You are on page 1of 22

C..

lahiyat Fakltesi Dergisi


2011, Cilt: XV, Say: 1 Sayfa: 15-36

BNL-ARAB DNCESNDE MMKN VARLIKLARIN LAH


LMDEK EZEL HAKKATLER: AYN-I SBTE

Kadir ZKSE*

ZET
Vahdet-i vcd dncesinde varlk mertebelerinin kincisi ayn- sbitedir. Ayn- sbite
mmkn varlklarn ilahi ilimdeki ezeli hakikatlerdir. Mmkn varlklarn zuhuru, ayn-
sbitedeki istidatlarna gre gereklemektedir. Ayn- sbiteye mahiyetler, hviyetler ve
madmt ad da verilmektedir. Ayn- sbite ayn zamanda kader srr olarak kabul edilmektedir. "Feyz-i akdes" ve "feyz-i mukaddes" ayn- sbitenin ortaya k sreleridir.

Anahtar Kelimeler: Ayn- Sbite, bnl-Arabi, Feyz, lem, Hakikat, Kader, Vahdet-i
Vcd, Vcud, Adem

THE REAL FACTS OF THE POSSIBLE EXISTENCE IN THE DIVINE KNOWLEDGE AT


THE IDEA OF IBN AL-ARABI: AYAN AL SABITA
ABSTRACT
Ayan al Sabita is the second order of the stages of the existence (wucud) in the philosophy
of unity of existence -wahdat-ul wucud. Ayan al Sabita is real fact of the possible existence
in the divine knowledge. Appearance of possible existence come into being according to
their capabilities in the ayan al sabita. Ayan al Sabita is being called as nature, identity and
non-existence. Also Ayan al Sabita is accepted as the secret of fate. Fayz al akdas and fayz
al mukaddas are process of emergence of ayan sabita.

Key Words: Ayan al Sabita, Ibn al-Arabi, Fayz al Akdas, Fayz al Mukaddas,

Prof.
Dr.,
Cumhuriyet
kozkose@cumhuriyet.edu.tr

niversitesi

lahiyat

Fakltesi

retim

yesi.

16 Kadir ZKSE

GR
"A'yn- sabite", mmkn varlklarn, Allah Telnn ilminde sabit olan
hakikatleridir.1 Varlk mertebelerinin ikincisi olan "a'yn- sabite", ilh
tecelllerin zuhur mahallidir. Allah Tel'nn zt ve sfat, o zuhur mahallinin isti'datlar ynnden, onlarda zuhur ederek, kabiliyetlerinin eitli
olmasndan dolay deiik suretlerde grnr. oalma isti'datlardan
doar. Allah Tel mahlkat, hangi kabiliyette takdir etmise o minvalde zuhur klmaktadr. Mevcudatn varlk kisvesine brnmesi, hal diliyle
Yaratandan yaptklar talepleri ve ayn- sbitesindeki istidatlar dorultusundadr. Buna gre mevcd olan mmknt, tecellye mazhar olma
artyla a'yn- sabiteden ibaret olup kendileriyle meydana gelmi
vcdlar yoktur. Bu yzden a'yn- sabite, "vcd kokusu koklamam"
hakikatlerdir.2 Seyvid erif Crcan (.816/1413)nin ifadesiyle a'yn-
sabite, mmkntn ilh i ilimde b ilinmesinden ibarettir. O, ilahi
isimlerin hakikatlerinin suretleridir. A'yn ve ervah, zill bir vucd ile
mevcddur. Btn eya, a yn - sbiteleriyle, yani Allah Telnn
ezeli ilimde bilmesiyle ezel, zuhurlar ynnden hadis olmakla mahlkat hdis-i ezeli olur. 3
1. Ayn- Sbite Anlayna Benzer Yaklamlar
Anlay bakmndan her ne kadar farkl kaynaklardan etkilenmi
gzkse de ayn- sbite kavram sfler arasnda bnl-Arab ile belirginlik kazanr olmutur. Eflatun'un "ideler" nazariyesi, Aristo'nun
"bilkuvve ve bilfiil" nazariyesi, Mu'tezile'nin "ma'dm", "zt" ve sfatlar"
grnden istifade eden bnl-Arab, ayn- sbite kavramna olduka
geni bir anlam boyutu kazandrm ve o bu kavramla kendine zg bir
yaklam sergilemitir.

Abdurrezzak Kn, Mucemu Istlahats-Sufiyye, thk. Abdll ahin, Darul-Inad, Kahire

Seluk Eraydn, Tasavvuf ve Tarikatlar, M.. lahiyat Fakltesi Vakf Yaynlar, stanbul

erif Ali b. Muhammed el-Crcn, Kitbt-tarift, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut 1995,

1992, s. 55 .
1994, s. 234.
s. 30.
Cumhuriyet niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, 2011, Cilt: XV, Say: 1

bnl-Arab Dncesinde Mmkn Varlklarn ...: Ayn- Sbite 17

Ibn'l-Arab, "a'yn- sbite"den bahsettiinde, varlklarn ahslarnn bulunduu mahss ve haric lemin yannda, eyann hakikatlerinin ya da mkl a'ynnn bulunduu mkl lemin varln kabul etmektedir. bn Arabinin ayan- sabite nazariyesi, ilahi ilimde/makul
lemde bulunan akl sabit durumlar ve haric mahsus varlklarn asllar
ve ilkeleri olmas ynyle deler nazariyesi ile benzerlik gsterse de iki
ynden farkllk arz etmektedir:
1. Ayn- sabite, ideler gibi kll suret ve anlamlar deil; her birinin mahsus lemde bir karl bulunan cz suretlerdir.
2. A'yn- sabite, bir olan Hakkn ztndaki taayynleridir. Yani
Hak Zatn dndnde ayn zamanda bu aynlarn zatlarn da dnm olmaktadr. Bununla da ideler arasnda herhangi bir benzerlik
yoktur.4 Buna gre bn'l-Arab'nin "a'yn- sabite" nazariyesi, Eflatun'un
"ideler" nazariyesinden daha derin ve daha komplekstir. nk bn'lArab'nin nazariyesinde Eflatuncu olmayan unsurlar da vardr.5 Eer bir
mukayese yapmak gerekecekse, Eflatunun ideler nazariyesi, bnlArabinin dncesinde ayn-sbiteye deil, lem-i misale karlk grlebilir.6
Mutezile, madumlar sabittir7 ifadesiyle her bakmdan bn Arabiye nclk etmilerdir. bn'l-Arab, genellikle "a'yn- sbite"yi nitelemek iin kulland "adem eyler" ya da "ma'dmlar" terimini,
madmun "ey", "zt" ve "ayn" olduunu ve birtakm zellikleri ve sfatlar bulunduunu ileri sren Mu'tezile felsefesinden ald kesindir.8

Ebul-Al Aff, bn Arabide Ayan- Sabite; Mutezili Dncede Madumat, bn Arabi


Ansna (Makaleler), trc. Tahir Ulu, nsan Yaynlar, stanbul 2002, s.154.

Ebul-Al Afif, slm Dncesi zerine Makaleler, trc. Ekrem Demirli, z Yaynclk, stanbul 2000, s. 260.

Mahmut Erol Kl, Muhyiddn bnl-Arabde Varlk ve Mertebeleri (Vcd Ve MertibulVcd), Baslmam Doktora Tezi, Marmara niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, stanbul 1995, s. 245.

Nasrddn et-Ts, Risle f kavidil-akid, nr. Ali Hasan Hazm, Beyrut 1413/1992, s. 47;
Kemal b. Eb erif, Kemaleddin Muhammed b. Muhammed, Kitbl-Msmera alelMsyere lil-Kemal bn Hmam, Bulak 1317/stanbul 1979, s. 97.

