Professional Documents
Culture Documents
DERGS
Say: 19
Nisan 2012
MM-I AZAM
EB HANFE
ZEL SAYISI
www.islamhukuku.org
www.islamhukuku.net
: 19
Yl / Year /
: 2012
Adres / Address /
Musalla Balar Sarn Sk. No: 2 - Seluklu / KONYA
Tel: 0332 236 14 60
Fax: 0332 236 14 65
www.mehir.org
Mehir Vakf Trkiye Gnll Teeklller Vakf ve IDBS yesidir
NDEKLER
Editrden ............................................................................................................................9
1. mam Azam Eb Hanfenin Kiisel ve Toplumsal Yaamna Bir Bak
An Overview on the Personal and Social Life of Imam Ab Hanfah
Dr. Ali PEKCAN .................................................................................................................................. 11-43
2. Ehl-i Rey Fkh Ekolnn Temsilcisi Eb Hanfe (v. 150/767)
Ab Hanfa (D. 150/767): The Representative of Ahl al-Ray
Yrd. Do. Dr. Murat MEK ............................................................................................................. 45-67
3. lk Dnem Hanefi Kaynaklarna Gre Ebu Hanifenin Usl Anlaynda Snnet
The Place of Sunnah in Ab Hanfahs Methodology According to the Early Hanafite Sources
Yrd. Do. Dr. Metin YT ............................................................................................................... 69-114
4. Ebu Hanife ve Ehl-i Hadisin Snnet Anlaylarndaki Temel Farklar
The Main Differences Between Ab Hanfa and Ahl-Al Hadths Understanding Of Sunnah
Do. Dr. shak Emin AKTEPE ....................................................................................................... 115-130
5. Eb Hanfenin En Kapsaml Yorumu: Kerrmye
The Comprehensive Interpretation of Ab Hanfa: Karrmyah
Dr. Salih AYDIN .............................................................................................................................. 131-148
6. Hle-i eriyye Konusunda Eb Hanfeye Yneltilen thamlar
Accusations Directed Against Ab Hanfa as to The Hla al-Shariyya (Legal Stratagems)
Prof. Dr. Saffet KSE ....................................................................................................................... 149-162
7. Hanefi Mezhebinin Fkh Silsileleri (Eb Hanfeden Hicri VI. Asrn Sonuna Kadar)
The Transmission Chains of the Hanaf School of Law
(From Ab Hanifa Until the End of 6th Century AH.)
Huzeyfe EKER ............................................................................................................................... 163-201
Editrden
Eb Hanfe, slam ilim ve dnce geleneinin en nemli ahsiyetlerinden biridir. Gelitirdii hukuk sistemi ve etkileri dikkate alndnda, katklarnn sadece
slam dnyas ve Mslmanlar ile snrl kalmadn, baka kltr ve medeniyetlere de uzandn sylemek mmkndr. Bu nedenle Eb Hanfe sadece Mslmanlarn deil, insanln ortak bir deeri olarak kabul edilmelidir. Bununla beraber, yaad dnemden itibaren gerek dnce sistemi, gerekse kiilii ile ilgili
olarak deiik ithamlara maruz kalm ve hayatnn bir ksmn hapiste geirmitir.
slam medeniyetinden km bu byk slam aliminin dnce miras, ne yazk ki
yeterince ele alnabilmi deildir.
Eb Hanfe, kimi zaman rey ve ictihadnda kendisini kaytsz gren bir fkh,
kimi zaman Mrcienin en nemli ismi; bazen kys hadslere kar bir delil olarak
savunan bir aklc, bazen Kurnn mahluk olduunu savunan sapkn bir ahsiyet olarak tasvir edilmitir. Kimileri onu, dedesi klelikten azad edilmi bir ipek
tccar ve dnemin halifesine ba kaldrm bir isyankar; kimileri de naslar keyfi
uygulamalarna kurban eden bir ilim adam ve pasif bir kiilik olarak incelemitir.
Halbuki Eb Hanfenin dnce ve ilim geleneimizde oynad rol dikkate alndnda, onun bunlarn tesinde bir ilim adam olduu ve bu iddialarn hi birisinin onu anlatmad ak bir ekilde grlecektir. zellikle bir fakh, muhaddis
ve kelamc olarak yetitirdii renciler ve bu rencilerin slam ilim geleneinde
oynadklar roller dikkate alndnda, Eb Hanfenin ilmi kiilii ve ahsiyeti ile
ilgili ortaya atlan deiik grlerin olturduu pheler ortadan kalkacaktr. Ayrca onun kendi dnemi iin son derece gelimi bir sistemin kurucusu olduu
gz nnde bulundurulduunda, gnmzde slam ilimler alannda alan ilim
adamlarna hi kukusuz nemli bak alar salayaca aikardr.
Eb Hanfe gibi slam ilim gelenei iin son derece nemli bir ahsiyetin ciddi
almalara konu edinilmesinin gereklilii, mm- Azm Eb Hanfe zel saysnn olumasnn temel siki olmu ve elinizdeki say vcuda gelmitir. Bu sayda,
Eb Hanfe btn ynleriyle incelenmeye alld. Ancak Eb Hanfe gibi nemli
Giri:
mam Eb Hanfe, tarihte yaam bir ahsiyet olarak incelendiinde karmza
son derece dikkat ekici zelliklere sahip biri olarak kar. Onu anlatmak, hayatn
incelemek, dncelerini aktarmak, geni hacimli biyografik almalarn konusu1
olsa da biz onun hayatn bir makale erevesinde ksaca zetleyecek daha sonra
onun gnlk yaants hakkndaki bilgilere yer vereceiz.
I. ANA HATLARIYLA HAYATI ve FIKH DNCES
A. Eb Hanfenin-Soyu-Ailesi
mam Azam en byk mam lkabyla bilinir.2 Eb Hanfe knyesiyle mehurdur. Hanefi mezhebinin kurucu imamdr. Asl ad Numn b. Sbit olup, 80/700
ylnda Kfede domutur. Ailesinin Arap olmad hemen hemen kesin olmakla
birlikte, onun Araplk dnda hangi millete mensup olduu konusunda farkl grler vardr. Farisi veya Trk olduu eklinde deiik fikirler ileri srlmektedir.3
*
1
5
6
7
8
9
10
11
12
13
Arapa, edebiyat, sarf, nahiv ve iir rendi. Yetitii Kfe ehri ve btn Irak blgesi mslim-gayrimslim birok dncenin, itikadi frkalarn bulunduu, itikatla
ilgili ateli tartmalarn yapld rey ehlinin yerletii bir ehirdi. Dindar bir ailede
yetien Eb Hanfenin de bu itikadi tartmalara zaman zaman katld kuvvetle
muhtemeldir. Eb Hanfe, abnin kendisini ilme tevikini yle anlatmaktadr:
Bir gn abnin yanndan geiyordum. Beni ard ve bana, Nereye devam
ediyorsun? dedi. Ben de, ar-pazara dedim. O, Maksadm o deil, ulemadan kimin dersine devam ediyorsun? dedi. Ben, Hibirinin diye cevap verince ab; ilmi
ve ulema ile grmeyi sakn ihmal etme. Ben senin uyank ve aktif bir gen olduunu
gryorum dedi. Onun bu sz benim iimde iyi bir etki yapt. Ticareti braktm,
ilim yolunu tuttum. Yce Allahn inayetiyle abnin sz bana ok faydal oldu.14
Kendisinin de belirttii gibi abnin bu tavsiyesi onun iin bir dnm noktas olmutur. Bundan byle ticaret iini orta Hafs b. Abdirrahmana devredecek,
ara-sra dkknna urayacak, asl ii ilim meclislerine devam etmek olacaktr. O
zaman Numan henz yirmi iki yandadr.15 Rivayete gre, grt ve kendilerinden istifade ettii alimlerin says 4000e ulamtr.16 Bunlar ierisinde en nde
geleni Hammd b. Eb Sleyman (v.120/737)dr.17
Eb Hanfenin yaad yer ve ada itikdi frkalar oalm, bir literatrde
frak- dlle olarak ifade edilen sapk frkalar ortaya km, Emev hkmdarlarnn Ehl-i Beyte zulm kesintisiz olarak devam etmitir. ok kuvvetli bir mantk ve
diyalektie sahip olan Numan b. Sabit, hibir frkaya balanmadan ilim tahsilini
ilerletmi ve kelm ilmine ynelmitir. Tartmak (cedel) iin sk sk Basraya gitmi, ancak Kelm ve Cedelin dinin zne aykr olduunu dnerek fkha ynelmitir. Arkadan tekfir etmek isteyen ondan nce kfre der diyordu.18 Kendisi
bunu yle anlatr:
Sahbe ve Tbin, bize gelen konular bizden iyi anladlar. Aralarnda sert mnakaa ve mcadele olmad ve onlar fkh meclisleri ile halk fkha tevik ettiler; fetva
verdiler, birbirlerinden fetva sordular. Bunu anlaynca ben de mnakaa, cedel ve
Kelm braktm; selefin yoluna dndm. Kelmclarn selefin yolunda olmadn;
cedelcilerin kalpleri kat, ruhlar kaba, nasslara muhalefetten ekinmeyen, ver ve
takvadan uzak kimseler olduklarn grdm19
Birok hocadan ders alan Eb Hanfe, en ok Hammd b. Eb Sleyman (v.
120/738)dan ok istifade etmitir. Hammdn Eb Hanfe ile ilgili vc ve
takdirkr ifadeleri vardr.20 Btn biyografi ve tabakt kaynaklarnn ittifakla dile
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
Hafz bn Hacer Askaln (v.852/1448) ile Hafz Irk (v.806/1403) Eb Hanifenin tabilii konusunda kendilerine
yneltilen soruya verdikleri cevapta soruya olumlu cevap vermiler, bn Hacer, bu bakmdan Eb Hanifenin dier
mtehit mamlarda olmayan bir meziyete sahip olduunu dile getirir. Bkz. mam Syt (v.911/1505), TebyzusSahfe f Menkbil-mm Eb Hanife, nr. Muhammed k lh el-Burn, Karai 141/1991, s.25-25.
Rivayetlerinin tamamna yakn Tbinden olduundan dolay mam Eb Hanife, sar- tbinden saylr. Bkz.
Zeheb, Muhammed b. Ahmed b. Osman, el-Mun f Tabaktil-Muhaddisn, thk. Hemmm Abdrrahm Sad, Amman/rdn 1404, s.13.
nl muhaddislerden Eb Nuaym el-Isfehn (v.430/1038)nin, kendisine ait sahih bir senetle rivayet ettiine gre,
Enes b. Mlik h.94 de vefat etmitir. mam Eb Hanife de h.80 de doduuna gre, Enes b. Mliki yaklak 13-14
yalarnda iken Haremde namaz klarken grm, ondan, lim renmek kadn-erkek tm Mslmanlara farzdr
hadisini iitmitir. Bkz. Msned-i Eb Hanife, thk. Nazar Muhammed el-Fryb, Riyad 1994, s.23, 24. [Ayn yerde
Eb Hanifenin grt rivayet edilen dier Sahablerle ilgili bilgiler de bulunmaktadr.] Bu konularda deerli
bilgiler iin ayrca bkz. Abdlaziz Yahya es-Sadnin el-mml-Azam Eb Hanife ves-Sniyyt f Mesndih adl
eserine baklabilir. Beyrut 2005, s.51-56.
rz, Eb shak, Tabaktl-Fukah, nr. Halil el-Meys, Drul-Kalem, Beyrut ts., s.87, 88; Ayrca bkz. Vst,
erf Muhammed b. el-Hasen (v.776/1374), Mecmaul-Ahbb ve Tezkirat lil-Elbb [Muhtasaru Hlyetil-Evliy],
Drul-Minhc, 2003, III/332; mam Eb Hanifenin grt iddia edilen sahabiler ve onlardan hadis rivayeti
konusunda geni deerlendirmeler iin bkz. Bedruddn el-Ayn (v.857/1453), Menil-Ahyr f erhi Esmi Ricli
Menil-sr lil-mm Eb Cafer et-Tahv, thk. Esad Muhammed et-Tayyib, Mekke-Riyad 1997, III/980 vd.
Slih, bn Abdilhd ed-Dmek (v.744/1343), Tabakt Ulemil-Hads, thk. Ekrem el-B, Beyrut 1989, I/261.
Byk hadis otoritesi Hfz Zeheb e-fi (v.748/1347), mam Eb Hanifenin birok sahabiye yetitiini Enes b.
Mliki grdn dolaysyla ikinci kutlu nesilden yani tbinden olduunu belirtir. Bkz. Zeheb, Muhammed b.
Ahmed b. Osman, Menkbl-mm Eb Hanife ve Shbeyhi Eb Yusuf ve Muhammed b. el-Hasen, nr. Muhammed
Zahid el-Kevser-Ebl-Vef el-Afn, Beyrut 1408. s.14, vd
Badad, Hatb, Trhu Badd [ev Mednets-Selm], Beyrut ts. [Drul-Ktbil-lmiyye]13/326; Nevev, Muhyiddn, Tehzbl-Esm vel-Lt, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut ts., II/217; Askaln, bn Hacer (v.852), TehzbtTehzb, Beyrut 1327, X/449;
Badad, a.g.e., 13/326; bn Kesr, el-Bidye ven-Nihye, IX/405;
38
Bu zatlarn biyografi bilgileri iin bkz. Ahmet zel, Hanef Fkh limleri, DB. Yaynlar, Ankara 1990, s.19 vd.
mam Ebu Hanifenin eserleri hakknda daha geni bilgi iin bkz. Mustafa Uzunpostalc, Eb Hanfe, DA, c.10,
s.154-155, stanbul 1994; brahim Emirolu, mam- Azamn Be Eseri zerine, slam Aratrmalar Dergisi, Ankara 2002, cilt. 15, say 1-2, sayfa. 245; lyas elebi, Risaleleri ve tikadi Grleri le mam- Azam Eb Hanfe, slam
Aratrmalar Dergisi, Ankara 2002, cilt. 15, say 1-2, sayfa, 63 vd.; Temel Yeilyurt, Fkhul-Ekbere Metodolojik Bir
Bak, slam Aratrmalar Dergisi, Ankara 2002, cilt. 15, say 1-2, sayfa, 175 vd.
Bu eserin tercme ve mtevaz bir erhi tarafmzdan da yaplm, eser stanbulda yaymlanmtr. Bkz., Ali Pekcan,
slam Akid Metinleri, el-Fkhul ekber ve Tahv Akid Risalesi eviri ve erh, Rabet Yaynlar, stanbul 2009.
be adet msned bulunmaktadr. Bunlarn tamamna yaknn Ebl-Meyyed elHrizm (v.655/1257), Cmiu mesndi Eb Hanfe adl eserde toplamtr.39
4-el-lim vel-Mteallim:
Bu eserin ravisi Ebu Muktil Hafs b. Selem es-Semerkand (v.208/823) dir.
nan esaslar konusundadr. Eser soru-cevap eklinde hazrlanmtr. Eserdeki
lim, mam- Azam Ebu Hanfe, renci de Ebu Muktildir.
5-Risle il Osmn el-Bett:
Eb Hanfe Basrada bulunan arkada fakih Osman el-Bett (v.143/760)ye yazd akaidle ilgili kk bir risalesidir.
6-el-Vasyye:
Konusu akid olan bu eser, Eb Hanfenin olu Hammd ve mam Eb Ysuf
tarafndan rivayet edilmitir. Eser, Ekmelddin Bbert (v.786/1385), Molla Hseyin b. skender er-Rum el-Hanef (v.1084/1673), kodral Nurettin Efendi
(v.1260/18844) ve mam Yusuf (v.1056/1646) tarafndan Zuhrul-Atyye f erhilVasyye adyla erh edilmitir.
Onun mezhebini fkh gr ve dncelerini sistematik hale getiren, mam
Ebu Yusuf ile mam Muhammed b. el-Hasen e-eybndir.40 el-Asl, el-Cmius
39
40
Bu msnedlerden Haskef (1088/1677)ye ait olan, rivayetlerin tahrileri ve ilgili deerlendirmeler ile birlikte tarafmzdan Trkeye de evrilmitir [Ali Pekcan, Ebu Hanfe Msnedi, Yediveren yaynlar 2005 Konya].
Bu iki mamn meydana getirdii eserleri ilim ehline faydal olur amacyla bask yeri ve tarihleriyle birlikte burada
vermek istiyoruz:
1. mam Eb Hanfe (v.150/767), el-Msned, [Eb Nuaym el-Isfehn (v.430) nin rivayeti] (thk. M. el-Fryb)
Riyad 1994, I.B.
2. mam Eb Hanfe, el-Msned(s-Sar) [Ms bn Zekeriyy el-Haskef el-Hanef (v.650) rivayeti], (thk: Safvet
es-Seg), Khire 1962
3. mam Eb Ysuf, Kitb-Harc, [Bulak,1302.h.tan ofset], Drul-Marife, Beyrut.
4. mam Eb Ysuf (v.182/798), htilfu Eb Hanfe ve bni Eb Leyl (v.146), (thk. Ebl-Vef el-Afgn) (yy.hz.
Rdvn M.Rdvn), Kahire h.1357 (?), I.B.
5. mam Eb Ysuf, er-Redd al Siyeril-Evz, (thk: Ebl-Vef el-Afgn) [yy. haz: Rdvn Muhammed Rdvn],
Kahire/Beyrut, h.1357
6. mam Eb Ysuf, Kitbl-sr, (thk: Ebl-Vef el-Afgn), Haydarabad -Deken/ Beyrut, 1355 (?)
7. eybn, el-Cmiul-Kebr, (thk: Ebl-Vef el-Efgn), Lhor, 1981
8. eybn, el-Hucce al Ehlil-Medne, (thk.Ebl-Vef el-Afgn), Haydarabad-Deken, 1965, I.B., (c.I-IV)
10. eybn, el-Cmius-Sar, [Abdlhayy el-Lknev (v. 1304.h) nin erhi en-Nfiul-Kebr ile birlikte] Beyrut
1986, I.B.
11. eybn, Kitbl-Asl (el-Mebst), [thk: Ebl-Vef el-Afgn], Beyrut 1990, I.B., (c.I-V)
12. eybn, Ziydetz-Ziydt (Serahs (v.483)nin en-Nket adl erhi ile birlikte), [thk: Ebl-Vef el-Afgn],
Beyrut 1986, I.B.
13. eybn, Kitbl-sr, Karai H.1419, III. B.
14. eybn, Kitbl-sr: [Ebl-Vef el-Afgn thk. Ve Bbu Ziyratil-Qubr blmne kadar yapt erh ile
birlikte] Beyrut 1993, II. B. (2 cilt)
15. eybn, ez-Ziydt (Kdhn (v.592/1196)n erhuz-Ziydt adl erhi ile birlikte), [thk. Dr. Ksm Eref],
Karai 2000, c.I-VI
16. eybn, Kitbl-Kesb (Serahs (v.483)nin erhi ile birlikte), [yy.hz. A.Eb udde] Beyrut, 1997, I.B.
17. eybn, el-Muvatta, (thk. Abdlvehhab Abdllatf), Kahire, 1979, VIII. B. (tek cilt)
18. eybn, el-Muvatta, (Lknevnin et-Talkul-Mmecced al Muvatta Muhammed adl erhi ile birlikte), (thk.
Dr. Takyyuddin en-Nedv), Bombay /Dmek / Beyrut,1991, I.B. (c.I-III)
Sar, el-Cmiul-Kebr, ez-Ziydt, es-Siyerl-Kebri yazan odur. Bu kitaplar gvenilir rivayetler olarak zikredilerek Zhirr Rivye veya Mesill-Usl adyla
mezhebin ana kaynaklar saylmtr.41
Talebelerinin toparlad el-Fkhul Ekber, kesin olarak mam zama aittir
ve ehl-i snnet akidesinin temel kitabdr.42 Ayrca el-Fkhl-Ebst, Kitbl-lim
vel-Mteallim, Kitbr-Risle, el-Vasiyye, el-Kasdetn-Numniye, MarifetlMezhib, Msnedl-mam Eb Hanfe adl eserler de imamdan rivayet edilmitir.43
E. FIKIHTA ZLED YNTEM
Eb Hanfenin fkh muhteval alma ve itihatlarnda izledii yol ve yntem
hakknda zetle unlar sylemek mmkndr.44
1-mm Ebu Hanfe, herhangi hukuki bir problemle karlatnda ya da kendisine arz edildiinde, nce meselenin hkmn Kurn- Kermde arar, orada herhangi bir cevap bulamazsa, -kendisinin belirledii shhat artlarna uyan- hadislere
bavururdu. Rivayet edilen hadislerde, mehur olma (kullanmda yaygn kabul)
artn ileri srmekteydi. Bunun nedeni, iinde yaad Irak (Kfe-Badat-Basra)
blgesi, sosyal ve kltrel artlar bakmndan dier slm beldelerine gre daha karmak ve eitlilik arz ediyordu. Dolaysyla nceleri bu blgede bulunmayp, daha
sonradan buraya ulaan rivayetlere kar ok temkinli ve ihtiyatl davranyordu. Bu
ihtiyat ve duyarllk onun haber-i vhidler konusunda sk artlar ileri srmesine
neden olmu, yaygnlk kazanmam (garb-zz) haberlere itibar etmemitir.45
2-Hadis konusunda, -sanlann ya da iddia edilenin aksine- olumlu bir izgi
takip etmi, ilke olarak, Kurandan sonra teride ikinci hukuk kaynann Snnet/
hadis olduunu kabul etmitir.
3-Verilen rivayetlerde de grld zere, onun nasslar-zelde ise hadisleribir tarafa brakarak, salt kendi arzu ve isteklerine dayanarak kyas, istihsn, masla-
41
42
43
44
45
19. eybn, Kitbus-Siyer vel-Harc vel-Ur (min kitbil-asl), [Hz.Mecd Haddr] Washington U.S.A (nr. N.
Eref Nr Ahmed), Karai h.1417, I.B.
20. eybn, es-Siyerul-Kebr (maa erhis-Serahs (v.490), (thk. A. Muhammed), Beyrut 1997, I.B.
Bu eserlerin mezhep ierisindeki deeri hakknda bkz. Lknev, Abdlhayy, en-Nfiul-kebr erhul-Cmis-sar,
leml-ktb, Beyrut 1986, s.17 vd.
Zeheb, Siyer, 6/401; Menkb, s.32, 33; Saymer, Ahbru Eb Hanfe, s.27
bn Abdilberr, el-ntiq, s.257; Kura, el-Cevhirul-Mudyye, 1/61; Zeheb, Trhul-slm, 6/310; Siyer, s.40.
Fahrl slm Pezdev, Usll-Fkh, I, 8; bnn-Nedim, Kitbl-Fihrist, I, 204.
Bu eserlerin otantik deeri konusundaki tartmalarn zl bir deerlendirmesi iin bkz. lyas elebi, Risaleleri ve
tikadi grleri ile mam- Azam Ebu Hanife, slami Aratrmalar dergisi, Ebu Hanife zel says, Ankara 2002, sh.
63 vd.
Daha fazla detay iin ayn adl makalemize baklabilir. slm Aratrmalar Dergisi, Ankara 2002, c.15., s.131-142;
mm- Azamn fkh ve hadis ynnden deerlendiren u almalar da burada anmak yerindedir. Muhammed
Hamdullhn mm- Azam ve Eseri adyla evrilen eseri (stanbul 2004) bkz. s.51 vd., s.72-74; Mustafa Uzun
postalc, Eb Hanfe Hayat ve slm Fkhndaki Yeri, Konya 1986 (Baslmam doktora tezi); A.mlf., Eb Hanfe,
DA, stanbul 1994; X/131-140; A.mlf., Eb Hanfe ve Nasslar Deerlendirmesi, slm Aratrmalar Dergisi, (Eb
Hanfe zel Says), Ankara 2002, c.15; sy.I (sh.19-50); smail Hakk nal, mam Eb Hanfenin Hadis Anlay ve
Hanef Mezhebinin Hadis Metodu, Ankara 1994.
Geni bilgi iin bkz. (Kevser, Muhammed Zhid, Fkhu Ehlil-Irq ve Hadsuhum, (Hanef Fkhnn Esaslar),
[.Abdulkadir ener -Ceml Sofuolu, Ankara 1991] , ek ksm s.88-90))
hat, rf v.b nass d yntemlere bavurduu eklinde -bilhassa kendilerini Ehl-i hadis ismini veren- kimi evreler tarafndan oluturulduunu sandmz bir mam
Eb Hanfe varl gze arpmaktadr. Bu durum, baz diyaloglarn muhtevasna
da yansmaktadr. Ancak bata arkadalar ve byk mezhebin imamlarndan
aktarlanlardan da anlalaca zere; O, slmn temel ilke ve amalarn kavram, esiz bir hukukudur. Bu tespiti, kart olduu bilinen dier uzman lim ve
fakihlerin itiraflarnda da bulmak mmkndr.
4-mam Eb Hanfe, hadislerde arad zm bulamazsa, Sahabenin konu
ile ilgili grlerini dikkate almaktayd. Sahabe bir konuda ittifak (icma) etmilerse bunu balayc sayyor, eer ittifak sz konusu deilse, bunu fkh bir zenginlik
kabul ediyordu.
5-Tbinden herhangi bir gr rivayet edilirse, bu durumda, kendisinin deekinmeden belirttii zere- onlar gibi ictihat edeceini sylemekteydi.
6-Ayrca O, kendi yresinde bulunan hukuk bilginlerinin gr ve uygulamalarna da byk nem vermekteydi (yresel icma ya da sahih rf).
7-mam, yaygn bir istinbat metodu olarak kullanlmasna ramen kyas, ou
zaman terk etmektedir. Bunun nedeni ise, artk kyasn monoton ve verimsiz hale
gelmesi, artk kendisinden amalanan yarar salamamasdr. Yaplan kyas; maslahata, rfe, zaruret ilkesine aykr oluyorsa bu durumda istihsn metodunu devreye sokuyor. Bylece kyasn daraltt dar itihat alann geniletiyor, hukukun
esnek bir yapya kavumasn salyordu.
ONUN FIKH DNCESNN TEMEL PARAMETRELER
Biz bu blmde, mam Ebu Hanfenin fkh dncesinin dayand temeller
ile onun hukuk mantn oluturan asli zemin hakknda deerlendirmelerde bulunacak, bunlar maddeler halinde sralayacaz.
1-Vera ve Takvasnn Hadis-Fkh Anlayna Yansmas:
Onun fkhi hkm karma yntemini Yahya b. Dreys yle aklar:
Sfyn es-Sevrnin yannda iken ilim ve ibadetiyle tannan bir ahs onun
yanna gelerek: Ey Eb Abdillh! mam Eb Hanfeye niin bu kadar dmanlk
besliyorsunuz? deyince: Ne olmu ona? dedi. O adam da: Onu, z itibariyle
insaf ve hccet ieren u szleri ifade ederken iittim:
Ben, bir meselenin hkmn Kurnda bulursam hemen alrm. ayet onda
bir hkm bulamazsam, Raslullah (s.a.s.)n Snnetini -sika rvilerin yine kendileri gibi sika kimselerden yaptklar yaygn sahih eserleri/haberleri- alrm. Eer
hkm, ne Kuranda ne de Snnet de bulamazsam; ashabn grlerinden dilediimi alrm, dilediimi brakrm. Fakat onlarn grlerini brakp bakalarnn
grlerine itibar etmem. Nihayet i; brahim en-Neha, ab, bn Srn, Hasan
47
48
Saymer, a.g.e., s.24; bn Abdilberr, el-ntq, s.261-265; Mekk, Menkb, s.80; Zeheb, Menkb, s.34; Kerder,
Menkb Eb Hanfe, s.163 vd.; Mizz, Tehzbl-Keml, 29/443; Askaln, Tehzbt-Tehzb, 10/451; arn, elMznl-Kbr, 1/56; Slih, Muhammed b. Yusuf e-fi, Uqdul-Cmn f Menkbil-mm el-Azam enNumn (v.942/1535), 1394 Medine-i Mnevvere, s.172; Syt, Tebyz, s.109
Maalesef uras bir gerektir ki, hadis ilmiyle megul olan kimi limler arasnda, mam Eb Hanifenin hadis/snnet konusunda zayf ve gevek olduu, hatta onun hadis ve hadisilerle alay ettii (!) gibi temelsiz iddialar yaygn
olarak dolamaktadr. Hlbuki hadis konusunda zellikle cerh ve tadlde grlerinin bizzat hadis otoritelerince
kabul edildii, hatta bu ilmin ilk kurucular arasnda yer ald bizzat bu iin uzmanlarnca belirtilmektedir. Bu
hususta u almalara baklmasn zellikle tavsiye ederiz. Takyyddn et-Temm (v.1005/1596), et-TabaktsSeniyye f Tabaktil-Hanefiyye, thk. Abdlfetth Muhammed el-Hlv, Riyad 1993, III/59 vd.; Lknev, Abdlhayy (v.1304/1886), er-Raf u vet-Tekml fil-Cerhi vet-Tadl, thk. Abdlfetth Eb udde, Beyrut 1987; el-Hris,
Muhammed Ksm Abduh Meknetl-mm Eb Hanfe beynel-Muhaddisn, . Ahmet-Ycel-brahim Tfeki,
stanbul 2004, (c.I-II); Muhammed Abdrred en-Numn, Meknetl-mm Eb Hanfe fil-Hads . Enbiya
Yldrm, stanbul 2004; Zekeriya Gler, mam Eb Hanifenin Hadis lminde Zayf Olduu ddiasnn Tahlili,
KURAV tarafndan 16-19 Ekim 2003 de dzenlenen sempozyuma sunulan tebli, Bkz. mam Azam Eb Hanife
Msnedi, eviri ve tahri: Ali Pekcan, Konya 2005. [Mukaddime blm]
Eb Hanife, el-lim vel-Mteallim, s.26; (Benzeri bir rivayet iin bkz. Kerder, Menkb, s.159-160; Mekk, Menkb,
s.87, 88)
54
55
56
bir soru yneltildii zaman uzun uzun dnr, derin derin nefes alr sonra da:
()./012 3' *4) Allahm bizi muaheze etme! derdi.57
Mlik b. Mivel anlatyor: Eb Hanfenin ilim meclisine ok katldm. Bir
gn kendisine bir mesele soruldu. Konuyu orada bulunan arkadalarna arz etti.
Fakat onlar bir cevap veremediler. Eb Hanfe soruyu cevaplad. Ardndan uzunca
bir sre ban ne eip, dnd. Sonra ban yukar doru kaldrd, bu srada
gzleri dolu dolu oldu ve yle dedi: [6*7# 8,9 : ; 4 2 6) *4]
Allahm, byle yapmakla sadece senin rzan amalyorum!58
mam Eb Yusuf konuyla ilgili yle bir hikye nakleder:
Bir gn mam Eb Hanfenin yanna girdim, zntl idi. Ona soru sormaktan ekindim. Biraz sonra ban kaldrd ve:
Ey Eb Yusuf! Baksana, Yce Allah iinde bulunduumuz bu durumdan dolay bizi sorguya ekecek! dedi Ben de: Mtehide den sadece itihat etmektir
dedim. Bunun zerine, ban kaldrp: Yce Allahm! Ne olur bizi ar sorguya
ekme! diye dua etti. 59
mam bu szyle gelii gzel fetva vermenin sorumsuzluuna vurgu yapmaktadr.
4-O, Fetva verirken, fkh bir konuda itihat ederken kendi grnn kabul konusunda herkesi serbest brakr, hr davranrd.
Hasan b. Ziyd el-Ll (v.204/819)nin sylediine gre mam Eb Hanfe
yle demitir: 60
Bir defasnda da yle demitir: Bu, bizim grmzdr. Kimseyi bu gr
almaya zorlamayz. Herkes bu gr mutlaka kabul etmelidir. de demeyiz. Kimin
yannda bizim grmzden daha gzeli varsa, onu ortaya koysun!61
5-Ona Gre Fkh lmiyle Uramak Zor ama Onurlu Bir tir.
mam Eb Hanfeye gre, kimi zaman, kendisiyle zor dostluk kurulan kimselerin fkhn ve fakihlerin kadru kymetini bilemeyeceini syler ardnda da u
beyitleri terennm ederdi62:
! "# $ %&' ( ) * + ,
Her beldenin olgun insanlarndan mahrum kaldk.
Ey Rabbim! Kaba-hainlerin hibirini balama!
57
58
59
60
61
62
Ahiret yurdunu kazanmak iin ilim renen, doru yolda kurtulua erer.
Halkn nazarnda deer kazanmak iin ilim talep edenlere yazklar olsun!68
9-Ona Gre Amel ve Ahlk Salam Bilgiye Dayanmaldr
Eb Hanfeye gre doru amel ancak salam bilgi zerine kurulabilir, iyi insan
sade hayr ileyen deildir, hayrl insan olabilmek iin hayr ve erri bilmelidir.
Hayrn meziyetlerini bilerek hayr ilemelidir. Ktnn zararlarn anlayarak ktlkten kanmaldr. dil olmak, zulm tanmakszn adalet yapmak deildir.
Belki zulm ve gadri adaleti ve gayesini bilerek adalet icra etmektir. erefli neticelerini dnerek adalet yapan dildir. Bu konuda mam Eb Hanfe el-lim velMteallim adl kitabnda yle der: 69
Bilmi ol ki amel ilme uyar. Nasl ki aza gzn grmesi sayesinde hareket eder.
Az dahi olsa ilim ile amel, ok amel ile olan cehaletten daha faydaldr. Bu una
benzer. lde bir adamn yannda az miktarda azk bulunsa bile doru yolu bilirse
kurtulur, bu onun iin, yannda ok azk bulunup ta doru yolu bilmeyen kimseden daha hayrldr. Cenab Hak yle buyurur: Hi bilenlerle bilmeyenler bir olur
mu? Bunu ancak akl olanlar anlar.70
10-Onun limlik Vakarn Srekli Korumas
Anlatldna gre mam Eb Hanfe, az gler, genellikle kendisine soru sorulmadka konumazd. ou zaman sanki az nce bana byk bir bela gelmi
birisi gibi hznl ve dnceli bir hali vard.71 Abdullah b. el-Mbarek bir deerlendirmesinde yle demektedir:
Eb Hanfenin meclisinden daha vakarl bir toplant grmedim. Onun bulunduu toplant fukaha meclisini andryordu. k giyimli, gzel yzl, ho suretli
idi. Onun cesur ve korkusuz oluuna u olay tanklk edebilir. Bir gn Kfenin
byk mescidinde hep birlikte otururken atdan bir ylan mamn kucana dm, mescitte bulunanlarn tamam korkup kaarken Eb Hanfe hi istifini bozmam, ylan bir kenara atp yerine tekrar oturmutur.72
67
68
69
70
71
72
75
Eer kyas ile konumu olsaydm, bu efdlliine binaen kadnn hayzl zamanlarnda klamadklar namazlarn eda edilmesini isterdim!
mam Eb Hanfe:
nsan idrar m pistir? Yoksa menisi mi?
drar daha pistir.
Eer srf kyasla hareket etmi olsaydm, her bevledenin gusl yapmas gerektiine hkm verirdim! Ben Raslullahn grn alr, hadise aykr bir gr
ileri srmekten Yce Allaha snrm!
Bunun zerine Muhammed el-Bkr ayaa kalkarak mam Eb Hanfeyi anlndan pm, ona iltifatta bulunmutur.76
Bir adam Yezd b. Harun (v.206/221)a: Mlikin reyi mi? yoksa Eb Hanfenin
reyi mi size daha sevimli geliyor? diye sorulunca yle cevap vermitir:
Mlikin hadislerini yaznz. nk O, ravileri ok iyi seip, aratrrd. Eb
Hanfeye gelince, onun gibisi grmedim. Kiminle fkh bir konuda bir tartmaya
girse mutlaka stn gelirdi. Fkh ve Feriz ilmi ise, Eb Hanfe ve onun ashabna
mahsus bir sanat gibidir. Sanki onlar, bunun iin yaratlmlardr.77
12-Ona Gre limler Ruhsatlarla Deil, Azimetlerle Amel Etmelidir
Abdullah b. el-Mbarekin naklettiine gre, mam Eb Hanfeye En faziletli
amel hangisidir? diye soruldu. O, lim renmek dedi. Sonra hangisidir? diye
soruldu. Senin yaparken en ok zorlandn ameldir! diye cevaplad.78 Bu szden
de aka anlalaca zere, topluma nderlik yapan kimselerin zellikle ilim sahiplerinin, ibadetlerde ve amellerde mmkn olduu kadar azimetle amel etmesi,
ruhsatlara oka dalmamas gerekir.79 te yandan mam Eb Hanfe, karakterindeki titizlik sebebiyle fkh almalarnda ve tartmalarnda zellikle de ibadetler
konusunda son derece ihtiyatl davranrd. Hanef ekolne dair fkh kaynaklarnn Tahre [temizlik] ve Miyh [sular] blmlerindeki grleri daha yakndan
incelendiinde bu hassasiyetin itihatlarna da yansd grlr.80
Anlatldna gre, mam Eb Hanfe, bir defasnda pazardan geerken trnak
kadar bir amur elbisesine bulat. Gidip, Dicle nehrinin kysnda ykad. Kendisine Ya mam, Sen, belli bir miktarda elbise zerinde bulunan necasetle bile namaz
klnabilir, diye fetva veriyordun, yleyse bu kadarck amuru niin ykyorsun?
diye sz edenlere yle cevap verdi: Evet, yle ama o fetvadr, bu ise takva!81
76
77
78
79
80
81
Heytem, el-Hayrtl-Hsn s.76, 77 (Benzer bir rivayet iin bkz. arn, el-Miznl-Kbr, I/56); Mekk,
Menkb, s.143,
Saymer, a.g.e., s.86.
Zeheb, Menkb, s.42.
Bu hususta olduka deerli bilgiler iin bkz. tb, brahim (v.790/1388), el-Muvfakt f Usli-era, nr. Abdullah Draz, Beyrut ts., I/223 vd.
Bkz. Hseyn, Mustafa Nruddn el-Hanef (v.1331), el-Metlibl-Mnfe fiz-zebb anil-mm Eb Hanife, Beyrut
1990, s.40.
Attr, Tezkiretl-Evliy, s.281.
Badad, Hatb, el-Fakh vel-Mtefakkih, thk. dil b. Yusuf el-arz, Riyad 1996, I/150-151.
Bkz. Nevev, Fadll-Ilm ve dbl-lim vel-Mteallim, s.60.
bn Abdilberr, Eb mer Yusuf (v.463/1070), Cmiu Beynil-lm ve Fadlih, thk. bey el-Ebl ez-Zheyr, Riyad 1993, s.509; Ayrca bkz. Hocamzn hocas Muhaddisl-Asr Abdlfetth Eb udde (rh.a.)in, el-Hris elMuhsibnin Risletul-Msteridnine yazd takdim yazs, Beyrut/Kahire 2000, Drus-Selm, s.12, 13. mam
Eb Hanifenin bu sz u ayetlerden mlhemdir:
H A# }(Hd, 120); { J% K# LM *!!N O A 8 } (Yusuf, 111),
{C1 %D) EF $%) 64 G) I
85 Bu sz Sfyn b. Uyeyneye nispet edilir. Bkz. Eb Nuaym, Hilyetl-Evliy, Beyrut 1405, VII/285; bn-l-Cevz
(v.597/1200), Sfatus-Safve, thk. Muhammed Ravvs Kalac-Mahmut Fahur, Beyrut 1979, I/45; Hafz Irk
(v.806/1404) hy tahricinde bu szn merfu bir hadis olarak Raslullah (s.a.v.)a nispetinin bulunmadn syler.
Bkz. azzl, hyu Ulmiddn, Beyrut ts., II/231.
Hizmetisinin anlattna gre, kendisini tandndan beri bir gece olsun yann yere koymadn syler. Onun uyku zaman yaz mevsiminde le ile ikindi
aras, k mevsiminde ise gecenin balang blmleri olduunu belirtir.94 Nitekim
Ebl-Cveyriye yle demitir: Eb Hanfe ile alt ay beraber kaldm. Bir gece olsun yann yere koyup uzandn grmedim95 mam Eb Hanfe, ok namaz klmasndan, bu esnada oka ayakta durmasndan tr kendisine el-veted ya da
vetedl-leyl (gece kaz-direi) denmiti.96
mam Ahmed b. Hanbel (v.241/855)in yannda birisi: Eh, Eb Hanfenin de
ilimde (yle byle) bir yeri var! eklinde konumutu. mam Ahmed adam azarlarcasna yle dedi: Sbhanallah! Bu nasl sz. lim, ver, zhd ve ahireti dnyaya
tercihte onun mevkiine yetien kimse olmamtr97
mam finin hocas Vek b. el-Cerrh (v.197/812) mam Eb Hanfeden
daha gzel namaz klan, ondan daha fakih birini hi grmedim, demi, onun namazdaki huuuna dikkat ekmitir.98 Mehur muhaddis ve fakih Sfyn b. Uyeyne
(v.198/814), Bizim zamanmzda Mekkeye Eb Hanfeden daha fazla namaz klan
birisi gelmemitir! demitir.99
2-Krk yl yats abdestiyle sabah namaz klmas meselesi:
fi mezhebinin nde gelen otoritelerinden bn Hacer el-Heytem (v.973/1566),
mam Eb Hanfenin bu hasletinin yadrganacak bir durum olmadn, hatta
Onun bu zelliiyle komularn bile derinden etkilediini belirtir. te yandan bu
yndeki haberlerin tevatr derecesine ulatn, bu haberlerin sahih kaynaklarda
yer aldn syler.100
Abdlhayy el-Lknev (v.1304/1886) de bu konudaki rivayetleri toplam, bu
hasletin sadece ona has bir zellik olmayp, bu sfatyla mehur birok selef lim ve
fakihinin bulunduunu sylemitir.101
ierisinde], nr. Muhammed Zhid el-Kevser, Beyrut 2004, s.458, Zeheb, Siyeru Almin-Nbel, 6/399; Syt,
Tebyzus-Sahfe f Menkbil-mm Eb Hanife, s.105 vd.
94 Zeheb, a.g.e., s.21; Heysem, el-Hayrtl-Hsn, s.40.
95 Eb Nuaym, Msned-i Eb Hanife, s.21; Zeheb, Menkb, s 21-22.
96 Nevev, Tehzbl-Esm vel-Lt, II/220;Vst, Mecmaul-Ahbb, III/339; Zeheb, a.g.e., s.21.
97 Zeheb, a.g.e., s 43.
98 Bkz. Vst, Mecmaul-Ahbb, III/338.
99 Vst, Mecmaul-Ahbb, III/339.
100 Bkz. Nevev, Tehzbl-Esm vel-Lt, II/220; bn Kesr, el-Bidye ven-Nihye, IX/413; Heysem, el-Hayrtl-Hsn,
s.40. Zeheb, Menkb, s 21-22; A. mellif, Siyeru Almin-Nbel, VI/399; Bu rivayet bizim ulatmz kaynaklarn
hemen hemen tamamnda yer bulmaktadr. Biz burada bunlarn hepsini saymayacaz. Zaten buna gerek de yoktur.
Zira bizlerin hayatnn mam Eb Hanife ve benzeri selef limlerinin bu gzel hasletlerinden olduka uzak durumda olduu hususu bir yanlsama deil maalesef gerek bir durumdur. Zira sekler yaamn iliklerimize kadar
iledii son yzylda, hem maddi hem de manevi hayatmzda tam bir savrulma yaamaktayz. Bundan dolay bu
tr haberler ve rivayetler biz aciz naizlere sanki bir efsane, mitolojik bir hikaye gibi geliyor. uras bir gerektir ki
bu tr rivayetlerin ierisinde sunu biimi ve slubu bakmndan kimi mbalaa ieren ifadeler varsa da, bunlarn
varl sz konusu meselenin zn ve olgusal gerekliini asla deitirmemektedir. bn Hacer el-Askaln, bu tr
haberleri aslsz ve abartl grenlere bn Davud el-Hureyb (v.211/826)nin ya haseti ya da cahil olduklar eklindeki
tespitiyle cevap vermektedir. Bkz. bn Hacer, Tehzbt-Tehzb, X/451. Hfz Zeheb, bu rivayeti tenkit etmeksizin her
iki eserine de almtr. Bir hadis otoritesi ve hadis sarraf olan mam Zeheb, rivayette herhangi bir kusur olsayd, bu
kusurlar hibir kimsenin levminden ve konumundan ekinmeden dile getirirdi. Zeheb, Menkb, s 21-22.
101 Bkz. Lknev, Abdlhayy (v.1304/1886), kmetl-Hucce al ennel-ksre fit-Teabbdi leyse bi Bida, thk. Abdl-
araclnla meydana gelecektir. Uzleti terk et diye seslendi. Bunun zerine ilme
atld, topluma kart.120
mam Eb Hanfe, zhd ve takva zere yaamay kendisine ideal olarak seen
lim ve abid bir din nderi olarak dikkat eker. Sultanlarn verdii hediyeleri kabul
etmez, ticaret yapar, kendi el emei ile geinirdi. Saygn bir kiilii vard.121
lim hayatna devam ederken bir taraftan da ortaklaryla ticareti yrten mam
Eb Hanfe, helal ve haram konusunda son derece hassasiyet gsteren biriydi. Bir
defasnda orta kusurlu bir mal normal fiyatndan satnca o parti maldan elde
ettii gelirin tamamn el srmeden ihtiya sahiplerine datmay tercih etmiti.122
Abdrezzak b. Hemmm (v.211/826), zaman zaman Eb Hanfenin yznde
alama izleri grdn syler.123
mam Eb Hanfe, zhd ve verasndan dolay kk de olsa her olaydan kendisine mutlaka bir ders karmaya alrd. Mesela bir gn yoldan geerken amurda toprakla oynayan bir ocuk grd ve onu: Dikkat et. Sakn dmeyesin!
diye uyard. ocuk: Benim dmem basittir, dersem yalnz ben derim kendime
yazk ederim. Asl sen dikkatli ol. Zira senin ayan kayarsa, sana tabi olup peinden
gelenlerin tamamnn aya kayar. Bunlarn hepsini bulunduklar kt halden karmak da ok zor olur dedi. Eb Hanfe kk bir ocuun bu szleri karsnda
hayranln gizleyemedi.
Ardndan alayarak talebelerine: ayet size bir mesele, bir hadise zahir olur
ve daha ak bir delil ortaya karsa, o hususta bana tabi olmaynz, beni taklit
etmeyiniz124 dedi.
Eb Yusufun naklettiine gre, mam Eb Hanfe, zhd zere bir hayat srlmesi gerektiini u beyti tekrar ederek ifade ederdi.125
QR = 9' STM !
UV % !@ WX S(
Hzn olarak yeter, mutlu bir hayat srmemek,
Ve Allah raz edecek bir salih amel ilememek
Sehl b. Mzhim yle anlatrd:
Bir defasnda Eb Hanfenin evine gittim. Yerde yayg olarak sadece hasr
seriliydi. Kendine, bunca geni aileniz varken ne dnyalk ne de makam kabul ediniyorsunuz, denildi: O da:
Zriyt suresi 22. ayetini okuyarak, ailem iin Allah bana kfidir. Bana bir
120 Hcvir, Ali b.Osman Cllb (v.465/1072) Kefl-Mahcb, . Sleyman Uluda, stanbul 1996, s.188.
121 Slih, Tabakt Ulemil-Hads, I/261.
122 Bkz. Mizz, Ebl-Haccc b. Ysuf (v.742/1341) Tehzbl-Keml, (thk. Ber Avvd Marf), Beyrut 1992, I. Bask,
29/430.
123 Saymer, a.g.e., s.47.
124 Attr, Tezkiretl-Evliy, s.279, 280.
125 Saymer, Ahbru Eb Hanfe, s.47.
ayda gda iin iki dirhem yetmektedir. Allahn hesap soraca eyi niye bouna
biriktireyim ki?! Kii toplayp biriktirdii maldan ister itaatte ister isyanda sarf
etmi olsun- Allah katnda sorguya ekilecektir. Herkesin rzkna Yce Allah kfi
deil midir?126
mam Eb Yusuf un aktardna gre onun dini hassasiyetini gsteren bir olay
da yledir: Bir defasnda bir kadn fetva sormak amacyla Eb Hanfenin mescitteki halkasn yanna gelir. mam Eb Hanfe, hemen ayaa kalkp kadn bir stunun arkasna eker sorusunu orada cevaplandrr. Sonra ders halkasna dner ve:
Kadnn bana sorduu soruyu sizin yannzda da cevaplardm. Ancak byle yapmakla kadnn erkekler tarafndan rahatsz edilmesini nlemeyi amaladm der.127
1-Tevazu Ve Yumuak Huyluluu
mam Eb Hanfe son derece mtevaz idi.128 Bir defasnda bir adam, manifaturaclar arsna gelir ve Fakih Eb Hanfenin dkknn aryorum der. Bunu
duyan mam: O sylendii gibi bir fakih deil, sadece zoraki hkm veren bir mftidir! diyerek esiz bir tevazu rnei sergiler.129
nde gelen sflerden Feridddin el-Attrn naklettiine gre mam Eb
Hanfe, bana skntl bir durum gelirse, salih amelleriyle tevesslde bulunurdu.
O bu meyanda bazen halli gayet mkl zor bir fkhi mesele ile karlanca o sorunun zmn salamak amacyla Kurn Kerimi defalarca hatmettii olurdu.130
eyhul-slam Lakabyla hret bulmu bn Teymiyye (v.728/1327), mam Eb
Hanfe ve arkadalarnn, dier mtehit mamlar da olduu gibi ilim ve dindarlkta isabetli ve tutarl bir hayat zere olduklarn syler.131
bn Abdilberrin kaydettiine gre132 Hakem b. Vkd yle demitir:
Eb Hanfeyi gnn bandan sonuna kadar srekli fetva veriyorken grdm.
(Gnn sonunda) yannda bulunan insanlarn says azalnca kendisine yaklatm
ve,
Ey Eb Hanfe! ayet Ebbekir ve mer bu mecliste olsayd, sonra da onlara bu
karmak meseleler sorulsayd, herhalde onlardan bazlarn cevaplamadan brakrlard! dedim. Bunun zerine Eb Hanfe, bana doru dnm ve, Sen hasta msn kardeim! diye iddetli bir tepkide bulunarak, bu sz edepsizlik addetmitir.
mam Eb Hanfe, kendisi zhd ve ilmin zirvesi olduu halde u rnekteki
gibi gzel bir tevazu rnei sergilemitir. Hfz Yusuf el-Mizz (v.742/1341)nin
126
127
128
129
130
131
138
139
140
141
142
143
144
145
karakteri de budur zaten. te bundan dolay Ebu Hanife bu durumu sezdiinden ince bir cevap vermitir, Allahu
alem.
Heysem, el-Hayrtl-Hsn, s.80
Bkz. Mizz, Tehzbl-Keml, 29/442.
Saymer, Ahbru Eb Hanife, s.43.
Saymer, a.g.e., s.43, 44; Slih, Ukdl-Cmn f Menkbil-mam el-Azam, s.294.
Alkame ve Esved, Tbinin byklerindendir. Kfe de yaamlardr. Alkame b. Kays (v.62/681), Esved b. Yezd
(v.74/693)in amcasyd. kisi de byk fakih ve muhaddislerdendi. (r.aleyhim)
Heysem, el-Hayrtl-Hsn, s.55, 56.
Heysem, a.g.e., s.56
bn Abdilberr, Cmiu Beynil-lm ve Fadlih, s.554; Slih, Ukdl-Cmn f Menkbil-mam el-Azam, s.294.
4-Firaseti-Cesareti-Metaneti146
Firset, ngr, bir eyin vukuundan nce sezilmesi gibi anlamlara gelir.147 Bir
hadis-i erifte Raslullah (s.a.s.) Mminin firasetinden saknn. nk o Allahn
nuru ile bakar! buyurmutur.148 Bu hadiste de aka grlecei zere, bir Mslman, ilim ve takva bakmndan ileri derecelere ulatnda Yce Allah ona nsezi/
ngr yetisini ihsan etmektedir. Bu durumdaki bir kimse kendisine bahedilen
bu yeti/meleke sayesinde olaylar, fikirleri, insanlar deerlendirirken isabetli kararlara ve sonulara ulamaktadr. Btn kaynaklar onun byle bir ahsiyet olduuna vurgu yapmaktadrlar. mam Eb Hanfe, firasetiyle ashabndan birounun
istikbalde nasl olacan kefetmi149, daha olmadan nce kendilerine sylemi,
sylediklerinin de aynen kt grlmt.
Olu Hammdn anlattna gre, mam Zfer (v.158/774), mam Eb Yusuf (v.182/798), Dvud et-T hakknda syledikleri aynen kmt. Eb Hanfe,
Dvud et-Tnin ahirete, Eb Yusuf un ise dnyaya meyledeceini sylemi, syledii gibi Dvud et-T zahitlerin nde gelenlerinden olmutu. Eb Yusuf da Abbasiler dneminde Bakad oldu.150
III. SOSYAL HAYATI
A-Anne-Babasna Saygs:
Anlatldna gre, kadlk grevini almas iin kendisine srekli bask yaplyordu. Hapse atlyor, her gn sopalanp, dvlyordu. Ancak o, bu eziyet ve ikenceler srasnda ok sabrediyor, eziyetlere katlanmak imknsz hale gelince de
gzyalarna hkim olamyordu. Serbest braklnca, Benim alamam ikenceye tahammlszlkten deil, annemin beni merak edip zlmesinden dolaydr diyordu.151
Hamza b. el-Mure (v.180/797)nin anlattna gre, kendisi Ramazan aynda
geceleri mer b. Zerr ile birlikte teravih klarlard. Evleri epey uzak olmasna ramen mam Eb Hanfe de annesini [merkebe bindirir] kendisi de yryerek gelir,
cemaate katlrlard.152
146 Bu blmde Eb Hanifenin zeks, sorulara verdii susturucu cevaplar, hzl ileyen akl, keskin kavray gibi zelliklerine yer verilmemi, sadece bir fikir vermesini salamak amacyla firasetine dair verilen rneklerle yetinilmitir.
Tespitimize gre, kaynaklarda bu hasletle yani firasetiyle ilintili olduunu dndmz zor meselelerden k
yntemlerini (hiyel/mehri) vb. hususlar anlatan birok rnek olaydan bahsedilmitir. Ancak biz aratrmalarmz
srasnda mevcut kaynaklarda bu yndeki bir alma iin ok sayda bilgi ve malzeme bulunduunu mahede ettik. Bundan dolay bu mahiyetteki bir konunun zel ve derinlikli olarak incelenmeye deer olduu kanaatindeyiz.
ok sayda rnek olay iin bkz. Saymer, Ahbru Eb Hanife ve Ashbih, s.27-41; Heysem, el-Hayrtl-Hsn, s.6379; Muvaffak el-Mekk, Menkb Eb Hanife, s.155 vd.
147 Firset ile ferset kelimesi anlam bakmndan birbirinden farkldr. Ancak gndelik dilde nasl ki, diyanet kelimesi dinayet eklinde yanl olarak telaffuz ediliyorsa, bu iki yakn kelime de yanllkla birbirinin yerine
kullanlmaktadr. Hlbuki Arap dilindeki kullanmna gre, firaset kelimesi ngr, nsezi anlamlarna gelirken,
feraset szc ise jokeylik yani atbinicilii demektir.
148 Tirmiz, 5/298 (3127); Tabern, el-Muceml-Kebr, 8/102 (7498).
149 Bkz. Mizz, Tehzbl-Keml, 29/430.
150 bn Abdilberr, el-ntik, s.182; Heysem, el-Hayrtl-Hsn, s.62; Bkz. Bu sz mam Eb Hanifenin olu Hammdn
torunu brahim tarafndan da ifade edilmitir. Bkz. Bedrddn el-Ayn, Menil-Ahyr, III/998
151 Vst, a.g.e., III/334; Zeheb, Menkb, s.26
152 bn Abdilberr, el-ntq, s.256.
mam Eb Hanfe baz zamanlar annesini ad geen vaizin sohbetlerine gtrrd. Bir gn annesinin bana bir i gelir, olu Eb Hanfeye, Git, bu meselenin
hkmn mer b. Zerre bir sor der. O da mahalle mescidinin hocas mer b.
Zerrin yanna gider, Annemin bana yle yle bir mesele gelmi, benim sana
gelip hkmn renmemi istedi der. Mescid mam: [Sen byk bir fakih iken]
bana bunun hkmn m soruyorsun? diye aknlkla sorar. Eb Hanfe de:
Evet, ama annem bunu benim sana sormam istedi der. mer b. Zerr: Peki, ben
ona nasl cevap vereyim? diye sorar. Eb Hanfe de cevabn verir. O da cevab
kendisine tekrarlar. Sonra da gelip, mer b. Zerrin verdii hkm yle yledir,
diye annesine haber verir.153
B-Hocalarna olan yksek saygs
Bir ahsn, sevip sayd bir kimsenin lmnden sonra, leni daima hayrla
yd etmesi, ona rahmet dilemesi, bu sevgi ve saygnn samimi ve karlksz olduunu gsterir. te mam Eb Hanfe de bu meyanda:
Ben, hocam Hammd ldnden beri, kldm her namazn ardndan anambabam ile birlikte hep kendisine dua eder, Yce Allahtan onu balamasn dilerim.
Aslnda ben, sadece bana ilim retenlere deil, kendisine ilim rettiklerime de dua
eder mafiret dilerim demitir.154
Rivayet edildiine gre, mam Eb Hanfe kimi zaman yle dermi:
Hocamn eviyle benim evimin arasnda yedi sokak olmasna ramen stadm
Hammd b. Eb Sleymann evine doru ayam hi uzatmadm!155
C-ocuklarna Kar Tutumu:
mam Eb Hanfe olu Hammd da kendisi gibi yetitirmitir. Hatta onlarn
ocuklar da dedeleri gibi ayn minvalde hareket etmilerdir. Anlatldna gre,
olu Hammd da lim ve zahit biriydi. Takvas ve vakarl tutumuyla dikkat ekiyordu.156 ocuklarnn eitimine zel nem gsteren mam Eb Hanfe, onlarn
eitim ve retimini temin maksadyla uzman hocalar tutar, onlara fazlasyla cret
verir, bu hususta her eyini seferber ederdi. rnein torunu smail (v.212/828),
dedesi Eb Hanfenin, babas Hammdn kaliteli eitim almas iin 500 dirheme
retmen tuttuunu syler.157
153 Slih, Ukdl-Cmn f Menkbil-mam el-Azam, s.292. Grld zere bu rnek olay, fakihlerin nderi
olmasna ramen Eb Hanifenin, annesine olan saygsnn zarif bir ifadesini yanstmaktadr. Benzeri bir menkbe
de ayn kaynakta az ileride bir baka kii zerinden anlatlmaktadr. (bk.s.294)
154 Aras, zg, Eb Hanifenin Hocas Hammd ve Fkh Grleri, stanbul 1996, s.93 vd. (Hatb el-Badadden naklen); Ayrca bkz. Slih, a.g.e., s.292.
155 Slih, Ukdl-Cmn f Menkbil-mam el-Azam, s.293.
156 Lknev, Abdlhayy, el-Fevidl-Behiyye f Tercimil-Hanefiyye, nr. Ahmed Zab, Beyrut 1998, s.119.
157 Vst, a.g.e., III/341. mam Zehebnin nakline gre, mam Eb Hanife bu creti sadece Fatiha suresini iyice
retmesi iin vermiti. Bkz. Menkb, s.18.
D-Komularyla mnasebetleri:
Rivayet edildiine gre; bir kii, Eb Hanfeye gelip komusunun evinde kendisinin duvarna yakn bir yerde kuyu kazdndan ikyet etti ve bu kuyunun
devaml kullanlmas sebebiyle kendi duvarnn zarar greceini syledi. mam
Azam da ona; git komuna kuyudan zarar grdn ve kapatmasnn uygun olacan syle dediinde ikyeti ahs da; ona syledim dinlemedi, dedi. Bunun
zerine Eb Hanfe ona; yleyse git, sen de evinin dhilinde onun kuyusunun karsna bir lm ukuru kaz diye tavsiyede bulundu. Adam da, Eb Hanfenin dediini yapt. ukurun pis suyu komusunun kuyusuna szmaya balaynca o, kendi
kuyusunu kapatmak zorunda kald158.
E-Dost ve Arkadalaryla ilikileri
mam Eb Hanfe scak kanl bir kimseydi.159 Tansn tanmasn hemen herkesle dostluk kurard. Hafs b. Hamza el-Kure onun bu zelliini yle dile getirir:
Herhangi bir kimse, bir niyet ve ihtiyac olmakszn Eb Hanfenin yanna urasa bile hemen ona snrd. Kalkaca zaman Eb Hanfe, onun hal hatrn sorar,
varsa bir ihtiyac hemen giderirdi. Hasta ise ziyaretine gelirdi. Bylece tanmad
zat kendisine balard. Onun meclisi ok verimli/deerliydi.160
Eb Hanfenin dost ve arkadalaryla ilikileri olduka kklyd. Bunun bir
gstergesi olarak onlara kar iyi davranr oka ikramda bulunurdu. Onun bulunduu meclis ok ho geerdi.161 Bunun yan sra cmertliiyle tannr, gvenilir bir
ahsiyetti.162 mam Eb Yusuf un anlattna kendinden yardm isteyenleri hemen
hemen hi geri evirmezdi.163
F- Sosyal Yardm Anlay
mam finin en nde gelen hocas Vek b. el-Cerrh (v.197/812)n anlattna gre, mam Eb Hanfe, kl krk yaran hassasiyete sahip biriydi. Yalan yere
yemin etmek yle dursun, doru bir ey zerine yemin ettiinde dahi bir dinar
tasadduk etme konusunda kendi kendisine sz vermiti. Ne zaman ev halknn
ihtiyalar iin bir harcama yapsa, ihtiya sahiplerine de ayn miktarda tasaddukta
bulunurdu. Kendine yeni bir elbise alrsa, bir takmda yallara ve ilim sahiplerine
alr hediye ederdi. nne ikram iin bir yemek konduunda onun deerinde bir
paray hemen fakirlere tasadduk ederdi.164
158
159
160
161
171
172
173
174
175
meye alld gzlemlenmektedir. Bazlar daha da ileri giderek faizli muamelelere, eitli klflar giydirerek, ilgili
nasslar tahrife ve ktye kullanmaya yeltenmilerdir. rnein banka faizlerinin, hakknda yasak sz konusu olan
faiz/riba kapsamna girmedii ileri srerek mubah sayma densizliine bile bavurmulardr. Kimileri de Kuranda
yasaklanan faizin sadece tefecilik anlamnda kat kat yemek manasn ieren faiz olduu, dolaysyla byle olmayan
miktar ve mahiyetteki faizin ise bu kapsamda olmad! Gibi orijinal (!) keiflerde bulunmu, bazlar da faizsiz
ekonomi olmaz modern uydurma szn kendilerine dayanak yapmlardr. Oysa faizin her trls, bizatihi bu
dinin sahibi Allah tarafndan Kurn- Kerimde ve onun elisi Hz. Muhammed as. tarafndan pek ok hadislerinde
ve zellikle Veda hutbesinde iddetle yasaklanmtr.
Kueyr, er-Risle, s.113; Attar, Tezkiretl-Evliy, s.278; Muvaffak el-Mekk, Menkb, s 166. Bu husus fkh
kitaplarnda u kaideyi oluturmutur. Kll karzn cerre menfeaten fehuve riban Menfaat salayan her karz (kredi/bor) faizdir. Bu kaidenin asl Hz. Peygambere izafe edilen bir rivayete dayanr. Bkz. Tahv, erhu Menil-sr,
thk., Muhammed Zhr en-Neccr, Drul-Ktbil-lmiyye Beyrut 1399, IV/99 (5440) Tahav bu konuda icman
bile hasl olduunu belirtir. Ayrca bkz. Beyhak, es-Snenl-Kbr, thk. M. Abdlkadir At, Mekke-i Mkerreme
1999, V/350 (10715); bn Srn, brahim en-Neha, Hasan el-Basr, At b. Eb Rabh gibi mtehitler de ayn gr
paylarlar. Bkz. Abdrrezzak, el-Musannef, VIII/145; bn Eb eybe, el-Musannef, IV/327.
Bu rivayet Beyhak ile Tabernnin, el-Mucems-Sarinde, zayf senetle gemektedir. Bkz. Elbn, Zaft-Terb
vet-Terhb te zikreder. (I/289, [hd no. 1161] Riyad ts.) Hkimin el-Mstedrekinde benzeri bir rivayet vardr. Senet
bakmndan sahihtir. Abdullah bn Mesud (r.a.) rivayetine gre, Hz. Peygamber (s.a.v.) yle buyurur: Faiz yetmi
eittir. En hafifi bir adamn z annesiyle nikhlanmas/cima etmesi gibi ktdr. Bkz. bn Hacer el-Askaln,
Blul-Merm, Beyrut 1995, s.276 (hd. No. 851)
Eb Zehre, slamda tikd-Siyas-Fkh Mezhepler Tarihi, s.371.
Muvaffak el-Mekk, ayn eser, s 181.
Bkz. Uveyza, a.g.e., 76.; Bu konuda bkz. Hac erif Ahmet Reit Paa, Hazret-i mm- Azamn Siys Terceme-i
Hli, sadeletiren: Mevlt Uyank, slam Aratrmalar Dergisi Eb Hanife zel Says-, Ankara 2002, say: 1-2,
s.259 vd.; Uzunpostalc, Mustafa, Eb Hanife ve Nasslar Deerlendirmesi, slam Aratrmalar Dergisi Eb Hanife
zel Says-, Ankara 2002, say: 1-2, s.21-24.
temas edeceiz. uras muhakkak ki bu konu bal bana bir aratrma nitelii
tamaktadr.
mam Eb Hanfe, ynetici konumda olmaktan, zamanndaki devlet brokrasisinde grev almaktan son derece saknr, bakalarn da bu konuda dikkatli
olmalar ynnde uyarrd. Onun kiisel yapsndaki bu hassas durum siyasi duruunu da etkilemiti. Bir baka deyile gndelik siyasi tutumunda da veral bir tavr
ierisinde idi. Kendisinin hretinden de yararlanlarak istismar edileceini sezmesiyle176 beraber brokraside grev almad gibi bu yndeki basklara da onurlu
bir ekilde direni gstermitir. Onun bu tutumu kendinden sonraki limleri de
derinden etkilemitir. rnein mam Ahmed b. Hanbel (v.241/855) kendisi, dnemin hkim rejiminin tasarlad bir siyasal proje olan Halkul-Kurn meselesinde
sergiledii tavr nedeniyle iddetli bir baskya maruz kalnca, onun bu vakur ve
izzetli duruundan ska sz eder, onu rahmetle anard.177
mam Eb Hanfenin torunu smail (v.212/828) anlatr:
Babam [Hammd b. Eb Hanfe] ile Knse178 denilen mevkiden geiyorduk.
Babam alamaya balad. Babacm neden alyorsun? dedim. Olum, dedi.
te buras, vali bn Eb Hbeyre tarafndan babama kad olmay kabul etmediinden dolay gnde on olmak zere iki hafta boyunca yzden fazla sopa attrd
yerdir. Bir an o olay hatrladm da ondan aladm, dedi.179
Emev ve Abbas idarelerinin uygulamalarna bizzat tank olan Eb Hanfe,
zhd ve takvas sayesinde ynetimin maas olmaktan kendini can pahasna koruyabilmi bir ahsiyettir. Kullarn hakkn gzetmede kusur etmekten korktuu iin
Emevler kadar Abbasler tarafndan da srarl ekilde teklif edilen kadlk grevini
ve dier ahsi menfaatlerin hepsini geri evirmitir.180
1-O, Sultanlarn Verdii Hediyeleri Kabul Etmezdi.
Kimi tarihi kaynaklarda, Drt mezhep mamnn da devlet adamlarndan hediye alnabileceine dair ruhsat verdii ifade edilse de181 uras yadsnamaz bir gerektir ki Eb Hanfe, -ister Sultan olsun ister vali vb.olsun- devlet yneticilerinin
hi birisinden hediye ve ihsan kabul etmezdi.
2-Ona Gre, Rvet Alp-veren bir Kad azledilmi saylr.
mam Eb Hanfeye gre rvet alp-verdii tespit edilen bir kad birisinin
176 mam Eb Hanife, emanete riayetiyle hret bulduundan dolay zamann Sultan onu maliye bakan yapmak,
hazinenin bana getirmeyi dnr. O ise bu istei reddeder. Bu yzden ikence grr, trl eziyetler maruz kalr
ama istismara asla izin vermez. Bkz. bn Abdilberr, el-ntiq, s.322 vd.
177 Badad, Trhu Badat, 13/327; Nevev, Tehzbl-Esm vel-Lt, II/217; bn Kesr, el-Bidye ven-Nihye, IX/405. ;
Ayn, Menil-Ahyr, III/998; Takprzde, Tabaktl-Fukah, Musul ts., s.13;
[
e f4 2# fg 6B AB B E%
8< A#]
178 Kfe yaknlarnda bir yer ad. Bkz. bn Kesr, el-Bidye ven-Nihye, IX/405
179 Badad, Trhu Badat, 13/327; bn Abdilberr, el-ntiq, s.324; bn Kesr, a.g.e., IX/405.
180 bn Hacer, Tehzbt-Tehzb, X/451.
181 Bkz. Zeheb, Trhul-slm, VI/310; Ayn mellif, el-Iber f Haberi men aber, Beyrut ts, I/164.
kendisini azletmesine baklmakszn dorudan azledilmi saylr. Dolaysyla verecei hkmler geersizdir.182
3-O, Zamanndaki Ynetimlere kar Ehl-i Beyti desteklemitir
mam Eb Hanfenin Ehl-i Beyte olan sevgisi bilinen bir gerektir. Ancak o,
bu sevgisinde ar gitmemi, yani teknik tabiriyle teeyyua kaplmamtr. mamn
hareket noktas tamamen Kitap ve Snnet nasslarnda ifadesini bulan Ehl-i Beyt
sevgisidir. Bu sebeple o, ynetimdeki sapmalar nedeniyle hem Emevlere hem de
Abbaslere kar durmu, onlarn nebev hilafete geri dnmeleri iin olanca gcyle aba sarf etmitir. Ancak onun ve benzeri ulemann direnilerine ramen
mevcut ynetimler despotluu ve zulm eitli ekilleriyle srdrmledir. Btn bu olumsuz artlara karn mam Eb Hanfe, bu balamda mesela, mam
Muhammed Bkr (v.114/733), mam Zeyd b. Ali [b. Zeynl-bidn (v.122/740)],
mam Abdullah b. Hasen b. el-Hasen, mam Cafer es-Sdk (v.148/766) gibi Ehl-i
Beyt mamlaryla hem arkadalk hem de rencilik ilikisi ierisinde olmutur.183
mam Zeyde Abbaslere kar direniinde lojistik destek olmas amacyla gizlice
4000 dirhem gnderdii kaynaklarda yer alr.184
VEFATI
Eb Hanfenin lm tarihi belli olmakla birlikte, onun nasl ld/ldrld hususunda bir ittifak yoktur. lm tarihinin H. 150/767 olduunda kaynaklar mttefiktir.185 Eb Hanfenin, Sultan Eb Cafer el-Mansurun kadlk teklifini
kabul etmeyince, -her gn on sopa olmak zere- uzun sre krbaland sonra da
hapse atld kaynaklarda zikredilmektedir.186
Hatb el-Badd (v.463/1071), bu hususta Sahih olan onun hapisteyken lddr derken,187Hatb el-Badadden bir buuk asr nce yaam, Ebl-Arab
Muhammed b. Ahmed b. Temim et-Temim (v.333/945), Kitabul-Mihen adl eserinde, Eb Hanfenin zehirlenmesiyle ilgili u bilgiyi vermektedir:
Bana bildirildiine gre, Eb Hanfe, Eb Cafer el-Mansurun talebi zerine, onun saraydaki odasna gitti, ieri girdi. Mansur onun iin zehirli bir st hazrlatmt. Eb Hanfe yanna oturunca Mansur st getirterek imesini istedi.
Eb Hanfe yallndan dolay stn midesine dokunacan syleyerek imek
istemedi. Mansur imesi iin srar etti. Eb Hanfe st iti, sonra izin almadan
Mansurun yanndan kalkt. Mansur nereye gittiini sorunca, Eb Hanfe, Senin
182 Zeheb, Siyeru Almin-Nbel, 6/400
183 Eb Zehre, Eb Hanfe, s.77, 78.
184 eka, Muhammed, el-Eimmetl-Erbaa, Beyrut-Kaire 1998, s.113-124; Kays, l-i Kays, el-rniyyn vel-EdeblArab [Ricl Fkhil-Hanefiyye] Tahran 1370, s.7-9; Atalan, Mehmet, Eb Hanife ve Ali Oullar, Din Aratrmalar
Dergisi, cilt. 8, say.24, sh. 157-168; A.mellif, Cafer-i Sdk, Ankara 2007, s.57 vd.; Ayrca bkz. Varol, Muhammed
Bahaddin, Hilafet Mcadelesinde Ehl-i Beyt Nesli, Konya 2004, s.50 vd.; Doan, sa, mam Zeyd b. Ali, Ankara
2009, s.132 vd.; Hamidullah, Muhammed, mm- Azam ve Eseri, . Kemal Kuu, stanbul 2004, s.21 vd.
185 Eb Zehre, Eb Hanife, s.54.
186 Badad, Trihu Badd, 13/326 vd.
187 Badad, Trihu Badd, 13/330 vd.
gnderdiin yere cevabn verdi ve oradan ayrld. Ksa bir zaman sonra o st yznden zehirlenerek ld.188
Cenazesi vasiyeti zerine Badatta Hayzrn kabristannn dou tarafna
defnedildi. Yirmi gn sreyle insanlarn, kabri banda namazn klmaya devam
ettikleri, bu arada Sultan Eb Cafer el-Mansurun bile [utanmadan] onun kabri
bana gelip namazn kld rivayet edilmektedir.189 Olu Hammd (v.176/793)
yle anlatr:
Babam vefat ettiinde, el-Hasen b. el-Umara naan ykarken, Allah seni Balasn. Otuz seneden beri hep orulu idin. Krk sene btn gece boyunca yann yere
koymadn. Kendinden sonrakileri de zorda braktn demitir.190
Aynen babas gibi dindar bir insan olan Hammdn anlattna gre, babasnn
vefat sonrasnda yannda kimlii bilinmeyen kiilere ait ok miktarda emanet mal
bulunduunu grm, bu mallar sahiplerine verilmek zere dnemim hkimine
teslim etmek istemi, sz edilen hkim: Sen gvenilir birisin, onlar senin yannda
dursun demitir. O da: Siz bunu tartn, teslim aln. Bunlarn yk babamn zimmetinden dsn. Sonra dilediini yaparsn! dedi. Hkim de bu ynde davrand.
Emanet mallarn tartlmas ve hesaplanmas gnlerce srd. Hammd, sz konusu
emanet mallar, kad bir yed-i emin tayin edinceye kadar yannda korudu ve bu
durumu kimseye amad.191
Zehebnin anlattna gre, mam Ebu Hanfenin olu Hammd gen yata
vefat etmi, ilim ve takva bakmndan yerine olu smaili brakmtr. O da daha
sonra Basra kads olarak grev yapmtr.192
Vefatndan sonra mam Eb Hanfenin kabrini birok lim ziyaret etmitir.
mam fi, zhd hareketinin zirvesi Abdullah b. el-Mbarek, dnemin Badad kads Hasan b. mre bunlardan sadece dr. Rivayete gre, mam fi, Badatta
bulunduu zamanlarda Eb Hanfenin kabrini ziyaret ederdi. Bir defasnda kabrin yannda sabah namaz klm, ancak burada kunut okumay terk etmiti. Sorulduunda, Kabrin sahibine teeddben terk ettim! demitir. Baz kaynaklar da
mam finin, bana bir sknt geldiinde mamn kabrini ziyaret edip, Allah
rzas iin iki rekt namaz klar, iinin grlmesi iin Yce Allaha (bu salih ameliyle) tevesslde bulunurmu.193 mam Eb Hanfenin vefatnda sonra salih insanlarn ryalarnda onu grdkleri kendisine eitli sorular sorduklarna dair birok
hikye anlatlr.194
188
189
190
191
192
193
194
Benzer bir rivayet Saymeri, a.g.e., s. 93de geer; Ayrca bkz. bn Kesr, el-Bidye ven-Nihye, IX/405.
Saymeri, a.g.e., s. 63.
Zeheb, Menkb, s.24; bn Hacer, Tehzbt-Tehzb, X/450.
bn Abdilberr, el-ntq, s.257; Zeheb, Siyeru Almin-Nbel, 6/403.
Zeheb, a.g.e., 6/400,
Kerder, Menkb, s.383; Heysem, el-Hayrtl-Hsn, s.94, 95.
rnek olarak bkz. Attr, Tezkiretl-Evliy, 281-282. Heysem, el-Hayrtl-Hsn, s.95; Kerder, Menkb, s.383 vd.
Giri
Fkh tarihinin kadim dnemi olan tbin ve hemen ardndan gelen fkh mezheplerin teekkl devrelerinde naslara ynelik yaklam temelde iki ana blme
ayrlmtr. Bunlar ehl-i rey ve ehl-i hadis kavramlaryla ifade edilen kiilerin temsil ettii yaklamlardr.
*
anakkale Onsekiz Mart niversitesi lahiyat Fakltesi, slam Hukuku Anabilim Dal retim yesi, muratsimsek76@hotmail.com.
Tarihi sre ierisinde mmetin bir ksm tarafndan dahi olsa kabul grm
hibir mezhep (bilgi ve hkm asndan) temel kaynak olarak Kuran ve snnetin
delil oluunu reddetmemitir.1 Burada temel sorun, bu iki kaynan yannda akl,
rey, rf vb. nc bir kaynan dhil olup olamayaca, daha da tesi bunlarn
Kurana ve zellikle de snnete alternatif bir hkm kayna olarak ileri srlmesinin mmkn olup olamayaca tartmasdr. Esasen, mm Eb Hanfe Numn
b. Sbit (v. 150/767) bata olmak zere -Mutezile dhil- slm limlerinin tamam
ibtiden hkm koyma yetkisinin Allaha ait olduu konusunda ittifak halindedir.2
Bu sebeple ehl-i reyin, dolaysyla Eb Hanfenin, reyi naslara -zellikle snnetealternatif bir hkm kayna olarak kurguladn sylemek tarihi verilere aykr
bir deerlendirme olur.3
Hanef mezhebinin de nderi olan mm Eb Hanfe, Kfede ortaya kan ve
sonradan ehl-i rey adyla temayz eden Irak fkhnn sistemletirilmesinde byk
paya sahiptir. Dolaysyla ehl-i reyin en nemli temsilcisi mm- Azam Eb Hanife olmutur. Bu sebeple sonraki dnemlerde bu ekol Eb Hanfeye nispetle Hanef
mezhebi olarak adlandrlmtr.
Hicr ikinci asrn bandan drdnc asrn balarna kadar devam eden dnem, byk mctehidlerin yetitii, ictihad metotlarnn belirginletii ve fkhn
tedvin edildii dnemdir. Medine Kfe ekolleri veya Hiczllar Irakllar
eklinde kendini gsteren bu fkh gruplamalar II. hicri asrdan itibaren ehl-i
hads ve ehl-i rey olarak anlmaya balanmtr. Bu fkh ekolleme tarih boyunca
devam etmitir.4
Gelenekte neredeyse sahbe dneminde temayz etmeye balayan ve tbin ve
sonrasnda daha da belirginleen iki farkl yaklamn hangi gerekelere dayand, byle bir farkll douran sebeplerin neler olduu, zellikle de bu farklln
ne gibi fkh/hukuk sonularnn ortaya kt son derece nem arz etmektedir.
Bu hususlarn tespit ve deerlendirilmesi bu makalenin snrlarn aacandan,
burada sadece genel hatlaryla iaret edilerek geilecektir. Ehl-i reyi dierlerinden farkl klan temel unsurlar arasnda din ahkmn ounlukla gerekesi aklla
kavranabilen (makll-man) hususlar olduunu kabul etmeleri, illet ve gerekeleri bilinen hkmlerin dier meselelere de kyas edilebileceini savunmalar,
bu minvalde hkm karmada reyi maharetle ve dierlerine nazaran daha sk
kullanmalar, naslardaki gayelerin tespit edilmesine nem vererek, din metinlerin tutarl bir ekilde yorumlanmas gereine inanmalar, naslar konularna blmleme (tefr, mesil) metodunu benimsemeleri ve hukukun pratik ynn ne
1
2
3
4
Devlb, Muhammed Maruf, el-Medhal il ilmi uslil-fkh, Beyrut 1385/1965, s. 259; Dnmez, brahim Kfi,
slam Hukukunda Kaynak Kavram ve VIII. Asr slam Hukukularnn Kaynak Kavram zerinde Metodolojik
Ayrlklar (Yaymlanmam Doktora Tezi, 1981), Atatrk niversitesi slami limler Fakltesi, s. 12, 262.
Mutezilenin dahi, akla byle bir yetki vermedii, sadece akln rolnn ilahi hkmlerin bilinmesinden (marifet
ahkmiha bil-akl) ibaret olduu tespiti iin bk. Dnmez, Kaynak Kavram, s. 12.
Apaydn, H.Yunus, Bir Muhafazakr Reycilik Teorisyeni: Eb Hanfe, slam Aratrmalar Dergisi, XV/1-2, (s.
143-147), s. 143.
t, Salim, Ehl-i Hadis, DA, X, 508.
karmalar saylabilir. Ayrca yresel farkllk ile statlardaki eitliliin etkisi burada zikredilebilir. Ancak ehl-i rey ile dierleri arasndaki farkllk, din metinlerin
kaynak deeri konusunda deildir. simlendirmeden de anlald zere bu ayrm,
kaynak deeri kabul edilen naslarn (sbut ve dellet ynnden) yorumlanmasndaki metot farkllna dayanmaktadr. Zaten bir anlamda rey, din metinleri
metodik bilgiye dayal anlama abasdr. Bu tespitlere, ilgili referanslaryla birlikte
aada deinilecektir.
Eb Hanfenin ehl-i rey ierisindeki konumunu tespit edebilmek iin, ncelikle bu iki yaklamn tarihi srete kimler tarafndan gelitirilip srdrld ile
ilgili bilgilere mracaat etmek uygun olur.
Fkh ve ilim tarihileri bu iki yaklamdan neyin kastedildii; immlar ile
mezheplerin iki ekolden hangisine girdii konusunda farkl tasnifler yapmlardr. Mesela bn Kuteybe (v. 276/889) tm fkh mezheplerini ehl-i rey, sadece hadisileri ehli hadis saymaktadr. Dier taraftan Makdisnin tekdzelik iermeyen
farkl yaklamlar mevcuttur.5 Bu konuda genel kabul gren ayrm ise ehristn
ile bn Haldnun tasnifleridir. Buna gre mm Mlik (v. 179/795), mm fi (v.
204/820) ve mm Ahmed b. Hanbel (v. 241/855) ehl-i hads, mm Eb Hanfe ve
arkadalar ise ehl-i reydir.6
ehristn (v. 548/1153), rey ve hadis taraftarln u ekilde tasnif eder:
mmetin immlarndan mctehid olanlar iki grupla snrldr, nc bir
grup yoktur. Bunlar Ashb- hads ve ashb- reydir.
Hadis taraftarlar (ashbl-hads) Hiczllardr. Onlar da Mlik b. Enes, Muhammed b. drs e-fi, Sfyn es-Sevr (v. 161/778), Ahmed b. Hanbel ve Dvd
b. Ali b. Muhammed el-Isfahn (v. 297/910) ve onlarn ashabdr. Bunlara ashb-
hads denmesinin sebebi, temel hedeflerinin, hadisleri tahsil etmek, haberleri nakletmek ve hkmleri naslara dayandrmak olmasdr. Onlar bir haber veya eser
bulduklarnda ak veya gizli kyasa bavurmazlar
Rey taraftarlarna (ashb- rey) gelince onlar Irakllardr ve Eb Hanfe
Numn b. Sbitin ashabdr Onlara rey ashab denmesinin nedeni, ounlukla hedeflerinin kyas yntemini kullanmak, ahkmdan elde edilen manalar tahsil
etmek ve de yeni meydana gelen olaylar bunlara dayandrmak olmasdr. Muhtemelen ak kyas ara sra had haberlere takdim etmilerdir. Nitekim Eb Hanfe
5
yle demitir: Biz bilmekteyiz ki bu bir reydir. Yapabildiimiz en iyi rey budur.
Bundan bakasna gc yetenin de reyde bulunma hakk vardr. Bizim de ulatmz reyi alma hakkmz vardr.7
bn Haldn (v. 808/1406) ise bu ayrm benimsemekle birlikte Zhirleri de
ayr bir ekol olarak kabul etmektedir. O, Mukaddimesinde bunu yle ifade etmektedir:
Fkh iki ana kola ayrld: Birincisi, Irakllarn metodu olan rey ve kyas ehlinin yoludur. Dieri ise Hiczllarn metodu olan hadis ehlinin yoludur. Irakllar
arasnda (Hicza nazaran) hadis daha az nakledildii iin, onlar kyasa arlk vermiler ve bu ite byk bir maharet kazanmlardr. Bu yzden onlara ehl-i rey
denmitir. Bu metotta ahs ve arkadalar zerinde mezhebin karar kld kii,
ayn zamanda bu ekoln ncs olan Eb Hanfedir. Hiczllarn imm ise mm
Mlik b. Enes ve fidir. Bir sre sonra limlerden bir grup kyas kabul etmeyip
reddetti. Bunlar da Zhirilerdir8
Yukardaki tasnifler naslar anlamada iki alternatif yaklamn varln gstermektedir. Bununla birlikte, bn Haldnun izahnda olduu gibi yaklamlar
sadece corafi blgelere gre tasnif etmek ayrm hakkyla yanstmamaktadr.9 Nitekim II. hicri asrda Irakta, ube b. Haccc (v. 160/776) ve Ame (v. 148/765)
gibi byk muhaddislerden, Medinede Rabatr-Rey gibi bir fakihten sz etmek
mmkndr.10 bn Abdilber (v.463/1071), hicri I. ve II. asrda Kfelilerin yan sra
Medine, Basra, Mekke, Yemen, Dmak ve Badat gibi ilim merkezlerinin nde
gelen fakih ve limlerinin nass bulamadklar zaman rey ile ictihad edip fetva verdiklerini sylemektedir.11
Modern dnemde bu kavramlar zerinde deerlendirmelerde bulunanlardan
biri I. Goldziher (. 1921) olmutur. O, batda kendisinden nce yaplan almalarn, bu konuda yeni eyler yazmay gereksiz klacak kadar detay ierdiini sylemektedir. Bu ifade, msteriklerin bu konuya olan ilgisini gstermesi bakmndan
manidardr.
Goldziher, Zhirleri ehl-i reyin alternatifi olarak konumlandrd almasnda bu ayrmaya yle deinmektedir:
slm fkh ilminin en eski tarihindeki bu iki ayrln ilk safhalar V. Kremer
ve Sachau tarafndan yle mufassal ekilde ele alnmtr ki, slmn gelime tarihinin bu blmne yeni grler getirmeyi istemek bouna giriilmi bir teeb7
bn Haldn, Abdurrahman b.Muhammed, Mukaddimet bn Haldn I-II, Beyrut 1984, I,446 (ayrca bk.
Mukaddime, (ev. Halil Kendir), Ankara 2004, II, 624).
Ehl-i Rey ile ehl-i hads arasndaki yaklam farkllklarnn sebep ve sonular hakknda bir gr iin bk. dris
Cuma Dirr Ber, er-Rey ve eseruh fil-fkhil-slm f usri m kable kymil-mezhibil-fkhiyye, Kahire, ts., s.
517-535.
Bedir, age., s. 63-64.
bn Abdilber, Cmiu beynil-ilm ve fadlih I-II, Dru bn Hazm, 1424/2003, II, 131-132; Kler, Ehl-i Rey, DA,
X, 522.
.
,9
# i9 4 6B \^ f4 98N j4 )98N Q U# jk9 .U
4 :
=N 8N#
9
10
11
14
15
Goldziher, Zhirler, s. 3.
Goldziher, Zhirler, s. 9-10; zellikle Schachtn bu ayrm yapay bulduu, ehl-i reye kar olumsuz tavrn, sonraki
dnemlerde hadisilerin Eb Hanfe ve izleyenlerine kar karalama amacyla kullanmalaryla ilikilendirdii
bilgisi iin bk. Bedir, age., s. 71.
Goldziher, Zhirler, s. 6-11.
Bardakolu, Ali, Hanef Mezhebi, DA, (XVI, 1-21), XVI, 2.
zamannda yaayan limlerin hepsi bu konularda aciz kalmlar, bu sebeple kendilerini hadis ehline nispet etmiler, Eb Hanfe ve arkadalarn ise reye nispet
etmilerdir.16
zetle ehl-i rey, naslardaki ama ve anlam tutarllna nem verenleri; ehl-i
hads ise naslarn zahirine itibar edip, bunlarn i tutarllna fazla nem vermeyenleri ifade etmektedir.17
Hi phesiz Kfede sahbe devrinde balayp tbin ve tebeut-tbin dnemlerinde gelien Irak fkhnn daha sonralar Eb Hanfeye nispet edilmesinin birok sebebi bulunmaktadr.
I Mevcut Bir Gelenee Dayanmas ve Mezhepler Sistemlemesini Tamamlamadan nce Yaamas
Ehl-i rey ekolnn oluumunda en temel etkilerden biri ekoln dayana
durumundaki Hz. mer, Hz. Ali ve Abdullah b. Mesdun naslarn illetlerinin
aratrp yorumlayan ve rey ile hkm veren tavrlardr.18 Bu tavrn Hz. merin
emriyle kurulan ilk slm ehirlerinden Kfede gelitii ve ardndan Irak blgesine
yayld grlmektedir.
slm fetihleriyle birlikte tesis edilen ehirlerden biri olan Kfe, 17/638 ylnda
Sad b. Eb Vakks tarafndan kuruldu. Eb Hanfe dneminde nfusu 300.000 ila
350.000 aras bir sayya ulaan Kfe, farkl kltr ve medeniyetlerle yakn temas
iinde olan Arap, mevl, zimm gibi birok sosyal grubun bulunduu, farkl siyasi
ve fikr hareketlerin youn olduu bir merkez haline geldi.19
Kfenin, ilim ve kltr merkezi hviyeti kazanmasnda, Abdullah b. Mesd
bata olmak zere Sad b. Eb Vakks, Huzeyfe b. Yemn, Ammr b. Ysir, Selmn-
Fris ve Eb Ms el-Ear gibi sekin sahbler ile dneminde Kfeyi hilfet
merkezi yapan Hz. Alinin byk paylar vardr. Ayrca Hz. merin Abdullah b.
Mesdu Kfeye gnderirken kendisine ihtiyacm olduu halde Abdullah size
gndererek sizi kendime tercih ettim sz ile bn Mesdun herkes bir tarafa
giderken mer baka bir yne doru gitse ben merin gittii yne giderim ifadesi iki sahbi arasndaki fikr yaknla iaret etmektedir. Ayrca dneminde ehl-i
reyin temsilcisi brhim en-Neha (v. 96/714) de Hz. mer ile bn Mesd arasndaki metot ve gr birliine dikkat ekmi bu iki sahbnin ok az konuda farkl
dndklerini ifade etmitir. Btn bunlar, Hz. merin fkh dncesinin bn
Mesd vastasyla Kfenin, neticede ehl-i reyin ilm geliiminde rol olduunu
gstermektedir.20
16
17
18
19
20
Abdlazz el-Buhr, Aladdn b. Ahmed b. Muhammed (v. 730/1330), Kefl-esrr an Usli Fahrislm el-Pezdev
(thk.: Muhammed el-Mutasmbillah el-Badd), Beyrut 1414/1994, I-IV, I, 29.
Apaydn, H.Yunus, Kyas, DA, stanbul 1997, (XXV 529-539), XXV, 530.
Kler, Ehl-i Rey, DA, X, 522.
Sylemez, M. Mahfuz, Bedevlikten Hadarlie Kfe, Ankara 2001, s. 21, 95,-171; Furat, Ahmet Hamdi, Kfe Ekol,
stanbul 2009, s. 22; Avc, Casim, Kfe, DA, (XXVI, 339-342), XXVI, 339-340; Kler, Ehl-i Rey, DA, X, 522.
dris Cuma Dirr Ber, er-Rey, s. 506-507; Kler, Ehl-i Rey, DA, X, 520-521; Bardakolu, Hanef Mezhebi,
Tbin dneminde Kfede rey metodunu benimseyen fakihler ise, brhim enNeha, Alkame b. Kays (v. 62/682), Mesrk b. Ecda (v. 63/683), Amr b. urahbl
(v. 63/683), Abde es-Selmn (v. 72/691), ureyh b. Hris (v. 80/699), Sleymn b.
Raba, Hris el-Aver (v. 95/714) bata olmak zere krka yakn kiiden olumaktadr.21 Hi phesiz bu fakihlerin ilmi katklaryla Kfede, canl bir ilim ve rey
faaliyeti ortaya kmtr. Tbin fakihleri tarafndan gelitirilen Irak fkh, II. hicri
asrn ortalarnda Eb Hanfe ve rencileri tarafndan sistemletirilmitir.22
Eb Hanfe, Mslmanlar arasnda kkleri mevcut bir gelenein temsilcisidir.
Onun fkh, tamamen kendisinin icat ettii metotlar ve esaslar olmayp, gerekte
fkhn geliim halkalarndan bir halkadr. Nitekim onun selefleri olan sahbe ve
tabine ait grlere kar yaklam konusundaki bilgiler de bunu gstermektedir:
Sahbenin gr ve fetvalarnn alnmas (taklidi) konusunda Eb Hanfeden
rivayet gelmitir:23
Birinci rivayet: Hz. Peygamberin Benden sonrakilerden Eb Bekir ve mere
uyun szne dayal olarak sahbeden kad ve mft olanlar taklit ederim. nk
Eb Bekir ve merde kadlk ve mftlk zellikleri toplanmtr. Yine onlar mesabesinde olan Osman, Ali, Abdullah (Abdullah b. Mesd, Abdullah b. Abbs
ve Abdullah b. mer ),24 Zeyd b. Sbit, Muz b. Cebel ve onlarn vasflarnda olan
dierlerini de taklit ederim. Onlarn hilafna rey belirtmeyi caiz grmem. Ancak
bir grup sahbe bunlarn dndadr. Eb Umme, Sehl b. Sad es-Sid, Eb Humeyd es-Sid, el-Ber b. zib ve dier baz kiiler bunlardandr.
kinci rivayet: kii hari, btn sahbeyi taklit ederim ve onlarn hilafna
rey belirtmeyi caiz grmem. O kii, Enes b. Mlik, Eb Hreyre ve Semura b.
Cndbdr. Bunun sebebi sorulunca yle cevap vermitir: Enese gelince, bana
ulatna gre ahir mrnde akl karmtr. O, (tbii olan) Alkameden fetva sorard. Hlbuki ben Alkameyi taklit etmem, nasl olur da Alkameden fetva soran
taklit ederim. Eb Hreyre ise manasn dnmeden ve nsih-menshunu bilmeden kendine ulaan ve iittii her eyi rivayet ederdi. Semura b. Cndbe gelince,
ondan bana, beni zen bir haber ulamtr. Bana ulatna gre o, hamr (arap)
dndaki sarho edici iecekler konusunda geni davranyordu. Bu gibi sahbeleri
fetvalarnda taklit etmem.
nc rivayet: Sahbden (her birinin) bana ulaan fetvasn taklit ederim
ve ona muhalefet etmeyi caiz grmem. Yani tm sahbeyi taklit ederim. Mezhepte zahir rivayet budur. Byledir, nk bu durumda ihtimal vardr: Onlar
bu gr, ya rastgele, ya sema/rivayet yoluyla ya da kendi ictihadlaryla sylemilerdir. Onlarn bunu rastgele syledikleri dnlmez. ayet sema/rivayet yoluyla
21
22
23
Sadrehd, Eb
24
Hafs Hsmddin mer b. Abdilaziz b. mer b. Mze (v.536/1141), Kitb erhi Edebil-kd
lil-Hassf I-IV, (thk.: Muhyi Hill Serhan), Badat 1977/1397, I/183-186
Haneflere gre Abdullah zikredilenlerdir (bk. Kk, Rid, Abdile, DA, I, 7).
sylemilerse her birinde ona uymak gerekir. Eer ictihad ederek sylemilerse,
onlarn ictihad dier kimselerin ictihadndan evladr. nk onlar bakalarnn
olamayaca ekilde doruya muvafk olmaya layktrlar.
Eb Hanfeye atfedilen bu grlerin ayrntsyla tetkik edilme ihtiyac ak
olmakla birlikte, alnt yaplan eserin mtekaddim dneme ait bir eser (Hassf (v.
261/875), Edebl-kd) olduu da dikkatten uzak tutulmamaldr. Burada sadece
mezhebin konuyla ilgili grn yanstan bir alntnn zikriyle iktifa edilecektir.
Bu konuda mezhebin kabul gren kanaatlerinden biri Pezdevnin Uslnde u
ekilde gemektedir:25
Sahbeden fkh ve ictihadlaryla hret bulmu olanlar: Bunlar, bata drt halife (Hz. Eb Bekir, Hz. mer, Hz. Osman, Hz. Ali), Abdullah b. Mesd, Abdullah
b. Abbs, Abdullah b. mer, Zeyd b. Sbit, Muz b. Cebel, Eb Ms el-Ear ve Hz.
ie olmak zere fkh ve nazar dnce sahibi dier sahblerdir. Bunlarn rivayetleri kyasa muvafakat etsin veya muhalefet etsin hccettir. Eer kyasa muvafk
derse onu teyit eder, ayet muhalif derse rivayetler esas alnr ve kyas terkedilir.
Ancak Eb Hreyre ve Enes b. Mlik (r.ah) gibi fkhla mehur olmayp, adalet
ve zapt ynnden salamlklaryla bilinen sahbenin rivayetlerine gelince, kyasa
muvafk olurlarsa bunlarla amel edilir, ayet kyasa muhalif olurlarsa bu muhalefet
sadece zaruret durumunda ve rey kapsnn kapanmasna yol atklarnda terkedilir. Bunun izah yledir: Hz. Peygamberin szn zapt etmek son derece nemli
bir itir. Onlarn da mana yoluyla rivayette bulunduklar mehurdur. Rvnin hadisin manasn kavramas kusurlu olunca naklinde manalardan bir eyi karp karmadndan emin olunamaz. Dolaysyla kyasta bulunmayan ilave bir phe bu
habere dhil olur. Bu gibi durumlarda ihtiyatla davranlr. Bu szmzle mukabele
esnasnda rvnin hadisin fkhnda hata etmesini kastetmekteyiz. Deilse -maazallah- hadisi kk grme gibi bir durum sz konusu deildir. Nitekim mm
Muhammed (v. 189/805) birok yerde, Eb Hanfenin, Enes b. Mlikin gryle
(mezheb) delil getirip onu taklit ettiini nakletmitir.
Eb Hreyre hakknda ne olduunu zannediyorsun. Ashabmza gre bu gibi
durumlarda mezhepte esas olan, bu ve emsalinin hadislerinin reddedilmemesidir.
Ancak rey ve kyas kaps kapanrsa reddedilir. nk byle bir durumda o hadis,
kitab ve mehur snneti neshedici ve icmaya muarz bir duruma gelmi olur. rnein Eb Hreyrenin rivayet ettii musarrt hadisi byledir
Tbin limlerini taklit konusunda ise Eb Hanfeden iki rivayet gelmitir:26
Bir rivayete gre o yle demitir: Ben onlar taklit etmem. Onlar ictihad eden
ilim adamlardr; bizler de ictihad eden ilim adamlaryz. Mezhepte fetvaya esas
olan (zhir) gr budur.
25
26
Pezdev, Ebl-Hasan Ebl-Usr Fahrlislam Ali b. Muhammed b. Hseyin (v. 482/1089), Kenzl-vusl (Keflesrr I-IV ile birlikte, thk. Muhammed el-Mutasmbillah el-Badd ), Beyrut 1414/1994, II, 550-556.
Sadrehd, erhu Edebil-kd lil-Hassf, I, 186-188.
olacaktr. Eb Hanfe, yaad dnemde temsil ettii Irak fkhnn mezhep ve ekol
sistematiini30 gerekletiren kiidir. ayet mezhebin sistemlemesinden sonra
gelseydi, yine mutlaka sisteme yn verici bir katks olaca tahmin edilebilmekle birlikte, yeni bir mezhep (ihtiyr) ortaya koymas ok uzak bir ihtimal olurdu.
Burada sistemletirmeden kast yukarda ifade edildii gibi hi var olmayan bir
eyi icat etmek olmayp, var olan bir yaklam tarzn tutarl ve dengeli bir ekilde
dzenleme olmaldr.
Netice, sahbe ve tbin dneminde balayan Kuran ve snnete dayal din
bilginin rey ve ictihadla zenginletirilmesi gayreti, hicri II. asrn ortalarnda Eb
Hanfe ve rencilerinin abalaryla sistemleip ekollemitir.31 Burada en byk
pay ise hi phesiz Eb Hanfeye aittir.
II Rey Fkhn Sistemletirmesi
Eb Hanfe, bal bulunduu Irak fkhn sistemletiren fakih olduu iin,
ehl-i reyin en nemli temsilcisi ve ekoln sonradan mezhep haline gelen devamnn kendine nispet edildii kurucu fakihi oldu.
Kendi dneminde Eb Hanfenin en mmeyyiz vasf fkh sistemli bir ekilde
hayatn tm alanlarn kapsayacak tarzda blmlere ayrmas, reyi yerinde kullanmas ve kyas ve istihsn maharetle iletmesiydi. O, ehl-i rey ekol iesinde fkh
kyas temeline bal olarak sistemletiren en nemli kiiydi. Kevsernin de dedii
gibi, Eb Hanfe ve ekolnn ehl-i reyi temsil etmesinin sebeplerinden biri, bata
kendisi olmak zere bu ekol oluturan fakihlerin hkm karmada reyi maharetle ve dierlerine nazaran daha sk kullanm olmalaryd.32
nceki fakihler tarafndan ksmen yazlmaya balanan fkh mesilin sistemli ve kapsaml bir ekilde Eb Hanfe dneminde tedvin edildii grlr.33 Eb
Hanfe, fkh ilmini bugn bulunduu bap ve fasl tertibine koyan fakihtir. Rivayete gre feriz ve urt ilmini de ortaya koyan o olmutur.34 Saymernin (v.
436/1045) nakline gre Eb Sleyman el-Czecn (v. 211/827) yle demitir:
Basra kads Muhammed b. Abdullah Biz rt ilminde Kfelilerden daha iyiyiz
dedi. Ben de ona yle cevap verdim: limlere kar insafl olmak en gzelidir. Bu
ilmi Eb Hanfe koydu, siz bir ksm ilaveler yapp, bir ksm eyleri de kardnz,
bir de lafzlar gzel kullandnz. Eb Hanfeden nceki rtunuz ile Kfelilerin
30
31
32
33
34
Szl Mzakere-Sylei).
Ekol sistematii terimi iin bk. Apaydn, H. Yunus, Fkh Usulnn Temel Kabulleri ve Tarihselcilik, (s.323-364),
Din Hkmlerin Kayma ve Din Metinlerin Anlalmas Konusundaki ada Yaklamlar altay 18-19 Aralk
2009, SAM, stanbul 2010, s. 339-340.
Kler, Ehl-i Rey, DA, X, 521.
Kevser, Muhammed Zhid (v. 1952), Fkhu ehlil-Irk ve hadshum (thk. Abdlfetth Eb Gudde), Beyrut
1390/1970, s. 18.
Saymer, Eb Abdillah Hseyin b. Ali b. Muhammed (v. 436/1045), Ahbru Eb Hanfe ve ashbih, Beyrut
1405/1985, s. 2, 107; Hamidullah, Muhammed, slamn Hukuk lmine Katklar, stanbul 2005, s. 48. Bardakolu,
Hanef Mezhebi, DA, XVI, 3.
bn Hacer el-Heytem, mm- Azam Eb Hanfe (ev. Manastrl smail Hakk), stanbul 2010, s. 116.
rtunu haydi getirin (mukayese edelim). O anda susup kald ve hakk kabul
etmek evladr dedi.35
slm devletler hukuku (siyer) hakknda ilk defa telifte bulunann Eb Hanfe
olduu menakp eserlerinde rivayet edilmektedir.36
Bbert, Eb Hanfenin stnlnn teorik (akl) gerekelerini sayarken fkh ilmini tedvindeki ncelii ve ihtisas ile onu mahhas hale getirmesini zikreder. Onun fkhi meseleleri tasvir edip, onlara cevaplar verdiini, onlarn sebep ve
gerekelerini (illetler) aklayp, bunlar zerine fkh bina ettiini syler. u rivayet
de onun bu zelliini aka ifade etmektedir: fi fakihi bn Sreyce (v. 306/918)
[veya Mzenye (v. 264/878)], bir kiinin Eb Hanfe aleyhinde konutuu bilgisi
ulanca onu ard ve yle dedi: Ey filan! mmetin, ilmin drtte nn ona
verildiini kabul edip de onun, ilmin drtte birinin dier insanlara verildiini kabul etmedii kii hakknda m konuuyorsun? Adam, bu nasl olur? dedi. O da:
lim iki ksmdr; soru ve cevap. O (Eb Hanfe) meseleleri koydu/sistemletirdi
bylece ona ilmin yars verildi, sonra bunlarn cevaplarn verdi, bu yarmda da
insanlar ona muvafk oldular; bylece dier drtte bir de ona verilmi oldu (dolaysyla insanlar fkh ilminin drtte n ondan aldlar). Kalan drtte bir de
ise insanlar ona muhalefet ettiler. O, bunu kabul etmedi. Neticede bu drtte birlik
ksm insanlar ile onun arasnda tartmal olarak kald.37
Nitekim mm finin nsanlar fkhta Eb Hanfenin ylidir38 sznn
de fkhn sistemletirilmesi ve blmlenmesini (tebvb) ifade etme ihtimali byktr.39
Eb Hanfenin gerekletirdii bu kapsaml fkh tasnifini, kendi talebeleri
bata olmak zere Irak fkhn takip eden tm fukah, mm Mlik,40 btn dier
blge fakihleri, hatta hadisiler (burada tasnif dnemi ve alel-ebvb taksim kastedilmekte) benimsemitir.41
Hanef mezhebinin nemli ilkelerinden biri olan istihsn da ilk defa sistemli
ekilde kullanann Eb Hanfe olma ihtimali de gz ard edilmemelidir.42 Bu, kesin
olarak ispatlanamyorsa da, onun, fkh meseleleri zmlerken istihsn metodunu byk bir ustalkla kulland ve bu konuda kimsenin onunla boy lemedii
bilinmektedir.43
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
208), s. 194-195.
Eb Zehre, Muhammed, Eb Hanfe hayatuh ve asruh ruh ve fikhuh, Drul-Fikril-Arab, ts., s. 387. Eb
Hanfenin istihsn hangi anlamda kulland ve rnekleri iin bk. nder, stihsan, s. 198-201.
Bardakolu, Hanef Mezhebi, DA, XVI, 3.
Mesela bu konu hakknda bk. Behnam Sadeghi, The Authenticity of Two 2nd/ 8th Century anaf Legal Texts: the
Kitb al-thr and al-Muwatta of Muammad b. al-asan al-Shaybn, Islamic Law and Society 17 (2010) 291-319,
Leiden, 2010.
Bardakolu, Hanef Mezhebi, DA, XVI, 1.
Apaydn, Eb Hanfe, AD, XV/1-2, s. 147.
49
50
51
52
53
54
55
56
57
Eb Hanfenin meclisinde bulunup, asllarn tedvininde rol alan limlerin saysnn 40 olduu rivayet edilmektedir. Onun, kararlarn istiare ile aldna u
rivayet rnek verilebilir: Eb Hanfe talebelerinden fiye b. Yezd el-Kd gelmediinde, fiye gelinceye kadar meseleyi gndemden kaldrmayn derdi. fiye
gelip onlara muvafakat ederse Eb Hanfe meseleyi yazn, aksi halde meseleyi
yazmayn derdi.58
el-Muvaffak el-Mekk, Eb Hanfenin ashabndan nde gelenleri zikrettikten sonra unlar sylemitir: Eb Hanfenin metodu, aralarnda istiare ile idi.
Meclisinde bulunanlar gz ard edip kendini baskn yapmazd. Bunu kendinin bir
ictihad metodu olarak ve Allaha, Raslne ve mminlere kar samimiyetindeki
titizlii sebebiyle yapard. Meseleleri tek tek zikreder; ashabnda olan bilgileri dinler, kendi bildiini syler ve onlarla bir ay veya daha fazla konu zerinde tartr, ta
ki o konuda grlerden biri zerinde karar klnrd. Daha sonra Eb Ysuf bunu
asllara yazard. Tm usuller bu ekilde yazlmtr. Bu metot, tek bana mezhebini
ortaya koyup, kendi grlerini ona dayandran kiinin metoduna gre daha salam ve daha doru bir metottur.59
nceki fakihler tarafndan ksmen yazlmaya balanan fkhi malumatn sistemli ve kapsaml bir ekilde Eb Hanfe dneminde tedvin edildii grlmektedir. zellikle de bu fkh meselelerin, krk kiilik meclis tarafndan tartlp belirli
bir olgunlua getirildikten sonra on kiilik bir heyet tarafndan tedvin, tasnif ve
tertip edildii kaydedilmektedir.60 Netice, bu mezhebin temel zellii, meselelerin
tedvininde r ve uzun mnazara metoduna dayanmasdr.61
mm Eb Hanfenin bir ksm akranlarndan oluan ve ashab olarak zikredilen rencilerinin says belirli ve snrl ilim ehlini ifade etse de, onun meclisine
katlp ondan ders alan, onun sohbetlerine katlan ve en nemlisi kendisini Eb
Hanfenin temsil ettii ekole bal hissedenlerin saysnn ise birka bine ulamas
tabiidir.62 Eb Hanfenin, etrafnda yer alan rencilerinden 28 inin kadlk yapacak, altsnn ise fetva verebilecek derecede olduunu syledii nakledilir.63
Hocas Hammdn vefatndan sonra onun ders halkasnn bana gemesi ynndeki teklifi, o halkada yer alan 10 kiinin bir yl boyunca ilim meclisine devam
etmesi artyla kabul etmesi, Eb Hanfenin, hem devam edegelen ilmi gelenei
koruma, hem de bu meclisi, ictihad rs eklinde dzenleme arzusuna iaret etmektedir.64 Ayrca yann birok arkadandan kk olmas sebebiyle kendisini
gen bularak bir ksm ilim ehlinin meclise devam etmemesi suretiyle bu meclisin
dalmas endiesini tad iin bu art ileri srd dnlebilir.65
58
59
60
61
62
63
64
65
68
Sbk, Tabakt, Msr 1964, II, 76-77 (Baktr, Mustafa, Fkh Uslnn Ortaya k ve Gnmzdeki nemi,
Erzurum 2011, s. 60-61).
Ancak ar taassup sahibi baz kiilerin onun hakknda alayc veya itham edici ifadelerini (bk. Goldziher, Zhirler,
s. 11-17) nyargya dayal dmanlk olarak nitelemek mmkndr. Makalede yaplan alntlarda grld zere,
Goldziherin taassup sahibi kiilerin szlerine dayanarak gerekten de Eb Hanfenin ilm faaliyeti musrlar
nezdinde pek deersiz grlmt (Zhirler, s. 13) eklindeki ifadesini ise meseleyi tek adan ele alma sonucu
olumu bir kanaat olarak grmek mmkndr. Nitekim kendisine birok defa kadlk grevinin teklif edilmesi,
hatta kabul etmedii iin cezalandrlmas bile onun kendi dnemindeki itibarn gstermesi bakmndan nemlidir.
Goldziherin grnn, ehl-i hadis ve ehl-i rey ayrmasnda hadis ehlinin Eb Hanfeye haksz eletirilerine
dayal bir yorum olma ihtimali byktr.
Kevser, Fkhu ehlil-Irk, s. 54.
72
73
74
75
koku kullanan bir kimse idi.76 Varlkl bir kimse olduu, giyim kuamndan belli
olurdu. Kendisi deerli elbiseler giymekle birlikte ilim tahsil edenlere temiz ve k
giyinmelerini, ancak bunu ilim adam vakaryla yapmalarn tavsiye ederdi.77 Kendisinde toplad bu meziyetleri, Eb Hanfenin, yaad dnemde evresi tarafndan kabul grmesine katk salamtr.
mm- Azam Eb Hanfenin engin gnln, hoca ve talebelerine kar olan
hsnniyetini gsteren bir sz yledir: Ben, hocam Hammd ldnden beri,
kldm her namazn ardndan annem-babam ile birlikte hep kendisine dua eder,
Yce Allahtan onu balamasn dilerim. Aslnda ben, sadece bana ilim retenlere deil, kendilerine ilim rettiklerime de dua eder, mafiret dilerim.78
Eb Hanfenin rencilerine yakn ilgisini gsteren bir rnek de yledir: Rivayete gre Eb Hanfe bir ara hasta olan Eb Ysuf iin bu ocuk lrse kendisine halef olacak kimse yoktur dedi. Bunu duyan Eb Ysuf, kendini beenerek fkh ilminde ders vermeye balad. Etrafna da bir hayli insan topland. Bunu haber
alan Eb Hanfe birine, Eb Ysuf un ilim meclisine gidip ona u soruyu sormasn syledi: ki dirhem cret karlnda temizletmek zere elbiseyi temizlikiye
teslim eden kimse elbiseyi geri istediinde temizliki nce elbiseyi aldn inkr
edip, aradan birka gn getikten sonra tekrar istediinde temizlenmi olarak elbiseyi verse crete hakk var mdr? Ardndan da cevap olarak ne sylerse hata
ettiini syle! dedi. O kimse meseleyi Eb Ysuf a sorunca evet hakk vardr
dedi. Soruyu soran bu yanl deyince biraz dnp hayr yoktur dedi. Bu
da yanl denilince Eb Ysuf sorunun nereden geldiini anlad, hemen kalkp
Eb Hanfenin huzuruna vard. mm- Azam onu grr grmez seni buraya
temizliki meselesi getirdi deil mi? dedi. Byk bir mahcubiyetle evet efendim
cevabn verince Eb Hanfe, Sbhnallh! Daha byle cret meselelerinde cevap vermekten aciz kalan kimse Allahn dininden bahsedip, fkh ilminde ders
vermeye nasl cesaret eder. Ayr ayr verdiin cevaplarn ikisi de hataldr. nk
bu durum, aklama istenmesi gereken bir durumdur. Eer elbiseyi aldn inkr
edip gasp ettikten sonra temizlemise temizlikinin creti istemeye hakk yoktur.
Zira cret anlamas geersiz olduu iin, kendi elbisesini temizlemi olur. ayet
inkr etmeden nce temizlemi olduunu ispat ederse o durumda cret istemeye
hakk olur dedi.79
Bu rnek barndrd birok ibret yannda Ebu Hanfenin fkh meseleleri ok
geni bir ereveden dndn gstermesi bakmndan nem arz etmektedir.
rencilerinin, vefatndan sonra ona olan hsnniyetlerini gsteren u olay
zikre deerdir. Rivayete gre Mclid isimli ahs yle demitir: Hrun Redin
yannda idim. Eb Ysuf geldi. Hrun Red ona: Bana Eb Hanfenin ahlakn
76
77
78
79
anlat dedi. O da unlar syledi: Vallahi, Allahn haramlarn son derece savunurdu (onlardan sakndrrd), dnya ehlinden uzakt, ounluk hali suskundu,
devaml dnrd, dnmeden konuan ve geveze biri deildi, bir ey sorulduunda biliyorsa orada cevap verirdi. Ey Mminlerin Emri! Onun adna bildiim
ancak nefsini ve dinini koruduu, insanlar sadece hayrla anddr. Bunun zerine Hrun Red, bunlar, slih kiilerin ahlakdr dedi.80
Eb Hanfenin zhidlii, bidlii, yardmseverlii ve cmertlii konularnda
da birok rivayet bulunmaktadr.81 Bunlardan bazlar yledir: Hafs b. Abdurrahman yle demitir: Ben 30 yl boyunca Eb Hanfenin i ortaydm. O, gnde
Kurn hatmeder ve her gn sadaka verirdi.82
Kays b. er-Rabden rivayete gre Eb Hanfe ticaret mallarn Badata gnderir, oradan mallar alr ve Kfeye naklederdi. Seneden seneye krlar toplar ve ncelikle iki ticarethanede alanlarn, azk, giyecek vb. tm ihtiyalarn alr, sonra
da kalan dinarlar ve karlar da onlara verir ve onlara yle derdi: htiyalarnz
iin harcayn. Sadece Allaha hamdedin. nk ben size kendi malmdan vermiyorum. Bu, Allahn size bir ltfudur. Bunlar sizin ticaret mallarnzn krdr, bu
sadece Allahn benim vesilemle size ulatrd eydir. Allahn rzknda, ondan
bakasnn hakk yoktur.83
Kendisine yaplan btn basklara ramen resmi grev almay kabul etmeyip
sivil bir ekilde ilmi faaliyetlerini yrtmesi, dneminde yaanan baz siyasi ve
idari olumsuzluklar karsnda cesaretle konumasn salam, hatal grd
hususlar merulatrc bir pozisyona dmekten onu korumutur. Hassf n (v.
261/875) rivayetine gre Eb Hanfe, defa kad olmaya davet edilmi ama hi
birini kabul etmemitir. Hatta her birinde 30 krba cezaya arptrlmtr. nc defasnda msaade edin, arkadalarmla istiare edeyim diyerek Eb Ysuf la
istiare etmi, o da bu grevi kabul etseniz, insanlara faydal olursunuz deyince, ona kzgn bir ekilde bakarak: Ne dersin, denizi yzerek gemem emredilse,
bunu yapabilir miyim demitir.84
V - Onun Grnn Tercih Edilmesini Salayan Etkenler
Fkh tarihinde zellikle ilk dnemlerde hkmlerin delillerini bilip de onlara
tabi olan limler ounluktayd. Ancak mezhepler sistemletikten sonra mezhep
limleri kendi imm veya mezheplerinin tercih sebeplerini izah eden almalar
yaptlar. Bu edebi tr, ayn zamanda hilaf ve mnazarann da bir benzeri olarak
grlebilir. Ancak bu, kendi imm veya mezhebinin stnl ortaya koyma veya
tercih sebeplerini beyan etme snrnda kalmal, taassuba vardrlmamaldr.85
80
81
82
83
84
85
Eb Hanfe hakknda da bu tr almalar yaplmtr. Mezheplerin teekklnden sonraki dnemlerden geriye doru bir okuma imkn veren bu almalar
onun, dnemi ve sonrasnda eh-i reyin en nemli temsilcisi olarak alglanmasnn
gerekelerinin ipularn da vermektedir. Belki de her mezhep imm iin benzer
ekilde onlarn da kabul grme gerekelerine ulalabilecektir. Ancak Eb Hanfe
sz konusu olduunda bu tr bir deerlendirmeyle ulalabilecek en nemli sonulardan biri, onun, adyla ve fkhyla ehl-i reyin temsilcisi olarak alglanmasnn
gerekelerini ortaya koymas olacaktr.
Bir hilf edebiyat tr olan mezhep ve immlarn grlerini tercih etmenin gerekelerini, salad fayda ve kolaylklar aklamak zere kaleme alnan
eserlerden biri saylan Sbt bnl-Cevznin (v. 654/1256) almasndan rnekler
vermek istiyoruz:86
Sbt bnil-Cevz, Eb Hanfenin mezhebine uymann devlet bakan iin ihtiyata daha uygun ve mmet iin ise zorluu kaldrc olduunu ifade ederek rneklerle aklamtr.
Eb Hanfenin grn almann devlet ynetimine ynelik salad kolaylk
konusunu dokuz rnekle aklamtr:
1- Eb Hanfe, elinde hara arazisi bulunup, onu ekemeyen ve hara vergisini
de deyemeyen kii hakknda, devlet bakannn o araziyi kiralama ve harac da
elde edilen cretten alma yetkisi olduu sylemitir. Ona gre, devlet bakan ayet
kiraya verecek birini bulmazsa sahibi raz olsun olmasn araziyi satp parasndan
hara vergisini alabilir. Eb Hanfe dndakilere gre bunu yapamaz.
2- Eb Hanfeye gre devlet bakannn, sava yoluyla bir kfr diyarn fethettiinde, bu topraklar, raz olsunlar veya olmasnlar ganimet bekleyen askerlere datmayarak sahiplerine verip mlkiyetlerini ikrar ederek onlara cizye vergisi
koymas caizdir. Bu konuda Eb Hanfeye muhalif olanlar, ancak askerlerin izni
halinde bunu yapabileceini, aksi takdirde onlar arasnda taksim etmesi gerektiini sylemilerdir.
3- Eb Hanfeye gre devlet bakan, Savata dman ldren, onun zerinden kan eyaya sahip olur87 demedike, dmann ldren hibir kimsenin
bunu yapma hakk yoktur. Dierleri, bunu devlet bakannn izni olmakszn yapabileceini sylemilerdir.
4- Bir su ileyen kii hakknda devlet bakan tazr cezasna hkmetse ve o
kii bu cezadan dolay lse, Eb Hanfeye gre tazmin etmez. Bakalar, tazmin
gerekir demitir.
5- Eb Hanfeye gre devlet bakannn izni olmakszn mevt araziyi ihya
eden ona sahip olamaz. Dierlerine gre devlet bakannn iznine gerek olmakszn sahip olur.
86
87
6- Eb Hanfeye gre bir kiinin klesi zina etse, arap ise veya hrszlk yapsa
bu su sabit olduunda devlet bakannn bu kleye had cezas uygulama yetkisi
vardr. Ancak efendisinin had cezas uygulama yetkisi yoktur. Ona muhalif olanlar, devlet bakannn iznine ihtiya olmakszn efendisinin had cezas uygulama
yetkisi olduunu sylemilerdir.
7- Eb Hanfeye gre sime hayvanlarn zektn (devlet bakannn izni olmakszn) sahibi bir fakire verse, devlet bakannn ondan ikinci defa zekt alma
hakk vardr. Dierlerine gre, ikinci defa alma hakk yoktur.
8- Eb Hanfeye gre bir kii buluntu ocuu kasten ldrse devlet bakannn
ksas yapma yetkisi vardr. Dierlerine gre yoktur.
9- Eb Hanfeye gre bir cenazede, cenazenin velisi ve devlet bakan bulunurlarsa cenaze namazn sultann kldrmas evladr. Dierlerine gre velinin kldrmas evladr.
Sbt bnil-Cevz, Eb Hanfenin mezhebini tercih etmenin mmete salad kolaylk hakknda ise taharet ve alveri konularnda baz rnekler vermitir.
Bunlar arasnda, niyet olmakszn abdest ve gusl sahih saymas; hamamlara girmeyi caiz grmesi; balktan yaplm mleklerden su imeyi ve abdest almay
helal saymas; piirmede ve ekmek yapmnda tezek kullanlmasn caiz grmesi;
iftith tekbirinin niyete mukarin olmas hususundaki zorluu kaldrmas; alveri
konusunda ise teati yoluyla alverii, ocuun yapt alm-satm, Mslmanlarn
nadiren uzak kalabilecekleri ceviz, karpuz, nar, salatalk, acur, mantar vb. eylerin
henz olmadan (gib) satmn caiz grmesi ve de ykanmadan buday temiz kabul etmesi gibi insanlarn kanmas mmkn olmayan, yapmalarnda byk zorluk bulunacak eylere kolaylk prensibine dayal olarak hkm vermesi saylabilir.88
Bu rnekler Eb Hanfenin fetvalarnda fkhn ilerliine, ferdi ve ictimai hayata uygunluuna, ynetim asndan uygulanabilirliine gsterdii zeni aka
ortaya koymaktadr. Bu da sonraki dnemlerde onun mezhebinin benimsenmesinde olumlu etkiler yapmtr.
Grne esas ald kriterlerin gereki ve insan hayatnn realitelerine uygun oluu yine onun dneminde ve sonrasnda kabul grmesinde etkili olmutur.
