir. Televizyon, matbaa ve
nternet, bunlarn her biri disiplinci bir kurumdur; bu anlamda birbirlerin
den farkldrlar, ama ayn zamanda, zneleri tesis etmeleri, kimlikleri tanm
lamalar, bireyleri konumlandrmalar ve kltrel nesneleri ekillendirmeleri
bakmndan hapishanelere benzerler. Medya, atlyeler ve hapishanelerde ol
duu gibi uzamsal dzenlemeler gerektirmiyor olabilir, ama insanlar, bilgisa
yarn banda, televizyonun nnde, kulaklkla, bir mp3 alarla ya da bir cep
telefonuyla ehrin sokaklar arasnda yahut metroda yrr ya da bisiklet s22 Hardt, "The Withering of Civil Society".
23 Deleuze ve Guattari, A Thousand Plateus: Capitalism and Schizaphrenia.
24Age.
25 Hardt, agy.
26 Agy., s. 36.
* Metnin banda belirttiimiz gibi "medya/media"nn, kabaca, "aralar" anlamna gelir. Bu
nunla balantl "mediation" szcnyse, kkene iaret edebilme maksadyla " dolaym"
yerine "araclk" diye evirmeyi yeledim (.n.)
Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault, Deleuze ve Yeni Medya

rerken uzamda ve zamanda sabit kalr. Modern kurumlardan farkl olduu


na iaret etmek iin, znenin inasnn bu dzenleniine "sper-Panopticon"
adn veriyorum. 27 "Denetim toplumu" teriminin iktidarn yeni teknolojile
rini, medyay kavrama yetisini kaybediyor olma gibi bir dezavantaj vardr.
Esasnda, Deleuze "denetim" kavramna bavurarak dijital kltre dair
snrl bir gr benimsemektedir. "Denetim Toplumlar zerine Ek"te y
le der: "Denetimin saysal [dijital] dili enformasyona ulam ya da ulamn
reddedilmesini iaret eden ifrelerden oluur."28 Burada dijital zaten her za
man "denetim"dir. Bu ksmen doru olsa da, Wendy Chun'un29 ve Alexan
der Galloway' in30 hakl bir ekilde belirttii gibi, dijitalin zaten her zaman
"zgrlk" olduu da dorudur. Nasl ki kltr endstrileri, denetim me
kanizmalar sayesinde, kendi mziklerini bilgisayarlarna indiren kullan
clarn izini srebiliyorsa, o kullanclar da RIAA'y* dehete drrcesine
mzik dosyas indirmeye devam etmektedir. Dijital kltr ayn anda iki yne
doru ilerlemektedir: Hem denetime hem de denetimden kurtulmaya, z
grlemeye doru. Kabul etmek gerekir ki Deleuze bilgisayar teknolojisinde
"parazit"in "edilgen tehlikesi" ile "korsanlk ve virs bulatrma"nn "etkin
tehlikesi"ni teslim etmektedir. 3 1 Ama dijitalin, her iki seenei de mmkn
klan niteliklerini saptayacak kadar ileri gitmez. Disiplin toplumundan sonra
ortaya kabilecek olan ey, ancak siyasi eylemin karar verebilecei -ve bunu
kresel dzeyde yapaca- bir denetim ve zgrlk toplumlar karmdr.
Daha genel bir dzeyde, Deleuze iin medya teorisine yaklamann nn
de duran ey filmi sanat olarak anlamasdr. Difference and Repetition' dan
["Fark ve Tekrar"J 32 1980'lerdeki sinema kitaplarna kadar Deleuze sinemay
ancak sanat erevesi iinde ele alr. Gndelik hayatn dibine kadar iitsel ve
grsel teknolojilere batarak deimi alannn farkna vardndaysa, sanatta
gndelik olandan zgrletirici bir ka yolu bulur: "Gndelik hayatmzda
standartlama, basmakalplama ve tketim nesnelerinin hzlanm yeniden
retimine tabi klnma arttka, ona sanat zerk edilmelidir..."33 Gndelie
yozlam, bayalam ve uursuz bir eymi gibi baktnzda, medya so 27 Poster, The Mode of Enformation: Poststructuralism and Social Context.
28 Deleuze, Negotiations, s. 180.
29 Chun, Control and Freedom: Power and Paranoia in the Age of Fiber Optics.
30 Galloway, Protocol: How Control Exists After Decentralization.
31 Deleuze, age. s. 180.
32 Deleuze, Difference and Repetition.
33 Age, s. 293.
* RIAA: Recording Industry As sociation of America. "Amerika Kayt Endstrisi Birlii" (.n.).

