Professional Documents
Culture Documents
BİTKİSEL TABAKLAMA
Genel Bilgi
Eski Mısırda tabaklama yapan dericiler
2
Bitkisel Tabaklama Maddelerinin Bulunduğu Yer ler
Tabaklama maddeleri birçok bitkide oldukça yaygın olarak bulunur. Bazı bitkilerin alt
gruplarında çok az veya hiç tabaklama maddesi bulunmaz. Kaya yosunları, algler ve mantar
gibi bitki familyalarında tabaklayıcı maddelere sık rastlanır. Öte yandan bazı yosun türlerinde
tabaklayıcı madde bulunmaz. Ladin, çam ve hemlock gibi bitkilerin kabuklarında bulunan
tabaklama maddeleri oldukça önemli bir yer tutar. Çayır ve benzeri türü bitkilerde de
tabaklayıcı madde bulunmaz.
Buna karşılık tabaklama maddesi bakımından zengin olan dikotiledon bitki türleri
tropik bölgelerde yayılmış durumdadırlar. Yüksek oranda tabaklayıcı madde içeren bitkiler
sıcak veya rutubetli iklimde yetişirler. Bu nedenle iyi vasıflı tabaklayıcı maddeler tropik ve
subtropik (alt tropik) bölgelerde bulunan ülkelerdeki ağaçlardan elde edilirler.
Örneğin Arjantin, Paraguay, Afrika sahilleri ile Hindistan, Avustralya ve bazı Akdeniz
ülkeleri gibi ülkeler deri sanayinin bitkisel tabaklama madde ihtiyacını karşılarlar. Bitkide
tabaklayıcı madde dağılımı, genel olarak en fazla gövde kabuğunda, daha sonra sırasıyla kök
kabuğunda, yapraklarda ve meyve kabuklarında bulunur. Birkaç istisna dışında en az
tabaklayıcı madde odun kısmında bulunur.
Bitkisel tabaklama maddelerinin bulundukları yere sınıflandırılması
1Kabuğundan Tabaklama Maddesi Elde Edilen Bitkiler
Meşe, Ladin, Hemlock, Mimoza, Çam, Mangrove, Malet, Söğüt, Huş
2 Odun Kısmından Tabaklayıcı Madde Elde Edilen Bitkiler
Quebracho, Meşe, Kestane, Urunday, Tizera, Catechu
3 Tohumlarından (Meyvelerinden) Tabaklayıcı Madde Elde Edilen Bitkiler
Meşe Palamutu, Divi Divi, Myrobalan, Algarobilla, Teri, Bablah (Babul)
4 Yapraklarından Tabaklama Maddesi Elde Edilen Bitkiler
Sumak; a Tabak Sumağı, b Boyacı Sumağı; Gambir
5 Köklerinden Tabaklama Maddesi Elde Edilen Bitkiler
Badan, Kermek, Canaigre
6 Mazılar
Mazı Meşeleri
Bitkisel tabaklama maddelerinin elde edilmesi
Bitkisel maddelerin içinde bulunan tanenler ancak suda çözündüğü zaman etkilidirler.
Bunu için tanenler bitkilerden ekstraktsiyon yöntemi ile çıkartılırlar. Ekstraksiyon (öz
çıkarma) işlemi ile bitkilerin içinde bulunan yalnızca tanenler çıkmaz , tanelerle birlikte tanen
olmayan maddelerde çıkar. Ekstrakların niteliği ekstraktsiyon işleminin süresine ve ısısına
bağlıdır.
Eksraktsiyonun aşamaları
Bu işlem için tanenler önce değirmenlerde öğütülür. Öğütülen bitkisel maddeler bakır
veya paslanmaz çelikten yapılmış kazanlara alınır. Kazanlar 8’li üniteler halindedir. Kazanlar
bitkisel maddelerin özelliğine göre farklı ısıda muamele edilir. Kazanlardan sıcak su ters akın
prensibine göre geçirilir. Bu yöntemde öğütülmüş bitkisel maddeler ilk önce, yoğun daha
önceki kazanlardan geçmiş sıvılarla muamele edilir. Taze sıcak suda ilk önce daha önceden
sıcak suyla muamele edilmiş bitkisel maddeyle muamele edilir. Bunun amacı bitkisel
maddelerin içinden en fazla madde çıkartılmaya çalışılır.
3
Ekstraksiyon işleminde 100 kg madde için 400 kg su kullanılır. Ekstraksiyon da sert su
kullanılmamalıdır. Sert suların içindeki katyonlar bitkisel tanenlerin çökmesine neden olur.
Suların içinde demir var ise tanenlerin renginin değişmesine neden olur.
Ekstraksiyon işleminin sonunda elde edilen sıvını bomesi 29 be’ dir. Bu yoğunluktaki
sıvı tabaklamada kullanılabilir, ancak taşınması ekonomik değildir. Bunun için sıvı
vakumlama yöntemi ile toz haline getirilir.
Bu sıvı vakumlama yöntemiyle suyu uzaklaştırılır ve toz veya katı blok halinde
tabaklayıcı madde elde edilir. Kebrakoyu soğuk suda çözünürlüğünü arttırmak için sodyum
meta bisülfitle işleme sokularak sülfitlenir. Kestane ekstraktının asitliğini gidermek için
boraks veya fosfat gibi alkali tuzları kullanılır. Böylece ekstrakt içindeki doğal asitlerin bir
kısmı nötrlenir ve ph’sı 0,51,0 derece yükseltilir ve böylece deriye karşı afinitesi (deriye
ilgisi) azaltılır.
Ekstraksiyon işlemin genel şeması
Bitkisel Tabaklama Maddelerinin Genel Kimyasal Özellikleri
Bitkisel tabaklama maddeleri yüksek molekül ağırlıklı ve çoğunlukla çok sayıda
fenolik hidroksil grupları içeren komplike bileşiklerdir. Bunlardan sadece çok az bir kısmı
amfoter (çift iyon içerikli) tabiattadır. Bitkisel tabaklama maddeleri yüksek moleküler
yapılarına uygun olarak tamamen kolloidal karakterde olup az veya çok çözünür özelliklere
sahiptirler. Çoğunlukla alkolde, alkol ve eter karışımlarında, kısmen de asetik asit içersinde
çözünürler. Susuz eterde, petrol eterinde, kloroformda, karbon sülfürde ve benzolde
çözünmezler. Bitkisel tabaklama maddeleri oksidatif, redüktif ve enzimatik etkilerle kolayca
değişirler. Su çekici özellikleri vardır. Isıtıldıklarında erimezler, kömürleşirler. Tüm bitkisel
tabaklama maddeleri buruşturucu, büzüştürücü (adstrigens) veya kekre tadındırlar. Tutkal ve
jelatin çözeltileri ile, aynı zamanda alkoloidler, aminler ve metal tuzları ile de çökelti
meydana getirirler ve demir tuzları ile karakteristik renk reaksiyonları verirler
Kimyasal Özelliklerine Göre Bitkisel Tanenler
a Hidrolize tanenler (pirogallol tanenler)
Bu grupta yer alan bitkisel tanenler asit ve enzim etkisiyle küçük moleküllere
parçalanırlar. Valeks, sumak ve kestane bu grupta yer alır. Hidrolize tanenler yüksek oranda
organik asit, tuz ve şeker içerirler. Derilere tabaklama işlemi sonunda sarıdan koyu kahveye
4
kadar renk verirler. Erimez yapıda fazla madde içermemelerine rağmen deriler üzerinde
“Bloom” adı verilen çiçek görünümlü çökelti oluştururlar. Hidrolize tanenler küf
mantarlarının fermente etkisiyle yapılarında bozulma meydana gelir. Meydana gelen
bozunmuş yapıların tabaklayıcı etkileri yoktur. Hidrolize tanenlerin ph’sı 3,5 ph’dan daha
düşüktür, bu nedenle asidik bitkisel tabaklama maddeleri olarak adlandırılırlar. Kollagene “H”
bağı ile bağlanırlar. “H” bağı üre, kalsiyum klorit veya organik solventlerle bozulur. Derilerin
büzülme sıcaklığını 7580 dereceye çıkartırlar. Işık dayanımları yüksektir. Işıkta bekledikleri
zaman kararmazlar. Tara gibi tanenler derilere açık renk veriri ve ışık dayanımlarını arttırırlar.
b Kondanse tanenler (kateşol)
5
Hidrolize Tanenler Kondanse Tanenler
Sumak Meşe Kabuğu
Çam Kabuğu Çam Kabuğu
Meşe Odunu Hemlock
Kestane Odunu Mimoza
Valeks Mangrove
Divi Divi Kebrako
Myrobalan Urunday
Tizera Tizera
Teri Bablah
Meşe Palamudu Gambir
Mazı
6
Hidrolize ve Kondanse Tanenler Arasındaki Far klar
Tabaklayıcı Olmayan Maddeler
Bitkisel tanenler astrigen özelliktedir. Yani deriyi büşüztürücü etkileri vardır. Bitkisel
tanenlerin içersinde tek tip tanen içermezler. Bitkisel tanenlerin içinde ayrıca çözünür halde
tanen olmayan maddeler vardır. Bu maddelere nontanen adı verilir. Tabaklama maddesi
analizinde deriye bağlanmayan maddelere tabaklayıcı olmayan maddeler denir. Tabaklayıcı
olmayan maddeler tabaklama işleminde oldukça önemli bir etkiye sahiptir. Tanen olmayan bu
7
maddelerin olmaması durumunda tabaklama işlemi tam olarak gerçekleşmez. Tabaklama
maddesinin içinde aşırı olması durumunda “ölü tabaklamaya” neden olurlar. Anorganik
tuzlar, organik asitler, zamklar, nişasta, şeker ve fenolik maddeler bu gruba dahildirler.
Bunların yapıları tabaklama maddelerine çok benzemektedir. Bu maddeler düşük büzüştürücü
etkili (adstrigensli) olmalarına rağmen, uygun koşullar altında kollagen ile tepkimeye
girerler. Zamk türündeki maddeler ekstrakt şerbetlerinin vizkozitesini yükseltir ve tabaklama
olayını olumsuz yönde etkiler. Özellikle kök ekstraktlarının nişastalı kısımları tabaklama
olayına daha olumsuz etki yaparlar.
Tabaklama materyallerindeki şeker miktarı büyük bir öneme sahiptir. Tabaklama
işlemi sırasında şeker fermantasyonla parçalanır ve küf mantarlarının oluşmasına neden olur.
Çeşitli fermantasyon proseslerinde asitler meydana geldiğinde yüksek şeker miktarı sonuçta
şerbetlerin pH değerini de arttırıcı yönde etkiler. Bitkisel tanenlerin içindeki şekerli maddeler
fermentasyonla organik asitlere dönüşür. Bu asitler; karbonik asit, asetik asit, laktik asittir.
Tanenlerin içinde tanen olmayan maddeler seker, asit , tuz , hemiseluloz, pectin lignin ve
diğer maddelerdir. Eksraktların içinde bulunan asitler; gallik asit, oksalik asit, sitrik asit,
tartarik asit, fosforik asittir. Fenolik asit ve gallik asit tanenelrin parçalanmsı sonucu ortaya
çıkar. Tanenler sodyum bisülfit (38 % extrackt ağırlı üzerinde) 98 0 C ile sokularak sülfitlenir.
Sülfitleme işlemi ile tanenlerin çözülmeyen kısmı soğuk suda çözünür hale gelir ve aynı
zamanda molekül yapıları küçülür. Bitkisel tanenlerin farklı astrinjen özellikleri vardır.
(astrijenlik: tanenlerin deriyi büzüştürme etkisi) mangrov ve kebrako çok astrinjendir. Tek
başlarına kullanıldıklarında ince, buruşuk ve kaba ciltli deriler verirler. Kestane, meşe valeks
orta derecede astrinjendir. Daha şişkin daha sıkı deriler verirler. Myrobalan, dividivi,
yumuşak ve şişkin deriler verirler. Gambier çok yumuşak deri verir.
Bitkisel Tabaklama Maddelerinin Deriye Bağlanması
8
Bitkisel tanenlerin derilerin peptit zincirlerine “H” bağı ile bağlanması
Derilerin amino grubuna tanenlerin iyonik olarak bağlanması
Bitkisel Tabaklama üzerine etkili faktör ler
Derinin yapısı ve Tabaklama öncesi işlemlerin etkisi
Kireçlikte iyi gelişmiş ve gevşek yapılı deriler tabaklama maddelerinin hızla
işlemesine müsait bir yapı oluşturur. Kalın sığır tolaları dolapta hızlı tabaklama metoduna
göre flotesiz tabaklamalenecekse tolanın iyi gelişmesi için ikinci kireçlik yapılır. İyi etleme
tabaklama maddelerinin işlemesini kolaylaştırır. Tolanın aşırı şişkin olması veya suyunun
aşırı giderilmesi difüzyonu önler hatta durdurur.
9
Tabaklama maddeler inin özellikler in etkisi
Difüzyon ve bağlanma hızı her bitkisel tabaklama maddesinde farklıdır. Valeks,
mimoza, sülfite kebrako en hızlı işleyen tanenlerdir. Kestane yavaş işler, sumak en yavaş
işleyen grupta yer alır. Tabaklama maddesinin deri tarafından alınması ve bağlanması
başlangıçta hızlıdır. Derilerin tabaklanma oranı %50’ye ulaştığı zaman bağlanma önemli
ölçüde yavaşlar. Sıcaklığın arttırılması ve pH’ın düşürülmesi ile bağlanma hızı düzenlenebilir.
