You are on page 1of 1153

iskender pala babil'de ln, istanbul'da

ak
I 1 L&AA babil'de ln, istanbul'da
ak
Bu, neyle Kuyu Kazdm ve L&M'i
Niin Yazdmdr
Bize kalrsa ak tanmayan bir okuyucu
bu kitab hi okumamaldr. nk bir
yazc, ak konusunda istedii kadar
deneyimli olsun ve inandrc eyler
sylesin, kitabnn konusu herkesin can
skc bulduu aclar, hasretler ve
ayrlklar ise, hele de adn Elem
koymusa, sylediklerinin aka dair

merak edilen eyler olduuna ve ilgin


eyler syleyeceine kolay kolay
kimseyi inandramaz, bunu bilirim. te o
yzden, bat odasnn nakl tavan
altnda Leyl ile Mecnn'un yksn
anlattm o uzun gecede, bana byle bir
kitap yazmam konusunda srar eden
dostlarma ok kereler "Byle bir yk
yalnzca elemi anlataca iin imdiki
insanlara ok da ekici gelmeyecektir."
diye syledim. nk elem, kadim
zamanlardan bu yana yaanm ve
yaanacak bir dnce ile eylemin
karmyd -siz buna hayal ile gerein,
yahut edebiyat ile tarihin de
diyebilirsiniz -ve bundan heyecanl bir
serven kartabilmek, gnmz iin zor
grnyordu.

6 UM
Ertesi akam bir rya grdm. Itar
tapnann Babil zig-guratna bakan
penceresi nnde bilge rahip Akeldan,
bana kendi zamannda olup biten her
eyi, ama her eyi anlatt ve ldrtc
gzellikteki altn ilah heykelleri arasnda
ivi yazsyla kaznm yedi tablet
gsterip "Ak bilen biri iin yedi
gerek sr vardr." dedi. "Bu srlar bana
retmekle cevheri madene evirseniz,
damlaya deniz ykleseniz!" dedim.
"Bilmek, yanmaktr!" karln verdi ve
"Eer ak renmek istersen nce elemi
yaamalsn. Fuzul'nin ak kitabn
incelersen eer, onun yolunu yordamn
da kefedebilirsin!" demeyi de ihmal

etmedi. Sonraki gnlerde Fuzul'nin


eleme dair dizelerinin bulunduu
kitabn Akeldan'in anlattklaryla
yorumlayarak yeniden okudum. Olup
biteni iyi anlayabilmek iin tarih
yazmalarn kartrdm uzun zaman ve
eski aklar hayallerle giyindirdim.
Akn derinliklerinde uzaya alan
yksek kapnn srlarn grdmde de
tarihin koridorlarnda tank olduum
servenleri okuyucuyla paylamak geldi
iimden.
Bir kitapta yazarn ilk yazd deil,
okuyann son syledii cmle nemlidir
muhakkak. Kitaplarn ve* yazarlarn
deimez kaderidir bu. Bunca
didinmelerim ve ineyle kuyu

kazmalarm, o son sz doru sylemek


iindir.
Dou, ak, erkek ejder ylyd. Gz
rzgrlarnda, divitimi yakut hokkaya
bandrp bu yky yazmaya baladm.
Ve Fuzul'nin dizelerinde bir ak
oluverdi yirmi bin yllk gizem...
I
Ne iindeyim zamann Ne de bsbtn
dnda Yekpare, geni bir nn
Paralanmaz aknda
A. H. Tanpnar
Bu, ykmzn Balangcdr Sevin
inde Byyen lk Acdr

ilimler Akademisi'nin antik a


bazilikalarndan bozma ktphanesinin
kaln duvarlarndan szan klara
Dicle'nin serin rzgrlaryla birlikte top
sesleri de karmaya baladnda kalbi
duracak gibi olmutu. Onca dil
dkmeleri ve vg dolu iirleri
karlnda m ve kambur ktphane
memurunun mahzenden karp getirdii
yasak ciltleri kendisine vermeden,
dardaki def sesleri ve sevin
lklarnn cazibesine kaplp halkn
akn ettii surlara gitmesinden deil,
kentin zerine sinmeye balayan
deiiklikten rkerek kendisini dar
karp ktphane kaplarn
kilitlemesinden korkuyordu. Neyse ki
Keldani ve Asur tarihi uzman bu

yetmilik Sryan memur, Osmanl


hakan Kanun Koyucu Sleyman'n
Badat'a giriyor oluundan pek
heyecanlanmam ve kesik kesik
ksrerek yalnzca "Olacak olan olur;
beklenen gelir. Bugn doan yarn elbet
lr." diye mrldanarak sormutu:
3k*M
"Ciltleri istiyor musunuz, yoksa gidip siz
de Basral hurma tccarlar gibi sultann
at koumlarn m seyredeceksiniz?"
Elli yalarndaki Hilleli Mehmed Efendi
iin gerekten zor bir soru oldu bu.
Acaba o da pek oklar gibi sultann
kente giriini seyretmeli miydi?
Ktphaneci sormasa byle bir istek

domayacakt belki iinde. imdi gnl,


duyduu top seslerinin Badat'a
kazandraca yeni ehrenin seyretmeye
deer bir manzara olacan hissediyor,
te yandan zihni, harabeleri arasnda
ocukluk akn yitirdii Babil tapna
ve asma bahelerinde yazlm satrlarn
gizemli dnyasnda dsel gezintilerin
ihtirasyla yanyordu. Bir an,
ktphanecinin hzlanan kalp atlarn
duyacan ve zihni ile gnl arasndaki
ikilemin alnna izdii krklklar
greceini zannetti.
"Ciltler!" deyiverdi.
Sanki gryormu gibi elindeki
ciltbentleri ocan yanndaki ilteye
brakp kapy ierden kilitlemek zere

emin admlarla uzaklarken


ktphaneci, "O halde!" dedi, "Gne u
pencereden ieriye giresiye kadar al,
sultann askerleri buraya el koymak iin
ancak o zaman gelebilirler." Bunlar
sylerken eliyle kubbenin altndaki
vitrayl pencerelerden birini iaret
ediyor ve ban, sanki bast yerlere
bakyormu gibi nnden ayrmyordu.
Mehmed Efendi'nin heyecan ve aceleyle
kaytanlarn zd ilk deri ciltbent, at
cambazlarnn tadklar antalara
benziyordu ve iinden baz parmenler
kmt. Bunlar MjS. 70 ylnda Kuds
yamalanrken ehri terk etmek zorunda
kalan ilk dnem Hristiyan rahiplerinin
byk kpler iine koyduklar tomarlara

benziyorlard ve Mehmed Efendi'nin


bilmedii bir alfabe ile yazlmlard.
"Herhalde" dedi iinden, "Bu kr
ktphaneci yanl sandktaki ciltleri
alp getirdi. Yahut sray bir eksik
sayd." Tomarlarn hepsi ayn trdendi
ve zerlerinde sa'y armhta ve
Meryem'in kucanda gsteren tasvirler
vard. Mehmed Efendi tomarlar cilde
koyup azn balarken elinde tuttuu
deri paralarnda ln tam orta yerinde
yaayan
babil'de lm istanbul'da ak[9
keilerin ibran ve Aram harflerle
yazdklar 100 kadar logia olduunu
bilseydi, byk olaslkla hayatnn geri
kalannda tp veya iirle deil de

teolojiyle urar, kutsal iki rmak


arasndaki antikiteleri zmeyi denerdi.
Hele Aziz Augustin'in Ostia'da satn
ald baln sarld parmeni elinde
tuttuunu ve zerindeki cmlelerin de
Aziz Thomas ndli'nden alnan gizemli
ayetler olduunu bilseydi...
kinci ciltbent istiflenmi mein
kartularla doluydu. Her kartuun iinde
uvaldzla dikilmi 20-24 sayfalk
risaleler ve baz sayfalarnda toprak
boya ile izilmi plak kadn ve erkek
tas-virleriyle insan anatomisine ilikin
izimler, ila yapmnda kullanlan ilkel
damtclar, taslar, srahi ve potalar,
dizi dizi ila tpleri, eitli bitkilerin
yapraklarndan kesitler, kk lifleri,

deiik ku ve bcek izimleri yer


alyordu. Evet, arad bilgilerden
bazlar bunlard; ktphaneci bunlar
olsun yanl getirmemiti. zerindeki
ecnebi alfabelerin altna birileri
tarafndan Arap diliyle yazlan kk
aklamalar okumaya balaynca
elindeki hazine daha da dikkatini
ekmeye balamt: "Potelamaus Soter'in iskenderiye Ktphanesi
bilginlerine izdirdii maraz- humma
risalesi", "tbn Sina'nn ana rahminde
ceninin nasl yaadna dair e-ifa
risalesi", "Serapium'da bitki kklerinden
elde edilen uruplar ve tedavi usulleri
risalesi", "Eflatn- Uah'nin ruh ve
lm risalesi"... Bunlar tam bin yl nce
Roma bapiskoposu ile papaz ve

rahiplerin, "Burada Tanr'nin iine ortak


olunuyor!" diyerek yaktrdklar
iskenderiye Ktphanesi'nden karlan
kitaplar ile daha sonra islam
bilimcilerinin hazrladklar tp ve
felsefe yazmalarnn fasiklleriydi.
Son ciltbentte yalnzca iki kitap vard.
Bunlardan biri at ehliletirme ve
yetitirmekten, l hayvanlar ile
develerin hastalklar ve tedavilerinden
bahsediyor; dieri de Badat'n tarihesi
ile Krk Haramilerin ve nl kervan
soygunlarnn yklerini anlatyordu.
Bunun sonunda Binbir Gece
Masallar'ndan bir blm de yer
almaktayd ve hepsi o blgelerde
sklkla kullanlan Msr kl firavun

kdna yazlmlard.
1 O I um
Hilleli Mehmed Efendi isim isim hangi
rafn kanc blmesinde ne tr
kitaplarn bulunduunu ezbere bilen bu
m ktphaneciye arad kitaplardan
bazlarnn bunlar olmadn, byk
olaslkla yanl rafa baktn
syleyecekti ki, onun bu ciltbentleri
sandklardan binbir glkle kardn
ve dardan gelen seslere baklrsa
Kanun Koyucu'nun bostanc aalarnn
kapy almalarnn an meselesi
olduunu dnerek fikrinden vazgeti,
ikinci ciltbendin tomarn yeniden ap
ileride yazmay planlad Salk ve
Hastalk adl Farsa eser iin eski

hekimlerin tedavi yntemlerini


aratrmaya, sayfalardaki anatomik insan
tasvirlerini tek tek inceleyip kopya
etmeye balad. Her hareketinin kr
ktphaneci tarafndan dinlenildiini ve
sayfay biraz sert evirecek olsa adamn
kasden ksrdn, bu tavrlaryla
grevini, gzlerini okuyucudan
ayrmayan bir bekiden daha fazla
yaptn dnerek risalelerden birini
koynuna koyup gtrme dncesinden
utand. nk elindeki kitap iskenderiye
Ktphanesi'nin en eski damgasn
tayordu. Silindir biimli seramiklere
kazlp kt zerinde yuvarlanarak
baslan bu damgay dikkatlice
incelediinde Roma devletini
imparatorlua dntren Ceasar'n,

Yombe'yi takip ve malup ederek


iskenderiye'ye vard srada kan
ayaklanmada Kleopatra'nn umarsz
tavrlar yznden yanan o ilk
ktphaneye ait olduunu grd.
"Tisegor ve Tales nm filozoflarn
tartmalar risalesi' ha!.. Keke bu
alfabeyi okuyabiliyor olsaydm!.."
Kitabn sayfalarn evirirken "iyi de..."
dedi kendi kendisine "...bu kitap, bilim
tarihini yeniden balamak zorunda
brakan o yangndan nasl kurtulmu
acaba?" ve cevab bulmakta gecikmedi
"Yangndan sonra Marcus Antonius'un
Bergama'dan getirttii ikiyz bin
kitaptan biri olmal!" Fuzul Mehmed
Bey elindeki kitab nazenin bir sevgili
gibi sevmeye balad ve tarihi eskiten o

uzun ve muhteem zamann tozlarn


avularnn iinde yava yava, haz
duyarak okad, koklad, seyretti...
babil'de lm istanbul'da a k I 1 1
r
ehrin btn minarelerinden okunmaya
balayan fetih kasideleri, sultann,
topraklarna katt yeni kente girmek
zere olduunu gsteriyordu. Bu sevince
ortak olmak iin Sryani ve Rum
kiliselerinin zangolar da, an seslerini
yartrrcas-na var gleriyle
aslyorlard zincirlere. Dou yakasnn
Yahudileri de dahil olmak zere herkes
Dicle kenarlarna, Mansur mabedi, Tak-
Kisra, Zbeyde Trbesi, Mustansriye

derslikleri meydanlarna toplanm,


uzunca sredir ah Tahmasb ve
1 2 um
babil'de lm istanbul'da ak[13
Safevler'in devam eden adaletsiz
ynetimine son verilmi olmasnn
abartl cokusunu yayordu. Her zaman
byle olurdu; yeni bir hakimiyet, eski
hkimlerin ncelikle kendi
hkmlerindeki insanlar tarafndan
dlanmasn ve acmaszca eletirileri
beraberinde getirirdi. ehrin dn yerlisi
olanlar, bugn yeni ele geirilmi bir
kente girmi gibi davranyorlar ve akn
akn sokaklara, meydanlara ylarak
Tahmasb'a lanetler okuyan kfrler,

Osmanl sultanna da, krk yldr


tanyorlarma-sna vgler yadran
korolar oluturuyorlard. Asl
kalabalklar ise ii Badat'ta Snniliin
merkezi konumundaki Imam- Azam
trbesi evresinde birikmiti. Buradan
Dicle'nin dou yakasna, Tebriz Kaps
giriine doru, sultann balayaca
altnlardan pay alabilmek hevesiyle sra
sra dizilen dilenciler de dahil her
dzeyden insan yer alyor ve sultana dua
ediyormu gibi birtakm kalp sloganlar
baryorlard. Vali Tekel Han'n,
brahim Paa'ya kenti tesliminden sonra
bu kalabalklar gittike artm ve geceyi
de orada cokulu elenceler
dzenleyerek geirmeye balamlard.
Geceleri meydanlarda sa-bahlayanlarn

ou yama iin koyun tuza, kurt koyuna


seir-dir gibi ehre gelmi bedeviler,
sulular ve kaaklar idiler. Ne var ki
yenieri aas bir mfreze asker ile
surlarn drt kapsn da tutmu ve
"Szmden dar ta koparann ban
koparrm!" diye dellallar rtm,
bunlarn da elleri brlerinde
kalakalmt. imdiki homurtular ve
Kanun Koyucu hakknda dzdkleri
vglerin gitgide azalmasnn nedeni
buydu.
Dicle vadisini dolduran hurma fidanlar
onbir pare top sesiyle sarsldnda,
kentin uultulu kalabalklar bir kez daha
dalgaland. Kanun Koyucu ehre
giriyordu. Bu, seven ile sevilenin

kavumas gibi bir eydi. Sultan, ak


efsanesindeki irin iin mimar Ferhad'n
yapt Kasr- irin'den yola km
ibrahim Paa'nn bayraktan Cafer
Bey'den kale anahtarlarn teslim alarak
kendisine 500 altn ile bir krk
baladktan sonra, bir insana saldran
iki canavar rlyefiyle bir kat daha
heybet kazanan
-f
tlsml Halep Kaps nne doru
ilerliyordu. u anda onun merasim
avular, beyleri, solaklar, peykleri ve
kumandanlan arasnda rahvan yrtlen
kheylan zerindeki gven verici
asaletini grenler ona neden Muhteem
Sleyman denildiini kolayca

anlayabilirlerdi. Bu adam eski Roma


ilahlaryla savamak iin yaratlm
gibiydi. Girdii kapnn iki yanndaki
tun toplarn kantarlk ta glleleri
onun elinde bir topuz olabilirdi ancak.
Sevin lklar Akademi
Ktphanesi'nin d avlusuna
ulatnda, kulaklaryla grmek
istercesine dary dinleyen Sryani
memur, Hilleli Mehmed'in nndeki
kitaplar alp sandklarna kilitlemek
zere gtrd. Geri dndnde elinde
murassa bir haner vard. Kabzas ift
boynuzlu ve atal dilli bir ylan ba
biiminde dklm bir hanerdi bu.
Zmrt ve yeim talar hakkedilmi
knndan syrp sanki yaln yz

zerinde yazl bir cmleyi Hilleli


Mehmed Efendi'ye okur gibi "lmesini
bilenler iin haner hayat demektir; ve
ak bilen biri iin yedi gerek sr
vardr, ona sahip olan dnyaya hakim
olur." dedi szckleri ayr ayr
vurgulayarak. "Bu haner sana Tanr'nn
bir emaneti ve bir srr olsun, sakla
bunu!" Hilleli Mehmed akn
baklarla, "Bir hediye almann
neresinde sr olabilir ki?" diye geirdi
nce iinden, sonra da bu blgelerde,
ayrlrken hediyelemenin tarihin en eski
gelenei olduunu dnp "Galiba
ihtiyar benim bir daha gelmemi
istemiyor!" diye yorumlad olanlar.
ihtiyar adam, kamburunu karr gibi

eilip dardan yaklamakta olan ayak


seslerine kulak kabartt. "Zaman
azalyor, senden emaneti istediklerinde
uygunsuz kiilere teslim etme. Sen onlar
tanrsn elbet." dedi fsldayarak. Adam
birden deimi, baka birisi
oluvermiti sanki. Sesi kslm gibiydi.
Hareketleri dnk ktphaneciye
benzemiyordu. Alnndan terler
boanyor, elleri titriyordu. Yzn
parmandan zorlukla
14UM
karp i ksmndaki gizli kapakn
at, Hilleli Mehmed'in akn baklar
arasnda azna gtrerek yutkundu.
Hilleli Mehmed "Adam esrar
ryakisiymi bre!" dedi aknlkla ve

demlenme vaktinin geldiine ve o


aknlk ile az evvel samaladna
hkmetti. Aksi takdirde olanlara bir
anlam vermek ok zordu. Sesler, Kanun
Koyucu'nun askerlerinin i avluya
girdiklerini gsteriyordu. Ktphaneci
iyice bakalam, garip tavrlarla
evresindeki eyalar elleriyle
yoklamaya balamt. Bir ey aryor,
yahut gzlerinin grmedii eyleri
tanmaya alyor gibiydi. Bir ara
Mehmed Efendi'nin yanna sokuldu ve
elleriyle birlikte avucundaki haneri de
yeniden okayarak "Asla unutma!" dedi,
"Ak bilen biri iin yedi gerek sr
vardr. Ona sahip olan dnyaya hakim
olur." Hilleli Mehmed Efendi esrar
tiryakilerinin sayklama nbetlerini

biliyordu ama ihtiyar adam tpk vasiyet


eder gibi yumuak bir sesle ikinci defa
ayn cmleyi ayn biimde tekrar etmiti.
"Sen iyi birisin!" demiti sonra da,
grmeyen gzleriyle tam da gzlerinin
iine bakar gibi ve devam etmiti:
"Srr koruyacana sz ver bana ve
emaneti uygunsuz adamlara teslim etme!"
Ktphanenin i kaps aldnda
ieriye srma ilemeli kaftan iinde,
evresindekilere emirler veriinden
yksek rtbeli olduu anlalan
karayaz ehreli, ksa kesilmi krl
sakall bir zabit girdi. "Adm Celalzde
Mustafa!" dedi kap nnde kendisini
karlayan ktphaneciye "Ve sultann
niancs olurum. Kitaplar ve

ktphaneyi teslim almaya geldim


ihtiyar!." Ktphaneci bir yandan
anahtarlar kendisine uzatrken dier
yandan kitap koleksiyonlar hakknda
bilgiler veriyor, deerlerinden
bahsediyordu. Koca Nianc, hemen
orackta, yenieri odabalarndan birisi
eliinde drt neferi kitaplarn
babil'de lm istanbul'da
saymyla grevlendirdi. Ktphane
anahtarlarn kethdasna verip
"Koruna!" dedi. Sonra kitap
mahzenlerini ve binann yapsn
inceledi. Kapdan kaca srada gz,
ald notlar toparlamakta olan Mehmed
Efendi'ye iliip sordu: "Efendi, kim

olursunuz?"
"Hilleli air Fuzul bendenizim
efendim."
Koca Nianc ald cevaptan byk bir
aknlk duymu, adeta rkmt,
inanmak istemez bir tavr ile,
Can kim canan iin sevse canann
sever Can iin kim ki canann sever
cann sever
dizelerini yksek sesle okuyup "Ya
bunca eker szleri sen mi dersin peki?"
diye sordu. Sesinde inanmazlnn alay
eder tavr gizliydi.
"Evet efendimiz, kulunuz derim."

"Yani ki gazeller der, ak terennm


edersin he mi?"
"Gayret ederim efendim!"
Celalzde bir yandan onu konuturuyor,
dier yandan inanmaya alyordu.
Gerekten de karsndaki adam o lirik
ak iirlerini syleyen adam myd? iki
yl evvel bir tomar iirini istanbul'a
getiren kervan bir daha gelmemi ama o
iirler her mecliste okunur olmutu. Bu
mtevaz ama temiz giyinili adam o air
miydi gerekten ve kendisi bu kadar
ansl olabilir, daha Badat'a girdii
gnn sonlarna doru, ne pahasna
olursa olsun aramay ve bulmay
dnd air ile karlaabilir miydi?
Kader ona bu kadar cmert davranabilir

miydi? Konuurken btn bunlar


zihninden geiyor ve her soru cevaptan
sonra, karlkl okunan her beyitten
sonra ocuklam gibi bir sevin ile
ona daha yakn olmak istiyor, emredici
konuma slubu saygl bir lisana
dnyordu. Nihayet,
"Gel o vakit koca air!" dedi, "Seni
barmza basalm bir. Doduunuz gn
talihin eli beiinizin stne bir yldz
asm
sizin. Eer Allah'n size cmerte
verdii yeteneinize srt evirmezseniz,
emin olunuz, bugn hnkarmzn
eiine, stanbul'a ulaan hretiniz bir
gn gelecek Trk'n olduu her yerde

bilinecektir."
Krk yl birbiriyle yakn yaayan hi
kimse, ktphanenin yksek kubbesi
altnda kucaklaan bu iki insan kadar
derinden dost olamazd. Karlkl
beyitler ve gazeller syleerek eyrek
saat kadar sohbet eden bu iki insan
birbirlerini sanki ocukluklarndan
tanyormu kadar sevitiler, birincisi
saygda, ikincisi sevgide asla kusur
gstermedi. Osmanl devletinin
maliyesinden sorumlu duygusal bir
devletlu ile ruhunu Mezopotamya'nn
scak rzgrnda eritmi bir gnl eri
ancak byle dost olurdu. Ayrlrlarken
Koca Nianc, "stadm!" dedi, "Ltfen
akam sonra gelip beni bulunuz.

Bulunuz ki Hseyin Bayka-ra'nm ruhunu


ad edelim." Bu davet, siyaseti ve dier
konular bir yana brakp yalnzca
iirden ve sanattan konualm demekti ve
"Ferman efendimizindir!" diye cevap
verdi Hilleli air Mehmed Fuzul.
Ktphaneden ayrldnda gr batal
bir saat kadar olmutu. Badat'n akam
rzgrlarna ak meydanlarndaki toz
serpintilerinden korunmak iin gzlerini
ksarak yrrken, hayatnn en ilgin
gnlerinden birini yaadn
dnyordu. Bu ilginlik Badat'n
fetih sevinciyle lgnlaarak sokaklara
dklen insanlardan deil,
ktphanecinin garip tavrlarndan ve
gnn sonunda tant adamdan ve

ald davetten ileri geliyordu.


Sevinmesi mi, zlmesi mi gerektiini
bilemiyordu. zlyordu; ktphaneciyi
odasnda terk ettiinde atei vard ve
banda beklemeyi teklif ettii halde,
"Hayr!" demiti, "Gitmelisin!"
Seviniyordu; Osmanl maliyesinin en
stndeki adamla tanmt. Bu, bana
hma kuu konmak gibi bir eydi.
Maliyeci Celalzde'yi dnrken
ektii maddi ykntlar aklna gelmedi
deildi. Yapt harcamalar ve satn
ald kitaplar yznden ektii
paraszlk son raddelere varmt. Ama
olsundu, Anadolulu airlerle tanacak
olmann heyecan yannda
babil'de lm istanbul'da ak I 1 7

paraszlk da neydi ki?!.. O srada


ktphanecinin kendisine verdii
haneri yoklad; koltuunun alnda
duruyordu. En kt durumda bu haneri
satar, belki birka hafta daha Badat'ta
kalabilir, aratrmalarn
tamamlayabilirdi. "Ne garip bir
adamm u m ktphaneci!" diye
geirdi iinden, "Bilge birisine
benziyordu, meer esrar syletiyormu
adam."
Sonra yeniden Celalzde'nin davetine
takld zihni. Badat' teslim alan
sultann ordusunda, adn bilip nn
duyduu stanbullu airler vard. Onlarla
tanmak ve iir sylemek elbette ok
heyecan verici olacakt. leride

sancakbeyi atanacak olan Tahcal


Yahya, divan ktibi Hayal, skdarl
yenieri Ak ve daha bakalar. Srf
onlarla iir sohbetleri yapabilmek iin
ehrin ucuz hanlarndan birinde birka
gece daha geirmeyi gze almak
gerektiim, yol boyunca tekrarlayp
durdu kendisine.
Ne kadar talihli insanlard u Anadolu
airleri. Sanat ve sanaty koruyup
kollayan bir hkmdarn elinden
yemlenen ahinler gibiydiler. Baykara
toplantlarnda kim bilir ne mutlu, neeli
ve elenceli saatler geiriyorlar, ne
gzellikte iirler okuyorlard. Edebiyat
bu insanlar iin bir yaam biimi olsa
gerekti. stanbul'da bir Baykara

meclisinde Ali ir Nevai makamnda


oturmak ne eriilmez bir hayaldi kendisi
iin.
Badat, ilk gnk zafer enliklerini
geride brakm, surlar ele geiren
askerlerin taknlklarndan veya kolluk
gleri tarafndan sorgulanmaktan, hatta
evlerinin yamalanacandan korkan
insanlarn sinmiliiyle dolu bir geceye
balyordu. Hilleli Mehmed, iki gn
nce kald handan eyasn alp imareti
olan bir medrese hcresine tanmt.
Burada cretsiz kalabilir, yiyip
iebilirdi. Bir de, gece yatana
uzandnda koynun-daki murassa
hanerin arlm kalbinde hissetmese...
yle ya, koynunda bir servet tayordu

ve byle bir gnde ve byle bir medrese


hcresinde bu hanerin zerinde
bulunmas bana
pek ok i aabilir, bir sr sorgu sual
ile karlaabilirdi. Ama ok da gzel
bir haner idi phesiz. Yaz bir
serdengetiye benzeyen gzelliini
seyretmek ve zerinde tad
mcevherleri incelemek houna
gidiyordu. Bir hediyeyi satacak olmann
vicdan azabyla paraszlk nedeniyle
alamad kitaplarn hzn syleiyor ve
arpyordu yreinde devaml.
Tkenmeye yz tutmu mumun titrek
aydnlnda haneri seyrediyor,
seyrederken kakma mcevherlerinin
gzelliiyle hayallere dalyor, kh gidip

arastada haneri tmden satyor, kh bir


sarrafa -be altm verip gizlice
zerindeki mcevherleri sktryor,
bazen en iri yakutu Hille'de yolunu
gzleyen kadnna yzk yap-trtyor,
bazen bilimsel aratrmalar yapmak
zere kitaplar satn alyor, ocuklarnn
giysilerine nak diye iletiyordu. Her
defasnda hanerin gzelliine bir kez
daha hayran oluyor ve bu gzellikten
rkyordu.
Hele u kabzasndaki ifte boynuzlu
ylan bal ne garip bir sembol idi. Bir
de bunun simetrisinde, parmaklar
birbirine yapk duran bir el rlyefi yer
alyordu. Bu, sanki o gne kadar
grd madenlerden dklmemi

gibiydi. elie hi benzemiyordu. Tun


veya pirinten de deildi. Byle gzel
bir hanerin demir olmas da
dnlemezdi. Altn yahut gm dese,
rengi de onlara benzemiyordu. aksyla
zerini izmek istedi, sonra bir ee
tana srtt ama bir trl anlayamad,
ok sert bir maden idi.
zerinde yazya benzer iaretler vard.
Sryani alfabesini bilirdi, ama
Sryanice deildi bunlar. ift tarafl
yaln yzn incelerken parman
keseyazd ve hemen knna sokup
kabzasndaki iaretleri gzden
geirmeye balad. ki parmak
kalnlnda bu silindir kabzaya spiral
eklinde telkr blmeler ilenmiti. Her

bir blme verev gemelerle kartular


gibi birbirine bindirilmi, her kartuun
iine harfler yerletirilmi, bunlarn
arasna da yedi adet irili ufakl tebih
tanelerini andran yakutlar hakkedilmiti.
Sallandka kr kr sesler karan
parlak
babit'de lm istanbul'da ak[19
yakutlard bunlar. Kabzada yedi harf ile
yedi yakut olduu dikkatini ekince
Sryani ktphanecinin szlerini
hatrlad: "Ak bilen biri iin yedi
gerek sr vardr. Ona sahip olan
dnyaya hakim olur."
Kafas karmt. Gecenin geri kalan
ksmn hep bu szleri dnerek ve

gznn nndeki hanere bakarak


geirdi. Hanerin kabzas zerinde yedi
dilim, yedi dilimin st noktalarnda yedi
yakut, onlarn altlarna geliigzel
serpitirilmi yedi harf vard. Bunlar
arasnda bir balant olmalyd, ama
neydi? Ktphaneci "Ak bilen..."
demiti. Demek ki bunun ak ile bir
ilgisi vard. Ak zerine herkesten
ziyade bilgi sahibi olan kendisiydi. Ona
ak nedir diye sorsalar, tek bir cevap
veremeyecek kadar ak iindeydi.
Yllarca akn ayak seslerini bestelemi,
akn acsyla beslenmiti. Hasreti ve
hicran nerede grse tanrd. Akn yedi
kademesini yaam, mistiklerin ak ile
anlattklar yedi hikmeti renmiti.
Btn gece ak, yedi, haner, yakut

deyip durdu. Bu kelimeler onun


sayklama nbeti gibi bir gece
geirmesine yetmiti. Ertesi sabah ilk ii
ktphaneye gitmek olacakt.
Uyuduunda zihninin iinde yedi rakaml
btn bir medeniyet birikimi
arpmaktayd, ama bu, yedi srrn ne
olduunu bilmesine yetmedi.
Fuzul, Koca Nianc'nn Dicle'ye srtn
dayam konann kapsna varp
khyasna kendisini tantrken yreinin
duracan sand. Yiyeceklerle
donatlm gm tepsilerin sra sra
sedirleri donatt salona girdiinde
yzne arpan scakln ortadaki byk
pirin mangaldan m, iini kaplayan
heyecandan m, yoksa kendisine

glmseyen dost yzlerden mi


kaynaklandn anlayamad. eng ve
santur namelerinin doldurduu salonda
bulunanlarn yars o ieri girince ayaa
kalkm, dier yars da onun
iirlerinden dizeler okuyarak ayr ayr
ho geldin demilerdi. Nianc Bey'in
sa yanndaki ilteye oturduunda
kendini ilk defa bir snav heyeti
huzurundaym gibi hissetti.
20 I L,M
Btn gzler zerindeydi. Servi boylu
sakiler sofralar donatmaya
baladklarnda aradaki resmiyet kalkp
senli benli bir iir sohbeti ve mzik
ziyafeti balad. Kimi gazel okuyor, kimi
muamma soruyor, kimi mesnevi

anlatyordu. Perde arkasndan gelen


mzik yer yer Merag bestelerini, baz
baz Mevlan gftelerini dillendiriyor,
atmalar, inelemeler, akalar, ykler,
kahkahalar derken sz Leyl ile
Mecnn'un lmsz aklarnda
dmlendi ve karlkl anlatmlardan
sonra Hayal Bey Fuzul'ye dnp
"Badat'n nadide gl, szn sekin
sultan!" dedi, "l kz Leyl ile lgn
k Kays'n yks iranl airler
tarafndan defalarca yazlm. Ne ki
Trke syleyen pek az ve szleri pek
clz. Bu gizli hazinenin sandn
asanz, bir kitap yazsanz ve bu eski
baheye bir taze gzellik verseniz!.."
Hilleli Mehmed Fuzul afak skmnde

konaktan yar mahmur ayrlrken, o


geceden zihnine kaznm bu szler
kulaklarnda nlamaya balamt bile...
te Keldanilerin diyar, o kavim artk
yok. Afur, onu ln vahi hayvanlarna
brakt, onlar kulelerini diktiler, onun
saraylarn yaktlar, onu viraneye
evirdiler. Tevrat, Iaya, XX11II13
Bu, Rahip Akeldan'n Bilgelik Ssdr
ve Uzay Srlarnn Gizemli yksdr
Badat ilimler Akademisi'nin ylk ve
agzl kapcsnn, "Yce efendim!
Sayg deer ktphanecimiz, -ki Tanr'ya
yakn olduuna ahitlik ederim- Kanun
Koyucu'nun askerleri ktphaneye
geldikleri gnn akamnda zehirlenerek

lm bulunal ancak yedi gn oldu ve


imdiye kadar onu soran altnc kii
sizsiniz." diye hayrete derek anlatt
sabah, eer Hilleli Mehmed Fuzul,
istanbul'dan gelen airlerle yeniden
buluma arzusunun nne geebilseydi,
derhal Hille'ye dnecek ve hayatnn
geri kalan ksmnda bu yaadklarn
unutmaya alacakt. Ama olmad,
iinden gelen kar konulmaz arzulara
yenik dt ve Sryani ktphanecinin
temiz yzn, grmeyen gzlerini ve
bilgeliini anmsad bir an. Onunla gzel
gnler yaamlar, daha dorusu o
kendisine devaml yardmsever
davranm, gurbet hissini tattrmayacak
kadar

22
babil'de lm stanbul'da a k I 2 3
da yakn davranm, an paylam,
kahvesinden ikramda bulunmu,
Hille'den, oluk ocuundan
bahsettikleri zamanlarda iindeki
yalnzlk hasretini dile getirerek
gvenini kazanmt. ok ey biliyordu
ve kendine zg aristokrat bir dnyada
yayordu. Rafine zevkleri vard ve
ikram etmeyi ok seviyordu.
Ktphaneden kazand maaa gre ok
da cmert idi.
Fuzul, ihtiyarn zehirlenerek
ldrldn duyunca kald medrese
hcresine gidip haneri tekrar

incelemeye karar vermeden nce btn


bunlar dnyordu. Bir defa, kapcnn
dedii gibi ktphaneci zehirlenmemiti,
yzndeki ze-hiri imiti. "Adam
esrar ekiyor sanmakla ne kadar safa
davranmm meer!" diye hayfland o
yzden. Peki ama neden intihar etsindi?
Eer Badad'a gelen yeni Osmanl
kimlii ile bir alp veremedii yok ise
lm esrar perdesi tayor demekti. Bu
durumda "Onu kapcdan soranlar,
mutlaka hanerin peinde olmallar."
diye dnmekten kendini alamad, iini
bir korku kaplamt. Belki de bu yzden
o haneri yeniden incelemesi
gerekiyordu. yle dnmt.
iki avucu iinde tuttuu bu haner,

Kerbela ahalisinin yresel kyafetlerini


tamamlamak zere gbekleri zerindeki
kuaa taktklar trden ko boynuzu
basit bir hanere benzemiyordu. Bu
hanerin antik deer tad, artk bu
yrelerdeki kl ustalarnn byle
hanerler yapmadklar, belki eski Iran
ahlarna armaan edilen nadide ve
murassa hanerleri yapan eski ustalarn
eserlerinden biri olduu belliydi,
ilemesi, iilii, ssleme talar hep
zel idi. Kn zerindeki rlyefe dikkatle
bakldnda, sere parmak ile yzk
parma yumulu, orta parmaklar
birbirine yapk duran bir sa el olduu
fark ediliyordu. Buna daha nce hi
dikkat etmemiti. Acaba neyin ne-siydi
bu iaret? Bedevi Araplar arasnda

yaygn olarak kullanlan bir kabile


iareti olabilir miydi? Yahut bunun bir
anlam var myd? O gne kadar byle
bir arma yahut sancak iareti de
grmemiti. stelik btn bu sorular,
kabzann dier rlyefi olan ifte
boynuzlu ylan bal iin de geerliydi.
Kapsnn alnma ihtimaliyle korku
iinde geecek bir gn balyordu imdi.
Kader kendisini nelerle
karlatryordu? Eer ihtiyar
ktphaneci kendisine iyilikler yapm
olmasayd "Can cehenneme!" deyip
yoluna gidecekti. Hille'de kendisini
bekleyen bir ailesi ve yapmas gereken
aratrmalar, yazmas gereken kitaplar
vard. "Hanerden kurtulmann bir

yolunu bulmal!" diyordu durmadan,


sonra ktphanecinin son szlerini
dn-J yordu: "Emaneti koru, lyk
olmayanlara teslim etme!" demiti
* o. imdi hatrlyordu, bunu
sylerken elini onun omzuna koymu ve hanerin zerinde grd
kabartma el iaretindeki gibi iki
parman yummutu. Bunun bir dostluk
ve gven iareti olduuna karar verdi ve
bu vasiyetini yerine getirmesi gerektiini
dnd.. Peki ama yedi gerek sr
neydi?
"Hanerin kabzasndaki yarm daire
kesimli talan alsam ve sonra onu
bilinmeyen bir yere gmp kurtulsam,

bylece emanetin hi olmazsa lyk


olmayanlarn eline gemesini engellesem!.." diye geirdi iinden. Evet,
talar yerine yapk deildi, ama
sklecek gibi de deildi. Her birini
sra ile yoklad, gruplar halinde zorlad;
olmuyordu. Evde kt keserken
kulland st yapra bayla
yuvalarn amaya alt. Tek tek btn
talarn erevelerini geniletmeye
gayret etti... Mmkn deildi, btn
talar yerinde kr kr etmesine
ramen hibirisi sklemiyordu.
"Hanerin elii ok sert dklm,
suyu iyi verilmi!" diye geirdi iinden
Fuzul Mehmed Efendi. Avucuna alp
var gcyle talan sktrmay ve
yuvalarnn sertlik derecesini hissetmeyi

dnd. Nihayet, iki avucu-nun


arasnda btn talara ayn anda bask
yapnca hanerin kabzas keskin ucundan
ayrlp eliklemi bir ses kartarak ok
gibi kar duvara arpt. Hilleli, biraz
korku biraz da heyecan ile tuttuu her
eyi elinden frlatp, iinden koruyucu
dualar mrldand. Kalbinin hi bu kadar
rknt ile arptn hatrlamyordu.
Elinde tuttuu hanerin masum bir
aksesuar veya o yrelerin giysilerini
tamamlayan bir ss deil bir suikast
silah
24LM
olduunu dnp dehete kaplmt. Bu
haner bana bela olacaa benziyordu.
"Evet evet, bundan bir an evvel

kurtulmalym!" diye tekrarlad iinden.


Ne yapacan bilemiyordu. Neden sonra
gzleri yerdeki kabzaya takld. inden
bir sahtiyan erit sarkyordu. Yarm
arn boyunda tabaklanarak inceltilmi
ve tomar biiminde sarlm bir deri idi
bu. Uzunca bir baklava dilimi gibi verev
kesilmiti ve zerine, haner kabzasndaki ile ayn olan iaretlerden
rastgele serpitirilmiti Korka korka
eline alp iyiden iyiye incelemeye
balad "bu eridi. "Sr, ite bu deride
yazl olan ey olmal!" diye dnd
iinden. Kalbinin ritmi artm, elleri
titremeye balamt. Bunlarn ne
olduunu anlamak ve zebilmek iin
belki de yeniden ktphanelere gitmesi
gerekecekti, imdilik bunlar resim

yapar gibi kopyalamay akl ettiine


sevindi. Aratrma sonularn yazd
tomarlar arasndan en ince tabaklanm
bir parmen karp zerine koyarak
harfleri resim yapar gibi kopyalamaya
baladnda iinden hl "Bir ifre^
olmal!" diye mrldanp duruyordu. yi
ama neyin ifresiy-di? Hem zerindeki
bu rakamlar veya harfler de ne anlama
geliyordu? Aklnn yorulmaya
baladn hissedesiye kadar kendini bu
sorular iinde bocalamaktan alamad.
babil'de lm istanbul'da a j k I 2 5
Hilleli Mehmed Fuzul eer o gn
korkusunu biraz daha yenip kafa
yorsayd belki verev eridi hanerin
spiral izgileri zerine saracak ve bilge

rahip Ariya Akeldan ile Babil


Cemiyeti'nin byk srrna ait ifreyi
bulacakt. Yazk ki o, bu hanerin ileride
bana bela olacan dnerek gecenin
bir yarsnda, eski hline gelecek ekilde
btnleyip kabzasn knna taktktan
sonra, medresenin avlusundaki dut
aacnn altna gmmeyi tercih etti.
Hanerin iinden kan eridi ise
matarasnn eskiyen kaynn i yzne
bir astar gibi yaptrarak saklamay
tercih etti. Kopyalad kd, Badat'ta
geirecei son gnde, ktphanecinin
sur dndaki maatla defnedilen
cesedinin yanna gmmeyi ve bylece
emaneti sahibine iade edip bu konuyu
sonsuza kadar zihninden skp atmay
planlad.

Saatler geiyor ve o merakn


yenemiyordu bir trl. Bu harfler neyin
nesiydi? Bunlar gmerek kurtulmak
belki mrnn sonuna kadar merak
etmek olacakt. Birka gn daha ilimler
Akademisi Ktphanesi'nde aratrma
yapmak o kadar da kt olmasa gerekti.
ilk aratrd kitaba gre bunlar
Keldanilere ait ivi yazsnn harfleri
idiler. Hanerin zerindeki ift
boynuzlu, ift diLi ylana benzeyen
hayvan motifi boa ile ejderin, ylan ile
grifo nun balarndan izler tayordu.
Babil'in ba tanrs Marduk'u temsil
eden peneleri ku trnakl, gvdesi pul
pul, uzun boyunlu ve iri bal Babil
ejderi Siru idi. Birka gn sren

aratrmalarnn sonularn topluca


deerlendirdiinde kayp bir
medeniyetin kaplarn aralamaya
baladn hissetti ve yapt iin
dehetinden rkt.. Yedinci gnn
sonunda ivi yazsnn harflerini zm,
Kanun Koyucu'nun Dizken Aas'ndan ald zel izin ile de
ktphanede kilitli iki sand atrm,
Keldani dilini bilen Msrl yar sar
yetmilik bir kptiye btn parasn
verip sandklarn iindeki papirslerde
yazl satrlar hayretten hayrete derek
dinlemek zere lo bir odann mum
nda uykusuzlua hazrlanyordu.
26 I um
"Keldaniler imdi ayan bast

Mezopotamya topraklarnda yzyllar


nce yaamlard. Arbeles, Ninova,
Cutha, Si-para ve Ur gibi ehirlerde
alarnn en ileri medeniyetini
kurmular, felsefeyi, l birimlerini,
geometriyi ve takvimi ilk onlar icad
etmilerdi. Bir emberi 360 dereceye
ayran onlard. Sesleri belirli iaretlerle
tantan gerek alfabeyi yine onlar icad
etmi ve yeryznde ilk yazl kltr
meydana koymulard. Bilim alannda
insan hayrete dren alar st bir
ilerleme gsterdiklerini herkes bilir.
Krallklarn hukuk ye edebiyat
kuramlaryla ynetiyor, sz kelam
derecesinde sylyorlard. Ama en
nemlisi, uzay aratrmalarndaki
ilerlemeleri idi."

Msrl ihtiyar anlatrken Hilleli airin


ilgisini en ok bu konu ekmiti,
ihtiyarn papirslerden okuduklarna
gre Kelda-ni bilgeleri kendilerinin
ayalt lemde yaadklarn ve ayst
lemdeki yedi gezegenin tabiat idare
ettiini dnyorlard. Tanrtanmaz
eski krallklarn pek ounda olduu gibi
Kelda-nilerin de yldzlara tapyor
olularn yal adama "Elbette!" diye
yorumlad, "Ak gkyznde, dier
lkelerde grlmemi bir kla parlayan
yldzlardan etkilenmeleri doald ve
bazlarnn dierlerinden daha parlak ve
hareketli oluuna balandlar. Bu dzen
ve ihtiam, ancak bir Tanr dncesiyle
aklanabilirdi. yle de yaptlar. Tesbit
ettikleri gezegenlerin her birine bir ad

koyup onlara ilah dediler, hepsini ayr


bir renk ile grdler ve gsterdiler."
Yal Msrl, oktandr kimseye
anlatamad eski bilgilerini anlatrken
kendini nemli birisi gibi hissediyor ve
heyecann sesine yanstyordu: "amas
(Gne) altn rengindedir. Sin (Ay)
gm gibi. Nebo (Utarit) mavi, Itar
(Zhre, star) beyaz, Nergul (Merih)
krmz, Marduk (Mteri) erguvan ve
Ninip (Zhal) siyahtr." Hilleli air
zeksnn btn antenleriyle onu dinliyor
ve adamn elindeki satrlar yukardan
aaya eridike, papirs rulolar tersine
sarlyor ve bilgiler ktphanenin ksz
duvarlarnda yanklanyordu. Keldani
bilgelerine gre hayvan figrlerine
benzeyen bu ilahlar gkyzn

S
babil'de lm istanbul'da ak|27
dolarken tanrsal burlarda
konaklyorlar ve ayalt lemdeki-lerle
konumak ve onlara birtakm
meramlarn ifade etmek iin farkl
gnlerde farkl biimlerde
geziniyorlard. Bylece yldz bilimciler
dnyada olacak eyleri nceden keif ve
tahmin yoluna gidiyor, ounlukla da
isabet kaydediyorlard. Rahipler bu
yzden hem kahin hem bilim adam
idiler. eytan kovarken, Dicle ve
Frat'tan balk yakalarken, aslan
avlarken, tarlalar bierken, seviirken
ve savarken hep bu tanrlar adna
hareket ediyor ve mabetlerinde onlar

temsil eden som altn figrler ve


heykelleri arac yaparak tanrlanndan
yardm isteme ayinleri dzenliyorlard.
Yortu gnlerinde bunlara kymetli
talardan kolyeler takp ipek
kumalardan elbiseler giydirmek ise en
byk ibadetleri saylyordu.
Msrl ihtiyarn okuyup tercme
ettiklerinde Hilleli Meh-med Fuzul'nin
dikkatini eken baka bir zellik daha
vard; her eyi yedi rakamyla
aklamak. Keldanilerin yaad ayalt
lemdeki her ey ayst lemdeki
tanrlar gibi hep yedi rakamyla
ilintiliydi. Gklerin saysnn yedi
olduunu ve evrenin yedi kozmik yapya
sahip bulunduunu sylyorlard.

Vaazlarnda da daha ok, tanrlara ait


feleklerin ve burlarn onar bin yllk
admlar olan yedi devre yaanacan
ve bu yedi devrede yedier nemli
kehanet meydana geleceini
anlatyorlard.
Mehmed Fuzul papirslerden birinde
Babil zigguratnn yedi katl bir plann
grmt. O anda, kendisine emanet
edilen hanerin bu ziggurata ait olduunu
bilseydi belki de olacaklarn hibiri
olmazd. "Belli ki bunu tanrlarna
adadklar iin yedi katl yaptlar." diye
mrldand yalnzca. Ziggurat bilgeliin
yedi stunu ile desteklenmiti. Alt
katnda birbirinden geilen yedi gizli
blme vard. Bunlarn en sonuncusunda

bir ocuun kurban edili treni tasvir


edilmiti. ocuk yedi yalarnda
grnyordu ve yedi kollu amdanlar
tayan yedi rahibin ortasnda bak
altnda bekliyordu. Yedi tabakta yedi
benekli mantarlar ve yanlarnda da yedi
dilimli yedi kadeh bulunuyordu.
"lerindeki
28 I um
babil'de lm istanbul'da askl29
arabn da yedi yllk olduuna yemin
edebilirim!" dedi Fuzul kendini
tutamayarak ve ihtiyar kahkaha ile
gldrd. Baka bir sayfada Frat'n
yedi kolu tarafndan sulanan Babil
lkesinin haritas vard. Yedi tarh

halinde ayrlan tarlalarn zerine bereket


tanrs En-lil'in yedi kolu uzanyordu.
Haritann devamndaki sayfalarda her
sonbaharda yedi gn kran orucu
tutulduu ve bu orucun yedi hububattan
yaplm bir orba ile almas gerektii
yazlyd. Krallarnn saraylarnn ve
tapmaklarnn yedier kapl yapld da
oradan rendii bilgilerdendi. Bir
baka resimde ekmek-arap ayini temsil
ediliyordu. Ba rahip ellerini
birletirerek uzatm, onu selamlayan
kral ailesi ile halk da ellerini rahibin
elleri zerine koyarak onu
selamlamaktaydlar. Hil-leli airin
dikkatini eken ey, ortadaki rahibin
elinin, tpta hanerin zerindeki
kabartma gibi iki kk parmak yumulu

resmedilmi olmasyd. Ayine


katlanlarn zerinde litrjik kyafetler
de ok dikkat ekiciydi ve detaylardan,
ayin ritellerinin okluu anlalyordu.
gn boyunca iki sandk papirs
teker teker incelediler. Ne air, ihtiyara
ne aradn sylyor, rje de ihtiyar ona
bir ey soruyordu. Nihayet son papirse
sra geldiinde Fuzul bir an, yreinin
atn ihtiyarn duyacan sand;
bereket versin adam iitme zrlyd.
Burada yazl olanlarn kendisindeki
haner ve ifreler ile bir ilgisi olduunu
hissetmiti. Evet, bu papirste Babil
Cemiyeti'ne ait bilgiler vard.
ihtiyar kbtinin okuduklarna gre Babil
Cemiyeti (BC), uzay aratrmalar yapan

yedi bilge rahipten oluuyordu.


Kurduklar Babil Uzay Aratrmalar
Merkezi'nde (BUAM) yaptklar
gzlemler ve hesaplamalara gre
dnyann yuvarlak olduunu ve gne
evresinde dndn kefetmiler, ama
bunu \ kimseye aklayamyorlard.
Nabukadnazar'n nc nesil torunu
Nippin zalim bir kral idi ve bilgeler
elde ettikleri bu gerein onu
rkteceinden korkuyorlar, bu korkunun
da hayatlarna ml olacan
biliyorlard. Gklerin hareketiyle ilgili
bu bilgi onlara yeni teoriler retme
frsat vermi ve yaptklar
-I

uzay gzlemleri sonucunda evrenin


galaksilerden olutuunu, eer uygun hz
ve ortam oluturulabilirse kara delikten
geildiinde galaksiler aras yolculuk
yaplabileceini, bu galaksiler-deki
dier dnyalar ile iletiim
salanabileceini, nitekim uzayl
yaratklarn da bir zaman gelip ayn
sistemi kullanarak dnyaya yolculuk
yapabileceklerini, bu yolculuklar ilk
defa yapacak olan gezegen sakinlerinin
galaksiler aras dnyalarda hakimiyet
salayabileceini ve eer bu yolculuklar
kt niyetli olursa onlardan korunma
yntemlerini vs. pek ok konuyu
aratrmlar ve bulgularn ifreleyerek
frnda piirip koruduklar tabletlere
yazmlard. Buna ait yedi tablet ve

izimleri Itar tapnann gizli


mahzenine saklamay planladklarnda,
ilerinden birisinin, kk menfaatler
karlnda dier bilge rahiplerin
yapt aratrma sonularn krala
gammazlayacan nereden bilebilirlerdi
ki!.. Bilim ahlkna aykr olarak
meslektalarnn yaptklarn birer gnah
diye anlatrken, bu zavall dm aslnda
bilgelik sfatn zerinden syrp attn
bilmiyordu. Meslektalarnn, Babil
kral Nabukadnazar'n yasalarna kar
karak kfirce keiflerde
bulunduklarn, bunlarn halk azdracak
ve isyana srkleyecek bilgiler olduunu
general Nippin'e gizlice anlatt gecenin
seherinde BUAM'n gzlemevi olarak
kullandklar kuyularda be bilge adamn

kelleleri topraa drlm olarak


bulundu. leye doru da bu azgn
dinsizlerin gzlem aralar dahil hibir
teknik donanma dokunulmadan, btn
kuyular cesetlerin zerine kapatlmt.
O gece bu yedi rahipten bir tek bilge,
Ariya Akeldan, hasta annesini ziyarete
gittii iin ehir dndayd. Yolda
kendisini karlayan klesinin soluk
solua anlattklarn dehetle dinlemi
ve arkadalarnn bana gelenlerden
rkmt. ehre dnmek yerine bir hafta
gizlenerek planlar yapmay, BUAM'n
onca emek ve keif sonucu bulunan
gereklerini kurtarmay kurdu kafasnda.
Gerekten de general onu sulu ilan
ettirmi, kraln hazinelerinden altn
heykelleri aldn syleyerek halkn

fkesini zerine ynlendirmeyi


baarmt. Sakland ba
3 0 LlM
kulbesinde yalnzca yemilerle karnn
doyurmaya alarak btn planlarm
hazrlad. Sonunda bir gece klk
deitirip gizlice kente girerek Babil
Ziggurat'ndaki Itar tapnann
mahzenine, BUAM'n btn hazinesi ve
tapnan btn altn ilah hey-kelleriyle
birlikte, aratrma sonularnn
tamamn, yldzlarn ve gezegenlerin
yerleriyle uzay keiflerinin izimlerini
de gsteren yedi tableti tayarak
mermer kapy ierden kapayp BC'nin
srlaryla birlikte kendini de gelecek
kuaklarn bulmas iin saklamay uygun

buldu. Tapnaktaki son duas, klesine


verdii Si-ru balkl hanerin bilimsel
zekya sahip iyi kiiler eline gemesi,
ileriki zamanlarda bu bilgileri anlayacak
ilim adamlar ve onlara zarar
vermeyecek yneticiler ortaya ktnda
birilerinin bu heykellerle dolu kutsal
hazinenin parasyla, uzay yolculuklarna
ilikin aratrmalarn sonularn
gsteren tabletler zerindeki bilimsel
gelimeyi devam ettirebilmeleri ve kara
delii aarak uzayda varolduunu
bildikleri dier dnyallar ile salkl
iletiim kurabilmeleri, yahut dnyay
kt niyetli uzayllarn istilasndan
kurtarabilmeleri zerineydi.
Msrl ihtiyar yazlarn burada bittiini,

ama papirse derkenar olarak Arap


alfabesiyle cmleler yazldn
sylediinde, Fu-zul'nin heyecan bir
kat daha artmt. Byk olaslkla len
m ktphanecinin yazsyd bunlar ve
Pehlevice yazlmlard, ihtiyar Kbt bu
dili bilmiyordu ve Fuzul bunun iin
ktphaneciye "Dinince dinlensin!" diye
dua etti. nk burada Itar mabedi ile
kapsndaki ifrelerden bahsediliyordu.
Ayrca zerindeki iaretler, Siru
balkl hanerin kabzasmdaki iaretler
ve iki parma yumulu duran el motifi
idi. Belli ki Akeldan'dan sonra birileri
haner zerinde aratrma yapp
bulgularn bu papirslere geirmilerdi.
Bu kilit sistemine gre satran tablas
gibi mermer bir kartua yerletirilmi

olan tulara bir harf-bir rakam srasyla


basldnda mabedin mahzen kaps
kendiliinden aralanacakt.
Son satrda bildirildiine gre bilge
rahip Akeldan, btn urann sonunda
olup biteni henz on yanda olan iki
yllk
babil'de lm istanbul'da ak|31
klesine anlatm, sonra da ifreyi
harflere ve rakamlara blerek hanerin
sapna harfleri, eride de rakamlar
ilemi, haneri klesine emanet ederek
Itar tapmanda ebed uykusuna
dalmt. Adn lmszletirmek iin de
ifre harflerini A-K-E-L-D-A-N diye
yazm, aralarna da 6-0-0-3-3-2-0

rakamlarn koymutu.
Hilleli Mehmed Fuzul, Badat
medresesindeki dut aacnn dibine
gmd hanerin ve kabzasndan kan
sahtiyan eridin zerindeki harf ve
rakamlar bu satrlarda okuyabiliyordu.
Ama bunun, nerede olduunu bilmedii
Itar mabedi kapsnda nasl
kullanlacan kestiremiyordu.
Onun bilmedii ve hi bilemeyecei
ifre aslnda ok kolay dzenlenmiti.
Eer denizcilerin hayatn bilseydi bunu
zebilirdi. Eski gemiciler gizli
haberlemeleri iin bir fnn zerine
sardklar sahtiyanlara yaz yazar, sonra
bu sahtiyan kuak diye bir tayfaya
verirler, gemi vard yerde mektubu

okumak isteyen kii ayn apta bir f


bularak sahtiyan ona sardnda ifre
kendiliinden zlverirdi. erit
zerine dzensizce serpitirilen harflerin
farkl apta bir silindire sarlmas
durumunda ise eritten hibir ey
anlamak mmkn olamazd. Ariya
Akeldan'in burada yapt, f yerine
hanerin Siru balkl kabzasn
kullanmak olmutu. Haner kabzasna
belli aralklarla harfleri kazm, her iki
harf arasnda spiral eklinde devam
eden boluklar brakm, bu boluklarda
yer almasn istedii rakamlar da eride
yazmt. Eer deri erit haner
kabzasna uygun biimde sarlrsa A-6K-0-E-0-L-3-D-3-A-2-N-0 dizgesi elde
edilmi olacakt. Bu dizge, Itar

tapnann kapsndaki kartu zerinde


tulanmas gereken ifre idi ve yalnzca
hanerin sapnda anlam kazanyordu.
Haner olmadan erit, erit olmadan da
haner ie yaramayacak, kopyalanmalar
halinde haner kabzasnn yarap,
yahut erit boyu deiirse ifre
bozulacakt. stelik Akeldan, ifrenin
tek aamal basit bir ifre olarak
kalmasn tehlikeli grd iin her harf
arasna bir rakam koyarak onu kripto
sistemine dntrm,
3 2 um
bylece ikinci kademe bir ifre daha
oluturmutu. Rakamlar, Akeldan ismini
outuran Babil alfabesindeki ivi yaz
harflerden ka basamak sonraki harfin

tulanmas gerektiini bildiriyordu. Bu


da harf ve rakam srasna gre, sz
gerimi A'dan sonraki altnc harf, sonra
K, ardndan E, sonra L'yi takip eden
nc harf diye devam edecekti.
Belli ki Akeldan'm sadk klesi
efendisinin srrn saklamakla kalmam,
stadlarnn yrd bilim yolunda
onlarn hatrasna hrmeten yeniden yedi
kiilik gizli bir BC oluturmutu. Belki
de kendisi bu aratrmalar devam
ettiren bir bilge olarak yaam veya
kraln adamlar arasnda hayat srmt.
Metinlerde ona ait bilgiler
bulunmuyordu, ama yeler hakknda bir
art yer alyordu. Buna gre Cemiyet'in
srrn bilen kiiler hibir ada yedi

kiiden fazla olmamalydlar. Aradan


geen yzyllarca zamanda bunlarn
iinde phesiz ok eitli insanlar
yaayacakt. Belki bilimsellie nem
veren byk bilginler kadar adaletli
devlet adamlar, dnyay ele geirmek
isteyen ihtiras kurbanlar kadar Babilli
bilginlerin uzay keiflerini aklayarak
hrete kavumak isteyer hayalciler,
hazinelere konmak isteyen agzller
kadar devletleraras entrikalar
ynlendirmek isteyen gizli servis
elemanlar, kazara bu cemiyetin srlarn
renen dilenciler kadar insanlarn
uzayda seyahat edebilmelerine ilikin
izimler yapan amatrler de olacakt.
Ama her ne olursa olsun, Cemiyet'e ye
yedi kiiden yalnzca byk stad

Marduk hanere sahip olacak, ama asla


onu ama yahut bakasna gsterme
yetkisi bulunmayacakt. nk Cemiyet
inancna gre haneri tek bana aan ve
eridi kabzaya saran kii hemen orackta
tanrlarn lanetine urar ve azndan
kpkler saarak kuduz kpekler gibi
lrd.
Fuzul papirsn arkasnda Cemiyet'in
gizlilik ierisinde yedi ylda bir defa
toplanacan ve bilimsellik asndan
dnyann geldii noktay deerlendirip
Keldani aratrmaclarnn srlarn
aklayp aklamamak konusunda
tartacaklarn
babil'de lm istanbul'da ak[33

okudu. Ayrca stad Marduk, her yl


dolunayn yedinci defa douunda yedi
gvercin ile yelerine iyi dileklerini
bildiren bir mesaj gnderip onlarn
hayat izgilerini kontrol edecek, len
birisi var ise onun yerini alan yeni
yeden haberdar olacakt. "Belli ki"
diye dnd Fuzul, "Sryani
ktphaneci son toplantda cemiyet
yelerinin kiiliklerini tahlil etmi ve
onlarn bilimsellikten ziyade hazine
peinde olduklar kanaatine varm.
Yoksa neden intihar etsin ki!" Bu
grn kuvvetlendirici satrlar
bulmakta da gecikmedi zaten. nk
yazlarn devamnda Berberi bir bilgin
ile Avusturyal bir tccarn toplant
boyunca uzay bilgilerinden ok bilimsel

almalarn finansmanndan
bahsettikleri ve paray gereklerden
daha nce konumaya baladklar
yazlyd. "Bu yzden..." dedi Fuzul,
"m ktphaneci haneri onlara teslim
etmek yerine Kanun Koyucu'nun
Badat'a girdii gn bana verip intihar
etmeyi yeledi."
imaretteki hcresine dndnde
zihnindeki dnceler daha da
aydnlanmaya balayan Fuzul, Uykusuz
geen bir gecenin sonunda anlad ki,
BC'nin ilk yeleri hanerin keskin yz
iine sakladklar deri eride dair hibir
ipucu brakmamlard. Dnmlerdi
ki nasl olsa ubuu aan kii bu eridi
de grecek. Eer haneri aan yalnzca

hazinenin peinde ise hi olmazsa bu


deri erit ile ilgilenmez ve kendileri iin
altn klelerinden ve zmrtlerden daha
kymetli olan bilimsel almalarna
zarar vermezdi. Eer haneri aan kii
bilimsel almalarn peinde ise o vakit
zaten hanerin kabzasmdaki harfleri
tamamlayan bir ifre anahtarna ihtiya
duyacak ve bu eridi arayp bulacakt.
Yine de gelecek meslektalarna bir
oyun oynamak yahut bir aka yapmak
ister gibi, bu deri zerindeki ifreleri
zenlerden para peinde olanlar
tabletlere; tabletlerin peinde olanlar da
nceden mkafatlandrlmak zere
hazineye kavusunlar diye ikinci kademe
bir kripto sistemi bulunmutu.

Btn tarihi yapanlar, hibir ada BC


yesi yedi akll adamdan ok olmadlar;
olmalarna da gerek yoktu. Dnya yedi
kii iin kk bile saylrd nk.
Krbn- rh- tecridiz hatar havfin
ekip Gh Mecnn gh ben devr ile
nevbet bekleriz
Fuzuli
Mecnn ile ben, soyullanmlk yolunun
kervanyz. Yolkesiciler kervanmza
saldrp da tekilliimizi bozmasnlar
diye bazen o, bazen de ben, sra ile u
dnyann ak nbetini tutuyoruz.
Ill

Dicle'de Bir Kk ilek dim Ben


Mecnn Olup Hayat Buldum Yeniden
Dicle'nin serin yamalarnda bir ilek
idim ben. Son taknda bedevilerin
balar ve baheleri harab olunca ge
yeermi, iddetli gne ile erken
kzarmtm. Bir gn kara kal, kara
gzl bir Arap kz, nazik elleriyle
koparp koydu sepetine beni. Dalm ve
yapram benimle idi. Umuyordum ki al
dudaklarna dokunacaktm. Hatta tam da
dudaklarna yaklatrmken... Olmad...
Olamad... Olamadm. Eksik kaldm,
yarm kaldm.
Ad Leyl idi, dudaklarndan koparp bir
kazana att beni sonra hi acmadan.
Hurma lifleri, l dikenleriyle beraber

kaynadka kaynad suyum; daldm,


ezildim. Yanyordum ve henz
olgunlamam bir hurma ile kol kanat
olduk bu yangnda birbirimize, ama
nafile!.. Gl dudaklar umarken dikenler
batt yreime. Yanm ateten miydi,
aktan m, anlayamadm. Bir tekneye
dkt gzeller gzeli sevgi dolu
varlm, inetti
babil'de lm istanbul'da a k I 3 5
ocuklara. Suyla yeermi, mehtapla
rengimi bulmutum; gnete kurutulup
candan ayrldm. Mermer ile merdane
arasnda lif lif kartm kaderini
paylatm hurmayla ve birbirimize sk
sk sarlmay rendik dikenlerle.

Rengim solarken, canma batan liflerin


ve dikenlerin hesabn soramadm
kimselerden.
Birka gn sonrayd, yaralarm
iyilemeye, kaynayan kabarcklarm
kurumaya yz tutmutu. Leyl'nn
ellerine deen mhreler, melankoli
hastalarnn ban okayan merhametli
hekimler gibi okamaya balad barm
bir bahar ikindisinde. O gn, Dicle'ye
yansyan gn klarnn tututurduu
kzl renklere bakarken sevdim Leyl'y
ve nazik elleri zerimde gezinirken
tattm hazzn sevginin. Dudaklarndan
ayrmt beni ama knal parmaklar
arasnda dudaklarnn rengiyle sarma
dola idim. Okad bedenimde tarihe

ad brakan klarn en muhteem yrei


arpyor gibiydi. Parmen oluyordum
grnte; ama iimdeki
kprdanlardan haberi yoktu yzm
okayan ellerin. Kazanda sarldmz o
yeil hurmadan zerime bir hayat iksiri
sinmi gibiydi. lyor muydum, yoksa
diriliyor mu, kestiremiyordum.
Varolmann ayrmndaydm, nefes alyor
gibiydim. Leyl'nn elleri beni tutsun ve
brakmasn istiyordum, iimde duygular
vard ve onun ellerinin scaklyla
sonsuza kadar yanabilir, gtrd yere
her gn yeniden gidebilirdim. Var idim,
ama ne idim; anlayamyordum.
Geliimini tamamlayamam
organizmalar, kveze konulmu bebekler
gibiydim; ama ok hzl byyordum. ilk

dadm, ilk akmn ad oldu. Leyl!.. Ne


byk mrebbiye idi benim iin, ah bir
bilseniz, yldzl l gecelerinde
Leyl'nn trklerini dinlemek... Onun
nefesinden zmsediim kavurucu
rzgrn sesi kulaklarmdan kalbime bir
bengisu gibi akyordu. Kavurucu gnleri
takip eden nemli akamlarda, Dicle'nin
yamalarnda ka derin hazzm
sarholuuy-la tantm, imdi
hatrlamyorum, ama artk bakalar bana
kt diyorlar ve bir tomar diye alp
satmaktan bahsediyorlar. Bir de Leyl
bana dokununca hissettiim eyin adn
syleseler!..
3 6 L&M
Kefetmeye baladm eyin yreimi

kanc kez buulandrdn ve kendimi


tanmann niceliini bilmeden akan bu
mutlu gnlerde sanki gitgide kendimi
tamamlyordum. odadan ibaret kerpi
kulbenin Leyl'ya ait penceresinden
ieriye dolan lk geceler boyu ln
sszlna ve derinliklerine fsldanan
arklarda bunu daha iyi hissediyordum.
Uzak deve kervanlarnn ngraklarn
her duyuunda gznden yalar akan
Leyl'nn, koyu l sessizliine karan
lirik arklarna mugay-lan dikenlerinde
ten crcr bcekleri elik etmeye
balaynca, ben de alamakl oluyordum.
Gndzler boyu gzlerini diktii
ufuklardan bir ses duymak iin seherlere
dek dinledii

babil'de lm istanbul'da a k I 3 7
ln acmaszlna kin balyordum.
Kulbenin raflarna her gn yeni
tomarlar istiflendike sesindeki hznn
bir kat daha arttn hissediyor ve
syledii btn gazellerin ve mahnlarn
iindeki gizli maceralar anlyordum.
Yazk ki o zamanlar anladm
anlatamyordum. Biliyor ama
bildiremiyordum. Fark ettiimin fark
edilmesini istiyordum, ama olmuyordu.
Leyl beni fark etmiyordu. Onun
gznde ben bir parmen idim. Acaba
tomarlanm btn parmenler benim
gibi hissediyorlar m, Leyl'nn acsn
anlyorlar myd?!.. O gnlerde
yaadm eyin "eyann ruhu" demek

olduunu ve Doulu uluslarda bunun iin


"eyaya bakma"nn gerei grmekle
edeer tutulduunu sonradan
renecektim. Buna gre varla
brnm her eyin bir ruhu, bir hayat
vard. Tpk insanlar veya hayvanlar gibi
bitkiler de, cansz varlklar da birer
hayat sryor, yerkre topyekun nefes
alyor, yayor ve yaatyordu. Toprakta
hayat vard, suda hayat vard, atete ve
havada hayat vard. Hatta hayat
bunlardan ibaretti. Ben ki topran ve
suyun ocuu, atete nefes alm, serin
esintilerden gdalanmtm. Varlm
bilgiyle yorulmu gibiydi. Biliyordum,
bildiimi bilmenin bilinciyle
biliyordum. Leyl'y, l, Dicle'yi,
kervanlarn ngraklarn, mugaylan

dikenlerini, hurma liflerini, aslanlarn


sinsice yarla-malarn ve eein
anrmasn, pek ok eyi biliyor,
hissediyor, gzlemliyordum.
Kulbedeki raflarn dolmaya yz tuttuu
akamlardan bi-rindeydi. Leyl
bulunduum raftan beni tutup dizlerine
yatrd ve ocaktan ald ucu
kmrlenmi bir ubuk ile tam gsme
"Kays" diye yazd. "Kays!" diye
tekrarlad sonra birka kez; "Sevgilim!"
dedi sonra "Seninle kuzular
otlatyorduk, ne ho gnler idi, baharlar
geldi geti, sevgililer kavutu, sen
dnmedin. Yamurlar sekizinci kez
yad vadilere, ilk yamurlarda
geleceim demitin, gelmedin. Keke hi

bymeseydik Kays! Kuzularmz hi


bymeseydi keke ey vefasz sevgili!.."
Sonra kmr karas ile Kays adn
yazd barm dudaklarna gtrp
38
pt, pt, pt... Yreimi o an
hissettim. "Senin adn Kays olsun e mi?"
dedi ince bedenimi pencereden szlen
gnee tutarak ve adm yazd
yerimden, tam yreimden yeniden pt.
Her deiinde dudann, bir kez daha
sarho oldum o gecede. Kalbimin ta
iine szd buseleri. Kays'n ad deil de
kendisi olmak geti iimden. Beni Kays
diye ararak tekrar tekrar pmesini
istedim. Yreinin scakln hissettim
sabaha kadar. Bana sarlm, kalbimi

kalbinin zerine rtp yle uyumutu.


Muhteem bir geceydi. Sabah buruk bir
tad vard onun dudaklarnda ve tuzu
dilimde idi diri scaklnn. Eliyle
yrei arasnda hi kprdamadan nefes
aldm ilk ve son geceydi. O da beni
sevmiti ki ryalardan arta kalan sabahta
tekrar okad yufka bedenimi. Gznden
szlen iki damla ya ile adm ykad
sonra babas grmesin diye. Duman
rengi bir lekeye dnmt imdi harfler:
Kaf ve ya ve sad. Artk "Kays" diye
okunamyorlard, ayrlm, dalm,
bozulmulard. Ne ki kmrn izi, gizli
bir fligran gibi adm Kays koymutu ya,
ben bu ad sevdim, bu ad benim adm
oldu. yle ki Kays'n adyla birlikte
kaderini tamaya and itim. Barmda

Kays ad kadar yreime de lgn bir


ak gelip yerleti.
babil'de lm istanbul'da ajk|39
Gn doarken, Leyl ile saadet dolu
geceyi paylatmz kulbemizin
yaknlarndan bir deve kervan
gemekteydi. Hicaz'dan Badat'a giden
bezirganlar imi meer bunlar. Dicle
parmenlerini de toplamak zere her
mevsim buraya urar-larm. Raflardaki
tomarlar birer birer balyalanp
denklendi. Sra bana geldiinde Leyl,
adm yazp gzyayla sildii barm
yeniden pt ve "mrm adadm
sevgili! Umarm bu kt senin eline
ular ye gnl gzn atnda kendi
adn okur, sevgimin bykln

anlarsn!" diye mrldand. Destelerimin


arasna kara salarndan uzun tel, bir
tutam rekotu ve kurutulmu lotus
yapraklar koydu babasndan gizli.
Kokusunu verdi bana, akn emanet etti.
Hissettiimi biliyor gibi kulama sevgi
szckleri fsldad, "Seni seviyorum,
unutma!" dedi son defa perken de.
Ben, Leyl'nn nazik elleriyle koyduu
denkler arasna katp giderken, yazk ki
o hi duymad benim lklarm, ilk
ayrl ve ilk acy bu yolculukta
rendim. Yaprak yaprak ak, tomar
tomar hasret tayordum iimde.
lk ayrlk ve ilk ac... Geriye dner
miydim, dnebilecek miydim?!.. Leyl

beni neden kazana atmak yerine


dudana gtrmemiti sanki!.. Satlma
dncesini kabullenemiyor-dum.
stelik kime ve niin satldm da
bilmeyecektim. Belki elden ele
dolaacaktm, belki rengim drt bir yana
dalacakt kitap sayfalarnda; peki ya
gecede dm, gnde Hayalm olan
sevgilinin elini tekrar hissedecek
miydim?!.. Acaba hangi param, hangi
kitapta yaayacakt? Deste deste dalan
varlm acaba hangi yaz ile derlenip
toparlanacakt, bilmiyordum. Bildiim,
keskin baklarla yontulmu ift dilli
kalemlerin barm kanatmasna hazr
olduumdu. Yazclar, szlerini ve
szcklerini hoyrata serpitireceklerdi
zerime, canmn ne denli yandn

hissetmeden. Belki ak sak resimler


izecek, belki efsaneler sralayacaklard
olur olmaz. Acaba aka dair satrlar da
ilenecek miydi kalbime? Kervancnn
bir arkadayla syleirken
40L.M
anlattna gre Badat'ta en ok kutsal
metinler yazlyormu ktlara. Acaba
zntm giderecek bir teselli cmlesi
var myd o kitaplarda?
Hilleli tacire satldmda kimse bana
sormad bu alveriin nedenini. Satlan
bendim; satan da, alan da ayryd oysa.
Felek beni mezada koymutu bir kez,
isteimi kim sorsun! Deve mahfelerinde,
katr terkilerinde Hille'ye doru

giderken yaamam olmay, varlmn


yok olmasn ok istedim bu yzden.
Uzaktan heybesinde gittiim katra
saldrmay kollayan.a aslanlara yalvarasm geldi hatta. Tacirin belindeki
kl da, kabzasna yapt yay da, hatta
bize yoldalk eden tasmal kpek de
benim dmanm gibiydiler. Vahaya
geldiimizde taciri ylanlar yahut
akrepler sokar diye de umdum nedense.
Leyl'nn yurdunda kalmak, rzgrlarn
nnde kumlara karmak geiyordu
iimden. Kaderim hareketsizlik zerine
yazlmt ya; isteyebiliyor ama yapamyordum. Tutkun klar gibi
irademin hep bakalarnn elinde
bulunacan o zaman anladm. Hi
kimse duymayacakt lklarm, kimse

sormayacakt bana ne istediimi.


Varolmann dayanlmaz bir yk olduunu
benden daha iyi kim bilebilirdi oysa?
Bundan byle herkes hakkmda ileri geri
kararlar alacak, bana istediklerini
yapabileceklerdi ve ben, edilgen
hayatmda her emre itaat iin hazr
bekleyecektim. Belki pahal cretlere
satlacak, saygn kiiler elinde, bilge
insanlara hizmet edecektim ama
saygnlm, plp ba zerine
konulmam, zerime yazlacak satrlarla
belirlenecekti. Artk bir kle saylrdm.
Yolculuk boyunca bu gerei kendime
tekrar edip durdum. "Bari"
diyordum^'Iyi efendilere hizmet edeyim,
gzeller yannda bulunaym."

Ve ben Kays, llerin nadide lotusu


Leyl'nn k, gnler ve geceler boyu
dua ettim barma Leyl yazlsn diye.
Bende Mecnndan flizn klk isti'dd
var k- sdk benim Mecnn'un ancak
ad var
Fuzul
Bende Mecnn'dan da te bir klk
yetenei var. Gerek k benim, ama
Mecnn'un ad
kmif bir kere!..
IV
lk Akm ve lk Acm: Ad Leyl Ak

Derdime lacm: Ad Leyl


Fuzul, Badat'tan Hille'ye dnerken
Anadolulu airlerle yapt iir
sohbetlerinin lezzetini dimanda;
hkmdara sunduu kasideye karlk
kendisine balanan gnde dokuz akelik
maan hazzn zihninde; ay nce
brakp gittii ailesinin hasretini
kalbinde ve BC hakknda
rendiklerinin arln da ruhunda
tayordu. Matarasnn kayna her el
uzattka benliine karabasanlar hcum
etmesine artk izin vermeyecekti. Kanun
Koyucu'nun ltfettii dokuz akelik maa
sayesinde daha rahat bir hayat
yaayacak, bilime ve iire daha fazla
zaman ayracakt. Arapa ve Farsa

yazd kitaplar ve iirlere Trk diliyle


yazlm yenilerini eklemeyi
arzuluyordu.
Badat'taki medrese hcresinde
kendisini ziyaret edenlerin says artnca
dut aacnn dibine gmd hanerin
lanetine uradn dnm, Sleyman
Han'n adamlarna durumu
42 I um
amann bir faydasnn olmayacan,
hatta bunlardan birinin de BC yesi
olmas halinde hayatnn daha fazla
tehlikeye girmesi ihtimalini hesap
ederek ii bilmezlie vurup haneri
teslim etmeyi uygun bulmutu. imdi
merak ettii ey, hanerin bilginler

elinde mi; yoksa hazine avclarnn


elinde mi olduuydu. nk gnler boyu
tehditler, gz dalan ve zorlamalarla
kapsn andranlarn grevi yalnzca
bir kargo hizmeti idi ve hibiri ne
hanerin gizli blmelerinden, ne de
matara kaynn iine astar yapt deri
eritten bahis amt.
Fuzul, Badat'taki son gnnde Sryani
ktphanecinin mezarn ziyarete gitmeyi
bir vasiyet bilmi ve grdkleri
karsnda hayretler iinde kalmt.
Ktphanecinin gml olduu yerde
mermer bir lahit duruyordu. Belli ki
bunu kendisi lmeden nce hazrlatm,
birileri de vasiyetine uyarak daha
mezarnn topra kuruyup oturmadan

getirip zerine koymutu. Banda nasl


dua edeceini bilemedi nce. Sonra lahidin yan kapaklar ile ahide ve ayak
ucundaki kabartma figrleri, rlyef ve
naklar inceledi. Aradn ise bir
kar kalnlndaki mermer kapakta
buldu. Siru balkl haneri grr
grmez de "Srrn saklayacam ihtiyar,
kabrinde rahat uyu, dinince dinlen!" diye
dua edip and iti kendi kendine. Hille'ye
dnerken matara kaynn arka
yzndeki Keldani harflerinin Osmanl
Trkesi'ndeki karlklarn
ezberlemeye almas ite bu iyi niyetin
eseriydi.
Ailesinin onu hasretle kucakladklarnn
nc aynda Badat'ta yaad

maceralar aklndan silinmi ve ilk


olarak Hilleli bezirganlara iki ksr
koyun vererek Badat abadlerin-den ve
Frenk parmenlerinden bir tomar kt
smarlamt. Oradayken paraszlk
yznden alamad ktlard bunlar.
Ve zerine, hani o stanbullu airler ile
tadna doyamad iir dolu gecede
Hayal Bey'in szn ettii yk
yazlacakt. Daha imdiden, kendisini
snav verecek bir renci gibi
hissediyordu:
babil'de lm istanbul'da k43
"l kz Leyl ile lgn k Kays'n
yksn Trk diliyle yazsanz!" demiti
Hayal Bey "Ve bu gizli hazinenin
sandn ap eski baheye bir taze

gzellik verseniz!.." diye onun airliine


olan gvenini belirtmi, iltifat etmiti.
Fuzul, zor bir ie balayacak olmann
tedirginliini duyuyor, deta lodos
ncesi melankolilerde geziniyordu. Zihni
her an yeni bir yk kurgusuyla
meguld, iranl ve Trk airlerin daha
nce yazdklar btn Leyl ile Mecnn
yklerini aryor, buluyor, kopyalarn
aldrtp getirtiyor, okuyor, beeniyor
yahut beenmiyor ama her birini
defalarca inceliyordu. airlerin her
birinde ayr bir slup vard, kimisi
olaylar zetleyip tasvirleri ok uzatm,
kimi olaydan baka bir ey anlatmamt.
Bazsnn iirinde yavan bir syleyi
gze arpyor, bazs zirve gzellikleri
anlatyordu. slup denen eyin nemini

bir kez daha anlad ve "Ben..." dedi


iinden, "Ne olaylar, ne tasvirleri
anlatmalym! Ben ak anlatmalym, her
eyiyle ak anlatmalym."
Ktlar eline ulatnda, artk
yksn yazmak iin kendini hazr
hissediyordu. ncelikle yumurta ak ve
niasta ile bir ahar hazrlad. Bask
tavanl kerpi evinin ortasnda kalan
pen-ceresiz alma odasnn serin
demesine deste deste yayd
parmenlerin dzlenmesi iin ularna
mermer paralarndan arlklar
bastrarak bir snger ile muhallebi
kvamndaki ahar yava yava ve yedire
yedire sryordu. Arkal nl iki defa
yapt bu ilemin sonunda ktlar

yaprak yaprak kurutuyor ve yeniden


desteleyip gerdiriyor, stne ar talar
koyuyor, sonra tekrar aharlyor, tekrar
kurutuyordu. Srd svnn kalnln
bir dzeye indirmek ve przsz
sayfalar elde etmek iin zerine
cilalanm silindirik talar mhre
niyetine bastra bastra srterken, elinin
altnda tuttuu her bir sayfann vaz ile
bulumak zere ac ektiini, aclarn da
barna gzellik olarak yansdn
bilemezdi elbette.
Fuzul tomarlardan bir yenisini atnda
yere salan re-kotlar ve lotus
yapraklarna bakakald. Odasna gzel
bir koku
44|L8.m

yaylmt. Nil kylarnda biten lotus


esansyla her gn bedenini ovan En-lil'in
kokusu gibiydi bu. rekotlann birer
birer toplarken parmaklarnn ucuna
dolanan bir eyi fark etti. Bu, Hta
lkesinin miskleri kadar kara tel sa
idi ve diman sarho eden bir koku
yayyordu. Birdenbire l kz Leyl'nn
silueti belirdi gzlerinin nnde.
Yreinin derinlerinde bir yerlerde
buruk bir sanc hissetti. Ka gndr
yksn yazd Leyl'y dnerek
onu gzlerinin nnde canlandrmay
deniyor, ona kiilikler biiyor, kimlikler
karyor, giydiriyor, yrtyor,
konuturuyor ve sonra bunlar zihnine
kazyp yksn anlataca insan

tanmaya alyordu. te imdi


hayalinde gerekten de bir gzel kz
canlanmt. Gnlerdir arad gzelin
bu olduuna o anda karar verdi. Ne var
ki hayaline gelen Leyl'nn biraz
efsaneler gzeli Leyl'y, biraz da Dicle
yamalarnda ilek toplayan Leyl'y
anmsattn hibir zaman bilmedi. Ne
yksn yazarken, ne de daha sonra
Leyl'dan bahsederken... O, yksnn
kahraman olan Leyl'y kendi zihninde
ekillendirdiini sand hep. Oysa
Dicle'nin serin yamalarndaki lotus
kokulu kz idi bu.
Neden sonra elindeki tel sa yeniden
iki parma arasnda ovuturdu,
yakndan bakt ve airane hayallerle bu

salarn kime ait olduunu kestirmeye


alt. Bir yandan da lotus
yapraklarndaki kokudan, bu salarn
sahibine ait asil tr zevkini damtmaya
alt.
Fuzul, kendisi iin bir sr olan bu
salarn yksn, elinde tuttuu bir
kdn bildiini hi dnmedi elbette.
Bense bunu dnsn ve beni kefetsin,
benimle muhatap olsun diye umutla
bekledim hep. Yalnzca barmdaki
kmr lekesiyle avucundaki rek otlar
arasnda bir ak bysnn ban
hissetmesi bana yetmiyordu. Biraz sonra,
elindeki salar saklayan kd
yakndan grmek isteyerek beni yerden
kaldrd, bir mddet a doru tutup

damarlarm gzden geirdi ve sonunda


admn yazl olduu yeri, Leyl'mn
dudak izini sa elinin iki parma
arasnda hassasiyetle yoklad.' "Burada
bir
babil'de lm istanbul'da a k I 4 5
hatra gizli olmal, acaba kime aittir ki?"
diye kendini meraka kaptrrken,
yazaca kitabn baln koyaca ilk
sayfada kullanlmak zere beni bir
ayrd ve kedeki sergenin st gzne
itina ile yerletirdi. imdi olup bitenleri
ben de rahata seyredebilirdim artk.
Ahar srme ilemi sona erdii zaman
derin bir nefes ald Hilleli Fuzul. Bugn
ilk dizeleri dizmeyi dnyordu.

Yazaca- yknn planlarn yeniden


gzden geirirken birdenbire m
ktphanecinin hayali belirdi karsnda:
"Ak bilen biri iin yedi gerek sr
vardr. Onlara hakim olan dnyaya sahip
olur."
Karar verdii and bu; ktphanecinin
srrna ait zemedii ifreleri, yazaca
kitabn iine gizleyecekti. Ktphaneci
"Ak bilen..." demiti. O halde ifreleri
yerletirecei beyitler ak anlatmalyd.
"Yedi gerek sr..." demiti, o halde
bunlar sr kadar gizli olmalyd. Ak ve
sr... Ktphaneci iin bu ikisini yan
yana getirmek boa gitmezdi. Zaten ak
ile gizliliin yan yana bulunmas dikkat
ekmezdi. "nk gerek ak, gizli

olandr!" dedi iinden. Bunlar


dnd iin de kendisine "Aferin!"
demeyi ihmal etmedi. imdi Siru
balkl hanerin kabzasndaki
AKELDAN adndaki harfleri matara
kayna iledii rakamlar ile
birletirmesi gerekiyordu. nnde yedi
harf ile yedi rakam bulunuyordu.
yleyse bunlar L&M yksn
anlataca beyitlerden yedi tanesine
yaymalyd, iyi de bu yedi beyit
hangileri olacakt?
Saatlerce dnp kararn verdiinde,
bundan hi kimseciklere sz etmemeye
and ierek l kz Leyl ile lgn k
Kays'n yksn yazmak zere divitini
mrekkebe bandrd.

Leyl'nn akn tayan kn ben


olduumu kimseciklere anlatamamann
huzursuzluuyla tedirginim imdi. Hilleli
Meh-med Fuzul'nin elinde katlanp ayn
boyda yapraklar biiminde
4 6 um
kesilirken, gklere ulaan lklarm
hi kimselere duyurama-m olmamdan
da ikayeti deilim ayrca. nk
Fuzul' nin yannda iken akn ac demek
olduunu ok iyi rendim. Klenin
akndaki acnn elbette bir kat fazla
olmas gerektiini de biliyorum.
Olgunlamak aclarla oluyordu
ounlukla. Kald ki Leyl'dan ayrlrken
barma ak yazlsn diyen ben idim ve
dualarm kabul olmu, bir air eline

dmtm. Hem de Trk'n olduu her


yerde dalga dalga sesi yaylan bir air
eline. Onun zerime yazaca yazlard
imdi beni ba tac ettirecek. O ine ile
barmda delikler ap ibriimlerle
sayfa sayfa diktii vakit de canm
acmt elbette, ama yazya hazr bir
defter olunca, hele Fuzul gibi bir air
zerime beyitler yazmaya balaynca
btn btn sevin duymu, ektiim
onca acy unutmutum. Hem Fuzul ak
anlatrken hep acdan, elemden,
ayrlktan, yanmaktan, paralanmaktan
bahsediyordu. Ak ayrlnn bir azab
olduunu sylyor, sonra da azabn "a-zb" kknden trediini, bunun da
"lezzet" demek olduunu sylyordu.
Demek ki akn azabnda bir lezzet vard

v dertleri zevk edinmeyince akn tad


kmyordu. Ben ki tarihin tanyp
tanyaca en byk kn yksn
tayordum, elbette Kays kadar ac
ekecek ve ac ekmekle onun varlnda
yaayabilecektim. Bunu bildiim iindir
ki her acya katlanmaya, aktan ikayet
etmemeye karar verdim. Ne gzel
szlerdi Efendim Fuzul'nin szleri!
stelik barma yazlan yk de Kays'n
azndan dklyordu: "Tanrm, akn
derdiyle ili dl eyle beni. Bir an olsun
aktan ayr brakma canm."
Fuzul bir ak yks diziyordu
sayfalanma ve bana defter diyordu.
Dizelerden olumu bir ykyd bu,
barmda inci inci halkalanan. Sslenen

bir gveyi gibiydim. ektiim onca


acya demiti bu gzel szler. Hele bir
yerde yle yazmt Fuzul, benim
dileimi biliyormu gibi, "Evren batan
baa sann bir tek teline bal, ey cihan
gzeli, ad Leyl!"
babil'de lm istanbul'da akl47
Leyl ile Kays'n,
Amiroullar obasndan iki amca
ocuunun yksyd barma yazlan.
Divit hokkadan her kta bir kat daha
gzelleerek, biraz daha heyecan ve aka
dolanarak ilerliyordu. Sanki Fuzul
genlik akna, hocasnn ay paras
kzna, hani u "Gzm canm efendim
sevdiim devletl sultanm" dedii
dilbere yeni rastlam bir k gibiydi.

Bu adamn ak hakknda bildii her ey


bir yamur damlas berraklyla
dklmekteydi kaleminden. Derinlikli,
arml dizeler, akn bin bir hli,
sevginin felsefik zm. Bir sarmak
diyordu o ak iin. Ak szc zaten
szlkte sarmak demekmi. Bir
sarmak narlar servileri nasl sarp
sarmalarsa, ak da yle sarp
sarmalarm nar gibi yiitleri, servi
boylu dilberleri. Ve her sarmak,
sard aac kuruturmu sonunda. Dtan
yemyeil ve gzel gsterirmi ama iten
ie kurutur, rtr, ker -tirmi. Btn
bunlar bahesindeki en gzel hurmay
kurutan sarmaa bakarak anlatyordu,
her dizeyi yazdka gelin gibi sslenmi
ama meyvadan kesilip kurumaya

balam olan hurmaya bir kez daha


gzleri dolarak bakyordu. "Kays!"
diyordu iin- ^T--den, "ite bu fidan gibi
r- " ^ - _d sarmak kendisini sarnca."
Ya Leyl! O da Kays'tan az deildi ya!
Bu yky yazar- "i ken hangisinin ak
die- ^: _ rinden stn -* olmalyd, bir
trl karar veremiyordu. Kays, evet
akln yitirmi, ad Mecnn'a, lgn'a
kmt ama dnyaya
4 8 I LS.M
n salmt. Bir delilik idi ki onunkisi,
binlerce akllla bedel. ldrmt
ama alar boyu btn aklllar bu
lgnl kskandlar. te yanda Leyl

vard, akn anlatmasna trenin engel


olduu, sevdiini sylemeyi ar edinmi,
geleneklerin tutsa. Mecnn akn
syleyebiliyordu ama onunki tam da
yreinde gizli kalmt. Akn gizli
tutan k elbette aklayandan stndr.
Acy kendisine ayrp sevgiliye safa
sunan k elbette daha stnd. Hem
Sryani ktphaneci de "Ak ve sr"
dememi miydi?! Demek ki daha Ariya
Akeldan'dan itibaren ak ile gizlilik
birbirine st ile eker kadar yakyordu.
BC'nin bilge rahipleri ak ile srr yan
yana koymulard.
Fuzul'nin ak ekseninde anlatt ykye
gre, Kays ile Leyl henz ocuk
yatayken ayn okula gidiyorlar ve

birbirlerini sevmeye balyorlard.


Leyl'nn memeleri bile belirme-mimi
o zaman, Fuzul byle dnyor. ok
gemeden aklar duyuluyor ve annesi
Leyl'y okuldan alp eve kapatyor,
Kays da ayrlk acsyla llere dp
akln yitiriyordu. Halk ona "lgn, deli"
anlamnda "Mecnn" demeye
balyordu, iki sevgilinin mr boyu
sren muhteem aklar, sonunda lmle
son buluyor ve dnyada kavuamayan
Leyl ile Mecnn ayn mezarda sarma
dola oluyorlard.
Gnler ilerliyor, ykde her ey yerli
yerine oturuyordu. Olaylar hzla
geliirken, yllar abucak geiveriyordu.
Biraz trajik, biraz lirik anlatmyla

gerekten her okuyann gzn doldurup


boaltacak sahneler yazlyordu bir bir.
Olaylar sona yaklanca, yani Leyl
mezara girip de Mecnn onu
kucaklamaya giderken, Anadolu
zariflerinin teklifini yerine getirmekten
ve baarl bir snav vermekten dolay
Fuzul'nin heyecan iyiden iyiye artmt.
Ama asl heyecan, iirleri kalbime gme
gme byyen benim barmdayd.
yknn sonunu merak ettiimden
deildi bu heyecan; sk sk Leyl adnn
anlmasn-dand. Her defasnda Dicle
yamalarndaki hayatm ve son gecede
eli gsme yaslanm uyuyan Leyl'mn
sann kokusunu yeniden duymamdand.
Usta airdi u Fuzul vesselam.

1 ;
\]
11
babil'de lm istanbul'da a k I 4 9
ykde anlatt ak yaayan ve
Amiroullar'ndan biri diye ad anlan
sevgiliyi, yani Leyl'y, benim Dicle
yamalarnda braktm sevgiliye
benzeterek anlatyor, sanki benim
gnlm yapmak istiyordu. Ve yine
sanki ben bunu duyuyor, hissediyor,
Kays'n akn kendi akm gibi yeniden
yayor ve hikyedeki ak szlerini
syleyebiliyor, iin iin
konuabiliyordum. Bazen yle oluyordu

ki, neredeyse sesimi Fuzul'ye


duyurabilecek gibi sessiz lklar
atyordum. Baz dizeler yanl yazldka
rpnmaya balyor, mrekkebi evreye
datmay diliyor ve harfin eklininin
bozulmasn arzuluyordum. stiyordum ki
Fuzul sere parman dudana
gtrerek onu silsin, barmdan kazsn
ve daha gzelini, daha dorusunu yazsn;
bylece Ami-rolu Kays'n deil de
benim akm anlatlsn.
yk ilerleyip akn gereklii meydana
ktka benim de duyarllm
artmaktayd. Bir kle gibi alglanmay
kabullenir olmutum. Efendim Fuzul'nin
yksek szlerinin klesi olmak, szn
deerini bilmeyen meclislere efendi

olmaktan ye idi ve kimse hissetmese de


kendimi bir efendi olarak, "sevenlerin
efendisi" olarak grmeye balamtm.
Fuzul, Leyl'nn azndan "Bende
Mecnndan da fazla bir klk yetenei
var; nk gerek k benim,
Mecnn'un ise ad km." diye
yazdnda, "Hayr!" demitim,
"Mecnn'dan ziyade ak olan asl
benim, gerek k da benim!"
Adma parmen, tomar, kt, defter,
her ne denirse densin ben; elem
yksnn erkek kahraman idim artk
ve Leyl'nn akn iimde
hissediyordum. Belki insanlar katnda
bir kle idim, bu deimeyecekti, beni
yine benim irademin dnda alacaklar,

verecekler, satacak, atacak tutacaklard,


koyacak ve kaldracaklard, bana ne
istediimi asla sormayacaklard ama ben
yine de Leyl'nn akn iimde
hissedecektim, onun ac eken k
olacaktm. Evet ben bir kle idim, ama
muhteem bir kle idim. Seven ve
sevdiini iinde tayan gizemli bir kle.
Sayfalarma dizeler dizildike de
ihtiamm artyor, ak
5 0 um
b a b i I' d e lm istanbul'da a k j 5
1
hissettike bir bakalam, bir tr
deiim geiriyordum sanki. Leyl'nn
l kokulu barnda balayan akm

tamamlanyordu. Zaman zaman ykdeki


Kays' kskanp onu ykden kovmak
isteyiim bundand. Bu ada Mecnnluk
bana yarard elbet. Leyl'y benden
daha ok kimsenin sevebileceini
dnmyordum ve eer benden ok
seven olursa herhalde bedduam onu kara
topraa karard. Tpk ykdeki
kaderdamn rakibi Ibn Selam iin ettii
beddua gibi.
Efendim Fuzul szckleri aruza
vurduka szler ahenk buluyor, anlatm
musikye dnyor, ritim de
srkleyicilii salyordu. Btn
bunlarn ardnda Leyl olgunlam,
kemle ermi ve ei bulunmaz bir
gzeller gzeli olmutu. Kh salarn

rmek geiyordu iimden, kh uyurken


dudaklarn pmek. Bu dayanlmaz bir
ak ilesiydi. Leyl ad geen her
sayfada kalbim hzla arpyor, onu
yaknmda, yanbamda veya bana
smsk sarlm hissediyordum. Gn
oluyor, ykdeki Kays'n kavuamad
Leyl benim koynumda uyuyor, gn
oluyor iimdeki Leyl benden uup
gidiyordu. Onun kederini anlatan
sayfalarda alamak da bana dyordu
hep.
Fuzul'nin ykye baladnn
ellisekizinci gnyd. O gn Leyl,
hacca giden kervandan ayrlp dalar
delisi Mec-nn'u aramak zere sahralara
ynelecek, devesinin yularn boynuna

atp kulana "Ey anlayl yolda!"


diyecekti, "Sen muradm biliyorsun,
ama ben yolu bilmiyorum. imdi
rehberim sensin, git ve Kays' buldur
bana." Deve gidecek, gidecek ve onu
yabanl hayvanlarla oturur bulacakt.
Efendim Fuzul sahnenin buradan
sonrasn ok canl anlatmaya, her
hecede heyecanm bir kat daha
arttrmaya balamt. Bir mddet iki
k sitemlerle konutular, birbirlerinin
aktaki sadakatlerini denediler. Daha
dorusu Leyl, Mecnn'un gerekliini
ve akn snayp durdu. Yazk ki
Mecnn onun, "Ey vefal k! te ben
geldim, Leyln geldi, hani yllardr
beklediin sevgili!" diye

yalvarmasnn deerini bilemedi ve,


Leyl'ya deil de bizzat aka k olmu
gibi yle deyiverdi:
"Leyl, eer ben ben isem, nesin sen;
yok sen sen isen, ya neyim ben?!.."
Fuzul bu beyti, Mecnn'un
sahralarda Leyl ile btnletiini ve
onu her zerresiyle kendinde hissettiini,
yllar yl ruhunda onunla birlikte
yaadn, Leyl'y tamamen iselletiri diini ve duygularndaki aknl
anlatmak iin sylemiti. O
, kadar Leyl ile doluydu ki, o
anda Leyl'nn "Ben geldim!" demesini ikilik sayd, znde olan

kaybedip karsnda olana kaplanmay


akn alt derecesi grd ve "Ey sevgili!
Hayli zamandr ben senim, sen de ben;
biz iki bedende tek ruh, bir kabukta ifte
bademiz, yle iken sen ve ben diyerek
arada ikilik karmak akmza
yakmaz!" dedi ve garip bir biimde
onun bu beytinin yansmas bende belirdi
ve o andan sonra ben gerek bir k
gibi hayat buldum, iimden "Ey Kays!
Eer ben gerekten ben isem sen kimsin;
yok eer sen Kays isen, ya ben kimim?"
diye sayklayp durdum. O anda benimle
Kays arasnda da bir ayrlk ve gayrlk
kalmamt. Efendim Fuzul, birka gn
kulaklarnda nlayp duran bu beytin,
aslnda benim durmadan saykladm
akm, hep haykrmak istediim feryadm

olduunu hi bilmedi. O "Eer ben ben


isem, nesin sen ey Leyl! Ve eer sen
sen isen, ben neyim a gzeller gzeli?!"
diyen sesi gaipten duyduunu sand, oysa
bu beyit, benim her defasnda bir kez
daha yksek sesle haykrarak kiilik ve
kimliimi tamamladm, imanm ve
inancm saylan szlerimden baka bir
ey deildi. Ben, Dicle yamalarnn
mahzun ilei, imdi artk Kays olmu,
Mecnn olmutum ve yknn sonuna
kadar bu ktta yaayacak, ak btn
gam ve kederli yanlaryla tadacaktm.
ykdeki Leyl, benim Dicle kylarnda
braktm ince parmakl, kara gzl,
kara sal sevgilimin ta kendisiydi artk.
Bir kt olarak eksik idim, Leyl'ya
dair szlerle tamamlandm. l idim,

dirildim; uyuyordum, uyandrldm,


istesem Efendim Fuzul ile
konuabilecek kadar kendimi deimi

52
hissediyordum. Onun elini, parmaklarn,
divitinin ucundan yaylan mrekkebi
gryor, hissediyor, dncelerini
okuyor, dilini anlayabiliyordum. O
uyuduunda bir kle gibi ba ucunda
bekliyor, evden dar gittiinde rafta
dnn bekliyor, ocuklar yanna
geldiinde babalk efkatini hissediyor,
geceler boyu mum nda iirler
yazarken kurduu hayalleri zihninden
okuyabiliyordum. Bana tam olarak ne

olmutu, pek bilmiyordum, ama can


gzyle gryor, hl diliyle anlyordum.
Baka bir boyutta, beni anlatan air ile
ayn zaman yayordum. Leyl'mn
etrafnda bir tl gibi dolayor, bir
dnce olup Leyl'ya sahip kmay
grev biliyordum. Zaten bu yzden
kendimi bir kle, Fuzul'yi de efendim
olarak grdm. Efendim, klesinin
duygularndan hep habersiz yaasa da bu
byleydi. nk kleler sadece tanklk
eder konumaya, fikir sylemeye haklan
bulunmazd. Ben de defterin sayfalar
arasndan bakarak gryor, hissediyor
ve tanyordum, o kadar. Btn bunlara
Leyl iin sahip olduumu dnp tpk
ykdeki Kays gibi Leyl'y bulmaya
and imem iin gnlerce kendimi

dinlemem, akn yceliinin her eyden


stn olduunu anlamam, gerekti. Evet,
Kays olup Leyl'y bulacaktm. Ben
bunun iin Dicle yamalarndan
koparlm ve kazanlara atlmtm.
stelik bana kimlik ve kiilik veren
Efendim'e teekkr edebilmek iin de
buna mecburdum, iradem elimde deildi,
ama yollarn bir gn Leyl'ya kacan
umuyordum ve bunun iin daima dua
edecektim. Leyl iin yaamak ve tpk
Kays gibi Leyl urunda varlm yok
etmek... Dalmdan koparldn gn
dudaklarn arzuladm o l gzelini
bulmak ve yok olacaksam onda yok
olmak... Bylece Efen-dim'in ackl
hikyesini mutlu sona erdirmek.

