You are on page 1of 5

BRUNELLESCHI MODERN SANATÇI M‹T‹N‹N

‹LK TEMS‹LC‹S‹ M‹YD‹?


Efe Korkut Kurt*
‹nsanl›¤›n tarihi, bir yolcunun iki uzun ad›m› aras›nda geçen and›r.

‹nsanlar›n eylemlerinin insanlar taraf›ndan yarg›lanmas› hem gerçek,


hem de bofltur, yani ilkin gerçek, sonra bofltur.

Arayan bulamaz, ama aramayan bulunacakt›r.

Franz Kafka
Mavi Oktav Defterleri

0.Girifl: ifade etmekte yarar var ki; bu bile kurgunun fazlaca önümüze sürdü¤ü ve
Rönesans diye adland›r›lan dönem mo- ‘postmodern’i modernizmden kopart- Rönesans’›n yeniden daha do¤ru bir
dernleflme pratiklerinin elini sürdü¤ü mak yerine, henüz sonu gelmemifl bir yerine oturtulufluna sal›k veren metinle-
tüm toplumlarda tarihin ayr›cal›kl› ve sürecin devam›nda oldu¤umuz tan›m- re bile ister istemez s›zm›fl, ‘sanat tari-
göz kamaflt›r›c› bir evresi olarak taçlan- lamas›na hakl›l›k kazand›rabilecek bir hini fazlaca önemseyen’, ‘afl›r› kültür
d›r›lm›fl/maktad›r. Do¤al olarak kabul örnek niteli¤inde. odakl› yorumlamalar›’ en az›ndan den-
edebilece¤imiz gibi modernizme ait he- gelemek ad›na dönemin genel tarihsel
men her türlü paradigman›n gözden ge- 1. Rönesans evre içinde nereye oturdu¤una k›saca
çirilmekte oldu¤u yaklafl›k olarak son ‹ster modernizmi üreten toplumsal sü- de¤inmekte fayda var. Bu yönden ça¤-
45–50 y›ld›r (Panofsky, 2005), Rönesans reçler olsun, ister “Modernizm” ba¤la- lar› ve co¤rafyalar› indirgemeci bir flekil-
diye adland›r›lan ve belli bir tarihsel sü- m›nda üretilmifl tüm kültürel üretimler ol- de birbirinden kopartarak oluflan bu ba-
reçte, belli bafll› kent ve co¤rafyalarda sun, Ortaça¤ ile Rönesans birbirinden k›fl›n bizi kaç›n›lmaz olarak götürece¤i
kendini gösteren bu tan›mlaman›n daha radikal bir flekilde kopart›larak, bu kopu- kimi sorunlar›n neler olabilece¤ini gü-
gerçekçi bir flekilde (zorunlu) ele al›n›fl›- flun aktörleri olarak da s›n›rl› say›da sa- nümüz koflullar›nda daha rahat de¤er-
na tan›kl›k ediyoruz. Öyle ki bu yeni de- natç› ve bilim adam›na at›fta bulunularak lendirebiliriz.
¤erlendirmenin sonucu olarak da, kült ortaya ç›km›flt›r. Bu at›fta bulunufl, bir Bu aç›dan Rönesans’›n hangi toplumsal
haline getirilmifl bu daralt›lm›fl dönemin yandan modernizmin kendi ideolojisinin süreçler içinde ortaya ç›kt›¤›na de¤in-
en fazla rol çald›¤› Ortaça¤ kültürüne ia- kurgulamas›n›n kaç›n›lmaz bir ön koflulu, mekte fayda vard›r. Öncelikle, tarihsel
de-i itibar›n›n yap›lmas› sonucu ortaya di¤er yandan da kolayc› bir bireycilik süreklilik içinde bir dizi geliflmenin çok
ç›kmaktad›r. üretimine zemin haz›rlam›flt›r. Bu sürecin katmanl› olarak farkl› co¤rafyalarda ayr›
Bu noktada hemen flunu da belirtmekte kökenleri Rönesans’›n kendi içinde evi- zaman aral›klar›nda geliflmekte oldu¤unu
fayda var ki, bu durum postmodernizm rilmeye bafllayarak yap›sallaflm›fl ve ken- söyleyebiliriz. Bunlardan konumuz aç›-