Flotesiz (susuz) çalışılması halinde tabaklama maddelerinin davranışları farklılık gösterir.
Floteli çalışıldığında, tabaklama maddesinin deri tarafından alınması konsantrasyon artışıyla
birlikte, tabaklama maddesinin tola ağırlığına olan oranında arttırılması ile fazlalaşmaktadır.
Bu durumda atık flotenin tekrar kullanılması ekonomik yönden gereklidir.
Tabaklama maddeler inin konsantrasyonunun etkisi
Tabaklama maddesinin difüzyon hızı; flotedeki tabaklama maddesinin konsantrasyonu
ile, kollagen molekülleri iç boşluklarındaki tabaklama maddesi konsantrasyonu arasındaki
fark ile orantılıdır. Bu fark az ise difüzyon azalır. Tabaklama başlangıcında ve ön tabaklama
yapılmadığı hallerde konsantrasyon artışı tabaklamayı durdurabilir, derinin kesiti
tabaklamalenmediği halde deride sürekli kalınlık azalması gözlenir. Normal seyreden bir
tabaklamada kalınlık azalması gözlenmez. Kalınlık azalması; sentetik tabaklama maddeleri ile
ön tabaklama yapılarak veya asit ve tuzlarla ön muamele ile giderilir. Bu metot flotesiz
çalışılan sistemler için geçerlidir.
Partikül büyüklüğünün etkisi
Asit ve pH’nın etkisi
Bitkisel tanenlerin deriye bağlanması için ortamın asidik olması gerekir. Tanenlerin
deriye işlemesi için ortamın asitliği fazla olmaması gerekir. Tanenlerin deriye en fazla nüfuz
ettiği pH değeri 5,06,0 olması gerekir. Bitkisel tanenler kendi bünyelerinde organik asitler
içermekle birlikte ortam düşük asitli olması durumunda tanenler derinin cildine yığılmaya
başlarlar.
Ön tabaklama ve sentetik tabaklanmanın etkisi
Ön tabaklama yapan sentetik tanenler, krom tabaklama ve polifosfat gibi maddelerle
deriler ön tabaklama yapıldığında bitkisel tanenlerin deriye işlemesini kolaylaştırırlar.
Nafatlin sintanlar ve fenolik sintanlar zor çözünen tanenlerin kısımlarını çözünür hale
getirirler. Sentetik tanenlerin sülfo grupları kollegenin pozitif yüklenmiş bazik gruplarına
bağlanarak tanenlerin deri içine nüfuziyetini arttırırlar.
10
Difüzyon ve Fiksasyon
1Difüzyon Üzerine Etkili Olan Faktör ler
aViskozite (akışkanlık):
Bitkisel tabaklama sıvısının viskozitesi arttıkça kıvamlığı artar, buna karşılık
penetrasyon hızı yavaşlar.
bDispersiyon Derecesi:
Çeşitli tanen sıvılarının dispersiyon, yani sıvı içinde dağılma derecesi molekül
büyüklüğü ile ilgili olup, dispersiyon derecesi arttıkça penetrasyon da artar.
cAsitlik
Daha çok fiksasyon üzerine etkilidir. Asitlik düştükçe pH yükselir, penetrasyon artar.
Buna karşın asitlik arttıkça pH düşer, penetrasyon hızı yavaşlar, fakat fiksasyon artar.
Tanenlerin asitliği de penetrasyon üzerine etkilidir
dSüre
Hareketsiz ortamda kestanenin 29 kg lık bir deriye penetrasyon süresi 2 hafta kadardır.
Sülfite kebraconun ise 10 gündür. Ancak; dolap harekatı , tanen konsantrasyonu, sıcaklık gibi
faktörlerle bu süre kısaltılabilir.
eDolap Hareketi
Tabaklama sırasındaki mekanik hareket diffüzyona yardımcı olur. İlk önce, tabaklama
maddesinin çalkalanması ile tanen ile suyun yer değiştirmesine, çözeltideki tanen
konsantrasyonun homojen kalmasına yardımcı olur. İkinci olarak, derinin çalkalanması ile
deri liflerinin devamlı hareketi, pompalama etkisi yaratır ve difüzyon hızlanır.
Tabaklama sırasındaki mekanik etki roker sistemi ile, havuz ve dolap ile ve sadece
dolap ile sağlanır. Denemeler, aynı şartlarda durgun ve dolap hareketli tabaklamada,
penetrasyonun dolapta sekiz kez daha hızlı olduğunu göstermiştir.
fTanen Konsantrasyonu
Difüzyon hızı, banyodaki tanen konsantrasyonu ile deri lifleri arasında bulunan sıvının
tanen konsantrasyonu arasındaki farklılık ile orantılıdır. Tabaklanmanın başında iki sıvı
arasındaki konsantrasyon farkı büyük olduğu gibi difüzyon hızlıdır. Bu yüzden başlangıçta
havuz kullanılıyorsa difüzyonun hızlı olması için sıvı/deri oranı mümkün olduğunca düşük
tutmalıdır.
11
Diğer taraftan hızlı penetrasyon için, deri dışındaki ve içindeki sıvılar arasındaki
konsantrasyon farkını koruyacak şekilde banyoya tanen ilavesi yapmak gerekir.
gSıcaklık
Tanen difüzyonu sıcaklığa çok bağladır. Eğer sıcaklık donma noktasına getirilmiş olsa
hiç difüzyon olmaz. Aynı şekilde normalden biraz fazla olsa difüzyon hızındaki artış
umulandan fazla olur. Yüksek sıcaklıkta kollagenin kohezyon kuvvetleri azalacağından, bağlı
suyun bir kısmı serbest hale geçerek bazı re aktif noktaları tanen ile reaksiyona bırakır.
Sıcaklığın başka bir etkiside sıcaklık artışı ile tanenin partikül büyüklüğünün düşmesi, buna
bağlı olarak viskozitesinin azalması ve sonuçta difüzyonun artmasıdır. Sıvının biraz ısıtılması
ile erimez maddeler erir hale geçer ve viskozite azalır. Yani sıvının kıvamı düşer ve difüzyon
artar. Sıcaklığın bu etkisi dolayısıyla tabaklama için mümkün olduğunca değişmez ve 37 0 C ‘
ye yakın sıcaklıkta çalışması gerekir. Dolapta yapılan tabaklamada düşük flotte de
sürtünmeden dolayı ideal olan yüksek sıcaklığı sağlamak mümkündür.
2Tanen Fiksasyonu
Daha öncede belirtildiği gibi, bitkisel tanenlerin deri içerisine tamamen sokulmasından
sonra tanenin sıvı fazdan ayrılıp deriye bağlanması olayı başlar. Genellikle deriye ne kadar
çok tanen bağlanmışsa deri o kadar iyi tabaklanmıştır. Bu yüzden, bitkisel tabaklanmış deride
% bağlı tanen miktarı tabaklanmanın bir ölçüsü kabul edilir. Derideki % bağlı tanen miktarı
rutubet, yağ, protein, mineral madde, suda çözülen maddeler ve kül gibi diğer bileşenlerin
analitik yöntemlerle hesaplanması ve toplamların 100’den çıkarılması ile dolaylı yoldan
bulunur.
Bitkisel tanenlerin deriye bağlanması; sıcaklık, pH , tuz konsantrasyonu, asit miktarı,
tanen konsantrasyonu, partikül büyüklüğü ve viskozite gibi pek çok faktörün etkisi altındadır.
Bunların etkileri aşağıda açıklanmıştır.
Fiksasyon Üzerine Etkili Faktörler
aSıcaklık
Bitkisel tabaklamada tanen fiksasyonu üzerine sıcaklığın etkili olduğu uzun
zamanlardan beri bilinmektedir. Thomas ve Kelly yaptıkları araştırmada çeşitli tanenlerin deri
tozundaki fiksasyonu farklı sıcaklıklarda incelemişler ve kebrako için aşağıda gösterilen
grafiği çizmişlerdir.
Bağlı tanen
Görüldüğü gibi tanen bağlanması 25 ile 37.5 o C ler arasında önemli derecede artmaktadır.
Bunun nedeni yüksek sıcaklıkta tanenin dispersiyonu ve viskozitesinin artmasıdır.
12
Ph 3 Ph 5 Ph 8
15 C o 35 C o 15 C o 35 C o 15 C o 35 C o
Bağlı tanen 37 48 33 45 33 43
Kaynak Yaş İşlemler :T. Yakalı, Y. Dikmelik
Sıcaklık artıkça ph düştükçe bağlanma artar.
bpH’ nın Etkisi
Bitkisel tabaklama geniş pH sınırı içinde yapılır. Eski usul üretimde tabaklama derinin
pH’ sının olduğu kireç gidermeden sonra yapılırken hızlı üretimde pH’ nın 3.5 dolayında
olduğu salamuradan sonra yapılmaktadır. Normal olarak tabaklanmanın yapıldığı pH sınırında
pH’ nın düşürülmesi tanen bağlantısını önemli ölçüde arttırır.
Eğer tabaklama düşük pH’ da yapılırsa o kadar hızlıdır ki derinin yüzey kısımlarındaki
kapiller boşluklar tanenle fazlaca dolar ve sadece yüzeylerdeki tanen yığılmasından
dolayı tanen penetrasyonu durur; gevrek ve kırılgan bir deri meydana gelir. pH 5 dolayındaki
izoelektriki noktada tabaklamada ise tanen fiksasyonu en alt düzeydedir.
Fakat tanen penetrasyonu çok hızlıdır. Bundan dolayı çok hızlı yöntemle kösele üretiminde
pH’ nın etkisinden o şekilde yararlanır ki tabaklama başlangıcında penetrasyon, tabaklama
sonunda fiksasyon maksimum olsun. Tabaklamaya pH 5 dolayında başlanır, penetrasyon
tamamlandıktan sonra bir organik asit ile pH düşürülerek fiksasyon sağlanır.
Kaynak : Valeks –alüminyum tabaklama Y .Dikmelik
cTuz Konsantrasyonu:
Tabaklama banyosuna verilen tuz miktarı tanen fiksasyonu üzerine etkili olur. Tuzun
etkisi derinin şişmesini kontrol altında tutmak şeklindedir. Bilindiği gibi, banyodaki tuz
miktarı arttığında kollagenin pH değişmelerine karşı duyarlılığı azalır. Bitkisel tabaklamada
tuz miktarı ve asit miktarı bir denge içinde bulunmalıdır. Tuz miktarı bitkisel tanenin
kendinde bulunan veya banyoya ilave edilen tuz ile ayarlanır. Tuz miktarı azaldıkça şişme
olmaması için pH’ nın daha sıkı şekilde kontrolü gerekir. Bu yapılırken kullanılan bitkisel
tanenin büyük önemi vardır. Çünkü çeşitli tanenlerin tuz ve asit miktarları değişiktir. Örneğin
mimoza az miktarlarda asit ve tuz içerirken; valeks orta derecede tuz, fakat yüksek asit içerir.
Aynı şekilde sülfite kebrako yüksek tuz, az miktarda asit içerir.
Tuzun ve asit miktarının yukarıda anlatılan etkisi dolayısıyla bitkisel tabaklama
işlemini tek bir tanenle yürütmek yerine, tanen karışımları ile yürütmek, böylelikle asit ve tuz
miktarlarını dengede tutmak daha iyi sonuç vermektedir.
13
Nitekim, bugün kösele üretiminde Türkiye ‘ de sadece valeks kullanılırken İtalya, Fransa ve
diğer gelişmiş ülkelerde, kestane, kebrako ve mimoza karışımı kullanılmaktadır.
Bitkisel tabaklama sıvılarında tuzdan başka diğer tabaklayıcı olmayan maddeler de
bulunur. Deri tarafından absorbe edilmeyen bu maddeler tabaklamada rol oynarlar ve mamul
derinin rutubete, depolamaya, cilt kırılmasına, kalıba çekme ve uzamaya karşı dayanımı
ayarlar. Tabaklayıcı olmayan maddelerin bir yarısını tuz meydana getirirken, diğer yarısını
pregallol asit gibi polifenoller ile şekerler, protein parçalanma ürünlerinden oluşan nitrojenli
maddeler meydana getirir. Bunlar bitkisel tabaklamada birinci derecede öneme sahip
maddeler değildir. Ancak çok saf tanenlerle de tabaklama yapmak mümkün değildir. Bu
yüzden tabaklayıcı olmayan bu maddelerin derinin yukarda sayılan özelliklerini ayarlamada
görev aldıklarına inanılmaktadır.
Diğer yandan bitkisel tabaklama sıvısında fazla bulunursa derinin tuz içeriği artar ve
sonradan yıkamayla bu tuz uzaklaştırılmazsa deri fazla nem çeker. Ekstrem durumda deride
tuz kusması meydana gelir.
dAsit Miktarı:
Bitkisel tabaklama işleminin başarılı şekilde yürütülmesi için muayyen miktarda aside
ihtiyaç vardır. Bitkisel tabaklama sıvısında bulunan asit ile tabaklama için gerekli pH derecesi
tutturulur; kollagenin tanen bağlama gücü arttırılır. Banyodaki asit içeriği üç şekilde
oluşturulabilir.
1. Banyonun asit içeriği kullanılan tabaklama maddelerinin uzun sürede
fermantasyonundan ileri gelebilir,
2. Banyonun asit içeriği kullanılan tabaklama maddelerinin uzun sürede
fermantasyonundan ileri gelebilir,
3. Banyonun asit içeriği banyoya katılan asitlerden ileri gelebilir .
Banyonun asit içeriğini ayarlamada tabaklayıcı olmayan maddeler için de bulunan
şekerlerin fermantasyonu ile sağlanması eski usulle kösele üretiminin bir parçasıdır. Ancak
günümüzün yönelişi; asitliğin, tanenden gelen asitlikte göz önünde bulundurularak gerekli
asidin banyoya katılması ve asitliğin pH ve tuz ile kontrol altında tutulması şeklindedir.