Muhyiddin bnl-Arabi, Ftht- Mekkiyye, thk. Osman Yahya, Kahire 1985, c. XIV, s. 409.
Cumhuriyet niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, 2011, Cilt: XV, Say: 1

18 Kadir ZKSE

Fakat ne bn'l-Arab ne de Mu'tezile, "ma'dm" ile mutlak anlamda yok


olan bireyi ya da olumsuz (selb) bir durumu kasteder; aksine, bu terim
ile, kendisinden haric varln soyutland "mkl" bireyi kasteder.9
bn Arabi eserlerinde mmkn kelimesini de kullanmakla birlikte o,
varl ve yokluu farzedilebilen anlamn ayn- sbiteye ykler. 10
Nitekim Suad Hakim, bn Arabinin bu kavram birbirinin yerine kullandna dikkat eker.11 Afifi, Mutezilenin madmt nazariyesinin
genel hatlarn u ekilde belirlemektedir:
1. Madum, eydir; yani, varl henz tahakkuk etmemi olan,
harici lemin dnda baka bir lemde varl olan makul bir eydir.
2. Madm, zt, hakikat ve mahiyettir. Allah, onun zatn yaratmaz, sadece bu zatlara varlk baheder.
3. Madmlar, kadimdir, ezelidir, srekli olarak bakidirler ve nihayetleri yoktur.
4. Madmlarn zt sfatlar, harici varlklardan nce vardr. Varlklarna tabi olan sfatlar ise, arazlar kabul etmeleri ve yer kaplamalardr.12
Mu'tezile, bn Sina ve bn'1-Arab'ye gre yaratmak, ma'dmlara
(Mu'tezile'ye gre) ya da mmknlere (bn Sina'nn sisteminde) ya da
a'yn- sabite'ye (Ibn'l-Arab'ye gre) varlk bahetmektir. nk her
stlah, yani "ma'dmlar", "mmknler" ve "a'yn- sabite" ayn eye iaret etmektedir. bn Sina, Allah-lem (Vcibu'l-Vcd ve mmkn'1vcd) arasndaki ilikiyi, mhiyet ve varl ayn kendisiyle kim ve
bakasna muhta olmayan bir varlk ile varlnda bakasna muhta
olan varlk arasndaki iliki eklinde tasavvur eder. Onlar lemin Allah'a
muhta olmasnn nedeni, "yaratma (huds)"deil, "imkn" olarak nitelerler.13

Afif, slm Dncesi zerine Makaleler, s. 260.

10

Cafer Karada, bn Arabnin tikad Grleri, Beyan Yaynlar, stanbul 1997, s. 148-151-

11

Suad el-Hakm, bnl-Arab Szl, ev. Ekrem Demirli, Kabalc yaynlar, stanbul 2005,

12

Afif, a.g.e., s. 262.

13

A.e., s. 263-264.

152.
s. 90-93.

Cumhuriyet niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, 2011, Cilt: XV, Say: 1

bnl-Arab Dncesinde Mmkn Varlklarn ...: Ayn- Sbite 19

2. Ayn- Sbitenin ne Varlk ne de Yokluk Olarak Nitelenmesi


bnl-Arab, makul suretlere sahip hakikatler olmasndan dolay,
ayan- sabiteye mahiyetler, tek olan lahi Zattaki taayynler olmasndan dolay hviyetler, yok olan eyler anlamnda da madmt
demektedir. Bu durumda ayan- sabite, msemmann ismidir. Dolaysyla mutlak anlamda yok olan veya varlktan soyutlanm eyler deildir.14
Ayn- sbitenin "mhiyet" olmalarnn sebebi, varlklara ait hakikatlerin
makl suretleri kabul edilmeleri; "hviyet" olmalarnn sebebi ise, bir
olan zt- ilh'deki taayynler olmalardr. 15 Bir eyin mahiyeti ile bir
eyin hakikati ayn anlamda kullanlr. Bununla birlikte sfler iin doru
kavram, ayndr. Sadreddin Konev (. 673/1274), tahkk ehlinin ayn dedii eyin filozof ve kelamclarn mahiyet veya mlm ve mdm diye
isimlendirdikleri ey olduuna dikkat eker. Dolaysyla Hakkn dndaki her eyin hakikati, o eyin Hakkn ilminde ezel ve ebed olarak bir
tek srete malum oluunun suretinden ibarettir.16 lahi ilimde sabit olmalar ve taayyn nispetlerinin bulunmas nedeniyle hakikatler olarak
isimlendirilen ayn- sbiteden her bir ayn dierlerinden ayr klan bir
zellie sahip olmasndan dolay da hviyet diye isimlendirilmektedir.17
bnl-Arab ayn- sbite kavramn ele ald zaman, vcd terimini zahir varlk olarak nitelemektedir. Zahir varlk konumunda bulunmad iin ayn- sbiteyi vcd deil madm olarak ifade etmektedir. Fakat bu madmiyet, mutlak anlamda bir yokluk deildir. nk
onlar lah Bilinte sbt etmi daim hakikatlerdir. Ayn- sbitenin
ilahi ilimdeki sbtu, kavramlarn insann zihnindeki varl gibidir.
Ayn- sbitenin sbtu, ezelde tespit edilmi olmalarndan ve mutlak
surette tdil edilememelerinden trdr. Buna gre ayn- sabitenin
zaman ve mekn ierisindeki bir varlndan bahsetmemiz mmkn
deildir. Bunlar Hakkn kendi iindeki batn taayynleridir.18 bnl-

14

Aff, bn Arabide Ayan- Sabite, bn Arabi Ansna, , s. 149-150.

15

Afif, slm Dncesi zerine Makaleler, s. 263-264-265.

16

Ekrem Demirli, Sadreddin Konevde Bilgi ve Varlk, z Yaynclk, stanbul 2005, s. 218.

17

A.e., s. 337.

18

Toshihiko Izutsu, bn Arabnin Fussundaki Anahtar-Kavramlar, trc. Ahmed Yksel


zemre, Kakns Yaynlar, stanbul 1998, s. 232.
Cumhuriyet niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, 2011, Cilt: XV, Say: 1

20 Kadir ZKSE

Arab bu durumu u ekilde ifade etmektedir: Mmkntn a'yn- sabitesi


nurlu deildir. nk onlar ma'dmdur. Ve bunlar her ne kadar sbt ile nitelik kazanmlarsa da vcddan yana bir nitelikleri yoktur. nk vcd
Nrdur.19
Ayn- sbitenin aydnlk olmay ve zulmet diye nitelenmesi,
Vcdun nurundan uzak kalmalarndan dolaydr. lahi ilimde sabit
olsalar da varlk kisvesine brnmemilerdir. rnein ekirdein ierisinde aa, sbt olsa da varlk vasfna sahip olmad iin madm kabul edilmektedir.20 bnl-Arab ayn- sbite hakknda her ne kadar
zahir varlk olmaylar nedeniyle madm varlklar ifadesinde bulunmu olsa da, dier yandan o ayn- sbitenin aslnda ne varlk ne de
yokluk olarak nitelendirilebileceini u ekilde dile getirmektedir:
Ayn- sbite, ne vcd/varlk ile, ne yokluk/adem ile, ne hdis ne de
kadm olmakla nitelendirilebilir. Ama o ezelden-beri Kadm ile birlikte olmutur... O ne vardr ne de yoktur... Ama o, lemin kkdr (yni ontolojik temelidir) ... nk bu lem bu yn- sbiteden hsl olmutur. u hlde o, lemin
btn gereklerinin asl gereidir. O Akl'da bulunan evrensel ve anlalabilir
bir gerektir. O Ezel'de ezel, zaman iinde ise hadis grnmektedir, Eer bu eyin lem olduunu sylerseniz de isabet etmi olursunuz, hak ve kadm olduunu sylerseniz de isabet etmi olursunuz. Bu ey iin btn bu beyanlar dorudur. Bylece bu, huds'u da kdem'i de kucaklayan en genel tmeldir. Bu, kendisini mevcd nesnelerin kesretiyle tafsil eder. Ama mevcd nesnelerin blnmesiyle blnmez; anlalabilir eylerin blnmeleriyle blnr. Ksacas ne vardr
ne de yoktur. Bu, lem deildir ama bir bakma lemdir de. Bir bakasdr ama
bir bakma bakas da deildir.21
Ayn- sabite Allahn ezel ilminde birbirinden ayr bulunan eyler olmakla birlikte oradaki varlklar imkn mertebesindedir. Dolaysyla

19

Muhyiddin bnl-Arab, Fussul-hikem, haz. Ebul-Al el-Aff, Drul-Kitbil-Arabi,


Beyrut1400/1980, c. I, s. 101-102.

