You are on page 1of 155

insan yaynlar: 128 dil

si

bilim : 3
birinci bask : istanbul 1995 ikinci bask : istanbul
1998 nc basm : istanbul 2000
isbn 975-574-068-6
orijinal ismi semantics and communication (third
dition)
kelimelerin byl dnyas john c. condon, jr
dizgi-idzcn insan
kapak dzeri i erhan akaolu
hask-cilt erkam matbaas

insan yaynlar keresteciler sitesi, mehmet akif cad.,


kestane sok., no: 1, merter/istanbul tel: 0212 642 74
84 fax: 0212. 554 52 07 www. insanyayinlari .com. tr
insan@insanyayinlari .com. tr

Kelimelerin
Byl Dnyas
Anlambilim ve letiim

JOHN C. CONDON, JR.

Trkesi MURAT lFTKAYA

insan yaynlan

indekiler

nsz

1. Bir Tutuma Giri

11

2. Tecrbeden Sembole

25

3. Kelimeler, Kelimeler, Kelimeler...

41

4. Sembolik Dnm

71

5. Ama Kelimeler Beni Hi incitmez ki

83

6. "Cici" Kelimeler "Kaka" Kelimeler

101

7. Yaratclk

115

8. Tecrbemizi Dzene Sokmak

129

9. insanlar insanlarla Konutuunda155 Tavsiye Edilebilecek Kitaplar

183

nsz

ELNZDEK KTABI nc basks iin gzden geirirken, sk sk,

babamn eski bir eve yeniden ekil verilmesiyle ilgili u szn


dndm: Bazen, yeni batan yapmak, yaplm olann urasnda
burasnda i grmeye almaktan daha kolay grnr. Fakat,
seksenlerindeki babam hl bireyleri yaptna ve deitirdiine gre,
demek ki faaliyet lezzetini de beraberinde getiriyor.
Yaknda yirminci ylna girecek bir kitab gzden geirmenin
lezzeti saymakla bitmez; bu kadar uzun yaam olmann getirdii
tatminden deil bu lezzet. Daha da fazlas. letiime bir yaklam olarak
Genel Atlambilim'm ini-klar vard, ama temel varsaymlar krk yl
nceki kadar salam.
Toplumumuzun dil alkanlklar konusunda bir nesil ncesine
gre daha hassas ve dikkatli olduumuzu sylemek zor. Ak ki, baz
eyler deiti ve iyiye doru deiti, inanyorum ki, dilimizin byk
ksmndaki kastsz cinsiyeti tarafgirlik nemli lde azald, ve
sonuta hepimiz kullandmz kelimeler iin daha bir dikkatli
davranyoruz.
Dil alkanlklarmzn salad tm gstergeler byle bir
iyilemeye iaret etmiyor. Mesel, tahrip teknolojisindeki inanlmaz
ilerlemelere ramen ve bu lmcl tehdidin uuruna daha ok
varmamza ramen, yirmi-otuz ylda nkleer silhlarn anlam fazla
deimi grnmyor. Gariptir, bu en ykc insan mdahaleleri
insanla yalnzca semboller olarak "fayda" verebiliyor.
Baz "tabu" konulara ilikin sosyal tavrlar ve dil, son yirmi yl
iinde arpc biimde deiti ve birinin tekisini nasl etkilediini
sylemek yine kolay deil. Bu baskda, tabu konular ve hsntabirleri
bahsini ele aldk. temel tabulu sahann ksa bir deerlendirmesi var:

KELMELERN BYL DNYASI

lm, belli beden faaliyetleri ve cinsellik. Ayrca, insanlarn hl "doru


kelimeler"i bulmaya abaladklar dier iki konuya -sakatlar ve yal
insanlar- gz atyoruz.
Anlambilim ve letiim'in nc basksndaki yeni birey de,
anlambilim

asndan

yaratclk

ve

problem

zmnn

in-

celenmesidir. Dil alkanlklar dnmz kreltebilir de, hayal


gc kuvvetli birisi olmamza yardm da edebilir. Metne, okuyucularn
oynayabilecei, veya daha gzeli snfta dierleriyle tartabilecekleri
birtakm altrmalar ve problemler ekledim. Ayrca bu bask; balam,
mesajlarn karlkl etkisi, ve mesajlar degi-toku eden kiiler
arasndaki ilikiler kavramlarn gndeme getirerek, kiiler aras
iletiim tartmasn daha geni bir biimde ele alyor.
rnekler ve belli konular yllarn gemesiyle deiir, fakat
anlambilim ve iletiimdeki temel varsaymlar ayn kalr. Sosyal
eletirmenler toplumumuzun, bilgi ileme ve hizmetlerin salanmasna
vurgu yapan bir dneme girdiini sylyorlar. Kiiler aras ilikiler
eskiye gre daha soyut; ahs iletiimler, zorlukla anlayabileceimiz
kadar

karmak

sembolleri

nakleden

teknolojiler

tarafndan

yrtlyor. Benim modem'im sizin mo- dem'inizle konuabilir! Fakat,


izginin altnda bir yerlerde, ister bir sayfa zerindeki kelimeler olsun,
isterse bir uydudan yansyan iaretler olsun, sembolleri insanlara
anlaml gelen bireye evirmeniz gerekir. Sembollere yaktrdmz
kuvvet, hibir zaman bundan daha byk olmad. Bundandr ki,
anlambilim ve iletiim

hakkndaki belli temel eyleri anlama

ihtiyacmz hi bu kadar hayat olmad.


Bana uzun zaman destek ve tevikte bulunan baz kiilere teekkr
etmek isterim: Macmillan'daki daima neeli, son derece sabrl ve beni
bu kitaba herkesten fazla tevik eden editrm Arthur Hastings'e; bu
basknn tekml iin tavsiyelerde bulunan meslekdalarma ve beni
bu lkenin byl topraklarnda anlambilim dersine geri dndren Ken
Frandsen'e.

NSZ

I.C.
Albuquerque, NM 1984

Bir tutuma giri


limin ne anlama geldiini sorarak balayabilir. Bu, yle lf olsun diye
sorulmu bir soru deil. Veya, yazar mahcubiyet iine giriyor, ya da
1

cehaletini ne sryor da deil. Eer soruya drste cevap verirseniz,


bu kitabn ne hakknda olduunu anlama yolundasnz demektir.
Diyelim ki, bir anlambilim dersi gryorsunuz veyahut anlambilim hakknda konuan birisiniz. O zaman cevabnz yle birey
olur: "Anlambilim, bir konuda anlaamayan ve sonra da kelimelerin
anlamna ilikin (semantik) problemleri olduunda anlaan kiilerin
kulland

kelimedir."

Veya:

"Anlambilim,

kelimeler

hakknda

konutuumuz dersteki bir kelimedir." Hatta: "Anlambilim, neler olup


bittiini anlamadm dersin addr." Bu cevaplarn hepsi (baz
hocalarn snavlarnda kabul edilebilir olmasa dao bakmdan, bu
kitapta nelerin altn izdiinize dikkat edin) soruyla ilgilidir, nk

R DERS KTABINA, konunun ksa bir tanmyla balamak

dettendir. Anlambilim hakkndaki bir kitap ise anlambihepsi de anlambilim kelimesine cevap tekil ediyor. Evet,
anlambilim incelemesi, insanlarn kelimelere ve dier sembollere
nasl karlk verdiklerinin incelenmesidir.

10

B I R

TUTUMA GR

imdi, galiba bir nceki cmlenin; yani, anlambilimin ksmen belli


bir karlk demek olduunu syleyen cmlenin altn izdiniz. Kitabn
son sayfalarna doru, (zihinde ya da sayfada) metrelerce alt izilmi
cmlelerle birlikte, konu, baz tavr deiikliklerine; ola ki can
skntsna ya da vecdle kendinden gemeye yol aacak (rnid edilir ki,
ikisi de olmaz). Buradaki konu, bir tanmlar ve zlemler listesi deil,
daha ok dile, gereklie ve insan davranna ynelik bir tavrdr, ite,
kitaba zet bir tanmla balamann hikmetsiz oluunun bir baka
nedeni: Byle yapmak asl noktay gzden karrd. Bir zamanlar,
kendisine "Zen Budizm nedir?" diye sorulan birisinin verdii karl
ele alrsak, hereyden nce, bu, byle bir soruya cevap tekil etmez ki!
Belki de konunun ne olmadn gstersek daha iyi olur, nk
anlam(bilim) kelimesi konumalarda ok eitli biimlerde kullanlyor
ve kafa kartrabiliyor. Yal kuzeni retorik gibi, an- lambilim kelimesi
de ou kez, anlam bozularak, konumalarda geen nanslar ve kl
krk yaran ayrmlar belirtmek iin kullanlyor. "Hadi, kelimelerin
anlamna (semantie) taklp kalmayalm;" veya "Hibir ey yoktu,
sadece kelimelere farkl anlamlar yklenmesi problemi (semantik
problemi) vard." Bu tr ifadeler nadirattan deil. Fakat az sonra
greceimiz gibi, bireye "sadece anlam (semantik) problemi" demenin
kendisi de bir baka eit anlam (semantik) problemidir: Bu etiket ou
kez "nemsiz-sra- dan problem" veya "saded harici" olduu,
dolaysyla gzard edilebilecei anlamna geliyor. Besbelli, bizim
ilgileneceimiz anlam problemleri trleri nemsiz veya saded harici
grlenler deil.
Daha

ciddi

kullanldnda,

anlambilim

(semantik)

terimi,

"anlamlarn incelenmesini"1 tanmlar. Ve "anlanV'a ok sayda


'Genellikle, bu, kelimeleri/1 anlamlarnn ve biraz da, dier allm trden
sembollerin

(din

sembollerin,

armalarn,

bayraklarn)

anlamlarnn

aratrlmasn it'ade eder. Ancak, bu incelemelerin her birisinin zel isimleri


vardr. Getiimiz yllarda, szsz ifadelerin anlam daha fazla ilgi ekiyordu. Bu

yaklam bulunduundan,
bunlarn hepsi bizim ilgi alanmza girmiyor. Baz bilginler
kelimelerin tarih geliiminin (etimoloji) peindedir; dilbilim
bilginleri kelimelerin sosyal ve coraf bir blgedeki dalma ve
yaylmasn aratrarak blgesel farkllklara dikkat ekerler.
kitabn hacminin darlndan dolay, ilgi-

11

KELMELERN BYL DNYASI

ANLAMB LM VE GSTERGEBlLM

Yllar nce, Charles Morris, gstergebilim (semiotics)2 denilen, sembolik


davrann genel incelemesi olacak yeni bir disiplin ortaya att. Konuyu
blme ayrd. Bunlardan birisine anlambi- lim (semantics) ismini
verdi, yani kelimelerle (ve dier sembollerle) bu kelimelerin temsil
ettikleri arasndaki ilikinin incelenmesi. Mesel, kitap kelimesi u nda
baktnz eyi temsil eder. aretbilimin ikinci ksm syntactics'd, yani
kelimelerin dier kelimelerle, sembollerin dier sembollerle arasndaki
ilikinin

incelenmesi.

Bu

adan,

syntactics

iml,

szdizimi,

mantkksaca bir ifadenin tm kurallarn iine alr. "Bu bir


kitaptr" bir ifade tr, "Bu bir kitap m?"y bir baka ifade tr ve "Kitaptr bu bir"i bozuk bir kelimeler grubu yapan bu kurallardr. Morris,
konunun nc ksmna pragmatics dedi, kelimeler (ve dier
sembollerle) insan davran arasndaki ilikinin ve kelimeler ile dier
sembollerin hareketlerimizi etkileme ekillerinin incelenmesi. Bugn,
anlambilim, yaygn biimde, aa yukar Morris'in tanmlad
anlamda kullanlyor; yani sembollerin ve onlarn temsil ettiklerinin
aratrlmas anlamnda. Fakat bu kitap btnyle bunun hakknda
deil.
lgimiz bizi daha genel bir anlambilime, yalnzca kelimelere ve
eylere deil, ayn zamanda sembollerin belli ekilde kullanlmizi deneme, konuma veya roman gibi daha byk birimler veya fonemler gibi
daha kk birimler deil, ncelikle, genelde tek tek kelimelerden cmlelere
kadarki sahada yer alan szl dzey oluturacak.
:Charles

Morris, Signs, Language ami Behavior (Englewood (Miffs, N.J.:

Prentice-Hall, 1946).

masndan doan insan davranna da bakan bir anlambilime


gtryor. Morris'in gstergebilim tanm asndan, sembollerin anlam
(semantik) ynnn yansra uygulama (pragmatik) ynne de ayn
derecede ilgi duyuyoruz. Gerekten, kelimenin nasl kullanldn ve
davranmz

zerinde

hangi

etkiyi

yapar

grndn

gzlemlemeden ou kelimelerin anlamlarn syleyemeyeceimizi


ileri srebiliriz.
Bu ise ilgimizi, genellikle dillerin szdizim (syntactic) boyutunu ve
kendi

bana

bir

sistem

olarak

dili

incelemekten

holanan

dilbilimcilerin alanndan hayli farkllatryor. Ve yakn zamanlara

12

B I R

TUTUMA GR

kadar, ou dilbilimciler, byle bir inceleme onlar sistemin dna ve


"gereklik"e gtrecei iin anlambilime dar adan dahi yaklamaya
isteksizdi.

Bu

ilgiyi

en

fazla

duyan

dilbilimcilerin

ou

sosyo-dilbilimciler, etno-dilbilimciler veya psi- ko-dilbilimciler gibi


melez disiplindekiler olmutur.
Genel anlambilim terimini icad eden Alfred Korzybski (1877- 1950)
"srf kelimeler" kadar, felsefe ve psikolojiyle de ilgilenmiti. Bilim ve
mhendislik eitimi alan Korzybski bilim dilinin kesinliinden ve
tarafsz, grgl bir gereklik kurulmasnda sembollere duyulan
ihtiyatan etkilenmiti. Daha sonra ise, I. Dnya Savandan hemen
sonra Milletler Cemiyeti'nde evirmen olarak alrken karlat
siyaset ve diplomasi dili mitlerini ykt.
Korzybski, dilin sadece dn deil, tm insan davranlarn
etkilediine inanyordu. Ona gre, bu etki sinir sistemlerimizin
parasyd. Bu adan, eer dil alkanlklarmz olgunlamam veya
bozuksa,

davranmz

da

olgunlamam

ve

bozuk

olacaktr.

Gerekten de, Korzybski'nin bak asndan insan davranlarnn ou


"tutarsz"d. insan sinir sistemlerinin dili ynnden yeniden
eitilmesiyle evrensel bir terapi gelitirmeye alan Korzybski'nin
nemli eserinin bal, Science and Sanity (Bilim ve Aklllk), onun
hedefini aka ortaya koyar. 3 (Maale1Science

and Saity, 2. bas., (Lakeville, Conn.: The International NonAristotelian Library, 1947).

sef, kitabn geriye kalan ksmlar o kadar ak deil.)