Bitkisel tabaklama sıvısının asitliği asla 400 mg /ekivalent litreden fazla olmamalıdır.
Eğer asitlik300 mg/ekivalent litreden fazla olursa, deri liflerine zarar vermemek için tuz
konsantrasyonu 200mg/ ekivalent litreden aşağı düşmemelidir.
Genellikle muayyen sınırlar içinde, banyodaki yüksek asit içeriği tanen fiksasyonun da
artışa neden olur. Fakat yüksek asit, tabaklama yüksek sıcaklıkta yapılıyorsa kollagenin
kohezyon kuvvetlerini azaltacağı için deride ciddi hasarlara yol açar. Yüksek asidin bu etkisi
banyoya tuz katılması ile tamponlanabilir.
Tanen fiksasyonu üzerine çeşitli asitlerin etkisi, bunların dissosiasyon sabitleri ile
ilgilidir. pH’ yı istenen düzeye düşürmek için seçilen asit zayıfladıkça yani zayıf asit
seçildiğinde daha yüksek konsantrasyon veya miktar gereklidir.
eTanen Konsantrasyonu:
Bitkisel tabaklama banyoya verilen tanen miktarının fiksasyon üzerine olan etkisi
aşikardır. Muayyen sınırlar içinde ne kadar fazla tanen verilerse deri tarafından o kadar fazla
tanen fikse edilir. Ancak banyoya verilecek tanen miktarı öyle seçilir ki deride arzu edilmeyen
bir durum ortaya çıkmasın ve herhangi bir tanen israfı olmasın.
Bitkisel tabaklama banyosuna tanen verildiğinde, daha önce belirtildiği gibi önce
tanen deri strüktürüne nüfuz eder, daha sonra derideki suyla yer değiştirir. Deri maddesine
bağlanan tanen miktarı deri lifleri ile temas ta bulunan sıvının tanen konsantrasyonuna
bağlıdır. Eğer sıvıdaki konsantrasyon iki katına çıkarılırsa fiksasyon % 7 kadar artmaktadır.
14
Burada önemli bir nokta şudur; Tanenin kollagene bağlanması çok çabuk olmaktadır ve eğer
içteki sıvıdaki tanen konsantrasyonu iyi ayarlanmazsa veya arttırılmazsa fiksasyon yavaşlar
ve hatta durur. Bundan dolayı tanenin sadece deri içine nüfuziyeti tabaklama için yeterli
olmayıp, konsantrasyon farkını koruyacak kadar fazla tanen sıvı içinde bulunmalıdır. Bunu
sağlamak için pratikte tabaklama banyosuna ya muayyen aralarla tanen ilavesi yapılır, yada
deriler bir banyodan alınıp daha konsantre bir banyoya konulurlar. Parti yeni banyoya
konduğunda flotte yani banyo/deri oranı o şekilde olmalıdır ki tanen absorbsiyonu aksamasın
ve kısa sürede olsun. Genellikle sıvı/deri oranı büyüdükçe tabaklama süresi artar. tanen
fiksasyonun un maksimum olduğu sıvı/deri oranı 4.5 5/1 dir. Öte yandan partinin daha
konsantre bir banyoya alınmadan önce bir süre yığında bekletilmesi veya sıkmadan
geçirilmesi; zayıf konsantrasyonlu sıvının dışarı çıkmasına buraya daha konsantre sıvının
dolmasına yol açacağı için iyi sonuç verir.
Tabaklama banyosundaki tanenin deri lifleri arasına girmesinden sonra, tanenin hepsi
kollagen tarafından bağlanmaz. Bir kısım tanen deri lifleri arasında bağlantı olmaksızın
tutulur. Yıkamayla deriden uzaklaşabilen bu tanen kısmına “ bağlı olmayan tanen “ denir.
Kösele gibi dolgunluğun ve sıkılığın arzu edildiği üretimde bağlı olmayan taneninde önemi
vardır. Hatta dolgunluğun daha da fazla olması için deriye magnezyum sülfat gibi mineral
tuzlar da verilir.
Bu yüzden bağlı olmayan tanenler tabaklama sonrasında yıkamalarla deriden çok fazla
uzaklaşmamalı ve deri fazla boşalmamalıdır. Öte yandan deride bulunan tanenler kesit
boyunca derinin her tarafına homojen şekilde dağılmalıdır.
Tanen dağılımı tam olmaz ve ciltte tanen yığılması olursa deri kuruduktan sonra
büküldüğünde cilt kırılması olur.
Tabaklamadan sonra derilerin kurutulması deri lifleri arasında bulunan tanenlerin
konsantre hale gelmesine neden olur. Bu yönüyle tabaklama deri kuruyuncaya kadar devam
eder demek yanlış olmaz zaten kurumanın meydana gelen deri özellikleri üzerine etkisi vardır.
Bu konudaki açıklamalar kurutma bölümünde verilecektir.
fPartikül Büyüklüğü ve Viskozite:
Tanen sıvıları karmaşık yapılı poli fenolik maddelerin ve tuzların kolloidal
çözeltileridir. Bu kompleks maddeler az veya çok polimerize olduklarından partikül
büyüklükleri değişiktir. Partiküller küçüldükçe deri içine nüfuziyet çabuklaşır. Tanen
moleküllerine kimyasal yolla etki ederek molekülleri küçültmek ve penetrasyonun
hızlanmasını sağlamak mümkündür. Örneğin; eksraktsiyon sırasında veya tabaklama sırasında
sodyum bi sülfit ile muamele tanenlerin partikül büyüklüğünü azaltır ve pentrasyona
yardımcı olur. Bu işleme “Sülfitasyon” denir. Aşırı derecede sülfitasyon penetrasyonu
arttırırsa da tanen fiksasyonu azalır. Bu yüzden bitkisel tabaklamada aşırı sülfitasyon dan
kaçınılır.
Öte yandan bitkisel tanenlerin molekül büyüklükleri arttıkça viskoziteleri de artar.
Örneğin; mimoza kestaneden daha büyük ağırlıklıdır ve bu yüzden mimoza çözeltisi aynı
konsantrasyon ve sıcaklıkta kestane çözeltisinden daha viskozdur. Viskoz sıvıların
penetrasyon hızı yavaştır. Ancak sıcaklığın arttırmakla ve düşük flottede çalışmakla
penetrasyon arttırılabilir.
15
Bitkisel Tanenler
Palamut (valeks)
Akdeniz bölgesinde yetişen meşe türlerinin kadehi ile bu kadehin üst kısmında
bulunan tırnak (trillo) kısımlarında bol miktarda tabaklama maddesi bulunur. Pregallol
tanenlerdendir. Phsı 3,6 3,9 civarındadır. Türkiye ve Yunanistan da bulunur. Asidik
karakterde bir tanendir. Deriye fazla bağlanır ve yüzden tabaklama sonunda kullanılmalıdır.
Deriye ağırlık verir. Palamutta tabaklayıcı madde miktarı % 14.5 rutubette ortalama % 29’dur.
Sadece palamut ile tabaklanan derilerde palamut taneni derinin derinliklerine inmediği ve
yalnız deri yüzeyi tabaklandığı için deri cildi kırılgan olmakta ve çatlamaktadır. Bu
sakıncanın giderilmesi amacıyla palamut diğer tanenlerle kombina edilerek kullanılır.
Valeks te ise tanen miktarı %64, Non tanen miktarı ise %27, Su %8 dir. Valeks
Köseleye sertlik ve sıkılık verir. Köseleye sarı renk verir. Suda kolayca çözünür. Köselenin
dışında Vidala deride retenaj maddesi olarak kullanılır.
Palamut ağacı meyvesinin kabukları
Dividivi
Piyasada dividivi adı altında anılan tabaklama maddesi Batı Hindistan, Meksika,
Brezilya ve Venezüella’da çalı formunda yetişen ve yabani bitki olan caesalpinia, coriaria
bitkisinin tohum kapsüllerinden elde edilen bir tabaklama maddesidir. Dividivi tohumlarında
%440 oranında tanen vardır. Ekstrasyon işlemi ile kolaylıkla eksrakt elde edilebilir.
Pirogallol tanenlerdendir. Tabaklama sonunda açık renkli deriler verirler. Tek başına veya
diğer tanenlerle birlikte kullanılır. Tek başına kullanıldığında boş ve süngerimsi deriler
verirler. Rutubetli ortamda deriler kolay bükülebilir hale gelir. Eksraktların içindeki şeker
kolay fermente olur. Deriler üzerinde kırmızı lekeler meydana getirirler. Fermantasyonu
azaltmak için antiseptik maddeler kullanılmalıdır. Dividivi boya yapımında kullanılır.
dividivi ağacının yaprak ve meyvaları (Caesalpinia coriaria)
16
Algarobilla
Meyvelerin hücre dokuları yüksek miktarda tabaklayıcı madde içeren küçük sarı
kırmızımtırak toz lekeleri içerirler. Tanen miktarı %44 ve şeker miktarı da %68 arasında
bulunur. Dividivi’ye benzer özellik gösterirler. Deriler sıkı ve sağlam tutum verir. Deriler
hafif renk verirler. Tabaklama sonunda deriler hafif kırmızımtırak sarı renk verirler. Pirogallol
tanenlerdendir. Deriye penetrasyonu hızlıdır. Çözeltilerinin ph sı biraz düşüktür. Ticarette
kullanılan algarobillanın tamamı Şili’de pazarlanmaktadır
Algarobilla ağacı meyvesi (Algarroba)
Kebrako (Quebraco )
Kondanse tanenlerdendir. Ph’sı 4,9 civarındadır. Kuzey Amerika da Kolarado, güney
Amerikada Paraguay ve Arjantin de yetişir. Botanik adı Schinopsis balansae and Schinopsis
lorentziidır. Bu ağaçların gövdesinden elde edilir. İspanyolca dı "quebra hacha" dır. Anlamı
balta kıran anlamına gelir. Kebrako ekstraktı çok yüksek astigens gösterirler ve nispeten
kesiti yavaş tabaklar. Verdikleri deri sıkı yapılı ve ışığa duyarlıdır. Kırmızımtırak renginde
deri verilir. Herhangi bir işleme tabi tutulmaz. Kebrako ekstraktı sıcakta çözünen, soğukta
çözünen eksraktlar olmak üzere 2 grupta toplanır.
Sıcak suda çözünen: Tamamen sıcak suda çözünebilir. Toz formundaki sıcak suda
çözünebilen ekstraktlar %6678 tabaklama maddesi %816 çözünmeyen kısım içerir.
Soğuk suda çözünen: Bunlara sülfite edilmiş ekstraktlar da denir. Sülfite edilmiş ekstraktlar
sülfitleme ile yani %2,5 sodyum sülfit ve %2,5 sodyum Hidrojen sülfit ile 9095C de Kebrako
odununa birkaç saat etki yaptırılmasıyla elde edilir. Sülfite edilmiş ekstraktlar daha çabuk
kesit tabaklayıp daha açık renkli deri verirler.
Sülfitleme işlemi ekstrakt ağırlığı üzerinde %1520 sodyum meta bisülfit ile sulu
ortamda 90 derecede 612 saat tanenlerin muamele edilmesiyle yapılır.
Sülfitleme yapılan tanenler derilere daha kolay nüfuz eder. Ayrıca kebrako ekstraktları
naftalin içerikli sintanlarla kullanıldığında suda çözünmeyen kısımları da çözünür hale hgelir.
17
Kebrako ağacı(Quebracho)
Kestane
Preqallol tanenlerdendir. Botanik adı “Castanea vesca” dır. En yaygın kullanılan
ekstraktlar dan biridir. Genel olarak ağır bitkisel tabaklama görülecek kösele, kemerlik
derilerin üretimin yanı sıra kromla tabaklanmış derilerin retenajında da kullanılır. Kestane ile
işlenen deriler sıkı esnekliği az orta Kahverengi deriler verir. Kestane ile işlenmiş derilerin
ışık dayanımı iyidir. Bekledikçe derilerin renklerinde sararma görülmez. Kestane
eksraktlarının tabaklama gücü iyidir ve astrigendirler. Tabaklama işlemi esnasında diğer
tanenlerle kombine edildiklerinde daha iyi tabaklama yaparlar. Kestane ekstraktları tabaklama
işlemi esnasında derileri peptizasyona uğratırlar. Ayarıca kestane eksraktları sıcak suda
çözünür kebrako eksraktları ile karıştırıldığında kebrakonun soğuk suda çözünürlüğünü
arttırır. Kestane odunundan elde edilen ekstraktın çözeltileri deride çiçeklenme yapar ve sıkı
deri verir. Derilerin zımparalanmasını ve dolgunluğunu arttırır. Yumuşak deri üretimi için
tatlandırılmış şerbet etkisi kullanılır. İki türlü kestane odunu ekstraktı bulunur. Birincisi; PH si
2,83,0 olan normal ekstraktı diğeri ise PH si 4,5 olan tatlandırılmış ekstrakt tır.