Vaktiyle Leyl'nn yaknnda bitmitim,


gelecekte onun elinde yitmeyi
istiyordum.
Fuzul, defterinin ilk sayfasndaki kmr
karasnn bulunduu yere, gzyayla
ykanan Kays fligramnn tam zerine,
hani
\
i
babil'de lm istanbul'da a k I S 3
1
Leyl'nn dudak izinin bulunduu yere,
kara mrekkep ile yksnn adn

yazdnda divitini hokkaya bandrd


gnn zerine tam yetmi defa gne
domutu. kzdan sonra drdnc
ocuunun erkek doduunu haber alm
bir babann mutluluuyla kitabn eline
ald, nce okayp sever gibi drt
kesini yoklad ve nihayet ta'lik hat ile
zenerek yazd adn tekrar okudu:
Kitb- Leyl ve Mecnn.
Baht kara, gz kara, sa kara l
kznn ak da bylece kara harflere
karm oldu.
Ben Leyl'nn ak ile sarhoken BC'nin
srr da kara harflerin arasna karlm,
orada ebediyyen saklanmak zere sde
bir uykuya yatmt. Efendim Fuzul
matara kaynn astarn-daki rakamlar

beyit sra numaralanna ilemi, bunu


yaparken de "ak" ve "sr" kelimelerini
kullanp tpk Babilliler gibi 7 ve
katlarndan yararlanmt. Bylece
kitabnn iinde "ak" ve "sr"
szcklerinin ortak getii beyitlerin
numaralar bulunup her biri yediye
blndnde, artk saylar BC'nin
hazineleriy-le BUAM'n uzay srlarn
insanla sunacak kapnn ifresini
verecekti.
Efendim Fuzul ok zeki birv adamd
phesiz. Bana emanet ettii bu rakamlar
ne zaman kefedilip uyandnlacakt,
kimler o srr bulmak iin benim peime
deceklerdi, imdilik bilmiyordum.
Hatta bir ara, akmn onca gzellii ve

damtml iinde birtakm gizemli


maceralarn kattrlm olmasn da
biraz yadrgamadm deil. Sanki
hayatm birilerinin eline peke
ekilmi gibi hissettiim ilk gn idi o.
Bekleyecektim, bekleyecek ve
grecektim. Bir yandan ak rafine
corafyalarda sekin airlerin
gnllerindeki gibi hissedecek, dier
yandan tadm srrn yk altnda
ezilmeden ve kendimi ezdirmeden
yaamaya alacaktm. Bu benim
kaderimdi.
***
Efendim Fuzul, oluunu ocuunu alp
Hille'den Kerbela'ya tandnn ikinci
ylndayd. Hayatnn en bahtiyar

gnlerini
54 um
ba b i I' d e lm istanbul'da ak
J55
yaarken benim beyitlerim zerinde
kk dzeltmeler yapyor, kopya etmek
isteyenlere verirken de sayfalarm
arasna koyduu eklenti ktlar ile
beyitlerime ya yeni ilaveler, yahut
eksiltmeler yapyor, bylece
kopyalarmdaki sra numaralarn
benimkilerden uzak tutuyordu. Geri
kopya yapan yazclar zaten kendi
keyiflerine gre ilaveler veya
eksiltmeler yaparak benim beyit sra

numaralarm deitiriyorlard ama


Efendim Fuzul hibir ihtimali gz ard
etmiyor, Sryani ktphaneciye verdii
sz tutarak BC'nin ve BUAM'n srrn
koruyordu.
Efendim'in Kerbela'daki hayat dingin,
sde ve huzurlu geiyordu. Aslnda
bunu oktan hak etmiti de. Olu Fazl,
Kerbela Medresesi'nde okuyor ve tpk
babas gibi genliini iirler yazarak
yayordu.. Kzn, hazret-i Hseyin
torunlanndan bir seyyid ile
evlendirmiti. Kanun Koyucu'nun valisi
Aya Mehmed Paa, ona sk sk
hediyeler gndererek gelip Badat'a
yerlemesini teklif ediyordu. Efendim
geri bu tekliflere vg dolu kasideler

yazarak karlk veriyor ama nedense


Badat'a gidip valinin korumas altnda
asalak yaamay onuruna yediremiyordu.
Bir de Badat valilerinin sk sk ya
azledilmeleri, ya ela baka greve
atandrl-malan vard. Aya Paa'dan
sonra gelecek vali kim veya nasl bir
insan olacakt, onunla anlaabilir miydi,
iire ve sanata ho bakar myd?!..
Badat'a tanma konusunda daha bir
sr soru vard aklnda. Ama hepsinden
nemlisi, gz nnde olursa BC'nin veya
Babil ilahlarnn altn heykellerini
arayan hazine avclarnn ailesine
verebilecekleri zarar idi. Bu yzden
Aya Paa'nn en son teklifine de hayr
demek zorunda kalnca ona allm
vg kasidelerinden biri yerine beni

gndermeyi uygun grd. Ne var ki


benim o gnlerde daha giyecek bir
elbisem bile yoktu. zerimde "Kitb-
Leyl ve Mecnn" yazyordu ama henz
yle derli toplu bir kitap bile
saylmazdm. Kullanlmadan eskimi,
yaamadan ihtiyarlam gibiydim.
Yapraklarm hl o ibriim ve ine
delikleriyle yaralanyor, ac
hissediyordum. zellikle geen yl
kopyam alan yazc beni ok hoyrat
kullanm, zerime kahve bile dkmt.
Efendim, hem yank lekelerini tedavi
etmek, hem de porsumu kemerlerimi
sklatrmak iin beni
yeniden datp toplad.
Yeniden uvaldz bedenime batrp

ibriimlerle balad. En son da sr


gnnden bir tabakaya sarp sarmalad
ve titrek mum nda, gecenin ge
saatlerine kadar baz yerlerimi tekrar
tekrar okuyup deitirdi. Bu
deiikliklerin bazs da BC ifrelerini
tayan beyitlerden nn sralarn
yeniden eski dzenine getirmek iin
yaplmt. Gecenin son eyreinde
yorgunluk ve zayf ktan yorulmu yal
gzleri kapanr- ken beni gsne
bastrp derin bir i geirdi. Hayatnn
en mut' lu uykusunu uyuduunu ilk o
gece grdm..
Efendim'in kalp atlarn doya doya
dinleyip dostluunu hissettiim ilk ve

sori gece oldu bu. O ryasnda Leyl'y


gryor muydu bilmem, ama kalbinde
Leyl olduunu hissediyordum. Efendim
ile ayn gzeli mi seviyorduk? Ona
ihanet mi ediyordum? Kendimden
utanmam gerekir miydi? Yoksa o da yan
odada uyuyan karsndan utanr myd?!..
Sabaha kadar bazen onun kalbini, bazen
kendi kalbimi dinleyerek aladm,
aladm. Belki de Efendim'den
ayrlmakt beni alatan. Bu geceden
sonra Efen-dim'i bir daha grebilecek
miydim?!.. Ve daha da nemlisi,
satrlarm arasna BUAM'n uzay
yolculuklarna ilikin srlaryla Babil
ilahlarnn altn heykellerine alan
kapnn ifrelerini serpitirerek bama
gizemler dnyasnn saltanat tacn

giydiren bu yufka yrekli koruyucum


olmadan nasl yaayacaktm?..
***
Ben Mecnn, Efendim Hilleli Mehmed
Fuzul'nin dizelerinde yaayan kle...
ilek idim kazanlara attlar, kt diye
pazarlarda sattlar. Hcrelerim iki
tomar doldurmutu, Badat arsnda
iki koyuna takas edildim ve kendimi
Hilleli lirik airin kulu bildim. Onun
evinde ak tandm, sonra acya altm,
ak mektebinde yllar yl Leyl'y
altm. Yazldm kitap oldum; dile
geldim, syledim, hitap oldum.
Ben Kays!.. O muhteem kle!.. Ve
sultanm Leylaaaaaaaa!...

Kadem kadem gece terifi NiK o mehin


Cihan cihan elem-i intizra demez mi
Ey Nail! Geceleyin o ay sevgilimin
adm adm gelii, cihan cihan bekleyi
acsna demez mi?
Bu, Karlarn Kana Buland ve
Cierimin lk Kez Yanddr
Kerbela'nm yllk vergisini toplayan
memurun heybesinden kp Aya
Mehmed Paa'nn eline geldiimde o da
tpk Efendim gibi beni pp alnna
gtrd ve gnn son klar masallar
diyar Badat'n dizi dizi kubbelerinde
krlrken iimdeki yknn balangcn
okumaya balad. ocukluunda
annesinden bir halk hikyesi olarak

dinledii L&M'in bu detayl ve airane


anlatm karsnda heyecanlandn,
beni elinde tutuundan anlyordum.
Kays'n Leyl ile bulumak iin areler
arad blm okurken gzlerinden iki
damla yan szld-n grdmde,
onun da kalbini vaktiyle gizli bir
sevdaya kaptrdn ve kim bilir ka
geceler hayaller kurarak ryalara
daldn anladm. O srada selamlkta
snmeye yz tutan mangal deitirmeye
gelen hizmetkr bile duymamt.
ykmn sonlarna yaklatnda esen
rzgr iddetini arttrm, A'zamiye
minarelerinden ifte mezzinin
okuduklar sabah
babiTde lm istanbul'da ak[57

ezanlar duyulmaya balamt. Zerdeva


krkn omuzuna alp konan harem
ksmna geerken, beni Kanun Koyucu'ya
armaan etmeyi planlamaya balamt
bile. "Byle muhteem bir kitap
gnderip kendimi hatrlatrsam belki
ilerde nianclk grevini almak iin
vesile bulmu olurum." diye geiriyordu
iinden.
Paa, birka gn sonra Basra hakimi
Emir Rait'in, Osmanl'ya itaatini
bildirmek ve birok hediyelerle birlikte
kentin anahtarlarn hkmdara sunmak
zere gnderdii kafilenin dizken
aasn arp "Bak a aa!" dedi ve
kesin bir emir slubunda devam etti,
"Sana sekin yenierilerimden elli nefer

muhafz tayin ettim. Hnkarmza


sunulacak armaanlarla birlikte bu kitab
da istanbul'a gtresin ve bedestende
Kara Piri'ye ulatrasn. Armaanlar
korumak senin boynunadr, ancak kitab
yerine teslim etmen benim emrimdir,
bilesin. imdi durmayp gidesin ve
karda kta ne armaanlar, ne
askerlerimi telef etmeyesin. Uurun ak
ola!."
Yola ktmzda koynumda Efendim'in
daha evvel syledii kane gazeller ile
Kara Piri'ye yazlm bir pusula
tayordum:
"Selamdan sonra,
Halda haldam, yolda yoldam, Kara

Piri karndam,
Fuzul stadmn bir kta L&M
mesnevisiyle perakende gazellerini
yolluyorum. Gazelleri Balkesirli Zat
ile Hayal Mehmed Bey'e teslim edesin.
Mesnevi, sultanmz efendimiz iindir.
Ancak daha evvel usta ellere urayp
bo sayfalarnn minyatr ve tezhiple
doldurulmas, ardndan bir ciltiye
sahtiyan zerine murassa cilt
yaptrlmas, sonra da usulnce hnkra
takdimi konusunda gayret ve emir
senindir.
ocukluunu paylaan Aya Mehmed"
Biz ilerlerken souklar da iddetini
arttryordu. Amid sancak merkezi

Diyarbakr'a gelesiye kadar atlarmzn


ullaryla svarilerin kaftanlarnn
slanmas dnda her ey yolunda
gitmiti.
5 8 I L8,M
Kale dizdar konaklamamz iin
Sincariye Medresesi'ni hazrlatm. ki
gn burada bir sandk iinde dinlendim
diyebilirim. Dinlendim, nk katr
srtnda ve bir torbaya sarl olarak
geen da tepe yolculuumuzda tombak
kaseler, gm kakma leenler, ayakl
amdanlar, kak ve kepe takmlar ve
sahanlarn ldrtc grltsn iitip
donuk yzlerim grmekten yorulmutum.
Geveyen ibriimlerimi belime sarp
uzunca sre hareketsiz beklemeye

ihtiyacm vard. Zaten yol boyunca,


Yasa-vul Aas'nn beni neden
kumalarn, ipek oyalarn ve atlaslarn
olduu sanda koymadna; en azndan
terki, kamlar, koum takmlar,
mestler, izmeler, arklar ve
petemallerin olduu ykler arasna
lyk grmediine sylendim durdum
iimden. Bu corafyalarda onca
kervanlar saf kehribar ve krmz mercan
kakmal abanos, servi ve hatta
sindiyandan, kadife astarl musanna
sandklarda gazeller, kasideler,
mesneviler tamlarken, o iirlerden
hibirisi benim gibi drt ke aa
sanda mahpus bir kle muamelesi
grmemitir herhalde. Zahir, bu adam
beni arayan birileri olursa bulamasn

diye bu sanda kapatmt. En azndan


ben yle dnyordum. Her neyse,
yolculuklarn elbette bir meakkati
olduunu anlamam iin srtm souk
metallere dayamam gerekiyormu ite.
Kocakar souklarnn son gnlerinde
ayrldk Diyarbakr'dan, ilk konamz
Karacada etekleri oldu. Rzgr
neredeyse ykyle katrlar uuracak
gibiydi. Bu frtnaya adr dayanmazd.
Sandklar indirilip tula rgs
dizilerek bir evlek yer hazrland. Son
sandkta ben vardm ve yere indirilirken
birden kapak ald, iindeki bak
anaklarn grltsyle birlikte ben de
karlarn zerine serilip kaldm. Yasavul
Aa'nn muhafzlar azarlayan sesini

iittiimde kendimi onun ellerinde


buldum birden. Bereket versin karlar
yalnzca bir sayfama dedii iin
yazlarmdan ancak iki satrdaki
mrekkebin dalmasyla bu feci
kazadan kurtulmutum. Sandk
kapatlrken Yasavul Aa'nn beni tekrar
metallerin arasna hapsetmeyip atnn
terkisine
babil'de lm istanbul'da ak|59
koymasndaki maksadnn, yeknesak
geen yolculuunda beni okumak m
yoksa bir daha kar sularna drlme
korkusunu duymamak m olduunu
kestiremedim. O, verilen emirlere tam
itaat eden bir askerdi. Bunca yllk
askerliinde bir eyleri kendi bana

dnmek yerine hep emirleri


uygulamay tercih ettii iin sorunlara
are bulurken ok kaba oluyor,
beynindeki dnme ve ngr eperleri
almad iin ok basit eyler bile ona
karmakark planlar gibi gelebiliyor-du.
Pek ok asker gibi o da kendi bana bir
ie kalktnda afallayp aryor,
kuand silahlarn gcn aklndan
nce uygulamaya koyuyordu.
Gnn yorgunluu karlar bile
karartmaya baladnda, muhafzlar
denkleri zmeye baladlar. Az sonra,
hazrlanan evlekteki karlar temizlenip
evresine bek bek ateler yaklmt
bile. Katrlarn srtndaki adrlar
kaputlar iki kat gelecek biimde zemine

yaylp zerine, bulunabilen kuru aa


gvdelerinden birka, dalyla budayla
yerletirildi. Muhafzlarn tilki
derisinden yaplm kalpaklar, koyun
postu srtlklar, ca-mu gn arklar
slanm, arlam, souu iliklerine
geirir olmutu. Isnmak iin kimisi
oturup ayaklarn ovuturuyor, kimisi
parmaklarm katrlarn kasklarna
dayayp kuyruklaryla da topuklarn
saryorlard. Bazlar da areyi, am
aalarnn gvdelerini urganlarla
evirmek suretiyle atlar ve katrlar iin
hazrlanm basit ahrn iine kapa
atmakta buldular. Burada atlarnn
gvdelerini kendilerine siper edinip
onlarn vcut ssndan yararlanyorlar,
yllar yl birbirlerine iyice altklar

atlaryla koyun koyuna uyuyorlard.


Karanlk kt saatlerde kar ve tipi
iddetini arttrmaya balad.
Muhafzlarn yakt ateler de birer
birer snyordu. Nbetiler iddetli
ayazdan ve ar yorgunluktan uyumu,
gzleri kapanma ve kanlar donma
noktasna gelmiti. Herkesin bann
aresine bakmay yeledii saatlerde ise
uzaktan uzaa kurt ulumalar, akal ve
srtlan sesleri duyulmaya balam, katr
ve atlarn huzursuzluklar gittike
artmt. mr at srtnda geen
60 um
b a b i I' d e lm stanbul'da a k I
6I

askerler bylesi dalarda atsz kalmann


ne demek olduunu iyi bildiklerinden
olacak, kendi salklar kadar onlarn da
hayatn dnyorlard. Nbetilerin
ikazyla uyanan birka muhafz ite bu
yzden, atlar kap gitmesinler diye
hepsini ayaklarndan birbirine
baladlar. engelistana dnm uzun
aalar ve kar frtnasndan gz gz
grmez olmutu.
Gece yarsn geince avularn
huhlamakla megul devriyelerden biri
dikkat kesilip karanln sesini dinledi.
Sanki havada bir tehlike sezmiti. Kesik
kesik sincap ve veyik sesleri geldi bir
an kulana. "Acaba..." diye sylendi
iinden, "Bir eyden mi rktler?"

Hayvan seslerini taklit ederek gece


haberlemesi yapmann yaygn olduu
bir corafyada bulunduunu dnd
sonra. Daha dikkatli dinlemeye balad
ve dier nbetiyi nledi usulca. Fakat o
da ne, arkada yerde yatyordu. Tam
"Basldk!" diye baracakt ki bir
hanerin boazna dokunan serinliiyle
yklverdi. Dnyadan gznde kalan son
hayal, iki yanda brakp sefere kt
olu oldu. Karanl yrtan "Haaaak!"
l da son sesi.
Ortalk bir anda grtlak grtlaa gelen
cenkilerle dolmutu. Yarm saat kadar
sren boumadan sonra iki taraf
birbirlerini tanyp dost dman belli
olmu, kllar ekilip akaralmazlar ele

gelmiti. Ortada kalan on kadar cesedin


iki yannda, eski da adamlarn andran
zebellah herifler birbirlerine saldrmak
zere emir bekliyorlard. Salavattan
rkm eytanlar gibi bakyorlard
karlkl yzlerine.
Gelenler, Grc Mavrol Han'n kz
Perihan yznden saray ile aras alan
ve Perihan'n ihanetinden sonra "Avrat
hatr iin avrat szne uyan avrattan
kt olur!" diye dvne dvne
Osmanl'ya isyan edip Celali olan eski
Erci Beyi'nin adamlaryd. Bastklar
kafilenin kimler olduundan haberleri
yoktu. Diyarbakr'dan ktklarn
grnce sandklar neyse de atlar ile
zerlerindeki giyeceklere tamah edip

pelerine dmlerdi. Osmanl


bakentine gitmekte olan Basra
hazinesiyle
.-t
karlaacaklarn bilselerdi phesiz
daha kalabalk gelirler ve ilerideki sarp
kayalklardan birinde pusu kurarlard.
Yalnzca ilerinden biri neyin peinde
olduunu biliyor ve savamak yerine
gzlemlemeyi yeliyordu.
Sessizlii, konumasndan ah ismail
bendelerinden olduu anlalan Celali
aas Kk Acem bozdu. Bu adam,
unsuz evin hamurunu bulup ineksiz evin
sdn ier takmndan zalim bir haydut
idi. Erci Bey'ine bal grnr ama

basknlardan elde ettii her eyi el


altndan iran'a gnderir, gnlerce
arklarn ve giysilerini karmadan
ordan oraya gezip lokmaclkla urar,
bana toplad azl haydutlar
geindirmek iin klk deitirip
Osmanl askeri kyafetiyle ky basar,
bylece Erci Beyi'nin itibarn
arttrmaya alr bir ahseven aas idi.
Karacada civarnda konuland
yllardan birinde, adamlaryla birlikte
dalarda zemheri frtnalarna yakalanp
da onsekiz kar karlar stnde, souktan
adamlarnn elleri ve ayaklar donmaya
balaynca en yakn kye baskn verip
herkesi evinden atarak adamlarn
yerletirmi ve bazlarnn kollarn
testere ile kesip tedavi etmeye

almt. Evinden baka gidecek yeri


olmayan bir kadnc beikteki
bebeiyle birlikte karlar zerine
frlatmas ky halknn sabrn tarmca
6 2 um
babil'de lm istanbul'da ak|63
diklenmiler ve o da kyn erkeklerini
ldrtp kadnlarn kendi evbalarma
peke ekmi, ondan sonra da dostdman arasnda kaybettii btn itibar
ve erefini gz ard edip ekyal
raconuna uygun yapmaya balamt.
Cinayetler, basknlar, talan, alp
rpma... Her trl ktlk beklenen
birisi olmutu artk. Allah sanki
kalbinden btn merhamet hissini alm,

yerine de iddeti koymutu, ikenceden,


eziyetten, zulmden onun kadar zevk
alan bir baka insan daha
dnlemezdi. Yanndaki adamlarnn
bile kendisine gveni var saylmazd.
Hepsi ya korkularndan, ya da karlar
hesabna onun saflarnda bulunuyorlard.
En son olarak bast kyde srf bir
para snmak iin kylnn ahrlarn
ve bo ambarlarn yaktn bilmeyen
yoktu. imdi yine sahnedeydi ve bast
kafileyi kolay lokma grdnden olsa
gerek, kaln ses tonuyla bir mani okudu:
Horozu kapanda Beygiri tepiende
Devesi apmda Ver mene bir Abbasi
istedii Abbas o yrelerde tedavlde
olan geer akenin adyd. Bunun anlam

da gzellikle sandklar istemekti. Beri


yanda Emir Rait'in Yasavul Aas onun
bu arzusunu iirle dile getiren slubuna
yabanc saylmazd. Kendine gvenini
gstermek ve adamlarna cesaret vermek
iin diklendi:
Men gazanp yetirem Apartp hara
virem zne krem krem Nah sana
eek spas
Bu olumsuz cevap iki tarafn da
akaralmazlar atelemesi iin yetti. O
anda otuz kadar adamn birdenbire yere
ykln ben deil kim grse yrei
dayanmazd. stelik hl her aacn
arkasnda bir akaralmaz pusudayd.
Atlarn ve -katrlarn vahi

kinemeleri arasnda kimin kimi


vurduu, yahut kime kl sallad belli
deildi. Yalnzca bir kii, vurumaya
girmeyen, geride kalarak kaln bir am
gvdesinin arkasndan ete vurumasn
seyreden adam herkesi grebiliyor,
ktalin seyrini saniyesi saniyesine
izlemeye alyordu. O, savamak ve
ganimet toplamak iin deil, emir ald
efendisinin huzuruna grevini yapm
olanlarn gururuyla kmak iin
buradayd. Saatler ilerledike sesler
birer birer azalp lm feryatlar arka
arkaya oald. Sabaha doru kan
kokusuna gelen kurtlar etrafmz sarm
ve ne kadar ceset var ise
paralamlard. Zavall kheylanlar da
halatlarla evresi alnm ahrlarnda,

dizginlerinden birbirlerine bal


olduklar iin, sr sr kurtlarn
saldrsndan kurtulamamlar, ou ac
hrltlarla can vermiti.
Gn kknarlarn ve amlarn ine
yapraklarndan szlerek beyaz karlar
zerinde yakamozlar vurmaya
baladnda, sipahi bl erlerinden
Alacaatl Mustafa dmek zere olduu
aatan aaya bakt. Gece sesler
kesilip de kurt srlerinin havlamalar
yaklanca aaca trmanm ve iki atal
arasnda beklemiti. Bulunduu yerden
kurtlarn birer ikier geldiklerini ve
karnlar doyduka gittiklerini gryor,
arkadalarndan yahut atlardan kurulu bu
kurt sofrasnn boalr gibi olduka bu

sefer de akallarn geldiklerini izliyor,


sesleniyor, baryor, aacn dallarn
sallayarak zerlerine kar dkmek istiyor
ama hibirini kartamyordu. Zaten ok
gemeden derman tkenmi, donma ile
baylma arasnda kendinden gemiti.
imdi gzlerini atnda nce olanlar
hatrlamaya alt ve kendini yoklad.
Evet, kurtulmutu, hayattayd. Ama neye
yarard, btn yoldalar lmt.
evrede a kurtlardan ve akallardan
bir eser grnmediine sevindi. Yava
yava aatan indi ve srtna giyecek bir
eyler aramak ve yarasn sarmak iin
paralanm giysileri yoklamaya
balad. Bir ara yerdeki bedenlerden
birinin kmldadn grd. Kolundan
yara alp kan kaybettii iin baylan bu

adam, yenieri nc ortasnda ayn


sahana kak aldklar Gke Ali idi.
zerine sandk
64
devrildii ve akta kalan ayaklarn da
bir kpek lei rtt iin gece kurtlar
ona pek ilimemilerdi. Derhal yanna
vard ve zerindeki sand kenara itip
srtst evirmeye alt. O Gke
Ali'nin ar bedeniyle urarken Kk
Acem'in yoldalarndan biri zannettii
ejder suratl bir adamn elinde kl
karsnda durduunu grerek rkt.
"Belli ki o da benim gibi aata
saklanm!" diye dnd nce ve eline
geirdii bir dal paras ile kar
koymaya alt. Ne var ki adam gl

km, klc boazna dayayp stne


km, "Bana kitab ver, yoksa son
duan oku!" diyordu. Alacaatl'nn
aknln o anda benden baka kimse
anlayamazd. Zavallnn ne benden
haberi vard, ne de benimle ilgili olup
bitenden. Anlamsz gzlerle stndeki
zebellah adama bakt. O srarla "Kitap!"
diyordu, elinde Efendim Fuzul'nin
matara kayn gstererek, "Bu kayn
sahibinin yazd kitap!.. Bana kitab
ver! afak skeli sandklar ve
adamlarnzn zerini aryorum, onu
nereye sakladnz sen biliyorsun
mutlak! Kitap!" Alacaatl adamn elinde
sallad kaya ve zerindeki iaretlere
akn gzlerle bakarken "Hangi kitap?"
diye sorsa bile kendisinin hangi kitap

olduunu bilemeyeceini biliyordu.


Belki birka nefes daha kazanp adamn
boazndan ekilmesini salayabilirim
sanyor, onu lzumsuz cevaplar ve bo
cmlelerle oyalamaya alyordu.
Hayata ballk bu demekti zahir. Bir
dakika sonra leceini bile bile bir
dakika daha fazla yaayabilmek iin
rpnmak bu demekti. Ben bir yandan
olanlar seyrederken dier yandan
Efendim Fuzul'nin matara kayna
bakyordum. Gerekten de kay o kay
idi. Acaba Efendim'in bana bir ey mi
gelmiti?! Acaba bu kay bu adamn
eline nasl gemiti. Kimdi bu adam?
BC'den mi yoksa hazine avclarndan
m? Neden bu kadar zalimce davranyor,
neden bu kadar acmasz olabiliyordu?

Gsne kt adamn da bir hayat


olduunu dnmemek bakmndan
geceki kurtlardan bir fark olabilir
miydi?! aresizlik, altta kvranan
adamn sesini iyiden iyiye yalvarlara
itmi ama onu yumuatmaya yetmemiti.
Ve hi olmayacak bir ey oldu
babi'de lm istanbul'da a k j 6 5
ve tam haner Alacaatl'nn boazn
kesecei srada bir el silah sesi duyuldu.
zerindeki arln gsne ylp
kalmas, Alacaatl'ya nce kendi lm
gibi gelmi ve damarlarndaki kann
boald hissini vermiti. Ne ki bilinci
yerindeydi ve len kendisi deildi.
Davranp zerindeki arl yana itti.
Meer bu barna Gke Ali'nin

iyiden iyiye kendine gelmesini salam


ve arkadann zor durumda olduunu
grnce son gcn toplayp
akaralmazn atelemesine kap
aralamt. stelik arkadann
bahsedilen kitaptan haberi olmadndan
da haberdar idi. nk akamki engin
en iddetli yerinde, dizken aas
kendisine yaklap, "Bre Gke
karndam, vazifen bu kitab istanbul'a
ulatrmaktr. Hazinelerden ve hepimizin
hayatndan nemlidir." demi, o da beni
koynuna sokup yle vurumutu. O gece
yazlarma zarar gelmemesi, ve
tomarmn dalmamasn, vurumann
iddetiyle karlar zerinde
paralanmamam ben ite bu Gke
Ali'ye, bu Trkmen yiidine

borluydum. Sabaha kadar o dke


ben de dm hissetmi, sandn
altnda baygn iken donmamas,
yarasndan akan kann durmas iin dua
etmitim. Olanlar bana deerli olduumu
ve peimde insanlar dolatn
hissettirmiti. Efendim Fuzul, Sryani
ktphanecinin vasiyetini yerine
getirerek Siru balkl hanerin
kabzasndaki srr ifreleyip ykmn
iine kartrm, esrarengiz haneri
Badat'ta dut aacnn altna gmerken
de, sonra karp karanlk yzl
insanlara verirken de bu dertten sonsuza
kadar kurtulduunu dnmt ama,
belli ki matara kaynn astarna
koyduu erit, benim bama iler
amaya yetmiti. Kay eridi ile haner

bir araya gelmedike BC'nin srr


zlemezdi, bunu biliyordum. Ama ite
erit kt niyetlilerin eline gemiti bile.
"Bu kay Efen-dim'den alanlar acaba
kendisine bir kemlik ettiler mi?" sorusu,
ite bu yzden cierimi hep yaka geldi
ve imdi bile bu soruyu kendime her
soruumda zlrm..
66 I um
akallarn ve tilkilerin rkek baklar
arasnda iki arkada, Alacaatl Mustafa
ile Gke Ali evreye bakndlar. Her
taraf ceset doluydu. Gece devam eden
kar, baz cesetlerin ve Basra hazinesinin
stn rtmt. akallarn eeledii
cesetler ise tannmaz haldeydi. Kendi
yoldalarndan hayatta olan baka biri

kalmamt. Hemen bir ate yakp


evrelerine gelmeye balayan vahi
hayvanlar oradan uzaklatrdlar.
stelik yiyecek bir eyler de bulup
piirmiler, srtlarna meyecek
elbiseler giyinmilerdi.
leye doru artk biraz daha
kendilerini gl hissediyorlard.
Gke'nin yarasndaki kanama da
durmutu. Hazine sandklarndan birini
atlar. Birer murassa haner ile er
zmrt alp yeniden kilitlediler ve akta
kalan hazine sandklarn, krdkleri
kar ile rttler. Ayakta kalan drt attan
ikisini eyerlediler. Gece boyunca
kurtlara yem olmamak iin rpnp
halsiz den yarah atlarn balarna birer

kurun skmay da ihmal etmediler.


Alacaatl Diyarbakr'a gidip valiye
durumu haber verecek, Gke Ali de
stanbul'a yollanp olup biteni ilgili
yerlere anlatacak, sonra da beni
Bedsten'de Kara Piri'ye iletecekti.
Cesetleri gmmeye zamanlar olmad
iin eski arkadalarnn ruhlarndan af
dileyerek vedalatlar.
imdi Gke Ali'nin terkisinde
istanbul'a gidiyorum. imde Leyl'nn
ak, koynumda da bir mektup ile
Efendim Fuzu-l'nin gazelleri var.
ykmn arasnda BUAM'n uzay
bilimlerinin srlaryla dolu tabletleri ile
Babil hazinelerine alan kapnn ifresi
gizli. Frsat el verirse bir gn geri dnp

kara gzlm arayacam. Kim bilir,


belki kader onu da savurur sultann
lkesine ve bir yerlerde buluuruz. Tabii
ben onu bulmadan, BC beni bulmazsa.
LeylaaaaaaaaL
Bu ehr-i Sitanbul ki b-misl U behdr
Bir sengine yek-pre Acem mlk
fedadr
Nedim
Bu paha biilmez stanbul ehri ki
dnyada bir benzeri daha yoktur. Orann
bir tek tana, ran diyar (veya btn
ecnebi lkeler) batanbaa feda
olsunlar.

VI
Bu, Gizli Kimlikle Dalar Tepeler
Getiimiz stanbul'a Yetmek in Akla
Karay Setiimizdir
Gke Ali, yol iz bilmeden, karl
dalardan ve frtnal tepelerden, kpek
sesleri duyduka belki bir yerleim yeri
vardr diye sr tezeinin duman
kokusunu ala ala, haramilerin ellerine
dmeden, ormanlarda, srlm
tarlalarda, orak vadilerde gnlerce at
srd. Kh yollarda kirpi ve tavan
yedi, kh dalarda kar sular iti. Gece
olduka koynunda, gndz giderken
terkisinde saklyordu beni. Okuma
bilmiyordu, "Bir svari iin bir kitap
ykten baka nedir ki?!.." diye geirdi

bir ara iinden. Ama emanete hyanet


etmeyecek bir adamd ve dizken
aann vasiyetine uymak zorunda
hissediyordu kendini.
ehir ve kasabalara yakn gidiyor ama
asla halk iine karmyordu. Nihayet
sekizinci gnde Sivrihisar civarnda,
halktan uzak bir bahe iine kurulmu
Bektai tekkesinde ilk defa scak bir
orba iti ve yumuak dekte yatt.
Ertesi gn huzuruna kt baba-dedeye
bana gelenleri anlatp klk deitirdi.
68 LM
Koynunda beni sakladndan hi
bahsetmedi ona. ilk defa scak orba ve
yumuak yatak ile biraz kendine

geldikten sonra atn tekkeye balayp


yola koyuldu yeniden. Bu sefer yaya
giden bir Kalenderi abdal idi ve
yolculuunu tam onbir gnde tamamlad.
skdar'da bindii kayk, iri dalgalar
arasndan istanbul surlarna doru
yaklarken yol boyunca srt srta
yattm Basra hazinesinden alnma
murassa haneri ve beni, kayk *
ve dier yolcularn dikkatini
ekmeyecek ekilde torbadan yava
yava kard. Sanki gndelik ilerini
yapmaya devam eden bir tacir gibi
davranyordu. Haneri belindeki
kuann iine aprazlama soktu.
Birisini serpuunun iinde, dierini
arnn ucunda, ncsn de

pazubendinde saklad zmrtleri eliyle


tek tek yoklad, ii rahatt artk. Bundan
tesi emin belde istanbul idi. Halk
buraya Drulemn, yani ki "emniyet
yurdu" diyordu. Burada kanunsuzluk
olamazd.
Denizi ilk o gn grdm. Vatanm
saylan Dicle'den birka kat daha geni
olan Boaz sularnn Marmara'ya akt
burnun ucundan Halic'e doru uzanan
surlarn iindeki istanbul'un yeil
korular arasnda yer yer grnen bir
kuleler, dikili talar, antlar ve minareler
kenti olmas dikkatimi ekti. Halic'e
bakan yamalarda st ste binmi gibi
ahap evler var idiyse de
babil'de lm istanbul'da a k | 6 9

genelde ehrin bek bek grnen


mahalleleri, balar ve baheler arasnda
birbirlerine kol uzatm, biraz srt srta
veya omuz omuza vermi ltl
sevgililer gibi grnyordu. Surlarn 16
kapsndan byklkte nc
durumdaki Bahekap-s'ndan
girdiimizde tedirgin yzler ve korkarak
yryen insanlarn doldurduu bir kentle
karlatm. Bir hafta nce kimi
meydanlardaki lklarla, kimi kaplara
vurulan yumruklarla uyanan halk
sokaklara dklm, dehet iinde
dnyann sonunu yaam. Yakn kyler
ve kasabalar dahil saatler boyunca
herkes bir kyamet provas seyretmi.
Gkyz tutumu, yldzlar yere

dklmeye balam. "Bahem yldz


doldu!" diye lk atan kadnlar,
dolunay byklnde ate toplar
grmler atlara ve yollara den.
Sabaha kadar ikiyz ellibin yldzn
yadn sayanlar(!) bile olmu. Ertesi
gn herkes bir kyamet beklentisi iinde
tedirgin ve tevbekr olmu, iki gece st
ste hi kimse doru drst uyumam.
"Bamza gkten ta yayor!" diye ne
atlan birtakm hocalarn halk dehete
salmalar kentin dzenini allak bullak
etmi. Bir yandan camiler dolarken,
dier yandan sur diplerindeki gizli
genelevler talanmaya, kahve ve tnbeki
dkkanlaryla koltuk alt meyhaneleri
yklmaya balanm. Daha bir gece
evvel ayn yerlerde zevkle sarho

olanlar, kt kadnlarn koynunda


yatanlar yapm btn bunlar stelik.
Dn de i bir fahienin sokakta
paralanmasna kadar vardrlm. Etleri
dilim dilim edilip kentin dikili talarna,
emelerine ve nar aalarnn
gvdelerine ivilenmi ibret alnsn diye
zavall kadnn. Halkn dilinde saraya
kar bir fke olduu hemen anlalyor.
Devleti ynetenlerin ileri kadnlarn
gdmne braktklar, rvetin her
yerde yz gstermeye balad,
alverilerde fiyatndan fazlaya
mallarn satlr olduu, insanlarn
azgnlk ettikleri ve btn bunlara
karlk Allah'n gkten ta yadrd,
bundan ibret almak gerektii gibi
konular hemen her yerde konuuluyor.

Kimileri de bu dehet gecesinin


etkisinden abuk kurtulmu ve srp
giden gndelik kavgalarna dnmeye
balamtlar.
7 0 L*M
Sur kapsnda yol ikiye ayrld. Devlet-i
Aliyye'nin kalbi Top-kap'ya giden yol
ta deliydi ve bostanc neferlerinin
nbet tuttuklar giriinde halk birikmi,
mneccimbann saraydan dnn
bekliyordu. Seyyar satclar, macuncular
ve zembiline koyduu kitaplarn
reklamn yapan tellaln sesi, kalabaln
bouk grlts iinde kaybolup
gidiyordu. Her birinin azndan trl
laflar kyor, biraz sonra
mneccimbaya soracaklar sorular

birbirlerine sorup yorumlar


yapyorlard. Yazk ki bunca kalabalk,
balarna den talarn ne olduunu
deil de neye iaret olduunu renmek
istiyorlard, istanbul fethedildii zaman
grnen kuyrukluyldz ehrin
dnden sorumlu tutan kardinaller
gibi, mneccimba da imdi bu yldz
yamurlarn uursuzlukla
yorumlamayacakt. "Eer" diye
dndm, "Mneccimba Bilge
Akeldan'n bildiklerini biliyor olsayd,
bunun bir gkta yamuru olduunu ve
Tanr'nm her otuz ylda bir bylesi
havai fiek gsterilerini bizim iin
bahettiini syleyip korkmamalar
gerektiini tembih edebilirdi, ama galiba
zavall imdi kendisi de halk kadar

korkuyor olmaldr."
Gke Ali'nin sapt toprak yol kentin
yerleim merkezine doru gidiyordu ve
biz, iki tarafl tek tk evler, bedesten ve
ka-palar derken Eskisaray nnden
geerek onun yenieri ayakdalarnn
bulunduu Etmeydan'na vardk. Gke
Ali'nin ka zamandr seferlerle,
savalarla, kan ve iddetle tank geen
zamanlarn kalnts olarak ruhuna sinen
tedirgin dncelerden kurtulduunu ve
stanbul'a ait sde hayat zleyen
huzurlu kalp atlarn duyabiliyordum.
Admlarnda bile bir tazelik ve akraklk
vard artk. yldr grme frsat
bulamad kentin fazla da deimediini
dnyordu. Yalnz kla yaknlarna

gelince, vaktiyle kaytl olduu orta


neferleriyle birlikte ara sra talim iin
ktklar, iki yakada Mesihi Mescidi ile
Bizans su kemerine yaslanan ayrda bir
antiyenin kurulduu ve temel
kazclarn, dlgerlerin, ta yontucularn,
demir dkmclerin, kumcularn ve
kireilerin harl harl altklarn
babil'de lm istanbul'da ask71
grmek onu pek meraklandrd.
"Herhalde" dedi iinden, "Sleyman
Han'n gen len sevgili ehzadesi
Mehmed iin yaptraca ilan olunan
klliyenin temelleri bunlar olsa gerek."
diye dnd ardndan. Grdklerinin,
mimarba Sinan ustann ilk defa cami,
medrese, trbeler, aevi, kervansaray,

sbyan mektebi, muvakkithane ve


sebilleri ayn kompleks iinde toplamay
dnd ve izimlerini buna gre
yapt ehzade Klliyesi olduunu ok
sonra renecekti. "Kolay gele Sinan
usta!.." dedi iinden, "Kolay gele!"
Klann kapsna geldiimizde dervi
kyafetinden dolay, "Hayrola erenler,
tekkenin yolunu mu kaybettin?" diye alay
eden nbetilere Gke Ali yn abasn
ap omuzundaki dvme iaretini
gsterdi. Bu iaret, yenieri ortalarnn'
sancak ve flamalarn-daki iaretin ayns
olan bir kurt dvmesiydi ve derhal
ieriye buyur edilmesini salamt.
nce biraz eski yoldalaryla grp
hasret giderdi, sonra blk orta reisine

kp bandan geenleri bir bir anlatt.


Ardndan da yenieri aasna haner ile
zmrtleri teslim edip maceray rapor
etmek zere beraberce sarayn yolunu
tuttular. O gn ben klada kaldm.
Dorusu bu muhteem kenti grdkten
sonra bir de orann kalbi saylan
Topkap Saray'n grmeye dayanabilir
miydim, bilmiyorum. stelik bu asker
klasnda elenceli gnler geirecee
benziyordum; her ey bana o kadar
yabanc ve o kadar ilgin geliyordu ki!..
Gke Ali beni bedestende Kara Piri'ye
teslim ettiinde gnlerden sal idi. Orta
boylu, temiz yzl bu karayaz adam
nce Aya Paa'nn mektubunu okudu.
Sonra ayr sayfalarda yazl olan

gazelleri alp gz gezdirdikten sonra


katlayp serpuunun arasna koydu.
Akam evine gitmeden nce de khyasn
arya gnderip kuruyemiler,
mezelikler, mevsim meyvalar almasn
tembih etti. Meer bu hazrlk benim
iinmi. Cumaya kadar Kara Piri'nin
Yedikule'deki evinde emektar lala
tarafndan sayfalarm batan sona yksek
sesle okundu. Leyl ile yaadmz
7 2 um
babil'de lm istanbul'da ajk[73
hazin akn yksnden en ziyade
etkilenenler evin kk olu ile gelinlik
kz, bir de cariye Dileker idi.
Dileker'i grnce Efendim Fuzul'nin,

yky yazarken bu kz grerek


yazdn zannettim. Sayfalar bir bir
alrken Kara Piri'nin etine buduna enli
hanm sk sk ban kerevite koyup
ekerlemeler yapyordu ama Dileker ile
evin gen kz kendilerinden
geiyorlard. Leyl ile Kays'n lde
bulumalar blm okunurken
Dileker'in yama arasndan, kirpiine
takl kalan gzyanda o sahneyi btn
gereklii ve ayrntlaryla grdm.
Benim akm ile Dileker'in kalbi
arasnda belki de ezelden kalan bir sevgi
ba vard. Belki de ezel bezminde
ruhlarmza nasipleri datlrken ak
isteyen gnlm o srada bu kzn yannda
duruyordu. Belki de orada benim
nasibim yalnzca aktan, acdan ve

heyecandan yazlm, kader defterim


bunlarla doldurulmutu.
Dileker'in gzyan damtan sayfamda
bir minyatr eskizi yer alyordu ve bu
eskiz Efendim Fuzul'nin kmr karasna
dokundurduu kirpi oku kaleminin
izlerini tayordu. O anda kendimi
minyatrn silik izgileri arasnda Leyl
ile lde buluurken grdm. Bedenim
yar plalc, etrafmda kurt ile kuzu,
aslan ile ceylan, kartal ile gvercin
akn bysne kaplm ylece
oturuyorlard. Leyl elini uzatm, "Ey
vahilere bildik, benimle yabanc olan!
Ey derdime derman, gnlme sultan!
Beni tanmadn m; Leyl'n bilmedin
mi? Yoksa unuttun mu; hani seninle ben,

kcktk, okula gitmitik, sevmi


sevimitik. Bir tende iki can, bir
kabukta iki badem idik.." diye
anlatyordu bana. Evet evet, burada
Efendim Fuzul beni resmetmeye
almt ve bu sahnede her ey ne
kadar da benim hissettiklerime uygundu,
yknn sonuna doru, iimde bugne
kadar gizlenen ruhun Kays'a ait olduu
gereini bir kez daha grdm. Yoksa
bininci beytim okunurken kendi
mezarmn banda bekleyen Leyl'y
eski tazeliiyle nasl grebilirdim ki!?.
stelik Dicle yamalarnda beni
dudaklarna lyk grmeyen kzn hayali
de yoktu artk gzmn nnde.
Karmda Leyl vard.
Amiroullar'ndan Mehdi'nin kara bahtl

kz Leyl. Ve ben,
Leyl iin llere den lgn,
Mlevvah'm olu Kays. Ama yine de
ben Mecnn, Efendim Fuzul'nin klesi.
Bir de BC'nin srr; duygu dnyamn
hayata ynelik penceresi. Beni iki kat
aranlr yapan sr...
Kara Piri'nin evinde ykmn
sonuna gelindii gece Dileker fenalk
geirmiti. Evin gen kz da gizli gizli
aktt gzyalarn aikr etmekten
ekinmedi. Soranlara Leyl iin zl-J
dn sylemesinin yalan olduunu ben
biliyordum. O, iki
ay evvel arda gizlice elini tutan
civelek olann akyla alyordu. Onu

yakan hasret alevi benim de iimi


kavurmu, bana Leyl'm hatrlatmt.
"Kaderim gzelleri alatmak olmamal!"
diye dnmeye baladm imdi de.
Leyl'y aramak iin ktm bu
yollarda ksmetim hep gzya olsun
istemiyordum. Yoksa kendi gzyalarn
kadar bakalarnn gzyalarndan, kendi
hicranm kadar bakalarnn
hasretlerinden de sorumlu grecektim
kendimi.
in bir de farkl boyutu vard.
Satrlarma gzlerini ilitiren-ler,
bakalarna hissettirmediklerini
sandklar aclarn benden
gizleyemediklerini bilselerdi acaba bana
hangi duyguyla yaklarlard?! Daha

dorusu, istemeden onlarn mahrem


hayatlarn izlediimi bilselerdi... Onlar
benim yalnzca cildimi okuyorlar,
sayfalarma bakyorlar, d yzm
gryorlard, ama ben onlarn dlar
kadar ilerini de biliyor, yreklerinden
geeni anlyordum. Bu bana ac
veriyordu. nk onlarn neeli anlar,
kederli zamanlarndan, zntleri de
sevinlerinden daha bykt. Grnte
hemen hepsi mutlu idiler, ama derinlerde
bir yerlerde daima hznlere
batmlard, "insanlar hep byle mi?"
diye dnmeye balam, "Acaba Dicle
yamalarnda braktm sevgili
Leyl'mn da kederleri var myd?" diye
merak etmitim. O zamanlar imdiki gibi
yetilerim gelimi deildi, insanlarn

kiiliklerini yalnzca parmak ularndaki


kan dolamndan kestirmeye
alyordum.
74
Bakalarnn mahrem hayatn bilmenin
ne ar bir yk olduunu ilk kez Kara
Piri'nin evinde anladm. Hane halknn
ben yokmuum gibi davranmalar,
gzlerimin nnde pervasz tavrlar
olaanm gibi yapmalar, hele yalnz
kaldklar zamanki davran ve
dnceleri kendimi bir namus hrsz
gibi hissetmeme yol at. Sz gelimi
Kara Piri'nin kznn geceliini giyerken
arkasn bile dnme gerei duymamas
beni ldrtt. Ben hissedilmek, fark
edilmek, muhatap alnmak istiyordum

oysa. Yazk ki Kara Piri'nin sevgi ykl


kzyla yalnz kaldm o gecede ben,
Efendim Fuzul'nin ak oaltan klesi
gibi davranmak istedim nce ve
kirpiklerimi yumdum skca, ama
baaramadm bir trl gzlerimin,
karmda soyunan gzellie kaymasn.
istanbul'un Bizans'tan kalan tlsml
stunlarn ve kiliseden dndrlen
camilerini, Maktul ibrahim Paa'mn
Makbul olduu zamanlarda Viyana
seferinden dnerken askerlerine top
arabalarnda tatp grkemli saraynn
nnde kalan Bizans hipodromunun
harabeleri arasna diktirdii Vens,
Apollon ve dier ryan Yunan
heykellerini birer birer geride brakarak

gidiyorduk. Bunlar, sanki torunlar


kepazeliklerini seyredip de ibret alsnlar
diye donup kalm beyaz gnahlarn
bakir ve bakireleriydiler. Ama kader
onlar torunlarndan uzaklatrp
seyredenleri terletecek bir utancn
ortasna atvermiti. Ben, Kara Piri'nin
kadife astarl kaftanna yaslad elinde
duruyordum. Yanmzda Hoten'den kt,
baharat ve ipek getiren ekik gzl bir
bezirgan vard, istanbul'a ilk defa
geldiini konumalarndan anladm bu
adam ok merakl biriydi. Bir ara onun
BC yelerinden biri olduu zehabna
bile kapldm. Kenti tanmak istiyor,
grd her eyi soruyordu. Dikkatini en
ok da dikili talarn ektiini
biliyordum. Nitekim Kara Piri

sorularndan bunalmasna
anlatyordu: "Bu stunlarn hemen hepsi
Bizans'tan kalmadr. Halk eskiden
hepsinin birer tlsm olduuna
inanyordu. Antik adan Ortaa'a
geen inana gre bu stunlardan kimisi
zelzeleye,
babil'de lm istanbul'da ask|75
kimisi yangna kar ehri
koruyordu ve bizzat krallar tarafndan
keilere okutturularak diktiriliyorlard.
Artk ehirler kurulur yahut onarlrken,
al trenlerinde tlsml stunlar
dikmek her memlekette yaylmtr,
istanbul'da bunlardan pek ok vardr.
Eski saray nne Konstantin zamannda
dikilen u stunun bin para beyaz

mermerden yapld, drt tarafna canl


gibi duran asker figrleri yerletirildii,
zerine de peri yzl bir b-4 kire
heykeli konulduu, bu bakirenin ylda bir
kez barp btn
kular bana toplad ve gkte oluan
izdihamdan dolay baz kularn lp
yere dtkleri, halkn da kular kapp
kutsal yiyecekler gibi ifa diye yedikleri
bunlarn en nlsdr.
Tavukpazar'ndaki u stunun yerinde
eskiden krmz renkli som mermerden
silindirik bir stun varm. Kent
zelzeleden yklnca tamir esnasnda
tlsm olarak bu stunu dikmiler.
Tepesinde bir srck kuu rlyefi yer

alrm o zamanlar. Zelzeleden yklnca


emberlerle tamir etmiler de ad imdi
emberli Ta olarak kalm."
Kara Piri enesini dinlendirecek kadar
konumasna ara verdikten sonra yine
sorulara bouluyor, sonra yine
konuuyor, yine ara verip yine
anlatyordu:
"Surdaki alt mermer direk, alt bilge
insan adna dikilmi. Bunlardan zerinde
tuntan kara sinek resmi olann devaml
bir sinek sesi kardna ve bu yzden
sivrisineklerin istanbul'a giremediine,
tepesinde kurt motifi tayan stun
sayesinde istanbul civarndaki koyun
srlerinin ayrlarda oban-sz
gezebildiine, birbirine sarlm iki

sevgili heykeli bulunan stuna da


geimsizlik eken kar kocalarn
sarlmalar hlinde aralarnn
dzeleceine inanlrm. Hl inananlar
bile var." diye ban ve elini sallad
Kara Piri, btl inanlara kaplmadn
gsterir bir eda ile. Arastaya doru
yaklatklarn grnce de ehir tur
rehberlii grevinin bitmekte olduuna
sevinip son bir gayretle bildiklerini
yanndaki tacir ile paylat:
7 6 LM
"istanbul'da bunun gibi salgn
hastalklara, yangna, dman
saldrsna, ahlkn korunmasna,
velhasl akla gelebilecek her eye bir

tlsm bulmak mmkndr. Halk, daha


oniki yl evvel Rum ve Ermeni
mahallelerinden bazlarnda, bir yenieri
aasnn, stanbul'u ylan, yan, akrep
gibi haarattan koruyan bal ejderha
motifli burma stundaki ylanlardan
birinin ban klcyla vurup
krmasndan sonra ehre ylanlarn
dolduunu syleyerek ortal velveleye
verdiklerini ve padiahn askerleri
tarafndan fitnenin nnn zor alndn
hatrlyor, ibrahim Paa'nn sefer dn
yzlerce asker ve ordudaki top
mandalarna ektirerek istanbul'a
getirttii heykelleri halkn ho
karlamamasmn asl nedeni biraz da bu
huzursuzluk idi."

Kara Piri'nin anlattklarn bezirgan ile


birlikte ben de masal gibi dinledim.
Nihayet ibrahim Paa'nn, belki de
sultann sarayna nisbet olsun diye
bylesine grkemli yaptrd saray
samzda brakarak arastaya vardk.
n saakl kk dkkanlarn
epeevre kuatt bir genie avludan
ibaret olan arasta, sefere klrken
orduya arlan zanaatkarlar rnek
alnarak kurulmu bir ar idi. Kara
Piri'ye gre istanbul'da belli mesleklere
ait arastalarn en nemlisi iinde hassa
blnden mrekkepiler, kt
tccarlar, ciltiler, ebruzenler, minyatr
ve tezhip sanatlar, divit ve hokka
imalatlar, gm iileri ve
simkeler, ibriim ve inecilerin

bulunduu bu arasta idi. Krtas eminine


bal olarak lonca sistemiyle
alyordu. nnde papirslerin,
parmenlerin, Badat, Pekin ve Viyana
ktlarnn ayr gzlerde tomarlamp
mteri bekledii bir dkkan geride
brakarak beraberimizde gelen bezirgan
ile buluacak olan Rstem Aa'nn
dkkanna girdik.
Mteferrikalardan olan bu yal adam
ayakl, deiik melodiler alabilen boy
boy, eit eit saatler yapyordu.
Dnyann pek ok yerinden kendisine
mteri gelir, ya istedii ebatta bir saat
siparii verir, yahut dkkannda sra sra
duran saatlerden birini hamallara
ykleyip alp gtrrd,

imalathanesinde yz
babll'dc lm istanbul'da a.k{77
kadar kalfa ve rak altrd
biliniyordu. Onun saatilik feir-nindeki
baars, yapt saatlerin kiriini
saksaan barsandan kendi elleriyle
ekmesindeydi. Dkkannn nnde
kurutulmaya braklm pis kokulu
ipliklerin aslnda zerine koku giderici
kimyasallar srlm saksaan
barsaklar olduunu o zaman anladm.
Saat rakkaslarnn ba dndrc hzn
geride brakp deirmi iltelere oturarak
eimli rahleleri zerine koyduklar
sayfalara tasvirler izen nakkalarn
bulunduu dkkana girdiimde yeni

evimin buras olduunu, en azndan


birka hafta burada kalacam
anlamtm. Dkkann ortasnda renk
renk boyalarn konulduu ini
fincanlarla dolu yuvarlak bir tezgah
duruyordu. Tezgahn ortasnda tel
taraklar, ii kum dolu kaseler, yars
suyla dolu bardaklarda ince ulu
fralar, mhreler, mstarlar, maktalar ve
keskiler vard. Tezgahn evresine
birbiri ardna yan oturmu bu temiz
yzl insanlar, yaptklar seri tasvirler
iin gnlk hesabyla ayda bir maa
alyor ve sipari zerine kitap
naklyorlard. Arada srada ok zel
resimler de iziyor ve bunlar deerli
mterilerine sunuyorlard. Ustalar
atlyede bulunmad zamanlarda

bahnameler ve cinsel ierikli kitaplara


ak sak tasvirler yapmaktan da gizli
bir zevk duyuyorlard. Sanatlar uruna
birou sonunda gzlerinin grme
yetisini kaybeden bu adamlar,
mrlerinin sonlarn genellikle
bakalarnn desteine muhta
yayorlard. Kendilerini teselli iin
olsa gerek birbirlerine, nak yapa yapa
gzlerinden olan ustalarnn ezbere nasl
gzel yk sahneleri izdiklerini
imrenerek anlatyorlard.
Ben, birounun yznde yaptklar
gzel tasvirlerin ruhlarndaki izdm
parlayan bu insanlarn nlerindeki
sayfalarn tasvirlerini gzden geirirken,
hepsi birden ayaa kalkp kapdan giren

yalca bir zat selamladlar. Meer


onlarn stadla-r saylan Nasuh Efendi
imi bu. Padiahn ordusunda iken gzel
matrak talimleri yapt ve herkesi ac
kuvvetine hayran
7 8 um
ettii iin Matrak Nasuh Usta
diyorlard ona. Saray nakkaha-nesinin
ba ressam idi. Efendim Fuzul onun
ismini sk sk anar, kendisini tandn
sylerdi. Sultann Badat' ald seferde
o da varm meer, hatta yolculuk
srasnda gidilen yerlerin, bu arada
Efendim'in kasabas olan Hille'nin de
minyatrn yapmm. Kara Piri ile
tanyorlarm meer. ki gn evvel
szleip bu vakitte Nakka Haydar'm

dkkannda bulumaya sz vermilermi.


Nasuh Usta beni ok merak ettiini
syleyip Kara Piri'den kendisine
gsterilmemi istedi. Gerekten de beni
eline alr almaz pp koklayarak uzun
uzun Efendim Fuzul'den bahsetti. Birka
sayfadan dizeler okuyup hayranln
belirtti. Sonra Haydar Usta'ya tembihte
bulundu:
"Yiidim! iimizde iirin kymetini en
ok sen bilirsin. Fuzul stadmn L&M
kitabdr, zenesin ve gzelletiresin."
Bu szler karsnda varlm iddetli
rzgrlara kaplm gibi titredi. Bir an,
"Evet, ite bu benim ve bu benim
hikyem!" diye barmak geti iimden.

Bu arnn ve bu nakkahanenin bana


gzel bir yuva olacan dnp
sevindim; "Kyamete kadar huzurla
oturabileceim bir yuva!" diye geirdim
iimden.
Ben, Amiroullar'ndan Mlevvah'n,
kaderi hazin yazlm ehzadesi Mecnn.
Efendim Fuzul'nin klesi; onun
kitabnda yayorum. Ve sen, nerdesin
Leylaa?!..
Kl-y marif satlr saklarnda Bzr-
hner ma'den-i Um ulemdr
Nedim
Bilgelik kuma satlr bu kentin
arlarnda, hnerin pazar kurulur.

Bastan basa bir bilim ve bilginler


ocadr vesselam...
VII
Bu, Gzellik Salonlarnda Uyandm ve
Mstesna Renkler le Boyandmdr
Nasuh Usta'nn kalfalarndan olan
Nakka Haydar Aa, gerekten de iirin
kymetini biliyordu. Efendim'in
dizelerini okuduka sevincinin
artmasn, kalbinin hzla vurmasndan
anlyordum. Arada srada tekrarlad
dizelere benzer kendince dizeler
mrldanrken, sanki Nigar mahlasyla
yazd iirleri Efendim'in beyitleriyle
rttrmeye alyor, nakka
kalfalarna arada srada beyitler okuyup

yorumlar yapyordu. ykmn ak


iinde nerelere hangi tr tasvirler
izileceini, hangi malzemelerin
kullanlacan tek tek anlatyordu.
Blmlerim arasnda bo braklm
yerleri ayrabilmek ve bu arada
sayfalarmn alt ksmlarndaki delil
szcklerini kaybetmemek iin bazen
ykm ezberlemeye yelteniyor, bazen
de iinden bu beyitlerin anlamlan
arasnda ifreler aryordu. Anladm ki
Haydar Usta'nn BC'den haberi vard.
Resim izilmek zere datt
80
sayfalarmdaki beyitleri alelacele kopya
etmesi de bunun iinmi gibi geldi bana.
Eer sralama yahut ciltlemede bir

deiiklik, yahut kazara bir kayp sayfa


sz konusu olursa zorda kalmamak, BC
adna grevinde ihmal gstermemek
istiyordu. Paralanan cildimden nak
iin ayrlan sayfalarm kalfalarn
ustalklarna gre paylatrld
geceden itibaren Haydar Usta ta ilk
beytimden balayarak beni okumaya
koyuldu. Bazen Fuzul mahlasyla
yazlm gazellerime hayran kalp
bunlarn Ni-gar mahlasn tamadna
zld, bazen iinde Ariya Akel-dan'a
ait bir iz ve bir sembol arad, bazen
ykmn akndan ipular yakalamaya
alt, ykme ait sahneleri sayfa
boluklarma izen kalfalar her kontrol
edite de Efendim Fuzul'nin eskizlerini
tekrar tekrar gzden geirdi. Bylece bir

yandan izilen minyatrlerin ykme


uygun olduunu kontrol ederken, dier
yandan Efendim Fuzul'nin izgilerinin
ana hatlaryla korunmasna da zen
gsteriyordu. Hatta kalfalar, onun ilk
defa bu kadar titizlenerek almasndan
bunalp arada bir gvensizlik
bunalmnn bagstermesine bile kap
aralamlar, bugne kadar meer
ustalarn tanyamam olmann
dedikodusunu yapmaya balamlard.
Bir param benden koparlmt ya,
izilen naklar en ok ben merak
ediyordum. Acaba insanlar beni
nasl.hayal ediyorlar ve bu nakkalar
beni ne kadar tanyorlard? Sayfalarma,
Efendim'in anlatmlarna uygun sahneler

izecekleri kesindi, ama acaba beni bana


ne kadar benzetebileceklerdi?
Sabrszlanyordum.
Kalfalar, daha evvel ize ize usta
olduklar sahneleri belirleyip raflarda
duran Nizam Hamsesi'nden ilgili
naklar tekrar gzden geirdiler.
Oralarda izilen resimlerime baktlar.
Ancak Efendim Fuzul naklanmam iin
yle yerlerde boluk brakm veya yle
ilgin sayfalarda yer ayrmt ki,
bunlarn dier mesnevilerde rneklerini
bulmak, yahut o sahnedeki ruh halimi
veya tavrm belirlemek olas deildi.
rnein, btn giysilerimi ve
babil'de lm stanbul'da ajkll

kymetli mcevherlerimi verip avcnn


tuzana dm ceylan yavrusunu
kurtarmam veya kendimi zincire
vurdurup Leyl'nn kyne gitmem,
orada birbirimizi grnce dp
bayldmz sahneler bunlardand, te
yandan Leyl'nn doum sahnesi ve
yaplan enlikler, okulda dier
ocuklarn arasnda yan yana oturup ders
dinlediimiz, Leyl'nn okuldan alnmas
zerine arkadalarmn beni krlara
gtrmeleri, babamn beni llerde
bulup eve dnmem iin yalvarmas,
dnrclerin Leyl'nn adrna gidip
onu benim iin istemeleri ve amcamdan
"Bende deliye verilecek kz yok!"
yantn almalar, aklmn bama
gelmesi iin dua etmek zere Kabe'ye

gtrlm ve eie bam koyup


"Tanrm, akm arttr!" diye ettiim dua,
geri dnte yine llere dp vahi
hayvanlarla dost olmam ve hepsinin
evremde dolanmalar, bn Selam'n
Leyl'y grp arplmas ve dnleri,
yiit Nevfel'in ordularn toplayp
Leyl'y bana almak iin amcamn
ordusuyla savamas, bn Selam lnce
Leyl'nn yas tutuyormu gibi yapp ak
hasretiyle alamas, sonra gelip lde
beni vahilerle otururken bulmas,
annesine vasiyet etmesi ve lmesi,
benim lm haberini alp mezarn
zerine kapanarak can vermem, hepsi tek
tek ve zenle iziliyordu. Her nak
tamamlandka Haydar Usta onu yeniden
kontrol ediyor, bir yandan renklerin ve

desenlerin kontrastlarn incelerken,


dier yandan Badat Bilimler Akademisi'ndeki Sryani Ktphaneci'den
kendisine ulaan BC gizemlerini
tanmaya, Hilleli airin Badat'taki
gnlerinden bu kitaba yansyan hatralar
anlamaya, zmeye, belki kefetmeye
alyordu. Henz hakkmda bir ey
bilmediini anladm. Sz gelimi BC
ifrelerinden ve bu ifreleri beyitlerim
arasnda aramas gerektiinden haberi
yoktu. Btn yapt, izimler zerinde
durup belki bir define haritas zer gibi
Itar tapnann yerini ve kapsn
kendisine aacak bir mucize beklemekti.
Onun bu tavrlar beni biraz olsun
rahatlatmt. Demek ki BC henz benim
dzenleni biimim hakknda, Badat'ta

kalan haner veya Efendim'in matara


kayna astar yapt erit
8 2 L*M
hakknda bilgi sahibi deildi. Eer
bunlar biliyor olsalard Nakka Haydar
beni ele geirir geirmez resimlerime
deil de iirlerime dikkat kesilirdi.
Nakka Haydar'n Osman ve Pervane
adl iki rencisi vard. Maharetli ve
yetenekli iki nakka olacaklar her
hallerinden belli idi. Erdebil kedisinin
ense tynden koparlm ince kllardan
yaptklar fralaryla sayfada izgi
izerken yahut spiral ekerken, o tyler
ellerinde neredeyse bir tek sa teline
dner, incelir, incelir, hayale dnerdi.

Toprak boyalar, krmz ve ivit


alamlarn, alkol ve kimyasal eczalar
uygun llerde kartrarak elde
ettikleri renkleri sayfaya geirirken yle
sanatlar gsteriyorlard ki, srf onlar
alrken grmek zere insanlar bu
atlyeye geliyor, bazen saatlerce
kalyorlard. I-te beni en gzel bu
ikisinin renkleri anlatt ve hatta btn
yk boyunca izilen btn tasvirlerin
iinde bana en ok benzeyen Mecnn
yzn, Leyl'nn mezar stne
kapandm zamanki sahnede kalfa
Osman izdi.
Nakka Haydar'n atlyesinde pek ok
ziyaretim olduunu sylemeliyim. BC
ile alkalar olmayan, BC diye bir eyi

hi duymayan, yalnzca sanat endiesiyle


ve iir akyla beni grmek, tanmak
isteyen insanlard bunlar. Bastonuna
dayanarak iki bklm kambur srtn zor
tayan mft Ltf Efendi'yi, -Colombus
stanbul'a gelip de
babil'de lm istanbul'da ak(83
denizcilikle ilgili keif projelerine
himaye arad vakit Sultan II. Bayezid'e
"Bana gemiler verin size yeni bir dnya
vereyim!" dedii zaman sultann, "Bu
keferenin syledikleri aratrla!" diye
ii havale ettii ilim heyetinin bakan
bu adam imi ve "Ahir zamanda yeni
dnya m olurmu?!" diye Columbus'un
teklifini sultana reddettirmi-; Kanun
Koyucu nezdinde eli iken lkesine

sandk sandk kitaplar ve bir de lle


soan gnderen Avusturyal diplomat
Baron Busbecq'i, paalarn zel
kitaplklar iin sipariler veren baz
ktphanecileri, okuma merakls
mollalar ve daha birok kimseleri bu
arada sayabilirim. Hepsi sayfalarm
arasnda kk molalar vermekten haz
duyan, bilgelik ve hner ehri stanbul'un
zarif insanlaryd bunlar.
Ziyaretilerim arasnda mutlaka sz
etmem gereken alt kii vard ki onlar
size anlatmazsam ykmn bu kentte ne
derece nemli bir yer tuttuunu yeterince
idrak etmemi olursunuz, ilk nce
Balkesir'de sara ra iken istanbul'a
gelip mektep medrese yz grerek iire

ynelen ve Yavuz Sultan Selim Han


zamanndan itibaren istanbul zarifleri
arasnda saygn bir yeri olan Satlm
Efendi geldi. Ona istanbul'da Sat Bey
diyorlard ve Bayezid Han Camii
avlusunda bir remilci dkkan var. Bu
dkkana devrin airleri ve iir
heveslilerinin gelip iirler okuduklarn,
yeni yazdklar iirler hakknda dkkan
sahibinin eletirilerini dinlemek
istediklerini bilmeyen yok. Onu gzmde
ok bytm olmalym ki karma ksa
boylu, zayf, kse sakall bir ihtiyarck
knca, "Olamaz!" dedim iimden
"Koca air Zat Efendi bu ufak tefek
adam olamaz!" Ama olmutu, ite nl
air Zat Efendi idi karmda duran.
stelik de ykme gz atarken kalbinden

"Ah keke bu dizeleri ben yazm


olsaydm!" diye geirdiini biliyordum.
Dier ziyaretilerimden henz Fatih
Medresesi'nde yksek renim
gryorlard ve ortak zellikleri tarih ve
edebiyata kar duyarllklaryd.
Aralarnda konumalarndan anladm ki
birisi Fatih Camii mezzininin olu
Abdlbaki, tekisi
8 4 L*M
bbil'de lm stanbul'da a k } 8 5
Gelibolu kasabasndan gelmi olan l,
dieri de Sadettin Molla idiler. Bana
gsterdikleri sayg ve Efendim Fuzul
hakknda syledikleri vc szlere

bakarak bilimde ve edebiyatta yetenekli


renciler olduklarn, eer talihin
rzgrlar ters esmez ise ileride byk
adamlar olacaklarn dndm.
Son ziyaretilerim, en byk itibar
grdm Hayal Bey ile airlerin
yaam yklerini yazmay kendisine i
edinmi olan k elebi idiler. Hayal
Bey beni bir yandan sayfa sayfa okuyor,
dier yandan Nakka Haydar Ustalya
dncelerini sylyordu. Hatta bir ara,
Efendim'in hediyyesi olarak
beraberimde getirdiim gazelleri
koynundan kard ve onlarla ayn l
ve uyakta yazd kendi iirlerini -o
bunlara nazire diyordu- art arda okuyup
alad. k elebi de Efendim'in hayat

hakknda daha ok bilgiyi nasl elde


edebileceini ve bunlar kitabna hangi
slupla yazabileceini hesap edip
duruyordu durmadan. Bu gzel yzl
adamla karlatm zaman
konuabiliyor olmay ok isterdim. yle
ki baka hibir zaman, sz yeteneine
sahip olmay bylesine kuvvetle arzu
etmemitim. Dnsenize bir kez, eer
k elebi ile karlatmda Efendim
Fuzul hakkndaki bilgi ve hatralarm
anlatabilseydim, bunlar onun Meairu'uar adn verdii biyografi kitabnda
ne muhteem bir blm olur, ne
mkemmel naklarla sslenirdi. Belki
de o benim anlattklarmdan balbana
bir kitap yazar, Hilleli Efendim'i btn
Trk illerine tantrd. O gn

konuamamtm ve bu bana itibar


balayan Efendim'in zerimdeki
hakkn yeniden hatrlayp bir kez daha
zlmeme yol at. Derinlerde bir yerde
Efendim'e lykyla teekkr edememi
olmann acsn duydum. Ayn acy
yllar sonra "Fuzul lm!" haberini
aldm gn de hissedecektim. Onun
hakkn hi deyememitim zaten ben ve
asla da deyemeyecektim. Geri bundan
byle dizelerimi okuyanlar hep onu
hatrlayacaklar ve ardndan
gzelliklerini konuacaklard ama ben,
l gzelinin sevdasn, bakalar
farkna varmasa da onun
sayesinde yceltmi olmann eziklii
altnda hep alnm zamanlarda

yaamaya mahkum kalacaktm. Bakalar


bende muhteem bir ak tecrbesi
grecek ama ben hep dn aklar
yaayacaktm. Nitekim imdi de zmde
bir kle idim, Efendim Fuzul'nin klesi
idim, ama nereye gitsem sultanlar gibi
karlanyordum. Galiba Efendim o nl
dizesini kendisi iin deil de benim iin
sylemiti:
pi "Padiah gibi bir kle;
muhteem bir dilenciyim."
***
skdarl Nakka Haydar'n ciltevine
gtrldmde ikenceye sktrlm
bir kitabn zerine yksekten den
giyotinin sesiyle rperdim. Buradaki her

ey, Babil zindanlarn-daki ikence


aletleri gibiydi. Ariya Akeldan'n onca
yl lkeden kaldrmaya alt sularn
cezas buradaki eyalara benzer
eyalardan yansyordu mahkumlarn
bedenlerine. Bir ara, BC yahut altn lah
heykellerinin peindeki hrszlarn da bu
aletlere yabanc olmadklarn dnp
titredim. nk burada, gzlerimin
nnde uvaldzlarla derileri deliyorlar,
falatalarla gn yontuyorlar,
mukavvalar ar mermerler altna
bastryorlar, ktlar ibriimlerle
dikiyorlar, kapaklarn zerine pirin
emse ve kebent kalplarn el
ikenceleriyle sktrp gnlerce ylece
bekletiyorlard.

Ayn eyalar kullanld, ayn iler


yapld halde bir nak-kahane ile bir
zindan arasnda ne byk fark vard.
Birinde insan yaratlnn en estetik
boyutta gzellik anlayna kap
aralanyor, dierinde insan ruhunu en
ziyade kskaca alan insanlk d tavrlar
sergileniyordu. Bir falata yahut bir
ine, burada gzellikler yaratrken,
orada ac veriyordu. Burada baklar
gzellii tra ediyor, orada gzel
boyunlardan kan aktyordu. Orada ayn
engelleri kullananlara cellat, burada
sanat deniyordu. nsann bir niyet ve
dnce ile anlam kazandn
dndm. Demek ki insanlar niyetlerine
gre iyi veya kt, gzel veya

8 6 um
babil'de lm istanbul'da ask 87
fkjt
irkin olabiliyorlar, eyaya bak alan
da buna gre oluuyordu. Ruhlarn
eytana satanlar ile Rahmn'a adayanlar
da ite bu ince izgi ile birbirinden
ayrlyordu. Birileri zaman oaltyor,
dierleri harcayp tketiyordu nk.
Birileri iyi eylerle hayata anlam
katarken, dierleri hayatn ktlklerine
tapyordu.
Bunlar dndkten sonra
nakkahanede bunca gzel resimlerle
beslenen estetik ruhumu birdenbire vahi

rpertiler kaplad. Bunun bir snav


olduunu ve ruhumu trplemem
gerektiini dndm. aresiz, her
grdme tahamml edecektim, yle de
oldu. nce yapraklarm sktra
sktra diktiler; feryadm kimseciklere
duyuramadm. Ardndan ikenceye
koyup trnaklarm skercesine zerime
giyotin drdler; lklarm lleri
uyandracak gibiydi ama ciltevin-dekiler
oral olmadlar. Sahtiyan zerine altn
yaldz emse koyarak hazrladklar
miklepli bir kapak iine ebru teknesine
batrlm kartonlarla baladlar beni;
rpnlarmn hibiri fayda vermedi.
En son, cildime vernik srp karanlk
bir sandk iinde zerime arlklar
bastrdlar; sesimi duyuramadm, hatta

hi sesim kmaz oldu. Tam


gn%rd bu azap. Leyl'nn ad
dilimde, sevgisi kalbimde, resmi
barmda ve hayali de ba ucumda
diyeydi btn tahammlm; yoksa ben
ben olmaktan km, kendimi
kaybetmitim.
Hassa ciltiler loncasnn en gzel
Hatay naklarn yapan Nakka Haydar
beni gn na karp da keten elyaf
ile tozumu topram silip silkelerken,
yeni grnme bakmak geldi aklma.
Aman Allah'm, bu ben miydim?!.. Ben
bir kleydim, ama hne giysiler iinde
buldum kendimi. Bu bilgelik kentinin
zarif adamlaryd bana bu gzellii
veren ve iimdeki gzellii suratma

yanstan. Altn ilemeli kaftan giymi bir


ehzade gibi grnyordum. Bu arya
neden arasta (sslenme evi) dediklerini
o vakit anladm. Belime korse konulmu;
yzme gzme srmeler, allklar
srlm, sam ve peremlerim
taranm, sanki bir gerdek iin
hazrlanmtm. Onca eziyeti grp
gn zindanda gzellik ve estetik adna
ikence grdkten sonra,
imdiki grnmden tr kendime
gvenimi bir kat daha arttrdm. ite o
an, ok istedim Leyl'nn yanmda
olmasn, yahut onunla yeniden
kucaklamay.
Leyl!.. Seni aramak iin yazk ki iradem
elimde deil. Beni getiren de, gnderen

de; satan da, alan da bakas. Ben sana


gelemiyorum bari sen getirt; sana
salamyorum, bari sen al!..
1.1
babil'de lm istanbul'da a s k]89
yle sermestem ki drk etmezem dnya
nedir Ben kimim, saki olan kimdir, mey
sahb nedir
Fuzuli
Ak ile yle sarho olmuum ki artk
bilmiyorum dnya nedir? Ve
bilmiyorum, ben kimim; bana bu ikiyi
sunan da kim; iki ve kadeh nedir?!..

VIII
Bu, Abdal Kongay In Peime
Dt ve Bin Bir Dncenin Bama
tUdr

Ben Topkap Saray'nn kapsndan


girdiim srada Nakka Haydar'nn
ciltevinden yedi gvercin havaland.
Ayaklarnda, dnyann deiik
yerlerindeki BC yelerine ulatrlmak
zere kk pusulalar tayan yedi posta
gverciniydi bunlar ve Nakka Haydar
Usta,
"Bir gelin, kem baklardan ve yavuz
ellerden ancak bir sarayda korunabilir

ve sonsuza kadar yaar." diye yazmt.


Ayn anda Ahrkap'sndaki Bektai
zaviyesinden de iki erkek gvercin
havalanm ve bir saat kadar sonra
nc bir gvercin ile, Nakka
Haydar'n dii gvercinlerinden biriyle
geri dnmlerdi.
Bu zaviye, kongay k abdallar ile ah
smail'in istihbarat servislerine hizmet
eden gezginci Kalenderi dervilerin
konaklamalar ve haberalma hizmetlerini
yrtmeleri iin kurulmu
ve sarayn hemen burnunun dibinde bir
elma bahesi iine gizlenmiti. Cildimi
yapan Ahmed Usta'nn dkkannda
Nakka Haydar tesadfen kefettii
zaman rendim bunlar.

Ciltevinde ikenceler arasnda canmn


acd gnlerden birinde Ahmed Usta'ya
bir k abdal gelmi ve okumak iin
yeni kitaplar aradn sylemiti.
Belinde teber, kolunda tebih, kulanda
kpe, gsnde ve pazularnda Zlfikar
dvmeleri yer alyordu ve abasnn
altnda giysi olarak yalnzca bir kuak
ile dizlerine kadar bir etek vard.
Usturaya vurulmu bandan Melam
serpuunu karp aynn demine
kuanda saklad esrar kutucuunun
demini kattrarak ierken Nakka
Haydar, akta kalan zekerine bir halka
takl olduunu grp "Baba erenler,
kuu tuzaa bend eylemisin!" diye
takld, "ikide birde havalanyor da!"

diye karlk verdi k abdal ve sohbeti


koyu-latrp gezdii yerlerden, tant
insanlardan, ahit olduu akllara
durgunluk verici olaylardan ve devlet
siyasetinden uzun uzun anlatt. Ahmed
Usta onun bir ama iin kendisini ziyaret
ettiini daha bandan anlam, bir
bahane bularak Nakka Haydar' da
ciltevine ararak sohbete katlmasn
salamt. Nakka Haydar bir abdal
dervi iin okuma yazma bilip bunca
derin fikirler yrtmenin normal
olamayacana karar verdiinde
konuulanlar lp tartmaya balam,
bu dazlak tral, garip klkl abdala bir
mim koymu, hatta peine bir adam bile
takmt. "ok okuyan deil ok gezen
bilirmi erenler, hele anlat biraz!" diye

diye onu konuturmaya altysa da


dervi yalnzca kendi istediklerini
anlatm, Haydar'n sorduklarndan
hibirine die dokunur cevaplar
vermemiti.
Anlattna gre ad Musa idi. iran',
Turan' dolap Fazlul-lah Huruf akn,
Hallac- Mansur srrn, Nesimi
retisini yaymaya alyordu.
Badat'tan balad yolculuuna
Balkan-lar'a doru devam ederek
insanlar Hak yola uyandrmak istiyordu.
Cbbesi nerede akamlarsa orada
sabahlayarak, belindeki kekle ne
dmse onu harcayp kanaat ederek,
suyunu
9 O LM

babil'de 6IQm istanbul'da s;k I 9 1


derelerden iip azn aalardan
toplayarak da bayr ayor, Hak yoluna
sefer eyliyordu. Son bir ayn
Sivrihisar'da bir Bektai Tekkesi'nde
geirdiini syleyince, "Bu abdal dervi
de tpk benim geldiim yerlerden
buraya gelmi!" dedim kendi kendime ve
sonra, "Gke Ali'nin izini takip ediyor
olmasn?" diye bir pheye dtm.
Artk onu ben de dikkatle dinleyecektim.
Okumak iin yeni kitaplar arad
bahanesine Haydar Usta gibi ben de
inanmamtm. Konumalarn
devamndan bu phemde hakl
olduumu da anladm. Bu adam

Badat'tan bu yana peime dm bir


ah smail casusu idi. Nakka Haydar'in
da benim gibi dndn, bir yandan
onu dinlerken dier yandan iine devam
ediyormu gibi tekneden genie bir
ceylan derisini karp sular szlsn
diye tam da benim
H
sayfalarm dzleyen mermerin nne
rtmesinden anladm. Artk onlar
gremiyor ama konuulanlar tam
tamna duyabiliyordum. "Erenler!" dedi
Nakka Haydar, "Biraz da eski
kavimlerden, tarihe ait eylerden
anlarsanz bize!.."
Abdal Musa, ok kurnaz bir adamd. Bu

sorunun altnda nelerin aratrlacan


hemen kavrad. Nakka Haydar'
kendisine inandrabilirse arad eyi
bulabilmeyi de umuyordu stelik.
Konuya daha kolay girebilir diye Hal
seferlerinden bahsetti uzun uzun.
Kilisenin ynlendirdii bu kutsal sava
iin denizlerden ve karalardan btn
Hristiyan dnyann atolarn,
tarlalarn, karlarn brakarak nasl
dalga dalga Kuds'e geldiklerini,
zrhlara brnm atlarn ve
valyelerin getikleri yerleri ekirge
srs uram ekinler gibi nasl harab
ettiklerini, ama kutsal topraklara
vardklarnda et ve kemikten ibaret
Mslmanlar nnde ok aclar
ektiklerini, ard arkas gelmeyen o

savalarn acmaszln, ate toplarnn


ve zehirli oklarn yad ormanlarda
yank insan kokusunun dillerini
sarktarak soluyan kurtlar ve a
kpekleri bile nasl karttklarn,
Selahaddin ile Richard'n kahramanlk
mukayeselerini, Ha ile Hilal kavgasn
ve bu savalarn Hristiyan ruhlarda
at derin yaralarn hlen devam
ettiini, uzun uzun anlatt. "Bakn bir de
hikye anlataym size Haydar Usta!"
dediinde, "Haydi bakalm kar
azndan baklay!" karln vermek
geldi iimden.
"Bu Hal seferlerinden drdncsnde
Papa Innocentius, Macar kral Andras'a
gizlice bir haner vermi ve Kuds

alnd vakit bunu sa'nn beiine


dedirdikten sonra Sleyman
Mabedi'ndeki bir haner ile
deitirmesini istemiti. Bu haner ta
Babilliler zamanndan kalma olup,
kabzasnda ifte boynuzlu ejderha ba
tayan lanetli bir haner imi." Musa'nn
bu cmlesinden sonra iimden bir
eylerin koptuunu hissettim. nk
Efendim Fuzul'nin medrese avlusundaki
dut aacnn altna gmd Siru
balkl hanerden bahsettiini
anlamtm. Musa heyecanla
srdryordu szlerini: "Kimin eline
9 2 um
geerse ona lm getirirmi bu haner.
Papa bunu Sleyman Mabedi'ne koyarak

lanetini kyamete kadar balamak


istiyormu. Andras, sonunda ordusundan
yedi adam semi. Her birine "Evrenin
valyeleri" rtbesi verip kendileri ile
atlarna giydirilmek zere birer elik
rme zrh hediye etmi. lerinden en
gz pek olanna haneri teslim edip
dierlerini de onu korumak zere Eyyubi
tabyalar iine, deiik kimlik ve
kyafetlerle gndermi. Bunlar bizim
aknclar gibi dil biliyor, Mslmanln
gereklerini yerine getiriyor ve ayn
zamanda Selahaddin'in askerlerinden
lojistik ve stratejik bilgi topluyorlarm.
Ne ki nc gn Selahaddin'in "Ordu
iinde casus vardr, her kim bir casus
kellesi getirirse bir doru at vereceim!"
ferman zerine tanesi kellelerinden

korkup paay kaptrmamak iin firar


etmiler. Onun katn gren dier
drd telaa kaplnca da yakalanmlar
ve hemen sava alannda ldrlmler.
Bu hengamede birka uyank da, iki gn
evvelki arpmada len baz Hal
askerlerinin kellelerini keserek, sanki
kaan casuslarn kelleleriymi gibi
Selahaddin'den dl almlar. Takip
eden gnlerde casus olduu iin
ldrlenlerin says otuz ikiyi b\mu."
Nakka Haydar Musa'nn ayn
tazeledikten sonra "Peki erenler, hanere
ne olmu?" diye konumaya ayak verdi.
"Ne olacak, o gnden sonra laneti yine
devam etmi. En son, mr uzun olas
sultanmzn Badat' fethettii srada

m bir k-tphanecideymi. Adam


intihar etmi ve bir daha gren olmam.
Diyorlar ki, hanerin laneti daha sonra
bir kitaba gemi."
Nakka Haydar "Vallahi erenler, ok
kr ben sa olduuma gre senin
lanetli kitap henz bize gelmemi!" diye
glerek karlk verdiinde ben "Acaba
gizlediim sr bir lanet mi?" diye
dndm. imdiye kadar getiim
yerlerde arkamda ller braktm
doruydu. Bana sahip olanlarn lmle
burun buruna geldikleri de... Ama ben
yine de bir lanetli gibi hissetmiyordum
kendimi. Fakat Nakka Haydar ile Abdal
Musa'nn konumalarndan anladm ki
bundan byle beni yalnzca bilginler

babil'de lm istanbul'da a; k I 9 3
deil, hrszlar da arayacakt. Acaba BC
yelerinden hangisi altnlar bilime
tercih etmi ve Akeldan'n srrn
sylememesi gereken kiilerle
paylamt? Hangi adam iyi ile kty
kartrm, iki tarafl oynayan casuslar
gibi ruhunu satmt. Bilgi, evet tehlike
demekti, ama bilginler de en saygn
insanlar saylrd. Bilgiye
hkmedenlerin altn ile ne ileri
olabilirdi ki?! Bilgi ile zenginlik bir
arada dnlebilse bile bilgi ile hrs
ayn ruhta atr dururdu. "nallah
zehirli oklara hedef olurlar!" diye
beddua ettim byleleri iin.
Gn kararasya kadar baka konulardan

ve kitaplardan konutular. Musa,


"Eyvallah!" deyip ayrlaca srada
kekln Nakka Haydar'a uzatm, o
da iine bir peksimet ile satmas iin bir
minyatr koyarak kendisini kapya kadar
uurlamt. Aslnda niyeti ne tarafa
gittiini kontrol etmekti. Nitekim o
arastann dou kapsndan kar kmaz
da peine adam takmt.
Ertesi gn Nakka Haydar'n benimle
ilgili almalarn hzlandrmas
dikkatimi ekti. Sanki lanetli olduum
masalna inanm da benden kurtulmak
istiyormu gibi geldi bana. Gke
Ali'nin izini takip ederek Ahmed
Usta'nn cilthanesine kadar ulaan bu
adamn bir Melami abdal veya

Kalenden dervii olmadn, tam aksine


Babil hazineleri peinde bir eteden
olduunu akamki takip srasnda
anlamt. Onun iranl ahseven-lerden
olduundan da phelenmedi deildi,
ama "ah ismail'in her yerde casusu var
zaten!" diye dnp bu konu zerinde
fazla durmad. BC'nin srrn
hrszlardan korumann imdi kendisine
dtne karar vermi, bunun iin
kendi kendine and bile imiti.
Ciltevinde emniyette olmayacamn ve
bir an evvel gvenliimi salamak
gerektiinin bilinciyle areler
dnyordu. Bir an evvel cildimin
bitirip saraya teslim edilmemin
emniyetli bir yol olduuna hkmetti.. Ne
de olsa Ahrkap'daki Bektai

Tekkesi'nin kollar saraya uzanamazd.


Hem birka gn sonra bu tekkeyi sarayn
bostancsna ihbar etmek, iinde
ah'sevenlerin bulunduunu ve casusluk
yaptklarn ortala
9 4 UM
yaymak da mmknd. Btn leden
sonrasn areler, dnerek geirdii o
gn, "Se-mah ( Hilal)" adl saray
gizli servisinde alan bir akrabasn da
ziyarete gitmi ve burada daha baka
ler dndn renmiti. Baz
yenieri odabalarnn eteleerek uzak
grl drbnler ile Boaz deniz
trafiini ve gemilerin bandra ve alay
sancaklarn gzetledikleri, Fransz
gemileri geldike tekkenin atna

ektikleri iaret sancaklanyla haberleip


onlara baz gizli bilgiler aktardklar,
dervi klnda istanbul iinde yirmi
kadar istihbarat eleman altrdklar,
geimlerini salamak iin de Galata
limanndaki hammal tekilatn
kurduklar ve loncaya bal olarak btn
yk indirme ve yklemelerden haberdar
olduklar, gizli kargolar geldii zaman
bizzat kendilerinin hammal kyafetinde
limana gittikleri, yenieri ocandaki
rtbeleri sayesinde de gvenlii
saladklar gibi bilgiler bunlardand.
Nakka Haydar beni bir an evvel saraya
teslim etmenin iyi olacana, btn
bunlar rendii zaman iyiden iyiye
inand. Dndne gre ben sarayda

kaldm mddete nasl olsa hazine-i


hassa kitaplar arasna kaydftlunur ve
kilit altna alnrdm. alar ve bilimsel
gelimeler hzla akp dnyann uzaya
alacak kaplarnn srlarn aklama
zaman geldiinde de hzine dairesinden
alnp sultann nne konulmam
kolaylard. nk Nakka Haydar u
andaki dnyann medeniyet birikimine
bakarak gelecekte BUAM'n istanbul'da
kurulacan dnyordu. yle ya,
hangi devlet Osmanl'dan daha stnd
ve bilimsel almalarda onu
geebilirdi?!.. Vaktiyle ha adna hizmet
veren bilginler ve bilgiler istanbul'un
fethinden sonra hilal iin oalm-yor
muydu? Ve BC yelerinin ounun
ileride bu lke topraklarnda yaamas

pekl mmknd!.. Bir de u hrszlar


olmasa!..
Saraya bir gelin gzelliiyle adm
attm sralarda Nakka Haydar'nn
gvercinlerle gnderdii pusula beni,
bilge Akel-dan'n tabletlere kazd
srrn aklanaca gne kadar bu
babl'de lm istanbul'da a;k|95
duvarlarn iinde yaayacama
inandrd. Saray bana huzur mu
verecekti, yoksa hzn m(>
bilmiyordum. Leyl'm aramak kolay m
olacakt; zor mu, bilmiyordum. Burada
gce sahip mi olacaktm, boyun mu
eecektim, onu da bilmiyordum.
Bildiim, Kanun Koyucu'nun, duvarlar

samur krkle kapl odasndan dnyaya


yaylan ihtiamna kendimi teslim
etmenin heyecanyd, istanbul
arastasnda kle pazarlarnn btn
paralaryla tartlacak, btn
mcevherlerinden ar tartacak kadar
gzellemi, saraylara yarar bir
asalete brnmtm. Bunu beni
korumak isteyen BC mi yapmt; yoksa
sultann iltifatna kavumak isteyen
Ahmed Usta veya Nakka Haydar m,
farknda deildim.
Farknda olduum ey, Leyl'y zlyor
olmamd.
Leyl!.. Yokluunda alnma lanetler
koyanlardan kurtar beni.

9 6 um
Geh vuslatta k, gh mehcr Bu
dnyadr geh matem, geh sr
Bak
k bazen vuslattadr, bazen ayrlkta...
Dnya derler buna; bazen lm, bazen
dn (vuslat olunca dn, ayrlk
olunca lm)...
IX
Bu, Glhane'de Bir Cevizle Karldm
ve Megril Kzna Leyl Diye
Sarldmdr
Leyl diye sarldm ona. Salar gn

gibiydi; ona bakan, "Bu kz banda


bir gne tayor!" derdi. Gzleri berrak
maviydi; ona bakan, "Gkyz yere
inmi!" sanrd. ark iklimlerine ait bir
sabah bahesinin aydnln tayan
yznde eski Anadolu masallarnn
renkleri okunuyordu. Yrse ayaklarnn
altnda yeil imenler bitecekti
neredeyse. Temiz, aydnlk bir yrei
vard.
Yamurun lodosu eleyip geen
iddetiyle sarslan u zemheri gecesinde
yzm yakan scak nefesine braktm
kendimi, tutuldum; yandm, yakldm.
Narin bann kua arl ve knal
salarnn amber kokusu iimi
bayltyor, zihnimi mest ediyordu.

Yalnzca birka kuru dal kalm asrlk


ceviz aacnn ancak ikimizin
sabilecei kovuunda gecenin ge
saatlerini soluyorduk. Cevizin koca
gvdesini ak ile sarp yine ak ile
kurutan sarmak dallarnn
yapraklarndan szlen yamurlarn
hznl arksn dinleyerek zgrl
derin derin iine ektiini
babil'de lm istanbul'da ak97
hissedebiliyordum. Hkmdarn
kanunlarn ve kadnefendinin kskanlk
dolu talimatlarn inemenin dehet ve
heyecanyla titreyen beyaz teni durmadan
slanyor, ayandaki ar gittike
iddetleniyor, iliklerine ileyen souk,
zihnini uyuturup uyku ile uyanklk

arasnda kbuslara salyordu. Buna


ramen mutluydu, aclar ilk kez bir anne
gibi hissediyordu. Yerinden kmldayamyor, bir elini zerimde, dier
elini karnnda gezdirerek yaamaya
alyordu.
imeklerin n kollayarak surlar
gzetleyen bostanc neferinin ters
voltasndan yararlanp sarayn yksek
duvarlarndan ulu ceviz aacnn dalma
atlad srada karnnda drt aylk olu,
bohasnda ben vardm. Ne var ki
cevizin gvendii dal ona ihanet ederek
sarayn kanunlarna sadk kalm ve krlvermiti. O anda iki elim olmasn ve
Leyl'm yere derken tutmay ne kadar
isterdim.

Onun hassas ruhunda Leyl'm buldum


ben ve o gece Leyl diye sarldm latif
bedenine. Ama sultan ona ilk sarld
gn "Rukl!" demiti, "Gecemi safalarla
doldurdun, adn eb-safa olsun!"
Rukl, drt yl evvel Osmanl sarayna
satlm ve sarayn kapsndan girerken
kendisine, "Burada kle olmak efendi
olmaktr. nk sarayda terbiye
olmayan, hibir yerde terbiye
renemez. Burada terbiye mziktir,
resimdir, edebiyat, tarih ve corafyadr."
denilmi, bu konuda dikkati de
ekilmiti. Esirciler Grcistan'n Megril
diyarndan karp getirmilerdi onu
stanbul'a. Yedikule esir pazarndan
alnp cariye diye saraya verildiinde

mehtaba "Ya do; ya doaym!" diyen


onalt-snda bir taze idi. Irknn btn
gzellii nak nak yzne, gsne,
beline, bacaklarna yansmt.
Kafkaslarn imir, ard ve servileri
arasnda yaban kedisi, tilki, kr tavuu
ve zerda-valara tuzak kurarken felek onu
tuzaa drm, esircilerin kafesine
koymutu. Osmanl saraynn ne
temrinindi ve nar erbetleri, ne macun ve
helvalar o koyu glgeli dalarn kaynak
sularnn, bal ve cevizlerinin tadn
unutturabilmiti ona.
98
Glhane'deki ceviz aacnn kovuunda
birbirimize sarlm yamuru dinlerken
Rukl de, ben de gemi gnleri

dnyorduk. Onun drt, benimse krk


yllk hatralarmz vard u duvarlarn
tesinde. Hi kmayacakm gibi
girdiim u duvarlarn tesinde
aclarmz, sevinlerimiz vard, ikimizin
de mutluluklarmz, hznlerimiz;
kahkahalarmz ve gzya-larmz
kalmt orada. yi mi yapmtk
saraydan kamakla, daha dorusu o
giderken beni de yanna almakla iyi mi
yapmt, darda bamza neler
gelecekti, kaderimiz nasl izilmiti,
bilmiyorduk. Sevgilerimiz oalacak
myd, yitirilecek mi? Buraya domak
iin mi saklanmtk, lmek iin mi?
Glecek miydik, alayacak m,
bilmiyorduk. Hayallerimizle
hatralarmz birbirine karmt.

Rukl'n gzlerinden iki damla ya dt


barma. Ac glmseyilerle
harmanlanm iki damla ya. Btn bir
hayat macerasn okudum o iki damlada
bu taze gelinin, btn akn
dmledii umutlarn grdm ve
yreim bir kez daha yanarken, bir kez
daha sevdim onu Leyl diye.
Hareme geldiinin ilk gnlerinde -ki ben
o zamanlarda ihtiamn rd u
surlarn iini kar kar renmitim
artk-ryasnda hep kilise zangou olan
babasn gryor, annesinin z diliyle
konuuyor ve hznl sesiyle,
Heves geer sevda deil Benim yazgm
baka yazg Ah dolandm bamda dert
Kara haber tez varrm Nani na didou

nana nanina
trksn mrldanp duruyordu. Sarayn
ssz ta duvarlarna arpan sesi teselli
deil ikenceye dnyor ve yatana
her girite dua gibi "Nani na didou..."
nakaratn tekrarlyor; kbuslarla dolu
uykusundan uyandnda da nefesi
kesiliverecek gibi oluyordu. Sarayn yol
yol mermerlerle ayrlm aal
bahesinde
K
babii'de lm stanbul'da a k I 9 9
gezerken, ta duvarl yksek
kubbeleri altnda otururken, mum
alevleri kaln kaplarn ardnda titrerken,

nevruz bayramlarnda saray bahesinde


baharn renklerini ruhuna damtrken,
kurde-lalarla paketlenmi nevruz
tatllarn neeyle yerken hep ruhunun
dn hissediyordu. Bahenin,
belki de sarayn en nemli kiisi olarak
tand harem aasnn yerlere kadar
uzanan ltl elbisesi iindeki siyah
fkesinden korkarak almaya balad
bu hayat ona ok ayr bir dnya gibi
grnyor ve hep bu ryadan bir gn
uyanvermeyi bekliyordu. Zaman
ilerledike gerekleri kabullenmeye
balad. Rus ve Martinikli cariyelerle
dost olmas bu teselli dnemine
rastlamt. Benzer yklerini anlatarak
birbirlerine gven vermeye alyorlar;
ekmeklerini, tatllarn ve ubuklarn

blyor, sevinlerini ve hayallerini


paylayorlard. Paylamadklar tek ey
parfmleriydi. Bedenlerine ve
boyunlarna srdkleri esanslarn srrn
kimseyle paylamak istemeyileri elbette
ikbal ansn yitirmemek iindi. Belki de
sultan onlar kokularndan ayrabilsin
diyeydi. Ve ok ilgin biimde, bu
gencecik kadnlar hep ' t bir ayr
romann kahraman idiler.
Kanun Koyucu zamannda buradaki
hayat daha bir bakayd. Deiim, Selim
zamannda balad saylr. imdi
Osmanl sarayna hkmeden Sultan
Murad
100

I UM
babil'de
istanbul'da ask M 0 1
ise kurallar ters yz etmi gibi artk.
Son on ylda saraydaki sosyal hayat da
birdenbire yozlat. Kubbealt
toplantlar, resm grmeler, sava
kararlar, d ilikiler, diplomasi, eli
kabulleri derken haremde de farkl bir
hiyerari kendini gstermeye balad.

Selim'in olu Murad'n ei vard.


Byk kadnefendi haremde her eyi
dzenliyor, sultann ilgisini zerinde
tutabilmek iin onun houna gidecek her
dzenlemeyi yapyordu. Sultann garip
hikyelere olan merakn kamlyor,
meddahlar ve soytarlar araclyla onu
hemen her gece sanki odasna
hapsediyordu. Kadn, eski Trke'de
"hkmeden ve emreden dii" demekti ve
Hrrem'in yaad bu sarayda, bu
szck, en gerek anlamn bulmu
gibiydi. imdiki sultan da, grnte
babasndan ve dedesinden kalan geni
topraklara hkmediyor, ama gerekte
ordusunun banda bir gn bile sefere
kmyordu. Sarayn koridorlarndan ve
yksek kubbeli salonlarndan dnyaya

yn vermeye alyor, meddah Tfl'nin


anlatt kahramanlk ve aklabanlk
yklerime de acziyetine teselli peesi
rtme yoluna gidiyordu.
Ve bir gn Rukl'i sultana arz ettiler.
Henz onyedi yandayd ve krpe tenini
hamamda keseleyip trlar srdler,
ellerini knaladlar. Meataln Hzr
Hayrettin Reis'in Cenevizli korsanlardan
elde edip Kanun Koyucu'ya armaan
ettii ikiyz esirden biri olan ve bu
sarayda yalanan ebperi kadn -ki asl
ad Speranza idi- yapt. ebperi Rukl'e,
gerdann akta brakan ipekli bir
tuvalet giydirdi, Megril esanslaryla
boynunu o-du ve nasl davranmas
gerektii konusunda kulana srlar

fsldad.
Ba kadnefendinin kin ve kskanlk
dolu baklar arasnda Rukl, bir huri
gibi szld Sultan Murad'n odasna.
Bir masaln iine girer gibi heyecanla
girdi kapdan. Yava yava admlarla,
bir ty yere der gibi sessizce yrd.
Niyeti, haremdeki
l!
her kadn gibi bir daha oradan ayak
kestirmemek, sonunda bakadnefendi
olmakt. Bu kaln duvarlarn arasnda
nefes almak iin buna ihtiyac vard.
Madem ki buradan kamayacakt,
yleyse sradan biri olmak yerine fark
edilen biri olmalyd. yi bir terbiye

alm, okumasn renmiti. Babasnn


kilisesinde neideler syledii
zamanlardan kalma musik bilgisini
ilerletmiti. eng alyor ve iir
yazyordu. Bir kadnn, ancak
Nbir erkek yannda gzel olduunu
dnyor, ikiye blnerek yaratlan
cinsiyetin btnlemesiyle hayatn
devam ettirilebileceine inanyordu.
Rukl'in duygusall, diiliinin
nndeydi. Speranza'nn kulana
fsldad uh tleri tutmak yerine
kendisi gibi olmay yeledi ve sultana
bedeninden nce kalbini sunmay uygun
buldu. Murad mahlasyla kane
gazeller yazan sultann onu anlayacan
biliyordu. iir her ikisinin de ortak

duyarll olursa neden birbirlerini


sevmesinlerdi ki?! Rukl, ok gemeden
sultann kalbine giriverdi. Artk ona
memleketinde anlatlan hikyelerden
demetler sunuyor, yeni yazd iirlerden
okuyor, yabanc dillerde arklar
sylyordu. Sultann btn o hametinin
arkasnda nahif bir kalp tadn
kefetmiti ve bunu diili-iyle deil,
tatl diliyle yapmt. iir, buluma
noktalaryd.
Gnler akarken Rukl, eski
arkadalarnn hepsinin kalbinden
srgn edildiini fark etti. Hamile
kaldn anlad zaman, eski
dostlarndan sevincini paylaacak bir tek
insan bulamamt. Sultann akn

kalbinde, ocuunu karnnda bytmenin


mutluluuyla nceleri buna pek
aldrmam, tesellisinin acsndan byk
oluuna kretmiti. Ne var ki gn
getike her ey tersine dnmeye
balam, kskanlklar dmanlklara,
szler yalanlara karmt. Baz
gecelerini sultan ile geiriyor, dier
zamanlarda hcresine ekilip can
skntsn gidermek iin eng alyor,
arklar mrldanyor, iir kitaplar
okuyordu ama artk gittike daha
yalnzlayordu. Gzde olduktan sonra
neredeyse kendisini oyalayacak bir ey
kalmamt koca sarayda. Ne byk
eliki idi bu! Hele de rakipleri
102

ile arasna resmiyet girdikten, onlardan


uzaklatktan, yahut onlar kendisini
aralarndan uzaklatrdktan sonraki
yalnzl dayanlr ey deildi. Dnyaya
bir ehzade getirmenin bedeli bu kadar
ar m olmalyd?!.. Hem belki bebei
kz doard, kim bilir?!
Ben Mecnn, Efendim Fuzul'nin klesi,
o gnlerde tandm Rukl'i. Sultan,
gnln elendirsin diye verdi beni ona.
ilk sayfamn kenarna turadan imzasn
yazd kara is mrekkebini hokkadan
dkt inceltilmi deniz kumu ile
kurutmu ve harfleri parmak ularyla
yoklayp tam zerine hatra niyetine bir
buse kondurmutu. Bu, barmda
tayacam nc buse idi ve

Dicle'nin serin yamalarnda braktm


Leyl'm ile Efendim Fuzul'nin dudak
izlerinin tam arasna denk dmt.
Dostluumuz o gn birdenbire balad.
Kskanlklar sultana ihanet klnda
yanstlp sarayn koridorlarnda "Rukl,
Osmanl tahtna Hristiyan bir ehzade
vererek esaretinin intikamn alacan
sylyor." diye fsldand gnn
gecesin-deydi. Kalbinin atlarn
hissederek uyumadan nce btn
dizelerimin en derin anlamlarn, btn
mahremiyetimin en gizemli taraflarn
ona am ve kedere bulanm sevincini
arttrmaya almtm. Ve Efendim
Fuzul'nin bana bitii ak yks, ilk
kez o gece korkutmutu onu. Leyl'y

dnyor ve kendisini Leyl yerine


koyarak ac ekiyordu. Leyl ac
ekerken ben nasl sevinebilirdim?!..
stelik de btn zamanlarn en
muhteem Mecnn'u olmaya zoraki
mahkm ve gnlden arzulu iken!.. O
gece, yreimi atm, yreini
okuduum o gecede varlmdan
haberdar olduunu hissettim. lk kez
muhatap alp benimle konuan o idi. Ve
btn srlarn bir bir anlatt, btn
dizelerimi tek tek mrldand. O gece
birbirimizi okuyarak teselli bulduk,
birbirimize sarldk. Muhteem bir
geceydi ve de muhteem bir ak!..
babil'de lm istanbul'da a k I 1 0
3

Rukl, sultan grmeyeli neredeyse bir


ay olacakt. Kadme-fendi ve kzlaraas,
meddahlara bol ihsanlarda bulunarak
sultan, o pek sevdii hikyelerin
koynunda uyutmay baaryor-lard.
Rukl'i sorduunda da hasta olduunu
sylyorlard. Sarayn duvarlarndan
atlamay denedii geceden iki gn evvel
kadnefendi odasna girmi ve "Geen
hafta sipari ettiin beik artk
yaptrlmayacak. gn sonra ebe kadn
hamamda aresine bakar." demiti.
Rukl, asrlk ceviz aacnn gvdesinde
yamur dleri grrken, bir eli
karnndaki bebein beiini sallyor gibi
mutluydu. O gece sabah olduunda,
masallarn kz, gn salarnn

arasnda beliren gm rengi telleri


grmedi. Bu ilk aklarn, karnndaki
bebei yaatma sevincinin keffareti
olduunu yalnzca ben anladm.
Cihann nimetinden kendi b u dnemiz
yedir Elin kaanesinden kfe-t
viranemiz yedir
Bak
Dnya dolusu maldan, kendimize ait bir
tas su ile bir lokma ekmeimiz yedir.
Bakasna ait sa-raylardansa, kesinde
oturduumuz viranemiz hotur bize.
Bu, Sultanlara Adanan Hikyem ve Krk
Yl Sren zge Pyemdir

Rukl, ceviz aacnn ovuunda hasm


gsme yaslayp uyurken bir an aacn
en u dalma trmanp duvarlarn tesinde
geen krk yla yeniden bakmak geti
iimden. Dile kolay, tam krk yl.
ehzade Mehmed'in yas sinmiken
duvarlarna sarayn, Kanun Koyucu'nun
huzuruna Efendim Fuzul'nin bir klesi
gibi deil de ii yanan bir babann
aclarn azaltacak bir eli gibi ihtiamla
gelmitim. Ka kez yanmt yrei evlat
acsyla ve ka kez bir teselli elisi
olarak grevimi zveriyle yerine
getirmitim, bilmiyorum. Kanun Koyucu
beni ok sevmi ve iltifat etmiti. Onun
has hareminde yirmi ylm gemiti.
Saray hayatmn yarsyd bu. Dier
yansnda zellikle gndzleri cariyeler

yahut aalar dairesindeki musiki


meclislerinin ba kesinde
bulunmutum. Beni hemen herkes el
stnde tutuyordu. Mekhanede
suznklar, zirefkendler, nihavendler,
ruhavi ve hicazlar alnrken l kz
Leyl'mn hayalyle mest olduum nice
zamanlar geride brakmtm. Zihnimi
sarho eden
babil'de lm istanbul'da ak|105
gzellikleri ise sultann airlerle
kurduu iir meclislerinde yaadm
sylemeliyim. Sofyan vurularak musik
retilen enderunda zeki genlerin
dimalarn am, devirme
ocuklarnn memleketlerinde brakp
geldikleri hatralarn dinlemekten kh

mutlu olmu, kh hznlenmitim.