olarak da tan›mlanmakta olan bu son dö- di kendini yeniden üretmeye devam et- s›nda en önemli ve modern tarih aç›s›n-
neme ait modernist kal›plara dönük sor- mifltir. Huizinga’n›n (2005: 56–57) da be- dan da öncü say›labileceklerin bafl›nda
gulaman›n çok öncesinde bizzat moder- lirtti¤i gibi: ise Ortaça¤’da Avrupa’da feodal yap›
nizmin en görkemli dönemlerinde aç›kça “Rönesans’› Ortaça¤ kültürünün kat›ks›z içerisinde büyüyen kentler ile k›rsal›n bir-
ele al›nm›fl bir mesele idi. K›sa bir hat›r- bir karfl›t› olarak göremeyiz, Ortaça¤ ile birlerinden kopmas› süreci ve zanaatç›
latma ile; “Ar t s & Crafts” hareketinden, modern ça¤ aras›nda bir s›n›r topra¤› s›n›flar›n bu kentler içerisinde güçlenme-
Gaudi’nin mimarl›¤›na, K a n d i n s k y ’ n i n olarak da. Ortaça¤’la Rönesans aras›nda ye bafllamalar›d›r. Kerov’un (2008) ortaya
soyut resminin düflünce zemininden, uzanan çizgiler, Rönesans’la on yedinci koydu¤u gibi:
Chrico’dan bafllayan sürrealist resim ge- yüzy›l aras›nda uzanan çizgiler, Röne- “Kesin olarak kurulmufl feodalitenin nite-
lene¤inin ifade aray›fllar›na kadar pek sans’›n merkezi boyunca uzanan çizgiler leyici bir yönü, kentlerin zanaat ve ticaret
çok yerde bu vurguyu bulmak gayet vard›r ve bu çizgilerden baz›lar› on üçün- y›¤›naklar›, ticarî üretim merkezleri olarak
mümkün. cü yüzy›l gibi erken ya da on sekizinci h›zla ilerleyiflidir. ‹lkel zamanlarda bafllay›p
Burada konunun do¤rudan içeri¤inde yüzy›l gibi geç tarihlere uzan›r.” kölelikte derinleflen zanaat ile tar›m ara-
bulunmad›¤›ndan dolay› uzatmadan Burada modernizme ait bu ideolojik s›ndaki ayr›l›k, duraksam›fl bulunuyordu.
Feodalite koflullar› içinde, zanaatç›l›kla ta- n›n zeminini haz›rlamaktad›r. Bu aç›dan düf olmasa gerek. Bu, Ortaça¤›n en büyük
r›m›n birbirlerinden ayr›lmalar›n›n yeni afla- Rönesans’a yeniden do¤uflunun referans kurumsal iktidar› olan Katolik Kilisesinin
mas›, birdenbire gelmedi. Feodal toplum- kayna¤› ‹lkça¤’da sanat hiçte bugün bildi- ba¤r›nda bu derece büyük bir sanatsal ifa-
da, üretici güçlerdeki ilerlemenin dürtüp ¤imiz anlam›yla sanat de¤ildi. Larry Shi- de alan›n›n aç›lmaya bafllam›fl olmas› çe-
h›zland›rd›¤› karmafl›k bir sürecin sonucu ner, modernizmin içinde üretilmifl ve liflkisini aç›klar nitelikte. Bu aç›dan yukar›-
oldu.” muhtemelen de gelecekte ayn› anlam da k›saca ortaya konuldu¤u ve altyap›sal
Bu süreçte özellikle ‹talya kent devletleri- muhtevas›na karfl›l›k gelmeyecek bir sa- iliflkilerine de¤indi¤imiz gibi Ortaça¤ için-
nin birçok farkl› nedenle kapital birikimin nat anlay›fl›n›n nas›lda mutlaklaflt›r›lm›fl bir de ticaret ve zanaatç› s›n›flar güçlenmek-
yan›lsamayla benimsendi¤ini ortaya ko- teydi. Bu s›n›flar›n içinden do¤al olarak
art›fl› ile farkl› s›n›flar aras›ndaki iktidar ça-
yan çal›flmas›nda tam da bu noktadan belirli gruplar sivrilerek bu geliflmenin öz-
t›flmalar›n›n yo¤unlaflt›¤› bir co¤rafya ol-
ifle bafllar: neleri haline gelmeye bafllayacaklard›r.
du¤unu görmekte fayda var.
