You are on page 1of 146

1

Vapur kalabalk deildi. ki arkada tenha bir keye oturdular.


Halim tabakasn Nevzat'a uzatarak:
Anlat! dedi, mektuplarn beni ok meraka drd. Hem byk
bir aktan bahsediyorsun, hem de ne olduunu yazmyorsun. Kim bu kadn?
Nerede ve ne zaman sevitiniz? Ne oldu? Biraz da bunu merak ettiim iin
atlayp trene geldim. Neden mektuplarnda vakay anlatmyordun?
Seni grmek istiyordum. Az daha ben de atlayp trene Ankara'ya
gelecektim. Mektupla anlatlr ey deil bu.
Halim, Nevzat'n bu szleri sylerken nne bakmasndan ve byk
bir meselenin taze buruuklaryla dolu alnn parmaklarmn ucu ile
okamasndan anlad ki, vaziyet ciddidir. Bekledi.
Nevzat, arkadanda sabrl bir dikkat uyandna emin olunca
anlatmaya balad:
Evvela sana meseleyi kelime ile hulasa edeyim: Dul bir kadn
seviyorum, evlenmek istiyorum, fakat korkuyorum. Sevgim kadar byk bir
korkum var. Bu iki his arpyor ve bazen bana intihar dndrecek
kadar azap veriyor. Seviyor ve korkuyorum. Fakat bu bizim bildiimiz
tecrbesiz bekar korkularndan hibiri deil: Bkmak korkusu deil;
sevilmemek korkusu deil; anlamamak veya anlalmamak korkusu deil;
aldatlmak korkusu deil, sukutu hayale uramak korkusu deil. ki kelime
ile, sadece, lm korkusu.
Arkadann szlerinde beliren sorguya cevap vererek devam etti:
Evet, lm korkusu. Meseleyi mesele yapan da yalnz bu: lm
korkusu. Hayale kaplyorum sanma. Bu kadnla evlenirsem lmekten
korkuyorum. Benim kuruntulu bir adam olmadm bilirsin. Fakat imdi
gidiyoruz, greceksin. Bu kadn, bu harikulade gzel kadn insana ak ve
lm korkusunu bir anda veriyor. Mbalaa etmediimi greceksin. Bunlar
biraz romantik szler gibi gelir sana. Fakat iin bir de hakikat taraf var. Bu
kadnn babas intihar etmi. Vaktiyle... Selma on yedi yanda bir kzken,
bu kadar da deil. Selma evlenmi, yedi ay sonra birinci kocas da intihar
etmi. Aradan bir sene kadar geiyor, on bir yandaki beslemesi de kendini
balkondan aa atarak intihar ediyor. Dahas var. Selma bir daha evlenmi,
drt ay sonra ikinci kocas da intihar etmi. Btn bu vak'alar ayr ayr
yerlerde cereyan ediyor. Babasnn vak'as Trabzon'da. Birinci kocas
Viyana'da kendini ldryor. Balay iin Avrupa'ya gittikleri zaman. Kadn
zmir'e geliyor, orada da beslemesi, on bir yanda ocuk balkondan kendini
atyor. Son vak'a Edirne'de. Hibir ehir Selma'y iyice tanmyor. Hayat

Anadolu'da, Arabistan'da ve Avrupa'da seyahatlerle gemi. Elinin keskin bir


hareketiyle ilave etti:
Btn bunlar brak. imdi kendisini grecek ve bana hak
vereceksin. Eer bunlar sana sylemeseydim, hibir ey bilmeseydin, gene
Selma'y grdkten sonra bana diyecektin ki: "Bu kadn ak ve lm bir
anda hatra getiriyor." O kadar gzel, cazip; o kadar da karanlk, sr dolu bir
kadn. Emin ol ki mbalaa etmiyorum.
Halim arkadann anlattklarn gzleriyle gryormu gibi dikkat ve
hayret iinde:
Garip ey! dedi, adeta inanamyorum. Doru olduuna emin
misin? Kim anlatt bunlar sana?..
Kendisi ve onu tanyan bir iki kii. Eminim. Resimler var,
gazeteler var, gsterdi bana kendisi. Eminim.
Halim tekrarlad:
Garip ey! Bu kadar tesadfn yan yana gelmesi garip. Drt
intihar! Sebepleri neymi?
Babasnn vak'as yle bir ey: Kendisi de en ok bundan
bahsediyor. Gl kuvvetli bir adamm. Selma da boylu boslu. Fakat
sonralar fena bir stma ekmeye balam.

Selma m?

Hayr, babas. Gel zaman, git zaman sinirleri bozulmu. Onu asl
sarsan ey bir dava. Bir arazi davas. ok kin besledii bir hasm varm.
Dokuz sene sren bu davadan sonra Selma'nn babas kaybeder. te bu
netice onun sinirleri stne yldrm tesiri yapm ve intiharna sebep olmu.
Selma bu vak'ay anlatrken babasnn btn straplarn yayormu gibi
heyecana gelir. Hala bu felaketi hazmedememi.
Ya tekiler?..
Selma onlardan ok az bahseder. Zehir gibi ac bir glle "insan
ruhu bu" deyip geiyor. Her defasnda sarardn ve titrediini grdm. ki
kocasnn da intiharna sarih bir sebep gsteremiyor. Anlayabildiim ey bir
ak buhranndan ibaret. Beni korkutan da bu ya! nk Selma'nn ak
meselesinde korkun bir tezi var: "Sevmek ve lmek birbirinden ayr eyler
deildir" diyor. Seven erkek lme hazr olmal. Selma baka delile
inanmyor. Ak teminatndan, yeminlerden, mektuplardan nefret ediyor.
Kark szlerinden bunlar anlayabildim. nk hi dzgn, silsileli
konumaz. Lakrdlar sarih deildir. Btn mesele burada. Sana baka bir
garip ey syleyeyim: Bu kadn Edirne'den stanbul'a geleli drt sene olmu.
O zamandan beri, ubuklu'da byk bir yalda tek bana oturuyor. Drt
seneden beri bir defa bile stanbul'a inmemi! Halim srad:

Ne diyorsun!
Evet. Ne vapura, ne sandala biniyor; iskele civarnda
grnmyor; hep tenha yollarda ve koruda tek bana geziyor. Onu gren
ocuklar "hayalet geliyor!" diye barrlarm.
Halim tekrarlad:

Ne diyorsun! Bir efsane kadn bu.

En byk cazibelerinden biri de bu ya.

Peki... Allah Allah... Nerede tandn bunu... Nasl oldu?.. Beni de


ldrtc bir merak sard. Adeta... Vapurun daha hzl gitmesini istiyorum.
te tpk byle, senin gibi. ay evvel bir arkadamn days,
mtekait bir miralay bize bu kadndan bahsetti. Onu tanyormu. Ben de
lgnca bir meraka dtm. Adama rica ettim. O beni Selma'ya gtrd.
nk bu adamn da Selma hakknda baka birinin fikirlerine ihtiyac vard.
Anlyorsun deil mi? Bir muamma etrafnda birlemek ihtiyac. Salim Bey.
kr'nn days. Sen tanmazsn. Beni sever.

O Selma'y nerede tanm?

Edirne'de.

Vapur iskeleye yaklayordu. Nevzat eldivenlerini arayarak:

Haydi! dedi, geldik. Bugn Salim de oradadr, bir de kars.

Bakas gelmez. Haftalarca hizmetisinden ve alcsndan baka


kimsenin yzn grmedii olur.
skeleye ktklar zaman ilkbahar stanbul'da braktklarm
anladlar. Boazii'nde k devam ediyordu. Birdenbire poyraza eviren sert
hava onlar koturdu. Halim arkadann sevenlere mahsus bir itina ile
ayakkablarna tek leke kondurmamak iin yolun temiz taraflarn seerek
zikzak yrdne, papyon boyunbann ularn dzelttiine ve apkasn
kararak salarn avularyla taradna dikkat ederek dnd: "Ak!"
Nevzat onun bu dncesine refakat eden hafif mstehzi gln
grmt. Hemen elini bandan ekti, bir mazeret arad, bulamad ve itiraf
etti:

Tabii, dedi, yaklayoruz. te, u kap!

nden kotu ve bir tahta kapnn ipini ekti. Viran bir baheden
getiler. Hizmeti onlar alt katta, bahe stnde, pencereleri geni ve tavan
yksek olduu halde karanlk bir salona ald. storlar yarndan fazla
kapankt ve kaln, siyah kenar perdeleri normalden ok fazla enliydi. hep

koyu renkli eya, siyah ampir takm oday bsbtn karartyordu. Nevzat,
etrafna hayretle bakan arkadana bir koltuk gstererek:
Karanla ve siyahla hayret ettin, deil mi? diye sordu.

Evet.

Nevzat kapya bakarak, alak sesle:


Evet, dedi, Selma karanl ve siyah rengi sever. Grltden ve
yksek sesten holanmaz. Kendisi de kulaa sylyormu gibi fsltlarla
konuur. Bak, deniz stnde deiliz. nk denizin sesinden hi
holanmyor.

Niin yalda oturuyor?

Denizin yalnz manzarasn seviyor, iyi havalarda deniz tarafna


gidiyor, sulara bakyor. Fakat biraz rzgar olursa bu tarafa geliyor ve hep
bahe stnde yatyor. Uultusuna tahamml edemedii iin kaykhaneyi
yktrm.

Asabi bir hastal var diyeceim geliyor.

Nevzat arkadann bu tahminini duymam gibi:

Senin bu yalya girebilmen istisnadr, dedi, kimseyi kabul etmez

o.
Bir gururu gizlemek ister gibi bam nne eerek ilave etti:

Nedense bana itimad var. ok rica ettim, hatrm krmad.

Gzlerini kapya diken Nevzat, arkadamn sabrszlna dikkat


ederek:
yledir, dedi, bekletir. Ge gelir. Bana da yle yapar. Bazen
yarm saat beklediim olur.
Halim gzlerini etrafna evirerek sordu:

Bu yaly da kendisine benzetmi deil mi?

Tpk! Bak! Yalnn iinde hibir trt duymayacaksn. Sofalarda


koan, merdivenlerden hzla inip kan, yksek sesle konuan yoktur. Halim
geni ampir divana ve Nevzat'n yzne bakt:

Bunun stnde hatralarn var m?

Sus! Onu sorma! Bu karanlk kadn, o bahiste hi kimsenin


tadamayaca lezzetlerle doludur. Ne ihtiras! Adeta bir dii kaplan! Burada
iki gzel yastk daha vard.

Ne oldu?

Paraland.

Sustular. Halim ban sallayarak mrldand:

Sana hak veriyorum.

Dur, daha kendisini grmedin.

Evlenmesen ve bu byle devam etse olmaz m?

Kapnn kanad araland.


arkadana gzleriyle haber verdi: O.

Doruldular.

Bir

siyahlk.

Nevzat

Kanat ar ar ald ve ieriye uzun bir boy stnde siyah bir esvap,
ak buday rengi bir yz stnde iri gzler girdi.
Fakat Selma, ok tereddtle att bir admdan sonra durmu, hi
kmldamadan, gzlerini hi krpmadan, ba biraz arkaya doru meyilli,
gvdesi dimdik, bir tl iinde grnen gzel kollar birbirine muvazi olarak
aa braklm, uzun parmakl, ince ve ihtirasl elleri bir ey skar gibi
kapal, Halim'e bakyordu. Nevzat yaklat ve Halim'i takdim etti, fakat
sadece "arkadam" dedi, ismini sylemedi. Ar ar fakat ok ar bir elini
kaldrarak Halim'e uzatan Selma'nn vcudunda kolundan baka hibir
nokta kmldamam, gzleri hala bir kere bile kapanp almamt. Onun bu
hali o kadar gayritabii idi ki sahteliine hkmedilebilirdi. Halim onun
muvaffakyetsiz bir rol yaptn dnd. Bir adm geri ekildi. Fakat Selma
gene kmldamyordu. Azndan hala tek kelime kmad. Gzleri Halim'i
takip ediyor, onun gzlerinden ayrlmyordu. Ne garip bak! Kin ve arzu dolu
gibiydi. Halim rperdi. Harikulade bir mahlk nnde olduuna inanmaa
balamt.
Allahm! Ne garip kadn bu! Hala kmldamyor ve konumuyordu.
Halim Nevzat'a bakt. Arkada da hayret iinde idi ve Selma'dan gzlerini
ayrmyordu.
Bir mddet beklediler. Kadn bir somnambln gayritabii
uykusundan uyanna benzer bir silkinile kollarn aarak ve kesik nefesler
alarak bann ve omuzlarnn hafif bir srayndan sonra, nerede
bulunduunu anlamak istiyormu gibi etrafna bakt, gzleri Nevzat'n
stnde durdu ve dudaklarnn iki ucunda birer tebessm glgesi peyda
oldu.
Nevzat onu konuturmak iin:

Biz Salim Bey'den evvel geldik, dedi.

Kadn bu szleri duymam gibiydi. Elinin mphem bir hareketiyle


Halim'e oturmasn iaret etti ve kendi de pencereye doru giderek perdeyi
bir parmak kadar aaya ekti. Sonra a arkasn vererek bir koltua
oturdu. Ba hep arkaya doru meyilli duruyor, gzleri Allah'a hitap eden bir
insan gibi yukarya bakyordu. nce uzun parmaklarn alnnda gezdirmeye
balad ve gzlerini tavanda bir noktadan ayrmayarak, alak sesle:
Bugn bamda bir arlk
konuuyormu gibiydi. Nevzat sordu:

var,

dedi.

Kendi

kendine

Rahatsz msnz?

Selma bir mddet sonra cevap verdi:

Hayr!

Sonra birdenbire silkinerek Halim'e bakt, gene hi kmldamadan ve


gzlerini krpmadan, gayet alak sesle tekrarlad:

Hayr! yi oldu geldiniz. ok... sklyordum.

Halim dnd: "Bu kadn hasta. Mutlaka aklndan zoru var."


nk Halim byle bir kadn tanyordu. Kocas ldkten sonra insanlarla
temas etmez, yemez, imez olmu, melankoliye tutulmutu. Sonra ili'deki
Fransz Hastanesi'nde ld. Bu kadn da ona benziyor. Fakat Nevzat'n hakk
var: Gzel kadn! Muhakkak ki sann her telinden ayann sere
parmana kadar gzel! Onda bir kusur arayan gz bouna yorulur. Bu
bata ve bu vcutta bir heykeltra ldrtabilecek mkemmeliyet var. Sonra
btn bu ar tavrlar iinde byk arzu ve ihtiras yldrmlarnn sakl
olduunu sezdiren bir seyyale/ bu kadnn bilmem neresinden szyor ve
insann iine doluyor. Nevzat'n hakk var. Bu bir afet. Aklndan zoru olduu
da muhakkak. Nevzat imdiye kadar bunu nasl anlamam? Halim her
eyden evvel bu kadnn uurunu imtihan etmek arzusunu duydu. lk
frsatta ona bir eyler soracakt. Fakat canl bir bahis amaya alan
Nevzat'n muvaffak olmasn bekliyordu.
Arkada Selma'ya sormutu:

Verdiim iir kitabn okuyor musun?

Selma bu sefer phe brakmayacak bir vuzuhla* glmseyerek


nne bakt ve hep alak sesle:

Gzel... dedi, suya benzeyen iirler...

Suya m?

Suya bakarken insann gzleri dalmaz m? Hem bombo grnr


su, hem iinde neler vardr. Bu iirler de yle. Sade. Sade ve hem dolu.
Selma gzlerini kapad, kalarn att, bir mddet durdu ve
birdenbire gzlerini aarak:

Anlatamadm, dedi.

Nevzat, iine sebepsiz bir istihza" karan byk bir sevinle


glyordu:

Yoo!.. dedi, ok gzel sylyorsun. Demek beendin?

Selma gzlerini tekrar ap kapayarak:

ok! dedi.

Nevzat, manas hi anlalmayan bir kahkaha salverdi, kadna


yaklaarak:

Affet! dedi, neden glyorum, biliyor musun? Sana da,

Halim'e de byk
Arkadana dnerek:

bir

srpriz

yaptm.

imdi

anlayacaksnz.

Selma'nn bahsettii iirler senin iirlerin! dedi.

Sonra kadna dnd ve Halim'i gstererek:


te kitab yazan adam! dedi, ben ikinize de srpriz yapmak
istedim. Sana bugn Halim'i getireceimi sylemedim, yalnz "bir arkadam"
dedim. Demin de takdim ederken Halim'in ismini sylemedim. Halim'e de
kitabn sana verdiimi sylememitim.
Selma nne bakyordu. Halim gld. Demin bu kadn iin
dnd eyden imdi biraz utanyordu.
Hareketsiz oturan Selma birdenbire srayarak yerinden kalkacakm
gibi yapt, fakat vaziyetini deitirmedi. Parmaklarn tekrar aln stnde
gezdirmeye balad ve kalarn atarak mrldand:

Bugn ok sklyorum.

Yzn Halim'e doru evirerek, fakat nne bakarak:


Kitabnz olmasayd ne yapacaktm? Bugn birka kere beni
bunalmaktan kurtard o, dedi.

Bu szleri iki kelimede bir durup derin birka nefes alarak


sylemiti.
Halim mrldand:

Bahtiyarm.

Selma gzlerini birdenbire Halim'e doru kaldrd ve ona fke ile


bakt. fke, hi phesiz fke! Bu bakn baka manas yoktu. Bu bakn
parlts ve keskinlii, bu bakn yapkanl ve sertlii fke dolu idi. Fakat
niin? Halim deminki tehise dnmek mecburiyetini duyuyordu: Bu kadn
deli! nk, zerre kadar phe yok, bu bak deli; deli bak bu!
Selma birdenbire ayaa kalkt, Nevzat'la Halim'in arasndan geerken
byk bir fkenin kst bouk bir sesle: "Pardon" diyerek, odadan ieri
girerken gsterdii arln tam tersine bir eviklikle dar kt ve kapy
olduka iddetle vurarak kapad.
Yalnz kalan iki arkada birbirlerine hayretle baktlar. Nevzat
mrldand:

Bugn hakikaten bir acayiplii var stnde.

Halim: "Bu kadn kendini hi doktora gstermedi mi?" diye soracakt;


fakat arkadan incitmemek iin sustu ve dnd:

Garip!., diye mrldand.

Sonra kapya bakarak, alak sesle sordu:


Ne oldu? Neye kzd? Ne k o? Bir daha gelmez mi? Nevzat
kalarm kaldrm:

Bilmem? diyordu.

Birdenbire kap ald ve deminki eviklikle Selma ieriye girdi. Bir


kz ocuu kadar hafifti. Glyordu. Elinde bir kristal eker kutusu vard.
Halim'in nnde durdu ve ona kutuyu uzatarak ikolata ikram etti.
Bir an gz gze geldiler. Simsiyah bulutlarn yar arasndan
grnen gne gibi Selma'nn karanlk baknda keskin bir k belirmiti.
"Ne gzel kadn!" diye dnd Halim. Ne derin tezatlarla dolu bir kadn! Ne
korkun ve ne kadar sevimli! Bazen ne fena bakyor ve bazen ne gzel
glyor!
Selma Nevzat'a ikolata ikram ettikten sonra oturdu ve Halime
sordu:

iirleriniz ezberinizde midir?

ou.

Zahmet olmazsa bir iki tane okur musunuz?

Derhal.

Ve Halim derhal Nevzat'a ithaf ettii bir iirini okumaya balad.


Selma birdenbire iki kat olmu, dirseklerini dizlerine dayayarak, hi
kmldamadan onu dinliyordu. iir bittikten sonra da kadn vaziyetini
deitirmedi ve hibir ey sylemedi. Halim iki iirini daha okumutu. Nevzat
arada bir "enfes" diye mrldanyordu. Fakat Selma'da hibir hareket yoktu:
Ne kmldyor ne de sesini karyordu. Halim bir sigara yakt, durdu ve ona
bakt. Selma trnaklarn yanaklarna geirmiti. Parmaklarnn orta uyluk
kemikleri sivrilmi, iki elinin stnde de iddetli bir takallsn keskin
buruuklar belirmiti. Bu eller canl bir ey bouyor gibiydi. Yzn rengi
uuktu.
ki arkada Selma'ya bakarak bir mddet sustular. Kadn hala
kmldamyordu. Nevzat ayaa kalkt ve ona yaklat. Selma gene vaziyetini
deitirmemiti. Halim de meraklanarak yerinden kalkt. ki adm yrd.
Selmann trnaklar etine o kadar batmt ki yananda kenarlar kzark
ukurlar peyda olmutu. Halim, "bu ne hal?" diye soran gzlerle Nevzat'a
bakt. Rol m yapyordu bu kadn? Yoksa hakikaten kendini mi kaybetmiti?
Nevzat onun yan bana gelerek elini omuzuna koydu:

Selma! dedi.

Kadn, bana kaynar su dklm gibi srad ve hafif bir lk


kopard. Ellerini gs hizasnda ve bolukta tutarak dorulmutu. Gzleri
bym, kalar yukar kalkk ve az ak, titreyerek etrafna bakyordu.
Biraz evvel kendini kaybettii ve yava yava kendine geldii belliydi. inden
hayret ve korku taan gzlerinden, bir hatrlama zahmeti iinde olduu
anlalyordu. Henz bulunduu yeri ve hali idrak etmi deildi. ntizamsz
nefes alyor, bann ve omuzlarnn titremesi devam ediyordu. Halim,
arkadann sakin duruundan ve bekleyiinden anlad ki Selma'da bu, yeni
bir ey deildi. "Hasta bu kadn, hasta!" diye dnd. Gzlerini ondan
ayrmyordu. Hala onun yanaklarnda biraz evvel kuvvetle batrd
trnaklarnn benek benek krmz izleri kalmt.
Selma ellerini ar ar indirdi, birka defa derin derin iini ekti ve
ban kaldrd. Halim dikkatini ondan gizlemek iin hemen arkasn
dnm, yan bandaki alak masada sigarasn sndryordu. Sonra
tekrar kadna bakt. Nevzat onun yanna oturmu, bir elini tutmutu. Selma
bo kalan eliyle gzlerini uuturuyordu. Halim'le gz gze gelince zahmetle
glmsedi:

Dalmm... diye mrldand.

Silkindi ve ilave etti:

Gzel eyler bana fazla tesir ediyor. Musiki hi dinleyemem.

Byle oluyorum.
Halim aknln gizleyerek:

Ne kadar hassassnz! diyebildi.

Sonra ban arkaya evirdi. Kap taralnda bir ayak sesi vard.
Hizmeti grnm, Salim Bey'le karsnn geldiini haber veriyordu. Selma
ayaa kalkt ve durdu. eriye altm yan gekin, kr sal, gler yzl ve
din bir adamla zayf ve sendeleyerek yryen bir kadn girdi. Selma onlara
doru ar bir iki adm atmt. Halim'i onlara Nevzat takdim etti.
Hepsi oturduklar zaman bir mddet konumadlar. Salim Bey bir
bahis amaktan herkesin aciz kaldn grnce:
Bendeniz, diye balad, harpte bulundum. Yanmda en aziz
arkadalarm can verdi. O kadar acmadm da nk harpte merhamet
insann dizlerini keser, takat brakmaz, iyi bir ey deildir evet... Gelgelelim
imdi... Biraz evvel... baheye girerken kapnn nnde bir kpek yavrusu
grdk. Mutlaka bir otomobil ineyip gemi olacak. Arka ayaklar kesilmi.
Kanlar aka aka bahe kapsna kadar srklenip gelmi. Zavall hayvan! Bir
uluyor, bir inliyor ki... Saime ile ben bakakaldk. Elden ne gelir?
Selma birdenbire Salim Bey'e doru kotu ve iki elini uzatarak sordu:

Bizim kapnn nnde mi?

Evet!

Selma'nn yznden sevince benzer bir derun* k dalgas geti.


Gzleri gene byyor ve krplmyordu. Ba yukar doru uzad ve boynu
gerildi. Salim Bey bu haberi verdiine piman olmu gibi mevzuu
deitirmek istiyordu:
Ehemmiyeti yok, dedi, lr, kurtulur. Srnp de ne yapacak?
Biz vapurda, yle u kadar, yedi yanda bir ocua rastladk, babasyla
konuuyordu, ne zeka efendim, hani...
Selma dinlemiyordu. Birdenbire misafirinin szn keserek:
Ben imdi gelirim! dedi ve kapya doru yrd. Nevzat da onu
takip etmek istiyordu, fakat kadn eie yakn durarak:

Hayr! dedi, hibiriniz germeyiniz!

Hzla odadan kt.


Salim Bey onun arkasndan bakarak:
Ne yapacak acaba? Keke sylemeseydim, onun sinirleri byle
eyleri kaldrmaz, dedi.
Halim Nevzat'a yaklaarak:

Hayret! demekten kendini alamad.

Ve arkadan bir kenara ekerek sordu:


Neydi o deminki hal? Trnaklarn yanana bastrd zaman?
Her vakit byle midir?
Nevzat ban sallayarak:
Her zaman bir baka trls, dedi, fakat gryorsun ya hayret
etmiyorum artk... Tezahrleri deil, muammann esas beni meraka
dryor.
Halim onun kulana eilerek:
Hakkn var, dedi, gzel ve acayip kadn... Bir iki kere ben de
rperdim, bir eyler oldum. Sen olmasaydn ben de mutlaka ona kar zaaf
duyardm.
Ban sallayarak daha alak sesle ilave etti:

Gzel kadn!

Gzlerini kapdan ayrmayan Nevzat mrldand:


Kpee kar duyduu alakaya dikkat ettin mi? Halim'in cevabn
beklemeden Salim Bey'e doru yrd:
Kpei neden o kadar merak etti acaba?., diye sordu. Salim
Bey'in yerine kars cevap verdi:

Acmtr. Belki de ieriye alacak.

htiyar adam glmseyerek itiraz makamnda ban sallyordu.


Kadn tekrar etti:
Acmtr. Benim de yreim paraland. Salim Bey ban
arkaya doru atarak:

Acmaz o, dedi, yzn grmedin mi? Sevindi! Nevzat ve Halim


bir anda sordular:

Sevindi mi?

Evet, Saime de onu benim kadar tanmaz. Sevindi dersem


inannz. Bir gn Edirne'de biz onunla sokakta yryorduk. Gzmzn
nnde bir beygir atlad. Evet, gzmzn nnde ld hayvan. Selma
Hanm o gn de sevindi.
Salim Bey, etrafn inanmayan bir sessizliin evirdiini fark edince
doruldu:
nannz buna, dedi, ben ufak tefek baka vak'alara da ahit
oldum. Kan ve l grmekten holanyor.
Karsna dnerek sordu:

Bir muharebe seyretmek istediini her zaman sylemez mi?

Sen inanmyorsun ama inan. Bu kadnn garip tabiatlar...


Kap birdenbire ald iin Salim Bey szn tamamlayamad.
Selma neeli bir yzle ieri girmiti. Ona doru yryen Nevzat sordu:

Ne oldu?

Selma omuzlarn silkerek:

ld! dedi.

nne bakt ve tekrarlad:


lm! Bizim kapdan teye kadar kadar srklenmi, lm.
Nevzat Selma'ya yaklaarak:

Acdn m? diye sordu.

Bir anda btn baklar Selma'nn stnde birikmiti. Gen kadn


nne bakarak cevap verdi:
Tabii. Fakat ld iyi oldu. Srnecekti. Gzlerini birdenbire
Halim'e doru kaldrarak:

gzler...

Bir grseniz, dedi, ne garip lm! Halim ard: Bu gzler... Bu

Garip mi? diye sordu.

Evet. ster misiniz grmek?

Grmek mi? Halim Nevzat'a bakt:


Peki, dedi, hep beraber gidelim.

Hep beraber olmaz. Yalnz ikimiz...

Peki...

Halim Selma'y takip etti. Kadn yksek tavanl ve lo sofalarda


ayaklarnn yere dokunuu hi duyulmadan, bir hayalet szlyle gizli bir
hedefe gider gibi yryordu. Baheye ktklar zaman ince bir yamur vard.
Selma kap tarafna gidecei yerde sola kvrlarak dar bir yola girdi ve durdu:

Kpei braknz... dedi, yle gidelim.

Epeyce yrdler. Baheyi sokaktan ayran duvarn ykseldii bir


noktada, ats yolun hizasnda, iki katl, harap bir kk vard. Kapsnn bir
kanad ykkt ve merdiveninin trabzan kopmutu. Selma bir ey
sylemeden basamaklar kt ve Halim onu takip etti. kinci katn tek
odasna girdiler. Burada yalnn tekade karlm, krk dkk eyas vard.
Selma Halim'i bir elinden tuttu, arpk iskemlelerin, yere dklp salm
eski anak mleklerin arasndan geirerek, aynas atlam bir esvap
dolabyla mermeri paralanm bir masann yannda, pencerenin nne
getirdi.
kisi
de
oraya
smak
iin
birbirlerine
sokulmak
mecburiyetindeydiler. Selma masann stne oturdu ve ayak ayak stne
att. Bir dizi Halim'in karnna gmlyor ve bir aya da onun iki baca
arasna sokuluyordu. Halim Selma'nn yzn ta yakndan grd. Onun iri
siyah gzleri, bu her zerresi rperen hassas yz stnde gezmeye kan
yabanc baklar derhal yakalyor ve kendi derinliine ekiyordu. Baklarm
ii scak ve karanlk bir cevher dolu, byl ukurlardan kurtaramayan
Halim, yalnz, onun dudaklarnn etrafnda, gzlerinin mknatsn artran
garip bir tebessm fark edebiliyordu. Bir yandan Nevzat'n arkada, bir
yandan da evli olmak gibi iki byk vicdan engelini devirmeye alan
titretici, bayltc, nefes kesici bir cazibe frtnas iinde kalmt. Karsn ve
arkadan bir an unutabilseydi bu lgn kadnn davetine hemen koacak,
onu derhal kollar ara a alacakt. Selma Halim'in son mukavemetim de
bacaklarnn serbest hareketleriyle krmaya alarak:

Bana bir iir okuyunuz! dedi.

Burada m?

Selma birdenbire masadan atlad ve Halim'i iki eliyle gsnden


iterek uzaklat. Son derece aran gen, kaybettii bir nimeti arar gibi
telala ona doru koarken iskemlelerden birini devirmiti. Kapnn nnde
duran Selma, onun zr dileyen baklarm grnce:

Baka bir gn, dedi, sz veriyor musunuz?

Hay hay, isterseniz imdi okuyaym.

stemiyorum. Baka bir gn. Yalnz geliniz.

Peki.

Yarn deil, br gn.

Peki.

Kimse bilmeyecek.

Halim ayn abuklukla cevap verdi:

Peki.

Merdiveni inen Selma'y takip ederken Halim'in kalbi iddetle


arpyordu. Bahede, gen kadn, arkasnda duran Halim'e yzn
evirmeden:

Akam st geliniz! dedi.

Ve hzla yrd.
Salona girdikleri zaman daima alak sesle, fakat hararetli bir ey
konuan Nevzat ve Salim Bey birdenbire susarak onlara baktlar. Halim'in
gzleri yerde idi. Hem biraz evvelki iddetiyle devam eden heyecann
gstermek istemedii hem de utand iin arkadann yzne
bakamyordu. Kpek hakknda ne syleyecekti? Bereket Selma onu yalan
sylemek mecburiyetinden kurtard:

Kpei bulamadk, yar yoldan dndk, dedi.

Ve gene bereket versin ki sebep soran olmad. Nevzat, Salim Bey'le


mnakaasna, brakt yerden devam etmek ihtiyacndayd:

diyordu.

Siz insann aslnda yamyam olduunu sylemek istiyorsunuz,

Salim Bey de ban sallayarak:

phe mi var? cevabn verdi.

Halim de bu bahse sokulmak istiyordu. Fakat basit bir ey


dnmekten aciz kalacak kadar heyecan iindeydi. Yznn sararm
olmasndan ve iindeki sarsnty belli etmesinden ekindii iin, mnakaa
edenlere arkasn dnd ve Selma ile gz gze geldi.

Kadn gene ona gz krpmadan ve ite Halim'in bir trl mana


veremedii ey byk bir fke ile bakyordu.
Gitti, koltua oturdu, ayak ayak stne att. Odaya iyice karanlk
bast iin yznn ve tll kollarnn birbirinden az farkl beyazlklarndan
baka hemen hibir ey grlmyordu.
Nevzat, Salim Bey'le mnakaasn birdenbire kesti ve ayaa kalkt.
Saatine bakarak alt vapuruna yetimek art olduunu Halime hatrlatt.
ubuklu'da oturan Salim Bey'le kars da gitmek istiyorlard. Selma hibirine
srar etmedi. Misafirlerini yalnn bahe kapsna kadar gtrd. Eikte,
dimdik durdu ve ayrlrken hibirine tek bir kelime sylemedi.
Halim ve Nevzat nden yryorlar, konumuyorlard. Hala devam
eden heyecann saklamak iin bir ey sylemeye cesareti olmayan Halim,
arkadana yan gzle bakarak dnyordu: "phe mi etti acaba?"
Sokaa ktklar zaman, Salim Bey etrafna baknd ve krk elli adm
kadar tede, duvarn dibinde yatan kpein lsne doru hzla yrd;
aksi istikamete giden Halim'le Nevzat'a seslendi:

Biraz gelir misiniz?

ki arkada ve Saime Hanm yaklatlar. Salim Bey kpein stne


eilmiti. Onlar da ararak:
Baknz, dedi, iyice baknz!.. Halim ve Nevzat da eildiler. Salim
Bey sordu:

Bir ey grmyor musunuz? Nevzat da Salim Bey'e bakarak:

Ne gibi? diye sordu. htiyar adam karsna dnd:

Saime! dedi, iyi bak, dikkat et! Biz gelirken bu kpein yalnz
arka bacaklar inenmiti. Deil mi?

Evet.

imdi bak... Hayvann kafas da ezilmi. Kadn tiksinerek


gzlerini kapad, geriye ekildi:

Aman, dedi, ben bakamam.

Fakat Nevzat'la Halim, kpein arka ayaklaryla beraber kafasnn da


paralanm olduunu gryorlard. Salim Bey onlara bakarak sualini
tekrarlad:

Deil mi? Halim mrldand:

Evet... Kafas da ezilmi hayvann.

Nevzat dorulmu, kalarm atm, kpein lsne bakarak


dnyordu. Birdenbire Salim Bey'e dnerek sordu:

Siz bunu grdnz zaman salam myd? htiyar adam gld:

te Saime burada... Sylesin... Kadn bard:

Tabii... Yayordu hayvan... Gzleri can havli ile fldr fldr


dnyordu.
Nevzat kadna ve kpee hayretle birka defa bakarak :

O halde?., diye sordu.

Salim Bey cevap verdi:

O halde, gayet basit: Bizden sonra bu hayvann ban tala


ezmiler! Ararsak belki ta da buluruz.

Kim ezmi olabilir? ocuklar m?

htiyar adam cevap vermedi ve ta aramak iin uzaklat. Yerlere


eiliyor, kalkyor, eline geirdii bir ta muayene ederek brakyordu.
Halim'le Nevzat da aramaa baladlar. Fakat o taraflarda kan izleri tayan
ar bir ta bulamadlar.
Salim Bey ban sallad:
Bu da gsteriyor ki, dedi, cinayeti yapan insan delilini ortadan
kaldrmaya da lzum grm.
Nevzat gld:

Siz bunda bir cinayet vak'as m gryorsunuz?

Eh... Yok yere bir hayvan ldrmek de cinayettir. Kanunlarmz


men eder. Herhalde bu hayvann ldrlm olduu muhakkaktr.
Nevzat omuzlarn silkti:
Olabilir, dedi, buradan geen biri acmtr hayvana, bana ar
bir ta indirerek onu eziyetten kurtarmtr.
Ve elini mtekait askere uzatarak:

Allahasmarladk! dedi, biz vapuru karmayalm.

ki arkada da iskeleye doru hzla yrdler. Nevzat gelirken olduu


kadar dikkatli deildi. Sinirli adm atlaryla sk sk amura basyordu.
Acaba bir ey sezdii iin mi byle sinirliydi? Halim'in iinde bir mcadele
vard: Bir yandan Selmann gizli davetini Nevzat'a hemen haber vermek, bu
tehlikeli ve lgn kadndan hemen uzaklamasn ona tavsiye etmek istiyor;
bir yandan da, hi deilse bir defa Selmann vaat ettii zevke sahip oluncaya
kadar susmay dnyordu. Onun ruhunda bu mcadeleyi temsil eden
ekiller gayet garipti; hatta komik: Kendi karsnn yzyle Selmann baca,
yahut belinin imekli bir kvrl nbetlee gznn nne geliyordu. Baz
anlarda Selma'ya kar yle kuvvetli bir zaaf duyuyordu ki, yannda Nevzat
olmasa hemen yalya dnmeyi dnebilirdi.
Vapura girinceye kadar Nevzat da ona bir ey sylemedi. Kamarada
gene tenha bir ke buldular. Nevzat'n kalar atkt. Halim ondan iddetli
bir sitem bekliyor, phesinin manasz olduunu anlatmaya veya her eyi
itiraf etmeye hazrlanmak istiyordu. Kararszln verdii sknt iinde ban
nne edi. Dnyordu: "Ben ahlaksz bir adam deilsem sylemeliyim."
mrnde ilk defa olarak, en sevdii arkadana ve karsna kar ahlak
byle bir imtihan geiriyordu.
Nevzat birdenbire yumruunu dizine vurarak:
u Salim'e kzyorum! dedi. kide bir Selmann gayritabii bir
mahlk olduunu bana ispat etmeye kalkyor. Gayritabii de deil, sade.
nk Selmann alelade bir kadn olmadn ben de biliyorum. Benim iin
harikulade olan bir ey, artk bu neviden hibir hassasiyeti kalmam bir
ihtiyar iin gayritabii olabilir. Bunlar kelime meselesi... O deil... Beni
kzdran ey Salim'in baz acayip iddialardr. Aznda geveliyor, iyice
syleyemiyor ama tabii anlalyor: Bu adama gre Selma delidir, vahidir, ne
bileyim ben, mnasebetsiz dejenerenin biridir. Bana gre bilakis, Selma, orta
adamlarn anlayamayacaklar hassasiyet nanslaryla dolu bir kadndr.
Anlalmayan ruhlara deli demek adettir, malm ya...
Bunlar sylerken Nevzat'n yz kpkrmz kesilmiti. Halim ard.
Arkadana hakikati sylemenin kendi tarafndan olduu kadar onun
tarafndan da zor bir ey olduunu gryordu. Salim Bey'in mutedil
tenkitlerine tahamml edemeyen Nevzat, Halim'i sknetle nasl
dinleyebilirdi?
nk Halim'in ilk szleri yle bir eyler olacakt: "Dostum! Benim
azmdan hakikati renmek ister misin? Bu kadn gzel, sadece gzel, ite
o kadar. Geri taraf hasta bir sevkitabii ynndan ibaret. Evet, hasta.
Doktorlar bu hastaln adn bilirler, onlara sor. Fakat hasta. Bir sr lm
vak'alar iinde muvazenesini adamakll kaybetmi. Benim sana tavsiyem:
imdiye kadar elendiin kadar elendin. brak artk. ki iin sonu yok.
nanma bu kadna. Alelade aifte bu. Seni aldatyor. Delil mi istiyorsun?
spat m istiyorsun? te: beni de gizlice yalya davet etti !"

Fakat imdi anlyordu ki bu szleri sylemek, yalnz Selmann


davetini deil, Nevzat'n dostluunu da kaybetmeye mal olabilirdi.
Ne yapmalyd? Dosta bir ihtiyatla onu incitmeyerek ve hakikati ona
azar azar sezdirerek anlatmaktan baka are yoktu. Nevzat'n yzne
baktka ona kar bir alakl kabul etmekte bir an tereddde dt iin
de kendi kendine kzyordu. Ya Feriha, kars? Ya Ufuk, bir buuk yandaki
kz? Drt senelik evliydi. Feriha'y artk iyiden iyiye efkate evrilmi bir
akla seviyordu. Bir an iin bile olsa, imdiye kadar ona bu Selma'dan baka
ihanet arzusu telkin eden bir tek kadn kmad. Nevzat'n iki kar tedeki
yz ve nne eilmi gzlerinin ince damarlar seilen kapaklar karsnda,
kuvvetli endielerin kargack burgacklarla dolu, keli ve kuru aln
karsnda, saysz hatralar bir anda uyandran, fakat okluklarndan
dolay hibirini uura karmayan scak ve dost hviyeti karsnda utanc
artyordu. Hemen her eyi sylemekten onu alkoyan son arzu engelini de
ezmek istiyordu. nne bakt, kalarn att ve sustu.
Gzlerini kaldran Nevzat ona tabakasn uzatarak:
Brakalm u Salim'i, dedi, sen ne diyorsun bu kadn iin?
Aylardan beri yalnz bunu bilmek istiyorum. Selma'y ilk tandm gnden
beri senin onu grmeni ne kadar istiyordum.
Sigaralar yaktlar. Halim ksrd. Verebilecei cevab Nevzat kadar
kendisi de merakla bekliyormu gibi kalarn hayret ve tereddt ifade eden
bir genilikle yukar kaldrd, yutkundu, biraz durdu ve dedi ki:
Gzelliine gzel kadn. Diyecek yok. Fakat bana gcenme.
Salim Bey tarznda onun aleyhinde bulunacak deilim. Yanl anlama. Ben...
fikirlerimden ziyade nk ilk grte yanl olabilir Selma'nn stmde
brakt tesirleri syleyeceim. Darlma. lknce ben onu ya marm,
isterik, yapmackl bir kadn, yahut da kzma! deli sandm! Hatta uurunu
imtihan etmek bile aklmdan geiyordu. Sonra baktm, iirden bahsederken,
dzgn konuuyor. Belki de gururumu okad iin bana yle geldi. Fakat
deil. Btn szleri akll, dengeli. Beklediim gibi saptmad. Tabirin
kabaln mazur gr: Ben saptacak diye korkuyordum, saptmad. Fakat
baka bir ey var. Bu kadnn szleriyle hareketleri birbirini tutmuyor. Nasl
diyeyim? Selma szleriyle akll, hareketleriyle... deli! Nevzat srad ve
bard:
Tamam! Buna ne iyi dikkat etmisin. Ben de byle gryordum,
fakat bunu senin kadar iyi anlatamyordum kendime: Evet... Szleriyle akll,
hareketleriyle deli! nk Selma'nn szleri aklndan, hareketleri
sevktabiilerinden, insiyaklarndan douyor.
Szlerine hakim de, hareketlerine hakim deil gibi bir ey. te
onun bu ikilii insan artyor ve cezbediyor.