Kemence, etar, santur, miskal ve ney
sesleri arasnda kendimi henge kaptrp
raks edesim geldii zamanlar
hatrlyorum t J da imdi, bunun bir
mutluluk olduunu ve o zamanlar deerini iyice bilemediimi anlyorum.
Musik ile iir bu sarayda bir elmann
iki yars gibiydi. Sarayn gndelik
hizmetlerini yrten cariyelerin kendi
aralarnda dzenledikleri fasl
konserlerinde ince zevkler vard. Bu
duvarlarn tesinde ne gzel szler
renmi, ne rafine nkteler dinlemi,
kh glm, kh alamtm. Sultann her
zaferden ve fetih haberinden sonra
dzenledii sohbet meclislerinde

elencenin dnya siyasetine kart


demler yaamtm. Saraym dndan
gelen enlik seslerinin buradaki
insanlara nasl bir hakimiyet ve g
verdiini Kanun Koyucu'nun zamannda
rendim. Halkna sevinler yaatan bir
hkmdarn mutluluuna ortak olmann
hazzn kim tarif edebilir ki?!..
Saraya zg bezm ile rezm arasnda krk
ylm akp geti. Bezm ile rezm, yani
elence ve sava, sultanlarn ta Orta
Asya'dan itibaren genlerinde tayp
getirdikleri iki duygu. Trklk gibi, rk
dncesi gibi, hayat felsefesi gibi....
Zafere erince sevinip elenmek; veya
sevin ve elenceyi oaltmak zere
zafere susamak. Zafer ve elence bu

sarayda hayatn en belirgin akna


yataklk ediyordu. Ancak bu
elencelerde nezih sohbetler, musik
meclisleri, iir okunan ve iirle
konuulan uzun k geceleri arlktayd.
Arada srada ilk beytimden son beytime
kadar okunarak itibar grdm geceler
de yaadm. Benim ak hikyem
buradaki hemen herkesi etkiliyordu.
Efendim Fuzul'yi yalnzca bu sarayda
edilen dualar bile cennete gnderir diye
dndm ok olmutur bu yzden.
106 um
"Dersaadet", stanbul'un en zarif adyd
ve "kutluluun kaps" demeye gelirdi.
Yetenekli her insann saadete ermesi
mmknd bu kentte. Sokaklarnda

bilgelik satlan, reaya ve tebaasnn


mutluluu devletin gcne yansyan bu
sarayda ben, Kanun Koyucu'nun
zamannda, korkusuz, endiesiz, her
zararl fikirden ve eylemden korunmu
olarak sde bir hayat srdm. Hatta
BC'nin yahut hazine avclarnn zerime
salaca adamlar bile unutmutum.
Sultan Fatih, Bizans'tan devrald
Konstantinepol'n Zeytinlik nam bu en
mstesna kesine, denize bir burun
knts yapan bu aalarla dolu tepeye,
kendisi iin bir konaklama kompleksi
yaptrdnda, ortaya kan binalar hi
de bir saray grnmnde deilmi.
Ama yine de halk buraya devletin
gcne yaksn diye Yeni Saray demi.

Daha sonra, Lle Dev-ri'nde Topkap


Saray, bu araziye de Sarayburnu
dediler. Eskiden binalar daha az,
kullanlan bahe daha kkm ve bir
tek aa bile kestirmemi Fatih bu saray
yaptrrken. Hatta bu yzden mimarlar
plan izerken surlarn geecei yerleri
belirlemede ok zorlanmlar. *
Ayasofya tarafndaki Bb-
Hmayun'dan sarayn Alay Mey-dan'na
girdiim o ilk gn aatan aaca
kurdelalar aslyd ve sipahi olanlar,
silahtarlar, ulufeciler ve bstanc
neferleri eit eit yiyeceklerin
bulunduu sofralarda eleniyorlard.
Meer iki gn evvel Hrrem'in Cihangir
adn koyduklar bir ehzadesi

domumu. Akaalarn bekledii orta


kapdan girip arz odasna vardmda
Kanun Koyucu'nun Badat'ta 9 ake
maa balad Efendim Fuzul'yi
hatrlayp hakknda vc szler ettiini
hatrlyorum.
Bir sarayl olarak yaadm gnlerde ve
yllarda, bu g ve ihtiam merkezinin
gnden gne nasl yeni yaplarla
genilediini, bydn grdm.
Mutfaklarn, frnlarn, cephane
meydannn, balkhanenin, kaykhanenin,
Kubbealt'nn, Sepetiler Kk ve dier
kklerin arasnda yllar akp gitti. Bana
babil'de lm istanbul'da a s k I 1 0
7

sarayn hazine dairesinde bir yer


vermilerdi ve asl konam murassa
silahlar, dier devletlerin hediye
gnderdikleri mcevherler ve sava
ganimeti olarak getirilen kymetli
eyalarn bulunduu odada bir sandk
idi, ama geen krk yl iinde kendi
sandmda gecelediim pek az zaman
olmutur. Bazen sultann salonunda,
bazen bir cariyenin odasnda, bazen de
bir saray grevlisinin hcresinde uzun
k gecelerini, scak yaz ikindilerini
yaadm. Her birerinin duygular,
dnceleri, ihtiraslar, sevinleri ve
hznleri farkl farkl idi. Ama genelde
bu sarayn duvarlarna bir mcadele ve
ekime ruhu sinmi gibiydi. Borada
sevinlerden ok hznler vard. Kanun

Koyucu ve olu Selim'in sefer iin saray


dnda bulunduklar zaman bu srtme
iinden klmaz entrikalara
dnebiliyordu. Bazen sarayn
dndaki hayatn daha mutlu getiini
dndm zamanlar olmutu bu
yzden.
Burada kaldm hkmdarn
zamannda bir dnya devletinin nasl
idare edildiini, dnya siyasetinde ne
byk bir
108
babil'de lm istanbul'da a k I 1 0
9
sorumluluk yklenildiini ok iyi

anladm. Aslnda Kanun Ko-yucu'dan


sonra devlet denilen eyin yalnzca bir
sarayn varlndan ibaret kaldn ve
artk glmsemez olmu bu duvarlarn,
halkn yahut dier milletlerin bak
alarnda kendiliinden bir g ve
iktidar hissi uyandrdm fark ettim.
Dtan bakarak buradaki hayat ilgin
bulanlara hep "iinde ka gn yaamak
istersiniz?" sorusunu sormak isteyiim
bundandr. Kanun Koyucu'dan sonra bu
soruya olumlu cevap verecek insanlarn
saylarnn fazla olamayacana
inanyorum ben. Dardan bakp saray
hayatna zenenler, burann serin
koridorlarnda esen souk rzgrlara
acaba ka zaman dayanabilirlerdi? Buna
ramen yine de bu sarayda bir ekicilik

vardr ki, Mslman ve Hristiyan


dnyann her yerindeki insann
ryalarn, hayallerini, dncelerini
ssler, hatta bazlarnda bunu bir ihtiras
trajedisine dntrrd. Kiminin
iinden bu saraya sahip olmak, kiminin
gnlnden buraya hkmetmek, kiminin
hayallerinden de burada bir gece
sabahlamak geerdi ve saray ne kadar
eskirse eskisin, bu hep byle kalacakt.
Ceviz aacnn yalnzca ikimize yeten
hcresinde Rukl'in, umutlarn
biriktirdii al yanaklarna kar aydnl
vururken sarayda geen krk ylmn
benden neler alp gtrdn de
dndm. Bir defa, bedenime o kadar
insan dokunmu, o kadar farkl el

okamt ki yzm!.. Zaman zaman


kendimi sur dip-lerindeki kt at
karlarna benzettiimi bile hatrlyorum.
Elbisem bir hayli kirlenmi, gzelliimi
pekitiren renklerim izilmi,
Mezopotamya'da braktm Leyl'mn
tasvirlerine dokunulmu, ilk akmn
mahremiyetine girilmiti. Leyl ile eski
fsltlarmzn bile duyulduunu
hissettiim zamanlarda kimseye
duyuramadm feryadlarm ayyuka kt
ka geceler. aresizliin sesini, saadet
yurdu olan bu sarayda bile kimse
duymuyordu nedense, yle ki Efendim'in
dizelerini okuyanlarn gnlnde yeniden
yaarken gitgide genletiini hissettiim
ruhum, Leyl ile yan yana gsterilen
tasvirlerimize bakanlarca

ypratlyor, eskitiliyor,
porsutuluyordu. ykmdeki sevgilimle
beni mezara gtrecek olan asil akm
hissederek titreyen yrekler ve halimize
acyarak dklen yalar sayfalarm
bozmu, yer yer yazlarma kara
girdaplar izmiti. En mahrem maceram
her geen gn biraz daha
efsaneletirerek alayanlarla birlikte az
alamadm iten ie. Leyl ile adrnda
bulutuumuz veya onunla krda
sarldmz zaman resmeden sayfalarm
ald-J nda baz cariyelerin
dudaklarn srarak hznlendiini, bu
garip hznle birlikte gizli bir ehvet de
duyduklarn grerek kalbimin kan
alad, gzyamn kana dnt

zamanlarm oldu. Gizli srlarm ve


Leyl'ya olan akmn ehvetle
seyredilmesine oldum olas hi
tahamml edemedim, hl da tahamml
edemiyorum. Eer erotik resimlere
bakacaklarsa saray ktphanesindeki
bahnamelerden bir nsha getirtip
bakabilirlerdi. Ben akmn nezih
kalmasn istiyordum. Saraydaki
insanlarn btn gizliliklerini
renmenin ve tabii onlar plakken
grmenin cezasn byle demeye
mecburdum belki de.
Yldzl yaz gecelerinde austos
bceklerinin, sincaplarn, Zeytinlik'teki
gece kularnn seslerini dinleyerek dize
dize dillerden gnllere aktm

zamanlar asla unutmayacam. Ne mutlu


gecelerdi onlar; bazen Valide Hafize
Sultan'in elinde, bazen Glbahar'm
barnda, bazen Dilefruz'un salarnda
uyumutum. Hasekiaa Uruzbay'm,
solakba Toraman Aa'nm, mteferrika
Beir elebi'nin ve hekimba Mehmed
Aa'nn kh memleketlerinde
braktklar, kh istanbul sokaklarndan
birine sakladklar sevdalarn
dinleyerek sabahladm zamanlarm da
gzel zamanlard. Beni en ok a
neferi Yamal Mustafa koruyup
kollamt. Kanun Koyucu'nun son
zamanlarn-dayd. Uzun k gecelerinde,
haremin ve has odann kaplar
kapandktan, efendileri uyuduktan sonra
bkmadan usanmadan ocakllara ve

sarayn dier bekr uaklarna


sayfalarmdan blmler okur,
ilerindeki ak ve sevgi hislerini onlara
hatrlatarak hepsinden teekkr alrd.
Okumay ocukken yamakln
110 um
yapt aml bir tatl ustasndan
renmiti. Byle iir dolu sohbetlerde
zaman zaman kendilerine ziyafetler de
eker, mutfak emininden habersiz
kilerden mezelikler karp ehzade
Selim'in araplarndan kararak birka
yudum ierlerdi de. Ama bu gecelerin
beni asl artan yan, gndzleri
heybetleri ve kyafetleriyle dtan
bakanlarda ihtiam, zlem, imrenme,
belki biraz rknt ve sayg uyandran

bu adamlarn, karanlk kp de
kendileriyle ba baa kalnca aslnda
birer ocuk gibi alamalaryd. Hemen
hepsinin kalbini kanatan, uzaklarda
braktklar bir Leyl vard ve ben bazen
kendimi onlardan daha ansl
hissediyordum.
Rukl, kar ayazndan uyuan ellerini
koynuna sokarak dald ryasnda
kendini Kafkas dalarndaki eski evine,
o zledii ve ezberledii masallara
att srada ben, "Acaba," diye
geirirdim iimden "sarayda geen yllar
boyunca, hafzamdan silinmeyecek
oranda beni etkileyen neler
yaamtm?" Uzunca bir mddet her
eyi hatrlamaya, btn maceram film

eridi gibi gzmn nnden geirmeye


baladmda bu eritten yalnzca birka
sahneyi ereveleyebilelim. Ortaya
kan tabloda nce her yedi senede bir
beni kontrol edip cildimi ve
sayfalarmn yerinde durup durmadn
yoklayan hadm harem aalar, ardndan
da farkl iki kadn silueti belirdi.
Bunlardan birinciler BC'nin gizli
bayran elden ele devreden yeleri;
ikinciler ise Kanun Koyucu'nun anda
sarayda yaam ansl
hanmefendilerdi.
Osmanl saraynn her dneminde BC'nin
bir yesi mutlaka bulunuyordu ve bunu
benden baka kimsecikler bilmiyordu.
Bereket versin bunlarn grevi, benim

emniyette olduumu kontrolden ibaretti.


Zannediyorum tadm srr aratracak
bilgiye bir trl ulaamyorlar, Kanun
Koyucu'nun siyaset etmesinden
korkuyorlard. Nitekim Hrrem'in
kollar her yana ulamaya balayp da
hnkarn otoritesi azalnca benim de
gizli hcrelere karlp geceleme
alkanlm olutu. Ama btn
b a b i I' d e lm istanbul'da akjlll
bu akamlarda BC'nin benimle olan
ilgisi en fazla ift gz tarafndan
incelenmeme ynelik oluyor, stelik bu
gzler de dizelerimi bir sr elde etmek
iin deil, ulu Marduk'un hatras nnde
isel bir ayin huzuru duymak iin
okuyorlard. O zamanki BC yelerinin

hemen hepsinde ocuksu bir itenlik


vard ve onlar, dnyann henz bilimsel
dzeyinin BUAM'la ilgili almalar
yapmaya yetmediini, kendilerinin,
imdilik bu byk srr saklamakla
ykml olduklarna iman ediyorlard.
lerinden yalnzca biri, en sonuncusu,
Sudanl Abdsselam Aa, hem akn ne
olduunu, hem de okumay biliyor ve
beni odasna gtrebildii her gece,
mum nda sabaha kadar tedkik edip
Efendim Fuzul'nin ak anlatt
beyitleri tekrar tekrar kontrol ile bunlar
ebced rakamlaryla hesap ediyor,
bulduu saylar bir deftere kaydedip
saklyordu. Daha sonra onlar kime
gnderiyor yahut veriyordu
bilmiyordum, ama o kiinin sarayn

dnda birisi olduundan emindim.


Yalnzca bir seferinde, bundan bir yl
kadar evvel, beni koynuna sokup
Kocamus-tafapaa Camii bitiiinde bir
eve gtrm, orada kim olduunu
anlayamadm Rum iveli ve mderris
kyafetli birine gstermi "Bu kitabn
srrn zmek istiyorsan iinde ak
szc geen beyitleri yorumlaman
gerekir." demiti. Zihnim ilk defa o gn
bir ihanet fikriyle sarsld. Efendim
Fuzul'nin srrnn aa kmas halinde
kendimi nasl hissedeceimi dndm.
Acaba emanete hyanet mi etmi
olurdum?!.. Bu fikir ile birka gnler
boyunca cildimin dalmasn,
sayfalarmdan birkann kopmasn -ki
bu benim iin sakat kalmak gibi bir

eydi- istedim. Bereket versin mderris


klkl adam, "O hlde," demiti, "iinde
ak geen beyitleri kopya edelim derhal
ve At-meydan'ndaki dikili tan
zerindeki alfabeye evirip aratralm."
Bu adamn cbbesi altnda kadim Asur
kltrne ait gne kursu biiminde bir
kolye bulunuyordu. zerinde ivi
yazsyla yazlm bir tlsm olduunu
sandm madalyonun arka yznde
Badat ile Musul arasndaki drtbin
yllk Keldani geleneinin en nl kral
Nabukadnazar'n resmi ile Siru'un
1 1 2 L*M
efsanevi ba figr yer alyordu. O gece
Abdsselam Aa okumu, bu karanlk
adam yazm ve iinde ak szc

geen 66 beytimin listesini


karmlard. Bereket versin bunlar ak
beyitlerini, Leyl ile ykmz anlatan
sra iinde deil de kendilerine gre
yeni bir sra dzeniyle kopyalamlard.
Rukl'in bohasnda saray duvarn
atm u anda Abdsselam Aa'nn
beni yitirmekle nasl zldn ve u
anda kimlerle haberletiini, gagalar
yaldz hzmal gvercinlerin hangi
istikametlere utuunu grmek, izlemek
isterdim. Rukl'i bunca sevmemin
altnda biraz da bu ka benim de
istemem, belki maceradan holanan
ruhumun arzular yatyor galiba. Rukl'in
beni srkleyecei yerde saraydaki
kadar emniyette olur muyum bilmem,

ama bir gerek var ki, tadm srra


ok yaklaan birinden kam
durumdaym u anda. Belki de sevinte
hakszdm; zira BC'nin hangi yesinin
dnyann yuvarlak olduu fikri kadar
galaksiler aras seyahat ve kara delikle
de ilgilendiini; hangisinin Babil'in
kutsal hazinelerinin peinde olduunu
kestiremez olmutum. Son zamanlardaki
tedirginliim de, srrmn kefedilmesi
halinde varlmn tehlikeye gireceini
hissetmeye balamam da bu yzdendi
aslnda. Peimde saylan gittike artarak
dolaan karanlk tiplerin kopyalarm
topladklarndan ve her nerede bir L&M
nshas bulurlarsa incelemeye
aldklarndan rkmtm. Onlarn bana
benzeyen kardelerimi toplamalar

aslnda bana ulama isteklerinin bir


abasyd. Leyl'nn ak kadar emindim
ki onlar her kopyamda farkl beyit
dizilii ve farkl sayfa ebatlar grdke
ldryorlar, her defasnda hesaplarnn
farkl bir sonu vermesinden bkp
usanm olarak kfrler ediyor, lanetler
okuyor, tartyor, ekiiyorlard. Bana
ulamalar demek, btn hesaplarnn
salamasn yapmak demekti. Bunun iin
her defasnda benim tpatp bir kopyama
ulamay umarak yeni bir nsham
incelemeye
babil'de lm istanbul'da a k ! 1 13
koyuluyorlar, ama ok gemeden ya
hattatn yazsndaki deiik stillerdeki
uygulamalar -nesih, ta'lik, rika

bunlardand- veya sayfalarda yer alan


beyit saysnn azl-okluu, hatta
bazen de yazcnn kendi keyfine gre
baz beyitleri ne veya arkaya almas
hep onlar iin birer bulmacann
paralar gibiydi ve ilerinde,
almalarn yeniden gzden geirme
drtsn uyandryordu. Ben ite btn
bu farkl anlaylar bertaraf edebilecek
gteydim. nk beni Efendim Fuzul
bizzat kendisi yazmt ve Itar
tapnann ifrelerini beyitlerim arasna
bizzat kendisi koymutu. Bir kii, ister
BUAM'n yce bilimsel gereini, ister
Babil ilahlarnn altn heykellerini aryor
olsun, mutlaka bana ulamak zorundayd
ve L&M adyla yazlm kopyalarma
bakarak bu yolculuu yapamayacan

pekl biliyor olmalyd.


Son birka ylda, Atmeydan'ndaki
dikilitan zerindeki hiyeroglifleri
okuyabilen herkes benim iin potansiyel
bir BC yesi olup kmt. Elinde L&M
ile bu dikilitalarn karsnda saatler
geiren insanlarn saysnn arttn
biliyordum. Bereket versin kopyalarmn
pek ounda sayfalar benim ykm-deki
gibi dzenlenmemi, beyitlerin yerleri,
yaz stilleri ve baz baz da sralar
deitirilmi oluyordu. BC'nin srr
bendeydi ve onu isteyenler benim peimi
hi brakmayacaklard. Efendim Fuzul
yedi ak beytine ak ve sr dolu ondrt
szck yerletirmi ve bunlarn srasn
mabedin kapsndaki rakamlar

ifreleyen rakamlara rastlayacak ekilde


dzenlemiti. Bunun ne mthi bir oyun
olduunu imdi daha iyi
anlayabiliyordum. "eytann aklna
gelmez!" dedim kendi kendime.
Kocamusta-fapaa'da geirdiimiz o
gecede Abdsselam Aa bu beyitlerden
birisi zerinde ok durmu ve hatta
"Akn" demiti, "felsefesini bilmeden
bu ifreyi zmek imkansz grnyor."
Sonra eklemiti; "Efendi! Sen hi k
oldun mu? Bilir misin ne hastalk ve ne
ifadr o!.. te bak ne diyor air:
114
Refoldu hicb- hid-i rz Ak oldu
melmet ile demsz

Yani "Sr gelininin duva alnca ak


ile knanmlk birbiriyle ayn dilden
konutu" demeye getiriyor. Burada airin
"sr gelininin duva" dedii ey, Itar
mabedinin kayp ifresidir bence. Bunu
amak iin "ak ile knanmlk"
szcklerinin birbiriyle ilikisini
bilmemiz gerekiyor. Ben k oldum,
biliyorum insanlarn knaylarn.
Hibir din yasaklamam ak, hibir
bilge yahut reti de. Ama biz kendimize
yasaklamz nedense. Hristiyanlk
tarihi akn yz karasyla alkaland
asrlarca, k oldu diye engizisyonlarda
yarglad insanlar, ilerindeki eytandan
arndrmak iin ruhlarn yakt.
Mslmanlar da ayp saydlar ak ve
hl ayplyorlar klar. Onlar iin

varsa yoksa mecazi ak. iki kalbin, haydi


diyelim iki bedenin birbirini sevmesinde
ne ktlk olabilir sence? En aklllar
hep mecaz ak, hep Yaratc'ya olan
ak vdler yzyllarca. airleri de
zaman zaman buna anak tuttular stelik.
imdi stanbul'da aktan bahseden
herkes minareyi almasna mistik bir
klf hazrlyor. Aka medhiyeler
dzenleyen airler alklanrken, bizzat
k olanlar ayplanyor, ite bu yzden
ak ile melamet (knanmlk) eski bir
ark tresidir. Buna gre k, nce
aklndan kurtulmal ve gnln n plana
karmaldr. Akl henz insana
hkmederken akta ycelmenin yollan
kapal durur. nk akl insana dnya
ilgilerini, sevgili dndaki varlklarla

ilikileri ve onlar nemsemeyi telkin


eder. Oysa k sevgiliden baka en ufak
bir eyi nemsedii zaman gerek aka
eremez. Sufiler bu yzden nce
nefislerini ldrrler, klar da
akllarn. Akln ve nefsin lmesi iin de
kn ayplanmas gerekir. nk insan
egosuna en ar gelen ey knanmaktr.
Melamiler srf bu yzden, yani
egolarndan kurtulmak iin knanmay
isterler, insanlarn onlar knayacaklar
biimde davranmalar da, knanacak
giysilerle dolamalar da bu yzdendir,
insanlar onlar knayarak kendilerinden
uzaklatrp
b a b i I" d e lm istanbul'da a k I
115

evrelerinden kovduka onlar


yalnzlklarn Tanr ile paylarlar, yani
seven, gerek Sevgili'ye ynelir. Tpk
bunun gibi, klar da aka yetenei
bulunmayanlar tarafndan knanrlar.
klarn akl d hareketler yapmalar,
ak yznden lgna dnmeleri,
akllaryla deil de duygularyla hareket
etmeleri, tavrlarndaki deiim vs.
insanlar tarafndan knanmalarna yol
aar. Tpk bu ykdeki Kays gibi. Hani
Leyl'ya k olunca j deliriyor ya! O
delirince halk onu dlyor da hani o da
llere
kap gidiyor, bir da delisi gibi yayor
ya! Onu aypladklar iin Leyl'y
vermiyorlar ya hani!., ite byle bir ey

melamet. Knanarak yksek derecelere


ermek, yle ki Kays da delirerek yce
makamlara eriti. Onunkisi yle bir
delilik idi ki, binlerce akla bedel
gsterildi."
Abdsselam Aa bunlar anlatrken ben
bir taraftan kendimi yeniden tandm ve
akmn bykln anlatan bu insana
gizli bir sayg duydum, dier yandan da
ilk ifrenin ipinin ucunu ele vermekten
dolay zlmeye baladm. Genliinde
hadm edilmi bu siyah adamn nasl
olup da ak hakknda bunca eyler
bildiine hayret etmekle birlikte, onun
kim bilir hangi cariye iin yanp
tututuunu da dnmedim deil.
Aann bu uzun anlatsndan sonra hem

ak zerine anlattklarndan haz


duyduumu, hem de kendimi
tamamlamak iin daha ok ey bilmem
gerektiini dndm.
Abdsselam Aa ak bildii iin olsa
gerek, dizelerim arasndaki ifreyi ilk
defa doru iaret etmeyi baarmt. Evet
Efendim Fuzul'nin sr balangc olarak
ald bu beyit doru beyitti ve ykdeki
sras 617 idi. Bu, bilge rahip Ariya
Akel-dan'n Babil tapnann kapsn
aacak ifre ebekesindeki ilk
dokunulacak tuun hangisi olduunu
gsteren rakam idi. Abdsselam Aa
buraya kadar her eyi yerli yerinde
dnm ve doru izi srmt, ama
sonra yanld ve bu beyte ait sra

numaras yerine beyitte geen ak ile


melamet sznn eb-ced karlklar
olan rakamlar zerinde kafa yormaya
balad.
116i um
"Akn karl 470; melamet'in
karl 511 ediyor, iyi de aradaki iliki
ne?" diye balad dnme seans
saatlerce uzad.
Sabah ezannda yorgunluk ve ba
arsndan bitap dp ban yasta
koyduunda ben Efendim Fuzul'nin ne
kadar zeki bir insan olduunu bir kez
daha anladm. Ebced rakamlaryla
hesaplamalar yapmann moda olduu bir
ada, gizli kalmas gereken bir eyi

ebcedi kullanmadan ifrelemek ocuk


oyunca idi ve hi kimse bu kadar basit
bir yol olacan dnmyordu. Oysa
Efendim, gizleyecei eyi meydana
koyarak, herkesin gz nnde
bulundurarak gizlemeyi yelemiti.
nk gizli bir eyi arayan hi kimse
aktaki bir eye bakmazd. Zaten o da
ifreyi arayanlara beytin iindeki
szcklerin uzun uzun hesaplamasn
yaptrmak yerine beyit sra numarasn
yediye bldrmeyi ve artk sayya
ulamalarn yelemiti. 617 rakamnn
yan yana toplam 6+1+7=14 ediyordu ve
bunun 7'ye blmnden geriye kalan
rakam sfr idi. te Akeldan'n tar
tapna mahzenlerine gmd BUAM
tabletlerinin veya altn ilah heykellerinin

ifre kilidini aacak rakamlardan


ikincisi bu "0" idi. Oysa dizelerim
arasnda ak ve gizlilik arayan herkes
bulduklar szcklerde Babillileri
ilgilendiren srlar, felsefi zmler ve
yeni hesaplamalar yapyorlard.
***
Rukl, u anda bile BC tarafndan
arandm bilse beni yanna alr myd;
akm gzyalaryla ykar, kendi akna
kattrr myd, bilmiyorum!.. imdilik
tpk saray ve sarayllar gibi BC de
geride kalmt ve ben Rukl'in
koynunda, Leyl'y aramann planlarn
ve bulmann hayallerini kuruyorum.
Bu gece Rukl'in salarn Leyl diye

rterek uyudum en bahtiyar uykumu;


ihtiyar ceviz aacnn kovuunda,
yamur ve rzgrn sesini dinleyerek...
Akm, Rukl miydi Leyl m,
bilemedim... Benimle birlikte ak da
dnt ve mauk da...
Halk iinde muteber bir nesne yok
devlet gibi Olmaya devlet cihanda bir
nefes shhat gibi
Muhibbi (Kanun! Sultan Sleyman)
nsanlk lemine sultan olmak kadar
deerli bir nesne daha yoktur. Ama o da
dnyada bir nefes-ik shhate demez...
XI

Bu, Sultann En Muhteem yks ve


Rus Dilberinin akrak Trksdr
Rukl'den baka, saray duvarlarnn
tesinde iki kadn hatrlayacam
demitim ya, bunlardan birisini
dndmde zldm, dierini
dndmde mutlu olduumu hissetmiimdir hep. Hl da yle
hissederim. Sanki birinin iini dna
evirseniz dieri karnza kard bu iki
kadnn. Biri en tepedeydi, elini
dokundurduu her eyi altn yapacak
gce sahipti, ama ihtiraslar onu hak
ettii mutluluktan daima yoksun brakt.
Dieri en altta bulunuyordu, ama temiz
yrei onu saadetin mcevherleri iinde
yaatt. Birinin maddesel zenginlii

ruhunu a brakt; dierinin gnl


zenginlii onu maddeyle donatt. Birinin
ad Hrrem; dierininki Tt idi.
***
Ben arastada gzelleip Osmanl
sarayna gnderildiimde Hrrem
zeksnn ve kadn olma cazibesinin en
olgun gnlerini
118
yayordu. Krkn getii hlde
evresine sayg telkin eden bir kiilie
sahipti. O, her haliyle, her eyiyle
kadnd ve hanm sultand. Onu
anlatmaya ne kalemler, ne szckler
yeterdi. Hani derler ya, ne kadar versen

o kadar gerek. Saray kadnlar arasnda


onun adnn gemedii bir gn bile
yoktu. Ne zaman mahzenden kp
haremde dn geceler geirmeye yolum
dse, hep onun yklerini dinler,
dedikodularn duyardm.
Sylenilenlere baklrsa ad Roksan idi.
Rusya'dan savrulup da Kanun
Koyucu'nun saraynda yrmek,
konumak, etek pmek, selamlamak gibi
saray trelerini rendii ve gndelik
saray hizmetlerinde alt ilk
zamanlarda, cariyeler onu Ruen diye
aryor ve yaln hayat tpk Rukl gibi
memleketine ait ryalar ve gelecee ait
hayallerle akp gidiyordu. Bir sonbahar
gn, arkadalar arklar syleyerek

kendisini ykadlar, gzel kokular


srdler, salarn taradlar, ipekler
giydirdiler ve Kanun Koyucu'ya arz
ettiler. Slav rknn btn duygusall
ve cinsel cazibesiyle muhteem sultann
odasna girdiinde, hayatn btn
renklerini grmek, btn klarn
toplamak ve btn namelerini dinlemek
iin buradan bir daha kmamak
gerektiini dnd. O gece sultan ile
karlkl satran oynadlar ve uzun uzun
konutular. Amac, sultan ak lnde
kendisine susuz brakmakt. stediine
ulat da. air sultan sz ile avlad,
gzel hatralarla ruhunu soydu,
holanaca iirler okudu. ok
gemeden sultan da tpk Rus kz gibi
bir sonraki ve daha sonraki akamlar

iple ekmeye balamt. Roksan fazla


gzel deildi, ama sultana zaman
unutturacak kadar onu ilgilendiriyordu.
O geldiinde sultann gzleri parlyor,
devletin zirvesindeki yalnzlndan
syrlyordu. Birka ay sonra duygularn
ona iirler yazarak anlatmaya balamas
ve lmsz k roln gnll
stlenmesinin altnda bu duygu
yatyordu. Roksan, sultann tekilliine
oulluk katm, onu, bakalarnn
yaktrd yar tanrlk rolnden
insanlna indirmiti. Nihayet sultan,
nbut'da ak)
babtl'de lm sta
Ak mdr ki boynuma takp bela

zincirini Gezdirip Mecnnleytn leme


rsva eyleyen
dizeleriyle ona akn ilan ettii
gecede, bambaka bir masaln
baladn hissedip kendisini o masaln
iine brakverdi Roksan. O kadar ki
sultan huzurunda kahkaha ile glmek
Fatih yasalarna aykr iken, o yatak
odasnn kk kubbesini uh ve akrak
kahkahalarla nlatmaktan gizli bir haz
duydu. Sesi kris' J tal amdanlar gibi krld
duvarlarda. Muhteem Kanun Koyucu
o gnden sonra Hrrem diye ard
kendisini; yani Glen...

Hrrem, Osmanl tarihinin akn


deitirecek bir kadnn adyd artk.
inde bir erkekle deil, bir devletle
birlemenin hazzn tayordu. Kanun
Koyucu Muhteem Sleyman olmadan,
kendisinin bir zerre bile olmadn
elbette hissediyordu. O gn gerekten o
da sultan sevmeye balad ve uzun ak
gecelerinin meyvesi olarak ard arda her
yl bir ocuk dnyaya getirdi. Mehmed,
Cihangir, Selim, Bayezid ve Kamilla,
yani Mihrimah. Hep kskand teki
kadn Glbahar' sultandan
uzaklatrmak ve yeni gzdeler
edinmesinin yollarn kapatmakla geen
yllard bunlar.
Btn o yllar boyunca sultan ona

durmadan iirler yazmt. Benim


Hrrem'i tanmam da bu yolla olmutu
zaten. Bir gece tan yeri aarrken ipek
mintanlarla birlikte beni balad ona
cihan padiah; yeni yazd bir gazelini
kendisine srpriz olarak sunaym diye.
Hrrem'in ilk sevincini sayfalarm
arasndaki o mektubu okuduu zaman
grdm. Hamuru misk ile yorulmu bir
ipek kda yazlan bu iirde, Roksan'n
gzellii Kanun Koyucu'nun hatralarn
ve hayallerini ssleyen ehirler ile
tartlyor ve Roksan hepsinin zerine
doan gne gibi parlyordu:
stanbul'um, Karaman'm, batan baa
Anadolu'm... Bedahan'm, Kpa'm,
Badad'm, Horasan'm

119
120 um
Ruhu ak dolu iirlerle okanan ve gnl
muhteem sultann iirleriyle beslenen
Hrrem, saraydaki ilk acsn byk olu
Mehmed'in lmyle tatt. Osmanl
tahtna Slav kan tayan bir hkmdar
olarak oturacakt oysa Mehmed.
istanbul'a ayak bastm gn Gke
Ali'nin grd ehzade Klliyesi
inaatnn bitirilmesi iin Hrrem'in ok
acele etmesinin ve mimarba Sinan
Usta'ya hediyelerle birlikte st kapal
ltimatomlar gndermesinin altnda
yatan gerek, meer sultann ilgisini
kendi ocuklarndan ayrmamak imi.

Bir anneden ok, taktik sava veren bir


diiye dnt gnlermi onlar. Ben
saraya girdiim vakit halkn ve devletin
ileri gelenlerinin, amansz rakibi
Glbahar'm ehzadesi Mustafa'ya olan
tutkularn yok etmesi gerektiini
dnyordu. Bunun iin kendi vey
damadyla, vezir ibrahim Paa'yla kanl
bakl olmay bile gze almt. Oysa
BC adma ilk akdi onunla yapm ve
ama birlii etmiti. Badat seferinden
dndkten sonra Kanun Koyucu'nun,
ocukluk arkada ve damad olan
ibrahim'i bodurtmak iin devaml
damarlarna girmeye almas da,
Kanun Koyucu'nun ilerleyen yayla
birlikte oalan ihtiraslarn baz ak
oyunlaryla ynlendirip kanunlarn ona

gre dzenlettirmesi de hep bu yzdendi.


Yazk ki onun sevgili ehzadesi Mehmed
lmt. Srada yer alan Cihangir ok
zekiydi ama sakat ve kamburdu. Sara'ya
yakalanmt. Selim ve Bayezid
byyorlard ama birincisi ikiye alp
halk arasnda "Sarho" diye anlmaya
balam;
babil'de lm istanbul'da a k I 1 21
ikincisi de dikballyla babasn
ileden karr olmutu, te yanda
Glbahar'm Mustafa's herkes tarafndan
tahtn varisi olarak n salyordu. stelik
byk vezir ibrahim de arln
Mustafa'dan yana kullanmaya
eilimliydi. Daha kts de BC'nin
gelecei iin onun daha farkl

planlarnn bulunmasy-d. Sarayda BC


menfaatlerini koruyan ve Osmanl
lkesinden dnya devletlerine
ynlendirilen BUAM idealleri ikisinin
ortak karar olarak uygulanyordu. Ne ki
bu veliahd meselesi yznden aralar
alnca BC zerindeki ortak menfaat ve
yetkileri de atmaya balad, ite
Pargal ibrahim iin zaman da tam
burada atlam, Hrrem'in entrikalarna
her zaman inanan hnkarn -ki ayn
zamanda kaynbabas idi- emriyle dilsiz
cellatlar elinde can vermiti. Onun idam
edildii gece nasl sevindiine ben
tanm. Marduk adna kurban vermi bir
Babil rahibi kadar huzur iindeydi. O
gece bu kurbann erefineydi
zannediyorum, yzm titrek mum

alevine yaklatrarak btn ykm


batan sona okumu, sabaha doru da
lm sahnesinde olu Mehmed'i
hatrlayp alamt.
Pargal'nn yerini alacak bir sadk kle
lzmd artk Rok-san'a. Ve bulmakta
gecikmedi. nl kehle hikyesinin
kahraman Rstem'di bu. stelik BC'nin
eksilen yeliini de ona verip
tamamlayabilir, belki ortak menfaatlerini
daha etkin kabul ettirebilirlerdi. stelik
o yllar Akdeniz'de kk devletikler
kurmaya ve bunlardan birini ileride ne
karmaya msait yllard, ileride
BUAM'n kurulaca bir ada devlet
dnyordu zihninden. Rstem'i
saraydan bir dilberle evlendirirse

kendisine kul edinebileceini


dnyordu. Sarayn ate paras
gzeli Mihrimah o gnlerde batan
ayaa salt gzellik kesilmiti. Hrrem,
Rstem'e kz Mihrimah' verecekti.
Kehle "bit" demekti. Zamann hekimleri
czzam tehiste bit kullanyorlar,
czzamh olduu sylenen insanda bit
bulunup bulunmadna bakarak karar
veriyorlard. Diyarbakr valisi
Rstem'in damatlna kar kanlar
onun czzam hastas
I 22 I um
olduunu sylediler. Hrrem bunun da
aresini buldu ve saray hekimlerinden
birini gizlice Diyarbakr'a gnderip

Rstem Pa-a'nn giysilerini kontrol


ettirdi. Talih ondan yanayd ve Rstem'in amarlarnda bulunan ilk bit,
zafer lklar arasnda istanbul'a
getirildi, dn dernek kuruldu.
Yeni damat Rstem, tpk ibrahim gibi
servet ve altanat hrsyla yanyor,
vicdanndaki dorulukla parlayan
engelleri (!) bir bir siliyordu. Ne var ki
ibrahim zorla kul olabiliyordu; Rstem
ise kul olmaya gnll idi. ibrahim bir
gzdeydi; Rs-tem'se bir kle. ibrahim
tarih iin yaratlm gibiydi; Rstem bir
uvertr idi. Her kle gibi o da aktan
sdk, ama iten pazarlkl olacakt.
Rstem Mihrimah ile evlenince zamann
airlerinden biri kendi adn gizleyerek

bir beyit sylemiti. Sala


meyhanelerden kahvehanelere, yenieri
ortalarndan saraydaki kubbealt
toplantlarna varasya gizli gizli okunup
ak ak glnen bu beyitte air,
Olunca bir kiinin baht ak talihi yr
Kehlesi dahi mahallinde onun ie yarar
diyordu. "Eer bir kiinin baht ak,
talihi de yaver giderse, adamn biti bile
yeri gelince ie yarar, menfaatine vesile
olur." demeye gelen bu beyit daha sonra
Rstem'in peini hi brakmad,
tarihiler ondan bahsederken hep bu
komik yky andlar.
Mihrimah "Gne ve ay" demekti ve bu

zarif kadnn zihninde gnein ,


gnlnde ayn nuru parlard. Zavall
Mihrimah, o ay paras gzellik, bir bit
bezirgan ile ileli bir mr srd ve
baz baz da ona benzedi. Bir farkla ki,
mutsuzluunu rtmek iin kendisini cami,
sebil, eme tr hayr ilerine verdi ve
insanlar, onun yznn gldn o
vakit grdler.
babil'de lm istanbul'da a#k|l23
Hrrem, bir yandan BC adna dier
lkelerdeki stadlarla haberleip fikirler
alyor, onlarn ynlendirmesiyle
mlknn ve gnlnn tahtnda oturan
sultan ynlendirmeye alyor, dier
yandan adm adm ehzade Mustafa'nn
kaderini izmeye balyordu. Sahte

mektup yazmaktaki yeteneinin btn


inceliklerini gstererek baba ile oul
arasna fitne sokmu ve Konya'da, Ereli
civarnda Kanun Koyucu'ya, yzlerce
karar verip yzlerce caymalardan sonra,
can gibi sevdii olunu, imparatorluun
ak corafyasn bodurtmutu. Karaky
limanna gelen gemilerden birine
Mustafa'nn bodurulduu haberini
gnderdiinde Nebo'ya ikinci kurbann
gndermi bir Babil ilahesi gibi hissetti
kendini. Oldum olas kendini sradan
insanlardan ayr tutard zaten. Gariptir,
ona yaklamak isteyenler de bunu
hisseder ve ekinirlerdi hep.
Gelip geer; buna dnya derler, herkes
gibi Hrrem de btn ihtiam ve

yalnzlyla, btn hzn ve sevinciyle,


btn beyazlan ve karalaryla dnyaya
veda etti. Kanun Koyucu'nun
imparatorluun sembol olmak ve kendi
adn lmszletirmek zere, Hali
srtlarnn en mstesna arazisine, Eski
Saray'n arkasna Sleymaniye
kompleksini yaptrd yl Hrrem,
kentin ahap rts arasnda bir ant gibi
ykselen bu ta binalara bakarken sonsuz
uykusunu uyuyaca yeri de eliyle
semiti. Muhteem sultan, kendisi kadar
muhteem kadn Hrrem'i de btn
ecnebiliine, btn aykrlna, btn
anlalmaz fikir ve ilerine ramen bu
komplekse ait sayd ve Osmanl
saraynn grd en dirayetli valide
sultan, son nefesini verdiinde, hem

kamak, hem yakalanmak istedii Kanun


Koyucu'nun yaknna gmld. Hem de
aralarnda biten gln kokusu her ikisine
de yetebilecek kadar yaknna... Ama
yine de yapayalnz... Sinan Usta yle
yapmt trbesini...
46 yl saltanat sren Kanun Koyucu
acaba BC'den haberdar olsayd, onca yl
koynunda besleyip barna bast
kadnn topran altnda da kucaklamak
ister, bu kadar yaknma gm-drtr,
onun iin ayrca bir kanun konulmasn
ister miydi?!
124 Um
Leyl son nefesini verdiinde, onun
lm kokan taze toprana kapanp

Tanr'dan artk cann almasn isteyen


k ile sultan, belki de sevdikleri
kadnlarn asaleti idi birbirine benzeten.
Bu kadar zaman sonra dnp geriye
baktmda her ikisinin de muhteem
insanlar olduunu gryorum ben. Birine
saltanat "Muhteem" dedirtmiti,
dierine ak. Biri Roksan'n ve halknn
sultan olan Muhteem Sleyman idi,
dieri Leyl'nn ve obasnn kulu olan
Mecnn Kays. Birinin sultanlkta
tkettiini dieri lgnlkta oaltt. Biri
Muhteem adyla zaman eledi, dieri
zamana muhteem bir ad veriyor. Ve ben
bu ikincisinin ruhunu dizelerimde,
sevgisini kalbimde tayarak Rukl'e
sarldm Leyl diye.

babii'de lm istanbul'da a s k 1 I 2

Bteten olmu iken Cri guruba hemnin Yine ekvay gurb eyler garabet
bundadr
Nev'i
Kader savurup da anszn bir papaan
bir karga ile ayn kafese girince, bundan
ilk ikayet edenin karga olmas garip
deil midir?!..
XII
Bu, airin Mavi Melek'te TutTye Bakt
ve Sultann lmne Hazin Bir At
Yaktdr

stanbul arastasnda Ahmed Usta'nn


ciltevinde Nakka Haydar Nigari ile
ahseven kongay Musa'nn simgelerle
konuarak BC srlarn birbirlerinden
sorduklar gnden bir hafta nce, cilt
mermerlerinin ikencesine yatrlmaya
gitmek zereyken ziyaretime gelen
Mahmud Abdlbak Efendi'den size
daha nce bahsettiimi hatrlyor
olmalsnz. Hani snf arkadalaryla
birlikte Efendim Fuzul'nin dizeleri
karsnda hayretten hayrete den gen!
Onunla yeniden karlatmzda
karmda olgun bir gen adam ve sz
meclislerinde hep kskanlan bir air
bulmutum. Medreseyi bitirdii gnlerde
hocas Karamanl Mehmed Efendi iin
yazd "Smbl Kasidesi"nin hreti

Glbahar'la kaldm akamlardan


birinde benim de kulama alnmt. O
gnlerde yazd rind ve uh istanbul
iirleri sarayda kulaktan kulaa
fsldanmaya balam; bazen bir divan
toplantsnda, bazen bir Baykara
meclisinde, bazen
126 l-m
bir gl meclisinde onun iirlerinden
okumak moda olmutu. Daha sonraki
sarayl zamanlarmda en ok onun
iirlerini dinlediim iin biliyorum
bunu. O yksek duvarlarn arkasndaki
insanlarn en ycesinden en kne
onun dizelerini mrldandn, yahut
inad ettiini duyduumu ekinmeden
syleyebilirim. Kanun Koyucu'nun

anda Bak Efendi'nin hretinin her


geen gn ykseldiini ve Osmanl
corafyasnn snrlarndan tatn
grdm. Dizelerine sindirdii yerli ses
sayesinde, Efendim Fuzul'den sonra
ark iirinin bakenti onun sayesinde
istanbul'a tanmt. Bunda sultann
iltifatlar ne kadar etkili olmutu
bilmiyorum, ama onun gazelleri
stanbul'un mesirelerinden
meyhanelerine, tekkelerinden bilgelik
meclislerine, saraydan konaklara her
yerde; sokakta, kaykta, evde, kanda
her mekandayd. Efendim Fuzul'den
sonra duyduum en gzel iirler onundu
ve itiraf etmeliyim ki bazen Efendim'den bile gzel iir syledii
oluyordu. Sayfalarm arasndaki lirik

beyitlerin, onun dilinde istanbul


corafyasnn cokulu ak neidelerine
dndn sanyor ve galiba biraz da
kskanyordum. Kasidelerinde gsterdii
hner, o vakte kadar istanbul'un hibir
iir pazarnda alnp satlmamt.
Kanun Koyucu, Sleymaniye klliyesini
yaptrd yllarda o mderris Kadzade
emseddin Efendi'nin asistan idi.
Kendisi de air olan sultan ile karlkl
birbirlerinin iirlerine nazireler
sylemeye balamalar bu yla rastlar. O
zamanlarda sultanlarn veya asil
insanlarn sanatlar kollamalar
gelenektendi. Hemen her sultann, her
paann evresinde birka air, sanat,
hner sahibi insan bulunurdu. Onlar

sanat ve sanaty gzetirler, meydana


getirdikleri eserlerin te'lif creti olan
hediyelerini -onlar buna caize
diyorlard- hep hazr ederlerdi. Bylece
sanat geim sknts ekmez, sanat da
devlet destei bulmu olurdu. Geri bu
uygulama bir Dou geleneiydi ama
Ortaadan sonra Batl lkelere de
geip asilzadelerin evrelerinde
toplanan valye halkalarn
oluturmutu. Kanun Koyucu'nun
b a b i I' d e lm istanbul'da a k I 1
27
himayesine ald her sanat dalndan pek
ok insan ierisinde en deer verdii
kiinin bu gen air olduunu, ona
verdii "airler Sultan" unvanndan

anlayabilirdiniz. airler de bu himayenin


karln baz iirlerinde
koruyucularnn adlarn anarak
verirlerdi. Sultann bu gen yetenei
himaye etmesinin balca nedeni, adn
onun dizeleriyle lmszletirmek
istemesi olmalyd. Nitekim o srada
yapm sren Sleymaniye klliyesinin
antiye efliine onu getirerek
yaknlamay biraz daha perinlemiti.
Bak Efendi iin ufuk ac bir deneyim
oldu bu grev. Aylar boyunca Sinan
Usta'nn ta yan yana ve st ste
koyarken nasl ldrtc bir estetik
yarattn izledi; Sinan'n ta ile
yaptn szckleriyle yapmaya
alrken, onlar yan yana veya st ste

koyarken anlam katmanlarn birbiri


iine gizleye gizleye slubunu oluturdu,
ta ustasna sz ile nazireler yapt. Sinan
onun nnde bir sembold. Her
emesine bir beyit, her sebiline bir
128
kt'a, her kprsne bir gazel, her
hamamna bir murabba, her camisine bir
kaside ile karlk vererek biri ta ve
mermer ile, dieri de hece ve kelimeler
ile divanlarn oluturuyorlard. Bak,
btn o yllar boyunca, ne yapsa
Sleymaniye kadar muhteem bir iir
yazamayacan dnd. Sinan Usta hep
bir adm ndeydi. Yazk ki kader ona bu
iiri ok sonralar, byk koruyucusu
hkmdar ld zaman, hznler ve

gzyalar iinde, bir terkib-i bend


olarak sylete-cekti: Kanuni'ye at.
Bir hdrellez gnyd. Kanun koyucu
Mavi Melek adl kkl kadrgasyla
Boazii'ne gezintiye kacakt. Bu
kadrga pelesenk, sandal, d ve ard
aacndan yaplp bin bir eit tezyinat
ile sslenmiti. Bostanc aa seyir iin
gerekli dzenlemeyi yapm, saray
erkan ve harem dairesinden elli kiilik
bir alayn binecei kadrgay surlarn
Halic'e yakn Bahe Kap-s'na bakan
eik tana ktankara ettirmiti. Sarayl
olmayp geziye katlacak devlet erkan
ile saz heyeti ve airler, daha nceden
rtbelerine gre sahildeki yererini
almlard. O gn ben, bir sarayl olarak,

inci ilemeli bir cz kesesinin srma


gergefi arasndan ilk defa grdm bu
muhteem alayn keyfini karmay
dnyordum. Bostanc avularndan
birinin ylan dvmeli plak omzuna
aslm olarak kortejdeki yerimi alm,
olup bitenleri dikkatle seyrederek sahile
doru ilerliyordum. Bir de bostanc
avuunun ter kokusu olmasayd...
Dnyaya yn veren btn tannm
yzler orada gibiydi. eyhlislam,
kazasker, vezirler, nedimler, musahipler
ve alay avular ltl kaftanlar, sln
ve tavus ty sorgularyla seyredilmeye
deer bir alay oluturmulard. Kanun
Koyucu'ya sava meydanlarndan sonra
elencede de neden Muhteem

denildiini o vakit anladm. 25 ifte


oturakl Mavi Melek'te beyaz cepkenli
200 hamlac drder drder kreklere
yapm, gzlerini ayak parmaklarndan
ayrmadan bekliyorlar, hamla-cba da
yelkenin koluna yapm onlar kontrol
ediyordu.
": 3
b d b M ' d e lm istanbul'da a 5 k I
129
Murassa koumlu ve gm naili atlarn
rahvan admlar, Bahe Kaps'nn
talnda ritmik bir musik gibi
duyulmaya baladnda, hnkarn
geliini bekleyenler patikann iki yanna
dizilip alay- hmayunun geiini

beklediler. nde Yenieri aas, sonra


Damad ibrahim Paa, ardnda
eyhlislam Kemal-paazade, onun
arkasnda koruma grevlisi yaya peykler
ve solaklar arasnda Kanun Koyucu'nun
doru at geliyordu. Sonra harem aas ve
hanm sultan, ellerinde bohalaryla
halayklar, cariye ve harem takm
yrmekteydi. Sarayllarn en
arkasndaki Kbrs eeinin srtnda da
eee ters bindirilmi olduu iin geride
kalanlara dil kararak onlarla alay eden
bir arn boyundaki soytar vard. Sultan
onun bu yaptn bilseydi phesiz
eee deil de haan bir katra bindirir,
sonra da tek ayan zengiye balatp
yreine korku salard.

Kanun Koyucu, gzerghn iki tarafnda


birikerek kendisini selamlayan halknn
arasndan geip kadrgann kk ksmna
varasya kadar n saftakilerden
kimsecikler ban kaldrmad. Arkada
ona alk okuyanlar da solak avular
gzaltnda bulunduruyor, ellerindeki
denekle sultann geiine yol
ayorlard. Sonra protokoldeki
rtbelerine uygun olarak devletlular
birer ikier kadrgaya binmeye
baladlar. Harem halknn, kadrgaya
uzatlan tahta iskelede dikkatle
yrmeye baladklar sradayd ki olan
oldu ve ortalk birdenbire kadnlarn
lk sesleriyle alkand. Bostanc
avuu ile ben, haremlilerin hemen
ardndan gidiyorduk. Yanmzda da

Mevlevi elebisi H-sameddin Efendi


ile hnkarn st kardei eyh Yahya
Efendi vard. elebi'nin uzun zamandr
benim peimde olduunu biliyordum ve
o srada harem halkna yakn gitmesi
emrolunan Yenieri aasnn atnn
bacana bir uvaldz var gcyle
sapladn benden baka kimse
grmedi. ok ince bir plan idi onunkisi.
Yenikap'ya yaplmakta olan
mevlevihanenin inaatn yavalatan
Yenieri aasn -ki aa Bektai idiattan ve tabii sultann gznden
drecek, te yandan o kargaa
srasnda
s i
1 3 O um

beni kapp terkisine indiriverecek, belki


frsatn bulursa birka gn dizelerim
arasnda cevelan edecekti. BC'nin btn
yeleri gibi o da ok zeki bir adamd.
Bir atn rkmesiyle kacak kargaadan
kim phelenebilirdi ki? stelik de
atlar rktebilecek zil ve davul sesleri,
dalga rpntlar, mart lklar,
rengarenk giysileri iinde byk bir
insan kalabal, velhasl her ey vard
sahilde.
elebi'nin plan beni elde etmesine
yaramad. Ama rken kheylann
kadrgaya binmek zere olan
haremlilerin zerine sramas bir
hayrl ie kap aralad. Ezilmemek veya

denize yuvarlanmamak zere kaan


cariyelerden birisi eik ta ile kadrga
arasnda devrilmek zereyken, ban
yere emi olarak beklemekte olan
ilmiye snfndan, otuz yalarnda bir
sarkl efendi refleks ile nce onu
bileinden, sonra da belinden yakalam
ve dmekten kurtarmt. lklarn
geri kalan, cariyeyi can havliyle de olsa
kucana alan bu kara kuru, eri burunlu
hocann cretkrl zerine salverildi.
Padiah meclisinde hi olmayacak ey
olmu, hademe ait bir cariyeye bir
nmahrem dokunmu, hatta dokunmakla
kalmam onu kucana almt. Den
ile yakalayan olayn okunu atlatp
kendilerine geldiklerinde, bu sefer de
treye gre ekecekleri cezann okuyla

sarsldlar. Cariye orackta bayld.


Gen hoca da tek dizi zerine kp
ellerini kadrgann ibriim puntellerine
kenetleyip boynunu uzatt.
Kanun Koyucu nce cariyenin
ayltlmas iin hekime ve ebe kadna
iaret etti. Sonra eyhlislam yanna
arp fsl-datlar. Kadrgada ve
sahilde hayat durmu gibiydi. Cariyenin
yz gl sular ile ykanp kfurlar
koklatlarak kendine geldiinde, onu
Mavi Melek'e aldlar. Sonra hnkar eik
tama kadar gelip cezasna ferman
bekleyen gen hocann ellerinden dosta
tutarak kadrgaya bindirdi. "zlme
mollam!" dedi, "Bu hanm sana
baladm, helalin olsun." "Efendi hoca,

bunca
i
babil'de lm istanbul'da a k I 1 3 1
ahit nnde nikah kym miydin hi?"
diye eklemeyi de unutmad eyhlislam
Kemalpaazade'ye bakarak.
Cariyenin ad Tut (Papaan, Dudu) idi
ve kaderin garip tecellisi, o gn Tut
Hanm' denize dmekten kurtaran
adama da Karga Bak diyorlard. Ahmed
Usta'nn ciltevinde ziyaretime gelen air
Mahmud Abdlbak Efendi'ydi bu;
istanbul Trke-si'nin en mstesna airi.
O gnk Hdrellez seyrinin en ok

anlatlan yks, Glistan adl kitaptaki


Karga ile Papaan yks oldu. Hani bir
karga ile bir papaan ayn kafese
koymular da papaan "Tanrm!" diye
ikayete balam, "Sana kar hangi
suu iledim ki bir ayna karsnda eker
inemek varken beni bu kara suratl,
kara ili, kara giysili karga ile ayn
kafese koydun?" O srada karga da
diyormu ya hani, "Yce Yaradan!
Benim nasl bir yazgm var ki bir ykk
duvar stnde arkadalarmla sekiyor
olmak varken, beni bu kendini
beenmie mecbur ettin!."
Aradan yllar geti, Bak Efendi en gzel
iirlerini Tut Ha-nm'n ilhamyla yazd.
iirlerindeki nazik hayaller ve yaama

cokusu, bu asil cariyenin berrak


yznden yansd divannn sayfalarna.
Pek ok iirini ilk defa ona okudu, pek
ok gzel iiri ilk defa o duydu. Bak'nin
iirleriyle Tut'nin omuzlarna
istanbul'un gzyalar dkld;
sevinleri yld. en sahnelerin, uh
meclislerin bu serbest, atlgan, nkteci
ve kalbindekini kolaylkla diline
getiriveren adam, Tut Hanm sayesinde
ak ok yksek bir medeniyet tecrbesi
haline dntrp anlatt. Efendim
Fuzul'nin yourduu soyut fikirler ve
uzak hayaller yerine o, istanbul'un
baharlarn, klarn, mehtaplarnn
akn yaatt iirlerinde. Ak, tabiat ve
arap, onun dizelerinde ince bir zevke
dnt, iir diline bir ahenk, bir

akclk getirdi.
132
1
Bak, Efendim Fuzul'yi hatrlayordu
bana. Benim bulunduum meclislerde en
ok onun iirleri okunmakta;
dedikodular yaplmaktayd nk.
imdilerde ihtiraslarna malup bir
adam artk. ki yl evvel Tut onu brakp
kt en byk yolculuuna. Geen yl da
Anadolu kazaskerliinden azledildi ve
imdi eski dostu Sun'ullah Efendi ile
eyhlislamlk makamna oturmak iin
bir souk sava yayorlar. Tut'den
olma iki olu delikanl andalar.

Bak Efendi'yi, hayatnn hibir


dneminde, Kanun Koyu-cu'nun ld
gnk kadar aladn gren
olmamtr. Trk iirinin antlarndan
saylan nl "Kanuni Mersiyesi"ni o
sonsuz ac ile yazd iin olsa gerek,
okuyan herkesi alatr. Muhteem
sultann tahtnda torununun, oturduu
bugn bile, aradan bunca yl gemiken,
at her kim okusa gzleri hl dolageliyor. Hani demiti ya Bak Efendi:
Hurde baksa gzleri halkn dola gelir
Zira grnce hatra ol mehlika gelir
Yani ki, "Gnee baknca halkn grjzleri
dolageliyor... Elbette ya! O yz gne
olan sultan hatrlyorlar (ve onun
acsyla gzlerine ya hcum ediyor)..."

Benim efendim eer Fuzul olmasayd;


en ziyade Bak'ye efendim demek
isterdim ve bu da ona ok yarard.
Leyl ile olan ykm Hilleli'den sonra
bir de stanbullu'dan dinlemek ne byk
bahtiyarlk olurdu benim iin. Her ikisi
de gzeller gzeli dizelerini dizerken
parlak hayaller kurdular nk ve bak
kalan bu kubbeye bir ho ada braktlar.
Rn ve parlak idi szleri. Gne gibi,
ay gibiydi. Ik gibi, nur gibiydi. Efendim'in gn aknn atei alnnca
Bak'nin nurlu geceleri balad. Hani
baharda gne batt srada ay doar
ya!..

Hikmet talebi mlda Krn gibi imdi


Hhigeri-i lokmada Lokman unutulmu
Nab
Mal mlk peinde koarak Karun gibi
yaamann adna hikmet diyorlar imdi.
O kadar ki, lokma peinde koarken
Lokman Hekim'in tleri unutulup
gitmi...
XIII Bu Bab, Ceviz Aacnn Efsanesi
Beyanndadr
Rukl ile ceviz aacnn gvdesinde
kalp atlarmzn birbirine kart
gecenin sabahnda, Ayasofya
minarelerinden okunan ezanla kendimize
geldik. Rukl'in acyla gerilen yznden,

ayak bileindeki krn soumu,


strabnn da cierine ilemeye
balam olduunu arlayabiliyordum.
Hatta imi parmaklarn bir aralk
eliyle yoklayp derin derin inlediini
duydum. Ses kartmak istemiyordu. Ne
de olsa buras sarayn d bahesi
saylrd ve burada yakalanmak,
lmden korkun bir akbet demekti.
Sabahn alacakaranlnda belli belirsiz
sesler duymaya baladk. Yakndaki
kozbekileri kouundan kandil klar
szyordu. Rukl ban karp etraf
kolaan ederken ellerinde ibrikler ile iki
nefer, bizim saklanmakta olduumuz
aa gvdesinin on adm tesindeki
helaya geldiler. Beyaz i donlar ve

konumalarndan uykudan yeni


uyandklar anlalyordu.
134 um
Saraydayken bunlardan birini Hazinedar
aaya bir sepet ceviz verirken
grmtm. Banda, tepesi Msr'daki
piramitler gibi sivri, deve tynden
keelenmi bir klah vard. O zamanlar
duymutum; bunlara Kzbekileri
deniyordu.
Raviyn- ahbr u gne rivayet ve
nkln- sr bu nev'a hikyet ederler ki
Fatih Sultan Mehmed Han bu saray
yaptr- diktan birka ay sonra,
gecelerden bir gece, tpk Rukl gibi,
haremdeki cariyelerden biri, bilinmez

hangi nedenle, o zaman daha alak olan


duvardan atlayarak kamaya alm, bu
srada Darphane kaps yannda bir garip
dervi kendisini grp yardm etmi ve
onu hemen kapmm yanndaki asrlk
ceviz aacnn gvdesindeki kovua
saklayarak Babssaade aasna haber
ulatrp sa salim saraya dnmesini
salam. Derviin bu drst hareketi
padiah tarafndan duyulunca huzura
artlp kendisine ne istedii sorulmu.
O da hem geimini salamak, hem de
rahata Allah' zikretmek zere bu ceviz
aacnn yanna bir ocak yaplmasn ve
oraya bir grev balanmasn istemi.
Padiah is- * ~ tenilen yere Kzbekileri
adyla bir

ocak yaptrp idaresini dervie vermi


ve saray bahesinin korumasna da
bakmak zere hizmetinde 40 kii
grevlendirmi.
babil'de lm istanbul'da a;k|135
Trklerin ilk bilinli evrecileri saylan
bu adamlar Boyabat, Karg ve Els
kazalarndan gelmi krk kiiymi.
Bunlar bahedeki narlarn arasna
armut, zerdali, kays, dut ve zm
asmalar ile sra sra yeni ceviz fidanlar
dikmiler. Dutlarn sars, moru, beyaz
ve siyahndan ayr ayr pekmezler,
zmlerden ralar yapp padiaha ikram
ederlermi. Zamanla nesiller deiip
derviler paraya tamah eden ikiyzllere
dnnce zm asmalar ve dut aalar

kurumu ve yalnzca ceviz aalar


kalm. Cevizlere o zamanlar "koz"
denildii iin burada grevli neferlere
de halk "Kzbekileri" yerine
"Kozbekileri" der olmular. Bizi o gece
yamurdan koruyan ceviz aac, ite o
derviin eliyle diktii bahenin en yal
cevizi idi.
iki kozbeki neferi heladan koularna
dndklerinde Rukl, "Gkyz iyiden
iyiye aydnlanmadan derhal buradan
uzaklamam gerekiyor!" diye dnd.
Bohasn barna bastrp eteini beline
balad ve ban kovuktan karp
afan sesini dinledi, ilk admn atmt
ki ac ile kvranp yere yld. Ayak
bileindeki krk, gece boyunca soumu

ve gitgide artan acy ta parmaklarnn


ucundan hisseder olmutu. Rukl'in anlk
iniltisini slak bir dal parasnn amura
gmlme sesi takip etti ve alacakaranl
"Kim var orada?" diyen laubali bir ses
yrtt. En yakn narn gvdesine
iemekte olan iriyar bir kozbeki
neferinin, Patlak Memi'nin sesiydi bu ve
ok gemeden bamza dikilivermiti.
Korkun yznden elmack kemikleri
frlam, derin iki kuyuyu andran
gzlerinin ak iinde karas, eper
grnml iki benek gibi dm bir
adamd Patlak Me-mi. Azman bedeni
zerinde iri kafas ile o anda ok
korkun bir mahluk gibi grnmt
gzmze. Bir eliyle ukurunu
balamaya, dier eliyle de kuandaki

yataann kavramaya alarak


konumaya balad. Szckler azndan
dalarak kyor, belli belirsiz kfrler
ediyordu. Akamdan kalmlarn
mahmurluuyla zor konuuyor gibiydi.
"Sen de kimsin bre?!" demiti heyecan
dolu baklarla Rukl'e. Elleri devaml
oynuyor,
136
zihnindeki dnceler, onu bir sulu gibi
yakalamak m, yoksa bir sarayl gibi
hrmet gstermek mi gerektii
konusunda tedirginlikle gelip gidiyordu.
Rukl'e baktka ve onun yzndeki
acy grdke acyas geldiini, sonra
da gzelliini fark edip onu bir dii
olarak grmeye baladn fark ettim.

Birka dakika kekeleyerek bir eyler


sormaya, Rukl'in neden burada
olduunu, bana neler geldiini
renmeye alt. Ayandaki acnn
zaten onu bir yere kaamaz konuma
drdn grd iin de ii rahatt.
Kendince ona kur bile yapmaya
balamt. "Bu adam" dedim iimden
"Rukl'i korumak yahut himaye etmek mi
istiyor, yoksa slak bedenini kucaklamak
m?!.." Patlak Memi kyafetine bakarak
Rukl'in sarayl olduunu ilk bakta
anlam ve aklnda bin bir plan kurmaya
balamt. Gitgide tedirginleen
tavrlarndan onu hi grmemi olmay
istedii anlalyordu. nk karsnda
duran kadn bir ate klesi idi.
Dokunan herkesi yakabilirdi. Saraya ait

bir kadnla deil konumak, onun yzne


bile bakmak bin bir eit sorgu sual
gerektirirdi. Bu kadn da nereden
kmt imdi?!.. Ve ne kadar gzeldi.
babil'de lm istanbul'da a k I 1 3
7
Takrir edemem ektiim lm felekten
Zira ki onun zikri de bir gne elemdir
Tarihi Rid
Felekten ektiim elemleri
anlatamyorum. nk onu anmak da
yine bir tr elemdir.
XIV

Bu, Karanlklara Gzm Atm ve


Kaderimden Kederime Katmdr
ehrin teki yz hi de Rukl'in hayal
ettii gibi deildi. Bulunduu odann
kk penceresinden gizli gizli bakt
sokaklardaki hayat, sarayn
dndakinden ok farklyd. Burada
yaamn daha zor olduu anlalyordu.
Surlarn dnda otla-yan srlerin
ngrak seslerine ierdeki sokak
kpeklerinin ve oynayan ocuklarn
grltleri karyor; onlar arada srada
bir seyyar yourtunun yksek perdeden
syledii "Youuur-dum st kaymaaak!"
feryad blyordu. Yedikule sur
kapsndaki gmrk grevlilerinin
kouuna bakan bir han odasnda

olduumuzu neden sonra anladk. Btn


gn ieriden darya, dardan ieriye
gelip gidenlerin kontrol ve
yoklamalarnn yapld sur kaps
akam ezanlar okunurken trenle
kapatlyor ve dardaki su kanalnn
zerine aslan kpr bocurgatn byk
gcrts ile kaldrlyordu. Arada srada
bir cenaze alay sur dndaki mezarla
bir l gtryor, bazen bir saman
138
babil'de lm istanbul'da a ; k I 1 3 9
arabas, bazen sebze ykl bir kan
kontrol edilerek ieriye alnyordu,
len saatlerinde kpek ve kedi
kovalamacasnn hrltl lklarn bir

cier satcsnn, omzundaki srklara


asl sr ve koyun cierleriyle
bararak gemesi izliyordu. Geceleri
sur kaplarndaki nbetilerin devriye
sesleri duyuluyor, belli aralklarla
sessizlii deiik perdelerde ve her
defasnda baka makamdan sylendii
hissi uyandran "Yekdir Allah Yeeeeek!..." nidalar dolduruyor, bu sesler
birbirini kovalarcasna surlardaki btn
nbetiler tarafndan sra ile
tekrarlanarak kentin evresini
dolayordu.
Gnein, sur bedenlerinden ehre
dklen son klar da bolukta
eridiinde, sokaa kma yasann
balamak zere olmasnn tela ile

insanlar hzl admlarla evlerine


yneliyor ve dars birden
sessizleiveriyordu.
Rukl ile kaldmz hann arka sokaa
alan kaps bugn her zamankinden
daha erken kapatlmt. Btn gn
nbetilerin kontrollerinin daha sk
yapld gzlerden kamyordu.
Sokaklarda bizim bilmediimiz bir
eyler olduu kesindi. Zavall Rukl'in,
btn mobilyas bir kk sedirden
ibaret olan odann ta zemininde,
aksayan ayayla pencere ile kap
arasnda gidip geliinin ve kh kapy
dinleyerek, kh pencereyi gzleyerek bin
bir dnce iinde karamsar ve uykusuz
bir geceye daha balaynn nc

gnyd. Kap eiinde duran su testisi


boalm, odada yiyecek adna bir kuru
somun parasndan baka bir ey
kalmamt. Rzgr iddetini arttrm,
pencere pervazlarndan slk alarak
ieriye dolmaktayd. Yats cemaati
dalm, sokaklar lm sessizliine
brnm, Rukl'in bekledii Patlak
Memi yine gelmemiti. Yorgunluk ve
alk ban dndryordu. Buraya
geldiimiz gn bir kk nineye
sardrlan ayandaki ar gittike
iddetleniyordu. Kandilin ya bitmek
zereydi. Gecenin bir yansnda kap iki
ksa iki uzun aralklarla alndnda
Rukl bitkinlikten baylmak zereydi.
Gcn toplayp kapy dinledi. Ayn
ifre yinelendiinde

i!
usulca mandal kaldrd. Koridorun
solgun nda ufak tefek bir adam
fsltyla, "Korkma bacm, sessizce
hazrlan, hemen gideceiz." diye
emrederken usulca ieriye szld. Bu
adam Patlak Memi deildi ama
kendisine "Bacm!" demiti. Bu onun
olup biteni bildiini ve kendisini
tandn gsteriyordu. nk Rukl,
gn evvel akam vaktinde buraya bir
erkek klnda takma byk ve sakallarla
girmiti. Hanc bile oday kiralad
kiinin bir kadn olduunu bilmiyordu.
Gelen kiinin "Bohan al, sokucu
akrepler peimize dmeden kalm
buradan!" emri Rukl'i bandan bir

kazan kaynar su dklm gibi etkiledi.


aresizdi, ne denilse yapmak zorunda
olduunu hissediyordu. Bir Caferi
kyafetini andran stln giydi ve
ayaklarnn ucuna basarak gizlice
koridoru getiler. Bir an yrei bu
heyecan ve korkuya dayanamayacak
sand. Gelen adam btn sorularn
cevapsz brakyor ve "Yolda anlatrm!"
diyordu. Birka dakika iinde kapya
yaklatklarnda adam elinde tad
mein torbann dibinden arayp kard
bir keseyi hancnn eline tututurup arka
kapnn srgsn atrd. Sokaa
szldkle-rinde ise birka kpein
havlamasna, hann n kapsnn
yumruklandn gsteren sesler
karyordu.

Yzlerini yalayan rzgr her eyi


biliyordu ve olanlar en az bu rzgr
kadar sertti.
Bostancbann zlfl baltaclar
kouunda yapt gizli oturumda onalt
gizli servis hafiyesi yer alyordu.
Rukl'in ortadan kaybolduunun
anlald ikinci gnde bu olay sarayda
byk bir skandala neden olmu, Sultan
Murad- Salis'in kzla-raas nce
azledilip sonra cellada teslim edilmi,
bostanc aaya da gerekli aratrma iin
"Ya cariyemiz, ya ban!" denilerek
ancak gn mhlet verilmiti. Sarayn
muhafazasndan sorumlu olan bostanc
aa da adamlarndan ikisine araf
giyindirip mahalle kadnlarnn

arasndaki dedikodular dinlemek zere


esir pazarna birini, kadnlara vaaz eden
camileri
t
140 um
dolamak zere de tekini
gndermi, ayrca iki adamn da
Samatya ile Cibali civarn dolap
kaplarnda davul asl kt hretli
evleri kolaan etmelerini, kanun
kaaklarnn sakland Fener'deki ivit
boyal konaklara da urayp durumu
kolaan etmelerini sylemiti, istihbarat
avularndan en yetenekli ikisinin
stanbul hanlarn dolamaya, skdar'a
yolcu tayan sandalclar sorguya

ekmeye yollam, ayrca neferi de


dilenci klnda iskelelere
yerletirmiti. O gn bohac klnda
sur diplerindeki genelevleri dolaan iki
kadn da yine bos-tancaann emriyle
hareket ediyorlard. Aa, olak ve topal
olan adamlarndan bir takm oluturup
m ro-' lyle goygoycu Kalenderi dervileri kyafetinde akam
yeniden bulumak zere sokaklara
salmay da ihmal etmemiti. O gn
bostanc-aann huzuruna dilencilerin,
terzi esnafnn, bedestendeki
kuyumcularn ve bekr odalarnn
kethdalar birer
birer girip gizlice kendilerine durum
bildirilmi ve devlet adna yine gizlice

arayacaklar kiinin bir cariye olduu


sylenip kimseye sezdirmeden aratrma
yapmalar emredilmiti. Yatsdan sonra
fenersiz sokaa kma yasa bostanc
aann iini kolaylatryor ve gece
boyunca aramak istedii yerlere
ellerinde krmz mrekkep ile baslm
hilal damgal zel izinler bulunan
adamlarn gnderebiliyordu. Rukl ile
Yedikule'deki hann arka kapsndan
ktmzda kapy
babil'de lm istanbul'da ak|141
yumruklayanlarn BC tarafndan
zerimize salndn sanmakta
yanlmtm; bu gelenler bostanc aann
adamlar olmalyd.

te yandan valide sultan, yenieri


aasyla gizlice grp "Rukl denen
yosmann derhal bulunup gerekenin
yaplmas" talimatm vermekte
gecikmemi. Bu durumda yenieri
aasnn ilk yapt iin, bostancaay
huzura artp, gelimelerden ilk nce
kendisinin haberdar edilmesini istemek
olduunu sylemeye gerek yoktur
sanrz.
Rukl ile ceviz aacnn gvdesinde
sabahladmz gn, bizi bulan
kozbekisi Patlak Memi, bu gzel kadn
tpk ocaklarnn kurucusu ve pirleri olan
iyi yrekli adam gibi nce saraya teslim
etmeyi dnd. Ne var ki kendisine
yzlerce soru sorulacandan da

korkuyordu. Rukl'in parmamdaki


zmrt kal yzn ekiciliine
dayanamad bir an gelince de "Ocan
kurucusunun can cehenneme!" diyerek
bizi bir gn boyunca ayn aa
kovuunda saklad. Toprak bir anakta
scak orba ile Rukl'in ayana yak
diye sarmak zere kuyruk ya bile
getirdi. Ertesi gn akam nbetini
tutmaya gnll olup her eyi gze
alarak Rukl'e nce bir erkek kyafeti
giydirdi, bana bir barata, yzne de
byk ve sakal uydurup cannn
acmasna aldrmadan kan tere batm
vaziyette stanbul'un amurlu kenar
sokaklarndan Aksaray'a, orada
gndzden tedarik ettii atlara binerek
bo ayrlar geip Koca Mustafapaa

sahilinden Samatya Ermeni mahallesi


yoluyla Yedikule'deki bekr hanna
gtrd. Yolda bir yandan anlatyor,
kendisini Megrilistan'a kadar gtrecek
bir arkadandan sz ediyor ve gemiyle
nce Alaiye'ye, oradan da adresini
verecei bir esirci aile yardmyla baba
ocana gideceini sylyordu.
Alaiye'de onunla ilgilenecek aileye
teslim edilmek zere bir mektup yazp
arkadana verecekti. Sylediine gre
her ey yolunda giderse iki aya kadar
annesine kavuabilir, doacak
ehzadesini orada bytebilirdi.
142 I um
Btn bu yapt iyiliklerin karln
da yurduna vardktan sonra Rukl

kendisi takdir edecekti artk. stelik


satr aralarnda ima ettiine gre bu firar
sarayda duyulunca, Rukl onun yapt
bu iyiliin karln daha iyi
lebilmeli, ileride ona verecei
hediyeyi daha iyi takdir edebilmeliydi.
Yats ezanlar okunurken hana
vardklarnda Patlak Memi, bir kk
kadn getirip Rukl'in ayan
sardrmt. iyi kalplilik ve licenaplk
gsteren her erkek gibi o da zavall
Rukl'i kendisine inandrm olmann
huzurunu tayordu ve "Ben imdi gizlice
gidip nbetime devam edeceim. Yarn
gelir, kapy iki ksa, iki uzun aralkla
vururum; benden baka kimseyle
grmeyesin!" diye tembih ederken de

onu sahiplendiini imaya alyordu. O


gece Patlak Memi handan kaarcasna
uzaklarken Rukl yapayalnz kalm
olmann acsn ilk kez tadyor ve bana
sarlarak teselli bulmaya alyordu.
Ben onun can elencesi, sevinci, kederi,
umudu ve hayal idim.
***
Nefes nefese bir kat bu. Topkaps
surlarna bitiik Rum kilisesinin duvar
dibinde birka dakikalna hem
dinlenip hem Rukl'in ars gittike
artan ayan yeniden sararken, "Ben"
dedi adam, "Memi'nin ocakdaym.
Bana Alapaa Te-mr derler, iki gn
sonra seni Antalya'ya gitmek zere olan
bir kalyona bindireceim. imdi

Fener'de kz kardeimin evine gidiyoruz.


Orada ayana yak vuracaklar. Ha
unutmadan, kuamda bir mektup var.
Alaiye'de bulacan aile iin. Limana
vardmzda mektubu sana vereceim
ve sen de bana L&M kitabn
vereceksin."
Rukl ne fikir yrtecek, ne de itiraz
edecek konumdayd. Kaderinin benim
kaderimle kartn nereden
bilebilecekti ki!... Yalnzca iinden dua
ediyordu. Hi bilmedii bu adamdan
kendisine zarar gelmemesi, Tanr'nn
kendisini korumas iin dua ediyordu. u
anda bana gelenlere boyun emekten
gayr

babil'de lm istanbul'da a k I 1 43
elinden gelen bir ey olmadnn
farkndayd. Bir ara bohasn yoklamak
geti iinden. Elleri bana dokunduunda
biraz rahatlad. O anda aklna "Bu adam
L&M'in bende olduunu nereden biliyor
peki?!" sorusu geldi. nk beni daha
saraydan kamadan iki gece evvel
kzlaraasndan dn almt. "Eer
Alapaa bunu biliyorsa kzlaraas ile
irtibatl demekti. Bu da benim saraydan
firarmn farkna varld anlamna
gelir. O hlde bu adam belki de
hkmdarmn adamdr ve beni geri
gtrecektir. Eer geri gidersem btn
olanlar ve karnmda tadm bebei
sultanma anlatma ansm doar. Eer bu

adam kadnefendiyle irtibatl ise lme


gidiyorum demektir." Rukl, zihninde
"Eer..."leri oalttka oaltt. Btn
olaslklara bir de benim ve BC'nin
olaslklar eklenince hibir eyin berrak
olarak anlalmasna imkan kalmyordu.
Bana gre peimizde-ki adamlar, hi
kukusuz BC'nin adamlaryd. Sultann
bu firardan haberi olsa bile o bir
cariyenin kendisine ihanet ettiini
dnp belki de erkeklik gururunun
btn incinmiliiyle onu gzden
karacak, boynunun vurulmasn
isteyecekti. Karnnda bir ehzade
tadn ve onu yaatmak iin byle bir
ka planladn nereden bilecekti ki!
O ykseklerde bir adamd, bu
entrikalardan pek oundan haberi hi

olmazd. Hele BC'den ve BUAM'dan


braknz haberdar olmay, byle bir
gizli tekilat havsalas bile almazd.
Onun meddahlar vard, ykler anlatp
kendisini elendiriyorlard. Devleti
yneten adamlar da her eyi gllk
glistanlk gsterdikleri iin lkede bir
problem yok saylyordu.
Peimizdeki adam bana oktandr aklma
gelen ama hep zihnimden uzaklatrdm
bir dncenin gerek olabileceini
gsteriyordu. BC benim Osmanl
saraynda durmam artk uygun bulmuyor
olabilirdi. Nitekim saray beni
koruyamam, masum bir cariye bile
hibir zel amac olmadan beni surlarn
dna karabilmiti. BC ikinci defa

byle bir tehlikeyi gze alamazd.


Rukl'i limana gtrdn syleyen bu
adam mutlaka
1441 um
babl'de lm istanbul'da a f k I 1 4 5
BC'nin kiralk figranlarndan biriydi ve
beni kim bilir nereye gtrecek, Rukl'e
kim bilir neler yapacakt?! rpertim
souktan deil, bu dnce ile iimin
mesindendi.
Rukl ve ben... istanbul'un varolarnda
ve kt mahallelerinde aresiz
kalmtk, ikimizin de irademiz elimizde
deildi, hakkmzda karar veren de,
uygulayan da bakasjyd. aresizlik,

onun dizlerindeki derman ve


omuzlarndaki yk arlatryor, benim
ruhumu karabasanlara salyordu. Zavall
cariye, bir gece evvel uyku perisini
kstrdnde benim satrlarm arasnda
teselli ararken okuduu bir gazelden
aklnda kalan beyitleri mrldand
iinden ve sultan btn bunlardan
haberdar etmesi iin alayarak Allah'a
yalvard. Sonra da adamn verdii
peksimetten srd lokma dmlendi
boaznda. Lokmay yutabilmek iin
Temr'n matarasndan su ierken elini
gsne bastrm, kk darbelerle
yutkunmutu. ocukken babasnn
kilisesinde salarn okayp dualar
ederek boynuna ast tlsml muska
dedi eline. "Aaah, babacm!" diye i

geirdi, "Sevgili babacm! Ne talihsiz


kzn varm!" Bu muskay yllar yl
uzak hatralarn biricik ans olarak en
kymetli varl gibi hep saklam ve ona
her dokunuta Megrilis-tan' hatrlamt.
O gsnde durduka ii rahat ediyor,
babasnn hayal gznde canlanyor,
sanki kendisine ettii duann getiine ve
kiril harfleriyle yazl bu isev muskann
kendisini koruduuna inanas geliyordu.
Belki imdi daha ok ihtiyac vard bu
muskann korumasna ve avucunda
sktka skt. Neden sonra avucunun
iinde kendisini koruyacak baka bir
eyin varln da hissedip biraz
ferahlad. Mutlu bir gecede, sultana
okuduu iire karlk kendisine
hediye ettii kk prlantayd

hissettikleri ve kaaca gece onlar bu


muskann iine saklam, fark edilmesin
diye pamuk ile de evresini
doldurmutu. Hatta muskann gm
zarfna tamah eden olmasn diye de onu
deitirip gen biiminde balmumuna
batrlm bezlere sararak adi kaytandan
bir ip ile boynuna asmay ihmal

etmemiti. Bu muska ve iindekiler,


onun hem maddi hem manevi son hayat
sigortas idiler ve avucunun iinde onu
hissettike hayata balanyordu.
Kilise duvarnn kuytu bir kesinde
biraz dinlendikten sonra Alapaa Temr
mein torbasndan iki kadn kyafeti

kard. Bunlar siyah araftan yaplm


altlk ve stlklerdi. Klk deitirmek
zere birini kendisi ald, dierini
Rukl'e uzatp srtn dnd. Alapaa
soyunurken belinde tandk bir kay
grnce btn olup biteni anladm ve
rperdim. Bu, Efendim Fuzul'nin
matarasnn kayyd ve Alapaa'nn
cepkeninin altnda tesadfen
bulunmad akt. Keke Rukl'e, "Bu
adam senin deil benim peimde!"
diyebilecek gcm olsayd. zerime bir
hzn bulutu kt.
Rukl'in kard erkek kyafeti ile
takma sakal ve by duvarn dibindeki
allarn arasna saklayp yeniden
yollara dldnde nereye

gtrldmz kestirmeye alarak


sokaklar bir bir inceledim. Arkamzda
yenieri samsoncularnm koku ve iz
bulmak zere yetitirilmi kpeklerinin
sesleri duyuluyordu. Rukl'in kaderine
ben, benim kaderime Alapaa
hkmediyordu. Arkadan gelenler ise her
zaman ikinci planda kalmaya
mahkumdular. Bilgi g demekti ve
saltanat g ile ynetilirdi. BC'nin
gcn hissetmeye balamtm. O
srada Rukl, "istanbul, Murad'm
Efendim'in saray dnda meer ne zorlu
bir ehirmi!" diye geirmekteydi
iinden.
Ben, Efendim Fuzul'nin klesi, sarayda
gl kokularna blbl seslerine

alktm, darda dikenler barm


kanatmaya balad. Ve Leyl'm ac
ekerken aresizliimin sesini
kimseciklere duyuramadm...
fa a b i I' d e lm istanbul'da ak{147
Aytt ol pert bir gn dne girren
bireb Sevincimden nice yllar geiptir
grmedim uyku
Zati
O periler gzeli, "Gnn birinde, bir
gece ryana gireceim!'diye sz verdi...
Bu szn sevinciyle nice yllar geiyor
ki gzme uyku girmedi!
XV

Bu, ncinin Denize Atld ve Akmn


Papa'ya Satlddr
Ben, Efendim Fuzul'nin klesi,*bir
Ceneviz kalyonunun sintinesinde nereye
gittiimi, nereye gtrldm
bilmeden lmle bouuyorum.
Yolculuk balayal gn oldu ve
gittike daha ok bam dnyor, daha
ok iim bulanyor. Tadm akn ve
yknn arln tayamamaktan
korkuyorum, ihanetle sulanmaktan
korkuyorum. Bilge Akeldan'n srrn
heder etmekten, BC dnda kimsenin
bilmedii hazinelerin sonsuza kadar
unutulmasndan ve uzaya alan kaplarn
hep kapal kalmasndan korkuyorum. Bir
sandn iindeyim ve zaman ilerledike

evremi saran tehlikelerin says gitgide


artyor, iki nemli dmanm var burada.
Tuzlu su ve azgn fareler.
Dersaadet'ten ayrlmann hzn iimi
burkuyor. Julian takvimine gre Eyll
sonlarnda olduumuzu gemiciler
konuurken iittim. Yeryznn
halifesinin yaynlad menura gre
bugn Mslmanlar oru tutmaya
balayacaklarm. "yleyse
hilal grnm olmal!" diye
dnyorum. Burada dnmek iin
ok zamanm oluyor zaten. Yedikule
zindanlarna tklm tembel mahkumlar
gibiyim. Duruyorum ve bekliyorum.
Olacaklar bekliyorum. Kh 'olacak olur'
diyorum ve kendimi teselliye

alyorum, kh 'olacak byle olmasn'


diyorum, straba dyorum. Ramazan
hilalini dnyorum. Efendim onun iin
bazen sevgilinin ka der ve bazen de
kn mihrab. Oysa bir hilal bir
dolunaya gre nedir ki?!., insanlar ne
kadar garip; tamln deil de eksikliin
yolunu gzlyor ve gitgide eksilen hilali
yeniden grd zaman oru tutuyor,
bayram yapyor, ay balatyor, yl
balatyor.
Akdeniz'in ak sularnda frtnalarn bu
denli sert, dalgalarn bu kadar iddetli
olacan ne gemimizin kaptan, ne de
ehirden knca birdenbire vahileen,
azgnlaan ve insanlklarn rafa kaldran
korsanlar biliyordu. Bense bir ak

denizin ne olduunu ilk defa


tanyordum..
ambarl kalyonda iki yz kadar
silahl muhafz, krk de mrettebat
var. Ambarlardan biri flar ve
anforalarla dolu. ilerinde zeytinya,
arap, susam ve glsuyu tanan
anforalar bunlar. Limandayken st
ambarn blmelerinden birine konul
may hayal ederek sram beklerken
grdm, gemiciler srasyla Halep
kumalar, murassa silahlar, istanbul ii
ok ve yay takmlar, sahtiyan koumlar,
Kafkaslardan getirilmi krkler, istanbul
bedesteninde ilenmi taklar, arastada
yaplm kamlar, vurmal ve telli
sazlar ile gm yemek takmlarn

korkuya dayal bir tedirginlik ve zenle


istifliyorlard. Ben kap eiinde sram
beklerken, alt ambarda kafesler iinde
Uzak Dou papaanlar ve muhabbet
kular ile blmelere balanm arap
atlar ve cins kpekler ve tazlar
grmtm. Yolculuk boyunca
birbirlerini korkutmay veya rktmeyi
bir oyun haline getireceklerini
bilemezdim elbette. Artk papaanlarn
ne sylediklerini anlayamayacak kadar
sesler birbirine karmakta. Bunlara ses
de denilemezdi aslnda; yalnzca
ahenksiz bir uultu. Babil kulesini
148 um
yapan iilerin uultusuyla llebilecek
bir ses bolluu. Herkesin konutuu ama

hi kimsenin dierini anlamad geni


salonlarda bile bunca grlt
bulunmazd. Besbelli ki ak deniz
dalgalarnn gemi bordasna arptka
kardklar sesler ldrtyor onlar.
Benim de iinde bulunduum sandk, ite
bu tepiip duran atlarn, havlamay ve
hrlamay ritmik bir uykusuzlukla len
kpeklerin ve rendikleri onca szc
unutarak ulu orta lklar atan
papaanlarn arasnda kalm durumda.
Yazk ki kaptan ile serdmenden baka
hibir canl benim buradaki varlmdan
haberdar deil. Tpk, dalgalar
kalyonumuzun bordasn dvdke
cildimi izik izik eden elmaslar ve
altnlardan haberdar olmadklar gibi.

anakkale Boaz'na bakan Sultaniye ile


Kilitbahir hisarlarn geride brakt
srada iaret ve alay sancaklarn fora
ettirip korsan flamasn tokalatan,
ardndan da mrettebatnn tehizat ve
niformasn deitirten kaptan, ak
denizde seyreden korsanlk yasalarna
gre seyreden her gemi gibi birtakm
hazrlklar yapmaktayd. Silahlar
karlmakta, silyon fenerlerinin zeri
kaln keelerle kaplanmakta, geminin
kamaya veya kovalamaya hazr konuma
gelmesi iin aba harcanmaktayd. Btn
bunlar gemicilerin telal ayak sesleri
ile kfrl ve tedirgin konumalarn
dinleyerek arlayabiliyordum.
i denizlerde ticaret bandrasyla

dolap stanbul limanna girerken


konimentosunu Galata'daki
gayrimslimler iin arap ve
Balkapan'nda satlmak zere yemeklik
ya olarak aklayan bu kalyon, gerekte
bir Musevi ailesine ait idi. Bayezid Han
zamannda Engizisyondan kap
istanbul'a snan Sevil-lal bir aileydi
bu ve byk babalar Yasef Nasi, Sultan
II. Se-lim'in danmanln yaparak
sarayda nemli bir yer edinmi, sonra da
ailenin gen kuaklar tercmanlk,
hekimlik gibi grevler alarak saray ile
yakn ilikide olmay srdrmler.
Nasi ailesinin bir kolu italya'da, dier
bir kolu Fransa'da imi. Hepsi de deniz
ticaretiyle urayor ve deiik
ehirlerde ticari temsilcilikler

babil'de lm istanbul'da a k I 1 4 9
alyorlarm. Fakat her korsan gemi gibi
bunlar da krlarn rzgra, denize ve
dier korsan gemilerine
baladklarndan bazen ok byk
kazanlar elde ettikleri halde bazen
aylarca gemilerinden ses kmyor, hatta
baz baz gemileri dier korsanlar
tarafndan da yutuluyormu. Bundan elli
yl kadar evvel Nasi ailesinin bykleri
dnp hesap etmiler ve denizdeki
hayatn, Musevi bir ailenin girebilecei
ticar risklerin ok tesinde olduunu
grerek baka areler aramlar.
Grnte ticaretle uraan kalyonlar
kullanarak uluslararas bir istihbarat
rgt kurmay o zaman baarmlar.

imdi Akdeniz'de hakimiyetin durmadan


el deitirdii yedi dvelden ha adna
ispanya Krall, Venedik Cumhuriyeti,
Roma'daki Papalk, Ceneviz, ingiltere ve
Fransa ile hilal adna Osmanl devletleri
arasnda bilgi alp bilgi satyorlar,
dnya entelijansiyasn
ynlendiriyorlard. Zaman zaman
kalpazan madeni paralar ile piyasalarda
speklasyonlar yaptryor, levanten
altn denilen taler, Hind altn, Bisit ve
Abbas altnlarn bu lkelerin
piyasalarnda dolatrarak, yahut
keselerle gtrp keselerle toplayarak
enflasyona ve ucuz almlara yol
ayorlard. Para keseleri kadar
tadklar kokain tablet ve hokkalar,
esrar dolu anfora ve ieler de btn bu

lkeler aras haber alma iinde etkili


oluyordu ve kalyonlarnn hepsinde bu
tr kaak mallar ile altnlar iin gizli
blmeler vard. Her devlette bu aileden
st dzey bir yetkili bulunuyor, her kral
yahut hkmdar bu aileden birisini
tanyor ve kendi karlar iin dier
devletler hakknda bilgi toplamas
karlnda ona sandk sandk paralar
dyordu. Yasef Nasi'nin torunlar ok
iyi rgtlenmi bir aile irketi gibi
almaktan haz duyuyorlar, asla biri
dierinden daha ok kazanma hrsna
kaplmyordu. Bazen birbirlerini hi
grmeden veya dillerini hi anlamadan
doup ve lyorlar, ama uzakta bir
yerde kendi kanlarn tayan bir
akrabalar olduunu bilmenin gveni ile

gizli belgeleri alp satyorlard. Yedi


dvelin her devletinde istenilen bilgileri
dei toku eden bir Nasi var idi. En
deer verdikleri srlar, byk dede
Yasef'in "Aile olduunuzu
150 L*M
babil'de l
in istanbul'da a k i 1 5 1
saklayn!" talimatyd ve canlar
tehlikeye desiye kadar asla
birbirlerini tanyor grnmyorlard.
Bylece kendilerinden bilgi satn alan
devletlerin karsnda aile yerine kiiler,
rgt yerine hafiyeler bulunuyor; bu da
gizli servislerin baka devletler

aleyhinde planladklar ar taleplerini


yahut casus satn alma giriimlerinde
akrabalk balarnn tehdit unsuru olarak
kullanlmasn bertaraf ediyordu. Hal
ordularnn papalk ile gizli ban
ynlendiren tapnak valyeleri bile
Nasi ailesi kadar gizli bir ak ile
almamlar, kendi hayatlarn, hi
tanmadklar uzak akrabalarnn
yaamalarna tercih etmilerdir.
Akdeniz yolculuuna bir sandk
ierisinde kmak istemezdim. Hele de
alt gvertenin gizli bir blmesinden
geirilerek sintineye yerletirilmi,
inko kaplanarak szdrmazl
salanm bir sandk ierisinde boulur
gibi; yahut romantik dalga sesleri yerine

atlarn ve papaanlarn seslerini


dinleyerek Akdeniz seyrine kmay hi
istemezdim. Sandkta Papa'ya hediye
edilmek zere Kbrs'tan alnm
kutsal ha ve iskenderiye'deki
ingenelerden ucuza kapatlm tanra
sis'in bir kar byklndeki altn
heykeli, Fransa kralna sunulmak zere
Msr, Tunus, Cezayir gibi Dou
Akdeniz ve Marip topraklarnda
bulunan Osmanl hakimiyeti hakknda
hazrlanm raporlar ve sultann Akdeniz
politikasyla ilgili dncelerini ieren
bir belge kopyas, istanbul'da o gnlerde
konuulmakta olan Akdeniz ile
apdenizi'ni Svey'te bir kanal ile
birletirme projesi hakknda fizibilite
raporlarnn kopyalar, Sakarya-

Sapanca-Iz-mit Krfezi arasnda almak


zere kaz almalarnn balatld
Karadeniz-Marmara Kanal Projesi'nin
nasl geri durdurulabileceine dair
siyas ve etnik rapor, Protestan
Kardinallere hediye edilmek zere ileri
minyatrlerle dolu Bin bir Gece
Masallar, Tutname ve Pana Tantra
(Kelile ve Dimne) evirileri ile
sultanlarn kiilik tahlillerini yapabilmek
iin kopyalanan divanlar, Dou bilimini
etkileyen pozitif bilim kitaplar, Osmanl
medreselerinde okutulan kitaplardan
nl hattatlara yazdrtlp altnla
ciltlenen birer master kopya, Greke,
Srya-nice, Latince ve Arapa tarih ve
tp kitaplar, bitki kklerinden ila
yapmaya yarayan ifal bitkiler kitab ve

nihayet birka prlanta ve yakut bro,


kolye, sorgu ve mcevher kakmal
hanerler, benim yol arkadalarmd. Ve
ben, iddetli lodostan kaynak yeri
yrtlan, sonra da geminin kedi kadar
byk fareleri tarafndan sk sk ziyaret
edilen bu sanda tamamen tesadf eseri
girmitim. En azndan imdilik byle
dnyordum. Dedim ya, burada
insann dnmeye ok zaman oluyor.
152 u,
Zavall Rukl, benim Leyl diye
sarldm mazlume... Hatras ne kadar
da gerilerde kalmt benim iin. Aradan
uzun asrlar gemi gibiydi. Onu ok
zlyordum. istanbul'un sala
semtlerinde onsuz geen her gecede

scak gsn zleyerek teselli bulmaya


altm saatleri de zlyordum. Bir
hamam klhannda BC'nin reisine teslim
edilmek zere beklediim gn de,
Alapaa Temr'n gtrd evdeki ilk
gecesinde umut ile korku arasnda gidip
gelirken de, hatta Giritli bir denizcinin
yatana ekilmek istendii vakit, namus
belas deyip ona teslim olmamak iin
boutuu dakikalarda da hep ondan
ayrlmamak, onu sahiplenmek, elimden
gelse onu korumakt emelim. Emel ile
elem arasnda yalnzca bir dizge fark
olduunu o gn anladm. Zavall Rukl,
rzna geilmek istenen hamile bir
kadnn acsyla eteklerinden akan
kanlarn stne ylp kalmt o sabah.
Bu evde sk karlalan olaylardan

olduu iin evin sahibesi olan madam,


derhal Ba-lat'ta oturan gvenilir bir
ebeyi artp gerekeni yaptrtmt.
Kadn hastalklar konusunda Galatal
Rum hekimleri aratmayacak kadar
uzmanlam olan ebenin, Rukl kendine
geldii zaman syledii son szler,
"Dk yaptn kzm, birka gn
dinlenmen gerekiyor." olmutu. Rukl'in,
uruna btn hayatn maceraya
srkledii ehzadesi, kan topundan bir
cenin halinde, pasl bir leen iinde,
bilinmeyen bir mezarln duvar dibine
gtrlp atlvermiti a kpeklerin
havlamalar arasnda. O an Rukl'in,
lmek istediine, bunun iin btn
varlyla dua ettiine ahit olmu ve bir
fkenin ne demek olduunu anlam,

korkmutum.
Alapaa, Patlak Memi'nin arkada
deildi. Bostanc aann hafiyelerinden
biriydi ve BC'nin hikyesini renip
altn ilah heykelleriyle dolu hazinenin
peine dmt. Gizli aratrmalarn
ikinci gnnde kozbekilerini
sorgulam, Patlak Memi'nin nbetini
brakp gittiini tesbit ederek onu tek
bana bir hcreye alm, ellerini ve
ayaklarn balayp burnundaki
1
babil'de lm istanbul'da ak|153
kllar teker teker cmbzla ekerek bir
hayli ikenceden sonra btn direncini

ve dnme yetisini krmt.


Konumasn salamak iin nce ona bir
sicimin ucuna balad dikenli ivileri
yutturmu ve yemek borusunu
yrtarcasna geri eke eke lmle hayat
arasnda gidip gelmesini salamt.
Patlak Memi kk hesaplarn adam
olduunu, can havliyle gerei syledii
zaman gstermiti. Nitekim Alapaa,
kendisine sylediklerini baka kimseye
anlatanlasn diye dilini ensesinden
aslarak ebediyyen susturduu zaman
hl lmemek iin yalvaryor ve Rukl'e
kfrler yadryor, onu grd gne
lanetler okuyordu. Alapaa hi zaman
kaybetmeden ve kimseye haber
vermeden bir plan yapm,
bostancaann adamlarndan hzl

davranp Yedikule'deki hana gelerek


Rukl ile beni karmt. Vardmz
randevuevi onun orta olduu bir
madam tarafndan iletiliyor ve o da
kendi blnn bostanclarndan
bazlarn evin hem pezevenkliini, hem
fedailiini yrtsnler diye orada
grevlendiriyor, cretlerini de kadn eti
olarak dyordu. Patlak Memi'den
rendii Rukl'in ka plann kendi
karlar iin yeniden formatlamak zere
Karaky limanndaki Ceneviz
kalyonunun kaptanyla grm ve ona
dnya gzeli bir kadndan bahsetmi, iki
gn sonra gemi demir alaca saatte
getireceini syleyip kese Ceneviz
altnn da pein almt. Ne var ki
Rukl'in karnnda sultann ehzadesini

tadn bilmiyordu ve bebein


dmesi zerine telaa kaplnca Galata
meyhanelerinden birine yol uratm, o
gece kp dibinde szp kald iin
bostancaann, stanbul sokaklarna
sald hafiyeler ekibini her akam bir
araya getiren toplantsna katlamamt.
Alapaa'nn gelmediini gren bostancaa pirelenip bir hafiye de onun ardna
takvermiti.
Alapaa ertesi akam Madam'n evine
geldiinde izlendiini bilmiyordu. Onu
izleyen adam da ayn evden iki kadnn
kolkola kmasndan phelenmeyerek
uzunca bir mddet bekledikten sonra akl
bana gelip kadnlarn nce amurlu
154 um

babil'de lm istanbul'da ask|155


sokaklardaki ayak izlerini iskeleye kadar
incelemi, birinin ayak izlerinin kadn
olamayacak kadar byk olduunu
grnce de kuun kafesten karldna
hkmederek derhal bir sandal kiralayp
limana yollanmt. Limanda nce gizli
servisin gzcsn buldu. Onu
bostancaaya haberci gnderip hareket
etmek zere olan kalyonun evrakn
kontrol amacyla liman muhafzlarn
harekete geirdi. Bu arada Rukl elinde
avucunda nesi varsa alnm olarak
sandaldan kalyona adm atmak zereydi.
Tek eyas olan bohasnda, birka
para giysi arasna sarp sarmalad

ben vardm ve dier eli, terli ve diri


gslerinin arasnda iyiden iyiye
slanm olan muskasnn zerinde
duruyordu. O srada ne gidecei yeri, ne
de bana gelecekleri biliyordu benim
biare Rukl'im, Leyl'm. Bildii yahut
bilmek istedii tek ey, artk
bostancaamn korkusunu bir daha
ekmek zorunda olmayacayd. Geri
hibir eyin nemi de yoktu artk.
Uruna varolma mcadelesi verdii
sultan da, karnnda tad ehzadesini
de kaybetmiti. Megril diyarna varasya
kadar benim varlmla teselli bulmay
ve muskasmdaki mcevheri olsun
kaybetmemeyi diliyordu.
Geminin iskelesine adm atar atmaz

sandalc ile birka tayfa, kalyon


gvertesini solgun bir kla aydnlatan
fenerin altnda ona ylk ylk sokulup
bilmedii bir dilde "Ayak bast paras!"
dediler. Yolculuk cretini istediklerini
sanp telaland. Kendisini buraya
getiren adamn creti dediini
sanyordu. "Tanrm!" diyordu iinden
"ileli bamda daha ne ileler gizledin
Tanrm!" Kesesinde hi akesi yoktu.
Yine de bir umutla elini belindeki
kuaa attnda kesesinin de yerinde
olmadn grd. Tela ile koynundaki
muskay m, yoksa beni mi vereceinde
tereddt ettiini hissettim ve beni
prlantalarla tartt iin onu bir kez
daha sevdim. Elleri titriyordu, mt
ve korkuyordu. Ba dnmeye

balamt. Kan kaybndan


halsizlemiti. Ellerindeki ve
dizlerindeki derman zlnce bohas
yere dt. O ana kadar orada benim
varlm bilen bulunmuyordu. Belki
Alapaa'y takip eden adam... Gverteye
kebendim zerine dmtm ve az
kald irazem dalacakt. lk defa
canmn yandn hissettim. Bu ac yere
dtmden miydi, yoksa ondan
koparldm-dan myd anlayamadm,
ama gerekten canm yanmt. Dizleri
zerine ylan Rukl krk bacandaki
aclarla ayaa kalkarken beni yerden
ald ve eliyle srtm son kez okayarak
ayak bast paras isteyen zbandutlara
uzatt. Aralarnda Ru-kl'n acizliine ve

belki de gzelliine ynelik kskanla


yorumlanabilecek kahkahalar atan bu
serseri tipli adamlardan, dileri ttn
kullanmaktan simsiyah kesilen uzun
boylusu onun koluna girmek istedi.
Dierleri hl ake diye diretiyorlard.
Rukl onlara beni uzattnda ayrlk
acsn pein pein tatm oldum.
Rukl'den ayrlmak ok zor, hem de ok
zor olacakt. Bir Kays'm Leyl'dan ikinci
kez ayrlmas mmkn myd? kinci
Leyl'dan da ayrlmasna can dayanr
myd Kays olann? Eer dayanrsa ve
eer ayrl kader olursa, Dicle
kylarnn yahut Necid llerinin
Kays'lar beni kskanmayacaklar myd?
Ben bunlar dnrken kendimi yine
yerde buldum. Hem bu kez, fkeyle yere

arplmtm ve formalarmn dikileri


yerinden oynam, ine delikleri
parmenimde yuva yapmt.. "Altn"
diyorlard adamlar, "Altn istiyoruz!" Bu
sefer canmn az nceki kadar yandm
syleyemem. Direnme, alma, tatma
veya kanksama denilen ey bu olsa
gerekti. Sevgili iin ac ekmek byle
oluyordu demek?!.. Biare Rukl, beni
yerde koymamak iin ayandaki henz
iyilememi kr unutup yle bir atld
ki, slak tahtalara kapaklanverdi.
Dorulmak istediinde sa elinin iaret
parmann kanamaya baladn fark
etti. Kaptan olup biteni grmeseydi belki
tayfalar onu para iin hrpalayacaklar,
zerine saldracaklar, cretlerini
sarkntlk ederek alma yolunu tutacaklar

ve o da parmann acsyla
muskasmdaki tek sermayesini karp
verecekti.
156
Kaptann emriyle dalan adamlarn
arasndan karp kalyonun tek konuk
kamarasna hapsettiklerinde Rukl,
ayann acsna elindeki sznn elik
ettiini grd, iya ile yandrlm
kandilin lo nda elinin kanamaya
devam ettiini ve bir damla kann da
benim zerime damladn fark
ettiinde ok zld. Bu damla,
rmaklarn akl talarna benzeyen
desenlerle bezenmi ebrulu i
kapamdaki sayfamn en berrak ve duru
blgesine, sultann yanndan dnd bir

gecenin seherinde kara mrekkeple


yazd bir "h" szcnn "he"sine
teet dmt. "Ah"taki "h" harfi halka
biiminde olduundan bu kan damlas
onun kenarnda sanki dier yapraklar
koparlm bir gelincik llesi, bir
akayk gibi durmutu. te o an Rukl'in
ii ezilmi ve bu akaykn yapraklarn
tamamlamak istemiti. Sonra siyah bir
halkay andran "he"nin evresine
parmandan akmakta olan kann
damlasn daha koydu ve bu hznl
gnbatmnn orta yerinde, "ah" okutan
dz izgili elif harfinin dalnda krmz
bir gelincik btn gzelliiyle averdi.
Tam da Diclenin serin yamalarnda
braktm Leyl'mn, daha ben
parmen iken nce Kays adn yazd

ve sonra pp sildii yerdi buras.


