You are on page 1of 418

VIRGINIA W O O L F D a Y o lc u lu k

VIRGINIA WOOLF 25 Ocak 1882'de 1-ondra'da dogdu. Roman trne yapugt zgn
katklarla edebiyat tarihine adn yazdrd. Ayn zamanda dneminin en nemli
eletirmenlerinden biri olatak kabul edilir. 1925Te yaymlanan Mrs. Dalloway (le
tiim Yaynlan, 1999) nl yazann adyla birlikte anlacak biline ak tekniinin
en baanl rneidir. Virginia Woolf, 28 Man 1941de iine dt ruhsal bir bu
nalm sonrasnda evlerinin yaknlanndaki bir nehre atlayarak intihar etti. letiim
Yaynlan yazann 20. yzyln cn iyi romanlan arasnda yer alan Mrs. Dalloway, De
niz Feneri, Orlando, Jacob un Odas, Dalgalar, Flash, Perde Aras, Kendine Ait Bir
Oda, Yllar, G ece ve Gndz ile Da Yolculuk adl kitaplann Toplu Eserleri bal,
altnda yaymlyor.

The Voyage Out


1915 The Estate of Virginia Woolf
Onk Ajans Ltd.
letiim Yaynlan 1278 ada Dnya Edebiyat 202
ISBN-13: 978-975-05-0554-6
2008 iletiim Yaynclk A. .
1. BASKI 2008. stanbul (1000 adet)
EDTR Osman Yener
DIZI KAPAK TASARIMI mit Kvan
KAPAK Suat Aysu
KAPAK FLM Mat Yapm
UYGULAMA Hsn Abbas
DZELT Deniz Bozkurt
MONTAJ ahin Eyilmez
BASKI ve CUT Sena Ofset

letiim Yaynlar
Binbidirek Meydan Sokak letiim Han No. 7 Caalolu 34122 stanbul
Tek 212.516 2260-61-62 Faks: 212.516 12 58
e-mail: iletisim@iletisim.com.tr * web: wwwiletisim.com.tr

VIRGINIA W OOLF

Da
Yolculuk
The Voyage Out
EVREN Zeynep Mercan

I. Blm

Strandden* Embankmenta * * giden sokaklar ok dar oldu


undan, en iyisi bu sokaklardan aa kol kola yrmemektir.
Israr ederseniz, mahkeme katipleri uarcasna srayarak a
mura basmak zorunda kalr; gen sekreter hanmlar arkanzda
kprdap dururlar. Gzelliin umursanmadan gelip getii
Londra sokaklarnda cezay ayrkslk eker; en iyisi ok uzun
boylu olmamak, uzun mavi pelerin giymemek ya da sol eliniz
le havay dvmemekir.
Ekim ay balarnda trafiin canlanmaya balad bir aka
mst, uzun boylu bir adam, kolunda bir hanmla yaya kaldr
mnn kenarnda yryordu. fkeli baklar srtlarna arpyor
du. Dolmakalemlerle sslenmi, evrak kutularn yklenmi
ufak tefek telal suretlerin -b u iftle karlatrldnda ou
kii ufak tefek grnyordu- sadk kalmalan gereken randevu
lar vard ve cretlerini haftalk alyorlard, bu yzden, Bay
Ambroseun boyuyla Bayan Ambroseun pelerinine frlatlan
dmanca baklarn bir nedeni vard. Ama bir sihir, gerek ada
m gerekse kadn kt niyetin ve beenilmemenin eriemeye
(*)

The Srand: Londra'da, Thames Nehri'nin kuzeyinde bir cadde - .n.

( * * ) The Hmbankmem: Londrada, Thames Nehrinin kuzey kys boyuna uza


nan set ve kaldrm .n.

cei bir yere koymutu. Adamn kprdayan dudaklarndan bu


sihrin dnce olduu karlabilirdi; kadnnsa, etrafndakilerin gz hizasndan daha yukarda, ta gibi dosdoru karya di
kilmi gzlerinden, keder olduu. Gzyalarn ancak karla
t herkesi kmseyerek tutabiliyordu; ona deerek yanndan
geen insanlarn srtnmesi belli ki ac veriyordu. Metin bir
bakla bir iki dakika Embankmentm trafiini izledikten sonra
kocasnn kolunu ekitirdi; hzla boanveren motorlu arabala
rn arasndan karya getiler. te yanda gvende olduklarnda
kolunu usulca onunkinden ekti, bir yandan da aznn geve
mesine, titremesine izin verdi; sonra gzyalar aa yuvarlan
d; dirseklerini korkulua yaslayarak merakllardan saklamak
iin yzne siper etti. Bay Ambrose onu avutmaya yeltendi; ha
fif hafif vurarak omzunu okad; ama kars onu kabul ettiine
ilikin hibir belirti gstermedi; kendisininkinden daha byk
bir kederin yannda dikilmekten hicap duyan adam, kollarn
arkasnda kavuturup kaldrmda yle bir gezindi.
Embankmenin urasnda burasnda vaiz krsleri gibi a
lar yapan kntlar vardr; ne var ki bunlar vaizler yerine, ip
sarktan, akl talar atan ya da kt topaklarn bir nehir ge
zintisi iin suya indiren kk olanlar igal etmitir. Ayrks
la duyarl gzleriyle, Bay Ambroseun huu uyandran biri
olduunu dnme eilimindeydiler; ama ilerinden en cin
gz olan, o geerken Mavisakal! diye bard. Karsna sa
tamaya gemesinler diye Bay Ambrose bastonunu onlara do
ru sallad, bunun zerine onun yalnzca acayip olduuna ka
rar verdiler ve biri yerine drd birden koro halinde, Mavisa
kal! diye bard.
Bayan Ambrose doal olamayacak kadar uzun bir sre nere
deyse kprdamadan durduu halde kk olanlar onu kendi
haline braktlar. Waterloo Kprs yaknlarnda nehre bakan
biri her zaman bulunur; bir ift, gzel bir akamst yarm sa
at boyunca orada dikilip konuur; gezintiye kanlarn ou
dakika seyreder, olay baka olaylarla karlatrdktan ya da
bir cmle sarf ettikten sonra geip giderler. Kimi zaman Westminsterdaki daireler, kiliseler ve oteller, siste Konstantinopo6

lisin ana izgilerine benzer; bazen nehir gzahc bir mordur,


bazen amur rengi, kimi zamansa deniz gibi kpkl bir mavi.
Aaya bakp neler olduunu grmek iin daima zaman ayr
maya deer. Ama bu hanm ne yukarya ne de aaya bakyor
du; orada durduundan bu yana grd tek ey, ortasnda bir
saman pyle ar ar yzerek geen yuvarlak, yanardner
bir kuma parasyd. Saman pyle kuma paras, fkran
kocaman bir gzyann titrek ortamnn ardnda tekrar tekrar
yzd; gzya kabard, dt, nehre damlad. Sonra ok yak
nndan gelen bir ses Bayan Ambrose'un kulaklarna arpt C lusium lu Lars Porsena
Yemin etti dokuz Tanrya -

ardndan, konuan kii yry srasnda onun yanndan ge


ip gitmi gibi, daha belli belirsiz Byk Tarquinius Hanedan
Uram ayacakt daha fazla hak szl a.*

Evet, btn bunlara geri dnmesi gerektiini biliyordu, ama


imdi, alamalyd. Yzn perdeleyerek hkrklarm artrd,
om uzlar hi durmadan kalkp iniyordu. K ocasnn, cilal
Sfenkse kadar gidip resimli kartpostallar satan bir adamla ba
n derde soktuktan sonra dndnde grd suret buydu;
iir derhal kesildi. Onun yanma geldi, elini omzuna koydu ve
Bir tanem, dedi. Sesinde yakar vard. Ama, kans yzn
ondan evirdi, Anlamana imkn yok, der gibiydi.
Ne var ki kocas onu brakmaynca gzlerini silip dier ky
daki fabrika bacalarnn hizasna kaldrmaya mecbur oldu. Bu
arada Waterloo Kprsnn kemerlerini, bir at poligonun
daki dizi dizi hayvanlar gibi buralarda ilerleyen arabalar da
grd. Bo baklarla bakmt, ama herhangi bir eyi grmek
elbette alamaya son verip yrmeye balamak demekti.
Yrmeyi tercih ederim, dedi, kocas kentli iki adam tara
fndan daha nce tutulmu olan bir faytona el kaldrnca.
(*) Bay Ambrose, Thomas Babingon Macauleynin loratius'mn ilk dizelerini
o k u y o r-.n .

Yrme eylemi, ruh halinin sabitliini sona erdirdi. Dnya


ya ait nesnelerden ok aydaki rmceklere benzeyen vzr v
zr motorlu arabalar, gmbrdeyen yk arabalar, ngr mn
gr at arabalan ve kk siyah kupa arabalar ona iinde yaa
d dnyay dndrd. Yukarlarda, dumann sivri bir tepe
halinde ykseldii kulelerin stnde bir yerlerde, ocuklar
imdi onu sormakla ve yattrc bir yant almaktaydlar. On
lar ayran caddeler, meydanlar ve kamu binalar ktlesine ge
lince, Bayan Ambrose u anda yalnzca, yaamnn krk yln
dan otuzu bir caddede gemi olduu halde Londrann kendi
ni ona sevdirmek iin ne kadar az ey yapm olduunu hisse
diyordu. Yanndan geen insanlar nasl okuyacan biliyordu;
bu saatte yollarda birbirlerinin evine gidip gelmek zere ko
uturan zenginler olurdu; dmdz bir izgi halinde i yerleri
ne doru yol alan dar kafal iiler olurdu; mutsuz ve hakl
olarak kt huylu yoksullar olurdu. Pusun iinden gne
szd halde, paavralar iindeki yal adamlarla kadnlar,
oturduklar yerde, balar dm, imdiden uyuklamaktayd
lar. nsan, eyleri bir giysi gibi rten gzellii grmekten vaz
getiinde altndaki iskelet buydu.
nce bir yamur imdi iini daha da karartml; tuhaf sana
yi kollaryla uraanlarn tuhaf adlarn tayan kamyonetler
-Tala malats Sprules, btn atk kt paralarn deer
lendiren G rabb- kt bir aka gibi tatsz kayordu; tek pele
rinin ardna snm arsz aklar, ona, tutkularnn tesinde,
rezil grnyorlard; konumalar her zaman dinlemeye de
er, halinden memnun bir topluluk oluturan ieki kadn
lar yamurdan srlsklam slanm cadalozlard; balar biraraya toplanp sktrlm krmz, sar, mavi iekler parlam
yordu. stne stlk, serbest elini arada srada silkerek hzl,
ritmik bir yry tutturmu olan kocas ya bir Viking ol
mutu ya da yaral bir Nelson; martlar, onun niteliini dei
tirmilerdi.
Ridley, arabaya binelim mi? Arabaya binelim mi, Ridley?
Bayan Ambrose tiz bir sesle konumak zorunda kald; bu
sre iinde kocas uzaklamt.
8

Ayn yol boyunca hzla ilerleyen fayton ok gemeden onla


r West Endden karp Londraya soktu. Buras insanlarn bireyler yapmakla megul olduu kocaman bir retim yeri gi
biydi; elektrik lambalaryla, hepsi sapsar parlayan dev vitrin
leriyle, zenle ina edilmi evleri ve yaya kaldrmnda trs gi
den ya da yolda tekerlekler zerinde yuvarlanarak ilerleyen
minicik canl suretleriyle West End de tamamlanm olan eser
di sanki. Byle muazzam bir fabrika iin ok kk bir eser
gibi grnd Bayan Ambrose'a. Nedense, dev bir siyah peleri
nin kenarndaki ufak bir altn pskl gibi grnyordu ona.
Yanlarndan yalnzca kamyonetlerle atl yk arabalarnn
getiini, baka hibir arabann gem ediini, grd bin
adamla kadndan birinin bile beyefendi ya da hanmefendi ol
madn gzlemleyen Bayan Ambrose, sonuta olaan olann
yoksulluk olduunu ve Londrann saysz yoksul insann ken
ti olduunu anlad. Bu keifle irkilmi, kendini hayatnn her
gn daireler izerek Piccadilly Meydannn evresini adm
larken gryordu ki, Londra 11 Meclisi tarafndan Gece Okul
lar iin yaptrlm bir binann yanndan getiklerinde rahat
bir nefes ald.
Tanrm, ne kadar da kasvetli! diye inledi kocas. Zavall
yaratklar!
Zihni ocuklar yznden, yoksullar ve yamur yznden
dertlenmekten, havada kurumaya braklm bir yara gibiydi.
Bu noktada fayton durdu, nk yumurta kabuu gibi ezil
me tehlikesi almdayd. Eskiden top glleleriyle svari tabur
larn sdracak kadar geni olan Embankment, imdi klp buram buram malt ve ya kokan, atl yk arabalaryla t
kanm, parke ta deli bir sokak olmutu. Kocas, tulalarn
zerine yaptrlm, birtakm gemilerin lskoyaya doru yel
ken aaca saatleri duyuran afileri okurken. Bayan Ambrose
bilgi edinmek iin elinden geleni yapt. Yk arabalarn uval
larla doldurmakla megul, incecik sar bir sisin iinde yar si
linmi bir dnyadan ne yardm grebildiler ne de ilgi. Yal bir
adamn yaklap, durumlann tahmin ederek, onlar bir dizi
basaman dibinde bal tuttuu kk kaykla gemilerine g
9

trmeyi nermesi bir mucize gibi grnd. Biraz tereddtle


kendilerini ona emanet edip yerlerini aldlar; ok gemeden
suyun zerinde bir aa bir yukar inip kyorlard, bir ocu
un tuladan bul van gibi sra sra yerletirilmi kare binalanyla, dikdrtgen binalaryla Londra klm, iki yanlarnda iki
dizi binadan ibaret kalmt.
inde bir miktar bulank san k bulunan nehir byk bir
gle akyordu; rmorkrlerin elik ettii iri kym mavnalar
hzla aa doru yzyordu; polis tekneleri her eyi geride b
rakarak ok gibi getiler; rzgr, akntyla birlikte gidiyordu,
tinde oturduklan st ak kayk bu deniz trafiinde hoplaya
zplaya diz krp selamlar veriyordu. Derenin ortasnda yal
adam ellerini kreklerin zerine koydu ve su telala yanlarn
dan geip giderken, bir zamanlar pek ok yolcuyu karya g
trdn, imdiyse pek kimseyi gtrmediini belirtti. Saz
larn arasnda bal olan kaynn, narin ayaklar karya, Rolherhithetaki imlere tad bir a anmsar gibiydi.
Artk kprler istiyorlar, dedi. Tower Kprsnn devasa
siluetini iaret ederek. Yasl bir edayla, Helen, onunla ocukla
rnn arasna sular sokan bu adam inceledi. Yasl bir edayla,
yaklamakta olduklar gemiye bakt; derenin ortasna demir
atm olan gem inin adn hayal meyal okuyabiliyorlard Euphrosyne.
ken akam karanlnda armann izgilerini, direkleri ve
arkada meltemin kare biiminde fledii koyu renkli bayra
belli belirsiz grebiliyorlard.
Kk kayk buharl gemiye yanatnda yal adam krek
leri kayn yannda tutup bir kez daha yukary iaret ederek
dnyann drt bir yannda gemilerin, yelken atklar gn o
bayra dalgalandrdn syledi. Yolcularn her ikisinin de
zihninde o mavi bayrak meum bir alamet gibi, bu an da bir
nseziler an gibi grnd, yine de kalktlar, eyalarn topla
yp gverteye trmandlar.
Aada, babasnn gemisinin yemek salonunda daysyla
yengesini bekleyen yirmi drt yandaki Bayan Rachel Vinrace, olduka gergindi. ncelikle, yakn akraba olmalarna ra
10

men onlar pek hatrlamyordu; kincisi, gekince insanlard


ve son olarak, babasnn kz olduu iin bir ekilde onlar e
lendirmeye hazrlkl olmalyd. Onlar grmeyi, medeni in
sanlar genellikle medeni insanlar ilk kez grmeyi nasl bek
lerse yle bekliyordu, yaklamakta olan bir bedensel rahatsz
lk gibi - skan bir ayakkab ya da cereyan yapan bir pencere.
Onlan karlamann gerginlii imdiden btn vcudunu sar
mt. atallar baklarn yanna ille dmdz yerletirmeye
urarken bir erkek sesinin skntyla yle dediini duydu:
Karanlk bir gecede insan bu basamaklardan aa kafa s
t der, bir kadn sesi ekledi, Ve lr.
Son szckleri sylerken kadn kap aralnda dikildi.
Uzun boylu, iri gzl, mor allara brnm Bayan Ambrose
romantik ve gzeldi; belki canayakm deildi, nk gzleri
dosdoru bakyor ve grdklerini lp biiyordu. Yz bir
Yunan yznden ok daha scakt; dier yandan, alldk g
zellikteki ngiliz kadnlarnn yznden ok daha arpcyd.
Ah, Rachel, naslsn? dedi, onun elini skarken.
Naslsn, canm ? dedi Bay Ambrose, pmesi iin alnn
eerek. Yeeni igdsel olarak onun ince, kemikli bedenini,
uzun yz hatlaryla byk kafasn ve keskin, masum gzleri
ni sevmiti.
Bay Peppera haber verin, dedi Rachel, hizmetkra. Sonra
kar koca, yeenlerini karlarna alp masann bir kenarna
oturdular.
Babam balamamz syledi, diye aklad Rachel. Kendi
si adamlarla ok megul... Bay Pepper tanyor musunuz?
Sert bir rzgrn yana yatrd aalar gibi iki bklm, k
ck bir adam ieri szlvermiti. Bay Ambroseu bayla
selamlayarak Helenla el skt.
Cereyan yapyor, dedi, ceketinin yakasn kaldrarak.
Hl romatizmanz var m? diye sordu Helen. Kentin ve
nehrin grnts hl zihnindeki varln srdrdnden
olduka dalgn bir tavrla konumakla birlikte, sesi alak ve
batan karcyd.
Bir kez romatizmanz varsa, hep vardr, ne yazk ki," diye
11

yantlad Bay Pepper. Bir lde havaya bal, ama herkesin


inand kadar deil.
Yine de kimse romatizmadan lmez, dedi Helen.
Genel kural olarak - hayr, dedi Bay Pepper.
orba, Ridley Day? diye sordu Rachel.
Teekkr ederim, canm ," dedi Bay Ambrose ve taban
uzatrken iitilir bir sesle, Ah! Annesine hi benzemiyor, di
yerek iini ekti. Helen, Racheln bunu iitip utantan kpkr
mz kesilmesini nlemek iin bardan masaya vurmakla ge
kald.
u hizmetkrlarn ieklere nasl davrandna bakn! de
di telala. Az kvrml yeil bir vazoyu kendine doru ekti;
skk kk kasmpatlar karp titizlikle yan yana dizerek
masa rtsnn zerine yerletirmeye balad.
Bir suskunluk oldu.
Jenkinson ianyordun, deil mi, Ambrose? diye sordu
Bay Pepper, masann kar tarafndan.
Peterhouselu Jenkinson m ?
ld, dedi Bay Pepper.
Ah, ok yazk! - Onu tanyordum - asrlar nce, -dedi Rid
ley. Peleme kazasnn kahramanyd, hatrlyor musun? Aca
yip bir adam. Ttncde alan gen bir kadnla evlenmiti;
Fenste yayorlard - ona ne olduunu hi duymadm.
ki - uyuturucu, dedi Bay Pepper, fesata bir kesinlikle.
Ardnda bir erh brakm. Umutsuz zrvalamalar, dediler.
Adamn gerekten byk yetenekleri vard, dedi Ridley.
Jellabye giri yazs hl nemini koruyor, diye szlerini
srdrd Bay Pepper, alas bir ey, ders kitaplarnn ne ka
dar deitiini grnce.
Orada gezegenler hakknda bir kuram vard, deil mi? di
ye sordu Ridley.
Birka tahtas eksik, hi kuku yok," dedi Bay Pepper, ba
n iki yana sallayarak.
O srada bir zelzele masay yoklad; darda bir k sallan
d. Ayn anda elektrikli bir zil tiz bir sesle tekrar tekrar nlad.
Kalkyoruz, dedi Ridley.
12

Hafif ama hissedilir bir dalga, zeminin altnda grler gibi ol


du; sonra yatt; ardndan, daha hissedilir baka bir tanesi gel
di. Perdesiz pencerenin nnden klar kayd. Gemi, yksek
sesle hznl bir inilti koyuverdi.
Kalkyoruz! dedi Bay Pepper. Nehirde, onun kadar ke
derli baka gemiler, dandan Euphrosyneyi yantlad. Suyun
fokurdayp tslay aka iitilebiliyordu; gemi bir ykselip
bir alald, yle ki tabaklar getirmekte olan kamarot perdeyi
ekerken kendini dengelemek zorunda kald. Bir suskunluk
oldu.
Casli Jenkinson - onunla hl gryor musun?" diye
sordu Ambrose.
nsan ne kadar grebilirse, dedi Bay Pepper. Ylda bir
kez buluuyoruz. Bu yl karsn yitirme talihsizliine uram,
bu da bulumamz aclatrd elbette.
ok ac, diye ona katld Ridley.
Ev ilerini yapan bekr bir kz var galiba, ama asla ayn ey
deil, hele onun yanda.
Beylerin ikisi de elmalarn dilimlerken bilgece balarm sal
ladlar.
Bir kitap vard, deil mi? diye sordu Ridley.
Bir kitap vard, ama artk asla olm ay acak, dedi Bay Pepper;
bunu yle bir hiddetle syledi ki hanmlarn ikisi de balarn
kaldrp ona baktlar.
Asla olmayacak, nk baka biri onun yerine kitab yaz
m, dedi Bay Pepper, eki eki. Bireyleri erteleyip fosil top
lamann, domuz ahrlarnn stne Norman slubunda ke
merler ina etmenin sonu byle oluyor.
Onu anladm itiraf ediyorum, dedi Ridley, hznle iini
ekerek. Balayamayan insanlara zaafm var.
... Bir mrn heba olan birikimleri, diye devam etti Bay
Pepper. Bir ambar doldurmaya yetecek kadar birikimi vard.
Bu, bazlarmzn kanabildii bir erdemsizlik, dedi Rid
ley. Dostumuz Milesm bugnlerde bir eseri daha kt.
Bay Pepper eki, kk bir kahkaha att. Benim hesapla
malarma gre, dedi, ylda iki buuk cilt retmi; bu da be13

ike ve benzer biimlerde geirilen zaman gz nnde bulun


durulduunda, vgye deer bir alkanl iare ediyor.
Evet, ihtiyar stadn onun hakkndaki zdeyii byk l
de gerekleti, dedi Ridley.
Onlarn bir tarz vard, dedi Bay Pepper. Bruce derlemesi
ni biliyor musun? - yaymlanmak iin deildi, elbette.
Deildir herhalde, dedi Ridley, anlaml anlaml. Bir din
adam olarak - fazlasyla serbestti.
Nevilles Sokandaki Tulumba m, rnein? diye sordu
Bay Pepper.
Tam tamna, dedi Ambrose.
Hemcinsleri arasnda moda olduu zere, erkeklerin konu
masn dinlemeksizin tevik etmekte iyice terbiye edilmi ol
duklarndan, hanm larn ikisi de kendilerini ele vermeden
-ocuklarn eitimi hakknda, operada sis ddklerinin kulla
nm hakknda- dnebiliyorlard. Yalnz, ev sahibesi olarak
RachePm belki fazla durgun olduu ve elleriyle bir ey yapyor
olabilecei Helenin dikkatini ekmiti.
A caba-? dedi sonunda; bunun zerine ayaa kalkp ya
onlarn dikkatle dinlediini sanan ya da varlklarn unutmu
olan beyleri biraz artarak oradan ayrldlar.
Ah, insan eski gnlerle ilgili tuhaf ykler anlatabilir, de
diini duydular, tekrar sandalyesine gmlen Ridleynin. Kap
aralnda dnp arkalarna gz attklarnda, Bay Pepper san
ki birdenbire giysilerini zp en akrak, kt niyetli, yal
bir maymuna dnvermi gibi grdler.
Kadnlar balarnn evresine earplar sararak gvertede y
rdler. Demir atm gemilerin karanlk ekillerini geerek ne
hir aa dosdoru ilerliyorlard artk; tepesinden sarkan uuk
sar sayvanla Londra, klarla kpr kprd. Byk tiyatrolarn
klar, uzun caddelerin klar, rahat yuvalarla dolu dev
meydanlar iaret eden klar, ykseklerde, havada asl duran
klar. O lambalarn zerlerine karanlk hi km eyecekti,
tpk yzlerce yldr zerlerine hi kmedii gibi. Kentin son
suza dek ayn noktada ldayacak olmas insana korkun geli
yordu; en azndan, denizde servene atlan ve onu sonsuza
14

dek yanan, sonsuza dek yaral, yaltlm bir tmsek gibi gren
insanlara. Geminin gvertesinden, koskoca kent korkudan
bzlm bir suret, yerinden kprdamayan pintinin teki gibi
grnyordu.
Parm aklklara yaslanm yan yana dururlarken, H elen,
meyecek misin? dedi, Rachel ona yant verdi, Hayr...
Ne kadar gzel! diye ekledi bir an sonra. Gzle grlr pek
az ey vard - birka direk, urada bir kara parasnn karalt
s, burada kl bir pencereler dizisi. Rzgra kar ilerlemeye
altlar.
Esiyor - esiyor! dedi Rachel soluk solua, szckler boa
zna tklyordu. Yan banda mcadele eden Helen, birdenbi
re hareketin cokusuna kaplarak iki kolunu da salarna do
ru kaldrp, dizlerine dolanan etekleriyle yola koyuldu. Ne var
ki hareketin sarholuu ar ar kayboldu; rzgr sertleip se
rinledi. Perdedeki aralktan ieri baktklarnda yemek odasn
da uzun purolarn tttrlm ekte olduunu grdler; Bay
Ambrose sert bir hareketle sandalyesinin arkalna yaslanr
ken, Bay Pepperm yanaklarn ahaptan oyulmu gibi krtr
masn izlediler. Grleyen kahkahalar hayal meyal onlara ula
t; ular ulamaz da rzgrda bouldu. Sar kl skc odada
Bay Pepperla Bay Ambrose tm kemekee kaytszd; Cambridgedeydi onlar, muhtemelen 1875 yl dolaylarnda.
Eski dostlar," dedi Helen, bu grnt karsnda glmse
yerek. imdi, oturabileceimiz bir oda var m?
Rachel bir kapy at.
Odadan ok sahanla benziyor, dedi. Gerekten, karada
ki bir odann kapal, duraan grnnden eser yoktu bura
da. Ortaya bir masa tutturulmu, kenarlara oturaklar aklm
t. Neyse ki tropikal gneler duvar hallarn mavili yeilli so
luk bir renk alncaya dek aartmt ve zamann ar ar iler
ledii gney denizlerinde, kamarotun aknn eseri olan deniz
kabuu ereveli ayna, irkin olmaktan ok, acayipti. Krmz
dudaklaryla tek boynuzlu atn boynuzuna benzeyen bugulu
deniz kabuklar, ucundan birka topun sarkt mor bir pel
n kvrmlaryla rtlm mine rafn sslyordu. Gvere15

ye iki pencere alyordu; gemi Amazonlarda kavrulurken bu


radan ieri vuran k, kar duvardaki bask resimleri uuk sa
r bir renge dndrmt, yle ki Kolezyum, spanyelleriyle
oynayan Kralie Alexandradan glkle ayrt edilebiliyordu.
Atein yan banda duran sepet rgs bir ift koltuk, insan
yaldzl yongalarla dolu olan zgarada ellerini stmaya davet
ediyordu; masann tepesinde kocaman bir lamba sallanyordu
- tarada yryen biri iin karanlk tarlalar boyunca uygarl
n olan trden bir lamba.
Herkesin Bay Pepperm eski dostu olmas acayip, diye
balad Rachel gergin bir tavrla, nk durum g, oda so
uk, Helen ise garip bir biimde sessizdi.
Onu hafife alyorsun galiba? dedi yengesi.
Tpk buna benziyor, dedi Rachel, bir leenin iinde gz
ne ilien fosillemi bal alp gstererek.
Yarglarn ok sert, dedi Helen.
Rachel hemen inancna aykr olarak sylemi bulunduu
eyi yumuatmaya alt.
Aslnda onu tanmyorum, diyerek, byklerin olgular
duygulara yelediklerine inandndan, olgulara snd. Willi
am Pepper hakknda ne biliyorsa anlatt. Evde olduklar za
manlarda onun hep pazar gnleri uradn Helena anlatt;
pek ok ey hakknda bilgisi vard - matematik, tarih. Yunan
ca, hayvanbilim, iktisat ve zlanda sagalar. Acem nazmn n
giliz nesrine, ngiliz nesrini Yunan hece veznine evirmiti;
sikkeler konusunda uzmand ve -baka bir ey daha- ah evet,
galiba tat trafiiydi.
Burada olmasnn nedeni ya denizden bireyler karmak ya
da Odysseusun olas rotas hakknda yazmakt; ne de olsa Yu
nanca onun zel merakyd.
Bende btn kitapklar var, dedi. Kk kitapklar.
Kk sar kitaplar. Grne baklrsa onlar okumamt.
Hi k olmu mu? diye sordu, kendine oturacak bir yer
semi olan Helen.
Bu, umulmayacak kadar yerinde bir soruydu.
Onun yrei eski bir ksele paras, diye aklad Rachel,
16

bal brakarak. Ama sorguya ekilince, ona bu konuyu hi


sormadn itiraf etmek zorunda kald.
Ben soracam, dedi Helen.
Seni son grdmde bir piyano satn alyordun, diye
srdrd szlerini. Hatrlyor musun - piyanoyu, tavan ara
sndaki oday, dikenli kocaman bitkileri?
Evet, halalarm piyanonun demeyi delip geeceini sy
lyorlard, ama insan onlarn yanda geceleyin lmeyi umur
samaz herhalde? diye sordu.
Bessie Halayla haberleeli ok olm ad, dedi Helen. Bu
kadar ok altrma yapmakta srar edersen kollarn mahvede
ceinden korkuyor.
n kol kaslar - sonra insan evlenemez miymi?
Tam olarak yle ifade etmedi, diye yantlad Bayan Ambrose.
Ah, evet - elbette etmemitir, dedi Rachel, iini ekerek.
Helen ona bakt. Yz kararl olmaktan ok zayft, iri, sor
gulayan gzleri sayesinde yavanlktan kurtuluyordu; kapal bir
yerin koruna altndayken rengin ve belirgin hatlarn noksan
l, gzellii ondan esirgiyordu. stelik, konuurken duraksa
mas, daha dorusu yanl szckler kullanma eilimi, yama
gre olaandan daha beceriksiz grnmesine neden oluyordu.
O zamana dek ounluk geliigzel konum u olan Bayan
Ambrose, imdi bir geminin iinde drt haftalk bir yaknl
hi de iple ekmediini dnd, ki olacak olan buydu.
Kendi yandaki kadnlar onu genellikle skard, kzlarn daha
beter olacana kanaat gelirdi. Yeniden Rachela gz att. Evet!
bocalayan, duygusal biri kaca ne kadar akt; ona bir ey
sylediinizde, bir denek darbesinin suda braktndan daha
kalc bir iz brakmayacakt. Kzlarda elle tutulur hibir ey
yoktu - salam, kalc, doyurucu bir ey. Willoughby hafta
m, yoksa drt m demiti? Hatrlamaya alt.
Ne var ki bu noktada kap ald; uzun boylu, gl kuvvet
li bir adam odaya girdi, ilerleyip duygulu bir itenlikle He
lenin elini skt. Willoughbynin ta kendisi, Racheln babas,
Helenin grmcesinin kocas. Onu iman bir adam yapmak
17

iin ok miktarda et gerekeceinden, iskeleti byle iri olduu


halde, iman deildi; yznn iskelet yaps da iriydi, yz
hatlarnn kklnden ve yanaklarnn ukurundaki kza
rklktan anlald kadaryla duyarllklarn, duygularn ifa
de etmekten ya da bakalannnkilere yant vermekten ok, ik
lim deiikliklerine kar koymaya uygun biriydi.
Gelmi olmanz byk zevk, dedi, ikimiz iin de.
Rachel, babasnn bakma itaat ederek mrldand.
Seni rahat ettirmek iin elimizden geleni yapacaz. Ridleyi de. Onunla ilgilenmeyi bir onur sayyoruz. Pepper da ona
kar kacak birine kavumu olacak - ben buna cesaret ede
miyorum. Bu ocuu bym buldun, deil mi? Gen bir ka
dn, ha?
Helenin elini tutmay srdrerek kolunu Rachel'n omzuna
dolad, bylece onlar rahatsz edecek kadar birbirlerine yak
latrm oldu, ama Helen bakmaktan kand.
Sence onunla gurur duyabilir miyiz? diye sordu W illo
ughby.
Ah evet, dedi Helen.
nk ondan byk eyler bekliyoruz, diye szlerini sr
drd, kolunu sktktan sonra kzn serbest brakrken. Ama
imdi senden sz edelim. Yan yana kk kanepeye oturdu
lar. ocuklar iyi braktn m? Herhalde okula hazrdrlar. Sa
na m ekmiler, Ambrosea m? Eminim omuzlarnn zerin
de iyi birer kafa vardr.
Bunun zerine Helen o zamana dek olmad kadar canlan
d ve olunun alt, kznnsa on yanda olduunu syledi.
Herkes olunun ona benzediini, kznnsa Ridleye benzedii
ni sylyordu. Zekalarna gelince, akll haylazlar olduklarn
dnyordu; sonra alakgnll bir tavrla olu hakknda
kk bir ykye girili, -b ir dakika yalnz brakldnda bir
kalp tereyan eline alarak nasl da odann dier ucuna ko
up, atein zerine koym utu- srf elence olsun diye; Helen
bu duyguyu anlayabiliyordu.
Sen de kk afacana bu numaralarn ie yaramayacan
gstermek zorunda kaldn, ha?
18

Alt yandaki bir ocua m? Bence bunlar nemli deil.


Ben eski kafal bir babaym.
Samalama, Willoughby; Rachel daha iyisini bilir.
Willoughby, kznn onu vmesini kukusuz ok isterdi ama
Rachel bunu yapmad; gzleri su kadar yansmaszd, parmakla
r fosillemi balkla oynamay srdryordu, zihni dalgnd.
Bykler, Ridleyi rahat ettirmek iin yaplabilecek dzenleme
lerden sz etmeye getiler - denize bakmadan edemeyecei, ka
zanlardan uzak, ayn zamanda, gelip geen insanlarn baklar
na kar korunakl bir yere konulmu bir masa. Hazr, kitaplar
nn hepsi paketliyken bunu bir tatile dntrmezse hibir e
kilde tatil yapmayacakt; nk Helen, Santa Marinaya ulatk
larnda onun btn gn alacan deneyimlerinden biliyordu;
kutulan, Helenin dediine gre, kitaplarla tka basa doluydu.
Bana brak - bana brak! dedi Willoughby, belli ki Helenin
ondan istediinden ok daha fazlasn yapmaya niyetliydi. Ne
var ki, Ridley'le Bay Peppern kapy yokladklar duyuldu.
Naslsn, Vinrace? dedi Ridley, ieri girerken elini gevek
e uzatarak, sanki bu buluma her ikisi iin, ama her ey gz
nnde bulundurulduunda daha ok da kendisi iin hzn
vericiydi.
Willoughby, saygyla ltrlm itenliini korudu. O an
hibir ey sylenmedi.
eri baktk, gldnz grdk, dedi Helen. Tam da
Bay Pepper sana gzel bir yk anlatrken.
f. yklerin hibiri gzel deildi, dedi kocas hrn bir
tavrla.
Hl yarglarnda sertsin, deil mi, Ridley? diye sordu Bay
Vinrace.
Sizi usandrdk, o yzden gittiniz, dedi Ridley, dorudan
karsyla konuarak.
Bu epeyce doru olduundan Helen inkr etmeye kalkma
d; bir sonraki szyse uygunsuz kat - Ama biz gittikten
sonra ykler daha iyi olmad m?- nk kocas onu omuz
larn drerek yantlad, Byle bir ey mmknse, daha da
beter oldu.
19

Mahcubiyet ve sessizlikle geen uzun arann kantlad


zere, durum imdi ilgili herkes iin hayli rahatsz edici ol
mutu. Bay Pepper fare grm bir kzkurusuna yakr bir
hamleyle koltuunun stne srayp, hava akm bileklerine
vurduundan iki ayan da altna almakla gereklen de bir tr
artmaca verdi. Dizlerinin evresine dolad kollaryla, ora
ya ekilmi, purosunu emerken bir Buda heykeline benziyor
du; bu ykseklikten, okyanusun iskandil edilmemi derinlik
leri zerine bir syleve balad, kimseye hitap etmiyordu, n
k kimse ondan bunu istememiti. Bay Vinracein Londrayla
Buenos Aires arasnda dzenli olarak sefer yapan on gemisi ol
masna ramen bunlardan bir tanesinin bile su altndaki koca
man beyaz canavarlar aratrmakla gevlendirilmedigini
renmenin onu arttn ilan etti.
Hayr, hayr, diye gld Willoughby, yeryznn cana
varlar bana yetiyor!
Rachel'n i ektii iitildi, Zavall kk keiler!*
Keiler olmasayd mzik de olmazd, canm; mzik, keile
re baldr, dedi babas olduka sert bir tavrla; Bay Pepper ise
denizin dibindeki kum srtlarnda kvrlp yatan, yzeye getir
diinizde patlayan, basntan kurtarldnda kenarlarnn ya
rlp parampara olmasyla i organlar drt bir yana salan,
beyaz, tysz, kr canavarlar, bilgisiyle yle gsteri yaparak,
yle ayrntl tarif etmeye geti ki, Ridley tiksinerek, susmas
iin ona yalvard.
Btn bunlardan Helen kendine gre sonular kard, ol
duka i karartc sonular. Pepper canskc adamn tekiydi;
Rachel yontulmam bir kzd, sr vermekte cmert olduuna
hi kuku yoklu, bunlarn en bata geleni de u olacakt:
Grdn gibi, babamla geinemiyorum . W illoughby ise
her zamanki gibi iini seviyordu ve imparatorluunu kurmu
tu; Helen bunlarn arasnda epeyce sklacakt. Bununla birlik
te bir eylem kadn olarak ayaa kalkt ve kendi adna, yatma
ya gideceini syledi. Kapda, iki hemcins olarak oday birlik
(*) Bay Vinracein gemileri Gney Amerika'dan kei ithal ediyordu. Kitab yemden
gzden geirdiinde Virginia Woolf bu ayrnty metinden karmtr - .n.

20

te, terk edecekleri beklentisiyle igdsel olarak dnp Rachela bir gz au. Rachel ayaa kalkt, belli belirsiz Helenin
yzne bakt ve o hafif kekelemesiyle, kp rzgrda b-bbayram edeceim, dedi.
Bayan Ambroseun en kt kukular dorulanmt; bir o
yana bir bu yana sendelerken kh sa kolunu kh sol kolunu
duvara siper ederek geitten aa indi; her sendeleyiinde s
tne basa basa baryordu, Kahretsin!"

21

II. Blm

Geminin sallantlaryla ve tuz kokularyla gece rahatsz getiy


se de, ki bir kii asndan kukusuz yleydi, nk Bay Pepper'm yatanda yeterince rt yoktu, ertesi sabah kahvalt bir
eit gzellie brnmt. Deniz yolculuu balamt, hem
de yumuack, masmavi bir gkyzyle, sakin bir denizle ba
lamt. Kullanlmam kaynaklarn, henz sylenmemi eyle
rin var olduu duygusu bu saati anlaml klyordu, yle ki ge
lecek yllarda belki yolculuun tamam, nceki gece nehirde
ten canavar ddklerinin sesinin de bir ekilde iine kart
bu bir tek sahneyle temsil edilecekti.
zerindeki elmalar, ekmek ve yumurtalarla masa nee sa
yordu. Helen, Willoughbye tereyan uzatt, uzatrken de g
zn ona dikerek dnd, Seninle evlendi, mutlu da oldu
herhalde.
O eski meraktan, Theresann neden Willoughbyle evlendi
inden balayp, trl trl bilindik dnceye gtren tan
dk bir dnce zincirine dalp gitti.
"nsan btn bunlan gryor elbette," diye dnd; insa
nn, Willoughbynin kendine ait bir istenci, bir yumruu ve
grleyen mthi bir sesi olan, iri yar, gl kuvvetli bir adam
olduunu grdn kastediyordu; a m a - burada onun
22

hakknda, en iyi anlatmn bir tek szde, ar duygusal s


znde bulan ince bir zmlemeye dald; bununla, onun duy
gulan hakknda hibir zaman yaln ve drst olmadn kas
tediyordu. rnein, ender olarak llerden sz ederdi ama yldnmlerini hi unutmaz, onlar atafatl szlerle anard. He
len, Willoughbynin kzma tarifsiz gaddarlklar ettiinden ku
kulanyordu, tpk aslnda karsna zorbaca davrandndan
hep kukuland gibi. Doal olarak, kendi talihiyle dostunun
talihini karlatrmaya balad, nk Willoughby'nin kars,
Helenin dost dedii belki de tek kadn olmutu ve sohbetleri
nin balca konusunu bu karlatrma olutururdu. Ridley bir
bilgindi, Willoughby ise bir iadam. Willoughby ilk gemisini
suya indirdiinde, Ridley, Pindarosun nc cildini kar
maktayd. Tam Aristoteles erhinin -Aristoteles m iydi?- ni
versite Yaynlar'ndan kt yl onlar da yeni bir fabrika kur
mulard. Ve Rachel, ona bakt, niyeti, baka trl fazlasyla
eit bir biimde dengede kalacak olan tartmay, Racheln
kendi ocuklaryla karlatrlamayacan beyan ederek kara
ra balamakt kukusuz. Tm syledii, Gerekten alt yan
daki bir ocuktan farksz, oldu, bununla birlikte, bu yarg k
zn yznn przsz, lekesiz ana izgileriyle ilgili olup, ba
ka ynlerine dair bir knama deildi, nk Rachel ne tr
damlalar oluacan grmek istercesine belirli bir ykseklik
ten st dkmek yerine dnse, hissetse, kahkaha atsa ya da
kendini ifade etse, hibir zaman lam olarak gzel olamasa da,
ilgi ekici olabilirdi. Annesine benziyordu, tpk sakin bir yaz
gnnde bir glckteki imgenin, zerine eilmi olan canl,
pembelemi yze benzedii gibi.
Bu arada, kurbanlarndan biri tarafndan olmasa da, Helen
da inceleme altndayd. Bay Pepper onu lp bimekteydi;
tostunu kalplar halinde kesip zerlerine zenle tereya sr
d srada dald derin dnceler, onu epeyce uzayp giden
bir zyaamyksne gtrd. Delici baklarndan biri, onu
nceki gece Helenin gzel olduu yargsna varmakta hakl
olduuna ikna etti. Nazike reeli Helena uzatt. Helen samasapan konuuyordu, ama bunlar insanlarn genellikle kah
23

valtda konutuklarndan daha beter samalklar deildi, Bay


Pepper, beyindeki dolamn o saatte insana sknt verme ei
liminde olduunu kendinden biliyordu. lkelerinden sapma
yarak ona Hayr demeyi srdryordu, nk asla bir kad
na cinsiyetinden tr boyun emezdi. Tam burada, gzlerini
tabana evirerek zyaamyksne dald. Saygsn hak eden
bir kadnla hi karlamam olmak gibi yeterli bir gerekey
le, hi evlenmemiti. Hassas genlik yllarn Bombayda bir
demiryolu istasyonunda geirmeye mahkum olduundan, yal
nzca beyaz olmayan kadnlar grmt, asker kadnlar, me
mur kadnlar; oysa onun lks, Farsa olmasa da Yunanca
okuyabilen, yz kusursuz denecek kadar ho olan, ve stn
karrken dktrd kk eyleri anlayabilecek bir kadn
d. imdiki halde, en ufak bir utan duymad kemiklemi
alkanlklar edinmiti. Her gnnn birka ksur dakikas
bireyleri belleine kazmakla geerdi; numarasn yazmadan
asla bilet almazd; ocak ayn Petroniusa, ubat Calullusa,
mart da belki Etrsk vazolarna adard; ksacas Hindistanda
iyi iler yapmt; bugn kendisine ait olduka hibir akll
adamn pimanlk duymayaca temel kusurlar dnda, yaa
mnda pimanlk duyduu hibir ey yokt. Bylece sonuca
vardktan sonra birdenbire ban kaldrp bakt ve glmsedi.
Rachel onun bakn yakalad.
Herhalde imdi de bir eyi otuz yedi kere inedin, diye
dnd, ama yksek sesle, kibarca, Bugn bacaklarnz s
knt veriyor mu, Bay Pepper? dedi.
Krek kemiklerim mi? diye sordu Bay Pepper, ac iinde
omuzlarn oynatarak. Bildiim kadaryla gzelliin rik asit
zerinde bir etkisi yok, diye iini ekli, gkyzyle denizin
masmavi grnd kardaki yuvarlak cam szerken. Ayn
zamanda cebinden kk bir parmen cilt karp masann
stne koydu. Yorum bekledii apak olduundan Helen ona
kitabn adn sordu. Kitabn adn rendi; ama yol yapmnn
doru yntemi zerine bir de sylev dinledi. Bay Pepper, dedi
in e gre pek o k g l k le u ram ak zo ru n d a olan
Yunanlardan balayp Romaallarla devam ederek ngiltereye
24

ve hzla yanl ynletne dnm olan doru ynteme geti;


szlerini, genel olarak zamann yol yapmclarna, zel olarak
da kendisinin her sabah kahvaltdan nce bisiklet srme al
kanlnda olduu Richmond Parknn yol yapmclarna y
nelik yle hiddetli sulamalarla balad ki, kaklar kahve fin
canlarna arparak epeyce ngrdad ve en azndan drt ekme
in ii bir bek halinde Bay Pepper'n tabann yanna yld.
akl talar! diye sonlandrd szlerini, huysuz bir tavrla
ynn zerine bir lokma ekmek daha atarak. ngilterenin
yollar akl talaryla onarlyor! ilk iddetli yamurda, de
dim onlara, yolunuz batakla dnecek. Szlerim tekrar
tekrar doru kt. Ama bunlar sylediimde, bunun etkileri
ni, halkn czdan zerindeki etkilerini iaret etliimde, onla
ra Coryphaeus okumalarm nerdiimde beni dinlediklerini
mi sanyorsunuz? Hi de deil; onlarn uraacak baka ilgi
alanlar var. Hayr, Bayan Ambrose, bir le Meclisi oturumuna
katlmadka insanolunun aptallna ilikin adil bir kan
oluturamazsnz! Kk adam, yrtc bir canllkla parlayan
baklarn Helenin zerine dikti.
Hizmetkrlarm olmutu, dedi Bayan Ambrose, bakn
ona ynelterek. u anda bir dadmz var. Btn tekiler gibi
iyi bir kadn, ama ocuklarnm dua etmesini salamakta ka
rarl. Gsterdiim byk zen sayesinde ocuklarm imdilik
Tannnn bir tr deniz aygr olduunu sanyorlar; ama artk
arkam dndme gre - Ridley, diye sordu, anszn kocas
na dnerek, eve dndmzde onlar Gklerdeki Babamz
duasn okurken bulursak ne yapacaz?
Ridley, Ck" ile temsil edilen o sesi kard.
Ama dinlerken rahatszln bedeninin hafif sallanmasyla
aa vuran Willoughby, mahcup bir tavrla, Ah, uras kesin
ki, Helen, birazck dinden kimseye zarar gelmez, dedi.
ocuklarmn yalan sylemesini yelerim, diye yantlad
Helen; sonra, Willoughby kaynbiraderinin karsnn hatrlad
ndan da ayrks olduunu dnrken, o, sandalyesini geri
ye itip yukar kt. Bir saniye sonra seslendiini iittiler, Ah,
bakml Denize almz!
25

Onun pei sra gverteye ktlar. Btn duman, btn evler


gzden yitmiti; gemi, erken saatlerin nda solgun olmakla
birlikte taptaze ve berrak denizin geni boluuna almt.
Londray kendi balnn zerinde oturmaya terk etmilerdi.
Parisin ykne dayanabilecek kalnla zor ulaan, buna ra
men kenti srtlayan incecik bir glge eridi, ufka doru gitgide
daha da daralyordu. Yollardan kurtulmulard, insanolundan
kurtulmulard; zgrln getirdii o ayn coku hepsini sa
ryordu. Gemi, onu tokatlayp sonra maden suyu gibi kabarcklanarak her iki yannda balonlu kpkl kk birer erit
brakan ufak dalgalarn arasnda kararl bir tavrla yol alyor
du. Yukarda, ekim aynn renksiz semas, odun ateinden ya
ylan dumanla rtlm gibi incecik bululanmt; havada ha
rika bir tuz kokusu ve serinlik vard. Gerekten, kprdama
dan durulamayacak kadar souktu. Bayan Ambrose kocasnn
koluna girdi; birlikte uzaklarlarken yanan kocasnmkine
doru uzatmasndan, ona sylemek istedii zel bir eyin ol
duu anlalyordu. Birka adm gittiler; Rachel ptklerini
grd.
Aaya, denizin derinliklerine bakt. Suyun yzeyi Euphrosyenin geiinden hafife rahatsz olmutu, oysa aalar
yeil ve lotu; dipteki kum gitgide lolaarak solgun bir bula
nkla dnyordu. nsan, kazazede gemilerin kapkara ka
burgalarn, tnel kazan devasa ylanbalklannn yapt sar
mal kuleleri, bir o yana bir bu yana kvrla kvrla gelip geen,
yanlan yeil canavarlan glkle grebiliyordu.
Ayrca, Rachel, biri beni sorarsa saat bire kadar megu
lm," dedi babas, kzyla konuurken sk sk yapt gibi sz
lerini omuzlara indirilen sert bir darbeyle glendirerek.
Bire kadar, diye yineledi. Sen de kendine bir i bulursun,
ha? Gamlar, Franszca, birazck Almanca, ha? Aynlabilir fiiller
hakknda Avrupadaki herkesten daha ok ey bilen Bay Pepper burada, ha?" ve kahkahalar atarak uzaklat. Rachel da
gld, tpk kendini bildi bileli gld gibi, komik olduunu
dndnden deil, babasna hayran olduundan.
Ne var ki, tam belki de bir i bulma niyetiyle dnd sra
26

da bir kadn yolunu kesi, yle enli ve kaln bir kadnd ki in


sann yolunu kesmesi kanlmazd. Gsterisiz siyah elbisesi
nin yan sra dikkatli, tereddtl hareketleri aa tabakadan
olduunu gsteriyordu; bununla birlikte, kaya gibi bir konum
alarak, araflarn durumuna dair azami nem tayan iletisini
dile getirmeden nce, yaknlarnda yksek tabakadan kimse
nin bulunmadndan emin olmak iin evresine baknd.
Bu yolculuu nasl allatacaz. Bayan Rachel, gerekten bil
miyorum, diye balad, ban iki yana sallayarak. araflar
herkese ancak yetiyor; beyefendininkinde iinden parmaklar
nz geirebileceiniz rk bir yer var. Ve yatak rtleri. Ya
tak rtlerine dikkat ettiniz mi? Kendi kendime, yoksul bir
insann onlardan utanacan dndm. Bay Peppera verdi
im, bir kpein stn zor rter... Hayr, Bayan Rachel, onar
m ak sz konusu olamaz', yalnzca toz bezi olmaya uygunlar. Aa,
insan cann diine takp dikse, am arhaneye bir dahaki
gidilerinde onlar eskisi gibi bulur.
Sesi hakl bir fkeyle, gzyalar yaknm gibi titriyordu.
nip, bir masann zerine ylm koca bir keten beini in
celemekten baka yaplacak ey yoktu. Bayan Chailey her biri
ni adyla, kiiliiyle ve bnyesiyle tanyormu gibi araflan el
liyordu. Kimilerinde sar lekeler vard, dierlerindeyse iplikle
rin uzun merdivenler oluturduu yerler; ama sradan bir gze
araflar genellikle nasl grnrse tpk yle grnyorlard,
rpertici, beyaz, souk ve kusursuz denecek kadar temiz.
Anszn Bayan Chailey araf konusunu hepten bir yana b
rakarak bein tepesinde yum ruklarn skt ve ilan etti,
Hem, hibir canl bir yaratktan benim oturduum yerde
oturmasn isteyemezsiniz!
Bayan Chaileynin olduka geni, ancak kazanlara fazla ya
kn bir kamarada kalmas bekleniyordu, yle ki, diye yaknd
elini kalbinin zerine koyarak, be dakika sonra kalbinin
gmlediini iitebiliyordu, bu da Bayan Vinracein, Racheln
annesinin, birine ektirmeyi asla hayal etmeyecei bir durum
du - evindeki araflarn her birini tanyan ve herkesten, faz
lasn deil, yapabileceinin en iyisini bekleyen Bayan Vinrace.
27

Baka bir oda vermek dnyann en kolay eyiydi; araf so


runu kendiliinden mucizevi bir biimde zld, beneklerle
kaklar ne de olsa onanlamayacak gibi deildi, ama Yalanlar! Yalanlar! Yalanlar!" diye bard hanm hakl bir
fkeyle, yukarya, gverteye doru koarken. Bana yalan sy
lemenin ne yaran var?
Elli yandaki bir kadnn, oturmasna izin verilmeyen bir
yerde oturmak istedii iin ocuk gibi davranarak bir kza yal
taklanmasna duyduu fkeyle, o belirli meseleyi dnmedi;
notalarn ap ok gemeden yal kadn ve araflarn t
myle unuttu.
Bayan Chailey araflarn katlad, ama yz ifadesi iindeki
tatszl belli ediyordu. Dnya artk onu umursamyordu; ge
mi onun yurdu deildi. Dn, lambalar yaklp denizciler ba
nn tepesinde paldr kldr giderken, alamt; bu akam a
layacakt; yarn alayacakt. Buras yurdu deildi. Bu arada,
fazla kolay elde ettii odada sslerini dzenledi. Bir deniz yol
culuuna getirmek iin tuhaf sslerdi - porselen buldoglar,
minyatr ay takm lar, Bristol kentinin cafcafl armasyla
damgalanm fincanlar, yaprakl yoncalarla kaplanm fir
kete kutular, renkli aldan ceylan balan ve bunlarn yan s
ra, en iyi pazar giysileri iindeki drst iileri ve beyaz be
bekler tutan kadnlan gsteren bir sr minicik fotoraf. Ama
yaldzl ereve iinde bir portre vard, bunun iin bir ivi ge
rekiyordu; iviyi aramadan nce Bayan Chailey gzln ta
kp arkadaki kt parasna yazlanlar okudu:
Otuz yllk sadk hizmetine kranla, hanmnn bu resmi
Willoughby Vinrace tarafndan Emma Chaileye verilmitir.
Gzyalar, szckleri ve ivinin ban silikletiriyordu.
Aileniz iin bir ey yapabildiim mddete, diyordu ki,
ekici vururken koridordan bir ses, bir ezgi mrldanr gibi
onu ard.
Bayan Chailey! Bayan Chailey!
Chailey derhal elbisesini dzeltti, yzn toparlayp kapy
at.
Bir amazn iindeyim, dedi, kpkrmz kesilmi olan Ba
28

yan Ambrose soluk solua. Beylerin nasl olduunu bilirsin.


Sandalyeler ok yksek -m asalar fazla alak- demeyle kap
nn arasnda on be santim var. stediim, bir eki, eski bir
battaniye, bir de mutfak masasna benzer bir eyiniz var m?
Her neyse, aramzda kalsn o srada kocasnn oturma oda
snn kapsn savurarak at ve aln kr kr olmu, ceketi
nin yakas yukar kaldrlm, bir aa bir yukar yryen Ridley grnd.
Sanki bana eziyet etmek iin abalamlar! diye haykrd
Ridley, anszn durarak. Romatizmaya, zatrreeye yakalan
mak iin mi ktm bu yolculua ben? Gerekten, insan Vinracee daha mantkl olmay yakrrd. Canm, Helen bir ma
sann altnda diz kmt, yalnzca stn ban kirletiyor
sun; anlatlmaz dertlerle dolu alt haftaya mahkum olduu
muz gereini kabul etsek ok daha iyi olur. Zaten gelmek ap
talln doruk noktasyd, ama madem ki artk buradayz, her
halde bunu bir erkek gibi karlayabilirim. Hastalklarm arta
cak elbette - imdiden dne gre daha kt hissediyorum
ama bunun tek sorumlusu da biziz; neyse ki ocuklar-
Kprda! Kprda! Kprda! diye haykrd Helen, onu serse
ri bir tavukmu gibi sandalyeyle bir keden br keye ko
valarken. Ayak altndan ekil, Ridley; yarm saat sonra oday
hazr bulacaksn.
Onu dndrp odadan kard; koridorda giderken inleyip
lanet okuduunu duyabiliyorlard.
Herhalde ok gl deil," dedi Bayan Chailey, eyay kald
rp tamasna yardm ettii Bayan Ambrosea efkatle bakarak.
Kitaplar, diye iini ekti Helen, kucak dolusu kederli cildi
yerden rafa kaldrrken. Sabahtan akama kadar Yunanca. Ba
yan Rachel evlenirse, Chailey, dua edelim de alfabeyi bilmeyen
bir adamla evlensin.
Genellikle deniz yolculuunun ilk gnlerini byle neesiz ve
ypratc klan n hazrlk niteliindeki rahatszlklarla glk
ler bir ekilde atlatldndan, sonraki gnler olduka ho ge
ti. Ekim ay epey ilerlemiti, ama yazn ilk aylarn ok gen ve
kaprisli gsteren bir hararetle kesintisiz olarak yanyordu. Ko
29

caman toprak alanlar artk sonbahar gneinin altnda uzan


yordu; plak krlardan Cornwall kayalklarna dek btn n
giltere afaktan gnbatmna pnl prld; sarl, yeilli, morlu
dzlkler halinde grnyordu. Bu aydnlatmann altnda b
yk kasabalann atlar bile ldyordu. Binlerce kk bahe
de milyonlarca koyu krmz iek amaktayd, ta ki onlarn
bakmn onca dikkatle yapm olan yal hanmlar makaslary
la patikalardan gelip, sulu saplarndan krparak onlar ky kili
sesinin souk ta kntlarna koyana dek. Gnbatmnda eve
dnen saysz pikniki kafilesi haykryordu, Byle bir gn
hi olmu muydu? Senin sayende, diye fsldad gen adam;
Ah, senin sayende, diye yant verdi gen kadn. Btn yal
lar ve pek ok hasta, yalnzca bir iki admlna bile olsa ak
havaya karlyor, dnyann gidiat hakknda ho kehanetler
de bulunuyorlard. Yalnzca msr tarlalarnda deil, pencerele
rin baheye ald, purolu adamlarn gri sal kadnlar pt
, lambalarla aydnlatlm odalarda da iitilen srlara ve sevgi
ifadelerine gelince, bunlar saylmazd. Kimileri gkyznn,
yaam olduklar hayatn bir simgesi olduunu sylyordu;
bakalarysa gelecekteki yaamn vaadi olduunu. Tylerinde
altn gzler olan uzun kuyruklu kular grltyle gevezelik
edip lklar atarak korudan koruya geiyorlard.
Ama karada btn bunlar srp giderken, pek az kimse de
nizi dnyordu. Denizin sakin olduunu varsayyorlard;
sarmaklar yatak odasnn pencerelerini tkrdattnda pek
ok evde olduu gibi, iftlerin pmeden nce, Bu gece ge
mileri dn, ya da Tanrya kr, deniz fenerindeki adam
ben deilim!" diye mrldanmasna gerek yoktu. Ne kadar ha
yal ederlerse etsinler, gemiler ufukta gzden kaybolduklarnda
znyorlard, tpk sudaki kar gibi. Aslnda yetikinlerin g
r de, ngiltere sahilleri boyunca paal donlaryla kpkle
rin iinde hzla ilerleyerek kovalar daldrp u dolu olarak
karan kk yaratklarn grnden ok berrak deildi.
Ufukla beyaz yelkenlerin ya da dumandan sogularn geiini
gryorlard; bunlarn hortum ya da beyaz deniz ieklerinin
ta yapraklan olduunu syleseniz, size katlrlard.
30

Bununla birlikte, gemilerdeki insanlar da Ingiltereye ayn


lde tuhaf bir bakla bakyorlard. Ingiltere onlara bir ada,
hem de ok kk bir ada gibi grnmekle kalmyordu, iin
de insanlarn hapsolduu, giderek klen bir adayd, insan
nce onlarn amasz karncalar gibi kaynatklarm ve nere
deyse birbirlerini kenardan aa itivereceklerini sanyordu;
sonra, gemi uzaklarken, iitilmedii iin ya kesilen ya da bir
hrgr halinde ykselen beyhude bir yaygara kopardklar ka
naatine varyordu. Sonunda, kara, geminin gr alannn d
nda kaldnda, Ingiltere halknn tamamen dilsiz olduu
apak ortaya kyordu. Hastalk dnyann baka yerlerine de
saldrd; Avrupa kld, Asya kld, Afrikayla Amerika
kld, ta ki geminin bu kr kr kk kayalklardan her
hangi biriyle bir daha karlap karlamayaca kukulu g
rnene dek. Ama dier yandan, geminin zerine snrsz bir
vakar da kmt; ok az sakini olan o koca dnyann bir sa
kiniydi o, nne ve arkasna peeler ekilm i halde, btn
gn, bombo bir evrende yolculuk ediyordu. l geen ker
vandan daha yalnzd; kendi gcyle hareket edip kendi kay
naklaryla geindiinden, alabildiine gizemliydi. Deniz ona
lm ya da benzersiz bir sevin verebilirdi; kimse de bunu bil
mezdi. Kocasna doru ilerleyen bir gelindi o, erkekleri tan
mayan bir bakire; gc, ve safl iinde btn gzel eylere
benzetilebilirdi, nk bir gemi olarak kendine ait bir yaam
vard.
Gerekten de, bir mavi gnn przsz, yuvarlak ve kusur
suz bir baka mavi gn kovalad hava bakmndan talihli
olmasalard, Bayan Ambrose yolculuu ok tatsz bulacakt.
Oysa imdi, gvertede, zerinde siyah bir felsefe cildinin ak
durduu kk bir masann yanbana nak kasnan yerle
tirmiti. Kucanda duran rengarenk dmn iinden bir ip
lik seip bir aacn kabuunu kzlla ya da nehrin akntsn
saryla iliyordu. plak yerlilerden oluan bir blk havaya
kk oklar frlatrken, meyve ynlarn, muzlar, portakalla
r, dev narlar kemirmek iin bekleyen benekli geyikleriyle,
tropikal bir ormann iinden akan tropikal bir nehrin koca
31

man bir deseni zerinde almaktayd. lmiklerin arasnda ya


nna doru bakp Maddenin Gereklii ya da yinin Doas
hakknda bir cm le okuyordu. evresinde mavi sveterli
adamlar diz kp tahtalar ovuyor veya parmaklklara yasla
np slk alyorlard; oturmu, bir akyla kkleri kesen Bay
Pepper da fazla uzakta deildi. Geri kalanlar geminin baka
blmlerinde megullerdi: Ridley, Yunancasnn banda - ge
minin k tarafn hi bu kadar zevkine uygun bulmamt;
Willoughby belgelerinin banda - nk yarm kalm ilerini
halletmek iin deniz yolculuundan yararlanrd; Rachel ise Helen felsefi cmlelerin arasnda zaman zaman Racheln ne
yaptn merak ediyordu. Belli belirsiz, gidip onu grmeye ni
yetlendi. O ilk akamdan bu yana neredeyse birbirlerine iki
sz etmemilerdi; karlatklarnda kibardlar, ama hibir sr
dalklar olmamt. Grne gre Rachel babasyla ok iyi
geiniyordu -gerektiinden, diye dnd Helen, ok daha
iy i- nasl Helen onu kendi haline brakmaya hazrsa o da He
leni kendi haline brakmaya hazrd.
O anda Rachel, hibir ey yapmakszn, odasnda oturmak
tayd. Gemi doluyken bu salon aaal bir unvana kavuuyor,
gverteyi kendilerinden daha gen olanlara brakan deniz tut
mu gekince hanmlarn urak yeri oluyordu. Piyanodan ve
yerdeki darmadank kitaplardan tr Rachel buray kendi
odas sayyordu; burada ok g mzik eserleri alarak, biraz
Almanca veya ruh hali uygun olduunda biraz ngilizce oku
yarak ve -u anda olduu g ib i- hibir ey yapmayarak saatler
ce otururdu.
Zarif, doal bir engelikle birleen eitimi elbette bir ba
kma bunun nedeniydi, nk on dokuzuncu yzyln sonla
rnda hali vakti yerinde kzlarn ounluu nasl eiiliyorsa,
yle eitilmiti, iyi yrekli doktorlarla nazik ihtiyar profesr
ler ona yaklak on farkl bilgi dalnn esaslarn retmiler
di, ama onu yorucu bir paray batan sona tekrar etmeye
zorlayabildikleri gibi, ellerinin kirli olduunu da syleyebili
yorlard. Haftann bu bir saati ya da iki saati ok ho geerdi,
biraz dier rencilerin sayesinde, biraz pencerenin k za
32

man krmz pencerelerinde suretler beliren bir dkkann ar


kasna bakmas sayesinde, biraz da ikiden fazla insan birlikte
ayn odada olunca gereklemesi kanlmaz olan kazalarn
sayesinde. Ne ki, dnyada tam olarak bildii hibir konu
yoktu. Zihni, Kralie Elizabethin saltanatnn balangcnda
yaam zeki bir adamn zihniyle ayn durumdayd; kendisine
anlatlan hemen her eye inanabilir, syledii her ey iin ne
denler uydurabilirdi. Yerkrenin ekli, dnya tarihi, irenlerin
nasl alt ya da parayla nasl yatrm yapld, hangi ya
salarn yrrlkte olduu, hangi insanlarn ne istedii ve ne
den istedii, modern yaamda bir sisteme dair en temel fikir
ler - bunlarn hibiri profesrlerinden ya da eitmenlerinden
herhangi biri tarafndan ona aktarlmamt. Ama bu eitim
sisteminin bir tek byk stnl vard. Hibir ey ret
miyordu, ama rencilerin tesadfen sahip olabilecei her
hangi bir gerek yetenein nne hibir engel de koymuyor
du. Mzie yatkn olan Racheltn mzikten baka hibir ey
renmemesine izin verilmiti; o da bir mzik tutkunu ol
mutu. Dillere, bilime veya edebiyata gidebilecek, ona arka
dalar kazandrabilecek ya da dnyay gsterebilecek tm
enerji dorudan mzie akyordu. retm enlerini yetersiz
bulduundan, neredeyse kendi kendine renm iti. Yirmi
drt yanda, ou kimsenin otuz yandayken mzik hak
knda bildii kadar ok ey biliyordu; doann ona izin verdi
i kadar iyi alabiliyordu, bu da, her geen gn daha da ok
belli olduu zere, gerekten cmerte bir payd. Varsn, bu
bir tek belirli yetenek birbirinden ar ve aptalca diye tanm
lanabilecek hayallerle ve fikirlerle kuatlm olsun, hi kim
se daha bilge deildi ki.
Eitimi byle sradanken, koullan da daha srad deildi.
Tek ocuktu; hibir zaman erkek ve kz kardelerinden zorba
lk grmemi, onlar tarafndan alaya alnmamt. On bir ya
ndayken annesi ldnden onu iki halas, babasnn ablala
r bytmt; havas daha iyi olduu iin Richmondda, ra
hat bir evde yayorlard. Gereinden fazla zenle bytl
mt elbette, bu zen ocukluunda salna gsterilmiti,
33

bir kz ve gen bir kadn olarak ise, ahlak demenin neredeyse


kaba kal eye. Son zamanlara dek, kadnlar iin byle ey
lerin var olduundan tamamen habersizdi. Eski kitaplarda el
yordamyla bilgi aryor, aradklarn tiksindirici kalplar halin
de buluyordu, ama kitaplara doal bir ilgisi yoktu; bu nedenle,
nceleri halalar sonra da babas tarafndan uygulanan sansre
hi kafasn yormamt. Arkadalar ona bireyler anlatabilir
di, ama kendi yanda pek az arkada vard, -Riehm ond ula
ma elverisiz bir yerdi,- ve byleyken, iyi tand tek kz yo
baz bir dindard, en scak yaknlamalarnda Tanndan ve ile
ekmenin en iyi yollarndan sz ederdi; zihni baka zamanlar
da baka aamalara ulam olan biri iin ancak arada srada il
gi ekici olabilecek bir konu.
Ama bir eli bann arkasnda, dier eliyle kolan topuzu
nu kavram, sandalyesinde uzanrken kendi dncelerini
tm berraklyla, dikkatle takip etmekteydi. Eitimi ona d
nmek iin bol zaman brakyordu. Gzlerini geminin par
maklndaki bir topa yle sabit bir biimde dikmiti ki, her
hangi bir ey tesadfen onu bir saniyeliine gizleyecek olsa, ir
kilecek ve kzacakt. Derin dncelerine, Tristandan yaplm
aadaki evirinin neden olduu yksek sesli bir kahkahayla
balamt:
Bzlerek korkuyla
U tancn gizliyordu sanki
Akrabas olan krala
Getirdiinde ceset gibi G elini.
Sylediklerim ok m u anlam sz geldi?

yle olduunu haykrarak kitab aa att. Ardndan, Cowper'n Mektuplar n almt, babasnn tavsiye ettii klasik onu
skmt, yle ki, tesadfen bir cmlede adamn bahesindeki
katrtrna kokusuyla ilgili bir eyin gemesi zerine, Rachel,
annesinin cenaze treninin olduu gn Richmondda iekler
le doldurulmu olan kk sofay grd, yle ar kokuyorlar
d ki artk herhangi bir iek kokusu o mide bulandrc, kor
kun duyguyu geri getirir olmutu; byle yan iitir yar grr
34

durumda bir sahneden dierine geti. Oturma odasnda iek


leri dzenleyen Lucy Halasm grd.
Lucy Hala, deyiverdi, katrtrna kokusunu sevmiyo
rum; bana cenaze trenlerini hatrlatyor.
Samalama, Rachel, diye yanl verdi Lucy Hala; byle ap
talca eyler syleme, canm. Bana hep zellikle neeli bir bitki
gibi gelmitir.
Scak gnein altnda uzanrken, zihni, halalarnn kiilikle
rine, grlerine ve yaam biim lerine takld. Aslnda bu,
Richmond Park evresindeki yzlerce sabah yry boyun
ca ona yeten, aalan, insanlar, geyikleri glgeleyen bir ko
nuydu. Yaptktan eyleri neden yapyorlard; neler hissediyor
lard; btn bunlar ne iindi? Yine Lucy Halann Eleanor Halayla konutuunu iitti. O sabah, hizmetkrlardan birinin ki
iliiyle uraaca tutmutu, Elbette sabahn on buuunda
insan hizmetiyi merdivenleri fralarken bulmay bekliyor."
Ne garip! Nasl da anlatlamayacak kadar garip! Ama halas
konuurken, iinde yaadklar btn bu sistemin neden bir
denbire yabanc ve anlalmaz bir ey olarak, kendilerinin de
herhangi bir neden olmakszn uraya buraya braklm san
dalyeler ya da emsiyeler olarak gznn nnde beliriverdigini kendine aklayamad. Yalnzca, o hafif kekelemesiyle,
"Eleanor Halaya d-d-dkn msn, Lucy Hala? diyebilmi
ti; o sinirli, tavuk gibi, kkr kkr kahkahasyla halas buna u
yant vermiti, Canm ocuum, ne sorular soruyorsun!"
Ne kadar dknsn? ok mu dknsn? diye steledi
Rachel.
Ne kadar olduu hakknda dnm olduumu syleye
mem, dedi Bayan Vinrace. nsan umursuyorsa ne kadar ol
duunu dnmez, Rachel, bu sz, henz hi halalarna on
larn diledii itenlikle gelmemi olan yeeni hedef alyordu.
Ama seni umursadm biliyorsun, yle deil mi canm,
nk baka hibir nedeni olmasa da sen annenin kzsn;
hem baka pek ok neden de var" - eilip onu biraz duygulu
bir tavrla pt ve tartma bir kova st gibi telafi edilemez bir
biimde her yere dkld.
35

Bylelikle Rachel, gzlerin bir topa ya da bir topuza sabitlendigi, dudaklarn kprdamay kestii o dnme aamasna
ulat, buna dnme denebilirse. Bir kavraya varma abalar
yalnzca halasnn duygularn incitmiti; denememenin daha
iyi olduu sonucu karlmalyd. Herhangi bir eyi gl bir
biimde hissetmek, belki kendileri de gl ama farkl eyler
hisseden bakalaryla kendi aranda bir uurum yaratmakt. Pi
yano alp geri kalan her eyi unutmak ok daha yedi. Sonu,
herkesi ok rahatlatt. Brak bu garip adamlarla kadnlar -h a
lalar, Huntlar, Ridley, Helen, Bay Pepper ve geri kalanlar- bi
rer simge olsun, - yalln, genliin, anneliin, bilginin sim
geleri, zelliksiz ama vakur ve ou kez sahne zerindeki in
sanlarn gzel olduu gibi gzel. yle anlalyordu ki hi
kimse hibir zaman demek istedii eyi sylemiyor ya da his
settii bir duygu hakknda konumuyordu, ama zaten mzik
de bunun iindi. Gereklik insann grd, hissettii ama
hakknda konumad eylerde barnrken, insan, yzeysel
olarak tuhaf bir ey olduunu dnmek dnda .ou kez
hakknda dnme zahmetine kallanmakszm, iinde eylerin
baka insanlara gre olduka tatminkr bir biimde dnp
durduu bir sistemi kabul edebilirdi. Kendini mziine kap
trdnda, payna deni honutlukla kabul ediyordu, belki
iki haftada bir hakl bir fkeyle alev alev yanyor ve imdi ya
tt gibi yatyordu, iinden klmaz bir biimde hlyal
bir karkla dalan zihni, keyifle genileyerek onlarla birle
mek zere gvertedeki beyazmtrak tahtalarn ruhuyla, deni
zin ruhuyla, Beethoven Op. l l l in ruhuyla, hatta orada, Olneyde, zavall William Cowperin ruhuyla paylama giriyor
gibiydi. Bir eytanarabas topa gibi denizi pt, ykseldi, ye
niden pt ve byle ykselip perek sonunda gzle grlmez
oldu. eytanarabas topann ykselip alalmas, kendi ba
nn ne doru ani bir bklyle temsil ediliyordu; o gze
grnmez olduunda Rachel da uyuyakald.
On dakika sonra Bayan Ambrose kapy ap ona bakt. Racheln sabahlarn geirme biiminin bu olduunu kefetmek
onu artmad. Odaya bir gz att, piyanoya, kitaplara, genel
36

dankla. ncelikle Rachel estetik adan lp biti; sa


vunmasz uzanrken nedense yrtc bir kuun penelerinden
dm bir kurbana benziyordu, ama bir kadn, yirmi drt ya
ndaki gen bir kadm olarak llp biildiinde, bu grnt
dncelere yol ayordu. Bayan Ambrose en azndan iki daki
ka boyunca ayakta durup dnd. Sonra glmsedi, uyuyan
uyanp da aralarnda konumann mahcubiyeti olmasn diye
grlt yapmadan dnp gitti.

37

III. Blm

Ertesi sabah erken saatlerde, yukarlarda bir yerde zincirlerin


serte ekilmesine benzer bir ses duyuldu; Euphrosynenin d
zenli yrek atlar yavalad; gverteden burnunu uzatan He
len, kmldamayan bir tepenin stnde.kmldamayan bir kale
grd. Tajonun azna demir atmlard; durmakszn yarlan
yeni dalgalar yerine, ayn dalgalar dnp dnp geminin yan
larna vuruyordu.
Kahvalt biter bilmez, kahverengi deri bir anta tayan Wil
loughby, omzunun zerinden bararak herkesin iine bakma
sn ve dzgn davranmasn syleyip geminin yan tarafnda
gzden kayboldu, akamst saat bee kadar Lizbonda kalp
i yapacakt.
O saate doru, elinde antasyla yeniden ortaya karak,
yorgun, bkkn, a, susam, m ve acilen aya muhta ol
duunu ilan etti. Ellerini ovuturarak onlara gnn servenle
rini anlatt: Beklenmedik bir basknla zavall ihtiyar Jackson
yazhanede ayna karsnda byklarn tararken bulmu, onu
pek alk olmad bir sabah almasna komutu; sonra ona
ampanyayla kiraz kuu etinden oluan bir le yemei smarlamt; Bayan Jackson ziyaret etmiti, zavall kadn her za
mankinden daha imand, ama nazike Racheln hatrn sor
38

mutu -v e ey Tanrm, kk Jackson sersemce bir zaaf gster


diini itiraf etm iti- pekala, pekala, zarar yoktu herhalde,
ama dakikasnda itaatsizlik edilecek olduktan sonra kendisi
nin emirler vermesinin ne yarar vard ki? Bu seyahatte hi
yolcu almayacan aka sylemiti. Burada, ceplerini yokla
maya balad; sonunda bir kart bulup pat diye masaya, Rachelm nne koydu. Rachel, kart okudu, Bay ve Bayan Ric
hard Dalloway, 23 Browne Caddesi, Mayfair.
Bay Richard Dalloway, diye szlerini srdrd Vinrace,
kendisi bir zamanlar milletvekili, karsysa bir lordun kz ol
duu iin, yalnzca rica ederek ne isterlerse elde edebilecekle
rini dnen bir beyefendiye benziyor. Ne olursa olsun, zaval
l kk Jackson ikna etmiler. Gei izinlerinin olmas ge
rektiini syledim - Lord Glenawayden bir mektup kard,
benden, kiisel bir iyilik yapmam rica ediyordu -Ja c k s o n m
btn itirazlarn reddetmiler (pek fazla itiraz ettiine de
inanmyorum), bu yzden, raz olmaktan baka yaplacak bir
ey yok herhalde."
A m a h o m u rd an m a g sterisi y apm asn a ragm en W illo ughbynin raz olmaktan u ya da bu nedenle epeyce honut
olduu apakl.
Dorusu uydu ki, Bay ve Bayan Dalloway kendilerini Liz
bonda skp kalm halde bulmulard. Birka haftadr, zel
likle Bay Dallowayin ufkunu geniletmek niyetiyle Kta Avrupasnda yolculuk ediyorlard. Siyaset hayatnda urad bir
kaza nedeniyle bir dnem boyunca lkesine Parlam entoda
hizm et edem eyecek olan Bay Dalloway, Parlam ento dnda
hizm etlerini srdrm ek iin elinden geleni yapyordu. Bu
am a iin Latin lkeleri ok uygundu, bununla birlikte Dou
elbette daha da uygun olurdu.
Bundan sonra size Petersbug ya da Tahrandan haber gn
dermemi bekleyin," dem iti, Travellersm basamaklarnda el
sallayarak veda etmek zere arkasna dnerken. Ne ki, douda
bir hastalk patlak vermiti, Rusyada kolera vard ve Bay Dal
lowayin ad Lizbonda pek de romanlik olmayan bir biimde
duyulmutu. Fransay dolamlard; Richard, imalat m erkez
39

lerinde durmu, takdim mektuplarn gstererek ilikleri gez


mi, cep defterine grdklerini kaydetmiti. Ispanyada o ve
Bayan DaIloway katrlara binmilerdi; kyllerin nasl yaad
n anlamak istiyorlard. rnein, ayaklanmaya hazrlar m?
Ardndan Bayan Dallovvay, Madridde tablolarla bir iki gn ge
irmekte srar etmiti. Sonunda Lizbona ulatlar, daha sonra
zel olarak yaymlanan bir dergide olaanst ilgin diye ta
nmladklar alt gn geirdiler. Richard bakanlarla grmeler
yapt, uzak olmayan bir tarihte bir buhran olaca ngrsn
de bulundu, devlet kurumlan onulmaz biimde yozlamtr.
Yine de nasl knanabilir ki, v.b.; bu srada Clarissa kraliyet
ahrlarn tefti etti, imdi srgnde olan adamlarla krlm
pencereleri gsteren ok sayda fotoraf ekti. Baka eylerin
yan sra, Fieldingin mezarnn fotorafn ekip, bir serseri
nin tuzaa drd kk bir kuu serbest brakt, nk
insan, Ingilizlerin gmld bir yerde herhangi bir eyi ka
feste dnmekten nefret ediyor, diye yazd gnlne. Gezi
leri tamamen gayri resmydi ve nceden dnlm bir
tasarya gre gelimiyordu. Gzergahlarn baka eyler kadar
Timesm yurtd muhabirleri belirliyordu. Bay Dallovvay baz
tabancalar incelemek istiyordu; Afrika sahilinin, lkesindeki
insanlarn inanma eiliminde olduundan ok daha alkantl
olduu kansndayd. Bu nedenlerden tr, yle yava, ara
trmalarn kolaylatracak bir gemi istiyorlard, rahat, nk
kt birer denizciydiler; ama arya kamayan, uradaki bura
daki limanlarda bir iki gn durup, Dallovvayler bireylei in
celerken kmrn alacak bir gemi. Bu arada, istedikleri bu
belirli gemiyi o an iin elde edemeyince, kendilerini Lizbonda
skp kalm olarak buluverdiler. Euphrosyne'nin adm iitmilerdi, ama onun ncelikle bir yk gemisi olduunu ve ii
Amazonlara kuma gtrp dnte memlekete kauuk getir
mek olduundan yalnzca zel dzenlemeyle yolcu aldn da
renmilerdi. Bununla birlikte, zel dzenlemeyle sz on
lar epeyce cesaretlendirdi, nk hemen hemen her eyin
zel olarak dzenlendii ya da gerekirse dzenlenebilecei bir
snftan geliyorlard. Bu kez Richard'n tm yapt, kendi ad
40

n tayan denizyolu irketinin bakan Lord Glenawaye bir


pusula yazmak, zavall ihtiyar Jacksona uramak, ona Bayan
Dallowayin nasl yle yle biri olduunu, kendisinin u ya
da bu olduunu, istediklerininse byle byle bir ey olduunu
tarif etmekti, ileri halloldu. ki taraf birbirinden iltifatlarla,
honutlukla ayrld ve ite, bir hafta sonra, zerinde Dallowaylerin bulunduu kayk akam karanlnda krek ekerek
gemiye geliyordu; dakika sonra birlikte Euplrosynenin gvertesindeydiler. Gelileri elbette biraz heyecan yaratt; birka
ift gz, bedeni krklere sarlm, ba tllerle rtl Bayan
Dallowayin uzun boylu zayf bir kadn olduunu, sonbahar
krlarndaki bir sporcu gibi giyinmi olan Bay Dailowayinse
grbz yapl, orta boylu bir adam grnmnde olduunu
grd. Az sonra, parlak kahverengi tonlarnda ok sayda sa
lam deri anta etraflarn sard, bunlara ek olarak Bay Dalloway bir evrak kutusu, karsysa elmas bir kolyeyle gm ka
pakl ieleri akla getiren bir tuvalet antas tayordu.
Tpk W histler* gibi! diye bard Bayan Dalloway, kyy
iaret ederek R ach elm elini sk ark en ; Rachel ise, W illoughbynin hanmefendiyi kamarasna gtrecek olan Bayan
Chaileyi takdim etmesinden nce, ancak bir yanndaki gri te
pelere bakacak kadar zaman bulabildi.
Bu mdahale, geici bir tedirginlie neden oldu; kamarot
Bay Gricetan Ridleye kadar herkesin az ok can sklmt.
Birka dakika sonra Rachel sigara odasnn nnden getiin
de, Heleni kolluklarn yerlerini deitirirken buldu. Yeniden
dzenleme iine kendini kaptrmt; Rachel grnce sr ve
rircesine yle dedi:
nsan, erkeklere kendi balanna oturacaklan bir oda verebi
lirse, bundan tmyle kazanl kar. nemli olan, kolluklar
dr- Onlan tekerlekleri zerinde saa sola itmeye balad. le,
hl demiryolu istasyonundaki bir meyhaneye benziyor mu?"
M asalardan birin in zerindeki pel rty ekiverdi.
Odann grn harika bir biimde gzellemiti.
(*) James McNeill Whistler: Amerikal ressam - .n

41

Yabanclarn gelii, Rachel'a yemek saati yaklarken elbise


sini deitirmesinin gerektiini hatrlatmt; byk ann sesi
onu kuetinin kenarnda, lavabonun zerindeki kk ayna
dan bayla omuzlarnn yansyaca bir konumda otururken
yakalad. Aynadaki yzde gergin bir hzn ifadesi vard, n
k Dallowaylerin geliinden bu yana i karartc bir sonuca,
yznn istedii yz olmad ve byk olaslkla hibir za
man da olmayaca sonucuna varmt.
Ne ki, dakiklik damarlarna ilemiti ve yz nasl olursa
olsun yemee gitmek zorundayd.
Willoughby bu birka dakikadan yararlanarak Dallowaylere
tanacaklar insanlar parmaklaryla saya saya ksaca anlatt.
Kaynbiraderim var, bilgin Ambrose (herhalde adn duy
musunuzdur), onun kars var, eski dostum Pepper var, ok
sessiz bir adamdr, ama bana sylendiine gre her eyi bilir.
Hepsi bu kadar. ok kk bir topluluuz. Onlar sahilde b
rakacam.
Bayan Dalloway ban biraz yana eerek Ambroseu anmsa
mak iin elinden geleni yapt -yoksa bu bir soyad m yd?ancak baarsz oldu. Duyduktan onu biraz tedirgin etmiti.
Bilginlerin herhangi biriyle evlenebildiklerini biliyordu - ift
liklerdeki okuma toplantlarnda tantklar kzlarla ya da in
san Beni deil, kocam istediinizi elbette biliyorum, diye
tersleyen kk varo kadnlaryla.
Ama bu noktada Helen ieri girdi; grn hafife ayrks
olmakla birlikte pasakl olmadn, duruunun dzgnl
n ve sesinde kendisinin hanmefendiliin gstegesi diye ka
bul ettii lll fark edince, Bayan Dallowayin ii rahat
lad. Bay Pepper, zenli, irkin takm elbisesini deitirme
zahmetine katlanmamt.
"Ne olursa olsun, diye dnd Clarissa kendi kendine, Vinracein pei sra yemee giderken, hepsi de gerekten ilgin.
Masaya oturduunda bu gvenceye biraz daha ihtiya duy
du, zellikle, ieri ge gelen, kesinlikle derbeder grnen ve
derin bir kasvet iinde orbasn imeye koyulan Ridley y
znden.
42

Kar koca arasnda, durumu kavradklar ve sadakatle bir


birlerine destek olacaklar anlamna gelen belli belirsiz bir ia
retleme oldu. Bayan Dailoway neredeyse hi duraklamadan
Willoughbye dnp sze balad:
Denizde bana byleine skc gelen ey, iinde hi iek ol
mamas. Okyanusun ortasnda glhatmi ve meneke tarlalar
olduunu hayal edin! Ne ahane bir manzara!
Ama seyir iin biraz tehlikeli olurdu, diye grledi Ric
hard bas sesiyle, karsnn kemann sslemek zere katlan
bir fagot gibi. Aa, yabani bitkiler olduka kt olabiliyor, y
le deil mi, Vinrace? Hatrlyorum da, bir keresinde Mauretaniayla geerken Kaptana -R ich ard s- tanr mydnz? - Sy
leyin bana, gem inizin karlam asndan gereklen en ok
korktuunuz tehlikeler nelerdir, Kaptan Richards? dedim,
buzdalar, terk edilmi gemiler, sis ya da o trden bir ey
sylem esini bekliyordum. Hi de deil. Yantn hi unut
mam. Sedgius aquatici, dedi, anladm kadaryla bir tr su
mercimei."
Bay Pepper ban kaldrp serte bakt; tam bir soru sora
cakt ki, Willoughby devam etti:
leri ok z o r - u kaptanlar! Geminin iinde bin can!"
Evet, gerekten, dedi Clarissa. Derin bir ey sylyormu
havasyla Helena dnd. almann insan yprattn sy
leyenlerin yanldna inanyorum; insan ypratan, sorumlu
luktur. Herhalde aya hizmetiden daha fazla para den
mesinin nedeni bu.
Buna gre, dadlara cretlerinin iki katnn verilmesi gere
kir; ama verilmiyor," dedi Helen.
Evet ama tencereler yerine bebeklerle ilgilenmenin ne ka
dar keyifli olduunu bir dnsenize! dedi Bayan Dailoway,
Helena, bu olas anneye, daha byk bir ilgiyle bakarak.
Dad olacama a olmay ok daha Tazla yelerdim, dedi
Helen. Hibir ey beni ocuklarn sorumluluunu stlenme
ye ikna edemez.
Anneler hep abartrlar, dedi Ridley. yi yetitirilmi bir
ocuk, sorum luluk deildir. Ben, benim kilerle btn Avru
43

pa'y dolatm. Onlar scack sarp sarmalar, rafa koyarsnz,


hepsi o kadar.
Helen buna gld. Bayan Dalloway, Ridleye bakarak bard:
Tam bir baba gibi! Kocam da tpatp ayn. Bir de cinsiyetle
rin eitliinden sz ediyorlar!"
yle mi? dedi Bay Pepper.
Ah, bazlar ediyor! diye haykrd Clarissa. Kocam geen
dnem her akamst, galiba bundan baka bir ey demeyen
hiddetli bir hanmn yanndan gemek zorunda kalyordu.
Evin nnde otururdu; ok mahcup oluyordum , dedi
Dalloway. Sonunda cesaretimi toplayp ona dedim ki, Sevgili
kardeim, durduun yerde yalnzca yolu kapatyorsun. Bana
vakit kaybettiriyorsun, kendine de bir yararn dokunmuyor.
Kadn kocam ceketinden yakalad, neredeyse trnaklaryla
gzlerini oyacak- diye araya girdi Bayan Dalloway.
Puf - bu abartl oldu, dedi Richard. Hayr, onlara acd
m itiraf ediyorum. O basamaklarn stnde oturmak son
derece rahatsz edici olmal.
Oh olsun, dedi Willoughby, kupkuru.
Ah, burada size tm yle katlyorum , dedi Dalloway.
Byle bir davrann su katlmadk budalaln ve bounaln hi kimse benden daha fazla knayamaz; btn bu kkrmacaya gelince, pekala! Umarm, ngilterede kadnlarn oy
kullanma hakkna kavutuunu grmeden nce, mezara gir
mi olurum! Tm diyeceim bu.
Kocasnn sylediklerinin arl Clarissay ciddileirmiti.
nsann akl almyor, dedi. Sakn bana oy hakknn geni
letilmesinden yana olduunuzu sylemeyin, diyerek Ridleye
dnd.
yle ya da byle olmu, umurumda deil, dedi Ambrose.
Kadn olsun erkek olsun, eer bir yaratk bir oyun kendisine
herhangi bir yarar olduunu dnecek kadar kandrlmsa,
brakn oy kullansn. ok gemez akl bana gelir.
Siyaseti olmadnz belli, diye glmsedi Clarissa.
kr deilim, dedi Ridley.
Kocanz beni onaylamayacak, ne yazk ki, dedi Dalloway
44

alak sesle, Bayan Ambrosea. Helen aniden onun Parlamentoda bulunduunu anmsad.
Siyaseti hi skc bulduunuz olmuyor mu? diye sordu,
ne diyeceini tam bilemeyerek.
Richard, ellerini nne uzatp at, sanki avularnda oku
nacak yazlar vard.
Siyaseti hi skc bulduum olmuyor mu diye sorarsanz,
dedi, evet demek zorundaym; le yandan, btn olarak ele
alndnda hangi meslek yaamn iyisiyle ktsyle en zevk
li, en imrenilecek meslek yaam saydm sorarsanz, daha
ciddi olan yann saymazsak, bir erkek iin, Siyaset Adamnnkini demek zorundaym.
Avukatlk ve siyaset, katlyorum, dedi Willoughby. Para
nzn karln daha fazla alyorsunuz.
nsann tm yetilerinin bir rol vardr,"'dedi Richard.
Tehlikeli bir zemin zerinde yryor olabilirim; ama ozanlar
ve genel olarak sanatlar hakknda hissettiim u: Kendi ala
nnzda yenilmezsiniz - kabul; ama kendi alannzn dnda
-p f- ancak hogryle bireyler yapabilirsiniz, ite, herhangi
birinin beni hogrmek zorunda olduunu dnmek hi ho
uma gitmezdi.
Pek katlmyorum, Richard, dedi Bayan Dalloway. Shelleyi dn. nsann istedii hemen hemen her eyin Adonaiste bulunduunu hissediyorum.
Adonaisi mutlaka okuyun, diye kabul etti Richard. Ama
ne zaman Shelleyden sz edildiini duysam kendi kendime
Matthew Amoldm szlerini tekrarlarm: Nasl bir topluluk!
Nasl bir topluluk!*
Bu, Ridleynin dikkatini canlandrd. Matthew Arnold m?
Nefret edilesi bir fazilet zppesi!" diye laf patlatt.
Fazilet zppesi - kabul, dedi Richard; ama, bence, gr
m geirmi bir adam. Asl sylemek islediim de burada or( ) Shelley'nin zel yaamnn ahlakszca olduunu dnen Amold, Shelley"
balkl denemesini u szlerle bilirin Nasl bir topluluk! nasl bir dnyal
nsan. uygunsuz ilikiler konusundan sonsuza dek tiksindiini hissediyor." .n.

45

taya kyor. Kukusuz, biz siyaset adamlan size, (sanatlarn


temsilcisinin Helen olduunu kestirmiti) kaba, sradan bir
insan topluluu gibi grnyoruz; ancak, biz madalyonun her
iki yzn de grrz; beceriksiz olabiliriz, ama bireyleri
kavramak iin elimizden gelenin en iyisini yaparz. te, sizin
sanatlarnz eyleri darmadank halde bulur, omuzlann sil
kip -o k gzel olabildiklerini kabul edeceim - hayallerine d
ner ve eyleri darmadank halde brakrlar, ite bu bana in
sann sorumluluklarndan kamas gibi geliyor. Ayrca, hepi
miz sanat yeteneiyle domayz.
Bu ok korkun," dedi, kocas konutuu srada dn
mekte olan Bayan Dallovvay. Sanatlarla birlikteyken, resim
lerle, mzikle, gzel olan her eyle, kendine ait kk bir
dnyaya kapanmann keyiflerini ok youn hissederim; sonra
sokaklara ktmda yoksul, a, kirli kk suratyla karla
tm ilk ocuk, yle dedirtir bana: Hayr, kendimi 1tap ala
mam - kendime ait bir dnyada yaamayacam. Bu tr bir ey
artk varolmayana dek resmi, yazy, mzii tmyle durdur
mak istiyorum. Siz de, diye toparlad.szlerini, Helena hitap
ederek, yaamn bilmez tkenmez bir atma olduunu his
setmiyor musunuz?
Helen bir an dnd. Hayr, dedi. Hissettiimi sanm
yorum."
Bir duraklama oldu, kesinlikle rahatsz bir duraklama. Son
ra Bayan Dalloway hafife titreyerek, krk pelerininin getirtilmesini rica elli. Yumuak kahverengi krk boynunun evre
sine sarp dzeltirken aklna yepyeni bir konu geldi.
Antigone'yi," dedi, hibir zaman unutmayacam itiraf
ediyorum. Bundan yllar nce Cambridgede grmtm, o za
mandan bu yana hi aklmdan kmad. Sizce de bugne ka
dar grdnz en modem ey deil mi? diye sordu Ridleye.
Bana yirmi tane Klitemneslra tanyormuum gibi gelmiti. h
tiyar Leydi Ditchling bunlardan biri. Tek kelime Yunanca bil
miyorum, ama onu sonsuza dek dinleyebilirdim-
Burada Bay Pepper sze balad:
46

7toXXd xd Sevd,

ko8 ev

dv-

Gpdkou Seivdxepov rtsXsi.


xouxo kou rcoXiou repav
7IVTOU %ipEplXO VOXCD
X to p e i, 7tEplPpl)%OXOl

rapcov oj* o'5paa.*

Bayan Dalloway, dudaklarn bastrarak ona bakt.


Yunanca bilmek iin yaammn on yln verirdim, dedi,
Bay Pepper szn bitirdiinde.
Size alfabeyi yarm saatte retebilirim, dedi Ridley, bir
ay iindeyse Homerosu okuyabilirsiniz. Size ders vermeyi bir
onur sayarm.
Bay Dallowayle ve Avam Kamarasnda artk azalmaya yz
tutmu olan Yunanca alntlama alkanlyla megul olan He
len, konutuumuz srece yanbamzda ak duran o koca
man basmakalp szler kitabna, btn erkeklerin, Ridley gibi
erkeklerin bile, aslnda kadnlarn modaya uygun olmasn
yeledikleri gereini kaydetti.
Carissa haykrarak daha keyifli bir ey dnemediini
syledi. Bir an, kendini Browne Caddesindeki oturma odasn
da, dizlerinin stnde ak duran bir Platonla hayal etti - z
gn Yunancasndan Platon. Gerek bir bilginin, zel olarak il
gilenirse, pek de glk ekmeden Yunancay kafasndan ieri
szdrabileceine inanmaktan kendini alamad.
Ridley ondan ertesi gn gelmesi iin sz ald.
Eer geminiz de bize bu kadar iyi davranacaksa! diye ba
rd Carissa, Willoughbyi de oyunun iine ekerek. Konukla
rn hatrna, stelik bunlar sekin konuklard, Willoughby dal
galarn bile iyi davranna ban eerek kefil olmaya hazrd.
( ) Bay Peppcr, Sofokles'in Antigone adl oyununun ikinci korosundan alnl yap
yor:
Dnyadan pek ok mucize geer,
korkun, harika,
ama hibiri ks yamurunun altnda
denizin gri derinliklerinin zerinde yol alan
nsanlk kadar deil - .n.

47

Ben ok ktleirim; kocam da pek iyi deildir, diye iini


ekti Clarissa.
Beni hibir zaman deniz tutmaz, diye aklad Richard.
En azndan, yalnzca bir kez gerekten deniz tuttu," diye d
zeltti. "Man denizini geerken geerken. Ama itiraf ederim ki
denizin dalgal olmas ya da daha beleri, kabarmas, beni ak
a rahatsz eder. Asl mesele hibir n karmamak. Yiye
ceklere bakp, Yapamayacam, dersiniz; bir lokma alrsnz,
nasl yutacanz Tann bilir; ama azmederseniz, ou kez n
beti sonsuza dek atlatrsnz. Karm korkan teki.
Sandalyelerini geri itiyorlard. Hanmlar kap aralnda du
raksadlar.
Yolu gstersem iyi olur, dedi Helen, ilerleyerek.
Rachel onu takip etti. Konumaya hi katlmamt; kimse
onunla konumamt; ama o, sylenen her szc dinlemi
ti. Bir Bayan Dallovvaye, bir Bay Dallowaye bakm, Bay Dallovvayden yine Bayan Dallovvaye dnmt. Clarissa gerek
ten byleyici bir manzarayd. Beyaz bir elbise giymi, uzun,
ltl bir kolye takmt. Giysilerinden ve krlamaya balam
salar altnda nefis bir biimde pembe grnen cilveli narin
yznden dolay, artc lde bir on sekizinci yzyl baya
ptna benziyordu - bir Reynolds ya da bir Romney. Helen ve
dierleri onun yannda kaba, derbeder kalyorlard. Hafife dik
otururken, dnyaya cannn istediince davranr gibi grn
yordu; boyutlu dev kre onun parmaklarnn altnda bir o
yana bir bu yana dnyordu. Ya kocas! O derin, telasz sesiy
le grleyen Bay Dallovvay daha da etkileyiciydi. Makinenin, ci
lal ubuklarn kayd, iteneklerin gmledii, uultulu, yal
merkezinden gelir gibiydi; eyleri nasl da skca, te yandan
nasl da geveke kavryordu; dierlerinin, ihtiyar kzlarn
ucuzlayan artklar gibi grnmelerine neden oluyordu. Rac
hel, kendinden gemiesine, evli kadnlarn peinden gitti;
Bayan Dallovvay, ardnda eteklerinin hafif hrtsna, zincirleri
nin ngrtsna karan garip bir meneke kokusu brakyordu.
Pelerinden giderken Rachel kendini alabildiine alaltarak,
kendi yaamnn tm akn ve btn arkadalarnn yaamla
48

rn iine alarak dnd, Kendimize ait bir dnyada yaad


mz syledi. Doru. Gayet samayz.
Burada oturuyoruz," dedi Helen, salonun kapsn aarken.
Siz mi alyorsunuz? diye sordu Bayan Dalloway, Bayan
A m brose'a, masann stnde duran Tristan notalarn eline
alrken.
Yeenim alyor," dedi Helen, elini Racheln om zuna ko
yarak.
Ah, seni ne kadar kskandm! Clarissa, Rachel'la ilk kez
konuuyordu. Bunu hatrlyor musun? ahane deil m i? Y
zkt parmaklaryla sayfann stnde bir iki l ald.
Sonra Tristan byle devam eder, Isolde ise - a h ! - hepsi ok
heyecan verici! Bayreuha hi gittin m i?"
Hayr, gitmedim , dedi Rachel.
yleyse ileride gidersin. lk Parsi/alimi hi unutamayaca
m - insan piiren bir austos gn; o iman yal Alman
kadnlar gsterili pahal elbiseleriyle geliyorlar; sonra karan
lk tiyatro; mzik balyor; insan, elinde olmadan hkra hkra alyor. Hatrlyorum da, nazik bir adam gidip bana su ge
tirmiti; benimse tek yapabildiim onun omzunda alamakt!
urama bir ey skm t (boazna d ok u n d u ). Dnyada
baka hibir eye benzemiyor! Peki piyanon nerede?"
Baka bir odada," diye aklad Rachel.
Peki bize alar msn?" diye yalvard Clarissa. Ay nda
darda oturup mzik dinlemekten daha gzel bir ey hayal
edemiyorum - yalnz, kulaa ok liseli kz ii gibi geliyor! An
layacanz, dedi Helena dnerek, bence mzik insana t
myle iyi gelmiyor - ne yazk ki gelmiyor.
Fazla gerilim ykl olduundan m?" diye sordu Helen.
Bir ekilde fazla duygusal, dedi Clarissa. Bir delikanl ya
da bir gen kz mzikle meslek olarak uratnda insan bu
nu hemen fark ediyor. Sir William Broadley de bana tam ta
mna ayn eyi sylemiti. nsanlarn Wagnerla ilgili takndk
lar u tr tavrlardan siz de nefret etmiyor musunuz -u n u n
gib i- Gzlerini tavana dikti, ellerini kavuturdu ve yzne
bir duygu younluu ifadesi verdi. Bu gerekten onun dege49

rini bildikleri anlamna gelmez; aslnda ben her zaman tam


tersi olduunu dnmmdr. Bir sanat gerekten nemse
yen insanlar her zaman en az duygulananlardr. Ressam Henry
Philipsi tanr msnz?" diye sordu.
Grmtm, dedi Helen.
nsan ona baknca agm en byk ressamlarndan biri de
il de baarl bir borsac olduunu sanabilir. Benim houma
giden de bu.
Borsaclara bakmaktan holanyorsanz ok sayda baarl
borsac var, dedi Helen.
Rachel iinden iddetle, yengesinin bu kadar aksi olmamas
n diledi.
Uzun sal bir mzisyen grdnde igdsel olarak
onun kt olduunu anlamaz nsm ? diye sordu Clarissa,
Rachela dnerek. Walts ve Joachim - tpk senin benim gibi
grnyorlard.
Sizdeki buklelerle ok daha gzel grnrlerdi! dedi He
len. Mesele u, gzellii hedefleyecek misiniz yoksa hedefle
meyecek misiniz?
Temizlik! dedi Clarissa, Bir erkein temiz grnmesini
islerim !
Temizlikten kastettiiniz aslnda iyi biilmi giysiler," dedi
Helen.
nsann bir beyefendiyi tanmasn salayan bir ey var,
dedi Clarissa, ama bunun ne olduunu syleyemek zor.
ite, kocam ele aln, bir beyefendiye benziyor mu?
Soru, Clarissa'ya olaand zevksiz grnd. Syleneme
yecek eylerden biri, diyesi geldi. Bir kahkahadan baka vere
cek yant bulamad.
Pekala, her neyse, dedi Rachela dnerek, yarn bana pi
yano alman iin srar ediyorum.
Tavrnda Racheln onu sevmesini salayan o ey vard.
Bayan Dalloway kk bir esnemeyi gizledi, yalnzca burun
delikleri geniledi.
Biliyor musunuz," dedi, mthi uykum geldi. Deniz hava
sndan. Galiba ben kaacam.
50

Bay Peppera ait olduunu sand bir ses, tartma srasnda


tizleen, salona doru ilerlemekte olan bir erkek sesi, ona teh
likeyi haber verdi.
iyi geceler - iyi geceler! dedi. A h, yolu biliyorum - deni
zin durgun olmas iin dua edin! yi geceler!"
Esnemenin imgesi, onun esneyii gibi olmalyd. Dudaklar
n sarktmak, tm giysilerini tek bir ipe balymasna yn
halinde yere brakmak ve kollaryla bacaklarn kuetinin ucu
na kadar alabildiine uzatarak gerinmek yerine Bayan Dalloway yalnzca elbisesini saysz frfrlar olan bir sabahlkla de
itirdi; ayaklarn bir battaniyeye sarp dizinin stnde bir ya
z tablasyla oturdu. Bu darack kk kamara imdiden nite
likli bir hanmefendinin soyunma odas olmutu, ilerinde s
vlar olan ieler vard; tablalar, kutular, fralar, ineler vard.
Belli ki varlnn en kk paras bile uygun gerecinden
yoksun deildi. RacheP sarho eden koku havaya yaylmt.
Bylece yerine yerleen Bayan Dallovvay yazmaya balad. M
rekkepli kalem onun ellerinde insann kd okad bir eye
dnyordu; bir kedi yavrusunu sevip gdklarcasna yle
yazd:
Bizi, hayal edebilecein en garip gemiyle giderken kafanda
canlandr, tatlm. Garip olan gemi deil, insanlar. nsan yol
culuk ederken acayip trlerle karlayor. Bunu muazzam e
lenceli bulduumu sylemeliyim. Denizyolu irketinin m
dr var -ad V inrace- nazik, iri yar bir ngiliz, pek konu
muyor - bu tr insanlar bilirsin. Geri kalanlara gelince Punc/'n* eski bir saysndan pe pee km gibiler. Altm
larda kroke oynayan insanlara benziyorlar. Hepsi ne zamandr
bu gemide kapal kalm bilmiyorum -yllardr diyebilirim ama insan kk, apayn bir dnyaya girmi gibi hissediyor;
sanki karaya hi kmamlar ya da yaamlarnda hi olaan
eyler yapmamlar. Edebiyatla uraanlar iin hep sylemi
imdir - tm insanlar iinde geinilmesi en g olanlar onlar.
(* ) Punch: Ingiltere'de 1841 ylnda yaymna balanan haftalk resimli mizah der
gisi - .n.

51

En kts de, O xford ya da Cam bridge veya ona benzer her


hangi bir yer tarafndan yutulup atlak kim selere d nrlm eselerdi bu insanlar da - b i r adam , kars ve y e e n i- geri k a
lan herkes gibi olabilirlerdi gibi geliyor insana. Adam g e re k
ten tatl (b ir de trnaklarn kesse), kadnnsa olduka ho bir
yz var, yalnz, zerindeki giysi patates uval gibi elbette,
salarn da Libertydeki tezgahtar kzlar gibi yapyor. Sanat
tan sz ed iy orlar; akam lan giyinip ku an d m z iin bizi
aalyorlar. Yine de bunu yapmadan edem iyorum ; stm
d e itirm ed en yem ee g itm e k ten se lm eyi y e lerim - sen
yelem ez m iydin? orbad an o k daha fazla nem li bu. (Bu
gibi ey lerin g e n ellik le n em li saylan ey lerd en o k daha
nem li olm as garip. Tenim e yapk flanel giym ektense ba
mn kesilm esini yelerim .) Sonra, gzel, sklgan b ir kz var
-z a v a llc k - keke birisi o k ge olm adan onu ekip karsa.
G zleriyle salar pek gzel, yalnz, o da garipleecek elbette.
G en lerin ufkunu gen iletm ek iin bir d ernek kurm alyz m isyonerlerd en o k daha yararl olur, H ester! Ah, un u tm u
um , Pepper denen ko rku n , k k bir yaratk vr. Kendi de
tpk ad gibi. A nlatlam ayacak kadar nem siz biri; m izac da
b ir acayip, zavallck, iyi terbiye edilm em i b ir tilki-teriyerle
yem ee otu rm ak gibi b ir ey, yalnz insan, kpeine yapt
gibi tarayp zerine pudra serpem iyor. nsanlara kpek gibi
davranam aym za bazen hayflanyorum ! G azetelerden uzak
olm am z byk rah atlk, bylece Richard bu kez gerek bir
tatil yapacak. Ispanya tatil saylm azd...

Seni korkak!" dedi Richard, grbz suretiyle oday nere


deyse doldurarak.
Yemekte grevimi yaptm!" diye haykrd Clarissa.
Yine de Yunan alfabesi uruna yelkenleri suya indirdin."
Ah, canm! Ambrose da kim?
Cambridgede retim yesi olduunu sanyorum; imdi
Londrada yayormu ve klasikleri yayma hazrlyormu."
Hi byle atlak bir topluluk grdn m? Kadn bana ko
casnn bir beyefendiye benzeyip benzemediini sordu!
52

Yemekte sohbeti srdrm ek kesinlikle g t , dedi Richard. Neden o snftan kadnlar erkeklerden ok daha acayip
olur?
Aslnda hi de kt grnm yorlar -y a ln z - yle tuhaflar
ki!"
ikisi de ayn eyleri dnerek gld, bylece izlenimlerini
karlatrmalarna gerek kalmad.
G rdm kadaryla, Vinracee syleyecek epey szm
olacak, dedi Richard. Suton ve btn o topluluu tanyor.
Bana kuzeyde gemi yapmclnn koullan hakknda ok ey
anlatabilir.
Ah, buna memnun oldum. Erkekler her zaman kadnlar
dan ok daha iyi oluyorlar.
insann kesinlikle her zaman bir erkee syleyecek bir eyi
oluyor, dedi Richard. Ama ok gemeden bebekler hakknda
ene almaya balayacanzdan kukum yok, Clarice.
ocuklar m var? Nedense yleymi gibi grnm yor.
ki tane. Bir olan, bir kz.
Bir kskanlk sancs Bayan D allow ayin yreini delip
geti.
Bir olumuz olmal, Dick, dedi.
Gzel Tanrm, gen erkekler iin artk ne frsatlar v ar! de
di Dallovvay, konumas onu dnm eye itmiti. Herhalde
Pittten bu yana bu kadar iyi bir al olmamt.
Kahraman da sensin! dedi Clarissa.
insanlarn nderi olm ak , diye kon utu Richard kendi
kendine. Gzel bir meslek bu. Tanrm - ne meslek!
Gs, yeleinin almda yavaa kabard.
Biliyor m usun, Dick, ngiltereyi dnm eden edem iyo
rum , dedi kars dnceli bir tavrla, ban onun gsne
yaslayarak. Bu gemide olmak sanki daha da canl hale getiri
yor - ngiliz olmann gereklen ne demek olduunu. nsan,
tm yaptklarmz dnyor, donanm am z, Hindistandaki
ve Afrikadaki insanlar, yzyllar yzyllar kovalarken kk
tara kylerinden delikanllar dar yollayarak nasl devam
etliimizi - ve senin gibi adamlar, Dick; bunlar dnnce
53

insan adeta Ingiliz olm am aya katlanamayacan hissediyor!


Kamaramn stnde yanan * dn, Dick! Daha imdi
gvertede dururken grr gibi oldum. Londra deyince o akla
geliyor.
Sreklilik, dedi Richard, zl bir sz sylercesine. Kars
konuurken, krallarn krallar, babakanlarn babakanlar, ya
salarn yasalar izledii Ingiliz tarihinin bir hayali onu etkisi
altna almt. Lord Salisburyden Alfrede istikrarl bir biimde
uzanan ve alp bireyler, yerkrenin yaanabilir blgelerin
den dev kleler yakalayarak bir kement gibi aama aama ka
panan muhafazakr siyaset silsilesini aklndan geirdi.
Uzun zaman ald, ama neredeyse hallettik, dedi; geriye
birlemek kald.
Bu insanlar ise bunu grmyorlar! diye bard Clarissa.
Dnyay oluturmak iin btn trler gerekli, dedi koca
s. Muhalefet olmasayd hkmet de hibir zaman olmazd.
Dick, sen benden daha iyisin, dedi Clarissa. Sen epeev
re gryorsun, bense yalnzca uray gryorum. Kocasnn
elinin tersindeki bir noktaya bastrd. .
Yemekte aklamaya altm gibi, bu benim iim.
Sende houma giden u ki, Dick," diye szlerini srdrd
Clarissa, hep aynsn, bense deiken ruh durumlar olan bir
yaratm.
Ne olursa olsun, gzel bir yaratksn, dedi Richard, ona
daha derin gzlerle bakarak.
Byle dnyorsun, yle mi? O halde p beni.
Kocas onu tutkuyla pt, yle ki yarm kalan mektubu ka
yp yere dt. Richard, mektubu alp izin istemeden okudu.
Kalemin nerede? dedi ve kk, erkeksi elyazsyla ekledi:
R.D. diyor ki: C larice sana yem ekte fazlasyla gzel grnd
n ve b ir gnl fethederek Yunan alfabesini renm e y
km lln stlendiini anlatm ay allam . Frsattan yarar
lanarak unu ekleyeceim , bu uzak yerlerde ikim iz de eleni
yoruz; tek zntm z, retici olm ay vaat eden bu seyahati
(*) Parlamenlonun toplandm iaret eden k - .n.

54

t m y le e le n c e li de k la c a k d o s tla rm z n (y a n i s e n in le
Jo h n m ) aram zda olm ay...

Koridorun sonundan sesler duyuldu. Bayan Ambrose alak


sesle konuuyordu; William Pepper o belirgin ve eki sesiyle
yle diyordu, Bu, aka hi yaknlk duymadm fark etti
im trden bir hanmefendi. O -"
Ama hkmden ne Richard yararland ne de Clarissa, n
k kulak misafiri olacaklar belli olur olmaz Richard bir kd
hrdatt.
ou kez merak ediyorum, diye dncelere dald Claris
sa yatakta, her yere gtrd kk beyaz Pascal cildinin ba
nda, Richardm benden stn olduu gibi, ahlak bakmn
dan kendinden stn olan bir erkekle yaamak bir kadn iin
gereklen iyi mi acaba? Bu, insan yle baml klyor ki. Ga
liba annemin ve onun kuandan kadnlarn sa'ya hissettik
lerini ben ona kar hissediyorum. Bu da tam tamna insann
bir ey olmakszn edemeyeceini gsteriyor. Sonra her za
manki gibi derin ve tazeleyici bir uykuya dald; ne var ki koca
man Yunan harflerinin odada gezindii acayip ryalar onu zi
yaret edince uyand; nerede bulunduunu ve Yunan harfleri
nin birka metre tede uzanm uyuyan gerek insanlar oldu
unu hatrlaynca kendi kendine gld. Ardndan darda,
ayn altnda alkalanan karanlk denizi dnerek rperdi; ko
casn ve dierlerini yol arkadalar olarak dnd. Aslnda
ryalar onunla snrl deillerdi, bir beyinden tekine gidiyor
lard. O gece hepsi ryasnda birbirini grd, aralarndaki du
varlarn ne denli ince olduu ve hepsinin okyanusun ortasn
da yan yana oturup birbirlerinin yznn her ayrntsn gr
mek, birbirlerinin her dediini-iitmek zere ne kadar tuhaf
bir biimde yeryznden koparlm bulunduu dnlnce,
byle olmas doald.

