You are on page 1of 8

Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi www.e-sosder.com ISSN:1304-0278 Yaz -2006 C.5 S.

17 (107-114)

DOU VE BATI FELSEFESNDE ALTIN A MTLER


Yrd.Do.Dr. Hasan Aydn
OM Sinop Eitim Fakltesi
haydin@omu.edu.tr

zet:
Bu makale, Dou ve Bat dnce geleneindeki altn a mitlerine felsefi adan
yaklamaktadr. Makalenin iki temel amac vardr; ilki, altn a mitlerine eletirel adan yaklamak,
ikincisi ise, Dou felsefesinin tarihsel evriminde neden sekler bir hareket yaratamadn ortaya
koymaktr. Bu nedenle, makalenin btn ierisinde, yer yer Dou ve Bat felsefe gelenei
karlatrlm, zellikle Dou felsefe gelenei, dayand ilkeler ve modern Dou dncesindeki
yansmalar asndan zmlenmeye allmtr.
Anahtar Szckler: Dou, Bat, felsefe, mit, seklerleme
Abstract:
This paper approaches the golden age myths in Eastern and Western traditional thought
from a philosophical context It has two aims, namely the criticism of golden age myths and the
determination, why East philosphy have not beeen created a secular movment in his historical
evolution. Hence, in this paper, sometimes have been compared Eastern phiosophical tridation with
Western philosophical tridation and espacially analysed Eastern philosphical tradition and its
prenciples and their impact on modern Eastern thought.
Key Words: Eastern, Wetsern, philosophy, myths, secularizetion

Giri:
nsann tarihsel ve ansal bir varlk olduu, kendi kimliini ve niteliklerini ortaya koymaya
alrken sk sk tarihsel deneyimlere ve anlarna ba vurduu bilinen bir gerektir. Bu olduka doaldr;
nk insan tarihsel kaltlarn ve anlarnn toplam olan deneyimleriyle varolur; kendini ve evrendeki
varlk, nesne ve olaylar onlar nda anlamlandrr ve deerlendirir. Ansalln ve tarihselliin insan
yaamndaki bu derin etkisi, belki de, M. Eliadenn dillendirdii gibi tarihsel kkenli insann anlam
araynda kken oluturabilecek mit ya da mitler yaratt savnn bireysel yaamdaki ilgin
grnmlerinden birisidir.
nsanln Erken Dnemleri:
Altn a Mitleri
Bireylerin tarihsellii ve ansall, kltrn yapc zneleri araclyla toplumsal bilinle
birletiinde, kominal bir nitelik kazanmakta ve bir btn olarak toplumlarn, kendi varolularn,
niteliklerini, toplumda ortaya kan eylemsel durumlar ve hatta oluturduklar kltr ve uygarlklar
kendisine baladklar gemie ait gizemli kaltlara dnmektedir. Bu nedenle olsa gerek, bilgikuramsal
(epistemolojik) ve varlkbilimsel (ontolojik) adan ele alndnda, ansalln bir tr toplumsal versiyonu
olarak nitelendirebileceimiz mitsel kkenli gelenek ya da muhafazakarlk, hemen her toplumda gl bir
ilev yklenmitir. Hatta, tarihin erken dnemlerinde, ilk a ve ortaalarda, tarihselliin, ansalln ve
gelenein bir uzanm olarak yenilik hareketleri, tarihin dngselci bir paradigmayla alglanna neden
olmu, bilgi ve deerler alannda her yenilik hareketi yanllar projelerini bir tr ze, bir dier deyile
toplumlarn kendilerini zdeletirdii asla, bir dier deyile, idealize edilen ve tanrsallatrlan mitsel bir
dneme dn hareketi olarak sunup, bu ekilde merulatrmak zorunda kalmtr. ou kez, altn a
nitelemesiyle karmza kan bu anlayn kkeni, grebildiimiz kadaryla ok eskilere uzanmaktadr.
Sz gelimi bir Smer iirinde yle denilmektedir:
Eskiden ylann olmad, akrebin bulunmad bir devir vard, srtlan yoktu, aslan yoktu, ne
vahi kpek vard, ne de kurt, ne korku vard ne de dehet, insann rakibi yoktu. Eskiden, abur ve Hauzi
lkelerini, Bunca dilin konuulduu Smerin, tanrsal yasal byk prens lkesinin, Urinin, gerekli her
eyi salam lkenin, gvenlik iinde dinlenen Martu lkesinin, btn evrenin, birlik iindeki halklarn
Enlile tek bir dilde sayg duyduklar bir devir vard.1

107

Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi www.e-sosder.com ISSN:1304-0278 Yaz -2006 C.5 S.17 (107-114)