Kendimi kaybedecek gibi oldum. Nasl
bilebilirdi buray? Tam da Leyl'nn
dudann dedii yeri nasl bilebilirdi?
Sanki akm kefetmiti. Ah keke
akmn onu kefettii gnden beri bu
kefedilmeyi beklediimi
fsldayabilsem kulana imdi? Kan
rengi hatralarm bir gelincik zerinde
aktran bu mutluluk beni umaklara
gndermi gibiydi, iki sevgilim; Leyl
ile Rukl gelincik zerinde bulumu,
dudaklar yanamda ayn noktay
pmt. Ben Leyl'y m; Rukl'i mi
daha ok sevdiimi, yahut hangisinin
hatrasna daha ok sahip ktm
hibir zaman anlayamadm zaten.
Leyl'nn adnn Rukl olu-verdii u

anda bunu bilmek de istemediimi fark


ettim artk.
Birka dakika sonra kaptan ieri girmek
iin izin istedi. Rukl boynunu bkp
oturmaktayd. Darack kamarann lumbuzuna ban dayayan kaptan, "Okumay
sever misiniz, madam?" deyiverdi hi
Rukl'in yzne bakmadan. Bir kadnn
babil'de lm istanbul'da ak|157
elinde kitap grmenin hayretiyle
azndan istemeden kmt bu szler.
Rukl gzyalarn saklamaya alrken
ban sallad ve kurumak zere olan
gelinciin renklerine son bir kez bakp
"iiri severim!" diyerek beni gsterdi.
"Bir mddet bende kalabilir mi madam?

Sizin adnza onu gemimde saklarm,


iindekileri okuduum zaman da konusu
zerinde tartabiliriz hatta!" diyerek
gvenini kazanmt kaptan Rukl'in.
Ama onun iznini ve verecei cevab
beklemeden beni alp kendi kamarasna
gtrmeyi de ihmal etmedi. Sonra da dil
bilen hafiyelerinden ikisini artp
benim dilimden ne anladklarn sordu,
zerimdeki "Kitb- Leyl ve Mecnn"
adn ve saray ktphanesine ait
damgay okuttuu vakit Rukl'e sorular
sormak zere tekrar kamaraya dnd.
Galiba benim saraya ait olduumdan
kukulanarak Rukl'in de sarayl
olabileceini dnmt. Zeki adamd
kaptan. Eer tahmin ettii eyler doru
ise Rukl zerine yapt alveriin

mthi bir aptallk olduu gereiyle


yzlemeye hazrlanmalyd. in
dorusunu Ru-kl'den rendiinde de
derhal saraya haber uurmak istedi ama
gvertedeki seslerden zaten liman
muhafaza alopasmn gemiye aborda
olmak zere olduunu grd.
Ertesi sabah skdar srtlarndan gn
doarken kalyon limandan ayrlmak
zere demirlerini toplad.
Sarayburnu ile Kzkulesi arasndan
getiimizde kaptann kamarasndan
Rukl'in son ln duydum. Onu
sorgulamak zere gemiye binen
yenieri zabiti, gerekli bilgileri aldktan
ve elem dolu macerasn rendikten
sonra temiz hava almas iin kalyonun

tavlon gvertesine karm ve gya


yalnz brakmlar, gemideki yolcularn
denize atlamasn nlemek zere hemen
orackta bir denizcilik kanunu uydurarak
ayana 50 okkalk bir glle
zincirlemilerdi.
Rukl, iskele baheliine alan
puntellere tutunup sevdii adam
brakt Topkap Saray'n seyretmeye
baladnda, yllarca iinde yaad
yeri denizden ilk defa grdn fark
etti
15 8
ve bacalardan ttmeye balayan
dumanlar, onun gzlerini buulandran
bir hzn oluverdi. Ne var ki bu hzn

de uzun srmedi ve bir anda kendini


bolukta buldu. Son l Topkap
duvarlarnda yankland srada
tutunduu puntelin zinciri elinde
duruyordu ve ayandaki glle onu
Boaz'in dibine doru hzla
ekmekteydi.
Meer o gece bostancaa Rukl'in izini
bulduklarn Yenieri aasna haber
vermi, o da "Bizzat ben kendim
ilgileneceim!" talimatyla dier
adamlar ve hafiyeleri kalyondan uzak
tutup zabitini gndererek kendisi
ilgilenmiti.
Zabitlerden ikisi Rukl'e sorular
sorarken komplo uzman olan ncs
kalyon iskele baheliine yakn

puntellerden birinin halkalarn


gevetmi, onun hemen nne de 50
okkalk bir glle koymutu. Glle denize
eimli olarak yerletirilip fren grevi
yapmak zere nne kk bir fnye
yerletirilmi, fnyeye balanan gizli bir
misina da alt ambara kadar uzatlmt.
Bu misinann hzla ekilmesi hem
glleyi harekete geirecek, hem de
korkuluk*grevi yapan punteli yerinden
kurtaracak bir dzenei altracakt.
Geriye yalnzca kurbann buraya
getirilip puntele tutunduu an gzlemek
kalyordu. Uydurma denizcilik kural da
komplonun bir parasyd elbette.
Ertesi gn haberciler Bbhmayun'dan
ieriye "gizli" kaydyla iki ayr mektup

gtrdler:
"Devletl, saadetl, fehmetl efendim
hazretleri,
Rukl nm cariye-i kemterneniz
Ceneviz keferesinin arap hamulesi
tayan ambarl kalyonuna iltica ile
dnk seher vaktinde nefsine kyarak
Marmara sularnda mhler zmresine
karmtr. Allah rahmet eylesin.
Kozbeki neferlerinden Patlak Memi,
yenieri bendelerinizden Alapaa Temr
ve ad geen
babil'de lm istanbul'da a;k[159
kalyonun inzibat svarisinin bu firarda
parma grlp yal kement ile

cezalar derhal verilmitir. Gayrisi in


emr ferman zt- hnelerinindir.
Ali kulunuz, fi, 13 Rabilhir, sene 999"
kinci mektup bunun kadar detayl
deildi ve imza yerinde bir isim de
bulunmuyordu. Haseki sultan okuyup
yrtt:
"nciyi denize drdk!"
imdi burada, iddetli lodostan dolay
iine hapsedildiim sandn duvarna
bam vura vura dalgalarn sesini
dinlerken dnyorum da, Rukl'den
sonra eer yenieri aas Saray-burnu
aklarnda gemiyi demirletip kaptann
elinden beni al-drtmasayd, bu

yolculuu bundan yllarca nce yapacak,


Sultaniye Kalesi'nden o vakit
geecektim. imdi rutubetten geveyen
irazem aslnda o gnden sonra hoyrat
ellerle hrpaland. Babil hazinelerinin
peinde hayatlarn altna satanlar ile
bilimsel gerekleri arayanlar arasnda
en ok bu yllarda kavga konusu oldum.
Birinciler bana stanbul'un batakhane
hayatn, ikinciler de kibar muhitlerini
sunuyordu. Birincilerin yoksulluu sanki
ikincilerin varsllndand. imdi
geriye dnp bakyorum da, ihtiam ile
sefaleti bu kadar i ie yaamadm hi,
hrszlarn ve hrszln eitlerini hi
bu kadar yakndan grmedim. Bilimsel
gerekleri arayanlar da, altn ilahlarn
peinde olanlar da acmaszca cinayetler

iliyor ve kendilerince bunu hakl


gryorlard. Birincileri insanl,
dierleri kendilerini kurtarmak iin
yapyorlard stelik bunu. Hangisinin
amac daha masumdu, hangileri daha
haklyd, anlamak zordu. Bu acmasz
kovalamacalar ve entrikalar arasnda
sayfalarm arasnda ifreler, haritalar,
hazine krokileri arayanlara ait ferini
yitiren gzlerin saysn ben de unuttum
imdi. Yalnz bir ayrm
160
I L8.M
yapabiliyordum, Efendim Fuzul'nin
matara kayna sahip olanlar hrszlar,
hanere sahip olanlar ise bilginlerdi ve

ben Sryani ktphanecinin kayp


haneri bir daha bulunmasn, bulunursa
da bunlarn eline gemesin diye hep dua
ediyordum. nk onlar kay
zerindeki izgileri bir harita sanyorlar,
zerindeki hiyeroglifleri de birer iaret
olarak alglyorlard. Onlar daha ok
minyatrlerimle ilgileniyorlar ve
resimlerim arasnda bu iaretlere benzer
ekiller aryorlard. BC yeleri ise hep
iirlerimle ilgileniyor ve beyitlerin
arasndaki anlamlardan ifre zmeye
alyorlard. Ellerine dtm
insanlarn ilgilerine gre ben onlarn
Cemiyet yesi mi, yoksa ihtiras kurban
hazine avclar m olduklarn
anlayabiyordum. Ac olan, btn bu
arenada kimsenin beni ben olduum iin

nemsemeyi-iydi. BC beni hapsedip


korumak ve yedi ylda bir toplanp
hakkmda kararlar almak; hazine avclar
da beni korunmaktan kurtarp yedi
dakika gemeden datmak istiyorlard.
Her iki grup da bana ait olmayan
dnyalarn insanlaryd ve yabancs
olduum bu evrede gitgide zaman
unutuyor, Leyl'y arama azmimi
yitiriyor, iirin leziz bahelerinden
uzaklayordum. Bir gn Leyl
kendiliinden kp gelirse belki ona,
Ger ben ben isem nesin sen ey yar Ver
sen sen isen neyim ben-i zr
diyecek durumdaydm artk. Efendim
Fuzul lde Leyl ile karlaan Kays'
anlatrken sanki imdiki benim halimi

tasvir ediyor, o zamana ait Mecnn'un


llerde geen yllar ile benim ada
bir lgnla uzanan yolumu
aydnlatyordu. Leyl'dan geme ve
varolma faslndaydm. Efendim'in
yksndeki Mecnn ile aramda bir fark
kalmam, ayrlk gayrdk aradan
kalkmt, iimde hep bir umut
tamaktan asla vazgemedim. Leyl'm
Dicle yamalarnn hznl kz,
Leyl'm Efendim Fuzul'nin yksndeki
kara bahtl l gzeli, Leyl'm
babil'de lm istanbul'da a k I 1 6 1
Rukl idi. Hangisi dierinden basknd,
hangisinin akn dierine tercih
edebilemeyeceimin

karabasanlarndaydm. Yine de
umudumu yitirmemitim. Ryalar ve
hayaller benimdi, dizelerim arasnda
bunlardan saysz ilham devirebilirdim.
te yle umutla hayal kurduum
gecelerimden birinin sabahnda, beni
okumas ve gizemlerimden haber
vermesi iin birini daha getirdiler
yanma. Kanun Koyucu'nun lmnden
on yl kadar sonrayd. Sokollu Mehmed
Paa'nn payitahtta ve lkenin her
yannda Sokollularla Sokollu
taraftarlarndan oluan bir ebeke
kurduu ve her yanda devirme siyaseti
gtt zamanlard. skdar'da
Sokollu'nun kethdas Hsrev Paa'nn
kona-ndaydk. Sonra o girdi ieriye:
Feridun Bey. Dost bir yz vard.

Mneat yazyormu. Rstem'den olma


ve Mihri-mah'tan doma Aye sultan ile
yeni evlenmi. Aktan, sevgiden anlad
her halinden belli idi. Beni eline alr
almaz kalbinin heyecanla arptn
hissedebildim. nk ilk bakt,
parmak ularyla yoklad ve sonra da
koklamay akl ettii akayk deseni idi.
Hani Dicle kysnda braktm
Leyl'nn kmr karasyla yazd
admn zerine Rukl'in kanyla izilen
akayk resmi... Hani benim en kymetli
hazinem!... Evet, bu adam ak biliyordu.
Sayfalarm arasnda hzla ilerliyor,
gzlerinin ucuyla okuyor, belki
okumaktan te ezbere bildii bir eyi
aryormu gibi bir tavr vard. Anladm

ki Anadolu diyarnda ve Dersaadet'te


kopyalarm gitgide yaygnlayor,
ykm bir okuyan bir daha okumak
istiyordu. Oru gnlerinin karl
gecelerinde ky odalarnda, konaklarda,
kahvehanelerde toplanan insanlar benim
ykm dinleyerek bir yandan alayor,
bir yandan da Efendim'in beyitlerinden
ocuklarna ahlk giysileri biiyor,
terbiye gmlekleri giydiriyorlard. Ben
onlarn tam da gnllerine
sesleniyordum. Hem de bir gnl
medeniyetinin zenginliiyle
sesleniyordum.
162
I L&M

Feridun Bey, sayfalarm hzl hzl


evirirken bir gnl tecrbesinin
kazanmlaryla hareket ediyor, neyi
arayacan bildii gibi ne bulduunun
da ayrdnda oluyordu. Nihayet ayr bir
heyecan ile okudu:
Billah nedr ne aka mefhm Bu srr-
nihn eyle malm
Evet bu beyti doru semiti. Efendim
Fuzul, Sryani ktphanecinin
kendisine emanet ettii srrn bir
ifresini de bu beytin numarasna
vermiti: 688. "Srr- nihn"
tamlamasyd dikkatini eken Feridun
Bey'in. Akn bir gizli sr olduunun
altn izmek gerektiinin farkndayd.
Efendim Fuzul'nin divann da okumutu

besbelli. Onun neyi nasl syleyeceini,


yahut niin syleyeceini biliyor gibiydi.
Gerekten de bir okuyucu, sevdii airin
btn dizelerini okuduu zaman onun
nasl dneceini de bilebiliyordu.
Bunu Feridun Bey'in, kendisini dikkatle
dinleyen BC yelerine yapt
aklamalardan anladm. Efendim
Fuzul'nin ak konusunda dndklerini
isabetle biliyor ve diyordu ki:
"stad Fuzul'ye gre k bir
pervanedir; nasl pervane atei grnce
kendini o atete yakmak isterse, k da
kendini aka atp ylece yanmaldr."
Burada nemli olan sevgili deil, bizzat
akn kendisidir. Onun ak ile olan ba,

iiri ssleyen ve gzelletiren bir konu


olmasyla deil, bilakis varlnn
anlamn seyrettii bir ayna olmasyla
pekiir. Bir k, bir renk, bir heyecandr
onda akn anlam ve hayat yaanlr
klmak ancak ak ile mmkndr. Ona
gre bir aka, ancak ak olduu iin k
olunabilir; gerisi kuru laftan ve aslsz
grntden ibarettir. Sevgilinin kimlii,
ister sufiler gibi Tanrsal, ister ozanlar
gibi tensel olsun, deeri yoktur onun
iin. Kendi ak iin kendi soyut
sevgilisini de zihninde yaratr o ve ona
ak deseninden ruh bier, gzellik
babil'de lm istanbul'da ak[163
kumandan giysi diker. Gzel yle
gzelleir ki onun dizelerinde, her k

orada kendi sevdii gzeli bulur, kendi


ak serveninin aclarn, ayrlklarn,
hasretlerini hisseder. O, akn ac ve
strabn anlatr durmadan. Ayrlk, dert
ve znty arar her dizesinde;
kavumay, neeyi ve mutluluu istemez,
basit grr onlar. Ac ekmekle
olgunlaacana, yceleceine inanr
insann ve kendisi de ac ekmekte zge
bir zevk bulur. Hamuru ak ile
yorulmu birisi iin bu pek de zor
olmasa gerek. Ak iin geldii dnyada
yine ak ile hkm srmek...
Der ki o, "Tanr, byk ve sonsuz
gcyle balktan, yanaklar gelincie,
gsleri beyaz gle benzeyen gzeller
yaratt. Bu gzelliin deerlendirilip

sevilmesi iin de klarn gnllerine


ak ateini yerletirdi. Tanr bu
gnlleri zp can yakmay da sever.
Yaratt klara, gzellerin kahrlarna
da katlanma gc verir. Gzeli ve gzel
seven gnlleri yaratm olduuna gre
yce Tanr'nn klara gnah yazmasna
ve onlar (dnyada) cehennem ateine
atmasna amamak gerek." Fuzul'nin
ngrd bu sre bir kulluk snavdr
deta; k orada baarl olursa ak
cehenneminden vuslat cennetine
geebilir. Ne ki, cennete girmek iin
nce atete yanarak temizlenmek gerekir.
Ak yle bir atetir ki, ruhlar bin trl
kirinden artr. Ona gre ak atei
yaktka ka itibar kazandrr ve
rtbesini arttrr. Ak iinde baarl

olmak, sevgilinin iltifatn ve akn


kazanmak iin, bu yann derinlikli
olmas gerekir. Ne kadar ok ya-narsa
k, o kadar pier bu meydanda. nk
btn dertlerin aresi aktr, tesi byk
bir boluk...
Yine der ki: "Bendeki ak yetenei
Mecnn'dan daha fazladr. Oysa k
diye onun ad km bir kere."Btn
zamanlarn aklar birbirine benzer
phesiz ve btn zamanlarda klar
birbirlerinden devralrlar bayra.
dem'le Havva'dan kalan kurallar
geerlidir hl bu yarmada ve
Ferhadlar, Keremler, Va-mklar,
Salamanlar, Romeolarn ad yazl olan
eref listesinin

164
en banda kendi adnn bulunmasn
isteyendir o. Bir mr bu ideal uruna
yaamak ka kula nasip olur dersiniz
efendiler?!., ite bu yzden Fuzul
gerek akn kdr. "Dnya halkna bir
iir sofras atm." der bir iirinde ve
devam eder. "O sofrada her trl
nimetlerin eit eit zevkleri vardr.
Bana gelen misafir ister Trk, ister
Arap, ister Acem olsun, asla mahcup
olmam. nk sofram o derece
tamamdr. Kim isterse gelsin ve ne
isterse yesin; bu nimet eksilmez."
Mezopotamya toprana, Babilli
bilgelere yakan bir cmertlik, Ariya
Akeldan adna bir licenaplk ve st

ste saysz medeniyetin birikiminden


ilham alan bir yksek kltr sofrasdr
onunki. iire yansd zaman btn bir
ark iirinin en rafine szlerini aktarr
ve btn o szler akta dmlenir,
"llimsiz iir, temeli olmayan duvar
gibidir." der o, "Ve temelsiz duvar asla
salam saylmaz, erken yklr." diye
srdrr szn. Bunun iin bilimlerin
pek ounu uzmanlk derecesinde
renmiti zaten. Mantk, hendese,
astronomi, tp gibi pozitif bilimler ile
tefsir, hadis, kelam, fkh gibi din
bilimler bunlardandr. Yine de ak
ilimden stn tutar ve gnl akla tercih
eder.
Belki dostlarm, belki hibir Trk airi,

ak onun kadar samimiyet, coku,


heyecan, duyarllk ve iten
anlatamamtr. Ak yalnzca tensel
zevk olma klndan karp btn soyut
dncelerini iine ykleyerek ilah bir
zirveye doru ykseltmesi ve onu deta
btn insanln kabul edecei estetik
boyutta ifadelendirmesi, Platon'un
asrlarca evvel yourduu bir gzellik
postulatn kendi zamannn dncesine
gre somut -latrarak sunmas elbette
onun adn gkkubbeye kazmaya
yetecektir.
Feridun Bey'in heyecanla srdrd bu
szleri herkes dikkatle dinliyor ve benim
kadar Efendim Fuzul'ye de kutsallk
yaktracak vgleri birbirlerine tekrar

ediyorlard. Neredeyse BC adna,


Efendim Fuzul'nin, Akeldan gibi bir
bilge kii olduunu
babil'de lm istanbul'da a k I 1 6 5
dile getireceklerdi. Bunu beni ellerinde
tutarken daha saygl olmaya
balamalarndan arlayabiliyordum.
Feridun Bey'in o gece btn beyitlerimi
okumasn, btn srlarm kefetmesini,
btn hazinemi ortaya dkmesini
istiyordum sanki. Ak zerine iirli
sohbetleri ne kadar zlediimi
anlamakla birlikte nice zamandr
airlerden uzaklarda tutulduumun da
farkna vardm. Beni akn yamur olup
yad, zamann aka kurulduu, akn

zekat olarak verildii corafyalara


gtrsnler istiyordum. Ak ile
yorulmak, aktan yorulmak istiyordum.
Ayinini tamamladktan sonra bitkin
den bir ak dervii olmak istiyordum;
ve btn ayinlerim ak dairesinde
dnmekten ibaret olsun istiyordum.
Leyl'nn hasreti, hicran, firkati iimi
yaksn, yaksn ve nmn
kvlcmlarndan gkler tutusun
istiyordum. Efendim Fuzul byle
diyordu zaten, iimdeki ak ateim
sndrmeye gzmden su serpeyim
istiyordum. Ama yangnm ok
bymt, gzyalarn sndrmeye
yetmiyor, bilakis alevlerini
oaltyordu. Alevler oaldka
gzlerim daha ok ya dkyor, daha

ok su serpilince alevler daha da


byyor ve bu ksr dng ile hem su,
hem de ate akmn iinde
byyorlard. Gn gelecek gzyalarn
beni boacak diye dnyordum. Bir
mum gibiydim. Bamda sevda atei,
gzlerimde ya ve bedenim durmadan
eriyor, can ipliim durmadan yanyordu.
Gzyalarn iinde boulmaya ramak
kalmt. Feridun Bey ile karlatm
gece aka ve Leyl'ya ne kadar hasret
olduumu anladm. Zavall Feridun Bey,
ne iyi bir sahip olurdu bana... Ak
syleip alardk. Belli ki o da gizli
bir akn sarmana yakalanm, nar
gibi bedeni iten ie hasar grmeye
balamt. Hatta beni brakp gitmeden
aka dair fikirlerini son cmlesine kadar

rendiim gecenin sabahnda, gzleri


balklar tarafndan oyulmu plak
cesedini Zindankaps yaknnda sahile
vurmu olarak bulanlar onun, sevdii
Cibalili Rum dilberine akn ispat iin
nce
166
barn hanerle izdii, sonra da
yataann karnna saplayarak kendini
Halic'in sularna brakt, stelik Rum
kznn asla onu kurtarmak iin kln
kprdatmad masaln bile uydurdular.
Ben, iin asln BC'nin dier yeleri
konuurken duydum; Babil'in altn ilah
heykellerini isteyen hrszlar o gece
yolunu kesip nce bir han odasna
gtrmler, ikence tahtasna

rlplak oturtup btn bildiklerini


sylettikten sonra bir yataan ile karnn
demiler ve horozlar terken cesedini
Halic'in sularna brakvermilerdi.
Btn bu entrikalar, cinayetler ve
harcanm mrlerden sonra ruhumun
ak neredeyse unuttuunu, hatta iddete
almaya baladn gryordum ve bu
beni ok huzursuz ediyordu. te bu
yzden imdi Akdeniz'e alan ticaret
bandral bu korsan gemisinde rutubetten
kabarmaya ve armaya yz tutan
bedenim, gverteye arparak yaralanan
alnm, btn yrtcln ve oburluunu
sergilemek zere savunmasz
ayaklarma, kollarma ve giysilerime
hcum eden fare kolonisinin etimi

koparrken verdikleri aclar arasmda


dnyorum da, dilimden anlamayan
gurbet ellerde bama ne gelir diye hi
dnmyor, hatta tebdil-i mekanda
ferahlk vardr diye kendimi teselli
ediyorum. stelik imdi stanbul'dan
ayrlmak, vaktiyle Leyl'nn obasndan
kap sahralara sndm zamanki
duygularm tazeledi. Hatralar unutmak
olanakszsa hatralarda unutulmak kader
olur. Ben bu kaderi bir kez yaamtm
ve o zaman Leyl'dan somut bir hatram
bile yoktu. Oysa Rukl bana dnya
durduka kymeti artacak bir armaan
brakmt lme giderken. Kanayan
parmann al kanlaryla, ebed bir nak
olarak yanama izdii ve sonra da
pt o akayk resmini az ey mi

sanyorsunuz benim iin? Ona hazineleri


deimem. Dicle yamalarnda
braktm Leyl'mn dudaklarnn
dedii ve gzyalarnn ykad o
kmr lekesinin zerinde aan bu iei
hazinelere deimem... Onu bana Leyl
babil'dc lm istanbul'da ak[167
vermiti, imdi ancak Leyl'y veren
alabilirdi. Bu akayk bana hayat
veriyor, gzellik veriyor, ak veriyordu.
Anladm ki sevdiklerim beni hep ayn
ekilde ve yanamn tam zerinden
peceklerdi. Anladm ki dudak izleri
hep st ste gelecek ve ben o buruk tuz
tadn dima hissedecektim.
Rukl'den ayr geen bunca yllar

boyunca, stanbul'da hayat buulandran


yamurlar, frtnalara teslim olan klar
ve hznle nemlenen baharlar, benim
akaykma bir buse gibi dokunduka
ortadaki siyah "h"nin mrekkebi
yaylarak hem halkann iini
tamamlam, hem dna doru taarak
kan rengi yapraklarda lif lif izgicikler
oluturarak akaykn boynunu bkm,
akmn azabn gerek yzyle
resmetmiti. Bu deiimden anladm ki
Rukl de beni ok sevmiti, belki Leyl
gibi sevmiti, Leyl olup sevmiti,
ykm okuduu gecelerde sk sk
gzyalarnn barma dkldn
hatrladka bu phem yerini hakikatli
duygulara brakr.

akayk ki dalarn llesidir, barnda


kocaman bir da vardr. O da ki
dalama yarasnn yanndan, yahut
bahar yamurlarnn ndandr,
barmda benim ebediyyen yanacaktr. O
yan ki Rukl'in ceviz gvdesinde bana
sarlarak uyuduu gecede bir i tanesi
idi ve o gece ulu ceviz aacna isabet
eden yldrmlardan birisi, dallarda
zikzaklar yapa yapa inmi ve Rukl'in
gznden al yana zerine, oradan da
gelincik tomurcuuna damlayan o i
taneciini yakm, sonsuza dek bar
yank brakmt. Ne Yunan
mitolojisindeki Narkisos'un (Narsis)
yldrmla cezalandrlan ak, ne de
Dou mitolojisindeki llenin barnda
bekleyen i tanesine den yldrmn

sevdas, bylesine narin bir yapra,


zerindeki i tanesiyle birlikte
dondurabilirdi. Rukl'in alnma izdii
akayk, tpk al bir kmr klesi gibi
dondurup zerine kara bir ben gibi
kondurduu yanann ta kendisiydi.
Ve ben, Efendim Fuzul'nin klesi Kays,
barmdaki bu gelincik tasvirine her
bakta talihsiz Rukl'in al yanandaki
benini
168 um
yeniden pyor olacam. Rukl, seni ne
kadar ok sevmitim, seni ne kadar
Leyl diye sevmitim, Rukl, bilsen ah!..
Rukl, gzelliini ne kadar vsem, o
kadar gerei sylemi olurum!., inan

bana Kafkaslarn akay!.. Sen benim


Dicle'de braktm sevgilimdin.
Dudaklarn dudaklarna kart onun.
Rukl, gelin olamadndan m nedir,
gelincii ok severdi ve imdi ben
varolduka, bu gelincik tasvirinde
benimle birlikte hep varolacak.
Dudann dedii yerde kalbim
arpyor Rukl... Kafkaslarn akay!..
Dost b-perv, felek bt-rahm, devrn btskn Derd ok, hem-derdyok, dman
kavt, tli'zebn
Fuzul
Dost pervasz, felek acmasz, zamann
da dur dura yok... Dert ok, dert orta

yok, dman kuvvetli, talih dkn...


XVI
Bu, Vatikan'da Admn Deitii ve
mdadma Bininci Yln Yetitiidir
Yllar saymaktan bkp usandm artk.
ok yorgunum. Denizde geen o onalt
nem ve barut kokulu gnn sarsc
maceras, hatralarmn uzak bir yerinde,
buulu gnlerle sarp sarmalanyor
gitgide. Eer imdi anlatmazsam ne Girit
ile Malta arasnda Ceneviz korsanlarnn
glleleriyle kalbmn bozulduunu ve ne
de Mora aklarnda kaptan- derya
Koca Murat Re-is'in karakol
kadrgalarndan karlmak iin
sktrldn kemere ivilerinin acsn

bir daha hatrlayamayacam. Bazen


sancaklar deitirip bazen fenerleri
sndrerek yaplan lodos seyrinde,
karldm kalyona isabet eden
gllelerin gmbr-tsyle titreyen
denizcilerin lgn lmlerini bile
unutacam neredeyse.
Gerekten zor gnlerdi benim iin.
Ypranmhn, dlanmln,
prsmln knts iinde
rpmyordum.
1 7 O um
babil'de lm istanbul'da a k I 1 7
1
Sintinedeki su ayaklarma deecek

seviyeye ulatnda farelerin


hcumlarndan kurtuluyor ama elbisemin
dikilerini rten, yazlarmn estetiini
bozan, daha da nemlisi Leyl'nn dudak
izleriyle al akayk ve balm bozan
nem ile ba edemiyordum.
Deniz yolculuumun, enlikler, lks ve
entrikalar lkesi saylan Venedik'te son
bulacan sanrken villalar, heykeller
ve papazlar lkesi Roma'ya ynelmemiz
Dalmaya kylarnda yllardr sregelen
savalardan dolay idi. Kaptan,
Akdeniz'de atlatt tehlikelerin bir
benzerini daha yaamay ve hele de
Veglio adas ile Segna Liman aklarn
aabileceini hi dnmek bile
istemedi. Bosna muhafz Telli Hasan

Paa'nn askerleriyle Koca Murat Reis'in


leventlerinin buralar aldn ve
gemileri kontrol ettiklerini biliyordu.
Ragusa aklarnda serdmene, herkesi
artacak bir karar ile "Sekiz derece
sancak!" komutunu vermesi bu yzdendi.
gece sonra Ancona'daydk. Oradan
muhafzlar ve askerler eliinde
Vatikan'a gitmemiz iki gn srd.
Gerek bir kle olduumun bilinene ite
burada vardm. Efendim Fuzul'nin
muhteem klesi deildim artk. Belki
esir pazarlarnda karanlk yzlerin alp
satt zavall bir kleydim. Burada
hibir yer ve hibir ey benim altm
hayata benzemiyor. Osmanl
topraklarnda yaadklarm bir rya gibi

gelmeye balad gzme. Salonlar,


zindanlar ve keileriyle nl Vatikan
bambaka bir iklim gibi eritiyor hayat.
Rafaello'nun resimleriyle ssl
salonlarda beni dinleyecek kimsecikler
yok. Buradaki gnlerimin susmak ve
dinlemekle geeceine karar verdim ve
herkesi, her eyi dinledim, insanlar
dudaklarndan deil kalplerinden
duyuyor ve anlyordum. Onlarn gerek
kimlikleriyle gerek dncelerine
tanklk etmek houma gidiyordu.
Tanklk bilmek demekti. Kalplerde
olanlar bilmek ise ar bir yk... nk
bilgi ldrc sava silahlar kadar
tahripkr olabiliyordu bazen. Mavera ile
gbek ba bulunanlarn dnda bilgiyi
hazmedebilen kmyordu, insanlar hep

gten
yana tavr koyarken kalplerindekini
daima saklyorlard. Tanklk etmeye
baladktan sonra bilinmezleri bilmek,
zlmezleri zmek ve almazlar
amak iin onca azgn abalamann
iinde hep kendilerinden farkl biri
olarak yaamann ar ykn onlardan
alm gibiydim. Tanyor, biliyor ve
susuyordum. Kazananlarn kaybettiini,
yok edenlerin yok olduunu, doanlarn
ldn grerek susuyordum. Efendim
Fuzul'nin szlerinin hakl ktn,
bilginin bir dedikodu kskac olduunu,
her ne var ise akta varolduunu, zihnin
nnde kalbin durduunu, gnln akla
galip geldiini tanklk ederken daha iyi

grebiliyor, anlyor ve yine susuyordum.


Israrla susuyordum. Yreklerin Allah'n
elinde olduunu bilerek susuyordum.
Yksek pencerelerinden San Pietro
bazilikas ile basamak basamak uzanan
bahelerin grnd bir sarayda
yaadk uzun zaman. Buras ispanya
Habsburg-larnn haki-miyetinde bir
kilise devleti olan Ro-ma'nn kalbi
saylyor ve her yanda Rnesans izleri
ile Michelan-gelo'nun sanat ve
Machiavelli'nin kltr grlyor. Katolik
kilisesinin banda bulunan Papa'nn,
kaynan Hristiyanlktan alan iki
nemli zellii var; en yce yarg
makamnda bulunmak ve din konularnda

yanlmaz olmak. Papa'nn stnl ve


yanlmazl
1 7 2 l*m
babil'de lm istanbul'da a j k I 1 73
ilkesi protestanlara kar da bu devleti
gl klyor. Yir.mi yl evvel balayan
mali kriz Cenova ve Venedik
cumhuriyetleri ile Napoli ve Sicilya
krallklarn iddetle sarst halde
burada Osmanl gmnn deer kayb
ancak yzde yirmiler, altnda da yzde
onlar civarnda kalmt. Vatikan'n bir
badem yapra kadar ince ve bir ebnem
tanesi kadar hafif olan sikkeleri dier
devletlerin dana gzn andran gm
paralaryla eit deerdeydi ve yedi sikke

bir Osmanl akesine denkti.


Papa IV Julius'un huzuruna
getirildiimde yolculuumu
tamamladm sandktan ikindi gneinin
klaryla parlayan rengarenk sslemeli
bir salonun ortasnda uzanan masa
zerine ilk kartlan ben oldum. Yasef
Levi'nin kardei ve kalyonun kaptan
byk bir titizlikle sandktaki eyalar
birer birer dizdiler masann zerine.
Kardinal heyetine bizi srayla
tantyorlard. Gm yemek takmlar
ve murassa silahlardan sonra sra krtas
ve yazl hazinelere gelmiti.
Kardinaller burada bilim dilinin Latince
olmasn gelenekselletirdikleri iin olsa
gerek ilk nce Latince tp ve eczaclk

kitaplar dolat elden ele. insanlarn


toprakla beraber alnp satld bir
lkeydi bu-, ras ve bilim yalnzca
papazlarn tekelindeydi. Katedrallerin
dehlizlerinden geilen atlyelerinde
kitaplar kopyalayan, oaltan ve
yazanlar yalnzca din adamlaryd.
Burada dnmek ve yazmak, dini tam
bilmeyen halka braklamayacak kadar
yksek bir ayrcalk saylyordu.
Kilisenin gc ve hal ruhunun sonucu
olan bu tutum, tpk Osmanl lkesinde
olduu gibi sanatlara deer
verilmesini ngryordu. Sultanlarnn
sanatlar ve airleri gibi burada da
ressamlar ve hey-keltralar korunuyordu.
Papalar saraylarna ardklar i
mimar, ressam ve heykeltralar ile

vnyor, onlarn okluu ile tarihe


gemek istiyorlard.
Yasef Levi ile kaptan, getirdikleri bunca
kitap ve avani iin resmi bir tren ile
kutsanarak dllendirildiler. Ardndan
papann nnde diz kerek omuzlarna
birer imtiyaz
nian takld. Vatikan
muhasebecisinden alnmak zere de
ellier kese altn hediye edilip salondan
karldlar. Kaptan, Pa-pa'nn asasn
ptkten sonra geni salonun kapsna
doru yrrken zihninden alaca
altnlarn hesabn yapyor, gzleriyle de
salonun tavanlaryla duvarlarn
renklendiren tablolara bakyordu. Bunlar
Boticelli ve Michelangelo'nun

desenleriydi. Salonun byk kaps


zrhl muhafzlar tarafndan kapathn-k
ca Papa ve kardinaller masann bana
toplanp kaderdalarmn
i ciltlerini, resimlerini,
ktlarn tek tek incelemeye
koyuldular.
Dtan bakldnda bunlarn kaln kaln
ciltler iinde sakl olan konularla deil
de sanki ktlar ve resimlerle
ilgilendikleri san-labilirdi. Bir tek Papa
kitaplara dkn biri gibi davranyor ve
hemen her kitabn ne olduunu
renmeye gayret ediyordu. Birka saat
Latince kitaplar inceleyip konutular.
Bana henz kimse el srmemiti. Gn

batarken btn kardinaller salonun dou


cephesindeki altn han nne toplanp
diz kerek koro halinde mrldanmaya
baladlar. Sesleri gittike ykseliyordu.
Avularn yzler hizasnda
birletirilerek dua edildiini ilk defa
burada grdm. Neden sonra an sesleri
her yan kaplamt ve yalnzca sarayn
deil, kentin btn evlerindeki ve
kiliselerinde-ki pencerelerden insanlarn
zerine alacakaranl dolduruyor-du.
Meer ay nce Papa, anlarn gnde
nbet alnmasn emretmi. Adna da
"Trk an" diyorlar. Dalmaya
kylarnda korsanlk yaparak Osmanl
gemilerine saldran Uscochiler devaml
malup olmaktan bkp da Papa'dan buna
bir are dnmesini istediklerinde

byle bir are dnlm ve Adriyatik'e kys bulunan Hristiyan lkelerin


kiliselerinde, anlar eliinde btn
katolikler Tanr'nn Trkleri malup
etmesi iin gnde n byle
yakarmaya balamlard.
O gece Papa'nn inceledii son kitap ben
oldum. Dilimden anlamyordu ama hem
yazma, hem de minyatrlerime hayran
kaldn baklarndan ve kalbinin
vurularndan anlaya-biliyordum. Lirik
bir iir kitab olduumu, bir ak
anlattm
174
biliyordu. Genlik yllarnda, henz
kiliseye kaplanmadan k olduu

Toscanal kz hatrlayarak beni


okuyabiliyor olmay istediine tanklk
ettiimi bilse utanrd elbette. Kalbinden
geenlerin titrek hzn beni de
heyecanlandryordu. Floransa
bahelerinde grmt onu ilk kez ve
yzlerce kez. Ama ve bir kez olsun
konuamam, sevgisini
aklayamamt. Belki o zaman bunu
yapabilseydi imdi burada bir papa
deil, babasnn dlger atlyesinde aa
yontan bir adam olacakt, ama hayatn
geri kalan zevklerini skalamadan
yaam olacakt. Belki onun sar
salarn avucuna alp koklayacak, ona
bir ocuk verdii gn alnndan pecek,
her akam evine giderken ona bir eyler
alacak, eli bo olduu gn bile yrei

dolu olacakt. lk grd gn kalbine


lk bir eylerin aktn hissettii o mavi
gzler bir gn olsun hayalinden
kmamt. Aradan uzun bir mr
getii halde ruhunun bir kadn ile
arasnda blnm parasnn
birleeceini umutsuzca bekleyip
durduu kalp atlarndan belli oluyordu.
Ak bizzat ruhunda oluan bir eydi ve
yllar geerken ne azalm, ne artmt.
Bunca yl merak, hep merak ettii ey de
Toscanal kzn da kendisini sevip
sevmediiydi. Acaba bir kerecik olsun o
da kendisini byle dnm olabilir
miydi? Eer dndyse -ki buna
inanyordu- Kutsal Meryem'in cennetteki
evinde onunla buluacaklarn biliyordu.
Sk sk sevgi zerine vaaz verii biraz

da bu inancn diri tutmak iindi. "Sevgi,


ruhlarn eitli yaratklar arasnda
blnm paralarnn
birletirilmesidir." diyordu,
mknatslarn aksine ak iinde
benzerlerin birbirini ektiini ve
kartlarn birbirini ittiini, bunun ruhlar
arasnda da olduunu sylyordu. Ona
gre, aralarnda doal nitelikler
bakmndan bir uyuma veya benzeme
olmayan iki kiinin birbirlerini
sevmeleri mmkn olamazd ve
benzemelerin okluu orannda sevgi
ve ak da oalrd. imdi kendisi onu
dnyorsa, onun da kendisini
dnd bir zaman elbette var
demekti.

babil'de lm istanbul'da a k I 1 7
5
Papa, ellerini tpk Rukl'in ceviz
aacna sakland yamurlu gecede
yapt gibi cildimin emsesi zerinde
birletirerek sevdii ilk ve son kadnn
imdiki grnmn hayal etmeye
alrken uykuya malup oldu. Ertesi
gn, hizmetlerini gren gen papaza, ilk
i olarak benim dilimden anlayacak bir
tercman artmasn sylemek oldu.
leye doru altm yalarnda, belinde
divit ve elinde ktlar ile bir papaz
girdi huzura. Kk bir ocuk iken
denizci olan babasyla birlikte Malta'ya
gittii bir seferde Barbaros Hzr
Hayreddin Reis'in gemileriyle

giritikleri bir atmada esir alnp


Osmanl lkesine gtrlm Antonio
adl bir Venedikli'ydi bu. istanbul'da
Sultan Bayezid'in sarayna hediye olarak
sunulmu, zeksyla evresindekileri
etkileyince de sarayn kolej eitimi
veren Enderun mektebine verilmiti.
Birka yl sonra Antonio, Orhan adyla
nce eviri hizmeti veren dilolanlar
arasnda bulunmu, otuz yalarna
geldiinde de saraydan kp Galata'da
tp renmeye balam, ihtisas iin
Malta'ya Ceneviz mektebine gittii
gnlerde de nemli tp kaynaklarnn
Vatikan ktphanesinde olduunu duyup
buraya gelmi ve beline znnar balayp
eski dinine dnerek kilisenin hizmetine
girmiti. Papalkta Osmanl lkesiyle

ilgili aratrmalar o ynlendiriyor,


Osmanl kitaplnn sorumlusu olarak
grev yapyor ve Sultan Murad
efendimizin Venedik asll ei Safiye
Sultan'm byk byk days olduunu
iddia ediyordu.
Antonio beni eski bir dosta rastlam
gibi scak karlad. Meer Enderun'da
Lala Hasan Aa onlara L&M'in
yksn sk sk anlatr, o da kendisine
bir Leyl bulamamann burukluu ile
hayaller kurarm.
"Sayg deer Papa Hazretleri!" diye
balad szlerine, saygyla edii ban
kaldrmadan ve devam etti "Bu kitap
Romeo ve Juliet'e benzeyen bir ak
anlatr. zerinde Kitb- Leyl v

Mecnn yazyor. Yani ki Laila & Mad


diyebiliriz buna!" cmlesini de eklemeyi
unutmad ilk sayfam parmayla
gstererek.
176 l.m
"Dou milletlerinde gen yal, kadn
erkek herkes bu yky bilir. Pek ok
air bu yky her dilde tekrar tekrar
yazmlardr. Bu nsha Badatl
Fuzul'nin kaleminden kma. zerinde
de bizzat Trk sultan Murad'n
ktphanesine ait saray mhr var. Nasl
oradan kp size ulat bilemiyorum
ama ok kymetli bir yazs ile muhteem
minyatrleri var."
"Biraz oku bana Antonio!" dedi Papa

Julius. Antonio, henz ocuk iken Leyl


ile birbirimizi sevmeye baladmz
okul gnlerimizi anlatan baz
beyitlerimden zetleyerek okumaya
balad. Minyatrlere geldike papaya
gstererek iki saat kadar ykm
konutular ve bana pek acdlar. Papay
en fazla etkileyen de lde Leyl ile
karlatm zaman onu kendi i
dnyamda yayor bulmam olmutu. Ne
de olsa bu isellie pek de yabanc
saylmazd papa hazretleri. O, insann
arad eyi en sonunda yine kendi
iinde bulmasn nemsiyor, vaazlarnda
bunu sk sk anlatyor, sevgiye nem
verilmesi gerektiini sylyordu.
"Signorelli'nin tablolar kadar gzelmi

Fuzul'nin iiri!" dedi Papa Julius biraz


dinledikten sonra ve "Duyduklarm
syleyebilecek pek az airimiz var
bizim." eklinde srdrd szlerini. Bu
srada elini havada elipsler izer gibi
sallayp gzlerini ksarak bir
hayflanmay da ifade edivermiti.
Pencereden giren gnein son klar da
salonun duvarlarnda erirken uzaklarda,
ok uzaklarda kalm bir lkeyi anar gibi
srdrd szlerini: "Dou milletleri
duygularn ses ile, biz ise renk ile daha
iyi anlatyoruz galiba. Bu kitab iyi
koruyunuz ve iindeki minyatrleri
incelemeleri iin resim atlyemizdeki
stadlara birer birer gsteriniz."
Papann zel ktphanesine "Layla &

Crazy" adyla kaydo-lunmutum. Oysa ki


"Laila and Mad" diye yazmalar
gerekirdi. En azndan ben byle olmasn
isterdim. Crazy "deli" demekti. Oysa ben
delilie lgnl tercih ederdim. Mad
szc akln yitiren bir k daha iyi
tanmlayabiliyordu nk.
babil'de lm istanbul'da a k I 1 77
Hekim Antonio bana yeterince deer
veriyor, barmdaki aclar giderecek
tedaviler yaptryor, klk kyafetime ve
estetik grntme zen gstererek zaman
zaman da benimle konuuyor, gemi
hayatnn belli karelerini beyitlerim
arasnda hatrlayp yeniden yayordu.
Yeni efendim o idi. Be yl kadar bir
kle gibi her gtrd yere gittim, her

seferinde hizmetine kotum. Bu arada


Osmanl lkesinde neler oluyordu,
bilmiyordum. Bildiim, Rukl'in
hatralarnn her defasnda biraz daha
hafzamdan silindii ve Leyl'mn btn
ak ihtiamyla ruhumu eritmeye
baladyd. Vaktiyle Rukl'e Leyl
diye sarlmtm, imdi Leyl Rukl'in
berrak ehresiyle glmsyordu bana.
Yalnzlk, hele de dil bilmez gurbetlerde
yalnzlk ne ktyd. Leyl Rukl miydi,
yoksa Dicle yamalarnda elinin
kokusunu duyduum kara sal kz m,
artk kartryordum. Akmn btn
gcn susarak gsteriyor, bylece onu
korumaya alyordum. Tanklk
yapmak akm unutulmaktan kurtaryor,
her grdm eya, her duyduum

olaydan akma bir paye kartp


bytmemi salyordu. stelik baz
gnler ktphaneden ve Antonio'dan
ayrlarak renklerin dnyasnda kendime
avunulacak zamanlar karttm da
oluyordu.
O yllarda Papa IV. Julius'un hizmetinde
bulunan drt byk ressam vard: il
Caravaggio, Annibale, Carracci Rubens
ve Alman mparatorluundan Elsheimer.
Bu ressamlarn her birerinin resim
atlyelerini bir bir dolatm.
rencilerine nasl davrandklarn,
bazlarnn yeteneksiz asilzadelere nasl
yaranmaya altklarn grdm. Gen
rencilerini nasl eittiklerini, onlar
renklerle tantrrken eyaya bakmann

yolunu yordamn da nasl anlattklarn


izledim. Tpk Dou mistikleri gibi
bunlar da eyann ruhu olduundan, ona
bakacak gzlerin bunu fark etmesi
gerektiinden dem vuruyorlard.
Burada tank olmann yannda susup
seyretmeyi ve izlemeyi rendim.
zlemek ok gzeldi. Renklerin,
sayfalarm arasndaki minyatrler gibi
kck bir sayfaya deil
178 l*m
de metrelerle llen valyelere,
tuvallere, duvarlara yayln hayretle
izliyor ve tabiatta varolan her eyin, ama
her eyin hi deitirilmeden, sitilize
edilmeden, aynen resmedilmesini

elenceli buluyordum. Bazen birinin


dierinden daha fazla baaryla tuvale
bir portre yapmasn lebiliyor, bazen
bir natrmort ile bir deniz perspektifini
karlatrabiliyordum. "Keke"
diyordum, "Rubens istanbul'da olsayd
da Rukl'in bir portresini yapsayd
sayfalarmdan birine, yz Leyl'nn
yzne benzeseydi, hasretim byle
dalarca bymezdi iimde." Sonra yine
"Keke..." diyordum.
Renklerin dnyas benim iin elenceli
bir hayat saylabilirdi, eer gurbet
olmasayd ve dilimi anlayabilselerdi.
Bir de Rukl yanmda olsayd; yahut
Dicle'nin kara sal kara gzl kz
Leyl. Onu ok zlyordum. O dediim

hangisiydi bilemiyordum, ama onu ok


zlyordum...
Burada kara giysili papazlar ve lo
ktphane duvarlar grmekten
skldka ressamlarn dnyasnda
gezinirken acsn kartyor, renklerin
olaanst tenasbn bol bol
seyrederek mest oluyordum. Sinyor
Antonio, bendeki minyatrlerden ilham
alarak saray ve villalarn duvarlarn
boyayabilsinler diye beni resim
atlyelerine de brakyordu arada srada
ve ben resim stadlaryla birlikte
krlara, saraylara, villalara ve asillerin
evlerine gidiyordum. Ressamlarn
yaadklar pastoral hayat seyretmekten
kendimi alamadm itiraf etmeliyim.

Bu ressamlar biraz garip insanlarm


gibi geliyordu bana. Belki sanat
duyarll diyordum ama yine de
anlamakta zorlanyordum. Daha dorusu
onlar beni artmaktan sanki zevk
alyorlard. Onlarn sevgilileri Leyl
gibi deildi mesela. Sevgililerinin btn
resimlerini ak sak iziyor, btn
karlatklar hanmlara sevgili gibi
davranmaktan ekinmiyorlard. Burada
kadn ile erkekler birbirleriyle ok rahat
grebiliyor, daha ilk grmede
karlkl aktan bahsedip reveranslar ve
komplimanlardan ekinmiyorlard. Geri
kilise bu tr davranlara
babil'de lm istanbul'da a 5 k I 1 7
9

hogryle bakmyordu, ama insanlar


birbirlerine k gibi davranmaktan
akn ne olduunu ve akn felsefesini
anlamaya frsat bulamyorlard. Hele
aralarnda biri vard ki -ad bende sakl
kalsn- ok apkn bir adamd. Soylu
hanmlarn tablolarn yaparken onlara
ilan- ak etmekten kendini alamyordu.
Bazen onu tersleyen hanmlar da
kmyor deildi -Antonella Layla
bunlardan biriydi- ama genellikle soylu
hanmlarn uh pozlarn resmetmek iin
onlar batan kard biliniyordu.
stelik kocalarna onlarn uh pozlarn
tablo olarak sunarken alaca creti iki
kat arttrmay da ihmal etmiyordu.
Krd cevizler Papa Julius'un kulana
dedikodular halinde ulayorsa da srf

sanatna deer verdii iin bilmezden


geliyor, soylu beylerden bir ikayet
almad iin de zerine gitmiyordu.
Hatta bir gn gnah kartmas iin
kendisini kiliseye davet ettiinde
bunlardan birini detaylaryla anlatm ve
papay sinirlendirmiti de. apknlk
elbette ki iirle akraba saylrd. Bu
yzden pek ok iir ezberlemiti. Yar
ryan hanmlarn resimlerini yaparken
onlarn memeleri, kalalar ve ince
bellerini anlatan dizeler okuyabiliyordu.
Buna ramen bahar dallar Vatikan
bahelerini beyaz zambaklar gibi
doldurduu bir gn yemyeil vadilere
doru uzun uzun iir okumu, iindeki
yalnzla gizli gizli gzya dkmt.

Roma'da kaldm yllar ierisinde iirin


serbest ve uyaksz sylendiini,
aristokrat snf tarafndan bunun da
deerli kabul edildiini grdm,
istanbul'daki hayatmda sz ancak uyakl
olursa deerli olurdu ve manzum
olmayan sze iir denilmezdi. Bunun
iin btn gzel szler iir formatnda
sylenmeye allrd. Oysa burada
roman dedikleri bir uzun yaz tr vard.
Doulu airlerin mesnevilerde anlatt
aklar onlar roman diye uyaksz
lsz, bilim kitab gibi yazyorlard.
Roman, evlerin damn ap okuyucuyu
yatak odalarna gtren bir mahremiyetsizlikti sanki. Oysa iir btn
heyecan yreklere ykleyen ve bu
yzden hep asil kalabilen bir tr olarak

bilinir. Roman
bir ifa, iir ise bir yaradr ve yaralan
tehir etmek ancak acy oaltr.
Efendim Fuzul'nin corafyalarnda
romanesk olan, ya bir aktr ya bir
cengaverin hayat. Her ikisinde de
herkese rnek alnacak yanlar vardr
stelik. Oysa roman bir burjuvazinin
elencesi gibi anladm ben. iir ideal
olan anlatrken, roman olaan
dillendiriyor nk. Snf kavgalaryla
alkanan bir topluma roman ok ey
verebilir, ama problemlerini halletmi
bir devlet iin iir varken romana neden
gereksinim duyulsun?!.. Buradaki
romancnn btn emeini ve sayfalar
boyu anlatp durduklarn, stanbul'da bir

air yalnzca bir tek beyte sdrabi-lir,


iki dizenin arasndan at pencerede
onlarn hepsini okuyucusuna
yaatabilirdi, istanbul'daki beyit, burada
ciltlerin iinde gsterilebiliyordu.
Burada sz, laf gibi syleniyor, orada
kelam oluyordu. Burada oaltmak,
orada ksaltmak nemliydi.
Roma, Romus ve Romulus efsanesini de
retti bana. Tapnaklarda, tiyatrolar ve
odeonlarda, sirkler, bazilikalar,
hamamlar ve tarih agoralarda hep
efsaneleri anlatlan prenses Silvia ile
Tanr Mars'n ikiz ocuklar olan Romus
ve Romulus'u. Silvia, bana Rukl'i
hatrlatt iin okfsevdim bu efsaneyi.
ykde Amilius SiMa'y tahtndan kovar

ve o da ocuklarnn hayatn kurtarmak


iin, tpk Rukl gibi rpnr, Leyl gibi
alar ve onlar bir beik ierisinde
Tiber rmana brakr. Akntyla sreklenen ikizlerin lklarn duyan bir
dii kurt gelip onlar emzirir. Roma, o
iki ocuun kurduu kenttir ve Roma'sz
bir tarihten sz edilemez.
Roma'nn bir ynetim biimi, bir siyaset
olduunu da rendim tabii. Yunan'm
mitolojisi ve isa'nn dini zerinde
ykselen bir ynetim ve ad cumhuriyet.
Merkezdeki kk ann evreye
yaylrken ok byk bir alan yaratmas
yani. Ynetimin nimeti de klfeti de halk
zerine byk bir yelpaze ile yansyor.
Roma beyaz rk demekti ve ispanya'dan

Msr'a, Afrika'dan Baltk denizine,


Galya'dan Mezopotamya'ya dek
yaylmt.
babil'de lm istanbul'da a k 1 1
81
Yzlerce yl, yzlerce devleti snrlarna
katt, ynetti. Osmanl imdi onun eski
topraklarnda ve onun lkeleri zerinde
hkm sryor. Anadolu'ya"Diyr-
Rum (Roma diyar)", Osmanl
padiahlarna da "Hakan- Rm (Roma
hakan)" denilmesinin nedenini buraya
geldikten sonra anladm. Yine de burada
krallara ait zirveleri tesbit kolay oluyor.
Oysa Dou'nun sultanlarndan hepsi ayr
bir zirvedir.

Ve nihayet Roma zindan ve czzam da


demekti. Roma zindanlar, her gn
ikence gren Akdenizli Mslman
leventlerle doluydu. Engizisyon
zindanlarnda ikence gren mahkumlar
hibir zaman ksa srede ve acsz
olarak ldrlmyorlard. Papazlar
onlarn ruhlarn temizlemek iin ac
ekmelerini salayacak zel yntemler
bulmular, mahkum kendinden getike
hekimler tarafndan kendilerine getirilip
tekrar ikenceye yatrlmaya
balamlard. Burada insan ikiye, e
katlamak ve srtndan balayarak btn
kemiklerini krmak iin hazrlanm
aletler vardr. Mahkumlar gerdikleri
Andreaus Ha-'nn hreti btn
dnyada biliniyor. ivili dolaplar, ii

kazk deli kapanlar ve keskin ulu


mzraklar, etleri kemikten ayrmak zere
hazrlanm sivri kancalar ve kafatasn
sktran mengeneler ve daha neler
neler... Burada gnn her saatinde bir
mahkumun ikence tahtasnda can
verdiine, gecenin her diliminde bir
mahkum l ile uyanacak bir bebein
varolduuna yemin edilebilir.
Ayaklarna giydirilerek yava yava
sktrlan demir ayakkablarn acsyla
inleyen mahkumlarn sesleri bazen ta
papalk salonlarndan duyulur ve
keilerin yzlerine grevlerini yapm
olmann huzurunu yanstan bir sevin
yaylabilir; kenti kuatan surlarn
dndan gelen lklarla a braklan
czzamllarm kederleri evlerin

bacalarndan zulm karas olarak


tencerelere debilir. Kent pazarna un,
bal ve st mamulleri getiren kyller
arada srada ruhunu eytana teslim etmi
bir kadn ile erkein cinsel itiraflarn
azlarnn suyunu aktarak dinleyebilir,
sonra da
182UM
babil'de lm istanbul'da a ; k I 1 8 3
onlarn diri diri yaklarak ruhlarnn
temizlenmesi trenini seyredebilirler.
Yn yn odunlarn zerine dikilen
halara balanm onlarca gnahkrn ve
islam dinini inkar etmedii iin kulaklar
ve burunlar kesilmi yzlerce tutsan
burada yakldna tank oldum ben.

Hele bir keresinde kentin zerini yank


et kokusu kaln bir at gibi kaplam ve
gnlerce,rzgr esmedii iin insanlar
yemeden imeden kesilmilerdi.
iyileri ve ktleriyle Roma ayr bir
medeniyet demekti ve btn renklerin
arasnda srp giden hayatm bir gn
gzmn nndeki btn tablolar
buulandrverdi. BC'yi yanba-mda
buldum.
Almanyal ressam Elsheimer' ilk
grdm gn sevdiimi syleyebilirim.
Ne var ki zaman iinde bu sevginin
yerini kzgnlklarm ald yava yava. O
dierlerinin aksine ta batan beri benim
minyatrlerimle deil beyitlerimle
ilgileniyordu. O srada Trke

renmeye baladnn ve beni her


grnde biraz daha ilgilenmesinin
nedenini Roma'da ikinci km
geirirken anladm. Artk Osmanl
elifbasn biliyor ve benim dilimden
anlyordu. Roma zindanlarndaki
mahkumlardan onbir adedinin ehir
meydanndaki lgnca enliklerden
sonra idam edildii gnn akamnda
beni ktphaneye teslim etmek yerine
evine gtrrken rpermi ve bama
gelecekleri anlamtm. Evinin duvarna
boydan boya resmettii Babil tapmann
antik resmini ve Efendim Fuzul'nin
vaktiyle Badat'ta bir nar aacnn
dibine gmd haneri grdm vakit
neler hissettiimi kimse tahmin edemez.

Bu ev ve bu kent BC'nin merkezi olabilir


miydi? Eer yleyse BUAM'n
kurulaca tepe buralarda bir yerlerde
olmalyd. Cemiyet'in yedi yesi yedi
ylda bir belki de burada
toplanyorlard. Eer burada
toplanyorlarsa neler gryorlar ve
BC yeleri neden hl tabletleri gml
olduklar yerden kartp bilimsel
almalar devam ettirmiyorlar.
Dnyann her devletine uzanan kollar
acaba bunda ne gibi bir saknca
gryor?
Dnyann bilimsel almalarda
geldii nokta m henz yeterli deil?
Eer yle ise Cemiyet'e ye yedi insann
asl grevleri neler? Bir yerlerde

krallklar kurup lkeler batrdklar


yahut dnyann siyas dengesini
dzenleyecek kararlarn uygularken
neyin peinde oluyorlar? Hepsi st
dzey konumda olmalarna karn zaman
zaman dilenci yahut tacir klnda
dolamalar, sadrazam yahut kral
olabilmeleri neyin nesi oluyor? Btn i
bunlar dnnce o gne kadar haneri
hl Badat'ta gm! i' l duruyor sanmann
rahatl uup gitti zerimden ve yerini
sorumluluk bilincini yitirmi ocuklarn
tedirginlii kaplad. Belki de Cemiyet
haneri oktan bulmu, ama rakamlarn
ve harflerin yazl olduu sahtiyan erit
ellerinde olmad iin benim

sayfalarmdaki gizli ifrelere muhta


konuma dmlerdi. Bu da demektir ki
eer BC yeleri ifreleri gsteren
beyitlerimi tesbit edebilirlerse beni bir
daha bakalarnn eline gememek zere
parampara edecekler, belki yakacaklar,
klm savuracaklard. Ama bunun iin
neden istanbul'da deilim de
Roma'daym; cemiyet neden benim
vatanmda deil de Papalk lkesinde
konulanm. Oysa bilimde, siyasette,
ekonomide istanbul daha nde deil mi?
"Belki de artk deil!" phesi girdi ilk
kez iime.
Gm amdann evresine oturup
trensel bir hava ierisinde buhurlar
yakarak dualar eden, sonra da ikier

parmaklar yumulu ellerini birbirlerinin


elleri zerine getirerek selamlaan o
adam sayfalarm heyecanla incelemeye
baladklarnda, gariptir, kendimi bir
maceray yaamaya hazr hissettim.
Konumalarndan anladm kadaryla
benim izimi bulmalar ok zor olmu.
Yllarca Osmanl sarayndan beni
karmann yollarn aramlar. Sonra
istanbul'un ky semtlerinde ve kenar mahallelerindeki hazine avclarnn
tuzaklarndan korumak iin plan stne
planlar yapp kan dkmler, kanlarn
dkmler. Oysa kader imdi beni kendi
ayamla onlarn masasna
1841 um
drm. Bunun erefine kadeh

kaldrdklarnda hepsi sevinten mest


olmu gibiydiler. Artk yapacaklar i,
kimseye hissettirmeden beni batan sona
inceleyip ifreyi oluturan rakamlar
tesbit etmekmi.
O gne kadar ellerinde bulunan bilgileri
deerlendiren asilzadenin kaln bir ses
tonuyla anlattklarndan sonra, "iimiz
zor!" diye sze balad Avusturyal
tccar. "Fuzul air eer stad
ktphaneciden ald srr biliyor
idiyse mutlaka bu kitabn iine bir yere
yazmtr. nk ondan sonra kaleme
ald btn kitaplar inceledik, bir
sonuca ulaamadk, iindeki yknn
anlatl biimi ve slubu asndan bu
kitabn, okuma yazma bilen hemen

herkes tarafndan oaltlan yzlerce


nshas ve Avrupa'da dolaan
versiyonlaryla hemen hibir fark yok.
O hlde Fuzul air, bizzat bu kitabn bir
yerine bir ifre yerletirmi olmal."
"Btn yapraklarna bakalm!" dedi
Venedikli hekim. "Gizli bir divit ile
fligran usulnde yazlm olmasn?" Ve
oturduklar kerevetin duvara dayal
arkalna byk amdan daha getirip
btn yapraklarm tek tek a tutarak
srayla baktlar. Leyl'nn dudak izlerini
gremediler ama beyitlerim arasnda
Kel-dani alfabesine benzettikleri baz
harfleri st yapra bakla kazdlar.
Kdmn herli olduunu bilselerdi bu
kadar uramazlar, sere parmaklarn

slatarak istedikleri yerimden boyam,


rengimi ve mrekkebimi silip
gtrebilirlerdi. Kdm inceleme
ilemi sonusuz kalnca Rukl'in lrken
resmettii barmdaki gelincik
ieinden phelendiler. Tozlu bir bez
parasn hoyrata slatarak ieimi
bozmaya balamalar zerine attm
l duyabilselerdi yaptklar yobazca
katliamn deil Babil, dnyann btn
hazinelerine demeyeceini anlarlard.
Bu kara cehaletin ikonaklast bir
gelenekten geldiini anladm. Bir
zamanlar kiliselerdeki ikonalar tahrip
edenler de ayn kafay tayan yobazlar
olmalyd. Islak paavrann srtlmesiyle Rukl'in kan sayfa zerinde
dalmaya balaynca leceimi

babil'de lm istanbul'da a k I 1 8 5
sandm. aresizce olardan seyrederken
sevdiim kadnn hatrasna sarlp
sonsuz uykumu uyumak geiyordu
iimden ve tabii bir daha uyanmamak..
ekitirme, rseleme, mncklama
ilemleri bitip de ellerine herhangi bir
ipucu gemeyince, adam, bu sefer
okumaya baladlar. Elsheimer
bulgularn zetledi:
"istanbul'da alt ayin -ayin szyle yedi
ylda bir yaplan bulumay
kastediyordu- ncesi yaplan
grmelerin raporlarna gpre
haleflerimiz hanerin sap zerine
sarlacak kayn gerek rakamlar ile

harfleri yanstmadn, Hilleli airin


hiyeroglifleri resim yapar gibi
kaydetmesinden ve daha sonra sara
ustasnn bunlar kay zerine kabartma
usul ilerken sanatna zenmemesinden
dolay harfleri oluturan mhlarn farkl
okumalara kap araladn varsayyoruz.
eridin asl olan parmen ise hepimizin
bildii gibi artk liflerine ayrlm
durumda. Tek are, bu kitabn iinde
gizli olan rakamlar tesbit etmek. Yine
nceki ayinlerde gelinen noktaya gre
Hilleli air ifreyi iinde ak szc
geen beyitlere yerletirmi. Bunun zel
bir nedeni yok; airin aka verdii
kiisel nem dnda. Belki de stad
ktphanecinin ona "Ak bilen biri iin
yedi gerek sr vardr." dedii iindir.

Bu kitabn iinde 66 beyitte ak szc


bizzat geiyor. Bu rakam Dou
mistisizmine yansyan ynyle ebcede
vurulduunda "Allah" adn karlyor.
Daha nceki incelemeler, ak
beyitlerinin her birinde ortak ifre
szcklerin yer almadn, oysa en
azndan sr, nihan, gizli, haber gibi
szcklerin getii beyitlere daha nem
verilmesi gerektiini bize gsteriyor.
Bizden nceki Doulu stadlarn ak
zerine ok eyi tarttklar anlalyor.
Ne var ki Doulular aktan imdi bizim
anladmz anlamyorlar. Onlarn akla
ilgili ok geni bir medeniyet birikimleri
var. Bu yzden biz ak onlar gibi
anlamaya alarak ie balamalyz.

Onlar ak birka adan ele alyorlar.


Mecaz, ilah, mistik ve tensel. Hilleli
airin nemsedii ak ise platonik bir
vadide
186 um
babil'de lm sta
nbul'da ak I
187
akyor. Dou'da gnl diye bir ey var
ayrca. Kelime anlam bizim yrek veya
kalp dediimiz ey ama ondan ok ayr
bir kavram. Bir nesneden ok bir tavr,
somuttan ok soyut bir ge.
Muhammedler dnda gnln ne

olduunu tam olarak aklamak mmkn


grnmyor. Onlar da bunu
aklamyorlar zaten, yayorlar. nk
ak gnlde tecelli ediyor, douu da
varl ve bat da gnlde. Bizim
bildiimiz sevgi ve tensel ilikiler
Doulu akn yalnzca bir versiyonu,
hatta en aa versiyonu. Ondan tede
daha yedi katman var ak iin. Bu yle
bir hastalk ki hasta, bu hastalktan zevk
alyor ve kurtulmak, derman bulmak
istemiyor. yle bir ac ki, ak sahibi
bunu arzu ediyor ve ak derdine urayan
kii bir daha iyilemek istemiyor. Ac
eken, acdan kurtulmay dilemiyor. Zor
gibi gzken eyleri kolay gsteren de,
doutan olan huylar ve doal
eilimleri deitiren de o. "Seven" bir

sfat orada ve "sevilen" bir isim. O ismi


bilmek sevmek iin de, urunda lmek
iin de yeterli. Seven sevilenin urunda
daima hasret, hicran, ayrlk, firkat
aclar ile besleniyor. Aclar olmadan,
uykusuz geceler olmadan huzur
bulamyor cjeta. Bu yzden klar
Dou'da, yldzlarn obanlar olarak
bilinir. Onlarn gz kapaklar bulutlara
ders okutur, gzleri denizlerle yarr.
Sevgili uruna canlarn yle verirler ki
tekrar can verebilmek iin tekrar
dirilmek isterler. Aklarnda ortaklk
istemezler ve rakiplerine kar
acmaszlkta zirveler alak kalr. Bu
konuda ehirleri ykmak bir yana,
harabeleri bile yeniden harab edecek
kadar acmasz olabilirler. yle klar

vardr ki nl sufi-lerden Arab ve


Mevlan'nn ak yorumlarna hi
durmadan yeni yorumlar ilave etmek ve
onlarn bir cmlesinden her dakika yeni
bir kitap karmak istercesine derece
derece ak oaltp dururlar. Onlar
aklarn arttrdka yazclar bunlar
daha abartarak yazarlar. Ak konusunda
ciltler ve ktphaneler dolusu bilgi
retilmitir Dou'da. Yalnzca ak
tanmlamak iin harcadklar mesaiyi sz
gelimi hekimlik alannda harcam
olsalard belki lme are bulurlard."
Elsheimer, kendisini dikkatle dinleyen
ve o gne kadar akn bu derece
derinlikli olabileceini hi dnmeyen
arkadalarna daha pek ok ey

anlatabilirdi phesiz; bu konuda her


trl aratrmay yapmt. BC
ifrelerinin ak ile rtldne
inanyordu nk. Bunda da haklyd,
"nceki stadlanmz kitab bandan
itibaren inceleyip en ok u iki beyit
zerinde durmular!" dedi parmayla
beyitlerin sayfalarn gstererek.
Bunlardan ilki yknn kahramanlar
olan Kays ile Leyl'nn okulda
birbirlerini sevmeye balamalarnn
ortaya kmas srasnda sylenmi
beyittir ve gizli akn ortaya kn
anlatr.
Ref oldu hicb- hid-i rz Ak oldu
melamet ile demsaz
Dieri de u sayfadaki,

Billah nedir ane aka mefhm Bu srr-


nihan eyle malum
beytidir ki Leyl Kays' sevdii iin
annesi tarafndan azarlandnda ona
cevaben "Ben o gizli ak bilmiyorum, o
nasl bir eydir hele syle de iinde
bulunduum durumun ak olup
olmadn arlayaym!" dedii srada
sylenmitir.
"imdi bu beyitlerde ortak taraf ak ile
beraber sr anlamna gelen 'rz ve srr-
nihan' szcklerinin gemesi. Yani her
ikisi de gizlilik esas iinde
vurgulanm. Sanrm Hilleli air ak ile
gizlilii yan yana getirirken dtan
baklnca akn gizli olmas gerektiine

iaret etmi, ama aslnda gizli srr


buralara koyduunu anlatmaya
almtr."
"O halde," dedi Avusturyal tccar
heyecanla, "ak anlatan beyitlerde
gizlilikle ilgili baka szckleri de
arayalm."
Ben o anda "Tamam, bu i bitti,
mrmn sonu geldi!" diye
dndm itiraf etmeliyim. nk bu
bak as tam da Efendim Fuzul'nin
dnd eydi. Haner ile papirs
eridi ayrdnda ve ikisini de ayr bir
yere gizlediinde aklna gelmiti
1 88

babil'de lm istanbul'da a k [ I 8 9
gizlilik szcklerini ifre yapmak.
BC'nin daha nceki yeleri bu
szckleri bilmeden iki beyti tesbit
etmiler ve onlar ebced hesabna
vurarak kafa patlatp durmulard.
imdikiler gizlilik szcklerini
dnerek srrma bir adm daha
yaklam oluyorlard. Elsheimer bu
dnceyle kitab yknn balad
yerden itibaren yeniden hzla okumaya
balad. "Evet! ite bir tane daha!" diye
sevinle yerinden kalkp okudu:
Ak olduu yerde mahft olmaz Ak ire
olan karar bulmaz
Buradaki gizlilik szc "mahf" idi ve

ben bir kez daha rperdim. nk bu


beyit 607 numaral beytimdi ve
ifrelerin ilki bu rakamdan ibaretti. Daha
nceki yeler bunu gzden karm ve
ikinci ifre olan 617. beyitten ie
balamlard. Bir daha geriye dnmek
kimin aklma gelecekti!
Elsheimer ok zeki bir adamd. Sanat
kabiliyeti kadar mantk rgs ve siyaset
birikimi vard. Tarih felsefesi ve
politika biliyordu. Sahip olduu
zellikler ile BC'nin byk stad bile
olabilir, BUAM'n kuruluunu
gerekletirebilirdi. Her ye gibi o da
kendisini BC'nin yksek idealleri iin
feda olmaya hazr gryor, yapt
tablolardan gizli olarak BUAM

eskizleri, plan izimleri ve uzay


desenleri yapp dosyalyordu. Ariya
Akel-dan'n hatrasna dnyay ve evreni
korumak ve dzenlemek zorunda
olduunu hissediyordu. O gece konana
kapanp beyitlerim arasnda ak ve
gizlilii arayp bulacana ve stad
ktphaneci ve Efendim Fuzul'den bu
yana paralar bir trl
birletirilemeyen BC tabletleri ile Babil
hazinelerine alan kapnn srrm
zm olacana hi phe yoktu. Tabii
eer gecenin o en yorucu ve
uykusuzluun da en dayanlmaz olduu
vaktinde hizmetisinin kapy tklatp
"Papa hazretleri rahatszlanm efendim;
kapda bir grevli var, konsln sizi
ardn sylyor." dememi olsayd.

n avludan at kinemeleri ve konak


halk uyanmasn diye onlar sakin
tutmaya alan bir
\i
seyisin sesleri geliyordu. Elsheimer
aknlkla "Gecenin bu saatinde mi?"
diye homurdand nce iinden Papa'ya
kfrederek ve ardndan da beni
Avusturyal tccar dostuna teslim
ederken "Bunu saklayp istirahate
ekiliniz aziz dostum. Dndmde her
ey ortaya km olacak!" diye de
tembih etmeyi unutmad.
Elsheimer konana tam gn sonra
dnebildi. Papa'nn hasta ziyaretine
giderken giydii protokol elbisesi

amur, kan ve yrtklar iindeydi.


Kapdan girdii an kapld deheti
mrnn sonuna kadar
unutmayacandan phe etmiyorum.
nk o gittikten sonra gelen adamlarn
konaktakilere neler ettiini, nefes alan
herkesi -buna kedi ile papaanlar da
dahildi- kk paralara ayrp
dierlerine yedirmek iin zorladklarn,
sonra da cesetlerini lime lime salonun
ve odalarn iine dattklarn, kadnlar
ve ocuklar topladklar odadan gelen
lklara kahkahalarla cevap vererek
gn aarasya kadar vahice
elendiklerini, nihayet Avusturyal
tccar ile Venedikli hekimi ikence ile
konuturup ldrdkten sonra konan
altn ve gmlerini yamaladklarn

grnce hangi aile reisi olsa dehete


derdi. Elsheimer'in, o gnden sonra
btn acsn, yapt resimlere
yansttn ve beni sakl olduum
valye zrhnn iinden alp gtren
hazine avclarnn bulunup
cezalandrlmas iin Roma'nn en nl
valyesini himayesine aldn ve bu
okuma yazmas bile olmayan kara cahil
haydutlarn hepsini tek tek ele geirip
gece karanlnda cesetlerini
paralattn, ama beni bir trl yeniden
ele gei-remediini ok sonradan
rendim. nk hrszlarn o gece beni
gtrp teslim ettikleri efendileri,
kardinalin has bendelerinden olan rahip
Giovanni idi ve Roma'dan ayrldm
gne kadar hekim Antonio bile onun

hcresinde hapsedilmi olduumu hi


bilmedi. Sonraki gnlerde Giovanni'nin
hep "Ne gzel plan idi! Acele ettim.
Elsheimer'in ifreleri zmesinin uzun
sreceini iyi hesaplayamadm!" diye
yaknmalarn dinleyip durdum.
190L.H
Sonraki yllarda Roma'daki en heyecanl
gnlerimin limana gelip giden Osmanl
kadrgalarn ve kalyonlarn
seyretmekle getiini syleyebilirim. Bu
kent elimden Leyl'm ald, ama bana
bilmediim bir dnyay verdi. Quirinale
saraynn yapm bitip alnn
yapld gn Vatikan'a geliimin
zerinden tam be yl gemiti. O gn
btn Katolik devletlerin krallar

buradayd ve Papa Julius, trende Rahip


Giovanni'nin terifat olarak
grevlendirilmesini istemiti. Ertesi gn
rahibin odasndan ilk ve son defa ktm.
nk rahip kendisine balanan byk
onur nedeniyle Papa'ya bir hediye
sunmay istediinde bunun ben olmam
gerektiini dnmt. Yazk ki
Papa'nn beni daha evvel grdn ve
hatta beyitlerimden bazlarn okuttuunu
bilmiyordu. Roma tarihinin yeniden
canlanmas kadar ihtiaml kutlamalarn
olduu o gnde bir yandan lenler
yaplrken, dier yandan mahzende
Giovanni'nin kellesi uuruluyordu. Roma
o gn ve ertesi gn lgnca elendi.
Halk vakit dua etmeyi unutacak kadar
lgn elenceler buldu kendisine ve

sokaklar anason kokusuyla dolup tat.


Zangolarn iri anlara ait halatlara
aslma zamanlarn unutmalar Papa ve
konsil yelerini tedirgin edince
Roma'nn geleceine ilikin acil eylem
plan yapabilmek zere toplandklarnda
ben de o salonda idim. Buras Yasef
Navi tarafndan Vatikan'a getirildiim
ilk gnde Papa IV. Julius ile grp
efkatli kucanda sabahladm salon
idi. Pencereden yine San Pietro
bazilikas grnyordu ve
Habsburglarn zenginlii salonun
tavanlarndan ve duvarlarndan
insanlarn kalbine renk olup yaylyordu.
Ne var ki salonda bulunanlarn ou,
benim ilgimi eken bu ihtiamn sona

ermekte olduunu dnyorlard.


Roma, artk eski gcn yitirmi
olmann ezikliini tamaya mahkumdu.
imdi ykselen yldz Trklerinki idi ve
bugn, bu atnn altnda, Osmanl'y
deerlendirmek de gerekiyordu.
Konuulanlardan Roma'nn gerekten de
problem yumana dntn
arlayabiliyordum. Bunlardan biri de
istanbul ile
babil'de lm istanbul'da
akl
191
dzenlenecek ilikilerin seyri idi. iyi
niyet gsterisi iin, Hz. Muhammed'in

Mekke'den Medine'ye gyle balayan


hicri takvimin bininci yl kutlamalarn
bahane ederek Sultan'a eliler
gndermenin bu ilikileri olumlu
etkileyeceine dair bir karar aldlar. Ne
de olsa Sultan III. Mehmed'in annesi
Safiye Sultan kendi kzlar saylrd.
Papa Julius o anda beni hatrlad ve
hediyelerle birlikte benim de
gtrlmemi syledi. Ne de olsa Safiye
Sultan ve belki de olu Mehmed beni
tanyordu ve bundan holanacaklard.
Vatana dnme dncesinden mi; yoksa
Leyl'nn hatrasna yeniden kavuma
sevincinden miydi iimdeki coku,
bilmiyordum ama o geceki kadar hi
sevinmemitim. Roma'ya yorgun

gelmitim ve dilimden anlamayan


iklimlerde yaamak beni daha da ok
yormutu. Susmann ve izlemenin erdem
olduunu, tankln gerei, bilginin de
acy oalttn renmitim ama ok
hasret, ok ac, ok azab ekmitim,
istanbul'da neyi zlemitim, yahut
istanbul'da ac hatralardan baka beni
bir bekleyen mi vard; elbette hayr.
Ama oras istanbul idi.
Beni istanbul'a eken Leyl'nn ak
myd; yoksa kaderim mi, karar
veremiyordum. Ho geldin bininci yl!..
tmtiyz- sabit seyyar mkildir hayl
Zanneder kest-nisnn shil-i derya
yrr

Koca Ragp Paa


Duran ile yryenler (yahut gezegen ile
sabit yldzlar) arasndaki fark
kestirmek zordur. Gemi yolcusuna gre
yryenler sahillerdir nk.
XVII
Bu, Damlann Derya ile Ahengi miydi;
Ya Akdeniz'de Bir Korsan Cengi miydi?
Bir geminin szlp getiini kylara
bakarak izlemek, bir gizem iinde dalp
kaybolmak gibidir. Akdeniz'in durgun
sularnn, lodoslarn ve poyrazlarn
hcumuyla hrnlamaya yz tuttuu bu
mevsimde hibir deniz, benim
dalgalarna hayran kaldm bu sular

kadar gizemli olamazd herhalde. nk


Ro-ma'dan stanbul'a gidiyorum, dler
ve hayaller kurarak. Yolculuk balayal
yaklak iki gn oluyor. Mesina ile
Sicilya geride kald. Alay sancaklaryla
donatlm kalyonumuz, pruvamzda
turna kanad seyreden ekelveler,
kadrgalar ve kalitalar ile korunuyor.
Papa'nn zel gemisi olduu iin
Akdeniz'in hal korsanlar, Osmanl
sultanna dostluk mektubu ve baz
hediyeler gtrd iin de Trk
korsanlarnn herhangi bir saldrsndan
emin ilerliyoruz. Ne var ki Akdeniz'de
Maripli yahut Berberi korsanlar da
tremilerdi son zamanlarda. Dahas
Malta'da konulanan Saint-Jean
valyelerinin de gemi azya

babil'de lm istanbul'da a k I 1 9
3
aldklarndan bahsediyor denizciler.
Malta aklarn getik ama her ne olursa
olsun, Akdeniz'de yelken aan her gemi
bir potansiyel tehlikedir ve bir geminin
kimlii belirlendiinde zaten ya i iten
gemi olur, ya yakn temas ile rampa
ateinde konuulan dil imdada yetiip
gemi serbest braklr.
Akdeniz'de byk balk kk bal
yutar. Yzyllardr bu byledir. Bu
yzden pek ok korsan gemisi baka
kimlikler altnda hareket eder de, ancak
iaret sancaklaryla dier bir gemiye
mesaj gnderildiinde mesajn okunup
okunmadna baklarak yad mdr,

yabanc mdr anlalabilir, iaret


sancaklarnn okunabilecei kadar
yakna gelen bir gemi ise zaten salt
tehlike demektir.
Ben, Papa'nn zel elisi tayin edilen
dostum Antonio ile beraberim. Bunca
yldan sonra o da benim gibi istanbul'u
yeniden grecek olmann verdii
heyecan tayor. Genlik hatralarn
dolduran sarayda ve enderun mektebinde
geen gnlerinin buruk lezzetiyle belki
eski arkadalarna rastlamann umudunu
tayordu kalbinde. Bense belirgin bir
umuttan bile yoksunum. Gittiim kentte
hatralarm var ama sevdiklerim artk
yok. Kaderim ile hayallerim akacak
m, yoksa atacak m, bilemiyorum.

Kalyonun k stnde yer alan iki


kamaradan kk olannda, seyir alet ve
haritalarnn bulunduu darack odada,
ben denizin btn romantizmini
zmseyerek hayaller kurarken, Antonio
sk skya yapt tra leenine
yediklerini karmakla megul.
Bitiiimizde kprst ve nmzde
serdmene ayrlan kk alan yer alyor.
Grandi dire-indeki gzc drt saatte bir
deiiyor. Rzgrn iddetini arttrd
saatler ile yamurlu zamanlarda gzc
yerine eitimli bir gemi maymunu alyor
nbeti. Bu maymunlarn ellerini
alnlarna siper yaparak uzaklara
baklarndan ve bir gemi, yahut kara
grdklerinde kardklar seslerden
hayrete dtm itiraf etmeliyim.

194 l*m
Seyir kamarasnda, uzunca bir adamn
ancak ayaklarn bzerek yatabilecei
kk sedirin stndeki rafta
tomarlanm haritalar, kenardaki
sandkta da usturlablar, pusulalar, kmr
ve elik ubuklar, sekstand ve rubu
tahtalar bulunuyor. zellikle gece
seyrinde kullanlan rubu tahtalar ile
usturlaplar yldzlarn yerlerine gre yn
ve rota tayinine yaryor.
Antonio'yu deniz tuttuu iin papatya
kknden yaplm ilalar alyor ve
kendine geldii vakitlerde devaml
haritalar inceliyor. Ptolemaius'un
1380'lerde yapt Greke corafya
rehberi, Battista Agnese'nin oniki yl

evvel Papa iin hazrlad dnya atlas,


Barbaros Hzr Hayreddin Reis'in
kardei Oru'u ele geirdikleri vakit
Rodos valyelerine ganimet olan Trk
haritalar, deiik korsan gemilerinden
alnm papamundolar, atlas minorlar ve
Akdeniz liman resimleri, zellikle Arap
denizcilerin yaptklar byk lekli
portolonlar, limanlar ile fenerleri
gsteren izimler, gemilerde grntl
haberlemeyi salayan sancak
iaretlerinin kod izelgeleri, ksaca
kamarada bulunan her ey, onun devaml
aratrd yazl dokmanlar.
Akdeniz'de dolaan her gemide bu kadar
harita bulunmayabilir, ama kaptanlarn
ou harita izimini ve pusula imal
etmeyi bildikleri iin seyir kolayca

yaplr. Bunca zengin haritalar grnce


ben "Acaba?" dedim iimden, "Piri
Reis'in Atlas Okyanusu haritasnn bir
kopyas da var mdr bunlarn
arasnda?!"
Antonio, dn btn gn, kod
izelgesinde yer alan gen, kare veya
dikdrtgen flamalarn karlklar olan
harfleri ezberlemeye alt. Bylece
geminin pruva direine ekilen flamalar
ile gemiden gemiye yahut gemiden
karaya hangi mesajlarn gnderildiini
anlayabilecek, ona gre kaptanlarn
kendisine sadakatle seyrettiklerinden
emin olacak ve aksi durumlarda nlem
alacakt. Antonio denizcilik bilgisine o
kadar merak salmt ki, ben, hi

olmazsa dnk mehtapl gecede,


Akdeniz'in beyaz kpkl sularna
bakarak romantik anlar geirebileceini,
Efendim Fuzul'nin lirik dizelerinden sz
ge-limi Leyl'nn, akn aya anlatma
sahnesini okuyacan boa
babil'de lm istanbul'da a k I 1 9 5
umud edip durdum. O, mide bulantlar
arasnda denizcilik dersleri alyor,
bense hayaller kuruyordum. Denizcilerin
ise bizimle pek ilgilendikleri yok
gibiydi. Kumanya getiren zbandut ile
arada srada haritalardan veya seyir
aletlerinden birini alp yerine dierini
koymak iin gelen kalyon svarisi de
olmasa, kamarada bizi unuttular
sanlabilirdi. Neyse ki gzc

maymunlarn grandi sepetinde ritmik


sraylarla nasl dnp durduklarn,
bacaklarndan uzun olan kollarn ne
doru nasl salladklarn, ellerini siper
ederek nasl uzaklar gzetlediklerini
seyretmek de benim iin elenceli
saylrd.
Antonio, haritalarn karalar gsteren
ksmlarndaki resimleri birer birer
inceliyor, mitolojik simgeler, blgeler
arasndaki snrlar, egemenlik alanlarn
gsteren bayrak ve insan resimleri -sz
gelimi Afrika'da srtn sra dalara
dayam adrlardan ban uzatan siyah
adamlar, berdua gezen aslanlar ve
pinekleyen maymunlar, Anadolu
corafyasnda kaleler ve yenieri

kyafetli adamlar ile yeil bayraklar,


Msr ve Kzldeniz taraflarnda deve
figrleri, ispanya ve Fransa taraflarnda
atolar, byk halar, sedir bitkileri yer
alr-, her lkeyi temsil eden simgeler
zerinde saatlerce gz yoruyor, en ok
da deri zerine izilmi olan bu harita
ve portolonlarda deimeyen iki eyi,
derinin boyun ksmna resmedilen rzgr
gl ve pusula
196 um
izgileriyle izen kiinin dinini belli
eden tasvirleri iyiden iyiye inceliyordu.
Meryem ile sa tasvirleriyle kurslar
bulunan haritalar Hristiyanlarca, hilal
ve ayet bulunan haritalar da
Mslmanlarca izilmi olanlard.

Antonio eer BC'den haberdar olsayd,


yahut Babil ilahlarnn altn heykellerini
bilseydi, bu haritalardan birinin
zerindeki Siru balkl haner figr
mutlaka dikkatini eker ve dier
haritalar" incelemeyi brakp bu ceylan
derisindeki gizleri zmeye alyor
olurdu. Hatta bu haritann altnda
bulunan ivi yazl harflerle "Ariya
Akeldan adna bunu koruyunuz!"
cmlesini okuyabilirdi. Bir kez daha
anladm ki benim kaderim olan ey,
bakalar iin bir bilmezlik hali idi.
Bir ara, yabanc bir kalyondaki yolculuk
hayatnn ne kadar cimri olduunu
dndm. Burada szler bile ok
plak. Denizciler burada sevgilerini ve

hznlerini Doulu milletlerin


gemilerindeki gibi gstermiyorlar. Oysa
denizde neler neler gelir kalbe. Mehtaba
baknca, yahut sudaki yakamozlar
seyrederken bir masala girmek, krknc
kapdan bir mutluluk lkesine
geivermek olasdr. Dalgalarn iddetli
yahut hrn, durgun yahut okayc
sesleriyle ryalara dalmak da
mmkndr. Antonio'ya bunlar
anlatmak, Leyl ile olan maceram
yeniden hatrlatmak, hatta l
gecelerinin lk havasyla Akdeniz'in
berrak sular arasnda bir dostluk
kurmasn salamak iin neler
vermezdim, istanbul'a gidiyordum ama
bu yolculukta mutlu olmadm anladm;
ve yabanc bir lkede, gurbette gibi

hissettim birden kendimi. Ufuktaki


gurubun ve denize hzla giren gnein
ardndan iimi bir sknt kaplam
gibiydi. Yeniden saraya gidiyordum, bu
doruydu, ama Rukl de, eski
sevdiklerim de artk yoktular. Belki
vezirler, sultanlar, devletlular arasnda
yeniden itibara kavuacak, Efendim
Fuzul'nin adn andrarak Leyl'm
aramay srdrecektim ama iimi
yangnlara salacak bir ac hep
yanbamda, evremde, barmda
olacakt. Bir ayrlk ayd bu...
Leyl'nn m, Rukl'in mi olduu belli
olmayan bir ayrlk. Yamurlu
ikindilerde grlen hznl bir
babil'de lm istanbul'da ak|197

rya gibiydi hayat. Mehtap, kurun


bulutlar arasnda grnp kaybolmakta,
rzgr iddetini arttrmaktayd.
Akdeniz'in sesi iir gibiydi. Saatler
sabaha yaklayordu ve biz Modon'a
yaklayorduk...
Kaptan Jacopo Maggiolo'nun
"Hamlaclar kreklere!.." komutu
duyulduunda gzc maymun ldracak
gibi baryordu. Modon aklarnda
geminin silyon fenerleri grnp
kaybolmutu. Bunlar Malta kalyonlar
olmalyd. Byk olaslkla Malta
aklarndan geerken hzlarn ve
rotalarn tahmin ederek gr mesafesi
dnda kendilerini takip etmilerdi.
nk geceleyin fener sndrerek

saldrmak Saint-Jean valyelerinin


yntemiydi ve korsanlk geleneine gre
bu denizlerdeki en byk erefsizlik
saylrd. Antonio derhal kprst-ne,
kaptann yanna gitti. Malta adasnda bir
kilise cemaati olarak yaayan, Rodos'ta
karakol gemileri bulunan en azl korsan
filosu bu valyelerinki idi ve Akdeniz
elli yldr bu filonun dehetini yayordu.
Koloniel yerleimde misyonerlik iin
adalarda garnizonlar kurup Akdeniz'i
haraca keserler, aldklar Mslman
esirleri kltan geirir, Hristiyan
olanlar satarak kiliseye gelir
salarlard. Srf bu amala Malta'da bir
denizcilik okulu kurmular ve
Barbaros'tan sonra Akdeniz'de hakimiyet
salamlard. Tek ekindikleri Sultan

Mehmed'in kaptan- deryas Koca Murat


Reis'in gemileriydi. Onun dnda kime
ait olursa olsun saldrr, ganimet veya
vergi alrlard. Mslmanlarn bininci
yln tebrik iin Papa'nn Osmanl
hkmdarna hediyeler gndereceine
ait istihbarat yapmlar ve her zaman
olduu gibi kimliklerini gizlemek zere
gemilerini Arap kara-kalarna
benzetmiler, sancaklarn arya ile
yerine Portekiz flamalarn toka ederek
Maggiolo'nun zerine geliyorlard. Maggiolo rzgr arkasna alarak vakit
kazanmak ve bylece sabahn olmasn
beklemek istiyordu. Belki ekecei
iaret sancaklar ile gerekli mesajlar
yollayabilir ve kutsal bir amala
seyrettiini anlatabilirdi. Gerekten de

bu seyir Papalk iin kutsal bir


198 Um
amaca ynelikti. Papa bu hediyeleri
sunarak Osmanllar ile bar devam
ettirmek, belki valide Safiye Sultan'n
kan ban kullanarak Osmanl
hapishanelerindeki mahkumlardan
bey-znn serbest braklmasn ve
barn devamn salamak istiyordu.
Karlnda ambarl zel kalyonunu
cins atlar, zel yetitirilmi ahinler,
ayaklan halhall ceylanlar, gm
tasmal yetikin tazlar ve bunlar
sunmak iin de yirmi gen kz ile yirmi
delikanl gnderiyordu. Sultann
huzuruna ktklarnda her birerinin
elinde hediye dolu tepsiler bulunacakt

ve ben de bu tepsilerden birinin


zerinde eski dostlarma kavuacaktm.

Maggiolo ne btn bu armaanlarn


tehlikeye atlmasn, ne de kalyonun bir
atmaya girmesini istiyordu. Bir
atma demek, hediyelerin hasar
grmesi demekti nk. Verdii karara
gre kalyon Koron adasna doru hzla
rotasnda devam edecek, muhafz
gemiler valyeleri durduracak yahut
oyalayacakt. Gn maya baladnda
ardmzda aborda olup yanan Papalk,
iki de Malta gemisi ile sahile ylan
Modon kyllerini grdk. Denizde
gemi paralarna tutunup hayatta
kalmaya alan yarallarn lklar
duyuluyordu. Sava sularnda hayatta
kalan tek Malta gemisi ise yarallarn
toplamakla urayordu. Maggiolo rahat
bir nefes alp "Geride kalan gemi tek

bana bize saldramaz!" diye sevinirken


asl tehlike kendini gsterdi. Meer
valyelerin plan bu kadar deilmi ve
Maggiolo tam da onlarn planlarna gre
hareket edip tp tp Koron aklarna
gelivermi. imdi karsndaki on
pare-lik Malta filosu karsnda kendi
gemisi korumasz, aresiz ve hz kesmi
olarak kzl klahllarn arasnda kalm
durumda. Teslim kararn Antonio ile
birlikte verdiler. atmaya girmeden
teslim olacaklar ve gemileri yedeklenip
Malta'ya varnca durumu kardinale
anlatp kurtulmaya alacaklard.
Arap alay evresini saran korsanlar
arasnda Maggi-olo'nun gemisi Malta'ya
dnmek yerine Girit'e doru yol

almaktayd. Mora yarmadas grnmez


olduunda vakit de
babil'de lm istanbul'da a 5 k I 1 9 9
akama yaklayordu. O gece olanlar
ben de hatrlamyorum. Yalnz Koca
Murat Reis'in "Kasd- kfir!... Gaza
niyyetine!.. Koman kurtlarm!"
haykryla yrtlan gecenin karanl ve
ardndan deniz zerindeki byk yangn
biliyorum. Ne olandan, ne de
olacaklardan bihaber ka zaman
getiini bilmiyorum, kendimi Leyl'nn
hayaline sarnm olarak brakverdim
savan iine...
Canandan muhabbet alp verdiler bana
Somu benim de canm cnne verdiler

zzet
Sevgiliden bir para sevgi alp bana
verenler, sonra da (buna karlk) benim
canm alp sevgiliye verdiler.
XVIII
Bu, Eski Hatralarn Canland ve
Kalbimin Anda Bin Kez Yanddr
Murat Reis kara bulutlarn gkleri
kapatt bir srada kamufle edilmi ate
kayklarn gnderip Malta
valyelerinin gemilerini ayn anda
alevlerle bulutururken "Gaza
niyyetine!" diye haykrdnda
Maggiolo'ya, yalnzca gemisine ate
sramasn engelleyici manevralar

yapmak kalm. Sonra Osmanl


donanmas yedeinde istanbul'a iki
gnde gelmiiz. Sarayburnu aklarnda
atlan dokuz pare top sesleri de beni
uyandrmaya yetmemi. zerime den
pirin sars usturlabn arl altnda
i-razeden km, sayfalarm dalmaya
balamt ki eski hatralarmn kokusu
dimam sarho ettii srada kendime
gelebildim. Evet, bu baheyi
tanyordum, bu ta duvarlar arasnda
krk yl geirmitim. Eski evimde,
Dicle'nin serin yamalarn dnp
aladm ta demelerin rzgrn
duyarak kendime gelebildim. Sultann
huzurundaydm ve mehter eli perevini
vururken ben, derinden derine, zerime
kapaklanan usturlabn cildimi yarp

geen eksen ivisinin acsn


duyuyordum.
.-i
babil'de lm istanbul'da ak|201
Sultan Mehmed'in barmdaki akayk
resmini pt srada gzlerinin
dolduunu ve hzn dolu erkeksi sesiyle
"Rukl! Babam seni ne de ok sevmiti
bilsen! Ve gerei ben biliyorum, sana
kydlar!" diye fsldadn benden
baka kimse ne grd, ne de duydu.
Sultan, Rukl'e kyanlarn kskanlkla
bunu yaptklarn dnyor, elinde beni
tutarken ne BC'yi biliyor, ne de Rukl'in
bana gelenlerin biraz da benim
yzmden olduunu dnyordu.

Bilseydi beni baka trl karlard


nk ve par-mandaki yz perken
bir ac tebessm esirgemezdi. pt
yzn prlanta kan grnce sevinen
ben oldum nk. Rukl'i denize
drdkleri gn koynunda tad
prlantadan biriydi bu. "Demek ki
Rukl'imin cesedi denizde kalmam!"
diye geirdim iimden ve sevindim.
Sultann bu iki busesinin ikisini de
sevdim ve Rukl'i sultandan ne akayk
iin ne de prlanta iin kskandm. Oysa
Dicle yamalarnda braktm Leyl'mn
dudak izlerine karan bu beinci kiinin
dudak iziydi ve Rukl'in kanyla izdii
akayk deseni zerinde be ortak ak
yayordu. Oysa ak iinde ortaklk
olamazd. Mmkn myd hi sevenin

sevileni paylamas, olabilir miydi bir


gnlde iki ak?!.. Yakk almazd bir
evde iki farkl misafir.
Biri dierini bilmeden ayn buseyi
paylaan bu insanlarn, Leyl'nn,
Efendim Fuzul'nin, Rukl'in, Kanun
Koyucu hkmdarn ve Sultan
Mehmed'in, gerekte ak bilen gnl
vurgunu kiiler olduunu geirdim
iimden. Alnmda bir gne gibi
parlayan sevgi buselerine dnmt
akayk resmi. Neden sonra sultan, eski
gnlerin hatralar arasndan syrlp
divan katipleri arasnda gezdirdii
gzlerini beyaz yzl ihtiyara evirip
"Mehmed Bey!" dedi, "Adam, sen
saraymza Hilye mesnevisini vermitin,

biz de sana L&M mesnevisini


balayalm. Bunu vaktiyle atam
Sleyman Han, Rukl nam cariyesine
vermiti. Yitirdiimizi sanyorduk.
Meer ehirler ve lkeler
dolamadaym. imdi geldi ama
saraymzdan bir defa nasibi kesilenin
tekrar mahremiyetimize girmesi mnasip
deildir. Alasn ve okuduka hayr dua
edesin, hem Fuzul aire, hem
hanedanmza."
202
Saraydan ne yolla olursa olsun bir kere
kann bir daha geri girmesine izin
verilmediinin bir tre olduunu o gn
rendim. Buna zlmedim diyemem,
ama be yldr Anto-nio'dan baka dilimi

anlayann olmad kentlerden bunca


sklm iken imdi Frenke
arkadalklar yerine Hakan Meh-med
Bey'in arka zg iirsel dostluuna
verilmem elbette gnlm aydnlatmt.
Saraya dair son hatram, hnkara sunulan
Papalk hediyelerini seyreden valide
Safiye Sultan'n, kendisine hediye gelen
gen kzlardan birine sarlp pt
oldu. Seraser desenlerle sim tel ilemeli
krmz entarisinin
-
babil'de lm istanbul'da a ; k I 2 0 3
eteklerini toplayp huzurdan ayrlrken
belki de Korfu'da geen ocukluk
gnlerini ve yllardr unuttuu adnn

Bafo olduunu anmsad yeniden. Ve sa


elinin parman yumup kime
gsterdiini anlayamadm BC
yeminine balln yeniledi. Olu,
dostluklarn sunmak zere gelen
Venedik elilerini kabul trenine valide
sultan sfatyla onu da davet etmekle
byk incelik gstermiti ama
kubbealtndan gz nemli ayrlacan
tahmin etmemiti.
Hicr bininci yl kutlamalar balarken
ben yeniden domu gibi oldum. stanbul
sokaklarnda donanma enlikleri vard.
ehzadelerin snnet dn iin krk
gn krk gece srecek elenceler
balamt. imdilik tek emelim ise
Rukl ile gecelediimiz ceviz aacn

ziyaret etmek ve o hznl geceyi


yeniden yaamakt. Yazk ki beni kimse
oraya gtrmedi ve hasret, barmda bir
dm olup yuvarland.
Hakan Mehmed Bey, evet, kelimenin
tam anlamyla bir divan efendisi ve
divan airiydi. Osmanlnn her trl
idar ve siyas grmelerinin yapld
divanda alnan kararlar zabta
geirmekti grevi. Evindeki divanda ok
oturmaya vakti kaldn syleyemem,
ama iirlerini derledii bir divan var.
Efendim Fuzul kadar olmasa da arada
srada bu divan sayfalarna gzel
gazeller yazd oluyor. Yeni efendimin
divanlii kadar bir divanelii de olmu
vaktiyle. Adn anan herkes bundan

bahsediyor nedense, iki yl ncesine


kadar Edirnekaps civarnda divan
katipleri iin ayrlan lojmanlarda
otururmu. Haz-ret-i Peygamberin ruh ve
beden gzelliklerini anlatt Hilye-i
Saadet adl o pek mstesna kitabn
yazd vakit sultanmz efendimiz
kendisine te'lif creti olmak zere caize
kabilinden bir hediye vermek istemi.
Ancak bylesi gzel bir kitaba ne verse
yetersiz kalr diye dnp "Sorula!"
diye buyurmu vezirlerine "Neye ihtiyac
var ise o verile!" Vezirler divan
toplantsndan sonra "Dile bizden ne
dilersen!" demiler. O dahi "zr
dilerim, ben yazdm kitabn caizesini
te dnyada Efendimiz'in

204 um
bizzat kendisinden dileyeceim, burada
bir ey almay ucuza satlmak sayarm!"
demesin mi? Israrlar fayda vermeyince
bir kabine krizi km sarayda, "Bunu
hnkara nasl syleriz!" endiesiyle srar
etmiler bir ey istemesi iin. "Hnkar
emridir, geri evrilmez!" demiler.
Mehmed Bey'in dedii dedik, bir ey
istemez, vezirler de mutlaka
isteyeceksin, iddiasndalar. Neredeyse
falakaya yatftacaklar zavally. "Bari
herkesin gnl olsun." diye "Artk
yalandm, eer mutlaka bir ihsanda
bulunulacaksa yamurda amurda evime
giderken pek m-kilat ekiyorum, ata
binmeme msade buyurulsun!"