55

IV. Blm

Erlesi sabah Clarssa herkesten nce kalkt. Giyinip gverteye


km, sakin bir sabahn taze havasn soluyarak gemiyi ikinci
kez geziyordu ki, dosdoru kamarot Bay Gricem zayf bedeni
ne toslad. zr diledi; ayn zamanda ondan kendisini aydn
latmasn istedi: u parlak, pirinten yaplm, tepesi yan cam
sehpalar ne olabilirdi? Merak edip duruyor, ne olduklarn
kestiremiyordu. Bay Grice aklamasn bitirdiinde Clarissa
cokuyla haykrd:
Dnyorum da gemici olmak gerekten dnyadaki en
gzel ey olm al!
Gemicilik hakknda ne biliyorsunuz ki? dedi Bay Grice,
tuhaf bir tavrla parlayarak. Balayn. Ingilterede yetimi
herhangi bir erkek ya da kadn deniz hakknda ne bilir ki? Bil
diklerini ileri srerler; ama bilmezler.
Konumasndaki aclk, ardndan gelecek olanlarn belirti
siydi. Bay Grice onu kendi kald yere gtrd; pirin kapla
ma bir masann kenarnda otururken, giderek incelen beyaz
bedeni, zayf, dikkatli yzyle tuhaf bir marty andran Bayan
Dalloway, banaz bir adamn tiradn dinlemek zorunda kald.
ncelikle, dnyann ne kadar kk bir blmnn karadan
olutuunu fark etmi miydi? Karayla karlatrldnda de
56

nizin ne denli huzurlu, ne denli gzel, ne denli mfik oldu


unu? Yeryzndeki hayvanlarn tm yarn vebadan lse,
derin sular Avrupay tek bana geindirebilirdi. Bay G rice,
dnyann en zengin kentinde grd korkun grntleri
anmsyordu - bir bardak yal orba almak iin saatlerce kuy
rukta dikilen erkeklerle kadnlar. Burada, aalarda yakalan
may bekleyen, yakalanmak iin yalvaran gzel etleri dn
dm. Tam anlamyla Protestan saylmam, Katolik de deilim,
ama papalk gnlerinin geri gelmesi iin neredeyse dua edebi
lirdim - orular nedeniyle."
Konuurken ekmeceleri ayor, kk cam kavanozlar
karp duruyordu. Koca okyanusun ona balad hazineler
ite buradayd - yeilimsi svlar iinde solgun balklar, zlf
leri dalgalanan deniz anas topaklar, kafalannda klar olan
balklar, bunlar yle derinlerde yayorlard ki.
Kemikler arasnda yzerek gezinmilerdir, diyerek iini
ekti Clarissa.
Shakespearei dnyorsunuz, dedi Bay Grice; kitaplarn
dzgnce sralanm olduu bir raftan bir cildi alarak vugulu,
genizden gelen bir sesle okudu:
Tam be kula derinde yatyor babanz,*
Byk bir adam, Shakespeare, dedi, cildi yerine koyarken.
Onun byle demesi Clarissann ok houna gitti.
En sevdiiniz oyun hangisi? Acaba benimkiyle ayn m ?
Beinci Henry, dedi Bay Grice.
ok sevindim ! diye haykrd Clarissa. Ayn!
Hamlet, Bay Grice iin fazla iednk denebilecek bir eydi,
sonelerse fazla tutkulu; Beinci Henry ona gre bir Ingiliz be
yefendisi rneiydi. Ama onun gzde okumalar Huxley, Her
bert Spencer ve Henry George'du; Emersonla Thom as Hardyi
ise gevemek iin okuyordu. ngilterenin o gnk durumu
hakkndaki grlerini Bayan Dallowaye bildirdii srada kah
valt zili yle buyurgan bir tonla ald ki. Bayan Dalloway tek
(*) Bay Grice, Shakespearein Frtna adl oyunundan Ariel'n arksnn ilk dize
sini okuyor - .n.

57

rar gelip deniz yosunlarna bakacana sz vererek kendini


kurtarmak zorunda kald.
nceki gece ona o kadar acayip grnen topluluk, oktan
masann evresinde toplanmt, hl uykunun etkisindeydiler, dolaysyla pek konukan deillerdi, ama onun ieri girii
hepsinin iini taze bir esinti gibi titretti.
Hayatmn en ilgi ekici konumasn yaptm!" dedi, Willoughbynin yanndaki sandalyeye otururken. Adamlarnzdan
birinin bir filozof ve ozan olduunun farknda msnz?
ok ilgi ekici biri - hep sylerim, dedi Willoughby, sz
edilen kiinin Bay Grice olduunu ayrt ederek. Her ne kadar
Rachel onu canskc bulsa da."
Hava akmlarndan sz ettii zaman canskc oluyor," dedi
Rachel. Gzleri uykuyla doluydu, ama Bayan Dalloway ona
hl harika grnyordu.
Canskc biriyle henz hi karlamadm!" dedi Clarissa.
Bense dnyann onlarla dolu olduunu syleyebilirim !"
dedi Helen. Ama gn nda prldayan gzellii szlerindeki
aksilii alp gtrd.
Bunun, birisi hakknda sylenebilecek belki de en kt ey
olduuna katlyorum, dedi Clarissa. Bir katil bile canskc
birine yelenir! diye ekledi, o her zamanki, derin bir ey sy
lyormu havasyla, insan bir katilden holanacan hayal
edebilir. Ayns kpekler iin de sz konusu. Baz kpekler
mthi canskcdr, zavallcklar.
Rastlant eseri Richard, Rachelm yannda oturuyordu. Rac
hel onun varlnn ve grnnn -iy i biilmi giysilerinin,
hrtl gmlek nnn, evresinde mavi halkalar olan man
etlerinin, kl ulu tertemiz parmaklarnn, sol elinin sere
parmandaki krmz tan- tuhaf bir biimde farkndayd.
Canskc bir kpeimiz vard, yle olduunu da biliyor
du, dedi serinkanl, rahat tonlarda ona hitap ederek. Skye
teriyeriydi, tylerinin altndan kk ayaklan ey gibi - trtl
gibi -hayr, kanepe gibi dem eliyim - kan u uzun veletler
den. Neyse, o sralarda bir kpeimiz daha vard, kapkara, e
vik bir hayvan - galiba Schipperke deniyor onlara. Daha b
58

yk bir zuhk hayal edemezsiniz. Skye yle arkanl, telasz,


kafasn kaldrp dernekteki yal beyefendilerden biri gibi size
bakyor, neredeyse Gereklen bunu demek istemiyorsun, yle
deil mi? diyecek; Schipperke ise bak gibi hzl, itiraf etme
liyim, en ok Skye seviyordum. Onda dokunakl bireyler
vard."
Grne gre yknn hepsi bu kadard.
Ne oldu ona? diye sordu Rachel.
ok zc bir yk," dedi Richard, sesini alaltarak bir el
ma soyarken. Bir gn, karmn arabasnn peinden gitti ve
gaddar bir bisikletli tarafndan inendi.
ld m?" diye sordu Rachel.
Ama Clarissa masann ucundan kulak misafiri olmutu.
Bundan sz etmeyin! diye haykrd. Bugn bile dn
meye dayanamadn bir ey.
Kukusuz, gzlerinde yalar vard?
Evcil hayvanlarn ac yan da bu, dedi Bay Dalloway; l
yorlar. Hatrlayabildiim kadaryla ilk kez, bir fndk faresinin
lmyle kederlendim. Ne yazk ki stne oturmutum. Yine
de bu, insann daha az zlmesini salamyor. Samuel Johnsonn stne oturduu rdek burada yatyor, ha? Yama gre
iriydim.
Sonra kanaryalarmz vard, diye szlerini srdrd, bir
ift halkal kumru, bir maki ve bir keresinde de bir krlang.
Tarada m oturuyordunuz? diye sordu Rachel.
Yln alt aynda tarada otururduk. Biz derken, drt abla
m, erkek kardeimi ve kendimi kastediyorum. Byk bir aile
den gelmek gibisi yoktur. zellikle ablalar tatldr.
Dick, korkun martlmsn! diye haykrd Clarissa, ma
sann karsndan.
Hayr, hayr. Deerimi bilmiler, dedi Richard.
Racheln dilinin ucunda baka sorular vard; daha dorusu,
szcklere nasl dkebilecei hakknda en ufak bir fikrinin ol
mad tek bir dev soru. Konuma, buna izin vermeyecek ka
dar havadan sudan ilerliyordu.
Ltfen anlatn bana her eyi. Sylemek isledii buydu.
59

Richard kck bir atla aralam, artc hazineler gs


termiti. Byle bir adamn onunla konumaya istekli olmas
ona inanlmaz geliyordu. Ablalan ve evcil hayvanlar vard; bir
zamanlar tarada oturmutu. Rachel, ayn kartrdka ka
rtrd; fincanda yzp yzp kmelenen baloncuklar ona zi
hinlerinin birlemesi gibi grnyordu.
Konuma, bu arada hzn alp onu geride brakmt; Richard akac bir ses tonuyla aniden, Eminim Bayan Vinracein
gizliden gizliye Katoliklie eilimi vardr, dediinde, ne yant
verecei hakknda hibir fikri yoktu; birden irkilince Helen
kendini tutamayp gld.
Kahvalt sona ermiti; Bayan Dallovvay ayaa kalkyordu.
Hep dinin bcek koleksiyonu yapmaya benzediini dn
mmdr, dedi, Helenla birlikte merdivenleri karken tar
tmay toparlayarak. Biri kara bceklere tutkundur; teki de
ildir; bu konuda mnakaa etmenin yarar yok. Peki sizin ka
ra bceiniz nedir?
Galiba ocuklarm, dedi Helen.
Ah - o baka," diye mrldand Clarissa. Anlatn bana. O
lunuz var, deil mi? Onlar arkada brakmak ne berbat bir
ey!
Sanki bir glcn zerine mavi bir glge dmt, ikisi
nin de baklar derinleti; sesleri daha bir candan oldu.
Rachel, kendini onlarn dnyasnn dnda ve annesiz his
setmesine neden olan bu ansl ve evli kadnlara ierlemiti;
gverteyi admlamaya baladklarnda onlara katlmak yerine
arkasn dnp anszn yanlarndan ayrld. Odasnn kapsn
arparak kapatp m ziini kard. Hepsi eski m ziklerdi
-Bach ve Beethoven, Mozart ve Purcell- sayfalar sararm, ka
barmt. dakika iinde, ok g, ok klasik bir la fge da
lp gitti; yz acayip, uzak, duygusuz bir ifade ald, tam bir
kendini kaprmlk ve kaygl tatmin ifadesi. Kh tkezliyor,
kh bocalayp ayn ly st ste iki kez almak zorunda ka
lyordu; ama sanki grnmez bir ip notalar birbirine balyor,
buradan da bir ekil, bir yap ortaya kyordu. Biraraya gel
diklerinde btn bu seslerin nasl durmas gerektiini bulmak
60

gereklen zor olduundan, bu ie kendini yle kaptrm, lm


yetilerini yle toplamt ki, kapnn vurulduunu hi duyma
d. Kap patavatszca ald; Bayan Dallovvay odaya girip dur
du, ak brakt kapnn aralnda gvenenin beyazyla de
nizin mavisi bir erit halinde belirdi. Bach fgnn ekli yere
dp paraland.
Blm em e izin verm e, diye yalvard C larissa. aldn
duydum; kar koyamadm. Bacha baylrm!
Rachel kpkrmz kesilerek parmaklarn kucanda oynatt.
Mahcup bir tavrla ayaa kalku.
Fazlasyla g , dedi.
Ama gerekten muhteem alyordun! Darda bekleme
liydim.
Hayr, dedi Rachel.
Cowperm Mektuplan'm ve Uultulu Tepeler'i koltuun ze
rinden aaya kaydrarak Clarissay oraya oturmaya davet etti.
Ne sevimli, kk bir o d a! dedi Clarissa, etrafa baknarak.
Ah, Cowperm Mektuplar! Hi okumadm. Gzel m i?
Olduka skc, dedi Rachel.
Mthi bir yazarm, deil mi? dedi Clarissa; -in san bu
tr eyleri seviyorsa- cmlelerini perdahlay falan. Uultulu
Tepeleri Ah bu benim alanma daha ok giriyor. Bronteler ol
makszn gereklen var olamazdm! Sen de onlar sevmez mi
sin? Yine de, her ey gz nnde bulundurulduunda, Jan e
Austen olmadan yaamaktansa onlarsz yaamay yelerim.
Yzeysel ve geliigzel konumakla birlikte tavr srad bir
canayaknl ve dost olm a arzusunu iletiyordu.
Jane Austen mi? Jan e Austeni sevm em , dedi Rachel.
Seni can avar! diye inledi Clarissa. Seni ancak kl pay ba
layabilirim. Syle bana, neden?"
ok - o k - hm m , smsk bir sa gsne benziyor," diye
bocaladt Rachel.
Ah - ne demek istediini anlyorum. Ama buna katlmyo
rum. Yan ilerleyince sen de katlmayacaksn. Senin yanday
ken yalnzca Shelleyi severdim. Bahede onu okuyup hkra
hkra aladm hatrlayabiliyorum.
61

G ecem izin glgesinden y kseklere szld,


H asel ve iftira ve n efret ve ac -

hatrladn m?
O na dokunam az ve bir daha zulm edem ez
Dnyann ar lekesinin siray etin d en .*

Ne ahane! - yine de, ne sam a! Tasaszca odada evresine


baknd. Hep, nemli olann lmek deil yaam ak olduunu
dnmmdr. Hayatnn her gnn stunlar dolusu say
y toplamakla geiren, tapnd yal bir buldogla masann
ucunda oturan kk, kasvetli karsnn bulunduu Brixtondaki kkne trs trs dnen, iki haftalna Magatee gi
den, yal, sevimsiz bir borsa simsarna gereklen sayg duya
rm -bunun gibi ynla insan tandmdan emin olabilirsinpekala, onlar bana gerekten, srf dahi olduklar ve gen l
dkleri iin herkesin tapnd ozanlardan daha soylu geliyor
lar. Ama senin bana katlman beklemiyorum!
Rachel'n omzunu skt.
Hm-m -m -" alntlamaya devam etti
nsanlarn yanllkla keyif dedii huzursuzluk -

benim yama geldiinde dnyann keyifli eylerle tka basa


dolu olduunu greceksin. Bence genler bu konuda yle yan
l eyler yapyorlar ki - kendilerine mutlu olma izni vermeye
rek. Bazen nemli olan tek eyin mutluluk olduunu dn
yorum. Seni bunu syleyebilecek kadar iyi tanmyorum, ama
biraz eye eilimin olduunu tahmin edebilirim - insan gen
ve ekiciyken -syleyeceim u n u !- her ey insann ayaklar
altndadr. Clarissa, yalnzca modas gemi birka kitap ve
Bach deil, der gibi etrafa baknd.
Sorular sormak iin can atyorum," diye devam etli. yle
ok ilgimi ekiyorsun ki. Haddimi aarsam kulama yumruu
patlatmaksn.
( * ) Bayan Dallovvay, Shelley'nin Adonais'inin krknc blmnden, dizelerin sra
sn deitirerek alnt yapyor - .n.

62

Ben de - ben de sorular sormak istiyorum, dedi Rachel,


bunu yle ciddi syledi ki Bayan Dalloway glmsemesini
bastrmak zorunda kald.
Yrmemizin sakncas var m? dedi. Hava yle nefis ki."
Kapy kapatp gvertede dururlarken havay bir yar at gi
bi koklad.
Hayatla olmak gzel deil m i? diye haykrarak Racheln
koluna girdi.
Bak, bak! Harikulade!
Portekiz sahilleri gzden kaybolmaya balyordu; ama ok
uzakta da olsa kara yine karayd. Tepelerin kvrmlarna ser
pitirilmi kk kasabalar, hayal meyal ykselen duman
ayrt edebiliyorlard. Arkalarndaki ulu m or dalarla karlat
rldnda kasabalar pek minik grnyordu.
Bununla birlikle, dorusu, dedi Clarissa baktktan sonra,
manzaralar sevmem. nsanca olmaktan ok uzaklar. Yr
meye devam etliler.
Ne tuhaf!" diye srdrd szlerini, iinden geldii gibi.
Dn bu -zamanlarda birbirimizle hi karlamamtk. Ben
ptelde, modas gemi kk bir odada, toparlanyordum. Bir
birimiz hakknda kesinlikle hibir ey bilmiyoruz yine d e sanki seni tanyormuum gibi hissediyorum!
ocuklarnz var - kocanz Parlamentodayd?
Hi okula gitmedin ve eyde yayorsun-?
Halalarmla birlikte Richmondda.
Richmondda m ?
Anlayacanz, halalarm park seviyor. Sessizlikten hola
nyorlar.
Sense holanmyorsun! Anladm! Clarissa gld.
Parkta tek bama yrmeyi seviyorum; am a - kpeklerle
deil, diye bilirdi szn.
Evet; baz insanlar da kpektir, yle deil m i? dedi Claris
sa, bir srr tahmin etm i gibi. Ama herkes deil - ah hayr,
hepsi deil.
Hepsi deil, dedi Rachel ve sustu.
Seni tek bana yrrken az ok hayal edebiliyorum, dedi
63

Clarissa; ve dnrken -k en d in e ait kk bir dnyada.


Ama bunun tadn nasl da karacaksn- bir gn!
Bir erkekle yrmenin tadn karacam - bunu mu de
mek istiyorsunuz? dedi Rachel, iri, sorgulayan gzleriyle Ba
yan Dallowaye bakarak.
zellikle bir erkei dnmyordum, dedi Clarissa. Ama
olacak.
Hayr. Ben hi evlenmeyeceim, dedi Rachel kararllkla.
Ben olsam bundan o kadar emin olmazdm, dedi Clarissa.
Yan yan bakmas, Rachela, anlalmaz bir biimde komiine
gitse de onu ekici bulduunu anlatt.
nsanlar neden evlenir?" diye sordu Rachel.
te kefedecein ey bu, diye gld Clarissa.
Rachel onun baklarn takip ettiinde gzlerinin bir saniye
iin Richard Dalloway'in grbz suretine takldn fark etti;
o izmesinin tabannda kibrit akmakla urarken, W illo
ughby grne baklrsa her ikisini de ok ilgilendiren bir e
yi aklamaktayd.
Hibir eye benzemez, diye sonlandrd szlerini Clarissa.
Haydi, bana Ambroselardan sz et. Yoksa ok mu fazla soru
soruyorum?
Sizi rahata konuulabilecek biri olarak gryorum," dedi
Rachel.
Bununla birlikle, Ambroselarn ksa tasviri biraz batansavmayd ve Bay Ambroseun onun days olduu gerei dnda
pek az ey ieriyordu.
"Annenin aabeyi m i?
Bir ad artk kullanlmamaya baladnda, en kk deinme
bile bireyleri belli eder. Bayan Dalloway szlerini srdrd:
Sen annene mi benziyorsun7
Hayr, o farklyd, dedi Rachel.
Hi kimseye anlatmad eyleri Bayan Dallowaye anlatmak
iin youn bir arzuya kaplmt bu ana kadar kendisinin de
farkna varmad eyleri.
Yalnzm, diye balad. sterdim k i- Ne istediini bilmi
yordu, bu yzden cmleyi bitiremedi; ama duda titredi.
64

Ama arlalan, Bayan Dalloway szckler olmadan da anla


yabiliyordu.
Biliyorum," dedi, bir kolunu Rachelm omzuna dolayarak.
Senin yandayken ben de islerdim. Richardla karlaana ka
dar kimse anlamad. O bana istediim her eyi verdi. Yan er
kek yar kadndr. Gzleri, parmaklklara yaslanm hl ko
numakla olan Bay Dallowayin zerinde durdu. Bunu onun
kars olduum iin sylediimi sanma - onun halalarn ba
ka herkesinkilerden daha aka gryorum. nsann birlikle
yaad kiiden istedii, onu olabilecei en iyi dunm da tut
masdr. Bu kadar mutlu olmak iin ne yaptm sk sk merak
ediyorum ! dedi cokuyla; bir gzya yanandan aa szl
d. Gzyan sildi, RachePm elini tutup skarak bard:
Hayat ne kadar gzel!" O anda, gne dalgalarn zerinde,
Bayan Dalloway'in eli onun kolunda, taze melteme kar du
rurlarken, daha nce adsz olan yaam gerekten de alabildii
ne harika ve gerek olamayacak kadar gzel grnd.
Burada yanlarndan Helen geti; Rachel grece yabanc bi
riyle kol kola, heyecan iinde grmek komiine gitti, ayn za
manda biraz da sinirine dokundu. Ama Willoughby ile ok il
gi ekici bir sohbetin tadn karm ve sokulgan bir ruh ha
linde olan Richard hemen onlara katld.
Panamama dikkatle bakn, dedi, apkasnn siperliine
dokunarak. Havay gzel olmaya ikna etmek iin uygun bir
balkla ne kadar ok ey yaplabileceinin farknda msnz,
Bayan Vinrace? Bugnn scak bir yaz gn olduuna karar
verdim; sizi uyaryorum, syleyeceiniz hibir ey beni sars
mayacaktr. Bu yzden, oturacam. Size de beni rnek alma
nz neririm . Yan yana sralanm sandalye onlar otur
maya davet ediyordu.
Arkasna yaslanan Richard dalgalan inceledi.
ok gzel bir m avi, dedi. Ama bu kadar biraz fazla.
Manzarada eitlilik esastr. Bundan lr, tepeleriniz varsa
nehriniz de olmaldr; nehriniz varsa da tepeleriniz. Benim ka
nm ca dnyad ak i en iyi m an zara, gzel bir g n d e Boars
Hill'den grlen manzaradr - gzel bir gn olmal, dikkatinizi
65

ekerim - Battaniye mi? - Ah, teekkr ederim, canm... Gzel


bir gnde, armlardan da yararlanrsnz - Gemiten."
Konumak m istiyorsun, Dick, yoksa yksek sesle okuya
ym m?"
Clarissa, battaniyelerle birlikte bir kitap alp getirmiti.
kna," diye bildirdi Richard, cildi inceleyerek.
Bayan Vinrace iin, dedi Clarissa. Sevgili Janeimize katlanamyormu.
Bu -iz n in iz le - onu okum am olduunuzdandr, dedi
Richard. O, sahip olduumuz en byk kadn yazar, yeri
doldurulamaz.
En by, diye szlerini srdrd, nedeni de u: Erkek
gibi yazmaya yeltenmiyor. teki kadnlarn hepsi buna yelte
niyor; bu yzden onlar okumuyorum.
rneklerinizi verin, Bayan Vinrace, diye devam etti, parmak
ulann birletirerek. nancmdan dndrlmeye hazrm."
Bekledi, Rachel ise onun bu kmsemesi karsnda hem
cinslerini temize karmak iin bo yere urat.
Ne yazk ki o hakl, dedi Clarissa. Genellikle hakldr alak!
knay getirdim, diye devam etti, nk dierlerinden bi
raz daha az bayat olduunu dndm - bununla birlikte,
D ic k ja n e i ezbere biyomusun gibi yapmann yaran yok, se
ni hep uyuttuu dnlnce!
Yasama zahmetinden sonra, uykuyu hak ediyorum, dedi
Richard.
O toplar kafandan atm alsn, dedi Clarissa, Richardn
gzlerinin hl dnceli bir tavrla dalgalan grmezlikten ge
lerek karay aradn grnce, donanmalar da, imparator
luklar da, herhangi bir eyi de. Byle syleyerek kitab ap
okumaya balad:
Somersetshireda, Kellynch Hallda yaayan Sir Walter Elli
ott, kendini elendirmek iin Baronetlikten baka hibir kitab
eline almayan bir adamd Sir Walter'i bilmez misin? Ora
da, bo zamanlar iin bir megale ve zntl zamanlan iin
bir teselli bulurdu. yi yazyor, deil mi? Orada
Tasasz,
66

nktedan bir sesle okumaya devam etti. Sir V/alterm , kocas


nn zihnini Britanyann toplarndan uzaklatrarak onu zarif,
acayip, en akrak, birazck da gln bir dnyaya ekmesin
de kararlyd. Bir sre sonra, o dnyada gne batmaya balar,
saptamalar yum uar gibi oldu. Rachel bu deiiklie neyin ne
den olduunu grm ek iin ban kaldrp bakt. Richardm
gz kapaklan kapanp alyor, alp kapanyordu. Genizden
gelen yksek sesli bir soluk, onun ank grnlere aldrma
dm, derin uykuda olduunu haber verdi.
Zafer! diye fsldad Clarissa bir cmlenin sonunda. Ans
zn, itiraz edercesine elini kaldrd. Bir denizci kararszca bekli
yordu; Clarissa, kitab Rachela verip iletiyi almak zere sessiz
bir adm att - Bay Grice msait olup olmadn bilmek isti
yordu, v.b. Clarissa onu takip etti. Kimse fark etmeksizin gizli
gizli dolamakta olan Ridley ileri doru bir hamle yapu, durdu,
irenme belirten bir hareketle alma odasna yrd. Uyuyan
siyaseti, Rachelm sorumluluuna terk edildi. Rachel bir cm
le okudu; ona bir bak att. Uyurken, yatan ucunda asl du
ran bir cekete benziyordu; kr krt; artk ileri bacaklarla ve
kollarla doldurulmad halde yenlerle paalar biimlerini ko
ruyordu. Ceketin ya ve durumu hakknda yargda bulunabile
ceiniz en iyi zaman budur. Ona tepeden trnaa bakt, ta ki
Richardm itiraz etmesi gerekiyormu gibi gelene dek.
Belki krk yanda bir adamd; urada, gzlerinin evresinde
izgiler vard, burada, yanaklarnda garip ukurluklar. Hafife
ypranm grnyordu, ama azimliydi ve yaamnn en gzel
agndayd.
Ablalar ve bir fndk faresiyle birka kanarya, diye mrl
dand Rachel, gzlerini ondan hi ayrmadan. Acaba, acaba?
Sustu, eli enesinde, hl ona bakyordu. Arkalarnda bir zil
ald; Richard ban kaldrd. Sonra, gzln kaybetmi bir
miyopun o acayip grnne bir saniye iin brnveren
gzlerini at. Gen bir hanmn karsnda horlam, belki de
hrldam olmann uygunsuzluunu zerinden atmas bir an
srd. nsann uyanp biriyle yalnz braklm olduunu gr
mesi de biraz teditgin ediciydi.
67

Uyukladm galiba, dedi. Herkese ne oldu? Clarissaya?"


Bayan Dallovvay, Bay Gricem balna bakmaya gitti, diye
yantlad Rachel.
Tahmin etmeliydim, dedi Richard. Sk olan bir olay. Ya
siz bu parlak saatten nasl yararlandnz? inancnzdan dnd
nz m?
Galiba tek satr okumadm, dedi Rachel.
Benim de hep bama gelen ey. Bakacak ok fazla ey var.
Ben de doay ok harekete geirici bulurum. En iyi fikirlerim
ak havada gelmitir.
Yrrken m i?
Yrrken - ata binerken - yelken kullanrken - Hayatmn
en nemli sohbetleri Trinilynin kocaman avlusunda gezinirken
gereklemi olmal. Her iki niversitede de bulundum. Baba
mn hevesiydi. Bunun ufkumu genileteceini dnyordu.
Galiba ona katlyorum. Hatrlyorum da -nasl da asrlar n
ceymi gibi geliyor!- imdiki Hindistan Bakamyla gelecekteki
bir devletin temelini kararlatryorduk. ok akll olduumuzu
dnrdk. Olmadmzdan emin deilim. Mutluyduk, Ba
yan Vinrace; gentik - bilgeliin yerini tutan armaanlar.
Yapacanz sylediklerinizi yaptnz m ? diye sordu
Rachel.
Keskin bir soru! Cevabm - Evet ve Hayr. Eer bir yandan
baarmaya giritiklerimi baarmamsam -hangimiz baarm
k i? - dier yandan unu drste syleyebilirim: lkm al
altmadm."
Kararl bir tavrla bir martya bakt, sanki lks kuun ka
natlar zerinde uuyordu.
Peki, dedi Rachel, lknz nedir?
ite orada ok fazla soru sormu olursunuz, Bayan Vinra
ce, dedi Richard akac bir tavrla.
Rachel yalnzca renmek istediini syleyebildi; Richard
ise cevap vermesine yetecek kadar elenmii.
Pekala, nasl yamtlasam? Tek szckle - Birlik. Ama birli
i, toprak birlii, ilerleme birlii. En iyi fikirlerin en byk
alana yaylmas.
68

lngilizler m i?"
Her ey gz nnde bulundurulduunda lngilizlerin pek
ok kiiden daha ak grndn, sicillerinin daha temiz oldu
unu kabul ediyorum . Ama, gzel Tanrm , sakn noksanlan
-k o rk u la n - orta yerimizde yaplan aza alnmaz eyleri grme
diim fikrine kaplmayn! Hibir yanlsamann etkisinde dei
lim. Herhalde pek az insann benden daha az yanlsamas vardr.
Bir fabrikada hi bulundunuz mu. Bayan Vnrace? -H ayr, san
m yorum - bulunmadnz umduumu syleyebilirim.
Racheln yoksul bir caddede pek az yrm l vard;
yrdndeyse hep baba, hizm eti ya da halalar ona elik
etmiti.
Diyecektim ki, evrenizde ne tr eylerin dndn gr
m olsaydnz beni ve benim gibi adamlar siyaseti olmaya
ilen eyin ne olduunu anlardnz. Biraz nce, yapmaya girili
im eyi yapp yapmadm sorm utunuz. Pekala, hayatm
gzden geirdiimde, gurur duyduumu itiraf ettiim bir ger
ek var; Lancashireda birka bin kz - v e onlardan sonra gele
cek olan binlercesi- benim sayemde her gn, annelerinin do
kuma tezgahlarnn banda geirmek zorunda olduu bir sa
ati, ak havada geirebiliyor. stelik, itiraf ederim, bu bana
Keatsle Shelleyi bilmekten daha ok gurur veriyor.
Keatsle Shelleyi bitenlerden biri olmak Rachela ac verme
ye balad. Richard Dalloway'den holanmt; o sndka Rachel da snyordu. Grne baklrsa sylediklerinde ciddiydi.
Hibir ey bilm iyorum !" diye bard Rachel.
Hibir ey bilmemeniz ok daha iyi, dedi Richard, baba
can bir tavrla, hem , kendinize hakszlk ettiinizden emi
nim. ok gzel aldnz sylyorlar; ynla derin kitap
okuduunuzdan da kukum yok.
Byklere zg latifeler artk Rachel durduramazd.
Birlikten sz ediyorsunuz, dedi. Anlamam salamak zo
rundasnz."
Karmn siyasetten konumasna asla izin verm em , dedi
Richard ciddi bir tavrla. Bu nedenle. nsanolunun, yaradl
gerei, hem savap hem de lklerinin olmas olanakszdr.

69

Eer ben lklerimi koruyabildiysem, ki byk lde koru


duumu syleyebildiim iin krediyorum, akam olunca
eve, kanmn yanma gidebilmemden ve onu, gnn ziyaret
lerle geirmi olarak bulabilmemden trdr, mzikle, o
cuklarla oynamakla, ev ileriyle - aklnza ne gelirse; yanlsa
malar yok edilmemitir. Karm bana devam etme cesareti ve
rir. Kamu hayatnn gerilimi ok fazladr, diye ekledi.
Bu, Richardm, insanolunun hizmetinde her gn en gzel
altnlarn birazyla daha vedalaan, ypranm bir aziz gibi g
rnmesine neden oldu.
Byle bir eyi, diye bard Rachel, nasl yaptklarn d
nemiyorum!
Aklayn, Bayan Vinrace, dedi Richard. Bu, zmek iste
diim bir mesele."
Nezaketi hakikiydi; byle deerli, yetke sahibi bir adamla
konumak yreini arptrd halde Rachel onun kendisine
tand frsat kullanmaya karar verdi.
Bana yle geliyor, diye balad, titrek kiisel hayallerini
nce anmsamak sonra da aklamak iin elinden gelenin en
iyisini yaparak.
Bir yerlerde, varsayalm Leedsin varolarnda, odasnn
iinde dul, yal bir kadn var.
Richard, dul kadn kabul ettiini gstermek zere ban
edi.
Londrada hayatnz konumakla, bireyler yazmakla, yasa
taanlarn geirmekle, doal grneni zlemekle geiriyorsu
nuz. Btn bunlarn sonucunda dul kadn, dolabna gidip bi
raz daha fazla ay, birka kesme eker ya da biraz daha az ay
ve bir gazete buluyor. lkenin her yannda dul kadnlar bunu
yapyor, kabul ediyorum. Yine de, bir de dul kadnn zihni var
- duygulanmlar; sizin dokunmadan braktklarnz. Ama siz
de kendinizinkileri harcyorsunuz.
Dul kadn gidip dolabn tamtakr bulursa, diye cevap ver
di Richard, tinsel durumunun etkileneceini kabul edebiliriz.
Kendine zg faziletleri olan felsefenizde kusur bulmama izin
verirseniz, Bayan Vinrace, insann bir odacklar topluluu de
70

il, canl bir varlk olduunu iaret ederdim. Hayalgc, Ba


yan Vinrace; hayalgcnz kullann; siz gen Liberallerin
baarszla uradnz yer buras. Dnyay bir btn olarak
kavrayn. imdi, szn ettiiniz ikinci noktaya gelelim; gen
kuan yararna ileri dzene sokmaya almakla daha yk
sek yeteneklerimi harcadm sylediniz; sizinle kesinlikle ay
n fikirde deilim. Daha yce bir am a hayal edemiyorum tm paralorlukun vatanda olm ak. u ekilde bakn, Bayan
Vinrace; devleti karmak bir makine olarak hayal edin; biz
yurttalarsa o makinenin paralaryz; bazlar daha nemli g
revleri yerine getirir; dierleri (belki ben de onlardan biriyim)
dzenein, halkn gznden saklanan gizli birtakm paralar
arasnda balant kurmaya yarar yalnzca. Ama en nemsiz vi
da bile grevinde baarsz olursa, btnn doru dzgn a
lmas tehlikeye girer.
Penceresinden dar bakan, konuacak birinin zlemini e
ken, kara kuru dul bir kadn imgesini, tpk insann Gney
Kensingtonda grdklerine benzer, gm leyen, gmleyen ve
gmleyet dev bir makine imgesiyle bir araya getirmek olanak.szd. letiim giriimi baarszla uramt.
. Grne gre birbirimizi anlamyoruz, dedi Rachel.
Sizi ok kzdracak bir ey syleyeyim m i?" diye yantlad
Richard.
Kzdrmayacaktr," dedi Rachel.
Pekala yleyse; siyaset igds diyebileceim ey hibir
kadnda yoktur. ok byk erdem leriniz var; bunu kabul
eden ilk kii, yle umuyorum ki, benim; am a devlet adaml
yla kastedilenin ne olduunu grmeyi bile baaran bir kad
na hi rastlamadm. Sizi daha da kzdracam. yle bir kadna
asla rasllamamay um anm . imdi, Bayan Vinrace, m r boyu
dman m yz?
Kibir, gerginlik ve delici bir anlalma arzusu onu bir giri
imde daha bulunmaya zorlad.
Caddelerin altnda, lamlarda, elektrik tellerinde, telefon
larda canl bir ey var; demek istediiniz bu m u? p arabalar
gibi eylerde, yollan onaran adamlarda? Londrada dolarken
71

ve bir musluu atnzda su geldii zaman hep bunu mu his


sediyorsunuz?
Kesinlikle, dedi Richard. Anladm kadaryla, modern
toplumun btnnn, ibirliine dayanan aba zerinde temellendirildiini sylemek isliyorsunuz. Keke daha ok insan
bunun farkna varsa, Bayan Vinrace, sizin u kiralk odalardaki
yapayalnz yal dul kadnlarnzn says daha az olurdu!
Rachel dnd.
Siz Liberal misiniz yoksa Muhafazakr msnz? diye sordu.
Kolaylk salamas bakmndan kendime Muhafazakr di
yorum, dedi Richard glmseyerek. Ama iki partinin ortak
yanlan insanlann genellikle kabul elliinden daha oktur."
Bir duraklama oldu; Rachel asndan bunun nedeni, syle
yecek eylerin yokluu deildi; her zamanki gibi syleyecekle
rini syleyemiyordu ve konuma sresinin byk olaslkla
tkenmekte olduu gerei kafasn daha da kartryordu.
Aklna sama, karmakark fikirler taklyordu - insan yete
rince geriye giderse belki de her ey anlalr olurdu; her ey
ortak t; nk Richm ond High C addesindeki tarlalarda
otlayan mamutlar kaldtnm talarna, kurdelelerle dolu kutula
ra ve onun halalarna dnmlerdi.
ocukluunuzda tarada yaadnz m sylemitiniz?
diye sordu.
Tavrlar ona in celikten yoksun gelm ekle b irlikte, Richardn gururu okanmt. lgisinin hakiki olduundan ku
ku duyulamazd.
Syledim," diye glmsedi.
Peki ne oldu? diye sordu Rachel. Yoksa ok mu soru so
ruyorum?"
Emin olun, gururum okanyor. Ama -b ir bakaym- ne ol
du? Pekala, binicilik, dersler, ablalar. Hatrlyorum da, trl
trl acayip eyin olduu byl bir p yn vard. Ne ga
rip, ocuklarn zerinde neler etki brakyor! Orann grn
mn bugn bile hatrlarm. ocuklarn mutlu olduunu d
nmek yanlgdr. yle deillerdir; mutsuzlardr. Hibir za
man ocukken ektiim kadar ac ekmedim.
72

N eden? diye sordu Rachel.


Babamla iyi geinemezdim, dedi Richard ksaca. ok be
cerikli ama zor bir adamd. Neyse - bu, insan ayn gnah ip
lememeye kararl klyor. ocuklar adaletsizlii asla unutmaz
lar. Yetikin insanlarn umursad ynla eyi affederler; ama
o gnah, balanamaz gnahtr. u da var ki - baa klmas
g bir ocuklum herhalde; am a vermeye hazr olduklarm
dndke! Hayr, bana kar ilenen gnahlar benim ile
diklerimden oktu. Ardndan okula gittim, epey de baarly
dm; sonra, dediim gibi, babam beni her iki niversiteye de
gnderdi... Biliyor musunuz, Bayan Vinrace, beni dndr
dnz. H er eye ramen insan birine kendi hayat hakknda
ne kadar az ey anlatabiliyor! Ben burada oturuyorum ; siz ora
da oturuyorsunuz; ikimiz de, hi kukum yok, birbirinden ilgi
ekici deneyim lerle, fikirlerle, duygularla dopdoluyuz; ama
nasl iletiim kuracaz? Size anlattklarm, karlatnz tm
ikinci ahslarn anlatabilecei eylerdi.

Ben yle dnmyorum, dedi Rachel. nemli olan ey


ler deil, onlar syleme biimidir, yle deil mi?"
Doru, dedi Richard. Tmyle doru. Duraklad. Geri
dnp hayatm gzden geirdiimde -k rk iki yandaymgze arpan byk gerekler neler? Bana, u ifadeyi kullanabi
lirsem, anlananlar nelerdi? Yoksullarn dertleri ve - (durak
sayarak ne eildi) ak!
Bu szckte sesini alaltmt; bu, Rachel iin gklerin pe
esini kaldran bir szckt.
Gen bir hanmefendiye sylenmesi garip bir ey, diye
szlerini srdrd Richard. Ama bununla ne - ne demek is
tediim hakknda bir fikriniz var m? Hayr; elbette yok. Sz
c geleneksel anlamnda kullanmyorum. Gen erkeklerin
kulland gibi kullanyorum. Kzlar ok cahil braklyor, yle
deil mi? Belki akllcadr -belki-B iliniyor musunuz?"
Sylediklerinin bilincinde deilmi gibi konuuyordu.
Hayr; bilmiyorum, dedi Rachel, neredeyse mrldanr gibi
konuarak.
Sava gemileri, Dick! urada! Bak!
73

Deniz yosunlarnn hepsini takdir ederek Bay Gricetan kur


tulmu olan Clarissa, el kol hareketleriyle onlara doru seirtti.
ki meum gri gemi grmt, suyun altnda kemik kadar
plaktlar; biri tekinin hemen ardndan giderken, avlarn
arayan gzsz hayvanlara benziyorlard. Richardm bilinci der
hal yerine geldi.
Aziz George! diye barp elini gzlerine siper ederek aya
a kalkt.
Bizimkiler mi, Dick? diye sordu Clarissa.
Akdeniz Filosu," diye yantlad Richard.
Euphrosye yavaa bayran alaltyordu. Richard apkas
n kaldrd. Clarissa kaslarak RachePm elini tutup skt.
Sen de Ingiliz olduuna memnun deil m isin! dedi.
Sava gemileri sularn zerine garip bir disiplin ve keder et
kisi savurarak geip gitti; onlar tekrar grnmez olana dek,
kimse birbiriyle doal bir tavrla konuamad. le yemeinde
sohbet hep yiitlik, lm ve ngiliz amirallerin muhteem ni
telikleri zerineydi. Clarissa bir ozandan alntlar yapt, Willoughby bir dierinden. Sava gemilerinde yaamn mthi ol
duu zerinde anlatlar; denizcilerse, insan onlarla.ne zaman
karlarsa karlam, zellikle ok nazik ve yalndlar.
Byle olduundan, Helen denizci bulundurmann ona hay
vanat bahesi bulundurmak kadar yanl geldiini belirttiin
de kimse bundan holanmad; sava alannda lmeye gelince,
artk kesinlikle cesarete vgler yadrmay kesmemizin za
manyd - cesaret hakknda kt iirler yazmay da, diye
sylendi Pepper.
Ama Helen aslnda, sessizce oturan Rachelm neden byle
tuhaf ve kpkrmz olduunu merak ediyordu.

74

V. Blm

Ne var ki, gzlemlerini srdrmesi ya da herhangi bir sonuca


varmas m mkn olmad, nk imdi, denizde ska grlen
kazalardan biri yznden yaamlarnn tm ak tepetaklak
olmutu.
ay saatinde bile zemin, ayaklarnn altnda ykselip yeni
den aalara iniyordu; akam yemeindeyse gemi, bir krba
iniyorm u gibi inleyip geriliyordu. Bir zam anlar sarsnda
palyaolann vals yapabilecei geni srtl bir yk atyken, ot
laktaki bir taya dnvermii. Tabaklar kayarak baklardan
uzaklayordu; kendine yemek alrken patateslerin bir o yana
bir bu yana yuvarlandn gren Bayan Dallovvayin yz bir
ara bembeyaz kesildi. Willoughby elbette gemisinin erdemleri
ni gklere karyor, uzmanlann ve sekin yolcularn gemisi
hakknda sylediklerini aktaryordu, nk sahip olduu ey
leri severdi. Yine de akam yemei huzursuz geti; hanmlar
yalnz kalr kalmaz, Clarissa, yatmasnn daha iyi olacan iti
raf edip cesur bir tavrla glmseyerek gitti.
Ertesi sabah frtna zerlerindeydi ve hibir kibarlk onu yok
sayamazd. Bayan Dalloway odasnda kald. Richard nle
yzleip hepsinde yiite yemek yedi; ama ncde, yada
yzen parlak birtakm kukonmazlar sonunda onu al etti.
75

"Beni yendi, diyerek ekildi.


te yine yalnz kaldk, dedi William Pepper masada ev
resine baknarak; ama kimse onunla sohbe etmeye hazr de
ildi; n sessizlik iinde sona erdi.
Ertesi gn karlatlar - ama uuan yapraklar havada na
sl karlarsa yle. Hasta deillerdi; ama rzgr iddetle on
lar paldr kldr aaya, odalara srkledi. Gvertede so
luklar kesilmi olarak birbirlerinin yanndan getiler; masa
larn bir yanndan te yanna bardlar. Krk ceketler giyi
yorlard; Helen, banda bandanas olmakszn asla ortalkta
grnmyordu. Rahat etm ek iin kam aralarna ekildiler,
ayaklarn smsk basarak gemiyi sarslp savrulmaya brakt
lar duygular, drt nala giden bir atn tad uvaln iindeki
patateslerin duygularyla aynyd. D dnya, iddetli, gri bir
kemeketen ibaretti. ki gn boyunca eski duygularndan t
myle arndlar. Racheln ancak kendini bir dolu frtnasnda
krn tepesinde kalm, tyleri rzgrdan yol yol olmu bir
eek sanacak kadar bilinci vard; ardndan, Atlas Okyanusunun tuzlu borasnn durmakszn geriye bkt kurumu
bir aaca dnt.
te yandan Helen, yal palaya yalpalaya Bayan Dallowayin
kapsna geldi, kapy vurdu, kaplarn arpmas ve rzgrn
darbeleri yznden iitilemedi ve ieri girdi.
Leenler vard, elbette. Bayan Dalloway yar dik halde bir
yastn zerine uzanm t; gzlerini amad. Sonra, Ah,
Dick, sen misin? diye mrldand.
Helen haykrd -nk lavaboya doru savrulmutu- Na
slsnz?"
Clarissa bir gzn at. Bu, ona inanlmayacak kadar sefih
bir grnm verdi. Berbat! dedi soluk solua. Dudaklarnn
ileri beyazd.
Ayaklarn aarak yere salam basan Helen, iinde di fras
olan bir su bardana ampanya dkmeyi becerdi.
ampanya," dedi.
inde di fras var, diye mrldand Clarissa; glmse
mesi, alayan birinin yzn arptmasndan farkszd. ti.
76

ren, diye fsldad leenleri iaret ederek. Nktedanl


nn kalntlar, yznde hl ay gibi oyunlar yapyordu.
Daha ister misiniz? diye haykrd Helen. Konumak yine
Clarissa'nn gcn ayordu. Rzgr gemiyi titreterek yan ya
trd. Solgun straplar, dalgalar halinde Bayan Dallowayi yok
lad. Perdeler rpndka gri klar pudra gibi zerine serpili
yordu. Frtnann kaslmalar arasnda Helen perdeyi tutturdu,
yastktan sallad, yatak rtlerini gerdi, scak bunn deliklerini
ve aln souk esansla rahatlatt.
ok iyisiniz! dedi Clarissa soluk solua. Korkun bir da
nklk!"
Dp yere salm olan beyaz i am arlan iin zr dile
meye alyordu. Bir saniyeliine tek gzn at; odann d
zenli olduunu grd. yi, dedi soluk solua.
Helen onun yanndan aynld; derinlerde, ok derinlerde Ba
yan Dallowayden bir ekilde holandn biliyordu. Onun
canllna ve hastalkla bouurken bile dzenli bir yatak oda
s arzu etmesine sayg duymaktan kendini alamyordu. Bunun
la birlikle, kombinezonu dizlerinin stne kadar syrlmt.
Frtna aniden penesini gevetti. Bu, ay zaman oldu; bo
rann beklenen galeyan lepe noktasna eriir erimez zayfla
yp snd; gemi her zamanki gibi bata ka gitmek yerine is
tikrarl bir biimde ilerlemeye balad. O tekdze dalp kma,
kkreyip yatma dzeni bozulmutu; masadaki herkes ban
kaldrp bakt, ilerinde bireylerin gevediini hissediyorlard.
Gerginlik azalm , insanca duygular yeniden gizli gizli gz
krpmaya balamt, upk bir tnelin sonunda gn gr
nnce olduu gibi.
Benimle bir gezintiye var msn? diye seslendi Ridley, ma
sann kar tarafndaki Rachela.
"A p talca! diye bard H elen, am a sendeleye sendeleye
merdivenden yukar ktlar. Rzgrdan soluklar kesilirken
moralleri anszn dzeldi, nk btn bu gri kemekein
eteklerinde puslu, altn bir benek vard. Bir anda dnya biim
kazand; onlar artk bolukta uuan atom lar deil, denizin
srtnda utkulu bir gemiyi sren insanlard. Rzgr ve uzam
77

srgn edilmiti; dnya bir amar teknesinin iindeki bir el


ma gibi yzmekteydi; insanolunun, balarn koparm olan
zihni de bir kez daha o eski inanlara tutundu.
Srnerek gemiyi iki kez epeevre dolam, rzgrdan
ok sayda sk aplak yemilerdi ki, bir denizcinin yznn
gerekten altn gibi parladm grdler. Baktlar; gnein sar
renkli tam dairesini seyrettiler; bir dakika sonra tutam tutam
bulutlar aprazlamasna szlerek gnein zerinden geti;
sonra gne tamamen gizlendi. Ne var ki ertesi sabah kahvalt
vakti geldiinde gkyz tertemiz olmutu, dalgalar sarp ol
makla birlikte maviydi; hortlaklarn ikamet ettii o tuhaf ye
ralt dnyasn grdkten sonra insanlar her zamankinden da
ha byk bir sevinle demliklerin, ekmek somunlarnn ara
snda yaamaya baladlar.
Ne ki, Richardla Clarissa hl snr blgesindelerdi. Clarissa
dorulup oturmaya kalkmad; kocas ayaklarnn zerinde di
kildi, yeleiyle pantolonunu szd, ban iki yana sallad, sonra
yeniden uzand. Beyninin ii hl kabanp iniyordu, tpk tiyatro
sahnesindeki deniz gibi. Saat drtle uykudan uyandnda, kr
mz pel perdelerle gri tvit pantolon arasnda parlak bir a
yapan gn m grd. Olaan d dnya zihnine szd; giyin
diinde yine bir ngiliz beyefendisi olmutu.
Karsnn yannda ayakta durdu. Clarissa onu ceketinin ya
kasndan tutarak kendine ekip pt; bir dakika boyunca ona
smsk kenetlendi.
Gidip biraz hava al, Dick, dedi. Olduka solgun grn
yorsun... Ne kadar gzel kokuyorsun!.. Ayrca o kadna kar
kibar ol. Bana yle iyi davrand ki.
Hemen ardndan Bayan DaIloway, yamyass olmakla birlikle
hl yenilmezliini srdren yastnn serin tarafn evirdi.
Richard, Heleni, iinde san kekle sade tereyal ekmek olan
iki taban banda, grnmesinin kocasyla konuurken buldu.
ok hasta grnyorsunuz!" diye bard Helen onu g
rnce. Gelip biraz ay iin.
Fincanlarn zerinde dolaan ellerin gzellii Richardn
dikkatini ekti.
78

Kanma ok iyi davrandnz duydum ," dedi. Berbat bir


zam an geirdi. Gelip ona am panya iirm isiniz. Siz de mi
kurtanlanlardan biriydiniz?
Ben mi? Ah, ben yirmi yldr hasta olmadm - deniz tutmas demek istiyorum.
Hep sylerim , iyilemenin aamas vardr, diye araya
girdi Willoughbynin salkl sesi. St aamas, tereyal ek
m ek aamas ve kzarm et aamas. Sizin tereyal ekmek aa
masnda olduunuzu syleyebilirim. Ona taba uzatt.
imdi bol bol ay imenizi salk veririm, sonra da gverte
de hzl bir yry; yemek zaman geldiinde et iin yaygara
koparmaya balam olursunuz, ne dersiniz?" leri dolaysyla
izin isledikten sonra glerek dan kt.
Ne muhteem bir adam !" dedi Richard. Her zaman bireyler yapmaya hevesli."
Evet," dedi Helen, hep yleydi."
Bu yapt byk bir giriim, diye szlerini srdrd Ric
hard. Bu i kesinlikle gemilerle bitmeyecek, Onu Parlamento'da greceiz, yoksa ok yanlyorum demektir. Tam Parlamentoda istediimiz trden bir adam - bireyler yapm olan
bir adam.
Ne ki Helen, grmcesinin kocasyla pek ilgili deildi.
Herhalde banz aryordur, deil m i?" diye sordu, taze bir
fincan ay doldururken.
Hmm, aryor, dedi Richard. nsann bu dnyada bedeni
nin klesi olduunu fark etmesi utan verici. Biliyor m usu
nuz, ocan stnde aydanlk yoksa asla alam am . Fazla
ay imem ama istersem iebileceimi bilmem gerekir.
Sizin iin ok kt," dedi Helen.
nsann yaamn ksaltyor; ama ne yazk ki, Bayan Ambrose, biz siyasetiler buna batan karar vermek zorundayz.
Canmz diimize takp almamz gerek, y ok sa-
Tekerinize omak sokarlar!" dedi Helen neeyle.
Bizi ciddiye alm anz bir trl sag layam yo ru z, Bayan
Ambrose, diye yaknd Richard. Zamannz nasl geirdii
nizi sorabilir miyim? Okumakla mt - felsefe m i?" (Kara kitab
79

grd.) "Metafizik ve balklk! diye bard. Bir kez daha


yaayacak olsam herhalde kendimi bu ikisinden birine adar
dm. Sayfalan evirmeye balad.
O halde, iyi, ta n m la n a m a z ,d iy e okudu yksek sesle.
Bunun hl srdn dnmek ne kadar ho! Bildiim
kadaryla, bu olguyu aka fark edip dile getiren bir tek elik
yazan var: Profesr Henry Sidgwick. Tam da bizim delikanly
ken konutuum uz trden b ir ey. Sabahn beine kadar
Duffyle -im di Hindistan Bakan- o kemerli yollarda daireler
ize ize dolaarak tarttmz hatrlyorum, sonunda, yat
mak iin ok ge olduuna karar verir, onun yerine ata binme
ye giderdik. Herhangi bir sonuca vardmz hi oldu mu - o
baka mesele. Yine de nemli olan tartmaktr. Hayatta aklda
kalanlar byle eylerdir. O zamandan bu yana hibir eyi o ka
dar canl anmsamadm. Filozoflar, bilginler, diye szlerini
srdrd, "mealeyi elden ele geiren, yaamamz salayan
yank tutan insanlar onlardr. Siyaseti olmak her zaman
insan kr etmez, Bayan Ambrose.
Evet. Neden etsin ki? dedi Helen. Einizin eker kullanp
kullanmadn anmsayabiliyor musunuz?
Tepsiyi alp Bayan Dallovvaye gitmek zere dar kt.
Richard, kakoln boynuna iki kez doladktan sonra ken
dini glkle gverteye att. Karanlk odada solgunlap na
rinleen bedeni serin havada batan aa karncaland. Ken
dini kesinlikle yaamnn en gzel andaki bir adam gibi
hissediyordu. Rzgrn yzn tokatlamasna izin vererek sa
pasalam dururken gzlerinde gururun lts vard. Ban
hafife eerek kelerden dnd, uzun admlarla yoku yuka
r ilerleyip sert rzgr karlad. Bir arpma oldu. arpt
kiinin kim olduunu bir an grem edi. zr d ilerim .
zr dilerim. Af dileyen, Racheld. kisi de gld; rzgr
da, konuamayacak kadar ok savrulmulard. Rachel, odas
nn kapsn iterek at; ierinin dinginliine doru bir adm
att. Onunla konumak iin Richardm onun ardndan gitmesi
gerekiyordu. Rzgrn girdabnda durdular; ktlar daireler
izerek uumaya balad, kap arpt; onlarsa kahkahalarla
80

birer san dalyeye devriliverdiler. R ich ard , B ach m zerine


oturdu.
Vay canna! Ne frtna!" diye bard.
Gzel, deil m i?" dedi Rachel. M cadele ve rzgr ona
yoksun olduu kararll vermiti; yanaklar kzarm, salar
zlmt.
Ah, ne elence!" diye haykrd Richard. Neyin stnde
oturuyorum ben? Buras sizin odanz m? N e kadar h o!"
uraya - uraya oturun, diye buyurdu Rachel. Covvper bir
kez daha kayd.
Yeniden grmemiz ne kadar ho," dedi Richard. Sanki
yllar geti. Cow perin Mektuplar?.. Bach?.. Uultulu Tepeler?..
Dnya hakknda tefekkre daldnz, sonra da zavall siyaset
ilere sorular yneltmek zere dar ktnz yer buras m?
Deniz tutmasnn verdii aralarda, konumamz hakknda ok
dndm. Emin olun, beni dndrdnz."
Sizi dndrdm m? Ama neden?
Nasl da yapayalnz buz dalaryz biz, Bayan Vinrace! Ne
kadar az iletiim kurabiliyoruz! Size anlatmak istediim ok
ey var - hakknda dncelerinizi duymak islediim eyler.
Burke' hi okudunuz m u?"
Burke m ?" diye yineledi Rachel. Burke kimdi?
Hayr m? Hmm, yleyse size bir nsha gndermeliyim .
Fransz ihtilali zerine Sylev - Amerikan Ayaklanmas? Han
gisi olsun acaba?" Cep deflerine bireyler kaydetti. Sonra da
bana yazp kitap hakknda ne dndnz anlatmalsnz.
Bu suskunluk -b u yalulmlk- ite m odem yaamn sorunu
bu! imdi, bana kendinizden sz edin. lgi alanlarnz, ura
larnz nelerdir? ok gl ilgi alanlar olan bir insan olduu
nuzu tahmin ediyorum. Elbette ylesiniz! Gzel Tanrm! iin
de yaadmz a dnnce, frsatlar ve olanaklaryla, ya
placak, tad karlacak bir yn eyiyle - neden on tane deil
de bir tane hayatmz var? Ama kendinizden sz edecektiniz?
Grdnz gibi, kadnm, dedi Rachel.
Biliyorum - biliyorum," dedi Richard, ban geriye atp
gzlerini ovuturarak.
81

Kadn olmak ne kadar tuhaf! Gen ve gzel bir kadnn,


diye devam etti, zl bir sz sylercesine, btn dnya ayak
lar altndadr. Bu doru, Bayan Vinrace. Hesapsz bir gcnz
var - iyilik ve ktlk iin. Yapamayacanz ne var k i- sz
n tamamlamad.
Ne? diye sordu Rachel.
Gzelsiniz, dedi Richard. Gemi yalpalad. Rachel hafife
ne dt. Richard onu kollarna alp pt. Smsk sarlarak
tutkuyla pt, yle ki Rachel onun bedeninin sertliini, yana
nn przlerinin kendi yananda iz braktn hissetti.
Gzlerinin nne kapkara dalgalar gnderen iddetli kalp
atlaryla sandalyesine ylverdi. Richard, elleriyle alnn
kavrad.
Beni batan karyorsunuz, dedi. Ses tonu dehet vericiy
di. Kavgada nefesi tkanm gibiydi. kisi de titriyordu. Rachel
ayaa kalkt ve dar kt. Ba souktu, dizleri titriyordu; bu
duygunun bedensel acs yle bykt ki, Rachel hareket et
meyi ancak yreinin kocaman hoplaylar zerinde srdrebiliyordu. Geminin parmaklklarna yaland; yava yava hi
bir ey hissetmemeye balad, nk bedeninde ve zihninde
bir rperti dolayordu. Uzaklarda, dalgalarn arasnda kk,
siyah beyaz deniz kular szlyordu. Dalgalarn ukurlarn
da yumuack, zarif hareketlerle ykselip alalrken fazlasyla
yaltlm ve kaytsz grnyorlard.
Huzur dolusunuz," dedi Rachel. Kendisi de huzurla dol
mutu, ayn zamanda iini tuhaf bir sevin saryordu. Yaam
onun hi tahmin etmedii sonsuz olaslklar ieriyordu sanki.
Parmaklklara yaslanp, dn ve yeniden tmyle sa
kinletiini hissedene dek, dalgalarn doruklarna kesik kesik
serpilen gn nda, bulank gri sulara bakt. Ne olursa ol
sun, bana harika bir ey gelmiti.
Ne var ki, yemek srasnda kendini ycelmi deil, dpedz
rahatsz hissediyordu; sanki Richardla birlikte olaan yaam
da gizli tutulan bir ey grmlerdi de bu yzden birbirlerine
bakmak istemiyorlard. Richardn gzleri bir kez tedirginlikle
ona doru kayd, bir daha da hi bakmad. Resm, basmakalp
82

szckler glkle bir araya getiriliyordu, am a W illoughby


heyecana gelmiti.
Bay Dallowaye kzarm e t! diye bard. Haydi gelin - o
yryten sonra artk et aamasndasnz, Dalloway!
Bunu, Bright, Disraeli ve koalisyon hkmetleri hakknda
harika, erkeksi ykler izledi; yemek masasndakilerin zel
liksiz ve kk grnmesine neden olan harika ykler. Ye
mekten sonra, sallanan byk lambann altnda ba baa otu
rurlarken R acheln benzinin solukluu H elenin dikkatini
ekti. Kzn davranlarnda bir tuhaflk olduu bir kez daha
aklna geldi.
Yorgun grnyorsun. Yorgun m usun? diye sordu.
Yorgun deilim, dedi Rachel. Ah evet, galiba yorgunum .
Helen ona yatmasn tavsiye etli; Rachel uzaklat, Richard
bir daha grmedi. ok yorulmu olmalyd ki hemen uykuya
dald, ama bir iki saatlik ryasz uykunun ardndan rya gr
d. Dnde, uzun bir tnelden aa yryordu; tnel gittik
e daralyordu, yle ki Rachel iki yanndaki nemli tulalara
dokunabiliyordu. Sonunda tnel alp bir kubbeye dnl;
Rachel kendini ieride kapana kslm halde buldu, nereye
dnse tulalarla karlayordu, yere melmi, anlamsz sesler
karan, uzun trnakl, kck, biimsiz bir adamla yalnzd.
Adamn yz iek bozuuydu ve bir hayvann yzne benzi
yordu. Arkasndaki duvardan szan nem, damlacklar halinde
toplanp aaya kayyordu. Rachel, kprdamaya cesaret ede
meden, lm kadar hareketsiz ve souk, yatyordu; sonunda
kendini yatan te yanna atarak bu straba son verdi ve
A h! diye haykrarak uyand.
Ik ona tandk eyleri gsterdi: Sandalyeden dm giysi
lerini, bembeyaz ldayan srahiyi; ne var ki, korku hemen
yok olmad. Peinde biri varm gibi hissediyordu, bu yzden
kalkp kapsn kilitledi. Bir ses inleyerek onu aryordu; gz
ler onu arzuluyordu. Btn gece barbar adamlar gemiye saldr
dlar; itiip kakarak geitlerden aa indiler ve onun kapsn
da durup havay kokladlar. Rachel bir daha uyuyamad.

83

VI. Blm

te hayatn trajedisi bu - hep sylediim gibi! dedi Bayan


DaIloway. Bireylere balayp, sonlandrm ak zorunda kal
mak. yle de olsa bunun sona ermesine izin vermeyeceim,
eer siz de kabul ederseniz. Sabaht, deniz durgundu ve ge
mi bu kez de, sahilden pek uzak olmayan bir baka yerde de
mir atmt.
Bayan Dallovvay uzun krk pelerinini giymi, tllerini ba
nn evresine dolamt; gzalc sandklar bir kez daha birbiri
nin zerinde durmaktayd, bylece birka gn nceki sahne
tekrarlanyormu gibi grnyordu.
Londrada greceimize inanyor musunuz? dedi Ridley
kinayeli bir tavrla. uraya admnz atana kadar benimle il
gili her eyi unutmu olacaksnz.
Dallar kprdayan aalarn artk ayr ayr seebildikleri
kk koyun sahilini iaret etti.
Ne kadar ktsnz! diye gld Bayan Dalloway. Nasl
olsa Rachel beni grmeye gelecek - dndnz anda, dedi,
Racheln kolunu skarak. Hemen - mazeret yok!"
knann iindeki bo yapraa gm bir kalemle adn ve
adresini yazp, kitab Rachela verdi. Gemiciler antalar omuzlamlard; kalabalk biraraya toplanmaya balyordu. Kaptan
84

Cobbold, Bay Grice, Willoughby, Helen, oradalard; mavi sveterli, lamdk olmayan, m innettar bir de adam vard.
Ah, zaman geldi, dedi Clarissa. Pekala, hoa kaln. Seni
sevdim, diye mrldand, Rachel perken. Aralarndaki insan
lar Richardla Racheln el skmasna gerek brakmamlard;
geminin yanndan aa inen karsnn pei sra gitmeden nce,
Richard ona bir saniye, ok resm bir ifadeyle bakmay baard.
Gemiden ayrlan sandal karaya doru ilerledi; Helen, Ridley
ve Rachel birka dakika parmaklklardan sarkp izlediler. Ba
yan Dalloway bir kez dnp el sallad; am a sandal kldke
kld, sonunda ykselip alalmay kesti; kararl iki sttan
baka hibir ey grnmez oldu,
E h , bu da bitti," dedi Ridley, uzun bir sessizlikten sonra.
Onlar bir daha hi grmeyeceiz, diye ekledi, kitaplarnn
yanna gitmek zere arkasna dnerken. zerlerine bir boluk
duygusu ve hzn km t; bittiini, sonsuza dek ayrldk
larn iten ie biliyorlard ve bu bilgi, ilerini, tanklklar
nn uzunluunun hakl gsterebileceinden ok daha fazla
kasvetle dolduruyordu. Daha sandal uzaklarken Dallowaylerin yerini baka grnt ve seslerin almaya baladn hisse
debiliyorlard; bu duygu yle naholu ki ona kar koymaya
alyorlard. nk ayn ekilde onlar da unutulacaklard.
Tpk alt katta kurumu gl yapraklarn tuvalet masasndan
sprmekte olan Bayan Chailey gibi, Helen da konuklar git
tikten sonra her eyi yeniden derleyip toplamak iin can at
yordu. Apak mecalsizlii ve kaytszl Rachel kolay bir av
haline getiriyordu; gerekten de Helen bir tr tuzak tasarla
mt. Bir ey olduundan artk neredeyse emindi; stelik, ye
terince uzun sre birbirlerine yabanc kaldklarn dnmeye
balamt; kzn nasl biri olduunu renmek istiyordu, el
bette bunun nedeni biraz da Racheln tannmaya hi hevesli
olmayyd. Bu nedenle, parmaklklardan ekildikleri srada
yle dedi:
Altrma yapmak yerine gel de benimle konu, ve katla
nr koltuklarn gnein almda uzand korunakl tarafa y
neldi. Rachel kaytsz bir tavrla onu takip etti. Zihni Ric85

hardla meguld; olanlarn an tuhaflyla ve daha nce bi


lincinde olmad binlerce duyguyla. Helen basmakalp szler
le ona yaklamaya alrken, Rachel onun sylediklerini din
lemek iin neredeyse hi aba gstermedi. Bayan Ambrose na
kn dzenler, ipekli ipliini emip inesine geirirken, o,
gzlerini ufka dikerek sr st yatt.
O insanlan sevdin mi? diye sordu Helen teklifsiz bir tavrla.
Evet, diye yantlad Rachel ifadesizce.
Onunla konutunuz, deil mi?"
Rachel bir dakika hibir ey sylemedi.
Beni pt, dedi, ses tonunda hibir deiiklik olmakszn.
Helen irkildi, ona bakt, ama ne hissettiini zemedi.
M-m-m, evet, dedi biraz durakladktan sonra. O tr bir
adam olduunu dnmtm.
Ne tr bir adam? dedi Rachel.
Kendini beenmi ve ar duygusal.
Ondan holandm, dedi Rachel.
Yani aslnda rahatsz olmadn m?
Helen onu tandndan bu yana ilk kez Racheln gzleri l
l parlyordu.
Oldum, dedi hararetle. Rya grdm. Uyuyamadm.
Ne olduunu bana anlat, dedi Helen. Racheln yksn
dinlerken dudaklarnn seirmesine engel olmak zorunda kal
d. yk byk bir ciddiyetle, mizah duygusundan yoksun
bir biimde pat diye dklverdi.
Siyasetten sz ettik. Bir yerlerde yoksullar yararna neler
yaptn anlatt. Ona trl trl sorular sordum. Bana hayat
n anlatt. Dnden nceki gn, frtnadan sonra beni grmek
iin odama geldi. O srada oldu, neredeyse birdenbire. Beni
pt. Neden, bilmiyorum. Konutuka kzaryordu. Epeyce
heyecanlandm," diye szlerini srdrd. Ama nce rahatsz
olmadm; sonra- duraklad; yine kabarm kk adamn su
relini grd - dehete kapldm.
Gzlerindeki baktan, yine dehete dt belliydi. Helen
gerekten ne diyeceini bilemiyordu. Rachel'm yetitirilii
hakknda bildii pek az eye dayanarak, erkeklerle kadnlarn
86

ilikilerinden tmyle habersiz braklm olduunu sanyor


du. Erkeklerle deil de kadnlarla birlikleyken hissettii bir
utangalk nedeniyle, bunlarn neler olduunu yaln bir bi
imde aklamak istemiyordu. Bu yzden, dier yolu tutarak
tm olay nemsiz gsterdi.
Ah, neyse," dedi, salak yaratn biriydi; yerinde olsam
bunu daha fazla dnmezdim.
Hayr," dedi Rachel, dimdik oturarak, yle yapm ayaca
m. Tam olarak ne anlama geldiini bulana kadar btn gece,
btn gn bunu dneceim .
Hibir ey okum uyor musun sen? diye sordu Helen te
reddtle.
Covvperm Mektuplar - o tr eyler. Babam bana alyor, ya
da halalarm.
Helen, kzn, yirmi drt yama gelip de erkeklerin kadnlan
arzuladndan neredeyse hi haberdar olmadan, bir pckle
dehete kaplaca biimde yetitiren bir adam hakknda neler
dndn yksek sesle sylememek iin kendini g tutu
yordu. Rachelm kendini inanlmayacak kadar gln duruma
drm olduundan korkmak iin salam nedenleri vard.
Pek fazla erkek tanmyorsun herhalde? diye sordu.
Bay Pepper, dedi Rachel alay a bir tavrla.
Yani seninle evlenmek isteyen biri hi olmad m ?
Hayr, diye yantlad akyreklilikle.
Helen, sylediklerinden anlald kadaryla Racheln bun
lar zerinde enine boyuna dnecei kesin olduuna gre,
ona yardm etmesinin iyi olacana karar verdi.
Korkmana gerek yok, dedi. Bu, dnyadaki en doal ey.
Erkekler seni pm ek isteyeceklerdir, tpk seninle evlenmek
isteyecekleri gibi. zc olan, eyleri olduundan byk ya
da kk grmektir. Bu tpk insanlarn yemek yerken ya da
erkeklerin tkrrken kard seslere dikkat etmeye benzi
yor; ya da ksacas, insann sinirine dokunan herhangi kk
bir eye.
Rachel bu szlere dikkatini verm iyor gibiydi. Sylesene,
dedi birdenbire, Piccadillydeki u kadnlar kim ?
87

Piccadilly mi? Onlar, fahieler, dedi Helen.


Bu, dehet verici - iren," dedi Rachel, sanki nefreti Heleni
da iine alyordu.
yle, dedi Helen. A m a-
Ondan holanmtm, diye dncelere dald Rachel, ken
di kendine konuur gibi. Onunla konumak istemitim; neler
yaptn renmek istemitim. Lancashiredaki kadnlar-
Konum alarn anm saynca, Richardda sevmeye deer,
kurmaya yeltendikleri arkadalkta iyi, ayrlma biim lerin
deyse tuhaf denecek kadar ackl bireyler varm gibi gelme
ye balamt.
Helen onun ruh halindeki yumuamay grebiliyordu.
Gryorsun ya, dedi, her eyi olduu gibi kabul etmeli
sin; erkeklerle arkadalk etmek istiyorsan tehlikeleri gze ala
caksn. Kendi adma," diye szlerini srdrd birden glm
seyerek, buna dediini dnyorum; beni pmelerinin sa
kncas yok; galiba Bay Dallowayin seni pp beni pmemesi
ni de epey kskandm. Her ne kadar, diye ekledi, beni bir
hayli skysa da.
Ama Rachel onun glmsem esine karlk vermedi; He
lenin ondan bekledii gibi btn olay aklndan karp atma
d da. Zihni ok hzl, Luarsz ve ac vererek alyordu. He
lenin szleri hep orada olan kocaman ktleleri devirmiti; ie
ri giren ksa souktu. Bir sre sabit gzlerle oturduktan son
ra birden patlad;
Demek bu yzden tek bama yryemiyorum!
Bu yeni n altnda yaamn ilk kez, srnen, kuatlm
bir ey olarak gryordu; yksek duvarlar arasnda ihtiyatla
gdlen, urada yn deitirilmi, burada karanla daldrl
m, kreltilmi, sonsuza dek sakatlanm bir ey -elindeki tek
frsat olan yaam - binlerce sz ve eylem, onun iin apak
oluvermiti.
nk erkekler gaddar! Erkeklerden nefret ediyorum! di
ye bard.
Ondan holandn sylemitin galiba? dedi Helen.
Ondan holanmtm, plmekten de holanmtm, diye
88

yantlad Rachel, bu yalnzca sorununu daha da gletiriyorm u gibi.


Helen, hem sarsntnn hem de sorunun ne denli hakiki ol
duunu grn ce armt, ne var ki bu gl gidermek
iin, konumay srdrmekten baka bir yol dnemiyordu.
Yeenini konuturmak, bylece bu olduka skc, iyi yrekli,
grnte drst siyasetinin onun zerinde neden bu kadar
derin bir iz braktn anlamak istiyordu, nk yirmi drt
yanda bu kesinlikle doal deildi.
Bayan DallowayM de sevdin m i? diye sordu.
Konuurken, Racheln kzardn grd; syledii aptalca
eyleri anmsyor, bu zarif kadna kt davrandnn farkna
vanyordu, nk Bayan Daflovvay kocasn sevdiini sylemiti.
O lduka nazikti, ama yksk kafal bir yaratkt, diye de
vam etti Helen. Bu kadar samalk duymam tm! Dr-dr-vrvr -balk ve 'Yinan alfabesi- kimsenin syledii tek szc
dinlememeler -nasl ocuk yetitirilecei hakknda bitmez t
kenmez budalaca kuram lar- adamla konumay ok daha ye
lerim. Kendini beenmi bir adamd ama en azndan kendisi
ne sylenenleri anlyordu.
Richardn da Clarissann da byleyicilikleri, fark edileme
yecek kadar az da olsa, soldu. Demek, her eye ramen, olgun
bir insann gznde o kadar da harika deillerdi.
nsanlarn ilerini anlamak ok g," dedi Rachel; Helen
onun daha doal bir tavrla konutuunu honutlukla grd.
Galiba aldanmm.
Helena gre bundan pek kuku yoktu ama kendini tutup
yksek sesle yle dedi:
Denemeler yapmak gerek."
ok da naziklerdi, dedi Rachel. Srad bir ilginlikleri
vard. Richard'n ona sunduu, sinirlere benzeyen su kanalla
ryla, hastalkl deri paralanna benzeyen kt evleriyle, canl
bir ey olarak dnya imgesini anmsamaya alt. Onun ds
turlarn anmsad -B irlik - Hayalgc; o , ablalarndan ve ka
naryalarndan, ocukluundan ve babasndan sz ederken
kendi ay fincanndaki baloncuklarn biraraya toplan, k89

k dnyasnn harika bir biimde genileyii gznn nne


geldi.
Ama btn insanlar sana eit lde ilgi ekici gelmiyor,
deil mi? diye sordu Bayan Ambrose.
Rachel, o zamana kadar insanlarn ounun birer simge ol
duunu syledi; ama konutuklarnda simge olmaktan kp,
dnyorlard - Onlar sonsuza dek dinleyebilirim! diye
bard. Sonra yerinden frlad, alt katta bir dakikalna gz
den kaybolup, kaln, krmz bir kitapla geri geldi.
Kim Kimdir," dedi, kitab Helenin dizine koyup sayfalar
evirirken. nsanlarn ksa yaamlarn anlatyor - rnein:
Sir Roland B eal; doum u 1 8 5 2 ; anne babas M o ffatll;
Rugbyde renim grd; Kraliyet Mhendislerine birincilikle
katld; 1878de T. Fishwickin kzyla evlendi; 1884-85 Bechuanaland Seferinde grev yapt (eref listesinde). Dernekler:
Birleik Hizmet, Donanma ve Ordu. zel meraklan: Cokulu
bir curling oyuncusu."
Gverteye, Helenin ayaklarnn dibine oturup sayfalar e
virerek bankaclann, yazarlarn, din adamlarnn, denizcilerin,
cerrahlann, yarglarn, profesrlerin, devlet adamlarnn, yaymclann, hayrseverlerin, tccarlarn ve kadn oyuncularn
yaam yklerini, hangi derneklere ye olduklarn, nerede
yaadklarm, hangi oyunlar oynadklarn, ka dnm arazi
leri olduunu okumay srdrd.
Kitaba gmlmt.
Bu srada Helen, nakn ileyerek, konutuklar eyleri bir
kez daha dnd. Vard sonu, mmkn olursa yeenine
nasl yaanacam ya da kendi deyiiyle nasl mantkl bir in
san olunacan gstermeyi ok istediiydi. Siyasetle siyaseti
leri pmek arasndaki bu karklkta mutlaka yanl bireyler
olduunu ve yaa byk birinin yardm etmesi gerektiini
dnyordu.
Sana katlyorum, dedi, insanlar ok ilgi ekici; yalnz-
Rachel, parmam sayfalarn arasna koyarak ban kaldrp
sorgular gibi bakt.
Yalnz, ayrm yapman gerektiini dnyorum, diye bi
90

tirdi szlerini. Dallovvayler gibi - hmm, ikinci snf insanlarla


sk fk olup bunu sonradan anlamak zc.
Ama insan nasl bilebilir ki? diye sordu Rachei.
Dorusu bunu sana anlatamam, diye akszllkle yanulad Helen, bir an dndkten sonra. Kendin bulmak zorun
dasn. Ama denemelisin ve - Neden bana Helen demiyorsun?
diye ekledi. Yenge berbat bir ad. Yengelerimi hi sevmezdim."
Sana Helen demek houma gider, diye yantlad Rachei.
Beni ok mu sevimsiz buluyorsun?
Rachei, Helenin anlamay kesinlikle baaramad noktalar
gzden geirdi; bunlar ounlukla aralannda neredeyse yirmi
ya fark olmasndan kaynaklanyordu, bu da byle nemli bir
meselede Bayan Ambroseun fazla nktedan ve serinkanl g
rnmesine yol ayordu.
Hayr, dedi. Anlamadn baz eyler var elbette.
Elbette, diye ona katld Helen. yleyse ank yoluna de
vam edip kendi istediin gibi biri olabilirsin, diye ekledi.
Deniz gibi ya da rzgr gibi, baka her eyden farkl, hibir
eyin iine kanp yitmeyecek, gerek, sonsuz bir ey olarak
kendi kiiliinin, kendinin grnts Racheln zihninde parla
yverdi; yaamak dncesi onu alabildiine heyecanlandrd.
K-k-kendim olabilir miyim? diye kekeledi. Sana ramen,
DallONvaylere, Bay Pepper'a, babama, halalanma ramen, bun
lara ramen? Elini, devlet adamlaryla ve askerlerle dolu bir
sayfann zerinde gezdirdi.
Hepsine ramen, dedi Helen ciddi bir tavrla. Sonra ine
sini brakp, konutuklar srada aklna gelen bir tasary ak
lad. nsann btn gn bir yelpazeyle bcekleri kovarak dn
duvar arasnda yatmak zorunda olduu kkrtl, tropikal bir
limana ulaana dek Amazonlarda gezinip durmak yerine, ya
placak en mantkl ey kesinlikle mevsimi deniz kysndaki
kklerinde onlarla birlikle geirmesiydi; baka artlarn yan
sra kendisinin de orada olm asNe de olsa, Rachei, diye szn yarda kesti, aramzda
yirmi ya fark var diye birbirimizle insanca konuamazmz
gibi davranmak aptallk olur.
91

Evet nk birbirimizi seviyoruz," dedi Rachel.


Evet, diye ona katld Bayan Ambrose.
Her ne kadar bu sonulara nasl ulatklarn syleyemeye
cek olsalar da, yirmi dakikalk sohbetlerinde baka gereklerin
yan sra bu gerek de akla kavuturulmutu.
Nasl ulam olurlarsa olsunlar, bir iki gn sonra Bayan
Ambroseu grmcesinin kocasn aramaya gndermekte yete
rince ciddiydiler. Bayan Ambrose onu odasnda oturmu alr
ken buldu, bir uzman lavnyla incecik kt destelerine tombul
mavi bir kalemle yaz yazyordu. Sama soluna ktlar yayl
mt, kocaman zarflar ktlarla yle tka basa doluydu ki k
tlar masaya tayordu. Bann stnde bir kadn yznn fo
toraf aslyd. Londral bir fotorafnn karsnda tmyle
kprtsz oturma zorunluluu, kadnn dudaklarnn acayip bir
biimde, kck bzlmesine neden olmutu; gzleri de, ayn
nedenle, sanki lm durumu gln buluyormu gibi bakyor
du. Yine de kendine zg, ilgi ekici bir kadnn bayd bu;
onunla gz gze gelebilse dnp Willoughbye bir kahkaha.ataca kukusuzdu; ama o, ban kaldrp kadna baknca derin
bir i ekti. Onun zihninde, yapt bu i, Hull'da geceleri da
lar gibi grnen kocaman fabrikalar, okyanusu dakika ama
dan geen gemiler, ununla bunu birletirip salam bir sanayi
topluluu kurma tasarlar, hepsi, karsna birer adakt; baars
n onun ayaklarnn altna sermiti; her zaman kzn Theresanm honut olaca biimde nasl yetitireceini dnyor
du. ok hrsl bir adamd; Helen, kans yaarken ona pek de iyi
davranmadn dnse de, Willoughby imdi onun cennetten
kendisini izlediine, iindeki iyilii uyandrdna inanyordu.
Bayan Ambrose, bld iin zr dileyerek, bir tasars
hakknda konumak iin izin istedi. Acaba kzn Amazonlar'a
gtrmek yerine karaya ulatklarnda onlarla brakmaya raz
olur muydu?
Ona ok iyi bakarz, diye ekledi, bu gerekten houmuza
gider.
Willoughby ok ciddi grnyordu; ktlarn dikkatle bir
yana brakt.
92

yi bir kzdr, dedi sonunda. Benzerlik var m? - bayla


Theresanm fotorafn iaret ederek iini ekli. Helen, Lond
ral fotorafnn karsnda dudaklarn bzen T h eresaya
bakt. Fotoraf onu gln, insanca bir haliyle akla getiriyor
du; Helen bir akay paylamak iin youn bir arzu duydu.
Elimde kalan tek ey kzm, diye iini ekti Willoughby.
Yllardr bunlardan sz etmeden yaayp gidiyoruz- Szn
tamamlamad. Ama bylesi daha iyi. Sadece, hayat ok zor.
Helen onun iin zld; hafife vurarak om zunu okad,
ama grmcesinin kocas duygularn ifade ederken o kendini
rahatsz hissediyordu; ka, Rachel vmekte ve tasarsnn
neden iyi olabileceini aklamakla buldu.
Doru, dedi Willoughby, Helen szn bitirdiinde. Sos
yal koullarn ilkel olaca kesin. ou zaman darda olaca
m. Bunu o istedii iin kabul etlim. Elbette sana gvenim
tam... Grdn gibi, Helen, diye devam etti, sr verir gibi bir
tavr taknarak, onu annesinin arzu edecei ekilde yetitir
mek istiyorum. u modern grleri onaylam yorum - tpk
senin gibi, ha? O, iyi, sessiz bir kz, kendini mziine adad bunun birazck daha azndan zarar gelmez. Yine de mzik onu
m utlu elti; R ich m on d da o k sakin bir yaam s r y o ru z.
Onun daha ok insan grmesini islerim. Memlekete dnd
mde onu yanmda gezdirmek istiyorum . Ablalarm Rich
mondda brakp Londrada bir ev kiralayarak, kzm, benim
hatrm iin ona iyi davranacak bir iki kiiyle tantrmaya ni
yetliyim. unu anlamaya baladm ki, diye srdrd szlerini
gerinirken, btn bunlar Parlamentoya doru uzanyor, He
len. nsann bireyleri istedii gibi yaptrmasnn tek yolu bu.
Dalloway'le bunun hakknda konutum. Bu durumda elbette
Rachel birtakm eylere daha fazla katlmay becersin isterim.
Belirli bir miktar elence gerekli olacaktr - yemekler, arada
srada bir akam partisi. Semenler karnlarnn doyurulm a
sndan holanr herhalde. Btn bu bakmlardan Rachel bana
ok yardmc olabilir. Bu yzden, diye balad szlerini, bu
misafirlii ayarlarsak (unutm a, bunu bir i olarak grmemiz
gerekiyor), kzma yardmc olm ann, onu takdim etmenin.
93

-im dilik biraz utanga,- onu bir kadn, annesinin isteyecei


trden bir kadn yapmann yolunu bulursan ok memnun
olurum, diye bitirdi, ban fotorafa doru sallayarak.
Helenin grd kadaryla kzma duyduu sevgiyle tutarl
olmakla birlikte W illoughbynin bencillii, H elenin, kzn
onlarla kalmasn salamakta kararl davranmasna neden ol
mutu, ama bu arada kadns zarafetler zerine eksiksiz bir
dizi ders vaat etmek zorunda kalmt. Onun yanndan ayr
lrken, bu hayale glmekten -Muhafazakr ev sahibesi Rach el! kendini alam yordu, bir babann artc cehaletine
hayret etmekten de.
Kendisine danldnda Rachel, Helenin beklediinden
daha az ilgi gsterdi. Bir an hevesleniyor, sonra kuku duyma
ya balyordu. Parlak kularn stnde uutuu, tropikal g
nein almda kh maviye, kh sarya dnen, kh ayn altnda
beyaz, kh kprdanan aalarla ve sarmakl kylardan sz
len kanolarla birlikte glgelere gmlm, kocaman bir neh
rin grntleri drt bir yandan saldryordu. Helen ona bir ne
hir vaat etli. Rachel bu kez de babasn brakmak istemedi. Bu
duygu da hakiki grnyordu ama sonunda Helen galip geldi,
ne ki, davasn kazandnda kukular drt bir yandan saldr
maktayd; baka bir insann yazgsna karmasna yol aan it
kiden birka kez pimanlk duydu.

94

VII. Blm

Uzaktan Euphrosyne ok kk grnyordu. Byk yolcu


gemilerinin gvertelerinde drbnler onun zerine evrilmi
ti; dzensiz seferler yapan bir gemi, bir yk gemisi ya da in
sanlarn gvertede srlarn arasnda saa sola yuvarland o
kk sefil buharl yolcu gemilerden biri olduuna hkmedi
liyordu. Dallovvaylerin, Am broselarn, Vinracelerin bcei
andran suretleri de gerek bedenlerinin an kkl gerek
se gerekten canl yaratklar m yoksa yalnzca halatlarn ze
rindeki ikinlikler mi olduklarna dair, yalnzca gl d r
bnlerin giderebilecei kukular nedeniyle alaya alnmaktay
d. Bay Pepper btn bilgisine ramen bir karabatak olarak al
glanyor, sonra ayn adaletsizlikle bir inee dntrlyor
du. Geceleri salonda valsler hzm alr, yetenekli yolcular ezbe
re okumalar yaparken -b iri havada, ykseklerde, direin tepe
sinde olmak zere, karanlk dalgalar arasndaki kl birka
boncuktan ibaret o la n - kk gem i, dans arasnda dinlen
mekte olan terli elere gizemli, etkileyici bir ey gibi grn
yordu. Geceleyin geen bir gemi oluyordu - insan hayalnn
yalnzlnn bir sim gesi, acayip srlar ve yaknlk dileyen
apansz yakarlar iin bir frsat.
Gece gndz kendi yolunda gitti, gitti, ta ki bir sabah afak
95

skp karay gsterene dek. Glgemsi grnmn yitiren


kara, nce yarlp dalk bir yer oldu, ardndan grilere, morla
ra boyand, sonra zerine aama aama birbirinden ayrlan be
yaz binalar serpitirildi, derken, geminin ilerleyiinin manzara
zerinde gc giderek artan bir drbn etkisi yapmasyla bir
likte, evlerle dolu caddelere dnl. Saat dokuz olduunda
Euphrosyne kocaman bir krfezin ortasnda konumunu alm
t; apasn att; atar atmaz da muayene edilmesi gereken srt
st uzanm bir devmi gibi kk tekneler gelip evresine
t. Bar arlarla nlad; adamlar zerine alladlar;
ayaklar gvertesinde gmbrdedi. Yapayalnz kk ada her
yandan istila edildi; drt haftalk sessizlikten sonra insanlarn
konutuunu duymak sersemleticiydi. Yalnzca Bayan Ambrose bu alkantya kulak asmad. Posta antalarn tayan tekne
onlara doru yol alrken endieden beti benzi atmt. Mek
tuplarna gmldnden, Ephrosyneyi terk etmi olduu
nun farkna varmad; gemi sesini yksehip buzasndan ayrl
m bir inek gibi kez bgrdnde en ufak bir znt de
hissetmedi.
ocuklar iyiymi!" diye haykrd. Dizlerinin stnde anta
ve battaniyelerden oluan kocaman bir tmsekle karsnda
oturmakta olan Bay Pepper, Memnuniyet verici, dedi. Deniz
yolculuunun sona, ermesiyle Rachelin bak as tmyle
deimiti; sahilin yaknlamas, onu hangi ocuklarn iyi oldu
unu ya da bunun neden memnuniyet verici olduunu anlaya
mayacak kadar sersemletmii. Helen, okumaya devam etti.
Kk sandal imdi, her bir dalgann zerinde aha kalkp
gln denecek kadar ykselerek, ok ar hareketlerle kum
larn apak hilaline yaklamaktayd. Bunun arkasnda, her iki
yannda kolayca seilen tepecikler bulunan, ierlek, yemyeil
bir vadi uzanyordu. Sadaki tepenin yamacna kahverengi a
tl beyaz evler kondurulmutu, yuva yapm deniz kularna
benziyorlard; selviler, aralkl siyah izgilerle tepeyi erit erit
kesiyordu. Yamalar kpkrmz kesilmi, tepeleriyse kel olan
dalar, arkasndaki bir baka kuleyi yar yarya gizleyen birer
kule gibi ykseliyordu. Saat henz erken olduundan, btn
96

manzara nefis bir biimde aydnlk ve havadard; gkle aacn


mavileriyle yeilleri, youn olmakla birlikle boucu deildi.
Yaklap aynnilar ayr edebilir duruma geldiklerinde, deniz
de geen drt haftadan sonra minicik nesneleri, renkleri ve
farkl yaam biimleriyle topran etkisi ba dndrcyd;
bu da onlar sessiz kalmaya zorluyordu.
yz ksur yl," dedi Bay Pepper sonunda, dnceli bir
tavrla.
Kimse N e?" demediinden, yalnzca bir ie karp hapn
yuttu, iinde len bilgi parac, imdi Euphrosynenin dur
makta olduu yere yz yl nce, Elizabeth dnemine ait be
barkann dem ir atmasyla ilgiliydi. Ayn saydaki Ispanyol kal
yonlar yan yanya kumsala ekilmi halde duruyordu, ilerin
de insan yoktu, nk lke henz bir peenin ardndaki bakir
bir toprakt. Suyun te yanna szlen ngiliz denizciler g
m klelerim , keten balyalarn, sedir aac kerestelerini,
zm rt topuzlu altn halar ardlar, lspanyollar imekten
gelince kavga kt, iki taraf kumlarn alm stne getirip hasmlarn krlan dalgalarn zerine srd. Mucizevi topran
meyveleriyle ve rahat hayatn etkisiyle iyice imi olan lspan
yollar, ynlar halinde yere ykldlar; deniz yolculuundan
esmerlemi, ustura yokluundan yzleri klla kaplanm da
yankl lngilizler, elik gibi kaslar, agzllkle et isteyen k
pek dileri, altna kavumak iin karncalanan parmaklaryla,
yarallarn iini bitirip lmekte olanlar denize srdler ve ok
gemeden yerlilerin bo inanlardan kaynaklanan hayranln
kazandlar. Burada bir yerleim oluturuldu; kadnlar ithal
edildi; ocuklar byd. Hepsi de Britanya tm paralorlugunun
genilemesini destekler grnyordu; Birinci Chariesn zama
nnda Richard Dallovvay gibi adamlar olsayd, haritann o ir
kin yeil yerleri imdi kukusuz krmz olurdu. Ama o an
siyasi zihniyetinin dgcnden yoksun olduunu varsaymak
gerekir; yalnzca birka bin sterlinle birka bin adama duyulan
gereksinim yznden, muazzam bir yangna dnebilecek
olan kvlcm snd. I kesimlerden, sinsi zehirleri, plak be
denleri, boyal pullaryla Kzlderililer geldi; denizden ise inti
97

kam peindeki Ispanyollar ve yamac Portekizliler geldi; b


tn bu dmanlara kar savunmasz kalan lngilizler (her ne
kadar iklim hayret edilecek kadar yumuak, toprak bereketli
ktysa da) yava yava azalp tamamen ortadan kayboldular.
On yedinci yzyln ortalarnda, koskoca Britanya smrgesin
den geriye ne kaldysa hepsini, birka erkei, birka kadn,
belki bir dzine kara derili ocuu iinde barndran bir tek
alopa, uygun bir zaman kollayp gece olduunda svt. Bun
dan sonra ngiliz tarihi bu yer hakknda herhangi bir bilgisi
olduunu inkr eder. Uygarlk, u ya da bu nedenle merkezini
yedi, sekiz yz kilometre kadar gneydeki bir noktaya kaydr
mtr ve bugn Santa Marina yz yl nce olduundan pek
de byk deildir. Nfus bakmndan mutlu bir uzlama iin
dedir, nk Portekizli babalar Kzlderili annelerle evlenmi,
onlarn ocuklarysa Ispanyollarla evlilik yapmtr. Sabanlar
n Manchesterdan aldklar halde ceketlerini kendi koyunlanndan, ipeklerini kendi bceklerinden, mobilyalarn kendi
sedir aalarndan elde ederler, bu nedenle buras sanat ve sa
nayi bakmndan hl, aa yukar Elizabeh dneminde bu
lunduu yerdedir.
Son on yl iinde Ingilizleri denizin le yanna geip kk
bir smrge kurmaya ilen nedenleri anlatmak pek kolay deil
dir; bunlar belki de hibir zaman tarih kitaplarna kaydedilmeyecekir. Seyahat kolayl, bar, iyi ticaret ve benzeri ey
ler br yana, lngilizler arasnda, bundan baka, daha yal l
kelerle ve onlarn gezginlere sunduu yontma ta, vitray ve
gzalc kahverengi boyamalardan oluan muazzam birikim
lerle ilgili bir tr tatminsizlik vard. Yeni bir ey arayyla ge
len hareketlenme elbette pek kkt, yalnzca hali vakti ye
rinde bir avu insan etkilemiti. Hareket, dzensiz seferler ya
pan buharl gemilerde Gney Amerikaya gei karlnda
muhasebeci olarak hizmet veren birka retmenle balamt.
Yaz dnemine yetimek iin dndklerinde deniz yaamnn
ihtiam ve glkleri, kaptanlarn nkteleri, geceyle afan
harikalar, lkenin mucizeleri hakknda anlattklar ykler
yabanclar keyiflendiriyor, halta bazen yaymlanyordu. lke
98

nin kendisi tm betimleme glerini zorluyordu, nk syle


diklerine gre talyadan ok daha byk ve Yunanistana gre
daha asildi. Ayrca, boy bos bakmndan ok iri, esmer, tutku
lu ve baa davranmakta hzl olan yerlilerin tuhaf bir gzelli
i olduunu beyan ediyorlard. Buras yeni grnyordu, g
zelliin yeni biimleriyle doluydu, buna kant olarak kadnla
rn balarna sard mendillerle, parlak yeillere, mavilere bo
yanm ilkel yontulan gsteriyorlard. Modalar u ya da bu bi
imde nasl yaylrsa bu moda da yayld; eski bir manastr a
bucak otele dntrlrken, nl bir buharl gemi irketi
yolculara kolaylk olsun diye rotasn deitirdi.
Gariptir ki, Helen Ambroseun erkek kardeleri iinde en az
baanl olan, yllar nce, servet yapmak ve ne olursa olsun
yar atlanndan uzak durmak zere danya, tam da imdi bu
denli gzde olan bu noktaya gnderilmiti. Verandadaki stu
na yaslanp, Ingiliz retmenlerin muhasebeci olarak alt
ngiliz gemilerinin buharlar salarak krfeze girilerini sk sk
izlemiti. Sonunda biraz tatil yapmaya yetecek kadar para ka
zanp bu yerden bktnda, dan yamacndaki kkn abla
snn kullanmna sunmay nerdi. Hibir zaman sisin olmad
, her zaman gneli yeni bir dnya hakknda evresinde s
rp giden konumalar Heleni da heyecanlandryordu; k n
giltere dnda nerede geirebileceklerini tasarladklar byle
bir zamanda bu frsat, karlmayacak kadar iyi grnyordu.
Bu nedenlerden tr Willoughbynin gemisinde cretsiz yol
culuk etm e nerisini kabul etmeye, ocuklar bykanne ve
bykbabalarnn yanma yerletirip, hazr niyetlenmiken u
ii adamakll yapmaya karar verdi.
Kulaklarnn arasna sln tyleri dikilmi uzun kuyruklu
atlarn ektii bir arabann koltuklarna oturan Ambroselar,
Bay Pepper ve Rachel, tngr mngr limandan ktlar. Onlar
tepenin yukarlarna ktka gnn scakl artyordu. Yol,
erkeklerin grne baklrsa pirin dvd, Su, diye hay
krd, geidin katrlar tarafndan tkanp krbalar ve kfr
lerle ald, kadnlarn, balarnn zerinde dengeledikleri
sepetlerle yaln ayak yrd, k trm lerin sakatlanm
99

uzuvlarn gayretle gsterdii kasabann iinden geiyor, sarp,


yeil, ama ok da yeil olmayan, aradan topran grnd
tarlalardan dolayordu. Kocaman aalar imdi yolun ortasn
dan baka her yeri glgelemekteydi; kenarda yol boyunca bir
da deresi seirtiyordu, yle s, yle hzlyd ki, akarken i
ie geerek rlen tutamlara ayrlyordu. Daha yukar ktlar,
sonunda Ridleyle Rachel arkadan yrmeye balad; sonra
zerine talar salm bir sokaa dndler, burada Bay Pepper
bastonunu kaldrp sessizce, seyrek yapraklarnn arasnda iri,
mor bir iek barndran fundal iaret etli ve sarsak bir e
kin gidile yolun son aamas tamamland.
Kk, Kta Avrupasndaki evlerin ou gibi, bir ngilizin
gzne dayanksz, derme atma, gln denecek kadar uar
grnen, ferah, beyaz bir evdi, insann uyuduu bir yerden
ok bir ay bahesindeki pagodaya benziyordu. Bahe, bir
bahevann hizmetlerine ivedilikle gereksinim duyuyordu. a
llar dallarn sallayarak patikalarn zerinden karya uzat
yorlard; aralarnda toprak alanlar bulunan yass otlar saymak
mmknd. Verandann nnde, daire biimindeki yerin ze
rinde, ilerinden krmz iekler sarkan atlak iki vazo duru
yordu, aralarnda, artk gneten kurumu olan, tatan bir e
me vard. Daire biimindeki bahe, arada srada sevgilisi iin
ieklenmi bir dal kestii zamanlar dnda bahevann ma
kasnn ender olarak girdii uzun bir baheye alyordu. Bir
ka uzun aa buray glgelemekteydi; balmumundan yapl
ma benzeyen iekleriyle yuvarlak allar bir sra halinde
toplap balarn birbirlerine yaslamlard. Dzgnce imlen
dirilmi, kaln fundalk itlerle blnm, yerden yksekteki
parlak iek tarhlaryla ngilterede duvarlarn arasnda bulun
durduumuz trden bir bahe, bu plak tepenin yamacnda
yakksz kaard. Burada darda braklmas gereken bir ir
kinlik yoktu; kk, kaburgasn zeytin aalarnn oluturduu
bir yamacn omzu zerinden dosdoru denize bakyordu.
Btn meknn yakkszl Bayan Chaileyi iddetle sars
mt. Ne gnei darda brakacak gnelikler vard ne de g
nein berbat edebilecei herhangi bir mobilyadan sz edilebi
100

lirdi. plak ta sofada dikilip, atlak ve halisiz olmakla birlik


te olaand genilikteki m erdivenleri inceleyin ce, burada
memleketteki teriyerlerin iriliinde sanlarn bulunduuna ve
ayan birazck iddetli yere vuracak olsa insann demenin
iinden geivereceine dair bir kam ne srecek kadar ileri
gitti. Scak suya gelince - aratrmalar bu noktada dilinin tu
tulmasna neden oldu.
Zavall yaratk! diye mrldand, onlar karlamak zere
dom uzlar ve tavuklarla birlikte dar kan san benizli span
yol hizm eti kza, insana benzem em ene am am ak gerek!"
Maria, bu iltifat Ispanyollara zg ince bir zarafetle kabul etti.
Chaileye gre bir Ingiliz gemisinde kalsalar daha iyi ederlerdi,
ama grevinin burada kalmasn buyurduunu hi kimse on
dan daha iyi bilemezdi.
Eve yerleip gnlk uralar bulmaya hazrlanrlarken, Bay
Pepper burada kalmaya, Ambroselann evini mesken tutmaya
iten nedenler zerine birtakm kurgulamalar yapld. Karaya
kmadan nceki birka gn boyunca Bay Peppern zihninde
Amazonlarm artlarna ilikin bir izlenim yaratmak iin aba
lar harcanmt.
O muazzam aknt! diye balyordu Helen, dsel bir avlan gryorm u gibi gzlerini ayrmadan bakarak, "Ben bile
seninle gelm eye niyetleniyorum , W illoughby -a m a olm az.
G nbatm larn ve ayn doularn d n sen ize- herhalde
renkler inanlmazdr.
Yaban tavuskular vardr, diyecek kadar ileri gidiyordu
Rachel.
Ve suda harikulade yaratklar, diye belirtiyordu Helen.
nsan yeni bir srngen kefedebilir," diye devam ediyordu
Rachel.
Sylenenlere gre bir devrim olaca kesinmi, diye steli
yordu Helen.
Bu dalaverelerin etkisi, birka saniye Pepper seyrettikten
sonra iini ekerek yksek sesle, Zavall ad am ! diyen ve i
len ie kadnlarn nezaketsizlii zerine kurgulamalar yapan
Ridley tarafndan biraz hafifletiliyordu.
101

Ne ki, grnte honut olan Bay Pepper, iinde tek lk


mobilya bulunan ok saydaki oturma odalarndan birinde,
yannda defteri, bir mikroskopla oynayarak alt gn kald, ama
yedinci gnn akamnda yemee oturduklarnda, her zaman
kinden huzursuz grnyordu. Yemek masas, Helenin buy
ruuyla perdesiz braklan iki uzun pencerenin arasna yerle
tirilmiti. Bu iklimde karanlk, bir bak kadar keskin iniyor,
ardndan, daireler ve onlarn altnda parlak noktacklardan
oluan izgiler halinde kasaba beliriveriyordu. Gndz hi g
rnmeyen binalar gece grnyordu; buharl gemilerin kla
rndan anlald kadaryla deniz karann hemen zerinde
akp gidiyordu. Manzara, Londrann restoranlarndaki orkest
ralarla ayn ii gryordu; sessizliin bir dekoru vard. Willi
am Pepper bir sre bunu inceledi; manzaray seyrelmek iin
gzln takt.
Soldaki byk binann ne olduunu saptadm, diyerek a
talyla birka sra n oluturduu kareyi iaret etti.
Sebze yemei piirebildikleri anlalyor, diye ekledi.
Otel miymi? dedi Helen.
Eskiden manastrm, dedi Bay Pepper.
Bundan sonra baka bir ey sylenmedi, ama ertesi gn Bay
Pepper gn ortas yrynden dndnde, verandada ki
tap okuyan Helenin karsna sessizce dikildi.
Orada bir oda tuttum, dedi.
Gitmiyorsunuz, deil mi? diye haykrd Helen.
Her ey gz nnde bulundurulursa - evet, dedi Bay Pep
per. Hibir zel a sebze yemei p iirem ez
Onun sorulara duyduu nefreti bildiinden ve bir lde
kendisi de paylatndan, Helen baka bir ey sormad. Yine
de Williamin bir yaray gizlemekte olduuna dair huzursuz
edici bir kuku zihninde sinsice dolayordu. Kendisinin, ko
casnn ya da Racheln szlerinin, adamcazn iine ileyip
cann acilliini dndke yz kzaryordu. Neredeyse,
Dur, William; akla! diye haykracak kadar duygulanmt;
le yemeinde William bir deniz yosununa yabasn sapla
yan, akl talan bulan, mikroplardan kukulanan bir adamn
102

hareketleriyle atalnn ucunda salata paralarn kaldrrken


bu kadar anlalmaz ve souk grnmeseydi, Helen bu konu
ya dnecekti.
Hepiniz tifodan lrseniz sorumlusu ben olmayacam!"
diye laf arpt Bay Pepper.
Sen de yavanlktan lrsen sorumlusu ben olmayacam,"
diye yanslad Helen, yreinin iinden.
Ona, hi k olup olmadn henz sormadn dnd.
Yaklamak yerine gittike o konudan uzaklamlard; William
Pepper btn bilgisini, mikroskobunu, defterlerini, o hakiki
iyi yrekliliiyle saduyusunun yan sra ruhunun belirgin ku
ruluunu da alp oradan ayrldnda, Helen, elinde olmadan
ferahladn hissetti. imdiki durumda odann boaltlmasn
bir bakma rahatlatc bulmakla birlikle, arkadalklarn byle
sona ermesine zlmekten de kendini alamad ve dier insan
larn, hissedebilecekleri varsaylan eyleri ne lde hissettik
lerinin hibir zaman bilinem eyecei dncesiyle kendini
avutmaya alt.

103

VIII. Blm

Sonraki birka ay belirgin olaylar olmakszn geip gitli, upk


pek ok yln geip gidebilecei gibi; yine de, dzenleri anszn
bozulsa, byle aylarn ya da yllarn dierlerine benzemeyen
bir zelliinin olduu grlrd. Geen . ay. onlar martn
balangcna getirmiti, iklim , szn tutmutu; mevsimin
ktan ilkbahara dnmesi pek az eyi deitirmiti, yle ki
elinde bir mrekkepli kalemle oturma odasnda oturan Helen,
bir yannda ktklerin kocaman atei yanarken pencereleri
ak tutabiliyordu. Aada deniz hl mavi, atlar hl kah
verengi ve beyazd, ama gn hzla batyordu. Her zaman geni
ve bo, imdiyse her zamankinden daha geni ve bo grnen
oda alacakaranlkt. Dizinin stnde bir yaz tablasyla otur
mu yaz yazarken, kendi sureti de bykln uyandrd
genel izlenimden ve ayrnt yokluundan payn alyordu, n
k kk yeil tutamlan aniden yutarak dallarn zerinde iler
leyen alevler kesik kesik yanyor, Helenin yzne ve al du
varlara dzensiz aydnlklar yayyordu. Duvarlarda resim yok
lu, ama bol ta yaprakl ieklerle ykl dallar, urada burada
duvarlara yaslanarak alabildiine yaylmt. plak demeye
dm, geni masann zerine ylm kitaplara gelince, bu
kta ancak ana halannn izini srmek mmknd.
104

Bayan Ambrose ok uzun bir m ektup yazmaktayd. Sevgi


li Bernard, diye balayan mektup, geen ayda San Gervasio Kknde neler olduunun betim lem esiyle sryordu;
rnein, yemekle Britanya Konsolosunu arlamlar, bir s
panyol sava gemisine gtrlmler, ok sayda geil tre
niyle dinsel enlik izlemilerdi, bunlar yle gzeldi ki, ille bir
dinleri olacaksa, neden hepsinin Katolik olm adn Bayan
Ambroseun akl almyordu. Hibiri uzun olmamakla birlikte
birka gezi yapmlard. Yalnzca evin olduka yaknnda ya
bani olarak yetien iekli aalarn ve denizle topran ar
tc renklerinin hatrna bile olsa, buraya gelm eye deerdi.
Toprak kahverengi olaca yerde kzl, m or, yeildi. Bana
inanm ayacaksn, diye ekledi, ngilterede buna benzeyen
bir renk yok." Gerekten de Helen, hep apkalarna dokuna
rak yaltak bir tavrla diz kran, kakollu, pem be yanakl
yal b ah evan larn gz kulak olduu m safranlarla
ayazda kalm menekelerin imdi kuytularda, fundalklarda,
korunakl kelerde yetimeye balad o orak aday k
mseyen bir tavr benimsemiti. Bizzat adallar alaya alarak
mektubuna devam etli. Londra'nn batan baa genel seim
heyecanyla alkalandgna dair sylentiler burada bile onlara
ulamt, insanlarn, diye devam etti, Asquilhin ykseli
te, Austen Chamberlain'in dte olup olmadn umursa
mas bana inanlmaz geliyor; siyaset uruna haykrm aktan
sesiniz kslyor ama iyi bireyler yapmaya alan sayl in
sanlarn alktan kvranmasna izin veriyorsunuz ya da onla
ra yalnzca glyorsunuz. Yaayan bir sanaty ne zaman y
reklendirdiniz? Ya da en iyi yaptn satn aldnz? Neden he
piniz bu kadar irkin, bu kadar yaltaksnz? Burada hizmet
krlar insan yerine konuyor. Seninle konuurken eitinmi
gibi konuuyor. Benim grebildiim kadaryla soylular snf
diye bir ey y ok .
Belki de soylular snfndan sz etmek, ona Richard Dalloway'le Rachel ammsatmt, nk kaleminin hzn hi kes
meden yeenini betimlemeye geti.
Kadnlarla hibir zaman iyi anlaamadm ya da onlarla
105

pek ilikimin olmadn gz nnde bulundurursak, diye


yazd, "bir kzn sorumluluunu stlenmeme neden olan bu
yazg, tuhaf. Bununla birlikte, kadnlara kar sylemi oldu
um eylerin bazlarn geri almalym. Doru dzgn eitil
diklerinde erkeklerle hemen hemen ayn olmamalar iin bir
neden gremiyorum - erkekler kadar baarl, demek istiyo
rum; yoksa elbette ok farkllar. Mesele u, onlar nasl eit
mek gerekir? Mevcut yntem bana iren geliyor. Bu kz yir
mi drt yanda olmasna ramen erkeklerin kadnlar arzu
ladn hi duymamt ve ben aklayana kadar ocuklarn
nasl doduunu bilmiyordu. En az bunlar kadar nemli ba
ka m eselelerdeki b ilgisizli i (burada Bayan Am broseun
mektubundan alnt yaplmamas daha uygun)... tamamlan
m oldu. nsanlar bu biimde yetitirmek bence yalnz ap
tallk deil, ayn zamanda bir su. ektikleri ac bir yana, bu
durum kadnlarn neden byle olduunu aklyor - daha be
ler olmamalarna amak gerek. Onu aydnlatmay zerime
aldm; imdi, hl epey nyargl ve abartmaya eilimli ol
makla birlikte, az ok mantkl bir insan oldu. Onlar bilgisiz
brakm ak elbette kendi am acn boa karyor; anlamaya
baladklar zaman her eyi gereinden fazla ciddiye alyor
lar. Grmcemin kocas gerekten bir felakete uramay hak
etmi ama uramayacak. imdi gen bir adamn yardmma
komas iin dua ediyorum; yani onunla aka konuacak,
yaam hakkndaki fikirlerinin ounun ne kadar sama oldu
unu ona kantlayacak birinin. Ne ansszlk ki byle erkek
ler neredeyse kadnlar kadar az. ngiliz topluluu insana ke
sinlikle byle birini salamyor; sanatlar, tccarlar, kltrl
insanlar - hepsi aptal, geleneki, fingirdek... Yazmay kesti;
elinde kalemiyle atee bakp ktkleri maaralara, dalara
benzeterek oturdu, nk yazmay srdremeyecei kadar
karanlk olmutu. stelik, akam yemei saati yaklatndan
ev hareketlenmeye balamt; yan taraftaki yemek odasnda
tabaklarn tngrdadn, Chailey'nin etkili bir ngilizceyle
spanyol kza unu bunu nereye koyacan buyurduunu
iitebiliyordu. Zil ald; Helen ayaa kalkp Ridley'le Rachel
106

darda karlad; akam yemeini yemek zere hep birlikle


ieri girdiler.
Geen ay gerek Ridleynin gerekse Racheln grnn
pek az deitirmiti; yine de keskin bir gzlemci, kzn tavrla
rnn eskisinden daha kararl ve zgvenli olduunu dne
bilirdi. Teni kararmt, gzleri kesinlikle daha parlakt ve sy
lenenleri, sanki tersini ileri srebilirmi gibi dinliyordu. Ye
mek, biraradayken kendilerini rahat hisseden insanlarn o hu
zurlu sessizliiyle balad. Sonra Ridley dirseine yaslanp
pencereden dar bakarak, gzel bir gece olduunu belimi.
Evet, dedi Helen. Aalarndaki klara bakarak, Sezon
balad, diye ekledi. Mariaya, spanyolca, otelin konuklarla
dolmaya balayp balamadn sordu. Maria yumurta satn
almann gereklen g olaca bir zamann geleceini gururla
bildirdi - fiyatlar dkkan sahiplerinin umurunda olmayacakt,
nasl olsa istedikleri miktar Ingilizlerden alacaklard.
Krfezde bir ngiliz buharl gemisi var, dedi Rachel, aa
da klarn oluturduu bir gene bakarak. Bu sabah erken
den geldi."
yleyse birka mektup almay umabilir, kendimizinkileri
de gnderebiliriz, dedi Helen.
Mektuplardan sz edilmesi nedense her zam an Ridleynin
inlemesine neden olurdu; yemein geri kalan kar koca ara
snda, Ridleynin uygar dnyann tamam tarafndan tmyle
yok saylp saylmad hakknda sert bir tartmayla geti.
En son aldmz mektup ynn dnrsek, dedi Helen,
daya hak ediyorsun. Ders vermek zere davet edildin, sana
bir unvan teklif edildi ve salak kadnn teki yalnzca kitaplarna
deil gzelliine de vgler yadrd - Shelley elli be yama ge
lip sakl brakm olsayd nasl olacaksa Ridleynin de yle oldu
unu syledi. Gereklen, Ridley, tandm en kibirli adam ol
duunu dnyorum, diye bitirdi szlerini masadan kalkar
ken, bunun da ok ey demek olduunu syleyebilirim sana.
Mektubunun atein nnde durduunu grnce birka sa
tr daha ekledi; sonra mektuplar imdi gtreceini duyurdu
-Ridley kendisininkileri getirm eliydi- ya Rachel?
107

Halalarna yazmsndr umarm. Zaman geldi de geiyor


bile.
Kadnlar pelerinleriyle apkalarn giyip Ridleyi de onlarla
gelmeye davet etlikten sonra, gitmek zere arkalarn dnd
ler; Ridley bararak, Racheln aptal olduunu tahmin etliini,
ama Helenin kesinlikle daha iyi bileceini syleyip, gelmeyi
kesin bir tavrla reddetti. Atein banda dikildi, yzn bu
ruturup, herkesten yaltlm bir profesrnkinden ok sava
meydann inceleyen bir kumandannkine ya da ayak parmak
larn yalayan alevleri izleyen bir ehidinkine benzeterek, gz
lerini ayrmadan aynann derinliklerine bakt.
Helen onu sakalndan yakalad.
Ben aptal mym?" dedi.
Brak beni, Helen.
Ben aptal mym? diye yineledi Helen.
Hain kadn!" diye bard Ridley ve onu pt.
Seni kendini beenmiliklerinle ba baa brakyoruz, diye
seslendi Helen, kapdan karlarken.
Gzel bir akamd, yldzlar kmaya balamakla birlikte,
hl yolun aasnn byk blmn grebilecekleri kadar
aydnlkt. Posta kutusu sokan yolla birletii yerde bulunan
yksek sar duvarn iine yerletirilmiti; Helen mektuplar
kutuya attktan sonra dnmekten yanayd.
Hayr, hayr," dedi Rachel, onu bileinden tutarak. Hayat
grmeye gidiyoruz. Sz vermitin.
Hayat grmek" karanlk ktkten sonra kasabada gezin
me alkanlklar iin kullandklar deyimdi. Santa Marinada
toplumsal yaam hemen hemen tmyle lamba nda sr
yor, gecelerin lkl ve ieklerden derlenen kokular bunu ol
duka ho klyordu. Salar muhteem bukleler halinde taran
m gen kadnlar kulaklarnn arkasnda birer krmz iekle
eiklerde oturuyor ya da balkonlara kyor, delikanllarsa aa
da arada srada bararak selmlap, ak dolu sohbetlere gir
mek zere urada burada durarak bir aa bir yukar dola
yorlard. Ak pencerelerden gnn muhasebesini yapan tc
carlar, kavanozlar o raftan teki rafa kaldran yalca kadnlar
108

grlyordu. Caddeler insanlarla doluydu, bunlarn ounlu


unu bir yandan yryp bir yandan dnya grlerini birbiriyle paylaan, ya da yal bir krm gitarnn tellerini tn
grdatrken yoksul bir kzn yol kenanndaki su oluunda hay
krarak tutkulu arksn syledii cadde kelerinde, arap
masalarnn evresinde toplanan erkekler oluturuyordu. ki
ngiliz kadn dosta bir merak uyandryordu am a kimse onla
r rahatsz etmedi.
Helen eski psk giysileri iinde byle umursam az, byle
doal grnen farkl insanlar bir tatmin duygusuyla gzlem
leyerek ar ar yrmeye devam etti.
Bu gece Mail* nasldr dnsene! diye bard sonunda.
Martn on beindeyiz. Belki de bir tren vardr." Byk at
arabalarnn geiini grm ek iin souk ilkbahar havasnda
bekleen kalabal dnd. Yamur yamyorsa bile hava
ok souktur, dedi. ncelikle, resimli kartpostallar satan
adamlar vardr; sonra, yuvarlak apka kutularyla sefil kk
tezgahr kzlar; sonra, frakl banka m em urlar; sonra da kim bilir ka terzi. Gney Kensingon halk tek atl kiralk
arabalarla gelir; devlet grevlilerinin birer ift doru at vardr;
dier yandan, kontlarn arkasnda bir piyadenin durm asna
izin verilir; dklerin iki, kraliyet ailesinden gelen dklerinse
-bana sylenene g re - ; kraln herhalde isledii kadar piya
desi olabiliyordun Halk da buna inanyor!
Buralardayken, insana ngiliz halk bedenlerinin biimiyle
satran tahtasndaki ahlarla vezirlere, allarla piyonlara benziy
ormu gibi geliyordu, aralarndaki farklar bu denli tuhaf, bu
denli belirgindi, bu denli sogtsuz sualsiz inanlyordu onlara.
Bir kalabaln evresinden dolanmak iin birbirlerinden ay
rlmak zorunda kaldlar.
Tanrya inanyorlar, dedi Rachel, tekrar kavutuklarnda.
Kalabal oluturan insanlarn Ona inandn kastediyordu;
nk yaya yollarnn birletii yere dikilmi, zerlerinde al

(*) The Mail: Londra'da, bat ucunda Buckingham SarayTun bulunduu cadde .n.