Anlan Smer iirinde dile gelen anlay, Uzak Douda Leo Tzu tarafndan kurulan Taoculuun
kuramsal boyutunun gelitirilmesinde etkin bir ilev yklendii anlalan Chang Tzunun dilinde yle
ifadelendirilir:
nsanlar kuma dokuyup giysi dikerlerdi, tarla srp ekmek yaparlard kendilerine.
Yaamlaryla uyum iindeydiler. Birlikteydiler; ne snflar, rtbeler vard ne de dman gruplar. Doal
bir huzur vard her yerde. Bu yce Tenin her yerde egemen olduu bir dnmedi Tm canllar bark
yaard yan yana lkelerinde yi ile kty bilmezdi kimse o zamanlar2
nsann yaad dnemden duyduu rahatszl ve geleceinden duyduu endieyi, bir altn a
mitiyle, ya da gemite kaldna inanlan ve tanrsal bir nitelie brndrlen bir mite yeniden varlk
kazandrmakla amaya kalkmay denedii izlenimini douran ve insann ansallnn tipik bir rn
olan sz konusu anlayn izlerine Eski Msr iirlerinde ve ussalc gelenein filizlenmeye balad Eski
Yunanl dnrlerde de rastlamak olasdr. Nitekim nl filozof Empedoklesin yle dedii
aktarlmaktadr:
Vard onlar arasnda stn bilgili bir kii, en byk dnce hazinesine sahip olan, her trl
bilgece ilerden en ok anlayan. Uzannca yukarya zekasnn btn gcyle kolayca gryordu btn
varolanlarn her birini, insanlarn onuncu ve yirminci gbeine kadar.3
Tektanrl dinler de, erken dnem kltrlerde altn a mitiyle karmza kan ayn gelenee
yer yer gndermeler yapmlardr. Szgelimi, tm tektanrl dinlerde gndeme gelen cennetten kovulu ya
da cennetten d miti ve genel olarak insann nne kendisinden dt cennete kavuma ereinin
konulmas, idealize edilmi gemiin gelecee yanstlmasnn ilgin rnekleri arasndadr. nce Yahudi
sonra Hristiyan geleneinde karmza kan ve slam geleneinde de yank uyandran, mesihlik ve
mehdilik4 anlaynn dayand bilgikuramsal ve varlkbilimsel temel de aslnda gelecei gemite
arayan ve altn aa gnderme yapan mitin ilgin grnmlerinden birisidir. Zira ne mesihin ne de
mehdinin temel erei, bir yenilik ortaya koymaktr. Aksine onlar, gemite kalan ideal toplumsal dzeni
yeniden yaama geirme arzusunu simgelemektedirler. Yine slam peygamberi Hz. Muhammedin,
oktanrc Arap toplumu iin devrimci bir nitelii olan tektanrc anlay yerletirmeye alrken, bu
retinin ve dile getirdii tm toplumsal yeniliklerin ilk insan ve ilk peygamber olduu sylenen Hz.
Ademden itibaren savunulduunu sylemesi ve tarihsel srecin bu inantan sapmalar meydana
getirdiini ve kendi ilevinin sapmalar giderip ilk dne, yani ze dnmekle snrl olduunu ifade
etmesi, Fazlur Rahmann deyiiyle peygamberliin blnmezlii retisini5 dillendirmesi, en azndan
dayanaklar asndan, bir ekilde altn a mitine gnderme yapmaktadr.
Bat Felsefesinde Altn a Mitinin Almas:
Rnesans ve Aydnlanma
Ayn motifin, z ya da altn a, farkl bir toplumsal balama ve ideale yerletirmekle birlikte,
kurtuluu geride kalan Eski Yunan felsefe geleneine dnmekte gren Rnesans hareketinde de grmek
olasdr. Zira Rnesans hareketi, Eski Yunan felsefesini yeniden canlandrmay ifade etmekte ve
ortaan, Agistunusun elinde Hristiyanlatrd Aristotelesi ve St. Thomasn dizgelerinde kendine
yabanclatrd ve Hristiyan bir kimlie brndrd Platonu arndrmak, daha da nemlisi insan
dncesini Tanr odakl kat Hristiyan geleneinden kurtarp, Eski Yunan dncesini sekler bir z
olarak mitletirmeyi, onun oulcu dncesini yeniden canlandrmay amalad grlmektedir.6 Yine
demokratik almn nc bir filozofu olarak grebileceimiz J. J. Rousseaunun, dneminde
gzlemledii toplumsal eitsizlie duyduu tepkiyi dile getirmek iin setii ve Voltaira insan yaptnz
okuyunca, drt ayak zerinde duras geliyor dedirten yapntsal doal haldeki ilk insan miti de ayn
anlayn tipik bir uzantsdr.7 Ancak Rnesans ve J. J. Rousseauda dile gelen mit, nceki altn a
mitlerinde olduu gibi tanrsal bir mit deil, ilintili ve koullu olan sekler bir mittir ve bu anlamda Bat
dnce geleneinde ciddi bir dnm simgelemektedir.
Bat dnce gelenei, Rnesansla birlikte pekien kukucu dnya grnn bir rn olarak,
sekler bir mit olarak nitelendirebileceimiz Eski Yunana dayanarak, tanr odakl mitlerin egemenliini
krmaya balam, Aydnlanmayla birlikte insan dncesini dayandrd koullu ama nesnel zeminle,
insanlk tarihinin geriden g almakla birlikte ileriye doru koan, Monteigne ve Descartes gibi
dnrlerde dile gelen kukucu zihniyeti8 elinden brakmayan bir hareket olduu dncesini
yaygnlatrmay baarmtr. Kukusuz bu baarda, sekler bir temele oturtulan insan dncesinin, tanr
odakl saltk altn a mitlerini yava yava saf d etmesi, Aydnlanmann nc bilim insanlar
Kopernik, Buruno, Kepler, Galileo ve Newtonun oluturduklar dnsel devrimler9 ve bu devrimlere
dayanarak bilimin nemini kavrayan ve tarihin cizgisel ya da diyalektik elikilerle ilerlediini savlayan,

108

Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi www.e-sosder.com ISSN:1304-0278 Yaz -2006 C.5 S.17 (107-114)