Kestane eksraktlarının içinde bulunan organik yapılı non tanenler kestane
eksraktlarının tamponlama gücünü artırır. Ph’nın ani düşmesi ile tanenin deriye bağlanması
artacağından yüzeysel tabaklama meydana gelir. Yüzeysel tabaklama cilt çatlamalarına neden
olur. Kestane eksraktları ile çalışılırken makine aksamları çelik olmalıdır. Aksi durumda deri
üzerinde koyu mavi lekelere neden olur. Kestane eksraktları yalnız başına kullanılabileceği
gibi, diğer tanenler ile kombine edilerek de kullanılabilir
Tatlandırma işlemi: Boraks, Fosfat ve Alkaliler gibi tamponlayıcı etki yapan
Anorganik tuzların normal ekstraktlar ilave edilmesiyle normal ekstraktın doğal asit içeriğinin
azaltılması işlemidir. Tatlandırılmış kestane ile işlenen deriler daha az astrigense sahip
oldukları için daha yumuşak tabaklama yapar ve deriye daha kolay nüfuz ederler.
Kestane ekstraktı (toz) %60 tanen,%24 nontanen içerir Az çökelti verir. Ayrıca
Kestane her çeşit Kromlu derilerin retenajında kullanılır.
18
Kestane eksrakları asit karakterli olduğunda bitkisel tabaklama işleminin son
aşamasında kullanır. Tabaklama banyosunun asitli arttıkça tanenlerin deriye bağlanması da
artar. Bu yüzden banyonun phsı ani olarak artmamalıdır, eğer ph ani olarak artarsa yüzeysel
bağlanma meydana gelir. Yüzeysel bağlanmanın fazla olursa derilerin cildinde kırılmalar
görülür.
Bitkisel tabaklanmanın yapıldığı suda, kullanılan makineler ve araçlarda paslanmaz
özellikte olmalıdır.
Kestane ağacı, yaprağı ve meyvesi
Mimoza
Botanik adı Acacia Mollissima or Acacia Mearnsii dir. Akasya ağacının kabuğundan
elde edilir. Akasya ağacı dünyanın birçok yerinde yetişir. Afrika ve Brezilya da kültür bitkisi
olarak yetiştirilir. Yetiştirilen akasya ağaçları 78 yaşın da ekstrakt üretimi için keslir ve
kabukları soyulur. Kondanse tanenlerden olmasına rağmen hidrolize tanenler gibi davranır..
Kızıl Kahve rengin de deri verir. Kendine has kokusu vardır. Piyasada taş ve toz olarak iki
tipte bulunur Penetrasyonu çok hızlı, tabaklanması ise yavaştır. Ülkemizde retenajda çok
kullanılmaktadır. Mimoza ekstraktları %64 tanen ,%20 nontanen içermektedir.
Mimoza eksraktları bitkisel tabaklamada tabaklanmanın ilk aşamasında, tabaklamanın
son aşamasında ve dolap tabaklamamda da kullanılır.
Mimoza yüksek ph, düşük tuz ve asitliğe sahiptir. Mimoza ekstraklarının Ph’sı 4,8
civarındadır. Tek başına veya kombine edilerek kullanılır.
Mimoza ağacı
19
Sumak
Pregallol grubu tanenlerdendir. Dünyada 120 çeşit sumak türü vardır. Türkiye de
Sicilya da fazla oranda yetişir. Yapraklarından tabaklayıcı madde içerir. Genellikle açık renkli
ince derilerin üretiminde kullanılır. Sumak eksraktları astrigen özellikte değildir. Tabaklayıcı
özelliği olan gallotannic asit içerir. Kromlu derilerin retenajda kullanılır. Penetrasyonu çok
hızlıdır. Sumak ekstraktları % 6575 Tanen,%1920 nontanen içerir.
Sumakla tabaklanmış derilerin ışıkta ve bekledikçe sararmaz, hatta beyaza yakın
deriler verir, kullanım ömürleri yüksek ve su geçirmez deriler verirler.
Sumak yaprağı
Gambier
Çin, Hindistan, Malezya ve Endozesyada kültür bitkisi olarak yetiştirilen çalı
formundaki gambier bitkisinin yaprak ve sapları kaynatılarak levha ve blok şeklinde
ekstraktları üretilip piyasaya bu şekilde sürülür. Levha halindeki gambier %39 küp şeklindeki
gambier ise %55 tanen ve %17 nontanen içermektedir. Kondanse tanenlerden olup pH sı 4,5
civarındadır. Gambier ise ekstraktı ile tabaklanmış deriler açık renkli, dolgun olur ve çok
yumuşak karakterli deriler verirler. Krom tabaklamadan sonra retenaj maddesi olarak
kullanılırlar.
Gambier bitkisinin yaprakları
Tara
Peru da yetişen tara ağacının (Cesalpina spinosa) meyvelerinin dış kabuklarından elde
edilir. Peru da kültür olarak veya erozyonu önlemek için yamaçlarda yetiştirilir. Küçük çalı
formunda yapısı vardır. Tara hidrolize tanenlerdendir. Tanen içeriği %60, nontanen içeriği
%20 civarındadır. Tanenin çözelti pH’sı 3,5 civarındadır. Tara galik, mdigallik and trigallik
asit içerir. Tara eksraktları sumak ve Türk mazısına tanenlerine benzer özelliktedir Otomotiv,
mobilya ve giysilik derilerin üretiminde tek başına veya kombine olarak kullanılır. Tara
ekstraktları bitkisel tabaklama haricinde demir tuzları halinde boya üretiminde de kullanılır.
Tara ile tabaklanmış deriler belirgin bir şekilde açık renkli görünümde olurlar, ışık dayanımı
yüksek deriler verirler. Tara ile tabaklanmış deriler sıkı, dolgun tutumlu, yumuşak ve ince
20
ciltli deriler verirler. Uygun yağlama maddeleriyle yağlandıklarında buğulanma etkisi düşük
deriler verirler. Tara demir tuzlarına hassastır, tabaklama işlemi esnasında demir aksamdan
kaçınılmalıdır.
Tara ağacının meyveleri
Myrobalan (Myrabolam) ekstracktları
Myrobalan bitkisinin meyveleri
Meşe
Meşe kabuğu en eski tabaklama maddelerinden biridir. 300’e yakın meşe türünden
sadece quercus sessiliflora ile quercus pedunculata türleri tanen bakımından zengindir.
Meşeler 18 yaşından sonra tanen üretim çağına ulaşırlar. Kabuk elde edilmek üzere işletilen
meşe ormanları en geç 812 yaşları arasında aralama kesimine veya budamaya tabi tutulmakta
ve kabuk soyma işlemi tomurcukların patlamaya başladığı bahar aylarında yapılmaktadır.100
21
kg yaş kabuktan 53 kg kuru kabuk elde edilir. 18 yıllık bir dönemden sonra hektardan
ortalama 5400 kg yaş kabuk yani yılda 3000 kg kadar kuru kabuk üretilir.
Meşe kabuklarındaki tanen miktarı; ağacın yetiştiği bölgeye, türüne,yaşına ve
uygulanan ekstraksiyon yöntemine göre %7.5 ile %12 arasında değişir. Bitkinin dal kabukları
gövde kabuklarından daha az tanen içerir. Aynı zamanda tanen miktarı bitkinin ucundan köke
doğru artar. Mantarlaşmış yağmur görmüş kabuklarda tanen miktarı azalır. Bakteri, mantar ve
enzimlerden zarar görmüş kabuklarda tanen miktarı düşük bulunmaktadır.
Meşe kabuğu ile tabaklanmış derilerinin rengi açık kahve renkli, ışık dayanımı yüksek,
iyi dolgunlukta ve sıkı ciltli deriler verir. Meşe odunundan elde edilen tanenlerin asitliği
yüksek olduğundan diğer tanenlerle kombine edilerek kullanılır. Meşeden elde edilen tanen
eksraktların içinde yaklaşık %70 tanen %20 oranında nontanen bulunur. Phsı yaklaşık 3,5
civarındadır
Meşe ağacının kabuğu
Mazılar
22
23
Köselede kullanılan ekipmanlar
Tabaklama dolabı
Bitkisel tabaklama dolabının iç görünüşü
24
Bitkisel tabaklama dolabını genel görünüşü
Kireçlik dolabı
3x3 ebatlarındadır. Dolabın devri dakikada 12 devirdir. Yıkamalar yapılırken bu devir
89 olur.
Dolabın eni boyundan biraz büyük olursa deriler daha az mekanik etkiye maruz kalır. Dolabın
akslarından biri açık olur. Bazı dericiler kireçlik dolabını ön tabaklamada da kullanır.
Ağartma (yağlamaretenaj) dolabı
Pratikte 2.06 m2.46 m ebatlarında dolap kullanılır. Dolabın akslarından biri açıktır
diğerinde ise sıcak hava gelir.
25
Ağartma dolabı
Kuyular
Kuyular betondan üzeri fayans kaplı olarak yapılır. Ebatları; genişlik1.7 m , boy 4.5 m
, derinlik 2.2 m dir. Kuyular zeminden 2540 cm yukardadır. İki kuyu arası 40 cm dır.
Kuyuların içinde derileri hareket ettirmek için vinç kullanılır. Vinç hareketli ray sistemiyle
hareket eder. Kuyuların sirkülasyonu bir pompa yardımıyla olur. Derilerin kuyularda
daldırılmasında kullanılan çerçeveler 15 cm kalınlığında 1.5 m uzunluğunda 1.7 m
genişliğinde ağaçtan yapılmıştır. Çerçevenin iç tarafında paslanmaz çivi’ler vardır köşeleri
paslanmaz metaldendir. Kanca ile kaldırılmayı kolaylaştırmak için ortasında halka vardır. Her
çerçeve 40 adet deri alır çerçeveler kuyuda sıvıdan 30 cm aşağıda olurlar böylelikle tüm
deriler sıvı tarafından örtülür.bir kuyu yaklaşık 33m3 gelir,bu ebatlardaki kuyu 4 ton deri
alabilir. Bu kuyu doldurmak için yaklaşık 29 m3 sıvı gerekir. Kuyularda deri hareketini
sağlama k için roker sistemi vardır. Deriler sallanma hareketi ile sıvıdan tabaklayıcı maddeyi
alırlar.
26
Tabaklama öncesi işlemler
aHam deri
Bitkisel tabaklama görecek ham derilerinde deri özü kayıpları olmamalı, ağır bitkisel
tabaklama görecek deriler yaklaşık 2030 kg olmalıdır. Kösele tabaklanacak deriler kropon
olarak işlenirler.
b ıslatma
Islatma kısa ama yeterli olmalıdır. Kuru derilerin ıslatmasında ıslatıcı yardımcı
maddeler kullanılmalıdır. Yetersiz ıslatma sonraki işlemleri olumsuz etkiler. Gereğinden fazla
yapılan ıslatma derilerde protein kaybına neden olur. Eğer deriler zorunlu hallerde ıslatma
işleminde fazla kalacak ise bakterisit ilave edilmelidir. Ön ıslatma işleminden sonra deriler
asıl ıslatma işlemine alınırlar.
c kireçlik
Klasik kösele işlentisinde fazla zırnık ve az kireç kullanılarak kısa kireçlik yapılırken,
hızlı kösele işlentisinde fazla kireç kullanılır ve uzun süreli kireçlik yapılır.
d kireç giderme
Eski yöntemde kireç giderme işlemi havuzlarda eskimiş tanence fakir nontanence
zengin sıvılarla kireç giderme işlemi yapılırdı. Fermantasyon ile meydana gelen organik
asitler derinin içindeki kireci nötrleştirir di, bu yöntem uzun süren bir yöntemdir. Kireç
giderme işleminde kullanılan bu sıvının içinde tanenler fazla oranda olursa tanen çökmesi,
sert ve kırılgan bir deri meydana gelir. Bu sorunların önüne geçmek için bitkisel tabaklamada
tam bir kireç giderme işlemi yapılmalıdır.
esama
Geleneksel kösele işlentisinde sama işlemi yapılmaz. Yumuşak tutumlu kösele deriler
için yüzeysel sama işlemi yapılır. Derilerin bükülmesi esnasında cilt çatlamalarını ortadan
kaldırmak için yapılmalıdır.
f Ön tabaklama
Ön tabaklama işlemi sentetik tanenlerle yapılır. Sentetik tanenlerle yapılan ön
tabaklama işlemiyle;
· Bitkisel tanenlerin deriye ilgisi azalır
· Bitkisel Tanen deriye daha hızlı nüfuz eder
· Bitkisel tanenlerin cildi yığılması önlenir
· Bitkisel tabaklanmış derilerin rengi açık renkli olur
Örnek işlenti
Islatma
Yumuşatma
Tartım
Kireçlik
(Dolapta, 23 d/d)
%30 su 25 o C
%2 Zırnık
% 1 Kireç
20 dakika döner 90 dakika durur,5 dakika döner 20 dakika durur.
27
+ %200 su 25 o C
%1 Zırnık
%4 Kireç
20 dakika döner 40 dakika durur,20 dakika döner gece boyu saatte beş dakika
döner. Toplam süre 20 saat.
Etleme
Tartım
Yıkama
%300 su 25 o C 15 dakika
Kireç giderme
4 d/d
%50 su 35 o C
%1,5 Amonyum sülfat 60 dakika
+ % 2 Sodyum bi sülfit 120 dakika
+ %05 borik asit
Pikle
% 80 su
% 6 Tuz 10 dakika (7bé)
+ %2 formik asit 120 dakika
% 05 ağartıcı sintan
%4 Sentetik tanen (naftalin içerikli) 120 dakika
Ph= 3,7
Bitkisel Tabaklama
………..