Nitekim Muhammed Ysuf Ms, Eb Hanfenin fkhnn, ibadet ve muamelatta
kolaylk, fakir ve zayf taraf gzetme, kiinin hukuki ilemlerini imkan dhilinde
geerli sayma, fertlerin hrriyetini ve kiiliini gzetme, devlet otoritesinin devlet
bakannca temsili olmak zere be esasa dayandn belirtmitir.89
SONU
Fkhn teekkl devrinde naslar anlama ve yorumlamaya ynelik iki yaklam
ortaya kmtr. lkine gre naslardaki illet ve maksatlar dikkate alnp, bu metin88
89
ler tutarl ve uygulanabilir bir ekilde yorumlanmal; dierine gre ise i tutarllktan ziyade naslarn zhiri esas alnmaldr. Bunlardan birincisi ehl-i rey, ikincisi ise
ehl-i hadistir. Her iki yaklam da kaynak ve delil olarak din verileri esas almakla
beraber, bunlar yorumlamada farkl metot ve sistem gelitirmilerdir. Dnemi ve
sonrasnda ehl-i reyin en nemli temsilcisi ve sistemletiricisi kabul edilen Eb
Hanfe de temel kaynak olarak naslar referans alm, bununla birlikte reyi naslarn yorumlanmasnda sistemli bir ekilde kullanmtr. Aksi takdirde onun, reyi,
naslar yannda mstakil veya onlara alternatif bir kaynak olarak kabul ettiini sylemek gereklere aykr bir iddia olur.
Eb Hanfe, Kfede balayarak gelien ve ehl-i rey olarak temayz eden Irak
fkhnn metodolojisinin olumasnda en nemli paya sahip fakihtir. Dolaysyla
hem kendi dnemi hem sonraki zamanlar iin eh-i reyi Eb Hanfe temsil etmektedir. Nitekim Irak fkhnn sonraki dnemlerde devam olan fkh anlay onun
ismine nispetle Hanef mezhebi olarak adlandrlmaktadr. Esasnda bunun birok
sebebi vardr.
ncelikle Eb Hanfe, gelenek ierisinde tredi bir metot ve anlay getiren bir
kii deildir. O, sahbe ve tabin tarafndan balatlm bulunan bir ekol iinde yetimi ve o fkh anlay sistemli hale getirmitir. Fkh dncesine olan dorudan
katks saylabilecek bu sistemletirme erevesinde o, kendi zamannda ucu ak
bir anlaya doru gitmekte olan rey dncesini dengeli ve muteber bir zemine
oturtmu; Irak gibi ok karmak bir sosyal ortamda sorunlara zm retebilecek
bir fkh anlay gelitirmi; fkh blm ve konularna ayrarak tertip etmi; kyas
dzenli bir ekilde kullanm, zellikle kyas ve nassn uyumad durumlarda
istihsn gelitirerek fkh dnceye yeni bir yn vermitir.
Eb Hanfe, yaad dnem itibariyle de ehl-i rey ekolnn belirli bir aama
kaydedip, mezheplerin henz teekkl etmedii bir devirde sistemletirme ve tercih yapt iin, meruiyet asndan en mnasip zaman temsil etmektedir. Nitekim ona mm- Azam denmesinin sebepleri arasnda dier mezhep immlarndan
yaa byk olmas yannda, fkh sistemletirmesi, kyas ve istihsn dzene koymas, bir metot tercihinin yaplabilecei bir zamanda yaayarak bunu da hakkyla
gerekletirmesi olmasdr.
Eb Hanfenin fkha yapt dolayl katk ise temsil ettii rey fkhn dzenli
ve sistemli bir ekilde sonraki nesillere ulatracak aralar hazrlamasdr. Bunlar
arasnda fkh eitimini ura esasna gre gerekletirmesi, meseleleri yazdrmas, ok sayda renci yetitirmesi saylabilir. Mesela otuz yl devam eden ictihad
rs faaliyetleri ve karlkl tartmalarla zenginletirilmi bulunan eitim metodu hem fkh dncenin sistemletirilmesinde tesirli olmu, hem de ictihadlarn
salamasn yapma imkn vermitir. Bununla birlikte bu metot, hem r bakan
olmann verdii gvene hem de gl mukayese melekesine bal olarak akranlar
ve rencileri nezdinde Eb Hanfenin otoritesinin glenmesinde etkili olmu-
tur. Artk ondan sonra gelen btn talebeleri kendilerini Eb Hanfeye nispet etmeye balamlardr.
Btn bunlarn yannda Eb Hanfenin, ahsnda toplad ahlaki faziletler,
sahip olduu fkh melekesi, mukayese ve stn tahlil gc, keskin zeks ve meselelere geni adan bakabilme yetenei gibi meziyetler onun akranlar arasnda
ne kmasna vesile olmu; sonraki nesiller iin ise model bir fakih konumuna
ykselmesini salamtr. Ayrca yaad evreye kar duyarl olmas, slih bir
insan oluu, fiziki grnmne zen gstermesi ve insanlara kar iyi niyet tamas gibi zelliklerinden kaynaklanan saygn kiiliinin de Eb Hanfenin kabul
grmesinde etkisi olmutur. O, maddi bamszl ve siyasi duruu itibariyle de
sayg duyulan biri olmutur.
Eb Hanfe, btn bu zellikleri sebebiyle hem yaad dnemde hem de
sonraki zamanlarda daima hayranlkla karlanmtr. Btn bu meziyetleri, onun
ehl-i reyin temsilcisi kabul grmesinde etkili olutur.
Fkh tarihinin ileriki dnemlerinde gelien hilaf edebiyatnn bir tr saylabilecek olan, bal olunan mezhebin imm ve grlerini tercih etmenin salad
fayda ve kolaylklar inceleyen, biraz da kendi mezhebinin dier mezheplere stnln ispatlamay nceleyen tercih tr eserlerde de Eb Hanfe ve mezhebini
tercih etmenin gerek idare, gerekse fert ve toplum iin salad kolaylklara dikkat
ekilmitir. Bu tr eserler Eb Hanfenin, kendi dnemi ve sonrasnda eh-i reyin
en nemli temsilcisi olarak alglanma gerekelerinin ipularn da vermektedir.
s la m H u k u k u Arat r m al ar D e rgi si , s y. 1 9 , 2 0 1 2 , s. 6 9 - 1 1 4
Giri
mam Eb Hanfenin ve Hanef mezhebinin slm ilimler tarihinde nemli
bir arl bulunmaktadr. Eb Hanfe Kelm, Fkh ve Hadis alannda her evre ve eilimden birok insan etkilemi ve onlar zerinde derin izler brakmtr.
Kfe mescidindeki tedrs halkasnda temellerini att fkh ekol, rencileri tarafndan gelitirilerek mdevven bir mezhep haline getirilmitir. Bylece, fkh ve
uslde Mslmanlarn nemli bir ksmnn mensubu bulunduu Hanef mezhebi
teekkl etmitir.
*
mam Eb Hanfenin fura ait ictihadlar bizzat kendi denetimindeki ders halkas iinde iml yoluyla kaydedilmitir. Bu notlar, rencileri tarafndan zellikle
Eb Ysuf (v. 182) ve Muhammed b. el-Hasen e-eybn (v. 189) tarafndan farkl
suretlerle kitaplatrlm ve kuaktan kuaa aktarlarak gnmze ulatrlmtr. Ana iskeletini Zhirur-rivye dediimiz eserlerin oluturduu bu mecmuann
naklinde, cz baz rivyet farkllklar haricinde bir sknt olmamtr. Baka bir
ifadeyle, Eb Hanfenin fkh genel hatlaryla kaydedildii ekliyle gnmze intikal etmitir. Ancak bu ictihadlarn dayandrld usl konusunda ayn eyi sylemek mmkn deildir.
Arlk kazanan gre gre Eb Hanfe ve birinci dereceden rencileri usle
dair mstakil bir eser vermemilerdir. Fakat usle dair mstakil eseri olsun olmasn her mctehid, yapt ictihadda zorunlu olarak bir usl takip etmitir. Bu, tpk belli bir dzen ierisinde konuan ve yazan bir insann zihnindeki gramatik
malmata deinmedii halde ona uygun konuup yazmasna benzer. Kii ifade
etmese de kurduu cmlelerde gramer kurallarna uyar. mam Eb Hanfenin
usl, kendisinden aktarlan baz muhtasar ifadeler hari genelde kapal kalmtr.
Bu usl ilkeler byk bir ihtimalle ders halkasnda zaman zaman aka ifade
ediliyordu. Ancak kaydetme faaliyeti, ortaya konulan fer zmlerle snrl kaldndan, usl bilgiler kayt d kalm ve bize ulamamtr. mam Eb Hanfenin
rencilerinin de usle ilikin ulalabilir mstakil bir eseri bulunmamaktadr.
rencilerinin eserlerinde, zellikle mam Eb Hanfenin grlerini gerekelendirme sadedinde yaplan aklamalarda usle dair birtakm bilgiler yer almaktadr. Fakat bu bilgiler sonradan ortaya kan ve bugn elimizde bulunan sistematik
Hanef uslne kaynaklk edecek mahiyet ve kemiyette deildir.
Hanef usl tarihinde, messes/yerleik usln temellendirilmesinde karmza kan ilk isim, s b. Ebn (v. 220)dr. s b. Ebnn usle dair ok sayda kitabndan sz edilmektedir: Kitbl-Hucecil-Kebr, Kitbl-Hucecis-Sar,
sbtul-Kys, Haberul-Vhid, ctihdur-Rey, Kitbul-lel.1 Bu eserler gnmze
ulamamtr. Ancak Hanef usl alannda bugn elimizde bulunan ve en eski
yazl kaynak olma zelliini tayan el-Fusl fil-Usl adl eserinde Ahmed b. Ali
el-Cesss (v. 370), bunlar zellikle Kitbl-Hucecil-Kebr ve Kitbl HucecisSari- ksmen zetlemi ksmen de olduu gibi alntlamtr.
s b. Ebn, mam Muhammede ksa bir sre rencilik yapmtr.2 Ancak
1
bn Nedm, Muhammed b. Eb Yakb shk (v. 380/990), el-Fihrist, (Tlk. Ysuf Al Tavl), Drul-Kutubil-lmiyye,
Beyrut 1422/2002, s. 347; sml P el-Badd (v. 1339/1920), Hediyetul-rifn Esmul-Muellifn ve srulMusannifn, Milli Eitim Basmevi, stanbul 1371/1951. I/806, I/806.
Vek Muhammed b. Halef b. Hayyn (v. 306/918), Ahbrul-Kudt (Mracaa: Sad Muhammed el-Lahhm),
lemul-Kutub, Beyrut, 1422/2001, s. 344. Vek, kendi senediyle Ebu Ebu Abdillah el-Havrnin yle dediini
nakletmektedir: s b. Ebnn Muhammed b. Hasandan alp yazdklar az idi. Hi kimse bana, onu Ebu Yusuf la
bir arada grdn aktarmamtr. Bana sylendiine gre afiye kar tenkit ettii hadisleri Sfyan b. Sahbandan
almtr:
EN# jsF, e 8
t09. ) Q)a ;Mu v# Q3 nT
3 T 8o n3 R 3 J(g E4N fQ A :=N jk9@ Pq 8T%3 R3 WP
T
38o 3 :=N jD e T Ua WP)3 3%/T 3
;%nF T 3TFR J(A U./ W + f4 U9 x m, a K
Benzer ifadeler iin bkz. bnun-Nedm, el-Fihrist, s. 346; Saymer, Eb Abdillh Huseyn b. Al es-Saymer (v.
onun Ebu Hanifeyi ve mam Muhammedi temsil ettiini sylemek olduka gtr: bn Murtez (v. 840) onu Mutezilenin be esasndan biri olan adl grn
savunanlar arasnda zikretmektedir.3 Hatb el-Badd (v. 463) ve bnul-Cevzi (v.
597)nin kaydettii baz rivayetlerde onun Kurann mahlukiyeti grn savunduu bilgisine yer verilmektedir.4 Kendisi de bir Hanef olan Saymernin (v. 436)
anlattklarndan sa b. Ebnn mihne olaylar srasnda kdlk grevini srd
ve mihne olaylarnn msebbibi- Mutezil bakd bn Ebi Dudla iyi ilikiler
ierisinde olduu anlalmaktadr.5 Hlbuki bu dnemde muhalif kanatta yer alan
birok kd ve ilim adamnn skntl gnler geirdii bilinmektedir.
Yukarda sa b. Ebn hakknda aktardmz bilgiler ilk etapta mutezil bir
lim izlenimini uyandrsa da kanaatimizce sadece bu bilgilerden onun Mutezil
olduu sonucuna ulalamaz. Bunlarn bir ksmnn muhalif kaynaklara dayand gz nnde bulundurulduunda aktarlanlarlan bilgileri ihtiyatla karlmann
lzumu daha bir nem arzetmektedir. Ancak mezkr bilgilere onun usl grlerini de kattmzda onunla Mutezile arasnda -boyutlar mehul de olsa- bir etkileimin olduu kanaati arlk kazanmaktadr.
sa b. Ebn, usl-i fkha dair yapt aklama ve gerekelendirmelerde Ebu
Hanife ya da mam Muhammedin izinde hareket eden bir usulc edasyla hareket etmemektedir. O, genelde ortaya koyduu usl prensipleri (asl/usl) temellendirmek iin selefin (Sahbe ve Tabinun) uygulamasyla istihad etmektedir.
Buna oranla daha az yerde Eb Hanfe ve ashbna atfta bulunmaktadr.6 Gerek
Cesssn gerekse dier kaynaklarn s b. Ebndan yapt alntlar, onun daha ziyade mstakil hareket eden bir fakih ve uslc olduunu ortaya koymaktadr. Mesela Cesssn yapt alntda s b. Ebn, haber-i vhidin kabulyle ilgili artlar
zikrettikten sonra bunu dorudan Sahbe ve Tbindan aktard rneklerle gerekelendirmektedir.7 Bu tutumuyla o, mezhep bnyesinde kalarak tahrte bulunan bir limden ziyade serbest hareket eden ve direkt asl kaynaklardan istinbatta
bulunan bir mtehidi andrmaktadr. Ancak Cesssn tavrnda ayn derecede bir
serbestiyet grlmemektedir. O, yapt ilave aklamalarda s b. Ebnn gr-
3
4
436/1044), Ahbru Eb Hanfe ve Ashbih, Drul-Kitbil-Arab, Beyrut 1396/1976, s. 14; el-Kure, Muhyeddin Ebu
Muhammed Abdulkadir b. Muhammed b. Nasrullah bn Slim b. Ebil-Vef el-Hanef (v. 775/1373), el-CevhirulMude f Tabaktil-Hanefiyye (Thk. Dr. Abdulfetth Muhammed el-Hulv), Cze, Drul-Hecr, 1413/1993, II/678.
bn Murtaz, Ahmed b Yahy (840/1437), Tabaktul-Mutezile (Thk. Susanna Diwald Wilzer), Drul-Muntazar,
Beyrut, 1409/1988, s. 129.
Hatb, Ebbekr Ahmed b. Al b. Sbit el-Badd (v. 463/1070), Trhu Mednetis-Selm (Thk. Dr. Ber Avvd
Maruf), Drul-Garbil-slm, Beyrut, 2001/1422, XII/482; bnl-Cevz, Ebul-Ferec (v. 597/1201), el-Muntazam f
Trhil-Mulki vel-Umem (Thk. Muhammed Abdulkadir At, Mustafa Abdulkadidr At), Drul-Kutubil-lmiyye,
Beyrut, 1992/1412, XI/68.
Saymer, Ahbru Eb Hanife ve Ashbih, s. 147:
y e = L!% g ,'# ) =N 6 WS) < 8% , 7 6 EU # 8
y e =N L!% za |7 +Z 9 ~ / =N
. =Q, 4 6B iF EF g# E%F fF e = za q#
Mesela meziyet bakmndan birbirine denk olan iki zt haber arasnda rvlerin okluu ile tercih yaplamayacan
sylerken bunu, mam Muhammedin suyun temizliine dair birbirine zt olarak haber veren iki habercinin
durumu hakknda syledikleriyle desteklemektedir. Bkz. Cesss, Ahmed b. Al er-Rz (v. 370/980), el-Fusl filUsl (Thk. Uceyl Csim en-Neem), Kuveyt, 1414/1994, II/168.
Cesss, el-Fusl, I/159, 168, III/117 vd., 121, 122, 127-130, 134-138, 141.
mam fi arasndaki gr ayrlndan hareket ederek usl bir karmda bulunmaya almlardr. Serahs ise bu karmlarn yanl sebeplere dayandrldn ileri srerek15 bunun yerine sebep olarak baka meselelere atfta bulunmutur.16
Yukarda verilen rnek ve aklamalar mevcut Hanef uslnn genel itibariyle Eb Hanfeye isnad konusunda ihtiyatl olmamz gerektirmektedir. htiyat
gerektiren bir dier husus, farkl eilimlerdeki usl limlerinin, Hanef uslndeki
bu boluu kendi fikr eilimleri dorultusunda doldurmu olmalardr. Fkhta
Hanef, ancak kelam bakmdan farkl tercihleri bulunan ok sayda lim bulunmaktadr. Sz konusu farkllk, sadece Hanef mezhebine has bir durum deildir.
Bu mnda her ynyle homojen olan herhangi bir mezhepten bahsetmek mmkn deildir. Ancak Hanef mezhebinin bu durumdan hissesi daha fazla olmutur, denilebilir. Bu da yukarda belirttiimiz gibi, Eb Hanfeye ait mdevven/
yazl bir usln bulunmamasndan kaynaklanmtr. Bunun haricinde gerekte
Haneflii benimsemedii halde, Eb Hanfenin ve Hanef mezhebinin otorite ve
saygnlndan istifade etmek isteyen baz bidat gruplar da olmutur. rnein
sferyn (v. 471) bu konuda yle der: Ehl-i reyden baz trediler kp Kaderiyye ve Rfziyyenin (Mutezile ve ann) grlerine yapm ve onlar taklid
etmilerdir. Bunlar, Ehl-i Snnetin kllarndan ekindikleri iin sahip olduklar habs itikd Eb Hanfeye nisbet edip onunla kendilerini gizlemeye almlardr. Bu grlerin Eb Hanfeye ait olduu iddias sizi aldatmasn. Zira Eb
Hanfe, bunlardan ve bunlarn nisbet ettii eylerden berdir.17
mam Eb Hanfenin ilk talebeleri ve mteakip dnemlerde onlar izleyen
birok lim, hem uslde hem de furda Ebu Hanifeye bal kalmlardr. Ancak Hanef mctehidlerin fkh meclislerine devam eden baz limler -zellikle
Mutezile mensuplar- fkhta Haneflii benimsemekle beraber uslde kendilerine
zg tutumu korumaya devam etmilerdir.18
Bu konu zerinde nemle duran isimlerin banda Ebul-Mun en-Nesef (v.
508) gelmektedir. Nesef, ilk dnem Hanefi limlerinin umumun delleti ve tahsisi
konusunda Mutezileye iddetle kar ktklarn ancak daha sonraki Hanefilerin,
Mutezileye meyyl baz uslclerin etkisiyle umumi ifadelerin katlii prensibini benimsediklerini belirtmektedir.19 Nesefnin aktardna gre umumun katili15
16
17
18
19
Serahs, el-Usl, I/53; Benzer rnek iin bkz. Cesss, el-Fusl, III/340.
Serahs, el-Usl, I/54; Kr. Sadruera, Ubeydullh b. Mesd el-Mahbb (v. 747/1346), et-Tavdh erhut-Tenkh
(Telvh ile birlikte), (Thk. Muhammed Adnn Derv, Drul-Erkam, Beyrut 1419/1998, I/452-456.
sferyn, Ebul-Muzaffer (v. 471/1078), et-Tabsr fid-Dn ve Temyzil-Frkatin-Nciyeti anil-Firakil-Hlikn, (Thk.
Muhammed Zhid el-Kevser), Matbaatl-Envr, Kahire 1359/1940, s. 114; Kr. Leknev, Muhammed Abdlhayy
(v. 1304/1886), er-Ref u vet-Tekml fil-Cerhi vet-Tadl, (Thk. Abdlfetth Eb udde), Drus-Selm, Kahire
1421/2000, s. 385-386.
bn Abdilberr, Eb mer Ysuf b. Abdillah en-Nemir el-Endels (v. 463/1070), Cmiu Beynil-lmi ve Fadlih, (Thk.
Mesad Abdlhamd Muhammed es-Saden), Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut 1421/2000, s. 326; bn Kutlubo,
Zeynddn Ksm (v. 879/1474), Tct-Tercim f Tabaktil-Hanefyye, Mabaatul-n, Badd 1382/1962, s. 55;
Takprzde, Ahmed b. Muslihuddn Mustaf bn Hall (v. 968/1560), Tabaktl-Fukah, (Thk. Ahmed Nle),
Musul 1381/1961, s. 37; Leknev, Muhammed Abdlhayy (1304/1886), el-Fevidul-Behiyye f Tercimil-Hanefyye,
Matbaats-Sede, Msr 1324/1906, s. 171.
Nesef, Ebul-Mun Meymn b. Muhammed (v. 508/1115), Tabsiratul-Edille f Usliddn (Thk. Hseyin Atay),
20
21
22
23
usl olmutur. Eb Hanfenin ve ilk rencilerinin usle dair mstakil bir eser
vermemesi de bu karma usle zemin hazrlamtr.
unu da belirtmek gerekir ki gerek Mutezilenin -zellikle Ebul-Hseyn elBasr (v. 436) gibi son dnem mutedil Mutezilleri-, gerekse ksmen onlarn etkisinde kalan limlerin tenkid edildii noktalar snrl olmutur. Mutezile, birok
konuda Cumhrla ayn kanaati paylamtr. Baz noktalarda ise yaanan ihtilf,
lafz dzeyinde kalmtr. Mesel birinin hd haber olarak grp esas ald eyi,
dieri mehr haber veya selefin ameline mazhar olan haber olarak grp amel etmitir. Birinin neshten tr terk ettii bir haberi dieri ummul-belv veya kysa
aykrlk gerekesiyle terk etmitir. Fakat gnmzde mevcut Hanef uslne ve
onun kaynaklarna atfta bulunanlarn yaklam, Mutezil bak asyla bile izah
edilemeyecek bir usl tablosu ngrmektedir.27
Usl alanndaki bu karklk, Eb Hanfenin esas tutumunu ve bu tutumun
sonradan oluan Hanef uslyle ne derece uyutuunu tespit etmeyi gerekli klmaktadr.
I. EB HANFEYE GRE SNNETN ANLAMI, KAYNAK DEER,
TASNF VE FADE ETT HKM
B. Snnetin Anlam
Snnet, kullanld balama ve alana gre farkl mnlar tayan bir kelimedir. Muhaddisler, ihtisas alanlar gerei Peygamberle ilgili btn hususlar tespit
edip aktarmay ama edindiklerinden Snneti, Peygamber (s.a.v)den nakledilen
sz, fiil, takrr, ahlk sfat, yaradla ilikin zellik ve bisetten nce ya da sonra
sadr olan davranlar eklinde tanmlamaktadrlar. Usl limleri, er kaynaklarn tesbiti ve ahkmn istinbatyla ilgilendikleri iin Snneti Kuran haricinde
Peygamber (s.a.v)den sadr olan sz, fiil ve takrrler eklinde tarif etmektedirler.
Fakihler, meseleyi Snnetin er hkme delleti ve balaycl asndan ele aldklar iin Snneti Farz ve vacipler dnda Peygamber (s.a.v)den sadr olan her
ey eklinde tanmlamaktadrlar. Ayn kelime, muhataplar itaate tevik makamnda ya da bida kart olarak kullanld zaman hangi brantan olursa olsun
btn limlere gre dinde izlenmesi gereken yol (,8 O %(~ ,) anlamn ifade
etmektedir.28 Bu anlamda Snnet, bata Kurn olmak zere din herhangi bir delile dayanan btn uygulamalar kapsamaktadr.
Bu almamzda sz konusu edilen snnet usul anlamdaki snnettir. Yukarda belirttiimiz gibi usl limleri snneti Peygamber (s.a.v)den sadr olan sz, fiil
27
28
Mesela haddlere ilikin hadisler hibir Mutezili veya Hanef tarafndan Kurana veya kyasa muhalif olarak
deerlendirilmemitir. (Mutezilenin tutumu iin bkz. Zemaher, Ebul-Ksm Mahmd b. mer (v. 538/1144),
el-Kef an Hakikit-Tenzl ve Uynil-Ekvl f Vchit-Tevl, Matbaat Muhammed Efend Mustaf, 1308, I/355,
II/81-2.) Ancak gnmzde bu ve buna benzer birok hadis mezkr gerekelerle inkr konusu olmaktadr.
Bkz. Eb udde, Abdlfetth (v. 1417/1996), Lemeht min Trhis-Snne, Drul-Beiril-slmiyye, Beyrut 1995,
s.13-14.
31
32
33
34
35
36
Mahall, Celluddn (v. 864/1459), el-Bedrut-Tli f Halli Cemil-Cevmi (Thk. Ebul-Fid ed-Dstn),
Messessetur-Risle, Beyrut, 2005/1426, II/7.
bn Melek, Mevl Abdullatf (v. 801/1398), erhul-Menr fil-Usl, Salh Bilici Kitabevi, st. 1965, s. 205. Cessas,
gibi baz uslcler, Snneti tarif ederken sadece sz ve fiilden sz ederler. ( k8( N # 4 :4F# 4 q W4
F)
Ancak fiil kkn, takrri de ihtiva edecek ekilde aklarlar. Bkz. Cesss, el-Fusl, III/235.
eybn, Muhammed b. Hasan (v. 189/804), Kitbul-Asl, (Tlk. Ebul-Vef el-Afgn), lemul-Kutub, Beyrut
1410/1990, I/294.
tib, el-Muvfakt adl eserinde bu durumu yle anlatr: Kitap ve Snnetten bildiimiz ya da bilmediimiz
bir delile dayanan Sahbe ameli iin de Snnet lafz kullanlr. Zira byle bir amel ya bize ulamam [ama Sahbe
nezdinde msellem olan] bir Snnete ball ifade etmektedir ya da Sahbenin veya Sahbeden olan [rid]
halifelerin, hakknda gr birlii ettii bir ictihad temsil etmektedir. (tib, Eb shk brhm b. Ms el-Lahm
(v. 790/1388), el-Muvfakt f Usli-era, (erh ve Tahrc: Abdullh Derrz), Drul-Kutubil-lmiyye, Beyrut
(t.y.), IV/3 vd.)
Eb Zehra, Muhammed (v. 1394/1974), Eb Hanfe Haytuh ve Asruh-ruh ve Fkhuh, Drul-Fikril-Arab,
Khire, 1412/1991, s. 258.
eybn, el-Asl, I/43; Eb Hanfe, Risle il Osmn el-Bett (Thk. Muhammed Zhid el-Kevser), Matbaatl-Envr,
Kahire 1368/1948, s. 37-38; eybn, Kitbul-Asl, I/164,442-3; eybn, Muhammed b. Hasan (v. 189/804), Kitbulsr (Takdim: Muhammed Abdurreid en-Numn), Kar, 1410/1989, s. 270.
eybn, Kitbul-sr, s. 191; eybn, Muhammed b. Hasan (v. 189/804), el-Muvatta, (Thk. Abdlvehhb
Abdllatf), Ner: Lecnet hyit-Tursil-slm, Msr 1387/1967, s. 75.
Snnet kelimesi iin bkz. Eb Ysuf, Yakub b. brahim el-Ensr (182/798), Kitbul-Harc, Drul-Marife,
Beyrut, (t.y.), s. 94,164-165; A. mlf, er-Redd al Siyeril-Evz (Thk. Ebul-Vef el-Afgn), Drul-Ktbil-lmiyye,
Beyrut, (t.y.), s. 31-32, 36, 38, 41, 46, 49, 53, 67, 76, 116; eybn, Muhammed B. Hasan (v. 189/804), el-Hucce al
Ehlil-Medne, (Thk. Mehd Hasen el-Geyln el-Kdir), leml-Ktb, Beyrut 1403/1983, II/147, 399; Hadis
37
38
39
40
41
iin bkz. Eb Ysuf, el-Harc, 94; Eb Ysuf, er-Redd, 31, 38, 40, 105; eybn, el-Asl, s. 399; eybn, el-Hucce,
I/126; Eser iin bkz. eybn, el-Asl, I/74, 76, 166.
Eb Hanfe, Risle il Osmn el-Bett, s. 35.
eybn, el-Hucce, II/513-4, 561, 563,621-623, VI/319-322.
Saymer, Ahbru Eb Hanfe, s. 10; bn Abdilberrr, Ebu mer Yusuf (v. 463/1070), el-ntik f Fedilil-EimmetisSelsetil-Fukah (Thk. Abdlfetth Eb udde), Drul-Beiril-slmiyye, Beyrut 1417/1997, s. 264-265; Hatb,
Eb Bekr Ahmed b. Ali el-Badd (463/1070), Trhu Badd ev Mednetis-Selm, Mektebetl-Hnc, Msr,
1349/1931, XIII/368.
rnekler iin bkz. eybn, Kitbul-sr, s. 244.
rnek iin bkz. Ebu Hanife, el-Fkhul-Ekber (Ali el-Kr erhiyle birlikte), Drul-Kutubil-lmiyye, Beyrut,
1404/1984, s. 305-506.
lamda bir tasnf grlmemektedir. Ancak ierik asndan bu tasnfin ilk dnemlerden itibaren var olduunu syleyebiliriz.
Eb Hanfede hd olan-hd olmayan ayrm nettir; ancak mtevtir-mehr
ayrm iin ayn eyi sylemek gtr. Erken dnem eserlerinde hd olmayan hadisler (mtevatir-mehur), marf snnet, mehr snnet ve ihtilfsz snnet kelimeleriyle ifade edilmektedir.42
Mtevtir hadisleri/snnetleri, kendi iinde usl anlamda mtevtir ve
isnda dayal mtevtir eklinde ikiye ayrmak mmkndr. Usl anlamda
mtevtiri ksaca; yalan zere anlamalar deten/aklen mmkn olmayan topluluklarn -ilk kaynaa varncaya kadar- ayn nitelikteki topluluklardan aktardklar haber eklinde tanmlayabiliriz.43 Bu tanm dierinden farkl klan husus,
haberin aktarmnda isnad artnn olmamasdr. Hz. Peygamberden itibaren amel
edilegelen ve kuaktan kuaa aktarlan hususlar -belli bir senede dayanmasa bileusl tevtr oluturur.
lk dnem kaynaklarnda Eb Hanfeye gre isnda dayal mtevtirin var
olup olmad konusunda ak bir ifade bulunmamaktadr. Buna karn usl
mnda mtevtirin; mesel farz namazlarn adedi, le namaznn drt rektl
oluu gibi lim-chil btn Mslmanlarn tartmasz olarak bildii Snnet kategorisinin Eb Hanfede var olduu rahatlkla sylenebilir.44 Baka bir deyile, Eb
Hanfeye gre mesel vakf arazisinin hkmne ilikin bir hadisle le namaznn
drt rektl oluu hakkndaki Snnet bilgisi ayn sbt derecesine sahip deildir.
Bunlardan birincisi zann ifade eden rivyetlere dayanrken, ikincisi kesin bilgi ifade eden trden haberlere dayanmaktadr. rencilerinden aktarlan aklamalar
da bunu teyid etmektedir.45
a. Senede likin artlar
Usl anlamdaki Mtevtir iin sened art aranmaz. Buna karn hd kategorisine giren haberlerin kabl iin hem sened hem de muhtev art aranmaktadr. hd haberlerde hadisi rivyet edenlerin kil, zbt, dil ve Mslman olmas
gerekmektedir.46 Bunun yan sra haberin muhtev asndan baz zelliklere haiz
olmas gerekir.
42
43
44
45
46
Bkz. Ebu Hanife, Numn b. Sbit, el-lim vel-Mteallim, (Thk. Muhammed Zhid el-Kevser), Matbaatl-Envr,
Kahire, 1368/1948, s. 24-25; Eb Hanfe, Risle il Osmn el-Bett, s. 35; Kr. bn Abdilberrr, el-ntik, s. 276-277.
Ebu Hanife, el-lim vel-Muteallim, s. 24-25.
eybn, Kitbul-sr, s. 244.
da ne dersin? Bunlar kfir mi? dedi. bn mer cevben yle dedi: Hayr, onlar
Allaha irk komadka kfir saylmazlar.50
Bu rivyette de aka irk koulmadka gnah sebebiyle bir kimsenin imandan kmayaca veya kfrle itham edilemeyecei anlatlmaktadr.
Eb Hanfenin szkonusu zin rivyetini reddederken bu hadislerde anlatlan
ierii hesaba katmadan sadece Kurnn zhir delletinden hareketle konutuunu sylemek doru olmasa gerektir. Kanaatimizce o, mezkr hadisi reddederken,
Kurn delletin yan sra bu hadislerdeki sarh muhtevy da gz nnde bulundurarak konumutur. Baka bir ifadeyle el-srdaki ifadeler, Eb Hanfenin zin
rivyeti konusundaki malmtnn, yetlerin zhir delletiyle snrl olmadn
gstermektedir. Konuyla ilgili ifadelerin toplamndan, Eb Hanfenin mezkr
rivyeti hem Kitaba hem de Snnete arz ettii anlalmaktadr.51 Bu husus bn
Abdilberrin u ifadelerinden net bir biimde anlalmaktadr: Ehl-i hadsten birok kii, dil kimselerin rivyet ettii ok sayda hd haberi reddettii ve bunlar zerinde ittifak edilmi hadislere ve Kurnn mnlarna arz edip muhlif
olanlar zz olarak isimlendirdii gerekesiyle Eb Hanfeye tanetmeyi ciz
grmlerdir.52
Eb Hanfe tarafndan Osmn el-Bettye yazlan Rislede de hidyet kayna
olarak Kitab ve ihtilfsz Snnetten sz edilir.53 lk dnem rencilerinin aklamalar da ayn muhtevy desteklemektedir. Mesel mam Eb Ysuf birok yerde
zellikle Eb Hanfenin ictihadlarn gerekelendirme balamnda bu dorultuda aklamalarda bulunur. Karlalan hadislerin Kitaba ve fakihlerce malm
olan Snnete arz edilmesi gerektiini, buna muhlif olan rivyetlerin ise kabul
edilmemesi gerektiini belirterek yle der: Ummun (herkesin) bildii hadislere sarl ve zz olan hadislerden kan!.54mam Muhammedin aklamalarnda da sadece Kurna arz eklinde bir yaklam bulunmamaktadr. Bunun yerine
Kurn ve Marf Snnet vurgusu ne kmaktadr.55 mam Eb Ysuf ve mam
Muhammedin aklamalarnda bir arada verilen bilgiler, Eb Hanfenin ifadelerinde ayr ayr yerlerde zikredilmitir. Onun farkl yerlerdeki bu ifadeleri bir araya
getirildiinde, rencilerinin aklamalaryla rten bir tablo ortaya kmaktadr.
mam Eb Hanfenin mstakil cmlelerini tek bana ele almak yerine, bunlar
50
51
52
53
54
55
Debbs bu konuda unlar kaydeder: Bize gre haber ister Kitabn aslna aykr olsun ister umumuna veya zhirine aykr olsun farketmez [reddedilir].62
Uslclerin Kitab-haber ilikisine dair ileri srdkleri bu grn temel gerekesi udur: mm, hss, mutlak, mukayyed ve zhir lafzlar, delalet bakmndan
katdir. Buna karn hd haberler zannidir. Kurnn kat ifadeleri zann ifade eden
hd haberlerle snrlandrlamaz ve Kurndaki muhtevaya ilavede bulunulamaz.63
Haber-Kurn ilikisine ve muhalefetin keyfiyetine dair yaplan bu aklamalarn tahr eseri olduunu dnyoruz. Zira bu konuda Eb Hanfenin kendisinden aktarlan bir aklama bulunmamaktadr. Hatta baz usl eserlerinde Eb
Hanfeden bunun tam aksine aklamalar nakledilmektedir.64 te yandan iyice
incelendiinde en azndan mevcut hadis literatrne gre hd olan baz rivayetlerin Eb Hanfeye gre Kitabn umum ve hususunu, mutlak ve mukayyedini snrlandrd, vucup ve nedb gibi er hkmlere kaynaklk ettii grlmektedir.
Bu da haliyle Eb Hanfenin muhalefetle tahsis ve takyidi kastetmediini, aksine
haberin Kurnn aslna muhalif olmamas gerektii eklinde bir manay kastettiini gstermektedir. ayet o, mm-hss veya mutlak-mukayyed olan lafzlar arasndaki farkll muhalefet addetseydi ayetleri beyan edip snrlayan haberlerle amel
etmez ve bunlara vucup ve nedb gibi er hkmler bina etmezdi.65 Bu da onun
muhalefetle, Kurann aslna aykrl kastettiini mm-hss, mutlak ve mukayyed
arasndaki farkllklar muhalefet addetmediini gstermektedir.66
Sonu itibariyle haber-i vhidin Kurna muhalefeti derken haberin Kurnn
aslna muhalif olmasn, s b. Ebnn ifadesiyle Kurnn kesin bir ekilde farkl
beyanda bulunduu bir konuya ilikin olmasn ( ~ E(`' I 0 4 (, ) anlamak gerekir.67
62
63
64
65
66
67
Ebu Hanifenin birinci dereceden rencileri ve onlar izleyen limlerin aklamalar da belirttiimiz hususlar teyid etmektedir. Eb Ysuf un, er-Red ala
Siyeril-Evzde Hz. Aliden naklen u mealde bir bir hadis aktarmaktadr: Allah
Raslnden size bir hadis ulatnda onu hidayete, takvaya ve hayata en uygun
ekilde telakki edin.68
Tahv de ayn sz kendi senediyle Hz. Aliden nakleder69 ve birden fazla manaya muhtemel olan hadislerin Kitaba ve Snnete muhalif olan manalar hamledilmemesi gerektiini belirtir.70 Cesssn s b. Ebndan aktard aadaki cmleler
bu konuda baka bir sze ihtiya brakmayacak derecede kapsaml ve aktr:
Allah Rasl (s.a.v)nden, zhir manas itibariyle Snnetleri ve ahkm beyan
eden veya zerinde ittifak edilmi herhangi bir Snneti nakzeden ya da Kurnn
zhirine ters den bir hadis varid olduunda, ayet hadisin bunlara muhalif olmayan bir manaya hamledilme ihtimali varsa o hadis, Snnetlere en fazla benzeyen ve Kurnn zhirine en muvafk olan manaya hamledilir. Hamledilebilecek
bir mana yoksa o hadis azz olarak kabul edilir.71 Ne var ki bu dakik prensipleri
kaydeden s b. Ebn ve Cesssn uygulamada Cumhurdan farkl bir yol izledii anlalmaktadr. Tahsis konusunda veled-i zina, ailesinin alamasndan tr
lnn azap grmesi, bir ahit ve yeminle hkm verme, musarrt ve kura hadislerinin kendilerine gre makul ve makbul manalarnn olduunu belirttii halde72
kitabn dier blmlerinde zellikle haber ksmnda bu haberleri merdut rivayet
rnekleri arasnda zikreder.73
2. Snnetin Kapsam Asndan Tasnfi
Kapsam bakmndan Peygamberden sdr olan fiilleri iki grupta inceleyebiliriz: Teri nitelikteki fiiller ve Hz. Peygambere mahsus olan fiiller.
Nebev uygulamalarn geneli teri bir nitelik tar. Hz. Peygamberin Kurn
beyn etmek veya mstakil olarak terde bulunmak maksadyla icra ettii btn
fiiller bu kapsama girer. Hadis kitaplarndaki ibadet, mumelt ve ukbta dair
aklamalar buna rnek verebiliriz. Teri Snnet genelde btn mmet iin rneklik tekil eder. Btn Mslmanlar Hz. Peygamberin teri nitelikteki sz, fiil
ve takrrlerini esas almak ve onu izlemekle mkelleftir.
68
69
70
71
72
73
edilmesi gerektiini aksi takdirde kabul edilemeyeceini belirtir. Tekellfl tevile bavurulmas halinde batl
szlerin bile terk edilmekten kurtulacan syler. Bkz. Buhr, Abdlazz (v. 730/1329), Keful-Esrr an Usli
Fahril-slm el-Pezdev (Tlk. Muhammed el-Mutasm billh el-Badd), Drul-Kitbil-Arab, Beyrut 1417/1997,
III/19-20. Kitaba ve Mtevtir Snnete muhalif olan hd haberler iin de ayn eylerin sz konusu olduunu
ifade eder. (Buhr, Keful-Esrr, III/20.) Buhr ile s b. Ebnn yaklam, en azndan teorik dzeyde bir farkllk
arzetmektedir. Eb Hanifenin grn yanstma bakmndan s b. Ebnn yaklam daha isbetli grnmektedir.
Eb Ysuf, er-Redd, s. 29.
Tahv, erhu Menil-sr, III/436.
Tahv, erhu Menil-sr, III/436-437.
Cesss, el-Fusl, I/156.
el-Fusl, I/203-207.
Bkz. Cesss, el-Fusl, III/ 114, 129, 184.
de unlar kaydeder: Bize ulatna gre Ali b. Eb Talib [son] iki rektta tespih
ederdi. Keza bize ulatna gre Ebbekir Sdk (r.a) akam namaznn nc
rektnda Ftihay ve Rabbimiz, bizleri hidayet ettikten sonra kalplerimizi saptrma ve bize katndan bir rahmet bala! phesiz sen ok balaycsn ayetini
okurdu.80 Cmiul-Mesndde yer alan baka bir rivayet, Eb Hanfenin dayana
hakkndaki kanaatimizi pekitirmektedir: Hris, Hafz Talha, bnul-Muzaffer,
bn Husrev ve Kd Ebbekr Muhammed b. Abdilbknin kendi msnedlerinde
naklettiklerine gre Eb Hanfe, At b. Eb Rebh yoluyla Eb Hureyrenin yle
dediini nakletmitir: Allah Raslnn mnadisi Mednede yle sesleniyordu:
Kitabn Ftihasyla bile olsa kratsz namaz olmaz.81
Bu aklamalar Eb Hanfenin, namazda Ftiha dnda baka eylerin de
okunabilecei konusunda ilgili hadislere ve Sahbe tatbikatna dayandn gstermektedir.
mam Muhammedin aktardna gre Ebu Hanife, Yats, le, ikindi ve akam
namaznn nc rektnda kii dilerse tekrar Ftihay okuyabilir, dilerse bir ey
okumadan skt edebilir, dilerse tesbihte bulunabilir demitir.82 ayet Eb Hanfe,
uslclerin ileri srd gibi yetlerin katlii ve hadislerin zannlii gerekesinden
hareket etmi olsayd, nc ve drdnc rektta da Kurndan bir eylerin okunmasn art koard. nc ve drdnc rektta sadece tesbih etmekle yetinilebileceini veya skt edilebileceini sylemesi, onun namazdaki kraat konusunda
sonraki usl eserlerinde belirtilen gerekelerden hareket etmediini gstermektedir. Ftihann okunuu iin verilen bu rnek, namazda tadl-i erkn, tavaf, kurban,
ftr sadakas ve vitir gibi, iinde phe barndran bir delille gerekli olduu iin adna
vacip denilen ibadetler iin de geerlidir. Kanaatimizce bu rneklerin hibirinde
Eb Hanfe, usl kitaplarnda belirtilen gerekelerden hareket etmi deildir. Onun
usl anlaynda bu anlamda bir farz-vacip ayrm yoktur.
II. EB HANFENN HABER- VHD KABL HAKKINDA LER
SRLEN BAZI ARTLAR
Yerleik Hanef uslnde haber-i vhidin kabul iin bir takm artlar ileri
srlmektedir. Bu artlarn btn Eb Hanfeden aktarlm deildir. Bunlar, genelde tahrce ve serbest ictihada dayanmaktadr.
Eb Hanfenin tutumuyla yerleik Hanef usl arasnda bir mesafe olduu
eskiden beri az da olsa Ebul-Mun en-Nesef, Semerkand ve Dehlev gibi- baz
muhakkik Hanefler tarafndan ifade edilmitir. lk dnem Hanef kaynaklar da
bu limlerin yapt ayrm dorulamaktadr. Burada, Hanef uslnde geen ve
ou kez Eb Hanfeye ait zannedilen, bazen de aka Eb Hanfeye isnad edilen
artlar incelemek istiyoruz.
80
81
82
Bu aklamalardan, Eb Hanfenin fakihlik vasfna hi nem vermedii anlam karlmamaldr. Eb Hanfe, hadisin kabul iin fkhur-rvyi art komamakta ama bir tercih vesilesi olarak fkhur-rvye bavurmaktadr. Mesel
Hz. Peygamberin ihramda iken Hz. Meymne ile evlendiini rivyet eden bn
Abbsn rivyetini -rvnin fakih olmas nedeniyle- Rfi b. Hadcin rivyetine
tercih etmitir.90
2. Ravinin Tan
Rvnin tanda bulunmamas (kendi rivyetini inkr etmemesi ya da ona aykr
bir amel ilememesi) konusunda mam Eb Hanfeden direkt bir aktarm bulunmamaktadr. Usl kitaplarnda rvnin tanndan dolay reddedildii ileri srlen
farkl hadis rnekleri bulunmaktadr. Bunlardan sadece birine yer vermek istiyoruz:
rnek: Velisiz ve iki ahit olmadan yaplan nikh [geerli] olmaz.
Usl kitaplar bu hadisin Hz. ie tarafndan rivyet edildiini, ancak onun da
buna aykr amel ederek, kardei Abdurrahmann kzn evlendirdiini, baka bir
deyile kendi rivyetine tanda bulunduunu ve dolaysyla bu hadisle amel edilemeyeceini belirtmektedirler.91
Eb Hanfenin velisiz nikh niin ciz grd konusundaki aklamalar arasnda rvnin ameline veya inkrna dair herhangi bir bilgi bulunmamaktadr. Eb
Ysuf ve mam Muhammedin aktarmna gre velisiz nikhn cizlik sebebi, konuya ilikin rivyetlerdir. Eb Ysuf, Eb Hanfenin yle dediini nakleder: [Ergen olan] kz ocuu istemedii halde evlendirilemez. Zira o, ergen olmu ve kendi
iine mlik olmutur. Dolaysyla bu ie zorlanamaz. Bu konuda Allah Raslnn
yle dedii bize ulamtr: Bkire olanlarn iznine bavurulur. Onlarn izni susmalardr. ayet zorlanmas ciz olsayd iznine bavurulmazd.92
mam Muhammedin el-srda kaydettiine gre Eb Hanfe, hocas Hammd
kanalyla brhm en-Nehanin yle dediini nakletmektedir: Bkire kadn, izni
alnmadan nikhlanamaz. Onun rzas susmasdr93 mam Muhammed, akabinde u aklamay yapar: Biz de bununla amel ediyoruz. Bize gre ergen bir kz,
ister babas evlendirsin ister bakas, ancak kendi rzasyla evlendirilebilir. Onun
rzas susmasdr. Bu ayn zamanda Eb Hanfenin grdr.94
mam Muhammed el-Huccede Eb Hanfenin konuyla ilgili grn gerekelendirirken benzer aklamalarda bulunur ve bu konuda vrid olan hadislere yer
90
91
92
93
94
verir.95 Btn bunlar Eb Hanfenin velisiz nikh tecviz ederken konuyla ilgili
baz rivyetleri esas aldn gstermektedir. Bu alntlarda Eb Hanfenin kart
ierikteki hadisler hakknda nasl dnd ve bunlar niin terk ettiine dair
herhangi bir aklama bulunmamaktadr. Dolaysyla srf bu bilgilere dayanarak
onun velisiz nikh ciz grmeyen hadisleri rvnin tan prensibinden dolay reddettiini sylemek delilsiz bir iddia olur.
Burada velisiz nikha cevaz vermeyen hadislerin Eb Hanfeye ulamad
dnlebilir. Ancak kaynaklar, onun bu ierikteki hadislerden haberdar olduunu gstermektedir. Eb Hanfenin Msnedinin rvlerinden Kd Ebbekr Muhammed b. Abdlbknin kaydettiine gre Eb Hanfe, Hz. Ali kanalyla Allah
Raslnn yle buyurduunu nakletmektedir: Velisiz ve iki ahit olmadan yaplan nikh [geerli] olmaz. Her kim velisiz ve iki ahit olmadan nikhlanrsa nikh
batldr.96
Usl kitaplar bu hadisin Hz. ie tarafndan rivyet edildiini, ancak esas
alnmadn ve dolaysyla bu hadisle amel edilemeyeceini ileri srmektedirler.97
Eb Hanfenin bu gerekeyle hareket ettiini sylemek isbetli gzkmemektedir. Zira yukarda aktardmz iktibasta grld zere Eb Hanfe bu hadisi Hz. ieden deil Hz. Aliden rivyet etmitir. Dolaysyla ona gre hadisin
rvsi Hz. Alidir. Hz. Alinin bu hadisle amel etmediine dair herhangi bir bilgi
bulunmamaktadr. Aksine Snen ve ihtilaf kitaplar Hz. Alinin, hadisin delletine
uygun olarak velisiz nikh tecvz etmediini kaydetmektedirler.98 u halde, Eb
Hanfenin rvnin aykr davran gerekesiyle velisiz nikh tecviz etmeyen hadisleri terk ettiini sylemek doru deildir. Hatta mam Muhammedin aktardklarna bakldnda onun velisiz nikha izin vermeyen rivyetlerden bazlarn
delil olarak kulland anlalmaktadr. mam Muhammed, Hz. merin; Hibir
kadna, velisinin veya ailesinden gr (rey) sahibi bir kimsenin yahut sultann
izni olmadan evlenmesi uygun olmaz szn aktardktan sonra u aklamada
bulunur: Velisiz nikh olmaz. ayet kadn ile velisi arasnda anlamazlk karsa sultan, velisi olmayanlara veli olur. Eb Hanfeye gelince o yle der: Kadn
mehir konusunda herhangi bir ihmalkrlk yapmadan dengiyle evlenirse nikh
geerlidir. Onun (Eb Hanfenin) delillerinden biri de Hz. merin bu hadisteki ailesinden gr sahibi kimseler ifadesidir. Zira bu ifadede anlatlan kimseler
veli olmadklar halde yaptklar evlendirme geerli olmaktadr. Bu yolla kadnn
kendisi hakknda ihmalkrlk yapmamas amalanmaktadr. Kadn bunu yerine
getirdiinde yapt nikh geerlidir.99 mam Muhammedin bu aklamas Eb
Hanfenin Velisiz nikh olmaz melindeki hadisleri reddetmediini, bilakis bu
95
96
97
98
99
hadisleri kadnn izin ve rzasn art koan hadislerle telf ederek yorumladn
gstermektedir. Nitekim Hanef ulemsndan Tahv (v. 321), bnl-Hmm (v.
861) ve Kemr (v. 1933) gibi muhaddis fakihlerin de bu dorultuda beyanlar bulunmaktadr. Bu limler veli hadisini reddetmemi; onu, kadnn iznini art koan
hadislerle birlikte deerlendirerek yorumlamlardr.100
Sonu itibariyle, Eb Hanfenin Velisiz nikh olmaz hadisini reddettiine
dair elimizde herhangi bir bilgi bulunmamaktadr. Hz. ienin hadisle amel etmedii veya Zhrnin kendi rivyetini hatrlamamas eklindeki gerekeler, ilk
dnem kaynaklarnda yer almamaktadr. Elimizdeki bilgiler, bu gerekelendirmelerin daha sonraki dnemlere ait olduunu gstermektedir. Eb Hanfenin Velisiz nikh yoktur hadisini Hz. ie ve Zhrden deil de Husayf ve Cbir b. Akl
kanalyla Hz. Aliden rivyet edip onunla ihticc etmesi101 yerleik usldeki gerekelendirmenin Eb Hanfeye ait olmadna delalet etmektedir.
B. Muhtev le lgili leri Srlen artlar
Haber-i vhidin kabul hakknda Hanef uslcler tarafndan benimsenen ve
Eb Hanfeye isnad edilen artlarn byk bir ksm muhtevyla ilgilidir. Bunlar;
Kurana arz, umumul-belv, kyasa aykr olmama gibi prensiplerdir. Buna gre,
Kurnn umm delletine ters den ya da herkesi ilgilendirdii halde hd dzeyde kalacak ekilde rivyet edilen yahut kysa aykr olan hd haberler kabul
edilemez. imdi ileri srlen bu prensipleri ksaca gzden geirelim.
1. Kurnn Umumuna Arz
Debs haber-i vhidin drt adan tenkide tabi tutulduunu, bata Allahn
Kitabna arz edilmesi gerektiini; Kitaba muvafk olan haberlerin geerli (ric),
muhalif olanlarn ise geersiz/sahte (zif)olduunu belirtir.102
Pezdev de Kitabn umum ve hususuna, nass ve zhirine aykr olan103 ve onun
neshedilmesi anlamna gelen hd haberlerin kabul edilemeyeceini, bu zellikte
olmayan haberlerin ise kabul edilebileceini belirtir.104
Uslclerin bu konudaki temel gerekesi udur: Kitapta yer alan mm, hass,
mutlak, mukayyed ve zhir lafzlar delalet bakmndan katdir. Buna karn hd
haberler zanndir. ki delil arasndaki seviye farkndan dolay Kurnn kat ifadeleri zann ifade eden hd haberlerle snrlandrlamaz ve bu haberlere dayanlarak
100 Bkz. Tahv, erhu Menil-sr, II/368; bnul-Hmm, Kemlddn Muhammed b. Abdil-Vhid es-Sivs (v.
861/1457), erhu Fethil-Kadr alel-Hidye, (Thk. Abdurrezzk lib el-Mehd), Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut
1415/1995, III/251; Kemr, Muhammed Enver h (v. 1352/1933), el-Arfu-ez erhu Snenit-Tirmiz, (Tsh.
Mahmd kir), Dru hyit-Trsil-Arab, Beyrut 1425/2004, II/362.
101 eybn, el-Muvatta, s. 181-182.
102 Debbs, Takvm, s. 196.
103 Pezdev, Kenzul-Vusl, III/19.
104 Pezdev, Kenzul-Vusl, III/23.
Kurndaki muhtevaya ilavede bulunulamaz. Aksi takdirde zann bir delille kat bir
nass neshetme eklinde bir sonu kabul edilmi olur.105
Cumhura gre ise sahih olan had haberler Kurnn umumunu tahsis edebilir.106 Kemr, Irak Haneflerine gre mmn kat, Maverunnehir ulemasna gre
zann, bnul-Humma gre ise dellette kat ancak kastedilen mana bakmndan
zann olduunu syler.107 Irak Haneflerinin sz ettii katlii de delaletle ilgili olarak anlamak gerektiini belirtir ve mmn zann olduunu syleyen gr tercih
eder.108 Kemrnin bnul-Hummdan mlhem olarak yapt bu ayrm ok dakik ve yerinde bir ayrmdr. O, kelamda medll-maksat (garaz) ayrmna dikkat
eker. Mtekellimin maksad bazen medllden daha genel olur, bazen de daha
husus, bazen farkl (mubyin), bazen de eit (msv) olur. Mesela Ona (Belksa)
her ey verilmiti109 ayetinde her ey ifadesiyle, lafzn delalet ettii umum mana
kastedilmi deildir. Yani kastedilen mana lafzn delalet ettii manadan daha dardr. Ayn ekilde Kurndan kolaynza gelen eyi okuyun110 ayetiyle de mutlak
kraat kastedilmi deildir.111
Kanaatimizce bnul-Humam ve Kemrnin yapt medll-maksat ayrm
kaynaklarda belirtilmese de ok daha erken bir dnemde Mturd tarafndan
dile getirilmitir. Mturd bunu Lafzn umumlii, muradn umumliini; lafzn
hususlii muradn hususliini gerektirmez112 cmleleriyle ifade eder. Mturd,
Tevltn birok yerinde deiik vesilelerle benzer aklamalarda bulunur ve bunu
rneklendirir. Mesela evlatlarn miras olacandan sz eden ayeti113 tefsir ederken ayetteki umum ifadeyle husus mana kastolunduunu, zira hadis-i erifte farkl din mensuplarnn birbirine varis olamayacann belirtildiini anlatr. Mturd
bu ayetin umum olarak ird edilen hitapla husus manann kastedilebileceine
delalet ettiini syler.114
Bizim kanaatimiz usl eserlerindeki aklamalarn tahrce veya serbest itihada dayand eklindedir. Eb Hanifenin usl anlayn ana hatlaryla aktaran
cmlelerde Kurnn umumuna aykr haberlerin reddi konusunda herhangi bir
aklama bulunmamaktadr. Eb Hanifeden aktarlan fer itihadlara bakldnda
da onun Kitabn umumunu tahsis eden haberlerle amel ettii anlalmaktadr. Bu
haberler ksmen mehur, ksmen de hd dzeyindedir. Binaenaleyh usl kitaplarndaki haber-i vhide ilikin aklamalar Eb Hanifeye nisbet etmenin doru bir
105 Bkz. Cesss, el-Fusl, III/; Debbs, Takvm, s. 196-197; Serahs, el-Usl, I/273; Pezdev, Kenzul-Vusl, III/20.
106 mid, el-hkm, I/525.
107 Kemr, Muhammed Envr ah (v. 1352/1933), Feyzul-Br al Sahhil-Buhr, Drul-Kutubil-lmiyye, Beyrut,
1426/2005, I/56.
108 Kemr, Feyzul-Br, I/56.
109 Neml, 23.
110 Mzemmil, 20.
111 Kemr, Feyzul-Br, I/56.
112 Mturd, Ebu Mansr, Tevltul-Kurn, IV/118: , 8N g# !/ E !/ O '# ~ E 4 O
.!/ 4 !# ~ 4 8( , =N E% 4 !/# ! 4
113 Nis, 11.
114 Mturd, Tevltul-Kurn, III/46: ...AB ) /
~# W4 J u U8 :EZ' , O
Tahav, htilful-Ulem adl eserinde konuyla ilgili grleri verdikten sonra Eb Hanifenin grn gerekelendirme balamnda bn Abbsn, besmeleyi unutan kimse hakknda yle dediini nakleder: Allahn zikri mminin
kalbindedir.122
Mturd, Enam Sresi 121. ayetin tefsirinde umumun katlii veya haberin
zannliine dair herhangi bir aklamada bulunmaz. Ayetin kasten besmeleyi terk
edenlere ynelik olduunu, konuyla ilgili hadislerin ise unutma haline matuf olduunu belirtir ve yukarda zikrettiimiz bn Abbsn rivayetini aktarr.123
Konuyla ilgili ayeti tefsir eden Cesss da ayetin zhiri itibariyle besmeleyi
unutan ve unutmayan herkesi kapsadn ancak baz delillerden dolay unutarak terk edenlerin istisna edildiini syler ve yukarda zikrettiimiz hadislerin bir
ksmna yer verir.124 Konunun akndan Cesssn delillerle hadisleri kastettii
anlalmaktadr. Bu da ayetteki umum ifadenin hadislerle tahsis edildii anlamna
gelmektedir ki bu, Cesssn da iinde bulunduu son dnem Haneflerinin ileri
srd Kitabn haber-i vhidle tahsis edilemeyecei eklindeki kural nakzeder.
Grld gibi bata mam Eb Hanife ve rencileri olmak zere btn mtehidler besmelenin terkiyle ilgiyle hadisleri esas alp amel etmilerdir. Ancak Eb
Hanifenin de iinde bulunduu cumhura gre bu rivayetler unutarak besmeleyi
terk edenlere yneliktir. mam fi gibi baz mtehidler ise bu hadislerin mutlak
olduunu; hem unutma hem kast durumlarna amil olduunu sylemilerdir.
Sonuta her iki gre ve dolaysyla btn mtehidlere gre ayetteki umum ifade hadislerle tahsis edilmi olmaktadr. Dolaysyla baz usl kitaplarnda Kurna
arz edilip reddedildii sylenen besmelenin terkine ilikin hadisler, bata Eb Hanife ve rencileri olmak zere hibir mtehid tarafndan Kurna aykr addedilmemitir. Tam aksine bu hadisler u veya bu ekilde btn mtehidler tarafndan
esas alnm ve uygulanmtr.
rnek 2: Fatma bnt. Kaysn Rivayet Ettii Nafaka Hadisi
Fatma bnt. Kays hadisi, muhtelif ekillerde nakledilmitir. Hadisin Muslimde
aktarlan varyantlarndan biri u ekildedir:
Eb shk anlatyor: Esved b. Yezdle birlikte Mescid-i Azamda oturuyorduk. Yanmzda ab vard. ab, Fatma bnt. Kaystan Allah Raslnn kendisine
skna ve nafaka hakk tanmad eklindeki hadisini aktard. Sonra Esved yerden
bir avu akl alp abye frlatt ve yle dedi: Yazklar olsun sana, bu tr szleri mi rivayet ediyorsun. mer yle demiti: Unutup unutmadn bilmediimiz
bir kadnn sznden tr Allah (a.c)n Kitabn ve Peygamberimiz (s.a.v)in
Snnetini terk etmeyiz. Allah Teala yle buyurmaktadr: (Kadnlar boadnz
122 Tahav, htilful-Ulem, III/198.
123 Mturd, Tevltu Ehlis-Snne, II/169-170.
124 Cesss, Ahmed b. Al er-Rz (v. 370/980), Ahkmul-Kurn, (Thk. Muhammed es-Sdk Kamhv), Dru hyitTursil-Arab, Beyrut 1412/1992, IV/171-173.
Trkiye Diyanet Vakf SAM, stanbul 1416/1995, II/359; Ayrca bkz. Tahv, erhu Menil-sr, II/432.
Hrezm, Cmiul-Mesnd, II/159-160, 162.
Cesss, el-Fusl, III/115-117.
Gazl, el-Mustasf, I/171; mid, el-hkm, II/341.
rnek iin bkz. eybn, el-Hucce, I/60, 65: mam Muhammed, Busre bnt. Safvnn rivayet ettii ve tenasl uzvuna
dokunmaktan tr abdest almak gerektiini belirten hadisi (p(4 tAB A8 Ba) eletirir. Yapt eletiride zetle
ummul-belv prensibini ileri sren ilk kii s b. Ebndr. Bu konu daha sonra gelen Hanef uslcler arasnda yaygnlap kklemitir. Sonradan gelen uslclerin
aklamalar hemen hemen s b. Ebnn yazdklarn aklayp yorumlamaktan
ibaret olmutur.137
Yerleik Hanefi usulndeki bu tutum, baz Mutezile imamlarnn aklamalaryla birebir rtmektedir. Mutezilenin sekin imamlarndan Kab bu konuda
unlar kaydeder:
Bilmi ol ki genelin muhta olduu umum konularda ancak topluluun haberi ve mmetin ameli kabul edilir. Zira Peygamberin (s.a.v) bu konularda syledii ey, ihtiyaca gre olmak durumundadr.138
Grld gibi bu aklamada isim verilmeden ummul-belv prensibi anlatlmaktadr. Kanaatimizce iki usl arasndaki bu rtme, arada bir etkileimin
olduunu gsteren ak bir delildir.
s b. Ebnn grlerini bize aktaran Cesssn sylediklerine bakldnda
bu formlasyonun Eb Hanfeden mervi olmayp tahrce dayal bir formlasyon
olduu anlalmaktadr. Cesssn uzun alntlar arasnda Eb Hanfeye veya onun
birinci derecedeki rencilerine ait msned bir atf bulunmamaktadr. Bu hususu
aklayan rnek bir iktibasa yer vermek istiyoruz. Haber-i vhidin artlarn anlatt blmn sonunda Cesss, unlar syler: snn [b. Ebann] bu manada zikrettii eylerin tamamn aktardm. Bence bu hususlar ayn zamanda ashbmzn
da grdr. Onlarn asllar buna delalet etmektedir.139
Bence bu hususlar ayn zamanda ashbmzn da grdr cmlesi ile Onlarn asllar buna delalet etmektedir ifadesi bu konuda Eb Hanfeden bir nakil
bulunmadn ve fer meselelerden hareketle baz formllerin oluturulduunu
gstermektedir.
Busre hadisinin, birok Sahabden gelen hadislere muhalif olduunu, Busrenin rivayetinden dolay ok sayda
Sahabnin ittifakla aktard hadislerin terk edilemeyeceini syler ve bu balamda Hz. merin Fatma bnt. Kaysn
hadisini reddediini hatrlatr. mam Muhammedin bu aklamalar genelde ummul-belv prensibine mesnet
yaplmaktadr. Fakat szkonusu aklamalara dikkat edildiinde konunun, hadisin, mehur ve ittifakl Snnete
arz kapsamna girdii grlr. ayet ummul-belv prensibi sz konusu olmu olsayd herkesi ilgilendiren
bir konuda neden sadece Busre bilgilendirilmitir? eklinde bir ifade kullanmas gerekirdi. Ancak bunun yerine
Busrenin aktard hadisin birok Sahbden gelen rivayetlere muarz olamayacan belirtmitir. (Bkz. el-Hucce,
I/65) Aslnda mam Muhammed, burada dier kitaplarnda da rneklerini grdmz u kural uygulamaktadr:
Sika bir mslmann verdii haber, sika ve mslman bir topluluun verdii haberle eliirse topluluun (cemat)
haberi tercih edilir. (Bkz. eybn, el-Asl, III/72-73) Bu aklamalardan hem ferdin hem cemaatin dil olduu
durumlarda, cemaat haberinin takdim edilmesi gerektii anlalmaktadr. mam Muhammedin aklamalarnn
ummul-belv prensibiyle ilikilendirilemeyeceinin bir dier kant da mess-i zeker hadisini Fatma bnt. Kays
hadisine benzetmesidir.( el-Hucce, I/64) Zira Fatma bnt. Kays hadisinin ummul-belv prensibiyle alakal
olmad herkes tarafndan kabul edilmektedir. Nitekim ummul-belv prensibinin savunucularndan Cesss da
Fatma bnt. Kays hadisinin umumul belvadan deil- Kurna muhalefetten dolay reddedildiini ifade etmektedir.
Bkz. Cesss, el-Fusl, III/114, 118.
137 Cesss, el-Fusl, III/114,117-121; Debbs, Takvm, s. 196, 199; Serahs, el-Usl, I/276.
138 Kab, Ebul-Ksm Abdullh b. Ahmed b. Mahmd el-Belh (v. 319/931), Kablul-Ahbr ve Marifetur-Ricl (Thk.
Ebu Amr el-Huseyn b. mer b. Abdirrahm), Drul-Kutubil-lmiyye, Beyrut 1421/2000, I/17: (` k. .A#
E# M/ 'a E%, DA a
139 Cesss, el-Fusl, III/122: ( =82 4#
n U. k8
U# ~ .U O WQ tAB 4 g 8N#) Burada usl kelimesi
iml mukabilinde mellifin fura dair yazd eserleri ifade etmektedir.
Abdulazz Buhr, ummul-belv prensibini ilk dnem Haneflerinden sadece Ebul-Hasan el-Kerhye nisbet etmektedir. Buhr, son dnem limlerinin de
bunu benimsediini ancak uslclerin cumhurunun byle bir art ileri srmediini kaydetmektedir.140 Mteakip sayfalarda yapt aklamada bu prensibin mezhep bnyesinde genel bir usl yanstmadn ok ak bir ekilde ifade etmektedir. Ummul-belv ve ihtilafl mevzulara ilikin hadislerin Sahbe istidlalinde
yer almamasna deinip buna dair baz rnekler verdikten sonra bu iki ynteme
bavurmayan Hanef limlerin bunun yerine kart manadaki hadislerle muarazada bulunduklarn belirtir: Bilmi ol ki, bu son iki gerekeyle (ummul-belv ve
Sahbe istidllinin dnda kalmasyla) hadisi reddetmeyen stadlarmz, bu iki
yntemle tezyif edilen hadisleri, shhat bakmndan daha gl olan hadislere muarz olduklarn belirterek reddetmilerdir. Mesela besmeleyi sesli okuma hadisi,
Buhrnin kendi senediyle Enesten (r.a) rivayet ettii u hadise muarzdr: Allah
Rasl (s.a.v), Ebbekir, mer ve Osmann (r.a) arkasnda namaz kldm. Hepsi
el-hamdlillhi rabbil-lemn ile kraata balyorlard Messz-zeker hadisi daha
nce zikri geen dier baz hdislere muarzdr141
Kanaatimizce Buhrnin baz stadlarna atfederek aktard bu gr Eb
Hanfe ve tilmizlerinin esas tutumunun bir uzantsdr. Ancak baz nedenlerden
dolay bu tutum, s b. Ebnn itihad ve tahrlerinin glgesinde kalmtr.
Usul kitaplarnda ummul-belv nedeniyle reddedildii ileri srlen hadislerden bir rnekle konuya devam edelim.
rnek: Atein Temas Ettii eyleri Yemekten tr Abdest Almak Gerektiini Belirten Hadis
Cesss, Debs ve Serahs, ummul-belv prensibinden hareketle reddedilen
haber rnekleri arasnda bu hadisi zikrederler.142 s b. Ebn ve onun grlerini
nakleden Cesss, bu hadisi ayn zamanda Eb Hureyrenin kysa muhalif addedilen hadisleri arasnda kaydeder.143
Sahbe, Tbin ve daha sonraki fukahnn byk ounluu, atete pien
eyleri yemekten tr abdest gerekmedii grndedir.144 mam Eb Hanfe
de ayn gr paylamaktadr. sr kitaplar ve zellikle mam Muhammedin
yapt nakiller, Eb Hanfenin bu ictihadnda hadislere dayandn gstermektedir. mam Muhammed, buna dair drt hadis rivyet etmektedir. Bunlardan ikisi
yledir:
Eb Hanfe, Abdurrahman b. Zdn kanalyla Eb Sad el-Hudrnin yle
dediini nakleder: Allah Rasul (s.a.v.) evime geldi. Kendisine kzartlm bir
140 Abdlazz Buhr, Keful-Esrr, III/35 :?' U\^ 6B O */# ,/(~ # ?8(~
n m,8n4 |
. 2 8N#
.m,8@ EU#
141 Abdlazz Buhr, Keful-Esrr, III/40-41: p9 , x m, 7
u+ ,\/ ?*7 . m,8@ ,' 4#
.n! O *
kN / m,
142 Cesss, el-Fusl, III/ll5; Debbs, Takvm, s. l99; Serahs, el-Usl, I/276.
143 Cesss, el-Fusl, III/l27-l29, 141; Ayrca bkz. Serahs, el-Usl, I/255.
144 Tirmiz, es-Snen, Tahre, no. 80.
et paras getirdim. Ondan yedi. Sonra ellerini ve azn ykad. Sonra abdestini
yenilemeden namaza durdu.145 Yine mam Muhammedin kaydettiine gre Eb
Hanfe, eybe b. Musavvirin yle dediini nakletmitir: Ben Adiyy b. Erttn
yannda oturuyordum. Adiyy, Hasanul-Basrye; Atein temas ettii eyler[i yemek]ten tr abdest alr msn? diye sordu. O da: Evet diye cevaplad. Bunun
zerine Ebbekir b. Abdillh el-Mzen yle dedi: Peygamber (s.a.v.), halas Safiyye bt. Abdilmuttalibin yanna gitti. O da Peygamber (s.a.v.) iin soumu bir
gsten biraz et syrd. Peygamber (s.a.v.) ondan yedi ve abdest yenilemedi.146
mam Muhammed bu rivyetin arkasndan yle bir ilavede bulunmaktadr: Biz
de Ebbekr b. Abdillh el-Mzennin gr ile amel ederiz. Bu ayn zamanda
Eb Hanfenin grdr.147
mam Muhammed el-Muvatta isimli eserinde benzer ierikteki baz hadisleri
aktardktan sonra u aklamaya yer verir: Biz de bunlarla amel ederiz. Ne atein
temas ettii eyler[i yemek]ten ve ne de vcuda giren herhangi bir eyden tr
abdest almak gerekir. Ancak vcuttan kan hadesten tr abdest almak gerekir.
Vcuda giren yiyecekler atete pimi olsun veya olmasn abdest gerektirmez. Bu,
ayn zamanda Eb Hanfenin grdr.148
Eb Ysuf un kaydettiine gre Eb Hanfe kendi senediyle aktard bir hadiste Eb Hureyre (r.a.)nin yle dediini rivyet eder: Atein temas ettii ey(leri
yemek)ten tr abdest yoktur.149
Bu aklamalar nda Eb Hanfenin Mezkr ictihdnda konuyla ilgili hadislere istinad ettiini rahatlkla syleyebiliriz. Nitekim Kemrnin ifadesiyle belirtmek gerekirse, bu konuda fukha arasnda icma yakn bir durum sz konusudur.150
Ancak yle anlalyor ki baz uslcler Eb Hanfenin bu ictihadndan, onun
abdesti (vud) emreden hadisleri ummul-belv prensibi gerei reddettii sonucunu karmlar; baka bir ifade ile tahrc yapmlardr. Fakat abdestin gerekmediini bildiren hadisleri esas almakla abdesti emreden hadisleri ummul-belv
prensibinden tr reddetmek arasnda zorunlu bir balant (mlzeme) yoktur.
Yukarda bizzat Eb Hanfeden aktarlan aklamalarda grld zere, onun
abdesti emreden hadislerle amel etmemesi veya bu hadislere kar tevakkuf etmesinin nedeni, kart ierikli rivyetlerdir. Abdesti emreden rivyetleri ummulbelvya arzettiine dair ne kendisinden ne de ilk rencilerinden herhangi bir
nakil bulunmaktadr.
Yukardaki aklamalardan Eb Hanfenin kendi ictihadnda hangi delillere
dayand anlalmaktadr. Ancak onun abdest almay emreden hadisleri nasl
145
146
147
148
149
150
telakk ettii hakknda net bir aklama bulunmamaktadr. Kanaatimizce bu konuda birka ihtimalden sz edilebilir: 1) Eb Hanfe bu hadisler karsnda tevakkuf
edip kart mndaki hadisleri tercih etmi olabilir. 2) Abdesti emreden hadisleri
dier hadislere arzedip reddetmi olabilir. 3) Bu hadisleri tezat tekil etmiyecek
ekilde telf etmi olabilir. Yani abdesti emreden hadislerdeki abdest (vud) kelimesini stlah mndaki abdest yerine el ve az ykama eklinde yorumlam
olabilir. Nitekim hadis kaynaklar incelendiinde vud kelimesinin er rfte
birka mnda kullanld ve bu cmleden olarak elleri ve az ykama mnsna
hamledildii grlmektedir.151
Hadis kaynaklarndaki baz rivyetler yukarda sz konusu ettiimiz sonuncu ihtimali teyid etmektedir. mam Muhammedin kaydettiine gre Eb Hanfe,
Yahy b. Abdillh kanalyla Eb Mcid el-Hanefnin yle dediini nakleder: Biz
mescitte bn Mesdla birlikte oturuyor iken (bazlar) byk bir anak ve bir su
testisi ile Fil kapsndan bize doru geldiler. bn Mesd (r.a.) yle dedi: u elinizdekinden dolay rabet edilen kimseler olduunuzu gryorum. Topluluktan biri;
Evet ey Abdurrahmann babas! Kabilemizde bir ziyafet verilmiti diyerek elindekini yere koydu. bn Mesd ondan yiyip sudan iti. Sonra suyla elini ykad ve
ellerinin slaklyla yzn ve dirseklerini meshederek yle dedi: te bu, abdesti
bozulmayann abdestidir (ve hz vud men lem yuhdis).152 mam Muhammed
bunun akabinde u aklamada bulunur: Bu ayn zamanda Eb Hanfenin grdr. Biz de bununla amel ederiz.153
Senedinde Eb Hanfenin de yer ald bu hadiste vud kelimesinin elleri
ykama mnsnda kullanld grlmektedir. Buna gre Eb Hanfenin, abdesti (vud) emreden hadisleri de bu erevede yorumlam olmas kuvvetle muhtemeldir. Nitekim yukarda verdiimiz ve Eb Hanfenin ictihadlarna dayanak
tekil eden hadislerin bir ksmnda, Hz. Peygamberin (s.a.v.) sadece ellerini ve
azn ykad kaydedilmektedir. Buna gre abdestin gerekmediini syleyen
rivyetlerde geen vud kelimesi, stlh mnda ve namazn art olan huss
fiili anlatrken; abdestin gerekliliini bildiren rivyetlerdeki vud kelimesi ise sadece elleri ve az ykamay anlatmaktadr. Tahv de hadislerde yer alan vud
kelimesinin bu ihtimle ak olduunu syler. Fakat abdesti emreden rivyetler ile
Hz. Peygamber (s.a.v.)in hem abdest aldn hem almadn bildiren rivyetler
arasnda bir problem olduunu belirtir.154 Ancak Dehlev ve Kemrnin belirttii
gibi, hadisteki emrin istihbba (mstehabla) hamledilmesi durumunda herhangi
bir problem kalmaz.155
Eb Hanfenin abdesti stlh mnya hamlettiini farzetsek bile, onun bu hadisleri mensh (hkm kaldrlm) olarak grdn dnmemiz de mmkn151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
sahih mnlara hamledilebileceini belirtir.164 Bir yerde musarrt (mteriye gzel gzksn diye memelerinde st biriktirilen hayvanlar) hadisinin fiz ve zekt
yetlerine muhlif olduunu sylerken165 baka bir yerde bunu Kurnn zhirine
ters dmeyecek ekilde yorumlayarak kabul ettiklerini belirtir.166 Bir yerde atein
temas ettii eylerden dolay abdest almak gerektiini belirten hadisin ummulbelvya aykrlktan dolay reddedildiini sylerken167, baka bir yerde buradaki
abdesti elleri ykamak eklinde yorumladklarn ifade eder.168 Baz yerlerde Allah Raslnn yemin ve bir ahitle hkmde bulunduuna dair hadisi merdt
olarak takdim ederken169 baka bir yerde bunun Kurnn zhirine ters dmeden
makl ve makbl bir mnya hamledilebileceini belirtir.170 Bu da arz yntemi
erevesinde szedilen Kurna muhalefetin, kiiden kiiye deiebilen izf bir deerlendirme olduunu gstermektedir.
3. Kyasa Uygunluk
s b. Ebndan itibaren Hanef uslclerin geneli, haber-i vhidin kabul artlar arasnda kyasa uygunluk ilkesinden sz etmi ve bunu baz hadislere tatbik etmilerdir.171 Uslclere gre fakih olarak bilinen rvlerin aktard haber mutlak
olarak kyasa takdim edilir. Mesela Raid Halifeler, Abdullh b. Mesud, Abdullah
b. Abbs, Abdullah b. mer, Zeyd b. Sbit, Muz b. Cebel, Eb Ms el-Ear ve
Hz. Aie bu erevede zikredilen rvlerden bazlardr. Ancak dil ve zbt olduu halde fkh az olan rvlerin aktard hd haberler, sadece mmet tarafndan
onaylanm olmas artyla kabul edilir. Aksi takdirde rey ve kyasa set eken nitelikteki haberlerle amel edilmez. Uslclerin bu tr haberlere verdii rnekler Eb
Hureyre ve Enes b. Mlikin baz rivayetleridir.172
Usul kitaplarnda aktarlan hadilerin her birini ayr ayr incelemek yazmzn
snrlarn aaca iin, sadece bir rnekle yetineceiz.173
rnek: Musarrt Hadisi
Musarrt Hadisi ufak baz deiikliklerle rivayet edilmitir. Ancak uslclerin
tenkit ettii ierik asndan varyantlar arasnda bir fark yoktur. Bata Buhr ve
Muslim olmak zere birok hadis kaynanda u lafzlarla rivayet edilmitir: Kim
memeleri iirilmi bir koyun/kei satn alrsa onu gtrp sasn. Hayvann stn beenirse onu alkoyar. Aksi halde o hayvan bir s hurmayla birlikte geri verir.174
164
165
166
167
168
169
170
171
172
kymeti -anapara olan- koyunun kymetinden bir kat fazlas olmu olur. Bunun ise
eratta bir benzeri yoktur.184
Tessun-Nazarn muhtelif yerlerinde naklettii prensip ve asllar direkt Eb
Hanfeye nisbet eden Debs, burada ashbmz demekle yetinmektedir. Bununla Eb Hanfe ve tilmizlerini mi yoksa sonraki Hanef fakihleri mi kastettii ak
deildir.
Fkh ve ihtilaf kitaplarnn verdii bilgiye gre bn Eb Leyl, Mlik, Zfer
ve Eb Ysuf un da iinde bulunduu cumhur, hadisin zhiriyle ihticac etmitir.
Bunlara gre satn alnan hayvann kusurlu (musarrt) kmas halinde, mteri
hayvann mevcut haline raz olmazsa onu bir s hurmayla birlikte iade eder. Eb
Hanfeye ve mam Muhammede gre ise stl olarak gsterilen (musarrt) hayvan bu kusurdan (ayb) dolay iade edemez. Sadece kusur orannda satcdan talepte
bulunabilir.185
Fkh kaynaklarndaki bu bilgiler grnrde Eb Hanfenin musarrt hadisiyle amel etmedii vehmini uyandrmaktadr. Ancak ilk kaynaklar incelendiinde
bu konuda genellemede bulunmann yanl olduu ve konuya dair gz ard edilemeyecek bir takm detaylarn var olduu anlalmaktadr.
imdi ilk dnem Hanef kaynaklar nda Eb Hanfenin Mezkr hadisle
ilgili tutumunu ve bu hadisi arz kapsamnda ele alp almadna bakalm.
Asr ve msned kitaplarna bakldnda musarrt hadisinin muhtelif tariklerle bizzat Eb Hanfeden rivayet edildii grlmektedir. bnul-Muzaffer, mam
Zfer kanalyla ve bn Husrev kendi tarikiyle hadisi Eb Hanfeden rivayet etmektedir.186 Bundan ayr olarak Eb Ysuf ve mam Muhammed de muhayyerlik konusunda Eb Hanfenin bu hadise dayandn sylemilerdir.187
Eb Ysuf, bir ay muhayyerlik artyla yaplan alveri hakknda Eb
Hanfenin yle dediini nakleder: Byle bir al veri fasittir. Muhayyerlik
gnden fazla olmaz. Allah Raslnn yle dedii bize ulamtr: Kim memeleri
iirilmi bir koyun (t) satn alrsa gne kadar iki grten dilediini seer.
[Dilerse onu olduu gibi kabul eder.] Dilerse onu bir s hurma veya arpayla birlikte geri verir. Bylece Eb Hanfe muhayyerliin tamamn Allah Raslnn szne gre belirledi. bn Eb Leyl ise yle derdi: Muhayyerlik ister bir ay olsun ister
bir sene her hlkrda geerlidir. Biz de bu gr benimsiyoruz.188
184 Debbs, Tess, s. 156-157.
185 Tahv, htilful-Ulem, III/58; Tahv, erhu Menil-sr, III/280-281; bn Rd, Ebul-Veld Muhammed b.
Ahmed b. Muhammed b. Ahmed el-Kurtub (v. 595/1198), Bidyetul-Mctehid ve Nihyetul-Muktesid, (Thk.
Abdulmecd Tume Haleb), Drul-Marife, Beyrut 1418/1997, III/232; Sardef, Muhammed b. Abdillh b. Ebbekr
(v. 792/1389), el-Menil-Beda f Marifeti htlilfi Ehli-era, (Thk. Seyyid Muhammed Muhenn), Drul-Kutubillmiyye, Beyrut 1419/1999, I/477; Zebd, Ukdul-Cevhir, II/21; Askaln, Fethul-Br, V/101.
186 Hrezm, Cmiul-Mesnd, II/25; Zebd,Ukdul-Cevhir, II/20.
187 Eb Ysuf, htilfu Eb Hanife ve bn Eb Leyl, s. 16; eybn, el-Asl, V/117-118.
188 Eb Ysuf, htilfu Eb Hanife ve bn Eb Leyl, s. 16-17.
c. Tahv, s b. Ebnn yorumunun tartmaya ak olduunu, kendisinin nesih konusunda bundan daha uygun bir yol bulduunu belirtir. Tahv, musarrt
uygulamasnn borcun borca satm kabilinden olduunu syler. Bu ise Allah Rasl borcun borca satmn nehyetti (g g W 4F# 4 q W4
) gibi
hadislerle neshedilmitir. Tahvye gre Bir maln geliri onun zararn tazmin
edene aittir (S ) mealindeki hadisler de bu manay teyid etmektedir.194
Toparlayarak ifade etmek gerekirse Musarrt Hadisi iki blmde mtalaa edilebilir:
1. Alm-satm akdinde muhayyerliin gnle snrl olduunu ifade eden ksm.
2. Satn alnan kusurlu hayvann ya olduu gibi kabul edilmesi ya da bir s
hurmayla birlikte geri verilmesi gerektiini belirten ksm.
Asr ve ihtilaf kitaplarndaki aklamalardan, Eb Hanfenin hadisin birinci
ksmyla istidll ettii anlalmaktadr. kinci ksma gelince Eb Hanfeden yaplan nakiller, onun neshe kail olduunu gstermektedir. Muhammed b. uc, s b.
Ebn ve Tahvnin aklamalar da bu dorultudadr. Her de Eb Hanfeden
yaptklar rivayetlere dayanarak onun musarrt uygulamasn mensuh grdn belirtmektedir. Ancak musarrt nesheden eyin ne olduu konusunda Eb
Hanfeden net bir aklama olmadndan- farkl grler ileri srmlerdir.
Sonu olarak, iki noktadan hareketle Eb Hanfenin Musarrt Hadisini sahih
grdn syleyebiliriz: Eb Hanfenin, muhayyerlik sresi konusunda hadisin
birinci ksmyla amel etmesi, bu hadisin ona gre sabit olduunu gstermektedir.
Saniyen, hadisin ikinci ksmnn neshinden sz etmesi de onun Musarrt Hadisini
sahih ve sabit bir hadis olarak grdn gstermektedir. Zira sabit olmayan bir
eyin neshinden sz edilemez.
Dolaysyla usl kitaplarnda yer alan Musarrt Hadisinin Kurna arz edildii ve muhalefetten dolay reddedildii eklindeki grlerin Eb Hanfeye ait
olmad anlalmaktadr.
Baz kitaplarda geen: Musarrt Hadisi, fakih olmayan bir rvden (Eb
Hureyreden) kyasa muhalif olarak aktarld iin reddedilmitir195 eklindeki aklamalar da mukni deildir. Zira Musarrt Hadisi, Eb Hureyreden baka
bn Mesud, bn mer, Amr b. Avf el-Mzen ve ismi zikredilmeyen baka bir
Sahabden daha rivayet edilmitir.196 Buhr, hadisi bn Mesuddan mevkf olarak rivayet etmitir.197 Bu da bn Mesudun hadisteki muhtevay benimsedii ve
bu dorultuda fetva verdii anlamna gelmektedir. Bunun haricinde de, Sahbe ve
Tbin limlerinden pek ok kimse bu hadisi esas alp onunla amel etmitir.198
194
195
196
197
198
ayet Musarrt Hadisiyle amel etmeme nedeni, hadisin Eb Hureyre tarafndan rivayet edilmi olmas olsayd, Eb Hanfenin veya daha sonraki Haneflerin,
bn Mesudun ve dier Sahabe ve Tbin limlerinin rivayetiyle amel etmi olmalar gerekirdi. Zira bu kimselerin (bn Mesud, bn merin) fakihlii konusunda
herhangi bir tartma bulunmamaktadr. Dolaysyla fkhur-rv balamnda ileri
srlen gerekelerin daha sonradan tahrc veya serbest itihad sonucu ortaya atld anlalmaktadr. Nitekim baz eserlerde bu husus aka belirtilmitir. Nitekim
Menr arihlerinden bn Melek bunu aka ifade etmektedir. bn Melek, haberin
kyasa takdimi iin ileri srlen fkhur-rv artnn s b. Ebna ait bir gr olup
Kad Eb Zeyd ed- Debs tarafndan benimsendiini ve Musarrt Hadisine tatbik edildiini syler.199 Burada bir noktaya dikkat ekmek istiyoruz. s b. Ebn
ou -kez zannedildii gibi- Musarrt Hadisini fkhur-rv veya kyasla irtibatlandrmamtr.200 O fkhur-rv prensibini sistemletirmekle birlikte bunu Musarrt
Hadisine tatbik etmemitir. fkhur-rvyi musarrta ilk olarak uygulayan kimse
Debs olmutur.201 Yukarda belirtildii gibi o, Musarrt Hadisinin temelde sahih
olduunu ancak neshedildii grn savunmaktadr.202
Debsnin Bu hadis, asllara (usl) muhalif olarak varid olmutur203 eklindeki deerlendirmesi izaf bir deerlendirmedir. Zira bir hadis sabit olunca kendi
bana bir asl olur. Kitapta ve Snnette benzerinin olmamas onlara muhalif olmas anlamna gelmez.204
Hadisin kyasa muhalif olduu gerekesine gelince, bizim vardmz sonuca
gre Eb Hanfe de dier mtehidler gibi Kitap ve Snnetin ve Sahbe icmann
bulunmad konularda kyasa bavurmutur. O, sahih bir rivayeti srf itihadi bir
asla uymuyor diye reddetmemi, aksine sahih hadisleri de kendi bana bir asl olarak telakki etmitir. Kyaslar ve istinbat eseri prensipler sabit nasslarn olmamas
halinde tatbik edilebilir.
te yandan Musarrt Hadisinin dikkatle incelenmesi durumunda kyasa aykr olmad noktasnda da mukni aklamalar bulunmaktadr.205
Dikkat edilmesi gereken dier nokta aykrlk ve farkllk arasndaki ayrmdr. Hadisin Kitapta bir benzerinin olmamas Kitaba aykrlk anlamna gelmez.206
Kitapta benzeri bulunmayan bir konudaki aklama, farkl bir aklamadr. Ama
bu aklamann aykrlkla nitelendirilmesi doru deildir.
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
undan farkl bir ekilde bildirmektir. Allah iin byle bir ey dnmek muhaldr. Dolaysyla azap ayetlerini af ve mafiret edilenlerle tahsis etmek doru deildir. nk umumi ifadelerin hususilik karinesi tamadan kullanlmas mtekellimin lafzn kapsamndaki btn fertleri kastettiini gstermektedir Binaenaleyh
mmn zmnndaki fertlerden bazlarnn kapsam dna karlmas nesih ve son
ana kadar devam eden hkmn nihayetlendirilmesi manasna gelecektir225
Dikkat edilirse Nesefnin Mutezileye nisbet ederek aktard bu grler yerleik Hanef usulnde geen grlerle birebir rtmektedir. Yukardaki grleri
aktardktan sonra Nesef, umumun katilii prensibinin Mutezileye zg itikadi bir
arkaplana dayandn, ilk dnem Hanef limlerinin buna iddetle kar ktklarn ancak zaman ierisinde baz kimseler vastasyla bu grn Hanefiler arasnda yaygnlk kazandn belirtir:
lk dnem limlerimiz bu konuda (mmn tahsis edilemeyecei) Mutezileye iddetle kar kmlar ve umumun gereklilii grn kabul etmemilerdir.
Zira dil ehli arasnda geerli olan anlaya gre umumi bir ifade kullanp onunla
hususi manalar kastetmek caizdir. Hatta bu tr kullanmlar neredeyse mmn hakiki manaya yorulduu kullanmlardan daha ziyadedir. Ayn ekilde limlerimize
gre kaytsz mutlak ifadelerle mukayyed manalarn kastedilmesi de mmkndr. Mutezile ise buna iddetle kar kmakta; umumi ifadelerden sonra varid
olan tahsis ya da takyidin beyan olmayp nesih olduunu savunmaktadr Bizim
limlerimiz ise bunu beyan olarak deerlendirmekte idiler. Her iki grup bu konuyu vad meselesinin uzants olarak grmekte idiler. mm ve mutlak konusu hakknda konuan ilk dnem limlerimiz ve mutezile bilginleri bu konudaki tutumlarna gre azabn kanlmazl ya da affn cevaz grn savunuyorlard. Hatta
Ebubekr Cesss konuyla ilgili grn bir takm delillerle destekledikten sonra
unu kaydeder: Bu anlattklarmzdan anlald zere umumi ifadeleri olduu
gibi ele almak Arap lisann gerei ve Selefin mezhebidir226 Cesssn konuyla
ilgili grlerini bizzat kendi kitabndan aktardktan sonra Nesef kken itibariyle
Mutezil olan bu gr u cmlelerle tenkit eder:
Ebu Mansr el-Maturd ve onun dndaki limlerimiz (r.h) yle diyorlard:
Umumi ifadelerle hususi manalar kastedilebilir. Umum ifadelerden sonra gelen
gelen tahsis veya takyid edici deliller nesih deil, beyandr. Amm ve mutlak lafzlarn tahsis veya takyid karinesi tamamas umum ya da mutlakln kastedildiine delil tekil etmez.[227] limlerimiz bu gr Mutezile Mezhebine ait bir
gr olarak addetmekte idiler. Bizim blgemizdeki limler bu gr savunanlar
tenkit edip onlar Mutezileye nisbet ederlerdi. mm lafzlarn yorumlanmas konusunda Irakllara meyleden baz kimseler kncaya kadar limlerimiz arasndaki
durum byle idi. Szkonusu kimseler kendince baz deliller zikredip aslnda bizim
225 Nesef, Tabsira, II/382-383; Benzer ifadeler iin bkz. a.g.e., II/371.
226 Nesef, Tabsira, II/383-4.
227 Kr. Maturd, Tevltul-Kurn, III/46, IV/118, 217-8.
limlerimize ait olan gr afiye nisbet ettiler. [Bunu yaparken de] vad meselesine hi deinmediler. Bunlar yapanlarn nasl bir akideye sahip olduklarn en
iyi bilen Allahtr228
Nesef son olarak eletirdii evrelerin Hanefi mtehidlere ait baz fer meseleleri kullanarak (tahrc) ilimde zayf olanlarn kafalarn kartrdklarn, hlbuki
Hanefi mezhebinde bu tahrileri nakzeden saysz mesele bulunduunu belirtir ve
baz rnekler verir.229
Bu ifadelerden mmn katilii ve haber-i vahid tarafndan tahsis edilmezlii prensibinin kken olarak Haneflere ait olmad, Mutezilenin etkisiyle daha
sonralar formle edildii anlalmaktadr. Ancak unu da teslim etmek gerekir
ki Hanefi usulcler bir yandan byle bir etki altnda hareket ederken te yandan
bu etkinin olumsuz yansmalarn asgariye indirecek bir takm usl nlemler de
gelitirerek hadisle ihticac sahasn geniletmilerdir. Mesela, Kurnda ok ak
bir ekilde yer alp herhangi bir yet ya da mehr/mtevtir bir hadis tarafndan
tahss edilmemi, farkl bir mnya ihtimli olmayan, tefsir ve beyna ihtiya duymayan ve seleften hi kimse tarafndan hss kabul edilip ihtilfa konu edilmeyen
umm ifadelerin haber-i vhidle tahss edilemeyeceini sylemilerdir.230 Kanaatimizce, bata s b. Ebn olmak zere Hanef uslclerin ileri srdkleri bu kaytlar ve kurallar tatbik edilirse, iki taraf (Cumhr ve Hanefler) arasndaki ihtilf
lafz dzeye inecektir. Bir baka deyile, gerekeler farkl olsa bile sonularn ayn
olduu grlecektir.
Konuyla ilgili somut rneklere bakldnda, Cumhra gre mm tahss eden
hd haberlerin, Hanef fakihler tarafndan da nasslarn tahssinde esas alnd grlr. u farkla ki, Cumhrun haber-i vhid diyerek ald hadisler, Hanef
limler tarafndan mehr231, mtevtir232 veya selefin kablne mazhar olan hd
haber nvanyla esas alnmtr. Cumhrun delleti zanndir diyerek haber-i
vhidle tahss ettii baz nasslar, Hanef uslcler tarafndan daha nce tahsse urad gerekesiyle zann kabul edilip haber-i vhidle tahss edilmitir. Cumhrun
hd haberlerle tahss ettii bir takm umm ifadeler, Hanef fakihlerce, sahbe
arasnda ihtilfa konu olduu gerekesiyle ictihd (gayr- kat) kabul edilmi ve bu
tr ifadelerin haber-i vhidle tahssi ciz grlmtr.233 Bazen de farkl ihtimllere
228 Nesef, Tabsira, II/384.
229 Nesef, Tabsira, II/393-4 U. U8
#9!,#
n EZQ S W4 U +A# Q O EZ'8
% &' '#
:=N# Ig 4g2 EZQ~ ty!a 9. (, *%(A O 87, 8N#
n W4 6B 8 W8, sA#... g = (a J7 =
n
29a 8,
8 (
, Wp N8!,' :a# . (a# Q) W4 M/ 8 *( \^ A Ba
8!, ) 4 O p# k. U \^
4 7 W4 E # .6B O *( g, v Ba tU =#8 A a#
8!, 4 4(` 4 4g2 *
%U. .U g .U I/
.U L9a W4 I U I/ ~ W4 =8, E , 2 8
4U
230 Cesss, el-Fusl, I/158-160.
231 Cesss, el-Fusl, I/198-199; bns-St, Ahmed b. Ali bn Talib (694/1294), Nihyetul-Vusl il lmil-Usl/
Bedun-Nizmil-Cmi Beyne Kitbil-Pezdev vel-hkm (Thk. Sad b. arr b. Mehd es-Sllem), Ner: Cmiatu
Ummil-Kur, Mekke, 1418/1997, II/489.
232 Cesss, el-Fusl, I/174.
233 Cesss, el-Fusl, I/200.
rnek tekil eden btn hadisler, Haneflerce farkl yoldan ve deiik isimlendirmelerle kabul edilmitir. Bu da iki taraf arasndaki ihtilfn esasl bir ihtilaf
olmadn gstermektedir. Bu tespite ramen, hd haber-Kurn ilikisine dair
yaygn kanaatin Eb Hanfeye ait olmadn dnyoruz. Usl kaynaklarnda yer alan bilgiler Eb Hanfeden aktarlan ictihad rnekleriyle birlikte tetkik
edildiinde, tahss etmeme prensibinin bizzat Eb Hanfeden aktarlmad,
ancak fer ictihad rneklerinden daha sonra tahrc edilen bir prensip olduu
anlalmaktadr.245
B. TERUZ
Teruz halindeki hadisler ifadesiyle metin veya muteva bakmndan birbirine
murz olan hadisleri kastediyoruz. Burada daha ziyade hd haberler arasndaki
teruzdan sz etmek istiyoruz. Kuran-hadis arasndaki muhalefet aradaki kuvvet
dengesizliinden dolay teruz yerine arz, mmn tahsisi ve hassn delleti gibi
balklar altnda ele alnmaktadr. Bu konulara daha nce deindiimiz iin yeniden ele almayacaz.
Yerleik Hanef uslnde yaygn olan gr, nesih ve tercihin telife takdim
edilmesi eklindedir.246 Ancak ilk dnem eserlerinde bizzat Eb Hanifeden aktarlan bilgiler ve baz Hanef muhakkiklerin aklamalar bu grn Eb Hanifeye
nisbet edilemeyeceini gstermektedir:
mam Muhammed, es-Siyerul-Kebrde svari ve piyadelerin ganimet hisselerini aklarken Eb Hanifenin svariye iki, piyadeye bir pay verilmesini ngrdn; Eb Ysuf a, am ve Hicaz ehline gre ise svariye pay verilmesi gerektiini, kendisinin de bu ikinci gr tercih ettiini belirtir.247 Ardndan her iki
tarafn sahih ve mehur haberlere dayandn Eb Hanifenin ise konuya ilikin
haberleri telif etmeye altn u cmlelerle anlatr:
Eb Hanifeye gelince o yle der: Ben haberlerin arasn telif (tevfk) ederim.
Bundan dolay Peygamberin, ata iki pay verdiini anlatan hadisi, onun svariye
iki pay verdii manasna hamlederim. Bu iki hisseden biri atndan tr, dieri
ihtiyacna binaen humustan ya da savatan nce [imam tarafndan] kendisine yaplan bir vaatten (tenfl) tr verilir. Veyahut hadisteki attan (feres) maksat atldr
(fris) deriz. Zira Peygamberin hisseyi [ata deil] atlya/svariye verdiini kesin
olarak biliyoruz.248
Eb Ysuf, Onun bu konuda Hz. merin svariye bir hisse, piyadeye bir hisse eklindeki uygulamasn esas aldn belirtmektedir.249
245 Geni bilgi iin bkz. Metin Yiit, a.g.e., s. 398 vd.
246 el-Ensr, Abdul-Al Muhammed b. Nizmuddn (v. 1225/1810), Fevtihur-Rahamt bi erhi Musellemis-Subt f
Uslil-Fkh, Dru hyit-Tursil-Arab, Beyrut 1414/1993, II/219.
247 eybn, es-Siyerul-Kebr, Drul-Kutubil-lmiyye, Beyrut, III/35-36 Kr. Eb Ysuf, el-Harc, s. 19; A.mlf. erRedd, s. 17; Tahav, htilful-Ulem, III/437.
248 eybn, es-Siyerul-Kebr, III/36.V W ) :k#9 E< 9%/ ? # : = q <9
249 Eb Ysuf, el-Harc, s. 19.
Bu iki aklamadan yle bir sonu ortaya kmaktadr: Eb Hanfe bir konuda baz rivayet ve uygulamalar (mesela Hz. merin uygulamasn) esas almakla
birlikte buna muarz gibi grnen dier hadisleri yorumlayp telif etmee almtr.250
Bu aklamalardan ayr olarak Eb Hanfeden aktarlan fer itihad rneklerine bakldnda da telifin dier yntemlere mukaddem olduu anlalmaktadr.251
Daha sonraki dnemlerde yaayan muhakkik Hanefilerin aklamalar da bu
dorultudadr. Mesela Tahv hadis yorumuna ilikin genel bir aklamada bulunur: Rivayetleri eliik manalara hamletmek yerine mmkn olduka muvafk
manalara hamletmek gerektiini belirtir ve bunun ayn zamanda Eb Hanfe, Eb
Ysuf ve mam Muhammede ait bir gr olduunu syler.252 Tahv bu metodik
aklamay birok konuda yapar ve teruz halindeki hadislerin birbiriyle uyumlu
olarak yorumlanmasn ve eliik manalara ekilmemesi gerektiini belirtir.253
Yukarda aktardmz rnekler ve aklamalar Eb Hanfenin telifi neshe
takdim ettii konusunda bir kanaat vermektedir. Bu rneklerden hareketle, en
azndan nesih ve tercihin mutlak olarak takdim edilecei eklindeki grn Eb
Hanfeye ait olmadn syleyebiliriz. Ancak usl kitaplarnda ounlukla sonradan varid olan nassn, muarz manadaki ilk nass neshedecei eklinde grler
yer almaktadr.254 Bu konularda Eb Hanfeden usl bir aklama nakledilmi deildir. Mezkr kural Cesssn da belirttii zere s b. Ebna aittir.255
Baz rivayetler iin zellikle telif imkn olmayan rivayetler iin veya selefin
aka terk ettii ve mensuh olduunu belirttii rnekler iin nesih ve tercih deerlendirmesinde bulunmak yerinde bir deerlendirmedir. Ancak bunu genel geer bir kural olarak ileri srmek ve bu haliyle Eb Hanfeye nisbet etmek doru
deildir.
Tespit ettiimiz kadaryla Ebu Hanife teliften sonra teruzu zmek iin ikinci
nesih ve son olarak tercih ilemine bavurmaktadr.
Nesih konusunda u kadarn sylemekle yetinmek istiyoruz. Nesih konusu,
Eb Hanfenin usl anlaynda zel bir konuma haizdir. Mtehidler arasnda
nasih-mensuh konusu zerinde en fazla duran ve itihadlarnda bu konuya en fazla atfta bulunan kii Eb Hanfedir desek mbalaa etmi olmayz. sar ve ihtilaf
250 Baka rnekler iin bkz. eybn, es-Siyerul-Kebr, V/90-91, 252; Daha sonraki dnemlerde yazlan baz
kaynaklarn aklamalar da ayn dorultudadr. rnek iin bkz. Cesss, Ahkmul-Kurn, IV/241; el-Mevsil,
Abdullh b. Mahmd (v. 683/1284), el-htiyr li Tall-Muhtr, (Thk. Hlid Abdurrahmn el-Akk), Drul-Marife,
Beyrut, 1423/2002, IV/158; Al el-Kr (v. 1014/1606), Fethu Bbil-nye bi erhin-Nukye, (Thk. Muhammed
Nezr Temm, Heysem Nezr Temm), Drul-Erkam b. Erkam, Beyrut 1418/1997, III/282.
251 Eb Ysuf, Kitbul-sr, s. 229-230; eybn, Kitbul-sr, s. 366-367; Hrezm, Cmiul-Mesnd, II/304, 324;
Tahv, erhu Menil-sr, IV/56.
252 Tahv, erhu Menil-sr, I/558:t\^ 7# 87, ' 'a S( W4 E` '# 6B W4 98N
2 W4 E`#9 4 u W%
, .gU#
253 Bkz. Tahv, erhu Menil-sr, I/80-86; II/463, 465; IV/56 Bu rneklerin tamamnda Tahv, ihtimalli haberlerin
telif edilmesi gerektiini belirtir. Ancak ilk ikisinde bunu Eb Hanfeye nisbet etmez.
254 Cesss, el-Fusl, II/291.
255 Cesss, el-Fusl, II/291.
kitaplar incelendiinde Ebu Hanifenin gerek Kuran ayetleri arasnda gerekse hadisler arasnda cereyan eden neshi kabul ettii anlalmaktadr.256
Tercihe gelince ayet teruz halinde bulunan haberlerden ikisi de rvnin
adaleti gibi kabul artlarn haizse bu durumda tercihe ilikin llere bavurulur. Tespit ettiimiz kadaryla bu lleri iki ana balkta zetleyebiliriz: Raviye
ilikin ller, Muhtevayla ilgili ller. Raviye ilikin lleri; ravilerin adedi ve
rivayet okluu, ravinin fkh ve fazilet bakmndan stn olmas, ravinin hadisin
ieriiyle ilgili biri olmas ve ravinin zabt bakmndan daha temkinli oluu eklinde sralayabiliriz. Metin ve muhtevayla iligili lleri de; Kitap ve Snnete ve Hz.
Peygamberin genel tutumuna uygunluk, ulemann genel telakkisine ve fukahann
ameline uygunluk, haberin msbet ierikli olmas ve ihtiyata uygunluk eklinde
belirtmek mmkndr.257
SONU
Eb Hanfeye gre Snnet, Kurndan sonra dinin ikinci temel kaynadr.
Snnetin Kurn beyn konusunda Eb Hanfe ile dier mctehidler arasnda herhangi bir gr ayrl bulunmamaktadr. lk kaynaklar, Eb Hanfenin
Kurndaki umm ifadeleri mehr ve hd haberlerle tahss ettiini gstermektedir. Usl kitaplarnda yer alan ekliyle hadislerin Kurn, ummul-belv ve
kysa arz gibi prensipler ve haber-i vhidin Kurnn ummunu tahss edememesi eklindeki grler tahrce dayanmaktadr. Kaynaklar incelendiinde bu
konuda Hanef mezhebinde homojen bir tutumun olmad, mezhep iinde bir
takm farkl yaklamlarn olduu, ancak zamanla bunlardan bazlarnn ne kt anlalmaktadr.
Eb Hanfenin hadislerin muhtevsyla ilgili olarak ileri srd tek art,
adem-i zzdur. Yani haber-i vhidin Kurnn mn ve delletine ve hakknda
ittifak edilen Snnete veya mehr ve marf Snnete aykr olmamas lazmdr.
Ulatmz bu sonular, usl tarihi hakknda -zellikle Batl aratrmaclar
tarafndan-ileri srlen baz tezlerin yeniden gzden geirilmesi gerektiini ortaya koymaktadr. Bilindii gibi oryantalistler, mam finin usl tarihinde son
derece etkili ve belirleyici olduunu ileri srmektedirler. Bundan hareketle birok
yazar, Eb Hanfenin uslnn ve bu cmleden olarak onun Snnet anlaynn
finin kyla kesintiye uradn ve mslman toplumlarda hlen hkim olan
usln finin eseri olduunu iddia etmektedir. Bu almada ortaya konan sonular, fi ile balad sylenen l ve anlayn daha nce de var olduunu,
cumhura ait usulle Ebu Hanife usul arasnda byk bir mesafenin olmadn
gstermektedir.
256 eybn, Kitbul-sr, s. 215-216, 228, 274, 315, 315; eybn, el-Muvatta, s. 110, 345; erhu Menil-sr, II/15,
16,18
257 rnekler iin bkz. Metin Yiit, a.g.e, s. 451-473.
Giri
Ehl-i hadisin itikadi, ameli ve ahlaki konularn tamamnda rivayet merkezli
bir din algsna sahip olduu, yeni dnce ve tartmalara ak olmayp bunlar
bidat olarak niteledii, reyi, tevili, yorumu, akli karmlar dinden ve snnetten
uzaklamak olarak telakki ettii, rey ehlini ve kelamclar sevmedii, haberlere
dayal olarak kurduu kendi inan ve hukuk sistemini savunmak adna kitaplar
telif ettii ve muhalif grd gruplara kar yine haberlere dayanarak reddiyeler yazd bilinen bir husustur. Ehl-i hadis Kaderiyye, Cehmiyye, Mutezile, Zenadka, Mrcie, Ehl-i bida, Ehl-i ehva ve Mbtedia nitelemeleriyle pek ok grup
ve kiiyi Hz. Peygambere, snnete ve hadislere uymamakla itham etmi, tenkit
etmi ve hatta baz konularda tekfir etmitir. Bundan da te bu gruplarn bizzat
Hz. Peygamber tarafndan tekfir edildiine inanarak bu anlama gelecek haberler aktarmtr1. Ehl-i hadisin eletirilerinden ve hakaretlerinden nasibini alanlardan biri de mam Azam Ebu Hanifedir (. 150/767)2. Ebu Hanife, yaad dnem
*
1
2
ve hemen sonrasnda Ehl-i hadisin youn tenkitlerine ve ar ifadelerine muhatap olmutur. Kimi zaman ismi aka anlarak kimi zaman gizlenerek (badunnas, badul-merkiyyin vs.) savunduu fikirler snnet ve hadise aykr olmakla
itham edilmitir. Hatta Ehl-i hadisin zirve ahsiyetlerinden Buhari (. 256/870)
et-Tarihul-kebir adl eserinde isnadn tenkid etmedii bir haberle Hammad b.
Ebi Sleymann (. 120/737) rencisi Ebu Hanifeyi halkul-Kuran konusundaki
gr sebebiyle mrik diye nitelediini rivayet etmitir3. Bu ve benzeri pek
ok ithamla Ehl-i hadisin snnet/hadise sahip kt ve Ebu Hanifenin bunlar
nemsemedii izlenimi oluturulmutur. Bu sebeple almamzda Ebu Hanifenin
snnet/haber algs ile Ehl-i hadisin snnet/hadis algs arasndaki farklara iaret
edilecek ve bylece Ehl-i hadisin bu konuda Ebu Hanifeye ynelttii tenkitlerin
deerlendirilmesi yaplacaktr.
Ebu Hanifenin Snnet Anlay le Ehl-i Hadisin Snnet Anlay Arasndaki Temel Farklar
Snnet/hadis anlaylarnn farkl olabileceini tespit, snnete ve hadise uyulup uyulmad konusundaki tartmalar iin olduka nemlidir ve ne yazk ki
bunun ehemmiyeti bugn dahi baz evrelerce tam olarak anlalabilmi deildir.
Zahiriyye ile Mutezilenin, afiiyye ile Hanefiyyenin, Malikiyye ile Hanbeliyyenin,
muhaddisler ile sufilerin snnet/hadis algs birbirinden olduka farkldr. Zahiri
bir alim hadisleri btnyle vahiy kabul eder. Hadislerin de zikir kapsamnda
deerlendirilmesi gerektiini ve Kuran gibi korunduunu savunur. Hadislerin lafzlarnn balayclna inanr ve kyas dahi reddederek hadislerin lafzna mutlak balla davet eder. Buna karn Mutezili bir alim ise haberlere ihtiyatla yaklar. Hadisleri ve snneti reddetmez ancak hadislere gvenmek iin yalnzca isnad
deerlendirmelerini yeterli bulmaz. Onlar Kuran ve akl erevesinde deerlendirir. Halbuki bir muhaddis daha ok isnad nemser ve metnin shhatini isnada
balar. Hz. Peygamberden geldiine kanaat getirdii bir hadise tevil ve yorumla
muhalefet etmeyi ho karlamaz. Zayf bile olsa hadislerin en azndan amellerin
faziletleri konularnda delil olabileceini dnr. Hanefi bir alim ise manevi inkta anlayyla isnaddan ziyade metnin baz kriterlere uymasn arar. Kurana ve
Hanefi gelenek iinde maruf olan snnete aykr haberleri kabul etmez. Haberlerin
yorumlanmasn snnete muhalefet saymaz. Tm bunlardan ayr olarak bir sufi ise
metnin ulema-y kibar tarafndan hadis diye kabul edilmesine bakar ve ne isnad
arar ne de metni sorgular. Ryada hadis alnabileceine ve keifle hadislerin tashih
edilebileceine inanr. Alimlerin kitaplarnda uydurma hadis olmayacan syler.
afii bir alim snnetin sadece merfu haberle tespit edilebileceini savunup amel-i
ehl-i Medineyi anlamsz bir ey diye niteler. Buna mukabil Maliki bir alim snnetin tespiti iin ncelikle amel-i ehl-i Medineye baklmas gerektiini dnr
ve amele aykr haberleri zayf addeder. Netice itibariyle bunlar kimi zaman birbirlerine yaklasalar da temel baz tercihlerindeki farkllklar yznden olduka
deiik sonulara varrlar.
3
Muhammed b. smail el-Buhari, et-Tarihul-kebir, I-VIII, thk. Muhammed Abdulmuid Han, Haydarabad: DairetlMaarifil-Usmaniyye, IV, 127.
Ayrntl bilgi iin bk. shak Emin Aktepe, Erken Dnem slam Hukukularnn Snnet Anlay, stanbul: nsan Yay.,
2010, II. Bask, s. 139 vd., 152 vd.
Muhammed b. Ahmed es-Serahsi, Usuls-Serahsi, Beyrut: Darul-Marife, I-II, ths., I, 114.
Ebu Zeyd ed-Debusi, Tesisn-nazar, thk. Mustafa Muhammed el-Kabbani, stanbul: Eda Yay., 1990, s. 113.
Bu noktada Hanefilerin kimlere sahabi dedii nem kazanmaktadr. Serahsi rivayet ehlini tannr olanlar ve
olmayanlar diye ikiye ayrmaktadr. Tannr olanlar da fkhyla bilinenler ve fkh az olanlar diye ayrmaktadr.
Hulefa-yi raidin, abadile, Zeyd b. Sbit, Aieyi ilk gruba, Ebu Hreyre ve Enes b. Maliki ikinci gruba rnek
vermektedir. Tannr olmayan sahabileri ise Hz. Peygamberin yannda fazla kalmam olanlar diye nitelemektedir
ve bu gruba da Vabsa b. Mabed, Seleme b. Muhabbik ve Makl b. Sinan misal vermektedir. Serahsinin belirttiine
gre fkhyla n plana km olanlarn rivayetleri kyasa aykr bile olsa kabul edilir; fkhyla tannmayanlarn
rivayetleri kabul edilir ancak kyasa aykr olurlarsa bunlara tabi olunmaz; tannmayan sahabilerin rivayetleri ise
ancak onlar teyid eden bir baka delil varsa alnr. Serahsi, Usuls-Serahsi, I, 338-345.
Muhammed b. dris e-afii, htilaful-hadis, thk. Muhammed Ahmed Abdulaziz, Beyrut: Darul-Ktbil-lmiyye,
1986, s. 87.
kuf haberlere, Medine fkh ekolnn ise amel-i ehl-i Medine ve bn mer gibi
sahabilerden gelen haberlere dayanarak snneti tespit etmelerine engel olmaktr9.
Zira ona gre bu dnce sahabe grlerine tabi olup gerek nebevi snneti terk
etme neticesi vermektedir. Halbuki hicri ikinci asr Irak ve Medine fkh ekolleri birer gelenein temsilcileriydiler. Dolaysyla bu gelenek ierisinde renilmi
bulunan merfu ya da o gelenein kurucu otoritelerinden gelen mevkuf haberleri,
amel-i ehl-i Medineyi, mehur ve maruf snneti muhaddislerce nakledilen ferd
hadislere gre daha fazla nemsemilerdir. Neticede Hz. Peygamberi daha iyi tanmalar dncesinden hareketle sz konusu sahabe uygulamalarna da snnet
demilerdir.
B. Snnetin Balaycl / Resulullahn Tasarruflar
Hz. Peygamberden nakledilen bilgiler balayclk asndan tarih boyunca slam alimlerince farkl kategorilerde deerlendirilmitir10. Bu meyanda en erken
aklamalardan birisi rivayete gre Mekhule (. 112/730) aittir:i8U U./
F (
F
Q
V ' *A2# Q U./
F# Ip *A2#Snnet iki ksmdr: (a) Amel edilmesi hidayet,
terkedilmesi dalalet olan snnet (b) Amel edilmesi gzel, terkedilmesi sakncasz
olan snnet11. Son dnemlerde ise bu konu terii snnet ile gayr- terii snnet
diye iki temel balk altnda incelenmitir12.
Ebu Hanifeden bu hususta dorudan bir beyan kaydedilmemekle birlikte verdii fetvalardan bu tasnifin farknda olduu anlalmaktadr. zellikle devlet idaresini dorudan ilgilendiren meselelerde Ebu Hanifenin bir ksm nebevi tasarruflar Hz. Peygamberin yaad dnem ve yerle snrl sayd ve ilgili hkm devlet bakannn yetkisine brakt grlmektedir. Buna dair u misali verebiliriz:
(1) Rivayete gre Hz. Peygamber %4F 4
4 I(N E(N Kim dmann ldrrse ve bunu ispatlarsa stndekiler onundur13 buyurmutur. Bu haberi talili
bir yoruma tabi tutan Ebu Hanife, sz konusu hkm devlet bakannn maslahat
grp grmemesine bal klmtr. Buna gre sava ncesinde mcahitlere byle
bir hak tannmsa herkes ldrd dmandan ald mallara sahip kabilecektir14. mam Malik de Ebu Hanife ile ayn dncededir. Ona gre Resulullah
9
10
11
12
13
14
Konu hakknda detayl bilgi iin bk. shak Emin Aktepe, mam finin Ehl-i Kelm ve Mliklere Kar Hadis
Savunusu, Hadis Tetkikleri Dergisi, VI/1, 2008, ss. 111-132.
Bu konuda ayrntl bilgi iin bk. Murat imek, slam Hukukunda Balayclk Bakmndan Hz. Peygamberin
ctihad ve Tasarruflar, Ankara: TDV, 2010.
Serahsi, Usuls-Serahsi, I, 114. Bu sz Darimi tarafndan Snnet amel edilmesi farz terk edilmesi kfr olan
snnet ve amel edilmesi fazilet ve terk edilmesi sakncal olan snnet eklinde ikiye ayrlr diye kaydedilmitir. Ebu
Muhammed ed-Darimi, Snen, I-IV, thk. Hseyin Selim Esed ed-Darani, Suudi Arabistan: Darul-Muni, 2000, I,
475. Muhakkik senedindeki bir ravi sebebiyle rivayeti zayf olarak nitelemektedir.
Byle bir yaklam iin bk. Muhammed Selim Avva, Snnetin slam Hukkuna Etkisi, (trc. shak Emin Aktepe),
Dinbilimleri Akademik Aratrma Dergisi, VI/2, ss. 259-280.
Muhammed b. smail el-Buhari, Sahih, I-IX, thk. Muhammed Zheyr b. Nasr, Daru Tavgin-Necat, 1422, IV, 92;
Mslim b. Haccac el-Kueyri, Sahih, I-V, thk. Muhammed Fuad Abdulbaki, Beyrut: Dar hyait-Turasil-Arabi, III,
1370.
bn Battal, erhu Sahihil-Buhari, I-X, thk. Ebu Temim Yasir b. brahim, Riyad: Mektebetr-Rd, 2003, V, 311;
Yahya b. eref en-Nevevi, erhun-Nevevi ala Sahihi Mslim, I-XVIII, Beyrut: Dar hyait-Turasil-Arabi, 1392, V,
232.
bu hkm yalnzca Huneynde vermi; dier savalarda mcahitlere byle bir hak
tanmamtr15.
(2) Sahipsiz arazinin ihyas (ihyaul-mevat) konusunda da Ebu Hanifenin
bylesi bir tavr iinde olduu ifade edilmitir. Rivayete gre Hz. Peygamber yle
buyurmutur: W* ( p9 Sahipsiz araziyi ihya eden orann maliki olur16.
Ebu Hanife, bu yolla mlk edinilebilmesi halinde insanlarn ayn yeri ihya etmek
isteiyle srekli kavga ve kargaa iine debilmeleri ihtimalinden hareketle sz
konusu hkm yine devlet bakannn insiyatifine brakmtr17. rencisi Muhammed b. Hasan (. 189/805) ise hadise dayanarak devlet bakan izin versin
vermesin sahipsiz arazilerin oralar ihya edenlere ait olacana hkmetmitir18.
(3) Benzer bir konu da alacaklnn iflas eden borlusundaki alacan, mahkeme karar olmakszn bizzat satt mal alarak ya da borlunun baka mallarndan
ele geirdiklerini vermeyerek tahsil etmesi meselesidir (meseletz-zafer). Rivayete
gre Hind bnt. Utbe kocas Eb Sfynn cimriliinden yaknp kendisine ve ocuuna yetecek miktarda mal vermemesini ikayet ettii zaman Hz. Peygamber
ona # ~ C8## 6g, k./Kendine ve ocuuna yetecek kadar mal rfe uygun
olarak alabilirsin19 buyurmutur. Ehl-i hadisten afiiler bu hadisle istidlal ederek hak sahibinin ister mahkeme yoluyla alabilsin ister alamasn borlusundaki
hakkn bizzat borcun misliyle ya da kyemi mallarndan kymetlendirme yoluyla
alabileceine hkmetmilerdir. Ebu Hanife ise bu hkm misli mallarla snrlam
ve kyemi mallara temil edilmesinin hakszla sebebiyet verebileceini ifade etmitir20. Buna gre kyemi mallarla ilgili hkm ancak mahkeme tarafndan verilebilir.
Ehl-i hadis Hz. Peygamberin btn tasarruflarn nbvvet vasfna dayandrma temaylndedir. mam afiiye gre snnetlerin devlet bakanlarnn inisiyatifine braklmas, baka bir deyile Resulullahn hkmlerinin kendi dnemindeki artlarla ilgili kiisel itihat saylmas, ortada snnet diye bir ey kalmamas
neticesine gtrr21. Buradan da anlalaca zere afii, Ebu Hanifenin devlet
bakannn iznine brakt meselelerde nebevi hkm btn dnemler iin geerli saymaktadr22. rnein l arazilerin ihyas konusunda aka yle der:
$a
4Q $ t ~ (, Kendisine Resulullah tarafndan bir hak verilmi kimseye bu hakk vermek devlet bakannn verdii haklardan daha nceliklidir23.
15
16
17
18
19
20
21
22
23
Malik b. Enes, el-Muvatta, I-VIII, thk. Muhammed Mustafa el-Azami, Abudabi: Messeset Zayed b. Sultan, 2004,
III, 648.
Ebu Davud es-Sicistani, Snen, I-IV, thk. Muhammed Muhyiddin Abdulhamid, Beyrut: Mektebetl-Asriyye, III,
178.
Ebu Yusuf, el-Harac, thk. Taha Abdurrauf Sad, el-Mektebetl-Ezheriyye lit-Turas, s. 76.
Malik b. Enes, Muvatta (eybani Rivayeti), thk. Abdulvehhab Abdullatif, Mektebetl-lmiyye, s. 295.
Buhari, Sahih, III, 79; Ebu Davud, Snen, III, 289.
Ahmed b. Hacer el-Askalani, Fethul-Bari, thk. Muhibbuddin el-Hatib, I-XIV, Beyrut: Darul-Marife, V, 109.
Muhammed b. dris e-afii, htilfu Malik ve-afii (el-mm), I-VIII, Beyrut: Darul-Marife, 1990, VII, 240.
V
k8,
Q 7/ .U 7 _ ' I *(7 /# g 8 4F# 4 q f4
KN f8 gn( gn(,
Bk. shak Emin Aktepe, slam Hukukularnn Snnet Anlay, s. 249.
afii, htilfu Malik ve-afii (el-mm), VII, 243.