Cogito, say: 70-71, 2012

545

546 Mark Poster

rununun yanna yaklaamazsnz. yle grnyor ki Deleuze gerek moder


nist sanat teorisinin snrlar gerekse de postmodern teorideki "st" kltr
ler ile "popler" kltrlerin kaynamas zerine tartma konusunda, Stuart
Hall'dan Michel de Certeau'ye uzanan kltr incelemeleri alanndaki eserle
ri gz nnde bulundurmu olsa iyi ederdi. O yoldan ilerleseydi, Deleuze'n
sanatn devrimciliindeki srar y umuam olur ve bylece kltr olarak
medyaya dair daha genel bir teoriye kap aralanrd. Byle bir yola girmeyen
Deleuze'n biliime baml denetim sistemlerine bak, onun metalama
ya direnmeye ve zellikle yeni trden kresel siyasetler oluturmaya ynelik
kart olaslklar boyutundan mahrum kalr. A tabanl biliime ikin ma
kineleme siyasi oluum iin yeni bir ynelim salamakla birlikte, Byk
Birader tarafndan denetim altna alnma tehlikesini de barndrmaktadr.
Eletirel teorinin amalarna ancak birbirinden bsbtn farkl bu iki ucu
da hesaba katan bir medya teorisi hizmet edebilir.
Neo-liberalizm
Foucault' da neo-liberalizm meselesi yeni medya ve genel olarak medya ko
nularyla kesien ekillerde tartlmtr. 1978 ile 1979 arasnda College de
France'ta verdii derslerde Foucault modern topluma zg yeni bir iktidar
teknolojisi olan bir ynetimsellik tarihi sunmutu. Modern devletler ynetim
sellii egemenliin yan sra ve disiplin ve biyo-iktidarla karmak bir iliki
iinde icra etmiti. Bu iktidar teknolojilerinin birbirleriyle olan ilikilerini
enine boyuna irdeleyemeyeceim. imdilik, sonraki yllarda Foucault'nun
genel olarak modern devlet ve toplumun biimlerini yeniden dnmeye a
ltn sylemekle yetinelim.
Ynetimselliin neo-liberalizmle ilgili vehesi, devlet denetiminin id
det iermeyen, hatta baskc olmayan biimlerinin vurgulanmas bakmn
dan, Antonio Gramsci'nin hegemonya mefhumuna biraz benzemektedir.
Foucault'nun en ok ilgi duyduu iktidar trnn, ekonomik faaliyetleri,
aktrlerin toplumu zenginletirecek ve devlet politikasyla uyumlu ekillerde
retip ticaret yapmay faydal bulaca koullar yaratmak suretiyle ekillen
dirmeye alm Fizyokratlarn savunduu iktidar tr olduunu grm
tk. Bu tr eylemler iin uygun ortam yaratmak iin, fizyokratlarn do
r udan egemenlik alanyla snrl olmayan bir nfus kavramna ve bu nfus
hakknda kapsaml bilgiye ihtiyac vard. O halde Fizyokratlarn nfus iin
de zgr failler olduunu farz ettiini syleyebiliriz. Gerekten de nfusun
Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault, Deleuze ve Yeni Medya

zgr faillerden, kendi kazanlarn olabildiince ok artrmak iin hareket


eden bireylerden olumas gerektiini dnyorlard.
Foucault'ya gre neo-liberalizm bir ya da iki adm daha ileri gider ve
nfusun, kendilerini ekillendiren bireylerden olumasn art koar. Neo
liberalizmin gznde bireyler artk Kartezyen modernliin sabit, rasyonel
varlklar deil, bilfiil kendilerini kurmaya girimi karmak ve esnek var
lklardr. Baz eletirmenlere gre34 bu kendi kendini oluturma ya da kendi
kendini icat etme anlay Foucault'nun dncesinin nihai dorultusuna,
1981 tarihli son ders dizisi olan The Hermeneutics of the Subject ["znenin
Hermentii"] ve (her ikisi de 1984'te yaymlanm) The Uses of Pleasure
["Hazzn Kullanmlar"] ve The Care of the Sel{ ["Benliin Bakm"] kitapla
rnda gelitirdii haliyle kendilik kaygs kavramna varr. Baka yazarlarsa
Foucault'nun 1979 ve 1979' daki ders dizisinin bir neo-liberalizm siyasetine
bal kaldn ve hatta byle bir siyasetin geliini kutladn iddia eder. 35
Bu sonraki grup Foucault'ya, baz Amerikan hkmetlerince saldrgan bir
ekilde tevik edilen ve kresellemeye sk skya bal olan neo-liberal dn
ya dzeni savunuculuu isnat etmitir.
Security, Territory, Population ve The Birth of Bio-Politics ["Biyopolitika
nn Douu"] kitaplarndaki Foucault'nun, yirminci yzyldaki etkisinin ge
nilediini dnd ynetimselliin iktidar teknolojisinden bylendii
doruysa da, siyaseten devlet iktidarnn bu ynelimiyle ittifak iine girdi
ine asla katlmyorum. Bu iddiada bulunanlarn ciddi hatas, bana kalrsa,
Foucault'nun siyasi grlerinde bir kapann bulmaya ihtiya duymalardr.
Tm meslek hayat boyunca Foucault'ya elik etmi varsaymn aynsdr bu:
Entelektellerin btnselletirilmi siyasi grleri ve nereye doru gittii
miz gibi byk sorunlara yantlar olmas gerekir. Gelgelelim, 1970'lerde Fo
ucault bu itkiye kar durmu, hareketlerin iindeki katlmclarn meseleleri
akla kavuturmasna yarayabilecek, kendi deyiiyle, "aralar" gelitirme
yi tercih etmiti. O eski "Ne yapmal?" sorusuna kati bir yant vermeyi kesin
likle reddetmiti. "zgl bir entelektel" olarak, Voltaire' den Marx'a ve son
raki ahsiyetlere kadarki "evrensel entelekteller" den farkl bir ekilde, teo
risyene ok daha mtevaz roller atfetmiti. Bu, en azndan, neo-liberalizme
duyduu ilginin bizatihi ifade ettii grlerle daha uyumlu bir okumasdr.
34 Rose , lnventing Our Selves: Psychology, Power, and Personhood.
35 Deuber-Mankowsky, "Nothing is Political. Everything Can be Politicized: On the Concept of
the Political in Michel Foucault and Cari Schmitt"; Bidet, "Foucault and Liberalism: Ratio
nality, Revolution, Resistance".