Bitkisel Tabaklama Yöntemleri
a Hafif Derilerin Bitkisel Tabaklanması
Koyun ve keçi gibi derileri uygulanan yöntemlerdir. Hafif derilerin tabaklanmasında
yumuşak tutum veren hafif asit karakterli sülfite mimoza, aşırı sülfite kebrako ve tara gibi
tanenler kullanılır. Tola halindeki deriler asidik karakterli tanenlerle karşılaştığında tanenler
derinin dış kısımlarına ani olarak bağlanır. Büyük tanen molekülleri tolanın dış yüzeyini
kapatır. Böylece aşırı sırça tabaklanması meydana gelir. Derinin iç kısımları tabaklanmadan
kalır. Bu yüzden hafif derilerin tabaklanmasında aşırı asidik karakterli tanenlerin
kullanılmasından kaçınılır.
Düşük asitliğe sahip tanenlerin molekül yapıları da küçüktür. Bu yüzde derinin
kollagenine çok kolay ve çabuk bir şekilde bağlanmazlar ve böylelikle derin iç kısımlarına
kadar nüfuz ederler.
bAğır Derilerin Bitkisel Tabaklanması
28
amino grupları NH+3 haline gelir. Böylece kollegen zincirleri birbirlerini iterek zincirler
arası boşluklar oluşmaya başlar. Bu boşluklardan nontanenler girmeye başlar.
Nontanenler kollagen ile suya dayanıklı olmayan bağlar oluşturur. Bitkisel
tabaklanmanın temel prensibi; derilerin cildi önce nontanenlerle doyurulur. Nontanenler
daha sonra verilen tanenlerin deri içine daha kolay girmesine yardımcı olur.
Eskimiş yani daha önceki bitkisel deri işlentisinde kullanılmış tanen çözeltileri takip
eden deri işlentisinin ilk aşamasında kullanılır. Eskimiş tanen çözeltilerinde büzüştürücü
etkiye sahip tanenler çözeltiden ayrılmış ve nontanen içeriği artmıştır. Ayrıca tuz içeriği ve
asit içeriği de artmıştır. Eskimiş tanen çözeltileriyle deriler tabaklamaya başlandığına derilere
önce organik asitler daha sonra tuzlar ve en sonunda da zayıf tanenler girerler. Bu esnada
derilerin ciltleri hafifçe renklenmeye başlarlar. İkinci aşamada deriler daha asit içeriği yüksek
ve tanence daha zengin bitkisel tabaklama çözeltileriyle işleme sokulurlar. Çözeltideki
hidrojen iyonlarının miktarının artmasıyla tanenlerin kollagene bağlanacağı serbest iyonize
olmuş amino grubu artmaya başlar. Bu aşamada deriler tanen moleküllerini bağlamaya başlar.
Tanen molekülleri deriye yavaş, yavaş bağlanmalıdır.
Kuyu (Havuz) tabaklama
Eğer deriler sıkı olması isteniyorsa deriler kireç giderme işleminde yüzeysel yıkanmalı ve
deriye bağlı kireç borik asit ve sodyum bisülfit ile giderlemelidir. Tam kireç giderme işlemi
büzüştürücü (astringen) özelliği olmayan pH sı 3,54,0 arasında olan diğer tabaklama
aşamalarında kullanılmış eskimiş tanen çözeltileri ile muamele edilmesiyle sağlanır. Eskimiş
tanen sıvılarında bulunan asit yapısındaki küçük partiküllü notanenler tanenlerden daha hızlı
deriye penetre olurlar. Asit karakterli maddeler derilerin yapısında hafif şişkinlik meydana
getirirler. Hafifçe deriyi şişiren asidik maddeler aynı zamanda derinin iyonik yapısını
anyonik yapıdan katyonik yapıya değiştirtirler, böylelikle iyonik olarak negatif yüklü
tanenleri deriye bağlanırlar.
Kuyu tabaklanmanın iki aşaması vardır
1 Tanenlerin derilerin içine düzgün ve homojen bir şekilde penetrasyonu
2 Tanenlerin deriye bağlanması
Bağlanmanın olabilmesi için gerekli şartlar
1Kontsantrasyonun artması: Tanen konsantrasyonun 18 Bé çıkması veya %21
yoğunluğa ulaşması
2 Asitliğin artması:Tanenlerin deriye bağlanması için ortamın pH sı minimum 3,2 ve
400 m.mol /l olmalıdır.
3Astrigenlikte (büzüştürücülük) artış: Asit içeriği yüksek tanenlerin deriye
bağlanması yüksektir. Tabaklama işleminde asit içeriği yüksek tanenler kullanıldığı
asingenlikte artar.
4 Sıcaklıktaki artış: ortamın sıcaklığı maksimun 37 0 C olmalıdır. Daha yüksek
sıcaklıklarda lyotropic etkide artar.
Kuyu sisteminde, Tabaklama giderek artan konsantrasyon bitkisel tanen karışımları
kullanılarak yapılır. Deriler kuyu sistemindeki farklı yoğunluktaki kuyularda belli sürelerde
kalır.bu kuyular 812 arasında değişir. Derilerin daldırıldığı son kuyu taze hazırlanmış bitkisel
tanen çözeltisidir. Daha sonra bu kuyu bir önceki aşamada kullanılır. Bu böyle devam ederek
ilk kuyu haline gelir ve sonra kuyu boşaltılır.
Sistemin temeli ters akım sistemine dayanır. Tabaklanmanın son kuyusunda yüksek
molekül yapısına tanenler büzüştürücü etkili bulunur, tabaklanmanın ilk kuyusunda küçük
moleküllü büzüştürücü etkisi az tanen sıvıları bulunur. Tanenlerin molekül yapısı küçüldükçe
29
büzüştürücü etkisi ve tabaklayıcı özellikleri düşer, molekül yapıları büyüdükçe büzüştürücü
etkileri ve tabaklama güçleri artar.
Roker(salıncak sistemi)
Kösele fabrikasındaki havuz sistemi
30
Havuzlara derilerin çerçeveler yardımı ile daldırılması
Bu yöntemin avantajları
· Riski yoktur
· Cilt kırılması olmaz
· Tanen birikmesi olmaz
· Tanen sonuna kadar kullanılır.
Sistem bağımsız havuzlar ve lift sistemleri ile olduğu gibi birbirine bağlı havuzlar ve
lift sistemleri ile de olabilir. Bağımsız sistemlerde her havuzda ayrı bir Be mevcuttur. Bağımlı
sistemde yoğun sıvı giderek az yoğunlaşır. Yoğun sıvı alttan verilir. Az yoğun olan diğer
havuzun altına boşaltılır.
Kuyular deri üretiminde kullanılan en eski sistemdir. Bu gün sadece bitkisel sepileme
için kısmen kullanılmaktadır. Kuyular dikdörtgen prizma şeklinde betondan yapılmaktadır.
Bitkisel sepilenen derilerin, betonun çözünmesiyle flotteye geçen kalsiyum ve demir iyonları
ile renginin koyulaşmaması için beton kauçuk, pvc, foli, polyester veya aside dayanıklı
seramik tuğla ile kaplanması gerekli olduğu halde günümüzde uygulanmamaktadır.
Kuyuların dezavantajları
· İşlem süresinin uzundur
· Fazla işçilik gerektirir.
· Atık su miktarının fazladır.
· Sepi maddesi kaybı yüksektir.
· Fazla işletme sermayesi gerektirir.
Mekanik etkinin fazla olduğu sepi sistemlerinde derinin kullanım dayanımlığı azalmaktadır.
Bu nedenle yüksek dayanıklı istenen kösele ve bazı teknik deriler kısmen kuyu sistemlerinde
üretilmektedir..
31
İngiliz sistemi
İngiliz sisteminde deriler kireç gidermede biraz kireçli bırakılır, tam kireç giderme
yapılmaz. Deriler kireci ilk sepi çözeltisinde giderilmeye çalışılır. İlk sepi çözeltisine
gerekiyorsa asit ilave edilir. Asidin varlığı derileri şişireceğinde asit/ tuz oranına dikkat edilir.
İlk sepi çözeltileri daha önceden tabaklama işleminde kullanılmış son sepi maddeleridir. Son
sepi maddelerinde astrinjen tanenler çok azdır. Nontanen ve asit miktarları fazladır. Deriler
tanence fakir, nontanene zengin çözeltilere daldırılır. Bu sıvının ph’sı 3,84,0 civarındadır.
Kireci kısmen giderilmiş deriler böyle bir çözeltiye daldırıldığında deride bulunana kireç ile
asitli ilk tabaklama sıvısı karşılaştığında çözeltide bulunan asitler kireci nötrleştirir. Asitlerin
deriyi nötrleştirmesi ile sıvıda bulunan nontanenler ile zayıf tanenler ciltten nüfuz etmeye
başlar. Tanenlerin ve nontanenlerin derinin cildini renklendirmesinden dolayı bu ilşk
tabaklama sıvısına “renklendirme” sıvısı da denir. Tabaklama işlemi süresince tabaklama
sıvısının ph’sı düşer, sıvının asidinin artması ile birlikte derideki NH3 (amino) grubunda artış
meydana gelir. Tabaklama maddeleri iyonize olmuş NH3 (amino) grubuna bağlanmaya
başlar, derilerin amino grubuna ani bağlanmasını engellemek için tanen sıvısının yoğunluğu
yavaş yavaş arttırılır. Deriler sırası ile askı havuzlarına ve “hot pit” sıcak havuza alınır. Sıcak
havuzda astrinjen özellikte olan pyrogallol tanenler kullanılır. Tanenlerin içinde bulunan
tanenler ellagitanin ve tannase enzimlerinin etkisi ile zamanla ellagic aside dönüşür. Ellagic
asit derilerin özerinde çözünmez bileşiklere dönüşür ve bu hataya “bloom” adı verilir.
1. Suspender havuzu 2. Suspender havuzu
Ph= 4 Her Ph= 3,8 Her
Be’=3 kuyuda Be’=5,5 kuyuda bir
è bir gün è gün
Ph=3,8 Ph=3,6
Be’=5 Be’=8
è è
Tabaklamada aşırı sülfite edilmiş kebrako ve mimoza kullanılır. Bunlar ağartıcı etki
gösterirler. Bu ağartma yetersiz ise her havuzun 1’er m3’ne no2 s2os verilerek ekstra ağartma
sağlanır.
Avrupa ter s akım sistemi
Almanya belçika gibi ülkelerde kullanılmaktadır. Daha az asitli sıvılarla işleme
başlanır (ph=5) ph 4’te bitirirler. Derilerde diğer sistemlere göre daha fazla kireç giderme
32
yapılmaktadır. Büyük fabrikalarda askı ve rocker sistemi vardır. Roker sisteminde motor
sayesinde derilere hareket verilir. Aynı zamanda gerekirse pompa yardımıyla sıvıda
sirkülasyon sağlanır. Deriler havuzlardan vinç yardımıyla taşınmaktadır. Deriler önce
tabaklama gücü azalmış son sıvıya alınır. Burada renklendirilen ve cildi nontanenlerle dolan
deriler, sırayla değişik kuvvetteki sıvılardan geçerek ilk sıvıya alınır, bu sıvı tabaklayıcı
madde bakımından yoğun sıvıdır. Penetrasyon sağlandıktan sonra deriler dolaba alınır. Ters
akım sistemi dışında birçok hareketli sistem vardır. Ülkemizde genellikle sıvıya hareket
verilmektedir.
Burada önemli noktalar:
1 Deride tam bir kireç giderme sağlanır. Deri izoelektiriki noktaya getirilir.
2 Başlangıçta 10 be daha sonra 1315 be gibi daha yoğun tanen sıvısı kullanılarak
penetrasyon hızlandırılır. Penetrasyon tamamlandıktan sonra çok az fiksasyon söz konusudur.
Asitlik oranı düşürülecek fiksasyon genellikle dolapta tamamlanır.
Bitkisel tabaklamada tuzun önemi
Tuz bitkisel tabaklamada çok önemlidir. Tabaklamanın ilk aşamasında asit şişmesini
de önlemek için 200300m.mol/ l yeterlidir. Pikle aşamasında derinin şişmemesi için %3
yeterlidir. Bitkisel tabaklama için bunun yarsı miktar yeterlidir. Bitkisel tabaklamada
tabaklanmanın ilk aşamasında derilerin hafifçesi istenir ancak dokusal bozunmaya yol açan
şişmeye izin verilmemelidir. Bitkisel tabaklanmanın son aşamasın da tuz oranının az olması
durumunda tanen fiksasyonun da azalma görülür.
Tabaklama çözeltisinde aşırı tuz olması durumunda tabaklama maddelerinin deriye
bağlanması düşer ve eksik tabaklamaya neden olur
33
Bitkisel tanenlerin seçimi
Bitkisel tabaklanmanın ilk aşamasında tabaklama maddelerin seçimi söyle olmalıdır.
%70 kondanse tanenler (mimoz, kebrako), %30 hidrolize tanen (myrobalans, kestane ve
valeks) olmalıdır. Kondanse tanenlerin penetrasyonu yüksektir, hidrolize tanenlerin ise deriye
bağlanması yüksektir. Tabaklanmanın son aşamasında ise %70 hidrolize tanen, %30 kondanse
tanen olmalıdır
Dolap tabaklama
Daha hızlı tabaklama yöntemleri için dolap sistemi geliştirilmiştir. Bu yöntemle daha
rasyonel tabaklama yapılabilmekte ve susuz tabaklama yapılabilmektedir. Bitkisel
tabaklamaya çeşitli sentetik ön tabaklama maddeleriyle ön tabaklamayla başlanır, dolabın
dönme hareketiyle bitkisel tanenler deriye 34 gün gibi bir sürede nüfuz ettirilir. Hızlı
tabaklama yöntemiyle geleneksel yönteme göre daha yumuşak ve ağırlık bakımından daha
hafif deriler elde edilir. Tabaklamanın verimliliği %70 civarındadır. (1kg deriden yaklaşık
0,7kg deri elde edilir) Ticari açıdan daha az stok maliyeti vardır.