John Devvey ve o dnemin dier yazarlar gibi, Korzybski de
yksek idealler besledi ve modern a iin yetersiz grd belli
dnme tarzlarn kkten deitirecek mulak bir program teklif etti.
Belki de bir gn davran anlambilim bir baka sahaya; belki
psiko-dilbilime, belki gstergebilime, belki szsz dilleri mzik, film,
sanat veya ne olursa kelimelere ilikin geleneksel ilgiyle tamamen
birletirecek henz gelimemi bir disipline kayacak, yle ya da byle,
anlambilim, neden bu ekilde, yani hikmetli veya aptalca, aklbanda
ya da "lgnca" davrandmz aklamaya gayret eden davran
bilimleri arasndaki yerini alyor.
SEMBOL YKL KLTRMZ

13

KELMELERN BYL DNYASI

Milyonlarca Amerikal gne yaklak olarak yle balar; nce


muhtemelen mzik, sonra ise haber veren bir radyo alarml saat onlar
uyandrr. Modaya ve hava raporunun tavsiyesine uygun giyinirler;
hapishanelerdeki ayaklanmalarn, kendilerinden ok uzaklardaki
savalarn, lkenin drt bir yanndaki spor msabakas sonularnn
haberini dinlerler. nl bir adam lm, milyonlar zntye
boulmutur, ksaca sylenirse. Bir vitamin hap yutar, ondan sonradr
ki kahvaltya atlar, abucak dilerini fralar, ve iyerine gitmek zere
alelacele karlar. Eer arabalaryla gidiyorlarsa, bir yandan kanun
snrn altnda kalmak iin hzlerlerini gzlerler, dier taraftan ise
gidecekleri yere zamannda ulamalar iin ne kadar zamanlar
kaldn takip ederler, tte gn byle balar.
... Bir gne bu tarzda balanmas (ve devam edilmesi) iin bu
milyonlarn ok gelimi ve karmak bir semboller dizisini kabul etmi
olmas gerekir, nk yukardaki tasvirde sembolle dolu olmayan ok
az ey var. Birisini uyandran saat: gnlerin mevsimden mevsime hayli
deitii sonucuyla gnein douunun veya bir horozun ayn ii
yapt devrin stnden ok fazla asr gemeden kan devrimci bir
deiiklik. Saatin bulunmasyla birlikte, soyut zaman anlay keyfi
biimde kullanl birimlere blnd. Giysi tercihi resm ya da
gndelik, erkekler iin palto ve kravat, kadnlar iin topuklu ayakkab,
paltoda ka tane dme bulunaca ve topuklarn ne kadar yksek
olaca keyfidir ve vcudu rahat tutma pratik amacyla olduka
ilikisizdir. Bu demek deildir ki, bu milyonlara, "Geen senenin
tarznda grnmektense lrm daha iyi!" diyen genlere giysi tarz
hibir ey ifade etmiyor. Milyonlar, hi tanmadklar insanlara, hi
bilemeyecekleri olaylara, hi bulunmadklar yerlere kzdran veya
zen haberler. Ancak yine de, bu milyonlar iin haberler- deki isimler
komularnn isimlerinden fazla anlam ifade ediyor. Vitamin hap dier
binlerce hap gibi grnr, fakat ienin zerindeki etiket etkileyicidir:
"RDA oran: Thiamine mononitrate yzde 5,000, Riboflavin yzde
4,410. Pyridoxine Hyrochloride yzde 3,750..." Mecburen dilerini
fralarlar, nk fralamann (ou bunun nasl olduunu gerekte
bilmese de) di rmelerini nlediine inanrlar. Czdanlar ve
keseleri dier sembollerle doludur: kredi kartlaryla, Marshall McLuhan'n "fakirlerin kredi kart" dedii paralar, ehliyetler, ve sem-

14

B I R

TUTUMA GR

bol-ykl kltrmzde onlarn kim olduunu ispatlamaya pek


yaramayan kimlik kartlar. Arabalarn yolun sandan srerler, nk
byle yapmak iin anlamlardr. Arabalarn, trafik iaretlerinde
grnen hz snrnda srmeyi kabul ederler ve hz gstergesindeki ibre
o rakam gsteriyorsa, hzlarnn doru olduunu varsayarlar.
Milyonlarcas gidecekleri yere alelacele koarlar, nk saat dokuzda
ie balamay kabul etmilerdir; ok erken gitmek meslektalarna
(belki de kendilerine) ho olmayan birey mesaj verir, ok ge kalmak
da patronlarna. Milyonlara duyduumuz saygdan tr, hikyemizi
mesai balamadan bitireceiz.
insan medeniyetinin tarihi, hayatn sembolik boyutunun artan
neminin tarihidir. Sanayilemenin ilerlemesi, bu boyuta ilve sembol
sistemleri getirdi. Tam anlamyla anlamasak da, birok dili renmek
zorundayz; insanlar yalnzca kelimelerle yaamaz. Susanne Langer
yle demekte: "Sembol-retme fonksiyonu insann bata gelen
faaliyetlerinden birisidir; tpk yemek, bakmak ve yrmek gibi."4
Buna, sembollerimizin bata gelen dier faaliyetlere hkmettiini
ekleyebiliriz: Neyi, ne zaman ve ne kadar yediimiz; neyi grp neyi
grmediimiz; ve nereye yrdmz gibi.
Yenilebilir olarak tasnif etmeyi rendiklerimiz, byk lde
kltrel mlahazalarla belirlenmektedir; bir yerde az suyu aktan ey
baka bir yerde mideyi altst eder. Pek az Amerikal ylana, sr
kanna, koyun gzne itah duyar, fakat bunlar baka yerde pek leziz
eylerdir. Genelde kahvalt dncesi, bazlarnn midesini bastrmaya
yetecek bir yemek olarak snflanr.
Benzer ekilde, gayriirad, fizyolojik tepkiler dndaki hemen her
hareket byk bir sembolik sistemle baldr. Bu tr sistemlerin en
nemlisi ise dildir.
FARELER, EEKLER VE NSANLAR ZERNE:
ARETLER VE SEMBOLLER

Yzyldan fazla bir zaman nce, Charles Darwin, Trlerin Kkeni isimli
kitabnda, dnmze yol gstermeye hl devam eden bir fikir
ortaya att. Yaam srdrme mekanizmas igr- mez hale geldiinde,
yaratn hayat son bulur. Arlarn veya kunduzlarn M 2000 ylnda
yaamlarn srdrmek iin ihtiya duyduklar eyler, MS 2000 ylnda
15

KELMELERN BYL DNYASI

yaamlarn srdrmek iin ihtiya duyacaklar eyler ile tamamen


ayndr. Fakat eer evre artlan drtbin yl iinde yeterince deimise,
arlar ve
"Susanne Langer, Philosophy in a New Key (Cambridge, M.: Harvard University
Press, 1942), s. 41.

kunduzlar tkenmi trler olarak dinazorlara katlacaktr. Yaam


srdrme mahareti tm hayata nakedilmitir.
Darwin'in tezi dier hayat biimleri kadar insanlar iin de
geerlidir. Ancak insanlar farkllk gsterir. nsanlarn fizyolojisi en
yakn kuzenimizden dahi ok farkl geliir. En yakn maymununkinden daha byk bir nbeynimiz (korteks) vardr, ve ite bu
ayrmdr ki bizim son derece farkl trden davranlar gstermemize
imkn verir. Byk nbeyinli insanlar, bazen vgler dzdmz
hayvanlarn hepsinden daha harika iler yapar: insanlar dnebilir.
W. Grey Walter'in yllar nce ifade ettii gibi, fizyolojik olarak: 5
nsan... kendine zg biimde, dnebildii iin insandr, ve varlk
mcadelesinde yaamnn srmesini beynin stn fonksiyonunun
gelimi olmasna borludur. O sapiens'dir, dnen genus homo
trdr. Kendisine atfedilen ismin btn anlamlarna her zaman
yarar ekilde yaamasa da, mmtaz, basiretli ve saduyulu bir
trdr.
Darwin'in evrim tezini ortaya att zamandan beri, insanlarla
hayvanlar arasndaki iliki zerine iddialar arpmaktadr.
Elli yldan fazla bir zaman nce, Tennessee'deki nl Scopes
davasyla Birleik Devletler'de halkn dikkati bu konuya odakland;
Hristiyan fundamentalizmi evrim teorisine hcum etti ve lise biyoloji
derslerinde evrimin retilmesinin kanuna aykr olup olmad
sorguland. imdi, altm sene sonra, insanlar hl bu konuyu
tartyor.
empanzelerin de bir dili yetkinlikle kullanmay renebilecei
ileri srldnde, bilimsel yntemi cokuyla savunan insanlarn keyfi
kaabiliyor. Diyelim ki bir gece partisindesiniz ve konumay
canlandrmak istiyorsunuz; hayvanlarn insanlarn3W.

Grey Walter, The Living Hrain, (New York, N.Y.: WAV. Norton,

16

B I R

TUTUMA GR

1953), s. 15.

kine benzeyen bir dil yeteneine sahip olduunu syleyin, yeter. Bu tr


iddialar ilm dergilerde ileri srldnde, bunlara cevaben gelen
lehte veya aleyhte mektuplardan hararet taar.
Niin? Dilde ne var ki, insanlar daha dk hayat biimlerinden
ayrmasyla byle gl duygular uyandryor? lk olarak, din, felsef
ve hatta ou bilimsel yazlar kuatan, Batl bir gelenek szkonusu; bu
gelenek aka insanlar hayvanlardan stn saymaktadr. Bunun
byk lde semboller kullanabilme yeteneimizden kaynakland,
byk nbeynimizin bir sonucu olduu sylenmektedir. Eer
empanzelerin veya yunuslarn da bizim gibi "dnme" yani aklc,
mtefekkirane dnce kabiliyetine sahip olduu gsterilirse, o
zaman, "insan" gibi grnen hereyin sorgulanmas gerekebilir.
Sonuta, uzun bir gelenek ve birok yaygn alkanlk (et yemek ve evcil
hayvan beslemek gibi) sarslabilir.
Ne ki, bilim adamlar arasndaki tartma pek bu ekilde ifade
edilmiyor. Onlarn tartmas belli bir deney, bulgularn alternatif
yorumlar, yntemdeki zayflk vd. alardan yaplyor. Getiimiz
yllarda hayvanlara dil retmek iin eitli giriimler oldu, ve
hepsinde de sonular tartmaya yol at ve deneyin delalet ettii
eylere kar kld.
Columbia niversitesinden Herbert Terrace, Nim Chim- psky 1
ismindeki bir empanzeye yzn zerinde (iitme zrllerin
kulland iaretlere benzer el iaretlerinin kullanld) iareti retti.
Aadaki konumay izleyelim:
retmen: Ne istiyorsun?
renci: Biraz daha elma.
retmen: Kim biraz daha elma istiyor?
renci: Ben. Nim biraz daha elma istiyor?
retmen: Elma ne renk?
renci: Elma krmz.
retmen: En ok ne yersin?

1Nim

Chimpsky'nin ismi, Amerika'nn hu yzyldaki nde gelen dilbi-

limcilerinden Noam Chomsky'ye kinaye olarak konulmu.


17

KELMELERN BYL DNYASI

renci: Muz, kuru zm.


Nim'in terbiyecilerinden birisi retmen, nl empanze Nim ise
renci, ikisi szl kelimelerle deil, Amerikan iaret Dili'nde
kullanlanlara benzer iaretlerle iletiim kuruyorlar. 2
Stanford niversitesinden Francine Patterson'un eittii Koko
ismindeki

goril

ise

altyzden

fazla

iaret

rendi.

Purdue

niversitesinde alan Aleks ismindeki Afrikal bir gri papaan, bir


papaandan pek umulmadk biimde, krk kelimeden fazla bir kelime
daarcna sahip. Fakat Aleks ekil, renk, maddeyle baz nesneleri
istemeyi abucak rendi, yle ki " keli yeil kat" diyebiliyor.
Haftalk "anlambilim snavlar"nda, Aleks sorularn yzde 80'den
fazlasn doru biliyor.
Yunusbalklar, balinalar ve dier memeliler arasndaki dil ve
iletiim kalplarna dair aratrmalar imdi yaygn durumda. Ne zaman
insanlarla dier yaratklar arasndaki yerleik ayrma meydan okur
grnen sonular duyurulduysa, btn bu aratrmalar u tartmaya
yol at: soyut dnmeyi gsteren, yeni sembol kombinasyonlarn
renme ve retme yetenei. Yakn zamana dek, hayvan dilinin
iaretler dediimiz kalplarla snrl olduu varsaylyordu. imdi ise
bazlar o kadar emin deil.

2Herbert

S. Terrace, Nim: A (Chimpanzee who .earned Sign Language (New York,

N.Y.: Washington Square Press, 1981).