109

dan yaplm kanayan suretler bulunan halar ve bir Katolik


kilisesindeki ayinin aklanamaz gizemini hatrlyordu.
Hibir zaman anlayamayacaz! diye iini ekti.
Epey yrmlerdi, artk gece olmutu ama yolun biraz aa
snda, sol taraflarnda, demirden yaplm byk bahe kap
sn grebiliyorlard.
Doruca otele gitmek niyetinde misin? diye sordu Helen.
Rachel bahe kapsn itti; kap sallanarak ald; etrafta
kimseyi grmediklerinden ve bu lkede hibir eyin zel ol
madna hkmettiklerinden, dmdz yrdler. Aal bir
bulvar, dmdz yol boyunca uzanyordu. Aalar anszn so
na erdi, yol bir keyi dnd ve kendilerini dikdrtgen bii
minde byk bir binayla kar karya buluverdiler. Oteli e
peevre dolaan geni taraaya kmlard; pencerelerden yal
nzca birka metre uzaklaydlar. Bir dizi uzun pencere nere
deyse yere kadar alyordu. Hepsi perdesizdi, hepsi l l
aydnlatlm t, bylece ierideki her eyi grebiliyorlard.
Her bir pencere, oteldeki yaamn baka bir kesitini gzler
nne seriyordu. Pencereleri birbirinden ayran geni glge
stunlarndan birine sokulup ieri baktlar. Kendilerini lam
yemek salonunun dnda bulmulard. Salon sprlmekteydi; bir garson, bacan masann kesine uzatm, bir salkm
zm yiyordu. Yanda mutfak vard, ieride bulaklar yk
yorlard; garsonlar, suyunu krntlara emdirdikleri para et
lerden oluan nlerini oburca yerken beyazlar giymi a
lar kollarn kazanlara daldryorlard. Yrmeye devam edip
bir bitki korusunun iinde kayboldular; sonra birdenbire
kendilerini, iyi bir yemekten sonra arkalarna yaslanp kol
tuklarna gmlm hanmlarla beylerin ara sra konutuu
ya da dergilerinin sayfalarn evirdii oturma salonunun d
nda buldular. Zayf bir kadn, parmaklarn piyanonun ze
rinde bir aa bir yukar dolatryordu.
Felluka nedir, Charles? diye sordu oluna, pencerenin ya
nndaki bir koltukla oturan bir dulun kolayca iitilen sesi.
Para sona ermiti; sorunun yant salondaki boaz temizle
me ve dizlere vurma sesleri arasnda yitip gitti.
110

Bu odadakilerin hepsi yal, diye fsldad Rachel.


Srnerek ilerlediklerinde, bir sonraki pencereden iki gen
hanmla bilardo oynayan gmlekli iki adamn grndn
fark ettiler.
Kolumu im dikledi!" diye haykrd tombul gen kadn, vu
ruu isabetsiz olunca.
Pekala, siz ikiniz - satama yok, diye serzenite bulundu,
saylar tutan krmz yzl gen adam.
Dikkat et yoksa grleceiz, diye fsldad Helen, Rachel'
kolundan ekitirerek. Ba tedbirsizce pencerenin ortasna ka
dar uzanmt.
Keyi dnnce, drt penceresi olan ve aslnda bir salon ol
makla birlikle Lobi diye adlandrlan, oteldeki en byk odaya
geldiler. Duvarlarna zrhlar ve yresel ilemeler aslm, sedir
lerle ve elverili keleri darya kapatan paravanlarla donatl
m olan oda, dierlerinden daha az resmydi ve belli ki gen
lerin urak yeriydi. Otelin mdr olduunu bildikleri Sinyor
Rodriguez onlarn olduka yaknnda, kap aralnda durmu,
manzaray inceliyordu - sandalyelere yaylp oturan beyler,
kahve fincanlarnn zerinden birbirlerine eilmi iftler, tam
ortada, savurganca dklen elektrik huzmelerinin altn
da, iskambil oyunu. Sinyor Rodriguez, sehpalarn zerinde
mleklerin durduu, souk, tatan bir oda olan yemekhaneyi
evin en rahat odasna dntrm e giriiminden lr kendi
kendini kutlamaktayd. Otel ok doluydu ve onun, lobisi ol
mayan hibir otelin geliip byyemeyeceine hkmetmekte
ki bilgeliini kantlyordu.
nsanlar, iftler veya drtl topluluklar halinde dalmlar
d; ya gereklen tanklklar ilerlemiti ya da odann teklifsiz
lii tavrlarn rahatlatyordu. Ak pencereden, akam karanl
nda itler arasna kapatlm bir koyun srsnden ykselen
sese benzeyen inili kl bir mnlt geliyordu. skambil oy
nayan topluluk, n alann merkezini igal etmiti.
Helenla Rachel tek szck ayrt edem eden birka dakika
onlarn oyununu izlediler. Helen, adamlardan birini dikkatle
inceliyordu. O nun yalarnda, zayf, birazck ceset gibi bir
111

adamd, yz yan yanya onlara dnkl ve epey esmer, bes


belli ki yalnzca doum yeri itibanyla ngiliz olan bir kzn
oyundaki eiydi.
Anszn, baz szcklerin geri kalanlardan tuhaf bir biimde
kopup ayrlmasyla, onun yle dediini duydular:Size lm gereken, altrma, Bayan Warringon; cesaret ve
altrma - biri olmadan dieri hibir ie yaramaz.
Hughling Elliot! Elbette! diye bard Helen. Ban derhal
edi, nk adam, adnn seslenilmesiyle ban kaldrp bakt.
Oyun birka dakika devam etti; sonra iri, yal bir hanmefen
diyi tayan bir tekerlekli sandalyenin yaklamasyla kesildi;
yal hanmefendi masann yannda durup yle dedi:Bu gece talihin daha iyi miydi, Susan?
Btn talih bizden yana, dedi, imdiye kadar srt hep
pencereye dnk olan gen bir adam. Olduka tombul gr
nyordu; ksack kesilmi sk salar vard.
Talih mi. Bay Hewet? dedi, oyundaki ei olan orta yal
gzlkl hanm. Emin olun, Bayan Paley, baarmz yalnzca
parlak oyunumuza borluyuz."
Erkenden yatmazsam hi uyuyamyorum, dedii iitildi
Bayan Paley'nin, ayaa kalkp sandalyeyi kapya doru itmeye
balayan Susana el koymasn mazur gstermek istercesine.
Yerime baka birini bulurlar, dedi neeyle. Ne ki, bunda
yanlyordu. Baka bir oyuncu bulmak iin hibir giriimde
bulunulmad; gen adam iskambil ktlarndan katl bir ev
yaptktan sonra oyuncular ar ar farkl ynlere yryerek
uzaklatlar, ev de ykld.
Bay Eleve, yzn tmyle pencereye dndrd. Gzlk
lerin ardna gizlenmi iri gzleri olduunu grebiliyorlard;
yznn rengi pembeydi; yanaklar tertemiz tra edilmiti;
sradan insanlar arasnda grldnde ilgi ekici bir yz gi
bi grnyordu. Dosdoru onlara yneldi, ama. gzlerini ku
lak misafirlerine deil, perdenin kat kat olduu bir noktaya
dikmiti.
Uyuyor musun? dedi.
Helenla Rachel btn bu zaman boyunca fark edilmeksizin
112

yaknlarnda birisinin oturmakta olduunu dnmeye bala


dlar. Glgenin iinde bacaklar vard. Balarnn zerinden h
znl bir ses geldi.
ki kadn," dedi.
akllarn zerinde bir itime duyuldu. Kadnlar kamlar
d. Hibir gzn karanla leyemeyeceinden emin olana
dek, otel uzaklarda, iine dzenli aralklarla krmz delikler
alm dikdrtgen bir glgeden ibaret kalana dek, komay b
rakmadlar.

113

IX. Blm

Bir saal geti; otelin alt katndaki odalar lo bir a brnp


neredeyse bombo kalrken, zerlerindeki kk kutulan and
ran dikdrtgenler l l aydnland. Yaklak krk elli kii yat
maya gidiyordu. st katta, yere koyulan ielerin tkrts ve
porselenlerin ngrts iitilebiliyordu, nk odalann arasnda
yeleri kadar kaln blmeler yoktu, bu yzden Bayan Allan, aa
da bri oynayan gekince hanmefendi, parmak eklemleriyle
duvara sert bir darbe vurmaya karar verdi. Duvarn, bir byk
odadan ok sayda kk oda karmak amacyla oraya dikilen,
birbirine gemeli tahtalardan ibaret olduu kansna varmt.
Gri kombinezonu kayarak yere dt; eildi, zenli, hatta sevgi
dolu parmaklarla giysilerini katlad, salarn rerek tutturdu,
babasnn kocaman altn kol saani kurdu ve Wordsworthn
btn yaptlarnn bulunduu cildi at. Preld okuyordu,
bunun bir nedeni yurt dndayken hep Preld" okumasysa,
bir nedeni de iinde Wordsworth zerine bir paragrafn yer ala
ca -BeowulPtan Swinbumee - Ingiliz Edebiyat Elkitab adl k
sa bir kitap yazmakla urayor olmasyd. Beinci kitaba dal
m, aslnda tam da bir not kaleme almak zere durmutu ki,
st kattaki demeye bir ift izme pe pee dt. Yukar bakp
dnd. Kimin izmeleri acaba, diye merak etti. Sonra, bitiik
114

ten gelen bir hrty fark etti - elbisesini yerine kaldran bir ka
dnd belli ki. Sa taramaya elik eden sese benzer hafif bir tkr
t bunu izledi. Dikkatini Preld zerinde younlatrmas ok
gt. Tkrt yapan Susan Warrington myd? Yine de kendini
zorlayp blm sonuna kadar okudu, sayfalarn arasna bir ia
ret koyup honutlukla iini ekti, sonra sndrd.
ekil itibaryla bir yum urta kutusunun dierine benzedii
kadar benzer olmakla birlikte, duvarn te yanndaki oda ok
farklyd. Bayan Allan kitabn okurken Susan W arrington sa
larm fralyordu. alar boyunca bu zaman, tm ev ii ey
lemlerinin bu en grkemlisi, kadnlar arasndaki ak sohbetle
rine adanmt; am a Bayan W arrington yalnz olduundan konuam yordu; sadece alabildiine kaygl bir tavrla aynada
kendi yzne bakabiliyordu. Ban iki yana evirerek sk buk
lelerini bir o yana bir bu yana savurdu; sonra geriye doru bir
iki adm alp ciddiyetle kendini gzden geirdi.
Ho g r n yo ru m , diye karar verdi. G zel deilim herhalde, srtn biraz dikletirdi. Evet - ok kimse alml ol
duumu syleyecektir.
Aslnda Arthur Venningin onun ne olduunu syleyeceini
merak ediyordu. Onun hakkndaki duygulan kesinlikle tuhaf
t. Ona k olduunu ya da onunla evlenmek istediini kendi
ne itiraf edemiyordu, yine de tek bana kald her dakika
onun kendisi hakknda ne dndn merak etmekle, bu
gn birlikle yaptklar eylerle nceki gn birlikte yaptklar
eyleri karlatrmakla geiyordu.
Beni oyuna armad ama kesinlikle peimden salona gel
di, diye dnd, akam zetleyerek. Otuz yandayd; abla
larnn says ve taradaki papaz konulunda yaamn yaltlml yznden henz hi evlenme teklifi almamt. Srlarn
paylald bu saatlerde ou kez kederleniyordu; salarna
kaba davranarak, bakalaryla karlatrldnda yaamn onu
grmezlikten geldii duygusuna kaplarak kendini yatana at
t biliniyordu, iri, orantl bir kadnd, yanaklarna krmzlk
fazla belirgin paralar halinde yaylyordu ama ciddi, kaygl
hali ona bir tr gzellik veriyordu.
115

Tam yatak rtlerini ekip amak zereydi ki, Ah, unutu


yordum, diye haykrp yaz masasna gitti. zerine yl olu
turan rakamlarn baslm olduu kahverengi bir cilt orada du
ruyordu. Olgun bir ocuun keli, irkin el yazsyla yazma
ya balad, tpk nadiren gz att halde saklad gnlkleri
ne yllardr her gn yazd gibi.
leden nce - Bayan H. Elliola taradaki komular hak
knda sohbet etlik. Mannlar tanyormu; Selby-Carrowayleri
de. Dnya ne kadar kk! Onu sevdim. E. Teyzeme Bayan
Applebynin Serveninden bir blm okudum. leden sonra
- Bay Perrott ve Evelyn M. ile im kortta tenis oynadm. Bay
P.den holanm yorum . Onun pek ey olmadn hissediyo
rum, ama kesinlikle akll biri. kisini de yendim. Muhteem
bir gn, manzara harika. Bata fazlasyla plak gelmekle bir
likte insan hi aa olmamasna alyor. Akam yemeinden
sonra iskambil oyunu. E. Teyzemin neesi yerinde, ama sanc
s olduunu sylyor. Not: Nemli araflan sor."
Diz kp dua etti; ardndan kendini rahata battaniyelerin
arasna sktrarak yataa uzand; birka dakika sonra, soluk
alp verii uyuduunu gsteriyordu. Solumas, derinden hu
zurlu i ekileri ve duraksamalaryla, btn gece boyunca
uzun imenler arasnda dizlerinin zerinde duran bir ineginkini andryordu.
Bitiik odaya gz atldnda, yalak rtlerinin zerinde
knt yapan bir burundan baka pek az ey grlyordu. Pen
cereler ak olduundan ve kymk kymk yldz klaryla gri
kareler grndnden, karanla alnca insan, bir lnn
bedenine korkun denecek derecede benzeyen zayf bir bii
mi, uyumakla olan William Peppern bedenini ayrt edebilir
di. Otuz alt, otuz yedi, otuz sekiz - buralarda Portekizli
iadam kalyordu, tkrdayan byk bir saat kadar dzenli bir
horultunun geldiine baklrsa byk olaslkla onlar da uyu
yorlard. Otuz dokuz, koridorun sonunda, kede bir odayd,
ama ge olmakla birlikte -aada saat usulca biri vurmu
tu - kapnn altndaki k izgisi, birinin hl uyank olduu
nu gsteriyordu.
116

Ne kadar ge kaldn, Hugh!" dedi yalakta yalan bir kadn,


hrn ama ilgili bir sesle. Kocas dilerini fralyordu; birka
saniye cevap vermedi.
Uyum alydn," diye yantlad. Thornburyle konuuyor
dum.
Ama seni beklerken asla uyuyamadm biliyorsun, dedi
kadn.
Kocas buna cevap vermedi, yalnzca, Peki yleyse,
sndrelim, dedi. Sustular.
imdi koridorda bir elektrikli zilin zayf am a ie ileyen tit
reimi duyulabiliyordu. A ve gzlksz uyanan yal Bayan
Paley, biskvi kutusunu bulmas iin hizmetisini aryordu.
Hizmeti, yamurluuna sarnm olmasna ramen, bu saatte
bile i karartc bir saygyla zile yant verince koridor sessizlie
terk edildi. Aada her yer bo ve karanlkt; am a st katta,
Bayan A llann bann tepesine izm elerin yle byk bir
arlkla dm olduu odada hl bir k yanmaktayd. Bu
rada, birka saat nce perdenin glgesinde tmyle bacaklar
dan ibaretmi gibi grnen o beyefendi vard. Koltuuna g
mlm, mum nda Gibbonn Romann Gerileme ve k
nn Tflnlinin nc cildini okuyordu. O kurken arada bir
kendiliinden sigarasnn kln rpp sayfay eviriyor, bu
srada muhteem cmlelerden oluan koca bir tren alay ge
ni alnndan girip uygun adm yryerek srayla beyninin
iinden geiyordu. Kap alp, tom bullam aya eilimi olan
gen adam kocaman plak ayaklaryla ieri girmeseydi, bu s
re, alayn tm karargah deitirene dek bir saat ya da daha
fazla devam edebilirmi gibi grnyordu.
Ah, Hirst. sylemeyi unuttuum e y -
ki dakika," dedi Hirst, parman kaldrarak.
Paragrafn son szcklerini sa salim yerlerine yerletirdi.
"Sylemeyi unuttuun ey nedir? diye sordu.
Duygular yeterince dikkate aldn dnyor m usun?
diye sordu Bay H ew el. Ne sylem eye niyetlendiini yine
unutmutu.
Kusursuz Gibbon hakknda dald youn dncelerden
117

sonra, Bay Hirst, arkadann sorusuna glmsedi. Kitabn bir


yana koyup dnd.
Zihninin fazlasyla dzensiz olduunu syleyebilirim, di
ye gzlemde bulundu. Duygular m? Duygular tam da dikka
te aldmz eyler deil mi? Sevgiyi yle yukarya koyuyoruz,
geri kalanlarnsa hepsini aalarda bir yere. Sol eliyle bir pi
ramidin tepesini, sa eliyle de tabann iaret etti.
Ama yalandan bana bunu sylemek iin kmadn, diye
ekledi serte.
Yatamdan, dedi Hewet belli belirsiz, yalnzca konu
mak iin ktm galiba.
Bu arada stm karaym, dedi Hirst. Gmleinden ba
ka her eyini karm, leenin stne eilmi durumdayken
Bay Hirst artk insan aklnn grkemiyle deil, gen ama ir
kin bedeninin dokunakllyla etkiliyordu, nk kamburu
nu karmt ve yle zayft ki boynuyla omuzlarndaki ayr
ayr kemiklerin arasnda koyu izgiler vard.
Kadnlar ilgimi ekiyor, dedi, enesini dizlerine dayam,
yatan stnde otururken Bay Hirstn soyunmasyla hi ilgi
lenmeyen Hewet.
yle aptallar ki," dedi-Hirst. Pijamalarmn stne olur
musun.
Aptaldrlar herhalde? diye merak etti Hewet.
Bu konuda iki kan olamaz tahminimce, dedi Hirst, oda
nn bir yanndan dier yanna evike seirtirken, eer k
deilsen - Warrington adndaki u iman kadn m yoksa?
diye sordu.
Bir iman kadn deil - btn iman kadnlar, diye iini
ekti Hewet.
Bu akam grdm kadnlar iman deildi, dedi, Hewetin ahbaplndan yararlanarak ayak trnaklarn kesmeye
koyulan Hirst.
Onlar tarif etsene, dedi Hewet.
H ibir eyi tarif edem ediim i b iliy orsu n !" dedi Hirst.
Baka kadnlara ok benzediklerini syleyebilirim. Hep yle
dirler.
118

Hayr; ayrldmz yer de buras, dedi Hewet. Ben her e


yin farkl olduunu sylyorum. ki insan hibir zaman u kadarck bile ayn deildir. Seninle beni al ile.
Eskiden ben de yle dnrdm, dedi Hirst. Ama imdi
hepsi birer tip. Bizi alma, - bu oteli al. Topunun evresine
emberler izebilirsin; asla dar kmayacaklardr.
(Bunu yaparak bir tavuu ldrebilirsin), diye mrldand
Hewet.
Bay Hughling Elliot, Bayan Hughling Elliot, Bayan Allan,
Bay ve Bayan Thom bury - bir ember, diye devam elti Hirst.
Bayan Warrington, Bay Arthur Venning, Bay Perrott, Evelyn
M. baka bir ember; sonra koca bir yerli topluluu var; son
olarak da biz.
Hepimiz emberimizin iinde yalnz myz? diye sordu
Hewet.
Olduka yalnz, dedi Hirst. Dar kmaya urarsn,
ama kamazsn. Uramakla yalnzca her eyi altst edersin.
Ben emberin iindeki tavuk deilim, dedi Hewet. Aa
tepesindeki kumruyum.
Ayak trna batmas dedikleri bu mu acaba? dedi Hirst,
sol ayann ba parman inceleyerek.
Daldan dala uuyorum, diye devam etti Hewet. Dnya
alabildiine ho. Yataa, kollarnn zerine, srt st uzand.
Senin kadar anlalmaz olmak gerekten gzel mi acaba?
diye sordu Hirst, ona bakarak. Srekliliin yokluu - sende
bu kadar acayip olan ey bu, diye devam etti. Yirmi yedi ya
na gelmi biri olarak, ki bu neredeyse otuz demek, hi sonu
karmama benziyorsun. Yal kadnlardan oluan bir toplu
luk seni hl yandaymsn gibi heyecanlandryor.
Hewet bir an sessizlik iinde, ayak trnaklarn zenle mi
nenin iine spren sert hatl gen adam szd.
Sana sayg duyuyorum, Hirs, dedi.
Sana imreniyorum - baz eylerine, dedi Hirs. Bir: D
nmeme yetenein; iki: insanlar seni benden daha ok sevi
yorlar. Kadnlar senden holanyor herhalde.
"Gerekten en nemli ey de bu deil m i? dedi Hewet.
119

imdi yatan zerine dmdz uzanm, elini sallayarak ba


nn stnde belli belirsiz emberler iziyordu.
Elbette yle, dedi Hirst. Ama glk burada deil. G
lk, uygun bir hedef bulmakla, yle deil mi?
Senin emberinde hi dii yok mu? diye sordu Hewet.
Glgesi bile yok," dedi Hirst.
Birbirlerini yldr tanmalarna ramen, Hirst, Hewetn
aklarnn gerek yksn henz hi dinlememiti. Genel
sohbetlerde bu aklarn sayca pek ok olduu varsaylyordu
ama zelde bu konu geitiriliyordu. Hi almamasna yete
cek kadar parasnn bulunmas, yetkililerle arasndaki bir an
lamazlk yznden iki dnem sonra Cambridge'i brakmas,
ardndan seyahate kp oradan oraya srklenmesi, arkada
larnn yaamlarnn birrnek olduu pek ok noktada onun
yaamn tuhaf klyordu.
Senin em berlerini grmyorum - grm yorum , diye
szlerini srdrd Hewet. Bir ie bir da dnen, topa gibi
bir ey gryorum - bireylere arpyor - bir yandan br ya
na atlyor - saylar derliyor - daha fazla, daha fazla, daha faz
la, la ki her yer onlarla dolana kadar. Dne dne gidiyorlar
-ite urada, kenarda- gzden kayboldular.
Parmaklar, vals yapan topalarn rtnn kenarnda dne
rek yataktan aa, sonsuzlua dn gsterdi.
Bu otelde haftay yalnz geirmeyi dnebiliyor mu
sun?" diye sordu Hirst, bir anlk duraklamann ardndan.
Hewet dnmeye balad.
Dorusu u ki, insan hibir zaman yalnz deildir, hibir
zaman da yannda biri yoktur, diye sonuca vard.
Yani? dedi Hirst.
Yani? Ah, kreciklerle ilgili bir ey -au ralar- ne diyorsu
nuz onlara? Sen benim krecigimi gremiyorsun; ben de e
ninkini gremiyorum; birbirimizde grdmz yalnzca bir
zerre, u alevin ortasndaki fitil gibi. Alev bizimle birlikle her
yere gelir; tam olarak kendimiz deildir, ne hissetiimizdir;
dnya yetersiz, ya da esas olarak insanlar; her tr insan.
Seninki gzel, izgili bir krecikir! dedi Hirst.
120

Benim krecigimin bir bakasnn kreciiyle arpabile


ceim varsayarsak-
kisi de patlar m? diye araya girdi Hirsi.
O zaman - o zaman - o zaman- diye zihninde tartt Hewet,
kendi kendine konuur gibi, ko-ca-man bir dnya olur, dedi,
kollarn olanca geniliiyle aarak, sanki dalga dalga kabaran
evreni glkle de olsa kucaklyormu gibi, nk Hirstn yamndayken olaand iyimser ve anlalmaz hissederdi hep.
Her ey hesaba katlacak olursa, seni eskisi kadar aklsz
bulmuyorum, Hewet," dedi Hirst. Ne demek istediini bilmi
yorsun ama sylemeyi deniyorsun.
Peki burada elenmiyor musun?" diye sordu Hewe.
Her ey gz nnde bulundurulduunda - evet, dedi
Hirst. nsanlar gzlemlemeyi seviyorum. Bireylere bakmay
seviyorum. Bu lke alacak kadar gzel. Bu akam dan te
pesinin nasl sarya dndn fark eltin mi? Gerekten le
yemeklerimizi alp gn darda geirmeliyiz. ren bir bi
imde imanlyorsun." Hevvetm plak baldrn iaret etti.
Bir gezi dzenleriz, dedi Hewet canl bir tavrla. Btn
leli davet ederiz. Eek kiralayp-
Ah, Tanrm! deJi Hirst, kes unu! Bayan Warringon'n,
Bayan Allanm, Bayan Elliotm ve dierlerinin, talarn stne
melip Ne elenceli! diye vakvakladklarn grebiliyorum!"
Venning'i, Perrotl', Bayan Murgatroydu arrz - yakas
na yapabildiimiz herkesi, diye devam etti l lewet. u gz
lk takan kk ihtiyar ekigenin ad neydi? Pepper myd? Pepper bize nderlik etsin.
Tanrya kr, eekleri hibir zaman bulamayacaksn," de
di Hirst.
Bunu not almalym, dedi Iiewet, ayaklarn yavaa yere
indirirken. Hirst, Bayan Warringtona elik eder; Pepper be
yaz bir eein zerinde tek bana ilerler; azklar eite dat
lr - yoksa bir katr m kiralasak? Evli kadnlar -Bayan Paley
var, vay can n a!- bir arabay paylarlar.
Yanl yapacan yer de buras, dedi Hirst. Bakireleri evli
kadnlarn arasna yerletirmek.
121

Byle bir gezi sence ne kadar srer, H irst? diye sordu


Hewe.
On iki saatle on alt saat aras diyebilirim, dedi Hirst. Ge
nellikle ilk doumun ald zaman kadar.
Epey rgtlenme gerektirecek, dedi Hevvet. imdi odann
iinde yumuak admlarla yryordu; masadaki kitaplar ka
rtrmak iin durdu. st ste ylm duruyorlard.
Birka ozan da fena olmaz, dedi. Gibbon olmaz; hayr;
Modern Ak ya da John Donne yannda m? Grdn gibi, in
sanlar manzaraya bakmaktan usandklarnda oluacak sus
kunluklar dnyorum; yle zamanlarda g bir eyi yk
sek sesle okumak gzel olacaktr.
Bayan Paley ne elenecek, dedi Hirst.
Bayan Paley'nin bundan keyif alaca kesin, dedi Hevvet.
Bildiim en iizc eylerden biri bu - gekin hanmlarn iir
okumay brakmas. Yine de u ne kadar uygun:
Hayaun lo derinliklerini
skandil eden biri olarak konuuyorum,
Sonunda ak ve kesin grler
Dile getirebilen biri olarak..
Ama - sevgiden sonra ne gelir?
Kararan bir sahne,
Kederli birka bo saat,
Ve sonra, Perde.*
imizde bunu gerekten anlayabilen tek insan Bayan Paleydir herhalde.
Kendisine sorarz, dedi Hirst. Ltfen, Hevvet, eer yal
man gerekiyorsa perdemi ek. Beni ay ndan daha fazla ra
hatsz eden pek az ey var.
Hevvet, Thomas Hardynin iirlerini kolunun altna sktrp
ekildi; birbirine bitiik odalardaki yataklarnda, gen adamla
rn ikisi de ksa srede uykuya dald.
Hevven mumunun snm esiyle, sabah erkenden otelin
(*) Hevvet, Thomas Hardynin 'He Abjures Love'mn son dizelerini alntlyor .n.

122

terk edilmiliini inceleyen ilk kii olan kara derili spanyol


ocuun yalaklan kalkmasnn arasna, birka saailik bir ses
sizlik girdi, insan yz kiinin derin soluk alp verilerini nere
deyse iilebilirdi; bu kadar uykunun ortasnda, ne denli diken
stnde ve huzursuz olursa olsun, uykudan kamak gt.
Pencerelerden dar bakldnda grlecek tek ey karanlk
t. Dnyann glgedeki yansnn her yerinde insanlar uzan
mt; bo caddelerde titreen birka k, kemlerinin kurul
duu yerleri iaretliyordu. Piccadillyde krmz ve sar oto
bsler azna kadar doluydu; pahal kadnlar durduklar yer
de sallanyordu; oysa burada, bir bayku karanlkta aatan
aaca uuyordu ve meltem dallan kaldrdka ay bir fener gi-"
bi yanp snyordu. Btn insanlar yeniden uyanncaya ka
dar evsiz hayvanlar darda oluyordu, kaplanlar, geyikler ve
glcklerden imek iin karanlkta aa inen filler. Geceleyin
tepelerle korularn zerinden esen rzgr, gn rzgnndan
daha ar, daha tazeydi; ayrntlardan yoksun kalan yeryzyse
yollarla, tarlalarla blnm renkli yeryznden daha gizem
liydi. Bu derin gzelliin varl alt saat srd; sonra dou
gitgide daha da aardka toprak yzeye kt, yollar gz n
ne serildi, duman kalkt ve insanlar hareketlendi; gne, San
la Marinadaki otelin pencerelerinde prldad, ta ki perdeler
alp binann her yerinde nlayan gong kahvalty haber ve
rene dek.
Kahvalt sona erer ermez, hanmlar her zamanki gibi gazete
leri alp geri brakarak salona dalp emberler oluturdular.
Peki, bugn ne yapacaksnz?" diye sordu, amaszca ge
zinirken kendini Bayan W arringtonm yannda bulan Bayan
Elliot.
Oxford retim yesi Hughlingin kans olan Bayan Elliot,
alamakl bir yz ifadesi taknma alkanlnda olan ksa boy
lu bir kadnd. Gzleri, sanki "hibir zaman zerinde uzun uza
dya durmaya deecek kadar ho bir ey bulamyormu gibi,
bir eyden bir eye hareket ediyodu.
Emma Teyzemi dar karp kasabaya gtrmeye ala
cam, dedi Susan. Henz bir tek ey grmedi.
123

minesinin yambandan kalkp buralara gelmesi, dedi


Bayan Elliot, yana gre ok canl biri olduunu gsteriyor.
Evet, ona hep gemide leceini syleriz, diye yantlad Su
san. "Gemide domu zaten, diye ekledi.
Eski gnlerde, dedi Bayan Elliot, pek ok insan yle do
mu. Zavall kadnlara yle acyorum ki! Yaknacak ok eyi
miz var! Ban iki yana sallad. Gzleri masann zerinde ge
zindi; konuyla ilgisiz olarak, Zavall kk Hollanda Kralie
si!* Gazete muhabirleri neredeyse yatak odasnn kapsnda
diyebiliriz! dedi.
Hollanda Kraliesinden mi sz ediyordunuz? dedi, dar
madank ince yabanc gazetelerin arasnda The Timesn ka
ln sayfalarm aramakta olan Bayan Allann ho sesi.
yle fazlasyla dz bir lkede yaayan birine hep imrenmiimdir, diye belirtti.
Ne kadar tuhaf! dedi Bayan Elliot. Ben dz bir lkeyi
ok i karartc bulurum.
yleyse ne yazk ki burada pek mutlu olamayacaksnz.
Bayan Allan, dedi Susan.
Tersine, dedi Bayan Allan, dalara fazlasyla dknmdr. Az ileride The Tim es' grnce gazeteyi kapmak zere
uzaklat.
Neyse, kocam blmam gerek, dedi Bayan Elliot sabrsz
lanarak.
Ben de teyzeme gitmeliyim, dedi Bayan Warrington; gn
lk grevlerini stlenerek uzaklatlar.
Yabanc gazetelerin inceliinin ve harflerinin kabalnn
herhangi bir biimde ciddiyetsizlii ve bilgisizlii iaret eden
birer kant olup olmad bir yana, nasl ki sokakta bir adam
dan satn alnan bir program, iinde sylenenlerle ilgili gven
uyandrmazsa, lngilizlerin bu gazetelerde okunan haberleri
pek haberden saymadklarna kuku yoktur. ok saygdeer,
gekince bir ift, gazetelerle dolu uzun masalar tefti ettikten
sonra, balklardan fazlasn okumak iin zaman harcamaya
demeyeceini dnd.
(*) Mollanda Kraliesi 1909 ylnn nisan aynda doum yapmt - .n.

124

Ayn on beindeki mzakerenin imdiye kadar bize ula


mas gerekirdi," diye mrldand Bayan Thornbury. Gzelce te
mizlenmi olan, ypranm yakkl yzne hava koullarnn
hrpalad, tahtadan bir suretin zerindeki boya izlerine ben
zer bir krmzlk yaylan Bay Thornbury, gzlnn zerin
den bakp The Timesn Bayan Allanda olduunu grd.
ift, bu nedenle koltuklara yerleip beklemeye balad.
Ah, Bay Hewet orada, dedi Bayan Thornbury. Bay Hewet, diye devam etti, gelin, yanmza oturun. Ben de kocama
sizin aziz bir eski dostuma ne kadar ok benzediinizi syl
yordum - Mary Umpleby. Emin olun, ok tatl bir kadnd.
Gl yetitirirdi. Eski gnlerde onunla birlikte kalrdk.
H ibir gen adam gekin bir kzkurusuna benzediinin
sylenmesinden holanmaz, dedi Bay Thornbury.
Tersine, dedi Bay Hewet, "insanlara baka birini anmsat
may her zaman bir iltifat sayarm. Peki, Bayan Umpleby - ne
den gl yetitiriyordu?"
Ah, zavallck, dedi Bayan Thornbury, uzun hikye. Kor
kun straplar ekli. Bahesi olmasayd, bir keresinde akln
.yitirmesine az kalmt. Toprak, ona ok kar geliyordu -k lk
deitirmi bir ltuftu bu; afak skerken yatandan kalkmak
zorunda kalyord u - her trl hava koulunda dardayd.
Sonra, glleri yiyen yaratklar da var. Ama o galip geldi. Hep
galip gelirdi. Yrekli bir insand. Derin derin, ama ayn za
manda tevekklle iini ekti.
Gazeteyi tekelime aldmn farknda deildim, dedi Ba
yan Allan, onlara doru gelirken.
M zakereyi okum ak iin can a ty o rd u k , dedi Bayan
Thornbury, gazeteyi kocasnn adna kabul ederek.
nsan, bir mzakerenin ne kadar ilgi ekici olabildiini
oullar donanmaya kalana kadar fark etmiyor. Bununla bir
likle, ilgi alanlarm dengelidir; orduda da oullarm var; bir
olum da Sendikada konumalar yapyor - bebeim benim !
Tahminimce Hirst onu tamyordur, dedi Hewet.
Bay Hirstn yle ilgi ekici bir yz var ki, dedi Bayan
Thornbury. Ama onunla konumak iin insann ok akll ol
125

mas gerekiyormu gibi geliyor bana. Ee, William? diye sor


du, nk Bay Thombury homurdanyordu.
Yzlerine gzlerine bulatryorlar," dedi Bay Thombury.
Haberin ikinci stununa gelmiti, kark bir stun; Irlandal
milletvekilleri hafta nce, W estm insterda, donanmann
verimliliiyle ilgili bir mesele zerine az dalana girmilerdi.
Bozuk bir iki paragraftan sonra, stunun basks yeniden dz
gnce akyordu.
Okumu muydunuz? diye sordu Bayan Thombury, Bayan
Allana.
Hayr, utanarak sylyorum ki yalnzca Giritteki keifleri
okudum, dedi Bayan Allan.
Ah, kadim dnyay anlamak iin neler vermezdim! diye
haykrd Bayan Thombury. Artk biz ihtiyarlar yalnz kald
mza gre, -ik in ci balaymzdayz,- gerekten, kendimi tekrar
eitmeye balayacam. Ne de olsa gemiin temelleri zerinde
ykseliyoruz, yle deil mi Bay Hewet? Asker olan olum, hl
Hannibaldan renilecek ok ey olduunu sylyor, insann,
bildiklerinden ok daha fazlasn bilmesi gerekir. Nedense ga
zete okurken nce mzakerelerden balarm; daha bitiremeden kap alr-evde ok geni bir topluluuz- yani insan hi
bir zaman kadim uygarlklar, onlarn bizim iin btn o yap
tklarn yeterince dnmyor. Ama siz batan balyorsunuz,
Bayan Allan."
Yunanlar dndmde, onlar plak siyah adamlar ola
rak dnyorum, dedi Bayan Allan, eminim yanltr.
Ya siz. Bay Hirst? dedi Bayan Thombury, sska gen ada
mn yaknlarda olduunu fark ederek. Eminim her eyi oku
yorsunuzdur.
Kendimi kriket ve sula snrlyorum, dedi Hirst. st s
nflardan gelmenin en kt yan, diye devam etti, insann
dostlarnn hibir zaman demiryolu kazalarnda lmemesi.
Bay Thombury gazeteyi aa atp kesin bir tavrla gzl
n indirdi. Yapraklar, Loplulugun ortasna dt; hepsi dikkat
le bakt.
yi gememi mi? diye sordu kars endieyle.
126

Hewet yapraklardan birini alp okudu, Dn, Westminster


sokaklarnda yryen bir hanm terk edilmi bir evin pencere
sindeki kediyi fark etti. Alktan kvranan hayvan-
"Nasl olsa bu iin dnda kalacam, diye araya girdi Bay
Thombury, hrn bir tavrla.
Kediler sk sk unutulur," dedi Bayan Allan.
Unutma W illiam, Babakan cevabn sonraya saklamt,
dedi Bayan Thombury.
Brondesbury, Eeles Parkl Bay Joshua Harrisin seksen ya
ndayken bir olu olmutu, dedi Hirst.
...Alktan kvranan hayvan birka gndr iilerin de dik
katini ekiyordu; kedi kurtarld ama - vay canna! adamn
elini srp parampara elti!
Alktan gz dnmt herhalde, diye yorum yapt Ba
yan Allan.
Hepiniz yurt dnda olmann balca yararn gzard edi
yorsunuz," dedi, toplulua katlan Bay Hughling Elliot. Ha
berleri Franszca okuyabilirsiniz, bu da hi haber okumamak
demektir.
Bay Elliotm Kpti dili hakknda derin bilgisi vard, bunu
olabildiince gizli tutard; Franszca deyilerden yle zarif
alntlar yapard ki, sradan dili de konuabildiine inanmak
gt. Franszlara saygs snrszd.
Geliyor musunuz? diye sordu iki gen adam. yice scak
olmadan nce yola kmamz gerek.
Rica ederim scakta yrme, Hugh," diye yalvard kars,
iinde yarm pilile biraz kuru zm bulunan kntl bir pa
keti ona verirken.
Hewet bizim barometremiz olacak, dedi Bay Elliot. Ben
den nce o eriyecektir."
Gerekten, pirzolalarndan bir damlack bile eriyip gidecek
olsa geriye plak kemikleri kalrd. Demenin zerinde du
ran The Times'm evresindeki hanmlar artk yalnz kalmlar
d. Bayan Allan, babasnn kol saatine bakt.
On bire on var, dedi.
zaman m? diye sordu Bayan Thombury.
127

zaman, diye yanl verdi Bayan Allan.


Ne kadar zarif bir yaraik!" diye mrldand Bayan Thom bury, Bayan Allann keli sureli erkeksi ceketinin iinde
uzaklarken.
G bir yaam olduundan eminim, diye iini ekti Ba
yan Elliot.
Ah, kesinlikle g bir yaam, dedi Bayan Thombury. Be
kr kadnlar -k en d i geim lerini salayanlar- tm yaamlar
arasnda en g yaam."
Yine de epey neeli grnyor, dedi Bayan Elliot.
ok ilgi ekici bir i olmal, dedi Bayan Thombury. Bilgi
sine gpta ediyorum."
Ama kadnlarn istedii bu deildir, dedi Bayan Elliot.
Ne yazk ki pek oklarnn sahip olmay umul edebilecei
tek ey bu, diye iini ekti Bayan Thornbury. Artk bizlerin
saysnn daha nce hi olmad kadar ok olduuna inan
yorum. Daha geen gn Sir Harley Lethbridge bana donan
maya katlacak delikanllar bulmann ne kadar g olduunu
anlatyordu - biraz da dileri yznden, elbette. Gen kadn
larn ey hakknda olduka ak bir biimde konutuklarn
da duydum -
Korkun, korkun! diye bard Bayan Elliot. Deyim ye
rindeyse, bir kadnn yaamnn tac. Ben ki ocuksuz olmann
ne olduunu bilirim - iini ekerek sustu.
Ama kat olm am alyz, dedi Bayan Thornbury. Benim
genliimden bu yana koullar yle ok deiti ki.
Annelik deimiyor kukusuz, dedi Bayan Elliot.
Baz bakmlardan, genlerden pek ok ey renebiliriz,
dedi Bayan Thornbury. Ben kendi kzlarmdan o kadar ok
ey reniyorum ki.
Hughling'in gerekten pek umursamadna inanyorum,
dedi Bayan Elliot. Dier yandan, onun ileri var.
ocuksuz kadnlar bakalarnn ocuklar iin ok ey ya
pabilirler, diye yorum yapt Bayan Thornbury tatllkla.
Bol bol eskiz iziyorum, dedi Bayan Elliot, ama bu ger
eklen bir megale saylmaz. Daha yeni balayan kzlarn sizin
128

yaptnzdan daha iyisini yaptn grmek insan yle mah


cup ediyor ki! Doa zor - ok zor!
Yardm edebileceiniz kurumlar -d em ek ler- yok mu? di
ye sordu Bayan Thombury.
Onlar ok yorucu, dedi Bayan Elliot. Rengimden tr
gl grnyorum; ama deilim; on bir kardein en k
hibir zaman gl olmaz.
Anne batan zenli olursa," dedi Bayan Thombury yarg
lamasna, ailenin byklnn bir fark yaratmas iin hibir
sebep yok. Hem kardelerin birbirine verdii eitim gibisi yok
tur. Bundan eminim. Kendi ocuklarmda grdm. Byk o
lum Ralph, rnein-
Ne var ki, Bayan Elliot bu gekin hanmefendinin deneyimi
ne kar ilgisizdi; gzleri salonda gezindi.
Benim bildiim, annem iki kez ocuk drd, dedi bir
denbire. lki, u dans eden kocaman aylardan biriyle karla
t iin oldu - onlara izin verilmemesi gerekir; dieriyse -k o r
kun bir hikyeydi- amzn ocuu olmutu; yemekli bir
parti verildi. Sindirim gl ekmemi buna balyorum.
ocuk drmek doum yapmaktan ok daha kt, diye
mrldand Bayan Thom bury dalgn bir tavrla, gzln
dzeltip The Times eline alrken. Bayan Elliot kalkp hzla
uzaklat.
Gazetede konuan bir milyon sesten birine kulak verip, bir
kuzeninin Mineheadde bir din adamyla evlendiini fark edin
ce - sarho kadnlar, Giritin altn hayvanlarn, taburlarn ha
reketlerini, akam yemeklerini, slahatlar, yangnlar, fkelile
ri, okumular ve yardmseverleri yok sayan Bayan Thombury,
postaya verilmek zere bir mektup yazmak iin yukar kt.
Gazete, saatin lam altnda kald; ikisi birarada, deien bir
dnyada istikrar simgeler gibiydiler. Bay Perrotl geip gitti;
Bay Venning bir masann kenarnda bir saniye duraklad. Ba
yan Paley tekerlekli sandalyesiyle geti. Peinden Susan geli
yordu. Bay Venning onun ardndan ar ar yrd. Giysileri
insana dank yatak odalarnda ge saatlerde uyandklar his
sini veren Portekizli asker aileleri geip gitti; kucaklarnda
129

grltc ocuklar tayan gvenilir dadlar onlara elik edi


yordu. Gn ortas yaklap da gne dosdoru atnn zerine
vurunca, iri sinekler bir daire oluturup burga yaparak vzl
damaya baladlar; palmiyelerin altnda buzlu iecekler su
nuldu; gcrtyla aa ekilen uzun gnelikler tm sar
ya dntrd. Artk saatin tkrdayacak sessiz bir salonu ve
uyuklayan drt be tccardan olumu bir dinleyici topluluu
vard. Glgelikli apkalar olan beyaz suretler yava yava ka
pdan girerken, scak yaz gnnn bir dilimini de ieri kabul
ettiler; sonra kapy kapatp darda braktlar. Lolukla bir
dakika dinlendikten sonra yukar ktlar. Ayn anda, saat h
rldayarak biri vurdu; gongun yumuak balayp yava yava
bir lgnla kapldktan sonra susan sesi iitildi. Bir durakla
ma oldu. Sonra, yukar kanlarn hepsi aa indi; kaymamak
iin iki ayan ayn basamaa sk sk basan sakatlar geldi;
dadlarnn parman tutan k kk kzlar geldi; hl ye
leklerini iliklemekte olan iman, yal adamlar geldi. Gong
baheden de duyulmutu; srt st uzanm insan suretleri s
rayla ayaa kalkp ar ar yryerek karnlarn doyurmak
zere ieri girdiler, nk yine beslenme zamanlan gelmiti.
Bahede havuzlar ve gn ortasnda bile iki konuun al
mak ya da konumak iin rahata uzanabilecei dilim dilim
glgelikler vard.
Gnn scakl yznden le yemei genellikle insanlarn
komularn gzlemledii, yeni yzleri inceleyerek kim olduk
larna, ne yaptklarna dair tahminlerde bulunmaya cret etti
i, sessiz bir n oluyordu. Yetmi yan epey am ve bacaklanndan sakat olmasna ramen Bayan Paley, yemeinden
ve insanlarn acayipliklerinden keyif alyordu. Susanla birlikte
kk bir masada oturmutu.
Onun ne olduunu sylemek istem em !" diye kkrdad,
gze arpacak bir biimde beyazlar giymi, yanaklarnn u
kurlarnda boya olan, hep ge kalan, ve hep hrpani bir kad
nn elik ettii uzun boylu bir kadn incelerken; bu sz ze
rine Susan kzararak teyzesinin neden byle eyler sylediini
merak etti.
130

le yemeine, yedi eidin her birinden geriye yalnzca


paralar kalana dek, usulnce devam edildi; meyve, tpk bir
ocuun bir papatyay yaprak yaprak ortadan kaldrmas gibi,
yalnzca soyulup dilimlenecek bir oyuncakt. Yiyecekler insan
ruhunun gn ortas scana dayanm olabilecek hafif alevleri
zerinde sndrc ilevi gryordu, ama daha sonra Susan,
odasnda oturdu ve teyzesine yksek sesle kitap okurken Bay
Venningin bahede yanna gelip orada neredeyse yarm saat
oturmu olduu gereini keyifle zihninde evirip evirdi. Er
keklerle kadnlar, fark edilmeksizin uzanabilecekleri farkl k
eler aryordu; ikiden drde kadar otelde ruhlar olmayan be
denlerin ikamet etlii, abartmadan sylenebilirdi. Bir yangn
ya da lm nedeniyle birdenbire insan doasndaki kahraman
ca bir eye gerek duyulsa, sonu felaket olacakt, ama trajedi
ler alk saatlerine rastlar. Saat drde doru, tpk bir alevin
kara bir kmr kntsn yalad gibi, insan ruhu yeniden
bedeni yalamaya balyordu. Bayan Paley disiz enesini byle
alabildiine amasnn yakk almayacam hissetti, oysa ya
knlarda hi kimse yoktu; Bayan Elliot ise kzarm yuvarlak
yzn aynada kaygyla inceliyordu.
Yarm saat sonra, uykunun izlerini silerek bulutular; Bayan
Paley ay ieceini belirtti.
Siz de ay seviyorsunuz, deil m i? diyerek, kocas hl
darda olan Bayan Elliot' bir aacn altna koydurmu oldu
u zel masada ona katlmaya davet etti.
Bu lkede azck gm epeyce i gryor, diye kkrdad.
Susan bir fincan daha getirmesi iin geri gnderdi.
Burada yle mkemmel biskviler yapyorlar ki, dedi, bir
tabak dolusu biskviyi szerek. ekerli biskvi deil, onlar
sevmem - sade biskvi... Eskiz mi yapyordunuz?
Ah, iki kk karalama yaptm, dedi Bayan Elliot, her
zamankinden epeyce yksek sesle konuarak. Ama Oxfordshiredan sonra ok g oluyor, orada yle ok aa vardr ki.
Burada k ok gl. Bazlar buna hayran kalyor, biliyo
rum, ama ben ok yorucu buluyorum."
Pimeye gerekten ihtiyacm yok, Susan, dedi Bayan Pa131

ley, yeeni dndnde. Zahmet olacak ama yerimi deitir


melisin.
Her eyin tanmas gerekiyordu. Nihayet yal hanmefendi,
n zerinde titreecei biimde yerletirildi, tpk adaki
bir balk gibi grnyordu. Susan ay koydu; tam Wiltshireda
da havann scak olduunu sylyordu ki, Bay Venning onlara
katlp katlamayacan sordu.
aydan nefret etmeyen bir gen bulmak yle gzel ki, de
di, keyfi tekrar yerine gelmi olan Bayan Paley. Erkek yeen
lerimden biri geenlerde bir bardak spanyol arab istedi - sa
at bete! Ona kedeki birahanede iebileceini syledim, be
nim oturma odamda deil.
"aysz kalmaktansa le yemei yememeyi yelerim," dedi
Bay Venning. Bu tam tamna doru deil. kisini de isterim.
Bay Venning yaklak otuz iki yanda esmer, gen bir adam
d, u anda biraz heyecanland belli olmakla birlikle, tavrla
r ok sallapati ve zgvenliydi. Arkada Bay Perrott avukatt;
yannda Bay Venning olmakszn herhangi bir yere gitmeyi
reddettiinden, Bay Perrott bir irketle ilgili olarak Santa Marinaya gelince Bay Venningin de gelmesi gerekmiti. O da avu
katt ama kendisini drt duvar arasnda kitaplarn banda tu
tan bu meslekten tiksiniyordu; dul annesi lr lmez umakla
ciddi olarak uramaya balayacak ve uak yapan byk bir
irkete ortak olacakt, Susana byle sr vermiti. Sohbet gelii
gzel srmekteydi. Buralarn gzellikleri ve tuhaflklar, cad
deleri, insanlar ve sahipsiz san kpeklerin says ele alnyor
du elbette.
Bu lkede insanlarn kpeklere davrann korkun dene
cek kadar acmasz bulmuyor musunuz? diye sordu Bayan
Paley.
Ben olsam hepsini vurdururdum, dedi Bay Venning.
Ah, sevimli yavru kpekler dnda, dedi Susan.
Neeli kk dostlar, dedi Bay Venning. Baksanza, siz
hibir ey yemiyorsunuz. Kocaman bir dilim keki, titreyen
bir ban ucunda Susana sundu. Keki alrken Susanm da eli
titriyordu.
132

Evde ok sevimli bir kpeim var, dedi Bayan Elliot.


Benim papaanm kpeklere katlanamyor," dedi Bayan Paley, sr verir gibi bir havaya brnerek. Hep ben yurt dn
dayken olancaza (ya da kzcaza) bir kpein satam ol
duundan kukulanyorum.
Bu sabah uzaa gitmediniz, Bayan Warrington, dedi Bay
Venning.
Hava scakt," diye cevaplad Susan. Bayan Paleynin sarl
ve Bayan Elliotm, amcalarndan birine ait olan, bir tek siyah
benek dnda beyaz, sert tyl teriyerin intiharla sonulanan
uzun, zc tarihesini anlatmaya girimesi sayesinde, sohbet
leri zel bir sohbete dnverdi. Hayvanlar da intihar eder,
diye iini ekti Bayan Elliot, ac bir gerei bildirircesine.
Bu akam kasabay kefe ksak olmaz m? diye neride
bulundu Bay Venning.
Teyzem-" diye balad Susan.
Bir tatili hak ediyorsunuz, dedi Bay Venning. Her zaman
bakalar iin bireyler yapyorsunuz.
Ama be.im hayatm bu, dedi Susan, dikkatini aydanl
yeniden doldurmaya vermi gibi yaparak.
Kimsenin hayat bu deildir," diye karlk verdi Bay Ven
ning, hibir gen insann. Gelecek misiniz?
Gelmeyi isterdim, diye mrldand Susan.
O anda Bayan Elliot ban kaldrp bakt ve bard, Ah,
Hugh! Yannda birini getiriyor," diye ekledi.
Biraz ay houna gidecektir, dedi Bayan Paley. Susan, ko
birka fincan getir - o iki gen de orada.
aya susadk, dedi Bay E lliot. Bay Ambrose'u tanyor
musun, Hilda? Tepede karlatk.
Beni buraya srkledi, dedi Ridley, yoksa utanmam gere
kirdi. Tozlu, pis ve tatszm. Tozdan bembeyaz olmu izme
lerini iaret ederken, bahe kapsna yaslanm bitkin bir hay
van gibi dme deliinden sarkan bezgin iek, Ridleynin ya
ratt uzunluk ve danklk izlenimini artryordu. Dierle
riyle de tantrld. Bay Hewetla Bay Hirst sandalye getirdi;
Susann suyu uzun bir alklktan gelen beceriyle ve hep g133

leryzle bir aydanlktan dierine avlanlar halinde aktmasy


la, ay yeniden balad.
Karmn erkek kardeinin, diye aklad Ridley, hatrlama
y baaramad Hildaya, burada bir evi var, bize dn verdi.
Hibir ey dnmeksizin bir kayann zerinde oturuyordum
ki, Elliot pantomimlerdeki periler gibi ortaya kverdi.
Pililerimiz tuza bulanmt, dedi Hewe abartl bir zn
tyle, Susana. Muzda besinin yan sra nem bulunduu da
doru deil.
Hirst oktan imeye balamt.
Size svp sayyorduk, dedi Ridley, Bayan Elliotm nazik
e karsnn hatrn sormasna yant olarak. Siz gezginler b
tn yumurtalar yiyip bitiriyormusunuz, Helen syledi. Bu da
bir irkinlik ant - bayla oteli iaret etti. "Ben buna iren
bir lks diyorum. Biz oturma odasnda domuzlarla yayoruz.
Fiyatlar gz nne alndnda yiyecekler hi de olmas ge
rektii gibi deil, dedi Bayan Paley ciddiyetle. Ama insan
otele gitmeyip de nereye gidecek?"
Evinizde oturun, dedi Ridley. Sk sk, keke yle yapsay
dm, diyorum! Herkes evinde oturmal. Ama elbette kimse
oturmaz.
Bayan Paley'nin iinde, be dakikalk bir tankln ardn
dan alkanlklarn eletiren Ridleye kar belirgin bir hncn
tohumlar allyordu.
Ben yurtd seyahatlerinin faydasna inanrm, diye belirt
ti, eer insan kendi doduu topra tanyorsa, ki ben tand
m itenlikle syleyebileceim i dnyorum. Kimsenin
Kenti ve Dorsetshire gezmeden seyahat etmesine izin ver
mezdim - Kenti erbetiotlar iin, Dorsetshire da eski ta
kulbeleri iin. Burada onlarla karlatrlabilecek hibir ey
yok.
Evet - hep kimilerinin dzlkleri, kimilerininse tepeleri
sevdiini dnmmdr, dedi Bayan Elliot, belirsizce.
Aralksz olarak yiyip ien Hirst, bir sigara yakarak yorum
yapt, Ah, ama u zamana kadar hepimiz doann bir hata ol
duunda anlamtk. Ya ok irkin, sarsc denecek kadar ra
134

hatsz, ya da tmyle dehet verici. Hangisi beni daha ok te


lalandrr bilmiyorum bir inek mi yoksa bir aga m? Bir ke
resinde, geceleyin, tarlada bir inekle karlamtm. Yaratk
bana bakt. Emin olun, salanma ak dt. Hayvanlarn z
grce dolamalarna izin verilmesi bir rezalet.
Peki inek onun hakknda ne dnd? diye mrldand
Venning, Susana; Susan hemen zihninde, Bay Hirstn kor
kun bir adam olduuna karar verdi, byle akllym gibi bir
havas olsa da, gereklen nemli olan konularda Arthur kadar
akll deildi byk olaslkla.
Doann kala kemiklerini telafi edemedii gereini kefe
den Wilde deil miydi? diye sodu Hughling Elliot. Bu sre
iinde Hirstn hangi burslara ve vasflara sahip olduunu tam
olarak renmi, onun yeteneklerine dair ok yksek bir kan
edinmiti.
Ne ki, Hirst yalnzca dudaklarn smsk kapatt ve hi yant
vermedi.
Ridley artk oradan ayrlmasna izin verilebileceini kestirdi.
Kibarlk gerei, ay iin Bayan Elliota teekkr edip elini sal
layarak ekledi, Gelip bizi grmelisiniz.
Elinin kapsad alan, Hirstle Hewett da iine alyordu; Hewet, Bunu ok isterim, diye yant verdi.
Topluluk dald; yaamnda kendini hi bu kadar mutlu
hissetmemi olan Susan, tam kasabada Arthurla yapacaklar
yry iin yola kmak zereydi ki, Bayan Paley bir el hare
ketiyle onu geri ard. ifte Seylan adl tek kiilik iskambil
oyununun nasl oynandn kitaptan anlayamamt; oturup
birlikte bunu zmeyi nerdi, bylece akam yemeinden n
ceki zaman gzelce geirebilirlerdi.

135

X. Blm

Bayan Ambroseun, kalacak olursa yeenine sz verdii eyler


den biri de evin geri kalanndan yaltlm , geni, zel bir
odayd - piyano alabilecei, okuyabilecei, dnebilecei,
dnyaya meydan okuyabilecei bir oda, hem bir smak hem
de bir kale. nsan yirmi drt yandayken odalarrt, odadan
ok birer dnya gibi olduunu biliyordu. Yargs doruydu;
Rachel kapy kapatnca ozanlarn arklar syledii, eylerin
doru orantlarna kavutuu byl bir yere giriyordu. Gece
oteli grdkten birka gn sonra Rachel, bir koltua gml
m olarak tek bana oturmu, srtnda Henrik Ibsenin Eserle
ri yazan, parlak krmz kapl bir cildi okumaktayd. Piyano
nun zerinde notalar ak duruyordu; mzikle ilgili kitaplar
iki dzensiz stun halinde yerden ykseliyordu; ama u an
iin mzii brakmt.
Sklm ya da dalgn grnmek yle dursun, gzleri nere
deyse hoyrata sayfann zerinde younlamt; yavalayan so
luunu tutmasndan, zihninin almasnn tm bedenini zor
lad anlalyordu. Sonunda kitab serte kapatt; arkasna
yaslanp, imgelem dnyasndan gerek dnyaya geie hep
damgasn vuran o derin hayreti ifade eden derin bir soluk ald.
Bilmek istediim, dedi yksek sesle, u: Hakikat nedir?
136

Btn bunlardaki hakikat nedir? Biraz kendisi, biraz da az


nce okuduu oyunun kadn kahraman olarak konuuyordu.
ki saatlik sre boyunca matbaa harflerinden baka bir ey gr
mediinden, dardaki manzara imdi artc bir gereklik ve
berraklkta grnyordu, ama tepede zeytin aalarnn gv
delerini beyaz bir svyla ykayan adamlara ramen u an iin
manzaradaki en canl ey kendisiydi - n alann lam ortasnda,
manzaraya egemen olan bir kahram anlk heykeli, lbsenin
oyunlar onu hep bu durumda brakrd. st ste gnlerce bu
oyunlar oynayarak Heleni epey elendirmii; sonra sra Meredithe gelmi, Rachel, Kavaktaki Diana olmutu. Ama Helen
bunun tmyle rol yapmaktan ibaret olmadnn, birtakm in
sani deiimlerin de gerekletiinin farkndayd. Rachel san
dalyenin arkalnda kaskat duruundan yorulunca yan d
np kayklarak rahata yerleti; mobilyalarn zerinden, kar
duvarda baheye alan pencereden dar bakt. (Zihni Noradan uzaklamt, ama kitabn ona artrd eyler zeri
ne, kadnlar ve yaam zerine dnmeyi srdrd.)
Orada bulunduu ay iinde, halalarnn ev ii dedikodu
laryla ve korunakl bahelerde bitmez tkenmez yryler
le geen zaman dikkate deer lde telafi etmiti, tpk He
lenin amalad gibi. Ama onu herhangi bir ekilde etkiledi
ini, ya da etkileme gcnn bulunduuna dair en kk bir
inancnn olduunu, en bata Bayan Am brose reddederdi.
Onu daha az utanga, daha az ciddi buluyordu, bu da tama
men yarannayd; bu sonuca yol aan zorlu sramalarla sonu
gelmez labirentleri o bile tahmin edemezdi. Gvendii ila
konumakt, her ey hakknda konumak, zgrce, savunma
szca ve erkeklerle konuma alkanlnn onun iin doal
kld lde akszllkle konumak. Bayan Ambrose, er
keklerle kadnlardan oluan kark ev halklar iinde byle
yksek bir deer verilen, yapmacklk zerine kurulmu z
geci ve canayakm olma alkanlklarn da desteklemiyordu.
Rachel'n dnmesini arzu ediyordu; bu nedenle ona kitap
lar sunuyor, Bach, Beethoven ve Wagnera tamamyla baml
olmasn engellemeye alyordu. Ne ki, Bayan Ambrose, De137

foeyu, Maupassan ya da aile yaam zerine kapsaml bir


gnceyi nerirken, Rachel modern kitaplar, parlak sar ka
paklan olan kitaplar, halalanna kalsa hi de modern zaman
larda ileri srld kadar nemli olmayan olgular zerine,
sert didime ve tartmalarn alameti olan yaldzlardan srtla
rnda bolca bulunan kitaplar seiyordu. Ama Bayan Ambrose
ona karmyordu. Rachel, yazl cmlelere aina olmayan bi
rinin o garip dgc yoksunluuyla, szckleri sanki tahta
dan yaplm , ayn ayr byk nem leri bulunan, masalar,
sandalyeler gibi birer biim i olan eylermi gibi ele alarak,
kendi setiklerini okuyordu. Bu yolla sonulara varyordu,
gnn servenlerine gre yeniden biimlendirilmesi gereken
bu sonular, RachePn cannn ektii gibi yeniden, zgrce
dkmleniyor ve arkalarnda her zaman kck bir inan
zerresi brakyordu.
Ibseni, amac bir kadnn dnn gerek sulularn
bulmak olan, okuyucuyu rahatsz etmek bir kant ise amacna
da ulaan, Bayan Ambrose'un nefret ettii trden bir roman iz
ledi; Rachel kitab yere att, pencereden dar bakt, ekilip
yeniden bir koltua kt.
Scak bir sabaht; okuma idman zihnini saat zemberei gibi
bir kaslp bir gever durumda brakmt. Dardaki bahenin
sesleri, gn ortasnn belirli hibir nedene balanamayan k
k grltleri, dzenli bir ritimle saate elik ediyordu. Her
ey ok gerek, ok byk, ok duygusuzdu; bir iki saniye
sonra Rachel kendi varlyla ilgili farkmdaln biraz olsun
geri getirmek iin, iaret parman kaldrp kaldrp sandalye
sinin kolana brakmaya balad. Ardndan, sabah vakti dn
yann ortasnda bir koltukta oturmakta olduu gereinin an
latlmaz acayiplii onu etkisi altna ald. Evin iinde hareket
eden insanlar kimdi - eyleri bir yerden bir baka yere ta
yan? Ve yaam, yaam neydi? Yzeyin zerinden geip gzden
kaybolan bir k yalnzca, tpk zamanla kendisinin de gzden
kaybolaca gibi, oysa odadaki mobilyalar kalacakt. yle
gevemiti ki artk parman kaldramyordu; hep ayn nokta
ya bakarak, dinleyerek, hi kprtsz oturuyordu. Her ey tu
138

haflat, tuhaflat. eylerin yalnzca varoluu bile iini huuy


la dolduruyordu... Kaldrabilecei parmaklarnn olduunu
unuttu... Var olan eyler yle snrsz, yle terk edilmiti ki...
Uzun bir zaman dilimi boyunca bu usuz bucaksz madde y
nlarnn farknda olmay srdrd, saat hl evrensel sessiz
liin ortasnda tkrdyordu.
Girin, dedi alkanlkla, nk kapdaki srarl vurular
beyninin iindeki bir teli eker gibiydi. Kap son derece yava
ald; uzun boylu bir insan, kolunu uzatarak ona doru geldi
ve yle dedi:
Buna ne demeliyim?
Bir kadnn elinde bir ktla odaya girm esinin dpedz
samal Rachel' artt.
Ne yant vereceimi bilmiyorum, Terence Hewetn kim ol
duunu da, diye devam etli Helen, bir hayaletin tekdze se
siyle. zerine inanlmaz szckler yazlm bir kd Rachelm nne koydu:
SAYIN Bayan AMBROSE - Gelecek cuma gn bir piknik d
zenliyorum, hava gzel olursa saat on bir buukta yola kp
Monte Rosaya trmanmaya niyetliyiz. Biraz zaman alacak,
ama manzara muhteem olacaktr. Siz ve Bayan Vinrace top
lulua katlmay kabul ederseniz bundan byk zevk duya
rm. - Sayglarmla,
TERENCE HEWET.
Rachel kendini inandrmak iin szckleri yksek sesle
okudu. Ayn nedenle, elini Helenin omzuna koydu.
Kitaplar - kitaplar - kitaplar, dedi Helen, o dalgn tavry
la. Hep yeni kitaplar- ilerinde ne buluyorsun merak ediyo
rum...
Rachel mektubu ikinci kez okudu, ama iinden. Bu kez her
bir szck, hayaletler gibi belli belirsiz olmak yerine, artc
bir ycelik barndryordu; dalarn doruklar sisler arasndan
nasl karsa yle dar kyorlard. Cuma - on bir buuk - Ba
yan Vinrace. Kan damarlarnda akmaya balamt; gzlerinin
parlaklatn hissediyordu.
139

Gitmeliyiz, dedi, kararyla Heleni artarak. Kesinlikle


gitmeliyiz - hl bireylerin olageldiini fark etmenin verdii
i rahatl ite byleydi; gereklen de eyler, onlar epeevre
saran siste daha da parlak grnyordu.
Monte Rosa - uradaki da, deil mi? dedi Helen; ama
Hewet - o kim? Ridleynin tant genlerden biri herhalde.
yleyse evet mi diyeyim? Korkun skc olabilir.
Mektubu geri alp gitti, nk ulak onun yantn bekliyordu.
Birka gece nce Bay Hirstn odasnda akla gelen topluluk
biimlenmi, uygulama alanndaki yeteneklerini ender olarak
kullanan ve bu gerilime demesinden honutluk duyan Bay
Hewet iin byk bir tatmin kayna olmutu. Davetini hepsi
de kabul etm iti; H irstn tavsiyesinin aksine, ok sk c,
uyumsuz ve gelmeyecekleri kesin olan insanlara teklif edildi
inden, herkesin kabul etmesi daha da cesaret vericiydi.
Kukusuz, dedi, Helen Ambrose imzal bir notu kvrp
bkerken, byk bir kumandan olmak iin gereken yetenek
lerin gze bu kadar byk grnmesi samalk. Bir modem.iir kitab zerine eletiri yazmak iin gereken zihinsel abann
yaklak yans, kar cinslerden yedi sekiz kiiyi ayn' gn ayn
saatte ayn noktada biraraya getirmemi salad. Generallik
baka nedir ki, Hirst? Waterloo alannda Wellington bundan
fazla ne yapt? Bir patikadaki akl talarn saymak gibi, yoru
cu ama g deil.
Bir bacan sandalyenin kolann zerine atm, yatak
odasnda oturuyordu; Hirst karsnda mektup yazyordu. Geri
kalan glkleri iaret etmekte gecikmedi.
rnein, hi grmediin iki kadn var. Varsayalm onlar
dan biri kz kardeim gibi yksee knca rahatszlanyor, di
eriyse-
Ah, kadnlar sana kalacak, diye araya girdi Hewet. Onla
r yalnzca sana yarar dokunur diye ardm. Biliyorsun,
Hirst, kendi yandaki gen kadnlarla birarada olmaya ihtiya
cn var. Kadnlarla nasl anlaacan bilmiyorsun, dnyann
yarsnn kadnlardan olutuu dnlnce bu byk bir
kusur.
140

Hirst inleyerek bunun gayet farknda olduunu syledi.


Ne var ki, Hirsle birlikle buluma yerine doru yrrken
Hewetn kendinden honutluu biraz azald. Bu insanlar ne
diye ardn, onlar biraraya toplamaktan aslnda ne elde
etmeyi beklediini kendine sordu.
nekler, diye dnd, tarlada biraraya toplanr; gemiler
se durgun sularda; yapacak baka bir eyimiz olmadnda biz
de aynyz. Ama bunu neden yapyoruz? - kendimizi eylerin
i yzn grmekten alkoymak iin mi (bir derenin kysn
da durup suyu bastonuyla kartrarak bulandrmaya balad),
hilikten kentler, dalar, koca evrenler yapyoruz, birbirimizi
gereklen seviyor muyuz, ya da bitmez tkenmez bir belirsiz
lik durumunda m yayoruz, hibir ey bilmeden, bir andan
bir ana srayarak, tpk bir dnyadan bir dnyaya srad
mz gibi? - her ey gz nnde bulundurulduunda, benim
eilimli olduum gr bu."
Derenin zerinden atlad; Hirst insanolunun herhangi bir
eyleminin nedenini aramay oktan braktn belirterek d
np ona katld.
Sekiz yz metre ileride nar aalarndan oluan bir kme
nin yanna, buluma yeri olarak seilen, dere kysndaki sa
rms pembe renkli iftlik evine geldiler. Buras tam tepenin
dzlkten ykseldii yerde elverili bir biimde uzanan glge
li bir noktayd. nar aalarnn ince dallan arasndan, otla
yan kk eek kmeciklerini grebiliyorlard, uzun boylu bir
kadn birinin burnunu ovalyor, baka bir kadnsa derenin k
ysnda diz km, kendi avulanndan su iiyordu.
Glgeli yere girdiklerinde, Helen ban kaldrp baktktan
sonra elini uzatt.
Kendimi tantmalym, dedi. Ben, Bayan Ambrose."
El skmalannn ardndan, Bu da yeenim, dedi.
Rachel skntl bir tavrla yaklat. Elini uzatt ama geri ek
li. Srlsklam," dedi.
Pek az konumulard ki, arabalardan ilki yaklap durdu.
Eekler abucak drlklenerek hazr ola geirildi; ikinci
araba da geldi. Koru yava yava insanlarla doldu - Elliotlar,
141

Thornburyler, Bay Venningle Susan, Bayan Allan, Evelyn


Murgatroyd ve Bay Perrott. Bay Hirst, bouk sesli, hareketli
oban kpeini oynuyordu. neli birka Latince szcn
yardmyla hayvanlar sraya dizdi; kntl omzunu eerek
hanmlar yukar kaldrd. Hewetn anlamay baaramad
ey u ki, dedi, gn ortasndan nce trmann belini kr
mak zorundayz. Konuurken, Evelyn Murgatroyd adl gen
bir hanma yardm ediyordu. Gen hanmefendi, bir baloncuk
kadar hafif, ykselip yerine yerleti. Tepeden trnaa beyazlar
iinde, geni kenarl apkasndan sarkan tyyle, Birinci
Charles devrinde eyleme gemeleri iin kralc birliklere nder
lik eden yiit bir hanmefendi gibi grnyordu.
Benimle gelin, diye buyurdu; Hirst srayarak bir katrn
zerine biner binmez ikisi yola kp svari alayna nderlik
etliler.
Bana Bayan Murgatroyd demeyin. Bundan nefret ediyo
rum, dedi. Adm Evelyn. Sizinki ne?
S. Jo h n , dedi.
Houma gitti, dedi Evelyn. Arkadanzn ad ne?
Adnn ba harfleri R. S. T. olduundan ona Kei diyoruz,
dedi Hirst.
Ah, hepiniz fazla akllsnz, dedi Evelyn. Ne taraftan?
Bana bir dal koparn. Ekin gidelim.
Eeine sopayla sert bir darbe vurup ne kt. Evelyn Murgatroydun dolu dolu, romantik meslek yaamn en iyi yans
lan, kendi szckleridir, Bana Evelyn deyin, ben de size St.
Jo h n diyeyim. Bunu ok hafif bir kkrtmayla sylyordu
-soyad da yeterliydi- ama bir sr gen ona zaten byk co
kuyla yant vermi olduu halde bunu sylemeyi ve hibirini
sememeyi srdryordu. Ne var ki, eei tkezleye tkezleye
ardan bir kou tutturdu; tepenin omurgalarndan birinden
yukar trmanmaya balayan patika darald ve zerine talar
salm olduu iin tek bana nden gitmek zorunda kald.
Svari alay, oynar eklemleri olan bir trtl gibi kvrla kvrla
ilerliyordu, hanmlarn beyaz gne emsiyeleriyle beylerin
panama apkalar trtln sorgucunu oluturuyordu. Topran
142

keskin bir ayla dikletii bir noktada Evelyn M. eeinden


atlad, dizginleri yerli ocua frlatp S. Joh n Hirstn de in
mesi iin srar etli. Kaslarn ama ihtiyac hissedenler onlar
taklit etli.
nmeye hi gerek grmyorum, dedi Bayan Allan, hemen
arkasndaki Bayan Elliota, binerken ektiim glk d
nlrse.
Bu kk eekler her eye dayanyor, nest-ce pas? dedi
Bayan Elliot, klavuza hitap ederek; o da uysalca ban edi.
iekler, dedi Helen, urada burada, birbirinden ayn b
ym kk parlak iekleri toplamak zere eilirken. Yap
raklarn elinizle eziyorsunuz, kokuyor, dedi, bir tanesini Ba
yan Allanm dizine koyarak.
Daha nce tantrlmam mydk? diye sordu Bayan Al
lan, ona bakarak.
Tantrldmz varsayyordum, diye gld Helen, n
k buluma kargaasnda kimse onlan tantrmamt.
Ne kadar m antkl! diye cvldad Bayan Elliot. nsan hep
bunu ister - ama ne yazk ki mmkn deil.
Mmkn deil m i? dedi Helen. Her ey mmkndr.
Akam olmadan neler olacan kim bilebilir? diye srdrd
szlerini, zavall hanmefendinin rkekliiyle alay ederek, bir
eyin baka bir eyden sonra gelmesine yle sorgusuz sualsiz
bel balamt ki, akam yemeinin nemsenmeyebilecei ya
da masann alldk yerinden iki buuk santimetre oynatlabi
lecei bir dnyay yalnzca gz ucuyla grmek bile kendi akl
salndan kukulanmasna yol ayordu.
Dnyadan gitgide ayrlarak ykseklere, daha da ykseklere
kyorlard. Geriye dnp baktklarnda dnya dmdz ol
mu, soluk yeil ve gri renkli karelerle iaretlenmiti.
Kasabalar ok kk, dedi Rachel, tm Santa Marinay ve
varolarn tek eliyle rterek. Deniz, beyaz bir frfrla aralara
girerek sahilin btn alarn dolduruyordu; tede beride, ge
miler mavilie smsk tutunmutu. Deniz, morlu yeilli be
neklerle lekelenm iti; gkyzyle birletii yerin kenarnda
ltl bir izgi vard. Hava ok berrak ve sessizdi, ekirgelerin
143

tiz grlts ve hzla geip gzden kaybolan anlarn kulak tr


malayan vzlts dnda. Topluluktakiler durup bir sre ya
mataki bir ta ocanda oturdular.
alacak kadar berrak, diye bard S. John, topraktaki
yarklar birbiri ardna saptayarak.
Evelyn M. onun yanma oturup enesini eline yaslad. Y
znde belirgin bir zafer ifadesiyle manzaray inceledi.
"Sizce Garibaldi buraya km m d r? diye sordu Bay
Hirste. Ah, keke ona gelin olsayd! Keke bu, piknik yapan
bir topluluk deil de bir yurtseverler topluluu olsayd; dier
leri gibi kzl gmlek giymi olan kendisi de yavuz adamlann
arasnda imlerin zerine dmdz uzanp, baklarnn duma
n delip gemesi iin elini gzlerine siper ederek tabancasyla
aalarndaki beyaz taretlere nian alsayd! Byle dnrken
ayan huzursuzca kprdatyordu; birden bard:
Ben buna hayat demem, siz der misiniz?
Neye hayat dersiniz? dedi S. John.
Sava - devrim, dedi, lanetlenmi kentten gzlerini ayr
madan. Siz yalnzca kitaplarla ilgileniyorsunuz, biliyorum.
ok yanlyorsunuz, dedi S. John.
Aklayn, diye srar etti Evelyn; burada insanlara nian
alnacak ateli silahlar olmadndan, baka bir sava trne
bavurarak.
Neyle ilgilendiimi mi? nsanlarla, dedi.
Eh, gerekten ardm! diye bard Evelyn. Mthi ciddi
grnyorsunuz. Haydi arkada olup, birbirimize nasl insan
lar olduumuzu anlatalm. Tedbirli olmaktan nefret ederim, ya
siz?
Ne var ki, dudaklarnn aniden bzlmesinden anlad ze
re, St. John tedbirli olmakla kararlyd ve gen bir hanmefen
diye ruhunu amaya hi niyeti yoktu.
Eek, apkam yiyor, dedi ve ona yant vermek yerine ap
kasna uzand. Evelyn hafife kzard; sonra biraz fevri bir ta
vrla Bay Perrotta dnd; yeniden eeklere bindiklerinde, onu
kaldrp yerine yerletiren de Bay Perrott oldu.
Yumurta krlnca, omlet yenm eli, dedi Hughling Elliot
144

zarif bir Franszcayla, dierlerine tekrar yola koyulma zama


nnn geldiini datarak.
Hirsn ngrm olduu gn ortas gnei ortal kavur
maya balamt. Ykseldike, gkyznn daha da byk bir
blm ortaya kt, ta ki da engin bir maviye yaslanm k
ck bir toprak adra dnene dek. lngilizler sessizleti;
eeklerin yannda yryen yerliler ise tuhaf titreimli arklar
patlatmaya, akac atmalara baladlar. Yol ok diklemiti;
yolcularn her biri, gzlerini tam nnde ar aksak ilerleyen
biniciyle eein kvrml biimine dikmiti. Bedenlerine, zevk
iin biraraya gelm i bir topluluun kabul edebileceinden
epey fazla gerilim yklenmiti; Hewet, homurdanarak syle
nen bir iki sze kulak misafiri oldu.
Bu scakta geziye kmak belki de aklszlk, diye mrl
dand Bayan Ellio, Bayan Allaria.
Ne ki, Bayan Allan, Doruklara kmay hep sevmiimdir,"
diye karlk verdi; bu doruydu, oysa iri bir kadnd, eklemle
ri kaskatyd ve eee binmeye alk deildi, ama tatillerinin
says az olduundan onlardan olabildiince yararlanyordu.
O en akrak beyaz suret, nde gzel gzel ilerliyordu; eline
yaprakl bir dal geirip bir elenk gibi apkasnn evresine
dolamt. Birka dakika sessizlik iinde ilerlediler.
Manzara harika olacak, diye gvence verdi Hewet onlara,
yreklendirici bir glmsemeyle eyerinin stnde arkasna
dnerek. Onunla gz gze gelince Rachel da glmsedi. Bir
sre daha rpndlar, gevek talarn zerinde didinen toynak
larn ta k rtsn d a n baka b ir se s d uyulm u yord u . Sonra
Evelynin eeinden indiini, Bay Perrottm sa Parlam ento
Meydanndaki bir devlet adamnn tavryla manzaraya doru
talan bir kol uzatarak durduunu grdler. Birazck sollarn
da alak, harap bir duvar vard, Elizabeth dnemine ait bir g
zetleme kulesinin kaimlisi.
Daha fazla dayanamayacaktm, diye ald Bayan Ellio,
Bayan Thornburye, ama bir anda dorua ulap manzaray
grmenin heyecan, ilerinden birinin ona yant vermesini en
gelledi. Birbirlerinin pei sra doruktaki dz alana gelip hay
145

retler iinde durdular. Karlarnda usuz bucaksz bir alan


grdler -orm ana karan gri kumlar, dalarla birleen orman,
havayla ykanan dalar- Gney Amerikann sonsuz uzaklkla
r. Arazi kadar dz, neredeyse onun kadar duraan grnen
bir nehir ovada akyordu. Bu kadar geni bir alann etkisi ba
ta olduka rperticiydi. Kendilerini ok kk hissediyorlard;
bir sre kimse bir ey sylemedi. Sonra Evelyn bard, Muh
teem! Hemen yanndaki eli tutuverdi; bu, rastlant eseri, Ba
yan Allann eliydi.
Kuzey - Gney - Dou - Bat, dedi Bayan Allan, ban ha
fife pusulann noktalar dorultusunda hareket ettirerek.
Birazck ne gitmi olan Hewel, onlar buraya getirmekle
doru bir i yaptn kendine kantlamak ister gibi konuklarna
bakt. Sraya dizilmi, bedenleri hafife ne doru eilmi, giysi
leri rzgrdan stlerine yaparak bedenlerinin biimini alm
insanlann nasl tuhaf bir biimde plak heykelleri andrdn
gzlemledi. Topraktan kaideleri zerinde yabanc ve soylu gr
nyorlard, ama bir an sonra sray bozdular; Hewet yiyecekle
rin datlmasyla ilgilenmek zorundayd. Hirst onun yardmna
kotu; tavuk ve ekmek paketlerini birbirlerine uzattlar.
Sl. John paketini verirken Helen onun yzne iyice bakarak
dedi ki:
Hatrlyor musunuz - iki kadn?
S. John, keskin bir bakla ona bakt.
Hatrlyorum, diye cevap verdi.
Demek o iki kadn sizsiniz! diye bard Hewet, bir Helena bir Rachela bakarak.
klarnz bizi cezbetmiti, dedi Helen. Sizi iskambil oy
narken izledik, ama izleniyor olduumuzu hi bilmiyorduk.
Bir tiyatro oyundaki bir ey gibiydi, diye ekledi Rachel.
Hirst sizi tarif edememiti, dedi Hewe.
Heleni grp de hakknda syleyecek bir ey bulamamak
gerekten de tuhaft.
Hughling Elliot, gzln takp durumu kavrad.
Farknda olmadan grlmekten, dedi, bir tavuk budunu
eklem yerinden ekitirirken, daha korkun hibir ey bilmi
146

yorum, tnsan kesinlikle gln bir ey yaparken yakaland


duygusuna kaplyor - rnein, at arabasnda diline bakarken.
Dierleri a n k manzaraya bakmay brakmlard; biraraya
toplanarak oturup sepederin evresinde halka oluturdular.
"Yine de at arabalarndaki o kk aynalarn kendine zg bir
byleyicilii vardr, dedi Bayan Thombury. Yalnzca birazn
grebildiinizde insann yz hatlan yle farkl grnyor ki.
Yaknda pek az iki tekerlekli at arabas kalacak, dedi Ba
yan Elliol. Drt tekerlekli araba da kalmayacak - emin olun,
Oxfordda bile drt Lekerlekli at arabas bulmak neredeyse
imknsz.
Atlara ne olduunu merak ediyorum, dedi Susan.
Elli brek, dedi Arlhur.
Atlann soyunun tkenmesinin zaman geldi de geiyor,
dedi Hirst. Huysuz olmann yan sra insan rahatsz edecek
kadar irkinler.
Ne ki, at Tannnn yaratklarnn en soylusu kabul ederek
y e titirilm i olan Susan buna k a tlam azd ; V en n in g ise
Hirstn konuulmas olanaksz bir budala olduunu dn
yordu, ama sohbeti srdrecek kadar kibard.
Bizi uaklardan derken grdklerinde biraz olsun leri
ni alyorlardr lahminimce, dedi.
Uak m kullanyorsunuz?" dedi yal Bay Thombury, ona
bakmak iin gzln takarak.
Bir gn kullanmay umuyorum, dedi Arthur.
Burada, uaklar uzun uzadya tartld; Bayan Thom bury
umann savata ok gerekli olduu, bizimse ngilterede kor
kun denecek kadar geri kaldmz sonucuna varan ve nere
deyse bir syleve dnen kansn dile getirdi. Gen bir adam
olsaydm, diye sonlandrd szlerini, kesinlikle gerekeni ya
pardm." Gri ceketi ve etei iinde, elinde sandviiyle, kendini
bir uan iindeki gen bir adam olarak hayal ederken gzleri
hevesle parlayan bu kk, gekin hanmefendi tuhaf bir man
zara oluturuyordu. Her nedense sohbet bundan sonra kolayca
akp gitmedi; tm sylenenler, iecekler, tuz ve manzarayla il
giliydi. Harap duvara srt dnk olarak oturan Bayan Allan.
147

anszn sandviini brakp boynundaki bir eyi yakalayarak,


Her yanm kk yaratklarla kapland, dedi. Bu doruydu;
keif heyecanla karland. Karncalar, harabenin talan arasna
ylm, bir buzulu andran gevek topraktan aa doru ak
maktayd - cilal gvdeleri olan iri, kahverengi kanncalar. Bak
mas iin bir ianesini elinin zerinde Helena uzatt.
Sizce snrlar m? dedi Helen.
Isrmazlar, ama yiyecekleri istila edebilirler, dedi Bayan Al
lan; karncalar yollarndan evirmek iin hemen nlemler
alnd. Hevvetn nerisiyle, istilac orduya kar modern sava
yntemleri kullanlmasna karar verildi. Masa rts, istila edi
len lkeyi simgeliyordu; evresine sepetlerden barikatlar kur
dular, arap ielerinden bir sur ina etliler, ekmeklerden istih
kmlar oluturdular, ii tuz dolu hendekler kazdlar. Bir karn
ca ieri szdnda, ekmek krntlaryla bombardmana tutulu
yordu, sonunda Susan bunun acmaszlk olduunu belirterek,
bu cesur ruhlar dil biimindeki bir ganimetle dllendirdi. Bu
oyunu oynarken gerginliklerini attlar, hatta allmadk lde
cretkarlatlar, nk ok utanga olan Bay Perrot, zniniz
le, diyerek Evelynin boynundaki karncay ald.
Bir karncann insann i gmleiyle teninin arasna girme
si, dedi Bayan Elliot, Bayan Thornburye gizlice, gerekten
hi de komik olmazd.
Grlt anszn artarak yaygaraya dnt, nk uzun bir
karnca dizisinin bir arka giriten masa rtsne doru yolu
nu bulduu kefedilmiti; baar grltyle llebilirse, Hewetn, partisinin baarl olduunu dnmek iin ok nedeni
var demekti. Ne ki, ortada hibir neden yokken, iini derin bir
kasvet sard.
Yeterli deiller; bayalar, diye dnd, az tede tabaklar
biraraya toplad yerden konuklarn inceleyerek. Hepsine yle
bir bakt, masa rtsnn evresinde eilmelerine, sallanmalar
na, el kol hareketleri yapmalarna. Canayakn ve alakgnll,
pek ok bakmdan saygdeer, honutluklaryla ve kibar olma
arzularyla bile sevilesi olmalarna ramen hepsi ne kadar da ale
ladeydiler, nasl da birbirlerine tatsz acmaszlklar yapabilecek
148

durumdaydlar! te Bayan Thombury, tatl biri ama ana bencil


liiyle sradan; Bayan Eliiot, hi durmadan payna denden i
kyet eder; kocasnn da aa kalr yan yok; Susan - onun ben
lii yoktu, ne yandan baklrsa baklsn nemi olmayan biriydi;
Venning bir okul ocuu kadar drst ve gaddard; zavall yal
Thombury yalnzca dolap beygiri gibi dnp duruyordu ve Heweta yle geliyordu ki, insan Evelynin kiiliini ne kadar az incelese o kadar iyi olurdu. Ama bunlar paral insanlard; dnya
nn ynetimi bakalarna deil, onlara verilmiti. Aralarna yaa
m ya da gzellii umursayan daha canl birini koysanz, onlan
cezalandrmak yerine elindekileri onlarla paylamaya altn
da, onu ne straplara boar, ne zararlara uratrlard!
Hirst var, diye sonulandrd dncelerini, arkadann
suretine geldiinde; dikkatini younlatrd zaman alnnda
hep oluan kk izgilerle bir muzun kabuunu soyuyordu.
Gnah kadar irkin. S. Joh n Hirstn irkinliinden ve ir
kinliinin getirdii snrlamalardan bir bakma dierlerini so
rumlu tutuyordu. Yalnz yaamak zorunda kalmas onlann su
uydu. Sonra Helena geldi, kahkahasn iitince dikkati ona
ynelmiti. Helen, Bayan Allana glyordu. Bu scakta kom
binezon mu giyiyorsunuz? dedi, bakalarnn iitmeyeceine
inand bir sesle. Hewet onun grnn ok beeniyordu,
gzelliini o kadar deil de, geri kalanlarn arasnda tatan ya
plm kocaman bir kadnm gibi gze arpmasna neden olan
iriliini ve yalnln; bylece Hevvetm ii biraz yumuad.
Gz RachePa takld. Dierlerinin epey arkasnda, tek dirse
ine yaslanm uzanyordu; Hevvetla tam da ayn eyleri d
nyor olabilirdi. Gzlerini kederli ama dikkatsiz bir ifadeyle,
karsnda sralanan insanlara dikmiti. Hewet, elinde bir par
a ekmekle dizlerinin zerinde ona doru emekledi.
Neye bakyorsunuz?" diye sordu.
Rachel hafife irkildi, ama derhal yant verdi, tnsanlara.

149

XI. Blm

Teker teker ayaa kalkp gerindiler; birka dakika iinde iki


ayr toplulua blnmlerdi. Topluluklardan biri, ayn kitap
lar okuyup ayn sorular zerine dnm olmalarndan .t
r imdi aalarndaki yerlerin adlarn syleyip, tekilere do
nanmalar, ordular, siyasi partiler, yerliler ve maden rnleri
hakknda bir sr bilgi sergilemeye can atan Hughling Elliotla
Bayan Thornburynin egemenliindeydi - btn bunlar birleince, diyorlard. Gney Amerikann gelecein lkesi olduu
kantlanyordu.
Evelyn M. parlak mavi gzlerini khinlere dikmi, dinliyordu.
nsann erkek olmak isleyecei geliyor! diye bard.
Bay Perrotl ovay inceleyerek, gelecei olan bir lkenin ok
gzel bir ey olduu yantn verdi.
Yerinizde olsaydm, dedi Evelyn, ona dnp eldivenini
sert bir hareketle parmaklarna geirirken, bir blk kurup
kocaman bir araziyi fetheder, oray muhteem bir hale getirir
dim. Bunu yapmak iin kadnlara gereksiniminiz olurdu. Ha
yata en batan balamay ok isterdim, olmas gerektii gibi
-h ib ir pislik olmadan- yalnzca kocaman salonlarla baheler,
muhteem erkeklerle kadnlar. Ama siz - siz yalnzca mahke
melerden holanrsnz!
150

Peki, gzel elbiseler, ekerlemeler, gen hanmefendilerin


houna giden btn o eyler olmadan gereklen memnun olur
muydunuz? diye sordu Bay Perrott, kinayeli tavrnn altnda
bir miktar acy gizleyerek.
Ben gen bir hanmefendi deilim," diye parlad Evelyn; alt
dudan srd. Srf grkemli eyleri seviyorum diye bana g
lyorsunuz. Neden artk Garibaldi gibi erkekler yok? diye
sordu.
Buraya bakn, dedi Bay Perron, bana frsat vermiyorsu
nuz. Her eye taze bir balang yapmamz gerekliini d
nyorsunuz. Gzel. Ama tam olarak anlamyorum - bir arazi
yi fethetmek mi? Hepsi oktan fethedildi, yle deil mi?
Belirli bir arazi deil, diye aklad Evelyn. nemli olan
fikir, anlamyor musunuz? yle itaatkr yaamlar sryoruz
ki. Oysa ben sizin iinizde m uhteem eyler olduundan
eminim.
Hewet, Bay Perrolln bilge yzndeki yara izleriyle ukur
larn acnas bir gevemeyle rahatladn grd. Baroda ylda
be yzden fazla kazanmad, zel mal mlk bulunmad
ve geindirmesi gereken yatalak bir kz kardeinin olduu gz
nne alnnca, bir kadna evlenme teklif etmeyi hak edip
etmediiyle ilgili hesaplarn o srada bile Bay Perrottn zihnin
de srp gittii anlalyordu. Ayrca Bay Perrott, Susann
gnlnde belirttii gibi pek ey olmadn da biliyordu;
Susan bununla onun pek beyefendi saylamayacan syle
mek istemiti, nk o Leedsli bir bakkaln oluydu, hayata
srtnda bir kfeyle balamt; imdiyse, doutan bir beyefen
diden neredeyse ayrt edilemez olmakla birlikte, giyiminin ku
sursuz dzgnlyle, tavrnn rahatlktan yoksunluuyla,
ar titizliiyle ve atal ba tutuunda, etin ender bulundu
u, ele alnma biimininse hi de zarif olmad gnlerin ka
lnts olabilecek o tarifsiz, belirgin rkeklii ve hassaslyla,
kkenini keskin gzlere ak ediyordu.
Ar ar gezinirken dalmaya balayan iki topluluk imdi
aadaki scak m anzarann sarl yeilli yam alarn uzun
uzun izlemek iin biraraya geldi. Scak hava manzarann ze
151

rinde dans ediyor, ovadaki kyn atlarn ak seik grme


yi olanaksz klyordu. Bir meltemin hafife oynat dan
doruu bile ok scakt; scak, yiyecekler, usuz bucaksz alan
ve bu kadar iyi tanmlanamayan baka nedenler, hepsinde ra
hat bir uyuukluk ve mutlu bir geveme duygusu yaratmt.
Fazla bir ey sylemiyorlard, ama sessiz olmaktan rahatsz da
deillerdi.
uraya gidip bakalm, grlecek ne varm! dedi Arthur,
Susana; ift birlikte uzaklarken, gidileri kalanlarn ilerinin
belirsiz bir duyguyla kprdanmasna neden oldu.
Garip bir topluluk, yle deil mi? dedi Arthur. Hepsini
birden zirveye karmamalydk, diye dnmtm. Ama gel
diime ok memnunum, vay canna! Hibir ey iin bunu ka
rmazdm.
Bay Hirstten holanmyorum," dedi Susan, konuyla ilgisiz
biimde. Herhalde ok akll, ama akll insanlar neden bu ka
dar - tahminimce mthi iyi biri, gerekten, diye ekledi, ku
laa kaba gelebilecek szlerini igdsel olarak yumuatarak.
Hirst m? Ah, u okumu adamlardan biri, dedi Arthur
kaytsz bir tavrla. Bundan pek keyif alm gibi grnmyor.
Onu ElliotIa konuurken dinlemelisin. Yapabildiim, en fazla,
onlar takip etmek oluyor... Kitaplarla aram hibir zaman iyi
deildi.
Bu cmlelerle ve araya giren suskunluklarla birlikle, doruun
da incecik birka aacn yetitii kk bir tepecie ulaular.
Buraya oturmamzn bir sakncas var m ? dedi Arthur
evresine baknarak. Glge ok ho - manzara d a - Oturdu
lar; bir sre sessizce dosdoru karlarna baktlar.
Ama bazen o akll adamlara gpta ediyorum, dedi Arthur.
Herhalde onlar hibir zaman... Cmlesini bitirmedi.
Onlara gpta etmen iin bir neden gremiyorum, dedi Su
san byk bir itenlikle.
nsana acayip eyler oluyor, dedi Arthur. Rahatn yerinde
yaayp gidiyorsun, bir eyin ardndan baka bir ey geliyor;
her ey ho ve kolayca akp gidiyor; hepsini bildiini dn
yorsun ve birdenbire nerede olduunu hi mi hi bilmiyorsun;
152

her ey eskisinden farkl grnyor. te bugn senin arkanda


o patikadan yukan karken, her eyin san ki- duraklad; bir
para imeni kknden kopard. Kklere yapm kk a
mur topaklarn datt - Sanki bir tr anlam olduunu g
rr gibiydim. Benim iin bu fark yaratan endin, diye azn
dan karverdi, Bunu sana sylememek iin bir neden gre
miyorum. Seni tandmdan bu yana byle hissediyorum...
nk seni seviyorum.
Basmakalp eyler syledikleri srada bile Susan yaknlama
nn heyecannn bilincindeydi, bu yalnzca onun iinde deil,
aalarda, gkyznde de bireyleri aa karr gibiydi; Arthurun konumasnn kanlmaz grnen ilerleyii ona ger
ekten ac veriyordu, nk daha nce kimse ona bu kadar
yaklamamt.
Arthurun konumas srerken Susan kprtsz, kalakalmtt; son szckler sylenirken yrei birbirinden ayr kocaman
arpntlarla hoplad. Parmaklarn bir tan evresine dolam,
dosdoru nne, dan aasna, ovaya bakarak oturuyordu.
Demek bu gerekten onun da bana gelm iti, bir evlenme
teklifi.
Arthur dnp ona bakt; yz tuhaf bir biimde arplmt.
Susan yle glkle soluk alyordu ki yant vermekte zorland.
Biliyordun belki de." Arthur onu kollaryla sard; anlal
maz mrltlarla birbirlerini kucakladlar, bir daha, bir daha ve
bir daha.
Pekala, diye iini ekti Arthur, yeniden yere kerken,
bugne dek bama gelen en harika ey bu. Ryada grlen
eyleri gerek eylerin yanna koymaya alr gibiydi.
Uzun bir sessizlik oldu.
Bu, dnyadaki en mkemmel ey, dedi Susan, ok usulca
ve byk bir inanla. Bu artk yalnzca bir evlenme teklifi de
ildi, k olduu adamn, Arthurun evlenme teklifiydi.
Bunu izleyen sessizlikte, elini smsk tutarken, ona iyi bir
e olabilmek iin Tanrya dua etti.
Peki Bay Perrotl ne diyecek? diye sordu, duas bittiinde.
Sevgili eski dost, dedi, artk ilk sarsnty atlatp muazzam
153

bir haz ve honutluk duygusuna kendini brakan Arthur. Ona


ok nazik davranmalyz, Susan."
Ona Perrotln yaamnda ne glkler ektiini, nasl da
sama denecek kadar kendisine, Arthura, bal olduunu an
latt. Ardndan, gl kiilikli, dul bir hanmefendi olan anne
sini anlatmaya geti. Bunun karlnda Susan da kendi aile
sinden portreler izdi - zellikle, herkesten ok sevdii en k
k kz kardei Edith, senin dnda, Arthur... Arthur, diye
devam etti, benden holanmana neden olan ilk ey neydi?
Bir gece denizde taktn bir toka, dedi Arthur, yeterince
dndkten sonra. eye dikkat ettiimi hatrlyorum -asln
da sama bir e y !- bezelye yemediine, nk ben de yemem.
Bundan, daha ciddi zevklerini karlatrmaya getiler, daha
dorusu Susan, Arthurun neleri nemsediini soruturup ay
n eylere kendisinin de ok dkn olduunu ilan etti. Lond
rada yaayacaklard, belki tarada Susan'n ailesinin yaknnda
bir de kulbeleri olurdu, nk onsuz olmak balangta onla
ra tuhaf gelecekti. Bata sersemlemi olan zihni, nianlanmas
nn getirecei deiikliklere kayyordu imdi -^evli kadnlarn
saflarna katlmak ne keyifli olacakt- kendisinden ok daha
gen kzlardan oluan topluluklara baml olmamak - yal
bir bakirenin yaamnn uzun yalnzlndan kamak. Arada
srada, artc iyi talihinin karsnda eziliyor, bir sevgi nle
miyle Arthura dnyordu.
Birbirlerinin kollar arasnda uzanmlard; gzleniyor ol
duklarnn hi farknda deillerdi. Ne ki, balarnn stndeki
aalarn arasnda aniden iki suret belirmiti.
Buras glge, diye balad ki llewet, Rachel birdenbire do
nakald. Aalarnda, yere yalm, kucaklamalar sklap
gevedike hafif hafif saa sola yuvarlanan bir erkekle bir ka
dn grdler. Sonra adam dimdik oturdu; artk Susan Warring
ton olduu grlen kadnsa, gzleri kapal, yznde dalgn bir
ifadeyle, pek de kendinde deilmi gibi yerde srt st uzan
yordu. Mutlu muydu yoksa bir eyden tr ac m ekmiti,
yzndeki ifadeden karamazdnz. Arthur yeniden ona d
np kuzunun koyuna tos vurduu gibi tos vurunca Hewetla
154

Rachel tek sz etmeden geri ekildiler.,H ew et, rahatsz ve


utanm bir haldeydi.
Bundan holanmadm, dedi Rachel, bir an sonra.
Ben de holanmadm hatrlyorum, dedi Hevvel. eyi
de hatrlyorum - ama fikrini deitirerek olaan bir ses to
nuyla devam etti, Eh, nianlanm olduklarn varsayabiliriz.
Sizce umay baarabilecek mi, yoksa dieri buna bir son mu
verecek?
Ne ki, Rachel hl skntlyd; az nce grdkleri manzara
nn etkisinden kurtulamamt. Hevveta yant vermek yerine
diretti:
Ak ne tuhaf bir ey, deil mi, insann yreini arptryor."
Muazzam nemli bir ey, grdnz gibi, diye yantlad
Hewet. Artk yaamlar sonsuza dek deiti.
nsan onlar iin zlyor da, diye szlerini srdrd
Rachel, duygularnn aknn izini srerek. kisini de tan
myorum, ama neredeyse gzyalarna boulacaktm. Aptalca,
deil mi?
Srf k olduktan iin, dedi Hewet. Evet, diye ekledi bir
an dndkten sonra, bunun korkun dokunakl bir yan
var, katlyorum.
imdi de korudan biraz uzaklap, insan srln yaslamaya
davet eden yuvarlak bir ukurlua gelmilerdi, geip oturdu
lar; klann etkisi gcn biraz yitirmiti, ama, byk olas
lkla o grntnn sonucu olan bir kavray younluu onlar
la kalmt. Nasl herhangi bir duygunun bask altnda tutul
duu bir gn dierlerinden farklysa, srf baka insanlar ya
amlarnn dnm noktalarndan birinde grm olduklar
iin, bugn de yle farklyd artk.
Byk bir adr kamp gibi, dedi Hewet, karsndaki da
lara bakarak. Suluboya resme de benzemiyor mu -suluboya
nn kdn her yannda nasl kabartlar oluturduunu bilirsi
n iz- nasl grndklerini merak eder dururdum.
Bireyleri eletirir gibi hlyalara dalan gzlerinin rengi,
Rachel'a bir salyangozun yeil etini anmsatt. Rachel da ya
nnda oturmu, dalara bakyordu. Manzarann devasalg gz
155

lerini doal snrlarnn tesinde bytr gibi olup, daha fazla


bakmak ac vermeye balaynca, yere bakt; Gney Amerika
toprann bu santimetresini, her bir toprak zerresini bu kadar
ayrntl biimde incelemek, onu en yksek gcn kendisine
balanm olduu bir dnyaya dntrmek houna gitti.
Yass bir otu bkp en tepedeki pskln zerine bir bcek
yerletirdi; bcein, atld tuhaf servenin farknda olup ol
madm merak etli; milyonlarca pskl iinde baka herhangi
birini deil de bu pskl bkmesinin ne kadar tuhaf olduu
nu dnd.
Bana adnz hi sylem ediniz, dedi Hewet birdenbire.
Bayan Bilmemkim Vinrace... insanlarn vaftiz adlarn bilmek
houma gider.
Rachel, diye yantlad.
Rachel, diye yineledi Hewet. Rachel adnda bir halam
var, Peder Damienm yaamn vezinle kaleme almt. Banaz
bir dindardr - Northamptonshirem aalarnda, kimsecikleri
grmeden yetitirilmesinin sonucu. Sizin halalarnz var m?"
Onlarla yayorum," dedi Rachel.
Peki imdi ne yapyorlardr acaba? diye sordu Hevvet.
Byk olaslkla yn satn alyorlardr, dedi Rachel. Onlar
betimlemeye alt. Ufak tefek, olduka uuk benizli kadn
lardr, diye balad, ok titizdirler. Richmondda yayoruz.
Bir de yal kpekleri var, kemiklerin yalnzca iliklerini yer...
Hep kiliseye giderler. Durmadan ekmecelerini dzeltirler.
Ne ki, burada, insanlar betimlemenin gl onu alt etti.
Btn bunlarn hl devam ettiine inanmak mmkn de
il! diye bard.
Gne arkalarmdayd; anszn nlerindeki topraa iki uzun
glge dt, biri dalgalanyordu nk bir etein glgesiydi,
dieriyse duraand nk pantolonlu bir ift bacaa aitti.
ok rahat grnyorsunuz! dedi Helenin sesi, balarnn
zerinden.
Hirst, dedi Hevvet, makasa benzeyen glgeyi iaret ederek;
sonra onlara bakmak iin yuvarland.
Burada hepimize yer var, dedi.
156

Hirst rahata oturduktan sonra:


Gen ifti tebrik etliniz mi? dedi.
Hevvetla Racheldan birka dakika sonra ayn noktaya gelen
Helenla Hirstn de tam tamna ayn eyi grdkleri anlal
yordu.
Hayr, tebrik etmedik, dedi Hewet. ok mutlu grn
yorlard.
Hmm, dedi Hirst, dudaklarn bzerek, ikisinden biriyle
evlenmem gerekmedii srece-"
Biz ok duygulandk, dedi Hewet.
yle olacan dnmtm," dedi Hirst. Hangisiydi,
Kei? lmsz tutkularn dncesi mi yoksa Katolikieri
uzak tutacak erkek bebekler mi? Emin olun, dedi Helen'a,
her ikisi de onu duygulandrmaya yeter."
Rachel, ikisine eit lde ynelik olduunu hissettii bu
latifeden epey alnmt, ama ne yazk ki hazrcevap deildi.
Hibir ey Hirst duygulandrmaz," diye gld Hewet; hi
de alnma benzemiyordu. Sonlu bir sayya ak olan sonsuz
bir say dnda - herhalde byle eyler oluyordur, matematik
le bile.
Tam tersine, dedi Hirst bir nebze kzgnlkla, kendimi
ok gl tutkularn insan sayarm. Konuma biiminden
ciddi olduu anlalyordu; hanmlarn yannda bir yarar do
kunur diye konuuyordu elbette.
Bu arada, Hirst," dedi Hewel, bir duraklamann ardndan,
sana korkun bir itirafta bulunacam . Kitabn - Wordsworlhn iirleri, tam yola kacamz srada masandan alp
uraya, cebime koymutum-"
Kayboldu, diye bitirdi Hirst, onun yerine.
Hl bir olaslk olduunu dnyorum," diye srar etti
Hewet, san solunu yoklayarak, belki de hi almammdr."
Evet, dedi Hirst. Kitap burada. Gsn iaret etti.
Tann'ya kr, diye bard Hewet. Artk bir ocuu kat
letmiim gibi hissetmeme gerek kalmad!"
Hep bireyler kaybettiinizi dneceim , dedi Helen,
dnceli dnceli ona bakarak.
157

Kaybetmiyorum, dedi Hewet. Nereye koyduumu unu


tuyorum. Buraya gelirken Hirstn benimle ayn kamaray
paylamay reddetmesinin nedeni buydu.
Birlikte mi geldiniz? diye sordu Helen.
Bu topluluun her yesinin yaamyksn ksaca anlat
masn neriyorum, dedi Hirs, dimdik oturarak. Bayan Vinrace, ncelik sizin; balayn.
Rachel yirmi drt yanda olduunu, bir gemi sahibinin kz
olduunu, hi doru drst eitim almadn belirtti; piyano
alyordu, hi kardei yoktu ve annesi lm olduundan
Richmondda halalaryla yayordu.
Sradaki, dedi Hirst, bu gerekleri kavradktan sonra; Heweti iaret etti.
Bir ngiliz beyefendisinin oluyum. Yirmi yedi yanda
ym , diye balad Hewet. Babam, tilki avlayan bir toprak
aasyd. Ben on yandayken av sahasnda ld. Cenazesinin
eve geliini hatrlayabiliyorum, bir kepengin zerindeydi her
halde, bense tam ay iin aa iniyordum, ayn yannda reel
olduunu fark etmitim, acaba bana izin verirler mi diye me
rak ediyordum-
Evet; ama olgulara sadk kal, diye araya girdi Hirst.
W inchester ve Cambridgede renim grdm, bir sre
sonra brakmak zorunda kaldm. O zamandan bu yana pek
ok ey yaptm -
Meslein?
Yok - en azndan-
Zevklerin?
Edebiyat. Bir roman yazyorum.
Kardelerin?
kz karde, erkek kardeim yok, bir de annem.
Hakknzda dinleyeceklerimizin hepsi bu kadar m? dedi
Helen. ok yal olduunu belirtti - geen ekimde krkna
basmt; babas kentle danman avukat olarak alrken iflas
etmiti, bu nedenle pek eitim alamamt -b ir yerden bir yere
tanp durmulard- ama aabeylerinden biri ona kitaplarn
dn verirdi.
158

Size her eyi anlatacak olsaydm- durup glmsedi. ok


uzun srerdi," diye sonlandrd szlerini. Otuz yanda evlen
dim; iki ocuum var. Kocam bir bilgin. imdi de - sra sizde,
diyerek bayla Hirs iaret etti.
Birok eyi alladnz, diye serzenite bulundu. Adm St.
John Alaric Hirst, diye balad kaygsz bir ses tonuyla. Yirmi
drt yandaym. Norfolktaki Great Wappyngin papaz Peder
Sidney Hirstn oluyum. Ah, her yerden burs aldm -W est
m inster- King's. imdi Kings'te retim yesiyim. Kulaa kas
vetli gelmiyor mu? Anne babamn ikisi de hayatta (ne yazk
ki). ki erkek, bir kz kardeim var. ok sekin bir gen ada
mm," diye ekledi.
ngilterenin en sekin , yoksa be miydi, adamndan bi
ri, diye belirtti Hewet.
Olduka doru," dedi Hirst.
Bunlarn hepsi ok ilgi ekici, dedi Helen, biraz durakla
dktan sonra. Ama elbette en nemli sorular atladk. rne
in, Hristiyan myz?
Deilim, Deilim, diye yantlad gen adamlarn her iki
si de.
Ben Hristiyanm, diye belirtti Rachel.
Kiisel bir Tannya m inanyorsunuz? diye sordu Hirst,
dnp gzln ona doru sallayarak.
inanyorum ki - inanyorum k i, diye kekeledi Rachel,
Bilmediimiz eyler olduuna, dnyann bir dakikada dei
ebileceine ve herhangi bir eyin ortaya kabileceine ina
nyorum.
Helen hi ekinmeden kahkahayla gld. Samalk, dedi.
Sen Hristiyan deilsin. Ne olduunu hi dnmemisin. Daha pek ok soru var, diye szlerini srdrd, belki onlar
henz soramayz ama. Byle serbeste konum u olmakla
birlikle, hepsi de gerekte birbirleri hakknda hibir ey bil
mediklerinin farknda olmann rahatszln hissediyordu.
nemli sorular, diye zihninde tartt Hewet, gerekten ilgi
ekici olanlar. nsann o sorulan sorduundan kukuluyum.
Birbirini iyi tanyan kimselerin bile yalnzca ok az ey sy
159

leyebilecei gereini kabul etmekte zorlanan Rachel, onun ne


demek istediini renmekte srar etti.
Hi k olup olmadmz m? diye sordu. Bu tr bir so
ruyu mu kastettiniz?
Helen, bu kadar cesur ve bu kadar aklsz bir kz olduu
iin mfik bir tavrla zerine avu dolusu uzun pskll i
men serpitirerek yine ona gld.
Ah, Rachel, diye haykrd. Seninle olmak evde bir kpek
yavrusuyla olmak gibi - insann i amarlarn salona indi
ren bir kpek yavrusu.
Ancak, nlerindeki gneli toprakta yine titreen acayip su
retler belirmiti, erkek ve kadn glgeleri.
te oradalar! diye bard Bayan Elliott. Sesinde bir nebze
hrnlk vard. Sizi bulmak iin ne kad ar ok iz srdk. Sa
atin ka olduundan haberiniz var m?
imdi karlarnda Bayan Elliotla Bay ve Bayan Thornbury
vard; Bayan Elliot, saatini onlara doru uzatm, akacktan
kadranna vuruyordu. Hewe, bu topluluktan kendisinin, so
rumlu olduu gereini anmsayarak,, onlar hemen gzetleme
kulesine geri gtrd, eve dnmek zere yeniden yola kma
dan nce burada ay ieceklerdi. Duvarn tepesinde parlak
vine r renginde bir earp rpmyordu, dierleri ka
geldiinde Bay Perrott'la Evelyn earb bir taa balyorlard.
Scaklk, glge yerine gnete oturabilecekleri kadar deimi
ti; gne hl yzlerini krmzya, sarya boyamaya, ayaklar
nn altndaki topraktan koca koca kesitleri renklendirmeye ye
tecek kadar scakt.
Hibir ey ayn yars kadar gzel olam az! dedi Bayan
Thornbury, fincann alrken.
Hibir ey, dedi Helen. ocukken samanlar dorayp-"
her zamankinden ok daha hzl konuuyor, gzn Bayan
Thornburyden ayrmyordu, aym gibi yaptnz ve dad
lardan azar iittiinizi hatrlamaz msnz - nedendir bilemiyo
rum, yalnz, dadlar byle gaddardr, en ufak bir zarar olma
masna ramen tuz yerine biber almanza izin vermezler. Sizin
dadlarnz da tpk byle deil miydi?
160

Bu konuma srasnda Susan toplulua katlm, Helenin


yanna oturmutu. Birka dakika sonra Bay Venning kart
ynden ar ar geldi. Yz birack kzarmt; kendisine ne
sylense amatac bir tavrla yantlayacak bir ruh halindeydi.
Yal dostumuzun mezarna ne yaptnz? diye sordu, tala
rn tepesinde dalgalanan krmz bayra iaret ederek.
yz yl nce lmekle uram olduu talihsizlii ona
unutturmaya altk, dedi Bay Perrot.
Berbat bir ey olurdu - lm ek!" diye haykrverdi Evelyn M.
lmek mi? dedi Hewe. Berbat bir ey olacan dn
myorum. Hayal etmesi olduka kolay. Bu gece yatanza gir
diinizde elleriniz yle kavuturun - soluklarnz yavalatn,
yavalatn-" Ellerini gsnn stnde kavuturup gzlerini
kapatarak srt st uzand, te, diye mrldand deimeyen,
tekdze bir sesle, Bir daha asla, asla, asla kprdamayacam.
Aralarnda dmdz uzanan bedeni, onlara bir an gereklen
lm artrd.
Bu korkun bir gsteri, Bay Hewet! diye haykrd Bayan
Thombury.
Hepimize biraz daha kek! dedi Arthur.
Emin olun bunda korkun hibir ey yok," dedi Hewe,
dorulup biraz kek alrken.
ok doal bir ey," diye yineledi. ocuklar olanlar her
gece onlara bu altrmay yaptrmal... lm iple ektiim
den deil."
Mezardan sz almken," dedi, neredeyse ilk kez konuan
Bay Thornbury, u ykntya mezar demeye hakknz var m?
Bunun, Elizabeth dnemine ait bir gzetleme kulesinin kaln
tlar olduunu reddetmekte sizinle tmyle ayn dncede
yim - tpk bizim ngilteredeki tepelerimizin zerinde bulu
nan yuvarlak tmseklerin ya da hyklerin kamp olduuna
inanmadm gibi. Antikaclar her eye kamp diyorlar. Onlara
hep soruyorum, Pekala, yleyse atalarmzn srlarn nerede
barndrdklarn sanyorsunuz? ngilteredeki kamplarn yars,
dnyann benim bildiim blmnde verdiimiz adla, kadim
bir kpek kulbesi ya da iftlik avlusundan baka bir ey de161

gildir. Kimsenin srlarn byle korumasz ve eriilmez nok


talarda tutmayaca savnn hi nemi yok, o gnlerde bir ada
mn srlarnn o adamn sermayesi, ticari stogu, kznn eyizi
olduunu dnrseniz. Srlar olmasa o adam kle olurdu,
baka birinin adam... Baklar yava yava younluunu yi
tirdi; dediklerini sonuca balayan birka szck mrldanrken
garip bir biimde yal ve kimsesiz grnyordu.
Yal beyefendiyi bir tartm ann iine ekebilecek olan
Hughling Elliot o anda orada deildi. imdi, zerine elini sol
gun gsteren parlak renkli, ho, zarif bir desen baslm, drt
gen biiminde kocaman pamuklu bir kuma onlara uzatarak
kageliyordu.
Kelepir, dedi, elindekini rtnn stne brakrken. K
peleri olan iriyart adamdan yeni satn aldm. Gzel, deil mi?
Herkese yakmaz elbette, ama tam da -yle deil mi, llild a ?Bayan Raymond Parrye gre bir ey.
Bayan Raymond P a rry ! diye haykrd Iie le n la Bayan
Thombury ayn anda.
.' Birbirlerine baktlar, sanki bu zamana kadar yzleripi gizle
mi olan sis dalp gitmiti.
Ah - o harika partilerde siz de mi vardnz? diye sordu il
giyle Bayan Elliot.
Binlerce kilometre uzakta, usuz bucaksz bir su kvrmnn
ardndaki m inicik bir toprak parasnn zerinde olmasna
ramen Bayan Parrynin oturma odas gzlerinin nne geldi.
Daha nce hi gereklii ya da dayana olmayan bu insanlar
imdi buna tutunmu gibiydiler; bir anda daha elle tutulur ol
mulard. Belki ayn anda o oturma odasnda bulunmulard;
belki merdivenlerde birbirlerinin yanndan gemilerdi; ne
olursa olsun, ortak tandklar vard. Yeni bir ilgiyle tepeden
trnaa birbirlerine baktlar. Ancak, birbirlerine bakmaktan
fazlasn da yapamadlar, nk bu kefin meyvelerinin tadn
karmak iin hi zaman yoktu. Eekler ilerliyordu; hemen
inie gemek yerinde olurdu, nk gece yle hzl kyordu
ki onlar eve ulamadan karanlk olacakt.
Bundan tr, yeniden srayla eeklere binerek tek sra ha
162

linde yamatan aa inmeye baladlar. Konuma krntlar bi


rinden tekine havada uuuyordu. Bir defa akalar vard, ve
kahkahalar; ilerinden bazlan yolun bir blmn yrd; i
ekler topladlar, zplaya zplaya nden giden talar gnderdiler.
Sizin fakltede en iyi Latince iirleri kim yazyor, Hirst?
diye arkasna dnp seslendi Bay Elliot; Bay Hirst hibir fikri
olmadn syleyerek karlk verdi.
Akam karanl tpk yerlilerin onlar uyard gibi anszn
kt, her iki yanlarnda dalarn oyuklar karanrken patika
yle lolat ki eeklerin toynaklanmn hl sert kayalara vur
duunu iitmek artcyd. Sessizlik nce birinin zerine k
t, sonra bir bakasnn, ta ki zihinleri akp koyu mavi havaya
karrken hepsi sus pus olana dek. Yol, karanlkta gndz ol
duundan daha ksa grnyordu; ok gemeden uzaklarda,
ayaklarnn altndaki dzlkte, kasabann klar grld.
Anszn birisi haykrd, Aa!
Bir anda, o sar damla aadaki ovadan yavaa yeniden
ykseldi; ykseldi, duraklad, bir iek gibi at ve bir damla
lar saana halinde yad.
Havai fiekler," diye haykrdlar.
Bir bakas daha hzl ykseldi; sonra da baka biri; neredey
se kvrlp kkreyiini iitebiliyorlard.
Bir azizin gn herhalde, dedi bir ses.
Havada yukar doru szlen fieklerin tela ve kucakla
mas, klarn, kalabal gergin, bembeyaz yzlerle bakakal
m durumda brakarak birdenbire ayaa kalkp ateli bir bi
imde birlemesini andryordu. Ancak, eeklerini tepe aa
srmekte olan Sisan'la Arthur birbirlerine asla tek sz syle
mediler; kesinlikle uzak durmaya gayret ediyorlard.
Sonra havai fiekler kararszlal, ok gemeden tmyle
yok oldu; yolculuun geri kalan blm neredeyse karanlkta
geti, da, arkalarnda kocaman bir glgeydi, allarla aalar
sa yola karanlk dren kk glgeler. nar aalarnn
arasnda birbirlerinden ayrldlar, iyi geceler demeden ya da
ancak yar bouk sesler kararak apar topar arabalara binip
uzaklatlar.
163

Otele o kadar ge vardlar ki olaan sohbetlere zaman kal


madan yataklarna ekildiler. Bununla birlikte Hirst, elinde bir
yakayla Hewetin odasna geldi.
Pekala, Hewet, dedi, dev bir esnemenin doruunda, bu
nu byk bir baar sayyorum." Esnedi. Ama o gen kadnla
ban derde sokmamaya dikkat et... Gen kadnlar gerekten
sevmiyorum...
Ak havada geen saatler Heweti yant veremeyecek kadar
uyuuklatrmt. Aslnda, topluluktakilerin her biri yaklak
onar dakika sonra deliksiz bir uykuya dalmt, Susan War
rington dnda. yanbanda yanarken, ellerini yreinin
zerinde kavuturup epey bir sre kardaki duvara bo bo
bakarak uzand. Tm anlalr dnceler onu oktan terk et
miti; yrei byyp bir gne boyutuna gelmi gibiydi, tm
bedenini aydnlatmak iin tpk gne gibi hi durmadan bir
scaklk dalgas sayordu sanki.
Mutluyum, mutluyum, mutluyum, diye yineledi. Herkesi
seviyorum. Mutluyum.