Tabaklama yapılacak derilerin tam kireç giderme işlemi yapılması zorunludur. Ayrıca
tabaklama işleminde deri ile tanen sıvısı arasında ozmotik dengede kontrol altında
tutulmalıdır. Hızlı bitkisel tabaklama aslında Ozmotik denge sistemine dayanmaktadır.
Hücre yapısında ve yarı geçirgen özellikte olan deriler yüksek yoğunluktaki tanen
çözeltilerin içine daldırıldıkları zaman, deri ile çözelti arasındaki ozmotik basınç farkı
meydana gelir bu sebeple derideki su difüzyonla deri banyosuna geçer. Difüzyonun itici gücü
deri ile deri banyosu arasındaki konsantrasyon ve basınç farkıdır, bu fark ne kadar büyükse
geçiş, belli bir seviyeye kadar, o oranda hızlı gerçekleşir. Deri içindeki suyun deri banyosuna
nüfuz etmesi sırasında eşzamanlı olarak deri banyosundan da deriye bitkisel tanen geçer.
Derinin yarı geçirgen özelliği sayesinde su ve tanenin yanında, organik asitler, tuzlar gibi
diğer çözünen maddeler deriye geçer. Bu mekanizmada aynı koşulları altında farklı derilerin
farklı oranlarda tanen alması derinin bünyesindeki porlar (kutuplu) yapı içinde oluşan kapilar
basıncın farklı olması ile açıklanır. Hızlı bitkisel tabaklamada kullanılan tanen miktarı deri
ağırlığının yaklaşık %30 kadarıdır.
Derilerin içinde hidrofilik (su seven) tuzları bulunması ozmotik dengeyi olumsuz
etkiler. Pikle işlemimde aşırı tuzdan kaçınmak gerekir. Piklede derilerin şişmememsi için tuz
34
kullanmak gerekir, tuz kullanımı sonucunda deriden banyoya su geçer ve derilerde su
kayıpları meydana gelir. Bu kaybedilen su derinin incelmesine ve susuz tabaklamayı olumsuz
etkiler. Piklede derilerin şişmememsi için tuz kullanmak gerekir, tuz kullanımı sonucunda
deriden banyoya su geçer ve derilerde su kayıpları meydana gelir. Bu kaybedilen su derinin
incelmesine ve susuz tabaklamayı olumsuz etkiler.
Başka bir seçenekte ön tabaklama işleminde küçük molekül ağırlıklı şişme
yapmayan asit karekterli sentetik tanen kullanarak derilerin hidratasyonla su kaybı önlenmiş
olur. Asit karakterli sentetik tanenler derileri kısmen tabaklayarak derilerin asit şişmesini
önlemek için ihtiyaç duyulan nötr karakterli tuzların oranı azaltırlar. Ayrıca derilerin büzülme
sıcaklığını yükseltirler ve tabaklama süresini kısaltarak derilerin cildinin tanelenmesi riskini
azaltırlar.
Hızlı bitkisel tabaklamda dikkat edilmesi gereken diğer faktörler
Hızlı Dolapta Kösele İşlenti reçetesi
Durum : Dolap hız 68 d/d
Susuz dolapta
5.0% şişme yapmayan sentetik tanen
0.1% Sodyum bisulfit
2.0% Formik asit 4 saat döndürme
pH 3.5
sıcaklık 28˚C
Ön tabaklama:
80 10.0% Fenolik sintan (Tam nufuziyet sağlanıncaya kadar döndürme döndürme)
Sıcaklık 32˚C
2530˚C suyla sıkama , süzdürme
Tabaklama: susuz dolapta, 13 d/d
10.0 18.0% mimoza7 kebrako/tatlı kestane (astringen olmayan tanen)
23 sat döndürme
12 % senetik yağ ( ısınmayı önlemek için)
10 % su (gerekiyorsa)
180 10.0% doğal kestane/myrobalan (astringen tanen)
1420 saat döndürme (tam penetrasyon sağlanıncaya kadar)
12% sentetik tanen 30 dakika (derilerin cildini ağartmak ve fiksasyon için)
Sıcaklık 38˚C
35
Hızlı tabaklama metodunda dikkat edilecek noktalar
Yarı hızlı dolapta tabaklama
Renklendirme kuyusu
36
Yeni bir grup bu kuyuya alınmadan önce %20 çözelti boşaltılır. İçine yeni hazırlanmış
standart çözelti konur. Tola'lar bu kuyularda 1012 saat kalır. Sonra tanenle kuyusuna alınır.
Penetrasyon kuyusu:
Debagat bir kaç adımda taşınarak kuyudan kuyuya aktarılarak olmaktadır. Sisteme iki
yoğunluk vardır. Birinci adımda deriler 510 gün kalır. 2 adımda ise 1520 gün kalır. Kuyu
debagatı sonunda tanenler deriyi tamamen penetre olmalıdır. Penetre olmayan deriler kuyuya
döndürülür. Bütün kuyularda tola/likit oranı yaklaşık 1/5’dir.
Kuyu şerbetin analitik değerleri şöyledir.
1.adım 2.adım
Yoğunluk 78 be o 1011 be o
Ph 4.54.6 4.3
Tanen olm.(nt) 67 67
Tanen (t) 78 1011
T/nt 1.11.2 1.416
Tuz( s) 300 200220
Asit (a) 90 mg 80 mg
S/a 3.3 2.5
Kuyu debagatından sonra deriler dolaba alınır. %200300 tanen likörü ile debagat
tamamlanır. Dolap likörünün analitik değerleri şöyledir.
Yoğunluk 15 be o
Ph 3.83.9
Tanen (t) %1617
Tanen olm. (nt) %6.57.5
T/nt 2.32.5
Tuz(s) 200 mg
Asit(a) 100 mg
S/a 2
Isı 38 C 0
Dolap debagatı 4875 saat sürer. Dönüş süresi derilerin pekişmişliğini artırmak için
uzatabilir. Sıcaklık tabaklama sonuna kadar kademeli olarak 3839 C o ’ye kadar
artırılmaktadır. Bu da dolap hızının artırılması ya da sirküle eden suyun ısıtılması ile olur.
Tabaklamanın son değerleri 38 C 0 ,17 be 0 olması gerekir. Eğer daha sıkı deri elde edilecek ise
be 0 daha yüksek tutulur.
Tabaklama dolabında dolabın patlaması için gaz çıkışını sağlayan düzenek olası
gerekmektedir. Dolap hızı 2 d/d olmalıdır. Penetrasyon sağlandıktan sonra hız 6 d/dk
çıkartılır.
Tabaklamada kullanılan tanen sıvıların taze kalması için 1. adım kuyudan bir miktar
sıvı boşaltılır. Aynı miktardaki sıvı 2.adım kuyudan aktarılır. 2. adım kuyudan eksilen sıvı
kadar sıvı dolaplardan tamamlanır. Her sıvı aktarımında analitik kontroller yağılır. Her parti
tabaklamada bir ton deri için 1 ton sıvı boşaltılır. Bir kg deri için 350 gr tanen eksraktı
kullanılır. Kuyularda bulunan tanen sıvıların havanın oksijeninden korunmalıdır. Tanen
37
sıvılarının Ph ayarlamaları asit ve alkalilerle ayarlanmasından mümkünse kaçınılmalıdır. Küf,
bekleme gibi nedenlerden dolayı kuyulardan tanen azalmaları olabilir. Bu durumda tanen
oranları analitik olarak kontrol edilmelidir. Tanen kuyularındaki şerbetlerin uzun süre taze
kalması için sodyum bisülfit kullanılır.
Kuyu dolap sisteminde yaklaşık %4550 oranında tanen kullanılır.
4. ton deri için
Renklendirme sıvısı için
188 kg mimoza
Penetrasyonda sıvısında
376 kg mimoza
kuyu tabaklamada
300 kg mimoza
680 kg kebrako
650 kg kestane
kullanılır.
Liritan yöntemi
Kuyuda hızlı tabaklama liritan yöntemi olarak bilinen yöntemdir bu yöntemde bu
yöntemde ön tabaklamada kalgon ( hexa meta fosfat ) kullanılır. Derinin bazik gurupları
fosfat ile doldurulur ve derinin tanenlere karşı ilgisi azaltılır. Bu yöntemde pikle işleminde tuz
kullanılmaz. Reaksiyon oluşan tuz deriyi şişmeye karşı korur.
Daha sonra deriler kuyulara alınır. Kuyulardaki tanenlerin deriye iyi penetre olması
için kuyudaki su sıcaklığı 35 derece olmalıdır. Sıcaklığın yüksek olması tanen fiksayonunu
artırır. Ve kuyularda tanenlerin dibe çökmesine neden olur. Kalgon’un kullanılmasıyla deride
oluşan demir lekelerinide engellenmiş olur.
38
Mimoza –Aldehit Tabaklama
Kromsuz tabaklamaya ilgi artmasıyla Mimoza –aldehit Tabaklama tercih edilmeye
başlanmıştır. Bu tabaklama yönteminde ana tabaklamada glutar aldehit kullanılır. Sintanlarla
retenaj işlemi yapılır. Daha sonra bitkisel tabaklama maddeleri ile retenaj işlemi ile işlem
bitirilir. Bu işlemde açık renkler ve ışık haslığı istenildiğinde tara koyu renkler istenildiğinde
mimoza kullanılır. Ancak aldehitlerin çevresel zararları vardır . Genellikle aldehitler derilerde
yumuşaklık istenildiğinde kullanılır. Aldehitlerden formaldehit derilere iyi bir büzülme
temparatürü vermesiyle rağmen derilere iyi bir tutum vermezler. Günümüzde glutar aldehitle
modifiye edilmiş mimoza tabaklama maddeleri kullanılmaktadır. Aldehitle fazla reaksiyona
sokulmuş mimoza eksraktları polimerize olarak banyoda çökelti verirler. İyi modifiye olmuş
bu ürün derilere iyi dolgunluk verir. Ancak bu işlemle derilerin büzülme tempatürünü
yükseltmezler.
Ön Tabaklama
39
hallerde ara yıkama yapılmalıdır. Ortamda bulunan fazla miktardaki nötr tuzlar bitkisel
tabaklama maddelerinin moleküllerini büyüterek tolaya işlemesini zorlaştırır. Sentetik
tabaklama maddeleri ile yapılan ön tabaklama işlemi deri rengini açar, iyi bir sırça görünümü
verir, ancak derinin esnekliği ve yumuşaklığı artar. Ön tabaklama ile bitkisel tabaklama hızı
artar. Tabaklama hızındaki artış kullanılan bitkisel tabaklama maddesinin türüne bağlıdır.
Mimoza gibi hızlı tabaklama yapan maddelerde tabaklama hızındaki artış azdır. Yavaş
tabaklama yapan bitkisel tabaklama maddeleri kullanılıyorsa tabaklama hızı önemli ölçüde
artar. Naftalin sintanlar ile ön tabaklanmamış tolalarda “tabaklama durması” meydana
gelebilmektedir.
Aldehitlerle ön tabaklama
Bitkisel tabaklamalarda glutardialdehit ile ön tabaklama, oluşabilecek bir ölü
tabaklamayı (derinin çiğ kalması) önlediği gibi tanenlerin daha iyi bağlanmasını sağlar.
Bitkisel tabaklama görecek derilerin ön tabaklanmasında glutardialdehit kullanılmak
istendiğinde, derinin hafif bazik ortamdaki aşırı tabaklama yapması dikkate alınmalıdır. Bu
nedenle daha ince ve düzgün bir cilt elde edebilmek amacıyla ön tabaklanmanın başlangıcında
pH değeri 4’ün, ince deriler için 3.5’in altında olması gereklidir. Bu sebeple glutardialdehit ile
tabaklamaya başlanacak bitkisel tabaklama görecek derilerde, tuz ve formik asit ile veya
tolanın kısa sürede asidik hale getirilmesi için şişirme etkisi olmayan bir pikle asidi ile hafif
bir pikle işleminin yapılması tavsiye edilir.
Genellikle tola ağırlığı üzerinden; 1:3 sulandırılmış % 1.53.0 glutardialdehit ile ön
tabaklama yapılır. Yumuşaklık ve cilt düzgünlüğünün daha da iyileştirilmesi için,
glutardialdehit ilavesinden 30 dakika sonra bir sentetik tanen kullanılması uygun olur. Kısa
banyoda iki saatlik bir ön tabaklama süresi yeterlidir. Nispeten düşük bir pH ortamında ön
tabaklama yapıldı ise, bitkisel tanenlerle ana tabaklamadan önce pH değerinin 4.04.5
değerlerine ayarlanması gerekir. Bitkiselsentetik tabaklama gören derilerde glutardialdehit
ilavesi anyonik yağların deri tarafından alınmalarını kolaylaştırır. Bu suretle bitmiş deriler
daha dolgun bir tutum ve iyi bir esneklik gösterirler. Glutardialdehit retenaj malzemesi olarak
kullanıldığında, bitkisel tabaklama gören derilerde anyonik maddelere karşı dayanıklılığı
arttırırken su geçirgenliklerini de azaltır.