18

BR TUTUMA GIRt

Ama sadece bazlar. ounluk, yeni davrann daha etkileyici


iaretler repertuarndan ibaret olduu hususunda her zamanki kadar
emin. Dierleri ise bunun gerek anlamda sembolik davran olduunu
sylyor. Tartma uzunca bir sre devam edecee benziyor. Baz kesin
bulular yaplncaya dek, sembol- ete ve sembol-kullanan insan ile
iaret-kullanan hayvan arasndaki yerleik ayrm, ok daha kararsz da
olsa, yerini ko uyacak. En belirleyici fark, soyutlama farkdr. Bir fare,
deneme-ya- nlma ile labirentte yolunu bulmay renebilir, ama bir
haritay inceleyerek yolculuk planlayamaz. Veya, S.I. Hayakawa'nn
hep syledii gibi, "Bir kpee 'imdi Hamburger!' kelimelerine uygun
ekilde karlk vermesini retebilirsiniz, 'Gelecek Sal Hamburger'
kelimelerine deil."
Yaam srdrme asndan, insann dnme yetenei ok eyi
ifade eder. Hereyden nce, insanlar yeni bir evreye uyum
salayabilir; son admda, bu o evreye ekil verme anlamna da gelir.
Dnme

yetenei

sadece

ve

sadece

insanlarn,

doutan

getirmedikleri hnerleri kazanabilecei anlamna da gelir, insann


umak iin yaratlmad doru, ama iki kuak gemeden, insanlar
bilinen en hnerli uucular haline geldi. Dnme yetenei insanlarn
byk

lde

evrelerini

oluturabilmeleri

anlamna

geliyor;

gnmzde, dnyann herhangi bir noktasnda veya denizlerin altnda


yahut uzayda yalnzca insanlar rahat iinde yaayabiliyor.
Ne yazk ki, bu harika baarlarn yannda, bir farenin bile habersiz
olduu, hatalar, aptallklar ve gaddarlklar geliyor. nk, insanlar
l bir baheye dntrebiliyor, toplu halde nasl yaayacaklarn
planlyor ve hayat ban kuvvetlendirebiliyor olsa bile; lmlerini
veya tm trlerin lmn planlayabilenler de sadece insanlar. stelik,
bitiik delie siyah bir fare tand iin hibir beyaz fare maln
mlkn brakp kamyor.
Dili kullanma yetenei, tecrbeyle ilgili bireyi sembollere
aktarma ve sembolik ara vesilesiyle tecrbeyi paylama yetenei demektir.
Dili kullanma yeteneimiz sayesinde, gemiten dersler karrz. Bu
yzdendir ki, dier yaratklarn aksine, insan tr gelimitir. nk
insan

tecrbesi,

tecrbe

zerine

kurulu

olduundan,

deiim

geometrik bir oranla hzlanmaktadr. Geen onbe asrdaki gelimelere


kyasla son elli yldaki gelimelere bakmak yeter. "Bilgisayar a"na
19

KELMELERN BYL DNYASI

girdiimiz u devirde, insann nne alan nimetler neredeyse


inanlmaz. Sibernetik devriminin imkn verdii hz veya dorulukla,
daha nce enformasyonun analizi ve tekrar kazanm yaplamyordu.
Sembolik tecrbeyi anlaml insan davranna aktarmak ise elbette bir
dier i.
zetleyecek olursak, insan, dili ve dnceyi mmkn klan
nbeyninin bykl, yani korteksi dolaysyla fizyolojik olarak
hayvanlardan ayrlmaktadr, insanlar dil ile tecrbeyi sembollerle ifade
edebilmekte ve bu semboller sayesinde tecrbeleri dier insanlarla
paylaabilmektedir. Anlaml tecrbelerin paylalmas ise, renme
dediimiz deiimle sonulanmaktadr. rendike, nesilden nesile
ilerliyoruz, veya en azndan deiiyoruz. Deiik ama nisbeten snrl
ekillerde iletiim kurabilen hayvanlar ise en azndan insanlar kadar
birbirlerinden renemiyor, deiemiyor, ilerleyemiyor.
insanlar ile hayvanlar arasndaki ayrm, her birinin gerekletirdii
iletiim trlerinde de karln buluyor. Hayvanlar iaretlere karlk
vermeyi renebiliyor, ama yle anlalyor ki, sembolleri etkin biimde
yalnzca insanlar kullanabiliyor.

Susanne Langer, bu farkll,

iaretlerin iln ettiini, sembollerin ise hatrlattn syleyerek ifade


ediyor. Yani, hayvanlar yemek, cinsellik veya tehlikeye iaret eden
sesler karabilir ve alglayabilir. Ama bir hayvan, yemein mahiyeti
zerinde dnp perhiz yapmann iyi bir fikir olabileceine karar
veremez.
aret ile sembol arasndaki ayrmlardan birisini, her birine
verilebilecek mmkn karlklarn saysndaki farkllk oluturur. Bir
iaret, bir tecrbeyle (veya bir nesneyle vd.) bire-bir ilikide bulunur.
Tiz bir ses gibi bir tehlike iareti, bir hayvan kamaya veya saklanmaya
sevkedebilir. Fakat, bir tehlike sembol insan iin ok ey ifade eder, ki
kamak bunlarn en az ie yarayandr. insann gelitirdii iaretleri
dnmek kolay, ama onlarn yalnzca iaret olarak kullanldn
grmek zordur. Mesel, bir araba kornasnn grltl sesini alalm.
Baz durumlarda, korna alnmas "yoldan ekil" anlamna gelir, ama
bu dierinden daha semboliktir. Korna alnan kii srcnn "Yolumdan ekil" mi, "Merhaba, naslsn?" m, "Yeni evli" mi, yoksa "En
byk biziz!" mi dediini dnmek zorundadr. nsanlarn gelitirdii
iaretler sembolik olmaya yatkndr. Bir dersin veya o gnk iin bittii

20

B I R

TUTUMA GR

iaretini vermeyi amalayan bir zil sesi, mutlaka ve mutlaka,


grevlerini dnme, rahatlama veya saatine bakarak zaman teyid
etme gibi dier tepkilere yol aar. Hayvan tepkileri ise ok daha
snrldr, insan harekete gemeden nce uygun tepkileri gzden
geirir. Her uyarda atlamak, insan tavan dzeyine indirmek
demektir.
Bir keresinde Mark Twain, bazen insanlardan ok hayvanlar gibi
hareket ettiimizi belirterek ayn gzlemde bulunmutu:
Bir tecrbeden yalnzca hikmetin onun iinde bulunduunu karrken
dikkatli olmal ve orackta durmalyz; yoksa scak bir soba kapann
stnde oturan kediye benzeriz. Kedi bir daha asla scak soba kapann
stnde uyumaz ve bu gzel bireydir; ama ayn zamanda artk souk
soba kapann stnde de oturmaz.3
Kediden fareye geersek, Wendell Johnson m bu ayrm zerindeki
dncesini hatrlayabiliriz: "Bir fare iin peynir peynirdir; ite
bundandr ki, fare kapanlar ie yarar."
Bir toplum kstlayc hale geldike, iaretlere verdii nem artar.
Mesel, ordu, bazlarnn iaret tepkileri adn verdii kat davran
standartlar getirir. ("Hareket ediyorsa, onu selmla!") Yine, stres
zamanlarnda, bir kelimeye (sembole) sanki o bir ia- retmi gibi
karlk verir; ona iaret yoluyla tepki gsteririz.
Kendi kendinize sorun: Sizi hangi kelimeler ileden karr? Hangi
kelimeler, ou zaman konumacnn niyetinden bamsz olarak, bir
refleks tepkisini tetikler? ou insan iin "kfr szler" byk lde
kiinin kontrolnn dnda tepkiler do- gurur. "Kavga szleri"
banazlk iaretleri rnein bu trden tepkilere yol aabilr.
Muhakkak, bazen konumac muhtemel tepkinin farkndadr ve bu
maksatla ineli szler eder. Ancak, ounlukla, konumacnn
kelimelerin bizi nasl etkilediinden habersiz olduu durumlarda bile
iaret yoluyla karlk veririz. Bunun arpc bir rneini, iaret tepkileri
tartlrken bir renci sergilemiti. renci, baz kelimelerden tahrik

3Bernard

DeVoto (yay. haz.), The Portable Mark Twain (New York: Viking, 1946), s.

563.
21

KELMELERN BYL DNYASI

olu- yormuasna bazen nbetler geiriyormu. Ne kadar kzgn olduunu "Neredeyse sara nbeti geirecektim" diye ifade eden bir
konumac bir nbete yol aabiliyormu. Hatta farkl ba- lamlardaki
nbet sz dahi sarasnn tutmasna neden olabiliyormu. renci, bir
baka

iaret

tepkisinin,

"Saram

var!"

dediinde

snfnda

gzlenebileceini ekliyor.
oumuz iin, ou zaman, iaret tepkilerimiz, seyrek olmasa da
daha az grnr niteliktedir. Sonulara atlarken, sylenileni kayna
yznden dinlemeyi reddederken ("O ne sylerse sylesin, inanma!"),
veya belli kelimelerden utanrken de iaret yoluyla tepki gsteririz. Bu
tr tepkiler, en iyi ekilde kullanlabilecek olan dilin kaynaklarn
kullanmamz engeller. Dili akllca kullanmay renmek ise, dille
neyin kullanlmayacan renmekle balar.

22

2
Tecrbeden sembole

OU NSAN DL HAKKINDA fazla kafa yormaz. Hakikaten,


konutuklarmzn zaman zaman uuruna varrz veya bir
cmlede "..dir" mi yoksa "...dirler" mi kullandmzdan ara sra

emin olmayz, ama konuma ve dinleme srecine nadiren fazla


dnce sarfederiz. Dili kullanmann soluk alp verme gibi tabi,
normal, herkes iin ho, ve bu ii yaparken sknt ektiimizde de
itibarl birey olduunu dnrz. Bu abay unutal ok olmu,
yllar gemi, ve imdiki gibi konumay renmede tecrbe
kazanlmtr. Dili kullanmann insana has bir vasf olmas yannda, her
dilin, her diyalektiin ve hatt her bir insann gereine pek dikkat
etmeyiz.
Belki dilimiz ve kelimelerin anlamlar hakknda daha az varsaymda bulunsak daha hayrmza olacak. Varsaymlarmz iin daha
tetikte olmay isteyebiliriz. Bu ksmn banda belirttiimiz varsaym
gayet mkul, hatta aikr grnebilir. Fakat, bu ksmn sonuna
geldiimizde onu da tadil etmek iin nedenimiz olacak.
Deneme kabilinden, u varsaymla balayalm: Hangi kelime ele
alnrsa alnsn, o kelime temsil ettii eyden tamamen farkl bireydir.
Anlambilim, genellikle bu ikilik varsaymyla ie balar. Bu ayrm
genelde olumsuz biimde aklanr: "Kelime ey deildir." Gemiteki
filozoflar ve gnmzdeki bilim adamlar eylerin aratrlmasn takip
ederken, dilbilimciler ve psiko-dilbilimciler kelimelerin mahiyetine dair

23

KELMELERN BYL DNYASI

tanmlar gelitirmektedir. Bu ikisi arasndaki ilikiyi incelemek ve bu


ayrmn nemini vurgulamak ise anlambilimcilerin zel alann oluturur.
Mkul eletirmenler (belki siz de) ou zaman bu denli aikr
bireye vurgu yapan bir disiplin karsnda akna dmtr. yle
ya, bir kelimenin temsil ettii ey olduunu kim iddia eder?
Anlambilimcilere gre bunun cevab kelimeler peinde olduumuz,
kelimeler satn aldmz, kelimeler iin sevdiimiz, savatmz ve
kimi zaman ldmz gnlk hayatmzn byk ksmnda ve tarihte
yazldr. Kltrmz sembol ykl, hatta sembole baml hale
geldike, bu ayrmn farkna varlmas daha fazla nem kazanyor.
Sembolikletirme yetenei, yalnzca sembolleri kullanarak, enfs
tecrbeleri hatrlamak demektir. Birisi ister bir roman isterse bir bitirme
tezi okuyor olsun, oradaki semboller vcut kimyasnda birtakm
deimelere yol aacaktr. rnein, yataa ekilmeden nce hortlak
hikyesi okursanz, hemen uykuya dalmada zorluk ekersiniz.
Gerekte hortlaklardan korkmuyorsu- nuzdur, ama kat zerindeki
mimik

iaretleri

kontrol

edemediiniz

bir

biimde

tepkinizi

etkilemektedir. Veya yipe yataa ekilmeden nce, bir ders kitab


okursanz, uyank kalmada zorluk ekersiniz. (phesiz burada
hortlaklarn veya akademisyenlerin nisb faziletlerinden deil, bir
insann bu tr sembollere kar tutumundan sz ediyoruz.) Veya
okuldan daha yaygn bir rnei ele alrsak, bir retmenin sadece bir A
ya da F oluturmak iin izgiyi dzenleyerek sinir sisteminizi
etkileme gcn dnn. Deiimlere yol aan, ak ki, sembollere
verilen karlklardr, ki bu karlklar kimi zaman semantik tepkiler
eklinde isimlendirilir. Daha arpc rnekler iin psikosomatik tp
eserlerini okuyabilir veya bir hipnotizmacmn bir konuda kullanabilecei "telkinin gc"ne dikkat edebilirsiniz.
Yani, anlambilimci yalnzca eylerden farkl olarak kelimelerle deil,
belki daha ok, sembollere verilen yaygn karlklarla ilgilenir.
ALGILANAN DNYA

Eer bir uakta umusanz, u hatralar size aina gelecektir:


Pencerelerden aada net ve dzenli bir arazi grrsnz. Sahil eridi
boyunca dalgalar kyya birbiri ardnca vururlar. Durgun bir denizde

24

TECRBEDEN SEMBOLE

doularn

ve

gzden

kaybolduklar

kyya

doru

dzenli

hareketlerini grebilirsiniz. Her dalga dierlerinden ayrdr. Onlar


sayabilirsiniz. Kydan uzak ksmlarda trafik yava yava ilerler; ne
grlt, ne karmaa vardr. Bir otobs bir kamyonu gemek iin ileriye
atlr; arabalar krmz kta yavalar. Evlerin baheleri belirgin
biimde iaretlemitir, ve daha akta iftlik arazileri snrlarn nete
belirlemitir.
Ho bir manzaradr bu, ancak zamannzn ounu yerde
geirdiinizden, ne ky eridinin, ne de arazinin o kadar dzenli, o
kadar hareketsiz ve grltsz olmadn bilirsiniz. Uanz
yeryzne alaldka, dnya hz kazanr gibi olur, grnmez hazr,
sessiz grltl, az saysz hale gelir. Daha nce yeil bir arazi paras
olan ey, titreen yapraklaryla bir aa parkna dnr. Durgun bir
portakal renk, yanp snen bir neon olur. Yere salamca ayak
bastnzda, bir yanlsamadan geree dnmediinizi farkedersiniz.
Sadece en ok allm olana dn- snzdr. Eer uygun
aygtlarnz olsayd, bir mikroskop lemine de inebilirdiniz ve bu da
allm manzaradan bir o katlar farkl olurdu.
Fizik biliminin tarihi, dnyann cevherine bu trden inme
tarihidir; hep, onun tesinde artk deiimin olmad, niha bir dzey
aranagelmitir. Atom-alt lem kefedildike, fizikiler nceki nesillerin
sabit kabul ettii eylerden vazgemek zorunda kald: Bunlar, bir
zamanlar dnyann paralanamayan cevheri olduuna inanlan, daha
sonra ise birbiri ardnca sabitlik snavndan geemeyen elementler,
atomlar ve protonlard. Bu keif bugn bize ne getirmekte? Ve bunun
anlambilimle ne ilgisi var? Bertrand Russell iki noktay da yle ifade
ediyor:
Sabit olma noktasnda maddenin yerine enerji koyulmak zorunda
kalnd. Fakat maddenin aksine, enerji yaygn anlamyla "ey" olmayp
sadece ve sadece fizik srecin bir karakteristiidir. 4
Btn dzeylerde gereklii karakterize eden, bir eyin deil, bir
srecin varldr. Dnyadaki eylerden deil, olulardan sz etmeliyiz.