164

XII. Blm

Susann nian memlekette onaylanp, otelde konuyla ilgile


nen herkese duyurulduunda - ki bu sre iinde oteldeki top
luluk Bay Hirstn betimlediklerine benzeyen grnmez tebe
ir izlerini iaret edecek biimde blnmt, haberin bir kut
lamay hak ettii dnld - bir gezi? Bu zaten yaplmt.
Dansl bir toplant, yleyse. Dansl toplantnn stnl, ko
layca skclaan ve brie ramen herkesin sama denecek ka
dar erken bir saatte yalaa gitmesiyle sonulanan o uzun ak
amlardan birini ortadan kaldrmasyd.
Salondaki doldurulmu leoparn dimdik gvdesinin altnda
duran iki k ii, ok gemeden m eseleyi karara balad.
Evelyn bir o yana bir bu yana kayarak birka adm att; de
menin rtkemmel olduunu bildirdi. Sinyor Rodriguez onlara
dnlerde keman alan yal bir Ispanyoldan sz etti - yle
iyi alyordu ki bir tosbaaya bile vals yaptrabilirdi; kz ise k
mr tenekesi kadar kara gzleri olmasna ramen piyano ze
rinde ayn gce sahipti. Sz konusu gecede, frl frl dnmek
ve bakalarnn dnmesini izlemek yerine oturmay yeleyecek
kadar hasta ya da aksi birileri olursa, oturma odasyla bilardo
odas hizmelerindeydi. Hewet, yabanclar olabildiince kay
natrma iini stlendi. Hirstn grnmez tebeir izleri kura165

mim hi mi hi dikkate almayacakt. Bir iki kez terslendi, ama,


dl olarak, kendi trleriyle konuma frsatna kavumaktan
keyif duyan, tannmam, yalnz beyler buldu; kukulu bir ya
ps olan hanm efendiyse yakn gelecekle durum unu ona
aacann iaretlerini verdi. Gerekten de akam yemeiyle ya
tak arasndaki o iki saatin bir miktar mutsuzluk ierdii iyi
ce aa kmt, bu gereklen acnas bir durumdu, demek
pek ok insan arkada edinmede baarszla uramt.
Dansl toplantnn niandan bir hafta sonraki cuma gn
yaplmas kararlatrld; akam yemeinde Hewet tatmin ol
duunu aklad.
Hepsi geliyor! dedi Hirste. Pepper! diye seslendi, kolu
nun altnda bir kitapkla orbann pei sra szlerek ge
mekle olan William Pepper grnce, Balo al konusunda
sana gveniyoruz.
Hepimizi uykusuz brakaca kesin, diye karlk verdi
Pepper.
Sen, Bayan Allanla piste kacaksn, diye szlerini srdr
d Hewet, kurunkalemle notlar yazlm olan bir kda ba
vurarak.
Pepper durup, halka oluturularak edilen danslar, halk
oyunlar, kostml danslar ve kadriller zerine bir syleve
balad; bunlarn hepsi, gnmzde onlar hi de adil olmayan
biimde tahtlarndan indirerek gzde olan taklit vals ile dz
mece polkadan tamamen stnd - bu srada garsonlar tatl
lkla onu kedeki masasna ynlendirdiler.
Bu srada yemek salonu, parlak gvercinlerin durmakszn
ulland, tahllar salm bir iftlik avlusunu andryordu.
Hanmlarn neredeyse hepsi daha nce hi sergilemedikleri
elbiselerini giymiti; salarysa, onlar satan ok gotik kilise
lerdeki ahap oymalara benzeten dalgalarla kvrmlar halinde
kabartlmt. Akam yemei her zamankinden daha ksa ve
daha teklifsiz geti; garsonlar bile genel heyecandan etkilen
mi grnyorlard. Saat dokuzu vurmadan on dakika nce,
heyet, balo salonunda bir gezinti yapt. Salon, mobilyalarn
dan arnm, l l aydnlatlm, kokular havaya hafife ya
166

ylan ieklerle donatlm, harika bir gksel enlik grn


m sunuyordu.
Btnyle bulutsuz bir gecede yldzlarn aydnlatt gk
yz gibi, diye mrldand Hewet, havadar, bo odada evresi
ne baknarak.
Ne olursa olsun, ahane bir deme, diye ekledi Evelyn,
koup yirmi be otuz santimetre kayarken.
u perdeler ne olacak? diye sordu Hirst. Uzun pencerele
rin nne vine r renginde perdeler ekilmiti. Dar
da kusursuz bir gece var.
Evet, ama perdeler gven duygusu verir, dedi Bayan Al
lan. Balo hzn alnca onlar aarz. Pencereleri bile birazck
aralayabiliriz... Bunu imdi yaparsak bykler cereyan yapt
n sanacaklardr.
Bayan Allann akll olduu oktan kabul edilmiti; buna
sayg duyuluyordu. Bu srada, onlar ayakta durmu konuur
ken mzisyenler alglarn karyorlard; keman, piyanoda
alman bir notay yineleyip duruyordu. Balamak iin her ey
hazrd.
Birka dakikalk bir duraklamadan sonra, baba, kz ve kor
no alan damat, uyum iinde mzie baladlar. Kavalcnn
peine den fareler gibi kap aralnda hemen kafalar belirdi.
Bir baka tren mzii daha alnd; sonra l, kendiliin
den, valsin utkulu devinimlerine geti. Sanki oday bir anda su
basmt. Bir anlk duraksamann ardndan, nce bir ift, sonra
bir bakas, akntnn ortasna atlayp anaforlarn iinde dne
dne ilerledi. Dans edenlerin havada kard ritmik slk sesi
kulaa bir havuzdaki burgalar gibi geliyordu. Oda fark edilir
lde derece derece snd. Olak derisi eldivenlerin kokusu,
ieklerin keskin rayihasna karyordu. Burgalar giderek da
ha hzl dner gibiydi, ta ki mzik gl bir vurula kesilip,
halkalar birbirinden ayr kk paralara blnene dek. ift
ler, geride duvar diplerine skp kalm byklerden oluan
dank bir sra brakarak farkl ynlere doru uzaklatlar;
yerde urada bir ss paras, burada bir mendil ya da bir iek
duruyordu. Bir duraklama oldu; sonra mzik yeniden balad,
167

burgalar dnd, iftler bunlarn iinde daireler izdiler, ta ki


gl bir vuru iitilip, halkalar birbirinden kopana dek.
Bu yaklak be kez olduunda, pencerelerden birinin ere
vesine yaslanm tuhaf bir hayvan heykeli gibi duran Hirs,
Helen Ambrosela Rachelm kap aralnda dikildiini fark et
ti. yle kalabalkt ki kprdayamyorlard, ama Hirst, Helenin
omzundan ve Racheln saa sola dnen bandan onlar tan
mt. Onlara doru ilerledi; hanmlar rahat bir nefes alarak
onu selamladlar.
Lanetlenmilerin azabn ekiyoruz, dedi Helen.
Cehennem denince zihnimde byle bir ey canlanyor," de
di Rachel.
Gzleri l ld; sersemlemi grnyordu.
Neredeyse zahmetle vals yapmakta olan Hewella Bayan Al
lan duraklayp yeni gelenleri selamladlar.
Bu gerekten gzel," dedi Hewet. Ama Bay Ambrose ne
rede?
Pindaros, dedi Helen. Ekimde krk yana basan evli bir
kadn dans edebilir mi? Yerimde duramyorum " Hewetn kol
larnda kayboldu sanki; birlikle kalabala kartlar.
Biz de onlara uymalyz, dedi Hirs, Rachela; kararl bir
tavrla onu dirseinden tuttu. Rachel uzman olmamakla bir
likte iyi dans ediyordu, nk iyi bir ritim kula vard, ama
Hirst mzikten hi zevk almyordu, Cambridgede ald bir
ka dans dersi ona yalnzca valsin anatomisini aktarm, ru
hundan hibir ey kazandrm amt. Bir tek dn, onlara
yntemlerinin badamadn kantlad; kemikleri, birbirine
oturmak yerine, rahata dnmeyi olanaksz klan, stne st
lk, dans eden bakalarnn dairesel ilerleyiine engel olan a
larla knt yapar gibiydi.
Duralm m? dedi Hirst. Rachel, yzndeki ifadeden onun
skldn anlamt.
Yalpalayarak kedeki koltuklara gittiler, buradan odann
manzarasna hakimdiler. Beylerin lakm elbiselerinin siyah
izgilerle araya kart, mavi ve sar dalgalarn med ceziri s
ryordu.
168

artc bir manzara, dedi Hirst. Londrada ok dans


eder misiniz? ikisi de hzl hzl soluk alyordu; heyecanlarn
hi belli etmemeye kararl olmalarna ramen ikisi de biraz
heyecanlyd.
ok ender. Ya siz?
Akrabalarm her Noelde dansl bir toplant dzenler.
Dans pisti hi fena deil, dedi Rachel. Hirst, bu beylik s
ze cevap vermeye yellenmedi. Gzlerini dans edenlere dikmi,
sessiz, oturuyordu. dakika sonra sessizlik Rachela yle da
yanlmaz gelmeye balad ki gecenin gzelliiyle ilgili bir ba
ka basmakalp sz sylemek zorunda hissetti. Hirst merha
metsizce onun szn kesti.
Geen gn, Hristiyan olduunu ve hi renim grmedi
ini sylediinde bizimle dalga m geiyordun? diye sordu.
Doru sylyordum, diye yantlad Rachel. Ama ok iyi
piyano da alarm, dedi, tahminimce, bu odadaki herkesten
iyi alarm. Siz ngilterenin en sekin adamsnz, deil mi?
diye sordu utanga bir tavrla.
kiiden biri, diye dzeltti Hirst.
Helen dnerek nlerinden geerken Racheln kucana bir
yelpaze frlatt.
ok gzel bir kadn, dedi Hirst.
Yine sustular. Rachel, Hirstn onu da ho bulup bulmad
n merak ediyordu; St. John ise hi yaam deneyimi olma
yan kzlarla konumann glklerini dnyordu. Belli ki
Rachel hibir ey dnmemi, hissetmemi, grmemiti; ze
ki de olabilirdi, tpk geri kalanlar gibi de. Ne var ki, Hewetn
alayl szleri aklndan kmyordu - kadnlara nasl davrana
can bilmiyorsun, ve Hirst bu frsattan yararlanmaya karar
lyd. zerindeki gece elbisesi Rachela tam da onunla konu
may romantik klan, insanda sohbet etme arzusu uyandran
bir gerekdlk ve farkllk kazandrmt, bu da Hirstn si
nirine dokunuyordu nk nasl balayacan bilmiyordu.
Ona yle bir bakt; Rachel, gzne ok souk ve anlalmaz,
ok gen ve lekelenmemi grnd. Hirst, iini ekerek sze
balad.
169

imdi kitaplara gelelim. Neler okudun? Yalnzca ShakespeareIe Incili mi?


Klasikleri pek okumadm, dedi Rachel. Hirstn en ak
rak, yapay tavrlar onu biraz kzdrmt, erkeksi davranla
rysa kendini alakgnll bir bakla deerlendirmesine yol
ayordu.
Hi Gibbon okumadan yirmi drt yana geldiini mi sy
lemek istiyorsun? diye sordu Hirs.
Evet, yle," diye cevap verdi Rachel.
Mon Dieu! diye bard Hirs, ellerini aarak. Yarn bala
malsn. Sana bendeki nshay gnderirim. Bilmek istediim-
ona eletirel bir tavrla bakt. Gryorsun ya, sorun u, insan
seninle gerekten konuabilir mi? Bir beynin var m, yoksa sen
de geri kalan hemcinslerin gibi misin? Yatn erkeklerle kar
latrlnca bana tuhaf denecek kadar gen grnyorsun.
Rachel ona bakt ama hibir ey sylemedi.
G ibbon'la ilgili olarak," diye szlerini srdrd Hirst.
Onun deerini anlayabilecek misin? Gibbon bir snav, elbette.
Kadnlar anlamak mthi g, diye devam, etti, yani, ne ka
dar eitim eksikliine bal, ne kadar doutan yeteneksizlik.
Ben anlamaman iin bir neden gremiyorum -yalnz, sanrm
imdiye kadar tuhaf bir yaam srmsn- herhalde yalnzca
salarn srtndan aa salp tek sra halinde yrdn.
Mzik yeniden balyordu. Hirstn gzleri odada gezinerek
Bayan Ambroseu arad. O kadar iyi niyet gsterdii halde Rachella iyi geinemediklerinin farkndayd.
Sana kitaplarm dn vermeyi ok islerim, dedi, eldi
venlerini ilikleyerek yerinden kalkarken. Yine grrz.
imdi yanndan ayrlyorum.
Ayaa kalkp Racheln yanndan ayrld.
Rachel evresine baknd. Herhangi bir partide, onu kemerli
burunlaryla, kmseyen kaytsz gzleriyle szen dmanlar
tarafndan epeevre kuatlm bir ocuk gibi hissediyordu
kendini. Bir pencerenin yanndayd, sert bir hareketle cam
itip at; darya, baheye kt. Hiddetinden, gzleri dolu
dolu olmutu.
170

Lanet olsun bu adama! diye bard, Helenin szcklerin


den bazlarm kapmt. "Kstahlna da lanet olsun!
At pencereden imenlerin zerine dklen solgun n
oluturduu karenin ortasnda durdu. Kocaman, siyah aa
ekilleri karsnda ykseliyordu. Rachel kprdamadan durup
onlara bakt, fkeden ve heyecandan hafife titriyordu. Arka
snda, dans edenlerin ayak vurularyla dnlerini duyuyor
du, bir de vals mziinin ritmik salnmn.
Aalar var, dedi yksek sesle. Aalar St. John Hirst ba
latabilir miydi? Keke uygarlktan uzakta bir Acem prensesi
olsayd, dalarda tek bana atn srer, akamlan nedimelerine
ark syletirdi, btn bunlardan uzakta, srtmelerden, er
keklerden, kadnlardan - glgelerin arasnda bir ekil belirdi;
yukarlarda, siyahln iinde kk, krmz bir k yand.
Bayan Vinrace, deil mi? dedi Hewet, dikkatle ona baka
rak. Hirstle mi dans ediyordunuz?
Beni ok fkelendirdi! diye haykrd Rachel hararetle.
Kimsenin kstahlamaya hakk yok!
Kstah m? diye yineledi Hewet, aknlk iinde purosu
nu azndan karrken. Hirst m - kstah?
Kstaht, n k - deyip sustu Rachel. Neden bu kadar f
kelendiini tam olarak bilmiyordu. Byk aba harcayarak
kendini toplad.
Ah, pekala," diye ekledi, Helenin hayali ve alaycl zih
ninde canlanmt. Herhalde aptallk etlim . Balo salonuna
dnecekmi gibi yapt ama Hevvet onu durdurdu.
Ltfen bana aklayn, dedi. Hirsln sizi incitmek iste
mediinden eminim.
Rachel aklamaya alrken ok zorland. Salarn srtn
dan aa salp tek sra halinde yrynn grntsn
zellik le ad aletsiz ve k o rk u n bulduunu syleyem edi;
Hirstn, kendi yapsnn ve deneyimlerinin stnlyle ilgili
varsaymnn ona neden yalnzca sinir bozucu deil, ayn za
manda -san k i bir kap yzne arplm g ib i- dehet verici
geldiini de aklayamad. Hevvetla birlikte taraada bir aa
bir yukan gezinirken ac ac yle dedi:
171

Yarar yok; ayr yaamalyz; birbirimizi anlayamyoruz;


yalnzca birbirimizin en kt yanlarn ortaya karyoruz.
Hewet, Racheln iki cinsin yaplaryla ilgili genellemesine
kulak asmad, nk byle genellemeler onu skyor ve ona
pek doru gelmiyordu. Bununla birlikte, Hirst tandndan,
ne olup bittiini epeyce hatasz olarak kestirmiti; gizliden
gizliye ok komiine gitmekle birlikte, Rachehn bu olay ya
ama dair grlerinin iindeki yerini almak zere zihninin
bir kesine kaldrmamasnda kararlyd.
imdi ondan nefret edeceksiniz, dedi, ama bu yanl olur.
Zavall sevgili Hirsi - yntemini bir trl dzeltemiyor. Ger
eklen, Bayan Vinrace, o elinden geleni yapyordu; size iltifat
ediyordu - yapmaya alt - yapmaya alt- kahkahala
rna yenik dtnden szn bitiremedi.
Rachel da birdenbire deierek bir kahkaha att. Hirstn
gln bir yan olduunu grmt, belki kendisinin de.
Bu da onun arkada edinme yolu herhalde, diye gld.
Pekala - zerime deni yapacam. yle balayacam Beden bakmndan irkin, zihin bakmndansa itici olduunuz
gibi, Bay H irst-
te, ite! diye haykrd Hewet. Ona byle davranmak ge
rek. Anlyorsunuz ya, Bayan Vinrace, Hirst hogrmelisiniz.
Neredeyse tm yaamn Japon ii bask resimlerin, eski, ho
sandalyelerle masalarn ssledii, bilirsiniz ite, en uygun yere
-galiba pencerelerin arasna- bir para rengin serpitirilmi ol
duu, lambri kapl gzel bir odada, aynann karsnda geirdi;
orada, ayak parmaklarn minenin ate perdesine yaslayp
saatlerce oturur, felsefeden, Tanrdan, karacierinden, kalbin
den ve arkadalarnn kalplerinden sz eder. Bu kalplerin hep
si krktr. Bir balo salonunda Hirstn tam havasnda olmasn
bekleyemezsiniz. Bacaklarn uzatabilecei, ancak syleyecek
bir eyi olduunda konuaca, scack, dumanl, erkeksi bir
yer ister. Kendi adma, bunu olduka i karartc buluyorum.
Ancak, sayg da duyuyorum. Hepsi yle iten ki. Ciddi eyleri
ok ciddiye alyorlar."
Hirstn yaam biiminin betimlemesi Racheln yle ilgisini
172

ekmiti ki, ona kar kiisel hncn neredeyse unutmu, say


gs yeniden canlanmt.
Demek gerekten ok aklllar, yle m i? diye sordu.
Elbette. Zeka sz konusu olduunda, Hirstn geen gn
syledikleri bence doru; onlar ngilterenin en akll insanlar.
Ancak - onu yola getirmeniz gerekir," diye ekledi. Onda im
diye kadar kefedilmi olandan ok daha fazlas var. Birilerinin
ona kahkahalarla glmesini istiyor... Hirstn size hi deneyi
m inizin olm adn sylediini dnnce! Zavall sevgili
Hirst!
Konuma boyunca taraada bir aa bir yukan gezinmiler
di; imdi ise karanlk pencerelerin perdeleri grnmez bir el
tarafndan birer birer alyor, k, eit aralkl drtgenler bii
minde, dzgnce im enlerin stne dklyordu. Oturma
odasndan ieri bakmak iin durduklarnda, Bay Pepperm bir
masada tek bana yaz yazmakta olduunu grdler.
Pepper orada, teyzesine m ektup yazyor, dedi Hewel.
ok saygdeer bir hanmefendi olmal, Pepper onun seksen
be yanda olduunu syledi; onu New Forestta yrye
karrm... Pepper! diye haykrd, pencereyi tklatarak. Gidip
grevini yapsana. Bayan Allan seni bekliyor.
Balo salonunun pencerelerine geldiklerinde, dans edenlerin
salnmna ve mziin kvraklna kar koymak olanaksz
olmutu.
Acaba biz de? dedi Hewet; el ele tutuup bu kocaman ha
vuzun girdabna muhteem bir girile katldlar. Daha ikinci
karlamalaryd, ilkinde bir erkekle bir kadn prken
grmlerdi, kincisindeyse Bay Hewet, fkeli bir gen kad
nn tpk bir ocua benzediini kefetmiti. Bu nedenle, dans
ederken ellerini birletirdiklerinde kendilerini olaandan daha
rahat hissettiler.
Gece yars olmutu; dansl toplant artk dorugundayd.
Hizmetkrlar pencerelerden ieriyi gzetliyorlard; darda
oturan iftlerin beyaz ekilleri baheye salm t. Bayan
Thombury ile Bayan Elliot, kpkrmz kesilmi gen kzlarn
kucaklarna brakt yelpazeleri, mendilleri, brolar tutarak
173

bir palmiye aacnn altnda yan yana oturuyorlard. Arada s


rada da birbirleriyle konuuyorlard.
Bayan Warrington gereklen mutlu grnyor," dedi Bayan
Elliot; ikisi de glmseyip iini ekti.
Epey kiilikli biri, dedi Bayan Thornbury, Arhuru kas
tederek.
insana gereken de kiiliktir, dedi Bayan Elliot. te u
gen adam olduka ak ll, diye ekledi, kolunda Bayan Allanla
nlerinden geen Hirs bayla iaret ederek.
Gl grnm yor, dedi Bayan Thornbury. Yznn
rengi iyi deil. - Bunu koparaym m ?" diye sordu, nk Rac
hel pei sra srklenen uzun bir eridin farkna vararak dur
mutu.
Umarm egleniyorsunuzdur, dedi Hewet, hanmlara.
Bu benim ok alkn olduum bir konum ! diye glm
sedi Bayan Thornbury. Be kz byttm - hepsi de dans et
meye baylrd! Siz de sever m isiniz, Bayan Vinrace? diye
sordu Rachela ana gzlerle bakarak. Ben sizin yamzdayken severdim. Biraz daha kalaym diye anneme nasl da yalva
rrdm -im diyse zavall anneleri anlyorum - ama kzlar da
anlyorum!
Canayakn bir tavrla glmsedi; bir yandan da byk bir il
giyle Rachela bakt.
Grne baklrsa, birbirlerine syleyecek ok ey bulu
yorlar, dedi Bayan Elliot, uzaklaan iftin arkasndan anlaml
anlaml bakarak. Piknikte dikkat ettiniz mi? Kz konuturabilen tek kii oydu.
Kzn babas ok ilgi ekici bir adam, dedi Bayan Thorn
bury. Hulldaki en byk deniz tamacl irketlerinden biri
onun. Hatrlyorsunuzdur, son seimde Bay Asquithe ok ye
rinde bir yant vermiti. Onun gibi grm geirmi bir adamn
koyu bir korumaclk taraftar olduunu renmek ok ilgin."
Kiiliklerden daha ok ilgisini ektiinden siyaset hakknda
tartmay isterdi, ama Bayan Elliot, mparatorluksan ancak
daha az soyul szcklerle sz edebiliyordu.
ngiltereden fareler hakknda korkun ykler kulama
174

geliyor, dedi. Norwwichte yaayan bir grmcem kmes


hayvan satn almann ok tehlikeli olduunu syledi. Veba biliyorsunuz. Farelere saldryor, onlar araclyla da dier
yaratklara.
Yerel yetkililer gereken nlemleri almyor muymu? diye
sordu Bayan Thornbury.
Onu sylemedi. Ancak, eilimli kimselerin -k i onlar daha
iyisini bilirler- tutumunu alabildiine duyarsz diye tanmlad.
Elbette grmcem hep bireylerle uraan o etkin, modem ka
dnlardan, bilirsiniz ite -insann hayranlk duymakla birlikte
ey hissetmedii trden bir kadn, en azndan ben hissetmiyo
ru m - bununla birlikte elik gibi bir bnyesi var.
Kendi narinliini anmsayan Bayan Elliot, burada iini ekti.
ok canl bir yz, dedi Bayan Thornbury, krmz bir ie
i gsne skca ilitirmek iin yaknlarnda duran Evelyn
M.ye bakarak. iek bir trl durmuyordu; Evelyn M. sabr
sz bir harekede onu kavalyesinin dme deliine saplayver
di. Uzun boylu mahzun delikanl, sevgilisinin andacn alan
bir valye gibi bu armaan ald.
nsann gzlerini ok yoruyor. Sar girdab birka dakika
izledikten sonra Bayan Elliot bunu syledi; girdaptakilerden
pek aznn onun iin bir ad ya da kiilii vard. Kalabalktan
dar frlayan Helen onlara yaklap bo bir sandalyeye oturdu.
Yannza oturabilir miyim? dedi soluk solua glmseye
rek, Herhalde kendimden utanmam gerek, diye devam etti
otururken, bu yata.
Yz pembelemi, canlanm olduundan, imdi gzellii
her zamankinden daha grkemliydi; hanmlarn ikisi de ayn
arzuya, ona dokunma arzusuna kapld.
"Gerekten eleniyorum, diye soludu. Hareket - artc,
deil m i?
yi bir dansysanz dansn yerini hibir eyin tutmadn
hep duymuumdur, dedi Bayan Thornbury ona bakp glm
seyerek.
Helen bir telin zerinde otururmuasna hafife salland.
Sonsuza dek dans edebilirdim!" dedi. Kendilerini daha
175

ok kaptrmalar gerek! diye bard. Zplamalar, sallanma


lar gerek. Bakn! Nasl da kibarlktan knlyorlar!
O harika Rus danslar grm mydnz?" diye sze
balad Bayan Elliot. Ne var ki, Helen, kavalyesinin geldiini
grnce tpk ayn douu gibi ayaa kalkt. Salonun onasma
gidene kadar ondan gzlerini alamadlar, o yataki bir kadnn
dans etmekten keyif almasn biraz acayip bulmakla birlikte,
ona hayran olmamak ellerinde deildi.
Helen bir dakika yalnz kalr kalmaz, frsat kollamakta olan
St. John Hirs yanma geldi.
Darda oturmamzn bir sakncas var m? diye sordu.
Dans etmeyi pek beceremiyorum. Heleni iki koltuun hazr
bekledii bir keye gtrd; bylece yar gizliliin artlarn
dan yararland. Oturdular; Helen dansn yle etkisinde kal
mt ki birka dakika boyunca konumad.
Mthi! diye bard sonunda. Nasl bir bedeni olduunu
sanyor ki? Bu sze neden olan, iman beyaz suratnn iine
gml yusyuvarlak yeil gzleri olan, tombul bir adamn kolu
na yaslanm, yrmekten ok badi badi ilerleyerek nlerinden
geip giden bir hanmefendiydi. Destek gerekiyordu nk ok
tombuldu; yle kaslyordu ki, bedeninin st blm, bilekleri
ne dolanan eteinin darl yznden kck admlarla sekebilen ayaklarnn dikkate deer lde ilerisinde kalacak biim
de asl duruyordu. Elbisesi, bir tavuskuunun gsndeki renk
tonlarna yknlerek uras buras mavi ve yeil boncuklardan
yuvarlak kalkanlarla rasgele donatlm, parlak san renkli k
k bir para atlastan oluuyordu. Kpe benzeyen salarn
dan ina edilmi kalenin burcunda mor bir ty dimdik duruyor
du, ksa boynunu mcevherlerle iirilmi siyah kadife bir kur
dele evreliyordu, eldivenli iman kollarnn etine altn bilezik
ler smsk kaklmt. Pudra serpintisinin almda krmz alacal
yz, arsz ama neeli bir domuzcuun yzne benziyordu.
St. John, Helenin kahkahalarna katlamad.
Beni hasta ediyor, dedi. Btn bunlar beni hasta ediyor...
unlann zihinlerini dnn - duygularn. Bana katlmyor
musunuz?
176

Hangi trden olursa olsun, bir daha asla bir partiye gitme
yeceime hep yemin ediyorum, diye yantlad Helen, ve hep
yeminimi bozuyorum.
Sandalyesinde geriye yaslanp neeyle gen adama bakt.
Gerekten kzm, belki biraz da heyecanlanm olduunu g
rebiliyordu.
Bununla birlikte, dedi Hirst, yeniden en akrak ses tonu
na kavuarak, herhalde tek yaplmas gereken, bunu kabul
lenmek.
Neyi?
Dnyada konumaya deer be kiiden fazlasnn hibir za
man olmayacan.
Helenin yzndeki krmzlk ve parlt yavaa yok oldu;
her zamanki gibi dingin ve dikkatli grnyordu.
Be kii m i? dedi. Beten fazla olduunu syleyebilirim.
yleyse ok talihlisiniz, dedi Hirst. Ya da belki ben ok
talihsizim. Sustu.
Geinilmesi g biri olduumu syleyebilir misiniz? diye
sordu anszn.
Aklllarn ou genken yledir, diye yantlad Helen.
Ben de elbette - snrsz lde akllym, dedi Hirst. Hevvettan alabildiine daha akllym. Byk olaslkla, diye de
vam etti o tuhaf, duygusuz tavryla, gerekten nemli biri
olacam. Bu, akll olmaktan tmyle farkl bir ey, bununla
birlikle, insan, ailesinin bunu grmesini bekleyemez, diye
ekledi ac ac.
Helen, Ailenizi geinilmesi g m buluyorsunuz? diye
sormakta bir saknca grmedi.
Dayanlmaz... Benim bir kraliyet danman ve lord olmam
istiyorlar. Buraya bir bakma bu meseleyi zmek zere geldim.
Bunun zlmesi gerek. Ya baroya gireceim ya da Cambridgede kalmam gerekecek. Her ikisinin de apak sakncalar var
elbette, ama akl kesinlikle Cambridgeden yana gibi geliyor ba
na. Bu tr bir ey! elini kalabalk balo salonuna doru sallad.
Tiksinti verici. Byk duygulanm glerimin de olduunun
farkndaym. Hewet kadar hassas deilim elbette. ok dkn
177

olduum pek az insan var. rnein, annemin lehine sylene


cek bireyler olduunu dnyorum, pek ok bakmdan ac
nacak durumda olmasna ramen... Cambridgede, kanlmaz
olarak, oralardaki en nemli kii olurum elbee, ama Cambridgeden korkmamn baka nedenleri var-" sustu.
Beni korkun canskc m buluyorsunuz? diye sordu. Ga
rip bir biimde, bir dosta alan bir dost olmaktan kp bir
partideki sradan bir gen adama dnt.
Hi de deil, dedi Helen. ok houma gidiyor.
Konuacak birini bulmann,' diye bard Hirst, neredeyse
duygulu bir tarzda konuarak, ne ok ey fark ettirdiini bile
mezsiniz! Sizi grr grmez, beni anlayabileceinizi hisset
mitim. Heweta ok dknm, ama nasl biri olduuma dair
en ufak bir fikri bile yok. Karlatm kadnlar iinde, bir ey
sylediimde ne demek istediimi biraz olsun kavryormu gi
bi grnen tek kadn sizsiniz.
Bir sonraki dans balyordu; Hoffmandaki Barcarolle,* Helena ayakkabsnn burnuyla ritim tutturuyordu; ama byle
bir iltifattan sonra ayaa kalkp gitmenin olanaksz olduunu
hissetti; elenmenin yan sra gerekten gururu okanmt;
Hirstn kibrindeki itenlik onu ekiyordu. Onun mutlu ol
madndan kukulanyordu ve sr renmeyi isleyecek kadar
diiydi.
ok yalym, diye iini ekti.
Garip olan ey u ki, ben sizi hi de yal bulmuyorum,
diye yantlad Hirst. Sanki tam tamna ayn yataymz gibi
geliyor. stelik- burada duraksad, ama onun yzndeki bir
baktan cesaret ald, sizinle apak konuabilirmiim gibi
hissediyorum, tpk insann bir erkekle konutuu gibi - cinsi
yetler arasndaki ilikiler hakknda, ey hakknda... ve...
Emin olmasna ramen, son iki szc sylerken yzne
hafif bir krmzlk geldi.
Helen, yle olduunu umarm! diye bararak att kah
kahayla onun iini rahatlatt.
(* ) Jacques Offenbachn Hoffmanin Masallan'ndakj barcarolle blm - .n .
178

Hirst ona gerek bir itenlikle bakt; burnuyla dudaklarnn


evresindeki izgiler ilk kez gevedi.
Tanrya k r! diye bard. Arlk uygar insanlar gibi
davranabiliriz.
ou zaman dimdik duran bir engel devrilmiti; erkeklerle
kadnlar arasnda genellikle ancak doktorlann ya da lmn
glgesinin huzurunda ve ancak imayla deinilen meselelerden
ark sz edilebilirdi. Be dakika gemeden, Hirst ona hayat
nn tarihesini anlatmaya balamt. Uzun bir tariheydi, n
k an ayrntl olaylarla doluydu; bu tarihe onlar ahlakn
temel ilkeleri zerine bir tartmaya, oradan da gsn ka
bartm gvercinlere benzeyen hanmlardan ya da gz kama
trc tccarlardan biri kulak misafiri olup da onlardan buray
terk etmelerini talep etmeye kalkr korkusuyla, bu balo salo
nunda bile fsltyla tartlmas gereken ok ilgin birtakm
meselelere gtrd. Konumann sonuna geldiklerinde, ya da
daha dorusu Helen'in dikkati dalr gibi olup, orada yeterin
ce uzun oturduklarn sezdirdiinde, Hirst, Demek btn bu
gizeme hi de gerek yokmu! diye bararak ayaa kalkt.
Ingiliz olmamzn dnda, yok, diye cevap verdi Helen.
Hirstn koluna girdi; fini frl dnen, artk fark edilir lde
dalm, eletirel bir gze hi de gzel grnmeyen iftlerin
arasnda kendilerine glkle yol aarak, balo salonunun kar
yanna getiler. Bir dostluk giriiminde bulunmann heyecan
ve sohbetlerinin uzunluu onlar acktrml; yiyecek araya
rak, imdi kk masalarda ayr ayn yemek yiyen insanlarn
bulunduu yemek salonuna gittiler. Kap aralnda, tekrar Arthur Venningle dans etmeye giden Rachella karlatlar. Yz
kzarmt ve ok mutlu grnyordu; Helen, onun bu ruh ha
lindeyken gen kadnlarn oundan daha ekici olduunu
fark etti. Bunu daha nce hi bu kadar aka grmemiti.
Eleniyor musun?" diye sordu, bir saniyeliine durdukla
rnda.
Bayan Vinrace, diye onun yerine cevap verdi Arthur, az
nce bir itirafta bulundu; dans etmenin bu kadar keyifli olabi
leceini hi dnmemi."
179

Evet! diye bard Rachel. Hayal grm lmyle de


itirdim!"
Deme! diye alay etti Helen. Geip gittiler.
Tam Racheldan beklenecei gibi, dedi. ki gnde bir ha
yat grn deitiriyor. Biliyor musunuz, onun eitimini
tamamlamama yardm etm ekte," dedi otururlarken, tam ara
dm kii olduunuza inanyorum. Neredeyse bir manastrda
bym. Babas yle gln ki. Elimden geleni yapyorum ama fazla yalym, hem de bir kadnm. Neden onunla ko
numuyorsunuz -o n a bireyler aklamyorsunuz demek is
tediim, neden onunla benimle konutuunuz gibi konumu
yorsunuz?
Bu akam bir giriimde bulundum b ile, dedi St. Joh n .
Baarl olduundan kukuluyum. Bana o kadar gen ve de
neyimsiz grnyor ki. Ona Gibbon dn vereceime sz
verdim.
Demek islediim tam olarak Gibbon deil, diye zihninde
tartt Helen. Yaamn gerekleri, galiba ne demek istediimi
anlyor musunuz? Gerekte neler olup biliyor, insanlar sakla
maya alsalar da neler hissediyor? Korkacak bir ey yok. Bu,
aldatmacalardan ok daha gzeldir -h e r zaman daha ilgi eki
cid ir- diyebilirim ki, u tr eylerden her zaman daha iyidir.
Yaknlarnda, iki kzla iki gen adamn ok yksek sesle birbirleriyle akalat ve grne baklrsa iine bir ift orap
ya da bir ift bacak hakknda lall szler serpitirilen cilveli,
imal bir konumann srd bir masay bayla iaret etti.
Kzlardan biri bir yelpazeyle oynuyor, aakalm gibi yapyor
du; kzlarn birbirlerine gizli bir dmanlk besledii hemen
anlaldndan, grnt ok tatszd.
Bununla birlikte, yalandka, diye iini ekti Helen, ki
inin ne yaptnn uzun vadede pek de nemli olmadn d
nmeye balyorum: nsanlar her zaman kendi yollarna gi
derler - hibir ey onlar etkileyemez." Bayla, yemek yiyen
topluluu iaret elti.
Ne var ki, St. John ona katlmyordu, insann, hayat gr
yle, kitaplarla ve bunun gibi eylerle gereklen pek ok eyi
180

deitirebileceini syledi, iinde bulunduktan zamanda, ka


dnlarn aydnlanmasndan daha nemli pek az eyin bulun
duunu ekledi. Bazen neredeyse her eyin eitime bal oldu
unu dnyordu.
Bu srada balo salonunda dans edenler kadril iin kareler
oluturmaktayd. Arthurla Rachel, Susanla Hewet, Bayan Allanla Hughling Elliot, kendilerini birarada buldular.
Bayan Allan, saatine bakt.
Bir buuk, dedi. Oysa yarm Alexander Popeu bitirmem
gerekiyor.
Pope!" diye homurdand Bay Elliot. Bilmek istiyorum,
kim Pope okuyor ki? Onun hakknda okumaya gelince- Ha
yr, hayr, Bayan Allan; yazmak yerine dans etmekle dnyaya
daha fazla katkda bulunacanzdan emin olun. Dnyada
hibir eyin dans etmenin keyifleriyle karlatrlamayaca
fikri, Bay Elliotm zentili grlerinden biriydi - dnyada
hibir ey edebiyat kadar skc deildi. Bylece, acnas bir i
rinlikle genlerle kaynamaya ve alk bir kadnla evli, solgun,
bilgisinin arl almda iki bklm, bezgin bir adam olmakla
birlikte, ilerinden en genci kadar canl olduunu onlara ka
ntlamaya urayordu.
Geim meselesi, dedi Bayan Allan, sakince. Bununla bir
likte, grne baklrsa beni bekliyorlar. Konumunu alp
ayakkabsnn keli siyah burnunu uzatt.
Bay Hewet, bana doru eilin. lerinden yalnzca Bayan
Allann dansn figrleri hakknda doru bilgisinin olduu he
men belli olmutu.
Kadrilin ardndan vals yapld; valsin ardndansa polka; son
ra korkun bir ey oldu; be dakikalk duraklamalarla dzenli
olarak alan mzik anszn durdu. Kocaman kapkara gzl
hanmefendi, kemann ipeklerle sarmalamaya balad; beyefendiyse kornosunu dikkatle kutusuna koydu. Bir dans daha,
yalnzca bir dans daha almalar iin ngilizce, Franszca, s
panyolca yalvaran iftler onlar epeevre sard; henz erkendi. Ne ki, piyanonun bandaki yal adam, saatini gstererek
ban iki yana sallad. Ceketinin yakasn yukar kaldrp, en
181

grnn tmyle yok eden krmz ipek bir kakol kard.


in tuhaf, mzisyenler solgundu, gzleri arlamt; arzula
rnn doruk noktas, souk el, bira ve hemen ardndan kendini
yataa atmakm gibi bkkn ve cansz grnyorlard.
Devam etmeleri iin yalvaranlardan biri de Racheld. M
zisyenler reddedince, piyanonun zerinde duran dans mzii
sayfalarn kartrmaya balad. Paralarn ou, zerlerinde
romantik sahnelerin resimleri bulunan renkli kapaklarla cilt
lenmiti - ayn hilali zerine ata biner gibi oturmu gondolcular, bir manastr penceresinin parmaklklar arasndan bakan
rahibeler ya da salarn aa salm, tfeklerini yldzlara
dorultmu gen kadnlar. yle neeyle dans etmi olduklar
mziin yaratt genel etkinin, tkenmi ak ve masum gen
lik yllan iin tutkulu bir hayflanma olduunu hatrlad; kor
kun kederler dans edenleri hep gemi mutluluklarndan
ayrmt.
Byle eyler almaktan midelerinin bulanmasna ama
mak gerek," dedi, bir iki l okuduktan sonra; bunlar asln
da ok hzl alnan ilahiler, ilerinde Wagner ve Beethoven k
rntlar var.
Siz de alyor musunuz? Bize alar msnz? Ne alsamz
olur, yeter ki dans edebilelim! Piyano yeteneini sergilemesi
iin her yandan srarlar gelince raz olmak zorunda kald. Ha
trlayabildii yegne dans mzii paralarn almay bitirir bi
tirmez, Mozartn bir sonatndan ezgilerle devam etti.
Ama bu dans mzii deil ki, dedi birisi, piyanonun ya
nnda duraklayarak.
Dans mzii, diye yantlayan Rachel, kararllkla ban
sallad. Admlan siz uydurun. Ezgisinden emin, ezgiyi basit
letirmek amacyla ritmi serte vurgulad. Helen fikri kapt;
Bayan Allann kolunu kavrayp kh dizlerini krarak, kh
kendi evresinde dnerek, kh ayrda srayan bir ocuk gibi
bir o yana bir bu yana sekerek, odann evresinde dnmeye
balad.
Bu da dans etmeyi bilmeyenlerin dans! diye haykrd. Ezgi
bir menuee dnt; Sl. Joh n inanlmaz bir eviklikle nce
182

sol, sonra sa ayann stnde hoplad; ezgi tatl tatl akyor


du; Hewel, racasnn karsnda dans eden Hintli bir bakirenin
i gcklayc, hlyal dansn taklit ederek, ceketinin eteklerini
tutup kollarn sallaya sallaya odann iinde szld. Ezgi uy
gun adm ilerliyordu; Bayan Allan eteklerini iki yana aarak
ne kp, yerlere kadar eilerek nianl ifti selamlad. Ayaklan
ritme uyum salar salamaz hepsinin sklganl gitmiti. Rachel, Mozarttan sonra durmayp lngilizlerin eski av arklanna,
Noel paralanna, ilahilere geti, herhangi bir ezginin birazck
ekip evirmeyle bir dans parasna dnebildiim anlamt.
Aama aama salondaki herkes, iftler halinde ya da tek bana
sekmeye, dnmeye balad. Bay Pepper, bir zamanlar yerel bir
ampiyonluk kazand buz pateninden tretilmi zgn, sert
bir adm icra etli; bu srada Bayan Thornbury, eski gnlerde
Dorsetshireda babasnn kiraclarnn oynad eski bir halk
oyununu anmsamaya alyordu. Bay ve Bayan Elliota gelin
ce, salonun evresinde yle hararetli, dolu dizgin dnp duru
yorlard ki onlar yaklatka, dans eden dierleri lir tir titriyor
du. Bazlarnn gsteriyi patrtl bularak eletirdii duyuldu;
bakalarna greyse akamn en elenceli blmyd.
imdi byk bir halka oluturup dans edelim! diye bar
d Hevvet. Bir anda dev bir ember oluturuldu, dans edenler
el ele tutumu, hzl, daha hzl, daha hzl dnerken, John
Peel tanr msnz diye haykryorlard, sonunda gerilim ok
artt, zincirin bir halkas -Bayan Thornbury- pes etti, dierleri
kendilerine en elverili gelen biimde demeye, sandalyelere
ya da birbirlerinin kollarna ylmak zere salonun iinde her
yne daldlar.
Soluksuz, darmadank bir halde ayaa kalkarlarken elekt
rik klarnn soluklatn ilk kez fark ettiler; igdsel ola
rak gzler pencerelere evrildi. Evet - afak skmt. Onlar
dans ederken gece geip gitmi, sabah gelmiti. Darda da
lar ok berrak ve uzakt; imenlerin zerinde iyler parldyor
du; doudaki uuk sarlarla pembeler saylmazsa, gkyz
masmavi parlyordu. Dans edenler pencerelere tler, cam
lar iterek ap imenlere ayak bastlar.
183

Zavall klar ne kadar da aptal grnyor!" dedi Evelyn


M., ksk bir ses tonuyla. Biz de yle; bize hi yakmyor. Bu
doruydu; yarm saat nce o kadar enlikli grnen dank
salar, yeilli sanl mcevherler imdi ucuz ve derbeder gr
nyordu. Gekin hanmlarn yzlerinin rengi solmutu; buz
gibi bir gzn zerlerine evrildiini fark etmiesine, iyi gece
ler deyip yataklanna gitmek zere yukar kmaya baladlar.
Dinleyicilerinden yoksun kalmasna ramen Rachel kendi
kendine almaya devam etmiti. Joh n Peeldan, u sralar ok
ilgisini eken Bacha geti; daha gen danslardan bazlar
baheden birer birer ieri gelip piyanonun evresindeki terk
edilmi yaldzl sandalyelere oturdular, oda artk iyice aydn
land iin klan kapattlar. Oturmu halde mzik dinlerken
sinirleri yatt; aralksz konuma ve glmenin dudaklarnda
yaratt yanmalar ve arlar dindi. Birbirinin pei sra gelen
boluklar ve stunlaryla bo uzayda ykselen bir bina gr
m gibi hi kprdamadan oturdular. Sonra kendilerini, yaamlann, mziin ynetimi altnda ok soylu bir biimde ge
limekte olan btn bir insan yaamn grmeye baladlar.
Kendilerini ycelmi hissediyorlard; Rachel almay, kestiin
de uykudan baka hibir ey arzu etmiyorlard.
Susan ayaa kalkt. Bu galiba hayatmn en mutlu gecesiy
di!" diye bard. Mzie taparm, dedi, Rachela teekkr
ederken. Sze dklemeyen her eyi o sylyor sanki. r
kek, kk bir kahkaha atp, bir ey sylemek istiyormu da
anlatacak szckleri bulamyormu gibi byk bir efkatle tek
tek herkese bakt. Herkes ok nazikti - ok ok nazik, dedi.
Sonra o da yatmaya gitti.
Parti btn partiler gibi anszn sona erdiinde, Helenla
Rachel stlerinde pelerinleriyle kapnn nnde durup bir ara
bann gelmesini beklediler.
Hi araba kalmadnn farkmdasmzdr herhalde, dedi,
bakmak iin dan kan S. Joh n . Burada uyumak zorunda
snz."
Ah, hayr, dedi Helen; yrrz.
Biz de gelebilir miyiz? diye sordu Hevvet. Yatmak iin
184

ok ge. Byle bir sabahta yastklarn arasnda uzanp lavabo


nuza baktnz dnsenize - urada m oturuyorsunuz?
Bulvardan aa yrmeye balamlard; Hewet dnd, ya
macn zerinde gzlerini kapatm gibi grnen beyazl yeilli
kk iaret etti.
Orada bir k yanmyor, deil mi? diye sordu Helen kay
gyla.
Gne o, dedi St. John. st kattaki iki pencerenin zerin
de birer altn benek vard.
Kocam hl Yunanca okuyor sandm," dedi Helen. Ne za
mandr Pindaros'u yayma hazrlyor.
Kasabann iinden geip, kenarlar hl glgelerde kaybolan
ama geri kalan ak seik grlen dik yoldan yukar dnd
ler. Biraz yorgun olduklarndan, biraz da gnn ilk klar on
lar durgunlatrdndan pek az konuuyor, gn ortasndakinden bambaka bir yaam durumuna aitmi gibi grnen nefis,
taptaze havay ilerine ekiyorlard. Sokan yoldan ayrld
yksek sar duvara geldiklerinde, Helen iki gen adam gn
dermekten yanayd.
Yeterince uzaklatnz, dedi. Yataklarnza dnn.
Ancak, onlar gitmek iin pek istekli grnmyorlard.
Biraz oturalm, dedi Hevvet. Ceketini yere serdi. Oturup
dnelim." Oturup krfeze baktlar; ok durgundu, deniz ha
fife dalgalanyordu; yeilli mavili izgiler suya eritler izmeye
balamt. Henz hi yelkenli tekne yoktu, ama sisin iinde
tpk hayalete benzeyen bir buharl gemi krfezde demirlemi
ti; tyler rpertici bir lk att; sonra her ey sus pus oldu.
Rachel birbiri ardna gri talar toplayp bunlarla kk bir
kurgan ina etmekle meguld; ok sessiz ve dikkatli al
yordu.
Demek hayal grn deitirdin, Rachel?" dedi Helen.
Rachel bir ta daha ekleyip esnedi. Hatrlamyorum, dedi,
Kendimi denizin dibindeki bir balk gibi hissediyorum. Bir
daha esnedi. Burada, afakta, bu insanlarn hibiri onu korku
tamazd; Bay Hirsle bile gayet samimi olduunu hissediyordu.
Benim beynim, tersine, dedi 1lirst, olaand bir etkinlik
185

iinde. En sevdii konumda oturuyordu, bacaklarm kollary


la sararak bititirmi, enesini dizlerinin tepesine dayamt.
Her eyin tesini gryorum - kesinlikle her eyin. Artk be
nim iin yaamn hibir gizemi yok. nanla konuuyordu,
ama bir yant bekler gibi grnmyordu. Yakn oturmalarna,
samimi hissetmelerine ramen birbirlerine yalnzca birer glge
olarak grnyorlard.
Aada uyumaya giden btn o insanlar, diye balad
Hewet hlyal bir tavrla, bambaka eyler dnen o insan
lar, - Bayan Warrington herhalde imdi dizlerinin stndedir;
Elliotlar birazck rkmtr, onlar sk sk soluk solua kalmyorlardr, olabildiince abuk uykuya dalmak istiyorlardr;
sonra btn gece Evelynle dans eden o zavall zayf gen
adam var; ieini suya koyarken kendi kendine soruyor, 'Bu
ak m? -v e zavall sevgili Perrott herhalde bir trl uykuya
dalamyor, avunmak iin en sevdii Yunanca kitab okuyorve dierleri - hayr, Hirst, diye balad szlerini, bunu hi
de basit bulmuyorum.
Benim anahtarm var, dedi Hirst, bir bilmece syler gibi.
enesi hl dizlerinin stndeydi, gzlerini ise nne dikmiti.
Bu szleri bir sessizlik izledi. Sonra Helen ayaa kalkp on
lara iyi geceler diledi. Ama," dedi, gelip bizi grmek zorun
da olduunuzu unutmayn.
iyi geceler dileyip el sallayarak ayrldlar, ama iki gen adam
otele dnmedi; yry yaptlar; bu srada pek az konutular,
dncelerinin dikkate deer blmnn konusu olan iki ka
dnn adlarn hi anmadlar, izlenimlerini paylamak istemi
yorlard. Otele kahvalt zaman dndler.

186

XIII. Blm

Kkle pek ok oda vard, ama odalardan biri kendine zg


bir kiilie sahipli, nk kaps her zaman kapalyd ve ieri
den hi mzik ya da kahkaha sesi gelmezdi. Evdeki herkes o
kapnn ardnda bireylerin srp gittiinin hayal meyal far
kndayd; bunun ne olduuyla ilgili en ufak bir bilgileri ol
makszn, kendi kendilerine, eer nnden geerlerse kapnn
kapal olacan, eer grl yaparlarsa ieride Bay Ambroseu rahatsz edeceklerini dnyorlard. Bu nedenle belirli
edimler faziletliydi, tekilerse ktyd, bylece yaamlar, Bay
Ambroseun Pindaros'u yayma hazrlamaktan vazgeip evdeki
her odaya girip karak gebe bir varoluu benimsemesi du
rumunda olacandan daha ahenkli, birbirinden daha az ko
puk hale gelmiti. Byleyken, dakiklik ve sessizlik gibi belirli
kurallar gzetmekle, gzel yemek piirmekle ve baka kk
grevleri yerine getirmekle, kasidelerin birbiri ardna baarl
bir biimde dnyaya kazandrldgnn, kendilerininse bir bil
ginin yaamnn kesintisizliini paylamakta olduklarnn her
kes farkndayd. Ne yazk ki insanlar arasna bir duvar ya, bir
dierini bilgi, bir ncsn de cinsiyet rdnden, Bay
Ambrose alma odasndayken en yaknndaki insann birka
bin kilometre uzanda oluyordu, bu kii de, bu ev halk ara
187

snda, kanlmaz olarak bir kadnd. Beyaz sayfal kitaplar


arasnda, bo bir kilisenin iindeki bir put gibi yalnz, elinin
sayfann bir yanndan dier yanna geii saylmazsa kprtsz,
piposunu havada bir an uzatmasna neden olan tek tk ks
rkler dnda sessiz, saatlerce otururdu. Ozann yreinin ii
ne, daha da iine ilerledike, sandalyesi, demenin zerinde
ak duran, yalnzca dikkatli bir adm atma ilemiyle geilebilen ve konuklarnn genellikle durup onunla kenardan konu
masna neden olacak kadar narin kitaplarn derin, daha da de
rin halkalaryla kuatlrd.
Bununla birlikte, dansl toplantdan sonraki sabah Rachel
daysnn odasna girdi; onun dikkatini ekene kadar iki kez,
Ridley Day, diye seslendi.
Sonunda, days gzlnn stnden bakt.
Ee? diye sordu.
Bir kitap istiyorum, diye yantlad Rachel. Gibbonm Ro
ma mparatorluu'nun Tarihini. Alabilir miyim?
Daysnn yzndeki izgilerin, sorduu soru zerine ar
ar yeniden dzenleniini izledi. Rachel konumadan nce
daysnn yz maske gibi dmdzd.
Ltfen bir daha syle," dedi days, belki duymam belki
de anlamam olduundan.
Rachel ayn szckleri yineledi; bunu yaparken hafife k
zard.
Gibbon! Onu ne diye istiyorsun ki? diye sordu days.
Birisi okumam salk verdi," diye kekeledi Rachel.
Ama ben on sekizinci yzyl tarihilerinden karma bir der
lemeyle seyahat etmiyorum k i! diye bard days. Gibbon!
En azndan on byk cilt."
Rachel, almasn bld iin zgn olduunu syleye
rek, gitmek iin arkasn dnd.
Dur! diye haykrd days. Piposunu brakt, kitabn bir
yana koydu, kalkp onu kolundan tutarak odann iinde yava
yava gezdirdi. Platon, dedi, bir dizi koyu renkli kk kita
bn ilki zerine bir parman koyarak, ve kap komusu Jorrocks, ok yanl. Sofokles, Swift. Alman erhilerle ilgilenme
188

diini varsayyorum. yleyse Franszlar. Franszca okuyabili


yor musun? Balzac okumalsn. Ardndan Wordsworihle CoIeridgee geliyoruz. Pope, Jo h n so n , Addison, Wordsworth,
Shelley, Keats. Bir ey, bir dierine yol ayor. Marlowe niye
burada? Bayan Chailey, herhalde. Ama Yunanca okumadktan
sonra, okumann ne yarar var? Ne de olsa Yunanca okursan
baka bir ey okumaya gereksinimin kalmaz, yalnzca zaman
kayb - yalnzca zaman kayb, ellerinin hzl hareketleriyle o
byle yar kendi kendine konuurken dnp dolap yine d
emenin zerindeki kitap emberine geldiler ve ilerleyileri
durdu.
Ee, diye sordu, hangisi olsun?
Balzac, dedi Rachel, ya da sende Am erikan Devrimi zeri
ne Sylev var m, Ridley Day?
A m erikan Devrimi zerine Sylev m i? diye sordu. Yine
ona byk bir ilgiyle bakt. Dansl partideki bir baka gen
adam m?
Hayr. Bu, Bay Dallowaydi, dedi Rachel.
Gzel Tanrm ! Bay Dallowayi anmsaynca ban geriye
att.
Rachel, kendisi iin geliigzel bir cilt seip daysna verdi;
bunun La Cuisine B elle olduunu gren days, eer kitab faz
la korkun bulursa bir yana atm asn syledi; tam Rachel
onun yanndan ayrlmak zereyken, dansl partide elenip .e
lenmediini sordu.
Bunun ardndan, otuz be yl nce yalnzca bir kez dansa
gittiini, o zaman da hibir eyin bundan daha anlamsz ve ap
talca grnmediini dnerek, insanlarn bu partilerde ne
yaptn renmek istedi. Bir kemann gcrts eliinde d
np durmak onlar elendiriyor muydu? Konuuyorlar myd,
gzel eyler sylyorlar myd; eer yleyse neden bunu daha
akla uygun koullar altnda yapmyorlard? Kendisine gelince
- iini ekerek drt bir yanndaki sk alma gstergelerini
iaret etti; i ekmesine ramen yznde yle bir tatmin duy
gusu belirdi ki, yeeni oradan ayrlmann iyi olacan dn
d. Bir pck baladktan sonra gitmesine izin verildi, ama
189

ne olursa olsun Yunan alfabesini reneceine ve ii bitliinde


Franszca romann geri getireceine sz verdikten sonra; ar
dndan onun iin daha uygun bireyler bulunacakt.
insanlarn iinde yaad odalar, tpk yzler gibi, ilk kez
grldnde bir para sarsntya yol aabildiinden, Rachel
merdivenlerden aa ok yava yrd, sofada duran, zerin
de onun ad yazl bir pusulaya gz ilitiinde, daysna,
onun kitaplarna, danslara olan kaytszlna, acayip, dpe
dz anlalmaz, ama grne baklrsa tatmin edici hayat g
rne duyduu hayretin iinde kaybolmutu. Adres, hi tan
mad kk, kararl bir elyazsyla yazlmt; bir balangc
olmayan pusulada yle deniyordu:Sz verm i olduum gibi, G ibb on n birinci cildini gnderiyo
rum. Kiisel olarak m od ernler hakknda sy len ebilecek pek
az ey bu lu yoru m , am a iim i bitirdiim de sana W edekind'
gndereceim . D onne? VVebster ve btn o topluluu o k u
mu muydun? O nlar ilk kez okuyacan iin sana im reniyo
rum. Dn geceden sonra tm yle bitkin dtm . Ya sen?

S. J.A.H. olduunu tahmin etlii ba harflerin ssl izgile


ri, mektubu sona erdiriyordu. Bay Hirstn onu hatrlayp ver
dii sz bu kadar abuk tutmas fazlasyla gururunu okad.
le yemeine henz bir saat vard; bir elinde Gibbon, di
erinde Balzacla ar ar bahe kapsndan dar, tepenin ya
macndaki zeytin aalarnn arasnda, inenm i amurla
kapl kk patikadan aa yrd. Tepelere trmanmak iin
hava ok scakt, ama vadi boyunca aalar ve nehir yatann
yan sra uzanan imenli bir patika vard. Nfusun kasabalarda
topland bu lkede, yalnzca avluda kadnlarn kzl kklerle
urat tek lk iftlik evlerinin ya da yamata dirseklerinin
zerinde uzanm, kesif bir koku yayan bir kara kei srsy
le epeevre sarlm kk bir olann yanndan geerek, ok
ksa bir zaman iinde uygarl gzden yitirmek olanaklyd.
Dipteki ip gibi suyun dnda, nehir, kupkuru sar bir ta yata
ndan baka bir ey deildi. Kyda, Helenm yalnzca onlar
grmenin bile yaplan yolculua dediini syledii o aalar
190

yetiiyordu. Nisan ay aalarn tomurcuklarm yarmtt; cilal


yeil yapraklarnn arasnda balm um una benzer youn bir
maddeden, zarif bir krem rengine ya da pembeye veya koyu
vine rne boyanm ta yapraklar olan iri iekler ta
yorlard. Ne var ki, genellikle bilinmez bir nedenle balayp
koca koca lkeleri, semalar kucaklayan o mantksz sevinler
den biriyle dopdolu olduundan Rachel hibirini grmeksizin
yrd. Gece, gnn hakkna el uzatyordu. Bir nceki gece
ald ezgiler kulaklarnda uulduyordu; ark sylemeye ba
lad, arklar gitgide daha hzl yrmesine neden oldu. Nere
ye gittiini ak seik grmyordu, aalar ve manzara, gk
yznn farkl renkteki alanlarnn arada srada iine kart
yeilli mavili ktlelerden ibaretmi gibi grnyordu. Dn ge
ce grd insan yzleri gzlerinin nne geliyordu; onlarn
seslerin i iitiyord u; ark sylem eyi kesip bireyleri yeni
balan sylemeye ya da farkl biimde sylemeye veya sylen
mi olabilecek eyler icat etmeye balad. Uzun, ipekli bir elbi
seyle yabanclar arasnda olmann mahcubiyeti, byle uzun
admlarla tek bana yrmeyi olaand lde heyecan veri
ci klyordu. Hevve, Hirst, Bay Vening, Bayan Allan, mzik,
klar, bahedeki kapkara aalar, afak, - yrdke kafasn
da dalga dalga kabaryordu, tam olarak can ne istiyorsa onu
yapma frsatn iinde barndran imdiki ann, nceki gecekinden bile daha harika bir canllkla iinden frlad kemekeli bir art alan.
Bir aa araya girmeseydi, yoluyla ilgili Lm bilgiyi yitirene
dek byle yryebilirdi, gemekte olduu patikay kesecek bi
imde bymedii halde aa onu, dallar yzne arpmasma etkileyerek durdurdu. Sradan bir aat, ama ona yle tu
haf grnmt ki dnyadaki tek aa bile olabilirdi. Gvde
sinin ortas koyu renkliydi; uradan buradan frlayan dallarn
arasnda n grnd girintili kntl aralklar o kadar
kolay seiliyordu ki, aa, topraktan daha o saniye km gi
biydi. Yaam boyunca ona yetecek bir grnt grm oldu
undan ve yaam boyunca o saniyeyi olduu gibi koruyaca
ndan, aa bir kez daha sradan aalarn saflarna dt; ar
191

tk onun glgesine oturup altnda byyen ince yeil yaprakl


krmz iekleri toplayabilirdi. Onlar yan yana koydu, iek
iee, sap sapa, okayarak, nk tek bana yrrken dn
yadaki ieklerin, hatta akl talarnn bile kendi yaamlar,
mizalar vard ve ahbap olduklar ocuklarn duygularn geri
getiriyorlard. Yukar baknca, dalarn kvrm kvrm bir kr
bacn ucu gibi gkyznde capcanl dalgalanan izgisi gzne
iliti. Uzaklardaki solgun gkyzne, gnein altnda korun
masz uzanan da doruklarndaki yksek plak yerlere bakt.
Oturduunda kitaplarn ayaklarnn dibine, topran stne
brakmt; imdi orada, imlerin arasnda byle keli duran
kitaplara bakt, uzun bir sap eilip Gibbonn kahverengi p
rzsz kabn gdklarken, alacal mavi Balzac gnein altnda
rlplak uzanyordu. Ap okumann kesinlikle artc bir
deneyim olacana dair bir hisle, tarihinin sayfasn evirip
unlar okuduH km darlgnn ilk dnem lerinde, generalleri, Etiyopyann
ve M utlu A rabistann sn rlarn n belirlenm esi iin abalad
lar. D n en cen in g n eyin e doru yak lak bin be yz k ilo
m etre yrdler; am a iklim in scakl o k gem eden istilac
lar pskrtp, o kuytu blgelerin sava olm ayan yerlilerini
korudu... Avrupa'nn kuzeyindeki lkeler, feLih m asrafna ve
zahm etine pek dem ezdi. Alm anyann orm anlar ve bataklk
lar, zgrlksz bir yaam hor gren dayankl bir barbar
soyuyla doluydu.

Szckler hi bu kadar canl, bu kadar gzel olmamt Mutlu Arabistan - Etiyopya. Ama bunlar tekilerden, dayankl
barbarlardan, ormanlarla bataklklardan daha soylu deillerdi.
Szckler, ta dnyann balangcna kadar geri giden, iki
yanndaki bulvarlarda tm zamanlarn ve lkelerin halklarnn
durduu yollar aar gibiydiler; bu yollardan gemekle tm bil
giler onun olacakt; dnyann kitab ta ilk sayfasna geri dn
yordu. imdi nnde almakta olan bilgi olaslklar karsnda
yle heyecan duyuyordu ki okumay kesti; bir meltem sayfay
evirdi, Gibbonn kapaklan tatl tatl krp birbiri zerine ka
192

pand. Rachel bunun ardndan ayaa kalkp yeniden yrmeye


balad. Yava yava zihni daha az kark hale gelerek, coku
sunun iki paradan oluan ve biraz abayla Bay Hirst'n ve Bay
Hevvetm ahsnda snrlanabilecek olan kkenlerini aramaya
balad. Onlar sarmalayan harikuladelik pusu yznden, hak
larnda herhangi bir zmleme yapmak olanakszd. Onlar
hakknda, duygular kendisininkilerle ayn kurala uyan insan
lar hakknda yapt gibi akl yrtemiyordu; zihni onlarla u
rarken, gnete asl duran parlak eyleri dnmenin neden
olduu trden bir bedensel haz duyuyordu. Tm yaam onlar
dan yor gibiydi; kitaplardaki szckler bile bu may emmilerdi. Derken iine bir kuku dt, bununla yzlemeye
yle gnlszd ki im lerin zerinde tkezleyip sendeledi
nk dikkati dalmt, ama bir saniye iinde yeniden topar
land. Farknda olmadan daha hzl yrmeye balamt, bede
ni zihnini geride brakmaya alyordu; ama imdi, nehrin
zerinde ykselerek vadiyi gzler nne seren kk bir tepe
ciin dorugundayd. Artk birka dnceyle birden hokkabaz
lk yapabilecek durumda deildi, ancak en srarl olanyla uraabilirdi; heyecannn yerini bir tr hzn almt. Topran s
tne kp dizlerini kucaklayarak bo bo nne bakmaya
balad. Bir sre, kk dz bir tan zerinde kanatlarn ok
yava ap kapatan kocaman, sar bir kelebei seyretti.
k olmak nedir? diye sordu uzun bir sessizliin ardn
dan; her szck, varla brnr brnmez, bilinmeyen bir
denize dalar gibiydi. Kelebein kanatlarna bakarken, kendin
den gemi durumda, yaamdaki korkun bir olasl kefet
mi olmann getirdii huu iinde bir sre daha olurdu. Kele
bek uup gidince ayaa kalkt; kolunun altnda iki kitabyla,
tpk savaa hazrlanm bir asker gibi eve dnd.

193

X IV. Blm

Ayn gn, gne battnda, akam karanl otelde her zamanki


gibi elektrik klarnn anszn parlamasyla selamland. Akam
yemeiyle yatma zaman arasndaki saatleri ldrmek her za
man yeterince g olmutu; dansl toplantdan sonraki geceyse
oteldekiler, zihin danklnn verdii hrnlkla daha da donuklamt. Yanlarnda kahve fincanlar, ellerinde sigaralaryla
salonun ortasndaki uzun koltuklarda arkalanna yaslanm olan
Hirstle Heweta gre uras kesindi ki, akam allmadk lde
tatsz, kadnlar allmadk lde kt giyimli, erkeklerse all
madk lde aptalca bir kendini beenmilik iindeydi. stne
stlk, yarm saat nce posta datldnda iki gen adama hi
mektup kmamt. tekilerin neredeyse her biri ngiltereden
iki tombul mektup alm, imdi de onlan okumakla megul
olduundan, katlanlmaz bir haldeydiler ve bu durum Hirst
hayvanlarn yemlenmesiyle ilgili ineleyici bir sz sylemeye it
miti. Dediklerine baklrsa, onlarn sessizlii, kendisine her bir
hayvann peneleri arasnda bir topak i el tuttuu bir arslan
barnann sessizliini anmsatyordu. Bu karlatrmayla gay
rete gelerek, kimilerini su aygrlarna, kimilerini kanaryalara, ki
milerini domuzlara, kimilerini papaanlara, kimileriniyse yan
rm koyun lelerinin evresine kvnlan tiksinti verici s
194

rngenlere benzetmeye geti. Kesik kesik sesler -k h bir ks


rk, kh dehet verici bir hrlt ya da boaz temizleme, kh k
ck, hzl bir sohbet- Hirsn belirttiine gre, kemiklerin
paralanmas srasnda arslan barnanda durursanz iitecekle
rinizden baka bir ey deildi. Ne var ki bu karlatrmalar,
odaya dikkatsizce yle bir baktktan sonra gzlerini ne yandan
yaklarsanz yaklan ulann size dorultacak biimde ustalk
la dzenlenmi yerli mzraklarndan oluan fundala dikmi
olan Heweti heyecanlandrmyordu. Belli ki evresini unutmu
tu; Hewetm zihninin tmyle bo olduunu fark eden Hirst,
bunun zerine dikkatini teki insanlarn zerinde daha da yo
unlatrd. Ne sylediklerini duyamayacak kadar uzaklarnday
d, ama el kol hareketlerine ve grnlerine bakarak haklarn
da kk kuramlar oluturmak houna gidiyordu.
Bayan Thornbury ok sayda mektup almt. Kendini t
myle onlara kaptrmt. Bir sayfay bitirince kocasna veriyor
ya da okuduklarndan kan anlam, boaznn gerisindeki bir
sesle birbiine balanan bir dizi alntyla ona iletiyordu. Evie,
Georgeun Glasgowa gittiini yazm. Bay Chadbournela al
may seviyor; Noeli birlikte geirmeyi umuyoruz ama Betty ile
Alfredi uzun mesafelere gtrmek istemem (evet, ok doru),
bu scakta souk havalan hayal etmek zor olsa da... Eleanorla
Roger arabalaryla yeni kapana takldlar... Eleanor, onu son
grdm ktan bu yana kesinlikle kendini toparlam gr
nyordu. Artk bebee ie veriyormu, ki bunun akllca ol
duundan eminim (yle olduundan ben de eminim), bylece
geceleri daha iyi geiyormu... Salanm hl dklyor. Yast
n zerinde buluyorum! Ama Tottie Hali Greenden haber al
mak beni neelendirdi... Muriel ise Torquay de, dansl toplant
larda mthi egleniyormu. Sonunda siyah buldounu gstere
bilecek.... Herbenan bir satr - ok megulm, zavall adam!
Ah! Margaret diyor ki, 'Zavall ihtiyar Bayan Fairbank ayn se
kizinde anszn limonlukla lm, evde sadece, onu kaldracak
kadar akl olmayan bir hizmeti varm, kaldnisayd kurtanlabileceini dnyorlar, ama doktor her an olabilirdi diyor; in
sann tm yapabildii, bu olay sokakla deil de evinde meyda
195

na geldii iin kran duymak (herhalde yledir!). Gvercinler


korkun derecede oald, tpk be yl nce tavanlarn oal
d gibi... Okurken, kocas onayladn gstermek iin hafif
e ama dzenli bir biimde ban sallyordu.
Hemen yaknlarnda. Bayan Allan da mektuplarn okuyor
du. Okumay bitirip mektuplar zenle yeniden zarflarna yer
letirirken, geni, gzel yznde beliren hafife sert ifadeden
anlalabilecei gibi, gelen haberler ok da i ac deildi.
Yzndeki kayg ve sorumluluk izgileriyle Bayan Allan, bir
kadndan ok, gekince bir adam andryordu. Mektuplar ona
Yeni Zelandada geen yln meyve mahsulnn verimsiz kt
haberini getirmiti, bu da ciddi bir meseleydi nk tek er
kek kardei olan Hubert geimini bir meyve iftliinden sal
yordu ve yeniden baarsz olursa oralar brakp Ingiltereye
geri gelecekti; bu kez onu ne yapacaklard? Bayan Allann bir
dnemlik i kayb anlamna gelen bu yolculuu, dakik bir bi
imde ngiliz edebiyat dersleri verip denemeler dzeltmekle
geen on be yln ardndan hak etlii adil, harika tatil olmak
tan kp bir savurganla dnmt. Kendisi de bir ret
men olan kz kardei Emily yle yazmt: Hubert'm bu defa
ckha mantkl davranacandan kukum olmamakla birlikte,
hazrlkl olmamz gerek. Ardndan, o makul tavryla, gller
de ok iyi zaman geirdiklerini sylemeye geiyordu. Tam u
anda fazlasyla gzel grnyorlar. Yln bu zamannda aala
rn bu kadar gelitiini ok az grmtm. Birka gn le ye
meimizi darda yedik. Alice her zaman olduu gibi gen g
rnyor; sevecenlikle herkesin hatrn soruyor. Gnler ok
abuk geiyor; dnem yaknda balayacak. Benim kiisel d
nceme gre, siyasi gstergeler iyi deil ama Ellenn hevesini
krmak houma gitmiyor. Lloyd George yasa tasarsn gnde
me getirdij* ama imdiye kadar pek oklan bunu yapmt ve
(*) Sonraki yllarda babakan olacak olan Lloyd Georgc'un gndeme getirdii bu
yasa tasars, kadnlara oy kullanma hakknn tannmasna ynelik baarsz
bir aba oldu. Sonunda, ngilterede otuz yan zerindeki kadnlar 1918 y
lnda, yirmi bir yan zerindeki kadnlarsa 1928 ylnda, oy kullanma hakk
n elde edecekti - .n.

196

hl olduumuz yerdeyiz; ama yanlacam um uyorum . Her


neyse, iimiz bizim iin biilmi kaftan... Kukusuz, Meredith,
insann W. W.da sevdii o insanca nitelikten yoksun, yle de
il m i? diye sonuca balayarak, Bayan Allan'm son mektu
bunda ortaya atu, ngiliz edebiyatyla ilgili birtakm mesele
leri tartmaya geiyordu.
Bayan Allan'm az tesinde, sk bir palmiye kmesiyle glge
lenen ve yan gizli kalan bir koltukta, A nhurla Susan birbirle
rinin mektuplann okumaktaydlar. Wiltshireda hokey oyna
yan gen kadnlann iri, kaba el yazmalar A nhurun dizinde
dururken. Susan, ender olarak bir sayfadan fazlasn dolduran
ve hep ayn akac, en akrak iyi niyet izlenimini uyandran,
hukukulara zg kk el yazlarnn ifresini zmekleydi.

Umarm Bay Hutchinson benden holanr, Arthur," dedi


ban kaldrp bakarak.
Seni seven Flo da kim? diye sordu Arthur.

Flo Graves - sana anlattm kz, u korkun Bay Vincenlla nianl olan, dedi Susan. Bay Hutchinson evli mi?
diye sordu.
Zihni imdiden dostlan hakknda iyi niyetli taanlarla me
guld, daha dorusu bir tek muhteem tasaryla -k i bu da ba
sitti- hepsi evlenecekti -ayn zamanda- Susan dner dnmez,
Evlilik, evlilik, doru olan ey buydu, tek ey, tand herkesin
gerekli grd zm; derin dnmelerinin ou, yalnzl
n, rahatszln, salk bozukluunun, doyurulmam hrslann, huzursuzluun, aynksln, bireyleri ele alp tekrar b
rakmann, toplum iinde konumann ve insansever etkinlik
lerin her bir rneinin, erkekler bakmndan ve zellikle de
kadnlar bakmndan, evlenmek istedikleri, evlenmeye altk
lar, evlenmeyi baaramadklar gereine dek izini srmekle
geiyordu. Eer, kabul etmek zorunda olduu gibi, bu belirti
ler kimi zaman evlilik ertesinde de sryorsa, bunu, yalnzca
bir tek Arthur Venningin ve onunla evlenebilecek yalnzca bir
tek Susann var olduunu buyuran o -talihsiz doa yasasna
balayabilirdi sadece. Kendi rnei, elbette, kuramn tama
men destekliyordu. ki yldr evde belli belirsiz bir rahatsz
197

lk duymaya balamt; yol parasn deyen, ama ona hem hiz


metisi hem ahbabym gibi davranan bencil, yal teyzesiyle
byle bir yolculuk, insanlann ondan bekledii eyin zgl bir
rneiydi. Nianlanr nianlanmaz, Bayan Paley igdsel bir
saygyla davranmaya balam, Susan her zamanki gibi onun
ayakkablarn balamak iin diz ktnde kesin bir tavrla
kar km, tam tamna iki saati kendine hak grmeye al
kken, Susanm onunla bir saat ahbaplk etmesine gerekten
minnettar grnmt. Bu nedenle Susan, altndan ok da
ha rahat bir yaam gryordu nnde; bu deiiklik imdiden,
baka insanlara kar duygularn daha da scaklatrmt.
Bayan Paley kendi ayakkablarn balamayal, hatla onlar
grmeyeli neredeyse yirmi yl oluyordu, ayaklarnn ortadan
kayboluu iadam kocasnn lmyle az ok ayn sralara
denk gelmi, o olaydan ksa sre sonra Bayan Paley tombulla
maya balamt. Lancaster Gateteki, yedi hizmetkr ve bir
temizlikisi olan evle, Surreydeki, bahesi ve at arabalar olan
baka bir evin bakmna harcad klliyetli bir geliri olan ben
cil, bamsz, yal bir kadnd. Susann nianlanmas onu ya
amnn tek byk kaygsndan kurtarmt - olu Chrisophern, kuziniyle ban derde sokaca kaygsndan. Alk
olduu bu ilgi kayna artk ortadan kalktndan, kendini bi
raz keyifsiz hissediyordu ve Susanda eskisine gre daha fazla
eyler grme eilimindeydi. Ona ok cmert bir dn arma
an vermeye karar vermiti, iki yz, iki yz elli, ya da belki,
-bahevan yardmcsna ve oturma odasnn halledilmesi kar
lnda Huthsn gnderecei faturaya bal olarak- yz
sterlinlik bir ek.
zerine iskambil ktlar salm bir masann yannda te
kerlekli sandalyesinde otururken, rakamlar evirip evirerek
tam bu meseleyi dnyordu. Pasyans fal her naslsa kma
za girmiti; yardm etmesi iin Susan armak islemiyordu,
nk yle grnyordu ki Susan, Arthurla meguld.
Benden, cmerte bir armaan beklemeye hakk var elbet
te diye dnd, arka ayaklar zerindeki leopara dalgn dal
gn bakarken, ve bunu beklediinden hi kukum yok! Para
198

herkesin iine yarar. G enler ok b en cil olurlar. lsem ,


Dakynsten baka hi kimse beni zlemez; o da vasiyetnameyle
avunur! Bununla birlikle, yaknmam iin hibir neden yok...
Hl elenebiliyorum. Kimseye yk olmuyorum... ok sevdi
im bir yn ey var, bacaklarma inat.
Yine de hafife ii kararm olarak, tandklar arasnda ona
hi de bencil ya da para dknym gibi gelmeyen, ona bir
ekilde genel ortalamadan ok daha zarif grnen yegne in
sanlar dnmeye geti; kendisinden daha zarif olduklarn
seve seve kabul ettii insanlar. Yalnzca iki kiiydiler. Biri, gz
lerinin nnde boulan erkek kardeiydi, dieriyse bir kz, ilk
ocuunu dnyaya getirirken len, en iyi dostu. Bu olaylar
yaklak elli yl nce olmutu.
lmemeleri gerekirdi, diye dnd. Ama, ldler - biz
bencil yal yaratklarsa yaamaya devam ediyoruz. Gzlerine
yalar doldu; onlar iin gerekten zlyordu, genliklerine
ve gzelliklerine bir tr sayg, kendi admaysa bir tr utan
duyuyordu; ama gzyalar dklmedi; iyi ya da kt, pek va
sat ya da gerekten harika diye yargda bulunma alkanln
da olduu o saysz romanlardan birini at. "nsanlar byle
eyleri nasl hayal edebiliyorlar, bilemiyorum, derdi, gzl
n karrken ban kaldrp, beyaz halkalarn olumaya ba
lad solgun ihtiyar gzleriyle bakarak.
Doldurulmu leoparn lam arkasnda Bay Elliot, Bay Pepperla satran oynuyordu. Doal olarak yenilmekteydi, nk
Bay Pepper gzlerini tahtadan pek az ayryor, Bay Elliot ise
sandalyesinde arkasna yaslanp, bir gece nce gelen uzun
boylu, yakkl, kafas aydn bir koun kafasn andran bir
beye laf yelitirip duruyordu. Havadan sudan birka szden
sonra, birbirlerini grr grmez deien tavrlarndan belli ol
duu gibi, ortak baz tandklar olduunu kefetmekleydiler.
Ah, evet, ihtiyar Truefil, dedi Bay Elliot. Oxford'da bir
olu var. Sk sk onlarda kalrdm. Birinci Jam es dnemi tar
znda, gzel, eski bir evdir. Zarif birka Greuze - bir iki Hol
landalI ressamn, eski dostum tarafndan bodrum katta sakla
nan resimleri. Sonra, st ste ylm bask resimler vard.
199

Ah, o evin pislii! Biliyorsunuz, elisk bir adamd. Olan,


Lord Pinvvellsin kzlarndan biriyle evlenmiti. Onlar da tan
rm. Koleksiyon lgnl ailelere sirayet ediyor. Bu adam da
toka toplar - 1580-1660 yllan arasndaki erkek ayakkablannn tokalan olmalym; tarihler doru olmayabilir, ama ger
ek tam sylediim gibi. Hakiki koleksiyonculann hep o tr
den anlalmaz hevesleri olur. Baka bakmlardansa bir inek
yetitiricisi kadar saduyuludur, ki yapt i de bu zaten. Son
ra, byk olaslkla sizin de bildiiniz gibi, Pinwellsler de aynkslktan paylanna deni almlardr. rnein, Leydi Mau d- burada, hamlesini dnmek iin biraz bekledi, - Kedi
ler, din adamlar ve n dileri iri olanlar Leydi Maudu dehete
drr. Onun, masann teki ucuna, Aznz kapal tutun,
Bayan Smith; dileriniz havu gibi sapsar! diye haykrdn
duymutum, dikkatinizi ekerim, masann teki ucuna. O be
nim iin her zaman uygarln ta kendisi olmutur. Edebiyata
bulaml vardr, aramzdan birkan oturma odasna topla
maktan holanr, ama bir din adamndan, hatta bir piskopos
tan, hele hele ba piskoposun kendisinden bir. sz edin, erkek
hindi gibi gulu gulu yapmaya balar. Bana bunun aileler aras
bir kan davas olduunu sylemilerdi - Birinci Charles dev
rinde yaam olan atalarndan biriyle ilgili bir ey. Evet, diye
srdrd szlerini, kendisine birbiri ardna ah ekilirken,
ben hep modaya uygun genlerimizin bykanneleriyle ilgili
bireyler bilmek isterim. Kanmca, onlar on sekizinci yzylda
hayran olduumuz ne varsa hepsini muhafaza ediyorlar, ou
nun kiisel olarak temiz olmak gibi bir stnlkleri de var.
Yal Leydi Barborougha temiz demek hakaret saylmaz. Sen
ce, Hilda, diye seslendi karsna, hanmefendi hazretleri ne
sklkta banyo yapyordur?"
Hi sylemesem daha iyi, Hugh," diye kkrdad Bayan Elliot, ama insan onun gibi austosun en scak gnnde bile pat
lcan moru kadifeler giyince naslsa belli olmuyor.
Pepper, beni yendin, dedi Bay Elliot. Satrancm hatrlad
mdan bile ktym. Yenilgiyi byk bir arballkla ka
bul etti, nk aslnda konumak istiyordu.
200

Sandalyesini, yeni gelen Bay W ilfred Flushingin yanna


ekti.
Acaba iiniz bunlarla m ilgili? diye sordu, iyice parlatl
m halarn, mcevherlerin ve yerli ii nak paralarnn ko
nuklar cezbetmek zere sergilendii, nlerindeki sand ia
ret ederek.
Hepsi taklit, dedi Bay Flushing ksaca. te, bu kilim fena
deil. Eilip ayaklarnn dibindeki kilimin bir ucunu kaldrd.
Eski deil, elbette, ama tasarm gelenee uygun. Alice, bana
brounu ver. Eski ilerle yenileri arasndaki fark grn.
Byk bir dikkatle okumaya dalm bir hanmefendi, brou
nu karp kocasna verdi; bu srada ne kocasna bakt ne de
Bay Elliotn kendisine vermeye alt tereddtl selam ka
bul etti. Eer dinlemi olsayd, byk teyzesi olan yal Leydi
Barborough hakknda sylenenler onu elendirebilirdi, ama o,
evresine aldr etmeden okumay srdrd.
Birka dakikadr, ksrmeye hazrlanan yal bir adam gibi
hrldamakta olan saat, o srada dokuzu vurdu. Ses, uyuklayan
tccarlar, devlet grevlilerini ve sandalyelerine yaslanm e
ne alan, ttn ien, yar kapal gzlerle ilerini lp bien,
rant sahibi adamlar biraz rahatsz etti; sesi duyduklarnda
gzkapaklarn bir an kaldrp sonra yeniden kapattlar. Son
nle tka basa doymu olduklarndan, dnyann gelecei
hakknda hi mi hi kayg duymayan timsahlara benziyorlar
d. Sessiz, sakin, aydnlk odadaki tek rahatszlk nedeni, sa
lar zenle yaplm kafalarn zerinde vzldayarak bir ktan
dierine hzla uarken pek ok gen kadnn sinirli sinirli elle
rini kaldrp Biri unu ldrm eli! diye barmasna neden
olan iri bir .pervaneydi.
Kendi dncelerine gmlm olan Hewetla Hirst uzun
sredir konumamlard.
Saat vurduunda Hirs dedi ki:
Ah, yaratklar kprdanmaya balyor... Dikleip evreleri
ne bir gz attktan sonra yeniden yerlerine kurulmalarn izle
di. En ok tiksindiim eyse, diye devam etti, kadn gs.
Venningin yerinde olup Susanla yataa girmek zorunda kal
201

dn dnsene! Ama en irenci, scak bir banyoda ykanr


ken ne yaptm hakknda - hibir ey hissetmemeleri. Kaba
lar, glnler, dpedz dayanlmazlar!
Bunlar syleyip Hevvetan hibir yant alamaynca, kendisi
ni, bilimi, Cambridgei, baroyu, Heleni ve Helenin onun hak
knda ne dndn dnmeye geti, ta ki yorgunluktan
uyuyakalp ba ne dene dek.
Anszn, Hewet onu uyandrd.
Ne hissettiini nasl anlarsn, Hirst?
k m oldun? diye sordu Hirst. Gzln yerletirdi.
Samalama," dedi Hewet.
Pekala, oturup dnrm, dedi Hirst. Birinin bunu ger
ekten yapmas gerekir. Keke u insanlar bireyler hakknda
dnselerdi, dnya hepimiz iin ok daha yaanacak bir yer
olurdu. Dnmeye mi alyorsun?
Son yarm saattir Hewetn yapt lam olarak buydu, ama o
anda Hirst canayakn bulmuyordu.
Yrye kacam, dedi.
Dn gece uyumadmz unutma, dedi Hirst, geni bir es
nemeyle.
Hewet ayaa kalkp gerindi.
Gidip biraz hava almak isliyorum, dedi.
Olaand bir duygu akam boyunca onu huzursuz etmi,
herhangi bir dnce zincirinde karar klmasn engellemiti.
Tam olarak, sanki onu derinden ilgilendiren bir sohbetin orta
snda birisi kagelip szn kesmi gibiydi. Konumay bitirememiti; orada oturduka, bitirmeyi daha da ok istiyordu.
Kesilen konumay Rachel'la yaptndan, neden byle hisset
tiini ve neden onunla konumay srdrmek istediini kendi
kendine sormak zorunda kalyordu. Hirst, yalnzca onun Rachela k olduunu syleyecekti. Ne var ki o, Rachela k de
ildi. Ak, byle mi, konumay srdrme isteiyle mi balar
d? Hayr. Kendisi sz konusu olduunda ak her zaman belir
li bedensel duyumlarla balard; imdiyse bunlar yoktu; onu
bedensel olarak ekici bulmuyordu bile. Onda olaand bir
ey vard elbette - genti, deneyimsizdi, meraklyd; birbirleri
202

ne, genellikle olduundan daha akyrekli davranmlard.


Kzlarla konumay her zaman ilgi ekici bulurdu; bunlar,
onunla konumay srdrmek istemesi iin iyi nedenlerdi;
dn gcceyse kalabalk ve kargaa yznden ancak konumaya
balayabilmilerdi. imdi ne yapyordu acaba? Belki bir kane
peye uzanm, tavana bakyordu. Onu byle hayal edebiliyor
du; Helen ise bir koltukta oturmu, ellerini kolan zerine
koymutu, bylece - o koca koca gzleriyle karya bakyorduah hayr, dansl toplant hakknda konuuyorlard elbette.
Ama ya Rachel bir iki gn iinde gidecekse, ya ziyareti sona
erdiyse, krfezde demirlemi olan buharl gemilerden biriyle
babas gelmise, bu kadar az ey bilmek dayanlmazd. Bu
yzden, Ne hissettiini nasl anlarsn, Hirst? diye barmt,
dnmeyi kesmek iin.
Ne var ki Hirst ona yardm etmemiti; dierleriyse amasz
hareketleri, bilinmez yaamlaryla yle rahatsz ediciydiler ki,
Hewet bombo karanln zlemini ekmiti. Salon kapsndan
dar admm attnda gzlerinin arad ilk ey, Ambroselann kknn oldu. Tepenin daha yukarlarnda, dier
lerinden uzaktaki bir n onlarn olduuna kesin olarak
karar verdiinde, ii rahatlad. Bir anda, btn bu Lutarszlgn
iinde biraz olsun istikrar varm gibi geldi ona. Kafasnda be
lirli bir tasar olmakszn, sadaki sapaa girip kasabann iin
den yryerek, yollarn birletii yerdeki duvara geldi; orada
durdu. Denizin gr sesi kolayca iililebiliyordu. Dalarn koyu
mavi ktlesi, gkyznn daha uuk mavisinin nnde yk
seliyordu. Ay yoktu ama saysz yldz vard; Hesven drt bir
yanndaki karanlk toprak ykseltilerin urasna burasna k
lar demir almt. Hewet geri dnmek niyetindeydi ama Ambroselarn kknn tek imdi ayr k olmu, devam
etmesi iin onu batan karyordu. Hem, Racheln hl orada
olup olmadndan da emin olurdu. Hzla yrd; az sonra
onlarn bahesinin demir kaps nnde duruyordu; kapy
iterek at; evin ana izgileriyle, verandann solgun bir kla
aydnlanan taraadaki akllarn arasndan ykselen ince stu
nu, anszn keskin halaryla gzlerinin nnde beliriverdi.
203

Hewet duraksad. Evin arkasnda biri tenekeleri tngrdatyor


du. n tarafa yaklat; taraaya den k ona oturma odalar
nn bu yanda olduunu gsterm iti. Evin kesinde, n
olabildiince yaknnda durdu; bir sarman yapraklar yz
ne deiyordu. Bir an sonra bir ses duydu. Ses hi durmadan
devam ediyordu; bu bir konuma deildi, tnnn srekliliin
den anlald kadaryla, yksek sesle okuyan birinin sesiydi.
Hewet biraz daha yakna sokuldu; kulaklarnn dibinde hr
damalarn nlemek iin yapraklan avucunda sktrarak biraraya toplad. Bu, Racheln sesi olabilirdi. Glgelerin arasndan
kp n yar apna adm att; ardndan, bir cmlenin sy
lendiini olduka ak seik iitti.
Ve orada 1860 ylndan 1895e kadar yaadk, annemle ba
bamn yaamlannn en mutlu yllanyd; 1862de orada erkek
kardeim Maurice dodu, annesiyle babasnn nee kayna ol
du, onu tanyan herkesin nee kayna olmak onun yazgsyd.
Ses hzlan d ; perdesi h afife y kselirken tonu sonu ca
balayan bir hal ald, sanki bu szckler blmn sonunday
d. Hevvet yine glgelerin arasna ekildi. Uzun bir sessizlik ol
du. Yalnzca ieride sandalyelerin hareket ettirildiini duyabi
liyordu. Tam dnmeye karar vermiti ki, pencerede anszn iki
suret belirdi, bir buuk metreden az bir uzaklktaydlar.
Bu, annenin nianls Maurice Fieldingdi elbette, dedi He
lenin sesi. Karanlk baheye bakarak dalgnca konumutu;
belli ki sylediklerini dnd kadar gecenin grnmn
de dnyordu.
Annemin mi? dedi Rachel. Hevvetm yrei yerinden frla
d, bu ayrnt onun da dikkatini ekti. Racheln sesi alak k
mt, ama aknl belli oluyordu
Bilmiyor muydun? dedi Helen.
Baka birinin olduunu hi bilmiyordum, dedi Rachel. a
rd apakt, ancak ikisinin de sesi alak, ifadesiz kyor
du, nk serin, karanlk gecenin iine doru konuuyorlard.
Hayatm boyunca tandm hi kimseye bu kadar ok in
san k olmamtr, diye belirtti Helen. Onda byle bir g
vard - her eyden keyif alrd. Gzel deildi, ama - dn gece
204

dansl toplantda onu dnyordum. Her trden insanla an


lard, hem btn bunlar yle artc biimde - elenceli
hale getirirdi ki.
Grne baklrsa Helen, szcklerini telaszca seerek,
Theresann lmnden bu yana tand insanlar Theresayla
karlatrarak, gemie dnyordu.
Bunu nasl yaptn bilmiyorum, diye srdrd szlerini;
sonra sustu; kk bir baykuun, bahenin iinde bir aatan
dierine hareket ederken nce buradan, sonra uradan seslen
dii uzun bir suskunluk oldu.
Tpk Lucy Halayla Katie Halann dedii gibi, dedi Rachel sonunda. Hep onun ok kederli ve ok iyi olduunu
sylerler.
Daha neler! yleyse neden o hayattayken onu eletirmek
ten baka bir ey yapmamlar? dedi Helen. kisinin de sesi
kulaa ok tatl geliyordu, denizin dalgalan arasndan dklr
gibi.
Yarn lecek olsam... diye balad.
Hevvetn kulana gelen knk dkk cmlelerin srad bir
gzellii ve yaltlml vard; sanki uyuyan insanlar syl
yormu gibi bir tr gizemleri de.
Hayr, Rachel, diye devam elti Helenin sesi, bahede y
rye kmayacam; slaktr - kesinlikle slaktr; ayrca, en
azndan bir dzine kurbaa gryorum.
Kurbaa m? Onlar ta, Helen. Darya gel. Dars daha
gzel. iekler kokuyor, diye yantlad Rachel.
Hewet biraz daha geriye ekildi. Yrei ok hzl arpyor
du. Anlalan, Rachel, Heleni eke eke taraaya karmaya
alyordu; Helen ise direniyordu. Birazck itime, yakar, di
reni oldu; her ikisinin kahkahalar iitildi. Ardndan, bir er
kek biimi belirdi. Hewe hibirinin dediklerini duyamyordu.
Bir dakika sonra ieri girmilerdi; srgler gcrdad; sonra
lm sessizlii oldu; tm klar snd.
Duvardan kopard avu dolusu yapra buruturmay sr
drerek gerisin geri dnd. ini youn bir haz ve rahatlama
duygusu sarmt; oteldeki balodan sonra her ey o kadar sa
205

lam ve huzurluydu ki, onlara k olsun olmasn, ki k deil


di; hayr, ama yayor olmalar iyiydi.
Bir iki dakika kprdamadan durduktan sonra, dnp bahe
kapsna doru yrmeye balad. Bedeninin hareketiyle bir
likte yaamn heyecan, romantiklii ve zenginlii beynine do
lutu. Bir iirden bir dize haykrd, ama szckler aklna gel
miyordu; szcklerin gzellii dnda hibir anlam olmayan
dizelerle dize krntlar arasnda sendeliyordu. Bahe kapsn
kapatt; aklna gelen trl trl samal haykrarak, saa so
la savrula savrula tepeden aa kotu. te buradaym, diye
haykryordu ritmik bir biimde, bir sol ayayla bir sa aya
yla yeri dverken, balta girmemi ormandaki fil gibi bata
ka gidiyorum, ilerlerken dallar yolarak (yol kenarndaki bir
alnn srgnlerini kapmaya alt), saysz szckler, saysz
ey hakknda gzel szckler kkreyerek, yoku aa koar
ken kendi kendime yksek sesle yollar, yapraklar, klar ve
karanlkta dar kan kadnlar hakknda samalayarak - k a
dnlar hakknda- Rachel hakknda, Rachel hakknda." Durup
derin bir soluk ald. Gece snrsz ve dmanca grnyordu;
bu denli karanlk olmasna ramen aada, limanda kprda
yan bireyler var gibiydi, denizin aklarndaysa hareket. Ka
ranlk onu uyuturana dek gzlerini ayrmadan bakt; sonra
kendi kendine mrldanmay srdrerek hzla yrd. Oysa
yatakta olmam gerekirdi, horlayp rya grerek, rya grerek,
rya grerek. Ryalar ve gerekler, ryalar ve gerekler, rya
lar ve gerekler, diye yineleyip durdu yol boyunca, ne dedii
ni pek bilmeden bulvarn yukarsna yrrken, n kapya eri
ene dek. Burada bir saniye duraklayp, kapy amadan nce
kendini toparlad.
Gzleri kamam, elleri ok yordu; beyniyse heyecanl
olmakla birlikte yan uykudayd. Kapnn te yannda her ey
brakt gibiydi, salonun artk bombo olmas dnda, insan
larn konuurken oturduklar, birbirine dnk sandalyeler
vard, kk masalarn stnde bo bardaklar, demeye sal
m gazeteler. Kapy kapattnda kendini kare biiminde bir
kutunun iine hapsedilmi gibi hissederek aniden bzld.
206

Her ey ok parlak, ok kkt. Daha nce okumaya niyet


lendii bir gazeteyi bulmak iin uzun masann yannda bir da
kika durdu, ama hl karanln ve temiz havann etkisinde
olduundan, hangi gazeteyi aradna ya da nerede grm ol
duuna dikkatini veremiyordu.
G azetelerin arasnda dalgn dalgn aranrken, gznn
ucuyla, aa inmekle olan birinin surelini grd. Eteklerin
hrtsn iitti; Evelyn M. onu ok artan bir tavrla yanna
gelerek gazetelerden birini almasna engel olmak ister gibi eli
ni masann stne koyup dedi ki:
Tam da sizinle konumak istiyordum. Sesi biraz tatsz ve
madeniydi, gzleri prl prld ve onun zerine sabitlenmiti.
Benimle konumak m ? diye yineledi Hevve. Ama yar
uykuluyum.
Ama sizin ou kimseden daha iyi anladnz dnyo
rum, diye cevap verdi Evelyn M.; byk bir deri sandalyenin
yanna konmu kk bir sandalyeye oturdu, bylece Hewet
onun yanma oturmak zorunda kald.
Ee? dedi Hewet. Ak ak esneyerek bir sigara yakt. Bu
nun gerekten bana geldiine inanamyordu. Ne oldu?
Gerekten canayakn msnz, yoksa yapmack msnz?
diye sordu Evelyn M.
Bunu sylemek size dyor," diye yantlad Hewet. Gali
ba syleyeceklerinizle ilgileniyorum. Hl her yannn uyu
mu olduunu hissediyordu, bir de sanki Evelyn M.'nin ona
fazlaca yaklam olduunu.
Herkes ilgilenebilir! diye haykrd Evelyn M. sabrszlkla.
Dostunuz Bay Hirsl de ilgileniyordur herhalde. Bununla bir
likle, size inanyorum. Nedense gzel bir kzkardeiniz varm
gibi geliyor bana. Duraklayarak giysisinin dizindeki pullarla
oynad; sonra kararn vermi gibi sze balad, Her neyse,
sizden t isteyeceim. Hi kendi zihninizi bilmediiniz bir
duruma der misiniz? imdi iinde olduum durum bu. An
layacanz, dn geceki dansl toplantda Raymond Oliver,
-kzlderili kan tayormu gibi grnen uzun boylu esmer
olan, ama kzlderili olmadn sylyor, neyse, birlikle d
207

arda oturtyorduk; bana kendisi hakknda her eyi anlatt,


evinde ne kadar mutsuz olduunu, burada olmaktan ne kadar
nefret ettiini. Onu iren bir madencilik iine yerletirmiler.
ren olduunu o syledi - benim houma gidebilirdi, biliyo
rum, ama ne buradaym ne de orada. Onun iin mthi zl
dm, insan onun iin zlmeden edemezdi; beni pmek isle
diinde, ona kar koymadm. Bunda hibir fenalk grmyo
rum, ya siz? Sonra bu sabah, daha fazla bireyler kastettiimi
sandn, herhangi birinin beni pmesine izin verecek bir in
san olmadm syledi. Konutuka konutuk. ok aptalca
davrandm herhalde, ama insan birisi iin zldnde ondan
holanmamak elinde olmuyor. Ondan gerekten mthi hola
nyorum - Duraklad. Bu yzden ona bir bakma sz verdim;
sonra, grdnz gibi, Alfred Perrott var.
Ah, Perrott, dedi Hewet.
Geen gn piknikle birbirimizi tandk, diye szlerini sr
drd Evelyn M. O kadar yalnz grnyordu ki, zellikle de
Arthur Susanla ekip gittiinde; insan onun aklndan neler
getii hakknda bir tahminde bulunmadan edemezdi. Bylece, siz harabelere bakarken aramzda olduka uzun bir konu
ma geti; bana tm yaamn anlatt, mcadelelerini, ne kadar
korkun glkler ekliini. ocukken bir bakkalda alyor
mu, alveri paketlerini sepetle evlere gtrrm, biliyor
muydunuz? Bu mthi ilgimi ekti, nk ben hep derim ki,
eer iinizde doru malzeme varsa kim olarak doduunuz
nemli deildir. Bana felli kzkardeini anlatt, zavall kzca
z; kzkardeine ok bal olduu belli olmakla birlikle insan
onun ne ok ile ektiini anlayabiliyor. Byle insanlara ger
ekten hayran olduumu sylemeliyim! Sizin hayran olaca
nz tahmin etmiyorum, nk ok akllsnz. Neyse, dn ge
ce birlikle bahede oturduk; elimde olmadan ne sylemek is
lediini anlamaya altm, onu birazck avuttum, umursad
m syledim -gereklen umursuyorum- yalnz, Raymond Oliver da var. Bana sylemenizi istediim ey u, acaba insan ayn
zamanda iki kiiye k olabilir mi, olamaz m?
Sessizleti; enesini ellerine dayayp, aralarnda tartlmas
208

gereken gerek bir sorun varm da onunla yzleirmi gibi,


kararl bir ifadeyle oturdu.
Bence bu nasl bir insan olduunuza bal, dedi Hevvet.
Ona bakt. Ufak tefek ve gzeldi, belki yirmi yedi ya da yirmi
sekiz yandayd, ama arpc ve keskin olmakla birlikte, yz
hatlar son derece canl ve salkl olduundan baka hibir
ey anlatmyordu.
Kimsiniz, nesiniz; grdnz gibi, hakknzda hibir ey
bilmiyorum, diye devam etli.
Pekala, ben de oraya geliyordum, dedi Evelyn M. enesi
ni ellerine yaslamay ve kararl bir tavrla karya bakmay sr
dryordu. Annesi olan, babas olmayan bir kzm, eer sizi
ilgilendiriyorsa, dedi. Bu pek de gzel bir ey deil. Tarada
sk sk olur. Annem bir iftinin kzym, babamsa zppenin
teki - yukardaki byk evde yaayan gen adam. leri hibir
zaman yoluna koymam -an nem le hibir zaman evlenme
m i- ama bize epeyce para brakt. Akrabalar izin vermiyormu. Zavall babam! Onu sevmemek elimde deil. Annem onu
yola getirebilecek trden bir kadn deilmi zaten. Babam sa
vata ld. Adamlarnn ona taptna inanyorum. Koca koca
svarilerin, sava alannda cesedinin banda kendilerini tuta
mayp aladn sylerler. Keke onu tanyabilseydim. Anne
min iindeki tm yaama sevinci parampara olmu. Dnya-"
Yumruunu skt. Ah, insanlar yle bir kadna korkun dav
ranabiliyorlar! Hevveta dnd.
Neyse," dedi, hakkmda daha fazlasn bilmek isliyor mu
sunuz?
Peki siz? diye sordu Hevvet. Size kim bakt?
ounlukla kendi kendime baktm, diye gld Evelyn M.
Muhteem dostlarm oldu. nsanlar gerekten seviyorum!
Sorun da bu. ki kiiden holansaydnz, ikisinden de fazlasy
la holanp en ok hangisinden holandnz bilemeseydiniz
ne yapardnz?
Onlardan holanmay srdrrdm - bekleyip grrdm.
Neden olmasn?
Ama insan bir karar vermek zorunda, dedi Evelyn. Yoksa
209

siz de evlilie falan inanmayanlardan msnz? Buraya bakn hakszlk bu, hep ben anlatyorum, sizse hibir ey anlatm
yorsunuz. Belki siz de tpk dostunuz gibisiniz - ona kukuy
la bakt; belki beni sevmiyorsunuz?
Sizi tanmyorum, dedi Hewet.
Ben bir insandan holandm onu grr grmez anlarm!
Daha ilk gece, yemekte, sizden holandm anlamtm. ok
yazk, diye devam etli sabrszlkla, keke insanlar dn
dkleri eyleri dosdoru syleselerdi, ne ok skntdan kurtu
lurlard! Benim yapm byle. Elimde deil.
Ama bunun glklere yol at olmuyor mu? diye sordu
Hewet.
Bu, erkeklerin suu, diye cevap verdi Evelyn. Hep bunu
iin iine kartryorlar - ak yani.
Demek teklif zerine leklif alp durdunuz, dedi Hewe.
ou kadndan daha fazla teklif almammdr herhalde,
dedi Evelyn, ama inanmadan konuuyordu.
Be, alt, on? diye sonnaya cret etti Hevvet.
Evelyn doru saynn belki de on olduunu, ancak bunun
aslnda yksek olmadn sezdirir gibi konuuyordu.
Kalpsiz, fingirdek biri olduumu dndnze inanyo
rum, diye yaknd. Ama yle olsa da umurumda deil. Hi
kimsenin benim hakkmda ne dnd umurumda deil.
Srf merakl olduu iin, erkeklerle arkadalk edip onlarla da
kadnlarla konutuu gibi konumaktan holand iin insana
fingirdek diyorlar.
Ama Bayan Murgatroyd-
Bana Evelyn demenizi isterdim, diye szn kesti Evelyn.
On tekliften sonra erkeklerin kadnlarla ayn olduuna i
tenlikle inanyor musunuz?
tenlikle, itenlikle, - bu szckten nasl nefret ediyorum!
Hep fazilet zppeleri kullanr, diye haykrd Evelyn. yle
olmalar gerektiine itenlikle inanyorum. nsan bu kadar
dknklna uratan da bu. insan her seferinde yle olmaya
can sanyor ve her seferinde yle oluyor.
Dostluk Peinde," dedi Hewet. Bir komedi bal."
210

K orkunsunuz, diye haykrd. Gerekten u kadarck


umurunuzda deil. Bay Hirstten farkszsnz.
Pekala, dedi Hewet, dnelim, izin verin dnelim -
Duraklad, nk neyi dnmek zorunda olduklarn o anda
hatrlayamam. Evelynin kendisi, anlatt ykden ok da
ha fazla ilgisini ekiyordu, o konutuka Hewetm uyuukluu
yok olm utu; holanma, acma ve gvensizlik karm bir
duygunun farkna varyordu. Hem Olivera hem de Perrota
evlenme sz m verdiniz?" diye sonlandrd szn.
Tam olarak sz vermedim, dedi Evelyn. Gerekten, en
ok hangisinden holandma karar veremiyorum. Ah, mo
dem yaamdan nasl da nefret ediyorum! diye patlad. Elizabelh dnemi insanlar iin yaam ok daha kolay olmal! Ge
en gn o dada, yalnzca gen, gzel bir hanmefendi oldu
umu dnen btn bu insanlarla boa zaman harcayaca
ma, o smrgecilerden biri olup aalar kesmenin, yasalar
yapmann falan ne kadar houma gideceini dndm. Oysa
yle deilim. Gerekten bireyler yapabilirim . Bir dakika ses
sizce dnd. Sonra dedi ki:
Yreimin derinliklerinde, Alfred Perrottla olm ayacan
dan korkuyorum. Gl biri deil, yle deil m i?
Belki bir aac kesemez, dedi Hewet. Sevdiiniz biri hi
olmad m? diye sordu.
Sevdiim ynla insan oldu, ama evlenecek kadar deil,
dedi Evelyn. Galiba ok g beenen biriyim. Yaamm bo
yunca, hayranlk duyabileceim birini isledim, nemli, byk,
muhteem birini. Erkeklerin ou yle kk ki.
Muhteem szyle ne demek istiyorsunuz? diye sordu
Hewet. nsanlar - olduklarndan fazla bir ey deillerdir.
Evelynin kafas karmt.
nsanlar niteliklerinden tr sevmeyiz, diye aklamaya
alt Hewet. Sevdiimiz, yalnzca onlarn kendileridir, -b ir
kibrit yakt- yalnzca budur, dedi, alevleri iaret ederek.
Ne demek istediinizi anlyorum," dedi Evelyn, ama size
katlmyorum, insanlar neden sevdiimi biliyorum; neredeyse
hi yanlmadm dnyorum, ilerinde ne olduunu he
211

men gryorum. te, bence siz epeyce muhteem olmalsnz;


ama Bay Hirst yle deil.
Hewet, ban iki yana sallad.
O hi bu kadar zgeci, bu kadar canayakn, bu kadar b
yk ya da anlayl deil, diye devam etti Evelyn.
Hewet sessizce oturmu, sigarasn iiyordu.
Aa kesmekten nefret ederdim herhalde," diye belirtti.
Sizinle flrt etmeye almyorum, oysa galiba siz yle ol
duunu sanyorsunuz! diye saldrd Evelyn. Tm yapaca
nzn hakkmda irkin eyler dnmek olacan dnsey
dim size hi gelmezdim! Gzlerine yalar dolmutu.
Hi flrt etmez misiniz? diye sordu Hewe.
Elbette etmem, diye yaknd Evelyn. Size sylemedim mi?
Dostluk istiyorum; benden daha nemli, daha soylu birini sev
mek istiyorum; bana k oluyorlarsa bu benim suum deil;
bunu ben istemiyorum; bundan gereklen nefret ediyorum.
Hewet, sohbeti srdrmenin pek yarar olmayacan gre
biliyordu, nk Evelynin istediinin, zel olarak bir ey sy
lemek deil, aa vurmayaca bir nedenle mutsuz ya da g
vensiz hissettiinden onu kendi imgesiyle etkilemek olduu
besbelliydi. ok yorgundu; stelik, uuk benizli bir garson a
lml bir yryle salonun ortasna kadar gelmi, onlara an
laml anlaml bakp duruyordu.
Kapatmak istiyorlar, dedi. Size dm, yarn Oliverla
Perrotta, ikisiyle de evlenmeye niyetiniz olmadna karar ver
diinizi sylemeniz. Bu niyette olmadnzdan eminim. Fikri
nizi deitirirseniz bunu onlara her zaman syleyebilirsiniz,
ikisi de mantkl adamlar; anlayla karlayacaklardr. Hem
btn bu sknt da sona ermi olur. Ayaa kalkt.
Ancak, Evelyn kprdamad. Ban kaldrp, derinliklerinde
Hevvetm biraz dknkl ya da tatminsizlik grr gibi oldu
u parlak, cokulu gzlerle ona bakarak oturmay srdrd.
iyi geceler, dedi Hewet.
H l size s y lem ek isted i im y n la ey v ar, dedi
Evelyn. Bir gn syleyeceim de. Herhalde imdi yatmanz
gerekiyor?"
212

Evet," dedi Hewet. Yar uykudaym. Onu bo salonda tek


bana oturur durumda brakt.
Neden bir trl drst olmuyorlar? diye mrldand kendi
kendine, yukar karken. Farkl insanlar arasndaki ilikilerin
byle doyuruculuktan uzak, byle knk dkk, byle riskli,
szcklerinse, baka bir insana kar anlayl olma igds
nn dikkatle incelenmesini ve byk olaslkla da yok edilme
sini gerektirecek kadar tehlikeli olm asnn nedeni neydi?
Evelynin aslnda ona sylemek istedii neydi? Bombo salon
da tek bana braklmken ne hissediyordu? Odasna giden
koridorda yrrken, yaamn gizemi ve insann kendi duygu
larnn bile gerekdl btn benliini sard. Koridoru lo
bir k aydnlatyordu, ama parlak bir sabahln iinde hzla
nnden geen bir sureti, bir odadan bir baka odaya gemek
te olan bir kadnn suretini grmesi iin yeterliydi.