20

Ahmed Avni Konuk, Fussul-Hikem Tercme ve erhi, haz. Mustafa Tahral ve Seluk
Eraydn, Marmara niversitesi lahiyat Fakltesi Vakf Yaynlar, stanbul 1994, c.II, s.
239.

21

Muhyiddin bnl-Arab, nud-Devir-Ukletul-Mstevfir-et-Tedbrtul-lhiyye, haz. H.


S. Nyberg, Leiden, 1336/1919, s. 16-17.
Cumhuriyet niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, 2011, Cilt: XV, Say: 1

bnl-Arab Dncesinde Mmkn Varlklarn ...: Ayn- Sbite 21

bunlarn vciblii sz konusu deildir. Ezelen nasl mmkn iseler, hlen


ve ebeden de ylece mmkndrler.22 Bunlar vcib deil de mmkn
klan bizatihi var olmaylar, adem halinde de vcd halinde de var
olabilmek iin bir vcibe ihtiya duymalardr. Bunlar, Allahn ilminde
olmalar hasebiyle ezeldirler.23 Ancak rtbe bakmndan vcibden sonra
gelmektedirler. Onlar vcibden ayran bir dier zellik, ademin (yokluk)
ayn iin, vcudun (varlk) ise vcib iin zt zellik olmasdr.24 Bunlar
onlarn asl vasflar olmas hasibiyle vcib daima vcib, mmkn ise her
zaman ve zeminde mmkndr.25
3. Ayn- Sbitenin Kader Srr Olarak Kabul Edilmesi
Eyann vcd bulmas kendi istidad ile olmaktadr. stidadn belirleyici gc de kader konusuna bal olmaktadr. Kaza ve kaderin istidat ve ameller ile irtibat sadedinde bnl-Arab Allah ile kullar arasndaki olas u mklemeye dikkat ekmektedir: Allah (c.c.), kfr, isyan ve
cehalete maruz kalm kullarna; ameliniz nedeniyle sizin hakknzda belirlediim cezay ekiniz, der. Onlar da; Allahm! Kfr, isyan ve cehaleti ezelde sen
bizim zerimize takdir ettin, senin takdirin ile bizden ortaya kan amellerden
dolay imdi bizi sorgulaman ve gcmzn stnde olan eyi bizden istemen
hakkmzda zulm olmaz m? diye karlk verdiler. Cenab- Hak ise Benim
kaza ve takdirim ilmime baldr. lmim de bilinen istidadnza baldr. Zira siz
ezelde bana dediniz ki: Bizim istidat- mahsusumuz budur, biz senden bu istidadmza gre hkmetmeni isteriz. Ben de ylece hkmettim ve zatnzda gizli
bulunan ey zerine varlk bahettim. Zira sizden ortaya kan kfr, isyan ve
cehil, ancak sizin zatnzda bil-kuvve mevcut olan eydir. Dolaysyla ben size
zulmetmedim. Siz ancak kendi nefsinize zulmettiniz. Sizin isteinizin dnda
size bir ey vermedim. diye cevap verir. Cezaya maruz kalan kullar; Allahm!
Bizim zatmza istidad veren kimdir? lahi ilminde onu kim var eyledi, onu vaz
eden kimdir? diye karlk verince, Allah (c.c.); Ezeli ilimde var olan istidat
mecl deildir. Zira benim ilmim zt sfatmdr. lah sfatm ise Ztmla bera-

22

Muhyiddin bnl-Arabi, Ftht- Mekkiyye, thk. Osman Yahya, Kahire 1985, c. III, s. 198199.

23

bnl-Arabi, Ftht- Mekkiyye, c. III, s. 199-200.

24

A.e., c. XIV, s. 368-370.

25

A.e., c. III, s. 199-200.


Cumhuriyet niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, 2011, Cilt: XV, Say: 1

22 Kadir ZKSE

ber kadimdir. Ezel-i zlde icd mesbuk deildir. Zira icattan nce bir eyin icad
sz konusu deildir. Ben yalnz ezeli olan ilahi ilmimde bulunan eye varlk
baheder, onlar gayb halinden varlk sahasna getirdim. Onlar da ezeldeki halleri
ve istidatlar zere zuhur ettiler. Kendi durumlar dnda zuhur etmeleri iin
asla cebir ve hkm etmedim. Yed-i feyyzmda cimrilik yoktur. Siz istediniz,
ben de verdim. Ben fiilimden sorumlu deilim, sorumlu olan sizsiniz. der.26
bnl-Arabye gre kader srrnn bilinmesi, en g ilerden birisidir. Zira bu bilgi, Allahn kmil bir keifle merref kld ve ok az
saydaki insana lutfettii yce bilgilerden biridir. Kader srrnn bilinmesi
kiiye, hem kmil bir i huzuru hem de tahamml edilmez bir strap
verir.27
Byle bir zatn bu sra d i huzuru, lemdeki her eyin ezelde belirledii gibi vuku bulunduu bilincinden ileri gelir. Kendisinin ve dier
kimselerin bana ne gelirse gelsin o bundan tamamen raz olur. Kendi
istidadnda bulunmayan elde etmek iin bouna mcadele edecek yerde
kendisine verilmi olandan memnun ve mesut olur. Ama te yandan da
kendi civarnda gitgide artan bir biimde hkm srmekle olan ve adna
hakszlklar, ktlkler ve straplar denilen eylerin mahedesinden de byk bir ac duyar. Ve bilinir ki lemde bunlar ortadan kaldrmak onun kendi istidadnda yoktur. 28
Kader hakknda bir eyler bilmek, aslnda ayn- sbite hakknda
bir eyler bilmekten baka bir ey deildir. Ayn- sbite derin bir srdr.
Bu sr da lahi Bilinin iyapsn oluturmaktadr. Dolaysyla bunlarn
asl hakikati, ancak Hak tarafndan bilinmektedir.
Kadere olan vukuflarna dayanarak insanlar bir snflandrmaya
tabi tutan bnl-Arab, ayn- sbite ve kader konusunda cahil olanlar,
snflandrmann en alt tabakasnda grmektedir. kinci mertebedeki
insanlar ise ayn- sbitenin deitirilemez olduu bilincine sahip olanlardr.29 nc mertebedeki insanlar ise kaza ve kaderin i yapsn bilenler, varln srrna giriftar olanlardr. Ayn- sbitelerindeki istidatla-

26

Konuk, Fussul-Hikem Tercme ve erhi, c. III, s. 83-84.

27

bnl-Arab, Fussul-hikem, c. I, s. 132.

28

Izutsu, Anahtar-Kavramlar, s. 257.

29

bnl-Arab, a.g.e., c. I, s. 60.