Bertrand Russell, A History of Western Philosophy (New York: Simon


and Schuster, 1945), s. 47 (Vurgular sonradan eklendi.)
4

25

KELMELERN BYL DNYASI

Dilimiz yzyllarn rndr ve kelime daarcmz eski,


bilimsellik ncesi dnya grn yanstmaktadr. Deimeyen tek
eyin deiim olduunu bildiimiz halde, sabitlik iddiasnda bulunan
bir kelime daarcn muhafaza ediyoruz. Onlarn daha ok alevlere
benzediini bilmemize ramen, mecaz biimde, sanki talarm gibi
bahsediyoruz dnyadaki ey/erden. Bir zamanlar isim zannettiimiz
eyler imdi daha ok fiillere benziyor. Geen yzyln keifleri nda
kelime daarcmzn tuhafa ad (anakronistik) olduu grlyor.
Elbette ki, tek tek bireyler olarak dilimizin yapsn deitirmemiz
gerekmiyor, ve zaten bunu kolay kolay da yapamayz. Ama sze
dayanmayan bir sre dnyasnn duraan bir vasf gsteren kelimelerle
temsil edildiinin farknda olmak nem tayor.
Bir anlamda, anlambilim aratrmasndaki en asasl farknda- lk, her
daim deien dnyay dorudan doruya alglayamayacamzn
farknda olutur. Bu ise hibir kelimenin bireyi tam olarak temsil
edemeyecei; zira eylerin dinamik, kelimelerin ise duraan olduu
varsaymnn esasdr. eyler tartlrken ayn derecede nemli bir
nokta da, gerekliin olularn kavradmz srecin, yani idrakin
farknda olmaktr. te bundandr ki, kavrayamadmz ok husus
olduu gibi; kavrayabildiimiz, ama gerekte (karakteristik biimde)
kavramadmz ok husus vardr.
insann alg aygt, dnyadaki daim srecin farkna varmasa bile
etkileyicidir. plak gz tahminen yedi milyon rengi birbirinden ayrd
edebilir. eyrek mil mesafeden zm tanesi iriliinde bir nesneyi
grebilir. Ancak bu alg aygt ayn zamanda yanltcdr. Ayn gkte
"ykselirken" kldn dndrerek bizi aldatr. (Bu arptma
byk lde ay atlarn ve aalarn tepesinin eliinde grmenin
sonucudur; bu arptmay dzeltmenin bir yolu eilip ay dizlerinizin
arasndan seyretmektir.) Duraan resim saniyede on alt defa hzla
yansdndan ekranda srekli ve tabi bir hareketin ho yanlsamasn
seyrederiz. Bu yanlsamay neyin dourduunu bilmek, etkisini
azaltmaz.
Kendi yzmz bile optik yanlsamalarla grrz. Bir aynada
yznze kimbilir ka defa bakmsnzdr. Size geri yansdn
grdnz yznzn, yznzle ayn byklkte mi, daha m
byk, yoksa daha m kk olduunu syleyeceksiniz? Belki

26

TECRBEDEN SEMBOLE

aracaksnz. Bir dahaki sefere, buharl bir banyoda aynadaki


yznzn d hatlarn iaretleyin, sonra da onu ln ve gerek yz
byklnzle

karlatrn.

Bu

imajn

yznzn

gerek

byklnden ok daha kk olduunu grnce aracaksnz.


Asl grme organ gz kadar, beyindir de. eyrek milden, ok az
kamera objektifinin ancak ideal artlarda kaydedebilecei bir telefon
telini grebiliriz. Kamerann yapamayp da bizim yapabildiimiz ey,
birka grsel iaretten telefon telini ina etmektir.
nsan gznn retinasna yakn bir yere konulmu olan "kr nokta"
dahi, onun perdelediini grmemizi engellemez. asr nce
kefedilen kr nokta, ge bakarken ayn onbir kat byklkte bir
alan gzden saklar. Buna karlk, beynimiz o kr uzay kuatan
evreyi genileterek engellenen eyin yerini doldurur.
u sylenebilir ki, grdmz herey beklentilerimizin, aldmz
eitimin,

deerlerimizin,

hedeflerimizin

sonucu

olan

optik

yanlsamadr. Sihirli ocuk kitaplarnda, ve Pazar gazetesi ilvelerinde


grlen allm optik yanlsamalar gibi, neyi grdmz nasl
baktmza ve bak yapann kim olduuna baldr.
Ne grdmz (veya iittiimiz, kokladmz, hissettiimiz vb.),
neyi grmeye istek ve ihtiya duyduumuzu dndmze
baldr. Alg, karlatrlabilir gz mesafesinde herkes iin tabi ve
ayn olmayp, aktif bir sretir. nsan mmkn olan btn uyaranlara
seici olma ihtiyac duyar. Aka ilgisiz (ve bazen tehdit edici) eyleri
ihmal etmek ve algladmz uyaranlar anlamlandrmak iin onlar
dzenlememiz gerekir. Her saniye bizi bombardman eden milyarlarca
uyarana kar hassas olsaydk, hibir ey yapamaz hale gelirdik.
(Okumaya bir saniye ara verin ve dikkatle bu sayfaya bakn; kadn
stnde daha nce farkna varmadnz ufack ukurcuklar ve
iaretleri grrsnz; daha nce szle dikkat ekmenin zellikle zor
olduu renkler tayan kattaki enfes glgeleri muhtemelen artk
gzleyebilirsiniz. imdi daha nce farkna varmadnz sesleri dikkatle
dinleyin.) Eer kat zerindeki belli bir grevi olmayan iaretler veya
ilgisiz sesler bizim iin nem tasayd, onlar alglamay renebilirdik;
ama btn iaretleri nazar- dikkate alamaz, sayfay okumak iin
younlaamaz

veya

btn sesleri iitip cidd bir

27

konumay

KELMELERN BYL DNYASI

izleyemezdik. unu bilmeliyiz ki, srekli seiciyiz ve algladmz,


alglanabilir olann ok kk bir parasdr.
Getalt psikologlar, neden bu ekilde algladmz incelemekte
ve gzmze (ve dier duyu organlarmza) rastlayan uyaranlar
dzenleme ihtiyacmz vurgulamaktadr. Bir gazete fotorafnda
tandk bir yzn ayrntlarn grdmz dnrz; oysa daha
yakndan baktmzda, grnte siyahlar, beyazlar ve gri glgeleri
reten eitli byklkte ve dzenlice yerletirilmi ufak noktacklar
grrz. Sayfada yz yoktur; bir yz eklinde dzenleyebileceimiz
uyaranlar vardr yalnzca. evremizde grdklerimizi, umumen kabul
edilenden ok daha geni bir derecede olutururuz.
ounlukla bakmay rendiimiz eyleri grrz. Bakmaya
ihtiya duyduumuzu dndklerimize bakarz. Gereksiz veya baz
durumlarda tehdit edici grnen eyleri grmezden geliriz. Ancak,
farkna varabildiimizden ok daha fazla uyarana duyarlyzdr.
Yaplan bir deneyde, bir ekrana izleyenlerin ne seyrettiklerinden
emin olamayacaklar resimler

yanstlyordu.

srasndaki

gre

gz

hareketlerine

Aletler

ayarlanmt.

bu

sre

Denekler,

ne

seyrettiklerini bilmemelerine ramen, resimler tatsz ya da tehdit edici


olduunda gzbebeklerini kstlar. "Tarafsz resimler" hi de bu tr
tepkiler dourmad.

Bu algsal olgularn yalnzca laboratuarda

meydana geldiini dnrsek iin pf noktasn karrz. ahs


tehlikeden bu tr uursuz kalar gndelik davranmzn bir
parasdr.
Birinin, ok ksa bir sreliine ekranda yanstlan kelimeleri tanma
kabiliyetini snayan benzer bir deney, fertlerin ahs deerlerine uygun
kelimeleri karakteristik biimde grdklerini, deer sistemlerine aykr
veya ilgisiz kelimeleri ise yanl okuduklarn gsterdi. Mesel, estetik

5Eckhard

H. Hess ve James Polt, "Pupil Size as Related to Interest Va- ke of Visual

Stimuli", (Gzbebeinin Grsel Uyarann lgi Deeriyle likisi), Science, 132


(1960), s. 349-350.

28

TECRBEDEN SEMBOLE

alannda standart deerin altnda kalan bir denek zarif kelimesini


ikiyzllk biiminde yanl okudu. 6
Tketicilerin tepkilerini etkilemek amacyla uur eiinin hemen
altndaki kelimeleri devreye sokan baz reklmclar ayn kural
kullanmaktaveya

ktye

kullanmaktadr.

uuralt

mesajlar

fotoraflarda veya izimlerde yerletirilebilir; mesel, cinsellik sz bir


likr ilnnda, bir bardan iindeki buz kplerinin kenar kvrmlaryla
ifade edilebilir. uuralt reklmcln etkisi yllardr tartlmakta,
ancak

semantik

tepkiler

uyandran

kelimelerin,

varlklarndan

haberimiz olmadan dahi sunulabil- diklerini gsteren yeterince


aratrma var.
Kiinin ahs mazisi kadar, kltr de alglayn etkilemektedir.
Bir baka deneyde, ABD'li ve Meksikal kiiler, boyutlu bir grnt
vcuda getirmek iin kullanlan bir stereoptilde resim iftlerini
izlediler. Ancak bu defaki rnekte iki resim birbirinden tamamen
farklyd. Bir resim Meksika'dan bir sahne (bir boa grei mesel),
dieri Birleik Devletler'den bir sahne (bir futbol ma mesel)
sergiliyordu. Her iki gruba da birok resim ifti gsterildi. ABD'liler
duraksamadan futbol man "grdler", Meksikallar ise sadece boa
greini "grdler".
Dilini bilmediiniz bir lkede seyahat etmiseniz, en ok
farkettiiniz iaretler Coca-Cola veya dier tandk rnlerin her yere
nfuz etmi ilnlar olmutur. Bu tr ilnlar gerekte dnyann ke
bucana kol salm deil, fakat bize onlar grdrecek diziler verilince,
ou kez yle geliyor. Yeni melodilere gre daha nceden dinlediimiz
arklar daha dikkatle dinlemeye yatknzdr. Bizi memnun eden
eylere,

rahatsz

edenlere

gre

daha

fazla

dikkat

sarfederiz.

Takmmzn kazand bir futbol mana, kaybettii bir matan daha


fazla dikkat etmeye yatknzdr. Bakalarn deil, desteklediimiz
siyas adaylar dinlemeye ve sosyal alglarmz tasdik eden dergileri
okumaya yatknzdr.

'I.eo Postman, jerome S. Bruner ve Elliott McGinnies, "Personal Valu- es as


Selective Factors in Perception", (Algda Seici Faktrler Olarak Kiisel deerler),
Journal of Abnormal and Social Psychology, 43 (Nisan, 1948), s. 142-154.
29

KELMELERN BYL DNYASI

Gemi tecrbeye dayanan hafzann ve beklentilerin etkisi o kadar


gldr ki, sk sk gerekte orada olmayan eyleri grrz ve orada
olan eyleri gremeyiz. gendeki cmlecii okuyun:

Eer bir yanl bulmadysanz, tekrar okuyun ve kendi kentlinize


sorun:

Neden

bu

yanl

grmediniz?

Bunun

izahyla,

baz

anne-babalarn ocuklarn bydn farkedememesinin veya baz


profesrlerin

muhakemelerindeki

tarafgirlii

grememesinin,

ve

oumuzun davranlarmzdaki tutarszlklar gr- meyiimizin izah


ayndr.
Gerilim ve atma altndayken bu miyopluk daha da artar.
Psikolog Hastorf ve Hadley Cantril rakip niversite renci ve
mezunlar bir futbol man seyrederken olup bitenlerin kkrtc (ama
yine de aina) bir tasvirini yazdlar. 4 Aratrmalar, akl banda,
eitimli erkek ve kadnlarn, tezahratlar bittikten sonra ve olay filmde
seyredilirken bile, ne olduu zerinde anlaamadklarn gsterdi.
Princeton taraftarlar hakemi resmen adaletsiz, Darmouth'un oyununu
da irkin gryordu. Darmouth taraftarlar da ayn yanl tavr
gryordu, ama onlara gre bu besbelli Princeton onbirinin hatasyd.
Onlarn Darmouth-Prin- t eton futbol ma aratrmas, aratrmaclar
alglama hakknda btn olaylar iin geerli bir sonuca ulatrd. unu
da ilve edebiliriz ki, bu, semantik davrann temelinde yatan bir
sonutur.
... Farkl kimselerin ayn "ey "le ilgili farkl "tavrlar" gsterdiini
sylemek geersiz ve yanltcdr. nk, bu "ey", ister birjutbol ma,
ister bir bakanlk adayl, komnizm veya spanak olsun, farkl kiiler
iin hi de ayn ey deil
'Albert H. Hastorf ve Hadley Cantril, "They Saw a Game: A Case
Stdy", fournal of Abnormal and Social Psychology, 49, (Ocak, 1954) s.
129-134.