Hasl bir haberde Resulullah tarafndan her hangi bir kimseye hak verilmise
bunu engellemek kimsenin hakk olamaz. Bu konuda shak b. Raheveyh, Ahmed
b. Hanbel ve Tirmizi de afii gibi dnmektedirler24. Hatta afiinin beyanna
gre Ebu Yusuf da bu konuda hocasn snnete muhalefetle itham etmitir25. Ayn
durum dmann ldren mcahidin onun tehizatn almas meselesinde de
sz konusudur. mam afii hadisin sahih ve sabit olduunu, bizzat Resulullahtan
buna aykr bir haber gelmediini vurgulayarak Ebu Hanifenin hadise aykr hkmettiini ifade etmitir26. Hatta kitabnn bir baka yerinde aka yle der: Bu
hadis baz insanlarn (Ebu Hanife) bu meselede snnete muhalefet ettiine delalet etmektedir. Onlar devlet bakan sava ncesinde Kim dmann ldrrse
stndekileri alabilir demedike kimse dmannn tehizatn alamaz demilerdir. Hatta baz arkadalarmz bunun devlet bakannn itihadna bal olduunu dnrler. Halbuki bize gre bu Resulullahn hkmdr. Hz. Peygamber
birden fazla yerde dmann ldren mcahidin dmann tehizatn almasna
hkmetmitir27. Bu konuda alimlerin ounluunun da afii ile hem fikir olduu
sylenmitir28.
C. Snnet Vahiy likisi
Snnetin balaycl konusundaki grlerinden hareketle Ebu Hanifenin
snneti vahiy merkezli bir deerlendirmeye tabi tutmad anlalmaktadr. zellikle dnyevi meselelerdeki bir ksm haberleri mutlak balayc addetmemesi,
yorumlamas, maksatlarna bakmas ve Hz. Peygamberin kendi dnemiyle ilgili
itihatlar saymas bunlar vahiy saymadnn tipik gstergesidir. Bununla birlikte kendisinden ak bir beyan bulamasak da snnetin vahiy ynn tamamen
reddettiini de syleyemeyiz. Zaten Ebu Hanife sonrasnda Hanefilerin, snneti
vahy-i batn ya da vahye benzer bilgi saydklar grlmektedir29.
Snnetin vahiy olup olmad konusu zerinde Ehl-i hadis ulemas ise daha
youn bir ekilde durmutur. Onlara30 gre snnetin vahiy olma hali daha arlkldr. bn Hazm (. 456/1064) snnetin vahiy olduunu yle savunur: Kurann
eri meselelerde temel dayanak olduunu beyan etmi idik. Kurana baktmzda
Resulullahn bizlere ynelik talimatlarna harfiyen uymamz istediini ve Allahn
Hz. Peygamberi O hevasndan konumaz. Ancak vahyedilenleri syler eklinde
nitelediini grrz. Dolaysyla Hz. Peygambere gelen vahyin iki ksm olduunu ifade etmek doru olacaktr. Bunlardan ilki dillerde okunan, aleme kar mucizevi yn bulunan ve kitap olarak telif edilmi bulunan Kurandr. kincisi ise
24
25
26
27
28
29
30
Ebu sa et-Tirmizi, Snen, thk. Ahmed Muhammed akir, I-V, Beyrut: Dar hyait-Turasil-Arabi, III, 662;
afii, htilfu Malik ve-afii (el-mm), VII, 243.
Q I
e =N J #
N ED = sF, / 8#
afii, er-Red ala Muhammed b. Hasan (el-mm), VII, 364.
afii, el-mm, IV, 149.
bn Hacer, Fethul-Bari, VI, 247. Evzai, Sevr, Leys, Ebu Sevr, shak, Ahmed, bn Cerir ve bakalarna atf iin bk.
Nevevi, erhu Sahihi Mslim, XII, 58.
Serahsi, Usuls-Serahsi, II, 90.
Hatta bu dnce slam alimlerinin ounluuna nispet edilmitir. Bk. Yaar Kandemir, Hadis, DA, XV, 29.
nakledilen, varid olduu anda kaydedilmeyen, aleme kar mucizevi yn olmayan, dillerde okunmayan Resulullahtan aktarlan haberlerdir. Bu haberler Allahn
muradn bizlere aklayan delillerdir31. Ehl-i hadisin eserlerinde snnetin vahiy
vasfna dikkat eken haberleri ise sklkla grebiliriz32. Onlara gre Cibril Kuran
gibi snnetleri de ona indiriyor idi. Bu sebeple Hz. Peygamber Dikkat edin! Bana
Kuran ve onun bir benzeri verildi33 buyurmutur. Ehl-i hadisin yorumuna gre bu
hadiste iaret edilen Kuran benzeri bilgiler snnettir; yani snnet vahiydir34.
Netice olarak Ebu Hanifeye nispetle Ehl-i hadisin snnetin vahiy vasfna daha
fazla vurgu yaptklar ve bu sebeple hadisleri talili yorumdan daha ok taabbdi
bir tarzda yorumladklar sylenebilir.
D. Snnetin Tespiti / Merfu Haberin Otoritesi Meselesi
Genelde slam alimlerinin zelde ise Ebu Hanife ile Ehl-i hadisin ihtilaf ettikleri konulardan biri de snnetin nasl tespit edilecei meselesidir. Ebu Hanife ve
Hanefi gelenekte snnet, Hz. Peygamberin ve (fakih) sahabilerin tasarruflar olarak alglannca doal olarak snnetin tespiti iin kullanlacak deliller de merfu ve
mevkuf haberler olmaktadr. Ebu Hanifenin rencileri snneti ncelikle amel-i
ehl-i Medineye dayanarak tespit eden mam Malikin yaklamn isabetli bulmaz
ve eletirirler. Onlara gre amel-i ehl-i Medine dncesinin standartlar belli deildir. Halbuki snnet haberler gibi belli standartlar olan mahhas delillerle tespit edilmelidir. Bu anlamda amel hibir deer ifade etmez35.
mam afii de snnetin tespitinde amel-i ehl-i Medineyi esas alan mam
Maliki eletirir36. Bu yaklam tarzn otuz beli yalarndan sonra tant mam
Muhammedden alm olmas kuvvetle muhtemeldir. Fakat afii, snneti mevkuf
haberlere dayanarak tespit eden Ebu Hanife ve rencilerine de katlmaz. Ona
gre snnetin tespit edilebilecei yegane kaynak merfu haberlerdir37. afii, Hz.
Peygambere isnad edilmeyen haberlere dayanarak merfu haberlerin terk edilmesine hemen btn almalarnda kar kmaktadr. Hatta kanaatimizce onun asl
mcadelesi haberleri tamamyla ya da ksmen (haber-i ahadlar) reddeden gruplara kar deil snneti amel ya da mevkuf haberlere dayanarak tespit edip kendisi
kadar zahiri tavr sergilemeyen Ebu Hanife ve Malik taraftarlarna yneliktir38.
31
32
33
34
35
36
37
38
rnda da grmekteyiz. Ebu Yusuf un bir nevi Ebu Hanife msnedi saylan Kitabulasar adl eserinde zikrettii 1068 hadisin 650si Ebu Hanife Hammad brahim
isnadna sahiptir. Bunlarn 436s dorudan brahim en-Nehainin fetvasdr46.
Ayrca Ebu Hanife ve rencilerinin haberin isnadndaki zahiri kopukluktan
ziyade haberi nakleden kiiye nem verdii anlalmaktadr. Nitekim onlar zellikle stadlarnn mrsel (munkat) haberlerini kabul etmilerdir47. Hatta stadlarndan geliyorsa usule aykr olan haberleri bile kabul etmilerdir: rnein Ebu
Hanife namazda sesli glmeyi hem namaz hem abdesti bozan bir kusur saymtr.
nk hem Hz. Peygamberden bu ynde bir haber aktarlm48; hem de brahim
en-Nehai byle hkmetmitir49. Halbuki usulde glme, alama, esneme, barma
ve konuma gibi fiillerin abdesti bozduuna dair bir bilgi bulunmamaktadr.
Maruf ve mehur snnete dayanp buna aykr haberleri reddetmeleri de Ebu
Hanife ve ashabnn haberlere ve ravilere gven konusunda ihtiyatl davrandklarn gstermektedir. Bu konuyu bir ahit ve davacnn yeminine dayanlarak
hkmedilip hkmedilemeyecei meselesiyle rneklendirebiliriz. Rivayete gre
Hz. Peygamber bir ahit ve davacnn yeminine dayanarak hkmetmitir50. Ancak
Hanefiler bu hadisle amel etmezler. Konu hakkndaki deerlendirmelerini Serahsi yle arzeder: Btn bu anlatlanlardan anlalyor ki bir ahit ve davacnn
yeminine dayal olarak hkmedildiini ifade eden hadis Kurana aykrdr. Bu sebeple onunla amel etmiyoruz. Ayn ekilde haber-i vahidlerden garip olanlar (maruf olmayanlar) mehur snnete aykr olduklarnda amel bakmndan munkat
saylrlar. nk mtevatir, mstefiz ve zerinde icma edilmi haberler kesin bilgi
verme asndan Kuran seviyesindedir. pheli olan kesin olan karsnda merduttur. Mehur snnet de byledir ve o garip snnet karsnda daha gldr.
Zira pheden daha uzaktr. Bu sebeple de mehur ile nesh caiz iken garip ile nesh
olmaz. Zayf gl karsnda duramaz. Bu sebeple bir ahit ve davacnn yeminine
dayal olarak hkmedildiini ifade eden hadis ile amel edilmemitir. nk bu
haber iki adan Delil getirmek iddia sahibine yemin davalya der eklindeki
mehur snnete aykrdr51.
Ehl-i hadis ise her ne kadar belli bal baz muhaddislere dayansa ve onlar bu
ilmin temel kaynaklar kabul etseler de rivayet kaynaklar incelendiinde ilk iki
asr boyunca hemen hemen herkesten haber topladklar grlmektedir. Yine ilk
iki asr hadis eserlerinde isnadlarn inkta problemleri barndrd aka mahede edilmektedir. Zira Ebu Davudun (. 275/889) ifadesiyle munkat (mrsel)
46
47
48
49
50
51
rivayetler ilk iki asrda hadisilerce de makbul addedilmitir52. Yalnzca sahih53 hadislerin topland ilk eser Buharinin Sahihidir54. Hadisiler altn asrlarn yaadklar nc yzylda telif ettikleri temel kitaplarda dahi pek ok zayf ve uydurma hadise yer vermilerdir55.
Netice itibariyle Ebu Hanife ve rencileri nispeten dar erevede ve dorudan kendi stadlarnn munkat haberlerine itimat eiliminde iken; hadisiler ise
hem meslekleri hem de haberi nceleyen tavrlar sebebiyle olsa gerek daha geni
planda munkat haberleri toplamlardr. Bununla birlikte afii, haberlerin ekli
inktas zerinde durarak sahih hadisin mutlaka muttasl olmas gerektiini srarla vurgulamtr56. Anlalyor ki onun bu srar meyvesini vermi nc asr
sonrasnda giderek sahih haberlerin muttasl olmas gerektii inanc yerlemeye
balamtr.
F. Kurann Dini Konumu Meselesi / Kuran Asldr
Serahsi (. 483/1090), Kurann asl, haberlerin tabi olduu fikrini olduka
arpc ifadelerle yle sunar: Bidat ve sapklklar, haber-i vhidi Kitap ve sahih
snnete arz etmemekten kmtr. nk baz kimseler, Reslullahtan sdr olduuna dair tad pheye ve kesin bilgi ifade etmemesine ramen, haber-i vhidi
bir asl olarak telakki etmilerdir. Bunlar, Kitap ve sahih snneti, haber-i vhide
gre tevil etmek suretiyle kendisine tabi olunmas gerekeni, bakasna tabi olan
haline getirmilerdir. Bylece bunlar, kesin olmayan asl haline getirerek sapklk
ve bidat iine dmlerdir. Bu noktada Hanef limlerinin usul en dorusudur.
Onlar, Kitap ve sahih snneti asl yapp doruluu konusunda phe ieren ve
mehr dzeyine ulamam haber-i vhidleri onlara arz etmilerdir. Bunlardan
Kitap ve mehr snnete uygun olan ve onlarda bahsi gemeyen konulardaki
haber-i vhidleri kabul etmilerdir. Kitap ve sahih snnete muhlif olan haber-i
vhidleri ise reddetmilerdir. nk onlara gre Kitap ve mehr snnet ile amel
etmek garib bir haberle amel etmekten daha doru olacaktr57.
Ebu Hanife ve ashab haberlerin yalnzca isnad bakmndan salamln sz
konusu haberin kabul edilebilirlii iin yeterli grmemilerdir. Onlara gre herhangi bir haber isnad bakmndan ne kadar gven telkin etse bile Kurana aykrlk tayor ise kesinlikle Hz. Peygambere nispet edilemez. Yani Kurana aykr
bir hadis sahih saylamaz. Halbuki Ehl-i hadis sahih bir hadisin Kurana aykr
52
53
54
55
56
57
Ebu Davud es-Sicistani, Risalet Ebi Davud ila ehl-i Mekke ve ayrihim, thk. Muhammed es-Sabba, Beyrut: DarulArabiyye, s. 24.
Elbette Ehl-i hadis kriterlerine gre sahih saylan hadisler kastedilmektedir. Zira her ekoln kendine gre sahih
(gvenilebilir) hadis tanm sz konusudur.
Ebu Amr b. Salah, Mukaddime, thk. Nuruddin Itr, Beyrut: Darul-Fikril-Muasr, 1977, s. 17. Farkl bir deerlendirme
iin bk. Musa Bac, Hadis Metodolojisinde Sahihul-Buharinin Shhat Bakmndan Tasnif Edilen lk Eser Olduu
Fikrinin Eletirel Analizi, AFD, XLV, 2004, I, s. 39-56.
Bunun ak gstergesi Nasruddin el-Elbaninin drt snenin zayf ve uydurma haberlerini tespit iin yapt
almalardr.
Muhammed b. dris e-afii, er-Risale, thk. Ahmed Muhammed akir, Beyrut: Darul-Ktbil-lmiyye, ths., s. 371.
Serahs, Usls-Serahs, I, 367368.
dr. Ferd haber-i vahidler byle bir gce sahip deildir. Konu hakknda mstakil
almas bulunan Murat imek ihtilaf yle zetlemektedir: Hanef uslcler,
nasslarn amm ve mutlak lafzlarnn delletlerinin kati olduunu; onlarn umum
ve tlak anlamlarna getirilecek daraltmann nesih anlamna geleceini; neshin de
ancak ayn kuvvette deliller arasnda cereyan edebileceini; zanni ile kati neshedilemeyeceinden, zanni bir delille nasslarn katiyet ifade eden lafz ve hkmlerine ziydede bulunulamayacan ileri srmektedirler. Cumhur uslcler ise hem
nasslarn amm ve mutlak lafzlarnn manalarna delletlerinin zanni olduunu;
hem de nassa yaplacak ziyadenin nesih deil beyan olduunu syleyerek bu konuda Haneflerden farkl dnmektedirler67. Ehl-i hadisin nispeten ar ucunu
temsil eden bn Hazm Hanefilerin anlayn yle reddeder:A ?
@ S, =N#
.U# 8 =N 2( , 'a 8 M t./ v # F) # 0 O f4 8Z 9%/
= E` ' =Ip * .gU A # U I g# BA i# E& Q2 Baz Hanefiler Kurana
ziyade hkm ieren, onu nesheden ya da ona muhalif olan haberlerin kabul edilemeyeceini; bylesi hallerde sadece mtevatir haberlerin delil olabileceini sylemilerdir. Ebu Muhammed bn Hazm bunun batl bir taksim, uydurma bir iddia,
delilsiz bir hkm olduunu ve bylesi bir dncenin haktan sapma ierdiinden
savunulmasnn helal olmadn sylemitir68. bn Hazm bu ifadelerinin ardndan polemii srdrr ve Hanefilere cevaplar verir
G. Bilinirlilik Kriteri / Bilinmiyorsa phelidir
Hanefi gelenee zg bir terim olan manevi inktann bir ekli de herkesin
bilmesi gereken bir konunun garip bir haber-i vahidle sabit olmasdr. Onlara gre
alim olsun cahil olsun (amm hass) herkesin bilmesi lazm gelen meseleler haber-i
vahid eklinde rivayet edilmi olmamal; maruf olmaldr69. nk Hz. Peygamber dinin mbelliidir. Sahabe ise bu dini Resulullahtan alp nakledenlerdir. O
halde ne Resulullah ne de sahabe herkesin bilmesi gereken bir meseleyi bir iki
kiiye bildirmekle yetinmi olabilir. Dolaysyla bylesi bir konuda maruf olmayan
bir haber ya yanltr ya mensuhtur. Nasl mtehhirun ulemas arasnda bir haber
yaygnlk kazanabiliyorsa herkesin bilmesi gereken konulardaki haberler mtekaddimun ulemas arasnda da yaygnlk kazanm olmaldr. rnein gkyz
apak iken sadece bir kiinin hilali grdm demesi yetmez70. Herkesin bilmesi
gereken bir konunun sadece bir iki kiiye sylendiini dnmek dinin tebliiyle
ve Resulullahn beyan greviyle eliir. Bu meyanda Serahsi rnek olarak cinsel
organa dokunmann abdesti bozduunu ifade eden ve Bsre adl kadn sahabi tarafndan mnferiden nakledilen bir haberi vermekte; yle demektedir: =
=n~ % *(7 L8 n! ZF 4 , v# ( ' g@ .U 4 ( *!/
Hz.
Peygamberin aslnda bu hkm bilmeye son derece ihtiyalar bulunan dier sa67
68
69
70
Murat imek, Hanefi Fakihlerin Haber Anlaylarnn Bir Gstergesi Olarak Nas zerine Ziyade Meselesi, slam
Hukuku Aratrmalar Dergisi, XIII, 2009, s. 129-130.
bn Hazm, el-hkam fi usulil-ahkam, I-VIII, thk. Ahmed Muhammed akir, Beyrut: Darul-Afak el-Cedide, I, 117.
Serahsi, Usuls-Serahsi, I, 364.
Serahsi, Usuls-Serahsi, I, 368.
habileri brakp da bylesi bir hkme hi ihtiyac olmayan Bsreye sadece bunu
rettiini sylemek imkansz iddia etmek gibidir71. Ayrca atete pien eylerin
yenilmesi halinde ya da cenaze tanmas sebebiyle abdestin gerektiini bildiren
haberler, namazda besmelenin cehri olarak okunmas ya da ellerin rku ve secdeye giderken kaldrlmas hakkndaki haberler de bu anlaya binaen amele uygun bulunmamtr72. Bu anlayn bir benzeri olarak mam Malikin amel-i ehl-i
Medineyi snnetin asl belirleyicisi saymas gsterilebilir. Zira ona gre de mnferit/fert/garip hadislerden ziyade Medinede amel oluturacak kadar yaygn bilgiler
esas alnmaldr.
Ehl-i hadis ise bu anlay kesinlikle reddeder. Onlara gre haberin shhati hatta sahih olmasa bile hasen olmas nemlidir. Bunun da kriterleri bellidir. Adalet
ve zabt sahibi bir ravi kendisi gibi bir raviden Hz. Peygambere ulaacak muttasl bir isnadla az ve muallel olmayacak ekilde rivayette bulunuyorsa hadis sahih
demektir. Burada ravinin fert kalp kalmamas hadisin shhatine mani deildir.
Bununla birlikte garip hadislerin byk ounluunun sahih olmadn muhaddisler de itiraf ederler73.
Ehl-i hadise gre herkesin ihtiyac olan meselelerde de haber-i vahidler makbuldr. nk adalet sahibi ravilerin doru syleme ihtimalleri bulunan haberlerini tasdik etmek gerekir. Cinsel organa dokunmann abdesti bozduunu nakleden adalet sahibi birisidir ve doru syleme ihtimali vardr. Aka yalan syledii
iddia edilemez. Ama byk gkta dmesi ya da zelzele olmas gibi saklanmas
adeten mmkn olmayacak byk hadiseleri bir kii haber verse ona inanlmayabilir74.
Ayrca bizzat Hanefiler pek ok genel ihtiya ieren hkm haberi vahidlerle tespit etmilerdir. rnein burun kanamasnn abdesti bozmas cinsel organa
dokunmann abdesti bozmasyla hemen hemen ayndr. Buna ramen Hanefiler
ne Malikilerin ne afiilerin bildii zayf bir haberle burun kanamasnn abdesti
bozduuna hkmetmilerdir. Yine bilmemek bilenlere kar hccet deildir. Yani
bir haberi baz sahabilerin bilmemesi onu bilene kar delil saylamaz. rnein bn
Mesud rkuda tatbik (elleri uyluklar arasna koymak) hkmnn mensuh olduunu, Hz. mer Mecusilerden cizye alnmas hkmn ve bn mer de mezinin
abdesti bozduunu bilememitir75.
Netice itibariyle Ebu Hanife ve ashabnn maruf olmas gerektiini dndkleri haberlerin az kalmasn bir shhat problemi saydklar anlalmaktadr. Buna
karn Ehl-i hadis umumi ihtiya ieren meselelerde bile olsa garip haberlerin sahih olabileceini kabul etmilerdir.
71
72
73
74
75
Bunu net olarak grmek iin bn Ebi eybenin Ebu Hanifeye yazd reddiyesine baklabilir.
Debusi, Tesisn-nazar, s. 156.
Tartmalar iin bk. Ali b. Hazm, el-Muhalla bil-asar, I-XII, Beyrut: Darul-Fikr, ths., I, 220 vd.
Ebu Cafer et-Tahavi, erhu maanil-asar, I-VI, thk. Muhammed Zhri en-Neccar, Aleml-Ktp, I, 385.
afii, el-mm, I, 92.
bn Hazm, el-Muhalla bil-asar, I, 344.
Bk. Buhari, Sahih, I, 89; Mslim, Sahih, I, 486.
dnmeleridir. Halbuki tipik bir Ehl-i rey alimi olan Ebu Hanife snnet ve hadisleri deerlendirirken Ehl-i hadisten farkl bir usule dayanmtr. Ancak Ehl-i hadis
alimleri snnet ve hadisler konusundaki hassasiyetleri sebebiyle olsa gerek Ebu
Hanifenin takip ettii usul snnetten uzaklamak olarak alglamlardr.
Sonu olarak Ebu Hanife ve ashab, snnetin hem Resulullahn hem de bata
ilk drt halife olmak zere zellikle Irak fkh ekolnn kurucusu saylan fakih
sahabileri szleri ve davranlar olduunu savunmutur. Onlara gre sahabe Resulullah hakknda bilgi sahibi olduu iin onlarn grleri de snnet saylmaldr. Ebu Hanifenin grlerinden Hz. Peygamberin tasarruflarn balayclk
bakmndan tasnif ettii anlalmaktadr. Buna gre tamamen dnyevi meselelerde Resulullahn bir ksm emirlerini devlet bakannn inisiyatifine brakmtr. O, Ehl-i hadise nazaran snnetin vahiy ynn daha snrl tutmutur. Ancak
snnetin vahiyle balantsz olduunu dnd de sylenemez. Snnetin hem
merfu hem de mevkuf haberlere dayanlarak tespit edilebileceini ifade etmitir.
Bununla birlikte btn haber-i vahidler yerine daha ok maruf ve mehur olanlar esas almtr. Kendi geleneklerinde maruf olan haberlerin isnad kusurlarna
(rnein mrsel olmalarna) ise bakmamtr. Maruf ve mehur haberlere aykr
haberleri amele uygun bulmamtr. Haberlerin deerlendirilmesinde Kuran asl
kabul etmi ve Kurana aykr haberleri sahih saymamtr. Herkesin bilmesi gereken haberlerin ferd kalmasn haberin sahih olmadnn iareti kabul etmitir.
Hz. Peygamberin herkesin bilmesi gereken meseleleri sadece bir iki sahabisine
haber vermi olamayacan dnmtr. Hadislerin zahirine deil makasdna
ehemmiyet vermi ve baz muhataplar dz kyastan ekinirken hadisleri yorumlamaktan ekinmemitir.
Buna karn Ehl-i hadisten mam afii snnetin yalnzca Hz. Peygamberin sz
ve fiilleri olduu noktasnda srarla durmutur. Ehl-i hadis Hz. Peygamberin tasarruflarn tasnif yerine hemen hepsini nebevi bir hkm saym ve kyamete kadar geerli addetmitir. Snnetin Kuran gibi vahiy olduunu vurgulamtr. mam
afii snnetin mnhasran merfu haberlerle tespit edilebileceini kabul etmitir.
Haberin maruf olup olmamasndan ziyade senedinin salam olup olmamasna
bakmlardr. Hatta senedinde kusurlar olsa dahi hadisleri en azndan fezail-i amal
konularnda amelden drmemilerdir. Sahih bir haberin Kurana aykr olamayacan dnmler ve hadislerin Kurana arzn reddetmilerdir. Umumu belvada ferd haber-i vahid olmaz anlayn kabul etmemiler ve en byk sahabilerin
bile bazen basit meseleleri bilemediklerini iddia etmilerdir. Nihayetinde hadislerin yorumunu yapmak yerine zahirine teslim olmay daha emin yol bellemilerdir.
Giri
Kerrmlerin Hanef olduklar1 iddias szkonusudur. Dolaysyla onlar anlayabilmek iin Eb Hanfenin (. 150/767) grlerini gzden geirmek ve aradaki
balantlar kurabilmekte yarar vardr.2 Kerrmlerin dncelerini, kendilerinden
sonra gelenlerin geride braktklar ou yanl eletirilerden karmak yerine onlarn zellikle Muhammed b. Kerrmn (. 255/869) dncelerinin Eb Hanfeye
ulaan kklerini bulmak daha faydal olacaktr diye de dnmekteyiz ve biz bu
*
1
makalede bunlara iaret edeceiz. Ancak una da iaret etmek gerekir ki, zellikle
de Kerrmiye gibi btn okullar ve kitaplar yok edilmi bir ekol hakknda, eldeki
mevcut malzeme ok dikkatli bir ekilde kullanlmas gerekmektedir. Bu malzemelerin arasnda yine de en gveniliri son dnem Hanefliidir.
Biz, Eb Hanife zel says olarak kacak olan bir dergi iin hazrlanm bu
makalede, daha ok Eb Hanfe ve onun Kerrmiye zerindeki etkileri zerinde duracaz. Kerrmiye ile ilgili kaynaklar, bu mezhebin adn, kurucusu Eb
Abdillh Muhammed b. Kerrmdan3 ald konusunda mttefik olmakla beraber4
Kerrm isminin hangi kelimeden tretildii ve hangi anlamda kullanld ile
ilgili farkl grler ileri srlmtr.5 Bu mezhebin mensubu olmayanlar, biraz
da onlar ktleyebilmek maksadyla Eb Abdillh Muhammedin babasnn ba
bakcs olduunu,6 bu sebeple kerrm olarak lakaplandrldn iddia ederler.7
Mezhep mensuplar ise, mezheplerini yceltebilmek iin bu kelimenin kermet,
takva ve ycelik sahibi anlamndaki kerme kelimesinden kerem ya da kermin
oulu kirm eklinde okurlar.8 Kerrmiye-Hanefiye ilikisini u alt balklar halinde ele alnacaktr.
I. Eb Hanfenin Eserleri ve Kerrm Dnce: Kerrmiyenin arka plann
gstermek asndan Eb Hanfenin ve ona nispet edilen eserlerin ieriine gz
atmak gerekir.9 Bu eserler her ne kadar bizzat Eb Hanfe tarafndan kaleme aln3
5
6
Muhammed b. Kerrm, Kerrmiye ve kaynaklar hakknda bkz. Aydn, Das Verstndnis von al-Kalm, die Theorie
von al-mn und die Religionspolitik der Karrmiya, s. 15-82; Mutr, at-Tecsm inda l-Muslimn Mahab alKarrmye, s. 43-62; van Ess, Ungentzte Texte zur Karrmya.
Bu mezhebin asl kurucusu Ahmed b. Harbdir, Muhammed b. Kerrm onun dncelerine yeni bir dinamizm
kazandrm ve kendi adn vermitir. Bkz. Josef van Ess, Theologie und Geselschaft im 2. Und 3. Jahrhundert Hidchra
eine Geschichte des religisen Denkens im frhen slam, W de G, Berlin New York 1991, c. II, s. 609.
Sheyr, et-Tecsm, s. 48,54; Kutlu, Snmez, Kerrmiye Mezhebi, Tarihesi Fikirleri Edebiyat ve slam Dncesine
Katklar, www.sonmezkutlu.com/?&Bid=205161/ 14 Austos 2010.
Sem n, Eb Sad Abdulkerm b. Muhammed, el-Ensb, Diratul-Meril-Osmniyye, Haydarbd 1400/1980,
XI, s. 60. Deerli Msrl aratrmac Sheyr Muhammed Muhtr Hanm, Muhammed b. Kerrmn babasnn
ba bakcs olduuyla alakal olarak yrtlen tahminlerin tesinde hibir kayda rastlamadn ifade eder. Bkz.
Sheyr, et-Tecsim, s. 47,48.
Sem n, el-Ensb, XI, s. 60. Mehmet erfettin Yaltkaya, bn Makulnn ve Semannin kfn fethi ve rnn
eddesiyle zabtettiklerini, Pederinin ba bekisi olmakla nlendiini, bu nedenle bu okuyuun doru olduunu
ifade etmektedir. (Bkz. M. erafettin, Kerrmler, Darlfnun lahiyat Fakltesi Mecmuasi Tarih ctima, Din
Felsefi, Nisan 1929 Ahmet hsan Matbaas, stanbul 1929, say 11, s. 1, birinci Dipnot.)
Kerrmlerin mehur kelamcs Muhammed b. Heysam, bu kelimeyi kfn fethi ve rnn tahfifiyle keram ve kfn
kesri ve ayn ekilde rnn tahfifiyle kirm eklinde rivayet etmitir. (Zeheb, Mzan, s. 315.) Mehur edip ve kudretli
air Ebul-Feth el-Bust, Muhammed b. Heyseme tabi ve kendisini kaptrd cinas yapma illetine malup olarak,
Fkh varsa yalnz Eb Hanifenin yalnz onun fkhdr,
Kelam dahi Muhammed b. Kirmn kelamdr,
Cehalet saikasyla iktida etmeyenler,
Muhammed b. Kirma, kirm olmayanlardr, demi ve bu air kerm (cmert) lafznn oulu olarak kirm eklinde
okumutur. (Bkz. M. emseddin, age, s. 1.) Oysa tahfifle okuyuu Kd Ebul-Kasm ed-Dvdnin szn bir
iirle ortaya koyan Selibnin iiri ve Hseyin b. Ysf el-Arzurmnin mebbihetul-kirmiyye Muhammed b.
Kirm ve kf n kesri ve rnn tahfifiyle gibi ifadeleri de destekler niteliktedir. Okunula alakal en detayl bilgiyi
Sheyr Muhtr vermektedir. bn Mkldan ve bn Samnnin Ensbndan baka bn Hacer Lisnul-Mznnda
Tcul-Arsta, Mizanul-tidalde bu ekilde tespit etmilerdir. bn Semnnin babas zm bekisiydi eklindeki
isnatsz iddias yznden bu ekilde de yaygnlam olabilir. bnul-Esr de Lbab f Tezhbil-Ensb da ayn iddiay
tekrarlar.( Mutr, et-Tecsm,s. 49.)
Kutlu, Trklerin slamlama Srecinde Mrcie ve Tesirleri, TDV. II. bask, Ankara 2002, s. 7-18. Kutlu burada Eb
Hanfe ile Mrcie ilikisini belirlemeye almtr.
mam ve taraftarlarnn bir takm ilaveler yapm olmas sz konusu edilmi olsa
da, genel anlamda Mrci anlaya ve din politikasna daha yakn gzkmektedirler. Zira bu eserlerde tartlan konular ve nerilen zmler, genelde mn problemiyle ilgilidir ve kaynaklarda Mrci yaklama ait olarak gsterilen fikirlerle
uyum ierisindedirler.10
Eb Hanfenin kendisinin de itham edildii irca dncesine aklk getiren
en nemli rislesi,11 Basra fakhi ve kads Osman el-Bettye (. 143/760) yazd
mektuptur. Burada o kendisinin itham edildii ircadan ne anlald ve kendisinin nasl bir irca dncesine sahip olduunu aklamaktadr. Onun irca anlay, Ehl-i Kblenin farzlara imkan bulamamas ve ihmal etmesiyle mnlarnn
yok olmayaca zerine kuruludur. Onun bu hususta l bir tasnifi mevcuttur.
Kim mnl olarak farzlar yerine getirirse cennet ehlidir; kim mn ve ameli terk
ederse kfirdir ve cehennemliktir ve kim de mn eder, farzlardan bazlarn zyi
ederse, gnahkr mmindir; onun azap grmesi veya balanmas Allahn dilemesine kalmtr, dilerse affeder dilerse balar. Bir farz terk ettii iin azap ederse gnahndan dolay azap etmi olur, yok eer balarsa gnahn balam ve
rahmetiyle tecelli etmi olur. Hz. Peygamberin arkadalarnn aralarnda cereyan
eden olaylarla alakal olarak ta benim grm diyor Eb Hanfe, udur: Allah en
iyisini bilir.12
Eb Hanfe daha sonra sz kendisinin itham edildii ve itham edildii ekliyle de kabul etmedii irca anlayna getiriyor ve senin bahsettiin irca meselesine
gelince, diyor; bidat ehli biri karda, hak ehlini byle tanmlarsa hak ehlinin
bunda suu nedir?13 Byk ihtimalle itham olunduu irca, ameli nemsizletiren
bir irca anlaydr ve Eb Hanfe bunu kabul etmemektedir. Daha nce de ifade
ettiimiz gibi Eb Mut de Mrcieyi Ehl-i Ehv ve Dalaletten sayar ve mndan
baka farz kabul etmeyen ve mn amelsiz sadece sze indirgeyenler olark tanmlayp yerer.14 Demek ki buna gre ameli hafife alan, nemsizletiren ve terkine
cesaretlendiren yaygn bir irca anlay vardr ve ameli imandan addetmeyen bir
ok kii de bundan rahatsz olmaktadr.15 Zira Eb Hanfe Osman Elbettye man
(tasdik) ile ilgili hidayet amelle ilgili hidayetten farkldr. Bunu anlamak sana niin zor geliyor, diye sormaktadr.16 Olayn dier bir ynnde ise Ehl-i Hadis ve
Haric gruplarn, ameli mna dahil etmeyen hekesi ameli hafife almakla itham
etmeleri ve bunu irca tanm ierisine sokmalar sz konusudur.17 Basra kads Osman el-Bettnin de Eb Hanfenin byle dnp dnmediini sormu olduu
10
11
12
13
14
15
16
17
Kutlu, Mrcie, s. 8.
Eb Hanfe, Risale il Osman el-Bett, (mam Azamn Be Eseri ierisinde), ev. ve neir Mustafa z, FAV, II.
bask, stanbul 1992, s. 80.
Eb Hanfe, Risale il Osman el-Bett, s. 83.
Eb Hanfe, Risale il Osman el-Bett, s. 84.
Eb Mut , Mekhl Nesef,, Kitb ar-Radd al Ahl al-Bida wa l-Ahw ad-Dlla al-Mudilla, ed. Marie Bernand,
Annales slamologiques, Tome XVI, ss. 52-125, nstitut Franais darcheologie Orientale du Caire 1980, s. 68.
Farkl Mrcie tanmlar iin bkz. Snmez Kutlu, Mrcie, s. 31-34.
Eb Hanfe, Risale il Osman el-Bett, s. 81.
ehrastn, el-Milel, s. 139; Eb Zehr, Eb Hanfe, ev. Osman Keskiolu, s. 164.
gzlemlenmektedir. Muhammed b. Kerrm da bir taraftan ameli imana dahil etmeyip, hatta onu sosyolojik anlamda getirilen ikrara ve verilen sze indirgerken,
dier taraftan da ameli son derece nemsedii tespit edilmektedir. Zira o eyymcopportunist bir mslman olarak deil, zhidlerin imam olarak kabul edilmitir.
Muhammed b. Kerrmn da iinde grlebilecei anlaynn kaynaklarndan bir dieri Kitabul-lim vel-Mteallim adl eserdir. Bu eser Joseph Schacht
tarafndan ilk Mrci yazma eser olarak grlmtr.18 Gerekten de bu eser Eb
Hanifenin ameli mndan grmeyen fakat ameli de nemsizletirmeyen irca anlayn ortaya koyan nemli bir eserdir. O, bu eserde yle demektedir: Mminler
Allaha olan mnlarndan tr, namaz klar, zekt verir, oru tutar hacceder ve
Allah zikrederler, yoksa bu ibadetlerinden tr Allaha mn etmi deillerdir.
man ve ikrar nce, amel ve ed sonra gelir.19
Eb Hanfe burada da ayn ekilde insanlarn tasdik hususunda ksma ayrldn ifade etmektedir: Allah ve Ondan gelenleri hem kalben hem de lisanen
dorulayanlarn, hem Allah katnda hem de insanlar katnda mmin olduklarn;
lisanyla tasdik edip kalbiyle yalanlayanlarn Allah katnda kfir olmakla beraber,
insanlarn yannda mmin olduklarn, syler. nk insanlar der Eb Hanfe,
onlarn kalplerinde olan bilmezler. Onlarn grevi zahirde ortaya kan bu ahadeti
ikrar etmelerinden tr onu mmin olarak isimlendirmeleridir. Kalplerinde olan
bilmek gibi bir klfet ve mkellefiyetleri yoktur. Bir de takiyye halinde olduu gibi
bir kii Allah katnda mmin insanlar katnda ise kfir olarak adlandrlrlar.20
Bu anlayn ad ne olursa olsun Muhammed b. Kerrm ve Kerrmleri byk oranda etkiledii kesindir. Zira bu anlayta, kalpleri bilenin yalnzca Allah
olmas bir tarafa, mn adna ikrardan ve dille ifade etmeden baka geriye bir ey
kalmamaktadr. Bununla Muhammed b. Kerrm ikrar olan mnl saymann insanlarn vecibesi olduunu syleyerek iman bu ekilde tanmlam ve bu anlay
gelitirmitir.
Eb Hanfenin dier bir eseri olan Fkh- Ekbere gelince, burada da insanlarn
din anlaylarn ve din politikalkarn belirleyen mn konusuna arlk verilmitir. Eb Hanfe burada bir Mslman, hell saymamas artyla, byk gnah ilemesi ile kfir saymayz, mmine gnahn bir zararnn olmadn, hi bir ekilde
atee girmeyeceini, sylemeyiz. Dnyadan mmin olarak ayrlan birisi fsk da
olsa Cehennemde ebed kalacaktr da, demeyiz. Mrcienin dedii gibi, iyliklerimiz makbul ktlklerimiz affedilmitir de demeyiz. Allah mminin salih amelini asla zayi etmez. Kfr ve irk dnda, gnah ilemi ve tvbe etmeden lm bir
kii hakknda Allahn dilemesine kalmtr, deriz. Dilerse ona Cehennemde azap
eder dilerse balar ve azap etmez.21
18
19
20
21
Kutlu, Mrcie, s. 10; Schacht, An Early Mrciite Treatise: The Kitap al-lim val-Mtaallim, Oriens, XVII, (1964)
s. 98.
Eb Hanfe, el-lim vel-Mteallim, (mam Azamn Be Eseri ierisinde), ev. ve neir Mustafa z, FAV, II. bask,
stanbul 1992, s. 17-18.
Eb Hanfe, el-lim vel-Mteallim, age., s. 18.
Eb Hanfe, Fkh- Ekber, (mam Azamn Be Eseri ierisinde), ev. ve neir Mustafa z, FAV, II. bask, stanbul
1992, s. 73,74.
Hacc, 1.
Eb Hanfe, Vasyye, (mam Azamn Be Eseri ierisinde), ev. ve neir Mustafa z, FAV, II. bask, stanbul 1992,
s. 89.
Bu kavramlar iin bkz. Tahnev, Kefu Istlhtil-Fnn, I, s. 129.
Bu konuda geni bilgi iin bkz. Aydn, slam Dncesinde man Sorununa Felsef Yaklam, s. 109.
Hatip el-Badd, Trihu Badt, Mektebetul-Hanci, Kahire 1931, s. 118.
Kutlu, Mrcie, s. 38.
Mukaddes, Ahsenut-Teksim, s. 365; Cafer Karada, Kerrmiye ve tikad, s. 41; Hodgson, s. 359.
Makdis, Ahsenut-Tekasm, s. 365. Demek ki Makdis, Kerrmlerin tebihle itham edilmesini de yanl buluyor.
Eb Hanfe, el-Fkhul-Ebsat, (mam- Azamn Be Eseri ierisinde) Adil toplulukla ve zalim sultanla beraber
ol fakat bi tolulukla beraber olma. ...Deitirme imkann olmayan yerlerde masiyetler artarsa fitne ateini
yakmaktansa baka memleketlere hicret et, vs... Benzeri ifadeler iin bkz. Eb Hanfe, el-Fkhul-Ekber, s.
73; Mminlerden olmak artyla birr ve fcirin arkasnda namaz caizdir. Senin sevabn sana onun gnah
kendisinedir. Bkz. Beyazizde, Uslul-Mnfe li mam Eb Hanfe, ed. lyas elebi, s. 151.
zhidne bir hayat kastediyorum) ve tarih felsefesi (gemii zellikle de yakn gemite olan olaylar deerlendirmesi) bu evrenin etkisiyle olumutur.
Eb Mut el-Belhnin 197/812-13 te lmnden sonra Belhin btn kadlarnn Haneflerden atanm olduu ifade edilmi olmas da Hanef fkh geleneinin
Horasan diyarnda yaygn ve yerleik olduunu gsterecektir. Bunlarn dnda
Belh tarihinde zikredilen dier ilk limlerden pek ou bizzat Eb Hanfenin veya
talebeleri Eb Ysuf, Muhammed e-eybn ve Zfer gibi mehur arkadalarnn ileri gelen talebelerinden biridir.40 Eb Hanfenin rencilerinden birisi olan
el-Cm lakabl Eb Isme Nuh b. Eb Meryem (. 173/789-790) Merv kads olmutur. Bir rivayete gre deiik limlerden btn ilimleri toplad iin dier bir
rivayete gre ise Mervde Eb Hanifenin fkhn ve grlerini toplad iin cmi
lakabn almtr.41 Gerekten de Eb Hanfenin fkhla ilgili grlerini toplam,
onunla yazarak fkh konularda sorular sormu tavsiyelerini almtr.42 Onun
Horasan ba kadlna getirildii de sylenir.43 Nuh b. Eb Meryem zamannda
Eb Hanifenin fikirleri, eser, nahiv ve iirin yannda Eb Hanifenin grleri olarak cidd bir ders eklinde okutulmutur.44 Nuh b. Eb Meryemin de bu balamda
Cehmiyyeye kar yapt mcadeleyle mehur olmas dikkat ekicidir. Onun hakknda, Kabir azabn inkr eden, Allahn sadece gkte olmayp her yerde olduunu syleyen ve Cennet ve Cehennemin yaratldn iddia eden kimseleri Cehm
olarak gryor ve onlar eletiriyordu,45 denilmitir. Muhammed b. Kerrmn en
mehur kitabnn adnn Azbul-Kabr olduunu ve Cehmiyeyye kar yazldn
burada hatrlayalm.
Eb Hanfenin bir baka bir rencisi olan Abduaziz b. Hlid et-Tirmiz de, II.
asrn sonlarnda Tirmiz ve Saaniyn kadl yapmtr.46 Eb Muz ve Abdulaziz
birlikte Fergn ve aa srgn edilmiler, buradaki ikametleri esnasnda yaptklar baarl faaliyetler sonucu blge halkndan yz bine yakn insann Mslman olduu sylenmitir.47 eybnnin mehur rencisi, kitaplarnn doudaki ravisi ve
yazar olan Eb Sleyman Musa b. Sleyman (. 200/815 den sonra) Czcnldr.48
Eb Hanfenin yakn arkada ve rencisi Eb Ali mer b. Muhammed
b. Meymun b. Bahr b. Sad er-Remmh (. 171/787-88) Eb Hanfenin kendisi
henz hayattayken 142/759-60 yllarnda Belh kads olmu ve resm olarak 20
seneden fazla bu grevi srdrmtr. mer b. Muhammed er-Remmh, bata
fkh konularnda olmak zere Eb Hanfeden rivayette bulunmu, kelam konularla da ilgilenmitir. lgin olan onun da Cehm b. Safvana kar olmas ve onun40
41
42
43
44
45
46
47
48
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
ada yaam ve onu onaylamtr.68 Dolaysyla bu fetv yaygndr ve muhtemelen bn Kerrm da byle bir fetv vermitir. Muhtemelen bn Kerrm da byle
bir fetv vermitir, diyoruz nk aslnda en-Nutaf fil-Fetv adl Kerrm eserde,
Eb Abdillah el-Kerrmye nispet edilen fetvaya gre, normal artlarda necsetin
bir dirhemden fazla olamayaca, aksi taktirde namazn shhatine halel gelecei
ifade edilmitir.69 Kald ki Kerrm eilimli olduu kesin gibi gzken bu eseri
esas alacak olursak, Ear tandansl mezhep tarihilerinin iddialarnn hemen bir
ounun aslsz olduunu ve Van Essin de dedii gibi bu iddialarn Kerrmiye ile
alakasnn olmadn sylemek gerekecektir.70
Kerrmiyeye kar, en-Nutafta bulunan bu olumlu tavr,71 nl corafyac
Makdisnin, Ahsenut-Teksiminde de bulunmaktadr. Oysa Baddde durum
tam tersinedir. O, Kerrmlerin fkhtaki hamkatlerinin ok olduunu syler ve
buna drt tane rnek verir. Bir yolcu namazn, kyam, rk, secde, kud, teehhd ve selam olmakszn sadece iki tekbirle klabilir. Necis bir yerde btn elbise
necis olsa yine de namaz klnabilir. Temizlik necasetten deil hadesten gerekir. Cenazenin ykanmas ve namaznn klnmas farz deil snnettir; farz olan kefenlenip
defnolunmasdr. badetler niyetsiz olabilir. Evvel emirdeki niyet btn din farzlar
iin yeterlidir.72 Oysa en-Nutafta rnein yolcunun namaz iki tam rektla klnmas gerektii grne sahip olduklarn yazmakta, necasetle alakal olarak ta bir
dirhemden fazla olmama kuraln getirmektedirler.73 Bunun anlam bn Kerrmn
sadece kelm grleri deil ayn zamanda onun fkh grleri de arptlmtr.
III. Kerrm Kelmnn Eb Hanfede ki Kkleri
Massignon, Hanef kelm ilminin bilinen kaidelerini Maturdye Kerrmiyenin
hazrladn, ifade etmilerdir.74 bn Teymiyye sfatlar konusunda Kerrmiyeyi
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
Mut Mekhl en-Nesef86 ile Hanefiye, Kerrmiye ls arasnda ki sk ba gstermektedir. Zira ayn konu balamnda msak olayna atf yapp bunun onlar iin
bir nevi mn ve ikrar olarak alglanmas, bu meselenin mriklerin ocuklarnn durumuyla ilikilendirilmesi ve buradan hareket edilmesi gerektii dncesi,
hem Eb Hanifede hem Muhammed b. Kerrmda hem de Eb Mut de vardr.
Eb Mut , kurtulua erecek olan 73. frkay zikrettii yerde lgat anlamyla
Ehl-i Cemat el-Mrcin ifadesini kullanmakta, onlarn cemat ipine sarld, frkat ve bidatten uzak durduu, nderlerinin (mukted) Neb ve onun arkadalar
olduu, imamlarnn Allahn kitab olduunu syler. Dier 72 eit grup ierisinde bir kez olsun, ne Eb Hanfeyi ne Muhammed b. Kerrm ne de Kerrmiyeyi
zikretmez.87 Bu da Kerrmiyeyi kurtulua eren el-Cemat ierisinde grdn
gstermesi asndan nemlidir. Zira dier bir takm yazarlar tarafndan amelsiz
mn anlay Mrcie ile zdeletirilmi ve her defasnda Kerrmiye ve Eb Hanife bunun altnda yergi ile zikredilmitir.
Oysa Makdisnin verdii bilgiye gre Ehl-i Hadse gre Mrcienin tanm,
ameli mndan geriye brakanlar, anlamna geliyor. Kerrmlere gre Mrcie ise,
amellerin farziyetini kaldranlar, demektir.88 Eb Hanfenin amellerin farziyetini inkr ettii ve onu nemsizletirdiini hibir kimse syleyemez.89 Makdisnin
verdii bilgiye gre Kerrmler de Mrcieyi yermi ve onlarn amellerin farziyetini nefyetmelerini ve dolaysyla nemsiz hale getirmelerini eletirmi ve amellerin mnn eri i ve kurallar olduunu, sylemilerdir. Makdisdeki bir baka
nemli bilgi de, Ehl-i kelma gre kkk, Kuranda duraklayanlar anlamna gelirken, Kerrmlere gre ise mnda istisna edenler, demektir,90 eklindeki bir bilgi
de onlarn kelmnn Eb Hanifenin kelm olduunu gsterecektir. nk benzer bir bilgi Eb Mut de de bulunmaktadr. O, Mrcie ve Kaderiyye 72 nebinin
lisanyla lanetlenmitir, hadisini naklettikten sonra Osman b. Afvan es-Sicznin,
Mrcietu-kke dediini aktarr.91 Zira Eb Hanfe de Mrcie iin ayn tanm
yapmtr. Vasyyede diyorki, mmin hakikaten mmindir, kfir ise hakikaten
kfirdir, kfr de ek olmayaca gibi, mnda ekk olmaz.92 Fkhul-Ebsat da ise
inallh mminim veya mmin misin? sorusuna, Allah en iyisini bilir, gibi
bir takm cevaplar vermek mnndan pheciliktir.93 ki taraftan zellikle de b86
87
88
89
90
91
92
93
Kitaplarndan ve zerine yaplan almalardan, Hanef/Kerrm gelenek ierisinde olduu kabul edilen Eb Mut
Mekhl b. Fadl en-Nesef (. 318/930) orjinal mezhepler tasnifine sahip olan Kitbur-Red ala Ehlil-Bida velEhv ed-Dlle el-Mudille gibi Horasan diyarndaki tasavvufu farkl bir bak asyla ele alan Kitabul-Lliyyt
fil-Mevz gibi eserlerin sahibir.
Eb Mut , er-Redd, s. 62.
Makdis, Ahsenut-Tekasm, s. 38.
Beyz, Usll-Mnfe li mam Eb Hanife, s. 126. Biz hasenatmz makbul seyyiatmz mafurdur demeyiz, bu
Mrcienin grdr. Kim artlarna uyarak ve bozucu ayplardan uzak bir iylik yapar da bu hali bozmadan
mmin olarak bu dnyadan giderse phesizki Allah amelini zayetmez, kabul eder ve mkfatlandrr ki ameli
eyin iptal ettiini sylemitir: irk, baa kakma ve riya. Bkz. a.g.e., 126,127.
Makdis, Ahsenut-Teksm, s. 38.
Eb Mut , er-Redd, s. 124.
Beyz, Usll-Mnfe li mam Eb Hanife, s. 93, 95.
Beyz, Usll-Mnfe li mam Eb Hanife, s. 93, 95.
yk fitne olayndaki taraflardan her hangi birisi hakknda kesin hkm vermekten
kanan dahas taraflardan her hangi birisine angaje olmayan herkes Mrci addedilmitir ki Eb Hanifenin Mrcilii asl buradan gelmektedir94 ve ilk irca kitabn
yazan ve irca retisini ortaya koyan Hasan b. Muhammed b. el-Hanefiyyedir.95
Kerrmler szl ikrar sadece dnyev ahkm asndan gerekli grm olmalarna uygun olarak onlar farzlardaki niyetleri de tleransl ele almlardr. Hatta onlar bu hususta Eb Hanfenin grnden farkl olmakla eletirilmilerdir.96
sferyn de ayn ekilde onlarn farz olan namaz ve oru gibi ibadetlerin niyete
ihtiyacnn olmadn zira bunun aslnda zerr-i evvelde kurulan yapda hazr
olduunu dolaysyla mminin niyetinin hazr olduunu sylemilerdir. Onlara
gre niyet nafile ibadetlerde vucbiyet arzetmektedir. Zira zerr-i evvelde geen
kadim niyet bunlar kapsamna almamaktadr.97 Aslnda fkhta onlar ulaabildiimiz kadaryla, namaz klmaya niyetlenen ve namaza duraca vakit yeni bir niyet
getirmeyi unutan hakknda konumaktadrlar. Eski niyeti (en-niyyetul-kadme)
olmas hasebiyle yeni niyet getirmeyenin namaznn olacan fakat yeni niyetin
sevabndan mahrum olacan dnmlerdir.98 Demek ki bu fetvlarnn teolojik geri plan sferynin dedii gibidir99 ki an-Nutaftan da bu anlalmaktadr.
Eb Mut muhtemelen, Hanefiyeyi ve Kerrmiyeyi el-Cemat eklinde
ifade ettii ayn gelenein ierisinde biribirinin devam saymakta ve Revfddan
Nvsiyyenin grn reddetmek iin Eb Hanfeden bir hadis rivayet etmektedir. Rivayete gre Ali (kv.) diyor ki: Ben size bu mmetin Peygamberden sonra en
hayrl olann haber vereyim mi? Diyorlar ki buyur. O da yle buyuruyor. Eb
Bekir ve mer. Yine Hz. Alinin beni Eb Bekir ve merden stn grmeyin,
dediini rivayet eder. Eb Mut , bu nevi rivayetleri bir biri ardnca zikrettikten
sonra bunun Ehl-i Cemat ve Snnetin gr olduunu ifade eder.100 Bu ifadeler
iaya kar ifadeler olduu gibi Eb Hanfeden aktarlm olmas da ona yaknl
gstermelidir. Eb Mut Hanef gelenek ierisinde olduu gibi Kerrm gelenee
de yakn birisidir.
Eb Mut nin, Kaderiyenin nc ksm olarak sayd Mutezileyi reddedettii yerde el-Cematin grleri olarak yer verdii dnceler, Eb Hanfeden yaplm serbest alnt gibidir: er btnyle Allahn ermriyle deil dilemesiyledir,
rzasyla deil kazasyladr, takdiriyledir fakat tahsisiyle deildir, ilmiyledir fakat
94
95
Huzruna kabul edip muhatap almasnn sonucu sadece bundan ibarette deildir.
Manisv diyor ki hitb akl ve olgunluu (rd) gerektirmektedir.109 Msak ayeti akln yapsn ve insann ftratn anlatan bir ayet-i kerimedir.110 Bu yap bilfiil
mn ya da kfr demek deildir fakat bu yap olmasa idi asla mn sz konusu
olamayacaktr. Zira Eb Hanfe hemen bu konunun peine mnn ve kfrn bir
zorlama ii olmadn ifade etmitir. Allah kulun kalbinde tat ve masiyeti cebir
yoluyla deil, kendi ihtiyar ve isteine paralel ve bitiik (makrn) olarak yaratr;
kfir kfrnde mazur deil, mmin de mn etmekte mecbur deildir.111
Cenab- Hakkn u yeti de buna dellet ediyor: Ey mn edenler! Allaha ve
Resulne mn edin.112 Eer kullar, ezelde mmin olsalard Allah Tel, onlara
mn etmelerini emretmezdi ve Cenab- Allah kullara ezelde: Ben sizin Rabbiniz
deil miyim? hitabn yapp: Onlar daevet demezlerdi. Sad b. Cbeyrin, bn-i
Abbastan rivayet ettiine gre Hz. Peygamber (as.) bu yetin tefsirinde yle buyurmulardr: Allah Tel, dem (as.) in srtndan sz ald. Srtndan zrriyetini
kararak hepsini nnde yayd ve onlara ekil verdi, akl verdi ki bu akllar sebebi ile her eyi bilsinler, lisan verdi ki konusunlar. Sonra Allah Tel, demin
gzleri nnde onlarla konuarak, Ben sizin Rabbiniz deil miyim? dedi. Onlar da,
evet, Sen bizim Rabbimizsin, ahidlik ederiz, dediler. Hz. Peygamber bu szlerinden sonra mezkur yet-i kerimeyi mubtlna kadar okumutur.113
Bu ayetle alakal olarak mam Mturd de, insann ftrat konusuna
younlam,114 ve buradaki bel sznn nutk/szle olduu iddia edilebilecei
gibi aslnda hilkaten/yaratla sylenmi olabileceine, insann ftratnda tevhide
ahitlik eden ayetler bulunduuna, buna Peygamberin, her doan ftrat zere doar, hadisi erifinin delalet ettiine, ayet akllar ve fikirler kendi haline braklsa
tevhide ahitlik edeceine, buradaki, bel deyiin, dilin bir sz deil halin konumas olmasn daha evla olduuna,115 iaret etmitir.
Muhammed b. Kerrma gre mn her bir ferdin ilk annda ikrar etmesidir.116
Hatta mevcut u halinde ikrar etmi olmas bile ikinci derecede neme haizdir.
Zira o ilk anndaki durumun hkm kalkmamtr. O ilk andaki tevhid hakikati
bozacak olan, bu dnyada irtidat ederek o ftratta bir sapma ve bozukluk oluturmakla szkonusu olacaktr ki yeni bir ikrar kanlmaz olsun.117
109 Manisv, arh-u Fkhil-Ekber, (Ali Ghandour Almanca Tercmesi) Meclis-i Diretil-Marif, ndien 1904, s. 44.
110 Muhammed b. el-Hanefiyyenin olu Hasan da, ayn balanty Kaderlere reddiyesinde kurmaktadr. Bkz. Bidyet-i
lmil-Kelm fil-slam, ed. Josef van Ess, s. 11-14.
111 Ali el-Kr, Fkh- Ekber erhi, s. 135.
112 Nsa, 136.
113 Ali el-Kr, Fkh- Ekber erhi, s. 132,133.
114 Maturd, Tevltul-Kurn, c. 6, s. 104,105.
115 Maturd, Tevltul-Kurn, c. 6, s. 106,107.
116 Badd, el-Fark, s. 223.
117 Badd, el-Fark, s. 223.
Belhte sf ekolnn kurucularndan olan brahim b. Edhemin kendisine stadmsn dedii,128 Htem-i Esammn stad,129 kendisi de Cafer b. Muhammed
es-Sdktan feyz alan,130 Eb Ali akk b. brahim de (. 174/790) Eb Hanife,
Zfer ve Eb Ysuf tan ders almtr.131 Onun yle dedii rivayet edilmitir: nsan
mrn arttramad ve karakterini deitiremedii halde rzkn arttrmay nasl
salayacaktr? nsan niin kendisini yok olacak mallar iin yorar ve nadiren phelerden temiz kalan kazanlar iin kpeklik eder? Onun bu dncesinden geriye
kalan en gl etkiyi Muhammed b. Kerrmda grmek mmkndr. Zira ikisine
de gre rzklar belirlenmi olduu iin, rzk iin alma anlaml deildir ve terk
edilmelidir. Rzk iin didinmeyi terk prensibi akkten itibaren Horasan tasavvufunun en nemli prensiplerinden birisi haline gelmi, kendisinden sonra da talebeleri Htem el-Esamm, (. 237)132 Ahmed b. Hadraveyh (. 240), Muhammed
b. Fadl el-Belh (. 243) bunu yaymaya almlardr. Bu dnceyi Nisburda
yaymaya alanlar ise Ebul-Hafs el-Haddd el-Melmet (. 246) ve Ahmed b.
Harb (. 234) olmutur.133 Bizim dncemize gre rzk korkusunu yenme ve fakirlik endiesini defetme iin zel temrinler gelitiren ise Muhammed b. Kerrm
olmutur.134 Lliyyt gibi Ravnakul-Meclis gibi eserlerde bu byk sflerin
zikredilmesi ile beraber Muhammed b. Kerrmn ad, imamuz-zhidn olarak yd
edilmektedir. yleyse Eb Hanifenin ve onun yolunu bir ekilde devam ettiren ve
onun grlerinin erhini yapan Muhammed b. Kerrmn, er/fi gelenekte
anlmam olmas, bn Kerrmn deerini eksiltmeyecei gibi onun Eb Hanife ile
olan ban da yok klmayacaktr.
Kerrmlerle daha sonraki dnemlerde ayn yrelerde Eb Hanfe okulunun
temsilcisi olan mam Eb Mansr Muhammed Maturid arasnda ki en nemli farklardan birisi tasavvufa yaklamlarnda ortaya kmaktadr. Tasavvufta en
nemli bilgi kayna ilham ve keftir. lham, aydnlanma sonucu ani bir kavramayla bir eyin zn sezme, kefetme, ie doma gibi anlamlara gelir.135 Kerrmler
bunu bilgi kayna olarak kabul etmi ve bu yolla halklarn gnlne girmeyi baarabilmiler, Afganistan ve Hindistan topraklarndaki nice zor halklarn Mslmanlna vesile olmulardr. Fakat Mturdler ilham bilgi kayna olarak grmemilerdir.136 Erlik Gazal eliyle sf bir renge boyanrken Maturdilik tabiri
caizse bindikleri dal kesmiler, sfi merep Trk milletiyle ve onlarn kurduklar
128
129
130
131
132
133
134
135
136
**
Bu makale, KURAV tarafndan 16-19 Ekim 2003 tarihinde Bursada dzenlenen mam Azam Eb Hanfe ve
Dnce Sistemi sempozyumuna sunulan ve ad geen kurum tarafndan yaymlanan tebliin (II, 45-58) yeniden
gzden geirilmi eklidir.
Necmettin Erbakan niversitesi, lahiyat Fakltesi.
3
4
5
Bu kitabn farkl melliflere nisbeti konusundaki tartmalar iin bk. Saffet Kse, slam Hukukunda Kanuna Kar
Hile (Hile-i eriyye), stanbul 1996 (Birleik Yaynclk), s. 28-48; a.mlf., Fkh Literatrnn Tartmal ki Eseri:
el-Mecmul-kebr ve el-Mehric fil-hiyel, slam Hukuku Aratrmalar Dergisi, sy. 3, Konya 2003, s. 301-311.
Mesela bk. An Introduction to Islamic Law, Oxford 1971, bk. index; Die arabische hijal literatur, Der Islam, XV,
Berlin 1926, s. 211-232; Sprechsaal, zu Islamica, Islamica, VI, Leipzig 1933, s. 260-263; Zur soziologischen
Betrachtung des Islamischen Rechts, Der Islam, XXII, Berlin 1935, s. 207-238; F Trhil-fkhil-slm II-III,
el-Merk, XXXIII/3-4, Beyrut 1935, s.361-367; 547-546; Notes sur la sociologie du droit musulman, Revue
Africaine, XCVI, Paris 1952, s. 311-329; al-Hiyal, The Encyclopaedia of Islam (new ed.), III, 511-513; Riba, slam
Ansiklopedisi (MEB yay.), IX, 730-734; Talak, XI, 683-691. Baz aratrmaclar [Muhammed b. brahim, el-Hiyellfkhiyye fil-mumeltil-mliyye, Tunus 1983 (ed-Drul-Arabiyye lil-Kitb), s. 45 vd.] Schachtn hiyele bu kadar
ilgi duymasn bilimsel aratrma amacndan ok istismara ak bir konu olmasyla izah etmekte hatta Kurn-
Kerm ve hadislerde yahdlerin Allahn emir ve yasaklarna kar hileyi adet haline getirmelerinden dolay iddetle
tenkit edilmeleri sebebiyle Schachtn da bir yahudi olmasndan dolay gerek anlamda hilecilerin Yahudiler deil
mslmanlar olduunu gstermek istemesiyle izah etmektedirler (Mesela bk. Bakara (2), 65-66; Arf (7), 163-166;
Buhr, Tefsr, VI/6, Mskt, 71-73, Enbiya, 50, By, 103,112; Mslim, Mskt, 71-74, Eb Dvd,
By, 64; Nes, Fer, 8-9, By, 93; Tirmiz, By, 60; bn Mce, Ticrt, 11; Drim, Eribe, 9; Mlik b.
Enes, el-Muvatta, Sfatn-Neb, 26; Ahmed b. Hanbel, el-Msned, I, 25, 247, 293, 322; II, 117; bn Batta, el-Hul
ve ibtll-hle (nr. Muhammed Hmid el-Fk, Min Definil-knz iinde), Kahire 1349/1931, s.42).
Lammens, el-Hiyel vel-mehric, el-Merk, XXIX (1931), s. 641.
Hatb el-Badd, Trhu Badd, Beyrut, ts. (Drul-Ktbil-lmiyye), XIII, 426.
Hatb el-Badd, XIII, 427.
hiyel retisinin eriati ihlal ettiini ve dine ters dtn syleyerek Eb Hanfeyi
mrted ilan etmitir.6
Abdullah b. Mbrekten rivayet edildiine gre bir kadnn kocasn ikayet
etmesi zerine Eb Hanfe ona nikahn fesholmas iin irtidad et diye tavsiyede
bulunmutur. Yine Eb Hanfe bir erkee kaynanan ehvetle p, karnn nikah
der eklinde bir neride bulunmutur.7
Oryantalistlerden Lammens (. 1937) de hiyeli Haneflerin uzmanlk alan olarak takdim etmekte ve baz misallerin gln olduundan yola karak binbir gece
masallaryla ilinti kurmaktadr.8
Hammd b. Eb Selemenin (. 167/784) anlattna gre slamdan nce cahiliyye dneminde bir adam bastonuyla haclarn eyalarn alyordu. Kendisine
bunlar sen aldn denildiinde hayr ben almadm bastonum ald diye cevap
veriyordu. Hammd diyor ki: Eer bu adam bu gn yaam olsayd Eb Hanfenin
ashabndan olurdu.9 Bu tr haberleri doru kabul eden A.S. Tritton dini fikirlerin
ciddiye alnmad sonucuna varmaktadr.10
Mehur Malik fakihi, mfessir ve muhaddis Eb Bekir bnl-Arab (.
543/1148) Eb Hanfenin er esaslara aykr, haram helal klan btn hileleri
caiz grdn iddia etmektedir.11 bnl-Arab Eb Hanfenin hileye verdii cevazdan hareketle zekat karmak zere bu yola bavuran Kdl-Kudt Eb Abdillah Muhammed b. Ali ed-Dmegnyi (.478/1085) rnek olarak zikretmektedir.
Varlkl birisi olan Dmegn senenin dolmasna ksa bir sre kala maln oullarna balarm. Ertesi yl ocuklar da ayn ekilde bu mal babalarna balarlarm. Bylece zekat vermekten kurtulurlarm (a. bk.). bnl-Arab bunun byk
bir talihsizlik olduunu sylemektedir.12
afi mezhebi fukahasndan Bedruddn ez-Zerke (. 794/1392) Eb Hanfe
ve Hanefler hakknda unlar sylemektedir: Mbaha ulamak iin yasaklanm
yollara girmek caiz deildir. Hanefler mbaha ulamak iin mahzurlu hilelere bavurmay caiz grmlerdir.13
hretli muhddis Buhr (.256/870) el-Cmius-sahh adl mehur hadis kitabnda yer verdii hiyel blmnde V
=N (insanlardan bazs dedi ki) eklinde Eb Hanfeyi hedef ald iddia edilen ibareler kullanm14 ve Hanef mezhebi
6
7
8
9
10
11
12
13
14
Macid Khadduri, slamda Adalet Kavram (trc. Selahattin Ayaz), stanbul 1991, s. 207.
Zerke, el-Kavid, TSMK, nr.A.1238, vr.75.
Lammens, s. 643.
Chz, Kitbl-Hayevn (nr. Abdsselm M. Hrn), Kahire 1357-67/1938-47den ofset Beyrut 1388/1969, III,18.
Tritton, slam Kelam (trc. Mehmet Da), Ankara 1983, s. 58.
bnl-Arab, Ahkml-Kurn (nr. Ali Muhammed el-Bicv), Kahire 1394/1974, III,1100.
bnl-Arab, III, 1100.
Zerke, el-Kavid, vr.75.
Kirmn, el-Kevkibd-derr, Beyrut, ts. (Dru hyit-trsil-Arab), XXIV, 75, 76; Ayn, Umdetl-Kr, Beyrut,
ts. (Dru hyit-trsil-Arab), XXIV,10; Kastalln, rds-sr, Bulak 1891, X, 104; Kemr, Feyzl-Br, Kahire
1357/1938, IV, 481; Hacv, el-Fikrs-sm, Medine 1976, I, 263-264.
mensuplar bu tabiri, imamlarnn layk olduu makama yakmayan bir sz olarak deerlendirmiler, hatta bu konuda eserler de yazarak konuyu tartmlardr.15
Ebl-Hris es-Si, Eb Abdillah knyeli ahstan Eb Hanfe ve arkadalarnn hileler vazettiklerini ve snnetlerin bir ksmnda hileye bavurduklarn
haramlar eitli hilelere giderek helal saydklar eklinde bir sz iittiini sylemektedir.16
Slih b. Ahmed adl ahs da babasnn Eb Hanfenin ashab hakknda yle
dediini nakletmektedir: Haneflerin yeminlerle ilgili hileler konusunda sylediklerine ayoruz. Hilelerle yeminleri iptal ediyorlar. Halbuki Allah Tel sapasalam
ettiiniz yeminleri bozmayn17 buyurmaktadr.18
Eb sm en-Nebl bir ara Eb Hnfeyi Mescid-i Harmda etrafndakilere
eitli konularda fetvalar verirken grdn ve bu srada kan tartmadan dolay Eb Hnfenin rahatsz olarak polis istediini naklettikten sonra ona: Polis
mi istiyorsun, al u hadisleri oku dediini ve kendisinin de kalkp Eb Hnfenin
arkasna geerek beklediini, bir mddet sonra onun: Hani polis nerede? diye
sormasna da ben sana polis mi istiyorsun diye sordum, polis getireyim mi demedim
ki eklinde cevap verdiini Eb Hanfenin de: Hayret! Ben u kadar zamandr
insanlar iin hile retiyordum u ocuk da bana hile yapt demitir.19
bnl-Cevz (.597/1200), Muhammed b. Meslemeye (.43/663) Eb
Hanfenin grlerinin Mednede benimsenmemesinin sebebi sorulduunda
onun: Raslullah (s.a.s.) Mednenin her bir kesinde deccaln bu ehre girmesini
nleyen bir melek vardr buyurmutur. O ahsn sz deccaln sz gibidir. Bu
sebeple onun grleri Medneye giremez eklinde cevap verdiini nakletmektedir.20
mam Gazzl (.505/1111) de yle bir olay naklettikten sonra Hanef mezhebi imamlarn tenkit eder: Eb Ysuf zekat borcunu drmek iin senenin tamamlanaca srada maln karsna hibe eder, sonra da hanm kendisine balar
ve bu ekilde mal bir yl elde kalmazm. Eb Hanfe bunu duyunca: Evet bu onun
fkh anlaydr diyerek tasdik etmitir. Sonra Gazzl bu szlerin doruluundan
yola karak u deerlendirmeyi yapmaktadr: Bu anlay fkhn dnyev adan
zmdr. Bunun ahirette zarar her trl cinayetten daha byktr. Bu gibi
ilimler zararl ilimlerdir.21
Muhammed Red Rz (.1935) da slam dinine hileyi ilk defa Eb Hanfe ve
arkadalarnn soktuunu, bu konuda ilk kitab yazanlarn da onun talebeleri Eb
15
16
17
18
19
20
21
Bu konuda bk. Mustafa Baktr, Buhrnin Sahhindeki Kitbl-Hiyeli Hakknda Baz Mlahazalar, Atatrk
niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, sy. 10, Erzurum 1991, s. 59-79.
bn Batta, el-Hul ve ibtll-hle, s. 44.
Nahl (16), 91.
bn Batta, 45.
bnl-Cevz, Ahbruz-zurf, s. 103ten naklen Hatb Muhammed Rz, Lev les-senetn, by., 1985, s.335-336.
Ayn yer.
Gazl, hy ulmid-dn, Kahire 1332den ofset Beyrut 1403/1983, I, 18.
Ysuf (.182/798) ile mam Muhammed (.189/805) ve mezhebin dier mensuplar olduunu iddia etmektedir.22
Bu ve benzeri iddialar oaltmamz mmkndr. Bu kadarnn maksada kafi
gelecei dncesinden hareketle bu iddialar bir deerlendirme yoluna gideceiz.
C. ddialarn Deerlendirilmesi: Hiyel konusunda Eb Hanfeye ynelik ithamlarn temelinde kavram kargaas, mezhep taassubu, Hanef kaynaklarna ulaamama, mctehid imamlar dneminden sonra bu mezheb tabilerinden bazlarnn eitli hileli yollara bavurmak suretiyle er hkmleri drme abalarnn
mezhebe maledilmesi, Eb Hanfenin baz ictihatlarnn balamndan koparlp
sun bir ortam oluturularak hileye alet edilmesi, Eb Hanfenin hayatnn anlatld kitaplarda (menkb) onun ince anlay ve keskin kavrayna iaret iin
bulduu baz meru zmlerin zikredilmesi ve bununla her trl hileyi caiz grdnn zannedilmesi gibi sebeplerin bulunduunu sylemek mmkndr. imdi bunlar zerinde duralm.
1-Hiyel Konusundaki Kavram Kargaas: Hiyel konusunda Eb Hanfe ve
mezhebinin itham edilmesine sebep olan hususlardan birisi kelimenin szlk anlam ile kazand stlah anlam arasnda oluan karmaadr denilebilir. Bir topluluun veya meslek mensubunun bir kelimeyi szlk manasndan kararak baka
bir anlamda ittifakla kullanmalarna stlah/kavram/terim denir. Kelimenin szlk
ve stlah anlamlar arasnda bir ba bulunabilecei gibi bulunmayabilir de, eer
varsa bu stlah menkl yoksa mrtecel olarak adlandrlr.23 Bilimsel disiplinler
iindeki tartmalarda esas alnmas gereken o ilmin kavramlardr. nk ilim
kavramlardan oluur ve o ilim dalnn gerek dili kavramlardr ve bu dil konuma
dilinden farkldr. Zaman zaman bir kelimenin szlk/gnlk dildeki manas ile
stlah anlam arasndaki karmaadan, ya da ayn kelimeye bir bilimsel disiplin
iinde olumu farkl ekollerin ayr anlamlar yklemesinden doan problemler
yaanmaktadr. Mesela fkh usul ile megul olanlar Hanef usulclerin kulland istihsn kavramnn bunun rneklerinden birisi olduunu bilirler. Kanaatimizce hiyel de bunun tipik rneklerinden birisini oluturmaktadr. slm hukukunun balangta meseleci (kazuistik) bir metotla tedvin edilmi olmasnn sonucu
olarak literatrde hilenin tanmndan ve hileyle ilgili genel kurallardan ziyade
hilenin mahiyeti, hangi er meselelere ne lde uygulanabilecei veya mevcut
muhtemel uygulamalarn din hkm gibi konular zerinde durulmutur. Hatta
ilk dnemlerde hileye szlk anlamndan fazla bamsz olmayan geni bir anlam
yklendiini, bunun iin de kiiyi amacna ulatran her trl vastann hile kavram iinde telakki edildiini sylemek mmkndr. Bunun sonucunda caiz olan ve
22
23
caiz olmayan hile ayrm ortaya kmtr. Buna gre drt tasarruf hiyel kapsam
iinde ele alnmtr:
a- Nikh, al-veri ve ruhsatlar gibi meru vastalar kullanarak meru sonulara ulamak
b- Namaz klmamak iin iki iip namaz vaktinde sarho bulunmak gibi gayr-
meru vastalarla gayr- meru sonulara ulamak
c- Bakasnn ban almak veya gasbetmek suretiyle kendi hayvann kesmek gibi gayr- meru vastalarla meru sonulara ulamak
d- Beyul-ne, hlle gibi meru vastalar kullanarak gayr- meru sonulara
ulamak.24
Hiyel konusunda tartma yapan alimlerin onun farkl anlamlarndan hareket
ettiklerini gsteren en nemli ey grlerini dier deliller yannda bir de icma ile
temellendirmeleridir. Hiyelin caiz olduunu savunanlar bu konu da icma olduunu sylerlerken,25 reddedenler de hiyelin caiz olmad noktasnda icma bulunduunu savunmaktadrlar. Hatta bu icmaa Abdullah b. Mesddan (.32/652) fkh
alan Kfe alimlerinin katld da nakledilmektedir26 ki bunlar Hanef imamlardr. Bundan u ortaya kmaktadr ki her iki gr savunanlar da ayn kelime (hiyel) ile farkl eyleri ifade etmekteler ve ayn fikri savunmaktadrlar. Yani Hanef
mtehitlerinin anlad manada hiyele (a kategorisi) kar kan, dier mezheplerin anlad manada da (d kategorisi) cevaz veren yoktur. Hem Haneflerin hem
de dier mezheplere mensup alimlerin eserlerindeki hiyel bahisleri incelendiinde
bu grlecektir.
2-Yeterince Hanef Kaynana Ulaamama: Hiyel konusunda Eb Hanfeyi
itham edenlerin Hanef imamlarnn grlerine yer veren salam kitaplara ulaamadklar kuvvetle muhtemeldir. Nitekim tb (.790/1388) byle bir problemin
varlndan sz etmektedir.27 Zira bu kitaplarda Hanef imamlarnn grleri olduka ak bir ekilde ifade edilmektedir. Mesela Eb Hanfeye gre insanlara hile
reten mftnn (el-mftl-mcin) fetva vermesi yetkili mercilerin kararyla engellenir (hacr). Bu dnceyi Hanef ulemasnn, slm alimlerinin btn ilahi dinlerin ortak noktasn oluturduunu dndkleri be temel deerden (zarrt-
dniyye) birisi olan dini koruma (hfzd-dn) ilkesiyle temellendirmeleri,28 sonuta da hileyi dinin ifsad29 olarak grmeleri dikkat ekicidir. Bu yaklam, mer
24
25
26
27
28
29
Bu konuda bk. Cesss, Ahkml-Kurn, stanbul stanbul 1335-38, III, 177; Serahs, el-Mebst, Kahire 1324-31,
XXX, 209-210; Kazvn, Kitbl-Hiyel (nr. Joseph Schacht), Hannover 1924, s. 3; bn r, Maksd-eratilslmiyye, Tunus 1978, s. 112; Kse, s.101-117; a.mlf., Hiyel, DA, XVIII, 170-172.
Sad b. Ali es-Semerkand, Cennetl-ahkm ve cnnetl-hism (nr. Saffet Kse-lyas Kaplan), Beyrut 1426/2005,
s. 22.
bn Teymiyye, kmetd-dell (el-Fetval-kbr III. cilt iinde), Kahire 1385/1965, s.246-250.
tb, el-Muvfakt (nr. Abdullah Drz), Kahire, ts. (el-Mektebett-Ticriyyetl-Kbr), II, 390-391.
Bk. tb, a.g.e., II, 8 vd.; Karf, el-Furk, Kahire 1347, IV, 33; bn r, , a.g.e., s. 78 vd.
Halvn, el-Mebsut, Sleymaniye Ktp., Ayasofya, nr. 1381, vr. 707; Burhnuddn el-Buhr, Zahretl-Fetv,
Sleymaniye Ktp., smihan Sultan, nr. 221, vr. 677; bn Mze, erhu Edebil-Kd (nr. Muhy Hill es-Serhn),
vastalar kullanarak gayr- mer neticeleri elde etme anlamndaki hiyelin nnn kapanmas manasna gelmektedir. Bu konuya rnek olarak da zektn hangi
hilelerle nasl drleceini reten mftnn zikredilmesi30 Hanef imamlarnn zekt drmek zere hileye cevaz verdii ynndeki iddialarn da31 tutarsz olduunu ortaya koymaktadr. Hatta mam Gazzlnin Eb Ysuf un hileye
bavurmak suretiyle zekt vermedii Eb Hanfenin de bunu tasvib ettii ynndeki iddiasnn da -eer Eb Ysuf un ismi bir bakas tarafndan ibareye eklenmemise- kaynaa ulaamamaktan doan bilgi eksiklii ile izah edilebilir. nk
Eb Ysuf Kitbl-Harc adl eserinde Allaha ve hiret gnne iman etmi hibir
kimsenin her ne ekilde ve hangi sebeple olursa olsun hileye bavurarak zekata mani
olmasnn helal olmadn syledikten sonra Abdullah b. Mesdun zekta mani
olann mslmanlkla bir ilgisi yoktur ve zekt demeyenin namaz da yoktur [yani
namaznn bir anlam yoktur, nk Kurn- Kermde bir ok ayette namaz ve zekt
beraber zikredilmektedir], Hz. Eb Bekirin de Hz. Peygamber dneminde verdikleri bir hayvan bana (ikl) bile mani olurlarsa onlarla sava yaparm eklindeki
sert szlerini nakletmektedir.32 mam Muhammed (.189/805) de hakk iptale gtren hilelerle Allhn hkmlerinden kamak mminlerin ahlakndan deildir33
diyerek bu konudaki tavrn aka belirtmektedir.
Btn bu ifadeler Hanef mezhebinin imamlarnn ve bu ekole mensup ulemann hile konusundaki tavrn bir baka sze ihtiya brakmayacak aklkta ortaya
koymaktadr.
3-Eb Hanfenin Baz ctihatlarnn Balamndan Koparlp Hileye Alet
Edilmesi: Tabi bir ortamda gelimi baz ictihad hkmlerin sun/yapay biimde
hileye alet edilmesi ve bunun mezhebe mal edilmesi bu tr ithamlarn olumasnn sebeplerinden birisi olmaldr. rnek olarak unu zikredebiliriz. Eb Hanfeye
gre irtidad eden kadnn nikah der. Bu halde lrse kocas miras alamaz.34 Bir
mddet sonra bu gr kocasndan ayrlmak isteyen ya da kocasn mirastan mahrum brakmak isteyen kadnlar tarafndan kullanlm ve bu ictihadi hkm kocasndan ayrlmak veya mirastan mahrum brakmak isteyen kadn irtidad edebilir
ekline dnmtr. Amacndan saptrlan bu tr ictihad hkmlerin sonular
muhtemelen Eb Hanfeye maledilmi ve bir takm yaktrmalarla kendisi itham
edilmitir. Mesela bir dnem Semerkant blgesindeki kadnlar kocalarndan ayrlmak iin bu yola bavurmular Hanef fakihleri bu kadnlarn bo olmadklar
ve kocalarna iade edilmeleri gerektii,35bu hal zere len kadnlarn kocalar-
30
31
32
33
34
35
Badad 1397-98/1977-78, II, 396; Ksn, Bedius-sani, Kahire 1327-28/1910, VII, 169; Gaznev, el-Gurretlmnfe f tahkk baz mesilil-mm Eb Hanfe, Kahire 1370/1950, s. 101; Hamev, Gamz uynil-besir, Beyrut
1405/1985, I, 281; bn bidn, Reddl-muhtr, Kahire 1272-1324, V, 93.
Haskef, ed-Drrl-muhtr (bn bidn, Reddl-muhtr kenarnda), V, 93.
Gazl, I, 18; bn Teymiyye, el-Kavidn-nrniyye, Beyrut 1399, s. 89; atb, IV, 202.
Eb Ysuf, Kitbl-Harc (nr. Kusayy Muhibbddn el-Hatb), Kahire 1396, s. 86.
Ayn, Umdetl-Kr, Kahire 1348, XXIV, 109.
Serahs, X, 108; el-Fetval-Hindiyye, Bulak 1310, II, 254; 283.
Yahya b. Eb Bekir el-Hanef, Esrul-melhide, vr. 76.
Muhammedin gr olduu kaydedilmektedir.45 Muhtemelen bu iddialara sebebiyet veren ve balamndan koparlarak hilecilerin tutunmaya altklar Eb
Ysuf un el-Emldeki u grdr:
Bir adamn iki yz dirhemi olsa, zerinden bir yl dolmasna bir gn kala onun
bir dirhemini sadaka olarak verse bu mekruh olur mu? Bu ahs 1 dirhemi tasadduk
etmi ve ondan sonra sene tamamlanmtr. Dolaysyla bu kiinin elinde zekat gerektiren miktarda (nisb) mal kalmamtr. O halde ona zekat gerekmez. Hi kimse
bunun mekruh olduunu veya bunda bir gnah bulunduunu sylememitir.46
Burada Eb Ysuf hile kasdyla bavurulan bir uygulamaya cevaz vermi deildir. Bu itihat sonradan hileye alet edilmitir. Nitekim onun zekatta hile konusundaki grne az nce yer vermitik.
4-Mtehit mamlar Dneminden Sonra Bu Mezheb Tabilerinden Bazlarnn eitli Hileli Yollara Bavurmak Suretiyle er Hkmleri Drme
abalarnn Mezhebe ve mamlara Maledilmesi: Mezhep mensuplarndan bazlarnn hileli yollara bavurduklar kaynaklarda zikredilmektedir. Onlarn Hanef
mezhebine mensup olmalar bu tr ithamlara zemin hazrlayan uygulamalar olmaldr. Bu konuda iki rnek zikredeceiz. Birincisi Kdlkudt Eb Abdillah Muhammed b. Ali ed-Dmegn (.478/1085) ile ilgilidir. Dmegn ok zengin birisi
imi. Sene ba geldiinde ocuklarn arr ve onlara yle dermi:
Yam epey ilerledi, kuvvetten dtm, u mala mlke de ihtiyacm kalmad, bu
mallar size aittir der onlara hibe edermi ve mallar oullarnn evlerine tanrm. Ertesi sene ba yaklatnda da ocuklar ona yle sylerlermi:
Sevgili Babamz! Biz senin hayrn istiyoruz, sen hayatta bulunduun mddete
biz mal ne yapalm. Sen de maln da bizimdir. Al maln!.
Peinden mallar gtrp onun nne koyarlar ve yerine yerletirirlermi. te
zekat drebilmek iin mallar bu ekilde aralarnda deitiriyorlarm.47
Hanef fakhi Ebl-Mehsin Cemlddin Ysuf el-Malat (803/1400) faizli
baz muameleleri eitli hile-i eriyye yollaryla merulatrma abalarn caiz grm, mal edinme konusundaki gayreti sebebiyle otuz yl kadar yaad Halepte de
bizzat kendisi zellikle beyul-ne yoluyla byk servet kazanmtr.48
Bu tr rneklerin ne kadar yaygn olduu tartmal olmakla birlikte benzerlerini bulmak da mmkndr. Bu tr olumsuz tutumlar sebebiyle tenkit dorudan
mezhebin imamna ya da mezhebe yneltilmi gzkmektedir. Gnmz slam
45
46
47
48
Serahs, II, 166-167;XXX, 240; Semerkand, vr. 167; Ksn, a.g.e., V, 35; lim b. Al, el-Fetvt-Tatarhniyye,
Sleymaniye Ktp., smihan Sultan, nr. 234-235, I, vr. 103; Ebussud Efendi, el-Fetv, Sleymaniye Ktp., smihan
Sultan, nr. 223, vr. 26.
Serahs, a.g.e., XXX, 240.
bnl-Arab, Ahkml-Kurn, III,1100.
bn Hacer, nbl-gumr (nr. Abdullah el-Alev Muhammed el-Ensr), Haydarbd 1387-96/1967-76, IV, 348;
Sehv, ed-Davl-lmi, Kahire 1353-55, X, 336.
53
54
ne tarsa o kafirdir. Kimin yannda bu kitap bulunur ve ona raz olursa o kafirdir
eklinde tepki gstermitir.66
Zikredilen kitapta Ramazan orucunu tehir, zekat, hacc ve uf a hakkn skat,
faizi helal klma, akitleri feshetme, yalan syleme, yalanc ahitliini merulatrmak suretiyle haklar iptale gtren yollar caiz gsterme gibi slamn ruhuna ters konular ihtiva ettii belirtilmektedir.67 Bu sebeple bu kitab dier alimler de iddetle tenkit etmektedirler. Hafs b. Gys (.194/810) bu kitabn zerine
Kitbl-Fcr (gnahlar/isyanlar kitab) yazlmaldr derken Ahmed b. Hanbelin
(.241/855) de Kimin yannda Kitbl-Hiyel varsa ve onunla fetva verirse, o, Hz.
Muhammede (s.a.s.) indirileni inkar etmitir dedii nakledilmektedir.68 Nadr b.
meyl (.203/819) de Kitbl-Hiyelde 320 veya 330 mesele vardr ki tamam
kfr gerektirir ve bu hileleri mbah sayan kafir olur demektedir.69
Hakknda bu tr bilgiler bulunan bir kitabn sadece Eb Hanfeye deil mezhep imamlarndan hibirisine nispet edilmesi uygun deildir. Kald ki Abdullah
b. Mbrekin fikirlerinin gerek irtidat gerekse dier konularda Eb Hanfenin
grleriyle rtt grlmektedir. Kitab iddetle tenkit eden Nadr b. meyl
de fkh konusunda insanlar uykudan Eb Hanfenin uyandrdn syleyerek70onu takdir ederken kitab tenkit etmektedir. Bunlar Eb Hanfenin isminin bu
grlere mutaassp birisi tarafndan sonradan ilave edilmi olma ihtimalini kuvvetlendirmektedir. Zaten onun mevlasnn: Ey Eb Abdirrahman (Abdullah b.
Mbrek)! Bu hile kitabn ancak eytan ortaya koymutur dediinde onun: eytandan daha erli birisi vazetmitir71 eklindeki tepkisi de bunu gstermektedir.72
Oysa o Eb hanfeyi insanlarn en fakihi ve ilmin beyni olarak tavsif ediyordu.73
Yine bn Eb Htim (.327/939), Ukayl (.323/935), bn Hibbn (.354/965), bn
Ad (.365/976) ve Eb Hanfeye iddetli bir ekilde kar olan dier melliflerin
onun hayatn anlatrken byle bir rivayete yer vermemeleri de bir delil deeri tamaktadr. Eer bu mellifler bu trden bir bilgi tespit etmi olsalard buna mutlaka
yer verirlerdi. Bu da gsteriyor ki bu rivayetlere onun ismi sonradan eklenmitir.74
Abdullah b. Mbrekin hiyel kitab ile ilgili grlerine Eb Hanfenin isminin
eklenmesinin sebebi de onun Eb Hanfeyi ok iyi tanmasndan dolay daha etkili olaca kanaati olmaldr. Ayrca Onun grlerini nakleden talebelerinden
ve sika ravilerden de sahih bir isnadla byle bir kitabn rivayet edildiinin tespit
edilmemesi75onun byle bir kitabnn bulunmadn gstermektedir.
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
SONU
Buraya kadar hiyel konusunda Eb Hanfeye yneltilen ithamlar ele almaya
aba sarfettik. Balkta yer verilen itham kelimesinin biraz ar kat iddia edilebilir. Ancak onun hakknda sylenenler bu ifadeyi kullanmay hakl klmaktadr.
u kadarn sylemek gerekir ki bizzat hukuk adam olmak hile ile mcadeleyi
zorunlu klan bir olgudur. slam hukukunun dinle ilgisi, bu konuda daha fazla
hassasiyeti gerektirmektedir. Bu sebeple sadece Eb Hanfe deil btn mezhep
imamlar Allahn emirlerini drme ve haramlarna yol bulma anlamnda hiyele
cevaz vermemilerdir. Onlarn abas insanlarn dtkleri darlklarda meru k yollarn gstermekten ibarettir. Eyyb es-Sahtiynnin (. 131/748): Hileye
bavuranlar ocuklarn yapt gibi Allah kandrmaya alyorlar. Halbuki dolambal yollardan hkmleri ineyeceklerine dorudan doruya bunu yapsalard daha drste bir i yapm olurlard76 eklindeki ifadesiyle konunun ahlaki
boyutuna dikkat ekmektedir.
76
Huzeyfe EKER*
A. Giri
Mahmd b. Sleymn el-Kefevnin (v. 990/1582) Ketib almil-ahyr min
fukahi mezhebin-Numnil-muhtr adl eseri, bir komisyon tarafndan tahkik
edilmeye balanm ve sonulanma aamasna gelmitir. Bu alma srasnda
biyografisi hakknda bilgi verilen limlerin Eb Hanfeye (v. 150/767) ulaan
fkh silsilelerinin de zikredilmesi dikkatimizi ekti. Hatta zamanla benzer silsilerin devaml surette tekrar ettiini, dolaysyla Hanefi mezhebi ierisinde belirli
kollar ile mezhebin nesilden nesile nakledilmi olduunu fark ettik. Mezhebin
kurulu ve geliim dnemlerine k tutaca, bu alanda alma yapacak aratrmaclara fayda salayaca dncesiyle bu silsileleri bir tablo haline getirmeyi
uygun grdk.
lgili kitaptaki silsilelerin bir tablo halinde tespiti yapldktan sonra bu silsile*
Aratrma Grevlisi, Necmettin Erbakan niversitesi lahiyat Fakltesi slam Hukuku ABD.
Hocas Hammdn vefatndan sonra onun halkasn devam ettirdi, 30 yl boyunca slam corafyasnn drt bir yanndan gelen yzlerce renci kendisinden
ilim tahsil etti. Bunlardan bazlar olu Hammd, Eb Ysuf, Muhammed b. elHasen, Ebul-Huzeyl Zfer b. Huzeyl el-Basr (v. 158/775), Eb smet Nh b. Eb
Meryem el-Kure el-Mervez (v. 173/789), Eb Abdillh Ksm b. Man el-Kf
(v. 175/791), Eb Sad Yahy b. Zekeriy el-Kf el-Hemedn (v. 183/799), EbulMnzir Esed b. Amr el-Kueyr el-Kf (v. 190/806), Eb mer Hafs b. Gys elKf (v. 194/810), Eb Sfyn Veki b. el-Cerrh el-Kf (v. 197/812), Eb Mut
Hakem b. Abdillh el-Belh (v. 199/814), Eb Ali el-Hasen b. Ziyd el-Ll (v.
204/819) ve Bir b. Gys el-Mers (v. 218/833)dir.
15 evval 150 (13 Kasm 767) Cuma gn Kfede vefat etti. Ayn yln Receb
veya aban aynda vefat ettii de rivayet edilmektedir.
el-Fkhl-ekber, el-lim vel-mteallim, Risle il Osmn el-Bett, el-Msned,
el-Vasyye ve el-Kasdetn-Numniyye gibi eserleri vardr.
2. Hammd b. Eb Hanfe (176/792)
Eb Hanifenin olu ve bilinen tek ocuu4 olan Hammd,5 fkh tahsilini babasndan Kfede yapt.
Olu sml kendisinden ders almtr.
Srasyla Kfe, Badat ve Basra kadl yapan Hammd, hayatnn son dnemlerinde fel oldu, 176/792 ylnda vefat etti.
3. Eb Ysuf (113-182/731-798)
Tam ad Eb Ysuf6 Yakb b. brhm b. Habb el-Ensr el-Kfdir. 113/731
ylnda Kfede dodu.
Fkh tahsilini Kfede Eb Hanfeden ve Muhammed b. Abdurrahmn b. Eb
Leyl (v. 148/765) gibi dnemin mehur alimlerinden yapt.
Muhammed b. el-Hasen, Muhammed b. Sema, Eb Sleymn el-Czcn,
sml b. Hammd, Muall b. Mansr er-Rz (v. 211/826), Bir b. el-Muall, Bir
b. Gys el-Mers (v. 218/833), Bir b. el-Veld b. Hlid el-Kind (v. 238/852), Halef b. Eyyb (v. 208/823), Eb smet Ism b. Ysuf el-Belh (v. 210/825), kardei
brhm b. Ysuf el-Belh (v. 241/855), Him b. Ubeydullh er-Rz, Eb Mlik
el-Hasen b. Eb Mlik (v. 204/819), Eb Ali er-Rz, Hill b. Yahy b. Mslim er4
5
rey (245/859), Ebul-Hasen Ali b. Cad el-Cevher (v. 232/847) gibi birok alim
kendisinden ders ald.
166/782 ylnda Badat kadlna getirildi. Bir mddet Crcn kadl da yapan Eb Ysuf daha sonra kdl-kudt oldu. Bu grevini yrtrken 5 Rebulevvel
182 (26 Nisan798) Perembe gn7 le vakti Badatta vefat etti.
el-Harc, el-sr, el-Eml, htilf Eb Hanfe vebni Eb Leyl, er-Redd al
Siyeril-Evz, htilfl-emsr, er-Red al Mlik b. Enes, el-Cevmi ve en-Nevdir
adnda eserleri vardr.
4. Muhammed b. el-Hasen (132-189/749-805)
Tam ad Eb Abdillh Muhammed b. el-Hasen8 b. Ferkad9 e-eybndir.
132/749-50 ylnda Vstta dodu, Kfede yetiti.
Eb Hanfe ve Eb Ysuftan fkh; Misr b. Kidm (v. 155/772), Abdurrahmn
el-Evz (v. 157/773), Sfyn es-Sevr (161/777), Mlik b. Enes (v. 179/795) gibi
alimlerden de hadis rendi. Hocalarndan tahsilinin Kfe ve Medine gibi farkl
ehirlerde olduu kaynaklarda bildirilmektedir.
Tahsilinden sonra Badata yerleti. Mezhebin asl/temel kitaplarn kaleme
ald. slam corafyasnn her tarafndan gelen renciler kendisinden ders ald.
Muhammed b. drs e-fi (v. 204/819), Eb Sleymn el-Czcn, Eb Hafs
el-Kebr, s b. Ebn, Muhammed b. Sema, Ms b. Nasr er-Rz, Muall b.
Mansr er-Rz (v. 211/826), eddd b. Hakm el-Belh (v. 220/835), Eb Ubeyd
Ksm b. Sellm (v. 224/839), Him b. Ubeydullh er-Rz, Eb Bekir brhm b.
Rstem el-Mervez (v. 211/826), Dvd b. Red el-Hrezm (v. 230/845), Yahy b.
Man (v. 233/847), Muhammed b. Muktil, Ebul-Hseyn Eyyb b. el-Hasen enNsbr (v. 251/865) gibi rencileri kendisinden ilim tahsil etti.
Kadlk grevi iin bir mddet Rakkada bulundu, azledilince Badata dnd.
Hrn er-Red (v. 193/809) ile birlikte Horasan yolculuuna kt, yolculuu esnasnda Rey kadl ile grevlendirildi. Bu grevin zerinden ok gemeden 189/805
ylnda10 Reyde rencisi Him b. Ubeydullh er-Rznin evinde vefat etti.
el-Asl/el-Mebst, el-Cmius-sar, el-Cmiul-kebr, es-Siyerus-sar, esSiyerul-kebr, ez-Ziydt, Ziydtz-Ziydt, el-sr, el-Hucce al ehlil-Medne,
el-ktisb fir-rizkl-mstetb, er-Rakkyyt, el-Hrniyyt, el-Crcniyyt, elKeysniyyt ve es-Secedt adnda eserleri vardr.
7
8
9
10
5 Rebulhir 181 ve 5 Rebulhir 182 rivayetleri de vardr; ancak her iki tarih de rivayette geen Perembe gnne
denk gelmemektedir.
Hakknda bilgi iin bkz. Eb Sad Abdlkerim b. Muhammed es-Semn (v. 562/1167), el-Ensb, nr. Abdullh
mer el-Brd, I-V, Drul-Cinn, Beyrut 1988, III, 483-485; el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, III, 122-127 (no.
1270); bn Kutlubo, Tct-tercim, 237-240 (no. 203); el-Kefev, el-Ketib, vr. 75b-77b; el-Leknev, el-Fevid, 268270 (no. 343); zel, Hanefi Fkh limleri, 22-23; Ta, Aydn-zenel, Mehmet, eybn, Muhammed b. Hasan,
DA, XXXIX, 38-43.
el-Leknev dede adn Vkd olarak kaydeder.
el-Kure, 187/803 ylnda vefat ettiini sylemektedir.
12
13
14
Hakknda bilgi iin bkz. Eb Abdillh el-Hseyn b. Ali es-Saymer (v. 436/1045), Ahbru Eb Hanfe ve Eshbih,
nr. Ebul-Vef el-Afgn, leml-ktb, Beyrut 1985, 143-145; el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, I, 400-403 (no.
328); bn Kutlubo, Tct-tercim, 134-135 (no. 70); el-Kefev, el-Ketib, vr. 101b-102a; el-Leknev, el-Fevid, 81
(no. 78); zel, Hanefi Fkh limleri, 26; Kayapnar, Hseyin, smil b. Hammd b. Eb Hanfe, DA, XXIII, 112.
Bu tahsilin shhati ile ilgili olarak Eb Sad el-Berdeyi tanttmz blme baknz.
Hakknda bilgi iin bkz. el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, III, 251-252 (no. 1717); bn Kutlubo, Tct-tercim,
297 (no. 288); el-Kefev, el-Ketib, vr. 91b; el-Leknev, el-Fevid, 354 (no. 476).
es-Saymer, Ms b. Nasrn sadece Muhammed b. el-Hasenden ders aldn ifade eder (es-Saymer, Ahbru Eb
ilim tahsil ettii ehir hakknda bir bilgiye rastlamadk. Ancak er-Rz nisbesine
sahip olmasndan yola karak bizzat Badata giderek hocasndan ders alp sonrasnda memleketine dnd yahut hocasnn Horasan seferi esnasnda fkh tahsilinde bulunduu ihtimalleri akla gelmektedir.
Eb Ali ed-Dekkk ve Eb Sad el-Berde, Ms b. Nasrdan fkh tahsilinde
bulundu.
Vefat tarihi hakknda herhangi bir bilgiye ulalamamtr. Ancak III/IX. yzyl ierisinde olmas kuvvetle muhtemeldir.
bn Kutluboa, el-Mehric adnda bir kitabnn olduunu sylemektedir.
2. s b. Ebn (221/836)
Tam ad Eb Ms s b. Ebn b. Sadakadr.15
Balangta ehl-i reye mesafeli iken Muhammed b. Semann (v. 233/847) teviki ile Badatta bulunan Muhammed b. el-Hasen ile tant ve ona talebelik etti.
Kd Eb Hzim ve Eb Bekre Bekkr b. Kuteybe el-Basr (v. 270/884) kendisinden fkh tahsil eden rencilerindendir.
sml b. Hammddan (v. 212/827) sonra Basra kadl ile grevlendirildi. 221
ylnn Muharrem (Ocak 836) aynda Basrada vefat etti.
Kitbl-Hacc adnda bir eseri vardr. bn Kutluboa; el-Huccets-sar, elHuccetl-kebr, Hberul-vhid, el-Cmi, sbtl-kys ve ctihdr-rey adnda
alt eseri olduunu sylemektedir.
3. Muhammed b. Sema (130-233/747-848)
Tam ad Eb Abdillh Muhammed b. Sema b. Ubeydillh16 et-Temmdir.17
130/748 ylnda dodu.
Fkh tahsilini Eb Ysuf, Muhammed b. el-Hasen ve Hasan b. Ziyddan (v.
204/819) yapt. Kaynaklarda ak bilgiye rastlamadk, ancak yaadklar ehirlere
bakarak hocalarndan Badatta iken ders aldn tahmin etmekteyiz.
Eb Cafer Ahmed b. Eb Imrn Ms el-Badd, Bekir b. Muhammed elAmm,18 Eb Ali Abdullh b. Cafer er-Rznin kendisinden fkh rendi.
15
16
17
18
Hanfe, 164.) el-Kefev de Muhammed b. el-Hasenden en son ders alan talebesi olduunu syler (el-Kefev, elKetib, vr. 109b.)
Hakknda bilgi iin bkz. es-Saymer, Ahbru Eb Hanfe, 147-153; el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, II, 678-680 (no.
1086); bn Kutlubo, Tct-tercim, 226-227 (no. 190); el-Kefev, el-Ketib, vr. 100a-100b; el-Leknev, el-Fevid,
246-247 (no. 300); zel, Hanefi Fkh limleri, 27; zen, kr, s b. Ebn, DA, XXII, 480-481.
Tct-tercimde dede ad Ubeyd, el-Fevidl-behiyyede ise Abdullah olarak gemektedir.
Hakknda bilgi iin bkz. es-Saymer, Ahbru Eb Hanfe, 161-162; el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, III, 168-170 (no.
1322); bn Kutlubo, Tct-tercim, 240-241 (no. 204); el-Kefev, el-Ketib, vr. 88b-89b; el-Leknev, el-Fevid, 280
(no. 356); zel, Hanefi Fkh limleri, 27; Kallek, Cengiz, bn Sema, DA, XX, 313-314.
Tercim kitaplarnn Muhammed b. Semay tantan blmlerinde Bekir b. Muhammed el-Ammnin farkl
isimlerde getii grlmektedir. Bu konuda Bekir b. Muhammed el-Ammyi tanttmz blme baknz.
Badat kads iken gzlerinin iyi grememeye balamas zerine grevi brakt.
103 yllk mr 233 ylnn aban (Mart-Nisan 848) aynda sona erdi.
en-Nevdir, Edebl-kd ve el-Mehdr ves-sicillt adnda eserleri bulunmaktadr.
4. Bekir b. Muhammed el-Amm (III/IX. yzyl)
Tercim kitaplarnda kendi tantm yaplrken ismi ve nisbesi Bekir b. Muhammed el-Amm19 eklinde gemekte iken, Muhammed b. Semann rencileri veya
Eb Hzimin hocalar bahislerinde bazen Eb Bekir b. Muhammed el-Kumm veya
Eb Bekir el-Amm olarak kaydedildii grlmektedir.20 Amm, Ben Temmin bir
koluna nisbettir.21
Muhammed b. Semadan fkh tahsil etti. Yaadklar corafyadan hareketle
bu tahsilin Badatta gereklemi olma ihtimali yksektir.
Bekir el-Amm, Eb Hzimin fkh tahsil ettii hocalar arasndadr.
Vefat hakknda kaynaklarda herhangi bir bilgiye rastlamadk. Ancak hocas
233/847, rencisi 292/905 ylnda vefat ettiine gre, Bekir el-Ammnin III/IX.
yzyl ierisinde vefat ettiini sylemek mmkndr.
5. Eb Ali ed-Dekkk
smi ve baba adna dair kaynaklarda herhangi bir bilgiye rastlamadk. Un ii ile
urat iin ed-Dekkk22 lakabn almtr.
Ms b. Nasr er-Rzden fkh tahsil etti. Kaynaklarda yaad corafya hakknda bir bilgi bulamadk. Ancak hocasnn Reyli olmasna ve Azerbaycanl talebesi Eb Sad el-Berdenin mnazaralarda Dvd ez-Zhirye (v. 270/884) baskn kacak derecede ilim tahsil ettikten sonra Badatta ikamet etmeye balad
rivayetine dayanarak bugnk ran topraklarnda yaadn tahmin etmekteyiz.
Hocasndan da burada ders alm olmaldr.
Vefat tarihi hakknda bir bilgiye ulaamadmz Eb Ali ed-Dekkkn
Kitbl-Hayz adnda bir eseri bulunduu ifade edilmektedir.
19
20
21
22
Hakknda bilgi iin bkz. el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, I, 467 (no. 381); el-Kefev, el-Ketib, vr. 106b-107a; elLeknev, el-Fevid, 96 (no. 285).
rnekleri iin bkz. el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, IV, 23; el-Leknev, el-Fevid, 280. el-Kefev, el-Ammyi
tantt blmde bu karkla dikkat ekmi (el-Kefev, el-Ketib, vr. 107a); ancak kendisi de Muhammed b.
Semann rencilerini tantrken Bekir b. Muhammed el-Kumm demitir (el-Kefev, el-Ketib, vr. 88b).
Ayrca bkz. el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, IV, 267.
Hakknda bilgi iin bkz. es-Saymer, Ahbru Eb Hanfe, 165; el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, IV, 69 (no. 1953);
bn Kutlubo, Tct-tercim, 337 (no. 343); el-Kefev, el-Ketib, vr. 106a-106b; el-Leknev, el-Fevid, 237 (no. 285).
6. Eb Hzim (292/905)
Tam ad Eb Hzim Abdlhamd b. Abdilazz es-Sekndir.23
Bekir b. Muhammed el-Amm ve s b. Ebndan fkh tahsilinde bulundu.
Yaadklar corafyalardan hareketle bu tahsilin Basra-Badat civarlarnda gereklemi olduunu tahmin etmekteyiz.
Eb Cafer et-Tahv, Eb Thir ed-Debbs ve Eb Sad el-Berde gibi rencileri kendisinden ders ald.
Basrada doan Eb Hzim; am, Kerh (Badat) ve Kfede kadlk grevlerinde
bulundu. 292 ylnn Cemziyelevvel (Mart 905) aynda Badatta vefat etti.
el-Feriz, Edebl-kd, el-Mehdr ves-sicillt, el-Eml ve erhul-Cmiilkebr adnda kitaplar bulunmaktadr.
7. Eb Sad el-Berde (317/930)
Tam ad Eb Sad Ahmed b. el-Hseyn el-Berdedir.24 Azerbaycann Berdea25
ehrindendir.
Eb Ali ed-Dekkktan ve onun hocas Ms b. Nasr er-Rzden fkh tahsil
etti. limde belirli bir seviyeye ulatktan sonra Badata gittii bilindiine gre
bu iki hocasndan bugnk Bat ran topraklarnda ders aldn tahmin etmekteyiz. Daha sonra Badatta ikamet etmeye karar vererek buraya yerleti. Kd Eb
Hzimden ders almas Badattaki gnlerinde olmutur.
Kaynaklarda el-Berdenin sml b. Hammddan da ders ald bildirilmektedir. Ancak -her ne kadar imkansz olmasa da- 317/930 ylnda vefat etmi
Berdenin 212/827 ylnda vefat etmi sml b. Hammddan ders almas problemli grnmektedir. Zira hocasndan 105 yl sonra vefat etmi olmaktadr. te
yandan el-Berde yallk sebebiyle yatanda vefat etmemi, hacca gittii zaman
Mekkede Karmatler tarafndan ehid edilmitir. Eer bu hoca-talebe ilikisinin
mevcudiyetini kabul edecek olursak el-Berdenin en az 110-120 yanda iken
hacc yolculuuna ktn, Karmat olaynda ehid edilmese idi -Allah en iyi bilir- daha da yaayacan kabul etmemiz gerekir. Halbuki uzun yaadna dair
elimizde herhangi bir bilgi mevcut deildir. Dolaysyla kanaatimizce Eb Sad
el-Berdenin dorudan sml b. Hammddan ders ald bilgisinin shhatinde
phe bulunmaktadr.
23
24
25
Hakknda bilgi iin bkz. es-Saymer, Ahbru Eb Hanfe, 165; el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, II, 366-368 (no.
758); bn Kutlubo, Tct-tercim, 182 (no. 131); el-Kefev, el-Ketib, vr. 110a-110b; el-Leknev, el-Fevid, 149-150
(no. 188); zel, Hanefi Fkh limleri, 30; Krbyk, Kasm, Eb Hzim el-Kd, DA, X, 158.
Hakknda bilgi iin bkz. es-Saymer, Ahbru Eb Hanfe, 166; el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, I, 163-166 (no.
103); el-Kefev, el-Ketib, vr. 109b-110a; el-Leknev, el-Fevid, 40-42 (no. 20); zel, Hanefi Fkh limleri, 30; Kallek,
Cengiz, Eb Sad el-Berda, DA, X, 219-220.
Baz kaynaklarda Berzea olarak gemektedir. el-Hamev, Berzea olarak kaydetmekle birlikte Berdea olarak da
rivayet edildiini aktarmaktadr. (Bkz. Eb Abdillh ihbddn Ykt b. Abdillh el-Hamev (v. 626/1229),
Muceml-bldn, I-V, Dru Sdr, Beyrut 1977, I, 379.) el-Kefev, dl olarak kullanmnn daha yaygn olduuna
dair nakilde bulunur. el-Leknev, el-Kurenin el-Birde olarak kaydettiini syler; ancak el-Kure, b harfinin
fethal olduunu sylemektedir (el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, IV, 150).
26
27
28
29
30
32
33
34
35
36
37
Hakknda bilgi iin bkz. es-Saymer, Ahbru Eb Hanfe, 168; el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, III, 323-324 (no.
1489); bn Kutlubo, Tct-tercim, 336 (no. 342); el-Kefev, el-Ketib, vr. 116a; el-Leknev, el-Fevid, 308 (no.
403).
Ketibl-almda lakap olarak deil, ed-Debbs eklinde nisbe olarak gemektedir, ancak bu muhtemelen
mstensih hatasdr.
el-Kefev, el-Ketib, vr. 137a, 147b.
Hakknda bilgi iin bkz. es-Saymer, Ahbru Eb Hanfe, 166-168; el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, II, 493-494 (no.
894); bn Kutlubo, Tct-tercim, 200-201 (no. 155); el-Kefev, el-Ketib, vr. 114a-114b; el-Leknev, el-Fevid,
183-184 (no. 230); zel, Hanefi Fkh limleri, 32-33; Apaydn, H. Yunus, Kerh, DA, XXV, 285-287.
el-Hamev, Kerh adnda dokuz yer olduunu ve bunlarn hepsinin Irakta yer aldn syledikten sonra her birini
tek tek tantr. Kerh-i Cddn tantrken Ebul-Hasen el-Kerhnin buradan olduunu syler (Ykt el-Hamev,
Muceml-bldn, IV, 447.)
es-Saymer, Ahbru Eb Hanfe, 172.
Kaynaklarda el-Kudr ve Eb Abdillh ed-Dmennin el-Kerhden okuduu sylenmektedir. Ancak 362/972
ylnda doan el-Kudrnin el-Kerhye talebe olmas tarihen mmkn deildir. 478/1085 ylnda vefat eden Eb
Abdillh ed-Dmennin de el-Kerhden fkh tahsil ettiini sylemek zordur. Muhtemelen Eb Bekir Ahmed b.
Muhammed ed-Dmen ile bir kartrma sz konusudur.
Hayatnn son dneminde fel olan el-Kerh, 340 ylnn aban aynn 15. gecesi (15 Ocak 952) Badatta vefat etti.
el-Muhtasar, er-Risle (el-Usl), erhul-Cmiil-kebr, erhul-Cmiis-sar ve
el-Eribe adnda eserleri vardr.38
11. Eb Bekir el-Cesss (305-370/917-981)
Tam ad Eb Bekir Ahmed b. Ali er-Rz olan el-Cesss,39 305/917 ylnda
Reyde40 dodu. rann Rey ehrinden olduu iin er-Rz nisbesini ald. 325/937
ylnda Badata gitti. Ara ara Horasan blgesine seyahatleri oldu, ancak daha ok
Badatta ikamet etti.
Badatta Eb Sehl ez-Zccden (v. 351/962) ve onun hocas Ebul-Hasen elKerhden fkh okudu.
Eb Abdillh el-Crcn, Eb Bekir el-Harezm, Ebul-Ferec Ahmed b. Muhammed (v. 415/1025), Eb Cafer Muhammed b. Ahmed en-Nesef (v. 414/1024),
Ebul-Hseyn Muhammed b. Ahmed el-Kemr (v. 417/1026) ve Ebul-Hasen Muhammed b. Ahmed ez-Zafern (v. 393/1003) el-Cessstan fkh renen rencileridir.
7 Zilhicce 370 (13 Haziran 981) Pazartesi gn Badatta vefat etti.
Ahkml-Kurn, erhu Muhtasaril-Kerh, erhu Muhtasarit-Tahv, erhulCmiil-kebr, el-Fsl fil-usl, Muhtasaru htilfil-fukah, erhu Edebil-kd41
ve erhul-esmil-hsn adnda eserleri ile kendisine gelen sorularn cevaplarn
derledii bir kitab bulunmaktadr. bn Kutlubo bu kitaplarn haricinde erhulCmiis-sar ve el-Mensik adnda iki eseri de el-Cesssa nispet etmektedir.
12. Eb Abdillh el-Crcn (398/1008)
Tam ad Eb Abdillh Muhammed b. Yahy b. Mehd el-Crcndir.42 rann
kuzeyinde yer alan Crcndandr. Ancak daha ok Badatta ikamet etmitir.
Fkh Eb Bekir el-Cessstan rendi. Bu tedrisin hocasnn Horasan yolculuklarnda iken gereklemi olmas ihtimal dahilinde olsa da, bu yolculuklarn
ksa sreli olmas ve vefat yerlerine itibarla, hocasndan Badatta okumu olma
ihtimali kanaatimizce daha kuvvetlidir.
38
39
40
41
42
rencileri ve eserleri ile ilgili ayrntl bilgi iin bkz. Gney, Necmeddin, Kudrnin erhu Muhtasaril-Kerh Adl
Eserinin Siyer Blmnn Edisyon Kritii, Baslmam Yksek Lisans Tezi, Seluk n. SBE, Konya 2006, 27-37.
Hakknda bilgi iin bkz. es-Saymer, Ahbru Eb Hanfe, 171-172; el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, I, 220-224 (no.
155); bn Kutlubo, Tct-tercim, 96-97 (no. 17); el-Kefev, el-Ketib, vr. 126b-127a; el-Leknev, el-Fevid, 53-54
(no. 39); zel, Hanefi Fkh limleri, 34; Gngr, Mevlt, Cesss, DA, VII, 427-428.
el-Kefev, Badatta doduuna dair el-Cevhirul-mudyyeden nakilde bulunmutur; ancak el-Cevhirulmudyyenin el-Cesss blmnde byle bir bilgiye rastlamadk. el-Leknev de el-Kefevnin kitabn zetledii iin
ayn bilgiyi almtr.
Baz kaynaklarda bu eserin ad Edebl-kad olarak gemektedir.
Hakknda bilgi iin bkz. el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, III, 397-398 (no. 1573); el-Kefev, el-Ketib, vr. 136a-136b;
el-Leknev, el-Fevid, 331 (no. 431).
43
44
45
46
47
Ali el-Kr tarafndan 397 ylnda vefat ettii rivayet edilmitir (Bkz. el-Leknev, el-Fevid, 331.)
Hakknda bilgi iin bkz. es-Saymer, Ahbru Eb Hanfe, 172-173; el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, III, 374-375 (no.
1550); el-Kefev, el-Ketib, vr. 136a; el-Leknev, el-Fevid, 330 (no. 427); zel, Hanefi Fkh limleri, 36.
Hakknda bilgi iin bkz. el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, I, 247-250 (no. 179); bn Kutlubo, Tct-tercim, 9899 (no. 19); el-Kefev, el-Ketib, vr. 144b-145a; el-Leknev, el-Fevid, 57-58 (no. 45); zel, Hanefi Fkh limleri,
36-37; Kallek, Cengiz, Kudr, DA, XXVI, 321-322.
rencileri ve eserleri ile ilgili ayrntl bilgi iin bkz. Gney, Kudrnin erhu Muhtasaril-Kerh Adl Eserinin Siyer
Blmnn Edisyon Kritii, 45-68.
el-Fevidl-behiyyede dedesinin ad Cafer olarak kaydedilmektedir.
49
50
51
52
Hakknda bilgi iin bkz. el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, II, 116-118 (no. 508); bn Kutlubo, Tct-tercim, 163164 (no. 100); el-Kefev, el-Ketib, vr. 138b-139a; el-Leknev, el-Fevid, 115 (no. 130); zel, Hanefi Fkh limleri, 38;
Baolu, Tuncay, Saymer, Hseyin b. Ali, DA, XXXVI, 215-216.
el-Kefev baba adn Ali, el-Leknev ise el-Hseyn olarak kaydetmitir. Ancak es-Sandelnin kendi tantmlarnda
baba adn doru vermilerdir (el-Kefev, el-Ketib, vr. 161a; el-Leknev, el-Fevid, 202.)
Hakknda bilgi iin bkz. es-Semn, el-Ensb, II, 446; el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, III, 269-271 (no. 1425); elKefev, el-Ketib, vr. 160a-161a; el-Leknev, el-Fevid, 299-301 (no. 385); zel, Hanefi Fkh limleri, 40-41; Kallek,
Cengiz, Dmegn, DA, VIII, 453-454.
es-Semn doum tarihini 400/1009 olarak verir.
Gnmzdeki haritalarda Dmn olarak gsterilmektedir.
56
Baolu, Tuncay, Saymernin Usl ve Usl Gr zerine Baz Tespitler, slam Hukuku Aratrmalar Dergisi,
sy. 2, Konya 2003, s. 274.
Samur, Sebahattin, slam Corafyaclarna Gre Horasan; Yeri ve X. Yzyldaki Durumu, Bilimname, sy. IX, 8990.
Hakknda bilgi iin bkz. es-Saymer, Ahbru Eb Hanfe, 161; el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, III, 518-519 (no.
1714); bn Kutlubo, Tct-tercim, 298-299 (no. 290); el-Kefev, el-Ketib, vr. 90b-91a; el-Leknev, el-Fevid, 354
(no. 475); ener, Abdlkadir, Czcn, Eb Sleymn, DA, VIII, 98.
Baz kaynaklarda el-Czecn olarak gemektedir (rnein bkz. el-Leknev, el-Fevid, 34.) Muceml-bldnda
ise z harfinin skunu ile gemektedir (Ykt el-Hamev, Muceml-bldn, II, 182.) Bugnk haritalarda Czcn
olarak gemesi ve o civarda yaayanlarn bu ekilde telaffuz etmeleri sebebiyle z harfini sakin olarak kabul ettik.
59
60
61
62
63
Badatta, Nusayr b. Yahy ise Belhte ikamet etmekte olup uzak saylabilecek bu
iki ehir arasnda yolculuk yaptklarna dair bir bilgi de bizlere gelmemitir. Dolaysyla kanaatimizce ikisi arasnda hoca-talebe ilikisinin olduunu iddia etmek
zordur. Bu sebeple -her ne kadar el-Kefev silsilelerde yer verse de- hazrladmz
tabloda Nusayr b. Yahyy Muhammed b. Semaya renci olarak gstermedik.
Ebul-Ksm es-Saffr, Nusayr b. Yahydan fkh tahsil edenler rencilerdendir.
Nusayr b. Yahy 268/881-2 ylnda vefat etmitir.
4. Muhammed b. Seleme (192-278/808-891)
Knyesi Eb Abdillh olan Muhammed b. Seleme64 192/808 ylnda domutur. el-Belh nisbesine sahiptir.
eddd b. Hakm el-Belh (v. 220/835) ve Eb Sleymn el-Czcnden fkh
tahsil etti. Hocalarnn nisbelerinden anlald zere bu tedris, Belh civarlarnda
gereklemitir. Hadis renmek zere bir mddet Basrada bulundu.
Eb Bekir el-skf kendisinden fkh tahsil etti.
278/891 ylnda vefat etti.
5. Ebul-Ksm es-Saffr (336/947-8)
Ad Ahmed b. smet olan Ebul-Ksm es-Saffr65 da el-Belh nisbesine sahiptir.
Nusayr b. Yahydan fkh rendi. Yaadklar corafyalara bakarak hocasndan Belhte ders aldn tahmin etmekteyiz.
Eb Cafer el-Hinduvn66 ve Eb Hmid Ahmed b. el-Hseyn el-Mervez (v.
376/986) kendisinden ders alan rencilerindendir.
Kaynaklarn ou vefat tarihini Eb Bekir el-skf n da vefat ettii yl olan
336/947-8 eklinde verirken el-Kure, 326 ylnn evvl aynn bitimine 10
gn kala Pazartesi gecesi 87 yanda vefat ettiini sylemektedir. el-Leknev de,
336 tarihinde vefat ettiini syledikten sonra, vefatnn 326 olduuna dair Ali elKrden nakilde bulunmaktadr. 326 rivayeti, gn ayrntsna kadar indii iin
kuvvetli grnmektedir. Ancak 326 senesi 29 gn eken evvl aynn bitiminden
10 gn ncesi (19 evvl 326) Pazar gnne denk gelmektedir. Pazar gnn pazartesiye balayan gece vefat etmi olsa evvl aynn bitimine 9 gn kalmaktadr.
Hlasa ayrntl rivayet gn itibariyle problemlidir. te yandan bu ayrnty veren
el-Kure kitabnn knyeler blmnde iki yerde Ebul-Ksm es-Saffrn 336
64
65
66
Hakknda bilgi iin bkz. el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, III, 162-163 (no. 1317); el-Kefev, el-Ketib, vr. 104b-105a;
el-Leknev, el-Fevid, 276 (no. 352).
Hakknda bilgi iin bkz. el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, I, 200-201 (no. 141); el-Kefev, el-Ketib, vr. 115b; elLeknev, el-Fevid, 50 (no. 34).
el-Kurenin el-Hinduvnyi Ebul-Ksm es-Saffrn hocas olarak kaydetmesi, muhtemelen bir mstensih
hatasdr. Zira el-Kure, knyeler blmnde el-Hinduvnnin talebe olduunu sylemektedir (el-Kure, elCevhirul-mudyye, IV, 78.)
ylnda vefat ettiini sylemitir.67 336 yl dier kitaplarda geen el-skf n vefat
ettii yl ile de rtt iin onu esas aldk.