Cumhuriyet niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, 2011, Cilt: XV, Say: 1

bnl-Arab Dncesinde Mmkn Varlklarn ...: Ayn- Sbite 23

rnn kaderlerini tayinde belirleyici g olduunu bilenler diye nitelendirdii bu snfn zelliklerini u ekilde sralamaktadr: Byle bir insan,
Allahn kendisi hakkndaki btn Bilgisinin kendisi bu varlk leminde zuhur
etmeden nce, daha ayn- sbite halinde iken ne olduu hakkndaki bilgiyle
tam tamna akmakta olduunu bilir. Byle olunca da Allahn kendisi hakkndaki Bilgisinin nerden hsl olduunu bilir. Ve Ehlullah arasnda bu mertebeden daha stn ve daha yksek keif sahibi kimse yoktur. Binaenaleyh bunlar
kaderin srrna da vakf olunurlar.30
bnl-Arab, nc mertebedeki bu topluluun da kendi arasnda kader srrn genel ve geni boyutta bilenler diye iki ksma ayrldn
sylemektedir. Bunlardan biri kader srrn zet olarak, dieri ise ayrntlar
ile bilir. Onu ayrntlaryla bilen zet olarak bilenden hem daha stn hem de
daha tamdr. O bu bilgiyi u iki yoldan biriyle elde edebilir. Ya kendi ayn-
sabitesinin kendisi hakkndaki Hakka takdim ettii bilgilendirmesiyle ya da
kendisi kendi ayn- sabitesinin kendisine dorudan doruya ilham yoluyla ifa
edilmesiyle. Bu trden bir kimse de yksek bir mertebeye sahiptir. Zira onun
kendisi hakkndaki bilgisi itibariyle konumu Allahn onun hakkndaki Bilgisinin konumu ile ayndr. nk her iki bilgi de ayn kaynaktan/ayn- sabitesinden tremektedir.31
bnl-Arabye gre kii, ayn- sabitesinin iyaps hakknda ancak mkaefe yoluyla bilgi sahibi olabilir. Mkefe ehli olmak da kiiyi
ayn- sabitesinin btn srrna sahip klmaz. Dolaysyla o, mkefe
ehlinin, son derece zel hallerde, keiflerinin aklamasyla bu srdan bir
blmn bilebileceklerini ifade etmektedir.32 Dolaysyla Allahn kulu
hakkndaki bilgiyi, kulun da kendisi hakknda takdir edilmi kader srrn renecei bilgi kayna, ayn- sbitedir. Fakat kulla Allahn bu
bilgiyi almas ayn deildir.
4. bn'l-Arab'ye Gre lmin Ma'lma Tab Olmas
Ibnl-Arab, kader ve insan zgrl konusundaki grn
"ilim, ma'lma tbdir" szyle formle etmitir. Ne var ki, bu yaklam,
bn'l-Arab ile Cl'yi kar karya getirmitir. Nitekim bn'l-Arab'nin

30

bnl-Arab, Fussul-hikem, c. I, s. 60.

31

A.e., c. I, s. 60-61.

32

Konuk, Fussul-Hikem Tercme ve erhi, c. III, s. 96.


Cumhuriyet niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, 2011, Cilt: XV, Say: 1

24 Kadir ZKSE

yukardaki tezine karlk, Cl, "ma'lm ilme tbidir" tezini gelitirmitir.


Daha sonraki bir ksm sflerin de, bu tartmaya katlma ihtiyac hissettiklerine tank olmaktayz.33
bnl-Arab kader konusunu ayn- sbite anlay erevesinde
ele alr ve ilim-malum ilikisine u ekilde dikkat eker: Bilinmelidir ki,
kaza Allahn eyadaki hkmdr. Allahn eylerdeki hkm ise o eyay ve
onlarn durumunu bilmesine baldr. Bu bilgiyi ise bilinenler Allaha vermitir.
Kader ise ilahi ilimdeki bulunularna herhangi bir ilave olmakszn eyann
bulunduklar durumun dta var olmak zere zamanlamasn yapmaktr. O
halde kaza ya da eya hakknda verilen hkm, eyann kendisine gre verilmitir. Bu ise kalbi olan ya da grd halde kulak veren kimse iin kader srrnn ta
kendisidir.34
bn'l-Arab, metinde geen ma'lmt ile a'yn- sabiteyi kastetmektedir.35 bn'l-Arab'ye gre Allah'n ilmi, a'ynn sahip olduu zelliklere baldr. A'yn, ilh ilimde hangi suret zere taayyn ederse,
Allah, onu, o suret zere bilir. Mesel bir kimse, adem halinde ve a'yn-
sabitesinde "m'min" ise, Allah onu "m'min br varlk" olarak bilir ve o,
varlk alannda m'min olarak zuhur eder. Ya da a'ynnda "kfir" olma
isti'dt ve kabiliyetine sahip bir kimseyi, Allah, "kfir" olarak bilir. Dolaysyla Allah'n ilmi, eyann a'yndaki zat isti'ddna baldr.36
Ibn'l-Arab, "ilim, ma'lma tbdir" sz ile insann irade hrriyetine zemin hazrlamaktadr. Bu ifadesiyle o, cebir anlayn yok etmek ve
insann sorumluluunu temellendirmek istemektedir. Salih Fassnn sonunda u tespiti ile bu duruma aklk kazandrmaktadr: Kim bu hikmeti
anlar ve onu kendisinden onaylarsa, bakasna balanmay brakr. Bilir ki, ona
iyilii ve ktl veren bizzat kendisidir. yilik derken o kiinin gayesine uygun, doasna ve mizacna yatkn eyi kastettiim gibi ktlk ile de amacna
uygun olmayan, doasna ve mizacna yatkn olmayan eyi kastetmekteyim. Bu
mahede sahibi, kendileri dile getirmese bile, btn varlklar adna mazeretler

33

Abdullah Kartal, Abdlkerm Cl Hayat, Eserleri, Tasavvuf Felsefesi-, nsan yaynlar, stanbul 2003, s. 152.

34

bnl-Arab, Fussul-hikem, c. I, s. 131.

35

A.e., c. I, s. 130.

36

A.e., c. I, s. 130.
Cumhuriyet niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, 2011, Cilt: XV, Say: 1

bnl-Arab Dncesinde Mmkn Varlklarn ...: Ayn- Sbite 25

getirir. Bilir ki, onda meydana gelen her ey o eyin kendisinden meydana gelmitir. Nitekim daha nce bu meseleyi bilginin bilinene tabi olduundan sz
ederken belirtmitik. Byle bir insana amacna uygun olmayan bir ey geldiinde
yle der: Ellerin balad, azn fledi. 37
Buna gre, Hakkn eyay bilmesi, onlara varlk vermesinden ibarettir. Bu anlamda ilim kiftir, yoksa eyay herhangi bir hle veya duruma zorlayan bir ey deildir. Hakkn bilmesinin ilevi, sadece eyay
bulunduklar hal zere izhar etmek veya onlar kefetmek ve ortaya karmaktr. Szgelimi, Hak Tel siyah siyah yapmaz, siyah ezel istidadyla zaten siyahtr. Fakat o, ilahi zatta silinmitir ve sadece sbt anlamnda bir varla sabittir. lim, bu eylie ilitiinde onu siyah olarak
ortaya kartr. Eyann nitelii ve istidatlar ilim tarafndan tespit edilmemitir.
5. Ayan- Sabitenin Varlk Alanna k
bnl-Arab dncesinde ayn- sbite anlay, ikili bir doaya
sahiptir. ncelikle ayn- sbite mmkn eylerin hakikatleridir. Buna
gre ayn- sbite tek tek eylerin yaratl ilkesi olduu gibi, ayn zamanda onlar Hakka balayan hakikatlerdir. Hak bu hakikatlere tecelli
eder ve hakikatlerin gerekleri dta var olur. Buna gre dtaki eyler
ancak ilahi ilimde bulunduklar hle gre var olurlar. Dier yandan
ayn- sbite ilahi isimlerdir. lahi isimler olarak Allahn ilminde mahiyetler olarak bulunan ayn- sbite, haric lemdeki varlklarn prototipleridir. Henz kendilerine varlk bahedilmemi mahiyetlerdir. Yokluk
sfatna sahip olan ayn- sbite, harite bulunan zelliklere bilkuvve
sahip bulunmaktadr. Kendilerine varlk bahedildiinde ise bu zellikler
bilfiil hle dnecektir. 38 Bu durumda Hakkn ayn- sbiteye tecelli
etmesi kendisi ile kendisine tecelli etmesidir. Buna gre Allahn ilminde
bulunan ayn- sbite, varlk sahnesine kmay bizzat kendileri talep
eder.39 Bu talep zerine ilah isimler onlara tecell eder. lk tecelli eden
isim el-Vehhb ismidir, bunun tecellisi de varlk bahetme eklinde-

37

Muhyiddin bnl-Arab, Fussul-hikem, haz. Ebul-Al el-Aff, Drul-Kitbil-Arabi,


Beyrut1400/1980, c. I, s. 118.