30

TECRBEDEN SEMBOLE

dir. Bir olaya veya evreden gelen bir etkiye (refleks veya alkanlk
haline gelmi davranlar hari) belirlenmi bir tarzda "tepki
gstermeyiz." O na kadar getirdiimiz eylere gre davranrz, ve her
birimizin getirdii eyler, az ya da ok, benzersizdir. Ki, o na dek
getirdiimiz bu anlamlar olmasa, etrafmzdaki olaylar "birbirinden
kopuk" hadiselere dnerdi.7
Herhangi bir meslekte veya maharette yetimi bir insan,
maharetsiz birisinin gremedii, iitemedii, hissedemedii eyleri
grr, iitir ve hisseder. nsanlar farkl uralara girip farkl maharet ve
ilgilere sahip olduka, alglar da buna uygun olarak deiir. zel bir
eitimin gerekmedii alanlarda dahi, bir kimsenin neyi grd ve
neye kr kald o kiinin ilgi ve gemiine baldr.
Evine gelen misafirler hibir ey duymad halde, gen anne
bebeinin alama sesini duymay renir. nsan en ince iaretlerden
yakn arkadan veya sevgilisini bireyin rahatsz edip etmediini
anlar.
Eitim olmadan, eitimli kiinin alglad eyleri alglamadmz
farkedemeyiz. Mesel, yabanc bir dili renirken, tak- lid dnda, yeni
sesleri iitmek iin titiz bir eitim gereklidir. ngilizce renen bir
Ispanyola ngilizce yes ile kendi dilindeki "zhess" benzer gelir, tpk biz
spanyolca renirken onun mesa s ile bizim "maysuh"umuzun bize
benzer gelmesi gibi.
Btn bunlar u anlama geliyor: deal objektiflie benzer birey
gremediimiz gibi, srekli biimde kendi nev-i ahsm-, za mnhasr
alglarmz tekrar ederiz. Kendi kendimiz olmada uzmanlamaktan
holanrz. Ve (doru fikirli deil) hemfikir olduumuz kiilerle
biraraya geldike, kendi kendimize dnyaya bu bak asnn doru
olmas gerektii eklinde bir destek veririz; zira tandmz ve sayg
duyduumuz baka herkes de ayn eyi ok ho karlamaktadr. Bu
gereklik sosyal hayatla ilgili olduunda; ve siyas, rk, ekonomik ve
ahlk manzaralara baktmzda, alglarmz en aikr biimde snrl
ve gdmldr. Sorun kendi kendinize: Dnyay sizden farkl gren
ka arkadanz var? Varlna inandnzdan farkl bir dnya

7a.g.e.,

s. 133
31

KELMELERN BYL DNYASI

sergileyen hangi kitaplar ve dergileri okuyorsunuz? En geni anlamda,


dnyann alglanmas fizik vcudun duyu organlarndan ziyade sosyal
vcutla ilgilidir.
SOYUTLAMA

Genel anlambilimciler, alglama srecini tarif etmek iin soyut


kelimesini aktif bir fiil olarak kullanagelmitir. Soyutlama birbiriyle
ilgili olguyu ierir: Alglanabilecek uyaranlarn ounun grmezden
gelinmesi, uyaranlarn snrl miktarna odaklama ve alglanann
alglayana bilhassa anlaml gelen bir rnee uydurulmas iin
birletirilmesi veya yeniden dzenlenmesi. Alglamann bu yn,
davranlarmzn dier ynlerini de ekillendirir. Mesel, bireyi
hatrlamaya

alrken,

genellikle

bildiimiz

veya

bamzdan

geenlerin yalnzca kk bir blmn hatrlayabiliriz; bamzdan


geenlerin yalnzca kk bir blmne vurgu yaptmzdan, ou
unutulmaktadr

ve

hatrladmz

ksm

da

muhtemelen

asl

alglanann yeniden dzenlenmi hali olacaktr. Ayrca, baka bir kiiye


bilgi aktarrken,

baz

kayplar

ve

arptmalar

hemen

hemen

kanlmazdr. Btn bildiklerimizi, bu aktif srele bilmekteyiz. Ve bu


yzden btn bildiklerimiz "gerein" bir arptlmasdr. Bu, gerek
hakknda dndmz esnada tela neden olmamal. Fakat eer
gerek hakknda dnecekseniz, bilgi hakknda daha mteyakkz,
daha az dogmatik bir tavra sevketmelidir.
Soyutlamayla ilgili bu basit anlay son derece nemlidir. nk,
kelimeleri

veya

dier

sembolleri

bir

objektif

"gereklik"le

karlatrmada sknt ekeceimizi ifade etmektedir. Pratikte, gereklik,


zaten soyutladklarmzdr. nde gelen bir ingiliz kltr antropologu,
Edmund Leach, insann kltrle ilikisinden szederken benzer bir
izah yapmaktadr.
Seyyahlar sk sk Avustralyal yerlilerin "l bir kitap gibi
okuduklarm" belirtmitir, ve bu kitaplara gemi bir hakikattir. Bu tr
bilgiler insann kafasnda tanmaz, evrededir. evre, tabi birey
olmayp, birbiriyle ilikili bir alglar dizisi ve bir kltr rndr.
Yerlilere gda sunar, ama hibir beyaz seyyaha deil; nk beyaz
seyyahn yalnzca yenilemeyecek bcekler grd yerde yerli gda

32

TECRBEDEN SEMBOLE

alglar. Modern bilim evresindeki pek ok "sradan" insann serseme


dnmesi de buna ok benzer. Mekanik lmze alglanabilecek bir
dzen verecek kod'u anlamadmzdan, bu evre anlamszdr. 8
Okuldaki en gze arpan soyutlama ilemlerinden birisi derste not
almadr, iki rencinin bir derste tpa tp ayn not aldna hemen hi
rastlanmaz. Snfn deiik yerlerinde oturmann ilk planda iitilenler
zerinde

etkisi

vardr,

ayn

zamanda

snavlarda

nelerin

sorulabileceine dair tahminlerin ve snav konusundaki deiik


tavrlarn da etkisi olacaktr. Yorgunluk, konuya duyulan ilgi,
retmenin ders anlatma yntemlerine ainalk, ve daha pek ok ey rol
oynayacaktr. retmen yle der: "Bundan snav edilmeyeceksiniz,
ama yine de Aristo hakknda bireyler bilmelisiniz. Aristo, M 384'de,
bir saray hekimi olan Nicomachus'un olu olarak, Trakya'da bulunan
Chalcidice yarmadasnn dou kysndaki Stagira kasabasnda
dodu". Bir renci unu yazar: "Aristo: M 384'de dodu." Bir dieri:
Aristo

8 Edmund

Leach, "Culture and Social Cohesion: An Anthropologist's View",

Gerald Holton (ed.), Science and Culture (Boston: Beacon Press, 1967), s. 24-38.
33

KELMELERN BYL DNYASI

durgun kyda dodu; Yunanl bir hakimin olu." Bir bakas:


"Cumartesi konseri iin biletleri al."
Eer bu rnek fazla zorlamal grnyorsa, bir gn bir derste
rencilerin ald notlar karlatrn. Acaba not alnan derste neler
renildi diye merak duyulabilir. Karlan bir ders iin dn alnan
notlar, incelendiinde mutlaka tereddde drecektir!
Ancak belli baz uyaranlar soyutlamamz veya dzenlememiz
gerektiinde, dnyay sembolik terimlerle isabetlice temsil etmek
imknsz grnmektedir.- Belki soyutlamalarmzn farknda olabilir,
fakat snrlamalarmzn farknda

olmak

baka

eydir,

onlarn

stesinden gelmek baka ey. Belki de ihtimallerin ve snrlamalarn bu


farkna var, eitim dediimiz eyin en iyi tarifidir. Anlambilimin
temeli de en azndan, bir farknda olutur. Bu olmazsa, Bat
dncesinin byk ksmndaki hata karakteristiini tekrarlayabiliriz:
Bu yanl, a priori bir gereklik kabul etmek ve sonra onun paralarn
isimlendirmeye koyulmaktr. Bizim varsaymmz ise o diye birey
olmad; tarihin belli bir nndaki kiiler kadar ok onlar olduudur.

34

TECRBEDEN SEMBOLE

I___________________I
I__________________ I
I__________________ I

Buradaki ekil yzlerce deiik


resmi tasvir etmektedir, tik bakta,
yalnzca drt taneymi gibi grnyor, ama baklar yanlyor. Resim
A'ya bakn ve grdnz eyi isimlendirin; bir hedef tahtas m? Bu
yalnzca resimlerin birisi. Dierlerinden bazlar:
* Tabaktaki kaynam bir yumurta.
* Byk bir borunun ucundan grn.
* Topolojik bir haritada bir kraterin ayrntlar.
* Hasr bir apka giyen ok iman birisi.
* Eriyen bir tatl.
Soru: Bireyi nereye kadar grr ve sonra isimlendiririz? Bir
baka soru: Nereye kadar, yalnzca ismi bize sylendikten sonra bireyi
grrz?
LK VARSAYIMA KtNCt BR BAKI

Szsz (eyler, olaylar, vd. dnyas) ile szl; nesne ile sembol
arasndaki ayrm anlambilimin bu zet incelenmesinin balang
noktasyd. "eyler"i, yani szsz dnyay ifade problemiyle

35

KELMELERN BYL DNYASI

karlamadan, dilin yardm olmadan, bu ayrm uzun sre takip


edilemez. Bir kitapta veya anlatlan bir derste szsz dnyann
herhangi bir ynn belirtmek iin elbette ki sz gerekir; fakat, insan
konumad veya yazmad, sadece tecrbe ettii ve eyleri iaretle
gsterdii srada da problem nemini kaybetmiyor. Baz duyumlar
uurlu algladka veya tecrbe ettike, (irendiimiz dil ve sembol
sistemlerinin etkisinde kaldmza dair gl deliller var.
Eer, bu, d dnyadaki grnt ve seslerin alglanmas iin doru
grnyorsa, alk ve korku gibi enfs duygular ve hem de ak gibi
daha karmak duygular iin de dorudur. Bu bak asnn delili,
Stanley Schacter'n eserinde en dikkat ekici ve nemli biimde yer
almaktadr. 9 Schacter'n iddias u: Duygularmz oluturan iki temel
bileen var. Birisi psikolojik uyar. Dieri ise bizim bu uyarcy
vasflandrma eklimiz. Birok olaanst deneyle, Schacter ve
arkadalar, bir duyguyu; mesel kzgnlk veya sevin, sevgi veya
tedirginlik duyma eklimizin byk lde duygularmz nasl
vasflandrdmza bal olduunu gsterdiler. Bu vasfn temeli ise
evremizi okuma tarzmza dayanmaktadr.

9Schacter

'in teorisi ve ilgili almalara dair, bkz. Chris L. Kleinke, Self- Perception:

The Psychology of Personal Awareness (San Fransisco: W. H. Freeman, 1978).

36

Kelimeler, kelimeler, kelimeler...

DLN RENLMES

fakat insan seslerinin nitelii ve amac byk deiiklikler geirir,


bilhassa da ilk iki ylda. Bu ilk yirmidrt ayda bir dilin ilk admlar atlr.
ocuk ayda eitli sesler karmay be- erir, ki genellikle bu dier
drt ayda en ileri dzeye ular. Bebek ilk doum gn mumuna
flerken, yetikinlerin seslerini t.klid etmeye hazrlanmaktadr. Dier
bir alt ayda, artk pek V>k tek kelimelik cmleleri syleyebilmektedir,
A YATIN LK NEFES ou kez grltldr. Bu grlt,

dinlenmeler dnda, devam eder, t ki son nefese dek;


ve iki yana dek ocuun cmlelerinde zamirler, belirteler,
balalar ve edatlar bulunmaya balar. ocuk, be yana
dek, kelime daarc daha kstl olsa da, dilinin sesini ve yapsn
senelerce eitim

grm og yabanc rencilerden daha iyi

bilmektedir.
ocuun btn bunlar nasl rendii, aranlan zel bir /.la bal
olarak ya aka ya da ok az bilinir. Bebekler de empanzeler de ses
ynnden ayn eyi yapmak iin donatlmn, her ikisi de kt
taklitidir; fakat yetikin konumaclarn

41

KELMELERN BYL DNYASI

huzurunda bir dili renen sadece ocuktur. lk ksmda tartld


zere, bebek empanzeyle bebek Homo sapiens arasndaki can alc fark,
insan bebein daha byk korteksinde yatyor gibidir. Ne var ki, dili
salayan taklittir. nsan temasndan uzakta yaam ocuklarn az
saydaki ayr ve (gvenilmez) vak'alar, bir ocuun kendi kendine dili
renemeyeceini veya "insan olamayaca"n gstermitir.
ocuk, btn bunlarn ne olduunu bilmeden, grdn ve
iittiini taklit eder, ve taklidi baarlysa takdir edilip dllendirilir,
istenilenin altndaysa tekdir edilir. Eer ocuk bu ilk aylarda byklerin
yavan szlerini dile getirebilseydi, "Dil konusunda pek birey
bilmiyorum, ama onlarn nelerden holandn biliyorum" derdi, zira
sevgi gsterilerek pekitirme yaplmaktadr. ocuk bunu alarak
yaptnn uurunda olmadan dili retir. ocuk, nnden birey
getiinde kpek, ve birey oradayken baba dedii iin bir glmseme, bir
pck veya bir kak elma presi alarak renir. ocuk balangta
kelimeler veya cmlelere dair hibir ey bilmez; sadece yapabildiince
sesleri taklit eder. Kk bir ocuk iin "kedicik" ve "kedicie bak"
szleri anlam ynnden deil, yalnzca ifade zorluu ynnden
birbirinden ayrlr. Bu yzden, bir sre belli kelimeleri ve cmlecikleri
anlyor grnen ocuklar, sonrasnda onlar nasl tekrar edeceklerini
bildiklerini gsterirler. Kk bir ocuk Baba'y isabetlice tanmlayabilir
gzkebilir, nk dzenli biimde grd yegne yetikinler Anne ve
Baba'dr. ocuk, postacy ve saya okuyucusunu Baba diye armaya
balaynca aknla yol aar. Bunun nedeni ocuun babasn dier
erkek ziyaretilerden ayrt edememesi deil, szl balantlarnn
fazlasyla genel olmasdr. nl bir yazar, iinde General Grant'n at stndeki heykelinin bulunduu bir parkn yannda yaadklar dnemi
anlatr. Yazarn kz heykeli ok sevmektedir, ve minik kza onun isminin
Grant olduu sylenmitir. Sonunda ailenin baka bir yere tanmas
gerekir, ayrlmadan nce, kk kz bahasna Grant'a hoakal demek
iin parka gidip gidemeyeceini sorar. Gider ve "Hoakal Grant,
hoakal Grant" der. Sonra bahasna sorar: "Babacm, Grant'n
stndeki o asker kimdi?"
Sosyal anlam tayan sesler karmay ve dier konuanlarn
seslerini yorumlamay renme sreci mr boyu srer. En temel

42

KELMELER, KELMELER, KELMELER...

kelimeler ilk yllardaki tekrar ve pekitirmeyle renilir; yle ki, her gn


kullandnz kelimelerin ounu ilk defa nasl - ediinizi pek
hatrlayamazsnz. Tanmlara dikkat edilerek, ekl ynden retilen
kelimeler sonra gelir. Mesel, atallanmak veya salise gibi kelimeleri ilk
defa rendiimiz zaman hatrlamanz mmkndr. Bu kelimelerle
tanklnz eski okul - imenlerine, iml yarmalarna, veya bir
ansiklopedinin

kartrlmasna

daarcnzn

aksine,

bu

kadar
tr

uzanr.
kelimelerin

Temel

kelime

tanmlanmas

kullanlmasndan kolaydr. An- l.mbilim asndan, kullanm ve anlam


son kertede ayrt edilmesi zor eylerdir, fakat byme ve bir dili
renme srecinde ni ayrm aka ortaya kar.
Belirtmeli ki, bir ocuk iin bir dili renme sreci her yerde, her dil
iin ayndr. ocuklarn dil renmelerini engelleyen !>ir hastalklar
olsa bile, problemleri zldnde ayn rnee gre yine ilerlerler;
nk bu srecin biyolojik temelli olduu ka grnmektedir artk.
(Bununla birlikte, blu anda vcudun grnen ksmlar yannda
beyin de nemli bir deiim geirir; bu deiimin bir sonucu gelecekteki
dil renimini yabanc bir dilin allmas gibi hem farkl, hem de
daha /or yapacaktr.)
Bir kiinin dili nasl rendii ve kullandn anlamamza, Eric
Lenneberg'in

ve

Noam

Chomsky'nin

eserleri

byk

katkda

bulunmutur. Bu limlerin etkisi, dilin evrenselliine vurgu eklinde


olmutur; Lenneberg psikoloji ve biyoloji asndan, nl dilbilimci
Chomsky ise dilin temel yaplar asndan. Eskiden, dilimizin srf
taklitle, Roger Bown'n ifadesiyle bykler ve o- * uklar arasnda
oynanan "orijinal kelime oyunu'yla rendiimiz dnlyordu.1
Taklidin son derece nem tad belli; baka bir dili deil, anne
babamzn veya evremizdekilerin konutuu dili reniriz. Ancak,
artk aa kt ki, ocukken dahi sylediklerimiz sadece taklitten ibaret
deildir; daha nce hi duymadmz her trden cmle yaparz.
Dolaysyla, "Kurallar reniriz ve bu kurallardan yeni, ou kez daha
nce yaplmam ifadeler kartrz" biimindeki bir gr dilin
renilmesi konusunda daha isabetli grnmektedir.
Chomsky'nin dncesini izleyen dilbilimciler temel gramer
kurallarnn dillerin hepsinde benzer olduuna inanr. Yani, bir dilin
43

KELMELERN BYL DNYASI

yzeydeki ifadeleri olduka farkl grnebilir, ancak bir dilin ifadelerini


baka bir dilin ifadelerine dntrme yollarn bulmak veya kendi
dilimizdeki grlmemi ifadeleri retmenin kurallarn bulmak iin
temel yapya giden yzey altna girmemiz gerekir. O yzden, bu okulun
ismi dnmc-retimsel (transformational generative) gramercilerdir.
Kzm ok kkken, annesine bir keresinde sormutu: "Bana mutlu
musun?" Anlalan, "Bana kzgn msn?"a dayal bir kural renmi ve
yeni bir ifade gelitirmiti. ou dilbilimci gibi Chomsky de, ncelikle
dilin,

Birinci

ilgilenmektedir.