Ebul-Ksm es-Saffrn el-Muhtelif adnda bir eseri vardr.
6. Eb Bekir el-skf (336/947-8)
Tam ad Eb Bekir Muhammed b. Ahmed el-skf el-Belhdir.68 Kaynaklarda
hakknda snrl bilgi bulunmaktadr.
Muhammed b. Selemeden fkh tahsil etti. Yaadklar corafyalara bakarak
hocasndan Belhte iken tahsilde bulunduunu tahmin etmekteyiz.
Eb Bekir el-Ame ve Eb Cafer el-Hinduvn kendisinden ders ald.
336/947-8 ylnda69 vefat etti.
7. Eb Bekir el-Ame (340/952)
Tam ad Eb Bekir Muhammed b. Sad70 b. Muhammed b. Abdillh el-Belh
olan el-Ame,71 Belh alimlerindendir.
Eb Bekir el-skftan fkh tahsil etti. kisi de Belhli olduuna gre hocasndan tedrisi muhtemelen Belhte gereklemitir.
Olu Ebul-Ksm Ubeydullah ve Eb Cafer el-Hinduvn kendisinden fkh
tahsilinde bulunan rencileridir.
el-Kure ve el-Kefev, el-Amein vefat tarihini Eb Bekir b. Sad 328 ylnda
vefat etti eklinde verir.72 Daha ok lakab ile bilinen el-Ameten knyesi ve baba
ad ile bahsetmeleri verdikleri bilginin kaynann ayn olduunu gstermektedir. el-Leknev ise el-Amein talebesinin talebesi Ebul-Leys es-Semerkandye ait
en-Nevzilden el-Amein 340 ylnda vefat ettiini aktarmaktadr.73 Daha yakn
tarihte yaayan birinden geldii iin 340/952 rivayetini esas aldk.
8. Eb Cafer el-Hinduvn (362/973)
Tam ad Eb Cafer Muhammed b. Abdillh b. Muhammed el-Belh olan elHinduvn,74 362/973 ylnda 62 yanda vefat ettiine gre 300/912-3 ylnda do67
68
69
70
71
72
73
74
Hakknda bilgi iin bkz. es-Semn, el-Ensb, I, 112; el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, III, 145-146 (no. 1294); elKefev, el-Ketib, vr. 180a-180b; el-Leknev, el-Fevid, 272-273 (no. 345).
el-Leknev Ketibl-almdan zetledii blmde 511 ylnda vefat ettiini sylemektedir. Ancak dier kaynaklarda
olduu gibi Ketibl-almda da 512 tarihi verilmektedir.
Hakknda bilgi iin bkz. es-Semn, el-Ensb, V, 57; el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, III, 388-390 (no. 781); bn
Kutlubo, Tct-tercim, 184 (no. 134); el-Kefev, el-Ketib, vr. 197a-198a; el-Leknev, el-Fevid, 156-157 (no. 194).
el-Kefev doum tarihini 453 olarak verir. Dier kaynaklar ise 457 tarihinde mttefiktir.
es-Semn, 544 ylnda vefat ettiini bildirir. Dier btn kaynaklarda vefat tarihi 543 olarak gemektedir.
Fasih kullanm kelimesinin zarf olarak mansub olmas, dolaysyla Mverennehr olarak okunmas gerektii
eklindedir. Ancak galat- mehur haline geldii iin Maverannehir kullanmn tercih ettik.
Hakknda bilgi iin bkz. el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, I, 166-167 (no. 104); bn Kutlubo, Tct-tercim, 94
(no. 15); el-Kefev, el-Ketib, vr. 89b-90b; el-Leknev, el-Fevid, 39-40 (no. 19); zel, Hanefi Fkh limleri, 26.
Hakknda bilgi iin bkz. el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, III, 29 (no. 1161); IV, 62 (no. 1943); el-Kefev, el-Ketib,
vr. 108b-109a; el-Leknev, el-Fevid, 39-40.
Hakknda bilgi iin bkz. el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, III, 360-361 (no. 1532); bn Kutlubo, Tct-tercim,
249-250 (no. 217); el-Kefev, el-Ketib, vr. 116a-116b; el-Leknev, el-Fevid, 319-320 (no. 412); zel, Hanefi Fkh
limleri, 31-32; zen, kr-Topalolu, Bekir, Matrd, DA, XXVIII, 146-165.
91
92
Kaynaklarn ou zabtn sinin damm veya fethiyle eklinde verirken el-Kefev sin harfinin damm ile eklinde
vermektedir (el-Kefev, el-Ketib, vr. 108b.)
Hakknda bilgi iin bkz. es-Semn, el-Ensb, I, 129; III, 213-214; el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, II, 344-345 (no.
734); bn Kutlubo, Tct-tercim, 175-176 (no. 123); el-Kefev, el-Ketib, vr. 115b-116a; el-Leknev, el-Fevid,
177-179 (no. 224).
el-Kefev, Rebulevvel aynda doduunu nakleder.
Hakknda bilgi iin bkz. el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, III, 544-545 (no. 1743); bn Kutlubo, Tct-tercim,
310 (no. 305); el-Kefev, el-Ketib, vr. 134a-136a; el-Leknev, el-Fevid, 362 (no. 485); zel, Hanefi Fkh limleri, 35;
Yazc, shak, Semerkand, Ebl-Leys, DA, XXXVI, 473-475.
94
95
96
bn Kutlubo ve el-Leknev gn ayrnts da ieren bu rivayeti 11 Cemziyelhir 393 Sal olarak verir. Ancak
11 Cemziyelhir 393 gn Sal deil, Cumartesi gnne tekabl etmektedir. 373 ylnn ayn tarihi ise Sal
gnne denk gelir. Dolaysyla bunu bir rivayet hatas sayp 393 diye farkl bir nakil olduunu sylemedik. el-Kure
de gn ayrnts veren o rivayetteki yl 373 olarak vermektedir.
Hakknda bilgi iin bkz. el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, III, 300-302 (no. 1461); el-Kefev, el-Ketib, vr. 122a-123b;
el-Leknev, el-Fevid, 303-304 (no. 393).
el-Kefev knyesini Eb Abdillh olarak verir, kendisini tantrken dier knyesini Eb Cafer olarak kaydeder (elKefev, el-Ketib, vr. 133a.) Biz daha mehur olan knyesini esas aldk.
Hakknda bilgi iin bkz. es-Semn, el-Ensb, I, 340; el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, II, 458 (no. 855); el-Kefev,
el-Ketib, vr. 125a; el-Leknev, el-Fevid, 171 (no. 215).
Eb Mansr el-Mtrdden fkh tahsil etti. Kaynaklarda bir bilgiye rastlamadk ama hocasnn Semerkandl olmas sebebiyle bu tedrisin birbirine yakn iki
ehir olan Semerkand-Nesef civarlarnda gerekletiini tahmin etmekteyiz.
sml b. Abdissdk kendisinden ders ald.
390 ylnn Ramazan (Austos 1000) aynda vefat etti.
8. Eb Cafer el-sren (404/1013-4)
Hakknda kaynaklarda ok snrl bilgi bulunmaktadr.97 Mevcut bilgiler de
yeterince ak deildir. Kaynaklarn ounda Muhammed b. Fadldan ders alm,
ed-Debsye hocalk yapm olup sadece knyesi ve nesbesi verilen bir Eb Cafer
el-srenden98 bahsedilirken, ad Muhammed b. Amr olan baka bir Eb Cafer
el-sren daha gemektedir. Ayn dnemde ayn corafyada yaam, her ikisi
de kad olan bu iki Eb Cafer el-srennin ayn kii olduu kanaatindeyiz.
Ayn kii olduklar kabul edildii takdirde Eb Cafer el-srennin ad
Muhammeddir. Baba ad ise Amr ya da Abdullhtr. el-Kefev, Eb Abdullh eklinde ikinci bir knyesinden bahsetmekte ise de Eb Cafer knyesi daha yaygn
olarak kullanlmaktadr. Ayn knye ve nispeye sahip olan Eb Cafer Muhammed
b. el-Hasen b. el-Muhassin el-Usren (v. 470/1077) ile kartrlmamaldr.
Fkh tahsilini Muhammed b. el-Fadl el-Buhrden yapt. Bu tahsilin hocasnn memleketi Buharada olduunu tahmin ediyoruz. Ayrca el-Kefev ve onun
kitabn zetleyen el-Leknev, el-srennin Eb Bekir el-Cessastan ders aldn aktarmaktadr. Ancak her ikisi de, el-Cesssn rencilerinin getii blmde Eb Cafer el-srennin ismini sylememektedir. Dier kaynaklarda ise elCessstan ders aldna dair bir bilgiye rastlamadk. Kanaatimizce el-srennin
el-Cesssn talebesi olmas phelidir. te yandan ikisinin yaad ehirlerin
uzakl da hoca-talebe ilikisini pheli klan bir dier etmendir.
Eb Zeyd ed-Debsnin el-srenden fkh tahsil eden rencilerindendir.
Eb Cafer el-sren, Buhara kadl yapt. Semerkand kads iken 404 ylnn Safer (Austos-Eyll 1013) aynda vefat etti.
ez-Ziydt ve el-Cmiul-kebr adnda eserleri vardr.
9. Eb Ali en-Nesef (424/1033)
Ad el-Hseyn b. Hadr olan Eb Ali en-Nesef,99 nisbesinden anlalaca zere Neseflidir. en-Nesefnin haricinde el-Fedeyrac nisbesi de vardr.
97
98
99
Hakknda bilgi iin bkz. es-Semn, el-Ensb, I, 142; el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, III, 294 (no. 1454); IV, 32 (no.
1907); el-Kefev, el-Ketib, vr. 133a-133b; el-Leknev, el-Fevid, 99-100 (no. 105).
Baz kaynaklarda el-Estern/el-stren olarak gemekte ise de dorusu el-sren eklinde olmasdr. Bkz.
es-Semn, el-Ensb, I, 141; el-Leknev, el-Fevid, 100.
Hakknda bilgi iin bkz. el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, II, 109-110 (no. 500, 501); el-Kefev, el-Ketib, vr.
131a-131b; el-Leknev, el-Fevid, 113-114 (no. 128).
Buharada Muhammed b. el-Fadl el-Buhr, Eb Amr Muhammed b. Muhammed ve Eb Sad b. Hall es-Sencerden; Badatta Ebul-Fadl Ubeydullh b.
Abdirrahmn ez-Zhr ve Ebul-Hasen Ali b. Amrdan; Kfede Eb Abdillh Muhammed b. Abdillh el-Herevden; Mekkede Ebul-Hasen Ahmed b. brhmden;
Hemednda Eb Bekir Ahmed b. Ahmed b. Aliden; Reyde Ebul-Ksm Cafer b.
Abdillh er-Rzden; Mervde Eb Ali Muhammed b. mer el-Mervezden ders
ald.
el-Halvn ve el-Mstafir kendisinden fkh tahsil etti.
80 yanda yaklamken 23 aban 424 (24 Temmuz 1033) Sal gn Buharada
vefat etti.
el-Fevid ve el-Fetv adnda eserleri vardr.
10. Eb Zeyd ed-Debs (430/1039)
Tam ad Eb Zeyd Ubeydullah b. mer b. s olan ed-Debs,100 Semerkandn
bir ky olan Debsiyedendir.101
Semerkand ve Buharada yaad. Eb Cafer el-srenden fkh tahsil etti.
Bu tahsilin hocasnn Semerkand kadl srasnda gereklemi olmas ilk bakta
akla gelmekte iken Buharada olmas da ihtimal dahilindedir.
Eb Nasr Ahmed b. Abdirrahmn er-Radmn (v. 493/1100) ve Ali elMervez kendisinden ders ald.102
ed-Debs 430 ylnn Cemzilhir (Mart 1039) aynda Buharada vefat etti.
432/1041 ylnda 63 yanda iken vefat ettii de rivayet edilmitir.
el-Esrr, Takvml-edille, Tessn-nazar, el-Emedl-aks, erhul-Cmiilkebr, et-Tecns, Hiznetl-hd ve en-Nazm fil-fetv adnda eserleri vardr.
11. el-Mstafir (350-432/961-1041)
Tam ad Ebul-Abbs Cafer b. Muhammed b. Mutezz b. Muhammed elMstafir en-Nesefdir.103 el-Mstafir nisbesi dedesinin dedesi el-Mstafire
nisbetledir. Nesefli bir aileden gelmektedir.
350/961 ylnda dodu. Nesef te hemehrisi Eb Ali en-Nesef, Eb Muhammed Abdullh b. Muhammed b. Zirr er-Rz ve Eb Sehl Hrn b. Ahmed elEsterbdden; Serahsta Eb Ali Zhir b. Ahmed es-Serahsden; Buharada Eb
100 Hakknda bilgi iin bkz. el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, II, 499-500 (no. 901); bn Kutlubo, Tct-tercim, 192193 (no. 145); el-Kefev, el-Ketib, vr. 144a-144b; el-Leknev, el-Fevid, 184 (no. 231); zel, Hanefi Fkh limleri,
37-38; Akgndz, Ahmet, Debs, DA, IX, 66-67.
101 el-Cevhirul-mudyye ve Tct-tercimde Debse olarak gemektedir. Dier kaynaklar ve el-Hamev, Debsiye
olarak kaydeder (Ykt el-Hamev, Muceml-bldn, II, 437.)
102 el-Kefev, el-Ketib, vr. 160a; el-Leknev, el-Fevid, 234.
103 Hakknda bilgi iin bkz. es-Semn, el-Ensb, V, 286; el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, II, 19-20 (no. 406); bn
Kutlubo, Tct-tercim, 147 (no. 82); el-Kefev, el-Ketib, vr. 146a-147a; el-Leknev, el-Fevid, 98-99 (no. 104);
zel, Hanefi Fkh limleri, 38; Hatibolu, brahim, Mstafir, DA, XXXII, 108-109.
Abdillh Muhammed b. Ahmedden; Mervde Ebul-Heysem Muhammed b. elMekk el-Khemnden ders ald.
Eb Mansr es-Semn, sml en-Nuh,104 Eb Muhammed el-Hasen b. Ahmed es-Semerkand ve Eb Ali el-Hasen b. Abdilmelik kendisinden fkh tahsil
etti.
432 ylnn Cemziyelevvel aynn sonlarnda (ubat 1041) Nesef te vefat etti.
Trihu Nesef ve Ke, Marifets-sahbe, ed-Deavt, et-Temhd fit-tecvd, elMenmt, ez-Ziydt, Hutabn-neb, Deliln-nbvve, Fedill-Kurn ve eemil gibi eserleri vardr.
12. Eb shk en-Nevkad [434/1043(?)]
Ad el-Hkim Muhammed b. Mansr b. Muhallistir.105 Semerkandn bir ky
olan Nevkade nisbetle en-Nevkad olarak bilinir.
Semerkandda ikamet etti. Eb Cafer el-Hinduvnden ders ald. Hocasndan
nerede ders ald konusunda kaynaklarda bir bilgiye rastlamadk. Ancak hocasnn ara ara Belhten Buharaya gittiini, her iki ehirde de tedris faaliyetinde bulunduu bilinmektedir. lk bakta en-Nevkadnin bu ehirlere gidip ders ald akla
gelmektedir. Ancak hocasnn yakn bir ehir olan Semerkandda gelmi olabilecei
ihtimali de gz ard edilmemelidir. Semerkandl olan en-Nevkad, Horasan blgesi
alimlerinden olan el-Hinduvnnin talebesi olduu iin, bu silsilenin en-Nevkad
ile birlikte Horasandan Maverannehire getiini sylemek mmkndr.
Eb Yakb es-Seyyr kendisinden fkh tahsilinde bulundu.
434 ylnn Ramazan (Nisan-Mays 1043) aynda Semerkandda vefat etti.
13. el-Halvn [452/1060(?)]
Tam ad Eb Muhammed106 Abdlazz b. Ahmed b. Nasr b. Slih el-Buhr
olan el-Halvn,107 emsl-eimme lakab ile anlan alimlerdendir. el-Buhr nisbesi
memleketi Buharaya, el-Halvn ise babasnn meslei olan helva yapmna nisbettir. kinci nisbesi el-Hulvn108 veya el-Halv olarak da telaffuz edilir.
Buharada ikamet etti. Fkh tahsilini Eb Ali en-Nesefden yapt. Hocasndan
ders almas muhtemelen Buharada gereklemitir.
104 sml en-Nhnin talebelii iin ayrca bkz. el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, I, 392; el-Kefev, el-Ketib, vr. 176b.
105 Hakknda bilgi iin bkz. el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, III, 373 (no. 1048); el-Kefev, el-Ketib, vr. 133b-134a;
el-Leknev, el-Fevid, 329-330 (no. 426). Eb shk brhm b. Muhammed b. Nh en-Nevkad (v. 425/1034) olma
ihtimali vardr. Bu durumda dier kaynaklarda Eb shk en-Nevkad olarak tantlan Muhammed b. Mansr
b. Muhallis, Ebul-ysr el-Pezdevnin talebesi olan baka bir en-Nevkaddir. es-Semn bu ayrm yapar ve
Muhammed b. Mansr es-Semnnin vefatn 535/1141 olarak kaydeder. Bkz. es-Semn, el-Ensb, V, 538.
106 el-Leknevnin yapt nakillerde knyesi bu ekilde getii gibi Eb Ahmed olarak da gemektedir.
107 Hakknda bilgi iin bkz. es-Semn, el-Ensb, II, 248-249; el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, II, 429-430 (no. 821);
bn Kutlubo, Tct-tercim, 189-190 (no. 142); el-Kefev, el-Ketib, vr. 142b-144a; el-Leknev, el-Fevid, 162-165
(no. 202); zel, Hanefi Fkh limleri, 39; ahin, Kamil, Halvn, DA, XV, 383.
108 el-Hulvn eklindeki telaffuzu muhtemelen Irak blgesindeki Hulvna nisbet zannedilmesinden
kaynaklanmaktadr. el-Halvn, Buharal olduu iin el-Hulvn eklindeki telaffuzu yanl olmaktadr.
112 Hakknda bilgi iin bkz. es-Semn, el-Ensb, V, 531; el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, I, 392-393, 431 (no. 318,
350).
113 Hakknda bilgi iin bkz. es-Semn, el-Ensb, I, 339; el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, II, 594-595 (no. 997); bn
Kutlubo, Tct-tercim, 275 (no. 256); el-Kefev, el-Ketib, vr. 164a-165a; el-Leknev, el-Fevid, 209-211 (no. 267);
zel, Hanefi Fkh limleri, 41-42; Bedir, Murteza-Koca, Ferhat, Pezdev, Ebul-Usr, DA, XXXIV, 264-266.
114 Ayrca bkz. el-Leknev, el-Fevid, 164; Kamil, Halvn, DA, XV, 383.
Kitaplarnda kardeine gre daha kolay bir dil kulland iin Ebul-Ysr knyesini almtr. Sadrul-slm lakabyla da bilinir.
421/1030 ylnda dodu. Buharada yaad, burada ders verdi. Kadlk grevi
iin bir mddet Semerkandda bulundu.
Fkh tahsilini el-Halvn,120 Eb Yakb es-Seyyr ve sml b. Abdissdk
gibi hocalardan yapt. hocas da Maverannehir blgesinin farkl ehirlerinde
ikamet etmitir. Dolaysyla hocalarndan Buhara, Semerkand veya Nesef te ehirlerde ders alm olmaldr.
Olu Ebl-Mel Ahmed b. Muhammed (v. 502/1108-9), Yeeni Eb Sbit elHasen b. Ali (v. 557/1162), Ruknl-eimme Abdlkerm b. Muhammed el-Medn,
Eb Bekir Muhammed b. Nasr el-mir (v. 555/1160), Necmddn en-Nesef ve
Alddn es-Semerkand kendisinden fkh tahsilinde bulundu.
9 Receb 493 (20 Mays 1100) Pazar gn Buharada vefat etti.
Usld-dn ve Kitb fhi marifetl-huceci-eriyye gibi eserleri vardr.
21. Bekir ez-Zerencer (427-512/1036-1118)
Tam ad Ebul-Fedil121 Bekir b. Muhammed b. Ali b. el-Fadl olan Bekir ezZerencer,122 emsl-eimme lakab ile bilinen alimlerdendir. 427/1036 ylnda dodu. Buharann kylerinden Zerencerli olup daha ok Buharada ikamet etti.
Fkh tahsilini babas Muhammed ez-Zerencer, onun da hocas olan elHalvn, es-Serahs, Eb Sehl Ahmed b. Ali el-Ebverd, Eb Hafs mer b.
Mansr, Eb Mesd Ahmed b. Muhammed el-Becel, Ebul-Ksm Meymn b.
Ali el-Meymn, Eb Abdillh brhm b. Ali et-Taber, Eb Amr Muhammed b.
Abdilazz el-Kantar gibi alimlerden yapt. Yaadklar corafyalara bakarak hocalarndan Buharada ders aldn tahmin etmekteyiz.
Olu Imdddn ez-Zerencer, mmzde Muhammed b. Eb Bekir el-Buhr
(v. 573/1177-8) kendisinden fkh tahsil etti.
19 aban 512 (5 Aralk 1118) Perembe gn sabahleyin Buharada vefat etti.
Ayn yln aban aynda vefat ettii de rivayet edilmitir.
Menkb Eb Hanfe adnda bir eseri vardr.
8% , 8%
k8
7
9!
Q@ j;
^~ ,8 \*
Q@ jpN
Mahmd el-zcend, fkh tahsilini es-Serahsden yapt. Hocasndan ders almas Buharada olabilecei gibi, hapis yatt zcendde de olabilir.
Yeeni Zahruddn el-Mernn ve torunu Kdhn kendisinden ders ald.124
Hayat hakknda kaynaklarda snrl bilgi bulunan Mahmd el-zcendnin
hangi ylda vefat ettiine dair bir bilgiye rastlamadk; ancak VI/XII. yzyln balarnda vefat etmi olmas muhtemeldir.
23. Burhnddn el-Kebr bn Mze (VI/XII. yzyl)
Tam ad Eb Muhammed Abdlazz b. mer b. Mzedir.125 Burhnddn elKebr, Burhnl-eimme ve es-Sadrul-md lakablaryla da anlr. Dedesi Mzeden126
dolay bu aileden gelen birok alim bn Mze diye bilinir. Dnemin ilmi ve siyasi hayatnda etkisi olan Burhan ailesindendir. Tablomuzda yer alan alimin de
mensubu olduu bu ailedeki akrabalk balarn yle bir ema ile gstermenin
faydal olacan dnyoruz:
123 Hakknda bilgi iin bkz. el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, III, 446 (no. 1625); el-Kefev, el-Ketib, vr. 172b-173a; elLeknev, el-Fevid, 342 (no. 451).
124 el-Kefev, el-Ketib, vr. 194b, 212a; el-Leknev, el-Fevid, 107-108, 111.
125 Hakknda bilgi iin bkz. el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, II, 437 (no. 830); el-Kefev, el-Ketib, vr. 172a-172b; elLeknev, el-Fevid, 166-167 (no. 207).
126 Asl ad mer olup Mze lakabdr. (Bkz. el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, II, 674.)
8< 8 Q 98
8*+ 98
8 ,8
U& IF 98
Burhnddn el-Kebr, fkh tahsilini es-Serahsden yapt. Kaynaklarda hocasndan nerede ders aldna dair bir bilgiye rastlamadk, ama neslinin Buharada
ikamet etmi olmasna bakarak Buharada ders alm olmasnn kuvvetli bir ihtimal olduunu syleyebiliriz. Ancak es-Serahsnin hayatnn son dnemini geirdii zcend veya Ferganada ders alm olmas da ihtimal dahilindedir. Olu
es-Sadru-ehdin nce Horasanda mehur olup sonradan Maverannehir blgesinde hret bulmu olmas,127 Burhanddn el-Kebrin tahsilinden sonra Horasan blgesine dnm olabileceini akla getirmektedir.
ki olu es-Sadru-ehd bn Mze ile es-Sadrus-sad bn Mze, Zahruddn
el-Kebr Ali b. Abdilazz el-Mernn (v. 506/1112-3), olu Zahruddn elMernn, Imdddn ez-Zerencer,128 Ebul-Hasen Ali b. el-Hasen el-Belh (v.
548/1153), Zahruddn Ebul-Feth Abdrred el-Velvlic, Abdlazz b. Osmn
el-Fadl en-Nesef (v. 563/1168) ve Osmn b. brhm b. Ali el-Hkand kendisinden ders alan rencilerindendir.
Hocasnn ve olu es-Sadru-ehdin vefat tarihlerine bakarak Burhnddn
el-Kebrin VI/XII. yzyln ilk yarsnda vefat etmi olduunu tahmin etmekteyiz.
24. es-Sadru-ehd bn Mze (483-536/1090-1141)
Tam ad Eb Muhammed mer b. Abdilazz b. mer b. Mzedir.129 Hsmddn
lakabn almtr. ehit edildii iin es-Sadru-ehd olarak mehur olmutur.
127 el-Kefev, el-Ketib, vr. 192b-193a; el-Leknev, el-Fevid, 242.
128 el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, II, 641; el-Kefev, el-Ketib, vr. 186a.
129 Hakknda bilgi iin bkz. el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, II, 649-650 (no. 1053); bn Kutlubo, Tct-tercim,
217-218 (no. 181); el-Kefev, el-Ketib, vr. 192b-194a; el-Leknev, el-Fevid, 242 (no. 291); zel, Hanefi Fkh
limleri, 46; zel, Ahmet, Sadruehd, DA, XXXV, 425-427.
483 ylnn Safer (Nisan 1090) aynda dodu. Horasanda babas Burhnddn
el-Kebr bn Mzeden fkh rendi. Daha sonra Maverannehir blgesine giderek orada ikamet etmeye balad.
Burhnddn el-Mernn, yeeni Burhnddn Mahmd b. Ahmed b.
Abdilazz (v. 616/1219), Eb Hafs mer b. Muhammed el-Akl (v. 576/1180) ve
Radyddn Muhammed b. Muhammed b. Muhammed es-Serahs (v. 544/1149)
kendisinden ders ald.
536 ylnn Safer (Eyll 1141) aynda Semerkandda Karahtaylarla yaplan Katvan savanda ehit oldu. Cenazesi nce Semerkandda defnedildi, bir yl sonra da
Buharaya nakledildi.
erhul-Cmiis-sar, Cmius-Sadri-ehd, erhu Edebil-kd, erhu
Kitbin-Nafakt, el-Mebst, el-Vkt, Uslul-fkh, el-Mntek, Umdetl-fetv,
el-Fetvel-kbr ve el-Fetvas-sur adnda eserleri vardr.
25. Necmddn en-Nesef [461-537/1069(?)-1142]
Tam ad Eb Hafs mer b. Muhammed b. Ahmed en-Nesefdir.130 Necmddn,
el-Hfz ve Mftis-sekaleyn lakaplar ile de anlr. 461/1069 veya 462/1070 ylnda
Nesef te dodu. Bir mddet Badat ve Mekkede de bulundu.
sml en-Nh, Ebul-Ysr el-Pezdev, At b. Hamze es-Sud ve Eb Ali
el-Hasen b. Abdilmelik en-Nesef gibi alimlerden fkh tahsil etti.131 Hocalarnn
yaad corafyalara bakarak Buhara ve Nesef gibi Maverannehir ehirlerinde
tahsil grd anlalmaktadr.
Olu el-Mecdn-Nesef Ebul-Leys Ahmed (v. 552/1157), Burhnddn
el-Mernn, ez-Zahr Eb Bekir b. Ahmed b. Ali el-Belh (v. 553/1158), Eb
Abdillh Muhammed b. el-Hasen el-Ksn gibi rencileri kendisinden ders ald.
12 Cemziyelevvel 537 (3 Aralk 1142) Perembe gecesi Semerkandda vefat
etti.
el-Manzme fil-hlfiyyt, el-Akidn-Nesef, el-Yevkt fil-Mevkt, el-Kand
f zikri ulemi Semerkand, Tadd-yh li mer, Tlbett-talebe, el-Meri,
Tuhfetl-mlk, erhu Medril-usl, Trhu Buhr, Tatvll-esfr li tahslilahbr, el-Hasil, el-Fetv, el-Hasr, Zelletl-kr, Kalidl-ferid f erhi Kaydilevbid, el-r bil-muhtr minel-er, Minhcd-dirye, Matlaun-ncm, Risle
f beyni mezhibit-tasavvuf, el-Ekmell-atvel ve et-Teysr fit-tefsr gibi oka eseri
bulunmaktadr.
130 Hakknda bilgi iin bkz. el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, II, 657-660 (no. 1062); bn Kutlubo, Tct-tercim,
219-220 (no. 182); el-Kefev, el-Ketib, vr. 176a-177b; el-Leknev, el-Fevid, 243-244 (no. 294); zel, Hanefi Fkh
limleri, 47; Arslantrk, Aye Hmeyra, Nesef, Necmeddin, DA, XXXII, 571-573.
131 Ahmet zelin Eb Bekir Muhammed b. el-Fadl el-Buhrden (381/991) ders aldn sylemesi hatadr.
136 Hakknda bilgi iin bkz. el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, III, 146-147 (no. 1296); el-Kefev, el-Ketib, vr. 186b; elLeknev, el-Fevid, 273-274 (no. 347).
137 el-Kure, memleketini Nsh eklinde kaydederek nisbesinin en-Nsh olduunu syler.
138 Hakknda bilgi iin bkz. el-Kure, el-Cevhirul-mudyye, II, 640-641 (no. 1042); el-Kefev, el-Ketib, vr. 186a; elLeknev, el-Fevid, 237-238 (no. 286).
el-Hidye, Bidyetl-mbted, Kifyetl-mnteh, el-Mntek, et-Tecns velMezd, Mensikl-hacc, Muhtrtn-nevzil ve el-Mezheb fil-feriz gibi eserleri
vardr.
Burhnddn el-Mernnden devam eden silsile ierisinde Muzafferuddn
bns-st (v. 694/1295), Hsmddn el-Hseyn b. Ali es-Snk (v. 711/1311),
Ekmelddn Muhammed b. Mahmd el-Bbert (v. 786/1384), Molla Fenr (v.
854/1431), Hzr Bey (v. 863/1458), Molla Hsrev (v. 885/1480) gibi farkl corafyalarda yaam nl alimler bulunmaktadr.149
SONU
Hanefi mezhebinin kurucu imam Eb Hanfe, fkhn bir kitapta tedvin etmemi; daha ziyade renci yetitirmeyi tercih etmitir. Yzlerle hatta binlerle ifade
edilen sayda renci mezhep imamndan ders alm, bunlarn byk bir ksm
farkl corafyalara dalarak daha ilk dnemde mezhebin uzak corafyalara yaylmasn salamlardr.
Bu rencileri ierisinde kdl-kudt olup tm slam corafyasndaki kadlarn seimi ve tayininde sz sahibi olan Eb Ysuf ile yazd kitaplarla mezhebin
mdevvini olan Muhammed b. el-Hasen e-eybn nem arz etmektedir. Bu iki
byk alimden ders alan renciler de ayn ekilde mezhebin yaylmasnda etkili
olmutur.
Tabloda grlecei zere Hanefi mezhebindeki silsilelerin Eb Hanifeye balanmasnda Muhammed b. el-Hasen e-eybn, kavak nokta tekil etmektedir.
Bir-iki istisna hari, Irakta devam eden kol ile Horasan ve Maverannehir blgelerine yaylm kollarn tamam Muhammed b. el-Hasen e-eybn vastasyla Eb
Hanfeye ulamaktadr.
e-eybnden sonra silsileler temel olarak corafi kolda devam etmitir.
Birinci kol mezhebin kurulduu Irak blgesindedir. Hanefi mezhebinin bu blgede devam eden kolunda Badat merkezli bir fkhi faaliyet dikkat ekmektedir.
am ve Msrda grlen Hanefi mezhebi hareketlerinin de Irak blgesindeki faaliyet ile dorudan balants bulunmaktadr. V/XI. yzyla kadarki dnemde
mezhep ierisinde adndan sklkla sz ettiren Irak Hanefi alimleri dikkatimizi
ekerken, bu yzyldan itibaren Hanefi mezhebinin arlk merkezinin Iraktan
Maverannehire kayd gze arpmaktadr.
te yandan ilk dnem Irak Hanefilerinin mezhebin temel kitaplar arasnda
saylacak ok sayda eser verdikleri; el-Kerh ve onun yolundan gidenlerin kar
tutumlar hari tutulacak olursa, kadlk gibi resmi grevleri icra ettikleri mlahaza edilmektedir.
Horasanda ise III/IX. yzyln bandan itibaren Belh merkezli bir fkhi faaliyet dikkat ekmektedir. Hem Eb Ysuf, hem de Muhammed b. el-Hasenden
149 el-Kefev, el-Ketib, vr. 276b, 416b.
ders alan Eb Sleymn el-Czcnnin yetitirdii renci bu faaliyet ierisinde dikkat eken isimlerdir. Sonrasnda Eb Bekir el-Czcnden devam eden kol
ikinci nesilde, Muhammed b. Seleme ve Nusayr b. Yahydan gelen kollar ise
nesil sonra (IV/X. yzyln sonlarnda el-Hinduvnnin rencileri ile) Maverannehir blgesine intikal etmitir.
te yandan Muhammed b. el-Hasen e-eybnnin rencilerinden Eb Hafs
el-Kebr ile Maverannehir blgesinde yerlemi olan kolun V/XI. yzylda Eb
Mansr es-Semn ve el-Ersbend ile Horasan blgesine getii grlmektedir.
Horasan blgesi ehirlerinden Merv merkezli bu faaliyet, V. yzyldan sonra Horasan blgesinin en dikkat eken fkhi faaliyeti haline gelmitir.
Maverannehir blgesi mezhebin kurulduu Irak blgesine en uzak Hanefi
corafyas olmasna ramen, daha ilk dnemde Hanefi fkh faaliyetlerine ev sahiplii yapmtr. Eb Hafs el-Kebr ile balayan Buhara merkezli kol, yzyllar
boyu Maverannehir blgesinin en dikkat eken Hanefi faaliyetini icra etmitir.
lerleyen yllarda Semerkand ve Nesef teki faaliyetler de silsilelerde yerini almtr.
te yandan almamzn son dnemini tekil eden VI/XII. yzylda Maverannehir blgesinin en u noktasn tekil eden Fergana vadisi, Kdhn ve Burhnddn
el-Mernn gibi nemli isimler ile eski dnemlere nazaran adndan daha fazla
sz ettirir olmutur.
Hanefi mezhebinin kurulu ve geliim dnemlerindeki silsileleri ele alan almamz, sadece hoca-talebe zincirlerinde geen isimleri ele almaktadr. phesiz
Hanefi mezhebi ierisindeki tm alimleri bir tabloda ifade etmek imkanszdr. Bu
adan dikkat eken isimlerin n plana karld bu alma, Hanefi alimlerin bu
kiilerle snrl olduu vehmini uyandrmamaldr. almamzda ad gememi
olup mezhebin kurulu ve geliimine katkda bulunan birok alim vardr.
NH B. MUSTAFANIN
EL-KALMT-ERFE F TENZH EB HANFE
ADLI ESERNN TAHKKL NER
Mehmet Ali AYTEKN*
1-Giri
Nuh b. Mustafann (v. 1070/1660) hayatndan bahseden eserlerde onun
Amasyada doduu ifade edilmekle beraber ne zaman doduu zikredilmemektedir. Nuh Efendi olarak da bilinmekte olup Anadoluya nispetle er-Rm, Konyada
bir mddet mftlk yapt iin el-Konev, Msra gidip burada ikamet etmesi
sebebiyle el-Msr, Hanefi mezhebi limlerinden olduu iin de el-Hanef nisbeleriyle anlmaktadr. Nuh Efendi el-Vecd nam ile de maruftur.
Hayat hakknda biyografi kaynaklarnda ayrntl bilgi verilmeyen Nuh b.
Mustafa, Amasya ve stanbulda tahsilini tamamladktan sonra Konyada mftlk yapt. Amasyal mer Paann Msra vali olarak tayin edilmesinin akabin*
*
Bu makale tarafmzdan yaplan Nuh b. Mustafann el-Kelimat-erife fi Tenzihi Ebi Hanife Adl Eserinin
Edisyon Kritii isimli yksek lisans tezinden istifade edilerek hazrlanmtr.
DB Kayseri Eitim Merkezi Eitim Grevlisi e-mail: maliaytekin@hotmail.com
de onunla beraber Msra gitti.1 Tahsiline burada da devam eden Nuh Efendi,
eyhul-slam Ali b. Gnim el-Makdisnin (v. 1004/1596) talebesi allme Abdlkerim es-Ssden fkh, Msrn muhaddisi Muhammed Hiczden (v. 1035/1624)
de rivayet ve dirayet ynnden hadis ilmini ald. Tasavvufa dair ilimleri de Hasan
b. Ali b. Ahmet b. brahim el-Halvetden alarak Halvet tarikatna intisap etti.
Hayatnn sonuna kadar Msrda ilim ve telif ileri ile megul olan Nuh Efendi 22 Zilkade 1070 / 30 Temmuz 1660da Kahirede vefat etti ve burada bulunan
Karfetl-Kbra kabristanlna defnedildi. Daha sonra kabrinin zerine de bir
vezir tarafndan byk bir kubbe yaptrld.
Nuh b. Mustafa (v. 1070/1660) pek ok ilimde zellikle de fkh, usl, kelam,
tefsir ve tasavvufta nde olan limlerden birisi olup hemen hemen her sahada eser
kaleme almtr. Amasya ve stanbuldaki tahsilinden sonra ilmini ikmal etmek
zere Msra gitmesi onun ilme olan dknln gstermektedir. Pek ok sahada yazm olduu eserler ilmi kiiliini ortaya koyarken bilhassa fkha olan vukfu
sayesinde kendisine allme denilmitir. Telif ettii eserlerin birou Sleymaniye
ve Beyazt ktphanelerinde yazma halinde bulunmaktadr.2
II- NUH B. MUSTAFANIN EL-KELMT-ERFE ADLI ESER
Nuh b. Mustafa, fkhn tarihi dnemleri hakknda yaplan baz tasnifler gz
nnde bulundurulacak olursa fkhn ve fakihlerin daha nceki hareketliliinin
ksmen duraanlat, itihad faaliyetlerin zayflad, erh ve haiyelerin yaygnlat, daha nce yetien byk mtehitlerin fazla yetimedii ve mezhep taasubunun devam ettii bir dnemde yetimi ve yaam bir limdir. Dolaysyla onun
yazm olduu bu eseri, mezhep taasubundan hareketle ileri srlen baz iddialara
cevap vermek iin, ayn slupla fakat daha ilmi bir ekilde yazlan bir eser olarak
deerlendirmek daha isabetli olacaktr.
Eserin tam ad el-Kelimt-erfe f tenzhi Eb Hanife anit-trrhtissehfedir. Eserin btn yazma nshalarnn mukaddime ksmnda bu ismin bizzat
mellif tarafndan konulduu ifade edilmektedir.
Tahkikini yaptmz bu eser, mam Azam (v.150/767) hakknda uydurulan
ve sonralar kaynak eserlere de girmesi sebebiyle dilden dile dolaan bir hikyeyi
ele alp burada vurgulanmak istenen grleri, ana kaynaklara dayanarak rtmesi bakmndan nem tamaktadr. Tespit edebildiimiz kadaryla sz konusu
hikyeye bu apta reddiye yazan ilk lim Nuh b. Mustafadr.
1
Ekmeleddin hsanolunun editrln yapt Osmanl Tabii ve Tatbiki Bilimler Literatr Tarihinde Nuh
Efendinin stanbuldan sonra, tahsilini tamamlamak zere Msra gittii ve orada tahsilini ikmal ettii, daha sonra
bir mddet Konyada mftlk yapt ifade edilmektedir (I/86). Buna gre Nuh Efendi, mer Paa ile ikinci kez
Msra gitmi ve kalan mrn orada geirmitir. Ders ald hocalarndan Muhammed Hicazinin 1035/1624
tarihinde vefat ettii gz nnde bulundurulursa bu gr daha isabetlidir.
Nuh b. Mustafann hayat, ilmi tahsili ve ounu Arapa olarak yazd eserlerinin mahiyetleri ve haklarnda
ayrntl bilgi iin bknz. Aytekin, Mehmet Ali, Nuh b. Mustafann el-Kelimat-erife fi Tenzihi Ebi Hanife Adl
Eserinin Edisyon Kritii, Baslmam Yksek Lisans Tezi, 2008, Konya.
4
5
Mellif kitabnda eserin ismini bu ekilde belirtmitir. Ancak 2003/1424 ylnda Heysem Tuaym tarafndan
neredilen eserin mukaddimesinde, sz konusu eserin ismi Muisl-halk f tercihil-kavlil-hakk olarak
zikredilmitir (s.41). Cveyni eserin mukaddimede eseri yazma sebebi olarak unlar sylemektedir: Sonra
Allah din limlerinden ve fakihlerinden mmetin bilginlerinin en hayrls, imamlarn byklerinin efendisi olan
Muhammed b. dris e-afiiyi semi, Rasllerin Efendisinin mamlar Kureytendir , Kureyi ne geiriniz,
Kureyin nne gemeyiniz hadislerinin ehadeti ile de onun mezhebini mezheplerin en gzeli klmtr. Usul-
fkh sahasnda yazdm eserlerimin birounda afii mezhebinin dier mezheplerden ncelikli olmasnn ynlerini
beyan ettim. imdi de avam ve havas olan herkesin muttali olmalar ve insanlarn havas olanlarnn meyletmeleri iin
bu ama dorultusunda zl bir kitap yazdm (s.39-41).
Cveyni bu eserinin birok yerinde mam Azamn grelerini ve usuln tenkit etmi ayrca mam Azam ile
mam- afiiyi mukayese ederek mam- afiinin daha stn olduunu vurgulamtr (mesela bkz. s. 48-55, 63-68,
71-73). mam Azamn asla (kitap ve snnete) muhalefet ettiini mam- afiinin grlerinin -mam Azamn
grlerine gre- asli kaynaklara daha uygun ve daha muvafk ve dolaysyla onun itihatlarnn daha stn
olduunu ifade eden Cveyn bu iddiasn ispatlamak iin mevzu bahis olan hikyeyi zikretmitir (s. 83-85).
Cveyn, Msl-halk fihtiyril-hak, s. 83-85
bn Hallikn, Vefeytl-ayn, V, 180; Zeheb, Trhul-slm, XXIX/ 72
8
9
bn Tariberdinin (v. 874/1470) de belirttii zere bu hikyenin uydurma olmas kuvvetle muhtemeldir. Esasnda Nuh b. Mustafa kitabnn mukaddimesinde
bu hikyenin tamamen uydurma olduunu ifade etmitir.10 Fakat Cveynnin (v.
478/1085) bunu rivayet etmesi, bn Halliknn da bu hatal bilgiyi aynen nakletmesi11 mellifi bu konuyu ayrntsyla cevaplandrmaya sevketmitir. 12
III- ESERN DEERLENDRLMES
Nuh b. Mustafa eserini blmlere ayrmamtr. Okuyucuya kolaylk salamak
ve eseri daha anlalr klmak iin eseri blmlere ayrdk. Kanaatimizce eser bir
mukaddime ve iki blmden olumaktadr.
Mellif mukaddimesinde eseri yazma sebebini yle aklar: ok sevdii bir
dostu bn Hallikann (681/1282) Vefeytl-ayn adl eserini okurken, mam
Azam (v. 150/767) ve onun mezhebini ktleyen bir rivayet grm ve bunun
doruluunun aratrlmasn kendisinden talep etmitir. Bunun zerine bn
Hallikann naklettii olay ayrntl bir ekilde ele alp reddetmi ve bu esere de elKelimt-erife f tenzihi Ebi Hanife anit-trrehtis-sehfe adn vermitir.
Birinci blmde sz konusu olay nakleden Nuh Efendi daha sonra bu hikyeyi
on yedi balk halinde deerlendirmi, olayn arka plannda yatan dnceleri de
dikkate alarak iddialara cevaplar vermitir.
lk balkta, Sultan Mahmud, iki mezhebi mukayese ettikten sonra, afi mezhebinin hkmlerinin hadislere daha uygun olduunu grd iddiasn ele alan mellif bunun srf taassuptan kaynaklanan delilsiz bir sz olduunu ifade etmitir.
Hlbuki mam Azamn hadisler ile amel etme bakmndan titiz hareket ettiini,
hatta onun nazarnda mrsel hadis ile amel etmenin, kendi gr (rey) ile amel
etmekten evla ve makbul olduunu vurgulamtr. Daha sonra mam Azamn
hadislerle amel etme konusundaki hassasiyetine dair baz limlerin grlerini
nakleden Nuh Efendi, hadis rivayetinde mam Azamn sika rvilerden olduunu
belirtmitir.
Hikyede ifade edilen Kaffaln tabaklanm kpek derisi giyerek namaz klmas meselesinde ise Hanefi mezhebine gre tabaklanm kpek derisinin temiz
olduu, bunun Mslimin (v. 261/875 ) Sahihinde, bn Mace (v. 273/887), Tirmiz
(v. 279/889) ve Nesainin (v. 303/915) Snenlerinde rivayet ettikleri *& 8 JUa
herhangi bir deri tabaklanrsa temiz olur hadisinin umumi delaletinden karl10
11
12
d, insann saygnlndan, domuzun da necisl-ayn olmasndan dolay tabaklansa bile derisinin temiz olmayaca ifade edilmitir.
Tabaklanan kpek derisinin drtte birine necaset bulatrlmas konusunda da
Nuh b. Mustafa (v. 1071/1660), bu elbise ile klnan namazn asla sahih olmadn
syledikten sonra necasetler hakknda genel bilgiler vermi ve hangi durumda namazn sahih olacan aklamtr.
Nuh Efendi hurmadan elde edilen nebiz ile abdest alnmas hususunu aklarken, Darekutn (v. 206/822), Ebu Davut (v. 275/889), bn Mace ve Tirmizinin Snenlerinde yer alan bir hadisten hareketle mam Azamn ilk nce nebiz ile alnan
abdestin sahih olduu grnde iken sonralar bu itihadndan dnerek nebiz ile
alnan abdestin sahih olmad grn benimsediini nakletmitir.
Kaffaln abdestini tertibe riayet etmeden almasna da temas eden Nuh b. Mustafa buna cevaben yle demektedir: Abdestte tertip vacip deildir. Bunun delili
iki ekildedir. Birincisi abdest ayetindeki vav (#) atf harfi, Basral ve Kfeli nahiv
limlerinin ittifak ile tertip ifade etmemektedir. kinci delil de bn Mesud (v. 32/653),
Hz. Ali (v. 40/661), ve bn Abbastan (v. 68/687) (r.anhm) tertibin vacip olmad
rivayet edilmitir. Said b. Mseyyeb (v. 94/712), Neha (v. 95/714), Ata (v. 115/713),
Mekhul (v. 116/734), Reba (v.136/753), Evz (v.176/792), mam Mlik (v. 179/795)
ve Dvut b. Ali (v. 270/883) gibi limler de bu grtedir.
Kaffaln abdeste niyet almadan balamas meselesinde ise mellif byle bir abdestin sahih olmadn ifade ederek sebebini u ekilde izah etmitir: ayet su
bulunmaz ve nebiz ile abdest alnacaksa -teyemmmde olduu gibi- niyet arttr.
Niyetsiz nebiz ile alnan abdest geerli deildir. Ancak mutlak su ile abdest alnrken,
ayet sevap elde etmek iin abdest alyorsa niyet gerekir. Zira niyet olmadan ibadet
meydana gelmez. Fakat namaz klmak iin abdest alyorsa bunda niyet art deildir.
Mellif daha sonra bu hkmn yer ald Hanefi Mezhebinin muteber kaynaklarn zikretmi, Buhar (v. 256/870) ve Mslimin (v. 261/875) rivayet ettikleri bir
hadisi de delil getirmitir.
Kaffaln namaza Farsa tekbir alarak balamas hususunda, mam Azama gre
bu hkmn, Arapay gzel telaffuz edebilen kii iin mekruh olduunu, mameyne gre de caiz olmadn, ancak Arapay telaffuz edemeyen kii iin btn
imamlara gre herhangi bir kerahetin bulunmadn, nk tekbirden maksadn
tazim olduunu, nasl ki baka dilden mn dese icma ile sahihse, bu durumda da
maksat hsl olduu iin namazn sahih olduunu beyan etmiitir.
mam Azamn namazda Arapa dnda baka bir lisan ile kraat caiz grmesine atfta bulunmak iin hikyede ifade edilen sonra Farsa olarak namazda
bir ayet okudu cmlesini ele alan Nuh Efendi ilk nce Ebu Hanifenin niin byle
bir itihatta bulunduunu izah etmi, daha sonra imamn bu grnden rucu
ettiini sylemi ve bunu rivayet eden limleri belirtmitir. mamlarn ittifakyla,
Arapay gzel telaffuz edemeyenler iin baka dil ile kraatin caiz olduu, gzel
telaffuz edebilenler iin baka bir dil ile kraatin caiz olmadnn mezhep ierisinde fetvaya esas gr olduunu beyan etmitir.
Hanefi mezhebinin tadil-i erkan farz kabul etmemesinin de eletirildii bu
olayda, alayc bir slup ile anlatlan rekatlar arasn fasl etmeksizin, rku ve teehhtte bulunmakszn ve tadil-i erkana da riayet etmeksizin horozun ban indirip
kaldrd gibi iki defa yatp kalkt cmlesinden hareketle Nuh b. Mustafa tadil-i
erkann niin farz deil de vacip olduunu delillendirerek izah etmi, ancak ihlal
edilmesi durumunda bu namazn iadesinin vacip olduunu, rkusuz ve faslasz
namazn sahih olmayacan, kade de tahiyyt duasn okumann vacip, onu okuyacak kadar beklemenin farz olduunu sylemitir.
Kaffaln en son, yellenerek namazdan kmasnda ifade edilmek istenen, Hanefi Mezhebine gre selam vermeksizin de namazdan klabilecei hususunda
mellif, selamn Hanefi Mezhebine gre vacip olduunu syledikten sonra bunun
delilini zikretmitir.
Namaz bittikten sonra Kaffaln ite bu Ebu Hanifenin namazdr szn ar
bir dille eletiren Nuh Efendi bu namazn, olsa olsa Kaffaln kld bir namaz
olduunu, nk fiilin ancak failine izafe edileceini, bu ekilde bir namazn Ebu
Hanifeye nispetinin btl olduunu ifade etmitir.
Hristiyan bir ktibin hit klnmasn da yadrgayan Nuh b. Mustafa, E3 3 bT 3, 3T #3
3 4P Roq elbette Allah kfirlere, mminler aleyhinde bir yol klmaz
H %F3 ?
IP
3 P
P 1T TR f343 ,P
3 PgT
ayetinin delaleti ile ehl-i kitabn Mslmanlara kar mumelt ve diynt konularnda ahitliklerinin kabul edilmeyecei sabit iken, nasl olurda burada Hristiyan
bir ktip hit tutabilir? diyerek bu hitlii ar bir ekilde tenkit etmitir.
Kaffaln kld namazn Hanefi mezhebi kitaplarnda anlatlan namazla rtmesi zerine Sultan Mahmudun Hanefi Mezhebinden fi Mezhebine gemesini,
avamn bir mezhepten baka bir mezhebe gemesi herhangi bir ey ifade etmez ve
terk ettii mezhebe de zarar vermez eklinde deerlendiren mellif burada, Ebu
Cafer et-Tahav (v. 321/933) gibi itihat ehlinden olan bir limin fi mezhebinden Hnefi mezhebine intikal ettiini hatrlatmtr.
Nuh Efendi birinci blmn son paragrafnda, burada anlatlan hikyenin
kitabn yazl gayesine uygun dmediini, bir limin hak karsnda uydurma
hikyeler ile deil de ancak ayet, hadis, sahabe ve tbiin fetvalar ile istidlal etmesi
gerektiini, byle bir hikyeyi uydurmakla kendilerinin basit duruma dtklerini
ve hatta bundan daha ktsnn dinin rkunlerinden biri olan namaz ile istihza
ettiklerini ifade etmitir.
kinci blmde mam- Azam ile ilgili baz meselelere ve onun menkbelerine
temas eden Nuh b. Mustafa, bu blm on ayr balkta ele almtr.
Reddiye mahiyetinde yazlan eser, mtehit imamlardan biri olan Ebu Hanifeyi
ve onun mezhebini, lszce, ilmi olmayan bir slupla tenkit eden bir hikyeyi
ele alp, burada verilmek istenen mesajlara ve ileri srlen iddialara ayrntl bir
ekilde cevap vermesi bakmndan nem arz etmektedir. Ayrca verilen cevaplarda
temel kaynaklarn referans gsterilmesi reddiyeyi seviyeli ve ilm klmaktadr.
Mellif mukaddimede sz konusu hikyenin Kaffl adna uydurulduunu ifade ederken eserin ilerleyen sayfalarnda sanki bu olay gerekmi gibi hareket etmi
ve olayn kahraman Kaffala sert cevaplar vermitir. Muhatabn sk sk mutaassp
olmakla itham eden mellif, zaman zaman kendisi de ayn hataya dmtr.
IV-ESERN EDSYON KRT
1- ESERN MEVCUT YAZMA NSHALARI
Yaptm aratrmada eserin tespit edebildiim yazma nshalar, bu nshalarn bulunduu ktphane ve koleksiyonlar unlardr:
1- Sleymaniye Ktphanesi
Reid Efendi, nr. 1012; ehzade Mehmed, nr. 110; Esad Efendi, nr. 1633; Esad
Efendi, nr. 3617; Hac Mahmud Efendi, nr. 4611; Hac Mahmud Efendi, nr. 1782;
Giresun Yazmalar, nr. 96; Giresun Yazmalar, nr. 3568; Hac Beir Aa, nr. 652;
Carullah nr. 2068.
2- Beyazt Devlet Ktphanesi
Veliyyddin Efendi, nr. 571; Veliyyddin Efendi, nr. 1142
2- EDSYON KRTKTE TAKP EDLEN METOT
Yukarda nshalarn tantlan eser 1041li yllarn banda yazlmtr. Mevcut
nshalar ierisinde mellife ait olan ya da mellifin hayatnda yazlan nshay tespit etme imkanmz olmad iin ilerinden nshay tercih ettik. Bu nshalar
unlardr:
1-Sleymaniye ktp. Reid Efendi blm 1012 numarada kaytl olan nsha.
stinsah tarihi 1142 olan bu nsha 16 varaktr. Rumuz olarak Ra ( )harfini verdiimiz bu nshay, tahkikte esas aldk.
2- Sleymaniye ktp. Giresun Yazmalar blm 96 numarada kaytl olan nsha. stinsah tarihi ve mstensihi belli olmayan nsha 36 varaktr. Bu nshaya da
kaf (
) harfini rumuz olarak verdik.
3- Sleymaniye ktp. Hac Mahmud Efendi blm, 4611 numarada kaytl
olan nsha. 27 varak olan ve 19 Recep 1127 tarihinde Ali el-Ashan tarafndan
istinsah edilen bu nshaya da Ha () harfini rumuz olarak verdik.
ncelikle Reid Efendi blmnde bulunan nshay bilgisayar ortamnda kaydettik. Daha sonra dier iki nshay bu nsha ile karlatrarak farkl, eksik veya
{ , }
P P%!
P
P P s3 +A
P .U n (F# =@
a := (~ W@ f4 IA( = , 4 .=~
T 4 s
~
8# R\^
,g@ 642
4
r
T R) k. J(g E . = f4 r #.g ,g@
o A . 6B f4 |p
#
P j ) *
$ 7 EA f4 4g2# j H'#o
!~ p~ ,g@
) # z~ ) U# . ( E% q c!(
.YZ[: LV\ 0 ]@ 9M^ ) M_ Y`L& (# .
{ +
5: }
4Q @ 9(/ O 4 mt k. (A O ?@ a AB t.U ,g@#
=N# . ?(Z~ 8 d* 8 EF~ 9g)a kM ,7 8 =N : O W7% 8 Wp =N# .
. m,8@ 4F9 8N *4A *3287 ?g# ?+#
,8~ EU ZF # %Q $* 9%/ %(2
3 :S, W7%
4 q f4
8* ,. U# .* 2# ? ( EF t)T 7
6.A
en!
EF
E
7
s~ g
k8
=,
:=N ` \!) i#9#
R
A# .0 O A /Q
# F) m,8@ O a :=N 0 ` k#% O AB# .p9 ~# Q
k! i#9# .* 6. g ./ 4F# 4 q f4
4 P%RN /0 O
4A L84 EU m,8
Ba F
m,8@ E m,8@ Q
~# F
Gn 8,8
A :=N Q@ t
F_
q J(A EU a =, A# .g EU # # g EU 4 9 A# .4F# 4 q f4
t8
4 %RN k. P\/ 4F# 4 q f4 q =F9 E A# ./Q
# F) m,8n4# /Q
# F)
R
!)a
, .F
8'# Q
m,8
s
3 ,+ :=N ) sF, e k#9#
R . t84 EU za E#
'a 6B N EU nn O k9% t93 #T *4T%3, v# j m,8@ EU )g, v 3n #
*3 T(3, 3
j *Q( # U97 # *!)a 4N O $'1U = b
WS, k.# 6B q B ) .rE& r ! 2
# r ,
E 6. .*
m,8@ 3
E!
o # i9% +) k9%
T 3, a j *4A
*R4U# m,8@ E!
F
4
j
?F9
$
4
)A
*
g
j
L
7
U8
)A#
k9%
*
x m, f4 p#
r
3
R
3
.Q)
R U8
% 4 , 4 Q
~#
:98
3 f4 U1&2 R Uo 3(R, '# UR 8 f!nT R, ' r N ,#3, :2(~ m,8@
P R,%2# j *(8# j Dg J.P g
?2~ : # j
O
k.(# : j : j :m,8@ N9 j n! EZS j nn O 4Q~# : j: j :J jn! EZSj nn O k9% 7/
O % # : j: j :N9 j\%g b ~ O ;M# : j: jt8
Q O 8<# : j : j :N9 j:J j j
F O
: j :j :N9 jnn
: j: :m,8@ N9 j
! O % e # : j : j :m,8@ N9 jn! EZS jnn O 4Q~ 7/
NF ('a) : O
: # j
O
L, () : # j
O
(NF : EU) q J(g a : # j
O
: jk!4
e 9%/
: O
*(, : O
NF (#) : # j
O
NF () : # j
O
P
8a# j d4!#
j 0T E)
P ER TD 6B# .4F# 4 q f4 q =F E!o(, T za 8 @ .U #8,# .*
A
9! +() E O A U :9*+~# .? 4 7, U# .6B % # dA P ,# j d A
U# .J(g f4 L, n m j 2( > *,8!2# *+ 9! J.g f4 T UR 1&32 R Uo (R, ' r N 4
,
R 6B# .)8
Q)
j 7 L, ED
E O A o~
g .? LP 9oA P O ((# j To f4 Q~#
P
...6B
) .i9 ? 3%! 2#
34*7 *# j i(# j J.A 8 m,8n4 sr PR
e U. a :=N
3 B .QP T 93 O z 2 q t8 3 32 Q) tg A j ?4F~ 8F
F# j ?%~ J(g f4 %U.
q Wp9
+ 3 A3
& e W4 ?Q@ W4 8 Wg#
R :=N (A =# O dIg+~# dS~ 7
f4 k87 m, C(2# j V O EZQ
!2 6) 4 !
, =
W *
q Wp9
P j EZQ I 6
EZF ;a !q =F9 , :
= .4F# 4 q
# ES LI! :U8 .*
T%7
LI! WS2 @ d*R & Ba L~ a
4 V
N A :
= .LI! :=N ! )
.=% :=N =% 9.N# ~ :)D .M4 %2 LI! WS2 '# ! WS2 =)
g# .! WS2 '#
=% # ~ EQR J7 =)
g# .3TN3 =% ER QT R g !
4
N A :
=
R
H
# V
N A :
= .L~ := E7
R b# s p L~ :DD# .M# , I
P
. ?D) ED A.44 z 2 q =N A =)
g# .R 3 S L4 \~ O s S(
g 9P %/# J(g
R
q Wp9 n! E,#N f4 j 4F# 4 q f4 q =F9 m, f4# z 2 q J(A f4 t
%U. .U f4
a 9.(# W4 8 A .V# *(7I =) $ t.U 8 v _ . |a f4 ? *
3 C2#
.,U Z0 #
q Wp9 ,8) ~# ?~ =N
m,8@
$7 Ba =,
:=N sF, e t
F_ kP
R
3 T!
o i#9#
AB# . U
< ? ( $7 Ba# .*4,#N v n $7 Ba# . )T./ 4F# 4 q f4
Ba H %D3(R 4 ,
A =, Q@ :=N (A ` d%
m,8@ \Q( 4 ,9
R :Wp sF, =N# .t\^ za t8R T , v j 4F# 4 q f4 q =F9 t8
m,8@
a :
O
8! :
O
NF (4F# 4 q f4 q =F9 ?#
A., v#) :
O
9*# :
O
Wg =N# : O
L, (q =F9) : O
() #8 j (=) :
O
NF (=% :=N) : O
() #8 j (=) : O
$Q
L9F :N9 ,
(z 2) #8 : O # .*4 z 2 q p9 : # j
O
L, (Wp) : # j
O
t)./ :
O
U
<) : O
X : jk!4
e 9%/
(%D( : # j
O
$ W O
3 / :=N sF, e t
F_ k! i#9# .
e
%U. ,9 'a R2T o8( N
. W
n! m,8@ ! U A# m,8@ za 4
R P 9
A# .L/ O fbT)3 a UB k.
# !! # Q) t8
% 8N g, T 'a n m,8 E C(, '
q Wp9
o 4
m,8@ U E C2 8N t Ba U J9 g# .6. E C( q J(A ,0 # /0
R m,8 p9
cgQ
3 8 T)a p O k E , :a# .
4N n f4 =82 4ZQ# .4 $r (a .U# ., t9 8N :N
G
.k
$R 4 t
o 6B O z 2 q o# 8N# .*(7' E O Pn# 4F# 4 q f4
9#
3
P
.!
P 3%T
3(QT R~ 4 F k#
3 A *(
.
Q :a# .*(7'
3 Eg
3
R
R .*) %
(F \^ !
U *%2' U Jn =N 8o ( R, v 6.# UU # *)
:=N =N#
t, A j m,8@ EU
P R a R % .* .m,8@ O a A )_ .rE& H 44N )A m,8@ 4 O
e 3 S a
$R p g EU 3 P &3 8 7(Fa 8 =
d E % 8
A :=N W4 \!) .8 nR,
.8 4D #, ' a 3 j P 4 9P )
=N
e Q O WN9#
3 8< q 8%# ? 3 ` E3 PFR j $() J(A O M 8% AB#
=# U# .% % # .t 8 ` a (g, b@ % .U . o p 8 j U :? `
= m,8@ O
8!, A
! ,A , ? n EN# .4 f3
T3 ,8~ 6.A# .=7 O 4g2
4 E%TN
$7 B_ 3
R8nR 9
, 6 # )
A :8, <
o =N9
, # .U# .
#8 )
3
4 F# (F,9# ) R 4R f4 =8,# j
8n *T8 !8 , :=, A# j 4g,
=Q)
A2#
4 t. j
e ,#9 o4N .# =N . 8 ` , za , ` 'a m,8@ 8 ` =74 W%
,
.4 4n(~ * i/ 4 '
U za Q() = f4 |# 22 b#
3 ; ~ m # m,8@ U f(A 3 4
3 ; ~ EU
R f
.4 F k# :IF =N .@ O 8 U# 6. c
& k EU
# .m,8@
P 8P 47 LR 9*& :=N .(fC', 6&( &d >8&$ 9CP)
nn O 4Q i#9 r ( 8 4g
I .U# j c)*(Q#
*3 3(R 9! 8 t847 LP 9*
4N 4 . {...3 3 0
T A
o 8#} z 2 2# g(
P
8 M J(g
9
R
T #} z 2 4 ,> # .g(
T 9 )_ ,T
/ 3 n3
3 R, I . R b3
H 7# . {r 7P
P t\A 9! .n! f4 ? b
# .# H FP (
R, ) .4g $
D(F f4 E '#
.|%Q
* CI*(F |() .U :EN . |9.4 H ,2# ,a (
R, U# ? )_ ?
R NT Q
.U f4 Eg+, :EN _
.m4 9(/ U# .? ) n! EN# .,*
O .A .? O Z7
o R, a 4u' )) .I )8
LI! t.U n! 7# ' :=N .(L
' 9'# gh&$ 9CP)
o4~ 9 4
4, a# .(4 ' j )# U98 98N *
R
o ~ .8 *(n! 7# ' t.* j Z# =%# 8A
g
R $W+ 9 3 ) . # *
~ .U S, 7# I .@ EA1, =%A j o~
.(4A
'# /0 G)
T R, v# G)
p9
(F O 9# :
e 8
4~ .# 4 :?) f4 Fb
4
~# .(a O i4 '# (F f4 2 8
# .G
o o
9 , ' *(7' . 4(/ a# j
(7 O
o g cu92 %F
Fb
E8 .3 / o f4 Er =
*,
R
R
29*& O# G)
(F O 9# :t8
3 R, '# j /0
R G)
P 3 o _ j =% U>(Fa 4F# 4 q f4 N (F O 3 9#
PMT J.
3 j @
R EA1, = ED O 6B# .z#T
E74 : # j
O
L, () : O
: j : j :m,8@ N9 j :J j@ J(A jnn O 4Q~# : j : j :m,8@ N9 j :J j8! J(A j&~ O 6 7/
: j : j :m,8@ N9 j :J jV%4 J(A j
F O # #
N : O
jV% j7 # : j : j :N9 j :J jL\( # | J(A jWZQ
# j j : j :N9 j :J jV% j
F O k.( 7/
: j : j :N9 j% # : j : j :N9 j :J jWp J(A jW98 # : j : j :N9 j :J
,># W : # j
O
$F L9F :, N9
) L9F , N9
: O
|94 : O
L9g 4 t.U : 9 O
L, ( ') :
O
Q4 F
~ U# j 4A g $W+ 9 : # j
O
E8 : O
P N98# ;
o 4
N98 /# .) m,8 N98 7/ .
M /# .4D L3 ,U e A@#
R
4F# 4 q f4
29*& O 9# i.# .(F f4 =8, .U# .
U>( j=% M J. o
sP4R(/R :8
# .29*& f4 =8, .U# .H'o 3 R )
m,8 4 (.%# E = +, ?)3 R
v
o4~ O U98 98 ,8( # .)# t)98o
3 /R
r R # .(,
T
)
4 j g s
R 8T R,' xA |
E4 E
8o @
4 b .| rM( R\Dg# j m^M# %
R # !% *A9
P
f%, ~
J
8N
9
A
a
jb@
$b
(F
8
_ .$b
(F p P ./
T U98 98N E
P
3
R
I(/ s4(' Fb
. T
r U98 98N
T P4 3 .a Lr Z7 LI!# j U98 98N 4T%3, 6B# . O
.L8 ~ 98 , #9 :W
Ua =N .g O 8% b $b
(F p O WP R B_ .p~
.U98
g *Q O 6B n%(F
O ( .%
yp( 7
k#9R m,8n4 %2 L8
a :=N .(\ c8' ijTC\$
H 9CP)
#
#
#
k.(
t#9
k.
q
Wp9
Q
q
8%
m,8
U#
.
#9
79 k. 8 N
R 3
P
C8
: 4 =N 4F# 4 q f4
m, # z 8, e L9 e ,&
N98# 3 7
j 8< t#9# .
p(
:k.(
# .9*& $# %& L :=N . L#a O .%) $r W 'a :=N .9*&
o
r
:S,
j D,8 (
o
nT R, ' *S # j C#( *S AB# L#
O 4g2 N98 'a . f4#
p2#
%Q
Q
'a
7
E%T
,
v
e
n
\^
A
Ba
.
E%
,
I
Q
\^
7
.U#
.s p
*S #
R
R
R
3
3
R r
o
P
m,8@
C#( r I # g
r # \^ m,8@ .U :=N *o34 %! ( g,' $4 ? 4 ( .b4
P
U
# m,8@
UB #
N98# .9(~ f4 7 E%TR, v
P %F P AB \^ =8 # D # #
r
_
.*
8
7P
,
.U#
.Q
A
89
i
#
9
.m,
#
z
8,
:k.(
O
=N :4N
TR
3
33
3
8 #R\^
i#9 j r QA 89# .QA 89 ) k.(
7 . E(n f Q3 R \^ L9 # j QA 8R 9 WQQ L9 AB k9% a :4N _ .$Io 7P 3
A k.( 8N# .L9 QA 89 L9 i#9 :=N a j E(` : )
3 7P R 8 .
a
: j : jm,8@ N9 j=% F J jL9* J(A j
F O N98 7/
: j: j :m,8@ N9 j=% F J jL9* J(A j
F O # 7/
: j : j :m,8@ N9 j\%g b ~ O ;M# : j: jt8
Q O 8< # : j : j :N9 j:J jL9* J(A j7
: j : j :N9 j
! O % e #
,# : O
(t) #8 j m,8 : O
4 : O
: O
NF ('* ,) : O
WQ% L9 : O
NF (L9 # QA 89 WQQ L9 AB) :
O
R`!2 82
o 8N :EN _ .t\^ g, f()# j Og WQQ QA 89 ) %D .k9% ,!2
3
3 )A
o Q a
/#
R S K4 ID $'1U O# .83NT 3 % )A # .g I )A DD# .bR @
8N# .9@ =I US j t9F O )A FQ# . o \R US
3
,8~ 9/ )A Q# .4
3 4F# 4 q f4
9 b P D4D 20 T ;
f2 :=N ) U# E f4 $* .M/ O )A
3 Z
9
.U
:=N#
#
f#
,b@
./
. R(2 H #T 93 d./
.8T 7 4 mD
j T,b d87
.r 7P
3 Q(#
R
R
R
T
Q~ t.U O
=8(F# . S, R 4F# 4 q f4
.%
$3 p i#9
3 :0 g O
. T *R 3 %F# j g S, ## j k.( =N .gU jk9D R F 6B f4 ## .V 47 C2# m,8@ .
P
4 (F
79 Ba 8R *(b~# .
79 j yp( P 7 R 8 U.~
R
o k. o 'a .
q Wp9 W4
=
4 G)
o . $* |_ $~ 8 8
'a yp( ' ,#9 f4# .( O A .R / ' =N
3p(,
o v $~ 87#
3 B_ .$3 ~ 8 v .%
p(, E74 : Q@ 8n~ LI! J(A O# .k#n
j $~ 7# p2 8N .U# .$~ $p E%(Q, 4# j 6B typ# ()a
3 $~ 87#3 p2 _ ..%
P 9 _ .gQ
P '# c
3 \!, '# j 32#I $R ~ ./ $~ O (
`' gQ
EP
f4
R, T .P %
\Q2# .I ' B#
R
. yp( '# RT R
J7 8 f4 E8# .$p T o23 R, v ) za L9a :=N .(C, klCT
(
:9CP)
P T R P & # :8 .P?*3 7#
O 6B f4 ,%F G) 8N# .g# L!% LP nR) |_ j 2( # 4
T
P
j *
q Wp9 V%
8 o :;D# .J(g p +
# Q # W4
$p O 2(
3 3 %F
k#
# j k9% O = Q@ + *
tg .$p O 6T,8, E%N 6T347 38%2 V
'
:N#
3
f4
3# 8N# . d8
R $ S k WZp# R T o 3, Ba K :=N )
q Wp9 W4
N98 i#9# .9.
~
r 6B
W##
k9Q#
m4
3 ## 3 9# W##
=ng#
3Q~ # $ =N U# 6
R =N # j W
#
WQ : O # j WQ% :
O
: j : j :m,8@ N9 j :J jLI! J(A jnn O 4Q~ 7/
E(^ : # j
O
f4 : O
NF (DD) : O # j ID K4 :
O
A9 : # j
O
j
F O WZQ
# : j: j :N9 j :J jL9* J(A j
F O N98 #
: j : j :m,8@ N9 jL9* J(A j
F O N98 7/
: j : j :m,8@ N9 j
! O % e #
: j : j!b4 0 g
C98(F : O
p( 7 8 :J!# .7 : )g O# NF ( 1p() : O
L, () : # j
O
$4 : # j
O
NF ($~) : O
2( J7# 8 : # j
O
: O
:
O
: j : j :m,8@ N9 j
! O % e # : j : j :m,8@ N9 jL9* J(A j
F O W*% 7/
kU# : # j
O
P
R s4#
P ED
z 2 N O $R : 4N
=N
s4Q 8 i#3 R, '# :k
g =N# .
3 _ .W +
yp( O 3
.) \^ ( .%
29*& n! 7# ' :=N .(?CTC& W Gf 0, jTC\$ :9CP)
r ( .%
:
=N j ( .3 %) 'a 8 v _ :, O =N# .,g za P To,P T 3 ,R
# b~
3 O .A .
R +T R,# Rp(,
I j V I % 1p(
=r 8 .%
$p _ .R4D ?%( O# .R
(
6B# .(A
o
IU7 A e
# .3
A., v# $3 p e
o o4 4F# 4 q f4 ) :4Q
r # k9% i#9 4~
P
S, 4Q
i#9
#
.
'
7@
N#
%
\/2
.
*
%
$p
n!
&
)A 4 .$p g
r
o
R
r
.U :7 8 .d
= :a 4F# 4 q f4 N H ~ )A *o4 :EN _ . *
o%
.6.A
, A j
( f4 ' 9A.~
m,8@
g, T P ,82 f4 %D, : =(
R
R
R
R # .!
r JD .d
=
P
" JD
E+,
J : :t
3
3 $r W 98o R, # j JD 983 , 8o I .N2
.JDA k#/#
j n!A k)
JD 98 RN _ .d
= g
.U
( O 63 Q(~
!~ 34/ B_ . JD
R
R P Sn~ d% O !~ g .JD 98, :
4N .m,8@
.LI! & |R E j LH ! LH % Ba .$p I LH % A 'a |T 3 +T R2 v .r n g,'
j #+ ZF O A LI! ( ) (n $R P(T) .U 4, ' g .HL% )A f() JD I/ B_
NF (s4) : O
L8Z~ L9F , N9
NF (7 EQ^ 82 .%2 WN% 82 ,#) :
O
Q4 F
~ U j# $ 8 9A.~ :
O
8( : O
'8(Q : O
NF (1p() : O
: # j
O
LI!4 :
O
S) : # j
O
: j : j :m,8@ N9 j :J jL9* J(A j
F O WZQ
#
8N : O
=, : O
NF (
2') : O
NF (I) : O
NF () : O
NF (d% O
( f4 ' I) :
O
JD4 : O
f4/ :
O
.*
$ W O R
(+R,' )_ .L9 (F # g~# JD \*(A
# QA98/ =, F9 3 R QP nT R, 3 | : =N .(#' m(
:9CP)
I&# .F9# s4(u' B# . (
U \%g( 3 !~ .Ug
e 8
C k8/
R
3 B#} z 2 N
4 q f4 t8oR) j 4~
R .U :4N
3 _ .f3#R L\%g( O =) )_ {fo4!
3 9 F 3 A3
e #
8R <# j WZQ
'a R 9 t#9 . 4Q(
*R44# j R\%g( *R# j 9*
I! ( :4F#
R
R
nFa#
R
R
v )
4 j \%g( !~ U k. ( =! 8 o R~ J 3 7# ' :
4N .9%#
%
R
P
P
.Pr % j t ) j0
#@
7 .P #
R
R\^ z 2 Pq R IA# j r N4 *4A d4#
r z 2 Rq# .d#
r j 4g(
z 2 N 4 =8,# . , ( cS, )0N W3 FR F9 k B_ . 0 U io 1( c)0N e
R
~ W3 F#
R
R
o
d7 6.A )A B_ .)0N )g F9 ,
!
642
f4
=
)_
{...b
)0N
t
4 7
#}
T
.z 2 2. Z
~
U
k.
0
f4
o
9P %( E . 9P %( LP I! R 7# . LI!
R
za r 79 R\S {?#o 3 P RR W3 )a#} z 2 q =N 8N# sA .H ' * g@
%D ~ .U O *R4D R F9#
R
o
Z7 g j t
f4 43(+ R F9# . ~ U 0 f4 6B =8 .t
E
R .U * g, v# .0
P
U. n! g .?4g(~ 9P * U.
~
U
0
A#
.
+U
L7
~
.H / LI! O
R
8
# .H / LI! 7 O ' c
A9
3 E v ) 'a j c ~ #
U 0
e
JD \*2 O A : O
A 9 k8/ :
O
C9 8/ : O# j C9 :
O
f4 L9F :, N9
82 :
O
: j : j :m,8@ N9 j :J jL9* J(A j
F O # 7/
j :N9 j :J j$p J(A j
F O W98# : j : jt8
Q O 8< # : j : j :N9 j :J jL9* J(A j
F O 7 #
: j : j :m,8@ N9 j
! O % e # : j : j :m,8@ N9 jLI! J(A j
F O N98# : j:
':O
j
F O # # : j : j :m,8@ N9 j J(A jnn O 4Q~# : j : j :J jLI! J(A jnn O k9% 7/
O WZQ
# : j : jX :m,8@ N9 j:J j J(A j
F
: j : jt8
Q O 8< #
NF (\) :
O
F9 :
O
: O
NF ()a) : O
: j : j :m,8@ N9 j O # : j : j :m,8@ N9 jd*+ J(A j
F O W*% 7/
NF (S,) : O
4! L9F :, N9
NF (6.A) : O
9%( : O
9%( : O
$ + L9F :, N9
NF (6B) :
O
+U : # j
O
J! U# j # : # j
O
NF () : O
P 3 b
f4 (' 7# r 0N ) .4 9R 8P , f2 4
3 Ba .3 QnR, A Ba F9 L$ '
.i( 4# j N za
e |79
kP
R
3 #9R 8N# .$ f2 j P bQ# |A b A . ~
P
B j k g P 7 k##
k#%
W4 IF
o 8N :Q%~ O
.8o 2 A E ' =N 79 Ba 8*(b~# .( 4# |7 U n!#
8 2
o T 3 .8 !N \^ )Q f4 i7 Ba I# :,*
O =N . {...P 0 3 Qo 32 yN}
3 z 2
ty#3 3 n(QR r
a W4!~ .* .f*() .E(TR, ,8)#
j i#3 8R,
b~ .,8)P # )
g, F9 P 0 L$N
R
.(2 E%R, '# j R4(N b r ,8) # j R4 P '# RN M( R, '#
o o za
q Wp9
UB :=N .(MD Yqq 9CP)
yN}
3 z 2 N E8 r ,0 LI! EN
f4 , 82# .HL R , g( .|
/ , # o 'a j E!
\^ {...0 Q2
o
E bT R, '# .{...*P4D # *
\ d) *QP T
R) # ,0
'# j = %F W83(Q3, 3 % ., c) m,8@
R
3 7,
R 9o. (3, Eb~ Ba * =a
J7
4 E
8P M/ g .6.A Q R ,# .% E%N E
R
L3 9Q#
q Wp9 L3 %R m,8 4Q# k9% t#9 . J(g 'a LI' :4F# 4 q f4
q 8@ , v ~ LI' :4F# 4 q f4 q =F9 =N :=N k98
8 F e 7
R i#9 ~ S,
' :
O
L9% O A
Q4 F
~# j Q` ' :
O
tAB : O
NF (U) : O
L9% O A J!# j f4# : O
: O
: :
O
E~ L9F :, N9
E%2 '# : # j
O
L, (N ) :
O
NF () : O# j (LI!) 8 () :
O
E~ L9F :, N9
jLI! J(A j
F O # # : j: j :m,8@ N9 jnn O 4Q~ # : j : j:J jLI! J(A jnn O k9% 7/
: j : j :m,8@ N9 j :J jLI! J(A j
F O 7 7/
4S W)
R , # 9* 'a L4' 4F# 4 q f4 A W)
R , T ) j Er (
.(nn#
o # 7/) 8bQ~ O 'a 8bQ~ 9 L4' 4F# 4 q f4 A
3 C2 ) , :=N .(rs`tM L ( uW W p :9CP)
O 9 ?
R gQ2 ~# .P A9 E,8 2
T j )/92( 4 =#
3\(/#
o j JPT R~ O k 3 R~ R tAB .A .?28bQ ? LR 8 # j*
R # bQ# |A
.9(/ O
j 6B f4 4F# 4 q f4
%R~ n! f4 8#
e 8
7# A9 E,8 2 4
3
R
*% R p# P bQ# j $R
nP T) |A E# ....#8bF# A9...
z 2 PN
I&a
.
R 4 E8#
#
R
(
g E b
3 R B# .% za (`' Q) g2 8 M 8R (# .*
o4 ( j 9 f4
Wp9 L,U e g 'a o(Q Z t#9 k. m,8@ J :4N
3 _ .82 A ' B# Q) P
)
: =N# 4 o
f4 o4F # f4! j Er 79 E/8 8bQ~ E/ 4F# 4 q f4 q =F9
q
R2 v 6)_ E!
T 7P 9
:E7 = .t R 3,
#
T
j d
I 6B E f4!, A A f4! E7 7 .E!
j 0 6 Q2 TTN %g LI! za N
3 Ba : = .4 j .U 3\^ QP T R j @ 6D k.#
3
T .Q7 2 T 9 87F o P2 8T bF
O 6B E #
R j ZN =3 8P 3( 2 T 39 j A9 o P3 T 32 T A9
NF (O) : O
L, (0 N ) : # j
O
: j : j :m,8@ N9 jnn O % # : j : jt8
Q O 8< 7/
N : O
, : O
: j : j :m,8@ N9 j :J jLI! J(A j
F O # 7/
: j : j :m,8@ N9 j:J jLI! J(A j
F O # 7/
tg2 : O
: j : j :m,8@ N9 jLI! J(A jnn O 4Q~# : j : j :J jLI! J(A jnn O k9% 7/
NF (b() : O
NF ()) : O
: O
: j : j :m,8@ N9 jnn O % # : j : jXX :m,8@ N9 j :J jL9* J(A j
F O 7 7/
: j : j :m,8@ N9 j
f4 LI! J7# AB J jLI! J(A j
F O N98#
: j : j :m,8@ N9 jLI! J(A j
F O N98 7/
: j : j :m,8@ N9 j
! O % e #
L, (E! \^ ) :
O
Ba : O
NF (4 E8#) :
O
@ L9F :, N9
NF () :
O
NF (f4) :
O
L, (IQ) : O
NF (79) : O
.9g(,'
U Ba j L
3 j =#o 7 g,# .n( Ug T 3, R LI EA O g@
R
E!
R 3, v Ba )_ .E! 'a )D L8bQ 9!(
o R, ' Ba =() 8' ) n! :=N .(R$ Gf 0,:9CP)
R
.P 98 O o4g2# :,8 O =N .JT
.L8# L8bF 'a 8 ( R, '
3 N3 P = za g, T RM( ~ E!#
9
L8bQ
O
...
:,*
O
=N#
..f*()
)D
L8bQ
n(
T
R
R
R
\^ r g bQ za =()
|A # :8,b( O k9#8 ?Q@ +
R =N .gU .R T 87, v a# j
H V 9
# .
P 9 E bR, I j I
r =() :
e #... : )/92( O# .f*() .
A9
V
# .I/
I A9 P r A9 ) .|A9
\^ LI! 7#' :=N .(vC(# Gf 0,
:9CP)
3
za q dn(
L$N \^ , .# ~
A.
8*+( 9 ) U :=N .(w J _ Gf 0, :9CP)
R
3
# : j : j :m,8@ N9 j :J jLI! J(A jnn O 4Q~# : j : j :J jLI! J(A jnn O k9% 7/
: j : j :m,8@ N9 j :J jLI! J(A j
F O #
: j : jt8
Q O 8< # : j : j :m,8@ N9 j :J j(( J(A j
F O WZQ
#
(#) #8 : # j
O
NF (=# #) : O
NF (U) : O
Z7 : O
E!~# : O
E# : O
)_ : O
NF (L8bQ O) : O
)_ : O
A a : O
Q@ : # j
O
NF (
) : O
: O
*Q 28bF : # j
O
NF () : O
LI! A9 : O
9A.~ : O
U/0 za : O
P
o4 ?
q Wp9 Q ' 4F# 4 q f4 N*(p 8 O R b@#
o .?28 O r %7# U.~
4N
Ba
:
8
62I
8
.U
4
#
.U
.E o4 2 ( o f4
T 3 7
8N#
.,
8
(
o
4
.
3 *+(
3
T
3
3 o
T
j k9%
t3 iN
R o p 8N# j W,
o 8N : EN .E%
8<# j 8 F ` *
.m,8@ EU
: j : j :m,8@ N9 jLI! J(A jiMg
F O W*% 7/
j : j :m,8@ N9 jLI! J(A j
F O N98 7/
: j : j :m,8@ N9 j
! O % e # :
N# :
O
NF (_) : O
U.~ : O
NF () : O
#:O
: j : j :m,8@ N9 j8*+(4 V4 J jLI! J(A j
F O N98 7/
B_ : O
?+ \( 7 _ : O
L, (4) : # j
O
: j : j :m,8@ N9 jLI! J(A j
F O # 7/
,#9 O# :
O
4 q f4 q =F9 =N :=N )
k.( i#9# .2I 8 4QR, E%N ,#9 O# X 8*+(, E%N 8 2I /0 O R 8 N Ba ): O
NF (4F#
: j : j :m,8@ N9 j :J jLI! J(A j
F O k.( 7/
NF (2I 8 3 4Q, E%N 4/ P Er 79 8 A9 /0 O 47 Ba 4F# 4 q f4 q =F9 =N :=N )
) : O
: j : j :m,8@ N9 j4Q( E%N 8 J jLI! J(A j
F O N98 7/
NF (
t
F_ S, i#9#) : O
(Z : # j
O
: j : j :m,8@ N9 j4Q( E%N 8 J jLI! J(A j
F O N98 7/
t : # j
O
3
4F#
4
q
f4
q
=F9
.
/
:=N#
W,8
Q
q
8
%
o4 k8
./
:=
k8
4
./ :=N L
R
3
o
o R
o
k.# :k#n
3 o f4 =8,
C2
7
# .U 4N
o .4Q2 I *
/ 8
o 3 A
f 8N# Q Q7 A ) i2 ' . UI
P IQ f4 6B =8
3 ) j 9 8QR 6B A a .rL8bF *4%N 4
P
P 4R *4/
J7A
%7# IQ A 4 .LI! T
.
# 7#
r ) %D j I
g# .6.A S, g
R g LI! LP 8bF
4D 'a 9R 8R !2 ' LP I! t.U ED .= LI WU E q# j ' :=N .( ]@ %x| kcV :9CP)
q Wp9 A )_ .LI! t.U W4!,
q Wp9
R g, q B .4 za 'a 83
QT R, ' E # j
~#
s~
( A \% ( 9
R 9#
P 8o
R
R
r
3 # t8U # .i3 *3 4 H %)bR UDA#
3 j i8*4 H V
r
'a
6.A
%U.
.r
E
&
t
8
#
j
E
&
R
%U.
t
b
,
9
a#
.
\g) \^
.%U. S
3
o
3R
R
g .8,, # 4A t.U =8 , )*
*4 3
+T R, x *%U. 3
%(2 3# .U.~ Q U.~ R #
T
:+ =N A .34D
f*
) Qn(Q) '
3 )#
5~ &$
i I t& # * 9&i , j
w & y 0 9i !
rZr
3
3 T
P
3
R\^ U#
4 ;!
=N 4P%N sA# .?4Q~ *
$Q 'a 6B 4 g .,8 O ~ 7# s~
R
3
P
P
{I%F
?
1~
f4
,g4
q
E b
,
#}
z 2
N
U#
.
G
'8
d),8
#
dI ~
O
=T
=%
E%F
.
k#
P
.?4Q~ f4 =~ 2*+ r *3 o( ;!
' g, v 2*+ P a # j 4Q~ f4 tBP )# PN =%N
R
./ : O
#:O
: j : j :m,8@ N9 jLI! J(A j
F O # 7/
L, (Q za) :
O
LI : O
_ : O
fQ, : O
L, () : # j
O
NF (
g) : O
: j : jf+ % # : j : j;^
NF (E) : O
NF ( ) : # j
O
NF (\^) : O
$Q
L9F :, N9
2* O : # j
O
, P8T 3 P R g`
R
i :9CP)
R
P U 3 a
O R 8T 3 :a# .* 8
8R, ' U9a#
j
=%Na#
.
t\A
A , ' c
P
P
R
.W + U. )_ .% J9 R <9 4 k#n 8 8< 7 e ) , A j *(7' EU
)3 +3 #
3 .$ 3\/ ?4Q~ #
z 2 Rq tb 8*(7# so
# j 3%U. !)# j 83 o43N 3
e U.#
3
3
P
P
.$N8# o% 2R O
@ 'a @
I 3 ,g@ t.U o j 4
f4 =8(Q, ' 3v _ .J(g 47 s
R P 3 %F
' J29
P
P p~ d,##
j 4&%
!~ d,g@ ' ? ( # n! 9P 0 # ?4F~ 8F
F # ?~ J9 J(gA ?%~
o *4 * g .9!() ,g@ t.U #9# a# P 4&
E za *3% %Q) _ .P9 # P
+ EA
3
P
? S4
6B R 3%TN# .?~ 4 H gnp
4 Q)
38 (F m .b R~#/Q~
3 o! .
.?A@ \/ U#
#
{ 5: }
:BHx t& = C' B, cV 6P, 8'
Bi x 5 \[ i& $
N# a# j s~#
~
W3 P ) :,
R
R 6B f4 2# .*
i#93 # 4F# 4 q f4 q =F9 Jn
3
R
=N *
# (=# =N 3 *
#) L# r %F :=N *
# j L# r (F :=N *
.U8 O I(/
=N *
# j 6B P DA
:=N )
e sF, R t#9 48 j =# =N # . EN
R
R
)
f4 r S, 4 4& :4F# 4 q f4
=N :=,
q Wp9 6
q Wp9
# . 4Q EA
3
F
e
bb
:=N
4
V
(7
8N
+
)
B_
F
+
(F
k#
? Q2
#
F
.U e 4
.
H
3
3
R T
R
R
P
r
R
$ W k
n
8N
E
79
.U
:= E7
:4
R .k8 $7 9@ q 8% =, j 4F# Q4 q f4
3 3
P j m,
, E b k8, ? 8( .
3 a T 8 N :4
:= t8
R
R .4F# 4 q f4
* 3
: O
NF (z 2) : O
L, (g) : # j
O
#9 : O
#8 (F : O
NF (=# =N *
#) : # j
O
NF (EN =N *
#) : O
: O
N9 j\%g b ~ O ;M # : j : j :m,8@ N9 j :J j8 j
4F# 4 q f4
za 9!) E79 $7 :=, 7 :=N
q Wp9
# .Q(` ' m
8# T
R2 N8! LTDA# 9(F LP DA P ) , :=N .8r # K 83 P#R '# N
R N9R ! q =F9 , :=
9(F
Dg,
#
N8!
Dg,
E7 g :=N .8
q 83 % :=N
q Wp9
# .9AB R %F 8
R 3
( q L 3N G
P nT
R :=,
q Wp9 f3#T e
3 A
3 # 8bQ 3 :=, 4F# 4 q f4 q =F9
:=N
q Wp9
# .
O
4 q f4 q =F9 :=N
q Wp9 W b 3F 3 4#
R
q 8% 8P N# ?) 3
F dR 8T P#R :=N
q Wp9
# .64(%3,# Rq R j6/ H 2 o *T 32 ' :=, 4F#
:=, L3 + 3 9R a )#
#
R(,9# .? Q2 # 9 3
F 3 g 4F# 4 q f4 q =F9
)
R
3
P
b
+Z
R :=N
q Wp9
# . !R, # WP T R, $3 W+ 63 % :=, 4F# 4 q f4 q =F9
R
P
:=N n! R
i#9 3 AB *
p# j ?(%
>W@ ST
?Xd 0'
'd 0 *
# u'\ 0 M3i C'@
>8P rnu88h 5& -
'
*
F O 7
R t#9 =# m,8@ j 4
# j ) 7 t#9 m,8@# . V% # k98 8 F e S, t#9# j (
m,8@# .V% ;M t#9# D S, 8< t#9# .W4 7 # j k.(## j # # j 8<
VQ m,8@# .64(%, # q <3 6/ 2+ o *2
3 ' # F 4# k.( t#9
. 4F 7 t#9 Q m,8@# . J, e # # u92 O k9%# 8< t#9
.? *
#
q Wp9
t#9 ~ Z $'1U r 3(R t.*
P )a :=N 3 #
6B f4 E8# .
q Wp9 k98 8 F @
3 j n! H )
:m,8@ N9 j= >A O W(~ W4 # : j :m,8@ N9 jt8
Q O
7/
: jk!4
e 9%/
NF (8#) : # j
O
NF (LDA) : O
dN8! : O
: j :m,8@ N9 jt8
Q O
7/
j : jt8
Q O 8< # : j : j :m,8@ N9 j :J j87Q~ J(A j
R R t#9
69 63D 3 T%3, T fQ} z 2 N O EZFa L9F O C98~ fQ
,8
o R~ t\Q2 O WQ
U ~ 6B (
q Wp9 k98 8 F 38o :=
EPF)
R
q Wp9
i#9 {
q# .
|Q
o 8 8 F e P
e | f4 U E .8@ $R f T R, r U # R +
...4
.? *
#
q Wp9 *
A 8# U3
3 )
m,8
k#
=N .*33NI& P 3 E b3, v ) 4F# 4 q f4
(T8o )
R
:
3 : 4
R *NI&
o/ 4F# 4 q f4
*
q Wp9 ,8!
Ua
8o :4N
3 :=N 6B
+Z F W
P
4 .( )A *
q Wp9 +Z .
H \(4 A 33 *3NI& R A :sF, = . L3 ,3
, :
= .4F# 4 q f4
o/ 33 *3NI& R A
,#9 O# . ) : 4N
R
R .U O .U J ,
R
. 4 ^
9^
3
3
3
:6B 8
=N
o # P N8 P p 3 ~ 3 Qo n3
642 EU 64 := .Q Q, Er 79 t$7 8N#
3
R :=N ,7 ` + #
.(
q Wp9
e 4 ,) .%!R, #, , v Q N# Ba _ .P 34@
R T%n :=,
:=N g e #
'# ! O 9T
R
3 .3) ' :=
Q O +
o
L3 9g z 2 Rq 7#T 8N# .{...9# # = gT
R 33 a#} :=, z 2 q a : 4
R . L3 9A
)
3 V
r oN :=
J(A O k9% W9@ J , 8 q 8% t#9 6B
#T #3 93 $P 4 9%A o :,
3
9P %g ,# 'a
e ES f4 =8(Q, v :=N s+g
# .
e ,+ )_ j 9
, # A .f3g3
R tR yR 3 R) # U
i#9 8 $4 9%A
k9% E 8 =N .#9U 8,, # C9% q 8% ED
tAB :
O
$F L9F :, N9
NF (
q Wp9 k98 8 F 38o :=
EPF)
R :O
L, (9%A) : # j
O
L, () : O
NF (=N) : O
*NI& : # j
O
: j : j :J j
I J(A jnn O k9% 7/
: O
U\/ : # j
O
4 : O
: jk!4
e 9%/
L9% O A J!# j 9^ : O
8N : O
, ' : # j
O
L9% O A J!# j k98) ' : O
b~ L9F :, N9
9
, # fg : O
R o#
o % T+3 UR # R o%
e i#93 :,9( (A O n!
A# # Og o !
8% 6,#
Z Q2
i#9 .T3~ 8,, q 8%# ,7
3 j m,8
o ,# # 8/
R # WZ 3 # # ,PS
L< # ESR #
F # #o 9 e , 8% 8b~ 8% # #o 9 e , 8%
i#9 .q
Q, A# d0 O U# (~ b
#
.m,8@ P 3\Dg
i#9) ~ d, %
R
Wg~ 9 < 8% #
i#9# .\%A C
T2# \
3(2 !
, \/ q C7 :=,# ./,#
Wg~ 8< ,8 oR ;^# E i#9# .S,
i#9# .4F e \*+
q Wp9 ?4Q~ ,+ *4A .HI79 I # Z Q2 $4 9%A
e #T #3 93 ,. W9
.? *
#
9 8
.3 T3 432 ) :,
t\^ 8 ,+
8 .U za E# # .? ( Z
'0
R
P
$'1U# :=N . ? %F# H %F 343% u+ W + N
O ;IQ b@ @ 8o .,8*(b~
m,8@#
P 4 *
E33) ,. /
AB# ...f*() .!#
# #
,8~# g *
.9%/#
3
3
P ,+
.* 2 Z(F# ? ( ZI *
.
:$' ,. O k#
3
P Z Q2 6
,+
)8 :=N ) \%g G e q 8% e ;^# E # W9
AB# ...f*()
3
R
:;^# =N .
'0 3 9 4% j W + Jn P #
%U. Jn P P Sn
q Wp9
e
P
...f*() . T p3 8 o4bR O 4 7# j b R~ #
22 f4 U%29# U#8 # j $4 P r 6B O so
8N#
P n! !
Pr gR 'a 6B gP T
R, '# .?4F~ 8F L%) 83 * T3%, ? ( 9%A#
3
3 C9 )_ .6B #3 3
T ^ '#
R
o )_ j 6B q ) .8r F # Er U7 # 8r ) R
.6P P*3~ 6'
O W9 =N .I Z t8 8 (, v g Jn 2 ) :,
P 4 ,#82 za Q
j F8 p j P F
R
R # j Z a U :U.~ ZF f4
e U. 72
t! O ( v . t. z 2
! Z # Jn b j ! # ( z 2 q t8, .P ,+
(A O P +~ g WpN Wg~ W k#83 3 S 8< $% =N# .9N N O ' # 9!
dN
o (F # *( :=N ) W4Q Z sF (k8F# kB(F # k8#)
R 8N :8
Q~
A# 8
A :=N ) A e i#9 6B f4 =8,# .Z t\A 6. 2
) 'a
o
# Q@ 8# sF, e ED #
3 R,
98, sA# :A# = .
/ :rE79 = .,
=8
#
%#
^ ( G# L8Z e) ` ED# j U*(7# *FN O
m,8n4 * O W4
ES# WZ ## j 4# n
( O Q q 8% < 8% F ED# j *( #
$'1U ZQ47#
R n A .,9(# m,# \Q( ( O C9%~ q 8%# j *9## 8U O
.U sR, k. ED :A# =N .J!# @ za t# 9 U / a# ) 4 DR, *
E A# *
U#
R R, sA
U E )A
=N t8# U.~ p# m
q Wp9
su @ .I%F Ep
:,
=N
R
.q ,
Md
M \ I * 5& U
$ b'D tU
@
"
R 3%U. E3)#
e i#93 ) 4 ( J(A O ARB 8 :
@ d%& O S~ U =N
f*() ...7 Ro 4U# .Jn
*
8 # Eg g, P 8'# .) '0 9 P
r
R V
B# j $4 JU. 4 V#9 / 6B E :a# .V
= /0 m,9~ (/
F#y9 =*
P
R ) f4 E8#
R 4F t#9 #+
4
:=N ;%+ Q@ 8 .R 42 ;7
3 p# 3 =#
) : O # j ) ' :
O
NF L9% t.U : O
W4 =.
: O # j W4 =8
:
O
m,8@ : O
NF (C) : O
: j : j (W, 2 E%) 8 :) J 4 f*(
) %4
NF () : # j
O
# : O
NF (V
) : O
NF (A # ) : O
j
F O k.( # j : j : j :m,8@ N9 j4 J(A jnn O 4Q~ # : j : j :J j4 J(A jnn O k9% 7/
: j : :t8
Q O 8< # : j : j :m,8@ N9 j :J j8 j
k9% :
O
: O # j # :
O
Q@ : # j
O
%(A :
O
NF ((g4) : # j
O
NF () :
O
i#9 : # j
T R, v
G(/
!)# j =r 1F
4A :=, * / s!
# .8r A9+
r
o 8 =# s!
.J7
O
/#
O
J
8N#
.
!
,
#
,
8*(b~
=,
t\^#
j
t*(7
O
J
=, )
o4F 8 .
R R R R
.4 A E7 J( . 9 4Q, ' U# i2 A 4 |9
P I
(` I .E!n(
#B 3,
P
r .U# .
# j F ( IN P ) ( tR\^# ..7
#
T T43T4 3 , 9 :=, W +
:=N ) L8% e 8
Q k! i#9#
R
3 z 2 q S, En(Q,#
AB# .f*() .@ \^ f4 * p k8(%~ g, .* P (# *P 4 ( ,# P ,+
(Z# s
s
=N# . f*() .P3)# %F# s
R
# x EZQ~ :,8 O ,
J(A O
3
*
2
.U E # :$4
L9A.~ = f4 (~ EZQ~ .*F#y9#
R*# EZQ~ = WU UAB x EZQ~
R
.Eg+~ fD
g R )D# .k9 := R I R, :U8R .EZQ I 'a 6B J7
7/# %Q O ,(F _ :EN .*%F gnR, :=N . *
= _ :EN .=%, m gnR, :=N
O DD A., v# .IA f*() .F9 f4 ZN W+% 8% t8
A# .WF9 f4 Z .U 4 ) :=N .
o 8N# .EZQ
3
q Wp9
* so
I O *S
3 N2 x EZQ~ (g ZF O 9A.~# ,g
R *)
:= d
w
\, M- t -H P
* B, $ HPC
&
x 2$
* # #
\y
@
n
xd Sy V-
, oI# Eg+~ fD
# g
U O#
ES gZI~ O# 9@ 91F# ( N# WU#
* sN( .*Z %2 9
#
4/8, EU ?A+~ =& O# o4 \!, 4g# *@
R
NF (f*()) : O
t.U : # j
O
~ : O
8' : O
NF (
) :
O
#:O
NF (8 F) : O
NF (z 2) :
O
./ : O
EF : F
~# j =F :
O
NF () :
O
: O
I : # j
O
6ZI~ : # j
O
A(+ : O
: O
NF (*Z) : O
, O 9# ,^# g ( , (U :a) EZQ~ t.U O sN2# . Z 9 ( 92
q Wp9
.I Z ZF #
z 2 q Wp9 ) J9
4 j U.~9(F 8 8*(7 Z t\^# .o4 t*(7 # .U.~ 9(F E%N 8*(7 ) :,
8 8 ' .6B f4 *RI/ (F# ?N f4 ?(Q O 4(/ Ba _ . % 8
4 U*(7 !,
U.~ 9(F E%N 8*(7
# .I/ I r Z7 * 9(F E%N # .$4 8
D 'N 8P nT R, 6B
90 O k g
I Z7 t*(7 g j
o 8N# .g |
~# 4( A ES g I/
3 ES 842 g . 8 ( R\^
e 8 3 *(7 k#n
UB $4 _ .%7# g, v a ES
.? ( ES 842 za
=8(Q, v# j
T 8o N f4
g J(g ='8(F J(g \ Q P g f4 =8(Q, v ) :,
,#9 8o N# .
Q J(g Q)
3 7
o m, ./ \DA A# .)AB f4 R(n t8
% 'a m,8@
3 8o N# j EF~ E# .k f4 =*b~
.Z t\^ 8r 6B E , v# .
T4F A V f4 en! =N
9 (gF # D,8 n! #8*# s4Q
i#9 _ j '* A a k#
j 4 :98
R
3
P
ED RD,8
D,8 E3%R, v 'a s4Q *, v a# .)8
6.g j
dD E) s4(/ a# # ~ m,8
8 .Z7 E g j E v =%N '# E, 4 s4Q O D,8 *, v A _ .g
(Q 9#
P
...4 q# .Q 9* E E` '
) O =*b~
.U ED
P 3 ,#9 a 6B O Er
3
P
.
M(# .I
|(7 ) Q
I(/
E b3, v | (,9 L8+ ) :,
o gQ |
3
3
.6B
!, v Z t\^#
3 3 8
t*(7 LN f4 6B ' O $3 /'# .V *4A $R 4 o4F ) :,
? @ za )
r R =N .Q(# ! (
fo I79 R(,9 :*
q Wp9
e EPFR ? 6
(7# !)
.(b N UB
r 3 ,9Q t.U
f4 ) kP#9R L% O *(7'# ~# 4 P F 8P U# |9#
i( 9*+ A ) :,
P
,8 , J(A O W7#Q =N .L8# A9 O 0 , A# .H
F ? 9 $+ $p %!
3
P
P
#
j
D
:U#
.L8#
A9
O
0
(
/
$4
9
,8@
O
AR
B
:LI!
O
L$
ES
O
33
R
%2 A EZ+# N
~# EZS t.U . ? *
q Wp9
# j \%7 8 F# j k98
.t\^ 842 z#T #
o t842#
: # j
O
) : O
#8*(7 : O
Z : O
NF (I/) : O
*(7' : O
m,8@ : # j
O
=*b4 : O
NF (? ) : # j
O
: jk!4
e 9%/
NF () : O
R
A
. \ tA.,# !, j C9%~ A ED tA.,# !, 8
R .J.g, E
P
R P#R :=, W4
j *n3 73 3 9 EU
:=N |b
P E
P 3 s!
e E
R
R 8 8
F#
!q 8% , k9D Q 4N
:=N
C9%~
8
F#
.
e
MA
t8
A
#
. 7 :=N #
R
# 8 J(
R q# U :=N .N
8
F# . U., 2
Q f4 4QR, E
R 3, R(,9 .%P
83 3 T
.f*() .
e |9# '# ES '# E 8 ,9 .V
:=N #9U 8,,
R
3 A9
R
R
:=N #9U 8,, t
F_ k! i#9 .9#
R
s %(A
3 V
8 A ) :,
:=N sF, e 8
F# .
)Q4 '#
e 9# 8 (q# *) ,9
3
R 4
R 4<
3 *
T
3
. W4
9#
*
~
g,
8
(
4
S,
q
'
:=,
R
R
T
R
o
NF () : O
: O
NF L9% t.U : O
: O
NF (f*()) : O
: jk!4
e 9%/
L, () : # j
O
: jk!4
e 9%/
: jk!4
e 9%/
: jk!4
e 9%/
: jk!4
e 9%/
EN 4 : # j
O
NF L9% t.U : O
* q# :
O
NF ()Q4) : O
: jk!4
e 9%/
NF (q) : O
: j
e 9%/ O A U J!# j9# : # j
O # :9 O
: jk!4
e 9%/
WgP
:(,A
O
+
=N#
.c9
*
)
7
N
EA
M
O
:=,#
P
^
b
E O 4 ' A
P
R
o
E
R%R
bT 3, A# .@
K A := E O 4 ' v : E .Z
8P ,8 , O + O Q7 A
.P g@# P J U : k9#8 ?Q@ tA3B # .|9 J U : +# k\+ tg
.6B O L
'#
P 4 A ) :,
o :=N sF, e t
F_ k! @ Wp i#9 .P) EU
P
4 .g $4 ZF# k9D# j f4 e # j RMR *
EQ
R .P9#T 8 Q g N j
q Wp9
P f4# 4
T/R #8N za
F)
T 3
/#
Q)
r U8
g,
R
3 .
'a : .J7
R
Q~ tPR %/T :4N#
J 3 bP T 3,
R fo
j o 8
t9R 8T N U.
R R(4%(F g
J3 NR 4 .32
S
3
P
f2 4 .t4%(F ,. V
LDA * =N dR 9T 8N R( 4 .*
E3 3QT R, E%N * tg
3 P E R, 4
g) R(,9 4 j F9
R 4 .Q~ 642
E3 PFR $ W =R #o g .V
3 g) 4
R (7# j ?( A9 f4 83 bQ~
.f*() . V
R T RF ) 4 .F9
R o F#
R )9P
3 9 .*7
3
T Q
R ..A# .A * J :=N# F9
R
J
Ba :z# .PZ ZF f4 ES
g d4A
I 'a
e g, v
e N
O @
R
r
W/ J Ba N :q <9 = .NF 9#8 *F :DD# .r7 8r F ( 3 P ) $3 9# :)D# .J! WP /3
7 6B Wg, '# j 6B J!
R,' SN
( 'N AB# .A# .A 7 O =N Ba EZ _ J!
R
( 3 P ) $3 9# :N # (...)'a 6B
g '# . E @ U f4# J! f4 s, pR 3
3 ^ EZQ .
j .U 4N
3 9#
3 3 P : EN Ba _ . ~ O $F U# .$3 * *4A V
R 9! ( 3 P )' :=N ) k#
R .r7 8r F
Q)a EA 98 3 P :R N M(
a UB =a f4# t (n f4 b@ ,# t
R,# #bR,
g
T R, v # .!
R
r 9#8 *F :N # .E
B_ .$W .R /# j $ W 9 9#8 EZQ _ .NF
'# b \^ EZQ
NF () : O
: jk!4
e 9%/
: jk!4
e 9%/
Q@ : # j
O
S%, : # j
O
. :
O
L, (f*()) : # j
O
NF ( +#) : O
Q@ : # j
O
L, (8U) : O
NF (k!) :
O
EF : O
*( : O # j T o33 P
T :
O
NF (
/#
Q) f4#) : O
: jk!4
e 9%/
NF 4g
P
P g j g f4 g o 9 A a# .t./ k. *Q O 83 ,#
BP /~ *F
nn!2
,&
R () ./
. (JQ@ E Z8 P QR,
.t./ k. *Q O 3 #
BP /~ *F
R () ./ _ .j $ W 9# $ W .R / :#
j:,)
P
.r Q2 4N# m4
r D4D# m4
r .JQ za
bT 3(
T 6.A =, ' .a 7, D4 O Ba# .D4 O
T F
t
j9#8
*F
U
8
.U#
.=
#
U
za 8# *
p,# . Q( D4 O !2 z#R % a :=
o
T
%# j ) D4 O T n
o z#R % a :
4 .Q~ !2 *
j r ) % j r Q2 U k. JQ@ E
Q~ t.U =D O n!( ,& . %D .
a ;D U4# r (F =#o U4 E!n .*
8# O )D
r 9#8 *F =N .U# . # ./ ? Z8
.(NF
3QR,
R
R *Q
{ ; }
A =N # .f!(F# t =& 6B O $R ~ a# .f!nT R2 DA .U N
4
:+
=N
R
# W@ V "
i J\
SRN H i
e g, v
e N
O @ =N k#% ,8 = F
:i#( U7 (A O ;g ,8 A
R
R 9R + =N) : # j
O
| ,X ,
S& :
J(A f4
` J9 g q =Q)# .tD# 3%43(R
E 7# tp9#
z 2 q Wp9
(Q O (
#
) # 2 O
)/a )+`#
.( # .U L(
34 # .(4# %)
F# z 2 q
3
Q_ U %2 ,. f4# ? %n# 0 f4# 8 )8F f4 q f4#) .?4ZQ b
3 R , ?0 .A#
(<9
.(?0 ,8 , za
.(*
WP R ) Q W7 8 W7 \ 8,
: O
E2 : O
NF (z 2) : O
#
: O
L, (?~ J9 q 8@# ?4F~ f4 IF#) :# j NF (?0) :
O
NF (?0 ,8 , za Q_ U %2 ,. f4# ? %n# 0 f4# 8 )8F f4 q f4#) : O
EB HANFE HAKKINDA
K DDA/THAM: MRCLK VE
HALKUL-KURN
Fatih TOK*
Giri
Hicr birinci asrn son yarsnda Kfede dnyaya gelen Numan b. Sabit (80
150 h.), yaad asrn siyas, sosyal ve kltrel karmaas ierisinde nce ticarete
sonra ilme yneldi. Kk yata hfzn tamamlayan Numan, asrnn nde gelen
limlerinden mam abnin ynlendirmesiyle ilm almalara arlk verdi. nceleri Kelm ilmine yneldi ve bu alanda zirveye kt. Birok din ve mezhep mensubuyla Kelm tartmalar yapmak iin farkl blgelere seyahatler yapt. Yaad
Kfe ehrinde de, farkl dnce ve inan mensuplaryla iddetli tartmalara girdi.
Zaman getike, seleflerinin iine dalmaktan kandklar Kelm brakp, Eb
Hanfe knyesi ile mehur olduu fkha yneldi. Snnetin ve ashabn yolundan
ayrlmamaya hassasiyet gsteren Eb Hanfe, bu alanda da zirveye kp, mctehid
yetitiren bir mctehid konumuna eriti.
Eb Hanfe yaad asrn siyas arenasnda, Emev devletinin yklna Abbas
devletinin ise kuruluuna ahit oldu. Bu devletlerin halife ve yneticileriyle ms*
Eskiehir Osmangazi niversitesi lahiyat Fakltesi Tefsir Anabilim Dal retim Grevlisi
pet menfi eitli mnasebetleri oldu. Onun siyas tavr, toplum zerindeki geni
nfuzundan dolay siyas erk tarafndan dikkate alnmaktayd. lm otoritesini ve
nfuzunu kendi lehlerine kullanmak isteyen idarecilere, kendisine teklif edilen
devlet grevlerini kabul etmeyerek msaade etmedi.1
Emev yneticilerinin Arap rklna kayan tutumlar, Ehl-i Beyte ve kendisinin de dhil olduu mevliye kar takip ettikleri politikalar Eb Hanfenin genelde muhalif kanatta yer almasna sebep oldu. zellikle zulme uradn grd
Ehl-i Beyt mensuplarnn dzenledii isyanlara, fikr ve madd destekte bulundu.2
Onun bu tutumu iktidarlar rahatsz ettii iin, bazen fetva vermekten men edilmesine bazen de hapsedilip ikence grmesine yol at.
Fetihlerin slam bnyesine katt Arap olmayan unsurlarn, kendi kltrlerinden getirmi olduklar birikimler, bir yandan yeni dnce kaplar aarken bir
yandan da birok problemin domasna sebep oldu. Eb Hanfe, farkl kkenli
millet ve dinlere mensup insanlarn yaad Kfe ehrinde mslmanlarn, gnlk hayatta karlatklar problemlere fetva almak iin bavurduklar bir otoriteydi. Onun sorunlara getirdii zmler ve makul yaklamlar, insanlarn onun etrafnda kmelenmesini salamt. Bu da, ona haset eden ve fikirlerinden rahatsz
olan muhalefetin olumasnn sebeplerinden biri oldu.
slam dnyas geirdii siyas buhranlar sonucu eitli frkalara ayrlmt. Bu
frkalarn nder ve taraftarlar, kendi dncelerinin doruluunu ispatlamak,
kendi imam ve frkalarnn faziletlerini, dierlerinin ise reziletlerini ortaya koymak iin Kurn, Snnet ve sahabe hayatndan deliller getirmeye, bazen bu kaynaklarda istediklerini bulamayanlar da rivayet ihdas etmeye baladlar. mam
Azam bu faaliyetlerin en youn olduu bir dnem ve blgede yaamaktayd.3 lm
kudreti ile asrnn din otoritelerinden biri olan Eb Hanfenin evresindeki bu cereyanlar, onun rivayetlere kar biraz daha temkinli hareket etmesine sebep oldu.
snad ve tedvin hareketlerinin yeni yeni balad bu dnemde o, rivayetleri kendi
koyduu kstaslarla deerlendirmekteydi. Kendisine ulaan baz rivayetleri (haberi
vhidleri), Kurn ile mtevatir ve mehur snneti referans kabul ederek deerlendirmeye tabi tutuyor ve bunlardan bir ksmn reddediyordu. Onun bu yaklam,
mutaassp ve haseti muhalifleri tarafndan youn bir ekilde eletirilmesine yol
aan hususlardan biri oldu.
Yaanan kaotik ortamda bir ksm mutaassp tbileri de, onu mdafaa etmek
amacyla baz rivayetler ileri sryorlard. Onunla ilgili, Eb Hanfenin kendi kstaslarndan dahi geemeyecek olan, isminin ve kavminin getii hadis rivayetleri
ihdas ediliyor, hatta onun Tevratta mjdelendii dile getiriliyordu. Bu rivayetler,
onu karalamak isteyen siyas ve din muhaliflerinin ar tenkitlerine verilen bir
1
2
3
Hatip el-Badad, Tarihu Medinetis-Selam, Thk. Bear Avvar Maruf, Darul-Maribil-slam, c. XV, Beyrut 2001, s.
448450; Muhammed Eb Zehra, Eb Hanfe, ev: Osman Keskiolu, Diyanet leri Bakanl Yaynlar, Ankara
2005, s. 457.
Eb Zehra, Eb Hanfe, s. 53-4.
Ahmet Ycel, Hadis Tarih ve Usl, FAV Yaynlar, stanbul 2010, s. 72.
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
Bu adan Mrcie, slam toplumunu tehdit eden ve kendileri dndaki herkesi tekfir eden bata Haric zihniyetine, ikinci olarak Emev-Haim ekimesine, Emevlerin Hariclere ve kendilerine beyat etmeyen kimselere kar olduka
acmasz davranlarna, mevalyi ikinci snf vatanda olarak gren ekonomik ve
siyasi politikalarna ve Arapla kar bir tepki olarak domu, 60/679 ile 75/694
tarihleri arasnda teekkl etmi uzlamac, birlik ve bar taraftar siyas bir frkadr.25 Bu frka, zaman ierisinde akidev grlerini de ortaya koymu ve itikad bir
mezhep olarak grlmeye balanmtr.
tikad alannda Mrcieye asl rengini veren en nemli unsur, onlarn iman
tanm ve iman-amel konusundaki yaklamlar olmutur. Mrcieden bu konuda
birok farkl iman tanmlar gelmitir.26 Bunlar kategoride toplamak mmkndr:
- man, kalp ile gerekleen marifettir veya tasdiktir. Dil ile ikrar ve azalarla
yaplan ameller iman deildir.27
- man, dil ile ikrar kalp ile tasdiktir.28
- man, sadece dil ile ikrardr. Bu tanma gre mnafklar da gerek mmin
saylr.29
Mrcienin iman tanmlarnda da grld gibi onlar ameli imana dhil etmemilerdir. Ayrca imann salih amellerle artmayacan, salih amelleri terk etmek veya gnah ilemekle de azalmayacan dile getirmilerdir.30 Bu yzden bir
mslman, byk bir gnah ilese dahi yine gerekten mmindir. Onun imannda herhangi bir azalma olmamtr.
Mrcie hakknda unu da ifade etmek gerekir ki, onlar ortak bir siyas ve
itikad gr etrafnda birlemi bir grup deillerdir.31 Herhangi bir konuda ayn
dnce, duygu ve davrana sahip bir mezhep olarak slam tarihindeki yerlerini
almadan dier gruplar ierisinde eriyip gitmilerdir. Mrcie ismini devam ettirenler ise, ameli ihmal edip gnahn mslmana asla zarar vermeyeceini syleyen
gruplar olmutur. Bu aratrmamzda Mrcienin tarih sreci de dikkate alarak
Eb Hanfenin Mrci olduu iddiasn deerlendireceiz.
25
26
27
28
29
30
31
etmedii takdirde cehennemlik olaca fakat cezasnn kafirlerden daha hafif olaca anlamna gelmektedir. Osman
Aydnl, Aklc Din Sylemi, Farkl Ynleriyle Mutezile Ekol, Hititkitap Yaynevi, Ankara 2010, s. 42.
Kutlu, a.g.m. s. 179; Ahmet Akbulut, Sahabe Devri Siyas Hareketlerinin ekillendirdii Kelm Meseleleri, Doktora
Tezi, Ankara 1988, s. 254-5.
Ear, Mrcieyi farkl iman tanmlarndan yola karak oniki gruba ayryor. Ebl-Hasan el-Ear, lk Dnem slam
Mezhepleri, Makltl-slamiyyn ve htilaful-Musallin, ev: Mehmet Dalkl, mer Aydn, Kabalc Yay. stanbul
2005, s. 137-144.
Ear, a.g.e. s. 137-8; Kutlu, a.g.m. s. 191.
Bu iman tanm, Eb Hanfenin iman tanm ile benzer olduu iin Eb Hanfe de, Kfeli Fakih mrci, Ehli
Snnet Mrciesinden denilerek, Mrci snf iinde zikredilmitir. Bununla ilgili deerlendirmeyi blm sonunda
yapacaz. Ear, a.g.e. s. 142; Kutlu, a.g.m. s. 191; Kutlu, Mrcie DA, XXXII, s. 43.
Ear, a.g.e. s. 144; Kutlu, a.g.m. s. 191.
Kutlu, a.g.m. s. 192.
Ear, a.g.e. s. 137-144; Kutlu, a.g.m. s. 195-7.
2- Eb Hanfenin Mrcilii
Eb Hanfenin Mrcienin ilk mensuplarndan ve onlarn grlerinin temsilcilerinden olduu, eserlerinin de Mrcienin grlerini yanstt32 veya
Mrciliin en hafif eklinin33 onda bulunduu gibi baz iddialarn hangi sebeplerle ortaya ktn maddeler halinde ortaya koyacaz. Bu iddialar Eb Hanfenin
kendi ifadelerinden yola karak deerlendirerek onun Mrcie karsndaki duruunu tespit etmeye alacaz. Konuyu kendi kanaatlerimizi ifade ederek tamamlayacaz.
2.1- man amel konusundaki grleri. Eb Hanfenin iman ile iman-amel
ilikisi hakkndaki grleri, Mrcienin bir ksmnn bu konudaki yaklam ile
ayndr. Bu benzerlii Eb Hanfenin kendi grlerini verdiimizde daha iyi grebiliriz.
Eb Hanfe iman tanmlarken;
man; lisan ile ikrar, kalp ile tasdiktir. Sadece ikrar iman olmaz. nk sadece ikrar iman olsayd, btn mnafklarn mmin olmalar gerekirdi. Keza
sadece tasdik de iman olmaz. Eer sadece tasdik iman olsayd, btn kitap ehlinin mmin olmas gerekirdi. Hlbuki Allah; Allah ahitlik eder ki, mnafklar
yalancdrlar34 ve Kendilerine kitap verdiimiz kimseler Peygamberi oullarn
tanr gibi tanrlar.35 buyurmaktadr.36 demitir ki, bu Mrcienin daha nce verdiimiz iman tanmlarndan ikincisi ile benzerdir.
Ayrca Mrcienin ounluu iman ile ameli birbirinden ayrp imanda artma
ve eksilmenin sz konusu olamayacan37 dile getirmitir. Bu konuda Eb Hanfe
de ayn grtedir:
man artmaz ve eksilmez. nk imann artmas ancak kfrn azalmasyla; eksilmesi de kfrn artmasyla tasavvur olunabilir. Bir ahsn ayn durumda
mmin ve kfir olmas nasl mmkn olur? Mmin gerekten iman eden, kfir
de gerekten inkr eden kimsedir. manda phe olmaz. Zira Yce Allah Onlar
gerekten mminlerdir.38 ve Onlar gerekten kfirlerdir.39 buyurmaktadr. Hz.
Muhammedin mmetinden si olan kimselerin hepsi gerekten mmin olup,
kfir deillerdir.40
32
33
34
35
36
37
38
39
40
Akbulut, a.g.e. s. 222. Snmez Kutlu, makalesinde Mrci edebiyatn sayarken Eb Hanfenin Be Eserini de,
Mrcienin temel grleri ve onlarn savunulmasndan ibaret olduu iin, bu eserlerin Mrcienin edebiyat
arasnda saylmas mmkndr diyerek drdnc srada zikrediyor. Kutlu, a.g.m. s. 203. Ayn ekilde Ear de
Eb Hanfeyi Mrcie frkalarnn dokuzuncusu iinde zikretmektedir. Ear, a.g.e. s. 142.
Muhammed b. Abdurrahman el-Humeyyis, Eb Hanfenin tikat Esaslar, ev: Ahmet yibildiren, Mustafa ztrk,
Guraba Yay. stanbul 2010, s. 166.
Mnafikun, 63/1.
Bakara, 2/146.
Eb Hanfe, el-Vasyye, s. 65; Eb Hanfe, Fkh- Ekber, s. 56.
Sadece Hseyin b. Muhammed en-Neccar, imann artacan fakat azalmayacan ifade etmitir. Ear, a.g.e. s.
139-140; Kutlu, a.g.m. s. 192.
Enfal, 8/4.
Nisa, 4/151.
Eb Hanfe, el-Vasyye, s. 65.