Tamam! te gel de bunu Salim'e anlat!

Halim syleyecei szleri zihninde iyi bir kontrolden geirerek devam


etti:
Evet, hi phe yok gzel kadn, tepeden trnaa kadar ihtiras
ve... ehvet! Sonra hayat, mazisi, hali, iinde yaad o karanlk dekor, her
ey facialarla dolu. nsana o yalnn her odasnda bir cenaze varm gibi
geliyor. Selma'nn gzleri de yle. Hi mbalaa etmemisin: nsana lm
dndryor. Mesela, farzet ki bu taze, bu gzel, bu ok duygulu kadn bir
l ykaycsdr. i gc budur farzet! te gzlerinde hep imdiye kadar
grd yzlerce lnn gizli resimleri ylm gibi matemli bir karanlk var.
Fakat gene gzel bu gzler. nk o karanln iinde gene parlayc bu
mthi kelime nereden geldi dilimin ucuna? Mazur gr paralayc bir yaama
ak var. ok samimi ve ok yalanc gibi grnyor. Seni artan da bu
deil mi?
Nevzat sigarasn sndrr sndrmez bir tane daha yakt ve tasdik
etti:
Tamamyla! Mkemmel! Devam et!
Halim dnd. Nevzat'n verdii bu cesaretle daha ileriye gidebilir
miydi? Bir tecrbeye karar vererek devam etti:
te onun bu hali femme fatale dedikleri me'um kadn tiplerini
hatra getiriyor. Ben tiplere pek inanmam. Galiba yalnz romanlarda ve
filmlerde vardr. Onlarn eametleri bir karakter deil, tesadf neticesidir
sanyorum. te byle, mesela bu kadnn hayatn dil olduu gibi st ste
drt intihar vak'as onu ister istemez me'um kadn rolne sevk edebilir.
Gzyle grmeyen, byle bir kadnn mevcudiyetine kolay kolay inanr m?
Onun hayatn, iinde ykad dekoru, acayip hallerini kime anlatsan... hem
ben de sana gelirken "bu bir masal kadn" demedim mi? Kime anlatsan
byle der.
Halim nefes ald ve cesaretini toplayarak devam etti:
Fakat var ite, byle insanlar var. Koskoca Trkiye, koskoca
stanbul. inde milyonlarca tip sakl. Her gn binlerce evin iinde binlerce
vak'a oluyor. Bunlarn ou gazetelere gemez, at altnda kalr. Bu okluk
iinde imkan da zengindir. Bu nev'iden muvazenesiz kadnlar da belki az
deildir. Muvazenesiz, diyorum, phe mi vur? Doktor, hasta, der bunlara ve
hastalklarna trl isimler de koyar. Halk daha kestirme syler: Deli der,
kar. Ne olursa olsun, Nevzat, bana son fikrimi sorarsan udur: Selma
ancak bir sergzet mevzuu olabilir. Daha esasl projelere dayanabilecek bir
tip deil. Evlenmeyi dnme. Sana btn samimiyetimle sylyorum: Hata
edersin.
Nevzat gld ve kederi istihzaya kartran bir sesle:
yi baladn, Halim, dedi, fakat fena bitirdin. lk grlerin
doruydu, sonra airane psikolojilere saptn. Selma'ya l ykayclk

ettirecek kadar airane... Fakat hakkn var. Ben de sana syledim esasen,
deil mi? O kadn ve o yal insana byle eyler dndryor. Fakat, ltfet,
sen iin bu tarafna fazla dyorsun. Haklsn. Selma'y benim kadar
tanmyorsun. Bu kadn byk bir mustariptir, yani byk bir ruhu vardr.
Grdn muvazenesizlikler hep tatmin olunmayan byk ruhunun
rpnlardr. Onu hayatn facialarndan ve karanlklarndan biraz emniyete
ve gnee kar, grrsn: Dnyann en makul ve muvazeneli kadm doar.
Bilir misin, her eye ramen, ne kadar drsttr?
Halim Nevzat a bakt ve bir kahkahay yutarak sordu:

Kim? Selma m?

Selma!

Halim glmsemekten kendini alamad ve ancak unu syleyebildi:

Bana yle grnmedi.

nk sen onu tanmyorsun.

Halim Nevzat'n masa stnde duran elini tutarak:


Emin ol ki, dedi, Nevzat, emin ol ki Selma'y senden iyi
tanyorum.
Nevzat da gld ve elini ekerek:

Bak, dedi, grdn m? Neler iddia etmeye kalkyorsun.

Emin ol!

Hayr dostum. Bu noktada srar etme. Sen Selma'y benim kadar


tanyamazsn.
Gzlerindeki fkeyi saklamak iin nne bakan Halim, kendi
kendine: "Acele etme!" dedi. inden gelen bu sesin sebebini bilmiyordu,
fakat srar etmemeye karar verdi:

Belki... dedi, belki yanlyorum.

Emin ol ki yanlyorsun, Halim.

Belki...

Halim bam nne emiti. Nevzat'a hakikati sezdirmek kararndan


vazgeecek miydi? Bu kadar iddetli bir inat ve mukavemet karsnda srar
etmek dostluklar iin pahalya mal olacakt. Fakat susmak da, arkadann
gzlerine perde eken ihtirasa kurban olmasna ses karmamaktan baka

neydi? kiden biri: Ya syleyecek, yahut onu mukadder olan aldanna terk
ederek hemen Ankara'ya dnecek, bir daha Selma'y da, Nevzat' da
dnmeyecekti. Hayr! inde mutlaka bir rol sahibi olmak istedii bu
mevzudan uzaklamaya gnl raz olmuyordu. Ban sallad:
Bana yle geliyor ki, dedi, Selma bir "nemfoman"dr. Bunun ne
demek olduunu biliyorsun, deil mi? Bir hastalk bu. Her erkekten
holanmak ve hibirine doyamamak hastal. Takn bir cins tabiat:
Nemfomani. Selma'da bunu gryorum.
Nevzat Halim'i artan bir sknetle glmseyerek, telasz ve
fkesiz srar ediyordu:
Ne kadar yanl gryorsun, dostum, bilakis, bilakis...
Bilmezsin, Selma'da erkekten ve insandan nefret ne kadar derindir!
Grmyor musun? nsanlardan kayor, stanbul'a inmiyor, vapura ve
sandala binmiyor, iskele civarna kadar bile gitmiyor. Konutuu insanlar
yaldakilerle bugn grdn kiiden ibaret. tekiler de,
Salim ve kars, burada oturduklar iin... Komu... Hem bilir misin,
Solma onlara gitmez, onlar geliyorlar... O da ayda ylda bir... Nevzat Kld ve
Halim'in tabirlerini tekrarlad:
"Her erkekten holanmak ve hibirine doymamak" ha?.. Bu fikir
sana nereden geldi? Hangi iarete gre buna hkmettin? Syle!
indeki mcadele grtlana tesir eden Halim yutkunuyor,
arkadan hakikatin yldrm altnda yanm grmek endiesinden de, onun
byle aldanp gittiini grmek azabndan da kurtulamyordu.
Daha ne iareti istiyorsun? diye sordu, iki kocas da intihar
etmi. Bunun sebeplerim sana aka syleyemiyor, deil mi? Sen niin
bunu kendi kendine sormuyorsun? Niin? Niin? "Bir ak buhran"
diyorsun. Nasl bir buhran? Kskanlk deilse nedir? Onlar dam
nevrastenikmiler ? yleyse neden sinirleri bozulmu? Deilse, ki adam
arka arkaya neden intihar etmiler?
Nevzat omuzlarm kaldrd:

Peki... dedi, babas da m kskanlktan intihar etti?

Babasnn kendisini niin ldrd anlalyor. Ortada bir dava


var, bir izzetinefis mcadelesi var, ok hayret edilecek bir ey deil. Fakat ya
o adamlar?
O adamlarn bu kadn yznden intihar ettiklerini farz edelim;
ya besleme? On bir yandaki kz? O da m Selma'y kskand iin intihar
etti?

Bence o da Selma'dan duyduu tazyikten, manev tazyikten


bunalmtr.
Fakat niin? Selmann erkeklere dkn olmasyla beslemenin
bunalmas arasnda ne mnasebet var?
Dorusu Halim de bunu izah etmeye muktedir deildi. Dnmeye
mecbur oldu ve cevap vermedi. Nevzat onun aczini belirten sktun sonunu
epeyce bekledikten sonra:
Hayr! dedi, hep ters gryorsun Halim. Selma bakalarna
tazyik yapmak deil, bilakis, bakalarnn manev tazyiki altnda bir kadn.

yleyse kendisi intihar etmeliydi.

te, garip bir tepkidir bu, itiraf edeyim ki ben de iyice


anlayamyorum, fakat senin izahn yanl, buna eminim.
ki arkada da sustular. Halim Nevzat'n tahammln lmek iin
cesaretli bir iskandil yapmaya karar verdi. Biraz bekledi ve sordu:
Peki... sen... faraza... Selmann herhangi bir adamla, mesela
benimle gizlice mnasebet tesis ettiini renseydin, ne yapardn?

nanmazdm.

Sahi mi sylyorsun, Nevzat?

Vallahi ciddi sylyorum.

Beni hayret iinde brakyorsun.

Asl sen beni hayret iinde brakyorsun!

Baktlar. Fakat ikisinin de gzleri benliklerinin en dik ve sivri


tarafna batt iin baklar birbirinden kat. kisi de hem istihza, hem de
aralarnda irkin bir benlik mcadelesini latifeye balamak ihtiyacyla,
nlerine bakarak glmsyordu.
Halim glnn mstehzi tarafn azaltarak sordu:
Peki... Daha ak bir ey soracam. Unutma ki daima farazi
konuuyoruz. Gcenmezsin deil mi?

Asla.

Ben sana imdi Selmann beni gizlice yalya davet ettiini


sylesem inanr msn?

Nevzat tereddt etmeden:

nanrm! dedi.

Halim ard ve ksk bir kahkaha ile gld:

Peki... O halde?

O halde?

Beni gizlice davet etmi olunca ne kalyor?

Nevzat omuzlarn kaldrd:

mi olur?

Ne mi kalyor? Seni gizlice armas mutlaka beni aldatmak iin

Ne iin olur?

Seninle bana dair konumak, benim hakkmda senin azndan


lakrd almak iin olur.
Halim bu noktay bir an iin bile dnmemiti:

Ne mnasebet! dedi.

evet. Belki de bugn seni yalya gizlice ard. Odadan beraber


ktnz vakit bu benim hatrma geldi. Deminden beri sen Selma'nn
ahlakn ekitirirken de bunu dnyordum. Olabilir, fakat emin ol ki
kukulanmadm. Yalnz senden deil, ondan da emin olduum iin. Belki de
bunu bana haber vermekten ekiniyordun. Sana yemin ederim ki zerre
kadar azap duymam. Bunun doru olup olmadn bana syleyebilirsin.
Halim hibir ey dnmedi. uuru kararmt. inden gelecek lk
cevab geriye evirmemeye karar verdi. Biraz durdu ve mrldand:
Doru!
Nevzat omuzlarn kaldrp indirdi:
Olabilir. Ve senden mutlaka gitmeni rica ederim.
gitmeyeceim.
Hayr, gitmelisin!
Nevzat sknetinde hibir deiiklik olmadan tekrarlad:

Gitmelisin. Hem Selma hakkndaki fikrini deitirirsin, hem de


onun benden birtakm pheleri var, manasz, fakat var, onlar silmi
olursun. nk senin zannettiin gibi deil. Tam tersine. Ben ondun phe
etmiyorum, ona itimadm var, nk onun kimse ile konulmadn
biliyorum; fakat o yle deil. Benim hayatm bilmiyor. eski
mnasebetlerimden herhangi birini, vakit vakit tazelemek Umde olduunu
dnyor. Her an phe iinde. Anladn deil mi? Mutlaka git, btn bu
konutuklarmz aramzda kalsn. Git. ona olduu kadar bana da dostluk
gstermi olursun. Bunu senden bilhassa rica ederim. Git. Gideceksin deil
mi?
Halim cevap vermedi, bulank hisler iindeydi ve zihninde bir
karanlk vard. Anlamyordu: Nevzat m aklanyor, kendisi mi? Selma onu
niin davet etmiti? Nevzat hakknda onun azndan baz lakrdlar almak
iinse o hrdavat eya arasndaki hali neydi? Masann stnde otururken ii
garip itahlarla dolu yapkan bak, dizlerinin ve ayaklarnn tahrik edici
hareketleri, btn vcudundan szan o uzv davet ne olabilirdi? Halim'i
yalya ekmek iin bir kse mi? Ne lzum vard bunlara? Hayr! Bu
arkadaa bir davete benzemiyordu. Fakat ya Nevzat'n srar? Kendine ve
Selma'ya gvenirdeki salamlk? Ya neeli soukkanllk? Halim ard. Bir
muammay zmek iin gittii bu yaldan hibir ey anlamayarak yeni
muammalarla dnyordu.
Nevzat onun sustuunu grnce:

Ne dnyorsun? dedi. Halim itiraf etti:

Beni artyorsun.

artyor muyum?

ok. Nevzat gld.

Neden aryorsun? dedi, bana inanmyor musun? Yahut da,


gene aldandn m zannediyorsun?

Sana inanyorum.

O halde? Aldanyor muyum?

Bilmem. Senin anlattklarn benim grdklerime pek uymuyor.

Farklar nedir? Syle.

Artk mnakaa etmek istemem.

Bilakis, ben rica ediyorum, sana benim kadar kanaat gelmesini


isterim. Hatta... Bak...

Nevzat Halim'e bir sigara verdi ve kendi sigarasn da yaktktan sonra


devam etti:
Benim, senden baka bir ricam var. Selma'ya git ve ona kur yap.
Onu elde etmeye al. Btn tesirlerini kullan. Senin iirlerine baylyor. Bir
tecrbe et. Muvaffak olursan bana haber ver. O zaman sana diyeceim ki:
"Hakkn varm. Bu kadn bir., bir..." Nasl sylemitin demin? Bir? Neydi o?

Nemfoman m?

Evet, "... bir nemfomandr" diyeceim.

Halim Nevzat'n yzne bakt. Onun bu teklifteki ciddiyetinden


phe yoktu:

ocuk gibi laflar sylyorsun, dedi.

Neden ocuk gibi?

ocuk gibi. Ben artk o yalya ayak basar mym sanyorsun?


Hele Selma'ya kur yapmay hatrmdan geirebilir miyim? Bu tecrbe ikimiz
iin de irkin deil mi?..
Hayr, benim Selma'ya da, sana da emniyetim var. Neticeden
eminim. Sana kanaat gelmesini istiyorum. Bir de bu kadn beraber etd
etmi olacaz. Sen benim yirmi senelik bir tek dostumsun. Bu ricam
kabul edeceksin.

Nevzat!

Ciddi sylyorum, Halim. Yarn deil br gn yalya gideceksin.


Zaten ben de senden bir gn sonra Selma'y greceim. Gideceksin. Bittabi
bu grtklerimizi ona hi sylemeyeceksin. Tamamyla serbestmisin, ben
yokmuum gibi hareket edeceksin. Karnda mahir bir aifte, yan deli bir
kadn, bir nemfoman olduunu...
Nevzat kk bir kahkaha faslasndan sonra devam etti:
farz edeceksin. Onu dilediin gibi tahrik edeceksin, kendine
ekmek iin her vastay mubah greceksin. stersen aleyhimde de
bulunabilirsin.

Nevzat!

Dur. Affet. Bunu sana mterek planmz olarak teklif ediyorum.

ocukluu brak.

Vapur skdar'a yanayordu. Henz kprye gelmedii halde,


Halim, bahsin bu ekli almasndan ok sklm gibi ayaa kalkt, tekrar
oturdu.
Nevzat srar ediyordu:
Yanl anlama. Sakn yanl anlama. Maksadm ne seninle alay
etmek, (buna imkan var m?) ne dostluunu imtihan etmek ne senin Selma
zerinde benden fazla tesirin olamayacan iddia etmek... Hayr, hayr...
erefim zerine temin ederim ki hibiri deil. Sen Selma'y benden evvel
taram olsaydn, hi phe etmem ki benden evvel onun houna gidecektin.
Aramzda yalnz bir kdem fark var. Sen onu daha evvel taram olsaydn
muhakkak ki seni sevecekti ve senin stne benim btn teebbslerim
nafile olacakt.
Mademki benim teebbsm de nafile olacak, buna eminsin,
neden beni kmaz bir yola sokmak istiyorsun?

Senin de benim kadar emin olman istiyorum.

Artk emin olmaya baladm.

Hayr! nk ben mhim bir karar vereceim, bu kadnla


evleneceim, onu seviyorum, Halim. Bazen raz olacak kadar seviyorum.
Senin aramzda bir dost olarak bulunman art. nk benim korkumu da
biliyorsun. Selma ile konu. Sana alacaktr. Beni aydnlat. Hala biraz
teredddm olduunu gryorsun.
Halim sesini karmad.
Nevzat ona doru biraz eilerek:

Olmaz m? diye sordu.

Halim kalarn kaldrarak ve ban nne doru sallayarak:

Bana ok acayip bir vazife yklyorsun, dedi.

Hi acayip deil, dosta bir vazife.

Fakat... Ya ben de Selma'ya kar bir zaaf duymaya balarsam?..

O sana bu midi vermeyecek. Eminim.

Pekala! Btn mesuliyet...

Bana ait.

Nevzat iki elini de uzatt, Halim'in omuzlarm tuttu ve dostuna


teekkr etmek istedii zamanlarda yapt gibi onun vcudunu biraz sard.
Kprye geldikleri zaman akam yemeini beraber yemek kararyla
Beyolu taraflarnda biraz gezmeye ktlar. Yolda bu bahsi kapatmlard.
Yemekten evvel uzunca bir iki sohbeti yapabilmek iin lokantaya erkence
gittiler. Kar karya oturunca Halim dirseklerini masaya dayayarak bam
uzatt:
E... dedi, imdi syle bakalm, biraz bu tarafndan aalm, senin
eski nazariyeler ne oldu? Mnakaalarmz malm: Sen ifratlardan da,
ihmallerden de holanmazdn. Byk duygulara, aka filana inanmazdn; ne
derdin? "nsan yeni bir lks otomobil gibi temiz, tertipli, cilal yaamal.
Btn frenleri tutmal. Hibir yere arpmadan, kendini de, bakasn da
hrpalamadan, hayatta yar deil, gezinti sratiyle komal." Hani seninle
bir mnakaamz vard: "Hayat bir yar mdr, bir gezinti mi?" Sen gezinti
olduunu sylyordun.

Gene de o fikirdeyim.

Acaba? imdi byk aktan bahsediyorsun. Byk ak byk


srat deil midir?
Nevzat bir elinin parmaklarn masann stnde oynatarak
dnyordu. Trnaklar gene cilalyd, elleri tertemizdi, stnde bir tek
buruuk, leke, ihmal izi yoktu. Yeni ve lks bir gezinti arabas olmak
hayaline sadk kalm grnyordu. Halinde koan ve bir uurum nnde
anszn duramamak ihtimalinden korkan adamn endieli kararszl yoktu.
Ak bahsinde bile hele vapurdaki heyecanl mevzuda her zamanki lk
sknetini muhafaza ediyordu.
gene ayni sknetle dedi ki:
hakkn var. Selma beni kendimden ummadm bir ihtiras (ji
iine soktu. Bu benim ilk byk byk! sergzetimdir. te imdi canl bir
hakikat noktasna bastn. Anlatacam. te benim strabm da bu ya!
Dn, ben, itidali seven adam, itidalden haberi olmayan bir kadn
karsndaym. Ne olacak? Ya o beni kendi gibi zvanadan karacak ya ben
onun muvazenesini bozan ihtiras yattracam. Neden evlenmek istediimi
imdi daha iyi anlyorsun, deil mi? Kendimden ziyade onun iin. Bu yar
evlilik hayat beni tatmin edebilirdi. Onu istediim zaman, istediim kadar ve
istediim yalnzlk iinde gryorum. Her eyimiz tamam. Bir ey eksik:
Onun huzuru. Onun ii rahat deil. Her an alkalanyor. Onu skna
kavuturmak iin yannda daha ok bulunmam lazm geldiim
hissediyorum. Yalnz bu kadar da deil. Benim de baka bir ihtiyacm var.
Ondan ne kadar emin olduumu grdn. phe yok. Bu cihetten hi mi hi
zlmyorum. Fakat bir ey var ki ite asl bunun iin seni aradm. abuk
hkm verme. Etd et, ondan sonra. Nemfoman, deli deyip kma.
Selmann karanlk bir kesi var ki oraya k sokmak kabil deil. Ha!..

Biliyorsun ki ben kadnda klasik muammay sevmem. irkindir. Her kadn


muammaya sarlarak boluunu gizler. Muamma boluktur. Sevmem. Fakat
bu ylesi deil. Altnda bir ey vur. Bu ey pek irkin olabilir. Bunu da
hissediyorum. Ama senin zannettiin gibi takn bir cinsiyet deil bu.
Salim'in zannettii gibi vahet, yamyamlk da deil. Sen bizim onunla
mnakaamz duymadn. Selma ile darya kmtnz. Salim iddia ediyor
ki bu kadn, Trabzonlu, Karadeniz kzdr. Sert bir tabiat var. O kadar sert ki
adeti) zalim, vahi, yamyam. Grmedin mi? Kpei Selmann ldrdn
iddia etmek istiyordu. Fakat yzme kar sylemeye cesaret edemedi. Hayr!
O da Selma'y benim kadar tanmyor. Yanl bu gr. Tamamyla. Bak, ben
de Selmann bu pheyi veren huylarn grdm. Garip bir yrtcl var. Bir
gn anszn benim koluma ine batrd. aka iin deil, fena batrd. Bo
bulundum, sradm ve can acsndan bardm. Etim kanad. Ne yapt,
biliyor musun? Kanayan noktay emdi. Bunu yaparken sarho gibiydi.
Dudaklarm koluma btn kanm boaltmak ister gibi yaptrmt. nan
buna. Kolumu biraz iddetlice ektim ve yzne baktm. Ne oldu? Tahmin
et!

Alad m?

Bayld! te Selma bu kk hadisenin iindedir. Gel de anla


bakalm. Baylmak da rol olmaz ya: Yz bembeyaz kesildi, alnndan ter
boand, ba arkaya sarkt, nefesi kesildi. Hizmetiyi armaya mecbur
oldum.

Garip ey!

Bu kadnn hi kimseye malm olmayan bir strab var. Bunu


hissediyorum. u masay grdm kadar buna da eminim. Yoksa onun bir
canavar, bir vampir olduunu syleyene biraz hak veririm. Deil. Bambaka.
Anladn m?

Beni gittike merak saryor.

Sen de onu bir tetkik et, ondan sonra bana fikrini syle. Acele
etme. Selma bir grte anlalacak mahlklardan deil. Hakl mym?

Belki. Bir ey syleyemem.

Selma iin ilk dndn eylerde srar ediyor musun?

Israr etmiyorum ama sana da hak veremiyorum.

Zarar yok. Bitaraf ol, kafi. Salim gibi inat etme. nk inatla ie
balarsan yanl grmekte devam edersin.
kisinin de ok sevdii bir arkada masalarna yaklayordu, bahsi
kestiler.

Halim iki gn sonra, akama doru, yalya gitti. Hava kapal ve


karanlkt. Saat bee gelmedii halde yalnn arkasndaki amurlu dar yolda
gece balam gibiydi. Sokan iki gnden beri devam eden yamurlardan
kalan su birikintilerinde koyu inko renkli bir aklmn keder verici akisleri
vard. Bunlardan birine gz dalan halimin iinde yeni bir msra dodu. Bir
kk su parasnn iine, yaklaan gecenin btn genilii ve derinliiyle
nasl sabildiim dnerek yryordu. Yalnn ak bahe kapsndan ieri
korku ile girdi. Bu eiin stnde btn baht deiecekmi gibi bir garip
duygusu vard. Durdu ve sebepsiz arkasna bakt. Kap aralnda bir kpek
grr gibi olmutu. Merak etti, geriye doru bir adm atl ve aldandn
anlad. Birdenbire iine bir dalgnlk kt, iskeleden kar kmaz onu
saran bu ky karanl byk bir vehim ve hayal istidadyla doldurmutu.
Baz akamlar Ankara'da da Keiren'e doru kendi kendine bir yrye
karken tenhaln ve karanln verdii bu hassasiyeti kklnden beri
de kuvvetle duyard. Fakat bu akam biraz daha fazla. O kadar ki
arkasndan biri geliyormu gibi oluyordu.
Yalnn i kapsna gelince onu da ak buldu. Geen defa Nevzat ipe
bal bir ngra ekmiti. Halim kapnn aralndan bakt. erisi iyice
karanlkt. Girmeye cesaret edemedi. ngra almaya karar verdi. Fakat
baknd, bulamad. yice arad. pi kopan ngrak yerde duruyordu. Onu
eline alp sallamay dnd. Bu harekeli gln bulduu iin ieriye
girmeye karar verdi. Aralktan bir daha bakt. Karanlk. t yok. Niin
tereddt ediyor?
Girdi. Sa taraftaki merdivenin bana kadar geldi. Durdu. Geen
defa alndklar salona gitmek iin u soldaki kapdan gitmesi lazmd
Cesaret edemedi. Bekledi. Kalbi mi arpyordu? Niin? aftna bakt.
Merdivenin basamaklarn hayal meyal gryordu. Karsndaki sal sollu
iki ifte kanatl kapnn buzlu camlarnda son klar baylan akamn hafif
lacivert parltsna gzleri takld. Hala bir adm atmaya cesareti yoktu. Geri
dnerek ngra almak istedi. Fakat biraz evvel reddettii bir fikre
dnmekten ekinerek yrmeyi tercih etti. Sol taraftaki kapya doru
yryordu. Hafif baygnlk verici, gzel bir koku duyarak durdu. Arkasna
dnd. Karsnda uzun, yumuak ve hareketsiz bir karart duruyordu.
rperdi. Biraz evvelki kpek hayali gibi bir dalgnlk vehmi iinde olup
olmadn bir an anlayamad. Karart kmldyordu. Halim'e doru bir el
uzand: Selma. Nereden kmt?
Halim bu eli pt. Biraz evvel duyduu kokunun bu el stnde
bahesi vard. Hibir ey syleyemedi. nne geen Selma'y takip etti. Gene
ayn salona girdiler. Divann yanndaki yeil abajurlu lambann hafif
ndan baka odada aydnlk yoktu. Eya izgisiz ve yarm grnyordu.
Perdeler tamamyla inikti. Halim Selma'ya bakt zaman onu da boydan
boya yarm grd. Yeil k salarnn ve yznn yalnz bir tarafna
vuruyor, bir kolunu, vcudunun bir yanm aydnlatyor, te yann

tamamyla karanlkta brakyordu. Selma'nn bu yarm yznn stnde


yeil bir cila ile parlayan tek gz Halim'e gittike byyor gibi geldi. Hala
bir kelime konumamlard. apkasn ve pardssn de karmaya imkan
bulamayan Halim mrldand:

Pardon... Ge mi kaldm?..

Ve apkasyla pardssn kararak, dar kmaktan rkt iin


kapnn yannda bir sandalyenin stne brakt.
Selma cevap vermiyor, olduu yerde, vaziyetini hi deitirmeden
duruyordu. Halim biraz daha uzakta, ayakta bekledi.
Selma ona yeil parltl tek gz ile bakmaya devam ediyordu. Sonra
bir adm geriye att:

Otursanza... dedi.

Halim en yakn koltua iliti. Selma da divann kenarna hafif


oturmutu.

Niin uzakta oturuyorsunuz? dedi.

Hep alak sesle, gizli konumak istiyormu gibi sylyordu. Halim


kalkt ve Selma'ya en yakn koltua oturdu.
Lamba arkasnda kald iin Selma'nn yznde hi k yoktu.
Halim mrldand:
ardm. ngrak kopmu. Kap ak. eride kimse yok. Selma
daha alak sesle:
Yalda, benden baka hi kimse yok, dedi. Halim rperdi:

Yapayalnzsnz, demek...

evet. Hizmeti izinli. Ah bu saatlerini kahvede geirir. Halim

Korkmuyor musunuz? Kaplarnz ak.

sordu:

Selma cevap vermedi. Halim yor gibiydi. Sinirden mi? Bir sigara
yakt. Selma'ya da bir tane ikram etmek istemiti. Kadn sonra ieceini
syledi.
Arkasndan ilave etti:

iirlerinizi dinlerken.

Halim iine gittike dald vehim ve rya havasndan kabilmek in


bundan bahsetmeyi denedi.
Kynzn yamurlu havalarda akam hali ne garip! dedi,
insana evhamlar veriyor.
Fakat Selma'nn yzn iyice grmedii iin syleyeceini bsbtn
aryordu. Odada baka lamba olup olmadm anlamak in baknd,
gremedi. Bu ekilde konuamayacakt. Ayaa kalkt, ayakl lambaya gitti,
Selma'ya "msaade eder misiniz?" dedi ve lambay biraz ne doru ekti:

Yznz gremiyordum, dedi.

Eski yerine oturdu. Gene Selma'nn yz yarm grnyordu.


Karanl ok mu seviyorsunuz? diye sordu. Selma ge kalarak
u cevab verdi:

Bilmem?

Uzun bir sessizlikten sonra ilave etti:

Galiba... almm...

Sesi bouk kyordu.


Gene sessizlik kt.
Halim onun karsnda yarda kalmayacak bir bahsin ne olabileceini
dnyordu. Bu hava iinde iir okuyabilmesi kabil deildi. O
konuuncaya kadar susmaya karar verdi.
Selma hafife arkasna yaslanmt. Bir ey sylemiyordu. Halim
dnd: "Btn hayat sessizlik ve karanlk iinde getii iin susmak ona
tabii geliyor belki."
Selma onun bu dncesini takip ediyormu gibi:

Sklyor musunuz? dedi.

Ve onun bir nezaket protestosunu beklemeden ilave etti:


Ben de kalabalktan sklyorum. kii bile fazla. Kkten beri
byleyim. Kalabalkta bam dner, iki kii konumay severim.

Belki de kendi kendinizle konumay daha ok seviyorsunuz.

Selma cevap vermedi. Halim sznn yanl anlalm olmasndan


korkarak ilave etti:

Size kendinizden daha iyi muhatap olamaz. Daha layk, daha


gzel muhatap.
Kadn sayklar gibi:

Yalnzlk., dedi, ova., da ba., deniz...

Gzlerini yumarak sustu. Bu bahsi yaatmak isteyen Halim


mrldand:

Tabiat...

Selma birdenbire gzlerini at ve manas g anlalacak kadar


sratle:

Fakat, dedi, canl eyleri sevmem.

Sonra bir silkindi ve yormu gibi yumruklarn skarak


arkasndaki yasta iyice gmld. Halim'in bir izah beklediini anlad iin:
Sonradan geldi bu huy bana, dedi, bir ku uarken bakamam;
koan bir insan, bir hayvan grsem fena olurum; kabil deil, mesela bir at
yar seyredeyim. Tecrbe etmedim ama, dp baylrm muhakkak. Vapur
geerken bile grmek istemiyorum.

Hareketi sevmiyor musunuz?

Sevmiyorum.

Galiba doru sylyordu. Bu sz ile karakterinin byk bir izgisi


arasndaki mnasebet belliydi: Arada bir bunalm gibi sraylar olmasa
ne ar tavrl kadnd. Fakat bu az kmldayan, spor grmemi vcut nasl
da lapalamam, sarkmam, bu dirilii ve tazelii saklamt? Belki irsi,
belki de doduu memleketin iklimine ait bir hususiyet.
Halim sordu:

Hi spor yapmazsnz, deil mi?

Hayr.

Onu
vcudunuz...

dnyorum:

Sokaa

da

kmyorsunuz,

fakat

ok souk su dokunurum. Gnde iki defa. Sabahleyin ve gece


yatarken. Tepeden trnaa kadar bir de masaj. Hizmetim yapar. Baz
tkanklklar gelir, masajla alrm.

Mahremiyetinden bahsetmeye mecbur olmu olmaktan sklm gibi


hemen bahsi deitirdi:

Nevzat nasl?

O gnden beri grmedim.

Yarn bana gelecek. Benim iin bir tek insan var: O.

Benim de bir tek dostum odur.

Selma ban arkasndaki yasta brakarak, fslt halinde bir sesle:

Onsuz yaayamam ben... dedi.

Sonra derin bir nefes ald ve doruldu. Elinin ar bir hareketiyle


havada belirsiz bir kavis izerek:

Gryorsunuz, dedi, ne kadar yalnzm.

Sustu. Bir ey sylemek iin tereddt ettii belliydi. Gergin


duruyordu. Sonra cesaret etti:

Fakat o yle deil. Gene eskisi gibi.

Hayr! Nevzat da sade yaar.


Selma
olamamt:

dnd.

Sanki

Halim'e

inanmaya

alm,

muvaffak

Beni teselli, onu mdafaa... dedi.

Halim btn ikna kuvvetini bir kelimenin iine doldurdu:

Deil.

Selma bir iki defa omuzlarn kaldrp indirdi. nanmyordu. Halim


srar etti:

Emin olunuz!

Selma gene omuzlarn kaldrp indirdi ve Halim'in szlerim hicranl


bir sesle tekrarlad:

gryor.

Emin olunuz! Deil mi ki sokakta yryor ve bakalarn

Sokakta yryor ve bakalarm grmyor.

Olur mu hi?..

Halim srara devam etti:


Tabii... grmez insan., grdklerinin hepsini dnd insana
benzetir. Canl ve cansz her ey odur.

sensin."

Evet, bir iirinizde var: "Benim iin her glge, her izgi, her ey

Deil mi?

iir bu fakat, hayat deil.

Hayat, nasl grrseniz odur.

Bu sz de iir.

Selma ellerini salarnn altna koyarak bam arkaya brakt. Gs


ipek esvab iki noktadan delecekmi gibi gerilerek imiti. Fakat Halim bu
sivrilen lezzetlerin artk Nevzat'tan baka kimseye ait olmadn anlyor ve
nne bakyordu.
Kadn birdenbire doruldu:

Haydi, dedi, iirlerinizi okuyun!

Bastne. Selma ayaa kalkt:

Fakat biraz durunuz. Bunun merasimi var.

Dar kt. Bir ie, iki kadeh ve bir kutu ikolata ile geldi. Halim'e
st ste iki konyak iirdi, kendi de iki tane iti ve divana uzand:

imdi bana bir sigara veriniz, dedi.

Halim ona sigara verdi ve yakt. Geri ekildi, oturdu.

Biraz bana yaklanz, dedi Selma. Halim koltuunu ona doru

Biraz daha yaklanz!

ekti.

Fakat koltukla divan arasnda kk bir masa olduu iin yer


kalmamt.
Selma ellerini bann altna koyarak gerindikten sonra:

Nasl okumanz istiyorum, biliyor musunuz? dedi, kulama


fsldar gibi... Gizli bir ey syler gibi... fler gibi... Geliniz, uraya, yanma
oturunuz!
Yan yatmt. Karnnn ieri doru bir kavis yapt bolua Halim'i
oturttu:

iyi! dedi.

Hangi iirden balayaym?

"Eski saat vururken..."

Halim Selma'nn stne eildi. Fakat yzne bakmaktan ekinerek,


onu sofada karlayan kokunun kesafetine karan bir ten scakl iinde
iirini okumaya balad.
Korkuyordu. Her eyden, bu kadndan ve bu kokudan, anstan ve
odann karanlndan, her eyden rkyordu. Bu korku onun iirini
fsldayan sesine acayip rpermeler doldurdu. Selma gzlerini yummutu.
Az yar akt. Uyur gibi duruyordu. Yalnz gzlerinin altnda peyda olan
krklarda gizli bir lezzeti emen ruhunun haz izgileri vard.
halim iirini okudu. Yerinden kalkacakt. Biraz kmldaynca
Nelma onun elini tuttu ve brakmad. Bir tane daha! dedi.
Halim bir iirini daha okudu. Eli Selma'nn avucundayd. iirini
okurken zaman zaman manadan ayrlan zihninde u sorgu vard: "Nevzat
buna ne der?"
iiri bitirdikten sonra kalkt ve koltua oturdu. Selma yzkoyun
dnmt. Bacaklarn uzatt. Halim susuyor ve ona bakyordu. Selma uzun
mddet kmldamad. Bir ayan tekinin stne atmt. Eteinden dar
kan bir dizini kvrd.
Halim bekledi. Selma kmldamyordu. Yz yasta kapal olduu
iin onun bu haline verilecek manay aran Halim bir sigara yakt. Bir
mddet daha bekledi. Selma'da gene hareket yoktu.
halim yerinden kalkt ve onun yanna gitti. Nevzat'tan ald
salahiyeti dnerek elini onun omuzu stne koydu. Dudan dedirecek
kadar salarnn stne eildi: Uyuyor musunuz? diye sordu.
Selma cevap vermedi, fakat derin bir nefes alarak uyumadn
hissettirdi. Omuzunda Halim'in elini hissetmeye kar hibir isyan yoklu.
Vaziyetini deitirmiyordu.
Halim sordu:

Rahatsz msnz?
Kadn mesut bir mrlt halinde: Yok... Hayr... dedi.
Bu cevaptan sonra Halim sualinin manasz olduunu anlamt.
Konumann gln olduu anlar iinde idi. Selma'nn yanna oturdu ve
elini onun tl iinde uzanan bir kolu stnde okar gibi gezdirmeye balad.
Selma tekrar onun bir elini tutmu, bu sefer gsnn altna almt. Halim
iinden Nevzat'a hitap ederek: "Yanlyorsun, dostum, dedi, adamakll
yanlyorsun." Sonra karm ve ocuunu hatrlad. Fakat eli, kavutuu
bahtiyarlk iinde hibir emre itaat etmeyecekmi gibi kendisinden uzak ve
mstakil gibiydi.
Selma birdenbire srad ve oturdu. Bu hareketi o kadar iddetli
olmutu ki Halim ayaa kalkt ve geri ekildi. Kadnn gzlerinde fkeye
benzer bir anlalmaz humma vard. Acaba Halim'in Nevzat'a kar dostluk
derecesini anlamak iin bir tecrbe mi yapmt? Ba gittike yukar
kalkyor, boynu geriliyor ve gzleri krplmadan bakyordu. Halim tekrar bir
sigara yakmak istedi. Fakat Selma birdenbire ayaa kalkmt. Halim'e
yaklat ve onun bir omuzunu tutarak skt:

Kalknz! dedi.

Halim sigarasn brakarak ayaa kalkt.


Selma onun bir sandalye stnde duran pardssyle apkasn
alarak:

Geliniz! dedi.

Hzla yrdler. Bahe kapsna gelince Selma Halim'e pardssyle


apkasn verdi:
abuk knz! dedi, abuk... Fakat... gelecek hafta bugn, bu
saatte geleceksiniz.
Halim bir kelime sylemeden kyordu. Selma onun kolunu tuttu ve
actacak kadar skt:

Geleceksiniz, deil mi?

Evet.

Gene byle, kimse bilmeyecek.

Evet.

Selma elini ekti ve Halim onun yzne bakmadan ayrld, baheden


hzla geti ve sokaa knca derin bir nefes ald.