Blm'de
Ancak,

bahsettiimiz
eserinin

"syntactic"

sonular

bizim

ynyle
anlambilim

incelememizin balca konusu olan dilin uygulama yn iin nemli


olabilir. Eer ncelikle renme ilkeleri - reniliyorsa ve bu temel
ilkeler dnyadaki dillerin hepsinde benzer veya en azndan karlkl
deitirilebilir ise, neden dilimizin veya dil alkanlklarmzn dnme
ve hareket tarzlarmz etkilediini syleyelim? Bu nemli bir mesele ve
Korzybski'nin yllar nceki temel varsaymlarndan bazlarnn geride
kaldn gsteriyor.
Sz sonusu "orijinal kelime oyunu" sadece sosyallemenin deil,
ayn zamanda dncenin tamamnn ve belki de algnn
'Roger Brown, Words and Things (Glencoe, 111.: Free Press, 1958), s.
194-228.

byk ksmnn temelini atmaktadr. O halde, bir anlamda, ocuklarn


insanlarn azlaryla ve kulaklaryla dndklerine inanmalar,
ksmen dorudur.2 Dnmeyi bu sahalara yerletiren ocuk en azndan
dilin dnce zerindeki etkisine dikkat ekmektedir. Bu tanm, bir
dereceye kadar, pek ok yetikinin zihin isminde bir organn varlna
duyduu yaygn inanca tercih edilebilir.
Dilin etkisinden ve onu renilerindeki keyfilikten habersiz olgun
fertler, kklklerinde yerleen kalplar mr boyu beraberlerinde
tarlar. Kelimelerle eyleri birletirmeye devam etliklerinden habersizce
dil alkanlklarna balananlar, dnlerinde ve davranlarnda
"ocuksu"

kalrlar.

Genel

anlambilim

teorisini

gelitirirken

Korzybski'nin savunduu gr buydu.3 Onun, yetikinlik hayatnda da


etkisini

devam

ettiren

ocuun

44

dil

alkanlklar

varsaymlar

KELMELER, KELMELER, KELMELER...

dierlerinin kefettikleriyle uyum iindedir ve gzard edilemez. Ve


hedefimiz terapi deilse, yeri geldike, bu kitabn geriye kalan ksmnda
bu varsaymlara dnmemiz gerekecek.
DLN LK BOYUTU

simlendirme deti
ocuk hereyin bir ismi olduunu ve bu isimlerin anne babas isin ok
nem tadn renir; nk ocuk bireyle birlikte bir eit ses
kardnda bu anne babasnn houna gider, ve
lean Piaget, The Child's Conception of the World, (Patersan, N.J.: Litt- lefield, Adams
and Co., 1929, 1963), s. 38.
^Korzybski'nin anlambilim bilinci vastasyla evrensel bir terapi usul bulma
tutkusu gereklememi, ve onun usulleri sk bir eletiriye maruz kalmtr.
Korzybski'ye ynelik yneik en zekice eletirilerden biri, lohn Carroll'un, genel
anlambilim lehinde veya aleyhinde o kadar ok yazar tarafndan karakterize edilen
polemiklerden azade olarak ynelttii eletiridir. Bkz. John Carroll, The Study of
Language (Cambridge, Ma.: Harvard Univ. Press, 1963), s. 164-168.

baka bir eit ses kardnda fazla etkilenmi grnmezler. Bu eitim


yllarca srer. Bunu ocuklar sever, nk tam da byk ii bir eyi
yapmaktadrlar; bykler sever, nk o konuda uzman olarak
grnrler. Bireyi doru isimlendirmenin ilk dlleri, sonrasnda
yerini dier sembolik dllere brakr: ilkokulda yaldzl yldzlar, daha
sonra yksek notlar ve sonunda eitli sertifikalar ve diplomalar, mr
boyunca isi'mlendirebilmeye; yani birilerinin doru ve nemli grd
szl ayrmlar yapabilmeye ok imrenilir, isimlendirmek belki de tek
evrensel elencedir. Ve ayn zamanda dilin ilk boyutudur.
simlendirme bir dettir. Hemen belirtelim ki, bir kelimenin sesiyle
(veya, eer baslysa, ekliyle) o kelimenin temsil ettii ey arasnda
mutlaka bir iliki mevcut deildir.
Birbirinden ok farkl dillerde dahi kendilerine anlamsz bir kelime
ifti ve bu kelimelerin uygulanaca hayal referanslar verilen kiilerin
kelimenin sesiyle ey arasnda nasl benzerlik kurmaya eilim
duyduunu gsteren fonetik sembolizm aratrmalar vardr. Mesel,
dnyann her yerinde cik, cak'tan daha hafif ve daha kk bireyi akla
getirir. Ayrca, onomatopoeia denen, kelimenin sesinin tabi bir sesi taklit
45

KELMELERN BYL DNYASI

etmeye alt bir kelime grubu vardr. Bu ekici grnse de,


problemler var. Szgelii, kelime daarcmz kulaktan ok gze hitap
etmeye yatkndr; sese dayanarak pek kavramsallatrmada bulunmayz
veya bulunanlayz. (Bir srann, bir sandalyenin veya bir kitabn sesi
neye benzer ki?) Bunun yansra, dilleri karlatrdmzda, silah
patlamas, kpek havlamas gibi sesleri taklit etmeye alan kelimelerin
dahi dilden dile deitiini grrz. Yunanistan'da kpek havlamasn
ifade iin kullanlan kelimeler ingilizce'de hindinin kard sesi tarif
iin kullanlan kelimeye ok yakndr.
Eer isteseydik ve herkes de bu deiiklie raz olsayd, bu kitaba
makarna, makarnaya da kitap diyebilirdik. Deiiklik tutarl olduktan
sonra hi karklk kmazd. Gerekten de yllar sonra baz seslerin
(kelimelerin) ifade ettikleri eyler deiir;
fakat konuanlar da bu srada bu deiiklikleri rendiklerinden
karklk olmaz. Girl (kz) kelimesi bir zamanlar, erkek ya da kz, gen
bir kii anlamna gelirdi, veya coast (sahil) kelimesi eskiden her tr snr
iin kullanlrd (isvire'nin bir "sahiP'i vard). Bunlar kzlarn,
delikanllarn ve snrlarn tarihi hakknda deil, isimlendirme deti
hakknda bireyler anlatmaktadr.
Hzl sembolik deiiklikleri her zaman yaparz. Mesel, iskambilde
maa kz (kralie), Kupa Kraliesi oyununda on say "demektir",
Karabacak (blackjack) oyununda ise on say. Burada kralie sesinin
gerekten ne anlama gelmesi gerektiini filan iddia etmeyip, sadece belli
bir oyun iin anlamnda anlarz ve bundan zevk alrz. Topu topu elli
iki kartla o kadar ok oyunu oynamamza imkn veren ite bu
esnekliktir. Ayn ey dil oyunu iin de geerlidir. Hepimiz ayn
kurallarla oynayp, ayn kelimeleri az ok ayn ekilde kullandmz
srece pekl mkul bir iletiim kurabiliriz.
eyler dnyasn adlandrmay renmemiz sosyal ve eitimsel
birikimimizin bir sonucudur. Akam yemei yemeyi mi, yoksa akam
yemei almay m rendiiniz, ailenizin bu kelimelere verdii sosyal
deerler konusunda bireyler syler. Bir kat taycsna anta m,
yoksa torba m dediiniz lkenin hangi blgesinde bydnze (veya
yetitirildiinize) baldr.

46

KELMELER, KELMELER, KELMELER...

eyleri nasl adlandracaklar retilen ve nesneleri anne babalarnn

isimlendirdii

gibi

isimlendirmediklerinde

dzeltilen

ocuklar, ou kez doru ve yanl isimler olduuna, ve birey iin


daima tek bir isim olduuna inanmlardr. "Gnee neden gne
deniyor?" diye soran ocuklarn ouna "yle de ondan" tevabi verilir
(Eer yine soracak olurlarsa, ayn cevab bu defa daha yksek bir sesle
alabilirler). Byle bir talim altna giren o- uun davranlar
anlalabilir. Kulland dilin mahiyetinden habersiz yetikin, btn
hayatnda bir anlamda ocuk kalr. En yaygn ve en ocuksu yetikin
tartmalarndan birisi, bireyin nasl isimlendirilmesi gerektii ve
bireyin aslnda ne olduu zerinde kan ihtilftr.
Bireyin neden yle adlandrldn soran ocua "nk onun ad
odur da ondan" diyen anne baba, bir anlamda, doru syler (Tabi ki,
yetikin birisi "nk onun yle adlandrlmas gerekir", veya "O odur da
ondan" dememelidir.) Dil renen bir kiinin ki bu, onun ister ilk,
ikinci ya da onuncu dili olsun bireyin isminin neden o olduunu
sormas yararna deildir. Etimoloji byleyici bir bilim dal, fakat bir
insann

bir

dili

konumasna

veya

dierlerinin

konutuklarn

anlamasna yardm etmiyor. Bakalarn taklit et ve kelime oyununu


oyna. Btn yaptmz ve sze dayanan mesel, bu kitap gibi
bireyi anlamamz salayan esasen budur.
Hereyin bir ismi vardr Hereye isim vermenin
yolu ounlukla eitimden geer. "Bireyi isimlendirebilmek onu
bilmektir; bireyi tanmlamak onu anlamaktr" yaygn bir inantr. Her
iki varsaym da doru deil elbette ki. Bir sr kelime bilen, ne var ki
kaln kafal ve bilgi geinen insanlar var; ve szlkleri snrl ama
ufuklar geni ve algs gl kiiler var. Ama bu delile ramen, "Daha
fazla isim bildike, daha ok bilirsiniz" inan sryor. Az nce
bahsedilen dil eitimi ve dl izah bunu ksmen aklamaktadr.
simlendirme, dilin temelini tekil ettii iin kendi bana problem
tekil etmez.

Belki,

bazen problemlere

yol aan isimlendirme

konusundaki hatal tavrlar ve isimlerin etkisinin abar- tlmasdr.


simlendirmeyle ilgili yaygn hatal tavrlar arasnda, "Her bir eyin
yalnzca tek bir doru ismi vardr" yer almaktadr. nceki ksmda
47

KELMELERN BYL DNYASI

gsterildii gibi, isimler sadece det ve kolaylk meselesidir, ve zamanla


deiirler. Bir-ey/bir-isim varsaym dayanakszdr.
Batl dil ve dncenin (dilde deil, kltrde yerlemi) byk
ksmna ekil veren isimlendirme saplantsyla ilgili en kapsaml eletiri,
tecrbelerin farkna varmak iin isimleri bilme ihtiyac ve buna gre,
ismi koyulmam tecrbelerin saded harici olduu eklindeki tavra
yneliktir. Ka kii bestecisini ve baln tanmay istemeden gzel bir
mzik parasndan holanabilir? Ka kii asude bir bahar sabahndan
havann tam ka derece olduunu bilmeyi istemeden holanabilir? Veya
ismini bu isim, "Perspektifler" veya "Numara 17" bile olsa bilmeden
tasvir olmayan bir sanat eserinden holanabilir?
Her olayda, her tecrbede, hereyde isimlendirmenin neminin bu
abartldr ki, ou kez rahatsz eder. En fazla saplanty, isimlerin ve
bilgilerin ou kez en az nem tad yerlerde, mesel ou spor
olaylarn rakamlarla ele almzdaki gibi gsteririz. Pek az kii,
istediimiz

kadar

ok

eyi

isimlendirebilece-

gimizin

farknda

gzkyor. Konuya uzak birisine ifreli konuuyormu gibi grnen


uzman veya hobi dkn olarak, hi isimlendirilmemi eyler iin geni
bir isim listesi hazrlayabiliriz. Tabi, byle bir liste ie yaramaz, nk
isimlendirmenin deeri onun neyin nemli olduuna dair etkin iaret
sisteminde ve ilikilerin gsterilebilecei tarzda yatar.
simlerin renilmesiyle en az iki sonu doar: Birincisi, alg
zerindeki geri beslemedir. simlerini bildiimiz eylerin farkna
varmaya balarz. Astronomi dersi grmeden nce, bulutsuz bir gecede
gkyzne baktnzda herhalde sadece yldzlar gor ili iisnzdr.
Birka haftalk dersten sonra yldzlar deil; s- pernovalar, beyaz
cceleri, galaksileri grrsnz. (Veya grdnz sylersiniz.)
Grdkleriniz karsndaki tepkileriniz arasnda, yeni ve heyecan verici
bir uzaklk ve perspektif duygusu ile usuz bucaksz bir evrende sizin
nemsizliiniz duygusu olacaktr. Elbette ki, bu, yalnzca gkyzndeki
k

noktalarnn

isimlerini

bilmenizden

deil,

ayn

zamanda

aralarndaki ilikileri bilmenizden ve haklarnda rendiklerinizin


sonucu olacakn. Ancak, bu anlamlar daha nce "sadece yldz" grnen
eyler arasndaki sembolik ayrmlarn rndr. Bylece, iyi ya da kt,

48

KELMELER, KELMELER, KELMELER...

