You are on page 1of 15

NEDR MEKN DEDKLER?

Hasan nal Nalbantolu

Gnmzde mekndan sz edildiinde mimarlarn aralarnda olduu ezici bir ounluk kendi yaam
pratiklerinde ve bu pratikleri sarmalayan sylemlerde bu szcn temsiliyet gcn kaytsz artsz kabul
etmi olarak kullanrz. Oysa bildiri balnn da iaret ettii gibi, mekn eylerin yeni bir dildnyasnda
nesneleip resim ve saylara dntrld soyut ve ii bo bir kalp, zetle insanlk tarihinin nceki
dnemlerinde varlna ok da gerek duyulmam modern zamanlara zg bir kategori / kavramdr.
Bildirimiz, zellikle Aristotelese bavuran Heideggerin dnm patikalarnda sklkla sorgulad bu kavramn
grnrdeki genelgeerliini sorunlatrmak ve tartmaya amak amacn tamaktadr.

Gnmzde mekndan sz aldnda aralarnda kanlmaz olarak mimarlarn da bulunduu ezici bir ounluk kendi
yaam pratiklerinde ve bu pratikleri saran sylemlerde modern zamanlara zg bir anlam kazanm bu szcn
temsiliyet gcn sorgulamaz bile. Mekn szcnn kapsam artk o denli geni ve anlam ylesine rselenmitir ki,
zanaatms retim ya da seri imalta dayansn mimarlk pratiklerinin oluturduu yap meknlar ya da ak kent
meknlarndan tutun da, modern bireyin ruhsal i meknna kadar uzanan ok farkl nitelikteki grng ve olgulardan
dem vurulduunda, sanki aklama, zmleme yetersizliinin, boluunun stn rtermicesine szcn aceleyle,
kolayca sarfedildiine sklkla tank oluruz. Ayn ekilde, insanlk tarihinin gemi dnemlerine zg yaplar, ak alanlar,
vb. dnldnde de mekn szcnn onlar da temsil etmek zere seferber edilmesinde hi tereddt edilmez.
Oysa, en azndan baz mimarlarn dncesinden ylesine yararland bir Heideggerin dncesinde modern bir
kavram/kategori olarak mekn hemen hemen nemsizken, zamann gizemini, ifresini zme abas sanki ne km
gibidir. Bu bir sav olarak ne srldnde ksm bir hakikat barndryor gibi; ama Heideggerin zaman ve yere [tpos;
Der Ort] ncelik tanr grnmesine karn, modern ada yaayan biri olarak mekn tmyle gzard ettii de
sylenemez.
Burada diyeceiz ki, mekn modern zamanlara zg ii bo bir kavramsal kalp, soyut bir kategori / kavramdr. nsanlk
tarihinin modern-ncesi ve hele en eski dnemlerinde bu soyutlamann varlna pek de gerek duyulmamtr. zetle,
mekn dediimizde, kabaca Orta alarn sonunda ortaya kmaya balayan yeni bir dildnyasnda eylerin [Die
Dinge] nesneleerek, arlkla resim ve saylarn diliyle temsil edilmeye baland yakn dnemlerin rn bir
kategoriden sz etmekteyiz.
Byle bakldnda yeni bir mekn algsnn, dolaysyla meknn saylarn egemen olduu yeni bir geometrik anlayla
temsil ediliinin M.. VI. Yzylda yonyada (zellikle Anaksimandrosla birlikte) Antik a Yunan kozmolojisi,
astronomisi, giderek de Yunan siyasi dncesinde yer tutmaya baladn, hatta burada ncelikle siyasi dnmlerin
rol oynadn sylememiz mmkn.1 Gene de bu tarihsel saptamadan hareketle acaba o gnden imdinin mekn
anlayna bir dzyol ekmek, stelik bundan hareketle o gnlerin dncesindeki mekn gnmz gzlkleriyle grmek
ne lde merudur?
Kendi dnm patikalarnda pek nemser grnmese de, zamanla biraradal nedeniyle Heideggerin kavramn
gnmz ilergerekliinde [Die Wirklichkeit] genel kabul grmesine karn, modern anlamyla mekn bir dersinde
Aristotelesi ustalkla kullanarak tartma gndemine yle getirdii grlyor:
Gnmz modern doa bilimlerine zg mekanik dncenin arl altnda, devinimin temel biiminin meknda bir
konumdan tekine hareket anlamnda devingenlik olduunu sanyor, ardndan da hareket ettirilen her eyi buna gre
aklyoruz. Bu tr yani yer ya da lokasyon anlamnda devingenlik - knesis kat tpon, - Aristoteles iin baka
devingenlikler arasnda yalnzca bir trdr; ama hi bir ekilde ar, yaln devinim saylmaz.
Dahas var diye srdryor szlerini Heidegger, Aristotelesin yer deitirmeden anlad eyin, mekn ii bir ktlenin
yerini deitirmesi yolundaki modern kavraytan farkl olduunu gzden karmamalyz. Buna gore, tpos belirli bir
cismin ait olduu yerdir (po). Yanan eyler yukarya, yerdekiler de aaya aittir. Bu yerlerin kendileri de (yukarda gk,
aada yeryz) zeldirler; nk onlar yoluyla uzaklklar ve ilikiler yani Yunanllarn karlk olarak ne bir szck ne de
kavrama sahip olmad, u bizlerin mekn dedii ey belirlenmektedir. Bugn bizler iin mekn belirleyen yer
deildir; tersine, tm yerler, noktalarn kmelenmeleri olarak, her yerde tekdze ve hi bir yerde ayrmayan sonsuz
meknca belirlenmektedir.2
Aristotelesn Phsikada (IV.4, IV.6) tartt tposu en azndan Almancaya yer [Der Ort] olarak evirmenin bile yanl
olduunu dnen Heidegger Yunanca szcn gene de mekn [Der Raum] olarak bildiimiz eyi belirli snrlar iinde
anlatt dncesinde; yle ki:
Aristoteles Phsikasnda tpos ile khra arasnda bir ayrm gzetmitir; ama bildiimiz mekna yakn grnen khra
szcyle ne kastettiini hissettirse de pek amyor. Onun esas derdi nitel bakmdan ilkini yani yeri tartmak. Yer de
dpedz yaln anlamyla bir cismin kaplad mekn parasdr. W. D. Rossun yakn okumasyla, Phsikada ne srlen
yer retisi bildik bir mekn retisi olmaktan uzaktr. Khra (mekn?) hakknda ise ne bu metinde ne de bir baka yerde
teorimsi eyler sylediine rastlanmyor; bu da onun khray tanmlanamaz grdn dndrtyor. Gene de
Phsikada (IV. 1014) yrtt zaman hakknda soyut tartmaya denk den bir mekn teorisinin yokluuna karn
sanki meknda pozisyona (t po) ilikin bir teorisi var gibi.3

Tpos szc aslnda Aristotelesde bir cismin bir yerde bulunuunu [Der Platz] ifade etmekte. Ona gre tposun
anlam vardr: 1. tpos devingen, usuz bucaksz, kavramas zor bir eydir; 2. sanki bir kap gibi ii doldurulan bir eydir;
yani hem sabit, hem de devingen. 3. bir de mekn [Yunanca stadion; Latince spatium] yaratmak, meknlamak vardr
ki bence mimarlkla en ilgilisi de bu. zetle, Aristotelesde mekn herhangi bir eyin (rnein bir cisim) deviniminde doal
olarak tuttuu yer olup (eer bir ey oradaysa o yer onun doal yeridir), onun d yzeyi bir baka eyin d yzeyiyle
temastadr. Bu durumda, bir eyin bulunduu yer o eyi (cismi) kucaklamakta, sarmaktadr; yoksa onun iine giren ya
da bizim anladmz anlamda o eyin iini igal ettii mekn deildir. Uzun lafn ksas, Aristoteles de bile bo bir yer,
iinde hi bir eyin bulunmad, soyut bir mekn tahayyl yoktur.4
yleyse yukarda birbiriyle ilintili kavramlatrmayla kar karyayz. lk ikisi meknda ya da mekn yaratma
srecindeki deneyimimizle ilgili. Latincede spatium dedikleri ncs ise Heideggerin gznde ak bir blgenin
geometrik meknla kaplanmasdr.
Heideggerin ileri dneminden bir konuma metninde de Roma mparatorluundan balayarak evrilen bir srecin Galile
ve Newtonda ulat kritik noktada yeni bir aamaya geiine zellikle dikkatleri ekildiini gryoruz. O da artk
bolukta noktalar gibi dnlen cisimlerin devinimlerini soyut tekdze boyutlu uzanmlar [gleichfrmige
dreidimensionale Ausdehnung] erevesinde dnmek. Bu noktaya gelindiinde de artk modern dnceye mekn
anlayyla ilgili olarak damgasn vuran farkl bir gr egemen olmaya balamtr; o da udur: Mekn boyutlu
uzanm, extensiodur [Raum ist die dreidimensionale Ausdehnung, extensio.]5
Gene de mimar, sosyolog ya da felsefeci, modern kesim kafalarmzn pek kolay benimseyemeyecei bir gr
Heideggerinki. Bylesine olas bir direnile ilgili olarak belli bal iki neden gsterilebilir: birincisi, modern mimarlk
pratiinin mathesis szcnn zgn anlamnn [t mathmata] Rnesanstan bu yana oluagelmi ve adna
matematiksel tasarm diyebileceimiz, daralm ve salt saysalla (bildik matematik deerler) indirgenmi bir ereveye
uygun ileyii;6 ikincisi ise bu tasarmn soyut anlamda zne ve onun bilinci ile niyeti zerine kurulu oluu. Ekleyelim
hemen, bu ikincisi ilki ile elimedii gibi tam tersine ilki ikincinin nkouludur da.