Hava iyice kararmt ve hafif yamur yayordu. Halim apkasn ve


pardssn giydi. Ar ar yrd. Banda garip bir sersemlik vard.
Alnnn, akaklarnn altnda bir nokta, galiba idraki aryordu. nk
hibir ey anlamamt. Epey yrdkten sonra bil kldn iin ancak yle
bir hkme varabildi: "Kendini kaybetmek zereydi, fakat abuk toplad." yi,
fakat yeniden davete ne lzum vard? Gene mi iir dinlemek iin? Gene mi
Nevzat'tan bahsetmek iin?
hayr! Btn bu hal ve bu manzara daha baka arzular saklyordu.
Halim meseleyi bir kelimeye sdrmak istedi: "Muvazenesiz" dedi, 11 em bu
raddeye gelen bir kadnda sabit bir ahlak olamazd. Omuzlarm kaldrd:
"Roman kadn olmak istiyor, mesele karmaya urayor, kimseye kar
mes'ul deil, serbest, hali vakti yerinde, bizimle oynuyor" dedi. Her hadiseyi
en basit ekliyle kabul eden ameli adamlarn pikin grlerine sahip olmak
istedi. Nevzat'a gidecek: "Brak dostum, diyecekti, bu kadnn bir film
mevzuu olmaktan baka dnd ey yok. Tek bana oturmu,
muhayyilesini istedii gibi kurup iletiyor ve kendisine harikulade bir hayat
aldan uydurmak gayretinde. Sen aldanmaya devam et istersen; fakat ben
kararm verdim: Megul olmaya demez."
bu dncesinin yannda sabit bir koku, yalya ait bu son
hatralarm karan derin bir koku vard. Elini burnuna gtrd ve
Selma'dan kalan bu kokuyu daha kuvvetle duydu. Admlar yavalad;
Muhakemesi durmu ve muhayyilesi almaya balamt. Selma'nn drt
intihar vak'asyla dolu, karanlk ve gebe hayatna ait bir sr tahmin
sahnelerinden on dakika evvelki manzaralara kadar, hayal ve hakikat,
birbirini bozarak ve tamamlayarak, para para zihnine doluyordu, iinde bu
koku ile karan ve birok arzularla nefretleri, korkularla mitleri bir arada
youran, bora halinde, savurucu ve sisli bir cokunluk vard.
mek ve frtnal bir musiki dinlemek istiyordu. O civarda, imdi
evine gittii bir arkada vard. Zaten ondan Selma'ya dair bildii bir ey
varsa renmek de istiyordu. Gece orada kalacakt.
Hzl yrd. erifin evi iskeleden tedeydi. Paris'te iki sene beraber
yaadklar bu arkadann realist bir kafas olduunu biliyordu. Onun
Selma hakknda syleyecei eyde hayalin hissesi az olacakt. Fakat ona
ancak son paras kendisine ait olan bir mahremiyeti nasl aabilirdi? Bir tek
ey kalyordu: ubuklu'da bu kadn iin sylenenleri renmek. Belki erif
Nevzat'tan da fazla eyler biliyordu. nk, artk muhakkak, deil mi?
Nevzat'n bu meselede gzleri balyd. Selma'nn yalnz bir tarafn
grebiliyordu. O grd taraf da yanl deil: Selma Nevzat' seviyor. Fakat
ne biim sevgi bu? O da ayr bir mesele. Daha dorusu meselenin en ykl
noktas da bu.
erifin telefonu yoktu, Halim'in geleceini bilmiyordu. Geleceini
deil, stanbul'da olduunu da bilmiyordu. Ya evde yoksa Halim stanbul'a
nasl dnecekti? Koarak yrd ve arkadann evine geldi. Birinci katta
k vard.

Kapy ald. erif evdeydi. Halim'i grnce ard ve sevindi. Zaten o


gece yalnzm. Evde bir beslemeden baka kimse yokmu. Annesi ve
kardeleri stanbul'a, teyzelerine gitmiler. Ala. Sofrada ba baa kaldlar.
erif ellerini uuturuyor:
Ala, diyordu, pek memnun oldum. Ne iyi ettin de geldin. Yoksa
buralarda baka birine uradn da vapuru mu kardn?
nk Halim'in gece kalmak adeti deildi. erif daha fazla srar
etmiyor, onun arap kadehini dolduruyordu. Bir yandan da dedi ki:
Bak, bu saatte Nevzat gelseydi daha az hayret ederdim. nk
onun buralarda bir taknts var, biliyorum.
Halim, bahsin erif tarafndan almasna memnun, tecahl etti:

Ne taknts?

erif pikin bir glle ban sallayarak:

Bilirsin ya sen de, uzun etme! dedi, belki sen de onun iin

O kim?

geldin!

Soruundan da belli. "0"nun bir ahs olduunu biliyorsun. Kim


olduunu soruyorsun. Halbuki "o" bir "ey" de olabilirdi, deil mi?
Halim bir itiraf glyle tasdik etti:
Doru! Sen pikin ocuksun. Sana yalan olmaz. Peki. Fakat
Nevzat'a dair ne biliyorsun? Buralara geliyor mu?

Geliyor ya... Hortla seviyor!

Bu "hortlak" kelimesi Halim'i rpertti ve gldrd.

Onun ad Hortlak m?

erif, sevdii bir mevzu konuulduu zamanlar yapt gibi kalarn


kaldrarak ve enesini okayarak:
Tabii, dedi, onun btn ubuklu'da ad Hortlak'tr. Bu semtin
ocuklar yok mu? En haars bile uzaktan bu kadn grnce "Hortlak
geliyor!" deyip kayor. Burada ocuklar korkutmak iin en emin are ondan
bahsetmek, "Hortlak geliyor! Seni imdi Hortlaa veririm" diyorlar.

Nevzat onu seviyor mu?

yle galiba. ki gnde bir buradadr.

Sana m geliyor?

Hayr, burada, yani ubuklu'da, kadnn yalsna gidiyor. Salim


tantm onu ona.

Ha!.. Sen Salim Bey'i tanyorsun demek?

Nasl tanmam? O da bural.

Tamam. O halde sen bu kadna dair bir eyler bileceksin.

Salim beni de ona tantmak istedi. Fakat bizim kadnlar bilirsin


ya. Annem kyameti kopard. "stemem o uursuzun yalsna ayak basman,
diyor. Annemin dilinde o kadnn ad Selma galiba, deil mi?birka ad var:
"Uursuz", "Hortlak", "Tekinsiz kar"... Sen gel de onu bizimkilere sor. Her
gn evde bahsi geer. Zaten btn ubuklu alt aydr onunla megul.

Buraya geleli alt ay m oldu?

Tam hesabm bilmiyorum ama onun gibi bir ey.

erif, burnunun dibinde birer mrekkep damlasna benzeyen knack


siyah byklarn ekitirerek:
Sana ne oluyor kuzum? dedi, polis mfettii gibi sualler
soruyorsun.
Halim omuzlarn kaldrarak cevap verdi:
Hi canm! dedi, bahsi sen atn. Benim de kulama Nevzat'a
dair bir eyler alnd da biraz merak ettim.
Ne alnd? Seviyormu deil mi bu kadn? Sen Nevzat'n
benden daha yakn dostusun bilirsin.

Seviyor mu bilmem ama biraz alakas var, tabii. Enteresan

kadn.
Yok seviyor, seviyor. Gizleme. Ben ona burada birka defa
rastladm. Selma'dan.. ad Selma deil mi?
Bahsi atm ben. Ne bilirim onun alakasn. "Hortlak" dedim. Bir
kzsn azizim. Bir ey sylemedi ama buruk bir sesle bahsi deitirdi. Bir
daha da ona Hortlak'tan bahsetmedim. Fakat anladm. Var bir eyler
aralarnda.

Olabilir. Yahut sadece bir tecesss. Her neyse. Bana sen


Hortlak'tan bahset.

Sakn sen de kzma!..

Hayr, ben memnun olurum.

Tabii, sen airsin. Bayldn ey: Boazii'nde bir yal. inde


kainatla alakasn kesmi bir gzel kadn. Dul. Esrarengiz bir hayat var.
Babas ve iki kocas intihar etmi. Oturup yle bir roman yazsana!..

Daha ortada romanlk bir ey yok.

Ha... Demek sen buraya romanlk bir ey icat etmeye geldin.

Biliyorsun ki ben roman yazmam, iir yazarm.

Biz tabiatyz. Hepsi bir hesap. Edebiyat deil mi?

Yani hep masal.

Gibi bir ey. Fakat brak onu. Paristeki mnakaalarmz


tekrarlamayalm. Her meslek mahremdir. Selma bahsine gelelim. Bizim
Salim'e sorarsan bu kadn bir canavardr.

Canavar m?

Salih yle iddia ediyor. Onun nazariyesi baka. Gya Selma


kriminolojik bir tiptir. Ben doru bulmuyorum. Bunlarn hepsi romantik
gr. ubuklu'da herkes hayale kaplyor. Trl trl iddialar var. Malm
ya bizim millete dedikodu lazm! Kimi diyor ki ikinci kocas ldkten sonra
bu kadn delirmi, evde tedavi ediyorlarm.
Kimi diyor ki deli deil, bilakis ok akll bir kadn. Bilakis, iki
kocasn da deli etmi, intihara sevk etmi, kendisi onlarn brakt servetle
rahat rahat yayor. Halka sorarsan bu kadn ecinni, hortlak nev'inden bir
eydir. Vallahi, korkuyorlar adamakll... Aadaki evde bir Huriye Hanm
var, yemin ediyor ki, onun yalsnn nnden gemeye mecbur olduka
kaldrm deitiriyormu. Bence bunlarn hepsi kuruntu.

Bittabi yle. Fakat sen ne mana veriyorsun bu kadna, erif?

Canm, bu yar deli, yar artist bir kadn. Halis muhlis isterik.
Babas kendisini ldrm. stelik iki kocas da intihar etmi, kadncazn
sinirleri adamakll bozulmu. Daha gen, gzel bir kadn da. Zannederim
biraz da etli canl. Yani... anlarsn ite... Erkek dkn bir kadn...
Mahrumiyetler de ste binmi, biraz saptm. Fakat ok deil. Hepimiz
kendimize gre bir meselede en aa onun kadar deliyiz. Fakat i hayat
bizim muvazenemizi temin ediyor. O yalnz yaad iin... Ha!.. Bilir misin?

Bu zavall kadm zvanadan karan mhim bir ey de nedir? Muhit!


Cemiyet! nk, iki kocas da intihar edince ki bu basit bir tesadftr,
baka bir ey deil her eye muayyen ve sabit bir sebep arayan iptida halk
zekas, bu kadnn da uursuzluuna hkmedip km. Nereye gitse bu
kadn, peinden bir uursuzluk itham onu kovalyor. Kimse ile grmyor.
Sence bu kadnn babasnn, iki kocasnn ve beslemesinin
intihan bir tesadf mdr?
Baka ne olur, azizim? Babasn da, iki kocasn da, beslemesini
de bu kadn ldrmedi ya... Salim'e sorarsan bu ihtimali bile kabul edecek.
Ne kadar romantik kafalarmz var yahu!.. Tabiat hi tanmyoruz. Hala eski
ark. Bak, sen de tesadf m diye soruyorsun. Haydi sen airsin,
mazursun. in gcn hayal... Fakat Salim asker. O bile hayale kaplyor.

Bu kadar kuvvetli tesadf olur mu?

Niin olmasn? Tesadflerin de birok nevileri vardr, bilirsin.


Mesela yldrml bir havada, bir da basndasn. Eer bir aa altna
gidersen orada bana bir yldrm dmesi ihtimali daha fazladr. Akta
durursan daha azdr. Fakat akta da bana bir yldrm debilir.

Bu misali anlamadm.

Tesadf kolaylatran amiller vardr. Bu kadnn da babas bir


kere intihar etmi. Oradan ruhuna lm havas girmi. Kocalar da
tesadfen bedbaht adamlarm. Bu hava onlarn intiharm kolaylatrmtr.
Canm, intihar salgnlar yok mu? Bunlar birbirini kolaylatran karlkl
tesirlerden baka bir ey midir?

Pekala. Demek ki bir tesadf?

Tesadf!

Demek bu kadn sadece bir isterik?

sterik!

Demek ki megul olmaya demez?

erif durdu ve Halim'in yzne dikkatle bakt:

Kendi hesabna m soruyorsun bunu? dedi.

Hayr! Yani bahsi deitirelim mi? diye soruyorum.

Yok! Bahis enteresan. Ben bu kadn ok dnyorum. Hatta


bir kere takibine ktm.

Halim ard:

Sen de mi?

Ben de ya!.. Merak ettim azizim. Hi olmazsa, bir yzn


greyim, dedim. imdi anlatacam ya, bu kadna dair her gn bir yeni
rivayet kar buralarda. Evet. Peinden gittim. Bir tesadf oldu. Yallarnn
nnden geiyordum. Ama ge vakit. Saat yedi var. Baktm kyor bu.
Admlarm yavalattm. Yry mehurdur burada. Haklar varm. Bak
nasl yryor...
erif ayaa kalkt, vcudunu dimdik tutarak, ban arkaya alarak,
masadan duvara kadar ar ar yrd:
Tpk byle. Ben de yle yrsem takip ettiimi anlayacak.
Admlarm sklatrdm, ondan epey uzaklatm. Sonra geriye dndm. O
havagaz fenerine doru geliyordu. Hesapl admlarla karsna ktm ve tam
n altnda yanndan getim. stnde yakas kapal, siyah, uzun bir
manto vard. Banda siyah bir tl, kalarna kadar iniyordu. Vcudunu
tabii iyice gremedim. Yz ok gzel. ahane gzel. Bilhassa aln, ka ve
gz nahiyesi. Burnu biraz uzunca ve dudaklar kaln. Fakat yakyor ona
bu. Gzler yaman. Bana yle bir bakt ve gzlerini bir mddet benden
ayrmad. Hem istekli hem de fkeli bir bak. inde bir kralie gururu var.
Ho bir ey velhasl. Sevenin de hakk var, korkann da. imden geti:
Yanna gidip bir ey syleyeyim. Bakalm, ne yapacak? Fakat ekindim,
korktum. yle bir bak da vard ki, ikiden biri: Ya beni kolumdan tutup
yalsna gtrecek, her istediimi kabul edecekti, yahut da yzme
tkrecekti. Arkasndan bir mddet durup baktm.
Hayale kaplmamak mmkn deil. Sahi bir hortlaa benziyordu.
"Neden o kadar yava yryor?" diye dndm. A canm, tabiatta
da yle, her ey ne kadar basittir ama bir kere anlayncaya kadar.
Hakknda her gn bir rivayet kyor, dedin, nedir onlar,
anlatsana...
Bazlar rivayet deil, hakikat. Bunlarn bir ahs var. Akamlar
kahvede oturur. Bize de sabahlar kuyudan su ekmeye gelir bir adam
vardr. Ona anlatm ah. Sabahleyin gne domadan evvel hanm baheye
kyor, arka tarafta, iki katl viran bir kk varm, oraya gidiyormu.
Halim bilmiyormu gibi sordu:

Bahenin iinde mi?

Kk m? Bahenin iinde.

Biriyle mi buluuyor orada?

Ahya da bu phe gelmi. Bir iki defa kollam. Hayr. Yalnz


girip kyormu.

Hep gne domadan evvel mi?

Hep. Bu bir ey deil. Garip bir huyu daha var bu kadnn. Bir
ey kesilirken banda durmak.

Bir ey kesilirken ne demek?

Mesela yalda tavuk, hindi, koyun kesilirken... llaki banda


durmak istermi.

Sebep?

Sebebini Salim'e sor. Gya kan grmekten holanyormu.

Sen ne dersin?

erif Halim'e bir sigara ikram ederek ve arap bardan doldurarak


cevap verdi:
Ben bir ey demem azizim. Bunlar hep isteri alametleri. Bir kere
insan zvanadan kmasn. Geri taraf hep buna bal eyler. Koca stanbul
bu. inde neler var.
erif bir hamlede arabn iti:
Nevzat'a gelelim, dedi, bu kadna tutkun ha?.. O itidali sever, ii
aztmaz. Hoa bir sergzet. Fakat kyde dedikodu kyor ha!

Ne gibi dedikodu?

Bu Nevzat'n gelip gitmesinden olacak. Fena sylyorlar.

Yoksa ieriye bakalarn da m alyor?

Bilmem. Ben gitmedim. Annem mani oldu dedim ya. Fakat


Salime sorarsan namusuna bir ey denemezmi. O da Nevzat'la sevitiklerine
kani.
Kadn da Nevzat' seviyor muymu?
ok seviyormu gya. Vallahi bilmem. Rivayet. Zaten bizim kye
yeni bir insan geldi mi, hemen etrafm esrar perdesi brr. Sonralar anlarz
ki o da bizim bildiimiz insanlardanm. Hele biraz gesin, Selmann da
tabiatn fevkinde bir mahlk olmad anlalr. Bilmem, ben tabiatym,
hayale kaplamam.
Halim mnakaa etmedi. Bahsi deitirdi.

Ertesi gn stanbul'a beraber indiler ve Nevzat'n evine uradlar.


Fakat ge kalmlard. Onu bulamadlar. erif ayrld. Halim annesine gitti.
Karsna hasret yalanyla balayan bir mektup yazd. mzasn atarken
"Feriha'ya ilk defa olarak duymadm eyler yazdm" diye dnd.
Annesinin evinden akama doru kt ve Nevzat' alt irkette buldu.
Arkada onu her zamanki neeli sknetiyle karlamt. irketten beraber
ktlar.
Halim bahsi amadan Nevzat hibir ey sormad. Btn gn, ona
hakikati olduu gn sylemekte tereddt eden ve karar sknts geiren
Halim, onun bu alakaszlm grnce adeta ektii azaba acyordu. Bu ne
zgven. Nevzat budala bir adam deildi. Fakat hastalk ekmemi vcutlar
vardr, grnte salamdrlar, gergin ve parlak tenlerinin stnde hibir
humma ve yorgunluk izgisi grnmez; fakat bir de hastalanp da hararet
derecesi ykselirse mukavemetleri az olur. arverir ve yataa derler.
Nevzat'n ruhu da bu vcutlara benziyor. Selma'ya gelinceye kadar hibir
byk ihtirasla sarslmam olduu iin, ilk byk hummada sersemliyor.
Baka ne olabilir?
ki arkada, Tepeba'nda bir kahveye girinceye kadar Selma'dan
bahsetmediler. Nevzat'n bir huyu daha vard. Uzun konumak istedii
bahislere sokakta balamazd. Tabiat gibi sakin bir muhitte bulunmas,
pardssn, apkasn ve eldivenlerini karmas, mutlaka sigarasn
yakmas lazmd. Ak havada ttn imek adeti deildi.
Kahvenin tenha bir kesinde ilk sigaralarn yaktklar zaman
birbirlerine baktlar. Nevzat gene bir ey sormamt. Fakat bu sefer,
baknda meraka ve sabrszla benzer bir parlt vard. Halim doruyu
sylemek iin geirdii son tereddd de savdktan sonra bahsi at:

uradk.

Dn Selma'ya gittim, dedi, gece erifte kaldm. Bugn sana

Nevzat dinliyor ve hafif glmsyordu. Halim devam etti:


Btn gece Selma'dan bahsettik. erif seni birka defa
ubuklu'da grm, meseleyi anlam. Bana sordu, tabii bir ey
sylemedim. Selma'dan kendisi bahsetti. Nevzat gene bir ey sormuyordu.
Halim biraz durduktan sonra:
Gelelim Selma'ya... dedi, azizim, hani ben sana bir ey
syledimdi ya... Bu kadnn sz ve hareketi birbirinin zdd... Senden ok
hararetle bahsetti. "Varm youm odur" diyor. Sensiz yaayamayacan
sylyor. Doru. Yanlmyorsun. imdi birer birer anlatacam. Senden
phesi var. Hepsi doru. Fakat...
Nevzat gzlerini Halim'den ayrmyor, fakat hafif ve adeta lakayt
glmseyiiyle bu dikkati birbirine uymuyordu. Halim devam etti:

Fakat, bak anlataym, yle bir ey yapt ki senin buna ne mana


vereceini merak ediyorum. Ben iinden kamadm.
Halim bandan sonuna kadar ziyaretinin btn safhalarm anlatt.
Nevzat onu ayn soukkanllkla dinliyor, fakat sigara stne sigara iiyordu.
Halim bitirince Nevzat derin bir nefes ald, nne bakarak:

Selmann bir kardee ihtiyac var, dedi.

O karde sen misin?

Sensin!

Halim de nne bakt. "nsan kardeinin elini tutup gsnn altna


koyar m?" diye sormak istiyordu. Bir ey sylemedi ve Nevzat'n fikrini izah
etmesini bekledi. Fakat arkada susuyordu. ine hibir kurt dmeyecek
miydi?
Halim sordu:

Kendisini sana kar himaye edecek bir yaknla m ihtiyac var?

Evet. Bunu bana ok sylemitir. Kendisini bana kar deil


yalnz, btn hayata kar mdafaa edecek bir karde... Bu rol benden
bekledi ama itimad yok bana... Sevimek bir mcadeledir, deil mi? Ben
dman tarafm. nsan sevdiiyle dost olamaz. Onun bir dosta ihtiyac var.
Halim dnd. Bunlarn hepsi mmkn. Fakat ya el hikayesi?.. Bu
mnasebet sonuna kadar gitseydi gene kardelikten mi ibaret olacakt?
Fakat Halim Nevzat'a bunu soramazd! Sesini karmad. Bylece ondan
ayrldn belli ediyordu.
Nevzat ban biraz daha nne eerek dedi ki:
Gelecek hafta gittiin zaman greceksin. Dn sana yapt ey
son huduttur. teye gemez. Bak, birdenbire nasl deimi? Senin bu
hareketi fena tefsir edebileceini anlam. tiraf et ki sen de fena eyler
dndn.

Ben her eyi dndm.

Bir duru ona bunu anlatmaya kafidir. Anlam. Birdenbire


vaziyetim deitirmesi sana bir ihtardr.
Halim gizli bir glten sonra:

Ne gzel dnyorsun! dedi...

Ne kadar telasz olduumu gryorsun. Seven bir adam iin


kolay ey deildir bu. nk eminim.
Halim mrldand:

Hayret!

Bir gn hayret etmeyeceksin. Ben senin tabiatn bilirim.


Kuruntulusun. Kolay inanmazsn. Fakat inanacaksn.

Belki!

Sonra erifin Selma hakknda sylediklerini konutular. Nevzat hep


glmsyordu. Halim'i dinledikten sonra:
erifin gznde btn kainat bir inektir, dedi. nek gibi nefes
alr, inek gibi sever ve inek gibi dourur. st taraf gayr tabiidir, anomalidir,
isteridir, tabir mi yok...

Sence Selma tabii bir kadn mdr?

Tabii ama alelade deil. Greceksin diyorum sana. Tecrbe et.

Tecrbeden stn, tecrbeden emin imtihan var mdr?

Fakat Nevzat, bu tecrbe bana azap veriyor.

Sana azap veren ey fena dncelerindir. Hakl baz arzular da


duyabilirsin. Mazursun. Fakat hsnniyetle hareket et, bana hak
vereceksin.

Bu tecrbenin uzun sreceini zannetmiyorum.

Benim hatrm iin biraz daha katlan.

Fakat ben on gn sonra Ankara'ya dnmeye mecburum.

zin iste, stanbul'da kal bir iki ay.

Feriha'y ne yapaym?

Onu da getir stanbul'a. Zaten senin byle bir tatile niyetin vard.

lkbahardan evvel izin isteyemem, mdr umum Avrupa'ya


gidecek. ki ay ben vekalet edeceim.

Salih'in burnu krld demek?

Vaziyetim ok iyidir. Mdr umum dnnce izin alabilirim.

O zaman da ben Selma ile evlenmi olacam. Halim gene


arkadann yzne bakt:

Sahi mi sylyorsun? dedi.

Niin hayret ediyorsun? Elbette cidd sylyorum.

Halim kendini geriye ekerek Nevzat'a biraz daha uzaktan bakt:


Peki, dostum, dedi, neden beni zahmete sokuyorsun?
Anlamyorum, anlamyorum. Bu halin Selma kadar esrarengiz. kiniz sz
birlii ettiniz de bana bir oyun mu oynuyorsunuz?
Halim birdenbire hatrlayarak:
Hem sen bugn Selma'ya gidecek deil miydin? diye sordu, ben
tamamyla unuttum. imdi hatrma geldi.
Evet, fakat Selma bilir. irkette iim ok olursa ona ertesi gn
giderim. Yarn gideceim.
Bak, ben bunu tamamyla unuttum. Artk bu akaya nihayet
verelim. Ben Selma'y bir daha gremem.
Ona bir kere daha git. Baka bir ey istemiyorum. Milyonda bir
de olsa son pheyi ezmek isterim.
Halim srad:
Hah, yle! dedi, hakikati syle. te imdi benim tandm
Nevzat olmaya baladn. Geen defa sylediklerine akl erdiremiyordum.
Elbette... Bu phe elzem, Nevzat, elzem!
O kadar fazlasna gitme! Benimki pheden ziyade merak. Hibir
noktann karanlkta kalmamasn istiyorum.
Neyse... Yalnz kelime fark... Pekala... Ona son defa gideceim ve
sana daha zengin bir mahede ile dneceimi mit ediyorum.
ki arkada, kadehlerini kaldrdlar ve birbirlerine eski dostluklarn
tazeleyen sabit gzlerle baktlar.
3

Hakikat uydu: Nevzat Selma'y tand gnden beri ondan phe


ediyordu. Btn gayreti onun iki kocasn da intihara srkleyen
muammay zmekti. Bu kadirim me'um bir tip olabileceini kabul etmiyor
deildi ve onu gzleri kapal, baygncasna sevdii yaland. Geri Selma, o
gn Salim'le karsnn nnde Halim'i odadan darya kard zaman

byk bir phe ve fke nbeti geirmiti. nk Selmann uzun zamandan


beri Halim'i grmek istemekte garip bir srar vard. O insandan kaan
Selma, Nevzat'tan baka hi kimsenin yzn grmeye tahamml
olmadn syleyen kadn, iirlerini sevdii Halimi tanmak iin maharetli bir
manevra evirmi, nihayet onu yalya getirtmiti. Nevzat, Selma'nn buna
muvaffak olmak iin kulland stratejiyi pek iyi biliyor, fakat sonuna kadar
anlamam grnmek istiyordu. O gn Selma Halim'i darya arnca,
Nevzat arkadana kar da bu masumiyet roln yapmaya karar verdi.
Ancak onu Selma ile temasa tevik etmek suretiyle kadnn maksadn
anlayabileceini dnyordu. Nitekim bu sayede Halim'den Selmann gizli
davetini renebildi. Yoksa en eski dostluklarn bile bazen bir kadn
cazibesinin uurumunda bin para olabileceini bilmez deildi. Halim'in bu
daveti saklamas mmknd. Galiba ilk anlarda tereddt etmi ve nitekim
daveti Nevzat'a sylememiti. Birok aklar detektif haline sokan pheyi
gizlemeden hakikatle temas etmenin mmkn olmadn, Nevzat, her kadn
meselesinde gayet iyi bilirdi. Fakat bu defa, hepsinden daha kuvvetli bir
sevginin verdii mitlerden de kendini kurtaramyordu. phesi nispetinde
kuvvetli bir itimat ve mit ihtiyac.
Bir bakma sevildiinden hi phesi yoktu. Selmann hayatnda
Nevzat' taradktan sonra, baka erkek olmad muhakkakt. Selma'y daha
byk phelerin kemirdiini de biliyordu. Onun Halim'e kar zaaf Nevzat'a
kar daha kuvvetli olabilmek iin meru haddi amayan bir sevgi tabiyesi de
olabilirdi. Halim stanbul'a gelmeden evvel onu Selma'ya tantmaya raz olan
Nevzat her eyi soukkanllkla anlamaya karar vermiti. Yalya gitmeyi bir
gn geciktirmesi de Selma'y artmak iindi.
Ertesi gn gitti.
Selma onu gzlerinde frtnalarla karlad. Bir gn evvel niin
gelmediini sormad. Byk bir fke alametiydi bu. lk dakikalar bir krizi
haber veren uzun bir sktla geti. Nevzat Selmann nasl karlayacan
bilirdi. Bekliyordu. Kadn, kskn ve yorgun, divana uzanacak ve susacakt.
Dargnlk onu yorar ve enesini kilitler. Sonra alayacakt. Ksa birka
hkrk perevinden sonra da insanlardan nefretini anlatacakt.
Fakat hi byle olmad.
Selmann gzlerindeki frtna galiba istihzaya benzer imeklerden
sonra yamurla deil, parlak bir nee gneiyle nihayet bulmutu.
Birdenbire Nevzat'n enesini iki parma arasna alan kadn, etini actacak
kadar skarak:

Dn niin gelmedin, mrm? diye sordu. Nevzat yalan syledi:

Mfettiler geldi, Selma, irkette ok sktk.

Selma birdenbire ona arkasn dnd ve pencereye gitti. Perdeyi biraz


kaldrarak darya bakt. Sustu. Sonra mrldand:

zlme yavrum.

Nevzat bir koltua uzand ve sigara yakt. Aralarnda mcadelenin bu


nev'i yeniydi. ki tarafn da "cann isterse..." demeye hazr olduu hi vaki
deildi.
Nevzat ayak ayak stne att. Selma geriye dnd zaman onu bu
halde greceini hi mit etmemi gibi ard ve gzlerindeki hayretin
arkasndan bir endie dodu. Belki de Halim'in Nevzat'a her eyi anlatm
olmas ihtimalinden phelenmiti.
Nevzat ona bu pheyi vermenin doru olmayacam bildii iin
ayan indirdi.
Selma ona dikkatle bakarak:
Senin bugn nen var? diye sordu. Nevzat her zamanki skneti
iinde cevap verdi:

Her zamanki gibiyim. Kadn bam silkeledi:

Deilsin.

Sustular. Nevzat ban nne emiti. Kadn ona doru bir adm
atarak tekrarlad:

Deilsin

Nevzat da alt halde her zamanki gibi olmadn biliyordu. Fakat


kendini daha fazla zorlamak istemedi ve sesini karmad. Selma onun
karsna oturdu, bir sigara yakt:

Biliyorum! dedi.

Nevzat ok istedii halde onun yzne bakamad. En merak ettii


eylerden biri de u idi: Selma Halim'i yalya davet ettiini ona haber verecek
miydi? Saklamak cesaretini nereden bulacakt? Geri Selma doru
sylemenin de bazen bir ahlakszlk olduunu ima eder, hele birbirini
sevenlerin arasnda hakikatin bir kara kedi gibi dolamasndan
holanmadm anlatmak isterdi. Husus hayatna dair Nevzat'a hibir ey
sormaz, kendisi de bu eit sorgulara muhatap olmaktan sklrd. Akta
gizlemenin meru olduunu kabul ediyordu. Fakat Halim'i gizlice davet
etmesi meru haddi ok aard. Burada bir ahsiyet mdafaasnn kymeti
yoktu. Belki Nevzat'n halinden bunu anlad iin, "biliyorum"
mukaddimesiyle bir itirafa hazrlanyordu. Nevzat onun yznde bu
mukaddemeyi okumak istemiti, fakat gzlerini yerden kaldramad. Yalnz
u szleri mrldand:

Ne biliyorsun? Anlamadm.

Selma kmldamad ve bir ey sylemedi. Nevzat onun sigarasnn


dumanlar arkasnda dnyann btn muammalarn hulasa eder gibi
maddesiz ve ekilsiz duran karaltsn gryor, ban yukarya kaldrmyor
bekliyordu.
Selma nihayet cevap verdi:

Bir eye sklyorsun.

Nevzat o zaman bam kaldrd, glmseyerek:

Hayr! dedi.

Selma gene durdu. Onunla konumak byledir. Her cmle banda


byk bir skt, mukavemet, phe, tereddt uurumlarn atlatmasn
beklemek lazmdr. ok dnr; bazen hlyalara dalar, bahsi unutur ve
deitirir. Bu defa srar etti:

Nevzat, dedi, ben anlyorum.

Nevzat ayaa kalkt ve Selma'nn baucuna gelerek ellerini cebine


koydu, ona doru eilerek:

Ne anlyorsun, glm? dedi, bana da yle geliyor ki sende bir hal

var.
Selma ona sevgi dolu yzn ve mat bir humma dolu gzlerini
kaldrd:

Bende bir ey yok, dedi.

Bende de.

Sen hibir ey duymadn m?

Ne gibi?

Bana dair. Nevzat tekrarlad:

Sana dair mi? Ne gibi?

Hibir ey sylemediler mi?

Kim, ne syleyecek?

Bakas benden sana hi bahsetmedi mi?

Bakas kim?

Kim olursa olsun, biri, kim olursa olsun.

Hayr.

Hi kimse bahsetmedi mi? Nevzat doruldu:

Anlamyorum, dedi.

Fakat anlyordu; Selma'nn az aradm anlyordu; Halim'in


boboazlk edip etmediini renmek istediini anlyordu. Fakat tekrar etti:

Hibir ey anlamyorum.

Selma onun bir elini tuttu ve ar ar dudana gtrerek:

Peki, mrm, dedi, ben yle zannettim.

Ne zannettin sen?

Zannettim ki sana benden bahsettiler.

Evet?..

Cann skld.

Bana senden kim bahseder? Bahsetse de niin canm sklsn?

Olamaz m? Bahsederler.

Kim bahseder?

Selma Nevzat'n elinin stne yanan koydu, biraz durdu ve


birdenbire bam kaldrarak Nevzat'n yzne bakt. Nevzat gene sordu:

Kim bahseder?

Selma gzlerini yar kapad ve glmseyerek mrldand:

Kim... ok... Salim Bey... Halim Bey...

kisini de o gnden sonra grmedim. Salim Bey'le kapnn


nnde ayrldk. Halim'e gelince, bu sabah bize uram, fakat evdi' yoktum
ben.
Hi sana benden bahsetmedi mi?

O gn... Vapurda... Biraz...

Ne syledi?

Birka sfat... Fazla deil...

Nevzat bir yalanla szne devam etti:


Vapurda yalnz deildik. Yanmza erif isminde bir arkada
geldi. Senden bahsedemedik. Kprde de birbirimizden ayrldk. Halimi bir
daha grmedim.

O birka sz nedir?

Ha., dur bakaym... "Gzel kadn!" tabii... Sonra... "ok


enteresan" diyordu galiba... Yahut da "ok orijinal" diyordu. Unuttum. fakat
Halim'in senin hakkndaki fikirlerini ben de merak ediyorum. Onu grmek
istiyorum.
Selma ayaa kalkt, Nevzat' pencerenin nne ekti ve gzlerinin
iine bakarak:
Benim iin yalnz sen varsn, dedi.
Sonra onu geriye ekerek boynuna sarld.
Divana oturdular.
Selma yzn Nevzat'n bir baca stne kapad alad.
Nevzat onun salarn okarken dnyordu: "Halim meselesini
gizlemeye karar verdi. Bu gzyalar onun kefaretidir. Eer mel'un bir hesab
varsa muvaffak olamayacak. len kocalarna da m bunu yapt? Zavalllar!
bin senelik bir aifte hilesine aldanmlar." Bu szleri yksek sesle de
sylemek istiyordu. Elinin okama hareketi arlat. Galiba imdi Selma'dan
nefret ediyordu.
Kadn doruldu
lmiklenmi bir sesle:

ve

tekrar

onun

boynuna

sarld.

Ben seni kaybetmemek iin her eyi yapacam, dedi.

Selma!

mrm...

Alyordu.

Ba Nevzat'n omuzuna dt. Hkrmaya balamt. Onun


salarn okamaya devam eden gen, sesini karmyor ve bekliyordu.
Selma bir silkindi, oturdu ve Nevzat'n iki elini birden tuttu. Yzn
onun yzne yaklatrarak:

Beni sevmiyor gibi duruyorsun sen! dedi.

Nevzat sakin bir glle onu tekzibe alyor ve susuyordu. Kadn


birdenbire onun ellerini brakt, nne bakarak mrldand:

Byk... Byk sevgi...

Nevzat onun ne syleyeceini biliyordu. Bu her eyi mehul kadnn


en malm taraf buydu. imdi balayacak: "nsanlardan nefret ediyorum.
Hibiri sevmesini bilmiyor." Hi phesiz, tekilere de bunlar sylemiti.
Fakat bu szlerde lme, intihara karan yol hangisi? Selma nne bakyor
ve bir dizini hzl hzl sallyordu. Mrldand:

Onlar imdi anlyorum.

Nevzat onlarn kim olduklarm sormad. Tahmin ediyordu: Onlar,


kocalar, Nafiz ve Reat olsa gerek.
Selma devam etti:
Beni sevdiler onlar. kisi de.
Gzlerinden muntazam ve iri taneler iniyordu. Nevzat'a tesir etti bu.
eli Selma'nn elini arad.
Kadn, arkasn bir yasta dayam, ban arkaya brakmt.
Gsnn altnda Nevzat'n sergzet arayan ellerini uzaklatrd. Sayklar
gibi, imdi de babasndan bahsediyor ve daha fazla alyordu.
Nevzat ayaa kalkt ve bir sigara yakt. Oda iyice kararmt. ki adn
uzakla, divann stnde, Selma namna grnen ey, yznde, kollarnda ve
dizlerinden ayaklarna kadar iki izgide beliren hafif beyazlklardan ibaretti.
Karanlk, oday btn ekillerden ve renklerden tahliye etmee balamt.
Nevzat kol saatine bakt, fakat yelkovan gremedi. Son vapuru karmak
istemiyordu. Yalda bir gece bile kalmamt, hele imdi hi kalamazd. Fakat
Selma'y bu halde brakmaya da raz deildi. Kalbinde aka da, nefrete de,
korkuya da, fkeye de benzeyen yumruklar vard. Odada sinirli dolayor ve
yle dnmeye alyordu: "Bu sergzet, burada, bu ekilde bitiverse
pekala olacak. Halim devam etsin. Yabanc deil. Benim tecrbem kafi."
Odadan kmak ve bir daha bu yalya uramamak... imdi bu ona kolay
geliyordu. Bir hafta sonra da o kadar kolay m bu? Her ak gibi Nevzat bunu
birok defalar dnmt. imdi bir tecrbe yapmaya temayl ediyordu.
Bir tecrbe... Sezdirmeden bir tecrbe... Olmazsa geri dner.
"Niin olmasn?" diye dnd. Ha gayret!
Ve bir anda kararn verdi.
Selma'ya yaklat, stne eildi.

Glm! dedi, son vapuru karmamalym. Karanlkta, bir


hkrktan baka cevap yoktu.
Haydi, kalk, yahut kalkma istersen... Ben gidiyorum. Selma
cevap vermedi.
Nevzat eildi ve onu belki de son defa alnndan pt.
Bu odadan, bu sofalardan, bu baheden, bu yaldan belki de son
defa kyordu. Fakat neden yolda vapura yetimek iin komakta sknt
ekmiti? Onu kendi iinde esen bir rzgar geriye doru itiyordu. Merhamete
benzeyen bir tazyikti bu. Yalnn simsiyah kimsesizlii iinde bir sevgili
brakmak... Vapur beklerken bir iki defa geriye dnecek oldu. Kulanda bir
hkrn aksi vard. Ondan kalan son hayal, stnde birka beyaz leke
duran hareketsiz bir karartdan ve bu hkrktan baka bir ey olmayacakt.
Fakat niin? Bugne kadar Selma onun saadetine almaktan baka hi,
hibir ey yapmamt. Daima cmert, nazik, fedakar, dost kalmt. Halim.
Evet, Halim... Fakat burada da bir himaye arayan elin hafif suundan baka
bir ey yoktu. Gizlemesine gelince... Belki syleyecekti, srasn bekliyordu?
Yahut da Nevzat' daha fazla sevmeye tevik eden bir koketti?.. Fena usul,
fakat iyi niyet, deil mi?
Vapurda Nevzat ok dalgnd. Kendisinden iki defa bilet soran
kondktr grememiti. Etrafndakiler gldler. Kondktr de gld ve
onu hlyalarndan ayrmak istemeyerek yrd. Birdenbire kendisine gelen
Nevzat onun glmseyerek uzaklatn grmt.
Utand, kendini toplad, fakat gene dald. Vapur uzaklatka Nevzat
piman oluyordu. stanbul'dan bir telgraf ekmeyi dnd. Yaldan o
ekilde bir kere ktktan sonra tamire benzeyecek btn teebbsler
nafileydi. Bunu hissediyor ve fena oluyordu. "Bu kadar seviyor muyum?"
diye dnd. Onu imdi Halim grmeliydi, ne kadar glecekti! Yahut: "Hah!
diyecekti, ite benim tandm Nevzat!" Akll fakat romantik Halim.
nsan byle dalnca en manasz sesler bir lakrd gibi mana alr.
Makinenin grlts de sanki Nevzat'a bir ey sylyordu; sanki o yeknesak
seste bir srar vard; hata ettiini mi tekrarlyordu? Nevzat yerinden kalkt ve
gverteye kt. Yamur yayordu. Ne kuvvetli dnya! inde byle bir yal,
byle bir sevgili, byle bir sergzet, byle bir vapur, byle bir ak olan
dnya Nevzat'a ne kadar kasvetli geliyordu. Clz klaryla Boaz'n
karanln yrtarak giden bu vapur, lmn iindeki alemde yryordu
sanki.
Daha Selmadan ayrlal bir hafta deil, bir saat bile olmad, ne bu
hal? Bin kere piman olmamak iin pek az sebep vard. Nevzat onlardan
hangisine sarlsa bolua dnyordu.
Kprye kar kmaz bir otomobile atlayacak ve Halim'in evine
koacakta. Eer iinden geenlerin hepsini ona dkebilecek olsa unlar

sylemesi lazmd: "Onu seviyormuum. Anladm. Seni deil, uan kuu bile
kskanyorum. Ona bir daha gitme. Sakn. Kahramanlm fena bir tecrbe
oldu. Hayr. Pimanm. Bin kere piman oldum. Hakkn varm."
Bunlar syleyemezdi ama Halim'i grmek onun en byk tesellisi
olacakt. Onu annesinin evinde bulamamak ihtimalinden rperiyordu.
Kprye knca bir otomobile atlad. Halim'i buldu. Arkada ne ala
yemek de yememiti daha. Gene beraber Beyolu'na ktlar ve ayn
lokantada oturdular. Gene kar karya geinceye kadar Nevzat bu bahsi
amad.
Fakat Halim ona yakndan biraz dikkatle baknca:

Senin rengin uuk! dedi.