“Hakikaten, ço¤u fley için kesin ayr›mlar Huizinga (2005: 46) tam da bu minör sos-
“‹talya'n›n ve Güney Fransa'n›n Bizans'la
kullanm›fl olan Yunanl›lar›n dilinde bizim yolojik duruma iflaret etmektedir:
ve Do¤u ülkeleri ile ticaret ba¤lar›, (‹tal-
güzel sanatlar dedi¤imiz fleyin karfl›l›¤› “On üçüncü yüzy›lda bile Aquino’lu Tom-
ya'da) Venedik, Cenova, Piza, Napoli
olan hiçbir sözcük yoktu. Bizim genellikle maso’nun yan› s›ra ‹bn Rüfltçülük gelifl-
(Fransa'da) Marsilya, Arles, Narbonne ve
“sanat” olarak çevirdi¤imiz “tekne” keli- miflti. O zaman bile Paris Üniversiteleri-
Montpeller gibi kentlerin h›zla ilerlemesine
mesi, t›pk› Romal›lar›n ars’› gibi, bugün bi- nin dersliklerinde, ‹talya’n›n flehirlerinde
yard›mc› oldu. Bu iki ülkede, ticaret ve za- ve saraylar›nda ölüm-
zim “zanaat” dedi¤imiz fleyleri de içine al›-
naat ocaklar› olarak kentler, daha 8. yüzy›l- süzlü¤ü reddetmekle
yordu.” (Shiner, 2004: 49)
da do¤uyorlar; Tuna ve Ren nehirleri vadi- övünen ve kiliseye
Shiner’›n kapsaml› çal›flmas›n›n içinde ‹lk-
lerinde ve ‹ngiltere'de ise, kentler, 10. ve ihtiyatl› bir bak›fl›
ça¤ da dâhil, günümüz sanat›n›n içinde
11. yüzy›llarda ortaya ç›kacaklard›r.”(Ke- korumay› baflaran
kabul edilen üretimlerin çeflitlenen flekli
rov, 2008) bir salon hare-
ve biçimiyle detayl› olarak ele al›nd›¤›n› da
Tamda bu sürecin konu aç›s›ndan en hat›rlatmakta fayda var. Bu aç›dan ketleri kufla¤›
önemli sonucu ise bu dönemde gittikçe çal›flman›n burada al›nt›lanan k›sm› vard›.”
güçlenen kent olgusunun içinde s›n›flar ile amaçlanan sadece bu tarihsel
aras› iktidar çat›flmas›d›r. Bu sürecin dönüflüme iflaret etmektir. Yine
sonuçlar› günümüzde küreselleflen öl- Shiner’a (2004) göre modern an-
çekte devam eden kapitalist sistemin ilk lamda sanat›n ve sanatç› miti-
geliflimidir. Bu geliflimde Ortaça¤’›n nin temelleri Rönesans’ta at›l-
güçlü cemaat duygusu içindeki “birlikte m›fl olmakla birlikte büyük k›-
infla etme” biçiminden modernizmin r›lma esasen on sekizinci
“tutkulu birey”inin kurulufluna tan›k olu- yüzy›lda olmufltur.
yoruz. (Damisch, 1996) Bu noktaya tek- “Kabaca 1350–1600 aras›n›
rar gelece¤iz. Burada daha önce de¤i- içine alan ve bizim Röne-
nildi¤i gibi tarihin içindeki iç içe kat- sans dedi¤imiz dönem, eski
manlar fleklindeki geliflmelerin sekizinci sanat/zanaat sisteminden bi-
yüzy›ldan günümüze kadar olan sürekli- zim modern güzel sanatlar
li¤ine bütüncül bir vurgu yapmak yararl› sistemimize do¤ru yaflanan
uzun ve kademeli bir geçifl
olacakt›r. Ve iflte bu yeni zanaatç› s›n›f›n
sürecinin bafllad›¤› dönem-
güçlenen rolünün etkilerini de görmemiz
di ayn› zamanda.” (Shiner,
gerekiyor.