Bylece zellikle Rnesanstan bugne eylerin olageliinin bir dnya resmine [Das Weltbild] dnmesiyle ve artk
bu ablon iinden nesneler olarak grlmesiyle birlikte, mimarlk renimi de yeni bir aamaya girmi bulunuyordu. Bu
yeni durum soyut anlamda tekil ve herhangi bir znenin ykselen egemenliiyle iie dnldnde nerdeyse
zamand bir yaratc sanat-mimar mitosunun giderek yerlemesine de amamak gerek.
Tam da bu noktada Gadameri izleyerek tr zamandlktan sz edebiliriz.
1. Gznnde gzlemlenen nesne olmayan saylarn zamandl.7
2. Srekli yinelenen ritmi ve rntleriyle bilindn bile ekillendiren doann zamandl.
3. almalarnda yaratt kendi zamanyla btn alar kucaklayan, sanat diye bilinen gkkuann zamandl.8
Bu nn de modern mimarlkla yakn ilikili olduu dncesindeyim. Bunlar dnldnde, modern mimar onu
sararak bedenruhunu ekillendiren meslek/ura ideolojisinin arl altnda kendisini zgrlk iinde tasarmlayan biri
(zne) sanyor olsa da, bunun Heideggerin szn ettii zgrlk, ak [Das Offene] ve dilimizde kayran szcyle
karlanabilecek akalanla [Die Lichtung] uzaktan yakndan ilgisi olmad, stne stlk onlarn stn rten, bastran
bir ilev grdkleri zehabna insan ister istemez kaplyor. Oysa Heideggerin mimarla da rnek olabilecek bir
saptamas var: Mimar fantezisi bile, ina edilsin ya da edilmesin, dnlen, tasarlanan binay ister istemez evresi
iinde dnmektir (sarandnya; manzara). Bu ille de bir aklama gerektirmez; fenomenolojik olarak grlmesi yeter.9
Sanatn zamandl karsnda bizim sanat deneyimleyiimizin zamansall sz konusu olduunda da, eer mimari
bir yap sanat almas olarak da dnlecekse, burada salt meknla deil, zamanla da ilgili bir meseleyle yzyzeyiz
demektir. Gadamer bu hususta yle yazmaktadr:
Her sanat almas kendi zamansalln ykler omuzlarmza. Bu salt dil, mzik ve dansla ilgili sanatlarla da snrl
deildir. Daha duragan sanatlar dndmzde anmsamamz gereken u ki, resimleri de kurgulamak ve okumak,
mimar biimler iine girip onlar kefetmek zorunda kalyoruz. Bunlar da zamansal srelerdir. Bir resmi bir baka resim
kadar abuk anlayamayabiliriz. Hele mimarlk sz konusu olduunda bu daha da dorudur. amzn teknolojik
yeniden-retme biimleri bizi ylesine yanltyor ki, insan kltrnn herhangi bir byk mimarlk ant nnde ilk kez
durduumuzda belirli bir dkrkl yaamamz ok mmkn. nk bildik fotoraflarndaki kadar sanatsal grnmezler
gzmze. Aslnda, bu dkrklnn bize telkin ettii udur: Binann imge olarak salt sanatsal niteliiyle yetinmeyerek,
ona bilfiil bir mimarlk sanat olarak yaklamalyz. Bunun gereklemesi iin de binann iinde dnda etraflca dolamak
gerekir. Ancak bu yolla, almada bizleri nelerin beklediine ilikin bir fikir edinebilir, onun yaam hissimizi
zenginletir[ebil]mesine izin vermi oluruz.10
Meknn zaman ile ilikisi sz konusu olduunda mesele daha da karmaklar. Bu nedenle, gemite zaman zerine
bir yazmda11 ayrntl tartmaya altm gibi, zamansallk zerinden de unlar eklemek gerekiyor:
Eer insan Dasein bildik gndelik yaamnda zaman hesaplayan [rechnend], hatta saate vuran ise bu nedenle de
hakik [eigentlich] zamana hi yanda olamyorsa,12 bunun anlam modern Dasein niteleyen bireysellik halinin zamann
tketimiyle yakndan ilikili olduudur. Bu durumda zaman srekli harcanp tketilir ve ikide bir hi zamannn olmad
birey tarafndan biteviye dile getirilir. Heideggerin daha 1924de ok doru vurgulad gibi, nce zaman yitir, sonra da
bir saat edin. Modern Daseinn tekinsizlii [Die Unheimlichkeit des Daseins] tam da burada da vurmaktadr.13
Alternatif bir konumlayla:
leriye doru kotururken gemiim yannda kendimi tadmda zamana sahibim. Her bo lf [yavansylem; alles
Gerede], her huzursuzluk, her kouturma [alle Geschftigkeit], her uultu ve yar kverir (o zaman). Zamannn
olmamas [Keine Zeit haben] zaman gndelie [Alltag] zg kt imdinin iine atmak anlamna gelir (yalnzca).
Gelecekte (var)olmak (ise) zaman baheder [Zuknftigsein gibt Zeit], imdiyi kurar [bildet die Gegenwart aus] ve
imdide yaama kipi iinde gemiin yineleniine izin verir [lst die Vergangenheit im Wie ihres Gelebtseins
wiederholen].
Bylece zaman sz konusu ise bunun anlam undan ibarettir: Zamann zeminindeki grng gelecektir [das
Grundphnomen der Zeit ist die Zukunft].14

Bu durumda, hakik zamanmeknn remesinden sz etmek de ylesine olanakl: Gelecektelie dnk yaklamn,
gemi ve imdinin karlkl olarak birbirlerine kendiliklerinden uzan srecinde kendini aan aklk. Heidegger
hemen ekliyor: te tek bana ve ncelikle bu ak-olutur [al; Das Offene] ki, alk olduumuz meknn iinde
serpilecei mekn salar. Gelecek, gemi ve imdinin kendilerinden birbirlerine uzan [aslnda] mekna ncedir [vorrumlich]; ancak bu yolla akln al meknn olumasn salayabilir. [altn ben izdim]15
Heideggerin sonradan ekledii, nceden Varlk ve Zaman, 70. Ksmda Daseinn meknsalln [die Rumlichkeit des
Daseins] zamansallktan [auf die Zeitlichkeit] tretme abasnn artk savunulamayaca yolundaki notu da ayn gzle
okuyabiliriz.16