Amel imandan ayr, iman da amelden ayr eylerdir. Mminin birok zaman
baz amellerden muaf tutulmas bunun delilidir. Bu muaflk halinde mminden
imann gittii sylenemez. det gren bir kadn, namazdan muaftr. Fakat ondan imann kaldrldn yahut imann terk edilmesinin emredildiini sylemek
caiz deildir41
Sahabe dneminden itibaren Mslmanlar arasnda cereyan eden olaylara
yaklam tarz ve ortaya konulan iman, amel ve byk gnah tanmlamalar eitli
siyas ve itikad frkalarn olumasna sebep olmutur. Eb Hanfenin zikredilen
konulardaki grlerinin bu frkalardan Mrcienin ounluunun yaklamlar ile
benzerlik arz etmesi, onun Mrcie mezhebine mensup, hatta mezhebin Kfedeki
temsilcilerinden ve eserlerinin de Mrcie edebiyatnn nemli eserlerinden olduu
iddiasna sebep olmutur.42
2.2- Byk gnah meselesine yaklam. Eb Hanfenin ashap arasnda
geen olaylara dhil olanlarn ve byk gnah ileyen mslmanlarn kfir mi,
mmin mi, cennetlik mi yoksa cehennemlik mi olduklar konusunda herhangi
bir hkm vermeyip onu ahiret gnne, Allaha irc etmesi de onun Mrci olarak
nitelendirilmesinin sebeplerinden biri olmutur. O, bu konuda, Osman el-Bett
(v.143/760)ye yazd risalesinde yle demitir:
Bil ki; benim grm udur: Kble ehli mmindir. Onlar terk ettikleri herhangi bir farizadan dolay imandan km kabul etmem. manla birlikte btn
farizalar ilemekle Allaha itaat eden kimse bize gre cennet ehlidir, iman ve
ameli terk eden kimse ise, kfir ve cehennemliktir. man bulunduu halde, farizalarn bazsn terk eden kimse, gnahkr mmindir. Onun azap grmesi yahut affedilmesi Allahn dilemesini baldr. Eer Allah ona azap ederse, gnah
ilediinden dolay azap eder, gnahn, mafiret buyurursa affeder. Ben Hz.
Peygamberin ashab arasnda nceden geen ihtilaflar iin, Allah en iyisini bilir diyorum. Kble ehli iin senin de bundan baka dndn zannetmem.43
Eb Hanfenin kble ehli ve Peygamberin ashab iin yapt bu deerlendirme, Mrcienin ilk mensuplarnn tavrlaryla ve verdiimiz stlah tanmlarn
ncsyle paralellik arz ettii iin o da Mrci nitelemesine maruz kalmtr.
Ancak Eb Hanfenin Peygamberin ashab ve sonraki dnemlerde mslmanlar arasndaki siyas olaylardaki siyas tavr, Mrcienin nclerinde grdmz
tarafszlk deildir. O, Hz. Ali ile muhalifleri arasndaki olaylarda Hz Aliyi hak
sahibi, onunla mcadele edenleri de si olarak grmektedir.44 Kendi dneminde
isyan eden Ehli Beyt mensuplarn da madd ve manev olarak desteklemi ve taraf
olmutur.45 Onun Mrci olarak nitelenmesi, siyas duruundan ziyade mcadelenin her iki tarafnn iman ve ahiretteki durumu hakknda yapt deerlendirmelerden dolaydr.
41
42
43
44
45
47
48
49
50
51
ehristn, a.g.e. s. 130; Abdulkahir el-Badad ise, ayn yaklamla Gassann yalan sylediini iddia etmitir.
Ayrca onun imann artacana fakat eksilmeyeceine inandn ifade etmitir. Abdulkahir el-Badad, Mezhepler
Arasndaki Farklar, Notlarla ev: Ethem Ruhi Flal, TDV Yaynlar, Ankara 2001, s. 149.
Kutlu, a.g.m, s. 200.
ehristn, Mutezilenin kader konusunda kedisine muhalif olanlar Mrci olarak adlandrdn ifade ediyor.
ehristn, a.g.e. s. 130-1.
Mutezile, byk gnah ileyenin tvbe etmeden lrse ebed cehennemde kalacan syler. Bu yzden, byk
gnah ileyenin (bir miktar azap greceini kabul etseler de) atete ebed kalmayacan, sonunda Allahn affna
urayarak rahmetine dhil olacan syleyenleri Mrci olarak isimlendirmitir. Bu isimlendirmeden Eb Hanfe
de nasibini almtr. Maturd, a.g.e. 498; Eb Zehra, Mezhepler Tarihi, s. 141-2.
Vadiyye, Hariclere katlp byk gnah ileyen kimsenin kfir olduunu, cehennemde sonsuza dek kalacan
ileri sren kimselerdir. ehristn, a.g.e. s. 109, 131. Haricler, byk gnah ileyenlerin Ahirette cezalandrp
cezalandrlmayaca konusunda bir hkm vermedikleri iin zellikle ilk dnem Mrciesini pheciler (kkk)
olarak da isimlendirmitir. Kutlu, a.g.m. s. 172.
ehristn, a.g.e. s. 129.
54
55
56
57
Mehmet zg Aras, Eb Hanfenin Hocas Hammd ve Fkh Grleri, Beyan Yaynlar, stanbul 1996, s. 110.
Siyas olarak bir birlikteliklerinin olmadn, farkl siyas tavr ortaya koyduklarn gryoruz. Mrcienin siyas
gr ve tavrlar hakknda geni bilgi iin bk. Kutlu, a.g.m. s. 195-7; Ear de onlarn imann mahiyeti konusunda
oniki farkl frkaya ayrldndan bahsetmitir. Bk. Ear, a.g.e. s. 137-144.
Eb Zehra, Mezhepler Tarihi, s. 142.
bn-i Hacer el-Heytem, Mevahibr-Rahmn F Menkbil-mam Ebi Hanfeten-Numan- mam Eb Hanfe (r.a),
Mtercim: Manastrl smail Hakk, Misvak Neriyat, stanbul 2009, s. 168-173. Bu konuda mam Azamn ihtiyac
olmad halde onu yceltmek iin, krk yl boyunca yats abdestiyle sabah namazn kld, geceleri uyumad,
Ramazan aynda altm hatim yapt gibi insan takatini aacak baz rivayetler de zikredilmitir. Fakat dier
adan, btn bu rivayetler abartl da olsa, onun ibadet ve amele olan dknln gstermektedir.
Eb Hanfe, Fkh- Ekber, s. 55.
ehristn, a.g.e. s. 130.
tir. Ayrca, Eb Hanfenin ilk dnemlerde Mrci, Cehm ve bidat sahibi kimselerin arkasnda namaz klnamayaca grnde olduunu bildiren rivayetleri58
dikkate aldmzda, ona yaplan Mrci nitelemesinin yersiz olduunu grrz.
Eb Hanfenin kble ehlinden byk gnah ileyenleri gerek mmin kabul
edip haklarndaki hkm ahirete irc etmesinden dolay Mrci olarak nitelenmesi konusunda ihtiyatl olmak gerekir. nk kiilerin ve mezheplerin grlerini
kesin izgilerle birbirinden ayrmak mmkn olmamaktadr. Bu adan onun grlerinin baka kii ve gruplarla benzer olmas mmkndr. Bu benzerlik onun
Mrcienin bir kolu olduu anlamna gelmemeli. Eb Hanfenin bu konudaki tavr, kendisine Mrci diyemeyeceimiz Hz. Aliin yaklamn rnek almasndan
dolaydr. O, Hz. Alinin mslmanlardan arpan her iki taraf da mmin olarak
isimlendirdiinin kendisine ulatn sylemektedir.59
Mutezile ve Haricler kendilerine muhalif olanlar, iann Hz. Aliyi hilafette
dolaysyla da fazilet sralamasnda drdnc sraya brakanlar Mrci olmakla
itham etmesi ve Gassann da Eb Hanfeyi kendi Mrcie frkasna nispet etmesi,
onun Mrci olmasn gerektirecek sebepler olamaz. Bu konuda kendi gr ve
deerlendirmeleri varken, bakalarnn nispetlerini dikkate almamz bizi yanl
sonulara gtrebilir.
Eb Hanfenin Mrci olarak nitelenmesi, Hanef gelenei mensuplarnca
farkl muhaliflerince ise daha farkl deerlendirilmitir. Onu karalamak amacyla
bu itham dile getirenler, zikredilen sebeplerden zellikle Eb Hanfenin ameli
ihmal ettiini vurgulayarak, gnahn mmine zarar vermeyeceini syleyen ve bu
konuda ar giderek her ey mbah anlayna kayan Mrcie gruplar ile onu bir
tutmak istemilerdir. Hanef gelenei mensuplar ise, Mrcie ile Eb Hanfenin
rten grlerini dikkate alarak onu, Ehl-i Snnet Mrciesi, Hlis Mrcie, Fakih
Mrciesi gibi Mrcienin makbul bir koluna mensup olarak takdim etmilerdir.60
Mrci nitelemesini deerlendirirken Eb Hanfenin kendi grlerini de gz
nnde bulundurmak gerekir. Onun Mrcie konusundaki grlerine Basral fakih Osman el-Bettye gnderdii risalesinde rastlyoruz. Mrcie ithamna karlk; Zikrettiin Mrcie meselesine gelince: Bidat ehli hak ve doruyu syleyen
kimseleri bu isimle isimlendirirse, hakk syleyenlerin bunda ne gnah vardr?
Oysaki byle isimlendirilenler, adl ve snnet ehli kimselerdir. Mrcie ismini de
ancak onlara dman olan kimseler vermitir.61 dediini ve kendini Mrcieden
58
59
60
61
Hatip el-Badad, a.g.e. s. 517; Muhammed Kasm Abduh el-Hrisi, Muhaddisler Nazarnda mam Eb Hanfe, ev:
Ahmet Ycel, brahim Tfeki, c. I, Misvak Neriyat, stanbul 2004, s. 302.
Eb Hanfe, Osman el-Bettiye Risale, s. 62.
Humeyyis, a.g.e. s. 164; ehristn, a.g.e. s. 130.
Eb Hanfe, Osman el-Bettiye Risale, s. 63. Burada yeri gelmiken unu da ifade edelim: Yaar Nuri ztrk, mam
Azamn kendisinin Mrcie felsefesine bal olduunu inkr etmediini, hatta ilkeli ve mert tutumuna uygun
olarak Mrcieyi aka savunduunu iddia etmitir. Fakat daha sonra Eb Hanfeyi, kendisine gre gruba
ayrd Mrcienin hangi koluna mensup olabilecei konusunda ise net bir cevap vermenin zor olduunu ifade
etmitir. Yaar Nuri ztrk, Arapla Kar Aklcln ncs mam Azam Eb Hanfe, Yeni Boyut, stanbul
2010, s. 409-411. Eb Hanfenin, Mrcienin dedii gibi, iyiliklerimiz makbul, ktlklerimiz de affedilmitir,
demeyiz. (Fkh- Ekber, s. 55) szne ve yukarda tercmesini verdiimiz Osman el-Bettiye verdii cevaba
62
63
64
ramen, ztrkn byle bir ifade kullanmas, Eb Hanfenin Basral Fakihe yazd risaledeki szlerinin yanl
evrilmesinden kaynaklanmaktadr. ztrk ibareyi; Mrcie mezhebinden sz ediyorsun. Adaletle sz syleyen
bir topluluun gnah ne ki, onlar, bidat ehlinin yaktrd bir isimle anyoruz?! Adalet ve snnet ehli topluluk
esas onlardr. eklinde tercme ederek mam Azamn Mrcilii kabul ettii ve onlar vdn sylemektedir.
ztrk, a.g.e. s. 409.
W. Montgomery Watt, slam Dncesinin Teekkl Devri, ev: Ethem Ruhi Flal, Umran Yay. Ankara 1981, s.
158.
Maturd, a.g.e. s. 497-501.
Eb Abdullah Hseyin b. Ali es-Saymer, Ahbaru Eb Hanfe ve Ashabih, Darul-Kitabil-Arab, Beyrut trs, s. 10;
Hatip el-Badad, a.g.e. s. 504; Eb Hanfenin bu uslyle ilgili aklamalar iin bk. Eb Zehra, Eb Hanfe, s. 264.
snnet ve sahabe dnda herhangi bir kii veya grubu kendisi iin balayc grmemitir. Bu esas dnda, eer ihtiya duymusa kendi ictihadna bavurmutur.
Fkhta kendi adyla anlan mezhebin ncs bir mctehid olarak grdmz Eb Hanfeyi, ayn ekilde kendi din bilgi anlay erevesinde ifade ettii
grlerini dikkate alarak, itikad bir mezhebin de ncs olarak kabul edebiliriz.65
O fkhta olduu gibi kelmda da mctehiddir ve Kurn, snnet ve sahabe kavli
dnda kendi tahrileri ile akaidini belirlemitir. Bugn tamamen kendi grlerinden olumayan Hanef fkh, nasl ki onun zgnlne66 ve kendi ismiyle
anlmasna engel tekil etmemise, akaid alannda da baz grlerinin Mrcie gibi
bir baka grup ve kiilerle ayn olmas, onun bu alanda da rey sahibi bir mctehid
olmasna engel deildir. tikad grleri de tpk fkh grleri gibidir.
Sonu olarak diyebiliriz ki, Eb Hanfe itikad konularda Ehli Snnet fikirlerine nclk yapan ve eser ortaya koyan bir limdir. Kanaatimizce makul olan,
mam Azam kabullenmedii Mrcieye nispet etmek yerine, bir mctehid olarak
ncs kabul ettiimiz Ehli Snnet geleneine nispet etmektir.
II. HALKUL-KURN
1. Halkul-Kurn Meselesi ve Konuya Yaklamlar
slam dnce tarihindeki nemli tartma konularndan biri de, Kurnn
mahiyeti zerinde cereyan eden Halkul-Kurn meselesidir. Sonularn dikkate
aldmzda mslmanlar iin skntl bir srece neden olan bu konu, Hicr birinci asrn sonlarnda gndeme gelmi ve bir asrdan fazla bir zaman mslmanlarn
gndemini megul etmitir.
Vahiy dneminde mslmanlar Kurna, Kelmullah diyerek iman ederken Mrikler ise onu, beer sz olarak niteleyip inkr etmilerdir. Fakat ne
mrikler Kurnn mahlk olup olmamas ile ilgili bir iddiada bulunmular ne
de Mslmanlar arasnda byle bir tartma gndeme gelmitir. Kurn- Kerimde
gemeyen halkul-Kurn kavramna, erken dnem hadis rivayetlerinde de rastlamyoruz. Ancak konu tartlmaya balandktan sonra, Kurn Allah kelmdr,
mahlk deildir gibi baz rivayetler Peygamberimize nispet edilmitir.67
65
66
67
Onun itikad grlerini benimseyenlerin, fkhta olduu gibi Hanef deil de Maturid olarak kendilerini
nitelemeleri hakknda birka sebep zikredebiliriz: Birincisi ilk dnemler zirve noktasna ulat kelm brakp
fkh alanna kendisini adamas, hatta sonralar olu Hammd men ettii gibi kelm konularda tartmaktan
uzak durmas. kincisi, itikat alannda bize onun grlerini aktaran eserler, fkhla ilgili bize gelen grlerini
aktaran eserler kadar tafsilatl ve sistematik olmamas. nc olarak da, akaid alanndaki bu grlerin, Maturid
tarafndan gelitirilerek sistemli bir hale getirilmesini zikredilebiliriz.
ah Veliyyullah Dihlev, Eb Hanfe, brahim en-Nehanin ve akran limlerin grlerine son derece balyd;
baz istisnalar hari onlarn grleri dna kmazd. Bu az istisnalarda dahi, Kfe fukahasnn kil olduu
grler dna kmamtr. diyerek Eb Hanfeyi mctehid imamlktan, bir mukallit konumuna indirmektedir.
Dihlev, Hccetullahil-Balia, slam Dnce Rehberi, Ter: Mehmet Erdoan, z Yaynclk, c. I, stanbul 1994, s.
534. Eb Zehra, Eb Hanfe kitabnda bu tenkitlere cevap verirken Eb Hanfe fkh ile brahim en-Neha fkh
arasndaki farklar ortaya koyup Eb Hanfenin zgnlne vurgu yapmaktadr. Eb Zehra, Eb Hanfe, s. 2528.
Ysuf evki Yavuz, Halkul-Kurn, DA, XV, TDV Yay. stanbul 2007, s. 371.
Halkul-Kurn meselesinden ilk olarak Cad b. Dirhem (v.118),68 sonra da ondan etkilenmi olan Cehm b. Safvan (v.128)69 bahsetmitir. Eb Hanfe ve talebelerinin asrnda ortaya kan Kurnn yaratlml meselesi70 daha sonra belli bir
sre gndemdeki scakln kaybetmitir. Meselenin tartlmasna, o dnemin
ilm otoritesi olan limlerin iddetli kar klar71 ve devlet idaresinin bu gr
savunanlara kar idam dhil72 sert bir ekilde mdahale etmesi engel olmutur.
Bu fikir henz yeni ortaya kt iin arkasnda onu savunacak gl bir mekanizma da yoktu. Kurnn mahlk olduu fikri daha sonralar Bir b. Gyas el-Meris
(v.218/833) tarafndan tekrar gndeme getirilmi fakat o da bu yzden takibata
uram ve bir sre gizlenmek durumunda kalmtr.73
lme, zellikle de felsefi ilimlere ilgi duyan ve darul-hikmeyi kurup felsef
kitaplar Arapaya tercme ettiren Abbas halifesi Memun (198-218 h.)nun
212/827 ylnda bu fikri benimsediini ilan etmesiyle birlikte halkul-Kurn meselesi, devletin resm ideolojisi haline dnt.74 Memun son dnemlerinde ise,
kadlarn ve limlerin bu konuda imtihana/mihneye tabi tutulmasn istemitir.
Bylece slam tarihinde mihne75 olarak anlan sre balam oldu. Kurnn yaratlmln kabul etmeyen kadlarn kadlk ehliyetleri iptal edilirken, limlerin
ise fetva vermeleri yasakland. Bu sre, Mutasm (218-227 h.) ve Vsk (227-232
h.) dnemlerinde ayn ekilde devam etti. Onlar da bu fikri kabul etmeleri iin
kadlara ve limlere bask yapp ikence uyguladlar. Ahmed b. Hanbel gibi kimi
68
69
70
71
72
73
74
75
Cad bu fikirlerinin yaylmas sonucu ilhad ve zndklk iddiasyla idam edilmitir. Abdul-Fettah Eb Gudde, Halk-
Kurn Meselesi, Raviler, Muhaddisler, Cerh ve Tadil Kitaplarna Tesiri, ev: Mteba Uur, A...F. Dergisi, c. 20,
Ankara 1975, s. 307.
Eb Gudde, a.g.m. s. 307; Yavuz, Halkul-Kurn, DA, XV. s. 371; Osman Aydnl, Aklc Din Sylemi, Farkl
ynleriyle Mutezile Ekol, Hititkitap Yaynevi, Ankara 2010, s. 304; Muhsin Demirci, Kurn Tarihi, Ensar Neriyat,
stanbul 2005, s. 179.
Hatip el-Badad, a.g.e. s. 518. Halkul-Kurn konusunun ilk defa Eb Hanfe tarafndan dile getirildiine dair
rivayetler de zikredilmitir. Ragp el-sfahan, bu meseleyi ilk defa Kfede Beyn b.Semnn Kurn mahlk
mudur, deil midir? sorusunu sorarak tartmaya atn, Eb Hanfenin de bu soruya Kurn mahlktur
diyerek cevap verdiini, ancak kfrle itham edilince tvbe edip bu grnden dndn ifade eden bir rivayeti
nakleder. Yavuz, Halkul-Kurn, DA, XV, s. 371. Benzer bir rivayet iin Aydnl, a.g.e. s. 321e baknz.
Abdul-Fettah Eb Gudde, mam Azamn konuyu en ince ayrntsna kadar izah ederek, Kurnn mahlk olduu
grn yayanlar cevaplandrp bir mddet susturmutur. demektedir. Eb Gudde, a.g.e. s. 308.
Daha nce de ifade edildii gibi bu grleri ortaya atan ve yayan Cad b. Dirhem, ilhad ve zndklkla sulanarak
ldrlmtr. Emev halifesi Hiam zamannda Irak valisi Hlid el-Kasr tarafndan bir kurban bayram gn
idam edilmitir. Mustafa z, Cad b. Dirhem, DA, VI, TDV Yay. stanbul 1992, s. 543.
Aydnl, a.g.e. s. 327.
Demirci, a.g.e. s. 183; Yavuz, Halkul-Kurn, DA, XV, s. 372.
Mihne, baz Abbas halifeleri dneminde halkul-Kurn konusunda baz limlerin sorguya ekilip eziyet edilmesine
ilikin olaylara verilen addr. Hayrettin Ycesoy, Mihne DA, XXX, stanbul 2005, TDV Yay. s. 26. Watt, mihne
olayna sebep olan Kurnn yaratlmln devletin resmi ideoloji olarak kabul etmesinin arkasnda halifenin kendi
kararlarnn deimez nitelik almasn istemesinin olduunu syler. nk bu anlay, Kurn sonradan gelien
olaylar zerine hkmler getirmitir ve tarihseldir tezini destekleyecekti. Bylece olaylar karsnda halifenin
alaca kararlar balayc olacaktr. Aksi durumda Kurn ilkelerin deimez ve aynen uygulanma zorunluluu
olacakt ki, bu da limlerin g kazanmas ve devletin baz konularda hatalarn kabul edip vazgemesi anlamna
gelecekti. Watt, a.g.e. s. 224-5. Bu iddia makul gibi grnse de, kanaatimizce bu fikrin ardnda daha ok ar tenzih
inancn getirdii bir tevhid anlay vard. Eer Wattn iddia ettii gibi olsayd, bu tutum Mtevekkil ve sonras
asndan da savunulabilirdi. Fakat daha sonra tam aksini savunan bir anlay benimsenmitir. Ayrca o dnemin
idarecileri Kurnn tarihsel olduu tezinden ziyade emirul mminine itaati emreden ayetleri dile getirerek yine
bizzat Kurna dayanmaktaydlar. Bu konuda siyas mlahazalarn u ekilde rol oynadn syleyebiliriz: Siyas
erk, bu fikri bahane ederek muhaliflerini sindirmeye almtr.
limler uzun sre hapishanelerde ikence grrken, Muhammed b. Nuh gibi kimi
limler ise bu yzden canlarndan oldular. Yahya b. Man ve Eb Mslim gibi baz
limler ise ldrlme korkusuyla takiyye yaparak Kurnn mahlk olduunu sylediler.76 Abbaslerde hilafet makamna Mtevekkil geinceye kadar bu mihne
yaklak onalt yl devam etti. Mtevekkil halife olur olmaz bu konudaki tartmalar yasaklad. Onun halife olmasndan sonra ise iler tersine dnd ve Kurn
mahlktur diyenler dlanmaya, rivayetleri makbul grlmemeye ve devlet kademelerine getirilmemeye baland.77
slam tarihinde mihne srecinin yaanmasna sebep olan halkul-Kurn
meselesinin ortaya k ile ilgili farkl grler ileri srlmtr. slam corafyasnn fetihlerle genileyip yabanc din ve kltrlerle karlamasnn ve/veya mslmanlar arasnda tartlmaya balanan ilah sfatlar mevzusunun halkul-Kurn
meselesinin nev nem bulmasnda etkili olduu ileri srlmtr. Bu konudaki
grleri balk altnda ifade edebiliriz:
1. Yahudi etkisi. Halkul-Kurn meselesinin Yahudi kaynakl olduu ve ilk
olarak da peygamberimize sihir yapt sylenen Lebid b. Asamn ortaya att ne
srlmtr. Ondan yeeni Talut bu fikri alp yaymtr. Daha sonra ise Beyn b.
Semn, Cad b. Dirhem, Cehm b. Safvan ve Bir el-Mers bu fikrin savunucular
olmulardr.78
Yahudilerin kutsal kitab Tevrat, takriben bin yllk bir dnem ierisinde son
eklini almtr. Oluum srecinde insan faktrnn de rol oynad Tevratn vahiy rn oluunu Yahudiler, mahlk olmasyla izah ediyorlard.79 phesiz Kurn
ise, 23 yllk bir srede fakat hibir insan mdahale olmakszn nzil olmutur.
2. Hristiyan ilahiyatlarn etkisi. Baz aratrmaclar, halkul-Kurn meselesini Hristiyan ilahiyatlarnn etkisine balamlardr. Emev saraynda ktiplik
yapan Yuhanna ed-Dmek, Hz. sann ulhiyetini kantlamak iin, Kurnda Hz.
sann kelimetullah80 olarak nitelendiini ve Allahn kelimelerinin ise mahlk
olmadn, bu yzden Hz. sann da mahlk olamayacan dile getirmekteydi.
Buna karlk Cad b. Dirhem ve Cehm b. Safvan, Hz. sann yaratlm olduunu
ifade etmek iin ilah kelimelerin, dolaysyla Kurnn da yaratlm olduunu iddia ettiler.81
Bu gr, biraz sonra dile getireceimiz ve bu konunun mihverini tekil ettiini dndmz ilah sfatlar, zellikle de kelm sfatyla yakndan alakaldr.
76
77
78
79
80
81
84
85
86
87
ki bu, mahlktur. Ksacas, Kurnn Allahn zt ile kim bulunan asl manalar
kadm, lafzlar ise mahlktur.88 Bu yzden halkul-Kurn meselesi bazen lafz
meselesi olarak da adlandrlmtr.89
Bu yaklam, zaman ierisinde Ehli Snnetin nde gelen kelm limlerinden
bn Kllab el-Basr (v.240/854) ve Ebl-Hasan el-Ear (v.330/941) tarafndan sistemli bir ekilde izah edilmesine ramen, ilk olarak onlarn ortaya koyduu bir
dnce deildir.90 Bu fikrin temellerinin mam Azam tarafndan atldn, onun
kendi grleri nda yapacamz deerlendirmelerde greceiz.
a. Savtiyye: Kurnn hem lafznn hem de manasnn Allahn zatyla kim
olup kadm olduunu ileri srenlerin grdr. Bu gre gre Kurn lafz ve
mana olarak ayrmadan Allah kelm olarak kabul etmek gerekir. Selefin ounluu, Ahmed b. Hanbel ile baz Maturid bilginler bu gr benimsemilerdir.91
zellikle Ahmed b. Hanbel, Kurnn yaratlmlnn ne Kurnda ne de snnette
getiini ifade ederek Kurnn, Allah kelam dnda bir isimle nitelenmesine
iddetle kar kmtr. Kurna kelamullah haricinde bir nitelemede bulunanlar
zndk ve bidati olarak nitelemitir.92
Bu gr sahipleri Kurn ve mahlk kelimelerinin ayn cmle ierisinde telaffuz edilmesine iddetle kar kmlardr. Onlara gre, lafz ve mana ayrm yapmakszn bir btn olarak Kurn ezeldir. Kelmullah, Allaha aittir ve
kadmdir. Kurna mahlktur demek insan kfre gtrr.93
3- Vkfe, Vkfiyye: Bu konuda fikir beyan etmekten kanan kimselerin yaklam.
Vkfiyye, Kurnn mahlk olup olmamas ile ilgili mspet veya menfi bir gr ileri srmeyip tevakkuf edenlerin, yani sktu tercih edenlerin durumunu ifade eden bir terimdir. Bunlarn herhangi bir gr ileri srmemeleri Kurn hakknda bir pheleri olduundan deil, kendinden nce gelenlerden bu konuda sktu
tercih edenlere tbi olmak istemelerindendir. mam Cfer es-Sdk (v.148/765),
Kurnn Allah kelm olduunu belirtip onun mahlk veya gayr- mahlk olmas
ile ilgili konumamtr.94
Vkfiyye bu konuda gr beyan etmemi olmasna ramen onlar da eletirilerden nasiplerini almlardr. zellikle Ahmed b. Hanbel ve taraftarlar, Kurn
mahlk deildir eklinde gr beyan etmedikleri ii, Vkfeyi Cehmiyyeye dhil
etmi, hatta onlarn Cehmiyyeden daha kt olduklarn ifade etmilerdir. On-
88
89
90
91
92
93
94
lardan ilim almay ve hadis rivayet etmeyi terk etmilerdir.95 Bu durumu, onlarn
mihne dneminde yaadklar byk skntlarn bir aksl-ameli olarak grmek
mmkndr.
Bu grler haricinde Kerramiye tarafndan dile getirilen bir gr daha vardr ki, pek kabul grmemitir. Onlar Kurn, harflerden mteekkil ve dolaysyla
da hdis, bununla birlikte Allahn ztyla kim grrler. Allahn harflerden oluan ve hdis olan Kurn vastasyla konutuunu ve ztnn hdislere mahal tekil
ettiini ileri srerler. slam limlerinin ou tarafndan isabetsiz bir gr olarak
nitelendirilmitir.96
2- Halkul-Kurn Meselesinin Sonular
Mihne ile sembolleen halkul-Kurn tartmalar slam lemine skntl bir
sre yaatmtr. Tartmann her iki taraf hatta tevakkuf edenler bu srete zarar
grmlerdir. Her eyden nce Mslmanlar enerjilerini, vakitlerini ve en nemlisi
bu mesele yznden birliklerini kaybedip bir kargaa ortamna srklenmilerdir.
slam dnce tarihinin kilometre ta olan baz limler bu meseleden dolay
uzun sre hapsedilip ikencelere maruz kalrken, bazlar canlarndan olmulardr.
Zamanla siyas otorite ve resm ideoloji deitiinde madurlar da deimitir.
slam dncesinde r aan birok lim, halkul-Kurn meselesindeki grleri sebebiyle cerh edilmitir. Bir ksm sapm olmakla bir ksm da tekfirle
itham edilmitir. Bu konuda, selefleri byle bir meseleyi tartmad iin tevakkuf
edip gr beyan etmeyenler de benzer ithamlara maruz kalmlardr. Kimi insanlar bu yzden, Buhar gibi alannda otorite olarak grlen mamlardan ilim almay
terk etmilerdir.97
zellikle mihne dneminden sonra halkn itimadn kazanm birini karalamak isteyenler, ona Kurn mahlktur szn nispet ederek98 veya sapm bir
mezhep olarak kabul edilen Cehmiyyenin kurucusu ve bu konudaki fikirleri ile
hret bulan Cehm b. Safvana nispetle Cehm diyerek ona zarar vermeye almlardr.
95
96
97
98
Mihne dneminde Kurn mahlk deildir diyenlerin kadlk ehliyetleri iptal edilip limler fetva vermekten men edilirken, mihne sonrasnda ise Kurn
mahlktur diyen zellikle Mutezile mensuplar devlet grevlerinden uzaklatrlmaya ve bu dnceye sahip olanlara devlet kademelerinde herhangi bir grev
verilmemeye balanmtr.
Eb Hanfe bu fikrin ortaya kt dnemlerde yaam gl bir ilm ahsiyettir. O da bu itham ve iddialardan nasibini almtr. Olaylar sonraki dnemlerde
yaanm olsa da, mam Azamn muhaliflerinden kimileri mezhep taassubu ve
hasetleri kimileri ise cahillikleri99 sebebiyle ona, yukarda zikrettiimiz hemen her
itham yneltmilerdir.
3- Halkul-Kurn Grnn Eb Hanfeye Nispeti
Eb Hanfenin halkul-Kurn meselesindeki gryle ilgili farkl rivayetler
gelmitir. Talebesi Eb Ysuf tan, nceleri Kurnn mahlk olduuna kil olup
sonra bu grnden dndn ifade eden bir rivayetle, Kurnn mahlk olduu veya tam aksine mahlk olmad grn benimsediini ifade eden rivayetler nakledilmitir.100 Kurnn mahlk olduunu kabul ettiine dair farkl rivayetler, mam Muhammed101 ve bakalarndan da gelmitir.102 Aratrmamzn bu
blmnde, Eb Hanfenin Kurn mahlk kabul ettii ithamna yol aan sikleri
ortaya koymaya alacaz.
Eb Hanfe hakknda bu zannn olumasna yol aan nedenlerden bazlarn
yle ifade edebiliriz:
3.1- Eb Hanfenin gr hakknda gelen rivayetlerin etkisi. Eb Hanfenin
nceleri Kurnn mahlk olduuna kil olup sonra bu grnden dnd rivayetiyle birlikte, Kurn mahlktur veya mahlk deildir dediini ifade eden elikili rivayetler gelmitir. zellikle mahlktur grnde olduunu ifade eden
rivayetler103 bu zannn olumasnn sebeplerinden biri olmutur.
99 Hatip el-Badad, a.g.e. s. 502.
100 Hatip el-Badad, a.g.e. s. 518-528; Beer, a.g.m. s. 29; Eb Zehra, Eb Hanfe, s. 207-8. Zahid el-Kevser, Eb
Yusuf tan mam Azamn cehm ve mrci olduuna dair rivayetleri ve onun syledii iddia edilen biz ona fkh
renmek iin gidiyoruz, dinimizde ise ona tabi olmuyoruz (Hatip el-Badad, a.g.e. s. 530) szn naklederek
gelen bu rivayetleri deerlendirmeye tabi tutuyor. Rivayetlerdeki zayf ravilere iaret edip Eb Yusuf un bu tr
sama szlerden ber olduunu dile getiriyor. Muhammed Zahid el-Kevser, Tenbul-Hatb al m Sakahu f
Tercemeti Eb Hanfe minl-Ekzib, Yeni Bask 1990, s. 144.
101 Eb Yusuf un talebelerinin genelde Kurnn yaratlmln kabul etmediini, mahlktur diyenlerin ise
onunla tartp ayrldn gryoruz. mam Muhammedin talebeleri ise, genel olarak Kurn mahlktur fikrini
benimsemitir. Bu da bizi, Eb Yusuf un Kurnn mahlk olmad fikrinde olduu ve hocas Eb Hanfenin
de byle dndne dair kendisinden gelen rivayetin yine ondan nakledilen dier rivayetlerden daha doru
olduu sonucuna gtrmektedir. mam Muhammed ise tam aksini savunmaktadr. Mehmet mit, Mihne Srecinde
Hanefiler, Hitit ni. lahiyat Fak. Der. c. 9, Say. 17, s. 101-130. Ayrca Hatip el-Badadde geen rivayetlerde de Eb
Yusuf un Kurnn mahlk olmadna, mam Muhammedin de mahlk olduuna inand dair rivayetler vardr.
Hatip el-Badad, a.g.e. s. 518528.
102 Hatip el-Badad, a.g.e. s. 518-528.
103 Tarihu Badad tahkik eden Bear Avvar Maruf, orada geen rivayetleri tenkite tbi tutmutur. Birok rivayetin
isnadnn olduka zayf olduunu ifade etmitir. Hatip el-Badad, a.g.e. s. 518-523.
3.2- Eb Hanfenin lafz mana ayrm. Eb Hanfe Kurn hakkndaki deerlendirmesini lafz mana ayrmna dayal olarak yapmtr. Kurnnn manasn
ifade eden Kelamullahn gayri mahlk, insanlarn telaffuzunda ortaya kan lafzn ise mahlk olduunu ifade etmitir. zellikle Ashabul-Hadis lafz ve mana
ayrm yapmadan Kurnn gayri mahlk olduunu kabul etmeyenlere, Kurn
mahlktur grn benimsedii ve Cehm104 olduu ithamnda bulunmulardr.
Kurnn mahiyeti hakkndaki gr lafz mana ayrmna dayanan Eb Hanfeye
de benzer ithamlar yneltilmitir.
3.3- Eb Hanfenin torunlarndan gelen rivayetlerin etkisi. mam Azamn
torunu olan ve Abbas devletinde kadlk grevinde bulunan smail b. Hammd
b. Eb Hanfeden, atas Eb Hanfenin Kurnn mahlkiyetine inandna dair
gelen rivayetin bu ithamn sebeplerinden biri olmas mmkndr.105 Bu iddiay
siyas nedenlere balamak kanaatimizce yanl olmaz. Onun bu szn, kadlnn son dnemlerindeki halifelerin resm politikalarn kabul ve onlara bir destek olarak deerlendirebiliriz. Torunu mer b. Hammd ise Eb Hanfenin bn
Eb Leyla tarafndan Kurnn mahlk olduu fikrinden tvbeye davet edildiini
sylemitir.106 Tehditle yaplan bu tvbe davetini niin kabul ettiini sorduunda
ise, Eb Hanfenin takiyye yaptm dediini aktarmtr. Fakat Eb Hanfenin
hayatn incelediimizde, onun en skntl anlarnda dahi takiyye yapmadn ve
tavrn muhafaza ettiini gryoruz. Bu durum rivayetin shhatinde phe uyandrmaktadr.
3.4- Halkul-Kurn fikrini savunan Mutezil limlerin amelde Hanef olmas.
Halkul-Kurn fikrinin en iddetli savunucular olan Mutezil limlerin hemen hepsi amelde Hanef fkhna tbi olmulardr. Bir b. Gyas el-Mers (v.218)
ve mihnenin uygulayclarndan olan bn Eb Dud (v.240) gibi amelde Hanef
olan Mutezil limlerden dolay, geriye dnk bir ina yaplarak mezhebin ncs
Eb Hanfeye de bu damgann vurulmu olmas mmkndr.107
Kurnn mahiyeti konusunda Eb Hanfeye farkl grlerin nispet edildiini
gryoruz. Konuyu Eb Hanfenin ifadeleri erevesinde deerlendirdiimizde,
bu rivayet ve nispetlerin gerekliini grm olacaz.
4- Eb Hanfeye Gre Kurnn Yaratlml Meselesi
Halkul-Kurn meselesi, ilk defa Eb Hanfe ve arkadalar dneminde gn104 Zahid el-Kevser, bu tr sulamalarn taassuba dm gruplardan kaynaklandn sylyor. Onlarn bir gn bir
eyle baka bir zaman tam zdd olan bir eyle itham ettiklerini syleyerek onlar Allaha havale ediyor. Kevser,
a.g.e. s. 143-4.
105 Hatip el-Badad, a.g.e, s. 520; Eb Zehra, Eb Hanfe, s. 208.
106 Hatip el-Badad, a.g.e, s. 520-1; Ebl-Hasan el-Ear, el-bane an Usuld-Diyane, Beyrut trs, s. 29.
107 Bu konuda Eb Hanfe ile ilgili gelen elikili rivayetlerin, bu konuyu savunan ve onlara muhalif olanlarn mam
kendi fikirlerine dayanak klmak iin gemie ynelik gsterdikleri abann bir sonucu olmas mmkndr. mit,
a.g.m., s. 109-110.
112 Aliyyul-Kr, buradaki kfr fetvasnn kfrn- nimet manasna hamledildiini sylemitir. Bu yorum zellikle
mam Azamn tekfir konusundaki hassasiyetine binaen yaplmaktadr. Fakat bu konuda u hususa da dikkat
ekebiliriz: Eb Hanfe Allahn kadm bir sfatnn mahlk olarak nitelenmesi dolaysyla Allahn ezeliliine halel
gelmi olaca iin bu kanaate varm olabilir. Hassas olduu tekfir konusunda byle bir gr dile getirmesinin,
Allahn kadm oluuna daha ok hassasiyet gstermesinden kaynaklanm olmas da mmkndr. mam Azam
Fkh- Ekber Aliyyul-Kr erhi, Ter: Yunus Vehbi Yavuz, ar Yaynlar, stanbul 2009, s. 56.
113 Hatip el-Badad, a.g.e. s. 518.
114 Eb Zehra, Eb Hanfe, s. 208.
The Study of Opinions about Abu Hanifa and Hanafi Jurists Regarding the
Issue of Being Right in the Ijtihad
Abu Hanifa explained his opinion about mujtahids who have different solutions in the
field of ijtihad that: every mujtahid is hitting the truth, the truth by the sight of Allah
is unique one. Hanafis followed his line, have the idea that the truth is unique one in
the field of ijtihad. There is no disagreement among Hanafis in taking part in the side
of musawwibah or mukhattiah group. They all have the opinion of the muhatte group.
The dissidence among Hanafis that is raised by Samarkandi, is related to the disagreement in detail within the mukhattiah group. Samarkandi did not accuse anyone of the
Hanafis of being from musawwibah. In this point, different evaluations against the
Hanafis are from other mazhabs and aim not to some specific Hanafi Usul writers but to
the Hanafi view in general on the issue of hitting the truth.
Keywords: Abu Hanifa, Hanafis, Mukhattiah, Musawwibah, Ijtihad.
Giri
ctihadda isabet (doruyu tutturma) meselesi, esas itibaryla, fkhn ictihada
ak sahasnda mctehidlerin vardklar sonulardan hepsinin doru mu yoksa
yalnz bir mctehidin vard sonucun mu doru olduu problemini konu edinmektedir. Dorudan ve hatadan sz edebilmek iin ise, mctehidin elde ettii sonucun kendisiyle llebilecei bir kstasn var olmas gerekmektedir. Bu sebeple ncelikle dorunun Allah katnda muayyen bulunan bir doru (hkm) mu
yoksa Allahn emrini yerine getirme anlamnda bir doru mu olduu, buna bal
olarak da dorunun tek veya ok olmas gndeme gelmektedir. Dorunun Allah
katnda muayyen bulunduunun kabul halinde ise buna ulatracak bir delilin
var olup olmadn ve eer var ise delilin katliini ve zannliini, ayrca mctehi*
ctihadda sabet Meselesi Balamnda Ebu Hanife ve Hanefi Usulcler Hakknda leri Srlen Grlerin Deerlendirilmesi | 271
Muhatteye gre, ictihad sahasndaki her hadise iin Allah katnda muayyen ve
tek bir doru (hak/hkm) bulunmaktadr. Bu doruya ulaan mctehid isabetli,
dierleri hataldr. Dolaysyla mctehid hata da isabet de edebilir. Bu grupta bulunanlar, sz konusu muayyen hkme gtren bir delilin bulunup bulunmadn
ve ayrca hata eden mctehidin mazur saylp saylmayacan kabul bakmndan
eitli ksmlara ayrlmlardr.
Musavvibeye gre ise, btn mctehidlerin ulat sonular dorudur. Mctehid hatal saylmaz. ctihadi meselede Allah katnda muayyen bir hkm bulunmayp ona gtren bir delil de yoktur. Doru, her mctehidin kendi ictihaddr.
Dolaysyla dorularn okluu sz konusudur.
Ana hatlaryla iki ana ara gruba ayrlan ictihadda isabet meselesi hakkndaki
grler, daha ayrntl ele alndnda bundan ok fazladr ve bunlarn birbirinden ayrlmasnda da baz glkler bulunmaktadr. Haneflerin grnn yerini
doru tespit edebilmek iin bu konuda var olduu sylenen grlere ve bunlarn
nispet edildii kiilere deinme zarureti vardr. Aratrmalarmza gre ictihadda
isabet meselesiyle ilgili toplam on gr ortaya kmtr. Bu grler yledir:2
A) ctihadi meselede Allah katnda muayyen bir hkm yoktur; hkm mctehidin zannna tbi olduu iin dorular oktur diyen musavvibe:
1) Dorularn hepsi eit seviyededir. Btn mctehidler isabetlidir. (birinci
gr)
2) Dorulardan biri daha stndr. Esasnda hepsi eit olmakla birlikte, mesele hakknda Allah Tela hkm verseydi byle hkm verirdi denebilecek bir
hkm vardr. Fakat buna isabet ykmll yoktur ve btn mctehidler isabetlidir. Bu gr ebeh gr olarak bilinmektedir. (ikinci gr)3
B) ctihadi meselede Allah katnda muayyen bir hkm vardr ve doru birdir
diyen muhatte:
1) Bu hkme dellet eden bir delil yoktur. Define bulmak gibi tesadfen isabet
eden iki ecir, hata eden bir ecir alr. (nc gr)4
2
3
4
Bu grlerle ilgili eitli taksimler bulunmaktadr. Bizim taksimimiz, Prof. Dr. brahim Kafi Dnmezin
tercih ettii ve Gazzl (. 505/1111) ile Abdlazz el-Buhr (. 730/1330) tarafndan gelitirilen taksim olup
aratrmamzda ulatmz baz sonulara gre tarafmzdan ilaveler ve deiiklikler yaplmtr. Bkz. Gazzl,
Eb Hmid, el-Mustasf, (Fevtihur-Rahamt ile birlikte) Drul-Erkam, Beyrut, ty. II, 551-552; Abdlazz elBuhr, Kefl-Esrr, Dersaadet: irket-i Sahafiye-i Osmaniye, stanbul, 1308, IV, 18-19; Dnmez, brahim Kafi,
ctihadn Balaycl Meselesi ve Fkh Mezheplerine Balanmann Anlam, Usl: slam Aratrmalar, Cilt: 1,
Say: 1, Adapazar, 2004, s. 36-37; Esen, Bilal, Hanefi Usul Eserlerinde ctihad Teorisi, Yaynlanmam Doktora Tezi,
Marmara niversitesi SBE, stanbul, 2010, s. 196-201.
Bu iki grn sahiplerine, ileride musavvibenin Mutezileden ibaret olup olmad tahlil edilirken yer verilecektir.
Bu gre taksimde yer verilmekle birlikte grebildiimiz kadaryla usul eserlerinde bu gr savunan bir isim
veya mezhep zikredilmemitir. Cesssn (. 370/980), delilin var olmasn kat delilin varl olarak takdim etmesi
ve ilme ulatrmayp zann- glib meydana getiren eyi mecazen delil saymas onun da bu nc gr savunduu
yanlgsna sebep olabilmitir. (rnek olarak bkz. Apaydn, ctihad, DA, XXI, 442. Kr. Cesss, Ebbekir Ahmed
b. Ali er-Rz, el-Fusl, Tahkih: Muhammed Muhammed Tamir, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut, 1420/2000, II,
200-201), Ancak onun konuyla ifadeleri bir araya getirildiinde, dier Hanefiler gibi ictihadi meselede zann delil
bulunduunu kabul edenler arasnda olduu grlmektedir.
2) Bu hkme dellet eden kat bir delil vardr ve mctehid isabet etmekle
ykmldr:5
a) Hata eden ecir alr. (drdnc gr)
b) Hata eden mazurdur; ne ecir ne de gnah kazanr. (beinci gr)
c) Hata eden dier kat konularda olduu gibi gnah kazanr. (altnc gr)6
3) Bu hkme dellet eden zann bir delil vardr:
a) Mctehid isabet etmekle ykml deildir. Delil kapal olduu iin hata etse
de ecir alr. (yedinci gr)7
b) Mctehid isabet etmekle ykmldr:
aa) Hata eden ecir alr, gnahkar olmaz. (sekizinci gr)8
bb) Hata eden mazurdur; ne ecir ne de gnah kazanr. (dokuzuncu gr)9
cc) Hata eden gnahkar olur. (onuncu gr)10
5
7
8
10
Mutezile eserlerinden erhul-Umedde belirtildii zere, ictihadi konuda kat delil ve muayyen hkm bulunduunu
syleyen bu gr ve alt grler, esasnda ictihad reddetmektedir. nk aksine cevaz vermeyecek ekilde kesin
hkmn bulunduu yerde ictihada mahal yoktur. Bu hususa Gazzl de dikkat ekmitir. Usulclerin geneli tarafndan
tasvip edilmeyen bu grn sahipleri ounluun anlad ekilde bir ictihad anlayna deil kendilerine zel bir ictihad
anlayna sahiptirler. Bkz. Basr, Ebl-Huseyn, erhul-Umed, Tahkik: Halil el-Meys, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut, ty.,
I, 374; Gazzl, el-Mustasfa, II, 554. Bu sebeple bu gre taksimde yer verilmesi esasnda uygun deildir. Fakat teden beri
usulcler isabet meselesiyle ilgili grleri bu ekilde taksim ederek gerek kyas ve ictihad kabul edenlerin gerekse kabul
etmeyenlerin fkhtaki gr farkllklarna nasl yaklatklarn zetlemeye almlardr. Hatta fkh ve ictihad konusu
olmayan, akliyytta isabet meselesi de birok usul kitabnda yer almtr.
Drdnc, beinci ve altnc gr sahipleri olarak bn Uleyye, Bir (. 218/833) ve Esam (. 200/816) isimleri ne
kmaktadr. Ancak onlarn bu grten hangisini savunduklar konusunda mellifler arasnda bir mutabakat yoktur.
Hata eden mctehidin gnahkar olaca grnn Bire ait olduu genelde kabul edilmektedir. bn Emril-Hccn (.
879/1474) belirttiine gre Zhirler ve mmiyye de hata eden mctehidin gnahkar olacan savunur. bn Uleyye ve
Esama nispet edilen grn hangisi olduu konusunda belli bir ynn arlk kazanmad ve her grn de bu
isimlere nispet edilebildii grlmektedir. Bir ile birlikte bu ismin, hata eden mctehidin ameli sahih olmaz ve verdii
karar da bozulur, dediklerine dair ifadeler ise yalnzca Abdlazz el-Buhrnin eserinde vardr. Mtekellimin usulclerinden
Rznin (. 606/1209) belirttiine gre bu isimler, mctehidin verdii kararn bozulacana kil deildirler. Yalnzca Esam
buna kildir. Bkz. Cesss, el-Fusl, II, 377, 381; Saymer, Eb Abdillah Huseyn b. Ali, Mesill-Hilf, (Kitab Masail al-Hilaf
f Usl al-Fiqh: Les Problemes de Divergences an Methodologie Juridique de Husayn b. Al as-Saymar isimli yaynlanmam
Doktora Tezi ierisinde, Hazrlayan (Prsente Par): Abdelouahad Jahdan), Universite De Provence-Aix-Marseille, 1991.
s. 303; Gazzl, el-Mustasf, II, 538; Semerkand, Alddn, Mzn, Mektebet Drit-Trs, Kahire, 1418/1997, s. 754;
Abdlaziz el-Buhr, Kefl-Esrr, IV, 19; Rz, Fahruddn, el-Mahsl, Tahkik: Taha Cabir Alvn, Messesetr-Risle,
yy., ty., VI, 35-36; bns-St, Muzafferuddn, Bedun-Nizm, Tahkik: Sad b. Aziz b. Mehdi Slemi, Cmiat mmilKur, Mekke, 1418, II, 681, 683; bn Emril-Hcc, Muhammed b. Muhammed, et-Takrr, Tashih: Abdullah Mahmud
Muhammed mer, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut, 1419/1999, III, 385, 390; bn Abdiekr, Muhibbullah, MsellemsSbt, (Gazalnin el-Mustasfsyla birlikte baslan Fevtihur-Rahamt iinde), Drul-Erkam, Beyrut, ty., II, 617.
Bir el-Mers ve Esamn Mutezil olduuna dair bkz. Ensr, Fevtihur-Rahamut, Drul-Erkam, Beyrut, ty. II, 617. Birin
Cehmiyyeden olduu hakknda bkz. Klavuz, A. Saim, Bir b. Giyas, DA, stanbul, 1992, VI, 220-221.
Bu gr savunanlar Hanefiler ve onlar gibi dnenler olup Hanefilerin gr ileride detayl incelenecektir.
Birok eserde, yedinci gr ile sekizinci gr birbirinden ayrt edilmeden ikisi de aynym gibi ifade edilmektedir
(bkz. Abdlazz el-Buhr, Kefl-Esrr, IV, 18-19; Molla Fenr, Muhammed b. Hamza, Fusll-Bedyi, eyh Yahy
Efendi Matbaas, stanbul 1289, II, 423). Ancak bata Semn (. 489/1096) ve bns-Sbk (. 771/1370) olmak
zere fi mezhebine mensup baz usulclerin, delil zann de olsa mctehidin isabetle ykml bulunduunu
sylemeleri ayrma gitmeyi gerekli klmtr. Sekizinci gr diye nitelediimiz bu gr sahipleri, mam fiinin
de kendi grlerinde olduunu sylemektedirler. (Semn, Ebl-Muzaffer, Kavt, Tahkik: Abdullah b. Hafz
el-Hakem, Mektebett-Tevbe, Riyad, 1419/1998, V, 19, 26-27, 56; Bennn, Abdurrahman, Hiyetl-Bennn,
Drul-Fikr, yy. 1402/1982, II, 390)
Bu gr, Debs, Abdlazz el-Buhr ve bnl-Hmm gibi usulcler tarafndan bir isme nispet edilmeksizin
aktarlmaktadr. Bkz. Debs, Eb Zeyd, Takvml-Edille, Tahkik: Halil el-Meyyis, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut,
1421/2001, s. 415; Abdlaziz el-Buhr, Kefl-Esrr, IV, 18; bnl-Hmm, Kemlddn, et-Tahrr, Tashih: Abdullah
Mahmud Muhammed mer, (et-Takrr vet-Tahbr iinde) Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut, 1419/1999, III, 389.
Bu gr, Cemul-Cevmi erh ve hiyelerinde bir isme nispet edilmeksizin zikredilmektedir. Bkz. Bennn,
ctihadda sabet Meselesi Balamnda Ebu Hanife ve Hanefi Usulcler Hakknda leri Srlen Grlerin Deerlendirilmesi | 273
11
12
14
15
Cesss, Ebbekir Ahmed b. Ali er-Rz, el-Fusl, Tahkih: Muhammed Muhammed Tamir, Drul-Ktbil-lmiyye,
Beyrut, 1420/2000, II, 246. filerden Cveyn (. 478/1085) de ictihadda isabet grn temellendirirken,
hakknda Allahn hkmnn bulunmad bir hadise yoktur diyerek meseleyi tahlile balamaktadr. yleyse, ayn
dnceyi dillendiren Kerhnin yukardaki szlerinin de, ictihadda isabet meselesindeki grn yansttn
sylemek mmkndr. Bkz. Cveyn, maml-Haremeyn Ebl-Mel, el-Burhn, Tahkik: Abdlazim ldb, Katar,
1399 h., II, 1325.
(% ) t*(7 O s4A :a# *(a 8*(b~ s4g, v# @ = % WU# *( in(, 8*(b~ s4A# K 2 q 8
4 C
U )
Cesss, el-Fusl, II, 379. Cessas Allah katndaki doruyu ifade iin hak kavramn pek kullanmamakta, hakikat,
ebeh ve matlup gibi kelimeleri daha ok tercih etmektedir. Onun oka kulland ebeh ifadesinin,
musavvibe iindeki ebehilerin syleminden farkl olduu, ebehi ikiye ayrmasndan ve bunlardan birinin Allah
katndaki hakikat anlamna geldiini belirtmesinden anlalmaktadr. Orijinalini aktardmz cmlenin, bu adan
deerlendirilmesi nemlidir.
Cesss, el-Fusl, II, 378-380, 430.
ctihadda sabet Meselesi Balamnda Ebu Hanife ve Hanefi Usulcler Hakknda leri Srlen Grlerin Deerlendirilmesi | 275
de eder veya hata eden mctehid bata isabetlidir, sonda hataldr16 biiminde
ifade etmilerdir. Dier yandan Hanefi usulcler, kendi grlerine taksimde yer
verirken de Debsyi takip etmiler ve hepsi kendilerini dorunun tek olduunu
kabul edenler arasnda saymlardr.17
Haneflerin benimsedii gr, ictihadi meselede Allah katnda muayyen bir
hkm bulunduunu fakat bu hkme gtrecek delilin zann olduunu savunan
ve taksimde yedinci gr olarak zikrettiimiz grtr. Bu gre gre, mctehid
hata da edebilir. Fakat bu hata, gnah kazandran bir hata deildir. Aksine mctehid ecir kazanr. Hkme gtren delil zann olduu iin, bir baka deyile, mesele
hakkndaki delil, kendisine ulalmak istenene ulatrd sylenebilecek bir delil
olmad iin mctehid hkme isabet etmekle ykml deil aratrma yapmakla ykmldr. Hanefilerin kendilerine nispet ettii bu gr ve ayrntlar, Semerkandi (. 539/1144) gibi dnen birka usulc dnda Haneflerin nerdeyse
tamamnca savunulmaktadr.18 Hanef usulcler, ictihadda isabet meselesindeki
grlerini aklamak yannda, konuyla ilgili tartmalar da tahlil etmekte ve bu
meseleyle ilgili gndeme gelen delillerin her birisi ile ilgili grler serdetmektedirler. Kendi grlerini savunmak iin ortaya koyduklar deliller ile bu delillere
kar yaplan itirazlar ve cevaplar Hanef usul eserlerinde geni yer tutmaktadr.
Bu delillerin tartmasna burada girmiyoruz.19 Fakat unu belirtmek gerekir ki,
Hanefilerin ictihadda isabet meselesindeki gr, ksaca u hususlar iermektedir:
ctihadi meselede, ictihaddan nce Allah katnda muayyen bir hkm bulunduu,
Allah katndaki dorunun tek olduu,
Doruya ulatran delilin zannlii,
Delilin zannlii sebebiyle isabet ykmllnn bulunmad,
Doruya ulaamayan mctehidin ilkesel olarak hatal saylaca,
ctihadnda hata eden mctehidin sonda hatal olsa bile bata isabetli saylaca,
Mctehidin gnahkar olmayaca ve her halkarda ecir alaca.
Hanefler dnda yedinci gr benimseyenlere gelince, Abdlazz el-Buhr
(. 730/1330), delilin zann olduu grn fukhann geneline ait bir gr
olarak belirtmi fakat bunlar iinde mctehidi bata isabetli sonda hatal sayan
Hanefler dnda bakalar bulunup bulunmadna deinmemitir. Molla Fenr
(. 834/1439); Eb Hanfe ve mam finin de iinde bulunduu cumhurun bu
16
17
18
19
(!,# u 8*(b~ a) ($*() $f# $8( ! )) kinci ifade, Semerkand gibi birka Hanef usulc tarafndan ($8(
$*()#) eklinde tabir edilmi olup bu gr ayrl ileride ayr bir balk altnda incelenecektir.
Debs, Takvml-Edille, s. 407; Pezdev, Usl, IV, 18; bns-St, Bedun-Nizm, II, 674.
Ksmi gr ayrlna ileride deinilecektir.
Geni bilgi iin bkz. Esen, Hanef Usul Eserlerinde ctihad Teorisi, s. 239-256.
21
22
23
Abdlaziz el-Buhr, Kefl-Esrr, IV, 19; Molla Fenr, Fusll-Bedyi, II, 423. arih Ensr (. 1225/1810)
ise drt mezhep imamnn dorunun teklii konusunda ittifak ettiini belirtmi ve daha alt ayrmlara dayanan
grlerde ittifak bulunmayabileceini ima etmitir. Bkz. bn Abdiekr, Msellems-Sbt, II, 618.
Leknev, Muhammed Abdlhalm, Kamerul-Akmr, (Molla Cvenin Nurul-Envryla birlikte) hsan Kitapevi,
stanbul, 1986, II, 171.
Serahs, emsleimme, Usl, Tahkik: Ebl-Vefa Efgani, Drl-Ktbil-lmiyye, Beyrut 1426/2005, II, 126, 142;
Abdlazz el-Buhr, Kefl-Esrr, I, 71;
Cesss, el-Fusl, II, 379, 430; Debs, Takvml-Edille, s. 407; Pezdev, Usl, IV, 18; Semerkand, Mznl-Usl, s.
753; Nesef, Kefl-Esrr, II, 169, 171.
ctihadda sabet Meselesi Balamnda Ebu Hanife ve Hanefi Usulcler Hakknda leri Srlen Grlerin Deerlendirilmesi | 277
ifade etmilerdir. Bu hatann hakiki veya mecazi saylmasn ise kendi grlerinin
ebeh grnden ayrlmas noktasnda ayrc bir unsur olarak sunmaktadrlar.
nk ebehiler de hata kavramn kullanmaktadr fakat bu hata, ebehe ulaamama bakmndandr ve hakikat anlamnda bir hata deildir. Ebehiler Allah
katnda muayyen ve mevcut bir dorunun deil greceli ve mecazi bir dorunun
varlndan sz ederler ki, bu, faraza Allah bu meselede hkm vermi olsayd
yle bir hkm verirdi denilen bir dorudur yani ebehtir.24 Dolaysyla bu tr bir
doruya isabet edemeyene nispet edilen hata, hakikat anlamnda deil mecazi bir
hatadr. Hanefler ise hatal olann, hakikaten hak olana isabet etmediini savunarak hem zhiren hem de btnen, dorularn okluunu savunan grlerden
uzak durmulardr. Zhiren uzak durmalar, dorularn okluu ve eitlii grnden uzak durmalardr ki, kendileri tek bir dorunun var olduunu syleyerek
burada aka kar tarafta yer almaktadrlar. Btnen uzak durmalar ise ebeh
grnden uzak durmalardr ki, ebehilerin ileri srd ebeh ile Hanefilerin
ileri srd ve Allah yannda bulunan hak birbirinden farkldr. Biri hakikat anlamnda dieri ise mecazidir.25
Hanefiler, kendi grlerini dorularn tek olduunu savunan muhattenin dier gruplarndan ayrmak iin de titizlik gstermilerdir. Aralarndaki fark, hata
eden mctehidi mutlak hatal kabul etmeyip, bata isabetli sonda hatal kabul etmelerinden kaynaklanmaktadr. Muhatte gruplarndan bazlar, farkl grler
beyan eden mctehidlerin hatasn mutlak hata olarak kabul etmitir. Hatta bunlardan bazlar, dinde ihtilaf olmamas gerektiini ileri srerek ictihadn meruiyetini sorgulamaya alm, neticede rey ile ictihad reddetmeye kalkmlardr.
Birok Hanefi usul eserinde buna deinilmekte ve her mctehidin bata isabet ettii vurgusu bu endieden kaynaklanmaktadr.26
Ksacas, ictihadda isabet meselesinde Hanef izgi hakknda u tespitler
nemlidir:
1- Hanef usulcler, dorularn okluu ve ebeh grlerini benimsediklerine
dair bir aklamada bulunmamlardr. Aksine, ictihadda isabet hakkndaki grlerin taksiminde dorularn okluu ve ebeh/ehak grne yer verdikleri halde,
kendilerini bundan farkl bir grupta gstermiler, kendilerini, dorunun tek olduu grn savunanlar arasnda saymlardr. te yandan kendi grlerinin,
dorularn okluu grnden nasl farkllk arz ettiini ifade eden aklamalar
da yapmlardr.27
24
25
26
27
Mliklerden Karfye gre, ebeh grn savunanlarn sz, Hz. Muhammedden sonra peygamber yoktur fakat
falanca kii ok drst ve hayrl biridir; Allah peygamber gnderseydi onu gnderirdi demeye benzemektedir.
Ebehe kil olmak, hakiki bir hkmn deil farazi ve takdiri bir hkmn bulunduuna kil olmaktr. Bkz. Karf,
erhu Tenkhil-Fusl, s. 345; Nefisl-Usl, IX, 3877.
Abdlazz el-Buhr, Kefl-Esrr, IV, 31; smend, Muhammed b. Abdlhamid, Bezln-Nazar, Mektebet DaritTrs, Kahire, 1412/1992, s. 695-696.
Cesss, el-Fusl, II, 189, 339, 425; Abdlaziz el-Buhr, Kefl-Esrr, IV, 19; Esen, Hanefi Usul Eserlerinde ctihad
Teorisi, s. 216-219.
Cesss, el-Fusl, II, 377-378; Debs, Takvml-Edille, s. 407; Abdlazz el-Buhr, Kefl-Esrr, IV, 18, bnsSt, Bedun-Nizm, II, 674, bnl-Hmm, et-Tahrr, III, 389.
2- Hanefilerden, elimize ulaan ilk usul kitabnn sahibi Cessstan itibaren btn Hanef usulcler, imamlarnn, dorunun tek olduu grn savunduunda
ittifak halindedir.28 rnein Pezdev, mtekaddimin ashabmz ve meyhmz
bu ekilde anladk demektedir.29
3- Gerek klasik dnem gerekse klasik sonras dnemdeki30 Hanef usul eserlerinin hibirinde, ictihadda isabet meselesinde Allah katndaki dorunun tek olduunu kabul bakmndan Hanefler arasnda bir gr ayrl bulunduundan
sz edilmemitir. Hibir Hanefi usulc, kendi mezhebinin usulclerinden birinin
dorularn okluu grn savunduunu aktarmamtr.
b. Hanefilere Gre Muhatte ve Musavvibe
lk eserlerden itibaren birok Hanefi usul eserinde konuyla ilgili grler, muhatte ve musavvibe tabirleri kullanlmakszn aktarlmakta ve grlerin taksimi,
dorularn okluunu kabul edenler ve dorunun tek olduunu ileri srenler olarak iki ana grupta yaplmaktadr31 ki Hanefilerin kendilerini, dorunun tek olduunu savunanlar arasnda saydn belirtmi bulunuyoruz.
Taraflar tanmlayan bir kavram olarak musavvibe kavramna ilk yer veren
Hanef usulc grebildiimiz kadaryla Abdlazz el-Buhr (. 730/1330)dir. Ona
gre, musavvibe, ictihaddan nce Allah katnda muayyen bir hkm bulunmadn, hkmn mctehidin zannna tbi olup her mctehid hakkndaki Allahn hkmnn mctehidin kendi ictihad olduunu kabul edenler, ksaca dorularn okluunu savunanlardr.32 Musavvibeye gre, btn mctehidler doruya isabet eder.
ctihadi sahada hata eden mctehid olmaz.
Musavvibenin gr, ictihad meselede Allah katnda muayyen bir hkm
bulunmad, dolaysyla ona gtren bir delilin de yok olduu kabulne dayanmaktadr. Onlara gre, doru her mctehidin kendi ictihadndan ibaret olduundan, mctehid saysnca doru bulunmaktadr. Bu dorularn, Allah tarafndan da
doru kabul edildiini ve Allahn bir hkm sayldn savunan musavvibenin bu
gr, Allah katnda birden ok doru bulunduunu savunan gr olarak tannmaktadr. Abdlazz Buhr de esasnda musavvibenin ayrc zelliinin dorularn okluunu savunmak olduuna zellikle vurgu yapmaktadr.
Musavvibe kavram, szlkte tasvb kknden gelmekte olmasna ramen
ictihadda isabet meselesindeki grlerin taksiminde, kk anlamnn armndan te ller gzetilmitir. Hanefiler konuyla ilgili taraflar gruplandrrken, her
28
29
30
31
32
Cesss, el-Fusl, II, 380-381, 430; Abdlaziz el-Buhr, Kefl-Esrr, IV, 24-26.
Pezdev, Usl, IV, 31.
Klasik dnem tabiriyle, Pezdev ncesi dnemi; klasik sonras dnem tabiriyle ise Pezdev sonras dnemi
kastediyoruz. Bkz. Esen, Hanefi Usul Eserlerinde ctihad Teorisi, s. 11-12, 14.
Cessas bu bakmdan bir istisna tekil etmektedir. O, eserinin baz yerlerinde btn mctehidleri isabetli kabul edip
etmemeyi, baz yerlerde ise ictihadi meselede delil bulunduunu kabul edip etmemeyi l alarak konuyla ilgili
grleri taksim etmitir. Bkz. Cesss, el-Fusl, II, 212, 214, 233, 237,252, 259; Esen Hanefi Usul Eserlerinde ctihad
Teorisi, s. 196-198.
Abdlaziz el-Buhr, Kefl-Esrr, IV, 18.
ctihadda sabet Meselesi Balamnda Ebu Hanife ve Hanefi Usulcler Hakknda leri Srlen Grlerin Deerlendirilmesi | 279
mctehidin grn herhangi bir ynden doru sayma ve isabetli grmeyi deil,
isabetli saymann arkasnda yatan temel kabul l almlardr. Buna gre musavvibe, dorularn okluunu savunanlardr.33
Musavvibenin karsnda yer alan grubu ise Abdlazz el-Buhr, herhangi bir
kelimeyle isimlendirmemitir. Bunun yerine o, muhattenin grlerine yer vermi ve bir bakma musavvibeyi tanmladktan sonra bunun karsnda yer alan
grubun tanmlanmasnn da yaplm olduunu dnmtr. Ona gre musavvibenin karsnda, mctehid hata veya isabet edebilir diyen ashabmz ile finin
ashabnn ou ve ehl-i hadis kelmclarndan baz kimseler bulunmaktadr ve
bunlar, ictihad meselelerde Allah katnda muayyen bir hkm bulunduunu,
baka bir deyile, dorunun tekliini kabul etmektedirler. Bu grupta yer alanlar
iin sonraki birok Hanefi usul eserinde muhatte ismi kullanlmakta ve Hanefler
de bu gruptan saylmaktadr.34
D. Hanefilerin ctihadda sabet Meselesindeki Gryle lgili ddialar
1. Hanefilerin, Musavvibe ve Mutezilenin Grlerini Benimsedii ddias
Musavvibe ve muhatte kavramlarna Haneflerden farkl anlamlar yklediklerinden veya Haneflerin ne srd grlerin esasnda farkl anlama geldiini
iddia etmek eklinde cedelci bir yaklama sahip olduklarndan dolay, mezhep
dndan baz usulclerin, Hanefileri musavvibeden sayd grlmektedir. Hanef
usul eserlerindeki verileri gz ard eden bu deerlendirme ve benzerleri, Hanef
usulclerin ikyetine de konu olmutur. Haneflerin itiraz zellikle, hata eden
mctehid bata isabetli sonda hataldr eklindeki szlerinin, dorularn okluunu savunan ebeh gryle ayn gsterilmeye allmasnadr ki, Hanefiler dndaki birok mellif bunu yapmtr. Bu melliflerin ilklerinden biri Basrdir. Ona
gre, doruya ulaamayan mctehidleri ictihadda isabetli, hkmde hatal kabul
edenler ebeh grn savunanlardr.35 Bu iddiaya cevap olarak baz Hanef usul
eserlerinde Mutezilenin, ictihadda isabet meselesinde Eb Hanfeyi kendi yanlarnda gstermeye alt ve buna bakarak kimilerinin onu Mutezileden sayd
fakat onun byle bir vasftan uzak olduu aklamas yaplmtr.36
Tarihte, Haneflerin ounun hatta Hanef imamlarn, musavvibenin grlerini ve zelikle de ebeh grn benimsedii eklinde bir ok iddia gndeme gelmitir. Bu iddialar ileri srenlerden kimileri Eb Ysuf ve Muhammedin,37 kimi33
34
35
36
37
Mctehidi herhangi bir ynden isabetli sayp her mctehidin ecir alacan sylemenin musavvibe nisbesinin
verilmesine gereke olamayaca, aksi halde nerdeyse btn usulcleri musavvibeden saymak gerekecei hususu,
ileride Hanefilere yneltilen eletiriler tahlil edilirken vurgulanacaktr.
Abdlaziz el-Buhr, Kefl-Esrr, IV, 18; bn Emril-Hcc, et-Takrr, III, 150; Emr Pdih, Muhammed Emin,
Teysrut-Tahrr, Matbaat Mustafa el-Bb, yy, 1350 h., IV, 211.
Basr, el-Mutemed, II, 949-950.
Nesef, Kefl-Esrr, I, 6; Abdlazz el-Buhr, Kefl-Esrr, I, 8, IV, 25; Molla Cven, Ahmed b. Eb Sad, NrulEnvr, hsan Kitapevi, stanbul, 1986, II, 170.
bns-Sbk, Tacddn, Cemul-Cevami, Talik: Abdlmnim Halil brahim, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut,
1424/2003, s. 120; Raf ul-Hacib, Tahkik: Abdlmnim Halil brahim, Tahkik: Ali Muhammed Muavvaz-Adil
42
43
ctihadda sabet Meselesi Balamnda Ebu Hanife ve Hanefi Usulcler Hakknda leri Srlen Grlerin Deerlendirilmesi | 281
45
46
47
48
Nesef, Kefl-Esrr, II, 171; Abdlaziz el-Buhr, Kefl-Esrr, IV, 18-19; Sadruera, Ubeydullah b. Mesud elMahbb, et-Tavzh, (et-Telvih ile birlikte) Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut, ty., II, 251-252; Molla Cven, NrulEnvr, II, 170.
Q) 8
J ) 4,#2# ,J 8 8*(7 Ba 8*(b~ :!/ 2
# IA O f +4 87, 8N# 8
4 )_ J! 4% Q))
@ ? J g, v a#) Semn, Kavt, V, 19.
Eb Hanfe ise ona gre, dier mezhep imam ile birlikte muhattedendir. Bkz. bns-Sbk, Cemul-Cevami, s.
120; Raf ul-Hacib, IV, 545-546.
Mut, Muhammed Baht, Slleml-Vusl, snevnin Nihyets-Sl ile birlikte) leml-Ktb, Kahire 1343 h.,
IV, 563. Kr. Cesss, el-Fusl, II, 379, 430.
Zerke, el-Bahrul-Muht, VI, 246.
ctihadda sabet Meselesi Balamnda Ebu Hanife ve Hanefi Usulcler Hakknda leri Srlen Grlerin Deerlendirilmesi | 283
55
56
Pezdev, Usl, IV, 31; lhan, Avni, Aslah DA, stanbul, 1991, III, 495.
Abdlaziz el-Buhr, Kefl-Esrr, IV, 31; Molla Fenr, Fusll-Bedyi, II, 421.
telendirmelerde bulunarak dorularn okluu grn btn Mutezileye nispet etmemeye almalardr. Hatta bns-St (. 694/1295), bu gr sadece
Cbb ve oluna nispet etmitir. bnl-Hmm (. 861/1456) ise ictihad meselede muayyen bir hkm bulunmad grn Cbbnin savunduunu belirtmi, ardndan da Mutezileye de nispet edilmitir eklinde bir ifade kullanarak
bu nispete mesafeli yaklamtr.57 bn Abdiekr (. 1119/1707) ise bu grn
btn Mutezileye nispetinin zayf olduunu aka belirtmitir. Ona gre hsnkubuhun eyann zatyla ilgili olduunu syleyen Mutezilenin hepsi dorularn
okluuna kil olmu olamaz. Bu sebeple kendisi, her mctehidin isabetli olduu
anlamna gelen bu gr gerek Mutezile ve gerekse Earlikin geneline nispet
etmekten ziyade Cbb, Baklln, ve Ear gibi isimlere nispet etmeyi tercih etmitir. Bu husus Seyyid Beyin (. 1366/1946) de dikkatini ekmi ve o da ayrntl
olarak bu hususu vurgulamtr.58
Earlere gelince, kimi eserlerde onlarn ounun dorularn okluu grnde olduu belirtilirken59 kimi eserlerde ise mezhepten bahsedilmeksizin
Ear, Gazzl gibi tek tek isimlere bu gr nispet edilmektedir.60 Molla Fenr
ise Rznin ifadelerini aynen tekrarlayarak, bizdeki ve Muteziledeki kelmclarn
ou bu grtedir demektedir.61 Leknev ise baz Earlerin bu grte olduunu
sylemitir.62
Baz Hanef usul eserlerinde, dorularn okluu grnn Ebl-Hasen elEarye (. 324/935-36) nispet edilmesine Horasan Earlerinden itiraz geldii ve
bu nispetin sahih grlmedii belirtilmektedir.63 Ancak Hanefler dndan da rnein Cveyn, eyhimiz dedii Earnin musavvibeden olduunu belirtmitir.64
Esasnda hsn-kubuhun zatiliini kabul etmeyen ve hayr-er, adalet-hak gibi hususlarn riin hitabndan sonra var olduuna kil olan Earlerin, ictihad meselede ictihaddan nce Allah katnda muayyen bir dorunun bulunmadn savunmas beklenen bir tavrdr.65 Ancak Earlerin kabul ettii bir baka gre gre
hkm kadmdir. Hkmn kadm olduu anlay ile ictihad meselede ictihaddan
nce muayyen bir hkm bulunmad gr birbiriyle eliik grnmektedir.
Bu elikiyi bertaraf etmek zere getirilen izahlardan birine gre Allahn ictihad
meselede bir hitab vardr, fakat bu hitap, ictihaddan nce meseleye taalluk etmemektedir. Hitabn vcb veya hurmet eklinde belirginlemesi mctehidin zan57
58
59
60
61
62
63
64
65
Semerkand, Mzn, s. 320 ve zellikle 754; Abdlaziz el-Buhr, Kefl-Esrr, IV, 18; bns-St, Bedun-Nizm,
II, 683; bnl-Hmm, et-Tahrr, II, 388.
bn Abdiekr, Msellems-Sbt, II, 618; Seyyid Bey, Muhammed Seyyid, Medhal, (Usl-i Fkh Dersleri
Mebhisinden rade, Kaza ve Kader eseriyle birlikte) Asitane Kitabevi, stanbul, ty., I, 187. Mliklerden bn Rd elHafid (. 595/1198) de, hkmlerin zat sfatlar olduu anlayn savunanlarn her mctehidi isabetli saymalarnn
mmkn olmadn belirtmektedir. Bkz. Apaydn, ctihad, DA, XXI, s. 441.
Semerkand, Mzn, s. 754; Lmi, Kitb f Uslil-Fkh, s. 202.
Nesef, Kefl-Esrr, II, 170.
Molla Fenr, Fusll-Bedyi, II, 417. Kr. Rz, el-Mahsl, VI, 34.
Leknev, Kamerul-Akmr, II, 169.
bn Emril-Hcc, et-Takrr, III, 388; Ensr, Fevtihur-Rahamt, II, 617.
Cveyn, el-Burhn, II, 1319.
Seyyid Bey, Medhal, I, 187.
ctihadda sabet Meselesi Balamnda Ebu Hanife ve Hanefi Usulcler Hakknda leri Srlen Grlerin Deerlendirilmesi | 285
Teftzn, Sadddn Mesd b. mer, et-Telvh, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut, ty., II, 248; bn Emril-Hcc, etTakrr, III, 388; Apaydn, ctihad, DA, XXI, s. 441.
bn Abdiekr, Msellems-Sbt, II, 618.
Eariyyenin daha ok Mutezileye bir kar tez olarak doduu ve felsefeye kar tez olarak devam ettii hakknda
bkz. Klavuz, A. Saim, Anahatlaryla slm Akaidi ve Kelma Giri, Ensar Neriyat, stanbul, 1993, s. 303-304.
Bu tr iddialar ileri sren almalara rnek olarak bkz. zen, Eb Mansr el-Mtrdnin Fkh Uslnn Yeniden
nas, s. 151; Telkenarolu, Fkh Usulnde Muhatte ve Musavvibe, s. 136.
Bu iddiay gndeme getiren bir alma iin bkz. Zysow, Aron, Mutazilism and Mturdism in Hanaf Legal
Theory, Studies in Islamic Legal Theory, Edited by Bernard G. Weiss, Brill, Leiden-Boston-Kln, 2002, s. 243. Ayrca
bkz. zen, Eb Mansr el-Mtrdnin Fkh Uslnn Yeniden nas, s. 151.
73
74
75
ctihadda sabet Meselesi Balamnda Ebu Hanife ve Hanefi Usulcler Hakknda leri Srlen Grlerin Deerlendirilmesi | 287
sa b. Ebnn sukti icm huccet kabul etmedii iddiasnn tartmal olduu hakknda bkz. Boynukaln, Mehmet,
r sa b. Ebn el-Usliyye, Marmara nv. lahiyat Fakltesi Dergisi, Say 35 (2008/2), stanbul, s. 55.
rz, erhul-Luma, II, 1055-1056; Telkenarolu, Fkh Usulnde Muhatte ve Musavvibe, s. 56 ve zellikle 95-97.
rnein bkz. Telkenarolu, Fkh Usulnde Muhatte ve Musavvibe, s. 237-238.
Cesss, el-Fusl, II, 332-333, 413-418; Serahs, Usl, II, 14; Abdlazz el-Buhr, Kefl-Esrr, III, 80; Ensr,
Fevtihur-Rahamt, II, 365-366. Detayl bilgi iin bkz. Esen, Hanefi Usul Eserlerinde ctihad Teorisi, s. 256-263.
olmas gerektiini belirtmitir. Bu konuda da Cesssn syledikleri, dier Hanefilerin sylediklerinden farkl deildir.80
d) lletin Tahsisi Meselesi
Musavvibenin grlerinin bir uzants olduu sylenen hususlardan bir dieri, mstenbat illetin tahsisi (tahssl-ille) meselesidir.81 Ksaca illet bulunduu halde bir engel sebebiyle hkmn bulunmamas anlamna gelen illetin tahsisi
meselesi zellikle Hanef usulcleri oka megul etmi bir konudur. Irak ekolne
mensup usulcler ve Debs tarafndan mstenbat illetin tahsis edilebilecei kabul edilirken Debs dndaki Mvernnehir ekolne mensup usulclerce buna
kar klmtr. Manss illetin tahsisi ise genellikle kabul edilmektedir.82 Mtekaddimin usulclerin, illetin nakza uramas ile tahsisini birbirinden farkl
deerlendirdikleri belirtilmekle birlikte mteahhirin dneminde her iki kavram
da ayn hususu ifade etmek zere kullanlr olmutur.83
lletin tahsisini kabul eden ve etmeyenler ok eitli ekollere mensup olup belli
bir mezhebe nispet etmek kolay deildir. Mlik ve Ahmed b. Hanbelin de illetin tahsisini kabul ettii rivayetleri buna rnektir.84 Hatta filer ve Haneflerin
karlkl olarak birbirlerine illetin tahsisini kabul etme isnadnda bulunduklar
belirtilmektedir.85 Molla Hsreve gre, illetin tahsisini kabul eden usulcler ounluktadr.86
Hanefler iinde Cessstan balayacak olursak o, illetin tahsini aka kabul etmekte ve Hanef imamlarn da bu grte olduu hakknda kendi zamanna kadar
ihtilaf olmadn belirtmektedir. Kendi zamanndaki bir kimsenin, imamlardan
gelen baz fetvalara bakarak aksini sylemeye altna deinen Cesssa gre, o
kiinin bu abas bounadr. mamlarn illetin tahsisini kabul ettii, inkar edilemeyecek kadar mehurdur.87 Debsnin illetin tahsisini kabul ettii de aktr.88
Hanefiler usulclerden, illetin tahsisini kabule kar en ak tepkiyi gsteren
Serahsdir. Ona gre bu tahsisi kabul etmek, Mutezilenin grlerine meyletmek
demektir. O yle demektedir: lletin tahsisine cevaz veren kii, btn mctehidleri
isabetli saymak, nas gibi ictihadn da her trl hata ve bozukluktan masun olduunu savunmak mecburiyetinde kalr. Bu ise btn mctehidlerin hakikaten hakka
isabet ettiini, ictihadn ilm-i yakn meydana getirdiini aka beyandr. Bu da bir
80
81
82
83
84
85
86
87
88
Cesss, el-Fusl, II, 372; Debs, Takvmul-Edille, s. 410; Semerkand, Mznl-Usl, s. 676.
Serahs, Usl, II, 208, 211-212; zen, kr, Ehl-i Snnet Usl-i Fkhnn Teekklnde Kelm Tartmalarn
Rol, Tarihte ve Gnmzde Ehl-i Snnet (Milletleraras Tartmal lmi Toplant-10), slami limler Aratrma
Vakf, stanbul, 2006, s. 212-213.
Dnmez, brahim Kafi, llet, DA, stanbul, 2000, XXII, 119.
Abdlazz el-Buhr, Kefl-Esrr, IV, 33; bns-Sbk, Raf ul-Hacib, IV, 190-191. Kr. bnl-Hmm, et-Tahrr,
II, 219 vd.
Abdlazz el-Buhr, Kefl-Esrr, IV, 32; bn Emril-Hcc, et-Takrr, III, 219.
Telkenarolu, Fkh Usulnde Muhatte ve Musavvibe, s. 248.
Molla Hsrev, Mirt, II, 346.
Cesss, el-Fusl, II, 302-306, 319, 351, 356.
Debs, Takvml-Edille, s. 280, 310, 312-313.
ctihadda sabet Meselesi Balamnda Ebu Hanife ve Hanefi Usulcler Hakknda leri Srlen Grlerin Deerlendirilmesi | 289
ynden aslahn vcbuna, bir baka ynden de el-menzile beynel-menzileteyn grne ve tvbe etmeden len ehl-i kebirin cehennemde ebedi kalacaklarna kil
olmak demektir. Btn bunlar, illetin tahsisini kabulde birok ynden Mutezile
usulne meyil vardr eklindeki szmzn anlamdr. Pezdev ve sonrasndaki
baz usulcler de buna benzer ifadelere yer vermilerdir.89
Irakl Haneflerle Semerkandllar arasnda nemli gr ayrlklarna deinmesiyle temayz eden Semerkand, illetin tahsisi meselesinin de bu gr ayrlklarndan biri olduunu ifade etmektedir. Semerkand, illetin tahsisini kabuln
ictihadda isabet meselesinde musavvibenin yannda yer almak anlamna geleceine dair aka bir ifade kullanmamakta fakat bu grn Irakl Hanefler ve
Debs yannda, Basr hari, mteahhirin Mutezile tarafndan da savunulduunu
belirtmektedir. Semerkand, Irakllar ve Semerkandllar arasndaki dier ihtilaflar
aktarrken birok meselede kendi blgesindeki mteahhirin Haneflerin de Irakllar ve Debs ile ayn grte olduunu belirtmekteyken,90 illetin tahsisini kabul
etmeyen gr Semerkandllara ve Mturidye nispet ettikten sonra eski ve yeni,
Buhr meyhnn (hepsinin) gr de budur demesi dikkat ekmektedir.91 Ayrca dikkat ekici nokta, illetin tahsisini kabul etmeme bakmndan Mutezileden
Basrnin de Semerkandllarn yannda bulunmasdr.92
Hanefler iinde illetin tahsisini savunan eilimin gittike azald sylenebilse
de,93 bir dnemden sonra gerek dier mezheplerden gerekse Hanef mezhebinden
bir takm muhakkik usulcler illetin tahsisini tekrar savunmaya balamlardr.
Neticede rnein Hanefilerden bn Abdiekr, bir mni sebebiyle bunun caiz olabilecei grn muhtr gr olarak nitelendirmitir.94
Serahsnin mezkur tepkisini tahlil edecek olursak, burada illetin tahsisini savunmann tasvb grne gtrecei endiesi yer almaktadr. Bununla birlikte
Serahs, bundan yola karak, illetin tahsisini kabul ettii iin herhangi bir usulcy ismen musavvibeden saymam ve Hanefler iinde tasvb grn benimseyenlerin bulunduundan da sz etmemitir. Mezkur szlerde, iki grn zihniyet
olarak birbirine benzediine yaplan bir vurgu, Mutezileye ynelik bir eletiri ve
bu gre meyledeceklere de bir uyar vardr.
lletin tahsisini kabuln, teorik olarak musavvibenin tasvb grn kabul etmekle ayn anlama gelecei, tartmal bir iddiadr. Grdmz kadaryla sonraki
dnemlerde birok Hanef tarafndan, tasvb gr ile illetin tahsisi grlerinin
birbirini ilzam etmedii belirtilmekte ve hatta illetin tahsisini kabul etmeyenlerin
beyanlarnn da bir ynyle musavvibenin tasvb grne gtrd ifade edil89
90
91
92
93
94
Serahs, Usl, II, 208 ve zellikle 211-212; Pezdev, Usl, IV, 38; Nesef, Kefl-Esrr, II, 176.
Semerkand, Mzn, s. 364, 636.
Semerkand, Mzn, s. 730-731.
Semerkand, Mzn, s. 730-731; bnl-Hmm, et-Tahrr, III, 219.
Baolu, Tuncay, Hicr Beinci Asr Fkh Usl Eserlerinde llet Tartmalar, Yaynlanmam Doktora Tezi,
Marmara niversitesi SBE, 2001, s.139.
bnl-Hcib, el-Muhtasar, IV, 190; bnl-Hmm, et-Tahrr, II, 219; bn Abdiekr, Msellems-Sbt, II, 493.
96
97
98
99
Abdlazzel-Buhr, Kefl-Esrr, IV, 37-39,c 42; bnl-Hmm, et-Tahrr, III, 224; bn Kemal, emsddn
Ahmed b. Keml Kemlpaazde, Tayrut-Tenkh, Ceml Efendi Matbaas, stanbul, 1308, s. 197; zmir, Fdl
Muhammed, Hiye alel-Mirt, Matbaatl-Hcc Muharrem Efendi el-Bosnevi, stanbul, 1285, II, 346; Ensr,
Fevtihur-Rahamt, II, 490, 495; Leknev, Kamerul-Akmr, II, 177.
bn Emril-Hacc, et-Takrr, III, 224.
Abdlazz el-Buhr, Kefl-Esrr, IV, 39.
Tarihte, baz Haneflerin Mutezil olduklar gerekesiyle tvbeye zorlandklar, bozduklar takdirde
cezalandrlacaklarna dair kendilerinden yazl ahidnmeler alnd vb. rivayetler iin bkz. zen, Eb Mansr
el-Matrdnin Fkh Uslnn Yeniden nas, s. 186 vd.
Kr. zen, Eb Mansr el-Matrdnin Fkh Uslnn Yeniden nas, s. 150-151.
ctihadda sabet Meselesi Balamnda Ebu Hanife ve Hanefi Usulcler Hakknda leri Srlen Grlerin Deerlendirilmesi | 291
ctihadda sabet Meselesi Balamnda Ebu Hanife ve Hanefi Usulcler Hakknda leri Srlen Grlerin Deerlendirilmesi | 293
olduu renildiinde, yaplan amelin batl olmasna benzetmektedirler. Bir kiinin, temizliinden phelendii elbisenin veya suyun istishben temiz olduuna
kanaat getirerek bunlarla namaz klmas, sonra da bunlarn necis olduu ortaya
knca amelinin asldan fasid olmas da bunun gibidir. Ayn ekilde kble ynn aratrarak namaz klann hatas sonradan ortaya ksa namaz iade etmesi
gerekir. Onlarn bu izahna kar kan Debs, saylan rnekler arasnda farkllk bulunduunu belirtmektedir. Mesela nassa muhalif ictihada binaen yaplan
amelin iade edilmesi, en bata ictihadn shhat artlarna uygun yaplmamasna
mebnidir. nk nas, ulalmas mmkn olan bir eydir ve ona aykr ictihad
eden kusurludur. Amelin iadesinin gerekmemesi ise delilin deiik haller gsterdii ve hakikate tam olarak ulatramad durumlardadr. ctihad ettii halde
hatal tarafa doru namaz kld anlalan kii iade etmez. nk kble; gne ve
yldzlara gre tespit edilmektedir ve bu delillerin de trl halleri bulunduundan
tam olarak hakikate ulamak mmkn olmamaktadr. Delil kusurlu olduu iin
ykmllk kbleye dnmek deil kble olduu umulan tarafa dnmektir. Ayn
ekilde fakir zannyla bir kiiye sadaka verdikten sonra bu kiinin zengin olduu
ortaya karsa tekrar vermek gerekmez. nk baka birinin fakirliini tam olarak gsteren delil bulunamaz ve bunda zorluk vardr. Delilin bu durumu, yaplan
amelin geerli saylmasn gerektirir. Fakat necis elbise ve su ile namaz klann durumu farkldr. Bunlarda hata olduu aa knca amelin iadesi gerekir. nk
aratrmay kusurlu yapmtr.108
ctihadn banda hatay, amelin iptal olmas ve iade gerekmesi eklinde aklayan Debs gibi usulcler bulunmakla birlikte, mctehidin bata hatal olduunu bizzat benimseyen Semerkand, bu grn, hatal ameli iade etmeyi gerektirmesinden bahsetmemekte ve kble meselesinde hata ortaya ktnda iadenin
gerekmeyeceini sylemektedir. Ona gre bu durum, teyemmmle namaz kldktan sonra su bulunmas halinde iade gerekmemesine benzemektedir.109 Bu da gstermektedir ki sz konusu grn sahiplerine baka usulcler tarafndan nispet
edilen neticelere ihtiyatl yaklalmas gerekmektedir.
Sadrueraya gre bata isabet ve hata, delile nazaran isabet ve hata; sonda
isabet ve hata ise hkmde isabet ve hatadr. Ona gre hata eden mctehidi bata isabetli kabul edenler, onu delile nazaran yani, gerekli artlar ve erkan tayan (zann) bir delil getirme bakmndan isabetli ve fatebir emrine uymu kabul
etmektedir. nk er konularda burhn- kat getirmek onun gc dahilinde
olmayan bir ey olup zann delil bulmas yeterlidir. Molla Hsrev de bata isabetli olmay, Sadruera gibi aklamtr.110 Bu izahta, mctehidi bata hatal kabul
edenler hakknda, ictihadla yaplan ameli batl grdkleri ve iadeyi gerekli grdkleri eklinde bir nispet yaplmamaktadr.
108 Debs, Takvml-Edille, s. 410-414; Abdlazz el-Buhr, Kefl-Esrr, IV, 27; Molla Fenr, Fusll-Bedyi, II,
422-423.
109 Semerkand, Mzn, s. 762.
110 Sadruera, et-Tavzh, II, 252; Molla Hsrev, Mirt, II, 467.
ctihadda sabet Meselesi Balamnda Ebu Hanife ve Hanefi Usulcler Hakknda leri Srlen Grlerin Deerlendirilmesi | 295
Mctehidin bata isabet veya hata etmesi, ictihad emrine uyma ve kendince
(zann) delil getirme bakmndan ele alndnda mctehidin bata hata ettiini
sylemenin anlamszlaaca ve savunulamayaca ortaya kmaktadr. Bunu ileri
sren bnl-Hmm, Hanefler arasnda muhtar gre gre hata eden mctehidin bata isabetli sonda hatal kabul edildiini belirtmi, ardndan da hem bata
hem de sonda hatal kabul edenlerin bulunduunu ileri srmenin ve Hanefler
iinde gr ayrlndan bahsetmenin gereklii yanstmadn ifade etmitir.
Daha sonra yle demektedir: ctihad emrine uymak anlamnda bata hata kesinlikle sz konusu deildir. Emri yerine getirmek hata saylamaz. Mctehidin bata
hatal olmas, ictihadn shhat artlarndan bazlarn ihlal etmesi eklinde anlalacak olursa bunun hatal kabul edilmesinde de ittifak vardr.111 Dolaysyla bnlHmm, hata eden mctehidin bata hatal olup olmad bakmndan Hanefler
arasnda gr ayrl bulunduunu sylemenin anlamsz olduuna iaret etmektedir. bn Nceym de onun tahlilini alnt yapmtr.112 Bu tahlil, gr ayrln
gndeme getiren Semerkandye bir eletiri gibi gzkmektedir.
Hanefler arasndaki gr ayrlnn lafz olabileceini belirten bn EmrilHcca gre, hata eden mctehidi hem bata hem de sonda hatal kabul edenler,
mctehidin tutunduu delilin hkme gtrmesi gerektiini, gtremediinde ise hem delilde hem sonuta hata etmi saylacan savunmaktadrlar. Hata
eden mctehidi bata isabetli kabul edenler ise ictihadn artlarna riayet ve delil
bulma konusundaki gayrete itibar etmektedir.113 Dolaysyla bundan, sz konusu
tartmann pratik bir neticesinin olmad anlam kar. Lafzdaki farkllk ise,
Semerkand gibi dnenlerin, delilin hkme ulatrmasn ve dolaysyla isabet
ykmlln ngrm olmalardr. ctihadda isabet meselesinin temelinde
yer alan Allah katndaki doruya isabet hakknda ise her iki grup da ayn grtedir ve her mctehidin sonda (intihen) isabetli olmadn kabul ederler. Bunun
karsnda ise her mctehidin sonda yani Allah katndaki doru bakmndan isabet ettiini savunan musavvibe vardr.
Kamerul-Akmr mellifi Abdlhalim Leknev (hicri 13. yzyl), bata veya
sonda isabetli olmann ne anlama geldiine dair ileri srlen grleri ve bunlardan hangisinin Mtrd tarafndan savunulmu olabileceini genie tartarak
konuyla ilgili drt izaha yer vermitir:
1) Bata hata, mctehidin ecir alamayacak olmas; sonda hata, mctehidin
muaheze edilmemesi anlamna gelmektedir. Bu izah dikkate alnrsa, hem bata
hem sonda hataldr diyenlere gre, hata eden mctehid muaheze edilmeyecek fakat ecir de alamayacak; bata isabetlidir diyenlere gre ise ecir alacaktr. Ancak bu
aklama yanltr. nk hata eden mctehidin ecir alacanda, baz Mutezile dnda ittifak vardr. Dolaysyla Mtrd hata eden mctehidin ecir alamayacan
sylemi olamaz.
111 bnl-Hmm, et-Tahrr, III, 391.
112 bn Nceym, Fethul-Gaffr, III, 41.
113 bn Emril-Hcc, et-Takrr, III, 391.
2) Bata hata, hataya dayanarak yaplan amelin batl olmas; sonda hata ise,
hata aa ktnda kaza vb. eylerle amelin telafi edilmesidir. Buna gre mctehidin hem bata hem de sonda hatal olduunu syleyenler, hata zere bulunan amelin batl olduunu ve hata ortaya knca kaza vb. eylerle telafi edilmesi
gerektiini sylemi olur. Bata isabetli sonda hataldr diyenler ise, amelin batl
olmadn ancak hata ortaya knca kaza vb. gerektiini sylemi olur. Bu izah
da doru deildir. nk Mtrd, mctehidlerin ihtilaf ettii hususlarda hangi
grle amel edilirse edilsin caiz olacan aklamtr. Hatta bu konuda icm vardr. Mesela Bedir esirleriyle ilgili de ayetle ikaz yaplp hata ortaya ktktan sonra
geriye dnk telafi yaplmamtr.
3) Bata hata, ictihad fiilinde hata; sonda hata ise neticeyi istihra etmekte hatadr. Bu izah da yanltr. nk mctehidin ictihad emrine boyun emesi hatal
saylamaz. ctihad fiili, boyun emenin gstergesidir.
4) ounlua gre bata hata, ictihad derken mukaddimelerin tertibinde hatadr. Sonda hata ise, neticeyi istihra etmede hatadr. Bu aklama Mtrdnin
kavlinde bulanklk brakmaz. Buna gre hata eden mctehidi hem bata hem sonda hatal kabul etmek, hem mukaddimelerin tertibinde hem de bunlardan sonu
karmada hatal kabul etmek anlamna gelir. Ancak bu izah kabul edilecek olursa
o takdirde muhtar olduu sylenen ve ounluk Haneflerce savunulan gr de
anlaml olmaz. nk onlar hata eden mctehidi bata isabetli kabul etmektedirler. Mukaddimelerin tertibi sahih olmasna ramen neticede hata bulunduunu
sylemek anlalmaz bir durum olacaktr. Ancak, zann delillerin hkm lazm
klmad, delilde ve mukaddimelerin tertibinde sahihlik ve isabet sz konusu olsa
bile hkmde ve neticeyi karmada hata olabilecei sylenirse o takdirde bu gr de anlalr hale gelir.114
bn Emril-Hcc ve Leknevnin aklamalar, Hanefler arasndaki gr ayrlnn ictihad meselede mctehidin kulland delilin hkme ulatrp ulatrmamas bakmndan yaandna iaret etmektedir. Delil hkme ulatrmaldr diyen
Semerkand gibi usulcler isabet ykmlln ngrmekte ve isabet olmaynca
mutlak olarak hata kavramnn kullanlmasnda saknca grmemektedirler. ounluk Hanefler ise isabet ykmlln ngrmemekte ve mutlak hatadan deil ksm hatadan yani mctehidin sadece sonda hatal olduundan sz edilmesini
uygun grmektedirler.
Hata kavramn mutlak olarak kullananlarn isabet ykmlln ngrmesi sebebiyle olmal ki Abdlazz Buhr, Semerkandnin Mturdye nispet ettii
bu gr, ictihad meselede kat delil bulunduunu ve bu delil sayesinde doruya
isabet etmenin art olduunu ileri sren Esam gibi Mutezillerce savunulan beinci
grle rttrmtr.115 Fakat daha nce getii zere Esam gibi dnenlerin
114 Leknev, Kamerul-Akmr, II, 171.
115 Abdlaziz el-Buhr, Kefl-Esrr, IV, 19. Ayrca bkz. zen, kr, mam Eb Mansr el-Mturdnin Fkh
Uslnn nas, mam Mturd ve Maturidilik: Tarihi Arka Plan, Hayat, Eserleri, Fikirleri ve Maturidilik Mezhebi,
ctihadda sabet Meselesi Balamnda Ebu Hanife ve Hanefi Usulcler Hakknda leri Srlen Grlerin Deerlendirilmesi | 297
grleri, hata eden mctehidin ecir alamamas yannda gnahkar olmas gibi hususlar da iermektedir. Halbuki Semerkand, kendisinin ve Mturdnin benimsedii gre gre hata eden mctehidin sadece mazur olmayacan ayrca ecir
alacan sylemi ve ictihad meseledeki delili kat deil, zhir kabilinden kabul
etmitir.116 Ksacas o, ictihadi meselede kat delil bulunduunu savunmamaktadr. Dolaysyla Semerkand ve Mturdnin grn, Esam gibi Mutezillerin
ve ictihad kartlarnn savunduu grler kapsamnda deil Semn ve bnsSbk gibi filerce savunulan sekizinci gr kapsamnda deerlendirmek bizce
daha isabetlidir.
SONU
ctihadda isabet meselesiyle ilgili Eb Hanifenin sz, her mctehid isabetlidir, Allah katnda doru tektir eklindedir. Bu izgide yryen Haneflerin, Allah
katnda muayyen bir hkm bulunduunu ve dorunun tekliini savunduklar,
yaygn tabirle muhatte iinde yer aldklar tespit edilmitir. Hanef usulcler, ictihadda isabet hakkndaki grlerini, mctehid hata da eder, isabet de eder, veya
hata eden mctehid bata isabetlidir, sonda hataldr biiminde ifade etmilerdir. Dolaysyla mctehidin hata edebileceini kabul eden Hanefiler bu bakmdan
muhatte tarafnda yer alrken, bu hatann mutlak bir hata olmadn ve mctehidin ictihada balarken isabet ettiini sylemekle de muhatte iindeki baz
gruplardan farkl bir konumda yer almlardr. ayet her mctehidin bata isabet
ettiini ve ecir alacan kabul etmeleri sebebiyle Hanefileri musavvibeden saymak gerekecek ise, o takdirde nerdeyse btn usulcleri musavvibeden saymak
gerekecektir. Halbuki musavvibeden olmann alameti, her mctehidin bir ynden
isabetli olduunu sylemek deil ictihad sahasnda dorularn okluunu kabul
etmektir.
ctihadda isabet meselesinde Cesssn farkl yorumlanmaya msait anlatmlara yer verdii grlmekle birlikte onun grleri iyi incelendiinde, Allah katnda
muayyen bir hkm bulunduunu kabul bakmndan dier Haneflerden farkl bir
gre sahip olmad anlalmaktadr. Farkl ekollere mensup melliflerce tasvb
gryle ilikilendirilen; a) Kart kyaslarn denklii halinde tahyrin geerli olmas, b) Avmn istedii lime mi yoksa daha bilgili grd lime mi tabi olaca,
c) Skt icm meselesinde, sktun muvfakata dellet edip etmeyecei, d) lletin tahsisinin caiz olmas gibi konulardan yalnz sonuncusunda Cesss, sonraki
Haneflerden farkl dnmektedir ki Debs ve bn Abdiekr gibi Hanefler de
bu konuda onunla ayn grtedir. Kald ki illetin tahsisi grne sahip olmak
veya ictihadda isabet meselesinde musavvibeden olmak ile Mutezil olmann ayn
anlama gelmedii ve bu grlerden birinin dierini zorunlu klmad, sonraki
Haneflerce ortaya konmutur.
Yayna Hazrlayan: Snmez Kutlu, Avrasya Yayn Reklam Matbaaclk, Ankara, 2003, s. 240; Apaydn, ctihad,
DA, XXI, s. 442.
116 Semerkand, Mzn, s. 760, 761.
Giri
Bu makale, mam Eb Hanfenin (v. 150) ictihad uslyle Hanef mezhebinin
klasik eserlerinde ona nispet edilen usl arasnda var olan baz farkllklar ortaya koymay hedeflemektedir. Biz esas olarak Hanef usl eserlerinde mam Eb
Hanfeye nispet edilerek onun ictihad yntemi olarak sunulan baz kaidelerin deerlendirmesini yaparak, gerekte mam Eb Hanfenin bu konularda hangi usl
kurallarn izlediini ortaya koymaya alacaz.
Eb Hanfenin Yaad Dnem
Eb Hanfenin tam olarak hangi dnemde yaadnn tespit edilmesi, sadece bir makaleye giri erevesinde deerlendirilmemesi gereken, ayn zamanda nemli baz usl kurallarna da etki eden bir konu olarak durmaktadr. Onun
hayatn ele alan eserlerde, ne zaman doduu konusundaki ihtilaflarn temelini
5
6
7
etmitir.8 Onun Basra, Kfe ve Irak blgesinin ileri gelen limlerinin hadis ve fkh
meclislerine itirak ettii, yze yakn tbin limiyle grt9 ve birok kimseden hadis dinledii rivayet edilir.10 Eb Hanfenin ders ald hocalar arasnda a
imamlarnn olmas da dikkat ekicidir. Zeyd b. Ali (v. 122), Muhammed Bkr (v.
114), Cafer Sdk (v. 148) ve Eb Muhammed Abdullah b. Hasan (v. 145), onun
ders ald veya gr alveriinde bulunduu i limlerdendir.11
Eb Hanfe seyahatleri ve zorunlu ikametleri srasnda At b. Eb Rebh, (v.
115) krime (v. 105) ve Nfiden (v. 117) hadis dinlemi, onlar vastasyla Mekke
ve Medine ilmini renmitir.12 Hatta devrinin sapk frka mensuplarndan olan
Cbir b. Yezid Cf (v. 165) gibi kiilerle de grm ve onlarla mnazara etmitir.
Eb Hanfe, yaad dnemde deiik fikir gruplaryla yapm olduu temaslarla fkh meselelere bak asn geniletmi, slm toplumunun fkh anlayn
eitli yollardan almtr.13 Bununla birlikte onun beslendii asl kaynak ve ekol u
ekilde ifade etmek mmkndr: Abdullah b. Mesud ve Ali b. Eb Talib-ureyh,
Alkame b. Kays, Mesruk b. Ecda, Esved b. Yezid-b, brahim Neha-Hammd b.
Eb Sleyman-Eb Hanfe.14 imdi bu hocalara biraz daha yakndan bakacaz.
Bu bilgi kanallar, ayn zamanda onun uslnn olumasn da salamtr. Hatb
Baddnin naklettiine gre bu kaynaklar yle sayabiliriz:
Mansur, Eb Hanfeye bu ilmi kimden aldn sorunca, imam u karl
verdi: Hz. merden ilim alanlar vastasyla Hz. merden, Hz. Aliden ilim
alanlar vastasyla Hz. Aliden, Abdullah b. Mesuddan ilim alanlar vastasyla bn Mesuddan aldm. bn Abbas zamannda dnyada ondan daha limi
yoktu. Bunun zerine Mansur Sen iini son derece salam tutmusun; ilmi
kaynandan elde etmisin dedi.15
14
15
16
Hasan, brahim Hasan, slm Tarihi, Siyas-Din-Kltrel-Sosyal slm Tarihi, Hz. Peygamber (s.a.s.)in HayatHulefa-i Ridn-Emevler, ev. smail Yiit, Sadreddin Gm, Kayhan Yaynevi, stanbul, 1985, II, 235.
Sylemez, Bedevlikten Hadarlie Kfe, s. 96 vd.
Ramazan een, Mslmanlarda Tarih-Corafya Yazcl, SAR Vakf Yaynlar, stanbul, 1998, s. 31; Karaman,
slm Hukuk Tarihi, s. 151.
Eb Zehra, Eb Hanfe, s. 108.
Hz. mer tarafndan Kfeye gnderilen Abdullah b. Mesudun, burada birok fakh ve kurr yetitirmesini
Hz. Ali Bu beldeyi ilimle ve fkhla doldurdun eklinde dile getirmitir. bn Mesudun rencileri ve onlarn
rencilerinin says 4 bine ulamt. Ve Kfe Mslman ehirleri arasnda benzersiz bir konuma ykselmiti
(Kevser, Husnt-Tekad f Sreti Eb Ysuf, s. 11); Kevser, ayrca Kfenin Arap ilimlerinin beii olduuna da
yer verir (el-Fkh ve Usll-Fkh min Amlil-mam M. Zhid el-Kevser, hkkul-Hak bi btlil-Btl f MusilHalk, s, 167); Mustafa Sba, slm Hukukunda Snnetin Yeri, ev. Halil Kendir, Yeni Akademi Yaynlar, zmir,
2009, s. 465, 482; Muhammed Eb Zehv, Hadis ve Hadisiler, ev. Selman Baaran-M. Ali Snmez, Ensar Neriyat,
stanbul, 2007, s. 135; Fazlurrahman, Irak Snnetin ikinci byk lkesi olarak tavsif eder (slm, s. 116); een,
Irakta meydana gelen ilm almalarn slm dnyasnn baka hibir yerinde grlmediini belirtmektedir.
(Mslmanlarda Tarih-Corafya Yazcl, s. 19, 31). Mtevtir yedi kraat imamndan nn Kfeden, birinin
de Basradan olmas bu blgenin ilim seviyesini gsteren nemli bilgilerdendir (Muhsin Demirci, Tefsir Usl
ve Tarihi, FAV Yaynlar, stanbul, 1998, s. 78, 79); Recep entrk, sahabe dneminden itibaren etbut-tbin
dnemine kadar hadis rvi saysna bal olarak yapt istatistikte, merkezin Medineden ama, oradan da Basra ve
Kfeye doru nasl kaydn gstermektedir (Toplumsal Hfza, s. 52).
256) hadis renmek iin Kfeye ka defa geldiini hatrlayp sayamayacan ifade eder.22 bn Hazm ise (v. 456) ashb- hadisin nemli bir ksmnn Kfede yetitiini syler.23 Btn bunlara mukabil, baz limlerin, Eb Hanfeyi sahh hadislere
muhalefet etmekte mazur grerek gya onu ibr etmeleri ise,24 ancak bu bilgileri
yok saymakla mmkn olabilir.
Eb Hanfe, hayatnn byk bir blmn Kfede ehrin siyas ve sosyal yapsnn oluum srecinde geirmitir. Dolaysyla onun yetimesinde ve dnce
yapsnn ekillenmesinde Kfe ehrinin ve dnce geleneinin byk etkisi olmutur.25
Bata hayatnn byk bir ksmn geirdii Kfe ehri olmak zere, Basra,
Mekke ve Medinede26 bir sre kalan Eb Hanfe, hadis ve fkh meclislerine itirak
etmitir. zellikle Irak valisi bn Hubeyrenin hicr 130 ylnda onu hapse atmasndan sonra, buradan ktnda Mekkeye gitmi ve hilfetin Abbaslere getii
dneme kadar burada kalmtr.27 Mekkede tam olarak ka yl kald bilinmemekle birlikte, bu konuda baz tahminlerde bulunmak mmkndr. Hicr 130 ylndaki tutukluluk sresi ok uzun olmayan mam Eb Hanfe, hapisten ktnda
Mekkeye gitmi ve Eb Cafer Mansurun halife olmasndan sonra (h. 136) Kfeye
dnmtr. Buna gre yaklak olarak alt yl Mekkede kalmtr.28 Mekkede kald sre zarfnda, burada yaygn olan ilim mirasn elde etme imkn bulmutur.
1.Erken Dnem slm Tarihinde limler ve lgili Terimler
mam Eb Hanfeye kadar olan dnemde slm ilimler diye nitelendirilen
hadis/snnet, fkh, tefsir ve kelam ile bu ilimlerin yeni yeni olumaya balayan
usllerinin henz birbirinden bamsz olmadn biliyoruz. Aslnda bu durum,
ilimler arasndaki ba koruma/koparmama anlamna da geldiinden dini btncl bir ekilde ve doru anlamaya daha elverili gzkmektedir.29 Bu elverililik
22
23
24
25
26
27
28
29
sebebiyledir ki, tbin ve tebe-i tbin neslinin fikr dinamizmi, dier dnemlere
nazaran dikkat ekici bir farkllk arz etmekte ve gnmzde de rnek alnmas
gereken bir dnem olarak belirtilmektedir.
Hicr 1. asr ile 2. asrn ortalarnda slm ilimleri, u andaki kullanlan adlaryla bilinmedii gibi, fkh gibi baz kelimeler de o dnemde farkl bir muhtevaya sahip bulunuyordu.30 lim, fkh, rey, hadis, snnet, eser (oulu sr), haber
(oulu ahbr), erat (oulu eri) gibi kelimeler, erken dnemde yaygn olarak
kullanlyordu.31
mam Eb Hanfenin yaad dnemde slam ilimleri, henz belli adlarla
anlarak bir branlamaya konu olmamt. En bata fkh szc, sonradan kazand anlamdan ok daha geni bir alan kapsyordu. Bu geni anlamyla Allah
Raslnn (sav) beyanlarnda da bu ifadeye rastlamaktayz: Szlerimi iiten ve
ezberleyip kavradktan sonra iittii gibi aynen bakalarna aktaran kimsenin Allah yzn aartsn. Nice fkh taycs vardr ki, onu kendisinden daha kavrayl kimselere aktarr. Ve nice fkh taycs da vardr ki yksek bir anlay sahibi
(fakh) deildir.32
a.Fkh ve Usl: Szlkte Bir eyin bilgisine sahip olmak, anlamak, keskin
bir kavrayla kavramak anlamlarna gelen fkh kelimesi,33 anlamca yakn olan
ilim szcnden baz ynleriyle ayrlmakta ve dnme ve aratrma gerektiren hususlar iin fkh kelimesi kullanlrken, habere dayal bilgiler iin ise ilim
kelimesi kullanlmaktayd. kr zen, mam Mturdnin fkh tanmn analiz
ederken, bir eyin bal olduu dier unsurlarla birlikte bir btn halinde bilinmesine fkh dendiini syler. Yine mam Mturdye gre, fkh ve ilim arasnda fark
vardr. Buna gre dnme ve aratrma gerektiren hususlarda fkhn, habere dayal olarak elde edilen bilgiler iin ise ilmin kullanlmas gerekir.34 Eb Hanfenin
yaad dnemde, fkh ilmi henz bir terim olarak kazand muhtevayla snrl
30
31
32
33
34
iddias iin Mlik b. Nebi, selef dnemi ve onu takip eden gelime dnemi slm dnyasn istisna eder; zellikle
usl- fkh alannda ortaya konan eserlerin orijinalliini ve esizliini hatrlatarak fikrini delillendirir (brahim
Canan, Snnet Anlay, Ufuk Kitap, stanbul, 2007, s. 60, Malek Bennabi, Vocation De lslam s. 15-18den
naklen).
Eb Hanfeye nispet edilen fkh tanm (Marifetn-nefs m leh ve m aleyh) fkh ilmi tanm deildir.
Eb Hanfenin Fkha nasl baladn sorusuna verdii cevapta, hem henz teekkln tamamlamam slm
ilimlerinin adlarn kullanmas hem de fkh sonradan kazand anlamyla ifade etmesi (Saymer, Ahbru Eb
Hanfe ve Ashbih, s. 19), bu rivayetin sahhliini glgelemektedir. Nitekim Zeheb, o dnemin terminolojisini
dikkate alarak bu rivayetin uydurma olduunu belirtir (Siyeru Almin-Nbel, VI, 397).
Tehnev, Yeni Usl-i Hadis, ev. brahim Canan, TV Yaynlar, zmir, 1982, s. 28-29; Ahmed Naim, Sahh-i
Buhr Muhtasar Tecrd-i Sarh Tercemesi, Diyanet leri Bakanl Yaynlar, Ankara, 1987, I, 7-8; Hassan, slm
Hukukunun Douu ve Geliimi, s. 28-32.
Eb Dvud, lim, 10; Tirmiz, lim, 7; bn Mce, lim, 40.
Firuzabd, el-Kmsul-Muht, I Messesetr-Risle, 3. Bask, Beyrut, 1993, V, 91; Rgb sfehan, fkh kelimesini
tanmlarken onun ilimden daha zel bir anlama sahip olduunu vurgular (Mfredt Elfzil-Kurn, thk. brahim
emsuddin, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut, 1997, s. 430); Ebl-Hseyin Basr (el-Mutemed f Uslil-Fkh, DrulKtbil-lmiyye, Beyrut, 2005, I, 8), ve Crcn, (et-Tarifat, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut, 1983, s. 216) fkh,
konuan kimsenin sznden maksad anlama olarak tanmlar. Kurnda fkh kelimesinin kullanld ayetlerin bir
ksmnda bu husus grlmektedir: Nis, 4/78; Hd, 11/91; Kehf, 18/93; Th, 20/28; mer Nasuhi Bilmen, Hukuk-
slmiyye ve Istlht- Fkhiyye Kmsu, stanbul niversitesi Yaynlar, stanbul, 1949, I, 13-14.
kr zen, Eb Mansur el-Mturdnin Fkh Uslnn Yeniden ns, stanbul, 2001, s. 39-40.
deildi; slmn btn konularn iine alacak bir vsate sahipti. Katib elebi (v.
1067) ilk dnem fkhnn hangi alanlar kapsadn yle aklyor: lk asrda fkh, ahiret bilgisi, nefsin afetlerini bilme, ahiretin ycelii ve dnyann deersizlii
bilgisine sahip olma anlamlarnda kullanlyordu.35 mam Eb Hanfeye nispet
edilen el-Fkhl-Ebsatta fkh terimini kullan erevesi de bize o dnemde fkh
denince nelerin anlaldna dair bilgiler sunmaktadr: Eb Mut Bana dinin en
faziletlisini haber ver dediinde Eb Hanfe yle dedi: Fkhn en faziletlisi, kiinin yce Allaha iman, eratn kurallar, snnetler, hadler, mmetin ittifak ve
ihtilfn bilmesidir.36
Dier taraftan usl kelimesi de sonradan kazand terminolojik anlamda kullanlmyordu. Usll-fkh ifadesini Eb Yusuf un eserlerinde grmek mmkndr.37 Eb Ysuf, (v. 182) Evzyi (v. 157) eletirdii bir yerde yle demektedir:
Evznin Gemite mslmanlarn idarecileri buna gre hareket etmilerdir
szne gelince bu, ya Hicazllarn bir kullanmdr ya da ne abdest, ne teehhd
ne de fkh uslnden anlayan amllarn szdr. Evz de Snnet byle uygulanageldi demitir.38 Ancak o dnem hakknda yaplan titiz almalar, bununla
fkh metodolojisinin kastedilmediini, fr- fkhn hedeflendiini ileri srerler.39
Usl ilmi, fr- fkhtan ilke olarak nce olup problemleri zebilmenin
kstaslarn sunuyordu. Her ne kadar erken dnem fkhnda usl kelimesi, fr
terimine yklenen anlamda kullanlsa bile40 usln sonradan kazand anlama
uygun olarak fukahnn belli prensipler erevesinde reyini ortaya koyduu bilinmektedir. nk fer meselelerin zm, bir usl erevesinde olmak zorundadr. stinbatn tam olarak neleri ihtiva ettiini kavrayamayan ve fr ile usl
arasndaki irtibat salayamayan bir kimsenin kendine zihinsel bir faaliyet alan
oluturamayaca kesindir. Bu konuya hem eserinin adyla hem de eserinin giri
ksmnda dikkat eken Zencn, (v. 656) Usl ve artlar/kurallar (evd) bilmeyen bir kimse,
er meseleleri de kapsaml bir ekilde bilemez diyerek aralarndaki sk irtibat vurgulamtr.41 Eb Hanfenin usl anlaynda snnetin yerini ilk dnem
Hanef kaynaklarn temel alarak inceleyen Metin Yiit, onun ders halkasnda fkh
konularn zlmesi esnasnda uslnn kayt d kalm olduunu ve birtakm
muhtasar ifadeler dnda usle dair yazl bir kaynan ulamadn belirtmekte35
36
37
38
39
40
41
Katib elebi, Kefz-Znn an Esmil-Ktb vel-Fnn, haz. M. erefettin Yaltkaya, Kilisli Rifat Bilge, Ankara,
Milli Eitim Bakanl, 1971, II, 1282.
Mustafa z, mam- zamn Be Eseri, 3. Bask, FAV Yaynlar, stanbul, 2002, s. 35.
Eb Ysuf, er-Red ala Siyeril-Evz, thk. Ebul-Vefa Efgani, Darl-Ktbil-lmiyye, t.y. s. 21.
Eb Ysuf, er-Red, s. 21.
Muhammed Hamidullahn nakline gre, Prof. Dr. Menazir Ahsen Gilani, bn Hallikann Eb Ysuf tan bahsederken
kulland usl-i fkh tabirinin, bu teknik stlhtan daha sonralar anlalan terimi ifade etmediini, bunun, Eb
Ysuf a gre, hocas Eb Hanfe tarafndan kullanlm ve retilmi ynteme uygun bir ekilde baz asl verilere
dayanarak hukuk kurallarn temellendirilmesi anlamna geldiini belirtmektedir (slmn Hukuk lmine Katklar,
ed. Vecdi Akyz, Beyan Yaynlar, stanbul, 2005, s. 57).
George Makdis, finin Hukuk Teoloji Anlay, Usl-i Fkhn Kkenleri ve nemi, ev. Sami Erdem, Snn
Paradigmann Oluumunda finin Rol, s. 15.
Zencn, Tahrcl-Fr alel-Usl, thk. Muhammed Edib Salih, Dmak niversitesi Yaynlar, Dmak, 1962, s. 1-2.
dir.42 Eb Hanfe ve rencilerine nispet edilen ama gnmze ulamam olanusl eserleri, dile getirilen bu ihtimali glendirici nitelie sahiptir.43
mam Eb Hanfeye nispet edilen usl eserlerine ramen, kesin olan udur ki,
onun usl sonraki dnemlere yazl olarak aktarlmad iin, hem ona aidiyeti
tartmal birtakm kurallar Hanef uslne dahil edilmi hem de baz fr meselelerinin gerekelerine ilikin Hanef uslcleri arasnda nemli ihtilaflar ortaya
kmtr.
b.Rey: Rgb sfehn, (v. 502) reyin tanmn Zann- glip ile nefsin birbiriyle elien iki eyden birine inanmasdr eklinde verir.44 Araplar rey kelimesini, doruya ulamak iin dndkten sonra kalbin vard sonu anlamnda
kullanmlardr.45 yi dnlm gr, ilerde kabiliyet ve yetkinlik anlamlarnda46 kullanlan rey, sahip olduu zellik sebebiyle bakalar tarafndan kabul
edilmeyebilen,47 zel ve bamsz gr ifade eder.48 Eb Hanfe, Osman Bettye
yazd mektupta, gnahkr mminin durumunu aklarken ona hitaben Kble
ehli iin senin de bundan baka dndn sanmyorum demi ve rey szcnn kullanm alann da ifade etmitir.49 Reyin tanmnda yer alan zan, Eb
Hanfenin rencisi mam Muhammed eybannin (v. 189) ifadelerine de yansmtr.50 mam Muhammed, Medine ehli ile giritii fkh mnakaalarda onlarn
42
43
44
45
46
47
48
49
50
Metin Yiit, lk Dnem Hanef Kaynaklarna Gre Eb Hanfenin Usl Anlaynda Snnet, z Yaynclk, stanbul,
2009, s. 18.
Cesss, icm bahsinin detaylarn ele ald blmde, selefin ihtilaf ettii konularn dna kmann caiz olmadn
delillendirirken Hiamn mam Muhammedden yapt bir nakle yer verir; mam Muhammed konuya ilikin
grn Usl-i Fkhn Ksmlarnda zikretmitir (el-Fusl fil-Usl, II, 154). bn Nedim, Eb Hanfe ve Eb
Ysuf un rencisi olan Muhammed eybannin Kitab Uslil-Fkh yazm olduunu kaydeder (el-Fihrist,
Drul-Marife, Beyrut, 1978, I, 287); Hatb Badd, Eb Ysuf u Eb Hanfe mezhebinde usl-i fkh zerine
eserler veren ilk kimse olarak zikretmektedir. (Tarih, XIV, 245-246); bn Hallikan, Eb Ysuf un usl eseri
olduunu kaydetmektedir (Vefeytl-Ayn, VI, 382). Hamidullah, hem Eb Hanfenin hem de rencilerinin
usle dair eserleri olduunu birka yerde dile getirmi (slmn Hukuk lmine Katklar, s. 47, 49; slmn Douu,
ev. Murat iftkaya, Beyan Yaynlar, stanbul, 2002, s. 125, 127; mam- zam ve Eseri, ev. Kemal Kuu, Beyan
Yaynlar, stanbul, 2004, s. 85, 87) ve Ebl-Hseyin Basrnin el-Mutemed adl eserinde eybannin uslnden
iktibaslar olduunu aktarmtr: Anlaldna gre, mam Muhammed de fkh uslne dair eser telif etmitir.
nk daha sonralar yetimi olan Mutezile limlerinden Ebl-Hseyin Basr, mam Muhammedin usle dair
eserlerinden nakiller yapmaktadr. Mesela bu nakillerden biri yledir: mam Muhammed der ki, Fkhn kayna,
mesnedi drttr: Kitap, snnet, icm ve kyas. phesiz bu bilgiler, fkh uslne dair bir kitaptan nakledilmitir;
bir fkh kitabndan deil (slmn Hukuk lmine Katklar, s. 49-50; Ayrca bkz. mam- zam ve Eseri, s. 87).