2004: 74)
“Kentlerde zanaatç›l›k gelifltikçe, siyasal
‹flte bu toplumun ortak üreti-
yaflamda loncalar›n önemi art›yordu. Lon-
minden bireylerin üstün be-
calar, iktidar›, patrisyenlerden almaya u¤-
cerilerine evirilen sürecin
rafl›yorlard›. Kolonya, Floransa kentlerin-
ortas›nda Rönesans
de, savafl›m, kentin kilit noktalar›n› ele ge- belki de bu ara-
çiren loncalar›n tam baflar›s›yla sonuçlan- l›¤›n ikili unsur-
d›.” (Kerov, 2008) lar›n›n gücünü
tafl›maktayd›. Ya-
2. Sanat/Zanaat rat›c› ifade yetene¤inin
‹flte Rönesans’›n görkemli yarat›c›l›¤›n› toplumsal çeliflkilerin
dalga dalga üreten bu geliflmeler sanat epey artt›¤› dönemlere
anlay›fl› üzerinde de temel bir farkl›laflma- tekabül etmesi bir tesa-
3. Perspektif ¤ay› taklitten ibaret zay›f bir sanat anlay›- natsal ifadenin ulaflt›¤› sorunsallar›n felse-
Bütün bu süreç içinde perspektifin keflfi- fl› oldu¤unu öne sürer. Ona göre Eski- fi ve düflünsel olandan önce kendini gös-
nin, ya da daha do¤ru bir ifade ile kulla- ça¤’da perspektif biliniyordu ve daha zi- terdi¤ini görüyoruz. Bu ne anlama gel-
n›lma biçimin önemli bir göstergesel nite- yade tiyatrolar için sahne tasar›m›nda yü- mektedir? Sanat›n zanaatla iç içe oldu¤u
li¤i var. Bu her fleyden önce geliflmekte zeysel bir kullan›ma sahipti. Onun ötesin- bu dönemde, henüz özerk, toplumdan
olan ça¤›n görsel kültürdeki sonuçlar›na de bir kullan›m›n tercih edilmemesi ise kopuk bir mertebeye yerlefltirilmemifl olan
›fl›k tutmas› aç›s›ndan belirleyicidir. Bu “erken sanatlar›nda ulaflt›klar› erken bir sanat›n toplumsal göstergeleri felsefeye
temel belirlenim, Rönesans’la birlikte re- olgunlaflma aflamas›na, hatta üstün bir ol- göre daha önce a盤a vurdu¤u ve bir
sim sanat›n›n di¤er pek çok sanat türüne gunluk aflamas›na iflaret ediyordu” (Flo- ad›m önden gitti¤i sonucuna var›labilir ol-
göre öne ç›k›fl›yla ve de üretim iliflkileri renski, 2007: 53). du¤una m›?
aç›s›ndan resme göre ekonomik altyap› Florenski dünyevileflen bu sanat anlay›- Bu soruyu bir kenara b›rakarak Brunel-
ile daha s›k› ve kopar›lamaz ba¤lar› olan, fl›n› renksiz ve derinliksiz bulurken tam leschi meselesinin nas›l bir mesele oldu¤u
bir aya¤› teknik bilimlerde durmas› zorun- da bu süreçte kendini gösteren birey konusuna dönelim. Evet, Brunelleschi
lu mimarl›k aç›s›ndan daha da aç›kt›r. Mi- merkezli bak›fl› elefltirmektedir. Bu orta- ça¤dafl› ve kendinden sonraki birçok ya-
mari üretim iki gerçekli¤i bir arada içerir: ya ç›kan yeni birey Kartezyen mekân an- zar ve otorite taraf›ndan perspektifi icat
Bunlardan ilkini infla edilmifl ürünün ken- lay›fl›n› beraberinde getirmektedir. Bu eden zat ve en önemli erken Rönesans
disi, di¤erini ise mimar›n tasar›s›n› akta- dünyevileflen süreçte her yerdeki tanr›- sanatç›lar›ndan bir tanesi olarak tan›mlan-
ran çizim oluflturur. ‹nfla edilecek üç bo- n›n yerini tek bir yerden bakan bireyin maktad›r. Bu ithaf ilk olarak Alberti’nin
yutlu gerçeklikle, bu gerçekli¤in iki bo- bak›fl› almakta, bu bak›fl da fazlas›yla metinlerinde ortaya konulmufltur. Leone
yutlu düzlem üzerinde temsil edilmesi, gerçekçi olmaktayd›. John Berger bunu Battista Alberti, Mimar Brunellechi ile kur-
gösterilmesi aras›ndaki iliflki, mimarl›k ta- çok aç›k ifade eder: du¤u yak›n iliflki neticesinde resimde
rihinin önde gelen belirleyicileri aras›nda- “Perspektifin içinde yatan çeliflki perspek- perspektifi sistemlefltirdi. 1436 senesinde
d›r. (Köksal, 1994) tifin tüm gerçeklik imgelemini bir tek seyir- “Resim Üzerine” adl› kitab›nda ilk defa üç
Bu aç›dan merkezi perspektifin keflfi ol- cinin görece¤i biçimde dizmesidir. Bu se- boyutlu bir görüntünün, iki boyutlu bir lev-