Krom içerikli maddelerle ön tabaklama
Krom ihtiva eden sintanlarla ön tabaklama ile bitkisel tabaklama hızı artar, deri
kesitinde tabaklama maddeleri homojen dağılır, derinin esnekliği artar, deri rengi açılır ve
hafif yeşilimsi renk alır, derinin temparatür artışına karşı dayanıklılığı artar ve ön tabaklama
maddesi deri kesitine işledikten sonra temparatür artışı ile deri zarar görmez. Bu uygulama
yaz aylarında düşük flotede veya flotesiz çalışmada önemlidir. Piyasada bulunan krom ihtiva
eden sintanlar % 814 krom oksit ihtiva eder. Tam kireç giderilmemiş tola nedeniyle pH
artışını önlemek için % 0.50.6 formik asit ilave edilebilir. Asit miktarı, Tola verilmeden önce
flote pH’ı 3.0’den fazla olmayacak şekilde ayarlanır. Dolapta ön tabaklamadan önce hafif bir
piklaj yapılır ve % 1.0 glutardialdehit ilave edilir, daha sonra esas tabaklamaya geçilir,
dolapta flotesiz çalışılacaksa piklaj yerine, formik asit ve şişme yapmayan aromatik sülfonik
asitlerle tabaklamaya hazırlama işlemi yapılır, daha sonra düşük flotede veya flotesiz, krom
ihtiva eden sintanlar verilir. Bağlanmamış krom ve tuzların uzaklaştırılması için esas
tabaklamadan önce yıkama yapılır.
Bitkisel tabaklama maddeleri ile tabaklamadan önce krom tabaklama maddeleri ile ön
tabaklama, tabaklama süresinin kısaltılması yanında rutubetli ve kuru halde yüksek
temparatürlere dayanıklılık, ter haslığı, aşınmanın azalması ve esnekliğin artması gibi
özelliklerin deriye kazandırılması için yapılır. Krom ön tabaklama ile kollagen lifleri
40
birbirinden izole edilerek konsantre tabaklama şerbetinin deriye işlemesi kolaylaştırılır. Deri
katyonikleştirilerek bitkisel tabaklama maddelerinin deriye bağlanması arttırılır. Krom
tabaklama maddeleri derinin karboksil gruplarına bağlanarak derinin bazik amino guruplarını
aktive eder, ayrıca krom komplekslerine organik tabaklama maddeleri bağlanır ve bağlanma
oranı artmış olur. Anyonik krom tabaklama maddeleri ile (oksalat ve sülfit krom
kompleksleri) ön tabaklama ile bitkisel ve sentetik tabaklama maddelerinin deriye bağlanma
oranları azaltılır. Ön tabaklamada % 3340 bazik standart krom tabaklama maddeleri
kullanılır. Krom verilmeden önce hafif bir pikle yapılır. Piklajda organik asitler veya sülfürik
asitle formiyat kombinasyonu uygulanır. Sodyum asetat beyaz tabaklama maddelerinin
kullanılması halinde tercih edilir. Ön tabaklamada % 0.50.8 krom oksit kullanılır. Normal
krom tabaklama maddeleri toz halinde ilave edilir. Krom şapı en fazla 45 o C’de çözülerek
soda ile gerekli bazisiteye ayarlanır ve tekrar soğutulur.
Krom tabaklama ile derilere dolgunluk, yumuşaklık, ter haslığı, sıcak suya
dayanıklılık ve iyi boyanma özellikleri kazandırılır. Deride krom oksit miktarı arttıkça renk
koyulaşır, ışık haslığı artar. Yeşilimsi rengi nedeniyle boya parlaklığını azaltır. Krom, deri
yüzeyinde eşit dağılırsa boyama homojen olur. Bitkisel ön tabaklanmamış deriler krom son
tabaklama ile kaliteli giysilik süet ve sırçalı deri olarak işlenir. Krom son tabaklamadan önce
büyük oranda geri tabaklama yapılmamış ise piklaj yapılmaz. Kuru ağırlık üzerinden % 615
krom tabaklama maddesi kullanılır. Tabaklama 30 o C’de 36 saat sürer, tabaklama sonu pH
3.33.7 olmalıdır. Nötralizasyon sodyum formiyat, sodyum karbonat ve sentetik nötralizasyon
maddesinin kombinasyonu ile yapılır. Yıkama işleminden sonra boyama, yağlama yapılır.
Süet olarak işlenecek deriler az bir yağlama ile ara kurutmalı olarak çalışılır.
Kösele üretiminde krom tabaklama maddeleri ile ön tabaklama deriye esneklik ve
aşınmaya karşı dayanıklılık vermesine rağmen su almayı artırdığı için pek kullanılmaz.
Ayrıca deri rengi yeşilimsi gri bir renk alır. Kösele dışında bitkisel tabaklanan deri cinslerinde
yumuşaklık, tutum, ter haslığı, sıcağa dayanıklılık özelliklerinin iyileştirilmesi için krom ön
tabaklama yapılmaktadır. Bu deri cinsleri genellikle boyandığı için krom rengi önemli
olmamaktadır.
Alüminyum tuzları ile ön tabaklama
Gambir ve mimoza ile tabaklanan derilerin ön tabaklanmasında alüminyum tuzları
kullanılır. Alüminyum ön tabaklama ile bitkisel tabaklama maddelerinin bağlanma oranı
artmaktadır. Genellikle pikle yapılmış derilere glutardialdehit uygulamasından sonra
alüminyum tuzları verilmektedir. Beyaz deri üretiminde alüminyum tabaklama maddeleri ile
ön tabaklama, beyaz tabaklama maddeleri ile tabaklama yaygın olarak uygulanmaktadır. Suya
dayanıklılığı arttırmak için az miktarda formaldehit kullanılmaktadır.
Yüksek bazisite de alüminyum klorür tabaklama maddelerinin krom tabaklama
maddeleri ile kombinasyonu başarı ile uygulanmaktadır. Bitkisel ön tabaklanmamış küçükbaş
hayvan derilerinden bu uygulama ile kaliteli süet ve napa giysilik üretilmektedir. Geri
tabaklama yapılmış deriler yıkandıktan sonra formik asitle pH 4.0’e ayarlanır ve 46 saat
tabaklama yapılır.
Çeşitli tuzlarla yapılan ön işlemler
Kuvvetli ve zayıf asitlerin sodyum ve amonyum tuzlarının bitkisel tabaklama
flotelerine ilavesi ile pH değeri yükselir. Bu pH değişimi sodyum klorürde en az, soyum
asetatta en yüksektir. Tuz ilavesinin meydana getirdiği pH yükselmesi ile bağlanma azalır ve
difüzyon artar. Yüksek oranda tuz ilave edilirse, deriden su çekerek difüzyon ve bağlanmayı
azaltır. Aynı zamanda derinin esnekliği, yumuşaklığı artar, derinin rengi açılır, bitmiş deride
41
su alma artar. Tabaklama başlangıcından önce tola sodyum sülfat ile muamele edilirse
difüzyon ve bağlanma iyileştirilir. Bu etki flotesiz hızlı tabaklama metotlarında kullanılır.
Tabaklama başlangıcında pH3.5’in altında şişme ile tabaklama maddesi difüzyonunun
engellenmemesi için ortamda yeterli tuz bulunmalıdır. Ortamda bulunan asit, pH’ı düşürerek
difüzyonu yavaşlatır ve bağlanmayı arttırır. Tola şişme yapmayan organik asitlerle, sülfürik
asit sodyum klorür piklajı ile, flotesiz ortamda susuz sodyum sülfatla ön muamele yapılarak
difüzyon ve bağlanma yönlendirilebilir.
Yarı işlenmiş Derilerin (crust) işlentisi
Tabaklama Sonrası İşlemler
Sıkma
Suların giderilmesi için sıkma yapılır veya suyunu bırakması için 12 gün bekletilir.
Fazla tanenin ciltten ayrılması sıkma ile olur. Ama bu yeterli değildir. Yıkama iyi ama bu
aşamada çok risklidir. 35 dakikalık bir yıkamaya bile randıman kaybı olabilir. En iyisi düşük
yoğunluklu tanen içeren bir banyoda yıkamaktadır. Yüzeydeki tanen giderilmezse çatlama
olur. İdeali deri yüzeyinin bomesini 13 Be ye düşürülmesidir. Bunun için 515’dakikalık bir
yıkama yapılır. Normal su ile yıkanması sakıncalıdır. Bu nedenle havuzdan 11Be’lik sıvı
alınır.
Cilt tarafındaki penetrasyon lifler ince olduğu için et tarafına göre daha hızlıdır. Et
tarafı şişmiştir. Yıkama tabaklamanın sonunda dolapta yapılmalıdır. Dolapta uygulanan
harekette cilt tarafı daha fazla hareket eder. Çok ince kolla gen lifleri bulunduğunda
penetrasyon buradan daha çabuk gerçekleşir.
Tıraşlama
Bir çok ülkede ayakkabı üreticilerine eş kalınlıkta kösele gerekmektedir. Bu durum
ağartmadan önceki tıraşlama ile elde edilir. Sıkmada ağırlığın yaklaşık % 310’u kaybolur.
Tıraşlamada kaybolan madde miktarı ham maddenin tipine, etlemenin verimine, kalınlıkların
seçimine ve tamamlanmış ürünün özelliklerine bağlıdır.
Tıraşlama işleminin avantajları:
42
· Eşit kalınlık
· Ağartıcı maddelerin ve yağların en iyi şekilde dağılımı
· Makineler eşit miktarda maddelerde çalışır ve bu damarların gevşemesini sağlar.
· Eşit kurutma imkanı
· Genel olarak tıraşlı deriler daha eşit düzgünlükte ve açık renktedir.
Ağartma
Dericiler tartımda sonra dolaba alınarak ağartma işlemine geçilir. Dolgu, Yağlama, Ağartma
gibi retenaj işlemleri bir arada yapılır.
Ağartma işleminin üç nedeni vardır;
§ Derinin rengini iyileştirmek
§ Deriye ağırlık kazandırmak
§ Liflerin kırılmasını engellemek.
Ağartmada kullanılan malzemeler.
1Funfusitler
Fungusitler küf gelişimini önlemek için yapılır. En yaygını Sodyum penta klor
phenate ve para nitro phenate’dır. Deriye %01 kullanılır. Deride renk koyulaşmasına neden
olduğundan oksalik asitle renk düzeltilir .Pres ve tıraşlaması yapılan deriler dolaba alınır.
Sentetik tanenler genelde naftalin sülfonik asit bazlı veya fenolik esaslıdır. Bunların PH si
1,82,0 arasında olup deriye karşı afiniteleri çok yüksektir. Deriden taneni alırlar ve kendileri
bağlanarak ağartma etkisi gösterirler.
2Oksalik asit
Oksalik asit ile derilerin üzerindeki demir lekeleri uzaklaştırılır. Sodyum penta klor
phenate ile birleştiğinde küflenmeye karşı deride devamlı koruma sağlar. Sıkma ağırlığı
üzerinden %02 kullanılır. Kataşol gurubu tanenlerle birleştiğinde koyu renk meydana gelir.
Koyu renk bisülfit ile giderilir. Bisülfit oksalik asit ile reaksiyona girince sülfür di oksit
gazı ortaya çıkar, bu gaz derinin cildinde ağarmaya neden olur. Sülfür di oksit gazı insan
sağlığına zararlı olduğu içinin aksların birinden bu gaz atılması gerekir. Oksalik asit deride
fazla kullanılması gerekir fazlası ciltte kırılmalara neden olur.
Magnezyum Sülfat (Epsom tuzu) MgSO4. 7H2O
Deride ağırlık için kullanılır. Sıkma ağırlığı üzerinde %05 kullanılması gerekir. Ancak
dericiler daha fazla kullanır. Magnezyumun %3 den fazlası deri üzerinde kristaller meydana
getirir. Bu kristaller silmeyle deriden uzaklaşmaz . Analizde ise kül oranının ve çözülebilir
madde miktarının artmasına neden olur.
3Şeker
Deriye ağırlık kazandırır. Sıkılmış deri ağırlığı üzerinden %05 kullanılması gerekir.
Ancak analizde çözülebilir madde miktarını arttırır. Gününüzde fazla kullanılmaz.
4Doldurucular
Bu guruba un, nişasta gibi maddeler girer. Deride ağırlık kazandırmak için kullanılır.
Bu maddeler analizde çözülebilir madde miktarını ve kül miktarını arttırmazlar. Sıkma
ağırlığı üzerinde %051 kullanılması gerekir. Sülfite selüloz deride filler olarak kullanılmaz.
çünkü analizde çözülebilir madde miktarın arttırırlar.
43
5Yağlar
Köselenin yağlanmasında sülfite edilmiş balık yağları kullanılır. Bu yağlar sentetik
veya ışık haslığı yüksek mineral yağlarla da kullanılır. Ağır Köselelerde Sıkılmış deri
ağırlığı üzerinden %11.5 bükülebilir köselerde %22.5 kullanılır. Yağlar emülsiye
edilmeden kullanılır şayet, Pasta kıvamında ise biraz sulandırılır.
Ağartmaya örnek :
Dolap devri 18 d/d
Kuru dolap
Sodyum penta klorp henate %05 20’
Oksalik asit %02 45’
Karışım
Sodyum meta bisülfit %02
Borik asit %01
Magnezyum sülfat %05 2H
Şeker %05
Doldurucu %1
Yağ %12 45’
Bu işlem sonunda aksilik asit kullanımıyla tıraş sonunda deride kalabilecek demir
çapaklarının bıraktığı lekeleri ağartılır. Bu işlem sadece aksilik asit ile yapılır.
Yağlamada kullanılan yağ hayvansal esaslı olmalıdır. Bitkisel ve mineral yağlar derinin
yüzeyinde kalır ve bağlanmaz. Önemli olan yağın uygun penetrasyonun sağlamaktır. Çok
fazla penetrasyonda deri üzerindeki yağlı parlaklık görülmez.