38

Karada, bn Arabnin tikad Grleri, s. 153.

39

A.e., c. V, s. 93.
Cumhuriyet niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, 2011, Cilt: XV, Say: 1

26 Kadir ZKSE

dir.40 Bylelikle adem/yokluk hlinde bulunan ayn- sbite varlk nuru


ile buluarak aydnla kar.41
ncelikle u hususu belirtelim ki, tarihsel olarak var olmakla hakikat bakmndan varlk kazanmak iki ayr durum kabul edilmitir. Tarihsel konumu bakmndan insan, tr olarak son varlkken, hakikati bakmndan insan ilk var olan hakikat trdr. Bu ilk hakikatin taayyn etmesiyle gizli hazine bilinmeye balamtr. O hakikat, gizli hazinenin
anahtardr. Hz. Peygamberin hakikatinin ezelilii ve tm hakikatlerden
nceliini ifade eden Adem henz su ve amur arasnda iken ben nebi idim42
hadisini de bu minvalde deerlendirmek gerekir.
Mmkn varlklarn lahi ilimdeki sabit hakikatleri olan ve byle
kalmaya da devam eden ayn- sbitede bakalama ve deime olmaz.
Yaratma ve var etme sreci, bu hakikatlerin lahi ilimden ayrlp dta var
olmasyla gereklemez. Tersine, Mutlak Varlktan varlk tecellisi, lahi
ilimdeki bu sabit hakikatlerde gerekleir ve bunlarn suretleri dta var
olur.43 Ayn- sbitede bakalama olmadna gre, mmkn varlklarn
ortaya k zlerindeki duruma, yani istidatlarna gre gereklemektedir. nk bnl-Arabi'ye gre bir eyin varla getirilmesi iin, ilk nce
o eyin var olmay kabul etme yeteneine sahip olmas gerekir. O, bu zat
var olma yeteneine istidat ismini verir. Bu kelime, bir eylemi gerekletirebilmek iin sahip olunmas gereken yeterlilie iaret etmektedir. Aslnda ayn- sbite en gizli bir duadr. eyh'e gre mmknler, ite bu
yetenekle muhallerden seilip ayrlrlar. Bylece Hakkn yaratma iradesi/icd, var olma istidadndan yoksun olan muhale deil, kendisinde bu
istidad barndran mmkne iliir. Bu durumda varla gelmek veya
hep yoklukta kalmak tercihini yapan bizzat eylerin kendisidir. Hak

40

A.e., c. XII, s. 180.

41

A.e., c. XIV, s. 518.

42

Acln, smail b. Muhammed, Keful-Haf ve Muzlul-lbs amme-tehera minel-Ehdsi al


Elsinetin-Ns, Beyrut 1351, c. II, s. 129, hadis no: 2007.

43

bnl-Arab, Fussul-hikem, c. I, s. 76.


Cumhuriyet niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, 2011, Cilt: XV, Say: 1

bnl-Arab Dncesinde Mmkn Varlklarn ...: Ayn- Sbite 27

Tel, eyler zerine yaratmay, yani varla gelmeyi asla empoze etmez.44
lahi isimlerin suretleri ve mmkn varlklarn ilahi ilimdeki hakikatleri diye nitelediimiz ayn- sbitenin varl iki aamal olarak gereklemektedir. A'yn- sabitenin ilh ilimde sbtunu gerektiren tecellye "feyz-i akdes", a'yn- sabitenin suretleri olan mmkntn, hariteki
zuhuruna da "feyz-i mukaddes" ismi verilmektedir.
5.1. Feyz-i Akdes
Feyz-i akdes fiil olmasa da vcd sistemin mant gereince
feyz-i mukaddesten ncedir. nk feyz-i akdes, Zt- Ahdiyyenin
kendisinde kendisi iin tecellisidir. Feyz-i akdes, Ztdan Zta gerekleen, Hakkn zti bilincinin ilk zuhru olan ve Hakkn kendini kendine
izhar ettii bir tecellidir. Tecell-i zt olarak da isimlendirilen bu tecelli,
gereklii gayb lemine ait olan ve Ztn hviyetini oluturan tecellidir.
Kurn- Kerimde Hak Tel, kendisine H /O zmiri ile iaret ettii iin
bu tecelliye hviyet izafe edilmitir.45
Feyz-i akdes Vcud- Mutlakn tabiatndaki taayyn derecelerinin
ilkidir. Bu taayynler makul taayynlerdir ve hiss lemlerde herhangi
bir varlklar yoktur. Onlar varln mcerret kabiliyetleridir.46 bnlArab feyz-i akdesin gereklemesine u ekilde dikkat ekmektedir: lahi hkm unu gerektirir: Hak bir yeri dzenlediinde o yer, Haktan gelen bir
ruh kabul eder. Bu kabul, o eye ruh flemek diye ifade edilir. Gerekte kabul,
dzenlenmi o surette, srekli ve daimi tecelli akn alma yeteneinin ortaya
kmasdr. Bu ak srekli ve kesintisizdir. O halde geride yalnzca tecelliyi
kabul eden vardr ve o da Hakkn feyz-i akdesinden gereklemitir. Byle
olunca emrin btn, Ondan balad gibi, yine Ona dner.47

44

smail Fenni Erturul, Vahdet-i Vcd ve bn Arabi, haz. Mustafa Kara, nsan Yaynlar, 2.
Bask, stanbul 2002, s. 19; Tahir Ulu, bn Arabide Sembolizm, nsan Yaynlar, stanbul
2007, s. 97.

45

bnl-Arab, a.g.e., c. I, s. 120.

46

Ebul-Al el-Aff, et-Talkt al Fussul-hikem, Drul-Kitbil-Arabi, Beyrut1400/1980, c.


II, s. 8-9.

47

bnl-Arab, Fussul-hikem, c. I, s. 49.


Cumhuriyet niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, 2011, Cilt: XV, Say: 1