Cogito, say: 70-71, 2012

547

548

Mark Poster

Bir baka okumaya greyse, tpk yirminci yzyln ikinci yarsndaki pek
ok Batl eletirel teorisyen gibi, Foucault'nun da kafas karktr. Modern
liin byk st-anlatlar km, ikna ediciliini ya da yorumlayc gcn
kaybetmiti. Bu durum, uluslararas ilikilerde Avrupa'nn, hatta belki de
Bat'nn hegemonyasn kaybetmesi, kresellemenin ilerlemesi, rklk kar
t yurttalk haklar hareketinden feminizme, gey haklar savunucularn
dan ekoloji hareketlerine, smrgecilik sonras siyasetten -bu tartma iin
en nemli husus olan- yeni medyann usuz bucaksz yaylmna varncaya
dek yeni hareketlerin ykselii dahil olmak zere, baz temel yeni eilimle
rin ortasnda ortaya kmt. Bununla yzlememiz gerekir artk: Eletirel
entelekteller insanln genel kaderi meselesine ikna edici alternatifler su
namyordu. 1960' lardan itibaren birok nemli muhalif inisiyatif domutu;
ama bunlarn hibiri, Marx' amlayarak sylersek, "tarihin bilmecesini
zecei ve kendini yle bilecei" vaadinde bulunmamt.
imdilerde neo-liberalizm kendini olumlayc bir ekilde bir zm ola
rak sunmaktadr, ama bunun bir dzmece olduu, ulustesi kapitalizmin ve
siyasi iktidarn merkezlerindeki sekinlerinin alayc bir ekilde glmseme
sini salayan dalkavuka resmedilmi bir dnya tablosu olduu aktr. Akl
banda hibir entelektel bu grle ittifaka giremez. Zaten Foucault'nun
da yle yapmadna inanyorum.
Deleuze bilgisayarlatrlm "denetim toplumu"nun eserlerinin blne
mez eyi/bireyi oaltp blnebilen bir eye* dntrd kansndadr.
Veritabanlar insanlar paralara ayrmakta, i piyasalar seyyar bir igc
n talep etmekte, reklam ve yeni retim yntemleriyse kitleyi zerek "kiile
tirilmi" tketicilere dntrmektedir. Ortaya kan sonu postmodern, o
ul benlik olarak fark edilebilir. Ama Foucault disiplinci iktidarn erevesin
de bile bu ileyilerin ounu sezmiti: Mahkum, kriminologun dosyasnn
yardmyla, bireyletirilmi, kiiletirilmi bir vaka haline gelmiti. Ayn etki
okul gibi kurumlardaki tefti yntemlerince de retilmiti. Modern toplumun
her yerinde, "norm" gstergesi altnda rgtlenen disiplin, bireyi hem bir snf
adlandrmas hem de bir ii olarak ina etmiti. Disiplin toplumunun "bl
nemez birey"i ile denetim toplumunun "blnebilen bireyi" arasnda bir fark
var gibi grnse de, aradaki boluk grnd kadar fazla deildir.
*

Trkede "birey" diye karlanagelen "individual" szc etimolojik olarak Latincedeki


"individuum", yani "atom, blnemez parack" anlamna gelir. Bataki olumsuzluk neki
"in-" kalktndaysa, geride "dividual", yani "blnebilen ey" anlam kalr.

Cogito, say: 70-71, 2012

Foucault, Deleuze ve Yeni Medya

Bilgisayarla ilenmi veritabanlar, canllar elektronik hzda ilenen ni


teliklere dntrdkleri gibi, ayn zamanda kendiliin o paralarn yeni
den bir araya getirmekte, baytlar her trden kayd sosyal gvenlik ya da va
tandalk numaras altnda toplayan ilikisel veritabanlar sayesinde birle
tirmektedir. Yaltk bilgisayarlarda, veriler kiiyi "blnebilir" hale getirir,
ama daha ska yaanan eyse bilgisayarlarn alarla birbirine balanmas,
veri dei tokuunda bulunmas, sonular karlatrmas ve enformasyonu
biriktirip birleik bir portre oluturmasdr; biyolojik halimizin stne bi
nen, bizi ikiye karan, ama ne olursa olsun o tek bedenimize dayal olarak
hareket eden ikinci bir benliktir bu. Ynetimselliin ve disiplin toplumunun
brokrasileri denetim toplumunda tam olan, ama iktidarn nceki teknoloji
siyle de devamll olan sreci balatmlard.
Ama denetim toplumu, yeni medya sayesinde, disiplin altna alc dene
timle zdeletirilen mekansal kapatp-kuatmalardan ayrlr ve bunu nem
li bir adan yapar. Denetim toplumunda birey etkin ve istekli bir ekilde veri
birikimi srecine riayet eder, bir satn alma ilemi srasnda cebinden hemen
kredi kartn karverir, mteri memnuniyetini lmek iin hazrlanan an
ketleri doldurur, acaba en son hangi teknolojik rn (cep telefonlar, gps
sistemleri, vb.) kt diye hevesle bekler ve onu satn alp kullanmaya balar,
bylece en ufak hareketleri bile devletin ve kapitalizmin gleri tarafndan
izlenir hale gelir. Gerek reality TV' de gerekse de attmz her adm ve yap
tmz her harekette, takip edilme drtsyle tamamen su ortayzdr.
Denetim sistemlerindeki bu deiimi "sper-Panopticon" diye adlandrarak,
bunun Foucault'nun nceki analiziyle devamllk iinde olduunu, ama ayn
zamanda dzende belirli bir deiimi kaydettiini ifade etmeye altm .
Deleuze denetim toplumu adn verdii eyin katlmc niteliine bakm
yordu ve dolaysyla neo-liberalizmin bu zelliinin, tabiri caizse, iki ucu
keskin bak olduunu fark etmemiti. Bireylerin bizatihi takip edilme s
relerine katlmalar, onlarn burada kalmaktaki srarlar srekli olarak
kltrel ierik retmelerini de ierir. Gerek onlarn ne yapmakta olduunu
"bilen" ierik gerekse de paylalan ierik kendi enformasyon pratiklerinin
sonucudur. Youtube'tan Facebook ve Wikipedia'ya kadar kltrel biimler,
kltr endstrilerinin denetiminin dnda olan, denetim toplumunun h
km alannn, gr asnn dnda olan yeni medyann yardmyla tesis
edilir. Bana kalrsa da bu pratikler, Foucault'nun kendilik kaygs kavramy
la dillendirdii, kendi kimliimizi reddetme, kendi bireyliimizi kken ve
Cogito, say: 70-71, 2012