"Tamam!" demiler, "Derhal sana bir at


alalm." Ne ki buna da yenieri aas
itiraz etmi, "Nizam- lemdir, ehir
iinde at ile dolaabileceklerin rtbeleri
ve kimlikleri bellidir, kadim treyi
korumak vazifedir, zinhar olmaz!" Bu
defa ikinci bir kriz patlak vermi, bir
protokol krizi. Sonunda Mehmed Bey'e,
Sirke-ci'den Cgalolu Sinan Paa'nn
kkne kan yokuta bir ev satn alp
iki gn iinde Edirnekaps'ndaki
hanesini nakletmiler de herkes rahat bir
nefes alp hnkara buyruunun yerine
geldiini bildirebilmiler. imditerde
kim Hakan Bey'den bahsetse bu garip
vak'ay anlatyor.
Mehmed Bey kendisine ihsan olunduum

iin pek sevinmiti. Sultan'a teekkr


ederken daha evvel benim ykm
anlatan Genceli Nizam'nin Farsa
mesnevisini ve benim baka bir nsham
okuduunu ama benim gibi tezhipli,
minya-trl, saray damgal bir nshaya
sahip olmakla kvan duyacan
sylemiti. Nitekim beni evine
gtrd zaman da bunu kutlamak iin
hane halkna helva ikram ettirmi,
ardndan da bozulan cildimi, yerinden
oynayan irazemi tamire balamt.
Mehmed Bey'in evinden Bahekaps ile
saray- hmayun grnyordu. ehri ok
deimi grdm. Bir defa Bahekaps
civarnda Valide Sultan'n yaptrd
yeni bir cami ve klliye inaat vard ve

Ayasofya'nm minarelerinden birisi de


tamirdeydi.
b a b i I' de lm stanbul'da
Hakan Bey'in evinde iir dolu yllar
geirdim. Sabahlara ka--dar air
dostlaryla iir zerine yaptklar
sohbetleri, helva gecelerinin rafine
elence ve akalarm, ramazan
iftarlarnn zengin konuklarn burada
dinleyerek eski saray gnlerimi
hatrladm. Gndzleri Yeni Cami ve
Ayasofya minaresinde alan iileri
seyretmek, akamlar da mum nda
hayaller kurmak beni epey
elendiriyordu. Ancak bu evdeki en
mutlu saatlerim selamln gney
pencerelerinden Rukl ile gecelediimiz

ceviz aacnn u dallarna bakarak


kurduum hayaller oldu. Aacn
saklandmz gvdesi acaba hl ayn
ekilde duruyor muydu, hep merak ettim.
Yazk ki beni oraya gtren olmad.
Evin Dbete diye ardklar bir
halay vard. Bana zaman zaman
Dicle'de braktm sevgilimi, l kz
Leyl'y hatrlatyor, kumral salar,
buday teni ve kmr karas gzlerine
dalp gittiim akamlarda da bundan
garip bir lezzet duyuyordum. Yirmi
yalarnda var, yoktu. Gnln Aya
Paa'nn yakndaki konann
bahevanma kaptrm, ama bir trl
bunu ona hissettirememiti. Ben
biliyordum, bahevan delikanl da onu
seviyor ama geleceinden korktuu iin,

arada srada konaktan Mehmed Bey'in


ocuklarna gnderilen hediyeleri
vermek zere kapya geldiinde frsat
bulduu hlde onun yzne bakmaktan
kendini men ediyor, iindeki acy
byttke bytyordu. Hizmetkrlar
iin namus en byk referanst nk.
Kim bilir ka sevgili bu disiplin iinde
birbirlerine imar edemeden yalnzca
hayaller kurarak mr geirmekteydi.
Mehmed Bey'in evinde kaldm sre
ierisinde ne BC'nin, ne de hazine
avclarnn yzn grdm. Bazen izimi
kaybettiklerini, belki de beni sarayda
zannedip oralarda entrikalar
evirdiklerini dnerek teselli
buldumsa da buna kendim de inanmadm.

nk elleri btn dnya devletlerinin


en gizli tekilatlarna bile ulaan ok
gl yedi kiinin imdilerde Osmanl
lkesinde ye bulundurmamalar aklma
yatmyordu. Ama Mehmed Bey'in evinde
gnler hzla akarken ne karanlk
gecelerde hrsz antalarna, ne de sala
meyhanelerin izbe
arka odalarna urad yolum. Gm
amdanl kilise dehlizlerinden de
gemedim uzunca bir zaman, stelik
Galata'ya hi yolum dmedi. Bunda
Hakan Bey'in alkol meclislerinden uzak
durmasnn da etkisi vard phesiz.
ehirde asayiin iyiden iyiye gevedii
hicri bininci yl kutlamalarnn gece
enliklerinde ve gndz yaplan esnaf

alaylarnda bile ne Roma'daki murassa


haneri, ne de Efendim Fuzul'nin matara
kayn grdm. Yine de birka defa
korkup heyecanlanmadm deil.
Bunlardan ilki Ayasofya'da enliklerin
balad gn okutulan mevlid
merasiminden sonra Atmeydan'n
dolduran m'min-ler arasnda dikkatimi
eken bir Rum kylsyd. Hakan Bey'i
takip eden bu karanlk adamn srmeden
gz, azdan sz alan usta bir
yankesici olduunu, takip ettii ihtiyarn
altn kesesinde muhtemelen birka
mangrdan baka para bulunmadn
yoklayp daha yal bir ihtiyar bulmak
zere rota deitirip uzaklamasna
kadar korkulu anlar yaadm
hatrlyorum. Adam kesenin iindeki

akeleri hissetmi ama benim


barmdaki Babil ilahlarnn altn
heykellerini hissedememiti. kinci
heyecan da sk sk kapya gele^ bir
dilenci dolaysyla yaadm. Evde eski
kitap olup olmadn, okumay ok
sevdii iin okuryazar takmndan olan
beyefendinin bunlardan birisini
kendisine ihsan edip etmeyeceini sorup
duruyordu. nceleri iimden,
"Muhtemelen evde bulunan kitaplarn
niteliklerini renmeye alyor!" diye
geirdiimi hatrlyorum. Ama birka
seferden sonra o da gelmez olmutu. Bir
defa da Kasmpaa'nn Sada-bad yolu
zerindeki Zindanarkas Mezarl'nda
bir adam kesmiti yolumuzu. Esrar
kulland her hlinden belli olan bu

adam, ssz servilikler ve ahideleri yan


yatm mezarlar arasnda belinden
yataan syrm ve Mehmed Bey'e
"Dkl babalk!" demiti. O gn,
Mehmed Bey bir mezar ziyaretine
gitmi, beni de yannda gtrp
Aynalkavak srtlarndaki topselvinin
altnda ikindi gneinin Hali'te
yakamozlar oluturduu asude bir vakitte
biraz mesnevi okumak istemiti.
Ziyaretine gittii ahidesi iekli mezar
bakmszlktan dalmak zereydi.
Hakan Bey'in
babil'de lm istanbul'da ak|207
Farsa ve aruz dersleri verdii
Meyyitzade diye anlan bir delikanlnn
annesinin mezaryd bu. Hakan Bey bu

kadnda bir ermilik vehmediyor ve


arada srada mezarna gidip Fatiha
okuyordu.
Hakan Bey'in dostlarna anlattna gre
onyedi yl evvel Osmanl askerleri Eri
nlerinde savarken aralarnda krkna
yaklam, akaklarnda krllar
olumaya balam bir sipahi de varm.
Akl sk sk istanbul'a kayyor ve alt
aylk taze bir gelin olan hanm ile
karnndaki ocuunu dnmeden
edemiyormu. Meer bu savaa gelirken
onlar emanet edecek kimsesi
olmadndan, "Ferman padiahn!"
deyip yola koyulaca srada iki rekat
sefer namaz klm ve Allah'a yle
yalvarm:

"ilah! Halim sana malumdur. Kalbime


yle gelir ki ben seferden dnmeden u
hatuncuk douracaktr. Artk ocuum
sana emanet."
Yenieri yanlm meer. Kendisi gider
gitmez gen kadn hastalanm ve drt ay
sonra da dourmadan vefat etmi.
Mahalleli onu getirip bu mezarln bir
kesine defnetmiler, iin garibi
kadnn karnndaki ocuk henz sa imi.
Mezara konulduktan birka gn sonra
dnyaya gelmi ve Allah'n hikmeti,
annesinin vcuduna trmanp gsne
yetierek emmeye balam.
ocuun bu l memesinde st bulmas,
karnn doyurmas ve nerede olduunu
bilmeden karanlk bir dnyada kh

uyuyarak, kh alayarak hayatn devam


ettirmesi beni de artt dorusu ya,
olacak olur derler, bir hafta kadar sonra
Or-du-y hmayun Eri Seferi'nden
dnm. Bizim sipahi neferi hasret
ateiyle soluu evinde almsa da nafile,
kap duva-r olmu. Hamile karsnn
lmn rendii zaman da
inanamam ve hi durmadan, "Olamaz!"
diye sayklamaya balam, "Ben
ocuumu Allah'a emanet etmitim. O
benim emanetimi korurdu."
208
I L,M
Nihayet mahallenin erkekleri ona
karsnn mezarn gstermiler. O

kaytan bykl da gibi yiit, henz bir


haftalk taze topraa sarlp alamaya
szlamaya balam. Bir mddet sonra
adamn hli bakalam. Alamay
kesip kulan topraa dayam. O da ne!
Kulaklarnda bir ses. Bir bebein masum
lklarndan baka bir ey de deil
stelik. Hemen yerinden dorulup
yanndakilere barm: "Bre kazma
krek getirin; evladm aada sadr!"
Bir kou, mezarcnn kazma ve krei
getirilip derhal mezar alm.
Grdkleri manzara akllara ziyan.
Erkek bir bebek, annesinin rmeye
balayan vcuduna yapm, sa
memesinden st emiyor. Hayrete ayan
olan ey, annenin vcudunun rengi ve

ekli deiip elleri ve ayaklan nane


pne dnmeye balad halde sa
memesinin olduu gibi korunmu
olmasym. ocuu alp mezar yeniden
kapatmlar.
Kadnn kocas olan sipahi iki yl evvel
lnce Hakan Bey bu ocuun bakmn
ve eitimini zerine alm. Temiz yzl
zeki bir ocuk bu. Ad nedir bilmiyorum,
ama herkes ona Mey-yitzade (l
kadnn olu) diyor. Meyyitzade'nin
arada srada annesine kar besledii
sayg ve hrmeti alayarak gsterdiine
ben de ahidim. Hatta bir keresinde
Hakan Bey ona, "Bak a oul!" bile
demiti, "ldn zaman seni tekrar
annenin mezarna gmsnler, mezar

tana da iek yerine kallavi ilesinler."


Bu szden "leride vezir olasn!"
temennisi anlalyordu; nk yalnzca
vezirlerin ahidelerine kallavi yontulur.
O gn vakit ilerlemi ve serviliklerin
koyu glgeleri altnda daha erken gelen
akamn alaca karanl mezarla bir
kasvet yaymt. Hakan Bey "Dkl
babalk!" hitabna kuandaki keseyi
kararak karlk verdi. Ama adam
yataan boazna dayayp "Daha!"
demiti "Dkl dedik sana!" Bu,
parmaktaki yzk, pazubenddeki elmas,
koyunda saklanan murassa haner vs.
demekti. Hakan Bey bunlar teker teker
verirken ben "te yine kara gnlerim
balyor, bu adam benim peimde!" diye

rktm. Adam Mehmed Bey'i Medine


fukaras gibi i
babil'de lm istanbul'da ak|209
donuna kadar nesi var, nesi yoksa
soyundurdu. Bu arada yemenisini
ayana lyor, Bursa atmas yeleini
srtna geiriyor, brmck aln beline
doluyordu. Sra mintana gelince
dmelerine bakp, "Bre senin gibi herif
bu mintana neden sedef dme
diktirmez?" diye alay bile ediyordu.
Serpu da batan gidince Mehmed Bey
"Aam, bari kaftan brak da evime gidebileyim, beni rsvay eyleme!" dedi.
Umursamaz tavrn birden deitiren
adam nce gld, sonra da "Haklsn
herif, analk seni byle grrse

hovardalktan geliyor sanr; hem senin


kaftan iime yaramaz, giysem
saygnln tayamam, satsam yakama
yaprlar." deyip am kadifesinden
kaftan dier kyafetlerden ayrd.
Astarnda ben vardm. Kaftanda bir
arlk hissedince kirli elini astara sokup
"te asl aradm bu!" diye kahkaha
atp sayfalarm kartrmaya balad. O
an ve adamn terli bedeninin kokusunu
hi unutmayacam. Birka dakika
iinde, bir yzyl boyunca sava grm
gibi yprandm. Resimlerime bakt,
Leyl ile sahrada bulutuumuz sahneyi
ehvetle inceledi, mstehcen imalarda
bulundu. Ben tam "Hazine avclarndan
biri!" diye dnmeye baladm srada
sayfalarmn rzgr gl gibi savrularak

utuumu hissettim. Meer serseri kanun


kaa tersane ayyalarndan biriymi,
kitab grnce bizimle alay ediyormu.
Hakan Bey'in yzne arptmda yeni
tamir edilen irazem yine dalacak da
canm yana yana yine ineler altna,
baklar altna yatacam sandm.
O gece ikimiz de eve pek perian
dndk ve Hakan Bey bir daha
Meyyitzade'nin annesinin mezarna
gitmedi. Garip tecelli, bir ay kadar
sonrayd, ayn tersaneliyi bu sefer
Tavukpaza-r'nda subann merkebine
ters bindirilmi, srtnda da suunun
byklne uygun bir tomruk balanm
giderken grdk. Merkebin yularn
eken tellal baryordu:

"Duyduk duymadk denilmeye; Akbyk


Hamam soukluundan hamam
mterilerinin giysilerini alan
Cennetolu nam cehennem ekyasnn
halinden ibret alma!"
21Lm
Hakan Bey'in evinde daha sonra
yllarm geti. Ac tatl hatralar...
Biliyordum, birilerinin benim burada
olduumu bildiini biliyordum. Mehmed
Bey, vakti geldiinde alnmak zere
emanetiliimi yapan bir hanc gibi
grldnn farknda olmad hi ve
beni ok sevdi. Ben de onu ok
sevdiimi sylemeliyim. Son nefesini
verirken yanndaydm, hatta
glmseyerek "Yrn- safa! u cennet

baeleri ne gzel baeler imi!"


dediini de duydum ve Hilye-i Saadet'in
ona iki dnya saadeti getirdiine
inandm, sevindim.
Hakan Bey'in evinde iirle, ak ile
dopdolu zamanlarm geti. Geri btn o
yllar boyunca Leyl'm bulamadm,
izine, yzne rastlayamadm; ama
selamln gney pencerelerinden her
bakmda, ceviz aacnn yapraklarnn
her titreyiinde, karda ve baharda, yazda
ve ayazda, hep Rukl'in rkek ceylanlar
gibi titreyen sesini iittim. BC'yi ve
hazine avclarn unuttum, ak hatralar
iinde yandm, kavruldum, yolumu
arp kayboldum. Ne gzel gnlerdi...

eb-iyeUiy mneccimle muvakkit ne


bilir Mbtel-y gama sor kim geceler
ka saat
Sabit
En uzun gecenin hangisi olduunu ne
mneccim, ne de takvim yapanlar bilir...
Gam tutkunlarna sor ki geceler ka
saattir!..
XIX
Bu, Gnter Kfir'in AtaTyi Kandrd
ve Sonsuz Hasretin Barm
Yandrddr
Ona herkes Nev'zde diyor. Kendisi
Kanun Koyucu'nun devrinde iirleriyle

hrete erimi olan Nev' Yahya


Efendi'nin olu olur. Aslnda ad
Ataullah. iir, tezhib, minyatr, bilim ve
tasavvuf, ilgi alanlar arasnda. Yetenei
sayesinde daha onse-kiz yandayken
niversitede asistan olmu, ttn
imenin haram olmadna dair fetva
veren ve bu yzden halkn diline den
eyhlislam Yahya Efendi'nin
kayrmasyla da Canbaziye
medresesinde ders vermeye balamt.
Hakan Mehmed Bey'in terekesini
yazmak zere evimize geldiinde
hizmetinin karlnda ona cret olarak
beni verdiler. imdi onunla
dostluumuzun zerinden iki sonbahar
geti. Sargzel'deki evinde Ganizade
Nadir ve Azmizade Hlet gibi iire

dkn arkadalaryla toplanr, estetik,


tasavvuf ve gzel sanatlar zerine
tartrlar, bu arada sk sk da Efendim
Fuzul'yi rahmetle anarak benim
sayfalanmdan beyitler okuyup
ezberlerlerdi. Aydm, zarif ve
212 um
akac bir insand. Nerede bir kitap
varsa grp okumak gibi bir hastala
tutulmutu. Bu gnlerde kilolaryla ba
dertteydi ve zayflamak iin papatya,
raziyane, nevruz iei ve pelin kk
karm aylar iiyor, ok sevdii
stanbul'un yakn kylerine, amlca'ya,
rpc ayr'na, Kksu'ya uzanp sk
sk yryler yapyordu.

At Efendi'nin en byk ideali be adet


mesnevi yazp hamse (beleme)
oluturmakt. Hatta isimlerini bile
imdiden planlamt: Sakinin Kitab,
ieklerin Esintisi, Bekrlar Sohbeti,
Yedi Sofra, Fikirlerin Anlam Gzellii.
Hatta bu kitaplar iine izdirecei
naklarn eskizlerini hazrlayp karsna
bile gstermeden zel sandnn gizli
blmesine koymutu imdiden.
Oru gnlerinin bitmesine birka gn
kala iftar zaman evinin kaps vuruldu,
iki yenieri neferi kollarndan tuttuklar
bir adamla kapda duruyorlard. Ecnebi
kyafetli bu adamla gz gze
geldiklerinde ikisinin yznde de ayn
aknlk vard, ikisinin de az yaps,

burnu, kk elmack kemikleri stndeki


iri kahve gzleri ne kadar da birbirine
benziyordu. Gelene sakal byk taklsa
duran; durann sakal ve by kesilse
gelen olacakt. Bir ona, bir tekine
bakan kolluk neferleri akn "Bu ecnebi
herif sizin akrabanz olurmu!" diye alay
edercesine kekelediklerinde hayreti bir
kat daha artt.
O gece sahura kadar mum altnda
hem birbirlerini tandlar, hem de
karlkl yklerini anlattlar, iki
yknn karlkl dorulanan ve
tamamlanan paralarna gre At
Efendi'nin byk dedesi Hac Kemal
Efendi Ankara'dan gelip Malkara'ya
yerlemiti. Onun Nasuh adl bir olu ile

Ali ve Irza -bu aslnda Rza demektiadl iki torunu olmutu. Bunlardan Ali,
Halvet tarikatna girmi ve sonradan
posta oturmutu. At'nin dedesi ite bu
eyh idi. Irza'nn ise, Anadolu eyaleti
sipahileri arasna kaydolunduu srada
Kanun Koyucu'nun Ala-man Seferi'nde
kffra esir dt syleniyor ve aile
arasnda Irza'nn tevatrlere dayanan ve
gitgide efsaneleen hikyesi sk
babil'de lm istanbul'da a k I 2 1
3
sk anlatlyordu. imdi karsnda duran
ve kendisine ok benzeyen adam o Irza
Efendi'nin torunu olduunu ve istanbul'a
hem akrabalarn aramak, hem de Dou
masallar zerine aratrmalar yapp

onlar resimleyerek bir kitap yazmak


iin geldiini, ok kr ki sonunda onu
bulabildiini sylyordu. Ben bu
ziyarette bir bit yenii seziyor,
birbirlerine ok benzeyen bu iki adamn
ruhlarnn hi benzemediini
hissediyordum. Konuurken, iten
davranmaya alan bu adamn, bir
samimiyet gstergesi olarak At
Efendi'ye dokunmasn, kk temaslar
ile szlerinin cazibesini arttrma yoluna
gitmesini, arada srada nkteler yaparak
havay daha sndrmaya almasn
dikkatle izliyor ve bunlarn samimiyetten
uzak yabanclk hissi ile sanki eitimli
bir hafiyenin kendisini kabul ettirmeye
alan tavrlar olarak gryordum.
Yanlmadm anlamak iin ok

beklemem gerekmedi stelik. Elini At


Efendi'nin omzuna koyduu bir srada
yzk parmayla sere parmann
yumulu olduunu fark ettim. Bu, tam da
BC yelerinin Marduk'u selamlama
biimleriydi. Keldan ruhanilerinin Sin
ayininde yabanclar byle
selamladklarn ve onlar zerinde gizli
bir etki brakmak istediklerini, evi
baskna uramadan evvel, Roma'da
Elsheimer'den dinlemitim.
Gnter'e gre -ki o, adnn bu olduunu
sylyordu- ikisi kuzen idiler. Geri
At Efendi buna inanmakta zorluk
ekiyor, hi tanmad bir ecnebinin
evine gelip akrabalk bandan
bahsetmesini heyecan verici bulmakla

birlikte pheli de gryordu. Ne var ki


Gnter, kuzenden te bir karde gibi
iten davranarak onu etkiliyordu.
Anlattna gre byk amcas Irza
Efendi Alaman ilerinde Linz
kasabasnda esir dt zaman,
Ferdinand'n tercman ve katiplerinin en
yals olan Sir David tarafndan satn
alnm. Alt yl boyunca ekmek yedii
kapya sadakatle hizmet eden gen ve
esmer gzeli Irza iyi ahlakyla bu yal
Yahudi'nin, yakkllyla da kz
matmazelin itimat ve gnllerini
kazanm. ok gemeden de dn-dernek ve Gnter'in babas imon Hasan
domu.
2 1 4 Um

Bu ykde inanlr taraflar oktu, ama


pheci bir gz Gn-ter'in birka gnlk
hayatn inceleseydi, BC'nin, onu buraya
gndermeden evvel ok uzun ve ayrntl
aratrmalar yaptn, At Efendi ile
Gnter arasndaki benzerlikten
yararlanmak zere kendisine Trke
retildiini, Osmanl devletinin yaps
ve sosyal hayat hakknda bilgiler
verildiini, istanbul'daki rf ve adetlerin
bazlarnn uygulamal biimde
belletildiini hemen anlayabilirdi.
"Sende" dedi Gnter birka gnlk
yaknlktan sonra, "L&M mesnevisi var?
Hilleli Mehmed Fuzul'nin yazd
kitap?"
"Bugnlerde hayranlkla

okuyorum stadn bu kitabn." cevabn


verdi At, beni okaya okaya raftan
indirerek. "Bugne kadar yazlm en
gzel elem yksdr bu." diye de ilave
etti sonra. Eer o srada At Efendi,
Gnter'in nabzn tutuyor olsayd, beni
grd o ilk anda baylacak derecelere
geldiini fark ederdi phesiz. Sahtiyan
cildime dokunduu an elleri titriyordu.
Kim bilir bunun iin ne kadar beklemi,
ne kadar umutlar ve
hayaller^bytmt. Yapraklarm hzla
evirip minyatrl ksmlara geldike
duruyor ve bayram ocuklar gibi
seviniyordu. Ne-\ den yazlarma deil
de resimlerime baktn ilk anda
kestirememitim. Sanki o resimler
arasnda bir ha-x rita aryor, bir define-

nin plann kefetmeyi umuyor gibiydi.


Bu hareketi, onun Babil ilahlarnn
hazine avclarndan m; yoksa BC
yelerinden
babil'de lm istanbul'da a k I 2 1 5
mi olduu konusunda beni ikileme
drd. "Belki de!" dedim iimden,
"BC ifreleri ararken beyitler zerinde
almaktan yorulup uzak bir ihtimal de
olsa resimlerim arasnda yeni ifreler
aramaya ynelmitir." nk ancak cahil
define avclar haritalarla i grr ve
haritalar da anlalmasn diye
resimlerin arasna yerletirirlerdi. Eer
byle ise Gnter hem altn ilah
heykellerinin, hem bilimsel tabletlerin
peinde kouyor demekti. Belki de

altnlar kendisi iin, tabletleri BC adna


aryordu.
"Ben." dedi, "Dresden Kraliyet Sanat
Atlyesinde arlken Vakf adna be
yldr bu minyatrler zerinde alyor
ve resim ile minyatr arasndaki
benzerlikler kuram zerine aratrmalar
yapyorum." Sonra uzun uzun resimden,
resimdeki perspektiften, renklerin
boyutluluundan bahsetti durdu.
At Efendi'nin, k aylarnda,
medresedeki hocalk grevinin dnda
kitap okumak ve iir yazmaktan te
yapacak fazla bir ii olmazd. Gnter ile
ertesi ve daha ertesi gnler uzun uzun
konutular. Ramazan bayram boyunca

onu eve gelen baka akrabalarla da


tantrd. Gnter, dedesinden
rendiini syledii yarm yamalak
Trke'siyle szckleri telaffuz ederken
evin ocuklarna elence douyordu.
Espri yeteneine herkesin hayran
kald, evin maskaras olan en kk
olan, pek ok kiiye yapt gibi ona da
daha ilk gnlerde bir lakap takmt:
Gnter Kfir. Bunu biraz da, kendi
resmini kardei-ninkinden daha irkin
yapt iin sylemiti. Gnter gerekten
de ok gzel resim yapyor, ocuklar,
onun el ayas kadar ktlar zerine
yapt resimleri ayna ile yan yana koyup
kendilerini seyretmekten byk keyif
alyor, bunun iin birbirleriyle adeta
yaryor, her gn ondan yeni bir

resimlerini yapmasn istiyorlard.


Gnter birka zaman sonra bundan skldysa da bir evde rahat etmenin,
ocuklarla iyi geinmekle mmkn
olacan dnp onlara ses
kartmyor, artk ezberledii burunlar,
eneleri, kulaklar ve dudaklar tekrar
tekrar izmekten yorulduu halde asla
vazgemiyor ve hatta bunu
216 I um
babil'de lm istanbul'da a k I 2 1
7
bir elenceye dntrmenin yollarn
aryordu. Nihayet ocuklarn resimlerini
gzlerini kapatarak izmeyi denedi ve
hayrettir, bunda da baarl oldu. Artk

her geen gn, daha ksa srede,


ocuun resmini gz kapal olarak
yapabiliyor ve gittike daha ok
benzetiyordu.
Gnter Kfir stanbul'a geleli neredeyse
iki ay olmutu ve btn zamann ya
minyatrlerim zerinde yeni izimler,
yahut ehri gezip kartografik resimler
yapmakla geiriyordu. Minyatrlerim
arasnda en ok da, hani Leyl'nn adr
nnde bayldm ve onun bam
dizine alp yzm glsuyu ile ovduu
sahneyi inceliyor, onu tekrar tekrar
iziyordu. Bu sahnede Leyl ile benim
bulunduum yerde topraa resmedilmi
snrlar, adr izimleri, aalar, bir
akarsu, uzakta dalar falan vard ve

muhtemelen Gnter Kfir burada bir


harita aramaktayd. Minyatrlerimi
gerek dnyadaki gerek mekanlara
dntrmekte ok baarl idi. Kendi
kafasndan yapt resimlerde de d
dnyay nasl gryorsa yle
resmediyor, bunlar da herkesten gizli
tutup tomar halinde koynunda saklyordu.
At Efendi ile sk sk resimden,
istanbul'un arkeolojik mekanlarndan ve
minyatrlerimdeki izim tekniklerinden
bahsediyorlard. Bir akam At Efendi
gizli gizli yapt naklarndan
bahsetmek gafletinde bulundu ona ve
hemen "Beraber resim almalyz."
diye bir dayatma ile karlat. Bylece
kendisi resim tekniini anlatacak, At
de ona minyatrn inceliklerini

retecekti. Bundaki amacnn


minyatrlerimde varolduunu zannettii
haritann iaretlerini bulmakt phesiz.
Sylediine gre her ikisinin resim ve
nak kabiliyeti ortak dedeleri Nasuh
Efendi'den aldklar genlerin eseriymi.
"Allah yazdysa bozsun!" dedi At
Efendi ve "Tabiat aynen taklid etmenin
derun hazlar ve arzular karsnda ne
deeri olabilir ki?!.. Bir sanatkr
grdnden ziyade grmek istediini
anlatan deil midir zaten?!.." diye de
ilave etti, minyatr sanatn resme kar
savunmak iin. Buna kar "Baar,
Tanr'nn eserine benzemekle
mmkndr; sanat Tanr'y taklitte
yceldii lde sanatdr." diyordu

Gnter, btn irk yeteneini taknarak,


ikisi arasnda ne zaman bir resim ve
minyatr konusu alsa bu tartma
yenilenirdi zaten. At, sanat denilen
eyin tabiatta varolann dnda aranmas
gerektiini, tabiatta olann yalnzca
Tanr'nn sanat olabileceini, ayrca
Tanr'nn sanatn taklid etmenin bir irk
olduunu, bu yzden Doulu ustalarn
izimlerinde resimden ziyade stilize
etmenin esas olduunu savunuyor,
Gnter ise resimdeki mekan, suret veya
boyutlardan birinin deitirilmesi olarak
grd Dou izimlerinin sanat eksik
braktn, Tanr'nn mkemmel yarat
gibi sanatnn da mkemmeli aramakla
ykml olduunu, bunun iin portre
yahut peyzajn nemli olduunu

sylyordu. At buna kar gerek


mkemmelliin ruhtan yansyanda
olabileceini, bir resmi bir insana
benzetmenin sanattan te bir ey olmak
gerektiini savunuyor ve bir trl
anlaa-myorlard. Ona gre kuzeninin
bu perspektif kullanma taknts,
Mslman istanbul'da balarna bir gn
mutlaka bir bela aacakt ama, bakalm
ne zamand?! Hatta bu yzden evin
dnda resimden bahsetmemesini art
kotu ona. "Koynunda saklad tomarn
varaklan bitse de u resim crmnden
bir kurtul-sak!..." diye geiriyordu sk
sk iinden.
Gnter Kfir, uzun gecelerin titrek mum
klar altnda At Efendi'yi zorlayp

minyatrlerimi birlikte incelemeye


mecbur brakt zaman ilk inceledikleri
sayfada Leyl ile okulda birbirimizi
grdmz gn anlatan sahne yer
almaktayd. Gnter Kfir, ykye gre
bu mektebin bir adr olmas gerektiini,
oysa burada bir Osmanl ta mektebi
bulunduunu, duvarlarnda ini,
pencerelerinde kndekri bulunan bir
adr hi grmediini, zeminin de ahap
deme oluuna hayret ettiini,
dolaysyla minyatrn daha sonradan
deitirilmi olup olmadn
sorguluyor, At de bu yknn her ne
kadar Necid llerinde yaanm olursa
olsun anlatcnn -Efendim Fuzu-l'nin
demek istiyor- veya nakkan yaad
corafyaya gre

yknn mekanlannda farkllklar


grlebileceini, bunun da doal
olduunu, nk arkta akn ve sanatn
hep ayn biimde alglandn sylyor,
"Daha ileride grl grl akan
rmaklarla salkm stler greceksin
dur bakalm!" diyordu. Gnter, hocann
rahlesi nnde bir sra kz, bir sra erkek
dizilmi olarak oturan rencileri ve en
nde Leyl ile beni gsteriyor ve bir
yandan zemin motifleri zerinde
aklamalar isterken dier yandan
rencilerin byle dizilmelerinin zel
bir nedeni bulunup bulunmadn
sorguluyor, ardndan elbiselerimizin
renklerine, n planda falakaya yatrlm
bir ocuun imir aacyla vurulan
ayaklarnn kzarklna, rencilerin

ellerindeki kitaplarn tutulu ekillerine


ve hepsinden nemlisi de Leyl ile
benim birbirimizi szen baklarmza
dair "neden, niin, nasl" gibi sorular
arka arkaya sralyordu. BUAM'n
ifrelerini byle zeceini sanyordu
belki de. Sayfann bir yerine gizlenmi
bir ipucu arad her halinden belliydi.
Yazk ki air gnll At Efendi bunu
kestiremiyordu. Elimden gelse At
Efendi'nin yapt btn aklamalar
tersyz edip onu sahnenin dna
srecektim ama...
Birka gece hi durmadan minyatrlerim
zerinde konutular, o sahneleri anlatan
beyitlerimi tekrar tekrar okuyup
yorumladlar. Her okunuta iimdeki ak

yarasnn biraz daha derinletiini ve


Leyl'ya olan sevdamn bir orta mal
malzeme yerine konulmasndan
utandm hissettim. Gnter Kfir benim
akm anlamaktan ok uzak bir kltr
yozluuyla eiliyordu resimlerime ve
akmn mahremiyetine hi sayg
duymuyordu. At ise ona izah etme
kaygusuyla, hissettiklerini deil,
bildiklerini sylyordu. Oysa Efendim
Fuzul, bilgilenmek iin deil,
hissedilmek iin yazmt L&M'i ve
elem atlasnda okunmasn isterdi.
Gnter Kfir, At Efendi'yi
konuturduka ben biraz daha yaralanm
gibi ac ekiyordum. Hani lde, o ilk
genlik yllarmda, rahmetli babacmn
Leyl'y benim iin istedii sahneyi,

sahralarda aslan ve ceylanlarla ettiimiz


sohbetleri, Kabe'ye dua etmek zere
gtrldm gn, Leyl ile
babil'de lm istanbul'da ak219
ssz ve kavurucu gurbetlerde yalnz
kaldmz ve nihayet Leyl'nn mezar
zerine kapanp bedenimi feda ettiim
nm izimlerini birer birer incelediler,
Gnter bunlardan resimler ve simetrik
izimler yapt. At Efendi onu
anlamakta zorluk ektiini ve yapt
izimlere bir anlam veremediini
tekrarlayp duruyordu. Yazacan
syledii kitapta bunlar nasl
anlatacan ok merak ediyordu
dorusu, ama nedense bir ard niyet
sezinlemiyordu hi. Oysa bu uzun sohbet

gecelerinden sonra Gnter'in odasna


ekilip konutuklarn izgilerle
yorumlamaya ve altn ilah heykellerine
giden yolu bulmaya altn bilseydi
bu kadar rahat davranmazd. Konann
selamlk ksmn kendisine ayrd bu
uzak akrabann, kendisi okuldaki
grevine gittii gndzleri evde veya
sokaklarda ne yaptn da pek merak
etmiyordu aslnda. Arada srada "Bugn
neler yaptn bakalm birader?!" trnden
srf konumu olmak iin sorulan
nemsiz szlere karlk Gnter, ibadet
iin Galata'daki sinagoglardan birine
gittiini, orada Musevi cemaatinden
dostlar edinip onlarla vakit geirdiini,
memleket hasreti giderdiini anlatp
duruyordu. Bir gn At Efendi bu

dostlaryla kendisini de tantrmasn


istemiti ylesine. Gnter Kfir
birdenbire ok sevindi bu teklife ve
birka gn sonras iin plan yaptlar ve
tabii her zaman olduu gibi o, beni de
yanlarnda gtrmek istiyordu.
Bahekaps'ndan sur dna kta sert
rzgrn balk sandallarm birbirine
tokuturduu bir poyraz karlad bizi.
Baheler arasndan ilerleyip deniz
gmrne vardmzda ise Safiye
Sultan'n bu baheler arasnda
yaplmakta olan Yeni Cami'sinin
inaatn kontrol eden kubbe vezirleri,
harem aas efendi, bostanc avuu,
mermerbrler, dlgerler ve mimarba
ile selamlatk. Gnter sanki onlara

grnmek istemez bir tavrla admlarn


sklatrnca At Efendi, "Korkma
birader, bizde devletlular ecnebi eti
yemiyor!" diye takld, kyafetini
2 20 um
iaret ederek. Oysa Gnter'in korkusu
kyafetinin farkllndan deil, bostanc
avuuyla muhatap olmaktand.
Bindiimiz pazar kay Galata'ya doru
yol alrken Gnter Kfir dnya ilerini
terk etmesi gereken u cumartesi
gnnde dayanamayp resim yapt iin
sinagoglardan birinde sabaha kadar
tevbe istifar ile gzya dkerek suunu
affettirmek istediini sylyordu. At
Efendi ise Gnter'in arkadalaryla

sohbetten sonra vakit kalrsa Galata'daki


Ceneviz kulesine kp ehri yle bir
seyredeyim diye geiriyordu iinden.
"Sence" dedi Gnter Kfir, "Konstantin
Kral, ehrin evre surlarn hep ift
duvar rdrrken Hali surlarn tek
duvar rdrmeseydi acaba istanbul'un
fethi ka gn daha uzard?" At bunu hi
dnmediini, merak da etmediini
sylerken bu adamn gerekten akrabas
olup olamayacan dnd ilk defa.
Hali'teki yelkenliler, kalyonlar ve
gmrk yolsuzluklar yznden mruriye
tezkiresi alamadklar iin aylardr
liman skaraya eviren Frenk
gemilerinden evrelerini pek gremiyorlard. stelik o gn Eyyub- Ensari

ziyaretine gitmi olan sultann, kzaktan


yeni indirilmi olan Byaz Mart isimli
tenezzh kadrgasnn gemesi iin de
denizde birtakm saray erkannn ve
grevli adamlarn peremeleri, yedi
ifteleri ve kayklar doldurmutu
Halic'in azn. Sultann kpk rengi
tenteleri ve st boya ahabyla tam bir
saltanat sembol olan kadrgas Altn
Boynuz'un ucunda grnd srada
kaymz Karaky limanna varmt
bile. O anda Gnter Kfr'in kalbine
yansyanlar okuyan birisi olsayd,
uzaktan da olsa ilk defa sultan grmenin
heyecan ile onca muhafz ve ihtiamdan
korkup rperdiini renirdi. Sultann
yaknda olmas, phesiz saray
hafiyelerinin ve Osmanl Hilal-i

Mahsusa aseslerinin bu civarlarda


bulunduunu dndrmt ona.
ki kuzen, ikindi gneinin istanbul
ufuklarn yalamaya balad srada
Sulumanastr yaknndaki Ermeni
keihanesinin yanndan geip Galata
Kulesi'nin hemen bitiiindeki gotik
mimarili sinagoga kadar yar amur, yar
buz tutmu sokaktan
babil'dc lm istanbul'da a k I 2 2 1
yokuu zorlukla trmandlar. Yabanc
grdkleri iin olsa gerek, hmla
zerlerine saldran iki karaba, Gnter
Kfir'in karlara boydan boya uzanmasna
ve kadife astarl zerdava krknn amurlanmasna yol anca iki neeli

yoldatan birinin kfrler yadrrken


dierinin gbeini hoplatan
kahkahalarn salvermesi, komu
evlerin pencerelerinden baz merakl
balarn uzanmasna ve kahkahalara
mahalle ocuklarnn da katlmasna yol
amt. Yorgun argn vardklar
sinagogun kapsnda Gnter Kfir
khyaya At'nin anlamad bir dilden
baz sorular sormaya ve ondan cevaplar
almaya balad. Konuma uzadka
sinirleniyor ve bunu da jest ve
mimikleriyle gayet iyi yanstyordu. At
Efendi o srada "Keke" diye hayfland
"Arapa ve Farsa rendiim kadar
kefere lisann da renseydim." Aslnda
Gnter tamamen gstermelik bir sinir
hali iindeydi. Burada dostlar falan da

yoktu ve ben, bu kahyaya nceden be


Ceneviz altn vererek rol yaptrdn
ve mizansen olsun diye konutuklarn
biliyordum. Nitekim At'ye dnp,
"Arkadalardan birinin ei madam
lm. Hepsi cenazeye gitmiler!"
diyerek buluma olmayaca iin ondan
zr diledi ve "Acuze kar lecek gn
bulmu!" diye de inandrc bir kfr
savurdu. At Efendi dorusu buna ok
da zlm grnmeyerek "O hlde ben
Kule'ye kyorum, akama evde
grrz." deyiverdi. Gnter'in
arkadalarn aslnda o kadar da merak
etmiyordu; yalnzca onun doru syleyip
sylemediini snamak istemi ve kahya
ile konumalarna bakarak bundan emin
olmutu. Gnter ise o anda bir tala

ikinci kuu da vurmay planlam,


kuzenini kendisine inandrmann huzuru
iinde "Ben de seninle kuleye
kacam!" diyerek o yllarda adi bir
cinayet vak'as yznden yabanclarn
kmasna yasak konulan Galata
Kulesi'ni grmeyi baarmt. At
Efendi her ne kadar, "Bak a birader!
Baz baz insan ban dinlemeli, ben
imdi kuleye kp L&M'in beyitleri
arasnda gnlmce istanbul'u seyretmek
istiyorum." dediyse de Gnter Kfr'in
srnaklndan kurtulamad: "'l,
'l!" diyordu, "izer ben de resim!.."
222 I um
Kapdaki yangn bekilerine rvet
vererek Galata Kule-si'nin i spiral

merdivenlerini trmanrken yine resim


izip izmemek konusunda uzun uzun
tarttlar. Kule'yi evreleyen teras kata
yaklatklarnda, vaktiyle mneccimba
Takiyyddin Mehmed'in astronomi
lmleri iin kulland gzlem
cihazlarn yerletirdii pencereler ve
dolaplarn yerlerini grdler.
Takiyyddin onbin altn harcayarak
Tophane bayrnda bir gzlemevi ina
ettirmeden evvel lmlerini burada
yapm ve Ariya Akeldan'dan ve Ali
Kuu'dan sonra dnyann nc
astronomi laboratuvarn burada
oluturmutu. Ben Takiyyddin ile hi
karlamamtm. Bu yzden onun BC
yelerinden biri olup olmadn hep
merak etmiimdir. Eer BC yesi idiyse

BUAM'n almalarn gerek bilimsel


zek ile anlayan tek kiinin kendisi
olduunun farknda olmalyd ve
Kadzade Mehmed emseddin
Efendi'nin "Astronomi ilminin srlarna
vakf olarak gelecei renmeye
almann devlete uursuzluk
getirecei" gerekesiyle rasathaneyi
yktrmasndan yalnzca ruhu deil,
mezardaki kemikleri de incinmi
olmalyd. Onun iin ben Kadzade'ye
kzdm kadar Takiyyddin'e zlrm.
Bilim adam olup da cahiller arasnda
kalmann azab ne mthi bir azaptr.
Kulenin zirvesine varnca grdm
manzara karsnda dorusu ben de
hayretlere dtm, istanbul'un baharda

yemyeil olan floras imdi karla


rtlyd ve surlar tam bir papa monda
izgisi gibi mavi ile beyaz ayryordu.
Karmzda, bo arazileri,
mahallelerinin birka misli olan surlarla
evrili bir cennet duruyordu. Gnter
Kfir, grd manzara karsnda
sevinsin mi, oynasn m, aknlktan ne
yapacan bilmiyordu. Gne, altn bir
boynuzu andran Hali srtlarndan
karlara ate tozlar serperek nazla
erimekteydi. At tam elini zerime
koymu, karanlk bastrmadan hznl
kentin ufuklarna doru haykrarak bir
blm daha okuyabilmeyi planlamt ki
"Anlat!" dedi Gnter, "Anlat bana, bir
ehir nasl bu kadar gzel

4
babil'de lm istanbul'da ak|223
olabilir ve neden bu kadar gzel
olabilir? Tant bana!" dedi. "Bir bir
syle bana srlarn kentin;
mahallelerini, kylerini gster bana."
Bunlar sylerken ne BC'yi, ne altn
heykelleri ne de minyatrleri ve
beyitleri dnyor, belki gerek bir
iirin gzleri nnde resmedilmi
olduunun sarholuuyla iindeki estetik
lezzetin cokusunu dile getiriyordu.
Gzellik karsnda ocuklaan bu adam
imdi ben bile sevebilirdim.
At Efendi bu talebi, Gnter Kfir'in
panoramik resme merakna balamt.

Ama ok gemeden koynundan kan


tomarlar, kk kt paralar, zeri
yazl desteler istanbul manzaralar
kadar sur ve su yollarnn planlaryla da
dolmaya balad. Gnter bunlardan
bazlarn dosya dosya antasna
koyuyor, bazlarn da At Efendi'den
gizleyerek izmelerinin iine saklyordu.
Bu yzden onun yapt su yollan planlan
ile mahalle eskizlerini At Efendi hi
grmedi. Her zamanki temiz kalplilik ve
iyilikseverliiyle anlatyordu:
"Surlardaki kaplarn civarnda
genellikle klliyeler ve ehirdeki
zenginlerin konaklar bulunur. Onlar tek
tk evler kuatmtr ve evler bek bek
mahalleleri dourur. Sz gelimi
Edirnekaps'nm gneybatsndaki u

Yenibae'de otlayan onbin at, iki yzyl


daha otlamaya devam etseler kimsenin
buraya ev yapmak aklndan gemez.
Hele Silivrikaps ile Yedikule
arasndaki Aaayr -ben bu arada
Yedikule adn duyar duymaz Rukl'i
hatrladm ve iim czz etti-; onun
kblesine den yerde Samatya ile Davut
Paa mahallesi arasndaki Bostanyerleri,
Langa bostan, Kadrga bostan, Cnd
meydan, yalnz bana gidilemeyecek
kadar ssz yerlerdir. Hatta son eyrek
asrda halk, buralara yakn gitmektense
Bizans forumlarna kaak ev yapmay
tercih eder oldular." Bu arada Gnter
Kfir, grd kubbelerin ve
minarelerin arkasndaki egzotik hayat,
burada bir kadn ile mutluluk iinde

yaanan ak gecelerinden sonra gnein


douunu seyretmenin harikuladeliini
dnyordu. At Efendi devam etti
anlatmaya:
224
"Bak a Gnter birader! Kenti evreleyen
u surlarn ii ile d ayr dnyalardr.
Giri klar her an kontrol edilip kayd
tutulur. Getiimiz k ortasnda
ocakllar kethda bey ile aay
azlettirmek amacyla kazan
kaldrdklarnda ii aztp dardan
kente it kopuk takmn alarak..." bu
arada iddetli soukta atlayan ellerini
outurup hohlad "...defterlere kibrit
almlar. Kira adl ft kar ile iki
olunu u grdn Yedikuleler de

astklar zamanda oldu bunlar." "Neden


Kirr aslmak?" diye sordu Gnter.
"Neden olsun, bu Kira kadn nceleri
bohaclk yaparak evden eve
dolarm. Kanun Koyucu zamannda
saraya kadar girmi ve emsi Paa'nn
rvet musluunu devletllardan yana ilk
kez o aktm imi. Hatta benim ergenlik
sivilceleriyle uratm yllarda onun
Safiye Sultan sayesinde, sarayda byk
bir nfuz edindii ve reayadan her
isteyene rvet karlnda
memuriyetler temin ettii dedikodular
dolatyd. Bu Kira Kadn, gnah
boynuna, eskiden klarn mektuplarn
da getirip gtryormu gizlice. Sevda
ekenlere iirler okuyarak mesajlar
iletip onlar sevdikleriyle buluturmak

iin hile stne hile yaptn, bunun iin


de en gzel ak iflerini onun bildiini,
hafzasnda yzlerce gazel bulunduunu
babam anlatrd."
At Efendi konuurken hafiften bir
rzgr km ve yerdeki kar sanki tekrar
yayormu gibi yeniden serpitirmeye
balamt. Gnter Kfir mahalleleri ve
minareleri sayyordu. Karadan surlarn
ylankavi uzants arasnda grd
tepecik ile zerindeki evleri merak etti
ilkin. Zaten bu kentin mahalleleri ya bir
cami, ya bir kilise, yahut bir havra
etrafnda olumu kendine zg kimlii
bulunan organik birimlerdi. Burada
mahalle canlyd; asrlar ierisinde
byr, geliir ve hatta ihtiyarlard.

Mahalle kendi kendisinin kefili olduu


iin suun azaltlmas adna her
mahalleli kendi insann kontrol eder ve
onlara mahallelilik bilincini alard. Bu
bakmdan mahalle bycek bir aile,
yahut bir sivil toplum rgt gibiydi.
At Efendi konumaktan yorulmu gibi
ban ve elini sallayarak beni tekrar
kard koynundan ve "Sen seyrededur,
babil'de lm istanbul'da a k I 2 2
5
ben biraz okuyacam." dedi emir
tonunda. Gnter susmutu. imdi ben de
Atfnin elinde istanbul'da gurubu
seyrediyordum. Ve ilk grdm ey
gnein, Edirnekaps'ndaki tepeye

kurulmu olan Mihrmah sultan camii


kubbesinin zerindeki son klar oldu.
"Mihrmah Sultan'n bir de skdar'da
camisi vard!" diye dndm birden.
Karl gnn dolunay parlak olur derler,
orada dolunay grdm, caminin tam da
iki minaresi arasndan domutu. At
Efendi benim fark ettiimi fark etseydi
phesiz iirsel bir hayal ile bunu
lmszletirecek dizeler yazard.
Mihrmah "Ay ile Gne" demekti ve
Kanun Koyucu'nun hayrsever kznn
istanbul'a yaptrd iki camiden birinin
zerinde imdi gne batarken
dierinden ay douyordu. Leyl'y
dndm birden, dolunayda yzn
grr gibi oldum. Gn battnda At,
Efendim Fuzul'nin dizelerinin

sarholuundan, Gnter Kfir bu rya


kentin bysnden, ben de Mihrmah'n
zamana meydan okuyan ilhamndan
tutulup kalmtk. Ne kadar zaman geti
bilmiyorduk. Ceneviz'in bu eski
kulesinde hayat durmu gibiydi. Leyl
aklma dmt ya, "Bu ehirde!"
diyordum, "Leyl bu ehirde olmal!
Gne ile ay burada buluuyorsa, gece
ile gndz de buluabilir; gece renkli
Leyl'm burada aikr grebilirim."
Btn liflerimin titrediini hissettim ve
Leyl'nn scakln duyar gibi oldum.
Leyl masalndan "Yeter artk, inseniz
iyi olacak!" diyen kule bekisinin
sesiyle uyandmda At Efendi beni
kuana yerletiriyor, Gnter Kfir de

onun anlattklarna uygun olarak yapt


yeni mahalle izimlerini mein
antasnn gizli blmesine
yerletiriyordu. imdi bu antada
yalnzca istanbul'un panoramik mahalle
yerleim resimleri deil, kentin sava
stratejisi ve jeofizik bilgisine ilikin
izimler ile At anlatrken izdii su
yollarnn planlan vard.
Alacakaranlkta sokak kpeklerinin
ulumalar arasnda eve dnerken ehrin
zerine bir hzn sinmiti. Rzgr
bayrlardan ve aalardan ald karlar
yeniden savuruyor ve gnbatmn
226
I L,M

eleyen kzllklar bir bir evlerin


pencerelerinde kaybolup gidiyordu.
Bahekaps'ndaki Yenieri
muhafzlarnn kontrollerinden geip
Ayasofya'ya giden yokuu trmanmaya
baladmzda artk kimsenin
konumaya mecali kalmam gibiydi.
Ben, Leyl'ya olan akmn hzn
krntlaryla melankoliye kaplmtm ve
iinde bulunduum artlar
deerlendirmeye balamtm. At
Efendi'yi seviyordum. Birlikte
hissediyor, birlikte yayorduk. Bazen
birlikte aladmz da oluyordu.
kimizin iinde de Leyl'nn trajik sonu
yaralar amt ve ben bir dert orta
bulmaktan dolay mutluydum. Bu
nktedan ve gbekli adamla birlikte

olduka, onun hisli ve romantik yanndan


bir yol bulup belki uzak zamanlardan
birinde Leyl'ya ulaabileceim
umudunu bytyordum iimde. Onun
ailesi, ocuklar ve evi Rukl'den sonra
bana bir sahiplenme duygusu
yaatyorlard. Nihayet onun yazmak
istedii mesneviler de benim
hatralarmla dolu olacakt ya; belki
bylece yeniden hayat bulacaktm. Zaten
Efendim Fuzul'ye kar besledii sayg,
yazaca kitaplarnn blmleri ve olay
rgs iin imdiden bir ilham kayna
olmutu.
Son bir aydr btn bu gzellikleri
bozan birisi var artk aramzda: Gnter
Kfir. Onu ilk gn sevmemitim; imdi

ondan korkuyorum. air olu air olan


sahibimden gizli yaptklar eyler hi
houma gitmiyor.
Ve sen, l kz Leyl!.. Seni
yreimden koparmak isteyenlere kar
Nevfel'in ordularnca savamaya
hazrm. Bu ehir ki bu kadar gzeldir,
sen buraya yakrsn!
Ah izini bir bulabilsem!..
Kimsesiz hi kimse yok her kimsenin var
kimsesi Kimsesiz kaldm yeti ey
Kimsesizler Kimsesi
Ruen
Dnyada kimsesiz hi kimse yok,

herkesin bir kimsesi var. Bir tek ben


kimsesiz kaldm, yeti ey Kimsesizler
Kimsesi!
XX
Bu, Gizli Servislerin evremde Cirit
Att ve Srlarmn Derin Uykulara
Yattdr
At Efendi sal gnlerinde niversitede
ders anlatmaya gitmez, bunun yerine
Sleymaniye medresesi ktphanesinde
aratrmalar yapard. Onun ktphaneye
gittii gnlerde eve ge geldiini,
ktphanede kendisi gibi air olan
Ganizade Na-dir, Kafzde Fiz,
Riyazi, Sabr, Vecdi ve daha birka
arkadayla toplanp mevsimine gre

narlarn koyu glgelerinde yahut


kahvehanelerin enfiye kokulu
kelerinde derin iir sohbetleri
yaptklarn stanbul'da bilmeyen yok
gibiydi. Hatta birok iir merakls srf
bu mecliste bulunabilmek iin ay,
enfiye ve kahve masraflarn stlenir,
airlerin gnln alrd. Onlarn
topland yerler genellikle bir yksek
iir akademisi saylrd. At Efendi
birka keresinde beni de gtrd iin
biliyorum; buralarda Trk gazelcileri
ran airlerini geride brakacak dizeleri
yksek bir medeniyet birikimiyle
sylyorlar, kaside ve mesnevi tarznda
yenilik yapmak gerektiini
derinlemesine

2 2 8L8.M
tartyorlard. Efendim Fuzul bu
mecliste olsayd phesiz hocasnn
kzna olan akna mstesna iir
boyutlar ve derinlikler kazandrrd.
At Efendi be ayr mesnevi yazma
fikrini burada tartm ve benimsemi,
Nadiri ile de bu konuda yemin edip kan
bile yalamt.
Gnter Kfir, Takiyyddin'in uzay
gzlemlerinin hatralary-la dolu
pencerelerden bakarak yapt
panoramik istanbul izimlerini
izmelerine saklad gnden sonraki
pazartesi akam yine At Efendi'den
Efendim Fuzul'nin minyatrleri zerinde
bilgiler alm ve yatma zaman

geldiinde benim o gece kendisiyle


kalmam rica etmiti. At Efendi hi
itiraz etmeden beni brakp odasna
ekilince Gnter Kfir ile ilk kez yalnz
kalyor olmamn, iimde tarifsiz bir
sknt dourduunu fark ettim. Leyl'y o
geceki kadar zlediimi, onun
yaknlna o kadar muhta olduumu
hatrlamyorum. Ne Roma'da engizisyon
papazlarnn ikenceleri altndaki
mahkumlarn lklarn
babil'de lm istanbul'da ask|229
duyduum o mthi gecede, ne Rukl'in
denize drld gnn akamnda,
ne de Badat'tan stanbul'a gelirken
yaadm karl gecenin

boazlamasnda bu kadar korkmutum.


Rukl'in kendi kanyla alnma izdii
iee ve dudann dedii yere
younlatrdm varlm ve Leyl'y
hissetmeye baladm. imde ayrlklarn
derin aclar birikti ve tam stanbul'da
Leyl'ya kavuma hayalleri kurarken
yeni hicranlarn kabuslar kaplad iimi.
O gece gemek bilmedi ve saatler
yzyla durdu.
Ertesi sabah Gnter Kfir evdeki izim
ve resimlerini toplayp bir bir antasna
yerletirdi ve her zamanki gibi sokaa
kmak zere hazrland. Kiisel
eyalarndan nemli olanlar toplamaya
baladnda beni de karacan
anladm.

Galata'daki Rum hekimin evine


gelmemiz yalnzca iki saati ald. Evet!
Bu odada bizi bekleyen kii Gnter
Kfir'in BC yesi arkadalarndan
bakas deildi. Biri Frederick'in gizli
servis efi Salzburglu Dodge taiger idi
bunlarn, dieri Kahire'den getirtilmi
bir hiyeroglif uzman kbti ve sonuncusu
da Fenerli bir eczac. Kk iki
parman yumduklar ellerini st ste
koyup selamlamasalard bu adamlarn
BC yesi deil, altn avcs agzller
olduklarn sanabilirdim.
Konumalarndan artk BC'nin ayn
zamanda ilah heykellerinin de peinde
olduklarn dndm. Belki de
yanlyordum; nk Msrl kbt BC'nin
ritellerine yabanclk ekiyor; Gnter

ile Staiger'in esrarengiz konumalarn


yadrgyordu. Bu adam belki de para ile
tutulmu bir uzman idi ve grevi
yalnzca yazlar incelemek olacakt.
"Bugn Konstantinepol'daki grevim
sona erdi yce Marduk!" diye yksek
sesle rapor verdi Staiger'e Gnter Kfir
ve uzunca bir mddet esas duruta
bekledi.
Gn nn toz zerreciklerini eledii bu
izbe ve fakir odada, ortada bir masa ve
evresinde Gnter'in szlerine kulak
kesilmi kii oturmaktayd.
"Majestelerinin krann bildirmekten
onur duyarm sevgili Gnter!" dedi
Staiger ve Gnter'in koluna girip masa
bana kadar gtrdkten sonra

23 0 um
oturmas iin eliyle iarette bulunarak
"Neler yaptn batan anlat!" dedi. O
srada Rum hekim kbt konuuna enfiye
kutusunu uzatm, "Siz de bir tutam zevk
buyurmaz msnz?!" diyordu.
"At Efendi gerekten de yz ve
bedence bana ok benziyor." diye
balad anlatmaya Gnter. "Ve tabii
btn Muham-medler gibi o da her eye
hemen kanyor. Amacmz iin ok iyi
seilmi biri. Benim kuzeni olduuma
tamamen inanmas iin onun iir ve
resim merakn kamlamam yeterli oldu.
ti-raf etmeliyim ki, ak dolu iirlerinden
ok etkilendim. Hele u L&M kitab var
ya, -bu srada beni antasndan karp

masann zerine brakt- ne bizim


airlerimiz byle bir kitap yazabilir; ne
de Trkler bu kitabn kymetini
bilmekteler."
Gnter'in antasndan izimler ve
resimler bir bir masann zerine
serilmeye baladnda "nce
kuzenimin(!) gvenini kazanmam gerekti.
Evine yerleebilmem ve iir renip
gerekli bilgileri alabilmem iin hep
dikkatli davrandm. Birinci hafta
getikten sonra her gn havraya
gidiyorum diye Bizans'tan kalma harabe
yerleri dolatm, su kanallar, lamlar
ve san yollarn inceledim. Bir
keresinde zerime duvar bile kt."
diye devam etti. Bu srada yal bir

adam odaya arap dolu bir ibrik ile drt


kadeh getirip brakt. Bu harab evin
sahibi olduu anlalan adam gidesiye
kadar hi kimsenin bir tek kelime
konumadn grdm. Sonra gzler
yine Gnter'e evrildi ve o da
hikyesinin geri kalann anlatmaya
balad rahatlam bir eda ile. Bir
yandan antasndan kard eyalar
sunuyor, dier yandan saygl bir lisan
ile yaptklarn anlatyordu:
"imparatorumuz yce arlken'in asil
olu Frederick'e takdim edilmek zere
siz sayg deer Hal Tekilat Osmanl
izleme Grubu efi'ne gzel izimler
hazrladm efendim. Ama asl amacm bu
deildi tabii. BC'nin siz muhterem

bakan XVI. Marduk'a L&M kitabn


sunmakla iftihar ediyor ve yce insanlk
idealine hizmet etmenin huzurunu iimde
duyuyorum. Buradaki notlarmda da
Osmanl'nn mevcut bte, hazine ve
asker
babll'de lm istanbul'da a ; k I 2 3 1
bilgileri ile istanbul ehrinin altndaki su
yollar, dehlizler ve lamlarn
anlatld bilgiler yer almaktadr.
BUAM'n geleceini ekillendirmek
zere istediiniz bilgilerdir bunlar sayn
Marduk! u kroki ve haritalar da tam
zatlilerinin arzulad planlar
dorultusunda hazrladm
syleyebilirim. Kuamda kmr tozu
ile is mrekkebi tamam bana siz

retmitiniz, bunun yararn istanbul'un


panoramik eskizlerini hazrlarken daha
iyi grdm, ileride bunlar boyadmda
tam bir istanbul Albm olacak. Byle
bir albmn BC ve Evrenin valyeleri
iin hazrlanmas ve birka nsha
oaltlp Flemenk, France, Venedik,
italya, Ipaniye ve Ceneviz ubelerine
gnderilmesi vazifesini siz sayg deer
Marduk bana vereliden bu yana ilk defa
bugn rahat bir uyku uyuyacam.
Umuyorum ki siz sayg deer efendimin
araclyla Papa hazretleri beni takdis
edecek."
Gnter Kfir, odadaki ayin hayasn
biraz daha arlatrr gibi szlerine
riteller eliinde devam ediyordu: "Bu

arada ok korktuum zamanlarn


olduunu da itiraf etmeliyim.
Hafiyelerinin n bizim memleketlere
kadar yaylm olan Osmanl Hilal-i
Mahsusa's benim kimliimi tesbit etmi
ve At Efendi'yi sorguya ekiyorsa diye
dndm sk sk. Bugn evden son kez
ayrlrken bir yandan grevimi yapm
olmann huzurunu, dier yandan At
Efendi'nin yarm yaayaca aknl
dndm." Bu cmleden sonra hepsi
birlikte havay normale dndrmek
istercesine glmsediler ve erefe kadeh
kaldrdlar.
Fener Rumlarndan zeki ve sekin bir
adam olduu anlalan eczac,
minyatrlerime baz ilalar dkp

renklerimi datmaya baladnda esans


kokusundan baygnlk geirecek gibi
oldum. Renklerin altnda baka bir boya
tabakas bulunup bulunmadn kontrol
ediyordu zekice. Yazk ki bu adam kendi
sanatna da sayg gstermiyordu. Her
defasnda azgn bir itahla damlatyordu
nk zc eczay resimlerime ve
nice sanatkrn emei olan nazenin
hatralarm vahice bulandryordu.
2 32 um
Drt ift itahl gzn nnde ince
naklarmn bozulup makyajmn
yazlara svamas iin bir saat yetmiti.
yle ki Leyl ile genlik anda ve
okulun son gnlerine rastlayan o son
baharda bulutuumuz sahnenin ak

sayfasnda, eczalarn zc etkisiyle


nce Leyl'mn elbisesi paraland;
ardndan benim kalbim... O srada
Leyl'nn, benim bile grmediim
mahremiyeti grnverecek, bedeninin
plakl bu drt ift yabanc gzn
nne seriliverecek sandm, ilalarn
etkisiyle sayfalarmdaki her nak ayr
bir yerinden yaraland; adrlar, aalar,
atlar, develer, aslan ve ceylanlar ile l
bile gzelliklerini kaybetti.
Eczacnn sonusuz kalan
incelemelerinden sonra sra Kahi-reli
kbtye gelmiti. Harflerimi inceliyor,
Efendim Fuzul'nin yazlar iinde Babil
harflerine ve ivi yazsna
benzetebildikleri zerine pertavszn

tutuyor, kam kalemin ktta brakt


izler hakknda yorumlar yapyor, Arap
harflerinin kvrmlaryla ivi ekilli
hiyeroglifleri birbirine benzetemedike
de elindeki uvaldzn ucuyla karnm
deercesine yazlarmn altn
yokluyordu. En ok elif, kef ve lam
harflerinin bulunduu szckler zerinde
duruyor ve bunlarn iviye benzeyen
ekillerinden bir sonuca varmak istiyor,
sivri ulu bayla yazlarm detike
deiyordu. Dou'da herkesin tand
nl sufi Mansur gibi canl canl derimin
soyulduunu hissettim. Bunca
hrpalanmadan dolay halsiz dmtm.
Bir ara ikencelere yatrlp trnaklar
sklerek, yahut ivi ulu fralarla
derileri soyularak gizledii bilgileri

sylemeye zorlanan casuslara


benzediimi fark ettim. Srf efendileri
araplarn ierken mazoist zevkler
edinsinler ve yanlarnda yar plak dans
eden kadnlara g gsterisinde
bulunsunlar diye keskin akmak talar
zerine yatrlarak etleri koparlan ve
ac ile bayldka eter koklatlarak
yeniden kendisine getirilip tekrar
ikence edilen ve tekrar baylan Romal
kleler gibiydim. Elimden gelse "Yanl
yapyorsunuz baylar!" diyecektim,
"Canm actmak yerine beyitlerimi
okuyun yeter! Aradnz akta gizli,
vahette deil!" diyecektim. Sonra, "Bu
adamlar ak anlasalard zaten iire ve
resme kar byle davranmazlard." diye
geirdim

babH'de lm istanbul'da ak[233


iimden. BC'nin gitgide daha kalitesiz
insanlardan teekkl ettiini
anlayabiliyor, ulu Marduk Ariya
Akeldan'n ve Efendim Fuzul'nin
tand nazik ktphanecinin yannda
bunlarn yrtc hayvanlar gibi
altklarn anladm. Byle bir
yaklam, phesiz BC'nin yce insanlk
ideallerini de gitgide hedef sapmasna
uratacakt. Oysa ak ile yaklalan her
eyden sonu alnabilir, ama iddetle
grlen her i hedeften sapard, bu
gerei bilmiyor olamazlard. Daha
dorusu bu gerei bilmeyen insanlar
BC yesi deil, ok ok hazine avcs

haydutlar olabilirlerdi. Artk phem


kalmamt ki BC yalnzca bir bilgeler
kulb deil, ayn zamanda bir ihtiras
bankas idi. Belki de onlar, bilgeliin
gereini yapabilmek iin paraya daha
ok gereksinim duyulan bir dnyada
yaamaktaydlar da o yzden byle vahi
ihtiraslarn peindeydiler. Eyaya bak
unutmulard nk, eski stadlarn
nezaketlerini unutmulard. Varlk
lemine yaklamlarn iddetle
yourmaya balamlar, insaniyetli
olmann erdemlerini hie saymlard.
Onca yl hazine avclarnn elinden
BC'ye snmak iin can atan ben,
grdm muamelelerden sonra
neredeyse BC'nin elinden hazine
avclarna snacaktm.

Kahireli kbt, en sonunda kdmn


fligran olup olmadn da kontrol
etmek iin drt ayr sayfam delip birka
harfin benzerini ayr bir krtas zerine
kopyalad. Sonra da onlar beraberinde
getirdii papirsler zerindeki harflerin
zerine aktrp a tuttu. Bu adam
iinin uzmanyd besbelli, ama ben,
canmn btn yanmlyla, gayreti
boa kacak diye seviniyor ve iin iin
intikam alm oluyordum. Beyitlerimdeki
anlam ve platonik ak anlayacak bir
medeniyet birikimi tamadklar iin
sradan hrszlar gibi davranmalarn
hazmedemiyordum. "Allah'm!
Tadm yce srr bu adamlarn eline
drme!" diye dua ettim iimden "Onu,
bilimi kutsal bilenlere nasip et!"

Akamn ge saatlerine kadar sren bu


aratrmalarn sonucunda, "Rahip
stadn tavsiyesine uyarak bu kitab
imdi kub-bealtmdaki paa hazretlerine
teslim edip almalarmzn neticesiz
kaldn, bundan sonrasnn beyitler
zerindeki anlam
2 34 um
ilikilerinden yararlanarak
zlebileceini bildirmemiz gerekiyor,
artk iin icabna bakmak onun
yetkisinde." diye fkeyle oturuma son
veren servis efi yetkiyi rakibine
kaptrm brokrat yahut seim
kaybetmi siyaset adam gerginliiyle
beni bir cz kesesine koydu. Onun hangi
paadan bahsettiini, Osmanl lkesinin

kubbe veziri makamna kadar ykselen


bu BC yesinin kim olduunu merak
etmedim desem yalan olur. Beni ona
teslim ettii zaman "Kale ieriden
fethedilmi olacak!" diye dndklerini
sanyorum. nk bir vezirin evinde
iken hi kimse beni BC'nin elinden
alamazd da, alamazd da. "Belki
bylesi daha iyi olur ve evrenin gerek
valyeleri bilim dnyasnda
parlayasya kadar emniyette olurum,
yaralarm iyileir." diye dnp biraz
teselli etmeye altm bunalan ruhumu.
Ameliyat masasndan kalkm baygn
hastalara ben-ziyordum. Renklerimi
datan alkoll eczann, iyodoform ve
eterin soukluu hl bedenimi
tyordu. imin yan da bu

titremeye are deildi. Neden sonra


dndm ki, -bereket versin- alnmdaki
akayk motifine dokunmamlar,
Leyl'mn dudak tuzunu, Rukl'imin de
kan izini tayan nadide ieimi
datmamlard. Liflerimin tamam ila
ve ine yaralaryla szlyor, bunun derin
strab iimi yakyordu.
"Pekl Gnter birader, imdi su
yollarndan ve stanbul lamlarndan
bahset bize!" diye ilave etti servis efi
beni masann zerine brakarak. Gnter,
masada yayl duran eskizler zerinde
parman gezdirerek "u mavi izgiler
istanbul kentinin Bizans'tan kalma eski
lamlar ile dlger Sinan'n yapt su
yollarn gsteriyor." diye hevesle sze

balad srada kap iddetle ald.


"Nihayet!.. Nihayet!..." diye bardm
duyulama-yan nefesimle. Osmanl Hilali Mahsusas'nn saraydaki gizli peyk
tekilatnda grev yapan adamlar
olduklarn tahmin ettiim seslerdi
duyduklarm. "Davranmayn bre!" diye
haykran adam, btn istanbul halk,
dilenciler kethdas olarak tanyordu ve
arkasnda yine dilenci klkl yamaklar
olduu anlalyordu. Solak ve peyk
rtbesinde dilencilik yaparak bilgi
toplayan bu
babil'de lm istanbul'da ask|23S
gizli haberalma rgtnn elemanlar
ieri girdiklerinde derhal Staiger ile
Gnter Kfir'in kollarna girip hareketsiz

brakmlard. Kahireli kbti pencereden


atlamak zere koarken bir dizdar neferi
uarcasna atlp baldrlarndan
yakalad. Fenerli eczac "Vre ben
masumumdur!" diye kekelemeye balad.
O anda Gnter Kfr'e hem gldm, hem
acdm. aydr ektii emek ve yapt
bunca rollerden sonra iflas etmi bir
tacir gibi kollarnn yana dverdiini
grmek isterdim. Aslnda kuanda
tad yudumlukta bir tablet zehir
tadn biliyordum; gerektii zaman
kullanacan sanmtm, ama korkak
km, auya el uzatmamt.

Oday
en son iri gvdesiyle At Efendi girdi.
Sevincimden yaralarmn aclarn

unuttum. Demek benim bunca zaman


safdil olarak tandm At Efendi'nin
de bir hesab ve plan varm. Sesim
ksayd lklar atabilir, btn
istanbul'a "ite benim efendim! ite At
Efendi!" diye haykrabilirdim. ieriye
giriindeki eda ve tavrnda, lkesi iin
yapt asil bir grevi huzurla
tamamlam eski aknclarn hakl gururu
seziliyordu. Gnter onu grnce yalnzca
ban yere edi ve benim nezaketli
efendim, o anda bile bir tek kelime
sylemedi, yalnzca yzne "Beni hibir
zaman kandramamtm!" der gibi bakt.
Bu bakta aylk hukukun bir scakl
bile vard. Gelip beni ellerine aldnda
bundan byle belki de dualarmn kabul
olacana inandm ve hemen Leyl'm

bulabilmek iin yakarmak geti iimden.


,
Tanrm! Beni Leyl ile bir an evvel
bulutur. Beni dipsiz kuyularda
sonlanacak maceralardan uzak tut ve
beni sevdiime kavutur. Beni bu
ehirde yalnzca Leyl'nn akdr nk
tutan. Bildir bana Tanr'm, Leyl yakn
m bana yoksa uzak m; gster bana
Rabb'im, kaderim kara m yahut ki ak
m?!.. Eer sesimi duyuyorsa bilsin ki
onu seviyorum... Sen ahidim ol
Allah'm, onu ok seviyorum!..
Pr
Tti-i mcize-gdyem ne desem lf deil
Cerh ile sylememem yinesi sfdeil

Ehl-i dildir diyemem snesi sf


olmayana Ehl-i dil birbirini bilmemek
insaf deil
Neft
Ben mucizeler syleyen bir papaanm,
sylediklerim alelde^laflar deildir. Bu
yzden felek ile syleemem, nk
gnl aynas temiz deil onun.
Barnda saf dnceler
bulunmayanlara, "Bu, gnl ehlidir"
diyemem; nk (bencileyin) gnl ehli
olanlarn birbirini bil' memeleri insaf
deildir.
XXI

Bu, Neft Efendi'nin mrnn Yittii ve


Lagar elebi'nin Uzaya Gittiidir

Bugn dnyorum da, getiimiz


eyrek yzylda, bildiim o istanbul hi
bu kadar kark yllar st ste
yaamam, hi bu kadar otorite
boluunda kalmamt. At Efendi'nin
yurdundan karldm gn, meer
devlet iin de ilk byk talihsizlik
yllar balyormu; bunu sonradan
anladm. lk nce, Sultan Ahmed'in
byk olu Gen Osman'n drt yllk
sultan iken onyedi yanda hal'ediliini
grd bu kent. Onu takip eden birbuuk
yl, kadnlar grmeye bile tahamml
edemeyen Mustafa'nn cinnetinde,

birtakm bilinmez ellerin devleti


ynettiine ahit oldu. Bu ilerin iinde
BC var myd bilmiyordum, ama
yeryznn btn hkmdarlarna
hkmedecek gce ve zenginlie
ulatklarn dnyordum artk. Belki
Murad'n fkesi bu kadar olmasa,
yenierileri yeniden ayaklandrp otorite
boluu yaratarak sarayda hl etkisini
srdrebilirdi BC.
babil'de lm istanbul'da a k i 2 3
7
A
Murat, tahta getiinde henz oniki
yandayd ve o gn aabeyi Osman'n
ikbalini alp gya kendisine balayan

yenieriler ile ba uzun yllar derde


girdi. Yenieriler o yllarda farkl bir
anlayla hareket eder olmular, sanki
devlete sahip deil de rakip konuma
gelmilerdi. Herkes bunun nedenini son
zamanlarn entrikalarla dolu siyasi
olaylarna balyordu. Btn bu hzl
deiimde, BC yelerinin hazineler
harcayarak devleti kertmeye ynelik
gizli ynlendirmelerinin etkisi olduunu
yazk ki benden baka bilen yoktu. Hatta
nce Murat' da dier hkmdarlar gibi
ynlendirmenin hesaplar iine
girmiler, Murat dili knca da hedef
deitirmilerdi.
Murat, kendini kafesinde aresiz bir
arslan gibi hissettii yllar terleyen

byklanyla bir bir geride braktnda ve


yiitler yiidi bir pehlivan olup
ktnda, ocukluk hafzasn oluturan
btn hatralar aabeyine ve devletin
dier yetimi insanlarna yaplan
zulmle ilikilenmiti ve kanla, vahetle
dolu o gnleri hi unutmadn
gstermeye balad. Sultan olduunu
gstermesi gerektiine karar verince, ie
yenieriden intikam almakla balad. ki
yl frtna gibi esti, saltanatna engel
saylacak ta stnde ta, omuz stnde
ba brakmad. nce validesi
Mahpeyker Ksem Sultan' odasna
hapsedip tek g ol-mann kapsn at.
Oysa BC'nin Ksem ile muhavereleri
gayet iyi gitmekteydi ve gen sultann bu
tavrna ne Mahpeyker BC kadar zld;

ne de Murat, Cemiyet'in Osmanl devleti


zerindeki umutlarn geciktirmekle
hedef tahtas yaplacann farkna vard.
Cemiyeti asl korkutan ve ileriki yllarda
faaliyetlerine bir mddet ara vermelerini
salayan ise vaktiyle kkrtp Topkap
sarayn bile basacak cesareti
aladklar yenieri zorbalarn,
Murad'n bir bir siyaset meydanna
ektirmesi oldu. lkenin her yerinde
Sultan Murat ad yanklandka zorbalar
ve askerler titriyorlard. Askeri klada
tutmak yerine kararghta bekletmeyi
politika edinmi, ona, elindeki klc
knna sokacak zaman vermemiti.
Badat seferi bata olmak zere deiik
238 um

blgelere yaplan seferler ve kazanlan


zaferler sayesinde Osmanl devleti sanki
ikinci bahar yaamaya hazrlanyordu.
mer Nef ' Efendi ile Bedesten'de
balayan yaknlmz ite bu yllara
rastlar. Biraz asab olmakla beraber iyi
kalpli bir air olduunu itiraf etmeliyim.
Snf atlam bir taral gururu tayordu.
En iyi yapt ey vard: vmek,
vnmek ve svmek. Sultan Murad'n
has meclisinde bu iin de uygun
zemin buluyor, devlet adamlar hakknda
yazd hicivler, sultann bu adamlara
kar olan gizli kinini kamlad iin
de el stnde tutuluyordu. Sultan
seferlerden arta kalan zamanlarda
saraynn bahesine yeni yaptrtt

Badat Kk'nde meclisler kurduruyor,


cuma gn bilginleri, cumartesi gn
hanende ve sazendeleri, pazar gnleri de
airleri toplayp felekten gn alyordu.
Halkna yasaklad iki ve ttn
stoklarn kendisi tketmeye azmetmi
gibiydi. Nef Efendi bu sofralarn
mezesi gibiydi, hnkar gldrr,
elendirir, istek zerine hicivler syler
ve karlnda caizeler alrd. Halk
arasnda en ok "Vurun ban!"
buyruuyla hatrlanan bir hkmdarn bu
kadar yaknnda olmak, zaman zaman
onu da korkutmuyor deildi; ne ki "
gnlk dnyada insan istedii gibi
yaayamayacaksa yaamasn daha iyi!"
diye dnd iin bu hayat onun
azdrlm igdlerini tatmine devam

ediyordu.
Nef' Efendi'nin btn tavrlar erkeke
idi ve iir sylerken de bu mdanasz ve
yiit edasn dizelerine yanstyordu.
Efendim Fuzul'nin gazellerini okurken
dier btn airler gibi onun da iinin
titrediini hissediyordum, ama
dierlerinin aksine o, Efendim'e kar
bir gbta duymuyordu. Hatta Efendi-m'in
baz ak beyitlerini okurken iinden
"Bana gre yle deil! Ben byle
sylemez, sesimi ykseltirdim!" dediini
biliyordum ve belki de srf bu yzden,
bu Erzurum ocuuna dier
sahiplerimden daha ziyade sayg
duyuyordum. Onun ak platonik ve
empotan deildi. O haz almay

seviyordu. Ak anlatrken baz baz


mecazlara ba vurmuyor deildi, ama
daha ok odasna
babil'de lm istanbul'da a ; k I 2 3 9
gizli gizli soktuu cariyeleriyle
sabahlara kadar yaad haz dolu
erotizme deer veriyor, st kapal
olarak onlar anlatmay seviyordu. At
Efendi'nin evindeki mazbut aile
hayatndan sonra burada cinselliin ok
ayr ifadelerini rendim. Ellisini akn
bu karayaz adamn srm gibi
bedeninden yirmilik cariyelerin gm
tenlerine szan ehvet dolu nefesler,
terler, scaklklar ve nihayet kelimeler o
krpe bedenleri eziyor, youruyor,
titretiyor ve tketiyordu. Yatak odasnda

kaldm gnler ve gecelerde, hem bu


yal adama, hem de cinsellie adanm
mrler sren cariyelere acdm ve beni
mahremiyetine bilmeden ahit tutan
Efendim'e gcendim.
Dn eski sahibim At Efendi'yi grdm,
hkmdarn meclisinde artk kslmaya
balayan sesiyle bir gazelini okuyordu.
O gnden sonra sk sk karlatk ama o
benim yaknnda olduumu, arkada
Nef' Efendi'nin evinde kaldm
bilmiyor. Ka kerre bunu kefetsin diye
bekledimse de olmad. Artk eskisi gibi
yaamad her halinden belli.
Hamsesini oluturacak kitaplar yazmaya
balam olmasn duyuyor ve
seviniyordum.

At Efendi'nin bandan, Gnter


Kfir'den sonraki zamanlarda ok
maceralar geti. Sultan Gen Osman'n,
btn Osmanl sultanlarnn intikam
sandalyesine tek bana oturtulur-casna
bir merkebe ters bindirilip bacaklar
ehvetle okanarak ehir iinde
dolatrld yenieri ayaklanmasnda
istanbul'un pek ok kona gibi onun evi
de kundaklanp yamalanm, mutfaktaki
altn ve gm avanilerle yemek
takmlarn toplayan Giritli bir tersane
pla, o srada beni de alarak
Kapalar-'da mezada konulmak zere
bir sandk gediine tmen
karlnda satmt. Bana bir kle
olduumu yeniden hatrlatan bu ucuz
alveri, kleliimi unutup sultanlar

gibi yaamaya alvermenin btn


acsn akrtt. Geri bir ay sonra
istanbul sokaklar sakinleip insa Jar
yava yava sokaa kmaya
baladklar vakitte, Bedesten'de kurulan
bir mezatta Hasan-kaleli mer Nef'
Efendi tam otuz iki altna satn almt
beni,
240 um
srf Efendim Fuzu-l'nin hatrasna sayg
olsun diye. O gnk ak arttrmada beni
satn almak istedii halde kesesinde
yalnzca otuz altn bulunmasna kfredip
duran bir adam daha vard. Babil
altnlarnn peinde olanlardan biri.
Mzayede srasnda Ce-miyet'in orada
iki adamn grdm halde pey

srmemi olmalar beni artmamt.


Belli ki Nef' mer Efendi'nin beni satn
alm olmas onlar iin yeterliydi. Hatta
bu ihtimal ile yeni efendimin BC yesi
olup olmadn uzun sre sorgulam,
BC hakknda hibir ey bilmediine
ancak birka ay sonra kanaat
getirmitim. BC baz zamanlarda beni
ele geirmek deil, emniyette olduumu
bilmek istiyor ve izimi takip ile
yetiniyordu. zellikle airlerin yannda
bulunduum vakitlerde benim iin de BC
iin de hayat normale dnyor gibiydi.
Belki de yeni sahiplerim olan airlerin,
beyitlerim arasnda dolarken tesadfen
bulacaklar birtakm ifreleri
bekliyorlar, yaknlarmda dolayorlar
ama asla bana el uzatmyorlard. Her

yedi ylda bir toplandklarnda da son


deerlendirmeleri yapp ifreleri zp
zmemek, yahut zebilip zememek
konusunda karar alarak strateji
belirliyor, ona gre hareket ediyorlard.
Bu stratejilerde dnyadaki savalarn,
devletler
babil'de lm istanbul'da a k I 2 4
1
arasndaki g dengelerinin ve iktidar
savalarnn byk pay bulunmaktayd.
Onlar yalnzca ifreleri zmek veya
altnlara ulamak deil, ayn zamanda
insanla hkmetmek de istiyorlard
nk.
Benim mezattan ktm

gnlerdi ve At Efendi'den uzun sre


haber alamamtm. Yalnz o
ayaklanmada kznn rzna geilip
halayk yapldn, onun da bu derin
acy beyitlere J ykleyip hep yazmay
dnd be adet mesnevisiyle gnlerini geirmeye baladn uzaktan
uzaa iitiyordum. imdi arada srada
onu grdke aclarn insanlar ne kadar
yprattn anlayabiliyorum. Bu adam,
evlat acsyla herkesin gz nnde
eriyordu deta. Ve ben ona bir gemi
olsun bile diye-memenin ezikliini
duyuyordum. mer Nef ' Efendi
mezattan beni satn aldnda ona ait
olduumu bilseydi mutlaka beni eski
efendim ve eski dostumla bulutururdu.

Halbuki btn sahiplerim zerime, sayfa


kenarlarma, cilt kapaklanma veya satr
aralarma bir eyler yazarlar, bazen
doan ocuklarnn doum tarihlerini,
bazen dn alnan paralan, bazen sultan
ile grtkleri gn vs. kaydedip
imzalarn koyarlard da ben onlarn
mahremiyetime mdahale ettiklerini
dnp fkelenirdim. Oysa imdi At
Efendi'den, o nezih ve titiz airden,
zerimde hibir hatrann kalm
olmadna hayflanyordum ve nceleri
kimliime mdahale gibi algladm bu
hariten gazellerin bile nemli olduunu,
ileride kimlerle dostluk kurduumu ispat
konusunda yararn greceimi ve
hatralarm ona gre canl tutacam
dnyordum. Zaman ilerledike bu tr

hatralarm oalyor, Efendim


Fuzul'nin ykm anlatan dizeleri
haricinde de bir koleksiyona sahip
oluyordum. yle ki yazl belgelerden
baka bir de zerime karpuz suyu
dkenlerden, parmak izlerini
koyanlardan, mhrlerini basan veya
minyatrlerim arasna aykr baklar
brakanlardan bir kafile sayabilirim size.
En garibi de "Eblvefa haziresi yannda
Cafer Efendi'den yevm on akeye on
gnlne kiraladm. Sara
242 l*m
Arif. F Ramazan 1011" gibi kira ve
temellk kaytlarnn okluu idi. nk
oru gnleri geldiinde stanbul'un kibar
aileleri beni ve dier kopyalarm ok

arar ve her gece birka sayfam


okuyarak yorumlar yapar, bylece
ykmn sonuna geldiklerinde ev
halknn eitimine pek ok bakmdan
katkda bulunmu olurlard. Bu yzden
ben, Efendim Fuzul'nin sylediklerinden etkilenerek byyen nesillerin,
ak tanyan bir corafyada gnl
medeniyetini ina ettiklerini
syleyebilirim.
air Nef' mer Efendi'nin iyi bir insan
olduunu sylemi miydim size?!.. Hele
bana hayatmn en heyecan verici
anlarndan birini yaatt gn
anlatmazsam kendisine olan kranm
yerine getirmi olmam:

Sultan Murat'n, Hafz Ahmed


Paa'nn yenierilerce paralanp etinin
"Czzama ve mafsal arlarna iyi
geliyor!" diye stanbul halkna zorla
satld isyandan sonrayd galiba. Yahut
da Sultan'in bizzat uruna besteledii,
.........
Yola dp giden dilber Musam
elendi gelmedi Yoksa yolda yol mu
at Musam elendi gelmedi
gfteli nl yrk semaisiyle btn
stanbullularn diline pelesenk dp
herkesin sevgilisi oluveren gzdesi
Musa ele-bi'nin mateminin tutulduu
gnlerdeydi. Karamsarlk umuda
dnm, kederleri sevin a kaplam
ve hkmdarn Kaya Sultan adn

verdii bir kznn dnyaya gelii


nedeniyle enlikler yaplmaya
balamt. Nef' Efendi o gn Muhasebe
Kale-mi'ndeki iini erken bitirip saraya
gidecekti. Nereden aklna geldi
bilinmez, mezat mal ahap masann
ekmecesinden beni de ald. ok
heyecanlydm. Bininci hicri ylda
Hakan Bey'in antasnda ktm
saraya krk yl sonra yeniden gidecek,
yeniden Rukl'in hatralarn
anmsayarak dilberim iin isteyerek ve
sevinerek gzya dkecektim.
babl'de lm istanbul'da af ki 2 4 3
Osmanl lkesi askerinin, ta kurulutan
itibaren iki temel hayat biimi vard:

Bezm ve rezm. Bezm, elence demekti


ve sonucu rezme kard; rezm de sava
demekti, sonucunda bezm kendini
gsterirdi. Yzyllar ilerledike, bir
ordu-devlet yapsndaki Osmanl rezmde
gerilerken bezmde ilerlemi, savalardaki malubiyetler yahut
zaferlerdeki duraklamalar bez-min hzn
kesememiti. Bunu en iyi ben biliyordum
ve sz ge-limi bir yzyl nce Kanun
Koyucu'nun anda ad bile anlamayacak elence eitlerine imdilerde
istanbul halknn hi yadrgamadan
kotuklarn gryordum. Artk
Atmeydan, skdar gibi merkezi
semtlerin meydanlarna kurulan elence
yerlerinde salncaa binen hanmlar
grmek mmknd. Dahas, bu hanmlar

salncaktan indirirken yardm etme


bahanesiyle kucaklayan yenieri
evbalar yahut klhanbeyi hamam
plaklar bile tremiti. Hnkarn
iddet ynetimi de olmasa sokakta can,
mal ve namus emniyeti kalmam
saylacakt. Bu yllarda istanbul halknn
elenceye dknl arttka yeni
elence biimleri icad edilmeye
balanm, hneri olan herkese bunu
gsterme frsat verilir olmutu. Artk
mum nakllar ile esnaf alaylar ve
hokkabazlar, cambazlar, yerini daha
farkl elencelere brakmaya balamt.
skdar'da okunan ikindi ezanlar
Sarayburnu'ndaki hnkar meclisinin
sazendelerini duraksatt srada ite

yine sarayllar, yeni bir elence biimini


seyre hazrlanyordu. Lagar Hasan
Efendi elli okka barut macunundan icad
ettii yedi kollu bir fiei bedenine
sarm ve yardmclar da atelemek
zereydi. "Padiahm, seni Allah'a
smarladm! Isa peygamber ile
konumaya gidiyorum." diye bir de aka
yapt hnkara ve atelenen fieklerle
birlikte gklere doru ykselmeye
balad. Orada bulunanlar lk la
birbirlerine sarldlar. Kimisi sevin,
kimisi rperti, kimisi korku ile
baryorlard. O gne kadar dnyann
hibir yerinde ne duyulmu, ne de
grlmt byle bir uzay yolculuu.
Aferin okuyanlar yannda bunun Allah'a

244
isyan olduunu ve balarna ta
yaacan syleyen bir kara cehalet de
vard mecliste. Orada Lagar Hasan iin
tek zlen ve belki de tek sevinen kii,
BC'nin uzay aratrmalar tabletlerindeki bilgiler dorultusunda galaksiler
aras yolculuun bile ileride
baarlabileceini bilen bendim.
zlyordum, nk bir yl evvel
Vatikan rahiplerinin, yazd gkbilim
kitaplarndan dolay Galileo adl bir
bilgini engizisyon kararyla
cezalandrdklarn ve kitaplarn da
yaktklarn stanbul'da pek ok kii
duymu ve hatta kilise adna cinayet
ilenmesini ayplamlard, ama yine de

istanbul sokaklarnda Kadzadeli-ler


takmndan olup islam dinini banazlkla
yorumlayan cahiller yok deildi.
Seviniyordum, nk Lagar bunu
yalnzca bir elence gibi gsteriyor; ama
gece sabahlara kadar uzay bilimleriyle
urap duruyor, ok gecelerini
Takiyyddin'in kurduu rasathane
kuyularndan birinde, kimsenin haberi
olmakszn gk cisimlerini izlemeye
alarak geiriyordu, iimden "Ah,
neden msbet bilimle uraan insanlar
gibi Lagar Hasan da iire uzak
duruyor!.." diye hayflanyordum. Eer o
bir para iir sevseydi, elbette beni de
sever veokurdu. O zaman belki de
Efendim Fuzul'nin sayfalarma
serpitirdii srlar zer ve uzay

aratrmalarnda gelmek istedii yere


ulaan bilge Akel-dan'n tabletlerini
okuyup yoluna devam ederdi.
Herkes onun gkyznde
paralanacan beklerken ben hi de
byle bir korku duymadm. Barutu
bitinceye kadar ykseldikten sonra
kollarna bal kartal kanatlarn ap
yava yava Sinan Paa kk nnde
denize inen Lagar biraz sonra st ba
slanm halde padiahn huzuna gelip,
"Hnkarm Isa Peygamberin zat-
devletlerine selam var!" dedi. Murat,
yazk ki ona sadece bir kese altn ihsan
edip sipahi ocana nefer yazdrd. O
anda dile gelebilseydim syleyeceim
ilk cmle herhalde, "Hnkarm! Bu

adamn almalarn gelitirmek zere


bir akademi kurdurtmanz vaciptir! Bu
adam benim kaderimi tayor ve bir kese
altna- satmayn onu, bakalarna
babil'de lm istanbul'da ajk245
aldracaksnz!" demek olurdu. Ama
Takiyyddin'in rasathane kalntsn
ecinnili diye yktrmak isteyen bir
hkmdar ile; bunun iin dantnda
"Tiz ykla!" diye fetva veren air
eyhlislam Yahya Efendi'den acaba
byle bir teklife nasl bir cevap alnrd.
Ne din adam, ne de devlet adamnn
derdi deildi nk uzun zamandr
bilim. Hristiyan dnya, laboratuvarlar,
atlyeler, mhendishaneler, okullar

kurarken, burada medrese kendini yiyip


bitirmekte, kuru ekimelerin ve kara
kapl kitab tekeline almann o eskiden
de eski kavgasn vermekteydi. Cami
krsleri Kadzadeliler ile tarikat
adamlarnn karlkl yobazlk
tartmalarna alet ediliyor, Sultan
Murat, Halvetiler ile Mevlevilere "tahta
tapanlar, ddk alanlar" diyerek
onlarla alay eden Kadzade Mehmed
Efendi'nin grleri dorultusunda afyon
yasa, ttn yasa gibi teferruatla
ilgileniyordu. Bilimsel tartma yerine
hakareti yeleyen limler ve
mutasavvflar da hemen daima
birbirleriyle bouup duruyorlard. Yine
de bu corafyada iir her yerdeydi ve
Lagar iin hemen o anda tarih dren

airler de vard. Ve yazdklarn hnkara


beendirmek iin yaran airler de...
Ayn akam karanlk bastrp da sokaa
kma yasa balad sralarda mer
Nef' Efendi, tam Bab- Hmayun'dan
kmak zere iken aklna bir muziplik
gelip Sln Muslu ile Bekri Mustafa'ya
bir drtlk gndermek istedi ve
beklemeye balad. Saraydan ayrlrken
ona laf arptrp cevabn alanlar
arasnda eski sahibim At Efendi, hattat
ve hilye yazar Cevr elebi,
eyhlislam Yahya ve sabk
eyhlislam Baha Efendiler, Leylek
lakabyla tannan kssahan Tfl elebi,
tezkire yazar Riyaz, mneccim
Mehmed elebi, hanende Dervi mer

Efendi, bir yl sonra kollarna


dolayaca kanatlarla Galata kulesinden
kendini bolua brakp skdar
Doanclar'a inerek sultandan iltifat
beklerken Cezayir'e srlecek olan
Hezarfen Ahmed elebi ve nl Cerrahi
eyhi ibrahim Efendi ilk anda gze
arpan kiilerdi. Sarayn son kaps
saylan Bab- Hmayun'dan,
246 um
en son skdarl eyh Aziz Mahmud
Hda Efendi ile nl ayya Bekri
Mustafa'nn yakn arkada, meczup
Yetmi Kuru Dede ktlar ve Nef'
Efendi Sln Muslu'nun o gece sarayda
konuk edileceini rendi. Ertesi sabah
cesedinin Sarayburnu'ndan bir uvala

konularak balklara yem edildii haberi


istanbul sokaklarnda dalga dalga
yayldnda ise Sln Muslu'nun, acaba
nasl bir hata yahut saygszlk yaparak
lme arptrldna dair derin
dncelere dald. ine anlamn pek
kestimedii bir rperti girmiti. O gn
sultana okuduu kaside aklna geldi.
Sultan Mu-rad'n geen baharda Beikta
Saray'nda Siham- Kaza'y okurken
yanbana den yldrmla birlikte
yergi ve kfrl iirleri uursuz saymaya
balamasndan bu yana hiciv yazmamaya
sz vermiti ama dn okuduu kasidede
dilini tutamayp sadrazam Bayram
Paa'y yine yerden yere vurmutu.
stelik imdi bu hiciv btn devlet
adamlarnn dilindeydi.

Nef' Efendi btn hayat boyunca


gzn budaktan, dilini dudaktan
saknmayarak yaamt, istanbul halk,
en knden en byne kadar onun
dilinden pek kurtu-lamyordu. Nerede
ters giden bif*uygulama, nerede
uygunsuz harekette bulunan bir adam var
ise onun hicivleriyle dillere der,
dillere dnce de halk iine kamaz
olurdu. Aslnda o airlerin hicivdeki yz
akyd ve yazdklar da "Osmanl
devletinde eletiri yasaktr!" diyenlere
ksmen bir cevap saylrd. Siham-
Kaza adl kitab batan sona yergilerle
doluydu. Bu kitabn sayfalarnda yer
alan isimlere baklnca Murat ann
nde gelen adamlarnn, devletl olsun,
halktan yahut sanatlardan olsun, bir

geit resmi yaptklar sanlabilirdi.


Kendisine kzp "A boboaz kpek!"
diyen Ta-hir Efendi'ye verdii,
Bize Tahir Efendi kelp demi iltifat bu
szde zahirdir Maliki mezhebim benim
zira l'tikadmca kelp tabirdir
!
babil'de lm istanbul'da a k I 2 4 7
cevab milletin hafzasna o kadar
yerleti ki artk insanlar birbirlerine
kfrederken kpek diyemez oldular.
nl eyhlislam air Yahya Efendi'nin
onun hakknda dzenledii u kt'a gya
onu ver szler gibi, iir meclislerinde
birka gnler okunup sanki toplu intikam

alnrcasna glndyd:
imdi hayli shanvern ire
Neft mnendi var m bir air
Szleri
Seb'a-i Muallaka'dr *
mre'l-Kayskendidr kfir
"imdiki sz ustalar iinde Nef' gibi
bir air daha yoktur. nk onun szleri
Yedi Ask iirleri gibidir ve kendisi de
mrlkays saylr."
Gerekten de ilk bakta ok masum bir
vg gibi grnen bu drtln altnda
gizli bir yergi vard. Bir defa bu szler

bir mftnn azndan kmt. Eh, bir


mft de birisine "Kfir!" derse istedii
kadar ver grnsn, bu sz o kiinin
dinden ktn gsterir. stelik onun
szlerini de Yedi Ask iirlerine
benzetiyordu ki bu iirler cahiliye
devrinde sylendii iin birer kfr
sz saylrd. Nef' Efendi buna bir
ktayla cevap verince bu sefer herkes
eyhlislam Yahya'nn ardndan
glmeye balad. Cevap u idi:
Bana kfir demi mft efendi Tutalm
ben diyem ona mselman Vardkta yarn
rz- cezaya kimiz de karz onda
yalan
Burada Nef' Efendi, eyhlislam
Yahya'ya nce "Mft efendi, bize kfir

demisiniz, ama elbette siz


Mslmansnz!" diyorsa da kyamet
gnnde her ikisinin de bu szlerinde
yalanc kacaklarn ne sryordu ki
mthi bir nkte idi.
248U..M
Nef Efendi, Muhasebe Kalemi'ndeki
iini erken bitirip beni de yanna alarak
saraya gittiimizin ertesi gn kuluk
vaktinde istanbul'u rten karn souunu
eleyen mangaln nnde derin bir
sohbette idik. Bir gece evvel
cariyelerden birine iini dkmek,
dizinde uyumak isteyince kz onun
yalln yzne vurup yz vermemi
ve o da kzp Bekri Mustafa hatrna

birka kadeh yuvarlamt. Bu sabah ba


arsyla uyandnda, belki de
mahmurluundan kurtulmak iin, benim
dizelerim arasnda teselli aram,
Efendim Fuzul'nin lirik slubuyla
anlatt ykmde benim Kabe'ye
gtrl maceram okumaya balam
ve hi aklnda yok iken iinde Kabe'ye
kar bir hasret ve zlem uyanmt.
Zihninden, mrnn svglerle getiine
hayflanyor, belki de tevbe iin Kabe'ye
yz srmeye niyetlenmesinin iyi
olacan dnyordu. Bu duygularla
bir mddet beyitlerimi okudu durdu.
Hele benim Kabe eiine bam koyup
da ettiim duay dillendiren gazeli
terennm ederken gzyalarna ve
hkrklara boulmas beni pek

etkilemiti. O, kulluk akyla kendi


hatalarndan piman, bense eski gnleri
hatrlayarak perian, karlkl syletik:
Ya Rab bela-y ak ile kl in beni Bir
dem bela-y aktan etme cda beni
Ben Kabe eiinde akn belasn
istediim iin hl Leyl'nn ayrlk
belas iinde idim. O kutsal mekanda
edilen bu samimi dua elbette kabul
olacakt ve imdi bu adama da bir bela
gelmesi yaknlam gibiydi. nk
terennmnde ok samimi idi ve
istediini ta yrekten istiyordu. Bir
eyrek kadar sonra avlu kapsnn
tokma hzla arpmaya ve kap
yumruklanmaya baladnda
olacaklardan ben bile rkmtm. Evde

bir tela, her yandan lklar, ortalk


birbirine girdi. Bu geliin hayra
yorulmayacam herkes anlam gibiydi.
Sadrazam Bayram Paa'nn adamlar
zorla ieri girip onu sille tokat
hrpalayarak ve az dolusu kfrler
ederek gtrdklerinde, tpk hane halk,
hizmetkrlar ve o gece gururunu inciten
cariye gibi
babil'de lm istanbul'da a k j 2 4
9
ben de artk bu sert grnl ihtiyar
ehreyi bir daha gremeyeceimi
anlayp alamtm. Sarayn odunluunda
Bayram Paa'nn emriyle cellat Arap
Osman tarafndan boulup cesedinin

Sarayburnu'ndan denize atldn


stanbul zariflerinin azlarnda dolaan,
Gkten nazire indi Sihm- Kaza'sna
Neft diliyle urad Hakk'n belasna
beytini duyduktan sonra renmitim.
Hatrlyorum, stanbul halkndan ona
hayr dua edenler, beddua edenlerden
ok olmutu. Onun hiciv meraknn
derecesini gstermek iin olsa gerek
sonradan halk arasnda bir sylence
dolamt. Gya Nef' Efendi lme
giderken haremaas ona, "istersen senin
iin sultana bir arzuhal yazaym da
kelleni kurtaralm!" demi. Elleri bal
Nef' ne desin, raz olmu. Zenci
haremaas bir kt alp kam kalemini
hokkaya bandrm. Birka satr sonra

kalemin ucundan bir damla mrekkep,


yazlan ksmn zerine dp yazy
bozunca Nef' yine kendini tutamayp,
"Efendim, mbarek teriniz damlad!"
yollu aka yapnca gya haremaas,
"Var a kpek, sen gebermeyi hak
etmisin!" diyesiymi.
Nef' Efendi beni nadiren darlara
gtrd. Baharn kokusunu ve ieklerin
rengini saklad sanki benden, stelik
Leyl'm aramak iin hi frsat vermedi
bana. Ancak onun Efendim Fuzul'ye
olan hrmeti, hatta baz iirlerini fazla
duygusal bulsa da, kendisini sevmem
iin yeterdi. Saraya gittiim gn
yaadm heyecan ve Rukl'e ait
hatralarn yeniden canlan bile onu

hayrla anmama yeterdi. Bir de son


sayfamn zerine yazd u rubai ile
hatrlayacam onu, Bayram Paa'nn
adamlar bahe kapsnn tokman hzla
vurmaya baladklarnda birden gnlne
domu ve dilinden deil yreinden
dklmt:
Ey dil hele lemde bir dem yo imi
Var ise de ehl-i dile mahrem yo imi
Gam ekme hakikatte eer arif isen Farz
eyle ki el'an yine lem yo imi
Bu kta yle demekti ve tam da onu
zetliyordu:
"Ey gnl! Hele u dnyada adam gibi
bir adam yokmu. Var ise de gnlden
anlayan bir srda bulunmuyormu. Eer

bilge isen, u dnya iin asla gam ekme


ve tut ki dnya diye bir ey de zaten yok
imi."

Ykanlar hatr- nsadtm y Rab d


olsun Benimin nSmurd olsun diyenler
bermurd olsun
Nail
Tanrm! ad olmayan gnlm ykanlar
varsn ad olsunlar. Benim iin
"Muradna ermesin" diyenler de
muratlarna ersinler!
XXII

Bu Evliya elebi le Dnyay Gezdiim


ve Silistre Kalesinde Canmdan
Bezdiimdir
Ben, KaysL. Efendim Fuzul'nin
muhteem klesi, iinde bilginlerin ve
Babil tanrlarnn srrn tayan k...
Nef Efendi ile geen zamanlarda BC'yi
unutmu olmann huzuruna tam
almken onu saray odunluunda boup
tpk Rukl gibi Boaz'n Marmara'ya
akan suarna braktlar, istanbul'dan
ayrldmda her ikisinin de denize
drldkleri yerde, Kz-kulesi'ni
kerteriz alan bir mendirek ina
ediliyordu. Terinlerin kocakar
souklarn besledii u ayaz gnlerde,
Tuna'nn Eflak sahilindeki buzlan

arasnda donup kalm kadrgamz ve


tabii ki beni ele geirmeye alan bir
alay hazine avcsnn ate pskrten
oklarn savuturmaya almaktan
yorgun ve aresiz dtk. Aradan ka
kere yedi yl geti, BC ka kere benimle
ilgili yeni kararlar ald bilmiyorum.
Yollara deli karlarn kanc yan,
menekelerin kanc an seyrettiimi
de unuttum.
252
Zllolu Evliya elebi'nin terkisinde
zaman elediim u gnlerde istanbul'un
eskimi olduunu ve tandklardan pek
ounun son gidilecek yere de gitmi
olduklarn dnyorum. Hzn, btn
varlyla iimde...