Nevzat eldivenlerini, tabakasn, kibritini, azln her biri


kederinden bir paray tayormu gibi can skntsyla masann stne
atarak yzn buruturdu:

Neesizim, dedi.

Sonra bir yalan syledi:


Midem bozuk. Bugn vapurda da tmm galiba. Gverteye
ktm. Yamur yayordu.

Bir konyak i.

yle yapaym.

Halim, "ne haber" diye sormakta tereddt ederek onun yzne


bakyordu.
Nevzat, artk hibir hesaba ve oyuna tahamml kalmad iin
birdenbire samimileti:

Bu kadn beni rahatsz ediyor, dedi.

Halim, arkadann bu szyle yznn rengi arasndaki


mnasebete intikal ederek ona dikkatle bakt. Bir vak'a m olmutu? "Niin?"
diye soramad.
Nevzat devam etti:
Bir ey oldu zannetme. Bilakis. Her zamankinden fazla sevgisi
taland. Biraz alad. ok mustarip. Benim iime birdenbire kasvet kt.
Onu teselli edemedim. Mnasebetsiz bir anda yanndan ayrldm. Bir tek

mazeretim vard, son vapuru karmamak. Fakat o byk sevgiden


bahsediyordu. Byk sevgiye kar son vapur.
Yan yana sylenir eyler deil.
Nevzat gld ve m gibi rperdi. nne gelen konya bir
yudumda ierek yzn buruturdu:

Velhasl... fazla zlyorum.

Halim Nevzat'a doru eilerek:

Ne oluyorsun? diye sordu, birdenbire seni ok deimi grdm.

Nevzat bir sigara almak iin elini uzatt halde vazgeerek tabakasn
itti:

Canm sklyor, dedi.

Niin?

Bilmiyorum. Selma'y grmek istemiyorum, fakat grmemeye raz


olamyorum.
Halim ona bir sigara vererek:
Gel
istemiyorsun?

kendini

tahlil

et,

alrsn,

dedi,

niin

onu

grmek

Bilmiyorum, artk bana onu grmek byk bir keder veriyor.


nk... bazen onun her taraf kasvet ve elem ttyor. Yannda bir marsk
zehirlenmesi duyar gibi oluyorum. Kamak istiyorum.

imdiye kadar hi byle sylediin yoktu. Sebep ne?..

Bilmiyorum.

imdi cann sklyor. inin havas kapal. Bulank bir


hassasiyet iindesin. Kendini biraz ara bakalm. Ne oldu? Kzyor musun
ona?

Zannetmiyorum. Kzmaya sebep yok.

Sana benden bahsetti mi?

Evet. Bu ekilde bahsetti.

Ne ekilde?

Senin de ondan bana bahsedip etmediini sordu. Yalan


syledim. Seninle uzun uzun konumadmz syledim. Galiba azm
aryordu. Acaba sen bana her eyi anlattn m diye. Onu aldattm. nand.
Gizledi. Seni grdn bana sylemedi.

imdi anlalyor, sen bana kzdn.

Nevzat, kuvvetsiz ve yorgun, itiraz etti:


Hayr, hayr... Bunu tabii buldum. Sras deildi, syleyemezdi.
Aramzdaki ananeye gre gizlemek onun hakkdr.

Nasl hakk olabilir? Gizlememelidir.

Gizlemez, bir gn syler, fakat onun huyu yledir, zamann

bekler.
Nevzat burada dndnn aksini sylyordu. Halim'i buna
inandrmas lazmd. Israr etti:

yledir. Baka insanlardan da yle ayrlr.

Sesinde keder vard. Halim inanmyordu:

Peki ama, dedi, syleseydi imdi sen bu kadar zlmeyecektin.

Hayr, bilakis, gizlemesine memnun oldum.

ite bunu da anlamyorum.

Evet... nk benim ehemmiyet vermediim bir eye onun da


ehemmiyet vermediini grdm.
Halim, alnm gibi, yz hafife pembeleerek doruldu:

Bilakis! dedi, gizlemesi ehemmiyet vermek deil midir?

Eer gizlemekte bir hesab varsa dediin doru; hesab yoksa, ki


yoktur, ehemmiyet vermedii iin sylemedi. Benim de ehemmiyet
vermeyeceimi biliyor.
Halim glmeye mecbur oldu:

Garip bir muhakeme! dedi.

Nevzat, sinirleri yerinde olmad iin bir mnakaaya doru


gitmekten kendini alamyordu:

Hi garip deil, dedi, neden garip olsun? Seni davet etmesinde


benden gizlemek istedii bir maksat m var?

yi ya, mademki byle bir maksat yok, sylemeliydi.

Maksat olmaynca seni davet etmesinin husus bir ehemmiyeti


de olmaz. Bunu bana haber vermese de olur.
Pek gzel. Yani bunu sana haber vermesiyle vermemesi msavi
olur, deil mi?

Evet.

Halbuki o bunun gizli kalmasn tercih ediyor.

Niin?

nk bana gizli kalmasn tembih etti. Nevzat sinirli sinirli


topuunu yere vuruyordu:

Olabilir, dedi.

Fakat byle bir eyin olabileceini ispat edecek mant bulamad.


Dnd ve ilave etti:

Sana yle sylemesi seni imtihan etmek iindir.

Halim sesini karmad. Vaziyeti biraz anlyordu. En kk bir


mnakaann dostluklar iin vahim olabileceini dnd.

Belki, dedi.

Fakat arkadann bu uysall Nevzat' teskin edecei yerde tehyi


ediyordu; nk o da Halim'in, samim dncesi hilafna bir fedakarlk
ederek sustuunu anlyordu. Kendi kendine de itiraf edemedii eyi
meydana karmak ihtiyacndayd: Halim'i kskanyor muydu? Selma'dan
korkuyor, ondan kamak istiyor, fakat aradaki balar koparamad iin
eziyet mi ekiyordu? Neydi? Bu akamki hali neydi? Sevdii, muhafaza
etmeye alt, gurur duyduu sknetini neden hala bulamamt? Pek
nadir anlarda byle kendini ard olurdu. Bu halden kurtulduktan sonra,
uurunu, ruhunun ormannda yolunu kaybetmi bir acemi seyyaha
benzetirdi. imdi de aydnla kmak iin bir yol aryor ve nne kan
dikenleri, allar ezerek yrmek istiyordu. Bir mukavemete rastlamak iin
Halime itiraz etmekten kendini alamad:
Sen de bu akam bir acayipsin, dedi. Halim zorla glmsemeye
alarak sordu:

Ne gibi?

Bana., samim deilsin gibi geliyor.

Neden?

Beni, teskin etmek iin, teselli etmek iin tasdik ediyorsun.


Halim gld. Nevzat imdi bir kadn gibiydi. Halim mektepte iken onun byle
hallerini hatrlyordu. Sonralar azalm, adeta tamamyla kaybolmutu.
imdi gene o Nevzat, her zamankinin aksine, alngan, vesveseli, huysuz ve
hrn Nevzat douyordu. Sanki her insann iinde en aa iki kii vardr ve
bunlar birbirinin taban tabana zdddr. Halim, ki ondan daha abuk
heyecana der, daha cokun ve daha muvazenesizdir, imdi arkadann
karsnda bir aklselim heykeli gibi duruyor, ona eski neesini ve sknetini
iade etmek iin yapabilecei eyi sknetle dnyordu. Nevzat'n szne
yalnz glmsemekle iktifa etti.
Fakat teki buna da tahamml etmiyordu:

Belki de samim olmana birtakm maniler var, dedi.

Aradaki eski dostluun temellerine hcum etmi oluyordu. Halim'in


kalar atld. imdi Selma'nn, her ikisi arasnda tehlikeli bir glge
olduunu iyice gryordu. "Ben yarn Ankara'ya dnmeliyim ve bir daha
yalya ayak atmamalym" diye dnd. phesiz bu dostluu kurtarmak
iin baka hibir are yoktu. Fakat, Halim de kendisinden emin deildi.
inde gizli ve sulu birtakm arzular m vard ki ona baka bir yol izdiriyor
ve onu yle dndryordu: "Hayr! nmde uuruma giden bir dost var.
Benden imdat istiyor, fakat bunu aka syleyemiyor. lknce soukkanl ve
mahir bir ofr tavr taknd. Bu onun mizacna, hatta kyafetine de
yarayordu.
Fakat sonra bu ofr! uurumu grnce sknetini kaybetti.
Korkusunu itiraf edecei yerde sapa yollardan gidiyor, kendisinden imdat
isteyecei arkadana hcum ediyor. Felaket u ki, frtnay uzaklatrmak
isteyen arkadann soukkanllna da kzyor ve Onu mutlaka dman
cephesinde grmeye ihtiyac var. nk Selma, karanlk ve mel'un kadn, bu
iki dostun arasna rekabet fitilini Sokmaya muvaffak olmu. O halde?.."
O halde susmaktan baka Halim'in yapabilecei bir ey yoktu. Fakat
Nevzat hemen bu sktun stne de yrd:

Bak ite, dedi, grdn m? Susuyorsun!..

Halim kalarn ve omuzlarn kaldrd, "Ne yapaym?" der gibi


skntl bir acz iinde nne bakt. Nevzat devam etti:

Benden ok ayr dnyorsun, fakat bunu saklyorsun.

Halim, hafif sinirli, cevap verdi:

Hibir ey dnmyorum, Nevzat. Dneceim eyi bende


ardm. Sana Ankara'dan geldiime ok piman olduumu sylersem inan.
Bir kadn hayaleti iin dostluumuzun stne en hafif bir glge dtn
bile grmeye tahamml edemem. Ben yalya gitmek istemiyordum, sen beni
mecbur ettin.
Nevzat nne bakarak, fena bir glle:

Acaba? dedi.

Halim de kalarn att ve nne bakt. Bu ne kt "acaba?" Nevzat


en kaln balar ekiyor ve koparmaa kalkyor. ldrd m bu ocuk? Ne
garip deiiklik!
Halim onun yzne bakt ve gzleriyle karlamaktan ekinerek,
kapal bir sesle:

Nevzat! dedi.

Nevzat o fena glyle glmeye devam ediyordu:

Sen bana her eyden phe etmeyi tavsiye etmiyor muydun?

Halim bir daha gzlerini kaldrd. Gz gze geldiler.

Sana benim dostluumdan phe etmeni hi tavsiye etmedim,

balad:

Fakat sen o pheye hak kazanmadn m? Halim kzarmaya

Nevzat.

Mthi eyler sylyorsun Nevzat, dedi. Bu akam sinirlisin.

Bahsi fena bir mecraya saplanmaktan kurtarmamz iin senden bir


ricam var.

Susaym, deil mi?

Hayr, imdilik baka eyden bahsedelim, sonra, daha sknetle


bu meseleyi hallederiz.

Aramzda bir mesele olduunu itiraf etmi oluyorsun.

Bence hibir mesele yok. Fakat sen var sanyorsun.

Bana var gibi geliyor.

Halim sinirli bir hareketle bir dziye salarn datyor ve


dzeltiyordu. Bir sigara yakt ve dnd. Hemen Nevzat'tan ayrlmak ve

ertesi gn Ankara'ya gitmek istiyordu. Fakat annesinden kan alnacak ve


tahlil yaplacakt. Bunun iin de zmir'de bulunan doktorun stanbul'a
gelmesini beklemek lazmd. Annesi de bir trldr. Onu brakp gitmeye
gelmez.

Annem iin bir mddet daha burada kalmaya mecburum.

Yoksa yarn trene atlar, giderdim.


Nevzat sesini karmad. Yznde o ac gl yoktu ama daha ac bir
takalls vard.
Halim ayaa kalkt ve Nevzat'a elini uzatt:
Msaade et, dedi, bu akam bu kadarla kalsn.
Nevzat, yznde kmsemeye benzer bir buruukla, elini uzatarak:

Bu akam ve her akam! dedi.

Ne demek istemiti? Hakaret mi ediyor? Alakasn m kesiyor?


Halim ar ar uzaklat. Lokantadan karken, "Bu akam onun
kusuruna baklmaz" diyordu. Caddede rastgele yrd. Fakat bu saatte ne
eve dnmek ne de bu dar kaldrmlarda gezmek istiyordu. Baka bir
lokantaya girdi ve ikinci katta, tenha bir keye ekildi.
Artk, bir haritann karsna geen erkanharp gibi bu meseleyi
nne sermek ve halletmek istiyordu. Kuru aklla hkm vermek zor
deildir. teki lokantada kk bir kadeh biradan baka hibir ey
imemiti. Evvela Nevzat' dnd. "Kskanyor" dedi. Buna phesi yoktu.
Onu mazur grd. Sonra eski dostluklarnn para para baz gzel anlarm
hatrlad, onu bsbtn mazur grd. "Seviyor" dedi. Gene mrnde hi
hasta olmam ve ilk 38 derecelik hararette pusulay aran vcut misali. Ta
kendisi. Nevzat ite bu adamd. Cidd manasyla ilk defa seviyordu. Bu
aknlk ondan. Hem de ne aknlk! Zavall Nevzat... Halim iin, onun
karsna bir rakip gibi kmak hayali irkin bir eydi. On gn daha
stanbul'da ' kalmas lazm; fakat bir daha yalya gitmeyecekti. Hayr!.. Artk
sebep yok, lzum yok. Nevzat'n o szlerinden sonra? Hayr!.. Bundan sonra
Selma'y grmek, onunla kt bir maceray kabul etmek demekti. Kabul
etmek iin de karsna kar sevgisini, vicdan borcunu, Nevzat'la dostluunu
ayak altna almaya hazr olmas lazmd. Feriha uzakta olduu iin bu
meselede onu sk sk unutabilmiti. Bir kere Ankara'ya dnecek olursa, o
zaman da bu meseleyi tamamyla unutmak mmkn olacakt. Nevzat'a
gelince... Ne hali varsa grsn; Halim'e kar en kk bir siteme hakk
olmasn da ne yaparsa yapsn!
Acaba ne yapabilirdi? Bu iin sonu ne olacakt? Halim kendine . ait
karar verdikten sonra, meseleyi bir yabanc gibi dardan daha sknetle
muhakeme edebileceini sand. Hemen yemek yemeye karar vermi olduu

halde fikrini deitirdi ve rak getirtti. Birinci kadehi yuvarladktan sonra


yal, Selma ve Nevzat birbirinin iinde eriyen bulank ve derin manzaralar
halinde gznn nne geliverdi. Ne yapacakt Nevzat? Bir szne baklrsa
ilkbahara kadar Selma ile evlenecekti. imdi de Halim, tabii olarak, bu
kadnn intihar eden kocalarn dnyordu. Bu akama gelinceye kadar
Nevzat'n da onlar gibi lme gidebileceini hi dnmemiti. Uur
meselesine inanacak deildi. Nevzat' da kafi derecede kendine hakim
buluyordu. Fakat bu akam manzara deiti. Nevzat, o Nevzat deildi. ki
saat sonra kendini ldrdn duysa hayret etmeyecekti. ine korku girdi.
kinci kadehin ortasnda Selmann hayali btn normal izgilerini
kaybetmeye balamt: Boyu lzumundan fazla uzuyor, gzleri daha ziyade
byyor, tavrlarnn srl arl cidden bir hayaleti gz nne getiriyordu.
Hele o her odasnda bir cenaze varm gibi sessiz ve korkun yal, o karanlk
salon, o ekillerinin yars koyu bir siyahlkta kaybolan eya... Sonra
Nevzat'n ilk szlerini hatrlad. Arkada da bu izdivatan korktuunu
sylememi miydi?
Ne sihirbaz kadn! Btn bu karanlk dekorun ve bu tavrlarn hile
olduu sylenemez. Bu kadn byle yayor. Samim. ki kocasnn ve
beslemesinin intihar ettii de yalan deil ya!.. Hayr... Bu kadn oynamyor,
rol yapmyor; bir hilesi varsa, ne iinde yaad dekorda ne tavrlarnda ne
de lmler ve garabetler dolu hayatndadr. Hile baka tarafta. Nerede? Ne
yapmak istiyor bu kadn? Nevzat' seviyorsa Halim'e kar hareketinin
manas nedir? Gene mesele, ilk muamma ekliyle, olduu gibi duruyor: Bu
kadn lgn mdr? sterik midir, me'um ihtiraslar sahibi midir, canavar
mdr, vampir midir? Hani bir film vard: "Drakulann Kz". Orada ekli
Selma'ya az benzemekle beraber bir kadn gndz lr, tabuta girer, gece
dirilir, tabuttan kar ve bakalarnn kann emerek, onlar ldrerek
yaard. Frenkler bu masal tiplerine vampir derler. Halim, ki hayal adamdr,
bu nevi mahlklara sekiz yanda bir ocukken bile inanmamt. Bu tiplerin
masal olduklarn dnmekten bile utanyordu. phe mi var? nsan iki
kere ikinin drt ettiini kefetmekle vnebilir mi? Halim nne ve etrafna
bakt: u masa, masa. u duvar, duvar. u garson, garson. Hepsi tabii
ekilleri ve vazifeleri iinde mevcut. Hemen mrnn eyreinden fazlasn
iir ve hayal aleminde geiren Halim, Selma tipinde bir kadna hi
rastlamamt. Onu gzleriyle grmeseydi, mbalaaya hamlederdi. Fakat
ite, var. Bu masa veya bu garson nasl varsa o kadn da var. imdi, u
dakikada, Boazii'nin bir yalsnda yayor. Bu bir hakikat. Eer Selma'nn
babas, kocalar ve beslemesi intihar etmemi olsayd, kendisinin ve
oturduu yalnn bugnk hali, akl doktorlarnn ii bo kelimelerinden bile
az ok izah edilebilirdi. Fakat kadnn bu haline o karanlk ve korkun
mazisi de binince ortaya bir esrar ve garabet mevzuu kyordu.
Ha... Gelelim Nevzat'a... Nevzat ne yapacak?
Evlenecek, peki. Fakat bu nazenin rahat duracaa benzemiyor.
Yoo..k. Besbelli ite Halim olmasa baka bir rakip yaratacak ve Nevzat' gene
sarsacak. Hem de ne sars! Bu akamki halinden belli olmad m? Ne sars!
Bakalar Halim gibi yapmazlar tabii... Mcadelenin olanca dehetiyle

Nevzat'n stne yklenirler. Halim gld. nk "yle ise ben ehveni


serim. En zararsz rakibim. Yerimi bakasna brakmamalym" diye
dnmt. Gene gld. "Samalyorum" dedi. Kadehine bakt. kincisi de
bitmiti. "Sarho mu oldum, abucak?" dedi. yle dnmeye devam etti:
"Hayr, ben bu sergzetin iinde ancak Nevzat'n yardmcs, icap ederse
cankurtaran olarak bulunabilirim. Bir faydam olacaksa kalaym. Yoksa
ahlaki bir bahane ile kendi kendimi mi kandryorum? Arkadaa yardm ne
ulvv-i cenab! vesilesiyle Selma'ya kavumak! Byle bir alakla karar veren
iim, ahlak alarnn girift ebekesiyle rl uurumu kandrmak iin ona
alicenaplk formlleri mi yutturuyor? Hele u dostane fikirleri bir tarafa
brakalm. Hem ben demin karar vermitim, yalya bir daha gitmeyecektim,
imdi bunlar bana hangi eytan dndryor?" Merak! Merak olsa gerek!
Halim merak ediyordu phesiz.
Kendi iine dikkatle bakt. Yalnz merak m? Hayr! Arzu da vard.
stiyordu. Selma'y istiyordu. Hah! Eri oturup doru konualm. Getir bir
rak daha. imdi meselenin kendisiyle Nevzat arasndaki fasl daha
aydnlatmta. Evet, fazilet hikayelerini brakalm, dava u: Bir tarafta
Nevzat, te tarafta Selma. Daha dorusu bir tarafta Nevzat, Feriha, Ufuk,
cemiyet, ahlak, vicdan, falan; te tarafta tek bana Selma! Tek bana ha?..
Ne sihirli ve kudretli yalnzlk!
Hayr, hayr!.. Artk onu dnmemeli. Dndke saryor, mel'un
sihirbaz. O harikulade vcudunun scak mknats mesafe tanmyor. Hatta
imdi bile, Halim, evvela bir otomobile, sonra bir sandala atlayarak Boaz'n
kar kysna gemek, yalya gitmek istiyor. Nevzat'n biraz hakk varm.
Halim bunu imdi anlyor. Nevzat kurnazlk etti ve ondan her eyi rendi:
Selma'nn manevrasn da, Halim'in ona kar zaafn da kefetti. Tam
vaktinde strap ekiyor. Ayn zamanda hem sevgili hem de dost ihanetine
maruz kalmann mthi azab...
Halim kendini bir an Nevzat'n yerine koydu ve onu bsbtn hakl
buldu. Anszn ban merdiven tarafna evirdi. Basamaklardan: "Yukarda
yer var m?" diye baran tandk bir ses kyordu. erifin sesi. Acaba?
Halim sevindi ve ayaa kalkt. Ta kendisi. Trabzann hizasnda erifin ba
grnd. Halim ona doru kollarn sallyordu.
erif de onu grnce koarak yaklat. Halim yer gsteriyor,
soruyordu:
Kyl! Senin burada iin ne? Otur uraya... Allah gnderdi
seni... Yalnzlktan lyordum.
erif de ona rast gelmekten memnun, oturdu:
ki gecedir teyzemdeyim. Annemden sonra sra bende. Buraya
biraz rak imeye geldim.

Ala... Demek tabiat alimleri de rak ierlermi.

ubuklu'da, tabiatn iinde tabiatym. Burada, ehir havas


iinde, havaiyatym.
Ve ilknce havaiyat konutular. Halim asl mevzua girmek iin kap
aryordu. Selma bahsini erifin amasn bekledi, sabr tkenince sordu:

Hortlak'tan ne haber? erif gld:

Hortla brak, bizim Salim mr... dedi.

Niin?

Adamakll saptt.

Selmay m seviyor?

Bilakis... Selmay hkmete haber vermek istiyor.


Halim dirildi ve erifin gznden kamayan bir alaka ifratyla:

Niin? diye bard.

erif garsonun raky kadehe boaltmasn bekliyordu. Biraz durdu.


lk yudumlardan sonra:

Selmann katil olduuna kani.

Eski iddias...

Hayr, fakat imdi yeni bir iddias var. gn evvel ubuklu


kylarnda bir ocuk ls bulundu. Tam ubuklu'da saylmaz ya ite,
gazeteler yle yazdlar. Okumadn m?

Hayr, dikkat etmedim.

Zaten gazeteler de birka satrla yazp getiler. Ehemmiyet


verilecek bir ey deil. ocuk yedi sekiz yalarnda. Bir doktorun kz. Hadise
basit: Kydan geerken, rzgar ocuun beresini alp sulara atyor. ocuk
da kenara geliyor, dalgalar bereyi sahile yaklatrrken elini uzatarak almak
sevdasna kaplyor, muvazenesini kaybederek denize dyor ve bouluyor.
Nitekim bere ocuun denize dt noktada, sahilde bulunuyor. Dalgalar
atm. Btn tahminler bu noktada mttefik. Fakat gel Salim Bey'e sor,
iddia ediyor ki...
erif glerek devam etti:
Selma ocuu yalya arm, oradan denize atm! Halim
gzlerini at:

Fakat bu iddiasn ne ile ispat ediyor? diye bard.

Hibir ispat yok. Bir sr muhakemeler. Uzun. Ge onu. Sama.

ok garip ey. Anlat bana. Merak ediyorum.

erif kadehini Halim'in kadehiyle tokuturarak:


Sama! diye tekrarlad, manasz... Hem sana bu merak nereden
geliyor Allah akna!.. Alakadar msn bu kadnla?..
Halim korkarak omuzlarn kaldrd:
Hayr canm... dedi, laf olsun diye sordum, bu kadn bana merak
veriyor, biraz da Nevzat dolaysyla...
Git Salim'i bul. O sana anlatsn. Vallahi bir cinayet romancs
Salim kadar teferruat icat edemez. Sylediklerini not etsem kitap olur.

Ne diye yahu?

Onu ge ama ben karya bir daha rast geldim.

Gene takibe mi ktn?

Hayr... Gene o civarda rast geldim. Gene o vakit. Gene o


kyafette. Ve sana bir ey syleyeyim mi? nanmazsn.

Nedir?

Konutum!

Halim zplad:

Selma ile mi konutun?

Evet! Sakn Nevzat'a filan syleme ha! Salim'in de haberi yok.


Halim dndke sryor ve soruyordu:

Nasl konutun? Bu ok alacak ey!

te onu ben de bilmiyorum. Yanndan geerken bana garip bir


cesaret geldi. Bu cesareti onun bak m, hali mi verdi, benim merakm m?
Bilmiyorum. Yanndan geerken nnde durdum:
"Affedersiniz," dedim, "komuyuz, bir ey sormak istiyorum." Yol
tenha idi. n cin yok. Ne soracam bilmiyordum. Bakalm ne yapacak? diye
merak ettim. Bunlar syledim. nsiyak bir hareketle bartsn yznn
yarsna kadar kapad. Hani eskiden erkekten kaan kadnlarn bir
hareketleri vard, ite yle. Ve nne bakt, bekledi. Acele bir ey uydurmam
lazmd.

"Salim Bey'i nerede tandnz?" diye sordum. Fena deil, deil mi?
Merak eder, niin soruyor, diye. "Niin soruyorsunuz?" diye sorar. Lakrd
alr. Fakat sormad. Siyah bartsnn altnda glmsediini grdm.
Gayet alak sesle, tpk hohlar gibi:
"Edirne'de!" dedi. Ve arkasndan: "Bugnlk bu kadar!" dedi ve
yrd.
erif gld ve devam etti:
"Bugnlk bu kadar!" Ho deil mi? Hem kendisiyle konumama
msaade etmemi oluyor, hem de iimde bir mit brakyor.
"Baka zaman da konuuruz" gibi bir ey.
Halim mrldand:

Dehet!

Ve iinden: "Zavall Nevzat" dedi. erif Halim'e doru eilerek


soruyordu:

Alay m etti acaba? Alay ettiyse baka bir defa hakaret edecektir.

Halim, birdenbire:

Hi phe etme! dedi.

Halbuki byle dnmyor, kendi de Selma'nn bu cevabnda bir


davet mi, bir istihza m olduunu bilmiyordu. erifin sylediklerinden garip
bir rahatszlk duydu ve farknda olmadan yzn buruturdu. Fakat erif
onun bu haline dikkat etmiti. Sesini karmad. Halim nne bakyor ve
kalarm kaldrp indiriyordu. erifin kendisine dikkatle baktm fark edince
gzlerini ona doru kaldrd:

Tabii istihza... dedi, bir sokak kadm olsa bu kadar abuk vaad

etmez.
erif glerek:

Haydi bakalm, dedi, onu da anlarz!

Halim'in sknts devam ediyordu. Fakat kimin hesabna? Nevzat'a


m acyor, erifi mi ayplyor, yoksa her ikisinden de Selma'y m
kskanyordu? Gene yerinden frlamak ve yalya gitmek istemeye balamt.
yle dnd: "Ben bu muammay halletmeden Ankaraya dnemem." Hem
bu ite bir deil, birka muamma vard: Selma muammas, Nevzat
muammas ve kendi muammas, iinde bir takm hisler kabarp iniyordu.
Nedir bunlar? Kendi kendisini anlamyor ve on sene aynaya hi bakmam
bir adam gibi ahlaknn ehresini merak ediyordu. Bahsi deitirdi ve erifle

yarm saat kadar gevezelik ettikten sonra ondan ayrld. Eve gitti, yatt; fakat
ge ve g uyudu. Ertesi sabah, iinde gayet kuvvetli bir istekle uyand.
Selma'ya drt gn sonra gitmesi lazm geldii halde o gn gidecekti.
5

Bu defa kapnn ngra yerinde duruyordu ve ona kapy hizmeti


at. Halim'i grnce, onun bir ey sylemesine meydan brakmadan,
beklemesini rica ederek uzaklat. Geldii zaman sordu:

sminiz Halim Bey mi?

Evet.

Yalnz msnz?

Halim etrafna bakarak, hayretle:

Tabii., dedi.

Nevzat Bey bugn gelecek mi?

Halim ard. Nevzat'la beraber gelmedii iin hizmetiden fena bir


cevap beklemeye hazrlanyordu. Kekeledi:

Bilmem... haberim yok... Belki... Zannetmem.

Hizmeti tekrar ondan beklemesini rica ederek uzaklat ve bu sefer


koarak geldi:

Giriniz! dedi.

Sonra emreder gibi ilave etti: "Durunuz!"


Kapnn arkasna asl anahtar alarak dar kt.
Kap kapandktan sonra, Halim orada, yalnz bana birka dakika
bekledi. Garip bir korku duyuyordu. Geen seferki kadar karanlk olmayan
sofaya, merdivene ve caml kaplara bakt.
Bahe kaps anahtarla ald ve hizmeti ieri girdi.

Buyurunuz! dedi.

Yrdler. Fakat bu sefer hizmeti onu merdivenden karmt.


kinci katta, birinciye tamamyla benzeyen yerlerden getiler. Alt kattaki
salonun stne den odann kaps nnde durdular. Hizmeti topuzu
evirdi, geri ekildi:

Buyurunuz! dedi.

Kap alnca Halim'in yzne ar bir scaklk vurmutu. eride


adeta bir gece karanl vard. Halim tereddt etti. Sanki bu eik, talihinin
dnm noktas idi. Ancak o anda kendisini buraya kadar Srkleyen
arzunun eytan bir ey olduunu kuvvetle hissetti. Bu odaya girmek iin
Nevzat'a kar dostluunu, karsna kar sevgisini, fazilete kar balln
ayak altna alan geni bir alaklk adm atmak lazmd. Odaya bir daha
bakt. Selmann iki byk vasf gibi oradan gelen ey ancak unlard:
Karanlk ve scak. Hizmeti onun teredddn grnce:
Durmaynz, dedi, giriniz, oda soumasn. Halim girdi ve kapy
kapadktan sonra durdu. Gzleri odann nispi karanlna alnca
manzaray daha iyi gryordu: Sa tarafta alak ve geni, siyah daima siyah!
renkli bir karyola vard. Pencere tarafna den baucundaki dolabn
stnde, yeil daima yeil kk bir gece lambas yanyordu. Ik o kadar
hafifti ki yorgann rengini bile aydnlatmyor, ancak Selmann yastkta,
salar bir file iine hapsedilmi ban tantabiliyordu. Pencerelerde istorlar
tamamyla kapalyd.
Halim o ana kadar devam eden tereddtnden utanarak Selmaya
doru kotu, nnde biraz eildi ve pmesi iin onun elini uzatmasn
bekledi. Fakat Selma yorgan enesinin altna kadar ekmiti. Bandan
baka hibir yeri grnmyordu. Elini karmad. Gzleri, sabit, Halim'in
stndeydi.
Dudaklar kmldad ve azndan bir fslt kt:
Oturunuz!
Halim karyolann yan bandaki geni koltua oturdu. Arkasnda,
yalnz trtsn iittii bir odun sobas yanyordu ve odann lzumundan
fazla scak havas ok arlamt. Lavanta ile kark yal ve garip bir koku
nefes almay zorlatryordu. Halim dnd: "la kokusu mu?" Ve Selma'ya
bakarak:

Hasta msnz? diye sordu.

Kadn ilknce kaslaryla cevap verdi. Hasta deilmi. Sonra alak ve


baygn bir sesle:

Benim du ve friksiyon saatim... dedi.

Halim sordu:
Rahatsz m ettim?
Hayr, yapld, bitti. imdi istirahat ediyorum. Halim ona
inanmam gibi bakyordu.

Selma, gayet ar, hep yarda kalacakm gibi bir rahavet iinde
devam etti:
Size... elimi veremedim... nk, stmde...
Halim anlad ve rperdi: Selma plakt. "stmde hibir ev yok"
demek istiyordu. Fakat bu ar koku nedir? Friksiyon iin kulland ar bir
losyon mu, yoksa bir il m? Halim bu kokuyu tanyor gibiydi.
Etrafna, sonra yataa bakt. Selma gzlerini kapamt.
Ne rya! Bu kadn kendisinin reel ve madd tarafn saklamak iin
elinden geleni yapyor ve btn dnya bir ruh tecessm eklinde
grnmekten zevk alyordu. imdi nasl gayrimadd, esirden yaplm gibi
grnyor! Ne hafiflik ve ne baygnlk! Ne rya!
inde yepyeni bir iir heyecan duyan Halim tabakasn kard.
Kibrit ve tabla bulmak iin etrafna bakyordu. Selma gzlerini at:
Geliniz, dedi, geliniz... Burada sigara var.
Kibrit aryorum.
Hayr... Size baka sigara vereceim. Geliniz.
Halim ayaa kalkt. Selma, plak kolunu kararak baucundaki
dolab iaret ediyordu. Halim oraya yaklat.
Gz ekiniz! dedi kadn.
Halim dolabn gznde bir altn kadn tabakas buldu. At.
Sigaralardan birini ald ve azna gtrmeden gzden geirdi: Dz kdn
stnde hibir marka ve yaz yoktu. Selma'nn yzne bakt. Kadnn gzleri
yar kapalyd. Fakat kirpikleri arasnda siyah bir yalboya damlas gibi
parlayan gzlerinin ucuyla Halim'e bakyor, hafife glmsyordu. Onun
tereddtn grnce :
Bir tane de bana veriniz! dedi.
Halim tabakay ona uzatt. Selma bir sigara almak iin elini
uzatrken, yorgann kenarndan Hindistan cevizinin ii renginde mat ve duru
beyaz omuzlar dodu. Gsnn yars, yorgann aralnda, scak bir
glgeye doru uzanp kayboluyordu.
Bu sigaralar evde ben dolduruyorum, dedi, bir iiniz bakalm,
hounuza gidecek mi?
Halim Selma'nn baucundaki kibritle sigaralar yakt, sonra daha
yakn bir sandalyeye oturdu. lk nefesi ekince, odaya girdii zaman
duyduu kokunun btn genzini doldurduunu hissetti ve hemen anlad:
Bu sigaralarn iinde esrar vard. Btn muammann anahtarn bulmu gibi
alan ve parlayan gzleriyle Selma'ya bakt. O, yatakta yar dorularak
oturmu, ban arka yasta dayam, yzn bryen dumanlar arasnda

gzlerini szyor ve sigarann Halim stndeki tesirini hi merak


etmiyormu gibi nne bakyordu. Halim bir iki nefes daha ekti. Sigarann
tesirinden ziyade bu oda, bu k ve bu esrarke kadnn havas iinde ald
manadan gelen heyecanla baylacak gibiydi. Titreyerek ayaa kalkt ve
Selma'ya yaklat. Kadn dudaklarn bzerek, tavan istikametinde, azndan
ince duman stunlar karyor ve yukar doru bakyordu. Onun geldiini
grmemi gibiydi. Halim sordu:

Bu sigaralardan Nevzat da ier miydi?

Hounuza gitti mi?

ok.

Nevzat'a hi vermedim. nk...

Selma gzlerini krparak durdu. Gerinir gibi bir hareket yapt:

Onun tabiat baka... dedi.

Sonra, gzlerini tamamyla kapayarak ilave etti:

Bilmez.

Ve elindeki sigaray henz koklanm bir iek gibi havada tutarak,


uyur gibi, gzlerini iyice kapad.
Halim geriye dnd ve sandalyesinin yerine bir koltuk ekti. Yanna
kk bir masa getirdi. Uzanr gibi oturdu ve gzlerini yar kapad. Ne rya!
Ah... bu Selma muhakkak ki san'atkar bir kadnd, bir air, iir yazmayan,
iirin btn havasn, tesirlerini yaratan, iiri tam hayat halinde yaamak
isteyen bir airdi. te Nevzat bunu anlamamt ve anlayamazd; Selma da
belki bunun iin anlalmam olmann keskin ruh sancsn ekiyordu.
Nevzat bu sigaray lse azna koyacak adamlardan deildi ve koyanlar da
affetmezdi. te onunla Selma ve onunla kendisi arasnda en byk fark!
Sigaradan derin bir nefes daha ekti. Boazndan midesine doru
nefs fakat ok nefs bir bulant iniyordu. Halim evvelce de bir ka defa bu
tecrbeyi yapmt, fakat hibirinde ilk tesir bu kadar zevkli olmamt.
imdi, bu karanlk ve scak odada, souk duunu ve masajn bitirdikten
sonra rlplak yatana girerek bu sigarann verdii hayaletler arasnda
yaayan kadnn btn insanlardan nasl gnl tok kalabildiini anlyordu.
Kprdanna bile garip lezzetler dolan gzlerini etrafa evirdi. Odann btn
sertlikleri, kntlar, keskin izgileri yumuuyordu. Veyyzden szan yeil
k o kadar tatllamt ki Halim, her eyi duyan bir dil haline gelmi
gzleriyle onu emiyormu gibiydi. Selma'ya bakt. Onun yznde sakin ve
gzel ryalarn glmseyii vard. Gzleri kapalyd ve kalar biraz
kalkmt. Yalnz bir omuzu darda idi ve sigaray tutan eli bolukta
hareketsiz duruyordu.

Halim iin unutulmaz manzara! Bu an yaamam olsayd hayat ne


kadar eksik ve fakir bir ey olacakt. Eer Nevzat bunu bilmiyorsa hibir ey
bilmiyor, Selma'y en alelade tarafyla tanyordu.
Birdenbire kadnn azndan iniltiye
bakt. Selma, ok alak sesle bir eyler
yerinden kalkt ve bir iki sendeleyerek ona
yar amt. Halim'i grnce iyice at.
oturmasn iaret etti.

benzer bir ses kt. Halim ona


fsldyordu. Halim anlamad,
yaklat. Selma kapal gzlerini
Yatan kenarm gsterdi ve

Halim oturdu.
Selma sigarasn sndrdkten sonra yorgan gene enesinin altna
kadar ekti, iyice kapand, baz kelimeleri iitilmeyen bir mrlt halinde:
Sevienler iin, dedi,
var mdr? lm gibi ayrlmal onlar bu
dnyadan. Ben ok sevmek ve baylmak... ki kocam da i adamyd... Beni...
ok sevdiler ama lazm deil mi? iirsiz hayattan nefret ediyorum.
Sonra, nemlenmi gzlerini at, yalvaran bir sesle:
Bana bir iir okur musunuz? dedi.
Halim st ste, bir, , be iir okudu. Selmann gzlerinden iri
damlalar iniyor ve dudaklarnn etrafndaki sakin tebessm slatyordu.
Halim, iirlerden sonra, yorgann stnden Selmann elini arayacak
oldu; fakat kadnn vcudu byk bir korku ve nefret hareketiyle bzlyor,
elleri kayordu. Yznde bir ret buruuu grnp kayboldu. Halim hemen
elini ekmiti, ayaa kalkacakt, Selma bir kolunu kard ve onun elini
tuttu:
Gcenmeyiniz, dedi, iirlerinize teekkr ederim. Sizin her
geliiniz benim iin byk bir teselli. Fakat hep birbirinize benziyorsunuz.
Bir zevkli tecrbe, sonra elveda. Nevzat da yle yapt. Bir son vapur bahanesi
kafi. Ben gnl elendirmek istemiyorum. Yatamn scakln alp
kaanlardan bktm. ok deil onlar. Nevzat'la drt. Fakat hepsinden
ireniyorum. Nevzat'tan bile. Bana onu yapmayacakt.
Hngr hngr alamaya balad.
Halim susuyor, bir eliyle onun elini okuyordu.
Selma elini ekti:
Ya hep ya hi... dedi. Mrlt halinde ilave etti:

sesle:

Hep beraber, herkese kar beraber... Yahut... hi. Daha alak

Sizin de son vapurunuz varsa hemen gidiniz! dedi, ben...


karmda... saatin ve... dnyann unutulmasn istiyorum.
Halim onun sevgi idealini muhteem, insanlardan nefretini yksek,
mdafaasn doru, szlerini gzel buluyordu. Karsnda saatin ve
dnyamn unutulmasn isteyen bir kadnda yarm bir ilahe byklnden
ve gururundan baka ne olabilir? Byle bir kadn, kendi kt ykseklie
ba dnmeden trmanabilecek ikinci bir insan, bir e bulamad iin byk
yalnzlarn ve byk mustariplerin aclarn duyuyordu. Nevzat'n da btn
azab, ikayeti ve arzularyla korkular arasndaki mcadele, zirvesinde
badndrc, korkun, fakat nefs bir uzlet bulunan bu ykseklie
trmanrken hissettii meakkatler yznden deil miydi? Bu cephesiyle
Selma ilah bir kadnd. Halim bir an bunlar dnd. Onun yzne bakt.
Gz gze geldiler.
Halim titredi. San'atkar muhayyilesinde yepyeni duygular, itiyaklar
alev alyordu. Selmann yzne hayretle bakarak ona doru yava yava
eildi. Gzleri birbirinden ayrlmyordu. air, hayretten kslm sesiyle:

Selma! dedi, sert... sen... gzel olduun kadar da byksn.

imdi seni anlyorum.


Kadn titreyerek iini ekti ve yorgana iyice bzld. Gzleri
alabildiine almt:

Anlyor musun? diye sordu.