28 Kadir ZKSE

Feyz-i akdes iki ksmda mtla edilmitir. Birisi feyz-i vec hi has, dieri feyz-i silsile-i tertibdir. Birincisi Allah Teal'nn sereyn
ynnden kulun kalbine, bakasnn vastas olmakszn akan feyizdir; ikincisi ise, hcibler (perdeler, ceberti melekler) vastasyla
olur. 48
Mutlak bilinmezlik lemine ait bir tecelli olan feyz-i akdes,
Hakkn kendini bilme ve taayyn etme srelerinin genel ad olarak
kullanlmaktadr. Mutlaklk mertebesinde bilinmek isteyen ve kendini
kendisiyle bilen Hakkn bu ilk tecellisi, Mutlak Varlkta silinmi olan
yetenekleri ayrtran ve yetenekleri veren bir tecellidir. Bu tecelli, varlk
tecellisi, cel ve gayb tecellisi olarak da anlr.
Feyz-i akdes diye isimlendirdiimiz bu ilk tecelli sayesinde,
Hakkn mutlak birlii iinde silinmi ve birbirinden ayrlmam haldeki
isimler, Hakkn bilgisinde ayrarak tek tek isimler veya bunlarn suretleri olan ayan- sabite halinde var olur. Bu tecelli Hakkn bilinmek isteiyle harekete geen ve Ztndan kaynaklanan tecellidir.
5.2. Feyz-i Mukaddes
Hakkn zt iin varlklarn makul suretlerindeki tecellisi feyz-i
akdes olduu halde, ayn- sbitenin suretlerindeki Hak tecellisine de
feyz-i mukaddes denmektedir. Dolayssyla feyz-i mukaddes Mutlak
Varlka ait ikinci taayyn derecesi olmaktadr.49 Feyz-i akdes " ayn -
sbite'ye istidat verir; feyz-i m ukad des ise bu istidat zerine tertiplenmi olan eyi verir. Feyz-i mukaddes, ayn- sabitenin dta var olmasn salayan isimlere ait tecellidir. Feyz-i mukaddesle ilahi isimler tek
tek taayyn etmi, d lemde eserlerini aa karmlardr.
Genellikle vcd tecell diye nitelenen feyz-i mukaddes, ayn-
sbitenin makul lemden mahss leme zuhru, bilkuvve olan herhangi
bir eyin her hangi bir surette bilfiil zuhurunun ad ve haric varlklarn
ezelde sabit olduklar hl zere zuhr etmeleridir. Tm varlklar, ezelde
sabit olduklar suretten farkl olarak zuhur etmezler. Bu gerei bnlArab u ekilde ifade etmektedir: "Sbt halinde nasl idiysen, haric varlnda da ylece zuhur ettin. Bu, senin varln sabit ise, byledir. Varlk, sana

48

Eraydn, Tasavvuf ve Tarikatlar, s. 238.

49

Aff, et-Talkt, c. II, s. 9.


Cumhuriyet niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, 2011, Cilt: XV, Say: 1

bnl-Arab Dncesinde Mmkn Varlklarn ...: Ayn- Sbite 29

deil de, Hakka ait ise, Hakkn varlndaki hkm sana aittir. Senin var olduun sabit ise, hkm de kukusuz sana aittir. Eer hakim Hak ise ona ait olan,
sadece sana varlk bahetmesidir. Hkm ise, senin hakknda sana aittir. Binaenaleyh, sen sadece kendine hamd et ve sadece kendini yer. Hakka ait olan ise,
sadece sana varlk bahetmekle mstehak olduu hamddir. nk bu, sana deil,
ona aittir.50
6. Allah-lem likisi
lem, "alamet ve nian koymak" manasndaki "alm" veya "bilmek" anlamndaki "ilm" kknden tremi olup Hlkn varlna almet tekil eden ya da "kendisi ile Yaratcnn bilindii ey" anlamnda
kullanlan bir kavramdr. Bazlarna gre "kendisi ile bir eyin isminin
bilindii" anlamndayken, sonralar "kendisi ile Yaratcnn bilindii
ey" manasnda bir kavram olmutur.51 Her iki halde de lem, Yaratcya bir almet saylmakta ve yaratma gcnn bir gstergesi olmaktadr. Zaten varlk olarak yaratan ve bu yaratma filinin sonucu onun
gstergesi olan lem olmak zere iki ey bulunmaktadr. Buna gre
lem yaratcnn dndaki her eyin genel ad olmaktadr. "lem", slm
dnce dnyasnda btn mmkn ve yaratlm varlklar ifade
etmek zere kullanlan bir terimdir. Bunun eanlam olarak
"mmknt", "mahlkt" "masiv", "masivellah" terimleri de kullanlr.52
Allah ile lem arasndaki temel fark, lemin z gerei aciz ve
muhta; Hakkn ise z gerei gl ve kudretli olmasdr. Hakkn z
gerei gl ve zengin olmasnn yansmas, leme muhta olmaydr.
Hak lemi muhta olduu iin yaratmad. Bilakis lem, Hakkn kemalinin bir tamas ve tecellisinden meydana gelmitir. Bu ynyle lem, o
kemalin bir sonucu ve kantdr. Dolaysyla lem, z gerei muhta
olup ilah isimlerin tesirlerinin ve sfatlarnn zetidir. lem ile Allah

50
51

bnl-Arab, Fussul-hikem, c. I, s. 83.


bn Manzr, Lisnl-Arab, ilim md.; Isfehn, Hseyin b. Muhammed er-Rgb, elMufredt f garbil-Kurn, stanbul 1986, lem md.; Asm Efendi, Kamus Tercemesi,
ilm md.

52

Sleyman Uluda, Tasavvuf Terimleri Szl, Marifet Yaynlar, stanbul 1995, s. Alem
md.
Cumhuriyet niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, 2011, Cilt: XV, Say: 1

30 Kadir ZKSE

arasndaki fark, Allahn kendi zat ile var olmas ve leme ihtiyacnn
bulunmamasdr. te yandan lemin ise kendi zatnda bir varl yoktur
ve her an Allaha muhtatr. Evrenin uzayda veya bolukta duran hareketsiz ve amasz maddeler yn olmadn belirten kbale gre de
evren, Mutlak Ego ile organik olarak baldr. Evren ile Allah arasndaki
iliki, insann kendi benlii ile olan iliki gibidir.53
bnl-Arab lemin varlk sebebini zt ve sfatlar arasndaki ilikiyle aklar. Ben gizli bir hazine idim, bilinmeye itiyak duydum ve bilineyim
diye mahlukat yarattm.54 anlamndaki kutsi hadis, lemin varlk sebebi,
Allahn bilinme isteidir. Allah kendisini biliyordu. Ancak bu bilme, bir
eyin kendisini kendisinde ve dorudan bilmesi demekti. lemin var
olmas, Hakkn kendisini baka bir eyde grmesi ve bilmesi demektir.55
Buna gre lemin var olmas, ilahi isimlerin eser ve gereklerinin ortaya
kma isteinin bir sonucudur. bnl-Arabi bu durumu u ekilde aklar: Hak, saysz gzel isimleri bakmndan emrin tmn ieren kuatc bir
varlkta isimlerini tek tek grmek ve o varlk vastasyla kendi srrnn kendisine
grnmesini istedi.56
6.1. Halkn Hakka, Hakkn Halka htiyac
Hakkn leme dnk yn ilah diye isimlendirilir. lah olmakszn
meluh olamayaca gibi, meluh olmakszn da ilah olmak anlamszdr. Bu
ilkeyi esas aldmzda, Hakkn lemi srf kendisinden kaynaklanan bir
nedenle var ettiini kabul ederiz. Buna gre Hakkn zt devam ettii
srece lemi var etmeyi srdrecektir.57
bnl-Arab Allah-lem ilikisini karlkl ihtiya ilikisi olarak tasavvur etmektedir. Hak Tel ztn ifade eden tenzih ynyle lemlerden gndr. Tebh ynn ifade eden isim ve sfatlar bakmndan ise
kendi hkmlerini gsterebilecekleri bir konuma muhtatrlar. bnlArabnin deyimi ile Rab zerinde Rabln gsterebilecei merbba,

53

Muhammed kbal, The Reconstructiomn of Religious Thought In Islam, ed. M. Saeed

54

Acln, Keful-Haf, c. II, s. 132, hadis no: 2016.

Sheikh, Lahore 1986, s. 45.


55

Mahmud Mahmudul-Gurab, erhu Fussul-Hikem, am 1985, s. 23-24.

56

bnl-Arab, Fussul-hikem, c. I, s. 48.

57

bnl-Arab, Fussul-hikem, c. I, s. 81-82..