213

XV. Blm

Bir otelde gece yars rastlant sonucu karlaan insanlar bir


birine balayan balar fazla zayf ya da fazla belirsiz olsa da,
bir kez birlikte yaamaya balam olan ve sonsuza dek byle
yaamalar gereken bykleri birletiren balar karsnda en
azndan bir stnlkleri vardr. Zayf olabilirler, ama canl ve
hakikidirler; bunun tek nedeni, bu balar koparma gcnn
kiilerden her birinin kendi elinde olmas, ve ban devam
edebilmesi iin hakiki bir devam etme arzusundan baka bir
nedenin bulunmaydr. ki insan yllardr evli olunca, sanki
birbirlerinin bedensel varlnn farkna varmaz olur, bylece
tek bamaym gibi hareket eder, yantlanmasn beklemeksi
zin yksek sesle bireyler syler; genel olarak, yapayalnz kal
makszn tek bamalgm tm rahatln yaar gibidirler. Ridleyle Helenin ortak yaantlar da birlikte yaamann bu aa
masna erimiti; bir eyin sylenmi mi yoksa yalnzca d
nlm m, paylalm m yoksa dlenmi mi olduunu
anmsamak iin ou kez birinin ya da dierinin abalamas
gerekiyordu. ki gn sonra, akamst saat drtte, kocas
onun odasna alan soyunma odasmdayken Bayan Ambrose
ayakta durmu, salarn taryordu; dklen sularn arasndan
-kocas yzn ykamaktayd- zaman zaman yakalad, Yl
214

lardr byle srp gidiyor; keke, keke, keke buna bir son
verebilsem, nidalarna hi nem vermedi.
Beyaz m? Yoksa yalnzca kahverengi m i? Kahverengilerin
arasnda parlakl kuku uyandran bir sa telini incelerken
kendisi de byle mrldanyordu. Sa telini ekip tuvalet masa
snn stne koydu. Aynann biraz uzanda durmu, gururla
ve hznle kendi yzne bakarak grnn incelemekte,
daha dorusu beenmekteydi ki, kocas zerinde gmleiyle,
yz bir havlunun arkasnda yar gizlenmi olarak kap aral
nda belirdi.
Bana hep hibir eyin farkna varmadm sylersin, dedi.
yleyse syle bana, bu beyaz bir sa m ? diye yantlad
Helen. Sa kocasnn eline koydu.
Banda bir tek beyaz sa yok, diye bard kocas.
Ah, Ridley, kukulanmaya baladm, diye iini ekti He
len; karar verebilmesi iin ban kocasnn gz hizasnn alt
na edi, ama denetleme yalnzca salarnn ayrlma izgisinin
uzand yere kondurulan bir pckle sonuland; sonra kar
koca, arada srada mrldanarak odann iinde hareket etmeyi
srdrdler.
Ne sylyordun? dedi Helen, nc kiilerin anlayama
yaca bu sohbetin ardndan.
Rachel - Rachela gz kulak olman gerek, dedi kocas an
laml anlaml; Helen, salarm taramaya devam ederken koca
sna bakt. Onun gzlemleri genellikle doru kard.
Gen beyefendiler bir amalar olmadan gen kadnlarn
eitimiyle ilgilenmezler, diye aklad Ridley.
Ah, Hirst, dedi Helen.
Hirs ve Hewet, benim iin hepsi bir hepsinin stnde le
keler var, diye yantlad Ridley. Ona G ibbon okumasn
tlemi. Bunu biliyor muydun?
Helen bunu bilmiyordu, ama gzlem gc bakmndan ko
casndan aada olduunu kabul edecek deildi. Yalnzca y
le dedi:
Hibir ey beni artmaz. Dansl partide tantmz o
korkun uan adam bile -Bay Dalloway b ile- ey b ile -
215

Tedbirli olmam neririm , dedi Ridley. Willoughby var,


unutma - Willoughby; bir mektubu iaret etti.
Helen iini ekerek tuvalet masasnn stnde duran zarfa
bakt. Evet, Willoughby orada duruyordu, kupkuru, ifadesiz,
her daim akac, btn bir ktay gizemden arndryor, kz
nn davranlaryla ahlakn soruturuyordu -on u n canskc
biri olmadn umuyor, eger yleyse hemen bir sonraki ge
miye koyup kendisine postalamalarn rica ediyordu- sonra,
bastrlm duygular iinde minnettar olup sevecenleiyordu,
ardndan, greve giderek gemilerine ykleme yapmay redde
den kk sefil yerlilere kar kazand zaferler hakknda
yarm sayfa geliyordu, sonunda kkreyerek onlara ngilizce
kfrler etmiti, olduum gibi, zerimde gmleimle, ba
m pencereden dar uzatverdim. Hergeleler dalmay akl
ettiler."
Theresa, Willoughbyle evlendiyse, dedi Helen, bir firke
teyle sayfay evirerek, insan, Rachel neyin durduracan
anlamyor-
Ne var ki Ridley artk konudan uzaklam, gmleklerinin
ykanmasnn tasasna dmt, buradan her naslsa Hughling Elliotn sk ziyaretlerine geti, canskc, ukala, bn ada
mn tekiydi; yine de Ridley dorudan kapy gsterip ona git
mesini syleyemiyordu. in asl uydu ki ok fazla insanla
karlayorlard. Vesaire, vesaire, ikisi de aya inmeye hazr
olana kadar yumuak ve anlalmaz seslerle mrl mrl srp
giden bir kan koca sohbeti.
Aa inerken Helenin gzne ilk ilien, eleklerle ve apka
tepelerinde sallanan tylerle kapda duran at arabas oldu. s
panyol hizmetinin iki ad acayip bir biimde telaffuz etmesin
den ve Bayan Flu sh in gin hem en nndeki Bayan Thornburynin ieri girmesinden nce Helen, ancak oturma odasna
ulaacak kadar zaman bulabildi.
Bayan Wilfrid Flushing, dedi Bayan Thombury, elini salla
yarak. Ortak dostumuz Bayan Raymond Parrynin arkada."
Bayan Flushing canl bir hareketle elini skt. Belki krk ya
nda vard, bedenini dimdik tutuunun gsterdii kadar uzun
216

boylu olmamakla birlikte endaml, dik, muhteem denecek


kadar grbz bir kadnd.
Dosdoru Helenin yzne bakarak, Sevimli bir eviniz var,
dedi.
Belirgin hatlar olan bir yz vard, gzleri dosdoru size
bakyordu; yaps gerei buyurgan bir tavr olsa da, ayn za
manda sinirliydi. Bayan Thom bury evirmen grevi yapyor,
bir dizi sevimli basmakalp szle btn przleri gideriyordu.
Bayan Flushinge, nazik davranp deneyiminizden yarar
lanmasna izin vereceinize sz verdim, Bay Ambrose, dedi.
Buradaki hi kimsenin lkeyi sizin kadar iyi tanmadndan
eminim. Kimse byle uzun, harika yrylere kmyor. Emi
nim sizin ansiklopedik bilginiz kimsede yoktur. Bay Wilfrid
Flushing, koleksiyoncudur. imdiden gerekten gzel eyler
kefetti. Kyllerin bu denli sanat olduu hakknda hibir
fikrim yoktu - bununla birlikte, gemile elbette-"
Eski eyler deil - yeni eyler, diye araya girdi Bayan Flus
hing, kupkuru. Yani, benim tavsiyemi dinlerse.
Ambroselar yllardr Londrada pek ok insan, en azndan
adyla, biraz olsun tanyarak yaamlard; Helen, Flushingleri
duyduunu hatrlyordu. Bay Flushing eski mobilya dkkan
olan bir adamd; hep hi evlenmeyeceini, nk kadnlarn
ounun krmz yanakl olduunu, ev almayacan nk ev
lerin ounun dar merdivenli olduunu, et yemeyeceini n
k hayvanlarn ldrlnce kan dktn sylerdi; sonra
kesinlikle uuk benizli olmayan, et yermi gibi grnen, onu
nefret ettii ne varsa hepsini yapmaya zorlayan, soylular sn
fndan, ayrks bir hanmefendiyle evlenmiti - demek o han
mefendi buydu. Helen ona ilgiyle bakt. Bir aacn altna ay
tepsisinin yerletirildii baheye gem ilerdi; Bayan Flushingin eli vine reeline uzanmt. Konutuu zaman bede
ninde kendine zg bir sarslma hareketi oluyor, ardndan ap
kasnn stndeki kanarya renkli ty sarslyordu. Dudaklary
la yanaklarnn koyu krmzsyla birleen, kk ama munta
zam ve gl yz hatlar, ardnda kuaklar boyu iyi terbiye
edilmi, iyi beslenmi atalarn bulunduunu iaret ediyordu.
217

Yirmi yldan eski olan hibir ey ilgimi ekmez, diye sz


lerini srdrd. Kfl eski resimler, eski pis kitaplar, yakl
maktan baka hibir eye uygun olmadktan halde onlar m
zelere dolduruyorlar.
Size byk lde katlyorum, diye gld Helen. Ne var
ki kocam, hayatn kimsenin istemedii elyazmalarn gn
na kararak harcyor. Ridleynin yzndeki irkilmi kna
ma ifadesi onu elendirdi.
Londrada John adnda akll bir adam var, eski ustalardan
bin kat iyi resim yapyor, diye devam etti Bayan Flushing.
Resimleri beni heyecanlandryor - eski olan hibir ey beni
heyecanlandrmaz.
Ama onun resimleri bile eskiyecek, diye sze kart Ba
yan Thornbury.
O zaman hepsini yaktrrm ya da vasiyetimde yaklmasn
islerim, dedi Bayan Flushing.
Bayan Flushing, ngilteredeki en gzel eski evlerden birin
de yayordu - Chillingleyde, diye aklad Bayan Thornbury
dierlerine.
Bana kalsa oray yarn yakardm, diye gld Bayan Flus
hing. Saksaan lna benzer bir kahkahas, vard, irkiltici,
ayn zamanda da neesiz.
Aklbanda bir insann o koca koca evlerle ne ii olabilir?
diye sordu. Karanlk ktkten sonra al kata inseniz st
nz banz kara bceklerle kaplanr; elektrik hep kesilir. S
cak suyu atnzda musluktan rmcekler ksa ne yapacak
snz? diye sordu, gzlerini Helena dikerek.
Bayan Ambrose glmseyerek omuzlarn silkti.
Ben byle bir ey istiyorum, dedi Bayan Flushing. Bann
sert bir hareketiyle kk iaret etti. Bahe iinde kk bir
ev. Bir zamanlar rlandada byle bir evim vard. Sabahlan ya
tanzda uzanrken ayak parmaklarnzla pencerenin dnda
ki glleri toplayabilirdiniz.
Ya bahevanlar, arm azlar m yd? diye sordu Bayan
Thornbury.
Bahevan yoktu, diye kkrdad Bayan Flushing. "Dileri
218

olmayan yal bir kadnla benden baka kimse yoktu. Bildii


niz gibi rlandada yoksullar yirmi yandan sonra dilerini yi
tirirler. Ama bir siyaset adamnn bunu anlamasn bekleye
mezsiniz - Arthur Balfour anlamazd."
Ridley iini ekerek, hibir zaman hi kimsenin hibir eyi
anlamasn beklemediini syledi, hele siyaset adamlarnn, hi.
Bununla birlikle, diye sonlandrd szlerini, ar dene
cek kadar yal olmakta bir yarar gryorum - insann gda
syla sindiriminden baka hibir ey zerre kadar nemli olmu
yor. Tm istediim, tek bama ryp gitmek zere yalnz
braklmak. Belli ki dnya olabildiince hzl bir biimde yolu
na devam ediyor - ukurun Dibine doru; benimse tm yapa
bildiim kprdamadan oturup kendi dumanmdan olabildi
ince bol miktarda tketmek. Bu kaba hanmn havas ona
sevimsiz geldiinden, inleyerek, hznl bir bakla reeli ek
meinin stne srd.
Kocam byle sylediinde ona hep kar karm, dedi Ba
yan Thornbury tatllkla. Siz erkekler! Kadnlar olmasayd
acaba nerede olurdunuz!
Sle'i okuyun, dedi Ridley serte.
len 'i m i? diye haykrd Bayan Flushing. Latince mi
yoksa Yunanca m? Syleyin bana, iyi bir evirisi var m ?
Yok, dedi Ridley. Yunanca renmeniz gerekecek.
Bayan Flushing haykrd, Aa, aa, aa! Yolda ta krarm daha
iyi. Btn gn gzlerinde gzlkleriyle o kk ynlarn s
tnde oturup ta kran adamlara hep gpta etmiimdir. Ta kr
may kmes temizlemeye bin kez yelerim, ya da inekleri
yemlemeye, ya da-"
Bu srada, elinde bir kitapla Rachel aa baheden kageldi.
O kitap da ne? dedi Ridley, Rachel tokalamay bitirince.
Gibbon, dedi Rachel, otururken.
Roma m paratorluunm Gerilemesi ve lly m? dedi
Bayan Thornbury. Bilirim, harika bir kitaptr. Sevgili babam
bize hep oradan alntlar yapard; sonuta asla tek satrn oku
mamaya karar vermitik.
Tarihi Gibbon m? diye sordu Bayan Flushing. Yaam
219

mn en mutlu saatlerinden bazlarn onunla geirdim. Yatakta


uyumak yerine, uzanp Gibbon okurduk - Hristiyan katliam
larn. ift stun yazlm koca bir kitab bir gece lambasnn
ve kapdaki atlaklan szan n altnda okumak hi de hafife
alnacak bir ey deil. Sonra pervaneler de vard - kaplan per
vaneleri, sar pervaneler ve korkun maysbcekleri. Kzkardeim Louisa pencerenin ak durmasndan holanrd. Bense
kapal olmasn isterdim. Hayatmzn her gecesinde o pencere
yznden kavga ettik. Siz hi gece lambasnn iinde len per
vane grdnz m ? diye sordu.
Yine araya girenler oldu. Hewetla Hirst oturma odasnn
penceresinde belirdiler ve ay masasna geldiler.
Rachelm yrei hzla arpyordu. Her eyde srad bir yo
unluk olduunun bilincindeydi, sanki onlarn varl eyann
yzeyinden bir tabakay soymutu; ama selamlamalar fazla
syla sradand.
Afedersiniz, dedi Hirst, oturur oturmaz sandalyesinden
kalkarak. Oturma odasndan getirdii minderi dikkatle san
dalyesinin zerine yerletirdi.
Romatizma, diye belirtti, ikinci kez otururken.
Dans yznden mi? diye sordu Helen.
Ne zaman bitkin dsem romatizma sancs ekiyorum ,
dedi Hirst. Bileini serte geriye doru bkt. Kk kire
paralannn ufalann iitiyorum!"
Rachel ona bakt. Komiine gitmiti, ancak sayglyd da;
byle bir ey mmknse, yznn st blm glerken alt
blm kahkahalarna engel olmaya alr gibiydi.
Hewet yerde duran kitab eline ald.
Beendiniz mi? diye sordu alak sesle.
Hayr, beenmedim, diye yantlad Rachel. Gerekten de
akamst boyunca kitab okumaya alm t; balangta
fark ettii grkem bir nedenle uup gitmiti ve ne kadar okur
sa okusun, anlam zihniyle kavrayamyordu.
Muamba rulosu gibi yuvarlanyor da yuvarlanyor, deme
ye cret elti. Belli ki bu sz yalnzca Hewetn iitmesi iin
sylemiti, ama Hirst, Ne demek istiyorsunuz? diye sordu.
220

Aniden, arbal bir eletiri diliyle aklayamad iin, yap


t benzetmeden utan duydu.
slup bakmndan, bugne dek oluturulmu en kusursuz
slup olduuna kuku yok, diye devam etti Hirst. Her cm
le neredeyse kusursuz; nktelerse-
Beden bakmndan irkin, zihin bakmndansa itici, diye
dnd Rachel, Gibbonn slubu hakknda dnmek yeri
ne. Evet, ama zihin bakmndan gl, aratrc, boyun e
mez. Orantsz bir blmn alnn oluturduu kocaman ka
fasna, drst, hain gzlerine bakt.
Sizden umudumu kesiyorum, dedi Hirst. Bunu kaytszca
sylem iti, ama Rachel ciddiye ald ve Gibbonn slubuna
hayranlk duymad iin bir insan olarak deerinin azaldna
inand. tekiler imdi topluca Bayan Flushigin ziyaret etme
si gereken yerli kyleri hakknda konuuyorlard.
Ben de umutsuzum, dedi Rachel, fevri bir tavrla. nsan
lar nasl yalnzca zihinleriyle yarglayabilirsiniz?
Tahminimce, kzkurusu teyzemle hemfikirsiniz, dedi St.
John, konumakla olduu kiiyi haksz yere beceriksiz ve cid
di gsterdii iin insann sinirine dokunan o en akrak tav
ryla. yi ol, tatl kz* - artk Bay Kingsleyle teyzemin moda
s geti sanyordum.
nsan bir tek kitap okumadan da ok nazik biri olabilir,
dedi Rachel. Szleri kulaa ok basit ve aptalca geliyor, onu
aalanmaya ak hale getiriyordu.
Bunu hi inkr ettim m i? diye sordu Hirst, kalarn kal
drarak.
Bayan Thom bury beklenmedik bir biimde sze kart, bel
ki her eyin przsz olmasn salamay kendine grev bildi
inden, belki de tm gen erkekleri olu gibi grd iin ne
zamandr Bay Hirstle konumay istediinden.
Tm yaamm teyzenize benzeyen insanlarla geirdim,
Bay Hirst, dedi, sandalyesinde ne doru eilerek. Sincab an
dran kahverengi gzleri her zam ankinden daha parlakt.
(*) Hirst, Charles Kingsley'nin A Farevvell'inden alnt yapyor - .n.

221

Gibbon hi duymamlard. Onlarn tek ilgilendii, sln


lerle kyllerdir. At srtnda ok gzel grnen koca koca
adamlardr, herhalde tpk byk savalarn olduu gnlerde
yaam insanlar gibi. Onlar hakknda istediinizi syleyin
hayvan gibidirler, aydn deildirler; kendileri okumadklar gi
bi bakalarnn da okumasn islemezler, ama yeryzndeki en
zarif, en nazik insanlardr! yle ykler var ki anlatsam aar
dnz. Tarann yreinde srp giden ak servenlerini hi
tahmin edemezsiniz. Bana yle geliyor ki Shakespeare yeniden
dnyaya gelecek olsa, arasndan kaca insanlar oradakiler
olurdu. Tepelerin arasndaki o eski evlerde-
Teyzem, diye szn kesti Hirs, yaamn Dou Lambethla, en alt kesimden yoksullarn arasnda geiriyor. Teyze
min szn etmemin tek nedeni, aydn dedii insanlar ca
nndan bezdirmeye baylmas; Bayan Vinracein de byle yap
tndan kukulanyorum. imdi moda bu oldu. Akllysanz,
canayaknlktan, anlaytan, sevecenlikten -gerekten nemli
olan her eyden tmyle yoksun olduunuz varsaylyor.
Ah, siz Hristiyanlar! Krallktaki en kibirli, tepeden bakan,
ikiyzl, yal dzenbazlarsnz! Elbette, diye srdrd sz
lerini, u sizin taral beylerin byk meziyetleri olduunu
ilk kabul edenlerden biri benim. Bir kere, byk olaslkla
tutkular hakknda.akyrekliler, bizse yle deiliz. Norfolkta din adam olan babam, taradaki toprak aalarndan
neredeyse hibirinin-
Peki ya Gibbon? dedi Hevvet. Hepsinin yzne sinen te
dirginlik ifadesi, Mewetn araya girmesiyle giderildi.
Onu tekdze buluyorsunuz herhalde. Ama bildiiniz gib i-
Kitab ap, yksek sesle okuyabilecei paralar aramaya bala
d; ksa sre sonra, iyi bir tane buldu. Ne var ki dnyada Ridleyi kendisine yksek sesle bireyler okunmasndan daha fazla
skan hibir ey yoklu; ayrca, hanmlarn giyimleriyle davra
nlar konusunda kl krk yararcasna titizdi. On be dakika
iinde, bandaki turuncu tyn yz rengine uymamasndan,
fazla yksek sesle konumasndan ve bacak bacak stne al
masndan yola karak Bayan Flushing hakknda olumsuz bir
222

karara varmt; sonunda, Hewetn sunduu sigaray kabul et


tiini de grnce yerinden frlayp barlar ve meyhanelerle
ilgili bireyler sylenerek yanlarndan ayrld. Ridleynin ayrl
belli ki Bayan Flushingi rahatlatmt. Sigarasn tllrd,
bacaklarn uzatt ve ortak dostlar Bayan Raymond Parrynin
kiilii ve hreti ile ilgili Helen'in azn arad. Bir dizi kk
kurnazlkla Helenin Bayan Parryi gekince, gzellikle uzaktan
yakndan ilgisi olmayan, bol makyajl - szn ksas, verdii
partiler yalnzca tuhaf ahsiyetlerle tanld iin elenceli
olan kstah cadalozun biri diye tanmlamasn salad; ama
Helen kendi adna, kars oturma odasnda elenirken alt katta
m cevher dolu kutularla kapal tutulduu anlalan Bay
Parrye hep acyordu. nsanlarn Bayan Parry hakknda syle
diklerine inandmdan deil - elbette baz ipular veriyor
am a- Bunun zerine Bayan Flushing neeyle haykrd:
O benim kuzinim! Devam edin devam edin!
Bayan Flushing gitmek zere ayaa kalktnda, yeni tanla
rnn onu pek neelendirdii belliydi. Arabaya doru giderken,
bulumak ya da geziye kmak veya satn alm olduklar eyleri
Helena gstermek iin birbirinden farkl drt tasan yapt. Bu
belirsiz ama muhteem davet orada bulunan herkes iindi.
Helen baheye dndnde, Ridleynin uyarlar akima gel
di; bir an duraksayarak, Hirstle Heweln arasnda oturan Rachela bakt. Ama hibir sonu karamad, nk Hewet yk
sek sesle Gibbon okumay srdryordu, Rachel ise yz ifade
sine baklrsa bir deniz kabuundan farkszd; sanki Hevvettn
szleri kulaklarn ovalayan suydu, tpk suyun bir kayann
srtndaki deniz kabuunu ovalad gibi.
Hewetn sesi ok hotu. Dnemin sonuna gelince sustu;
kimse eletiri yapmaya gnll olmad.
Soylular snfna baylyorum! diye bard Hirs, bir anlk
duraklamann ardndan. lkesizlikleri yle artc ki. Hibi
rimiz o kadnn davrand gibi davranmaya cret etmezdik.
Houma giden yanlar, dedi Helen otururken, boy bosla
rnn ok yerinde olmas. plakken Bayan Flushing mthi
olurdu. Byle giyinince gln elbette.
223

Evet, dedi Hirs. Yznden bir kasvet glgesi geti. Ha


yalmda altm be kilonun zerine hi kmadm, dedi, bo
yum gz nnde bulundurulduunda gln kayor; aslnda
buraya geldiimizden bu yana kilo da kaybettim. Romatizma
mn nedeni bu olmal. Helen kire talarnn ufalann iit
sin diye tekrar bileini serte geriye doru hareket ettirdi. He
len, elinde olmadan glmsedi.
Emin olun, bence hi kom ik deil, diye yaknd Hirst.
Annem mzmin hasta, ben de her an kalp hastas olduu
mun kefedilmesini bekliyorum. Romatizma sonunda hep kal
be gider.
Tann akna, Hirst, diye kar kt Hewet; duyan da seni
seksen yanda sakal bir ihtiyar sanr. Ona baklrsa, benim de
kanserden len bir teyzem vard ama hi korkm uyorum -
Ayaa kalkp sandalyesini arka ayaklan zerinde bir arkaya bir
ne sallamaya balad. Yrye kmak isteyen var m? de
di. Evin arkasnda, yukanda muhteem bir gezi yolu var. Bir
uuruma kyorsunuz ve dosdoru denizin dibine bakyorsu
nuz. Kayalar kpkrm z; suyun iinde onlar grebilirsiniz.
Geen gn gerekten soluumu kesen bir manzara grdm yar saydam, pembe, uzun serpantinleri olan yaklak yirmi
denizanas dalgalarn tepesinde yzyordu.
Denizkz olmadklarndan emin misin?" dedi Hirst. Hava
tepeye trmanmak iin fazla scak." Hibir hareket belirtisi
gstermeyen Helena bakt.
Evet, fazla scak," dedi Helen.
Ksa bir sessizlik oldu.
Ben gelmek isterim," dedi Rachel.
Bunu nasl olsa syleyecekti, diye dnd Helen kendi
kendine, Hevvetla Rachel birlikte uzaklarken; Helen, St.
Jo h n la yalnz kalm t, St. Jo h n m bundan honut olduu
belliydi.
Honut olabilirdi, ama bir konunun dierinden daha dikka
te deer olduuna karar vermekte hep ektii glk, bir sre
onu konumaktan alkoydu. Yanm bir kibritin bana karar
llkla gzlerini dikip oturdu; bu srada Helen -gzlerindeki
224

ifadeden anlald kadaryla- iinde bulunduklar anla pek


de yakndan ilgili olmayan bir ey dnyordu.
Sonunda St. John bard, Can cehenneme! Her eyin can
cehenneme! Herkesin can cehenneme! diye ekledi. Cambridgede konuulabilecek insanlar vardr.
Cambridgede konuulabilecek insanlar vardr, diye ritmik
olarak onu yanslad Helen, dalgn dalgn. Sonra uyand.
Bu arada, ne yapacanza karar verdiniz mi Cambridge
mi olacak, yoksa baro mu?
Hirst dudaklarn bzd ama hemen yant vermedi, nk
Helen hl biraz ilgisiz grnyordu. Rachel ve onun iki
gen adamdan hangisine k olacan dnyordu; imdi
Hirsn karsnda otururken, dnd, yle irkin ki. Bu
kadar irkin olmalan ok yazk.
Bu eletiri Hevvete deildi; tand ve Hirstte iyi bir rnei
ni bulduu akll, drst, ilgi ekici gen erkekleri dnyor,
dnmenin ve bilginliin onlarn bedenlerini neden byle
hrpaladn ve zihinlerini insan rknn onlara dzlklerde
kvranan sanlarla fareler gibi grnd ok yksek bir ku
leye tadn merak ediyordu.
Ya gelecek? diye dnd, Hirsle gitgide daha da fazla
benzemeye balayan bir erkekler rkyla, RachePa gitgide daha
da fazla benzemeye balayan bir kadnlar rkn hayal meyal
zihninde canlandrrken. Ah hayr," diye sonuca vard Hirste
bakarak, insan seninle evlenmez. Pekala, yleyse rkn gelece
i Susanla Arthurun ellerinde; hayr - bu korkun. Tarla ii
lerinin ellerinde; hayr - Ingilizlerin elinde hi deil, Ruslarla
inlilerin elinde. Bu dnce zinciri onu tatmin etmedii gi
bi, tekrar konumaya balayan St. John tarafndan kesildi:
Keke Bennetti tansaydnz. Dnyamn en mthi adamdr.
Bennett mi? diye sordu Helen. Gitgide ii rahatlayan St.
Joh n , tavrlarndaki youn kabal bir yana brakarak Bennettin Cambridgee on kilometre uzaklktaki eski bir yel de
irmeninde yaayan bir adam olduunu syledi. St. Joh n a g
re, kusursuz bir yaam sryordu, ok yalnz, ok basil, sade
ce eylerdeki hakikati umursayarak, konumaya her zaman
225

hazr, ve zihin bakmndan en byklerden biri olmasna ra


men srad denecek kadar alakgnll.
Sizce de, dedi St. John, onu betimlemeyi bitirdiinde, o
tr eyler bu tr eyleri nemsiz klmyor mu? ayda zavall
sevgili Hewetn nasl da konuyu deitirmek zorunda kald
na dikkat etliniz mi? Herkesin uygunsuz bir ey syleyeceimi
sanarak nasl da stme ullanmaya hazr olduuna? Hibir
ey yoktu, gerekten. Bennett olsayd, tam olarak ne sylemek
istiyorsa onu sylerdi ya da kalkp giderdi. Ama bunun kiilik
iin olduka kt bir yan var - yani insanda Bennettin kiili
i yoksa. nsan sivri dilli klyor. Sivri dilli olduumu syleye
bilir misiniz?
Helen yant vermedi; Hirst szlerini srdrd:
Elbette yleyim, iren denecek kadar sivri dilliyim; byle
olmak iren bir ey. Ama en kt yanm, ok kskan olmam.
Herkesi kskanyorum. Bireyleri benden daha iyi yapan in
sanlara katlanamyorum -tm yle sama eyleri bile - ynla
taba dengede tutan garsonlara- Arhura bile, nk Susan
ona k. nsanlarn benden holanmasn istiyorum; holan
myorlar. Tahminimce biraz da grnmden dolay, diye
devam etti, Yahudi kan tadm sylemek katksz bir ya
lan olur ama - aslnda Hirstbourne Halllu Hirstler olarak en
azndan yz yldr Norfolktayz. Sizin gibi olmak mthi
rahatlatc olmal - herkesin sizi hemen sevmesi.
Emin olun sevmiyorlar," diye gld Helen.
Seviyorlar, dedi Hirst inanla. Birincisi, hayatmda gr
dm en gzel kadnsnz; kincisi, mthi nazik bir yapnz
var.
Hirst kararllkla ay fincanna bakmak yerine Helen'a bak
sayd, onun biraz zevkten, biraz da ona byle irkin, byle s
nrl grnm ve yine grnecek olan gen adama ani bir it
kiyle hissettii sevecenlikten tr kzardn grecekti. Ona
acyordu, nk ac ekliinden kukulanyordu; ona ilgi du
yuyordu, nk syledii eylerin ou ona doru grnyor
du; genlerin ahlakllna hayrand, yine de kendini tutsak
hissediyordu. gdleri onu parlak renkli, duygusuz, elleriyle
226

tutabilecei bir eye snmaya srklemicesine, eve girip na


kyla geri dnd. Ne var ki Hirst onun nakyla ilgilenmi
yordu; bakmad bile.
Bayan Vinracee gelince, diye sze balad, - ah, bakn,
artk S. John ve Helen ve Rachel ve Terence olalm - nasl bi
ridir? Akl yrtr m, hisseder mi, yoksa yalnzca bir tr
ayak taburesi midir?
Ah hayr, dedi Helen, byk bir kararllkla. aydaki gz
lemlerinden sonra Hirstn Rachel eilecek kii olduundan
kuku duyuyordu. Gn getike yeeniyle ilgilenmeye, ona d
kn olmaya balamt; baz yanlarndan hi holanmyordu,
baka baz yanlarysa komiine gidiyordu; ama her ey gz
nnde bulundurulduunda onun biimlenmemi olsa da canl,
deneyler yapan, yapt deneylerde her zaman ansl olmayan,
ama belirli gleri ve hissetme yetenei olan biri olduunu his
sediyordu. Aynca, yreinin derinlerinde bir yerde, Rachela cin
siyetin o anlalmaz olsa da yok edilemez balaryla balyd.
Anlalmaz biri gibi grnebilir, ama kendine ait bir istenci var
dr, dedi, bu sre iinde onun niteliklerini gzden geirmi gibi.
Zor deseni, dikkatle lp bimeyi gerektiren renkleriyle bir
dnme nesnesi olan nak, grne baklrsa, Helen'in ko
nuurken ipek yumaklarna gmld ya da ban hafife
geriye atp gzlerini ksarak btnn yarataca etkiyi dn
d aksamalara neden oluyordu. Bu nedenle, St. John On
dan benimle yrye kmasn rica edeceim," deyince He
len yalnzca Hm-m-m, diye karlk verdi.
Belki de St. Joh n , Helenin dikkatinin byle blnmesine
ierlemiti. Heleni dikkatle izleyerek sessizce oturdu.
Kesinlikle mutlusunuz," dedi sonunda.
Evet? diye sordu Helen, inesini batrrken.
Evlilik, herhalde," dedi St. John.
Evet, dedi Helen, inesini usulca dar ekerek.
ocuklar? diye sordu S. John.
Evet, dedi Helen, inesini yeniden batrrken. Neden
mutlu olduumu bilmiyorum, dosdoru onun yzne baka
rak birdenbire gld. Uzun bir duraklama oldu.
227

Aramzda uurum var, dedi St. John. Sesi kayalklarn ara


sndaki bir maarann derinliklerinden kyormu gibiydi.
Benden ok daha yalnsnz. Kadnlar hep yledir, elbette.
Glk de burada, insan bir kadnn oraya nasl ulatn asla
bilemez. Btn bu zaman boyunca, Ah, ne kadar hastalkl bir
gen adam! diye dndnz dndke!
Helen elinde inesiyle ona bakarak oturdu. Bulunduu ko
numdan, bir manolya aacnn karanlk piramidinin nnde
onun ban gryordu. Bir ayan kaldrp sandalyenin basa
mana koymu, diki dikme duruuyla dirseini bkm olururkenki kendi suretinde ise; yazgnn ipini eiren, kadim
dnyadan bir kadnn ycelii vard - bir eyi ovalamann ya
da diki dikmenin gerektirdii duruu aldklarnda gnmz
kadnlarnn pek ounda bulunan bir ycelik. St. Joh n ona
bakt.
"Herhalde hayalnz boyunca kimseye iltifat etmemisinizdir, dedi, havadan sudan konuur gibi.
Ridleyi epeyce martrm, dedi Helen.
Size dorudan soracam - benden holanyor musunuz?
Helen biraz durakladktan sonra yant verdi, Evet, kesin
likle."
Tanrfya kr! diye bard St. John. Bu bir ltuf. Gr
dnz gibi, diye devam etti duygulu bir tavrla, hayatm
boyunca karlatm herkesten ok sizin benden holanma
nz yelerim.
Ya o be filozof? dedi Helen kahkahayla, kumana hzl
hzl salam ilmikler atarken. Onlar betimlemenizi islerdim.
Hirst betimlemek iin fazla istekli deildi, ama onlar d
nmeye balaynca yatp glendiini fark etti. Uzaklarda,
dnyann br ucundaki dumanalt odalarda, ortaadan kal
ma gri mahkeme salonlarnda olsalar da saygdeer bir gr
nmleri vard, insann yanlarnda rahat edebilecei, akyrekli kimselerdi; buradaki insanlarla karlatrlamayacak ka
dar ince duyguluydular. Ona hibir kadnn, Helen'in bile, ke
sinlikle veremeyecei eyler veriyorlard. Onlarn dncesiyle
ii snm olarak, kendi durumunu Bayan Ambrosea akla
228

maya geti. Cambridgede mi kalmalyd, yoksa baroya m gir


meliydi? Bir gn bir ey dnyordu, bir baka gn baka bir
ey. Helen dikkatle dinledi. Sonunda, laf uzatmadan kararm
bildirdi.
Cambridgei brakp baroya gir, dedi. Hirst, nedenlerini
sylemesi iin steledi.
Bence Londrada daha fazla keyif alrsn, dedi Helen. Pek
ince dnlm bir neden gibi grnmyordu ama Helen
bunun yeterli olduuna inanma benziyordu. Helen, ieklenmekte olan manolyann nndeki Hirste bakt. Manzarada
merakn uyandran bir ey vard. Balmumundan yaplma
benzeyen ar iekler byle przsz ve bulankken onun
yznn -apkasn bir yana frlatmt, salar karmakarkt,
gzln elinde tutuyordu, bu nedenle burnunun iki yann
da krmz izler belirm iti- byle zgn ve geveze olmasyd
belki de. ok geni bir alana yaylan gzel bir bitkiydi; para
para glgeler, yapraklarn biimi, kocaman beyaz ieklerin
yeilliin ortasnda duruu, orada oturup konutuktan sre
boyunca Helenin dikkatini ekm iti. Bunu yar bilinsizce
fark etmiti ama yine de bu desen konumalarnn bir paras
olmutu. Nakn brakp bahede bir aa bir yukar yr
meye balad; Hirst de ayaa kalkp onun yanna geldi. Olduk
a huzursuz, rahatsz ve dnceliydi. kisi de konumad.
Gne batmaya balyordu; dalara bir deiiklik gelmiti,
sanki zleri olan topraktan yaltlmlard da yalnzca youn,
mavi sisten oluuyorlard. Kenarlan devekuu tylerinin ke
nar kvrmlarna benzeyen flamingo krmzs uzun ince bu
lutlar, gkyznn farkl yksekliklerinde alt alta st stey
diler. Kasabann atlar her zamankinden aaya balm gi
biydi; selviler atlarn arasnda kapkara grnyordu; at
larsa kahverengi beyazd. Akamlar hep olduu gibi, aa
dan ykselen tek tek lklar, tek tek an sesleri iitilir hale
gelmiti.
S. John anszn durdu.
Pekala, bunun sorumluluunu siz stlenmelisiniz," dedi.
Kararm verdim; baroya gireceim.
229

Szleri ok ciddi, neredeyse duyguluydu; Helen bir saniye


lik duraksamann ardndan iinde bulunduu ana dnd.
Doru karar verdiine eminim, dedi scak bir tavrla; ken
disine uzatlan eli skt. Byk bir adam olacaksn, bundan
kukum yok.
Sonra, onun bakmasn salamak istercesine, manzarann
usuz bucaksz evresini eliyle tarad. Denizden balayarak ka
sabann atlarnn zerinden dalarn doruklarm ap nehri
ve ovay geli, yine dalarn doruklarn ap kke, baheye,
manolya aacna ve Hirstle kendisinin yan yana suretlerine
eriene dek tarad, sonra eli yana dt.

230

XVI.Blm

Hevvetla Rachel, aaya, denize doru baktnzda denizanalanyla yunuslara rastlayabileceiniz, uurumun kenarndaki o
yere oklan ulamlard. te yana baktklarnda topran u
suz bucaksz enginlii, ne kadar geni olursa olsun ngilte
redeki hibir manzarann veremedii bir duygu uyandryor
du; orada kylerle tepelerin birer ad vard ve ufkun en uza
ndaki tepeler ou kez alalarak bir sis izgisi gibi grnen
denize karrd; buradaysa gnein kuruttuu sonsuz bir top
rak manzaras vard, kuleler biiminde sivrilen, engin engeller
biiminde ylan toprak, denizin snrsz zemini gibi genile
yerek uzaklara, daha da uzaklara yaylan toprak, gndz ve
gecenin ypratp enlendirdii, nl kentlerin kurulduu, in
san rklarnn ilkel kara derililerden uygar beyazlara dnp
yine ilkel kara derililere dnd, farkl blgelere ayrlan top
rak. Belki de damarlarndaki ngiliz kan yznden bu gr
nm onlara rahatsz edici lde duygusuz ve dmanca
geliyordu, yzlerini bir kez o yana evirdikten sonra denize
dndler ve kalan sre boyunca denize bakarak oturdular. Bu
rada dalgalanmaya ya da kudurmaya gc yetmezmi gibi g
rnen kpkl, clz bir suya dnen deniz, sonunda daral
yor, saf, uuk rengi grilerle buulanyor, dar kanallar boyunca
231

girdaplar yaparak granit kayalara arpan sulan dalp param


para oluyordu. Thamesin azna kadar akp giden denizdi
bu; Thames ise Londra kentinin kklerini ykamaktayd.
Hevvet'n dnceleri buna benzer bir ak izlemiti, uuru
mun kenannda durduklarnda syledii ilk sz u old uIngilterede olmak isterdim!
Rachel dirseinin zerine uzand, ak bir gr elde edebil
mek iin kenarda bym yksek otlar aralad. Su ok dur
gundu; uurumun dibinde sarslarak ykselip alalyordu; y
le berrakt ki dibindeki talarn krm zs grlebiliyordu.
Dnya doduunda byleydi, o zamandan bu yana byle kal
mt. nsanolu byk olaslkla bu sular sandalla ya da be
deniyle hi yarmamt. Rachel bir itkiyle bu ebedi huzuru
bozmaya karar vererek, bulabildii en iri akl tan frlatt.
Ta suya arpt; suyun yzeyine giderek genileyen dalgacklar
yayld. Hevvet da aaya bakt.
Harika, dedi, dalgacklar genileyerek yok olurken. Bu ta
zelik, bu yenilik ona harika grnyordu. Bir akl ta da o
frlatt. Neredeyse hi ses kmad.
Peki Ingiltere, diye mrldand Rachel, baklar bir grn
t zerinde younlaan birinin dalgn sesiyle. ngilterenin
nesini isliyorsunuz?
Bata dostlarm , dedi Hevvet, ve insan ne yapyorsa
hepsini.
Fark ettirmeden Rachela bakabiliyordu. Rachel hl suya,
ve ok derin olmasa da kayalara arpan denizin artrd o
nefis, haz veren duyumlara kendini kaptrm durumdayd.
Hevvet, Rachel'n, bedenini sararak onun biimini alan yumu
ak, ince pamuklu kumatan, koyu mavi renkli bir elbise giy
diini fark etti. Gen bir kadnn henz gelimemi bedeninin
alaryla ukurluklarna sahip olmakla birlikte, hi de biim
siz olmayan, bu nedenle ilgi ekici, hatta beenilebilecek bir
bedendi bu. Hevvet gzlerini kaldrp onun ban inceledi;
apkasn karm, yzn eline yaslam. Aaya, denize
bakarken dudaklar hafife aralanmt. Yznde ocuksu bir
kararllk ifadesi vard, sanki bir baln berrak krmz kayala
232

rn zerinden yzerek geip gitmesini bekliyordu. Bununla


birlikte, yirmi drt yllk yaam ona ketum bir grnm ver
miti. Hafife ie bklm parmaklaryla yere koyduu eli bi
imli ve yetenekliydi; ulan keli ledigin parmaklan bir m
zisyenin parmaklanyd. Hewet, albenisiz olmak yle dursun,
Rachehn bedeninin ona ok ekici geldiini straba benzer
bir duyguyla fark etti. Rachel birdenbire ban kaldrp bakt.
Gzleri hevesle, ilgiyle doluydu.
Roman yazyorsunuz, deil mi? diye sordu.
Hewet bir an iin ne diyeceini bilemedi. Rachel kollarna
alma arzusuna kaplmt.
Ah evet," dedi. Daha dorusu, yazmak istiyorum.
Rachel kocaman gri gzlerini onun yznden ayrmyordu.
Rom an, diye yineledi. Neden roman yazyorsunuz ki?
Beste yapmalsnz. Mzik, grdnz gibi -gzlerini kar
d; beyninin almaya balamasyla yznde meydana gelen
deiiklik arzulanrln a z a ltt- mzik her eyi dorudan
yakalar. Sylenebilecek her eyi bir kerede syler. Yaz yazar
ken, baha yle geliyor ki" -b ir ifade bulmak iin duraklayp
parmaklaryla topra ovalad- kibriti kutuya ok fazla srt
mek gerekiyor. Bu lest Gibbon okumakla geirdiim za
mann ounda korkun denecek kadar, ah inanlmayacak ka
dar, lanet edecek kadar ok skldm !" Kahkahalarla sarsla
sarsla glerek Heweta bakt; o da glyordu.
Ben size kitap vermem," dedi.
Acaba neden," diye szlerini srdrd Rachel, sizinleyken
Bay Hirste glebiliyorum da onun yzne kar glemiyo
rum? ayda tmyle ezilmitim, irkinliinin karsnda deil
- zihninin karsnda. Elleriyle havada bir daire izdi. Hewetla ne kadar kolay konuabildiini byk bir rahatlk duy
gusuyla fark eui, baz ilikilerin yzeyini yrtan o dikenlerle
ptrl keler giderilmiti.
Farkna varmtm, dedi Hewet. Bu, beni artmaktan
asla geri kalmayan bir ey." Kendi zerindeki egemenliini, bir
sigara yakp iebilecek lde yeniden kurmutu; Racheln
rahatln hissedince o da mutlu olup rahatlamt.
233

Kadnlarn, iyi eitim alm ok yetenekli kadnlarn bile,


erkeklere duyduu sayg, diye srdrd szlerini. Atlar
zerinde sahip olduumuz trden bir gce sizin zerinizde
de sahibiz galiba. Onlar bizi olduumuzdan kat daha b
yk gryorlar, yoksa bize asla boyun emezlerdi. Tam da bu
nedenden tr, oy hakkn kazandnzda bile bireyler ya
pacanzdan kuku duyuyorum. Dnceli bir tavrla ona
bakt. Rachel ok przsz, duyarl ve gen grnyordu.
Mahkemelere, i yerlerine girebilecek kadar nasrlaabilmeniz en az alt kuak srecektir. Sradan bir erkein ne kadar
zorba olduunu bir dnn, diye devam etli, sradan, ok
alan, bakmas gereken bir ailesi ve korumas gereken bir
konumu olan, hrsl bir avukat ya da bir iadam. Hem, elbet
te kzlar da oullara yol vermek zorunda; oullarn eitilmesi
gerek; onlar zorbalk yaparak karlaryla ailelerine yol aacak
lar; bylece her ey yeniden balyor. Bu arada, art alanda ka
dnlar var... Oy hakknn size bir yarar olacana gereklen
inanyor musunuz?
Oy hakk m? diye yineledi Rachel. Soruyu anlamak iin
nce bir kutunun iine ataca kk bir kt parasn g
znde canlandrmak zorunda kald; birbirlerine baktlar, soru
da bir samalk olduunu fark edip glmsediler.
Bana deil, dedi Rachel. Ama ben piyano alyorum... Er
kekler gerekten de yle mi? diye sordu, ilgisini eken mese
leye dnerek. Ben sizden korkmuyorum. Rahata ona bakt.
Ah, ben farklym, diye yantlad Hewet. Ylda alt yzle
yedi yz arasnda, kendime ait bir gelirim var. Hem, ok
kr, hi kimse bir roman yazarn ciddiye almaz. Bir erkek
herkes tarafndan ok ok ciddiye alnyorsa, -randevular
veriyorsa, grevleri, unvan, adna yazlm sryle mektubu,
kurdele paralan ve payeleri varsa- bu, kukusuz, mesleinin
yorucu ynlerini telafi etmeye yardmc olur. Bazen canmdan
bezdirseler de, onlara bir hncm yok - ne artc bir karm!
Dnyann erkeke kavran nasl bir mucize -yarglar, devlet
memurlar, ordu, donanma, Parlamento Kamaralar, belediye
bakanlar- btn bunlardan nasl bir dnya yarattk! te,
234

Hirste bakn. Emin olun," dedi, buraya geliimizden bu yana


onun Cambridgede mi kalmas yoksa baroya m girmesi ge
reklii zerine bir tartmann olmad bir gn bile gemedi.
Onun meslek yaam - kutsal meslek yaam. Bunu ben yirmi
kez duyduysam, eminim annesiyle kz kardei be yz kez
duymutur. Aile toplantlarn gznzn nne gelirin, al
ma odasnn Sl. John'a kalmas iin kz kardeine dar kp
tavanlan beslemesinin buyurulduunu - St. Joh n alyor,
S. Jo h n aynn getirilmesini istiyor. Bu lr eyleri bilmez
misiniz? Sl. Joh n n bunun epeyce nemli bir mesele olduu
nu dnmesine amamak gerek. yle de. Hayatn kazan
mas gerekiyor. Ama S. Joh n n kz kardei- Hewet sessizce
sigarasn tttrd. Kimse onu ciddiye almyor, zavallck. O,
tavanlar besliyor."
Evet," dedi Rachel. Yirmi drt yl boyunca tavanlan bes
ledim; imdi tuhaf geliyor. Dnceli grnyordu; igdle
riyle kadnca bir bak asna odaklanp rastgele konumu
olan Hewet ise artk onun kendi hakknda konuacan anla
mt, bu da istedii bir eydi, bylece birbirlerini tanyabilir
lerdi.
Rachel, gemi yaamn dnyordu.
Gnnz nasl geirirsiniz?" diye sordu Hewet.
Rachel hl dnyordu. yle grnyordu ki, gnleri
nlerle drt paraya ayrlyordu. Bu ok kat bir blnmey
di, gnn ierikleri bu drt kat izginin arasnda kendine yer
bulmak zorundayd. Dnp yaamna baktnda grd
buydu.
Dokuzda kahvalt; birde le yemei; bete ay; sekizde ak
am yemei, dedi.
Pekala, dedi Hewet, sabahlar ne yapardnz?"
Saatlerce piyano alardm.
Ya le yemeinden sonra?
Sonra halalarmdan biriyle alverie kardm. Ya da birini
grmeye giderdik, bir haber gtrrdk; veya yaplmas gere
ken bir eyi yapardk -su szdran musluklar, szgelimi. Yok
sullar sk sk ziyaret ederler- bacaklar tutmayan ihtiyar gn
235

deliki kadnlar, hastaneye giri belgesine ihtiyac olan kadn


lar. Ya da tek bama parkla yrrdm. aydan sonra kimi za
man birileri gelirdi; ya da yazn bahede oturur veya kroke oy
nardk; kn onlar alrken yksek sesle okurdum; akam
yemeinden sonra ben piyano alardm, onlar mektup yazard.
Babam evdeyse, akam yemeinde arkadalarn arlardk;
yaklak ayda bir. kez de tiyatroya giderdik. Arada srada ak
am yemeini darda yerdik; kimi zaman Londraya dansl
partilere giderdim ama geri gelmek g oluyordu. Grt
mz insanlar eski aile dostlaryla akrabalard, pek fazla kimse
yi grmezdik. Rahip vard, Bay Pepper vard, bir de Hunlar.
Babam g en ellik le eve geldiinde sessizlik islerd i, nk
Hull'da ok alyor. Ayrca halalarm da pek gl deiller.
Ev ilerini doru dzgn yaparsanz ok zamannz alr. Hiz
metkrlarmz hep ktyd; Lucy Hala mutfakla epey vakit
geirirdi, Clara Hala da galiba sabahn byk blmn otur
ma odasnn tozunu alp rtlerle gmleri gzden geirme
ye ayryordu. Sonra, kpekler de vard. Ykanp taranmalar
nn yan sra idman yapmalar da gerekiyordu. Sandy ld,
ama Clara Halamn Hindistandan gelen ok yal bir papaa
n var. Evimizdeki her ey, diye haykrd, bir yerlerden gel
mitir! Ev eski mobilyalarla dolu, aslnda eski deil, Victoria
dnemine ait, annemin ailesinden ya da babamn ailesinden
kalma eyler, herhalde atmak istememiler, oysa gerekten ev
de onlara yer yok. Olduka gzel bir ev," diye devam elli, bi
razck kasvetli olmasnn dnda - daha dorusu cansz. Ev
deki oturma odasn gznn nne getirdi; baheye alan
kare biimindeki penceresiyle, uzun, dikdrtgen bir odayd.
Yeil pel sandalyeler duvara yaslanmt; kapaklar caml,
ar, oyma bir kitaplk vard, ve rengi atm kanepe rtlerinin
brakt genel bir izlenim, soluk yeil renkli geni alanlar, i
lerinden yn rgs paralar dklen sepetler. Duvarlara eski
talyan bayaptlarnn fotoraflar, aile yelerinin yllar nce
grm olduu Venedik kprleriyle sve alayanlarnn
manzaralar aslmt. Ayrca, babalarn ve bykannelerin bir
iki portresiyle, Joh n Stuart Millin, Watts tarafndan yaplan
236

resminden esinlenilmi bir gravr vard. Belirli bir kiilii ol


mayan bir odayd, ne aka irkin ne gl bir biimde sanat
sal ne de gerekten rahat. Rachel bu bildik resmi dnmek
ten syrld.
Ama bunlar size pek ilgi ekici gelmez, dedi, ban kald
rp bakarak.
Ulu Tanrm! diye bard Hewet, hayatmda hibir ey bu
kadar ilgimi ekmemiti. Rachel, Richmond dnd s
re boyunca Hewetin gzlerini yznden hi ayrmadn o
zaman fark etti. Bunu bilmek onu heyecanlandrd.
Devam edin, ltfen devam edin, diye steledi Hewet. Var
sayalm gnlerden aramba. Hepiniz le yemeindesiniz. Siz
orada oturuyorsunuz, Lucy Hala urada, Clara Hala da bura
da; aralarndaki imenlerin zerine akl ta yerletirdi.
Clara Hala kuzunun gerdanndan paralar kesiyor, diye
devam etti Rachel. Baklarn akl talarna dikmiti. nm
de ok irkin bir porselen sehpa var, dner tepsi dediklerin
den, zerinde tabak duruyor, biri biskviler iin, biri tereya, biri de peynir iin. Bir ereltiotu sakss var. Sonra, bur
nundaki bir sorun yznden srekli burnunu eken hizmeti
Blanche var. Konuuyoruz - ah evet, Lucy Halanm akamst
Walworthe gitme gn, bu nedenle le yemeini olduka
hzl yiyoruz. Lucy Hala gidiyor. Mor bir antas var, bir de si
yah defteri. aramba gnleri oturma odasnda Clara Halann
K.D.D.* toplants dedikleri bir toplants olur, bu yzden k
pekleri gezdirmeye kyorum. Sekilerin yanndan yryerek
Richmond Tepesine kp parka gidiyorum. Nisann on sekizi
- buradaki gibi. ngilterede ilkbahar. Yerler slak. Yine de yo
lun karsna geip imenlere kyorum, yryoruz, yalnz
ken hep yaptm gibi ark sylyorum, ta ki berrak bir gn
de btn Londray ayaklarnzn altnda grebildiiniz o ak
la gelene dek. Hampstead Kilisesinin kulesinin ats urada,
W estminster Katedrali urada, fabrika bacalarysa buralarda
bir yerde. Londrann alak kesimlerinin stleri genellikle pus
(*) KDD: Kadn Dayanma Dcmcg - .n.

237

lu olur; ama Londra sisler iindeyken parkn st ou kez


mavidir. Hurlinghama giden balonlarn getii aklk buras
dr. Balonlar uuk sardr. Hmm, sonra, hava ok gzel kokar,
zellikle oradaki beki kulbesinde odun yakyorlarsa. imdi
size bir yerden bir yere nasl gideceinizi, tam tamna hangi
aalarn yanndan geeceinizi, yolun neresinden karya ge
eceinizi syleyebilirim . Anlayacanz, kkken orada
oyun oynardm, ilkbahar gzeldir, ama en gzeli sonbahardr,
geyiklerin bard zaman; sonra hava kararr, caddelerden
geerek eve dnerim, insanlar tam olarak gremezsiniz; ok
hzl gelip geerler, yalnzca yzlerini grrsnz, sonra gidi
verirler -houm a giden de b u - ne yaptnz hakknda hi
kimsenin bir fikri yoktur-
Ama herhalde ay iin dnmeniz gerekir, yle deil mi?
diye onu durdurdu Hewet.
ay m? Ah evet. Saat bete. O zaman neler yaptm anla
trm, halalarm da neler yaptklarn anlatrlar; belki de biri
kagelir: Diyelim, Bayan Hunt. Bir baca aksayan yal bir hanmefendi. Sekiz ocuu var, ya da bir zamanlar varm; onla
rn hatrn sorarz. Dnyann drt bir yanma dalmlar; ne
relerde olduklarn sorarz; kimi zaman hastadrlar ya da kole
ra blgesinde grev yapmaktadrlar veya yalnzca be ayda bir
yamur yaan bir yerdedirler. Bir ay, dedi glmseyerek,
Bayan Huntn oullarndan birini penelerinin arasnda ska
rak ldrm.
Burada durup, kendisini elendiren eylerin ona da elen
celi gelip gelmediini anlamak iin Hevvet'a bakt, ii rahatla
d. Ama yine zr dilemesi gerektiini dnd; ok fazla ko
nuuyordu.
Ne kadar ilgimi ektiini bilemezsiniz," dedi Hewet. Ger
eklen de sigaras snmt; baka bir tane yakmas gerekti.
Neden ilginizi ekiyor? diye sordu Rachel.
Bir bakma, kadn olduunuz iin, diye yantlad Hewe.
Bunu syleyince, her eyi unutup ocuksu bir ilgi ve haz du
rumuna dnm olan Rachel rahatln yitirip sklganlat.
St. John Hirstn yanndayken olduu gibi, birden kendini tu
238

haf ve gzlem altnda hissetti. kisinin de birbirine kar ac


duygular hissetmesine neden olacak bir tartmaya girimek
ve szcklerin ykleyecei anlamlardan ok daha nemsiz
duygulan aklamak zereydi ki, Hewet onun dncelerini
farkl bir yne ekti.
Btn insanlarn sraya dizilerek yaad, evlerin birbirine
tpatp benzedii caddeler boyunca yrrken pek ok kez ie
ride kadnlarn ne yaptn merak etmiimdir," dedi. D
nn bir kere: Yirminci yzyln bandayz ve birka yl ncesi
ne kadar bir kadnn kendi bana kp bireyler sylemiligi
yoktu. Bu garip, sessiz, betimlenmemi yaam binlerce yldr
art alanda srp gitmekteydi. Elbette biz hep kadnlar hakkn
da yazp duruyoruz - onlara svyoruz, onlarla eleniyoruz
ya da onlara tapyoruz; ama kadnlarn kendilerinden gelen
hibir ey yok. Hl nasl yaadklar, neler hissettikleri ya da
lam olarak neler yaptktan hakknda en ufak bir bilgimizin ol
madna inanyorum. nsan erkekse, yalnzca gen kadnlar
dan ak ilikileri hakknda srlar renebiliyor. Ama krkl ya
larndaki kadnlarn yaamlan, evlenmemi kadmlann, alan
kadnlarn, halalarnz gibi kadnlarn ya da Bayan Thornburynin veya Bayan Allann yaamlan - insan onlar hakknda
en ufak bir ey bilmiyor. Size anlatmazlar. Ya korkuyorlar ya
da erkeklere davranma biimleri byle. Grdnz gibi, ne
kan hep erkein gr. Bir demiryolu trenini dnn: Si
gara imek isleyen erkekler iin on be vagon. Bu s'zin tepeni
zi attrmyor mu? Ben kadn olsaydm binlerinin beynini da
trdm. Bize bol bol glmyor musunuz? Btn bunlar size
by.k bir dzenbazlk gibi gelmiyor mu? Siz, yani - btn
bunlar sizi nasl etkiliyor?
Hevvettm renmekteki kararll konum alarna anlam
kazandrmakla birlikte, Rachel kapana kslm gibi hissedi
yordu; Hewet giderek daha fazla steliyor, her eyi olduun
dan nemli gsteriyordu. Yant vermesi biraz zaman ald; bu
sre iinde, yaamnn yirmi drt yln, bazen bir noktaya ba
zen bir bakasna k tutarak, tekrar tekrar gzden geirdi halalar, annesi, babas; sonunda zihni halalaryla babasna la239

klp kald ve Rachel onlar bu uzaklktan kendisine nasl g


rnyorlarsa yle anlatmaya alt.
Babasndan ok korkarlard. Babas evde, her sabah Timesda
betimlenen koca dnyaya onun araclyla tutunduklar b
yk, belirsiz bir gt. Ama evin gerek yaam bundan ol
duka farkl bir eydi. Bu, Bay Vinraceten bamsz olarak s
ren, kendini ondan gizleyen bir yaamd. Babas onlara kar
dosta, ama kmser bir tavr iindeydi. Rachel hep onun
gr asnn hakl olduunu, temelinde bir insann yaam
nn bir bakasnn yaamndan daha nemli olduu lksel
bir lein olduunu ve bu lekte onlarn, babasndan ok
daha az nemli olduunu kabul etmiti. Ama buna gerekten
inanyor muydu? Hevvetn szleri onu dndrmt. Baba
sna her zaman boyun emiti, tpk onlar gibi, ama gerekte
onu etkileyen halalaryd; evdeki yaantlarnn zarif, sk do
kunmu zn kuran halalar. Onlar babas kadar muhteem
deildiler ama babasndan daha doaldlar. Rachel'n btn
hiddeti onlara kar olmutu; byle yakndan inceledii, par
alayp atomlarna ayrmay byle hararetle istedii, onlarn
dnyasyd, drt nyle, dakikliiyle, saat on buukla mer
divenlerde grlen hizmetkrlaryla. Bu dncelerin ardn
dan bam kaldrp bakt ve yle dedi:
Bunun bir tr gzellii var - ite tam bu anda orada, Richmondda bireyler kuruyorlar. Belki tmyle yanlyorlar, ama
bunun bir tr gzellii var, diye yineledi. Kurduklar ey y
le bilinsiz, yle alakgnll ki. Yine de bireyler hissediyor
lar. nsanlar ldnde umursuyorlar. Yal kzkurular hep
bireyler yapar. Ne yaptklarn pek bilmiyorum. Yalnzca, on
larla yaarken hissettiim buydu. Bu ok gerekti."
Halalarnn Walworthe, bacaklar tutmayan gndeliki ka
dnlara, unun bunun iin yaplan toplantlara, uraya buraya
yaptklar kk yolculuklar gzden geirdi, tam tamna ne
yapmalar gerektiine dair kesin bir grten doan kck
hayr ilerini, zgeciliklerini, dostluklarn, beenilerini, al
kanlklarm; btn bunlar, dklen, saysz gnler boyunca
dklerek bir ortam yaratan, kat bir klle, bir art alan olutu
240

ran kum zerreleri gibi grd. Bunu dnd srada Hewet


onu inceliyordu.
Mutlu muydunuz?" diye sordu.
Rachel yine baka bir eye dalmt; Hewet onun olaand
bir canllkla kendine dnmesini salad.
kisi de, diye yantlad. Muduydum ve mutsuzdum. Bu
nun nasl bir ey olduunu bilemezsiniz - gen bir kadn ol
mann. Dosdoru ona bakt. Korkular ve straplar var, de
di, kck bir kahkaha belirtisini bile karmamak istercesi
ne gzn ondan ayrmadan.
Buna inanabilirim, dedi Hewe. Racheln bakna kusur
suz bir itenlikle karlk verdi.
nsann sokaklarda grd kadnlar, dedi Rachel.
Fahieler mi?
Onlan pen erkekler.
Hewet bayla onaylad.
"insann tahmin ettii eyler.
Size hi anlatan olmad m?
Rachel, ban iki yana sallad.
Sonra," diye balayp durdu. Burada, daha nce hi kimse
nin ieri szmad o kocaman yaam alan ie karyordu. Ba
bas, halalar, Richmond Parkndaki yryler, saati saatine
ne yaptklar hakknda sylemi olduu her ey yalnzca y
zeydeydi. Hewet onu izliyordu. Bunu da tarif etmesini istemi
miydi acaba? Neden bu kadar yaknnda oturuyor, gzlerini
ondan ayrmyordu? Neden bu araya, bu straba bir son ver
miyorlard? Neden yalnzca birbirlerini pmyorlard? Rachel
onu pmek istiyordu. Ne var ki hep sz uzatp duruyordu.
Bir kz, bir olandan daha yalnzdr. Ne yapt kimsenin
u kadarck umurunda deildir. Ondan hibir ey beklenmez.
ok gzel deilseniz kimse sylediklerinizi dinlemez... Benim
houma giden de bu, diye ekledi canllkla, bu onu ok mutlu
eden bir anymasna. Richmond Parknda kendi kendime
ark syleyerek yrmek ve bunun hi kimse iin u kadarck
nemli olmadn bilmek houma gidiyor. Olup bitenleri gr
mek houma gidiyor - tpk o gece siz bizi grmezken bizim
241

sizi grmemiz gibi - bu zgrlk houma gidiyor - rzgr ol


mak ya da deniz olmak gibi bir ey. Ellerini garip bir harekele savurarak dnp denize bakt. Dans ederek gz alabildiine
uzanan deniz hl masmaviydi, ama zerindeki k daha sa
ryd ve bulutlarn rengi flamingo krmzsna dnmekteydi.
O konuurken Hevvetn zihninden youn bir bunalm hissi
geiyordu. Rachel'n hibir zaman bir insan dierinden daha
fazla umursamayaca aka grlyordu; belli ki ona kar
kaytszd; birbirlerine ok yaklam gibi grnyorlard, son
ra her zamanki kadar uzaklayorlard ve Racheln dnerken
yapt hareketin tuhaf bir gzellii vard.
Samalk, dedi Hewet anszn. nsanlar seviyorsunuz. Si
ze hayran olunmas hounuza gidiyor. Hirste hn duyman
zn gerek nedeni, onun size hayran olmamas.
Rachel bir sre yant vermedi. Sonra dedi ki:
Bu, byk olaslkla doru. Elbette insanlan seviyorum tantm insanlarn neredeyse hepsini seviyorum.
Denize arkasn dnerek Heweta eletirel olsa da dosta
gzlerle bakt. Her zaman yiyecek yeterince el, soluyacak yete
rince temiz hava bulmu biri olarak yakkl olduu sylene
bilirdi. Ba bykl; gzleri de iriydi; baklar genellikle dal
gn olmakla birlikte etkili de olabiliyordu; dudaklarysa duyarlyd. nsan onu epeyce tutkulu, canll ara ara gidip gelen,
gereklerle pek de ilikisi olmayan ruh hallerinin insafna kal
maya yatkn bir adam olarak grebilirdi; hem hogrl hem
de g beenen bir adam. Alnnn genilii dnme yetenei
ni gsteriyordu. Racheln ona bakndaki ilgi sesinde de iiti
liyordu.
Nasl romanlar yazyorsunuz?" diye sordu.
Sessizlik hakknda bir roman yazmak istiyorum, dedi Hewet; insanlarn sylemedii eyler hakknda. Ama bunun
glkleri snrsz. iini ekti. Ne var ki bu sizin umurunuz
da deil, diye devam etti. Rachela neredeyse hain bir bakla
bakt. Kimsenin umurunda deil. Bir roman okumanzn tek
nedeni yazarn ne tr bir insan olduunu ve eer onu tanyor
sanz hangi arkadalarn romanna koyduunu grmek. Ro
242

mann kendisine gelince, kavrayn btn, insann meseleyi


nasl grd, onun hakknda ne hissettii, baka eylerle
balantsn nasl kurduu, milyonda bir kii bile bununla ilgi
lenmiyor. Yine de bazen btn dnyada yapmaya deer baka
bir eyin olup olmadn merak ediyorum. u tekiler, oteli
iaret etti, hep elde edemeyecekleri bireyleri istiyorlar. Ama
yazmann, yazma giriiminin bile, srad bir doyumu var. Az
nce sylediiniz doru: insan bireyler olmay istemiyor, yal
nzca bireyleri grmesine izin verilmesini istiyor.
Gzlerini dikmi denize bakarken, szn ettii doyumun
biraz yzne gelmiti.
Bunalma sras imdi RachePdayd. Hewet yazmaktan sz
ederken birdenbire duygusuzlaml. Hibir zaman hi kim
seyi umursamayabilirdi; Racheln neredeyse cann actacak
kadar stne geldiini hissettii btn o arzu, Hewetin onu
tanma, ona ulama arzusu tmyle yok olup gitmiti.
iyi bir yazar msnz? diye sordu.
Evet, dedi Hewet. "Birinci snf deilim elbette; ikinci snf
iyiyim; hemen hemen Thackeray kadar iyi diyebilirim.
Rachel arp kalmt. Bir kere, Thackeraye ikinci sn f
dendiini duymak onu artmt; ayrca, gr asn, gn
mzde byk yazarlarn olabileceine, varsa bile, tand her
hangi birinin byk bir yazar olabileceine inanacak kadar genileemiyodu; Hewetm zgveni onu hayretler iinde brak
mt; Hewet ise gitgide daha da uzaklayordu.
Dier romanm, diye szlerini srdrd Hewet, bir fikre
- beyefendi olma fikrine saplants olan gen bir adam hakkn
da. Ylda yz sterlinle Cambridgede yaamay baaryor. Bir
ceketi var; bir zamanlar ok iyi bir ceketmi. Ama pantolonu o kadar da iyi deil. Neyse, sabahn erken saatlerinde Serpen
tine kylarnda yaad bir serven sayesinde Londraya gidip
sekin bir toplulua giriyor. Yalanlar sylemeye ililiyor -g r
dnz gibi, amacm, ruhun aama aama ryn gs
term ek- Devonshireda byk bir Loprak sahibinin olu oldu
unu sylyor. Bu arada ceket giderek eskimekte; pantolonu
giymeye de pek cesaret edemiyor. Muhteem bir sefahat aka243

minin ardndan sefil adamn bu giysileri szn hayal ede


biliyor musunuz - onlan yalan ucuna asm, bir tmyle
aydnla, bir glgeye yerletirip onlar m kendisinden, kendisi
mi onlardan uzun yaayacak diye merak ediini? Zihninden
intiharla ilgili dnceler geiyor. Bir de dostu var, Uxbridge
yaknlarndaki tarlalarda tuzak kurduu kk kulan satarak
her naslsa geimini salayan bir adam: Her ikisi de bilgin.
Byle alktan kvranan, kzarm ringa balnn yannda ya
rm litre siyah bira ierken size Aristotelesten alntlar yapan
bir iki sefil yaratk tanyorum. Kahramanm btn koullarda
gstermek iin son moda yaanty da uzun uzadya betimle
mem gerekecek. K ahram anm n, doru ksran durdurma
ansn yakalad Leydi Theo Bingham Bingley, yal, ok zarif
bir Muhafazakr lordun kz. Eskiden gitmi olduum trden
partileri betimleyeceim - bilirsiniz, en son kan kitab masa
larnn stnde bulundurmaktan holanan son moda aydnlar.
Partiler verirler, nehir partileri, oyunlar oynadnz partiler.
Olaylar hayal etmenin g bir yan yok; glk, onlar biim
lendirmekle - Leydi Theo gibi srklenip gitmemekte. Onun
iin her ey felaketle sonland, zavall kadn, nk kitap, ta
sarladm haliyle, derin ve baya bir saygdeerlikle sonlanacakt. Babas tarafndan reddedilerek kahramanmla evleniyor;
kahramanmn emlakilik yapmaya balad Croydon kasaba
snn d kesimlerinde, scack kk bir kkte yayorlar.
Her eye ramen kahramanm gerek bir beyefendi olmay
hibir zaman baaramyor. Kitabn ilgin yan da bu. Size oku
mak isleyeceiniz trden bir kitapm gibi geldi mi? diye sor
du; belki de Stuart tragedyam daha ok beenirdiniz, diye
devam etti, onun yant vermesini beklemeden. Dncem u
ki, gemiin, sradan tarihsel roman yazarnn sama gelenek
leriyle tamamen harap ettii belirli bir gzellii var. Ay, Gkle
rin Naibi oluveriyor. nsanlar atlarna mahmuzlaryla vuruyor
lar falan filan. nsanlar sanki tam olarak bizimle aynlarm
gibi ele alacam. Bunun stnl u ki, modem koullardan
bamsz olunca, insan onlan bizim gibi yaayan insanlardan
daha youn, daha soyul klabiliyor."
244

Rachel bln bunlar dikkatle, ama biraz aknlk iinde


dinlemiti. kisi de kendi dncelerine dalarak oturdu.
Ben Hirsl gibi deilim, dedi Hewe, bir duraklamann ar
dndan; dnceli bir tavrla konuuyordu; insanlarn ayakla
rnn arasnda tebeirle izilmi halkalar grmyorum. Bazen
keke grsem diyorum. Bana fazlasyla karmak ve kank ge
liyor. insan bir trl bir karara varamyor; yagda bulunma
yetenei giderek azalyor. Size de byle geliyor mu? Sonra, in
san herhangi birinin ne hissettiini asla bilemiyor. Hepimiz
karanlktayz. Bulup ortaya karmaya alyoruz, ama bir in
sann baka bir insanla ilgili fikirlerinden daha gln bir ey
hayal edebiliyor musunuz? nsan, bildiini sanarak yoluna de
vam ediyor; ama gerekte bilmiyor."
Bunu sylerken dirseine yaslanm, le yemeindeki Rachel'la halalarn temsil eden talan tekrar tekrar dzenliyordu.
Rachella olduu kadar kendi kendisiyle de konumaktayd.
Youn bir biimde geri dnm olan o arzuya, onu kollarna
alma, dolaylla bir son verme, tam olarak ne hissettiini
aklama arzusuna kar mantn kullanyordu. Syledikleri
inandklarna tersti; onun hakknda nemli olan her eyi bili
yordu; bunlar evrelerindeki havada hissediyordu; ama hibir
ey sylemedi; talar dzenlemeyi srdrd.
Sizden holandm; siz de benden holandnz m ? dedi
Rachel birdenbire.
Sizden snrsz lde holandm, diye yantlad Hewe,
beklenmedik bir biimde sylemek islediklerini syleme frsa
t verilen birinin i rahatlyla konuarak. akl talarn oy
natmay brakt.
Birbirimize Rachel ve Terence diyemez miyiz? diye sordu.
Terence," diye yineledi Rachel. Terence - bir baykuun
lna benziyor.
Anszn basrveren bir neeyle ban kaldrp bakt; zevk
ten irilemi gzlerle Terencea bakarken arkalarnda gkyz
nn urad deiiklii fark etti. Elle tutulur mavi gn soluk
laarak daha uuk, daha gksel bir maviye dnmt; bulutlar
pembeydi, ok uzaklarda toplap birbirlerine yaklamlard;
245

yrylerine baladklar gneye zg akamst scakl,


yerini akamn huzuruna brakmt.
Ge olmu galiba! dedi.
Saat neredeyse sekiz olmulu.
Ama saatin sekiz olmasnn burada bir nemi yok, yle de
il mi? diye sordu Terence, ayaa kalkp yeniden kasabann
merkezine yneldiklerinde. Zeytin aalarnn arasndaki k
k bir patikada tepeden aa olduka hzl bir biimde yr
meye baladlar.
Birbirlerine daha yakn hissediyorlard, nk saatin sekiz
olmasnn Richmondda ne anlama geldiiyle ilgili bir bilgiyi
paylayorlard. Yan yana sabilecekleri kadar yer olmadn
dan, Terence nde yryordu.
Tahminimce, benim roman yazmakla yapmak istediim ey
senin piyano alarken yapmak istediine ok benziyor, diye
sze balad, dnp omzunun zerinden konuarak. eylerin
arkasnda ne olduunu bulup onaya karmak istiyoruz, yle
deil mi? - Aadaki klara bak, diye devam etti, geliig
zel saa sola salmlar. Hissettiim eyler bana tpk klarn
geldii gibi geliyor... Onlar birletirmek isliyorum... ekiller
oluturan havai fieklerden hi grdn m?.. Ben ekiller
oluturmak istiyorum... Senin yapmak islediin de bu mu?
Artk yola kmlard; yan yana yryebiliyorlard.
Piyano alarken mi? Mzik farkl... Ama ne demek istedi
ini anlyorum. Kuramlar uydurmaya, kuramlarn birbiriyle
uzlatrmaya altlar. Hevvetn hi mzik bilgisi olmadn
dan, Rachel onun bastonunu alp Bach'n fglerini nasl yazd
n aklamak iin ince beyaz topran zerine ekiller izdi.
Benim mzik yeteneim, diye aklad Hewet bu gste
rimlerin birinden sonra, yrmeye devam ederlerken, icat et
tii simgeletirme yntemini bana retmeye alan, memle
ketimdeki ky orgcusu tarafndan harap edildi, sonuta ezgi
almay hibir zaman renemedim. Annem mziin olan
ocuklarna uygun, erkeke bir ey olmadn dnyordu;
benim sanlar, kular ldrmemi istiyordu - tarada yaa
mann en kt yan bu. Devonshireda oturuyoruz. Dnyann
246

en gzel yeridir. Yalnz - yetikinlie eriince memleketle ya


amak hep g olur. Kz kardelerimden birini tanman iste
rim... Ah, ite sizin bahe kaps- Kapy ilerek at. Bir an
durakladlar. Rachel onu ieri davet edemedi. Yine karlama
y umduunu syleyemedi; sylenecek hibir ey yoktu; bu
nedenle tek sz etmeden kapdan ieri girdi; ok gemeden
gzden kayboldu. Hewet onu gzden yitirir yitirmez o eski
huzursuzluun ncekinden daha da iddetli olarak geri geldi
ini hissetti. Konumalar, tam da sylemek istedii eyleri
sylemeye balarken orta yerinde kesilmiti. Her eye ramen
ne syleyebilmilerdi ki? Syledikleri eyleri zihninden geir
di, burgalar halinde dnp durarak, btn zaman tketmi
olan, onlar birbirlerine byle yaklatrp byle uzaklara savu
ran, sonunda onu byle doyumsuz, Rachelm ne hissettii, na
sl biri olduu hakknda byle bilgisiz brakan, geliigzel, ge
reksiz eyleri. Konumann, yalnzca konuup durmann ne
yarar vard ki?

247

X V II. Blm

Mevsimin en civcivli zaman gelmiti; ngiltereden gelen her


gemi Santa Marina kylarna otele kacak birka kii brak
yordu. Ambroselarm, otelin insan scaklndan yoksun orta
m ndan u zaklaabilecekleri bir evlerinin olm as yalnzca
Hirstle Hewet iin deil, Elliotlar, Thornburler, Flushingler,
Bayan Allan ve Evelyn M.nin yan sra, kimliklerinin ayrntla
r pek az bilindiinden, Ambroselann birer adlan olduunu
bile fark etmedikleri baka kimseler iin de gerek bir haz kay
nayd. Biri byk biri kk iki binann arasnda bir tr ba
lant kurulmutu, yle ki gnn byk blmnde binalardan
birindekiler dierinde neler olup bitliini kestirebiliyorlard;
kk ve otel szckleri iki ayn yaam dzenini antnr
olmutu. Tanklklar gelierek arkadala dnyordu,
nk Bayan Parrynin oturma odas araclyla kurulan o tek
ba, kanlmaz olarak, ngilterenin farkl blgelerine uzanan
baka birok baa ayrlmt; dzenli Ingiliz yaantsnn des
tekleyici ar alanndan yoksun olduklarndan, bu balamlar
kimi zaman kuku uyandracak kadar krlgan, kimi zamansa
ac verecek kadar youndu. Ayn aalar arasndan yusyuvar
lak ortaya kt bir gece, Evelyn M., Helena yaam yksn
anlatp onun ebedi dostluunu istedi; baka bir keresinde, srf
248

bir i geirme, bir duraklama ya da dncesizce sylenmi bir


sz yznden zavall Bayan Elliol, gururunu inciten bu souk,
kurumlu kadnla bir daha asla grmemeye yemin ederek
kk neredeyse gzyalan iinde terk etti; gerekten bir daha
hi grmediler. Bu kadar zayf bir arkadaln paralarn
biraraya getirmek iin uramaya demezdi.
Hewe, u sralar kkte, Sessizlik ya da nsanlarn Syle
medii eyler adn alacak olan romann baz blmleri iin
gerekten mkemmel malzeme bulabilirdi. Helenla Rachel
ok sessizlemilerdi. Bir sm n varln sezen ve Racheln bu
nu ondan saklamaya niyetli olduuna karar veren Bayan Ambrose, anlay gsterip saygl davranyordu, ama bu nedenden
tr ikisi de tuhaf bir ketumluk iindeydiler. Her konudaki
grlerini paylap, bir fikrin peine derek bir yerlere git
mek yerine, ounlukla, grdkleri insanlar hakknda yorum
yapmak iin konuuyorlard; aralarndaki sr, Thornburylerle
Elliotlar hakknda syledikleri eylerde bile kendini hissettiri
yordu. Yarglarnda her zaman sakin kalan, duygularna kapl
mayan Bayan Ambrose imdilerde ktmserlie daha yatknd.
Bireylere kar hain olmamakla birlikte, yazgnn sevecenlii,
kader, uzun vadede olacak olanlar hakknda kukucuydu ve
btn bunlarn ou kez, iyi eyler hak eden insanlarn aley
hinde ilediini dnyordu. Bu kuram bile, karmaann
utkulu olduu, eylerin hibir neden olmakszn olageldii,
herkesin bir yanlsama ve bilgisizlik iinde el yordamyla ara
np durduu bir kuramn hatrna pe atmaya hazrd. Mem
leketten gelen bir mektubu bahane ederek bu grleri yee
nine anlatrken belirgin bir zevk duydu: Mektup iyi haberler
veriyordu, ama kt haberler de verebilirdi pekala. Tam u an
da ocuklarnn her ikisinin de motorlu tatlarn altnda kal
madn, cesetlerinin yerde yatmadn nereden biliyordu?
Bakalarnn bana geliyor: Benim bama neden gelmesin?
diye akl yrtecekti, beklenen kederin etkisiyle yz metin
bir ifadeye brnrken. Bu grler ne denli itenlikli olursa
olsun, bunlar artran, kukusuz, yeeninin zihninin man
tksz durumuydu. Zihni yle dalgalanyor, sevinten umu249

suzluga yle hzl geiyordu ki, karsna salam, salam oldu


u kadar karanlk bir kanyla km ak gerekli grnyordu.
Belki de Bayan Ambrose konumay bu yana ekmekle Rachelm aklndan geenlerin ne olduunu ortaya karabileceini
dnyordu, ama bir yargya varmak gt, nk Rachel
kimi zaman sylenen en kasvetli eye bile katlrken, baka za
manlarda dinlemeyi reddediyor, kahkahalaryla, gevezelikle
riyle, ar alayclyla ve bir kuzgunun balkta gaklay
diye adlandrd eyin patlamasna yol aabildii azgn fke
siyle, Helen'in kuramlarm boazna tkyordu.
Bu olmadan da yeterince zor, dedi.
Ne zor? diye sordu Helen.
Yaam, diye yantlad Rachel; sonra ikisi de sustu.
Helen, yaamn neden zor olduuyla, belki de bir saat sonra
yaamn neden, Rachelm gzlerinin onu izleyen bir gzlemciye
gerek bir cokuyu yanstt harika ve capcanl bir ey oluverdiiyle ilgili kendince sonular karabilirdi. nancna sadk ka
larak, karmaya yeltenmedi, oysa daha ilkesiz biri iin onu bi
raz sktrp her eyi renmenin ok kolay olabilecei o zayf
bunalm anlan yeterince oklu; belki Helenin bu yolu semeyii Rachel da zyordu. Btn bu ruh halleri,. Helenin, ala
yana doru ilerleyen bir nehrin hzl, daha hzl, daha da hzl
akmasna benzettii genel bir izlenim yaratyordu, iinden,
Dur! diye haykrmak geliyordu ama Dur! diye haykrmann bir
yaran olsayd bile eylerin kendi yollarn tutmasnn en iyisi
olduunu dnerek bundan kanrd, su akyordu nk yer
yz onun akmasn salamak zere biimlendirilmiti.
Rachel ise gzlenmekte olduundan ya da tavrnda dikkat
ekici herhangi bir eyin bulunduundan hi kukulanmyormu gibi grnyordu. Ona ne olmutu, bilmiyordu. Zihni,
Helenin benzetmesindeki akan suyla ayn durumdayd. Terence grmek isliyordu; o yokken durmakszn onu grmeyi di
liyordu; onu grmeyi zlemek bir strapt; onun yznden s
traplar gnnn her yann kuatyordu, ama yaamn yne
ten bu gcn nereden ktn kendine hi sormad. Rzgrn
durmakszn aa doru bastrd bir aa, rzgr tarafndan
250

aa bastrlmann sonularn ne kadar lp bierse, Rachel


da herhangi bir sonu hakknda o kadar dnyordu.
Yrylerinden bu yana geen iki ya da hafta iinde,
Terencetan gelen yarm dzine pusula ekmecesinde birikmi
ti. Onlar okuyup btn sabah mutluluktan afallayarak geiri
yordu; kendini zmleme becerisi, pencerenin dndaki g
neli topran kendi rengini, scakln zmleme becerisin
den fazla deildi. Bylesi ruh hallerindeyken okumak ya da pi
yano almak olanaksz geliyordu, kprdamak bile istemiyor
du. Zaman, o farkna varmadan geiyordu. Karanlk olunca
otelin klar onu pencereye ekiyordu. Yanp snen klar
dan biri Terencem penceresindeki kt: Orada oturmu, belki
okuyordu, ya da kitaplar birbirinin pei sra raftan ekerek bir
aa bir yukar yryordu; imdi yeniden sandalyesine otur
mutu; Rachel onun ne dndn hayal etmeye alt.
Duraan klar, Terencen, evresinde devinen insanlarla
oturduu odalar belirtiyordu. Otelde kalan herkesin kendine
zg bir romantiklii, ilginlii vard. Onlar sradan insanlar
deillerdi. Bilgelii Bayan Elliota, gzellii Susan Warringtona, muhteem bir canll Evelyn M.ye uygun gryordu,
nk Terence onlarla konuuyordu. Bunalml ruh hallerini
de ayn ekilde da vurmuyor, iine atyordu. Zihni, darda
ki manzarann bulutlar altnda, karanlkta, rzgr ve doluyla
acmaszca krbalanan hali gibiydi. Yine edilgin bir biimde,
acya kar korumasz, sandalyesinde oturuyordu; Helenin ha
yalperest ya da kasvetli szleri, onu yaamn gl karsn
da haykrmas iin drten kk oklar gibiydi. Tm nh halle
rinin iinde en iyisi, bu duygu geriliminin yine hi neden ol
makszn gevedii ruh halleriydi; yaam her zamanki gibi de
vam ediyordu, yalnz, yaanan olaylarda daha nceleri bilin
meyen bir sevin ve renk oluyordu; bu olaylarn o aala gr
m olduuna benzer bir anlamlar vard: Geceler, onu gn
den ayran siyah parmaklklard; btn gnleri bir tek uzun,
kesintisiz duyguya dntrmek islerdi. Bu ruh halleri doru
dan ya da dolayl olarak Terencem varlndan veya onu d
nm ekten kaynakland halde ona k olduunu kendi
251

kendisine hi sylememi, byle eyler hissetmeyi srdrrse


neler olacam da hi dnmemiti, yle ki Helenin alaya
na doru ilerleyen nehir imgesi gereklerle byk benzerlik
iindeydi ve Helenin kimi zaman hissettii tela hakl kar
yordu.
indeki garip, zmlenmemi duygularla, zihni zerinde
herhangi bir etkisi olabilecek bir tasar kurmay beceremiyordu. Kendini rastlantlarn merhametine terk etmiti, bir gn
Terence zlyor, ertesi gn onunla buluuyor, mektuplarn
her zaman aknlktan srayarak alyordu. Kur yapma sreci
nin ilerleyii konusunda deneyimli herhangi bir kadn, btn
bunlardan ona en azndan zerine gidecei bir kuram verecek
belirli kanlar edinirdi; ama daha nce hi kimse Rachela k
olmamt; o da hibir zaman kimseye k olmamt. stelik,
Uultulu Tepelerden insan, stn insana ve Ibsenin oyunlar
na kadar, okumu olduu kitaplarn hibirinde akla ilgili
zmlemeler, kadn kahramanlarn onun imdi hissetmekte ol
duu eyi hissettiini akla getirmiyordu. Duygularnn ad
yokmu gibi geliyordu ona.
Terencela sk sk buluuyordu. Bulumadklar zamanlarda
Terence bir kitapla birlikte ya da bir kitap hakknda pusulalar
gnderiyordu, nk, ne de olsa, o yaknlama giriimini gzard etmeyi baaramamt. Ama kimi zaman yst ste birka gn
gelmedii ya da yazmad oluyordu. Tekrar bulutuklar za
man, bulumalarnda canlandrc bir sevin ya da tedirgin edici
bir umutsuzluk olabiliyordu. Btn vedalamalarnn zerinde,
her ikisini de doyumsuz brakan bir yarda kesilmilik hissi asl
kalyordu; ayn duyguyu paylatklarndan habersizlerdi.
Rachel kendi duygularndan habersizse, onunkilerden bs
btn habersizdi. nceleri Terence bir tanr gibi hareket edi
yordu; onu daha iyi tanmaya baladnda hl n merke
ziydi, ama bu gzellik harika bir gle, Rachel atlgan, ken
dinden emin klma gcyle birleiyordu. Kendisinde bulun
duunu hi tahmin etmedii duygularn, glerin, ve dnya
da, bu zamana kadar bilinmeyen bir derinliin farkna varyor
du. likilerini dnrken, akl yrtmekten ok, gryordu,
252

Terencen ne hissettii hakkmdaki kendi grn, onun, ge


lip yanbanda dursun diye odann kar tarafna izilmi bir
resmiyle simgeliyordu. Odann bir tarafndan teki tarafna bu
gei, bedensel bir duyuma neden oluyordu, ama bunun ne
anlama geldiini bilmiyordu.
Zaman, yzeyde dingin, parlak bir grnmle byle akp gi
diyordu. ngiltereden mektuplar geliyordu, Willoughbyden
mektuplar geliyordu; gnler, yl biimlendiren kk olaylar
biriktiriyorlard. D grnle, Pindarosun odlarndan
onarlm, Helen nakndan yaklak on iki santimetre katetmi ve St. John bir oyunun ilk iki perdesini tamamlamt. Ar
tk Rachella ok iyi arkada olduklarndan, bunlar yksek
sesle ona okuyordu; Rachel, ritimlerdeki maharetten, sfatlarn
eitliliinden ve bunlarn yan sra onun Terencem dostu ol
duu gereinden yle samimi etkileniyordu ki, St. Joh n , hu
kukla deil de edebiyatla uramak iin mi domu olduunu
merak etmeye balamt. Birden fazla iftle pek ok bekr in
san iin derin dnceler ve ani amlamalar zamanyd.
Rachella spanyol hizmeti dnda kkteki kimsenin pek
umurunda olmayan bir pazar gnyd. Rachel hl kiliseye
gidiyordu, nk Helena gre bu konuda dnme zahmeti
ne hi katlanmamt. Daha nce otelde ayin dzenlemi ol
duklarndan, baheden ve otelin salonundan gemenin ona
keyif vereceini umarak, Terence greceinden ya da onunla
konuma frsatn bulacandan ok kukulu olduu halde,
oraya gitti.
Oteldeki konuklarn byk ounluu ngiliz olduundan,
pazar gnyle aramba gn arasnda neredeyse ngilterede
ki kadar fark vard; pazar gn burada da oradaki gibiydi, yo
un i gnlerinin dilsiz kara hayaleti ya da tvbekr ruhu. Ingilizler gn n solduramyorlard, ama mucizevi bir biim
de saatleri yavalatabiliyor, olaylar yavanlatrabiliyor, nle
ri uzatabiliyor, hizmetkrlarla komilerin bile skntl ve edepli
bir tavr taknmasna yol aabiliyorlard. Herkesin en iyi giysi
lerini giymesi genel etkiyi glendiriyordu; hanmlarn hibiri
tertemiz kolalanm kombinezonunu kvrmadan oturamyor,
253

beylerin hibiri kaskat gmlek nnden gelen ani bir hrt


olmakszn soluk alamyordu.
Saatin kollar on bire yaklatnda, krmz yaprakl kk
kitaplarn elleriyle kavrayan eitli insanlar yava yava salon
da toplanmaya baladlar. Tombul, kara bir suret, evresinde
kilerin farknda olduu halde selamlar kabul etmemeyi ye
lermi gibi dalgn bir ifadeyle salondan geip koridorun aa
snda gzden kaybolduunda saat on bire birka dakika kald
n gsteriyordu.
Bay Bax, diye fsldad Bayan Thombury.
Kk topluluk tombul kara suretle ayn yne doru hare
ket etmeye balad. Onlara katlmak iin hibir aba gsterme
yen insanlann acayip baklar altnda, bir istisnayla, yava ya
va, dikkatle merdivenlere yneldiler, istisna, Bayan Flushing'di. Koa koa merdivenlerden aa inip uzun admlarla
salondan geL, soluk solua tren alayna katlarak heyecanl
bir fsltyla Bayan Thomburye, Nereye, nereye? diye sordu.
Hepimiz gidiyoruz, dedi Bayan Thombury usulca; ok ge
meden ikier ikier merdivenlerden iniyorlard. Rachel ilk inen
lerin arasndayd. Terencela Hirstn kara birer ciltle deil de,
Sl. Johnn kolunun altnda tad, ak mavi renk bir kumala
ciltlenmi, incecik bir tek kitapla en arkadan geldiini grmedi.
Kilise, keilerin eski kilisesiydi. Yzlerce yl boyunca Ku
das ayinini tekrarladklar, souk ay fnda kefaret dedikle
ri, kahverengi eski resimlere ve duvar oyuklarnda kran du
asyla ellerini kaldrm duran aziz yontularna taptklar de
rin, serin bir yerdi. Katolik tapnmadan Protestan tapnmaya
geile kpry, ayinlerin olmad, burada ya kavanozlar
nn, ikilerin ve katlanr koltuklarn istiflendii bir terk edil
milik zaman kurmutu; otel geliirken dinsel bir topluluk
buray ele geirmi, cilalanm sar renkli birka sra ve arap
rengi taburelerle demiti; kk bir vaiz krss ve srtnda
ncil tayan, pirinten bir kartal vard, eitli zamanlarda so
fu kadnlar buraya kare biiminde irkin hallar ve adlarnn
ba harflerini altn srmalarla yazdklar, ar ilemelerle be
zenmi uzun nak eritleri yerletirmilerdi.
254

Cemaat ieri girdiinde, bir armonyumdan kan yumuak,


tatl akorlarla karland, uha bir perdeyle gzlerden saklanan
Bayan Willett kararsz parmaklarla sert akorlar basyordu. Ses,
suya den bir tatan yaylan halkalar gibi kk kilisenin ii
ne yaylyordu. Cemaati oluturan yirmi, yirmi be kii nce
balarn edi, sonra dik oturup evrelerine baktlar. erisi
ok sessizdi; burada, aada, k yukardaki ktan daha sol
gun gibiydi. Alldk selam ve glmsemelere gerek duymad
lar, ama birbirlerini gz ucuyla szdler. Gklerdeki Babamz
duas okunuyordu. Seslerin ocuksu alts ykseldike, pek
ou yalnzca merdivende karlam olan cemaat dokunakl
bir biimde birletiini, birbirine sevecen duygular beslediini
hissediyordu. Sanki dua, benzine dedirilen bir mealeydi de,
kendiliinden bir duman ykselip ierisini memleketlerindeki
saysz pazar sabahnn saysz ayininin hayaletleriyle dolduru
yordu. zellikle Susan Warrington, elleriyle yzn kapatp
parmaklarnn arasndan bklm srtlara bakarken kardelik
duygusunun en tatlsn hissediyordu. Kendini ve yaam
onaylayan duygulan, sakin, dengeli bir biimde kabaryordu.
Her ey ne kadar sessiz, ne kadar iyiydi. Ama bu huzurlu ha
vay yaratm olan Bay Bax birdenbire sayfay evirip bir mezmur okudu. Sesinde hi deiiklik olmad halde ortam bo
zulmutu.
Bana merhamet et, ey Tanrm, diye okuyordu, nk in
sanolu beni yiyip bitirmeye urayor: Her gn savayor ve
beni rahatsz ediyor... Her gn szlerim i yanl anlyorlar:
Tm hayal ettikleri bana ktlk yapmak. Hepsi birbirine tu
tunup birbirine yakn duruyor... Onlann dilerini kr, ey Tan
rm, aziannn iinde; o arslanlann ene kemiklerini ez, ey
Tanrm: Hzla akan su gibi dklp gitmelerini sala; oklarn
frlattklarnda yanl yere gitmesini sala.
Susann bununla rten bir tek deneyimi bile yoktu; ey
yaamamt; Lear'n yksek sesle okunan konumalarn din
lerken gsterdiiyle ayn trden, alkanlktan gelen bir say
gyla takip etmekle birlikte, iinde hi dil sevgisi bulunmad
ndan, bylesi szlerle ilgilenmeyi oktan brakmt. Zihni
255

hl dingindi ve kendi doasn vmekle, Tanry vmekle


meguld - yani, dnyann arbal ve tatminkr dzenini.
Ama yzlerine yle bir bakldnda tekilerin ounun,
zellikle erkeklerin, bu yal vahinin apansz araya girmesi
nin uygunsuzluunu hissettii grlebiliyordu. Baldrlarna
dolad bezle lde bir kamp ateinin banda, hararetli el kol
hareketleriyle lanetler okuyan yal siyahi adamn zrvalamala
rn dinledike, daha laik ve eletirel grnyorlard. Bunun
ardndan, snftalarm gibi bir sayfa evirme sesi duyuldu;
sonra Eski Ahitten kuyu yapmakla ilgili kk bir para oku
dular, tpk Franszca dilbilgisini kapatp Onbinlerir Dn
nden kolay bir parann evirisini yapan okul ocuklarna
benziyorlard. Sonra, Yeni Ahite, Isann zgn ve gzel sure
tine dndler. sa konuurken, onun hayatla ilgili yorumunu
kendi yaadklar hayata uydurmak iin bir kez daha abalad
lar, ama hepsi ok farkl olduklarndan, kimi saduyulu, kimi
hrsl, kimi aptal, kimi delidolu ve deneyci, kimi k, dierle
riyse rahatlk duygusu dndaki herhangi bir duygudan ok
lan gemi olduklarndan, sann szleriyle birbirinden ok
farkl eyler yaptlar.
Yzlerinden anlald kadaryla ou hi de aba harcam
yor, ine oyas yapan o hamarat kadnlardan birinin, yaygsn
daki parlak irkin deseni gzellik diye kabul etmesine benzer
biimde, deyim yerindeyse, yan gelip yatarak, szcklerin akla
getirdii fikirlerin iyilii temsil ettiini kabul ediyordu.
zerinde dnlmesine gerek olmayacak kadar aina, ga
rip, ho bir duygu bulutunun iine hemen szlvermek yeri
ne, Rachel, kim bilir hangi nedenle, hayatnda ilk kez, syle
nenleri eletirel bir biimde dinledi. Dzensiz bir biimde du
adan mezmura, mezmurdan tarihe, tarihten iire savrulduklar
ve Bay Baxin metnini okuduu sre boyunca Rachel iddetli
bir rahatszlk iindeydi. Baarsz bir mzik paras kt bir
biimde alnrken orada oturmaya zorlandnda hissettii ra
hatszlk da byle olurdu. Yanl yerlere vurgu yapan orkestra
efinin beceriksiz duyarszl onu nasl bo vaatlerle kvrandrp hiddetlendiriyorsa, bilmeden ya da umursamadan uysalca
256

vp raz olan kalabalk dinleyici srs onu nasl kzdryorsa, imdi de yle kvranyor, hiddetleniyordu, yalnz burada,
yar kapal gzlerle ve bzlm dudaklarla zoraki ciddiyet
havas fkesini artrmaktayd. Drt bir yannda, hissetmedik
leri bir eyi hissediyormu gibi yapan insanlar vard, oysa ba
nn stnde bir yerlerde ilerinden hibirinin kavrayamad,
kavrar gibi yapt o fikir uuuyordu, hep ulalamayacak bir
yere kaan gzel bir fikir, kelebee benzeyen bir fikir. Dnya
da bu sarsak abann ve yanl anlamann durmakszn srp
gittii .devasa, kat, souk bLn kiliseler birbirinin pei sra
gznn nnde belirdi; aka gremeyen, sonunda grme
abasndan vazgeen, gzlerini yan kapatp dudaklarn bze
rek uysalca vgye ve raz olua geri dnen saysz erkekle ve
kadnla dolu kocaman binalar. Bu dncede, hep basl say
fayla gzlerin arasna giren buu tabakasnn neden olduu ra
hatszlkla ayn trden bedensel bir rahatszlk vard. Ayin de
vam ederken, o tabakay syrp tapnlacak bireyler hayal et
mek iin elinden geleni yapt, ama Bay Baxin fikri arptan
eyler syleyen sesi ve meleyen anlamsz insan seslerinin, drt
bir yanna dklen nemli yapraklar misali kard mrlt y
znden hep yolunu arp baarsz oldu. Bu aba yorucu ve
moral bozucuydu. Dinlemeyi brakp gzlerini yakndaki bir
kadnn, adanm dikkat ifadesi ne olursa olsun tatmin duydu
unu kantlar gibi grnen bir hastane hemiresinin yzne
dikti. Ama ona dikkatle baknca, hastane hemiresinin yalnz
ca kr krne raz olduu, tatmin olmu grnmnn hi
de iinden gelen muhteem bir Tanr kavrayndan kaynak
lanmad sonucuna vard. Gerekten, onunki gibi sradan,
ufak tefek devlerle ufak tefek garezlerin izgiler brakt k
k yuvarlak krmz bir yz olan, cansz mavi gzleri yo
unluktan, bireysellikten yoksun bakan, yz hallan bulank,
duyarsz, nasr tutmu bir kadn nasl olur da kendi deneyimi
nin ok dndaki herhangi bir eyi kavrayabilirdi? S ve ken
dini beenmi bir eye tapyor, bir denizminaresinin gayret
keliiyle ona tutunuyordu, dediim dedik az bunun kan
tyd; hibir ey onu kendi erdemine ve dininin erdemlerine
257

duyduu szde alakgnll inantan koparamazd. Duyarl


yanm bir kayaya yaptrm, yanndan geip giden taze, gzel
eylerin koturmacasna sonsuza dek l yann dnm bir
denizminaresiydi o. Bu inanan insan yz Rachelm zihnine
keskin bir korku izlenimiyle kaznd; Hristiyanlka duyduu
nefreti ilan ederken Helenin ne demek istediini, St. Joh n n
ne demek istediini bir anda kavrad. O anda duygularna
damgasn vuran iddetle, eskiden rtk olarak inandklarnn
hepsini yadsd.
Bu arada Bay Bax ikinci dersin yarsna gelmiti. Rachel ona
bakt. Esnek dudaklar, hoa giden tavryla grm geirmi
bir adamd, aklllkla uzaktan yakndan ilgisi olmamakla bir
likte gerekten de ok iyi yrekli, basit biriydi, ama Racheln
ruh hali byle niteliklerden tr kimseyi vmeye uygun de
ildi; onu, ayinindeki tm erdemsizliklerin timsaliymi gibi
inceledi.
Kilisenin tam arkasnda Bayan Flushing, Ilirst ve Hewet,
ok farkl bir ruh haliyle bir srada oturuyorlard. Hewet ba
caklarn ne uzatm, atya bakyordu, hibir zaman ayini
herhangi bir duygusuna ya da fikrine uydurmaya almad
ndan, hibir engel olmakszn dilin gzelliinin tadn ka
rabiliyordu. Zihni ilkin nndeki kadnlarn salar, yzlere
vuran k gibi rastlantsal eylerle megul oldu; sonra ona
muhteem gelen szcklerle, sonra da, daha belli belirsiz, te
ki inananlarn kiilikleriyle. Ama anszn Rachel fark edince
btn bu dnceler kafasndan kt; yalnzca onu dnd.
Mezmurlar, dualar, karlkl okuma, vaaz, hepsi, nce durak
layp sonra biraz daha ykselerek ya da biraz daha alalarak
yinelenen bir tek teraneye indirgendi. Srayla bir Rachela bir
tavana bakyordu, ama imdi yzndeki ifade, grdklerinden
deil, zihnindeki bir eyden kaynaklanyordu. Rachel dn
celerinden nasl can yanacak kadar rahatszlk duyuyorsa, o
da kendininkilerden neredeyse o kadar rahatszlk duyuyordu.
Ayinin balarnda Bayan Flushing yanna dua kitab yerine
ncil alm olduunun farkna varmt; Hirstn yannda otur
duundan, onun omzunun zerinden kaamak bir gz att.
258

Hirsi hi durmakszn ince uuk mavi cildi okuyordu. Ne ol


duunu anlayamayan Bayan Flushing daha yakndan dikkatle
bakt, bunun zerine Hirsl kibarca kitab onun nne koyarak
nce Yunanca bir iirin ilk dizesini, sonra da karsndaki evi
risini iaret etli.
Bu nedir? diye fsldad Bayan Flushing merakla.
Safo, diye yantlad Hirst. Swinbumenki - bugne dek
yazlm olan en iyi ey."
Bayan Flushing byle bir frsata kar koyamad. Karlkl
okuma srasnda Afrodite Yakan yalayp yuttu, Safonun ne
zaman yaadn, okumaya deer baka neler yazdn sor
mamak iin kendini g tutuyor, duann sonuna tam zama
nnda katlmay ustalkla baaryordu, gnahlarn balana
cana, bedenin diriliine ve ebedi hayata. Amin.
Bu arada Hirst bir zarf karp arkasna bireyler iziktirme
ye balad. Bay Bax vaiz krssne ktnda zarfn sayfalarn
arasna koyup Safoyu kapatt, gzln yerletirip baklar
n kararllkla din adamna dikti. Krsde dururken ok iri ve
iman grnyordu; vitraysz yeilimsi pencere camndan ge. len k, yznn ok iri bir yumurta gibi przsz ve beyaz
grnmesine neden oluyordu.
lerinden bazlar onun bykbabas, bykannesi olacak
yata olduu halde mlayim bir ifadeyle yukanya, kendisine ba
kan btn o erkek ve kadn yzlerine bakt ve ciddi, arbal
bir tavrla metnini okudu. Vaazn anafikri, bu gzel topraklan
ziyaret edenlerin, tatilde olsalar bile, yerlilere bir grev borlu
oldukianyd. Dorusu, haftalk gazetelerdeki genel ilgi uyand
racak konularla ilgili bir bamakaleden pek fark yoktu. Canayakn bir laf kalabalyla bir balktan dierine gezinirken, b
tn insanogullarnn derileri altnda birbirleriyle ayn olduunu,
ima ediyor, bunu, kk spanyol olanlann oynad oyunlarla
Londra sokaklarndaki kk olanlarn oynad oyunlarn
birbirine benzemesiyle rneklendiriyor, ok kk eylerin, in
sanlar, zellikle yerlileri etkilediini ne sryordu; gerekten
de Bay Baxin ok sevgili bir dostu ona Hindistandaki, o usuz
bucaksz lkedeki egemenliimizin baarsnn, byk lde,
259

lngilizlerin yerlilere kar kibar davranmalarn ngren kural


larn kat bir biimde uygulanmasna dayandm sylemiti,
buradan, kk eylerin ille de kk olmadn sylemeye
geti, oradan da bir ekilde duygudaln erdemine, ki bu, iin
de yaadmz deneyler ve bakaldrlar anda - uak ve telsiz
telgraf bunun kantyd - bugn her zamankinden daha fazla
ihtiya duyulan bir erdemdi, hem babalarmza kendini pek
gstermemi olan, ama kendine adam diyen hi kimsenin z
meden brakamayaca baka sorunlar da vard. Burada Bay Bax
daha belirgin bir biimde din adamna benzedi, btn bunlarn
samimi Hristiyanlara zel bir grev yklediini iaret ederken,
byle bir ey olanaklysa, masum bir kurnazlkla konuur gibiy
di. imdi insanlarn syleme eiliminde olduklar ey uydu,
Ha, o mu - o bir papaz. Bizim onlarn sylemesini istediimiz
eyse, O iyi bir adam - baka deyile, O benim kardeim.
Onlan modem insanlarla temas kesmemeye tevik etti; ne tr
keifler yaplrsa yaplsn yeri doldurulamayacak olan, aralarn
daki, en baarl ve en parlak kiiler iin de tpk babalan iin
olduu gibi bir gereklilik olan bir kefin bulunduunu gre
bilmek iin, onlann ok eitli ilgi alanlarna anlay gsterme
liydiler. En mtevaz olan, yardm edebilirdi; en nemsiz eyle
rin bir etkisi vard (burada tavr belirgin biimde papazlara ya
kr bir hal ald, szleri kadnlara ynelik gibiydi, nk ger
ekten de Bay Baxin cemaatleri ounlukla kadnlardan oluur
du ve din adamlarna zg masum kampanyalannda onlara g
rev yklemeye alknd). Daha kesin talimatlar bir yana bra
karak devam etti; ele ald izlek genileyerek bir toparlamaya
dnt, uzun bir soluk alarak dimdik durdu, - Tpk buluttan
aynlp koca okyanusa den yaltlm, yalnz, dierlerinden ay
r bir su damlasnn, bilimadamlannn bize syledii zere, yal
nzca dorudan okyanusta dt o noktay deil, birlikte ko
ca bir su evrenini oluturan btn o saysz damlalar deitirdi
i gibi ve bylece yerkrenin paralarnn dzenleniini, mil
yonlarca deniz yaratnn yaamlarn, son olarak, geimini sa
hillerde arayan erkeklerle kadnlarn yaamlarn deitirdii gi
bi -tpk btn bunlarn, herhangi bir yamurun kendilerini
260

yeryznde yitirmek zere milyonlarcasn gnderdii bir tek


su damlasnn gc dahilinde olduu gibi, kendilerini yitirmek
zere diyoruz ama onlar olmadan yeryznn meyvelerinin
serpilemeyecegini ok iyi biliyoruz- her birimizin eriebilecei
bir mucize de ite bununla karlatrlabilir, her birimiz, iine
kk bir szck ya da kk bir i brakvermekle koca evreni
deitiririz; evet, bu ciddi bir dnce, deitiririz, iyiye ya da
ktye doru, bir tek an iin deil ya da bir tek havalide deil,
btn bir rk boyunca ve ebediyete dek. Alka meydan verme
mek istercesine anszn dnp, ayn solukla ama farkl bir ses
tonuyla devam etti, - imdi, Gklerdeki Babamz...
Onlar kutsad; ardndan, perdenin arkasndaki armonyum
dan yine arbal akorlar ykselirken insanlar ayaklarn s
rmeye, el yordamyla aranmaya, hantal admlarla ve dikkatle
kapya doru ilerlemeye baladlar. st kata karken yan yol
da, yukardaki dnyann klanyla ve sesleriyle aadakinin
loluunun ve lmekte olan ilahi namesinin birbiriyle eki
tii bir noktada, Rachel omzuna bir elin konduunu hissetti.
Bayan Vinrace," diye fsldad Bayan Flushing buyurgan bir
tavrla, le yemeine kaln. yle kasvetli bir gn ki. le
yemeinde bir et bile vermiyorlar. Ltfen kaln.
Dan kp salona geldiler, pazar gn kiliseye gitmeseler
de, giysilerinden tr az daha gidecekmi gibi grnen in
sanlarn merakl, saygl baklar kk topluluu bir kez da
ha selamlad. Rachel bu ortama daha fazla katlanamayacan
hissediyordu, tam geri gitmek zorunda olduunu sylemek
zereydi ki, Evelyn M.yle konumaya dalm olan Terence
yanlarndan geti. Bunun zerine Rachel, insanlarn ok saygdeer grndn sylemekle yetindi, Bayan Flushing ise bu
olumsuz sz onun kalacana yordu.
Yurldndaki Ingilizler! diye karlk verdi, dmanca bir
canllkla parlayarak. Ne berbatlar deil mi! Ama biz burada
kalmayacaz," diye devam etti Racheln kolunu ekitirerek.
Yukarya, odama gelin."
Hewetn, Evelynin, Thornburylerin ve Elliotlarn yann
dan geerek onu gtrd. Hevve ne doru bir adm att.
261

le yem ei- diye sze balad.