Anlyorum, Selma. Niin aladn ve kvrandn imdi


anlyorum. Sen byk ak istiyorsun ve bunu eriilmez yksekliklerde
aryorsun. Oraya kmaya kimsenin cesareti yok. Yar yola kadar geliyorlar
ve ayaklarnn ucunda koyulaan uurumu grnce korkup geriye
dnyorlar. Kendilerim adi insan cemiyetinin kuvvetli parmaklarndan ve
alakalarndan bir trl ekip kurtaramyorlar. Oraya kmak zor, Selma,
zor... Benim iin de zor... Her eyi inkar edecek kadar sevmek, bir tek eyi,
ondan baka hibir eyi sevmeyecek kadar sevmek ve kalbini blnmekten
kurtararak yalnz kendi vahdetine ve bir tek mevzuuna kavuturan yekpare
ihtiras iinde sevmek, zor... Fak hakkn var, ne kadar doru sylyorsun, ne
kadar gzel sylyorsun, sevmek bu, yaamak bu... Ve bunu i adamlar,
fikir adamlar, cemiyete ait beylik ideal adamlar anlayamazlar. Eflatun diye
bir adam gelmi, o da buna benzer eyler sylemi, fakat o da bu kadar ileri
gidememi. Dnyorum, insanlar bu kadar yksek sevgi zirvelerine
kmak iin birbirleriyle yar etselerdi imdi sonsuz ak dann eteklerinde
birbirleriyle bouurlar myd? Selma, gzmn nnde sonsuz ufuklar
ayorsun. Orada yeni alemlerin.turuncu ve yeil pullularn fark ediyorum.
Baka bir dnyann murat ve saadet renkleri, ucu ruha uzanan ve iimi yeni
bir scaklkla dolduran alevleri boyuyorlar. Bak... yemin ederim... bu ufuk
senin gzlerinin iindedir. Orada enginleri alabildiine genileten muhteem
bir bat manzarasnn bulutlar arasndan btn renk pskrleri var.

Senin kapal ve derin hayatn, senin gzel muamman, imdi bu fezay


dolduran pembe ve parlak bulutlar halinde aydnlanyor ve iime baka bir
aleme ait manalar boaltyor. Seni anlarken kainatn srrn anlyor gibiyim.
Dnyann btn budalalar seni hortlak, seni deli, seni cani, seni isterik,
seni zppe, seni romantik, seni mark bir hafifmeref kadn
zannedeceklerdir. Senin onlardan nefretini de anlyorum. Ne kadar hakkn
varm.
Halim yorularak durdu. Derin bir nefes alrken ba dnyordu.
Gznn nnde her renkten kvlcmlar uuuyordu. Ne gzel eyler
bunlar... Ve Selmann ba grnp kayboluyordu. Halim mrldand:
Rya m gryorum? Neredeyim? Gzmn nnde uan bu
parlak renkli kvlcmlar nedir? Vcudum yerden kesildi mi? Beni nereye
gtryorsun, Selma? Dnyadan ayrlyor muyuz? ok uzaklara m
gidiyoruz?
Ba Selmann gsnn stne dt. Salarnn arasnda onun
parmaklar dolayordu. Sigarann tesiriyle Halim kendini bir an kaybetti.
Galiba biraz alad, galiba biraz rpnd, banda tarif edilmez bir
sersemlikle doruldu. Selma'y grp grp kaybediyordu. Aznda bir
kuruluk, yapkanlk vard. Can bir ey istiyordu. Dilini damana birka
kere yaptrp ekti. Selma'nn sesini duyuyordu:
Kalk, Halim, dolapta bir ie var, getir onu... Alacaksn. Halim
silkindi ve kalkt. Selmann iaret ettii dolaba yrd, ieyi buldu ve
yanndaki kadehlerden ikisini alarak geldi. Ne vard bu ienin iinde?
Bilmiyordu. Fakat Selma ile beraber, bir kadeh iti. Nefs bir eydi. Tam
cannn istedii ey buydu galiba. Tatl ve diriltici bir likr. Fakat lezzetini
hangi yemie borlu olduunu ifa etmiyordu. Birer kadeh daha itiler.
Halim tamamyla kendine geldi. Yatan kenarna oturdu. Bir by
alemindeymi gibi etrafna hayretle bakyordu. Sonra gzleri Selmann
gzleri stnde durdu. Yarabbi! Bu kadn, bu ilah kadn imdi ne gzel
glmsyordu! Halim onun bu gln hi grmemiti. Yznn ifadeleri
arasnda bile ne hazineler saklam! Selma onun elini tutuyordu:
Ne kadar gzel eyler syledin, Halim! dedi.
Onun senli benli hitap edii, "Halim" deyii ve sesinin gururla efkati
birletiren vakur yumuakl ne harikulade bir eydi. Halim gzlerini
smsk yumup at. Ne sylediini pek hatrlamyordu.

Ne syledim? diye mrldand.

mrmde hi kimseden duymadm eyleri syledin. Beni


benden fazla anlyorsun, Halim.
Halim birdenbire eildi ve onun elini pt. Gene biraz ba
dnyordu. Hala iine dald rya halinden kamamt. Etrafna bakt:

Neredeyim? dedi.

Sonra bir elini alnna gtrerek, sayklar gibi:

Ne gzel bir hal iindeyim, Allahm! dedi.

Fakat, kader ona bu gzel hali ok grm gibi birdenbire iinden


ayrld dnyaya ait vazifeleri hatrlad: Saat kaa geliyordu? Son vapur
kaarsa ne yapacakt? erif bu gece evinde yoktu, stanbul'da, teyzesinde
kalacakta. Halim ona gidemezdi. Ertesi sabah eve doktor gelecekti. Halim'in
bulunmas lazmd. Annesinden kan alnacakt. Sonra Feriha... Ufuk...
Allahm! Sonra Nevzat... Bu sergzeti burada brakp kamak lazm
geliyordu. Fakat saatine bakmaya bile cesaret edemedi. Karsnda saatin ve
dnyann hatrlanmasn affetmeyen bir kadn vard. Halim, ihtiyarsz, bir
elini teki bileindeki saatin stne kapad. Selma bu hareketi grmt.
Gz gze geldiler. Halim, btn endieleri kefedilmi gibi utand. Galiba
yz kzarmt. Selma sordu:

Nen var?

Halim yalan syleyemeyecei iin cevap veremedi. imdi yznn


kzardn daha iyi hissediyordu. Birdenbire kol saatini bileinden kard ve
olanca kuvvetiyle odann bir kesine att.
Ar ar dorulan ve yan beline kadar alan Selma Halim'i
kucaklad.
Ve yarm saat sonra, giyinmek iin kalkt zaman, Halim uyuyordu.
Selma biraz sonra odadan kt. Halim gzlerini at zaman yannda
Selma'y gremedi. Banda gene bir sersemlik, fakat btn vcudunda tatl
bir eziklik vard. Yumruklaryla gzlerini uuturuyordu. Biraz evvel kol
saatini karp attn unutarak bileini gzlerine yaklatrd, fakat ne
yaptm hatrlaynca, dirsei stnde dorularak etrafna baknd. Kk
dolabn stndeki saat sekizi yirmi be geiyordu. Halim frlad ve ne
yapacan bilmeden, yaldan kacakm gibi hazrland. Sonra odann
iinde dolaarak ne yapacam dnmeye balad. Gece yars bile olsa
ubuklu'dan stanbul'a dnmek tamamyla imkansz bir ey deildi. Fakat
bann o sersemlii iinde bile Selma'nn szn hatrlamt: "Yatamn
scakln alp kaanlardan bktm." phesiz bu bir hrszlkt. Fakat
bunun bir hrszlk olmamas iin Halim'in her eyi feda etmesi, anasndan
balayarak karsn, ocuunu, dostunu, herkesi ona kurban etmesi lazmd.
Hem ne olacak? Geceyi yalda m geirecek? Sonra? Yarn ve onun peinden
gelecek btn yarnlar.
Bu yaldan kmay ve bir daha buraya dnmemeyi de havsalas
almyordu. Ona bu yalnn darsnda geen btn hayat imdi ne kadar
zavall grnyordu: Bo hayallerden, piyasasz ve alcsz bir edebiyat
matahn ymak iin verilmi nafile emeklerden ve ne karsnn ne de

kendisinin pek de muhta olmadklar fuzul bir refah temin iin yaad i
hayatndan hibir an ve hibir safha, imdi ona cazip gelmiyordu. Selmay
grmekten baka hibir zevki yoktu. Ancak, urunda en byk alaklklar
yapt kadnn yannda teselli bulabilirdi. nk aralarnda bir nevi su
ortakl vard.
Kendi sigaralarndan birini yakt. Koltua oturdu. Ayaklarn uzatt.
Yalnn iinde ve dnda t yoktu. Ne sergzet! Zavall Nevzat'n iddialarm
hatrlyordu. Bunu dnmek Halim'i biraz teselli etti: "Gnah benden
gitmez mi? dedi, ne kadar srar etti, ne kadar tevik etti beni Nevzat! Samim
ise, kendine lsz gveniin, samim deilse hilesinin cezasn ekiyor."
imdi Halim, akl ve muhakeme denilen eyi de kendi alaklna itirak
ettirmeye balamt. Ahlakszlk ne kolay mazeret bulur. Bahane mi yok?
Halim bunu da hissediyor ve bir an teselli diye kabul ettii merhemin
altndaki vicdan yaras tekrar szlamaya balyordu.
Birka defa kapya bakt. Selma hala grnmyordu. Halim onun
yannda olmak iin gittike zapt olunmaz bir hale gelen kuvvetli bir arzunun
penesindeydi. "Ne oluyorum? dedi, be dakika bile sabredemiyorum.
Gelmemesi ihtimali yok ya..."
Ban koltuun yumuak marokenine brakt. Bu teslimiyet hali,
ona zevkin tatl ve hain diktatrln kabul ettiren bir itaat telkin
ediyordu. Kendini braksa ne olabilirdi? Annesi de, kars da muhta
insanlar deillerdi. Hatta ikisi de, ayr ayr, zengin saylabilirlerdi. Hastal
olmasa annesi Halimin ayrlna oktan beri alkt. Feriha'ya gelince
kskan bir kadn deildi. Kocasndan pek ok ihanetler gren annesinin
tevekklne tevars etmi olmas lazmd. Belki de bunun iin Halim'i daima
serbest brakyordu. Ka defa, bir mecliste, kar koca hrriyetinden
bahsedilirken, Feriha "zorla gzellik olmaz!" demi, Halim'in hibir
hareketine karmadn iftiharla sylemiti.
Halim bu dnceleri arasnda glmsemekten kendini alamad. "Ne
ala ey! Btn meguliyetleri kendimden baka herkese yklemenin yollarn
buluyorum!" dedi. Sonra aln burutu ve gzleri dald. Yahya ilk defa yalnz
geldii gn duyduu kuvvetli koku onu uyandrmt. Bam arkaya evirdi,
Selma'y grd ve srad. Ayaa kalkt.
Kadn, bir kelime sylemeden onu elinden tutmu, tek kanatl bir
kapdan geirerek bitiik odaya sokmutu. I yakt, Halim'e geni bir divan
gsterdi, onu pt ve gene bir kelime sylemeden odadan kt.
Halim divana uzanmad ve gezinerek odaya bakt. Burada eski bir
ktphane, eski bir esvap dolab, yeni bir divan, baucunda bir kk
komodin ve stnde bir gece lambas vard. Bitiik odadaki sobann borusu
buradan geiyordu. Halim divann kenarnda birka kitap grd. Eilip
onlar ald ve kaplarn anca hepsinin stnde "Nevzat" imzasn grd.
Titremekten kendini alamad. Zavall Nevzat... Sanki lmt ve bunlar ona
brakmt. Halim daha fazla bakamad ve kitaplar divann stne att. Bir

anda kendi kendinden usan ve nefret duyuverdi. Yz burutu. Fakat


mahut teselliyi kendi kendine birka defa tekrarlad: "Kabahat onda; beni
tevik etti."
Odann iinde dolarken kap ald. Selma. Glmsyordu. Biraz
durdu, sonra ar ar yaklat:
Yemei imdi mi istersin, biraz sonra m? dedi. Halim armt.
nne bakt:

Bilmem... diye mrldand.

yleyse gel!

Selma onun koluna girdi. Beraber aa kata indiler. Yemek salonu


byk ve lotu. Sofrann ortasna, tavandan, saaklar uzun, koyu fes rengi
abajurlu bir lamba iniyordu. Eya galiba rnesanst. Abajur btn aydnl
masann stne verdii iin etraf grnmyordu.
Oturdular.
Selma: "Ben hizmet edeceim" dedi.
Ortada hizmeti yoktu. Halim buna memnun oldu.

Yalnz olmamz ne iyi! dedi.

Selma onun kadehine arap koyuyordu.


Halim pencerelere doru bakt.
Onun bu hareketini gren Selma, kadehini kaldrrken:

Bakalm, dedi, benim yanmda dary unutabilecek misin?

Ne ihtiras! Bu kadnn en byk istei bir erkee kendisinden baka


her eyi ve herkesi unutturmakt. Eski dnyann dii tanrlar gibi, Selma da
kurban istiyordu. Bir deil, birka. Halim mes'ut bir mrlt ile:

Darsn hi dnmedim, dedi.

Selma, midi ve kederi birbirine kartran gzleriyle:

Bakalm, onu ne zaman hatrlayacaksn? dedi.

Ve Halim'in bir ey sylemesine meydan brakmadan ilave etti:

Benim iin o zamana kadar varsn!

Selma Halim'in kadehine tekrar arap doldurdu. Kendisi de onunla


ayn miktarda iiyor ve kadehlerindeki araplarn daima bir hizaya gelmesine
dikkat ediyordu.
kisi de az yediler ve ok itiler. Az konuuyor ve ok dnyorlard.
Yemein sonunda Halim iirlerinden okudu. Selma gene onu gzleri slak
dinlemiti. O kattaki salona getiler. Halim Selmann uzun sessizlik
hallerinden zevk aldn bildii iin susuyor ve iini galeyan haline getiren
dncelerinden hibirini sylemiyordu.
Selma bir divana uzand ve Halim bir koltua oturdu. Bir mddet
konumadlar. Halim'in btn vcudunda tatl bir humma vard. Hasta
olmak ve Selma tarafndan baklmak gibi bir halin peine taklan
muhayyilesi uzun zaman abes bir mevzu zerinde oyaland.
Selma divanda yzkoyun dnmt; yzn kollarnn stne
kapayarak upuzun ve hareketsiz yatyordu. Ban ar ar Halim'e doru
evirdi:
Ne dnyorsun, dedi, bana anlatr msn? Ve onu yanna
ard.
Divann kenarna oturan ve bir elini Selma' nn omuzuna koyan
Halim, onun kulana eilerek:

Hasta olmak istiyorum, dedi. Sonra daha yava sesle ilave etti:

Ve senin tarafndan baklmak.

Alnm yava yava Selma'ya doru indirerek onun yanana dedirdi:


Bak, dedi, bamda bir scaklk var. Ne tatl bir hararet! Bunun
beni bayltacak kadar, lme yaklatracak kadar oalmasn istiyorum.
Selma gzlerinin sivrileen ucuyla Halim'e bakarak:

lme mi? diye sordu.

Evet, hatta imdi senin


uyanmamak zere uyumak istiyorum.

yanna

uzanmak

ve

bir

daha

Selma ona gzlerinin ucuyla bakmaya devam ediyordu. Sonra ban


hafife iki yana sallad: nanmamt. Yzn tekrar kollarnn stne
kapad. Bu hareketiyle: "Sen de tekilerden ve herkesten farkszsn" demi
oluyordu. Niin? Onlar da m bu sz sylemiler, fakat bir ak
sarholuundan aylnca glp gemilerdi? Onlar kim? Fakat iki tanesi
dediklerini yapmamlar m? Halim elini alnna grrd. Garip ey! Acaba
Selmann onlar lme sevketmek iin kulland metod bu muydu? Nevzat'a
da m bunu yapmt? Arkada bunun iin mi korkular geiriyordu?

Halim Selmann stne eildi ve dudaklarn onun salarna


dokundurdu:

Selma! diye fsldad.

O ne? Selma gene hkryordu. Halim, daha alak sesle tekrarlad:


Selma!
Ve onun hkrklardan srayan iki omuzunu da tuttu. Bir daha:

Selma! dedi.

Kadn biraz sknet bulmutu. Halim sordu:


Ne var, meleim? Selma birdenbire srad ve oturdu. Ba
parmaklarm akaklarna basyor ve ileri, geri sallanyordu. Halim onu
kucaklayarak:

Ban m aryor? diye sordu.

Selma ayaa kalkt ve Halim'e arkasn dnerek:

Hayr! dedi.

Halim de ayaa kalkmt. Fakat Selmann ona yzn gstermemek


istediini anlad, kmldamad. Kadn da hareket etmiyordu. Halim gidip
koltua oturdu ve bir sigara yakt. "Rol m yapyor?" diye dnd. Sonra
bu phesinden utanr gibi oldu. Banda bir arlk vard ve gzlerinin
nnde sanki odann karanl artyor ve Selma'nn iki adm tede duran
silueti uzanyordu. Halim bu garip ann neticesini bekledi.
Selma, ar ar tekrar divana giderek, bu sefer arka st uzanmt.
Tavana bakarak, derin ve kesik nefesler halinde u kelimeyi syledi:

Ne kadar... birbirinin... ayn.

Halim yavaa ayaa kalkt, fakat ona yaklamaktan ekiniyordu.


Selma sustu.
Bir mddet, ikisi de, o halde kaldlar.
Halim tereddtle bir adm daha att. Kadn hep tavana bakyor,
gzlerini krpmyor, derin bir keder hali iinde grnyordu. Halim btn
dikkatiyle ona bakarken iinde soruyordu: "Birbirinin ayn olan nedir?
nsanlar m? Erkekler mi? Szler mi? Dnceler mi? Nevzat'la Halim mi?"
Ona yaklamak ve sormak istiyordu: "Birbirinin ayn olan nedir?"

Fakat cesareti yoktu. Ona bir tek ey sormaya cesareti yoktu. Bu


korku, Selmann bu mthi otoritesi nereden geliyor?
Halim geriye dnd ve tekrar yerine oturdu. Arkasna yaslanarak bu
garip karanlk oda iinde, sanki talihini fsldayacak azn sayklamalarm
bekliyordu.
Selma uzun mddet bir ey sylemedi.
Sonra, derin bir i ekiin arkasndan u tek kelimeyi fsldad:

lm...

Son harfi bir ey emer gibi sylemiti. Halim rperdi. Selma ban
ona birdenbire evirerek:

Kendimden ireniyorum, dedi.

Halim kalkt ve ona doru kotu; yanna oturarak ellerini tuttu:

Niin? Selma! Niin? diye sordu.

Selma yzn buruturarak omuzlarn silkti. Cevap vermedi. Halim,


onun stne eilerek, yalvaran bir srarla tekrarlad:

Niin? Niin?

Selma gzlerini kapad:


Ben daima hayal iinde yayorum, fakat... hakikat... beni her
yerde kovalyor ve karma kyor.

Hakikat ben miyim? Gideyim yleyse.

Hakikat sen deilsin. Hakikat, bilakis, senin yalanndr.

Benim yalanm?

Senin, ve... ve... insann yalan. Sen de insansn.

Fakat... benim sana yalanm yok, Selma!..

Selma dorulup oturdu; gzlerini krparak zihninden geen bir


manzaray takip eder gibi dalgn durduktan sonra:
Sen yalan deil, iir sylyorsun, dedi. Ak... ve lm. Ak ve
lm iiri. Ben senin szlerini de iir gibi dinliyorum. Gzel onlar, gzel, ok
gzel; fakat sre inanlr m?

Konumak ve anlatmak frsat domasna sevinen Halim, canlanarak,


vcudunun st ksmn yukar kaldrd ve brakt:

ilave etti:

Selma... dedi, inanmadklarn hangileri? Syle bana.


Oh, zekisin, beni kandrabilirsin, hibiri deil. Glmseyerek

Hepsi!

Halim korku ile sordu:


Demin bir ey syledin. Beni merakta braktn: "Hepsi birbirinin
ayn" diyordun. Niin syledin bunu?

nsanlar... Glm.

nsanlar m birbirinin ayn?

Evet.

Niin bu sz syledin?

nk... bak... bu dnyada kimbilir ka milyon adam, ka


milyon sevgilisine der ki: "Ben senin iin canm veririm." Kadn, zavall
kadnlar! buna inanrlar. Yalandr bu, yalan. Ben bu yalandan nefret
ediyorum. Bu yalan olunca sevmek de yalandr. Ben istiyorum ki seven bir
insan lme hazr olsun.
Fakat bunu ne ile ispat eder, Selma? Kendini ldrerek mi?
Selma gzlerini smsk yumdu ve at:

Oh, hayr! dedi.

Peki?.. Ne yapsn? Syle bana: Ne yapsn?

Hazr olsun, kafi.

Ya hazrsa?.. Fakat ya hazr olduuna kadn inanmyorsa?..

Halim, Selma'nn intihar eden kocalarn dnerek, onun ruhunda


iltihapl noktalara basm olmann korkusu iinde devam etti:
Hem de aka bu kadar lm kartrmak niin? Yaamak
arzusunun en gergin hali olan ak, lmn kara bulutu altnda...
Selma onun szn kesti:

Halim, dedi, sus, rica ederim...

Gzlerinde bir alama hazrl vard. Halim sustu. Onu kocalarnn


akbetine dair syletmek de istiyordu. Konumaya devam etmek iin muhta
olduu cesareti toplayarak, birdenbire:

Selma! dedi, bana syler misin? ki kocan da niin intihar

ettiler?
Korku ile ona bakyordu. Selma'y yerinden frlayacak veya ban
yasta kapayarak hkracak sand. Halbuki, kadn, gayet sade, munis ve
sakin bir glmseyile bam yana doru eerek cevap vermiti:
Zavalllarn
mrldand:

ikisi

de

ansszd.

Halim,

meraktan

gerilerek

anssz m?.. Selma derin bir nefes brakt:

Evet. Halim, bu bahsin bu kadar kolay konuulabilmesinden


memnun, fakat soukkanlln muhafazaya alarak:

Niin? dedi, ileri mi fena gidiyordu?

Hayr, sen tahmin et! Halim biraz dndkten sonra:

Sen onlar sevmiyordun da ondan, deil mi? dedi.

kisi de beni ok seviyordu. Fakat, ite...

Sen onlar sevmiyordun.

Sevmemek de deil.

Selma bam silkeledi ve iini ekerek tekrarlad:

O da deil. Daha fena.

Nefret mi ediyordun onlardan?

Gibi bir ey. Yanlarnda bulunmaya bile tahamml


edemiyordum. imi hafakanlar bouyordu. Avazm kt kadar barmak
istiyordum. Yapamaynca alyordum. Hayatm cehennemdi. Ben kendimi
ldrecektim. Beni sevdikleri iin onlara tahamml etmem lazmd. Aklm
beni bu ikenceye mahkm ediyordu. Fena oluyordum. Bunu ikisi de anlad.
Kabahat deil, fedakarlk bendeydi. Onun iin kendilerine kydlar. Bunu
kimseye anlatamam. aacaksn. Nevzat'a bile bu kadar amadm. Herkes
inanmaz. Byledir.
Anlyorum, Selma, ben anlyorum. Fakat niin ilk tecrbe seni
ikincisinden alkoymad?

kinci kocam daha... daha... nasl diyeyim? Duygulu, daha ince


bir adamd. Beni avutur sandm. Halbuki o da kaba imi. Kaba deil, fakat
bir kadm, benim gibi bir kadm anlamaktan uzak... Bunlar ne
zannediyorsun sen? benim iin deil, kendileri iin intihar ettiler. Benim
istediim lm bu deil. Hem ben lm istemiyorum. Ben lm gze alan
insan istemiyorum. Ben kahraman istiyorum. ntihar edenler kahraman
deil, bilakis, acizdirler. Ben kahraman istiyorum.

Bir kahraman, bir acizden nasl ayryorsun?

Beni temin etsin, bilmiyorum, sz versin, bir delil, bir mucize


gstersin, bilmiyorum, bunu da ondan beklerim.
Halim dnceye dald: te arad zirveyi bulamad iin eteklerde
srnmenin cefasn eken bir kadn, diyordu. Selma ilave etti:

Bazen... ehemmiyetsizdir ama bir satr yaz insana kafi gelir.

Ne gibi bir satr yaz?

Mutlaka yle de deil... Mesela, diyorum.

Ne gibi yaz, anlamadm, Selma?

nsan ok heyecanland m ne sylediini unutur. Hatrlatsalar


bile hatrlamaz. Bana ok olur byle. Bazen hissiyatm bir deftere
kaydederim. Zaman geer. Okuyunca aarm kendime. Sen de mesela,
demin, neler syledin, ne gzel eyler. Havada kaybolup gitti. On sene soma
bu szleri sana tpk tpksna biri hatrlatsa aarsn. te byle. Anladn m?
Halbuki yazlan ey kalr. Ve insan yazarak sz verirse daha salamdr bu,
deil mi? Senetle sz bir midir? Halim sordu:

Yani, senet mi istiyorsun?

stiyorum deil, mesela, diyorum.

Peki... Anlyorum... Bana bir kat bul... Halim mrekkepli


kalemini kard. Glyordu:

Bul bana bir kat... dedi. Selma da glyor:

Hayr, hayr, diyordu, ben senden senet istemedim, hayr.


Demek istiyorum ki insann emin olmaya ihtiyac var.

yle ise niin yazdan bahsettin?

Her ey akla geliyor da onun iin. Mesela, diyorum, yaz szden


daha salamdr, deil mi? yle deil mi?

Belki... Evet... yledir galiba... yledir.

te bunun iin syledim.

Pek gzel! Ben de sana yazacam. Gnn birinde, ayet,


taahhdm unutursam bu kad bana gsterirsin.
Selma glerek bam arkaya att:
Oh... dedi, bu ocuka bir ey... Fakat mademki istiyorsun, bir
kat bulaym.
Kalkt, odadan kt ve elinde bir blokla geldi. Defteri dizinin stne
koyan Halim, yanna oturan Selmaya sordu:

Ne yazaym? Syle. "Senin iin lme hazrm" m diyeyim?

Selma kahkahalarla glyordu. Arkasna yasland ve havada kalan


ayaklarm sallamaya balad. Faslasz glyordu. Sonra durdu:

Ne ocuka ey! dedi.

Birdenbire doruldu ve Halim'in elini tutarak:


Dur! dedi, yle yazma... Dur, biraz dnelim. Farzet ki bana bir
mektup yazyorsun.
Peki... yleyse evvela "Selma'cm", yahut "ebed Selma'cm"
yazaym. Yazaym m?

Yaz!

Halim bir mektuba balar gibi "ebed Selmacm" kelimesini yazd,


glmseyerek bekledi. Kada bakyor, Selmann yzn grmyordu.
Grseydi onun pek de aka etmediini anlayacakt. Selmann yznde cidd
bir kaslma vard.
Kadn sun' glne devam ederek:
Yaz! dedi, "senin iin lme hazr olduumu sana ka defa
sylemitim, inanmamtn. te delili."
Halim bu satrlar yazd ve bekledi. Selma bir ey sylemiyordu.

Sonra? dedi Halim.

te o kadar. Bir de imza.

Halim imzasn att. Tarih de atacakt, fakat Selma bloku onun


elinden ekti:

Yetiir, dedi.

Halim, biraz hayret iinde, sordu:

Oldu bitti mi?

Selma gene bir kahkaha atarak odadan kt ve eli bo dnd.


Halim'in yanma oturarak:

Biz ocuuz! dedi.

Niin meleim?

Bouna eylerle urayoruz.

Halim parmayla Selmann enesine dokunarak:


Vesveseli ocuk! dedi, sen istedin de onun iin ben yazdm.
Onun yerine benden bir msra isteyebilirdin.
Ben bir msraa doymam da onun iin istemedim. Ben senden bir
iir ve iirler bekliyorum. Benim iin yazlm iirler.

im onlarla dolu. Bir gn sana okuyacam.

Haydi yukar kalm.

Selma'ya bir nee ve hafiflik gelmiti. Hi o ar kadn deildi.


Srayarak yrd. Yukardaki odaya ktlar.
Selmann yatak odasnn bitiiindeki odada, divann stne bir
yatak hazrlanmt.
Kadn Halim'i yalnz brakmadan evvel:

Sen yatana gir, ben de imdi gelirim, konuuruz! dedi.


Odadan kt. Yataa giren Halim, gzlerini kapayarak: "Rya
bundan daha hakikdir" diye dnd ve bir mddet o halde kald. Gzleri
oda kapsyla beraber almt. Selma bir elinde ie ve kadehler, br
elinde de mahut sigara kutusuyla ieri giriyor, glyordu.
Elindekileri brakt ve kapy kilitledi.

irkette Nevzat'n odasna giren hademe, yal bir kadnn onu


grmek istediini haber verdi. Birka geceyi hemen de uykusuz geiren
Nevzat'n herhangi biri ziyarete tahamml yoktu. Yzn buruturdu ve
isteksizlikle:

Gelsin! dedi.

Odaya giren, Halim'in annesiydi. Yz solgundu ve sendeleyerek


yryordu. Nevzat ayaa kalkt ve ona masasnn yan bandaki koltuu
gstererek:

Buyurunuz! dedi.

Kadn soluyarak oturdu. Onun ne zamandan beri hasta olduunu


Nevzat da biliyordu. Fakat bu ziyaretinin sebebi ne olabilirdi? Nevzat hibir
ey tahmin edemiyordu. Yayl koltuuyla beraber ona dnerek masasnn
stnde duran tabakasn uzatt:

Buyurunuz! dedi.

Kadn derin derin soluk alarak:


mem olum, dedi, bunlarn hepsi bana yasak. Ne sigara ne
kahve. Ben size Halim'in nerede olduunu sormaya geldim.
Nevzat ard:

Halim'in mi?

Evet.

Kadn, derin bir nefes daha aldktan sonra ayaa kalkt:


Gnlerden beri eve gelmiyor, dedi, sen onun bulunduu yerleri
bilirsin olum. Ne yap yap, ara onu, bul onu. Beni merakta brakmasn.
Nevzat da ayaa kalkt:

Bastne, dedi, fakat... Anlamyorum... Nerede olabilir?

Ben acele gideceim. Daha gidilecek, sorulacak yerler var. Size


de bir uraym dedim. Artk zahmet edersiniz olum, deil mi?

Peki... size pek abuk haber yetitiririm, olmazsa telgraf ekerim.

Eksik olma, olum.

Nevzat o gittikten sonra bir otomobile atlad. Kendi kendine hep:


"Mmkn m?" diye soruyordu. Fakat bunun ikisi de birbiri kadar mmkn
deildi: Halim'in kaybolmas da, yalda kalmas da. Biri tekini izah edince
ikisi de mmkn oluyordu. "Bu kadar abuk?" diye dnd ve iinden
iddetli bir ret cevab geldi: "Hayr!.. Asla!.. Hayr!.. kisi de bu kadar alak
deildir. Asla!.."
Nevzat kprde otomobilden indi. ofrn para bozmasn beklerken
ban kaldrma doru evirdi ve hayretle yerinden srad. u giden gri
pardsl adam Halim deil miydi? Kotu ve seslendi. Yanlmamt.
Arkasna dnen Halim, Nevzat' grnce ard ve bir an donakald.
Fakat Nevzat'n, ofrden parasn almak iin uzaklamasndan istifade
ederek kendini toplad ve glmsemeye muvaffak oldu.
Nevzat onun elini skarken gzlerinin iine bakarak sordu:

ubuklu'dan m geliyorsun? Halim tereddt etmeden yalan

Ne mnasebet!

syledi:

Ve eliyle ofre uzaklamamas iin emir verdi. Halim'in cevabna


sevinen Nevzat, birdenbire eski dostane edasn bulan sesiyle:

Nereden geliyorsun ya? dedi.

Halim, herkese sylenmek zere evvelce hazrlanm olduu iin


kolayca azndan kan yalanyla cevap verdi:

Tahmin edemeyecein bir yerden geliyorum: Polonez kynden!

Polonez kynde ne iin vard?

Halim en tabii gllerinden biriyle glmeye muvaffak olarak:


mrmde ilk defa, dedi, iim olmayan bir yere gitmeye karar
verdim. Biliyorsun ki oraya ben baylrm. Bu nc gidiim. Bam
dinledim ve iir yazdm. Birdenbire aklma esti.

Fakat annen meraktan lyor.

Ben de onun iin senin bo braktn taksiyi durdurdum.


stersen beraber gidelim.

Hay hay.

Otomobile girdikleri zaman Nevzat Halim'den daha memnundu.


Arkadann yzne bakarak:

Beni bile meraka drdn. Bir haber vermek yok mu? dedi.

Hakkn var. Sana da, anneme de pek mahcubum. Bilhassa


kadncaz hasta da. Esti ite. Alp bam gittim.

Ben de seni aramaya geliyordum.

Polonez kyne mi?

Hayr... Senin orada olduunu nereden bilirim?

Nevzat ksa bir tereddtten sonra, syleyecei eyin abesliini itiraf


eden bir glle ilave etti:

ubuklu'ya geliyordum.

ubuklu'ya m? erife mi?

Nevzat, Halim'in farknda olmadan kendisine uzatt bu yalan kabul


ederek:
Evet, dedi, geen gece de onda kalmtn. Belki oradasn diye
dndm.

imdi bunun iin ubuklu'ya m geliyordun?

Evet. Annenin telan grme. Baygnlklar geiriyor. Ben de seni


demin Boazii iskelesinin nnde grnce ubuklu'dan geldiine
hkmettim.
Hayr... Fakat erifin mektebine telefon edemez miydin? Nevzat
bir yalan daha sylemeye mecbur oldu:

Telefon ettim. Hasta imi, inmemi. Nevzat bahsi deitirmek

iin:
Karn da stanbul'a geliyor, annen ona da telgraf ekmi, dedi.
Meseleyi Halim'e anlatt.
Byk Postane'nin nnden geiyorlard. Halim hemen otomobilden
atlad, kotu ve Ankara'da karsna u telgraf ekti:

Merak edilecek bir ey yok. yiyim. stanbul'a gelme."

Nevzat'n yanna gelince, hibir eyden haberi yokmu gibi, ona


sordu:

Yalya gittiin var m? Nevzat kuru bir sesle:

Hayr! dedi.

Bir mddet sustular. Halim yalandaki cesaretini sonuna kadar


gtrmeye karar vermi olduu iin bu mevzua lakayt grnmeye alt:
En iyisi de o galiba...
Dedikten sonra bahsi deitirmek istedi. erife o gece nasl
rastladn anlatt.
Nevzat biraz evvelki neesini kaybetmiti. Halim'i dikkatsiz dinliyor
gibiydi.
Halim'in annesi Beyazt'ta oturuyordu. Eve geldiler. Hizmeti kapy
aar amaz ieride bir sevin l koptu.
Ev halk alt kattaki yemek odasnda Halim'in etrafn almt. Annesi
alyor, fkeleniyor, olunu yumrukluyor ve pyordu.
Nevzat' da le yemeine alkoydu.
Halim'in ikinci byk endiesi Feriha idi. Annesine onu sordu:

Acaba ne zaman trene binecekti?

Telgraf dn gece geldi.

yleyse bu akamki trene biner. Bizim telgraf yetiecek.

nk Halim, leden sonra tekrar ubuklu'ya dnmek istiyordu.


Fakat annesi, endie verecek derecede solmu yzyle, kzarm gzleriyle,
titreyen elleriyle ona doru gelerek:
Bak, dedi, Halim, bir daha beni byle brakrsan lrm! Sen
eskiden byle hain deildin. Ben hasta iken Polonez kylerine gitmek de
nereden aklna geldi. Beni ldrmek mi kasdn?
Halim o gn ubuklu'ya dnemeyeceini anlad ve Selma'ya verdii
sz tutamayacan dnnce Nevzat'a rastlad andan beri balayan gizli
teessr artt. Hele Nevzat'n yemekte beraber olmas, onu Polonez kyne
dair bir seri yalan sylemeye mecbur edecekti. Hi olmazsa bundan
kurtulmak iin:
Aman! dedi, u Polonez ky hikayesini kapatnz Allah akna...
Annem burnumdan getirir... Benim de kendime gre birtakm hesaplarm
var elbet...

mrnde bu kadar byk yalan sylememiti ve iin bu kadar kolay


olduunu bilmiyordu. Nevzat bile ne abuk inanmt ve bak, ne neeliydi!
Halim'in iinde derin bir temel kt. Kederi alabildiine artyordu. Bir an,
kendi kendine: "Ben, ben miyim?" diye sordu. inde bulunduu hakikate
inanmyordu.
Bu masum ve teiniz anne ve dost arasnda kendini o kadar iren
buldu ki intihar etmeyi dnd. Ya Feriha?.. Ya Ufuk?.. Hepsini ve her eyi
nasl unutabilmiti?..
Yemekte azn bak amad. Bu haliyle annesine deilse de Nevzat'a
phe verebilirdi. Konumaya alt, fakat manasz eyler syledi. tahsz
yemek yedi.
Kahvesini itikten sonra Nevzat irkete gitmek iin ayrlmt. Akam
st Halim'le bulumak zere szletiler.
Halim de annesinin shhatine dair endie verici izahatn dinledikten
sonra dinlenmek iin yatak odasna ekildi.
Kapy kapad ve kilitledi. Aynann karsna geti ve kendi kendisine:

Sen bir alaksn! dedi.

Bunu sknetle sylemiti. Kendi iinden hibir isyan domad. lah


bir eriki su orta vard: Selma.
Ve hemen cebinden onun verdii bir fotorafn kararak yataa
uzand.
Akam st Nevzat'la bulutular.
Ayn lokantada, ayn masann basndaydlar.
Dorudan doruya Selma bahsini aan Nevzat oldu:
Nefsimle en byk mcadeleyi yapyorum, dedi, ilknce fazla
sarsldm, o akamki halimi grdn, daha fena olacam sanyordum,
olmadm. Mukavemetim artt. Bir daha onu grmeyeceim.
Halim sevincinden titredi. Nevzat Selmay unutabilirse dostluklar en
byk tehlikeyi atlatm olacakt. Halim neesini saklamaya alarak:

Tamam! dedi, senden bunu beklerdim.

Fakat, o kadar kolay olmuyor bu. Baz geceler hi


uyuyamyorum. Ryalarm onunla dolu. Zihnim uyankken de, uykuda da
onunla megul. Sana doruyu sylemeye karar verdim: Onun seni benden
habersiz davet etmesini iim bir trl affetmiyor.

Halim gzlerini nne eerek:

Hakkn var, dedi.

Affetmiyorum, edemiyorum. Onun bu hareketini aklm almyor.


ok alaka bir ey veyahut da, hi deilse, ok karanlk bir hareket. En
fena eyleri dndrebiliyor. Beni arasa da bir daha onu grmemeye
azmettim. Arad da.
Halimin bundan haberi yoktu.
Gzlerini Nevzat'a doru kaldrp indirerek sordu:

Arad m?

Evet. Bir mektup yazd.

Halim "ne vakit?" diyecekti, cesaret edemedi. Sesinin hakikati ortaya


koymasndan ekiniyordu. Fakat dnd: "Selma bu mektubu ne vakit
yazm olabilir? Son iki gnde hemen her an beraberdik."
Nevzat Halim'in sormasna brakmadan anlatyordu:
Mektubu dn aldm. Evvelki gn yazm. Buhranlarndan
bahsediyor. Hep o terane: Bensiz yaayamazm. slbu samim deil.
nanmadm. Hatta, ne garip, bu mektup bana baka birinin kollar arasnda
yazlm gibi geldi. O kadar yalan kokuyordu. Halim'in kalar atld. te bir
trl anlamad ey: Selma bu mektubu niin yazmt? Bu yalan
tekrarlamaya niin lzum gryordu? Niin byle bir mektuptan Halim'e hi
bahsetmemiti? imdi Nevzat gibi Halim iin de kadnn yzn bir daha
grmemee karar vermek lazm geliyordu.
Nevzat tekrarlad:
Yalan! Selma hi kimseyi sevemez. Onun btn insanlara
snmez bir kini var. Bunu oktan anlamtm ben. Fakat aldanmaya da
devam ediyordum. Eer sen bana hakikati sylemeseydin isyan edemezdim.
Sana minnettarm.
Halim sevindi ve at; fakat yalnz hayretini gstererek:

Bana m? dedi, fakat... ben... senin eski dostun.

Cmleyi kvramad.
Nevzat devam ediyordu:
Fakat yaptn ona kar brakmayacam. Benim iin artk
bsbtn baka bir Selma meselesi vardr. Eskisine hi benzemez.

Sesinde Halim'i endieye dren bir kin ikinlii vard. Yznde


keskin tehdit izgileri peyda oldu. Gzleri bulankt. Halim sordu:

Ne yapmak istiyorsun?

imdilik onu unutmak.

Sonra?

Ona tekrar dneceim. Fakat, anlyorsun deil mi? Malp


olmu grndm halde, bilakis taptaze kuvvetlerle.
Halim, sinirlenmi gibi:

Anlamyorum, dedi.

O imdi benim bir mcadele geirdiimi biliyor. Kendisini


unutmaya altm anlyor. Zaten bunun iin, mektupla, kendisini bana
hatrlatmaya urayor. Gnn birinde malp olacam umuyor. Btn
midi bunda. Pek gzel. Ben de ona malp olmu gibi gideceim.

Sonra?

Onun bana yaptnn daha fenasn yapacam.

Halim sinirlendi. Sanki Nevzat'n bu niyetinde yalnz Selma'ya deil,


kendisine kar da bir kast vard. Hem artk Nevzat'n Selma'y tamamyla
unutmasn beklerken onun byle bir kin politikas gtmesi alakasnn eski
iddetiyle devam ettiini gsteriyordu. Halim Selmay mdafaa ihtiyacn
duydu. Bir zamanlar Halim'le Nevzat arasnda roller bunun tam aksi deil
miydi? Halim Selma'ya hcum ediyor, Nevzat kadn mdafaa ediyordu.
Halim kalarn kaldrd ve ban arkaya doru sallad:
Hayr! dedi, fazla bu, Nevzat. Birinci parti iyi: Selma'y unutmaya
almak, iyi. Fakat intikam plan fena.