Cumhuriyet niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, 2011, Cilt: XV, Say: 1

bnl-Arab Dncesinde Mmkn Varlklarn ...: Ayn- Sbite 31

lah da ilahln gsterebilecei bir melha, muhtatr. Aksi takdirde


Hak, Rab ve lah isimleri ile isimlenemez. Bu diyalektik, bnl-Arabnin
Allah-lem ilikisi tasavvurunun temelini oluturmaktadr.58
"Hepsi muhtatr, hibiri mstani deildir
te bu, sylediimiz haktr, kinaye etmedik
Sen Gan'yi zikredersen ki, onun iftikar yoktur;
Bizim kavlimiz ile kast ettiimiz eyi bilirsin
Hepsi, hepsine baldr, ondan onlarn ayrlmas yoktur,
Benim dediim eyi, benden alnz."59
beyitleri ile bnl-Arab, Hakk da halk da bir tek hakikatin iki
yn olarak kabul etmekte, her birisinin de kendisi asndan bir dierine
muhta olduunu sylemektedir. Yaratlmlarn Hakka ihtiyac aktr,
nk lemin Hakkn harici mazhar ve suretinden ibaret olduu bilinmektedir. Zira lem, Hak ile var olur ve bu varln srekli olarak
Haktan kazanr. Eer Hak, kendi suretini bu lemin yzeyine yanstmasayd, lemin varl olmazd.
Hak zt asndan mutlak anlamda mstanidir. Bu ynyle Allah, hibir ey ile irtibatl deildir. Hibir ey kendisine isnat edilemez. O,
hibir eyin kayna olamaz, hibir eye iliemez, hibir eye benzemez.
bnl-Arabi, Varlkn Hak ynn akn zelliklerle niteler. Bu noktada
her trl belirlenim ve snrlamay reddeder. Bu ynyle Varlk, mutlaktr, mnezzehtir, akllarca idrak edilemez, hakknda herhangi bir hkm
verilemez ve Onun hakknda verilecek her trl hkm bir snrlama ve
inhisar ierecei iin mutlaklkla eliir. bnl-Arabye gre bu mertebede Hak iin mutlak demek bile bir snrlamadr ve insann bundan
kanmas gerekir. Bu durum bnl-Arab yorumcular tarafndan genellikle mutlaklk bile snrlamadr diye dile getirilir. Bu ynyle Hak
lem ile iliki ierisinde deildir. Bu durumda bnl-Arab, tam bir bilinmezci olarak kabul edilebilir. nk mutlaklkta Hak yaratmak, bir

58

Muhyddin bnl-Arabi, el-Fthtl-Mekkiyye, thk. Ahmed emseddin, Drul-Ktbillmiyye, Beyrut 2006, c. II, s. 477.

59

bnl-Arab, Fussul-hikem, c. I, s. 56.


Cumhuriyet niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, 2011, Cilt: XV, Say: 1

32 Kadir ZKSE

ey gerektirmek, bir eyin sebebi olmak gibi Allah-lem ilikisini yorumlamada dile getirilen btn hkmlerden mcerrettir.60
Akn bir Varlk olan Hakkn lemi meydana getirmesi Varlkn
ikinci ynn ilgilendirmektedir. Mutlak Akn ve Mnezzeh Allah, ayn
zamanda snrlanma ve takyit hkmne de konu olandr. Bu yn, Allahn yaratmak, gerektirmek, fiil gibi eylemlerini meydana getiren yndr. bnl-Arab Hakkn bu ynn ilahlk diye niteler ve ilk ynnn
aksine bu ikinci ynn lemden mstani olmadn belirtir.61 simlerin
kemllerini izhr etmek iin Hak, leme muhtatr. Eer isim ve sfatlarn tezahr olan lem olmasayd, Hak, "gizli hazine" olarak kalmaya
devam ederdi. 62
6.2. lemin Kdem ve Hudsu
bn'l-Arab, Hak ve halk arasndaki ilikiyi aklamada farkl
olsa da Mea filozoflardan daha aada kalmayacak ekilde, aka,
lemin kdemi dncesini belirtmektedir. Binaenaleyh, onun sisteminde varlklarn hakikatleri "sbut"lar asndan kadmdir, "varlk"lar asndan ise hdistir. lem kadmdir, nk onun ezelde
sabit bir hakikati vardr; suretlerin farkllamas ve yenilenmesinden
dolay da hdistir. lem, her anda yeni bir yaratl iindedir.63
Eyay anlaml klan hakikatleridir. Eyay kendisi yapan bu hakikatler sayesinde birlikten sz edilmektedir. Mahiyet diye isimlendirilen
bu durumu bnl-Arab lahi Sr, Rabbn Latife, Hakikat, Ayn- Sabite
diye adlandrmaktadr. Mutasavvflara gre lem hakkat cihetinden
Hak, taayyn bakmndan Hak deildir.64 Baka bir ifdeyle eynn
ayn, yni hakkati ve zt Haktr; eynn ey olarak kendisi, taayyn ve teahhus etmi varlklar ise Hak deildir. La-taayyn mertebesi
tibariyle Hak bu varlklardan, lemlerden mstani ve her eyden
dam mnezzehtir. Hakk'n eyann ayn, yni hakkati ve zt olmas da, sadece taayyn mertebeleri itibariyle olup la-taayyn mertebe-

60

bnl-Arab, Fussul-hikem, c. I, s. 90-91.

61

Ekrem Demirli, Fussl-Hikem erhi, Kabalc Yaynevi, stanbul 2006, s. 334.

62

bnl-Arabi, el-Fthtl-Mekkiyye, thk. Ahmed emseddin, c. II, s. 18.

63

Aff, et-Talkt, c. II, s. 214.

64

Konuk, Fussul-Hikem Tercme ve erhi, c.I, s. 25, 64.


Cumhuriyet niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, 2011, Cilt: XV, Say: 1

bnl-Arab Dncesinde Mmkn Varlklarn ...: Ayn- Sbite 33

sine gre deildir.65 Ona gre lem ve iindekiler, Allahn ilminde ayn sabite eklinde bulunmalar hasebiyle Allahn ilim sfatna bal olarak
ezellik vasfn kazanmaktadr. Ancak mmknn asl sfat adem, ariz
sfat ise varlktr. Bu ynyle lem hdistir. Kelmclar da Allahn ilim
sfatnn ezel olduu grndedirler. Bir ztta ilim sfat varsa doal
olarak bunun malumlarla mcehhez olmas gerekir. Fiile dnmemi
bu malumlar tbi olduklar ilim gibi ezellik ile nitelenirler. Bu durum
kelmclarn kelm sfatn anlatrken ok belirgin olarak ortaya kar.
Onlara gre her ne kadar yazya dklm ve szl olarak okunan
Kurn, hdis ise de Allahn sfat olan ve Kurnn delalet ettii kelm sfat ezeldir, dolaysyla Kurn asl itibariyle ezeldir. 66
Arazlarla ve ayrlmaz zellikleri ile oalan eya, kendilerini tayan ayn- sabite, ilahi isim ve mmknn hakikati ile birlie dnr.
Dolaysyla bn'l-Arab, varlklarn mahiyetlerinin ezelden beri Akl-
lh'de bulunduklarn, onlarn "hak" olduklarn, varlk alannda ortaya
klarnn ise bir olan Zt- lh'nin haric varlk aynalarnda bu a'ynn
tabiatlarnn iktiz ettii ekilde zuhuru demek olduu grndedir.
Binaenaleyh bu anlamyla lem kadmdir; yani lem, kadm olan ilh
ilimde kadmdir.67
ift doal bir zellie sahip olan ayn- sbite, bir yandan lemde
mevcut iken, dier yandan lemde var olmayan ama Allahn bilgisinde
sabit olan adem eylerdir. Allahn bilgisinde malum olan ayn ile lemde
mevcut olan ayn arasndaki tek fark, birincisinde aynn d lemde
madm oluu, ikincisinde ise mevcut oluudur. Ayn- sbite ve ayn-
mevcde ayn hakikattir; ancak birisi lemde mevcut, dieri ise deildir.
Bu ikisi arasndaki fark, mmknn varlk verilmi hali ile henz varlk
verilmemi hali arasndaki farka benzetebiliriz. Bununla birlikte sabitlik (sbt) kavram, mmknn ilahi ilimdeki imkan halini hi terk

65

Mustafa Tahral, Fussul-Hikem erhi ve Vahdet-i Vcud le Alkal Baz Meseleler,


Fussul-Hikem Tercme ve erhi, trc.ve rh.Ahmed Avni Konuk, haz.Mustafa TahralSeluk Eraydn, Marmara n. lahiyat Fak. Vakf Yay., stanbul 1994, c. I, s. 51.