yleyse, herhangi bir imdide oluabilecek youn dnm ve yazm ak iinde ortaya kmas beklenen nemli soru
u: Giriilen tasarm ve gerekletirme sreci, verili her yerin kendisine zg zelliklerinin [Eigentmlichen des Ortes]
getirdii snrlamalara ramen, gelecek/gemi/imdi lsnn mekn nceleyerek, zgrce birbirinden dolanarak,
hakik bir zamanmeknn douuna katkda bulunmasna olanak tanyor mu?
Gene de hakik-zamana [die eigentliche Zeit] zg zaman-meknn [Zeit-Raum] boyutlu olduunu syleyivermekle i
bitmi olmuyor. Ya bir de bu boyutluluun tam da merkezinde, kknde drdnc bir boyut varsa? stelik bu
drdnc boyut, iki zaman noktas arasndaki uzaklk diye dnlerek ou kez sayya vurulan bildiimiz tekboyutlu
zaman anlaynn kklendii topran da [Der Grund] ta kendisiyse? te, tm zaman hesaplarn, her tr hesaplama ve
meknlamay nceleyen tam da bu zemin deil mi?
Byle olunca, alageldiimiz zaman ve mekn anlaynn ii bo kalplar zerine kurulu olduunu grrz.
Heideggerin kendisi de Einsteinn grelilik kuramn da gzucunda tuttuu, Gadamere gre de Varlk ve Zamann
(1927) ilk biimi saylan, 1924 ylna ait yazsnda bunun altn akca yle izmektedir:
Mekn kendi bana hibir ey deildir; mutlak mekn diye bir ey yok. Aristotelesin bilinen bir nermesinde sylendii
gibi, mekn ancak ierdii cisimler ve enerjilerle varolur. Zaman da [kendi bana] hi bir ey deildir; o da yalnzca
iinde yer alan olaylar sonucu kendini srdrr. Ne mutlak zaman vardr, ne de mutlak ezamanllk [Gleichzeitigkeit].17
Dolaysyla, Heideggerin dilinde her hangi bir boyutluluun merkezindeki drdnc boyut zaman- ve mekn-ncesi
bir altr [Das Offene] ve Varln sunumu, bahedii olarak dnlmesi gerekir. Bu nedenle, Heideggerin Es gibt
die Zeit. ifadesini ge dnem yazlarnda sklkla yineledii grlr. Hem zaman hem de artk Sein yerine kulland
burdalamay [Die Anwesenheit] asl belirleyen, hemhl eden yani birbirine ait klan ey, bildik zamann dnda ve onu
nceleyen zgn bir biroludur; bu da anlam yk tam verilemeyen ve imdilik dilimize zgn(zge)olay diye
evirebileceim Das Ereignistir.18
yleyse denilebilir ki, gelecektelikle yklenen her tr insan tasarmnn kendi zgezamann retmesi olanakldr;
dolaysyla nceden tahmin edilip hesaplanamayacak zgn(zge)olayn [Das Ereignis] gerekleme olasln gzard
edemeyiz; yeter ki tasarlanan ey szgelimi bir yap (arapada bina) - allageldik ii bo zaman ve mekn
kalplarnn cenderesini zorlayabilsin, herkesin bildii ritel zaman-serilerine vb. sktrlmak yerine bir akln
olumasna, Da-seina zg gelecekteliin [Die Zukunft] buna katkda bulunmasna olanak tanyabilsin.19
Byle dnldnde, evreleri ou kez bildik zaman iinde konulandrlmak zorunda kalnsa da rnein bir mimari
projeyi teslim tarihinin zorlamas - ciddi tasarlanan her alma (rnein, bir mimari eser ya da sanat almas) kendi
zgean, zgesresiyle [Die Jeweiligkeit] zgrce kendi zamanna sahip olma ansna sahip. Zamansal bu zgeliin,
duragan anlamdaki zgllkten [Die Eigenart] kkten farkl olduunu hemen belirtmeliyiz. yleyse, imdiler zincirinin
[Die Jetztfolge] dna kabilen her tr almada zgesrenin [Die Jeweiligkeit] gerekletii her an ya da sremde
zgeleime [Die Jemeinigkeit] dnmesi, bu yolla eyleyicinin (mimar, sanat) benliini de sradan, ablon znelik
dna atarak yeniden kurgulamas, byk olaslkla da zenginletirmesi mmkndr. 20 Bunun gerekli bir koulu da
giriilen almann alk olduumuz zamana nerdeyse meydan okurcasna ve hazrdaki seri retim ablonlarna
kolayca konmak yerine, zanaats zen gerektiren ince i olarak srdrlmesidir ki bu ince iin gerekletirilmesi iin
gereken ama tutturulmas zor lye sonunda dneceiz.
te, bir yandan bildik kronolojik zaman imdileriyle akar gider21 ve hep olduu gibi o sevimsiz basksn zerimizde
srekli hissettirirken, te yandan bu bask karsnda gelecekle ykl kendi zgezamann reten ince i, alma.
Heideggerin bir yazsnda insann insan olarak iinde var-olduu Varla al22 diye nitelendirdii u her Da-seinn
doasndaki gelecektelik [Die Zukunftlichkeit] ilerisi iin hi bir gvence vermeksizin burada da iler; bylelikle ucu ak,
heteronom bir zamanmekn alr nmzde.

imdi gelelim zgn(zge)olayla [Das Ereignis] ilgili esas nemli noktaya: rnein her hangi bir in faaliyetinin
[bauen], bunun ardndan da ince i gerektiren, bunu gerekletirdii lde de hakiki diye sfatlandrlabilecek sanat
almasnn zgezamannda yer[ini] yaratrken mekn da oluturmasna. Heideggerin 5 Austos 1951de nsan ve
Mekn konulu II. Darmstadt Kollokyumunda verdii nl derste (Bauen, Wohnen, Denken)23 getirdii, bir rman iki
yakasn birletiren kpr rnei zerinden bunu irdeleyebiliriz. Bir rman bir yakasndan tekine ekilen bir kpr,
artk onu tasarlayanlar ve in edenlerden bamsz bir ey olarak aslnda gkyz ile yeryzn, lmller ile kutsal
olanlar evresinde toplar [versammelt], bu drtly biraraya getirir. Bunu gerekletirirken de sz konusu biraraya
geliin gerekletii bir yeri [Der Ort] salam olur. Bunun anlam udur: Kpr nceden varolan bir yere gelmemekte,
tersine o yeri yaratmaktadr. 24 Kendilerince yer tutan tm eyler de [Die Dinge] benzer biimde meknlarn olumasna
izin verirler. Dahas, Almanca Raum szc de eski anlamyla yerlemek ve barnmak zere temizlenen, serbest klnan
ve bylelikle snrlar da [Die Grenze; peras] oluan yerleri anlatmak iin kullanlmtr. Snr dedikleri de bir eyin dnda
gidip dayanp durduu bir nokta deil, tam tersine bireyin olageliinin balad evren izgisidir [horismos]. Mekn
dedikleri de ite byle, szgelimi bir kprnn yer tutmasyla oluur. Bu yzden meknlarn varl yerlerin varlyla
mmkndr; yoksa, genelgeer kabul gren ablonun ngrd soyut bir mekndan edinmezler varlklarn.25
Yer ile mekn arasnda, oradan da kanlmaz gelinen insan ile mekn arasndaki iliki sz konusu olduunda kprnn
olanakl kld meknn uzanda yaknndaki yerlerden sz edilecektir elbette. Yunancada stadion olarak bilinen bu
uzaklklarn sonradan Latince spatium szcyle karlanmasnn dourgularna yukarda deinmitik. Bu durumda
yerler aras, dolaysyla insanlarla eyler arasndaki uzaklk ve yaknlklar, soyut bir arala ve ara mekna dnmekte,
rnein artk bir kpr artk ar mekn olarak dnlmeye balanm spatium iinde sadece bir noktay tutan ve
pozisyonuna her zaman bir baka eyin ikame edilebilecei herhangi bir eye (nesneye) dnmektedir. Bylece,
ykseklik, genilik, derinlik gibi boyutlar da iki nokta aral olarak [als Zwischenraum] bu soyut mekndan tretilebilir
hale gelmektedirler. boyutluluk iinde dnlmeye balandnda da, spatiumun anlam yeniden deimeye
urayarak uzanma [extensio] dnr ve analitik-cebirsel ilikilere indirgenerek, salt saysal kurgularn matematik
diline, cetveline vurulur.
Bylece nceden zerinde durduumuz zamandla yeniden dnm olduk. Sorun u ki, byle bir matematik ereve
yoluyla ulalan mekn artk her tr yer ve yerler yoluyla beliren somut meknlardan tmyle bamsz, iinde hi bir
somut mekn ya da yerin barnmad tmyle bo ve ar tek bir mekn haline gelmi, bir ablona dnm
bulunmaktadr. Bylesine soyutlaan bir mekn artk bo bir kalptr; iinde kpr ya da bir baka ey hi
bulamazsnz.26
Peki sanat almas [Das Kunstwerk] sz konusu olduunda ne diyebiliriz bu tr almann yeri ve at mekn
hakknda? Heideggerden nce de mekn konusunda rnein bir sosyolog gzyle kafa yoranlar vard. Bu dnrlerin
banda Georg Simmel gelir. Simmelin mekn konulu ama bu szckle ok geni bir tayf kucaklad grlen
yazsndaki (1903)27 saptamaya burada yalnzca dikkat ekmekle yetineceiz.
Georg Simmel ncelii toplumsal ilikilerin meknla iieliine vermekle birlikte, yazsnda konumuzu yakndan
ilgilendiren bir saptamada bulunuyor ve sanat almasnn mekn ve kendi snrlarn yaratmasyla ilgili olarak aslnda
Heideggerin Daseinn nerdeyse tartmaya hazrlanyorcasna yle yazar:
Bir yapnn erevesi, yani onu kendinde tutan snr bir sanat almas iin olduu kadar toplumsal grup iin de ayn
nemi tar. Ancak [sanat almas] aslnda ayn ilevin iki cephesi olan iki ayr ilevi yerine getirmektedir: sanat
almasn onu saran dnya karsnda kapatmak ve kendinde btnleik tutmak. ereve ieride darnn belirleyi ve
deimelerine deil de yalnzca kendi yasalarna tabi bir dnyann bulunduunu ilan eder. ereve sanat almasnn
kendine yeten birliini simgeletirdii lde onun ilergereklii ve etkisini pekinletirir28