Evliya'mn her yere gtrd kk


sandnda, elyazmas birka mesnevi,
Trke, Yunanca ve Arapa tarih
kitaplar, haritalar, herlenmi ktlar,
kalem yontulmak zere bekleyen
kamlar, krtas, makta, falata,
mrekkep ve yaz kurutmada kullanlan
inceltilmi kumlarla dolu kavanozlarla
kh altta kh stte, kh deve srtnda, kh
katr ve at terkisinde lkeler
dolayoruz. Nef' Efendi'nin
bodurulmasndan sonra konan arayan
yenieri aas, beni ve birka kymetli
kitab hane halkndan zorla alarak Sultan
Murad'm kz Kaya Sultan'a hediye
etmi, o da kocas Melek Ahmed Paa'ya
sunup gnln almak istemi, paa,

"Daha evvel bu yky okudum!"


deyince de ben, o srada yanlarnda
bulunan Evliya elebi'nin cz kesesine
girivermitim. mrmn en bahtiyar
gezintilerine hemen o gn baladm
diyebilirim. Gnler aylar, aylar yllar,
yllar mrleri elerken kh
Mezopotamya'nn serin yamalarnda,
hani o zge vatanmda, kara sal, kara
gzl l kznn, artk kerpileri bile
dalan yurdunda, Leyl'mn ocanda
konakladm; kh kysnda doduum
Dicle'ye gzyalarm kattrarak uzak
hatralara aladm. ocukluk akmn
in baklarn arayarak yllar geriye
sayp durduum Dicle sahillerinde onun
dudaklarna dokunmak zere olduum
mutlu gn zlerken birden yollara

dtm ve bu sefer Rukl'in


babasnn zangoluk yapt kiliseyi
grp ceviz aacnn kovuunda
geirdiimiz geceye lanet okuduumu,
yolculuk boyunca onun tam da kendisine
benzeyeceini hayal edip durduum
beinci gbekten akrabalarn
aradmda ise kendimi yz yl
uyuduktan sonra ehre alverie giden
Sazenu gibi hissettiimi itiraf
etmeliyim. Evliya'nn kucanda, Melek
Ahmed Paa'nn nc mfrezesiyle
birlikte ordu adma incelemelerde
bulunmak
babil'de lm istanbul'da a k I 2 5 3
zere Musul'a, Mezopotamya
topraklarna, Babil'in ve Kelda-niler'in

ayak izlerine basarak Dicle'nin serin


yamalarna yolculuklar yaptm.
Nabukadnazar'n ihtiaml saraylarndan
ve Babilli bilge rahiplerin uzay
aratrmalarn yazdklar tabletlerin
bulunduu harap Itar tapnann
kalntlar zerinden geti hatralarm ve
daha dnm gibi geldi bana btn olup
bitenler ve uzayda yolculuklarn
yaplaca zamanlar hesaplayan yedi
bilim adamnn aratrma laboratuarlar
ile BUAM' hayal etmeye altm, hatta
o kutlu bilginlerin yzlerini grr gibi
oldum etrafmda. Bilge Akeldan'n
dzenledii kap ifrelerini ieren
kartular ile atmn ayaklan arasnda
yalnzca bir karlk toprak tabakas
olduunu bilmemin bana dayanlmaz bir

ac verdiini de sylemeliyim. Bu
kartulara gne ndan bir enerji
salayan gizemli kayay da grdm hatta.
Aradan geen yzyllar boyunca iyiden
iyiye knalanm, kabuk balamt ama
yine de yer yer l l parlad
grlyordu. O gn,
254 I um
BC'nin stadlarnda bulunan Siru
balkl haner benim elimde olsayd da
zerine kaznm olan ifre harfleri
bilseydim, derhal Efendim Fuzul'nin
beyitlerim arasna serpitirdii
rakamlarla aktrr, ya Evliya
elebi'ye yahut mfrezemizin kumandan
Melek Ahmed Paa'ya tabletlerin ve
altn ilah heykellerinin yerini buldurmak

isterdim. Yazk ki Babil topraklarnda


ok elemedik. Babil tapnann artk
aslanlara ve akallara yuva olan
harabeleri gerilerde kaldnda, o
topraklarda oynayarak byyen Leyl'ma
vuslat ansm tamamen yitirdiimi
dnmeden edemedim. Eer
bulabilseydim onun mezar topranda
aan iekleri koklamak, evresinde
biten otlarla sylemek, belki onlarn
yerinde olmay teklif etmek; ve eer
orada hayat devam ediyorsa ve
Leyl'mn yurdunda bir tek bile insan var
ise, belki ayn soydandr, genlerinde
ayn ak tayor-dur diye ellerini pmek
isterdim hi phesiz, iim iime
smayan bir yolculuk serveniydi, ak
aryordum, akm aryordum. Ypranm

bnyeme bylesi bir genlik heyecan


fazla gelse de, beni ilek iken dalmdan
koparan gzelin o vakit pe-mediim
dudaklarnn, belki savrulmaya balayan
topran ve tozunu pebilmek
istiyordum. Sanki ben bir yenieriydim
ve btn o corafya kendi yurdum,
devirildiim uzak lkem idi. Btn
yolculuk boyunca hep byle dndm
ve kendimi inandrdm, ama ne anam, ne
kardelerimi kucaklayabildim, ne de
yurdumun serin yamalarna uzanp
alayabildim. Leyl'mn her zaman
benimle olan hayalinden baka birine
rastlayamadm. imdi dnyorum da,
Evliya'nn romantik dnya-syd belki de
beni yeniden o heyecana srkleyen.
nk Evliya ile birlikte yaamak,

dada bayrda bile olsa balbama bir


saadettir.
Evliya, Ahmed Yesev neslinden Dervi
Mehmed Zll'nin oluydu. Aslen
Germiyanl olsa da katksz bir istanbul
ocuuydu. Ona herkes elebi diyordu.
Gerekten de bir elebide bulunabilecek
btn zellikler, centilmenlik, iir
bilgisi, okur-yazarlk,
babil'de lm istanbul'da a 5 k I 2 5 5
nezaket, iyi kalplilik, drstlk, ataklk
ve kahramanlk, her ey vard. 19
yalarndayken can kadar sevdii
istanbul'u adm adm dolamaya ve
grdklerine ibret ve dikkat nazaryla
bakmaya baladn sk sk

sylemesinden biliyorum. Bu dnemde


mekan duygusu ve gzlem yetenei o
kadar gelimi ki her yeri gezmek,
grmek istemi. Sekiz yl kadar
evvelmi, Austos scaklarna rastlayan
ramazann Kadir gecesinde bir rya
grm. Ryasnda Hali'te, Yemi
iskelesi yaknndaki Ah elebi
Camii'nde mbarek bir zatn arkasnda
ve kutlu bir cemaat iinde namaz
klyormu. Namazdan sonra o zatn
Haz-ret-i Peygamber, yanndakilerin de
drt byk halife ile As-hab'dan insanlar
olduu kendisine bildirilmi. elebi
derhal Peygamberimiz'in elini pmek
arzusuyla yerinden frlayp nnde diz
km ama heyecandan dili dolanca
"efaat ya Rasulallh!" diyecei yerde

azndan "Seyahat ya Rasulallh!"


kelimeleri dklvermi. Hazret-i
Peygamber de onu seyahat ile
mjdelemi. Yanlarnda bulunan Sa'd b.
Vakkas da "grdklerini yazmas"n
tembih etmi Evliya'ma. Bu ryay imdi
gemimizi ablukaya alan serserilerden
kurtulabilirse sekizinci ciltini yazmaya
balayaca Seyahatname kitabnn
birinci blmnde btn ayrntlar ve
yorumuyla birlikte anlattn biliyorum.
Osmanl corafyasnn her yann, hatta
snr tesi kentleri kar kar dolamak
niyeti elebi'nin. Delilik bu yapt.
Kimi zaman han odalarnda destanlar
dinliyor, kimi zaman da arlarn
kalabalna karp deiik diller

konuan insanlarla tanyor. Ka


defasnda zengin konaklarna misafir
olduuna; yahut da balarnda, terk
edilmi kalelerde bir atein etrafna
toplanm babozuklarla dertletiine
ben tanm. Liman kentlerinde
konaklamay, ykk surlar admlaryla
lmeyi ve kitabna ylece yazmay ok
sever o. Yeri gelir bin bir eit nesneyi
elleriyle tartar, yeri gelir kervanlara
katlp hayallerinin tesine yrr.
Anadolu, Balkanlar, Karadeniz, Gney
Rusya,
W

256!um

Kafkaslar, Rukl'imin lkesi Mekril,


een ve Krt yurtlar, Mezopotamya,
ran ve daha nice diyarlar, iller,
beldeler, corafyalar onun sabrla ve
severek dolat yerler arasnda. Her
milletten bilgi verdii kitabn kt
paralarna yazarak biriktirir, sonra
onlar birbirine ciltler halinde diker,
yaptrr ve satr aralarna yorumlarn
katar. Pek ok diyarn insanlarna,
sosyal hayatlarna, kltrlerine ait
menkbeler anlatr. Buralarda yaam
alar ncesinin krallar, sultanlar sanki
onun arkadalardrlar; onlarn
yklerini dillendirip kendisini
dinleyenlere kssadan hisse verir.
Ben, Hz. isa'dan sonra Roma

Hristiyanlar arasnda uzun mddet


tartlan teslis inancndan sonra
keilerin ortaya k servenleri ve
ruhban snfnn olumasyla devlet din
ilikilerinin nasl i ie geerek halk
etkilediini, Roma devletine tabi
memleketlerde insanlarn mezhep
kavgalar yznden bilim veya
esnaflkla uramak yerine dalara
ekilip mnzevi hayatlar yaamalarnn
nedenlerini, hatta insan olma vasflarn
bir yana brakp vahi hayvanlar
derecesinde bir hayat srmeye
balayarak giyinmeyi bile nefsin emrine
girmekle tefsir edip rlplak dalarda,
derelerde, tenha yerlerde yaamay
neden tercih ettiklerini, nefsini
aalamakla nl olmu bu mnzevi

keiler ierisinde ad lmszleen


Tepeli Siemon'un Suriye'de obanlk
yapan on yalarnda bir ocuk iken
manastra kapanp melankoli geiresiye
kadar ibadet ettikten sonra Antakya'ya
yakn bir da alnda kendini zincirle
balayarak vaz, k demeden tam otuz
yl, gnde 2222 kez eilip dorularak
ibadet ettiini, bu derece dindar
olduktan sonra kendisine Hindistan'dan
Frengistan'a her yerden pek ok ziyareti
gelip karsnda secdeye kapandklarn,
Iran ve Arap krallar ile Rum hkmdar
Theodos'un bile kendisine gelip hrmet
ve ikramda bulunduklarn, lm
zerine de Antakya patrii, ark valisi,
alt nl metropolit, yirmi hkim ve alt
bin askerin na'n dadan merasimle

indirip din dmanlarnn malubiyetine


babil'de lm istanbul'da a k i 2 5
7
vesile olur diye uzun sre sakladklarn
hep ondan rendim. Dnyann ne kadar
ilgi eken malumat varsa Evliya bunlar
eyahatnme'sine yazar ve okuyanlar
hayretten hayrete drr. Mesela
Budizm'in kurucusu olan Buddha'nn
Buddha ak-ya adl bir Hind kabile
reisinin ksr hanm Maya'dan yllar yl
Allah'a yakarlar sonucunda nasl
doduunu, o srada Hima-laya'dan
gelen bir mnzevnin bu ocuu grnce,
ileride ok byk bir din bilgini
olacam sylemesi zerine babasnn
bu haberden holanmayarak Brahma

meclisini toplayp ehzadeyi tahta


hazrlamalar iin vezirlerine emirler
verdiini, ancak hayatn ac ynlerinin
ondan gizlenmesine, zel kklerde
bytlmesine ve zevk safa iinde
yaatlmasna ramen sonunda bir
cenaze alayn grd vakit genliin,
shhatin ve hayatn geici olduunu
anlayarak hayatn srrn zmek ve iini
dnya kayglarndan temizlemek zere
sarayn terk edip inzivaya ekiliini
takip eden yedi yl boyunca Himalaya'da
etin bir ile dnemi yaadn, bunun
iin ona akya-muni (yalnz adam)
denilmeye balandn ve bir aa
stnde iki buuk ay bada kurmu
vaziyette nirvana hlinde kaldn,
nihayet 36 yalarnda, Ganj nehri

kenarnda bir gece dolunaya bakarak


yine murakabeye girmi iken kalp
perdelerinin nasl alp aydnlandn
ve arad srra nasl erip Budizm
retilerini gelitirdiini; islam
mistisizmindeki ibrahim Edhem ile
benzeen bu hayatn dnyay nasl
etkilediini en gzel o anlatr. Hele bir
Melek Ahmed Paa'nn Bitlis han Abdal
Han' malub ettii vakit, Han'n
hazinesinden sandk sandk eyalar
yannda 8 byk sandk da elyazmas
kitaplar ktn anlat vardr; sayfalar
uzasa, satrlar bitmese dersiniz okurken.
Kadzadelilerden riyakr, ahlksz ve
dedikoducu bir herifin mezad-
sultanden 1600 kurua ald
Firdevs'nin nl ehname'sinin sihir

derecesinde gzel minyatrlerindeki


insan tasvirlerinin gzlerini karr gibi
belindeki kyl bayla kazyp oyarak
her yapra nasl delik deik ettiini ve
Melek Ahmed Paa'nn bu banazla
kar adam talattn; Karadeniz
kasabalarndan birinde,
25 8
misafir olan beylere, klk odun diye
slak bir kt krk kerre nasl
sattklarn, Malatya'da hanmlarn her
yl elmalar henz dalnda bymekte
iken ktlara yazdklar beyitleri
makasla kesip balmumu ile elmalarn
zerine yaptrdklarn ve daha sonra
topladklarnda elmalarn zerlerinde
Allah vergisi gibi iirler okunduunu,

Nasrettin Hoca'nn Timur ile hamamda


geen petemal yksn, Uluda'da
ifal kar'kurtlar ile istanbul'a getirilen
karlarn yazn erbetlere konulmak zere
nasl kar kuyularnda saklandn,
Edirne darifasnda akl hastalarnn
nasl tedavi edildiklerini, paalarn nasl
gre tuttuklarn ve ok yarlarnn nasl
yapldn, Domani ornan-larndaki
servilerden ok vgnlarnn nasl
kesildiini, Bolu'da eski amlarn nasl
bodu ve bardak olduunu, Kbrs
tandan yaplan giysilerin yaklarak
nasl temizlendiini, Divrii kedilerinin
ve Erdebil farelerinin nasl birbirlerini
avladklarn, Viya-na'da akllara
durgunluk veren beyin ameliyatnn
safhalarn, anakkale Boaz'nda top

enliklerinin nasl yapldn hep onunla


beraber gezerken renmitim. imdi
ona sarlm bekliyordum ve dardan
kadrgamza yadrlan ateli oklar
savuturmakla megul krk ksur adamn
kouturmas arasnda hazin dakikalar
yayorduk. Kalbini okuyabiliyordum;
bir yandan kap hayatn kurtarmak
istiyor, dier yandan btn mrn
balad sandn tayamayaca iin
gzleri dola geliyordu. Gezi notlarn
tomar tomar eyleyip kuana, serpuuna
ve donunun iine saklamaya alrken
gzleri bir vakitler benim de aralarnda
bulunduum kitaplara kayyor, bir an
gitmekle kalmak arasnda tereddt
geiriyor, esir olmakla kitaplar gzden
karmak arasnda bir tercih yapamyor,

sonra gemi ate alrsa buzlarn zerinden


kayarak kamay planlayarak yine
arna iki tahta paras balamaya
alyordu. Balarna bu ekiya
belasnn benim yzmden geldiini
bilse beni onlara teslim eder miydi, diye
tereddt iindeydim. nk o beni
sevmi, Efendim Fuzul'yi hayrla anm
ve at srtnda, gece konaklarnda,
kervansaraylarda ve ordughlarda,
yazda ve kta,
babll'de lm istanbul'da ask259
gecede ve gndzde bunca yl beni
yanndan ayrmamt. Ru-kl'in kanyla
barma iledii gelincik yapraklar
arasnda onun da scak nefesinin
hatralar vard artk. Az evvel, barm-

daki gelincii pen altnc dudan


sahibi olmutu ve kara gzl Leyl'mn
kmr isiyle dokunduu alnmda bunca
kiinin hatras birbiriyle bulumutu ve
bunca dudak izi st ste dosyalanm,
bunca yrek arp ayn ritmi
yakalamt, ite ben o dehet annda, bir
yandan da bunlar dnyordum.
Gverteden gelen seslerin korkun
grltsne kadrgamzn ate alan
grandi direinin gmbrtyle devrilii
eklendiinde geminin buza oturan
gvdesi oynam, hatta bizim
bulunduumuz sintineye su szmaya
balamt. elebi'm son kez olarak beni
eline alp bir fal bakmak istedi ve
rastgele at sayfamn ilk beytine

gzn dikti. Amac bu beyitte Efendim


Fuzul'nin sylediini yapmakt.
Kadrgann baheliine alan kamara
kaportasna ynelmeden evvel okudu:
Can u cierinde kalmad tb Terk
ettiflk-i od niteki b
Hayretler iindeydi. nk beyit tam da
onun istedii fala cevap vermi,
"Cannda ve yreinde takat kalmaynca,
su gibi hzla akarak ateten gemiyi terk
etti." demiti.
elebi'min arkasndan aladm. Beni de
dier kitaplarn arasna koyup sudan
etkilenmeyelim diye muambalara ve
balmumlarna sararak gizledii sandn
kapan rttnde yreinin acs

yzne vurmu gibiydi. En azndan


kadrgamz tamamen yannca sandn
suda bir mddet daha yzebileceini
dnyor ve aalarda bir yerde,
rman buz tutmayan ksmlarndan
birinde tekrar bizi bulabileceini umarak
souk sulara dalyordu, nce
boulacandan, eer kurtulursa zatr-re
olmasndan korkup onun iin dua bile
ettim. Bir de kadrgann benim
yzmden yandn bilseydi...
Sarlp sarmalanm, kaderimi beklerken
Efendim Fuzul'nin yksndeki ceylana
benzediimi dndm. Ayan
260
tuzaa kaptrm, avcnn gelmesini

bekleyen ceylana. Ate ile su arasnda


skp kalan kadrgamzn buz kesen
sintinesinde scak gneleri ve
doduum kerpi evleri zlediimden mi
nedir, keke Babil diyarna yaptmz
seyahatimizde "Nabu-kadnazar'n Itar
Tapman ve Keldanileri elebi'min
kulana fsldayabilmi olsaydm!" diye
tekrar hayflanyorum. Benim iyi kalpli
elebi'm, imdi darda ya souktan ya
Babil altnlarnn peinde gezen
hrszlarnn ekyalklarndan lecek
olursa, hikyemi hi kimse bir daha
yazamayacak. O halde belki ben de
Leyl'nn ve Rukl'in akn Tuna'mn
sularna kattr-malym. Buradan akp
denizlere ulasn, sonra bulut olsun,
sonra yasn btn insanlarn zerine ve

ak rensin btn cihan, akm


rensin. Bu benim, "Ah keke
konuabilsem de otururken, at srtnda,
konak yerinde, ar pazarda notlarn
tutarken ilham olup onun kalbine girsem
ve Efendim Fuzul'nin bandan geenler
dahil ona btn hikyemi anlatsam,
tadm srlar bir bir sersem nne ve
yazdrsam." diye yanp yakldm
saatlerin sonuncusuydu, biliyordum.
Ama yine de ele-bi'mle konumak
istediim kadar li kimseyle konumay
arzulamadm itiraf etmeliyim. Kum
frtnalarnn sesini yanklandran ayaz
gecelerde onun seyahat notlarn yazd
defteriyle kucak kucaa sabah
beklerken, sayfalardaki boluklara
imrenerek baktmn ve daha sonradan

yazlmak zere arada brakt


boluklardan birine kendi ykm
yazmas iin ka kere dua ettiimin
saysn oktan unuttum..
imdi atele su arasnda, gz yal ve
bar bal, zalim avcm beklerken
elebi'ye dua etmedeyim hep. Ve imdi
fark ettim ki herkes onu ok severdi;
herkes, dost, yahut dman... Celali olup
daa km paalara eli olarak giden
de oydu, Celali paalarn mektubunu
saraya getiren de. ipek yolunun kurt
yahut ekya masallar anlatlan; destan
yahut iirler okunan kervansaraylarnda
onun ad hrmetle anlr, hatrasndan
vgyle bahsedilirdi. Dada izde ba
derde girse adn syler,

babll'de lm istanbul'da a ; k I 2 6 1
balanr; evsiz ve aresiz kalsa bey
konana gider are getirir, a doyurup
plak giydirirdi. n kendisinden ok
uzaklara gitmi, kendisinden ok insanla
hreti tanmt. Osmanl
corafyasnda Evliya elebi bir
efsaneydi, onu grenler sayg ve ikramda
kusur etmezler, adn duyanlar szn
dinlemeye can atarlard. Osmanl
geleneinin zaman ve mekan aan
hafzas olacaa benziyordu o. Ona ben
ya Evliya'm, ya da elebi'm diyorum,
adn ise hi bilmedim. Zaten hi kimse
de ne bildi, ne telaffuz etti. O elebi'ydi,
belki de Evliya idi.
aydr kadrgamzda senli benli

olduumuz, stanbul'un cumbal ve


kafesli evlerini, zarif hanmlar ve buzlu
nar erbetlerini zleyen krk iki adamdan
kimisi Tuna'ya can veriyor, kimisi
Tuna'da can alyor imdi. Son hatralar
arasnda, baharla birlikte geride kalan
sahil kyleri ve meyva aalarnn yar
baygn glgeleri ile kzarm balk
kokusundan baka bir ey bulunmuyor.
Bir de Tuna'nm te yanndan gelen
kpek ulumalar ve deirmen gemilerin
yalanmak isteyen ark gcrtlar.
Bunlar, aralarna ark balanm ifte
gemilerdi ve Tuna'mn cokun sular
ark evirdike her iki gemideki
deirmen talar dnyor ve sahillerdeki
kylerin budayn, arpasn, mazsn
tp un ederek nehri bir yukar, bir

aa dolanp duruyordu. Silistre


kalesine getirildiim gn de byle bir
deirmen gemisinde una bulanmtm ve
sayfalarmda yeni naklar olumaya
balamt. Keke o gn greceime
parampara olsaydm. nk peimdeki
adamlarn Eflak veya Avusturyal altn
avclar olmadn, Kale muhafz
Siyavu Paa ile anlam bir alay
serseri olduklarn grerek ihanetle
sarslmtm. Birka gn sarho
olmalarna yetecek cretlerini alp
atlarn mahmuzlarken ince belli Eflak
kzlarnn rakslar gzlerinde
canlanmaya balamt bile.
Silistre kalesi srtn yksek kayalklara
dayayarak burada byk bir iddetle

akan Tuna ilerine yay gibi uzanm bir


ahin yuvasn andryordu. Bur ve
bedenlerindeki krk pare
262
I UM
kolomborna, ayka ve balyemez
toplarnn tamam Tuna zerine
evrilmiti. Kapsnda ii pamukla
doldurulmu, azna dil yerine kadife
dikilmi, haner gibi dileri olan
Afrikal Anibal'n filleri kadar byk bir
aslan postu aslyd. Bu aslan kim,
nerede avlayp buraya getirmiti,
bilinmiyordu, ama herkes tarafndan
kalenin tlsm gibi korunuyor, bakm
yaplp keeleen pamuklar her yl

deitiriliyordu.
Civardaki ky ve kasabalarn btn
kymetli mallar saklanan Silistre kalesi
yazn ok emniyetli, ama kn Tuna'nn
don-masyla saldrlara ak bir
konumdayd. Benim kaleye satldm
gn Avusturya ilerinden krlp gelen
buz ktleleri 80 zira ykseklikteki kale
duvarna arparak paralanm ve
srayan buz paralarndan biri kalenin
bedenlerini ap tahl ambarnn atsn
kerterek budaylar slatmt. Siyavu
Paa ambardaki buzlar artmak ve
slanmaya balayan budaylar tatmak
zere askerlerine emirler yadryordu.
Bereket versin ya yoktu ve gne,
bahardan kalma bir gn iin cmert

davranyordu. leden sonra kalenin


cihannmasnda, paann yen elleri
arasndaydm. Tuna^n donmu bir
liman dur-gunluundaki sahilleri
zerinde ocuklar ayaklarna
baladklar ak kemikleriyle buz
oyunlar oynayp kayyorlar, genler ise
kzlerin krek kemiklerini
zmparalayp ayaklan altna balayarak
Tuna boyunca paten yarlar
yapyorlard. Bazlarnn buz zerinde
yapay engeller gibi yatrdklar aalarn
zerinden perendeler atarak gemeleri,
bazlarnn yzleri seilmeyecek kadar
hzla frdolay dnmeleri daha nce ne
grlm, ne iitilmi eydi. telerde
nehir zerine dal salm narlarn
altnda rengarenk frfrl elbiseleri

iinde gen kzlar salncaklar kurmu,


buzda dmemeye alarak birbirlerini
sallyorlar ve arklar syleyip
eleniyorlard. lerinden bazlarnn
buzlarda delikler aarak oltalarla balk
tuttuklarn, sahilde yanan kk ateler
ile rzgr estike Siyavu Paa'nn
itahn kabartan zgara kokularndan
anlyordum. Btn bu elenen insanlarn
evresinde kale dizdarnn nbetileri
duruyordu.
babil'de lm istanbul'da ak|263
Meer ben kale imam ile topu aann
oullarnn, Tuna'nn donmasndan
istifade Eflak kylerinden karp
geldikleri kzlarla evlenmek iin
tertiplenen dnlerine rastlamm.

Kalede mevcut yirmi hanenin


insanlarnn tamam bu enlik iin buz
tutmu olan Tuna zerine inmiler. Kale
muhafzlarnn nbeti sahilde tutmalar
bu yzdenmi.
O gn Siyavu Paa'nn, sayfalarm
arasnda bir yky deil de bir ipucunu
aradn hemen anladm. kindi gnei
narlarn yapraklar arasnda erirken
gvercin uurdu, ayaklarna balanm
mesaj ile birlikte ve iki hafta sonra
BC'nin ameliyat masasna yeniden
yatrldm. Anladm ki gvercinlerden
biri Eflak Voyvodas Matei Besarap'n
veziri erban Miha-li'ye, dieri Rus
kral Petro'nun bamimar Aleksander
Dimit-rov'a, sonuncusu da katolik

dnyann kalesi saylan Avusturya'nn


Habsburglu kral Leopold'un saray
orgcusu, Johann Ja-kop Froberger'e
ulamt.
O gn Silistre kalesinin bedenlerini en
yksek noktadan gren burcundaki vezir
dairesinin sedirlerinde oturan bu drt
adamn baz ortak yanlar olduunu fark
ettim. Siyavu Paa ile erban Mihali
klelikten yetimi ve devletlerinin
muhafz komutanln yapmlard.
Btn klelerde olduu gibi onlarn da
kendilerinden baka insanlara kar
sanki gizli bir kinleri vard. Her ikisi de
cesur idiler; ama bu cesaret onlarn
yalnzca zalimliklerini besliyor;
kleliklerinden syrp efendilik

giysisine sokamyordu. Btn kleler


gibi gvenilmez idiler ve kk yatan
itibaren ezilmiliin, horlanmln,
itilip kaklmln acs onlar
birbirlerine yaknlatryor, planlarn
hakl gsterecek mazeretler retmelerine
yaryordu.
Johann Jakop Froberger ile Aleksander
Dimitrov'un ise ortak sanat kiilikleri
vard. Bunlardan ilki, o yllarda
Avusturya'dan btn Katolik dnyasna
yaylan mzik akmyla tanrsal gleri
dile getirmekle sayg gryor, ikincisi
de Rusya'da klasik mimari tarznn
sekin ustalarndan saylyordu.
2 64L.M

Altna mangal konulmu ykseke bir


sofra tablasnn evresinde, al sofra
rtsn dizlerine rterek snan bu drt
adamn drd de kendi kral ve
hkmdarlarnn itimatlarn kazanm,
ikbal ve geleceklerine umut balanm
adamlard. Siyavu, Silistre kale
kumandanlndan sonra vezirlik
bekliyordu, er-ban, Eflak
Voyvodalnn kendisine ait olduu
duygularn iinde bytyordu. J. J.
Froberger kral Leopold'un srda ve ba
danman gibi hkmediyor, Aleksander
ise sarayl hanmlarla dp kalkarak
devlet srlarn deviriyordu. BC'nin
dier yesini ise o kadar nemli
grmyorlard. Bunlardan biri Roma
Kilisesi'nde rahip, bir dieri Paris

Fransz Akademisi'nde retim yesi,


sonuncusu da ispanya kralnn terzisiydi.
Konumalarndan Avrupa'da tek bir
devlet kurmay planladklar, Macarlar
ile Slovaklar yeryznden sildikten
sonra Transilvanya'da ina edecekleri
Babil Uzay Aratrmalar Mer-kezi'nden
dnyay ynetecekleri anlalyordu.
Bunlar Keldani mabedindeki tabletler
kadar oraya gmlm olan altnlarn da
peindeydiler. Altnlar harcayarak
Avrupa devletlerinin bazlarnda
isyanlar karmay ve Kuzey lkelerini
ele geirmenin planlarn
konuuyorlard. Akdeniz'de dolaan
Cemiyet'e ait ticaret gemilerinin
geliriyle kurduklar gizli haber alma

servisinin btn bilgilerini Dama


kilisesindeki ktphanede saklyorlar ve
gvercinlerden baka saysz hafiye
kullanarak btn Avrupa'nn siyasi
gelimelerine yn veriyorlard.
Drt korkun ehrenin dikkatli baklar
altnda sayfalarm bir bir elden gemeye
balad. Daha nceki stadlarm Roma'da
daha nceki yllarda zdkleri ifreler
ellerindeydi. Ressam Elsheimer ile
Avusturyal tccarn o zaman neler
konutuklarnn, ak zerine neleri
tarttklarnn bile kaytlar vard
ellerinde. Hepsi de 607, 617 ve 687
numaral beyitlerimi ezbere biliyorlar,
ilerindeki ak ve gizlilik szcklerini
yan yana getiriyorlard. Bunlarn iyi

hazrlk yaptklarn ve hatta dier


beyitlerimi ve o beyitlerdeki ifre
rakamlar kolaylkla bulacaklarn
dnmeden edemedim ve geleceimden
endieye dtm.
babil'de lm istanbul'da a j k I 2 6
5
"Evet, tarihin yeniden yazlaca ann
balangcndayz." diye sze balad
vakur bir eda ile erban Mihali, sonra
da odann ta zeminine kiremit tayla
bir daire izdi. Hepsi birlikte bu
dairenin evresine gelip ellerinin ikier
parman BC'nin kutsal yemini iin
yumdular ve tam merkezin izdmnde
birbirlerinin zerine koyup Keldani
dilinden szleri bir ayinde ilahi okur

gibi hep birlikte sylediler. BC beni her


defasnda biraz daha hayrete dryor,
her defasnda daha farkl bir ritel icad
etmi olarak karma kyordu. Daha
nce byle bir ayin yapan stad
grmemitim. Demek insanlarn
ihtiraslar bilimi bomaya balaynca
gereklerden ziyade kurallar ne
kyor, hakikat yoldan sapmaya
balyordu.
Siyavu Paa okuyor, erban da
Almanca ve Rusa'ya tercme ediyordu.
Aslnda Cemiyet'in. yeleri Keldani
dilinden baz ibareleri biliyor idiyseler
de bu onlarn anlamalarna yetmiyor,
ancak haberlemelerindeki basit
ifadeleri ifreliyor ve "geliniz, bende,

buldum, tamam, gnder, yardm et,


koru..." gibi szckleri karlyordu.
Posta gvercinleriyle haberleirken
kullandklar dil ve yaz, bu yzden hep
Keldani a ivi yazsnn diliydi.
"lk beyit zerinde ak ve gizlilik
szcklerinin ortak olduunu biliyoruz."
dedi Siyavu. "imdi isterseniz okuyarak
gidelim ve bu iki szcn yan yana
geldii beyitler zerinde yorum
yapalm." Dierlerinin de kabul
etmeleriyle ykm okul yllarndan
itibaren ar ar ve dne dne belki araya araya demeliydimokunmaya ve Silistre kalesinin
mazgallarnda krlan iddetli
rzgrlarn slklaryla Tuna'nn

sahillerini titreten geceler boyunca


karanla karp gidiyordu. Ne kadar
srdn imdi hatrlamadm o uzun
okuma gecelerinde ben bir yandan ok
mutluydum, bir yandan ok ac
ekiyordum. Mutluluum, oktandr
Leyl'mn hasretiyle yanarken,
birdenbire okunmaya balanan ykm
sayesinde sanki yeniden bymem, k
olmam, cananmla bulumam, sahralara
2 66 Um
b a ij i I' d e lm istanJbul'd
* iki
267

dp zincirlere vurulmam, eski


dostlarm olan ceylanlar ve
gvercinleri hatrlamam ve nihayet bu
yaban ellerde iimi Leyl ile
doldurmamdan kaynaklanyordu. Geri
bir airin yahut bir km okumasna
benzemiyordu, ama yine de uzun sren
ve bktrc derecede kt geen
gnlerin tesellisi olmaya yetiyordu.
Siyavu okuduka J. J. Froberger
ykmden etkilenmeye ve gittike daha
byk bir dikkatle dinlemeye balamt.
Benimle ilgilenmeyi bir ifre zmek
iin deil, gerekten ykmdeki ak
anlamaya alarak yaptn
sezebiliyordum. Zaten bir sonraki ifre
beytimi de o buldu. Beyit benim Leyl

ile krda bulutuum sahneyi anlatan


minyatrn hemen altnda yer alyordu
ve orada bayldktan sonra le ilk
gidiim srasnda sylediim bir
cmleyi ieriyordu,
Sevda siyah etti ruzigrm Ak ald inn ihtiyarm
Siyavu bunu okuduktan sonra "Sevda
gnm karartt ve ak bilin
dizginlerimi elimden ad." diye tercme
etmiti. "Burda biraz duralm!" demiti o
srada J. J. "insann gnnn kararmas
gece olmas demektir. Bir ak en ok
geceyi sever; hem k da. nk akn
tekillii ile ancak gecelerde ba baa
kalr o. Bu durumda gece akn srlaryla
dolu olacaktr. Nitekim gece, btn

kutsal metinlerde '(gizlilikleri) rten'


olarak geer. Hilleli air elbette Kur'an
ayetlerini biliyordu. Bu arada, btn
gizli ilerin gecelerde yapldn da
unutmayalm. -"Tpk imdi sizin
yaptnz gibi!" demek geldi iimden.Belki de Hilleli Fuzul gecenin rtsn,
saklanlacak en gzel yer, srlarn
rahata korunabilecei bir kale olarak
almtr, olamaz m?!"
"Elbette olur ve olmu da!..." diye atld
Dimitrov. "O halde ebced karln bir
hesab edeyim ben." diye devam ettirdi
konumay Siyavu, sonra da herkesin
dikkatli ve merakl baklar altnda
Osmanl alfabesiyle "siyah" szcn
yazp sra ile sin'in altna 60, ye'nin

altna 10 ve he'nin altna da 5 yazp


toplad: 75. "Evet burada yedi rakam
karmza kt, tpk Ba-bil ilahlarnn
says, yedi gezegen ve yedi gn orucu
yahut yedi bitki arab gibi. Bir anlam
var mdr, bilmiyorum ama bu yedi bana
sanki nemli grnd." diye de ilave
etti. "Yedi" rakamnn bu ayaz gecede ve
bu karanlk mecliste telaffuzu, iimde bir
eylerin eksildiini hissettirdi bana.
Nedense BC'yi eskisi kadar
sevmediimi anladm. Hele Ariya
Akeldan'a veya Efendim Fuzul'ye srr
teslim eden Sryani ktphaneciye gre
bunlar ne kadar da seviyesiz insanlard.
stelik hibiri bilim-seHikten gelmiyor,
siyasi yahut politik otoritelerini yalnzca

BC'nin gizli gc adna kullanarak g


birlii yapyor, evrenin valyeleri gibi
hareket ediyorlard. Geri bu adamlar
nasl alacaklarn biliyorlar ve bilgi
toplama iini ok iyi yapyorlard ama
BUAM' yeniden kurabilecekleri
konusunda pheli grnyorlard.
Bazlarnn iten ie "BUAM"n can
cehenneme! Altnlara ulaaym da..."
diye balayan planlar olduunu da ben
biliyorum.
Ellerini iki akana dayam
dnmekte olan erban Mi-hali atld
bu sefer: "Dostlarm, sakn bu yedi
rakam beyitlerin sra numaras zerinde
bir ifre olmasn?! Hele daha nceki
beyitlerin sralarna bir bakalm, ne

dersiniz?!"
Daha nce bulduklar beyitlerimin
kanc srada olduklarn grmek iin
sayfalarm batan itibaren gzden
geirmeye ve sz konusu beyitlerin
kanc srada yer aldklarn saymaya
baladlar ve bunlarn 607, 617 ve
687'nci srada yer aldklarn kefettiler.
Siyavu Paa saymaya devam ederek
yeni bulunan beytin de 872'nci srada yer
aldn syledi iki gece sonra karanln
sessizliini yrtan bir sevin l
atarak. "Evet! Bizden nceki stadlar,
Babil tanrlarnn altn heykellerine
bizim u anda olduumuz kadar hi yakn
olmadlar. Bundan sonraki beyitleri
srayla numaralandrp yalnzca iinde

yedi rakam geen beyitleri incelemek


bize zaman kazandracak sanrm." diye
ilave etti ve zaferini kutlamak zere
enfiye kutusundan bir
268
tutam alp burnunun sol deliini
kapatarak derin bir nefes ekti iine.
Sonra da sofra bezi byklndeki
pekirini burnuna gtrp aksrmaya,
tksrmaya balad.
Beyitlerimin sayfa kenarna sra
numaralarn yazma iini ivi yazsnn
rakamlarn en iyi bilen mimar Dimitrov
stlendi. Bylece her beytimin
karsnda nce , sonra drt haneli
rakamlar dizilmeye baland. Bunlardan

iinde yedi rakam geenler srh ile,


dierleri kara mrekkeple yazlyordu.
Herhangi bir okuyucu bunlar bir
ocuun oyalanmak zere yapt
karalamalar sanabilirdi. Latin veya Arap
rakamlarn sememelerinin nedeni,
yabanc ellerde srrn ortaya
dklmesini iste-meyilerindendi. Son
beytimin karsna ivi rakamlaryla
3098 yazlmt. Varlmn boyutlarn
ve akmn geniliini o vakit kefettim.
Efendim Fuzul benim ykm iin her
biri dierinden gzel, tam 3098 beyit
sylemiti demek. Tanr yarlgasn
Efendim'iL
Geceler hep ayn yeknesaklk ile
gemeye balamt. Kale muhafzlarnn

her yarm saatte bir '^Yekdir Allah


yeeeekk!" diye sra ile bararak
tuttuklar nbet, mezzinin ahap
minareden okuduu sabah ezanlaryla
kart srada drd de almaktan
yorulmu, enfiye ve anason kokusu
salonun havasn arlatrm, mangaln
s derecesi iyiden iyiye dm
oluyordu. Sonra Siyavu Paa abdest
alp camiye giderken dier derin bir
uykuya dalyorlard ve leye kadar
uyuyup akama kadar burlardan Tuna'y
seyrediyor, bazen kale dnda balk
tutmaya ve yrye kyorlard..
O son akamda kavrulmu buday, kuru
zm, badem ii, ceviz ve leblebiden
ibaret erezler ile Tuna'da eri

kayklarndan alnm meyvalar gm


tabaklara doldurulmu olarak sofraya
konulduunda, Siyavu Paa'nn
konuklar iin her zamanki gibi iki testi
arap yine hazr edilmiti. Kendimi
ilingir sofrasnda bir meze gibi
hissettiim akamlardan sonuncusu
olacakt bu. ilk sz, Efendim Fuzul'ye
Badat ilimler Akademisi'nin
babil'de lm istanbul'da a;k269
m ktphanecisinin syledii "Ak
bilen biri iin yedi gerek sr vardr. Bu
srra sahip olan cihana hakim olur."
cmlesi oldu. Karsnda yedi rakam
bulunan ve iinde ak ile birlikte sr
anlamna gelecek szcklerin getii
beyitlerim birer birer kendini ele

veriyordu. Yedi rakamna rastlayan


beyitlerimin hepsi srayla
yorumlanyordu artk. Sulu sepkenlerin
Tuna'nm gr sesine kart o gece
yarsna doru Siyavu Paa 1117'nci
beytimi de okudu:
Ende-i akldan cda kl Ak ile heme
in kl
Bu beyit benim, ykdeki Amiroullar
obasnda aklm yitirdiimin duyulduu
vakit iyilemem iin Kabe'ye dua etmeye
gtrldm gnleri anlatan
blmdeydi. Babam Kabe'de edilen
dualar kabul olur diyerek elimden tutup
beni Harem'e gtrm, ben de bam
o kutlu yapnn eiine koyup yle dua

etmitim:
"Tanrm! Beni akl endiesinden uzak
eyle; ve beni her an ak ile ili dl
yap!" Siyavu Paa benim bu hareketimi
delilik olarak nitelendirip arkadalarna
bylece tercme ederken ben, aktan
kurtulmak iin gtrldm Kabe'de
aka dmek iin dua ediimin hazzn
yaamaya balamtm en son
umutsuzluumla. O gn ve kutsal Kabe
btn ihtiamyla gzmn nne geldi.
Beni dier insanlardan ve tarihteki dier
klardan ayran ite bu aykr
davranm olmutu. Beni ben yapan,
beni nce ldrtan ve sonra yzlerce yl,
binlerce aklly gbta ile peimde
koturan, adm hrmetle dillere destan

eyleyen en kahramanca szm o idi.


Kabe'nin eiinde gzya-larmn sicim
sicim olup aktn hl dn gibi
hatrlyorum. Leyl'nn hayali tam iki
gzmn arasndayd ve ben orada lah
gzellii bu hayalin iinde bulmutum.
"Endie ne demek?" diye sordu yine J.
J., sakin bir sesle Si-yavu'a. "Dnce
ve fikir demek." cevabn alnca tatmin
olmam bir eda ile "Baka bir anlam
daha olmal bu szcn.
2 70 um
nk ak ile yedi rakam rtm
durumda, ama ortada sr yok. Bu yzden
baka bir anlam daha olmal!" "Evet
var!" diye cevaplad Siyavu alayl bir

sesle ve devam etti, "Gam, keder, tasa,


vesvese, merak, phe... Daha devam
edeyim mi?" "Yeter dostum, yeter;
aradm buldum ben. Vesvese de,
phe de gizlidir nk. Hatta klarn
gamnn ve kederinin de gizli olmas
gerek."
Saray orgcusunun ak bildii ve bu
konuda hayli tecrbeli olduu
anlalyordu. O anda iimi dolduran
duyguyu tarifte zorlandm hissettim.
Bir yandan srlarm elden gidiyor, bir
yandan srrm bir k zyordu. "Ak
bilen biri iin..." demiti m
ktphaneci. Bu adam bendeki gizli ak
anlad iin btn dier stadlardan ve
BC yelerinden farkl gibi grnd

gzme ve o gece gizli bir hayranlk ile


yaknlk duymaya baladm kendisine.
Sanyordum ki Keldani rahiplerinin
uzaya ait srlar bu adamn elinde ktye
kullanlamaz. Dnyaya yeni bir ekil
vermek iin altn ilah heykellerinin
parasyla isyanlar kartlabilir, Avrupa
ktasnn deiik lkelerinde masum
insanlarn hayat yok edilebilir, hatta
savalar icad olunup ordular
beslenebilirdi; ama mzii sanat edinen
bu adamdaki ince ruh, uzay bilgileriyle
dolu tabletleri asla altnlara feda
etmezdi. imdi bunu dnrken, az
evvel hepsine birden pskrttm
ithamlarm dolaysyla kendimden utanr
gibi oldum. Belki de iler benim
dndm kadar kt gitmeyebilirdi.

Sonra azck rahatlar gibi oldum.


Benim fikir deitirmemin zerinden ok
gemedi, J. J. Fro-berger'in de iini bir
endienin kapladn, dierleri beytin
anlam ve ifresi zerinde ebced
hesaplar yapmaya alrken onun gya
konuulanlar dinliyormu gibi
grndn, ama aslnda iinde derin
bir sorgulama srecinin baladn
hissettim. Kale duvarlarna arpp
kaybolan konumalar arasnda salonda
bulunan kiinin bilemedii gizli bir
endieydi bu: "Acaba BC bilimden
sapp parann peine dmekle iyi mi
yapmt?" Evet! Galiba iyi bir eyler de
kalmt benim iin dnyada.
babil'de lm istanbul'da ak|271

Silistre kalesine bir kalebend gibi


getirildiim gnden beri iimi kemiren
bu endie imdi onun kalbinde de kt kt
vurmaya balamt nk. Froberger'in
zihninde imdi daha evvelki Cemiyet
yelerinin kimlik ve kiilikleri beraber
ekilleniyordu. Her ada yalnzca bir
tek gnlde saklanp bir tek dilden son
anda gvenilir bir bilge kiiye emanet
edilen bu byk sr, acaba imdi bu
odadaki adamlarn m elinde olmalyd
ve bu adamlar gerekten bu yce srr
tamaya yetkin mi idiler? Benim
Roma'ya karldm zamandan bu yana
BC'nin Vatikan'daki hibir yesi Papalk
karlar iin cemiyetin karlarn feda
etmemiti. phesiz u anda odada

bulunan drt kiiye de ayr lkelerde


yine ayn drstlkle davranm stadlar
vermiti bu srr. "Nasl bir ada
yayoruz ki drtbin ksur yldr iine
kt dncelerin szamad Cemiyet'in
sadakat yemini artk paralanyor?" diye
hayfland iinden ve derin dncelere
dald: Dnya gerekten deiiyordu, iyi
de, onu yeniden ekillendirmek adna
masum insanlarn lm gze alnmal
myd? Dnyann yeni ekli acaba
insanlar mutlu edecek miydi? Sirse'nin
iftliinde hayvanlara dnen klar
srs acaba yeniden insan olmay
isteyecek miydi? Cemiyet yeleri
bakalarnn mutluluklarna veya
mutsuzluklarna karar verme yetkisini
hangi gle kullanmaya kalkacaklard?

Tanr'ya ait olan kaderi deitirme


yetkisini hangi lml isteyebilirdi? Ve
bu doru muydu? u anda Silistre
kalesinde bulunan dier kii ifreyi
elde ettiklerinde acaba nasl bir g elde
etmeyi hayal ediyorlard? Yedi yl nce
toplanan konsilde yenilenen sadakat
yeminleri bu kadar ksa srede nasl
deimi olabilirdi? Son yedi ylda
yaplan savalar myd bunun nedeni;
yoksa dnyadaki gelir dengelerinin
deimesi mi? Belki de insan nfusunun
oalmas? Ama bunlardan hibirisi
uzaya alan kaplarn insanla
hkmetmek iin kullanlmasna ruhsat
vermezdi; vermemeliydi. Keldani bilge
rahipleri tarafndan galaksiler arasnda
yaplacak uzay yolculuklar btn

insanl ve dnyann tamamn


kurtarmak iin planlanmt. Peki bu
srlarn
2 72 um
zlmesi insanlar sevindirecek miydi,
yoksa zecek mi? Peki dnyaya
alamaya m gelmitik, glmeye mi?!..
"Biz ne yapmaktayz?! Tanrm!" szleri
o gece mzisyen Jo-hann Jakop
Froberger'in dudaklarndan dklen son
cmleler oldu.
Ertesi gn Silistre kalesinin muhafzlar
burlarn en ykseinden Tuna sularna
atlayan bir adamn paralanm cesedini
kardlar. Kuann iinde yeni

bestelemekte olduu bir nei-denin


notalarndan baka bir ey bulunamad.
Ah Leyl! Yokluunda bunca acya
katlanmal mydm? Efendim Fuzul
srrn korumak uruna bunca acy
yklenme-a, mi ister miydi? Ben,
lmsz ak uruna hayatn ortaya
koymu bir k iken altn ve bilim
neyime idi?!.. Seni ok zlyorum
Leylaa! Nerelerdesin sevgilim?!..
Ettik o kadar ref'-i taayyn ki Nefti
Ayne-i pr-tb- mcellda nihntz
Net
Ey Neat! Kendimizi ruh iklimlerinde
ylesine yitirdik ki, artk gnln parlak

aynalarnda bile grnmez olduk.


XXIII
Bu, Dil Bilmez Kuzey lkelerine
Gittiim ve Akllara Ziyan Sihirler
Seyrettiimdir
oktandr kirli harvarmn i et kokan
nc gz torbasnda diyardan diyara
savrulduum Molla Mehmed, her ehir
ve kasabadaki adeti zere paann
huzurunda diz krp ba edi ve "Destur
ya saf- devran ve yegne-i zaman olan
ulu vezir!" diye tantanal bir eda ile
yapaca gsteri iin izin istedi.
nceleri ordusundaki askerler tarafndan
"Gzelce Mezzin" diye anlan elli

yalarndaki bu ince uzun boylu, esmer


gzeli adam, Purut bataklklarnda Deli
Petro'nun dalar gibi askerle yl
ordusunu yendii halde sulh masasnda
kars Rus ariesi Katerina'ya yenilerek
yapt anlamadan sonra hakknda
kartlan dedikodulardan yorulup
bkm olan Baltac Mehmed Paa'yd ve
payitahta dnerken, o yllarda sk sk
bakaldrarak ynetime gaileler aan
Arap ve Krt beylerinin tenkili iin
Karadeniz'i doudan dolaarak yolunu
uzatmak
2 74 um
zorunda kalm, grevini yerine getirmi
her sorumluluk sahibi insann duyduu
huzuru duymak istedii halde arie

Kateri-na ile hakknda kartlan


dedikodular yznden Haleb'in o
gzelim sonbaharnn bile tadn
karamadan hznl akamlara
gmlp gitmiti. Kenti kubak gren
beylerbeyilik saraynda kalyordu ve sur
dnda karargh kurmu olan ordusunun
tam stnden seyrettii gn batmnn
melali ile uzak hatralara dald u
Eyll akamnda iinde bir sknt
hissediyor, sanki kalbi daralyor ve
boulacak gibi oluyordu. Bir paa iin
ok ar bir imtihand, kendi ordusunun
yine kendisi hakknda kt szler
sylyor olmas. u anda gznn
nnde sra adrlar, idman meydan,
babular alay, ahrlar, tavla meydan,
okularn menzil ve hedefleri ile

gsn kabartan bu orduyu kendisi


tertip etmi, pek ounu evlad gibi
emek verip yetitirmiti. Yazk ki imdi
kendisine kar hepsinin, hi de hak
etmedii bir itham ile kalar atk idi.
Kendisini ihanete uram hissediyordu.
Ordu iinde ekemeyenlerinin bu kadar
etkili olabileceklerini ve askerin
neredeyse yarsn aleyhine
dndrebileceklerini hi tahmin
etmemiti. Biraz da bu gafleti iin
kendisine kzyor ve vurdurulmas
gereken kellelere yaama hakk
tandndan dolay kendisine kfrler
edip duruyordu. Yanndaki insanlar ve
bezm iin hazrlanan sofralar, uh
fkralar ve hanendelerin kadife sesleri
de zerindeki bu melali atmaya

yetmiyordu. Hatta kentin orasnda


burasnda saylar yzleri bulan dokuma
tezgahlarnn, nceki akamlarda bir
aruz vezni gibi ahenkle dinledii ritmik
mekik sesleri, bu akam beyninin
duvarlarn, mrlere kk darbeler
vura vura akan bir saatin rakkas gibi
dvyor, dvyordu. Neyse ki karamsar
darbeler uzun srmedi ve istanbul'dan
kendisine hitaben yazlm olan
beylerbeyilik fermannn yola kt
haberini getiren gvercini okarken
buruk bir sevin ile bir para kendine
geldi. Aslnda btn istei azck bir
glmseme ve askerlerinin "arieyi
nce ipeklere yatrm sonra da rvet
alm; yle olmasayd yeryznden Rus
adn kazyacaktk!" diyen fsltlarn

babi'de lm istanbul'da a k I 2 7 5
unutmakt. Gvercini okarken duyduu
huzurda da aslnda bu kurtulu umudu
vard. nk gelmekte olan fermana
gre ehrin imdiki beylerbeyi,
dedikodularla alkanan orduyu alp
istanbul'a sevk edecek, fsltlar da
beraberinde gtrecekti. stelik ok
zledii ailesi ile kendi belirleyecei
yeni ynetim kadrosu da ayn gnlerde
Halep'e doru yola km olacakt.
imdiki sahibim Molla Mehmed, Baltac
vezirden izin istediinde beylerbeyilik
saraynn yksek duvarlarla evrili geni
avlusunda, ordunun ileri gelen
komutanlar, Halep'teki devlet adamlar,
ehir erafndan bazlar ile hanendeler,

sazendeler ve airler vard, ama Baltac


vezir sanki yoktu. Molla Meh-med'in diz
km durumda, o adal szleri
nc defa ezberden okumas zerine
paa, nce "Ne?!" diye belinledi ve
ardndan bayla iaret ederek Molla
Mehmed'e destur verdi. Onun bu
dalgnln meclisteki hemen herkes, o
sralardaki bunalmlarna verdi. Hatta
ben de nce bu dalgnln, imzalad
bar hakknda, insan kayglara bal
olduu iin sevinen , ama siyaset
bakmndan bin defa pimanlk duyan bir
paann her zamanki dalgnl olduunu
sandm ama sonra anladm ki Baltac
vezir bu sefer sevin hlyalar arasna
dalp gitmiti ve gvercini son bir kez
okayp salverdikten sonra "Tamam!

Biraz da elenelim artk!" diye silkinip


Molla Mehmed'e glm-semi, hatta
ellerini sevin ile birbirine vurmutu.
Ardndan meclisin asl sahibi olan
beylerbeyi hizmetilerine iaretler edip
yanna ard ve ortadaki yemek
sinilerinin, tatl tabaklarnn, sofra
rtlerinin toplanmasn emretti. Molla
Mehmed'i de bu meclise zaten o
artm, sadrazam bu zor gnlerinde
bir para neelendirmek istemiti.
Molla Mehmed ile uzun zamandr
beraberiz. Kendisi simya ilmini en ince
ayrntsna kadar bilen, sihirbazln bin
bir eidiyle pek ok ilde lkede hret
bulmu altmlk bir Krt'tr. Medresede
okurken gizli bilimlerle uramaya

balam, acayip eylere merak


yznden btn mrn remilcilik,
falclk
2 76 um
ile geirmi, derken meslei sihirbazla
evirmi; Osmanl lkesinde o yllarda
sihirbazlk yasakland ve bu da icra-y
sanat edemedii iin Krm, Lehistan,
Eflak, Bodan, Alman ve isve
diyarlarnda dolap durmu, nihayet
hreti iyiden iyiye yaylnca geri dnp
Halep'te vatan tutmutu. Silistre
kalesinde Froberger'in intihar etmeden
nceki gece beni "Aman yiidim, bu
kitab mrn pahasna koru ve Ltzen'e
gtrp Kralie Christina'ya teslim et.
dln fazlasyla verecektir." diye

teslim ettii Leh dnmesi avu Gustaf Silistre kalesinde onu Mustafa olarak
biliyorlard- BC'nin byk stad
Marduk'u bulmak zere sve'e
gidecekken, Brandenburg'ta onunla
karlatnda hayatnn deieceini
bilemezdi elbette. Nitekim daha
karlatklar gn Gustaf' etkisi altna
alp arkada oldular ve Gustaf,
yaratlna pek uygun den
sihirbazlkla ilgilenmeyi kuzeyin souk
lkelerinin Kralie'sine bir kitap
ulatrmaktan daha cazip bulduu iin
Pomeranya'dan Moskova'ya, zi'den
Krakov'a, Buhara'dan, Kabil'e kh ssz
hanlarda, kh alklarla dolu salonlarda,
bazen sirklerde, bazen panayrlarda;
kimi konaklarda, kimi saraylarda; bazen

a ve susuz, ama bazen ilemeli giysiler


iinde, yarn dnmeyerek dolap
durdular. Her gittikleri yere beni de
srklediler tabii ki.
babil'de lm istanbul'da a k I 2 7 7
Belki de buna kretmeliyim. nk
onlar sayesinde dnyann pek ok yerini
dolatm ve BC'nin planlarn daha iyi
anladm. Lehistan kral Yedinci
Vladislas ile Rus ar Mihail
Romanov'un eref konuu olacak kadar
yaknlarnda bulunduklar zaman veya
tran ah Saf ile satran oynayp onu
yenecek derecede dost olduklar gnleri
unutmam mmkn deildir. Hem BC
korkucuyla, hem de ilgin maceralar ve
deneyimler adna heyecanlanyordum,

iki kafadar en byk cmertlii zbek


han imam Kuli Bahadr'dan grdler,
orada en mutlu zamanlarn yaadlar.
40-50 gn zifiri karanlk ahrlarda
bekletildikten sonra Nevruz bayramnn
cokusuna kendini teslim etmi byk
kalabalklar nnde gretirilen atlar
seyrettiim Semerkand ile Buhara'da tam
sekiz yl gnllerince yaadlar.
Altaylardan itibaren yaplagelen otantik
nevruz enliklerinde ekik gzl
gzelleri seyrederek Leyl'm tekrar
tekrar zlediim bu sekiz ylda benim,
Orta Asya'daki doal hayat da tanma
frsatm oldu. Efendim Fuzul'nin soyu
olan Bayat boyundan buralarda insanlar
tandm; ama hibirini artk ona
benzetemedim.

Gebe hayatmzda, cildimin iyiden


iyiye eskidii yllara girdiimde, Kuli
Han ld ve Halep beylerbeyi, gizemli
olaylara ilgisinden dolay bizi ehrine
davet etti. Eski zamanlara dair kllenmi
ak korlarnn yeniden tututuu ve
kllerin savrulmaya balad yeni bir
a ite o zaman ald nmde. BC'yi
ve Babil hrszlarn hatrladm. Ne
onlarla, ne onsuz olamadm o vakit
fark ettim. "Aziz dostum! Ben
Silistre'den ayrlma-saydm belki
Mslman bir lkede hayat
kurabilirdim; ancak dnyann bunca
gnahna battktan ve artk altmna
geldikten sonra, hele de u hastalkl
bedenimle tekrar Mslman gibi yaama
ikiyzllne katlanamam!" diye veda

eden ve ayrlrken bir hatra olmak zere


beni Molla Mehmed'e veren Gustaf'tan
sonra birka aydr Halep'teyiz.
Brandenburg'ta tanp dost olduklar yl
Gustaf Mslman sar deil Leh
baratas giyyoruu. Silistre'den beni
koynuna sokup yukarlara doru
HM
babil'de lm istanbul'da a k I 2 7 9
kat gece Eflak kylerine yaklat
bir srada karnn doyurmak zere
oklad bir tavann kann i
gmleine, cepkenine ve serpuuna
srp Tuna'ya brakm, bylece hem
Mslmanlndan soyunmu, hem de
Silistre nlerinde cepkenini bulanlarn

Yusuf kssasnda olduu gibi Mustafa


avu'u kurt yedi sanp bir daha
aramaya kalkmamalarn salamt.
Dostluklarnn ilerledii ikinci ayda
Molla Mehmed'e beni gsterip
hakkmdaki yky ve Froberger'i
anlattysa da Molla Mehmed bu ykye
hi inanmad ve Froberger'i hayali bir
adam sayp isve kraliesine gitme
fikrini hi gndeme getirmedi. Molla
iin bu gurbet illerde Trke bir kitap
ile karlam olmak, iinde entrikalar
bulunan bir ykden daha heyecan
vericiydi nk. Daha sonraki yllarda
Gustaf kendisini afyona ve sihirbazla
kaptrnca Molla Mehmed'e yardm eden
bir figran olmay, isve saraynda
asilzade olmaya ye tutmu, yllar yl

Froberger'i her hatrlayta belki bir gn


isve saraynda da gsteri yapacaklar
umuduyla i ekmi, ama bu isteini
ustas -artk ona "Ustam!" diyorduMolla Mehmed'e hi aamamt. Yine
de ikisi birlikteyken hayatlarndan
memnun yaadlar ve itiraf etmeliyim ki
ben de ilk defa sade bir mr ierisinde
heyecanl servenler grerek mutlu
oldum, ikisi birlikte bazen iplerde
yrdler, bazen kllarla kavga ettiler.
Birinin dierini ikiye bitii, dierinin
de tekini flara koyup uurumlardan
yuvarlad zamanlar oldu. Birbirlerine
canl sanlar yutturdular, ylanlarn
zehirli dillerine hedef yaptlar. Bazen
st ste koyduklar ielerin zerine
perendeler atarak ktlar, bazen iki srk

zerinde insanlara tepeden baktlar.


sfahan'da be ylda bir kez yaplan
sihirbazlar ve cambazlar panayrnda
dier meslektalaryla yarp ayaklarna
baladklar kee postlar ile iki uurum
arasna aslm iplerde srtlarna birer
kuzu alarak yrdler, dileri arasnda
tadklar srklar zerinde arap dolu
testilerle seyircilerin arasna koup halk
birbirine kattlar ve alklar arasnda
tamamladklar gsterilerinden sonra
ellerindeki hindistan
cevizi kabuundan yaplma
kekle braklan paralarla kendilerine
kuzu etleri, zencefilli pilavlar ve eit
eit tatllardan ziyafetler ekip form
tuttular. Salarna baladklar

makaralar ile uurumdaki sicime asl


olarak bolukta kl harbi yaptklar
cambazlk veya birinin dierini
grnmez yapt sihirbazlk
gsterilerinden sonra yorgun ve tere
batm olarak akam ettiklerinde Gustaf
arap kadehi ve esrar kutucuunu J I
kucaklayarak orta mal bir kadnn
gsleri arasnda; Molla
Mehmed de abdest alp namaz klmak
zere oturduu seccadesinin zerinde
dinlendiler, huzur buldular. Aralarna
hibir krgnlk ve din ayrm giremedi,
girmesine msaade etmediler. Birisi
Arapa ve Farsa'y medresede okumu,
dieri Leh, Alman ve Rus dilini
ocukluunda renmiti. Yalnzken

Trke konuuyor, gittikleri yerlerde


dier dillerle i buluyorlard. Birlikte
otuzbe yl derbeder bir hayat srdler.
Molla Mehmed, Osmanl veziri Baltac
Mehmed Paa'nm nnde tek bana
yapabilecei gsterilere mahkum
olduunu hissedince can dostu Gustaf'tan
ayr dmenin acsyla ilk defa yand,
"ikiyi de afyonu da artk brakmas
gerektiini ka kere sylemitim; belki
de u anda Buhara'nn en pis hannn
sidik kokulu bir ahrnda afyon yutmu
olarak can veriyor!" diye geirdi iinden
ve bu gsteriyi onun aziz hatras iin
yapmaya karar verdi. Gustaf iin
yaplacak bir gsteri de ihtiaml
olmalyd ve simya ile elde ettii

marifetlerin en byn gstermeye


karar verdi. Bylece kendisini Baltac
vezire kabul ettirmek ve himayesine
girmek geiyordu iinden. Onun
zerindeki hzn bulutunu databilirse
belki kendisine gedikli dalkavuk bile
olabilirdi. Bu yzden iini ok iyi
yapmalyd. nce huzurda diz kp
herkesi selamlad ve "Hayye alessala,
vezir oca daim ola, Baltac Paa kaim
ola, Fisegor'un ruhu berbd, Ibn Sina ile
Ebu Haris ruhlar d ola!" diye dualar
etti. Ardndan birka dakika ayakta
bekleyip gzlerini yumarak mrldanr
gibi baz cmleleri tekrarlad ve bir
iaretiyle beylerbeyi hanendeleri
kudmlerine

280 I um
ve dairelerine vurmaya baladlar.
Zirgule makamndan zil ve kudm
sesleri ykselirken her zamanki gibi
kendisini seyredenlere bir uyarda
bulundu:
"Yrn u dostn! Bilin ve uyank olun.
Eer cesaret sahibi yiitler iseniz beni
temaa iderken korkup kamayn. Eer
kor-kacaksanz, imdi meydan terk
edin!.."
Beylerbeyine ait sarayn avlusunu
dolduran insanlardan bir tanesi bile bu
uyandan dolay yerinden
kprdamadklar gibi Molla Mehmed'in
szlerinden heyecan bile duymaya

baladlar. Bunun zerine Molla derhal


zerindeki esvaplar en son parasna
kadar kard. zerinde giysi namna
hibir ey kalmaynca avluyu dolduran
kalabalktan uultu halinde bir ses
ykseldi. Molla Mehmed sze girdi:
"Aalarm, beylerim! Aa beylerim!
Grdnz gibi ben zekerli taakl bir
adam deilim. Hatta dbrm de yok.
Byle bilin, safnz olsun."
Molla Mehmed'in nn ve arkasn dz
bir deriden ibaret gren seyirciler, "Bre
bu ne biiirynsan. Hi yiyip karmaz
m, n ard tahta gibi deri paralar?"
diye dnrken o meydan tur
dolat. Sonra, Semerkant'tan Halep'e
kadar beni de iinde tad kirli

uvalndan, Yemen hasrndan incecik


dokunmu bir petemal karp beline
dolad ve karabataklar denizde yrr
gibi birka adm sekerek komaya,
ardndan da ayaklar yerden kesilip
umaya balad. Avlunun yksek
duvarlar seviyesinde uarak turlar
atarken orada bulunan insanlarn
isimlerini "Ey kln, ey gfiln, ey
falann olu falan, ey filancann babas
femekan!" diye sayp hepsini teker teker
selamlad. Ben bu gsteriyi daha evvel
ok kereler seyrettiim iin artk Molla
Mehmed yerine avluda toplanp ilk defa
uan bir adam gren insanlarn
aknln izliyor, onlarn hayret dolu
yzlerinin ekilden sekile girmesine
bakyordum. Bu sihir ustas adamn bir

yandan kanatl kular gibi kollarn


sallayarak uarken dier yandan
kendilerinin balarna talih kuu konar
babil'de lm istanbul'da a$k[281
gibi ayan dedirerek adlarn
dosdoru sylemesinden duyduklar
rperti, dehet ve heyecan, gerekten de
seyredilmeye deer eydi. Molla
Mehmed'in hemen herkesi selamladktan
sonra belinden petemaln karmasyla
avlu birdenbire iddetli bir gulgule ile
doldu. "Bre ayp!" "Edep ya hu!" "rtn
gidiyi!" "Hani bunun zekeri yoktu!" gibi
sesler arasnda Molla Mehmed iki kar
uzunluundaki zekerini eline alp
birbirine giren insanlarn zerine yle
bir iemeye balad ki kaan kaana.

Ben Molla Mehmed'in bu gsteriyi Rus


sarayndaki asilzade hanmlar arasnda
da yaptn hatrlayp kadnlarn
buradaki erlerden daha cesur
davrandklarn dndm. Biraz sonra
avludakilerin pek ou paann ve
beylerbeyinin, kilim deli sedirlere
oturup kahkahalarla kumandanlarn ve
Halep erafn seyrettikleri eyvann
altna kamak istedilerse de bir mddet
sonra avlu Molla Mehmed'in tepeden
serpe serpe iedii su ile amur
deryasna dnmeye balad. yle ki halk
srlsklam olup yalnzca koltuklarnn
alt kuru kald. "Bre bunun zekeri yoktu,
imdi elindeki ne ola, yahut stmze bu
yamur gibi yaan da nedir?!" diyenler
oalrken Molla Mehmed paaya

dnerek "Efendimiz, emir buyurunuz,


avlunun kaplarn sk kapatsnlar ve
hatta anahtar deliklerini ve gedikleri
tkasnlar." dedi. Bunu sylerken elinde
tuttuu zekerini de paaya doru
"Islatrm yoksa!" der gibi tehdit ile
sallyordu. Paa bir yandan kahkahalar
atyor, dier yandan "Bre kurun ile
vurun u gidiyi!" diyor, ama emrini
kimsecikler ne duyuyor, ne de itaat
ediyordu. Nihayet avludaki deliklerin
kapatlmas iin emir verdi. Molla
Mehmed iedike iiyor, kaan
insanlarn zerinden bulut gibi dolaarak
onlar kovalyordu. Avludaki su
ykselmeye baladnda herkes can
derdine dt. Yzme bilenler soyunup
su yznde durmaya, bilmeyenler de

duvarlara ve kaplara trmanmaya


baladlar. Bir mddet sonra avluda
yzenlerin hali, okyanusta gemisi batp
da birbirlerine tutunmaya alan
kazazedelerin haline dnd. Herkes
Dicle nehri tap sel basknna uram
gibi can korkusuna dtler. lklar,
282
imdat isteyenler, feryad u figan edenlerin
haddi hesab yoktu. Su ykseldike
eyvanda oturan paa da tedirgin olmu
ve "Bre atr kaplar, askerlerim helak
olacak!" diyordu ki beylerbeyi "Keder
etmeyiniz paa hazretleri, bu bir
marifettir, bunda ziyan erimez, bir
para sabrediniz!" diyerek onu
yattrmaya alyordu. Molla Mehmed

paann tedirgin olduunu grnce oyuna


son vermek zamannn geldiini dnd
ve bir mart suya iner gibi yere konup
uvalndan kard bir ini kaseye
iaret parmayla bir fiske vurdu.
Avluya yle bir nlama sesi yayld ki
herkes olduu yerde Sodom ve Gomore
halk gibi donup kald. Molla Mehmed
evvelki gibi zekersiz ve dbrsz
paann huzuruna gelip "Kusurumuz
affola, serler def ola; dilimiz lal,
akttmz zlal ola!" diyerek etek pt
ve bir yandan giyinirken dier yandan,
"te vezir-i dilr! Askerlerinizin hlini
grn!" diye kimisi kaplara, kimisi
duvarlara yarasalar gibi trmanan,
bazlar yerde kula atar, bazlar da
boulurken ahadet getirir gibi donup

kalan adamlar gsteriyordu. Paa bu


halden rkm "Bre tiz kurtar bunlar!"
deyince elindeki kaseye bir fiske daha
vurdu ve herkes kendine geldi. Artk
avlu ayp yerlerini rten, suda
boulmayaym diye zerinde ne var ne
yoksa karp yzmeye balad iin
plaklndan utanp bir keye
bzlen, yahut da "Nerde benim
esvaplarm?!", "Hanerim nerede?",
"Yataanm sen mi aldn?" diye
baran bir alay insanla dolmutu.
Paa oyunu beenmiti, ama anl anl
kumandanlarnn byle babozuk ehirli
adamlar arasnda kk
drlmesinden de alnmt. Emrine
hazr bekleyen kollukularna dnp

Molla Mehmed'i gstererek, "Yakalayn


u gidiyi, derhal sallandrn u kapda!"
dedi. Bu srada beylerbeyi araya girip
aman diledi. Ben iimden "Eyvah!"
dedim, "Kyacaklar gnahsza!" O srada
Molla Mehmed "Paa hazretleri! Eer
beni astracaksanz, kanm size helal
olsun. lla son bir dileim var; iki rekat
namaz klmama msaade ediniz ve beni
kendi sicimimle astrnz."
babil'de lm istanbul'da akl283
Paa fkeyle son szlerini syledi,
"Molla Mehmed! Sen lm oktan hak
etmisin; ama dediin gibi olsun!"
Molla Mehmed'e ok almtm. imdi
ben ne olacaktm? Onunla birlikte

dolatm yurtlarda Rukl'in ve


Leyl'nn hat-ralaryla yaam, onlarn
ayak izlerinde yrm, dalarndaki
ieklerin kokusunu teneffs etmitim.
Halep'e gelirken ikimiz de ne umutlarla
gelmitik. Burada yerleecek, sihire ve
simyaya tevbe edecekti. Ya sazl szl
Baykara meclislerinde, ya da Halep
Mevlevihanesi'nin tennureli dervileri
arasnda huzur arayacakt. stelik yarn
nl air Urfal Nab Efendi ile buluup
iir sohbetleri edecekler, benden ve
Efendim Fuzul'den de bahsedeceklerdi.
Ben bunlar dnp birdenbire ters
dnen talihime hayflanrken Molla
Mehmed avlunun ortasnda ab-dest alm
iki rekat namaz klmaktayd. Son duasn
gzyalar ierisinde etti. Ellerini

yzne srp uvalnn yanna geldi.


uvaln iinde beni koyduu ibriim
rme cz kesesini elleriyle kimseye
hissettirmeden yoklad. Beni iinden
karp cz kesesinin ipliklerini orap,
sk misali eline dolamaya
baladnda yine bir oyun peinde
olduunu anlayp rahatladm. Cz
kesesinin erileri uvaldan dar
karken zlyor ve zldke Molla
Mehmed'in elinde birer yal ingiliz
urganna dnerek kelep kelep uzuyordu.
Molla cz, kesesinden elde ettii on
arn kadar bir urgan paann kolluku
neferlerine uzatt ve merdane bir eda ile:
"Varn bildiinizi usulnce ileyin!"
dedi. Herkes bu sefer Molla Mehmed'e
acmt. Aff iin aman dileyip arac

olmak isteyenler, paann yzndeki


dehet ifadesini grnce geri ekildiler.
Halep beylerbeyinin gzleri yaard. Az
evvel oyununa dp intikam dolu
baklarla onu seyredenler imdi dualar
okumaya baladlar. yle ya Molla
Mehmed daha bandan sylemi,
greceklerine dayanamayacak olanlar
avlunun dna davet etmiti. Bunda onun
bir gnah yok idi. Nihayet eyvanda paa
ile birlikte olanlar seyretmekte olan
yetmilik bir ihtiyar araya girdi:
"Devletlu vezirim, bu garip kulunuzu
2 84 um
balasanz. Af zaferin zekatdr 1 11
i rdklerinizi safanza sa-ledi. Paa,
"air!" dedi, ndanlarmn rzn pay-

ttirmem! Araya girmeyi-" Bu srada


rzn korudu-kumandanlarn her biri I ir
keye sinmi, utan iinde
bekleiyorlard. Baltac vezir bu
kumandanlardan ikisinin aslnda yle
kiilik sahibi insanlar olmadklarn,
hatta kendisi aleyhine dedikodu
karanlarn ele baslarndan
bulunduklarn da biliyor, ama ncelikle
"Asker devletl sultanmn askeridir!"
diyor, sonra da aras alan ordu ile
belki buzlar eritmeye alyordu.
Molla Mehmed son kez paaya bakt ve
avlu kapsnn st engellerine aslan
ilmee yrrken "Paam, seni Yezdan'a
smarladm. Hakknda hep hayr dualar
edilsin, mrn olduka kumda oyna,
gtne diken batmasn!" diye son duasn

edip boynunu ilmee geirerek ahadet


getirmeye balad. O srada
kollukulardan hi kimse ipini ekmeye
yaklamyordu. Birka dakika herkes
bakakald. Sonunda Molla Mehmed'in
boynuna geen halat birden ekil
deitirmeye ve rengarenk derisiyle
koca bir ylana dnmeye balad. O
srada Molla ylann boynuna sarlp bir
ata biner gibi srtna doru kendisini
sard. Ylan gittike byyordu. insanlar
yine kamaya balamt. Yarm dakika
iinde ylan yedi bal bir ejderhaya
dnp ayaklar zerine aha kalkt ve
herkesin gz
babil'de lm istanbul'da a k I 2 8 5
nnde kapdan kp tozu dumana

katarak dalara doru uarcasna yol


ald.
Bata paa olmak zere herkes bir
ryadan uyanr gibi kendilerini
yokladlar, kimisi yanndakini
imdikleyip uyandrlmak istedi. Bu
sefer paa mahcup olmutu. "Getirin u
gidinin uvaln!" diye haykrd. uval
korka korka aan yenieri aas
iindekileri birer birer karmaya
balad. Yllar yl kokularndan
baygnlk geirdiim trl trl eczalar,
l akrep ve yan kurular, ylan
derileri, koyun ve kei kelleleri, sirke,
arap ve katran ieleri, deve ynnden
alaca ipler, eski kuma paralar, domuz
ve katr ayaklar, renk renk balmumlar,

kutularda canl karnca ve hamam


bcekleri, bir tomar krtas, bir falata ve
makas, cilt kapaklar, sava sahneleriyle
dolu minyatr levhalar, bir murassa
haner ve nihayet Tulu muhteem
yalanc Firdevsi'nin ehnamesi ile ben,
birer birer meydana dkldk. "Bre bu
adam zndk mdr ki arap ve rak
tayor?" diye soran paaya cevap
beylerbeyinden geldi, "Hanm, vallahi
iki haftadr bizimle beraber, gece
namazda, gndz oruta bir adamdr.
Bunlar hep simya ve sihir aletleridir;
hepsini satsanz iki Abbasi altn etmez.
Grdnz, vcuduna bir ya ile efsun
eyledi, bize kendini dbrsz ve
zekersiz gsterdi; bir kk iede
kra ya srnd, zekeri kt,

kumkuma ibrik ile adamlarnzn zerine


su dkt, herkes onu iiyor sand, bizi
gldrd ama Allah iin kt adam
deildi."
Baltac vezir, ortaya koyduu tavr ile
zaten hedefine ulam olmann rahatl
ile oturduu yerden evresindekilere
bakarken "Doru dersin efendi!" dedi,
"Bir iplii Hz. Musa mucizesi gibi
ejderha eyleyip gzmzden uzak oldu,
varsn Allah selamet versin; halince
elensin, dinince hallensin. lla Molla
Mehmed kitap da okurmu, gzellikten
de anlarm. Hele u ehname'nin
yazsndaki ve cildindeki efsunu seyret,
saray hazinesinde bile bylesini
grmedim ben. Ya u resimlerin

gzelliine ne buyrulur?!.. Buyur bir de


sen bak. u kitap da Badatl
286
Fuzul stadn Leyl ile Mecnn
mesnevisi. Bu da ancak Hayriye
sahibine yarar; buyurunuz stadm."
Beni verdii yetmilik ihtiyar, az evvel
Molla Mehmed'in affedilmesi iin
yegne cmleyi cesaretle syleyen "air"
idi ve bir yandan paaya teekkr
ederken dier yandan satrlarmn ba
taraflarna yazlm ivi yazs
rakamlarn ne olduunu anlamaya
alyor ve bunlarn byle bir mesnevi
iine neden yazlm olabileceini
dnyordu. Hayalinde Fuzul'yi rahle

banda iir yazarken canlandrmaya


alt ve mrldand: "Ne byk airsin
sen ey Hilleli! Dnyann btn kitaplar
yansa, iskenderiye ktphanesinin
bana gelenler btn ktphanelerin
bana gelse, edebiyat ve iir adna
senin bu kitabn insanln vard zirve
noktay gstermeye yeter! Ruhun ad
olsun!.."
Benim ceylan bakl, smbl kokulu
sevgili Leyl'm! Molla Mehmed'i son
defa grmtm o gn. Seni zlediim
gibi olmasa da aramzda hukuk vard,
ony da zleyeceim. Ferah ferah
syleyebilirim ki simya aralarn Halep
konanda brakp dalara doru
uzaklarken glmsyordu ve iinde

huzur vard. Kim bilir imdi hangi


mevlevihanede Mehmed Dede olarak
yaamaktadr? Ve sen, imdi kim bilir
hangi ak lkesinin sultansn Leyl?
ok zledim seni ook!.. Ne olur, seher
yeliyle kokunu gnder bana; ne cihette
olduunu bileyim hi olmazsa.
babil'de lm istanbul'da a$k[287
Olmu o kadar halk- cihan mekirde
std Kim sabka-i hret-i eytan
unutulmu
Nab
nsanlar hile ve ktlkta o kadar
usta-tamlar ki, eytann bu konudaki
hreti unutulup gitmi.

XXIV
Bu, Halep'te airleri Dinleyerek Mutlu
Olduum ve Hi Aramadm Bir Anda
Leyl'y Bulduumdur
Halep Beylerbeyi Baltac Mehmed Paa
"air" demiti ona. Bakalarnn "Ekmeli uar-y Rm (Anadolu airlerinin en
mkemmeli)" dediini daha sonra,
evindeki iir sohbetlerinde rendim.
Yank buday benizli, yznde ruhunun
haritas okunabilen bu yetmilik adam,
Efendim Fuzul'nin ak ile
sylediklerini, nice zamandr tecrbe ile
sylyordu. Efendim'in gnlne doru
yapt iir yolculuu bu adamda zihne
doru yaplyordu. Efendim hissederek
sylerdi, bu dnerek sylyor.

Efendim sz eksene doru ekerken o


muhite doru yayyor; Efendim iindeki
duygu volkann, bu ise dndaki
yanarda anlatyordu. Efendim insan
merkeze koyarken, o toplumu esas
alyordu. Divan iirinin i derinlii onun
kalemiyle topluma yaylyor, gittike
daha fazla yozlaan bir toplumun
oktandr aksayan ynlerine ayna
tutuyordu. Anadolu iiri, onun kaleminin
ucundan yepyeni bir biimde, hikmetle
yourulup
28 8 l&m
akyordu. Halep'e gelip giden her
kervan, Topkap Saray'ndan donanp
yola kan her srre alay, hacc

yolculuuna kan her kafile ona


istanbul'da yeni yeni yazlm olan
iirlerden bir tomar getiriyor, o da
bunlar okuyup eletirdikten sonra
airlerine yol gsterici notlar yazarak
geri gnderiyor, bu arada benim Leyl
ile konumalarmz dillendiren
gazellerimdeki baz beyitleri rnek
veriyordu. O bir iir eitimcisiydi ve
iini artistik bir eda ile yapyordu. Bu
adan o bana, Bayezit Camii
avlusundaki remilci dkkannda gen
airlere vezin ve slup reten
Balkesirli Zat Efendi'yi hatrlatyordu.
Ben Sistre kalesinden Froberger'in
yardmyla karlp Osmanl lkesi
yerine karl kuzey lkelerinde
dolarken, meer Osmanl

corafyasnda ne kadar da ok air


yetimi.
Bunlar dnrken BC'yi hatrladm
yeniden. "Marduk'un yahut stadlardan
birinin elinde olsaydm btn bunlar
duyarak deil grerek renebilirdim."
diye geirdim iimden. iir ile BC
arasnda bir gizli anlama var gibi geldi
o anda bana. Birinden kurtulunca
dierinin kucana dmek istiyordum
ama yazk ki o da terk ediyordu beni
derhal.
BC bunca zamandr neden beni aramyor
ve sormuyordu; yahut arayp soruyor
idiyse neden bulamyordu, aryordum.
Acaba BUAM planlarnda yolunda
gitmeyen bir eyler mi vard? Yahut

Babil ilahlarnn altn heykelleri


hrszlarn eline mi gemiti? En kts
de acaba artk bana ihtiyalar m
kalmamt?! Ama daha srlarm
amamtm ki onlara, daha okuyacaklar
ak ve gizlilikle rlm beyitlerim
vard. Efendim Fuzul onlar zene
bezene sylemi, yerlerini dzenlemi
ve barma yazmt. Bunca emek boa
m gidecekti?
Neden airler deil de BC stadlar
srrmn peinde idiler ki sanki?!.. Eer
airler uzay ile ilgilenselerdi kara delii
bulabilirler miydi ki?!.. Osmanl
lkesinde airler uzay Babilli bilgeler
gibi deerlendirmiyorlard yazk ki.
Onlar gkleri gne sultannn idare

ettiini dnyorlar ve tam bir doulu


hkmdarn
babil'de lm istanbul'da a k I 2 8 9
hkmet etme biimini onlara
yaktryorlard. Babil'in ilah
dediklerine bunlar birer hizmetkr gibi
davranyorlard. Sz gelimi Ay o
sultann veziri, Utarit katibi, Merih
bakumandan, Mteri kads, Zhal
bekisi, Zhre de algcs idi. Son
tandm air olan Nef' bunlar ok iyi
bilir ve iirlerinde sk sk adlarn
anard. Meer onun bodurulmasndan
sonra Osmanl lkesinde gklerdeki
gne sultanln tekrar tekrar anlatan
ama onlarn Babil ilahlarnn sembolleri
olarak altn heykeller halinde Babil

zigguratmn altnda beklediklerinden hi


haberdar olmayan pek ok air yetimi.
stelik pek ou da btn sarayllar,
paalar, zenginler ve asiller arasnda el
stnde tutulur olmular. Sevinilecek
olan taraf u ki ben, karl kentlerde
simya seyreden hanmlar tarafndan bile
scak bir ilgiye muhta yaarken bu scak
iklimlerde iir hi duraksamadan yoluna
devam etmi ve birbirinden usta sz
sultanlar yaam. Benim dolatm
yurtlarda bencileyin klarn ykleri
"roman" adyla ve dzyaz ile yazlrken
buralarda romanlarn konusu iki dizelik
beyitlere sdrlmaya balanm. Halep
ehrine iir gnderen adamlar arasnda
birbirleriyle kh atan, kh nazirelerle
stnlk abas gsteren airlerin rafine

beyitleri bunlardand, ince hayalleriyle


Mustafa Naili, kimsecikleri hedef
almadan yazd kasideleriyle hret
olmu Uncuzade Fehim, na'tlaryla
tannan besteci Nazm, sarayn
iltifatlarna en ziyade nail olan
Osmanzade Taib, Hayriye'ye benzesin
diye u gnlerde olu Ltfullah
elebi'ye adanm Ltfiye adl bir t
mesnevisi yazan Snblzade Vehb, bir
trl kabna samayan Sabit Efendi ve
daha bakalar...
"Sanatn gayesi yenilik ve gzelliktir."
diyordu her gn biraz daha hayran
olduum bu adam ve Hicaz yollarnda
vahalar kskandran gzellikler
yaratyordu. Halep kentinin beyaz kire

boyal, atsz ve sra sra evlerini


ayaklarnn altna sermi bir okyanusun
kpkl dalgalan gibi seyreden gzel
maliknesinde her gn batmnda
meclisler kurarak kentin btn eraf ve
290 I um
*!-#ayanna iirce konumaktan byk haz
duyuyordu. Yerli Araplarn Ba- Nab
dedikleri bu tepede vaktiyle Halep'in ilk
kral Yarim Lim oturmu. Bilge rahip
Ariya Akeldan'dan birka yzyl nce
bu maliknenin duvarlarn tayan
temelleri Hitit kral uppiluliuma
koymu yerli yerine ve zerine o nl
sarayn yaptrm. Ba- Nab'de

nesiller boyu soylular oturmu, alar


boyu gzellikler yaanm. Sazda ve
szde, zihinde ve gzde...
Gne Mezopotamya ovalarnn
ekinlerini sarartmaya baladnda Ba-
Nab'deki sra meclisi, taze hanendelerin
przsz seslerinden ruhav arklarla
alyor ve gnller amaya balyordu.
Urfal Yusuf Nab Efendi, bir veba
salgnnda istanbul'dan kp havasn ve
suyunu ok sevdii bu kente gelirken
ardndan sultan Avc Mehmed'in
iltifatlar da gelmi ve bu malikneyi
kendisine devlet yurdu miri mal diye
balamt. Molla Mehmed'in
babtl'de lm istanbul'da a 5 k I 2 9 1

cz kesesinin iplerinden dntrd


ejderhaya binip gittii gnden bu yana
Halep beylerbeyi olan Baltac Mehmed
Paa en ziyade burada oturur, en ok
onun sohbetlerinden lezzet alr, sk sk
kendisini iltifatlara boar, maliknenin
masraflar ile iir meclislerinin
ikramlarn karlamasna yardmc
olurdu. Bugn yine paa hazretleri
meclisteydi ve hanendeler onun sevdii
arklar seslendiriyor, Nab Efendi'nin
yeni yazd gazelleri okuyorlard.
erke cariyeler ikramlarda bulunurken
ev sahibi airden eref konuu paasna
yeni bir kaside ithaf edilip inad olundu.
Nab Efendi beyitleri bir notadan km
gibi ahenkle syler ve beytin anlamna
uygun jestler mimiklerle msralara

heyecan katarken, paa oturduu mindere


smayacak gibi oluyor, Halep'te byle
bir air ile birlikte bulunmann nimetine
krediyordu. vg dolu beyitler
kendisine sanki bir sarholuk vermiti.
Nihayet kasidenin dua blmn de
dinledikten sonra "stad!" dedi paa,
"Dillerin eker olsun, azna prlantalar
dolduraym senin, dile benden ne
dilersen?"
"Aman evketlum, kulunuzu mahcup
ediyorsunuz. Dostluunuzu balaynz
kfidir."
"Sana efendi, sana kim dost olmaz ki!
Vardr bir dilein elbet, hele syle de
emir buyuralm!"

. "O hlde evketlum!" dedi Nab Efendi


fazla naza ekmeden kendini "Gzel
sesli, yazy bilen bir halayk lutfetseniz
de tomarlarda bekleyen iirlerimi okutup
yazdrsam."
"Daha iyisini yapaym, sana yarn bir
cariye gndereyim." "Gzmz bamz
zre efendim, nurun l nur olur." Gn
batmndan sonra meclis daha da
enlenmiti. Hafz divanndan, Ali ir
manzumelerinden, Yesevi
hikmetlerinden iirler okunuyor,
airlerin dereceleri tartlyor, Arapa
ve Farsa beyitlerle meclise nee
katlyordu. Halep erafndan Arapa
iirler yazan Abdusselam Aa "Eer
msade buyurulursa..." diye balad

szne paadan sohbet iznini almak iin


ve Nab'ye
ifPPT
2 92 l*m
dnerek "Anadolu airlerinden
bahsetseniz biraz; iirin o bahtiyar
illerde nasl gelitiini gsterseniz."
Bu teklif en fazla beni
heyecanlandrmt. Neredeyse yarm
asrdr ayr kaldm istanbul'da,
Rukl'imi yitirdiim o muhteem kentte,
kaldm evlerde ve eskiden tandm
airlerin yurdunda neler olmutu, byle
bir sohbet alnca renecektim.

"Tpk Arap'ta olduu gibi Anadolu'da


da airler gzele ulamak iin hep
yenilik peinde kouyorlar." diye sze
balad Na-b Efendi ve dizinin dibinde
duran testiden nakl kaseye doldurduu
hurma erbetini yudumladktan sonra
devam etti: "Bikr-i mazmun ve bikr-i
mn iin taze fikirler arayp durmadalar imdilerde. Hanlar han Kanun
Sleyman ana kadar Anadolu'nun sz
ustalan ran iirini gzel kabul etmiler
ve taklide ynelmilerdi. nk o zaman
bu iirler bizim iin yeniydi. Edirneli
Necati Bey ve Fatih Sultan Mehmed'in
veziri Ahmed Paa ile balayan bu
gzellik ve taze mazmun aray Kanuni
anda Zat, Yahya Bey, Bak, Hayali
gibi ustalarmzn dilinde bir kat daha

szlerek ekil buldu. Ama hepsinden


te Badatl Fuzul stadmz sanata yeni
bir ak kazandrd. Artk derin hisler,
ince hayaller, muntazam fikirler, zengin
ahenk, ustaca syleyi ve kiisel
sluplarla Anadolu iiri btn Osmanl
corafyasn kaplad. iire ve airlere
zg kitaplar yazlmaya baland sonra.
Seh Bey, k elebi, Hasan elebi,
Kastamonulu Latifi Efendi ve dierleri
skn edip geldiler birer ikier. iiri ve
airleri yazdlar yzlerce sayfaya. iir
ad oldu, air bir sfat, isimlerden evvel
mahlaslarla anld yiitler ve diviti
belinde domaya balad ocuklar.
Evvelki airlerin stadnkine
benzetebilme adna sylediklerini artk
yarrcasna syleyenler yaamaya

balad. Getiimiz nesilde bunlar bir


istina ile Iran iirini de atlar. Nef
Tnin kasideleri ile eyhlislam
Yahya'nn gazelleri muhayyileyi
derinletirdike derinletirdi. Dil
gittike gzelleti ve szld. nceleri
'ay gibi gzel sevgili'
babil'de lm istanbul'da a k I 2 9 3
yahut 'la'l gibi krmz dudak' denirdi.
Sonrakiler 'ay sevgili' veya 'la'l dudak'
demekle yetindiler. imdi iire in her
kulak, 'ay' deyince sevgiliyi, 'la'l'
deyince de duda anlamaya balad.
Bugnk airler neden 'servi gibi uzun
boy' desinler ki, 'servi' deyince herkes
onu sevgilinin boyuna zaten benzetiyor.
Dilin byle kuyumcu titizliiyle

ilenmesi, dizelerin de dantela gibi


rlmesini salad. Artk Iran
modellerine iltifat eden yok.
Grdnz gibi Anadolu airleri
birbirlerini amaya alyor, Trk iiri
kendisiyle yaryor."
"Peki birbirlerinden ayr, seslerinden
uzakta bunu nasl ba-arabiliyorlar?"
diye sordu bu sefer aa.
"Hem kolay, hem zor bir sual!" dedi
Nab elini havada dndrerek.. "Kolay,
nk Osmanl medreselerinde bir ders
olarak okutulmamasna karn iir,
medreselerin duvarlarna sinmitir.
renciler aruz dersi okurlar ama Iran
iirini Farsa renirken tanrlar.

Derslerinin dndaki zamanlarda iir


onlarn hem elencesi, hem konutuklar
dil gibidir. orbaya kak salarken,
yahut hcrelerinde cebir ve geometri
alrken iir dillerinin altnda bekler.
Yataklarnda vezinle dnp uykularnda
kafiyeyle horlayacak kadar iirle i ie
olanlar vardr. iire hevesli ve
yeteneklileri daha talebe iken okumakla
yetinmez, yazmaya, balarlar. Bunlardan
airane bir yaratl olanlar ise ok ksa
zamanda kendilerini belli
294 i um
eder ve air tezkirelerine adlarn
yazdrrlar. Sualinizin zor ksm da udur
ki, ilim olmadan iir olmaz. Geni bilgi
ve kltr sayesinde gzel iir

yazlabilir. Aksi takdirde kendinizi


yenileyemezsiniz, imdi, bir kiinin
airane yaratl olup bilgisi de varsa
ona gereken tek ey sluptur. sterseniz
buna kiisellik ve yaratclk diyelim.
Bykler iinde en byk olanlar ite bu
slup sahipleridir. Bak stadmz
rindne slup ile, Fuzul stadmz da
kane slup ile dierlerinden
ayrlrlar. Herkes kaside yazabilir ama
Nef' gibi kahramanne yazamadklar
iin biz ille de onu sever, onu taklide
alrz."
"Kendinize hakszlk etmeyiniz
stadm!" dedi Baltac Paa, "Sizin
kasideleriniz ve hele de hakmne
slubunuz mlk-i Os-man'de ne

grlm, ne iitilmi eydir."


"Bana gelesiye kadar evketlum, bu iiri
tasavvufun vecdi, devletin evketi,
zaferin feyzi ve airlerin bereketi o
kadar yceltti ki, benim iim hem daha
kolay, hem daha da zor oldu. Kolay
oldu, rnekler nmde duruyordu. Zor
oldu, sanki benden ncekiler her eyi
sylemilerdi. Hind slubunca sylemek
de pek bana yakr grnmyordu.
inden getiimiz alarn siyasi ve
toplumsal alkantlar beni sk sk zm
araylarna srklerken slubum
kendiliinden belirmeye balad. Derin
tefekkrler ve ardndan bunu veciz
sylemeye almak, bunun iin
sanclanp bunun iin dokuz dourmak...

ite benim gecelerimi dolduran sr.


Kanaat ve tevekkl, ie doru yaplacak
seyr seferler, niin ve nedenleri ok
bir dnce dnyasnda rpnarak geen
yllar, grlen bunca hakszln aresini
dnmek, yolsuzluklar, rvetler,
isyanlar, yenilgiler, saltanatn sk sk el
deitirmesi, devletluleri Celali olmaya
srkleyen nedenler vs. hep birer sanc
gibi barmdan ktlara dklmek
istiyor. Hikmet dediin nedir ki zaten
evketlum, bir derin acdan baka."
Nab szlerinin burasna geldiinde
hayflanarak ban sallyordu. Kendi
mrne veya genliine mi, yoksa
devletin
babil'de lm istanbul'da a;k{295

gittike gten den durumuna m byle


zldn kimse kestiremedi. Meclise
bir hzn km gibiydi. Sonra okunan
iirler hep bu hznn kanatlarnda
ykseldi. ok gemeden, paa hazretleri
bata olmak zere birer ikier meclisi
terk eden iir merakllarnn hepsinin
azlarnda devletteki bu kt gidiatn
brakt kekremsi tad vard.
Ertesi gn Nab Efendi erken uyanm,
maliknenin kameriyesinde, perhizine
uygun olarak peynir, st ve hurma
reelinden ibaret kuluk kahvaltsn
yapyordu. Dardan at kinemeleri
duyup kulak kesildii srada avlu
kapsnn tok sesli tokma vurulmaya

baland. Khyann at kapdan


ulak girip atlarndan indiler. Bunlar o
yln srre alayn Hicaz'a gtrmekte
olan kervann muhafzlarndan idiler.
Yzlerinde zgn bir ifade, tavrlarnda
bir tedirginlik vard. Nab "Bu geli
hayra almet grnmyor; hayrls ola!"
diye mrldanarak n de sofraya
buyur etti. nce selam kelam edildi,
ardndan ulaklardan biri koynundan
kard mhrl bir saltanat kuburunu
Nab Efendi'ye uzatt. Nab Efendi
kuburun iindeki buyrultuyu karp
okudu:
"Halep'te mukim Urfal Yusuf Nab
Efendi'ye buyruldu ki,
Halen ikametinize tahsis klnan

maliknenin, devlet hazinesinde yaplan


yeni tasarruf tedbirleri muvacehesinde
hazine-i hassaya devri
kararlatrldndan, yedi gn iinde
mnhal olarak anahtarnn beylerbeyi
hazretlerine teslimi hususunda emr
ferman padiahmz efendimizindir.
FReceb'l-mrecceb, sene 1122.
Sadrazam Ali Paa"
Okuduklarnn arlyla sarslan Nab
Efendi bu fermann Sultan III.
Ahmed'den deil, onun mhrn
kullanan orlulu Ali Paa'dan geldiini
ok iyi biliyordu. nk kendisi
istanbul'da bulunduu vakit Sultan Avc
Mehmed'e, o vakitler himayesinde

bulunduu Musahip Mustafa Paa'nn


sadrazaml iin iyi niyet
296
mektubu vermi, rakibi orlulu Ali Paa
da bunu daha sonra haber alm, bunu bir
ihanet gibi grp "Ben sana gsteririm
ya air! Felek neman bana frsat vere!"
diyerek iine atmt. Hatta bu
gcenikliini ihsas ettirmek ve onu
aalayp intikam almak iin vaktiyle
kadlk yapt skdar'da ina ettirdii
helaya ebced hesab zere bir tarih
ktas yazmasn istemiti. He\a iin tarih
drmek gelenek olmad iin Nab
bundan gerekli dersi kartm ama
drd ktada iadeli taahhtl bir
nkte yaparak bann aresine bakmt.

Yazd tarih ktas o gnlerde dillere


destan olmutu ki yleydi:
Kadm yapt ayak yolu Atklar kalmasn
tende Dedi Naby tarihin Saym
hayratna ben de
Bu tarihten sonra Nab Efendi ile
orlulu Ali Paa'nn yollar tamamen
ayrlm, aralarnda bir dmanlk
balamt. Demek ki orlulu istanbul'da
sadrazam olmutu da imdi o eski
hesabn intikamn alyordu.
Nab Efendi buyrultuyu getiren ulaklara
zntsn belli etmemeye altysa da
btn gn iindeki atei sndremedi.
aresiz malikneyi boaltacakt, iyi de,
yetmiinden sonra nereye giderdi? Bir

bana olsa neyse; yannda bunca adam


alyor, bunca aileye rzk kyordu.
Baltac Paa'nm bundan haberi
olduunda kplere bineceini, ama
sadrazamn emrine de kar
kamayacan biliyordu. Akama doru
avlu kapsnn tokma yine
vurulduunda Nab Efendi odasnda bir
gazelini bitirmek zereydi.
Ba- dehrin hem hazann hem baharn
grmz
Biz netn da gamn da rzigrn
grmz
"Dnya banda hem sonbahar hem
bahar grdk biz. Kederin de sevincin
de rzgr gibi esip getiini pekl

biliriz bu M
babil'de olum istanbul'da a;k|297
yzden..." diye balayan bu gazelinde
orlulu Ali Paa'nn tutulduu bu makam
sarholuunun nasl gelip geici
olduunu, mazlumlarn nn alanlarn
elbette iflah olmadklarn, bu meydanda
nice hzl binicilerin bir h okuyla yere
serildiklerini, gurura kaplanlarn da bir
gn yere kapaklandklarn ve iinden
murad badesini itikleri kadehlerin bir
dilenci kasesine dndn, yetmi
yan tecrbesi ve zaten en iyi syledii
hikem slup ile uzun uzun anlatyordu.
Selamlk kaps alndnda henz
mrekkebi kurumayan gazelini yazd
kd aceleyle nereye koyacan

arm ve masann zerinden beni alp


artk iyiden iyiye eskiyen cildimin
zahriyesine titreyen elini koyarken
"Giriniz!.." deyivermiti.
Allah'm! Ne mthi bir and o!.. Yllar
yl grdm ryalara ve daldm
hayallere benzemeyecek kadar gerekti,
ite karmdayd! Yaklak iki yz yldr
her gittiim yerde aradm, her arayta
biraz daha zlediim ve her zlemde
biraz daha k olduum, sevdiim,
ruhumda erittiim ve zihnimde
dondurduum sevgilim ite karmdayd.
Leyl idi bu. Ta kendisiydi.. Dicle
kysnda ben bir ilek iken narin
parmaklarna alp, sonra dudana
gtrecek yerde kazanda kaynayan

hurma liflerinin arasna atan kara sal,


kara gzl, kara bahtl sevgilim idi.
Akam Baltac Mehmed Paa'nn Nab
Efendi'ye gndermeyi vadettii yazc
kz Leyl idi; benim Leyl'm. Hille'den
kp yllarca ve yllarca, lke lke,
diyar diyar dolaarak aradm Leyl'm.
Ben, Efendim Fuzul'nin muhteem
klesi Kays... Leyl'm hi aramadm
bir zamanda buldum. Umut kestiim
vakit sevindim. ykmn iinde yaayan
Kays, ne krda, ne de lde karlat
zaman Leyl'ya bu kadar yakn olmutu,
ite yan basmdayd. Kalbiyle kalbimin
arasnda yalnzca Nab Efendi'nin nefesi
vard. Zavall ihtiyar!., ite o da benim
gibi donakalm, bu

298
gzellik karsnda yorgun kalbi
heyecanla arpmaya balamt. Nasl
arpmasnd ki, daha nce hi byle
gzel bir cariyesi olmamt. stelik
yaz bilen, iirden anlayan gzel sesli
bir cariye... Nerelerde saklanm,
nerelerde yetitirilmi bu kz, diye
dnd. "Esmer bir gln koynunda
bym olmal!" dedi sonra ve kararn
hemen deitirdi, "Yok yok, Allah bu
kzn hamurunu gl kokusundan
yourtmu olmal." O anda iinden neler
geiyordu neler?!. Bir ara "Neden gen
deilim; yahut ben gen iken neredeydi
bu kz?!" diye hayflandn bile
hissettim ve sonra dilinden u beyit

dkld:
Geirdi anigr-i felek ol denl vaktin
kim Nevl-i rz meydana geldi iteha
gitti
Bu beytin "Felein lezzet tadcs o
kadar vaktini geirdi ki, tam yenilecek
yemek sofraya gelince itah kapand."
demeye geldiini elbet biliyordu benim
Leyl'm. Yznn kzarmas zaten bu
yzdendi. Gzlerini nce yere evirdi,
ardndan da bir gnde nce kt, sonra
iyi haber alarak iyice akna dnen,
dahas, karsnda bylesi bir gzellik
grd iin eli ayana dolaan akn
ihtiyar Nab Efendi'nin elinde
beklemekte olan bana dndrd.
Hissetmiti sanki.. Nab Efendi'nin

tutulan dili yerine ben syledim: "Evet o


benim, aknla ldrp Leyl adn btn
dnyaya duyuran Mecnn. Benim o, ben
Kays... Hani okula gitmitik birlikte de,
hani birbirimizi okumutuk kitap diye.
Hani mektuplarn bulutlar, kokunu seher
yelleriyle gndermitin bir zamanlar
bana. Hani senin uruna savalar km,
benim olman isteyen Nevfel ile senin
olmay isteyen bn Selam'n bahadr
yiitleri kanlarn aktmlard kzgn
kumlara. Hani en sonunda hi kimsenin
olmad bir yerde, zerinde kefen ile
randevu vermitin bana da, daha bedenin
soumadan gelip yetimitim yanna.
Hani admza klar yemin eder
olmulard. te o benim, Kays, senin
mecnnun, urunda ldran Kays!