gusu resim sanat›nda do¤al gerçekli¤in yirci, Tanr›’n›n tersine, bir anda ancak bir haya veya duvar yüzeyine resmedilmesi-
betimlenmesinin bir arac› olarak kullan›l- tek yerde bulunabilir… Perspektifi kulla- ne dair kurallar› aç›klam›flt›r. ‹talyan resim
mas› ile dünyevileflen bir sanatsal ifadenin nan her çizim ve resim izleyiciye dünyan›n ve kabartma sanat›n› do¤rudan ve derin-
kap›lar›n› açm›flt›r. Bu ifade biçimini te- merkezi oldu¤u hissini verir… Perspektif den etkileyen kitab› ile Alberti, perspektife
mellendiren süreçler yukar›da ortaya ko- tekni¤i, mekân› figürlerden bask›n duruma dayal› Rönesans üslubunun ferah ve geo-
nulmufltu. Bu yeni toplumsal yap›n›n ya- getirerek, mekân›n imgedeki rolünü de metrik düzenli kusursuz mekân›n›n ortaya
ratt›¤› yeni birey’in ifade biçimidir. de¤ifltirmifltir.” (Berger, 1995: 16) ç›kmas›na sebep oldu. Alberti taraf›ndan
Bu yeni bireyin “nas›l’›na niçin’ine” gel- Böylece Yeniça¤a, Decartes’in “cogito” Brunelleschi’ye ithaf edilen bu baflar›ya
meden önce merkezi perspektifin keflfi suna ve Locke’un “amprizm”ine do¤ru ra¤men merkezi perspektife Albertian
konusunda bir im koymakta fayda var. Bu yelken aç›lm›flt›r. perspektif de denilmektedir.
aç›dan birçok farkl› yazar merkezi pers- Bu dönemin Brunelleschi önderli¤indeki
pektifin bir Rönesans dönemi keflfi ol- 4. Brunelleschi Antik Yunan’a ve Roma’ya dönüfl süreci
maktan epey uzak oldu¤unu, daha ziyade Filippo Brunelleschi merkezi perspektifi özellikle Vitrivius’un çal›flmas›n› neredey-
bu dönemde kullan›ma girdi¤ini iddia et- keflfeden kifli olarak taçland›r›lm›flt›r. Fa- se kutsal bir metin haline getirdi¤ini biliyo-
mektedir. Özellikle Florenski (2007) epey kat Brunelleschi meselesine gelmeden ruz. Bu aç›dan perspektif bilgisinin yine
elefltirel bir dille merkezi perspektifin do- önce belki de Rönesans’a özgü olarak sa- bu dönemde bilindi¤ine ait veriler Vitrivi-
us’un metinlerinde de aç›kça görülmek- y›fl, tasar›m (designo) ile inflay› birbirinden
teydi. Fakat Alberti’den yaklafl›k bir nesil kopartman›n ilk ad›mlar› olmufltur. Böyle-
sonra Filarente, perspektifin kurall› kaide- ce iki boyutlu düzlem üzerinde resimsel
li bir flekilde ancak Brunelleschi ile ortaya olarak tasar›mlanacak ve bu görsel anla-
konuldu¤unu tekrar ilan ediyordu. Bu ko- y›fl›n verileri içinde flekillenecek olan mi-
nuya vurgudaki hakl›l›k ise ça¤lar aras›n- mari, kendisinden önce gelen ça¤lara
da varolan baflta da belirtti¤imiz temel oranla çok farkl› bir dili de beraberinde
kavray›fl fark›n›n tam anlam›yla ba¤lam›n› getirecektir. Köksal’a (1994) göre de bu
ortaya koymaktad›r. Husserl’e göre (Da- ça¤dafl mimariye kadar sürecek olan
misch, 1996) Antik Yunan’daki perspekti- farkl›laflman›n temelinde yatan nedenler-
fin kullan›m› Thales’in idealist ba¤lamdaki den bir tanesidir:
geometrisine dayanmaktayken, Brunel- “Üç boyutun iki boyutlu düzlem üzerinde
leschi yar›-deneyci bir ba¤lama sahiptir. gösterimi, resim tarihinin de temel sorun-
Bu da ça¤›n›n de¤iflmekte olan tini ile ger- sallar›ndan biridir. Modelle betim aras›n-
çek anlamda örtüflen bir duruma iflaret et- daki gösteren/gösterilen iliflkisinin içerdi¤i
mez mi? anlam ba¤›, resmin tarihsel de¤iflim süre-
Evet, Brunelleschi öyle ya da böyle bu va- cini de anlat›r… Bu iliflkinin resimde tafl›-
rolan geometri bilgisini resimsel olarak d›¤› nitelikle, mimari ürünle gösterimi ara-
do¤ru kullanarak merkezi perspektifi yön- s›ndaki iliflkinin niteli¤i aras›nda büyük bir