Ama Heideggerin Simmel ve bakalarnn mekn anlaylarndan olduka farkl bir nsays [presupposition] var ki, o da
mekn nceleyen zgr, ak bir eyin [Das Offene)] bulunduudur. Bu da srf Da-seina zg ak olma hali [Die
Offenheit] yani zgrlk iinde olmaktr. Da (=ak) meknsalla iaret etse de, Heideggerde mekn sradan anlam
yannda baka eylere de iaret ediyor: rnein bir maddi nesnenin ak oluu diyelim ki bo bir bardak ile insann
ak olma hali, akl [Die Offenheit] ayn ey deildir ve ayn terimlerle dnlemez. Elimle meknda barda
tutabilirim; bir yapnn oluturduu mekn iinden geebilirim. Oysa insann mekndal bunlarn da tesinde bir baka
anlam tamaktadr. Heideggerin Varlk ve Zamandan beri vurgulad bir meknsallk daha var ki, o da orda-olmak
(da-sein). Almanca >da< szc burada ak-oluu, ak-olan [Das Offene; Das Offen-sein] olarak belirlenii
simgelemektedir ve bu da meknsal bir zellik. Meknsallk da [Die Rumlichkeit], tpk zamansallk [Die Zeitlichkeit] gibi,
varolanlar olarak (als Existierende) bilinli ya da deil iinde yer tuttuumuz ve ancak rtk bir hakikat hzmesinin sanki
yksek am aalar arasndan szlrcesine dp oynaarak yer yer aydnlatt gizemli akla, kayrana [die
Lichtung] aitdir. Bu ise sonunda tm oynaklyla dilin iinde yer tutmak, barnmakla eanlaml. te yandan, hem
meknsallk hem de zamansallk birbirinden tretilmeksizin birbirlerine aittirler; ama nasl? diye sorsak, bilemeyiz.29
Heideggerin ge dnem dncesinde giderek bir bilmeceye dnen ve bugn de zmsz bu birbirine aidiyet,
zerine aralarnda daha nce konutuklar anlalan "mekn ve zamandan bamsz olan" (Das Raum- und Zeitfreie)
meselesini Hannah Arendte anstan, bu nedenle de onun 24 Eyll 1967 tarihli mektubunda rnek getirdii Kafkann
Milenaya mektuplarndaki bir aforizmaya ilikin olarak Heideggerin u yazdklarnda (Arendte 30 Ekim 1967 tarihli
mektup) bir nebze almaya allyor:
Kafka metni ok ey anlatyor. Yorumuna katlrm. Ancak bal altnda beni rahatsz eden bir ey var ki [o da u:]
akalan/kayran [Die Lichtung] yalnzca mekndan- ve zamandan-bamsz olmakla kalmayp, mekn ve zaman ar
zaman-mekna teslim edendir de; demem u ki, o kesinlikle ne zamann stndedir ne de meknn dnda. Zaman ile
sonsuzluk arasnda ekilen kaytarmac ayrm fazla ucuz. Bu kadar dinbilime (ilhiyat) yetebilir; ama dnce iin hep
kaba kaacak bir mesele [Die Sache]. [vurgular Heideggerin]30
Heideggerin zellikle sanat almasnn yeri, meknyla ilgili dndklerine gelindiinde de, bilinen yazlar yannda
1964 ve 1965de31 yapt iki ksa konumann metinlerine bir lde eilmek gerekiyor.32
Bu konumalarn ilkinde Heidegger sanat ve mekn ilikisini sorgularken, bu kez yontu zerinden giderek, bir yandan
mimarlk ve kent planlamasndakinden farkl olarak yontu almalarnn kendi yerlerini zsnrlaryla yaratna te
yandan da yontunun gnmzn endstriyel manzaralaryla kurduu yeni ilikiye, dolaysyla ada mimarlk ve kent
planlamas iinde nasl yer tuttuuna, ksacas mekn planlamasnn nasl bir paras haline getirildiine [Die Plastik
wird mitbestimmend fr die Raumplanung] dikkatleri eker. Soru gene de karmzda dikilmektedir: Nedir mekn?
Sanatnn meknla karlamas ne demektir? Bu sorularn yantn bize kim verebilir?
Sanlr ki bu gibi sorular en iyi yantlayacak sanatnn ta kendisidir. Oysa pek de yle deil gibi. Sanat mekna ilikin
kendi aklamasn getirecektir kukusuz - mimarlarn meknla ilgili biteviye syledikleri akla gelsin - ama rnein bir
yontu sanats bu sfatyla ve almas yoluyla meknla olan verimli karlamasna [Die Auseinandersetzung] bakarak
ar mekn karlamak ne demektir, bunun hakknda bir ey syleyebilir mi gerekten? Heidegger bunun olanaksz
olduu ama buradaki gszln sanatnn zayflna deil, tersine tam da gcne iaret ettii grnde. Bilimlerde
de benzeri bir rnei fizik biliminden getirir. Tpk meknn ne olduu sorusu gibi, fizik biliminin ne olduu sorusuna da
bu bilimin kulland teorik ve deneysel ara-gereler yoluyla bir yant getirilemez. Ksacas, bilim olarak fizik znelerin
erk istencinin bir rnei olan fizik deneyinin nesnesine indirgenemez. 33 Ayn durumu zne olarak sanatnn mekn
nedir? ya da sanat nedir? sorusuna yant getiremeyiinde de gzlemleriz. Bu sorunun yantn yontu sanatsnn ya
da ressamn tarz, teknii ve kulland aralar bize veremez.34