Condorcet, Kant, Marks, Comte vb. filozof ve dn insanlarnn nemli bir rol olmutur.10 Bylelikle
Bat felsefesi, bilgi ve deeri ze ya da altn aa dnte, bir dier deyile gemite arayan ve onlar
saltklatran paradigmay tarihin tozlu sayfalarna gmmeyi baarm ve gelecein gemite deil, yine
gelecei hazrlayan bugnk ve gelecekteki znelerde olduunu ve buna ulamann aracnn ise kuku
olduunu savlayan bilim insan ve filozoflar ncletirmeyi baarmtr. Bu ideal olann gemite
kaldn savunan, her eyi tanrsallatran ve dolaysyla Tanrnn zne olarak grld paradigmann
iflas ve insan zneletiren yeni dnemin mutucusu olmutur. Bu baar, Bat felsefesinde, Tanr odakl
mitlere gnderme yapan saltk tanr merkezli paradigma yerine, kukucu ve snrlarnn farknda olan
sekler nitelikli paradigmay yerletirmeyi olanakl klmtr. Oysa Dounun (slam dnyas) ayn eyi
baardn sylemek pek olas gzkmemektedir. Dou bunu neden baaramamtr?
Kanmzca anlan sorular aratrmaya deerdir; zira Doulu kaltlarn nemli bir yer tutuu
saltk dnsel geleneimizi anlamak iin kimi ip ular verici niteliktedir. Bu yzden zerinde
durulmay, zmlenmeyi ve eletirel bir bak asyla ele alnmay hak etmektedirler.
Dou (slam) Felsefesinin Altn a Miti:
ze Dn
Gelin zmlememize, Dou toplumlarnn benimsedii ze dn savunan saltk temel
toplumsal mitleri saptamak ve Dounun koullu sekler bir mit bulmada neden baarsz olduunu
gstermekle ie balayalm.
Dou (slam) toplumlarnn kendilerine hareket noktas olarak setikleri mit, Tanr odakl bir
mittir ve en gl ifadesini slam dinsel bildirilerinde bulur. Bu mit, dinsel bir zeminde, gemi dnce
geleneinden esin alnarak Hz. Muhammed aracl ile oluturulmu ve ilk insandan bu yana her eyi
Tanr odakl bir pencereden grmeye alm ve her eyi saltklatrmtr. Bu yzden, insanlk tarihi
btnyle tanrsallatrlm bir tarihtir ve bu tarih ilintililik ve koulluluu imleyen sekler hibir eye
yer vermez. Daha da ileriye giderek, uygarln tm kazanmlarn tanrsal retime ve peygamberlere
dayandrlr. Sz gelimi, insana konumay, okumay, yazmay, zanaatlar, vb. Tanr retmitir. Bu Tanr
odakl mit, bilgi ve deerin insansal deil, tanrsal bir zemine dayandn savunur ve tarihin ve
uygarln yapc znesinin insan deil Tanr olduunu syler. Anlan mite gre, her eyin en yetkin
biimi, Tanrnn son iletisini ortaya koyan Hz. Muhammedle birlikte sonul evrimine ulamtr ve en
gl bireysel ve toplumsal yansmasn Hz. Muhammed dnemi ve sekin halifeler (hulefa-i raidin)
dneminde vermitir. Bu yzden o dnemler altn alardr. Hz. Muhammed ve sekin halifeler dnemi,
tredi bir dnem deildir; bu bir ynyle Tanrnn ynlendirdii bir tarihsel evrimin, dier ynyle de,
ilk insan ve ilk peygamberden beri dile gelen zn amlanarak yetkinlemesinin bir rndr; bu yzden
de asr saadet yani mutluluk adr. u halde, yenilik kavram, ne bir reform ne de z aan deiim
hareketidir; asl yenilik, tecdid (yeniletirme) ya da ihya (yeniden canlandrma) kavramlar ile
nitelenebilir. Tecdid, Tanr kkenli saltklatrlm altn aa gnderme yapan ata geleneklerinin
yeniden canlandrlmas, ihya ise, ayn saltk gelenein ya da altn an yeniden diriltilmesidir. Orijinal
anlamda koulluluu ve ilintililii ieren yenilik bidat demektir ve bir anlamda saltk zden ve altn an
rnekliinden sapmak demektir.11
Hz. Muhammedden sonra slam toplumlarnn, fetih ve eviri hareketleri ile birlikte Eski Yunan
felsefe geleneiyle karlamalar, anlan Tanr odakl altn aa gnderme yapan savlar deitirmemi;
aksine, Eski Yunan dn miras anlan savlarn oluturduu saltk bir paradigmayla alglanmtr. Bu
yzden, Batda Rnesansta olduu gibi Douda hibir zaman Eski Yunan koullu ve ilintili sekler
temelleri nda kavranlamamtr. Bunun grebildiimiz kadaryla iki temel nedeni vardr:
lki, Hz. Muhammedden esin alan ve slam dinsel bildirilerini Tanr odakl bir dnsel
erevede yorumlayan paradigma; ikincisi ise, Mslmanlarn, Eski Yunan felsefesiyle dorudan deil,
Sryaniler aracl ile karlamalardr.
Bilindii gibi, Helenistik felsefe ile birlikte Eski Yunann felsefesinin sekler temelinin Tanr
odakl bir anlayla rtlmeye alld, Philon ile daha ok Yahudilie, Origenes ve Cleament gibi
dnrler araclyla da Hristiyanla yaklatrld ve tanrsallatrld bilinmektedir. Dorudan Eski
Yunan dnrlerinin yaptlaryla temas kurmada zorlanan slam dnrleri, altn aa gnderme yapan
ve gelecei gemite arayan, her eyi tanrsallatran dn gelenekleri sonucu, Eski Yunanl filozoflar
peygamberletirmekte ya da onlarn dncelerinin kaynann peygamber olduklarn sylemekte bir
saknca grmemilerdir. Bu yzden slam dnrleri, dn geleneklerinde Eski Yunan dnce
mirasna yer vermekle birlikte, onlarn dncelerinin koulluluk ve ilintililii gndeme getiren sekler
niteliini hibir zaman grememilerdir. Bu yarg, kimilerince Dou (slam) dncesinde sekler