Rgb, Mfredt, s. 207.
Sonradan sahabi olan Hubb b. Mnzir, Cahiliye devrinde baz nemli grler ileri srd iin zr-rey olarak
anlmtr (Hayreddin Karaman, slm Hukukunda ctihad, 2. Bask, FAV Yaynlar, stanbul, 1996, s. 101) .
Hassan, slm Hukukunun Douu ve Geliimi, s. 143.
Bedir Savanda Allah Rasl (sav), ordusu iin bir karargh tespit ettiinde Hubb b. Mnzir, bu yer tespitinin
vahye mi yoksa kendi grne mi (rey) istinad ettiini sorunca, Hz. Peygamber (sav), kendi grne dayandn
belirtir. Bunun zerine Hubb, Ya Raslallah, biz kuyularn bulunduu yeri tutalm; dier kuyularn hepsini de
dolduralm; bylece dman susuz brakm oluruz deyince Raslullah (sav) k d 8 (Doru bir gr belirttin) demitir. (bn Hiam, es-Siretn-Nebeviyye, II, 210-211). Mcadele sresinin ilk ayetlerinin inmesine vesile
olan olayda Havle bt. Salebe, kocasnn zhr yaptn ve durumunun ok kt olduunu bildirmi; bir ruhsat
bulmasn arzulamt. Allah Rasl (sav) de slm ncesi rfe dayanarak onun artk haram olduunu sylerken
yle demitir: 8N 'a C9 (Taber, Cmiul-Beyan, XXIII, 221).
Fazlurrahman, slm, s. 109, 127.
Eb Hanfe, Risle il Osman Bett, s. 68. 6,9 ' .U ' #
Namaznda srekli olarak phe eden kimsenin gl reyine gre (,9 DA W4) davranmasn syler (eyban, elHucce al Ehlil-Medne, Vizaretl-Marif, Beyrut, 1964, I, 228).
reylerine gre ictihadda bulunduundan sz eder. Mesela satn alnan bir klede
meydana gelen kusur sebebiyle Medinelilerin verdii hkm eletirirken yle
demektedir: Bu konuda sylediiniz gibi Peygamberden veya herhangi bir sahabiden bir hadis rivayet edilmemitir. Bununla ilgili olarak Peygamberden veya
herhangi bir sahabiden bir hadis bulunsayd onu delil olarak getirirdiniz. Bu, sadece aranzda kararlatrdnz bir reydir. O da ancak bir delile dayand takdirde
kabul edilebilir.51
Rey terimi balangta olumlu bir anlama sahipken52 sonradan baz hadisiler
tarafndan hev ve keyf gr anlamnda kullanlarak olumsuz bir muhtevaya
brndrlmtr.53 Hadisilerin elinde ehl-i reyden olma vasf, bal bana bir
cerh sebebi olmutur. Reyin olumlu mnasn koruyan hadisiler de mevcuttur.
Mesela byk hadis imamlarndan olan Yahya b. Sad Kattn, (v. 189) Eb Hanfe
ile ilgili olarak Eb Hanfenin reyinden daha gzel rey iitmedik ve grlerinin
birounu benimsedik demitir.54 mam Eb Hanfenin adalarndan olan ve
nemli bir hadis imam olarak kabul edilen mam Evz, onu tenkit etme gerekesini yle ifade eder: Biz Eb Hanfeyi rey ile hkm verdiinden dolay ayplamyoruz. Sonuta biz de reyle ictihadda bulunuyoruz. Ancak, kendisine hadis
ulat halde ona aykr olan grleri sebebiyle knyoruz onu.55
c.Snnet: Bir ey yapmak, bir eye ekil vermek, r amak, bir yola girip
yrmek anlamlarna gelen snnet szc,56 tpk fkh kelimesinde olduu gibi,
bir stlh olma srecinde anlam deiikliine uramtr. Hadis usl eserlerindeki tanma gre snnet, Allah Raslnn (sav) btn szleri, fiilleri, tasvipleri ve
yapmay dnp de yapamad her eyi kapsamaktadr.
51
52
53
54
55
56
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
sahhliini belirlemede bir yol olmasna balamaktadr.75 Abdlaziz Buhr ise, ilk
delilin ortak niteliklerini, bunlarn kesin olarak hkm gerektiren deliller olmas ve hkm ispatnda herhangi bir eye dayanmamas/varln herhangi bir
eye bal olarak srdrmemesi olarak icm delili iin derece fark mahfz- tespit eder.76 Oysa kyas delili, hkm ispatnda maks aleyhi temel almak durumundadr ve ilk olarak (ibtiden) hkm ispat etmesi mmkn deildir.77
Yukarda zikredilen gerekelerin doruyu tam olarak yansttna katlmasak
da, deliller hiyerarisinin tespitinde, karlalan problemlerin hangi kaynaklardan
balayarak zlmesi gerektiine ilikin bir zihn tutumun sz konusu olduunu
dnyoruz. Allah Raslnn (sav) Muaz Yemene vali olarak tayin ettiinde
ona hkm elde etme yollarn da talim etmesi, Hz. merin kad reyhe tavsiyeleri ve bn Mesudun, bir dva arz edildiinde izlenecek metoda ilikin beyanlar
da bavurulacak kaynaklarn srasna vurguda bulunmaktadr.
Yakn dnemde yazlan usl eserleri ile yaplan aratrmalarda deliller sralamasna dair farkl bir yntemin daha dorusu fkh tarihinin balang dneminde var olan yntemin- dile getirildiini grmekteyiz. Mesela Seyyid Bey, edille-i
eriyyeyi aklarken Kitap, snnet, kyas ve icm eklinde bir sralama takip etmitir.78 Fazlurrahman, her trl slm dnce iin at salayan drt temel ilkeyi
sayarken Kurn, Snnet, ictihad ve icm eklinde bir sralamay tercih etmitir.79
Ali Haff, edille-i eriyyeyi Kitap, Snnet ve ctihad ( ya da Nazar) olarak tespit
eder.80 Muhammed Hamidullah, Abbas halifesi Mansur dnemine (hicr 136-158)
kadar slm hukukunun hkm kayna olduunu, bunlarn da Kurn, snnet
ve ictihad olduunu, icmn ise bir vka olarak var olmakla bereber hukuk bir
messese olarak bulunmadn belirtir.81 Muhammed Hudar de slm Hukuk
Tarihi adl eserinde sralamay Kitap, snnet, kyas (rey) ve icm olarak zikreder.
Zira icma ulaabilmek iin de reyde bulunmak kanlmazdr:
Gerek Hz. Eb Bekir ve gerekse Hz. mer, hilfetleri zamannda er bir
hkm hakknda ashba danp onlarn grlerini alrd. Bu istiare sonucunda varlan hkme btn Mslmanlar uyard. Dolaysyla kimsenin muhalefet etmesi bahis konusu olmazd. Bu ekilde reyin aklanmasna icm
denilmitir. O devirde mctehid olan ashb, snrl sayda zatlar olduu iin
75
76
77
78
79
80
81
Ebl-Hseyin Basr, el-Mutemed f Uslil-Fkh, I, 9. cmn ilevi konusunda benzer bir deerlendirmeye yer
veren Fazlurrahman, (slam, s. 136) buna ramen deliller sralamasnda icm sona brakm (Tarih Boyunca slm
Metodoloji Sorunu, ev. Salih Akdemir, Ankara Okulu, Ankara, 1995, s. 17) ve daha tutarl bir metod benimsemitir.
Zira, henz uygulama sahasna kmam bir delilin sahhliini denetlemek mmkn deildir.
Abdlaziz Buhr, Kefl-Esrr, I, 34.
Abdlaziz Buhr, Kefl-Esrr, I, 34.
Seyyid Bey, Medhal, Asitane, stanbul, 1343, II, 47-68.
Fazlurrahman, Tarih Boyunca slm Metodoloji Sorunu, s. 17. Ayrca kitabn deiik yerlerinde snnet, ictihad ve
icm arasndaki organik badan sz ederken de (s. 23), ikiz karde olan ictihad ve icm yntemleri derken de (s.
35) icm sona brakmtr. Yine ayn yazarn slm adl eserinde de bu sralamay grmek mmkndr (slam, s.
129, 132, 134).
Ali Haff, el-ctihad ve Neetl-Mezhibil-Fkhiyye, Mecellet Mahedil-Buhs ved-Dirastil-Arabiyye, Kahire,
1971, s. 211-212.
Hamidullah, slmn Hukuk lmine Katklar, s. 41.
86
87
Hudar, slm Hukuk Tarihi, ev. Haydar Hatipolu, Kahraman Yaynlar, stanbul, 1974, s. 144.
Hassan, slm Hukukunun Douu ve Geliimi, ev. Ali Hakan avuolu, Hseyin Esen, z Yaynclk, stanbul,
1999, s. 68.
Hassan, slm Hukukunun Douu ve Geliimi, s. 69.
Sralamann bu ekilde deitirilmesi, sadece bir takdim tehirden ibaret olmam, fkhn ilk dnemlerinde grlen
dinamizmin kademeli bir ekilde azalmasna, hatta snmesine sebep olmutur (Fazlurrahman, Tarih Boyunca
slm Metodoloji Sorunu, s. 38; Fazlurrahman, slm, s. 134, 136). Kyasn drdnc er delil olarak belirlenmi
olmas, bunu kanlmaz klmtr. Zira, kyas ileminde asl olarak Kitap ve snnet deliline ilaveten icmn da yer
alabilmi olmas, bununla beraber icmn mstenedi olan nassn mutlaka bilinmesi gerektii art, bir ksr dng
olumasna da sebep olmu; kyasn alannn daralmasna yol amtr.
36. Cesss, el-Fusl fil-Usl, II, 154:
T 3, 3T 'H 3T N |P
3 #3N3 f343 33QT 3 WP !T 3 ER UT 3 s3
8 o n3 R T 3 r +P
3 43(/T 3Ba
3 U tR g3 3 3 f3
T 3 3.U3 #3 j 8r 3 3 P P ER
3 8T%R,#3 j P
T *P4,P#3N3 P P73 T 3 3 R T 3, T 3 : T UR 83 T 3 T P3 T gR 3, 3T j 3 R4 T 3 E,P
T B WP
P R R P QT
. P T P T =
3 N3 P AP
Cesss, el-Fusl fil-Usl, II, 154-155.
88
89
90
Burada, mam Muhammed, fakh bir rvinin rivayetini, sahabeden bile olsa bu
ynyle bilinmeyen bir rvinin rivayetine tercih etmitir.
Hanef haber teorisinin oluturulmasnda nemli bir yere sahip olan sa b.
Ebn, (v. 221) rvinin fakh olma artn ileri srer ve onun, fetvlaryla bilinen birisi
olmas gerektiinden bahseder.91 sa b. Ebn ile yine klasik dnem Hanef uslnde
nemli bir yere sahip olan Ebl-Hasan Kerh, (v. 340) bu konuda ihtilf etmilerdir.
sa b. Ebn, haber-i vhidi reddedilmesi konusunda kyasa aykrlk ve rvinin fakh
olmamasn ileri srerken Kerh, onun bu grlerini kabul etmemektedir.92
Debs, rivayetleri kabul edilen rvileri ele ald blmde, sahh kyasa aykr olmad srece mehr rvilerin haberlerinin makbul olduunu, sahh kyasa
aykr olduu takdirde ise rvinin fkh, rey ve ictihad ehli olup olmamasna baklacan iddia eder. Rvi fakh ise kyas reddedilir; buna karlk ehl-i fkh ve rey
deilse kyas karsnda onun haberi reddedilir.93 Daha sonra da Eb Hureyrenin
baka sahabilerce tenkide urayan rivayetlerinden rnekler vererek, onun adaletinin mehr olmas ve kadrinin yceliine ramen, ehl-i ictihad olmamas sebebiyle, rivayetlerine mukabil kyasn ne alnacan belirtir.94 Serahs, marf rvileri,
fkhyla marf olanlar ve adaletiyle marf olanlar diye taksime tbi tuttuktan sonra
Eb Hureyre, Enes b. Mlik gibi sahabeleri adaletiyle tannm olanlardan saymakta ve tenkide urayan baz rivayetlerine rnekler vermektedir.95 Bununla birlikte
Serahs, mam Muhammedin mam Eb Hanfeden bir rivayetine yer vererek,
onun, Enes b. Mlikin hayz sresine ilikin kavlini makbul saydn belirtir.96
Pezdev, zabt konusunun tanmn ve taksimini yaparken rivayetleri teruz
eden rviler arasndan tercihte bulunmada, fakh olan rviyi tercih etmenin, mezhebin kstas olduunu belirtir: Yine bunun iindir ki, muraza halinde fkhla
marf olan kimsenin rivayeti, fkhla marf olmayann rivayetine tercih edilir.97
Abdlaziz Buhr ise, bazlarna gre fakh olmann art olmadn belirtir.98 O,
mam fi ile birlikte hadis imamlarnn ounluunun rvide fakh olma artn
aramadn kaydettikten sonra, Ebl-Hasan Kerhnin de ayn kanaatte olduunu, ancak sa b. Ebnn, rivayetin kabulnde bu art aradn belirtir.99
91
92
93
94
95
96
97
98
99
rivayet edilen bu hadisi, metnindeki ilk bakta grlen mkillere ramen sahh
olarak kabul etmi ve onunla amel etmitir. Ancak hadisin ikinci ksmnda yer alan
tazminle ilgili olarak mensh olduu eklinde aklamalara da rastlamaktayz.110
bn Hacer, cumhrun kavlinin hadisin zahir mnas olduunu, mam Zferin de
(v. 158) bu grte olduunu belirtir; ancak ona gre, kii, bir s hurma vermekle
yarm s buday verme arasnda muhayyerdir. Bir rivayette bn Eb Leyla (v. 148)
ve mam Eb Ysuf un da bu ekilde amel ettii aktarlr. Ancak onlar, bu tazmini
sadece bir s hurmayla snrl tutmaz ve buna ek olarak onun kymetinin de verilebileceini belirtirler.111 mam Mlik, musarr hadisini usl kyasna muhalif
grerek reddetmitir.112
Tehnev, (v. 1262) konuya ilikin teferruatl bir bilgi verdikten sonra hadisin, kiilerin arasn bulup sulh salamaya ynelik olduunu belirtmitir. Yine ona
gre, Eb Hanfe de bu hadise muhalefet etmemi ve hadisi terk etmemitir; ancak
bu hadisi muslaha erevesinde zel bir fetv olarak deerlendirmitir.113
Tehnevnin bu yorumu, hem ilk dnem eserlerinde yer alan mam Eb
Hanfenin hadisle amel ettii eklindeki yaklam yanstarak, onun grnn
orijinalitesini bozmam, hem de muahhar dnem Hanef uslclerinin nemli
bir ksmnn deiik gerekelerle hadisle amel edilmedii ynndeki yaklamlarn da kapsayarak o da yine farkl bir gerekeyle- hadisin umm ve muttarid
bir hkm iermemesi sebebiyle amele esas tekil etmeyeceini ihtiva etmektedir.
2-Orulu iken unutarak yiyip ien kimsenin durumu: Buhr ve Mslimin
Eb Hureyreden naklettii bir hadiste Ramazan aynda unutarak bir ey yiyip ien
kimsenin orucuna dair Allah Rasl (sav) Orucunu tamamla. nk sana yemek yediren ve iiren Rabbindir buyurmu,114 bir baka rivayette de Sen Allahn
misafirisin buyurmutur.115 mam Eb Hanfe, kendisinden sonra yazlan Hanef
usl eserlerinde ictihada ehil olmas oka tartma konusu olan bir sahabi olan
Eb Hureyrenin bu rivayetini esas alarak gerekte verecei hkm deitirmi
ve unutarak yiyip ien kimsenin orucunun bozulmayacan, bu hadise istinaden
hkme balamtr. Kyas, bu durumdaki bir kimsenin orucunun bozulmasn gerektirir. Mesela namazda unutarak bir rknn eda edilmemesi durumunda namazn iadesi gerektii gibi, oruta da unutarak yiyip ime, oruca mnfi olduu
iin orucun bozulmas ve kaz edilmesi gerekir. Oysa Eb Hanfe, burada hadis
sebebiyle kyas terk edip istihsana gre116 hkm vermekte ve orucun bozulmayacan sylemektedir. mam Mlik, bu durumdaki kimsenin orucunun bozulacan belirtir.117
110
111
112
113
114
115
Tahv, erhu Menil-sr, VIII, 35; Tehnev, bu grn mesnedsiz olduunu belirtir (ls-Snen, XIV, 82).
bn Hacer, Fethul-Br, thk. Muhibbuddin el-Hatb, Drul-Marife, Beyrut, 1379, IV, 364.
bn Dakk d, erhu Umdetil-Ahkm, leml-Ktb, 2. Bask, Beyrut, 1987, I, 351; Tehnev, ls-Snen, XIV, 81.
Tehnev, ls-Snen, XIV, 82-83.
Buhr, Savm, 26; Mslim, Syam, 171.
Mevsl, el-htiyr, tahkik, Muhammed Adnan Dervi, Darul-Erkam b. Ebil-Erkam, Beyrut t.y. I, 190; Rz,
Mefthul-Gayb, Drl-Ktbil-lmiyye, Beyrut, 1990, III, 126.
116 Mevsl, el-htiyr, I, 190.
117 bn Dakk d, erhu Umdetil-Ahkm, I, 270; Merginn, el-Hidye, tahkik Muhammed Muhammed Tamir, Hfz
Mturd, haber-i hs konusundaki bu grn vasiyetle ilgili ayetin146 neshedilmesi konusunu ele alrken deitirmi grnyor. O, vasiyeti farz klan ayetin
neshedilmesiyle ilgili farkl grleri aktardktan sonra kendi grn vasiyet
ayetinin Allah her hak sahibine hakkn vermitir; vrise vasiyet yoktur147 hadisiyle neshedildii eklinde ortaya koyar. Bu konuda, snnetin ayeti neshedemeyecei eklindeki itirazlara da yle cevap verir:
Nesih, belirli bir zaman iin tayin edilmi olan hkmn bitiini aklamak
demektir. Bu hadisin haber-i vhid olduunu syleyenlere gelince, gerekte
yle demek gerekir: Bu hadis, rivayet bakmndan hd haberlerdendir. Ancak kendisiyle amel edildii bilgisi mtevtirdir. Bizim uslmze gre, amel
bakmndan mtevtir olan hadisler, amel edilen en sahh haberleri oluturur.
nk insanlar, yaygnl sebebiyle, nesilden nesile bilinen ve uygulanagelen
bu mtevtir haberlerle amel etmilerdir. Bu haberlerin yaygn oluu, insanlarn o haberleri rivayet etmelerine ihtiya brakmamtr; onlar bu rivayetlerin
kimseye gizli kalmadn biliyorlard.148
Mturdnin bu yorumunda dikkat eken nokta, haberin yaygnlnn, rivayet edilmesine ihtiya brakmamasdr. Dolaysyla herkesin ihtiya duyduu bir
konuda vrid olan haber-i vhid, ok mehr olmas sebebiyle de nakledilmemi
olabilir. Hanef usl eserlerinde bu konuyla ilgili verilen istizn hadisi rneinde,149
Hz. mer, Eb Musa Earye izin istemeyle ilgili hadisin baka tan olup olmadn sorunca, o da fkeli bir ekilde beyy b. Kabn bulunduu meclise gelmi
ve Hz. merle arasnda geenleri anlatp Allah iin syleyin. Herhangi biriniz bu
hadisi duydu mu diye iznin kez istenecei hadisini bilen biri olup olmadn
sormutu. Onun bu denli telal halinin szlerine yansmasna karlk, beyy b.
Kabn verdii cevap, son derece rahatlatc ve bu yaygnl vurgulama asndan
dikkat ekicidir: Allaha yemin olsun, buna cevap vermek iin kimse seninle gitmez; ancak en kmz/gencimiz senin bu isteine cevap verir. Eb Sad! Kalk.
(Eb Sad diyor ki): Kalktm ve merin yanna geldim; ona Allah Raslnn
(sav) byle buyurduunu syledim.150
Mturdnin bu yaklamnn acaba selef dneminde Hanef ekol asndan bir karl var mdr? Bu soruya cevap ararken karmza mrsel hadislerin
sahhlii, hatta msnedden daha gvenilir olduunu savunan Hanef uslclerinin
aktard rivayetler kmaktadr. brahim Nehaden (v. 95) gelen rivayetlerde hadis tarkinin oaltlmamas, tam da hadisin yaygnlna dayanak yaplmaktadr.
Ame, brahim Nehaye senedli hadis rivayet etmesini talep edince brahim Neha
yle cevap verir: Eer Bana falan kii Abdullahtan (b. Mesud) rivayet etti diyecek olursam bil ki, bana bu hadisi sadece o adn andm kii aktarmtr. Ama
146
147
148
149
150
Bakara, 2/180.
Ahmed b. Hanbel, Msned, IV, 186; Drim, Vesya, 38; bn Mce, Vesya, 5.
Mturd, Teviltl-Kurn, I, 333.
Cesss, el-Fusl fil-Usl, III, 107.
Tahv, erhu Mkilil-sr, thk. uayb Arnaut, Messesetr-Risle, Beyrut, 1994, IV, 244.
Abdullah (b. Mesud) dedi ki diyecek olursam bil ki, bu hadisi bana bir topluluk
rivayet etmitir.151 Dolaysyla rivayet tarkinin azl, konunun mehr olmamasyla her zaman doru orantl deildir.
Haber-i vhidin kabul edilmesinde ummul-belv olmamasnn art koulmas, yukarda aktarlan bilgiler erevesinde mam Eb Hanfeye nispeti hayli
tartmal bir durumdur. Usl eserlerinde verilen rneklerde haber-i vhidlerin
reddedilme gerekelerinde farklllarn bulunmas, dier mezhep mensuplarnn
bu kurala uymayan baz ictihadlara rnekler vermesi, mtekaddimn dnemi
uslnde ksmen kapalln bulunmas ve uslclerin bir ksm ya da ounluunun bu grte olduunun dile getirilmesi, hepsinden de te Mturd gibi,
Cessstan da erken dnemde yaam ki Hanef usl bir mnada Cesssn elFuslne dayanmaktadr- bir Hanef fakhi ve mfessirinin, hem de bir usl eserine sahip olduu kaynaklarda dile getirilen bir limin farkl bir yorumla meseleyi
ele almas, ummul-belv prensibinin en azndan yeniden dnlmesi gerektiini gstermektedir. Nitekim konuyla ilgili aklamalarnda bu kural Kerhye nispet ederek aktaran Abdlaziz Buhr, gerekte kendilerinin bu ekilde rivayet edilen haberlerin kesin olarak (katan) reddedilmesi gerektiini iddia etmediklerini,
bunu haric olarak/sahhlii destekleyici bir ilke olarak (zhiren) ileri srdklerini belirtmektedir. O, reddedilen haber-i vhidlere ilikin verdii rneklerde, hep
daha kuvvetli senedlerle rivayet edilen haberlere yer vermitir.152
Btn bu olaslklara ramen, ummul-belv ilkesinin iletilmesinin, aslnda
elien rivayetlerde doru tercihte bulunabilme imknn artrmaya ynelik olduu anlalmaktadr. Gerekten de topluluun ihtiyac olan bir konuda birbiriyle
elien rivayetlerin varl, ister istemez bir ayklama ameliyesini zorunlu klmaktadr. Burada sorunun bykln gstermesi bakmndan bir rnek vermek istiyoruz. Mslmanlarn en ok, en sk ve topluca yaptklar ibadet olan namazn
klnna bir gz atmak yeterince aklayc olacaktr. Daha abdest iin ellerimizi
ykamaya balamadan nce balayan ihtilflar, namaz bitirip de selam vereceimiz
na kadar devam etmektedir. Bu rnein en bariz nitelii, hemen btn unsurlarnn topluluk nnde yerine getiriliyor olmasdr. Dolaysyla ummul-belv
prensibini deiik rivayetler arasnda en sahhini bulmak iin gsterilen abann
bir yansmas olarak grmekteyiz.
c.Skt cm
Hanef usl eserlerinde icmn tanm yaplrken birtakm farkllklarn olduunu grmekteyiz. lk dnem Hanef uslclerinden Cesss, Serahs ve Pezdevde
her ne kadar icma ait bir tanma rastlamasak da onun hcciyeti zerinde durulmu ve delilleri sralanmtr. Debs, delil olarak kabul edilen icm bir asrda
yaayan adalet sahibi ve ictihad ehli limlerin bir hkm zerinde ittifak olarak
151 Cesss, el-Fusl fil-Usl, II, 32-33; Abdlaziz Buhr, Kefl-Esrr, III, 7.
152 Abdlaziz Buhr, Kefl-Esrr, III, 25.
161
162
163
164
olduunu ve bunu inkr etmenin dinin bir asln iptal etmek anlamna geldiini
belirtmektedir.165 Yine Hanef mezhebinde icmn herhangi bir nesille snrl olmad da kesin olarak bilinmektedir.166
mam Eb Hanfe, icm bir delil olarak grmekle yetinmez; en stn fkh
bilgisini aklad yerde, mmetin ittifakn bilmenin gereine de vurgu yapar:
Eb Mut Bana dinin en faziletlisini haber ver dediinde Eb Hanfe Fkhn en
faziletlisi, kiinin yce Allaha iman, eri, snnetler, hadler, mmetin ittifak ve
ihtilfn bilmesidir eklinde cevap verir.167
mam Eb Hanfe, ashbn icmna ilikin grlerini, isyanc Hriclerin durumunu soran Eb Mutye verdii cevapta ortaya koymaktadr. mam Eb Hanfe,
onlarn din olarak nasl tavsif edilmesi gerektii konusunda yneltilen sorulara
verdii cevapta, onlarn tekfir edilemeyeceini net bir ekilde ortaya koyduktan
sonra, isyanc Hriclerin savata yaptklarndan sorumlu tutulup tutulamayaca
konusundaki soruya yle cevap verir: Harp bittikten sonra onlar iin bir zarar
yoktur; onlara had tatbik edilmez. Kan dkmeleri de byledir; ksas yaplmaz.168
Bu gre nasl ulat sorulduunda da ashbn ittifakna iaret eder: Osmann
(ra) katli hususunda insanlar arasnda ortaya km olan fitneden dolay ashbn,
bir tevil neticesinde kana bulaanlara ksas yaplmayaca, tevil sonucunda haram
ilikide bulunanlara had cezas uygulanmayaca, yine teville bir mala sahip kan
kimse iin takibtta bulunulmayacanda ittifak ettikleri hadisinden dolaydr.169
Bu konudaki grn tamamen ashbn ictimna/ittifakna dayandran Eb
Hanfe, Osman Bettye yazd mektupta da iman-amel ayrmn kesin olarak ortaya koyduktan sonra asllar yleri sralamaktadr: Aslolan Kurnn getirdii, Hz.
Peygamberin (sav) davet ettii ve ashbn insanlar arasnda ayrlklar ba gsterinceye kadar- yapageldikleri eylerdir. Bundan bakas ile amel edenler, bidatkr
ve sonradan dine ilavede bulunan kimselerdir.170 Mektubun devamnda gnaha
girmi bir kimsenin dalalette kalm mmin olarak niteleneceini, bunun dndaki
herhangi bir tavsifin mesela onun kfir olaca ya da ne mmin ne de kfir olaca
eklindeki grlerin- Hz. Peygambere ve ashbna muhalefet etmek anlamna gelecei uyarsnda bulunur.171 Yine o, sahabe arasnda kan fitne ve ihtilflarda nasl
bir tavr alnmas gerektii konusunu aklarken de selefe ve btn mslmanlarn genel yaklamna vurgu yapmaktadr. Bu konuyla ilgili olarak Allah en iyisini
bilir diyerek susmay tercih eden mam Eb Hanfe, bu tavrn sahabe ve tbin
imamlarndan rnekler verdii kiilerin yolu olarak gstermektedir.172
Kazm Musev Bocnurd, Merkez-i Diretil-Marifil-slmiyyetil-Kbr, Tahran, 1999, IV, 532.
165 Serahs, Usl, s. 229-230.
166 Ali Muhammed mer, el-Hilf beyne Eb Hanfe ve Ashbih ve Mevkfl-Eimmetil-hern Min Hzal-Hilf,
Mektebetul-Abikan, Riyad, 2002, s. 159.
167 z, mam- zamn Be Eseri, el-Fkhl-Ebsat, s. 35.
168 z, mam- zamn Be Eseri, el-Fkhl-Ebsat, s. 40.
169 z, mam- zamn Be Eseri, el-Fkhl-Ebsat, s. 40.
170 z, mam- zamn Be Eseri, Risle ila Osman Bett, s. 65.
171 z, mam- zamn Be Eseri, Risle ila Osman Bett, s. 67.
172 z, mam- zamn Be Eseri, Risle ila Osman Bett, s. 67- 68. Buna karn Eb Hanfenin sahabe arasnda kan
mam Eb Hanfe, yukarda zikredilen cevaplarnda ve aklamalarnda sahabe ittifakna, Mslmanlarn hsn-i kabulne ve icm ve ihtilf konularn bilmenin gerekliliine nem verdii gibi, icma konu olan alan sadece er/amel
meselelerle snrl tutmam, itikada ait sorular cevaplarken de icma atfta bulunmutur.173 mam fi de, (v. 204) ilimde iki hususun ok nemli bir yer igal
ettiini, bunlarn da icm ve ihtilf konularn bilmek olduunu vurgular.174
cm, zerinde ittifak edilen bir konuda limlerin grnn kesin olarak
bilinmesi eklinde gerekletiinde sarih veya sahh icm olarak tanmlanmaktadr. Buna karlk icma konu olan mesele hakknda bir ksm limlerin gr
kesin olarak bilinirken, bir ksmnn grleri belli bir zaman gemesine ramen
herhangi bir sebeple bilinemiyorsa, yani onlarn sessiz kaldklar meselelerde oluan ittifak, skt icm olarak nitelendirilmitir.175 cmn delil olduu ounluk
fakhlerin yaklam olmakla beraber, sarih icma ilaveten skt icmn da delil olmas, daha ok Hanef fakhlerin savunduu bir grtr. mam Eb Hanfenin bu
konudaki grlerini tespit etme imknmz bulunmamaktadr. Ancak hem mam
Eb Hanfenin hocalar silsilesinde yer alan fakhlerin metoduna baktmzda
hem de ilk talebelerinin tutumlarna gz attmzda bir fikir edinmemiz mmkn
olmaktadr. Eb Hanfenin hocasnn hocas olan brahim Nehaye gre, skt
icm muteber deildir.176 lk dnem Hanef fakhlerinden sa b. Ebnn skt
icm kabul etmedii de nakledilmektedir.177 Buna karlk, Hanef uslclerin ounluu, skt icmn da sarih icm gibi bir delil olduunu belirtir.178
cmn imknszln kabul edenlerin hakllk pay olduunu dnenlerin,
skt icma bir delil nazaryla bakmalar zor grlmektedir. Zira, deiik blgelere dalm slm bilginlerinin, suskun kalmalarnn nasl tespit edilecei, neden
sessiz kaldklar gibi meseleler, hibir zaman tam olarak vuzha kavuturulamaz.
Bunun, mam Eb Hanfenin bir yntemi olduunu sylemek yerine, sonraki
Hanef uslclerin bir ictihad olduunu sylemek, geree daha uygundur.
Burada bir noktaya daha temas etmekte fayda gryoruz. Hanef uslclerin,
yine mam Eb Hanfeye nispeti kukulu olan haber-i vhidin kabulnde
ummul-belv prensibini ileri srmekle skt icmn hccet oluunu kabul etmeyi bir arada cem etmeleri, baz tutarszlklara da kap aralamaktadr. Bir hadisin, topluluun ihtiyac olan bir konuda zz olarak rivayet edilmesi, onun zayf olarak grlmesine sebep oluyorsa ki bu her zaman zayfla delalet etmezskt icmn kat bir delil olacan ileri srmek eliki olarak grlmektedir.
173
174
175
176
177
178
ve lmlere yol aan derin ihtilflara dair baka deerlendirmeleri de olmu, savaan taraflarn her ikisinin de hakl
olamayacan belirtmitir (z, mam- zamn Be Eseri, Risle ila Osman Bett, s. 67).
fi, er-Risle, s. 229.
fi, er-Risle, s. 22.
Abdlaziz Buhr, Kefl-Esrr, III, 339.
Muhammed Revvas Kalaci, Mevsat Fkhi brahim Neha, Drn-Nefis, 2. Bask, Beyrut, 1986, s. 781.
Abdlaziz Buhr, Kefl-Esrr, III, 340.
Cesss, el-Fusl fil-Usl, II, 140; Debs, Takvml-Edille, s. 28; Serahs, Usl, s. 235; Pezdev, Usl, III, 339;
Abdlaziz Buhr, Kefl-Esrr, III, 339; Sadrera, et-Tavzh, II, 88, 91.
Zira skt icm da bir varsayma, muhalif seslerin kmamasn muvfakata hamletme varsaymna dayanmaktadr. Oysa byle bir sessizlik iin pek ok ihtimal sz
konusudur ve bu ihtimaller icmn hcciyetine zarar verecek niteliktedir. Bu iki
ilkenin bir arada olmasnn ortaya karaca eliki sebebiyle olmaldr ki, Hanef
haber teorisinin kurucusu olarak grlen sa b. Ebn, ummul-belv prensibinin
savunucusu iken,179 hkim Hanef usl geleneine aykr biimde skt icm delil
olarak grmemektedir.180
SONU
mam Eb Hanfe, ortaya koyduu ictihadlarnda izledii usl yazl hale getirmedii iin daha doru bir ifadeyle onun ictihad yntemi bize yazl olarak
ulamad iin- ondan sonraki Hanef uslclerinin tespit ve tahric ettii kaideler,
Hanef uslnn olumasnda belirleyici olmutur. Bu durum, bir taraftan klasik
Hanef uslnde yerlemi baz kaidelerin dorudan mam Eb Hanfeye ait olduu konusunda bir kanaat olumasna sebep olduu gibi, dier taraftan da Hanefler
dndaki uslclerin Eb Hanfeye sert tenkitler yneltmesine yol amtr.
Bu makalede, mam Eb Hanfenin usl anlaynn, Hanef uslndeki yerleik kurallardan ksmen ayrldn tespit ettik. Bata deliller sralamas olmak
zere, bu delillerin anlalmas ve yorumlanmasnda baz farkllklarn olduu grlmektedir. Sadece Hanef uslnde deil, hemen btn usl eserlerinde yer alan
er deliller sralamasnn, fkhn tabii geliim srecine aykr olduu gereini gz
nnde bulundurarak syleyebiliriz ki, Eb Hanfe deliller sralamasnda hakim
usl geleneindeki sralamay takip etmemitir.
Hanef uslclerin baz fer meseleleri zmlerken ileri srdkleri yntem
farkllklar, Eb Hanfenin uslnn kesin olarak tespit edilmesini zorlatrmaktadr. Buna ek olarak Hanef uslclerin bu usl yeniden yorumlarken, yaadklar dnemin psiko-sosyal zelliklerinden etkilenerek ulatklar sonular da Hanef
usl ile mam Eb Hanfenin yntemi arasndaki fark iyice artrmtr. Snnetin
sahihliini tespit etmede ileri srlen ravinin fakih olmas ya da ummul-belv
ilkelerinin Eb Hanfeye nispeti birtakm tutarszlklar gz ard etmeden mmkn grlmemektedir. Bu ilkeleri katan deil de zhiren, sahihlii destekleyici
birer argman olarak gren uslclerin mevcudiyeti, Eb Hanfenin bu metoda
her zaman kesin olarak bal kalmadna da iaret etmektedir.
cma trleri arasnda yer alan ve byk lde Hanef uslclere mahsus bir
delil olarak grlen skt icmn, dier baz usl kurallaryla bir arada mtalaa
edilmesi de tutarl grlmemektedir.
179 Bedir, Hanef Fkh Teorisinde Peygamberin Otoritesi, s. 53. Ayrca bkz. Yiit, Eb Hanfenin Usl Anlaynda
Snnet, s. 298
180 Abdlaziz Buhr, Kefl-Esrr, III, 340.
PRZDE BRAHM VE
MEZHEBL-MML-AZAM SML
RSALESNN TAHKK VE TERCMES
Hasan ZER*
. 4A @ , 4 8 J% E7 8
g, .c4 *4N ( f4 V
Q7
8 F
nF
nsanlarn fetva vermeye en cesaretlileri ilmi en az olanlardr. Kii
ilimden bir konu bilir de hakkn tamamn ondan ibaret zanneder.
Sahnn b. Sad (v. 240/854).
Przde Ibrhm, and the Verification and the Translation of His Work Called
Risle f Mazhabil-Immil-Azam
The Hanafis Faqih and the Judge of Mecca, Burhanuddin Ibrahim b. Huseyin b. Ahmad
b. Mohammad b. Br, Ibn Br (Przde). Przde who works as the Muft of Mecca for
long years discharged at the time of the Amir of Mecca Sharif Barakat b. Mohammad
in 1083/1672. Przde, who died in Mecca in Shawwal 16, 1099 / August 14, 1688, has
given many works of which most of it is treatise studies.
Giving a fetwa is a concept that is used in the community widely since the first years of
Islam. This study is an essay that aims at knowing the sect of the Imam Abu Hanefa and
His students and dependants degree in the Sect to give a fetwa and make a commentary in the sect of Hanaf, during education. Przde, saying, It is a treatise needed to be
known its content for everybody studying al-Fiqh, has emphasized on the importance
of His work. However, in the treatise, many concepts have been defined, and it has
been mentioned about the opinion that will be preferred in case of the contradiction
of opinions and about the preferred utterances in Fetwa.
Key Words: Judge, Muft, Fetw, Zhirur Rivy, Muctahed, Faqh, and Mutaahhir
Giri
slm ilim geleneinin rn olan says tespit edilememi birok eser kaybolmutur. Bize ulaanlarn byk ounun ise hl yazma eser ktphanelerinin
*
2
3
4
5
6
Muhibb, Hlasatl-eser f ynil-karnil-hd aer, Bulak, 1301, I, 11; Bursal, Mehmet Tahir, Osmanl Mellifleri,
stanbul 1333, I, 262; Zirikl, Hayruddin, el-lm, I, 36, 37; zel, Ahmet, Hanef Fkh limleri, Ankara 2006, s. 147,
148.
zcan, Tahsin, Pirzde brahim, DA, stanbul 2007, XXXIV, 286; Kehhle, mer Rza, Muceml-mellifn,
Dmek 1957-61, I, 22; M. Habib el-Hle, et-Tarih vel-merrihn bi-Mekke, Mekke 1994, s. 362.
Kehhle, age, I, 22; Bursal Mehmet Tahir, age, I, 261; Zirikl, age, I, 36, 37; zel, Ahmet, age, s. 148; zcan, agm,
DA, XXXIV, 286.
Bursal Mehmet Tahir, age, I, 261, 262.
Muhibb, age, I, 19, 20; zcan, agm, DA, XXXIV, 286.
Eserler ve bulunduu yerler iin bak: zcan, agm, DA, XXXIV, 287, 288.
Bk. Bursal Mehmet Tahir, age, I, 261-262; zcan, agm, DA, XXXIV, 287-288.
3 3 P
3 WP3 3 P P U3 .T 3 O r3FP
39
, za) ? n# 0 f4# ?4F~# $%) / f4 IQ# LI!# ?~ J9 q 8@ [J/]
.(,8
:8 #
U.~ O %2# n %2# U. H P g * 4 ( Eg 8 ' F9 t.*
.=%# ( O =#1Q~ q# ,98(# E
# $( 8
?8(~ ,+4 P~ dI'#
# j*4 N 7 j!) P%o(R j%U. O #8*( 9 z 2 q <9
e Jn 4
o A3
O !, v t/
.t*(7 9/ = ) '# j*
8 u v E I
f4 #/ cS *S # 4
e Jn I(/ a :=, '# d N L9*+~ i#( O =N .#
.f*() N 8N A H'N o'a
/ H'N 4N :=N z 2 q <9 sF, z 2 q <9
e
H N) kP#*3 +
= ./ (#) WF8 k#@ I
o ,8 98 8
u+ I 4 Uo .3 TR O#
= # jm,8@# ## jg H( *H A .g $( z# W
(X/) k\ 8< ?Q Ua
Z!% k#B L8# j() , 7 O jEZF9 %F f4 E(+, | *
.% L# L O J(A # 84( O 4( 7 8 n( ,^
.(/) W4A94 I# (/) ?1~ b .g d#
,8~ O 8# .Z
# t% d*% E@
.(4Q(#) O
. NF
.(8H ) V O
.(3
3) V O
.t k\ B(F .(4 ~) V O
) WF8 EN :a# |# O WF8 k#@ .( # / # )
F #8 O (~ jW
@ k) ) 8 8< ,8 =
p#9# j$4 I(/ p#9# .*~ |# AB DA# j|# O QN# j O = O QN# j,8 = O QN :QN I f4 4 7 8N# j V8 O
s+A .k#( O s(
# j|# O ,) 8~# j?4g(~ p#9 !(# j O = J(A# jk) 8Z# j,8 = O ?4g(~
.(/) ?9 ,8U (/) ?1~ b (/)
.() (% E # () jV ?4 O N#
<9
e =N f4 E O E :k!~ 4+ ), 8< + /(~ I i#( O#
E LR 9 t.U# jR =8(F %#
n 3/ T 3 E f4 4^ O 34 ,+~
R 7 3 R, .# z 2 q
R
x~ =8 , I .
# 7 4 Z& 7~ n!( ,!A 7( Ba 4 i( !, v a#
.t\^ =N f4 i( ,+~ 8
Ba 'a N Wp#
3 * n79# t\^ =N * 7, v Q O
e (\^ =) g` Wp4 #
f4
e E
o'a
* g _ 4
.4 q# ()'
R\^ gn
R
R
U z 2 q <9 8 =N (U) sF, e =N U ./1R,
e r ,#9 Q~ O 87, v #
i(# k#@ O A Jn 9%A A t/0 za MA MA U\^# , Q@ =N U =N
\^ O EZQ~ N# # ,% O A S,
H L*+ O#
O A q <9 sF, e =N f4 $S 4 (,
3 , A a ,# U
.*
,#9 [/] * 8 v a# E ,
n =N
P 8*( 4(/ a# E , $W f4 #/(~ 2 a#
= ./, 8H 43 R A a# jt8
J U ,#
. '# J O %D,# J(g a 7, /0 ! O A a# a J sS,# t8
V
U
\%g 7 eA 9 9%g 4 8( ,DA _ DA = ./1, 4(/ B_ :WF8 k#@ O#
82# E2 ) * ) !)
Q~ J7 ,/(~ 87, v a# 4 8( , U\^# k#n# m4 e#
)_ %N,# q # (# %!
~ H7 4g(, '# L8* # za J, * 8b *(7#
.f*() f F EU7 EA o'a 4 Fb(, '
# Q
I& U# j| I/ 7~ E # | (# g@ O i |%2#
,+~ E,#N 9(u E # (L/ O a# )8 O 98U 6B )
b3 P L9b*~ =N % x, 8
f4 Jn G)
o'a Lr \PDA3 R R #RR # jB+ = '# +# 4S _ f(g,# s4Q TQ
3 i83 3(T R,# U9(/#
.(=N \^) V O
.(N) V O L8Z
.(U) V O
94%# I O E
2 .9/ d* 9A 4 .W
(/) k% \*+ W9 ,M k9g sF, J* 8 8
d, 2 O !(# j
e L\F O ,9g N
~# j
@ O i#(# j7 %(A 6
92 g x, A# .*(# j#
.(/) W4A94 I# j*% 8Z# (/) I# (/) U. d9.# j7( 2 .$S J0# jg'
.(=) O
.(2#) (% E # (2#) jV ?4 O N#
8 g e f4 2# t\^# E 8 i#, \!
O g =, (/) W
@ W4% ;#8
7 8 q 8% 8 4
.ZI# ?(F# ?(
F b@ kB O i9% O2#
F ?(F# ?(
.4 EU \%A a LI! J O ,8 tAB
./# 8 F e
. j*% 8Z jS~ U j7( 2
0 \Q2 jQ) s)!2 .?!(~ U j
@ Z jI (/) i8 _ 4~ jm4 jk8
NQ Ua 8< 8 !)
jF9 )/# j(Q% t j!2 ?9 (Q# j8Z L8# FN@ L9F \Q2 # j\/' $
(N j\%A \^ U# j
N( $7
=U#
EU O 9%/' ZN# j72# i#( EZQ~ # j O \! # j O 8~# S9 EZS# j ?4 %
2#
= O F9# j7 $Q(, $7 \Q2# ji#( =
# j IF # jW +# 6#
e ? dI O ,# s4(# j9
.(/) W4A94 I# (/)
g~ S,a# ( j j/)
s+A# Y j*% 8Z# j7( 2# .,8
2# j! 8 (n&) O +)# 8# .!
@ F,9 a *() U (X/) 7 k#n k' 4F IF 8 8<
; )!2 .;~ / U# .LU O2# j(/ g j& 8< E!2 .YU
F + za E9# .
= jW + U. f4
j#\DA # j O !(~# j0 g# jm,8@ O 9 Eg+# jdIbQ# pn~# j + J(A# j
Q # jm,8@ O 9
S~ U# (/) ,*
# ,8%# (/) g4/ .
e N
# 9 ; # =7 $ O 9/ ; # j$* ? I(/'#
.(/) W4A94 I# j9
LA.2# (/) ?9 ,8U# F4N ' 7( 2 (/) ~ Q# X
.(#) (% E # (u#) jV ?4 O N#
.(W) O
.(|,a#) V O
.(L/ O a# )8 O 98U 6B ) A( .U f4 g# (a L/# )8 O 6B 98U ) jV ?4 O N#
r/ )_ 8( E O 4, '# / )_ E!( E O E , '# EZF )# i#( O A ./
.=
~ 8S x, '# W
@ FN I 4 ,
O A
%4 J S,a O %~ .U O x~ f4 7 :k!~ 4+ I
u+ i#( O#
i#, g, # jt\^# [J/] 9 p# O A ?nn! ?N 8 $S# $( # E*
.*7# # 'N * '# (,#9 L8# Q O 8*( # U.~
7 U ~ _ =n~ O o'a J74 W%
, R # S =N O H%^ EN E (Q2#
d,#4# H%^ ?(,# I(/ f4 $H
,+~ I(/ i! i#( O# k8
NQ O A n(Q~
#
(' 4# ./) # 8( , 4# , # 9(~ U# i( 4# N *
Lr \DA dI
~
r
3
H N) P Uo .TR O# U# n! U# E 4#
n! fS( k#% I
.f*() nn
U\^ g, WS(, # jn \^ U\^ g,
H
= a# 8 P o 3 TR mn% =
~ C(, '# L3 Bo +
E )87# ) t82 W%
, :=N
3 3 ,#
P
k.# jI4 H 9 g@ A# 3 gP R $( g '# Jn IA O 4/8 Q~ g# jr a
.ET o 33(RT43 4 H3 o( 9 g@ 8 ) (g@ 8S) gn~ I $( 7 R 8 *,
Q%~# \%g # \! 8 * # z 2 q <9 *3 o x |# k ,# U (A#
84~# t8
7 O
3,# EZ'8 ./, 8*(b4 9(~# ES * 4( N )A Ba \%g \Q# d,#
3 # E b RI/ [/] #/(~ ,+~ 9(u o'a \Q U# \/ s
!( ./,
O# =N
.)%U
(/)
g~ S,a .Z n% i#( *+# jYU LU j
' jz# %& j
F (~ W
@ sF, #8 j i#(
.(/) d%~ b #
8 f! n!2 fFF 8! 8%
~ 8% 8 8% 8< f4 Ua ,8 : EZQ~ , z EZF ) # FF i#(
. n 1926,356 /1344
F z# %
+ % / 84 Ua # f7/
s+A .(/)
F (
Q O k8
7M 4A j(/)
F (# 4g, v# N FN 8 ,N !( ,
.(/) W4A94 I# (/)
t8 m j91 j
@ v (X/ ) K (;+ #F ( za %Q)) ;#Q =8 j,8 , j4N FN
$4 O 7( 2 ! n7Q# i %Z ju+~ # ()' jL
~ f4 9N jQ4 4& jI a :# O k#Q =N .LU 2##
j4g, v ! ,+ 72# j,+~ ,+ 72# jC( # G42# jZ O Z U)# jQ4 2# 0 ,^# j
'
I $S# (/) U. d9.# (/) 98% .6B \^# j=' O 9
~ !( # ji#(# + d0 O F9# j/ b #
.(/) W4A94 I# ( /)
ji#(# jT
g4 W 4, f4 .LU 2# jk! W
(/) 4+ # ~ ,8 J* V% j8 ), 8<
.(/) W4A94 I .#7 f4 # j8Z 998 # jT
g J f4 *%29# .YU
F O(~ 8 W4 t8 *
J(A
J(g# g
J(A *4,# @ J(g W*(
2 !N) Q) WU# s ~# .YU
F O(~ q <9 W
@ WF8~ ^ W4 +4
>A J(A U
~ E' J(g# (Z Qn(Q)fQ2 (
# .YU
F O(~ ;8 W4 8< ! + U )#
@ O ZN8 >A
.YU
F (~ WQ
,8 # ~ 8< q 8% dAM e +4 ZN8
. NF
.(s) V O
# m,8@# \Q( v jf
(/)
F (~ i8
NQ 8~ j,8 ) jF Q@ i4 8 f4 8 sF, 8
7# j
*
js)!2 .Z'# $4 4 8
8,8 A# .M E(N :EN# .8
NQ d# .8% L8 2 O N#
F .8
N EU
2 .i#( = fQ,# j
@ i#( O (4~# j
@ |# O jE%Q !# j
I/' p,9# jJ d9 (F J9' 4# ji#(
.(/) W4A94 I# (/)
g~ S,a# (/) ?9 ,8U# (/)
s+A# jS~ U j(
E(N .(X/) F/ EU j
@ A :8*+ 98! # ~ j,8 Q jZ' U j8 jL , 8%
!4 jWp J # jQ@ d N# jx(Q~# x~ L8# jiMg i#(# ji! i#(# j ji9 O # 8
NQ
.(/) W4A94 I# Y j*% 8Z 7( 2 .\! #
za (%Q) j8
N gF .
@ A jK U# (X /X) k#% IF' jQ@ jg 8% ?Q@ 8 W4
. O $* $
^# j87 \%A 0 \Q2 # jk#% = , j = O = T
A # j\%A Q%~ *
js)!2 .sQ) J 4N L
.(/) W4A94 I# (/) L Q (# Y *% 8Z# S~ U# Y 7( 2
. NF
.LU za E()# j4 8# .D)# ) .W
N (X/) \!
n+ # ~ j,8 kF jdAM j8 8 M 8%
.?
!( /0 \! :Z O# . O q <9 8
so
! /0 \%g \Q
d)Qg# d)7# d)#9 q <9 s
!2 ' 8
k ,# U \^ (A#
.rL+ 9
# dN#
I# .A I =N =, ) ~ R Q3 R
T(#82 8N # J(A O %U.# E79 IA 87, #
4
O
!~ (g U"# 6 &# Q@ 8 (A " 8 Q, v a# .A
E*F e Q%#
O A 9F za 4D (` ' p(F'# 2(~ M T
s .U f4 7#
O WFF I =N A j%4^ = '# , '# a R A3 T R, '# u E , ' WQ/Q Z
J T
/1~
o 4(~ =N f4 AB 8
i3
o TR /1, ) L(Q~ q <9 ,8 L#
.=N E E) 8
DA O i~ 8, A a# 8~
j* 82# ?N # =N f4 9!(N' ,/(~ E,#N dDA ( q <9 pN I #
87, v Ba * U R P)T3(QT 3, ) o'a *!, i#( O N# Ba (~ O f4 E # * U (('#
.*p9 ,
.M( jR ?8(~ H4 N# 3 P /(~ 82# i#( O P (~ 8R 332#
, Q@# # 8# sF, # U.~ a [J/] q <9
I&a
8
8(~
n
P
P
jz 2 q <9 ;4@ Z za Q@ 8 s4# Q@ 8 za z 2 q <9
e s4Q#
.4 z 2# )n%F q# k9% ,8# 4~ za Z #/(~#
)%U # . O F9 , U# j
@ O Z/.# j0 ,^ *
j%(A s
# .LU $SN 4 $SN z2#
.8Z+ 8N Eg( 8Z 8 E!2 t# M 8% p# .YU .U |% \^ U# 8Z+ 8N E O 8ZI 8 t# .YU
F
!2
.(/) W4A94 I# (/) $I%
I (/)
s+A# Y j*% 8Z .LU O2#
.V NF
.V NF
.(
Fa) O
O Q%~ %(A * .(F/ O) /F EU j8*( j
' 9%A jN (/)
F (~ WQ/Q Z' jg jE*F 8< 8
d, d, U# 8 I \%g \Q # j8 I \%g # ()^) 8
7# O ?bF U# tI j$7 I j,+(#
Y 7( 2 .O2 za )^ gF 4& ~# N !) 4A
bF %F A# .k#n !( # j = O ='# j;%+4
.(/) W4A94 I# (/) ?9 ,8U# Y *% 8Z#
.,DA k
F) t8# 8 U$SN K## j+ O d# 8# .s
! N (X/) ,8 jWFF
~ 8% 8 8% 8< W4 Ua
)# jd
!~ O N dI(/'# jg@# *+ 4! O I# jdIg+~ %p O d9' *
%(A s# .F# j8# jV9# j# (
j
@ O Z
# t%' O
L\/B# jFF k#( , jEZF
8Z O
Q L98# j,98% 8Z fQ,# j 8Z )#
C( # j
e U. d## j4 ,+# 9 O * J9' 4 B:'# jFF i#(# j*
j*% 8Z Y j7( 2 .() Q ) # .=~ 6F
# jQn(F' f4 V 8N / 4g 9# j64~ O E ,
.(/) W4A94 I# ( j j/)
g~ S,a# ( j j j/)
s+A (Y/)
g 998 Y
2 .8Z~# ,\* i#( %(A .i9 O Q(n~ A jW
(/)
F (~ ,8 \* jg jk9% Wp 8< 8
.(/) W4A94 I# Y j*% 8Z (/) L Q (# jS~ U# ( j/)
s+A# j7(
jW
(/
F (~) ;^ k8
7#' / Wp # ~ j,8 j, 8% F e 9!
Q U (pN) / WpN
jK# j$7 I k#( .U9%A
JN j*%a W
) 8
7# za %Q) k8
7## .6B \^# !4 j$S J # j07
\! # jd, # jpn~# jd N#
.(/) W4A94 I# (/) $I%
I \F# X j*% 8Z# jS~ U# j7( 2 .()^
. NF
;4@ EN 9# j$4@ E za (%Q) .W
U (/)
F (~ Z' + 4~ j8 jk9% ;4@ !) 8< , 8%
.i9 O # A O O2 .sF, e' Wp J # i#(# j|# O 9
# j O Q%~ %(A .i9% (N# O k EU a A
Y *% 8Z# (/) ?9 ,8U# ( j/ jY/)
s+A# S~ U# Y 7( 2
.(/) W4A94 I#
.Y *% 8Z .W
@ (Y/Y) k9% \%g ,8 ES !) 8 8 4
.) g = =%N q =Q)# E^+ LDA )8!N /0 .U# s1~ =N
O 6B A# z 2 q <9 s1~ / F t.U (A 8@ q# d 8N j q ^ 9 8 %2A =N
.s 8 ? %F# ?
9* =# 9 4F# 4 q f4
8 *
, ?2I! ? N# O L/ kB Q O Q@ 8 @ \ 8, F t.U 8N#)
H\DA H\DA H\DA 4Q2
H 4F# %n# 0 f4# 8 )8F f4 q f4# A#
s' 8 Z# ?I
Q %Q
.(?~ J9 q 8@#
7~
. / ! O %& .;#\ (8 F e 8) ' jIg I X
4 9 jW4A9 ,8 \/ s2 ?N+(Q~# ?(Q~# J $Q
# =7 * 72 VN I X
.d#\ j?,I4
.YU X ! O %& .$7 + 9 \DA ' j,9( O ,*
# ,8% X
./.YU + jsF, S9 \/ 8 : .W
@ 4N F4 j7( 2 X
.YU ! %& .84 + 9 .k8% 4 j8 ,92 X
.! %& .k#
,A e jd4# $ ,. X
.YU X A8 0 98 O %& .;IQ b ' j,.*( ,. X
d#\ Y
% js,+ q 8% 8 : .W 8 9 8% j
@ d%& O S~ U X
./.YU
.YU ! %& .;*% ) e j$ d%&# $# 4 X
./.YU d#\ Y
% j 8< (a .k
g4 W@ 8% 8n~ j
@ 72 O *% 8Z X
=%
(F O %& .4 2g# 4/ W7 \*+ q 8% f!~ j
# (g WF j
s+A X
./
.YU 0 98 O %& .;IQ b ' j~ Q X
.YU 0 98 O %& .t kMA jLQ %!# jL Q ( X
. X =%)(F O %& .k8% E' j?
!~ 90# ?1~ $ j?9 ,8U X
. NF
MM EB HANFENN MEZHEB
Rahman ve rahim olan Allhn adyla, Sadece Ondan yardm dileriz.
Alemlerin rabbi olan Allha hamdolsun, resullerin ve peygamberlerin sonuncusuna, tm line ve ashbna kiyamet gnne dein salatu selam olsun.
Bu, fkh tahsil eden herkesin, mam- zamn mezhebini, talebelerinin ve
mezhepte kendisine tbii olanlarn mertebesini, mtekaddim (Hanef) fakihlerin
fetva verirken, nakil yaparken ve ders takrir ederken kullandklar stlahlara vkf
biri olabilmesi iin muhtevasn bilmesi gereken bir eserdir.
Baar ve kabul yalnz Allhtandr.
Bil ki, mm Eb Hanifenin (rh.a) drt talebesi, onun mezhebinde mctehid,
onun delillerine tabi, grlerini de bu delillerden karan kimselerdir. Onlarn
mma muhalefet ettiini sananlar, zanlarnda hata etmilerdir. Zinhar! Hibiri
ona muhalefet etmemi, onun ictihad haricinde bir gr tek bana iddia etmemitir. Bunun iin Vkt diye mehur olan el-Fetvda mellifi yle demitir:
Eb Hanfenin talebelerinin, ona kar gr beyan etmeleri ve de birbirleriyle ihtilaf etmeleri Eb Hanfenin (rh.a) grnden ktklar anlamna gelmez.
nk, Eb Ysuf (rh.a) yle demitir; Hakknda Eb Hanfeyi brakarak beyan
ettiim btn grler, aslnda yine onun sylemi olduu szlerden biridir.
et-Trzl-Mzehhebde hocalarmzn hocas Allme Muhammed Bedreddin
e-ehv, el-Hv el-Kudsden naklen unlar syler; Bir mft, onlardan birinin
grn ald zaman kesinlikle bimelidir ki, o Eb Hanfenin grn almtr.
Zira Eb Hanfenin talebelerinin hepsinin de ar yeminler ederek: Bir mesele
hakknda bir ey sylediysek o mutlaka Eb Hanfeden rivayetimizden bakas deildir. dedikleri rivayet edilmitir. yleyse her ne ekilde olursa olsun fkhta ona
ait olmayan hi bir cevap ve gr bulunmamaktadr. Onun talebeleri tarafndan
(telif edilen eserlerde) bakalarna nispet edilerek yer verilen grler ise grm onun grdr, mezhebim onun mezhebidir kablinden olup ayn grte
olmaktan dolay (hakikaten) deil, mecaz yoluyla nispet edilen grlerdir. -Baz
haziflerle el-Hv el-Kudsden alnt burada bittiKanaatimce, el-Hv el-Kudsde bununla, mmn talebelerinden mmeynin
ve dierlerinin grlerin tmnn, Eb Hanfe (rh.a)den yaptklar rivayetlerden
ibaret olduunu anlatmak istemitir. Bu durumda onlarn yaptklar Eb Hanfenin
grleri hakknda ictihaddan ibarettir. Yoksa mmn mezhebinden bu konuda
derinlemesine bilgi sahibi olmadan alnt yapan bazlarnn sand gibi, mutlak
ictihad deildir. -Mekke-i Merrefedeki mteahhir alimlerin sonuncusu Allme
Muhammed Bedreddn e-ehvnin sz burada bitti.Buna binaen onun sekiz mesele hakknda tevakkuf edip gr belirtmeyip
bilmiyorum demesi ve iki talebesinin o konular hakknda konutuklar eklindeki rivayet itiraz iin getirilemez; nk o ikisinin syledikleri mmdan rivayetten ibarettir. Bu konularn ve mzaraat, muamelat gibi dier meselelerin onun
Bir meselede Eb Hanfeden rivayet bulunmazsa, srasyla Eb Ysuf un, sonra mm Muhammedin, sonra Zferin, sonra Hasan b. Ziydn asllarda rivayet edilen (zhir) grleri alnr. Daha sonra ise el-Hvde getii zere Hanef
mezhebinin byk limlerinden olan dier mctehidlerin grleri srasyla byk olandan ke doru alnr. Kunyede getii zere, kaza ile ilgili konularda
Eb Yusuf un grne gre fetva verilir. Bezzziyede belirtidiine gre ehdet
meselesinde de yine Eb Yusuf un grne gre fetva verilir. Zhirr-rivye haricindeki meselelere gelince, ayet bunlar immlarmzn grne uygunsa ve onlardan bu konuda bir rivayet gelmese bile, bunlarla amel edilir.
Mteahhir dnem alimleri bir mesele zerinde ittifak etmeleri halinde fetva
veren kii onunla amel eder. Eer ihtilaf ederlerse, mft ictihad eder ve kendine
gre doru olan gr ile fetva verir. Eer mukallid ise kendine gore insanlarn en
fakh olannn grn alr ve cevab ona isnad eder. Bu fakh baka bir ehirde
ise ona mektup yazar, gelen cevab cevapta belirtir, atmaz ve arptmaz.
El-Hv el-Kudsde yle der; limler ihtilaf ederlerse, ounluun gr
alnr. nk ounluun grn almak, kendilerine gvenilen Eb Cafer elKebr, Ebl-Leys, Tahv ve dierleri gibi byk arif immlarn itimad ettikleri
bir ilke/husustur. Eer mteahhirlerden meselenin cevab bizzat bulunmazsa, teemml, tedebbr ve itihad gzyle deerlendirir ki, bu meselede sorumluluktan
kurtaracak en yakn gr bulabilsin ve immn makamna ve ihtiramna saygszlk endiesiyle gelii gzel konumasn, Allhtan korksun, onun murakabesini
unutmasn. nk bu, boa abalayan cahillerden bakasnn cesaret edemeyecei
byk bir itir.
Hkm ve fetva verirken heva ve hevese uymak, icma ile haramdr. Kendisi
iin bile olsa kiinin merch ile amel etmesi, icma ve mutlakn zhirine aykrdr.
Hibir kimse menfaat elde etmek iin bir takm z/kabul edilmeyen grlerle
fetva vermemelidir. Zira bunu gzard etmek gnahtr ve zarar geneldir. Bilakis
meayihin grleri ve onlarn setikleri grleri tercih eder, selefin yntemini
benimser, erdem ve erefi elde etmekle yetinir, z grlerle fetva vermez.
azzn ksmlar oktur. Ancak el-Fetv el-Gysiyyede ve Enfeul-vesailde
kaydedildii gibi, bir grn alnmas ynnde Eb Hanifenin rencilerinden,
ak beyan bulunursa bu mstesnadr. Mft tafsl gereken yerde icml, takyd gereken yerde tlk yapmaz. nk bu, bir hatadr. Nitekim Allme Ksm (b. Kutluboa) el-Hanefnin Nkye erhinde de byledir. Yine mezhepte nakledilen grn aksine fetva vermez.
Hocalarmzn hocas Allme bn e-eleb el-Msrnin el-Fetvsnda yle
der: Zamanmzda mftnin, cevabn izahnda mbalaa/geni aklama yapmas
gerekir; nk cehalet artmtr. Evdahu Remzde ve dierlerinde akland gibi;
sahih grlm iki grten biriyle fetva vermek veya hkmetmek caizdir. Bir mesele hakknda mezhep sahibinden veya bir mctehitten iki rivayet bulunmas caiz
olur. Ancak ayn meselede iki kavil veya iki vecih bulunmas caiz olmaz.
ler, mtevtir haber konumundadrlar. Haberin mehur (mstefiz) olmas ise dier
yazl kitaplara ihtiya brakmaz. Nitekim el-Kunyede ve Eb Sehl emsddn esSerahsnin Mebstunda da byle kaytldr. Bu kitaplara muhalif grlerle amel
edilmez ve bunlar esas alnmaz, bunlarla fetva verilmez ve Ekseriyetin gr
diyerek de fetva verilmez. Nitekim Tarss erhinde bunu byle beyan etmitir.
Hidye Shibinin (rh.a) eserindeki usul yledir: o, her ne kadar grlerin
asln naklederken kuvvetli grleri ounlukla ne alsa da, sonra zikrettii grn nce zikredilen grlere cevap tekil etmesi iin, farkl grlerin delillerini
zikrederken kuvvetli gr en sona brakr.
Allme Kadhnn (rh.a) usul ise, mteahhirinin birok grnn bulunduu meselelerde, bir veya iki gr ile yetinerek, en zahir olann nce verip, en
mehuru ile balamak ve fetvda yeri geldiinde metinlerde yer alan grlerle
amel etmektir. Ancak muarz bulunmad zaman fetva kitaplarnda bulunan grlerden destek alr.
Metinlerin, fetva kitaplarnda bulunanlarla takyid edilmesi ve btn mtekaddiminden mutlak olarak nakledilen ifadenin mteahhirin alimlerin takyidi ile
kaytlanmas muteberdir. Mutlak olarak Mtekaddim ashbmz eklinde mutlak sylendiinde, mezhebin imm Eb Hanife, Eb Yusuf, Muhammed, Zfer ve
Hasen b. Ziyddr; selef, Eb Hanfeden Muhammed b. el-Hasene kadar; halef ise
Muhammed b. el-Hasenden emsul-Eimme el-Hulvnye kadardr. Mteahhirn,
emsl-Eimmeden Hfizl-Mille ved-Dn el-Buhrye kadardr. En iyisi Allh
Sbhnehu ve Tel bilir.
Mellif diyor ki, Bu, meguliyetimin okluuna ramen derlemeyi niyet ettiklerimin sonudur. Allhtan btn insanlarn amellerinin kabul olmasn niyaz
ederim.
Bunlar yazan Muhammed b. Ammr dedi ki; hamdolsun, bu risaleyi mellifin dest-i hattndan yazma grevini yerine getirdim; tarih Peygamber Efendimizin
doduu ay Rebul-Evvel, 1072. Bu risale, Allhn keremi ve ltfuyla, Hac Muhammed el-Hasenin elinin emei olarak 17 Cemdil-hira 1130 Cumartesi gn
iki namaz vakti arasnda istinsah edilerek bitirilmitir. Sallallahu ala Seyyidin
Muhammedin ve al lihi ve sahbihi ve sellim teslmen kesran kesran kesr. VelHamd lillhi Rabbil-lemn.
OSMANLIDA EB HANFE
ALGISINA BR RNEK OLARAK
TAKPRZADENN
MEVZTUL-ULMU
Dr. Said Nuri AKGNDZ*
Giri
Eb Hanfe, slam limleri arasnda sekin bir yere sahip olarak, her zaman
kendisinden sevgi ve saygyla bahsedilen bir zat olmutur. Hakknda telif edilen
mstakil biyografi ve menkbe eserlerinin yan sra, genel biyografi ve bibliyografi
kitaplarnda da ona zel bir yer ayrldn grmekteyiz.1 lgintir ki, onun biyografisini kaleme alanlar sadece Haneflerden ibaret kalmam, baka mezheplere
*
1
4
5
Ebul-Hayr smuddin Ahmed Efendi, Takprzade lakab mutlak olarak kullanldnda ilk akla gelen isimdir. Yapt grevlerin yan sra telif konusunda da veld
bir zat olan Ahmed Efendi, Arapa birok eser kaleme almtr. Bunlar iinde en
mehurlar Osmanl limlerinin biyografisini yazd e-ekikun-Numniyye ve
bir ilimler ansiklopedisi mahiyetindeki Mifthus-Sadedir.6
Tam ad Mifthus-Sade ve Misbhus-Siyde fi Mevztil-Ulm olan bu Arapa eseri, mellif Ahmed Efendinin, gene nemli bir lim olan ve hayat boyunca
pek ok yerde kadlk vazifesi stlenmi bulunan olu Kemaleddin Muhammed
Efendi (v. 1621)7 tercme etmitir. Yazd tercmeyi ise, sadece Mevztul-Ulm
olarak isimlendirmitir.
Mifthus-Sade Arapa olarak telif edilmi, dolaysyla sadece Arapa bilen
ilim erbabnn istifade edebilecei bir kitap iken, eserin tercme edilerek btn
Osmanl muhitlerinin istifadesine sunulmasn isteyenler, mellifin olu Muhammed Takprzadeden babasnn eserini Trkeye tercme etmesini rica etmilerdir. Bu rica zerine, her ne kadar bu nemli ie kendisini layk grmese de,
Muhammed Takprzade kitab kendi ifadesiyle tarz- Ruma tebdil etmitir.8
Mevztul-Ulm, Mifthus-Sadenin sadece bir tercmesi olmayp, yer yer bir
erh nitelii kazanmtr. Bu erevede, baz Arapa kelimeler izah edilmi, mkil
yerler halledilmi, ayrca yeri geldike zevid ve fevid kabilinden ek bilgilere yer
verilmitir.9
II. Mevztul-Ulmun Muhtevas ve Yazl Gerekesi
Eser, drt mukaddime, iki blm ve yedi ksmdan meydana gelmitir. Mukaddimelerde ilmin deeri, tahsilin fazileti, talebe ve hocann grevleri, ilim ahlak ve bilgiye ulama yollar gibi konular zerinde durulmakta ve yeri geldike
zihniyet meseleleri tartlmaktadr. limler tasnifine geilmeden nce yer alan
bu mukaddimeler Takprzadenin ilim anlayna dair bize nemli ipular sunmaktadr. Her bir konudaki grn ve yaklamn yet ve hadislerle, yeri geldike limlerin hayat hikyelerinden yapt alntlarla destekleyen mellif, bazen
de Eflatun ve Aristo gibi filozoflardan da szler nakletmektedir. Ayrca yaad
dnemdeki baz anlay ve uygulamalar da eletirmekte, bylece dnemini bize
yanstmaktadr. Mesela, yaad dnemde alimlere ve ilme eski itibarn kalmadndan ikayet etmekte10, bir baka yerde ise devrinin alimlerinden bir zmrenin
baz gnahlar aka iledikleri, taassuba meylettikleri, halkn gznde ilmin ve
alimin deerini drdklerinden bahsetmektedir.11
6
7
8
9
10
11
samddin Ahmed Efendi ve eserleri hakknda baknz, Yusuf evki Yavuz, Takprizde Ahmed Efendi, DA, XL,
151-152.
Kemaleddin Efendi hakknda baknz, Mehmet pirli, Takprzade Kemaleddin Efendi, DA, XL, 152-154.
Takprzade, Mevztul-Ulm, nr. Ahmed Cevdet, stanbul, kdam Matbaas, 1313, I, 16-17.
Takprzade, Mevztul-Ulm, I, 17.
Takprzade, I, 53-54.
Takoprzade, I, 86-87.
Kitabn mukaddimesinde, muallimin ve mteallimin vazifeleri balklar altnda, mellifin sayd hususlar, ideal lim ve ilim talebesi profili izmektedir.
Aslnda sadece eitim retimle snrl kalmayp, daha geni bir erevede, ahlak,
din, olgunluk, edep, dnyaya ve dnyala kar taknlmas gereken tutumlar gibi
birok temel konunun buralarda ilendiini grmekteyiz. Bu blmlerde, kitap
yer yer bir nasihatname nitelii kazanmaktadr. Son olarak, fetva, kaza ve tezkir
adabndan da bahseden yazar, mukaddimeleri, ilim-amel ilikisini, dolaysyla
zahir ve batn ilimler ilikisini kurarak bitirmektedir.
Her ilm disiplini yerine gre tanm, konu, ilkeler, pedagojik ama ve genel
yararlar bakmndan ele alan Takprzade, o disiplinin tarihi veya otoriteleriyle
ilgili genel bilgiler vermekte, daha sonra da o alann balca literatrn tantmaktadr. Eser, iki taraf tan oluur. Birinci taraf, tarkun-nazar yntemiyle ulalan nazar ilimler, ikinci taraf ise tarkut-tasfiye yntemiyle ulalan ahlak ve
tasavvuf bilgilerdir. Kitap yedi devhadan, yani ksmdan oluur. Bunlar srasyla,
1) hat sanat ve Arap imlas, 2) lisan ilimleri (sarf, nahiv, belagat, edebiyat), 3)
mantk ilimleri, 4) d dnya ile ilgili ilimler (fizik, astronomi vs), 5) amel hikmet
(ahlak, tedbrul-menzil, siyaset), 6) er ilimler ve 7) btn ilimleridir. Btn ilimleri, Gazzlnin hysndaki ibadt, dt, mhlikt ve mnciyt taksimine benzer
ekilde ele alnmtr.12
Takprzade, ilimlerin tasnifine balamadan nce, yazd mukaddimede eseri yaz tarz ve bu slubu tercih etme sebeplerini beyan sadedinde u hususlar
belirtmektedir (ksmen sadeletirerek):
Her bir ilimde telif edilen kitaplar ve melliflerinin isimlerini, her birinin yksek deerini beyan ederiz. Mellifleri beyan etmemizin sebepleri unlardr: lk olarak, her birinin menkbelerini ve ahvalini bilme ve haberdar olmadr ki, onunla her
birinin adab ile edeplenme ve faydalanma ile gzel eserlerinden iktibas ve onlara
uymak mmkn olabilsin. kinci olarak, her birinin mertebesini ve zamann kavramadr ki, onunla her biri yerine konsun ve her birinin mertebesine vukuf tahsil edip
yce olanlarn mertebesinden drerek kusurda bulunulmasn, dk olanlarnn
derecesi ykseltilmesin. nc olarak, onlar imamlarmz, seleflerimiz, efendi ve erafmzdr ki merhamet ve efkatte anne ve babann dengi olup, dar- karrmz olan
ahiret ilerinde ihtimamlar bizden fazla ve sair ilerimizde nasihat ve gayretleri biz12
lhan Kutluer, Mifthus-Sade, DA, XXX, 18. Birinci ciltte yer alan ilimler, kitapta ileni srasyla u ana
balklardan oluur:
Devha-i l: Ulm-u Hattiyye Beyanndadr.
Devha-i Sniye: Elfza Muteallk Olan Ulm Beyanndadr (Mehric-i Hurf, lmul-Luga, m-i Vaz, Sarf, Nahiv,
Beyan, Bedi, na, Aruz, Devvin, Tevrih, )
Devha-i Slise: ol Ulm Beyanndadr ki Ezhnda Olan Mklt- Sniyeden Bahs Eder. (Mantk, Cedel, Hilaf
limleri)
Devha-i Rbia: Ayana Muteallk Olan lmi Beyana Mtekeffildir (lm-i lah, lm-i Tabi, Kimya, Tb, Hendese, Heyet,
Aded, Musiki limleri)
Devha-i Hmise: Hikmet-i Ameliye (Tedbir-i Menzil, Siyaset...)
Devha-i Sdise:Ulm-u eriyye (Kraat, Rivyetul-Hadis, Tefsir-i Kuran, Diryetul-Hadis, Usluddin veya Kelam,
Usl-u Fkh, Fkh).
den ziyade ve gne kadar ayan beyandr. Ol takdirce; bizim, onlarn ahvalinden
gafil ve marifetlerinde ihmalkr davranmamz ne kadar irkindir. Drdnc olarak,
biz onlarn ahvaline vkf olup her birinin mertebesini bilince gr ihtilaflar ve
istidlal yntemi tearuzlar olan her bir yerde, onlardan en dindar, bilgili, kdemli ve
faziletli olann gryle amel bize sn olur13
III. Takprzadenin Eb Hanfe Tasviri
Takprzade, eserinin altnc blmn er ilimlere tahsis etmi, bu blmde de fkh ilmine ayrd yedinci ubede, mezhep imamlarnn ve mehur fakihlerin biyografilerine yer vermitir. Drt mezhep imam arasnda da ncelikle Eb
Hanfenin biyografisi yer almaktadr. Burada yazar, on matlab (balk) altnda eitli alardan Eb Hanfeyi incelemitir.14 O, dier mezhep imamlarna nazaran
Eb Hanfeye olduka geni yer vermi, Eb Hanfenin hayatn daha ayrntl bir
ekilde incelemitir. Dier imama ayrlan sayfa saysnn toplam, Eb Hanfeye
ayrlan sayfa saysndan azdr. Bununla beraber, mellif, mam Mlik, fi ve Ahmed b. Hanbelden de saygyla sz etmekte, onlarn ilim ve ahlak ynnden yksek
zelliklerinden bahsederek haklarnda anlatlan baz menkbeleri zikretmektedir.
zellikle, bu imamlarn ilmin deerini her eyden stn tutmalar, doru bildiklerinden vazgememeleri, bu uurda ektikleri skntlar, Takprzade tarafndan
ayrntl bir ekilde tasvir edilmitir. Ne var ki, o, mam fiden bahsettii satrlarda, baz fi mezhebi mensuplarnn finin Kureyli olmasn ileri srerek onun
mezhebinin dier mezheplere rhaniyeti iddiasnda bulunduklarn dile getirmi,
bu iddiaya cevap sadedinde bu konunun nasl anlalmas gerektiini uzunca izah
etmekten kendini alamamtr.15
imdi, eserde mellifin yapt tertibi ve koyduu balklar esas alarak Eb
Hanfe hakkndaki tasvirini incelemek istiyoruz.
a. Eb Hanfenin Dier Mezhep mamlarna Kar stnl
Takprzadenin ele ald ilk mesele, Eb Hanfenin dier mezhep imamlarna kar stnldr. Bu stnl ilk olarak zaman bakmndan dier imamlardan nce gelmi olmas noktasnda ele alr. Eb Hanfenin hicr 80 ylnda domu
13
14
15
olduunu, buna karlk mam Mlikin hicr 95te, finin ise Eb Hanfenin vefat ettii gn domu olduunu, dolaysyla ya olarak dier imamlardan nce geldiini belirtir16. Eb Hanfenin dier bir stnlk sebebi, Hz. Peygamberin onun
geliini bizzat isim vererek mjdelemi olmasdr17. nc bir sebep olarak da
mezhep imamlar arasnda tbin neslinden olma zelliinin sadece Eb Hanfeye
ait olmasdr. Burada yazar, Eb Hanfenin sahabeden Enes b. Mlik (v. 93/711),
Abdullah b. Eb Evf (v. 86/705), Ebut-Tufeyl mir b. Vsile (v. 100/718) ve Sehl b.
Sad es-Sidyi grdnn kesin olduunu, Makl b. Yesar (v. 59/679), Abdullah
b. neys (v. 54/674) ve Aie bt. Acred (?)18i ise grp karlat kesin olmamakla
beraber, grmesinin ihtimal dhilinde olduunu, konuyla ilgili rivayetleri inceleyerek ve tartarak ortaya koyar. Ad geen sahabilerin vefat tarihleriyle ilgili
rivayetleri inceleyen ve Eb Hanfenin bu isimlerle karlama ve bulumasnn
imkn dhilinde olduu, onlardan ilim almas ve rivayette bulunmasnn dahi
mmkn olduu sonucuna varan mellif, mam- zamn tabinden saylmas gerektiini belirtir. Bu erevede Eb Hanfenin mehur bize sahabeden gelen her
ey bamz, gzmz zeredir, tabinden gelenler konusuna gelince, onlar da rical,
biz de ricaliz, yani biz dahi onlar gibiyiz, her ite onlara uymak bize lazm deildir
szn zikrederek, onu Tabinin mam ve Efendisi olarak grr19.
qmam finin hocalarnn saysnn seksen civarnda olduunu, buna karlk Eb Hanfenin hocalarnn saysnn drtbine yaklatn, bunun da ayr bir
fazilet olduunu kaydeden Takprzade, bu arada fkh ve hadis limleri arasnda
ilgin bir mukayese yapar:
Bu fazilet, mamn edn fezilindendir, ve bundan sadrnda helecan eylemesn ki Buhrnin meyh belki onbine blidir. Ol takdirce mamdan efdal olmak
lazm gelr demeyesin. Zira, meyh- hadis, meyh- fkh gibi deillerdir. Zira,
meyh- fkh elbette ulema olmak gerektir, amma meyh- hadiste o lazm deildir. Ol sebeptendir ki, fukaha kall ve ruvt- hadis kesrdir.20
Baz filerin, mam finin Kureyli ve Arap olmasn ne srerek Eb
Hanfeden daha stn olduunu iddia etmelerini ele alan Takprzade bunlara da
cevap vermekten geri durmaz. mamlar Kureytendir21 ve Kureyi ne geiriniz
16
17
18
19
20
21
Takprzade, I, 644.
Takprzade, I, 644-5. Takprzade, hadis olarak u ifadeleri nakleder: Resulullah (s.a.v.) buyurmutur ki; Yaknda
benim mmetimde bir adam olsa gerektir ki, ona Eb Hanfe derler, ol benim mmetimin siracdr, ve bir rivayette
ismi Numan deyu ziyade olunmutur (.), ona Numan b. Sabit derler, knyesi Eb Hanfe olur, Hak Tealann dinini
ve benim snnetimi ihya eder. Hadisler, mevzuat literatrnde zikredilmitir. rnek olarak bkz. bnul-Cevz, elMevzt, Riyad, 1997, II, 304-307. Mellifin bu rivayetlerle ilgili yapt tek deerlendirme, rivayetler arasnda
ihtilaflar olduunu belirtmesi, ancak hepsinin ortak noktasnn, Hz. Peygamberin Eb Hanfenin geliini ve
stnln haber vermi olmasdr.
Ricl limi Zeheb, Aie bt. Acredin pek bilinmeyen bir isim olup, Eb Hanfenin ondan baz rivayetlerde
bulunduunu, bu ravinin sahabeden olmamakla beraber mrsel rivayetlerde bulunduu iin sahabeden
zannedildiini kaydetmektedir, Muhammed b. Ahmed ez-Zeheb, Mzanul-tidl f Nakdir-Ricl, Beyrut, 1995,
IV, 24-25.
Takprzade, I, 645-648.
Takprzade, I, 649.
bn Eb eybe, el-Musannef, Beyrut, 1989, VI, 403; Beyhak, es-Snenul-Kbr, VII, 143.
ve onun nne gemeyiniz22 eklinde rivayet edilen hadisleri deerlendiren mellif, bunlarn namaz veya ilimde imamlk manasna gelmediini, zira Kureyten
birok lim kii varken sahabe dneminden itibaren, gerek namazda gerekse de
ilimde nderlie Kureyli olmayan sahabilerin grevlendirildiini ifade eder. Bu
erevede, Hz. Peygamberin Muaz b. Cebel (v. 18/639)i Yemene gndermesini,
gene Ebu Musa (v. 42/663) ve Huzeyfe b. Yemn (v. 36/656)n Irakta, Zeyd b. Sbit
(v. 45/655) ve Zhr (v. 124/742)nin Hicazda, Muaz ve Eb Umme (v. 86/705)nin
amda kendisinden ilim renilen nl mevaliler olmasn misal olarak zikreder.
Ayrca Arap olmak ve Kureyten olmak belki erefli olmay gerektirebilir, ancak
bu mezhebine uymay gerektirmez. Asl itibar edilecek ey, nesep deil, takvadr.23
b. Nesebi
Eb Hanfenin nesebi ve hangi millete mensup olduu, onun biyografisini yazanlar megul eden bir mesele olagelmitir.24 Takprzade de bu konudaki farkl
rivayetlere yer verir: Eb Hanfenin babasnn adnn Sbit olduunda ve bu zatn
Mslman olarak doduunda phe olmamakla beraber, bykbabasnn adnda farkl rivayetler vardr, Zota b. Mah, ya da Tavus b. Hrmz gibi. Bu kiinin
ran asll olduu gr arlkl olmakla birlikte, Kbil veya Bbil (Badatn eski
bir ad olarak) asll olduu, hatta Arap asll olduu eklinde farkl rivayetler de
vardr. Bu arada Eb Hanfenin bykbabas Zotann kle olduu, efendisi tarafndan Teymullah b. Salebeye satld rivayetini deerlendiren mellif, mamn
olu Hammadn, bizim (ailemizin) zerine hibir zaman klelik vaki olmamtr
szn esas alarak bu rivayeti reddeder.25 Ayrca babas Sbitin Hz. Aliyle grt, ona ve nesline duada bulunduunu da aktarr.
Eb Hanfenin erefi ve faziletiyle ilgili olarak, Takprzade ilgin bir rivayete
de yer vermektedir. Buna gre, Sbit vefat ettikten sonra Eb Hanfenin annesi
Cafer-i Sadk ile evlenmi, bu srada Eb Hanfe henz kk bir ocuk olarak,
Cafer-i Sadkn bakm ve gzetiminde terbiye grm, ilmini ondan almtr.
Bu rivayeti aktaran yazar, eer bu rivayet sabit ise mam Eb Hanfeye menkbe-i
azme olur eklinde bir de yorum getirmektedir26. Bu ifadesinden, onun bu rivayetin doruluuna ok inanmad, ancak doru ise bunun Eb Hanfenin yetimesi ve ilminin kayna noktasnda byk nem tad kanaatinde olduu anlalmaktadr. Ayrca vey olsa da, Eb Hanfenin ehl-i beytten biriyle akrabalnn
olmas ihtimalinin, mellif tarafndan sevinle karlandn gryoruz.
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
Takprzade, I, 654.
Mesela bkz., el-Heytem, el-Hayrtul-Hisn, 61 vd.
Takprzade, I, 655-656.
39
40
41
Takprzade, I, 658-659.
Eb Hanfe ve hiyel ilikisi hakknda bkz. Saffet Kse, slam Hukukunda Kanuna Kar Hile Hile-i eriyye, stanbul,
1996, s. 229-236; Muhammed Eb Zehra, Eb Hanfe, 433-451.
Eb Hanfenin menkbe kitaplarna yansyan ynyle ilgili olarak bkz. Zaylabidin Acimamatov, Eb Hanfenin
Menkbev Kiilii ve Krgzlar Arasnda Eb Hanfe Hakknda Menkbeler, Dini Aratrmalar, C. VIII, sy. 24, s.
179-192.
Takprzade, I, 662.
Takprzade, I, 664.
Takprzade, I, 662, 665.
len manev zelliklerin yan sra, onun btn ilminde de yeri olduuna iaret eden
Takprzade, Eb Hanfenin az konuan, ok dnen, insanlarla oturup konumaktan, uzun sohbetlerden kanan birisi olduunu, btn bu zelliklerin onun
btn ilmine dair ak birer iaret olduu deerlendirmesinde bulunur.42 Ardndan,
Ebul-Huseyn el-Hemednnin Hiznetul-Mftn adl eserinden43 u rivayeti aktarr:
Vakta ki mam, son haccn eda eyledi, sedene ve huddm- Kbeye mal- azm
verdi ki Beyt-i erif i onun iin tahliye edeler. mam dahi Beyte dhil olup namaza
balad. Mutad zere iftitah- kraat edip sa aya zere durup nsf- kraat edip
sonra rku edip, ikinci rekatta da sol aya zere durup kraat hatmedip sonra dedi:
lahi, ben seni hakk- marifet ile bildim, lakin kemal-i taat vezaifine kyam edemedim. mdi hizmette olan noksanm kemal-i marifet mukabelesinde hibe ve ihsan
eyle dedi. Pes derhal ke-i Beytten nida-y ho geldi ki, beni bildin ve marifetin
ahsen-i marifettir, ve hizmet eyledin, hizmetinde dahi ihlas eyledin, biz dahi sana
ve sana ittiba edenlere ve kyam- saate dein senin mezhebin zere olanlara mafiret eyledik.44 Bu hadiseyi nakleden mellif, Eb Hanfenin mezhebine mensup
olduu iin binlerce kretmektedir. Bu rivayeti byk bir samimiyet ve cokuyla
anlatan yazar, herhangi bir deerlendirme yapmamaktadr. Oysaki bu rivayetin,
Eb Hanfeye kar duyulan muhabbetin ve onu bir veli-lim olarak gren muhayyilenin bir mahsul olduu gayet aktr. Zira Eb Hanfenin yalnz bana kld
namazn ve namaz sonunda yapt duann ancak kendisinin ahit olduu bir hadise olduu ve bunu kendisi anlatmadka bilinemeyecei aktr. Byle bir hadise
vuku bulsa bile, Eb Hanfe gibi dindar ve ahlakl bir zatn yaad byle halleri
insanlara anlatmayaca aikrdr. Ayrca bu rivayetteki namazda tek ayak stnde
durma, dinin kuldan istemedii bir yorgunluk ve eziyet olup, deil byle bir fkh
liminin, sradan bir mslmann dahi yapmayaca bir hatadr. Bunlara ramen,
Takprzadenin bu tr rivayetleri de eletirisiz olarak nakletmesini, iinde bulunduu gelenee ve dnemin ilim muhitlerinin zihin dnyalarnn kklerine bakarak anlayabiliriz. yle ki, kendisi zahir ilimlerde iyi yetimi bir lim olmasnn
yannda, ayn zamanda bir tarikat mntesibi idi. Kelam, fkh ve felsefenin yan
sra tasavvuf ilmi ve geleneinden de gelmekteydi.45 Zaten, XVI. asr ulemasnn
nemli bir zellii de, tasavvufa da ilgi duymu olmalar ve bir tarikata intisap
etmeleridir.46
42
43
44
45
46
Takprzade, I, 668.
Mellif, Hiznetul-Mftn adl eseri Ebul-Huseyn el-Hemedn adna nispet etmekle birlikte, bu eser bibliyografik
almalarda ve ktphane kaytlarnda H. VIII/M. XIV. asrda yaam Hseyin b. Muhammed es-Semenknnin
eserleri arasnda yer almaktadr, bkz. Hayreddin ez-Zirikl, Alm, Beyrut, 1980, II, 256; Ahmet zel, Hanef Fkh
Alimleri, Ankara, 2006, s. 78.
Takprzade, I, 668-669.
Yavuz, Takprizde Ahmed Efendi, DA, XL, 151.
Osmanl ulemas ile tasavvuf ve tarikat mnasebetleri hakknda geni bilgi iin bkz. Reat ngren, Osmanllarda
Tasavvuf, stanbul, z yy., 2000, s. 335 vd.
g. darecilerle likisi
mam Eb Hanfenin devrin idarecileriyle olan ilikileri, onun kiiliinin
nemli bir ynn gsterir. Hem Emevler dneminde hem de Abbasler dneminde yneticilerle aralarnda hep soukluk olmutur. Bu, Eb Hanfenin ilmin
erefini stn tutmas, yneticilerin isteklerine boyun ememesi, verilen vazifeleri
kabul etmemesi gibi sebeplerden kaynaklanmtr. Emevler dneminde Yezid b.
mer b. Hubeyre47 tarafndan Kfe kads tayin edilmek istenmi, bunu reddedince hapse atlm, karlnca da Mekkeye gitmitir. Abbas halifesi Mansur(v.
158/775)un teklif ettii bakadlk (Kadlkudat) grevini de reddetmi, Mansur
da, grevi kabul edene kadar hapsedilmesi ve her gn on krbala cezalandrlmasn emretmitir. Bu ikenceye fazla dayanamayan mamn vefat ettii, cenazesinin
hapisten karlp, binlerce kiinin katld bir cenaze namaznn ardndan defnedildii rivayet edilmitir. Mellif, krbala vurulmann yan sra zehir iirilmesi
sebebiyle vefat ettiine dair rivayete de yer verir.48
SONU
Osmanl limi tipinin gzel bir rnei olan smuddin Takprzadenin
ilimlerin eitlerini ve her bir ilimde eser veren mellifler ile eserlerini ortaya koymay amalad, ayn zamanda tasavvuf ve maneviyat yolunu ve hallerini iledii
bu eserin Eb Hanfeye ayrlan blmn incelediimizde, mellifin bizlere XVI.
yzylda yaayan bir Osmanl liminin bak asyla, sadece bir lim olmann tesinde kmil bir zat, hatta bir veli olarak bilinen ve sevilen bir Eb Hanfe resmi
izdiini grmekteyiz. Ona ayrd sayfalarda Eb Hanfenin fkh ve akaid ilmindeki yerine dair baz aktarm ve rivayetlerde de bulunmakla birlikte, daha ok
onun dindarl, zeks, manev zellikleri ve ilesi zerinde durmaktadr. Bu, gnmzdeki bilimsel aratrma ltlerinin vazettii objektif ve net izgilere alk
bulunan aratrmacya yabanc bir sluptur. Zira Takprzadenin eseri geni halk
kitlelerine hitap eden bir menkbe eseri olmayp, yksek dzeydeki ilim adamlar,
ayrca bilimler tarihi ve literatrne merakl kiiler iin yazlmtr. Fakat bu durum, yazar Eb Hanfeye duyduu ballk, sevgi ve minnettarl izhar etmekten
alkoymamakta, bilakis bu ekildeki bir benimseyici slubu, ilmin ve hsl edecei
faydalarn n artlarndan biri olarak grmektedir.
47
48
Yezid b. mer b. Hubeyre, H. 127-132/M. 744-750 yllar arasnda halifelik yapm olan Emev halifesi II. Mervan
dnemi Kfe valilerindedir.
Takprzade, I, 666-667.
*
;= 8 F D
=# mn%~
4 Jn# F1~
:
e L
)
W* *
# j ((2 ! )g !!..L#8
9# ()
e L9! 4g() E*Q
=
( 4 8N# D F# O *
4 f4 N = 2 (F98# j4# *
W
* ) E!(
m
R # H'# . $
E4 =I/ (! E4n
F 6.# j%)7 Eg WIF F1# ! b * jv ~ np#
4N
7 /d9 X 7
1374j)D 9 ~ L9# Q) j@ LA.2 j,8 :U. :
, j?Q# Z
F 2## ?)
F t8 :Og U' W( &#
: U
.U8 # j
%/d#\ 4 (g 9 jYU
.U =I/ Q) dB *
Eg+(2 x d1~ 642 8"
g#
.Eg+
x % Q) +) x LF f4 H'# 2 WU#
%# LF |()' f4 298N# jt\g2# (! %& U4 , j
2F t./ ^! 8, 8U t8
g, + j n~
YU j jIQ 9 jk#! ~ fQ 8< . :4 4# j9 J(A fQ~ ;%+ Q@ 8 jQ@ 8 q 8% e :;%+ :
,
. X j! / LU j
jd#\ /E 9 jW(7# OD# ,8# WFQ IF ,92 jUa Q :Q :
,# X j9 J(A jQ@ 8 q 8% e :;%+ :
,
. U8 # j YU jLU /S*
%(g
jUa Q :Q :
,# j j j! /9 ~ 9jU ES 8 : j 7 kM ,7 8 jC4~# ,92 :
,
. jW(7# OD# ,8# WFQ IF ,92
.U8 # j! /,98
gF' jJ 9 j jIF ,+ F98 E/8~ jg 8% 9(A8 :8, :
,#
; 8 F D
| 357
()
.%n! =
.. E # # q 8%# ()j
q Wp9 6 ) i9 A
jO # j$ # 4F e < f4 2 8 jt! $4# ? ( t./
.
A A ()j? ( \%A 8# j?Q@ W4 8 7 e# j9!
# j\ e# j)# j g# j R UR < 8%#
() .
4 4, ( 47# Q) O d 8N# +
:W4, d 8 jQ) ! ED mD E #
j 8( , I 7 f4 E # jI/ I .U# 6. *+ * |9# i(
.
.6B f4 2 4 EU 9*b
# j*
EZS !+ d 8 j%
(F# @ f4 L98N# j
# $A.
.
.298N 8,,# t\^ L 2. d98
jJ9,# 8Q,# j
, '# b j$A. EU# j4 EU (Q2 x !+
.
.c'
2F .U# jN8(# Gn(# mn% EZQ~ $a E%F O 6B EA j
,# N8,#
4 !+ 8"
g :4 !+
j X YU +
F jn#
e 9%/ j W4 ?Q q 8% e Wp :k! U8 # j@ LA.2 :U. :
,
. j
% /d#\ j(g v
W4 + t $p f4 jn#
j8< % :k)\g jn#
e 9%/ j W4 ?Q q 8% e Wp :k!
X jQ@ d\ : p (Q %n! F9 O W( b 8N# X j
% /d#\ je g 9 j j jk)*(
ES b W4 8< :b :
, j EN# %F EN#
F EN# W 8 ?)# F
F
q Wp9 $7 9@ q 8% en! O2
. ( N9 jd#\ j E 9 j j z# % jk#b% 8 W4 : jn! O jW + ;IQ
( 8% : ( jm,8@ O
e )g j8 8% 8 :;
:
,
e )g =# j%#
e N
:U.
.
% /d#\ jIF Z+% 9 j j jL8^
.U8 # j,9F /+ j4 9 j YU j j$* Z' a
j4F U# :W7#^
; 8 F D
V#
V
Ua
EA#
tYY!
/
8
4#
7
Q
J ,
|9
&
| 359
)
F# *7 ' x ! ( 4Q# j#8 # ,) ,M 4Q L# j$A.# E * ( L.I(
C(,# j*
gn~ (4, W(# j$F *
&# q d,0 U# j|+ ! i8 WU :a 1~
I/ jdI)'# 9#8# (
.+(~
.I# 4 8 9) z ,& =n( v 4 9
.U g 2 L0~A U E # .. W47 p# U9) +A WU ,+
L98~ D % |%~ # j!2# Q O M/ Q x %(Q~ ! d$(F'# (# d ~ (
:a |
!~
.()
.8% 4 z 2 q %U 6B EA# jLp *,8# # $AB za U8
(Q# j44 ( F ># ,*(7' d 4# 8
6.# jg(# 4 # ~ f4 % = Jn * js .U n f4 %
, F98
e F98#
.%^ '# % ' 47 np# Uy $7
8
9$ 8 +C|@
9\|
'# L 7# f4 2 ~ j $4 E 2 A j (, m
*
s2 mn%~ .U O =#n
F
n(, *44# *(F9 8 # jU\^# #8@# ?UM# QN *4 g` * 44` *
%, L~ t.U ) $4 7#
.* ,+2 g@ U8# *44 C9a 8 *
%
(F'
.b*
~ O EQ4Q(# *
~ O ( :'#
:*
~ O (
:(# *
~
WU i8 t.U# .@ `# =8 ` j 4! za Q)' = f4 N IF $* ^ O %(~ b*
~
W%2 U za (` L8
8 f4 *
8!, g ..
, \^ #
, ) 642 )A $F j) EA k
2 i
.4# 4 *4 *
~ %2 g~ N za g("# j\
( )7 C() jW4
U "# .. t8# IF 'a .U ED 87, '# j6+ #
E(` ' 98! f4 ZN j4F KD *
7 'a 6B n(, '#
.*
~ s2 U *
8* p
U\ )9 jg# ?)N IF
R 2 m )9~ 8!
Q
%(A 8 , m jsF, e Wp4 (9) J(A =I/ 6B# j7~ Wb*
~ %( B: B: f4 'D ./
#
()
. J Q 2 j
e 8
Q D U sF,
4 9g jE84 # 8
Q W* *
tN 9 m ;%+ Q@ 8n~ (9) J(A t8
G
; * O
U !n
, E =b ) W4 % j'# W!) K'8(F *
W%2 g , 832 6. sF,
O s4g2 # jB E,#2 O |N # jG
*~ LZ E/ O $% f4 @ jG
.U %
(Q~ g 8N# j9
()
.g@ O + # *
b*
)g jIF ,+ LZ u 'j&
R p# v ~ 8 ,+( O t9!# j'#
Q# J(g f4 ZN *
*
O E *
$* *
# j*
*(7' 0 4(/ *
g U.~ d L~ t.U# jt\^ %(, # t\^ 84, v I
()
.
%(N# ;# ) 2 WIF f ~ n '# jt8 O p# j2B
:*
~ p#
; 8 F D
| 361
8b
(A Q@ 8 %(A S, 4D# ()jt*(7 VF WU x ,# O t8
F# g@ E!2 Q~ O = .U 8 8
Q,
j4*F Q * d9% ^! jt8 Q) F' (A s1 WQ/Q k8( jE*Q( f4 '84 (Q%~) U (A F
.U8 $7 ~ FN
:W%2 W4 *
%7(F |N# 8 d$7 d9# x g j,+( 8 *4(Q, U# !!.. \
( f4 %(# E 1, *
*
sA 6B f4 =D# .. *g O $* *4 8
(Q, *(7I 8N F1, 8*(b~# ZN f4 .. g C
U g,
*,# .. *
O V% # O 4 8 #9U 4 jWIF !(N' (A U 8 , c(A sF, p#
e J(A $7 6.# .. g $SN# v =8# ,N 4F za ( jIF #8 ,92 O MA N 8 2 I# #8 N9 )A
H 7 .. =8 (,^ !(NI p )A () sF,
s,(# j ? =8 44 \A.2 * ,2 8 (8 I
. EU O# jL' # Q 9 O *4 W4 g O %2 4 , 4 W, A ()j , JQ@
()
.U\^# # 8% , T #
3 U9# O#
:8,8b(4 EN *
()
U.~ / WU# jHI *4 4& L8N f4 (A i# j(YU) W
@ W/g Q@ (W/g =) J(A $7
H 2 U9# :a W/g g# jt\^ * C( 9# W
@
e ( = O 2) J(A J(g .U 8 $7 ()%U.~ I
8 , * jW + 64Q ?# = 4 O
64Q ? 9, WF8 9 * J(A U#j(YU) WF8 8,
*(7' O * (A 8 , m (
F2) U# ;D (A O 6.A# ().9~ = 64Q g4F x (g EZ#
8% j*# EZQ~ , f4 8( , Eg+ jU.~ 9/ U\^#
? I jU.~ E/ O I 9N 8 j9~
jsF, e ?# *7 8#
e ? j8 ?# *7 sF, e#
e ? I j%# ?#
e ? I
()
.L8N f4 J(g E(# jW + j6# *7 ID ? ji/ *7 # *7 ID ? j8 ?# sF, e
$4 *,# jWg%Q ' Z
# t% 9^ f4 8N# j(YU) ,8 , (Z
# t%) U mD J(g #
()
. N%# FF *
L8N AB m jJ(g . (U
@
:9(F' # J (F' f4 9N *
. j |S# !
# L, O J :ID
, j
% / d#\ j ~ 9 j YU j J(A jUa J , Wp :sF, e :
,
. z
, 8 #9U n!) = j J(A jsF, e :
,
# :6.A# jQ 9 u ?
1~ \ Q, sA A., m # Q O E , W%
, :
, j J(A jsF, e :
,
. U\^# # #
8 :4 4 (# nn!(
js14 j*% 8Z f4
Q d4 ( : # j
@ 72 O *% 8Z jk
g4 W@ 8% 8 d
Q@ ea :k
g4 :
,
YU j j)9 42 F9 j$S O * 8 j% 8 9 8% Wp %(A :
,# j
% / d#\ j ~ 9 jV ,8 98
.U8 # j j,9F /+ jS*
9
.U8 # j
@ d%& O S~ U : W
( : *7/_ ( j*% 8
f4 *% 8Z jQ 8 :k j
@ d%& O S~ U : W :
,
j YU j jU92 +) ** * 8 j8< W4 :k#8
j j,(# +
4 W ! 9 j Y YU j j8 Q
. j j
% / d#\ j,I4 4 9 j j jI j,8 \/ :W4A9 U8 # j,9F /+ j4 9
YU j j
% / d#\ j4 (g 9 j~ ,8 W E4/ + :# 8N j = O 2 jfQ ? q 8% 8, e :WF8 :
,
. U8 # # # # j!@ ' =D~ E%F f4 S,
,# j j
LU j,U' d4g %(g jd#\ j#8, 9 jW+8 ;% 8 f! :n!2# j
F2 jfQ ? q 8% 8, e :WF8 :
,
.U8 # j* 8 j8< W4 :k#8
:
,#
. U8 # j* 8 j8< W4 :k#8
:
,# U8 # j
@ 72 O *% 8Z :k
g4 :
,
8N C
U Ba j*(7' %2 O 4 # ES# 4 n# 8*+, k */ T 3 # j= B *(7 ) U*(7
4 d(F 6. .. n#
e *(7 *4 8
(F n VF C
U# j%
(FI 4 p C
U# j*(7I A
p#
.U# *(7' 8N 9& .. )# *(7 za ( x L8b3(QR~ EZQ~# * 8*(7 x |# J (F' 84 ,(
*4 S, j8 g 4 O U8* /# O )D I $4 %(A # %(A # WF8 %(A ? 9, 9 ~
()
.(A % x #+
2(, # $S# j 4 (, # LF# j Gu # dI ~ O *@! # V
8/
8!, 9( .U A
O 9( .U ED 8b
jF 642 f4 $
% 4 Ig(Q 8,87 Cn(, F
g A9 4 ) 8N ) n .. 4
WA`
O $S j
=I( za * 8 E W
O $S jF 642 f4 $
% 4 9(F
.WZS %( m b*
~# *
~ O ,9(F' t.U
~ J@ 8 ;,M =I(' L9a f4 2, (F ,. ,8%
@ F98~ $4 !/ za 6B 7,#
4 ?)N ?
2 za 8 8 $* 6B j8 A 4b E E 2 #n WIF WZS E ( z#
) s# za k9*
Q
8% 9(A8 j ( F
(, WZSN WIFa VF 8,87 JD 8 g
t.U i, U# (sg# g O #Q( 98
7 za %
7 D,8@ ?)# WIF fNI(, ;8 )N =#) ) :WN
DD 44 , 8*# jU (
2 ,(# )9~ E g) :=N (m,8@ ?
( ,92 O J9b( / ) b(
j()(..N9# 82 UDA# ?) 8 ,QR2# ! )8 k9bR2 D,8 g 98! %!, , jWIF S O L\/#
2 O
,& F# Eg+ ./2 .. L8# (b~# $S = O dF9 p2# (A (g J (F'# 9( .U (Q
()
.s(# |8 O ,^ W%2 Wb*
Eg+ ZN %2# 8
()
.
8
= O (g# * 8 92 *, .U (/#
.b*
~ O EQ4Q(
.
.
u+
; 8 F D
| 363
O jk*(7 W g f4 j9! ! O j4F# 4 q f4 q =F9 L# 8 j k8*(
2 U# :|
.
()
.(!/9) gF # () , a U# ()ZN N#
./ 8N# .g@ 6B 4 O *A( ' jg@ O g f4 G) 9# g f4 G) , v
@a U# :V
.t
' =# i 8 M( nn FN g, p~ #+ ./1, + j $4 t\^#
()
.E za 8
(Q,
G! U # j
iN VN za VN 7 =#8 :U , 2# .. 8*(b~ g4 9*# j*(7' 98 # :Qn(F'
.#
7 I/ za UZ) O g ED Q~ O g` Q) =8 , :U Qn(F' :W/g 8N# j
iN E8 VN
W V Qn(F'# 7@# L9#S Qn(F'# |# G
Qn(F :|) Qn(FI# .. ()=# =#8 WS(, iN
()
.n4!~ Qn(F'# Qn(F'#
.. 8F # nn g, 8N |) t.U U# j/ # g, 8N# j4 # N g, $* 8
U# :
.
()
.M( \^ * I G
9# EA# :WQ/Q =, ()..*(' u '# !
su ' E
()
jW
@ *4 ZN x *~ %Q 9!~ WU t.U
Hanefi Mezhebinde stihsan Anlay ve Uygulamas, Seluk nv. Sos. Bil. Ens. 2000.
9 j/YU z# % j 8 q 8% : jk#% IF = 9F s+A j8 8< , 8% ,8 $I :k9%
.X jQ 98!~ j :98)# :
, # jWIF ,+( O %
(F
&# g' = :WQ%g # U8 # jd#\ 4 (g
jQ 98!~ j98)# ) # X j,9F /+ jIQ 9 j YU j9~ EZQ jE U 9(A8 B(F :E
.X
. X jWIF ,+( O %
(F
&# g' = :WQ%g :
,
. jWQ/Q4 Q%~ :
,
. j?# $* dn4! s, 2 O ?%~ ( :k#
@
:WQF1~ W
( $
% :)
:$4 s
!2
.*g4Q 64F # j 9 ZA $'1U# j
Q# J(g g 7(Q, ,. j|+ O #8*(b~
Q f4
e U. O %
(F' *4 x g (F f4 #9 U# jU.~ O #8*(b~
.
.
e Jn ZF# 8# sF, eA $'1U# j*(7' = O (, 'a |# O / a# jU9N x 8
O F2 U $'1U# j)D % EU n 8 # jU.~ * ,#9 ' x EZQ~ O #8*(b~
.
s S(# n!(# Q,~# 7( A# jN f4 $
%# j4 ,(# U.~
F p *4# D m
R jU.~
g :!@ ' =D~ E%F f4 $'1U # ...ZN# EZQ4 2# F12# 72# 8
2# N
2 QF1 za U.~ 6. =n( ..
g # j(YU) k#% IF # j(YU) W/g Q@ # j(YU) k#n 7 # j(YU) ;%+ !
.(YU) Z WQ/Q
=N E!2 f4 #98, ./4 *%p# = *(& *
g *(7' f4 #98, ' * ,84~ :,( Jn
.
x % .U n4, C
U# .. *, ,8*(b~ n 8 # jU.~ =
, E( g# j?*7# kB E
.W/g %29 EN U 4 (YU) ! g $'1U # .. 8 , ' 8N Q
# %F
6.# j(YU) ;
^~ Q@ (,8) J(A # (YU) k9#8 Q@ eA ,84~ :7( Jn
.
..V
9 .U# .. V4 # .U# .. p# .U .. .U .. z# .U :ED 7( f4 =8, 9% O 8
Jn $'1U # .. 9
# jU.~ U# j,# U# js S k# jiN ? ( f4 ,9 ,84~ %&
.
O ,# ,N#)# j(YU) W4~ ES e (
@ |# O 9(~)# j(YU) WQ
dAM e (ZN8 >A) Jn!A (~
.U\^# .. (YU) Q ' (,*
f(4# ,n% )# j(YU) ,+ UM (,8 EZQ
()
\^# , Q@# n4,# j;%+ Q@ 8# sF, #
U# jU.~ Jn ,# EZQ WU#
:WU 8 ,# U (A# *S =N # (%# ) ID =N g, ,# U O Z+ g j .I2
W* jdD ,# 8 ,#9 ,# U # .. \! \Q# j\%g \Q# \%g # j\! # jd,# jQ%~
WQ/Q .. 8*+ A@ # ~ k#~ ES e Og !( O (Q (g t.U 8N# ().
L9*+ # L2( a
()
.U.~ E) O 8( J(A U# $7 ?I O Q%~ J(A O
O A.R j;%+ Q@ 8 (Q (g \^ O ,9A.~ U.~ Jn ,# EZQ WU# :9
EZQ
.
,#9 d, L,# jE@ O 9~# jdN#
jd)7#
d)#9#
d)QgA
..;%+
Q@
8n~
/
(A
Q
.U
.z# (gA nn ( LU d,# 8 #3 2 v ,# U \^ : =,# O 8 K WU# j(F9
E) S,
# jsF, e ,#~ K (A# jt\^# , Qn4 9n~
o J(A ED 8 \^ %(A E+2 6.A#
9 j YUj 8 W4 # j7~ 8% 8< = : js1~ E 4g2 #j9! ,
2 9(~ 98 f4 9(n~ 9 j? 8:8
/WIF 2 A YU jx~ F9 LQ~
~ j? 8:8 U8 # j j, Q /, j(g v
. z j! j?# $* dn4! s, 2 O ?%~ ( :k#
@ X j8
j,U8) j0 98
. j! j?# $* dn4! s, 2 O ?%~ ( :k#
@ U8 # jx~ F9 LQ~
~ j? 8:8 :
,
. j! j?# $* dn4! s, 2 O ?%~ ( :k#
@ jx~ F9 LQ~
~ j? 8:8 :
,
; 8 F D
| 365
()
.
EZQ O \^# (YU) 9!
f4 # j(YU) 8 ,#9 ED )A L ..L9~ ,# ,
:d N# i#(
.i#( j9
j= EZQ H'# AB )_ jWQ/Q ,8 p n~ J(A O A (g, *S #
8
&
%? P
# d ~# jd4 ~ 98! WU dI/8~ ji/ 8a C Q4Q( 9 f4 2 mn%# ~ 4 # ~
,.(A (
~ , 9 O %( j8* L ED (
~ u j(' F
(, dI/8~ E ( 4 ED d4
.\g( 4 WU t.U# .. 9(2# W %& Eg+ E(
2# Cn(2 LZ D 4 t.U g( dI/8~ za 79
g#
:W4, A#
:dI/8~ :'#
ED W m # W N za
a 9# Q( 4 EU U\^ (, j,+( 9! za
O
*
:k#% =, .. 2( # A U# # j2(~
f!` ' N ,#, 6B#
|Q~ , ~A 9 *% I '!2 4F# 4 q f4 q =F9 6 E!2 k. 2(~ )
0 E) ED 6B# A F## t/0 g 8@ .U #8,# *
A ,%2# *(8# Dg J.g f4 U1&2 U(, '# U8
g
9!) :=N (,9#p 4 > ? 4 7, Q .U# 6B % # dA ,# d A 8# d4!#
()
.(A # 2(~
Ig :a# E # O $4 ? I/ '# j|8(% tg
j
) 4 4,
4 7# 9*+~ M z #) 6.A#
.8 M/ O N#
.9*+~ 8 4%2 v Ba 8 4 LM '# 8# # 8# # 8# 8# 4) U 8 M/ =
j4F# 4 q f4 q =F9 za t8
F =!2# 4# %p# (8# k# IFa + .+ g O E 7, U#
()
.9%/ n O LM( ~ #+ WU t.U#
f4 =8 $W f4 = a .U# jEn(
&# ,# m m,8@ 4 AB = 4
(A O 8 6.#
()
.%4& !~ # 4 ? f4 L98 EZQ4 E *
~ .U A j,9 m,8@ 4 %2~# %(~ Q( N
:d ~ :)
E# * 9 U ;D# j
a 9# dB 9 U =# ?* ,9 =I/ !)
4#
U
W N U #9 W
4# EA 4 6.# ...)g# %2
E# g % 'a ; 4 *~ (Q, '# j'# !)
A UN ...S, '8 U C
* '8 W N U #9 A EA 6.A # jS, '8 U C
* j'8
j'8 W N #9 U s p U# j'8# #9 O A * p# j'8 O# #9 O 4, j'8# #9 O N
.'8 *7 W N )g iN *
8(~ m S,# j# ?# n!# d%D m !)
a 9# dB za
9 U :=# 9n~
U ?%)#
.=#> %F# /(~#
t#9# LN =I/ E8 # jU\^ / ,&
9(/ j 9!~ s
!2 j82 $p f4
.
...7# :;D f4# j :=# f4 gn j#9 E8# j#9 W E8 ? N j
a
()
.9 G
|)# j
a E8 #9# LN za
Q( .U# jE)#
F# 7## S, :WU QN _ 6.#
; 8 F D
| 367
()
.7 ('
4,
: ~ f4 4 '
; 8 F D
| 369
# jQ~ O
* ZN E,#( =( jG
# U
g E,#( =( f%, ' 7# f4 +g ~ ,
..()' k :g $
:6N B/ U# jE,8%(# Q
=( ) 9%(
4N f4 8Z * gn~
..+(~# Eb~# Eg+~# W E+, U# ..'8 p# \^ * ;D Q #
~ %(+, ~ F :U Eg+~ j4 'a ~ E)
! O 9
~ W/# t
%( ~ F :* W
Eb~ j*S f4 W/ .# Eb~ ,N Eg+~# j=g ZF ? (, E8 'a ~ , ' 7# f4 g O /8
~ F * +(~ # j~ , (*7 # Eb~ 9Q(F 'a
~ *, ' U# j4 B/ jQ~ 8p *
()
.4 %( ~
~ $79 )
()
\^
g
% E U 29_ ='8(F'# j Ig F U E U G
L9% ='8(F' ) :k#% =,
Q .U#... 2@ L9_ t\^ 6B C98,# $W za t!%
, E7A L9a t
Q 7# EA U # jG
F '# !
=N .U :$F ( E2 I) z 2 N ED &%
(F '# *(7 ' G
% G
'8 D #
D U
i8 (, JS I, A *(7'# jk EU $* \^ C9
*, .U# iB U# t
4 tU 4
E , )# ' fQ, &%
(F ' % ) m # !) Q) v L9% ' A ) m j ~ 6. (+# JS za g
F G
za S .U 9! #
2 n! G
tS(N 6B _ 4 82 + 'a E , v G
$S(N D # G
E
: sF, (, =F#) :z 2 N 8,9 ~ 4!,# t9* 8
f4, '# 9A.~ !, (I# G
DA A# fS(~
()
.(fS(~ n! g, :a fS(~ n 9p J .U E a sp , O n(, v % Ba ) fS( \^ EU _
:d7~ :D
:)8~ N
+ 9 ( : jW+ = :W+ za j= z = >A :k#% za jWQ/Q = :WQ/Q :
,
. # j7 :8, za j9
~ !( O 9F' L8 :WFQ U8 # j9
~
. j9
~ + 9 ( : # # # jW+ = :W+ jWQ/Q = :WQ/Q :
,
9 ( : jW+ = :W+ j za jWQ/Q = :WQ/Q U8 # j= z = >A :k#% :
,
. za j9
~ !( O 9F' L8 :WFQ U8 # j9
~ +
j%
(F' p# *(7' 8N $S 8 , jdI ~ O 6B 8# j
(A O t8 .U#
.
i8 i, ) E f%2# * (,# * 7\ j%2 a 0 (, # t( C(, '# j, f4 Jb4 i(A 7
x~ 7, EZQ~ a E j#4 %2 ..i( O \2 ... 9 Z 4^ 8
*
.U# ..4~ 84 *
?
2 ED U# ..., L8 L9! *(+N
) %
(F' = \Dg E 7 U# %F
t, i( \
4 mn% = m ,9( O t\) EN dQF1 Eg+ # %
(F' =# EZQ~ O
# # p# *(7' 8
.i/ *7 %( N## j*7
J(A) F I! p# 8N# jZN# t98, $p f4 EZQ~ 9, ;%+ Q@ 8 sA 6B 4D #
8N S, j%(# !
# |N in(,
)8 A# (Qn(F' J(A) F / E! % (kn(
8 g, %)7# Qn(F' , 4 EZQ~ O kn( 8 f4 A 6.# j ,+ 8 ` E7
6.A# ('8 A Ba b 8) * 9, U\^# J+# Q# 8@ Q O ID ()jJ! 4&# 8~ L9a O
()
.6B f4 I 9,# | 7, * (g@ O 'a * '
@)
O kn() :*4 4# =Q Sn(F 8 ;%+ Q@ 8 =N j?8N (A O 6B 8b
:%( 8
.J
()
.(6B I/ f4 ? , f4 * A EA) (L9#S O d7 EA
|()'# 4A tA $W EA) * =N L8N p# 9 Q~ t.U ? 8 # ( O \/ I 4A tA )8
E ) :S, =N#
()
.( % V I |()' V ' $W EA# jt#g # ty+ t7 7# f4
(U' U8
*
@ $4# j n4!~ f4 ` # j8F n( %%F g, ' n4!~ k O p p#
.
()
(s/ 9S =, 8 9S) # ( 9p 8 9S En(,) # (4D =, ' 9S) L8N ID ..i( %S g% 8
.i( *4 9#982 x 8 U\^# t.* ()j(!~ 47 z# 8F~ 9)# (,+ U 9(u)#
:%( f4 L98
EUQ( 8% f4 ZN U # jW+ g@ %2 \Q2 f4 ZN ;%+ Q@ 8 i8 s( *
m
.
f4 4D ./
# jZN t. g@ ^ za , 8(%, ZN dB %
, U ;%+ %(A 8 6.# jW+ g@ O
E E79)# (.....=N E79)# (...i( E79)# (.... | E79) : =Q~# J% 8(%, m \%g (A O %(A 6B
()
.U.~ E/ * I A., Q~ QN O# ()j.gU# (.... E79)# (....
(g, E (
, EZQ E '# J 9, ;%+ 8b
j2 x N = 8 %( jF
~ J
=1Q Q ~ F
, 7 8b
j%# 9* O ,^ ,# 7 4 J 8 , '# EZQ4 (+, ' 4 b*
W*
~ p~ O (..6B Z v) L9%# (... 4 #) (..6B t7) L9% 8 A d% # W*
9 E 4 9g
=g I, ) ?%, 4 E jt L\ O x(Q~ N, x4 I ()jE , B L\ O EZQ C(, # EZQ4 ~
J(A j
% /d#\ j(g v j YU j j; : jQ%~ # ~ E j8N Q@ 8 q 8% :;%+ :
,
. Qn(F' J(A# kn(
.(b 8 j,8 A ) O $7# jQ 98!~ :;%+ :
,
. # U8 # jQ 98!~ :;%+ :
,
YU j j(g v jk9 ,Ig Q k8* 8Q :4 4# 29 j
,8~ EU f4 b@ j8N Q@ 8 q 8% :;%+ :
,
. U8 # j
jWp :
, j
% /d#\j4 (g 9 j YYU jP3 T
3 3 TP
3 WP
,
3
R :bR) :
,
T 3 P U3 .T 3 f343 PR Z3 o
#3 tR 3%T 3T jUPa ,8
. j j4b~
.U8 # j j4b~ jWp:
,
m j(F' % j j jp9 8 p9 : ( j)
9 ~ $
t+
j\%g jQ@ 8 q 8% e :;%+ :
,
.' 6B ?%, Eg+ 8
.J(g O 87 L\DA WU# j
LA O# j
, JD L9*&# j L8bQ J :ID j\%g :;%+ :
,
. Dg $W+ 4D' t.U 4A J(g ' 6B f4 =D Jp O 7 I j\%g :;%+ :
,
; 8 F D
| 371
()
n4! 47 i( EU) :U# * =1F f4 J b j%2 i( a =#2 L$ U i(4 W@ 9 ~ a
? ( g, ) A ji( a =12 Z() L$ L L)
, f4 6.# j87 * =1F U# (.L8Q #
:W4, Q \(2 i( ..%2 i( # %S
~ *(7' 8N
.8*(b~ za E!2 x d4 ~ \2
. # Q V
d7 \2
.*
A# V
d98N \2
.i4%
()
. \2
:(/#
za 7 n
j !/ W
@ A# 4b A ? *
# x ,Q t.U =I/
.
) X 9Q A X ' # sN(# $ O L#9. 8) I/
g 44 a 9! W
@ F9
.4 ,9S@ 29! Eg za
=# 8N k(` ~ j
f 8 8b( E * j 8 Cn( W WIF
.
= 4 EU7 U L) za
, 4^ d87# 8N# ..L D(Q)
(` .. WN ? \) ' *(7
W p# )N k g4 ' 4 Cn( )# 64 + * 8 E8 j *(7' , ' *(7' 8N#
!!. 4 (, 9! E WIF NI ' WIF * O 9! @# !!../0
,N E( Eg+ 8( * ../0 # 8
W*(
, # O7 8 t8` ' E( k9S W ) W
@
.
.?
2# Gn# m# ) A# |N tM/ j$SN # j# )g %( za
4 ( =# *N&# ,98( U
*7 j|
(~ mn%# F98 n(Q2 ! n#
e !
.