Bu noktada meselemizle yakndan ilgili ama mnhasran nedensel nermelere, neden-sonu ilikilerine snan modern
kesim zihinleri ok rahatsz edici, kendi zerine kapaklanan bir olguyla yzyze kalyoruz. Heideggerin esas derdi ise
tam da burada insann varlyla [Menschsein], Da-seinn aklyla ilgili bir sorunun yattn grmek ve gstermek.
stelik, ksmen sanata karlk gelen Yunanca tkhne szcnn Almancada kennen (bilmek) fiilinden gelen Kunst
szcyle karlanyor oluu da sanatn salt yapmayla ilgili teknik becerilere ya da gzel ve yce karsnda duyulan
haz ve korkuya indirgenemeyeceini, szckle anlatlann bunlarn tesinde varoluumuza ikin bir bilme biimi
olduunu hatrlatyor bizlere. Bu gereklik zerine Antik Yunanda pek de kavramlatrlmam bir duyumsay egemen
olduundan, kendinden burdalap grnen canl ya da cansz cisimler [smata] gerekleimleriyle kendi snrlarn
oluturuyor, bylece balarda Aristoteles zerinden giderek tarttmz gibi, cisimlerin tutup kapladklar tpos onlarn
yeri [Der Ort] oluyor, ya da khra olarak tuttuklar yerle baka cisimleri kucaklyorlard.35 Bu anlay ve Galile ile Newton
andaki dnmn yaznn banda zetlemeye almtk zaten.
Ama asl nemli nokta Heideggerin modern kesim geometrik mekn anlaynn karsna diktii babayiit soruyu
bizlerdeki akla [die Offenheit] getirmi olmas. Sz konusu konumasnda onun soruyu konulandrn yle
zetleyebiliriz: Mekn tm arlyla, mekn olarak nedir? Yant: mekn meknlar/andr [serimlenendir]. Bir kez daha
yineleyelim: genelde kendisine yneltilen totoloji yapt sulamasndan hi rkmeyen Heideggerin bu soruya/soruna ille
de zm getirmek, bir k yolu bulmak gibi bir endiesi yok. 36 Meknla [Rumen] undan ibarettir. Temizleyerek,
zgrce yaparak, zgr ve ak olan yleliine salvermek.37
Evet ama, meknda insan (Mensch im Raum) hakknda ne demeli? Mekn insan yaps olsun ya da olmasn, insann
kendisi orada yer kaplayan teki cisimlerle ayn kefeye konulabilir mi? Tekrar vurgularsak, Heideggerin bu soruya
getirdii yant ok ak. Doaldr ki deil. nsan Dasein iinde sald dildnyada eylerle ve hemcinsleriyle olan ilikisi
iinde yer tutan ve yegne lml canl sfatyla her zaman nceden kendince oluturulup biimlendirilen meknda hem
o mekn yeniden yourur ve der hem de yenilerinin olumasna, serimleniine vesile olur. stelik kendince ve
bakalarnca varsaylan cismanliinin, bedeninin yzeydeki grnrlyle, o anda yer tuttuu meknlarla da
snrlanmaz, en azndan tasarmlarnda yeni zgralanlar amaya ynelir. stelik tasarlanmakszn bir bir ekilde
olumu aklklara hem kendini hem de eyleri zgrce salmak zorundadr; stelik kendine, erk istencine karn.38
Sonunda unu demeye geliriz: ar mekn yapan, yaratan insan deildir. nsan znellii mekn yaratma srecinde ne
denli rol oynarsa oynasn, salt bu znelliin gz ve sultas altnda, onun tasarmna indirgenebilecek bir oluumdan sz
edilemez burada. Mekn karmza diktiimiz herhangi bir nesne [Der Gegenstand] gibi bir ey de deildir.39
Bu noktada, gizemini inatla srdren meknn zaman ile olan iieliine son bir kez dnmek gerekiyor. Bu kez de
Heideggerin 1965te yapt bir baka ksa konumann metninde40 zaman ve meknla ilgili yazdklarn hatrlatmakla
yetineceiz. Endstri toplumunun sibernetik tamamlan ve teknolojik bir dnya uygarlnn yerlemesiyle birlikte, Bat
metafizii olarak da niteledii felsefenin artk sosyoloji gibi zne-nesne ayrmna dayanan disiplinlere ayrarak
zlmeye baladn vurgulayan ve bylece adeta imdiki enformasyon toplumunun geliini haber veren bu metinde
Heideggerin yukarda tarttmz konumuzla ilgili grlerinin bir kez daha zetlendii grlyor. yle ki, mekn
meknlar (serimlenir); bylece zgr olan verir, yani uzaklklar ve yaknlklar, dar ve kstl ve de gepgeni alanlar,
yerlerle boluklar. Zaman da zamanlarken gemi, gelecek ve imdinin birliktelii serbeste salnarak, zgr olan [Das
Freie] iinde kendini aa vurur. Her ikisinde de hep karanln sarmalad, birden karlalan o ak ve temizalann,
kayrann [Die Lichtung] mas iinde mekn ve zamann birliktelii denilen gizemin tm bilmecemsiliiyle bir kez daha
belirdiini farkederiz. Neyin tekini nceledii burada belki de pek o kadar nemli deildir. Aslnda insann Da-sein deil
midir srekli yer deitiren ve iinde hakikatin burdalaarak bir ara oynat ve hemen sisler gerisine ekiliverdii bu
kayran?41 Kartezyen temelli, neden-sonu ilikilerine kaymaya yatkn kolayc yantlara hi gelmeyen bir soruyla bir kez
daha yzyzeyiz ite.
Heideggerin bu ve deindiimiz teki yazlar ardndan, gereklemesi g, bu nedenle de ince i, emek gerektiren
doru ly (Aristoteles) tutturabilmi yontu sanats Eduardo Chillidann minimal eserleriyle karlaarak fikirlerini
paylamasnn ortaya kard bir nemli yaz daha var. Chillidann eserlerini sergileyen St. Gallendeki Erker
Galerisinin tevikiyle kaleme ald Sanat ve Mekn balkl bu ksa ama u snrl denememizde aamayacamz denli
youn yaz42 Heideggerin zaman, yer ve meknla dorudan ilgili ve sonuta Varlk [Das Sein] yerine burdalamay
[Die Anwesenheit] ikame eden yeni konumunu plastik sanatlar zellikle de yontu zerinden gstermesi bakmndan zel
nem tamakta. Heideggerin yer yaratmay ve dnya kurmay aklamak amacyla getirdii kpr rneindeki
tartmasnn nerdeyse ispat ve onun dnce patikalarnda oktandr girdii yeni dnemecle alan patikaya braklan
iaret talarndan biri olarak da dnlebilecek bir yaz bu.

Bir kere, Chillidann st dzeyde zanaat ve ly tutturmu sanat sergileyen almalarn43 bildik kartezyen mekn
anlayn [spatium, extensio] dnda bir gryle ortaya koyuu (belki de aslnda bu yaptlarn Chillidann zenli ve
duyarl almas yoluyla kendi yerlerini yaratmalar) Heideggerin dikkatinden kamyor. Onun ilgisini artran bir baka
ey de almalarnda ucuz ve gdklayc kozmetik efekt ve ekiciliklerin [Effektvolle, bloen Reiz] olumasna asla izin
vermeyen bu Bask sanatnn almalarn retirken biimlerin kendilerine deil de, biimler arasndaki ilikilere
odaklandn ifade etmesi.44 Bunlarn da tesinde, Zrihte bulutuklarnda Chillidann meknn ve zamann yekdierine
aidiyetiyle ilgili kendi grn dnre serimleyii Heideggerin bu zorlu konuyla bu kez de sanatnn almalar
zerinden har neir olmasna katkda bulunmu olmal. Chillida kendisinin meknla ilgileniini mekn her eyden nce
zamandan doan bir ey olarak grmesine balyor. Sanatnn bildik llebilir zaman dnda kendi yerini aan sanat
almasna zg bir zamana itibar ediyor olmas Heideggerin kpr rneine de denk dse gerek. ok nemli ve
belki ileride zerine gidilmesi gerekecek bir nokta daha var Chillidann Heideggerle grmesinde ifade ettikleri
arasnda: rnein sanatnn Musica callada ve Musique des constellation gibi eserlerinin barndrd ve bu eserlerle
yalnca karlaana hissettirdii zaman onun mzie zg zaman ve tempodan etkilenmesiyle oluan zaman
anlayndan beslenmi.45
Sz geen galerinin isteiyle olacak, Heideggerin bir de litografik ta zerine de naketmesi nedeniyle eserleri
arasnda ayr bir yer tutan ve zerine belki de bal bana bir alma gerektiren bu yaznn mimarlk iin nemine iaret
etmek iin imdilik u rnei vermekle yetinelim: yazy ilk okuyanlardan biri olan ve zaten Heideggerin girift diline
teden beri fazlasyla aina olduu kuku gtrmez Hannah Arendt New Yorktan Heideggere gnderdii 12 Mart 1970
tarihli mektubunda ok severek okuduu anlalan yazdaki savlarn yontudan [Die Skulptur] ok mimarlk [Die
Architektur], zellikle de Heideggerin yazarken esinlendiini sand Yunan tapnaklar iin geerli olduunu belirtmekte,
rnek olarak da evrelerini saran manzarann paras gibi grnseler de zgrce ykselerek o manzaraya iaret koyan
Aphaia, Bassai, Sunion gibi dev yaplara dikkat ekmekte.46
yleyse imdilik ne diyebiliriz mekn hakknda? Mekna modern bilime zg kartezyen ltlere uyan kesin bir tanm
getirmek gibi beyhude bir abaya girmek yerine insanla mekn arasndaki ilikinin gizem ykl olduunu (>Diese
geheimnisvolle Verhltnis< diye yazar Heidegger) daha batan kabul etmek daha doru. Bu gizemin farkna da ancak
bizlerdeki Da-seinn duyarl ve sabrl almas ve dnmesi yoluyla eyler burdalatnda varabiliyoruz. Bu da bir
Ereignis olsa gerek. Azgn egolara zg erk istenlerinin modern yaamn birok alannda olduu gibi mimarlk ve
teki sanat alanlarnda da at koturduu gnmzde, mekn oluturmann ve meknlar yaamann doru ls 47 artk
belki de Gadamerin ifadesiyle yaamn ilenmemi dzyazsnn [die rauhe Prosa des Lebens]48 ne fazla yaknnda
durulduunda ne de epey uzana dldnde tutturulabiliyor. Her urata olduu gibi mimarlkta da glkle ve
ancak ince ile yakalanabilen o doru l mimar Da-sein vesilesiyle oluan ak ve temizalanda, kayranda [Die
Lichtung] te bu! diye hissedildiinde ve ancak o zaman, eylerde uyuklayan yaln ezgiyi uzun k uykusundan
kaldran duyarl olduu denli salam bir mimarln zgn iirinden sz etmeye balayabiliriz, sanyorum.
Notlar:

ncenin mitler dnyasna (Homeros, Hesiodos) egemen Babil astronomisinin tersine, bu yeni gr din-d bir
matematiksel bakn (theoria) gndeme geliidir. Bkz. Jean-Pierre Vernant, Myth and Thought among the Greeks (London:
Routledge and Kegan Paul, 1983), Chp. 6: Geometry and Spherical Astronomy in the First Greek Cosmology; Chp. 7:
Geometry Structure and Political Ideas in the Cosmology of Anaximander; Chp. 8: Space and Political Organization in
Ancient Greece): 176-234. Bu dnmde siyasetin oynad rol hakknda zellikle bkz. Jean-Pierre Vernant, The Origins
of Greek Thought. (Ithaca: Cornell University Press, 1982)
2

stelik Heidegger yle de yazmaktadr: Yunanllarda mekna karlk gelen ne bir szck ne de kavram vard.
Gnmzde bizler iin ise mekn yer yoluyla belirlenmez; tersine, btn yerler her yerde homojen ve ayrks olmayan
snrsz mekn tarafndan nokta takmadalar olarak belirlenirler. [was wir den Raum nennen, wofr die Griechen
weder ein Wort noch einen Begriff haben. Fr uns Heutige Heutige ist nicht der Raum durch Orte, sondern alle Orte als
Punktstellen durch den endlosen, berall gleichartigen, nirgendwo ausgezeichneten Raum bestimmt.] Martin Heidegger,
Vom Wesen und Begriff der Phsis. Aristoteles, Physik B,1, Wegmarken, [GA Band 9], 2. durchgesehene Aufl. (Frankfurt am
Main: Vittorio Klostermann, 1996): 248-249. [ng.: On the Essence and Concept of Phsis in Aristotles Physics B I, tr. by
Thomas Sheehan, in Pathmarks, ed. William McNeill (Cambridge, UK, and New York: Cambridge University Press, 1998): 229].
3