temli kullanm›fl olsa bile, bu bilginin böy- koflutluk görüyoruz. Koflutluk yaln›zca ilifl-
lesine yetkinlefltirilmesini onun kiflisel mo- kinin niteli¤inde de¤il, iliflkinin do¤rudan
tivasyonuna ba¤layamayaca¤›m›z kesin- ürünün kendisini belirlemesinde ortaya ç›-
dir. Burada kendisine yönelen gayet top- k›yor. Mimari gösterim bilgisi bir yandan
lumsal taleplerin oluflmaya bafllad›¤›n› da do¤rudan mimari gerçekli¤i belirliyor, de-
burada dile getirmekte fayda var. Bunlar- ¤ifltiriyor, bir yandan da kendi özerkli¤ini
dan bir tanesi ise Damisch’in (1996) de ilan ediyor, giderek infla gerçekli¤inin d›-
ortaya koydu¤u gibi böylesi bir yönelimi fl›nda ba¤›ms›z bir bilgi alan› oluflturuyor.
temellendiren gerekçe bunun geliflen Mimari gerçeklikle gösterimin birlikte ya
kentin (kent-k›r ayr›m›n› hat›rlayabiliriz) bir da özerk olarak var olufllar›, mimarl›k tari-
ihtiyac› haline gelmesidir. Rudolf Wittko- hinin do¤al dil ça¤›ndan kurmaca diller
wer kente yap›lacak yeni yap›lar›n kentin ça¤›na ulaflan serüveninde dönüflüm nok-
genel silueti ve mimari oranlar aç›s›ndan talar›n› tan›ml›yor.”
öngörülebilir olmas›n›n bir ihtiyaç olarak Filarete’nin hemen ard›ndan Manetti’de
ortaya ç›kt›¤›n› belirtmektedir. Bu aç›dan “Vita di Filippo Brunelleschi” isimli kita-
modern kent mimarisinin ilk bilimsel ve ta- b›nda Brunelleschi’ye ayn› payeyi verir-
sar›msal çal›flmalar›n› da burada gördü- ken, daha da ileride Vasari’nin “Della Pitu-
¤ümüz söylenebilir. Aykut Köksal (1994) ra”s›nda perspektif designo’nun hizme-
bu dönüflüme benzer bir flekilde iflaret et- tinde yarat›c›l›¤› artt›ran bir teknik bulufl
mektedir: olarak nitelenmektedir ve Brunelleschi’nin
“Rönesans'la birlikte, Antik Ça¤ mimarl›- yaklafl›k 200 y›l önceki hayat›n›n hikâyesi-
¤›n›n metafora dayanan kurgusu yeniden ni yazarken ayn› kabulü tekrarlamaktad›r:
belirleyicilik kazan›yor, geometrinin var “Brunelleschi perspektifi bulan çal›flmala-
etti¤i oranlar dizgesi son derece güçlü bir r› yapm›flt›r.”
biçimde öne ç›k›yordu. Art›k mimarl›k, çi-
zim gerçekli¤i düzleminde var olanla be- 5. Netice
lirlenecek yeni bir döneme girmifl, saf ak- ‹flte tam bu noktada Rönesans’a atfedilen
l›n, rasyonalist düflüncenin egemenli¤ine ve ça¤lar›n birbirinden bu kaba saba ayr›-
gidecek yolda ilk ad›m›n› atm›flt›. Bu ayn› m›n›n aç›k bir örne¤i ile karfl› karfl›ya gel-
zamanda, tar›msal üretim dönemi mimar- di¤imizi düflündü¤ümüz bir noktada bulu-
l›¤›n›n do¤al dil ça¤›n›n sona ermeye yoruz kendimizi. Rönesans’› biraz da mit-
bafllad›¤›n›n da göstergesiydi. Mimarl›k sel bir flekilde yücelterek ça¤lar aras›nda-
kendi bilgi alan›n› yeniden tan›mlamaya ki iç içe geçifllerle oluflan geliflmeleri belki
bafllam›flt›.” de daha kolay tarif etme ihtiyac›n›n kaç›-
Köksal’›n da yukar›da belirtti¤i gibi bu bil- n›lmaz bir sonucu olmaktan biraz daha
gi ve de itki ile ortaya ç›kan, ‘yepyeni bir fazlas› var bu tutumun alt›nda. Bu da mo-
mimarl›k anlay›fl›’ d›r ve esasen bu anla- dernist kültürün temellendi¤i yeni birey
anlay›fl›n›n ön plana ç›k›fl›yla ba¤lant›l›d›r. daki mülk sahiplerini, büyük tüccarlar›, tefeci- ve Ortaça¤ konusunda dehflete düflmemize ne-
Yukar›da da daha önce de¤inildi¤i gibi, leri ve kentte oturan küçük feodalleri içine al›- den olan özellikle sanatla ilgili her fleyin bizzat
toplumsal yap›n›n dönüflümleri içinde ta- yordu. Halk kitleleri ise zanaatç›lar ve ailele- bu tarihçiler taraf›ndan tasarlanm›fl oldu¤unu
r›msal cemaat örüntülerinin karfl›s›nda rinden olufluyordu. hem tarihsel hem de bilimsel ve felsefi olarak
3- Shiner, Larry, 2004, Sanat›n ‹cad› – Bir Kül- anlam›fl olduk.”