Bayan Vinrace le yemeini benimle yiyeceine sz ver
di, dedi Bayan Flushing, sonra ngilterenin orta snflar ar
kalarndan kovalyormu gibi merdivenleri gl admlaryla
dverek yukar kmaya balad. Yatak odasnn kapsn arka
larndan arparak kapatana kadar da durmad.
Ee, ne dndnz? diye sordu, kesik kesik soluyarak.
Racheln biriktirdii tm tiksinme ve dehet, denetiminden
kp boanverdi.
Hayatmda grdm en tiksinti verici gsteri olduunu
dndm ! diye patlad. Nasl yapabilirler - nasl cret
ederler - ne demek isliyorlar - Bay Bax, hastane hemireleri,
yal adamlar, fahieler, iren-
Hatrlad noktalarn, elinden geldiince hzl bir taklidini
yapt, ama durup duygularn zmleyemeyecek kadar ierlemii. Bayla ve elleriyle hareketler yaparak odann ortasnda
dikilmi haykrrken, Bayan Flushing youn bir tat alarak onu
seyretti.
Devam edin, devam edin, haydi devam edin," diye kahka
ha att, ellerini rparak. Sizi dinlemek ok keyifli!'
Peki neden gidiyorsunuz? diye sordu Rachel.
Kendimi bildim bileli her pazar gn giderim," diye kkr
dad Bayan Flushing, sanki bu balbana bir nedenmi gibi.
Rachel anszn pencereye dnd. Byle bir tutkuya kaplma
sna neyin neden olduunu bilmiyordu artk; salonda Terence grmek dncelerini karman orman etmiti, ierlemi
ve ylece kalakalmt. Dan yamacnn ortasndaki kendi
kklerine bakt. Camn erevesinden grldnde en tan
dk manzarann bile insana tandk gelmeyen bir farkll var
dr; Rachel, baktka sakinleti. Sonra, iyi tanmad birr in
yannda olduunu hatrlad; dnp Bayan Flushinge bakt.
Bayan Flushing hl yatan kenarnda oturmu yukan bak
yordu, dudaklar, gl beyaz dilerini iki sra halinde gste
recek biimde aralanmt.
Syleyin bana, dedi, hangisini daha ok seviyorsunuz,
Bay Hevve' m yoksa Bay Hirst m?
262

Bay Hewet, diye yantlad Rachel, ama sesi kulaa doal


gelmiyordu.
Kilisede Yunanca okuyan hangisi? diye sordu Bayan Flushing.
kisi de olabilirdi; Bayan Flushing ikisini de tarif edip ikisi
nin de onu korkuttuunu, ama birinin dierinden daha ok
korkuttuunu sylemeye getiinde Rachel sandalye aryordu.
Oda, elbette, oteldeki en geni, en konforlu odalardan biriydi.
eride kaln kahverengi kumala kaplanm ok sayda kol
lukla kanepe vard, ama bunlarn her biri kare biiminde koca
bir para san karton tarafndan igal edilmiti; karton paralannn hepsi parlak yal boya noktalarla ve izgilerle benek be
nek ve izgi izgiydi.
Ama onlara bakmamaksnz, dedi Bayan Flushing, Racheln gz gezdirdiini grnce. Ayaa frlayarak elinden geldi
ince kartonlan yere yz st evirdi. Ne var ki, Rachel ile
rinden birini elinde tutmay baarmt; Bayan Flushing bir
sanatnn kibriyle, endieli, Ee, ee?" diye sordu.
Bir tepe," diye yantlad Rachel. Bayan Flushing, kukusuz,
topran anszn havaya doru iddetle savruluunu betimle
m iti; toprak girdap yaparken amur topaklarnn uuunu
neredeyse grebilirdiniz.
Rachel birinden tekine geiyordu. Hepsinde yaratclarnn
kaslmasndan ve kararllndan bireyler vard; hepsi tepenin
ya da aacn artrd, yan farkna varlm bir fikrin zeri
ne saldran frann eitimsiz hcumlaryd; hepsi bir ekilde
Bayan Flushinge zgyd.
eyleri hareket halinde gryorum, diye aklad Bayan
Flushing. Bu yzden" - eliyle havay bir metre boyunca tara
d. Sonra Racheln kenara brakt kartonlardan birini ald,
bir tabureye oturup bir para kmr elinde sallamaya bala
d. O, bakalannn konumaktan ald keyifle izmeye devam
ederken, ok huzursuzlanan Rachel evresine baknd.
Elbise dolabn an," dedi Bayan Flushing bir duraklama
nn ardndan, azndaki boya fras yznden syledikleri zor
anlalyordu, ve oradaki eylere bakn.
263

Rachel tereddt edince, aznda hl boya fras olan Bayan


Flushing gelip elbise dolabnn kanatlarn aarak yatan ze
rine bir sr al, kuma, pelerin, nak frlatt. Rachel onlar
ellemeye balad. Bayan Flushing bir kez daha gelerek kat kat
kumalarn arasna bir sr boncuk, bro, kpe, bilezik, ps
kl, tarak brakt. Sonra taburesine dnp sessizce resim yap
maya balad. Kumalar renkli, koyu ve solgundu; aralarnda
duran krmzms mcevher yumrularyla, tavuskuu tyleriy
le, berrak uuk renkli baa taraklarla birlikte yatak rtsnn
zerinde izgilerle renklerden tuhaf bir yn oluturuyorlard.
Kadnlar yzlerce yl nce bunlar takarm, hl da tak
yorlar, dedi Bayan Flushing. Kocam sa solu dolap bunla
r buluyor; ederini bilmiyorlar, bylece ucuza alyoruz. Sonra
da Londradaki k kadnlara satyoruz, diye kkrdad, bu ha
nmlarn dncesi, gln grnleri onu elendiriyordu
sanki. Birka dakika resim yaptktan sonra birden frasn b
rakp gzlerini Rachela dikti.
Size ne yapmak istediimi syleyeyim, dedi. Oraya gidip
her eyi kendim grmek istiyorum. ngilterede deniz kenarn
daymz gibi bir sr ihtiyar kzla burada kalmak- aptallk.
Ben nehir yukar gidip yerlileri kendi kamplarnda grmek is
liyorum. adr bezinin altnda on gn geirmek yeter. Kocam
bunu yapmt. nsan, geceleri aalarn altna uzanr, gndz
leri nehir aa srklenir; gzel bir ey grrsek seslenip on
lara durmalarn syleriz. Ayaa kalkp nerisinin Racheln
zerinde nasl bir etkisi olduunu anlamak iin ona bakarken,
uzun, altn bir ineyle tekrar tekrar yata delmeye balad.
Bir topluluk oluturmalyz, diye srdrd szlerini. On
kii bir tekne kiralayabilir. imdi, siz gelirsiniz, Bayan Ambrose gelir, acaba Bay Hirstle teki beyefendi gelir mi? Kalem
yok mu?
Tasarsn gelitirdike daha da kararl oluyor, daha da heye
canlanyordu. Yatan kenarna oturup amaz bir biimde
yanl yazd soyadlarndan oluan bir listeyi kda dkt.
Rachel cokuluydu, bu fikir gerekten de ona lsz bir ke
yif vermiti. Nehri grmeyi hep byk bir tutkuyla istemiti;
264

zerine Terencen adnn ltsnn dmesi, bu olasl nere


deyse gerek olamayacak kadar iyi klyordu. Adlar nererek,
bunlar doru yazmasna yardmc olarak, parmak hesabyla
haftann gnlerini sayarak, Bayan Flushinge yardm etmek
iin elinden geleni yapt. Bayan Flushing, nerilen insanlarn
her birinin soyu sopu, ii gc hakknda Racheln anlatabile
cei her eyi bilmek islediinden ve sanatlarn yaradllar,
alkanlklar, eski gnlerde Chillingleye gelen, ayn ad ta
yan, ama kendileri de Msrbilime merakl ok akll adamlar
olmakla birlikle kukusuz ayn olmayan insanlar hakknda
kendi delidolu yklerini aralara serpitirdiinden, bu i biraz
zaman ald. Parmak hesabyla gn sayma ynteminin baarsz
olduuna hkmeden Bayan Flushing sonunda ajandastn ara
maya balad. Yaz masasndaki btn ekmeceleri ap kapat
t; sonra fkeyle haykrd, Yarmouh! Yarmouth! Lanet olsun
bu kadna! Ne zaman bir i ksa ortadan kaybolur!
O anda le yemei gongu gn ortas lgnlyla almaya
balad. Bayan Flushing, zilini serte ald. Kap, neredeyse ha
nm kadar dik duran alml bir hizmeti tarafndan ald.
Ah, YarmouLh, dedi Bayan Flushing, hemen ajandam
bulup, nmzdeki on gnn bizi nereye getireceine bak; sa
lon grevlisine bir hafta boyunca krek ekerek sekiz kiiyi
nehir yukar gtrmek iin ka adam gerekeceini sor, kaa
mal olacan da, sonra bunlar bir kda yazp tuvalet masa
mn zerine brak. imdi" o enfes iaret parmayla kapy
gsterdi, bylece Rachel nden gitmek zorunda kald.
Ah, Yarmouth, bir de," diye seslendi Bayan Flushing omzu
nun stnden, u eyleri kaldrp doru yerlerine as, aferin
sana, yoksa Bay Flushing ngar karr.
Btn bunlara Yarmouth sadece, Peki efendim," diye yanu
verdi.
Uzun yemek salonuna girdiklerinde genel hava hafife dal
maya balamakla birlikte gnlerden pazar olduu hl belli olu
yordu. Flushinglerin masas pencerenin nne yan olarak ko
nulmutu, bylece Bayan Flushing ieri giren her bir sureli tet
kik edebiliyordu; youn bir merak iinde olduu anlalyordu.
265

Yal Bayan Paley, diye fsldad, Arthurun arkadan ittii


tekerlekli sandalye ar ar kapdan girerken. Ardndan
Thornburyler geldi. u nazik kadn, Bayan Allana bakma
s iin Rachel' drtt. Ad ne onun? Hazrlanm bir glm
semeyle, sahneye kyormu gibi seke seke odaya giren ve her
zaman ge kalan o boyal hanm, Bayan Flushingin btn bir
boyal hanmlar kabilesine duyduu elik gibi dmanl da
vuran dik baklarn grse, korkusundan titrerdi. Ardndan,
Bayan Flushing'in topluca Hirstler diye adlandrd iki gen
adam geldi. Gei yolunun te yanna, karya oturdular.
Bay Flushingin karsna davrannda hayranlkla zaaf birbi
rine karyordu, onun konumasnn kabaln kendi terbiye
li ve akc konumasyla telafi ediyordu. Kars atlp haykrr
ken, o, Rachela Gney Amerika sanal tarihinin bir taslan
izdi. Karsnn nlemlerinden biriyle megul oluyor, sonra
her zamanki rahatlyla konusuna dnyordu. Skc ya da i
li dl olmakszn le yemeinin ho bir biimde gemesini
nasl salayacan ok iyi biliyordu. Rachela, topran derin
liklerinde harika hzinelerin sakland kansna vardn sy
ledi; Rachel'n grm olduu eyler ksack bir yolculuk sra
snda toplanan vr zvrdan ibaretti. Dan yamacnda tatan
yontulmu dev tanrlarn olabileceini, yerlilerden baka kim
senin ayak basmad usuz bucaksz yeil ayrlklarn orta
snda tek balarna dikilen muazzam suretlerin bulunabilece
ini dnyordu. Avrupa sanatnn afandan nce ilkel av
clarla rahiplerin devasa ta levhalardan tapnaklar ina ettii
ne, karanlk kayalarla koca sedir aalarna biim vererek,
heybetli tanr ve hayvan suretlerinin yan sra, iinde yaadk
lar byk glerin, su, hava ve ormann simgelerini olutur
duklarna inanyordu. Aalarn arasndaki aklk yerlerde bu
kadim rkn yaptlaryla dolu, Yunanistanda ve Asyada bulu
nanlara benzer tarih ncesi kasabalar olabilirdi. Oralara kimse
gitmemiti; pek az ey biliniyordu. O byle konuup kuramla
rnn en arpc olanlarn sergilerken, Racheln dikkati onun
zerine sabitlenmiti.
Hevvetn, gei yolunun te yanndan, ellerinde tabaklarla
266

tela iinde geip giden garsonlarn suretleri arasndan ona ba


kp durduunu grmedi. Hewet dikkatini arkadana veremi
yordu; Hirst de onu ok aksi ve tatsz buluyordu. Olaan ko
nularn hepsine deinmilerdi - siyasete ve edebiyata, dediko
duya ve Hristiyanhka. Heweta gre her bakmdan Safo kadar
gzel olan ayin hakknda tartmlard; zndkl caka satmak
tan baka bir ey deildi. Srf Safo okumak iin, diye soruyordu
Hewet, ne diye kiliseye gidiyordu ki? Hirst, vaazn her szc
n dinlediini belirtti, Hewet tekrarlamasn isterse bunu ka
n tlayabilirdi; kiliseye Yaradan'mn doasn anlamak iin gidi
yordu, bunu da o sabah, kendisine ngiliz edebiyatnda Tannya yakar niteliindeki en ahane msray yazma esinini
veren Bay Bax sayesinde, ok canl bir biimde yapmt.
Halamdan gelen son mektubun zarfnn arkasna yazdm,
diyerek zarf Safonun yapraklarnn arasndan kard.
"Pekala, dinleyelim unu, dedi Hewet, edebi bir tartma
olasl karsnda biraz sakinleerek.
Sevgili Hewetm, ikimizin de ileden km bir Thornburyler ve Elliotlar gruhu tarafndan otelden dar atlma
mz m istiyorsun? diye sordu Hirst. En ufak bir fslt bile
sonsuza dek sulu bulunmama yetecektir. Tanrm! diye pat
lad, dnya byle lanet olas aptallarla doluyken yazmay de
nemenin ne yaran var? Ciddiyim, Hewe, sana edebiyattan
vazgemeni tavsiye ederim. Ne yaran var ki? Okuyucularn i
te bunlar.
Avrupahlar*dan oluan kank bir topluluun imdi a lz ya
banc km es hayvanlarn yem ekle, bazen de kem irm ekle
megul olduu masalan bayla iaret etli. Hewel bakt; daha
da ileden kt. Hirst de bakt. Gzleri Rachel'a takld; eile
rek ona selam verdi.
Dnyorum da, Rachel bana k galiba, dedi, gzlerini
tabana evirirken. Gen kadnlarla arkadalk etmenin en
kt yan da bu - hemen k oluyorlar."
Hevvet buna yant vermeyerek hareketsiz bir biimde otur
du. Hirst yant almamay umursam grnmyordu, nk
yeniden Bay Baxe dnerek vaaznn su damlas hakkmdaki
267

blmn alntlad; Hewet bu szlere de pek yant vermeyin


ce, yalnzca dudaklarn bzp bir incir seerek, honut bir ta
vrla, bolca biriktirmi olduu kendi dncelerine dald. le
yemei sona erince kahve fincanlarn salonun farkl blmle
rine gtrerek ayrldlar.
Paimiye aacnn altndaki sandalyesinden Hewet, Rachel'n
Flushinglerle birlikte yemek salonundan ktn grd; san
dalye arayarak evrelerine bakndklarn, zel konumalarn
srdrebilecekleri bir kede duran ianesini setiklerini
grd. Bay Flushing kendini sylediklerine kaptrmt. Konu
masn srdrrken zerine izimler yapaca bir para kt
kard. Hewet, Racheln parmayla unu bunu iaret ederek
uzanp baktn grd. Scak bir iklim iin an denecek kadar
iyi giyinmi, tavr epey zenli olan Bay Flushing'i ok ikna edi
ci bir dkkan sahibine benzeterek elendi. Bu arada, onlara ba
karak otururken, bir iki dakika etrafta dikilip durduktan sonra
ellerinde fincanlaryla evresindeki sandalyelere yerleen
Thornburylerle Bayan Allann arasnda skp kalmt. Onun
Bay Bax hakknda bireyler bilip bilmediini renmek istiyor
lard. Bay Thornbury her zamanki gibi hibir ey sylemeden
oturuyor, dalgn dalgn karya bakyordu, arada srada, tak
mak islermi gibi gzln kaldryordu ama hep son anda,
iyisi mi, diye dnp yeniden brakyordu. Biraz konutuktan
sonra hanmlar Bay Baxin kesinlikle Bay William Baxin olu
olmadna karar verdiler. Bir suskunluk oldu. Sonra Bayan
Thornbury, ulusal mar sylerken alkanlktan hl Kral yeri
ne Kralie dediini belirtti. Bir suskunluk daha oldu. Sonra Ba
yan Allan dnceli bir tavrla, yurdnda kiliseye gittiinde
hep bir denizcinin cenaze trenine katlm gibi hissettiini
syledi. Ardndan, artk sonuncu olabilecek ok uzun bir sus
kunlua gmlmlerdi ki, bereket, hemen hemen bir saksa
an boyunda ama madeni mavi renkte bir ku, terasn otur
duklar yerden grlebilen blmnde beliriverdi. Bu, Bayan
Thornburynin, btn ekin kargalarmz mavi olsayd acaba
houmuza gider miydi diye sormasna yol at - Sen ne d
nyorsun, William? diye sordu, kocasnn dizine dokunarak.
268

Btn ekin kargalarmz mavi olsayd, dedi, -gzln


kaldrp gerekten burnunun stne yerletirdi,- Wiltshireda
uzun yaamazlard, diye sonlandrd szlerini; gzln
tekrar yanma brakt. Artk, gekince insan, epey bir zaman
boyunca manzarann ortasnda durarak yeniden konumalar
n gereksiz klan kua dnceli bir tavrla bakyordu. Hewet,
FlushingIerin kesine geip geemeyeceini dnmeye ba
lamt ki, arkalarnda Hirst belirdi, Racheln yanndaki bir
sandalyeye szlp gayet teklifsiz bir grnmle onunla ko
numaya balad. Hewet buna daha fazla dayanamayacakt.
Ayaa kalkt, apkasn ald ve kapdan dar frlad.

269

X V III. Blm

Grd her ey ona tatsz geliyordu. Gneyin mavisiyle be


yazndan, younluuyla kesinliinden, uultusuyla scandan
nefret ediyordu; manzara ona bir sahnedeki karton art alan ka
dar sert, bir o kadar da romantik grnyordu; da, maviye
boyanm bir bezin nndeki tahta panodan baka bir ey de
ildi. Terence, gnein scaklna ramen hzla yryordu.
Dou tarafnda iki yol kasabann dna gidiyordu; biri
Ambroselann kkne doru dallanyor, dieri ise taraya u
rayp sonunda ovadaki bir kye ulayordu, ama toprak slak
ken yer etmi olan ok sayda yaya yolu, kocaman kuru tarla
lar ap oraya buraya serpitirilmi iftlik evlerine ve zengin
yerlilerin kklerine doru uzanyordu. Hevvet, en kyl top
luluklarn veya bir an altnda yer yer top kn gibi kabaran
hindileri ya da yeni evli bir iftin pirin karyolasyla siyah tah
ta kutularn tayan kz arabalaryla kiralk klstr at ara
balarnn srekli kk bulutlar halinde tozunu kaldrd ana
yolun sertliinden ve scandan kanmak iin yoldan ayrlp
bunlardan birine girdi.
Bu idman gereklen de sabahn yzeysel gerginliklerini gi
derdi, ama Hevvetn perianl ayn kald. Racheln ona kar
kaytsz olduu kuku gtrmez biimde kantlanm gi
270

biydi, nk ona pek bakm am t ve onunla konuurken


gsterdii ilginin tpatp aynsn Bay Flushingle konuurken
de gstermiti. Son olarak, Hirstn irkin szleri zihnine bir
krba gibi vurdu; onu Hirstle konuurken braktn hatr
lad. u anda Hirstle konuuyordu; ona k olduu doru
olabilirdi, tpk Hirstn syledii gibi. Bu varsaym destekle
yen tm kantlan gzden geirdi - Hirstn yazlan na duydu
u ani ilgi, onun kanlarndan saygyla ya da yalnzca yarm
bir kahkahayla alntlar yapmas; ona yaktrd byk
Adam takma adnn bile ciddi bir anlam olabilirdi. Aralarn
da bir anlayn olduu varsaylrsa, bu onun iin ne anlama
gelecekti?
"Lanet olsun hepsine! kendi kendine sordu, ona k m
ym? Kendine yalnzca bir tek yant verebiliyordu. Akn ne
demek olduunu biliyorsa, ona kesinlikle kt, ilk grd
nden bu yana ona ilgi duyuyor, onun ekiciliine kapl
yordu, gitgide daha da ilgi duyar, daha da kaplr olmutu,
neredeyse Racheldan baka bir ey dnemez olana dek.
Ama tam kendisiyle onun hakkndaki o uzun dnce len
lerinden birine doru kayp gidecekken, onunla evlenmeyi is
teyip istemediini sorarak kendine engel oldu. Gerek sorun
buydu, nk bu dertlerle straplara katlanmak olanakszda
kararn vermesi gerekiyordu. Aniden, kimseyle evlenmek is
lemediine karar verdi. Biraz da Rachel onu sinirlendirdii
iin, evlilik fikri sinirine dokunuyordu. Bu fikir ona derhal
atein banda yapayalnz oturan iki kiinin resmini artr
yordu; adam okuyor, kadnsa diki dikiyordu. kinci bir resim
daha vard. Bir adamn ayaa frladn, iyi geceler diyerek
topluluktan ayrlp, kesin mutlulua kaamak yapmakla olan
birinin sessiz, gizemli grnyle tela iinde uzaklatn
gryordu. Bu resimlerin ikisi de naholu, kar koca ve dos
tun olduu nc bir resim daha da nahotu; evli olanlar,
daha derindeki hakikati bildiklerinden, bireyleri sorgulamakszn geitirmeye razlarm gibi birbirlerine bakyorlar
d. Bunu baka resimler izledi - sinirinden, ok hzl yryor
du; bunlar, bilinli bir aba olmakszn, bir sayfann zerinde
271

ki resimler gibi gznn nne geliyordu. ocuklarn evre


lerine toplam oturan, ok sabrl, hogrl ve akll, yor
gun kar koca. Ama bu da naho bir resimdi. Arkadalarnn
yaamlarndan ekip alarak her trden resmi denedi, birbirin
den farkl pek ok evli ift tanyordu; ama onlar hep iinde
ate yanan scak bir odada, duvarlarla evrelenmi olarak g
ryordu. te yandan, evli olmayan insanlar dnmeye ba
ladnda onlar snrsz bir dnyada etkin halde gryordu;
her eyden nce, bir korunaklar ya da stnlkleri olmaks
zn, geri kalanlarla ayn yere basarken. Arkadalar iinde en
bireysel, en insancl olanlar bekr erkeklerle kadnlard; ger
ekten de en ok hayranlk duyduu, en iyi tand kadnla
rn evli olmayan kadnlar olduunu fark etmek onu art
yordu. Evlilik, onlar iin, erkekler iin olduundan daha k
tym gibi grnyordu. Bu genel resimleri bir yana brakp
son zamanlarda otelde gzlemledii insanlar dnd. Su
sanla Arthuru ya da Bay ve Bayan Thornburyi veya Bay ve
Bayan Elliot izlerken bu sorular sk sk zihninde evirip e
virmiti. Nianl iftin utanga mutluluklaryla aknlklar
nn, aama aama nasl rahat, hogrl bir zihin durumuna
dntn gzlem lem iti, Sanki yaknlama servenine
oktan son vermilerdi de rollerini benimsemekteydiler. Su
san elinde bir sveterle Arhurun peinden kouyordu, n
k Arhur bir gn erkek kardelerinden birinin zatrreden l
dn azndan karmt. Bu grnt komiine gitmiti
ama Arthurla Susann yerine Terencela Rachel koyduu
nuzda ho olm uyordu; hem A rhur sizi bir keye ekip
uaklarn dzenekleri ve umak zerine konumaya artk ok
daha az hevesliydi. Durulacaklard. Ardndan, yllardr evli
olan iftlere bakt. Bayan Thornburynin bir kocas olduu,
ounlukla da kocasnn sohbete katlmasn salamakta hari
kulade bir baarya ulat doruydu, ama insan onlarn yal
nz kaldklarnda birbirlerine neler sylediklerini hayal ede
miyordu. Babaa olduklar zamanlarda byk olaslkla ak
a atmalar dnda, Elliotlar iin de ayn glk sz konu
suydu. Bazen herkesin nnde de atyorlard, ne ki, bu an
272

lamazlklarn sl kadn tarafndan binbir gayretle ve kk


yapmactklklarla rtlyordu, nk kocasndan ok daha
aptald ve onu elinde tutmak iin aba gstermek zorunday
d. Hi kuku yok ki, diye karar verdi, bu iftler ayrlsa dnya
iin ok daha iyi olurdu. Derin bir hayranlk ve sayg duydu
u Ambroselar bile - aralarndaki tm sevgiye ramen onla
rn evlilii de bir uzlama deil miydi? Kadn kocasna boyun
eiyordu; onu martyordu; her eyi onun iin dzenliyordu;
bakalarna kar tmyle iten olan bu kadn, kocasna kar
iten deildi, kocasyla uyumazla dmeleri halinde dost
larna iten deildi. Bu, onun doasndaki tuhaf, ackl bir
kusurdu. yleyse belki de Rachel o gece bahede, Birbirimi
zin en kt yanlarn ortaya karyoruz - ayr yaamalyz,
derken haklyd.
Hayr, Rachel dpedz yanlyordu! RachePn sam al
apak olan akl yrtmesine gelene dek tm akl yrtmeler
evlilik ykn stlenmenin karsndaym gibi grnyor
du. Dnd, kovalanan olmaktan kp kovalayana dnt.
Evlilik aleyhindeki kantlar geitirerek Rachel'm bunu sy
lemesine neden olan kiilik zelliklerini ele almaya balad.
Gerekten byle mi demek istemiti? Kukusuz, insann, bel
ki de tm yaamn birlikle geirecei birinin kiiliini bilme
si gerekir; bir roman yazar olduuna gre, brakalm onun
nasl bir insan olduunu kefetmeye alsn. Onunla bir ara
dayken onun niteliklerini zmleyemiyordu, nk bunlar
igdsel olarak biliyormu gibiydi, ama ondan uzaktayken,
kimi zaman onu hi mi hi tanm yorm u gibi geliyordu.
Genti, ama yalyd da; zgveni azd, ama yine de iyi bir in
san sarrafyd. Mutluydu; ama onu mutlu eden neydi? Babaa kalsalard, heyecanlan ypranm olsayd, gnn sradan
gerekleriyle ba etmek zorunda olsalard, ne olurdu? Gzle
rini kendi kiiliine diktiinde iki eyi grd: Hi dakik ol
madn ve pusulalara yant vermekten holanmadn. Bil
dii kadaryla Rachel dakik olma eilim indeydi, ama onu
elinde bir kalemle grdn hatrlamyordu. Bunun ardn
dan, bir yemekli toplant hayal etsin, diyelim ki Croomsta;
273

Rachel dar karm olan W ilson, Liberal Partinin duru


mu hakknda konuuyor olsun. Rachel yle derdi - elbette
siyaset hakknda tmyle cahildi. Bununla birlikte kesinlikle
zekiydi, drstt de. Ruh hali belirsizdi -buna dikkat etmi
t i- evcimen deildi, rahat deildi, sessiz deildi, baz klar
altnda ve baz elbiseler iinde olduu zamanlar dnda gzel
de deildi. Ondaki byk yetenek, kendisine sylenenleri anlamasyd; biriyle konumak sz konusu olduunda onun gi
bisi hi olmamt. Herhangi bir ey syleyebilirdiniz - her e
yi syleyebilirdiniz, yine de hibir zaman yaltaklk yap
mazd. Burada kendini toparlad, nk birdenbire, onun
hakknda baka herhangi biri hakknda bildiinden daha az
ey biliyormu gibi geldi. Bu dncelerin hepsi daha nce
pek ok kez aklna gelmiti; bunlar tartp akl yrtmeyi
sk sk denemiti ve yine o eski kuku durumuna ulamt.
Onu tanmyordu; onun ne hissettiini, birlikte yaayp yaa
yamayacaklarn, onunla evlenmek isteyip istemediini bilmi
yordu; yine de ona kt.
Ona gidip yle dediini varsayd (admlarn yavalatp
Rachel'la konuur gibi yksek sesle konumaya balad):
Sana tapyorum, ama evlilikten tiksiniyorum, evliliin ken
dini beenmiliinden, gvenliinden, uzlamaclndan ve
senin ilerime karp beni ksteklemen dncesinden nefret
ediyorum; yantn nedir?
Durdu, bir aacn gvdesine yaslanp, hi grmeksizin, ku
ru nehir yatann kysna salm talara bakt. Racheln
yzn ak seik gryordu, gri gzlerini, salarn, azn;
pek ok ifadeye brnebilen - albenisiz, bo, neredeyse an
lamsz ya da delidolu, tutkulu, neredeyse gzel olabilen, yine
de ona bakndaki, hissettii gibi konumaktaki srad z
grlyle onun gznde hep ayn olan o yz. Yant ne
olurdu? Ne hissediyordu? Onu seviyor muydu yoksa o aka
mst syledii gibi rzgr kadar, deniz kadar zgr oldu
undan, ona ya da baka herhangi bir erkee en ufak bir ey
hissetmiyor muydu?
Ah, sen zgrsn! diye bard, onu dnmenin verdii
274

sevinle ben de seni zgr brakrdm. Birlikte zgr olur


duk. Her eyi paylardk. Hibir mutluluk bizimki gibi ola
mazd. Hibir yaam bizimkiyle karlatrlamazd. Ona ve
dnyaya ayn kucaklamayla sarlmak istercesine kollarn ko
caman at.
Artk evlilii dnemez, Racheln doasnn ne olduunu,
birlikle yaasalard nasl olacan zihninde serinkanllkla tar
tamaz olunca kerek yere oturup onunla ilgili dncelere
gmld; ok gemeden yine onun yannda olma arzusuyla
kvranmaya balad.

275

X IX . Blm

Ama Hewetn, Hirstn hl Rachella konuuyor olduunu


hayal ederek strabm artrmasna gerek yoktu. Topluluk ok
ksa bir sre sonra dalmt, Flushing'Ier bir yne, Hirst ba
ka bir yne giderken Rachel salonda kalm, birini brakp di
erine geerek resimli gazeteleri evirip eviriyordu, hareketleri
zihnindeki biimlenmemi kpr kpr arzuyu da vuruyordu.
Bayan Flushing ayda boy gstermesini buyurmutu ama git
meli miydi, kalmal myd, bilmiyordu. lahilerin notalarnn
bulunduu bir kt yaprann zerinde parmaklaryla gam
lar alan Bayan W illetlla, ayakkabsnn backlar balanma
m olduu ve yeterince gleryzl grnmedii iin kzdan
holanmayan, bundan tr, dolayl bir dnme sreci so
nunda kzn da kendilerini sevmeyecei dncesine varm,
ok varlkl bir ift olan Carterlar dnda salon botu. Onlar
grm olsayd, Bay Cartern byna pomat srmesi, Bayan
Cartern bilezikler takmas gibi mkemmel nedenlerden l
r Rachel kesinlikle onlan sevmezdi; belli ki onlar da Rachel
sevmeyecek trden insanlardlar; ama Rachel kendi huzursuz
luuna yle gmlmt ki dnecek ya da bakacak durum
da deildi.
Bir Amerikan dergisinin kaygan sayfalarn kartrd sra276

da salon kaps savrularak ald, bir k dilimi demeye d


t ve n zerine odaklanm gibi grnd kk beyaz
bir suret odann karsndan dosdoru ona yneldi.
Ne! Burada msn? diye bard Evelyn. Seni le yeme
inde gz ucuyla grdm; ama sen bana bakmaya tenezzl et
medin.
Pek ok kez karlat ya da karlaacan hayal ettii
terslemelere ramen, tanmak istedii insanlarn peine d
mekten hibir zaman vazgememek Evelynin kiiliinin bir
parasyd; genellikle de uzun vadede onlar tanmakta, hatta
onlara kendini sevdirmekte baarl olurdu.,
evresine baknd. Buradan nefret ediyorum. Bu insanlar
dan nefret ediyorum, dedi. Keke benimle yukarya, odama
gelsen. Seninle konumay gereklen istiyorum."
Rachel ne gitmek ne de kalmak islediinden, Evelyn onu bi
leinden tutarak salondan karp merdivenlerden yukar s
rkledi. Basamaklar ikier ikier atlayarak yukar karlarken
de Racheln elini tutmay srdren Evelyn, bakalarnn ne
dediine hi kulak asmamak hakknda krk dkk cmleler
haykryordu. nsan hakl olduunu biliyorsa neden kulak as
sn ki? Hepsinin cehenneme kadar yolu var! te byle d
nyorum!
Byk bir heyecan iindeydi; kollarndaki kaslar sinirli si
nirli seiriyordu. Rachela her eyi anlatmak iin yalnzca ka
pnn kapanmasn bekledii belliydi. Gerekten de, odasna
girer girmez yatan ucuna oturup, Herhalde deli olduumu
dnyorsundur, dedi.
Rachehn ruh hali kimsenin akl durumu hakknda aklkla
dnmeye elverili deildi. Bununla birlikte, aklna geleni so
nularndan korkmakszm, dosdoru sylemeye elveriliydi.
Biri sana evlenme teklif etmi, dedi.
Bunu nasl tahmin etlin? diye bard Evelyn, aknlna
biraz da honutluk karmt. Az nce bir evlenme teklifi al
m gibi mi grnyorum?
Her gn evlenme teklifleri alyormu gibi grnyorsun,"
diye yantlad Rachel.
277

Ama senin aldklarndan daha ok deildir herhalde, dedi


Evelyn, yapmack bir glle.
Ben hi teklif almadm.
Ama alacaksn - sryle - dnyann en kolay eyi - Ama bu
akamst olanlar tam olarak bu deildi. Olanlar - Ah, olanlar
bir karmaa, nefret edilesi, korkun, iren bir karmaa!"
Lavaboya gidip yanaklarn souk suyla ovmaya balad; ya
naklar alev alev yanyordu. Ovmay srdrrken hafife titre
yerek dnp gergin heyecann belli eden yksek perdeden bir
sesle aklad: Alfred Perro onunla evlenmeye sz verdiimi
sylyor; ben de asla sz vermediimi sylyorum. Sinclair
onunla evlenmezsem kendini vuracan sylyor; ben de di
yorum ki, 'Pekala, vur kendini!' Ama elbette vurmaz - hibir
zaman vurmazlar. Bu akamst Sinclair beni yakalayp bir
yant vermem iin sktrmaya, Alfred Perrottla cilvelemekle
sulamaya balad; bana kalpsiz olduumu, bir Sirenden ba
ka bir ey olmadm syledi, ah, bunun gibi bir sr ho ey
syledi. Sonunda ona yle dedim, Pekala, Sinclair, artk.yete
rince konutun. zin ver de gideyim. Sonra beni yakalayp p
t -iren yaratko pis kll yzn hl tam urada hissede
biliyorum - sanki sylediklerinden sonra bunu yapmaya hak
k varm gibi!
Sol yanandaki bir noktay hzl hzl ovdu.
Bir kadnla karlatrlabilecek bir erkee hi rastlama
dm! diye haykrd; vakarlar yok, cesaretleri yok, hayvanca
tutkularyla kaba glerinden baka hibir eyleri yok! Bir ka
dn hi yle davranr m - bir erkek onu istemediini sylese?
Bizim ok fazla zsaygmz var; onlardan ok daha zarifiz.
Bir havluyu slak yanaklarna hafif hafif dokundurarak oda
nn iinde yrd. Souk su damlalaryla birlikte gzyalar
da akyordu imdi.
Bu beni fkelendiriyor, diye aklad, gzlerini kurularken.
Rachel olurmu onu izliyordu. Evelynin durumunu dn
myordu; yalnzca dnyann azap eken insanlarla dolu oldu
unu dnyordu.
Burada gereklen houma giden bir tek erkek var, diye
278

szlerini srdrd Evelyn; Terence Hewet. nsan ona gvene


bilirmi gibi hissediyor."
Bu szler zerine Rachel tarifsiz bir rperti hissetti; yreini
souk eller sktmyormu gibi oldu.
Neden? diye sordu. Neden ona gvenebilirsin?
Bilmiyorum, dedi Evelyn. Senin insanlar hakknda hisle
rin olmaz m? Doru olduklarndan tmyle emin olduun
hisler? Geen gece Terencela uzun uzun konutuk. Daha son
ra gerekten dost olduumuzu hissettim. Onun iinde kadnca
bireyler var- Terencem ona anlatt ok zel eyleri d
nyormu gibi duraklad, ya da en azndan Rachel onun bak
n byle yorumlad.
Kendini, Sana evlenme teklif etti mi?" demek iin zorlama
ya alt, ama bu fazla korkun bir soruydu; bir an sonra
Evelyn en zarif erkeklerin kadn gibi olduklarn, kadnlarn
erkeklerden daha soylu olduunu sylemeye geti - rnein,
insan Lillah Harrison gibi bir kadnn baya bir ey dnd
n ya da aalk bir yan olduunu hayal edemezdi.
Onu tanman ne kadar isterdim!" diye bard.
ok daha sakinlemiti; artk yanaklar epey kuruydu. Gz
leri her zamanki youn canlln yeniden kazanmt; Alfredi, Sinclair'i ve duygilann unutmu gibi grnyordu.
Lillah, Deptford Yolunda ayya kadnlar iin bir bakmevi
iletiyor," diye devam etti. Kendisi kurdu, ynetti, her eyi
kendi abasyla yapt; imdi oras ngilterede benzerlerinin en
by oldu. O kadnlarn -v e evlerinin- nasl olduunu bile
mezsin. Ama o, gnn ve gecenin her saati onlarn arasna gi
riyor. Ona sk sk elik ettim... te bizim sorunumuz da bu...
Bireyler yapm yoruz. Sen n e yapyorsun?" diye sordu, hafif ki
nayeli bir glmsemeyle Rachela bakarak. Rachel btn bun
lar pek dinlememiti; yznde bo ve mutsuz bir ifade vard,
iinde, Lillah Harrisonla onun Deptford Yolundaki iine,
Evelyn M.yle onun bereketli ak servenlerine kar eit bir
nefretin tohumlar atlyordu.
Piyano alyorum, dedi Rachel, duygusuz bir dinginlikle.
te bu!" diye gld Evelyn. Hibirimiz oyun oynamaktan
279

baka bir ey yapmyoruz. Senin benim gibi yirmi kiiye bedel


olan Lillah Harrison gibi kadnlarn cann diine takp al
mak zorunda kalmasnn nedeni de bu. Ama ben oynamaktan
usandm, diye devam etli, yataa dmdz uzanp kollarn
bann stne kaldrrken. Byle uzandnda her zamankin
den daha da minik grnyordu.
"Bireyler yapacam. Muhteem bir fikrim var. Bana bak,
sen de katlmalsn. Sende de bireyler olduuna eminim, ey
gibi grnsen de - hmm, btn yaamm bir bahede geir
mi gibi grnsen de. Dikleip olurdu; heyecanla aklamaya
giriti. Londrada bir dernee yeyim. Her cumartesi topla
nr, bu nedenle Cumartesi Dernei deniyor. Sanattan sz et
memiz bekleniyor, ama ben sanattan sz etmekten bktm ne yarar var ki? nsann evresinde trl trl gerekler olup
bilerken? Hem sanat hakknda syleyecek bireyleri olduun
dan da deil. Bu yzden onlara sanal hakknda yeterince ko
nutuumuzu, deiiklik olsun diye yaamdan sz etmemizin
daha iyi olacan syleyeceim. nsanlarn yaamlar iin ger
ekten nemli olan sorunlar, Beyaz Kle Ticareti, Kadnlarn
Oy Hakk, Sigorta Yasa Tasars falan. Ne yapmak istediimize
karar verince, onu yapmak iin bir dernee dnebiliriz...
Eminim, bizim gibi insanlar meseleleri polislerle yarglara
brakmak yerine ipleri ellerine alsalard, all ay iinde - fahi
elie -b u irkin szc sylerken sesini alaltt- son ve
rebilirdik. Bence bu gibi meselelerde kadnlarla erkekler bir
lemeli. Piccadillye gidip o zavall sefil yaratklardan birini
durdurmal ve ona yle demeliyiz: Buraya bak, ben senden
daha iyi deilim, daha iyiymiim gibi de yapmyorum, ama
sen hayvanca olduunu bildiin bir eyi yapyorsun, hayvan
ca eyler yapmana izin vermeyeceim, nk derilerimizin
altnda hepimiz aynyz ve senin hayvanca bir ey yapman be
ni ilgilendiriyor. Bu sabah Bay Bax de bunu sylyordu ve siz
akll insanlar -se n de akllsn, deil m i?- buna inanmasanz
da bu doru.
Evelyn konumaya balaynca -b u , onu sk sk piman eden
bir gerekti- dnceleri yle hzl geliyordu ki baka insanla
280

rn dncelerini dinlemeye hi zaman olmuyordu. Sadece


soluk almak iin duraklayarak devam ediyordu.
Cumartesi Dernei yelerinin bu yolda byk iler yapma
malar iin bir neden grmyorum, diye szlerini srdrd.
Elbette bunun iin rgtlenme gerekecek, hayatlarn buna
verecek birileri gerekecek, ama ben bunu yapmaya hazrm.
Bence ncelikle insanlar dnmeliyiz; soyut fikirler kendi
bann aresine baksn. Lillahnn yanl u ki -eer bir yanl
varsa- nce Yeilaycl dnyor, sonra kadnlar. te,
kendi hakkmda olumlu bulduum bir ey var, diye devam
etti; aydn ya da sanat ya da o trden herhangi bir ey dei
lim, ama fazlasyla insanm. Yataktan aa kayarak demeye
oturup Rachela bakt. Onun yznde bireyler arad, bu y
zn arkasnda nasl bir kiiliin gizlendiini okumaya alr
gibiydi. Elini Racheln dizine koydu.
nemli olan insan olmaktr, yle deil mi? diye devam et
ti. Gerek olmak. Bay Hirst ne derse desin. Sen gerek misin?
Rachel, tpk Terencen hissettii gibi, Evelynin ona fazla
yakn olduunu hissediyordu; bu yaknlkta tatsz ama ayn
zamanda heyecan verici bireyler vard. Soruya bir yant bul
ma gereinden kurtuldu, nk Evelyn devam etli, Herhangi
bir eye inanyor musun?
Rachel bu parlak mavi gzlerin tetkikine bir son vermek ve
kendi bedensel huzursuzluunu gidermek iin sandalyesini
geriye ilip Her eye! diye bararak parmayla farkl nesne
leri iaret etmeye balad, masann stndeki kitaplar, foto
raflar, pencerenin nnde iri bir toprak mlekte duran, yap
raklar yeni km, sert tyl bitkiyi.
Yataa inanyorum, fotoraflara, mlee, balkona, gnee,
Bayan Flushinge, dedi, zihninin gerisinde onu genellikle sy
lenmeyen eyleri sylemeye zorlayan bir eyle, pervaszca ko
numay srdrerek. Ama Tanrya inanmyorum. Bay Bax'e
inanmyorum, hastane hemiresine inanmyorum. eye de inan
myorum- Eline bir fotoraf alp bakt, cmlesini bitirmedi.
O benim annem," dedi, yere oturup kalm, dizlerini kolla
ryla sararak bititirmi, merakla Rachel seyreden Evelyn.
281

Rachel portreyi gzden geirdi. Eh, annene de pek inanm


yorum, dedi bir sre sonra, alak bir ses tonuyla.
Bayan Murgaroyd gerekten de iindeki tm yaama sevin
ci parampara olmu gibi grnyordu; bir sandalyenin, ze
rinde diz km, korumak istercesine yanana bastrd Pomeranya kpeinin arkasndan ackl ackl bakyordu.
Bu da babam, dedi Evelyn, tek erevede iki fotoraf var
d. kinci fotorafta, dzgn yz hatlan ve gr siyah bir by
olan yakkl bir asker grlyordu; eli, klcnn kabzasndayd; Evelynle aralarnda apak bir benzerlik vard.
Baka kadnlara yardm edecek olmamn da, dedi Evelyn,
nedeni onlar. Herhalde hakkmda bireyler duymusundur.
Anlayacan, evli deillerdi; ben hi kimse deilim. Bundan da
u kadarck utan duymuyoam. Ne olursa olsun, birbirlerini
seviyorlarm; bu da ou kim senin anne babas hakknda
syleyebileceinden fazla bir ey.
Rachel elinde iki resimle yatan stne oturup onlar kar
latrd - Evelynin dediine gre birbirini sevmi olan adamla
kadn. Bu gerek, Evelynin bir kez daha anlatmaya balad
talihsiz kadnlar yararna kampanyadan daha ok ilgisini eki
yordu. Tekrar nce birine sonra dierine bakt.
Sence, diye sordu, Evelyn bir dakika duraklaynca, k
olmak nasl bir ey?
Hi k olmadn m? diye sordu Evelyn. Ah hayr - bu
nu anlamak iin sana bir kez bakmak yeler," diye ekledi. D
nd. Bir zamanlar gerekten k oldum, dedi. Dncele
re dald, gzleri, parlak canlln yitirerek efkate benzer bir
ifadeye brnd. ahaneydi! - devam etlii srece, iin kt
s, devam etmiyor, bende devam etmiyor. Sknt da burada.
Hakknda Rachelm dn istermi gibi yapt Alfred ve
Sinclairle ilgili gl dnmeye balad. Ama t istemi
yordu; yaknlk isliyordu. Hl yatan zerinde fotoraflar in
celeyen Rachel'a baktnda, onun baka eyler dnd g
znden kamad. Ne dnyordu yleyse? Evelyn, iindeki,
hep baka insanlara ulamaya alan ve hep geri pskrtlen
kk yaam kvlcm yznden azap ekiyordu. Sessizleerek
282

konuuna bakt, ayakkablarna, oraplarna, sandaki tarakla


ra, ksacas giyim kuamnn tm ayrntlarna, sanki bln ay
rntlar yakalarsa onun iindeki yaama yaklaabilecekti.
Rachel, sonunda fotoraflar brakp pencereye yrrken,
Tuhaf, insanlar ak hakknda da din hakknda konutuklar
kadar konuuyorlar," dedi.
Oturup biraz konusan," dedi Evelyn sabrszlkla.
Rachel bunun yerine, iki uzun pano biimindeki pencereyi
ap aadaki baheye bakt.
ilk gece kaybolduumuz yer uras, dedi. u allklarn
arasnda olmal."
Orada tavuklar ldryorlar, dedi Evelyn. Bakla kafa
larn kesiyorlar - iren! Ama sylesene bana - n e -
Oteli gezmek istiyorum, diye szn kesti Rachel. Ban
ieri ekip, hl yerde oturmakta olan Evelyne bakt.
Tpk dier oteller gibi," dedi Evelyn.
yle olabilirdi, oysa Rachel'm gznde buradaki her oda
nn, koridorun ve sandalyenin kendine ait bir kiilii vard;
ama ank bir tek yerde kalmak ona zor geliyordu. Ar ar ka
pya doru hareket etti.
istediin nedir?" dedi Evelyn. Hep bir ey dnp de sylemiyormusun gibi bir duyguya kaplyorum... Sylesene!
Ama Rachel bu arya da tepki vermedi. Parmaklan kap
nn kolunda, durdu, sanki bir aklamann yerinde olacan
halrlaytvermiti.
Herhalde ilerinden biriyle evlenirsin, dedi, sonra kolu
evirdi ve kapy arkasndan kapatt. Elini yanndaki duvara
srterek yava yava koridorda yrd. Ne tarafa gittiini d
nmyordu; bylece, yalnzca bir pencereyle bir balkona
kan bir geitten yrd. Aaya, mutfak arazisine bakt, otel
yaamnn bu yanl taraf, kk allardan oluan bir labi
rentle doru taraftan ayrlmt. Toprak plakt, etrafa eski te
neke kutular salmt; allar balarna kurusun diye havlu
larla nlkler takmlard. kide bir beyaz nlkl bir garson
dar kp bir ynn stne p atyordu. Pamuklu elbiseler
iinde iki iri kadn, nlerinde kan svam kalayl tepsiler ve
283

dizlerinin stnde sar bedenlerle bir bankta oturuyordu. Ku


lar yoluyorlard; yolarken de konuuyorlard. Birdenbire bir
tavuk yar uarak yar koarak rpma rpna oraya geldi, sek
senden aa gstermeyen nc bir kadn tarafndan kovala
nyordu. Prsm bacaklar zerinde dengede duramad
halde tekilerin kahkahalaryla evke gelen kadn, takibi sr
dryordu; yznde youn bir hiddet ifadesi vard ve koar
ken spanyolca kfrediyordu. Burada el rplardan urada bir
peeteden rken ku sert alar yaparak bir o yana bir bu yana
kotu; sonunda dosdoru, onu iine hapsetmek iin dar gri
eleini aan yal kadna doru kanat rpt, kadn bir boha
gibi tavuun zerine kapand; sonra onu uzatp kindar bir
canlln zaferle kart bir ifadeyle kafasn kesiverdi. Kan
ve irkin kvranlar Rachel' bylemiti, yle ki arkasndan
birinin yaklap yannda dikildiini fark ettii halde, yal ka
dn dierlerinin yanna, bankn stne yerleene dek arkasna
dnmedi. Sonra, grdklerinin irkinliinden tr serte ba
n kaldrp bakt. Yannda dikilen, Bayan Alland.
Gzel bir manzara deil, dedi Bayan Allan, yine de bi
zim yntemlerimizden daha insancl herhalde... Sen benim
odama hi gelmedin, diye ekledi ve Rachel'n onu takip et
mesini iaret edercesine dnd. Rachel onu takip etti, her ye
ni insann, ona yk olan gizemi zerinden kaldrmas mm
kn grnyordu.
Oteldeki yatak odalarnn hepsi, kimilerinin daha geni ki
milerinin daha kk olmas dnda, birmekti; deme ko
yu krmz seramikti; cibinliklerle rtlm yksek birer yatak
vard; her birinde bir yaz masas, bir tuvalet masas, birka da
koltuk bulunuyordu. Ama bir kutunun ii boaltlr boaltl
maz oda bambaka oluveriyordu, bu nedenle Bayan Allann
odas Evelynin odasna hi benzemiyordu. Onun tuvalet ma
sasnda renk renk apka ineleri yoklu; koku ieleri yoktu;
kk kvrk makaslar yoktu; byk bir ayakkab ve izme e
itlilii yoktu; sandalyelerin zerinde duran ipek kombine
zonlar yoktu. Oda, an denecek kadar dzgnd. Grne
gre, her eyden iki ift vard. Buna karlk, yaz masas bek
284

bek msveddelerle doluydu; koltuun yanna bir masa ekil


miti, zerinde iki ayr yn halinde koyu renkli ktphane
kitaptan duruyordu, ilerindeyse farkl kalnlk derecelerinden
dan taan ok sayda kt paras vard. Bayan Allan, yapa
cak bir eyi olmadndan bekleyip durduunu dnerek
Rachel nezaketen ieri armt. Ayrca, gen kadnlar se
verdi, pek oklanna retmenlik etmiti; Ambroselardan by
le byk bir konukseverlik grd iin bunun minik bir b
lmnn karln verebilmekten honuttu. Bu yzden, ona
gsterecek bir ey bulmak iin etrafa baknd. Oda pek fazla
elence sunmuyordu. Msveddeye dokundu. Chaucer Devri;
Elizabeth Devri; Dryden Devri, dedi, daha ok devir olmad
iin memnunum. Hl on sekizinci yzyln ortasmdaym.
Oturmaz msn, Bayan Vinrace? Sandalye kk olmakla bir
likte salamdr... Euphues. ngiliz romannn tohumu, diye
devam etti, baka bir sayfaya gz atarak. Bu, ilgini eken tr
den bir ey mi?"
Diledii herhangi bir eyi ona sunmak iin elinden gelenin
en fazlasn yapacakm gibi byk bir nezaket ve yalnlkla
Rachel'a bakt. Dert ve dnceyle izgi izgi de olabilen bir
yzde, bu ifadenin arpc bir sevimlilii vard.
Ah hayr, seninki mzik, yle deil mi? diye devam elli,
anmsayarak, genellikle ikisinin birlikle yrmediini grmmdr. Bir de dhilerimiz var elb ette- Bir ey bulmak
iin etrafna baknyordu; o srada mine rafnn zerinde bir
kavanoz grd ve uzanp alarak Rachela verdi. Parman bu
kavanozun iine sokarsan bir para konserve zencefil kara
bilirsin. Sen dhi misin?
Ne var ki zencefil derindeydi ve ulalamyordu.
Zahmet etmeyin, dedi Rachel, Bayan Allan baka bir ey
bulmak iin etrafa baknrken. Konserve zencefili sevmezdim
herhalde.
Hi denemedin m i?" diye sordu Bayan Allan. "yleyse
imdi denemeyi grev kabul etmelisin. Aa, hayata yeni bir
zevk ekleyebilirsin; hem hl gen olduun iin - Bir dme
kancasnn ie yarayp yaramayacan merak etti. Ben her e
285

yi denemeyi kural haline getirmiimdir," dedi. Zencefili ilk


kez lm degindeyken tatsan ve bir eyin hi bu kadar ho
una gitmediini fark etsen fkelenmez miydin? Ben olsam
yle kzardm ki srf bu yzden iyileirdim.
te, baarl olmutu; dme kancasnn ucunda bir zencefil
topa belirdi. O dme kancasn silmeye giderken, Rachel
zencefili srd; srr srmaz da haykrd, Bunu tkrmek zo
rundaym!
Gereklen tadn aldndan emin misin? diye sordu Ba
yan Allan.
Yant olarak Rachel zencefili camdan dar frlatt.
Yine de bir deneyimdi, dedi Bayan Allan sakin bir tavrla.
Bakaym - sana sunacak baka hibir eyim yok, eer unu
da tatmak istemezsen. Yatann stnde kk bir dolap as
lyd; iinden, parlak yeil bir svyla dolu narin, zarif bir kava
noz kard.
Crme de Menthe, dedi. Likr, biliyorsundur. iyormu
um gibi grnyor, deil mi? Aslna bakarsan, bu, ne denli
ll ien bir insan olduumu kantlyor.. O kavanoz yirmi
alt yldr bende, diye ekledi, gururla bakarak kavanozu eer
ken; svnn yksekliinden ieye hl el srlmemi olduu
anlalabiliyordu.
Yirmi alt yl m? diye bard Rachel.
Bayan Allan keyiflendi, niyeti Rachel artmakt.
Yirmi alt yl nce Dresdena gittiimde, dedi, bir dostum
bana bir hediye vermek istediini syledi. Bir gemi facias ya
da kaza durumunda bir uyarcnn yararl olabileceini d
nyordu. Ne var ki hi gerek duymadm iin dnmde
onu geri verdim. Ne zaman yurdma seyahat edecek olsam
zerinde ayn pusulayla ayn ie hep boy gsterir; sa salim
dndmde hep geri verilir. Onu kazalara kar bir tr tlsm
sayyorum. Bir keresinde nmdeki trenin yapt kaza nede
niyle yirmi drt saat alkondugm halde kendim hi kaza ge
irmedim. Evet, diye szlerini srdrd, bu kez ieye sesle
nerek, birlikte pek ok iklim, pek ok dolap grdk, deil
mi? nmzdeki gnlerden birinde zerinde bir ithaf bulu
286

nan gm bir etiket yaptrmaya niyetliyim. Grebilecein gi


bi, o bir beyefendi; ad Oliver... Oliverm krarsan. Bayan Vinrace, seni balayabileceimi sanmyorum, dedi, ieyi karar
l bir tavrla Rachelm elinden alp yeniden dolaba koyarken.
Rachel ieyi boynundan tutmu sallyordu. Bayan Allan y
le ilgisini ekmiti ki az daha ieyi unutuyordu.
Pekala, diye bard, Bu gereklen tuhaf; yirmi alt yllk
bir dostunuzun olmas, ve bir ienizin, ve - btn o yolcu
luklar yapm olmanz."
Hi de deil; ben buna tuhafn tam tersi derim, diye yant
lad Bayan Allan. Kendimi her zaman tandm en sradan
insan saymmdr. Benim kadar sradan olmak gerekten bir
ayrcalk. Unutmuum - sen dhi misin, yoksa dhi olmad
n m sylemitin?"
ok nazik bir tavrla Rachela glmsedi. Odann iinde
hantal hareketlerle gezinirken yle ok ey bilirmi, yle ok
ey deneyimlemi gibi grnyordu ki, insan onu bunlar an
latmaya ikna edebilse, szlerinde kesinlikle tm straplara
merhem bulunurdu. Ne var ki, o srada dolabn kapan kilit
lemekte olan Bayan Allan, yllardr zerine kar gibi yaan s
kutu bozacana ilikin hibir belini gstermiyordu. Rahatsz
bir his Rachel sessiz kalmaya iliyordu; bir yandan dne dne
ykselip o serin pembe tende bir kvlcm aktrmay diliyor
du; dier yandan, sessizlik iinde birbirlerinin yanndan geip
gitmekten baka yapacak bir ey olmadn fark ediyordu.
Dhi deilim. Demek istediim eyleri sze dkmek, bana
ok g gelir-" diye dncesini belim i sonunda.
Ben bunun bir yaradl meselesi olduuna inanyorum,
dedi Bayan Allan. Baz insanlar hi glk ekm ez; bense
kendi adma, dorudan syleyemediim bir yn ey olduu
nu fark ediyorum. Ama zaten kendimi ok yava biri sayarm.
imdi, meslektalanmdan biri, senden holanp holanmad
n yle anlar -bakaym , nasl yapyordu?- kahvaltda gnay
dn deme biimine bakarak. Benimse karar vermem kimi za
man yllar sren bir meseledir. Ama grne baklrsa genle
rin ouna kolay geliyor, yle deil mi?
287

Ah hayr," dedi Rachel. Z or!


Bayan Allan hibir ey sylemeden sessizce Rachela bakt;
birtakm glklerin bulunduundan kukulanyordu. Sonra
elini bann arkasna koydu; gri sa buklelerinden birinin
gevemi olduunu kefetti.
Sam yapacam, dedi ayaa kalkarken, umarm beni
mazur grrsn. Bir trl uygun bir firkete bulamyorum. Ay
rca, elbisemi de deitirmeliyim; yardm edersen sevinirim,
nk yorucu bir kopalar bei var, kendi kendime ilikleye
biliyorum ama on on be dakika sryor; oysa senin yard
m nla-
Ceketini, eteini ve bluzunu zerinden syrd; aynann kar
snda durup san yapt, csseli, gsterisiz bir suret; kom
binezonu yle ksayd ki Bayan Allan arduvaz grisi bir ift ka
ln bacan zerinde duruyordu.
Genliin ho olduunu sylerler; ben orta ya ok daha
ho buluyorum, dedi, firketelerle taraklar karp frasn
eline alrken. Serbeste salndnda salar ancak boynuna
dek iniyordu.
nsan genken, diye srdrd szlerini, eer yaps y
leyse, her ey fazlasyla ciddi grnr... imdi, elbisem.
Hayret edilecek kadar ksa bir sre ierisinde salar her za
manki buklelerine kavumutu. Bedeninin st yars imdi
zerinde siyah eritler olan koyu yeil bir renk almt; ancak
etein eitli alardan kopalanmas gerekiyordu; Rachel kop
alar iliklere uydururken yere diz kmek zorunda kald.
Hatrlyorum da, bizim Bayan Johnson hayat hi tatmin
edici bulmuyordu," diye devam etti Bayan Allan. Srtn a
dnd. Sonra, benekleri iin hint domuzu yetitirmeye me
rak sard ve kendini buna kaptnverdi. Az nce san hint do
muzunun siyah bir yavrusu olduunu duydum. Bunun iin al
t peniye bahse girmitik. ok kvan duyacak.
Etek tutturulmutu. Yznde genellikle aynaya bakarken
oluan garip bir kaslmayla, aynada kendine bakt.
nsan iine kabilecek durumda mym? diye sordu. Na
sld unuttum -am a siyah hayvanlarn ok ender olarak renkli
288

bebekleri olduunu bulmular- tam tersi de olabilir. Bu bana


yle ok akland ki yine unutmu olmam ok aptalca.
Sessiz bir gle kk nesneler toplayp bunlar zerine ta
ktrarak odann iinde doland - bir madalyon, zincirli bir
saat, ar, altn bir bilezik ve oy hakk demeinin rengarenk
bir dmesi. Sonunda, pazar ay iin tam tehizal olarak
Rachclm karsna dikilip ona kibarca glmsedi. Patavatsz
bir kadn deildi; yaam ona dilini tutmay retmiti. Ayn
zamanda, iinde bakalarna, zellikle de genlere kar iyi ni
yet vard, bu yzden sk sk, konumann bu denli g olmas
na esef ediyordu.
inelim m i? dedi.
Bir elini Rachelm omzuna koydu; eilip dier eliyle bir ift
yry ayakkabs ald; kapsnn nne dzgnce yan yana
yerletirdi. Koridorda yrrlerken ok sayda bot ve ayakkab
nn yanndan getiler; kimi siyah, kimi kahverengi, hepsi yan
yana ve hepsi farklyd, birlikte durma biimleri bile.
Hep insanlarn botlarna ne kadar da benzediklerini d
nmmdr, dedi Bayan Allan. u, Bayan Paleyn in - ama
o konuurken kap ald; kendisi de ay iin hazrlanm olan
Bayan Paley, sandalyesiyle dar kt.
Bayan Allanla Rachel selamlad.
Tam da insanlarn botlarna ne kadar benzediini sylyor
dum, dedi Bayan Allan. Bayan Paley duymad. Bayan Allan
daha yksek sesle tekrarlad. Bayan Paley duymad. Bayan Al
lan nc kez tekrarlad. Bayan Paley duydu, ama anlamad.
Bayan Allan drdnc kez tekrarlamak zereydi ki, Rachel
birdenbire anlalmaz bir ey syleyerek koridorda gzden
kayboldu. Geidin tmyle tkanmasna neden olan bu yanl
anlama ona katlanlmaz gelmiti. Zt ynde hzla ve kr gibi
yrd; kendini bir kmazn sonunda buldu. Bir pencere var
d; pencerenin nnde ise bir masayla bir sandalye; masann
zerinde pasl bir yaz takm, bir kltablas, bir Fransz gaze
tesinin eski bir nshas ve ucu krlm bir mrekkepli kalem
duruyordu. Rachel, Fransz gazetesini inceleyecekm i gibi
oturdu ama bulank Franszca yaznn zerine bir gzya d
289

erek yumuak bir leke oluturdu. Rachel, ban serte kald


rarak yksek sesle bard, Dayanlmaz bir ey! Gzyalaryla puslanm olmasa bile hibir ey grmeyecek olan gzlerle
pencereden darya bakarken, sonunda btn bir gne id
detle svme arzusuna boyun edi. Batan sona berbat bir gn
olmutu; nce kk kilisedeki ayin; sonra le yemei; sonra
Evelyn; sonra Bayan Allan; sonra geidi tkayan yal Bayan
Paley. Btn gn boyunca bo vaatlerle kvrandrlarak alkonmutu. Artk, bir buhrann sonucu olan, sonunda dnyann
hakiki orantlaryla gzler nne serildii o ykseltilerden bi
rine ulamt. Bu grnten hi mi hi holanmamt -k ili
seler, siyasetiler, uyumsuzlar, dev arlatanlklar- Bay Dalloway gibi adamlar, Bay Bax gibi adamlar, Evelyn ve gevezelikle
ri, geidi tkayan Bayan Paley. Bu arada nabznn srekli vuru
u altta akmakta olan scak duygu akmn simgeliyordu; vu
ruyor, mcadele ediyor, ypranyordu. O anda bedeni, patlayp
burada -o rad a- kmaya alan dnyadaki tm yaamn kay
nayd ve kh Bay Baxn, kh Evelynin, kh tm dnyann
arl olan yorucu aptalln basks altndayd. Byle azap
ekerken, ellerini birletirip bkyordu, nk her ey yanl
t, tm insanlar aptald. Aadaki bahede insanlar olduunu
grnce, onlar uraya buraya uuan, amasz, ona engel ol
maktan baka amac olmayan madde ktleleri olarak hayal et
ti. Ne yapyorlard dnyadaki u dier insanlar?
Kimse bilmiyor, dedi. fkesinin gc tkenmeye bal
yordu; dnyann capcanl olan grnts snklemiti.
Bu bir rya," diye mrldand. Pasl yaz takmn, mrek
kepli kalemi, kl tablasn, eski Fransz gazetesini gzden ge
irdi. Bu kk deersiz nesneler, insan yaamlarn temsil
ediyormu gibi grnd ona.
Uykudayz ve rya gryoruz, diye yineledi. Ama o srada
aklna gelen bir olaslk, o ekillerden birinin Terencea ait ol
mas olasl, onu mahzun rehavetinden syrd. Oturmadan
nceki huzursuzluu yeniden duydu. Artk dnyay ayaklar
nn altna serilmi bir kasaba olarak gremiyordu. Bunun yeri
ne dnya hummal, krmz bir sis buusuyla kaplanmt.
290

Rachel btn gn boyunca iinde bulunduu duruma geri


dnmt. Dnmek ka deildi. Bedenini harekete geir
mek, odalann iinde ve dnda, insanlarn zihinlerinin iinde
ve dnda, ne olduunu bilmedii bir eyi aramak tek sna
yd. Bu yzden ayaa kalkt, masay iterek aa indi. Salo
nun kapsndan dar kt; otelin kesini dnnce kendini
pencereden grd insanlarn arasnda buldu. Ne var ki, gl
geli koridorlardan sonra berrak gn ve ryalardan sonra
canl insanlarn elle tutulurlugu yznden topluluk ona rk
tc bir younlukta grnd, sanki her eyin zerindeki tozlu
yzey soyulmu, geriye yalnzca gereklik, o an kalmt. Ge
celeyin karanln zerine basks karlm bir hayal gibiydi
her ey. Beyaz, gri, mor ekiller yeilin zerine serpitirilmiti;
yuvarlak, sepet rgs masalar; ortada ay semaverinin alevi,
havay kusurlu bir cam levha gibi dalgalandryordu; tepele
rinde devasa yeil bir aa, dinlenmeye braklm hareketli bir
g gibi dikiliyordu. Yaklarken, Evelynin sesinin tekdze
bireyler yinelediini iitebiliyordu, Haydi buraya - buraya cici kpecik, buraya gel; bir an hibir ey olmuyormu gibi
grnd; her ey kprdamadan durdu; sonra ekillerden biri
nin Helen Ambrose olduunu fark etti; toz yeniden inmeye
balad.
Topluluk birbirine kararak biraraya gelmiti; bir ay masa
s baka bir ay masasyla birletirilmiti, katlanr koltuklar iki
topluluu birletirmeye yaryordu. Ama buyurgan bir tavrla
dimdik oturan Bayan Flushing'in toplulua egemen olduu
uzaktan bile grlebiliyordu. Masann karsndan hararetle
Helenla konumaktayd.
adr bezi altnda on gn, diyordu. Konfor yok. Konfor
istiyorsanz gelmeyin. Ama unu syleyebilirim ki, gelmezse
niz hayatnz boyunca pimanlk duyarsnz. Evet mi diyorsu
nuz?"
O anda Bayan Flushingin gzne Rachel iliti.
Ah, ite yeeniniz. Bize sz verdi. Geliyorsunuz, deil mi?
Plann olgunlatrm, bir ocuun canllyla peinden gidi
yordu.
291

Rachel zerine deni hevesle yerine getirdi.


Elbette geliyorum. Sen de yle, Helen. Bay Pepper da.
Oturunca, evresindekilerin tandk olduunu ama aralarnda
Terencen bulunmadn fark etti. Topluluktakiler eitli yn
lerden, teklif edilen gezi hakkndaki fikirlerini sylemeye ba
ladlar. Kimine gre hava scak olacak, ama geceler souk ge
ecekti; bakalarna greyse daha ok bir tekne bulmakta ve
dil konusunda glk ekilecekti. Bayan Flushing, kocasnn
btn bunlar halledeceini duyurarak gerek insanla gerekse
doayla ilgili tm itirazlar bertaraf etti.
Bu srada Bay Flushing gezinin aslnda basit bir mesele ol
duunu Helena sessizce aklad; en fazla be gn sryordu;
gidilecek yer -b ir yerli ky- ngiltereye dnmeden nce ke
sinlikle grmeye deerdi. Helen belirsiz bireyler mrldand;
u ya da bu yantla kendini kstlamad.
ay partisi genel bir sohbetin geliemeyecei kadar farkl
insanlar ieriyordu; Rachel asndan bunun, kendisinin ko
numasn gereksiz klmak gibi byk bir yarar vard. Az.tede Susanla Arthur, gezi teklifini Bayan Paleye bildiriyorlard;
meseleyi kavrayan Bayan Paley, eski bir gezgin olark, yanlar
na iyisinden konserve sebzeler, krk pelerinler ve bcek tozu
almalarn salk verdi. Bayan Flushinge doru eildi ve gzle
rini krptrmasndan anlald kadaryla, byk olaslkla
bceklerle ilgili bireyler fsldad. O srada Helen, masann
zerinde duran alt peniyi kazanmak iin olacak, St. Joh n
Hirste ezbere anlar Kahramanlar iin aisn okumaktay
d; dier yanda Bay Hughling Elliot, Lord Curzonla niversite
rencisinin bisikleti hakkndaki byleyici anekdotuyla ken
di dinleyicilerini sessizlie gark etmiti. Bayan Thornbury,
mutlaka okumalar gereken bir kitap yazan, baka bir Garibal
di olabilecek bir adamn adn hatrlamaya alyordu; Bay
Thornbury ise isleyen herkesin hizmetine sunabilecei bir
drbnnn olduunu hatrlam t. Bu arada Bayan Allan,
kzkurularnn kpeklerle kurabildii o garip samimiyetle,
Evelynin sonunda yanlarna gelmeye ikna ettii tilki teriyerine bireyler mrldanmaktayd. Yukardaki dallar i ektike
292

kk toz ya da iek paracklar arada srada tabaklarn ze


rine dyordu. Rachel her eyden biraz grr ve iitir gibiy
di, tpk bir nehrin, iine dveren srgnleri hissedip yuka
rdaki gkyzn grd gibi, ama baklar Evelynin
houna gitmeyecek kadar dalgnd. Kardan gelip Racheln
ayaklarnn dibine, yere oturdu.
Ee?" diye sordu birdenbire. Ne dnyorsun?
Bayan W arrington, diye yantlad Rachel tedbirsizce,
nk bir ey sylemek zorundayd. Gerekten de, Bayan Elliot'a bireyler mrldanan Susan grebiliyordu, bu srada Arthur, kendi akna olan eksiksiz gveniyle, dimdik Susana
bakyordu. Rachel ve Evelyn, Susanm sylediklerini dinleme
ye baladlar.
Sipariler, kpekler, bahe, ders almak iin gelen ocuk
lar, diye listeyi gzden geirir gibi ritmik bir biimde devam
etti sesi, tenisim , ky, babama yazlacak mektuplar, kulaa
okmu gibi gelmeyen bin tane kk ey var; ama kendime
ayracak bir anm bile yok, yalaa girdiimde o kadar uykum
oluyor ki bam yasta demeden iim geiyor. Ayrca teyzele
rimle oka birlikte olmay seviyorum - ne kadar skcym,
deil mi, Emma Teyze? (ban hafife emi, dnceli bir
sevecenlikle keki seyreden yal Bayan Paleye glmsedi), ve
babamn k souklarnda ok dikkatli olmas gerekiyor, bu da
epey kouturma demek, nk kendine bakmaz, tpk senin
gibi, Arthur! Btn bunlar nmde bir tepe gibi ykseliyor!
Yaamndan ve kendi doasndan duyduu tatminin lall es
rikliiyle sesi de ykseliyordu. Rachel birdenbire onda iyi y
rekli, alakgnll, hatta acnas olan her eyi yok sayarak Su
sana kar iddetli bir nefrete kapld. tenliksiz ve acmasz
grnyordu; Rachel onun tombullap douganlatn gr
d, o sevecen mavi gzler artk s ve suluydu, yanaklarnn
pembelii, kuru, krmz kanallardan oluan bir a halinde
phtlaml.
Helen ona dnd. Kiliseye gittin mi? diye sordu. Alt pe
niyi kazanmt; gitmeye hazrlanr gibiydi.
Evet," dedi Rachel. Son kez, diye ekledi.
293

Eldivenlerini giymeye hazrlanan Helen, tekini drd.


Gitmiyorsunuz, deil m i? diye sordu Evelyn, onlar al
koymak istercesine eldiven tekini alarak.
Gitme zaman geldi de geiyor, dedi Helen. Baksana her
kes nasl suskunlat-?
Biraz sohbetin ulat yerden, biraz da birinin yaklamakta
olduunu grmelerinden kaynaklanan bir sessizlik hepsinin
zerine km t. Helen kim olduunu kestirem edi, ama
gzlerini Rachela dikince grd bir ey, ona, Demek Hevvetm, dedirtti. O ann anlamyla ilgili garip bir hisle eldi
venlerini giydi. Sonra ayaa kalkt, nk Bayan Flushing de
Hevvet grm, nehirler ve tekneler hakknda bilgi talep edi
yordu, bu da btn sohbetin batan alnacan gsteriyordu.
Rachel onu takip etti; bulvardan aa sessizlik iinde yr
dler. Grp anlad eye ramen o srada Helenin zihnini
kaplayan duygu garip bir biimde aksiydi; bu geziye giderse
banyo yapamayacakt; bu aba gzne byk ve tatsz gr
nyordu.
Pek tanmadn kimselerle bir yere tklmak yle tatsz
ki, dedi. plak grlmeyi umursayan kimselerle."
Gitmeye niyetin yok mu? diye sordu Rachel.
Syleyiindeki hararet Bayan Ambroseun sinirine dokundu.
Gitmeye de, gitmemeye de niyetim yok, diye yant verdi.
Giderek daha da ilgisizleiyor, kaytszlayordu.
Ne de olsa, grlecek ne varsa hepsini grdk herhalde;
hem oraya ulama zahmeti de var, ne derlerse desinler rahatsz
ve berbat bir yolculuk olacak.
Rachel bir sre yant vermedi; ama Helenin syledii her
cmle onun burukluunu artryordu. Sonunda patladTannya kr, Helen, senin gibi deilim! Bazen senin d
nmediini, hissetmediini, umursamadn, herhangi bir
ey yapmadn, yalnzca var olduunu dnyorum! Bay
Hirs gibisin. Bireylerin kt olduunu gryorsun ve bunla
r sylemekten gurur duyuyorsun. Bu senin drst olmak de
diin ey; aslnda bu tembel olmak, skc olmak, hibir ey ol
mamak. Yardm etmiyorsun; bireylere son veriyorsun.
294

Helen saldrdan keyif alm gibi glmsedi.


Ee? diye sordu.
Bu bana kt grnyor - hepsi o," diye yanl verdi Rachel.
ok mmkn, dedi Helen.
Baka herhangi bir zamanda yengesinin nyargszl Rachel byk olaslkla sustururdu; ama bu akam herhangi biri
tarafndan susturulacak bir ruh hali ierisinde deildi. Bir kav
ga hi fena olmazd.
Sadece yan yarya canlsn, diye devam etti.
Bay Flushingin davetini kabul etmediim iin m i? diye
sordu Helen, yoksa her zaman m byle dnyorsun?
O anda Rachel, gzelliine, ycegnlllne ve aralarn
daki sevgiye ramen, Euplrosynedeki o ilk geceden bu yana
Helenda hep ayn kusurlar grdn fark etti.
Ah, herkesin derdi neyse bu da o yalnzca! dedi. Kimse
hissetmiyor - kimse incitmekten baka bir ey yapmyor. Din
le, Helen, dnya kt. Bu bir strap, yaamak, istem ek-
Burada, kendini denetim altna almak iin bir aldan avu
dolusu yaprak koparp elinde ezdi.
Bu insanlarn yaam lar, diye aklam aya alt, bu
am aszlk, yaama biimleri. Birinden dierine gidiyorsun;
hep ayn. nsan hibir zaman hibirinden istediini alamyor.
Helen tartmay ya da onun azndan sr almay isteseydi,
Racheln duygusal durumu ve kafasnn karkl onu ko
lay bir av haline getirirdi. Ama yrmeye devam ederlerken,
o, konumak yerine derin bir sessizlie gmld. Amasz,
nemsiz, anlamsz, ah hayr - ayda grd ey buna inan
masn olanaksz klyordu. Akamn kk akalar, geveze
likleri, apallklar gzlerinin nnde prsmt. Holanmalarn ve garezlerin, biraraya gelmelerin ve ayrlmalarn al
tnda byk eyler olmaktayd - bu kadar byk olmalarn
dan tr de korkun eyler. Gvenlik duygusu sarslmt,
srgnlerle l yapraklarn altnda bir ylann kprtsn g
rr gibiydi. Sanki bir anlk molaya izin veriliyordu, bir anlk
kandrm acaya; sonra yine o derin, nedensiz yasa kendini
295

gsteriyor, hepsini keyfine gre biimlendiriyor, yapp yok


ediyordu.
Yannda yryen Rachela bakt, hl parmaklarnn arasn
da yapraklar eziyordu; kendi dncelerine gmlmt.
k olmutu; ona derinden acyordu. Kendini bu dnceler
den syrp zr diledi. ok zgnm, dedi, ama eer sk
cysam, bu benim yapm, elden bir ey gelmez. Yine de bu
doal bir kusursa kolay bir are buldu, Bay Flushingin plan
nn ok iyi olduunu dndn syleyerek devam etti,
yalnz biraz gzden geirilmesi gerekiyordu, eve varmalarna
kadar geen srede bunu yapmt. Eve vardklarnda, srar
edilirse daveti kabul etmeyi kararlatrdlar.

296

X X . Blm

Bay Flushing ve Bayan Ambrose ayrntlara girince, gezinin ne


tehlikeli ne de g olduu ortaya kt. Hatta srad bile de
ildi. Her yl bu mevsimde Ingiiizler topluluklar halinde neh
rin yukarsna doru buhar gcyle ksa bir yolculuk yapyor,
karaya kp yerlilerin kyne bakyor, yerlilerden bireyler
satn alp akl salklar ya da bedenleri zarar grmeksizin geri
dnyorlard. Alu kiinin ayn eyi istedii ortaya knca ksa
srede dzenlemeler yapld.
Kralie Elizabelh devrinden bu yana pek az kimsenin gr
d nehrin grntsn o dnemin deniz yolcularnn g
zne grndnden farkl klmak iin hibir ey yaplma
mt. Suyun o kylar arasmda akmasndan, yeil fundalarn
kaynam asndan, kk aalarn yalnzlk iinde byyp
dev, buru buru aalara dnmesinden bu yana geen alarla
karlatrldnda, Elizabelh dnemiyle imdiki zam an ara
snda yalnzca bir anlk bir mesafe vard. Dnyann baka yer
lerinde bir ehrin harabeleri zerinde bir baka ehir ykselir,
ehirlerdeki insanlar gitgide daha dzgn konumaya ve birbi
rine benzememeye balarken, yalnzca gnein ve bulutlarn
deim esiyle deien bu dalgal yeil ktle orada durm u,
yzyllar yzyllar kovalarken kimi zaman Lopra, kimi za
297

man aalarn dallarn andran su, onun kylar arasnda


hi durmadan akmt. Bu nehrin birka kilometresi, otelden
gelen topluluun bir iki hafta nce piknik yapt dan tepe
sinden grlebiliyordu. Susanla Arthur prken, Terencela
Rachel oturup Richm ond hakknda konuurken, Evelynle
Perrott ise dnyay smrgeletirmek zere gnderilmi b
yk kaptanlar olduklarn hayal ederek etrafta gezinirken onu
grmlerdi. Denize dkld yerde kumsaln zerindeki
geni mavi izi, daha yukarda aalarn yeil bulutunun onun
evresinde toplandn ve sonunda sularn tmyle gzler
den sakladn grmlerdi. Aa yukar ilk otuz kilometre
boyunca kyya aralklarla evler serpitirilmiti; evler aama
aama yerini barakalara brakyordu; daha sonrasnda ise ne
baraka vard ne de ev, yalnzca, yryen ya da yelkenle seyre
den ama hi yerlemeyen avclarn, kiflerin ya da tccarlarn
grebildii aalarla imenler.
Son haliyle alt kiiden oluan topluluk, Sanla Marinay sa
bah erkenden terk edip otuz iki kilometre arabayla, on ki
lometre de at srtnda giderek, gece kerken nehrin kenarna
ulat. Trs giden allarla aalarn arasndan geldiler - Bay ve
Bayan Flushing, Helen Ambrose, Rachel, Terence ve S. John.
Sonra yorgun kk atlar kendiliinden durdu; tngilizler indi
ler. i iine smayan Bayan Flushing uzun admlarla nehir
kysna yrd. Uzun ve scak bir gn geirmiti, ama hzdan
ve ak havadan keyif almt; nefret ettii oteli terk etmi, zev
kine uygun ahbaplar bulmutu. Nehir karanlkla kvrla kvr
la akp gidiyordu; suyun kprdayan przsz yzeyini ancak
ayrt edebiliyorlard; hava nehrin sesiyle doluydu. Kocaman
aa gvdelerinin ortasnda bo bir alanda durdular; uzaklarda
bir yukar bir aa hafife hareket eden kk yeil bir k
onlara binecekleri atanann yerini gsteriyordu.
Hep birlikte gvertesinde durduklarnda teknenin ok k
k olduunu fark ettiler; tekne birka dakika altlarnda hafif
e titreti, sonra sular yumuack yard. Gecenin yreine
doru yol alr gibiydiler, nk aalar nlerini kapatyordu
ve drt bir yanlarnda yapraklarn hrtsn duyabiliyorlard.
298

Muazzam karanlk olaan etkisini gsterdi, seslerin clzlap


sylenenlerin nemsizlemesi tm iletiim arzularn alp g
trd; gvertenin evresinde drt kez yrdkten sonra
bir araya kmelenip, derin derin esneyerek kylardaki ayn
derin kasvet noktasna baktlar. Havadan bunalanlarn yapt
gibi ok alak sesle ritmik tonda mrldanan Bayan Flushing
nerede uyuyacaklarn merak etmeye balad, aada uyuya
mazlard, ya kokulu bir kpek deliinde uyuyamazlard, g
vertede uyuyamazlard, uyuyamayacaklard - Derin derin es
nedi. Tpk Helenin ngrd gibi olmutu; yan uykuda, s
telik birbirleri iin neredeyse grnmez olduklar halde p
laklk sorunu imdiden ba gstermiti. Helen, S. Joh n n yar
dmyla bir tente gerdi, Bayan Flushing! bunun arkasnda giy
silerini karabileceine, krk be yldr gzlerden saklanan bir
yeri tesadfen insanlarn gz nnde plak kalrsa kimsenin
fark etmeyeceine ikna elti. ilteler yere atld, battaniyeler se
rildi ve kadn yumuack ak havada birbirinin yanma
uzand.
Beyler birka sigara itikten sonra parlayan izmaritleri neh
re brakp bir sre altlarndaki kara suyu buruturan dalga
cklara baktlar, onlar da soyundular ve teknenin teki ucun
da uzandlar. ok yorgunlard; karanlk, bir perde gibi onlar
birbirlerinden gizliyordu. Bir fenerin birka halatn, g
vertenin birka kalasnn ve teknenin parmaklklarnn zeri
ne dyordu, ama onun tesinde kesintisiz karanlk vard,
yzlerine ya da nehrin kenarlarnda toplanm aalara hi
k ulamyordu.
ok gem eden W ilfrid F lu sh in g uyudu; H irst uyudu.
Yalnzca Hewet uyankt, dosdoru yukarya, gkyzne
bakarak uzanyordu. Usulcack hareket ve hi durmadan gz
lerinin nnden srklenerek geen kara ekiller, dnmesi
ni olanaksz klyordu. Racheln bu denli yakn olmas, d
nceyi ninnilerle uyuluyordu. Bu kadar yaknnda, yalnzca
birka adm tede teknenin teki ucunda olunca, Rachel hak
knda dnmek Terence iin olanakszd, tpk ok yaknnda
durup alnn alnna dayasa onu grmesinin olanaksz olaca
299

gibi. Tuhaf bir biimde tekne Terencela zdeleivermiti; na


sl ki ayaa kalkp tekneyi kullanmann ona yarar olmayacak
sa, kendi duygularnn kar konulmaz gcyle daha fazla m
cadele etmenin de ona yarar yoktu. Tekne nehrin przsz
yzeyinde szlrken, Terence bildii her eyin gitgide daha
uzana, engellerin zerinden kayp nirengi noktalarn gee
rek bilinmeyen sulara srkleniyordu. Derin bir huzur iinde,
gecelerdir olmad kadar derin bir bilinsizlikle sarmalanm
olarak gvertede yatp, aa tepelerinin gkyzne kar hafif
e konum deitirmelerini, eilmelerini, alalp dev kuleler gi
bi ykselmelerini seyretti, ta ki onlar grmekten, usuz bu
caksz aalarn glgesi altnda uzanp yukarya, gkyzne
bakt ryalara geene dek.
Ertesi sabah uyandklarnda nehrin yukarsna doru epey
yol almlard; sada, aatan sorgularla sslenmi sar kum
lu yksek bir ky vard, soldaysa, tepelerine hafif hafif salla
nan parlak yeil ve sar kularn tnedii uzun kamlarla ve
yksek hezarenlerle kpr kpr bir bataklk. Scak ve durgun
bir sabahl. Kahvaltdan sonra sandalyelerini biraraya getirip
pruvada dzensiz bir yarm daire oluturdular. Balarnn ze
rindeki tente onlar gnein scaklndan koruyor, tekneden
yumuack, serinleten bir esinti geliyordu. Bayan Flushing
imdiden tuvalini beneklerle, eritlerle dolduruyordu, ba, ta
hl taneciklerini toplayan bir kuun harekeliyle bir o yana bir
bu yana sinirli sinirli sallanyordu; dierlerininse kucaklarnda
kitaplar, ktlar ya da naklar vard, bunlara ara ara gz alp
yine karlarndaki nehre bakyorlard. Bir ara Hevvet yksek
sesle bir iirden bir blm okudu, ama evrelerindeki devinim
szlerinin etkisini tamamen yok ediyordu. Okumay kesti;
kimse konumuyordu. lerlemeye devam ederek aalarn ko
runa altna girdiler. Kh soldaki kk adacklardan birinde
kamn doyuran bir krmz ku srs gryorlard, kh fer
yat ederek aatan aaca uan mavili yeilli bir papaan. Onlar
ilerledike arazi gitgide yabanileiyordu. Topraa yakn yerler
de aalarla altlarndaki bitkiler kalabalk bir grete birbirle
rini boazlar gibiydiler; urada burada grkemli bir aa, y
300

nn tepesinde bir kule gibi ykseliyor, clz yeil emsiyesini


yukarda, havada hafif hafif sallyordu. Hewet yeniden kitab
na bakt. Tpk gece gibi sabah da huzurluydu, ancak ok tu
haft, nk aydnlkt ve Hewet, Rachel grebiliyor, sesini
iitebiliyor, ona yakn olabiliyordu. Kendini, bekliyormu gibi
hissediyordu, sanki zerinden geen eylerin, onu evreleyen
eylerin, seslerin, insan bedenlerinin, kularn arasnda o her
naslsa duraand, yalnzca Rachel onunla birlikte bekliyordu.
Zaman zaman, birlikte bekliyor olduklarn, herhangi bir di
ren gstermeden birbirlerine doru ekildiklerini onun da
bilmesi gerekiyormu gibi Rachela bakyordu. Yine kitabn
okudu:
im di beni elinde tulan sen, her kim olursan ol.
Bir tek ey olm azsa hibiri ie yaram ayacak.*

Bir ku vahi bir kahkaha att, bir maymun kkrdayarak k


t niyetli bir soru sordu; tpk gnein scak klarnda atein
solduu gibi, Hewetin szleri titreerek snd.
Nehir daralp yksek ky kumsallar sk aalarn byd
toprakla ayn dzeye geldike aama aama ormann sesleri
iitilebiliyordu. Orman, bir salon gibi yank yapyordu. Apan
sz lklar duyuluyordu; ardndan, bir olan ocuunun sesi
nin kesilip de yanksnn hl atnn uzak yerlerinde gezinir
gibi olduu bir katedralin sessizliine benzeyen, uzun sreli
sessizlikler oluyordu. Bir ara Bay Flushing ayaa kalkp bir de
nizciyle konulu; halta le yemeinden sonra aananm dura
can, ormann iinde biraz yry yapabileceklerini syledi.
Orada, aalarn arasnda patikalar var, diye aklad. He
nz uygarlktan uzak deiliz.
Karsnn yapt resmi inceledi. Onu aka vemeyecek
kadar kibar olduundan, bir eliyle resmin bir yarsn kapatp,
dier elini havada sallamakla yelindi.
Tanrm! diye bard Hirst, dosdoru karya bakarak. Si
ze de olaanst gzel gelmiyor mu?"
(*) Hewet, Walt Whitman'in 'Whoever You Are Holding Me in Hand' balkl i
irinden dizeler okuyor - .n.

301

Gzel mi? diye sordu Helen. Bu kk, tuhaf bir szck


gibiydi; Hirst de kendisi de gzne yle kk grnyorlard
ki ona yant vermeyi unuttu.
Hewet, konumas gerekliini hissetti.
Elizabeth devrinin insanlan sluplarn ite buradan alm
lar, dedi dnceli bir tavrla, yapraklarn, ieklerin ve bere
ketli meyvelerin bolluuna bakarken.
Shakespeare mi? Shakespeareden nefret ederim! diye ba
rd Bayan Flushing; Wilfrid hayranlkla karlk verdi, Bunu
sylemeye cret eden tek insann sen olduuna inanyorum,
Alice. Ama Bayan Flushing resim yapmaya devam etti. Koca
snn iltifatna pek deer vermi gibi grnmyordu; arada bir
yar iitilir bir szck mrldanarak ya da bir inilti kararak
srekli boyuyordu.
Sabah, artk ok scakt.
Hirste bakn!" diye fsldad Bay Flushing. Kd kayp
gverteye dm, ba geriye yaslanmt; horultulu, uzun bir
soluk ald.
Terence kd alp Racheln nne serdi. Hirstn kk
kilisede balad, Tanr hakkndaki iirin devamyd; yle
edepsizceydi ki Rachel edepsizce olduunun farkna vard
halde yarsn anlamad. Hirstn bo brakt yerleri Hewet
szcklerle doldurmaya balad, ama ok gemeden brakt;
kalemi gverteye yuvarland. Yava yava sa taraflarndaki k
yya yaklayorlard, bylece, yeil yapraklarn glgesi arasn
dan dkld iin, onlar rten k belirgin bir yeile dn
mt; Bayan Flushing, eskizini bir yana brakm, sessizce
karya b a k y o rd u . H irst u y an d ; so n ra le yem e in e
arldlar; onlar yemeklerini yerlerken atana kydan biraz
uzakta durdu. Arkalarnda ektikleri sandal yana getirildi; ha
nmlarn binmesine yardm edildi.
Canskntsndan korunmak iin Helen kolunun altna bir
an kitab yerletirdi, Bayan Flushing ise boya kutusunu; by
lece tehizatlandktan sonra ormann snrnda sahile brakl
may kabul ettiler.
Nehre paralel olarak uzanan patikada yz metre yrme302

milerdi ki, Helen, havann dayanlmayacak kadar scak oldu


unu syledi. Nehrin esintisi kesilmiti; ormandan, kokularla
ykl, scak, nemli bir hava geliyordu.
"Buraya oturacam , dedi, uzun zaman nce devrilmi
olan, imdiyse sarmaklarn ve srm gibi brtlen allarnn
bir utan br uca dantel dantel rd kt iaret ederek.
Olurdu, gne emsiyesini ap aa saplaryla srglenmi
nehre bakt. Arkasnda kara bir glgenin iinde gzden kaybo
lan aalara srtn dnd.
Ayn fikirdeyim, diyen Bayan Flushing, boya kutusunu
amaya balad. Kocas, ona ilgin bir gr as semek ze
re etrafta geziniyordu. Hirst, topran zerinde, Helenin yanbamda bir alan at ve onunla uzun bir sre konumadan n
ce kprdamaya niyeti yokmu gibi, tela etmeden oturdu. Terencela Rachel, yapacak bir ey bulamadan kendi balarna
ayakta kalakalmlard. Terence, gelmeye yazgl olan ann gel
diini anlad, bunu fark ettii halde son derece sakin ve kendi
ne hakimdi. Helenla konuup onu oturduu yerden ayrlmaya
ikna etmeye alarak birka saniye dikilmeyi tercih etti. He
len'in onlarla gelmesini nerirken Rachel da ona katld.
"Tandm tm insanlar iinde, dedi Terence, en az mace
raperest olan sizsiniz. Hyde Parktaki yeil sandalyelerde de
oturuyor olabilirdiniz. Btn akamst burada m kalacaks
nz? Yry yapmayacak msnz?
Ah, hayr, dedi Helen, gzlerini kullanrsan her eyi g
rrsn. Burada her ey var - her ey, diye yineledi uyuuk bir
ses tonuyla. Yrmekle elinize ne geecek?
ay saatine kadar terleyip tatszlam olacaksnz, bizse
serin ve tatl olacaz, diye araya girdi Hirst. Ban kaldrp
onlara baktnda, gzlerine gkyznden ve dallardan gelip
baklarndaki kararll yok eden sarl yeilli yansmalar
dmt; sylemedii bir eyi dnr gibiydi. Bylece her
ikisi de Terencela Rachelm koruluun ilerine doru birlikte
yrmeye niyetlendiini varsaydlar; onlar da birbirlerine bir
kez bakp arkalarn dndler.
Hoa kaim ! diye bard Rachel.
303

Gle gle. Ylanlara dikkat edin, diye cevap verdi Hirst.


Devrilmi aacn ve Helenin glgesi altna daha da rahat yer
leti. Onlar giderken Bay Flushing arkalarndan seslendi, Bir
saat iinde yola kmalyz. Hewet, ltfen unutma. Bir saat.
Nehre dik alar yaparak ormann iine doru ilerleyen ge
ni bir patika vard, belki insan yapsyd belki de bir nedenle
doa tarafndan muhafaza edilmiti. Kysnda klca benzer
yapraklaryla tropikal bitkilerin bymesi, topran imen ye
rine yldz biiminde kk sar ieklerle sslenmi, lekesiz,
sngersi bir yosunla kapl olmas dnda ngilterenin orman
larndaki ara yollarn andryordu. Ormann derinliklerine
girdike k lolat; sradan dnyann grltleri yerini or
mandaki bir gezgine denizin dibinde yrmekte olduunu
artran o gcrt ve i geirme seslerine brakt. Patika dara
larak dnd; bir aac dier aaca dmleyen, urasnda bu
rasnda yldz biiminde vine r renkli ieklerin patla
d sk sarmaklar patikay bir it gibi kuatyordu. Balar
nn zerinden gelen i geirmelerle gcrtlar, rkm bir hay
vann kulak trmalayc baryla sk sk blnyordu. Ortam
boucuydu; hava onlara mecalsiz, kokulu esintilerle ulayor
du. Usuz bucaksz yeil k, balarnn zerindeki snrsz ye
il emsiyenin boluklarndan dklen bir atmlk saf san gn tarafndan urada burada kesiliyordu; bu sar alanlarda
vine r ve siyah renkli kelebekler daireler izip buralara
konuyordu. Terencela Rachel pek konumuyorlard.
zerlerine yalnzca sessizliin arl kmekle kalmamt,
her ikisi de herhangi bir dnce biimlendirmeyi beceremiyordu. Aralannda, konuulmas gereken bir ey vard. Birinin
balamas gerekiyordu, ama bu hangisi olacakt? Sonra Hewet
krmz bir meyve kopanp becerebildii kadar yksee frlatt.
O dtnde Hevvet konuacakt. Kocaman kanatlarn rplm iittiler; meyvenin yapraklar arasndan ptrdayarak gidii
ni, sonunda pal diye dn duydular. Sessizlik yine derindi.
Bu seni korkutuyor mu? diye sordu Terence, den mey
venin sesi tmyle iitilmez olunca.
Hayr, diye yantlad Rachel. Houma gidiyor.
304

Houma gidiyor" diye yineledi. Hzl yryor, bedenini her


zamankinden dik tutuyordu. Bir baka duraklama oldu.
Benimle olmak m houna gidiyor? diye sordu Terence.
Evet, seninle, diye yantlad Rachel.
Terence bir an sustu. Dnyann zerine sessizlik km gi
biydi.
Seni tandmdan bu yana ben de bunu hissediyorum, di
ye cevap verdi. Birlikle mutluyuz. Ne Terencen konuur gi
bi bir hali vard ne de Racheln iitir gibi.
ok mutlu, diye yantlad.
Bir sre sessizce yrmeye devam ettiler. Admlan farknda
olmadan hzlanmt.
Birbirimizi seviyoruz, dedi Terence.
Birbirimizi seviyoruz, diye yineledi Rachel.
Sonra, seslerinin szcklerle biimlenmeksizin tuhaf, tan
dk olmayan tonlarda birlemesiyle sessizlik bozuldu. Giderek
daha hzl yryorlard; ayn anda durup birbirlerini kollaryla
sardlar, sonra kendilerini brakp topraa kverdiler. Yan
yana oturdular. Arkalarndan gelen sesler, sessizliklerinin ara
snda bir kpr oluturuyordu; aalarn hrtsn, uzak bir
dnyada bir hayvann vraklayn iittiler.
Birbirimizi seviyoruz," diye yineledi Terence, RachePn y
zn inceleyerek. kisinin de yzleri ok solgun ve dingindi;
hibir ey sylemediler. Terence onu bir kez daha pmeye kor
kuyordu. Rachel aama aama yanap ona yasland. Bu ko
numda bir sre oturdular. Rachel bir kez Terence dedi; o da
Rachel" diye yant verdi.
Korkun - korkun, diye mrldand Rachel bir baka sus
kunluun ardndan, ama bunu sylerken kendi duygulan ka
dar, suyun inat alkalann da dnyordu. Uzaklarda
durmakszn srp gidiyordu, suyun duygusuz, zalim alkala
n. Terencem yanaklanndan aa yalar szldn grd.
Bir sonraki hareket Terencetan geldi. ok uzun zaman ge
mi gibiydi. Saatini kard.
Flushing bir saat demiti. Biz gideli yarm saatten fazla ol
du.
305

Geri dnmek de bir o kadar srer, dedi Rachel. ok yava


ayaa kalkt. Kollarn ap, yar i ekmeye yar esnemeye
benzer derin bir soluk ald. ok yorgun grnyordu. Yanak
tan bembeyazd. Ne taraftan? diye sordu.
uradan, dedi Terence.
Yeniden, yosun tutmu patikadan aa yrmeye baladlar.
Uzaklarda, balannn stnde, i ekmeler, gcrtlar ve hay
vanlarn kulak trmalayan bagm lan devam ediyordu. Kele
bekler hl gne nn sar yamalannda daireler iziyorlar
d. Balangta Terence yoldan emindi ama yrdke kuku
lanmaya balad. Dnmek iin durmalar, sonra dnp ye
niden balamalar gerekti, nk nehrin ynnden emin ol
makla birlikte dierlerini braktklar noktay tutturabilecein
den emin deildi. Rachel onun durduu yerde durup dnd
yerden dnerek ard sra gitti; yolu bilmeden, onun neden
durduunu ya da neden dndn bilmeden.
Ge kalmak islemiyorum, dedi Terence, n k - Rachelm eline bir iek brakt; Rachel'n parmaklan sessizce i
ein zerine kapand. ok ge kaldk - ok ge - korkun
denecek kadar ge, diye yineleyip duruyordu uykusunda ko
nuur gibi. Ah - buras doru. Buradan dnyoruz.
Kendilerini yine ngilterenin ormanlarndaki ara yollanna
benzeyen o geni patikada, dierlerini brakp yola kklan
yerde buldular. Uykuda yrr gibi sessizce yollarna devam
ediyorlard; arada bir garip bir biimde bedenlerinin arlnn
farkna varyorlard. Sonra Rachel anszn bard, Helen!"
Ormann kenarndaki gneli alanda, gnete bembeyaz g
rnen elbisesiyle Helenin, yambanda dirseine yaslanmay
srdren Hirstle birlikte hl ktn zerinde oturduunu
grdler. gdsel olarak durdular. Baka insanlarn karsnda
devam edemiyorlard. Bir iki dakika sessizlik iinde el ele dikil
diler. Baka insanlarla yz yze gelmeye katlanamyorlard.
Ama devam etmemiz gerek, diye srar etti Rachel sonun
da, her ikisinin de konuurken kulland o garip, donuk ses
tonuyla; byk bir abayla kendilerini ktn zerinde otu
ran iftle aralarndaki ksa mesafeyi yrmeye zorladlar.
306

Yaklarlarken Helen arkasna dnp onlara bakt. Bir sre


konumadan bakt, yaknna geldiklerinde sessizce yle dedi:
"Bay Flushingle karlatnz m? Sizi bulmaya gitm iti.
Kaybolmadnz sylediysem de, o kayboldunuz sand.
Hirst yan arkaya dnp tepesindeki apraz dallara bakacak
ekilde bam geriye all.
Ee, abanza dedi mi? diye sordu bir ryada gibi.
Hewet onun yanndaki imenlere oturup yelpazelenmeye
balad.
Scak, dedi.
Rachel, Helenin yaknnda, aa ktnn ucunda kendi
ni dengelemiti.
ok scak, dedi.
Bitkin grnyorsunuz zaten, dedi Hirst.
O aalar insan korkutacak kadar boucu, dedi Helen,
kitabn alp sayfalann arasna den kuru otlar temizlemek
iin sallarken. Sonra hepsi susup, aa gvdeleri arasndan
girdaplar yaparak nlerinden akan nehre baktlar, ta ki Bay
Flushing araya girene dek. Yz metre sollarnda, tiz bir sesle
bararak aalarn arasndan kt:
Ah, demek sonunda yolu buldunuz. Ama ge oldu - karar
latrdmzdan ok daha ge, Hewet.
Biraz kzmt; gezinin nderi olarak diktatrce davranma
eilimindeydi. Hzl hzl konuuyor, nedense ineli, anlamsz
szckler kullanyordu.
Olaan koullarda ge kalmann nemi olmazd elbette, de
di, ama mesele herkesi zamannda biraraya getirmek olunca-
Hepsini biraraya toplayarak, onlar kreklerle atanaya g
trecek sandaln bekliyor olduu nehir kysna inmelerini
salad.
Hava soumaya balamt; ay fincanlarnn banda Flushingler ene alyorlard. Onlar dinlerken, Terencea o srada
varolu iki farkl kalmanda sryormu gibi geldi. Burada
Flushingler vard, konuuyorlard, bann zerindeki boluk
ta, ykseklerde bir yerde; o ve Rachel ise birlikte dnyann di
bine dmlerdi. Ama Bayan Flushingde bir ocuun dolay307

sizliim andran bir eyin yan sra ocuu byklerinin sakl


tutmak istedii eyden kukulanmaya ynelten o igd de
vard. Canl mavi gzlerini Terencea dikip zellikle ona hitap
etti. Tekne bir kayaya arpp batacak olsa ne yapard, bilmek
istiyordu.
Kendinizi kurtarmaktan baka bir eyi umursar mydnz?
Ben umursar mydm? Hayr, hayr, diye gld, u kadarck
umursamazdm sakn bana anlatmayn. Sradan bir kadn
yalnzca iki yarat umursar, diye szlerini srdrd, ocu
unu ve kpeini; erkeklerdeyse bu saynn iki olduuna bile
inanmyorum. nsan akla ilgili ok ey okuyor - bu kadar ya
van iirlerle karlamamzn nedeni de bu. Ama gerek ya
amda ne oluyor, ha? Bu ak deil!" diye haykrd.
Terence anlalmaz bireyler mrldand. Bay Flushing ise yi
ne kibarln taknmt. Sigara iiyordu; bir taraftan karsn
yantlad.
unu her zaman aklnda tutmalsn ki, Alice, dedi, senin
yetitiriliin hi doal deil - olaand, daha dorusu. Anne
leri yokmu," diye aklad, ses tonundaki resmiyeti biraz azal
tarak; babalarysa - ok tatl bir adam olduundan kukum
yok, ama yalnzca yar atlaryla ve Yunan heykelleriyle
ilgilenirmi. Onlara kveti anlatsana, Alice.
Ahrn avlusundayd, dedi Bayan Flushing. Kn buzla
kapl olurdu. ine girmek zorundaydk; girmezsek krbalanrdk. Gl olanlar yaard - dierleri lrd. Gl olann
hayatla kalmas dediiniz ey - on ocuunuz varsa m
kemmel bir tasar!
Btn bunlar ngilterenin gbeinde, on dokuzuncu yz
ylda oluyor!" diye bard Bay Flushing, Helen'a dnerek.
ocuklarm olsayd ben de onlara tpk byle davranr
dm, dedi Bayan Flushing.
Her szck Terencem kulanda ak seik tnlyordu; ama
ne sylyorlard, kiminle konuuyorlard, havada, yksekler
de bir yerde yaltlm olan bu dsel insanlar da kimdi? ay
larn itikten sonra, ayaa kalkp teknenin pruvasndan aa
sarktlar. Gne batyordu; su karanlkt ve vine r ren308

gindeydi. Nehir tekrar genilemiti; akntnn ortasna karan


lk bir takoz gibi yerlemi kk bir adann yanndan gei
yorlard. Tepelerinde krmz klar olan kocaman iki beyaz
ku srk gibi bacaklan zerinde duruyorlard; adann kumsal
ku ayaklarnn iskelete benzer izleri dnda lekesizdi. Kyda
ki aalarn dallar her zamankinden daha arpk ve keli g
rnyordu; yapraklarn yeiliyse prl prld ve zerine altn
damlalar sramt. Sonra Hirs pruvadan sarkarak konuma
ya balad.
nsan mthi tuhaflatryor, siz de fark etmediniz mi? di
ye yaknd. Bu aalar insann sinirine dokunuyor - btn
bunlar yle lgnca ki. Tanr kukusuz deli. Aklbanda hangi
insan byle ssz bir yer hayal edip iini maymun ve timsahlar
la doldururdu ki? Burada yaasaydm deli olurdum - gz
dnm bir deli."
Terence onu yantlamaya yeltendi, ama onun yerine Bayan
Ambrose cevap verdi. Onu, her eyin nasl biraraya topland
n grmeye davet eni - u artc renklere, aalarn ekilleri
ne bakmaya. Terence tekilerden korur gibiydi.
Evet, dedi Bay Flushing. K anm ca, diye devam etti,
Hirstn kar kt insan yokluu buray anlaml klan e
yin ta kendisi. unu kabul etmelisin, Hirst, kk bir Italyan
kasabas bile btn manzaray bayalatrr, enginliinden
bireyler alp gtrrd - o ilkel grkem duygusundan. Eliy
le orman tarad; artk sessizlemeye yz tutan koca yeil kt
leye bakarken bir an duraklad. Bizi pek kk gsterdiini
kabul ediyorum - bizi, onlar deil. Kenardan aa sarkm,
nehre tkren bir sandalcy bayla iaret etti. Karm da ben
ce bunu hissediyor, kylnn zden gelen stnln-
O srada St. Jo h n la nazike tartarak onu ikna etmeye al
an Bay Flushingin szlerini frsat bilen Terence, devrilip yar
yarya suyun iine serilmi kocaman eri br bir kt ba
hane ederek Rachel' kenara ekti. Ne olursa olsun ona yakn
olmak istiyordu, ama syleyecek hibir ey bulamad. Bay
Flushingin kaptrp gittiini duyabiliyorlard, kh kars hak
knda, kh sanat hakknda, kh lkenin gelecei hakknda an
309

lamsz kk szckler havada, ykseklerde uuuyordu. Ha


va souduundan, Bay Flushing, Hirstle birlikte gverteyi
admlamaya balad. Geerlerken konumalarndan paralar
seik olarak onlara ulayordu - sanat, duygu, doruluk, ger
eklik.
Bu gerek mi, yoksa rya m? diye mrldand Rachel, on
lar getikten sonra.
Gerek, gerek," diye yantlad Terence.
Ne ki, esinti artm t; hareket etme ihtiyac h issettiler.
Topluluk battaniyelerle pelerinlerin korumas altnda yeniden
biraraya geldiinde, Terencela Rachel dairenin kart ularndaydlar; birbirleriyle konuamyorlard. Bununla birlikte, ka
ranlk kerken tekilerin szleri yanan bir kdn klleri
misali kvrlarak gzden kaybolur gibi oldu ve onlar dnya
nn dibinde sus pus otururken brakt. Zaman zaman ileri yo
un sevin patlamalaryla sarslyordu; sonra yeniden huzura
kavuuyorlard.

310

X X I. Blm

Bay Flushingin disiplini sayesinde nehrin belirli aamalarna


doru saaderde ulald; ertesi sabah kahvaltdan sonra sandal
yeler yeniden yarm daire biim inde pruvaya ekildiinde,
tekne, yolculuun snn olan yerli kampna birka kilometre
uzaklktayd. Bay Flushing, otururken, gzlerini sol kydan
ayrmamalarn tavsiye etti, az sonra ak bir alandan geecek
lerdi ve o aklkta nl kif Mackenzienin on yl kadar n
ce, uygarln hemen kysnda, hummadan ld baraka
vard - Mackenzie, diye yineledi, kimsenin gitmedii kadar
ierilere giden adam. Hepsinin gzleri uysalca o yana evrildi.
Rachel hibir ey grmyordu. Evet, sarl yeilli ekiller gz
lerinin nnden geiyordu, ama o yalnzca birinin iri, bir bakasnmsa ufak olduunu fark ediyordu; onlarn aa olduu
nu anlamyordu. Bu oraya buraya bakma talimatlar sinirine
dokunuyordu, tpk araya girmelerin dncelere gmlm
birinin sinirine dokunduu gibi, oysa hibir ey dnmyor
du. Sylenen her eye, bedenlerin amasz hareketlerine kz
yordu, bunlar sanki ona mdahale ederek Terencela konu
masna engel oluyorlard. Ksa sre sonra Helen onun dinle
mek iin hi aba gstermeksizin bir kangal ipe gzn dikip
efkrl efkrl baktn grd. Bay Flushingle St. Joh n , siyasi
311

adan lkenin gelecei ve bunun ne lde aratrld zer


ine, neredeyse aralksz yava ilerleyen bir sohbete dalmlard;
dierleriyse bacaklarn uzatm ya da enelerini ellerinin ze
rinde dengelemi, sessizlik iinde bakyorlard.
Bayan Ambrose uysal bir tavrla bakyor ve dinliyordu, ama
iten ie, herhangi bir nedene kolay kolay baglanamayacak,
huzursuz bir ruh halinin penesindeydi. Bay Flushingin ko
mutlarna uyarak sahile bakarken lkenin ok gzel ama ayn
zamanda boucu ve rktc olduunu dnyordu. Snflandramadg duygularn kurban olduunu hissetmek hou
na gitmiyordu; scak sabah gneinde tekne kayp giderken
mantkszca ilendiini hissediyordu. Bunun nedeni aina ol
mad orman myd yoksa daha belirsiz bir ey mi, karar vere
miyordu. Zihni manzaray brakm , Ridleye, ocuklarna,
yallk, yoksulluk ve lm gibi ok uzaklardaki eylere dair
kayglarla meguldu. Hirstn de ii kararmt. Bu geziyi tpk
bir tatil gibi iple ekmiti, sanki otelden bir uzaklasalar hari
ka eyler olacakt, oysa hibir ey olmamt ve burada da her
zamanki kadar rahatsz, kstlanm, sklgandlar. Bir eyi iple
ekmenin sonu buydu elbette; insan hep dkrklna uru
yordu. Byle iyi giyimli, byle resm olan Wilfrid Flushingi
suluyordu; Hewetla Rachel suluyordu. Neden konumu
yorlard ki? Sessiz, iine kapank oturularna bakt; bu grn
t onu kzdryordu. Nianlandklarn ya da nianlanmak ze
re olduklarn tahmin etti, ama bu da biraz olsun romantik ve
ya heyecan verici olmak yerine, baka her ey gibi yavand;
k olduklarn dnmek de onu kzdrd. Helena yaklap,
gvertede yalarken ne kadar rahatsz bir gece geirdiini an
latmaya balad, bazen fazla scakt, bazen de fazla souk, yl
dzlarsa yle parlakt ki uyku tutmamt. Btn gece uyank
kalarak uzanp dnm, hava grmesine yelecek kadar ay
dnlannca Tann hakkndaki iirine yirmi satr yazmt; iin
kts, Tanrnn var olduu gereini neredeyse kantlamt.
Helenin cann sklnn farknda deildi; Tanr gerekten
varsa neler olacan merak etmeye geti uzun mavi bir
sabahlk giymi, sakall, yal, alabildiine huysuz ve sevimsiz
312

bir beyefendi midir? Bir uyak nerebilir misin? Tanr, sar, da


r - hepsi kullanld; baka var m?
Helen baksayd, her zamanki gibi konumasna ramen onun
da sabrsz ve rahatsz olduunu grebilirdi. Ama yant vermesi
ne gerek kalmad, nk Bay Flushing, Orada! diye bard.
Kydaki barakaya baktlar, atsnda byk bir yark olan terk
edilmi bir yerdi, evresindeki toprak sararm, yangnlarla ha
rap olmu, zerine az ak, pasl teneke kutular salmt.
lsn burada m bulmular? diye bard Bayan Flus
hing, kifin ld noktay grme hevesiyle ne eilirken.
lsn ve tulumlarn bulmular, bir de defter, diye ya
nt verdi kocas. Ne ki, ok gemeden tekne iindekilerle bir
likle oradan uzaklat.
Hava yle scakt ki zaman zaman arlklarn teki ayakla
rna vermek ya da bir kibrit akmak dnda pek hareket etmi
yorlard. Kyya odaklanm olan gzleri ayn yeil yansmalar
la doluydu; dudaklarn hafife birbirine bastrmlard, sanki
yanndan getikleri grntler dncelere yol ayordu, yal
nz yan bilinli olarak Tanrya uyaklar arayan Hirstn dudak
lar arada bir kprdyordu. Dierlerinin dncelerine gelince,
uzunca bir sre kimse bir ey sylemedi. ki yanlarndaki
aalan duvara yle almlard ki k anszn artarak yaylp
aalar sona erince irkilerek yukar baktlar.
Ingilteredeki parklan anmsatyor, dedi Bay Flushing.
Gerekten de hibir deiiklik bundan byk olamazd.
Nehrin her iki kysnda imlerle kapl, ekili, bakml bir bah
eye benzeyen ak bir alan uzanyordu, kk tmseklerin
tepelerinde zarafetle duran aalarla evredeki incelik ve d
zen, buraya insan eli dediini gsteriyordu. Gz alabildiine
uzanan bu imenlik ngilteredeki eski parklarn dalgal hare
keliyle ykselip alalyordu. Manzara deiiklii doal olarak
bir konum deiiklii anlamna geliyordu, ou buna minnet
tar oldu. Ayaa kalkp parmaklklardan sarktlar.
Su sar iekleri olan aly kesseniz, diye szlerini sr
drd Bay Flushing, Arundela ya da Windsora benzeyebilir;
vay canna, bakn!
313

Yan yana sralanm kahverengi srtlar, bir an durakladktan


sonra dalgalarn zerine atlar gibi bir hareketle srayarak gz
den kayboldular.
Bir an iin hibiri gerekten ak havada canl hayvanlar
grdne inanamad - bir yaban geyii srs; bu grnt
ocuksu bir heyecan uyandrarak kasvetlerini datt.
Bugne dek yaban tavanndan byk bir ey grmemi
tim ! diye bard Hirst, samimi bir heyecanla. Kodakm ge
tirmemekle nasl da budalalk etmiim!
Ksa sre sonra tekne ar ar yavalayarak durdu; kaptan,
Bay Flushinge sahilde bir gezintiye kmann yolcularn hou
na gideceini aklad; bir saat iinde dnebilirlerse onlar k
ye gtrecekti; yrmeyi yelerlerse -buradan sonras yalnz
ca bir buuk iki kilometreydionlar indikleri yerde karlaya
cakt.
Mesele karara balannca bir kez daha sahile brakldlar:
Sandalclar kuru zmleriyle ttnlerini karp parmaklkla
ra yaslanarak, ceketleri ve elbiseleriyle yeilliin zerinde .ok
tuhaf grnen alt ngilizin uzaklamasn izlediler. Yakksz
bir nkte hepsini kahkahalara bodu; sonra dnp rahata
gvertede uzandlar.
Karaya kar kmaz Terencela Rachel dierlerinden biraz
ileride biraraya geldiler.
Tanrya kr! diye bard Terence, derin bir soluk ala
rak. Sonunda babaayz.
nden gidersek konuabiliriz, dedi Rachel.
Yine de, dierlerinden birka metre ilerideki konumlan on
lara istedikleri eyleri syleme olana verdii halde, her ikisi
de suskundu.
Beni seviyor musun? diye sordu Terence sonunda, sessiz
lii binbir gayretle bozarak. Konumak da susmak da aba ge
rektiriyordu, nk sustuklar zaman birbirlerinin varln
iddetle hissediyorlard, ama szckler ya ok nemsiz ya da
ok bykt.
Rachel, Ya sen? diye biten anlalmaz bireyler mnldand.
Evet, evet, diye yant verdi Terence; ama sylenecek ok
314

ey vard ve artk babaa olduklarna gre birbirlerine daha


da yaknlamalar, son konumalarndan bu yana bym
olan bir engeli amalar gerekiyordu. Bu, gt, hatta rkt
cyd, tuhaf bir biimde utan vericiydi. Bir an keskin gr
l oluyordu, bir sonraki an kafas karyordu.
imdi batan balayacam," dedi kararllkla. Sana daha
nce sylemem gereken eyleri syleyeceim. ncelikle, daha
nce hi k olmadm ama baka kadnlarla birlikte oldum.
Sonra, byk kusurlarm var. ok tembelim, ruh halim dei
k en - Rachelm itirazna ramen diretti, En kt yanlanm
bilmen gerek. ehvetliyim. Bir bounalk -b eceriksizlik- duy
gusunun tutsaym. Herhalde sana hi evlenme teklif etme
mem gerekirdi. Birazck zppeyim; hrslym -
Ah, kusurlarmz! diye haykrd Rachel. Kusurlarmzn
ne nemi var k i? Sonra, Ben k mym - k olmak bu
m u - birbirimizle evlenecek miyiz? diye sordu.
Racheln sesinin ve varlnn bysne kaplan Terence
bard, Ah, sen zgrsn, Rachel. Senin iin zamann hi
nemi yok, ya da evliliin, ya d a -
Dierlerinin sesleri bir uzaklap bir yaknlaarak arkalarn
da, havada uuuyordu; Bayan Flushingin kahkahas aka
iitiliyordu.
Evliliin mi? diye yineledi Rachel.
Arkalarnda, yine fazla sola saptklar iin onlar uyaran ba
rlar duyuldu. Terence rotalarn dzelterek, Evet, evlili
in, diye devam etti. Rachel onun hakkmdaki her eyi ren
medike birleemeyecekleri duygusu, bir kez daha aklama
yapmak iin abalamasna neden oldu.
imde kt olan ne varsa, nelere kalandysam - ktnn
iyisi-
Rachel mrldand, kendi hayatn gzden geirdi, ama haya
lnn ona imdi nasl grndn tarif edemedi.
Ve yalnzlk!" diye devam etti Terence. Londra caddele
rinde birlikle yry yaptklarn hayal etli. Birlikle yr
ylere karz, dedi. Bu fikrin yalnl onlar rahatlatt; ilk
kez gldler. Cret edebilseler el ele tutumak holarna gi
315

decekti, ama arkalarndan onlar szen baklarn hl farkndydlar.