..L
~
&# jmn% f4
R A Ba# jnp# Q 4*F 29% )A %7# U# X V
7 %,N A 4A d87#
*
.
jL8 ~ L9% '8 jV
4 4*Q L9% 82 La za 7 "# j# za ( 4 O 8 2# * ) 29% 8
.4 s( = =a #
E = 4 4 , '# jg@ 9,# g` 0 za 7@ 6B# jg% Eg+ 8
s2 8(
.
.|# 642 = za
A |#4 g )9# $p f4 j(A %(A 4(/ 8N = 4 ,2 )A
.. )a j8Q# ( q =F (/#
8< :,( O C9 j4F =0 Q 9*+ L8% :t90# D, /# 4 4# 8N# tN jJ, g e 8 q 8% e : a :
,
. j? N~ I j , Q /, jk 9 jYU j % j8 q 8%
j YU j j( v O $( :
jW~ 1~ jF4 W~ A~ j)! O i( \2 d%7 jsF, 9(A8 B(F' :k#p :
,
. U8 # j,g jF4 W~ g~
ORYANTALST LTERATRDE
EB HANFE (v. 150/767) ALGISI
Dr. Necmettin KIZILKAYA*
Giri
Felsefenin klasik Yunan medeniyetinin entelektel dncesinin kraliesi olduu sylenmekte ve felsefe tarihi ile ilgili her almada klasik Yunan medeniyetinin filozoflar olan Sokrates, Eflatun ve Aristo gibi isimlere muhakkak surette
yer verilmektedir. Bu benzetme slam medeniyetine uyarland takdirde fkhn,
entelektel dncenin kraliesi olduunu sylemek mmkndr. Ayn ekilde
slam medeniyetinin ve fkhn mimarlar olarak kendilerine yer verilecek kiiler
sz konusu olduunda Eb Hanfe (v. 150/767), mm Mlik (v. 179/795), fi (v.
204/820) ve Ahmet b. Hanbel (v. 241/855) hemen akla gelecek isimlerin banda
yer alrlar. zellikle ortaya koyduklar dnce sistemleri ve sahip olduklar ilm
otorite ile gnmzde de slam dnyasnn nemli bir kesimi tarafndan takip edilen bu tarih ahsiyetlerin sadece fkh alannda deil, dier ilimlerde de byk bir
etkiye sahip olduklar grlr. Dolaysyla slam ilim gelenei ve zellikle fkh/
hukuk dncesi sz konusu olduunda bu isimlerin hepsi ayn oranda takdiri
hakketmektedir. Durum byle olmasna ramen, Batda genelde slam dncesi,
zelde fkh alannda yaplan almalarda baz isimlerin n plana karld, bazlarnn ise adeta atl brakld grlmektedir. Kendisine en az yer verilen isimlerin banda da Eb Hanfe gelmektedir.
Baz tarih figrlerin ne karlarak dierlerinin telenmesi, erken dnem
Oryantalist literatrn slam dncesi ile ilgili almalarda odakland hedefler erevesinde ekillenmitir. slam medeniyetini ve ilimlerini inceleyen Batl
aratrmaclar, kurguladklar slam tasavvurunu besleyen malzemeler ortaya karmaya zen gstermi ve bu balamda baz kurum ve ahsiyetlere, ayn neme
sahip baka isim ve messeselere nispetle ok sk atfta bulunarak kendi tezlerini
spatlama abas ierisine girmilerdir. rnein slam dnyasnda akln hukuk
ve teolojideki roln ele alrken mm fiye merkezi bir rol bien Toby Huff,
Eb Hanfeden hi sz etmemektedir. Onun bu tavr sadece hukuk alan ile snrl
olmayp kelm iin de geerlidir. Nitekim mm Ernin (v. 324/936) grlerine geni bir ekilde yer vermesine ramen mm Mturidye (v. 333/944) hi
deinmemektedir.1 Benzer bir ekilde Hitti, mm fiyi slam hukuk ilminin
kurucusu olarak adlandrmaktadr.2 Oryantalist slam hukukuularna ve zellikle Schachtn ne srd baz tezlere ynelttii eletirilerle n plana kan Wael
B. Hallaq da ayn ekilde mm fiyi n plana kararak onun dier mezhep
imamlar ile mukayese edildiinde hukuk alanndaki mkemmellii ile ne ktn sylemi; onun hukuktaki yerinin Aristonun mantktaki rol ile ayn olduunu belirtmitir.3
Oryantalist slam hukuku almalarnda, sadece fkh tarihinde deil tefsr,
hads, kelm gibi dier ilimlerde de kmsenemeyecek bir yere sahip olan mm
fi n plana karlrken Eb Hanfeden pek sz edilmemektedir. Ayn ekilde,
gerek hads almalar, gerekse mezheplerin kurucu imamlarnn yaad dnemlerdeki siyasi olaylar incelenirken Ahmed b. Hanbel ismi zerinde durulmaktadr. mm Mlik de benzer bir ekilde snnet, amel vb. kavramlar erevesinde
kendisinden oka bahsedilen tarihi figrlerden biri olarak karmza kmaktadr.
Drt mezhep imam ierisinde kendisine ok az deinilen isim Eb Hanfedir. Baz
alimleri n plana karan bu tr yaklamlarn aksine mezhep imamlarnn tarihte
1
2
3
Bkz. Huff, Toby E., The Rise of Early Modern Science, Islam, China, and the West (Second Edition), Cambridge 2003,
s. 108-112.
Hitti, Philip K., Makers of Arab History, New York 1971, s. 167.
Hallaq, Wael B., Introduction, The Formation of Islamic Law (Ed. Wael B. Hallaq), Wiltshire 1995, s. xvii.
Rosenthal, Franz, Gifts and Bribes: The Muslim View Proceedings of the American Philosophical Society, 108
(1964), s. 138.
Johansen, Baber, The Islamic Law on Land Tax and Rent, The Peasants Loss of Property Rights as Interpreted in the
Hanafite Legal Literature of the Mamluk and Ottoman Periods, London 1988, s. 53.
Schacht, Joseph, Ab Hanfa, Encyclopaedia of Islam, Second Edition, Leiden 1960, I, 123.
dersler aldn kaydetmitir. Schachta gre daha sonraki Eb Hanfe biyografilerinde onun hads ald uzun hoca listesinin ihtiyatla karlanmas gerekmektedir.7
Eb Hanfenin fkh dncesi incelenirken zerinde uzunca durulaca zere, arkiyat gelenekte Eb Hanfe Kfedeki fkh ekolnn en nemli simalarndan biri olarak kabul edilir. rnein Schacht, Eb Hanfeyi, hocas Hammd
(v. 120/737) vefat ettikten sonra Kfedeki en nde gelen fkh otoritesi ve Kfe
fkh ekolnn en nemli temsilcisi olarak takdim eder. Ona gre Eb Hanfenin
sahip olduu bu zellik sebebiyle onun etrafnda birok renci toplanm ve
Eb Hanfe onlara kendi fkh doktrinini retmitir.8 Schacht, Eb Hanfeyi
sadece hocas Hammd b. Eb Sleyman ile ilikilendirmi, ondan daha nceki
hoca silsilesi zerinde durmamtr. Onun bu yaklamnda Hicr ilk asrda fkh ilminden sz edilemiyeceine dair genel kanaatinin etkili olduunu sylemek
mmkndr.Oryantalist literatrde Eb Hanfeden ounlukla bir ipek tccar,
ranl bir klenin Kfeli torunu olarak bahsedilmektedir.9 Goldziher bunu biraz
daha ileri gtrerek Eb Hanfenin Kabilden getiriline byk dedesinin isminin
Zt veya Zutr olduunu; bunun da Aramicede kk anlamna geldiini syler. Daha sonra kaynak ve isim vermeden baz aratrmaclarn buradan ve baz
rivayetlerdeki ipularndan hareketle Eb Hanfenin Aram veya Yahudi kkene sahip olduunu dndklerini iddia etmektedir.10 Eb Hanfenin ran asll
olduunu ifade eden Goldziher, onun Arapa bilmeyen kimsenin kendi dilinde
kraat ile ibadet edebileceine dair grn ele alrken, Eb Hanfenin bu yaklamnn, muhaliflerinin onun Zerdt eilimlere sahip olduu eklinde ithamlarda bulunmasna yol atn sylemi,11 ancak bunu herhangi bir kaynak ile
temellendirmemitir.
Eb Hanfenin nesebi ve hayatnn detaylar ile ilgili neredeyse hi bilgi bulunmayan arkiyat almalarda, daha ok onun byk dedesinin kle olduu
ve sonradan hrriyetine kavutuu zerinde durulur. Bununla beraber, baz kaynaklarda onun soyu ile ilgili ksa bilgilere rastlamak mmkndr. rnein Harald
Motzki, Eb Hanfenin knyesini Eb Hanfe en-Numn b. Sbit b. Zt b. Mh
olarak verir ve kendisiyle babasnn isimlerinin Arapa, dedesi ile dedesinin babasnn isimlerinin Faris olduunu belirtir. Motzki, Eb Hanfenin byk dedesinin
kle olarak Arap-slam toplumuna girdikten sonra zgrlne kavutuunu ve
7
8
9
10
11
kendi ocuuna Arapa bir isim verdiini ifade ettikten sonra bu grnn kaynaklar tarafndan da teyid edildiini syler.12
Sadece slam hukuku alannda deil, slam dncesinde de nemli bir yere
sahip olan Eb Hanfenin yaamnn son zamanlar ile ilgili detayl bilgi bulunmamakla beraber Onu hayatnn son dnemlerini hapiste geirdii bilinmektedir.
Schacht, Eb Hanfenin, Badatta hapiste vefat ettiini ve orada gmlerek mezarnn zerine 459/1066da bir trbe ina edildiini belirtmitir. Ona gre ant
mezarn bulunduu blgenin gnmzde de el-Azamiyye olarak isimlendirilmesi
Eb Hanfenin etkisini gstermesi bakmndan nemlidir.13
2. Eb Hanfenin Fkh Dncesi
Oryantalist literatrde Eb Hanfenin fkh dncesini mstakil bir ekilde
inceleyen bir alma bulunmamakla beraber onun gerek usl, gerekse fr ile
ilgili fkh grlerine baka balamlarda yer verilmitir. zellikle slam hukukunun oluum dnemindeki blgesel farkllklar erevesinde Kfe fkh ekol ile
Ehl-i reyden bahsedildiinde Eb Hanfenin ismi zerinde durulmaktadr. Buna
ilave olarak, Eb Hanfenin hadsi yaklama kar kys kulland ve slam hukukunda serbest reyin temsilcisi olduu sklkla vurgulanmaktadr. Ancak Eb
Hanfenin baka konular ile ilgili grleri, birka istisna dnda, sz konusu edilmemektedir. Aada, Oryantalist literatrde Eb Hanfenin fkh dncesinin
nasl ele alnd ve hangi ynleri zerinde durulduu incelenmeye allacaktr.
a. Eb Hanfe: Ehl-i Reyin Temsilcisi ve Kys Mdafi
Fkh bilginlerinin veya mezheplerinin istidlal yntemleri ok erken dnemlerden itibaren onlar birbirinden ayran nemli bir faktr olmutur. zellikle
fkh istidlalde reye verdikleri nem esas alnarak fkh ekolleri eitli tasniflere
tabi tutulmutur. Snn mezhepler her ne kadar iadan ayrlmalar hasebiyle tek
bir ekol olarak zikredilseler de reye verdikleri nem itibariyle kendi ilerinde deiik ayrmlara tabi tutulmulardr. Bu tr tasniflerde Eb Hanfe genellikle Ehl-i
reyin imam ve nderi olarak zikredilmitir. Bu yaklam oryantalist literatrde de
olduu gibi benimsenmi ve Eb Hanfe reyin ana savunucusu kabul edilmitir.14
rnein Goldziher, Eb Hanfeyi Davd b. Ali ez-Zhirnin fkh dncesinin
karsndaki en u nokta olarak ele alm ve her ikisini bu adan mukayese etmitir.15 Schacht da Eb Hanfenin reyi merkeze alan fkh dncesinin zellik12
13
14
15
Motzki, Harald, The Role of Non-Arab Converts in the Development of Early Islamic Law, Islamic Law and Society, 6 (1999), s. 313.
Schacht, Ab Hanfa, Encyclopaedia of Islam, Second Edition, I, 123.
Eb Hanfenin fkh dncesinde reye daha fazla yer verildii ve bu ynyle liberal bir karaktere sahip olduu
ifade edilmi; buna karlk Hicaz okulunun (bununla mm Mlik kastedilmektedir) hadslere ba vurduu ve bu
ynyle muhafazakar bir tutuma sahip olduu belirtilmi ve iki ekol arasndaki fark Amerikan politikasndaki Demokratlar ile Cumhuriyetilere benzetilmitir. Hitti, Makers of Arab History, s. 170-171. Bu tr yaklamlara slam
dnyasnda da rastlamak mmkndr. Nitekim Msrda 1945te Abdulhalim el-Cind tarafndan kaleme alnan
alma, Eb Hanfe batall-hrriyye vet-tesmuh fil-slm baln tamaktadr.
Goldziher, Ignaz, The Zhirs, Their Doctrine and their History, A Contribution to the History of Islamic Theology,
16
17
18
19
20
21
28
29
temli bir disiplin olarak ele alnmam, onun almalaryla birlikte baka yerlere
de model olacak bir nitelie kavumutur. Bu tr bir iddia o dnemdeki geni fkh
yelpazesini tam anlamyla tasvir eden bir yaklam olmaktan uzak grnmektedir. Zira Irak dnda kalan Mekke, Medine ve am gibi ehirlerde mevcut olan
fkh mktesebat dikkate alndnda, bu ehirlerde de sahabeden itibaren nemli
fkhlarn bulunduu ve her kuan ders halkalarnda geni fkh mesilin mzakere edilerek baka yerlere etki edecek bir dzeye ulat grlr. Bu dnemde
Eb Hanfenin akran olan Evz (v. 157/774), Sfyan- Sevr (v. 116/778), Sfyan
b. Uyeyne (v. 198/814), Leys b. Sad (v. 175/791) ve mam Mlik (v. 179/795) gibi
limlerin etkileri kendi yaadklar yerlerin dna taacak bir mahiyete sahipti. Nitekim Irakl baz fkhlarn da bu ehirlerdeki entelektel ortamlardan beslendii
bilinmektedir. Ayrca dnemin ilim adamlarnn tartmalar da aralarnda nemli
derecede etkileimin olduunu gstermektedir.
Hodgson, Eb Hanfenin yaam olduu dnemi dikkate alarak fkh statlarn Suriyeli, Medineli ve Irakl olmak zere e ayrm; Evzyi Suriyelilerin,
mm Mliki Medinelilerin ve Eb Hanfeyi Irakl fkhlarn hocas olarak zikretmitir. Ona gre Suriyeliler, Suriye ve Emevi devlet ynetimlerinden etkilenmi;
Medineliler Hz. Peygamberin snnetine yaknlk ve bidatten daha az etkilenme
iddiasnda bulunmu; Irak ile Abbasi ynetim tecrbelerinden etkilenen Irakllar
ise kys kullanmtr. Hodgson daha sonra mm fiyi, Irakl hukukular darda brakacak ekilde sadece mm Mlik ile irtibatlandrmtr.30 Eb Hanfe
ve evresindekilerin Kfe amelini slamn esas ile ilikilendirdiklerini belirten
Hodgson bunu, ban mm Mlikin ektii Medineli limlerin Medine ameline
verdii deere karlk giriilen bir tutum eklinde ortaya koymutur.31
Eb Hanfenin grlerini kendi selefleri ile mukayese eden Schacht, onun
hukuk tefekkrnn daha kuramsal ve gelimi olduunu syler. Buna karlk,
Eb Hanfeyi kendi rencileri olan Eb Yusuf ve Muhammed ile mukayese ettiinde, her iki takipisinin hukuk anlaylarnn hocalarna nispetle daha ileri
bir evreyi temsil ettii kanaatine varr. yle ki, Eb Hanfenin hukuk anlayn
esas almakla beraber Eb Yusuf, yaad dnem itibariyle daha fazla hads malzemesine sahip olduu iin fkh grlerinde hadse daha ok yer vermitir. Buna
ilave olarak, daha tutarl ve gelimi bir hukuk anlayna sahip olan Eb Yusuf,
Eb Hanfenin serbest rey anlayna reaksiyon gstermitir. Ayrca Eb Yusuf un
kd olarak vazife yapmas, onu zaman zaman grlerini deitirmeye sevketmi
ve teorik olarak en iyi yerine pratik olan dikkate almasn salamtr. Schacht,
eski Irakl Kfe hukuk ekolnn grlerini zamanla Eb Hanfenin takipilerine brakmasnn balangcn Eb Yusuf un temsil ettiini sylemektedir.32 mm
30
31
32
sevkettiini belirtmektedir.37 Medine okulu ile ortak bir karaktere sahip olan Kfe
hukuk ekolnn kendi iinde farkllklar gsterdiini ifade eden Coulson, Eb
Yusuf ile mm Muhammedin, Eb Hanfenin iki rencisi olmalarna ramen
onunla ok az ortak gre sahip olduklarn sylemektedir.38 O da Schacht gibi
blgesel okullarn zamanla belirli ahslar etrafnda oluan ekollere dntn sylemekte, fakat ondan farkl olarak Eb Hanfenin kurucu rolnden ziyade
mm Muhammed zerinde durmakta ve mm Muhammedin Hanef mezhebinin gerek kurucusu olduunu belirtmektedir.39 Coulson almasnda Eb Yusuf
ve mm Muhammede Eb Hanfeye nispetle daha geni yer vermitir.
Schachtn blgesel okullardan bireysel ekollere gei tezi klasik dnem Oryantalist aratrmaclarn zerinde durduu nemli konulardan biri olmutur. rnein George Maqdisi, sistemlemenin blgesel, bireysel ve mezhepsel olmak zere
l bir aama gsterdiini ifade etmitir.40 Hallaq mezheplerin ortaya kn,
Schachtn blgesel okullardan bireysel ekollere gei tezine benzer bir yaklamla
ele almakla beraber Maqdisi gibi bunu bireysel okullardan doktriner ekollere gei
eklinde ifade etmitir. Ona gre, iinde Eb Hanfenin de bulunduu mezhep
imamlar etrafnda oluan ilim halkalar zamanla metodolojik bir btnlk oluturacak yaplar haline gelmi ve drt mezhep olarak ifade edilen ekoller ortaya
kmtr. Hallaq, iinde Eb Hanfenin de yer ald mezhep imamlarnn fkhn her konusunda geerli olabilecek bir yntem gelitirmeleri sebebiyle kurucu
isimler olarak kaldklarn syleyerek onun bir ekoln kurucusu olduu grn
savunmaktadr.41
Blgesel okullardan bireysel ekollere gei tezini eletiren Christopher Melchert, ayn karaktere sahip blgesel okullardan sz etmenin imkan dahilinde olup
olmadn ve erken dnem Kfeli bilginlerin Medineliler ile fkh tartmalara
girip girmediklerini sorgulamaktadr.42 Melchert, Halfe bn Hayytn Tarhi ve
Tabakt, bn Sadn Tabakt ve Fasevnin Kitbl-Marife vet-trhinden hareketle Hanef mezhebinin Kfe deil de Badat merkezli olduunu ispatlamaya
almakta ve Eb Hanfenin hoca silsilesine deinmeden takipilerini esas alarak
mezhebin Badat karakterli olduuna dair baz varsaymlarda bulunmaktadr.43
Hanef mezhebinin Kfe deil de Badat ve Basrada gelitiini savunan Melchert,44
37
38
39
40
41
42
43
44
Ehl-i rey ve hads ekimesinde Eb Hanfeye merkezi bir rol bierek onu reyin
nde gelen savunucu olarak kabul etmektedir.45 Hanef mezhebinin Kfe ve Basral hukuularn ortak yaklamlarndan ziyade Eb Hanfenin grleri zerinden
gelitiini ve bunun Ehl-i hadse kar bir reaksiyon olduunu ifade etmektedir.46
Melchert, III/IX. yzyla gelindiinde Hanef fakihlerin hadisi akmn karsnda
varlklarn srdrebilmek iin hukuk grlerinde hadisilere yaklama abas
ierisine girdiklerini ve bu erevede Eb Hanfenin senet zincirinde olduu birok hads rivayet ederek onun hads kart bir fkh dncesine sahip olmadn
gstermeye altklarn ifade etmitir. Bu grn desteklemek iin Schachtn
II/VIII. yzyln sonu ile III/IX. yzyln banda Eb Hanfeye atfedilen hadsler
rivayet edildiine dair iddiasn esas almtr.47
Eb Hanfenin fkh dncesinin merkezine kys koyan Oryantalist literatr, mam fiyi de buna kar bir gelenek oluturmaya alan baarl bir hukuku olarak tavsif eder. zellikle mam finin pr hukukulua kar, hads merkezli bir fkh anlay gelitirdii ve bu erevede ilk olarak Eb Hanfenin ortaya
koyduu fkh anlay ile mcadele etmek durumunda kald belirtilmitir. Hatta
mm finin kaleme ald usl eserinin, o dnemde hakim olan kys merkezli
hukuku anlayn nne geme ve hadsi fkh dncenin merkezine oturtma
gayesine ynelik olduu; ancak kys fkhn temel unsurlarndan biri olmaktan
karamad belirtilmitir.48 Goldziher, mm finin Eb Hanfenin kys yaklamn yazl ve szl rivayete dayanma kaydyla kabul ettiini belirttikten sonra, Eb Hanfenin hadsiliinin gl olmadn syler. Ona gre filerin Eb
Hanfe kartl, kys kabul etmelerine ramen uzun bir dnem devam etmitir.49
Goldziher, mm fiden balamak zere fi mezhebinin Eb Hanfe kartl
zerinden bir sylem gelitirdiini ima edecek ekilde bir fi-Eb Hanfe kurgusu oluturmutur. Onun bu yaklam, Oryantalist literatrde genel hatlaryla kabul grm ve Eb Hanfenin kys nceleyen hukuk tefekkr ile mm finin
hads merkezli dncesi arasnda bir gerilim olduu tezi yaygnlk kazanmtr.
Schacht da Goldziher gibi Eb Hanfenin fkh anlaynn daha ok kuramsal olduunu iddia etmektedir. Eb Hanfe ile bn Eb Leylnn (v. 148/765) fkh
grlerini mukayese eden Schacht, bn Eb Leylnn kd olmas sebebiyle daha
muhafazakar olduunu; buna karlk Eb Hanfenin grlerinde daha teorik bir
boyut olduunu ve uygulamaya daha az nem atfettiini belirtmektedir. Ancak
ona gre Eb Hanfenin hukuk tefekkr daha gelimi ve daha teknik olmasna ramen geici ve yetersiz bir karaktere sahiptir. Schacht, Eb Hanfenin hukuk
dncesinde sistematik tutarlln olduunu ve hukukun teknik bir boyut kazan-
45
46
47
48
49
323-326
Melchert, Christopher, The Formation of the Sunni Schools of Law, 9th-10th Centuries C.E., Leiden 1997, s. 3.
Melchert, The Formation of the Sunni Schools of Law, s. 32-38.
Melchert, The Formation of the Sunni Schools of Law, s. 48-49.
Goldziher, The Zhirs, s. 21.
Goldziher, The Zhirs, s. 25.
dn belirtmektedir.50 Schachta gre, kendisinden ncekilerin birikiminden istifade eden ve fkh teorik bir balamda ele alan Eb Hanfenin hukuk tefekkr,
Evza ve bn Eb Leyl ile mukayese edildiinde teknik olarak daha gelimi, daha
temkinli ve titizdir. Buna ramen onun hukuk anlay nihai halini alan bir sistem
olmaktan ziyade gelimekte olan bir yapy ifade eder. Bu nedenle onun talebeleri birok noktada kendisine muhalefet etmitir.51 Ona gre Irak hukuk ekolnn
doktriner geliiminin baarl bir ekilde aamal olarak gereklemesi Hammad b.
Eb Sleymana (v. 120/737) borlu olmakla beraber bn Eb Leyl, Eb Hanfe, Eb
Yusuf ve Muhammedin kuramsal katklarnn byk bir etkisi olmutur.52 Schacht,
bu zellii sebebiyle Eb Hanfenin fkh yaklamn olduka gelimi olmakla beraber pratie az nem veren tam oturmam bir anlay olarak tasvir eder.53
Erken dnem Oryantalist literatrde slam hukukunun kayna problemi geni bir yer tutmaktadr. zellikle Arap yarmadasnn sahip olduu zellikler sebebiyle, slam hukuku gibi sofistike bir sistemi ortaya karacak bir potansiyele sahip
olamayaca varsaym, kimi Batl aratrmaclar slam hukukunun kkenlerini
Roma, Hristiyan, Yahudi ve ran gibi dnemin gelimi din ve medeniyetlerinin
etkili olduu kltr havzalarnda aramaya sevk etti. Bu abalardan biri de slam
hukukunun oluum evresinde nemli roller oynayan fakihlerin mevlden olduu
varsaymyd. rnein IXX. yzyln nemli arkiyatlarndan olan Alman asll
Paul Anton de Lagarde (. 1891), slam ilim geleneinde nemli yere sahip alimlerin Sami kkene sahip olmadn belirtmektedir.54 Onun bu keskin yaklam
Avusturyal arkiyat Alfred von Kremer (. 1889) tarafndan biraz daha yumuatlarak, ilk iki asrda Kuran, tefsr, hads ve fkh alanndaki ilm almalarn
byk oranda mevl tarafndan srdrld eklinde devam ettirilmitir.55 Bu
gr, daha sonra gelen Oryantalistler tarafndan da benimsenerek mevlnin slam ilim geleneinin kuruluunda Araplarla mukayese edildiinde nc bir role
sahip olduklar eklinde srdrlmtr. rnein Patricia Crone, mevlnin sadece ynetimde deil, ilimlerde de dominant bir role sahip olduunu belirtmi
ve kelamda Hasan- Basr (v. 110/728), fkhta Eb Hanfe (v. 150/767), Evz (v.
157/774) ve Tvs (v. 105/723); siyerde bn shak (v. 150/767) gibi isimler olduunu; halifelerin ocuklarn ounlukla mevlden olan hocalarn eittiini ve
kdlarn da mevlden atandn ifade etmitir.56
Mevl sz konusu olduunda Eb Hanfeye muhakkak surette iaret eden
Oryantalist literatr, zellikle onun yaad blge olan Irakn baka medeni50
51
52
53
54
55
56
Schacht, The Origins of Muhammadan Jurisprudence, s. 290, 294. Ayrca bkz. Schacht, An Introduction to Islamic
Law, s. 44.
Schacht, The Origins of Muhammadan Jurisprudence, s. 296, 299. Ayrca bkz. Schacht, Ab Hanfa, Encyclopaedia
of Islam, Second Edition, I, 123.
Schacht, An Introduction to Islamic Law, s. 40.
Schacht, The Origins of Muhammadan Jurisprudence, s. 301.
De Lagarde, Paul, Gesammelte Abhandlungen, b.y,. 1896, s. 8 dn. 4.
Kremer, Alfred Freiherr Von, Culturgeschichtliche Streifzge auf dem Gebiete des Islams, Leipzig 1873, s. 16.
Crone, Patricia, Mawl, The Encyclopaedia of Islam, Second Edition, Leiden 2002, VI, 877. Ayrca bkz. Crone,
Roman, Provincial and Islamic Law, s. 41.
61
ederek Pezdev (v. 482/1089) ve Serahs (v. 483/1090) gibi fakihler tarafndan daha
teorik bir yapya kavuturulmutur.62
Schachtn Eb Hanfe ile ilgili zerinde durduu konulardan biri de Eb
Hanfenin hiyel hakkndaki yaklamdr. Ona gre Eb Hanfe, kendi hukuk dncesi ierisinde doal bir ekilde hiyeli gelitirmi ve daha sonraki dnemlerde onun
hiyel ile ilgili yaklam ve bunun zerinden gelitirdii rnekler Eb Hanfe isminin
hiyel ile anlmasn salamtr. Bu nedenle Eb Hanfenin hiyel ile ilgili gr, rey
gibi kendisine muhalefet eden evreler tarafndan eletiri konusu olmutur.63
Eb Hanfenin Hz. Ali taraftarl hakknda deiik grler bulunmakla beraber bu konu, daha ok Eb Hanfenin mevcut Abbas ynetiminden honutsuluu sebebiyle muhalif olan harekete destek vermesi balamnda ele alnmaktadr. Buna karlk, Eb Hanfenin iann imamlar arasnda zikredilen isimler
ile olan ilikisi ve kendisinden sonra gelen i melliflerin onun grlerine kar
nasl bir yaklam sergiledikleri zerinde pek durulmamaktadr. Eb Hanifenin
gerek fkh, gerekse itikad adan ia tarafndan nasl alglandn ortaya koyan
almalarn olmamas, ne yazk ki bu konuda nemli bir boluk oluturmaktadr.
Ancak Devin J. Stewartn iann Ehl-i Snnet eletirisine dair almasnda bu
konuyla ilgili bilgilere rastlamak mmkndr. ia ile Snn mezhepler, zellikle
de afiler arasndaki ilikilere dair ilgin tespitleri olan Stewart, sn Aeriyyenin
Hanef mezhebinden ziyade fi mezhebini takip ettiini belirtmi ve bunu sn
Aeriyyenin ar kys kartl ile aklayarak onlarn kys byk oranda
Hanef mezhebi ve zellikle Eb Hanfenin ahsiyeti ile ilikilendirdiklerini ifade
etmitir. sn Aeriyyenin kys ve Eb Hanfe kartlnn zellikle Bveyhiler
dneminde trmana getiini ve bu dnemde Eb Hanfenin kiiliini ve hukuk
metodolojisini karalayan eserlerin kaleme alndn belirtmitir. erf Mrteznn
Eb Hanfeyi istidlalde bulunurken kendi reyi ile hareket etmesi sebebiyle eletirdiini ifade eden Stewart, eyh Mfdin Eb Hanfeyi kastederek e-eyhud-dll
balkl bir kitap kaleme aldn ve eserinde Eb Hanfenin kusurlarn incelediini belirtmitir. Ayn ekilde baz i kaynaklarda Cfer es-Sdkn (v. 148/765)
Eb Hanfeyi dini konularda kysa bavurmas sebebiyle eletirdiini ve Eb
Hanfenin Cfer es-Sdk ile olan gr ayrl sebebiyle i yazarlar tarafndan
olumsuz bir tarih ahsiyet olarak alglandn vurgulamtr.64 Stewart, zellikle
eyh Mfdin Eb Hanfenin Cfer es-Sdk ile olan gr ayrlndan hareketle
Eb Hanfenin dier mezheplerin tamamndan farkl dndn, vard sonularn Hz. Peygamberin snnetine aykr olduunu ve bu nedenle onun kfrne hkmettiini belirtmi; ancak Cfer es-Sdkn grlerinin dier Snn mezheplerden de farkl olduundan hi bahsetmediini ifade etmitir.65
62
63
64
65
Hallaq, Wael B., Usl al-Fiqh: Beyond Tradition, Journal of Islamic Studies, 3/2 (1992), s. 196.
Schacht, Ab Hanfa, Encyclopaedia of Islam, Second Edition, I, 123.
Stewart, Devin J., Islamic Legal Orthodoxy, Twelver Shiite Responses to the Sunni Legal System, Salt Lake 1998, s.
106-107. Ayrca bkz. Stewart, age., s. 152-153.
Stewart, Islamic Legal Orthodoxy, s. 149.
Weiss, Bernard G., The Spirit of Islamic Law, Athens 2006, s. 130.
Hallaq, The Origins and Evolution of Islamic Law, s. 153-154.
fakihler tarafndan ina edildiini ortaya koymaya almtr. Ona gre mutlak
mctehid kavramnn mezheplerin kurucu isimleri ile ilikilendirilmesi ve mezheplerin sonradan onlarn isimleri ile anlmasnn temelinde bu gereke yer almaktadr. Bu nedenle, sonradan gelen fkhlar, drt mezhep imamnn isimlerini
mutlak ictihad ile ilikilendirmi ve adeta onlarn kendi selefleriyle olan irtibatn
grmezden gelerek hukuk karizmatik liderler oluturmulardr. Hallaq bu grn Eb Hanfe ve Hanef mezhebi zerinden ispatlamaya almtr. yle ki;
Eb Hanfe ve onun en nemli iki rencisi Eb Yusf (v. 182/798) ile eybn (v.
189/804) mezhebin temel ilkelerini ortaya koymu ve bu ilkeler daha sonra gelen
fakihler tarafndan takip edilmitir. Kendilerinden sonra gelen fkhlar ne kadar
yetenekli olsalar da Eb Hanfenin ortaya koyduu bu prensiplere bal kalmak zorunda kalmlardr. Hallaq, sonraki kuak Hanef fakihlerin, Eb Hanfenin ortaya koyduu prensipleri kendi seleflerinden devrald hususunda bir phelerinin
olmadn; ancak mezheb otoritenin Eb Hanfe ile balatldn ve bu konuda
kendisinden ncekilerle hi bir ekilde bir balantnn kurulmadn ifade eder.68
Eb Hanfenin Tabin fakihlerinin grleriyle amel etmesi hususunda mezhep iinde iki farkl rivayet ve bunlara bal olarak iki farkl eilimin olduunu
ifade eden Hallaq, Eb Hanfenin Tabin mctehidleri gibi kendisinin de mctehid olduuna dair yaklamnn onun bamsz mctehid ve mezhebin kurucusu
roln koulsuz olarak teyid ettiini; buna karlk onun Tabin mctehidlerinin
grleriyle amel ettii ynndeki rivayetin Eb Hanfenin de onlarla ayn sonuca
ulaan bir mctehid olduunu tasdik ettiini sylemektedir. Dolaysyla her iki
durum, Eb Hanfenin mezhebin kurucusu ve tartmasz otoritesi roln teyid
etmek iin mezhep fakihleri tarafndan kullanlmtr.69 Hallaq, Eb Hanfenin
hukuk karizmasnn olumasnn sonraki dneme ait oluunu onun iki rencisi
olan Eb Yusuf ve eybn zerinden aklama yoluna gitmektedir. Buna gre Eb
Yusuf ve eybnnin grlerinin Eb Hanfe, daha nceki mctehidler ve kendi grleri olmak zere kaynandan sz edilebilir. Bunun bir sonucu olarak,
her iki talebenin konumu Eb Hanfenin hocalar ile olan ilikisi gibidir. Ancak
Eb Hanfeyi mezhebin kurucusu olarak ayrcalkl klan durumun ne olduunu
sorgulayan Hallaq, mezhebin ondan nce veya sonra gelen birilerinin ismiyle anlmamasn deerlendirmitir. Ona gre, Eb Yusuf ve eybnnin grleri Eb
Hanfe ile ayn arlkta varsayld takdirde, neden Eb Hanfe mezhebin kurucusu kabul edilmitir? Hallaq bu soruyu, Serahsden yapt bir alnt ile cevaplamaya alm ve Eb Hanfenin daha sonra gelen kuaklar tarafndan mezhep
kurucusu olarak kurgulandn ve bunun da genel kabul grdn belirtmitir.70
Hanef mezhebinin erken dnem yayl zerine almalar olan Nurit Tsafrir, byk oranda Schacht ile Madelungun fikirlerinden etkilenerek Hanef mezhebinin sfahandaki yaylnda, Zfer b. Huzeylin nemli bir rol olduunu
68
69
70
Tsafrir, Nurit, The Beginnings of The Hanaf School in Isfahan, Islamic Law and Society, 5/1 (1998), s. 1-8.
Tsafrir, The Beginnings of The Hanaf School in Isfahan, Islamic Law and Society, s. 9.
Hitti, Makers of Arab History, s. 170.
Schacht, Ab Hanfa, Encyclopaedia of Islam, Second Edition, I, 123.
aile balaryla aklamaktadr. Her mezhep imamnn nemli rencileri ile takipilerini atlayarak, ayn aile bireylerine tabakat eserlerinde yer verilmesinden
hareketle mezheplerin oluumunda aile balarnn nemli bir role sahip olduunu ifade eden Hurvitz, mm finin olu Muhammed ile kz Zeynepten olan
torunu Ahmed b. Muhammed b. Abdullahn fi tabakat eserlerinde isimlerinin
zikredilmesini buna delil olarak gstermektedir. Ayn ekilde Eb Hanfenin olu
Hammad (v. 176/793) ile torunu smailin (v. 212/827) Hanef tabakat kitaplarnda
zikredilmesinden hareketle, Hanef mezhebinin oluumunda ve daha sonra yaylmasnda aile balarnn nemli bir rolnn olduunu iddia etmektedir.75
Hanef mezhebinin geliiminde rol alan renciler ile mezhebin temel kaynaklar dikkate alndnda, Hurvitzin bu yaklamnn tamamen isabetsiz olduu grlecektir. Nitekim Schacht, Eb Hanfenin ders halkasna katlan rencilerinden
olu Hammd ve torunu smaili saydktan sonra Zfer (v. 158/775), Dvud et-T
(v. 165/782), Eb Yusuf (v. 182/798), Eb Mut el-Belh (v. 183/799), eybn (v.
189/805), Esed b. Amr (v. 190/806), Hasan b. Ziyad (v. 204/819) ve Abdullah b.
Mbarekin (v. 181/797) isimlerini zikretmektedir.76 Hanef mezhebine ait kaynaklarn bu isimlerden zellikle Eb Yusuf ile eybnye yapt referanslar dierleri
ile, zellikle de Eb Hanfenin soyundan gelenler ile mukayese edildiinde arada
nemli bir farkn olduu grlecektir. Hatta Schacht The Originsta snnet tartmalar erevesinde Irakl fakihlerin grlerine yer verdii blmlerde77 Eb
Hanfeden ziyade Eb Yusuf ve mm Muhammed zerinde durmaktadr. Onun
bu yaklam, bir yandan Eb Hanfenin bu iki rencisinin mezhebin geliimindeki nc konumlarn ortaya koymu; dier yandan da Oryantalist literatrde
Eb Hanfenin mezhebin kurucu figr olmasna ramen Hanef fkh dncesinin oluumundaki rolnn snk bir ekilde ele alnmasnda etkili olmutur.
3. Eb Hanfenin Kelm Grleri: Mrcienin nde Gelen smi ve HalkulKurn Meselesi
Oryantalist literatrde Eb Hanfenin fkhlndan daha ok kelam grleri zerinde durulmu ve onun yaad ada tartmasz bir ekilde Mrcienin
nde gelen lideri olduu kabul edilmitir. zellikle Abbasiler dnemindeki siyasi
olaylara kar sergiledii tavr ve Hanef mezhebinin yayld blgelerdeki akidev
eilimlerden hareketle onun Mrci olduu iddias ok erken dnemlerden itibaren arkiyat literatre konu olmu ve daha sonra gelen aratrmaclar da klasik
dnem arkiyatlar olduu gibi takip etmilerdir. Erken dnemlerden itibaren
Eb Hanfenin siyasi fikirleriyle balantl bir ekilde akaid ile ilgili grlerine
ilgi duyan almalarn yaplmas, kimi son dnem kaynaklarda onun fkhln75
76
77
Hurvitz, Nimrod, The Formation of Hanbalism, Piety into Power, London 2002, s. 78, dn. 26.
Schacht, Ab Hanfa, Encyclopaedia of Islam, Second Edition, I, 124.
almann tamamnda hakim olan bu bak as iin zellikle bkz. Schacht, The Origins of Muhammadan Jurisprudence, s. 27-34.
dan ziyade siyasi ve kelam yaklamyla n plana kan bir slam alimi olduuna
dair bir alg olumasn salamtr.
Eb Hanfenin kelam grlerine ilgi duyanlarn banda Joseph Schacht gelmektedir. zellikle Eb Hanfeye atfedilen baz eserler ile rencilerinin kaleme
ald almalardan hareketle onun fikirlerini inceleyen Schacht, Eb Hanfeyi
nemli bir etkiye sahip ilahiyat olarak tasvir eder. Schachta gre Eb Hanfe, akldan ziyade nakle dayal olarak mmet dncesinin, birletirici bir prensip olan
snnetin, arlktan kap orta yolu takip eden orta yol ideolojisinin tekil ettii geleneksel akide anlaynn ncsdr. Ona gre bu gelenek, her ikisi de Eb
Hanfenin ders halkasnda yer alan rencilerin almalar olan el-Fkhul-ebsat ve
yanllkla Eb Hanfeye nispet edilen el-Alim vel-mteallimde gemektedir. Ayn
ekilde bu yaklam, daha sonraki dnemlerde kaleme alnan Tahv (v. 321/933)
ile Ebul-Leys es-Semerkandnin (v. 383/993) akid kitaplarnda da yer almaktadr.78
Schacht, 1964te yaymlanan makalesinde Kitbul-lim vel-mteallimi erken
dnem Mrcie metni olarak inceler. Schacht, Eb Hanfenin Mrcieye mensup
olduu ve kelam konular ile ilgili almalarnn Mrcienin kaynaklar arasnda yer ald hususunda Von F. Kernden etkilenmitir. Kern, 1912de yaymlanan
makalesinde Kitbul-lim vel-mteallim, el-Fkhul-ebsat ve er-Risle il Osman
el-Bettyi erken dnem Mrcie kaynaklar arasnda zikretmektedir.79 Schacht da
Kernin iaret ettii bu hususu, makalesinde sistematik bir ekilde ele alm ve
bu yaklam temellendirecek nemli argmanlar ileri srerek Kitbul-lim velmteallimin tamamnn Mrci grler ile dolu olduu kanaatine sahip olmutur.80 Schachta gre elimizde Eb Hanfeye ait tek orijinal eser, kendi Mrci grlerini ince bir ekilde savunmak iin Osman el-Bettye gnderdii mektuptur.81
Wensinckin Fkhul-ekber Iin Eb Hanfeye ait olmasnn uygun olduuna dair
grn kabul eden Schacht, bu almada Ehl-i snnetin Hric, Kader, i ve
Cehm grlere kar duruunun savunulduu; buna karlk Mutezil ve Mrci
grlerin eletirilmedii ve bunun da mellifin Mrci olduunu ve Mutezilenin
bu dnemde henz ortaya kmadn gsterdiini ifade etmitir. Bundan hareketle Schacht, her ne kadar Eb Hanfenin Fkhul-ekber Ii kaleme aldna dair
bir delil bulunmasa da bu ksa eserde savunulan grlerin Eb Hanfenin orijinal
grleri olduunun sylenebileceini belirtmektedir. Schacht, Fkhul-ekber II ve
Vasiyyet Eb Hanfe balklarn tayan almalar ile Eb Hanfeye atfedilen baka birok eserin ona ait olmadn sylemektedir.82
Eb Hanfenin kelam grleri ile ilgili mstakil olarak kaleme alnan bir alma bulunmamakla beraber Madelungun, Mrcienin Horasan ve
78
79
80
81
82
Maverannehirde erken dnem tarihi zerine 1982 ylnda kaleme ald makalesinin bu konuda yaplan aratrmalara nemli etkileri olmutur. Madelung bu
makalesinde Eb Hanfenin Iraktaki Mrcienin nde gelen temsilcisi olduunu
iddia eder.83 Hanef mezhebinin yayl ile Eb Hanfenin Mrci grlere sahip olmas arasnda irtibat kuran Madelung, Eb Hanfenin grlerinin Dou
Horasanda yaylmasnn onun bu kimlii ile yakndan ilikili olduunu kaydeder
ve bunu Eb Hanfe, tartmasz bir ekilde doudaki Mrcienin politik olmasa da
manev lideri oldu eklinde ifade eder. Madelung, Belh, Czcn ve Toharistan gibi
blgelerde Eb Hanfenin grlerinin takip edildiini ve buralarn Mrcienin
nemli merkezleri olduunu; bu nedenle Kufede Eb Hanfe kart olan ilim
adamlarnn Belhi, Mrcibd olarak isimlendirdiklerini syler.84 Eb Hanfenin
Belhte oluturduu bu etki sebebiyle uzun bir dnem oraya atanan kdlarn
Hanef ve Mrci olduunu kaydeden Madelung, bunlarn banda Eb Mut elBelhnin (v. 197/813) geldiini ifade etmektedir.85 Madelungun temel tezi, Hanefiliin Maverannehirde Eb Hanfenin Mrci grleri ile beraber yayld
eklindedir.
Eb Hanfe ve onu takip edenlerin Mrci grleri sebebiyle dnemin nde
gelen alimleri tarafndan eletirildiini ve Eb Hanfeye ynelik ar ithamlarda
bulunulduunu ifade eden Madelung, Eb Hanfe ve takipilerinin Mrci grlerini eletirenlerin banda Ame (v. 148/765), Sfyn es-Sevr (v. 161/778), Hasan b. Salih el-Hayy ve Vek el-Cerrhn (v. 197/812) geldiini kaydeder. Bu ilim
adamlarnn, Mrcienin tehlikeli bir heretik hareket olduuna dair kampanyalarnn Eb Hanfe zerinden srdrldn belirten Madelung, Eb Hanfenin
Kurn ile ilgili grleri sebebiyle ar bir ekilde eletirildiini kaydeder.86 Eb
Hanfenin Mrci olduunu kabul eden Schacht da onun Mrci olduu ve baz
sapkn fikirlere sahip olduu eklinde propagandalara maruz kaldn ifade etmekte; bunlara rnek olarak da Eb Hanfenin cehennemin ebed olmad ve
devlete ba kaldrmann meru olduu grnde olduunun iddia edildiini belirtmektedir.87
Madelung, Eb Hanfenin Mrci grlere sahip olmas ile Kfedeki ilim
havzas ve dolaysyla hocalar arasnda da bir irtibat kurmaktadr. Ona gre Eb
Hanfenin Mrci grlere sahip olan hoca silsilesinin kelam konulardaki yaklamlar Kfedeki ilim evreleri tarafndan kabul grmtr. Madelung, Hammd
b. Eb Sleymann (v. 120/737) Eb Hanfenin Kfedeki Mrci hocalarndan olduunu iddia etmektedir.88
83
84
85
86
87
88
Bkz. Madelung, Von Wilferd, The Early Murjia in Khursn and Transoxania and the Spread of Hanafism, Der
Islam, 59 (1980), s. 34. Hodgson da ayn ekilde Eb Hanfeyi Mrcienin en mehuru olarak ifade eder. Bkz. Hodgson, The Venture of Islam, I, 264.
Bkz. Madelung, The Early Murjia in Khursn and Transoxania and the Spread of Hanafism, Der Islam, s. 36.
Bkz. Madelung, The Early Murjia in Khursn and Transoxania and the Spread of Hanafism, Der Islam, s. 37.
Madelung, Von Wilferd, Early Sunn Doctrine concerning Faith as Reflected in the Kitb al-mn of Ab Ubayd
al-Qsim b. Sallm (d. 224/839), Studia Islamica, 32 (1970), s. 239.
Schacht, Ab Hanfa, Encyclopaedia of Islam, Second Edition, I, 124.
Madelung, Early Sunn Doctrine concerning Faith as Reflected in the Kitb al-mn of Ab Ubayd al-Qsim b.
Madelungun ileri srd tezler nemli takipiler bulmutur. Bunlar arasnda yer alan Hallaq, Hanef mezhebinin Horasan ve Maverannehirde yaylnda
Eb Hanfe ve onu takip eden baz fakihlerin Mrci grlerinin etkili olduunu
ifade etmektedir. Ona gre Mrcienin Mslman olmak iin sadece iman etmenin yeterli olduu ve din emirleri uygulamaya gerek olmad ynndeki gr
ile Emevlerin slama girenlerden aldklar cizyenin bu yaklam sebebiyle yeni
Mslman olanlardan alnmamas, Hanefliin bu blgelerde yaylmasnn temel
mili olmutur. Hallaq, Eb Hanfenin temel retisi olarak Mrciliin Horasan ve Maverannehir toplumu tarafndan benimsendiini ve bu sayede Hanef
mezhebinin de yayldn belirterek89 Eb Hanfenin akidev olarak Mrci olduunu savunmutur. Ayn ekilde Nurit Tsafrir, Hanef mezhebinin Horasan ve
Maverannehirde yaylmasn, Eb Hanfenin Mrci grlerinin bu blgelerde
slama girme hareketlerinde etkili olmasna balamaktadr.90
Christopher Melchert de Eb Hanfenin Mrcienin lideri olduu grn
savunmu ve onun nde gelen baz rencilerinin de ayn ekilde Mrci olduklarn belirtmitir. Melchert, III/IX. yzyln ortalarndan sonra Mrcieye mensup
kimselerin kaynaklarda zikredilmediini, bu dnemden sonra Mrci olanlarn
muhtemelen Mutezileye kartn ifade ederek Eb Hanfe takipilerinin bu yzyldan sonra Mutezil olduklarn ima etmitir.91 Melchert buna ilave olarak, i
kaynaklardan hareketle Eb Hanfe, Eb Yusuf ve Bir el-Merisnin Hz. Talha ve
Zbeyre kar Hz. Aliyi savunduklarn belirtmi ve Eb Hanfenin hayatnn son
dnemlerinde hapsedilmesinin asl gerekesinin Kurnn mahluk olduu gr
ve kendisine nerilen kadlk grevini kabul etmemesinden ziyade Hz. Ali taraftarlarn desteklemesi sebebiyle olduunu belirtmitir.92 Melchert bu konudaki
grlerini, byk oranda Schachtn Eb Hanfenin hapsedilmesi ile ilgili iddialar zerine kurmutur. Zira Schacht, Eb Hanfenin hapsedilme gerekesinin
kaynaklarda iddia edildii gibi kdlk grevini reddetmesinden ziyade, ynetime
kar sarfettii baz szler sebebiyle olduunu ifade etmektedir.93
Toshihiko zutsu da Eb Hanfeyi Mrci kabul etmektedir. zutsu, mn ve
slm kavramlarn inceledii almasnda Mrcienin bu konulardaki grlerine
deinmi ve bu erevede Eb Hanfenin Mrci grlere sahip olduunu ifade
etmitir.94 zutsu, Eb Hanfe ve mezhebinin Mrcienin entelektel ynn temsil
ettiini ve bunun daha sonraki dnemlerde Semerkant blgesinde Mturidilik olarak ortaya ktn belirterek, Hanefilik zerinden Mrcie ile Mturidilik arasnda
bir balant kurmutur.95
89
90
91
92
93
94
95
Eb Hanfenin Mrci olduuna dair yaygn kanaat, baz Oryantalisler tarafndan ihtiyat ile karlanmtr. Bunlarn banda J. Meric Pessagno gelmektedir.
Mrcienin mn ile ilgili grlerini inceledii makalesinde Pessagno, Mrcieyi
reye meyyal bir grup olarak kabul etmenin uygun olmadn savunmaktadr. Klasik kelm kaynaklarndaki tasnifleri, tartmalar ve Oryantalistlerin bu konulardaki yaklamlarn deerlendiren Pessagno, Eb Hanfenin Mrci olduunu kabul etme hususunda aceleci davranmamaktadr. Bunu desteklemek iin Schachtn
Mrcienin Emeviler dneminde Mslman toplumun byk ounluunun grn yanstt ynndeki iddiasn aktarmakta ve bunun makul bir yaklam
olduunu ifade etmektedir. Ayn ekilde ehristnnin, Eb Hanfenin Kaderiyye
ve Mutezile kart grleri sebebiyle Mutezile tarafndan Mrci olarak itham
edildii ve Mutezilenin kendisine kar olan herkesi bu ekilde nitelendirdii eklindeki yaklamna da katlmaktadr. Dolaysyla Pessagno, Eb Hanfe ve Mrcie
arasnda kurulan iliki hususunda dier Oryantalistlere gre daha temkinli bir yol
izlemektedir.96
Eb Hanfe hakkndaki nemli iddialardan birisi de Onun halkul-Kurn meselesi ile ilgili grleridir. Hatb el-Badadnin Tarhindeki rivayetlerden hareketle halkul-Kurn meselesinde Eb Hanfeye yneltilen ithamlara yer veren Oryantalist literatr, Eb Hanfenin bu konudaki grlerinin Hanef mezhebi tarafndan benimsendiini kabul etmektedir. rnein Christopher Melchert, Hanef
mezhebinin III/IX. yzylda Ehl-i hads ile girdii mnakalaar neticesinde onlara
yaklat grn savunmu ve Hanefilerin halkul-Kurn, irc ve Ali ball ithamlarna cevap vermeye almalarn bu yaknlamay salayan dinamikler
arasnda zikretmitir. Ona gre Eb Hanfe Kurnn mahluk olduu grn
savunmu ve kendisinden sonra gelen Hanefiler, zellikle Ehl-i hadsin bu konuda
ynelttikleri eletirileri cevaplamaya alarak Eb Hanfenin Kurnn mahluk olduu grne sahip olmadn spatlama abasna girdiklerini belirtmitir. Ona
gre, Snn bir okulun kurucusunun Kurnn mahluk olduunu savunmas ciddi
bir meruiyet problemi dourduundan, halkul-Kurn ile ilgili olarak Eb Hanfe
atrafnda oluan phelerin giderilmeye allmas dnemin Hanef fakihlerinin
mesaisini bu konuya teksif etmesine yol amtr.97
Eb Hanfenin siyasi ve sosyal meseleler ile ilgili fikirleri daha ok kelam
grleri balamnda ele alnmakta ve genel olarak Mrci eilime sahip olduu
iin pasif bir kiilik olarak anlmaktadr. Ancak baz yazarlar onun ynetime kar
tavrnn ifade edildiinden farkl olduunu deiik rnekler zerinden ortaya koymaya almaktadr. Bunlardan biri de Hallaqtr. Ona gre Eb Hanfe, kendisine
yaplan kdlk teklifini reddetmi ve bundan dolay hapsedilerek eziyete maruz
kalmtr.98 Hallaq, Eb Hanfenin hapsedilmesini onun, ynetimin teklif ettii bir
96
97
98
Pessagno, J. Meric, The Murjia, mn and Ab Ubayd, Journal of the American Oriental Society, 95/3 (1975), s.
382.
Melchert, The Formation of the Sunni Schools of Law, s. 54-56.
Hallaq, The Origins and Evolution of Islamic Law, s. 181.
grevi reddetmesine balayarak, Eb Hanfenin Hz. Ali taraftarl sebebiyle hapsedildiini savunanlardan ayrlmtr.
Eb Hanfenin, kendi dneminde meydana gelen siyas olaylara kar duruunu onun politik bir aktivist olmadna yoran Michael Cook, iyilii emir-ktl
nehiy dncesini ele ald eserinde Eb Hanfenin kat tutum ile yumuak arasnda bir yol takip ettiini belirtmektedir. Eb Hanfenin bu konudaki duruunun
ok fazla ihtiyatl olduu eletirilerinin tarihsel olarak doru olmayacan; zira
Eb Hanfenin, toplumda meydana gelen kargaalarda iyilii emir ve ktl
nehyin fayda vermedii durumlarda adaleti isteyenlerin safnda savalabileceine dair grnn bu tr eletirilere cevap tekil ettiini ifade etmektedir. Ayrca
onun gerektiinde sava taraftar olmas ile Hz. Ali yandalarna olan sempatisinin
de bunu desteklediini belirtmitir. Cook, buna ilave olarak Eb Hanfenin iyilii
emir-ktl nehyin din bir sorumluluk ve gereklilik olduu kanaatinde olduunu sylemektedir.99 Eb Hanfenin bu konudaki grleri, el-Fkhul-ebsatta da
getii zere bunun bir zorunluluk olduunu kabul etme ynnde olmakla beraber, var olan ortamn dikkate alnarak hareket edilmesi eklindedir.100
SONU
Oryantalist literatrde Eb Hanfe algsnn tasvir bir ekilde ele alnd bu
almada grld zere, Eb Hanfenin, ilk dnem Oryantalistlerden itibaren
ok az aratrmaya konu edildiini ve baka alimlerle mukayese edildiinde slam
dncesine ve slami ilimlere katks olduka snrl olan pasif bir tarih figr olarak tasvir edildiini sylemek mmkndr. zellikle slam hukuk ilminin kurucu
isimlerinden biri olmas ve teekkl dnemindeki etkin rol dikkate alndnda,
gelitirmi olduu dnce sistemine gerek slam dnyasnda, gerekse Bat akademisinde hak ettii deerin verilmedii ve henz ciddi almalara konu edilmedii
grlr.
Eb Hanfenin fkh dncesi, birka istisna dnda, Ehl-i reyin nde gelen
simas ve kys savunuculuu olarak deerlendirilmekte; fkh ve fkh uslnde
onun gelitirdii yntemler zerinde durulmamaktadr. Halbuki, Eb Hanfenin
gelitirmi olduu teorik yaklam, kendi rencilerinden itibaren nemli tesirler oluturmu ve bunlar zamanla baka fkh ekollerini de etkileyecek bir boyut
kazanmtr. Eb Hanfenin fkh alannda sahip olduu etki baz almalarda
olduka basit grlm ve Hanef mezhebinin kuruluunda Eb Yusuf ile mm
Muhammede ondan daha fazla yer verilmitir.
Eb Hanfenin kelam grlerine daha ok Mrcie erevesinde yer verilmekte, neredeyse btn Oryantalist literatrde onun Mrcienin nde gelen isimlerinden biri olduu zerinde ittifak edilmektedir. Eb Hanfe-Mrcie ilikisi onun
fkh alannda gelitirmi olduu sistemin nne geerek fkh grlerini rtecek
99 Cook, Michael, Commending Right and Forbidding Wrong in Islamic Thought, Cambridge 2004, s. 8-9.
100 Eb Hanfe, Numan b. Sbit, el-Fkhul-ebsat (nr. Muhammed Zahid el-Kevser), y.y., 2001, s. 44.
EB HANFENN DN ANLAYIINDA
NSAN MERKEZLLK
Dr. Hlya TERZOLU*
GR
Kurnda insan iin yaratlmlarn en ereflisi tanm yaplmtr. Bu kymetli mevki Allah-insan ilikisini vurgulayan yetlerde de gzlenmektedir. Allah Tel
kendisini dzenli yaratma, rzk verme, hidayet etme, adalet ve rahmet gsterme
gibi kavramlar erevesinde tanmlamaktadr. Seilen kelimelerde Allahn dnya
ile ve zelde de insan ile iletiiminin ortaya kard sfatlar ve eylemler dikkati
ekmektedir. Bu sebeple esm hari, yalnzca Allah kavramnn alt binden fazla kullanld kutsal metinde ilgi merkezinin insan olduu aikrdr. Hatta Yce
Yaratcnn kendisini insana ve onun dnyadaki hayatna nispetle anlatt sylenebilir.
Kurnda yaratl, mahiyeti ve gayesi ile bir btnlk ierisinde anlatlan insan trnn ilk rnei kabul edilen Hz. Adem, Allah Tel tarafndan zel bir
ihtimamla yaratlm ve varlk alanna karlmtr. Asl topraktan olan bu varla
Allah ruhum dedii varlk ilkesinden flemi ve ona varlklar zerinde tasarruf
*
Din Kltr ve Ahlak Bilgisi retmeni, lim ve Fazilet Vakf Eitim Kurumlar.
yetkisi vererek onu meleklerden stn bir konumda tanmlamtr.1 nsann hem
bedenen hem de ruhen stn yaratldn aka ifade eden yetler de vardr. ncire, zeytine, Sina Dana ve u emin beldeye yemin ederim ki, biz insan en gzel biimde yarattk.2 Bu gzellik surette tezahr ettii kadar insann tad akl, irade
ve ahlkla birlikte sahip olunan btn stn kabiliyetleriyle tanmn bulmaktadr.
Allahn insana rahmeti, peygamber gndermesi, kitap indirmesi ve hidayet etmesi, yani yol gstericilii ile en yksek seviyeye ulamtr. Ancak bunlarn daha
da stnde insana iyi ve kty seebilme gcnn verilmesi ltfu vardr.3 nsanlarn Onu rabolarak tanyacaklarna dair ezelde verdikleri sz de buna eklenince
yol gstericilik vasf insan iin de sz konusu olmaktadr. nsan bir yandan halife
sfatyla yaratlmas ve dnyadaki tm yaratlmlarn onun istifadesine sunulmasyla varolusal bir deer ve stnlk sahibiyken, dier yandan Yaratcsn, lemi
ve insan anlama yetisi ve yetkisi ile de ilevsel bir deer tamaktadr. Bu ilevsel
deeri de phesiz sahip olduu aklla elde etmitir. yetlerin hemen hemen onda
birinde eitli kullanm ve fonksiyonlarn gsteren kavramlarla dile getirilen akl
iin taakkul, tedebbr, tefekkr, anlama, nazar, idrak etme ve ibret alma kavramlarnn alt izilmektedir.4 sim-mastar eklinde deil de fiil kalplaryla fonksiyonel
ierikte kullanlan bu kavramlar akla sahip olmaktan ziyade onu kullanmann kymetine iaret etmektedir. u halde insan, aklyla insan ve aklyla inanandr.
Kurna gre insann hidayete ermesi ve doru yolu bulmas akln kullanmasyla ilgilidir. (Cehenneme atlanlar) ayet (peygambere) kulak vermi ve aklmz
kullanm olsaydk u lgn alevli cehennemlikler iinde bulunmazdk, derler.5
Cenb- Hakkn bunca canl iinde insana deer verip onu peygamberlerin teblilerine muhatap klmasnn sebeplerinden bazlarn u ekilde detaylandrmak
mmkndr:
a) nsann yaratl: nsan en gzel ekilde yaratlm, kendisine gzel bir biim ve suret verilmitir. Yaratc ona bizzat ruhundan fleyerek varlk dzlemine
karm, sonra da alg, renme ve hissetmenin en temel gerekleri olan gzler,
kulaklar ve gnller bahetmitir.6
b) Allahtan gelen bilgilerle donatlmas: Ademe isimlerin retilmesi eklinde ifade edilerek balanan bu sre aslnda insana akln temel(apriorik) ilkelerinin bildirilmesi ve evrende yaamak adna gerekli bilgilerin takdimi demektir.
Daha sonra insana kalemle yazmay ve bildiklerini kayt altna almay reten Allah ona bilmediklerini de rettiini ifade etmektedir. nsan dncelerini aklama zelliine sahip klnmtr. t almas iin gzlerini aydnlatan nur, ilim
1
2
3
4
5
6
el-Bakara 2/30-34.
et-Tn 95/1-5.
e-ems 91/8.
el-Bakara 2/ 44, 164; l-i mrn 3/ 90,169; el-Enm /50, 104; Ynus 10/ 16, 67; Hd 11/ 51; er-Rad 13/3 el- Enbiy,
21/ 10, 67, vd.
el-Mlk 67/ 10.
el-Hicr 15/29; es-Secde 32/9; Sd 38/72; et-Tn 95/4.
12
13
el-Bakara 2/2,31; l-i mran 3/3-4; en-Nis 4/174; el-Mide 5/46; en-Neml 27/2; Lokman 31/3; er-Rahman 55/7;
el-Alak 96/4-5.
el-Bakara 2/225, 256; en-Nisa 4/111; el-Enm 6/70,120,164; el-Enfl 8/51; ez-Zmer 39/41; el-nsan 76/2-3; elBeled 90/8-10.
er-Rad 13/2; brahim 14/34; en-Nahl 16/14; el-Enbiya 21/22; el-Hac 22/36 er-Rahman 55/2,7; el-Mlk 67/3-4; etTin 95/4.
el-Ahzb 33/72.
Abdullah b. Ahmed b. Muhammed en-Nesef, Tefsrun-Nesef, Beyrut, 1989, c. III, s. 1389; Muhammed b. Ahmed
el-Kelb, Kitbt-teshl f ulmit-tenzl, Beyrut, 1983, IV, 144; Muhammed Ali es-Sbn, Safvett-tefsr, II,538;
Elmall Muhammed Hamdi Yazr, Hak Dini Kurn Dili, stanbul, ts.,VI, s.3934.
el-Bakara 2/30; l-i mrn 3/104, 110, 114; el-Araf 7 /69,74,157; et-Tevbe 9/ 67,71,112; Ynus 10/14,73;el-Hac
22/41; en-Neml 27/62; el-Har 59/21; el-Ftr 35/39; es-Sd 38/26.
Seyyid Hseyin Nasr, slamda dealler Gerekler,(ev. Ahmet zel), stanbul, 1985, s.24.
isabetle ifade ettii gibi akln en nemli ve erefli grevi yaratcsn bulmak, sonra
da Onun ykledii halife olma vasfn tayabilmektir.
lh beyanda insann tanmlanan bu konumuna paralel olarak slmn ilk dnemlerinde onu evreleyen hayatn ak ve sosyal realiteler en belirleyici kriter
kabul edilmitir. Dnyev ve uhrev umura ait tm meseleler insandan ve vakadan
hareket eden bir bak asyla vahyin nda deerlendirilmitir. nen yetlerin
nemli bir blmnn ya sorulan sorular veya bizzat yaanan olaylar sebebiyle
zmc ve aydnlatc bir mahiyette inzal olmas nebev yntemin oluumuna da
katk salamtr. Bu yolla dinin yorumlanmasnda kuralc ve ekilci yaklamn
en aza indirgendiini syleyebiliriz. Hz. Peygamberin uygulamalar bu durumun
yzlerce rneiyle doludur.
phesiz Eb Hanfe (d.h.80-v. h. 150) hicr II. yz yl gibi erken bir dnemde tikd ve fkh konulara getirdii kapsaml, rasyonel ve pratik bak alaryla
belki de ilk akl almn sahibidir. O, Kurn ve sahih snnetle temellendirdii
dncelerini bunlarn nda yol alan aklla da desteklemitir. Kurnn ve Hz.
Peygamberin insan merkeze alan bak asn hem tikd dncelerinde hem
de bu itikat anlay zerinde gelien fkh yaklamlarnda sergilemitir. Bu itibarla ann tm tikd, siys ve sosyal alkantlarna ramen gsterdii zgn
duruun altnda insana ve onun aklna olan gven ile vahyi yorumlamadaki rasyonel gayret bulunmaktadr. almamzda Eb Hanfenin din anlay erevesinde
Yaratc-insan ilikisini tanmlarken insan olumlu-olumsuz btn zelikleriyle
birlikte dncelerinin merkezine aldn gzlemlemeye alacaz. Ancak ncelikle Eb Hanfede insan merkezli din anlay tanmlamasndan ne anladmz
ksaca ifade etmek gerekmektedir.
Eb Hanfenin yaad yz yl mezheplerin henz teekkl etmeye balad,
sosyal, fikr ve siys atmosferin alabildiine eitlilik ve hareketlilik gsterdii bir
dneme tekabl etmektedir. Dnemin etkin dnce hareketlerinin drt eksende
seyrettiini gryoruz. Sistem ve nfuzu bakmndan kk oluumlar bir kenara
brakrsak ana ekseni oluturan gruplarn Hariciyye, Cebriyye, Mutezile ve Mrcie
olduu sylenebilir. Eb Hanfenin din anlayna kaynaklk eden dnce sistemi de bu gruplarla paylat fikr zeminde ekil almtr.
Kayna itibariyle Sffn Sava sonras siyas hareketlerin ortamnda bir isyan
hareketi olarak doan Hariclik aslnda slm toplumunun iinden getii sosyal,
siyas ve iktisd deiimlere uyum salayamama probleminin bir yansmasdr.
Kat ve keskin bir dille ifade ettikleri din anlaylarnn merkezinde taassup, otorite
ve msamahaszlk yer almaktadr. Bu sebeple dinin emirlerini yerine getirmeyenlerin imandan ktn iddia eden Haricler gnah ileyenleri tekfir etmekten ekinmemilerdir. nsanlarn kendilerine zg bir iradelerinin olmadn savunan
Cebriyye hareketi ise zihn ve amel btn fiillerin ilh gcn icbaryla gerekletiini iddia ederek belirleyici kader anlay erevesinde dncelerini oluturmutur. Bu dncenin temelinde Allahn ilim, irade ve kudret sfatlarnn btn
varlk ve olaylar kuatt kabul vardr. Dnemin Emev idarecilerinin siyas eylemlerini merulatrmak amacyla bu zihniyete destek verdii de hesaba katlrsa
Cebriyye dncesinin din referanslar kadar siyas referanslardan da beslendii
sylenebilir.
Bir dier oluum Mutezile ekol, itikat sistemini akl referanslarla destekleyerek slm dncesinde sistemli teoloji anlayn ilk oluturan hareket olarak tanmlanmaktadr. nsann akl ve iradesini kaytsz merkeze alan Mutezile, Yaratc
kudret algsn ve Onun insanla ilikisini de bu erevede tanmlamaktadr. Buna
gre insan, fiillerinin bizzat yaratcsdr. Eylem gerekletirmek iin sahip olunan
g nceden insana verildiinden ve amel ilerken tamamen bamsz iradesiyle
hareket ettiinden insan mutlak manda sorumluluk tamaktadr. Allahn adaleti
de bunu gerektirmektedir. nsann bizzat sorumlu tutulduu bu anlayn bir devam olarak iyiliklere mkfat, ktlklere ceza vermesi(el-vad vel-vad) Allah Tel
iin zorunlu saylmtr. Grld gibi Mutezil dncenin merkezinde insann
akl ve iradesi lsz bir tanmlamayla yer almaktadr.
Eb Hanfenin yaad dnemde varlk gsteren fikr harekelerin sonuncusu
ise bizzat kendisinin de bu gruba mensup olduunun iddia edildii Mrcie hareketidir.14 Mrcie dncesi daha ok Haric zihniyete, dnemin Emev-Him
ekimelerine ve Hz. Osmann ehit edilmesinden sonra meydana gelen olaylara
kar soukkanll ve lmll temsil eden bir bak asnn yansmas olarak
okunmutur. zellikle Hz. Osmann ehit edilmesinden sonra ortaya kan byk gnah meselesi etrafndaki tartmalarla kendisini ortaya koyan bu dnce
hareketinin mensuplar byk gnah ileyenlere bir sfat vermek yerine onlarn
durumunu Allaha havale etmeyi benimsemilerdir.
Yukarda ksaca zetlemeye altmz fikr akmlarn karsnda Eb Hanfe
hem itikd dncelerinde hem de fkh tercihlerinde nakille akln alanlarn soukkanllkla tahlil etmitir. Onda ne Hriclerin taassubu, ne Cebriyyenin insann iradesini hie sayan teslimiyeti, ne Mutezilenin snrsz hrriyet anlay ne de
Mrcienin fikr sahsiyete halel getiren tanmszl bulunmaktadr. Bu itibarla biz
Eb Hanfenin din anlaynn merkezinde tm ftr zellikleriyle birlikte insann
olduunu grmekteyiz. almamzn referanslar da bu dncemizin rneklerini oluturmaktadr. ncelikle itikd konulardaki yaklamlarnda insan merkezlilii ele almaya alacaz, buna bal olarak fkh alanda konumuzu desteklediine inandmz istihsan anlayna da bak yapacaz.
A. tikd grlerinde insan merkezlilik
a) man tasdik olarak tanmlamas
man kavramnn bilinen pek ok tanm vardr. Bu tanmlar yapan d14
Seyyid Bahvan, rc Fikri ve Eb Hanfenin rc le thamna Bir Bak, Seluk niversitesi lhiyt Fakltesi
Dergisi, 1998, say 8, s. 141-176.
kabule davet etmi, sonrasnda ise iman ehlinden belli ykmllkler istenmitir.
u halde amel ilemeyen, tasdiki kaybetmi saylmaz. nk bunlar birbirlerini
etkilemekle birlikte birbirinden ayr olan eylerdir. Kiiden kiiye tasdikte farkllk olmad halde amelde farkllk mmkndr.31 Eb Hanfe bu yaklamyla
inan ile eylemin arasna bir mesafe koyarak amelin olmad durumlarda inancn
varln koruyabileceini belirtmek istemitir. Zira din sadece Allahn emirlerini
yerine getirmek ve yasaklarndan kamak deildir. Byle olsayd emirlerden birini
terk eden dinden km olacakt. Ayrca bu kabuln devamnda pratik hayat asndan ciddi tehlikelerin olaca ifade edilmitir. Bir insan kfrle itham ettikten
sonra artk sosyal ilikileri, nikh, miras, cenazesine katlma, kestiklerinin yenip
yenmemesi, gibi reel problemlerin olaca kanlmazdr.32
manla ameli ayr tanmlayan Eb Hanfenin naslardan kard ve akl bir
takm izahlarla ortaya koyduu delilleri u ekilde zetlenebilir: Allah Tel kitabnda nce iman, sonra ameli zikretmi, iman edenlerden emir ve yasaklara tb
olmalarn istemitir. Eer farz klnan eyler biztih iman olsayd, Allah o ameli
ileyene kadar kullarn mmin olarak isimlendirmezdi.33 Cibril hadisinde imann
tasdik olarak tanmlanmas bir baka delildir.34 Mminler Allaha iman ettikleri
iin amel ediyorlar, yoksa amel ettikleri iin iman ediyor deillerdir. nce bor
kabul edilir, sonra deme yaplr. Bazen mminden amel kaldrlr. Yolcudan oru,
detli kadndan namaz kalkar. Amel kaz edilir, iman kaz edilmez.35 Btn bu
izahlarn ieriinde amelin imann bir sonucu olarak deerlendirildiini gryoruz. Tasdikin ve onun gstergesi olan ikrarn oluturduu iman halinin sonucunda
bu imana uygun eylemlerin gelmesi doal bir sre olarak balayacaktr.
Eb Hanfenin kendi iinde salam bir mantkla kurduu iman-amel mnasebetinin ieriinde imann artma-eksilmeye konu olamayaca iddias, tasdikin
artmas-eksilmesi ile deil kuvvetlilik-zayflk kriterleriyle izah edilmitir.36 nsann amellerindeki tutarszlk, dalgalanma ve geveme durumlaryla imandaki kesinliin ayrlmas ise tasdikin ehemmiyetine vurgunun yannda Allah-kul ilikisinde insann lehine pozitif bir anlam da iermektedir. Zira insan znde pek ok
eksiklikle yaratlm olup nankr ve aceleci bir yapya sahiptir. Nefsi ona ktl
ilham etmekte ve zaman zaman eytann tuzaklarna kaplabilmektedir.37 Ancak
Eb Hanfenin btn bu insan merkezli yaklamlar onu ameli terk eden kiinin
bundan zararl kmayaca noktasna gtrmemitir. Bu noktadaki kayglar onu
Mrcieden ayrmaktadr. Gnahlar mmine zarar vermez demeyiz. Keza gnah
ileyen kimse cehenneme girmez de demeyiz. Dnyadan mmin olarak ayrlan
kimse fask da olsa cehennemde ebed kalacaktr, demeyiz. Mrcienin dedii gibi,
31
32
33
34
35
36
37
iyiliklerimiz makbul, ktlklerimiz de affedilmitir, demeyiz.38 Eb Hanfe Mrcie ile fikr ayrmn bu ekilde aka ortaya koyduktan sonra mfsit ayplardan
uzak amel ileyen ve bu amelleri kfr ve dinden dnme gibi eylerle boa karmayan mminlerin amellerini Allahn zayi etmeyeceini de ayn balk altnda ilave eder. Kald ki btn biyografi yazarlar Eb Hanfenin ameli nemsiz saymad ve ikinci plana atmad dncesiyle onun ibadete ve zellikle Kurn tilavetine
dknlne vurgu yapmlardr. 39
c) Byk gnah meselesine yaklam
slmn erken dnemlerinde Mslmanlar arasnda ilk ihtilaf konular arasnda byk gnah meselesini gryoruz. Bu meseleyle ilgili olarak literatrde iki
husus ne kmtr: Bunlardan biri hangi fiillerin byk gnah olduu, dieri de
bu gnah ileyen kiinin dn statsdr.
Eb Hanfenin insan merkezli din telakkisinin en iyi ifadesini bulduu alanlardan birisi de byk gnah meselesine yaklamdr. Allah Tel ve inanan insan arasndaki ba, yetler ve akl karmlarla izah edilirken gnahkrn durumu Yaratc
asndan rahmet, insan asndan gaflet ve zafiyet penceresinden baklarak deerlendirilmitir. Tevhidi terk etmedii srece iledii gnah ne olursa olsun kul, mmin sfatn tamaktadr. Mmin tevhidi terk etmedii mddete btn gnahlar
da ilemi olsa, yine Allah dman olmaz40 irk dndaki gnahlar iin af kapsnn ak olduunu ifade eden yet41 ile byk gnah ileyenlerden mmin vasfn
kaldrmayan yetler42 delil gsterilmektedir. Eb Hanfenin imann amelle ayn ey
olmad temel kabulnn bu konuya baknda etkin olduunu da syleyebiliriz.
Gnahkrn (fsk) psikolojisi irdelenirken de onun Allah dman olmad
belirtmektedir. Zira dman dmana buzeder, ondan nefret eden ve ona noksanlk izafe eder. Halbuki mmin byk gnah ilemesine ramen Allah her eyden
ok seven kiidir. O bu durumu babasna s olan ocuun bu haliyle de babasn
sevmesine benzetmitir.43 Gnah ilemenin altnda yatan sebepler tamamen insan
kaynakl eksiklikler, zahir ve galip ehvet duygusu olarak tanmlanmaktadr. Yine
gnaha ynelen insann psikolojik alt yapsnda azaba ekilecei dncesi deil,
tvbe midi ve Allahn rahmetine olan gveni grlmtr. nsan zaman zaman
korktuu eylere ynelebilmektedir. Nitekim bindii geminin denizde batma korkusuna ramen kiinin deniz seyahatine kmas, yine bunun gibi zafer mit eden
bir kimsenin can pahasna savaa kalkmas burada rnek verilmitir.44
38
39
40
41
42
43
44
Eb Hanfe,a.g.e., 34.
el-Bakara 2/ 286; l-i mrn 3/ 195; el-Kehf 18 /30.
Eb Hanfe, a.g.e., s.35.
Eb Hanfe, a.g.e., 23.
er-Rahman /29.
Eb Hanfe, el-Fkhul-ekber, s. 72.
de insann zgr iradesine alan ayrmtr. yle ki; Eb Hanfeye gre ameller
farza, fazilet ve msiyet olarak sfat tamaktadr. Bunlardan farzada Allahn
emri, dilemesi ve rzas varken, zorunlu olmayan amelleri kapsayan fazilette
Allahn emri olmakszn dilemesi ve rzas sz konusudur. Msiyetler ise Allahn
rzas olmakszn dilemesi ve kazasyla gerekleen eylemler olarak tanmlanmtr. Eb Hanfenin inanan insanlar iin Allahn tevfik ve inayetinin olduunu,
msiyetin her trlsnde ise ilh yardmn kesildiini ve kulun ameliyle ba baa
kaldn (hzlan) ifade ettiini gryoruz.51
Grld gibi Eb Hanfe insann iradesi ve kader mevzuunda Allahn zt
ve sfatlaryla birlikte ulhiyet telakksini gzetmi ve bu balamda insann mstakil bir varlk olarak iradesini de ilevsel bir eklide tanmlamtr. Bu itibarla insann sorumlu tutulduu tm eylemlerinin vad ve vade sonu vereceini bildirerek
hem insann iradesinin etkinliine hem de Allahn adalet sfatna halel getirmeyen
bir slup belirlendiine ahit oluyoruz.
e) Allah bilme (marifetullah) konusunda insana olan gveni
Vahye muhatap olmakszn Allahn varlnn bilinip bilinemeyeceine dair
tartmalarn ana eksenini bunun aklla m yoksa ancak vahiyle mi anlalabilecei sorusu oluturmaktadr. Tarih tartmann daha ok Mutezile, Maturdiyye
ve Earyye ekolleri arasnda getiini biliyoruz. Ksaca meseleye temas etmek gerekirse, Mutezile mutlak aklc yaklamyla akln eriattan nce gzeli ve irkini
bildiine, dolaysyla akl ile Allahn bilinmesinin vacip olduuna hkmetmitir.52
Mturdiyye, Mutezileyle yaklak ayn paralelde bir yaklamla Allahn bilinmesinin ve nbvvetin ispatnn aklla mmkn olduunu ifade etmitir.53 Birbirine
yakn bu iki grn karsnda yer alan Ear ekol ise vaciplerin hepsinin ancak
nas ile bilinebileceinden hareketle Allahn bilinmesi de dahil olmak zere iyi ve
ktnn bilinmesinin vahiyle mmkn olduunu savunmutur.54
Mturd izginin ilk fikr temellerini atan Eb Hanfe de insan aklnn bu
husustaki yetkinliini ifade ederek meseleye yaklamaktadr. Talebesi olan Eb
Yusuf tan nakledilen bir ifadesinde Eb Hanfe unlar sylemektedir: Yer ve gn, kendi nefsinin ve bakalarnn yaratlnda grd hikmet ile Yaratan hakknda bilmesi gerekeni bilmeyenin (insann) mazereti olamaz. Nasl ki akl dalgal
ve frtnal bir denizin iinde yk dolu bir geminin kaptansz olarak doru seyretmesini muhal grrse, aynen bunun gibi eitli halleri ve deiim durumlar ile
bu lemin, hikmetli i yapan snii, yaratan, koruyan ve her eyini bileni olmadan
mevcudiyetini imknsz grr.55
51
52
53
54
55
lyas elebi, mm- zam Eb Hanfenin tikd Grleri, stanbul, 2000, s. 39.
Eb Azbe, er-Ravzatl-behiyye, Haydarabad, 1322, s. 36-37.
el-Bakara 2/ 170; el-Mide 5/ 104; el-Mlk 67/ 10.
Eb Hanfe, el-lim vel-mteallim, s. 41.
Nasr, Seyyid Hseyin, slm, dealler, Gerekler, ev. Ahmet zel, stanbul, 1985, s. 24.
Beyzzde, a.g.e., s. 80, 81.
her trl mkln giderilmesi iin slmn ana kaynaklarndan istifadeyle zmler retmek olarak zetlenebilir. Bu mesaide bata Kurn- Kerm olmak
zere Hz. Peygamberin snneti, icma ve kyasla devam eden bir dizi kaynaktan
istifade edilmitir. Yaanan sosyal zaruretler sebebiyle yeni yntemlere bavurma
ihtiyac hsl olduunda yeni bir fkh yntemin uygulanmaya konduunu gryoruz. stihsan ad verilen ve hicr II. yzylda Eb Hanfe ile sistemletirilmi bu
fkh yntem, Hanef hukukulardan el-Kerh tarafndan kuvvetli bir gereke
sebebiyle bir meselede, benzerinin hkmnden baka bir hkme dnme eklinde tarif edilmi, el-Pezdev bir kyasn gerektirdii hkmden daha kuvvetli bir
kyasa meyletme62 eklinde tanm yapm, es-Serahs tarafndan ise kyas terk
edip insanlar iin en uygun olan ciheti alma, kolaylk, msamaha ve ruhsata gre
hareket etme eklinde tanmlanmtr.63 Bu ve benzeri tanmlarda ne kan husus, zm odakl bir bak asyla hukukun iinde kalarak hukuka hizmet etme,
hakkaniyeti ve adaleti temin iin ehliyetli ve samimi bir akl faaliyet gsterme olarak okunabilir. stihsan, slmn en temel kayna Kurnn bizzat muhatab ve
yorumlaycs olan akln, faaliyet alann geniletmeyi amalamaktadr. Bu ekilde
zmn darald noktalarda hukukun alannn geniletildiini ve snrl nassn
rehberliindeki akln, snrsz meselelerin halline yardmc olduunu gryoruz.
Peki ne demektir, zmn daralmas?
Bilindii gibi Hz. Peygamber risaleti boyunca tm dn meselelerde son sz
makam idi. Onun vefatndan sonra ise sahabenin elinde kaynak olarak Kurn ve
Hz. Peygamberin snneti bulunmaktayd. Ne var ki bu iki kaynan hangi olayda hangi balantyla deerlendirilecei noktasnda i sahabenin reyine kalyordu.
Dier yandan hakknda nas bulunmayan konularn hkmlerini belirleme ii, ayr
bir mkl olarak nlerine gelmiti.64 Bu dzlemde rey ve ictihat kanlmaz olmutur. Hz. merin kalpleri slma sndrlacak zmre saylan mellefe-i kulba
zekattan verilen pay65 yrrlkten kaldrmas bu hususun bilinen en mehur rneini oluturmaktadr.66 Devam eden srete tbin ve tebeu tbin de sahabenin yapt gibi mmetin menfaatini esas alarak sonuca gitmiler ve bu amala
daha nce bulunmayan yeni hkmler ortaya koymulardr.67 Bu ictihatlar klasik
mnada kyas deil, ileride istihsan olarak terimleecek olan uygulamalardr.
Teorik anlamda hicr ikinci yzylla birlikte sistemletirilen istihsan ynteminin tarih arka plannda mutlak adaletin temini dncesi yatmaktadr ki, Kurn-
Kermin ilgili referanslar ile Hz. Peygamberin uygulamalarnda grlen kat ku62
63
64
65
66
67
el-Buhr, Abdlaziz Ahmed b. Muhammed, Keful-esrr,(nr. Muhammed Mutasm el-Badd), Beyrut, 1997,
IV, 7-8.
es-Serahs, Eb Bekr Muhammed b. Eb Sehl, el-Mebst, (nr. Drul-marife), Beyrut, 1978, X, s. 145; ayrca bk.
tb, el-Muvfakt,(trc. Mehmet Erdoan), s. 206-211.
Bk. Ahmet Hasan, lk ctihat Modelleri, Oryantalist Yaklama tirazlar, (Derleme-trc. Mehmet Emin zafar),
Ankara, 1999, s. 108.
et-Tevbe 9/ 60.
Cessas, Ahkml-Kurn, thk. Muhammed es-Sdk Kamhav, Kahire, ts., IV, s. 325-326.
Ms Muhammed Yusuf, Trhul-fikril-slm, Kuveyt, ts., II, 9; Hayrettin Karaman, slm Hukkunda
ctihad,stanbul, 1996, s. 86-89, 93.
ralclktan uzak, zmc yaklamlar, Hz. mer dnemi bata olmak zere devam eden srete ortaya konulan insan merkezli ictihatlar bunu desteklemektedir.
rnein Kurnda baz ykmllkler baz istisnalar iermektedir. Bakara Sresi
183. yette bahsi geen oru ykmll buna bir misaldir. zleyen yetlerde hastalk, yolculuk gibi nedenlerle kaza, ya da hastaln durumuna gre fidye karl
muafiyetle istisna yaplmtr. Hz. Peygamberin mevcut olmayan maln satn
prensip olarak yasaklamasna68 mukabil, selem69 ad verilen zel bir dzenleme
ile buna cevaz vermitir.70 Hz. mer yeni fethedilen topraklarn bete drdnn
gazilere taksim edilmesine dair uygulamadan vazgeerek, topraklarn alnacak hara karl gayrimslim sahiplerinde kalmasna hkmetmitir.71 lh beyandan
ve tarih uygulamadan setiimiz bu lokal rneklerin tahsis, takyid, nesh gibi terimlerle izahn yapmak mmkn olmakla birlikte ierik itibariyle istihsana benzetiklerini ve zihniyet olarak ona zemin oluturduklarn sylemek yanl olmayacaktr.72
Kurn ve snnetin genel ilkelerinin hibir zaman akln evrensel ilkeleriyle atmadna dair temel kabul, istihsan dncesinin douuna kaynaklk eden i amillerden birisidir. slmn akln muhafazasn dinin ana gayelerinden(maksduera) gren ve onu zedeleyecek her trl davran ve ynelii yasaklayan buyruklar burada hatrlanabilir. te yandan istihsan anlay tarihten bugne adaletin
tevzii iin insanln zihn altyapsnda yer alan ve olan-olmas gereken ayrmnn
nih bir sonucu olarak takdim edilen tabi hukuk retisinin slm hukuku anlaymzn tarih serveni iindeki bir izdm olarak da okunmutur.73
b) Eb Hanfede istihsan dncesi
Eb Hanfe tikd konularda sergiledii aklc ve insan merkezli tutumu sosyal
hayatn iinde gelien problemlere rettii zmlerde de ortaya koymutur. Biz
nce Allahn kitabnda olan alrz. Onda bulamazsak Hz. Peygamberin snnetine
bakarz. Orada da bir ey bulamazsak ashabn ittifak ettiini benimseriz, ihtilaf
etmilerse dilediimizin grn alrz. Tbin limlerine gelince onlarn ictihatlarna bal kalmayz74 eklinde zetledii yoluna ehl-i rey denilmitir.75 Rey ise
farkl delillerin att durumlarda kiinin doru olan bulmak iin dnme ve
68
69
70
71
72
73
74
75
akl yrtmeden sonra doruluuna kanaat getirdii gr76 eklinde tanmlanmaktadr. Sre iinde rey fkh ehli tarafndan kyas ad altnda metodolojik bir
temele oturtulmaya allmtr.
Bilindii gibi Eb Hanfenin fkhta hkm ortaya koyma yolu olarak kulland metodlardan birisi de kyastr. Kyas, hakknda hkm bulunmayan bir meselede illet benzerlii sebebiyle hakknda hkm bulunan bir meselenin hkmn
vermektir77, istihsan ise, kendisine nisbetle stnl bulunan bir delil sebebiyle
kyasn terk edilmesi demektir. Yani istihsan kyasla hareket etmenin istenen sonucu elvermedii durumlarda hkme ve zme varmak iin sistematik akl devreye
sokmak, yeni ve daha gzel bir zme ulamak anlamna gelmektedir. Kyasta
akl her ne kadar fonksiyonel bir grev stlense de sadece akl ilkelerden hareketle
sonuca varmamaktadr. Bu ekildeki aktivitenin temelinde yine nas olma zorunluluu vardr. Akl eylemin alann Eb Hanfe istihsan ile am ve slm fkhna
beeri bir yn katarak sosyal ve rasyonel bir muhteva kazandrmtr. Bu ekilde
fkhta nazar olan yerine amel olanla megul olmu, kendisine sorulan binlerce
sorunun cevabn verirken toplumun ihtiyalarn, sosyal, siyasal ve ekonomik yaantsn ictihatlarna yanstmtr.
Eb Hanfenin itikd ve fkh konularda akl ekseninde gelitirdii tm yaklamlarnn arkasnda aklla naklin elimezlii ilkesi vardr. Kanaatimizce istihsan
kyastan sonra zel ve zmc bir yntem olarak ortaya koymas, onu bamsz
ve mstakil bir hukuk kayna olarak grmesinin yannda akl-nakil ilikisinin
ideal bir zemine oturtulmasn hedeflemektedir. Eb Hanfenin kendi sistematii
iin de akln son derece nemli bir yeri vardr. Bil ki uzuvlarn gze tb olmas
gibi,amel de ilme tbdir. Az amelle ilim, ok amelle birlikte olan cehaletten daha
hayrldr.78 szyle akln en nemli rn olan ilimle amel etmenin nemini belirtmektedir. Onun izgisini devam ettiren limler Akl, Allahn hccetlerinden
biridir; eriatn baz kanunlarnda, zellikle muamelt alannda aklla istidll, hkm verme vaciptir.79 fikrini benimsemilerdir. Adeta yazl olmayan nc bir
kaynak fonksiyonunu stlenen akl Eb Hanfede devaml metodik bir phe ile
hareket etmitir. Dncelerinin mutlak doru olmadn ve zaman iinde farkl
kanaatler de ifade edebileceini syleyerek bu durumu aklamtr.80
Onun insan iin en pratik ve sonu alnmas bakmndan en ser olan yntemine k tutmas bakmndan u rnekleri hatrlayabiliriz: stihze (hastalk kan)
gren kadnn her namaz iin gusletmesi gerektii eklinde bn. Abbastan gelen bir
rivayet iin Hammad bunu kabul ederdi, bana gelince her namaz iin gusl deil,
76
77
78
79
80
eklinde tarif edilen imann kalb bir eylem olarak kuvvetine ve katiyyetine vurgu
yaplmtr. Amelin imandan bir cz saylmamasyla tamamlanan bu yaklamda amelin nemsizlii deil, sralamada ikincil olduunun alt izilmi ve amelin
varl imann varlna bal saylmtr. Kulun byk gnah ilerken de Rabbiyle
gnl bann sapasalam olduu belirtilerek insann iman dairesi iinde olduu
ifade edilmektedir. Ehl-i kble mmin addedilmi ve terk ettikleri herhangi bir farizadan dolay imandan kmadklar, ancak gnahkr mmin olmakla tavsif edilecekleri belirtilmitir. Bu kucaklayc anlayn altnda Allahn sonsuz rahmetine
vurgu vardr. Bu itibarla eksik de olsa amellerin zy edilmeyeceinin alt izilmektedir. nsann btn tercihlerinde ve eylemlerde zgr iradesinin altn izen Eb
Hanfe te yandan Allah Telnn yaratma, ilim ve kudret sfatlarnn bu erevede doru anlalmasna katk salamtr. Eb Hanfede insan aklna verilen deer
Allah bilme sreciyle balamakta, devamnda hem itikd ve amel tm meseleleri
yorumlamada, hem de Ona kulluk ederken gsterilecek seyirde etkin bir konum
kazanmaktadr.
Fkhta ise istihsan yntemiyle rasyonel bir alm gerekletirilmi, insann
iinde bulunduu yaam artlar ve gelien ihtiyalar bizzat gereke kabul edilmitir. Bu yntem sayesinde ahkmn anlalmas noktasnda erken dnemde
ama-ara ayrmna dikkat ekildii sylenebilir.
nsan merkezli anlaylarn bilimden felsefeye, sanattan siyasete kadar tm
disiplinlerde altn an yaad gnmzde Eb Hanfenin Yaratc karsnda
insan konumlandrma biimi slm entelektelleri asndan hl aktel deerini
korumaktadr.
Giri
Szlkte vnlecek gzel i, hareket anlamlarna gelen menkabe (menkbe) kelimesinin oulu olan menkb, konusuna gre iledii kii, soy veya ehre ait rnek alnacak faziletli davranlar, vnlecek vasflar ve dierlerine nazaran stn ynleri ele alan bir biyografi trdr. Tasnif devri hadis eserlerinde
Hz. Peygamberin ashabnn faziletlerine dair hadisleri ihtiva eden blmlerin ad
(Kitbl-Menkb) olarak kullanlmaya balanan menakb, ayrca halifelerin, kabilelerin, soy veya ehirlerin faziletlerini aklayan eitleri iermektedir. Btn
bunlarla birlikte mezhep imamlar hakknda yazlan eserler de ounlukla bu
*
anakkale Onsekiz Mart niversitesi lahiyat Fakltesi, slam Hukuku Anabilim Dal retim yesi, muratsimsek76@hotmail.com.
isimle telif edilmitir.1 Bu aratrmada tahkikli neri yaplan eser de bu trn bir
rneini tekil etmektedir.
Menkb tr biyografiler, ounlukla olaanst olaylarla dolu olduklar, ar abartl anlatm slubu tamalar vb. zellikleri sebebiyle tarihiler tarafndan
tenkit edilip tarih kaynak olarak kabul edilmemektedir. Ancak, bu genel yargya
dayanarak, nemli bir biyografi trn saf d brakmak doru olmasa gerektir.
Nitekim menakplarda zikredilen olaylardaki ilikiler a ve olaylar rgs dikkatli bir ekilde incelendiinde dier eserlerde bulunmayan birok bilgiye ulamak
mmkn olabilmektedir. Menkblar yazldklar dnemin din, siyas, iktisdi ve
kltrel zelliklerine dair zengin bilgiler ihtiva etmektedir.2
1- Nh b. Mustafnn Hayat
Nh b. Mustaf X/XV. asrn sonu ile XI/XVI. asrn balarnda Amasyada dodu. Anadoluya nispetle er-Rm, bir mddet Konyada mftlk yapmas sebebiyle
el-Konev, Msra gidip yerlemesi sebebiyle el-Msr ve bal bulunduu mezhebe
nispetle el-Hanef eklinde anld. Nh Efendi el-Vecd diye mehur oldu. lim tahsilini Amasya ve stanbulda tamamlayan Nh b. Mustafa, Amasyal mer Paann
Msr valiliine tayini zerine onunla birlikte Msra gitti ve oraya yerleti.3
Msra gidi tarihi ve ka defa gittii ile ilgili net bilgiler bulunmamaktadr.
Msrl muhaddis Muhammed el-Hiczden (v. 1035/1624) hadis ilmi okuduu
bilgisine gre 1035/1624den nce Msra gitmi olmaldr. Bu gre gre mrnn yaklak son 40 yln Msrda geirdii anlalmaktadr. Bir baka tahmine
gre stanbuldaki eitiminden sonra ileri eitim almak zere Msra gitmi, daha
sonra Anadoluya dnm, Konya mftln de bu mddet zarfnda yapm,
ardndan kalc olarak tekrar Msra gitmitir.4
Nh b. Mustaf Msrda bn Gnim el-Makdisnin (v. 1004/1596) rencisi
Abdlkerim es-Ssden fkh ve de Muhammed el-Hiczden (v. 1035/1624) hadis
okudu. Hasan b. Ali el-Halvet vastasyla Halvet tarikatna intisap etti.5
1
2
3
4
5
hin, Him, Menkbnme, DA, XXIX, 112; Ayrca bk. eker, Mehmet, Menkb-nmelerin Trk Kltr ve
Eyp Tarihindeki Yeri, Tarihi, Kltr ve Sanatyla VIII. Eypsultan Sempozyumu: Tebliler (7-9 Mays 2004), 2004,
say: , s. 186-191.
hin, Menkbnme, DA, XXIX, 113-114.
Badatl smail Paa, Hediyyetl-rifn, Beyrut 1990, II, 498; Muhibb, Hulsatl-eser f aynil-karnil-hd aar,
Beyrut, ts., IV, 458; Zirikl, Hayreddin, el-Alm, I-VIII, Beyrut 2002, VIII, 51; zel, Ahmet, Hanef Fkh Alimleri,
Ankara 2006, s. 142; Aytekin, M. Ali, Nuh b. Mustafann el-Kelimt-erife f tenzhi Eb Hanfe Adl Eserinin
Edisyon Kritii, Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi, Konya 2008, s. 4; Sekiner, Mehmet H., Amasyal Nh b.
Mustafann Tenzhl-mm Eb Hanfe anit-trrehtis-sahfe Eserinin Tahkiki, Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi,
stanbul 2007 (MSBE), s. 6-7; Ylmaz, Hayati, Nh b. Mustafa el-Konevnin er-Risle fil-fark beynel-hadsilkuds vel-Kurn vel-hadsin-nebev Adl Rislesi, Hadis Tetkikleri Dergisi, C. I, S. 1, Yl: 2003, s. 167-178, s. 167;
Trker, mer, Nh b. Mustafa, DA, XXXIII, 230 (230-231).
Osmanl Tabii ve Tatbiki Bilimler Literatr Tarihi (Ed. Ekmeleddin hsanolu), stanbul, 2006, I-II, I, 86 (Aytekin,
s. 4den naklen).
zel, age., s. 142; Aytekin, Nuh b. Mustafa, s. 4-5; Trker, Nh b. Mustafa, DA, XXXIII, 230.
Nh b. Mustafnn (v. 1070/1660) ed-Drrl-mnazzam f menkbil-mmil-Azam Adl Eserinin Tahkikli Neri | 419
22 Zilkade 1070te (30 Temmuz 1660) Kahirede vefat etti. Karfetlkbr Kabristanna defnedildi.6
Nh b. Mustaf muhtelif sahalarda birok eser kaleme almtr. Fkh ve kelam
alanndaki nemli eserleri yannda tefsir ve hadis ilimlerinden menakp ve edebiyata kadar birok konuda eseri mevcuttur.7
2- ed-Drrl-mnazzam Adl Eserin zellikleri
a- Eserin Yazma Nshalar ve Tahkikte Takip Edilen Yntem
Nh b. Mustafann kaleme ald nemli eserlerden biri mm- Azam Eb
Hanfenin menakbn zetle ele ald ed-Drrl-mnazzam f menkbilmmil-Azamdr. Eserin birok yazmas mevcuttur. Bunlardan drd yledir:
Sleymaniye Ktphanesi, ehid Ali Paa, nr. 2709, vr. 14b-25b; Sleymaniye Ktp.,
Reid Efendi, nr. 1012, vr. 16b-24; Beyazt Devlet Ktp., Veliyyddn Efendi, nr.
571/4, 1142/7; Msr Ezher Ktb., nr. 330601.
Tahkikte ilk eser karlatrltr. Sleymaniye Ktphanesinde yer alan ehid Ali Paa nshas () rumuzu ile; Reid Efendi nshasi ise (9) rumuzu ile; Msr
Ezher Ktphanesinde yer alan nsha ise () rumuzu ile gsterilmitir. Ortak metin oluturma metodu takip edilmi olup, nshalar iinde isabetli olduuna kanaat
getirilen ibare metne alnm, tercih edilmeyen farkl ibare dipnotta gsterilmitir.
Nshalar gayet okunakl olduu iin, mkl bir ifadeyle karlalmamtr. Farkllk bulunan kelimenin sonuna dipnot konularak dipnotta fakl nshadaki ibare
zikredilmitir. Ancak farkllk iki kelime ya da cmlede olduunda ise parantez
iareti kullanlmtr.
Metin ierisinde varak numaras olarak elimizde mevcut nshalar arasnda en
eski tarihli olan (h. 1092) ehid Ali Paa () nshas esas alnmtr. Varak numaralarnda mesela [/15] iareti 15. varakn a yznn balad yeri gstermektedir.
ehid Ali Paa nshas, Nh b. Mustafaya ait be risalenin yer ald bir mecmuada
yer almakta olup (14b-25b) arka kapana 1092 tarihi dlmtr. Red Efendi
nshas 8 varak olup, nshann sonunda Hac Muhammed b. Hac Hasan tarafndan h. 1142 tarihinde istinsah edildii notu yer almaktadr. Msr Ezher nshas
ise kapak hari 18 varak olup, drt risalenin bulunduu bir mecmua ierisinde yer
almaktadr.
Mellif, el-Kelimt-erife f tenzhi Ebi Hanife anit-trrhts-sehfe adl eserinin sonuna Eb Hanfenin menakb ile ilgili bir blm eklemitir.8 ed-Drrlmnazzam ile mukayese edildiinde baz takdim tehirler ve ifade farkllklar bulunmakla birlikte yzde 60-70 civarnda ayn meselelere yer verdii grlr. Bu
6
7
zel, age., s. 142; Aytekin, Nuh b. Mustafa, s. 4-5; Ylmaz, agm., s. 167 Trker, Nh b. Mustafa, DA, XXXIII, 230.
Ktip elebi, Kefuz-zunn, I-II, Beyrut 1413/1992, I, 223; II, 953, 1018, 1199, 1302, 1362, 1821. Eserlerinin geni
listesi hakknda bk. Aytekin, agt., s. 8-22; Sekiner, agt., s. 8-9; Ylmaz, agm., s. 168-170; Trker, Nh b. Mustafa,
DA, XXXIII, 230-231.
Bu blm iin bk. Aytekin, agt., s. 51-82; Sekiner, agt., s. 45-69.
Nh b. Mustafnn (v. 1070/1660) ed-Drrl-mnazzam f menkbil-mmil-Azam Adl Eserinin Tahkikli Neri | 421
o 3
R~ 9 8
O
3 T 3 3P PN3
3
s2
3 f3 !T R R)
k!~ kP3
R WP 3
@
(YU .d) k8
) Y # ~
.(t8 ) %n# 0 f4# jt8%# %) f4 IQ# LI!# jt8<
q 8@
:8
+
R
= 9# i i i b'i@ Bi, 6:W )
) j9/ n 8
k.# jI PZ3 ZF # R T
3 q W3 pP 93 3P .U Q) O V
s4(/
=79 #
( ,D c4 4 A IQ# LI! 4 N a :N j9 V9 $3
T3 R T 3~
. # 8
9 U A
4 U V9 $
d, v Ba j3 P .U f4 = V9 $
. # 9 NF
. NF
. NF
.# : O
..%) : # O
.^ : # O
.a8%~ : O
.E79 : O
. jn! EZS j4Q
Nh b. Mustafnn (v. 1070/1660) ed-Drrl-mnazzam f menkbil-mmil-Azam Adl Eserinin Tahkikli Neri | 423
k8 7 8# j8
9
4 N# Pq# :=N ) 3 3 P
3 WP3 3 P < 3P E 3P 3 3 /T 3
"# j(,9B
O# AM 3 83 \ U# R T
3 q W3 pP 93 3& WP3 W4 za k8 UB# jLb ?)
F
.t\^ P3 Q
i9 G+ 8# j. ? (, 4N
R
5 rs
i #i
5 Y (0Mc ) 'R - ' )
3 3 P
3 33 3P j,Z @ )A# ! ( !4/ U\^ 8
# j,/(~# ?8(~
( PZ3 8
%
U %2 ,. # j? *
z 2 q Wp9 *
A# i( O ? (
3 3 # j*
i#3 9#
3 n! W3 P 3
.,8 , za Q_
q8%# j6 ) U# j=37
(F j %F 9*+~# jU8 O 4(/ 6B f4
( PZ3 2 8 #
+Z WU# $Q
L8## jF 4## jf3#T 3 WP3 q8%# jq8% 7# jk8 $7 q8%# j)
.b
:o4F3 #3 P T343 q fo43 q =F9 =N :=, 6 ) :=N ) 3 3 P
3 WP3 3P sF, R 3 3P i#3 9#
3
P
T
T
. P4QT R E AR f343 r S,P
4
3
3 P 3
R 4&3
. !P R,# WP T R, $3 W+ 63 % :o4F3 #3 P T343 q fo43 q =F9 =N :=, ) q8% =N )
i#9#
R 3, o4F3 #3 P T343 q fo43 q =F9 :=, k8 $7 q8% :=N )
i#9#
, O o2 3 :=R
. NF
. NF
.z 2 q A : O
./ jF b ~ jgQ# $~# +
!2# EQ # $~# N8 E 2 $4 :( B# B)# . :9 O
.=N :9 # O
.
#9) : # 9 # O
. j j( X YU jd#\) n#
e 9%/ O k! 7/
.Q
, :9 O
. :9 O
.k. : O# 9 NF
.k#,# : O
. :9 O
.U09# :9 O
.i#9 :9 O
n~ =N) j8 j/0
F_
!q =F9 , := jo4F3 #3 P T343 q fo43 q =F9 za 9!) E79 $7:=, 7 :=N )
i#9#
8# T
E7 g .8
R2 N8! LTDA# 9(F LP DA P ) , :=N .8r # K 83 P#R '# N
R N9R [J/]
9(F
Dg,#
N8! Dg,
.9A. %F 8
R 3
G
P nT
3 A
3 q 8bQ 3 : o4F3 #3 P T343 q fo43 q =F9 =N :=, # WP3 q8% :=N )
k#9#
.
O c( q L 3N
T ' :=, o4F3 #3 P T343 q fo43 q =F9 :=, F 4# =N )
i#9#
j6/ H 2 *2
jt9* q 9 $/a za #8*( _ .UI/ 343 3) ' (t4) ) LM jU8 i9 n
o 9
.(/ j() tR 9
3 R) o P(R, T 3 'Poa Roq f3T3,#3 P
3 R) RP T R, T 3 3 #8R ,PR,#
T *UP T3 3P Pq
j c Q F## \%g O ;M 73 3 /T 3# jc )
F O 7
R 73 3 /T 3 +
M N
.c V% # k98 8 F e cS, 73 3 /T 3#
8< 3P 73 3 /T 3# .c W4 7 # j k.(# j # R 3# j 8< 3P 73 3 /T 3 M N
.6.A V% ;M 73 3 /T 3# j 6.A ) 7 73 3 /T 3# j6.A S, D
.c J, WP3 # R 3# u92 O k9%# 8< 3P 73 3 /T 3 : m,8P @#
j(V9*4 84# j :$7 8 j XYU ,) j,8 4 $a m, , O k8 =N :m,8@ N9 j : jt8
Q O
R 7/
.WN N js p
F_ k8 $7 q 8% m,8 (/) ,9( O 7/ :X/
. :m,8@ N9 j : jt8
Q O
7/
.=, :9 O
j V% /0
F_ t8
Q O 8<# j87Q~ J(A O 7 /0
F_
F O # 7/
.
n :9 O
.() :9 O
.(RR32 ) : O
.#8*( :9 O
. : # O
. : # O
.*2 ' :9 O
.VQ : # O
Nh b. Mustafnn (v. 1070/1660) ed-Drrl-mnazzam f menkbil-mmil-Azam Adl Eserinin Tahkikli Neri | 425
.c 4F
Q O W*%# 7 # # R 3 73 3 /T 3 : m,8P @#
.
t#9 k. m,8P @ f4 4& # j9Q, E ,9A.~ @ ) a :*S =N#
R tAB .
q Wp9 k98 8 F 33 @
C98~ fQ
,8
3 Q2 a :*S =N#
o R~ t\Q2 O WQ
3
3
P
P
3
3
:=
EFR (3 3
3 3 ) (/ j$F) H R nT 3 H 33 693 63D 3 T%3, T fQ3 3 z 2 N O EZFa L9F O
G
P nT
3 A
3
3 # q 8bQ 3 :o4F3 #3 P T343 q fo43 q =F9 =N :=N ) U# cD,8P 3 ) q8% i#3 9#
.
O ( q L 3N
T
R N9R jq =F9 , := jo4F3 #3 P T343 q fo43
3
za 9!) E79 $7:=N ) U# cD,8P 3 7 i#3 9#
8#
E7 g :=N .8
R2 N8! LTDA# 9(F' LP DA P [J/] ) , :=N .8r # K 83 P#R '# N
.Q : # O
.4F :9 O
.9%, : O
.9 NF
m,8@ :n~ =N# j :m,8@ N9 j/ j( / YU j,98
gF' / LU jfQ 8< :n() jX j9 J(A O ;%+ 8 7/
.O s S js p
F .U
. : O
.9 NF
. 82
. NF
:m,8@ N9 j : j : .(V9* +j : $7 8 j j YU )D % j#/0# #1)9 ) t8
Q O E%
8< 7/
3 N 3.A3 3 3)IR3 R3 3)3 3%/T 3 s3 F
T 3 L3 83 T,3 R P T 3 3 T34FR T 3 8 3T 3 P T 3 3
R n3 FP
3 8 T 3 f343 P Q3 R, 3T WP3 =3
3
F_ :
R R, R T
T a 3
38o )
3 4T 3 T 3 3 3 T3
R 33 WP
T 3, tR o Q3
3 tR R T3^ t3
38o #
J9 4# .
) m,8 7 .U ,^ m,8 .U :fQ =N j4A \ f4 =8 $7 J j4 J(A j
F O # 7/
.q a : O
7/ 8~ O k#Q =N# 82 x ! # % # 8< 6.A 7/ 8N# :4N :X/ j,8 4 $a m, , O k8 =N
4D# *4 ^a ` q# 4A \ f4 =8# N8 # EA 9 V% $ # n4& m,8 k9.
~ ,& # # kgQ
4F 8 4
e
9
nFa m,8 kgQ 4# c t87 # m,8 b(Q~ O N984 E
t8
Q O #Q/ /# ...YU g, 4# \ f4 =8 N O $98 e M 8% '# ) 9% 8
U .A# ( c L8,
8U m,8n4# t8
Q k#n4 9 ; f4 O t#9# j4! 8 8< f4 9#82 ,& *4 ^a ` q# L, )
e ,#9
.4A \ E c W4 9b
# b O 7/ /0
. 82
.9A. %F 8
Dg,# N8! Dg,
R 9(F
3
:?D,8P 3 F 4# i#3 9#
3
.6%,, ' za 6%,, | :o4F3 #3 P T343 q fo43 q =F9 =N :=N ) =#
. 3 R '#
3
3
.6.A ,9( O 73 3 /T # jc 8% !# \%g O ;M 73 3 /T # jc )
3 3 P
3 R 3 i#3 93 :k ~ ,8 = @ =N :n! %2 O W&Q @ =N .W4 Q@ 7 73 3 /T 3#
R
5V' 0,
kR V@ 0, 9& i ? ' )
3 3 P
3 WP3 ) z 2 q ' :=N C9%~ q8% i#3 9
3 :n! %2 O W&Q @ =N
V
|9# Q g 8N :=N ) C9%~ q8% [/] cS, i#3 9#
3 .V
ZQA
g F#
.3 3 P
3 R 3 :K E j**#
. 82
.d*%+ C2 f4 m@ J O j
Q O WZQ
7/# |9# ZN# J(A O
Q O k.( 7/ :?4( ,
F_ m,8@ ,# )
. 82
. 82
. 82
. 82
.9 NF
.($S) :9 O# (cS,#) : O
.za :9 O
.9 NF
.8 F : O
c ? Q2# (F (X: O) 8 # U8 # ? (
*
i#9 ,. c ? Q2 # 9 (X :) n! %2 O W&Q 8
.
*
i#9 ,.
.t8 :9 O
. :9 O
.
,8~ :9 O
Nh b. Mustafnn (v. 1070/1660) ed-Drrl-mnazzam f menkbil-mmil-Azam Adl Eserinin Tahkikli Neri | 427
.3 3 P
3 WP3 ES '# |9# '# E ,9 V
A9 :=, A ) #9U 8,, cS, i#3 9#
3
.3 3 P
3 WP3 4 ,9 :=, A ) g 8 cS, i#3 9#
3
H 79 (,9 j ) := 3 3 P
3 33 ,9 EU :6~ =N ) W + cS, i#3 9#
*4 ,9Q t.U O 64A I
3
.(b c%UB
. O 3 3 P
3 WP3 f4 = V
:=, A ) (W + ) cS, i#3 9#
3
.I O 3 3 P
3 WP3 q 8, 9 EU f4 :=, A ) # WP3 cS, i#3 9#
3
jk98 # j D : PZ3 9 L8# A9 O 0 (/ :=N ! 79/ cS, i#3 9#
3
.f*() .
|9# g O ,9 j) EU 4 A :Ua Wg =N#
.=37
O 4g2 =# U# j% % # jt 8` a (g, b@ % .U
.4 ,8~ 6.A#
3 4 E%N 3 3 P
3 R 3 $7 B_ j
8n 9
, # )
A :8, [J/] < =N#
3 3 P
3 33 =Q)
A2#
.
8n j*T8 !8 33 , :=, A# j4g,
.3 3 P
3 WP3 m,8P @ \Q( 4 ,9 :sF, R 3 3P =N#
$W O 3 3 P
3 33 / :=N sF, WP3 t
F_ k! i#3 9#
a UB k. %U. ,9 'a 28( jN
3
.f*() .W
n! m,8P @ ! U A# m,8P @ za 4 9
A# jL/ O f
.# :9 O
. NF
. NF
.9 NF
.= . jn! %2 jW&Q
.9 NF
./ j X d#\ X 4 (g 9 :+
9 j@ d%& jES W&Q g e < 8%
.9 NF
. . jd#\ j4 (g 9 j*
q Wp9
e# W +# 6 $* Z ID EZS O $()' j& k
M 8% sF,
. . jn#
e 9%/ jk!
f4 sN# j=37
2 9 f4 fu '# j PZ3 $P '3 1R U 3P .U O d*+ t.U za )
H S
Q J, U8 d, v ) j=g J9 d%&
.4 79 f4 4 , I
8r FA m,8P @ O s p
)a =N =N# .rE& 8r F H 34P43N )A m,8P @ 4 O 3 3 P
3 WP3 3 SP
r
3 a :=N =
H 47 ca A )_ .rE&
.m,8P @ O '# 8 O 4D d, v# jm,8P @ 4 O I
j
$ 4N# J L$Fa (m,8P @ O) s p 3 3 P
3 33 :N =N :,8 O I (=N#)
.f*() .I $P '3 1R U 8
S, 98 .\/ 4
# jt# p# C9%~ # k9D 3P ED _
.m,8P @ ,#9 O 92
=g # LDA (,#9 4N :a#
3
P
.f*() .4 4n(~ * i/ 4 ' j(3 3
3 WP ,#9) 4N 4 t.# :=N . 8` , za ,
' R
#8 M
# )
[@/Y] 9c,x
9_, - ' )
:=N ) \%g G WP3 ;^# Ea# W9 AB
. NF
.f4 : O
.=N : # O
. NF
.DA : O
. # NF
.i#9 : O
.9 NF
.(
e (,#9) :9 O
. NF
./ :9 # O
.8 :9 O
.LS :9 O
.9 # NF
.4 :9 O
Nh b. Mustafnn (v. 1070/1660) ed-Drrl-mnazzam f menkbil-mmil-Azam Adl Eserinin Tahkikli Neri | 429
6B gT
R, '# .?4F~ 8F L%) 8* T3%, ? ( 9%A# n! !
T ^ '# :4N
3 C9 )_ .6B #3 3
.6*~ )_ j6B q ) j (8r F Er U7 # 8r ) R Pr gR ) 'a
(tyQ47#)
R n A .,9(# m,# \Q( ( O C9%~ q8% ED# j *9## 8U O
ED :A# =N .J! za t# 9 jU / a# ) j4 DR, *
E A# [J/] *
U# R, sA $P '3 1R U
U E )A .U sR, k.
.HI%F Ep
'0 9 " 3%U. E3)# 3 3 P
3 WP3 i#3 93 ) j4 ( J(A O AB :
@ d%& O S~ U =N#
g, 8'# .)
*
8# Eg
.f*() ...7
r
Ro 4U# .Jn
. PZ3 8 t8 (, v PZ3# Jn 2 ) :E@#
3
9P %g ,# 'a 3 3 P
3 WP3 ES f4 =8(Q,
q8%# j9
, # A jf3g3
v :s+g =N#
.#9U 8,,# C9%~
Og] o !
o % T+3 UR #
R o% 3 3 P
3 WP3 i#3 93 :u92 O k9% Ea 8 =N#
i#3 9X
.kT~ 8,, q8%# ,7 #
WZ [## ,PS
o ,# R 3# 8/ R o#
R
3
A##
3
3
ESR#
F# #o 9 WP , 8% 8b~8%# #o 9 WP , 8%# jq8% 6,# Xm,8P 3 Z Q2
d0 O U#X k~ b
WP3 # Xm,8P @ P \Dg
i#3 9X
3 k~ d, % L<#
.# '# : O
.(8r F# Er U7# 8r ) R # Pr gR ) :9 O
.? : O
. NF
.$W : # 9 O
../ :9 O
.U :9 O
. F8 : # O
.' :9 O
.9 NF
.i#9# : O
.\! : O
. NF
.WZ# : O
# 8/ 4Q# A## +U# C9%~ # %
i#9 %4 q 2 % z Og
) : / j\%g ,9( O k9% AB
4) \DA !(, s1~ f4 \+, L9% t.U .Z# ?Q
F
d ) =N jD,8 # ,9 ( X #
) (gF 7 A k~# ,#
.k9% =N W*(
, , ? (, v# .8/ R *4
8/ 4Q AB# jc+U 'a A., v ,9( O .9!~
o
(<8%) #
i#3 9#
3 jX\%A C
T2# \
3(2 !3 3 P
3 33 , \/ q C7:=,# ./,# Q, A#
.cS, 3 3 P
3 R 3
i#3 9#
3 .4F WP3 \*+ Wg~ 9
.E
a UB
'# b \^ EZQ Q)a EA 98 Y
3 R N M( , v # .!
R
P
Q, nn!2
,& g .t./ k. *Q ()#
B/~ *F O (c o 9 a#) .t./ k. *Q O
.JQ@ E Z8 *Q
323 .a o4F# j=#o U %U# JU~ a ja o4F# j/0 , 8% U# ,
r :D
3 '# c
O Ba# j O 6B $r W a 79 ) j9#8 N# )_ j8% 6B 3\^ =
P
. Q2 4N# m4
D4D
#
m4
jJQ
za
b
(
6.A
[J/]
=,
'
.a
7,
D4
O
Ba#
.D4 O
r
r
T3T
. NF
.9 NF
.;g & O E za # t
(% J! E # k : # O# k% :9 O
.9 NF
9 : O
. : O
., :9 O
:
9 .E \^ # b \ % EU =N gQ(, _ + EU
,D# jW + Jn 42 z# 4g( :.gU jL,
U ;g4 i#( U7 O
.
(c o 9 A a#) :9 O
.D :9 O
.7, : O
.$W+ : O
.9 NF
Nh b. Mustafnn (v. 1070/1660) ed-Drrl-mnazzam f menkbil-mmil-Azam Adl Eserinin Tahkikli Neri | 431
3P =N .U# . # ./ ? Z8 *Q Q, Q~ t.U =D O n!( ,& . %D .
a
>,; R
9'C '
9&R$
98#
9
- 0, +
@ 9W@ ' )
#) j
^ O 279 q f4
3 3 P
3 R 3 U 4
3 #o =# |B# | 8N#
j
!
j
LA
j
LI!
j
L9*
.=D :9 O
.9 NF
jF V 17
: 325 k~ s jYU: 982 Q
,92 ji#M ),
A: F
) . :
9 ji#( U7 j;g 88% 8
!2# 9!/ f! ) s1~ E) (http://makhtota.ksu.edu.sa/makhtota/1669/339 . 1437 N jC . : 217.4 / s
! N9
.2 A A
.Z :9 O
. : O
.o : # 9 O
.t*(7 :9 O
.$4 :9 O
.Z7 : O
. NF
.8N : # 9 O
.N : O
.9 NF
. NF
.$(F : O
.= 4 : O
. :m,8@ N9 j4 J(A jnn O 4Q # j4 J(A jnn O k9% 7/
|(,
o :a# ((, ') 4 U# jo
# #+ J(A p# =## .# %o29# Z J(A p# 3 =#o cS, U#
3
R(T
Q#
j3 3 P
3 WP3 E%N g EU ## g3&# 2U g# j
T R(!)#
T T R2P ()# j3 3 P
3 R 3 .U p# :a
o
.E&% O b~ P z#T n4 4Q( :=N gQ
3 : = j;
$R 4 o4F y# 63
o ~ 6B 4% j3 3 P
3 WP3 G
, A ;~ O + WgP R
=# s!
jJ7
r !)# =r 1F !) 4 := a , 6B sA :E7 = . T9R 4Q, ' U# P 4 |9
P 3 I
T R, v# 3 3 P
3 R 3 G(/
j t*(7 O J :=, ) j 4A :=, * (;D s!
#) .8 A9+
o 8
A 4 |9 I 4F 8 .
O /# [J/]
O J 8N# j!
R R,# R, 8*(b~ :=, t\^#
.4 A E7 J( . 9 4Q, ' U# ji2
%
(F' O 8N 82# . O 3 3 P
3 WP3 f4 =r V
:W + =N .U E # :,8 EA + =N#
jF IN P ( tR\^# ..7
# Vp *4 #
o j./ ./~ ./ k. U ) jz#T
t8+) c*%
2# cF
(F fA# jE4 2 '# E za (` I jE!n( #B 3,
r .U# . a
#
:2' O %Q d%!N k. 2 O k,@
8
( E%N
i8 Q *** H % g Ug% E%N 4
.IA f*()
.(
, ') : # 9 O
. :9 O
.n : O
.9 NF
.9 NF
.8!2# : O
.
, :9 O
.8 : O
.(/ s!
#) : # 9 O
../ :9 # O
.9 NF
. # 9 NF
.& : O
.8+) :9 O
.2' : O
.EN : # 9 O
.t
(% J!# .K * : # O # bo* :9 O
.WQ,+ WQ 1~ 8% 8< V% e j j/ k,@ d :)
.X . . /YU j F 64 7 j Q@ 4 9(A8 :8 j
e U. 72 O , g
j% ,8 EA
Nh b. Mustafnn (v. 1070/1660) ed-Drrl-mnazzam f menkbil-mmil-Azam Adl Eserinin Tahkikli Neri | 433
W&#+ 8< 8 # (/ A k#n :;~ 2 O 9 J(A O W44 f4 , R 3 AB#
WP3 (A O
8, K/ i9
A ; := 3 3 P
3 WP3 U. d(/# 6/ / Y :k#n4 4N :=N
4 (,# 3 3 P
3 WP3 (A O
8, * L9^# 4 9# / i9 ~ ) , .f*() ja 4() 6.4 3 3 P
3
.3 3 P
3 WP3 U. 72 f4 =8(F j U# j*
A ZN8 (F O (
F f4 W+# j(,&
3
L9A.~ = f4 (~ EZQ~ # .*# EZQ~ = WU UAB x EZQ~
t.U E :$4 =N#
.f*() ..U
, za , E# * ,# q 8%
. NF
.#+ :9 O
.;a :9 O
.:$7 8 j,9a 8 F 8 . : j , j8 %(g j[/] m,8@ $4 O 9 j,# f4 ,
.) : O
.=8(F#:9 O
3 R 3ZP#3 sT
3 sT
3 N :.gU 98!~ O 4#
.[/ ,8 ,
] .33QT 3 sR 3)#3 HT3 3 R T%F3 #3 sT
R 3 3 UR P oP*T P T EP
P ZQ3 T3 P
T 3
Rn3 T 3 R 3 p3 #3 3 EP
.W*(
~ : O
\@ : O
.7 : O
.9 NF
.8( : O# $8( : O
.i8( : O
.9 NF
.|7 :9 # O
./ . jX jg 9j#1)9 9 8% : j=F m, O = 7 j\ k9 d Q ,8 8
*-: R
98Vc, 9& ' c | ' )
33 W & WP3 W4 ?Q@ (W4 ) 8 Wg :(A =# O dIg+~# dS~ =N
, :3 3 P
3 R 3 = j o4F3 #3 P T343 q fo43 k87 m, C(2# V O EZQ S2 6) 4 : = 3 3 P
3
:*
%7 EZQ I 6
EZF ;a jq =F9
d*& Ba L~ a :
4 V
N A :3 3 P
3 R 3 = .LI! :=N ! c) # ES LI!0 :U8
.M4 c%2 LI! WS2 '# [J/] ! WS2 :=)
g# j! WS2 '# LI! WS2 @
EQ g !