Niin?

nk Selma'y unutmana mani olur.

Hayr. Selma'y unuttuktan sonra bu plan tatbik edeceim.

Fakat dostum, insann ruhu yaz tahtas deildir


stndekileri sildikten sonra yerine yenilerini yazmak mmkn olsun.

Bana mmkn gibi grnyor. Ve... mmkn de.

ki

Hayr! Sence bundan sonra bir Selma meselesi ya vardr, ya


yoktur. Varsa onu hala seviyorsun, demektir. Yoksa hi yoktur. Birden
tekine geilemez.
Nevzat bir ey sylemedi. Halim sordu:

Deil mi?

Nevzat ar bir uykudan uyanr gibi derin bir nefes alarak ve


gerinerek doruldu, bir sigara yakt, o ana kadar Halim'in sylediklerini hi
duymam gibi:

Nasl? dedi.

Sylediklerimi duymadn m? Deminki...

Duydum. Fakat bana yle geliyor. Halim glmseyerek:

Israr etmem, dedi, bir gn benim dediime gelirsin. Nevzat ba


ve ahadet parmaklarnn ucuyla enesini okayarak susuyordu. Halim
yemek listesini eline ald. Gzden geirdi ve brakt. kiye devam etmek
istiyordu. Bir ie rak getirtti. Nevzat yemek smarlamt. Arkadann
yzne dikkatle bakarak:
Son zamanlarda sen ikiyi fazlalatrdn, dedi. Halim tasdik etti ve
bir yudumda kadehini bitirdi. Bu akam da kendini kaybedercesine sarho
olmak istiyordu. ine girdii sergzetin aklla, mantkla mnasebeti yoktu.
Bu, her eye ve herkese kar bir hareketti: Kanuna kar, vicdana kar,
aileye kar, akla ve manta kar, menfaate kar, anasna kar, karsna
kar, ocuuna kar, Nevzat a kar, mehule ve karanlk bir yarnn
uurumuna doru doludizgin bir gidi! Urunda btn dnyay unutmaya
karar verdii kadnn da kim olduunu bilmiyordu. Bu bir hayalet, gzle
grld zaman da, tahayyl edildii zaman da hakikate az benzeyen,
gzel ve korkun bir hayalet, bir ak ve lm perisiydi. Onun zihninde
grntlenen bulutlu ve kaypak ekline, onun hatrasn dan szan ttsye,
onun ruha verdii savruklua ve derbederlie sarholuk ok yarayordu.
Onu btn tehlikeleri ve bayltc lezzetleriyle sevebilmek iin air olmak
lazmd. Bu kalbinin yars et, yars da motor parasna benzeyen Nevzat, bir
sr hesaplar ve ihtiyatlaryla Selma'y tam sevemezdi. te byle birtakm
manevralar dnecekti. Bak, ikinci kadehten sonra yemeine de
balayabiliyordu. Eski sknetini bulmutu. te bu.
Halim bir kadeh daha iti. ki arkada susuyordu.
Halim Nevzat'a kzyordu. Mektepten beri bu Nevzat'n budala bir
taraf vard. Onu unutturmadka sevimli olmas kabil deildi. Fakat bazen
de, ite byle, meydana vuruyordu. Yahut, imdi Halim'e yle geliyordu.
Acnmaya en az layk nasipsizliklerden biri de budalalk deil mi? Nevzat
budala idi, Nevzat budaladr, Nevzat lnceye kadar budala kalacak, Nevzat

budala gibi konuuyor, budala gibi yiyor, iiyor ve her iini budala gibi
yapyor. Ona acnamaz. Halim bir kahkaha att.
Bu gln manasn anlamayan Nevzat, temiz, dostane baklarla
dolu gzlerini arkadana evirdi. Halim bir kahkaha daha att. Gzlerinde
lgnlk vard. Nevzat onun ne dndn bilmedii iin mes'ul bulmu
gibi evvela kadehe, sonra da arkadann yzne bakarak:
Halim, dedi, fazla itin zannederim.
Halim Nevzat'n kadehe doru uzanan elini tutarak imdikledir
Sevgili dostum, budala dostum! dedi.
Bir kahkaha daha salverdi. Onun glme ihtiyac Nevzat'n hayret ile
birlikte artyordu. Etraftan bakmaya baladlar. Nevzat ona doru eilerek:
Halim, dedi, yavrum, dikkat et, herkes bakyor.
Halim elini karnna basarak glyor, arada bir ban kaldrarak,
kpkrmz kesilmi yznde yaarm gzlerinin bularak ve lgn
baklaryla:

Budala dostum... budala dostum... diyordu.

Arka masada oturan bir kadn da dayanamad, asab bir sirayet


neticesi yksek bir kahkaha att. Glmsemeler teki masalara da sirayet
etmiti. Nevzat, btn lokantann maskaras olmu gibi akn gzlerle
etrafna bakyordu. Glmeler yava yava azald ve nihayet kesildi. Nevzat
gzlerini nne evirirken Halimin bir kadeh daha imeye davrandn
grmt. Mani olmak ve kadehi arkadandan evvel almak istedi. kisinin
de elleri arasnda bir mcadele balamt. Halim kadehi bandan, Nevzat
da ayandan tuttu. ekiiyorlard. Halim birdenbire kadehi brakt ve ieyi
yakalad. Azna gtrd ve dikti. Nevzat ilk hayretini de yenip ieyi elinden
alncaya kadar Halim, belki bir kadehten fazla miktarda susuz rak imiti.
Yz kpkrmz oldu. Bu sefer Nevzat'a dilini karyor:

Budala dostum, vallahi sen bir budalasn! diyordu.

Nevzat bir sarholuk vak'asn bertaraf etmek iin nne bakyordu.


Halim yorgun ve ksa kahkahalarla ban ona doru uzatarak devam etti:
Sen beni sarho zannediyorsun. Doru. Ben sarhoum. Fakat
benim sarho olduum ne kadar doru ise senin de budala olduun o kadar
doru. Ben ne kadar sarhosam, sen de o kadar budalasn.
Nevzat ayaa kalkt, alak sesle:

Halim, dedi, kalk, seni evine gtreyim kardeim. Haydi, kalk,


yoksa ben gidiyorum.
Halim bararak cevap verdi:

Devletle, koca budala, devletle!

Nevzat garsona iaret etti, pardssn ve apkasn giydi, uzaklat.


Lokantadan caddeye kt zaman iki adm ya atm, ya atmamt.
Arkasnda Halim'in sesini duydu. Ban evirdi, bakt. Arkada hala
glyor, sendeliyor, iki elini de ona uzatyordu:

Ne kayorsun? dedi. Nevzat onun bir elini tutarak:

Halim, ok fena, ayp, yerin dibine geiyorum, dedi. Halim


tekrarlad:

Sen bir budalasn.

Sonra iki eliyle Nevzat'n yakasna yaparak onu sarsmaya balad:

Sen... bir budala olduunu...

Nevzat onun iki elini de tuttu ve yakasndan ayrd. Halim onun


tekrar yakasna sarlmak istiyordu. Nevzat onu iddetle itmeye mecbur
olmutu. Muvazenesini kaybeden Halim kaldrmn kenarna yuvarland.
Nevzat ona evvela fke ile, sonra merhametle bakt ve iinden: "stedin!" dedi.
Halim birka kere doruldu, fakat ykld. Yolcular kalkmas iin ona
yardm ediyorlard. Nevzat, arkasna bakmadan, hzla yrd.
7

Bu hadiseden iki gn sonra Nevzat irkete leye doru geldi.


Odasna girerken yolunu kesen hademe, ehemmiyetli bir ey haber verdii
zamanlarda yapt gibi elini onun omuzuna deecek kadar uzatarak:

Sizi bugn bir hanm iki defa telefonda arad, dedi.

Hademe, Nevzat'n bu habere ehemmiyet vereceini nereden


biliyordu? Nevzat'n telefonda bir kadn tarafndan aranmas fevkalade bir
ey deildi. Neden hademe gzlerini ayor, kalarm kaldrp indiriyor ve
Nevzat'n omuzunu tutacakm gibi elini uzatyordu? Nevzat'la beraber odaya
giren hademe devam etti:

Birincisinde ben konutum. "lla gelsin, dedi, Boazii'ne."

kincisinde kr Bey konutu.


Nevzat odacnn yzne sert bir hayretle bakarak:

Peki, ne var bunda? Senin telan ne? dedi.

Hademe fazla bir ey sylemeden kyordu. Nevzat emir verdi:

kr Bey'i gnder bana.

Biraz sonra irketin gen katiplerinden biri odaya girdi ve izah etti:
Sizi ubuklu'dan Selma Hanm arad. Hemen vapura binip
yalya gitmenizi... rica ediyor. Pek mhim bir... sebep varm. ok srar etti.
Katip odadan ktktan sonra Nevzat yerine oturdu ve ac bir gururla
glmsedi. phesiz, bu pek mhim sebebe inanmyordu. inde doan
byk arzuyu ezmeye abalarken kalarn att. "Gitmeyeceim" dedi ve
ayana taklan kat sepetim bir tekme ile devirdi.
ki gnden beri ok sinirliydi. Halim vak'as, onun mizacnda en
salam itiyatlardan biri olan temkini bozmutu. ki gnden beri Nevzat
arkadandan bir haber bekliyor, onu aramakta tereddt ediyordu. Ka kere
nefsine dant ve son hadiseye ait mes'uliyetin kimde olduunu vicdanna
sordu. Ald cevap zerre kadar kendi aleyhine olsayd gidip Halim'in
gnln yapmaya alacakt. Byk bir tahammlden sonra en meru ve
zapt kabil olmayan bir mdafaa hamlesinde onu gsnden itivermiti.
Daha elm bir hadiseye sebep olmamak iin de hemen oradan uzaklat.
Baka ne yapabilirdi?
ki gnden beri Halim'i o irkin taarruza sevkeden haleti ruhiyenin
srrn aryordu. Sebep neydi, yarabbi, sebep neydi? O iren kahkahalar, o
tezyif szleri, hakarette o srar, o takip ihtiyac nereden gelmiti? Dzgn ve
makul konuan Halim'i birdenbire rndan karan neydi? Alkol m?
Fakat iki, mevcut bir sebebi tarm olabilirdi, hi yoktan bir hakaret
ihtiyac yaratamazd. Nevzat bu vak'ada Selmann parman ve tesirini
aramaktan bir an hali kalmyordu. Fakat ne olmutu? Hangi srl ve mel'un
telkin eski bir dostu byle lgn, kstah ve tecavzkar bir dman haline
getirmiti? Selmann oynad oyun ne olabilirdi?
Nevzat bir sigara yakarak, tekrar: "Gitmeyeceim" dedi ve irketin
imzalanacak mektuplarn okumaya balad. Hayr, alamayacakt. Bir
cmle bana gelen "sermaye" kelimesinin ilk harflerini grnce "Selma"
hatrna geliyor ve okuduunu anlamasna mani oluyordu. Mektubu kapad
ve nndeki evrak destesini masann bir kenarna ekerek arkasna
yasland. Dn de iyi alamamt. Halim ve Selma, nbetlee, yahut ikisi
beraber, onun bir mevzu stnde koyulamaya uraan zihnini birer
ucundan ekitirerek datyorlard. Gene de oldu.

Dnden beri kendi kendine yapmaya alt telkin uydu: "Ne


zlyorsun? kret ki bu mesele daha aprak bir safhaya girmeden
kapanmak zeredir. Kendini kurtarmak iin sevdiin iki insan da feda
edeceksin. Biri sana oyun oynamak istedi, teki hakaret etti. Belki de
birbirlerinden kuvvet alarak bunu yaptlar. Sen neticeye bak: kisi de bir
daha yzlerine bakmamak hakkn sana vermi oldular. Onlardan ayrlmak
zor mu? lmezsin. te, gnler var ki Selma'y grmyorsun. Ne oldu?
Hasretten bouldun mu? ok defa onun yokluuna tahamml g oluyor,
fakat imkansz olmuyor. Alacaksn. Her geen gn muvaffakiyete doru
kat' bir admdr.
Zaman seni himaye ediyor. Artk ne dnyorsun? ine bak.
almak da sana kuvvet verir."
Fakat ite, alamyordu.
Derin bir nefes ald. Sabahtan beri o kadar ok sigara imiti ki artk
ttnn lezzetini duyamyordu. Bir kahve getirtmek iin zile basmadan evvel
hademe ieriye girdi. Bir ey sylemeye hazrlanrken, onu iterek ieriye biri
daha girmiti: erif. Hademeye bard:

ekil sen, haydi, ben yabanc deilim.

Yz kzarmt ve lakrd sylerken soluyordu. Hademe dar


knca erif Nevzat'n karsndaki sandalyeye oturdu, kollarn iki yanna
salvererek:

Of... dedi.

Nevzat erifi hi bu halde grmemiti. Baz laubali hallerine ramen


onun cidd bir messese iinde byle bir tavr taknd yoktu. Mhim bir
mesele iin geldiini kabul etmek icap ediyordu.
Nevzat ilk hayretini hazmettikten sonra derin derin nefes alan
arkadana sordu:

Hayrola, erif, hasta msn?

erif yzn buruturdu ve Nevzat'n yzne bakmayarak ban


sallad:

Hastadan beterim, dedi.

Sonra ban ar ar Nevzat'a evirerek ilave etti:

Felaket!

Nevzat doruldu, kalarn att ve bam ona doru uzatarak sordu:

Ne var?

erif Nevzat'n yzne bakyordu. Gzlerini krpmadan:

Halim... dedi.

Nevzat srad ve daha yksek sesle tekrarlad:

Ne var?

erif bam nne edi, sonra ar ar kaldrarak Nevzat'n yzne


bakt, alak sesle:

ntihar etti! dedi.

Nevzat birdenbire ayaa kalkmt. Tkanr gibi elini boazna


gtrd, omuzlarn kaldrarak ve gzlerini alabildiine aarak sordu:

ntihar m etti?

Evet.

Nerede, ne zaman, evinde mi?

erif Nevzat'a eliyle oturmasn iaret ettikten sonra:


Hayr! dedi, ubuklu'da. Bugn... Saat ondan sonra. Fakat
Nevzat oturamyordu. erifin yanma geldi ve onu bir omuzundan tutarak
sarsmaya balad:

Ne ile intihar etti? Tabanca m? lm m?

Tabanca.

Nevzat elini alnna gtrd ve donmu gibi bir mddet hareketsiz


kald. Sonra bir adm att, "hiii...h" diye iini ekti ve boazna doru
ykselen bir hkr tuttu.
erif de ayaa kalkmt. Nevzat'n bembeyaz kesildiini grnce
onun bir elini tuttu:

Haydi, kendine gel! dedi, vazifelerimiz var.

Nevzat titriyordu. Hibir ey dnemiyor, gznn nnden


yldrm hzyla bir sr hayaller geiyordu.

Brak! dedi.

Masasna gitti ve zile bast. Hademeye su emretti.

Sonra gidip kedeki koltua uzand, bam iki elinin iine alarak:
Felaket! Felaket! dedi.
Kalarm atyor, yukar kaldryor, gzlerinin birini ksp tekini
ayor, yumruklarn skarak ayaklarm yere vuruyordu. Hademenin getirdii
suyu itikten sonra, ellerini ceplerine koyarak odann iinde dolamaya ve
yksek sesle sylenmeye balad:
ldracam geliyor, ben mi sebep oldum? Hala felakete
inanamyorum. Sebebi nedir? ubuklu... Yal... Ne mnasebet!.. Kadn...
Annesi... Felaket! Felaket! Yaamaz o kadn... Haber ald m acaba?
erif cevap verdi:
Hayr! Yarm saat evvel polis kadncaz evinde arad, bulamad.
Saryere gitmi, Allahtan... Halim'in daysn buldular.

Sen vak'ay nasl haber aldn, nasl olmu, anlat!

Bana Salim geldi. O da iskelede Selma'ya rast gelerek renmi.


Selma bir yere telefon etmeye gidiyormu.

Bana telefon etmi, beni istemi. Mhim diyormu. Ne bilirim

ben...
Salim komu, bana gelmi... Ne yapacamz ardk. Evvela
yalya gittik. Polisler cesedi grmemize msaade etmediler. Selma Hanm da
gremedik.

Tabanca ile mi intihar etmi?

Evet. Sonra karakola gittik. Muavin bize anlatt. Halim


sabahleyin dokuzda, onda yalya gitmi. ok sarhomu. Esrar da imi
galiba... Adeti var myd, ben hi bilmiyorum. Selma'dan rivayet. Muavin bize
kadnn sylediklerini tekrarlad. Gya Halim Selma'dan bir eyler istemi.
Muavin: "Anlarsnz" dedi ve gya kadn yz vermemi. Bir aralk salondan
km.

Kim? Halim mi?

Hayr, kadn. Bilmem ne iin. Yukar kata km.

Demek Halim aa salondaym.

yle olacak. Ben


anlattklarn sylyorum sana.

yalnn

iini

bilmiyorum,

muavinin

Peki, syle.

erif de, Nevzat da sigaralarn birini yakp brn sndryorlard.


kisi de oturuyor, kalkyor, dolayor, sinirli hareketler yapyorlard.
erif devam etti:
Kadn yukar kata knca, biraz sonra aadan gelen tabanca
sesini duyarak komu. Bakm ki Halim, divann kenarnda yzkoyun
yatyor. Bir kolu ve bir baca kenardan sarkm. Yerde bir tabanca. Kadn
avaz kt kadar barm. Halbuki evin iinde hizmeti yokmu. Biraz
evvel Selma Haram onu iskeleye yollam.
Uak da evde deilmi. Kadn yapayalnz. Bararak yalnn bahe
kapsna koar. Yoldan bir otomobil geiyormu. Seslenir. ofre haber verir.
Biraz sonra polisler gelirler. Muavin de gitmi. Bakarlar ki Halim kurunu
akana skarak lm. Divann yan banda, alak masann stnde bir
kat. "Ne zamandan beri lmek istiyordum. te imdi" filan gibi bir yaz var
stnde.

Kimin yazs?

Halim'in tabii... Selma'ya hitap ediyormu. Muavin vak'a


hakkndaki kanaatini kelime ile hulasa ediyor: "Sevda buhran.
Sarholuk." Fakat Salim karakolda at azn, yumdu gzn.

Ne diye?

Bunun bir cinayet olduunu iddia etti. Muavin glyordu:


"Yapmayn Salim Bey, ben on senedir bu iteyim. Ka tane cinayet ve
intihar grdm. Bal gibi intihar bu" diyordu. Maamafih ailesi de srar ederse
ceset morga gnderilecek.

Bu iin morgla ne alakas var?

Hi! Salim'in ukalal. Fakat ne kadar srar ediyor, bilsen!

Bu adamn da Selma'dan ne alp veremedii var? ntihara


Selma'nn amil olduu ruh noktai nazardan iddia edilebilir. Fakat silah
Halim'in akana dayayp da tetii eken de Selma olamaz ya!
erif tasdik etti:
Tabii... Salim'in iddialarna benim aklm ermiyor. Kadn hi
tanmadm halde iddiann samalm anlyorum.
erif, Nevzat'a yaklaarak iki elini birden ona uzatt:

Fakat azizim... Dn u kadnn uursuzluunu... Beinci


intihar bu, beinci! Ne mthi rekor! Benim de bir trl havsalam bunu
almyor. Hele, dn ki, Halim! Felakete bak! Ufack ocuu var, kars var,
hasta annesi var!
Nevzat elini birka defa alnna vurarak:
Eyvah, eyvah... dedi, ne felaket! imdi ben ne yapacam, ne
yapmalym? Annesine mi gideyim, ne yapaym? Beynimden vurulmua
dndm.
erif onu kolundan tuttu:

Seninle imdi ubuklu'ya gideceiz! dedi.

ubuklu'ya m? Ne iim var orada. Ben yalya ayak basarnam.


Halim'ciin cesedini de gremem. Mahvolurum. Benim byle eylere
tahammlm yok.

Fakat senin zabtay biraz aydnlatman lazm.

Nesini tenvir edeceim. Benim hibir eyden haberim yok.

Olmaz. Gidelim. Salim de bizi bekliyor.

Nerede? Yalda m?

Hayr! Evinde bekliyor. Yahut kahvede, oralarda buluruz onu.


Seni mutlaka grmek istiyor.

Salimin ne alakas var? Salim savc m? Nedir? Ne istiyor?

Bilmem. ok srar etti.

Nevzat odada geziniyor, arada bir durarak


boaltyordu. Birdenbire erifin nnde durarak:

derin

bir

soluk

Sen bilmiyorsun! dedi, sana sylemeliyim. ki gece evvel Halim'le


benim aramda fena bir sahne geti. Vicdanmn stnde ar bir yk var.
ldracam. Syle bana. Ben mi sebep oldum acaba?
Nevzat Halim'le aralarnda geen vak'ay anlatt. erifin iki kolunu
birden tutarak soruyordu:
Ne dersin? Ben mi sebep oldum? Allah akna bitaraf hkm
ver. Benim kafam perian. Gzlerim kararyor, hibir ey dnecek halde
deilim.
erif bam nne edi ve kalarn kaldrp indirdi:

Yok, dedi, sen onu dvmedin ya, yle bir ittin, insan bunun iin
kendini ldrmez.
irketin nnden bir taksiye atladlar. Nevzat otomobilin iinde yatar
gibi uzanm ve gzlerini yar kapamt. Vapura bir hasta gibi sendeleyerek
ve ona buna arparak girdi. Gene tenha bir keye ekildiler. Daha yirmi
gn evvel Halim'le ubuklu'ya giderken burada oturmulard. Yirmi, yirmi
be gn! Ne ksa bir zaman ve ne hadiseler! Nevzat imdi gayet iyi hatrlyor,
o gn Halim'e akndan ve lm korkusundan bahsetmiti! lm! Bak
dnp dolap nerelerden ve kime vuruyor! Selma... Yal... Halim... lm...
Nevzat'n beyni, iinde hzla dnen bir pervanenin uultularyla vnlyor
gibiydi. Bir sigara yakt, fakat hemen sndrd. Ttn midesini
bulandryordu.
skelede Salim'le karlatlar.
Yrdler. erifin evine gelinceye kadar Nevzat birka defa fenalk
geirmiti, fakat kendim tutmaya muvaffak oldu.
Evde Nevzat' hemen geni bir kanepeye yatrdlar. erif onun alnn,
akaklarm ve ensesini kolonya ile ovuyordu. Nevzat bir aralk yalnz kalmak
istedi, tekiler brakmadlar, fakat iddetli bir srar karsnda kalnca raz
oldular. Oda kapsnn yanndan ayrlmamlard ve ieriden Nevzat'n
hkrklarm duydular. Salim erifi bir keye ekti:
Bu ocuun da hali fena, dedi, brak ben una biraz nasihat
edeyim. Allah akna bana itiraz etme.
Peki, itiraz etmem, fakat sen nazariyelerini ona
ettiremeyeceksin. Fena tesir, aksi tesir yaparsn diye korkuyorum.

kabul

Korkma, idare ederim.

Tekrar Nevzat'n bulunduu odaya girdiler. Nevzat ayaa kalkm,


ba nde, elleri cebinde, sk ve sinirli admlarla dolayordu. Onlar
grmemezlikten geldi. Sonra birdenbire erifin nnde durarak:

Midem bulanyor! dedi.

Alktan ve sigaradan. Sen beni dinle. Kendini zorla ve bir orba


i. imdi hazrlyorlar. stne de biraz bir ey yersin.
Nevzat bir mnakaadan kamak istiyormu gibi:

Pekala! dedi.

erif odadan kmt. Salim, okar gibi elini Nevzat'n omuzuna


koyarak:

Sana intikam almak der! dedi. Nevzat srad ve bard:

imdi ben de onu dnyordum.

Tamam. Ben sana askerce syleyeyim. Bu azaptan kurtulmann


bir tek aresi vardr: ntikam.
Nevzat nne bakarak:

Haklsn! dedi.

Salim, manyaklara mahsus bir srarla tekrar ediyordu:

ntikam, bu kandan intikam alman lazm.

Biraz sonra yemee indikleri zaman, Salim Bey, Nevzat'n orbay


iince benzine biraz kan geldiini grmekten ald cesaretle bahsi at:
Bakn, dedi, ocuklar, ben size kanaatimi esbab gerekesiyle
anlataym da mzakere edelim ve ona gre bir karar verelim. Ben sizden en
aa yirmi be, otuz ya bym. Hayatm askerlik gibi etin bir imtihan
ve tecrbe meydannda geti. l, diri ok adam ve kanl, kansz ok vak'a
grdm. erife sorarsan, ben mkemmel cinayet romanlar yazabilirmiim.
Yani benim hayallere itibar eden bir kimse olduumu sylemek istiyor. Ben
de ona diyorum ki: "Canm, mrn en sert hakikatler ve tecrbeler
arasnda geiren bir adamn evham ve hayallerle ne mnasebeti var?" Deil
mi Allah akna? Bir kere siz benim syleyeceklerimi dikkatle dinleyin de
szlerimde hayal varsa syleyin. Ve lakin dikkat art. Hemen itiraz etmeyin.
Hayaller, diyor erif. ki gzm! Ben Selma'nn bir mezar kakn, bir
hortlak, yedi bal bir canavar olduunu sylemedim. Hangi evham ve
hayaller? Msaade buyurunuz. Ben Selma'y Edirne'de tandm. O tarihte
ikinci kocas da intihar etmiti. Bizim yan bamzdaki eve tand. ki bahe
arasnda bir tahta kap vard ve kuyu mterekti. nk iki evin sahibi de
birdi. Bu mnasebetle iki ev daim temas halindeydi. Refikam Selma ile
tant. Uzun hikayedir. Ben daha kendisini tanmamtm. Refika yle eyler
anlatrd ki ben daha o zamandan pirelenmitim. Glersiniz diye ben size
anlatmadm. Bizim samur kedi bitiik eve gide gele srra kadem bast. Yahu!
Siz hibir kadnn koyun kestiini grdnz m? te bu Selma, bizim
hanmn gznn nnde yapt bu ii. Kendisi burada olsa da sylese.
Kasabn haddine mi dm byle bak tutmak diyor. Zira Trabzonlu bu
Selma. Orada iki sene kaldm ben. Baz kadnlarn erkekten fark yoktur.
Fakat i orada deil. Bu Selma yle bir kadndr ki bir bakarsn kyl
kadnlar gibi serttir, skntlara ve zahmetlere alkndr; bir bakarsn gayet
naziktir. nce hissiyat besler. O da nedendir? Bir yandan Trabzon iklimi ve
adeti, bir yandan da rahmetli babas ok yufka yrekli, halim, kitabet, ina
ve edebiyata meraklym ald terbiye... Ben ocukluunu bilmiyorum
onun. Bunlar tahmin. Ve lakin ben kendisinden duydum. ocukken
mcadeleyi pek severmi. Bir gn babasnn aleyhinde syleyen bir gencin

ban tala yarm. Ve ite hep o dava yznden de muhitine kar pek
ziyade kin ve garaz beslemi. Hasta olup sinirleri bozulacak derecede. Babas
onu stanbul'a yollam. Senelerce burada bir ecnebi yatl mektebinde
okumu Selma. Sinirleri yatr gibi olmu. Ha.. annesi de saralym.
Velhasl benim anladm bu kadnn ocukluk ve genlik hayat pek
mcadele ve buhran iinde gemi. Size anlatmad m Nevzat bey . bu Selma
bir defasnda da babasnn kafasna soba demiri arm. Ve lakin babasn
ok sevdiini syler. ster inan ister inanma. Laf uzatmayalm. Bence bu
kadn delidir. Ha!.. Aman!.. Unutuyordum. Genliinde ili akliye
hastanesinde de iki ay tedavi grm. Nevzat sordu:
kim sylyor
kendisi! Evet bir gn bizim refikaya sylemi.on gn kadar evvel.
Evet... Bu kadn delidir diyorum size Ve lakn gayet ak deli. ine gelen
eylerde gayetle ferasetli, dirayetli... O gn bahis burada kalmt.

ki arkada, bir hafta, verdikleri karara sadk kaldlar. Nevzat gene


yalnn semtine uramad ve bu bir hafta iinde zavall Halim'in gmlmesi,
annesinin ve stanbul'a koup gelen karsnn teselli edilmesi gibi, hazin
olduu kadar da etin vazifelerini yapt. erif de onu teselli ediyor ve elm
anlarnda yanndan ayrlmyordu.
Verdikleri ve sonradan da gnn tayin ettikleri karara gre,
faciann stnden bir hafta geince, Nevzat, uzun bir derun mcadelede
malp olmu gibi, adeta karasevda nbetleri iinde yalya gidecek ve Selma
ile eski mnasebetini tazeleyecekti. Sonra erifi ona tantacak ve iki
arkada, hi sezdirmeden, kadm sk ve dikkatli bir mahede altna
alacaklard.
"Nevzat, yalya gidecei gnn sabah, Galata birahanelerinden
birinde erifle bulutu. Verdikleri karara gre Nevzat'n yalya sarho
grnebilecek bir halde gitmesi lazmd. Fakat iradesini ve nefsi stndeki
kontroln kaybedecek kadar imemesi de artt.
Nevzat rak getirtti ve bir saat iinde kadeh iti. O gn, Selma'ya
mitsiz ve perian grnmek iin tra da olmamt. Fakat gene temiz bir
ipekli gmlein stne boyunban muntazam balamt. erif buna itiraz
etti. Fakat Nevzat lse bu temizlik itiyadndan ayrlamayacan sylyordu.
Vapur ubuklu'ya geliyordu.
Ayr ayr kmaya karar verdiler.

Tek bana, yalya giden yolda yryen Nevzat'n kalbi arpmaya


balamt. Ona, daha dn bu yolda Halim'le beraber yrmler gibi
geliyordu.
Nevzat birdenbire durdu ve gzleri doldu. nne bakarak yrmeye
devam ediyordu. Yalnn bahe kaps grnnce Nevzat bir daha durdu.
Garip ey! Hem arkasndan bir kuvvet, sanki onu ieri doru itiyor,
koturmak istiyor, hem de karsndan gelen gizli bir cereyan dalgas, onun
bir adm atmasna mani oluyordu. Nedir? Ne var? Korkuyor mu?
Merak ediyor ve istiyor, fakat endie ediyor ve korkuyordu. Gznn
nnde yol birdenbire uzad, karard, sonsuzlat. Kapkara bir sonsuzluk;
matem gibi kara, lm gibi sonsuz bir boluk.
Yryemiyordu.
Kalbinin arpnts o kadar artt ki birdenbire tkanmaktan korkmaya
balad.
Biraz bekledi. "st ste itim, belki ondan" dedi. Fakat, ii Halim'e ve
Selma'ya ait hatralarn bir gibi uurun stne anszn ylan yk
altnda eziliyordu. Birka derin nefes ald ve kendini toplad.
Tekrar yrmeye balad.
Gzlerini yalnn bahe kapsndan ayramyordu. "Bu kapdan
Halim'in ls kt ha?" diye dnd. Fakat, bakt ki o anda kapdan bir
adam kmt. Bu adam durdu ve elindeki anahtar kapya soktu. Ne
yapyordu? Kimdi bu? Selma'nn ahsma benziyor ve galiba, kapy
kilitliyordu. ok garip ey! Nevzat kotu.
Adam da iini bitirmiti, ona doru geliyordu: Ah, ta kendisi. Ar
ve tasasz bir yry vard. Uzaktan Nevzat' grd ve durdu.
Nevzat ona yaklanca, sakin grnmeye alarak sordu:

Yalda kimse yok mu?

Ah elindeki anahtar, kendisine gsterilen byk emniyetin bir


ls olduu iin, saklayamad bir gururla cebine koyarken:

Hayr! dedi, kimseler yok.

Hanm sokaa m kt?

Hanm dn gitti.

Nereye gitti?
Evropa'ya.

Nevzat ard. Belki rengi de umutu. inde baygnla benzer bir


ey duydu:

Avrupa'ya m? Ne zaman? Dn m?

Evet.

Avrupa'nn ne tarafna?

Bilmem. Dediler ama kalmad aklmda. Evropa'ya ite.

Nevzat da geriye dnd ve ah ile beraber yrmeye balad.


Bir mddet ona soracak hibir ey bulamamt. Sersemlii devam
ediyordu. "Kam..." diye dnd. Fakat onu grmenin byle birdenbire
imkansz bir hale gelmesi Nevzat' lgna dndrmt. inde iddetli bir
arzu, bir kskanlk, bir fke, bir yalnzlk duygusu, bir kudretsizlik, uzun
zamandr gerilen bir enerji zembereinin anszn boalvermesine benzer bir
boluk hissediyordu.

imendiferle mi gitti? diye sordu.

Hayr, bafurla gitti.

Vapurla.

Evet.

Nevzat rahat bir nefes ald. Nereye gittiini anlamann mmkn


olabileceini dnmt. Sanki onu derhal takibe kacakt.

Hizmeti nerede? diye sordu.

Hizmeti izinli.

Ne zaman dnecek hanm?

Belli deil.

Nevzat'n iinde hemen erifi grmek arzusu vard. Vaziyeti ancak


onunla birlikte muhakeme edebilirdi. imdi hibir ey dnemiyordu.
Fakat, mmkn olsa, tayyare ile onun peine decekti. ini paralayacak
kadar iiren byk bir istek duyuyordu.

Pekala. Eyvallah, dedi ve adamdan ayrld.

Kapy arkada at. Nevzat' grr grmez:

Evde yoktu ha? dedi. Nevzat ieri girmedi:

Haydi, dedi, kalm.

erif arkadann yzne bakt. Onun uuk rengini grnce:

Hayrola? dedi, fena bir ey mi oldu?

Haydi, kalm, kalm.

erif pardssn ve apkasn ald. Sokakta Nevzat ona vaziyeti


anlatt.
erif
dmeyerek:

arkadan

dinledikten

sonra,

onun

kadar

Olduka garip... dedi, insann phelerini artryor.

Deil mi? Kam gibi.

heyecana

Yahut biz de srekli bir vehmin tesiri altndayz. Onun en tabii


hareketine byle bir mana veriyoruz.
Bu hareket tabii mi?

Bir bakma tabii, deil mi? nsan, seyahat eden bir mahlktur.

Evet ama, Selma?

Selma insan deil mi?

Fakat, byle bir faciadan sonra?

Daha iyi ya... Sinirleri bozulmutur, biraz hava almaa gitmitir.


Zaten mrnn yars Avrupa'da gemi bir kadn!
Hayr! Sanki Nevzat, bu dnyada her eyin bu kadar tabii olmasn
istemiyormu gibi, Selma'nn bir seyahate km olmasn hazmedemiyordu.
erif yolun ortasnda durdu ve onun yzne bakt:

vurdu.

Fakat sana ne oluyor, kuzum? dedi, bembeyazsn.

ok fena oldum.

Neden bu kadar hasta oluyorsun?

Zaten giderken fenalamaya balamtm. Bu haber beynime

erif dostunun koluna girerek:


Anlyorum, dedi, bizim proje altst oldu. Fakat bunda felakete
benzeyen bir ey yok. Nihayet... Hayat bu. Hem de mrmz burada
bitmiyor. Dur bakalm. Bu kadn nihayet kp gelecek. Evi, eyas burada.
Baksana, btn yaly ahsna teslim etmi.
Evet... Fakat... Tahamml edilmez bir kararszlk. Kol saatine
bakarak ilave etti:
On be dakika sonra bir vapur var, deil mi? Hemen ona binerek
stanbul'a gidelim.

stanbul'da ne yapacaz?

Beinci ubeye gidelim. Mdr tanrm. Selmann dn hangi


vapurla, nereye gittiini reneceim.
Nereye giderse gitsin, bunu renmenin faydas ne? Nevzat
birdenbire kararm vermi gibi:

Onu gittii yerde bulacam! dedi.

erif tekrar yolun ortasnda durarak arkadann yzne hayretle


bakt:

Avrupa'ya m gideceksin? diye sordu.

Nevzat da onun yzne parlak, sabit gzlerle bakarak cevap verdi:

Evet.

Cidd mi sylyorsun?

Btn ciddiyetimle sylyorum. Bunda hayret edilecek ne var?


stanbul'dan ubuklu'ya gitmekle Avrupa'ya gitmek arasnda mesafeden
baka fark var m? Gaye ve netice bir olduktan sonra...
erif evvela gld ve mrldand: "Olur ey deil..." Sonra arkadam
byle bir lgnlktan vazgeirmeye alt:
Brak, dedi, bu kadar yorulmaya demez. irketten izin
isteyeceksin, dnya kadar masrafa gireceksin, belki de onu bulamayacaksn,
belki deil muhakkak, adres yok, bir ey yok...

Bulurum.

Nasl bulursun? Beinci ubeden biz onun gittii ilk ehri


renebiliriz: Kstence, yahut Pire, Venedik, Marsilya... Oradan nereye
gittiini kimse bilmez.
Nevzat erifi kolundan tutarak yrtt:
Sen benimle beraber stanbul'a gel. Sana onun nereye gittiini
gstereceim.
erif gld:
Aman! dedi, dikkat et, erlok Holmes gibi konuuyorsun.
stanbul'da, bugn renecek misin?

stanbul'da, bugn.

Pekala.

Vapura bindiler. erif Nevzat'n yzne bakarak glmsyordu. Dedi


ki:
Ne haldesin, biliyor musun? Yzn bembeyaz, gzlerin fkeli.
Dilerin sklm ve birbirini ezen dudaklarn ieri batm. Titriyorsun. Bu ne
asabiyet! Ben senin bu kadna bu kadar ehemmiyet verdiini bilmiyordum.
Ne oluyorsun?
Artk bu mesele bana hakimdir. Sonuna kadar gitmedike
kendime gelemem.
Kadm bulacana emin olsam yreim yanmaz. Belki de sen
giderken o gelecek.

Onu da anlarz.

Kimden anlayacaksn? Onu tanyan biri mi var?

Hi kimse yok. Fakat greceksin.

erif dnd. Nevzat iin bu meselenin hayat bir ehemmiyeti


olduunu anlyordu. Pek nadir zamanlarda bu kadar kuvvetli asabiyetine
ahit
olduu
arkadann
kendisini
hala
Selma'nn
tesirinden
kurtaramadm gryordu. Fakat, koskoca Avrupa'da onu nasl bulacakt?
Pekala... dedi, Selma'y bulamayacaksn ama hi olmazsa bir
hava alrsn ve sinirlerin dzelir.

stanbul'a gelince dosdoru beinci ubeye gittiler. Selma, bir gn


evvel, sabahn dokuz buuunda, Loyd Triyestino'nun elio vapuruyla
Venedik'e hareket etmiti.
Yolcu salonundan ktklar zaman, Nevzat kaldrmn stnde
durdu ve dnmeye balad. erif glyordu:
Grdn m? Ve dahi duralar! Venedik'te Selma Hanm. Yahut
sar pabulu Emine Hanm. Git de bul bakalm. Hem orada kalaca ne
malm? Atlar trene, gider Avusturya'ya, Almanya'ya, svire'ye, Fransa'ya,
Belika'ya, Hollanda'ya, sve'e, Norve'e...
Nevzat yryerek:

Onu da bulacam! dedi.

Ve erifi kolundan ekti. Galata'da sabahleyin oturduklar


birahaneye girdiler. Nevzat arkadam brakt ve telefona gitti. Biraz sonra
geldi ve garsona tembih etti:

imdi beni telefonla arayacaklar, haber ver. Sonra erife dnd:

Be dakika sabret, dedi, greceksin.

erif onun yzne hayretle bakarak soruyordu:


Nereye telefon ettin? Demek Selmann nereye gideceini bilen
birini tanyorsun?
Hayr! Hi kimseyi tanmyorum. Senin dediin gibi basit bir
erlok Holmes hesab.
Nevzat fazla izah etmedi. On dakika kadar beklediler. Garson Nevzat'
telefona ard. erif merakla bekliyordu. Biraz sonra dnen Nevzat, unlar
syledi:
Selma, Venedik'te iki aydan fazla kalmayacak ve oradan baka
da hibir yere gitmeyecek.

erif glerek sordu:

Peki, anlat bakalm, neden?

Gayet basit. Poliste bir tandm vastasyla kambiyodan ve


Merkez Bankas'ndan Selma'nn ald dviz msaadesinin eklini
sordurdum. 400 liralk liret satn alm. Yalnz liret. Venedik'ten baka bir
yere gitmek isteseydi yalnz talyan parasyla yola kmazd. Selma gibi bir
kadna da 400 lira, orada iki aydan fazla gitmez.

yi ama talyan parasyla insan yalnz Venedik'te deil, btn


talya'nn herhangi bir ehrinde yaayabilir. Venedik'ten trene atlayarak
baka bir yere gitmeyeceini ne biliyorsun?
Biliyorum, nk Selmann talya'da en bayld yer Venedik'tir.
Hatta btn mrn orada geirmeye hazr olduunu birka defa sylemiti.
Kendisi gibi karanlk, esrarl, gzel, lm ve ikence hatralaryla dolu, lgn
ve derin bir ehir...
Sonra erife sordu:

Sen Venedik'i bilir misin?