isimleri rendiimizde grmediimiz eyleri grrz, nk neyi


arayacamz biliriz.
isimlendirmenin ikinci sonucu ki bu nceki sonula elikili
grnebilir artk isimlerini bildiimiz eyleri gremeyii- mizdir. Deminki
rnei bir baka admla ele alp, gkyzndeki o eyleri hi
renmediimizi, nk zahmet edip de geceleri bamz kaldrp ge
hi bakmadmz farzedin. Sonra, bulutsuz bir yaz gecesi gzmz
evirip grrz! Ne grrz? Belki de yalnz "yldzlar", fakat ayn
zamanda

yukardaki

noktalarnn

hibirisinin

birbirine

benzemediini farketmemiz mmkn. Bu eit eit parlaklk ve


renklerin her birisi iin ayr birer ismi bilmediimizden, aralarndaki
fark farkedebilir ve hepsinin birbirine benzediini ilk elde asla ileri
srmeyiz.
Bu elikili grnyor. Bir durumda, isimlerin renilmesi
farketmediimiz eyleri grmemize yardm ediyor. Bir baka durumda,
isimlerin renilmesi, ismini grenmeseydik grm olacamz ey
karsnda bizi kr ediyor. Bu eliki nasl zlebilir?
Her iki ihtimal de davranlarmzda her zaman mevcuttur. eyleri
isimlendirmeyi rendike, tek bir ismi bir tecrbeler eidine ki
bunlar ister yldz, ister kahvaltdaki yemekler olsun uygulamak iin
belli zellikleri soyutlarz. Eer (zaman ve mekan iinde tanmlanm)
her tecrbeye yeni bir isim vermek gerekseydi, elimizde dil diye birey
kalmazd; ite bu yzden gruplar snflarz. Bunu yaparken, grup ii
ferd farkllklara gzmz kaparz. Sonrasnda, eitimimiz (ve kelime
daarcmz) arttka bu farkllklardan bazlarn tesbit etmeye
balarz. Pek ok rnekte, daha nce tek bir grup olarak grdmz
grubun iinde ne kadar ok farklln bulunduunu anlarz ki,
balangtaki terimin artk ok ie yaramadn grrz. Bu, tam zel
ilgiler beslediimizde gerekleir. Drt yandayken, bize, srnen
herey bcek diye tanmlanr, tlkokulda bir biyoloji nitesini bitirince,
srngenler ifadesi ile bcek ifadesi tam uygun grnmez ve entomoloji
ihtisas yapmsak, bcek terimi, bcekler iin genel bir terim olarak
tamamen yararsz grnr.
Dilin renilmesinden nce bir ocuun hangi ayrmlar yaptn
bilmek imknszdr. William James'in bir ocuun dnyasn "parlak,
49

KELMELERN BYL DNYASI

vzltl bir karmaa" olarak tanmlamas herhangi bir tahmin kadar


geerlidir. Genellikle, bu, ocuun kendisini etrafndaki eylerden ayr
bir benlik olarak alglamay renmedii veya tanmlamaya ilikin
olgun alg maharetlerini gelitirmeyi renmedii anlamna alnr.
Bundan baka, "ocuk, dnyasndaki son derece fazla saydaki ayrma o
kadar hassastr ki, fonksiyon gremez hale gelir ve dilin ilk aamalar bu
hassasiyeti kreltmeye yarar ve sadece sosyal ynden anlaml ayrmlar
yaplmasna izin verir" eklinde bir yorum da yaplabilir. Burada
speklasyon alanna giriyoruz, ve amalarmz asndan bunu daha
ileriye gtrmek gereksiz.
Bu ksm, evremizdeki eyler iin szl ayrmlar yapmay
rendiimizi belirterek zetleyebiliriz. Ayrmlarmz ne kadar toptanc
ise, birok farklln atlanmasna yol aan isimlendirme sreci
hassasiyetimizi o kadar ok kreltir, isimler, onlar renmeden nce
dikkat etmediimiz ayrmlar aramamz bize hatrlatt lde de,
isimlendirme hassasiyetimizi arttrr, isimlendirme, bir tecrbeyi
isimlendiremediimizde veya ismin bir tecrbenin en nemli ayrt edici
zellii olduunu dndmzde rahatszlk verecek kadar, saplant
haline gelirse kafamz gerekten karr. Zaten oumuzun kafas ou
zaman kark.
ge Problemi
Anlambilimde gecilik, bir nceki ksmn konusu olarak grlebilirse
de, zel bir ilgiyi haketmektedir. gecililde duraan bir dilin,
yaadmz sre-gereklik zerine keyfi biimde uygulanmasnn
sonucunu

kastediyoruz.

gecilik,

yaammzdaki

blnemeyen

tecrbelerin dil tarafndan blnmesine dikkat eker.


Kelimeleri

kullanmaya

baladmzda

tek

bir

tecrbeden,

karakteristikleri soyutlamaya balarz, rnek olarak, scak bir gn diye


vasflandrabileceimiz bireye karlk gelebilecek zel bir tecrbeyi
alrsak, tecrbemiz bir scak veya bir dier gn deildir. Tecrbemiz
tektir; yani o gn scak olmadan yaayamazdk. Ancak, dilin etkin
olabilmesi iin, snrsz saydaki tecrbeler iin nisbeten az sayda kelime
kullanmamz gerekir, bylece soyutlamalarmz pek ok tecrbede
kullanm amacyla birbirinden ayrt ederiz. Dilin kullanll ve gerei

50

KELMELER, KELMELER, KELMELER...

de buradan gelir. Farkna varmamz gereken, dier bileimlerde tekrar


edilenin sadece (tecrbeler deil) kelimeler olduudur. Eer bu szler
garip veya kafa kartrc geliyorsa, bu kelimeler tecrbelere bire bir
karlk gelmeli diyecek kadar dilinize alm olma- nzdandr. Scak
diye bir kelime var diye, scak olan ayr bireyin olmas gerektiini iddia
ediyorsunuzdur.
Dilimiz, tpk ipe boncuk dizer veya tulalar stste koyar gibi,
kelimelerimizi belli kalplar halinde dzenlememizi gerektirdiinden,
bir eit gecilikten kanamayz. Ancak yine de, yaptmz eyin
farknda olmamz ve bunun dilin kanlmaz bir fenal olup
tecrbemizdeki gerekliin aynas olmadn bilmemiz mmkndr.
Sistemin paras
Dilin daha kolay grlebilecek ge problemleri, bir zamanlar anlam
ifade eden, ama bilimin yakn zamanlardaki tanmlarnn nda artk
anlaml gelmeyen keyfi ayrmlardr. Einstein'n anlambilime yapt
katk, zaman ve mekn arasndaki ayrma hcum etmesiydi. Belki de bir
zaman gelecek, bu ikisinden dilimizdeki ayr ayr eler olarak
bahsetmeyeceiz. Akl ile beden, ama ile ara, madde ile ruh, vs.
arasndaki geleneksel ayrmlar, bu yzylda eskisinden daha zayf
grnyor. Tanmladklar tecrbeler dikkatle incelendiinde, bu tr
ayrmlarn ya anlamsz ya da yanltc olduu anlalyor.
Felsefeciler ve bilim adamlar dnyay ayr ayr eler olarak tarif
etmeyi brakp ilikileri sre halinde tanmlamaya balaynca, Bat
dnce tarihinde nemli bir deiim yaand. Fizikiler, s diye bir ge
aramay brakp termodinamik aratrmalarna baladlar.
Getiimiz yllarda dikkat eken kiiler aras (transactional)
psikolojinin, genel sistemler teorisinin ve dier ilgili sahalarn
yaklamlar da tek tek kiilerden ve eylerden ilikilere kay
yanstmaktadr. Nitekim, bugn bir terapist, ailedeki "problem ocuk"un
yalnzca

dierlerince

yle

tanmlanm

birisi

olabileceini

farkedebilmektedir; oysa, "problem" belki de o kiiyle ailenin dier


yeleri arasndaki veya toplumun daha byk bir kesimindeki
ilikilerde

yatmaktadr.

Bu

adan

bakldnda,

yalnzca

yle

tanmlanm ocuk deil, btn aile danma ve tavsiyeye ihtiya


gsterebilir. "Alkolizm"in veya "yksek tansiyon"un etkin tedavisi belki
51

KELMELERN BYL DNYASI

de btn bir sosyal sistemler ve davranlar ann bir eit tedavisini


gerektirmektedir, zira bu problemler insanlarn iinde kalan ferd
problemler olmayp geni ve karmak bir dzeydeki ilikilerin
tezahrdr. Giderek artan sayda doktor, "salk" problemlerine bugn
bu adan bakmaktadr.
Bugn Birleik Devletler'de en ska grld veya Dnya Salk
rgtnn dahi tanmlad ekliyle, salk, bir ferdin iinde hkm
sren ideal bir durum gibi gzkmekte.4 Halbuki, eletirmenlerin dikkat
ektii gibi, bylesine idealletirilmi bir hale ulalmas veya o halin
devam ettirilmesi neredeyse imknsz olmakla kalmayp, szkonusu hal
srekli deien ilikilere baldr. Bir kimsenin Chicago'da "salkl"
olduunu, ama Denver'in ykseklerine veya Arizona'nn scana
gidince "onu kaybettiini" syleyebiliriz. Bu ekilde, o sanki sahip
olunacak
Dnya Salk rgt, sal yle tanmlamaktadr: "Sadece hastalk
veya sakatln olmay deil, tam bir fizik, zihn ve sosyal esenlik."

veya
kaybedilecek bir "ey"mi gibi, salktan bahsedebiliriz; halbuki bir
ferdin nropsikolojik sisteminin evresiyle olan ilikisi asndan
yaplacak bir tanm daha salkl olacaktr. "Salk" bir ey deil, her dem
deien bir srecin snrl bir tanmdr.
Salk, etiket ve tutumlarmzn anlamna mkemmel bir rnek
sunmaktadr. ayet salk bir kimsenin iinde duran bir durumsa,
sal "dzeltmek" iin herhalde o kiiye yardm etmek isteriz. Fakat
ayet salk hareketli bir ilikiler dizisinin bir eit alglanna
verdiimiz isimden ibaretse, bir kimsenin saln saysz noktadan
etkileyebiliriz. Bir dzeyde, vitamin veya ila yazabiliriz. Ama bir baka
dzeyde, dikkatimizin o kimsenin yaay haline, aile ilikilerine veya
mahallesine ynelmesi gerekmektedir. Belki de problem o kiinin iiyle
ilgilidir, ki bu durumda mill ekonominin, hatta ve hatta milletleraras
ilikilerin onun salyla oynadn grebiliriz.
Bu tr dn, gnmz siyaset yapmnn parasn tekil
etmektedir. Suu daha fazla polis grevlendirerek mi, yoksa daha iyi
mesken ve i imknlar salayarak m azaltrz? Bu tr meseleleri
mahall dzeyde mi zmeye alabiliriz, yoksa daha uygunu daha
byk lekte bireyler yapmaya almak m? Bazlar, byle byk
lekli zmlerin gayriahs olduu cevabn vermektedir. Muhakkak

52

KELMELER, KELMELER, KELMELER...

ki ou kez yle. Ancak, sal, suu veya saygy ferdin iinde duran
veya durmayan nitelikler olarak grmek, tersini yapmaktr: Sanki bir
e/mi gibi, hareketli sosyal sistemin bir davurumunu tedavi etmek.
zellikle de sosyal ilikilerimizde geci tutumdan sre tutumuna
doru deiim son derece nem tamaktadr. Tutumunu balnda
yanstan grup dinamii; lider, sapkn ye, gerek or- tak\e i tutarllk gibi
terimleri bir makinenin iinde kendi bana hareket eden paralar olarak
deil, bir grup iindeki birbirinden ayrd edilmez ilikiler olarak
grmektedir. Karlkl bir konumay anlatrken, birini anlatp dierini
anlatmazlk edemezsiniz. Bir grubun bir yesi ayrldnda veya bir
dieri eklendiinde, sadece gruptaki kiilerin saysn deitirmezsiniz,
tm grubun mahiyet ve ileyiini deitirirsiniz. Evde, bykanne aileyle birlikte yaamaya balamsa, yalnzca bykanneyi eklemekle
kalamaz, yeni bir ilikiler modeli kurarsnz. Artk elinizde nceki
tecrbe art bykanne deil, tamamyla yeni bir tecrbe vardr. Ayn
ekilde ailenin bir yesi lrse, yalnzca "birini karamazsnz; ortada,
uyum salamanz gereken tamamen yeni bir davran kalb vardr.
Bir kimse, kelimelerin temsil ettiini, eklenebilecek veya karlabilecek duraan eler olarak kabul ederek sre tecrbesine
ilikin anlayn arpttnda, bu elerin ekli ve maddesi olan elle
tutulur

eyler

olduunu

dnebilir.

ocuklar,

dnceye

dokunabileceine inanr.10 Dnce kelimesi, isimler gibi madd nesneler


iin kullanlan ayn cmle kalplarna uymaktadr, ve en azndan mecaz
olarak, dncenin bir ey olmas fikrini biz bykler de korumaktayz.
(Mecazlar ele alrken 4. B- lm'de bu konuya tekrar dneceiz.)
Srece gelermi gibi yaklamann ilgin ve anlaml olanlarndan
birisi bilhassa Amerikaca'dr ve yakn zamanlara dayanmaktadr.
Amerikallarn

byk

ounluu,

zamann

kazanabilecekleri,

harcayabilecekleri, israf edebilecekleri, idare edebilecekleri vs. bireyden


olutuuna inanr. "Bugn bir saat kazanrsan, yarn bir saatin olur,"
diyebiliyoruz. Halbuki, bugnk bir saat, yarnki bir saatin ayns

10Jean

Piaget, The Child's Conception of World (Paterson, N.J.: Littlefi- eld, Adams and

Co., 1929), s. 38-49.