549

550

Mark Poster

z olarak grmeyi reddetme ve kendimizi bilinmeyen ve gelecek odakl bir


benlik kefine ama arsyla yakn bir etkileim iindedir. Foucault her ne
kadar yeni medyadan hi bahsetmemi olsa da, yeni medyann bizler iin
mmkn kld direni imkanlarnn ortasnda bize olaanst bir ekilde
rehberlik edebilecek, kendimizi ve kltrmz tam da btnyle zorunsuz
(contingent) olduklar iin neo-liberal kstlamalarca denetlenemeyecek e
killerde dntrmemiz gerektiine daha ak bir ekilde iaret eden biridir.
Sonu
Kanmca zaman ve medya yle bir kuramsallatrlmal ki, ikisi arasndaki
iliki insan temel alp btnyle ona bal olmamal, bunun yerine, insan
ve makinenin (insan iin protez mahiyetinde deil, ilikinin sonucunun ya
da zgl biimlerinin ilikinin ilk bataki kavramlatrlmasnda nceden
belirlenmedii insan/makine karmlar eklinde) oklu bileimlerinin ok
daha karmak bir imkan sunulmaldr. likinin zorunsuzluu ak tutul
maldr. Bylece medyann ve zamann farkl kltrel biimleri ve geerlilik
leri olur ve a tabanl biliimde daha yeni ilikinin nasl kurulmas gerektii
eklindeki hayati soru ak bir siyasi mesele olarak kalr.
lngilizceden eviren: Erkal nal

Kaynaka

Bacon, Francis, The Advancement of Learning. Londra: Cassell & Conpany: 1893.
Baudrillard, Jean, "The Ecstasy of Communication", Anti-Esthetic, H. Foster (ed.),
Port Townshend, Washington: Bay Press, 1983.
Benjamin, Walter, "The Work of Art in the Age of Mechanical Reproduction", Illumi
nations, New York: Schocken, 1969, s. 217-251.
Benjamin, Walter, "On Language as Such and on the Language of Man", Ref1ections:
Essays, Aphorisms, Autographical Writings, P. Demetz (ed.), New York: Schocken
Books, 1978, s. 314-332.
Bidet, Jacques, "Foucault and Liberalism: Rationality, Revolution, Resistance", Criti
cal Horizans, (2007),C. 8, S. 1, s. 78-95
Brecht, Bertolt, "On Radio", Screen, C. 20, S. 3-4 (1979-1980), s. 19.
Chun, Wendy Hui Kyong, Control and Freedom: Power and Paranoia in the Age of Fiber
Optics. Canbridge: MiT Press, 2006.
Deleuze, Gilles, Cinema 1: The Movement-Image. Minneapolis: University of Minne
sota Press, 1986.
Cogito, say: 70-7 1, 2012

Foucault, Deleuze ve Yeni Medya

Deleuze, Gilles, Cinema 2: The Time-Image. Minneapolis: University of Minnesota


Press, 1989.
Deleuze, Gilles, "What is a dispositif?", Michel Foucault Philosopher, F. Ewald (ed.),
New York: Routledge, (1992), s. 159-168.
Deleuze, Gilles, Negotiations, 1972-1990, New York, Columbia University Press, 1995.
Deleuze, Gilles, "Having an idea in Cinema", Deleuze & Guattari: New Mappings in
Politics, Philosophy, and Culture. E. Kaufman ve K. Heller (ed.), Minneapolis: Uni
versity of Minnesota Press, 1998, s. 14-19.
Deleuze, Gilles ve Felix Guattari, A Thousand Plateus: Capitalism and Schizaphrenia.
Minneapolis: University of Minnesota Press, 1987.
Deleuze, Gilles ve Felix Guattari, What is Philosophy? New York: Columbia University
Press, 1974 [Felsefe Nedir, ev. Turhan Ilgaz, Yap Kredi, 1993].
Deleuze, Gilles, Difference and Repetition, Londra: Continuum, 2004.
Derrida, Jacques ve Bernard Stiegler, Echographies of Television, Londra: Polity
Press, 2002.
Deuber-Mankowsky, Astrid, "Nothing is Political. Every thing Can be Politicized: On
the Concept of the Political in Michel Foucault and Cari Schmitt", Telos, S. 142,
Bahar 2008.
Enzensberger, Hans Magnus, "Constituents of a Theory of Media", Critical Essays,
New York: Continuum, 1982.
Foucault, Michel, "What is an Author?", The Foucault Reader, P. Rabinow (ed.), New
York: Pantheon, 1984, s. 101-120.
Foucault, Michel, Security, Territory, Population, New York: Palgrave, 2007.
Fuller, Matthew, Media Ecologies: Materialist Energies in Art and Technoculture.
Cambridge: MiT Press, 2005.
Galloway, Alexander, Protocol: How Control Exists After Decentralization. Cambridge:
MiT Press, 2004.
Guattari, Felix, "Machinic Heterogenesis", Rethinking Technologies, V. Conley. Min
neapolis: University of Minnesota Press, 1993.
Habermas, Jrgen, The Structural Transformation of the Public Sphere, Cambridge:
MiT Press, 1989. [Kamusalln Yapsal Dnm, ev. Mithat Sancar ve Tan!
Bora, 2010 (9. bask), letiim.]
Hardt, Michael, "The Withering of Civil Society", Deleuze & Guattari: New Mappings
in Politics, Philosophy, and Culture, E. Kaufman ve K. Heller (ed.), Minneapolis:
University of Minnesota Press, 1998, s. 23-39.
Hardt, Michael ve Antonio Negri, Empire, Cambridge: Harvard University Press,
2000 [imparatorluk, ev. Abdullah Ylmaz, 2008 (6 . bask), Ayrnt].
Poster, Mark, The Mode of Enformation: Poststructuralism and Social Context. Chica
go: University of Chicago Press, 1990.
Rodowick, D. N., Reading the Figural, or, Philosophy After the New Media. Durham:
Duke University Press, 2001.
Rose, Nikolas, Inventing Our Selves: Psychology, Power, and Personhood, New York,
Cambridge University Press, 1998.
Verges, Franoise, "Monsters and Revolutionaries: Colonial Family Romance and
Metissage". Furham: Duke University Press, 1999.
Cogito, say: 70-71 , 2012