Yokluunda geen asrlar boyunca,


babil'de lm istanbul'da ak[299
Ger ben ben isem nesin sen ey yr
Versen sen isen neyim ben-izr
deyip iimde yaattm seni. Biliyordum,
benim iin yaayacan, benim iin
yaatlacan ve bir gn bana geleceini
biliyordum. Ho geldin gzmn nuru,
ho geldin sevincim, ilkbaharm!..
Akm, ruhum ve gzyam, ho
geldin!.."
Elini uzatp ald beni Nab Efendi'nin
kucandan ve kapam aar amaz
"Kaaayss!" dedi ve ta Dicle kysndaki
kulbede nce pp sonra kmr

karasyla rtt alnma yeniden gtrd


dudaklarn, buselerini tazeledi, asrlar
aan kokumu koklad, beeriyetini
kamlayan bir igdyle ka gbek
sonra kendi kokusunu tanyp barna
bast. Vaktiyle kmr karas ile yazd
adm okurken beni tandn anladm.
Heyecanndan, kalbinin arpndan,
ellerinin titremesinden anladm. Evet,
Leyl'mn ellerindeydim. Aradan geen
bunca alarda ka nesil sakladysa
kendini, ka hcre deitirip ka gen
zincirinden szld ve ka can
ipliinden indiyse anlaya-myordum ama
Leyl'mn dudaklar demiti en eski
dudak izine. Kmr karasna karan kan
rengi akayk, Rukl'imin masumiyet
iei, onun dudandan yeniden renk

buldu. Bu dakikann, mrm


anlamlandran bir bekleyiin vuslat
olduunu, bu nn btn bekleyiimin
gizemini tayan bir yeniden dou
olduunu anladm. Yarm hayatmn
tamamland o anda "Leylaa!" diye
haykrdm, tpk daha evvel urunda can
verirken yaptm gibi. Tpk Efendim
Fuzul'nin yazd gibi. Yeniden can
vermeyi istedim bir anda bin defa ve bin
defa dirilip yeniden son nefeste bin defa
adn haykrarak adn son kez ayyuka
karmay istedim. Dnya gzmden
siliniyor, hayat evremde bulanklayor,
varlk kendini yok ediyor, bilin gklere
kanatlanyordu; "Leylaa!" diye
haykrdm ve gzmde kalan son nak
Leyl'nn kara gzlerinde grdm

suretimdi...

300L,M
Baka hibir ey hatrlamadm, ne kadar
zaman bilmiyorum, hatrlamay unuttum.
Uyudum ve uyanmay sildim lgatimden.
Aaah, vuslat!.. Unuttuumu hatrlat
bana!...
Kimdir bizi men'eyleyecek b-
cinndan Mevrs- pederdir gireriz hne
bizimdir
Nab
Cennet bahelerinden bizi men
edebilecek olan da kimmi!?.. O ev bize
Adem atamzdan mirastr, elbette gireriz.

XXV
Bu, Mehtapl Gecelerde Leyl le
ptm ve Sadabad'da Hrszlar
Eline Dtmdr
Bildim ki nihan bel imi ak Bir dertli
macera imi ak
"Altnc ifre gzlerimin nnde!" diye
sevinle ellerini rpt brahim Paa
beytimi okurken ve devam etti, "Bin
yz yetmi beinci beyit... inde akda var, nihan ve gizlilii de. Mjde
dostlarm, Ariya Akeldan'n srr da,
Babil ilahlarnn altn heykelleri de
kendilerini sunmaya hazrlanyor
ayaklarnza, mjde!"

Benim grdm ve tandm en ilgin


adamlardan biriydi ibrahim Paa. Ezdin
voyvodas Ali Aa'nn olu olarak 14
yanda helvac yamakl yapmak zere
geldii stanbul'da zeksn vizyona,
gayretlerini baarya dntrerek adm
adm ilerlemi ve saray helvahanesinde
balayan ykseli macerasna bundan on
iki yl evvel sadrazam olarak noktay
koymutu.
3 O 2 I um
Vezirliinin ilk yllarnda zarif, yenilik
yanls ve aydn kiiliiyle padiah ok
etkilemi, itimadn kazandktan sonra da
yava yava ynetimi kendi avularna
almaya balamt. Ona, "Devletinizi
sizin adnza korumak zorundayz!" diye

oul ifadeyle gven verdii zamanlarda


da aslnda BC adna konuuyor ve
sultann karlar ile BC'nin karlarn
rttryordu. Cemiyet adna
yetkilerini kullanmaya baladktan sonra
gcn bir tr baskya dntrm,
devletin d ilikilerinden, sava
kararlarna, bar andlamalarndan
ekonomik tedbirlere, grev
atamalarndan ulufe datmna, hatta
merasimlerden elence tertiplenmesine
kadar her istediini yaptrtr olmutu.
Devlet ynetimine getirdii insanlarn
pek ou kendi yaknlar idiler ve
Osmanl'nn dier devletlerde
bulundurduu hafiyeler, birtakm resmi
grevlerine ilaveten ona ok zel
bilgiler aktaryorlar, o da bunlar

padiaha kar, ynetime kar, devlete


kar kullanyordu. Hkmdar yle
etkisi altna almt ki el-libe yana
bast yl, kaptan- derya bir damad ve
ondan olma iki tane torunu var iken,
henz krkdrt yandaki hkmdarn
onne yeni basan kz Fatma Sultan'
e olarak istemi ve aresiz hkmdar,
vezirine hayr diyememiti.
Kthane'nin dillere destan Sadabad
sarayndaki atafatl salonunda "Damad"
lakabyla oturan vezir brahim Paa'nn
gerek gcn yeni yeni gryordum.
Macar krallna aday Erdel Prensi
Rakoi, Avusturya kral Eugen'in gzde
generali Stefan, Tahmasb Kul Han
olarak bilinen Afar oban Nadir Ali,

Rus arnn gizli servis efi olan Musevi


Levian, Fransa kral XV Louis'nin
istanbul maslahatgzar ve eski Bourbon
dk Martel Clovis ve yenieriler
zerinde hakimiyetiyle n salm Bektai
babas eyh Abdlhay Efendi, onun
evresinde saygyla oturuyor ve o izin
vermeden hibirisi konumuyorlard.
Tamamen elence iin muhteem bir
sanat eseri olarak yaplan bu sayfiye
sarayn, su oyunlar ve fskiyelerle
sslenmi grkemli havuzuna bakan
sadrazam onlarn arasnda gerek bir
Marduk gibi duruyordu. Sarayn
selamlk pencerelerine parlak
babil'dc lm istanbul'da a k I 3 O
3

Eyll gnei vururken nlerine billur


kadehlerde beyaz arap datlan bu
adamlarn bazlar buraya klk
deitirerek gizlice gelmi, bazs da
ibrahim Paa'nn nl elence
sofralarnn devaml konuklar olarak
terif etmi ve tpk Babil rahiplerinin
bilge Akeldan'a yaptklar gibi sa
ellerinin ikier parman yumarak onu
selamlamlard. BC'nin tam yeli bir
toplantsna ilk defa ahit oluyordum.
Hepsi edebiyat, sanat ve mzik kadar
politika ve siyaseti de iyi bilen bu yedi
kii, nce dnya devletlerinin
konumlarn tarttlar uzun uzun. Onlar
konutuka ben hayretten hayrete
dyordum. Onalt yl savatan sonra
Osmanl'ya imzalattrlan Karlofa

Bar ile artk Avrupa muhayyilesinden


Trk korkusunun silindiini, imdiki
Pasarofa Andlamas ile de ellerinden
toprak alnabileceinin, hatta malup
edilebileceklerinin anlaldn, artk
para para olan Akdeniz site
devletlerinin Roma nderliinde birer
birer ele geirilerek
Hristiyanlatrlabileceklerini, bu
gidiin nn amak iin Osmanl'y
zayflatmann arelerinin aranmas
gerektiini, halen skdar'da Iran
zerine yrmek zere bekleyen ordunun
elden geldiince geciktirilerek hem
askerlerin morallerinin bozulmasn,
hem de Rusya'nn Iran zerindeki
etkisinin arttrlmasn, Akdeniz
adalarndaki Rumlarn etkin konuma

getirilmesi iin Rum dnmesi paalara


devlet kademelerinde grevler
verilmesini, Bender'de buuk senedir
mlteci bulunan isve kral Demirba
Charles'n memleketine iadesini ve
bunun iin Rus topraklarndan
geirtilerek kanl dman ar Patro ile
sulh masasna oturtulmasn, douda
Afgan ve Horasan topraklarnda Safevi
etkinliini arttracak tedbirlerin alnmas
iin Nadir Ali'nin Tahmasb Han
yanndaki itibarnn ykseltilmesini ve
Eref Han'a kar galip gelmesinin
salanmasn, Osmanl saraynn
gsterie, modaya altrlp rvet
musluklar sonuna dek alarak bilhassa
sarayl hanmlarn israfa ynelik
harcamalar yapmalarnn

zendirilmesini, sefirler ve gezginler ile


elilik grevlilerince Avrupa modasnn
bir an evvel bu hanmlar arasnda
yaygnlatnlp halka yanstlmasn,
304
babil'de lm istanbul'da ak]305
medresede okutulan derslerin elden
geldiince seklerletiril-mesi ve
Avrupal devletlerin gzel semtlerde
gzel binalar yaparak elilik amalarna
nayak olunmasn, brahim Mteferrika'nn kurduu Osmanl matbaasnn
yasaklanmas iin yazc esnafnn
kkrtlmasn ve BC'nin baars ile
dnyann Vatikan merkezli bir ynetime
doru hazrlanmas konularn saatlerce

enine boyuna tarttlar. BC'nin imdiki


hedefleri beni rktmeye yetti. Meer
ben kuzeyin buzlu lkelerinde gezerken
buralarda anlaylar deimi, fikirler
deimi, ynetimler ve ynetim
felsefeleri deimiti. Zamann
acmaszca aktn ve zayflar zalimce
yuttuunu anlayabiliyordum.
ikindi gnei kndekar pencerelerden
ebekelere ayrlarak salonda renk
oyunlar gstermeye baladnda
kadehlerini yeniden dolduran cemiyet
yelerinden bazlar, darda ayaklarn
Kthane deresinin serin sularnda
ykarken bek bek oynayan ocuklar,
elilik hanmlarna ait peremelerden
yaylan cmert iveleri, gm koumlu

atlarla ekilen landolarn


pencerelerinden yamaklarn sanki ak
unutmuasna davetkr gamzeler ve
uar mahmurluklar ierisinde geip
giden fettan dilberleri, gprl seraser
kumalardan zel terzilere diktirdikleri
giysileriyle salncaklara binen zarif
hanmlar seyrederken salona
hizmetkrlar girip zengin sofralar
hazrlamaya baladlar. ok gemeden
hanende takm yerlerini alm, pirin
sinilere dizilmi billur kaplardaki eit
eit reellerin, peynirlerin,
mezeliklerin, dut ve erik pestillerinin,
cevizli sucuklarn; sln etiyle yaplan
pidelerin tepeleme yld murassa
tepsilerle birlikte kehribar kakmal
sahanlarda getirilen balk orbalarnn,

breklerin, klbastlarn; gm
lengerlerdeki fstkl pilavlarn; fafu-r
kaselere konulmu zeytinyallarn,
erbetlerin, helvalarn, glbeekerlerin
ve nihayet ini srahilerde soutulan
eitli ikilerin leziz heyecanyla
titremeye balamlar, zevkin kollarnda
mest olacaklar bir gece emeliyle aradan
teklif ve tekellf kaldrmlard ki
brahim Paa az evvelki beyti
tekrarlayp "Aziz dostlarm!" demiti
beni gstererek, "Kaybettiimizi
sandmz
hazine sayesinde dnya avularmzn
iinde artk. Yldzlar zerimize
yaacak, Babil ilahlarnn gksel gc
ayaklarmzn altna serilecek." Bunu

sylerken hem Keldanilerin tapndklar


yedi gezegeni, hem uzay aratrmalarna
ait tabletlerin ierdii bilgiyi, hem de
Babil hazinesinde bekleyen altn ilah
heykellerini kastediyor ve glyordu.
Garip ama, dnyann geleceine ilikin
rotay beyitlerim arasndaki gizli srlarla
belirlemeyi, satrlarm arasndan
karlacak birtakm ifrelerin elde
edilmesi konusunda gsterilecek
baarlarla zaman ynetmeyi dnen
ve dnmekle kalmayp ayn dorultuda
birbirleriyle gizli bir kenetlenme iinde
olan bunca zeki adam arasnda
bulunmak, bana tarifi imkansz buruk bir
lezzet veriyordu. Bu, yaklak be insan
mryle llebilecek uzun alardan

sonra kavutuum Leyl ile birlikte


Nab'nin Halep'teki maliknesinden
stanbul'a doru yola ktmzda
Baltac Mehmed Paa'nn bizi tayan
lgar atlarnn rahvan seyrinden de, yol
boyunca hicran dolu gzyalarnn ve bir
de mehtabn ahid olduu pler
sonras kucak kucaa uyuduumuz
Leyl'nn yasemen kokulu gsnn
sarholuundan da ayr bir zevkti,
istanbul'a geldiimiz senenin ertesinde
vefat eden Nab Efendi'den sonra konak
konak dolatmz Leyl ile beraber
geen oniki yoksul ama bahtiyar yln
ardndan imdi Kthane deresi
yamalarna kurulmu sadrazam
saraylarnda birbirimizden ayr ama
birbirimizi hissederek hznl bir hayat

sryorduk. Nab Efendi ldkten sonra


Leyl, o vakitler sadaret kethdas olan
ibrahim Paa'nn konana satlm, o da
kendisini, kaptan- derya Kaymak
Mustafa Paa ile iki yl evvel
evlendirdii kz Huri'nin hizmetine
vermiti. O gnlerde Leyl henz 23,
Huri de 12 ya-ndaydlar. Akmn gc
Leyl'dan hi ayrmamt beni. Zaten
onun hayatta deer verip saklad iki
ey vard. Birisi ben, dieri de Halep'e
bir esir olarak getirildiinde banda
bulunan ine oyas yemeni. Ben ona
yaad yurtlarn hatralarn
306 um
veriyordum, yemeni de annesini
anmsatyordu. Onun en mutlu zamanlar

beni okuduu saatler, benim en bahtiyar


anlarm onun eline dokunabildiim
gnlerdi. Bu yle bir sarholuk idi ki
ellerini hissettiim her anda mutluluk ile
birlikte bir de ac duyuyordum.
Mutluluum vuslattan, acm ayrlk
dncesinden idi. Bazen bu ayrlk
endiesinden vuslatn tadn bile
kartamaz, azabm sevincimi kovard.
Ak zaten bu demekti. Vuslat isteyen
k ayrla hazr olmalyd. Bunun
iindir ki ben, en mes'ud kn, devaml
vuslat isteyen ama hi vuslat
yaamayan k olduunu
dnyordum. Sevgilinin geliinin ayak
seslerini duyarak kyamete kadar
yaanlabilir, ama vuslata erdikten sonra
gideceinin korkusuyla hemen can

verilirdi. Sonunda vuslat olan bir


ayrlk, dertleri bile zevke dntrr,
ama sonu ayrlkla bitecek bir vuslat
sevinci kedere board.
Bana gre, Leyl ile Halep'ten istanbul'a
uzanan gnlerimizin hepsi deerli, hepsi
Allah'n bir ltfu idi. ykmn
ierisinde kavuamadm Leyl'nn kalp
atlarn duyarak uyumann dayanlmaz
bir saadet olduunu size nasl
anlatabilirim ki ben?!.. Yine ykme
gre Necid llerinde Leyl'dan ayr
yaadm lgn ve vahi hayatmdaki
en bahtiyar gnmde ,be bu derece
kendimi ansl hissetmemiimdir.
llerde ceylanlar ve aslanlar ile ortak
hayat yaayan ben, imdi sevgilimi

ceylanlar okar gibi sevebiliyor;


aslanlardan rker gibi sevgisizliinden
ekmiyordum. Ya bir gn beni bir
yerlerde terk ediverirse diye ektiim
kederi de anlatamam bu yzden!..
stelik peimdeki birilerinin de beni
ondan koparacaklar ihtimali her an
zihnimi hrpalyor. Ondan ayr kalmann
ne demek olduunu tattm eyrek
yzyllarn saysnn neredeyse yediye
tamam olduu u son yllarda ben,
gzlerimi ondan baka her eye kapatp
yreimi yalnzca ona atm ilk
gnlerimi ve Efendim Fuzul'nin
kaleminden satrlara dizilip geldiim o
ilk ak zamann hatrlyor ve ayrl
kendimden o kadar uzaklara gndermek,
beklediim

babil'de ln
nnbul'di ask I 307
kadar olsun kavumay srdrmek
istiyordum. Leyl'nn tek mrlk
uykularn rmcek a kadar zayflatan
hatralar, benim alar ap geen
akm potalarda eritip imbiklerden
geirerek iplik iplik ediyor ve elik
zrhlar gibi rp srtma giydiriyordu.
Bylece zamann her eyi hzla
deitirdii dnyada deimeyen tek ey
benim akm oluyordu. Yeniden
almayacak tarih sayfalar her
kapanta, lmn elinden kurtulan tek
ey benim akm oluyordu ve yedi
eyrek yzyl byle yaadktan sonra
Leyl'y bulmann, Tanr'nn bir ltfu

olmaktan te bir izahn yapamyor ve bu


ltfunu esirgemesin diye durmadan
yalvaryor, Leyl beni bir yerlerde
brakmasn diye rzgra tutulmu st
yapra misali titriyordum. Bu yzden
yaadm mutluluk ile ac eit idi. Azab
ekiyordum ve azabn lezzet demek olan
azb kknden tremi bir szck
olduunu biliyordum. Benim lezzetim
azab iinde bile muhteemdi bu yzden.
Deil mi ki Leyl ile beraberdim,
ektiim azab olsa da ne gam!.. Ben
azabmda ona sndktan sonra daha
byk mutluluu kim bana verebilir?!..
Ama onsuz bir mutluluun azabna
dayanabilir miyim, bilmiyorum. Tanr
bana onsuz yaayacam bir mutluluk
yerine onunla leceim bir azab

versin!..
Leyl ile geen gnlerimizin en mutlu
zamanlar hi phesiz ba baa
syletiimiz zamanlard. Ama onun
bazen paa kz Huri'ye de uzun uzun
maceramz anlatt olurdu. Bu
macerada ben nerede duruyordum, L&M
hikyesinin kahraman olan Kays ile
yollarmz nerede kesiiyor, nerede
ayrlyor kesti-remiyordum. Ne o benden
ayr, ne ben ondan farklydm. Acsn
acm biliyor, sevindii zaman
seviniyordum. lgnln istediimin
tan da Tanr'dr. O kadar ki Kabe'nin
eiinde ban yere koyarak yalvard
o nl duasna ka kez ben de amin
dediimi, ka kez "Ya Rab bel-y ak

ile kl in beni / Bir dem bel-y


aktan klma cda beni" diye
saykladm, ka kez bunu "Tanrm!
Beni ak belas ile ili dl eyle ve beni
bir an olsun aktan ayrma!" diye
dilimde vird edindiimi artk
hatrlamyorum, ite bu yzden Kays ile
kendimi farkl kiiler
308 I um
olarak dnemez oldum. Hatta bazen
onun, benim kadar aktan nasibini
alamadna hkmediyor, sonra da
hakszlk olur diye kendimden
utanyorum. nk o Amiroullar
boyunun kara bahtl kz Leyl ile
hayatn snrlad halde ben Dicle'nin
serin yamalarnda yeniden bir Leyl'ya

k olmu, gl stne gl koklar


konuma dm, stelik aradan bunca
yzyl getikten sonra onun kalp
atlarn hissedecek yepyeni bir nimete
kavumutum. Leyl bunca zaman sonra
karma kmt. Onun Amiroullar
obasndan szlp Dicle'nin
yamalarnda ekillenen bir soydan
geldiini ve Dicle'de tandm
Leyl'dan sonra alt gbek deimeyen
genlerinin yreine yanstt ak na
ayn biimde glmsediini, tavr ve
kimliini oluturan izgilerde edasn ve
huyunu Dicle'nin serin yamalarna zg
serinliin ekillendirdiini biliyordum.
te bu yzden benim akmda Leyl
defa yayor ve ben her defasnda ona
yeniden k oluyordum. Ve imdi,

stanbul'da yaadmz mutlu


hayatmzda, sayfalarm arasndaki
akmz hisseder ve yaar gibi, o eski
maceramz Hu-ri'ye heyecan ierisinde
anlatrken, benim ne kadar mutlu
olduumu bilse, belki de kna vuslat
hazz baheden bir sevgilinin istinas
ile okumay istemez, beni bakalaryla
paylamann arlna katlanamayp
yreine bastrr, koynunda gezdirirdi
diye dnyorum.
Huri, kaptanpaa ile evlendii vakit
Leyl ile beni de yeni evine birlikte
gtrmt. Ve bu yln hdrellezinde
Kthane'de Sadabad mevsimi ald
gnn gecesinde, babasnn sarayndaki
yan daireye yerleince, beni Leyl'dan

isteyip aktan fazla anlamayan kocasna


baz blmlerimi okuyarak "Dnyada ne
klar var!" demeye alm, belki de
yaz balangcnda romantik bir gece
geirme arzusuyla ihtirasl hayaller
kurmutu. Yazk ki o gece beni yalnzca
mehtab grd ve Huri, kaba ehvetin
altnda gzleri yumuk, yine hayaller
kurmakla yetindi.
Olanlar ertesi gn oldu. Sadabad
saraynn yan dairesinde kalan ibrahim
Paa acele bir grme iin damadnn
odasna
babil'de lm istanbul'da ask]309
girdiinde amdan iin ayrlm
elibelindenin zerinde beni fark etti.

nce sradan bir kitap gzyle birka


sayfam evirdi. iirden anlyor, szn
gzelini biliyor, dizelerimi okurken
Efendim Fuzul'nin rn slubuna gbta
ediyordu. Aslnda iyi bir insan gibi
grnmt bana. Gzlerinin altndaki
halkalar, kk bir avurt ve krl
sakallar ile yana gre yakkl bile
saylrd. evresinde pek ok air ve
sanat himaye gryor, onlarn
sanatlarna aferinler ettiini herkes
biliyordu. Beni okurken ard
konunun, nce damadnn odasnda byle
bir iir kitab grmek olduunu
zannettim. nk damadnn iirden
anlamadn pekl biliyordu. Ama
607. beyitten itibaren rakamlan-drlm
sayfalanma gelince heyecandan kalbi

duracak sandm. ivi yazs rakamlar


tanyordu ve damadyla yapaca nemli
grmeyi de unutarak beni alp doruca
kendi dairesine geti. O gnden beri
Leyl'mdan haber alamadm. Korktuum
bama gelmiti. Onun BC yesi
olduunu tahminde yanlmadm. yle ya,
emrinde hazineler bulunan Osmanl
devletinin koca sadrazam, Babil ilah
heykellerinin peinde bir hazine avcs
olamazd herhalde. Bu bama gelenler
benim kanlmaz kaderimdi; Halep'ten
stanbul'a doru yola ktmzda bunu
kestirmi ve kendimi hazrlamtm da
stelik. Ama imdi asl zntm, bir
veda bile edemeden ayrldm
Leyl'mn durumu idi. Kim bilir o da
beni bulmak iin imdi nasl

rpnyordur?!..
brahim Paa'nn gz hapsindeyken
rendiime gre BC, Silistre
kalesinden lme atlayan Froberger ile
birlikte Tu-na'nm sularnda benim de
mrekkeplerimin daldn ve kdm
balklarn yediini dnerek btn
almalarn ellerinde kalan haner
zerine younlatrmlar, hazine
avclar da Efendim Fuzul'nin matara
kayn, zerindeki rakamlar ve
harfleri otantik bir ss gibi gsterip ucuz
fiyata bedestende satarak umutlarn
birka Venedik altnyla deimilerdi.
Evliya elebi ile yola ktmzda
bebek olan olu imdi torun sahibi bir
ihtiyard artk. Bu kadar zaman kendi

bama bir hayat yaam, yalnzca


Leyl'nn hasretini kendime dert
310UM
edinmitim. BC'nin de, hazine
avclarnn da gerilerde kald yllard
onlar, kimsenin benim varlmdan
haberi olmad yllar, Molla Mehmed'in
ecza uvalnda zaman elediim yllar.
Acaba benim iin gzel bir kesit miydi o
yllar? Dorusu hi bunu kendime
sormadm. imdi de buna cevap
bulabileceimi sanmyorum.
Unutulmutum ve zaman iinde ac ile
sevinci ayn anda duymaya balamtm.
Garip bir ikilemdi bu. Kdmn
liflerine Keldani rahiplerin srrn

zmek zere artk kezzaplar


dklmyordu, iyi de; peimden klar
gibi koan bilgeler de yoktu evremde.
ykm gnlleri tututurmaya devam
ediyordu ama srrm benimle birlikte
yitirilmi gibiydi. Bazen bir hamam
halvetinde, bazen bir seyyar karpuz
satcsnn kansnda yahut sokak
kedilerini peinden koturan bir
ciercinin sokak aralarnda yanklanan
sesinde hayat damtmaya alyordum.
Yal elleriyle beni torbasna koyup
evine gtren kasaplardan, kasaba
camisinin merutasnda ocuklara
ykm ders olarak okutmak iin
satrlarm nceden mtalaa eden
imamlardan, ramazanlarda teravihten
sonra ev ev dolamak zere

kiralandm mahalle bezirganlarnn


kaba davranlarndan bkmtm.
Sayfalarmn kenarlarna yazlan basit ve
bazen anlamsz beyitler, son sayfamda
yer alan okunu tarihleri ve okuyucu
isimleri, yzklerindeki mhr
zahriyelerime bastrmaktan zevk alan
yar aydn ukallarn mrekkep lekesi
gibi duran imzalar bu yllarda
oaldka oald. Kendimi orta mal
bir fahie gibi hissettiim ve bir
beyefendi aradm zamanlard onlar;
beni zarafetle sevecek, satrlarm
okuduka tatl ryalara dalacak, zerime
karpuz suyu deil de gzyalarn
dkecek beyefendiler aradm
zamanlar.

brahim Paa'nn ellerinde, kendimi


Kthane deresine kurulan yapay
havuzlarn ejderha bal fskiyelerinden
srayan damlalar kadar aresiz
hissettiim u anda, BC'nin yeniden beni
bulmasna ite bu yzden sevindiimi
bile syleyebilirim. aresizlik yollarm
kesmi, beni eski hayatma, akn dna,
i e lm istanbul'da a k13 1 1
sr dolu maceralara itelemiti. imdiki
zntm elbette sevgili firkatinden, ak
yoksunluundandr. Yine de bir tesellim
var ki Leyl yaknmda bir yerlerde
nefes alyor; yzn grmesem, sesini
duymasam da teniyle cildimin arasnda
ayn gne douyor, ayn akam oluyor.
Yzyllara uzanan varlma Efendim

Fuzul tarafndan bir ss olarak


desenlenen sevgilim, akmn varlk
nedeni olan Leyl'm burada,
yanbamda yalanacak olduuna gre
onunla elbette bir gn yollarmz yeniden
kesiecek diye umuyorum. Belki de bu
teselli idi bana tadm byk'srr
bakalaryla paylama istei veren.
Kendimi deerli hissetmenin
sarholuuna kaplm, kibir sahibi mi
olmutum, bilmiyorum, ama
dnyordum ki hazine bilinmezse ne
deeri kalr!.. Nitekim Kays da, ta bata
aka dm, akln yitirmi ve ylece
mehur olmutu. imdi ben de ayn ak
tadma gre mehur olmak, benim de
hakkmd. Ak gnln iiydi ve onun
olduu yerde akln yeri olmazd. Akldan

gemeden ak gnle girmezdi. Duygular


dncelere hakim olunca balard ak.
Dnceler duygular ynlendirirken
sevgiden bahsetmek kadar yalanclk da
olamazd.
Gnlm bana Leyl'y iaret ediyor, iyi
de, neden o halde aklm ona tekrar
kavumann yolunun srlarm ortaya
samaktan getiini sylyordu?!.. Belki
de hatay burada iledim ve Kays'n
hretini kskanp hrete ermeyi
istediim iin mrmn geri kalan
ksmn ac ekerek geirdim. Ama ne
yapabilirdim ki, benim Kays'tan daha
byk bir k olduumu kyamete kadar
kimsecikler anlamayacakt. Beni
okuyacaklar ve okuduka Kays'm akn

bytp beni hi fark etmeyeceklerdi.


Oysa iimde tadm srr ifa edersem
hretim Mecnn kadar artabilir diye
dnyorum. stelik o zaman Leyl
beni daha ok sevebilir de. hret
elbette sevgilerin mknatsdr. Benim
iimdeki tutkunun hrete deil de aka
ynelik olduunu kimseye
anlatamayacaksam ve hi olmazsa
Leyl'nn k olduumu kendisine
bildiremeyeceksem onun urunda
ekeceim aclarn ne deeri kalr ki?!..
te bu yzden iimdeki hazineleri BC
yelerine
312 um
amann ok da kt olmadna karar
verdim. Hem iki hazineyi birden tamak

iki ayr hayat yaamak kadar ar


geliyor artk bana. Akm anlatan iir
dizeleri prlanta birer gerdanlk gibi
sayfalanma dizilmiken, Babil
bilgelerinin hazinelerinin dizildii
iplikler bende yalnzca balanmlk,
esir almmlk hissi uyandrmaya balad
oktan beri. Birileri eskisi gibi peime
dsn, iimdeki srr alsn, bylece ben
de yalnzca Leyl'ma geri dnerek, onun
sevgisini paylaaym, gznden akan
ya tutaym, kalbine oturan acya ortak
olaym istiyorum. Srnm verirsem
Leyl'ya dnebilir, onun yalandn
grecek kadar uzun sre yan-banda
olabilirim. Onun salarnda aaran ilk
teli tek bama grmek isterken haksz
olduumu kimse syleyemez bana bu

yzden.
Galiba kamak yerine kovalamak,
saklanmak yerine grnmek istiyordum.
stelik u birka saatte bile Leyl'mn
parlak yanan, salkm zlflerini, yakut
pembesi dudaklarn ok zlemitim ve
nereye baksam bana Leyl grnyordu.
Sada-bad' bu yzden ok sevdim, bana
hep Leyl dolu hatralar sunduu iin...
Ve bir de Ahmed Ne^im Efendi'yi... O
da sanki btn iirlerinde Leyl'y
anlatyordu, benim Leyl'm.
Eyll'n hzn sonbahar yapraklaryla
birlikte Sadabad' kaplamaya balad
bu gece, BC'nin yedi yllk olaan
toplantsnda, salonu aydnlatan
Bohemya avizelerinin renkleri kadar

cokun ve belki o kadar bahtiyarm. Bu


gece iimdeki btn srlar ifaya hazr
hissediyorum kendimi ve btn srlardan
kurtulmu olarak yarn yalnzca ak dolu
hayatma balamay umud ederek
hayaller kuruyorum. Balmumu nda
veya kandil islerinin kirlettii lo
duvarlar arasnda srrm aratran
evvelki stadlar, imdi bu parlak
salonun yzlerce kandilinden ehrelere
yansyan renkleri grselerdi benim
yalnzca srrm deil, akm da
aratrrlard phesiz. Yazk ki imdi
beni okuyup anlayabilen yalnzca kii
var salonda. Sadrazam paa,
babil'de lm istanbul'da a ; k I 3 1 3

eyh Abdlhay Efendi ve Nadir Ali.


Dier drd Hristiyan dnyann dilini
konuuyor.
brahim Paa, "Bilge Akeldan'n ve
sadk dostlarnn erefine!" diye kadeh
kaldrd, sofra rtleriyle ibrik ve
pekirleri toplayan son hizmetkr da
salondan ayrlnca. Rus arnn gizli
servis efi olan Moses Levian,
beraberinde tad kk sandktan
kard cbbeyi mistik bir ritel ile
brahim Paa'nn omuzlarna koydu. Ben
daha evvelki stadlarda byle bir cbbe hi grmemitim. Keldani
rahiplerinin giydii trden bir cbbe
olduunu ve bunu eski Msr
hazinelerindeki resimlerden karttrarak

diktirdiini, srrn zleceini sand


bu oturumda giyilmesinin Keldani
ilahlarna manevi bir ba saylacan
ve bylece srrn zlmesi iin
kendilerine yardm edeceklerini syledi
din bir vecd ile. BC'nin bilmem kanc
meclisini kuran imdiki yeleri yeniden
selamlamak zere stadn evresinde
toplandlar. Masann zerinde ortak
kaderi paylatmz o Siru balkl
murassa haner, Efendim Fuzu-l'nin
scakln bana yeniden yaatan eskimi
matara kay, iki kar eninde
rulolanm ne olduunu kestiremediim
bir deri levha ve ben, Nabukadnazar'm
son ayinde kurban etmek iin lkesinin
drt ynnden getirttii drt ocuk gibi
aresiz bekleiyorduk.

Ulu Marduk'un omuzlarnda selam ayini


tamamlanp onun izniyle masann bana
oturduklarnda Martel Clovis nce deri
ruloyu at. Merkezden itibaren yedi eit
genin tamamlad bir izim vard bu
derinin zerinde. Her genin dar a
ksmnda Keldani tanrlarn temsil eden
yedi gezegenin sembolleri, genileyen
adaki be gende sras ile benim
beyitlerimden elde edilen ebced
rakamlarnn ivi yazs karlklar ve
nihayet ayn beyitlerin metinleri yer
alyordu. Her gen ayr bir renkte
boyanmt. Altn rengindeki amas'a,
gm renkli gen Sin'e aitti. Nebo'nun
mavisi ile tar'm beyaz birbirini takip
ediyorlard. Krmz gende Nergul'un
ad yer alyordu

314
babil'de lm istanbul'da a k I 3 1 5
ve Marduk erguvan, Ninip de siyah
gende idiler. Bunlarn yanlarnda da
tanrlarn simgeleri olan, balk, baak,
aslan vs. motifler vard. Her gen belli
kadratlara ayrlm, milyem ve santim
hesaplan ile 360 dereceye blnmt.
"Ben Kuzey lkelerinin karl kentlerinde
dolarken BC bir hayli yol alm!" diye
geirdim iimden. eyh Abdlhay
Efendi daha nceki BC toplantlarnda
tesbit edilen be beyti ayr birer kda
yazmakla megul iken General Stefan,
mnsn hi anlamad, ama
henginden etkilendii altnc beyti
iinden ezberlemeye alyordu.

"Hecelerdeki ini klar, ritmik vurgu


ve kesiler, uzunluk ve ksalk ynnden
ilk dize ile bire bir rten sesler,
insanda, bu iiri anlamasa da gzel
olduu hissi uyandryor, anlamdan te
ses yapsndaki mzikaliteye hayran
brakyor." diye dnrken yksek
sesle ve aruz takti edercesine iaret
parman masaya belli aralklarla
vurarak tekrar etti:
Bil-dlm ki nl-han be-la i-mi ak Bir
derd-li ma-ce-ra i-mi ak
eyh Abdlhay Efendi, General Stefan'in
hayranln arttrmak iin olsa gerek,
sylediklerini tercme edip anlatmas
iin Erdelli Rakoi'den ricada bulundu:

"Akn gizli bir bela olduunu bildim...


Hem akn dertli bir macera olduunu
da..." Sonra heyecanla devam etti
szlerine:
"Bizim hlimiz de bu beyitte Fuzul
stadn syledii aka benziyor. Keldani
stadlann uzay srlar bir aka dnt
hepimizde. Btn aklar gibi gizli ve
btn aklar kadar belal.
almalarmz herkesten saklaymz
bile klarn sevgilerini gizlemeleriyle
rtyor. Uzay tabletleri urunda
yzyllar aan maceralarmz da birer
ak derdiyle dolu. Aklamak kadar
saklamak da tehlikeli. Dertli bir macera
ki bizim dervilerin Tanr akyla
akttklar gzyalar bile yannda

muhallebi ocuklarnn szleri kadar


masum kalr. Ak, elbette gizli gerek.
Yoksa srekli olmazd. Allah'n kendini
gizlemesi ki, kulunda
I:
srekli bir aray uyandrr. Bakt ve
grd her eyde Allah' arayan dervi
gibi, uzayn sonsuzluu iinde
yaplabilecek galaksiler aras yolculuk
da bizleri Keldani tarikatnn
dervilerine dndrd. Sevdiinden
bakasn grmeyen km gzleri gibi
imdi gzlerimiz. Nereye ynelsek eski
stadlarn ifrelerini grmek istiyoruz.
Bir k iin dnyann en byk nimeti
ve en yksek lezzeti sevdiine
kavumaktr ya hani, biz o sevgiye

ulamak iin yzyllarn akn birbirine


eklemleyip durmaktayz. Bu uurda
btn eski yelerimizle birlikte
ektiimiz ile ve skntlar; bedbahtlk
ve kederlerin ls, elbette arzusuna
ulaan bir kn sevinci kadar ycedir.
nk ak ne kadar yce olursa, ak
sahibini o kadar hasret ve ayrlk acs
ekmeye mahkum eder kader. Yahut k
ne kadar ac ve keder yaarsa ak da
acs orannda oalr. Ayrlk acsnn
bykldr vuslatn sevincini kat kat
arttran. Vuslatn nihai zevki, ayrln
doruklaan acs kadardr. Evvelki
stadlarmzn oaltarak gnmze
tadklar be bin yllk aklarn vuslat
sevincini yaamaya imdi ok yaknz."
Bu arada pencere kenarna yryp

herkese obanyldz'n gstererek


devam etti. "tar'n btn beyazlyla
parlad bu gece, amas'n kzl
klaryla aydnlandnda dnyann
hakimiyetini ayaklarmza serecek, bilgi
ve altnlar bizim olacak. Ktphaneci
stadn 'Ak bilen biri iin yedi gerek
sr vardr. Bu yedi srra sahip olan
dnyaya hakim olur.' dedii sr bu gece
btn gizliliini aa vuracak ve dnya
yuvarlan bir elma gibi sunacak
avcumuza."
Stefan "Evrende cisme baktmz yer
nemlidir!" diye balad szlerine ve
"Itar, bize gz krpyor bu gece." diye
umutla konutu: "Evrende devaml bir
gelime ve genileme olduunu hepiniz

bilirsiniz. Itar sanki parlaklnn


doruundan zamana hkmediyor bu gece.
Zaman varolurken hacim, scaklk ve
younluk birer boyut olmulard hani,
hani ykseklik, derinlik, genilik ve en
ortaya kmt. O vakit Tanr kozmik
evrenin iine bir esir maddesi koydu.
Sv gaz biimindeki bu madde gk
katmanlarnn birbirlerine karmasn
nledii gibi her
31 6
Kabil'de lm istanbul'da a k I 3 1
7
katmann bir dieri iinde farkl bir
istikamette dnmesini de salar. Erken
evrenden eski evrene ve imdiki evrene

geen zaman bu sv ile dnn


tamamlayabildi. Yn duygusundan, gece
ile gndzden bamsz bir nm ile
evreni hareket ettiren Tanr, bylece yz
milyarlarca yldz kmelerinden oluan
galaksileri ve mstakil sistemleri yaratt.
Yce Marduk, Nebo ve Itar o zaman
birer karar verdiler ve biz lmllere
kaderler izdiler. Ariya Akeldan'm
tabletlerinde bundan tesi yazl
phesiz. Orada s ve k yl
hesaplamalar ile ktle ve hacim
hesaplamalar bulunmakta. Her
galakside farkl ktle ve ap
varolduuna gre en yakn dnyaya
gidilebilecek zaman lmn bu gece
bulacamz ifrelerle kuracamz
BUAM'da ksa srede

hesaplayabileceiz."
"O vakit ilk nce seni gnderelim
istersen Stefan!" diye takld brahim
Paa ve "Felein yedi tabakasndan
sanki urack-taym gibi konuuyorsun!"
diye hayretini belirtti. "Evet!" diye
cevaplad General Stefan "Galaksilerin
kmelenmesi de kyler, kasabalar,
ehirler gibi irili ufakldr. Saysz
sistemde saysz kyler ve ehirlerle
karlaacaz orada, ilk giden ben
olursam dnte size anlatrm."
"Elbette!" dedi Abdlhay Efendi,
"Lagar Hasan elebi de zaten Isa
Peygamberin selamn getirmiti Sultan
Murad'a. Ama o pek de uzaa
gitmemiti."

Nadir Ali ile Levian btn bu


konuulanlar anlayabilmek iin ok
gayret sarf ettilerse de birka cmleden
sonra konudan koptular. Hatta Levian
bunlarn kfre girdiklerini ve Tanr ile
alay ettikleri iin tevbe etmeleri
gerektiini syleyip durdu. O srada ben,
"Bunlar eer Akeldan'm tabletlerine
ular da orada elektron, proton ve
ntron hesaplarn okurlarsa, iksir
dedikleri eyin aslnda %75 hidrojen ile
525 helyumdan olutuunu renirlerse,
evrenin enerji reten rezervlerinin
bitmesi halinde bir termal kyamet
yaanabilecei gibi hesaplamalar
grrlerse ve yapmay hayal ettikleri
uzay yolculuklar iin en

yakndaki galaksi gezegenine ancak 10


zeri 6 k yl mesafeyi katettikten
sonra gidebileceklerini arlarlarsa,
herhalde akllarn oynatrlar." diye
dndm.
Uzayn derinliklerine ait ne kadar
bilgileri var ise hepsi sra ile ve sanki
birbirlerinden daha fazla ey bildiklerini
gsterme inadyla anlatp durdular.
Kimisi Dou mistisizminden, kimisi
tanrtanmaz teorilerden, kimisi eski
Yunan filozoflarnn fikirlerinden dem
vuruyor ama hepsi de Babil bilgelerini
hakl kartacak sebeplerle teoriler
retip kendisinin doru bilgiye sahip
olduunu sylyordu. Bu konudaki
bilgileri bitip de sohbet konusu gelecee

ynlendirildiinde dnyann yeni


ehresini hayal etmeye baladlar.
Szlerindeki gizli emellerden anladm
kadaryla bundan yedi yl evvel yaplan
BC toplantsnda nemli kararlar
alnmt. Hepsinin o toplantya
katldklarn da yine konumalarndan
anladm, ibrahim Paa ile Nadir Ali Han
sayfalarm arasnda ifre ararken eyh
Abdlhay Efendi ubuunu tttryor,
dierleri de Bab'in kutsal kurban
ayininde iksirli su yudumlar gibi arap
iiyorlar, yapacaklarn konuup
tartyorlard. Konu Avrupa'daki siyasi
deiikliklere geldiinde Martel Clovis
ald sz: "Yarndan tezi yok, yce
kralm XV Louis'ye bir ulak gnderip
Orleans dk Philippe'in naiplii-' ne

son vermesini ve smrgelerinden gelen


altnlar gizlice harcayan kardinal
Fleury'ye inanmamasn syleyebilirim
artk. Bu gece zeceimiz srrn
gcyle Fransa'ya dndmde vezir
olabilir ve dnya yeni eklini alrken
Fransa'nn yce menfaatlerini
Cemiyetimiz'in kutsall adna
koruyabilirim."
"Elbette eli hazretleri!" dedi Nadir Ali
Han ban sayfalarmdan evirip,
"Elbette!" ah Tahmasb'n
boyunduruundan kurtulup Afar
Devleti'ni kuracam gnn hayali de
beni mest ediyor. Kont Rakoi'yi
Erdel'e, General Stefan' Avusturya'ya
gnderdik mi btn Avrasya'da uzun bir

bar dnemini balatrz. Bundan byle


sava iin harcayacamz igc ve
paray hep beraber uzay aratrmalarna
ynlendiririz. Abdlhay Efendi'nin
3 1 8 um
yenieriler zerindeki gcn kullanarak
u gnlerin modas kazan devirme
fsltlarn tersine evirip Osmanl
askerini de bara raz ettik mi i
kolaydr. Artk ver elini Balkanlar ve
BUAM. Belki de srrmzn gml
olduu Musul'da kurarz BUAM' ve
lkelerimizdeki bilim adamlarn oraya
toplayp insanln ortak kar iin
almaya sevk eder, nlerine ynla
altm ve Bilge Akeldan'n parmak izlerini
tayan tabletleri koyarz?'

"Dostlarm!" dedi ibrahim Paa hakim


bir ses tonu ile, "imdilik planlarmz
erteleyelim ve beytimize dnelim.
'Nihan' ve 'ak' szcklerinin ebced
toplam 576 ediyor ve beytimiz de
1375'inci beyit. imdi bu iki rakam
arasndaki ilikiyi bulmamz gerekiyor.
Ortak rakam olarak Babil tanrlarnn
adedi olan yediyi aldktan sonra geriye
kalan rakamlarn toplam ilkinde onbir,
ikincisinde dokuz ediyor. imdi soru u:
Onbir ile dokuzu toplayacak myz,
yoksa k bykten karacak
myz?"
"Bunlarn hi birisini yapmayacaksnz!
1375 saysnn rakamlarn toplayacak

ve elde edeceiniz 16 saysn yediye


bleceksiniz ki arta kalan 2 rakam sizin
altnc ifreniz olacak." deyivermek
geti iimden. Bu gece gn domadan
btn ifrelerimi bulmalarn ve beni
Leyl'ma iade etmelerini arzuluyordum
nk.
O gece avizelerin parlak kandilleri
Sadabad saraynn nakl duvarlarnda
gn yla bulutuunda hepsinin
yorgun gzleri ve arap ile bulanan
zihinleri derin bir sessizlie gmld.
Eyll'n son gnnde sert esen sabah
rzgr stanbul'da alnan davullarn
sesini getirmeye baladnda ise hepsi
birden bu sesleri duyamayacak kadar
derin uykulara dalmlard. Oysa

stanbul surlarnn iinde, vaktiyle


tersanede gemicilik yapt iin Patrona
lakabyla anlan hamam tel-lak Halil ile
zaarc blnden Muslu Bee,
yanlarna topladklar onyedi kii ile
isyan bayran am, "er ile davamz
vardr; mmet-i Muhammed'den olanlar
sancak altna gelsin!" diye bararak
Bayezit Camii yaknndan
Sultanahmed'deki
babil'de lm istanbul'da ask|319
Atmeydam'na kadar gelmiler ve
yzlerce Istanbullu'yu sancak altnda
ayn cmleyi tekrar eder duruma
getirmilerdi. Ordu skdar'da
olduundan ehir korumaszd. Sultan III.
Ahmed sarayda ne yapacann telanda

sadrazam brahim Paa'y aratyordu.


Toplanan halk "brahim Paa Tebriz'in
ah'a teslimi iin gizli emir vermi;
orduyu burada o yzden oyalyor, eriat
isteriz!" diyorlard. Bu "eriat isteriz!"
sznn anlam, "Sululara cezas
verilsin; kanun uygulansn!" demekti.
Aslnda halkn ou sadrazamn lks
hayata dalmasna, kendilerinden alnan
vergileri kiisel karlarna, elenmek
zere yaptrd kklere, saraylara ve o
gne kadar istanbul halknn hi tank
olmad elencelere harcayarak devleti
batrdna; bunun sonucunda da fakirin
iyiden iyiye fakirleip zenginin daha da
zengin olduu bir vurgun dzenini
getirdiine isyan ediyorlard, ibrahim
Paa Sadabad saraynda szm yatarken

istanbul'da halk ayaklanm, ehri ele


geirmeye ve kelle istemeye
hazrlanmaktayd. leye doru saylar
binleri bulan isyanclarn nde gelenleri
aslnda dindar insanlard ve gerekten
de devletin yoldan sapm olmasn
hazmedemedikleri iin bayrak
amlard. Ama asl kalabal
ynetimden memnun olmayan fakir halk
oluturuyor ve gizliden gizliye "Neden
pastadan bize de bir dilim verilmiyor!?"
fikrini tayorlard. Bunlara Baba Cafer,
Galata, Rumelihisar ve Tersane
Zindanlarndan salverilen sulular da
katlnca olanlar olmu, ehirde yama
ve cinayetler balamt.
ibrahim Paa ve BC'nin gizli toplantsna

katlan yeler leye doru isyan


haberiyle uyandrldlar. Olan olmutu,
ibrahim Paa akam eyh Abdlhay
Efendi'nin ayr ayr ktlara yazd alt
beyti birer birer BC yelerine verip
"Bunlar koruyunuz ve dnyann
geleceini uzaya tamak zere bir daha
toplandmzda beraberinizde
getiriniz." dedi. Her biri klk
deitirerek ayr istikametlerden ve ayr
yollardan kenti terk etmek zere
daldklarnda Hilal-i Osman gizli
tekilatnn hafiyeleri ge kaldklarn
anladlar. Sadabad saraynn geni
salonunda yalnzca
32 0
youn bir anason kokusu ve kirli iki

kadehleri vard. Haneri Martel Clovis,


Efendim Fuzul'nin matara kayn da
General Stefan alp gtrmlerdi.
Keldani kesim cbbe ile Babil
tanrlarnn isimleri yazl deri kartuu
da Bektai Babas Abdlhay Efendi
hrkasnn altna gizleyerek tekkenin
yolunu tutmutu.
ibrahim Paa Sadabad sarayndan
kmadan damad Kaymak Mustafa
Paa'y artt ve beni ona emanet
ederek "Bu kitab ehir olan Nedim'e
ver, iyi saklasn! u badireyi atlattktan
sonra emanetimizi alrz!" dye
tenbihledi. Bunu sylerken Nedim
Efendi'nin o muhitlerde en gzde air
olduunu ve says binleri bulan

kitaplar arasnda benim rahata


gizlenebileceim gereini
dnyordu.
Leyl'm son kez o gn uzaktan grdm.
Alyor ve korkuyordu. Benim akm
bilseydi ve imdi aktt gzyalarndan
yalnzca bir damlasn banmdaki igsi
lekesinin zerindeki akayk resmine
drsn diye iimden geirdiklerimi
hissetseydi, phesiz imdi her eyi
brakp btn tehlikeleri gze alarak
beni aryor olurdu. Rukl'in kanyla
barma izdii akayk, onun gzyayla
sulansayd eer, kyamete kadar
solmazd elbette. Beni ilk grdnde
ayn yerimden, akayk resminin
zerinden pm dudak izleri kanc

gbekten annesi olan Leyl'nn dudak


izleriyle birbirine karmt. Yazk ki o
beni ayn yerimden pmedi ve ben
Dicle'nin serin yamalarndaki hayatm
ve lde yzyllar nce braktm
sevgilim Leyl'nn dudana deebilmeyi
hayal ederken hurma lifleriyle kazana
atldm gnk acy yeniden yaadm.
imdi onun soyundan ve onun
torunlarndan benim iin yeniden
yaratldna inandm bu gzel kz, bu
kara kal, kara sal dilber, bana ayn
acy ikinci kez yaatyordu. Efendisi
Kaymak Paa'nn elinde beni grnce
almak zere komu, ne ki paa beni ona
deil Ahmed Nedim Efendi'ye vermiti.
Nedim'in iki yznden iyice titremeye
balayan ellerinde Sadabad sarayndan

uzaklarken, salar gibi baht da


kararan Leyl'm bir daha
gremeyeceimi
babil'de lm istanbul'da a 5 k I 3 Z
1
anladm ve iim nesiller nceki acyla
tekrar yand. ykdeki kimliime
dnmtm. Leyl'y son kez krlarda
grp akm tekil yaamak ve sevgimi
oaltmak iin ssz llerin yolunu
tuttuum gn yayor gibiydim. Hayatm
ykme kilitlenmi, kaderim yine keder
olmutu.
Nedim Efendi'nin Beikta'taki evinde
sekiz gn bekledim. iirle dolu sekiz
gn idi bu. apkn iirler sylemeye

alm olan Nedim Efendi artk korku


iindeydi ve Efendim Fuzul'nin beyitleri
arasndan kendi hline uygun beyitler
okumay zevk edinmiti. Hatta bir gece
Efendim'in baz iirlerine benzer iirler
bile yazd. Hayrettir, Efendim'in dizeleri
kadar gzel dizeler sylyor ve onun
platonik akn, hayal ettii, yahut
koynunda geceler geirdii gzellerin
yahut olanlarn tensel zevkleriyle
sslyordu. Konanda bahevanlk
yapan Arnavut olanna
3 22 l.m
tutkun olduunu anlamakta gecikmedim.
Arada srada artp bir eyler sorma
bahanesiyle kendisini ona sunmak
istiyor, ama delikanl bu ellilik kart

gulamparann ivelerine kanmyordu.


Hele bu delikanly elinden kard
vakit yazd birka gazelinde Efendim
Fuzul'nin lirizmini at bile oldu.
Benim Efendim akn kendisine k idi;
oysa Nedim Efendi k olduu dilberi
koynuna alp ak dizeleriyle zevkin
doruklarn yaatmak istiyordu. Divan
iirinin hayal sevgilisinin onun dilinde
ete kemie brnm olarak yaadn
hissedebilirdiniz. O hayal etmek yerine
dokunmay, sevgisini anlatmak yerine
sevgilisinin mahrem yerlerini pmeyi
dile getiriyor, tam da yaad an
kalburst elence dnyasna uygun
cinsellikleri anlatyordu. ykm
okurken akmn yceliine ve nasl olup
da Leyl ile karlatm zamanlarda

ona sahip olmadma, bir kere olsun


onunla beden bedene sevimediime,
Efendim Fuzul'nin neden byle bir
sahneyi de yazmadna hayret edip
durdu. Onun ak, Sadabad elencelerini
enlendiren sazlarn tellerinde hayat
buldu, yazd arklar stanbul
hafifmerep kadnlarnn dillerinde
modaya dnt. Gen kzlara laf atan
delikanllar onun beyitleriyle konutular,
klar sevgililerine onun dizeleriyle
ilan- ak ettiler. Efendim Fuzul'den bu
yana istanbul semalarn dolduran asil
aklar, yerini cinsellie brakm ve
Nedim de bunun szclne
soyunmutu. Ama yle gzel sylyordu
ki o bunlar!... Nedim Efendi'nin
iirlerini okuyup da ak inkar edecek

bir tek fani bulunmaz u dnyada.


Saraydaki hadmaalara bile okutsanz,
onun iirlerindeki ak ile yrekleri
yanard phesiz.
Sekiz gn boyunca Ahmed Nedim
Efendi'nin baz divanlardan iirler
okuyup i geirdiine, defterine yazd
baz yeni iirlerinde de hep o eski
gnlerin hasretiyle yandna ahit
oldum. ehirde oluk gibi kan aktldn
biliyordu ama iki kadehlerinin dibini
bulduka bahevan olan zlemekten
kurtulup bir trl olup bitenleri mantk
erevesinde deerlendiremiyordu. Bu
babil'de lm istanbul'da a;k|323
tavrndan dolay onu ayplamyordum,

nk ehrin isyan beni de yalnzca


Leyl dolaysyla ilgilendiriyordu. Kim
bilir imdi neredeydi? Acaba bir kendini
bilmez yenierinin eline mi dm, bir
kanun kaa tarafndan m kirletilmiti?
Belki de lm ok yaknmdayd ve ben
burada sevgilim iin hibir ey
yapamamann aresizliinde
rpmyordum. Nedim Efendi ise
gnahlarn anarak yanp tutuuyor, ama
son anda tevbekr olmay nefsine
yediremiyor, Firavun imann
kabullenemiyordu. Yaratc'nn huzuruna
kara bir yzle kacan dnyordu
ama'yzn aartacak hareketi yapmay
da kendine yediremi-yordu. Ona
baktka, belki deeri yzyllar sonra
anlalacak bir deha gryordum; heder

olmu bir deha. stanbul'da konuulan


Trke'nin dehas, stanbul'da zevke
dnen hayatn dehas, ince zevklerle
yorulmu bir sanat ortamnn dehas.
evresi kadar kendisi de zarif olan bu
adam zarif bir mekanda, zarif zevkler
iinde yaamt. Bulunduu an sosyal
hayat ne kadar kt ise sanat ortam ve
zevki o kadar gzel ve iyi idi. Lle
bahelerinde ve Sadabad'da rafine bir
zevk halini alm olan sanatn ibresi
iirde, evrecilikte, mimaride, musikde,
renk ve desen sanatlarnda, cam ve
kuma gzelliinde, mermer ve su
damarlarnda, dnce ve bakta
estetiin zirve noktalarna vuruyor,
sosyal hayatn irkinliini rtyordu. Bir
devletin kronoloji mr olutuktan sonra

sanat mr beliriyor, k alar


baladnda da sanatta zirveler kendini
gsteriyordu zahir. Osmanl devletinin i
ve d yenilgileri ile bir gerileme
balayal epey zaman olmutu ama
sanatta ykseli hl devam ediyordu.
Ahmed Nedim'in, ibrahim Pa-a'nn ve
III. Ahmed'in anda yaayanlar ite
byle bir atmann ocuklarydlar.
Bir pazartesi gnyd. ehirden gelen
silah sesleri ve isyanclarn
barmalar giderek daha yakndan
iitilmeye balanmt. Kuluk vakti
Nedim Efendi evindeki son rak iesini
de
3 24 hm

fondiplemi, ama lm korkusunu


yenememiti. Kuanda tad afyon
macunlan da bitmi, hizmetkrlarn
"Bana hap bulun!" diye tartaklyordu... O
srada avlu kaps hzla vurulmaya ve
"Bre ibrahim dalkavuu! Son duana
hazrlan!" diye atlak sesler gelmeye
balamt. Beni ve kendi iirlerini
yazd defterini iki kat muambaya
sarp st kat salon demelerinin gizli
blmesine, vaktiyle afyon ve esrar
saklad taban tahtasnn kirileri
arasna saklad, isyanclar eve
girdiklerinde Nedim Efendi'nin atdaki
kiremitlerden baheye doru szlen son
inleyiini duydum. Gelenler onun
komunun damna atlayp kamak
isterken dp ldn syledilerse de

ben onun, canl ele geerse namusuna ve


onuruna dokunulacan bildiinden
canna kydn anladm. gn sren
sessizlikten sonra eve gelen bir cariye
yamalanm konaktan birka para giysi
ile beni ve Nedim Efendi'nin divann
alp Surdibi'ndeki batakhanelerin yolunu
tuttu. Karaky'deki ahap kprden
geerken Sleymaniye srtlarnda Leyl
ile ka geceler koyun koyuna
sabahladmz Kaymak Mustafa
Paa'nn konan grdm. atsndan
hl dumanlar ttyordu ama artk eski
konak deildi. Belli ki iine ehir
sergerdeleri yerlemi, eyalarn
yamalayp bekar odalarna
dndrmlerdi.

Aralk ortalarnda istanbul'da lle


saltanatnn srld Sultan III. Ahmed
devri tamamen kapanrken bu gzelim
kent bir yangn yeri gibiydi. Ne ini ve
kt fabrikalar, ne kuma ve uha
imalathaneleri, ne de Sadabad'daki
kasrlar, kkler, havuzlar ve lle
baheleri vard artk. Mteferrika'nn
matbaas da, alan yeni mektepler de
artk birer ta ynndan ibaretti. Halk
kenti yamalarken ben de beyitlerimin
ve sayfalarmn yamalanacandan
korktum. Birka gn, sanki
minyatrlerim inenmi, dize dize
incilerim datlm, ykmn
masumiyeti kirletilmi gibi hissettim.
Gerekten herkes iin ac dolu gnlerdi,
istanbul, Bizans'tan beri byle bir

felaket grmemi, halk "kutluluk yurdu"


anlamnda Dersaadet veya "emniyetin
babil'de lm istanbul'da ak|325
evi" anlamnda Darleman dedii
ehirde hi bu kadar korku ve dehet
yaamamt. Leyl'dan bir daha haber
alamadm, yayor muydu, kimlerin eline
gemi, hangi kirli eller srma salarna
dokunmutu bilemedim. Btn yalnzlara
dokunan kirli eller ona ne kadar
dokunmutu, onu da bilemedim. Kara
gzlerinden kanl yalar akt zaman
yannda olamamann acs sonraki
yllarda iimden hi kmayacakt, yle
hissediyordum.
Bir u'lesi var ki em'-i cann Fanusuna

smaz asumann
eyh Galip
Can mumunun yle bir alevi var ki;
Gkkubbe denen fanusa smaz!..
XXVI
Bu, Galata'da Derviler Gecesi ve Akn
Bilinmez Bilmecesidir
Galata Mevlevihanesi'nin hlamur
kokulu kameriyesinden skdar'n
camlarna vuran gurubun kzlln
seyrederken buradaki mistisizmin
istanbul kltr hayatndaki rafine zevke
ka yzyllarn birikimiyle
ulalabildiini dnyordum.

Varlnn btn hcrelerini iire peke


ekmi olan ben, bir yan stanbul'un en
gzel manzarasna sahip olmakla hayata,
dier yan srtn mezarla vermekle
lme bakan ahap ile mermerin
bulutuu bu mistik kompleks arasnda
kyamete kadar mutlu bir hayat
srebilirdim. Gnler burada parke
deli meydann ortasndaki manolya
aac etrafnda toprak ile sevginin
bulumasnda elenmekteydi. st
ktphane, alt sebil ve mu-vakkithane
olarak kullanlan mtemilat ile trbenin
ta duvarlarn birletiren kemerli
kapdan giren bir ziyareti sada
emenin, solda ilehanenin ulvi sesiyle
karlanr. Hayatn iire gz krpan
zevkleriyle musiknin ahenk tutkunu

namelerinin
babiTde lm istanbul'da ak|327
birletii kuyulu kameriyenin karsna
hamnn -Buradaki derviler llerine
'suskunlar' anlamnda hamn, ly
gmmeye de 'srlamak' diyorlaryaplmas, bu talk meydanda lm ile
hayatn bulutuu fikrini uyandrr
zihinlerde. katl ahap
mevlevihanenin mermer basamaklar
deli giriinden sonra gcrtl
merdivenlerin, kafeslerin, sema
meydannn, eyh dairesi ve sazende
mahfilinin hkm balar. Buradaki her
bir nakn stne asrlarca sren musik
nameleri sinmitir. Meydanda dnen
canlarn tennureleriyle ahenk bulan

besteler buradan btn istanbul


ufuklarna yaylr.
Benim ahane bir konuk edasyla
girdiim Mevlevihane, o gnlerde
Galata'daki eliliklerin ve kiliselerin
arasnda islam'n gler yzn temsil
ediyordu. Tekkenin her zamanki
mdavimlerinden ayr iki tr ziyaretisi
olurdu; ya meraklarn yenmek isteyen
eliliklerde grevli ecnebiler, ya da
istanbul sokaklarnda yaayan dknler.
Birincilerin kalplerini, ikincilerin de
karnlarn doyurup gittikleri bu dergah,
sultann geldii ender vakitlerde ise
zaten alk olduu mistik protokole bir
de devlet protokoln ekleyerek en
rafine hayatn yaamaktayd. Byle

zamanlarda tekkedeki her bir hareket ve


kprdantan bile estetik bir zevk duyar,
sanki bu insanlar yaamyorlar da sanat
deerlerine biilmi rolleri oynuyorlar
zannederdim.
Surdibi'ndeki batakhanelerden Galib
Dede'nin nne d-esiye kadar
istanbul'un izbe evlerinde yllarca
savruldum durdum. Yedikule'den
Ayvansaray'a, Galata'dan Eyp'e bazen
bir sandalda, bazen bir kanda
tanrken hep akl gbeinin altnda
alan insanlar tandm. Eyp'teki
helvac dkkanlarnn, Sulukule'deki
hayat kadnlarnn insan eti kokan
odalarnda ka klhanbeyi ve
sergerdenin kaba ve kfrl sesini

dinleyerek ne kadar zaman getiini


imdi hesap bile edemiyorum. O yllar
yaayanlar istanbul'un isizlik, alk,
anari ve ehvetle imtihan edilmekte
olduunu sanabilirlerdi. Bereket versin
328
kimse beni tanmyor, peimde uzun
zamandr karanlk yzler dolamyordu.
Arada srada bir hayat kadnnn karlk
gremedii aknn gzyalarn
yklenerek uykuya daldm ve kendimi
Leyl'mn koynunda grerek uyandm
kabuslarm artmt. Bir yandan Leyl'm
grmeyi umut ediyor, dier yandan onu
buralarda grmekten korkuyordum. ok
sonralar, "Artk yalanm ve bensiz
lmtr!" diye ondan umudumu

kestiimde onunla karlaamam


olmaktan buruk bir teselli bile hissettim.
zmn aktan yaratldn en fazla
hatrladm ve aka en fazla zlem
duyduum bir zamanda, barma Hzr
eli demi gibi, yolum bu mevlevihaneye
dt. Saaklarda sarktlarn kllara
dnd bir gn batmnda, kar boran
arasnda, vendire Veyis, sebilci
dedeye "eyhe diyeceim var!" deyip
kapa mevlevihaneden ieriye atmt.
Akam ezanndan sonra tekkenin
kaplarnn kapatlp, ne ieriden
darya, ne de dardan ieriye
geilere izin verilmediini biliyordu
vendire Veyis. Niyeti, ayaz alp
satmada olan kara bacaklarn scak bir

postta uyuyarak dinlendirmek ve scak


bir kap orba ile midesine cila vurmakt.
Dn geceyi koynunda geirdii dostu
Rastkl Anu ile kavga etmi, ona ders
olsun diye de en sevdii eyasn, yani
beni elinden zorla alp sahaf esnafna
okutacan sylemi, ama bu soukta
Zindanarkas'ndan ta Bayezid'e gitmeyi
gze alamayarak sala Galata
meyhanelerinden birinde bir tanda
rastlayp rampa olma hayali ile
Beyolu'na km, ama uzun zaman
gezinip de bir tandk bulamaynca,
aklnca tekkeye snmay dnp bu
dar vakti kollamt. Sebilci Dede bu
vakitte eyhin kendisini grmesinin
mmkn olmadn, yarn gelmesini
sylediyse de iinin nemli olduunu,

yoksa maraza karacan syleyerek


direnmiti.
Aslnda babayiit bir adamd vendire
Veyis. Kastamonu'da sevdii komu
kzna gz koyan yan mahalle
delikanllarndan birisinin,
babll'de lm istanbul'da a s k]329
Gl blbln sektmtnden Perem zlf
takmndan Geme mescit yaknndan
ok namazlar bldrrsn
diye trk yakmas zerine saldrmaya
davranp kanl olunca soluu stanbul'da
alarak izini kaybettirmi, batakhanelerde
srtmeye balamt. Kaslaryla tuz
toplayp kirpikleri zerinde yryecek

gayrette bir delikanl iken kaderin onu


buralara sevk etmesinden ii ezik, yrei
buruktu. Anu ile yollar kesitiinde
yalnz ve aresiz, ban koyacak bir
omuz aryordu. Anu ise Byk ar'da
tr satan bir Endls Yahudisi'nin ar
pazar dolaan hoppa metresiydi ve
Balat'taki konan bu Kastamonulu
bahvan dikkatini ektikten sonra
konaa daha sk gelip gitmeye
balamt. Aradan iki ay gememiti ki
Anu ile Veyis fndk krmaya, gizli
eker inemeye balamlard. Hatta
bunu bir oyun ve elenceye evirmiler,
sorumluluklarndan syrlp pervaszca
birbirlerine yapmlard. Bir defasnda
Anu, tr bezirganyla sabahlad
gecelerden birinin ardndan hamama

gideceini syleyerek yla kol kola,


bir kar koca gibi evden kmlar, Veyis
de pelerine dmt. Niyetleri adam
savp bulumakt. Ne ki Anu hamama
girdikten sonra efendisi onu kar
kahvede beklemeye balam, bu da
Veyis'i telalandrmt. Daha aradan
birka dakika gemi gememiti ki
hamamdan kan bir kadn doruca
Veyis'in yanna gelmi ve "Civanm gel
benimle!" diyerek koluna girivermiti.
Bu, az evvel hamama giren Anu'tan
bakas deildi ve ieride ykanmak
yerine hamamda yedek beklettii
bohasndan elbisesini deitirerek,
sanki baka bir kadn gibi, Endls
Yahudisi k-nn gznn iine baka
baka ve salna salna geip Veyis'i ke

bandaki bir eve sokmu, bir saat sonra


yeniden nce hamama, orada eski
kyafetlerini giydikten sonra kendisini
bekleyen kna dnp sanki hamamda
ykanm da yorulmu gibi bitkin
admlarla konaa geri dnmt.
Hamamda bir boha
330 I um
babil'de lm
istanbul'da a k I 3 3 I
kyafet bulundurmakla kotarlan bu
kaamak birliktelik birka hafta ayn
plan zerine devam ettikten sonra
vendire Veyis onu Endlsl
efendisiyle paylamak istemeyince nce

bir ev tutup yanna alm, sonra da


masraflarna g yetiremeyince
pezevenkliini yapmann krl bir i
olacan dnerek bkn hayatn
kollarna atlmt.
***
Sebilci dedenin haberini eyhe gtren
can, tekkenin merdivenlerini hzla inip
yanlarna dndnde beraberce ta
basamaklar ktlar. st kattaki eyh
dairesinin nnde beklerken ieriden
"Buyurunuz!" anlamnda iki kez el
rpma sesi duyulduunda 'dervi can'n
yapt gibi o da kapnn svesine
hafife dudan dedirerek ieriye
girdi. Beni kuann iine gizlemeye
altysa da cildimin emsesi akta

duruyordu. stelik o gn yen


yalnzca o deildi; baz sayfalarmn
yazlar dalacak derecede nem
kapmtm. eyh Efendi'nin dairesindeki
scak hava bana da iyi gelecek diye
sevindiimi saklama-malym. Peykede
oturmu kitap okumakta olan eyh
Efendi'nin, namn sk sk duyduum
Galib Dede olduunu grnce Veyis'ten
ok ben heyecanlandm. Otuz yalarnda,
orta boylu, yznden huzur yaylan
seyrek sakall bir beyefendi idi bu. Yere
oturmu kendisini dinleyen canlara, o
gnlerde bir iddia zerine yazmaya
balad Hsn Ak adl
mesnevisinden blmler okuyor,
fikirlerim alyordu. Adn oktandr
duyduum, Sultan Selim-i Salis'in kz

kardei Beyhan Sultan'n tutulduu, iirin


merkezini bu tekkeye endeksleyen
"Pamuk eyh" ite karmda idi. Gnn
batmak zere olduunu dnd iin
olsa gerek, Galip Dede hemen sordu:
"Buyur efendi, bir hizmet mi vard?"
Ellerini nnde kavuturmu olan Veyis
ban yerden kaldrp nce eyh
Efendi'ye ardndan da evresindeki
dedelere bakarken kzard, bozard ve
"Bu gece burada kalabilir miyim?"
diyecei yerde erkeklie yediremeyip
tarikat dilince:
"eyhim, izin verin soyunacam!"
deyiverdi. Bu, mevlevile-rin zel
terminolojisi iinde "Tarikatnza

gireceim, size in-tisab edip bir sikke,


bir tennure ile yetinecek ve lahi akarab ile sarho olacam." demekti
ama Galip Dede bylesine ayaz bir
gnde, bu yar plak adamn tam da bu
vakitte geliinden, amacnn ense yapp
aa konmak olduunu anlam, glmemek
iin kendisini
zor tutuyordu. nce biraz dnd,
sonra evresindekilerin yzlerine bakt
ve:
"Efendi!" dedi "Soyunmak kolay, ama
nce seni bir giydir-meli!" Sonra da
ieriye beraber girdiimiz dedeye
bakarak ilave etti:
"Gtr bu can. zerine bir kat urba

verip giydirsinler ve bu gece yerini


hazrlasnlar!"
Mevlevihanedeki ilk gecemi, alt katta,
meydana alan hcrelerden birinde,
kei postu zerine serilmi yn bir
yorgan rtnen vendire Veyis'in
yastnn altnda geirdim. Veyis, btn
gece eyh huzurunda syledii sz
dnp nefsiyle att. Bazen, srf bir
gece geirmek iin yalan syleme
zilletine katland iin kendisine
kfrediyor ve ertesi gn buradan nasl
svacann planlarn kuruyor; bazen
de oktandr yaad
33 2 um
kt hayata artk bir son vermek

gerektiini dnp "Bu yalan bana


Allah syletti, bunda da vardr bir
hayr!" diye kendini teselli ediyordu.
Bense btn gece Veyis'in burada
yerlemesi iin dua ettim saylr. Bunu
onun iin mi, yoksa kendim iin mi
istediime imdi bile karar
veremiyorum.
Ertesi sabah hayat erken balad. Herkes
sabah namaz iin ibrik ve leen
bandayd. Ocak zabitam dolu ibriklerin
sonuncusunu getirip kirli leenlerin
sularn da dktkten sonra cemaatle
namaz klnd, imamn nl mzisyen
Hammamizade ismail Dede Efendi
olduunu ve o gece Veyis gibi onun da
tekkede misafir bulunduunu sonradan

rendim. Mezzinlerin ise tekkenin bir


nceki eyhi mzisyen Ali Nutk
Dede'nin rencileri olduuna phe
yoktu. Bulunduum hcrenin ak
kapsndan duyduum ve hissettiim bu
ibadetin huu ve ulviyeti beni ok
etkilemiti. Kanun Koyucu zamannda,
sarayda klman sabah namazlarn
hatrladm birden. Gzel sesli imamlar,
musik bilen mezzinler, arada ilahiler
ve tekbirlerle klnan namaz, beni
Rukl'in dualara kartrd
gzyalarnn hatralarna gtrd.
Sabah namazndan Veyis de benim kadar
etkilenmi olarak hcresine dnd ve
tekkedeki canlar sabah zikirlerini
tamamladktan sonra kuluk vaktine dek
uyuduklar halde o hep alad. O gece

hayatn deitirecek bir rya grd


her halinden belli idi. Gzyalar onunla
birlikte benim de zerime sinen kfr
szlerini ve ucuz hayat kirlerini ykayp
temizledi. Kuluk kahvaltsna
arldmzda ikimiz de arnm,
hazrlanm, teslim olmutuk.
Tekkenin d kaps kendisine ald
ve utandrlmadan sokan yolu
gsterildii halde Veyis, Kazanc
Dede'nin tarif ettii ekilde matbah-
erif giriindeki saka postuna diz kp
oturarak olup biteni seyretmeye ve
kendisini snamaya gnll olmutu.
Onun iri kemikli ellerinde, tam onsekiz
gn boyunca ben de Mevlevilii
rendim diyebilirim. Kh muhib, kh

nev-niyaz diyorlard adna ve herkes onu


orada yokmu gibi davranyordu. Beni
okuyamad ve iki parasna okutmak
iin yanna ald iin arada srada
kimse yokken resimlerime bakyor,
babil'de lm istanbul'da a k I 3 3 3
bazen "Keke satsaydm!" diye
hayflanyor, bazen "Bunu satabilseydim yolum buraya hi dmezdi!"
diye kadere boyun eiyor ve ne
olduumu anlamak ister gibi ocukken
kulaktan dolma duyduu hikyemi
zmeye alyordu. Zaten Nedim
Efendi'nin evinden sonra istanbul'un
kenar mahallelerinde beni gren herkes
byle yapm, dilimi anlamak yerine
renklerime hayranlklarn belirterek

yetinmilerdi.
Matbah- erif, yemeklerin piirildii bir
mutfaktan ibaretti; ama gerekte buras
dergahn kalbi, bir tr idare karargh
idi. eyhten sonra en yetkili kii olan
A Dede'nin sorumluluundaki
mutfakta ocak zabitam denilen derviler
hizmet ediyor, hizmete soyunan canlarla
hi konumadan gndelik ilerini
yrtyorlar, bazen alverie kp
bazen Mesnevi okuyorlard. Veyis, beni
okuyabilmeyi asl onlarn bu damtlm
zarafetlerini grnce ok istedi.
"Okumu insann hali baka oluyor."
diyordu iinden.
Onsekiz gnlk bu afaroz dnemi tam bir

ile idi. Kimse vendire Veyis'in


varlyla ilgilenmiyor, vakti geldike
nne azck yemek ve dolu bir ibrik
geliyor, btn gn ya namaz klarak, ya
i hesaplamalar, yahut dua ederek
geiyordu. Daha birka gn evvel,
Zindanarkas'ndaki evinde Anu'un
yannda ona birisi "Sus!" deseydi
yataan syrlr, "Burada oturacaksn ve
yalnzca tuvalet iin, o da izin isteyerek
ayrlabileceksin." emri verseydi raconu
bozmu, klhanbeyliin anna leke
srm olurdu ki sonu cinayete kadar
giderdi; ama o burada, bu ak ortamnda
kendisini susmu ve oturmu buldu.
Burada hayatn daha alt perdeden ve ok
yava ilerlediini gzlemledim ben.
Belki de Veyis'in yllardr arad

huzurun burada olabileceini


dnmtm, insanlar var ile yok
arasnda yayorlard. Sessiz, huzurlu,
glmser, memnun ve raz. Bedenen var
idiler de nefisleri mi baka yerdeydi,
yoksa nefisleri hi mi yoktu, kestirmek
zordu. Mutfakta en neeli geen
zamanlar, arada srada mutrip heyetini
idare eden kudmzen ba ile neyzenba
dedelerin gelip canlara ayin-i erif ve
mukabele mekleri yaptrdklar
meclislerdi ve
3 34 um
Veyis'in bildii ilingir sofralarna
nisbee bunlar muhallebi ocuu
beslemek kadar masum grnyordu.

Onsekizinci gnde muhiblii hak etmi


olan Veyis'e eyhin tekbirledii bir sikke
giydirildi ve kendisine seyr slku
retecek bir dede tayin olundu, ileride
sema karacak, yeteneine gre ney
flemeyi veya Mesnevi okumay
renecek, ardndan krk gn sren
ileye soyunarak dedelerden biri
olac'ak, matbah- erifte hizmet grecek,
onsekiz dervi hcresinden birisine
yerleecek, sabah namazndan sonraki
Ism-i Celal zikrine katlarak her biri
yumurta byklndeki bin bir taneli
tebihe yap-abilecekti.
"Varln z aktr!" demiti dede ilk
derste ve ben hcremin genilediini,
daha ok genilediini ve dnyaya

smadn hissettim. Bu dede mecazi


akn ilah boyutundan bahsedecek diye
btn dikkatimi onun szlerine verdim.
"Ruhlarmz kinatta varolan her ey gibi
Mutlak Varlk olan Tanr'dan kp en
sonunda yine O'na varr." diyordu. Sonra
devam etti: "Tanr bilgisiyle zuhur
edince nce bir nur yaratt ve ona 'Muhammed ol!' dedi. Bu, yaratlan ilk akl
idi ve yaratlan her eyin zn tekil
etti. Nur bu hitap karsnda ak ile
terleyip 'Allah'tan baka ilah yoktur' diye
gerek Sevgili'yi ululad. Btn
gzelliklerin kayna ve mutlak gzel
olan Sevgili bu gzel sze 'Muhammed
O'nun elisidir' iltifatnda bulundu.
Sonra ruhlarmz yaratld ve bir araya
toplanp soruldu: 'Elest bi-Rabbi-km?'

Bu, 'Ben sizin Rabbiniz deil miyim?'


demekti ve ruhlar hep bir azdan 'Kal
bela' yani 'Evet Sen bizim Rabbimizsin!"
dediler. Ruhlarmz bylece sz verince
o gzellik karsnda sarho olup
daldlar. Sonra o nurdan Allah'n
tecellisi olarak galaksiler ve kinat
yaratld. Dokuz kat gk ve iindeki
gezegenler ile yldzlar hep bir dn ile
varoldular. Birbirini evreleyen veya
kovalayan bu dn anlamak iin bizim
tekkedeki dervilerin dnlerini
izlemen yeterlidir." Dede szlerinin
burasnda eliyle dn iareti yaparak
taze kokusu odaya yaylan kahvenin
fincann evirip kulpunu tuttu. O srada
ben, iimde tadm srr, BC'nin
ideallerini ve BUAM ile dedenin

H
babil'de lm istanbul'da a k I 3 3 5
bu anlattklarnn rten ksmlarn
dnerek "Acaba?" demitim,
"oktandr uzak kaldm BC ile
karlaacamn ilk iareti mi bu?!"
Neyse ki dede bu bahsi abuk geti:
"Sonra Allah evrenin iini drt ana ge
ile ssledi. Bunlar toprak, hava, su ve
atetir. Bu drt anadan ocuk dodu.
Aa ve sebze gibi bitkiler, mineral ve
maden gibi canszlar ve hareket yetenei
verilmi hayvanlar. Hayvanlarn
yalnzca bir blmne akl verildi ve
onlara insan denildi, ite ana rahmine
den her insanda dokuz kat gkten
szlp gelen bu eler mevcuttur.

Varlk leminin yer ald milyarlarca


galaksiler iindeki milyarlarca yldzdan
biri olarak bu kck dnyamzda
miyarlarca zamanlarn milyarlarca
insanlarndan her biri toprak, hava, su ve
atein yardmyla oluturduumuz
bitkisel, hayvansal veya madensel
gdalardan beslenip bir anne de babann
bellerinden cenin olarak ekil bulur. Bu
bizim, Tanr'dan koparak kademe
kademe beeriyete brnmemizdir ve
cenin aylk olunca Ezel bezmindeki
gzellik ile kendilerinden gemi olan
ruhlarmz uyandrlarak sevgililerine
kavumak ve o gn Rab Ta-ala'ya
verdikleri szlerinde durup durmadklar
snanmak zere bedene flenir, insann
Tanr'dan en uzak olduu an, ite bu

doum andr. Kur'an'n ifadesi ile


'yaratlmlarn en ereflisi' olan insann
'en aa derece'de bulunduu dnemdir.
Ergenlik ana gelen her insann bu
uzak mesafeyi yeniden ve yine kademe
kademe tersine doru trmanmas iin
her suf retisi ayr bir mistik dnce
gelitirmi, deiik yollar bulmaya
al- mtr. Peygamberlerden
filozoflara, budizmden tasavvufa varasya kadar Batlamyus'un da, Aristo'nun
da, Guathama Bud-ha'nn da, Geylan ile
Anadolulu Mevlana'mzn da arad hep
ite o Yegne Sevgili'dir. Tekkemizdeki
her ey bu geri yolculuun nasl daha
kolay yaplabilecei zerine kurallara
balanmtr. Bunun ilk aamas nefsi
ldrmektir. Onsekiz gndr beklediin

saka postu bunun ilk rneiydi. imdi


bilgilenerek ilerleyecek ve i-lehanede
nefsini tamamen ldrdn gn gerek
Sevgili yolunda ilk admn atacaksn.
nk sevgiliye ak ile, gnl ile
ulalr. Nefis ise akl ve dnyay ister.
Akl terk etmedikten sonra gnl
336Il
yolculuu nasl olas deilse nefsi
ldrmeden de ruhun arnmas ve
ycelmesi olas deildir. lmek gerekir
ki hayat bulalm. Nefsi ldrelim ki
Sevgili'de yaayalm ve bunun iin de
Sevgi-li'den uzaklatran her eyi terk
edelim. Bu da derece derece olur. Yllar
geer. Ak ile mest olmaynca bu yol
yrnmez. Ak ile mest ol da sonra ister

Mansur gibi 'Ben Allah'm!' diye haykr,


ister Nesimi gibi 'Cbbemin altnda
Allah'tan bakam yoktur!' de fark
etmez."
Dede, heyecanla anlatyor, vendire
Veyis akn ve hayran dinliyordu. Onun
her cmlesinin ruhunda frtnalar
estirdiine phe yoktu. Bu kalla ve
ayya adam bu kadar munis ve boyun
emi olarak grseydi hi phesiz Anu
da kendinden geer, ayana kapanr kul
kle olurdu. Dede, szlerini daha iyi
anlatabilmi olmak iin bir rnekleme
de yapt:
"Bak imdi Veyis can, hani meyhaneleri
bilirsin. Oradaki meyhaneci pir-i

mugan, meyhane miosunu, kadehi,


arab, esrar, sarholuu, ayyal
bilirsin ya; bizim tekkeyi de byle say.
Galib Dede Efendimizi meyhaneci, onun
dudan kadeh, o dudaktan kacak yce
szleri de arap tut. Hani meyhanedeki
arap insan sarho eder ya..." Veyis iki
eliyle dedeye susmas iin rica iareti
yapp szn gerisini kendisi getirdi,
"Evet, anladm, burada da o ak szleri
insan sarho ediyor, kendinden
geirtiyor, iini nce boaltp sonra ak
ile dolduruyor. Ak sarholuu da, kadeh
mestlii de buymu."
"Yaadn aklar dn." diye sz
ald dede, ortadaki mangaln korlarn
eelerken ve Veyis'e Kastamonu'da

kanls olduu sevgilisini hatrlatarak


nce yreini szlatt, sonra yzndeki
acy hissetmiesine alelacele kurdu
cmlelerini: "Sevgilin, Allah'n
gzelliinden yalnzca bir zerre
tayordu. imdi o zerrenin zne
ulama yolculuu balayacak; damla
denize karp sevgide kendini bulacak,
aslna dneceksin. Bedenimiz topraktan
geldi, topraa gidecek; ruhumuzsa
Allah'tan geldi, yine O'na dnecek. Bu
yolculukta seni aldatacak tuzaklar
konulmutur; seni snayacak geici
aklar da. Eflatun- lah
babil'de lm istanbul'da ak[337
diye bir dehri filozof bunu ide
dncesiyle aklamt. Varln

gerei yerine glgesiyle urama, yani.


Gerek k aklyla deil, gnlyle bu
yolculuu tamamlayabilir nk. Akln
yalnzca bir aratr. Onu nefsinin mi,
yoksa gnlnn m emrine verecein
sana kalm; ister masivaya, ister Allah'a
ver. Birinde tuzaklar seni hep
yoklayacak, dierinde yolun hep
alacak. Dnyaya aldanma, ssne
kaplma. Dnya insann glgesi gibidir;
ona srtn dnersen peinden gelir de,
peine dersen hep nnden kaar."
Ne yalan syleyeyim, dedenin
anlattklarndan ben de ok
etkilenmitim, Veys'in ise kafas iyiden
iyiye karmt. Efendim Fuzul bunlar
biliyordu phesiz, ama benim akm

beer ile Tanr arasnda bir yerde


platonik dnceyle yazmt. Leyl ile
lde karlatmz zaman onu
reddeden iimdeki duygunun nedenini
bir trl anlamamtm. Bunca zamandr
hep piman olduum bu reddedite
Efendim Fuzul'nin insanlara ne anlatmak
istediini bir trl kefedememitim;
imdi kavradm. Evet, benim iin o
dnemde Leyl ile btnlemek ve
ikimizi tek bedende hissetmek, biraz da
Mevla ile btnlemek demekti. Leyl
karma geip btn gzellii ile aklm
yamaya verdii zaman,
Ger ben ben isem nesin sen ey yr Ger
sen sen isen neyim ben-i zr
diye syletmi ve beni dnya

tuzaklarndan korumutu. Efendim,


benim akm en ulvi biimde saklayarak
anlmam, dillere destan olmam
salamt. Efendim meer o vakit
gerei bulmutu. Bulmutu da bunu
bana syletmi, kaderini bana yaatmt.
"Kal Bel"da balayan maceray bunca
bela ile devam ettirerek arnmam
istemiti, kendi adna arnmak iin.
"Demek bunca yldr kirli vadilere
den yolum bu snanma iindi!" diyerek
yakalamaya altm gerei. "Ben bunca
zamandr Leyl'm arayp dururken
acaba hep Mevla'y m aramaktaydm?"
Ne ar bir sual bu, ne dayanlmaz bir
yk? Btn
3 38 um

varlm ve btn zamanlarm gzden


geirip kendimi incelemem gerekiyor ve
ben imdi kendimden ve akmdan da
tereddt etmedeyim.
Btn gn ve gecelerimi Leyl
ile Mevla arasnda gelgitlerle geirir
oldum. Galata'nn lodosa ak alnnda,
rzgrlarn kn-dekri cumbalarda
krlarak kard sesi dinlerken hayatn
gerekliini sorgulamaya baladm,
insanln kaderini Babil bilgelerinin
srlar m belirleyecekti, yoksa bu
derviin anlatt ak m? Bilgeler
akllarn ortaya koymulard, bu garip
dervi gnl diyordu. Bu dayanlmaz
atma belki de suflerle filozoflarn
asrlar sren zihin mesailerinde binlerce

akl lgna evirmi, binlerce gnle


gerein ilhamn vermiti. Kendimi
anlamn yitirmi bir cmle, a gemi
bir nazm gibi hissettim. Bilgelerin
binlerce yl ap gelen srlarn tamak
m daha huzur'Vericiydi, yoksa bu
derviin sylediklerini yaamak m,
karar veremiyordum. Yahut bunca zaman
BC'nin srryla vnmek yerine akm
yceltecek gnl yolculuklarn
yapsaydm daha m mutlu olurdum? Biri
da doru, dieri ie doru iki yol
ayrld nmde. "Artk hibir ey eskisi
gibi olmayacak"m gibi bir his geti
iimden. *
vendire Veyis hayatn deitiren
ruhsal rde ermi olmann semboln,

Mevlevi klahn bana giymenin


ansna beni eyh Galib Dede'ye
sunduunda ruhum hibir vakit
hissetmediim kadar yorgundu. Belki
yorgunluk deil, sarholuktu bu. Btn
benliimi kaplayan bir sarholuk.
Efendim Fuzu-l'den bu yana ilk defa
kendimi huzur duyacam bir mekanda
hissediyordum. stelik onun ad da sk
sk anlyordu bu atnn altnda,
iirlerinden pek ou buradaki dedelerin
dillerinde dolayordu. O halde beni de
anlayacaklar, belki gnlmden geenleri
okuyacaklar, Leyl ile olan maceram
anarak alayacaklar diye Galib Dede'nin
eline sunulurken kendimi bahtiyar
hissettim. Buna sunulmak deil de
kaplanmak demek belki daha doru

olacaktr bu yzden.
babil'de lm istanbul'da a k 1 3 3
9
Galip Dede kendi ann iir anlay
zerinde etkisini iyiden iyiye arttran
Hint slubunun en byt temsilcisi
saylyor, herkes onun iirini hrmetle
okuyor, mzisyenler bestelerini onun
dizelerinde henge balyor, meclislerde
kudm ve ney onun manzumelerini
seslendiriyor, nakkalar ilhamlarn onun
beyitlerindeki hayallerinden damtp
ktlara iliyorlard. Zengin bir hayal
gcyle anlatt ilahi ak, tam da
vendire Veyis'e anlatlan gibi
muhteemdi. Efendim Fuzul kadar
cokun bir lirizm vard dizelerinde.

Youn tasavvuf grlerini anlatrken


bile armlarnn sarmak kollaryla
kucaklayveriyordu okuyanlar. Efendim
Fuzul iirini ak iin yazyor, k
deil, bizzat ak anlatyor, kitaplarnda
aka k bir airi yaatyordu. Galib
Dede ise bir misyon sahibiydi ve iirini
ideallerinin emrine vermi, tpk
sikkesini giymekle vnd Mevlana
gibi durmadan sylyordu. Birinde ama
olan, dierinde ara idi. Ve onun ara
olarak terennm ettii iirler kim bilir
ka yzyl, daha gzeli sylenemeyen
beyitler arasnda yaayp gidecekti?!...
Osmanl iirinin tasavvufa bakan yzn
imdi o resmediyor, kendi at
hazineyi yine kendi tketiyordu.
Kendisinden birka ya byk olan

sevgili arkada Esrar ile


sohbetlerinden, Stlce'de oturan dostu
Yusuf Sineak ile halvetlerinden sonra
yazd iirlerin daha bir anlam hazinesi
olduunu bilmeyen yoktu. Okuyanlar bir
uurumun kysna getirip orada
gzlerini balayarak brakverir gibi.
Dnmek mi; atlamak m?!.. Atlaynca
dmek mi; kanatlanp gemek mi!?..
Beni eline ilk aldnda Esrar ile diz
dize oturmular, onun italyanca ve
Latince kitaplardan okuduu Yunan
tarihini konuuyorlard. Szlerine
bakarak BC'ye yaklatm hissettim
diyebilirim. Ama olsundu, BC byle bir
ak ile yakn ise ona feda olmak derdi
bana. Ama yazk ki eline sunulduum bu

zarif adam bir mddet ne olduumu


merak edip kapam amad bile.
Devletin tkendiinden, birbiri ardnca
gelen savalar ve yenilgilerin yaratt
moral kntsnden, i isyanlar ve
ekonomik skntlardan, Selim-i Salis'in
geen yl yrrle koyduu
34 0 um
babil'de lm istanbul'da a } k I 3 4
1
Irad- Cedid adl yeni vergi sisteminden,
Moskof ile yaknda patlak veren harpten
ve askerin durumundan, Nizam- Cedid
adyla yeni kurulmak istenen ordunun
problemleri zmede ie yarayp
yaramayacandan, Hatice Sultan'n

modaya uyarak israf harcamalar


yaptndan, sadrazamn haremindeki
kavgadan, hikmet slubunda Urfal
Nab'nin iirdeki etkisini silecek bir air
daha kmadndan, Mevlevihanelerin
bakmszlndan, yeni alan Berr-i
Hmayun ve Bahr-i Hmayun
mhendislik fakltelerindeki Fransz ve
ngiliz hocalarn rencilere dinsizlik
aladklarndan, yenierinin ehir
ekyasna dndnden, ahlkn
bozulduundan ve daha pek ok gndelik
dertlerden uzun uzun bahsettiler. Meer
ben Surdibi batakhanelerini dolarken
stanbul'da neler olmu da Osmanl
lkesi ne hle gelmi!.. Acdm!..
Mekhneden ney ve kudm sesleri

gelmeye baladnda konuyu


deitirmek iin Galip Dede, yn
iltenin zerinde eski hatralara dalm
olan beni eline ald. Bir mddet cildimi
inceledi, ypranan emsem zerinde
parmaklarn dolatrd ve, "Dedem!"
dedi Esrar'a, "Kitaba hrmet de kalkt
artk; u cildin saray ii olduu
asaletinden belli, ama bir saraylya
bunca eski psk elbise yakr, Veyis
gibi bir eski klhan olanna reva
grlr m? insanmzn gitgide
yozlatn bundan bile anlayabilirsin."
Esrar gzlerini zerime dikerek "Nedir
o eyhim?" diye sorduunda snava
girmi medrese mollas gibi tedirgin
hissettim kendimi. Pamuk eyh'in
kapam ap da benim hakkmdaki

syleyecei ilk fikirlerini duymamak


geti iimden. "Ya beni beenmezse!"
diye korktum birden. Bereket versin o
byle yapmad, nce nemsiz bir
kitapmm gibi i kapama,
ebrularma, tezhibime ve kdmn
herine bakt. Her yeni at sayfamda
bir kez daha hayrete dp sonraki
sayfann heyecann duymaya balamas
iin birka dakika yetmiti.
Beyitlerimden bazlarn ve naklarm
gzden geirdi bir mddet ve "Bir
hazine bu Esrar, bir hazine!" diye
yerinden srad. O an, varlma
krettim, Efendim Fuzul ile gurur
duydum
diyebilirim. "Viranelerde hazine ok

olur eyhim!" cevabn verdi Esrar,


vendire Veyis'in eski hayatn
kastederek. eyh dairesinde mzden
bakas yoktu ve biz, saatlerin nasl
getiini, mekhnedeki musiknin ne
zaman kesildiini, Galata
Mevlevihanesi'nde muhibbann ne zaman
istirahate geip el ayak ekildiini,
mangaldaki korlarn ne vakit kmre
dndn ve kar yann iddetini ne
zaman arttrmaya baladn hi
bilemedik. Sabah namaz iin tekkenin
kandilleri yanmaya baladnda o kadar
gzel szler, hikyem arasna dklen
onca gzyalar, benim ve Efendim
Fuzul'nin tavrlarmza ilikin hayranlk
dolu cmleler ve okunan onca dualardan
zihnim duracak gibiydi. Yzyllar ap

gelen mrmde hi bu kadar kendimle


gurur duymamtm. Efendim Fuzul'nin
"Padiah gibi bir kul, muhteem bir
kleyim!" dizesini o gece hissederek
yaadm. zerimde, alnmda ve
bedenimin her yerinde bu iki Hak
adamnn ellerinin scaklyla odada
yalnz kaldmda, mezzin hseyni usul
bir temcid okuyordu ve ben btn gece
boyunca duyduklarmdan bazlarn
zihnime naketmek iin hatrlamaya
altmsa da zirvelerde pek az eyin
hatrlanabildiim anladm:
"Benim" demiti Galip Dede, daha ilk
akamda, o ilk heyecan ile, "kskandm
en muhteem mesnevidir bu. Bakma sen
yazmakta olduum Hsn Ak' Nab'nin

Hayrabad'ma inat kaleme aldma


Esrar, ben asl bu kitab aabilmeyi
istiyorum, bu kitab aabilmeyi!
Yreimdeki 'Ya baaramazsam?!'
korkusu iimi paralyor her gece ve ben
belki Fuzul stadn dizelerine yenik
derim diye bu gizli hevesimi hi
dillendirmiyorum, Hsn Ak ile bu
kitab yan yana getirmiyorum. Bu kitap
ki batan sona elemi anlatr ve L&M
biraz da slam iir medeniyetinin
zirvesidir. Bu yky yazmay pek ok
air denemitir, ama pek az stad Fuzul
kadar gzel yazmay baarabilmitir.
Ben eer L&M yazmaya kalksaydm,
belki de o Trkmen kocasn geebilme
kskanl beni yolumdan alkoyard, bu
yzden mesnevimi yeni bir konuda, hi

kimsenin bugne
II
342 Um
babil'de lr
tan b u I ' d a a k I 3 4 3
kadar dnmedii bir yk iinde
vermeye alyorum. Hsn Ak hi
olmazsa konu ynnden L&M'in
glgesinde kalmayacak." "Aman
efendim!"diye szn kesti Esrar, "Hsn
Ak'n baz beyitleri var ki L&M
yazanlardan hibiri bu derece ince
hayallere eriememitir, kendinize
hakszlk buyurmaynz! Hele o

Sevgioullar oyman anlattnz


blm, hele o Ak'n mumdan gemilerle
ate denizlerinden getii' bahis, hele o
Kalp lkesinin girift ak sylemleri...
Yok yok, siz bu konuda bir r atnz
ki evvel gelenlerin ruhlar sizi
kskanacaklar. Siz ak sembollerle
kuattnz, alegoriyle sslediniz. Onlarsa
ak plak duygularyla anlamaya
altlar ve aklar lsnde
anlatabildiler. Fuzul duygu
alayanyd, Nab hikmetle sylyordu,
ama siz hissediyorsunuz Dedem, siz
yayorsunuz. airin, gzeli ve gzellii
nerede ve nasl grd nemlidir. Bak
onu istanbul'da, Fuzul hayalinde, Nedim
sokakta, Nab de dncenin giriftlii
iinde grmt. Siz onu kalbinizde

buldunuz ve "Bir ulesi var ki em'-i


cann / Fanusuna smaz asumann"
diyebildiniz. Kendinize hakszlk
etmeyiniz. Hem siz henz otuzuna
yaklarken, Fuzul L&M'i yazdnda
ellibe-ini; Nab de Hayrabad' kaleme
aldnda altmn gemilerdi. Daha
siz ne byk kitaplar yazacak, ne
muhteem sz gerdanlklar
dizeceksiniz!.." O srada iimden
"nallah!" dediimi hatrlyorum. Bir
ara da Galip Dede "Esrar'm!" demiti,
ilk sayfalarm gstererek, "Beyitlerin
kenarlarndaki u rakama benzeyen
iaretler de ne?" ve "Bilmem eyhim,
galiba birisi bizim bilmediimiz bir
yazyla numaralandrm, bunu ancak
bizim Halet bilir, gelince ona soralm!"

Ertesi gn Galata Mevlevihanesi, kuluk


istirahatinden "Yangn vaaar!"
nidalaryla uyand. Geri bu sene
istanbullularn duyduu en tandk ses
tulumbaclarn ve ocuklarn bu
lklar olmu, birer ay arayla Balat,
Samatya ve Hasky yangnlar
yaanmt ama bu sefer alevler btn
istanbul'un eteklerini de tututurmutu.
Balat yangnndan Rastkl Anu'un
bohasnda tesadfen kurtulmutum.
Bilmiyorum kanc
sahibime satlmak zere akamdan beni
yanna alm, kaarken bohasnda
tesadfen gtrmt.
Yangn bu defa Cibali'de balamt.
Manav Kirkor Efen-di'nin rak iesini

fondipledii srada mangal devrilip


yorgan alev alnca ne yapacan
arm, hanm da kundaktaki bebei
darya karaym derken alevler
yaylm, amuru dklm ahap
duvarlar birka dakika ierisinde ralar
gibi tutumutu. Halic'in iki yannda
gayrimslimler ounlukta olduundan
ve onlarn evleri de bitiik nizam
yapldndan, ate ksa srede komu
saaklar yalamaya balam, esen
poyrazn etkisiyle de bir anda Halic'in
istanbul yamalar btn btn ate
denizine dnvermiti. Galata'dan
alevlerin seyrini kolayca takip
edebiliyor, neredeyse semt halknn
lklarn duyuyorduk. Rengarenk
dumanlar gkyzn bir eleimsama

gibi kuatm, ehrin grl grl akan


sular bile buharlamaya balamt.
Gkyznn tutuabileceim o gn
ibretle grdk; alevlerin boyu ehrin
dikili talarndan ve kulelerinden
ykseklere kyordu. Btn gn alevler
gittike byd ve gece de yldzlarn
yerini kvlcmlar ald. Ertesi gn ve
daha ertesi gn istanbul'da nice ate
yanakl dilberler, nice ak ateine
tutuan klar, kimi gen kimi yiit,
alevler arasnda yn yn can verdiler.
nc gn Hali yamalarndan
Yedikule'ye, Koca-mustafapaa'dan
Bayezid'e, Topkaps'ndan
Silivrikaps'na kadar btn ehir kl
oldu ve kurun alemleri erimi kubbe ve
minarelerden gayr ev ve mesken adna

hibir ey kalmad. Bilenler, stanbul'un


Bizanstan bu yana, tarihinde hi byle
yan-madn sylyorlarm.
O gnden sonra Galip Dede hep ateten
bahsetti, iirlerini atete yakt. Beyitleri
arasnda ate ile bantl yle
szckler, yle hayaller, yle duygular
yer etti ki dtan bakan "Bu adam batan
ayaa ate kesilmi yanyor!" derdi.
Akn ateiydi bu, akn atete yan ve
yaklyd. Hsn Ak mesnevisini
tamamladnda istanbul yangnlarnn
srf bu kitaba konu olmak iin bu kadar
sklkla ktn dnmeden edemedim.
Sevgioullar oymann zerine ateler
bu yzden yad,
344 um

oradaki insanlar bu yzden gnei giysi


diye giyinip su diye ate yalmlarn
itiler, kvlcm tanelerini ekip
parampara kalpler bitiler.
Bu yangndan sonra Galata'daki
gnlerim bir ate boyutunda gemeye
balad. Leyl'mn ak ateiyle
Mevla'nn ak atei birbiriyle kucaklat.
Mutfaktaki ate nasl dervilerin
nefislerini yakp ruhlarn temizliyorsa,
semahanedeki ate de yarm yzyl
akn zamandr zerime sinen ehrin
kirinden beni artt. Hatta vendire
Veyis'in ilk defa sema kard gn,
onun kirlerini de yakt, yok etti. Yanan
ile yaklann da, yandran ile yakann da

hep bir olduunu o gn fark ettim..