Hayr! Ben Paris'e giderken de, gelirken de Marsilya yolunu


tercih ettim.
Gzleri dalan Nevzat, uzun mddet sustuktan sonra:
Ben Paris'ten dnerken Venedik'te gn kaldm ve vapur
bekledim, dedi. imdi gzmn nne geliyor. Sanki bu ehir Selma'ya
dekor olmak iin yaplmtr; sanki bu ehir, Selma'nn karanlk sular,
uultular, seraplar ve donuk, derin parltlarla dolu ruhunun fotorafdr.
Onun Venedik'e gittiini renince, demin, biliyorsun, yolcu salonunun
nnde bir lahza nasl donup kaldm! Hala bu tahayyln tesiri alandaym.

imdi kararn nedir? Ne yapacaksn?

Mutlaka gideceim.

Fakat Venedik koca bir ehir... Selma'nn adresini bilmiyorsun.

Bulurum.

Adresim mi?

Kendisini! erif sordu:

Btn otelleri dolaacak msn?

Hayr.

Polise mi soracaksn?

Hayr. Venedik'te, stanbuldan gelen yolcular, gmrkte valizlerini


muayene ettirdikten sonra gondollara binerek gidecekleri yerlere dalrlar.
Gmrn gondolcular muayyen adamlardr. imdi ilkbahara yeni
giriyoruz, stanbul'dan oraya gidecek yolcu pek azdr. Haftada bir vapur var.
Ben Selma'dan bir hafta sonra Venedik'e kacam. Gondolculara Selmay

tarif edeceim ve mesela yz liret gibi bir mkafat vereceim. Onu tayan
gondolcuyu bulacam. Nereye tadn hatrlayacak.

Hatrlar m?

Mutlaka. nk tek kadndr. Tipi orijinaldir. Venedik'e seyyah


akn da henz balamam olduu iin kolay hatrlar.
erif dnd. Nevzat'n Selma'y bulacana imdi onun da akl
ermeye balyordu.

Evet, diye mrldand.

Nevzat muzaffer baklarla arkadann yzne bakarak:

Nasl! dedi, imdi inandn m?

Fakat, erif inand nispette kederleniyordu. Yalnz Nevzat'tan


ayrlaca ve onun macerasnda beraber olmayaca iin deil, arkada
hesabna cinsini tayin edemedii baz tehlikelerden korktuu iin onun bu
sevdadan vazgemesini istiyordu.
Kalarn atarak ve nne bakarak cevap verdi:

Biraz inanyorum ama gene de gitmeni doru bulmuyorum.

Niin? Planmzda ne deiir? Ha ubuklu, ha Venedik... Bu


seyahat karar Nevzat' gittike neelendirmeye balamt.
Gzlerine, sesine ve hareketlerine bir parlt gelmiti. erif, bilakis
btn vcuduyla bzlyor, kararyordu.
Birdenbire silkindi, kollarn at, ban yukar kaldrd ve dediki:
Nevzat, sana dorusunu syleyeyim:
beenmiyorum. Asl endiem buradan geliyor.

Ben

senin

halini

Nevzat eski neeli sknetiyle gld:

Beenmiyor musun? Halimde ne var?

Seni bu kadna kar tahminimden fazla zayf gryorum. Bugn


farkna vardm.
Nevzat glmeye devam ederek:

Hi korkma, dostum, dedi.

ok korkuyorum.

Korkma! Kadn meselelerinde daima yle olur. nsan aradn


bulamazsa fenalar. Bulursa kendine gelir. Sen asl benim Selmay
bulamamamdan kork. Zaafm o vakit artar, deil mi?
Deil. "Gzden uzak, gnlden rak." nsan kalbinin gz
miyoptur, uza grmez. Bir iki gn sklrsn, sonra unutursun. midin
lr. Halbuki Venedik'e doru yollanrsan her an midin biraz daha
canlanacak.
Nevzat bam biraz erife yaklatrarak:

Anlamyorum, dedi, erif, sen ne zannediyorsun?

Zannetmiyorum, Nevzat, eminim.

Neye eminsin?

Eminim: Sen bu kadn seviyorsun.

Ben mi?

Hem ldrasya seviyorsun!

Nevzat birdenbire itiraz edemedi. Durdu, dnd, gzleri dald. O


anda btn dncesi Selma ile dolu idi; btn neesi Selma'dan ve
Selma'y bulmak iin yapmaya karar verdii gzel seyahatin hayalinden
geliyordu. erifin szleri zerine bunu kendi kendine itiraf etti. Fakat bu,
Selma'y sevmesi, ldrasya sevmesi mi demekti? inde, hemen yerinden
frlamak, mmknse o gn yola kmak iin zapt olunmaz bir arzu
duyduuna phe yoktu. Fakat bu arzu yalnz aktan m ibaretti? inden,
kendi kendine sorduu bu suallere yksek sesle cevap verdi, erife bakarak:
Hayr! dedi, yanlyorsun, ben Selma'y ldrasya sevmiyorum.
yle olsayd oktan tmarhanede olmam lazm gelirdi. Bir ak mahvedecek
eylerin hepsi oldu: En sevgili dostumun bu kadnla mnasebette
bulunduunu rendim; gene bu kadn yznden o dostumu kaybettim. Bir
cinayet phesine bile dtm. Eer Selma'y ldrasya sevseydim, onun bir
dostumu ldrm olmas ihtimali beni ileden karmaya kafiydi. yle
olmad. Sadece o dosta acdm, yreim paraland. lmne sebep
olduumu dnerek azap duydum. Fakat Selma'run bana verdii en
kuvvetli his, merak ve kin oldu. Biraz da korku, fakat arzu deil.
Sen onu
duymayacak msn?

kollarnn

arasna

Bilakis kuvvet duyacam.

aldn

zaman

hibir

zaaf

kadndr.

Bunu dnmek sana imdiden nee vermiyor mu?


tiraf ederim ki veriyor. nk Selma harikulade gzel bir

te ben sana bunun tehlikeli olduunu haber veriyorum.

Baktlar. Nevzat sordu:

Ne olabilir, erif?

Bilmem, bu kadndan korkuyorum.

Beni ldrr m?

Henz muammay halletmi deiliz ki cevap vereyim.

Ben Selma'y ne kadar sevsem onun beni ldrmesine raz


olacak kadar kendimden geemem, merak etme. Ben yaamay ok seven bir
adamm.

Halim de yaamay severdi.

Fakat o airdi. Sinirlerine hakim deildi. Ben frenlerimden


eminim. Yeni bir tecrbeye girmiyorum. Ben Selma ile aylarca yaadm.
erif syleyecek
olamayacan anlyordu.

ey

bulamad.

Nevzat'

caydrmak

mmkn

Pekala, dedi, imdi ne yapacaksn?

Gel evvela acentelere urayalm ve vapuru anlayalm.


Zannederim ki tam alt gn sonra bir tane var. Posta haftada birdir.
irketten biliyorum. Zor olan ey dviz iidir. Bunu irketle halledeceim.

Msaade alabilecek misin?

Eminim. Haydi kalkalm.

Dkkandan ktlar.
erif mrldand:

Ne macera!

Nevzat neesini muhafaza ediyordu.

in bundan sonras houma gidiyor, dedi.

Hakkn var. mkan olsayd ben de seninle gelirdim. Nevzat


arkadann koluna girdi:

Ah... Hani o gnler... dedi, imdi bana hak veriyorsun, deil mi?

Biraz!

Ben iki ay deil, iki gn bile zor sabredeceim. Bu i benim


btn ruhumu dolduruyor. alamaz bir hale geldim.

Beni korkutan da bu ya.

Korkma. Ben Halim deilim. Kendimle boumasn bilirim.


Yegane gayem, bu iin hakikatini renmek.Venedik'e bir sevdal gibi deil,
bir hafiye gibi gideceim. Seninle yaptmz plann her harfine sadk
kalacama emin ol. Budalalk etmeyeceim.

Haydi bakalm!

Acentelere uradlar, vapurun vaktini anladlar. Nevzat'n tahmin


ettii gibi, alt gn sonra bir vapur daha kalkyordu.
Akamst bulumak zere Nevzat eriften ayrld ve irkete gitti.
9

gn iinde pasaport ve dviz ilerini halletti, biletini ald. Kalbini


nbetlee bastran bir sevin ve bir sknt vard. Yol hazrl yaparken
needen kedere ve kederden neeye hzla geiyordu. Kendini tahlil etmeye
vakit bulamad. uurunun stnde her an bir kurun arl hissediyordu.
Biletim aldktan sonra vapurun hareketinden evvelki gn nasl
geireceini bilemedi. erifle de bulumak istemiyordu. irkete hi
uramad. Selma'y bulursa ne yapacam dnemiyor, uurunun
stndeki garip arlk artyordu.
gn pek ar geti. Hareket sabah uurlamaya yalnz erif
gelmiti. Acentenin yolcu salonuna gelen memurundan vapurun tenha
olacan rendi. Klasik vedadan holanmad iin erifin fazla
beklememesini rica etmiti. Vapura yalnz girdi. Kamarasna bir gz attktan
sonra eline bir kitap alarak salona kt.
tiyatlarn deitirmekten zevk almad iin seyahatlerden pek
holanmazd. Uzun vapur yolculuklarna hi tahamml yoktu. Salona giren
yolcular arasnda bir tandk yz aryordu. irkete gidip gelen iki Yahudi
ihracat taciriyle selamlat. Bunlar ona rastlamaktan memnun
grnyorlard. Fakat Nevzat ban kitabna eerek onlarn sevincine itirak

etmedi. Pek sklrsa onlarla konuabilirdi; fakat, imdilik iten bahsetmeye


gnl yoktu.
Salona arkasnda bir hamalla tek bana bir kadn girdi ve ikinci
mevki kamaralarn koridoruna doru yrd. Arkasndan neeli bir grup
grnd. Yal bir kadnla gen kocasna (veya oluna) buketler ve hediye
paketleri veriyorlard. Biraz evvel tek bana geen kadn, geriye dnd ve
stnde "9.30 Partenza" yazan levhann nnde durdu, kol saatine bakt.
Nevzat da kol saatine bakt. Hareket saati gelmiti.
Kadn bal rengi spor mantosunun kalkk enli yakasn indirdi,
eldivenlerini kard ve mahzun bir yzle etrafna bakt. Otuzundan fazla
gsteriyordu, gzelceydi, yorulmu mavi gzlerinin hlyas, yznn yan
da, manasn da artryordu. Salonda oturanlara bakt ve ileri doru isteksiz
bir iki adm att. Sonra birdenbire geriye dnerek gvertenin merdivenlerine
doru yrd.
Vapur hareket etmek zere olduu iin herkes gverteye kotu.
Salonda yalnz Nevzat kalmt. Kitabn at ve ilk on yedi satr yeni batan
nc defa olarak okumaa balad. Bu, Wells'in cihan tarihinin
hulasasyd. Arzn jeolojik teekkln anlatyordu. Nevzat ilk iki sayfann
skntsn yendikten sonra mevzua dald. Vapurun hareket heyecanna
itirak etmemiti. Hatta yanbamdaki koltua deminki kadnn gelip
oturduunu bile fark etmedi. Bunu neden sonra grd ve kadnda bir
yalnzlk hzn olduuna dikkat etti. Arada bir kalkmasndan, pencereye,
piyanoya, deniz tarafndaki tenha kapya gidip gelmesinden, skld
anlalyordu.
Vapur rhtmdan uzaklarken kopan lklar Nevzat' da, kadn da
hi alakadar etmedi. Kadn piyanonun stndeki notaya dikkatle ve
yakndan bakyordu. Nevzat kitabn okumaya devam etti. inde vapuru
grmek iin de hibir merak yoktu.
Bu drt gnlk deniz yolculuunun pek skntl geeceini
zannediyordu. Hava sert ve istikrarsz olduu iin btn zaman bu salonda
geecekti. Yahudi tccarlarla iten ve d politikadan konumaya mecbur
olacakt. Fakat Selma'y grecei an dnerek iinden zaman zaman sevin
ve keder dalgalar geiyordu. Be dakika sonra onunla karlaacakm gibi
elini boyunbana gtrd. Bir ses, Franszca ona sordu:

Yolculuk uzun mu, Nevzat Bey?

Arkasna dnd. Musevi tccarlardan biriydi. Nevzat'n resm


tebessmnden cesaret alarak hemen karsndaki koltua oturdu. Nevzat
Trke cevap verdi:

Venedik'e.

A. Levy Franszca sormaya devam etti:


seyahatin maksad ne? Dinlenmek mi? Hava deiimi n?
Elence mi?
Nevzat gene Trke cevap verdi:
Bir i iin.
Levy, Nevzat'n yznde ilk tebessmn devam etmediini grnce
sustu. Sol tarafna bakt ve deminki yalnz kadnla selamlat. Nevzat
soracakt, fakat kadn yaknda olduu iin cesaret edemedi.
Musevi, Nevzat'a eilerek, Trke:

Bu kadn tanr msnz? dedi.

Hayr.

Kocasyla Tokatlyan'a her akam gelirdi, hi grmediniz mi?


Nevzat dnd, yan gzle kadna bakt ve hatrlar gibi oldu:

Gzm sryor, dedi.

Madam Leviski. Bir Polonezdir. Kocasyla bir otomobil kazas


geirdiler. Adam ld. Gazeteler yazd. Tarabya yolunda. Arabay kocas
idare ediyordu.
Nevzat tekrar kadna bakt ve mrldand:
Bilmiyorum.
imdi bu kadnn yzndeki hznn bir seyahat deil, btn bir
hayat yalnzlndan ileri geldiini anlyordu. Musevi tekrar Nevzat'a eilerek:
ok zengindir, dedi. Fakat nasl oluyordu da kocas len bir
kadnn stnde byle neeli bir spor manto vard? Nevzat sordu:

Kaza ne zaman oldu?

Geen sene, yazn. Demek ki matem mddeti gemiti. Levy


devam ediyordu:
Kocas evvelki sene bir ttn iinde yz bin liradan fazla
kazand. O bir... nasl sylerler?.. Detir, Nevzat Bey... Parlak bir partiydi.
Nevzat bu bahse fazla alaka gstermedi. Kadnn vapura girdii
andan beri ayakta durduunu, hi oturmadn dnerek:

Belli, dedi, iinde byk bir sknt var. Levy, kendi syledikleriyle
alakas olmayan bu szden bir ey anlamam gibi Nevzat'n yzne bakt.
Sonra onun, ban kitabna doru eip kaldrdm grnce msaade
isteyerek ayrld.
Yalnz kalan Nevzat leye kadar yerinden hi kmldamad ve
kitabn okumaya devam etti. Fakat baz anlarda okuduunu hi anlamyor,
akl Selma'ya ait para para hayallerin davetine kouyordu. Bu seyahatin
bir iyilii de onu eriften kurtarmasyd. Selma meselesine baka birinin
karmas ho bir ey deildi. Halim tecrbesi, kadn ilerinde en yakn
dostlarn bile ne byk bir tehlike tekil ettiklerini Nevzat'a bir kere daha ve
en ac ekliyle retmiti.
le yemeinde, birinci mevki salonunda yirmi kiiden fazla yoktu.
Nevzat' Madam Levisky ile ayn masaya oturttular. Kadn glmseyerek
Nevzat'n selamna mukabele etti. Musevi tacirler uzakta baka bir sofrada
kalmlard. Vapur tenha olduu iin her masada birer, ikier kii vard.
Nevzat kadna kendini tantmak ve onunla konumak iin hibir
teebbste bulunmak niyetinde deildi. Yeni bir maceraya hi gnl yoktu.
Fakat, Selma kadar gzel olmamakla beraber, Leh kadn, serbest bir kalbi
uzun zaman igal edecek hususiyetlere sahipti: Btn hareketlerinde eski
bir terbiyeden gelme, itiyad halinde bir ahenk ve l vard. Baklarna
kadar vcudunun btn d belirtileri derun bir disipline kolayca itaat
ediyordu. Alm dar ve gzleri kk olmakla beraber, tabii platin renkli
salar ve mat pembe teniyle ince uzun elleri husus bir tarzda gzeldi.
Chianti iiyor ve ok ar yemek yiyordu.
Yemein sonunda Levy onlarn masalarna geldi, oturdu ve kadna
dnerek, Franszca:
Msaade ediniz, madam, dedi, size Nevzat Bey'i takdim edeyim. Drt
gn onunla kar karya, sabah akam, beraber yemek yiyeceksiniz,
tanmanz iyi olurdu.
Nevzat ayaa kalkt ve kadnn elini pt. Yemek salonundan hep
beraber ktlar ve salonda, drt kii bir arada oturdular. Levy'nin arkada
da Nevzat' ve kadn biraz tanyordu. Madam Leviski Venedik yoluyla
Milano'ya gideceini syledi. Maksad yalnz orada Scala'nn musikisini
dinlemekmi ve stanbul'da ok can sklyormu. "Felaketten sonra" onu
musikiden baka hibir ey teselli edemeyecekmi.
Nevzat'a bakarak:
Biliyor musunuz? dedi, ben kocamn lm fikrine kendimi
altramyorum. Buna hala inanmyorum. Her dakika bir keden
kverecek gibi geliyor. Babamn lmnde bu kadar olmad. htiyard o, ok
ihtiyard. Son gnlerinde de hastalktan ok ekmiti. lm ona yce bir
istirahat gibi yakt. Fakat Msy Leviski...

Bir an gzleri dald, sonra birden kendini toplayarak bahsi ahs


erevesinden karmak istedi:
Kocasn kaybeden bir tandm var ki, inanr msnz, bu lmn
kendisini mes'ut ettiini sylyor.
Nevzat bir ey sylemedi. Kadn istirahat etmek iin kamarasna
ekilmiti. Nevzat okumaya devam etti.
Yolculuk tahmin ettii kadar skntl gemedi. inde Leh kadnn da
bulunduu alt kiilik bir gruba Nevzat da girdi. Seyahat gnlerini neeli
deilse bile skntsz geirdiler. Vapur Adriyatik'e girerken stanbul'dan beri
kapal ve bulank duran hava birdenbire am, baharn yaz hatrlatan
scaklar balamt.
Nevzat, vapurda, seyahatinin asl sebebini hi kimseye sylemiyordu.
Fakat, Selma'y nasl bulacan, sabit fikir halinde dnmekten bir an geri
kalmad. En byk midi gmrn nndeki gondollarda idi. Venedik'e
denizden gelen yolcularn eyalarn onlar tadklar iin nereye gittiklerini
bilirlerdi. Fakat ne de olsa bu bir hafza meselesiydi. Bir hafta evvelki
yolcular hatrlamak lazmd. Halbuki bu gondolcular her gn pek muhtelif
tipte insanlarla temasta idiler. Bu hatra ve intiba okluu Selma'y tayan
gondolcuya onu kolayca unutturabilirdi. Bu takdirde Nevzat ne yapacakt?
Kime mracaat edecekti? Polis de, kendisine taalluku olmayan ilere
karmayacakt.
Nevzat bu ihtimalin kendisine verdii endieyi stanbul'dan beri
tayordu. Venedik'i iyi bilen biriyle konumaya ihtiyac vard. Fakat
yolculardan hibirine almak istemiyordu.
Vapur Venedik'e yaklarken gverte parmaklnn nne dizilen
yolcular arasnda, Nevzat gzlerini ufukta kubbeleri ve kuleleri sivrilen
esrarl ehre saplamt. Hava yeniden kararyor ve bulutlar alalyordu. Sert
bir rzgar kt iin, Nevzat gvertede daha fazla kalmad.
Vapur Venedik'e gayet ar giriyordu. O kadar ki her an bir iskeleye
yanaacak ve duracak gibiydi. Halbuki ehir byl bir k istihalesinin
esiri imi gibi yaklayor ve uzaklayordu. Hava gittike karard. Vapur,
Loyd Triestino'nun Fondamente delle Zattere nndeki iskelesine
yanancaya kadar bir saatten fazla gemiti. Vapurdaki kayt muamelesi de
bir o kadar srd.
Nevzat, byk bir heyecan iinde, gmrk salonunda eyasnn
muayene srasn beklerken, aratrma brosuna gitmeden evvel
gondolcularn efiyle grmenin faydas olup olmayacan dnyordu.
Lagnlere alan kapya gitti. Orada, muamelesini bitiren yolcular rhtmda
bekleyen gondolcular kme halinde duruyorlard. Kapnn iki yannda birer
karabinye vard. Nevzat geriye dnd ve vapurdaki ahbaplar ile vedalat.

Gmrk muamelesi uzun srmemiti. Hamallar valizleri tarken,


Nevzat, nnde gondollar dizili rhtma knca etrafna bakt ve drt yann
saran ve Franszca anlayan gondolculara sordu:

Sizin efiniz nerededir?

Gondolcular uzakta duran uzun boylu, zayf bir adama seslendiler.


Adam yaklat. Bir kenara ekildiler. Nevzat sordu:
Geen hafta, bugn, stanbul'dan gelen vapurun yolcularna dair
bir ey renmek istiyorum. Siz malumat verebilir misiniz?

Sorunuz.

Tek bir kadn. Uzun boylu. ok gzel denebilir. Bir Trk kadn.
Yalnz seyahat ediyor. Acaba o buradan hangi gondola bindi ve nereye gitti?
Adam sordu:

Hangi otele ineceksiniz?

Henz bilmiyorum. Vapurda birka tavsiye aldm: Ya Vittoria, ya


Metropol, ya Tre Rose, ya Bella Venezia...
Ben sizi bulurum. Gondolcular hep burada deil. imdi
alyorlar. Tahkikat yaparm, size haber veririm.

yz liret bahi vereceim. Tabii adresin doru olmas art.

Siz kadn bulduktan sonra biz bahiimizi alrz.

Pekala.

Onlar konuurken valizler gondola yerletirilmiti. Nevzat da bindi ve


rhtmda sra bekleyen Madam Leviski'ye bayla bir veda iareti ekti.
Gondol rhtmdan uzaklanca, ehrin en tipik, dar ve karanlk
lagnlerinden birinde Venedik'in derin gurbetine dalmt. Havada alak ve
ar bulutlar vard. Yer altndaki maaralara mahsus koyu ve kulan zarna
adal bir madde gibi yapan kuvvetli bir sessizlik bam drt yanndan
skyordu. ki tarafta da, hibir hrdavat dkkannda kolayca
bulunamayacak kadar eski malzemesiyle, boyalar ve svalar dklm
cephesiyle, ii simsiyah, nasl alp kapand belli olmayan kk
pencereleriyle, iinde asrlardan beri ka neslin ihtiraslarn, doumlarn ve
lmlerini idrak etmi ta evler sralanyordu. Sessizlik o kadar derindi ki,
arada bir, gondolun altndan getii eski ta kprlerin bir ucunda alak
sesle konuan iki kiinin fsltlar, siyah billurdan bir koridor gibi nlayan

bu yolda birer lk kadar byyordu. Havada iliklere ileyen ar ve


uyuturucu bir seyyale vard. Sularn hibir mukavemetine uramyormu
gibi en hafif bir krek hareketiyle yryen ve istikametini deitiren gondol,
simsiyah ve uzun glgesiyle, bolukta kayan sihirli bir tabut gibiydi.
stanbul'un en dar sokaklar kadar tenha, fakat onlardan daha ssz, daha
karanlk ve sr dolu ke balarna gelince gondolcu, hafif ve evik bir krek
hareketiyle gondolun ucunu kardaki harap ve iinde biraz evvel insanlar
boazlanm gibi lm tten kapnn nndeki parmakla arpmaktan men
ediyor, kar taraftan gelen baka bir gondolla msademeye sebep olmamak
iin de, bouk ve efsanev bir sesle: Hoy! diye baryordu.
Gondol, grlt ve acele tanmayan bu lagnlerin esrarl ve lo
dehlizlerinden byk kanal knca, gri lacivert parltlarla harelenen sularn
iinden yeni bir rya alemi dodu. Mermer saraylarla evrili ve enine,
boyuna btn ehri kateden bu kanaln stnde, Venedik bir anda saysz
gondollarn, kano otomobillerin, kk vapurlarn evik hareketlerine,
ddk seslerine kavuuyordu. Ufukta skan bulutlar, birdenbire, bak
yemi bir nar kabuu gibi yarld ve iinden yakut k taneleri fkrd. Sanki
bu donanma Nevzat' bekliyordu.
Arkasna yaslanan gen adam, gondola bindii andan beri Selma'y
unutmu, birok yerleri harabe kadar viran, cenaze kadar hareketsiz, mezar
kadar sessiz bir ehrin hep menfi tesirlerden rl garip ve kudretli telkinine
kendini brakmt. Fakat imdi, bu hareket ve bu nee, ne tezat! Birdenbire
o cenaze, tarih roln bitirmi de ayaa kalkm ve halk selamlyormu
gibi, sularn alklar ortasnda, taptaze ve dinti.
Sonra gondol gene dar lagnlere sapt. lm ryas gene balamt.
Bu defa Nevzat, hangi tarafnda kimlerin oturduu belli olmayan evlerin,
karanlk cephelerinde hibir insan ekli, hibir hayat emaresi, hibir canl
glge fark edilmeyen pencerelerinde Selma'nn ban grecekmi gibi
oluyordu. Yarabbi! Cidden bu ehir Selma'nn ruhuna ne kadar benziyordu:
Hep o karanlklar, o sessizlikler, umulmadk anda fkran renkler,
hareketler, hep o korku veren gzellik, hep o lmle ak, cinayetle ak,
byk ve isimsiz ihtiraslarla hayat birletiren esrar alemi...
Gondol, Bella Venezia Oteli'nin nnde durduu zaman Nevzat ayaa
kalkt ve eyay karmaya hazrlanan gondolcunun kolunu tuttu:
Dur! dedi, syle bana... Sen geen hafta, stanbul'dan gelen
yolcular arasndan tek bana bir gzel kadn tadn m?
Gondolcu sordu:

Uzun boylu mu?

Kalbi gsn delip dar frlayacakm gibi arpan Nevzat,


heyecann saklamaya alarak:

Evet, dedi.

Gondolcu dirseinin bir hareketiyle ve sknetle oteli gsterdi:

Buraya getirdim! dedi. Nevzat bouk bir sesle:

Emin misin? diye sordu.

Eminim, msy. Uzun boylu... ok gzel bir kadn... Durunuz,


otele soracam.

Hayr, hayr!

Nevzat'n ba dnyordu. Gondolcuya bol bir bahile parasn


verirken:

Hayr! dedi, bir ey sorma.

Otelin adamlar valizleri aldlar.


Nevzat mdriyete girdi. Kendisine odalar gezdirmek isteyen otel
mdrne sordu:

Otelinizde Trk mteriler var m?

Evet. Bir kadn mterimiz var.

Nevzat'n kalbinde burkulmaya benzer bir hareket oldu. Gen adam


derin bir nefes aldktan sonra, kaytsz grnmeye alarak etrafna baknd
ve sorgusuna devam etti:

Ad nedir?

Artk btn dikkatiyle otel direktrnn yzne bakmaktan kendini


alamamt. Adam yazhanesine doru giderken birdenbire hatrlayarak
durdu:

Selma... Selma Ragp.

Nevzat'n kalbine bir i girip kt. Ta kendisi! Ne mkemmel


tesadf! Nevzat sordu:

Kendisi burada m?

Direktr, telefon santralnn nnde oturan kza sordu:

Madam Ragp kt m?

Yarm saat evvel.

Nevzat gld ve geni bir nefes ald.


Sonra direktrle beraber odalar gezmeye ktlar.
Otel, dndan da grnd gibi, Venedik'in en eski binalarndan
biriydi. Merdivenler karanlkt ve kfle badana kokusunu birletiren nemli
bir hava, teneffs arlatran garip bir serinlikle yze vuruyordu. Dnya
yaratld gnden beri bu havay hi kimse koklamam, hibir insan sesi
buruturmam, bu bina hibir beer hatra yaamam gibi iinde vahi bir
gurbet hissi veren acayip bir boluk ve sessizlik vard. Fakat Selma'nn
hayali btn bu alak tavanl, karanlk, derin koridorlarda Nevzat'n
nnden yryordu. kisinin de ayak sesleri hibir akis yapmyordu.
Lagnlerin stndeki odalardan birine girdiler. Pencereler kk ve
seyrekti. Demir kapaklar yar kapal olduu iin oda gzgz grmeyecek
kadar karanlkt. Direktr yakt. Alelade, fakat bakml ve temiz bir oda.
Scak suyu da vard. Nevzat tereddt etmeden:
Pekala, dedi. Fakat sizden rica ederim, Madam Ragp'a kendisini
birinin aradn sylemeyiniz ve bunu adamlarnza da tembih ediniz.
Kendisine bir srpriz yapmak istiyorum. Akam ge mi gelir?

Belli olmaz, msy.

Nevzat gsn iiren byk bir sevinle otelden kt. Sanki


yepyeni bir hayat balyordu. "Ne tesadf! Ne tesadf!" diye sylenerek hzla
yrd. Ne tarafa gideceini bilmiyordu. Kendini bir kprnn stnde
buldu ve sulara bakt. Hibir gondol, hibir hareket, hibir hayat izi
grnmyordu. Buruuksuz ve kirli sularn karanlk aynasnda eski ta
evlerin akisleri ryordu. Pencerelerinde amarlar asl olmasa bu evlerde
insanlar yaadna inanmak mmkn deildi. Ne derin ehir, ne sessizlik!
Burada hi kimse de mi ark sylemez? Hi kimse de mi ksrmez? "Anne!"
diye baran bir tek ocuk yok mudur? Rzgar da m keyi dnerken susar?
Kaim bir ses Nevzat' rktt. Yan bana gelen uzun boylu,
apkasnn kenarlar geni, siyah uzun bykl ve esmer bir adam:

Gondolyera, msy! diyordu.

Nevzat bayla bir ret iareti yapt ve yrd. Kpry geince sokak
daralyordu ve ileride bir ar kalabal vard.
Nevzat oraya doru gidince, mehur San Marco meydanna
yaklatm anlad. Btn bu sokaklarn ayr ayr hep oraya ktn
biliyordu. Biraz daha yrynce Madam Leviski ile karlat ve durdu.
Nedense bu kadna kar ilk defa imdi bir incizab duymutu. Belki de
ehrin verdii gurbet hissi onda sosyal arzuyu krbalamt.

Kadn glmsedi ve msait davrand.


Nevzat biraz evvel dnd eyi hatrlad:

Ne derin ehir!

Fakat ilk defa gelmiyorsunuz, deil mi?

Hayr! Fakat bu defa zerimdeki tesiri daha kuvvetli oldu.


Benimle beraber bir ay ier misiniz?

Memnuniyetle.

Ltfen bana rehberlik ediniz.

Kalabalk bir yer mi istersiniz? Yoksa Kanal Grande'nin stnde


byk oteller vardr. Onlardan birinin terasnda m oturursunuz? Salonlarda
Giovanni'nin, Bellini'nin tablolarm greceksiniz. Fakat San Marco daha
popler ve neelidir. inizde modern ehir hasreti varsa orasn tavsiye
ederim.

Siz nasl isterseniz...

O halde... San Marco!

Yrdler. Kadn hznnn byk bir ksmn vapurda brakmt.


Yann birka senesini de. Yava yrd halde evik ve gen admlar
vard.
Nevzat'a yan gzle bakarak, her eyi biliyormu veya tahmin
ediyormu gibi sordu:

Aradnz buldunuz mu?

Adresini buldum, madam.

Tebrik ederim. Fakat kendinizi saknnz!

Meydan iki defa dndler. Kadn bir gondol gezintisi teklif etti.
Akam yemeine kadar iki saatten fazla vard. Nevzat kabul etti. Daha hzl
yrmeye baladlar. Fakat Nevzat dkkanlarn iine bir gz atmaktan da
kendini alamyordu. Bir kahvenin nnden getiler. Nevzat birdenbire
durdu:

Zannediyorum ki... dedi.

Omu?

eride, dipte, kede bir kadn oturuyor ve ona ok benziyor.

Sarardnz.

Ehemmiyeti yok. sterseniz bu kahveye sizinle beraber girelim.

Memnuniyetle.

Kahveye girdikleri zaman Nevzat, btn dikkatiyle, maazann


dibinde ve karanlk bir kede oturan kadna bakt. Kalbinde yeniden
burkulmaya benzer bir hareket olmutu: "Ta kendisi! Selma! Selma! Siyah
bir tayyr giymi, yznn st ksmn rten vualet altnda krplmadan
bakan iri gzleriyle, arkasndaki duvara ilenmi kabartma bir resim gibi
hareketsiz oturuyordu.
Nevzat birka adm att. Selma'nn ona bakan gzleri ilknce tam bir
lakaydla donmu grnyordu. Sonra, yava yava bymeye ve parlamaya
balad. Yz uzaktan bembeyazd ve alnnn, burnunun, enesinin stne
koyu glgeler dyordu. Gzleri birdenbire ksld ve kalar atld.
Yznde, boynunda ve omuzlarnda baka hibir hareket olmamt. Nevzat
durdu. Onun uzv belirtilerinde bir inklap bekliyordu. Fakat Selmann
kalar dzeldi ve gzleri tabii cesametini ald. Yznn kalb tekrar
allam ve hibir izgisi kmldamamt. Nevzat' grmedi mi? Buna imkan
yok. Baklar hep onun istikametindeydi ve arada ancak be alt admlk
mesafe vard. Belki Madam Leviski'nin yannda ona ainalk etmek
istememiti. Nevzat bu zayf ihtimali de bertaraf etmek iin kadndan zr
dilemeye ve ayrlmaya karar verdi. Arkasnda duran Madam Leviski'ye
dnd:

Pardon madam, dedi, sizden...

Fakat szn bitiremedi. Arkasnda keskin bir lkla: "Nevzat!" diye


haykran Selma'nn sesini duydu. Ban evirdii zaman onun kendisine
doru kotuunu grd.
Selma Nevzat' iki kolundan tutmu, kahvenin tenhalndan da
gelen bir cesaretle onu sarsyordu:
Nevzat! Nereden ktn, Nevzat? Birdenbire tanyamadm, k
arkandan geliyordu, benzettim, fakat hi ihtimal vermedim, senmisin,
Nevzat? Hala gzlerime inanamyorum. Aman yarabbi...
Nevzat hemen Selma'y Madam Leviski'ye takdim etti. Leh kadn,
dikkatini hi belli etmeden Selma'ya baktktan ve teekkr ettikten sonra,
otelinin adm ve her ikisini de beklediini syleyerek ayrld.
Nevzat'la Selma kedeki masaya oturdular.
Bu sefer de Nevzat'n iki elini birden tutan kadn, gzlerinin iine
bakarak soruyordu:

Nereden ktn? Bu ne tesadf!

Rolne derhal balamaya karar veren Nevzat iini ekti:


Tesadf deil, dedi, seni bulmak iin geldim. Cenub Amerika'ya
gitseydin, Brezilya ormanlarna saklansaydn gene bulacaktm.
Selma gzlerini aarak yzn Nevzat'n yzne yaklatryordu:
mrmde bu kadar hayret... hayret ve memnuniyet duyduumu
hatrlamyorum. Beni nasl buldun? Buraya geldiimi stanbulda hi kimse
bilmiyor.

Aa Badat yakndr.

Quelle surprise! Hala, hala... Byk, ok byk bir hayret


iindeyim. Syle!

Evvela sen syle, buralarda iin ne!

Venedik'i ne kadar sevdiimi biliyorsun. stanbul'da bouldum.


Senden byk bir ricam var: Sakn o felaketi bana hatrlatma. Hibir ey
sorma. O hatrann uyanmasna sinirlerim hi tahamml etmiyor. Sen de
beni aramadn. ok yalnz kaldm. Bouluyordum. Buraya geldim. Fakat
burada da fenaym. Teselli bulamadm. Demin, seni grnce, seni tanynca
lgna dndm. Hi yapmadm eyi yaptm, yerimden deli gibi frladm ve
bardm. Demek buralara benim iin geldin. Sahi mi sylyorsun?
Evet, senin iin, yalnz senin iin geldim. stanbul'da, sensiz, ben
de bouluyordum. Gemiten hi bahsetmeyelim ve yeni bir aleme
douyormu gibi yaayalm.

Aman Nevzat, sevinten baylacam, sen... sen... burada?

nan buna! Ve inanmadn daha birok eylere inan!

Beni nasl buldun?

Beinci ubeden Venedik'e geldiini rendim; kambiyodan


cebindeki paray rendim. Yalnz liret almtn, demek yalnz talyada
kalacaktn. Biliyorum ki talya'da Venedik'ten baka yerde oturmazsn.

Harikuladesin, korkunsun! Peki, ya burada?

Seni bulmak iin birok tedbirler aldm. Baz ajanslarn


adreslerini tedarik ettim. Gondolcularn efine byk bir bahi vaat ettim.
Fakat hibirine lzum kalmad. nk seni Bella Venezia Oteli'ne getiren

gondolcu, tesadfen beni de ayn otele tad.

Sen de mi benim otelimdesin?

Ve senin odann bitiiindeki odada!

Selma byk bir sevinle yerinden srad:

Nevzat, sahi mi sylyorsun?

Evet, 32 numara, seninki 34 deil mi?

Bravo, doru. Selma Nevzat'n yzne akla ve hayranlkla


bakyordu:

Ne harikuladesin, Nevzat, ne gzelsin, ne elegansn! Yanndaki o


gzel kadn kimdi?

Vapurda tandm ve demin sokakta rastladm.

O kadar m?

Fazla deil. nk baka herhangi bir kadn beni oyalayabilecek


olsayd buralara kadar kalkp gelir miydim?

imdi senin her szne inanyorum.

Eskilerine de mi?

Hepsine.

Demek bu delil kafi geliyor.

imdilik... evet.

Demek imdilik?

Selma bir elini Nevzat'n dizine koyarak:


Oooh... dedi, beni gzel ryamdan uyandracak eyler syleme.
imdeki canavar kaldrma.

Pek gzel. Bir gondol gezintisi yapmak ister misin? Hava akide

Ne iyi olur.

gibi.

Kalktlar.

Gondola otelin nnden bineceklerdi. Kalabalk dar sokaklardan


getiler. Kprden otele giden tenha yola girdikleri zaman, yanlarna bir
adam yaklat, apkasn kararak Nevzat'a:
Sinyor! dedi, aradnz kadnn adresini buldum.
gondolcularn efini tand ve ona glerek Selma'y gsterdi:

Nevzat

Ben aradm kadnn adresini deil, kendisini buldum!

Adam, karnnn stnde tuttuu apkasnn geni kenarn iki eliyle


kvrarak, ayrlmak zere, iki kat eiliyor, glyor, kaln atlak sesiyle
tekrarlyordu:

Sinyor! Sinyor!

Bununla
uzatrken ilave etti:

beraber

vaat

ettiim

bahii

vereceim.

Paray

Siz de bana gzel bir gondol bulacaksnz. Bella Venezia'nn


nne gelsin.
Adam tekrar yerlere kadar eilerek:
Sinyor emrederler, dedi, Sinyora imdi Venedik'in en gzel
gondolu gelecektir. Sinyor emrederlerse Kanal Grande'de Venedik'in en
mehur mandolinleri ve gitarlaryla en mehur muganniyeleri serenat
yapacaklardr.
Nevzat Selmann yzne baktktan sonra:
Hayr, dedi, sknu tercih ediyoruz.
Adam koarak uzaklat.
Biraz sonra yepyeni ve yaldz ilemeleri prl prl parlyan bir gondol
onlar otelin nnden almt.
Akamn geceye en ok kart and. Sularn bulank ve pasl
aynasnda gnn son klar gittike koyulaarak moraryordu. Dar,
karanlk ve ssz lagnlere girdiler. Buralarda, ruhun stne gzel bir kabus
gibi abanan ey, kaplard. Bunlar bizim Vezir hannn kaplarn
andryordu: st yarm daire halinde, talar kapkara, ierisi gzn
seemeyecei hareketsiz ve korkun glgeler dolu, ak kaplar. Selma
bunlara ban uzatarak, dikkatle bakyordu. Gondolcu, kelerde "hoy!" diye
bardka kadn Nevzat'a sokularak bam onun omuzuna koyuyordu. Bir
aralk yol o kadar darlat ki kenarda duran iki bo gondol onlarn gemesine
mani oldu. Sktlar. Gondolcunun bu bo gondollardan birine atlayarak

yolu amas lazm geldi. Birbirlerine sarlan Selma ile Nevzat, aksi taraftaki
binalarn pencerelerine bakyorlard. Gondolcu birdenbire bard:
O ne? Burada bir adam yatyor! lm m? Banda kan var!
Selma ve Nevzat sradlar, sola dndler ve baktlar: Bo gondollardan
birinin iinde, yerde, yzkoyun, boylu boyunca bir adam yatyordu.
Bandan enesine doru ince uzun bir kan szmt.
Selma, birdenbire kendini kaybederek:
Ah, ne gzel! diye bard.
Nevzat dnd: "te Salim'e hak verdiren szlerden biri daha!"
Gondolcu yerde yatan adamn stne eilerek bir kibrit akt. O
zaman grdler ki adamn yana stnde kana benzeyen ey, bandan
enesine doru uzanan sayd. Nefes ald ve uyuduu belliydi. Gondolcu
glerek bard:

Korktum be, uyuyormu, bizim Antonio... Uyandrmayalm.

Gondolu kurtard ve iine atlad. Sessizce uzaklatlar.