551

Michel Foucault

1926

15 Ekim' de Bat Fransa'nn Poitiers ehrinde dnyaya geldi. Babas, Paul


Andre Foucault tannm bir cerrah ve anatomi profesryd. Bykbaba
Paul de bir doktordu. Annesi, Anne Foucault ise bir cerrah kzyd. Ailedeki
bu mesleki eilimin Foucault'nun yazlarnda sorgulanan tbbi syleme kay
naklk ettii dnlebilir.
1930-1944

Saint-Stanislas Koleji, ardndan da Paris'teki 4. Henry Lisesi'nde renim


grd.
1945

Dnemin Fransa'snn Beeri Bilimler zerine en itibarl yksek renim


kurumu saylan Ecole Normale Superieure'n snavlarna hazrlanmak iin
Paris'e tand.
1946-48

Ecole Normale Superieure'e kabul edildi. Burada, nemli bir Hegelci olan
Jean Hyppolite, dnemin nl bilim felsefecisi ve tarihisi Georges Cangu
ilhem, Maurice Merleau-Ponty ve ona uzun yllar akl hocal yapacak olan
Louis Althusser' den dersler ald. Bu yllarda Foucault akut depresyondan
mustaripti. Birden ok intihar giriiminde bulunduu ve bu giriimlerin al
tnda yatann homosekselliinden duyduu rahatszlk olduu ne srlr.
Ald psikolojik tedavi srasnda da psikolojiye yakn ilgi duymaya balad .

Cogito, say: 70-71, 2012

Michel Foucault

1948
Ecole Normale' den mezun olarak felsefe diplomasn ald.
1950
Psikoloji diplomasn ald. Ayn yl, Althusser araclyla girdii Fransa Ko
mnist Partisi'nde siyasal eylemci olarak grev ald.
1951
Ecole Normale' de psikoloji dersleri vermeye balad. Bu dnem rencileri
nin arasnda Jacques Derrida da bulunmaktadr.
1952-1953
Fransa Komnist Partisi'nden ayrld. Psikopatoloji diplomasn ald. Lille
niversitesi'nde (Universite Lille Nord de France) Psikoloji Asistan oldu.
1954
lk kitab Zihinsel Hastalk ve Kiilik (Maladie mentale et personnalite) yaym
land. sve'teki Uppsala niversitesi'nde Kltr Ataesi olarak greve ba
lad. Orada bulunduu 4 yl boyunca dersler verdi ve doktora tezini yazd,
fakat bu tez bilimsel olmad gerekesiyle kabul edilmedi.
1958-1959
Uppsala' dan ayrld. Varova Bykelisinin yannda Kltr Ataesi olarak
grev yapt. Ksa srelerle Varova ve Hamburg niversitelerinde alt. Bu
esnada ilk byk eseri ve ayn zamanda da doktora tezi olan Klasik ada
Deliliin Tarihi'ni tamamlad.
1959
Baba Paul Foucault ld. Foucault'nun tp yerine felsefeyi semesinden t
r baba ile olun aras bozuktu.
1960
Clermont-Ferrand niversitesi'nde Felsefe Blm Bakanl'na getirildi.
Felsefe rencisi Daniel Defert ile tant. Bu tanma, Foucault'nun l
mne dek srecek ve her iki tarafn da "bir tutku ilikisi" diye tanm
layaca bir birlikteliin balangc oldu. Ayn zamanda Defert'n politik
Cogito, say: 70-71, 2012

553

554

Michel Foucault

aktivizminin Foucault'nun almalarn byk lde etkiledii gr


yaygndr.
1961
20 Mays'ta doktora tezinin Savunmasn Sorbonne' da gerekletirdi ve bu
tez, Klasik ada Deliliin Tarihi adyla ayn yl yaymland.
1963
Kliniin Douu: Tbbi Bakn Bir Arkeolojisi (Naissance de la clinique, une
archeologie du regard medical) yaymland.
1966
Kelimeler ve eyler (Les mots et les choses) yaymland. Defert ile beraber
Tunus'a gittiler ve Tunus niversitesi'nde Felsefe Profesrl yapt.
1969
Bilginin Arkeolojisi (L'Archeologie du savoir) yaymland. Vincennes niversi
tesi'nde Felsefe Profesrl yapt.
1970
Fransa Koleji'nde (C ollege de France) Dnce Sistemleri Tarihi Profesr
olarak atand ve bu grevi lmne dek srdrd. Bu srete, Avrupa' da
ekillenmekte olan toplumsal ve siyasal faaliyetlere katld; birok seminer
ve konferansta yer ald.
1971
Sylemin Dzeni (L'ordre du discours) yaymland. Mahkumlarn seslerini
duyurmasn amalayan Hapishane Aratrma Grubu'nu kurdu.
1973
Sartre ve Clavel ile beraber Liberation adl gazetenin kurulmasna katkda
bulundu.
1975
Gzetlemek ve Cezalandrmak: Hapishanenin Douu (Surveiller et punir: Na
issance de la prison) yaymland.
Cogito, say: 70-71, 2012

Michel Foucault

1976
Cinselliin Tarihi l: Bilme stenci (Histoire de la Sexualite: La volonte de savoir)
yaymland.
1984
Cinselliin Tarihi 11: Hazlarn Kullanm ve Cinselliin Tarihi Ill: Kendilik Kay
gs yaymland. 25 Haziran' da Paris'te AIDS kaynakl bir hastalktan tr
ld. Foucault'nun lmnn hemen ardndan Defert, AIDES adl bir da
yanma rgt kurdu. Bu rgt, AIDS'e ilikin farkndalk yaratmay ve
hastalara tbbi ve manevi destek vermeyi amalayan ilk Fransz kurulutur.