109

Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi www.e-sosder.com ISSN:1304-0278 Yaz -2006 C.5 S.17 (107-114)

dncenin ncleri olarak gsterilmek istenen Kind, Frb, Brn, bn Sn, bn Rt ve hatta bn
Haldn iin bile geerlidir.
Altn aa Ya Da ze Dn Miti:
Dou (slam) Felsefesindeki z Dmler
slam peygamberince z olarak ifade edilen ve slam dnrlerince gelitirilen Tanr odakl altn
a miti, Yeni Platoncu anlay ile slam dinsel bildirilerinde savunulan anlaylar kaynatrmay
deneyen slam felsefesinde, birbiriyle ilintili drt nemli sonu dourmutur. Bu sonular unlardr:
1- Btn gemi dnrler slam felsefesi zerinde aratrmalaryla nl Henry Corbinn da
iaret ettii gibi12 peygamber olarak grlm ya da onlardan beslendikleri varsaylmtr. Nitekim
dneminin dnce tarihileri ve filozoflar olarak grebileceimiz Ihvn es-Saf, ehristn, Endlsl
bn es-Said, bn en-Nedm, Eb Htim er-Rz vb. dnrler Thales, Aneksimendros, Pisagor, Sokrates,
Platon gibi Eski Yunan dnrlerinin slam dinsel bildirilerinde adlar gememekle birlikte peygamber
olabileceklerini ya da en azndan peygamberlerden esinlendiklerini belirtmilerdir.13 Nitekim nl
filozofu Amir bilgi ve hikmetin peygamberlerle nasl ilikilendirildiini yle ifadelendirmektedir:
Ant olsun ki biz Lokmanana hikmet verdik (Lokman, 12) ayeti gereince hikmetle nitelendirilen
ilk kii Lokman hekimdir. O peygamber Davud zamannda yam ve srekli olarak am blgesinde
oturmutur. Aktarldna gre, Yunanl filozof Empedokles, onun yanna gider gelirmi; bu nedenle
hikmeti ondan renmitir Lokman hekimle olan arkadal yznden Yunanllar onu bilge olarak
kabul etmiler ve ilk bilge olarak onu grmlerdir Bilgelikle nitelendirilenlerin bir dieri Pisagordur;
onun bilgelikle nitelendirilme nedeni ise, Davudun olu Sleymann rencileri am blgesinden
Msra gidince onlarla grme olana bulmutur. Bu grmeden nce Msrllardan geometri
renmi, ardndan Sleymann rencilerinden fizik ve metafizik renmitir. Bu bilimi, Yunanistana
gtrm,.. bu bilimleri peygamberlik kandilinden yararlanarak gelitirdiini ileri srmtr
Pisagordan sonra bilgelikle nitelendirilen Sokrates, felsefeyi Pisagordan alm ve felsefe
disiplinlerinden yalnz metafizikle yetinmitir. Socratesten sonra Platon bilgelikle
nitelendirilmitir; Sokratesin yolundan giderek o da felsefeyi Pisagordan almtr Platondan sonra
bilgelikle nitelendirilen kii Aristotelestir Felsefe renmek zre yirmi yla yakn Platonun yannda
der ald Bu be kii bilgelikle anlm, bunlardan sonra hi kimseye bilge ad verilmemitir.14
Anlan anlaya dayanan Gazzl bile filozoflarn hakka yaklaan dncelerinin
peygamberlerden ya da sufilerden esinlendiklerini sylemekte ve kimi bilimlerin varln peygamberliin
kant olarak gstermeye girimektedir. Nitekim o, yle demektedir:
Onun (peygamberlik) olurlu olduunun kant, var oluudur; var oluunun kant ise, tp ve
astronomi bilimi gibi, evrende aklla elde edinilmesi dnlemeyen, bilgilerin varldr. Anlan bu
iki bilimde aratrma yapan kimse, bunlarn ancak, vahiy ve tanrsal yardmla idrak edilebileceini
zorunlu olarak bilir. Bu bilimlerin deneyimle elde edilmesi imkanszdr. Yldzlarla ilgili yle olaylar
vardr ki, bin senede bir meydana gelir. u halde, bu deneyimle nasl elde edilsin? lalarn zellikleri
de yledir. te bu uslamlama ile anlalmtr ki, akln idrak edemeyecei, (deneyimle elde
edilemeyen) bu eylerin anlalmasnda, bir yolun olmas imkan dahilindedir. Bu da peygamberlikle
kastedilen vahiy yoludur.15
Hemen tm slam dnrlerinde karmza kan Amir ve Gazzl rnekliinde ortaya
koyduumuz anlan sav, bilgikuramsal adan insann orijinal bir dnce ortaya koyamayaca, tm
bilimlerin orijininin Tanr tarafndan kurulduunu savlamaktadr; bu dnceye gre, insann
yapabilecei tek ey, tanrsal temelli ilk bilgileri esas alarak tmdengelim yntemiyle yeni
sonulamalara gitmektir. Ancak, bn Snnn deyiiyle, ilk ncllerden tmdengelim yntemiyle
sonu karmak da, tanrsal esini zorunlu klmaktadr; nk onca, insann ncllerden sonu
karmas, orta terimi bulmakla olasdr; bu ise, tanrsal esinle (hads) mmkndr.16
2- Filozofun bilgisi dindeki melein ileviyle donatlan etkin akl kanalyla tanrsal bir temele
oturtulmu ve filozofla peygamberin beslendii kaynak ayn saylmtr. Bu konuda, Ihvn es-Sf, Kind,
Frb, bn Sn, Gazzl ve bn Haldn ayn kandadr; zira onlarca, tpk Platonda olduu gibi duyularn
verdii bilgi tikel bir bilgidir ve gerei yanstmamaktadr, asl bilgi tmellerin bilgisidir ve bu da aklda,
akl, etkin akl aydnlattnda ortaya kar.17 Sz gelimi, Aristotelesten esinlenerek etkin akl gnee
benzeten Frb yle demektedir:
nsanda etkin akln yeri, gz karsnda gnein konumuna benzer. Nasl gne, gze k verir
ve bu k sayesinde, gizil halde grc iken eylemsel olarak grc hale gelirken tpk bunun gibi,