W. D. Ross, Aristotles Physics: A. Revised Text with Introduction and Commentary (Oxford: Clarendon Press, 1998 [1936]):
53-54.
4

Geerken szn edelim, Antik Yunanda yer ve hareketten bamsz olarak mekn iin bir szck bulunmad gibi byle
bir kavrama da sahip olunmad yolundaki tespite ramen, rnein M.. V. Yzyl trajedi yazarlarnn bizim hodolojik
mekn olarak adlandrabileceimiz bir sezgiye sahip bulunduklarn ne sren grler de var. Tannm klasiki ve
ynetmen Rush Rehmin u almas bir rnek: The Play of Space: Spatial Transformation in Greek Tragedy (Princeton:
Princeton University Press, 2002); ayrca bkz. Emily Wilson, Cut the Orchestra, The Times Literary Supplement, No. 5207
(January 17, 2003): 11.
5

M. Heidegger, Bemerkungen zu Kunst-Plastik-Raum, Herausgegeben von Hermann Heidegger (St. Gallen: Erker Verlag,
1996): 11.
6

T mathmatadan dar anlamda matematiin saysallna geiin bir Freiburg dersinde (1935-36) tartl iin bkz. Martin
Heidegger, Die Frage nach dem Ding: Zu Kants Lehre von den Transzendentalen Grundstzen, Gesamtausgabe, Band 41
(Frankfurt am Main: Vittorio Klostermann, 1984): 69-108. / What is a Thing?, tr. W. B. Barton, Jr. & Vera Deutsch (South
Bend, Indiana: Regnery/Gateway, Inc., 1967): 69-108. Ek olarak bkz. Hasan nal Nalbantolu, Matematik Deerler aslnda
Toplumsal-Estetik Deerler midir? Bilgi ve Deer: [Mula niversitesi Felsefe Blm Bilgi ve Deer Sempozyumu (17-18
Mays 2002) Bildirileri] der. ahabettin Yaln (Ankara: Vadi Yaynlar, 2002): 176-192.
7

George Steiner de matematiin dar kapal saylar dilinin, braktk iir diline, dzyazya bile aktarlamayndan yaknrken,
mimarl ilgilendirdiini dndm yle bir gzlemde de bulunuyor: Yksek matematiin urat ou meknlarn,
ilikilerin ve olaylarn duyularn verileriyle zorunlu bir ilikisi yok; onlar kapal aksiyomatik sistemler iinde oluan
gereklerdir., The Retreat from the Word, Language and Silence (Harmondsworth, Middlesex: Penguin Books, 1969): 34.
Bkz. Hans-Georg Gadamer, Die Wahrheit des Kunstwerks (1960), Gesammelte Werke, Band 3 [Neuere Philosophie I:
Hegel . Husserl . Heidegger] (Tbingen: J. C. B. Mohr, 1987): 251. [ng.: Heideggers Later Philosophy, Philosophical
Hermeneutics, tr. and ed. by David E. Linge, (Berkeley: University of California Press, 1976): 216.]
8

Heidegger, Zollikoner Seminare: Protokolle-Zwiegesprche-Briefe, Hrsg. von Medard Boss, 2. Auflage (Frankfurt am Main:
Vittorio Klostermann, 1994 [1987]): 207. [ng.: Zollikon Seminars: Protocols-Conversations-Letters, ed. by Medard Boss, tr.
from German with notes and afterwords by Franz Mayr and Richard Askay (Evanston, Illinois: Northwestern University Press,
2001): 162.]
10

Hans-Georg Gadamer, Die Aktualitt des Schnen: Kunst als Spiel, Symbol und Fest (1974), Gesammelte Werke Band 8
[sthetik und Poetik I: Kunst als Aussage] (Tbingen: J. C. B. Mohr, 1993): 135-136. [ng.: The Relevance of the Beautiful:

Art as play, Symbol, and festival The Relevance of the Beautiful and Other Essays, tr. N. Walker, ed. and intr. by R.
Bernasconi (Cambridge: CUP, 1986 [1977]): 45.]
Hasan nal Nalbantolu, Zaman ve alma [ya da Kim Korkar ken Zamandan!], izgi tesinden: Modern
niversite, Sanat, Mimarlk, (Ankara: ODT Mimarlk Fakltesi Yaynlar, 2000): 135-163.
11

12

Martin Heidegger, The Concept of Time / Der Begriff der Zeit, Eng. tr. William McNeill (Oxford: Blackwell, 1992): 5/15E.
[bundan byle, Heidegger, CT / BZ]
13

Die Zeit verlieren und sich dazu die Uhr anschaffen! Bricht hier nicht die Unheimlichkeit des Daseins? Heidegger, CT / BZ:
15/15E.
14

Heidegger, CT / BZ: 14/14E. Heidegger in vurgulad gelecekte(var)olmak [Zuknftigsein] Gadamerin yorumsayc


anlamasnda da yle yanklanr: [t]arih orda birliktedir ve kendini sadece orda gelecekteliimizin nda sunar bize. [Die
Geschichte ist mit da und ist selbst nur da im Lichte dieser unserer Zuknftigkeit.] Hans-Georg Gadamer, Die
Universalitt des hermeneutischen Problems (1966), Gesammelte Werke 2 [Hermeneutik II], 2. durchgesehende Auflage
(Tbingen: Mohr Siebeck, 1993): 224. [ng.: The Universality of the Hermeneutical Problem (1967), Philosophical
Hermeneutics, tr. and ed. by David E. Linge (Berkeley: University of California Press, 1976): 9.]
15

Martin Heidegger, Zeit und Sein, Zur Sache des Denkens (Tbingen: Max Niemeyer, 1976): 14-15. [ng.: Time and
Being, On Time and Being, tr. Joan Stambaugh (New York: Harper & Row, 1972): 14.]
16

Zeit und Sein, Zur Sache des Denkens 23. [ng.: Time and Being, On Time and Being: 24.]; ayrca bkz. Maria VillelaPetit, Heideggers Conception of Space Martin Heidegger: Commemorations, ed. by C. Macann, Vol. I: Philosophy (London
and New York: 1992): 117-140.
Bu noktann alt Heideggerin 1967 Nisannda Yunan Bilimler ve Sanatlar Akademisindeki konumasnda bir kez daha
izilmitir: Eer zaman ve mekn, ve de bu ikisinin birliktelii, zaten onlar yneten aklk hali tarafndan salanmasayd, hi
bir mekn eylerin yerine ve dzeneine yer veremez, hi bir zaman da olacaklar ve saatlerle yllarn geiini, yani yaylma
ve geme sresini zamanlatramazd. [Kein Raum knnte den Dingen ihren Ort und ihre Zuordnung einrumen, keine Zeit
knnte dem Werden und Vergehen Stunde und Jahr, d.h. Erstreckung und Dauer zeitigen, wre nicht dem Raum und der
Zeit, wre nicht ihrem Zusammengehren schon die sie durchwaltende Offenheit verliehen.] M. Heidegger, Die Herkunft
der Kunst und die Bestimmung des Denkens, Denkerfahrungen: 1910-1976 (Frankfurt am Main: Vittorio Klostermann,
1983): 148. [pasajn nceki Trke evirisi iin bkz. Sanatn Douu ve Dncenin Yolu ev. Leyl Baydar, Patikalar:
Martin Heidegger ve Modern a, yay. haz. H. nal Nalbantolu, (Ankara: mge Yay., 1997): 13.]
17