4 c V
N A :3 3 P
3 R 3 = .=% :=N =% 9.N# W P
3~0 :)D
H =% #
.M# , I
~ EQ J7 =)
g# jN =%
9%/# J(g # V
N A :3 3 P
3 R 3 = .L~ :=N E7 b# s p L~0 :DD#
3 .4P43 z 2 q =N A =)
g# j S L4 \~ O s S( g
.(/ j$Q
) P T33DT)RT 3 ER TDP P Ao
f4 n! E,#N f4 j o4F3 #3 P T343 q fo43 q =F9 m, f4# z 2 q J(A f4 t
T3
3
%U. .U f4
?~ =N C2# a 9.(# W4 8 A .V# *(7' =) 9 t.U c 8 v _ j |a
. ,8) ~#
fo43
m,8P @ ($7 Ba) :=, 3 3 P
3 33 :=N sF, WP3 8 k! 3P i#3 93
.f*() .U
< ? ( $7 Ba# j*4,#N v n $7 Ba# j )./ o4F3 #3 P T343 q
.c4 Z7 \^ W ( 842# jc4 t8
7# en! 842 .U U :4N
' :EN# j :E s4(/ 8 (V) C98, # jcN2 V C98, ' 6.A )_ :=#
.cN2 U842 I *
I(/' N# # .4 2 EA O I(/' .U# .W/g t9(/# j
O(#) ji( O en! a# t842 ' , j3 3 P
3 WP3 ,# U O 6.A )_ :;D #
' t842 b n! ED A 4#
#Q# Q~ 8 QA n! O t( d* a :9
,#9
.,# U [/] 8( ~# j C98, # jV C98,
.9 NF
. # NF
.9 NF
.
4N : O
.9 NF
.9 NF
. NF
.n! :9 O
. . jn#
e 9%/ jk!
. NF
.t
(% J! E # j(V ) : O# # 9 NF
.) :9 O
.9 NF
.9 NF
Nh b. Mustafnn (v. 1070/1660) ed-Drrl-mnazzam f menkbil-mmil-Azam Adl Eserinin Tahkikli Neri | 435
.t84 EU za
.3 3 P
3 WP3 9 ./ DA I79 ,9 :=N ) 8 !) #
.n! m, |%2' 8,8 3 3 P
3 R 3 A :=, e :=N ) ), 8< #
E# j9*+~(#) 2(~ k m,8P @ J(g Q) 7
m,8P @ $
(' \DA A R T
3 q W3 pP 93 ) E@#
$F k c4 V f4 8 M/ 8 N# jV f4 8N# =*b~ ,# E 7## jk f4 *8N# EF~
.V C98, ' en! 842 7## j9(~ f4 jg, v # c* k# A
%$
U# ,# =*
U ~# j8 # %S =*# jQ
=*# j,# =* :QN I f4 =*b~
D,8P 3 *4 8 (gF #
s4Q
i#3 93 a =*b~ .U ED _ j?D,8P 3 # m,8P 3 'a , 3T k.
R
v a# .V f4 8 N# jD,8P 3 E 7 j# ~A 9 % t 9# % [J/] 4P%N %N O 4(/ #
:a E 7 k .U# j/ Ba v# jV # Ba E 7 =%N '# E, v# s4Q O D,8P 3 *,
A j f4 2# s4Q O m,8P 3 * a# .J.g %4 E I mD 8 jID # O U
.c4 E ' g
D,8P 3
.,( O .A m,8P @ =%N
' Q
O * % (,#9 _ Q
=* #
A E% * # .ID # \^ O ,# U O tM/ E%, I 9(Q~ fQ~ U# 8 # %S =* #
.(t8 , v) : # 9 O
.$* : O
. NF
.J(A :9 O
. :9 O
. . jn#
e 9%/ jk!
.9 NF
.n! :9 O
.' :9 O
.9 NF
.cD,8 : O
y@ %$
:L+ 9 %U. n
4 :
4N t8T o4N 3 3 P
3 WP3 U. n (4 B :4N a
3 :;D# j ?+ ES2 :=#
:# j?3 P s4/ LI! :# j ?(4% 2 :mD# j ?
3(
R f4 Q~ :Q# j,8 LI :VQ# j?2
f4 LI!
:F(# j?3 P f4 # 8 :D# j?o
.,98 fp : # j?2*+ f4 CQ
jV8~ # % g ?(4%# j*
q Wp9 W4# D ?
(# j*
q Wp9 # g R 3 ?+ ~
# 8 # j S@# Q s/
?# jfnp# ,8 # j# ! ?2
# j7# M ?3 P#
.+# \ ,98# j(F9# t8%) 8 8*# q 'a a ' L* ?2*+# j Z# = ?3 P f4
': R
9#
%/
9& +( ' )
P :=N ) [/] sF, WP3 k! i#3 93
H EA i9 ) =, 98 jV
8 %
o# I
R n
.3 3 P
3 WP3 L$#
jC9%~ A ED tA.,# !, 8
R jJ.g, E 3 3 P
3 R 3 A :=N ) ? i#9#
.\ tA.,# !,
P 3 3 P
3 WP3 E
R P#R :=, W4
*n7
P E
P 3 s!
R :=N ) |bR 8 i#9#
o 9 EU
.3 3 P
3 WP3 ES t8
A # . 7 :=N # j
J(,
R :=N ) C9%~ i#9#
R R(,9 := .% 3 3 P
3 33 83 3 T !q8% 33 , :k9D Q 4N
# 8
R q# U :=N .N
. U., 2
Q f4 4QR, E
.f*() .3 3 P
3 WP3 (|9# '#) ES '# E 8 ,9 jV
:=N ) #9U 8,, i#9#
R
3 A9
.q =F9 :9 O
.i9 : O
. # NF
.9 NF
. X j. jn#
e 9%/ jk!
.k#9 :9 # O
. : O
Nh b. Mustafnn (v. 1070/1660) ed-Drrl-mnazzam f menkbil-mmil-Azam Adl Eserinin Tahkikli Neri | 437
.
)Q4 '# 3 3 P
3 WP3
.c
g ='8(F' q J(A \ Q P g f4 =8(Q, v q , O 9# L8 # 4N
M O :=,# P^ b E O 4 ' A 3 3 P
3 33 fgnT R, :F J(A O k\+ 3P =N
EA
j@
8P ,8 , O +
O cQ7 A 3 3 P
3 33 Wg :(,A O + =N# .c9 * c ) 7
o N
E
T [J/] j %Q =r Z@ .U f4 K := E O 4 ' v : E jZ
%
A#
tR 3 A
()
.t987 E
H 79 T3 N 3 3 P
3 33 fgnT R, k.# :W/g !( O k9#8 ?Q@ R 3 =N#
4 jS% $7 .H' I
3 I ja / + O sN## Z E O s,
Z@ E O N j6B R 3 T 3 3 P
3 R 3# . E
k\+ tg a :EN . |() ) j7F $p O V4
~ 6B
# j %7# '# j64P~ |()
.*
L
'# .g@# P J U :a (k9#8 tA3B # .|9 J U :a) +#
8N# j* 9 ( EZQ O sN2 ,M J9 , O 9#
c
( c
, 6B 8o 8N# *** 3P * soN2
4F~# 6ZI~ ES# *** 9< 91F# (/ #
A+~ E&# 4A# ***
oI7# fD
/# U#
c %2 9
#
4/8, EU ?A+~ =& O# jco4 \!, 4g# j*@
R , oI# jEg+~ (fD
#
.*Z
j+ :EN# j?
F Q2 4 Ba :EN# j4%, :EN j(N# O 4(/# jg $Q
4# j
F =74 ( 4
.I 'a# /R ( v , A :EN#
. . jn#
e 9%/ jk!
.Wg : O
/ j(/YU jz# % jL87 / d#\ j 8 : n~) jX jW 4, , O W ~ ( ,8 m, , !) j W 4, :)
.
. NF
.S%, :9 O
.9 NF
.L,# :9 O
.kg4 d4g *(p
.sN# :9 O
.9 NF
.(fD
g
) :9 O
#g :9 O
.
(/ : O
E
L9*&# jFb
E 4# n4 _ j 9 ( Cg+ E% 91F .A# 9@ 91F#
n!# jb
*, '# U b
, I . sN( 6+ [/] j91Q gnA
g jL9*
.29*& O ' (,9*& O sN(
EF# $%) U# +% / Q~ O n(# jgZI~ ES $%) 9* 4 k.#
j*/
# gZI~ ES U# $2 U# +% # * # j*
EF U# gZI~ / ES
8
%) D(F +% /
ES gZI~ /
a :=N # .*/
. L~
O t./ En jc4 g,
. # NF
. # 9 NF
.# : O
. NF
.H') : O
.($(F'#) : O
.# : O
.O :9 O
.4 ( :9 O
.|'# : O
. :9 O
. # 9 NF
.98 :9 O
.L% :9 O
. NF
Nh b. Mustafnn (v. 1070/1660) ed-Drrl-mnazzam f menkbil-mmil-Azam Adl Eserinin Tahkikli Neri | 439
k#9 . # 8
# j) ? L9*+ t' L% O t*(7 ,^# t2# 9# L8 4#
.L8# A9 O 0 , A# .
F ? 9 $+ $p %! f4 )
:+ =N A =N# jf!(F# t =& 6B O ~ a# jf! DA E4 3P .U PN3
3 #
P #T P! W4ZF
982 ) EU J(# f!@ 8 *** 4S
#) ***
Dg2# (E2
f4 Q#
(Q
O
#
# 2 O /# % )+# jtD# %43(R
E 7# tp9#
z 2 q Wp9
.(<9
;
P *3 TR $P 3
q 3 P IH S3
T 3 R 3(T%3, P
R /T R ,
3 .P o ,P
3 7
T *P3 T 3#3 T UP 9P 3,P T P 7P
3 R 4TP [/] 8b~ (A O z 2 q =N
3 #8R bP 3, '3 #3 P
T 9#3
o R UR 63 P3#R R3FR 93 #3 q 3 #R !R T
3,#3 H)3 pP
3 U3 T 3 3 %nP R, P
3 .P o#3 ` 3 RNP !
T *T3Pa 3 7
T *P4T%3N T P 3 3PT#3 93 8o #$R o 3%32 ,
R
3
R
P
P
P
P
P
P
P
P
P
3
o
3
P
3
P
,
.
#
`
n
4
T
U
6
QT
)
,
#
!
/
P
*
A
3
#
P
*
QR
)
f3
4
#
1
,
#
2
#
7
U
9
#
8
3 3 o R 3 R T 3 3 r 3 3 3 T 3 T 3 T T 3 3 R T R 3 R o H 3 3 T R R WP
3 3 3 R TR RR
r $R 93 63 o)Pa 3
o93 R
3 0 ,
#
T #3 3
3 T P ^T 3
o93 3 RR3, T UP 8P T 3 T P #$R 73
3 .P o4P I ^P 3
PR4RN WP ET 3 bT 32 '3 #3 P 3PTP 3)R3%F3 ,
3 .P o 3
P)3 /PP
(X/ j+@)
r P 93
(?4
? %n# 0 f4# 8 )8F f4 q f4# j?~ J9 q 8@#) jJU 64~ q J(g ]
fo43 nN F9# A %% \/ EA za E 7# q Q f! %2A 8, f4) (?0
[. (o4F3 #3 P T343 q
. : # 9 O
.9 # NF
.9 NF
. NF
.(.
F 9 O*
W Q W7 8 W7 \ 8, ) :9 O
. NF
Soner DUMAN*
Giri
Deime, deer yargsndan arndrlm bir kavram olarak, en geni anlamda
doada, toplumda ve insanda gzlenen bakalama ve farkllamalar ifade eder.
Deime insan toplumu bakmndan kanlmaz bir sre olarak karmza kmaktadr. Toplumlarn duraan olmad bir gerektir. Toplumda srekli eski alkanlklarn, davran kalplarnn terk edildii, yenilerinin benimsendii ve dolaysyla eski kurallarn deitii ya da ortadan kalkt grlr. Sosyal kontroln en
etkin arac olan hukuk kurallar da deimeden nasibini alr, yani deiir, ortadan
kalkar, yerlerine yenileri gelir.1 Hukukun deimesinde rol oynayan pek ok faktr
bulunmaktadr. Bu faktrler arasnda toplumlarn coraf konumu, demografik
yaps, ekonomik, siyas din ve ahlak etkenler saylabilir.2
slm hukuku asndan deiimin hukukun kaynaklarna ynelik boyutu
daha ok vahiy dnemiyle snrl olarak ve nesih tartmalar balamnda sz ko*
1
2
Yrd. Do. Dr. Sakarya niversitesi lahiyat Fakltesi slm Hukuku Anabilimdal. duman@sakarya.edu.tr
lker Grkan, Hukuk Sosyolojisine Giri, Siyasal Kitabev, Ankara, 1999, s. 70-71 (Baz tasarruflarla)
Grkan, age, s. 76.
4
5
6
7
Biz bu makalemizde bata mam Muhammedin el-Asl adl eseri olmak zere
Hanef fkhnn en geni apl eseri olan Serahsnin el-Mebstu ve Ksnnin
Bedius-sanai adl eserini temel almak, gerektike dier furu fkh literatrne de
gndermelerde bulunarak Eb Hanfenin btn rclarn tespit etmeye altk.
Tespit ettiimiz bu rclar, Serahs ve Ksn tarafndan yaplan aklamalar zerinden sebeplerine gre tasnif edip baz deerlendirmelerde bulunmaya altk.
Bu rclarn toplam olarak krk iki tane olduunu tespit ettik.
EB HANFENN RC ETT MESELELERN TASNF
El-Mebst ve Bedi dikkate alndnda Eb Hanfenin rc ettii snrl birka
meselede kendisine ulaan rivayet sebebiyle grn deitirdii belirtilmekle birlikte byk bir ounluunda rcnun sebebi belirtilmez. Bununla birlikte gerek
Serahs gerekse Ksn, Eb Hanfenin nceki ve sonraki grn temellendirmek zere zikrettikleri gerekelerde, kendileri bakmndan rclarn gerekelerini
ma eden aklamalarda bulunurlar. Bunlar dikkate aldmzda Eb Hanfenin ya
kendisine ulaan rivayet sebebiyle yahut da bak asndaki deiiklik sebebiyle grlerinden rc ettii sylenebilir. Bak asn deitirmesinde ise zamanndaki
rfn deimesi, meselenin kendisine kyas edildii meseleye baktaki deiiklik,
kyastan istihsana doru deiiklik gibi hususlar rol oynamaktadr.
I. Kendisine Ulaan Rivayet Sebebiyle Rc Ettii Meseleler
Mctehidlerin grlerinden rc etmesinde en nemli faktrlerden biri olarak grlen rivayet malzemesi ilgin bir ekilde Eb Hanfenin rclarnda clz
bir etkiye sahip grnmektedir. Zira tespit edebildiimiz kadaryla Eb Hanfenin
krk iki meseledeki rcsu iinden yalnzca iki tanesi rivayete dayanmaktadr. Yine
ilgintir ki Eb Hanfe, fkh herhangi bir grn, sonradan rastlad nebev
hadis sebebiyle terk etmemitir. Zira her iki rcya esas tekil eden rivayet de
sahabeye ilikindir.
Satcnn Grme Muhayyerlii
Bir kimse grmedii bir maln satarsa Eb Hanfenin ilk grne gre mal
grdnde muhayyerlik hakk vardr. Sonraki grne gre ise muhayyerlik
hakk yoktur. Eb Hanfenin gr deitirmesinin sebebi, Hz. Osman ile ilgili
rivayetin kendisine ulam olmasdr.8
Hz. Osmann grmedii bir mal satmas ve mal grdkten sonra muhayyerlik iddia etmesini Hz. mer doru bulmamtr. Eb Hanfe, Hz. merin bu
ictihad kendisine ulatnda grn deitirerek buna uygun fetv vermitir.
la
Bir kimse karsna drt aydan daha az sreyle yaklamayacana dair yemin
8
Muhammed bin Ahmed Ebu Selh es-Serahs, el-Mebst, Drul-marife, Beyrut, 1993. XIII, 70; Ksn, Bediussanai, V, 292; Abdullah bin Mahmud el-Mevsl, el-htiyr li tallil-Muhtr, Matbaatl-Haleb, Khire, 1937, II, 16.
etse Ebu Hanife, Ebu Yusuf ve mam Muhammede gre l yapm olmaz. Eb
Hanfenin nceki grne ve bn Eb Leylya gre ise l yapm olur. Drt ay
boyunca karsna yaklamazsa bin talak gerekleir. Eb Hanfenin grn deitirmesine sebep olan ey, bn Abbasn drt aydan az sreli olan yeminde l sz
konusu deildir eklindeki fetvasnn kendisine ulam olmasdr.9
II. Kyastan stihsana Rc Ettii Meseleler
Eb Hanfenin rclarnda kyastan istihsana rc ettii meselelerin azl
dikkati ekmektedir. Bunun muhtemel sebebi, Eb Hanfenin pek ok olayda daha
batan istihsan cihetini gzeterek hkm vermesidir. Nakledilen rclarn yalnzca nde kyas terk edip istihsan esas almtr.
Ksas Olayna ahitlik Eden ahitlerin ahitlikten Rc Etmesi
Hkim, ahitlerin ahitliine dayanarak katl zanlsnn ksas yoluyla ldrlmesine hkmeder ve ceza infaz edilmeden nce ahitler ahitlikten rc ederlerse
Eb Hanfenin nceki grne gre ksas cezas infaz edilir. Ksas cezasna uygun
olan da budur. nk ksas srf kul hakk olduundan dorudan hkimin hkm ile tamamlanm olur. Bu hkmden sonra ahitlerin ahitlikten rc etmesi
hkmn uygulanmasna engel olmaz. Bu mesele, mal konulara ve nikhla ilgili
konulardaki ahitliklere benzer. Evlilie ilikin bir davada hkim ahitlie dayanarak bir erkek ve kadnn evli olduuna hkmettikten sonra ahitler ahitlikten
dnse kocann cinsel ilikide bulunmas yasak hale gelmez. Eb Hanfenin istihsana dayal sonraki grne gre ise bu durumda ksas uygulanmaz; nk ksas
phelerle drlen bir cezadr. Ksasn uygulanmasnda yaplacak bir hatay telafi etmek mmkn olmadndan ksas bu ynyle had cezalarna benzemektedir.
Had cezalarnda cezann infazndan nce ahitlerin ahitlikten dnmesi cezann
uygulanmasna engel olduu gibi ksasta da durum byledir.10
Criyenin ddeti (stibrs)
Bir kimse bir criyesini satp henz teslim etmeden nce mteri satm akdini
feshederse kyasa gre satcnn bir hayz dnemi boyunca criyesine iddet bekletmesi gerekir. Ebu Yusuf un el-Eml adl eserinde Eb Hanfeden naklettiine gre
Eb Hanfe daha nceden kyasa gre hkm veriyordu. Sonradan bu grn terk
edip istihsana gre hkm vermi ve iddet beklemesine gerek yoktur demitir.11
Terikede Alaca Bulunan Kimse Gip ken Terikenin Taksim Edilmesi
Terikenin bir blmnde alaca bulunan kimse ortada yokken miraslar
hkimden terikenin taksimini isteseler, Eb Hanfenin sonraki grne gre
hkim bor kadarlk ksmn bekletip dier ksm taksim eder. Bu istihsana gre
verilmi bir hkmdr. Eb Hanfenin kyasa gre verilmi ilk hkmne gre
9
10
11
hkim bunu yapmaz; nk bor terikenin her bir czne dalm durumdadr.
Eb Hanfenin istihsan esas almasnn gerekesi udur: Az miktarda borcu bulunmayan bir terike ndiren bulunur. On dirhemlik bir bor iin on bin dirhemlik
terikeyi bekletmek ho olmayan bir eydir. yleyse her iki tarafn karn gzetmek en uygun yoldur ki bu da bor miktarn tutup kalan ksmn datmakla olur.
Bu ayrca lnn hakkna da riayet etmektir.12
III. Bir Kyastan Baka Bir Kyasa Rc Ettii Meseleler
Eb Hanfenin rclarnda en ok karlalan ey bir konuyu kendisine kyas ettii meseleyi yani maks aleyhi deitirmesidir. Kyasn asl deiince buna
bal olarak hkm de deimektedir. Bu durum bir lde Hanef literatrnde
kapal kyas istihsan denilen istihsan trne de uymaktadr. Zira bilindii zere bu nev istihsan, hakknda birbiriyle atan ve biri ak dieri kapal iki kyas
imkn bulunan meselelerde gerekleir.13 Birazdan sz edilecek kyaslar da bu
ynyle deerlendirmek mmkndr. yleyse bu rclar u ekilde deerlendirmek mmkndr: Eb Hanfe bir meselede nce ilk anda akla gelen ve meselenin
kendisine ok benzedii dnlen bir kyas esas alarak hkm vermi, ancak o
meseleyi daha sonra tekrar dndnde aslnda meselenin kendisine daha ok
benzedii ve fakat kapal bir kyasn bulunduunu grm ve grn buna bal
olarak deitirmitir.
Secdede Yalnzca Burnu Yere Dedirmenin Yeterli Olup Olmad
Eb Hanfenin nceki grne gre secdede yalnzca burnu yere dedirmek
yeterlidir. Sonraki grne gre ise ki Eb Yusuf ve mam Muhammed de bu
grtedir- aln ve burnu birlikte yere dedirmek arttr.14
Burada her iki gr lehine birer nakil aktarldktan sonra her iki gr akl
bakmdan u ekilde temellendirilmitir:
Birinci gr: nsana yz zerine secde etmesi emredilmitir. Yzn ortasnda ise burun vardr. nsan, burnu zerine secde ettiinde emre uymu olur. Ayrca
aslnda burun da alnn bir parasdr. Zira aln kemiinin taraf vardr, bunun
bir tarafn da burun oluturur.
kinci gr: Kulaklar mesh bakmndan baa tbidir. Kii yalnzca kulaklar
meshetse ban meshetmedike bu yeterli olmaz. Burnu yere koymak da secdede
aln yere koymaya tbidir. Kii aln yere koymayp yalnzca burnu koymakla yetinse bu yeterli olmaz.15
12
13
14
15
Muhammed bin Hasen e-eybn, el-Asl, (tah. Ebul-Vef el-Efgn), dretl-Kurn vel-ulmil-slmiyye,
Karai, I, 185.
Serahs, el-Mebst, I, 127.
Serahs, el-Mebst, II, 70; Alaeddin el-Ksn, Bedius-sanai f tertbi-eri, Drul-kitbil-Arab, Beyrut, 1982. I,
305.
Ksn, Bedius-sanai, IV, 141.
yeminin kapsamna yalnzca deve, sr ve koyunlarn kelleleri girer. Sonraki grne gre ise yalnzca deve ve sr kelleleri girer. Serahsnin belirttiine gre
Eb Hanfenin grn deitirmesinin sebebi bu konuda Kfe halknn rfnde meydana gelen deiimdir. nk kelle yemek ile rfte kastedilen frnlarda
kzartlan ve kzartlm/kavrulmu halde satlan kellelerdir. Kfeliler nceleri bu
kelleyi kzartrken sonradan bu deimi ve yalnzca deve ve sr kellelerini
kzartr olmulardr.31
V. Zaruret ve htiya Sebebiyle Rc Ettii Meseleler
oraplar zerine Meshetmek
Eb Hanfenin nceki grne gre oraplar zerine kaln ve altlar penelenmi olmadka- meshedilemez. Kaln ama penelenmemi orap zerine Ebu
Hanifeye gre mesh yaplmaz, Ebu Yusuf ve Muhammede gre mesh yaplabilir.
Rivayet edildiine gre Eb Hanfe hastal srasnda penelenmemi kaln
oraplarna meshetmi ve kendisini ziyarete gelenlere insanlara yasakladm
eyi kendim yaptm demitir. Bu ifadesine bakarak onun grnden rc ettii sylenmitir. Ebu Hanifenin kalnlk artndan deil, altnn penelenmi olma
artndan rc ettii anlalmaktadr.
Evlilikte Kocann Karsyla Birlikte Geirmesi Gereken Zaman
Eb Hanfenin nceki grne gre bir kimse tek kadnla evliyse bir gn
kars iin ayrp gn ibadete tahsis edebilir; nk drt kadn ile evli olmu
olsayd kadnn hakk drt gnden bir gn olacak, dier gn ise kumalarn hakk olacakt.
Eb Hanfenin sonraki grne gre ise bir kii drt kadnla evli olduunda her
biri bir gecenin kendisine ait olmasn istese, koca kendi meguliyetleri iin zaman
bulamaz. Dolaysyla Eb Hanfe bu konuda bir zaman snrlamas yapmamtr.32
Adak
Eb Hanfenin nceki grne gre bir kimse yle yaparsam hac/umre/
oru/namaz/sadaka yapmak borcum olsun der ve dedii eyi yaparsa, adam olduu eyi yerine getirmesi gerekir, yemin keffareti gerekmez.
Eb Hanfenin daha sonradan u gr benimsedii rivayet edilmitir: Bu
kii adad eyi yapmak veya yemin keffareti vermek klarndan dilediini yapar.
Abdlaziz bin Hlid et-Tirmiz yle demitir: Hac yapmak zere yola ktm. Kfeye geldiimde Eb Hanfeye Adaklar ve Keffaretler kitabn okudum. Bu
meseleye geldiimde bana: Dur, ben bu grm deitirmek istiyorum, dedi.
Hacdan dndmde Eb Hanfe lmt. Velid bin Ebn, onun lmnden yedi
gn nce bu grnden dndn syledi.33
31
32
33
Burada Eb Hanfenin daha nceki ictihadnda sonradan kolaylatrma ynnde bir deiiklik yapt grlmektedir. Muhtemelen bu rc, sz konusu ifadeleri kullanan kimselerin bu ifadenin gerei ile ykml tutulmasndaki zorluk
ve skntlarn Eb Hanfe tarafndan gz nnde bulundurulmas sebebiyle gereklemitir.
Selem Akdinde Maln Teslim Yerinin Belirtilmesi
Selem akdinde, tanma ve masraf gerektiren bir mal sz konusu ise bunun
teslim yerini belirtmek Eb Hanfenin son grne gre selem akdinin ciz olma
artlarndandr. Eb Hanfenin ilk grne gre ise bu art deildir. ayet bir
mekn belirtilirse oras teslim yeri olarak belirlenmi olur. Belirtilmezse akdin yapld yer teslim yeridir. mam Muhammed ve Eb Yusuf da bu grtedir.34
Eb Hanfenin ilk grnde selem akdi, karz, gasp ve mal itlafna kyas edilmi, ancak ikinci grnde bu kyasn doru olmad ortaya konularak farkl
gr ortaya konulmutur. Eb Hanfenin ilk kyasn terk etmesi muhtemelenakit yerinin teslim yeri olarak belirlenmesi durumunda taraflardan birinin karlaabilecei skntdr. Nitekim onun grn temellendiren Serahsnin yapt
aklamalarda geen anlama gemide yaplm olsa teslim de mi gemide olacak?
eklindeki ifadeler de bu kyasn skntsn ortaya koymaktadr.35
VI. Meseleyi Tasavvurundaki Deiiklik Sebebiyle Rc Ettii Meseleler
Eb Hanfenin kimi rclarnda dikkati eken ey, onun hkme konu olan
olay veya mesele hakkndaki alg ve tasavvurunun deimesidir. Bu tasavvurun deimesine neden olan ey Eb Hanfenin zaman iindeki tecrb birikimi yannda
ilgi ve alg deiiklii vb. hususlar olabilir.
Mehrin Zekt
Bir kadn, mehir olarak sime olan muayyen develer isteyerek evlense ve
develeri teslim almadan nce bir yl gese, Eb Hanfenin nceki grne gre
kadn nisap miktar deveyi teslim aldnda geen yln zektn der. Sonraki grne gre ise teslim alma sonrasnda bir yl gemeden zekt ykmls olmaz.36
Eb Hanfenin ilk grnn dayana udur: Mehir aslen bir zekt mal olmayp bir bedel maldr.37 Eb Hanfenin prensibine gre bedel mallarda zekt
farz olmakla birlikte, nisap miktar teslim alnmadka zektn demek gerekmez.
Dolaysyla geen yllarn zekt farz olmu, ancak edas iin teslimin gereklemesi gerekmitir.
34
35
36
37
Eb Hanfenin sonraki grnn dayana ise udur: Mehir olarak belirlenen develer aslen zekt maldr. Nikh mlkiyeti ise mtekavvim bir mal deildir.
Dolaysyla bu mehir bir adan mala benzerken dier adan benzememektedir.
Kadnn mal zerindeki mlkiyeti ancak teslim aldnda gereklemektedir.
Burada Eb Hanfenin mehri tasavvurunda bir deiiklik meydana geldiini
ve bu deiime bal olarak grn deitirdiini gryoruz.
Kuran Arapa Okuyabilen Bir Kimsenin Namazda Kurann Melini Okumas
mam Muhammedin el-Asl adl eserinde belirtildiine gre Eb Hanfeye
gre kii Arapa okuyabilse bile namazda iken Kurann Farsa tercmesini okuduunda namaz yeterli olur.38 Gerek Serahs39 gerekse Ksn40 el-Asldaki bu rivayete uygun olarak aktarmda bulunmular ve Eb Hanfenin grn desteklediklerini gsteren aklamalarda bulunmulardr. Serahsnin usulnde yer alan
aklamalara gre Eb Hanfeye gre Arapa okuyabilen bir kimsenin namazda
iken baka bir dilde okumas mekruh olmakla birlikte namaz geerlidir.41
Grld zere Serahs ne usulnde ne de el-Mebst adl eserinde herhangi
bir rcdan bahsetmedii halde sonraki dnem kitaplarndan el-Hidyede Eb
Hanfenin bu grnden dnd herhangi bir kaynak zikredilmeksizin rivayet
edilmitir eklinde bir ifadeyle aktarlm42, Fethul-Kadrde de daha doru olan
rivayet budur diye bunan daha doru olan gr olduu belirtilmi,43 Reddlmuhtrda da Eb Hanfenin grnden dnd kesin bir dille aktarlmtr.44
Eb Hanfenin son gr olduu rivayet edilen gre gre ki bu ayn zamanda
Eb Yusuf ve mam Muhammedin de grdr- Arapa okuyamayan kimsenin
baka bir dilden kraatiyle namaz ciz olmakla birlikte Arapa okuyabilen kiinin
bunu yapmas halinde namaz geerli olmaz.45
Sonraki grn delili udur: Mzzemmil sresinin 20. yetinde Kurandan
kolaynza geleni okuyun buyrulmutur. Bu yetin namazda Kuran okuma konusuna ait olduu konusunda gr birlii vardr. Kurann ise Arapa olduu konusunda pek ok yet bulunmaktadr. u halde Arapa okuyabilen bir kimse iin acz
de sz konusu olmadndan Arapa dnda bir dille kraatte bulunmas halinde
emre uymam olacaktr. Acz durumunda ise bir zorunluluk sebebiyle namaz ciz
olmaktadr.
38
39
40
41
42
43
44
45
lk grn delili olarak ise Selman- Frisnin slma yeni girmi olan ranllarn namazda okumas iin Ftiha suresini Farsaya tercme ettiine ilikin rivayet zikredilir. Akl delil olarak ise u zikredilir: Namazda muciz olan kelamn
okunmas istenmitir. Kurann ise muciz olan ksm manasdr. Zira Kuran yalnzca Araplar asndan deil dier milletler asndan da mucizdir. Eer Kurann
mucize olan yn Arapa nazmyla ilgili olsayd dier milletler bakmndan
mucizlikten sz edilemezdi.46
hraml Kiinin Trnaklarn Kesmesi
Eb Hanfenin ilk grne gre ki Zfer de bu grtedir- ihraml olan kii
trnan kestiinde ceza kurban kesmesi gerekir. Eb Hanfenin sonraki grne gre ki Eb Yusuf ve mam Muhammed bu grtedir- her bir trna iin
bir sadaka gerekir.47
Eb Hanfenin nceki gr yle bir kyasa dayaldr: Bir elin btn trnaklarn kesme durumunda kurban kesmek gerektii ittifakla kabul edilmektedir. Bir
eldeki trnak ounluu tekil ettiinden ve ounluk da pek ok konuda btn
yerine konduundan kurban kesmek gerekir.
Sonraki grnn delili ise udur: Kurban kesmek aslnda iki el ve iki ayan
trnaklarnn tmnn kesilmesi durumunda gerekir. Bir elin trnaklar ise bunun
drtte biri etmektedir. Ban drtte birini tra etme durumunda kurban kesmenin
gerekli olmas meselesinde de olduu gibi drtte bir btn yerine konduundan
bir elin btn trnaklar kesildiinde de kurban kesmek gerekmektedir. Kurban
kesmenin en alt snr bir elin btn trnaklardr. u halde eldeki trnaklarn ounluunu eldeki trnaklarn tm gibi deerlendirmek mmkn deildir. nk
bunun bir snr yoktur. Zira bu zincirleme olarak devam eder gider.48
ldrme ve Yaralama Olayna Karan Zanlnn Yeminden Kanmas
Eb Hanfenin nceki grne gre ki Ebu Yusuf ve Muhammed de bu grtedir- ldrme ve yaralama olayna karan zanl, bunu ilemediine dair yemin etmekten kanrsa kendisine ksas uygulanr.
Eb Hanfenin sonraki grne gre ise katl zanls suu ilemediine dair
yemin etmekten kanrsa [kendisine ksas uygulanmaz] yemin edinceye veya suunu itiraf edinceye kadar hapsedilir. Adam yaralama konusunda zanl olan kii
ise yeminden kandnda ksasa hkmedilir.49
Bask ve Tehdit Altnda Cinsel likiye Zorlanan Erkee Zina Haddi Uygulanmas
Eb Hanfenin nceki grne gre ikrah altnda bir kadnla ilikide bulu46
47
48
49
Serahs, el-Mebst, I, 37. Burada Serahsnin rc fikrini kabul etmeksizin Ebu Hanifenin gr ile Ebu Yusuf ve
mam Muhammedin grlerini delillendirmek iin bunlar zikrettiine dikkat edilmelidir.
eybn, el-Asl, II, 435.
Serahs, el-Mebst, IV, 77.
Serahs, el-Mebst, XVI, 117-118.
nan erkee had uygulanr. nk cinsel ilikide bulunabilmek iin cinsel organn
sertleme haline gelmesi gerekir. Bu durum ise erkein bu ii isteyerek yaptn
gsterir. Kadnn durumu ise farkl olup onun ilikide bulunmas iin buna imkn
vermesi yeterlidir. Bu ise ikrah altnda iken olur. krah altnda iken ilikide bulunmu olmas zinay isteyerek yaptn gstermez.
Eb Hanfe daha sonra bu grn terk ederek yle demitir: Zorlayan kii
(mkrih) devlet bakan ise erkee had cezas uygulanmaz; nk had cezas sutan engellemek iin konulmutur. Erkek de zinadan kendisini engellemitir. Onun
ilikide bulunmasnn amac ldrlmekten kurtulmaktr. Bu yzden bask ve tehdit altnda ilikide bulunan kadn iin zina suu sz konusu olmad gibi erkek
iin de sz konusu olmaz. liki esnasnda cinsel organn sertlemesi erkein zinay
isteyerek yaptn gstermez. nk bu sertleme doal bir sebeple gerekletii
gibi cinsel istek sebebiyle de gerekleebilir. Nitekim uykuda olan kimse de herhangi bir kast ve fiil sz konusu olmakszn sertleme sz konusu olabilir. haline
geebilir. Sertleme hali yalnzca o kiide erkeklik zelliinin bulunduunu gsterir, irade ve rzasn gstermez.50
Burada Eb Hanfenin erkein cinsel organnn sertlemesi srasndaki biyolojik ve psikolojik durumuna ilikin algsnda bir deiiklik meydana geldiini ve
buna bal olarak da ictihadn deitirdiini gryoruz.
Hayvan Kiralamada Taraflar Arasnda Anlamazlk Olmas
Bir hayvan kiralanmas olaynda hayvan sahibi ve kiralayan ahs arasnda anlamazlk olsa; hayvan sahibi Sana Kfeden Kasra gitmen iin hayvan on dirheme kiraya verdim dedii halde, kiralayan Hayr, Badata gitmem iin hayvan
on dirheme kiraya verdin dese, her iki taraf da kendi iddiasna dair delil getirse
Eb Hanfenin nceki grne gre ki Zfer de bu grtedir- hkim Kfeden
Badata kadar onbe dirhem karlnda kiralanm olduuna hkmeder.
Eb Hanfenin sonraki grne gre ki Eb Yusuf ve mam Muhammed bu
grtedir- hkim, hayvann Badata kadar on dirheme kiralandna hkmeder.
lk grn delili udur: Hayvan sahibi Kfeden Kasra kadar on dirhem zerinden akit yapldn ispat ettiinden bu ahitlie gre hkm verilir. Kiralayan
da Kasrdan Badata kadar be dirheme akit yapldn ahitleriyle ispat ettiinden onun da bu konudaki delili kabul edilir. Her iki delili birlikte esas aldmzda
hayvan Kfeden Badata on be dirheme kiralanm olur.
kinci grte ise iki tarafn ahitlerinin ittifak ve ihtilaflar dikkate alnmaktadr. ahitler on dirhemlik ksmda ittifak ettikleri halde gidilecek yer konusunda
ihtilaf etmektedirler. Kiralayan kii fazlalk olan mesafeyi delille ispat ettiinden
onun delili kabule daha layktr.51
50
51
Serahs, el-Mebst, IX, 59; Ksn, Bedius-sanai, VII, 180; Mernn, el-Hidye, II, 348.
Serahs, el-Mebst, XV, 172.
man olmu saylmazlar. Eb Hanfenin sonraki grne gre ise Mslman olmu olurlar.55
VII. Bir Genel Kural Sebebiyle Rc Ettii Meseleler
Hurma Nebzi ile Abdest Alma
mam Muhammedin el-Asl adl eserinde Eb Hanfeden naklettiine gre
kiinin yannda su bulunmamas halinde hurma nebizi ile abdest almas cizdir.
Bunun yannda teyemmm de yaparsa Eb Hanfe bunun yannda teyemmm de
yapmasn gzel grrm demitir.56 El-Cmius-sardeki rivayete gre ise teyemmm yapmayacan belirtmitir.57 Serahsnin Nuh [b. Eb Meryem]den nakline
gre Eb Hanfe bu grn terk ederek, Eb Yusuf un da benimsedii hurma
nebizi ile abdest alnmaz. Bu durumda teyemmm yaplr grne rc etmitir.58 Zhirr-rivye kaynaklarda yer almayan bu rc dier eserlerde genellikle
hikye edildi eklinde edilgen bir dille nakledilmitir. Burada Zhirr-rivyede
yer alan gr istihsana dayaldr. Kyasa dayal olan gr ise sonraki grtr. stihsann gerekesi olarak bn Mesuddan rivayet edilen bir hadis zikredilmektedir.59
Burada Eb Hanfenin istihsan destekleyen rivyeti terk edip kyasa rc ettii grlmektedir. ayet bu rivayet doru ise Eb Hanfenin bu rcunun sebebi
muhtemelen bn Mesuddan gelen rivayeti zaman iinde zayf grmeye balamasdr.
Vasnin Tazmin Ykmll
Bir kimse klesini satp parasn sadaka olarak fakirlere datma konusunda
bir ahs vas tayin etse, vas de bunu yaptktan sonra para elindeyken telef olsa
daha sonra klenin bakasna ait olduu ortaya ksa Eb Hanfenin nceki grne gre vas bunu tazminle ykml olur. Tazmin ettii paray da kimseden
isteyemez. nk klenin bakasna ait olduu ortaya kt anda vasiyet btl
olmutur. Satm bedelini tahsil eden kii vasdir, dolaysyla tahsil ettiinin mislini
mteriye tazmin eder, miraslardan da bir ey alamaz; nk lm olan ahs
lmeden nce miraslarn eline ulaan mal zerinde bir vasiyette bulunmamtr.
Eb Hanfenin sonraki grne gre ise ki Eb Yusuf ve mam Muhammed
de bu grtedir- vas, dedii tazminat len ahsn terikesinden alr; nk vas
bu alm-satm iinde len ahs adna hareket etmektedir. Karlat tazminat
yk l adna yapt fiilden kaynaklanmtr.60
Gib Kocann Malndan Karsna Nafaka Verilmesi
Eb Hanfenin ilk grne gre ki bu Zferin de grdr- bir kimse gib
55
56
57
58
59
60
iken onun eleri hkime bavurarak nafaka talep etseler, hkim evlilii biliyorsa,
-tpk kocann mevcut olup da nafaka vermemesi durumunda olduu gibi- kadnlara kocalar adna borlanmak suretiyle ihtiyalarn temin etmelerini emreder.
Eb Hanfe daha sonra bu grten dnm ve hkimin bunu emredemeyeceini
sylemitir ki Eb Yusuf ve mam Muhammed bu grtedir. nk bu, gib
aleyhine hkm vermektir, hkimin ise byle bir yetkisi yoktur.61
Anlald kadaryla Eb Hanfe ilk bata yapt kyas, daha sonra genel kurala uymak amacyla terk etmitir.
Mudarebe Akdinde Anlamazlk
Bir mudarebe akdinde sermayeyi ileten kii elimde kr yar yarya paylalmak zere bin dirhemlik mudarebe sermayesi vard. Ben bu sermayeyi altrarak
bin dirhem kr ettim dese, sermaye sahibi ise benim sermayem iki bin dirhem
idi dese Eb Hanfenin ilk grne gre ki Zfer de bu grtedir- sermaye sahibinin gr kabul edilir; nk iletmeci, sermaye sahibinin malnn bir ksm
zerinde hak sahibi olduunu iddia etmektedir. Zira iletmecinin elinde bulunan
maln tm sermaye sahibinin malndan kaynaklanmtr. Bu sebeple iletmecinin
sz bir delil olmadka kabul edilmez.
Eb Hanfenin sonraki grne gre ki Eb Yusuf ve mam Muhammed
de bu grtedir- yeminle birlikte iletmecinin sz kabul edilir; nk iki taraf
arasndaki anlamazlk iletmecinin teslim ald sermayenin miktar konusundadr. Teslim alnan eyin miktar konusunda ise teslim alan ahsn sz ayet daha
nce bu sze aykr bir ikrarda bulunmamsa- geerli olur.62
VIII. Hak Sahibinin Hakkn Korumak Amacyla Rc Ettii Meseleler
Nesep krar
Bir kimse, kendisinin olu olamayacak yataki bir klesi hakknda bu benim
olumdur diyerek ikrarda bulunsa Eb Hanfenin nceki grne gre bu sz
hkmszdr. Sonraki grne gre ise kle azat olur.63 Burada nesep sabit olmam olsa bile azadn gereklemesi sz konusudur.
Borlunun ve Emanet Alan ahsn Durumu
Eb Hanfenin ilk grne gre ki bu ayn zamanda Eb Yusuf ve mam
Muhammedin de grdr- borluya /bir mal emanet alm kimseye, gip olan
alacaklnn / emanet verenin kars gelerek borcu/emaneti istese, borlu / emanet
alan kii, bu kadn ile bor veren/emanet brakan kii arasnda evlilik ba olduunu inkr etse, kadnn bu konuda getirecei ahitler dinlenir; nk o, bir sebebe
bal olarak kar tarafn elindeki malda kendisinin hakk olduunu iddia ettiinden bu sebebi ispat etme konusunda davada taraf olur. Bu kadnn durumu, bir
61
62
63
ahsn elindeki maln kendisine ait olduunu ve o mal nc bir ahstan satn
aldn iddia eden kiinin durumu gibidir.64
Eb Hanfenin sonraki grne gre kadnn kendisinin gip ahsn kars
olduuna dair getirecei ahitler dinlenmez; nk kadn gip bir ahs aleyhine nikh ispatnda bulunmaktadr. Borlu veya emanet alan ahs ise gip adna
nikhn ispat konusunda taraf deillerdir.
Ticaret Yapmasna zin Verilen Klenin Mal zerinde Efendinin Tasarrufu
Ticaret yapmasna izin verilen klenin borcu bulunsa efendisi, klenin mallar
arasnda yer alan bir criyeyi azat etse Eb Hanfenin ilk grne gre azat ilemi
geersizdir. Sonraki grne gre ise klenin borcu rakabesini ve elindeki mallarn tmn kaplayacak kadar ok olmad srece azat geerlidir. Bor bu lde
olursa azat btl olur.65
IX. rencileriyle Mzkere Sonucunda Grn Deitirmesi
Cvadan Zekt Verilmesi
Madeninde bulunmu cvada Eb Hanfe ve mam Muhammede gre bete bir
zekt vardr. Ebu Yusuf a gre ise zekt yoktur.
Ebu Yusuf tan nakledildiine gre Eb Hanfe daha nceleri cvada zekt bulunmad grn tercih ediyordu. Eb Yusuf ise bu konuda sk sk kendisi ile
mnazarada bulunuyor ve cvann kurun gibi bir ey olduunu sylyordu. Nihayet Eb Hanfe grn deitirerek cvada bete bir zekt olduu grn
kabul etti. Eb Yusuf ise daha sonra grn deitirerek cvada zekt olmad
grn benimsemitir.
Cvada zekt olmad grn kabul edenlere gre cva, menbandan kendiliinden kaynamaz ve kendiliinden bir kalba girmez. O bu bakmdan ya gibidir.
Bete bir zekt kabul edenlere gre ise menbandan iilik yaplarak karlr ve
baka madenlerle birlikte kalba dklr olmas bakmndan gm gibidir.66
Burada Ebu Yusuf un hocasyla mzkerelerinde cvann bakr gibi deerlendirilmesi gerektiine dair srarnn Eb Hanfe zerinde etkili olduu anlalmaktadr.
EB HANFENN CTHADLARINDAK DEMN DEERLENDRLMES
I. Rc Rivayetlerinin Gvenilirlii
Eb Hanfenin grlerini ilk olarak yazya geiren rencilerinin eserlerinde - zellikle de mam Muhammedin el-Asl adl eserinde- yukarda zikri geen
64
65
66
bir yekn tutmaktadr. Bunun nedenleri zerine derin analizler yapmann gerekliliini ifadeden sonra imdilik u kadarn sylememiz mmkndr: Yaptmz
tespitlere gre bir mctehidin rivayet malzemesi ile ilikisi onun grnden rc
etmesinde en nemli etkenlerden birini tekil etmektedir. Nitekim mam fi rnei ve Hanef mezhebinde Eb Yusuf un rc ettii grler bunun en canl ahididir. Dier yandan Ahmed bin Hanbelin fkhtaki pek ok meselede kararsz
kalmas ve tevakkuf etmesinin ardnda konuyla ilgili rivayet malzemesinin bulunduu bilinmektedir. Buna karlk meseleleri daha ok akl temelde deerlendiren,
kll kaideler zerinden hareket eden mctehidler asndan rcnun daha az grldn bunlarn da ounlukla rivayetlere bal olmayp meseleleri tasavvur
konusundaki deiiklikten kaynaklandn gryoruz.
Eb Hanfeye nispet edilen rclarn bu kadar az olmasna ilikin akla gelebilecek bir dier ihtimal ise Eb Hanfenin rclarnn vaktinde kayda geirilmemi
olmas, onun vefatnn zerinden bir hayli zaman getikten sonra fikirleri rencileri tarafndan kaleme alnrken aklda kalan rclarnn Eb Yusuf ve mam
Muhammedin hatrlad kadaryla kaleme alnm olmasdr.
Eb Hanfenin rc ettii rivayet edilen grlerini fkh alanlar asndan
incelediimizde yle bir sonula karlarz:
bdt alan:
15 mesele,
Mumelt alan:
22 mesele,
Ukbt alan:
5 mesele
Toplam:
42 mesele
badetler konusunda rc rivayet edilen meselelerin drd taharet, namaz, biri cenazenin ykanmas, drd zekt, ikisi hac ve bir tanesi adakta bulunmakla ilgilidir.
Mumelt konusunda rc rivayet edilen toplam yirmi iki meselenin bei aile
hukuku, drd kira akdi, kleler, ikisi ahitlik, geri kalan birer rnek de miras,
ehli kitab, satm, selem, uf a, mudarebe, vasiyet, bor ve emanet alma konularyla
ilgilidir.
Ukbt alanna ilikin be meselenin ikisi ksas biri zina,biri hrszlk ve biri de
harbye had cezas uygulanmas ile ilgilidir.
Eb Hanfenin iki meselede ise iki kere gr deitirdii bylece gre
sahip olduu grlmektedir.
Her fkh alanna ilikin rclarn byk bir ounluu ihtilaf, ahitlikten
rc konularna ilikindir.
III. Rclarn Sebepleri
Bir mctehidin grnden rc etmesinin sebeplerini aslnda ana balkta
toplamak mmkndr:
71
72
73
74
75
sonraki limler de bunlarn rivayet veya dirayet asndan dayanaklarn ortaya koymaya almlardr.
Ahmed Emn, a.g.e, s. 120.
Muhammed Eb Zehra, Eb Hanfe: Haytuh ve asruh, ruh ve fkhuh, Drul-fikril-arab, Khire, 1991, s. 34.
Muhammed Eb Zehra, a.g.e, s. 34.
Muhammed Zhid el-Kevser, Fkhu ehlil-Irk ve hadsuhum, (tah. Abdlfettah Eb Gudde), el-Mektebetlezheriyye, 2002, s. 54-55; smail Hakk nal, mam Eb Hanfenin Hadis Anlay ve Hanef Mezhebinin Hadis
Metodu, Diyanet leri Bakanl Yaynlar, Ankara, 1994, s. 56-60.
Ahmed bin Abdrrahim Veliyyullah ed-Dehlev, el-nsf f beyni esbbil-ihtilf, (tah. Abdlfettah Eb Gudde),
Drun-nefis, Beyrut, 1404, s. 39; Ahmed Emn, a.g.e, II, 125.
yasn esas alnmasna kyas- haf istihsn adyla anlmaktadr.76 Aslnda bunun
ardnda yatan ana etken Eb Hanfenin maslahat anlayndaki deiimdir. Daha
nce maslahata uygun grd bir eyin zaman iinde deiime uramas veya
Eb Hanfe tarafndan o meselenin alglannda bir deiimin meydana gelmesi
onun farkl bir gr benimsemesine neden olmu grlmektedir.
Eb Hanfenin rclar arasnda nassn yorumu konusunda gr deitirdii
bir rnee rastlanmamaktadr. Bir baka deyile nassla sabit bir konuda daha nce
benimsemi olduu bir tevil veya yorumu terk ederek ayn nass baka bir ekilde
yorumlad grlmemektedir.
Eb Hanfenin bazen de konu ile ilgili bir rivayete dayal gr bir genel kural sebebiyle terk ettii grlmektedir.
Eb Hanfenin grn deitirdii meselelerin ounlukla insanlar arasndaki gr ayrlklarna ilikin konularda olduu grlmektedir. Bu balamda kitabet akdi, yk ve yolcu tamak iin hayvan kiralama, mudarebe akdi, borlunun
ve emanet alan ahsn bor ve emaneti geri verdiini iddia etmesi, selem akdinde
maln teslim yeri konusundaki ihtilaf gibi meselelerde insanlar aras anlamazlklarda hakl tarafn kim olduunu belirleme konusunda Eb Hanfe grn
deitirmitir.
Eb Hanfenin grn deitirdii konular arasnda ahitlikten rc meseleleri de dikkatleri ekmektedir. ahitlikten rc edildiinde hkimin nceki
kararnn ne olaca meselesi hukuk istikrar yakndan ilgilendirdiinden Eb
Hanfenin bu istikrar salama ynnde bir tasavvur deiiklii yaadn gryoruz.
Eb Hanfenin nadiren de olsa istihsana dayal grten rc ederek kyas
esas ald da grlmektedir. Nitekim hurma nebzi ile abdest alma konusunda
ayet doruysa- bn Mesuddan gelen rivayete dayal grn terk edip kyas
esas almtr.
IV. Rclarn Hanef Mezhebi zerindeki Etkisi
Eb Hanfenin rc ettii meselelerin byk bir ounluunda onun ilk gr mam Zfer tarafndan kabul edilirken, sonraki gr Eb Yusuf ve mam
Muhammed tarafndan esas alnmtr. Sonraki dnemde mezhep iinde genel kabul gren grler de bunlardr.
Eb Hanfenin rc ettii meselelerde ilk gr istisnlar olmakla birlikteounlukla kyasa dayal olduundan ve mam Zfer de ictihadlarnda istihsan
deil kyas tercih ettiinden Zfer, hocasnn kyasa dayal ilk gr zerinde
srar etmi, buna karlk dier iki rencisi Eb Yusuf ve mam Muhammed ise
Eb Hanfenin istihsana dayal grlerini tercih etmilerdir. Furu kitaplarnda
rcyu ifade etmek zere sklkla zikredilen (N za N 79 ) eklindeki ifadeler,
76
EB HANFEDE
DN VE ERAT AYIRIMI VAR MI?
Prof. Dr. Abdullah KAHRAMAN*
Giri
Gnmzde, zaman zaman etrafnda fobiler oluturulan eriatn mahiyeti, insan haklar ve hukuk bakmndan ihtiva ettii hkmler, bu hkmlerin balaycl ve dinle ilikisi oka tartlmaktadr. Bir yaklama gre Kitapta, Snnette
ve onlarn yorumlarndan meydana gelen fkhta var olan her ey eriat kapsamna
girerken, bazlar eriat sadece dinin temel ilkelerine has klmaktadr. Bu iki yaklama gre de eriat dinin asl ve mkevvin unsurudur. Bat kaynakl modernist
anlaylara gre ise din baka eriat bakadr. eriat dinle ilikilendirilebilirse de,
dinin mahiyetine dahil dahil deildir. nk din sabit eriat ise deikendir. Bu
anlamda eriat daha ok fukahann dnemsel ve tarihsel hukuk yorumlarndan
ibarettir. Bu son yaklam benimseyenler grlerini temellendirebilmek iin klasik dnem ulemasndan bazlarna referansta bulunmaktadrlar. Bu referanslarn
banda da Eb Hanife gelmektedir. Bu sebeple makalemizde Eb Hanifenin gerekten din-eriat ayrm yapp yapmad zerinde durulacaktr.
I. eriat Kavram ve Muhtevas
slmda ekonomi, siyaset ve hukukla ilgili olup ferdi ve sosyal hayat dzenleyen hkmlere genel olarak eriat denildii bilinmektedir. nk dn edebi-
2
3
4
Serahs, Eb Bekir Muhammed, Usls-Serahs, Beyrut 1973, I, 73; bn Hazm, Ahmed b. Sad, elhkm f uslil-ahkm, Beyrut 1983, I, 76, II, 117; Rgb el-Isfehn, el-Mfredt, Beyrut ts., 258;
tb, Eb shak brhim, el-Muvfakt f usli-era, Khire ts., I, 51, 78; Aliyyl-kr, erhu
kitbil-fkhil-ekber, Beyrut 1984, 132; Tahnev, Kefu stlhtil-fnn, Beyrut 1996, I, 10181020; Seyyid Bey, Medhal, stanbul 1333, 95-96; Hayreddin Karaman, Soruturma, slamiyt I
(1998), say 4, 293.
Hseyin Hatemi, Soruturma, slamiyt I (1998), say 4, 291.
Serahs, Usl, I, I, 73.
Seyyid Bey, 94.
Daha net olarak ifade etmek gerekirse, itikadi ve ahlaki hkmleri ihtiva etmesi bakmndan eriat fkhtan ayrlmaktadr. Fkh ise nasslardan karlan hkmler yannda reye (akla) ve ictihada dayal hkmleri de iermesi bakmndan
eriattan farkldr. Bununla birlikte slmda eriatla fkhn ayniletii bir alan vardr ki, bunlar kesin nasslara dayal hukuk hkmlerdir. Bu alandaki hkmlerin temel zellii, maksat ve illet asndan yaplacak yaklamlar hari, her trl
yorum ve deiime kapal olmalardr. te dinin aslna dahil olduu kabul edilen
hukk hkmler de bunlardr.
III. eriatn Tr
Kaynaklar fkh-eriat ilikisini netletirmek iin eit eriattan bahsetmektedir5. Bu ayrmn temel sebebi, tarihi srete Allahn indirdii eriat ile, fukahnn
ictihadlarndan oluan eriat(fkh)n birbirine karmasdr. Buna gre dorudan
Kitap ve snnet ile sabit olan er hkmlere er-i mnezzel, rey ve ictihaddan
mtevellid olan ve kitap ile snnetin belli bir usul dairesinde yorumundan oluan fukah kavillerine er-i mevvel denilmektedir. Bir takm uydurma ve yalan
hadisleri rie isnat etmek veya er nasslar fsit, srf ind bir ekilde ve riin
muradnn hilafna tevil etmek gibi btl bir yolla er hakikatleri tariften meydana gelen hurafelere de er-i mbeddel (deitirilmi eriat) denilir. Bu ksma ne
mecaz ne de tevil yoluyla eriat denilemez. nk bu yorumlarn ve karsamalarn gerek eriatla bir ilgisi olmayp bunlar gerek eriatn tahrifinden ibarettir.
Kitap ve snnetin dorudan hkm olan er-i mnezzele her mslmann tabi
olmas zorunludur. Asln fukahnn yorumu oluturan er-i mevvele ise esasen
kimsenin tabi olma zorunluluu yoktur6. Ancak bu durum mctehidler iindir.
Mctehid olmayann ise dini hayatn doru ve sistemli bir ekilde yaayabilmesi
iin bir mctehidi taklidi zorunludur.
IV. Din-eriat Ayrmnn Geleneksel Temeli Var m?
Gnmzde Kurnn kavramlar zerinden yaplan baz yaklam ve yorumlarda din-eriat ayrm yaplmaktadr. Bu ayrm da baz klasik kaynaklara dayandrlmaya allmakta ve bugn kurgulanan anlamlar klasik dnem ulemasndan
bazlarna sylettirilmektedir. Buna gre, ed-din terimi, deime kabul etmeyen
inan ve amel hkmlerine, eriat ise deiebilir dini hkm ve kurallara tahsis
edilmektedir. Bu ayrmda deiebilir kabul edilen eriat hkmlerinin Kurnla,
snnetle veya ictihatla sabit olmas arasnda da bir fark gzetilmemektedir. Ancak
byle bir ayrm amzda ortaya km baz anlaylarn sonucu olup klasik geleneimizden bir dayana yoktur7.
5
6
7
Bazlar bunu Kurn eriat ve Fukah eriat gibi ksmlara da ayrmaktadrlar(bk. Hseyin Atay,
Soruturma, slamiyt I (1998), say 4, 261).
Seyyid Bey, 97.
Bk. Seyyid Bey, 96; eltut, Mahmud, el-slmu Akideten ve eriaten, 11; Nsr Eb Zeyd, Soruturma,
slamiyt I (1998), say 4, 271; Karaman, Soruturma, slamiyt I (1998), say 4, 293.
gnne ve kiinin yerine getirilmesiyle mslman olduu her eye iman, ahde
vefa, doruluk, emanete riayet... eklinde yorumlayp milletlerin ihtiya ve
durumlarna mebni eriatlar neden bu kapsama dahil etmediini ise yle
aklamaktadr: nk eriatlar muhtelif ve birbirinden farkldr; din ise daimidir, devamldr, mahfuzdur, yerleiktir, bnyesinde herhangi bir elikiye
yer yoktur. Bunun tesinde eriatlar hikmet ve maslahatn gerei olarak ve
Allahn iradesiyle milletlerin zamanlarna gre farkllamtr13.
Kendisine nispet edilen bir risalede Ebu Hanife de din ve eriat ayrm yapmaktadr. Onun konuyla ilgili ilgin ve bir o kadar da nemli aklamas yledir:
Bilmiyor musun ki, Allahn Resulleri muhtelif dinlere mensup deillerdi. Hibiri kendi kavmine, kendisinden nce gelmi olan resulun dinini
terketmeyi emretmemitir. nk peygamberlerin dini birdir. Buna mukabil her resul kendi eriatna davet ediyor, kendinden nceki resulun eriatna
uymaktan nehyediyordu; zira resullerin eriatlar ok muhteliftir. Bundan
dolay, Allah Kuran- Kerimde sizin her biriniz iin bir eriat, bir yol tayin
ettik. Eer Allah dileseydi sizi bir tek mmet yapard14; Senden evvel hibir
peygamber gndermedik ki, ona, Benden baka hibir ilah yoktur, ancak bana
ibadet edin, diye vahyetmi olmayalm15; Allahn yarad deitirilmez, en
doru din budur16 buyurmutur. Yani Allahn dini deitirilemez. Nitekim
din, tebdil, tahvil ve tayir edilmemitir. eriatlar ise tebdil ve tayir edilmitir. Zira birtakm eyler baz insanlar iin helal iken, Allah onlar dier insanlara haram klmtr. Birok emirler vardr ki, Allah onlarn yaplmasn
bir ksm insanlara emrettii halde dier insanlar, onlar ilemekten nehyetmitir. O halde, eriatlar ok ve muhteliftir. eraitler, farz klnan eylerdir.
Eer Allahn btn emrettiklerini yapmak ve btn nehyettiklerinden kanmak din olsa idi; bu durumda Allahn emrettiklerinden herhangi birini
terkeden yahut nehyettiklerinden herhangi bir eyi ileyen kimse, Allahn
dinini terketmi ve kfir olmu olurdu. Bu durumda kfir olan kimsenin de
mslmanlarla kendi arasnda cereyan eden nikhlanma, miras, cenazesinin peinden gitmek, kestiklerini yemek ve benzeri hususlar ortadan kalkm olurdu. Oysaki Allah, mminler arasnda can ve mallarnn korunup
haram klnmasnn sebebi olan man dolaysyla bu hususlar farz klmtr.
Allah, mminlere farz olan eyleri, onlarn dini kabul etmelerinden sonra
emretmitir: man eden kullarma syle, namaz dosdoru klsnlar17, Ey
man edenler, size ksas farz klnd..18, Ey man edenler, Allah ok ann..19)
yetleri ve benzerleri bu hususu belirtmektedir. Eer farz klnan eyler bizatihi man olsayd, Allah o amelleri ileyinceye kadar kullarn mmin olarak
13
14
15
16
17
18
19
Asr, 103/2-3.
Bakara, 2/112.
sr, 17/19.
Bk. Eb Hanife, el-lim vel-mteallim, 13-15 (mam- Azamn Be Eseri, eviren: Mustafa z,
stanbul 1981), 15-17; Gler, lhami, Sabit Din Dinamik eriat, 23-32.
Gler, 24-25.
Burada Eb Hanife, eriatn dine dahil olmad veya ondan ayr olduunu
anlatma abasnda deildir. O, bu balamda din kelimesini iman ve akde
anlamnda kullanmaktadr. Zira ona gre de kitaba inanmak Kurnn tamamna
inanmaktr. nk o, dini tarif ederken din, iman, slam ve er hkmlerin (eriatn) tamamna verilen bir isimdir, demektedir. Kendi ifadeleri yledir: slam,
Allahn emirlerine teslim olmak ve itaat etmek demektir. Lgat itibariyle iman ve
slam arasnda fark vardr. Fakat slamsz iman, imansz slam olmaz. Onlarn ikisi
de bir eyin ii ve d gibidirler. Din ise, iman, slam ve eriatlarn hepsine birden
verilen isimdir25.
Onun byle bir ayrm peinde olmadn tespit ve ifade eden Aliyyl-Kr
yle demektedir: rihin bu makamda tevehhm ettii gibi, mam- Azamn
maksad din kelimesinin teker teker iman, slam ve eriat yerine kullanlacan ifade etmek deildir. nk bu yorum anlatmak istedii sistemin dna
kmaktr26.
Eb Hanife, kendi dneminde tartmal olan iman-amel ilikisini anlatmak
isterken iki meselenin altn izmitir. Bunlardan biri, dinin akid ksmnn yani
mentnn evrensel ve deimez, eriatn ise yerel unsurlar bakmndan deiken olduudur. Zira btn peygamberler ayn amentye inanp mmetlerine onu
anlattklar halde, bu inan esaslar zerine bina edilen ve onlarn tabii uzants durumunda olan eriatlarnda deimeler olmutur. Bu yzden Allah katnda yegane
din olan slam, iman (akide) ve eriattan oluur. Ancak iman (akide) deimezken
eriat deiebilir. Eb Hanifenin vurgulamak istedii ikinci husus ise, iman-amel
ilikisini netletirmeye yneliktir. Onun aklamasna gre iman amelden nce
gelir, zira insanlar nce inanr sonra namaz klarlar, nce namaz klp sonra inanmazlar27. Dier ahkma gre iman hepsinin zeti (icmal) durumundadr. Dier
ahkm bilmeyen sadece iman esaslarn renmekle mmin olur. Mmin olmak
iin amel farzlardan birini mesela namaz klmak n art deildir28. Anlatmak
istedii budur. Yoksa inancnz ayn olsun, fakat ameli istediiniz gibi yapn sonucuna varm deildir.
Ayrca Eb Hanifenin altn izdii hususlardan biri de o dnemin tartmalarnda k tutacak olan byk gnah ileyenin durumudur. Ona gre byk gnah
ileyen gnahkr olup azab hak etmekle birlikte dinden km saylmaz. O halde
Eb Hanifeye nispet edilen bu grleri onun dneminden ve risalelerin tarihi
balamndan kopararak doru bir sonuca ulamak mmkn deildir. Bir kere bu
risalelerde tartlan meseleler ve getirilen zmler genel de iman problemi ile
ilgilidir ve bu sebeple Eb Hanifeye nispet edilen grlerin yer ald sz konusu
25
26
27
28
29
30
Bk. Snmez Kutlu, Trklerin slamlama Srecinde Mrcie ve Tesirleri, Ankara 2010, 8.
Kutlu, Trklerin slamlama Srecinde Mrcie ve Tesirleri, 203.
Yaar Nuri ztrkn Arapla Kar Aklcln ncs mam Azam Ebu
Hanife, Esas Fikirleri Glgelenen nder Adl Eseri Hakknda Baz Mlahazalar
Deerlendiren: Prof. Dr. Mustafa UZUNPOSTALCI*
Bundan iki yla yakn bir zaman nce Faklteye (Seluk niversitesi lhiyat
Fakltesi) uram ve baz arkadalarm ziyaret etmitim. Bu srada bir arkadamn masasnn zerinde mam Azam adl bir kitap grdm. Kitab elime alp
baktmda tam olarak adnn: Arapla Kar Aklcln ncs mam Azam
Ebu Hanife (Esas Fikirleri Glgelenen Adam) ve yazarnn da Yaar Nuri ztrk
olduunu fark ettim. Kitab elime alp yle bir baktm ve arkadamdan okuyup
getirmek zere izin istedim. O da tabii hocam diyerek kitab bana verdi. Niyetim kitab okumak ve zerinde aratrma yapm, hakknda Ansiklopedi maddesi
ve baz makaleler yazm bir kimse olarak, gnmzde bir baka aratrmacnn
mam- Azamn kimliine dair neler tespit edip yazm olduunu, Onu nasl bir
gzle deerlendirmi bulunduunu grp bilmek ve anlamakt.
Gerekten de hemen eve gelir gelmez yle yaptm ve byk bir istekle elime
aldm kitab okumaya baladm. Fakat daha nsz veya bu kitabn zeti baln tayan ksm okumutum ki, btn isteim snd, tm itahm birden tkendi ve bundan sonraki ksma bakamadan kitab elimden braktm. Birka ay
ncesine gelinceye kadar da ne kitab elime alabildim ve ne de okumaya kendimde
yeni bir itah duydum.
Bir daha elime alamaymn bir sebebi vard. Bu sebep u idi: Yazar, okuduum bu blmde ayn zamanda hocas da olan babas tarafndan kendisine drt
sevginin alandn ve babasnn bunlarn sevilmesini istediini ve bunun gerekli
olduunu sylediini belirttikten sonra sevilmesi istenenleri ylece sralam bulunmaktadr:
1. Kurn sevgisi,
2. syan (veya zgven) sevgisi,
3. mam zam sevgisi
4. Atatrk sevgisi.
*
tekrar elime alarak okumak, aradan uzunca saylacak bir zaman sonra dahi bana
ok ar geldi. Bu sebeple de, gerekten, ok uzun saylacak bir zaman getii halde
kitab bir trl elime alp okuyamadm.
Aslnda kitabn yazar olan Yaar Nuri ztrk, canl ve yakndan ilk defa
1993 ylnda Diyanet leri Bakanl tarafndan dzenlenen I. Din rasnda grmtm. Fakat ne bu toplantda ve ne de daha sonra her hangi bir yerde kendisiyle
bir konumam, bir yaknlm /yakndan tanmam olmad. Ancak bahsettiim bu
toplantda ve dier zamanlarda eitli sebeplerle bir takm polemiklerini, kendi
enesini tatmin edecek uygulama ile n plna kararak televizyonlara ve krslere tamasndan dolay hi de tanmyor deilim. Hele siyasete atldktan sonra bu
ynn daha da yakndan tanma frsat bulduumu syleyebilirim. Her nedense
bana bu ynn, bu kitapta da ak etmesi ve daha kitaba balarken, hemen ilk
sayfasnda kendisinden bahsetmesi, hep vmesi, kendini beenerek bbrlenmesi
garip geldi ve dorusu beni kitabn temelinin buna dayand fikrine gtrd. Dolaysyla ben de kitab imdilik dursun diyerek o gn bir tarafa braktm.
Bu durum bundan bir-iki ay ncesine kadar devam etti. Yani bir-iki ay ncesine gelinceye kadar kitab tekrar elime almak istei duyamadm ve alamadm.
Nihayet bir-iki ay kadar nce, iinde bulunduum bir arkada, e-dost toplants
srasnda bir rencim bana: Hocam, Yaar Nuri ztrk yazd kitabnda senden
bahsediyor, Diyanet slm Ansiklopedisinde (DA) yer alan Ebu Hanife maddesiyle
ile ilgili olarak seni tenkit ediyor. Grdn m?, diyerek kitab antasndan karp gstermek isteyince; imdi gerek yok, o kitap bende var, ben daha sonra ona
bakarm dedim ve teekkr ederek konumay bitirdim. nk konuma daha
fazla srseydi, en azndan benim dnceme gre, yaplmakta olan toplantnn
kesintiye uramas ve hatta gndeminin deimesi gerekecekti ki, byle bir eyin
olmasn istemedim ve buna frsat vermedim.
Birka gn sonra da kitab elime, zoraki olarak da olsa, alp benden bahseden
ksm okumaya baladm. Benimle ilgili olan ifadeler, yazarn kitabnda, benim
yazdm Trkiye Diyanet Vakf slm Ansiklopedisinde yer alan Ebu Hanife
maddesinin tenkidi ile ilgili blmde yer almaktadr. Yazar burada, bahse konu
ansiklopedide yer verilen bu maddede Ebu Hanifenin eserleri bal altnda zikrettiim el-Fkhul-Ekber adl eserin Ona ait olmadn Bir Yazarn Saptrmas bal altnda vermekte ve yle demektedir: Diyanet slm Ansiklopedisine
Mustafa Uzunpostalc tarafndan yazlan Ebu Hanife maddesinde yer alan bir iddia,
anlan ansiklopedide ska rastladmz saptrmalardan biridir ve gerek ddr.
Bunlar syledikten sonra bu eser hakknda maddede yazdm blmden
de u ksm naklediyor: el-Fkhul-Ekber, akaide dair olup Ehl-i snnetin grlerini zetlemitir. Bata I. Goldziher olmak zere baz arkyatlar bu eserin Ebu
Hanifeye nispetini sahih grmezlerse de kitabn ona ait olduunda slm limleri
gr birlii iindedir. (s.74)
Bu ifadelerden sonra da ansiklopedi ve hakkmda u grlerine yer veriyor:
Diyanet Ansiklopedisi halk kitlelerinin, bandaki Diyanet szne bakarak gvendii bir ansiklopedidir ve gerekten de deerli bir kaynaktr. Uzunpostalc ve benzerleri Trk halknn bu ansiklopediye gvenini ar biimde sarsmtr. (s.75)
Grld gibi yazar, el-Fkhul-Ekber adl eserin Ebu Hanifeye ait olmadn,
slm limlerinin bu eserin ona nispet edilmesinde aralarnda asla gr birliinin
bulunmadn syleyerek bu eseri ona nispet etmenin bir saptrma olduunu
ileri sryor ve hakkmda unlar da ekliyor: Madde yazar, ya bilmiyor yahut
da gerekleri saklyor. Ehlisnnet inanc ad altnda Emevi kabullerini, Emevilerin
tarihte en byk dmanlarndan biri olan mam zamn ad altnda Ehlisnnete
yamatmak iin farknda olmadan bhtan adna avukatlk yapyor. (s.74)
Bundan sonra da kendi grlerini dayandrd Muhammed Ebu Zehrenin
u grlerine yer veriyor: Ulema bu eserin Ebu Hanifeye nisbetinin doruluunda ittifak etmi deildir. Hatta Ebu Hanifenin en hararetli taraftarlar olan ve onun
eserlerinin saysn ziyadeletirmek isteyen muhipleri bile bu hususta ittifak halinde
deildirler. bn Bezzz (namdier, Kerder) Menkbnda, Fkh- Ekber ve el-lim
vel-Mteallim hakknda konuurken yle diyor: Ebu Hanifenin tasnif edilmi bir
kitab yok diyecek olursan, ben de cevaben derim ki, bu Mtezilenin szdr. Onlarn iddialar Ebu Hanifenin lmi Kelma dair eseri olmadn sylemektir. Bunun
da yolu, Fkh- Ekber ve el-lim vel-Mteallim adl eserlerin onun olmadn ortaya atmaktr. nk bunlarda Ehlisnnet inanlarnn byk ksmn aklamtr.
Halbuki Mtezile onu kendilerinden gstermek hevesindedir. Mtezile imamlar,
Bu kitap Ebu Hanifenin deil, Buharinin derler.
Bezzz bu kitabn Ebu Hanifeye nisbetinde ulemann ou ittifak etti diyor.
Btn ulema ittifak etti demiyor. Demek oluyor ki, kitabn ona nisbeti ulemann bir
ksmnca pheli grlyor (Ebu Zehre, 161, 162); (74, 75)
Bu nakilden sonra da kendi grn yle belirtiyor: el-Fkhul-Ekberin tmyle mam zama aidiyetini pheli grenlerden biri de biziz. Biz bu eserin Ebu
Hanifeye sonradan nisbet edildiine, en azndan iine onun grlerine uymayan
grlerin sokulduuna kesin gzyle bakyoruz. nk el-Fkhul-Ekberdeki birok
fikir, mam zamn, hayat pahasna savunduu, tarihi belgeler ve olaylarla tespit
edilmi bulunan fikirlerinin tamamen aksinedir.
Bu fikirler mam zama deil, sylendii gibi, onun ba dmanlarndan biri
olan Buharye ait fikirlerdir. (75)
Sonu olarak da yle demektedir: En azndan unu sylemek borcundayz:
Buhar, bu esere, fikirlerine kar olduu mam zam kendisine benzetmek iin
gerekli grd dnceleri sokmutur. (75)
Bu iddialarn ne kadar doru olduunu deerlendirmeye gemeden nce bir
tespitte bulunmamz gerekir. Grlecei zere yazar, maddenin tamam veya geneli hakknda bir ey demeden yalnzca bir eserin ona nispet edilmesine younla-
etmemitir. Halbuki bir yanl dzeltmek ve bundan hasl olan kanaati rtmek
iin elde kesin bir delil olmaldr. Bu konuda byle bir delil ancak ansiklopedide
verilen bilgi yanl ve yanltcdr; u kaynaklarda bu eserin falan kimseye ait olduu ifade edilmektedir ki, bu kaynak da hi kimsenin kar kamayaca salam bir
kaynaktr gibi bir ifadeyle takdim edecei bir delil olabilirdi.
Mutlak olarak sylendiine gre Buhr denince insann aklna ncelikle
mehur hadis limi Eb Abdullah Muhammed b. smail gelmektedir. nk ad,
san zikredilmeden Buhr denince akla ondan bakas gelmez. Fakat kaynaklarda onun byle bir eserine yer verilmemekte, pheli de olsa bundan bahsedilmemektedir.
Grlen odur ki, bu eser Ebu Hanifeye ait deildir, ona nispeti yanl veya zayftr, o Buhrye de nispet edilmitir ve neticede bu bir saptrmadr, derken ve
bu kadar uygunsuz bir ifadeye yer verirken iddia sahibinin elinde salam olmasa
bile hibir delili bulunmamaktadr. nk bu eserin Buhrye (her kim ise) nispet
edildiini belgeleyecek tek kaynak gsterilmemektedir. Bunlar syleyen bir yazar
onun deil, ama filnndr eklinde nispetin isnat edilen kimseye ulatn gsteren bir aklkta olmalyd. Yazar hi olmazsa iddiasn bu ekilde delillendirerek
ve kesin olarak birisine ait olduunu belirterek nispet etmesi gerekirken yapabildii ancak kim olduu bilinmeyen bir sfat haiz muhayyel birinden bahsediyor.
Bu kadar iddiadan sonra bu eserin iine bakalarnn grleri katlmtr noktasna gelmek ise ileri srd saptrma iddiasn zayflatan bir durumdur. nk
bir esere sonradan baz fikirlerin veya ifadelerin ilave edilmi olmas o eserin asl
sahibinin deimesi anlamna gelmez ve eser baz ilaveleri yapana nispet edilemez.
Byle bir ilve bir eserin iine sokulsa bile, eserin asl yazar ve sahibi olan kimseye
nispet edilmesinin sahih olmad sylenemez. Bu sebeple el-Fkhul-Ekber adl
eser, (kendi yazyla) mam zamn deildir, ona nispeti yanltr, bu bir saptrmadr demekle; bu esere sonradan baz grler sokulmutur, demek arasnda
byk fark vardr. Dikkat edilirse sonu olarak diye balayan ifadesinde Yaar Nuri
ztrk de baz ilvelerin bu esere sokulmu olduu noktasna gelmi olmasna
ramen yine de saptrma szcn bilerek ve isteyerek kullanm ve yazmtr.
te bence asl saptrma budur.
Konuyu biraz daha irdeleyelim: Yukarda Ebu Zehre el-Fkhul-Ekber adl eserin Ebu Hanifeye nispetinde limlerin ittifaknn bulunmadn sylemitir.
nk Ebu Zehre byle bir gre Bezzzden yapt nakle dayanarak ulayor.
nce kendi kanaatini belirtiyor sonra da onun grlerini naklediyor. Sonra da
onun ifadelerinden bir karmda bulunuyor. Zira Bezzz, el-Fkhul-Ekberin Ebu
Hanifeye nispet edilmesinde limlerin ittifak ettiklerini deil, ounluun bu eseri Ona nispet ettiklerini sylyor. Bu durumda Yaar Nuri ztrk de bizim de
tercihimiz Ebu Zehreninki gibi derken grn buna dayandrm oluyor.
Konu ile ilgili bir baka hususun daha alt izilmelidir. Bezzz, yukarda nakledilen ifadesinde aka bu eserin Ebu Hanifeye nispet edilmesinin doru olmadn iddia edenlerin Mutezil olduklarn sylemektedir ve byle sylemelerinin altnda yatan maksatlarn da ak etmektedir. Bu maksadn ise aslnda Ebu
Hanifeyi de itikatla ilgili konularda kendileri gibi dnen bir Mutezil olarak
gstererek kendilerine destek yapmak istemeleri olduu phesizdir. Zira Ebu Hanife, herkes tarafndan tannan ve bilinen hem de daha hayatta iken kendisine elmaml-Azam yani En Byk mam sfat uygun grlen bir kimsedir. Onun
yazd eser de Ehl-i Snnetin grlerini yanstt ve Mutezile grlerinden
farkl olduu iin kurtuluu, bu eserin Ona ait olmadn ve hatta Ebu Hanifenin
zaten itikada dair bir eserinin bulunmadn sylemek ve bu iddiay dillendirmek
Mutezile limlerinin ilerine gelmitir. Ancak bunlarn ileri srdkleri byle bir
iddiann mesnedi bulunmamaktadr. Bundan dolay da byle bir iddia tutmamtr. Bu durumda el-Fkhul-Ekberin Ebu Hanifeye nispetinin doru olmadn
iddia eden ve sylemleri sadece iddiada kald grlen Mutezile limlerini de
hesaba katarsak ancak o zaman el-Fkhul-Ekberin Ebu Hanifeye nispet edilmesinde bir ittifakn bulunmadn syleyebiliriz. Fakat iddialarnn bir mesnedi
olmad iin bunlar deerlendirmeye almayacak olursak geriye bu eserin Ebu
Hanifeye ait olduunu syleyenler kalr ki, bu durumda bu eserin Ebu Hanifeye
nispet edilmesi doru olur ve neticede bunun zerinde ittifak hasl olmu olur.
Bizim de bu konuda sylediimiz bundan ibarettir.
Bu grmz dorulayacak bir baka husus da udur: Eski ve yeni kaynaklarda bu eserin Ebu Hanifeye ait olduu hep ifade edilmektedir. Ancak ben bunlardan sadece iki rnek vermek istiyorum. Eskilerden Ktip elebi Kefz-znn
adl eserinde hi tereddt etmeden bu eserin Ebu Hanifeye ait olduunu sylemektedir. Kendisinin bu konuda yeterli ve salam bir kaynak olduunda her hangi
bir phe de yoktur. Sanrm Yaar Nuri ztrk de buna bir itirazda bulunamaz.
Yani Kefz-znn onun da itimat ettii tarihi bir kaynaktr.
Benim yazdm maddenin nerinden sonra DA XII. ciltte yer alan bu eserle
ilgili maddeyi yazan sahann uzmanlar iki aratrmac Dr. Adil Bebek ile Prof. Dr.
erafettin Glck de bu eserin Ebu Hanifeye ait olduunu sylemekte ve hatta ayr
yollardan rivayet edilmesi sebebiyle de mam- Azama ulaan rivayet zincirlerini
ayr ayr vermektedirler. Bu arada yazarn yukarda kendi dayand gr olarak
verdii Ebu Zehrenin eserinin ayn sayfasna atf yaparak u bilgileri de oradan
nakletmektedirler: Muhammed Ebu Zehre, el-fkhul-Ekberin metninin btnyle
mam zama nisbet edilmesi yerine onun konu konu incelenmesi gerektiini ifade eder. Mesel drt halifenin sralamasna ve mucize, keramet, istidrac arasndaki
farklara iaret eden ibareler Ebu Hanife ile ilgili menakb kitaplarndaki bilgilere
uymad ve esasen onun dneminde tartlan konular arasnda yer almad iin
esere sonradan ilave edilmi olmaldr (Ebu Hanife, s. 167-168), (DA, el-FkhulEkber). Grld gibi bu da zan ve tahmine dayanan bir ihtimaldir.
Bu da gstermektedir ki, el-Fkhul-Ekber adl eserin Ebu Hanifeye nispet edilmesinde ona nispet edenlerden ayr gibi gsterilmeye allan veya grnen elBezzznin de bu eserin ona nispet edilmesinde bir tereddd yoktur. O zaman bu
eserin ona nispet edilmesinde ittifak var demektir.
unu da unutmamak gerekir: zerinde durduumuz eserin eitli blge
ve memleketlerde yer alan muhtelif ktphanelerde pek ok yazma nshas ve
erhleri bulunduu gibi, ayrca matbu metin ve erhleri de vardr. Dier taraftan
Trkeye de hem metin ve hem de erhlerinden bazlarnn tercme edildiini de
biliyoruz. Bu tercmelerden biri de Diyanet leri Bakanlnca neredilen Hasan
Basri antayn tercmesidir. Konuya k tutaca dncesiyle bu tercmede yer
alan mtercimin bir deerlendirmesini buraya almakta fayda gryorum. Merhum antay bu tercmenin Balang ksmnda Ehl-i Snnet itikadnn ilk temel
bilgilerini kucaklayan ve Fkh- Ekber ad verilen bu risalenin metni mam- Azam
Ebu Hanife hazretlerinindir, Arabadr dedikten sonra not olarak bu eser hakknda yle bilgi veriyor: Buhrl Ebu Hanifeye mal etmek isteyenler Muteziledir.
Bu iddia ile gya mam- Azamn da kendi mezheplerinde olduunu isbat etmek
istemilerdir. Halbuki rislenin ruhu btn akliyle o iddiay ve usl-i mutezileyi
reddetmektedir. mam Hfz Ed-Din El-Bezzz der ki, Ben bu risalenin en eski hatlarda Hazreti mama aid olduunu grdm. Fahr El-slm Pezdev ve Abd El-Aziz
El-Buhr ve sire de bunu teyid ediyor. Bu bapta salhiyetli limler mttefikdir.
(Fkh- Ekber, mam- Azam, Terceme: Hasan Basri antay, Olga Matbaas, Ankara, 1982, Diyanet leri Bakanl Yaynlar, 24).
Grlecei zere gerek ztrk ve gerek grne mesnet olarak naklettii
Ebu Zehrenin tercih ettikleri grn sahibi el-Bezzznin Ben bu risalenin en
eski hatlarda Hazreti mama ait olduunu grdm demesi de eserin Ebu Hanifeye
nispetinin doru olduunu gsteren, onu destekleyen ve hatta kuvvetlendiren bir
baka delildir.
Bu konuda yazarn kitabndan baka bir grn daha nakletmek istiyorum.
ztrk, Ebu Hanife hakknda nan Sisteminin Mimar bal altnda unlar
yazm ve bunlar yazarken de ekinmemi: Hem itikadi hem de ameli mezheplerin
en byklerinin imam olan mam zam, slm mezhepler fkhnn kurucusudur.
mam zam inan esaslarn sistemletiren Kelm lminde de ncdr. Yani o,
Ehlisnnet mezhebinin sadece ameli fkh imamlarndan biri deil, ayn zamanda
itikadi mezhep imamlarnn da nderidir, onlarn da en bydr. Nitekim onun
el-lim vel-Mteallim, el-Fkhul-Ebsat ve el-Fkhul-Ekber eserleri ameli mezhep
kitaplar deil, dorudan doruya lmi Kelma dair eserlerdir. (s. 223-224)
Dikkatli bir kimse bu satrlar ve bata naklettiimiz satrlar birlikte okuyunca elien bu ifadelerin ayn kimse tarafndan dillendirilip yazldna kolay kolay
inanamaz. nk yazar nceki yazdklarn bu yazdklar ile ortadan kaldrmakta
ve sadece bir zr dilemedii kalmaktadr.
nanlar, dolaysyla dmanlar denebilecek kadar fikirlerine kar olanlar da olacaktr ve belki bunun daha da ok olmas muhtemeldir. Bunda hi phe edilemez.
Tabiatyla etrafnda toplanan kimseler sebebiyle kendisini kskananlarn yalnzca baz kiilerden ibaret olduu da dnlemez. Yneticiler, eer bir de halkn
zerinde bask kurmu ve bu sebeple de halkn tavrlarndan kukulanan cinsten
iseler, halkn byle bir limin etrafnda toplanmalarndan her zaman kuku duyarlar ve onu daima gz altnda tutmak ve gz nnde bulundurmak isterler. Bu da
idareciler asndan kanlmaz bir neticedir. Burada aratrmacya den iki taraf
da, ayn gzle bakarak, deerlendirmektir.
Ebu Hanifenin ilk yetitii yllar ile 120 Hicri ylnda vefat etmi bulunan hocas Hannadn yerine geerek ders vermeye balad yllar Emeviler dnemidir,
yani idare Emevi sllesindedir. Emevilerin mstebit bir ynetim srdrdkleri
de bilinen tarihi bir gerektir. Dolaysyla idareciler her eyden kuku duyan ve
zellikle de sevilen limlerin kendi ynetimlerine destek vermelerini isteyen ve
bekleyen bir duygu ve arzu iindedirler. Ebu Hanifenin de byle bir ynetime rzas yoktur. Bundan dolay da yeri geldike idareyi ve idarecileri tenkit etmekten
ekinmemitir. Buna tahamml edemeyen idareciler de onu cezalandrmaktan ekinmemilerdir. Hatta bu konuda ly kardklar da sylenebilir.
Ancak Emevi idarecilerinin Ebu Hanifeye byle davranmalarnn tamamen
onun Arap olmayna balanmas ve Emevilerin de zaten slm dinini araplatrmak gayret ve abas iinde olmalar sebebiyle ona kar byle davrandklar neticesine varlmas pek salkl grnmyor. nk biliyoruz ki, Emeviler yalnzca
Mevliye (Arap rkndan olmayanlara) kar byle davranm deildirler. Onlar
gerek Arap olanlara kar da acmasz ve insafsz davranmlardr. Nitekim bunu
yazar da belirtiyor. Bu durumda Araplara kar ve zellikle de Hz. Ali evldna
kar davranlarnn iddetini bu dnceye dayandrarak izah etmek mmkn
olmaz. Bence byle davrann arkasndaki sebebi ve altnda yatan dnceyi iyi
deerlendirmek ve baka sebepler aramak gerekir.
u husus da unutulmamaldr. mam Ebu Hanife yalnzca Emevilerden eziyet
grm, yalnz onlardan sopa yemi bir lim deildir. Emevilerden sonra i bana
gelen ve stelik Ebu Hanifenin de maddi ve manevi olarak destekledii Abbasiler
zamannda da en az Emevilerden grd cebir ve zorlama kadar eziyet grmtr. Hapislerde yatm, eitli ikencelere maruz kalmtr. Eer onun Emeviler dneminde grd ikencelerin sebebini yalnzca Emevilerin slm araplatrma
politikasna balarsak bu dnemde grd eziyetlerin sebebini de bununla izah
etmemiz mmkn olmaz.
En azndan byle bir sebebin yannda veya buna bal olarak baka sebeplerin
olduunu da dnmemiz ve aratrp bulmamz gerekir.
Ebu Hanifenin ailesi ile ilgili bilgi verilirken u husus gzden karlmamaldr. Aile bykleri, yani Ebu Hanifenin dedeleri ran zerinden gelip Kfeye
yerletiklerinde phesiz yerli bir ailenin veya dorudan bir kabilenin himayesine
girmilerdir. Bu dnemde det byledir. Yani yeni Mslman olmu bir yabanc
slm lkesine geldiinde ya bir aileye veya bir kabileye snrlar, onlarn himayesine girerlerdi. Byle olanlara da mevl fln derlerdi ki, buradaki mevl kle
anlamnda olmayp dost, hmi veya himaye edilen anlamndadr. Dolaysyla bu
tabir falann klesi anlamnda deil, falann veya falan kabilenin anlamal dostu anlamndadr. nk mevl kelimesi kle ve efendi anlamlarnda kullanld gibi bu anlamda da kullanlan bir kelimedir. stelik bu dnemde Mslman
Araplarn (Emevilerin) Ebu Hanifenin dedelerinin mensup bulunduklar kabile ile
sava durumlar yoktur ki, onlar esir olarak alnsn da kle yaplsnlar. Tarihler o
yllarda byle bir savatan ve esaretten bahsetmemektedirler.
Bilindii gibi slm klelii ancak harp neticesinde alnan esirlere inhisar ettirmitir. Bu bakmdan torunlar smail ve merin bu konuda syledikleri ve hatta
smailin yeminle teyit ettii Ebu Hanife ailesinde asla kleliin bulunmad konusundaki szleri dorudur. Yazar bu hususu dikkate almaldr. (s.46)
Abdullah b. El-Mukaffa, bilindii gibi aslen Arap olmasa da Arap Edebiyatnda
nemli yeri olan ve zellikle de Arapaya tercme ettii Kelile ve Dinme adl
eseriyle tannan bir ediptir. smini Trkeye uygun olarak sylemek gerekirse elMukaffan olu Abdullah demektir. Yazarn kitabnda yazd Haccacn vergi
tahsildar olan Abdullah deil, onun babasdr. Dolaysyla olak anlamna gelen
el-Mukaffa Abdullahn babasnn sfatdr. Fakat yazar olak olann Abdullah olduunu zannettii iin olsa gerek, onu hem Haccacn tahsildar yapm ve hem de
elini kestirmitir. Eer yle olsa idi ona Abdullah b. El-Mukaffa deil, Abdullah
el-Mukaffa denirdi. (s.38)
Bu da yazarn konuya fazla nem vermemesinin veya kendisine fazla gvenip
zgven sevgisinin bir neticesi olmaldr. Byle bir yanl onun tarafndan yaplacak bir yanl olmasa da yine yanltr. Konunun onun tarafndan bilinmesi gerekir.
Yazar, mracaat ettii kulland kaynaklar vermekten de pek holanmyor
olsa gerek ki, buna pek iltifat etmiyor. Ona gre eserin kime ait olduu, basm yeri
ve tarihi gibi bilgiler her halde teferruattr. Bir ilim adam da byle teferruatlarla
uramaz (!) diye dnyor, herhalde. Kendisinin bilmesi yeterlidir. Bunun anlam ben biliyorum; herkes de beni biliyor, benim sylediklerimin hep doru kabul
edilmesi gerekir; nk kaynak benim, demektir. Yazar her yazdn bu eda, bu
tavr ve havada deerlendirerek yazp sylyor. (Hatib el-Badadi, Ebu Hanife
bahsi) diyerek gemesinin veya ok nemli ve kritik baz deerlendirmeleri alrken her hangi bir atfta bulunmamasnn her halde baka bir anlam olmasa gerek.
(s.50)
snaeriyyenin sevinmesi mi, yoksa zlmesi mi gerekir pek bilemiyorum
ama, Yaar Nuri ztrk onlarn imamlarnn saysn on e karm bulunuyor.
Veya yine on ikide tutuyor ama, snaeriyenin kabul ettiklerinden, hangisi olduunu bilmesek de, birisini aradan karp onun yerine bir bakasn yerletiriyor. Bu
durumda snaeriyyeden olanlar ya imamlarnn saysn artrsnlar veya imamlarnn kimler olduunu buna gre belirleyerek rensinler. nk yazar Yaar
Nuri ztrk, mm zam Ebu Hanife adl eserinde Zeyd bin Ali Zeynelbidinin
(v. 122/739) on iki imamdan biri olduunu sylyor. (s.55)
Yukardan beri yazdklarmla birlikte bu husus da okuyucularyla birlikte mellifin ttlana sayg ile sunulur.
Metin Yiit, lk Dnem Hanef Kaynaklarna Gre Eb Hanfenin Usl Anlaynda Snnet,, stanbul: z Yaynclk, 2009, 488 sayfa
Deerlendiren: Muhammet Ali KOCA*
dir; yani tahrce bavurmadan, ilk dnem eserlerinde Eb Hanifeye nispet edilen
usl bilgileri belli bir sistematik ierisinde incelemektedir.
Birinci blmde Metin Yiit, Eb Hanfenin snnete dair grlerini tahrc ve
itihada bavurmadan bata kendisine nispet edilen eserler olmak zere iki byk
talebesi mm Eb Yusuf ve Muhammede ait eserlerin mevsukiyetini tartmaktadr. Yazar, Eb Hanfenin dnemi itibariyle hocalar ve adalarnn ok sayda
kitap telif ettii bir zaman diliminde bulunmas ve geni bir ilmi birikime sahip olduu halde herhangi bir kitap telifine gitmedii olgusunu, zayf bir durum olarak
deerlendirmektedir. Sonuta, Eb Hanfe ve talebelerine nispet edilen eserlerin
mevsukiyeti noktasnda gndeme getirilen eletirilerin birounun, dnemin telif
anlaynda imla ynteminin yaygnl, slup ve aktarm anlaynn farkll ve
kitabn ravilerden birine isnd edilmesinin yaygn bir gelenek olduu olgusundan kaynaklandn ifade etmektedir. Bu nedenle, gerek Eb Hanfenin gerekse
iki byk talebesi Eb Yusuf ve Muhammedin eserlerinin otantiklii hususunda
hakikati yanstmayacak iddialarda bulunmann doru almadn belirtmektedir.
Kitabn ikinci blmnde ise yazar, Eb Hanfeye gre snnetin anlam, kaynak deeri, tasnifi ve ifade ettii hkmleri konu almaktadr. mamn snnet kelimesini biri usl anlamda dieri de bidat kart meru uygulama ve dinde izlenmesi gereken yol manasnda kullandn gerek rencilerinin kendisinden yapt
aktarmlar ve gerekse bizzat talebelerinin kendi ifadeleri ile temellendirmektedir.
Daha sonra yaad zaman diliminin stlahlarn henz oturmad bir dnem
olmas dolaysyla snneti ifade etmek iin snnet kelimesi yannda eser ve hadis
gibi kavramlar da kullandklarn dile getirmektedir. Yine yazar Eb Hanfeden
deiik vesilelerle aktarlan kaynak silsilesinin; Kitap, snnet, ihtilafsz sahabe telakkisi, sahabe kavli, kyas, istihsan ve rf eklinde olduunu birok rnekle ortaya
koymaktadr. Bu sralama da gstermektedir ki Eb Hanfeye gre bir meselede
hkm verirken snnet ikinci srada yer almaktadr. Ayrca snnetin Cesss ve
Debs etkisiyle balayp Pezdev ve Serahs izgisini iin alan sistematik dnemde
rivayet yolu bakmndan mtevatir, mehur ve ahad eklindeki tasnifi, ilk dnemlerde keskin snrlarla birbirinden ayrlmam; mtevatir ve mehur kelimeleri genel olarak szlk anlam olan yaygn manasnda, ahad kelimesi yerine vahid lafz
kullanlarak lugat anlam olan bir manasnda kullanlmtr. Ancak her ne kadar
bu l taksim ilk dnemlerde yerlememi olsa da Eb Hanfede ahad ve ahad
olmayan hadis veya mehur/maruf olan veya olmayan hadis ayrm nettir. Bunun
yan sra mezkr ayrmlar ve kelimelerin szlk anlamnda kullanld dikkate
alndnda yazar, mam Muhammedin el-Asl adl eserinde tevatr ve hret dzeyine kmayan hadislerin delil olduuna ynelik Peygamber ve sahabe uygulamalarndan rnekler aktardn dile getirerek, mam Muhammedin haber-i vahidin
dini mevzular ve ukubt alan dnda kabul edilmesi gerektii grnde olduuna vurgu yapmtr. Akabinde de tek kiinin haberinin dini mevzular ve ukubt
alan dnda Eb Hanfe ve talebeleri nezdinde makbul olduunu ve bu iki alanda
ise en az iki kiinin varlnn art koulduunu aktarmaktadr (s. 140-145). Ayrca
Yiit, mam Muhammedden lugav anlamda haber-i vahidin (tek kiinin haberi)
zann- galib ifade ettiini ve bu tr haberlerle amel edilmesi gerektiini, bunun da
ayn zamanda Eb Hanfenin gr olduunu aktararak, Eb Hanfenin haber-i
vahidin ifade ettii bilgi deerine bakn gstermek istemitir. Bu aktarm lugav
manada haber-i vahid iin sz konusu olduunda yerleik usldeki haber-i vahidin hcciyeti, evleviyetle kabul edilmi olmaktadr.
Tartmal bir konu olmas sebebiyle haber-i vahidler zerinde uzunca duran
yazar bu haberlerin kabul artlarn genel anlamda ikiye ayrmaktadr. Birinci ksmn tekil eden rvi ile ilgili arlarda ilk dnem ile yerleik usl arasnda dikkate
deer bir farklln olmadn belirterek, akl, zabt, adalet ve slam gibi artlarn
genel olarak ilk dnemde de kabul edildiini vermi olduu rneklerle ortaya koymaktadr. Asl ihtilafl ve yanl anlalmaya msait alan oluturan muhteva ile
ilgili artlarda ise ilk dnem ve yerleik usl arasnda nemli farkllklar olduuna
dikkat ekmitir. yle ki; yerleik uslde, Kurandaki mm ve mutlak lafzlarn
haber-i vahidle tahss ve takyd edilmesi, sbutu ve manaya delaleti kat olan mm
ve mutlak lafzlarn zann bilgi ifade eden haber-i vahidle bozulmas eklinde deerlendirildii iin nesh olarak grlmektedir. Bu tr rivayetler her ne kadar zahiren muttasl olsa da batn/manev bir inkta tamas sebebiyle reddedilmektedir.
Yiit de sistematik uslde zikredilen, hadisin Kurna muhalefeti ve muhalif olan
haber-i vahidin reddedilmesinin, tahrc ve serbest itihad yoluyla ortaya konulduunu ve Eb Hanfenin el-lim vel-mteallimdeki Kurna yapt vurgunun
doru anlalmadn ifade ederek, yerleik uslde Kurana arz edilerek muhalif
olduu tespit edilen hadislerden bir ksmna deinir ve bu konularn ilk dnem
eserlerinde sadece Kurna arzla deil, ayn zamanda Eb Hanfenin ifadesiyle
maruf/mehur snnete aykrlkla beraber deerlendirildiini ortaya koyar. Bunun
yannda yazar, Eb Hanfenin mevcut hadis uslnde ahad olarak deerlendirilen
haberlerle Kurnn ummunu tahss ve mutlakn takyd ettiini rnekler zerinden gstermektedir. Bu da Eb Hanfenin bugn anlald gibi srf haber-i vahidi
Kurna muhalif diye reddetmediini; aksine kendisinden ok daha gl mehur
snnete aykr olduunu syleyerek teruz halinde doal olarak mehur snnetten yana tercihte bulunduunu gstermektedir. kinci blmn son ksmnda ise
yazar, Eb Hanfenin sisteminde hadsin ifade ettii hkmlerin ksmlarn ele
almakta ve yerleik usldeki farz-vacip ayrmnn Eb Hanfeye nispetinin yine
tahrc ve itihad rn olduunu; Eb Hanfenin bu iki kavram birbirinin yerine kullandn ve herhangi bir hususta haber-i vahidle farzn veya haramn vuku
bulabileceini Eb Hanife ve talebelerinden yapt aktarmlarla gstermektedir.
nc blmde ise yazar ikinci blmde genel olarak deindii haber-i vahidin kabulnde art koulan hususlar detaylandrmakta ve bu artlarn ne kadarnn
Eb Hanfeye nispet edilebileceini tartmaktadr. Bu artlar, rvi ile ilgili artlar
ve metin/muhteva ile ilgili artlar olmak zere iki ksmdr. lk ksmda rvinin
fakih olmas ve kendi rivayetini tanda bulunmamas yer almaktadr. Rvinin fakih
olmas haber-i vahidin kyasa aykr olmas halinde ne srlmektedir. Rvinin
rivayetini tan etmesi ise ya rvinin rivayet ettii hadisi inkar etmesi veya unutmas
ya da kendi rivayetine aykr davranmas eklinde olmaktadr. Ancak Yiit almasnda yerleik usl kitaplarnda bu gerekelerle reddedilen haber-i vahidleri tek
tek inceleme konusu yapar ve dorudan Eb Hanfeden bu artlarn kabul ile
alakal bir rivayete rastlamadn, aksine bu artlarn tespitinin bata sa b. Ebn
olmak zere sonrasndaki uslclerin tahric ve itihadlaryla ortaya konulduunu
dile getirmektedir. zellikle usl eserlerinde yer alan Eb Hureyrenin kyasa aykr hadisleri ile amel edilmez grn ilk dnem eserlerinin desteklemediini;
aksine ya kendisiyle amel edildiini ya da baka bir hadisle teruz halinde tercihte
bulunulduunu ifade etmektedir. kinci ksm ierisinde ele alnan haber-i vahidin
Kurnn ummuna aykr olmamas (Kurna arz), geneli ilgilendiren bir konuya ilikin olmamas (ummul-belva), sahabe arasnda ihtilafl bir konu ise sahabe istidlalinin dnda kalmamas ve kyasa aykr olmamas gibi usl eserlerinde
ileri srlen artlar ile ilgili olarak Yiit, ncelikle bu artlarn ne srlmesini
gerektiren akli ve nakli delilleri tartmaktadr. Daha sonra bu artlarn neredeyse
tamamnn Eb Hanfeye dorudan isnad edilmediini, ilk dnem eserlerinin ne
srlen rneklere yaklamn inceledikten sonra Eb Hanfenin bir hadisi srf
Kurnn zahirine aykr olduu gerekesiyle reddetmedii; aksine bazen Kurn
ve maruf/mehur snnete bazen de sadece maruf snnete arz ettiini sylemenin doru olacan ifade etmektedir. Ayrca Eb Hanfenin Kurna aykr olarak
reddettii sylenen rneklerin bir ksmnda da teruz-terch veya tevakkuf ettii
tespit edilmitir. Ummul-belva noktasnda ise Eb Hanfenin ne srlen rneklerdeki yaklamnn nesh, arz, terch veya tevakkuftan biri olduu ortaya konmaktadr. Kyasa aykr olduu gerekesiyle reddedilen rnekleri de inceleyen Yiit,
bir ksmnda Eb Hanfeye nispette hata olduunu, kalan ksmlarda ise ya kart
manadaki baka hadislerle nesh edildii ya da baka hadislerle tearuz arz ettii iin
tercihte bulunulduu sonucuna ulamtr. Bunun yannda yazar, usl kitaplarnda
zikredilen rneklerin dnda ilk dnem eserlerinde Eb Hanfenin kyasa aykr
olduu halde haber-i vahidlerle amel ettiine dair rnekler tespit etmi ve gerek
ondan gerekse de talebelerinden bu rneklerde, srf eser olduu iin kyas terk
ettiklerini belirten ifadeler aktarmtr. Haber-i vahidin kabulnde ileri srlen
bu artlar ilk olarak sa b. Ebnn tahrc ve serbest itihad yoluyla ileri srdne
devaml suretle vurgu yapmtr.
Eserin son blmde ise Eb Hanfenin snnet telakkisinde hadisin Kurna
gre konumu ve teruz halinde Eb Hanfeye gre terch sebepleri incelenmektedir. Ayn ekilde burada da Eb Hanfenin yer yer sistematik usldeki bak asndan farkl bir yaklam sergiledii sonucuna ulalmtr.
Netice itibariyle, gnmzde Eb Hanfe gibi byk bir mezhep imamnn
snnet almayn tam anlamyla idrak etmek, doal olarak mezhebin sistemlemesi ve geirdii dnm izleme frsat vermektedir. zellikle Metin Yiitin
elimizdeki almas, mezhebin snnet telakkisindeki ilk dnemle sistematik dnem arasndaki krlmay mull, sistematik ve bol miktarda rnek zerinden
gzlemleme imkan sunmas sebebiyle alannda nemli bir boluu doldurmaktadr. Ancak eserde ortaya konan Eb Hanfenin snnet anlay dikkate alndnda, onun snnet telakkisinin ehl-i hadisin yaklamna yakn olduu sonucu
kartlabilir. Bu da doal olarak gerek mstakil almalarda gerekse de tabakt
kitaplarnda Eb Hanfenin snnete mesafeli olduu ve kendi reyini snnete tercih ettii iddialarnn nedenlerini anlamszlatrmaktadr. Sonuta da ehl-i reyehl-i hadis ayrmnn sun bir ayrm olduu intibas vermektedir. Bundan dolay
yazarn, Eb Hanfe ile mam afinin snnet anlaylarndaki yaknlk ilikisine
ve ehl-i rey-ehl-i hadis ayrmnn mahiyetine Eb Hnfenin snnet telakkisi zemininde aklama getirmesi almadan istifadeyi arttrabilirdi. Ayrca Eb Hanife
ile adalarnn snnet telakkileri arasnda fark olup olmadn izleme imkan
da sunabilirdi.
Ali Pekcan, Fkhn Bedene Brn, Gelenek Yaynclk: stanbul 2010, 96 sayfa.
Deerlendiren: Yakup KARA*
Drt mezhep imamndan biri olan Ebu Hanifenin slam fkh dncesine ve
itihad anlayna ok nemli katklar olmutur. Muasrlar arasnda mmtaz bir
yere sahip bulunmas, slam Fkh dncesinde nemli bir r amas, dneminden itibaren birok fakihin onun grleri ve metodunu takip etmesi gibi sebeplerle kendisine byk mam anlamna gelen mm- zam sfat verilmitir.
Nitekim onun klavuzluunda neet eden ve rencilerinin abalaryla geliip yaygn hale gelen fkh ekol de Hanefi Mezhebi adn almtr. slam fkh dncesinde sahip olduu bu konuma ramen Ebu Hanifenin gnlk yaants, sosyal
ilikileri, kiilii ve bunlarn fkh dncesine etkisi hakknda gerek Trke gerekse baka dillerde yaplan almalar olduka azdr. Bu bakmdan Ali Pekcann
Fkhn Bedene Brn adn tayan almas bu alandaki nemli bir boluu
doldurmaktadr.
Pekcann almas, sunu, giri, iki blm, ek, sonu ve bibliyografyadan
olumakta ve konuyu tarihi, siyasal ve sosyal balamda ele almaktadr.
Sunu ksmnda yazar, eserde referans verilen kaynaklarn erken dnem fkh mirasn yanstan olaylar ve kiilerin ele alnd menkp ve tabakt tr
eserler olduunu ifade etmektedir. Menkp eserlerinde yer alan bilgilerin genelde
bilimsel deerlerinin olmad tezinin ileri srldn, bunun menkp kavramnn olumsuz imajndan kaynaklandn, halbuki menkp tr eserlerde baz
abartl ifadelerin bulunmasnn kanlmaz olmakla birlikte, bu kitaplarn ok
nemli bilgi ve deerlendirmeleri de ihtiva ettiklerini kaydetmektedir.
Giri blmnde yazar, ilk olarak Ebu Hanifenin ocukluunu ve eitim hayatn incelemektedir. Bu erevede onun nesebi ile ilgili tartmalar aktarmakta
ve Frisi veya Trk olduu ynnde bir kanaat belirtmektedir. Onun kk yata
Kuran ezberlediini, kraati mam smdan (v. 127/745) aldn ifade etmektedir. Ticaretle uratktan sonra mam abnin tavsiye ve desteiyle renimine
devam ettiini, abinin (v. 104/722) bu tavsiyesinin onun iin bir dnm noktas
*
Marmara niversitesi, Sosyal Bilimler Enstits slam Hukuku Yksek Lisans rencisi.
olduunu, bundan sonra ticaret iini ortana devredip asl i olarak ilimle uratn kaydetmektedir. Hocalarnn saysnn 4000e ulatn, kendisinden en ok
istifade ettii hocasnn Hammad b. Eb Sleyman (v. 120/737) olduu ifadelerine
yer vermektedir. Onun yaad ada itikadi frkalarn oaldn, ok sayda sapk frkalarn ortaya ktn, Emev hkmdarlarnn Ehl-i Beyte olan zulmnn
devam ettiini, kuvvetli bir mantk ve diyalektie sahip olan Ebu Hanifenin hibir
frkaya balanmadan ilim tahsilini ilerlettiini kaydetmektedir. Drt byk mezhep imam ierisinde sahabileri gren, onlarla mlaki olann sadece Ebu Hanife
olduunu ve bylece tabiin kuandan olup hadiste vlen mbarek kuan
ierisine girdiini ve bu mjdenin kapsamna dahil olduunu ifade etmektedir.
Kiisel Hayat adn tayan birinci blmde yazar, Eb Hanifenin fiziki grn, gnlk yaay, kiilii, ibadet hayat ve fkh anlaynn genel karakteristik
zelliklerine dair baz bilgilere yer vermektedir. Bu meyanda onun k giyinimli,
gzel grnml olduunu zikrettikten sonra dzenli ve youn bir ibadet hayat
olduuna, ok ibadet ettiinin yzndeki secde izlerinden anlaldna, ok namaz
klmasndan, bu esnada oka ayakta durmasndan tr kendisine el-veted ya da
vetedl-leyl (gece direi) dendiine ve ok secde etmesinden dolay dizlerinin develerin dizi gibi nasr baladna iaret etmektedir. Onun krk yl boyunca btn sabah namazlarn yats abdestiyle kldn, Kuran her gece seher vaktinde bir rekatta
hatmettiini ve geceleri onun alama seslerinin komular tarafndan duyulduunu
kaydetmektedir. Onun, Ramazan aynda namazlarda okuduklar dnda, gnde iki
kere olmak zere altm hatim yaptn, hayat boyunca 55 defa hac yaptn, birka
hac yolculuu esnasnda mam Malik ile grp onunla fkhi konularda mzakerelerde bulunduunu ifade etmektedir. Onun zht ve takva zere yaamay kendisine
ideal olarak seen lim ve bid bir ahsiyet olduunu, helal ve haram konusunda son
derece hassasiyet gsteren biri olduunu, yle ki ortann bir defasnda kusurlu bir
mal normal fiyatndan satmas sonucu o parti maldan elde ettii gelirin tamamn
el srmeden ihtiya sahiplerine dattn zikretmektedir.
Yazar, Ebu Hanifenin fkhn bir kayna olarak Snnet ve hadis konusunda
ok titiz, duyarl olduunu izah sadedinde bir takm nakillerde bulunmaktadr.
Bunlardan birine gre o, Osman el-Bettye (v. 143/760) yazd risalesinde ona
Bil ki sizin bildiiniz ve insanlara rettiiniz eylerin en faziletlisi (Resulullahn)
snnetidir demitir. Bir defasnda da yle demitir: Benim sadece reye dayal
fetva verdiimi iddia ediyorlar, halbuki ben sadece hadis/eserle fetva veririm. Fkhi
bir konuda itihat ederken kendi grnn kabul konusunda kimseyi zorlamadn, herkesi serbest braktn ifade etmektedir. Ebu Hanifenin kendisi zht ve
ilmin zirvesi olduu halde mthi bir tevazu sahibi olduunu, Basral birisine kar
dnerek: Ey Basrallar, siz bizden daha veralsnz, biz ise sizden daha fakihiz.
ifadesiyle izah etmektedir.
mam- Azamn mezhebine tabi olan, onun grlerine gre amel eden birok
tasavvuf ehli zatn bulunduunu zikredip bunlarn on bir tanesinin ismini ver-
ilgili btn fer fkh prensiplerinin, onun takva ve dini eilimi, ticari bilgi ve tecrbeleriyle badatn kaydetmektedir.
Ebu Hanifenin fkhnn bariz zelliklerinden birisinin zgrlkleri ncelemesi olduunu, kile ve blia bir kadnn evlenme hususunda velayetinin kendi
elinde olduunu ileri srmesi ile matuh, sefih ve borlunun hacredilmesini reddetmesinde bunun aka grldn ifade etmektedir. Siyasi grleriyle ilgili olarak da onun ynetici konumda olmaktan hep sakndn, kendisinin hretinden
yararlanlarak istismar edileceini sezmesiyle birlikte brokraside grev almad
gibi bu yndeki basklara da onurlu bir ekilde direni gsterdiini kaydetmektedir. Onun, sultan ve vali gibi devlet adamlarndan hediye kabul etmediini zikretmektedir. Ehl-i Beyte kar byk bir muhabbet beslediini, fakat bu sevgisinde
ar gidip teeyyua kaplmadn ifade etmekte, bununla birlikte siyasal olarak
da onlar desteklediini, rnein mam Zeyde (v. 122/740), Abbasilere kar direniinde destek olmas iin gizlice drt bin dirhem gnderdiini kaydetmektedir.
Nasl vefat ettii hususunda ihtilaflar olduunu, hapiste mi yoksa hapis dnda
m; hapisteyken grd ar ikenceler sonucu gsz dmesi sonucunda m
yoksa Ebu Cafer el-Mansur (v. 158/775) tarafndan zehirlenerek mi ldrld
hususunda eitli rivayetler olduunu ifade etmekte fakat bu husustaki kanaatini
ortaya koymamaktadr.
Kitabn Ek ksmnda ise, Ebu Hanifenin, dnemindeki siyasi ynetimden
grev almayp bu yndeki istekleri reddettmekle beraber Mslmanlarn maslahatn dnerek grev almann gerekli olduunu dnen talebelerine kendisinin
baz tavsiyelerine uymalar kaydyla cevaz verdiini ifade etmekte ve bu erevede
onun, Ebu Yusuf a vasiyetini olduu gibi aktarmaktadr.
Sonu ksmnda ise yazar, ulema ve fukahann -zellikle selef-i salihin olarak
adlandrlan ilk kuakta- sadece dnyevi-teknik alma yapan bir bilim adam sfatyla deil ayn zamanda bir inan ve ahlak nderi sfatyla ilevlerini srdrdn ifade etmektedir. Bu almann bize, hayat blmeden, onu bir btn
olarak alglayarak mam- Azam Ebu Hanife rneindeki alim tipolojisine tekrar
dnmenin gerekli olduu gereini gsterdiini zikretmektedir.
alma genel olarak akc bir sluba sahip olmakla birlikte, birka hususa iaret edilmesi yararl olacaktr. Kitabn birok yerinde baz kelimelerin yazlnda (s.
27, 34, 37, 53, 57, 62, 63, 64, 67, 68, 74, 79, 84, 87, 90, 94) ve noktalama iaretlerinde (s. 27, 73) bir takm hatalar gze arpmaktadr. Bunun yan sra yanl anlamda
kullanlan kelimeler (46. sayfada kaz kelimesi yerine ed kelimesi kullanlmtr), baz cmlelerdeki kelime eksikliinden kaynaklanan ifade bozukluklar (s. 59,
61) ve baz Arapa cmlelerin eksik tercme edilmesi (s. 34), eserin akc slubuna
zarar vermektedir. Bununla birlikte yazarn fkh ilminde ok nemli bir yeri olan
Eb Hanife gibi mmtaz bir ahs, mmkn olduunca birinci el kaynaklardan,
yer yer de tahlil ve deerlendirmeler yapmak suretiyle ele alm olmas bu alanda
nemli bir boluu doldurmaktadr.
Mohammad Akram Nadwi, Ab Hanfah, His Life, Legal Method and Legacy, Kube
Publishing and Interface Publications, Leicestershire-Oxfordshire, 2010, 148 sayfa.
Deerlendiren: Dr. Necmettin KIZILKAYA*
kuk sisteminin yattn ifade etmektedir. Kurn ve snneti esas alarak karlalan
meseleleri zmek iin alan ilim adalarnn zamanla kd ve hukukular snfn
tekil ettiini ifade eden mellif, bu abalarn fkh ilminin mstakil bir disiplin
olarak ortaya kmasn saladn belirtmektedir. Blmn sonunda ise fkh ilminin iki temel kayna olan Kurn ve snnet kavramlarn ksaca aklamtr.
His Life baln tayan ikinci blmde daha ok tabakt, menkb ve tarh
kitaplarndan hareketle Eb Hanfenin hayat ve kiiliini ele alan Nedvi, Eb
Hanfenin knyesinin adeta bir sr olduunu ve hangi sebepten dolay Hanfe
knyesinin kendisine verildiinin bilinmediini ifade etmektedir. Eb Hanfenin
de dnemin nde gelen ilim adamlar olan krime, Tvs, Hasan el-Basr, Muhammed b. Srn, Mekhl, At b. Eb Rebh ve Nfi gibi mevliden olduunu belirten Nedvi, byk babasnn Mslman olduktan sonra Numn ismini aldn
kaydetmektedir. Kfede yetien Eb Hanfenin, dnemin nde gelen ilim adamlarndan slam ilimler tahsil ettii zerinde duran mellif, onun hads ve fkh hocalarnn listesini vererek bn Mesd ile arasndaki hoca silsilesini aktarmaktadr.
Eb Hanfenin Zeyd b. Aliyi halife Hiam b. Abdilmelike kar maddi ve manevi
adan desteklediini, ancak herhangi bir eyleme katlmadn ifade eden Nedvi,
Eb Hanfenin Abbasi ynetimi tarafndan hapsedildiini ve yaamn hapishanede yitirdiini kaydetmitir. Mellif daha sonra Eb Hanfenin nesli, cmertlii,
dindarl, Allah korkusu, alak gnlll, hogrs, hrmetkarl, bakalarn dnmesi, gnlk yaants ve grn zerinde durmu; adalarnn onun
hakkndaki grleri ile blm bitirmitir.
His Fiqh balnu tayan nc blmde, Kfe fkh ekolnn oluumu ve
Eb Hanfenin gelitirmi olduu fkh yntemini inceleyen Nedvi, Abdullah b.
Mesdun Kfe fkh dncesinin oluumundaki nc rol zerinde durmutur.
Daha sonra Eb Hanfenin fkh sisteminin temelini oluturan Kurn, snnet,
icm, kys ve istihsn delillerini rnekler zerinden aklamtr. Blmn sonunda Ehl-i hads ve Ehl-i rey ayrmas zerinde duran Nedvi, Eb Hanfenin
fkh sisteminin dayanm olduu esaslar yle sralamtr:
1.
2.
3.
4.
5.
alm; daha sonra onun hads ilmindeki yetkinliine deinmitir. Son olarak Eb
Hanfenin hads ve fkh alanndaki rencilerine ksaca yer vermitir.
His Achievement and Legacy baln tayan beinci blmde, Eb Hanfenin
fkh baars, mezhebinin yayld blgeler, Eb Hanfenin rencilerinden
sonraki halkalar tekil eden nemli Hanef fakihler ile Hanef fkhnn usl ve
frdan temel eserleri hakknda ksa bilgiler veren yazar; gnmzde Hanef
mezhebinin takip edildii yerler zerinde ksaca durmutur. Bu blmn sonuna
ekledii bir zeyl ile Hanef mezhebinin gelecei ve gnmz insanlarna ne sunduu sorularna cevap aramaya almtr.
Sources and Further Reading baln tayan altnc blmde Nedvi, ilk olarak
almann dayand kaynaklar ksaca deerlendirmi ve bunlarn orijinal Arapa kaynaklar olduunu ifade etmitir. Daha sonra Batl aratrmaclarn almalarn eserinde kullanmadn, Schachtn Encyclopaedia of Islamdaki Eb Hanfe
maddesi dnda onun biyografisini konu alan bir almann bulunmadn, ayrca Batl aratrmaclarn slam hukuk ve tarihi alglarnda nemli problemlerin
olduunu ifade etmitir. Eb Hanfenin hayat ve fkh grleri hakknda ileri
okumalarda yararlanlabilecek birka eserden bahseden mellif, okuyucunun almadan istifade edebilmesi iin kitabn sonunda geni bir indeks vermitir.
Eb Hanfe ile ilgili almalarn azl sebebiyle nemli bir boluu dolduran
Ab Hanfah, His Life, Legal Method and Legacy balkl bu eserin ngilizce kaleme
alnmas ayr bir nemi haizdir. Batl okuyucunun slam dnce ve ilim geleneinde nemli bir yere sahip olan Eb Hanfe gibi tarih bir ahsiyet ile ilgili derli
toplu bilgiye ulamasn salayan bu alma, klasik kaynaklarda Eb Hanfe ile
ilgili temel bilgilerin aktarmndan teye geememitir. zellikle arkiyat gelenekte Eb Hanfenin baka alimlerle mukayese edildiinde neredeyse grmezden
gelinmesi, fkh dncesine hads kart bir balamda yer verilmesi, kulland
kys ve istihsn yntemlerinin rasyonel deliller olarak grlmesi, Mrci olduunun kabul edilmesi, halkul-Kurn meselesindeki tavr ve dnemin siyasi olaylarna kar tutumu gibi iddialara deinmemesi, kitabn nemli eksiklerinden biridir. Zira Batl okurlarn bu iddialar ile karlat dnldnde, ngilizce
kaleme alnan bu eserin, Eb Hanfe etrafnda oluturulan phelere deinmesi
beklenirdi. Buna ramen, Nedvinin slami ilimlerdeki derinlii ve Hanef fkhna
vukfiyeti, kitabn nemli bir referans olmasn salamaktadr.