110

Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi www.e-sosder.com ISSN:1304-0278 Yaz -2006 C.5 S.17 (107-114)

etkin akl da insana dnme gcnde tasarlad bir eyi kazandrr. te etkin akln dnen neftse
grd i, n grme olgusunun gereklemesi srasnda grd a benzer.18
3- Peygamberle ayn kaynaktan beslendiine inanlan gemi filozoflar ve grleri tartmasz
saltk gereklik saylmtr. Bu anlay, slam dnrlerinin Eski Yunanl dnrlerin
tanrsallatrmasna zemin hazrlamtr. Bu nedenle, sz gelimi Frb, Aristo ve Platonun grlerini
uzlatrmay denedii yaptna Kitb el-Cem Beyn er-Reyeyy el-Hakmeyn el-Efltn el-lh ve
Aristtls19 adn vermitir. Kitabn adndaki el-lhi nitelemesi, onun Eski Yunanl filozoflar,
zellikle Platonu nasl tanrsallatrdnn ve saltklatrdnn tipik bir rneidir.
4- Filozofun peygamberle ayn kaynaktan gelen bilgisi, zde peygamberlerin ortaya koyduklar
rnn bir yorumu saylmtr. Bu nedenle her trden bilgi ve deerin orijininin gemite yer ald
dncesi benimsenmitir. Hemen her dnrde karlatmz ve u an sahip olduumuz bilgiler
gemitekilerin sahip olduklar bilgilerin kt kalntlarndan baka bir ey deildir diye dillendirilen bu
olgunun en nesnel anlatmn grmek iin, evirmenlik grevi de yapan ran asll nl filozof bn elMukaffaya kulak vermek yeterlidir:
Bilginin hibir harfi ve hibir ad yoktur ki rivayet edilmemi, renilmemi, gemiteki bir
ncnn sz veya yazsndan alnmam olsun. Bu da unu gsterir: nsanlar bilginin temellerini ortaya
koymamlar, bilgisi onlara ancak (tanrsal kaynaa uzanan) bilgi ve hikmet sahibinden gelmitir.20
slam dnyasnda anlan saltk Tanr odakl paradigma o denli etkili olmutur ki, Mevlana
Mesnev adl yaptnn ilk blmnde tm bilgisini vahye (tanrsal esine) dayandrarak Mesnevi
Alemlerin Rabbinden inmedir; btl ne nnden gelebilir ne ardndan; Tanr onu korur ve gzetir21
demi; Ihvn es-Sfnn takipisi olduu izlenimini douran Gazzlnin yolundan giden bn Haldn,
kimi filozoflarn tanrsal temele dayanan bilgilere batl (geersiz) iddialarn kattklarn; bu iddialar
ayklamak iin felsefe ile ilgilenenlerin, mutlaka eriat (dinsel) bilimlerini ezberlemi olmasn art
komutur. Nitekim bu balamda o, yle demektedir:
Bununla birlikte, hikmet ve felsefe bilgileri okuyacak olan kimse, ilk nce tefsir (Kuran
yorumbilimi), fkh (slam hukuku) ve dier dini bilimleri hakkyla renmeli ve ancak bundan sonra bu
bilgileri renmeye balamaldr. slami bilgileri bilmeyen kimse, bu bilgileri renmeye
yanamamaldr. nk dini bilgileri bilmeyenlerden, bu bilimlerin lme gtren hallerinden salamca
kurtulanlar azdr. Doru ve hak yolu gsteren Tanrdr. Tanr bizi doru yola sevk etmemi olsayd, biz
de hidayet yolunu bulamazdk.22
Anlan anlay, gemii amann mmkn olmadn, her eyin en yetkin rneinin gemite
ortaya koyulmu olduunu savunduu iin slam dnyasnda 11. yzyllardan sonra bilimsel geliimi
sekteye uratm olmasna ramen, geri kalml krmak iin ortaya km olan ve kurtuluu ze
dn niteleyen tecdid ve ihya hareketinde gren, bn Teymiye, Abd el-Vehhab, Dehlev gibi modern
ncesi Islahat hareketi nclerinde23; hatta, Batl dnceye ilgi duymu slam modernizminin ncleri
saylan, Cemaleddin Afgan, Muhammed Abduh, S. Reit Rza, Muhammed kbal gibi dnrlerde ve
bunlarn Osmanlnn son dnemlerinde Trk dncesindeki yansmalarn dillendiren, Namk Kemal, M.
A. Ersoy, M. . Gnaltay gibi dnrlerde bile bulmak olasdr.24 Oysa bu, gemite iflas etmi bir
paradigmaya canllk kazandrma gayretinden baka bir ey deildir. Zira onlar da bilgi ve deerler
alannda tm hakikati, tpk gemi slam dnrleri gibi tanrsal bir zeminde deerlendirmiler, slam
toplumlarnn kurtuluunu saltklatrlan dinsel bildirilere ya da idealize edilen ve gemite kalan
peygamber ve sekin halifeler dneminin dnsel anlayna dnmekte grmlerdir.
Dou Dncesinde Tanr Odakl Mitten Sekler Anlaya:
M. K. Atatrk
Grebildiimiz kadaryla, Douda (slam dnyasnda), Batda Rnesans ve Aydnlanmadan beri
gndeme gelen insan dncesinin sekler temelini kavrayan en etkili insan M. K. Atatrk olmutur.
Atatrk, toplumlarn kendilerini dayandracaklar, ansal bir temel aramalarnn nemini kavrayan ciddi
bir nderdir ve bu nedenle, Dou toplumlar iin sekler nitelikli bir temel oluturmann ya da ina
etmenin gereini ilk gren siyasi nderdir. Bu yzden onun, Osmanllar dneminde yaygn olan ve pagan
unsurlar tad ileri srlerek slam ncesi Trk tarihini yok sayan, bu yzden Trk tarihini salt slam
tarihine indirgeyen bak asna kar duruu, yeni bir tarih teziyle, orta Asyal kkenimizi, Smerlileri,
Hititlileri ve hatta Ege kkenli Eski Yunanl filozoflarn gndeme getirmesi ve bir Anadolu kltr ve
uygarlk tarihi inasnda rol almas ve Trk kltrnde Anadoluluu n plana karmas, hatta tarihin
temeline Trkleri oturtmaya almas olduka anlamldr.25 Bu hareket znde, Trk toplumunun
kendine gven alamak gibi pragmatist bir nitelik tamakla birlikte, tpk Bat toplumlarnn kendileriyle