Kurutma
Kurutma iki aşamada yapılmaktadır.
1. Aşamada %9095 nispi nemde 3 gün yavaş kurutma yapılır.
2. Aşamada %70 nispi nemde 1 gün hızlı kurutulur.
Kurutmada iki şeye dikkat edilir. Birincisi erinin durumu, ikincisi çevresel faktörler
Derinin durumu
Deride su sadece derinin yüzeyinden buharlaşır. Derinin yüzeyi ne kadar fazla ise su
o kadar hızlı buharlaşır. Köselede ise deri kalın olduğundan su daha yavaş kurur; buna ilave
olarak köselelerin rengi koyu olmaması için daha yavaş kuruması gerekir. 1.5 mm lik deri
bir günde kururken 5.5 mm lik deri bir haftada 6.5 mm lik deri on günde kurur. Kuruma
deri kalınlığı ile ters orantılıdır.
Köseler kurutması ırasında deride yalnızca su yoktur; bunun yanında deriye henüz
bağlanmamış bitkisel tanenlerde vardır. Derideki su buharlaşmaya başladığımda içerlerde
bulunan su yüzeye gelirken bir miktarda tanen getirir, kurutma gereğinden hızlı ise yüzeyde
tanen birikmesi meydana gelir.
Çevresel faktörler
Çevresel faktörler; havanın nem oranı, Sıcaklığı ve hava sirkülasyonu dur. Bilindiği
gibi soğuk; nemi yüksek ve sirkülasyonu az havalarda kuruma yavaş olur. Aksi durumda
kuruma hızlanır. Kösele deriler çevresel faktörlerin ayarlandığı kurutma odalarında
kurutulmalıdır. Çevresel faktörlerin ayarlanmadığı durumlarda kurumada kontrolsuz olur.
Kösede kurutma şansa bırakılmaz.
44
Kurutma Odaları
Kurutma odalarında çevresel faktörler kontrol altındadır. Hava sirkülasyonu, sıcaklık
ve rutubet istendiği ayarlana bilir. Kurutma odaları ısı izolasyonunu sağlamak için günümüz
de gazbeton tuğlalarla yapılmaktadır. İçinde sıcak hava sağlayacak ısıtıcılar ve rutubeti
istenen seviyede tutmak için havalandırma pencereleri vardır, ancak istenmeyen güneş
ışınlarının girmesi önlenmiştir. Isıtıcılardan sağlana sıcak hava tavana asılan derilerin altından
delikli plastik hortumlardan homojen olarak dağıtılır. Aynı zamanda istenildiğinde rutubetli
havayı uzaklaştırmak için aspitörler bulundurulur.
Kurutma odalarının ebatları: Kuruma odasının ebatları asılan deri sıralarına göre
değişir.
Kurutma odalarının yerleşim şeması
Kurutma odalarında derilerin asılması
45
Deriler tavana paslanmaz iğnelerle asılırlar. Kurutma odalarında nispi nemin ve sıcaklığın
ayarlanması kurutmanın kontrollü yapılmasını kolaylaştırır.
Yukarıdaki tabloya göre şunlar söylenebilir:
a)Eğer atmosfer tamamen suyla doluysa rutubet %100 dur. Bundan dolayı ıslat
deriler bu ortamda kurumaz.
b)%100 rutubetin altında sıcaklık arttıkça atmosferdeki su miktarı ve hava doyurmak
için gerekli su artar. Bundan dolayı sıcaklığın artması ıslak deriden suyun buharlaşması artar.
c)Düşük rutubette havadaki su azalır, havayı doyurmak için gerekli su miktarı artar.
Bu yüzden relativ rutubetin azalması deriden hızlı su buharlaşmasına neden olur.
Başka bir değişle yüksek rutubet , düşük sıcaklıkta yavaş kuruma, yüksek sıcaklık
düşük rutubette hızlı kuruma sağlanır.
Bundan dolayı köseleler önce yüksek rutubette ve düşük sıcaklıkta tutulur, sonra
yüksek sıcaklık düşük rutubette tutulurlar.
46
Kurutmada Dikkat Edilecek Hususlar:
· Deride bulunan sıvı şeklinde değil konsantre tanen sıvısı şeklindedir.
· Deri lifleri arasındaki boşluklar kapiller boşluğu gösterecek kadar küçüktür.
· Yüzeye oluşan tanen sıvısı rengi bozar.
· Kurutma hızlı olursa derinin az rutubetli bölgeleri fazlaca kurur ve çatlama
olur.
· Kurutma yüzey alanına bağlıdır.
· Kalınlık arttıkça kurutma süresi uzar.
Kurutmayı Etkileyen Faktörler:
a) İç Faktörler
· Derinin ince veya kalın oluşu
· Derinin rutubet düzeyi
· Derinin küçük veya büyük oluşu
b) Dış faktörler
Kurutma kalınlığın karesiyle ters orantılıdır.
K=1/ Kalınlık 2
· Hava nemi yüksekse kurutma yavaş
· Hava nemi düşükse kurutma hızlı
· Sıcaklık yüksekse kurutma hızlı
· Sıcaklık düşükse kurutma yavaş
· Sirkülasyon fazla ise kurutma hızlı
· Sirkülasyon düşük ise kurutma yavaş
· İki deri arasındaki boşluk fazla ise kurutma hızlı
· İki deri arasındaki boşluk az ise kurutma yavaştır.
Kurutulmuş kösele toplanır. Hemen kullanım veya satışa sunulmaz. Dericiler için %1820
uygun bir rutubet ortamıdır. Rutubet %1416 olduğunda çatlamalar görülür. Burada deriye tav
verilir. Derinin özelliklerinde tuzlama işlemi çok önemlidir. %2224 rutubette deri birbirine
girer. Deri içindeki yağ yüzeye doğru gelir ve kenarlarda kararmalar görülür. Çünkü rutubet
alışı daha çok kenarlarda olur. Bu yüzden homojen renkli kösele üretimi iyi kurutma ve
rutubet vermeye bağlıdır. Köselenin kenarlarının kıvrımlı ve yamuk olması bize hızlı bir
kurutmaya tabi tutulduğu gösterir.
Tavlama işlemi için tav silindirleri ve sprey makineleri kullanılır. Tav işlemi deriye
sıkılığını vermede kullandığımız sondan ikinci işlemdir. Deri az tavlanırsa çatlar ve kırılır. Su
çok verilirse su benekleri oluşur.
Silindir işlemi
Deriler kurutulduktan sonra düzgün form kazandırmak için silindir işleminden geçilir.
Bu işlemde deriler %22 rutubette olmalıdır. Silindir işlemi derilerin cilt yüzeyinden yapılır.
Derilerin cildi sıkaşması içinSilindir işleminden geçen derilerin lifleri sıkışır düzgün cilt
yüzeyli deriler oluştururlar.
47
Kurutulan derilen silindirden geçirilmesi
Bitkisel Tabaklama Hataları
Diğer işlemlerde olduğu gibi bitkisel tabaklamada da hatalar ortaya çıkabilmektedir.
Bitmiş deride kendini gösteren bu hatalar köselenin istenilen nitelikte olmaması nedeniyle
kalite düşüklüğüne, dolayısıyla ekonomik kayba neden olur. Köselede tabaklamadan ileri
gelen hatalar aşağıdaki gibi özetlenebilir.
Cilt Çatlaması
Köselede cilt yumuşak ve esnek olmalı, kösele büküldüğünde çatlama
göstermemelidir. Cilt çatlamasının esas sebebi tanenlerin köselenin istenilen nitelikte
olmaması ve kurutma sırasında bunların yüzeye doğru toplanmasıdır. Çatlama olmaması için
tabaklamadan sonra deriler yıkanarak yüzeydeki fazla tenenler uzaklaştırılır. Hızlı kurutma ve
fazla rutubette yapılan silindir de deri içindeki tanenlerin yüzeyde toplanmasına neden olacağı
için çatlamaya sebep olabilir. Ayrıca yüzeyde yeteri kadar yağ bulunmaması da çatlama
sebebidir. Tabaklamada taze tanen sıvılarının kullanılması, fazla asidik şartlarda yapılan
tabaklama cildin hassaslaşmasına yol açar ve çatlamanın nedeni olabilir.
Gevşeklik
Kösele, diğer derilerin aksine sıkı ve sert olmalıdır. Yumuşak kösele ayakkabının
çabucak deforme olmasına yol açar. Tabaklamada yeteri kadar fiksasyon sağlanmaması veya
düşük Be’ derecelerine tabaklanma gevşekliğin esas nedenidir. Aşırı yağlama ve çok kuru
silindir de köselenin yumuşamasına yol açar.
Yatıklık veya İncelik
Kösele bazen normal kalınlığından ince ve yatık olur. Uygun olmayan tanen sıvıları,
örneğin tanen olmayan maddeler ve tuzca zengin sıvıların kullanılması yatıklığın sebebidir.
Tabaklama da asitliğin düşük, pH ‘nın yüksek olması deri liflerinin uygun şekilde şişmesine,
tanenlerin yeterli astrigentliği göstermemesine yol açar.
48
Renk Hataları
Köselede açık ve homojen bir renk arzu edilen husustur Tabaklama da demir tuzlarının
varlığı rengi koyultur. Banyoya az miktarda EDTA katılması demir tuzlarının etkisini giderir.
Tabaklamadan sonra deriler küf gelişmesi de lekelere yol açar. Bu nedenli tabaklama
banyosuna yukarıda belirtilen oranda anti küf maddesi katmak önerilir.
Yüzdeye fazla tanen toplanması ve kurutma sırasında bunların yüzeye çıkması da kararmalara
neden olabilir. Ayrıca; tabaklamadan sonra istiflerin fazla ışık görmesi tanenlerin okside
olarak rengin kararmasına yol açar. Bu nedenle tabaklamadan sonra deri yığınları siyah
plastik örtülerle kapatılarak fazla ışıktan korunur.
49
Kösele işlentisi
kropon deri
pikle Ph= 3,63,8.
ön tabaklama işlemi
4 devir 50% pikle banyosu Ph: 3,8/4,0 c °Be: 7
4 düşük astrengenli tanen
dispergatör sintan (naftalin
2 120' çevir
sintan
gece boyu 5d/d
tabaklama işlemi
ilave 1.0% fenolik sintan 30'
15% soğuk suda çözünür kebrako 120'
30% su 25°C
15% soğuk suda çözünür kebrako 90´
0.5% sülfite yağ 30´
15% yarı çözünür kebrako
46 saat çevir , gece 5' d/d tam
1.0% fenolik sintan
penetrasyon
1530 dakika sonra final
sıcaklık. =38°C / 40° C
final °Be= 15 17 °Bé
(yaklaşık)
0.2% formik asit 120' pH = 3,83,6
süz
yıkama 150% su 25°C 5'
süz
2448 saat dinlendir me sıkma, traş
yağlama işlemi
16 / 18 d/d susuz 15 dakika döndürme
0,50% ağartıcı sintan 30'
1.0% magnezyum sülfat
2.5% glikoz
0.5% asit naftalin sintan
1% fenolik sintan 90'
1 3% kösele yağı 60'
0,50% asit fenolik sintan 30'
50
vaketa deri tabaklama
kireçlik yarması 3,0 4,0 mm
pikle pH = 3,63,8 pikle deri
ağırlığı %50 fazlası
ön tabaklama
46 d/d 50% pikle banyosu Ph: 3,84,0 °Be: 6
disperse tanen
2,00% 30´
(naftalin sülfonik asit)
astringen olmayan
120' penetrasyon kontrolu 1/3
4.0% bitkisel tabaklama
kesit.
maddesi
gece boyu 5' d/d
tabaklama
soğuk suda çözünür
10% 60'
kebrako
ilave 30% su 25 °C
soğuk suda çözünür
10.0% 90´
kebrako
1.0% sülfite yağ 30'
46 saat döndürme,
10.0% yarı çözünür kebrako
penetrasyon kontrolu 4/4
ilave 100% su 38°C
0.3% formik asit 90' pH = 3,8
süzme
yıkama 300% su 25°C
0,50% yıkama maddesi 10´ süzme
2448 saat bekletme sıkma, traş
yağlama
200% su 35 °C
0.5% yıkama maddesi 20´ süz
yıkama 200% su 35 °C 10'
süzme
disperse tanen
1,0%
(naftalin sülfonik asit)
soğuk suda çözünür
4.0%
kebrako
4.0% melamin içerikli sintan 40'
6
yağlama maddesi 45´
10%
30% su 45°C 5´
0,5% formik asit 30´ Ph: 3,6
süzme
yıkama 300 % su 20°C
0,5% yıkama maddesi 10´
51
Kaynakca
D Covington, Anthony Tanning Chemistry RSC Publishing
Dikmelik, Y, Dri teknolojisi ders II notları (yayınlanmamış) ,1989,izmir.
Mosiewicz, j. The modern rational pitdrum tannege of vegetable sole leather. 1975 frodsham,
engLand
Öncü, Cahit. Dericilik temel bilgileri. 1968.ankara
Sarı, Ö Tabaklama maddeleri ders notları (yayınlanmamış) ,1988,izmir.
Sarkar, K. T. Teory and Practice of Leather Manufacture
Uğur Şenses, İlhan. Deri teknolojisi. 1991,pendik/ istanbul
Vill, k. Kösele için rasyonel tabaklama henkel seminer IV
http://www.chem.boun.edu.tr/facultystaff/terezavarnali/tvfolder/deri/deri21.html
http://www.unitan.net/
52