Cogito, say: 70-71, 2012

555

,,

Dostluk
Cogito / Say: 68-69

Cogito'dan / Dostluk Rzgar Gl I leri Seviye galcilik Eitimi


Londra'da gal Wall Street gali ve imdi Zamannn iiri Wall
Street gali'nde Sar Irk Kanad Wall Street galcilerine Uygulanan
iddetin Ardndaki ok Edici Gerek Marx Reloaded Yeni Perspektifler
/ Judith Butler: Mttefik Bedenler ve Sokan Siyaseti Sreyya Su:
Estetiin Yapbozumu ve Avangard Sanat Mary Lynne Ellis: Srekli/
Sreksiz Kimlikler ve tekinin Zaman mit Kurt: "Gemi lmedi,
Henz Gemedi Bile": Hatrla Sevgili ve Trkiye'nin Ortak Bellei
Detlev Claussen: zdesizlik Sylei I Doan ahin - Saffet Murat Tura
Saffet Murat Tura'yla Madde ve Mana zerine Bir Sylei Dosya:
Dostluk / Sava Kl: Arkada Kimdir? Dost Kime Denir? zge Ejder:
Dostane Bir Felsefenin Olanana Dair Giorgio Agamben: Dostluk
Simon Morgan Wortham: Dostluun Yasas: Agamben ve Derrida
Hakan Poyraz: Bir Deer Olarak Arkadalk Gndz Vassaf: "Sen Ne
Biim Arkadasn?" Glnur Elik: Karda Arkadaa Kar Paul J.M.
van Tongeren: Nietzsche'de Siyaset, Dostluk ve Yalnzlk - (Derrida'nn
Dostluun Siyaseti'ndeki Nietzsche Okumasna Karlk) Ycel Kayran:
Arkadalk Fenomeni Berfu eker: Tehditkar Yaknlklar: Bir Yaam
Biimi Olarak Queer Arkadalk Steve Garlick: Dostluun Gzellii
Foucault, Erillik ve Sanat Yapt Charles J. Stivale: Dostluun Kvrmlar
- Derrida-Deleuze-Foucault Odak: Kahvehane Kltr I Demir zl:
Kahveler Derya Grses Tarbuck: Kahvehanelerin Avrupa Dnce
Tarihindeki Yeri zerine lyaz Bingl: Kahvenin Anlam K itap I
Filippo Del Lucchese ve Jason E. Smith - Antonio Negri: Ortak Zenginlik
Geen Saydak i ler I Say 67 Sivil taatsizlik Yazarlar Hakknda
Cogito, say: 70-71, 2012

Yazarlar Hakknda

mer Albayrak: Felsefe lisansn Boazii niversitesi'nde tamamlad. Yksek li


sansn yapt Galatasaray niversitesi'nde halen doktora tezini hazlyor. Franszca
ve Almanca' dan eitli felsefe evirileri yapt. Halen stanbul Bilgi niversitesi'nde
Alman idealizmi alannda yar-zamanl olarak ders veriyor.
Kaan Atalay: Felsefe lisans ve yksek lisansn Bogazii niversitesi'nde tamamlad.
stanbul Bilgi niversitesi'nde etik, siyaset ve felsefe tarihi alannda dersler veriyor.
Judith Butler: Yksek renimini ve doktorasn Yale niversitesi'nde tamamla

yan Butler, Wesleyan ve Johns Hopkins niversitelerinde alt, halen California


niversitesi'nde Retorik ve Karlatrmal Edebiyat dalnda profesr olarak grev
yapyor. Feminist kuram, felsefe ve gncel siyaset alannda almalarn srdren
yazarn kitaplarndan bazlar: Gender Trouble: Feminism and the Subversion of lden
tity, (1990; Cinsiyet Belas, Feminizm ve Kimligin Altst Edilmesi, Metis, 2008); Bodies
that Matter: On the Discursive Limits of "Sex" (1993); The Psychic Life of Power: The
ories on Subjection (1997; ktidarn Psiik Yaam: Tabiyet zerine Teoriler, Ayrnt,
2005), Excitable Speech (1997) ve Undoing Gender (2004).

Michael Dillon: Lancaster niversitesi, Siyaset, Felsefe ve Din Blmnde pro

fesr. Kta felsefesinde siyaset, gvenlik ve sava zerine alyor. Gvenlik


politikalar,uluslararas siyaset felsefesi, Kta felsefesi ve kltrel aratrmalar
alanlarndan ok sayda makalesi var. Kitaplarndan bazlar: Politics of Security:
Towards a Political Philosophy of Continental Thought (Routledge, 1996), Foucault
on Politics, Security and War, (Palgrave/Macmillan, 2008; Andrew Neal'la birlikte
editr); The Liberal Way of War: Killing to Make Life Live, (Routledge, 2009; Julian
Reid ile), Biopolitics of Security in the 2Jst Century: A Political Analytics of Finitude
(Routledge, 2010), Deconstructing lnternational Politics (Routledge 2010).