111

Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi www.e-sosder.com ISSN:1304-0278 Yaz -2006 C.5 S.17 (107-114)

zdeletirdikleri sekler bir temel bulma urasnn Atatrkte canlanmasnn bir ifadesi olarak da
grlebilir. Bu trden bir bak asyla bakldnda, yle anlalyor ki, M. K. Atatrkn bu anlayyla
iki eyi baarmay arzulad ileri srlebilir:
1- Batl Aydnlanma felsefesinin, her eyi Tanrya balayan ortaan Tanr odakl dncesini
saf d eden sekler niteliliinin Trk insannca kavranmasn salamak ve Trklerin kendilerini, Tanr
odakl paradigmaya mahkum etmekten kurtaracak yeni sekler bir temel ina etmek.
2- Bir yenilik hareketi olarak, ze dnn ya da altn a olarak nitelendirilen mite dn
arzusunun daima var olabileceini kavrad iin, Tanr odakl slam altn a mitinin yerine Anadoluluk
temelini ve tarihin yapc zneleri olarak Trkleri n plana geirmek. Bylelikle kendi hareketinin, tarihin
temel yapc zneleri arasnda yer alan Trklerin ve dolaysyla Anadolunun mirasndan esin alan bir
hareket olduunu gstermeye almak.
Ancak Atatrkn sekler bir temel ina etme anlay, kar devrim srecinde grmezden
gelinmi, siyasal kayglarla anlan temel saf d edilerek yerine yeniden Tanr odakl altn a miti
canlandrlmtr. Cumhuriyet dneminde bu hareketin yank uyandrmasn, daha nce adndan sz
ettiimiz ve 1948li yllarda babakanlk yapm M. . Gnaltayla balatmak olasdr. Bu olgu souk
sava dneminde, Yeil Kuak Projesiyle kurumsallatrlm ve Souk Savan bitimini imleyen
yllarda, o denli ileri gtrlmtr ki, 1990 sonrasnda siyasal destei arkasna alan Yaar Nuri ztrk,
tpk ortaa filozoflar gibi u dnceleri savunabilmitir:
hukuk devletinin temel deerleri veya zerine oturduu omurga, esas bakmndan ilahi
prensiplere baldr. imdi demokrasi, hukuk devleti anlay, insan haklar gerilere doru
gtrlrken bir yerde Eski Romaya, bir yerde Eski Yunana uruyoruz. zellikle demokrasi,
Platona kadar gidiyor. Yalnz orada bir eyi unutmayalm. Acaba oralarda bu prensipleri
yakalayanlar ve insanln nne karanlar, bunlar nereden aldlar? Kuran- Kerimin tezi,
bunlarn hepsinin peygamberlerin getirdii ilahi mesajn bizzat kendileri veya krntlar olduu
merkezindedir. slam imannn ocuklar olarak bunu unutmayalm. Tarihin filan devrinde bu
grlmtr, ite oradan geliyor bu gnlere dendii zaman, hemen ret veya kabul hkm vermeyin.
nk tarihin filan devrinde eski Msrda, Eski Yunanda, Eski Romada diye lanse edilen eyleri
kartrdmz zaman hakiki fikir adam, ilim adam, soylu dnce adam sfat ile karlatnz
zaman, son tahlilde peygamberlere karsnz. Kuran Kerim ite bunun iindir ki, insanln btn
mirasn peygamberlerin miras olarak gryor ve kucaklyor. Kendi getirdii dinin adn, ilk
insandan bugne kadar gelmi btn peygamberlerin mesajlarnn ortak ad olarak kullanyor
Platon, hukuk devleti ve demokraside esas prensipler idealardr, diyor. Platon, idealizmin bal
olduu zaman st realiteler veya idealar Allahtan gelir, diyor. Nereden buldu bunu Platon?26
Platonun peygamber olarak ismi Kuranda gemiyor. Nerden ald bunlar? lahi tebli btn
zamanlarda ve mekanlarda insanla k tuttu. Bundan Platon da yararland, Socrates de yararland,
Montesqieu da yararland. Kimi itiraf etti, kimi itiraf etmedi. Kimi arptarak bunu intikal ettirdi kendi
dnce sistemine, kimi arptmadan intikal ettirdi. O bakmdan Muhammed Hamidullahn ok
hakl olarak syledii gibi, biz Hz. Peygamberden nceki zaman dilimleri iinde insanla dnce
miras brakm insanlar bir kalemde ne ba st kabul, ne de ret gibi bir yne gidemeyiz. Bunlarn
hepsinin az ya da ok ilah vahyin getirdii ktan beslendikleri muhakkaktr. Bunlarn peygamber
olmas muhtemeldir Muhammed devir ncesi vahyin serpintileridir onlar... nk Kurann
ifadesiyle hak ve k yalnz Allahtan gelir. Her devirde yledir27 O halde hukuk hayatnn ve hukuk
devletinin izafiyet st, rlativite st bir prensipler alan vardr. Bunlarn kayna ilahdir. Bunu
Romaya gtrn, Yunana gtrn, Eski Msra gtrn, Hamburabi kanunlarna gtrn, nereye
gtrrseniz gtrn, arkasnda peygamberler eliyle insanla k tutulan ilahi bir k vardr.28
Modern Felsefenin zm:
lintili ve Koullu Olan nsan Dncesine Gvenmek
Atatrkle birlikte gelen seklerlemeyi askya alan, ze dn ya da yeniden yaplanma
dncesine snarak, ortaan Tanr odakl altn a anlayn yeniden canlandrmay erekleyen
anlan deyiler, grnte insanmz bilgi ve deerler alannda bir adm teye gtrmeye alrken,
paradoksal bir biimde, bilgi ve deerleri altn a mitine gnderme yaparak Tanrya balayarak
saltklatrmakta, daha da nemlisi insanmzn bilgi ve deerler alannda, gzn Tanrya ve gemie
odaklamaktadr. Oysa, Aydnlanmann getirdii, Kantn deyiiyle insann kendi suu ile dm
olduu ergin olmaytan kurtarlmas, akln kiraya vermekten uzaklamas ve kendi akln bir
bakasnn klavuzluuna bavurmadan kullanma becerisine sahip olmasdr.29 Bir dier deyile,