Herkes kendi kaderini yalnz bana
yayordu ve mr bir yantan ibaretti.
Deil mi ki ezel gnnde btn klar
"Evet!" cevabn "Bel!" diyerek
dillendirmilerdi, imdi elbette belalar
ile snanacak, aklarn bir gmlek daha
ykseltebilmek iin kalplerini kor
alevlerde yakacaklard.
Birka yl sonra bu ate, Efendim
Fuzul'ye gnl gnle benzeyen Galip
Dede'nin hayat izgisini de
tututuracakt. Henz Galata'da devran
gzel devran idi. Ve o ate benim de
yand-rlmama kap aralad, dizelerim
kor alevden gzyalaryla sland.
Dergahta her derviin tekil sevda

nbetlerine ahit olduka iimde


Leyl'nn ak yeniden tututu, yeniden
yandrldm...
LeylaaaL Bilmelisin ki bu tekkede
benim btn yangnlarm senden idi ve
onlar sndrmeye gzlerim durmadan
su aktt. Sana varacak yolculuklarda
akn yklediim mumdan gemilerim
ate denizlerine aklp kaldka
durmadan aladm, eridim... Can ipliim
yand. Basmdaki alevler, kenti
tututurmaya hep yeniden yangnlar
kard LeylaaL
Ne kendi eyledi rahat ne halka verdi
huzur Ykld gitti cihandan dayansn
ehl-i kubur

Ledrt
(Geimsizlii yznden) ne kendi rahat
eyledi, ne de halka huzur verdi.
Cihandan yklp gitti sonunda, imdi te
dnyadakiler dayansn
(dayanabilirlerse)!..
XXVII
Bu, Dnyann Devrimlerle Tant ve
Sayfalarmn Birbirine Kartdr
"Ak bilen biri iin yedi gerek sr
vardr." demi rikb- hmyun
kethdas Mehmed Raid Efendi son
nefesini verirken ve eklemiti "Kim bu
yedi srra sahip olursa dnyaya hakim
olur. Sen o ak L&M'de ara evlat, derya

tercman Kalimaki Efendi sana gerisini


anlatacaktr."
Musevi hekim Kalimaki Efendi'yi
grdkten sonra hayatnn deitiini
sylyor Mehmed Sait Efendi. O
gnlerde konan mhrdar yama
olarak almakta ve baz baz yazd
iirlerde Halet mahlasn
kullanmaktaym. Daha sonra herkesin
adn unutup Halet Efendi diye ard
bu yakkl, gzel giyinmeyi seven,
gzel konuup dzgn yazabilen,
okumaya susam gen adamla bugn,
krk yalarnn btn olgunluu ile tam
bir Osmanl entellekteli olarak Sultan
III. Selim'in elisi sfatyla Paris'e
gidiyoruz. Elilik grevlilerinden oluan

kafilemize Fransa'nn istanbul


maslahatgzarnn katiplerinden Valentin
Efendi refakat ediyor.
346UM
Ilgar ile yetmi iki gn sren bu
yolculukta ben farkl bir corafya ve
Osmanl lkesindekinden daha mamur
iller grdm. Vaktiyle Roma'ya yaptm
seyahatten ayr bir eydi bu. Meer
Galata'daki mutlu zamanlan takip eden
onbe yl ierisinde dnyay saran
devrimler buralarda farkl bir hayat
anlay getirmi. Her ey deiip
bakalam. Hayatn ak birdenbire
hz kazanm. Evliya elebi ile
ktmz yolculuktan sonra gittiim
Kuzey illerinden farkl olarak Ortaa

ynetim biimlerinin ve derebeylik


dzeninin deitii Bat Avrupa
topraklarnn insanlk tarihinin eksenine
yerlemekte olduunu grebiliyorum
burada. Amerika, irlanda ve
ingiltere'deki halk hareketleri ve
devrimler Avusturya Felemenk'inde,
Cenevre'de, Polonya ve Belika'da,
Almanya ve italya'da halkn ynetime
kar honutsuzluunu dourmu, ama
hepsinden daha gl olarak da
Fransa'da Bastille hapishanesinin
yklmas ve ardndan kral XVI. Louis
ile kralie Marie Antoinette'in giyotine
gnderilmesiyle doruk noktasna
varmt. Devletin ve kilisenin
otoritesine kar akln kudretini,
ilerlemeyi ve insan haklarn savunan

Fransz devrimi baarl olunca


monarinin sembol gibi grlen krallk
VersaiUes'dan Tuileries'ye tanp
kraliyet ailesi Paris'in iinde oturmaya
zorlanarak Louvre'da gizli bir gz
hapsine alnmt. Bylece halk katlml
demokrasi idaresinin ilk gerek
tohumlar Paris'ten Fransa'ya, oradan da
btn dnyaya yaylmaya balamt.
Halet Efendi Paris'teki ehbenderlik
konana yerletii gn, arkasnda
Osmanl devletinin gcn hisseden,
gen yalarda nemli devlet
grevlerinde bulunmann verdii
deneyimler ile dnya siyasetini
zmsemi bir brokrat gibi davrand ve
gerektii gibi karlanmad iin "papaz

bozuntusu" dedii Talleyrand'a kt. O


anda temsil gcne hayran olmakla
birlikte kiiliini bir ihtiras ant gibi
ssleyen bu adamn asla az ile
yetinmeyecek bir kiilie sahip olduunu
anladm. Devlet ihtiam kadar kendi
karlarn da dnd, Paris'te
bulunaca yllar nimetleri devirilecek
hasat yllar gibi
babil'de lm istanbul'da ak1347
grdn hissettim. Nitekim daha varr
varmaz Paris'in en gl adam I. Konsil
Napolyon'un dikkatini ekmi, dier
lkelerin elilerinden daha nemli bir
konuma gemiti, ama te yandan
kalabalk elilik grevlilerini
geindirmekte parasal adan zorland

ve istanbul'daki dostlarnn zrt prt


istedikleri armaanlar gnderebilmek
iin bavurduu areler beni
endielendirdi. O yllarda, gelenekleri
alt st olmu ihtilal Fransa'snda her
trl kanunsuz i dnmekteydi. Daha dn
efendilerine hizmet iin yaratldklarna
inanan halk toprak kleliine raz
olmad iin nfuz ticaretine balam,
birtakm hazr formller aryordu.
Montesquieu'nun "eref" dedii ey bir
rmcek a hkmndeydi; kk
sinekler taklp kalyor, byk sinekler
delip geiyordu. Dn efendileri
tarafndan insan bile kabul edilmeyen
kyller, bugn kentlerin soylular iin
denmi kaldrmlarn amurlu
arklar giyerek byk bir aymazlkla

iniyorlard. Dn, kraln kendilerine


dokunmasyla ifa bulacaklarna inanan
hastalarn topland kilise meydanlar
348
bugn fkeli kalabalklarla doluydu ve
artk kraln kutsal elinin ifa
datmadn haykryorlard.
Her gn sokaklarda cinayetler,
meydanlarda hatipler gren Halet Efendi
iinden klmaz skntlar iindeydi.
Napol-yon'dan gelen hediyelerin de,
istanbul'dan gnderilen maalarn da
dzeni yoktu. Elilik mensuplar her eyi
ondan bekliyorlard. Einin Parisli asil
hanmlara zenerek kendisinden istedii
elbiselerin, mobilyalarn, taklarn borcu

gittike bymekteydi. Teselli bulduu


tek ey, alk olmad tarzda yaamaya
balad ak idi. Talleyrand'm verdii
resepsiyonlardan birinde nazik bir
reverans ile elini pt dekolte
kyafetli Kontes Laurent idi akln
bandan alan. istanbul'da gizliden
gizliye ve yava yava byyen aklarn
burada insan bir kasrga iddetiyle
dalgalar arasna ekiverdiini grd.
Daha ilk grd anda, "Bu gl benim
iin yaratlm, ama baka bahelerde
am, yazk!.." dedii kontes, bir hafta
sonra aniden elilikte kendisini ziyarete
gelince akl bandan gitmi ve zel
ktibini izne gndermekte gecikmemiti.
Galip Dede'nin Galata Mevlevihanesi

haziresindeki trbesine srland gn


gizlice eyh dairesine girerek cildimi
koynuna soktuunda, onun, bir arkada
gibi grd eyhinden hatra olarak
beni semesinden haz duyduumu ve
aktan anlayan duygusal bir ruha sahip
olduunu grp kendimce biraz da
gururlandm hatrlyorum da, ne kadar
yanldm imdi ortaya kyor. Esrar
ile uzun sohbetler edip dizelerimi
hatmettikleri gecenin sonunda Galip
Dede, sayfalarmdaki rakama benzeyen
iaretlerin ne olduunu anlamak zere
beni ona ilk gsterdiinde "Bilemedim
Efendimiz!" cevabn vermiti ama
ondan sonra tekkeye her geliinde
ykmn birazn daha okumak zere
sayfalarm ve naklarm arasnda

hayaller kurmutu. O vakitler hi


anlayamamm ok iyi rol yaptn.
Nitekim imdi grdm adam sanki o
tekkede Galip Dede'yle akala-an, ona
hediyeler getirip gnln alan, Selim-i
Salis ile aralarnda dostluk kprlerini
kuran yumuak kalpli Halet Efendi
babil'de lm istanbul'da ask|349
deildi. Onu tanyamyordum artk. Hani
gen klar sevgilileri hakknda gzel
eyler dne dne onlara aslnda hi
olmadklar biimde birer kimlik ve
kiilik giydirirler de sonradan
sevgililerinin gerek yzleriyle
karlatklarnda "Benim sevdiim o
kii sen deilsin!" derler ya; bu Frenk
diyarnda ite o duyguyu yayorum.

Halet Efendi benim gzmde bir hilal


gibiydi, hakknda gzel eyler dne
dne dolunaya dntrdm bir
hilal. Ne ki Paris'teki davranlarn
grdke iimdeki dolunayn eksilmeye
ve yine eski zayf hilal ekline dnmeye
baladn hissettim. Korkum, bu hilalin
de grnmez olaca gnleri grmekti.
Galib Dede'den sonra geen drt ylda,
Mevlevi terbiyesinden zerinde bir tek
tavr bile kalmadn, btn gzel
duygularn eytanca ihtiraslara
pazarladn hissettim. Akm her
keresinde gzleri yaaracak kadar
heyecanla okuyan o adam yoktu artk.
imdi karmda BC'nin hem bilimsel
srr, hem de altn ilah heykellerini
dnmekten uykular kaan bir hrs

ant vard. stelik Efendim Fuzul'nin


srrn emanet ettii yedinci beyit de
neredeyse BC'ye yzn gstermek
zere iken.
***
Sen nehrinin kk bir adas zerinde
kurulu bir kasaba iken nce Ortaa'da
krallarn bakenti, sonra da devrim
ruhunun merkezi oluveren Paris, imdi
dnyann en nemli kenti durumuna
gelmiti. Sultan Selim'in Nizam- Cedid
adn verdii yeni dzen, vaktiyle
ynlarn topraklarla beraber alnp
satld bu atolar lkesini oktan
kuatmt. Bir avu papazn imtiyaz
olarak yzyllarca dokunulmazln
srdren dnmek ve yazmak, artk

herkesin eit hakk olmutu burada. Napolyon Bonapart'n atrd Rivoli


Caddesi, Etoile Meydan ve
oturduumuz katl elilik binasnn
terasndan grlebilen mimar Fontain'in
neoklasik antlar, zafer taklar ve tarihi
stunlar, farkl bir hayat felsefesini
sunuyorlard kente. Btn sosyal ve
mimari dzenlemelere ramen Paris'i,
kaybolan
i
350
babil'de lm istanbul'da a k I 3 5 1
cennetin hasretini duyan yarm milyon
insann karmakark yaad devasa bir

ky olarak grmek de mmknd.


Dardan gelip gidenin hesab
tutulmad gibi kaplarda belli bir
kontrol de yaplmyordu. BC'nin kim
olduklarn bir trl re-nemediim,
ama hemen hepsinin st rtbeli subaylar
ve kendi lkelerinde etkin konumda
bulunan devlet adamlar olduklarn
tavrlarndan anladm, ehre klk
deitirerek girmi alt yesinin, kentin
bu kontrolszlnden yararlanarak bir
araya geldiklerine hkmettim.
stanbul'da bulunmayan biimde, o gne
kadar hi rneini grmediim garip bir
borudan uzanan doal gaz ile
aydnlatlan salonda Halet Efendi'yi o
bildik trensel ritellerle
selamladklarnda BC'nin Avrupa ve

Bal-kanlar'daki bu siyasi ve politik


karklktan yararlanarak dnya
dzeninde talar yeniden
konumlandracak bir satran oynamak
zere bulutuklarn hissettim. BC ile
kovalamacadan yorulduum 250 yllk
sre ierisinde yelerin kimliklerini
hemen her zaman bilirdim; ama bu sefer
onlar birbirlerine kod isimler
vermilerdi. Halet Efendi'yi "stad
Marduk" diye aryorlard. Msrl'ya
benzeyene "eyh-i Ak", Parisli
olduunu tahmin ettiim mavi gzl
adama "Bay Bilen" demilerdi. Voltaire,
Rousseau veya Didero'dan szlp
gelmi bir asalet vard zerinde Bay
Bilen'in. talya donanmasndaki
gemiciler kadar serbest hareket eden u

adam "Bay Biri" idi. "Bay Yedi"


dedikleri iriyar adam II. Katerina'nn
generallerinden olmalyd, belki de
kitabnda sosyalizmi anlatt iin yazar
Radiev'i Sibirya'ya srdren general bu
idi. "Bay Gerek" diye ardklar
minyon tipli adamn giysilerinden bir
Polonya Yahudisi olduu anlalyordu
ve muhtemelen ya bir air, ya da bilim
adamyd. Ve hayret, ilk defa BC'nin
yeleri arasnda bir de kadn
gryordum, sarn, gzel bir kadn.
Ona "Kontes Sr" adn vermilerdi ve
ingilizce konuuyordu. Aralarndaki bu
kod isimler bana bir yerlerden tandk
geliyordu. Vaktiyle Sryan
ktphanecinin Badat limler
Akadamesi'nde Efendim Fuzul'ye

syledii o cmleyi hatrladm: "Ak


bilen biri..." BC'nin bu sefer
yolun sonuna yaklatklarn dndm
ve BUAM' yeniden kurmak iin
dnyadaki bilimsel dzeyin yeterince
ykseldiine hkmettim. stelik bunlar
ilerini ok nemsiyorlard.
istanbul'un baheler iinde ahap
evlerinde yaamaya alanlarn sevimsiz
bulabilecei kirli grnl bu bitiik
nizam konut ynlar arasndaki elilik
salonlarnda varlm yitirmek
istemiyordum, istanbul'da altm
iirsel hayattan ve iirin konuulduu o
meclislerden uzakta iim daralyor,
evremde asalarla dolanp duran
insanlardan sklyordum. "Elinde

murassa ve gm kakma asa tamann


neresi zarafet olabilir ki?" diye kendi
kendime soruyorum hep. Buna moda
diyorlar ve Paris'te moda denilen ey
gelir geer bir hevesten te bir asalet
sorununa dnm durumda. Oysa daha
birka yl evveline kadar Galata
Mevlevihanesi'ndeki nezih ve rafine
hayatm ne kadar ho idi. O gnlerin
burada birden kasvete dnmesinden
iim yanyor, ac ve gzya dolu
beyitlerime snarak teselli bulmaya
alyorum imdi. Paris'e doru yola
karken "zini iyiden iyiye kaybettiim
Leyl'm belki de Frenk diyarndadr!"
diye boa umutlandm ve Halet
Efendi'ye duyduum hayranlk hislerimin
beni aldattn anladm. Galiba asl

zldm de, Efendim Fuzul'nin bana


emanet ettii srrn bu gurbet ellerde
zlecek olmas ihtimaliydi. Ait
olduum corafyada bilimsel
ilerlemenin veya dnyaya hkmedecek
gcn zayflamasna, hatta yok
saylmasna zlyordum. slam dininin
bilime ak yz nerelerde kalmt?
Hani o altn ilemeli kitaplarn yazarlar
olan Ibn Sina'lar, Gazzali'ler, Ibn
Haldun'lar neredeydiler? BC'nin peinde
olduu uzay yolculuklarn anlayacak
yle bilim adamlar yerine bu varsaym
bile kfr sayan zihinleri kapal baz
adamlar nasl ortaya kmakta, pozitif
bilimlere srtn dnerek dnyann
ynetilemeyeceini anlamayan aknlar
nasl iktidar olabilmekteydiler? Dou

dnyasnn bilimde gerile-mesiydi beni


asl zen ve Keldani bilgelerinin uzay
aratrmalarn anlayacak bak asnn
Paris'e gelirken getiim
352
istanbul'da ak I 3 5 3
topraklarda filizlenmeye baladn
grmekti. imdi bu salonda, yedi ift
gzn uykularn yitirecekleri
sayfalarma eilmeye balamalarn
beklerken tek tesellim, iimde tadm
srrn bilime ait olduu, bilimin de
evrensel bir dnya birikimi kabul
edildii gereiydi. Ne de olsa ben, bir
yanmla kendimin dnda ve evrensel
boyutta yayordum. Ama bu, u anda

salonun duvarlarna arpan Franszca


cmlelerin de, konuanlarn benim
corafyama ait kltrden deta nefretle
ve kinle bahsetmelerinin de kalbimde
at yaray sarmaya yetmiyordu.
BC'nin toplantlarndan hibirinde
insanlarn buradaki kadar gergin
olduklarn hatrlamyorum. Odadaki
yedi kii tek taraf deil de rakip takmlar
gibi duruyorlard. Hepsinin zerinde
nceden planlanm ve kurgulanm
menfaat hesaplarnn tedirginlii vard.
Bu toplantnn ok stratejik bir grme
olaca kesindi.
"Boulogne ormanlar iinde
yaptracamz BUAM gzlemevinden
kinatn kaplarn grr gibiyim." diye

sze balad pencereden uzak


yeilliklere bakarken Bay Bilen, ellerini
gkyzne aarak. "Bu yalnzca bizim
deil, insanln zaferi olacak." diye de
ekledi. Kelimeleri telaffuz ederken
taknd jest ve mimikler ile ses
tonundaki hakimiyetten onun sanki
devrim kahraman olduu, bir sahipkran
rolne soyunduu sanlabilirdi.
"Robespierre bu adam olmasn?!.." diye
geirdim iimden; hani nutuklaryla
btn Parislileri ayaklandran sylev
ustas. "Acele etmeyin Bay Bilen!" diye
itiraz etti Kontes Sr, "Belki Iskoya'da
gkyz Paris'tekinden daha ak
grlr!" Ak, "Gkleri kontrol etmek
isteyenler hep Nil'den su imeyi tercih
etmilerdir. Luxor veya piramitler bizim

aratrmalarmz iin teleskoplara gerek


duymayacak kadar elverilidir." Bay
Yedi'nin eyh-i Ak'a alay eder gibi
baktn fark ettim o srada. Bu tavr,
ayr corafyalarn ezelden tayp
geldikleri bir bak, Bat'nn Dou'ya
bakn zetliyordu, iinden geenleri
daha uzun anlatmay yelerken de
karsndakini kk gren bir slup
taknmas bundand:
"Dnya yeni bir devreye girmitir. Artk
blgeselcilik ve ulusalclk nem
kazanmakta. Bugne dek lkelerin
kaderlerini din savalar belirtiyordu,
bundan byle uluslarn egemenlii
belirleyecek. Msr bir Osmanl eyaleti
iken asla orada bir aratrma merkezine

izin verilemez."
Halet Efendi'nin kulaklarna kadar
kzardn, ama sabredip konumann
gerisini duymak istediini fark ettim.
"Uzun sredir Osmanl merkez idaresi
eyaletlerde otorite gsteremez oldu.
Drt ayr cephede savayorlar. Bilhassa
Balkan Ortodoks kavimleri, Eflak ve
Bodan Voyvodalnda yaayan
Ulahlar, Karaba Katolik gruplar,
Osmanl ynetiminden huzursuzluk
duyuyorlar. Samuel BQein'in, Ulahlarn
Latin kkenli olduklarn sylemesini
yabana atmaynz. Roma kilisesiyle
temasa geen gen papazlarn destei ile
o blgede pek yaknda Romen adyla
yeni bir devlet kurulacak, Osmanl'y

onlar da didiklemeye balayacaklardr.


Rusya bunun iin gerekli tevik ve
propaganday yapmaktadr. Avusturya,
imdiden onlarn Romal olduklarn
kabul etti bile. Slavlar ve Cermenlerin
de byle bir gelimeden memnun
kalacaklar kesindir. Eer Trkleri bu
blgede zayflatr, cephelerde de
malubiyetleri iin birbirimize yardmc
olursak gzlemevimizi Romen diyarnda,
gkyzne en yakn blgede, ayalt
lemde, Nebo'nun ayaklar nne
sererek Karada'larda kurmamamz iin
bir neden yoktur."
"Bu iten millet olarak sizin karnz ne
olacak peki?" diye sordu stad Halet
Efendi ve ekledi: "Galiba gneye doru

genilemek niyetinde Moskof ariesi.


Hani yani scak denizlere inmekten sz
ediyorum. Geen yl piskopos Osep
Aragot-yan'n "Ararat Krall
Projesi"ni de bu yzden kabul ettiydiniz
galiba, ha! Ne dersiniz? Rumeli'de
Krcaali ve da ekyasn ayaklanmaya
tevikinizi, Arap yarmadasnda da
Abdulva-hab'n mfrit Vahhabilik
fikirlerini yaymasna anak tuttuunuzu
ve Taif kuatmas iin kkrttnz,
Msr'da Tepedelenli Ali Paa'ya
sultanlk teklif ettiinizi de istanbul'da
bilmiyorlar m zannediyorsunuz?
Napolyon'un askerlerini Msr'a tayan
354UM
gemilerin sintinelerinde matbaa

makinalar altrp Arapa risaleler,


bildiriler ve brorler bastrarak btn
Hicaz blgesinde slam dncesini
baltalayc propoganda yaptndan da
haberi var oradakilerin. Dahas Trkler
aleyhine evirdiiniz dolaplarn..."
Halet Efendi ses tonunu gittike
ykseltirken, Bayan Sr, o gne kadar
hibir BC yesinin stada kar
taknmad bir tavr ile araya girdi:
"Bay Yedi hakl sayg deer stad!
Trkler deil Avrupa'da, Anadolu'da
bile durduklar mddete Hristiyan
dnya huzur bulmayacaktr. Dou ve
Bat Roma imparatorluklarn yeniden
ina etmeden, Atina'nn felsefesini ve
Roma'nn kltrn yeniden bu

topraklara hakim klmadan sizin


sultammza rahat uyku yz
gstermeyeceiz. Kabul ediniz ki imdi
g bizim elimizde. Aziz Fener Rum
Patrii'nin de desteiyle er ge Byk
Grek Projesi ve Megalo Idea
gerekleecektir. air Rigas'n Fransz
htilal Mar Marseyyez'e nazire olarak
Helen'lere ithaf ettii mar Balkanlarda
okunmaya balamtr." Halet Efendi'nin
kyla sin mi olan Bay Yedi, bu
cmlelerden cesaret alarak bam yerden
kaldrd ve inat olsun diye o mar
okumaya balad:
"Haydi kalkn Helen ocuklar! eref ve
an gn gelmitir.
Mehur ecdadnza lyk evlad

olduunuzu gsterin!
Helen ocuklar! Silaha sarln!
Dmannzn menfur kan ayaklarnzn
altnda seller halinde aksn!"
Salonun iini souk bir rzgr
kapladn hissettim ve bu rzgr acaba
benim gibi Halet Efendi'yi de tt m
diye merak ediyordum. Sessizlii, o ana
kadar hi konumadan bekleyen Bay
Gerek bozdu:
"stanbul'da byle durumlarda insana
'Dereyi grmeden paay svama!'
derler, sizinki ona benziyor deerli
yeler. Hele biz nce kapy aacak
anahtar bulalm."

Halet Efendi'nin fkelendiini elindeki


terin cilt emsemi nemlendirmesinden
anlyordum. Avcunun iinde biraz daha
kal-saydm btn varlm yitirecek,
kt hamuruna dnecektim.
babil'de lm istanbul'da a!k I 3 5 5
Beni masaya frlatrcasna koyusundan
anladm ki BC'nin o eski bilim ideali
bitmi, yerine lkelerin karlar
gelmiti. stadn yedi dolunayda bir
uurduu gvercinler demek artk
kanatlarnda dnya barnn idealini
tamyorlar; yedi ylda bir bensiz
toplanan yeler uzay ann dnyasn
artk dnmyorlard. imdi herkesin
iinde hrs ateleri yangn
karmaktayd. Buna biraz da Fransz

Ihtilali'nin dnyaya yayd milliyetilik


duygular neden olmu gibiydi. Bu
salonda toplananlar BC'nin saygn
yeleri mi, yoksa Babil hazinelerinin
peinde koan sefil hazine avclar m
artk karar veremiyordum. "Bu adamlar
bendeki yksek srra lyk deil!" diye
geirdim iimden.
Bay Gerek, uzlamac bir adamd ve
salonda ykselen tansiyonu drc
olumlu bir konuma yapt. nsanlk
idealinden, dnyann geleceinden,
evrensel bartan, hedeflerinin
yksekliinden ve kendilerinin milletler
st kiiler olduklarndan bahsetti.
Burada kimliklerin deil btn bir
insanlk idealinin tartlmas

gerektiini, grevlerinin, filanca kral


yahut filanca hkmdarn dalkavukluu
yerine evrenin valyelii olduunu,
duygular yerine akllaryla hareket
etmeleri gerektiini vurgulad. Btn
bunlar sylerken bir yandan da birinci
kalite Marsilya arabn kadehlere
doldurup yznde scak bir
glmsemeyle yelere ayr ayr ikram
ediyordu.
BC'nin daha nceki toplantlarndan
hibiri bu kadar tedirgin ve resmiyet
iinde gememiti. Kthane'de
Leyl'm yitirdiim o lle kokulu
toplantdan bu yana eyrek yzyl
gemiti ve BC yeleri bensiz yaplan
on toplantda neler konumular, Babil

bilgelerinin uzay aratrmalar hakknda


neler dnmeye balamlar, diye
merak ediyordum. Oysa ki bu toplantda
ne Martel Clovis'in alp gtrd ve
Efendim Fu-zul'nin parmak izlerini
tayan haner, ne General Stephan'n
cebine koyduu matara kay, ne de
Bektai babas Abdlhay Efendi'nin
gtrd deri kartu ortalarda
grnyordu. Halet Efendi'nin srtnda
da stad Marduk'un her zaman giydii o
cbbe yoktu. Kim bilir belki de aradan
geen bunca
3 5 6 m
zaman ierisinde, BC yelerinin agzl
halkalarn tekil eden birtakm adamlar
bunlar hara-mezat satm, yahut

sradan bir kilise yahut tekkeye ss diye


koymulard.
Beyitlerime ivi yazs rakamlarla
verilen numaralarn bittii sayfam
atklarnda kimi koynundan, kimi
balndan alt beyit karp koydular
masaya. Bunlar Abdlhay Efendi'nin
Kthane'de yazd beyitler idi. Hepsi
Frenk diyarnn yetmibe yllk
macerasna yakndan ahitlik etmi bu
yedi kt paras bu gece arka arkaya
dizilirken yedinci ve son beyti aramak
zere Halet Efendi satrlarm okumaya,
okuduka da kalan saydan itibaren beyit
hizalarm numaralandrmaya devam etti.
Halet Efendi'nin beni defalarca
okuduunu ve ok zaman bir ey

aryormu gibi derin dncelere


daldn biliyordum; imdi anladm ki o
ne aradn henz bilmiyormu. Cemiyet
yeleri ellerindeki beyitlere bakarak
aradklar ifrenin ak ve gizlilik
birliktelii zerine bina edildiini
biliyorlar, ama bana sahip olmadklar
iin bunu devam ettiremiyorlard. Halet
Efendi ise eyh Ga-lib'in ld gn
Mevlevihane'den beni alp giderken ak
ve gizlilik kelimelerinin ifre
zmndeki anahtar olduunu
bilmiyordu. Marduk makamnda birinin
bunu bilmiyor oluundan anladm ki BC
yeleri artk hepsi ayn bilgileri
bilmiyorlar, daha dorusu hepsi
birbirinden bilgi saklyorlar yahut
szdrmaya alyorlard. Gizli btn

tekilatlarn ortak hastalyd bu.


Fikirler ayrmaya baladka bilgiler
de ayrr ve birbirlerine yneltilen
silahlar oluverir, birbirlerini kesen
kllara dnerdi.
Tesbit edilen altnc beytimin sayfa
kenarna 1375 numarasn yazdlar ve
yedinci beyit iin bu yedi adam, tedirgin
bir ortamda, saatlerce ykm okuyup
yorumlar yaptlar. Halet Efendi iinden
"Keke ak ile gizlilik ilkesini daha
evvelden -renebilseydim!" diye
sylene sylene okumaya ve
Franszca'ya tercme etmeye devam etti.
Efendim Fuzul son ifreyi yazmakta hi
acele etmemi, ta ykmn sonlarna
doru, Leyl'nn beni llerde ziyaret

edip ardndan can verdii blme


koymutu. Belki de BC'nin srrn arayan
kudret sahibi insanlarn
babil'de lm istanbul'da a k I 3 5
7
ykm iyice renmelerini istemi,
evrenin aslnda ak ile dndn
anlatmaya almt. Halet Efendi
okuduka BC yeleri dikkatle dinliyor,
beyitte gizlilik ve akn ortak paydasn
bulmaya alyorlar, bu arada benim
elem dolu ak ykme de hayret
ediyorlard. Uzun saatlerin ardndan
yorgun gzlerin kapanmaya balad
srada 2723. beytimi Halet Efendi
heyecan ile okudu:

Ben ak gzergehinde hkem El cmle


bilir dern pkem
Tercmesini de yle yapt: "Ben ak
yolunda bir toprak zerresiyim. Herkes
bilir ki ben bu yolda kalbi temiz
biriyim." Buradaki "dern" szcnn
"i, gnl, ruh ve manev olan eylerin
mekan" demek olduunu dnd
birden ve elinde olmadan "Mef'l
mefiln feln" diye ly yineledi.
Btn bu anlamlar gizlilikle
rtyordu. nsann iindeki eyler,
kalbindeki sevgi ve ruhundaki iman gizli
idi. Evet, aradklar beyit bu olabilirdi,
iyi ki tercme ederken derun'u "kalp" ile
karlamt. Aslnda bulduunu bu
adamlara hissettirmek istemiyordu. Ne

var ki Bay Biri, onun sesindeki


heyecandan ve beytin lsn de tekrar
etmesinden ikillenmi ve "Bu beyitte
biraz dnelim!" deyivermiti.
stad Halet Efendi iinden
geirdiklerini aklamak zorunda hissetti
kendini. Nasl olsa rakamlar zerinde
onlar yanltabilir, bu srr kendine
saklayabilirdi. Bu ihtiras kurban
adamlara dnyann gelecei teslim
edilemezdi ya!..
"Tutalm ki aradmz beyit bu olsun.
2723. beyit. Yedi rakam ve ak var
iinde. Ancak derun szcndeki
gizlilik biraz zayf gibi grnyor.
Ebced hesabna vurulduunda da 260
ediyor ki bunun yedi blmnden bir

tam say elde edilemiyor. Dier beyit


numaralarnda gizlilii gsteren
kelimeler ebcede gre hep tam saylar
vermekteyken bunun kusurlu kmas
beni pheye dryor dorusu!" diye
baz aklamalar yapt. Aslnda eski
stadlar byle bir hesaplama
yapmamlard.
3 58
babl'de lm istanbul'da a 5 k j 3 5 9
Ama orada ebced hesabn bilen biri
bulunmad iin onlar inandrmakta
zorlanmad. Bayan. Sr mstesna. O,
inanm grnd ama bir eylerin
kendisinden karldndan phelendi.

ykmn devamn okumalar iki saat


srd. Leyl ile son haberlemelerimiz,
annesinin lde beni bulup Leyl'nn
vasiyetini bildirmesi, Leyl'nn lm,
Zeyd'in bu haberi bana ulatrmas ve
benim mezar bana gitmem, nihayet
mezarmzn stne klar trbesinin
yaplmas ve cennet hayat, hibiri bu
adamlarn kat yreklerindeki hrs ve
iktidar gcnn etkisini azaltmad. Aka
inanmayan insanlarn dnyay
yneteceklerini dnp rperdim,
insanlarn yreklerinde titreyiler yoksa
bakalarna kar nasl merhametli
olabilirlerdi ki?!.. Sevgiden payn
almayan yneticiler ancak iddet
katabilirdi yal dnyann geleceine.
Bunca yldr BC yelerinden beni lme

gtren akn tamamn okuyup hazin


sonumu renenler yalnzca bu yedi kii
idi ama onlar da sevginin merhamet
pnarndan bir damla bile su
imemilerdi. O anda farkna vardm ki
daha nceki BC yeleri ykm okuyor
ama ileri bitince sonumu hi merak
etmiyorlard.
Halet Efendi'nin kabul salonuna gnein
ilk klar girmeye balad srada alt
kii, ertesi akam bulumak zere ceplerindeki birer beyit ile kapdan kp
Paris sokaklarna daldlar. Hibiri
dierine gvenmiyor, ifrelerin
zmnde kullanlacak beyitleri ve
zerindeki hesaplamalar bir bakasna
emanet edemiyordu. Belli ki hepsinin

zihninden baka hesaplar gemekteydi.


Yalnzca Bay Yedi, kapdan karken,
benim hazin hikyemin etkisiyle,
genliinde sevdii ama lmn ellerine
teslim ettii sevgilisini hatrlayarak
gzlerinden szlen iki damla ya
gizlemeye alyordu.
Ertesi akam silahlar patlad, zerime
kanlar srad. BC kan istiyordu artk.
Dnyann gelecei ideali de, evrensel
bar da, uzay yolculuklarnn
bilimsellii de laftan ibaretti imdi.
Geri buradaki atma, dnyann yakn
geleceini belirleyecek kadar
keskin ve politikti ama hrs ve intikam
evren valyelerini bir kez daha malup
ediyordu.. lk sayfamda yer alan Rukl'in

akayk-na Kontes Sr ile eyh-i Ak'n


kanlan damlad. Ben atmann tam
ortasndaydm. Ne Badat'tan istanbul'a
gelirken Erci Be-yi'nin Celali
adamlarnca baskna uradmz karl
gecede Ala-caatl Mustafa ile Gke
Ali'nin elinde, ne Girit aklarndaki
derya enginde Murat Reis'in sesini
duymadan evvel, yitmeyi ve yokluu bu
kadar yambamda hissettim. Bana sahip
olmak iin cildime uzanan, yapraklarm
ekitiren, irazemi koparan bunca elin
BC yeleri olabileceinden phem
vard artk. Bunlar eski stadlarna ve
haleflerine rahmet okutacak adamlard.
Hepsinin cebinde birer beytim
duruyordu ama onlar silahlar ekmi,
birbirlerini tehdit ile beni istiyorlard.

Bugne kadar pek ok vahet grdm,


ama bilginlerin ve sekin insanlarn
bylesine vahile-ebileceklerine hi
ahit olmamtm. "Demek dnyann
sonu yaklayor!" diye geirdim
iimden, BC rahiplerinin uzaydan
gelecek saldrlar iin ka bin yl evvel
hazrladklar savunma planlar ve uzaya
alan kaplar kullanma yollar demek
ki bounay-d. Onlar henz kendileri
birer saldrgan idiler. Demek ben bunca
a aarken, her yedi ylda bir
dosyalanp duran bilge insanlarn
umutlarn boa saklam, onlar
aldatmtm. Onlar bu manzaray
grselerdi phesiz kendi insanlk
ideallerinin yalnzca bir hayal olduunu,
dnyann sonunun uzaydan deil, bizzat

kendi iinden getirileceini dnp


bunca gizlilie, bunca tehlikeye
katlanmazlar, hi olmazsa ylda bir defa
uurmak zere gvercinleri hapsedip
durmazlard.
Seyisler elilik faytonlarnn hazr
olduunu Halet Efendi'ye haber verip de
Kontes Sr ile eyh-i Ak sedyelerde
hastaneye gnderilirken cildim iki,
sayfalarm da tam yedi paraya
blnm durumdayd. Bay Bilen ile
Bay Yedi tabancalarn atelerken beni
elde etmeye ne kadar kararl olduklarn
gstermi, ancak aralarnda
anlaamadklar iin salondan yalnzca
iki yaral kmt. akaralmazlarm
sesleri duyulup da elilikte grevli ne

kadar insan varsa Halet Efendi'nin kabul


salonuna kotuunda Bay
36 O I l,m
Gerek, her zamanki soukkanllyla
BC yelerini yattrmaya alyordu.
Aslnda bu grevi Marduk makamndaki
Halet Efen-di'nin yapmas gerekiyordu,
ama bu bile g dengelerinin artk
deitiini, bundan byle iktidarda
olmakla muktedir olmann ayr
kategorilerde deerlendirilmesi
gerektiini bildiriyordu. Halet Efendi
adamlarna emir vererek benim btn
paralarm birer birer toplatp cilt
kapaklarm, miklep ve hatta dalan
iraze-mi bir araya getirttiinde Bay
Bilen, Bay Biri ve Bay Yedi'nin

silahlarna oktan el koydurtmutu bile.


Bay Gerek zaten hi silah tamyordu.
Halet, elilik grevlilerini dar
kartp BC yelerine sert bir slup ile
tembihledi: "imdi baylar, ellerinizdeki
beyitler ile gidiniz. Burada
yaananlardan ne Fransz hkmetinin,
ne de BC mstakbel yelerinin haberi
olmasn. Umarm yedi yl sonra
grtmzde BC'nin aziz yeleri gibi
davranmay renmi; ideallerinizi
milletlerinize gre deil de dnya
insanlk tarihine gre deerlendirmi ve
bundan dersler karm olursunuz.
Toplantmza ancak o zaman devam
edebiliriz. Laila&Mad imdilik yine
bende kalacak. Onu yeniden ciltlettirip
saklayacam. Yaptklarnz protesto

iin de veda selamnz almayacam;


onurlu BC yesi olarak girdiiniz bu
safcnu sradan bir insan ac-ziyle terk
ettiinizi hi unutmaynz."
Halet Efendi btn bu yaadklarndan
sarslan ve bunalan ruhunu dinlendirmek
zere akamn alaca karanlnda gizlice
Kontes Laurent'in, Sen nehri sahilindeki
villasna giderken antasnda Mart
rzgrlaryla renklerimi datan ben,
Efendim Fuzul'nin klesi Kays,
Leyl'dan, yurdumdan, iirden ve
glmsemelerden uzak, parampara ve
perianm. Devrimler kenti Paris'te her
gn yeniden lyorum. Son iki gndr
yaadklarmdan sonra etats-generaux'un
zgrlkleri savunan n-san ve Yurtta

Haklar Bildirgesi'nin aslnda bir yalan


olduunu, insanlk onuru iin len
Parislilerin de bouna ldklerini
dnmekle umutsuzluum derinleiyor,
aklarn ve dnyann istikbalinden
rkyorum.
Ve hasretine dayanacak gcm kalmad
Leyl!.. Gel, nere-lerdeysen!..
bu mn-y bedh grnen gn gibidir
mr bin yl dahi olsa yine bir gn
gibidir
Arif
Gne gibi parlayan bir mny size
syleyeyim mi? - mr bin yl da olsa,
bir gn kadar ksadr.

I
XXVH1
Bu, Paris-Londra Hattnda Bir Andr ve
stanbul'da Tanzimat Fermandr
Lyon tren istasyonuna bakan kitap
dkkannn kapsndan gireceimiz
srada "Buyurunuz madam!" diye kapy
ap bize yol veren bu delikanl yllardr
beklediim bir heyecan ve vuslatn
kokusunu sayordu etrafna. Gr siyah
kalar ve byklar, redingotu iine
balad al desenli boyunba ile
yakkl bir Dou insann andryor ve
sanki bir yerlerden bana da tandk
geliyordu. Kontes Lourent'in kaderiyle
birlikte gittike fakirleen yarm

yzyllk Paris hayatmda hi bu kadar


heye-canlanmamtm. Bu gen adam
beni tanyacakt, bunu garip bir biimde
hissediyordum. Hareket edebilsem, o
anda kontesin antasndan frlayp
kendimi nne atacaktm. Beni tansn
istiyordum, ama onun gibi imdi benim
de kyafetim deiikti, belki bu yzden
tanyamyordu.
Halet Efendi BC yeleri izimi
kaybetsinler diye beni kontesin
avularna tututurduu gece "Sevgilim!"
demiti, "Bu kitabn
362
naklarna her baknda akmzn
lmszln hatrla diye sana

veriyorum." Gerekten de takip eden


yedili yllar boyunca Kontes Laurent'in
yalsnda beni aramak kimseciklerin
aklndan gememiti. Elilik binasnda
zaman zaman ekmecelerin, kitapln ve
hatta yatak odalarnn kartrldn ve
peimdeki insanlarn her defasnda elleri
bo dndn Halet Efendi'nin kontesi
ziyaretlerinde yzndeki ifadeden
anlyordum. Zaten gizli olan bir
sevgilinin bilmeden saklad bir kitab
kim bulabilirdi ki?!..
Halet Efendi'nin Paris'ten stanbul'a
dnmesinden sonra kontesin yalsnda
mzmin veremliler gibi perian
geirdiim yllarda sayfalarm kart,
ykmn btnl bozuldu. Kontes,

Halet Efendi'nin scakln zledii


gecelerde bana bakarak egzotik
fanteziler kurduu iin ounlukla yatak
odasnda kaldm. yiden iyiye dalmaya
yz tuttuum gnlerden birinde
gnderildiim terzinin ceylan derisi
kaftanm skp yerine camu gnnden
kaba bir palto giydirmesi bu hznl
zamanlarma rastlar. Kapamdaki ebruli
iliim yerine, yaldzl bezden bir
gmlek, miklebimdeki semce yerine de
minyatrlerimden birine benzetilmi bir
resim ilenmiti. Bu hlimle Doulu mu,
Batl m olduum kestirilemiyordu artk.
Yllar kontesin gzelliiyle birlikte
Bordeaux'daki zm balarnn
gelirlerini de azaltnca nce yaldan St.

Marcel caddesinde katl bir konaa,


ardndan da St. Germain civarnda
kck bir daireye tanmtk. Bugn
kontesin yetmiyedinci ya gnyd ve
eref konuu olarak Osmanl sultan
Abdla-ziz'in katlaca Uluslararas
Paris Sergisi iin sslenen ehrin
sokaklarnda yrmek, sonra da Lyon
gar bitiiindeki kitap arkadayla
genlik gnlerinden sz etmek zere
aylardr kapanp durduu evinden dar
km ve sohbet konusu olur diye de ilk
kez beni antasna almt.
Kitapya Notre Dame'n an sesleri
eliinde girdiimizi neden sonra fark
ettim. Biz doruca tezgahn arkasna
ilerlerken o gen adam raflar arasnda

dolamaya balad. Ben, kontes ile


b a b i I' d e lm. istanbul'da a k I 3
63
kitapnn neler konutuklarndan ziyade,
raflar dolaan mteriyle
ilgileniyordum. Tezgahn zerinden her
hareketini grebiliyordum. Edebiyat
kitaplarna baktn, iir kitaplarndan
ayakst baz baz blmler de
okuduunu izlemek heyecanm
arttrmt. Bir ara yelek cebinden
kard kstekli saatini grdmde
onun ancak bir istanbullu olabileceini
anladm. Tezgaha yaklap aksanl
Franszca'syla elindeki kitab satn
almak istediini sylediinde bundan
emin oldum. Kitap onun bir yabanc

olduunu anlaynca nereli olduunu ve


Paris'te neyle megul bulunduunu sordu.
Ad Namk Kemal idi ve Mustafa Fazl
Paa'nn himayesinde istanbul'dan
Paris'e gelmiti. Az sonra kalkacak tren
ile de Londra'ya gidecekti. Kontes
Laurent istanbul adn duyunca
heyecanlanm, bu gen ve yakkl
adamn konumas ona Halet Efendi'yi
hatrlatmt. Birka dakikalk sohbetten
sonra tam da benim istediim ey
gerekleti ve "Bu kitap nedir kuzum,
ltfen biliyorsanz bana syler
misiniz?!" deyivermiti.
Namk Kemal Bey'in elinde scak bir
istanbul akamnn hazzn duydum.
ykm henz on yanda iken okumutu

ve sayfalarm evirirken Efendim


Fuzul'den bahsetti. Sonra cildime bakp
hayret etti ve sayfa numaralarmn yanl
olduunu syledi. Leyl ile krlarda
bulutuumuz sahnenin minyatrlerini
gstererek ykmden birka beyit
okuyup tercme etti. Kontesin
gzlerinden yalar ite o anda akmaya
balad. Ben, kalbinin
dayanmayacandan korktum. nk bu
kadar yldr Halet Efendi'nin akna
sadk kalm ve pek ok evlilik
tekliflerini geri evirmiti. Namk
Kemal Bey hassas bir konu olduunu
kestirip benim satlk olup olmadm
sormaktan vazgeti. Biraz konumadan
sonra kontes ona Halet Efendi'den ve bu
kitab kendisine nasl artlarda

verdiinden sz etti. Sonra gen adama


dnp "Halet Bey'i tanr msnz?" diye
sormak istedi ama bundan gizli bir utan
duydu ve cesaret edemedi. Namk Kemal
de onun yllar nce istanbul'da idam
edildiini sylemeyi gereksiz buldu.
3 64
Hayatmn akn bir kez daha deitiren
cmleyi ite o anda syledi kontes ve:
"Bu kitab size armaan etmeme msade
ediniz gen adam!" deyiverdi. Belki
istanbul'a gtrlrse sevgilisinin
hatralarna ular ve ona Paris'te hl
kendisini seven bir kalbin bulunduunu
anmsatr, diye yapmt bunu ve sonra
da devam etmiti "stanbul'u hi

grmedim, ama oray grmekten baka


hibir eyi kuvvetle istemedim; artk
benim oray grmem hayal, belki bu
kitap grrse mutlu olurum." Kontesin
kalbinin arpndan, bana ne kadar
deer verdiini anladm. Ben onun iin
Halet Efendi idim, sevgili idim. Ve
imdi kendisini ait hissettii topraa
giderken beni de ait olduum topraa
kavuturmak istiyordu. "Sevgili
kontesim!" dedim iimden, "Beni yatak
odanda sakladn, BC'nin kt niyetli
yelerinden koruduun ve sevgili diye
her gece sevip okadn iin seni hi
unutmayacam. Belki de sen benim en
mstesna Leyl'm idin de ben bunu daha
nce anlayamadm."

Namk Kemal Bey'i Londra yolunda


tandm, ilgin bir kiilii vard, ilk
genliinde din bilimleri ile Arap ve
Iran edebiyatlarn okumu, yirmili
yalarn airler Dernei'nde Leskofal
Galip, Hersekli Arif Hikmet, Konieli
Kzm Paa gibi usta airler arasnda
gazeller ve mnacatlar okuyarak
geirmi, siyasi ilere bulatktan sonra
Yeni Osmanllar Cemiyeti adyla
kurulan gizli tekilatn yeralt
faaliyetlerinde bulunmu, devlet
tarafndan takibe uraynca da Msr
Prensi Mustafa Fazl Paa' nn ars
zerine Bosfor vapuruna binerek gizlice
Paris'e gelmiti. Bir Osmanl
hkmdarnn ilk defa at srtnda
olmadan Avrupa'ya gelii demek olan

Sultan Aziz'in Paris Sergi-si'ne eref


konuu olmas zerine Fransz hkmeti,
tatszlk kmasn diye kendisine bir yaz
gnderip geici bir sre snrlarn terk
etmesini istemiti. O Fransa'dan
Londra'ya gidecek trene binmek zere
buradayd ve ben de onunla birlikte yola
kmak zereydim.
babil'de lm istanbul'da a k I 3 6 5
Namk Kemal ile birlikte Gen
Osmanllar'n -ingiltere'de onlara Jn
Trkler deniyordu- dier yelerini ve
Ziya Paa'y Londra'da tandm,
ilerinde en atak olan bu ikisiydi ve her
konuda hem ok okuyor, hem ok
konuuyorlard. Osmanl aleyhdar ateli
yazlar yazyor, sonra da bunu matbaa

dedikleri bir makinada byk byk


ktlarda oaltp gizlice istanbul'a
gnde-riyorlard. Ben Parisli kontesin
evinde dnyaya kapal yaarken meer
her ey ne kadar kolaylamt! Eskiden
dizi dizi yazclarn gnlerce gz nuru
dkerek yazdklar ktlar imdi araf
araf bym ve bir makinada
yzlerce, hatta binlerce kopya halinde
oaltlarak gazete adyla insanlara
satlmaya balamt. Kendi kopyalarm
dndm. Yaklak 600 defa
kopyalandm varsayyordum, ilerde
ktphaneciler bunu daha iyi
bileceklerdir. ykm, en az 600 kiinin
kalem tutuunu biliyordu. Oysa imdi
kitaplar kopyalamak iin kaleme gerek
duyulmuyordu. stelik iir de eski

itibarn kaybetmi gibiydi. Nitekim ben,


Namk Kemal ile Ziya Paa'nn, iyi birer
air olmalarna ve iiri ok sevmelerine
ramen daha ok dzyaz ile
uramalann ve Hrriyet adn
verdikleri gazeteleri tomar tomar edip
ucuz paralar karlnda birtakm
insanlara satmalarn anlayamyor-dum.
iir varken insan neden dzyaz yazsnd
ki?!..
Fikirleri ve hayalleri ifade etmede iirin
neden dzyazya tahamml gsterdiini
Kemal Bey ile birlikte istanbul'a
dndmde anladm. Halet Efendi beni
Paris'te brakp dndkten sonra ok
eyler deimiti, istanbul'da benim
tandm hayat yaanmyordu artk.

ehir gibi airler ve insanlar da


bakalam, istanbul'un yz eski
dostlarna yabanclamt. Reit
Paa'nn Glhane meydannda okuduu
fermandan sonra devlet kurumlarnda da
farkl bir yap olumutu. Benim tanklk
ettiim yz yl akn srede tkr tkr
ileyen arklarn dilileri anm,
ypranm, bozulmu ve Bat dnyasnn
dev admlarla ilerleyen dnce ve
teknolojisi karsnda etkisiz kalmt.
Devlet iyiden iyiye g kaybedince
tarihinde ilk defa baka lkelerden bor
almaya bile balam,
!

il
366
I LsM
savalardan yenik kmaya ve toprak
kaybna neredeyse almt. Namk
Kemal'in de iinde byd a benim
airlerimi ve Efendim Fuzul'yi ok
seviyor, ama yolundan gitmiyordu artk.
Eski airlerin okuduu medreselerde
imdi baka dersler okutuluyor,
haberleri posta tatarlar yerine telgraf
diye bir makina getiriyordu.
Son zamanlarda, akamlan Kemal Bey'e
misafir gelip eski iirleri okuyarak mest
olan airler, Islahat Ferman adyla

yaplan bir dizi yeniliin gerek


hrriyetlere cevap vermediinden dem
vuruyor, Merutiyet'in mutlaka ilan
edilmesi gerektiinden sz ediyorlar.
Meer eski airlere kyasla bunlar ne
kadar ok ey biliyorlar ve ne ok
siyasetle urayorlarm!.. Merutiyet
dedikleri eyin ne olduunu tam
kestiremesem de bu ateli insanlarn iyi
eyler yapacaklarn dnyorum hep.
Kalbimin incindii tek nokta ise
tandm ve aramzda tuz ekmek hakk
bulunan baz eski airler hakknda kt
konumalar oluyor. Hemen hepsi Bak
Efendi'yi, At'yi Nef''yi, Nab ve
Nedim'i, zellikle de Glib Dede'yi ok
sevdiklerini ama yazdklarnn artk
jpe atlmas gerektiini sylyorlar,

bu da beni eski efendilerime kar


mahcup duruma dryordu.
imdi sk sk kendimle ekiip
duruyorum. imdiki airlere gre roman,
piyes, makale yazlmalym. Oysa
Kontes Lu-arent'in yannda iken Fransz
edebiyatnn pek ok romanlarn
dinledim; Moliere'in ve Shakespeare
nam ingiliz yazarnn piyeslerini tandm,
hepsi birer ifadan ibaret gibi gelmiti
bana ve ayplamtm onlar.
Kendilerine gre dkn konumda
zavall insanlarn yklerini acmasz
bir gevezelikle, hibir mahremiyet
duygusu gstermeden anlatyorlard.
Onlar burjuvaya tehir ile ne elde
ediyorlard bilmem?! Roman yahut piyes

denilen ey eer olaylar anlatmaksa ite


benim ykm... Yahut Hsrev ile
irin'in, Yusuf ile Zeliha'nn, Hsn ile
Ak'n, Gl ile Blbl'n, Mum ile
Pervane'nin, Vamk ile Azra'nn, Kerem
ile Asl'nn ve daha nicelerinin
ykleri... Eski airler
j
I
babil'de lm istanbul'da ak|367
romanlar ya mesneviler biiminde uzun
uzun, ya da bir roman konusunu bir tek
beyitte ksack ama derinlikli
anlatyorlard. Onlarn romanlar da
piyesleri de, ya bir cengaverin, bir

kahramann lmszln anlatmak, ya


da ibret alnacak bir ykleme iin var
idi; insanlarn atsn ap evlerinin
iine bakar gibi mzevirliklere tenezzl
etmezdi. Rahmani iken beerilii tercih
etmeyi aklm almyordu. Ruh iken kalp
olmay, mn iken maddeye kslp
kalmay, soyut var iken somutlamay
hazmedemiyordum ben. Btn somutlar
ancak soyut iin olmal, btn maddeler
mn uruna harcanmalyd bana gre.
Zaten Efendim Fuzul'nin de, eski
efendilerimin de yaptklar bundan
ibaretti. Onlar soyut konulan anlatr, ama
rneklerini somut olandan seerlerdi.
Bylece yaanlan hayat veya elle
tutulan dnya, hissedilen duygu ve
grnmeyen dnce iin bir ara

olurdu.
Geri ben bazen bu dndklerimin de
yanl olabileceini dnr, kendime
glerdim. imdi de yle yapmam
gerekiyor galiba. nk toplum
deimi, hayat deimi. nsanlar daha
da kalpsizlemi, duygularnn yerini
yava yava itahlar ve ehvetleri
alyor. Paris'te ve Londra'da kaldm
zamanlarda bunu daha iyi grebilmitim.
imdi istanbul insan da onlara
benzediklerine gre isteseler de,
istemeseler de bir dnm
geirecekler. Ancak bu dnm bir
teslimiyet deil bir rnek olmal deil
midir? Btn kurumlar ve kurumlarnn
yaps deien devletin elbette iiri de

deiecekti, bunu anlyordum ama eski


efendilerime, kendi ocuklar ve
torunlar tarafndan topyekun kfrler
edilmesini hazmedemiyorum. Namk
Kemal Bey sk sk "Avrupa, Dou'yu
tanmaz!" diyor. Bana gre asl
bizimkiler Avrupa'y tanmyor. nk
onlar redd-i miras etmek yerine evrime
inanyorlar.
Kemal Bey ve arkadalarnn,
manzumelerini divan adn verdikleri
defterlerde toplayan airleri ktler,
onlar aleyhinde yazlar, kitaplar
yazarken aslnda devlet gibi iirin de
son vasiyetini yazyorlard. Alt yz yl
mr srm bir adamn can
368

1 L&M
ekimesi de elbette elli yl srecekti ve
onlar elli yl boyunca hastaya bir tek ila
vermediler. Bu arada hl ona muhta
olduklarn da fark etmiyorlar, hl aruz
lsyle iirler yazmaktan
vazgeemiyorlard. Gazel gitmi, sone
gelmiti; ama gazellerle birlikte bir
medeniyet birikiminin de gitmekte
olduunun farkna varmadlar.
Diyr- kfr gezdim, beldeler kaneler
grdm Dolatm mlk-i slam' btn
viraneler grdm
diyen Ziya Paa gzn yummu
sylyordu bunu; nceki yksek

medeniyet birikimine srtn


dnveriyordu. nk ayn yllarda ben
Batl elilerin ve seyyahlarn istanbul'u
bir rya kent olarak tanmladklarn
biliyordum.
Efendim Fuzul torunlarnn kendisini
inkar ettiini bilseydi kemikleri szlard
phesiz. Glib Dede de Hsn Ak'
yalnzca yz yl okunsun diye yazmamt
elbette.
iirin formu deiebilir, yaps
bakalaabilirdi; kaside ve mesnevi ile
badamayan bir hayat hkm sryorsa
elbette kaside ve mesnevi bir keye
ekilmeliydiler; ama yeni iir formunda
onlarn ruhu devam edebilir, kltrel
devamllk korunur, yozlamadan

uzlalabilirdi. Ben, gazete ana


geldiimizde, romanlar ve piyesler
yazlmaya baladnda bu hlimle zaten
kendimi yalanm hissediyor,
lmmn yaknlatn dnyordum.
Mrekkebin hokka yerine entertip
haznesinden akmaya baladn
grdmde, eski yazclarla birlikte
yazdklarnn da deieceini
grebiliyordum veya bir keye
ekilmeye, ya da BC iin kendimi fedaya
hazrdm, ama tozlu raflarda
hapsedilmeye tahammlm olamazd.
sterdim ki benim de romanm yeniden
yazlsn, ykm piyeslere konu olsun,
gazete tefrikalarnda hikyelerim
okunsun, eskiden olduu gibi yediden
yetmie herkesle tanaym, herkesin

yreindeki akn tellerini titreteyim,


istiyordum ki yeniden retileyim, gen
airler ve yazarlar beni anlatarak yeni
kuaklar atalaryla bulutursunlar. Belki
de bu yzden, BC'nin bir gn btn
bunlar bana salayacan dnyor ve
o tatl zamanlar iin hayaller
kuruyordum.
babil'de lm istanbul'da ak1369
Namk Kemal Bey ve arkadalarnn
arasnda Batl edebiyat rneklerini
taklitten dolay iyiden iyiye dlanm,
yaralanm ve kendimi zor nefes alr
hissetmeye balamtm ki, bir gece
Mustafa Reit Paa'nn odasna urad
yolum. Namk Kemal Bey yamurlu bir
ubat akamnda beni setresinin i

cebine koymu, fayton ile uzunca bir


yolculuktan sonra, elindeki bastonla
yoklad gcrtl merdivenleri karak
Emirgan'daki kkn selamlk dairesine
varmt.
Reit Paa, robdambrn giymi,
byk kestane aalarnn dallan
arasndan Boaz' seyrediyordu, ieri
girdiimizde,
"Gel bakalm Kemal Bey!" dedi, "u
mangal biraz yaklatr bana doru,
havalar iyice soudu. Gel yle
yaknma otur. Uzun zamandr
gremedik, seni hayli zlemiim."
Namk Kemal Bey, onun kesik kesik
ksrne ve izgileri ruhundaki

aclar gsteren yzne baknca lmn


yzn grdn sanarak ne diyeceini
bilemedi:
"Efendim!" dedi "Emir buyur: duunuz
gibi size Fuzul'nin L&M kitabn
getirdim. Hasta iken okumak iin L&M'i
istediinize de ardm dorusu. Biz her
eyin yenisini isterken siz byle khne
bir hikyeyi neden istediniz ki?!"
"Otur Kemal Bey, otur!" dedi titrek bir
sesle ve birka kesik ksrkten sonra
devam
370
I L,M

etti "Derdim L&M'i yeniden okumak


deil. imdi sana syleyeceklerimi
tekrar et bakalm."
Kemal Bey aknln yenmeye
alrken tane tane tekrarlad: "Ak
bilen biri iin yedi gerek sr vardr. Bu
srra sahip olan dnyaya hakim olur."
Reit Paa iki saat kadar Namk Kemal
Bey'e BC hakknda bilgi verdi,
hedeflerinden, insanln valyesi
olmaktan, h-manizmadan, Keldani
bilgelerinin yaptklar uzay
aratrmalarndan, Ariya Akeldan'dan
ve galaksiler aras yolculuktan, yedi
yenin halen bulunduklar yerler ile
kimliklerinden, bir sonraki toplantnn ne
zaman olacandan ve bu toplantya

getirilecek ifre beyitlerin nasl


birletirileceinden, dnyann yeni
yaplanmasndan, sanayi ann
ynlendirilmesinden, yaklaan
zamanlarda baz devletlerin corafyadan
silinip yerine yenilerinin
kurulacandan, bunlar iin yetkilerin
nasl kullanlacandan vs. uzun uzun
bahsetti. Sonra da "Bugn Sultan
Abdlha-mit ile senin geleceini
konutum, ura-y devlet (Dantay)
yeliine atandrlman iin fezleke
hazrlanmasn saladm. Ben bu
dnyadaki yolculuumu tamamladm ve
BC adma grevimi en iyi ekilde yaptm.
Bundan byle siru balkl bu kutsal
haner sende duracak. Unutma, BC
yelerinin her birindeki ifreler ancak

bu haner zerinde dorulanabilir. Onun


iin bu haneri canndan aziz bil ve
koru. lmn hissettiin veya byle bir
tehlikeyle karlatnda bugn hatrla
ve emaneti en gvendiin kiiye ver.
Tabii srrmzla birlikte."
Namk Kemal aknlkla neredeyse beni
elinden drmek zereyken Reit Paa
uzanp "Eveeet! Ver bakalm Kontes Laurent'in emanetini!" deyiverdi. Namk
Kemal'in aknl bir kat daha
bymt. "Kontes Laurent'i siz
nereden biliyorsunuz?" diyebildi ksk
bir sesle. "Bilmez miyim Kemal Bey, bu
kitap onda kald mddete kendisini
hep koruyup kolladm. Daha dorusu ben
L&M'i koruyup kollamakla ykml

hissettim kendimi. Fransa'ya neden


gittim ve orada yllarca neden kaldm
sanyorsun? te bu kitap yznden."
babil'de lm istanbul'da ak]371
"Peki efendim bende olduunu nasl
biliyordunuz?"
"ilahi Kemal Bey, saf olmaynz. Siz
Paris'ten ayrlrken Lyon garnda
tesadfen mi bu kitab bulduunuzu
sanyordunuz?" O gn kitapnn
vitrininden kitap alan yalnz siz
deildiniz. Bana neden Byk Reit
Paa dediklerini sanyorsunuz Kemal
Bey?!.. Bu gc bize veren ite bu
kitabn iindeki srdr; bundan sonra da
sana ayn gc verecek. Yalnz dikkat et,

baz sefil hazine avclar Babil


ilahlarnn altn heykellerine
ulaabilmek iin peine decekler, sen
ne yaplmas gerektiini elbette bilirsin."
Namk Kemal Bey kadar ben de
armtm duyduklarma. Demek onca
yl kontesin odasnda BC adna
beklemitim. Namk Kemal Bey de Jn
Trkler adma BC iin Paris yolculuu
yapmt.
"Hep uzaktan takip ettiim u kitab bir
greyim artk!" diyerek sayfalarm
evirmeye balad Reit Paa. "Yazs
da ne ho bir ta'lik imi!" diye ekledi
sonra. Sayfalarm arasnda dolarken
yer yer beyitlerimi okudu,
minyatrlerimi hayranlkla seyretti ve

ivi yazs rakamlarm inceledi. "Ka


BC stadnn parmak izi ve emei var bu
sayfalarda bilir misiniz Kemal Bey; ka
yzyllar insanln geleceini tad bu
kitap!" ite senin sahip olduun hazine:
Ben ak gzergehinde hkem El cmle
bilir dernu pkem
2723. beyit. Toplam 14 ediyor. Yediye
iki defa blnd iin artk hanesi sfr,
ite bu sfr, sana verdiim hanerin kabzasndaki son ifre. Babil tapnann
kapsn aacak ifrelerin yedincisi.
Dierleri BC'nin teki yelerinde. Yedi
kii bir araya gelince alabilecek bir
kap. Bu kap aslnda uzaya alan kap.
Dnebiliyor musun Kemal Bey, uzay

gemilerinin yapacaklar yolculuklar


dnebiliyor musun? Dorusu ok
heyecan verici! O gnleri yaamak
isteyerek gzlerini yuman yzlerce stad
372 hm
geldi geti gkkubbenin altnda. Ama bu
khne dnya o kadar yava dnyor ve
bilim adamlar o kadar tembel ki, o
gnleri ben de, belki sen de
gremeyeceiz. Yalnz dnyann sonu
geldiinde uzaydaki bir baka gezegene
gidebilmek iin elbette uzayn kaplarn
aacak bir bilim adam bulunacaktr.
Belki de dnya insanoluna yetmez
olunca uzaya giderek kendimize yer
arayacaz. Tabii uzayllar bizden evvel
gelip dnyamz istila etmezlerse."

Reit Paa hep anlatyordu...


Ve sevgili Leyl'm! Nerelerde, kimlerle
birlikte olduunu bilmediim u anda...
vzeyi bu leme Dvd gibi sal
Bak kalan bu kubbede bir ho sad imi
Bak
Sesini bu leme Davut gibi sal. nk
bu kubbede bak kalan ancak bir gzel
hatra imi.
XXIX
Bu, Srlarmn Ortala Sald ve

Babil'de tar Kapsnn Alddr


Blankenburglu Robert Koldewey, Berlin
Kraliyet Mzesi yetkililerine gnderdii
1 Nisan 1896 tarihli raporunda "Burada
bulacaklarmn ou Nabukadnazar'n
eserleri olacaktr, iki haftadan beri
kazyorum; her ey yolunda gitti ve yedi
metre uzunluunda kerpiten bir suru
ortaya kardm." diyordu. Koldewey'in
grnrde arad Asurbanipal kitapl
idi, ama bulmay umduu ey, u pimi
amurdan rl, 360 kuleli, drder at
koulmu iki arabann yarabilecekleri
genilikteki surun i duvarlarnn
altndaki yedi tablet ile Babil
tanrlarnn altn heykelleriydi.
Tabletleri BC adna, altnlar da kendi

hesabna istiyordu. Bir gezgin klnda


Almanya'dan yola kp iki-yz bedevi
iiyle kazmaya balad dan yerini
tarihi Here-dot ile hekim Ktesias'n
kitaplarndan okuduunu syleyip
duruyor. Ama gerekte antasnda ben
olmasaydm ve Efendim
3 74 um
Fuzul'nin beyitlerini grmemi olsayd,
bilge Akeldan'n eski lkesine hi yolu
dmeyecek, bu durumda Frat'n sar
sularnn yalayp getii bu duvarlarn
arkasnda ne olduunu kimsecikler
bilmeyecekti.
Koldewey, Magosa'da Namk Kemal'in
kitaplar arasndan alnmam salayp

kendi kitaplar arasna katt gnden


beri beni ok iyi saklyor ve ok sabrl
hareket ediyordu. Haneri Paris'te bulup
gnlerce zerinde altktan sonra
yelerin ellerindeki ifreleri hep ayr bir
zamanda ve daima gzleri bal olarak
denemi ve Akeldan'n klesi tarafndan
Itar tapnann giriine yerletirilen
kartuun ifrelerini aa yukar
zmt. Kimseyi phelendirmeyecek
kadar sakin davranmay biliyor, BC'nin
dnyann deiik lkelerindeki
yelerinin sktrmalarna aldrmadan
iine devam ediyordu. Kazlara
baladnn yedinci ylnda artk Arap,
Keldani, Smer ve Kopt dillerini
biliyordu ve Badat'ta, BC yelerine
kent duvarnda bulduu bir kitabede

yazl olanlar Keldani dilinden Almanca'ya ve ngilizce'ye evirerek


okudu: "Ben krallar kral, altn bal
Nabukadnazar; Babil'i doudan dev bir
surla evreledim. Hendeini kazdm ve
evlerini yer katran ve tulalarla
yaptm. Kysnda da gibi yksek byk
bir duvar yaptm. Buna geni kaplar
atm ve bunlara seM aacndan st
bakr kapl kanatlar taktm. Kt niyetli
dmanlarn yanlardan Babil'i
sktrmamalar iin, deniz nasl
karalar dalgalaryla sararsa, ylece dev
surlarla evreledim. Bunlardan gei,
tpk denizin, tuzlu suyun geildii
gibiydi. Duvarlar delemesinler diye
nlerine toprak ydrdm ve tuladan
rhtm duvarlary-la evirttim. D kaleyi

sanatla salamlatrdm ve Babil kentini


kale haline getirdim."
O gn grdm BC yelerinin
Yahudi, drd de Hristiyan idi.
Osmanl devletinin iyiden iyiye
zayflayan gcnden yararlanmak ve en
azndan tabletleri bu snrlarn dna
tamak iin kararlydlar. Bu bana ac
vermiti. Kendime ve eski efendilerime
ihanet ediyormuum gibi hissettim.
b a b i I ' d e lm istanbul'da a k I
375
"Evrenin valyeleri, deerli stadlar!"
demiti sonra Mar-duk Koldewey,
"nsan elinden km kentlerin en
by ile kar karyayz. Ariya

Akeldan'n kemikleriyle birlikte


bulacamz Babil Kulesi'nin kalntlar
iin daha yedi sene kazmam gerekecek.
Bunun iin Hille kentinden gelen
iilerimin gndelikleri dahil her yl
ellibin Osmanl altnna ihtiyacm var.
Ve tabii bedevilerin dikkatlerini baka
yere ekecek birtakm karklklara da.
Yedi yl sonra yeniden toplandmzda
umarm size tar tapmann kap
rleveleriyle birlikte geleceim ve her
birinizin sahip olduu ifreleri zerine
yerletirerek dnyamzn uzaya alan
kapsn birlikte aacaz.
Koldewey sekiz katr, drt at ve alt
muhafz ile birlikte gnahkr kent
Babil'e dndnde, heybelerinde

Strabo ile Di-odor'un gezi kitaplar,


ellibin altn, Tevrat ve ben vardk. Frat
kprsnn kalntlarndan antik kentin
d surlarna ulatmzda kendimi
daima buraya ait gibi hissettim ve
gurbetten yurduma dnmm gibi
sevin duydum. Hayr bu, Efendim
Fuzul'nin hemen urackta, ku ucumu on
dakikalk yerde yaam olmasndan ve
her gn tapna kazmaya gelenler
arasnda belki de torunlarndan
birinin bulunmasndan
kaynaklanmyordu; bilakis burada
Tufan'a uzanan bir tarihin zengin
hatralarn hissetmi olmamdan
yansyordu, istenirse u duvarn zerinde
Nuh'un olu am' aran efkatli sesi
yahut Glgam'n haykr duyulabilir,

devasa stunlarn sraland u caddede


Dan-yal peygamberin ayak izleri
3 76 l-m
yahut Hammurabi'nin yasalar
grlebilir, biraz tede ibrahim
peygamberin krd putlarn
paracklarna yahut gizemli melike
Semiramis'in asma bahelerinde dolaan
kelebeklere rastlanabilir, Yunus
peygamberin sabrla imtihanna yahut
Asurba-nipal'n aslanlar terbiye ediine
ahit olunabilirdi. Binlerce ve binlerce
yl... nsanlar ve insanlar... Tapnaklar,
kurbanlar, lenler, zaferler...
Koldewey'in ortaya kard bu kerpi
ve pimi tula kompleksi arasnda
insanlk tarihi elenip durmada. Kim bilir

ka milyon esirin aln terinin damlad


u duvarlar dile gelse, acaba insanlara
neler anlatr?!.. BabilL insanln
bakaldrs. Kutsal kitap anlatyor: "Ve
birbirine, geliniz kerpi keselim ve
onlar atete piirdim, dediler. Ve kerpi
onlara ta yerine ve ta katran dahi
kire yerine oldu ve sonra geliniz, btn
yeryzne dalmamak iin kendimize
bir ehir ile tepesi semaya kadar bir kule
bina edip kendimize nam kazanalm,
dediler."
BC Koldewey'in iini kolaylatrmak
iin Osmanl'nn Me-zopotamya'daki
etkinliini azaltmay istiyordu. Bunun
iin Arap yarmadas bata olmak zere
bjn gney eyaletlerinde etnik

ayrmcl kkrtmay amalarna uygun


buldular. Babil surlar arasnda geen
yllar boyunca duyduum silah sesleri
bunun iindi. Ve iki isimdi sk sk
duyduum: Arabistanl Law-rens ve
Vahhabilik.
Nabukadnazar'n tanr Marduk'a adanan
kurbanlarn kesilmesi iin yaptrd
geni tren caddesini bulduunda,
Kolde-wey, iilerine bir hafta tatil ve
ift yevmiye de ikramiye vermiti.
Buray yalnz bana incelemek
istiyordu. Yal dizlerinin arlarna
aldrmadan gnde bazen yirmi saat
alyor ve gizemler arasnda kendi
mutlu hayatn yayordu. Aradan geen
yaklak on yl boyunca buralara o kadar

almt ki, aslnda tabletlerin yahut


altnlarn bulunmas o kadar da
umurunda deildi. O tarihin kucanda
eski insanlarla dost olarak yayor,
bazen onlarla konuuyor, dostluklar ve
kinler gdyor, seviniyor, zlyordu.
Yeni bulduu cadde sz gelimi... Ka
bin yl
b ab i I ' d e ln
tanbui'da a k I 3 7 7
nce, ka bin insann ayn anda fener
alaylar ve sevin gsterileriyle
nlamt kim bilir?!. Bunu yzyllar
sonra yeniden yaayan bir insan olmann
hazzn BUAM'n bilimsel gerekleri de,
altn ilah heykellerinin lts da

yanstamazd yreine. Neredeyse Bilge


Akeldan'n da ayak izlerini bile
kefedecek durumdayd artk ve eski
kltrlerin srlarna ulamak kadar
heyecan verici baka bir ey
dnemiyordu. Nitekim "Bu caddeyi
bulduuma gre..." diyordu, "Her yl
bahar banda Zagmut (yeniden dou,
nevruz) bayramnda en grkemli
gnlerini yaayan Babil tapna ok
uzaklarda olamaz."
Koldewey, caddede yer alan tula
damgalarndaki yazlar zebilmek iin
gndzler yetmeyince eline mealeler
alp geceleri de okumaya devam etti.
Onu izlerken, "Bu adam kadar azimli
baka bir insan tanmadm." diye

dndm hatrlyorum. Nihayet


iilere verilen tatilin altnc gnnde
okumalarn u cmleyle srdrd:
"Babil'in caddesi Aibur-abu'yu byk
efendimiz Marduk'un alaylar iin
toprakla doldurtarak ykselttim ve Ulu
kapsndan ta Itar-sakipat'a dek
Turmina-banda talar ve Saba talaryla
deterek tanrnn alaylarna yarar
biime getirdim. Ben, E-sagile ve
Ediga'nn bakmcs Nabupolassar'n
olu Nabukadnazar, Babil kral." Aynen
byle yazyordu, emin olmak iin iki
kez, kez okudu. Sonra "Evet!" dedi
yzlerce kez "Evet!.. Evet!..." i iine
smyordu. Onbin-lerce yllk talardan,
duvarlardan, abidelerden sahraya
yaylan ilk ses Koldewey'in bu haykr

oldu ve azna ellerini iki yandan


perdeleyerek yapt bunu: "Eveeett!
Eveeeett! Eveeeeeet!"... Tarih onun
sesini, Frat'n sularnda Byk
iskender'in ordularnn nal seslerinden
bu yana kim bilir ka bininci zafer
l olarak kaydetti bilinmez. Bu
"EveetL" iinde byk bir zafer gizliydi.
nk ttar demek, Akeldan'n gizemli
mabedi demekti. Itar'n kaps da
Efendim Fuzul'nin sayfalarma
serpitirdii ifrelerin bulunduu kap.
Koldewey, o gece hi uyumad ve
caddenin btn tulalarn tek tek
inceledi. Turminabanda ve aba'dan
getirilen talar hl
378 um

yakut krmzlnda idiler ve caddenin


gney ynne doru iki izgi halinde ta
iilerin kazma ve kreklerinin olduu
yere kadar uzanyorlard. Saba talarnn
zerinde frtna tanrsnn kutsal
aslannn, Turminabanda talar zerinde
de bereket tanrsnn memelerinin, onun
zerinde de pul pul ilenmi uzun boynu
ve ifte dili ile bir ylan rlyefi yer
alyor ve gitgide bu iki figr
birbirlerinden motifler alarak
birleiyorlard. Cadde boyunca her on
metrede bir, bu iki figrn sslemeleri
birbirine geiyor ve gerek aslan, gerekse
ylan dnm geiriyorlard. Gnein
ilk klar Frat'n sularnda yangnlar
karrken Kolde-wey, "Bir motif sonra

aslan ile ylan Babil ejderi Siru olacak


ve on metre sonra tar tapnann
kapsna elimi dokundurabile-ceim."
dedi. Bu sevin ile hi olmazsa yarm
saatliine uykuya dalmadan nce
avucundan iki gvercin havaland. Her
ikisinin de ayaklarnda "Ak gecesi iin
gelinimiz damad bekliyor!" yazl birer
kt paras vard.
Hilleli iilerin tekrar iba
yapmalarndan sonra benim de sabrm
tkenmi gibiydi. yzelli yldr
sakladm srlarn onbinlerce yllk
hazinesini grmeyUok istiyordum.
Kolde-wey'in izinli gnderdii
iilerden bazlarnn deitiini ve iri
yapl adamlar yerine clz birka kiinin

geldiini ben fark ettiim halde o hi


fark etmedi. Sanrm bunlar be
kiiydiler ve alyormu gibi davranp
molalarda veya Koldewey'in yemek ve
dier ihtiyalar iin uzaklat
zamanlarda ikisi bir araya gelerek
fsldap ka gz iaretiyle mabedin
deiik blgelerini gsteriyorlar, sonra
da gya almaya devam ediyorlard.
Bunlar o civarda yaayan bedevilere pek
benzemiyorlar-d. Belki de Hille'nin
Efendim Fuzul zamanndaki Trkmen
ahalisinden idiler. nk ben bu
kasabada doup, byyp sonra
yolculuklarma baladmda buralar
daha bayndr, ahalisi daha bilgili idiler.
Benim kadar Koldewey de bu adamlarn
kalpszlklarn fark etmi olmalyd ki

onlarn ii savsakladklar zamanlarda


"Tanrm!" diyordu, "Acaba bu adamlar
u gzmn nndeki tapnaklar yapan
yksek medeniyetin
babil'de lm istanbul'd
a aSk|
379
torunlar m?" Adam haklyd, Efendim
Fuzul'den bu yana imdiki torunlar
arasnda kalite ve bilgelik ruhunun nasl
tketilmi olduuna ben ahit idim.
Koldewey, btn iilerini bir araya
toplam, nl Babil Kulesi'ni ortaya
karmak zere Itar'dan hemen elli

metre uzaktaki yma tepeyi


kazdryordu. Soranlara, Babil
Kulesi'nin eski bir gzlemevi oluunu,
gezegenler kozmografyas ile yldzlarn
hareketlerini, Tevrat'ta ve tarih
kitaplarnda geen zig-gurat efsanelerini
anlatarak oyalyor, buray ortaya
karmann hem peygamberler tarihi,
hem de bilim tarihi asndan ok nemli
olduunu, tam bu blge stnden geen
meridyenin karalar ve denizleri eit iki
paraya bldn, bu mabedin taban
evresini yksekliinin iki katna
blnce "pi says" diye bir saynn
bulunabileceini, tapnan iinde bir
yerde dnyann toplam arlnn yazl
olduunu, toplam ikibuuk milyon tan
st ste konarak yapldn ve onbin

iinin her gn olaanst bir abayla


onar ta st ste koymu olmalar
halinde ikiyz ellibin gnde, yani 664
ylda tamamlanabileceini, oysa kulenin
yalnzca yirmi ylda tamamlandn
sylyordu. Bunca bilgi ile iilerin
azck akllarn hayrete drp onlarn
gznde kendisini bir bilge kral
konumuna ykselten Koldewey, nihayet
herkesin ilgisini bu yeni tepecie
evirmi olmann huzuruyla ii
yavalatm, gnde iki vakit ubuunu
tttryor, alan iilerini
seyrediyordu, iinden de yce stadlarn gecikmeden gelmeleri iin
dualar okuyordu. Sonraki gnlerde tar
kapsyla hayat arasnda kalan metre
kalnlndaki toprak tabakas nnde

hibir ii grmedim.
iiler kazdka Babil Kulesi'nin yedi
kat teras andran grkeminden geriye
kalan parlak tulalar, atlam
duvarlar, hayvan ve insan kabartmal
kaplar ve Semiramis'in kemerlerle
bititirilmi asma baheleri yava yava
ortaya kyordu. Ziggurat ve kemerleri
grdke onlarn Babil devleti
zamanndaki ihtiamn hayal
edebiliyordum. Efendim Fuzul burada
yaasa bu kemerler ve kule iin de
iirler yazard phesiz diye dndm
bir an.
3801 l
babil'de lm istanbul'da ask]38l

Gne, belki bazlar Efendim Fuzul'nin


torunlarndan olan Hilleli iilerin
terlemi plak omuzlarnda ve
gslerinde klarn krarken
Koldewey kazmalarn darbeleriyle
krlan silindir biimindeki mhrleri
birletirmeye, sikke olarak kullanlan
pimi amurlarn damgalarn
incelemeye, anak mlek
paralarndaki naklardan Babil'i
anlamaya alyor, bir yandan salam
arkeolojik eserleri ayrmak, dier
yandan bunlar depolad odann
muhafzlarn her gn birka kez kontrol
etmekle gnlerini geiriyor, bazen
muhafzlar deitiriyor yahut saylarn
arttryor, kendisini ziyarete gelen
evredeki bedevi reislerine bulduu

eserleri gstererek vnyor, onlarn


hayretlerini kabartmaktan, ortaya
kard kentin sokaklarnda
dolatrmaktan zevk alyordu. En ok da
Tanr'nn Babil Kulesi'nin yapm
srasnda burada alanlarn dillerini
nasl ayrdnn ve insanlarn yeryzne
dalmamak iin kendilerine bir ehir ile
tepesi semaya kadar uzanan bir kule
yaparak nasl nam kazanmak
istediklerinin yklerini anlatarak kk
dillerini yutacak raddelere getiriyor,
sonra da burada yaayan l hayvanlar,
yaban kpekleri ve devekuu
yavrularnn bu kentte Babilli
sihirbazlardan, uzay bilginlerinden,
takvim yapp zaman len rahiplerden
daha uzun saltanat srdklerini

syleyerek hayatn geiciliinden


bahsediyor, gndelik ilerden konuarak
onlarla dostluklar kuruyor, zaman zaman
Osmanl devleti hakkndaki grlerini
alyor, Lawrens'in haberlerini takip
ediyor ve arada srada da reislerine altn
dolu keseler sunuyordu.
Koldewey'in seyyah Strabo ve
Diodor'un kitaplarn tekrar tekrar
okuyup Babil hakknda yeni yeni bilgiler
arad yahut bulduu eyalar ve
duvarlar ile bu bilgileri rttrd
gecelerden birinde adrna alt konuk
birden geldi. Bunlar iki yl evvel
Badat'ta tandm BC yeleriydi.
Hepsini kendim kadar sabrsz ve
heyecanl grdm. Paris'te, Londra'da,

Roma'da niversite adlar sylyorlar,


tabletleri oradan gelecek yedi ayr bilim
adamna ve arkeologa inceletmekten,
zerindeki izimleri
?
ayr ayr zdrdkten sonra Brksel
veya Cenevre'de kurulacak BUAM'da
almalara balayacaklarndan
bahsediyorlard. Ama bir problem vard;
iilere sezdirmeden tabletleri nasl
karacak ve nasl snr dna
gtreceklerdi?
"Tabletler iin bunu dert edinmeyiniz
sayg deer valyeler!" dedi
Koldewey, "Bu adamlarn altndan
baka dndkleri yahut tamah ettikleri

hibir ey yok. Hele tabletler onlarn


umurunda deil!" "O halde altn
heykelleri nasl gtreceiz?" sorusunu
da "Altnlardan hi haberleri olmayacak
ki sayg deer stad! gn sonra
Mslmanlarn kutsal kurbanlar
kesecekleri bayramlar gelecek. O
zaman btn iileri Hille'ye
gndereceiz. Onlar Fuzul'nin
Muhammed peygambere ithaf ettii
iirlerini okurken, biz de onun L&M'ini
okuyor, hazineleri okutuyor olacaz."
diye yantlad. adrn ortasna koyduu
eski bir Babil sunann zerine,
tulumlara bastrlm peynirlerden,
pastrmalardan, hurma ve yer
fstklarndan avu avu koyarken de
"Yeter ki siz, gn sonra kazma ve

krekleri kuvvetle sallamaya hazrlkl


olun!" diye devam etti glmseyerek.
adrn kapsnda bekleyen hizmetkrna
da souun diye sabahtan Frat'n
sularnda bitmi palmiye kkleri arasna
koy-durttuu arap testisini getirmesini
syledi.
O gece nce Babil tanrlarna kurban
sunan bilge rahipler gibi dinsel bir ayin
yaptlar, ardndan da sefil ayyalar gibi
iip szdlar.
evre kylerin camilerinden kurban
bayram iin okunan salalar ve temcitler
uzaktan uzaa duyulurken BC yeleri de
evrede kimse olmadndan emin, tar
tapmann kapsna ulamak zere
kazmalarn vurmaya baladlar, iki gn

boyunca lirik mavallar ile kazma sesleri


birbirine elik etti. Ben hep
yanlarndaydm ve daldklar iten
balarn kaldrp u surlarn dendanlan
arasndan kendilerini gzetleyen be
kiiyi fark etmelerini istiyordum.
Nihayet nc gn Itar'n dama
382 I um
talarm andran sslemeli kaps
meydana kt. stteki mermer kemerde
tpk Efendim Fuzul'nin Badat ilimler
Akademisi ktphanesini yneten m
Sryani'den alp medresedeki dut
aacnn altna gmd hanerin
balndaki Siru kabartmas yer
alyordu. Kazma ve krekleri brakp

sprgeler, bez paralar, demir keskiler


ve metal ubuklarla kapy tamamen
temizlediler. Kapnn zerine kare
biiminde bir ebeke ilenmiti.
ebekenin iinde avu ayas lsnde
birbirinden ayrlm 7x7 kartu
bulunuyordu ve ilk satrdan itibaren
"Akeldan: - ltar ve - Marduk'a inanm - efendim. - Si-ru'un - akyla"
diye yazlyd.
AKELDAN
1 T AR VE
MAR DUKA
1NANMI

EFENDM
S IR U UN
A KIYLA
Akeldan'in lrken srrn emanet ettii
klesi tarafndan mabedin kapsna
kazldn anladm bu yazlarn,
sayfalarm arasna deiik zamanlarda
ve farkl mrekkeplerle yazlan
rakamlarn ve harflerin benzerleri
olduklarn grdmde artk yolun
sonuna gelindiinden iyice emin olarak
"Sevgili Leyl!" dedim iimden,
"Yalnzca senin aknla yaayacam
yeni bir hayat balayacak az sonra! A
kucan bana ve derin bir barbarlk
iine gmlmekte olan dnyada beni

teselli et!"
Koldewey, drdnc gnn sabahnda
BC yelerinden sahip olduklar ifreleri
istedi ve her birinden ald ktlar
kap giriindeki sunak tann zerine
sra ile koydu. Bunlar, Efendim
Fuzul'nin sayfalarm arasna
serpitirdii ak ve gizlilik zerine
yazlm beyitlerin sra numaralarn
gsteren ivi yazs rakamlardan yedi ve
katlar karlarak elde edilmi yeni
babil'de lm istanbul'da a k 1 3 8
3
rakamlard. Koldewey onlar birer birer
okuyup rakamlarn yeniden hesaplarken
ben Leyl'mn akn yeniden bir kere

daha yaamaya balayacam umuduyla


bahtiyar idim. Hatta eski gnler
gzlerimin nnde canlanmaya
balamt bile. Okuldaki gnlerimiz,
akmzn ortaya k ve annesinin
Leyl'y azarlamas, ak ile llere
dmem ve aklm yitirmem, babam ile
Kabe'ye gidiimiz, evremde
ceylanlarn, aslanlarn toplanmas ve
insanlardan uzak hayatmz, Leyl'nn
beni sahralarda ziyarete gelii,
annesinden vasiyetini renmem ve
mezarna kapanp alaym, hepsi daha
dn gibi taptaze hatralar idi. Koldewey
sunak ta zerinde sayfalarm
evirirken birden kendimi
Nabukadnazar'n Marduk'a kurban sunma
ayinlerinden birinde grverdim.

Kays'n ka bin gbek nceki bir atas


gibi hissettim kendimi ve Babil Ziggurat
gzmn nnde btn hametiyle
kendini sergileyiverdi. rlplak
binlerce insan meydan ve zigguratn
teraslarn doldurmu ellerini gkyzne
doru aarak lklar atyorlard.
Yedinci terasta Nabu-kadnazar,
mcevherlerle donatlm bir kartal
balyla grndnde, sevin
lklarndan duvarlar yklacak
zannettim. Yannda yedi bilge rahip
vard ve hemen sa yannda Ari-ya
Akeldan' grdm. Bana lmsyordu
ve btn mrlerini adayarak rettikleri
bilgilerin ka bin yl sonra yeniden
dnyay kuatmasn seyretmek zere
toplanm gibiydiler. Birden o yedi bilge

rahibi yanmda hissettim. Ne Koldewey


ne de teki BC yeleri vard artk. imdi
ltar tapnann kapsnda srma nakl
cbbeleri, deerli talar hakkedilmi
kee balklar ile birbirlerini
selamlayan yedi bilge rahip duruyordu
ve sanki aradan hi zaman akmam, dn
gece kapattklar kapy yeniden amak
zere sabah olup toplanm gibiydiler.
Kapnn zerine uzanan elin Koldewey'e
ait olduunu dnmek bile istemedim;
sanki kapnn dama ebekelerine
benzeyen, el ayas geniliindeki tular
zerine Akeldan bizzat kendisi
parman bastryor ve bunu ezbere
bildii bir i gibi yaparak kendisini bize
gstermek istiyordu. Dokunulan her tu
birka saniye

3 84
iinde biraz ieriye giriyor ve
kap eiine bir avu ince kum akmaya
balyordu. Akeldan'n parmaklar,
kartutaki rakamlar ve harflere, tpk
Siru balkl hanerin kabzasna
Efendim Fuzul'nin matara kayn sarar
gibi sra ile dokunuyordu. Harflerin
olduu kartulara dokunulduka srasyla
yedi notann tnlar kaplyordu lo
koridorlar. BC yelerenin ifre
sistemindeki kriptoyu zm
olduklarn ve Koldewey'in onlar doru
tu-ladn o yedi notann srasyla
duyulmasndan anladm. Akeldan'n ayn
zamanda bir mzisyen olduunu hi umut
etmezdim ve ad sonradan konulsa bile

notalarn o zamanlarda bilindiini de


dnemezdim. Koldewey, AKELDAN
adn yatay tularken, Efendim Fuzul'nin
beyitlerime yerletirdii rakamlar
adedince de dikey tulara basyordu.
Bylece oniki kartuu (Efendim Fuzul
iki rakam sfrla ifrelemiti)
tuladmda btn BC yelerini rperten
bir arganon sesine, ortal toza dumana
boan bir grlt kart ve ka bin
yllk mermer kap byk bir grlt ile
aralanverdi. BC yelerinin heyecandan
dilleri tutulmu gibiydi. Kolay deildi,
onbinlerce yllk bir dnyann kapsyd
aralanan. ,
Kapnn grltl sesinden surlarn
zerinde bekleyen be kiinin de

heyecanlandklarn hissettim.
Koldewey, merakla birbirlerine bakan
arkadalarna, "Dn gecesi!" diye
sevincini gsterdi ve tozlarn
dalmasn beklemeye baladlar. u
dnyada byle bir heyecan ka fani
yaamtr acaba diye dndm nce ve
"Hibir srpriz, binlerce yln gizemine
alan bu mermer kap kadar heyecan
verici olamaz!" diye geirdim iimden.
Tarihin btn hasarn zmseyen
kapnn bir insan geebilecek kadar
aralanmas iin yedi kiinin tam saat
uramas gerekti. Binlerce yln gizemi
kadar yknt ve harabeleri de olacakt
elbette, ierisi karanlkt ve souktu.
Beraberlerinde getirdikleri mealeleri

yakp da korkak admlarla narteksi


getiklerinde geni bir hol ve bu hole
alan yedi kap grdler. Buras Itar
tapnann ayin salonu idi ve kaplar da
srasyla yedi
bab'de lm istanbul'da a k I 3 8 5
rahibin odalarna almaktayd. Yazk ki
kaplardan hibirisi yerinden
oynamyordu. Ellerindeki kazma
kreklerle kaplar amann mmkn
olmadna inandklarnda gece iyiden
iyiye ilerlemi, hepsi yorgunluktan yere
ylmak zereydiler. Zamanlarnn
azaldn, ertesi gn Hilleli iilerin
bayram bitirip almaya geleceklerini
dndke dinlenmeye vakitlerinin
olmadn anlyorlar, telalan bir kat

daha artyordu. Arkeolog olan


Koldewey idi ve herkes onun bir zm
getirmesini bekliyor. Gecenin ilerleyen
saatlerinde mealelerine ya ve katran
ilave edip yeniden almaya baladlar.
Bu sefer kaplarn zerinde herhangi bir
iaret olup olmadn aramaya, boluk
olup olmadn ekilerle vurarak
anlamaya altlar. Sevinleri gittike
moral bozucu bir sinir harbine
dnmt. Hepsi burnundan
solumaktaydlar. Artk birbirlerine kar
ses tonlarn da ykseltmeye
balamlard ki ekilerden birinin
darbesi nc kapnn zerindeki
svay dkt. Ortaya kan bolukta bir
yuva vard. Siru balkl hanerin
girebilecei bir yatak idi bu. Ellerindeki

bezlerle yata temizleyip haneri


haznesine koyduklarnda kap
kendiliinden alverdi.
BC yeleri yzyllarca suren
almalarnn, alar boyu elden ele
devredilen mistik malzemenin ve
zihinden zihine aktarlan ideallerin
meyvelerini devirmek zere olduklarn
dnp nce tanrya krettiler.
Bilimin ve dnyann geleceini bu
kapnn arkasndaki tabletler
ekillendirecekti. Ve acaba nceki BC
yelerinden tevatr yoluyla rendikleri
bu tabletler neye benziyorlard;
arlklar, hacimleri, biimleri nasld?
"Yce stad! Gelinimizin yz grml
erefi sizin olmal, buyurunuz!" diye yol

gsterdi Koldewey. Eline mealeyi alan


bu Yahudi, sinirlerine hakim olmaya
alan yedi kii arasndaki en az
konuup en ok dnen adamd. Cin
gibi biri olduu gzlerinden belliydi.
Kaps alan Ariya Akeldan'n
odasnda her ey yerli yerinde
duruyordu. Yzyllar bu tapna nce
ykm, sonra zerini
386
I L*M
babil'de lm istanbul'da a k I 3 8
7
tabaka tabaka toprakla rtm ama iini

hi deitirmemiti. Ayin srasnda


kulland balk ve cbbe, beline
kuand srma znnar, duvarlarda
ejder, aslan, kartal, karaku ve kanatl
bebekler biiminde izilmi tanr
tasvirleri, gm topuzlu bir asa ve daha
pek ok eya oradakilere bu odann
sanki daha dn terk edildii hissini
veriyordu. Grdkleri her eyaya
hayretle bakmakla birlikte bu yedi
adamn gzleri elbette baka eyler
aryordu: ivi yazl tabletler. Odann
grnen ksmnda tablete benzer bir
eyaya rastlayamadlar. Yan
duvarlardaki iki dolaptan birini
atklarnda bunun bir gizli geit
olduunu kefettiler. Buras Akeldan'm
ayin iin giyindii zel odas olmalyd.

3x3 ebatndaki odann zemini, dolaplar


ve raflar sra sra dizilmi irili ufakl
yzlerce heykelle doluydu.. Bunca yl
saraylarda, krallarn harem dairelerinde
ve zel hazinelerinde bulundum, ama
ben hi bu kk odadaki heykeller
kadar kymetli hazineyi bir arada
grmemitim. BC yelerinden defalarca
dinlediim ilah heykelleriydi bunlar.
BUAM'n yeniden kurulmas iin
kullanlacak olan muhteem hazine idi.
Yarm metre boyundaki heykeller iinde
u som altndan olan aslan, tanr
amas'n tasviri olmalyd. Gm bir
kleden ibaret olan u byk ayna Sin,
mavi firuzeden yontulma ejder Nebo,
pembe yakut kleleriyle temsil edilen
kartal Nergul, erguvan talar kaklm

altn heykel Marduk ve kapkara bir


elmastan yekpare yontulmu ylan ba
da Ninip'in temsilleri olmalyd. St
rengi gvdesine kehribarlarn hakkedildii insan bal at da tanr Itar'n
yeryzndeki temsilcisiydi mutlaka.
BC yeleri bunca hazine karsnda
baylacak derecelere geldiler. Birini
brakp dierini seviyorlar, hepsini ayr
ayr ok-uyorlar, seviniyorlar, akalar
yapyorlar, kendilerini kaybediyorlard.
stad "Deerli dostlarm. Gn madan
bunlar tamamz gerek. Yoksa yarn
yalnzca bunlar deil canlarmz ve
BUAM hayallerimizi de kaybedeceiz.
Tabletleri aramay sonraya brakalm,
nasl olsa tabletler bedevilerin ilerine

i
yaramaz." dediinde gerekten dona
kaldm. stelik bu yedi asil adamdan
hibiri ona itiraz etmemiler, tabletleri
altnlardan nce dneceklerine dair
ettikleri BC yeminine sadakat
gstermemilerdi.
***
Tapnaktan ilk kan yenin
alacakaranlkta gzlerine yansyan son
grnt, yz mumya gibi sarl bir
adamn hrs dolu baklaryd. Babil
ilahlarn binlerce yl sonra gn yla
birlikte hi tanmadklar kurunlar da
karlamt. Ve ertesi gn Hille'den
gelen iiler, Koldewey'in iki misafirini

neden ldrdn, geldiklerini


duyduklar dier drdnn nerede
olduklarn ve kendisinin de neden
yaralandn merak ettilerse de bunu
sormaya cesaret edemediler. Yalnzca
bu iki cesetten blge valisinin haberinin
olmamas gerektiine, aksi takdirde
buraya kolluk gleri gelirse kazy
durduracaklar iin isiz kalacaklarna
dair bir vaaz dinlediler.
Ben Kays, Efendim Fuzul'nin klesi, her
eyi grdm. Yalnzca, Babil ilahlarnn
heykellerini alan gizli servis rgtnn
kimler olduunu ve heykellerin hangi
lkeye gittiini bilemedim, o kadar. Eer
Leyl'mn ak yolculuu sona ermez,
srrn tadm hazine gibi bir yerlerde

darmadan edilmezsem ve yine yolum


krallarn saraylanna yahut mzelere
urarsa, bu gece Itar tapnanda
grdm heykelleri elbet bir gn
tanyp sizi meraktan kurtarrm.
Osmanl hkmetinin valisi gelip de her
eye el koyduu gnlerdeydi,
Koldewey'in tedavisi srerken tar
tapnana ilk giren kii, tapnaa
kimseyi sokmamak iin tayin edilen
muhafz oldu. Sonra dostlar, ardndan
rvet veren yerliler ve nihayet iilerin
birka gn iinde kurduklar bir kar
etesi. Koldewey cinayetler gecesinde
Siru bal haneri de hazineye ait altm
heykeller gibi gizli servis ajanlarna
kaptrd

388
babil'de lr
istanbul'da a s. k I 3 8 9
iin iyileince dier kaplar nasl
aabileceinin arelerini dnyordu.
Siru bal hanerin yuvas bo olduu
mddete dier alt kapnn hibiri
alamayacakt nk. "Tabletler
hazineden daha nemli!" diyordu kendi
kendine. BC'nin uzun kollar nasl olsa
hrszlara cezalarn verir, heykelleri
geri alrd. Hem hazineyi almasa bile
BC iin parann o kadar da nemi yoktu.
Dnyann yirminci yzylnn ipleri nasl
olsa onlarn elinde olacakt. Bunun iin
siyasi gleri ve gizli bilgileri

ynlendirmek yeterdi. imdi ona den


grev, gelinleri uygun damatlarla
evlendirmekti.
Bir hafta sonra ayaa kalkabilir duruma
geldiinde zihninde karabasanlar gibi
dolaan btn dncelerinin bouna
olduunu grd. tar tapnann btn
odalarnn kaplar balyozlarla krlm,
btn eyalar boaltlmt. Arad
tabletleri ortadaki odann demesinde
un ufak edilmi olarak buldu, yle kk
paralar halindeydiler ki, bir daha
birletirilmeleri mmkn grlmyordu.
Eline ald her parann zerinde bir
yldz konumu, bir izim, bir iaret, bir
harf, bir rakam vard ama hangisi
hangisinin parasyd ve hangisi

dierinin devamyd anlayamad. BC'nin


gzyalarn ilk o zaman grdm.
Dnyann her yerinde hkm geen bir
adamn da dayak altnda kalm ocuklar
gibi yere kapaklanarak lk la
alamas bana ok dokundu.
Konuabiliyor olsaydm, ona nce
gvendii muhafzn kendisine ihanet
ettiini, ertesi akamlarda altn hrsnn
insanlara neler yaptrdn, ierden
eyalarla kan hrszlar baka hrsz
etelerinin yollarda soyduklarn,
atklar kck deliklerden karanlk
odalara girerken tehlikelere aldr
etmeyen bu agzl fellahlarn
birbirleriyle daha odada kavgaya
tututuklarn, Babil bilgelerine ait
eyalarn ve bu arada Ariya Akeldan'n

giysilerinin hrszlar arasnda nasl ucuz


fiyatlara alnp satldn, bazen
binlerce yl ncesine ait bir akn, bir
hatrann, bir tarihin nasl
ucuzlayabileceini, adeta sonraki
nesillere kafa yoracak bilmeceler
brakmak zere yaran bu cahil
adamlarn asla Efendim Fuzul'nin
torunlarndan

olamayacaklarn ve nihayet tabletleri


ilk bulan adamn bunlarn iinde
mcevherler, prlantalar, yakutlar
sakldr diyerek onlar nasl duvarlara
vurarak, ekilerle dverek
paraladn, BUAM'n binyllara
uzanan emeklerinin birka altn paras

iin nasl feda edildiini ve daha pek


ok eyi anlatarak teselli etmek isterdim.
Benim iin Leyl ne ise bu adam iin
tabletlerin o olduunu biliyordum.
Aradaki tek fark, benim akmn
gnlmden, onun aknn aklndan
fkryor olmasyd. Benim akm
insan, onun ak dnyay kurtarmak
zere bymt iimizde. Benim iin
en gerek ey Leyl, onun iin BUAM
idi. Yazk ki ne ben Leyl'y
bulabiliyorum... Leylaa!..
390
babil'de lm istanbul'da a. k I 3 9
1
lim kesbiylepye-i rif'at Bir hayl-i

muhal imi ancak Ak imi her ne var


lemde tlim bir kyl kl imi ancak
Fuzul
Bilimsel almalar yaparak yce
makamlara erimek, asla olmayacak bir
hayal imi... Dnyada her ey aktan
ibaret-/ni; bilim ise yalnzca kuru bir
dedikodu...
XXX
Bu, Gzmde Nem, Gnlmde
"L&M"dir
Kays adn kim verdi bana,
bilmiyorum; peki ya kim bana

retti ak, bilmiyorum. Efendim


Fuzul'nin klesiyim ben ve drtyz
ellinci ya gnmden bu yana hep ayn
yerde aya bal olarak bekliyorum.
Zahirde beni ypranmaktan, prsmekten, yok olmaktan kurtarmak iin ta
doduum zamanlarn iine, Kanun
Koyucu hkmdarn ve Rukl'in
hatralarnn arasna koydular, ama
gerekte cierlerini kurtlar kemiren,
yaralar su toplam bir mahkum gibi
ksz ve havasz hcrelere attlar. Ben,
sisli souklarn skandinavya'sndan, buz
tutmu rmaklarn Rusya'sndan, lo ve
rutubetli atolarn Fransa ve
italya'sndan, parlak yldzl gecelerin
Badat llerinden ta kutsal topraklarn
tesindeki kulbelere kadar her yerde,

altn parltsyla gzler kamatran


istanbul'u zlemle hayal ederken acaba
imdiki hapisliimi mi zlyordum,
bilmiyorum. Sokaklarnda son kez
gezdiimde, bu kentin, hatralarm
tayan eski
r
J
zarafetinden bir iz kalmadn
grmtm. Geri ne Kievli Rus
prensleri, ne Venedikli dolar, ne Notre
Dam'in rahipleri, ne Sicilya Norman
krallar, ne ispanyol denizcileri ve ne de
Portekiz tccarlar bu kenti benim
zlediim gibi zlemiyordur ama elimde
deil, kp havasn teneffs

edemiyorum ki!... Vatann tam barndaym ama gurbet iimde durmadan


byyen bir ac. Bir ehrin iindeyken
ona hasret ekmenin ne olduunu belki
de bilmezsiniz siz. Ben bu ehre ite
byle hasretim. Bu ehir benim iin
biraz Rukl demektir nk, biraz Huri
demektir... Ama mutlaka Leyl
demektir... Bin kere Leyl demektir...
Bu ehrin benim Leyl'm olduunu,
bulunduum hcredeki souk rafa
konulunca anladm. Onca acya, onca
eziyete ramen kendimi buraya ait
hissediim bundan. Hille uzak
hatralarmn kasabas, ama istanbul
aklarm byttm kent.
istanbul benim ezelden yrim idi; hl

da yledir. Ne ki imdi onun yedi


tepesinden birinde, Sleymaniye
Ktpha-nesi'nde, sayfa kenarlarmda
felaketlerin, yangnlarn, sahip-lerimce
nemli grlen tarihlerin, doum ve
lmlerin anlar kadar karn arsna,
cinsel gc arttracak macun
formllerine, erkek ocuk dourmak
isteyen taze gelinlerin egzersizlerine
varasiyaxkadar bir yn lzumsuz ve
bo notlar tayarak; halk hikyeleri,
Kesikba destanlar, Binbir Gece
Masallar, alegorik ak mesnevileri,
tasavvuf ve bilim risaleleri, medrese
ders kitaplar, tefsirler, fkh ve hadis
klliyatlar ve daha pek ok konuda
onbinlerce mahkum gibi alnma rakamla
yazdklar demirba numarasn ad

olarak tayarak, souk, rutubetli ve


yalnz gnlerimde beni ziyaret edecek
bir dost bekliyorum. Ama hi kimse
gelmiyor ziyaretime. Efendim Fuzul'yi
de, Babil Uzay Aratrmalar Merkezi'ni
veya Ar-iya Akeldan' da hatrlayan yok
artk. Hatta arka kapamn i yznde
yazl bulunan "Bu kitab engl
Hamam yaknnda oturan Takkeci
Hseyin elebi 1055 yl Ramazan'mda,
onbe
39 2U.M
gnlne altna kiralayp okumutur.
Bundan sonra okuyan canlar duadan
unutmaya." notunu da kimse okuyamyor.
Acaba ben mi bir hata yaptm, yoksa
Efendim'in torunlar m ok vefasz

oldular, anlayamyorum.
Ben Kays. Leyl'nn ezeli k. Btn
klarn zendii Mecnn yani. Efendim
Fuzul'nin klesi Mecnn...
Leyl'm bulamadm. Burada kaldm
mddete ne akmdan, ne de Leyl'dan
kimseciklerin haberi olmayacak s- J
telik. imdiki insanlar Leyl'mn adn
biliyorlar, hatta beni , de tanyorlar, ama
ykm merak etmiyorlar hi. Arada
srada bir delikanl benim klma, bir
gen kz da Leyl'nn kimliine brnp
akmz taklit ediyorlarm, adna sahne
oyunu diyerk.
Ben Kays, Efendim Fuzul'nin klesi.
Arada srada ykm yazan birka kii

de olmasa....
\Jkkubbenin altnda insann ruhunu
soyan ktlkler ve giyindiren aklar
adna...
Dou ak ejder ylnda balad yirmi
bin yllk gizem...
Uzayn sonsuzluuna alan kapy kefe
km bilge rahipler, uruna topluca can
verdikleri bir srrn, binlerce yl sonra,
bir air tarafndan akn derin
katmanlarna saklanarak korunacan
bilselerdi...
Siru balkl murassa hanerin
kabzasna parmak izlerini brakanlar,
daha avularnn scakl gitmeden

haner knnda kan biriktiini


bilselerdi...
Badat, stanbul, Roma, Paris ve
dierleri; kylarna vuran yeni akn,
btn eski tarihlerini dolduracak
younlukta olduunu bilselerdi...
Bilgeler, katiller, asiller ve sevgililer;
ellerinde tuttuklar kitabn alev almaya
hazr bir ak klesine dnmek zere
olduunu bilselerdi...
air, ipeksi dizeleri arasna hayaller
gibi saklad ifrelerin hoyrat ellerde
ihtirasla paralandn, sonsuzluk
arabna kadeh yapt gelincik
yapraklarnn kinle datldn
bilseydi...

Ve imdi kim bilebilir neler olacan,


Babil uyand zaman?!..

You might also like