Stuart Elden: Durham niversitesi Corafya blmnde profesr. Siyaset, coraf

ya ve felsefenin kesiim noktalar zerine alyor. Kitaplar: Mapping the Present:


Heidegger, Foucault and the project of a spatial history (Londra: Continuum; 2001),
Understanding Henri Lefebvre: Theory and the Possible (Londra: Continuum; 2004),
Cogito, say: 70-71 , 2012

558

Yazarlar Hakknda

Speaking Against Number: Heidegger, Language and the Politics of Calculation. (Edin
burgh: Edinburgh University Press; 2006), Terror and Territory: The Spatial Extent of
Sovereignty (University of Minnesota Press, 2009).
Tue Ellialt: 2006 ylnda Boazii niversitesi'nin Sosyoloji blmnden mezun
oldu. Sabanc niversitesi Kltrel almalar blmnde yksek lisans yaptktan
sonra, 2008 ylnda Pennsylvania niversitesi sosyoloji blmnde doktora eitimi
ne balad. Akademik ilgi alanlar toplumsal cinsiyet, cinsellik, iddet ve hukuk ko
nularnda younlamaktadr.
Sreyyya Evren: 1972 stanbul doumlu. Edebiyat, gncel sanat ve radikal siyaset
zerinde younlat. Yaznsal almalar arasnda romanlar, ksa ykler, iirler ve
eletirel denemeler yer alr. Kanlmaz, Scak Nal ve Duvar adl edebiyat dergileri
ni, Karan ve Siyahi adl post-anarist dergileri ve ngilizce yayn yapan Anarchist
Developments in Cultural Studies dergisini kartan ekipler iinde yer ald. Duane
Rousselle ile birlikte Post-Anarchism: A Reader (Pluto 2011) adl derlemeyi hazrlad.
Anarizmin tarihyazm zerine doktora almasn Loughborough niversitesi'nde
gerekletirdi.
Kathy E. Ferguson: University of Hawai' i'de siyaset bilimi ve kadn aratrmala
r hakknda dersler veriyor. Phyllis Turnbull ile birlikte Oh, Say, Can You See? The
Semiotics of the Military in Hawai'i (University of Minnesota, 199) kitabn yazd.
Hawai'i'nin askeriletirilmesi hakknda aratrma yapmaya devam ediyor. Monique
Mironesco ile birlikte Gender and Globalization in Asia and the Pacific (University
of Hawai'i Press, 2008) balkl kitab yayma hazrlad. u aralar Emma Goldman
zerine bir kitap yazyor.
Zeynep Garabetti: Doktorasn Paris VII niversitesi'nde siyaset felsefesi alannda
yapmtr. 2000 ylndan beri Boazii niversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararas li
kiler Blm'nde siyaset kuram dersleri vermektedir. Marx, Arendt ve Foucault' dan
esinlenen almalarnda neoliberalizmin yaps, siyasal eylem kuramlar ve alterna
tif toplumsal hareketlere (zellikle Krt hareketine) odaklanmaktadr.
Hayrnnisa Gksel: 2007 ylnda Boazii niversitesi'nin Sosyoloji ve Tarih B
lmlerinden mezun oldu. u anda da Amerika' da bulunan Northwestern niversite
si'nde Sosyoloji blmnde doktora almalarna devam ediyor.
Hakan Gndodu: 1969 stanbul doumlu olan Hakan Gndodu, Gazi niver
sitesi, Edebiyat Fakltesi, Felsefe Blm'nde almaktadr. Gndodu'nun gerek
Antony Flew, Kai Nielsen, Paul Kurtz, Corliss Lamont, Michel Foucault, John Dewey,
Michael Polanyi, Thomas Nagel, Gazali, bn Rd, Epikros gibi filozoflar zerine
gerekse de Seme zgrl ve Belirlenimcilik, ada Felsefede Ateist Hmanizm,
Varoluuluk, Eletirel Dnme ve retimi, Aydnlanma, Hmanizm, Hermene
utik, Tarihi Anlama, Kreselleme, Hogr, Toplumsal Kalknmann Felsefi Te
melleri gibi farkl felsefe problemleri zerine kaleme alnm telif ve tercme eitli
almalar bulunmaktadr.
Burak Kse: 2005 ylnda Boazii niversitesi Sosyoloji ve Siyasal Bilimler ve Ulus
lararas likiler blmlerinden lisans derecelerini ald. 2005-2006 yllar arasnda
ngiltere'nin Sussex niversitesi'nde Toplumsal ve Siyasal Kuramlar blmnde ykCogito, say: 70-71, 2012