112

Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi www.e-sosder.com ISSN:1304-0278 Yaz -2006 C.5 S.17 (107-114)

Aydnlanmann slogan olan akln kendin kullanma cesareti gster30 sz gerei bilgi ve deerler
alannda zgr oluudur. Bu zgr olu, sekler temeli gerei ilintililii ve koulluluu temel almakta
ve insansal dzeyde srekli geliimi ve deiimi hedeflemektedir. Bu anlamda, belli bir an
deerlerini ve bilgilerini altn a nitelemesiyle Tanr odakl bir ereveye oturtup, saltklatrmak,
geliimin nn amak deil, Aydnlanmayla birlikte gelen varoluun devinimini belli bir an bilgi
ve deerine mahkum etmektir. Aslnda Dou bu tecrbeyi ortaalarda yaam ve bilgi ve deerler
alannda geri kalmtr. yle grnyor ki, insanln, tarihsel geliimden esinlenerek karsad
biricik deer, her eyi sekler temelleri nda kavramaya almak ve her kavrama ediminin gelecek
karsnda, snrlln, ilintililiini ve koulluluunu vurgulamaktr. Bu bir anlamda nl filozof
Ludwing Wittgensteinn deyiiyle her eyin belli bir balamda var olduunu ve ilintililiini
kavramak31 demektir.
Paradoksal bir deyile, altn a olarak grlecek ya da saltk olarak nitelendirilecek hibir
ey yoktur, illa da bir ey saltklatrlacaksa, o ey, insann kendi yetilerine gvenmesi ve kendi
olanaklaryla elde ettii her eyin ilintili ve koullu olduuna inanmas ve hakikatin insana grnd
biimiyle snrl ve tarihsel olduudur.
Modern Trkiyenin geliimi, Tanr odakl paradigmay savunanlarn sand gibi acl
deerleri ve bilgileri tanrsal bir zeminde altn a mitine gnderme yaparak saltklatrmada deil,
sekler bir temelde, insan dncesinin eksikliinin farknda olarak, her bilgi ve deerin deiime ak
olduunun bilincine varmaktan gemektedir. Bu, modern bilgi ve bilim felsefesiyle, deerlerle
ilgilenen ahlak, siyaset ve sanat felsefesinin bizlere rettii en temel gerektir. Maddiyat iin
maneviyat iin, hayatta baar iin en gerek yol gsterici bilim ve tekniktir; bilim ve tekniin dnda
yol gsterici aramak, bilgisizliktir, aymazlktr, sapknlktr derken, her koulda nesnellik esini ve
devrimcilik ilkesini nder edinmeyi salk verirken ve geriye hibir doma (nass- kat)
brakmadn32 dillendirirken M. K. Atatrkn iaret ettii hakikat de bu olsa gerektir.
DPNOTLAR:
1