18

Heidegger 1964de yle der: Ne zaman insan yapsdr ne de insan zamann yapt [bir ey]. Burada yapmak yoktur.
Burada gerekleen yalnzca uzanarak zaman-mekn amak anlamnda bir sunudur (bahedi). [Die Zeit ist kein
Gemchte des Menschen, der Mensch ist kein Gemchte der Zeit. Es gibt hier kein Machen. Es gibt nur das Geben im
Sinne des genannten, den Zeit-Raum lichtenden Reichens.] Zeit und Sein, Zur Sache des Denkens: 17. [ng.: Time and
Being On Time and Being: 16.] Bakalarnca da iaret edildii gibi, Ereignis burada zaman-ii bir olay olmaktan karak, tam
da zaman sunmasyla tarihi mmkn klan bir z(gn)olay olarak dnlmektedir. Heidegger nceki dn yolculuunun
nemli yol iaretlerinden biri Was Heisst Denken? (Dnce[nin istedii] nedir?)de de (1951-52) Bat metafiziine zg
unutkan zaman temsiliyetine [Die Vorstellung] egemen zaman [Die Zeit] ve zamansallk [Das Zeitliche] gelerini tartrken,
bunlardan ikincisini geipgitmek zorundaki (yani geici), ilkini ise geici olann geip gidii olarak niteler. Was Heisst
Denken? (Tbingen: Max Niemeyer Verlag, 1954): IX, 39; ng.: What is Called Thinking?, tr. J. Glenn Gray (New York:
Harper and Row, 1968): Lect. IX, 99.
Heideggerin zamann hilik (yokey) olmad, dahas mekn nceledii iddias [lgos] Walter Benjaminin olaslklara her
an gebe ve gelecei kuracak imdisi [Die Jetztzeit] ile birlikte dnldnde bu [bildik] zaman iinde doan bakalk ve
heterojenlikten baka bir ey olmayan zamann meknlamasdr. Benjamin yle yazmt: Tarih, yerinin homojen, bo
zamanca deil de imdininzamannn doldurduu kurgulanm bir yapnn nesnesidir. [Die Geschichte ist Gegenstand einer
Konstruktion, deren Ort nicht die homogene und leere Zeit, sondern die von Jetztzeit erfllte bildet.] Walter Benjamin,
19

ber den Begriff der Geschichte, Gesammelte Schriften, I/2, (Frankfurt am Main: Suhrkamp Verlag, 1974): These XIV.
[ng.: Theses on the Philosophy of History, XIV, Illuminations, Eng. tr. H. Zohn (New York: Schocken Books, 1969): 261]
(Pek doyurucu olmayan ngilizce evirideki imdininzaman [Die Jetztzeit] mistik gndermeleri de olan nunc stans bir ifade
olduundan gnmz/imdilerden temelden [Die Gegenwart] farkldr.) Jean-Luc Nancynin de vurgulad gibi, zamann bu
zelliinin topluluklarn tarihi iin nemli dourgular var. Nancy yle yazar: Sonuta olageliyoruz eer olmak, zamanda
bakas, bakalk olarak yer tutmaksa (zaten her ann kkten bakal deilse zaman nedir ki?). Biz bir varlk deil, bir
olageliiz; daha dorusu varlk bizde balangla yzleir. Bu olageli varoluun zdeki bakal olarak bizlere biz olarak
verilmitir; bu da bakaln varoluundan ok daha fazla, tam da varoluun bakaldr. Buradaki biz, zne olarak
snrllktan baka bir ey deil; tabii znelliin snrl olmas mmkn olabilseydi, [nk] katkszlnda znellik snrszdr.
Bu nedenle biz dedikleri garip bir zne; [nk] biz dediimde konuan kim? Biz yokuz, biz diye bir ey yok, ama biz
olageliyoruz; ve de bu biz [denen ey] olageliyor ve tek tek her olageli ancak zaten topluluumuz olan bu olageliin
topluluu yoluyla gerekleiyor. Topluluk snrl bir topluluk, yani tekiliin, olageliin topluluudur. Bu da tarihtir. Heidegger
de yle yazyor: yktarihin [Die Geschichte] znemi ne gemi olanda ne de bugn ve bugnn gemi olanla
banda [Der Zusammenhang] deil, [Daseinn geleceinden (Die Zukunft) kaynaklanan] varoluun gerekten
tarihsellemesinde [eigentlichen Geschehen der Existenz] aranmaldr. [Sein und Zeit, (Tbingen: Max Niemeyer, 1979):
para. 74; 386], Jean-Luc Nancy, Finite History, States of Theory: History, Art, and Critical Discourse, ed. by Davis Carroll
(New York: Columbia Univ. Press, 1990): 161. [Nancynin pasajnn evirisinde Varlk ve Zamann Almanca aslndan
eklemeler ve vurgular benimdir.]
20

her zge [das jeweilige] Dasein ileriye doru deviniinde kendini srdrmek zorundadr. Bunu yaparken zaman ile
kaynanda (kkte) [ursprngliche] uramann bir lme meselesi olmad da [ist kein Messen] berrakla kavuur
zgesreyi [die Jeweiligkeit] ayrdeden ey, hakik zamann [eigentliche Zeit] iine dalnrken, her zgl durumda artk kendi
zamanna sahip olunmasdr. [alle Zeit jeweilig fr sich hat]. Zaman bu durumda hi uzamaz, nk zaten kaynanda hi bir
uzunlua sahip deildir [Die Zeit wird nie lang, weil sie ursprnglich keine Lnge hat]. Heidegger, CT / BZ: 14 /14E. [vurgu
benim].
21

imdiler zincirinden ibaret, alk olduumuz zamandr kafamzdaki, biz zaman ler ve hesaplarken. [Die als
Nacheinander in der Jetztfolge bekannte Zeit meint man, wenn man die Zeit mit und berechnet. ] Martin Heidegger, Zeit
und Sein, Zur Sache des Denkens: 11. [ng.: Time and Being, On Time and Being: 10 [vurgu benim]].
22

Das Da-sein, worin der Mensch als Mensch ek-sistiert,, Martin Heidegger, Wissenschaft und Besinnung, Vortrge
und Aufstze, Siebte Auflage (Stuttgart: Verlag Gnther Neske, 1994): 59. [ng.: Science and Reflection, The Question
Concerning Technology and Other Essays, tr. and intro. by W. Lovitt (New York: Harper and Row, 1977): 174-175.]
Heideggerin Dasein niteleyii erken dnemde [1924] bile u ynde: Varlnda insan yaam olarak bildiimiz ve Benim
temel ifadesinde her birimizin bulduu, varlnn zgllnde biz olan bu varolan. Benim iddias insann Dasein
karakterine zg Varln hakik iddiasdr. Btn zglzamanyla [u andalyla] bu varolan benimkidir. [das seiende in
seinem Sein das wir als menschliches Leben kennen; dieses Seiende in der Jeweligkeit seines Seins, das Seiende, das wir
jeder selbst sind, das jeder von uns in der Grundaussage trifft: Ich bin. Die Aussage Ich bin ist die eigentliche Aussage
vom Sein vom Charakter des Daseins des Menschen. Dieses Seiende ist in der Jeweligkeit als meiniges.] Martin
Heidegger, CT / BZ: 6/6E [vurgu benim].
23

Martin Heidegger, Bauen, Wohnen, Denken , Vortrge und Aufstze, Siebte Auflage (Stuttgart: Verlag Gnther Neske,
1994 [1954]): 139-156. Ayn konuma u yaynda da kmtr: Die Herausforderung: Darmstdter Gesprche, Hrg. Heinz
Winfried Sbais (Mnchen: Paul List Verlag, 1963): 70-82. [ng.: Building, Dwelling, Thinking, Poetry, Language, Thought, tr.
by Albert Hofstadter (New York: Harper & Row, Pubs. 1971): 145-161.]
24

So kommt denn die Brcke nicht erst in einen Ort hin zu stehen, sondern von der Brcke selbst her entsteht erst ein Ort.,
A.g.y.: 148. [ng.: 154.]
25

Demnach empfangen die Rume ihr Wesen aus Orten und nicht aus <dem> Raum. , A.g.y.: 149. [ng.: 154.]
26

Man kann dieses mathematisch Eingerumte <den> Raum nennen. Aber <der> Raum in diesem Sinne enthlt keine
Rume und Pltze. Wir finden in ihm niemals Orte, d. h. Dinge von der Art der Brcke, A.g.y.: 150. [ng.: 155.]

27

Soziologie des Raumes, Jahrbuch fr Gesetzgebung, Verwaltung und Volkswirtschaft im Deutschen Reich (Das
"Jahrbuch fr Gesetzgebung, Verwaltung und Rechtspflege des Deutschen Reiches" Neue Folge), hrsg. von Gustav
Schmoller, 27.Jg-, I. Band, (Leipzig: 1903): 27-71. [ng.: The Sociology of Space, Simmel on Culture: Selected Writings, ed.
By David Frisby and Mike Featherstone (London: Sage Publications, 1997): 137-170.]
28

Der Rahmen, die in sich zurcklaufende Grenze eines Gebildes, hat fr die soziale Gruppe sehr hnliche Bedeutung wie
fr ein Kunstwerk. An diesem bt er die beiden Funktionen, die eigentlich nur die zwei Seiten einer einzigen sind: das
Kunstwerk gegen die umgebende Welt ab- und in sich zusammenzuschliessen; der Rahmen verkndet, dass sich innerhalb
seiner eine nur eigenen Normen untertnige Welt befindet, die in die Bestimmtheiten und Bewegungen der umgebenden
nicht hineingezogen ist; indem er die selbstgengsame Einheit des Kunstwerks symbolisiert, verstrkt er zugleich von sich
aus deren Wirklichkeit und Eindruck., Soziologie des Raumes [ng.: The Sociology of Space, 141.]
29

Martin Heidegger, Zollikoner Seminare: Protokolle-Zwiegesprche-Briefe: 188-189. [ng.: 144-145.]