kentleflmekte olan yeni s›n›flar ç›kmakta-
tür Tarihi, Ayr›nt› Yay›nlar›, ‹stanbul
d›r ve bu s›n›flar Rönesans’ta hümanizma
4- Larry Shiner çal›flmas›nda özellikle Helenis- Kaynakça:
düflüncesini yeflerterek bu yeni bireyin tik ve Roma dönemlerinde Eski Yunan’dan 1- Berger, J, (1995), Görme Biçimleri, Metis
üretimini gerçeklefltirmektedir. Bu aç›dan farkl› olarak üst s›n›flarda bafllayan ve günü- Yay›nlar›, ‹stanbul
bu özellikli zanaatç›lar aras›ndan, sanat- müzdeki sanat tan›mlamas›n› ça¤r›flt›ran bir il- 2- Cassirer, E, (2004), “Birey ve Evren”, Rö-
sal ve teknik geliflmenin önünü açacak gi ve ayr›mdan bahsediyor. nesans›n Serüveni, s.19–24, YKY, ‹stanbul
“özel” bireyler modern kültürün yeni kah- 5- “Perspektifin as›l kökeni tiyatrodur. Bunun 3- Damisch, H, (1996), “The Origin of Pers-
ramanlar› olarak kurulacaklard›r. Bu nok- nedeni, teknik ve tarihsel bir olgu olarak pers- pektive”, The Prototype-Part Two, s.58-156,
pektifi ille kullanan tiyatro olmas› de¤ildir yal- Cambridge
tada mitlefltirme kaç›n›lmaz olarak devre-
n›zca; temelinde çok daha derinlikli bir nede- 4- Florenski, P, (2007), Teresten Perspektif,
ye giren bir ara sonuç niteli¤indedir.
nin gücü yatar: Dünyan›n perspektifle yap›lan Metis Yay›nlar›, ‹stanbul
Mit dedi¤imiz fley Northop Frye’e (1982) 5- Fryr, N, (1982), “Myth, Fiction and Displa-
temsili tiyatraldir.” (Florenski, 2007: 53)
göre bafll›ca karakterleri do¤aüstü yara- 6- Decartes’›n açt›¤› rasyonel alan›n yirminci cement The Modern Tradition”, Eds. Richard
t›klar, tanr›, yar› tanr› vs. gibi insanlardan yüzy›l›n felsefesine ve göstergebilime do¤ru Elman, Charles Feidelson, Jr., , s.574-590 Ox-
çok daha güçlü kifliler olan, olaylar› farkl› aç›lan ad›mlar›n› hat›rlatmakta fayda var. ford University Press
bir dünyada, bildi¤imiz zaman›n öncesin- Çünkü bu dizgenin bir ucu pozitivist mekân 6- Huizinga, J, (2004), “Rönesans Sorunu”,
de geçmifl soyutlamaya dayal› öykü diz- anlay›fl›n›n karfl›s›na dikilmifl bir felsefi görüfl- Rönesans›n Serüveni, s. 24-60, YKY, ‹stanbul
gesidir. Olaylar›n inand›r›c› ya da mant›kl› tür. Husserl göstergebilimsel tav›rla do¤al tav›r 7- Hause, A, (1999), The Social History of Art-
aras›ndaki ayr›m› ortaya koyar. Do¤al tav›r, Volume II, Renaissance, Mannerism, Baroque,
olmas› gerekmez. Öykü kulaktan kula¤a
dünyaya karfl› ço¤u insan›n her zaman ald›¤› Routledge, New York
yay›l›rken olaylar anlat›c›n›n istedi¤i bi-
tav›rd›r. Husserl'e göre, bu tav›rda, ben, me- 8- Köksal, A, (1994), Mimarl›kta Çizimin Be-
çimde de¤iflebilir (Özer, 2006). Moder- lirleyicili¤i, Arredamento Mimarl›k, say›:60,
kân içinde sonsuzca yay›lan ve zaman içinde
nizm ihtiyaç duydu¤u kahramanlar›n› bu Boyut Yay›nlar›, ‹stanbul
sonsuzca oluflan bir dünyan›n bilincindeyim.