S. Noah Kramer, Tarih Smerde Balar, eviren: Kaan rem, Kabalc Yaynlar, stanbul 1992, ss.133-134.
Chuang Tzu, Taoculuk zerine Meseller-Diyaloglar, eviren: mer Tulgan, Yol Yaynlar, stanbul 1996, s.
111.
3
Walther Kranz, Antik Felsefe (Metinler ve Aklamalar), eviren: Suad Y. Baydur, Sosyal Yanlar, sdtanbul
1984, s. 105.
4
Bkz. E. R. Flal, Mesih ve Mehdi nanc, AF Dergisi, say: XXV, Ankara 1981, ss. 179 vdd..
5
Bkz. Fazlur Rahman, Ana Konularyla Kuran, eviren: A. Akgen, Fecr Yaynlar, Ankara 1993, ss. 171.
6
Bkz. Macit Gkberk, Felsefe Tarihi, Remzi Kitabevi, stanbul 1990, ss. 181 vd..
7
Bkz. Hasan Aydn, Eitsizliin Romantik Eletirisi: J. J. Rousseau, nsancl Dergisi, say: 115, stanbul 2000,
ss. 36.
8
Bkz. Macit Gkberk, age., ss. 199 ve 257.
9
Bkz. Cemal Yldrm, Bilim Tarihi, Remzi Kitabevi, stanbul 1994, ss.81 vd..
10
Bkz. Macit Gkberk, age., 391 vd. ve 464 vd..
11
Bkz. Hasan Aydn, slam Dnce Geleneinde Bilgi Kuram (Eletirel Bir Yaklam), Naturel Yaynlar,
Ankara 2005, ss. 11-12; Hasan Aydn, Gazzlde Tanr ve Evren Tasarm ve Gnmze Yansmalar, Doktora
Tezi, Samsun 2004, ss.209 -210.
12
Bkz. Henry Corbin, slam Felsefesi Tarihi ( Balangtan bn Rdn lmne Kadar), eviren: H. Hatemi,
letiim Yaynlar, stanbul 1994, ss. 31. Anlan yapt eviren Hseyin Hatemi, (s. 52) 49. dipnotta u aklamay
yapmaktadr: Baz slam dnrlerince, zellikle Eflatunun Kuran Kerimde zikredilmeyen peygamberlerden
sayldna iaret vardr.
13
Kr. Mehmet Da, slam Felsefesinin Baz Temel Sorunlar zerinde Dnceler, OM F Dergisi, say: 5,i
Samsun 1991, ss. 00011-12; lhan Kutluer, slamn Klasik anda Felsefe Tasavvuru, z Yaynclk, stanbul
1996, ss. 27 vd..
14
Amir, el-Emed al el-Ebed, nereden: E. K. Rowson, Beyrut 1949, ss. 70-75.
15
Gazzl, el-Munkiz min ed-Dall, Hakikat Yaynlar, stanbul 1984, s. 36.
16
Bkz. Hasan Aydn, slam Dnce Geleneinde Din-Felsefe ve Bilim, Naturel Yaynlar, Ankara 2005, ss. 3334.
17
Bkz. Hasan Aydn, slam Dnce Geleneinde Din-Felsefe ve Bilim, ss. 14 vd. ve 184 vd..
18
Eb Nasr el-Frb, es-Siyase el-Medeniyye, eviren: Mehmet Aydn ve dierleri, KB Yaynlar, stanbul 1980,
s. 5.
2

113

Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi www.e-sosder.com ISSN:1304-0278 Yaz -2006 C.5 S.17 (107-114)

19

Bkz. Frb, Kitb el-Cem Beyn er-Reyeyy el Hakmeyn Efltn el-lh ve Aristtls, nereden: A. N.
Nadir, Beyrut 1986, ss. 80 vdd..
20
bnul Mukaffa, el-Edebs-Sar, slm Siyaset Uslubu iinde, eviren: Vecdi Akyz, Dergah Yaynlar,
stanbul 2004, s. 17-18.
21
Bkz. Mevlana, Mesnevi, eviren: Veled zbudak, MEB Yaynlar, stanbul 1990, s. VII.
22
bn Haldun, Mukaddime, eviren: Z. K. Ugan, cilt: III, MEB Yaynlar stanbul 1991, ss. 112-113.
23
Bkz. Hasan Aydn, Gazzlde Tanr ve Evren Tasarm ve Gnmze Yansmalar, ss. 200-201.
24
Bkz. Hasan Aydn, Gazzlde Tanr ve Evren Tasarm ve Gnmze Yansmalar, ss. 2002-203.
25
Kr. E. Ziya Karal, Atatrkten Dnceler, MEGSB, Milli Eitim Basmevi stanbul 1986, ss. 89 vd..
26
ztrk, Platonu demokrasi yanls gibi gstermekte, onun bir Tanrya inandn ima etmektedir. Oysa
Platonun demokrasi kart olduu, ok tanrc bir inanca sahip olduu bilinmektedir. yle anlalyor ki,
ztrk, dipnot gstermeden dnrlere istedii dnceyi syletme yolunu benimsemektedir.
27
Yaar Nuri ztrk, hak ve k Tanrdan gelir; bu, her devirde byledir demekle, modern dnemdeki
gelimeleri de tanrsal bir temele oturtmaya almaktadr.
28
Yaar Nuri ztrk, Yeniden Yaplanmak/Kurana Dn, Yeni Boyut Yaynlar, stanbul 1998,
ss. 51-52.
29
Bkz. I. Kant, Aydnlanma Nedir Sorusu zerine, eviren: Nejat Bozkurt, Seilmi Yazlar iinde, Remzi
Kitabevi, stanbul 1984, s. 213.
30
Bkz. I. Kant, age., s. 213.
31
Bkz. Ludwing Wittgenstein, Tractatus Logico-Philosophicus, eviren: Oru Aruoba, YKY; stanbul 1996, s. 19.
32
Bkz. E. Ziya Karal, age., ss. 85.

114

You might also like