Selma rya iinde:
Ah, dedi, o gondolun iinde bir l ne gzel bir ey olacakt.
Nevzat: "Bugn ok zalimsin!" diyecekti, fakat phesini belli etmemek iin
sustu.
Lagn birdenbire geniliyor ve uzaktan Ponte dei Sospiri, Venedik'in
mehur ecel kprs grnyordu.
Selma dedi ki:
Bu seferki geliimde burasn defa gezdim. Doyamyorum.
Bak, urada bir duvar kpry iki yola ayrr. ndeki yoldan, idam
mahkmlar dar bir merdivene, oradan da Pozzi'ye gtrlrlermi. ki
asr evvel. Orada ikencelerle ldrlrlermi. Dn: Ondan evvel de gelip
bu kprde on dakika duruyorlar ve dnyaya son defa bakyorlarm. O
asrda olmay ne kadar isterdim. Kabil olsayd da idamlar seyretseydim.
Nevzat dnd eyin tamamyla aksini syledi:

Cidden... Grlecek ey...

Deil mi? Fakat ben o zindana her giriimde hayalen o


ikenceleri tekrarlyorum ve mahkmlar ldryorum.
O zamann cellatlarndan biri olmak ister miydin? Selma biraz
tereddtten sonra:

sterdim, dedi.

kence de yapar mydn?

Uf... Hem de nasl!

Bir mahkmun gzlerini oyabilir miydin?

Bu bir ey mi? Daha neler icat ederdim!

Nevzat srtn dolaan rpermeyi sezdirmemek iin gld. akaya


boarak:

ok orijinalsin, dedi, ben bu kadarn yapamam.

Selma itiraflarndan piman olmu da uyanm gibi birdenbire


doruldu ve keye bzld. Nevzat da onun bu kadar samim oluuna
hayret etmiti. Dnd: "Kendini bir an kaybetmi olacak, dedi, buralarn
lm havas onu sarho etti ve gizli insiyaklarn dile getirdi. imdi anlad ve
susuyor."
Selma uzun mddet sustu ve bzld kede hi kmldamad.
Gondol Kanal Grande'ye kt zaman, Selma etrafna korku ile
bakyor ve keye daha ok bzlyordu.
Nevzat dedi ki:

Buralarda byk oteller varm. stersen onlardan birinde yemek

yiyelim.
Selma uykudan uyanr gibi zplad:

Nasl? dedi, pardon, duymadm.

Nevzat szlerini tekrarlad.


Selma Nevzat'n bir elini tutarak:

ok iyi, dedi, ben o otelleri severim. Tenha ve byk salonlar

Hangisine gidelim?

vardr.

Hangisi olursa... Kanal Grande'de benim bildiim byk otel


var: Avrupa Oteli, Grand Otel, Bauer Grnwald... Haydi, Grand Otel'e
gidelim.

Nevzat gondolcuya emir verdi.


Ortalk iyice karard iin kanalda btn vapurlar, kylar klarn
yakmlard.
Kano otomobillerin kornalar, ddkler,
haykrlar, uultular havay dolduruyordu.

motor

grltleri,

Nevzat gondolcuya beklemesini emrederek Selma'y otelin rhtmna


kard.
ndeki byk salonda, pencere nndeki masalardan birine
oturdular. Nevzat Selma'nn gondolda syledii szlerin naho tesirini
saklayabilmek iin, olduundan fazla neeli grnmeye alyor, slkla bir
oyun havas alyordu. Selma Nevzat'a kahvede rastlad andaki
cokunluunu bulmutu. Garson masann stndeki turuncu abajurlu
lambay yaknca Selma'nn iri gzlerinde kuvvetli bir sevin parlad.

arap ielim, talyan arab! diyordu.

Nevzat metrdotele emirler verdi ve adamlar gidince pencereden bakt.


Kanal Grande, simsiyah, karanlk bir havann tln benek benek, erha
erha yrtan klar iindeydi. Byk gemiler enlik lambalarn yakmlard.
Renkli Venedik fenerleriyle ssl, iinden mandolin ve gitar sesleriyle
arklar ykselen gondollar ar ar geiyorlard. ki tanesi otelin rhtm
nnde durmutu.
Selma da k, renk ve ses tufan halinde alayan kanala bakarak
dedi ki:
Venedik'i niin seviyorum, biliyor musun? Burada lm ve hayat
ne kadar yan yana...
Nevzat sun' glmseyerek:

Bilhassa hayat! dedi.

Hayat, tabii... Fakat lmle yan yana olmadka hayatn ne


kymeti var?
Nevzat evvelce de Selma'nn buna benzer eyler sylediini imdi
hatrlyordu.

Hayat! Hayat! diye srar etti.

Garson arap kadehlerini doldururken Nevzat Selma'nn sigarasn


yakyordu. Onun orta parmanda bir bak yaras olduuna dikkat etti.
Evvelce yoktu bu. Garson gittikten sonra sordu:

Elini ne zaman yaraladn?

Selma omuzlarn kaldrp indirerek cevap verdi:


Pudriyerimin kapa kmt,
parmam kestim, sonra da emdim.

akmla

Emdin mi?

Evet, biliyorsun, houma gider kan benim.

amak

isterken

Nevzat kaytsz ve neeli grnmeye muvaffak olarak tasdik etti:


Sahi... Senin ho tabiatlarn vardr. Demin de gondolda neler
sylyordun?
Byk phesini sezdirmemek iin Selma'nn yzne bakmad ve
havlusunu zerek dizlerinin stne yayd. Kadn kadehini kaldrarak:

Haydi, dedi, gzel ocuk... Prozit! Prozit!

Selma kadehini bir yudumda bitirdi, Nevzat yarlad.

Onu da bitir! dedi Selma.

Baktlar. Birdenbire yzne vuran pembelikle ve bzlen iri


gzleriyle, Selma, gzelliinin zirvesini yayordu. Omuzlar kalkt ve gs
sivrildi. Ayan birdenbire yere vurdu ve bam silkeledi. Kalarn kaldrd
ve iini ekti:

Muzaffer yaamak lazm! dedi.

nne bakan Nevzat gzlerini yandan ona doru kaldrarak:

Muzaffer mi? diye sordu.

Evet! Miskince deil: Ezerek, hrpalayarak, paralayarak.

Bu kadar iddet niin?

Selma lambann kenarndan ban uzatarak sordu:

Tehlikesiz hayat gzel mi?

Nevzat "anlamyorum" der gibi nne bakt. Selma garsona iaret


etti, kadehleri doldurttu, imeye devam ederek alak sesle:
Kaplan avna niin kyorlar? dedi, niin tehlikeden korkanlar
hi olmazsa korkmayanlar seyretmekten holanyorlar? Boa grelerini

dolduran binlerce halka ne oluyor? Ben spanyada ok seyrettim. Halk


anak anak kan iiyormu gibi coar. Cinayet romanlarn herkes niin
seviyor? Niin lm hikayeleri dinlemekten holanyorlar?
Nevzat ban kaldrarak, fakat Selma'nn yzne bakmayarak:

Niin? diye sordu.

nk en miskin adamlar bile, hayatn tehlike ve lm yannda


gzel olduunu biliyorlar.

boarak:

Miskin olmayanlar?
lmn

ve

tehlikenin

stne

yryorlar.

Nevzat

akaya

Sen erkek olmalydn! dedi.

Selma, gsnden gelen bouk ve marur bir sesle mrldand:

Hacet yok!

Ne kadar ak konuuyordu!.. Ona bu cesareti veren ey,


cinayetlerinin toprandan uzakta, hr olmas myd? Nevzat o ana kadar
phesini belli etmemeye muvaffak olduu iin biraz daha alarak
sormaktan ekinmedi:

Hacet yok mu? Anlamadm.

Selma sigarasnn dumanlarn savurarak:

Ben bir erkek kadar hrm ve cesurum! dedi.

Hrriyetini anlyorum ama cesaretini anlamyorum. Tehlikeli


yaamyorsun ki...
Selma gzlerini ksarak azndan kan dumanlar seyretti ve cevap
vermedi. Ban yukar kaldrarak ve havaya doru bakarak dedi ki:
Demin gondolcu bir Antonio'dan bahsetti. Benim de bir
Antonio'm var. Bir serseri. Hamallk eder, oraya buraya koar, ufak tefek
iler yapar. Michaella isminde bir sevgilisi varm, onu ldrm, on be
sene hapiste yatm ve km. Ne diyor, biliyor musun?

Ne diyor?

"htiyarladm, Senyorita, ihtiyarladm" diyor. "Hayr, sen daha


dinsin" diyorum. "Dincim, fakat yrekte o kuvvet yok, ben bir Michaella
daha ldremem" diyor. Sonra da "ldremeyen sevemez" diyor.

Nevzat dayanamad:

Korkunsun, Selma! dedi.

Kadnn kalar atld ve dudaklarnn etrafnda gzel bir tebessm


belirdi. Gzleriyle aznn manas arasndaki bu tezat, byleyici ve
sersemleticiydi. Kalar incelince, birdenbire, iindeki fikirlerle ve hatralarla
hi mnasebeti olmayan masum bir ba dodu.
Peki, bunlar konumayalm, diyordu, i, benim yakut azl
bebeim, i bakaym, haydi...
Bitiik salonun orkestras Albeniz'in tangosunu alyordu. Selma'nn
yznde btn ihtiras izgileri kayboldu ve yerini tatl bir skn maskesi
kaplad. Nevzat biraz evvelki szlerin bu kadndan ktna inanmyordu.
Birdenbire nasl gzellemiti, Selma; altn bir sisle rtl gzleri nasl
szld ve derinleti! Nevzat ona bakarken lme kadar giden bir hzla
btn ak merdivenlerini yaamak istiyordu. Birdenbire uyand, kendini
toplad ve hayale kaplmaktan saknd. Fakat bir anda doup len bu
duygusundan, plan lehine istifade etmek istiyordu. Dedi ki:
Selma, sen cidden lm tatllatryorsun. O kadar gzelsin ki
insanda kendisini sana kurban etmek arzusunu uyandryorsun. Bir gn
senin iin kendimi ldrrsem bana sakn acma, e mi? nk bu, ok
mesut bir lm olacak.
Selma garsona iaret etti ve arap kadehleri dolduktan sonra:

bebeim, dedi, lmden bahsetme!

Nevzat mukavemet kararyla itii iin hi sarho olmamt; fakat


olmu gibi yapyor ve srar ediyordu:
nan
buna,
Selma...
Gzlerindeki
pheye
tahamml
edemiyorum; istiyorum ki sen benim bir iaretle hayatn feda etmeye hazr
bir gnll olduuma emin ol.

Cicim, sen sarho oldun!

Hayr Selma! Aykken de ben bunlar dnyordum.


stanbul'da bouluyordum. Tabancamn kabzasn ok okadm, fakat gn
gelmedii iin tetii ekmedim. Halim'i ok kskandm, lmn de
kskandm.

Nevzat!

Msaade et. nsan dnyaya bir gzel an yaamak iin gelmitir.


st taraf manasz tekerrrlerden ibaret. Btn itahlarmz, yemeklerimiz,

uykularmz, almalarmz birbirinin ayn. O gzel an bir daha tekerrr


etmez. Niin yaamal? Hayalen ve yakndan senin bayltc, ldrc
gzelliin, ahsiyetinden szan tatl zehir bana artk hep bu emeli telkin
ediyor. nanmyor musun? Biliyorsun ki ben Halim gibi romantik deilim.
Szlerim bir hayalden ziyade hakikat ifade eder.

Niin bunlar sylyorsun?

stanbul'dan buraya kadar sana bunlar sylemek ve ispat etmek


iin geldim. Fakat bilirim ki inanmazsn. Delil istersin. Dur!
Nevzat garsona kat getirtti. Otelin firmas bulunan st ksmn
kesti. Kalemini kard, dnd:

Msaade et, dedi, Franszca yazacam.

Kadn stne u satrlar yazd: "Selma! bir Latin airinin syledii


gibi, sensiz de, seninle de yaayamam. Dnyann en mes'ut lmlerinden
biriyle lyorum. Bana acma, nk ok mes'udum."
Kad Selma'ya verdi ve ilave etti:
Bunu sakla! Sakn yrtaym deme, sakla! Selma gld ve kad
antasna koyarak:

Sen ocuksun! dedi.

Nevzat harikulade roln muvaffakiyetle yapmaya devam ederek:


Ben imdi dnyann en bahtiyar adamym, dedi. Selma Nevzat'a
hayretle baktn gizlemeye alyordu.

Sen Halim'den daha romantiksin!

Deilim, greceksin!

Yeter, bebeim. Beni mteessir ediyorsun. Haydi, arabn i ve


yemeini getirt. Ben yemek yemeyeceim.

Ben de.

Biraz ordvr getirtelim ve buradan kalm. Gondolla gezmek


daha iyi deil mi?

Elbette!

Biraz sonra otelden ktlar ve gondollarna bindiler. Kanalda


serenatlar balamt. Renkli fenerlerle donanm byk bir gondolun iinde,
keman, gitar, mandolin alan mzisyenlerin ortasnda bir dansz ark

sylyor ve oynuyordu. Arkada bir sra gondol vard. Onlar dolduran halk
da, alak sesle arklara itirak ediyordu. Selma ve Nevzat da bir mddet bu
kafileye katldlar. Cenup gneinin kavurduu halk ruhundan doma,
yank ve cokun havalar dinledikten sonra, yalnz kalabilmek iin
uzaklatlar. Selma gondolu bir kyya yanatrd ve gondolcuya bir ie
arap aldrd.
Karanlk lagnlere daldklar zaman Selma ieyi dudaklarna
gtrd, sonra Nevzat'a verdi. Gen adam ier gibi yapyor, fakat bir damla
yutmuyordu. Selma cebinden husus bir tabaka kard ve Nevzat'a bir
sigara uzatarak:
Bunu i, bebeim, dedi, Venedik'i o zaman anlayacaksn! Nevzat
sigaradan birka nefes ekince bunun esrar olduunu anlamt. Nedense
birdenbire aklna erif geldi ve iinden: "Sana ok mhim haberler
getireceim!" dedi. Kendisinde, Selma'ya kar, eski zevk hatr alarmn
tortusuyla kark bir ehvetten ve bir polis tecesssnden fazla hibir zaaf
duymuyordu. Byk muammann halline doru yaklamaktan gelen derin
bir sevinci vard.
Sigarann dumanlarn iine ekmiyor, fakat rolne devam ediyordu:
Oh... Ne harika!.. Ne harika... Btn u ta ve pis binalar, ne
gzel bir ipek yumuaklyla sallanyorlar... Oh... Bu sigara ve bu gezinti hi
bitmese...
Ban Selma'nn gsne dayad. Uyur gibi yapyor ve dnyordu:
Artk muhakkak... muhakkak... Salim'in hakk varm... Kad nasl
antasna soktu... Beni nasl sarho etmeye ve sersemletmeye alyor...
Fakat yarabbi... bu gzel kadnda bu engerek ruhu nasl barnabiliyor?"
Selma, "bebeim..." diye mrldanarak onun alnn ve salarn
okuyordu.

Uyuyor musun? diye sordu. Nevzat srar gibi yaparak:

Dalmm, dedi.

Sonra arap istedi. ieyi dudaklarna gtrd ve bir damla imedi.


Oh... dedi, iime ne tatl bir scaklk doluyor... Bana bir sigara
daha verir misin?

Al bebeim...

Selma Nevzat'n azna bir esrar sigaras daha tututurdu ve yakt.

Nevzat bu sigarann da dumanlarn iine ekmiyor ve aznn iinde


biraz tuttuktan sonra dar salveriyordu. Gene de bana hafif bir sersemlik
gelmiti.
Sigaray att:
Oh... dedi, bu kadar yeter. Cennetteyim. Selma onun ban
okamaya devam ediyordu. Otele geldiler. Nevzat merdivenlerde sendeler gibi
yapyor ve Selma'ya tutunuyordu. Odasnn nnde kadn:

geleyim.

Bebeim, dedi, sen odana gir, ben de soyunaym, pijamam giyip

Nevzat odasna girdi, tavan lambasn yakt ve soyunmaya balad.


"Ne yapabilir? diye dnyordu, her ey tamam. Kad benden ald ve beni
istedii kadar sarho ettiine kani. Bir tuzaa debilir miyim?" Kuvvetli bir
endiesi yok deildi; fakat iradesini felce uratacak bir korku duymuyordu.
ki kiilik yataa bakt; sonra gzlerini odann plak tavannda ve
duvarlarnda gezdirdi. Bu odada ve bu yatakta m lecekti? Kendisinden
evvel lenlerin hepsi, baba, hizmeti kz, iki koca ve Halim, zavall Halim,
hep bu tuzaa m dmlerdi? Salim'e hak verdiren olayn son iaretlerine
ramen, Nevzat hala buna inanmyordu.
Kap ald ve ieriye, siyah zemin stnde ince yeil ipek pijamasyla
Selma girdi. Elinde antas vard. Kalar hafif atkt ve azn belirsiz bir
tebessm ereveliyordu. Kendi evindeymi gibi emniyet ve sknet iinde
ift yatan sa tarafna gitti, baucundaki dolabn st gzn ekti, iine
antasn koydu, gz kapad. Sonra bir an dnd, gz ekti ve ak
brakt. Dolabn stndeki kk gece lambasn yakt.
Geriye dnd ve Nevzat' kucaklad.
Bir saat kadar sonra, arka st yatan Selma, baucundaki
antasndan iki esrar sigaras kard ve birini Nevzat'a uzatt:

Al bebeim, bunlar da ielim, rahat uyuruz.

Ellerini ensesinin altna koymu, arka st yatan Nevzat, hafif


yorgunluunu mbalaa ederek uykulu bir sesle:

Aman ver, ruhum, dedi.

Selma bir dirsei stnde dorularak onun sigarasn yakt, dolabn


stnden tablay ald ve uzatt. Arada bir tablay ona uzatyordu.
Sigarann dumann iine ekmeyen ve bolua savuran Nevzat,
sarholuun ve uykunun son haddindeymi gibi, sulu, yayvan, dalgal bir
sesle:

Enfes! diyordu, hayatmn... hayatmn... en gzel... gecesi...


Neler... gryorum... imdi. Bir vapur... Iklar iinde byk... byk bir
vapur... Oh... ne gzel mzik... Nameler gkyzne... ktan stunlar
halinde... kyor... Eskiden, bu sigaralardan bana niin vermezdin, Selma?
Selma onun alnn ve salarn okayarak:
Haydi, uyu bebeim, diyordu, eskiden sana bir kere teklif ettim.
ubuklu'daki yalda, o kadar nefretle reddettin ki srara cesaret edemedim.
Nevzat,
uyuturucu
zehirin
muvaffakiyetle yapmaya devam ediyordu:

penesindeki

adam

roln

ubuklu'daki yal... imdi ne kadar uzak... Uzak... Gzmn


nne... bir pirin tanesinin stne bir inlinin yapt saray resmi gibi
ufack geliyor...
Uyu, bebeim...
Byk, o byk vapurun iindeyim. Biri kulama aka dair bir
eyler fsldyor... Kim o? Sama, soluma bakyorum, kimseler yok:
Akdeniz'in stnde bahar rzgar...
Nevzat sustu ve gzlerini kapad. Yan dnd. Yutkunuyor ve daha
derin nefes alyordu.
Selma yataktan atlad ve tavan lambasn sndrd. Yalnz kendi
dolabnn stndeki sar abajurlu gece lambas yanyordu. Nevzat gzlerini
aralk etmiti. ki pencere arasndaki duvarn stnde Selmann yataa giren
glgesini grd.
Derin ve biraz da sesli nefes alr gibi grnmeye devam ediyordu.
Selmann duvardaki glgesi kayboldu, fakat Nevzat gzlerini daima yan ak
tutuyor ve dnyordu: "u anda bir ey yapabilir mi? Arkamdan silah
skamaz ya, bunun intihar olduuna kimse inanmaz. Eer kt bir niyeti
varsa, benim uyuduumu zannederek stme eilmesi, namluyu akama
dayayarak tetii ekmesi, sonra vcuduma intihar etmi bir adam ekli
vererek odadan kmas lazm..."
Nevzat gzlerini iyice an, etrafna baknd ve gene kapad. Yana
dnm olduu iin Selma arkasnda kalyordu.
Pencerelerin demir kapaklar kapalyd. Fakat otelin kaps civarnda
konuan gondolcularn kaln ve bouk sesleri, katlk mesafeyi ve demir
kapaklarn maniasn kolayca aarak pek yakndaym gibi kulaa vuruyor,
uzaklardan arklar ve kahkahalar geliyordu. Selma'nn her hareketi
glgesinden belli olduu iin Nevzat, yar aralk tuttuu gzlerini iki pencere
arasndaki duvardan ayrmad. Fakat Selma hi kmldamyor, ald nefesler
bile duyulmuyordu. Nevzat dnd: "htimal ki, olduka gln bir vehim

oyuncaym. Nefis bir uykuyu kendime haram ediyorum. imdi birdenbire


geriye dnsem, Selma'nn ellerini, yatan iini, antasn muayene etsem her
eyi anlayamaz mym? Yannda silaha benzer bir ey yoksa, besbelli ki
masumdur. Fakat varsa?.. Varsa bu onun aleyhine bir iarettir, fakat bir
ispat deildir. Seyahat eden herkesin bir silah olabilir, nitekim, ben de
almay dndm, fakat ihmal ettim."
Otelin nnden arklar ve kahkahalar geti.
Sonra birdenbire sesler kesildi. Gondolcularn konumalar da
duyulmuyordu. Nevzat dnd: "Saat iki vardr." Uyur gibi yapmaya, derin
ve sesli nefesler almaya devam etti. Bir Yenice sigaras gznde ttyordu.
Ah bir sigara... bir sigara... Srf bir sigara iebilmek iin bu oyuna nihayet
verebilirdi. Selma'nn somyasnda bir gcrt duydu ve gzlerini biraz daha
aarak bakt. Glge yoktu. Yalnz karyola biraz sallanm ve Selma'nn
dolabnda bir tkrt olmutu. Nevzat, onun yatt yerden bir ey almak iin
dolaba uzandn tahmin etti. Arkasndan oday derin bir sessizlik kaplad.
Bu sefer Nevzat'n nefeslerinden ve Selma'nn arada bir sinirli i
ekilerinden baka hibir ses duyulmuyordu.
Byle uzun anlar geti. Belki on dakika, belki yarm saat. Nevzat
oday dolduran esrar dumannn arlm imdi daha ok duyuyordu. Ar,
genzi ve dima kurutan, buruk ve kalevi bir koku. Uykudan ziyade
sersemlik veriyordu. Nevzat uykuya kar mukavemetinin birdenbire
krlmaya baladm hissetti ve korktu. Farknda olmadan ar bir uykuya
dalabilir ve bir daha uyanmayabilirdi. Gzlerini alabildiine at ve odann
teferruatna dikkat ederek uurunu uyank tutmaya alt. Kk
lambadan gelen sar k, bask tavanl odann plak duvarlarna stmal bir
hasta yznn rengini veriyordu. Kar kedeki masann stnde Nevzat'n
vapurda okuduu kitap ve Brindisi'de ald Franszca gazeteler vard.
Gardrobun kaps yar akt. Hepsi o kadar. Azam derecede rasyonel
denmi bu odada, en merakl dnceye bile gda olabilecek hibir
fevkaladelik yoktu. Nevzat Grand Otel'i dnd. Selma niin oraya
gitmemi de buraya gelmiti? Ya dviz meselesi, yahut da bu otelin plakl
ve sessizliiyle Selmann vahi ve mnzev ruhu arasndaki uygunluk...
Uyku bastryordu. Fakat uyank grnmek istemeyen Nevzat iin byk bir
hareket yapmak imkan yoktu. Hatta, vaziyetini deitirirse daha rahat
ederek uyumaktan korkuyordu. Sol dizine yapan arya bunun iin
msamaha etti ve ayan uzatmak istedii halde vazgeti.
Nevzat hafife kmldad ve bir kolunu yorgandan kard.
Uykusunun daha derin bir merhalesine gemek istiyormu gibi bam
yastkta oynatarak biraz daha arkaya ald. Azm yarm at ve en derin
uykusuna dalanlar taklit eden sesler karmaa balad. Fakat bu vaziyette
de, byk bir rehavetle kark can skntsna mukavemetinin uzun
srmeyeceini anlyordu. Selmann uyumaya baladn hissettiren bir
iaret olsa kendi de uykuya teslim olacakt. Fakat niin, daima karanlkta
uyumay seven kadn, hala baucundaki lambay sndrmemiti? Hala niin

uyankt? Ne dnyordu? Nevzat' bir saatten beri en byk vehmin


cehennemi iinde mhlayan bir niyeti var myd?
Biraz sonra karyolann somyasnda bir gcrt daha oldu ve Nevzat,
iki pencere arasndaki duvarda Selma'nn glgesini bir daha grd. Bu glge
uzam, genilemi ve birdenbire ksalmt. Nevzat, yorgann stnde, sol
omuzuna doru peyda olan hafif bir tazyikten, Selma'nn kendi stne doru
eildiini hissetti ve sol yanann stnde insan nefesine benzer bir
scakln gezindiini duydu. Derin nefesler almaya devam ediyor ve
dardan grlmeyecek kadar ince bir izgi halinde ak gzleriyle kendi
gsnn etrafndaki dar sahay gzetliyordu. Birdenbire, kendi karn
hizasnda, Selmann plak kolunu grd ve gzlerini hafif bir derece daha
at. Sonra bir anda srad ve yorgann stnde duran eliyle Selma'nn
bileini yakalad. Hafif bir lk koparan kadnn elinde tabanca vard!
Nevzat Selma'nn bileini kvrarak teki eliyle tabancay ald ve
yatan iinde dorularak oturdu. Selma, namazda secdeye kapanmaya
benzeyen bir hareketle dizst yataa uzanm, ban avularnn iine
almt. Nevzat elindeki silaha bir gz attktan sonra yataktan kalkt, onu
kendi dolabnn gzne koydu, terliklerim giydi ve yatan kenarna oturdu.
Dizst ve yzkoyun yatan Selma, hafif bir lk kopararak yana doru
devrilmiti, Nevzat onun bembeyaz kesilen yznden ve terli alnndan
bayldn anlad. Kalkt ve bavulunda kolonya iesini arad. Fakat o
zamana kadar Selma kendine gelmiti. Yerinden biraz daha ilerleyerek ban
karyolann ayak tarafndaki kenarna dayam, plak ayaklaryla yorgan
teperek ve buruturarak rpnyor, salarn ellerine sararak ekiyor, alnn
tahtann sivri kenarna vuruyordu. Fakat, garip, azndan hibir ses,
hkra ve iniltiye benzer hibir ses kmyordu.
Nevzat, ayakta, kollarn gs stnde kavuturarak onu bir
mddet seyretti. Demek btn bu gevrek, incecik, yumuak maddelerden
teekkl etmi mahlk, ruhunun iinde reklenen engerekten ald
ilhamla tetii ekecekti; demek Nevzat uyumu olsayd, imdi, gsnden
veya akandan szan ince bir kan eridiyle, kendinden evvelkiler gibi gafil,
lecekti; demek btn bu cinayetler, byle sessiz bir odada, bu kadar tabii
bir atmosfer iinde, kolaycack ve maharetle yaplmt! Fakat niin, yarabbi
niin?..
Nevzat etrafna bakt. Her ey ne kadar tabii bir suretle yerli yerinde
duruyordu. te biraz evvel grd masa ve stnde kitapla gazeteler; ite
Selmann glgesini seyrettii duvar ve ite demir kapaklar kapal
pencereler... Nevzat lseydi ne fark edecekti? Bir silah patlayacakt, vcudu
biraz sarslacak ve Selmann verecei ekli alacakt.
Sonra bitiik odaya doru kaan sessiz admlar, sonra aa
katlardan kouan insanlar... polis... dolabn stnde intihar ispat eden bir
kat... Muayene, ksa bir tahkikat ve toprak... Masa gene bu masa, yalnz
stnden kitap ve gazeteler kalkacak; duvar gene bu duvar, pencereler gene
bu pencereler... Bir adese bakyla gayet sade grnen bu manzara, ancak

muhayyileye intikal ettikten sonra korkun buutlarm* alabilirdi. Fakat


Nevzat hayalini altrmyor, byle anlarda btn ruhunu kaplayan
soukkanllk iinde Selma'ya bakyordu. Kadn, karyolann tahtasna
yaslad kollarnn stne ban kapam, sessiz, hkryordu.
Nevzat ona doru bir iki adm att. Kalkp oturmasn ve anlatmasn
emredecekti. Fakat Selma, buna lzum kalmadan doruldu. Yz,
tannmayacak kadar yabanc buruuklarn istilasna uramt. ri gzleri
kslm, kaslar, aksine, yukar kalkm, aln birdenbire patlayarak uura
boalan gizli ve aprak bir ruh hayatnn izgileriyle dolmutu. Az ieri
batk ve enesi boynuna doru kskt. Btn vcudu, bak yemi bir
insann mthi sancsyla kvrlm gibiydi.
Korkun bir dern mcadele geirdii belliydi. Ruhunun btn
eytanlar ve zebanileri gzlerinin altndaki ihtiras yuvas glgeye
mt. Burnunun stnde yeni izgiler vard. Gs birdenbire kalkp
indi ve azndan derin bir nefes boald. Btn vcudu gevemiti.
Yastktan kalkt ve Nevzat'n yanndan hzla geti. Ona srnd
halde yzne bakmad. Masann bana oturdu ve otelin katlarna acele bir
eyler yazd.
Sonra ayaa kalkt ve titreyen eliyle kad Nevzat'a uzatt.
Kadn stnde, Franszca, u satrlar vard:
"ntihar ediyorum. Kimse mes'ul deildir. Cenazem Trabzon'a
nakledilecek ve babamn yanna gmlecektir. Bu son vazifenin ifasn
vatandam ve dostum, Nevzat'tan rica ederim.
Selma Ragp"
Nevzat kad okuduktan sonra, Selmann yzne bakaca yerde
tekrar kada bakt.
Selma, kederli ve azimli, alak ve ar bir sesle:
Silahm ver, dedi, odama gideceim, iki dakikadan fazla
srmeyecek.
Nevzat kad Selma'ya uzatarak ve yere bakarak:

biraz dur!

yi! dedi, bundan baka yapabilecein hibir ey yoktur. Fakat

Kadn sessiz bir lk koparr gibi:

Hayr! dedi, vakit gemesin... radem gever.

Biraz dur, bu srr beraber gtremezsin. Otur uraya!

Karyolann ayak ucundaki divan gsterdi. Selma, yz bembeyaz,


kalar kalkk, az yar ak, bir somnambl uursuzluu iinde hareketsiz
duruyordu.
Nevzat bann hafif ve kat bir hareketiyle tekrarlad:

Haydi, otur!

Selma itaat etti ve divana oturdu. Fakat hemen dirseklerini dizlerine


koyarak yorgun ban avularnn iine almt.
Nevzat onun ruhundaki banlar demee balamak iin, ilk olarak
u sorguyu tercih etti:

Batan anlat! dedi, baban niin ve nasl ldrdn?

Selma oturduu yerden yan dorularak ve omuzlarn yukar doru


atarak, ba dimdik, gzleri bym, az yar ak, boynu kopacak gibi
gergin, kabarm gsnde bouk bir ses yuvarlayan kuru bir i ekiten
sonra, bir haykrla cevap verdi:
Babam ben ldrmedim, Nevzat! Davay kaybettii iin... Sana
anlattm gibi... ntihar etti o... Ben ldrmedim onu...
Birdenbire ayaa kalkt, iki adm geri att ve birer pene gibi
sertleen ellerini ne doru uzatarak avaz kt kadar haykracakm gibi
gzlerini alabildiine at; fakat bouk ve alak bir sesle devam etti:
Hepinize, btn insanlara, btn erkeklere, o ld iin
dmanm.
Sesini birka paraya blen bir hkrktan sonra:
Babam ben ok severdim, dedi, ve babamdan baka hi kimseyi
sevmedim. Babam o kadar severdim ki bakalarna dman oldum. O
ldkten sonra dnyann gene eskisi gibi devam etmesine tahamml
edemiyordum.
Nevzat'a yaklat ve iki elini de onun yzne doru sallayarak:
Sana bunu nasl anlataym? dedi, bu his bana babam lmeden
evvel geldi. O dava beni deli etmiti. Babamdan ziyade benim aklm
bamdan alyordu. Sinirlerim yle bozuldu ki beni stanbul'a gnderdiler.
ili hastanesinde tedavi edildim, sonra Fransz mektebine verildim. Fakat
aklm orada idi. Tatillerde gidip geliyordum. Babam davay kaybedip de
kendini ldrd zaman oradaydm. ldrdm. Ka defa babamn tfeini
alarak sokaa frlamak istedim. Babamn hasmn ldrmek istiyordum.
Kulana m gitti, nedir, herif kat. Ben lgna dnmtm. Evin iinde
nme gelenin stne yryordum. Beni bir odaya kapattlar. Hrsmdan

perdelerin saaklarn yoluyordum. Fakat bak, sana ilk cinayetimi anlataym:


Odaya ak pencereden komunun kedisi girdi. Kulaklarnn ucu kesik,
sska, tekir bir kediydi.
Neesi vard. Benim didiklediim saaklarla oynamaya balad.
Uzaklayor, geriliyor, geriliyor, birdenbire saan stne zplyordu. Bu
beni btn btn deli etti. Babam ldkten sonra ben dnyada herkesin
susmasn, kmldamamasn istiyordum. En kk bir hareket, bir grlt
beni rmdan karyordu. Kediye yle bir sinirlendim ki... akaklarm
zonklamaya balad. stne atldm, kata. Tutmak iin ok uratm ve
yakaladm nihayet. Oda evin nc katandayd. Kediyi pencereden
atacaktm, fakat lmemesinden korkuyordum. lmesini istiyordum.
Babamdan sonra kimin ldn duysam iim ferahlayacakt. Kimse lmedi
o sralarda... Hi olmazsa u kedi, mel'un kedi lsn... Trnaklarm boazna
geirdim ve skmaya baladm. rpnyor ve arka ayaklaryla ellerimi
trmalyordu. Olanca kuvvetimle boazn sktm, sktm. Ayaklar
kmldamayncaya kadar sktm. Gzleri patlam gibi dar urad.
Azndan kpk gibi bir salya geldi. lmt. Ferahladm. Ama nasl
ferahlay, bilsen... Sanki beynimin iinden byk bir ta kmt. Mindere
srt st kendimi braktm ve kahkahalarla gldm.
Arada bir yerimden kalkyor, kedinin lsn ayamla drtyor,
tekrar arka st yatarak glyordum. Hayatmda bu kadar mes'ut olduum
an yoktu. Sanki babamn dmanm ldrmtm. Anladm ki bir kedi o
herifin yerine geebiliyor. Oh... Gidip gidip kedinin lsn tekmeliyordum.
Sonra onu pencereden kar arsaya frlatp attm.
Nevzat masann stnden bir sigara ald ve yakt, nndeki
sandalyeye oturdu ve bir elini pijamasnn cebine soktu. Hibir ey
sormadan, manalar sakl, donuk bir yzle nne bakt ve Selma'nn devam
etmesini bekledi.
Kadn da masaya gelerek bir sigara alm, yakm, geip divana
oturmutu. Dizlerini sallyor ve ban ne doru sarktarak bacaklarnn
arasndan yere bakyordu.
Birdenbire doruldu ve parmann sert bir vuruuyla sigarasnn
kln yere silkerek devam etti:
O gece rahat uyudum ve ryamda bir geyik, bir de boa
ldrdm. Sabahleyin daha hafif uyandm. imde bir nee vard. Sonra, bir
iki gn iinde nee geti ve aclk kald. Fena, kark ryalar gryordum.
Bir defasnda, ryamda, bana tasallut eden ve muvaffak olan gen bir adam
ldrdm. Byk, byk, byk zevk duymutum. Sonra stanbul'a geldim.
lkin nasl evlendiimi biliyorsun. Gzel adamd. Fakat hi sevmedim onu.
Yannda boulacak kadar canm sklyordu. O beni ldrasya sevdi. Onu da
bomak istiyordum. nk babamn yerini kapm gibi geliyordu bana. Hem
babam ldkten sonra bana yle bir vahilik geldi ki hi kimse ile konumak
istemiyordum. Gazetelerde lm haberlerini zevkle okuyordum. Ooo..h,

babamdan sonra biri daha lm; oooh... biri daha, biri daha... Ve kazalar
olsun, ihtilaller olsun, muharebeler olsun da birok insanlar lsn,
diyordum. Mademki babam ld... nk ben babam ok seviyordum.
Selma'nn azndan bir hkrk koptu, fakat ok srmedi. Kadn
sigarasn terliinin altnda sndrerek devam etti:
Bu souk herifi, kocam ldrmek iin... nk hissediyordum,
bir insan ldrsem sanki babamn intikamn alacaktm... Neler dndm,
neler... Bir buuk sene yalnz bunu dndm. Sonra buldum aresini...
te... Maharetle onun elinden bir kat almak...Ama ok incelik lazmd
bunun iin... Muvaffak oldum... Yabanc bir yerde yapmak istiyordum...
Kandrdm onu... Viyana'ya gittik... Orada... Grand Otel'de... hem de caddeye
bakan odada... yaz yazarken arkasndan yaklatm, kucaklar gibi yaptm ve
kurunu tam akana sktm... Ne kolay olmutu bu... Kimse
phelenmedi... Ben karsydm... aylp baylyordum... Viyana polisine bir
sr intihar sebepleri anlattm... El yazsyla kad da vard... Sefarethanede
arkadalar kad tetkik ettiler... ki budala... Ben gene o ac ac sevin
iindeydim. Oh... Tekrar evlenmek ve ldrmek istiyordum... tekide yle...
Edirne'de... ayn usul...
Boaz kuruyan Selma yutkunarak kesik kesik anlatmaya devam
ediyordu:
O daha kolay oldu. Almtm. Halim de yle... Sarho ettim...
sigaradan iirdim.
Nevzat bir sigara daha yakarak:

Ya besleme? diye sordu.

Ah... sersem... pencereden sarkmt. Alay seyrediyordu.


Birdenbire bacaklarndan tuttum, havaya kaldrdm ve ne doru ittim.
zmir'de... Bahenin parmaklna kafas arpt ve havuzun kenarna dt.
Kaza dediler.
Nevzat birdenbire yerinden kalkt, dolaba yrd, silah kapt ve
Selma'ya yaklaarak:

Al! dedi, haydi... odana...

Kadn silah ortasndan tutup avucunda skarak:


imdi... urada... u anda yapabilirim, dedi. Odama giderken...
gevemekten korkuyorum.

Fakat... benim odamda?..

Selma titriyordu, bouk bir sesle:

Zarar yok, dedi, katta senden de bahis var... Besbelli ki...

Nevzat dnd. Vakit geerse kendisi de zaafa debilirdi. Daha


imdiden byk tereddt ve korku dalgalar gsnden boazna doru
kyordu.
ki adm geri ekildi. Ellerini arkasna koyarak:
Pekala, haydi... dedi. Sen bitirdikten sonra ben yataa girerim.
Ben uyurken olmu olur. Haydi!
Selma, pijamasnn gsn syrd, namluyu tam kalbinin stnde,
plak etine dayad ve gzlerini kapad.
Fakat eli o kadar titriyordu ki namlunun ucu derisinin stnden
saa doru kayd.
Gzlerini aan Selma, tabancay Nevzat'a doru uzatarak:

Al! dedi, sen yap... Ben baylmak zereyim... bouluyorum...

Ben artk yaayamam... Bouluyorum...


Bu szleri sylerken, alt enesi de bir nzulnn* az gibi arplm,
sallanyordu. Nevzat bir adm daha geri ekildi. Sklm dileri arasndan:

Haydi! dedi, gayret! stersen ben gideyim?

Selma gittike artan, btn vcudunu saran ve omuzlaryla


dizlerinde gze arpacak kadar belli olan bir titreme iinde:
Hayr! dedi, yalnz hi yapamam. Sen bana kuvvet veriyorsun.
Hatta, gel, yanma otur, rica ederim, daha fazla... kuvvet... bulacam.
Nevzat ksa bir tereddtten sonra, gitti, Selma'nn yanna oturdu.
Kadn namluyu tekrar gsne dayam ve gzlerini kapamt. Bir
elini uzatt, Nevzat'n elini tuttu ve trnaklarn onun etine geirerek olanca
kuvvetiyle skmaya balad. Nevzat bir kere daha:

Haydi! dedi.

Ve bekledi. Selma gzlerini smsk yummu, ban arkaya doru


atm, baygn bir halde:
Peki... dedi, ekiyorum. Fakat sen bakma. Ban teye evir!

Zaten Nevzat da grmemek iin gzlerini nne indirmiti. Ban


kap tarafna evirdi.
Ksa bir an sonra silah patlad.
Fakat, Selma deil, kurunu tam kalbinden yiyerek divann stne
devrilen, Nevzat't.
Selma, iyi isabet ettirdiine emin olmak iin onun stne eildi ve
gsnden szan kan grnce, hemen silah Nevzat'n divandan sarkan bir
elinin hizasnda yere brakt. Sonra ayaa kalkt, hzla dolaba gitti. Nevzat'n
lokantada verdii kad antasndan kard, gtrp masann stne
brakt, oradan da kendi kadn ald, antasna soktu ve kapya doru
yrrken... birdenbire irkildi. Kapnn kanad stnde, boylu boyunca kendi
glgesi vard. Hemen geriye dnerek sndrd, yavaa odadan kt.
Kendi odasna girip de kapy kilitledii zaman, aa katlardan gelen
ayak sesleri koridoru dolduruyor, yandaki ve karki odalarn kaplar
grltyle alp kapanyordu.
160

You might also like