mitsel süreçler içerisinde üretmifltir ve Ben, onu arac›s›z olarak sezerim, tecrübe ede- 9- Panofsky, E, (2004), “Kendini Tan›mlamak
Damisch’e (1996) göre Brunelleschi belki rim. Görme, dokunma, iflitme v. s. yoluyla ci- m›, Kendini Tan›mamak m›?”, Rönesans›n Se-
de bu kahramanlar›n ilkidir. simsel fleylerin, benim için yal›n bir biçimde rüveni, s. 11–19, YKY, ‹stanbul
orada oldu¤unu görürüm. Onlara özel bir dik- 10- Panofsky, E, (1972), Renaissance and Re-
Dipnotlar: kat gösterelim ya da göstermeyelim onlar ora- neissances in Western Art, Icon editions, New
1- Alman filozof Jürgen Habermas "Moderniz- da mevcutturlar. Husserl'e göre, fenomenoloji- York
min henüz tamamlanmam›fl bir proje" oldu¤u- nin (göstergebilimin) konusu olan görüngüler 11- Panofsky, E, (1991), Gotik Mimarl›k ve
nu, bu yaflan›lan düflünsel buhran›n gelip ge- varl›klar›n› do¤al tavr›n ötesinde kazanmakta- Skolâstik Felsefe, Kabalc› Yay›nlar›, ‹stanbul
çici oldu¤unu ve modernizm projesinin ilerle- d›rlar. Bu görüngülerin birer görüngü olarak 12- Pound, E, (2004), Bütün Elefltiri Klasi¤i Ta-
meci, insan merkezli ve 'ütopya' fikrinden ke- ortaya ç›kabilmeleri için do¤al tavr› b›rakma- n›mlama Yönünde Bir Çabad›r.” Rönesans›n
sinlikle vazgeçilmemesi gerekti¤ini savunmak- m›z gerekmektedir. Serüveni, s. 63–74, YKY, ‹stanbul
tad›r. Habermas “Postmodernizm”i yeni sa¤›n 7- Vitrivius, 2005, Mimarl›k Üzerine On Kitap, 13- Shiner, L, (2004), Sanat›n ‹cad›, Ayr›nt›
kapitalist ekonomisinin aldat›c› bir düflünsel ci- fievki Vanl› Mimarl›k Vakf› Yay›nlar›, Ankara Yay›nlar›, ‹stanbul
haz› olarak de¤erlendiriyor. Modernizmin yol 8- Bu aç›dan Rönesans ile bafllam›fl modern ta- 14- Özer, S, S, (2006), “Mitlefltirme ve Sanat:
açt›¤› sorunlar› k›smen kabul etmekle birlikte rihe elefltirel bir bak›fla sahip olan Florens- Sanat›n ‹fllevi Üzerine Düflünceler”, H.Ü. Güzel
postmodernizmin modernizmden bir kopufl ol- ki’nin (2007: 68) veryans›n edercesine yakla- Sanatlar Fakültesi, 8. Ulusal Sanat Sempozyu-
du¤unu reddediyor. fl›m› aç›klay›c›d›r: mu, “ Sanat ve…”, Ankara
2 -‘Patrisyenler: Feodal Dönemin bir evresinde “Ancak yak›n geçmiflimizde biz bu ayd›nlan-
ortaya ç›kan aristokrasi, kent halk›n›n en zen- man›n kesinlik ve de¤ifltirilemezli¤inin yaln›zca *Efe Korkut Kurt
gin bölümü. Patrisyenler; belediye topraklar›n- varsay›mlar üzerine kurulu oldu¤unu ö¤rendik U&L Architect (ITU Architectural Design/PhD)

You might also like