66

Karada, bn Arabnin tikad Grleri, s. 166.

67

Afif, slm Dncesi zerine Makaleler, s. 264.


Cumhuriyet niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, 2011, Cilt: XV, Say: 1

34 Kadir ZKSE

etmediini, her ne kadar d dnyada mevcut ise de Hakkn bilgisinde


sabit ve madm olarak kalmaya devam ettiini dndrmektedir.68
Varlklarn mahiyetleri/ayan- sabite Akl- lahide ezelden beri
mevcut olduuna gre bunlar, Haktan bakas deildir. Varlk sahnesine knn anlam ise bir tek olan lahi Zatn bu aynn tabiatnn
gerektirdii haric tecellighlarn birinde zuhur etmesidir. lem diye
isimlendirdiimiz ey, ilh isimlerin kendisine yansd ve a'yn- sbite'nin tahakkuk ettii bir aynadr. Dolaysyla a'yn- sbite, msemmsndan baka bir isim deildir.
Burada bir hususun daha akla kavuturulmas gerekmektedir.
O da, kendi dncelerimizin akllarmz zerinde bamsz ve zait bir
varlklar olmad gibi, a'yn- sbite'nin de Zt- lh zerine zait ve
bamsz bir varlklar yoktur. Onlar, sabit hakikatlerdir, fakat mkldrler. A'yn- sbite, Zt- lh'nin mmknlerin a'ynlarnn suretlerinde
kendileriyle taayyn ettii ilh isimlerin iktizlardr; varlkta ise, Allah
ve isimlerinden baka bir ey yoktur.69 bn'l-Arab'nin sisteminde a'yn-
sbite'nin haric varlkla ve Hakkn ztndan ayr ve bamsz akl varlkla nitelendirilmesi mmkn deildir.
Konev, ilahi ilimde sabit olmakla harite var olmak arasnda bir
ayrm yapar. Bir eyin harite var olmas, varlk, mevcdiyet, tahakkuk
diye ifade edilir. Buna karn bir eyin ilahi ilimdeki varl sbt kelimesiyle ifade edilir. Konev, bu vcd durumun herhangi bir anlamda harite varlk arm yapamayacana dikkat eker. stelik bu durumda
eya hakknda varlk veya sbt hkm ilahi ilme konu olmas asndan
verilir. Yoksa eyann kendisi byle bir varla sahip deildir. Bylelikle
Konev, eyann bamsz veya Hakkn yannda kadm varlklar olarak
bulunmasn ortadan kaldrr.70
bnl-Arabye gre Hakkn tecellisi ayn- sbiteye ynelik olmaktadr. ehdet leminde Hakkn tecellisi diye isimlendirdiimiz
ey, ayn- sbiteye dnk tecellinin yansmasndan ibarettir. Ayn-
sbite, bu tek tecelliyi sonsuz ekillerde yanstr. Farkl aynalarn klar

68

Ulu, bn Arabide Sembolizm, s. 102.

69

Afif, slm Dncesi zerine Makaleler, s. 265.

70

Demirli, Bilgi ve Varlk, s. 337.


Cumhuriyet niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, 2011, Cilt: XV, Say: 1

bnl-Arab Dncesinde Mmkn Varlklarn ...: Ayn- Sbite 35

ve grntleri deitirmesi onlarn zelliklerinden kaynakland gibi


mmknlerin yaratlmam zellikleri de tek tecelliyi ezeli hakikatleri ile
deitirir. bnl-Arabnin teorisinde lemin bir yansma veya glge diye
isimlendirilmesinin nedeni de budur. lem, ayn- sbitenin glgesinden ibarettir.71 Hariteki varlklar zleri itibariyle Allahn ilmindeki
ayn- sabitelerdir. Ayn- sabitede aslonan yokluktur, varlk onun arz
sfatdr. Halbuki Allah iin varlk asl sfattr. Allahtan baka ezel varlk
yoktur, O, vcibl-vcuddur ve binefsihi var olan ancak Odur. Mmknler, kendi hakikatleri ile Hakkn varln kabul etmilerdir.72
Sonu
Varlk mertebelerinin ikincisi ve mmkn varlklarn ilahi iklimdeki ezeli hakikatleri olan ayn- sbite, sahip olduklar istidatlara gre
zuhur etmektedir. Ayn- sbitenin kabiliyetleri de suretleri de eitlilik
arzetmektedir. Eflatun'un "ideler" nazariyesi, Aristo'nun "bilkuvve ve
bilfiil" nazariyesi, Mu'tezile'nin "ma'dm", "zt" ve sfatlar" gr ile
benzer sylemleri ierse de bnl-Arab ayn- sbite kavramna daha
geni bir anlam boyutu kazandrmtr.
bnl-Arabnin mahiyetler, hviyetler ve madmt diye isimlendirdii ayn- sbite, ilahi ilimde sabit olmakla birlikte varlk kisvesine
brnmedikleri iin madm kabul edilmektedir. bnl-Arabye gre
ayn- sbite, varlk ya da yokluk ile nitelendirilemez. nk ayn-
sabitenin ezel ilimdeki varlklar imkn mertebesindedir. Dolaysyla
bunlarn vciblii sz konusu deildir.
Derin bir sr olan ayn- sbitenin asl hakikati, ancak Hak tarafndan bilinmektedir. Kader srr olan ayn- sbite hakknda bilgi edinmek
ancak kefe mazhar olmaya baldr. Mkefe ehli olmak da kiiyi
ayn- sabitesinin btn srrna sahip klmaz. Mkefe ehli, son derece
zel hallerde, keiflerinin aklamasyla bu srdan bir blmn bilebilir.
Bununla birlikte kader srrn bilmek, hem i huzuruna kavuulmasna
hem de dayanlmaz bir strap yaanmasna yol aar.
bn'l-Arab, insann irade hrriyetine zemin hazrlamak, cebir anlayna engel olmak ve insann sorumluluunu temellendirmek iin

71

bnl-Arab, Fussul-hikem, c. I, s. 119.

72

bnl-Arabi, Ftht- Mekkiyye, c. VIII, s. 223-224; c. XII, s. 171; c. XIII, s. 158, 424-425.
Cumhuriyet niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, 2011, Cilt: XV, Say: 1

36 Kadir ZKSE

ilmin ma'lma tb olduunu savunmutur. bnl-Arab'ye gre Allah'n


ilmi, a'ynn sahip olduu zelliklere baldr. A'yn- sbite, ilh ilimde
hangi suret zere taayyn ederse, Allah, onu, o suret zere bilir. Dolaysyla Allah'n ilmi, eyann a'yndaki zat isti'ddna baldr.
Mmkn varlklarn ortaya k zlerindeki duruma, yani istidatlarna gre gereklemektedir. Allahn ilminde bulunan ayn- sbite,
varlk sahnesine kmay bizzat kendileri talep eder. Bu talep zerine
ilah isimler onlara tecell eder. Bylelikle adem/yokluk hlinde bulunan
ayn- sbite varlk nuru ile buluarak aydnla kar. Ayn- sbitenin
varl "feyz-i akdes" ve "feyz-i mukaddes" olmak zere iki aamada gereklemektedir. "Feyz-i akdes" ve "feyz-i mukaddes" aamalar ile suretlere brnen ayn- sbite, Hakkn kll/tafsil taayynleri haline gelmektedir.

Cumhuriyet niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, 2011, Cilt: XV, Say: 1

You might also like