Kitaplar, insanlar, grntler - Bayan Nut, Greeley, Hutchinson, diye mrldand Hewel.
nceki gnden bu yana onlar saran, birbirlerine gerekd
grnmelerine neden olan sis her szckle biraz daha dal
yor, iletiimleri giderek doallayordu. Gneyin boucu man
zarasnda ilerlerken, tandklar dnya daha nce hi grme
dikleri kadar berrak ve canl grnyordu. O gn otelin pen
ceresinde otururken olduu gibi, dnya Rachelm baklar al
tnda bir kez daha byk bir canllkla ve hakiki orantlaryla
dzenlendi. Rachel zaman zaman Terencea merakla bakp gri
ceketini, erguvan rengi kravatn inceliyordu; hayalnn geri
kalann birlikte geirecei adam gzlemliyordu.
Bu baklardan birinin ardndan mrldand, Evet, m.
Hi kuku yok; sana m.
Buna ramen rahatsz edici bir uzaklkta kalmay srdrd
ler; Rachel konuurken aralarnda hi mesafe yokmu gibi bir
birlerine sokuluyorlar, bir sonraki anda yine ayr ve uzak olu
yorlard. Bunu ac iinde hisseden Rachel bard, Bu bir sa
va olacak.
Ne ki, Terencea baktnda gzlerinin biiminden, aznn
evresindeki izgilerden ve baka ayrt edici zelliklerinden,
ondan holandn anlad ve ekledi:
Ben savamak isterken, sen efkatlisin. Benden daha zarif
sin; ok daha zarifsin.
Terence, tpk onun gibi, Racheldan holanmasna yol aan
kendine zg, kck eyleri fark ederek, baklarna karlk
verip glmsedi. Rachel sonsuza dek ona aitti. Bu engel ald
na gre ikisinin de nnde saysz gzellikler uzanyordu.
Daha zarif deilim, diye yant verdi. Yalnzca daha by
m, daha tembelim; kadn deil, erkeim.
Erkek, diye yineledi Rachel; garip bir sahip olma duygu
suna kaplarak, anszn arlk ona dokunabileceini fark etti;
elini uzatp hafife onun yanana dokundu. Terencen par
maklar Rachel'nkilerin pei sra ayn yere geldi; kendi par316

maklanmn yzne dokunuu, o ezici gerekdtlk duygusu


nu geri getirdi. u bedeni gerekdyd; btn dnya gerekdyd.
Neler oldu? diye balad. Neden sana evlenme teklif et
tim? Nasl oldu bu?
Hayretle, Bana evlenme mi teklif etlin?" dedi Rachel. Bir
birlerinden uzaklara dalp gittiler; ikisi de neler konuulduu
nu hatrlayamad.
Yere oturmutuk, diye anmsad Terence.
Yere oturmutuk, diyerek onu onaylad Rachel. Yere otur
malarnn ans onlar yeniden birletirm i gibiydi; sessizlik
iinde yrmeye devam ettiler, zihinleri kimi zaman glkle
alyordu, kimi zamansa almay kesiyor, yalnzca gzleri
evrelerindeki eyleri alglyordu. Terence yine ona kusurlarn
ve onu neden sevdiini anlatmaya giriiyordu; Rachel u ya da
bu zamanda neler hissettiini betimliyordu ve birlikte onun
duygularn yorumluyorlard. Seslerinin tns o denli gzeldi
ki yava yava o seslerin biimlendirdii szckleri dinleme
meye baladlar. Szlerinin arasna uzun sessizlikler giriyordu,
bunlar artk mcadelenin ve kafa karklnn sessizlikleri
deil, iinde ufak tefek dncelerin kolayca hareket ettii ta
zeleyici sessizliklerdi. Doal bir tavrla sradan eylerden sz
etmeye baladlar, ieklerden, aalardan, urada memleket
lerindeki bahe iekleri gibi nasl da kpkrmz bydkle
rinden ve burada arpk, yal bir adamn kolu gibi kvrk, eri
br olduklarndan.
Rachel, neredeyse damarlarnda ark syleyen kann, ya da
derenin talar zerinden akan suyunun bilincine varrcasna,
usulca ve sessizce, iindeki yeni bir duygunun bilincine vard.
Bir an bunun ne olduunu merak etli; sonra, bu kadar tann
m bir eyi kendi ahsnda grmekten biraz akn, kendi
kendine yle dedi:
Bu, mutluluk galiba. Sonra yksek sesle Terencela konu
tu, Bu, mutluluk.
O szn bitirmeden Terence, Bu, mutluluk, diye yant
verdi, bunun zerine bu duygunun ikisinin iinde de ayn za
317

manda doguverdigini tahmin ettiler. Bylece, unun bunun


onlara ne hissettirdiini betimlemeye baladlar; ne kadar ben
zerdi, yine de ne kadar farkl; nk onlar ok farklydlar.
Arkalarndan haykran sesler, imdi iine gmldkleri su
lara hi ulamad. Hevvetn adnn ksa, kopuk hecelerle yine
lenii, onlara kuru bir daln trts ya da bir kuun kahkahas
gibi geliyordu. Drt bir yanlarnda imenler ve meltemler m
rldanp sesler karrken, imenlerin hrtsnn gitgide yk
seldiini ve meltemin dinmesiyle kesilmediini hi fark etme
diler. Demir gibi bir el pat diye Racheln omzuna kondu; gk
ten yldrm da dm olabilirdi. Rachel yere kapakland; i
menler gzlerini krbalad, azna, kulaklarna doldu. Salla
nan saplarn arasndan, gkyzne kar, iri, biimsiz bir ekil
grd. Helen, tepesindeydi. Kh yalnzca yeil ormanlara, kh
yukardaki mavi ge bakarak bir o yana bir bu yana yuvar
landndan dili tutulmu, neredeyse duyularn yitirmiti. So
nunda hareketsiz uzand, evresindeki, nndeki btn i
menler soluuyla sallanyordu. Tepesinde iki koca kafa belirdi,
bir adamla bir kadnn, Terence'la Helenin kafalar.
ikisi de kzarmt, ikisi de glyordu, dudaklar kprdyor
du; Racheln stnde, havada biraraya gelip ptler. Krk
dkk konuma paralar aaya, topran zerindeki Rachela ulayordu. Aka, evlilie dair szler iittiini sand. Dik
leip oturunca o da Helenin yumuak bedeninin, gl, ko
nuksever kollarnn ve tek dalga halinde kabarp patlayan en
gin mutluluun farkna vard. Bu kaybolup da bir kez daha i
menler aada kalnca, gkyz yatay duruma gelince, yery
z iki yana doru dmdz serilince, aalar dimdik durunca,
az tede sabrla dikilen insan suretlerinin oluturduu kk
sray ilk fark eden o oldu. Bir an, kim olduklarn karamad.
Onlar kim? diye sordu; sonra anmsad.
Bay Flushingin arkasnda sra olurken, onun izmesinin
burnuyla Rachelm eleinin kenar arasnda en azndan
metre uzaklk brakmaya dikkat elliler.
Bay Flushing onlar nehir kysndaki yeil dzlkten gei
rip bir koruya gtrd ve insan yerleimi izlerine dikkatlerini
318

ekti. Aalarn arasndaki imenler kararm, ktkler kav


rulmutu; aalarn birbirinden uzaklat yerde, bir yay ize
rek biraraya toplanm tuhaf, tahta yuvalar, gezilerinin hedefi
olan ky grnyordu.
Tedbirli admlarla ilerleyip, gen biiminde topraa melmi, hasr rerek ya da anaklarn iinde bir ey yourarak el
lerini oynatan kadnlar incelediler. Ama gizlice biraz baktk
tan sonra fark edildiler; ak alann merkezine doru ilerleyen
Bay Flushing, ngiliz erkeinin bedenini gze irkin ve doal
lktan uzak gsteren kemikli ve ukur hatlara sahip, ince, ha
metli bir adamla konumaya dald. Kadnlar yabanclara aldr
madlar, yalnzca elleri bir an duraklad ve uzun, ensiz gzleri
kayarak, konum ann aamayaca kadar birbirinden ayr,
apayr olan insanlarn kprtsz, ifadesiz bakyla onlarn ze
rine sabidendi. Eller yeniden hareketlendi, ama baklar zer
lerinden ayrlmad. Yrrlerken, ieride keye yaslanm t
fekleri, yerdeki anaklar, saz istiflerini seebildikleri barakala
r incelerlerken, baklar onlar takip etti; akam karanlnda
bebeklerin ciddi gzleri onlar seyretti; yal kadnlar dik dik
baktlar. Ortalkta gezinirlerken, bacaklarnn, bedenlerinin,
balarnn zerinden geerek onlar izleyen bu baklarda d
manlk da yok deildi, tpk bir k sineinin srn gibi.
aln syrp gsn bebeinin dudaklarna aan bir kadnn
gzleri yzlerinden hi ayrlmad, huzursuz oldular ve sonun
da, orada daha fazla dikilip kadna bakmaktansa baka tarafa
dndler. Kendilerine sunulan ekerlemeleri almak iin koca
man krmz ellerini uzattlar; igdleriyle hareket eden bu
yumuak insanlarn arasnda kendilerini hantal admlarla y
ryen, dar ceketli askerler gibi hissettiler. Ama ok gemeden
kydeki yaamn iine karp gittiler; kimse onlara aldrmamaya balad. Kadnlarn elleri yeniden hasrlarla megul oldu;
gzleri aaya evrildi. Sadece barakadan bir ey alp getir
mek, babo dolaan bir ocuu yakalamak ya da balarnn
zerinde dengeledikleri bir kavanozla meydandan gemek iin
harekete geiyorlar, tiz, anlalmaz bir haykrla konuuyor
lard. Bir ocuk dvlrken sesler ykseliyor, tekrar alalyor
319

du; bir arkyla sesler ykseliyor, biraz yukarya, biraz aaya


kayyor, yeniden ayn alak, hznl notaya yerleiyordu. Bir
birlerini arayan Terencela Rachel birlikle bir aacn alma e
kildiler. Onlara bakmaktan vazgeen kadnlarn ilkin huzurlu,
hatta gzel gelen grnts, imdi kendilerini souk ve mah
zun hissetmelerine neden oluyordu.
Ee, diye iini ekti Terence sonunda, biz nemsiz kaldk,
yle deil mi?"
Rachel ona katld. Bylece sonsuza, sonsuza dek srp gi
decek, dedi, aalarn altnda oturan u kadnlar, aalar, ne
hir. Dndler ve fark edilme korkusu olmakszn birbirleri
nin kollarna yaslanarak aalarn arasnda yrmeye bala
dlar. k olduklarna, mutlu olduklarna, memnun oldukla
rna dair birbirlerine bir kez daha gvence vermeye baladk
larnda fazla uzaklam am alard; ama k olmak neden bu
kadar ac vericiydi, mutluluun iinde neden bu kadar ok
ac vard?
Kyn grnts hepsinde farkl, ama kesinlikle garip bir
etki brakmt. S. John dierlerinden ayrlm, aaya, nehre
doru ar ar yryordu, kendi dncelerine gmlmt,
ac ve mutsuz dnceler, nk kendini yalnz hissediyordu;
yerli kadnlarn arasndaki gneli alanda tek bana duran
Helen ise felaket nsezilerinin karsnda savunmaszd. Aa
gvdelerine trmanan duygusuz hayvanlarn lklar, bir
yksekten bir alaklan, kulaklarnda nlyordu. Aalarn
arasnda gezinen kk suretler ne kadar ufak grnyorlar
d! Btn varlyla, erkeklerle kadnlarn kck kol ve ba
caklarnn, incecik damarlarnn, bu kocaman aalarla, derin
sularla karlatrldnda byle kolayca yrtlp hayatn kavermesine izin veren narin etlerinin bilincine vard. Den bir
dal, kayan bir ayak; ite, toprak onlar ezmitir ya da su boguvermitir. Byle dnrken, gzlerini endieyle klarn s
tnden ayrmyordu, sanki byle yaparak onlar kaderlerinden
koruyabilecekti. Arkasna dnnce Flushingleri yanbanda
buldu.
Satn aldklar eyler hakknda konuuyor, gereklen eski
320

mi, uralarnda buralarnda Avrupa etkisinin iaretleri yok


mu, diye tartyorlard. Helena bavurdular. Bir broa, ardn
dan bir ift kpeye bakmak zorunda kald. Ama btn bu za
man boyunca Helen bu geziye geldikleri, fazla uzaa gitmeye
cret edip kendi kendilerini savunmasz braktklar iin onla
r sulayp durdu. Ardndan, toparlanp konumaya alt,
ama birka saniye sonra kendini gn ortasnda Ingilterede bir
nehirde alabora olmu bir tekne resmi hayal ederken yakalad.
Biliyordu, byle eyler hayal etmek hastalklyd; yine de aa
larn arasnda tekilerin suretlerini aryor, grr grmez de
gzlerini onlardan ayrmyordu, bylece onlar felaketten ko
rumay baarabilirdi.
Ne ki gne batp da alana gerisin geri dnerek buharyla
uygarla doru yol almaya balaynca, korkular yeniden ya
tt. Yar karanlkta gvertedeki sandalyeler ve zerlerinde
oturan insanlar, azn, yanmakla olan minicik bir noktayla,
kolunsa, puro ya da sigara dudaklara doru kaldrlp indirilir
ken ayn noktann bir yukar bir aa hareket etmesiyle belir
lendii keli ekillerdi. Karanlktan szckler geiyordu, ama
nereye dtkleri bilinmediinden, canllktan ve zden yok
sun gibiydiler. Bayan Flushingin ahsn temsil eden iri beyaz
tmsekten, biraz bastrlmaya allmakla birlikte, dzenli i
ekiler geliyordu. Uzun ve ok scak bir gn gemiti; imdi
ise tm renkler silindiinden, serin gece havas yumuack
parmaklarla gzkapaklarna bastrarak onlar mhrler gibiy
di. Anlald kadaryla St. John Hirste yneltilmi olan felsefi
bir sz, hedefini skalayarak, bir esneme tarafndan yutuluncaya dek havada yle uzun bir zaman boyunca asl kald ki, l
d kabul edildi; bu da bacaklarn kprdanmas ve uyku
hakkmdaki mrldanmalar iin bir iaret oldu. Beyaz tmsek
hareketlendi, sonunda uzayarak gzden kayboldu; birka d
nten, birka admdan sonra St. Joh n la Bay Flushing de eki
lerek geride hl sessiz bedenin igal ettii sandalye
braktlar. Direin tepesindeki bir lambadan gelen k, ve yl
dzlarla solgun bir gkyz, onlar yz hatlarndan yoksun e
killere dndrmt; ama bu karanlkta bile, dierlerinin e
321

kilmesi birbirlerine ok yakn hissetmelerini salyordu, n


k hepsi ayn eyi dnyordu. Bir sre kimse konumad,
sonra Helen iini ekerek, Demek ikiniz de ok mutlusu
nuz?" dedi.
Sesi havada ufalanrcasma, olaandan daha tinsel ve yumu
ak kmt. Az teden gelen sesler onu yantlad, Evet.
Helen karanlkta ikisine de bakyor, Terence ayrt etmeye
alyordu. Ne syleyebilirdi ki? Rachel onun koruyuculuu
nun tesine gemiti. Bir ses kulaklarna ulaabilirdi, ama bir
daha asla yirmi drt saat nceki kadar etkili olamayacakt. Yi
ne de, yatmaya gitmeden nce bir konuma yapmas yerinde
olurdu. Konumak istiyordu, ama tuhaf bir biimde kendini
yal ve bunalml hissediyordu.
Ne yaptnzn farknda m snz? diye sordu. Rachel
gen, ikiniz de gensiniz; evlilik- Burada kesti. Ama sanki bir
de hasretlerm iesine devam etmesi iin yalvarrlarken
seslerinde yle bir ciddiyet vard ki, unu eklemeye ikna oldu:
Evlilik! eh, hi de kolay deildir.
Bizim bilmek istediimiz de bu, diye yantladlar; Helen, o
srada birbirlerine bakyor olduklarn tahmin etli.
Bu her ikinize de bal," dedi. Yz Terence'a dnkt; Te
rence onu pek gremese de, gerekte szlerinin onun hakkn
da daha ok ey renme arzusunu gizlediine inanyordu. Ya
r uzanm konumunu deitirip dikleerek, bilmek isledikle
rini ona anlatmaya geti. Helenin kasvetini datmak iin ola
bildiince tasasz bir tavrla konuuyordu.
Yirmi yedi yandaym; ylda yaklak yedi yz sterlinim
var, diye balad, iyi huylu saylrm; her ne kadar Hirst gut
hastal belirtileri seziyorsa da salm mkemmel. Hmm,
sonra, ok zeki olduumu dnyorum. Onay beklemesine
duraklad.
Helen onaylad.
Ama, ne yazk ki olduka tembelim. Eer istiyorsa Racheln aklszlk etmesine izin vermek niyetindeyim ve - Btn
olarak ele aldnzda beni baka bakmlardan tatmin edici bu
luyor musunuz? diye sordu utanga bir tavrla.
322

Evet, tandm kadaryla seni beeniyorum," diye yant


verdi Helen. Bununla birlikte - insan pek az ey bilebiliyor.
Londra'da yaayacaz, diye szlerini srdrd Terence,
v e- Anszn, bir azdan, onlar tand en mutlu insanlar
sayp saymadn sordular.
Sessiz olun, diye onlar durdurdu Helen. Bayan Flushingi unutmayn. Arkamzda.
Sonra hepsi sustu; Terencela Rachel, mutluluklarnn He
leni zdn hissettiler; kendilerinden konumak iin can
attklar halde, bunu yapmadlar.
Kendi hakkmzda ok fazla konutuk, dedi Terence. Siz
anlatn-
Evet, sen an lat- diye tekrarlad Rachel. kisi de herkesin
ok derin eyler syleyebileceine inanacak bir ruh hali iin
deydi.
Ne anlataym ki? diye dnd Helen, bir iletiyi dile geti
ren bir khin gibi deil de, daha ok, kendi kendine geliig
zel konuarak. Kendini konumaya zorluyordu.
Rachel paylyorum ama sonunda ben de ondan daha akll
deilim. Daha bym elbette, yolun yarsna geldim; sizse
yeni balyorsunuz. Bu, insann kafasn kartryor - kimi za
man galiba insan dkrklma uratyor; byk eyler insa
nn bekledii kadar byk olmuyor belki de -am a ilgin- Ah,
evet ilgin bulacanz kesin - ite byle srp gidiyor, o s
rada Helenin bakmakta olduu karanlk aalarn geit tre
nini fark ettiler, insan hi beklemedii yerlerde hazla karla
yor (babana yazmalsn); ok mutlu olacaksnz, hi kukum
yok. Ama benim yatmam gerek; aklnz varsa siz de on dakika
sonra yatarsnz, bu nedenle, ayaa kalkp nlerinde durdu,
neredeyse tm yz hatlar silinmiti ve ok iriydi, yi gece
ler. Perdenin arkasna geti.
Helenin onlara tand on dakikann byk blmnde
sessizlik iinde oturduktan sonra, ayaa kalkp parmaklklar
dan aa sarktlar. Przsz kara su, hzla ve sessizce altlarn
dan kayp gidiyordu. Arkalarnda bir sigarann kvlcm gz
den kayboldu. Gzel bir ses, diye mrldand Terence.
323

Rachel onaylad. Helenin sesi gzeldi.


Bir sessizlikten sonra, ban kaldrp gkyzne bakarak
sordu, Gney Amerika'da bir nehirde, bir atanann gverte
sinde miyiz? Ben Rachel mym, sen Terence msn?
Koca kara dnya evrelerini kaplamt. Onlar suda kayarak
ilerlerken dnyann sn rsz bir kalnl ve dayankll
varm gibi grnyordu. Sivri aa tepelerini, kl, yuvarlak
aa tepelerini seebiliyorlard. Gzlerini aalardan kaldrp
yldzlara ve aalarn stndeki solgun gkyz eridine dik
tiler. Sonsuz uzaklktaki kra tutmu kl kk noktalar
gzlerini alyor ve kendi zerlerine sabitliyordu, yle ki, par
maklklar kavrayan ellerinin, birbirinden ayr yan yana duran
bedenlerinin bir kez daha farkna vardklarnda, orada uzun
sre kalmlar gibi, ok byk bir mesafeden dmler gibi
hissettiler.
Beni tmyle unuun, diye sitem etli Terence, Racheln
koluna girip gverteyi admlamaya balarken, oysa ben seni
hibir zaman unutmuyorum.
Ah, hayr, diye fsldad Rachel, unutmamt, yalnzca yl
dzlar - gece karanlk.
Yuvasnn iinde yar uykuda bir ku gibisin, Rachel. Uyu
yorsun. Uykunda konuuyorsun.
Yan uykuda, krk dkk szckler mrldanarak, teknenin
pruvasnn a yapt yerde durdular. Tekne nehir aa kayp
gidiyordu. O srada gvertede bir zil ald; iki yanlannda a
ldayan suyun prtsn duydular; uykusundan srayan bir
ku bir kez crlad, uup yandaki aaca kondu, yine sustu. Sa
vurganca zerlerine yaan karanlk, ilerinde yaama dair pek
az duygu brakyordu, karanln iinde birlikte orada duruyor
olmalar dnda.

324

X X II. Blm

Karanlk kt, ama yeniden kalkt; her yeni gn yeryzne


alabildiine yaylarak onlar, ne istediklerini ormanda birbirle
rine anlatmak zorunda kaldklar o tuhaf gnden uzaklatrr
ken, byle bir niyetlerinin olduu bakalarna da akland ve
sre iinde bu niyet, kendilerine biraz tuhaf gelmeye balad.
Belli ki olan olaand bir ey deildi; birbirleriyle evlenmek
zere nianlanm bulunuyorlard, olan buydu. Byk lde
otelden ve kkten oluan dnya, iki insann evlenecek olma
sndan honutluk duyduunu ifade ediyor, o dnyann devam
etmesi iin yaplmas gereken ilere katlmalarnn beklenme
diini, bir sreliine ortadan kaybolabileceklerini anlamalar
na izin veriyordu. Buna uygun olarak, yalnz braklyorlard,
ta ki usuz bucaksz bir kilisede oynarlarken kap zerlerine
kapatlm gibi sessizlii hissedene dek. Yalnz yrmeye, yal
nz oturmaya, ieklerin hi koparlmam, aalarn yapayal
nz olduu gizli yerleri ziyaret etmeye itiliyorlard. Yalnz kal
dklarnda, baka erkeklerle kadnlarn kulaklarna tuhaf
biimde rahatsz edici gelecek olan, o gzel ama fazlasyla en
gin arzular ifade edebiliyorlard - kendi iki kiilik dnyalar
onlara nasl grnyorsa yle olan bir dnyaya, insanlann bir
birini yakndan tand, bundan tr birbirini iyi olanla yar
325

glad ve kavga etmek zaman boa harcamak olacandan


birbiriyle hi kavga etmedii bir dnyaya duyulan arzulan.
Kitaplar arasndayken, darda gnein altndayken ya da
rahatsz edilmeksizin bir aacn glgesinde otururken byle
konulardan konuuyorlard. Artk utanmyorlard, kendini
ifade edemeyen anlamlarla yar boulmu da deillerdi; bir
birlerinden korkmuyorlard, kvrla kvrla akan bir nehirden
aa inen gezginler gibi keyi dndklerinde apansz gzel
liklerle gzleri kamamyordu; beklenmeyen gereklemiti,
ama sradan olan bile sevilmeye deerdi ve pek ok bakmdan
esritici ve gizemli olana yeglenirdi, nk tazeleyici bir katl
vard ve aba gerektiriyordu; byle koullar altnda aba,
aba deil, keyifti.
Rachel piyano alarken Terence onun yannda olurm u,
arada srada kurunkalemle yazd bir szckten anlald
kadaryla, dnyay kendisine grnd gibi biim lendir
mekle urayordu, Rachella evlenecek olmas dnyann ona
nasl grnm esine neden oluyorsa yle. Dnya kesinlikle
farklyd. Sessizlik adl kitap artk ayn kitap olmayacakt. Ka
lemini brakp gzlerini nne dikiyor, dnyann hangi ba
kmlardan farkl olduunu merak ediyordu - belki de daha
fazla katl, daha fazla tutarll, daha fazla nemi, daha ok
derinlii vard. Aa, yeryz bile bazen ona ok derin grn
yordu; tepeler, kentler, tarlalar halinde yontulmamt da ko
ca ktleler halinde ylmt. Her defasnda on dakika bo
yunca pencereden dar bakyordu; ama hayr, insanolundan arndrlm bir yeryzn nemsemiyordu. nsanlar se
viyordu -y le sanyordu ki onlar Racheln sevdiinden daha
ok seviyordu. te oradayd, mziinin banda cokuyla sal
lanyordu, Terence' neredeyse u n u tm u tu - ama Terence
onun bu niteliini seviyordu. Bunun onda yaratt duygu
suzluu seviyordu. Sonunda, kenarlarna ilitirilmi soru pu
sulalaryla bir dizi kk cm leyi yazya dktkten sonra
yksek sesle yorum yapt, Kadnlar - Kadnlar balnn al
tna yle yazdm:
Aslnda erkeklerden kibirli deiller. Ciddi hatalarnn o
326

unun temelinde zgven eksiklii var. Hemcinslerinden ho


lanm am alar geleneksel mi yoksa olgulara m dayanyor?
yimser biri olarak, her kadn, znde o kadar da hovarda de
il, nk dnmyorlar. Ne diyorsun, Rachel? Elinde kur
unkalemi, dizinin stnde bir kt yaprayla duraklad.
Rachel hibir ey sylemedi. Beethovenin ge dnem sonat
larndan birinin yaln sarmalnda yukarlara, yukarlara tr
manyordu, tpk nce canllkla, sonra daha zahmetli bir a
bayla ayaklarn birbirinin nne atarak harap bir merdiven
den kan biri gibi, la ki daha yukar kamayp tekrar en dip
ten balamak zere koa koa dnene dek.
Dier yandan, kadnlarn erkeklerden daha saduyulu ve
daha az idealist olduklarm sylemek imdi moda, dikkate de
er lde rgtlem e yeteneklerinin olduunu, ama onur
duygularnn bulunmadn sylemek de yle -onur, bu eril
deyile ne anlatlmak istendii pheli?- sizin cinsinizde buna
ne karlk geliyor? Ha?
Bir kez daha merdivenine saldran Rachel, cinsinin srlarm
ortaya dkebilecei bu frsat da gzard etti. Gerekten de bil
geliin peinde yle ok ilerlemiti ki bu srlar rahatsz edil
meksizin dinlenmeye brakmt; bunlarn felsefi olarak tart
lmas daha sonraki bir kuak iin ayrlm gibi geliyordu
ona.
Sol eliyle son bir akordan aa paldr kldr indikten sonra
anszn Terencea doru dnp sonunda bard:
Hayr, Terence, yaran yok; ben, Gney Amerikadaki en iyi
mzisyen, Avrupayla Asyay saymyorum bile, buradaym ve
senin bu odada olup iki saniyede bir araya ginnen yznden
bir tek nota bile alamyorum.
Son yanm saattir amaladm eyin bu olduunu anlama
dn galiba, dedi Terence. Gzel, basit namelere itirazm yok
- gereklen de onlan edebi oluumum iin ok yararl buluyo
rum, ama u tr bir ey dpedz yamurda arka ayaklan ze
rinde dnp duran talihsiz yal bir kpee benziyor.
Masann zerine salm, arkadalarnn tebriklerini onlara
ileten kk mektup ktlarn evirip evirmeye balad.
327

'-m m kn olan tm mutluluklarn sizin olmas dileiy


le," diye okudu: yerinde szler, ama ok da canl deil, yle
deil mi?
Dpedz samalk onlar! diye bard Rachel. Seslerle
karlatrldnda szckleri dnsene! diye devam etti.
"Dnsene, romanlar, oyunlar, tariheler- Masann kenarna
tneyip kmser bir edayla krmzl sarl ciltleri kartrd.
Kendini insanolunun tm bilgisine tepeden bakabilecei bir
konumda gryordu. Terence da kitaplara bakt.
Tanrm, Rachel, gerekten sprnt okuyorsun! diye ba
rd. Hem zamann da gerisindesin, canm. Artk kimse bu
tr eyler okumay aklndan bile geirmiyor -toplum sorunla
rn ileyen modas gemi oyunlar, dou yakasndaki yaamn
yrek paralayan betim lem eleri- ah, hayr, bunlarn hepsini
kerttik. iir oku, Rachel, iir, iir, iir!
Kitaplardan birini alp yazarn ngilizcesinin ksa tiz havla
masn hicvederek yksek sesle okumaya balad; ama Rachel
hi ilgilenmedi; dnerek geirdii bir srenin ardndan y
le bard:
Terence, sana da hi dnya dev madde ktlelerinden olu
uyormu, bizse k paracklarndan baka bir ey deilmiiz
gibi geliyor m u - gnein, halnn zerinde ve duvarda titre
en yumuack beneklerine bakt - unlar gibi?
Hayr, dedi Terence, kendimi kat hissediyorum; fazla
syla kat; sandalyemin ayaklan yeryznn derinliklerine
kk salm bile olabilir. Ama, hatrlyorum da, Cambridgede
sabahn beinde insann yar koma hallerine girdii gln
anlar oluyordu. Hirst imdi yle olmal - ah, hayr, Hirs
yapmaz.
Rachel szlerini srdrd, Bizi piknie davet eden pusula
nn geldii gn, imdi senin oturduun yerde oturmu bunu
dnyordum; acaba yine yle dnebilecek miyim? Acaba
dnya deiti mi? eer yleyse, deimeyi ne zaman durdura
cak ve gerek dnya hangisi?
Seni ilk grdmde, diye sze balad Terence, tm ya
amn inciler ve yal kemikler arasnda geirmi bir yarata
328

benzediini dnmtm.* Ellerin slakt, hatrlyor musun;


ben bir para ekm ek verene kadar tek szck etm em itin;
sonra nsanlar! demitin.
Ben de senin - fazilet zppesinin teki olduunu dn
mtm, diye anmsad Rachel. Hayr; pek yle deil. Karn
calar bir para dil aryorlard; sen ve St. Joh n n o karncalar
gibi olduunuzu dnmtm - ok byk, ok irkin, ok
hareketli, tm erdemleriniz srtnzda. Bununla birlikte, senin
le konuunca senden holandm -
Bana k oldun," diye onu dzeltti Terence. Bandan be
ri bana ktn, yalnzca bunu bilmiyordun.
Hayr, sana hi k olmadm, dedi Rachel kesin bir tavrla.
Rachel -n a sl bir yalan b u - pencerem e bakarak burada
oturmadn m gnein altnda bayku gibi otelin evresinde
dolamadn m -?
Hayr, diye yineledi Rachel, k olmak insanlarn syledi
i gibi bir eyse ben hi k olmadm; yalanlan syleyen dn
ya, ben doruyu sylyorum. Ah, ne yalanlar - ne yalanlar!
Evelyn M.den, Bay Pepperdan, Bayan Thornburyden, Ba
yan Allandan ve Susan Warringondan gelen bir avu mektu
bu buruturdu. Bu insanlarn birbirlerinden ne kadar farkl ol
duklar gz nnde bulundurulduunda, Rachelm nianlan
masn kutlamak iin mektup yazarken neredeyse ayn cmle
leri kullanmalar tuhaft.
Bu insanlardan herhangi birinin onun hissettiklerini hisset
mi veya hissedebilecek olmas ya da bir saniyeliine bile bunu
becerebilirmi gibi yapmaya haklarnn olmas, onu tpk kilise
deki ayin gibi, tpk hastane hemiresinin yz gibi dehete d
ryordu; bir eyi hissetmiyorlarsa neden tutup hissedermi
gibi yapyorlard? Racheln, ona duyduu akla younlap de
yim yerindeyse artk tek bir kvlcmda toplanm olan, genli
(* ) Virginia Woolf bir kez daha Shakespcarcin Frtnalndan Arieln arksna
gnderme yapyor
Tam be kula derinde yatyor babanz,
Kemiklerinden mercanlar olutu:
u inciler onun gzleriydi... - .n.

329

in verdii o yalnl, kendini beenmilii ve acmaszl Terencen kafasn kartryordu; nianlanmann onun zerindeki
etkisi byle olmamt; dnya farklyd, ama bu biimde deil; o
yine her zaman istedii eyleri istiyordu; zellikle dier insanla
rn ahbapln. Mektuplar Racheln elinden alarak itiraz etti:
Elbette bunlar sama, Rachel; elbette bunlar srf bakalar
yle sylyor diye sylyorlar, ama yle bile olsa, Bayan Allan
nazik bir kadn; bunu inkr edemezsin; Bayan Thornbury de
yle; ok fazla ocuu var, kabul, ama ilerinden yarm dzinesi
amaz biimde tepelere trmanmak yerine kt olana ynelmi
olsa bile -Bayan Thornburynin bir gzellii yok m u - Flushingin syleyecei gibi, bir tr ilkel yalnl yok mu? Aygnda mrldanan iri, yal bir aaca ya da durmakszn akp giden
bir nehre benzemiyor mu? Bu arada, Ralph, Carroway Adalannn valisi olmu - grevdeki en gen vali; ok iyi, deil mi?
Ne var ki o srada Rachel dnya ilerinin ounun onun
yazgsna bir iplikle bile bal olmakszn srp gittiini kav
rayabilecek durumda deildi.
Benim on bir ocuum olmayacak, dedi kesin bir tavrla.
Gzlerim, yal bir kadnn gzleri olmayacak. nsana tepe
den trnaa bakyor, tepeden trnaa, sanki atm sn gibi.
Bir olumuz olmal, bir de kzmz, dedi Terence, mektup
tan brakarak, bizim ocuklarmz olmann paha biilmez s
tnl bir yana, ok da iyi yetitirilecekler. Kusursuz eiLimin bir taslan yapmaya getiler - kzlarnn, sonsuzlua
dair dnceler antrmak zere maviye boyanm, byk
kare bir kartona bebeklikten balayarak uzun uzun bakmas
salanacakt, nk kadnlar fazla saduyulu yetitiriliyorlar
d; oullarna gelince - byk adamlara, yani sekin, baarl
adamlara, nianlar takan ve kendi aalarnn tepelerine trma
nan adamlara glmek ona retilmeliydi. Hibir bakmdan
(diye ekledi Rachel) St. John Hirst andrmamalyd.
Bunun zerine Terence, St. Joh n Hirste duyduu byk
hayranl ilan etti, iyi nitelikleri zerinde dne dne
bunlara ciddi olarak ikna olmutu; onun zihni, diye aklad,
yalanlan hedef alan bir torpil gibiydi. O ve onun gibiler olma
330

sa blzler nerede olurduk? Yabani ollara boulmu; Hristiyanlar, yobazlar, - aa, Rachel da elinde yelpazesiyle, rehavet k
tnde erkeklere arklar syleyen bir kle olurdu.
Ama sen bunu hibir zaman grmeyeceksin! diye bard;
nk tm erdemlerine ramen varlnn her bir dokusuyla
hakikatin peine dmek umurunda deil, hibir zaman da ol
mayacak! Olgulara hi saygn yok, Rachel; znde kadnssn.
Rachel bunu inkr etme zahmetine katlanmad, Terencen
hayranlk duyduu meziyetlere kar, tek ve kesin kantn ne
srmenin de iyi olacan dnmyordu. St. Joh n , Racheln
ona k olduunu sylemiti; bunu asla balamayacakl;
ama bu bir erkein dikkate alaca bir kant deildi.
Ama ondan holanyorum, dedi; kendi kendine ona ayn
zamanda acdn da dnd, iinde gezindiimiz deiim
lerle, mucizelerle dolu, scak, gizemli krenin dnda kalan o
talihsizlere acdmz gibi; dnyordu da, S. Joh n Hirs ol
mak ok skc olmalyd.
Pek olas olmamakla birlikte o bunu istese bile kendisinin
onu pmeyeceini syleyerek onun hakkndaki duygularn
zetledi.
Terence, Racheln ona verdii pckten lr Hirstn
zr dilemesi yerinde olurmu gibi itiraz etli:
Hem Hirstn yannda ben kusursuz bir yardmc soytar
ym.*
Saat on bir yerine on ikiyi vurdu.
Sabah boa harcyoruz - benim kitabm yazmam, seninse
unlar yantlyor olman gerekirdi.
Tam olarak sadece yirmi bir sabahmz kald, dedi Rachel.
Babam da bir iki gne kadar burada olacak.
Yine de, bir mrekkepli kalemle bir kd kendine doru
ekip zahmetle yazmaya balad,
Eveleynci im -

Bu srada Terence, baka birinin yazd bir roman okuyor


du, kendi romannn oluumu iin gerekli bulduu bir sreti
(*) Burada yardmc soytar" szyle karlanan Zany," tam olarak, ba soytary
tiye alan bir yardmc soytaryd - .n.

331

bu. Epeyce bir sre, knadklarna ok benzeyen szler ret


mekte olan RacVeln kaleminin kesik czrtlarndan ve saatin
tkrtsndan baka ey duyulmad. Anszn bunu Rachel da
fark etti, yazmay brakarak ban kaldrp bakt; kollua g
mlm olan Terencea bakt, mobilyalara, kedeki yatana,
aralarndaki boluklar gkyznn doldurduu aa dallar
nn grnd pencere camna bakt, saatin tkrtlarn duy
du ve btn bunlarla nndeki kt yaprann arasndaki
uuruma arp kald. Dnyann bir ve blnmez olduu bir
zaman olacak myd? Terence sz konusu olduunda bile birbirlerinden nasl da uzak olabilirlerdi, imdi onun beynin
den neler getii hakknda ne kadar az ey biliyordu! Sonra,
hantal ve irkin cmlesini bitirerek her ikisinin de ok mutlu
olduunu, byk olaslkla sonbaharda evleneceklerini, Lond
rada yaamay planladklarn, geri dndklerinde onlar gr
meyi umduklarn belirtti. Biraz daha dndkten sonra, i
tenlikle yerine sevgiyle demeyi seerek mektubu imzalad;
azimle baka bir tanesine balyordu ki, Terence, kitabndan
alnt yaparak yle dedi:
"Bunu dinle, Rachel. Byk olaslkla Hugh (kitabn kah
raman o, bir yazar), evlendii sralarda, erkein gereksinim
ve arzularyla kadnn gereksinim ve arzularn ayran uuru
mun yapsn, yetenekleri ve hayalgc olan gen bir adamn
anladndan daha fazla anlamamt... Balangta ok mut
luydular. sviredeki gezinti her ikisi iin de neeli bir ahbap
lk kurduklar ve esinleyici hakikatlerle tantklar bir tatil
olmutu. Belty, kusursuz bir yolda olduunu kantlamt...
Riffelhornun karl yamalarnn bir yanndan dier yanna,
Vadide A jk haykrmlard (vesaire, vesaire - betimlemeleri
atlayacam)... Ama Londrada, olann doumundan sonra
her ey deiti. Betty hayran olunacak bir anneydi; ne ki, st
orta snflan olanlarn anlad biim iyle annelik ilevinin,
onun i yapma gcnn tamamn tketmediini fark etmesi
uzun srmedi. Genti, glyd, salkl kollar ve bacaklar,
acilen idmana ihtiyac olan bir bedeni ve bir beyni vard...
(Ksacas, ay partileri vermeye balad.)... Bob Murphynin
332

dumanl, kitaplarla dolu odasnda, her ikisinin de ruhunu di


erine at bu srad sohbetten dnp, kulaklarnda trafi
in uuldayan sesiyle ve zihninde tm hznyle asl duran
sisli Londra semasyla ge vakitte ieri girdiinde... ktlar
nn arasna salm kadn apkalar buldu. Sofada kadn al
lar, gln kk kadns ayakkablar ve emsiyeler vard...
Sonra faturalar gelmeye balad... Onunla akyreklilikle ko
numaya alt. Onu yar soyunuk durumda, yatak odalarn
daki kocaman kutup ays postunun zerine uzanm halde
buldu; Greenlerle Wilton Crescentta yemee gideceklerdi;
atein kzl nda elmaslar, plak kollarnda ve gsnn
enfes kvrmnda ldayarak gz krpyordu - taplas diili
in grnts. Tm yaptklarn affetti. (Neyse, iler kt
den betere gidiyor ve sonunda, yaklak elli sayfa sonra, Hugh
hafta sonu iin Swanagea bir bilet alp Corfenin zerindeki
tepelerde kendiyle hesaplar.... Burada on be sayfa kadar at
layacaz. Sonu u...) Farklydlar. Belki de uzak bir gelecek
te, tpk onun imdi mcadele edip baarszla uramak zo
runda olduu gibi, kuaklar boyu erkekler mcadele edip ba
arszla uradktan sonra, kadnlar gerekten de imdi y
leymi gibi yaptklar ey -erkein dostu ve ahbab- olacak
lard, dman ve asala deil.
Sonunda, anlayacan, Hugh karsna dnd, zavall adam.
Evli bir erkek olarak bu onun greviydi. Tanrm, Rachel, diye
sonlandrd szlerini, evlenince biz de byle mi olacaz?
Rachel ona yant vermek yerine sordu:
Neden insanlar gereklen hissettikleri eyler hakknda yaz
mazlar?"
Ah, glk de burada! diye iini ekli Terence, kitab bir
yana frlatrken.
Peki, evlenince biz nasl olacaz? nsanlar gerekten neler
hisseder?
Kukulu grnyordu.
Yere otur, sana bakmama izin ver, diye buyurdu Terence.
Rachel, enesini onun dizine yaslayp dosdoru ona bakt.
Terence onu merakla inceledi.
333

Gzel deilsin, diye sze balad, ama yzn beeniyo


rum. Sann ularnn aa doru sivrilmesini beeniyorum,
gzlerini de - asla hibir eyi grmyorlar. Azn fazla byk;
yanaklarn daha renkli olsa iyi olurdu. Ama yznde houma
giden ey, insan acaba yine neler dnyor diye meraklan
drmas - iimden yle yapmak geliyor- Yumruunu skp
ona doru yle yakndan sallad ki Rachel irkilerek geri ekil
di, nk imdi beynimi datacakm gibi grnyorsun.
yle anlar oluyor ki, diye devam etti, birlikte bir kayann
zerinde duruyor olsak beni denize atarsn.
Gzlerine dikilmi gzlerin gcyle kendinden geen Rachel,
Birlikle bir kayann zerinde duruyor olsak- diye yineledi.
Denize savrulmak, bir oraya bir buraya srklenmek, dn
yann kklerine doru itilip durmak - bu dnce ona anlal
maz bir keyif verdi. Ayaa frlayp gerekten sularn iinde
ilerliyormu gibi eilip bklerek, sandalyeleri, masalar itip
kakarak odann iinde hareket etmeye balad. Terence onu
zevkle seyrediyordu; kendine bir geit aar gibiydi; ikisinin
yaamdaki yolculuklarn kstekleyecek engellerle baa k
yordu sanki.
Bu mmkn! diye bard Terence, oysa ben hep bunun
dnyadaki en olmayacak ey olduunu dnrdm - haya
tm boyunca sana k olacam; evliliimiz bugne dek yapl
m en heyecanl ey olacak! Bir an bile sakin olmayacaz-
Yanndan getii srada Rachel yakalad; bir kaya ve altlarn
da kabarp inen bir deniz hayal ederek hakimiyet iin savat
lar. Sonunda Rachel yere savruldu, merhamet iin haykrarak
soluk solua oraya uzand.
Ben denizkzym! Yzebiliyorum, diye haykrd, demek
ki oyun bitli." Elbisesi boydan boya yrtlmt; bar salanm
olduundan ine iplik alp getirerek yrt onarmaya balad.
imdi de, dedi, sakin ol ve bana dnyadan sz et; olan
biten her eyi bana anlat; ben de sana anlatacam -bakalm ,
sana ne anlatabilirim ?- sana Bayan Montgomerieyle nehirdeki
partiden sz edeceim. Bir aya sandalda, dieri sahilde, anla
yacan ylece kalakalm.
334

Gemi yaamlar, dostlaryla akrabalarnn kiilikleri hak


knda birbirlerine byle bilgi vererek o kadar ok zaman geir
milerdi ki ksa sre sonra Terence yalnzca Racheln halalar
nn hangi olayda ne sylemelerinin beklenebileceini deil,
yatak odalarnn nasl dendiini ve ne tr boneler giydikleri
ni de renmiti. Bayan Huntla Rachel arasndaki bir sohbeti
hayal edebiliyor, Hristiyan Bilimi mezhebinden Muhterem Pe
der William Johnsonla Bayan Macquoid'm da katld, gere
ine arpc biimde benzeyen bir ay partisini gzlerinin n
ne getirebiliyordu. Ama o hem ok daha fazla insan tanmt
hem de deneyimlerini ou kez tuhaf bir ocuksuluk ve ko
miklikle anlatan Rachela gre anlat sanatnda ok daha ma
haretliydi, bu nedenle dinleyip sorular sormak genellikle Rachela dyordu.
Terence ona yalnzca neler olduunu deil, kendisinin ne
ler dnp hissettiini de anlatyor, baka erkeklerle kadn
larn dnp hissettikleri eyler hakknda, Rachel byle
yen portreler iziyordu, bu yzden Rachel, caddeleri insan
kaynayan, ylece dikilip onlara bakabilecei ngiltereye dn
mek iin can atyordu. Terencea gre de yaam makul klan,
ya da bu szck aptalcaysa, onu derinden ilgi ekici hale geti
ren bir dzen, bir rnt vard, nk kimi zaman eylerin
neden olduklar gibi olduunu anlamak mmkn grnyor
du. nsanlar da Racheln sand kadar yalnz ve iletiimsiz
deillerdi. Kibri aramalyd - n k kibir ortak bir nitelikti
nce kendinde, sonra Helenda, Ridleyde, St. Joh da, hepsi
bundan paylarna deni almlard - tant bir dzine in
sandan onunda bunu bulacakt; byle bir bala birbirlerine
balandklarnda, onlar birbirinden ayr ve rktc deil,
neredeyse ayrt edilemez bulacakt; kendisi gibi olduklarn
fark edince onlar sevmeye balayacak. Eer bunu yadsyor
sa, insanolunun, hayvanat bahesindeki izgileri, yeleleri,
boynuzlar, hrgleri olan hayvanlar kadar eitli olduuna
dair inancn savunmak zorundayd; bylece tm tandklar
nn listesini karp, anekdotlara, kuramlara, kurgulara dala
rak birbirlerini tanmaya baladlar. Saatler abucak geiyor,
335

onlara, bir yerinden patlayp sznt yapacak kadar doluymu


gibi geliyordu. Bir gecelik yalnzln ardndan hep yeniden
balamaya hazrdlar.
Bayan Ambroseun erkekle kadn arasndaki zgr iletiim
de var olduuna inand erdemler, pek onun saptad lde
olmamakla birlikte, dorusu onlarn iletiiminde de mevcuttu.
Cinselliin doasyla uratklarndan ok daha fazla iirin do
asyla urayorlard, ama snrszca konumann, bir kzn
tuhaf, kk, parlak grn derinletirdii ve genilettii
doruydu. Terencen anlattklarnn karlnda Rachel da
onda yle bir merak ve alg duyarll uyandryordu ki, Te
rence, ok okuyup yaamann armaan olan herhangi bir ye
tenein haz ve ac duyma yeteneine eit olup olmadndan
kukulanyordu. Sonunda deneyim ona ne verecekti ki, sokak
taki eilimli kpeginkine benzer bir tr gln biimsel den
geden baka? Racheln yzne bakt ve yirmi yl sonra, gzler
donuklap, aln, orta yallarn sanki genlerin grmedii zor
bir eyle yzletikleri hissini veren o kk inat krklara
brndnde, onun nasl grneceini merak etti. Onlar
iin o zor ey ne olacakt acaba? Sonra dnceleri ngilte
redeki yaamlarna dnd.
ngiltereyi dnmek keyifliydi, birlikle eski eyleri tapta
ze greceklerdi; haziran ayn ngilterede karlayacaklard;
tarada haziran geceleri olacakt; oda sndnda kaabile
cekleri sokaklarda blbller akyacakt; vurdumduymaz
ineklerin otlad, suyla ldayan ngiliz ayrlar olacakt; al
alp yemyeil tepeler boyunca szlen bulutlar olacakt.
Odada onunla birlikte otururken sk sk, dnp yeniden ya
amn zorluklarn gslemeyi, Rachella bireyler yapmay
diliyordu.
Pencereye gidip bard, Tanrm, sokaklar dnmek ne
kadar gzel, brtlen allar ve srgan otlaryla amurlu so
kaklar, bilirsin ite, hakiki im kapl alanlar, domuzlaryla
inekleriyle iftlik avlularn, yabalaryla kz arabalarnn ya
nnda yryen adamlar -burada bununla karlatrlabilecek
hibir ey y ok - tal kzl topraa, parlak mavi denize, gz ka
336

matran beyaz evlere bak - insan ne kadar bktryor! Hele


hava, bir tek leke ya da krklk yok. Sisli bir deniz iin neler
vermezdim.
Rachel da ngilterenin tarasn dnyordu: Denize do
ru serilen dmdz topra; korular ve insann hi kimseyi
grmeden kilometrelerce yryebilecei uzun dz yollan, de
vasa kilise kulelerini ve vadilerde kmelenmi garip evleri,
kular, akam karanln, pencerelere vuran yamuru.
Ama Londra, yaanacak yer Londra, diye devam etli Te
rence. Birlikle halya baktlar, sanki dumanlar delip geen b
tn o klah biimli atlar ve kuleleriyle Londra, grmeleri
iin orada, yerde duruyordu.
Her ey gz nnde bulundurulduunda u anda en ho
uma gidecek ey, diye zihninde tartt Terence, kendimi
Kingswayde o koca afilerin yanndan yrrken bulmak
olurdu, biliyorsundur, sonra da Strande dnmek. Belki gidip
bir an Waterloo Kprsnden aa bakardm. Sonra, ilerin
de btn o yeni kitaplarn olduu dkkanlarn yanndan ge
erek Strand boyunca yrr, kk kem eralt geidinden
geip Templea girerdim. Kemekein ardndan sessizlii hep
sevmiimdir. Anszn kendi admlarnn sesinin ykseldiini
iitirsin. Temple ok hotur. Herhalde gidip sevgili ihtiyar
Hodgkini bulup bulamayacama bakarm - Van Eyck hak
knda kitaplar yazan adam, biliyorsun. ngiltereden ayrld
mda evcil saksaan iin zlyordu. Birinin onu zehirledi
inden kukulanyor. Bir sonraki merdivende Russell oturu
yor. Onu seversin sanrm. Handel'e tutkun. Ee, Rachel," diye
sonlandrd szlerini, Londra hayalini kovarak, alt hafta
sonra bunu birlikte yapyor olacaz; o sralar haziran ortas
olacak, -v e Londrada haziran- Tanrm! btn bunlar ne ka
dar h o!
Hem bunu yapacamz da kesin, dedi Rachel. ok ey
beklemiyoruz - yalnzca etrafta yryp bireylere bakmak.
Ylda yalnzca bin sterlin ve kusursuz zgrlk, diye ya
ntlad Terence. Sence Londrada ka kiide bunlar var?"
te imdi berbat ettin, diye yaknd Rachel. imdi kor
337

kular dnmek zorundayz. Bir zamanlar, belki bir saatlii


ne onu rahatsz eden romana hnla bakt, o kadar ki onu bir
daha hi amamt, ama masasnn zerinde tutmu, arada bir
bakmt, tpk bir ortaa keiinin, kendi bedeninin krlgan
ln anmsatsn diye bir kafatas ya da zerinde sa heykelcii
olan bir ha bulundurmas gibi.
Terence, acaba diye sordu, kadnlarn yzlerinde kayna
an bceklerle ld doru mu?
Bence ok mmkn, dedi Terence. Ama kabul el, Rachel,
kendimizden baka bir eyi yle ender dnyoruz ki arada
srada bir vicdan azab keyifli oluyor.
Onu, en az an duygusallk kadar kt olan kiniklikle sula
yan Rachel, Terencen yanndan ayrlarak pencere pervaznda
diz kp perdenin pskllerini parmaklarnn arasnda bk
meye balad. inde belli belirsiz bir tatminsizlik hissi vard.
Bu lkede nefret uyandran ey, diye bard, mavi - hep
mavi gkyz ve mavi deniz. Bir perde gibi - insann istedii
eylerin hepsi dier tarafta. Arkasnda neler olup bittiini bil
mek istiyorum. Bu blnmelerden nefret ediyorum, sen etmi
yor musun, Terence? Bir insan baka bir insanla ilgili olarak
tamamen karanlkta. te, DaIloway'leri sevmitim, diye sr
drd szlerini, gittiler. Onlar bir daha hi grmeyeceim.
Srf bir gemiye binmekle kendimizi dnyann geri kalanndan
tmyle koparyoruz. urada ngiltereyi grmek isliyorum urada Londray - her eit insan - neden grmeyesin ki? ne
den bir bana bir odaya kapanasn?
Byle gzleri krfeze henz giren bir gemiye taklm, gide
rek artan bir belirsizlikle yan kendi kendine konuurken, Terencem memnun bir tavrla nne bakmay braktn, ilgiyle
ve tatminsizlikle ona bakmakta olduunu grmedi. Sanki Rac
hel kendini ondan koparabiliyor, ona hi ihtiyacnn olmad
bilinmez yerlere doru babo uzaklaabiliyordu. Bu dnce
Terencen kskanln uyandrd.
Bazen bana k olmadn ve hibir zaman olmayacan
dnyorum, dedi hzl hzl. Rachel bu szler zerine s
rayarak dnd.
338

Seni, senin beni tatmin ettiin gibi tatmin etmiyorum, di


ye devam etti Terence. Sende elime geiremediim bir ey var.
Benim seni islediim gibi istemiyorsun beni - hep baka bir
ey istiyorsun.
Bir aa bir yukar oday admlamaya balad.
Belki de ok ey istiyoru m , diye srdrd szlerini.
Belki de istediklerime sahip olmam gerekten mmkn de
il. Erkeklerle kadnlar ok farkl. Anlayamazsn - anlam
yorsun-
Racheln sessizce ona bakarak durduu yere geldi.
imdi ona Terencem syledikleri tmyle doru geliyordu,
bir tek insann sevgisinden ok daha fazlasn istiyordu - deni
zi, gkyzn. Tekrar dnp uzaklara, gkyznn denizle
bulutuu yerdeki przsz ve dingin mavilie bakt; yalnzca
bir tek insan istemesi olanakl deildi.
Yoksa mesele u lanet olas nianllk m? diye devam elti
Terence. Burada evlenelim, dnmeden nce - yoksa byk
bir risk mi alm oluruz? Birbirimizle evlenmek istediimiz
den emin miyiz?
Bir aa bir yukar oday admlamaya baladlar, ama birbir
lerinin ok yaknma geldikleri halde temas etmemeye zen
gsteriyorlard. Durumlarnn umutsuzluu her ikisini de alt
etmiti. Kudretsizdiler; birbirlerini hibir zaman btn bu en
gelleri amaya yetecek kadar sevemeyeceklerdi ve daha azyla
hibir zaman tatmin olamayacaklard. Bunru dayanlmaz bir
keskinlikle fark eden Rachel, Terencem nnde durup bard:
Ayrlalm yleyse.
Bu szler, onlar birletirmede herhangi bir tartmadan da
ha ok ie yarad. Dik bir uurumun kenarnda duruyorlarm
gibi birbirlerine sarldlar. Ayrlamayacaklarn biliyorlard; ac
ve korkun olabilirdi ama onlar sonsuza dek birlemilerdi.
Sessizlie brndler; bir zaman sonra sessizce birbirlerine
sokuldular. Yalnzca bu kadar yakn olmak bile onlar yattr
d; yan yana otururlarken blnmeler ortadan kayboldu; sanki
dnya bir kez daha katlam ve btn olmutu; sanki tuhaf
bir biimde onlar da irileip glenmilerdi.
339

ok sonra, byk bir isteksizlikle hareket elliler. Birlikte


aynann karsnda durdular; bir frayla, kendilerini btn sa
bah ne ac ne mutluluk, hibir ey hissetmemi gibi gsterme
ye altlar. Ne ki, kendilerini aynada grmek onlar rpertti,
nk usuz bucaksz ve blnmez olmak yerine ok kk
ve ayrydlar, aynann bykl baka eylerin yansmas iin
koca bir alan brakyordu.

340

X X III. Blm

Ne var ki hibir fra mutluluun ifadesini tmyle silemezdi,


bu nedenle, aa indiklerinde Bayan Ambrose onlara; hakkn
da doal bir tavrla konuulabilecek bir sabah geirmiler gibi
davranamad. Byle olunca, youn duygularn etkisiyle hayata
dman olanlarn, bir sre iin hayatn ilerini yapmaktan aciz
saylmas yolunda dnyann kurduu kumpasa katld ve onla
r dncelerinden kovmay neredeyse baard.
Pratik konularda ne gerekiyorsa hepsini yaptn dnd.
ok mektup yazmt; Willoughbynin rzasn da almt. Bay
Hewetn meslei, konumu, soyu sopu, grn ve mizacyla
o kadar ok megul olmutu ki onun gerekte nasl biri oldu
unu neredeyse unutmutu. Hafzasn tazeleyip gznn
nne getirdiinde, nasl biri olduunu yine anlayamyordu;
sonra, nasl olsa mutlu olduklarna hkmederek bu konuda
daha fazla dnmedi.
yl iinde neler olacan ya da Rachel dnyay babasnn
klavuzluunda kefetmeye braklsayd neler olabileceini d
nse belki daha iyi ederdi. Sonucun daha iyi olabileceini ka
bul edecek kadar drstt - kim bilir? Terencen kusurlarnn
olduunu kendinden saklamad. Onun fazla tasasz ve hog
rl olduunu dnyordu, Terencem da onun biraz kat ol
341

duunu dnd gibi - hayr, tavizsiz demek daha doruy


du. Baz bakmlardan St. Joh n yeliyordu; le yandan, elbette
St. John, Rachela hi uygun deildi. Sl. Joh n la aralarnda bir
arkadalk kurulmutu, nyargsz yaradlna yarar biim
de, sinirlenmekle ilgilenmek arasnda gidip gelse de, sonuta
ondan holanyordu. Sl. John onu akn ve duygularn bu k
k dnyasnn dna karyordu. Olgular iyi kavryordu.
rnein, varsayalm ngiltere, Fas sahilinde bilinmeyen bir li
mana taarruza geti, St. John bunun ardnda ne olduunu bi
lirdi; onun, para ynelimi ve g dengesi hakknda kocasyla
tartmasn dinlemek Bayan Ambrosea tuhaf bir istikrar duy
gusu veriyordu. Her zaman dinlemese de onlarn tartmalar
na sayg duyuyordu, tpk kentlerim izin byk blmn
oluturan, gn be gn, yl be yl grnmeyen eller tarafndan
ina edilen o. dev belediye binalarndan birine ya da salam bir
tula duvara sayg duyduu gibi. Oturup onlar dinlemek ho
una gidiyordu; nianl ift konuya ilgisizliklerini iyice belli
ettikten sonra odadan dar szlp bahede iekleri para
lara ayrmaya baladnda biraz rahatladn bile hissediyor
du. Onlara haset ettii yoktu, ama nlerinde uzanan o kosko
ca bilinmez gelecekten tr onlara gptayla bakyordu. Bylece bir dnceden tekine geerek u anda ellerinde meyve
lerle oturma odasndan yemek odasna yrmekleydi. Bazen
scaktan boynunu bken bir mumu dikletirmek zere duru
yor ya da sandalyelerin fazlasyla kat dzenini bozuyordu.
Onlarn yokluunda Chaileynin slak bir toz beziyle bir mer
divenin tepesinde dengede durduundan kukulanyordu; o
zamandan bu yana oda hi eskisi gibi olmamt. nc kez
yem ek odasndan dndnde, koltuklardan birinde St.
Joh n m oturuyor olduunu fark etti. Yan kapal gzlerle geriye
yaslanan S. Joh n , her zamanki gibi dmeleri tepeye kadar
iliklenmi zenli gri bir takm elbisenin iinde, her an deie
bilecek yabanc bir iklimin taknlndan korunmu grn
yordu. Bayan Ambroseun gzleri nazike onun zerinde dur
du; sonra bann stnde dolat. Sonunda onun karsndaki
sandalyeye oturdu.
342

Buraya gelm ek istem iyordum , dedi St. Jo h n sonunda,


ama geldim... Evelyn M., diye inledi.
Koltuunda dikleip sahte bir ciddiyetle, bu sevimsiz kad
nn onunla evlenmekte ne kadar kararl olduunu anlatmaya
balad.
Her yerde beni kovalyor. Bu sabah sigara odasnda kar
ma kt. Tm yapabildiim apkam kaptm gibi kamak ol
du. Gelmek istemiyordum ama kalp onunla bir kez daha ye
mek yiyemezdim.
Pekala, bu durumdan en iyi biimde yararlanmalyz, diye
yant verdi Helen filozofa. Hava ok scakt; ikisi de sessizlii
umursamyordu, bylece, sandalyelerinde arkalarna yaslanp
bireyler olmasn beklemeye baladlar. le yemei zili ald
ama evde herhangi bir hareket belirtisi yoklu. Haberleri sordu
Helen; gazetelerde herhangi bir ey var myd? St. John ban
iki yana sallad. A evet, memleketten bir mektup almt, an
nesinden, sofra hizmetisinin intiharm bildiren bir mektup.
Ad Susan Jan edi; bir akamst mutfaa girmi, adan, pa
rasn onun iin saklamasn istemi; yirmi altn sterlini var
m. Sonra kendine apka almak zere dar km. Be bu
ukta gelm i; zehir itiini sylemi. lmeden nce ancak
onu yataa yatnp doktor aracak kadar zamanlan olmu.
Ee? diye sordu Helen.
Soruturma yaplmas gerekecek, dedi St. John.
Neden yapmt? St. John omuzlann silkti, insanlar kendi
lerini neden ldrrler? Aa tabakadakiler yaptklar her
hangi bir eyi neden yaparlar ki? Kimse bilmez. Sessizlik iin
de oturdular.
Zil alal on be dakika oldu, aa inmediler, dedi Helen
sonunda.
Aa indiklerinde, St. Joh n neden le yemeine gelmek
zorunda kaldn aklamaya giriti. Evelynin, sigara odasn
da karsna dikildii zamanki cokulu tavrn taklit etti. Hi
bir eyin matematik kadar heyecan verici olamayacan d
nyor, bu yzden ona iki ciltlik byk bir eseri dn verdim.
Ne anlam karacan grmek ilgin olacak.
343

Rachel artk ona glmeyi becerebiliyordu. St. Jo h n a Gibbon hatrlatt; ilk cildi hl bir yerlerde duruyordu; eer
Evelynin eitimini stlenecekse snav kesinlikle Gibbon ol
malyd; Amerikan Ayaklanmas hakknda Burkeun yazdkla
rnn da nemli olduunu duymutu, - Evelynin her ikisini
ayn zamanda okumas gerekecekti. St. John, Racheln at
tartmadan kurtulup aln giderdikten sonra, otelin, onla
rn yokluunda ortaya kan, bazlar birbirinden sarsc tr
den rezaletlerle alkalandn anlatmaya geti; kendini iyiden
iyiye kendi trn aratrmaya vermiti.
Evelyn M., rnein - ama bu bana sr olarak anlatlmt.
Sama! diye araya girdi Terence.
Zavall Sinclair! siz de duydunuz mu?
Ah, evet, Sinclair! duydum. Bir altpatlarla birlikte maden
ocana kapanm. Her gn Evelyne intihar etmeyi dnd
n yazyormu. Ona Sinclairin yaam boyunca hi bu ka
dar mutlu olmadna dair gvence verdim; o da bana katl
yor.
Dier yandan, Perrottla ban derde sokmu, diye szle
rini srdrd St. John; ayrca, koridorda grdm bir ey
den tr, Arthur'la Susann aralarnda her eyin olmas ge
rektii gibi olmadn dnmek iin nedenlerim var. Geen
lerde Manchesterdangen bir hanm geldi. Kanmca, ilikileri
bilerse ok iyi olur. Onlann evlilik hayat hayal edilemeyecek
kadar korkun bir ey. Ah, bir de yatak odasnn kaps nn
den geerken yal Bayan Paleynin birbirinden korkun k
frler savurduunu ak seik duydum. Babaa kaldklarnda
hizmetisine ikence ediyor olmal - bu hemen hemen kesin,
insan bunu gzlerindeki baktan anlyor.
Seksen yama gelip de gut hastal etlerini cmbzla yolun
ca sen de bir svari gibi kfredeceksin, dedi Terence. ok
iman, ok huysuz, ok aksi olacaksn. Onu hayal edebiliyor
musunuz - torbaya benzeyen pantolonu, benekli kk boyunba ve i gbeiyle su tavuu gibi kel bir adam?
Bir duraklamann ardndan, Hirst, kepazeliin belerini he
nz anlatmadn belirtti. Helena dnp anlatmaya balad.
344

Fahieye tekmeyi bastlar. Bir gece biz yokken o yal man


kafa Thornbury ok ge bir saatte koridorlarda sarsak sarsak
dolatyormu. (Anlalan kimse ona ne yaptn sormam.)
Kendine Sinyora Lola Mendoza diyen o kadn geceliiyle ko
ridordan geerken grm. Ertesi sabah kukularn Elliota
anlatm, sonu olarak Rodriguez kadna gidip, otelden ayrl
mas iin yirmi dn saat vermi. Kimse yknn doruluunu
soruturmam, Thornburyle Elliota sizin stnze vazife
miydi diye sormam; tmyle kendi bildikleri gibi yapmlar.
Hep birlikte bir dileke imzalamamz, Rodrigueze giderek
kapsaml bir soruturma yaplmas iin srar etmemizi neri
yorum. Bireyler yapmak gerek, bana katlmyor musunuz?
Hevve, hanmefendinin mesleine dair bir kuku olamaya
cam belirtti.
Yine de, diye ekledi, bu byk bir ayp, zavall kadn;
ama ne yaplmas gerektiini bilemiyorum-
Sana tmyle katlyorum, S l. Jo h n , diye patlad Helen.
Canavarlk bu. lngilizlerin bu ikiyzl kendini beenmilii
tepemi attryor. Bay Thornbury gibi ticaretten bir servet ka
zanm bir adam herhangi bir fahieden kesinlikle iki kat k
tdr."
Sl. Joh n n ahlaki basiretine sayg duyuyor, bunu herkesten
ok daha fazla ciddiye alyordu; imdi de neyin doru olduu
na dair kendilerine zg grlerini uygulamaya geirmek
zere birlikte fikir yrtmeye baladlar. Bu tartma onlar ge
nel nitelikle, alabildiine kasvetli birtakm sonulara gtrd.
Ne de olsa, onlar kim oluyordu ki? Bo inanlarn, cehaletin
hkm srd bu kitlenin karsnda nasl bir gleri olabi
lirdi ki? Mesele tngilizlerdi elbette; ngiliz kannda kusurlu
bir ey olmalyd. Orta snflardan bir ngilizle karlar kar
lamaz tarifsiz bir tiksinme duygusunun farkna varrdnz;
Dover srtlarndaki evlerin kahverengi ayasn grr grmez
ayn ey sizi de etkisi altna alrd. Ama ne yazk ki, diye ekledi
St. John, bu yabanclara da gvenemezdin iz Konumalar masann dier ucundan gelen srtme sesle
riyle kesildi. Rachel, yengesine dnd.
345

Terence, Bayan Thornburyle aya gitmemiz gerektiini


sylyor, nk bize ok kibar davranm, ama ben buna ge
rek grmyorum; aslnda bunu yapmaktansa sa elimin para
para doranmasn yelerim - bir dnsenize! btn o ka
dnlarn baklar!
Samalama, Rachel, diye yantlad Terence. Sana bakmay
kim ister? Kibir seni yemi bitirmi! Bir kendini beenmilik
abidesi olmusun! Helen, bu gne kadar ona hi de nemli bi
ri olmadm retmi olmalydn - ne gzel, ne iyi giyimli, ne
de zarafetiyle, aklyla ya da duruuyla gze arpan biri. Elbi
sendeki boydan boya yrtn dnda, diye sonlandrd szle
rini, seninkinden daha sradan bir grnt grlmemitir. Yi
ne de, istiyorsan burada kal. Ben gidiyorum.
Rachel bir kez daha yengesine dnd. Mesele baklmak de
il, diye aklad, mesele insanlann syleyeceinden emin ol
duu eylerdi. zellikle kadnlarn. Kadnlar seviyordu, ama
duygular sz konusu olduunda kadnlar kesme ekerin ze
rindeki sineklere benziyorlard. Ona sorular soracaklar kesin
di. Evelyn M. diyecekti ki: k msn? k olmak gzel
mi? Bayan Thornbury ise -gzleri yukardan aaya gidip
gelecekli- bunu dnnce rperdi. Gerekten, nianlanmala
rn d an bu yana y a a m la rn n y a llm l onu yle
duyarllarm ki, halini hi de abartmyordu.
Kendinden honut bir tavrla masann ortasndaki renga
renk meyve piramidine bakarak insanoluna dair grlerini
aklayan Helenda kendine bir balak buldu. Acmasz ol
duklarndan deil, incitm ek niyetinde olduklarndan ya da
tam olarak aptal olduklarndan bile deil; ama hep grd
uydu, sradan insann yaamnda o kadar az duygu vard ki
bir taz iin burun deliklerine ulaan kan kokusu neyse, ba
kalarnn yaamndaki duygu kokusu da onlar iin oydu. Ko
nuya snan Helen, szlerini srdrd:
Bir ey olmayagrsn - bu, evlilik olabilir, doum, lm
olabilir - daha ok da lm olmasn yelerler - herkes seni
grmek ister. Seni grmek iin srar ederler. Syleyecek hibir
eyleri yoktur; seni zerre kadar umursamyorlardr; ama le
346

yemeine, aya ya da akam yemeine gitmek zorundasndr;


gitmezsen lanetlenirsin. Mesele, kan kokusudur, diye devam
elti; "Onlar ayplamyorum; ama bildiim bir ey varsa o da
benimkini alamayacaklardr!
Hepsi dman, hepsi aksi, kana susam azlaryla evresi
ne toplandklar masay dman topraklarnn ortasndaki ta
rafsz bir lkeye dntren bir insan srsn anmsamasna evresine bakt.
Helenin szleri, syledii arkdaki kadnn yazgsna bal
olarak kh hznl, kh hiddetli gzlerle konuklarn, yeme
ini ve karsn incelerken kendi kendine mrldanp duran
kocasn kzdrd, itiraz ederek Helenin szn kesti. Kadn
larda kinikliin glgesinden bile nefret ederdi. Samalk, sa
malk, dedi terslenerek.
Terencela Rachel masada karlkl bakllar, bu bakma
evlendiklerinde onlarn byle davranmayaca anlamna geli
yordu. Ridleynin sohbete katlmas tuhaf bir etki yaratmt.
Sohbet hemen daha resm, daha kibar oluvermiti. Akllarna
gelen her eyden rahata sz etmeleri, fahie szcn baka
herhangi bir szck kadar basite sylemeleri artk olanaksz
d. Konuma edebiyat ve siyaset konularna dnd; Ridley,
genliinde tand sekin kimseler hakknda ykler anlat
yordu. Sanatsal bir konumayd bu; genlerin kiilikleri ve
teklifsizlikleri silinip gitmiti. Gitmek zere ayaa kalktkla
rnda Helen dirseklerini masaya yaslayarak bir an durdu.
Hepiniz burada, dedi, neredeyse bir saattir oturuyorsu
nuz; ne incirlerim e dikkat ettiniz, ne ieklerim e, ne n
ieri szlne, ne de baka bir eye. Sizi dinlemedim, n
k size bakyordum. ok gzel grnyordunuz; keke son
suza dek oturmaya devam etseydiniz.
Onlan oturma odasna gtrp nakn eline ald ve yine
Terence bu scakta otele yrmekten caydrmaya urat. Ne
ki, o uratka Terencem gitme konusundaki kararll art
yordu. Sinirlenm i, dikkafal biri olup km t. yle anlar
oluyordu ki neredeyse birbirlerinden nefret ediyorlard. Teren
ce baka insanlar istiyordu; Rachel'n da yannda olup onlar
347

grmesini istiyordu. Bayan Ambroseun, Rachel giimeken


caydrmaya almayacandan kuku duyuyordu. Btn bu
alan, bu glgelik, bu gzellik onu kzdryordu; bileinden
sarkan bir dergiyle srt st uzanm olan Hirst de yle.
"Ben gidiyorum, diye yineledi. stemiyorsa Rachelm gel
mesine gerek yok.
Madem gidiyorsun, Hewet, keke u fahie hakknda biraz
bilgi toplaan, dedi Hirst. Buraya bak, diye ekledi, ben de
seninle yar yola kadar yryeceim.
Onlar artarak ayaa kalkt, saatine bakp, le yemeinin
zerinden artk yarm saat getiine gre mide zsularmn sal
glanmak iin yeterince zaman bulduunu belirtti; ksa sreli
idmanlarn arasna daha uzun dinlenme zamanlarnn girdii
bir yntem denemekle olduunu aklad.
Drtte dneceim, dedi Helena, kanepeye uzanp btn
kaslarm geveteceim.
Demek gidiyorsun, Rachel? diye sordu Helen. Benimle
kalmayacak msn?
Glmsedi, ama zlyor da olabilirdi.
zlm myd yoksa gereklen glyor muydu? Rachel
anlayamad; o anda kendini Helerila Terencen arasnda ok
huzursuz hissetti. Sonra yalnzca, sadece onun konumas ko
uluyla Terencela gideceini syleyip, arkasn dnd.
Yol boyunca uzanan dar glge eridi ancak iki kiiye yetecek
kadar genili. Bu nedenle S. John iftin biraz gerisine dt;
aralarndaki uzaklk yava yava artt. Bir gz saatinde, sindi
rim amacyla yrrken, zaman zaman nndeki ifte bakyor
du. Yan yana tpk teki insanlar gibi yrmelerine ramen
ok mutlu, ok samimi grnyorlard. Arada srada hafife
birbirlerine doru dnp, St. Joh n n ok zel olduunu d
nd bireyler sylyorlard. Gerekte, Helenin kiiliini
tartmaklaydlar; Terence neden onun bazen kendisini bu
denli kzdrdn aklamaya alyordu. Ama S. John, duy
masn istemedikleri eyler sylediklerini sanyor ve kendi ya
ln lmim dnyordu. Bu insanlar mutluydu; S. John bu
kadar basite mutlu olabildikleri iin onlar kmsyor, ama
348

ayn zamanda kskanyordu. Kendisi onlardan ok daha parlak


biriydi, ama mulu deildi. nsanlar ondan holanmyordu; ki
mi zaman Helenin ondan holandndan bile kuku duyu
yordu. Yaln olmak, onu penesine alan, hi durmadan ona bir
aynada kendi yzn ve szlerini gsteren o korkun benmerkezcilik olmakszn, ne hissettiini yalnlkla syleyebil
mek, ite bu, neredeyse btn teki yeteneklere bedeldi, n
k insan mutlu ediyordu. Mutluluk, mutluluk, neydi mutlu
luk? Hibir zaman mutlu olmamt. Yaamn kk erdemsiz
liklerini, aldatmacalarn, kusurlann fazlasyla ak seik g
ryordu; grnce de bunlara dikkat etmek ona drste bir
davran gibi geliyordu. nsanlarn ondan holanmamalarnn,
kalpsiz ve sivri dilli olduundan yaknmalarnn nedeni ku
kusuz buydu. Evet, ona sylenmesini istedii eyleri, nazik ve
kibar biri olduunu, onu sevdiklerini hibir zaman syleme
milerdi. Ama o da, insanlar hakknda syledii ineli szlerin
yarsn kendi mutsuzluu ya da incinmiiigi nedeniyle syle
miti. ok ender olarak birine onu sevdiini sylediini ve
duygularn aa vurduunda genellikle sonradan pimanlk
duyduunu kabul ediyordu. Terencela Rachel lakkndaki
duygular yle karmakt ki henz kendini toparlayp evlene
cekleri iin mutlu olduunu onlara bir trl syleyememiti.
Onlarn hatalarn, birbirlerine olan duygularnn byk ks
mnn alelade yapsn aka gryordu; aklarnn srekli ol
mayacan tahmin ediyordu. Eir kez daha bakt; grntleri
iini, bir nebze acmann da kart yaln bir sevecenlik duy
gusuyla doldurdu. nsanlarn ilerindeki iyiliin yannda hata
larnn ne nemi vard ki? Ne hissettiini onlara sylemeye
karar verdi. Admlarm hzlandrp, lam sokan anayolla bir
letii keye eritiklerinde onlar yakalad. ylece durup ona
kahkahalarla gldler, mide zsuyunun ne durumda olduu
nu sordular- ama St. John onlar susturarak ok hzl ve resm
bir tonla konumaya balad.
Dansl toplantdan sonraki sabah hatrlyor musunuz?
diye sordu. Burada oturmutuk, sen samasapan konuuyor
dun, Rachel da talardan kk ynlar yapyordu. te ya349

dan ben, yaamn tm anlam nn apansz bir kla bana


anlandgn hissediyordum. Bir saniye duraklad; dudakla
rn sm sk kapanm kk bir kesenin az gibi bzd.
Sevgi, dedi. Bana her eyi aklyorm u gibi geliyor. Bu
yzden, siz ikiniz evleneceiniz iin ok mutluyum. Sonra,
onlara bakmadan anszn dnp gerisin geri kke doru y
rd. Hissettiklerini byle syledii iin hem kendini ycelmi hissediyor hem de kendinden utanyordu. Byk olaslk
la ona kahkahalarla glyorlard, byk olaslkla aptaln teki
olduunu dnyorlard, hem, neler hissettiini gerekten
sylemi miydi?
O gittikten sonra kahkahalarla gldkleri doruydu; ama
Helen hakknda giderek sertleen tartma sona erdi, yattlar
ve birbirleriyle dost oldular.

350

X X IV . Blm

Otele leden sonra olduka erken saatlerde ulatlar, otel


mterilerinin ou ya hl uzanyor ya da sessizce yatak oda
larnda oturuyordu; onlar aya davet eden Bayan Thombury
grnrlerde yoktu. Bu nedenle, havann geni ve bo bir
alanda g elip g id erk en k a rd slk se sin in d o la t ,
neredeyse bombo, glgeli salonda olurdular. Evet, bu koltuk
Evelynin kageldii o akamst Racheln oturduu ayn
koltuktu; bu, o srada bakt dergiydi ve bu da o resmin ta
kendisiydi; lamba klar altnda New Yorkun resmi. Ne ka
dar tuhaf grnyordu - hibir ey deimemiti.
Yava yava birtakm insanlar merdivenlerden aa inip sa
londan gemeye baladlar; hibirini tanmyorlard, ama bu
lo kta suretlerinin bir zarafeti ve gzellii vard. Bazen dos
doru gidip dner kapdan danya, baheye kyorlard, ba
zen de birka dakikalna durup masalarn zerine eilerek
gazeteleri kartrmaya balyorlard. Terencela Rachel yan ka
pal gzkapaklanyla oturmu, onlar izyorlard -Joh n son lar,
Parkerlar, Baileyler, Simmonslar, Leeler, Morleyler, Campbelllar, Gardinerlar. Bazlar beyaz atletler giymilerdi, kollarnn
altnda raketler tayorlard; bazlan ksa, bazlar uzundu; ba
zdan henz ocuktu, bazlar da belki hizmetkrd; ama hepsi
351

nin bir itibar, salondan geerken birbirlerinin peinden git


mek iin bir nedeni, paras, nasl olursa olsun bir konumu
vard. Terence ok gemeden onlara bakmay brakt, nk
yorgundu; gzlerini kapatp sandalyesinde yar uykuya dald.
Rachel bir sre daha onlar izledi; hareketlerindeki kesinlik ve
zarafet, kanlmaz bir ekimle birbirlerini takip eder grn
meleri, bir sre oyalanp gzden kaybolmalar onu bylyordu. Ama biraz sonra dnceleri dald; bu odada yaplan
dansl toplanty dnmeye balad, ne ki, oda o zamankin
den olduka farkl grnyordu. Etrafa gz attnda bunun
ayn oda olduuna inanmakta glk ekti. Karanln iin
den kp buraya girdikleri o gece oda yle plak, yle parlak
ve resm grnmt ki; stelik, hep hareket eden kk kr
mz heyecanl yzlerle doluydu; yle parlak giyimli, yle
canllard ki, oturup konuabileceiniz gerek insanlara ben
zemiyorlard. imdi ise oda lo ve sakindi; yanlarna gidip isle
diiniz herhangi bir eyi syleyebileceiniz gzel, sessiz insan
larla doluydu. Koltuunda otururken kendini alacak kadar
gvende hissediyordu; yalnzca dansl toplant-gecesini deil,
btn bir gemii sevecenlikle ve glerek gzden geirebile
cek durumdayd, sanki uzun zamandr bir sisin iinde dnp
durmutu da imdi lam olarak nereye dndn grebiliyor
du. imdiki konumuna erimesini salayan yntemler ona tu
haf geliyordu; en tuhaf yanlar da onlarn kendisini nereye g
trdn o zamanlar bilmiyor oluuydu. Tuhaf olan buydu,
insann nereye gittiini ya da ne istediini bilmemesi; bireyleri kr krne takip ediyor, gizliden gizliye ok ac ekiyordu,
hep hazrlksz ve aknd, hibir ey bilmiyordu; ama bir ey
bir dierine yol ayor, hilikten aama aama bir ey kendi
kendine oluuveriyordu; bylece insan sonunda bu sakinlie,
bu sessizlie, bu kesinlie ulayordu, insanlarn yaamak de
dikleri de bu sreli. O halde belki de gerekle herkes onun
imdi bildii gibi nereye gittiini biliyordu; eyler kendi ken
dilerine yalnzca onun iin deil, onlar iin de bir rnt olu
turuyordu ve o rnde doyum, anlam yatyordu. Dnp ge
riye baktnda, halalarnn yaamlarnda, bir daha hi grme352

yecegi DalIowaylerin ksa ziyaretinde ve babasnn yaamnda


bir tr anlamn olduunu grebiliyordu.
Uykusunda derin derin soluk alp veren Terencem sesi
onun sakinliini anryordu. Hibir eyi ok seik olarak gr
memekle birlikte Racheln uykusu yoktu, ama salondan geen
suretler giderek belirsizletii halde hepsinin tam olarak nere
ye gittiklerini bildiklerine inanyordu; bu kesinlik hissi iini
rahatlkla dolduruyordu. O an iin ylesine yaltlm ve taraf
szd ki sanki artk yaamda bir yeri yoktu; artk ona gelen
herhangi bir eyi, ne biimde olursa olsun, kafas karmadan
kabul edebileceini dnyordu. Yaamn grnmnde
korkutacak ya da kafa kartracak ne vard ki? Bu igr onu
bir daha neden terk edecekti ki? Dorusu, dnya ok geni,
ok konukseverdi ve her eye ramen ok da basitti. Sevgi,
demiti St. John, sanki her eyi aklyor. Evet, ama bu erke
in kadna, Terencem Rachela sevgisi deildi. Birbirlerine bu
kadar yakn oturduklar halde birbirinden kk bedenler
olmaktan kmlard; mcadele etmeyi, birbirlerini arzulama
y kesmilerdi. Aralarnda huzur var gibiydi. Bu, sevgi olabilir
di, ama erkein kadna sevgisi deildi.
Yar kapal gzkapaklarnm arasndan, koltuunda geriye
yaslanm olan Terence izledi; aznn ne kadar byk, ene
sinin nasl da kck, burnunun ise, ucunda topuzu olan bir
lunapark treni gibi kavisli olduunu grerek glmsedi. Doal
olarak, byle bakldnda tembeldi, hrslyd, deiken ruh
halleriyle ve kusurlarla doluydu. Kavgalarn hatrlad, zellik
le daha o akamst Helen hakknda nasl kavga ettiklerini;
birlikte ayn evde yaayacaklar, birlikte trenlere yetiecekleri,
byle farkl olduklar iin kzacaklar o otuz, krk ya da elli yl
iinde ne sklkta kavga edeceklerini dnd. Ama bunlarn
hepsi yzeyseldi; gzlerin, azn, enenin altnda srp giden
yaamla hi ilgileri yoktu, nk o yaam Racheldan bam
szd; baka her eyden bamszd. Kendisi de onunla evlene
cei, otuz, krk ya da elli yl boyunca onunla yaayaca, kavga
edecei halde ondan bamszd; baka her eyden bamszd.
Yine de, S. Jo h n n dedii gibi, bunu anlamasn salayan sev
353

giydi, nk ona k olana dek bu bamszl, bu sakinlii,


bu kesinlii hi hissetmemiti, belki bu da sevgiydi. Baka hi
bir ey istemiyordu.
Belki iki dakikadr Bayan Allan az tede durmu, koltuklar
na byle huzur iinde yaslanm olan ifte bakyordu. Onlar
rahatsz edip etmemekte kararszd; sonra bir eyi anmsam
gibi koridordan geerek geldi. Yaklarken kard ses Terence uyandrd; kolluunda dikleip gzlerini ovuturdu. Bayan
Allann Rachella konutuunu iitti.
Pekala," diyordu, bu ok gzel. Gerekten ok gzel. An
lalan nianlanmak moda olmu. Birbirlerini daha nce hi
grmemi olan iki iftin ayn otelde tanp evlenmeye karar
vermesi sk rastlanan bir ey deil. Sonra duraklayp glm
sedi; syleyecek daha fazla bir eyi yokmu gibi grnyordu,
bu nedenle Terence ayaa kalkarak ona kitabn bitirdiinin
doru olup olmadn sordu. Birisi kitab gerekten bitirdiini
sylemiti. Bayan Allann yz aydnland; olaandan daha
canl bir ifadeyle ona dnd.
Evet, bitirdim desem yalan olmaz herhalde, dedi. Yani
Swinburne saymazsak -Beovvulftan Brovvninge ben bu iki
Byi ok severim . Beow ulftan Browninge , diye yineledi,
bence bu, tren istasyonlarndaki kitap raflarnda insann g
zne arpacak trden bir balk.
Kitabn bitirdii iin gerekten gurur duyuyordu, bu kita
bn ortaya kmasnn nasl bir kararllk gerektirdiini kimse
bilemezdi. Aynca, bunun iyi bir eser olduunu dnyordu;
yazd sre boyunca erkek kardei iin ne kadar kaygland
n da gz nnde bulundurunca, onlara kitabndan biraz daha
sz etmekten kendini alamad.
tiraf etmeliyim ki, diye devam etti, ngiliz edebiyatnda
ka klasik yapt olduunu, bunlardan en iyilerinin ilerinde
ne ok szck bulunduunu bilseydim bu almay asla stlenmezdim. Yalnzca yetmi bin szce izin veriyorlar, anl
yorsunuz ya.
Yalnzca yelmi bin szck! dedi Terence.
Evet; herkes hakknda bireyler sylemek gerekiyor, diye
354

ekledi Bayan Allan. Bana bu kadar g gelen de bu, herkes


hakknda farkl bir ey sylem ek. Sonra, kendisi hakknda
yeterince konutuunu dnerek, buraya,tenis turnuvasna
katlmak iin gelip gelmediklerini sordu. Genler ok hevesli.
Yarm saat iinde balayacak.
yi niyetli baklar onlarn zerine dikilmiti; bir anlk du
raklamadan sonra, onu teki insanlardan ayr tutmaya yaraya
cak bir ey hatrlamasna Rachela bakarak yle dedi:
Sen o zencefil sevmeyen srad insansn. Ama ypranm
cesur yzndeki glmsemenin kibarl, onlar birer birey
olarak pek hatrlamayaca halde yeni neslin ykn omuzla
rna yklediini hissetmelerine yol at.
Ben bu konuda ona tmyle katlyorum, dedi arkalarn
dan bir ses; Bayan Thornbury zencefil sevmemekle ilgili son
szcklere kulak misafiri olmutu. Zencefil, zihnimde yal,
korkun bir halamz artryor (zavall, dayanlmaz aclar
ekiyordu, bu yzden ona korkun demek hakszlk olur); k
kken bize zencefil verirdi, sevmediimizi sylemeye cesaret
edemezdik. Fundala atmak zorunda kalrdk - Bath yaknla
rnda byk bir evi vard.
Salonda ar ar ilerlemeye balamlard ki zerlerine at
lan Evelynin toslamasyla durdular, sanki onlara yetimek iin
aaya koarken bacaklar denetiminden kvermiti.
Evet, diye haykrd her zamanki cokusuyla, Racheln ko
lunu tutarak, buna muhteem derim! En bandan beri bu
nun olacan tahmin etmitim! kinizin birbiriniz iin yaratl
dn grmtm. imdi bana bununla ilgili her eyi anlat
mak zorundasnz -n e zaman olacak, nerede yaayacaksnzikiniz de alabildiine mutlu musunuz?
Ne ki, topluluun dikkati ellerinde bir tabak ve bo bir s
cak su iesi tutarak o hevesli ama kararsz hareketleriyle yan
larndan gemekte olan Bayan Elliota evrilmiti. Geip gide
cekti ama Bayan Thornbury yanma gidip onu durdurdu.
T eekkrler, H ughling daha iy i, dedi, Bayan T h orn burynin hatr sormasna yant olarak, ama kolay bir hasta de
il. Ateinin ka derece olduunu renmek isliyor; sylersem
355

kayglanyor, sylemezsem de kukulanyor. Erkekler hastala


nnca nasl olur bilirsiniz! Elbette, doru dzgn cihazlarn
hibiri yok ve yardm etmeye ok istekli, ok can atar grn
mekle birlikte (burada gizemli bir tavrla sesini alaltt), in
san, Dr. Rodriguezin doru drst bir doktor olduundan
emin olamyor. Onu grmeye gelirseniz, Bay Hewet, diye ek
ledi, biliyorum ki neelenecektir - btn gn yatakta ylece
yatmak -v e sinekler- Ama gidip Angeloyu bulmalym -bura
daki yem ekler- yatalak biriyle olunca insan elbette her eyin
gzel olmasn isliyor. Ba garsonu aramak zere aceleyle
yanlarndan geli. Kocasna hemirelik etme endiesi alnna
alamakl bir ka at yerletirmiti; solgun, mutsuz ve her
zamankinden yetersiz grnyordu; gzleri hi olmad ka
dar dalgn bir tavrla bir noktadan bir noktaya geziniyordu.
Zavall, dedi Bayan Thombury. Onlara Hughling Elliot'n
birka gndr hasta olduunu syledi; bulunabilen tek doktor
otel sahibinin kardeiydi, ya da otel sahibi yle diyordu, ada
mn doktor unvann hak etlii de o kadar kesin deildi.
Otelde hastalanmann nasl bir perianlk olduunu bili
rim, dedi Bayan Thombury, yeniden Rachella birlikle bahe
ye ynelirken. Venedikte balayndayken alt haftam tifoyla
geirmitim," diye szlerini srdrd. Ama yle de olsa d
np baktmda o gnleri hayatmn en mutlu haflalan arasn
da sayyorum. Ah, evet, dedi, Racheln koluna girerek, im
di mutlu olduunu dnyorsun, ama sonradan gelen mut
luluun yannda bu hibir ey deil. Emin ol, siz genleri ks
kanmaktan gocunmuyorum! Bizden ok daha iyi zaman geir
diinizden eminim. Dnp baktmda, her eyin nasl deiti
ine inanmakta glk ekiyorum. Biz nianlyken Williamla
tek bama yrylere kmama izin verilmezdi - odada her
zaman yanmzda biri olmak zorundayd - onun btn mek
tuplarn anne babama gstermek zorundaydm! oysa onlar
da ona ok dkndler. Gereklen de onu kendi oullar gibi
grdklerini syleyebilirim. Torunlarn nasl marttklarn
grdke," diye devam etti, bize kar ne kadar kat oldukla
rn dnmek beni elendiriyor.
356

Masa yine aacn altna kurulmutu; ay fincanlarnn ba


nda yerini alan Bayan Thornbury turnuvann balamasn
beklerken etrafta gezinen Susan, Arlhuru ve Bay Pepper ya
nma getirene dek elleriyle iaretler edip bayla selamlar verdi.
Mrldanan bir aa, aygnda dolup taan bir nehir, ay iip
byle hafif, byle yumuak, byle gms bir przszlkle
akan szckleri dinleyerek otururken Racheln aklna Terencen szleri geldi. Bu uzun yaam ve btn o ocuklar onu
armdrmt; sanki btn bunlar bireyselliin izlerini silip yok
etmi, yalnzca yal ve ana olan brakmlard.
Ve siz genlerin grecei eyler! diye devam etti Bayan
Thornbury. Topluluk, William Pepperla Bayan Allan kapsa
d halde, ki her ikisinin de manzaradan kendi paylarna d
en byke bir paray grm olduu varsaylabilirdi, d
ncelerine, analk duygusuna hepsini katyordu. Yaadm
sre iinde dnyann nasl deitiini grnce, diye srdrd
szlerini, gelecek elli yl ierisinde olabileceklere snr koya
myorum. Ah, hayr, Bay Pepper, size u kadarck katlmyo
rum, diye gld, Bay Peppern her eyin srekli olarak kt
den betere gittiine dair kasvetli szlerini keserek. yle his
setmem gerektiini biliyorum, ama ne yazk ki hissetmiyo
rum. Onlar bizden ok daha iyi insanlar olacaklar. Kesinlikle
her ey bunu kantlyor. Drt bir yanmda kadnlar gryo
rum, gen kadnlar, ev ileriyle ilgili trl trl dertleri olan
kadnlar, dar kp bizim mmkn olduunu dnemeye
ceimiz eyler yapyorlar."
Bay Pepper onun btn yal kadnlar gibi ar duygusal ve
mantksz olduunu dnd, ama Bayan Thorburynin ona
aksi, yal bir bebekmi gibi davranmas onu afallatt ve by
ledi; yalnzca, ka atmadan ok glmsemeyi andran garip
bir ifadeyle yzn ekiterek yant verebildi.
Hem de kadn olarak kalyorlar, diye ekledi Bayan Thorn
bury. ocuklarna ok ey veriyorlar.
Bunu sylerken Susanla Rachelm bulunduu yne doru
hafife glmsedi. Ayn kefeye konmak holarna gitmemiti
ama ikisi de sklgan bir tavrla glmsedi; Arthurla Terence
357

da birbirlerine baktlar. Bayan Thombury, hep birlikte ayn yo


lun yolcusu imiler gibi hissetmelerine neden olmutu; evle
necekleri kadnlara bakp onlar karlatrdlar. Herhangi biri
nin nasl olup da Rachella evlenmek isteyebileceini anlamak
imknszd; bir insann hayatm Susanla geirmeye hazr ol
mas inanlmazd; ama karlanndakinin zevki srad olmakla
birlikte birbirlerine bundan tr kt niyet beslemiyorlard;
aslnda, seimlerinin ayrksl nedeniyle birbirlerini daha da
ok seviyorlard.
"Gerekten sizi kulamalym," dedi Susan, masaya yaslana
rak reele uzanrken.
St. Joh n n Arthurla Susan hakkndaki dedikodusunun hi
bir dayana yokmu gibi grnyordu. Raketleri dizlerinin
zerinde, gneten yanm ve zinde, yan yana oturuyorlar,
pek konumasalar da boyuna glmsyorlard. zerlerindeki
ince beyaz giysilerin iinden bedenleriyle bacaklarnn hatlar
n, kaslarnn gzel kvrmlarn, Arhurun zayfln ve Susann etini grmek mmknd; onlarn sk etli, grbz.o
cuklarn dnmek doald. Yzleri gzel denebilecek kadar
biimli deildi, ama berrak gzleri, salklarnn ve dayankl
lklarnn ok iyi olduunu iaret eden bir grnleri vard,
Arthurun kan damarlarnda akmay hi kesmeyecekmi, Susanm kan yanaklarndan derinlere ekilip sakinlemeyecekmi gibiydi. O anda ikisinin de gzleri her zamankinden par
lakt ve atletlerin gzlerinde rastlanan o kendine zg haz ve
zgven ifadesine brnmlerdi, nk tenis oynamlard
ve her ikisi de bu oyunda birinci snft.
Evelyn konumam, bir Susana bir Rachel'a bakp dur
mutu. Pekala ikisi de kararlann ok kolay vermi, bazen
ona yapmay asla beceremeyecekmi gibi gelen eyi ksack
birka hafta iinde yapmlard. Birbirlerinden ok farkl ol
duklar halde ikisinin de grnlerinde ayn tatmini ve btnlenmiligi, tavrlarnda ayn sakinlii, hareketlerinde ayn
yaval grebiliyordu. Kendi kendine, nefret ettii eyin o
yavalk, o gven duygusu, o doygunluk olduunu dnd.
Yava hareket ediyorlard nk tek deil ifttiler; Susan, Ar358

hura luunuyordu, Rachel da Terencea; bir tek adamn uru


na btn teki adamlardan, hareketlen, yaamdaki gerek
eylerden vazgemilerdi. Ak ok iyi bir eydi, mutfa aa
da, ocuk odas yukarda, dnyann sellerindeki kk adalar
gibi yaltlm, kendine yeten o scack evcimen evler de yle;
ama gerek eyler kesinlikle olagelen eylerdi, dardaki ko
caman dnyada olagelen, byle sessizce ve gzelce erkekleri
ne dnen bu kadnlardan bamsz olarak srp giden dava
lar, savalar, lklerdi. Onlara sert sert bakt. Elbette mutlu
ve doygundular, ama bundan daha iyi bireyler olmalyd. n
san yaama daha fazla yaklaabilir, yaamn daha fazla dna
kabilirdi, onlarn hayatlar boyunca yapabileceinden daha
fazlasnn tadn karabilir, daha fazlasn hissedebilirdi.
zellikle Rachel yle gen grnyordu ki - yaama dair ne
bilebilirdi? Huzursuzland; ayaa kalkarak Racheln yanna
oturmak iin karya geti. Ona, derneine katlmaya sz ver
mi olduunu hatrlatt.
Ne yazk ki, diye devam etti, ekime kadar ciddi olarak
almaya balamayabilirim. Erkek kardei Moskovada iyeri
sahibi olan bir arkadamdan az nce bir mektup aldm. On
larla kalmam istiyorlar; kumpaslarn ve anarinin gbeinde
olduklar iin memlekete dnmeden onlara uramaya niyetli
yim. Kulaa ok heyecan verici geliyor. Racheln bunun ne
kadar heyecan verici olduunu grmesini isliyordu. Arkada
m, srf bir anariste mektup postalarken yakaland iin
mr boyu Sibiryaya gnderilen on be yanda bir kz tan
yormu. Hem mektup ondan da deilmi. Rus hkmetine
kar bir devrime yardm etmek iin dnyada neyim varsa
hepsini verebilirim ve devrimin olaca kesin.
Bir Rachela bir Terencea bakt. Son zamanlarda hakknda
kt szler duyduklarndan, onu grmek her ikisine de biraz
dokunmutu; Terence ona ne tasarladn sordu; Evelyn bir
demek kuracan aklad - gerekten bireyler yapmak iin
bir demek. Konutuka canlanyordu, undan emin olduunu
aka syleyebilirdi ki, yirmi kii -hayr, hevesli olurlarsa on
da yelerdi- bireyleri konumak yerine yapmaya balarsa, var
359

olan hemen her ktl ortadan kaldrabilirdi. Gerekli olan,


kafayd. Keke kafas olan insanlar - elbette onlara bir oda ge
rekecekti, haftada bir kez buluabilecekleri gzel bir oda, ter
cihen Bloomsburyde...
O konuurken Terence yznde solmakta olan genliin
izlerini, azyla gzlerinin evresinde konumann ve heyeca
nn izdii izgileri grebiliyordu, ama ona acmyordu; o
parlak, sert ve cesur gzlere baktnda onun kendine acma
dn, yllar getike savamak gitgide zorlaaca halde ken
di yaamn Terence ve St. John gibi insanlarn daha ar ve d
zenli yaamlaryla takas etmek iin herhangi bir arzu hisset
mediini gryordu. Bununla birlikte, belki de durulurdu;
belki de sonunda Perrott'la evlenirdi. Yzn onun gzlerin
den gizleyen hafif ttn duman bulutlar arasnda, zihninin
bir ksm onun dedikleriyle megul olurken, onun olas yaz
gsn dnyordu.
Terence ttn iiyordu, Arthur ttn iiyordu, Evelyn ttn
iiyordu, bylece hava iyi ttnn sisiyle ve rayihasyla dol
mutu. Kimsenin konumad aralklarda, dalgalar sessizce
knlp bir su tabakas halinde kumsala yaylr ve yeniden krl
mak zere ekilirken uzaklardan denizin alak mrltsn iiti
yorlard. Aacn yapraklar arasndan o serin yeil k dkl
yordu; tabaklarla masa rtsnn zerine gnnn yumu
ack hilalleri ve elmaslar yansyordu. Bayan Tlornbury bir
sre sessizce hepsini izledikten sonra nazik bir tavrla Rachela
sorular sormaya balad - Ne zaman dneceklerdi? Ah, babas
n bekliyorlard. Babasn grmek istiyor olmalyd - ona anla
tacak ok ey olacakt ve (canayakn bir tavrla Terencea bak
t) babas ok mutlu olacakt, bundan emindi. Yllar nce, diye
devam etti, on, hatta yirmi yl nce olabilirdi, bir partide Bay
Vinracele karlatn hatrlyordu; insann bir partide gr
d sradan yzlere hi benzemeyen yz onu yle ok etki
lemiti ki, kim olduunu sormutu ve kendisine Bay Vinrace
olduu sylenmiti; bu ad hi unutmamt, -yaygn olmayan
bir ad ,- yannda bir hanmefendi vard, ok tatl grnl bir
kadn, ama o korkun Londra kalabalklarndan birindeydiler,
360

byle yerlerde konumazsnz, -yalnzca birbirinize bakars


nz,- Bay Vinracele el sktklar halde birbirlerine herhangi
bir ey sylediklerini sanmyordu. Gemii hatrlaynca hafife
i geirdi.
Ardndan, ona baml hale gelmi olan Bay Peppera dn
d, yle ki, oturaca yeri hep Bayan Thornbury'nin yaknn
dan seiyor, kendisi ounlukla sessiz kalsa da, onun her sy
lediiyle ilgileniyordu.
Siz, her eyi bilen Bay Pepper, dedi, syleyin bize, o hari
ka Fransz hanmlar salonlarn nasl ekip eviriyorlard? Biz
Ingilterede hi o trden bir ey yaptk m, sizce Ingilterede
bunu yapamamamzn bir nedeni var m?
Bay Pepper byk bir zevkle ve btn ayrntlaryla, neden
hibir zaman bir ngiliz salonunun olmadn aklad. ne
den vard ve bunlar ok da iyi nedenlerdi. Kendisine gelince,
insann kimi zaman mecbur kald zere, gceniklie mey
dan vermemek iin bir partiye gidecek olduunda -rnein,
geenlerde yeeni evlenm iti- odann ortasna yrr, elinden
geldiince yksek sesle Ha! ha! der, kendini grevini yerine
getirmi sayar ve yeniden yrr giderdi. Bayan Thombury iti
raz elti. Dner dnmez bir parti verecekti; hepsini davet ede
cekti; insanlar Bay Pepper izlemek zere harekele geirecekti
ve eer Ha! ha! derken yakalandn duyarsa ona - ona ger
ekten de korkun bir ey yapacakt. Arthur Venning, bir
srpriz hazrlamalar gerektiini ne srd - rnein, bir ia
retle Peppern bandan aa boanacak bir souk su banyo
sunu gizleyen, dantel balk gitmi, yal, ho bir hanmefendi
nin portresi; ya da yle bir sandalye bulmalydlar ki zerine
oturur oturmaz onu yarm metre yksee frlatmalyd.
Susan gld. ayn bitirmiti; biraz da ok iyi tenis oynad
ndan tr, kendini tatmin olmu hissediyordu; hem herkes
ok nazikti; konumay, akll insanlarn yannda bile kendisi
olmay ok daha kolay bulmaya balamt, nk nedense
akll insanlar artk onu korkutmuyordu. lk karlatnda
holanmad Bay Hirst bile gerekte tatsz biri deildi; zavall
adam, hep ok hasta grnyordu; belki kt; belki Rachela
361

k olmutu -b u n a gerekten de hi arm azd; belki de


Evelyne k olm utu- o da erkeklere ok cazip grnyordu.
ne eilerek sohbete devam etti. Partilerin byle cansz olma
snn balca nedeninin beylerin iyi giyinmemesi olduunu
dndn syledi: Londrada bile, diye devam etti, insan
larn akamlan iyi giyinmeyi gereksiz bulmalar onu artm
t; Londra'da iyi giyinmiyorlarsa tarada kimbilir neler giyiyor
lard. Av partileriyle geen Noeller gerekten epey zevkli olur
du; beyler gzel krmz ceketler giyerlerdi, ama Arthur dans
etmeyi sevmiyordu, bu nedenle kendi kk tara kasabalanndaki baloya bile gitmeyeceklerdi herhalde. Bir spora d
kn olanlarn ou kez bir bakasn sevmediklerini dn
yordu, bununla birlikte, babas bir istisnayd. te yandan, o
her bakmdan bir istisnayd - nasl da iyi bir bahevand, ku
larla ve hayvanlarla ilgili her eyi bilirdi; kydeki btn yal
kadnlar ona basbaya tapyordu; ayn zamanda, gerekten en
ok sevdii ey kitapt. Gerektiinde onu nerede bulacanz
her zaman bilirdiniz; bir kitapla alma odasnda olurdu. B
yk olaslkla eski mi eski, baka kimsenin okumay aklndan
geirmeyecei kfl bir kitapla. Bir zamanlar babasna, gein
direcek alt kiilik bir ailesi olmasayd onun birinci snf bir ki
tap kurdu olacan sylemiti; alt ocuk, diye ekledi, herke
sin sempatisini kazanacandan emin bir tavrla, insana kitap
kurdu olacak fazla zaman brakmyordu.
Gurur duyduu babas hakknda konumay srdrerek
ayaa kalkt, nk saatine bakan Arthur yeniden tenis kor
tuna gitme zamannn geldiini fark etmiti. Dierleri kpr
damadlar.
ok m utlular!" dedi Bayan Thornbury, mfik bir tavrla
arkalarndan bakarken. Rachel ona katld; kendilerinden ok
emin grnyorlard; ne istediklerini tam olarak biliyor gi
biydiler.
Sen de mutlu olduklarn dnyor musun? diye mrl
dand Evelyn alak sesle Terencea; mutlu olduklarn dn
mediini syleyeceini umuyordu; ama Terence bunun yerine
kendilerinin de gitmelerinin gerektiini syledi - eve gitmeleri
362

gerekiyordu, nk hep yemee ge kalyorlard; ok kat ve


titiz olan Bayan Ambrose bundan holanm yordu. Evelyn,
RachePn eteine yapp itiraz etti. Neden gidiyorlard ki? Da
ha erkendi, hem onlara syleyecei yle ok ey vard ki.
Hayr, dedi Terence, gitmeliyiz, nk ok yava yryo
ruz. Durup bireylere bakyoruz, konuuyoruz.
Ne hakknda konuuyorsunuz? diye sordu Evelyn; bu
nun zerine Terence glerek her ey hakknda konutuklar
n syledi.
Bayan Thom bury onlarla bahe kapsna kadar gitti, imen
lerle akllarn zerinde ok yava, zarafetle yryor, boyuna
ieklerden, kulardan sz ediyordu. Kz evlendiinden bu
yana bitkibilim almalaryla uratn anlatt onlara; hayat
boyunca tarada yaad ve imdi yetmi iki yanda olduu
halde bu kadar ok iei hi grmemi olmas harika bir ey
di. nsan yalannca, dier insanlardan bamsz bir uras
nn olmas gzel bir eydi. Ama iin tuhaf, insan hibir zaman
kendini yal hissetmiyordu. O kendini hep yirmi be yanda
hissediyordu, ne bir gn fazla ne bir gn eksik, ama elbette
kimse dierlerinin buna katlmasn bekleyemezdi.
Yirmi be yanda olduunuzu hayal etmek deil de, yirmi
be yanda olmak harika bir ey olm al, dedi, o przsz
parlak bakyla nce birine sonra dierine bakarak. Mthi
bir ey olmal, gerekten mthi. Uzun zaman onlarla konu
arak bahe kapsnda dikildi; gitmelerini islemiyor gibiydi.

363

X X V . Blm

le sonras ok scakl, yle ki sahilde krlan dalgalarn sesi


kulaa bitkin bir yaratn yinelenen i ekileri gibi geliyordu;
laraadaki tentenin altndaki tulalar bile scakt; hava, ksa
kuru imlerin zerinde durmakszn dans ediyordu. Ta saks
larn iindeki krmz iekler scaktan boyunlarn bkyor
lard; yalnzca birka hafta nce przsz ve canl olan beyaz
iekler imdi kurumu, kenarlan kvnlp sararmt. Yalnzca,
eli yapraklan dikenlerin zerinde bym gibi grnen, g
neyin o kaskat, saldrgan grnml bitkileri hl dimdik du
ruyor, onlan yerle bir etmesi iin gnee meydan okuyorlard.
Hava, sohbet etmeye imkn vermeyecek kadar scakt; gnein
gcne kar koyacak herhangi bir kitap bulmak da kolay de
ildi. Pek ok kitap denenip bir kenara atlmt; imdi ise Te
rence yksek sesle Millon okumaktayd, nk ona gre Miltonn szcklerinin maddesi ve biimi vard, yle ki ne dedii
ni anlamak bile gerekmiyordu; insan onun szlerini ylece
dinleyebilir, onlan neredeyse elleyebilirdi.
Pek uzak olm ayan bir yerde zarif bir peri vardr,*
d iy e o k u d u ,

(*) Hevvet, bu dizeyi ve sonrakileri John Millon'n Comusndan okuyor - .n.


364

N em li yularndan tutup Sevem in przsz akn tsn


dalgalandnr.
Sabrinad r ad, pirpak bir erden;
Kzyd b ir zamanlar,
Asay babas Brutetan alm olan L ocrinein.

Szckler, Terence ne derse desin, anlam yklym gibiy


di; belki de onlar dinlemenin insana ac vermesinin nedeni
buydu; kulaa tuhaf geliyorlard; genel kullanmlarndan ba
ka eyler ifade ediyorlard. Rachel dikkatini onlarn zerinde
younlatramyor, anlamlarndan bamsz olarak gzlerinin
nne naho grntler getiren yular, Locrine, Brte gi
bi szcklerin artrd garip dnce zincirlerine dalp gi
diyordu. Scan ve dans eden havann yznden bahe de bir
tuhaf grnyordu - aalar ya ok yakn ya da ok uzaktlar;
banda bir ar vard. Bundan pek emin deildi; bu nedenle
imdi Terencea sylese mi, yoksa okumay srdrmesine izin
mi verse, bilmiyordu. Bir drtln sonuna gelene kadar bek
lemeye karar verdi; o zamana dek ban saa sola evirir de
ba her konumda arrsa, ona sakince bann ardn sy
leyecekti.
G zel Sabrina,
O turduun yerden dinle
O cam gibi, serin , yar saydam dalgann altnda,
A m ber renginde salnan salarnn gevek zincirine
D olanp r len nilfer rglerinle.
Aziz onu run akna, d inle,
G m gln tanras,
D inle ve kurlar!