Yazarlar Hakknda

sek lisansm tamamladktan sonra, 2008 ylnda Kanada'nn York niversitesi'nde


Sosyoloji alannda doktora eitimine balad. u anda ayn niversitede doktora a
lmalarn srdrmekle birlikte retim ve aratrma asistan olarak almakta
dr. Akademik ilgi alanlar kent almalar, kalknma almalar, siyaset ve hukuk
sosyolojisi ile toplumsal kuramlar, postkolonyal almalar, modernlik ve milliyeti
lik almalar alanlarnda younlamakta, Orta Dou ve Gney Asya'ya odaklan
maktadr.
Nancy Luxon: University of Minnesota, Siyaset Bilimi blmnde profesr. ada
siyaset teorisi ve toplumsal teori alan uzman Luxon iktidar, otorite ve hakikati
syleme pratikleri zerine alyor.
Brian Massumi: 1956 Kanada doumlu felsefeci. Doktora derecesini Yale niver
sitesi'nden ald. Lyotard, Deleuze ve Guattari gibi Fransz filozoflarn yaptlarn
ngilizceye evirdi. Sanat, siyaset teorisi, kltrel almalar ve felsefe alanlarnda
ok sayda makale ve kitap yaymlad. Kitaplarndan bazlar: A User's Guide to Ca
pitalism and Schizaphrenia: Deviations {rom Deleuze and Guattari (MiT Press, 1992),
First and Last Emperors: The Absolute State and the Body of the Despot (Kenneth
Dean'le birlikte; Autonomedia, 1993), Parables far the Virtual: Movement, Affect, Sen
sation (Duke University Press, 2002), Semblance and Event: Activist Philosophy and
the Occurrent Arts (MiT Press, 2011).
Johanna Oksala: New School for Social Research Felsefe Departman'nda 20062007' de misafir profesr olarak, ngiltere, Dundee niversitesi Felsefe Departma
nnda 2007-2011'de kdemli eitmen olarak felsefe dersi verdi. Helsinki niversitesi
Felsefe, Tarih, Kltr ve Sanat almalar departmannda Feminist Teoride Felsefe
ve Siyaset balkl aratrma projesinde alyor. Siyaset felsefesi, feminist felsefe,
fenomenoloji, kta felsefesi alyor.
mge Oranl: 1982 ylnda Berlin'de dodu. Lise eitimini stanbul'da tamamlad.
2000 ylnda stanbul niversitesi Felsefe blmnde balad lisans eitimini
2004 ylnda bitirdikten sonra Yksek Lisans eitimine Boazii niversitesi'nin
Felsefe Blmnde devam etti. Boazii niversitesi'nden 2008 ylnda M.A. de
recesiyle mezun oldu. Master tezi "Platon'da Ktlk Problemi" zerinedir. mge
Oranl DePaul niversitesi'nin (Chicago, ABD) felsefe blmnnde doktora prog
ramna devam etmekte.
Utku zmakas: 1986, Bergama doumlu. Doktorasna devam ettii Hacettepe ni
versitesi Felsefe Blm'nde aratrma grevlisi olarak alyor. Yaz ve evirileri
Cogito, Felsefelogos, Bayku, Mesele, kitap-lk, Virgl, Varlk, Radikal Kitap ve heves
gibi dergilerde yaymland. iirimizde Milenyum Kua (Pan, 2008) isimli bir iir
eletirisi kitab var. Ayrca Dennis Dworkin'in Snf Mcadeleleri (letiim, 2012) ki
tabn evirdi.
Mark Poster: California niversitesi Tarih blmnde profesr. Avrupa'nn dn
sel ve kltrel tarihi, eletirel teori ve medya teorisi alyor. Lefevbre, Sartre ve
Foucault aratrmalar ekseninde yirminci ve yirmi birinci yzyl yeni medyasn
Fransz filozoflarn teorileri zerinden inceliyor. Kitaplarndan bazlar: Sartre's
Marxism (1982), Foucault, Marxism, and History: Mode of Production Versus Mode
of Jnformation (1985), Critical Theory and Poststructuralism: in Search of a CanCogito, say: 70-71, 2012

559

560

Yazarlar Hakknda

text (1989), The Mode of Information: Post-structuralism and Social Contexts (1990),
The Information Subject (2001), Information Please: Culture and Politics in the Age of
Digital Machines (2006), Deleuze and New Technology (2009).
Jason Read: University of Souther Maine'de felsefe profesr. Doktora derecesini
2001 ylnda, "The Production of Subjectivity: Marx and Contemporary Continental
Thought" balkl teziyle State University of New York'tan ald. Tarih felsefesi, Kta
felsefesi, feminist felsefe alyor. The Micro-Politics of Capital: Marx and the Prehis
tory of the Present (Albany: SUNY, 2003) kitabnn yazar.
Judith Revel: 1966 Paris doumlu felsefeci. Roma niversitesi retim yesi ve ni
versite Paris 1 Pantheon-Sorbonne' da davetli retim grevlisi. "La bibliotheque fo
ucaldienne Michel Foucault au travail (CNRS-EHESS-ENS)" yesi. Michel Foucault
odakl ada felsefe almalar kapsamnda Foucault Arivi'nin talyanca edisyon
larn (Feltrinelli 1996-1998) yayna hazrlad ve Foucault zerine ok sayda makale
ve kitap yazd. u sralar Fransa ve talya'da 1968 ncesi ve sonras siyaset kuramla
rnn soykt zerine alyor.
Sreyya Su: 1971 ylnda Sivas'ta dodu. Mimar Sinan Gzel Sanatlar niversitesi,
sosyoloji blmnden lisans diplomas ald. Hacettepe niversitesi, antropoloji b
lmnde yksek lisans yapt. Kltrleen slam: Trk Mslmanlnda Senkretizm
(letiim Yaynlar) adl bir kitab var. Halen sanat sosyolojisi alannda almalarna
devam etmektedir.
Dianna Taylor: John Carrol niversitesi Felsefe Blm bakan. Michel Foucault
ve Hannah Arendt odakl Kta felsefesi ve feminizm alyor. Feminism and the Final
Foucault (University of Illinois Press, 2004) kitabn Karen Vintges'le birlikte yayma
hazrlad.
Veli Urhan: Gazi niversitesi, Edebiyat Fakltesi, Felsefe Blmnde profesr. a
lmalarndan bazlar: insann ve Tanr'nn Kiilii (Ankara Okulu Yaynlar, Anka
ra 2002), Michel Foucault ve Arkeolojik zmleme (Paradigma, stanbul 2000), Mic
hel Foucault, Bilginin Arkeolojisi (ev. Veli Urhan, Birey Yaynclk, 2. Bask, stanbul
2000), Foucault ve Bilginin Arkeolojisi (Derleme ve Tercme: Veli Urhan, Paradigma
2002).
Nilfer Zengin: stanbul niversitesi, Fransz Dili Edebiyat blmnden mezun
oldu. Galatasaray niversitesi Felsefe blmnden yksek lisans derecesini ald.
Doktorasn Paris Sorbonne'da, "Michel Foucault'da Beden ve Hakikat" balkl te
ziyle tamamlad.

Cogito, say: 70-71, 201 2

You might also like