Der Kafka-text ist sehr aufschlureich. Ich stimme Deiner Deutung zu. Nur handelt es sich in dem, was mich umtreibt
unter dem Titel >Lichtung< nicht blo um das Raum- und Zeit-freie, sondern um das, was Raum und Zeit dem Zeit-Raum
als solchem gewhrt und dabei gerade nicht das berzeitliche und Auerrumliche ist. Die Ausflucht der Unterscheidung
von Zeit und Ewigkeit ist zu billig. Sie reicht fr die Theologie vielleicht aus, bleibt aber fr das Denken eine zu grobe
Sache., Hannah Arendt / Martin Heidegger, Briefe 1925 bis 1975, 2. durchgesehene Auflage, Hrg. von Ursula Ludz
(Framkfurt am Main: Vittorio Klostermann, 1998): 162. [ng.: Hannah Arendt and Martin Heidegger, Letters: 1925-1975, tr. by
Andrew Shields (New York: Harcourt, Inc. 2004): 134.]
30

31

M. Heidegger, Bemerkungen zu Kunst-Plastik-Raum, Hrg. von Hermann Heidegger (St. Gallen: Erker Verlag, 1996) ve M.
Heidegger, Zur Frage nach der Bestimmung der Sache des Denkens, Hrg. von Hermann Heidegger (St. Gallen: Erker
Verlag, 1984).
32

Ayn konuda Heideggerin Yunan Bilimler Akademisinde 1967 yapm olduu bir baka konumas daha vardr. Bkz. Not 17.
33

Die Physik als Wissenschaft ist kein mgliches Objekt fr ein physikalisches Experiment., Bemerkungen zu KunstPlastik-Raum: 7. [vurgu benim]. Nietzsche ve bilim zerine 1944 yl yaz yarylnda verdii bir seminerin 2.8.1944 tarihli bir
renci ders notunda da ayn grn yle ifade edildii grlyor: Der Physiker kann nicht physikalisch aussagen, was
die Physik eigentlich sei., Martin Heidegger, Nietzsche: Seminare 1937 und 1944 [GA 87], , Hrsg. von Peter von
Ruckteschell (Frankfurt am Main: Vittorio Klostermann, 2003): 162.
34

Was die bildende Kunst, was die Kunst als solce ist, lt sich nicht mit Hilfe von Meiel und Hammer, nich durch Farbe mit
Pinsel, auch nicht durch das mit Hilfe dieser Werkzeuge hergestellte Werk bestimmen und darstellen. Die Kunst als solche
ist kein mgliches Thema des knstlerischen Bildens., A.g.y.: 7. [vurgu benim]
35

Das Sichauskennen in solchem Herstellen heit griechisch tkhne. Dieses Wort ist auch der griechische Name fr die
Kunst. Unser Wort Kunst kommt von Kennen, sich auskennen in einer Sache und deren Herstellung. Tkhne und Kunst
meinen nicht ein Machen, sondern eine Art von Erkennen...Was wir unbestimmt genug Raum nennen, wird im Hinblick auf
anwesende Krper vorgestellt...Der vor einem Krper besetzte Raum, tpos, ist sein Ort., A.g.y.: 9-10. [vurgu benim]
36

Bkz. yukarda Not 9.


37

Was also ist der Raum als Raum? Antwort: der Raum rumt. Rumen heit roden, freimachen, freigeben ein Freies, ein
Offenes., A.g.y.: 13. [italikler Heideggerindir]
38

Der Mensch ist nicht so im Raum wier ein Krper. Der Mensch ist so im Raum, da er den Raum einrumt, Raum immer
schon eingerumt hat...Der Mensch hat keinen Krper und ist kein Krper, sondern er lebt seinen Leib. Der Mensch lebt,
indem er leibt und so in das Offene des Raumes eingelassen ist und durch dieses Sicheinlassen im vorhinein schon im
Verhltnis zu den Mitmenschen und den Dingen sich aufhlt. Der Mensch ist nicht begrenzt durch die Oberflchen seines

vermeintlichen Krpers., A.g.y.: 13. [vurgu benim]


39

Der Mensch macht nicht den Raum; der Raum ist auch keine nur subjektive Weise des Anschauens; er ist aber auch
nichts Objektives wie ein Gegenstand., A.g.y.: 15. [italikler Heideggerindir]
40

M. Heidegger, Zur Frage nach der Bestimmung der Sache des Denkens, Hrg. von Hermann Heidegger (St. Gallen: Erker
Verlag, 1984). Bkz. Yukarda Not 27.
41

A.g.y.: 18-19.
42

Martin Heidegger, Kunst und Raum, Aus der Erfahrung des Denkens: 1910-1976 (Frankfurt am Main: Vittorio
Klostermann, 1983): 203-210 [ng.: Art and Space, tr. by Charles H. Seibert, Man and World, 6 (1973): 3-8.].
Sanatnn yontular yannda, snr ve mekn, boluk ve sessizlik, ritm ve mzik skalas gibi metafizik gelerin
formlasyonu olarak grd teki eserlerinden de (kat rliyef [gravitaciones]; piirilmi kil [lurros]) en seme rneklerin ve
bu arada Heideggerin yazsnn da yeniden sunulduu u almaya baklabilir: Chillida 1948-1998 (Madrid: Museo Nacional
Centro de Arte Reina Sofa/Ministerio de Educacin y Cultura, 1998)
43

44

Burada Heinrich Wiegand Petzetin tanklna bavuruyoruz. Chillidann mekn anlayn zetlerken onu yle alntlyor
Petzet: Der Bildhauer habe gesagt: Nicht die Form ist es, auf die es mir ankommt, sondern die Beziehung der Formen
zueinander das Verhltnis, das zwischen ihnen entsteht. Womit das fundamentale Problem dieses Bildhauers berht ist:
die die Einbeziehung des Raumes in seine Arbeit., Bkz. Heinrich Wiegand Petzet, Auf einen Stern zugehen:
Begegnungen und Gesprche mit Martin Heidegger, 1929-1976 (Frankfurt am Main: Societts Verlag, 1983): 165-. /
Encounters and Dialogues with Martin Heidegger, 1929-1976, tr. by Parvis Emad and Kenneth Maly (Chicago and London:
The University of Chicago Press, 1993): 157-.
45

A.g.y.: 166. [ng.: 158]


46

Arendtin mektubundaki pasajn asl yle: Der Essay ber den Raum ist sehr schn. Mir scheint, er pat noch erheblich
besser fr Architektur, griechische Tempel, als fr Skulptur. Mir klingt er, als httest Du ihn abgelesen von dem Aphaia
Tempel, oder auch Bassai, aber selbst Sunion von diesen unerhrten, frei in der Landschaft errichteten Gebilden, die
jedesmal die Landschaft so markieren, wie es in ihr selbst liegt., Hannah Arendt / Martin Heidegger, Briefe 1925 bis 1975:
198. [ng.: Hannah Arendt and Martin Heidegger, Letters: 1925-1975: 167.]
47

Bu doru lnn yakalanmasnn her urata olduu gibi mekn olutururken de ne denli zor olduu ve ince i
gerektirdii herhalde ak olmal. Bu lyle ilgili, mzik tarihinden yle bir yk ister istemez akla geliyor: Wolfgang
Amadeus Mozart himayesine girdii egemenin nnde besteledii Saraydan Kz Karma [Die Entfhrung aus dem Serail]
operasn ilk kez 1782 Temmuzunda baaryla sergiledikten sonra mklpesent mparator II. Josephin yle dedii
rivayettendir: Ama ok fazla nota, sevgili Mozart. [Aber sehr viele Noten, lieber Mozart] Bestecinin sardonik izlenimi
veren yantnn da yle olduu sylenir durur: Gerekenden tek nota fazla deil, Hametmeaplar. [Nicht eine mehr,
Majestt, als notwendig ist.]. Mozartn da egosunun ikinlii orannda gerekte byle syleyip sylemedii, daha da
nemlisi mklpesent egemenin hakl olup olmad konusunu biz imdilik mzik tarihilerine brakalm. Elbette bu
tartmal konuya mimarlk alanndan rnekler getirmek mmkndr; onu da ilerinin mimarlk tarihilerinin omuzlarna
yklemi olalm.
48

Gadamer, Die Wahrheit des Kunstwerks (1960): 254, 260. [ng.: 220, 228.]

You might also like