Ne ki, ba aryordu; hangi yana evirirse evirsin aryordu.


Dorulup oturdu ve verdii karara uyarak, Bam aryor,
ieri gireceim, dedi.
Terence bir sonraki dizenin yarsna gelmiti, ama derhal ki
tab brakt.
Ban m anyor? diye sordu.
365

Birka saniye birbirlerine bakp el ele tutuarak oturdular.


Bu sre boyunca iindeki korku ve felaket duygulan Terence'a
neredeyse fiziksel bir ac verdi; drt bir yannda, topraa d
klerek onu ak havada oturur durumda brakan knk camlann sesini iitir gibiydi. Ama iki dakika sonra Rachelm onun
korkusunu paylamadn, yalnzca her zamankine gre daha
mecalsiz olduunu ve gzkapaklarnn arlatn fark edin
ce toparland, Heleni yanlanna gelirdi ve Rachelm bann a
rdn syleyerek ne yapmalar gerekliini sordu.
Bayan Ambrose skunetini yitirmedi, Rachela yataa git
mesini tavsiye etti; ge saatlere kadar oturup bu scakta dar
karsa bann armasna amamak gerektiini ekledi, ama
yalakta geirecei birka saat arsn tamamen dindirecekti.
Szleri Terence anlalmaz bir biimde yattrd, tpk bir an
nce anlalmaz bir biimde iinin kararmas gibi. Helenin
saduyusu ile tedbirsizliin intikamn ba arsyla alan do
ann merhametsiz saduyusu arasnda pek ok ortak yan
vard sanki; tpk doann saduyusu gibi Helena da bel ba
lanabilirdi.
Rachel yatmaya gitti; kendini ok uzun zaman karanlkta
uzanm gibi hissediyordu, ama sonunda bir tr saydam uy
kudan uyandnda karsndaki pencerelerin beyaz olduu
nu grd; bir sre nce ba arsyla yalaa girdiini ve He
lenin uyandnda arsnn geeceini sylediini anmsad.
Bu nedenle, imdi olduka iyi olduuna hkmetti. te yan
dan, odasnn duvar ac verecek kadar beyazd; dimdik ve
dz olacana hafife kavisliydi. Gzlerini pencereye evirdi
inde grdkleri onu yattrmad. ine dolan havayla de
menin zerinde hafif bir srklenme sesi kararak kordonu
ekitiren perdenin hareketi, odann iindeki bir hayvann
hareketiymi gibi rktc geldi ona. Gzlerini kapad; a
kaklarnda nabz yle iddetli atyordu ki her vuruu bir sini
re basarak kk bir ac haneriyle alnn deler gibiydi. Bu
ayn ba ars olmayabilirdi, ama bann ard kesindi.
araflarn serinliinin onu iyiletirecei, bakmak iin gzle
rini bir dahaki anda odann her zam anki gibi olaca
366

umuduyla bir yanndan br yanna dnd. Boa kan ok


sayda deneyin ardndan meseleyi kuku gtrmez hale ge
tirmeye karar verdi. Yataktan kp karyolann ucundaki pi
rin topa tutunarak dimdik durdu. Bata buz gibi souk olan
top ok gemeden avucunun iinde snd; bandaki, bede
nindeki aclar ve demenin dengesizlii ayakta durmann ve
yrmenin yatakta uzanmaktan ok daha dayanlmaz olaca
n kantlaynca yeniden yataa girdi; ama bu deiiklik n
ce onu canlandrmakla birlikle ok gemeden yatan rahat
szl ayakta durmann rahatszl kadar artt. Rachel, b
tn gn boyunca yatakta kalmak zorunda olduu fikrini ka
bul etti; ban yasta koyarken gnn mutluluundan vaz
geti.
Bir iki saat sonra Helen ieri girip de anszn neeli szler
etmeyi keserek bir saniyeliine irkildikten sonra tekinsiz bir
sakinlie brnnce, Racheln hasta olduu gerei kuku
gtrmez hale geldi. Btn ev halk bunu rendiinde, bah
ede birinin sylemekle olduu ark anszn kesildiinde ve
su getiren Maria gzlerini baka tarafa evirip yatan yann
dan szlerek getiinde, bu gerek dorulanm oldu. Geiri
lecek koca bir sabah vard, sonra da koca bir akamst; Rac
hel aralklarla olaan dnyaya gemek iin abalyordu, ama
bedeninin scaklnn ve rahatszlnn, kendi dnyasyla
olaan dnya arasnda kpr kuramad bir uurum atn
fark ediyordu. Bir ara kap ald; ok kll elleri olan -R acheln onda dikkatini eken balca ey buydu- kk, esmer
bir adamla birlikte Helen ieri girdi. Rachel uyumutu ve da
yanlmaz bir ate basmt; gelenin doktor olduunu anlad
halde, utanga ve yaltak grndnden, adama yant ver
me zahmetine katlanmad. Baka bir sefer kap ald; Terence
ok nazik bir tavrla, Rachelm doal olamayacak kadar donuk
olduunu fark ettii bir glmsemeyle ieri girdi. Oturup elle
rini okayarak onunla konulu, ta ki Rachel ayn konumda
yatmaktan usanp dier yana dnene kadar; tekrar yukar bak
tnda yanbamda Helen vard, Terence gitmiti. nemli de
ildi; yarn her ey tekrar olaan haline dndnde onu g
367

recekti. Gn boyunca balca ura, dizelerin devamnn nasl


olduunu hatrlamaya almak oldu:
O cam gibi, serin, yar saydam dalgann alm da.
Am ber salarnn salnan gevek zincirine
Dolanp r len nilfer rglerinle;

bu aba onu endielendirdi, nk sfatlar yanl yerlere gir


mekte diretiyorlard.
kinci gn birinci gnden ok farkl deildi; yatann daha
da nem kazanmas ve hakknda dnmeye alt darda
ki dnyann iyiden iyiye uzak grnmesi dnda. O cam gibi,
serin, yar saydam dalga tam karsnda neredeyse gzle gr
lr olmutu, yatan ucunda kvrla kvrla ykseliyordu; taze
leyici bir serinlii olduundan Rachel zihnini onun zerine
sabitlemeye alyordu. Helen buradayd; Helen btn gn
boyunca oradayd; bazen le yemei vaktinin geldiini syl
yordu, bazen de ay vaktinin geldiini; ne ki, ertesi gn tm
nirengi noktalar silindi; d dnya yle uzakl ki farkl sesler,
rnein merdivenlerden geenlerin sesleri ve st katta hareket
edenlerin sesleri, ancak hafzasnn byk bir abasyla gerek
nedenlerine balanabiliyordu. gn nce neler hissettiinin
ya da neler yapyor, dnyor olduunun ans tmyle so
lup gitmiti. te yandan, odadaki nesnelerin her biri, yatan
kendisi, farkl duyumlaryla kol ve bacaklar ve bedeni her ge
en gn daha da nem kazanyordu. Dnyann geri kalanyla
balants tamamen kopmu, iletiim kuramaz olmutu; bede
niyle yapayalnz, yaltlm bir haldeydi.
Bylece saatler sabahn iinde hi ilerlemeksizin, birbiri ar
dna geiyordu, ya da tersine, gpegndzken, birka dakika
insan gecenin derinliklerine gtrebiliyordu. Belki akam ol
duundan, belki de perdeler ekilmi olduu iin odann ok
lo grnd bir akam, Helen ona dedi ki, Bu gece birisi
burada oturacak. Sakncas yok, deil mi?"
Gzlerini atnda Rachel yalnzca Heleni deil, yz ona
bir zamanlar grm olduu bir eyi belli belirsiz anmsatan,
gzlkl hemireyi de grd. Onu kk kilisede grmt.
368

Hemire Mclnnis, dedi Heien; hemire, hepsinin yznde


ki gibi donuk bir glmsemeyle, ondan korkan pek fazla kim
seye rastlamadn syledi. Bir an bekledikten sonra ikisi de
gzden kayboldu; yastna dnen Rachel, uyandnda kendi
ni o bitmez tkenmez gecelerden birinin ortasnda buldu, on
ikide sona ermeyip ift rakamlara doru giden geceler - on ,
on dn ve devam, ta ki yirmilere, otuzlara, krklara ulaana
kadar. Gecenin can istiyorsa, byle yapmasna engel olacak
hibir eyin bulunmadn fark ediyordu. ok uzakta, gekin
ce bir kadn ban ne emi oturuyordu; Rachel hafife do
ruldu ve onun kvnk bir gazetenin stndeki mumun nda
iskambil oynadn korkuyla grd. Bu grntde aklanamayacak kadar meum bir ey vard; Rachel dehete kaplarak
haykrd, bunun zerine kadn, ktlar brakp mumu eliyle
perdeleyerek ayaa kalkt. Odann kocaman boluunda yak
lat, yaklat, sonunda Racheln bann stnde durup,
Uyumuyor musun? Dur da seni rahat ettireyim, dedi.
Mumu brakp yatak rtlerini dzeltmeye balad. Rachel
anszn, btn gece bir maarada oturup iskambil oynayan bir
kadnn ellerinin ok souk olacan fark ederek, o ellerin do
kunuundan kand.
Aa, ta aada, uralarda bir ayak parma var! dedi kadn,
yalak rtlerini sktrrken. Rachel, parman kendisine ait
olduunu anlamad.
Kprdamadan yatmaya alman gerek, diye devam etli
kadn, nk kprdamadan yatarsan daha az atein kar;
dnp durursan daha da atein kacak ve biz bunu islemiyo
ruz. Muazzam bir zaman dilimi boyunca tepesinde dikilip
Rachela bakt.
Ne kadar sakin yatarsan o kadar abuk iyileirsin, diye yi
neledi.
Rachel gzlerini tavandaki sivri glgeye dikti; tm ener
jisiyle bu glgenin gitmesini arzuluyordu. Ne ki, glge ve ka
dn sonsuza dek tepesine aklm gibiydi. Gzlerini kapatt.
Yeniden atnda birka saat daha gemiti; ama gece hl so
nu gelmez biimde sryordu. Kadn hl iskambil oynuyor
369

du, yalnz, imdi bir nehrin altndaki tnelde oturuyordu; k


ise ksa kadnn zerindeki duvarda bulunan kk bir ke
merde duruyordu. Rachel, Terence! diye haykrd; kadn
muazzam yava bir hareketle ayaa kalknca sivri glge yine
tavan boyunca hareket etti ve ikisi birden kprdamadan Racheln tepesinde dikildiler.
Seni yatakta lutmak Bay Forrest yatakla Lutmak kadar
g, dedi kadn, hem o yle uzun boylu bir beyefendiydi ki.
Bu korkun, sabit grntden kurtulmak iin Rachel tekrar
gzlerini kapatt ve kendini Thamesin altndaki bir tnelde
yrrken buldu, biimsiz kk kadnlar kemerlerde olurmu
iskambil oynarken, duvarlarn yapld tulalardan szan ru
tubet damlalar halinde toplanp aa szlyordu. Ama k
k yal kadnlar bir sre sonra, birlikte pencerenin nnde
durmu, aralksz olarak fsldaan Helenla Hemire Mclnnise
dntler.
Bu srada odasnn dnda, evdeki teki insanlarn sesleri,
hareketleri ve yaamlar, gnein olaan nda, birbirini iz
leyen saatler boyunca her zamanki gibi sryordu. Hastal
nn ilk gnnde, atei ok yksek olduu iin Racheln cuma
ya kadar tam olarak iyilemeyecei belli olunca, o gn sal ol
duundan, Terencen iinde bir gcenme hissi uyand, Rachela kar deil de, kendi dlarndaki, onlar ayran gce kar
. Onlar iin berbat geecei neredeyse kesin olan gnlerin
saysn saymt. Honutluk ve kzgnln tuhaf bir karmy
la, hayatnda ilk kez baka bir insana kendi mutluluu onun
tasarrufunda olacak kadar bal olduunu fark etmiti. Gnler
entipften, nemsiz eylerle tamamen bo geiyordu; byle bir
yaknlk ve younlukla geen haftadan sonra alldk tm
uralar dayanlmayacak kadar tatsz ve gereksizdi. En katla
nlr ura, Sl. Jo h rila Racheln hastal hakknda konu
mak, her bir belirtiyi ve anlamn tartmak, bu konu tkenin
ce de her trden hastal, bunlara nelerin neden olduunu,
nelerin iyiletirdiini tartmakt.
Her gn iki kez Rachella otunnak iin ieri giriyordu ve her
gn iki kez ayn ey oluyordu. Notalarn, kitaplarn ve mek370

luplarn her zamanki gibi etrafa dald, ok karanlk olma


yan odaya girince morali derhal dzeliyordu. Onu grdn
de iinin tmyle rahatladn hissediyordu. Rachel ok hasta
grnmyordu. Terence, yanbama oturuyor, onunla doal
ama her zamankinden biraz daha ksk bir sesle konuarak ne
ler yaptn anlatyordu; ama daha be dakika gemeden en
derin kasvetin iine dalyordu. Rachel ayn deildi; Terence,
eski ilikilerini canlandramyordu; ama aptalca olduunu bil
dii halde Rachel eskiye gtrmeye, hatrlamasn salamaya
abalamaktan kendini alamyordu; baarsz olunca da umut
suzlua kaplyordu. Racheln odasndan karken hep onu
grmenin grmemekten daha kt olduu sonucuna varyor,
ama gn ilerledike onu grme arzusu aama aama geri d
nyor ve neredeyse katlanlamayacak kadar byyordu.
Perembe sabah Terence onun odasna girdiinde her za
manki gibi gveninin arttn hissetti. Rachel bir yanndan
br yanna dnerek, milyonlarca kilometre uzandaki dn
yaya ilikin birtakm olgular hatrlamaya alt.
Otelden mi geldin? diye sordu.
Hayr, imdilik burada kalyorum, dedi Terence. Az nce
le yemei yedik, diye devam etti, mektuplar da geldi. Sana
bir yn mektup var - ngiltereden mektuplar.
Rachel, Terencen bekledii gibi onlar grmek istediini
sylemek yerine, bir sre hibir ey demedi.
Grdn gibi, ite gidiyorlar, tepenin yamacndan aa
yuvarlana yuvarlana, dedi birdenbire.
Yuvarlana yuvarlana m, Rachel? Yuvarlandn grdn
ne? Yuvarlanan bir ey yok.
Ba olan yal kadn, diye yant verdi Rachel, bunlar
Terencea sylem iyordu; baklar onun tesine geiyordu.
Kar raftaki bir vazoya bakyor gibi grndnden, Terence
kalkp onu ald.
Artk yuvarlanmazlar," dedi neeli bir tavrla. Ne var ki,
Rachel gzlerini ayrmadan ayn noktaya bakarak yatyordu;
Terence onunla konutuu halde Rachel aldr etmedi. Teren
ce yle derinden perian oldu ki onunla oturmaya dayanama
371

d, verandada The Times okuyan S. John bulana dek dolap


durdu. S. Joh n sabrla gazeleyi bir yana koyup, Terence'n
sanrlarla ilgili syleyecei ne varsa dinledi. Terencea kar
ok sabrlyd. Ona ocukmu gibi davranyordu.
Cuma gn itibaryla hastaln bir iki gn iinde geecek
bir nbet olmad artk inkr edilemeyecek bir hal almt;
epeyce rgtlenme gerektiren ve en az be kiiyi megul eden
gerek bir hastalkt bu, ama kayglanmak iin bir neden yok
tu. Be gn yerine on gn srecekti. Rodriguez bu hastaln
iyi bilinen eitlerinin olduunu sylemiti. Grne baklr
sa Rodriguez, hastaln yersiz bir kaygyla ele alndn
dnyordu. Ziyaretlerine hep ayn gven gsterisi damgas
n vuruyordu; Terencela yaptklar grmelerde, herkesin bu
nu gereinden fazla ciddiye aldn iaret eder gibi elini salla
yarak, onun kaygl ve ayrntl sorularn hep bir yana itiyor
du. Tuhaftr ki, oturmaya isteksiz grnyordu.
Yksek ate, dedi, odada evresine kaamak baklar ata
rak; anlalan mobilyalarla Helenin naklar onu baka her
eyden daha ok ilgilendiriyordu. Bu iklimde atein yksek
olmas doal. Bu yzden telalanmanza gerek yok. Biz, nabz
la ilgileniyoruz (kendi kll bileine vurdu), ve nabz m
kemmel devam ediyor.
Hemen ardndan eilerek selam verip dar szld. Gr
me her iki taraf iin de glk tekil edecek biimde Franszca
yrtlmt; bu da Rodriguezin iyimserlii ve Terencen tp
mesleine olan saygsyla birleince, Terence, doktoru baka
herhangi bir sfatla tanmas durumunda olacandan daha az
eletirel klyordu. Onun hakknda mantksz bir nyargya ka
plm olan Helena kar, farknda olmadan Rodriguezin tara
fn tuttu.
Cumartesiye gelindiinde, gnn saatlerinin eskisinden da
ha kat bir biimde dzenlenmesi gerektii belli oldu. St. John
yardm etmeyi nerdi; yapacak hibir eyinin olmadn, ya
rarl olacaksa gnn kkte de geirebileceini syledi. Bir
likte g bir geziye balyorlarm gibi, grevlerini aralarnda
blerek, byk bir kda ayrntl bir saat izelgesi hazrla
372

yp oturma odasnn kapsna ilitirdiler. ehre uzak olmalar,


adn bilmedikleri, zor bulunan eyleri en umulmadk yerler
den tedarik etmenin gl, ok dikkatli dnmelerini ge
rekli klyordu; yapmalar gereken basit ama ie yarar eyleri
yapmakta beklemedikleri zorluklarla karlayorlard, sanki
ok uzun boyluydular da, eilip minicik kum zerrelerini bir
desen oluturacak biimde dzenlemeleri istenmiti.
htiya duyduklar eyleri ehirden alp getirmek St. Joh n n
greviydi, bylece Terence btn o uzun scak saatler boyunca
tek bana oturma odasnda, ak kapnn yannda oturup, st
kattaki herhangi bir kprty ya da Helenin arsn iitmeyi
bekliyordu. Perdeleri indirmeyi hep unutuyor, bu yzden par
lak gngnda oturuyordu, bu da nedenini bilmeksizin onu
zyordu. Oda korkun derecede resm ve rahatszd. Sandal
yelerin zerinde apkalar, kitaplarn arasnda ila ieleri var
d. Okumay deniyordu, ama iyi kitaplar fazla iyi, kt kitap
larsa fazla ktyd; tahamml edebildii tek ey, Londra hakkndaki haberleriyle ve yemekli partiler veren, konumalar ya
pan gerek insanlarn etkinlikleriyle, baka trl yalnzca ka
bustan ibaret olan saatlere biraz olsun gereklik salar gibi ge
len gazeteydi. Sonra, tam yazya dikkatini verm iken, Helendan yumuak bir ar geliyor ya da Bayan Chailey st kat
tan istenen bir eyi ieri getiriyordu; o da sessizce, oraplaryla
yukarya koup srahiyi yatak odas kapsnn dnda duran,
srahilerle, fincanlarla dolu kk masann zerine koyuyor
du; ya da bir an iin Heleni yakalayabilirse, Nasl? diye so
ruyordu.
Epey huzursuz... Galiba daha sakin.
Yant, ya biri oluyordu ya da teki.
Her zamanki gibi Helen bireyleri sylemeyip kendine sak
lar gibiydi; Terence ayn fikirde olmadklarnn, yksek sesle
konumakszm birbirleriyle tarttklarnn farkndayd. Ne ki,
Helen konuamayacak kadar telal ve dalgnd.
Dinlemenin gerilimi ve pratik dzenlemeler yapp her eyin
przszce ilediinden emin olma abas Terencen tm g
cn emiyordu. Uzun, i karartc bir kabusla urarken, bu
373

nun ne anlama geldiini dnmeye kalkmyordu. Rachel


hastayd; hepsi buydu; ilacn ve stn temin edildiinden, ge
rek duyulan eylerin hazr olduundan emin olmalyd. D
nce sona ermiti; yaamn kendisi durma noktasna gelmi
ti. Baka hibir ey deimedii halde, yalnzca gerilim her
gn biraz artt iin, pazar gn cumartesiden daha ktyd.
Birleerek olaan gn oluturan ayr duygular, haz, ilgi
ve ac, uzayp giden tek bir sefalet ve cansknts hissinin iin
de birbirlerine karp kayboluyorlard. ocukken tek bana
odasna kapatldndan bu yana hi bu kadar sklmamt.
Racheln o kafas kark, umursamaz grnts, daha nceki
haline ilikin grnty neredeyse silmiti; bir zamanlar mut
lu olduklarna ya da evlenmek zere nianlandklarna inan
makla glk ekiyordu; duygular neydi ki, hissedilecek ne
vard ki? Her manzara, her insan grnts kafasn daha da
kartryordu; S. Joh n , Ridleyi, arada srada hatr sormak
iin otelden gelen avare insanlar bir sisin iinden grr gibiy
di; bu sisin iinde sakl olmayan yegne kiiler Helenla Rodriguezdi, nk onlar kendisine Rachel hakknda bireyler an
latabiliyorlard.
Buna ramen, gn, alldk biimde devam ediyordu. Belir
li saatlerde yemek odasna gidiyorlard; masann etrafna
oturduklarnda nemsiz eylerden sz ediyorlard. Sohbeti
balatma ve kesilmesine engel olma iini genellikle St. John
stleniyordu.
Sanchoyu beyaz evin ilerisine gtrmenin yolunu kefet
tim, dedi S. Joh n , pazar gn le yemeinde. Kulann
dibinde bir kt hrdatyorsunuz, ok gibi frlayp yaklak
yz metre gidiyor, ama daha sonra aheste devam ediyor.
Evet ama o msr sever. Msn eksik etmemen gerek.
Ona verdikleri vr zvr pek beenmiyorum; Angelo ise
pis bir afacana benziyor."
Ardndan uzun bir sessizlik oldu. Ridley alak sesle birka
dize iir mmldand, sonra bunu yaptn gizlemek istercesine,
Bugn hava ok scak, dedi.
Dnknden iki derece fazla, dedi St. John. Bu fndklarn
374

nereden geldiini merak ediyorum, diye devam etti, tabaklan


bir fndk alp parmaklarnn arasnda evirip evirerek tuhaf
bir tavrla ona bakarken.
Londradan, zannediyorum, dedi Terence fnda bakarak.
inin ehli bir iadam burada ok ksa zamanda servet ya
pabilir, diye szlerini srdrd St. John. Galiba, scak, in
sanlarn beynine garip bir ey yapyor, lngilizler bile biraz aca
yipleiyorlar. Her neyse, bu adamlarla uramak ok zor. Bu
sabah ortada hi neden yokken beni eczanede krk be dakika
beklettiler.
Uzun bir suskunluk daha oldu. Sonra Ridley sordu, Rodriguez umutlu mu?
Olduka, dedi Terence kararllkla. Yalnzca hastaln
seyrini tamamlamas gerekiyor. Bunun zerine Ridley derin
bir nefes ald. Herkes iin gereklen zlyordu, ama bir
yandan da Heleni ok zlyordu ve iki gen adamn srekli
varl, kendini biraz hakszla uram hissetmesine yol a
yordu.
Oturma odasna dndler.
. Bak Hirsl, dedi Terence, iki saat boyunca yaplacak hibir
ey yok. Kapya ilitirilmi olan kd inceledi. Sen gidip
uzan. Ben burada bekleyeceim. Helen le yemeini yerken
Rachelm yannda Chailey kalyor.
Heleni grmeden gitmesini sylemek, Hirstten ok ey iste
mekti. Heleni ksa bir sre iin de olsa grm ek, gerilimle
canskntsna verdii yegne molalard; Helen'in onlara syle
yecek hibir eyi olmasa da bu anlar gnn rahatszlm telafi
eder gibiydi. Ne ki, madem birlikte gezidelerdi, Hirsl onlara
itaat etmeye karar verdi.
Helen aa inmekte ok gecikti. Uzun sre karanlkta otur
mu gibi grnyordu. Solgundu, zayflamt; gzlerindeki
ifade skkn ama kararlyd. le yemeini, ne yediine aldr
madan, abucak yedi. Terencen sorularna kulak asmad; so
nunda, sanki Terence hi konumam gibi, kalarn hafife
atarak yle dedi:
Byle devam edemeyiz, Terence. Ya baka bir doktor bula375

aksn ya da Rodrigueze artk gelmemesini syleyeceksin; ben


her eyi hallederim. Onun Rachel daha iyi demesinin yarar
yok; Rachel daha iyi deil; daha kt.
Terence, tpk Rachel Bam aryor dediinde olduu gibi
muazzam bir sarsnt geirdi. Onun ar gergin olduunu d
nerek kendini yattrd; Helenin tartmada ona kar oldu
una dair o inat duygu da bu kansn destekliyordu.
Onun tehlikede olduunu mu dnyorsun? diye sordu.
Hi kimse gnlerce bu denli hasta olmaya dayanamaz- di
ye yantlad Helen. Ona bakt; birilerine ierlemi gibi konuu
yordu.
Pekala, leden sonra Rodriguezle konuurum, diye ce
vap verdi Terence.
Helen hemen yukar kt.
Artk hibir ey Terencem endiesini gideremezdi. Ne oku
yabiliyordu ne kprdamadan oturabiliyordu; Helenin abartt
ndan, Rachelm ok hasta olmadndan emin olmasna ra
men gvenlik duygusu sarslmt. Ama inancn dorulayacak
nc bir kiiye ihtiyac vard.
Rodriguez aa iner inmez, sordu, Ee, Rachel nasl? Sizce
daha m kt?
Endieye gerek yok, sylyorum size - hem de hi, diye
yantlad Rodriguez berbat Franszcasyla; huzursuz bir tavrla
glmserken, ekip gitmek istercesine yerinde kprdanyordu.
Hevvet onunla kapnn arasnda kararl bir tavrla dikildi.
Onun ne tr bir adam olduunu kendi anlamakta kararlyd.
Ona bakp da deersizliini, pis grnmn, dzenbazln,
zekadan yoksun kll yzn grnce adama olan gveni kay
boluverdi. Bunu daha nce grmemi olmas tuhaft.
Baka bir doktora danmanz rica etsek kar kmazsnz
elbette? diye szlerini srdrd.
Bunun zerine kk adam aka hiddetlendi.
A h! diye haykrd. Bana gveniniz yok mu? Tedavime
kar m kyorsunuz? Vakay brakmam m istiyorsunuz?
Hi de deil, diye yant verdi Terence, ama bu gibi ciddi
hastalklarda-
376

Rodriguez omuzlarn silkti.


"Ciddi deil, emin olun. Ar endieleniyorsunuz. Gen ha
nmefendinin hastal ciddi deil ve ben doktorum. Hanme
fendi elbette korkuyor, diye dudak bkt. Bunu gayet iyi
anlyorum.
Doktorun ad ve adresi-? diye devam etti Terence.
Baka doktor yok, diye yant verdi Rodriguez, suratn
asarak. Bana herkes gvenir. Bakn! Size gstereyim.
Paketlenmi eski mektuplar karp, Terencem kukularn
giderecek birini arar gibi kartrmaya balad. Ararken, ona
gvenmi olan bir ngiliz lord hakknda bir hikye anlatmaya
giriti - byk bir ngiliz lordu, ne yazk ki adn unutmutu.
Burada baka doktor yok, diye sonlandrd szlerini, mek
tuplar kartrmay srdrerek.
nemli deil, dedi Terence ksaca. Kendim soruturu
rum. Rodriguez, mektuplar tekrar cebine koydu.
Pekala, dedi. tirazm yok.
Hastal ok fazla ciddiye aldklarn ve baka doktor olma
dn yinelemesine kalann kaldrp omuzlarm silkti; ardn
da, kendisine gvenilmediinin farknda olduuna ve kzdrldgna ilikin bir izlenim brakarak dar szld.
Bundan sonra Terence alt katta daha fazla kalamad. Yukar
kp Rachelm kapsn tklatarak Helena onu birka dakikal
na grp gremeyeceini sordu. Dn onu hi grmemiti.
Helen itiraz etmedi; gidip pencerenin nndeki masaya oturdu.
Terence, yatan yanbama oturdu. Racheln yz dei
miti. Tmyle, hayatta kalma abasna younlam gibi g
rnyordu. Dudaklar ekilmiti; yanaklar km ve kzar
m olmakla birlikte yz renksizdi. Gzleri tamamen kapal
deildi, beyazlarnn alt yars grnyordu, gryormu gibi
deil de, kapatamayacak kadar bitkin olduu iin ak kalm
gibi. Terence onu pnce gzlerini tamamen at. Ne ki, yal
nzca yal bir kadnn bakla bir adamn kafasn kestiini
grd.
te dt! diye mrldand. Sonra endieyle ona dnp,
katrlar olan bir adam hakknda Terencen anlayamad bir
377

soru sordu. Neden gelmiyor? Neden gelmiyor? diye tekrar


lad. Alt kattaki kk pis adam byle bir hastalkla balantl
olarak dnmek Terence dehete dryordu; igdsel
olarak Helena dnd, ama o, pencerenin nndeki bir masa
da bireyler yapyordu ve Terencem ne denli byk bir sarsn
t geirdiini fark etmi grnmyordu. Terence gitmek zere
ayaa kalkt, daha fazla dinlemeye katlanamyordu; yrei f
ke ve bedbahtlkla hzl hzl, ona ac vererek arpyordu. Ya
nndan geerken Helen ayn yorgun, doallktan uzak, ama
kararl sesle biraz daha buz alp kendisine getirmesini ve da
rdaki srahiye taze st doldurmasn rica etti.
Terence bu ayak ilerini yaptktan sonra Hirst bulmaya
gitti. Bitkin ve ok terlemi olan St. John bir yalakta uyuyakal
mt, ama Terence tereddt etmeden onu uyandrd.
Helen onun ktletiini dnyor, dedi. Korkulacak
kadar hasta olduuna kuku yok. Rodriguez ie yaramyor.
Baka bir doktor getirmeliyiz.
Ama baka doktor yok ki, dedi Hirst uykulu uykulu do
rulup gzlerini ovuturarak.
Lanet olas bir aptal gibi konum a! diye bard Terence.
Elbette baka dokor var; yoksa da bulmak zorundasn. Bu
nun gnler nce yaplmas gerekirdi. Aa inip at eyerleye
ceim.
On dakika gemeden, St. Joh n doktor aramak zere kavuru
cu scakta kasabaya doru at sryordu, bir doktor bulmas ve
zel bir trenle alnmas gerekse bile onu eve getirmesi buyurulmuu.
Bunu gnler nce yapmamz gerekirdi, diye yineledi Hewet fkeyle.
Oturma odasna dndnde Bayan Flushingi orada buldu,
bugnlerde herkesin yapt gibi, sessizce mutfaktan ya da
baheden girmi, odann ortasnda dimdik duruyordu.
Daha iyi mi?" diye sordu Bayan Flushing pat diye; el sk
maya yeltenmediler.
Hayr, dedi Terence. Kesin olan bir ey vars o da kt
letiini dndkleri.
378

Bayan Flushing bir iki saniye dnd, bu sre boyunca


dosdoru Terencea bakyordu.
unu syleyeyim , dedi, sinirli kaslmalarla konuarak,
insan hep yedinci gn civarnda kayglanmaya balar. Her
halde kendi kendinize zlerek burada oturup durdunuz.
Kt olduunu dnyorsunuz, ama dardan gelen biri
onun daha iyi olduunu grecektir. Bay E llictn atei vard;
imdiyse gayet iyi, dedi bir rpda. Rachelm gezide yaka
land bir ey deil bu. Mesele ne - birka gnlk ate mi?
Bir keresinde erkek kardeim yirmi alt gn atele yatt. Bir
iki hafta iinde kalkm dolayordu. Ona stle ararottan ba
ka bir ey verm edik-
Bu srada Bayan Chailey bir iletiyle ieri girdi.
Yukardan agrhyorum, dedi Terence.
Greceksiniz - iyileecek, dedi Bayan Flushing telala, Te
rence odadan karken. Terence ikna edememekten endiele
niyordu; o bir ey sylemeden yanndan ayrlnca kendini hu
zursuz hissetti; kalmay istemiyordu ama gitmeye de katlanamyordu. Konuacak birini arayarak odadan odaya dolat,
ama btn odalar botu.
Terence yukar kt, Helenin talimatlarn almak iin kap
da durdu. Rachela bakt ama onunla konumaya yeltenmedi.
Rachel onun varlnn belli belirsiz farkndaym gibi grn
yordu, bu onu rahatsz etti sanki; srtn ona dnerek yatmaya
devam etti.
Gerekten de alt gndr d dnyann farknda deildi,
nk tm dikkatini aralksz olarak gzlerinin nnden ge
en scak, krmz, hzl grntleri takip etmeye vermesi ge
rekiyordu. O grntlerle ilgilenip anlamlarn kavramasnn
muazzam nemi olduunu biliyordu, ama btn bunlar ak
layacak bir eyi duymakta ya da grmekte hep ge kalyordu.
Bu nedenle, zaman zaman ok yaknna gelen yzler -H e
lenin, hemirenin, Terencem, doktorun yzleri- onu zyor
du nk dikkatini datyor, ipin ucunu karmasna yol a
yorlard. Ne var ki, drdnc gn akamst, birdenbire He
lenin yzn o grntlerden ayrt edemez oldu; yatan ze
379

rine eildiinde dudaklar geniledi, tpk dierleri gibi anlal


maz szler gevelemeye balad. Grntlerin hepsi bir olay r
gsyle, bir servenle, bir kala ilgiliydi. Yapmakta olduklar
eyin nitelii durmadan deiiyordu, ama arkasnda hep kav
ramak iin abalamas gereken bir neden vard. Kh aalarla
vahilerin arasndaydlar, kh denizdeydiler, kh yksek kule
lerin tepesinde, bir zplyor, bir uuyorlard. Ne var ki, tam
dnm noktasna gelirken beyninde bir ey amaz biimde
sryor, bylece btn aba sil balan balamak zorunda ka
lyordu. Scaklk boucuydu. Nihayet, yzler uzaklat; Rachel
sular yap yap olan derin bir havuza dt, sonunda sular
bann zerinde kapand. Hibir ey grmyor, bann ze
rinde grleyen denizin hafif uultusundan baka hibir ey
duymuyordu. Ona eziyet edenlerin hepsi ldn sanrken,
o lmemiti, denizin dibinde kvnlmt. Bazen karanl ba
zen grerek orada yatarken arada srada birisi onu deni
zin dibinde dndryordu.
S. John, kaypak ve enebaz yerlilerle didierek gnein al
tnda birka saat geirdikten sonra, bir doktorun, halihazrda
uzakla, tepelerde tatil yapmakla olan bir Fransz doktorun ol
duu bilgisini azlarndan ald. Onu bulmak, dediklerine g
re, neredeyse imknszd. St. John tara deneyimine dayanarak
telgraf gnderilebileceine ya da alnabileceine ihtimal ver
miyordu; ama sz konusu tepeden kasabaya olan mesafeyi yz
altm kilometreden elli kilometreye indirdikten ve bir arabay
la atlarn kiraladktan sonra, doktoru kendisi gidip almak
zere hemen yola kt. Onu bulmay baard ve sonunda ada
m gnlszce gen karsn brakp derhal onunla dnmeye
zorlad. Sal gn leyin kke ulatlar.
Terence onlar karlamaya kt; onun bu arada fark edilir
lde zayflam olmas S. Jo h n n dikkatini ekti; stelik
bembeyazd, gzleri tuhaf grnyordu. Ancak, olayn bu e
kilde gelimesine ok kzd belli olmakla birlikte, Dr. Lesagen kupkuru konumas, aksi, buyugan tavrlar her ikisinde
de olumlu izlenim uyandrd. Doktor aa indiinde kesin bir
380

lavrla talimatlarn verdi, ama, ya aksiliinin yan sra artk


yaltakla da balam olan Rodriguezin varlndan, ya da
onlarn bilinecek ne varsa zaten bildiini kabul ettiinden fik
rini bildirmek hi aklna gelmedi.
Elbette," dedi omuzlarn silkerek, Terence ona ok mu
hasta? diye sorduunda.
Dr. Lesage ak talimatlar verip birka saat iinde hastay
tekrar ziyaret edeceine onlar temin ederek gittiinde her iki
si de belirgin bir rahatlama duygusunun farkna vardlar; ama
ne yazk ki morallerinin dzelmesi her zamankinden fazla ko
numalarna yol at ve konuurken kavga ettiler. Bir yol y
znden, Portsmouth Yolu yznden attlar. St. John, Hindheadden geen yolun makadam olduunu sylyordu; Teren
ce ise yolun o blmnn makadam olmadn ad gibi bili
yordu. Tartma srasnda birbirlerine ok sert eyler syledi
ler; akam yemeinin geri kalan, arada srada Ridleynin yar
bastrlm bir dncesini bildirmesi dnda, sessizlik ieri
sinde yendi.
Hava kararp lambalar getirildiinde, Terence sinir bozuklu
unu daha fazla denetleyemeyeceini hissediyordu. S. John,
kavgalarndan tr her zamankinden sevecen bir tavrla Terencea iyi geceler diledikten sonra, tmyle bitkin bir halde
yatana gitti; Ridley ise kitaplarnn arasna ekildi. Tek ba
na kalan Terence odann iinde bir aa bir yukar yrd;
ak pencerenin nnde durdu.
Aadaki kasabada klar birbirinin pei sra snyordu;
bahe huzur verici ve serindi, bu nedenle Terence taraaya
kt. nce gri n arasndan yalnzca aa ekillerini gre
rek orada, karanlkta dururken, kamak, bu acdan kurtul
mak, Racheln hasta olduunu unutmak istedi. Kendini her
eye bovermiligin iine gmlmeye brakt. Durmakszn
ortal krp geiren fkeli bir rzgr anszn kesilmi gibi,
ona bask yapan znt, gerilim ve endieler eriyip gitti. Sar
sntsz bir hava boluunda, kck bir adada tek bana
duruyordu sanki; acdan arnmt, acya bakt. Racheln
iyi mi yoksa hasta m olduunun nemi yoktu; ayr m birlik
381

te mi olduklarnn nemi yoktu; hibir eyin, hibir eyin


nemi yoktu. Uzaklarda dalgalar sahile vuruyordu; aalarn
dallan arasndan esen yumuack rzgr onu huzur ve gven
likle, karanlk ve h ilikle sarm alar gibiydi. Srtm enin,
zntnn ve endienin dnyas kesinlikle gerek dnya de
ildi; gerek dnya buydu, yzeysel dnyann altnda yatan
dnya, yle ki, ne olursa olsun, insan gvenlik iindeydi. Ses
sizlik ve huzur, her bir siniri yattrarak bedenini incecik, se
rin bir rtyle saryordu sanki; zihni bir kez daha genilemi,
doallam gibiydi.
Ne ki, bir sre byle durduktan sonra, evdeki bir grlt
onu kendine getirdi; igdsel olarak dnp oturma odasna
gitti. Lambann aydnlatt odann grnts unuttuklarnn
tmn ona yle apansz anmsatt ki bir an kprdayamadan
durup kald. Her eyi hatrlad, saati, hatta dakikay, hangi nok
taya ulatklarn, srada neyin olduunu. Bir dakikalna ey
ler olduklarndan bakaym gibi davrand iin kendine lanet
etti. Geceyle yzlemek imdi her zamankinden daha gt: Bombo oturma odasnda duramayarak dar kt; Racheln odasna giden merdivenlerde, yar yolda durup basa
maklara oturdu. Konuacak birilerinin zlemini ekiyordu,
ama Hirst uyuyordu; Ridley de uyuyordu; Racheln odasnda
t yoktu. Evdeki tek ses, mutfakta hareket eden Chaileynin
sesiydi. Nihayet, yukardaki basamaklarda bir hrt oldu; ge
ce nbetine hazrlanan Hemire Mclnnis kol dmelerini ilik
leyerek aa iniyordu. Terence ayaa kalkp onu durdurdu.
Onunla pek konumulugu yoktu, ama hemire, Racheln
hastalnn ciddi olmadna dair zihninde hl varln sr
dren inancm dorulayabilirdi. Fsltyla ona Dr. Lesagen
geldiini ve neler dediini anlatt.
imdi, hemire," diye fsldad, ltfen bana kendi fikrinizi
syleyin. Sizce hastal ok ciddi mi? Rachel herhangi bir bi
imde tehlikede mi?
Doktorun dediine baklrsa- diye balad hemire.
Evet, ama ben sizin fikrinizi istiyorum. Bu vakaya benzer
deneyimleriniz oldu mu?
382

Size Dr. Lesagen sylediklerinden fazlasn syleyemem,


Bay Hewet, diye yantlad hemire, syledikleri ona kar kul
lanlabilirmi gibi ihtiyatl bir tavrla. Vaka ciddi, ama Bayan
Vinrace iin yaplabilecek her eyi yaptmzdan tamamen
emin olabilirsiniz. Mesleine has bir kendini beenmilikle
konuuyordu. Ama basaman zerinde ayaklarn kprdata
rak, denizin zerindeki ay grebildikleri pencereden dar
bakmas, hl yolunu kapamakta olan gen adam tatmin ede
mediinin farkna vardn gsteriyordu.
Bana sorarsanz, diye balad usulcack, garip bir ses to
nuyla, hastalarm adna mays ayn hi sevmem.
Mays ayn m? diye yineledi Terence.
Bu bir kuruntu olabilir, ama maysta hastalanan birini gr
mekten hi holanm am , diye srdrd szlerini. Maysta
her ey ters gider sanki. Belki de gkteki ay yzndendir. Ay
beyni etkiler derler, yle deil mi efendim?"
Terence ona bakt ama yant veremedi; o da tpk dierleri
gibi, Terencen baklar altnda klerek deersiz, kt ni
yetli ve gvenilmez oluvermiti sanki.
Szlerek yanndan geip gzden kayboldu.
Terence odasna gittii halde giysilerini bile karamad.
Uzun zaman bir aa bir yukar yrd; sonra pencereden
dar uzanarak gkyznn soluk mavisine kar kopkoyu
uzanan topraa gzlerini dikti. Korkuyla kark bir tiksintiy
le, bahede hl gzle grlr olan zayf, siyah selvilere bakt;
topran hl scak olduunu hissettiren o aina olmad
trt ve gcrtlar duydu. Btn bu grntler ve sesler ona
meum, dmanca ve ktye alametmi gibi geliyordu; yerli
lerle, hemireyle, doktorla ve hastaln korkun gcyle bir
olmu, ona kumpas kuruyorlard sanki. Ona mmkn olan
en yksek miktarda strap ektirme abasnda birlemi gi
biydiler. Acsna alamyordu, bu onun iin ilahi bir mesajd.
Her eylemin ardnda, her gnk yaamn ardnda, kprtsz,
ama oburca tketmeye hazr olan acnn yattn daha nce
hi fark etmemiti; tm eylemlerin kenarnda kvrla kvrla
ykselen, erkeklerin ve kadnlarn yaamlarn yiyip bitiren
383

strap ateini grebiliyordu sanki. Daha nce ona bo gelen


szckleri, ilk kez, anlayarak dnd: Yaam mcadelesi;
yaamn zorluu. Artk yaamn zor ve strap dolu olduunu
kendisi de biliyordu. Aadaki kasabaya serpitirilmi olan
klara bakt; bilmeden dar kmaya cret eden ve mutlu
luklaryla kendilerini bunun gibi bir straba kar korumasz
brakan Arthurla Susan, Evelynle Perro dnd. Birbir
lerini sevmeye nasl cesaret etliklerine ayordu; ya kendisi,
byle yaamaya nasl cesaret etmiti, hzla ve zensizce, bir
eyden bir bakasna geerek, Rachel sevmi olduu gibi se
verek? Bir daha kendini asla gvende hissetmeyecekti; yaa
mn istikrarna bir daha asla inanmayacak, kk mutluluk
larn, honutluk ve gvenlik duygularnn altnda ne derin
aclarn yattn unutmayacakt. Geriye baktnda, Rachella
yaad mutluluk asla imdi ektii aclar kadar byk deil
mi gibi geliyordu. kisinin mutluluunda mkemmel olma
yan bir ey hep vard, isteyip de elde edemedikleri bir ey.
Mutluluklar krk dkk, eksikli, nk ok genlerdi, ne
yaptklarn bilmiyorlard.
Mumunun pencerenin dndaki bir aacn dallar ze
rinde titreiyordu; dal karanlkta sallanrken, penceresinin d
nda uzanan btn dnyann resmi Terencen zihninde belir
di; usuz bucaksz nehri, usuz bucaksz orman dnd,
kuru topran engin dzlklerini, topra evreleyen denizi;
denizden, yaln ve devasa gkyz ykseliyordu; gkyzyle
denizin arasn muazzam bir hava boluu dolduruyordu.
Rzgrn karsnda korunmasz olarak uzanan gece nasl da
engin ve karanlk olmalyd; btn bu kocaman alann iinde
kasabalarn ne kadar az, dnyann kabaran ilenmemi kat
manlar arasnda uraya buraya serpitirilmi kl kk hal
kalarn, ya da aebceklerinin, ne kadar ufak olduunu d
nmek garipti. O kasabalarn iinde ise kk erkekler ve
kadnlar vard, minicik erkekler ve kadnlar. Ah, yle bir d
nnce, burada kk bir odada oturup ac ekmek, kayg
lanmak samayd. Herhangi bir eyin ne nemi vard ki? Mini
cik bir yaratk olan Rachel, ayaklarnz altnda hasta yatyor
384

du; o da burada, kk odasnda onun iin ac ekiyordu. Bu


usuz bucaksz evrende bedenlerinin yaknl, miniciklii ona
sama ve glnesi geliyordu. Hibir eyin nemi yok, diye yi
neledi; hi gleri yoktu, hi umutlar yoktu. Pencerenin per
vazna yaslanp, neredeyse zaman ve bulunduu yeri unutana
dek dnd. Yine de, bunun sama ve glnesi olduundan,
kendilerinin ufack ve umutsuz olduklarndan emin olduu
halde, bu dncelerin bir ekilde onun ve Racheln birlikle
yaayacaklar hayatn bir parasn oluturduu duygusunu
hi yitirmiyordu.
Belki de doktor deitii iin, Rachel ertesi gn iyilemi gi
biydi. Korkun denecek kadar solgun ve ypranm grn
mekle birlikte, gnlerdir Helenin gzlerinde asl duran bulul
hafife dalmt.
Benim le konutu, dedi kendi kendine. Bana haftann
hangi gn olduunu sordu, kendindeydi.
Sonra aniden, grnrde herhangi bir neden olmakszn
gzleri yaard, gzyalar yanaklarndan aa yuvarland. Y
zndeki izgileri kprdatmaya yellenmeden, kendine engel ol
maya kalkmadan alyordu, sanki aladnn farknda deil
di. Helenin szleri onu rahatlatsa da Terence bu grnt kar
snda korktu; her ey yklyor muydu? Bu hastaln gc
nn hi mi snr yoktu? Karsndaki her eyi yerle bir mi
edecekti? Helen ona her zaman gl ve kararl grnmt;
imdiyse ocuk gibiydi. Onu kollarna ald; Helen ocuk gibi
ona smsk sarlarak omzunda usul usul, sessizce alad. Son
ra kalkp gzyalann sildi; byle davranmak aptalca, diye sy
lendi; Racheln daha iyi olduundan kuku duyulamayaca
byle bir zamanda ok aptalca, diye yineledi. Budalalndan
lr Terencetan kendisini balamasn rica etti. Kapda
durdu; geri gelip hibir ey sylemeden onu pt.
O gn gereklen de Rachel evresinde neler olup bittiinin
bilincindeydi. O yap yap karanlk havuzun yzeyine k
mt; bir dalga onu kendiyle birlikle bir aa bir yukar ta
yordu sanki; kendine ait bir istenci yoktu artk; biraz acnn,
en ok da zayfln bilincinde olarak dalgann tepesinde yat
385

yordu. Dalga, yerini bir dan yamacna brakt. Bedeni, eri


mekte olan bir kar ynna dnt, dizleri karn zerinde
tepeleri dik, kemikten dalar gibi ykseliyordu. Heleni gr
d, odasn grd doruydu, ama her ey ok solukla
m, yar saydam hale gelmiti. Bazen nndeki duvarn te
sini grebiliyordu. Bazen Helen uzaklatnda o kadar uzaa
gider gibi oluyordu ki Racheln gzleri onu takip etmekte
glk ekiyordu. Odann acayip bir genileme gc de var
d; Rachel, sesini olabildiince uzaa gidecek kadar, bazen bir
ku olup uana kadar zorluyordu, yine de sesinin konumak
ta olduu kiiye ulap ulamadndan kuku duyuyordu. Bir
anla bir sonraki an arasnda snrsz aralklar ya da gedikler
oluyordu, nk eylerin hl gzle grlr biimde onun
karsnda belirme gc vard; Helenin kolunu kaldrp her
bir hareketinin sonrasnda uzun uzun duraklayarak ila ver
mesi bazen bir saat sryordu. Onu yatanda dorultmak
iin eilen Helen ona dev boyutlarda grnyor, zerine do
ru geldiinde tavan kyormu gibi oluyordu. Ama uzun za
man dilimleri boyunca, yatan zerinde yzen bedeninin ve
bedeninin uzak bir kesine srlm ya da kap odann
iinde kanal rpmaya km olan zihninin bilincinde olarak
ylece yatyordu. Tm grntler biraz aba gerektiriyordu,
ama en byk abay gerektiren Terencen grntsyd,
nk onu, bir eyi hatrlama arzusuyla zihniyle bedenini
birletirmeye zorluyordu. Hatrlamak istemiyordu; insanlarn
onun yalnzln bozmaya almas onu rahatsz ediyordu;
yalnz olmak istiyordu. Dnyada istedii baka hibir ey
yoklu.
Terence, alamasna ramen Helenin daha umutlu olduu
nu utkuya benzer bir duyguyla gzlemledi; Helen, aralarnda
ki tartmada kendisinin yanlm olduunu kabullenmenin
ilk iaretini vermiti. O akamst Terence, Dr. Lesagem aa
inmesini epeyce kaygl, ama zihninin bir kesinde, zaman
iinde hepsini yanlm olduklarn kabul etmek zorunda bra
kacandan emin olarak bekliyordu.
Her zamanki gibi Dr. Lesagen tavr aksi, yantlan ise ok
386

ksayd. Terencen, Daha iyi gibi m i? sorusuna, tuhaf bir ba


kla bakarak yant verdi, Yaama ans var.
Kap kapand. Terence karya, pencereye doru yrd. Al
nn cama yaslad.
Rachel, diye tekrarlad kendi kendine. Yaama ans var.
Rachel.
Rachel hakknda nasl byle eyler syleyebiliyorlard? Da
ha dn Rachelm lmekte olduuna ciddi ciddi inanan kimse
var myd? Drt haftadr nianlydlar. ki hafta nce Rachel
gayet iyiydi. On drt gnde onu o durumdan bu duruma geti
recek ne olmu olabilirdi? Yaama ansnn olduunu syle
mekle ne kastettiklerini anlamak, nianl olduklarn bile bile
bunu anlamak, onu ayordu. Hl ayn i karartc sisle sar
malanm olarak dnp kapya doru yrd. Anszn, hepsi
ni grd. Oday, baheyi, havada kprdanan aalar grd;
Rachel olmadan da varlklarn srdrebilirlerdi; o, lebilirdi.
Hastaln bandan bu yana ilk kez, onun nasl grndn,
birbirlerini nasl umursadklarn tam olarak hatrlad. Onu
yaknnda hissetmenin youn mutluluu, o zamana dek his
settiinden daha youn bir endieyle birbirine kart. lmesi
ne izin veremezdi; onsuz yaayamazd. Ne ki, anlk bir mca
delenin ardndan perde yine kapand; hibir eyi aka gr
myor, hibir eyi aka hissetmiyordu. Hepsi devam ediyor
du - hl devam ediyordu, ncekiyle ayn biimde. Yrei
arptka hissettii bedensel ac ve parmaklarnn buz gibi so
uk olmas dnda, hibir eye aldrmyordu. Zihninde, Rac
hel hakknda ya da dnyadaki herhangi biri veya herhangi bir
ey hakknda hibir ey hissetmiyor gibiydi. Bayan Chaileye
emirler vererek gnlk ileri yoluna sokmaya, listeler yazmaya
devam ediyordu; sk sk yukar kp R ach eln kapsnn
nndeki masann zerine sessizce bireyler brakyordu. O
gece Dr. Lesage her zamankinden daha az aksiydi sanki. Kendi
isteiyle birka dakika kald; ilerinden hangisinin gen han
mefendiyle nianl olduunu hatrlamyormu gibi hem S.
Joh n a hem de Terencea hitap ederek, Bu gece durumunun
arlaacan dnyorum, dedi.
387

kisi de yatmaya gitmedi; birbirlerine yatmaya gitmeyi de


nermediler. Kapy ak brakarak oturma odasnda piket oy
nadlar. S. John, kanepenin zerine yatak yapt; hazr olunca
Terencen oraya uzanmasnda srar elli. Kimin kanepeye uza
naca, kimin battaniyelerle rtl sandalyelerde yataca ze
rine mnakaa ettiler. St. Joh n , sonunda Terence kanepeye
uzanmaya zorlad.
Aptallk etme, Terence, dedi. Uyumazsan hastalanrsn,
hepsi o.
Terencen reddetmeyi srdrmesi zerine, Dostum, diye
devam etti, sonra ar duygusallktan korkarak sustu; gzya
larna boulmak zere olduunu fark etmiti.
Uzun zamandr sylemek istedii eyi, Terence iin zgn
olduunu, onu umursadn, Rachel umursadn anlatmak
zere sze balad. Rachel onu ne kadar umursadn biliyor
muydu - bir ey sylemi miydi, sormu muydu? renmek
iin can atyordu, ama bunun ne de olsa bencilce bir soru ol
duunu dnerek kendini tuttu; hem byle eylerden szedip Terence skmann ne yarar vard? Zaten yar uyur du
rumdayd. Ama Sl. Joh n hemen uyuyamad. Karanlkta uza
nrken, keke, diye dnd kendi kendine, keke bir ey olsa
- bu gerilim sona erse. Ne olaca umurunda deildi, yeter ki
art arda gelen bu zor, i karartc gnler bitsin; Rachel lse de
umurunda deildi. Bunu umursamad iin kendini vefasz
hissediyordu, ama ona yle geliyordu ki artk iinde hi duygu
kalmamt.
Btn gece boyunca yatak odas kapsnn bir kez alp ka
panmas dnda hibir hareket olmad, kimse onlar arma
d. k, dank odaya ar ar geri dnd. Altda hizmetkr
lar kprdanmaya baladlar; yedide szlerek aaya, mutfaa
indiler; yarm saat sonra gn yeniden balad.
Ne ki, farkn ne olduunu sylemek zor olsa da, gn, geip
giden gnlerle ayn deildi. Belki de bir ey bekler gibi bir hal
lerinin olmasndand. Yaplacak eyler her zamankinden azd.
O turm a odasnda in san lar Bay Flu sh in g , Bay ve Bayan
Thornbury- oradan oraya srkleniyorlard. Alak tonlarda,
388

mahcup tavrlarla konuuyorlard, oturmay reddediyor, ama


epey bir zaman dikilip duruyorlard, oysa syleyecek bir tek
eyleri vard; Yapabileceimiz bir ey var m ? ve yapabile
cekleri hibir ey yoktu.
Tuhaf bir biimde kendini btn bunlardan kopuk hisseden
Terence, Helenin, ne zaman birine bir ey olsa insanlar byle
davranr, dediini hatrlad. Hakl myd, yoksa haksz myd?
Kendine ait bir fikir oluturamayacak kadar az ilgisini eki
yordu bu konu. Birtakm eyleri zihninin bir kesine atyor
du, sanki bu gnlerden birinde onlar hakknda dnecekti
ama imdi deil. Gerekdln sisi, btn bedeninde bir
uyuma hissi yaratana dek derinlem i, derinlem iti. Bu,
onun bedeni miydi? Bunlar gerekten kendi elleri miydi?
Bu sabah Ridleye de odasnda tek bana oturmak ilk kez
olanaksz gelmiti. Alt katta ok rahatszd ve neler olup bitti
ini bilmediinden srekli ayak altndayd; yine de bir trl
oturma odasndan kmyordu. Okuyamayacak kadar huzur
suz olduundan, yapacak bir eyi de olmadndan, alak sesle
ezbere iir okuyarak bir aa bir yukar yrmeye balad. e
itli eylerle - kh paketleri amakla, kh ielerin mantarlar
n karmakla, kh talimatlar yazmakla megul olan Terencela
S. Joh n n zihinlerine, Ridleynin arksnn sesi ve admlar
nn temposu btn sabah boyunca yar idrak edilmi bir naka
rat gibi iledi.
st ste boutular, alt alla boutular.
A cyla, hi durm adan boutular:
nsanlarn gzlerini kr eden eytan,

O gece muradna erdi.


G c tkenm i geyikler gibi im enlerin arasna
Devrilip bir sre d in le n d ile r-*

Ah, dayanlmaz bir ey! diye bard Hirst; sonra, anla


malarn inemi gibi kendini toparlad. Terence, olur da Rac( *) Ridley Ambrose, Charles Kingsle/in 'A New Forest Balladndan bir blm
okuyor - .n.

389

hel hakknda haber toplayabilirse diye, srnerek yan yola ka


dar merdivenlerden kyordu. Ama sadece blk prk ha
berler alyordu; bir ey imiti; birazck uyumutu; daha sakin
grnyordu. Dr. Lesage da ayn ekilde hibir aynnt vermi
yordu; sadece bir kez, bileindeki bir damar kesen seksen be
yandaki ihtiyar bir hanmefendinin lp lmediini kesin
olarak belirlemek zere arldn anlatt. Kadnn diri diri
gmlme korkusu vard.
Bu, dedi, genellikle ok yallarda, ender olarak da gen
lerde rastladmz bir korku. ikisi de anlatlanlan ilgiyle din
ledi; bu onlara ok tuhaf gelmiti. Gnn bir baka tuhaf yan
da hepsinin leden sonra ge saatlere kadar le yemeini
unumasyd; sonra Bayan Chailey onlara hizmet etti; o da tu
haf grnyordu, bask desenli, resm bir elbise giymiti ve el
bisenin kollar dirseklerinin stne kadar kvnlmt. Bununla
birlikte, gece yars yangn ziliyle yatandan kaldrlmasna, grnn umursamaz bir hali vard; suskunluu ve z
denetimi de elden brakmt; onlarla, sanki onlar bebekken
emzirmi, soyup kucana oturtmu gibi samimi bir tavrla ko
nuuyordu. Yemek yemenin grevleri olduunu onlara tekrar
tekrar hatrlatt.
Bylece ksalan akamst, beklediklerinden daha abuk
geti. Bayan Flushing bir kez kapy at, ama onlar grnce
abucak yeniden kapatt; bir ara Helen bir ey almak iin aa
indi, ama tam odadan kacakken kendisine gnderilmi bir
mektuba bakmak zere durdu. Mektubu evirip evirerek bir
an ayakla dikildi; duruunun srad, yasl gzellii, o sralar
da her ey Terence nasl etkiliyorsa yle etkiledi - zihninin
bir kesine konulup sonradan zerinde dnlecek bir ey
olarak. Pek az konuuyorlard, aralarndaki mnakaa askya
alnm ya da unutulmu gibiydi.
Akamst gnei artk evin n cephesini terk ettiinden,
Ridley taraay bir aa bir yukar admlyor, bir yandan da k
sk ama anszn dolgunlaan bir sesle uzun bir iirden drtlk
ler tekrarlyordu. O bir o yana, bir bu yana yrdke hava,
iir paralarn ak pencereden ieri tayordu.
390

Peor ve Baal'ler
Lo tapnaklarm terk ettiler,
Filistin in o iki kat harap Tanrsyla
Ve aysar A staro th -*

Bu szckler gen erkeklerin ikisine de tuhaf bir rahatszlk


veriyordu, ama buna katlanmak zorundaydlar. Akam yaklap
gnbatmnn kzl uzaklarda denizin zerinde ldarken,
gnn neredeyse sona erip baka bir gecenin yaklamakta ol
duu dncesi ayn umutsuzluk hissiyle hem Terencen hem
de St. Jo h n n zerine yklendi. Aadaki kasabada klarn
birbiri ardna belirivermesiyle Hirstn iinden o korkun, i
ren arzu, kendini koyuverip hkra hkra alama arzusu
tekrar tekrar ykselmeye balad. Sonra Chailey lambalar ieri
getirdi. Marianm ie aarken bir aptallk edip kolunu kt ya
raladn aklad, ama imdi kolunu sarmt; yaplacak bu
kadar ok i varken bu kaza talihsizlikti. Chaileynin kendisi de
ayaklanndaki romatizma yznden topallyordu, ama hizmet
krlarn bedenlerini dikkate almak ona yalnzca zaman kayb
gibi geliyordu. Akam devam ediyordu. Dr. Lesage beklenme
dik bir ziyarette bulundu ve ok uzun bir sre yukarda kald.
Bir kez aa inip bir fincan kahve ili.
ok hasta, dedi, Ridleynin sorusuna yant olarak. Btn
o itici halleri yok olmutu; ciddi ve resmydi, ama ayn zaman
da, tavrnda daha nce belirgin olmayan bir sevecenlik vard.
Tekrar yukar kt. adam oturma odasnda birlikte oturdu.
Ridley imdi olduka sessizdi; dikkati tmyle uyanm gibiy
di. Yar istenli kk hareketler ve hemen susturuluveren
nlem ler saylmazsa tam bir sessizlik iinde bekliyorlard.
Sanki nihayet hep birlikle kesin bir eyle yz yze gelmilerdi.
Dr. Lesage yeniden odada grndnde saat neredeyse on
bir olmutu. Onlara ok yavaa yaklat; hemen konumad.
nce St. Joh n a, sonra Terencea bakt ve Terencea, Bay Hewet, bence derhal yukar kmanz gerek, dedi.
( *) Ridley Ambrose, John Milon'n 'Ode on the Morning of Christ's Naivitysinden bir blm okuyor - .n.

391

Terence dierlerini aralarnda kprdamadan dikilen Dr. Lesagela birlikte oturur durumda brakarak derhal ayaa kalkt.
Chailey dardaki geitteydi, durmadan st ste tekrarl
yordu; eytanca - eytanca.
Terence ona hi dikkat etmedi; ne sylediini duyuyordu,
ama szler zihnine hibir anlam iletmiyordu. Yukan karken
kendi kendine, Bu benim bama gelmedi. Benim bama gel
mesi mmkn deil, diye sylendi.
Trabzanlarn zerindeki kendi eline garip garip bakt. Basa
maklar ok dikti; trmanmas ok uzun zaman alm gibi geli
yordu. Gl duygular iinde olmas gerektiini bildii halde
hibir ey hissetmiyordu. Kapy atnda yatan yanbamda
oturan Heleni grd. Masann zerinde perdelenmi klar
vard; pek ok eyle doluymu gibi grnmekle birlikte oda
ok dzenliydi. Ortalkta naho olmayan hafif bir dezenfektan
kokusu vard. Helen ayaa kalkp sessizce sandalyesini ona
verdi. Birbirlerinin yanndan geerlerken gzleri garip, sakin
bir bakta birleti, Terence onun gzlerinin srad berrakl
na ve ilerinde barnan derin dinginlikle zntye hayretle
bakt. Yatan yambana olurdu; bir an sonra kapnn He
lenin ardndan usulca kapandn iitti. Rachel'la yalnzd; es
kiden yalnz brakldklarnda hissettikleri rahatlama hissinin
lgn bir yansmas onu etkisine ald. Rachela bakt. Onda
korkun bir deiiklik fark etmeyi bekliyordu, ama yoktu.
ok zayflamt; grebildii kadaryla ok da yorgundu, ama
her zaman naslsa aynen yleydi. stelik onu grd ve tand.
Ona glmsedi ve Merhaba Terence," dedi.
Bunca zamandr aralarna ekilmi olan perde bir anda gz
den kayboldu.
Ee, Rachel," diye yantlad Terence her zamanki sesiyle,
bunun zerine Rachel gzlerini kocaman ap o tamdk g
lmsemesiyle glmsedi. Terence onu pt, elini tuttu.
Sensiz her ey perian bir haldeydi, dedi.
Rachel hl ona bakarak glmsyordu, ama ok gemeden
gzlerine hafif yorgunluk ya da kafa karkl ifade eden bir
bak yerleti ve gzlerini tekrar kapatt.
392

Ama birlikteyken gayet mutluyuz, dedi Terence. Elini tut


maya devam ediyordu.
k lo olduundan Racheln yznde herhangi bir dei
iklik grmek olanakszd. Terencem iini usuz bucaksz bir
huzur duygusu sard, hareket etmek ya da konumak iin hi
bir arzu duymuyordu. Son gnlerin korkun ikencesi ve gerekdlg sona ermiti; gvene ve huzura kavumutu. Bir
kez daha zihni doalca, byk bir rahatlkla ilemeye balad.
Orada oturduka, ruhunun her kesini kaplayan huzurun
daha da derinden bilincine varyordu. Bir kez, soluunu tutup
dikkatle dinledi; Rachel hl nefes alyordu; bir sre dn
meye devam etti; sanki birlikte dnyorlard; sanki hem
kendisi hem de Racheld; sonra tekrar dinledi; hayr, solumay
kesmiti. Bylesi daha iyiydi - lm buydu. Hibir ey deildi;
solumay kesmekti. Mutluluktu bu; kusursuz mutluluk. Her
zaman sahip olmay istedikleri eye, yaadklar srece olanak
sz olan birlemeye sahiptiler. Szckleri dndnn m,
yoksa yksek sesle mi sylediinin farkna varmadan; Hi
kimse bizim olduumuz kadar mutlu olmamtr, dedi. Hi
kimse bizim kadar birbirini sevmemilir."
Kusursuz birlemeleri ve mutluluklar giderek daha geni
burgalar yapan halkalarla oday dolduruyormu gibi geldi
ona. Dnyada yerine gelmemi hibir dilei yoktu. Asla onlar
dan alnamayacak olan eye sahiptiler.
Birinin odaya girdiinin farknda deildi, ama sonra, saniye
ler ya da belki saatler sonra, arkasnda bir kol hissetti. Kollar
onu saryordu. Kollann onu sarmasn istemiyordu; fsldayan,
gizemli sesler onu kzdryordu. Rachel'n artk soumu olan
elini yatak rtsnn zerine brakt; sandalyesinden kalkp
karya, pencereye yrd. Pencerelerin perdeleri akt; ay
grnyordu, bir de dalgalarn yzeyinde uzun, gmten bir
patika.
Aa,dedi olaan ses tonuyla, aya bakn. Ayn evresinde
bir hale var. Yarn yamur yaacak.
Kollar, belki bir erkein belki de bir kadnn kollar yine
onu sard; onu usulca kapya doru itiyorlard. Terence kendi393

liginden dnd; srf biri ld diye insanlarn byle davranma


s biraz komiine gidiyordu; kollarn nnde kararllkla y
rd. Madem yle isliyorlard, gidecekti, ama yapacaklar hi
bir ey onun mutluluunu bozamazd.
Odann dndaki koridoru, zerinde fincanlar ve tabaklarla
masay grnce birdenbire anlayverdi; burada, Rachel bir
daha asla gremeyecei bir dnya vard.
Rachel! Rachel! diye feryat etti, telala onun yanna dn
meye alarak. Ne ki, ona engel oldular; koridorda ilerek Racheln odasndan uzakta bir yatak odasna soktular. Kurtulmak
iin mcadele ederken ayaklarn demeye vuruu aadan
duyulabiliyordu; iki kez bardn iittiler, Rachel, Rachel!

394

X X V I. Blm

Ay, iki saal boyunca n bombo havadan aktt. Bulutlar


perdelemedii iin ay dosdoru dklyor, denizin ve
topran zerinde, neredeyse rpertici, apak bir kra gibi
uzanyordu. Bu saatler boyunca sessizlik bozulmad; tek hare
ket, hafife kprdanan aalarla dallarn hareketiydi; sonra,
topran beyaz boluklarna boylu boyunca uzanan glgeler de
hareket ediyordu. Bu derin sessizlikte tek bir ses iitiliyordu;
ne ykselen ne alalan, ama hi kesilmeyen, hafif ama srekli
bir soluma sesi. Ses, kularn daldan dala kanal rpmaya ba
lamasndan sonra da devam etti; cvltlarn o ilk clz notalar
nn gerisinde iiilebiliyordu. Dounun aard, kzard,
uuk bir mavinin g hafife renklendirdii btn o saatler
boyunca srd, ama gne dounca kesilip yerini baka sesle
re brakt.
Duyulan ilk sesler kk, anlalmaz lklard, ocuklarn
ya da ok yoksullarn, ok zayflarn ya da ac ekenlerin
lklarna benziyordu. Ama gne ufkun zerinde ykselince,
clz ve solgun hava an be an biraz daha canlanp snd; yaa
mn sesleri arszlap daha bir cesaretlendi, g kazand. Du
man, titreen soluklar halinde aama aama evlerin zerinde
ykselmeye balad; stun gibi yuvarlak ve dz olana dek ar
395

ar younlat; gne ise uuk beyaz gneliklere vurmak ye


rine, te yanlannda derinliin ve uzamn bulunduu karanlk
pencerelerin zerinde parlad.
Otelde birileri kprdanmaya baladnda gne saatlerdir
yukandayd; koca gkkubbe snm, gnnn clz altn ip
likleriyle ldamaktayd. Otel sabah nn almda beyaz ve
etkileyici, kapal gnelikleriyle yar uyur halde dikiliyordu.
Dokuz buuk civarnda Bayan Allan yavaa salona geldi; sa
bah gazetelerinin bulunduu masaya doru ar ar yrd,
ama ilerinden birini almak zere elini uzatmad; ba hafife
omuzlarna gmlm olarak, kprdamadan durup dnd.
Tuhaf bir biimde yal grnyordu; biraz kambur duruun
dan ve cssesinden, gerekten yalandnda neye benzeyece
ini, sessiz sakin nne bakarak sandalyesinde gnler boyu
nasl oturacan tahmin edebilirdiniz. Baka insanlar odaya
girmeye, onun yanndan gemeye balamlard, ama o hibi
riyle konumad, onlara bakmad bile; sonunda, bir ey yap
mas gerekiyormu gibi, bir sandalyeye oturup sessizce gzleri
ni nne dikti. Bu sabah kendini ok yal, ie'yaramaz hisse
diyordu; sanki bo yere zor ve zahmetli bir mr srm, ha
yatta baarsz olmutu. Yaamaya devam etmek istemiyordu;
yine de devam edeceini biliyordu. yle glyd ki ok yal
olana dek yaayacakt. Byk olaslkla seksen yama kadar;
imdi elli yanda olduuna gre daha otuz yl vard. Ellerini
kucanda evirip evirdi, onun iin bunca i yapm olan bu
yal ellere garip garip bakt. Btn bunlann pek anlam var
m gibi gelmiyordu; insan yaamaya devam ediyordu, elbette,
devam ediyordu... Ban kaldrp baknca, aln izgilerle kr
m, dudaklar bir soru sormak zereymi gibi aralanm olan
Bayan Thornbury'nin, yanbamda dikiliyor olduunu grd.
Bayan Allan onun ne soracan tahmin etli.
Evet, dedi. Bu sabah ld, ok erken saatlerde, civa
rnda."
Bayan Thornbury hafif bir haykrla dudaklarn bzd;
gzlerinde yalar belirdi. Yalarn arasndan, artk gnnn
kocaman alanlara yayld salona, salam koltuklarla masala396

nn yannda dikilen umursamaz, kaytsz insanlara bakt. Ona


gerekd, ya da yanbalarnda byk bir patlamann gerek
lemek zere olduunun farknda olmayan insanlar nasl g
rnrse yle grnyorlard. Ama patlama olmad; insanlar
sandalyelerle masalarn yannda dikilmeye devam ettiler. Ba
yan Thom bury artk onlar grmyordu, baklar cisimsizlermi gibi onlan delip geiyor, evi, evdeki insanlar, oday, oda
daki yata ve yatak rtlerinin altnda, karanlkta kprdama
dan yatan lnn suretini gryordu. Neredeyse, ly gre
bilecekti. Neredeyse, matemdekilerin seslerini duyabilecekti.
Bekleniyor muydu? diye sordu sonunda.
Bayan Allan yalnzca ban iki yana sallayabildi.
Bayan Flushingin hizmetisinin sylediklerinin dnda,
diye yanl verdi, hibir ey bilmiyorum. Bu sabah erken saat
lerde lm."
ki kadn, sessiz, anlaml bir bakla birbirlerini szdler;
sonra, tuhaf bir sersemlik hisseden Bayan Thornbury ne oldu
unu tam olarak bilmedii bir eyi arayarak ar ar yukar
kt ve kendisine klavuzluk etmelerini istercesine parmakla
ryla duvarlara dokunarak koridorlarda sessizce yrd. Hiz
metiler hzla odadan odaya geiyorlard, Bayan Thornbury
onlardan uzak durdu; ona baka bir dnyadalarm gibi gr
nyorlard. Evelyn onu durdurduunda bile hemen ban kal
drp bakmad. Evelynin az nce gzyalarna boulduu bel
liydi; Bayan Thornburyi grnce yeniden alamaya balad.
Birlikte bir pencerenin kuytusuna ekilip sessizce durdular.
Sonunda, Evelynin hkrklar arasnda krk dkk szck
ler biimlendi. eytanlk bu, diye hkrd, zalimlik - yle
mutluydular ki.
Bayan Thornbury hafife onun omzuna vurdu.
Zor geliyor ok zor, dedi. Duraklad; darya, tepenin
yamacnn stnden Ambroselarn kkne bakt; pencereler
gnete parlyordu; lnn ruhunun o pencerelerden nasl
getiini dnd. Dnyadan bir ey gemiti. Dnya ona tu
haf bir biimde bombo grnyordu.
Yine de, insan yalandka," diye devam etli, gzleri her za
397

manki parlaklklarndan daha fazlasna kavuurken, bir ne


den olduundan daha emin oluyor. Bir neden olmasa insan
nasl devam edebilir ki?"
Soruyu birine yneltmiti, ama bu Evelyn deildi. Evelynin
hkrklar yatyordu. Bir neden olmal, dedi. Bir kazadan
ibaret olamaz. nk bir kazayd - hi olmayabilirdi de.
Bayan Thornbury derin derin i geirdi.
Ama byle dnmemeliyiz, diye ekledi, onlarn da d
nmediini umalm. Ne yaparlarsa yapsnlar ayn ey olabilir
di. Bu korkun hastalklar-
Neden yok - bir neden olduuna hi inanmyorum! diye
patlad Evelyn, gnelii aa ekip kk bir aklamayla ge
riye umas iin brakrken.
Byle eyler neden olur ki? insanlar ne diye ac eker? Rachelm cennette olduuna, diye devam elti sesini hafife alal
tarak, itenlikle inanyorum, ama Terence...
Btn bunlarn ne yarar var? diye sordu.
Bayan Thornbury ban hafife sallad ama yant vermedi;
Evelynin elini okayp koridorda yoluna devam etti. Ne oldu
unu lam olarak bilmemekle birlikte, bireyler renmek iin
gl bir arzunun etkisiyle Flushinglerin odasna doru ilerli
yordu. Kaplarn atnda kar koca arasndaki bir tartmay
bldn hissetti. Bayan Flushing srtn a dnm otu
ruyordu; Bay Flushing ise yannda durmu, onu bir eye ikna
etmeye alyordu.
Ah, ite Bayan Thornbury, dedi, sesinde bir rahatlamayla.
Duymusunuzdur, elbette. Karm bir ekilde kendini sorum
lu hissediyor. Zavall Bayan Vinracei geziye katlmaya zorla
mt. Bu dncesinin ok mantksz olduunda bana katla
canzdan eminim. Hastala - aslnda ben buna hi ihtimal
vermiyorum - orada yakalandn bile bilmiyoruz. Bu hasta
lklar - stelik gitmekte kararlyd. Sen onu agrsan da armasan da gidecekti, Alice.
Yapma, Wilfrid, dedi Bayan Flushing, ne kprdyor ne de
gzlerini demede takld noktadan ayryordu. Konuma
nn ne yaran var? Ne yarar v ar-? Sustu.
398

Size bir ey soracaktm, dedi Bayan Thornbury, karsyla


konumann bir yaran olmadndan Wilfride hitap ederek.
Yapabileceimiz bir ey var m? Babas geldi mi? Biri gidip
baksa m?
O anda varln kaplayan en gl istek, o mutsuz insanlar
iin bireyler yapabilmekti - onlan gnnek - onlara gvence
vermek - yardm etmek. Ne ki, Bay Flushing ban iki yana
sallad; imdilik bu gibi eyleri dnmyordu - daha sonra
belki yardmc olurlard. Bayan Flushing kaskat ayaa kalkt,
onlara srtn dnp kardaki soyunma odasna yrd. Y
rrken gsnn yavaa kabarp indiini grebiliyorlard.
Ama kederi sessizdi. Kapy arkasndan kapatt.
Kendi bana kalnca yumruklarn skp bir sandalyenin ar
kaln dvmeye balad. Yaral bir hayvan gibiydi. lmden
nefret ediyordu; canl bir yaratkm gibi lme fkeleniyor,
hiddetleniyor, ierliyordu. Dostlarn lme terk etmeyi redde
diyordu. Karanla ve hilie boyun emeyecekti. Ellerini s
kp, hzla yanaklarndan aa inen gzyalarna engel olmaya
hi yeltenmeden bir aa bir yukar yrmeye balad. Sonunda, kprdamadan oturdu, ama boyun emedi. Alamay
kestiinde inat ve gl grnyordu.
Bu srada yan odada Wilfrid, artk kars orada olmadn
dan Bayan Thom buryle daha rahat konumaktayd.
Byle yerlerin en kt yan bu, dedi, insanlar Ingilte
redeymi gibi davranyorlar, ama deiller. Bayan Vinracein en
feksiyonu kkte kaptndan hi kukum yok. Byk olaslk
la gnde on kere ona bu hastal bulatracak tehlikelere atl
yordu. Bizim yzmzden hasta olduunu sylemek sama.
Onlar iin itenlikle zlyor olmasayd onlara kzard.
Dediine gre, Pepper, diye srdrd szlerini, ok dikkat
siz olduklarn dnd iin evden ayrlm. Sebzelerini
hibir zaman doru dzgn ykamadklarn sylyor. Zavall
lar! Korkun bir bedel dediler. Oysa kimbilir ka kez grd
m bir ey bu - insanlar byle eylerin olduunu unutur g
rnyorlar; ama oluyor ite, sonra da ok aryorlar.
399

Bayan Thombury, ok dikkatsiz olduklan, Racheln ateli


hastal gezide kaptn dnmek iin hi de bir neden ol
mad konusunda ona katld; bir sre baka eylerden sz et
likten sonra yanndan ayrlp zgn zgn koridordan gee
rek kendi odasna gitti. Byle eylerin olmasnn bir nedeni ol
mal, diye dnd kendi kendine, kapy kapatrken. Bata
bunun ne olduunu anlamak kolay olmuyordu. yle tuhaft
ki - yle inanlmaz. Yalnzca hafta nce - yalnzca iki gn
nce Rachel grmt; gzlerini kapatnca neredeyse imdi
de grebiliyordu, evlenmek zere olan o sessiz, utanga kz.
Racheln yandayken lseydi karm olaca btn o eyleri
dnd, ocuklar, evlilik hayat, geriye baktnda ona gn
be gn, yl be yl hep yanbandaym gibi gelen akl almaz
derinlikler ve mucizeler. Dnmesini gletiren sersemlik
hissi ar ar yerini lam aksi bir hisse brakt; ok hzl, ok
berrak dnyor, geriye dnp btn deneyimlerine bakarak
onlar bir tr dzene uydurmaya alyordu. ok ac, ok
mcadele vard kukusuz, ama sonuta bir mutluluk dengesi
nin olduu kesindi - dzenin hkm srd kesindi. Gen
lerin lmleri de aslnda hayattaki en zc ey deildi - ok
fazla eyden kurtulmu oluyorlard; ok fazla eyi korumu
oluyorlard. ller -erken yata kazayla lm olanlar aklna
getirdi- gzeldi; sk sk ryasnda lleri grrd. Zamanla
Terence da anlamaya balayacakt k i- Ayaa kalkp huzursuz
ca odann iinde dolamaya balad.
Onun yandaki bir kadn iin fazlasyla huzursuzdu; onun
gibi berrak, kvrak bir zihne sahip biri iin kafas hi olaan
saylmayacak kadar karkt. Hibir eyde karar klamyordu,
bu nedenle, kap alnca rahatlad. Kalkp kocasnn yanna
gitti, onu kollarna ald ve eskisinden ok daha byk bir he
yecanla pt; sonra birlikte oturduklarnda, bir bebekmi gi
bi onu okayp sorular sormaya balad; yal, yorgun, mz
mz bir bebekmi gibi. Ona Bayan Vinracein lmnden sz
etmedi, bu yalnzca onu rahatsz edecekti, adamcaz zaten
bozguna uram gibiydi. Onun neden huzursuz olduunu
kefetmeye alt. Yine siyaset mi? O korkun insanlar ne
400

yapyorlard? Btn sabah kocasyla siyaset tartarak geir


di; yava yava konutuklar eylere ilgi duymaya balad. Ne
ki, kendi szlerini zaman zaman tuhaf biimde anlamsz bu
luyordu.
le yemeinde oteldeki konuklarn ayrlmaya baladklar
sylentisi yaylmaya balad; her geen gn konuklann saylar
azalyordu. nceleri altm kiinin katld le yemeinde
imdi yalnzca krk kii vard. Saym, pencere kenarndaki
masasnda yerini alrken soluk gzleriyle evresine bakan yal
Bayan Paley yapmt. Masasndaki topluluk genellikle Arhurla Susandan ve Bay Perrotttan oluurdu, bugn Evelyn de
onlarla le yemei yiyordu.
Evelyn allmadk bir durgunluk iindeydi. Gzlerinin kp
krmz olduunu fark eden ve nedenini de tahmin eden dier
leri, kendi aralarnda gayretli bir sohbeti srdrmek iin didi
niyorlard. ki dirseini de masaya dayam, orbasn el sr
meden ylece brakm olan Evelyn bu durumun devam etme
sine birka dakika katlanmt ki, birdenbire haykrd; Siz ne
hissediyorsunuz bilmiyorum, ama ben baka bir ey dne
m iyorum !
Beyler anlayl bir tavrla mrldandlar; ok ciddi grn
yorlard.
Susan, Evet - ne korkun, deil mi? Ne kadar iyi bir kz ol
duu dnldnde, ok ackl - yeni nianlanmt, byle
bir ey hi olmamalyd, diye yantlad. Daha uygun bir ak
lamayla kendisine yardm edebilirmi gibi Arthura bakt.
Byk talihsizlik, dedi Arthur ksaca. Ama yaptklar ap
talca bir eydi - o nehre gitmek. Ban iki yana sallad. Daha
akll olmalar gerekirdi. ngiliz kadnlarnn burann iklimine
alkn yerliler gibi ak havaya dayanmasn bekleyemezsiniz.
O gn ay saatinde onlar uyarmaya niyetlenir gibi oldum.
Ama bu tr eyleri sylemenin yaran olmaz -yalnzca insanla
r fkelendirmi olursunuz- asla bir eyi deitiremezsiniz."
O ana kadar orbasyla yetinmi olan yal Bayan Paley, bir
elini kulana gtrerek neler konuulduunu bilmek istedii
ni ima etti.
401

Susan ona Zavall Bayan Vinracein hummadan ldn


sylyorlar, Emma Teyze," diye ksk bir sesle bilgi verdi.
lmden yksek sesle, halta normal sesiyle bile sz edemi
yordu, bu nedenle Bayan Paley tek szck yakalayamad. Arthur imdada yetiti.
Bayan Vinrace ld, dedi, duyulur bir sesle.
Bayan Paley yalnzca ona doru biraz eilip sordu, Ha?
Bayan Vinrace ld, diye yineledi Arthur. Bir kahkaha at
mamak iin aznn evresindeki btn kaslar sktktan sonra
nc kez tekrarlad, Bayan Vinrace... O ld.
Szckleri doru iitmenin gl bir yana, gnlk dene
yiminin dndaki olgularn Bayan Paleynin bilincine ulamas
biraz zaman alyordu. Sanki beyninin zerinde bir arlk du
ruyordu da, hasara ugratmamakla birlikte, ileyiine sekle vu
ruyordu. Anhurun ne demek istediini anlayana kadar en az
bir dakika boyunca dalgn gzlerle oturdu.
ld m ? dedi dalgn bir tavrla. Bayan Vinrace ld
m? Vah vah... ok zc. Ama u anda onun hangisi oldu
unu hatrlam yorum . Burada ok fazla insanla tanmz
an lalan . Yardm etm esi iin Susana bakt. Neredeyse
gzel denebilecek, uzun boylu esmer bir kz m, ok koyu
tenli?
Hayr, diye araya girdi Susan. O - sonra umutsuzluk
iinde vazgeti. Bayan Paleynin yanl kiiyi dndn
aklamann hi yarar yoklu.
lmemesi gerekirdi, diye devam etti Bayan Paley. yle
gl grnyordu ki. Ama insanlar o suyu ier. Nedenini hi
zemeyeceim. Yatak odanza bir ie maden suyu koyun de
mek yle basit bir ey gibi grnyor ki. Benim aldm tek
nlem bu olmutur, dnyann her yerine gittim saylr - tal
yaya on kez gittim... Ama genler hep daha iyi bildiklerini d
nrler; sonra da cezasn ekerler. Zavallck - onun iin ok
zgnm." Ama bir tabak patatesi inceleyip bir para almann
gl dikkatini datt.
Arthur ve Susan gizliden gizliye konunun deieceini
umuyorlard, bu sohbette ho olmayan bir ey varm gibiydi.
402

Ne ki, Evelyn konuyu kapatmaya hazr deildi. Neden insan


lar nemli eyler hakknda konumazlard?
u kadarck umursadna inanmyorum!" dedi, btn bu
zaman boyunca sessizce oturmu olan Bay Perrotta gaddarca
dnerek.
Ben mi? Ah, evet, umursuyorum, diye yantlad Bay Perrotl beceriksizce, ama apak bir itenlikle. Evelynin sorulan
onun da kendini rahatsz hissetmesine neden olmutu.
yle anlalm az geliyor k i, diye s z lerin i srdrd
Evelyn. lm, yani. Neden senin ya da benim deil de onun
lmesi gerekiyordu? Yalnzca iki hafta nce hep birlikle bura
daydk. Sen neye inanyorsun? diye sordu Bay Perrolta. Bireylerin devam ettiine, onun hl bir yerlerde olduuna m
inanyorsun -yoksa bunun yalnzca bir oyun olduunu- ld
mzde ufalanp hi olduumuzu mu dnyorsun? Ben
Racheln lmediinden eminim.
Bay Perrott, Evelynin sylemesini isledii hemen her eyi
syleyebilirdi, ama ruhun lmszlne inanmak onun g
cn ayordu. Yznde her zamankinden derin krklarla,
ekmeini ufalayarak sessizce oturdu.
Evelyn bu kez de onun neye inandn sormasn diye, Arthur, tartmay noktalar gibi bir duraklamadan sonra tmyle
farkl bir konuya geti.
Varsayalm, dedi, bir adam eskiden bykbabanz tan
d iin size mektup yazd ve be sterlin istediini syledi, ne
yapardnz? yle oldu. Bykbabam-
Bir soba icat etmiti, dedi Evelyn. Bununla ilgili her eyi
biliyorum. Serada bizim de bir tane vard, bitkileri scak tut
mak iin.
Bu kadar nl olduumu bilmiyordum," dedi Arthur. Pe
kala, diye devam etti, yksn ne pahasna olursa olsun
uzun uzadya anlatmakta kararlyd, zamannn aa yukar
en iyi ikinci mucidi, ayn zamanda yetenekli bir avukat olan
bykbabam, bylelerinin hep yapt gibi, vasiyetnamesini
yazmadan ld. Katibi Fielding, ne kadar dorudur bilmem,
her zaman bykbabamn onun iin bireyler yapmak niyetin
40B

de olduunu ileri srerdi. Zavall ihtiyar, kendi bana icatlar


denerken maddi durumu bozulm u, Pengede bir ttnc
dkkannn stnde yayor. Onu grmek iin oraya gittim.
Mesele u - paray vermeli miyim, vermemeli miyim? Adaletin
soyul ruhu neyi gerektiriyor, Perrott? Unutma, bykbabamn
vasiyetinden yarar salamadm; hikyenin doruluunu sna
mann da hibir yolu yok.
Adaletin soyut ruhu hakknda fazla ey bilmiyorum, dedi
Susan, kendinden honut bir tavrla dierlerine glmseyerek,
ama bir eyden eminim - be sterlinini alacak!
Bay Perrott fikrini dile getirmeye balayp, Evelyn ruhu de
il de mektubu dnd iin onun btn avukatlar gibi
fazlasyla pinti olduunda diretir, Bayan Paley ise nndeki ta
ban her kaldrlnda konuulanlar hakknda bilgilendiril
meyi talep ederken, le yemei bir an bile sessizlik olmadan
geli ve Arthur, dirayeti sayesinde tartma yatt iin kendi
kendini tebrik etli.
Odadan ayrlrlarken, dar kmakla olan Bayan Paleynin
tekerlekli sandalyesi rastlant eseri kapdan girmekte olan Elliotlann nne kt. Bylece bir an iin durmak zorunda kalan
Arthurla Susan, iyiletii iin Hughling Elliot' kullarken,
-keyifsizdi, neredeyse l gibiydi- Bay Perrott frsattan yarar
lanp Evelyne birka szck syledi.
Bu akamst, diyelim buuk dolaylarnda, sizi grebi
lir miyim? Bahede olacam, fskiyenin yannda.
Evelyn yant veremeden tkanklk ald. Ama salondan
karken l l ona bakarak, buuk mu demitin? Benim
iin uygun, dedi.
Duygusal bir sahne olaslnn onda hep uyandrd tinsel
coku ve yaam duygusuyla, koa koa yukar kt. Bay Perrottn ona yeniden teklifte bulunmak zere olduundan ku
kusu yoktu; bu kez bir yant hazrlamas gerekliinin farkn
dayd, nk gn iinde buradan gidecekti. Ne ki, zihnini
bu konuyla ilgilenmeye ikna edemiyordu. Bir karara varmak
onun iin ok gt, nk sona eren her eye kar doal bir
nefret duyuyordu; durmadan devam etmeyi seviyordu o - hep
404

devam etmeyi. Buradan ayrlyordu, bu yzden giysilerini


karp yatan zerine yan yana yerletirerek kendini oyalad.
lerinden bazlarnn ok hrpani olduunu dnd. Baba
syla annesinin fotorafn ald; kutusuna kaldrmadan nce
bir dakika elinde tuttu. Rachel buna bakmt. Birinin sahip
olduu ya da elledii eylerin onun kiiliini muhafaza ettii
ne dair keskin bir duygu anszn onu etkisi altna ald; Rachelm odada onunla olduunu hissetti; sanki denizin stnde
bir gemideydi ve gnlk yaam uzaklardaki kara kadar gerekdyd. Ne ki, Racheltn varlnn duygusu yava yava so
lup gitti; artk onu fark edemiyordu, nk onu pek az tan
mt. Ama bu anlk duyum iini karartm, onu yorgun d
rmt. Hayatn nasl geirmiti? nnde nasl bir gelecek
vard? Ne uydurmayd, ne gerekli? Bu teklifler, yaknlama
lar, servenler gerek miydi, yoksa Susann ve RachePm yz
lerinde grd honutluk, onun hayat boyunca hissettii
herhangi bir eyden daha m gerekti?
Aa inmek zere dalgn dalgn hazrland, ama parmaklar
yle becerikliydi ki onu hazrlama iini neredeyse kendilikle
rinden yapyorlard. Aa inmek iin yola ktnda kan da
bedeninde kendiliinden dolamaya balad, nk zihni ok
durgundu.
Bay Perrott onu bekliyordu. Aslnda le yemeinden sonra
dosdoru baheye kmt; youn bir endie iinde yarm sa
atten uzun bir sredir patikada bir aa bir yukar yryordu.
Her zamanki gibi geciktim!" dedi Evelyn, onu grr gr
mez. Neyse, beni balamalsn; toparlanmam gerekiyordu...
Aa! Frtna kacaa benziyor. Krfezde de yeni bir buharl ge
mi var, deil mi?"
Hzl, kara bir rperti dalgalarn arasnda dolarken, hl
evresinde dumanlarn asl durduu bir buharl geminin tam
o srada demir atmakla olduu krfeze bakt. nsan, yamu
run neye benzediini unutuyor, diye ekledi.
Ama Bay Perrott buharl gemiye de havaya da dikkat etmedi.
Bayan Murgatroyd," diye sze balad her zamanki resm
tavryla, korkarm sizden buraya gelmenizi ok bencilce bir
405

saikle rica ettim. Duygularm hakknda size bir kez daha g


vence verilmesine ihtiyacnz olduunu sanmyorum; ama bu
radan ayrlmanz bu kadar yakn olduu iin bana unu syle
menizi rica etmeden gitmenize izin veremeyeceimi hissettim
- bir gn benimle ilgilenmeye balayacanz umul etmem
iin bir neden var m?
Rengi ok solgundu; daha fazlasn syleyemeyecekmi gibi
grnyordu.
Aaya doru koarken iinden fkran o canllk Evelyni
terk etmiti; kendini kudretsiz hissediyordu. Syleyebilecei
hibir ey yoktu; hibir ey hissetmiyordu. Yallara yakr o
nazik szcklerle imdi ona gerekten evlenme teklif ediyor
du ya, Evelyn ona kar nceleri hissettiinden daha azn
hissediyordu.
Oturup konualm, dedi kararsz bir tavrla.
Bay Perrotl onun pei sra bir aacn altndaki kvrml yeil
banka kadar gitti. nlerine, oktandr fkrmayan fskiyeye
baktlar. Evelyn ne syleyeceini dneceine fskiyeye bakp
duruyordu; susuz fskiye ona kendi varlnn bir simgesi gibi
grnyordu.
Elbette seninle ilgileniyorum , diye balad, telala keli
meleri azndan kmaya zorlayarak; llgilenmeseydim gad
dar olmam gerekirdi. Tandm en iyi insanlardan biri oldu
unu dnyorum, ayn zamanda en zariflerinden biri. Ama
keke... keke benimle o ekilde ilgilenmesen. yle ilgilendi
inden emin m isin? O anda onun hayr demesini itenlikle
istedi.
Tamamen eminim, dedi Bay Perrott.
Gryorsun, teki kadnlar gibi basit deilim, diye devam
etli Evelyn. Galiba daha fazlasn isliyorum. Ne hissettiimi
lam olarak bilmiyorum.
Bay Perrott, Evelynin yanna olurdu, onu seyrediyor, ko
numaktan kanyordu.
Bazen dnyorum da, bir tek kiiyi ok fazla nemse
mek benim iimde yok. Baka biri senin iin daha iyi bir e
olacaktr. Seni baka biriyle ok mutlu hayal edebiliyorum.
406

Eer benimle ilgilenmeye balamanz olaslnn bulundu


unu dnyorsanz, beklemeye razym, dedi Bay PerroiL.
Pekala acelemiz yok, yle deil m i? dedi Evelyn. Di
yelim ki dndm, dndklerimi yazdm ve ne zaman
geleceimi syledim. Moskovaya gidiyorum ; Moskova'dan
yazarm.
Ne ki, Bay Perrot srar etti.
Bana herhangi bir fikir veremezsiniz. Sizden bir tarih isle
miyorum... bu ok mantksz olurdu. Duraklad, ban ne
eip akll patikaya bakt.
Evelynin hemen yant vermemesi zerine, szlerini sr
drd.
ok iyi biliyorum ki, ben - size sunabileceklerim pek faz
la deil, ne kendim ne de koullarm asndan. Hep unutu
yorum; bu size bana grnd kadar mucizevi grnemez.
Sizinle karlaana dek kendi halimde sessizce yayordum
-ikim iz de ok sessiz insanlarz, kz kardeim ve b e n - pay
ma denden honutlum. Arthurla dostluum hayatmdaki
en nemli eydi. Simdi sizi tandm ya, btn bunlar deiti.
Siz her eye can veriyorsunuz sanki. Yaam, daha nce r
yamda bile grmediim yle ok olaslk barndryormu gi
bi geliyor ki.
Bu muhteem ! diye bard Evelyn, onun elini kavraya
rak. imdi geri dnp bir sr eye balayacaksn, dnyann
tand byk bir isim olacaksn; biz de ne olursa olsun ar
kada olmaya devam edeceiz... ok iyi arkada olacaz, de
il mi?
Evelyn! diye inledi Bay Perrott birdenbire; onu kollarna
alp pt. zerinde fazla etki brakmamakla birlikte, Evelyn
ona gcenmedi.
Yeniden dik oturduunda yle dedi, nsan neden arkada
olmay srdrmesin, hi anlamam - ama baz insanlar srd
ryor. Arkadalklar bir fark yaratr, yle deil mi? Bunlar in
sann yaamnda nemli olan trden eylerdir, deil mi?
Bay Perrott ne dediini anlamyormu gibi sersemlemi bir
ifadeyle ona bakt. Byk bir abayla kendini toplayp ayaa
407

kalkt ve, imdi size neler hissettiimi anlattm sanyo


rum; yalnzca dilediiniz kadar bekleyebileceimi ekleyece
im, dedi.
Yalnz kalan Evelyn, patikada bir aa bir yukar yrd. O
halde neyin nemi vard? Btn bunlarn anlam neydi?

408

X X V II. Blm

Btn o akam boyunca bulutlar topland, la ki gn mavisini


tmyle kapatana dek. Yeryzyle gkyznn arasndaki
boluu, havann zgrce hareket edebilecei bir yer brakma
yacak kadar daraltr gibiydiler; deniz, bireyler onu dalgalan
maktan alkoyuyormu gibi dmdz ve kaskat uzanyordu.
Bahedeki allarn ve aalarn zerindeki yapraklar birbirleri
ne yaklam asl duruyorlard; kularla bceklerin ksa kestii
cvltlar bask ve kstlama duygusunu artryordu.
Iklar ve sessizlik yle tuhaft ki, yemek zaman yemek
odasn dolduran insanlarn seslerinin karmakark uultu
sunda, hissedilir sessizlikler oluyordu; bu sessizlikler srasnda
baklarn tabaklarn zerindeki tngrts iitilebiliyordu.
Gkgrltsnn ilk gmbrdeyii ve cama vuran ilk ar
damla bir huzursuzlua neden oldu.
Geliyor! dendi pek ok farkl dilde, ezamanl olarak.
Sonra derin bir sessizlik oldu, sanki gkgrlts kendi ii
ne ekilmiti. nsanlar tekrar yemeklerini yemeye henz ba
lamlard ki, bir souk hava esintisi ak pencereden ieri gi
rip masa rtlerini, etekleri kaldrd, bir k akt; onu bir an
da otelin tam zerinde aklayan gkgrlts izledi. Yamu
run sl gkgrltsne elik ediyordu; hemen ardndan, ka
409

patlan pencerelerin, iddetle arpan kaplarn sesleri, bir frt


naya elik eden btn o grltler duyuldu.
Oda birdenbire birka kat daha karanlk oldu, rzgr, dalga
dalga karanl nne katm, yeryznde srklyordu sanki.
Bir sre kimse yemeye yeltenmedi, atallar havada, darya,
baheye bakarak oturdular. Birbiri ardna klar akyordu, fo
toraflar ekilecekmi gibi yzleri aydnlatyor, onlan artarak
gergin, doal olmayan ifadelerle yakalyordu. aklamalar, onlar
yakndan, iddetle takip ediyordu. Kadnlarn birka sandalye
lerinden kalkar gibi yapp tekrar oturdu, ama akam yemei,
gzler bahede, huzursuzca devam etti. Dardaki bitkiler kar
makark oldu, aard; rzgr zerlerine yle bastryordu ki
yere melir gibi grnyorlard. Garsonlar yemek yiyenlerin
uyars zerine servis kaplarnn stne bastrmak zorunda kal
yordu; yemek yiyenlerse garsonlar uyarmak zorundaydlar,
nk hepsi dikkatini dardaki frtnaya vermiti. Gkgrlts hibir ekilme belirtisi gstermeyip sanki tam balarnn ze
rinde toplanr, imekler her defasnda dosdoru baheyi hedef
alrken, ilk heyecan, yerini huzursuz bir kasvete brakt.
Yemeklerini arabuk bitiren insanlar, pencerelerden uzaa
ekilebildikleri ve gkgrltsn iitmekle birlikte hibir ey
gremedikleri iin kendilerini baka yerlerden daha gvende
hissettikleri salonda toplandlar. Annesinin kollarnda hk
ran kk bir olan ocuu oradan uzaklatrld.
Frtna devam ellii srece kimse oturmaya istekli grn
myordu, ortadaki at penceresinin altnda kk gruplar ha
linde toplanm, benizleri sararm, yukan bakyorlard. Arada
srada imek aktka yzleri beyazlyordu; sonunda, at
penceresinin camlarn ek yerlerinden kaldran korkun bir
gmbrt geldi.
Ah! diye inledi birka kii ayn anda.
Bir ey arpt, dedi bir erkek sesi.
Yamur telal telal yayordu. Artk imei ve gkgrltsn sndrm gibiydi; salon neredeyse karanla gml
mt.
Bir iki dakika sonra, suyun camn zerindeki tprtsndan
410

baka hibir ey duyulmazken, seste fark edilir bir hafifleme


oldu; sonra hava yatt.
Bitli, dedi baka bir ses.
Bir dokunula btn elektrik klar yand; hepsi ayakta
duran, hepsi gergin yzlerle yukarya, at penceresine bakan
bir insan kalabal gzler nne serildi, ama birbirlerini ya
pay kta grnce hemen dnp uzaklamaya baladlar. Bir
ka dakika yamur at penceresinin stnde tprdamay sr
drd; gkgrlts bir iki kez daha binay sarst; ama karan
ln dalmasndan ve yamurun atda hafife trampet al
masndan belliydi ki o kocaman, karmakark hava okyanusu
onlardan uzaa doru yol alyor, bulutlan ve ateten asalaryla
ykseklerden, balarnn zerinden aklara, denize doru ge
ip gidiyordu. Frtnann kemekeinde kck grnen bi
na, imdi her zamanki gibi keli ve ferah olmutu.
Frtna uzaklarken otelin salonundaki insanlar olurdular;
huzurlu bir rahatlama duygusuyla birbirlerine byk frtna
larla ilgili ykler anlatmaya baladlar; aralanndan ou, ak
amlarn geirdikleri uralarn kard. Satran tahtas geti
rildi; iyiletiinin belirtisi olarak yaka yerine boyun ba tak
m, ama dier bakmlardan her zamanki gibi olan Bay Elliot
son bir oyun iin Bay Peppera meydan okudu. Hanmlardan
oluan bir topluluk, ine oyalaryla ya da ine oyalar bulama
yanlar romanlaryla, misket oynayan iki kk olan ocuu
nun sorumluluunu stlenmiler gibi, onlar izlemek zere
evrelerine toplandlar. Arada srada tahtaya bakp beylere y
reklendirici birka sz sylyorlard.
Kenin hemen yannda Bayan Paley iskambil ktlarn
uzun sralar halinde nne dizmiti. Susan ktlar dzeltmek
iin deil, yaknlk gstermek iin yannda oturuyordu; tccar
lar ve adlarm kimsenin bilmedii eitli insanlar dizlerinin
zerinde gazeteleriyle koltuklarna serilmilerdi. Bu koullarda
sohbet ok nazik, blk prk ve kesik kesik devam ediyor
du, ama oda o tarifi zor yaam kprtlaryla doluydu. Artk ka
natlar grilemi, gs de parlaklam olan pervane arada bir
balarnn zerinde vzldayp pat diye lambalara arpyordu.
411

Gen bir kadn ine oyasn brakp, Zavall yaratk! Onu


ldrmek daha byk iyilik olur, diye bard. Ama kimse
pervaneyi ldrmek iin ayaa kalkmaya hevesli grnmyor
du. Onun lambadan lambaya atln seyrediyorlard, nk
rahatlan yerindeydi ve yapacak baka eyleri yoktu.
Satran oynayanlann yanndaki kanepede Bayan Elliot, Ba
yan Thornburye yeni bir rg ilmii retmekteydi, kafalar
birbirine ok yaklamt ve ancak Bayan Thornburynin ak
amlar giydii eski dantel balk sayesinde birbirinden ayrt
edilebiliyordu. Bayan Elliot rgde uzmand; bu anlama gelen
bir iltifat apak bir gururla reddetti.
Herhalde hepimiz bir eyle gurur duyarz, dedi, ben de
rgmle gurur duyuyorum. Bence byle eyler aileden geliyor.
Biz hepimiz iyi reriz. Bir daym vard, ld gne dek kendi
oraplarn kendi rd - bunu kzlarnn hepsinden daha iyi
yapard, sevgili beyefendi. te, Bayan Allan, sizin gibi gzleri
ni bu kadar ok kullanan birinin akamlar rg rmekle ilgi
lenmemesine hayret ediyorum. ok rahatlatc bulacanz
syleyebilirim -gzleri yle dinlendiriyor k i- kermeslerde de
byle eyler ok rabet gryor. Sesi alald, bir g uzma
nnn o przsz, yar kendinden gemi ses tonuna yaklat;
kelimeler tatl tatl birbirini izledi. Yaptm kadarn her za
man elden karabilirim, bu bir rahatlk, nk zamanm bo
a harcamadm hissediyorum-
Konumann muhatab olan Bayan Allan, romanm kapatp
bir sre sessiz sakin dierlerini gzetledi. Sonunda, Srf ken
disine k diye bir beyefendinin karsn terk etmesi kesinlik
le doal bir ey deil, dedi. Ama -karabildiim kadanylahikyemdeki beyefendi bunu yapyor.
Ck ck, kulaa iyi gelmiyor - hayr, kulaa hi de doal
gelmiyor, diye mrldand rg renler, o dalgn sesleriyle.
Yine de, ok akllca dedikleri trden bir kitap, diye ekledi
Bayan Allan.
Annelik -M ichael Jessopn - sanrm, diye araya girdi Bay
Elliot, satran oynarken konumann batan karclna asla
kar koyamazd.
412

Biliyor musunuz," dedi Bayan Elliot, bir an sonra, bence


artk insanlar iyi romanlar yazmyorlar - eskiden yazlanlar
kadar iyi olmuyor.
Kimse bu fikri onaylama ya da reddetme zahmetine katlan
mad. Bazen oyunu izleyip bazen bir dergiden bir sayfa okuya
rak ortalkta gezinen Arthur Venning, yan uyur haldeki Bayan
Allana bakp muzip bir tavrla, Ne dndnz bilmek
isterdim, Bayan Allan, dedi.
tekiler balarn kaldnp baktlar. Kendileriyle konumad
iin memnunlard. Ama Bayan Allan hi duraksamadan yant
verdi, Hayali amcam dnyordum. Herkesin hayali bir am
cas yok mudur?" diye devam etti. Benim var - ok tatl ihtiyar
bir beyefendi. Bana hep bireyler verir. Bu bazen altn bir saat
olur; bazen ift atl bir araba; bazen New Forestta gzel, kk
bir kulbe; bazen de en ok grmek islediim diyara bir bilet.
Hepsini, istedikleri eyler zerine belli belirsiz dnmeye
itmiti. Bayan Elliot ne istediini tam olarak biliyordu; ocuk
istiyordu; kann zerindeki o kk krklk derinleti.
Ne kadar anslyz, dedi kocasna bakarak. Gerekten
hibir eye ihtiyacmz yok. Biraz kendini inandrmak iin,
biraz da dier insanlar inandrmak iin sylemiti bunu. Ne
ki, Bay ve Bayan Flushingin salonun te tarafndan gelip sat
ran tahtasnn yannda durmalaryla, szlerine tekilerin ne
lde inandklarna dair merakn gideremedi. Bayan Flus
hing daha nce hi olmad kadar dank grnyordu. Ko
ca bir tutam siyah sa, kann zerinden aa doru kvrl
yordu, kan krmzs yanaklarnn zerinde yamur damlalar
tslak izler brakmt.
Bay Flushing, atda frtnay seyrettiklerini syledi.
Harika bir grntyd, dedi. imek tam denizin zerin
de akt; dalgalan ve ok uzaktaki gemileri aydnlatt. Dala
rn ne harika grndn bilemezsiniz, zerlerinde klar,
kocaman glge ynlar. imdi hepsi bitti.
Oyunun son hamlesi ilgisini ekince bir sandalyeye szld.
Yarn m dnyorsunuz? dedi Bayan Thornbury, Bayan
Flushing'e bakarak.
413

Evet, diye yantlad Bayan Flushing.


insan dneceine gereklen de zlmyor, dedi Bayan Ellio t, yasl ve en d ieli bir havaya b r n erek , btn bu
hastalklardan sonra.
lmekten korkuyor musunuz? diye sordu Bayan Flushing
kmseyen bir tavrla.
Bence hepimiz korkarz," dedi Bayan Ellio vakur bir edayla.
o noktaya gelince hepimiz birer korkaz herhalde, dedi
Bayan Flushing, yanan sandalyenin arkalna srterek.
Ben yle olduumdan eminim.
Hi de deil! dedi Bay Flushing dnerek, nk Bay Peppern hamlesini dnmesi ok uzun zaman almt. Yaama
y istemek korkaklk deildir. Korkakln tam kartdr. Ken
di adma ben yz yl yaamak isterdim - yeteneklerimin t
mn kullanabileceimi varsayarsak, elbette. leride olacak
olan btn o eyleri dnsenize!"
Ayn fikirdeyim, diye yeniden onlara katld Bayan Thom bury. Deiimler, gelimeler, icatlar - ve gzellik. Bazen d
nyorum da, lp de evremde gzel eyler, grmekten geri
kalmaya kalanamayacam hissediyorum.
Marsta yaam olup olmadnn kefedilmesinden nce l
mek ok tatsz olurdu, diye ekledi Bayan Allan.
Marsta yaam olduuna gerekten inanyor musunuz?" di
ye sordu Bayan Flushing, ilk kez ona youn bir ilgiyle dne
rek. Bunu kim syledi? Bilen biri mi? eyi tanr msnz, ney
di ad -?
Bayan Thornbury rgsn brakt; gzlerine son derece te
dirgin bir bak yerleti.
Bay Hirst burada," dedi sessizce.
St. John tam o srada dner kapdan ieri girmiti. Rzgr
onu sersemletmii; yanaklar korkun denecek kadar solgun,
traszd ve maara gibi ukurlamt. Ceketini kardktan
sonra dosdoru salondan geip yukarya, odasna gidecekti,
ama tand bunca insann varln grmezlikten gelemedi,
zellikle Bayan Thornbury ayaa kalkp elini uzatarak ona
doru gelirken. Ne ki, yamurdaki karanlk yryten, geri
414

lim ve korku dolu uzun gnlerden sonra lambalarla aydnlatl


m scak odann neden olduu sarsnt, rahata birarada otu
ran byle ok sayda neeli insann grntsyle birleerek
onu etkisi altna ald. Bayan Thomburye bakt; konuamad.
Herkes susmutu. Bay Pepper'm eli atnn zerinde duru
yordu. Bayan Thombury onu her naslsa bir sandalyeye gtr
d, kendisi de yanma oturdu ve gzlerinde yalarla tatl tatl,
Arkadan iin her eyi yaptn, dedi.
Onun hareketi hepsini hi susmamlar gibi yeniden konu
maya itti; Bay Pepper, subayla yapt hamleyi tamamlad.
Yaplacak bir ey yoklu, dedi S. John. ok yava konuu
yordu. mknsz grnyor-"
Bir hayal onunla tekilerin arasna girerek nerede olduunu
grmesini engellemi gibi elini gzlerinin zerinde dolatrd.
O zavall adam, dedi Bayan Thornbury, gzyalar yeniden
yanaklarndan akarken.
mknsz, diye tekrarlad St. John.
eyi renmesi onu teselli etli m i-? diye balad Bayan
Thornbury ok tereddtl bir tavrla.
Ama St. John hi yant vermedi. Dierlerini yar grerek, ne
ler dediklerini yar iiterek, sandalyesinde arkasna yasland.
Korkun denecek kadar yorgundu; k ve scaklk, ellerin ha
reketleri, ona ulamaya abalayan yumuack sesler onu yat
trd, tuhaf bir skunet ve rahatlama duygusu verdi. Orada k
prdamadan oturduka bu rahatlama duygusu derin bir mut
luluk hissine dnt. inde Terencela Rachela hibir sada
katsizlik duymadan ikisini de dnmeyi brakt. Odann fark
l yerlerinden hareketler ve sesler biraraya toplanp gzlerinin
nnde birleerek bir rnt oluturuyordu sanki; sessizce
oturup, belli belirsiz grd bir eye bakarak rntnn
olumasn seyretmekten memnundu.
Oyun gerekten iyi gidiyordu; Bay Pepperla Bay Elliot m
cad eleye g ittik e daha ok k e n d ile rin i v eriy orlard . St.
Jo h n n konumak istemediini gren Bayan Thornbury r
gsne devam etti.
"Yine im ek! diye bard Bayan Flushing birdenbire. Ma
415

vi pencerede san bir k akt; bir saniyeliine dandaki yeil


aalar grdler. Bayan Flushing kapya doru yrd, ilerek
ap yan darda, ak havada dikildi.
Ama k yalnzca sona eren frtnann yansmasyd. Yamur
kesilmi, ykl bulutlar dalmt; buharms sisler hzla ayn
nnden srkleniyorlard ama hava soluk ve berrakt. Gk
yz bir kez daha koyu, arbal mavi bir renk almt; gn
dibinde yeryznn devasa, kat ve karanlk hatlar grlebili
yordu, dan giderek sivrilen ktlesiyle ykseliyor, yamalarn
urasnda burasnda kklerin minik klaryla delik deik
oluyordu. Srklenen hava, aalarn uultusu, akan n
arada bir yeryzne geni bir aydnlk serpitirm esi Bayan
Flushingin iini sevinle doldurdu. Gsleri kalkp indi.
Muhteem! M uhteem ! diye mrldand kendi kendine.
Sonra salona dnp buyurgan bir sesle bard, Dan gel de
b^Js, Wilfrid; bir harika.
Bazlar hareketlenir gibi oldu; bazlar ayaa kalkt; bazlar
yn yum aklarn drp onlar aramak iin m elm eye
balad.
Yataa - yalaa, dedi Bayan Allan.
Vezirinle yaptn hamle sonunu getirdi, Pepper, diye ba
rd Bay Elliot utkuyla, talar biraraya toplayp ayaa kalkar
ken. Oyunu kazanmt.
Ne? Pepper sonunda yenildi mi? Sizi kutlarm! dedi, te
kerlekli sandalyesindeki yal Bayan Paleyi yatana gtr
mekte olan Arthur Venning.
Btn bu sesler, yan uykuda da olsa evresindeki her eyin
capcanl bilincinde olarak uzanan S. Jo h n n kulaklarnda
minnetle tnlyordu. Gzlerinin nnden kapkara, belli belir
siz setii bir dizi nesne geli; kitaplarn, iskambil ktlarn,
yn yumaklarn, i sepetlerini toplayp yataklarna doru gi
derken birbirinin pei sra nnden geen insan suretleri.

416

You might also like