53

KELMELERN BYL DNYASI

deildir. Yirmibir yandaki zaman, altmbeinden sonrakiyle ayn


deildir.
Ksaca, kelimeler, temsil ettikleri gereklikte mevcut olmayan keyfi
ayrmlar getirdii iin, geci eilimin dilde zorunlu olduunu
belirtmeliyiz. Ancak, bunun dilin zorunlu bir ktl olduunu
gzden karp gerekliin kelime daarcmza mukabil gelen
elerden

olutuuna

inandmzda,

dilimiz

tarafndan

gafil

avlanyoruz demektir. Dilimizin mahiyetini ve yapsn deitirmeden


deitirilebilecek olan eyler, ne ada bilgiye uygun den, ne de
zellikle fayda tayan byk dikotomi- lerdir ("zihin" ve "beden", vd.).
Ayrca, tecrbelerimizi basit matematik terimleriyle anlatmaktan,
nitelikleri temel bir tecrbeye eklemek veya karmaktan kanabiliriz.
DL, DEERLER VE KLTRLER

Dili, onu konuanlarn kltrel arkaplanndan ve deerlerinden


tamamen ayrmak imknszdr. Bu deerleri biraz olsun anlamadan,
kelimelerin kullanld o kltrdeki anlamlarn takdir edemeyiz.
Mesel, Birleik Devletler'de "evet" genelde "evet," "hayr" da "hayr"
anlamna gelir. Dobrala, pratiklie ve objektiflie deer veririz.
Japonya'da ise kiiler arasndaki ilikiler "objektiflik"ten ou kez daha
fazla nem tar ve konumann dolayll, belirsizlii ve bulankl
dobralndan ok daha fazla deerli grlr. Dolaysyla, Japonya'da,
"hayr" sz bir kiiyi krmasa bile, "hayr"a denk bir sz nadiren
iitirsiniz. Bir renci, dinleyenin "hayr"a benzer bireyin kastedildiini
tastamam anlamasna ramen, dorudan "hayr" demekten kanmann
en az onalt yolunu sralam. Ve ayet i bir "evet veya hayr" durumuna
dayanmsa, baz Japonlar bylesi kaba bir tercihi ifade etmek iin
ngilizce'yi tercih ederler.
phesiz,

hibir

Japonca-Ingilizce

szl

bu

tr

bireyi

aklamayacaktr; nk szkonusu olan basit bir kelime anlam


meselesi deildi. Veya dilde, Japonca'da, ngilizce'de vd. bunun yerini
tutan birey yoktur. Bunun iin kltrn daha genel semantiine, bu
arada ifadelerin kullanlna temel tekil eden ve onlara hakim olan
deerlere bakmamz gerekmektedir.

54

KELMELER, KELMELER, KELMELER...

Uzun zamandr, bir kltrde veya bir kltr iinde yaayan kk


bir grupta ne deer tayorsa onun kelime daarcna yansyaca
belirtilmektedir. Genel bir kural olarak, bir dilde belli kavramlar iin ne
kadar ok kelime varsa, o kavramlar o kadar nemlidir. Arapa'da
deveyi ifade etmek iin binlerce kelime bulunuyordu, fakat devenin
nemi

azaldka,

bu

kelime

haznesi

de

zayflad.

Teknolojik

gelimelerin, bulularn ve yeniliklerin mevcut olduu yerlerde, kelime


daarc daha ok bu gelimeleri yanstacaktr, ila, mzik, ayakkab
veya

otomobil

eitleri

iin

kullandmz

kelimelerin

saysn

dnsenize. Kelime daarcmz dikkatimizi, o trden ilgisi veya


bilgisi olmayanlarn yaptklarna gre daha ince ayrmlar yapmaya
yneltir ve bu ayrmlar yapmasn yanstr. Argo ve grup-ii konuma
da neyin nemli olduunun indeksidir. Herhangi bir alt gruba zg olan
bu konuma tr yelere iki ekilde hizmet eder: Sembolik olarak
"ierdekiler"i "dardakiler"den, yani bizim gibi konuanlar dardakiler
gibi konuanlardan ayrr; ve bu ekilde konuulurken, gruba zelliini
veren gereklik alglarn ve ilgileri pekitirir. Ayn ey, bir btn olarak
kltrler iin de sylenebilir. Tesbit edilebilen hemen her (kltrel,
blgesel, kuaksal vs.) grup, hareket tarzlar kadar konuma tarzlaryla
da kendi zel karakterini da vurur.
Yalnzca nelerin konuulduu deil, hangi ifadelerin de kullanld
kstaslar dahil olmak zere, srf konumaya dayanarak bir kua
dierinden

ayrmak

zelliklerinden

mmkndr.

bazlarn

tehis

Genelde,
etmek,

dier

kendi

gruplarn
grubumuzu

tanmlamaktan daha kolay gelir (dierleri kulaa komik gelenlerdir).


Ama farkl farkl gruplardan gelen milletvekillerinin konumalarna ait
tutanaklar okuyabilseydiniz, ounu tehis edebilirdiniz. Konuma
biimleri, farkl gereklik grlerini ve neyin nemli olduuna dair
sembolik snrlar ortaya koyar. Konuma biimleri, ayn zamanda,
bakalaryla zdeleme duygusu uyandrr.

55

KELMELERN BYL DNYASI

Dil tasarmmz dier szsz sembol sistemlerine, szgelii sa


stiline, mimiklere ve arabalarmz veya odalarmzn duvarlarn
sslediimiz eylere dek geniletirsek, "konuan"n deerleri ve
grnts ok daha ak-seik hale gelebilir.
Birisi kp da "X iin en iyi isim nedir?" akademik sorusunu
sorsayd, baka bir soru soruluncaya dek cevap verilemezdi: "Aklndaki
nedir?" Bir keresinde, mizah sanats Steve Allen'a bir muhabir
tarafndan kendisini asl olarak komedyen mi, mzisyen mi, yazar m,
yoksa ne olarak grd sorulmutu. Al- len'in cevab yle oldu: Fkra
anlatrken komedyenim, piyano alarken mzisyenim, yazdmda
yazarm, otlar keserken imen biiciyim. Allen'in marifetli cevab ayn
zamanda bir an- lambilim dersidir. Bireyin nasl "isimlendirilmesi
gerektii", ksmen, kiinin onu ne iin kullanmaya niyetli olduuna veya
ona kar benimsedii belli bir bak asna baldr. Birey posta
kutusunun iindeyken bir posta malzemesi, okunurken iln, pe
attmzda ise ptr.
Herhangi bir ey, ona ne dediinize ve dolaysyla ona nasl
baktnza bal olarak, birden fazla ey haline gelir. Mesel, u anda
bakmakta olduunuz nesneyi ele alalm. Onu bir kitap olarak
snflayabilirsiniz, ve baka nesnelerin de, o kategoriye girdii iin,
onunla yapabileceiniz eyleri bilirsiniz. Onu bir kitap saydnz iin,
snava tbi tutmadan, onu okuyabilir veya bir rafa koyabilirsiniz. Ama
diyelim ki, aceleli bir zamannzda bir telefon numarasn yazmanz
gerekti ve bo bir kat paras bulamadnz. Kitab imdi bir kat
kayna olarak yeniden snflayabilir ve o amala kullanabilirsiniz. Byle
bir kullanm kitab satn aldnz srada deil ("kitaplar okumak ve rafa
koymak iindir"), daha sonra aklnza gelmitir. ayet dank katlar
masanzn zerinden uuuyorsa, kitab bir kat yaprandan daha ar bir
nesne olarak snflayabilir ve bir arlk olarak kullanabilirsiniz.
Genellikle kitap olarak snflanan bu nesne bir kap destei, ss, silh,
daha yksek bir makama ulama aygt, veya en mphem ok-okumu
adam snflamasnn bir paras olarak snflanabilir ve kullanlabilir. Bir
nesne veya olay nasl snfladmz bir fayday, bir amac ifade eder. Bir
kii herhangi bir nesne iin yalnzca tek bir mmkn snflama iinde

56

KELMELER, KELMELER, KELMELER...

dnyorsa, onun davranlar dilini kullanyla snrlanabilir demektir.


Bunun gzel bir delili, hayal gc en geni insanlarn bir nesne veya
durum iin tek bir snflamayla snrlanmayan kiiler olmasdr.
ocuklarn yetikinlerden ou kez daha yaratc olmasnn nedeni,
belki de geni bir kelime daarcna sahip olmayan ocuklarn
nesnelere snflamalar olarak deil, nesneler olarak muamele etmede
daha hr olmasdr. Bir ocuk, birka tencere ve tavayla kendisini
saatlerce eleyebilir, nk dnn yemek piirme kaplart ile
snrlam deildir. Yetikinler ise bu elenceden sklmakla kalmayp
kendilerini aptal ve gln de hissedebilirlerzira herkes bilir ki
tencereler oynamaya deil yemek piirmeye yarar.
zetle, dilin ilk boyutu, yani isimlendirme, faydac bir eilim tar.
Bir ismin (ve onun delalet ettii amacn) yegne, en iyi ve en uygun isim
olduunu dnyorsak, rendiklerimizi ok ciddiye alyoruz ya da
yeterince ciddiye almyoruz demektir. I lerhangi bir ey, bizim
tutumlarmza bal olarak, birden fazla sembolik ey olabilir. Bunu
gzden kardmzda problemler ortaya kar ve kelimeyle eyi o
kadar srekli eletiririz ki, sonunda bireye taktmz ismin gerekten o
olduunu dnrz.11
KELMELER N BYL DNYASI

DLN KNC BOYUTU

ocuk dilini renmeye hereyin bir ismi olduunu kefederek balar,


ite, dilin birinci boyutu dediimiz, bir ismin bireyle devaml olarak
eletirilmesi budur. Fakat, ocuk, ok gemeden bireyin birden fazla
ismi olabileceini ve bir kelimenin birden fazla eyi temsil edebileceini
kefeder. Diyelim ki, ocuk yzn yalayan takn ve grltl eye
kpek dendiini renir. Ona ayn zamanda Spot denmektedir. Ayrca,

11 Milletleraras

ilikilerdeki en byk problemlerden birisi, snflamalarn, bir

kltrde anlaml iken, anlam tamayabilecei bir kltre da- yatlmasdr.


"Onlar'n eyleri "bizim gibi" grmesini isteyen (ounlukla da "modern," "doru",
"ideal" veya "pratik" kisvesini giyen) rk- merkezli tutum, gnmzde son derece
vahim nem tayan bir an- lambilim problemidir. Bir baka kltre uygun
anlambilimsel tepkilere hakim olmaya oranla, baka bir dilin motor hnerlerine
hakim olmak basit bir itir.
57

anne-babasnn kpee evcil hayvan dediini de duymutur. Ve bir


defasnda babasnn yle bardn iitir: "kar u hayvan yatak
odamdan!" Sonra ise hayvan, Spot olup kacaktr. Eer dikkatli bir
ocuksa, o eyin herhangi bir gn boyunca bu isimlerin (bu arada o ey
ismiyle) arldn iitebilecektir. Btn bu isimlerin ayn eyi
anlatabileceini, ama kelimelerden bazlarnn birok baka eyi de
kapsadn rendii noktada, ocuk dilin ikinci boyutunu da
renmektedir: Anlambilim terimleriyle syleyecek olursak, kelimelerin
farkl soyutlama dzeylerinde bulunduunu renmektedir.
Soyutlama dzeyleri Farkl soyutlama dzeyleri
kavram hi de yeni birey deildir. Mantklar ve epistemologlar, daha
gelimi biimlerde, yzyllardan beri baz kelimelerin dierlerinden
daha

zgl

(spesifik)

olduunu

farketmilerdir.

Kategoriler,

alt-kategoriler, ve kategorilerin kategorileri ile ilgili herhangi (hatta


Aristo ncesi) bir tartma bunu gzler nne serecektir. Yeni olan ve
anlambilim-

cilerin vurgulam

olduu ey,

yksek

soyutlama

dzeylerinin duyularla elde edilen verilerden daha ileride olduu,


dolaysyla dk dzeyli bir soyutlama (bu kpek Spot), yksek
dzeyli bir soyutlamaya (hayvan) ile ayn biimde karlk veren bir
kiinin tuhaf davranddr. Korzybski daha da ileri giderek bu tr
tepkileri "muhakemesiz" eklinde vasflandrd, zira onun dnne
gre, dier birok kelimeyi temsil eden kelimelere, eyleri temsil eden
kelimelere gsterdiimiz tepkiyle ayn ekilde tepki gsteriyorsanz, bu,
kelime ile eyin birbirine kartrldn gsterir. Byle bir davran ise,
duyu-veri gereklii alannn dnda kalmakta, kelimelerin dnyasna
girmektedir. 12

12Bu

tutum, en azndan onnc yzylda adalar ile gerekiler arasnda kan

tartmaya dek uzanan bir varsayma dayanmaktadr. Yalnz ca gnmz


anlambilimcileri deil, bilimsel yntem geleneindekiler de dahil, adclar, yksek
dzeyli soyutlamalarn, evrensel'lerin, "temel hakikatlerin vd. az-ok faydal
isimler olarak varolduunu, yoksa mevcut olmadn savunmaktadr. Skolastikler,
Platoncular ve teoloji ve metafizik gelenegindekilerin ou da dahil, gerekiler ise
evrensel ilkelerin (universals) "srf isimler"den ibaret olmayp gerekten mevcut
olduunu savunmaktadr. Bu kitabn temel varsaymlarna yaplan bir hcumu da

58

KELMELER, KELMELER, KELMELER...

Soyutlama

dzeyleri

tasarmn

netletirmek

iin,

u anda

okumakta olduunuz sayfann da bulunduu nesneye bakn. Hakknda


tek kelime etmeden veya ona bir isim takmadan seyredin onu. Elinize
aln. Kelimelerin Byl Dnyas diye etiketleyebileceiniz duyu-veri ite
budur. Ona bir ders kitab da diyebilirsiniz, ki bu durumda odanzdaki
dier birok duyu-veri nes- esiyle ayn ismi alr. Ona kitap ismini
verebilirsiniz; kitap kelimesi okumaktan holandnz eyleri de
kapsadndan, bu, ders kitab kelimesinden biraz daha geneldir. Veya
ona matbu madde diyebilirsiniz; bu, gazeteleri, kataloglar, ilnlar ve
posta pullarn da iine alan bir snflamadr. Ya da onu, Americana gibi
bir kelimeyle snflanan kalemlerin arasna dahil edebilirsiniz; bu
durumda szkonusu kitap sosisli sandvi, frizbi, Sava yadigrlar ve
Shaker mefruat ile eit bir statye eriir. Daha da soyutu ise kltrel
eser, nesne veya ey gibi kelimelerdir.
Birey, farkl farkl soyutlama dzeylerinde sembolletirile- bilir ve
kabul

edilebilir.

Aada,

air

(e.e.

cummings)'in

bir

rnei

verilmektedir:

kapsayan, gereki grn ada bir ifadesi iin, baknz Richard Weaver, Ideas
Htire ('.sequences (Chicago: Chicago iv. Yaynlar, 1947), zellikle Giri ile 1. ve
8. Blmler.
59

K E L M E LBurada
E R N bir
B ey
Y var.
L DNYASI

Birisi iin, bu "ey" tamamen inkiaf eden evrensel ne'eli belirli oluta
derindi n hayrette brakan mucizev bir varlktr.
Bir bakasna, bu "ayn ey", tabandan ikiye biilseydi size ka yanda
olduunu syleyecek bireyi ifade etmektedir. Baka birine, bu
"tpksnn ayns" ey mevcut deildir, nk imekli bir frtna
yoktur; ama eer bir imekli frtna olsayd, bu "tpksnn ayns" ey
zellikle uzak durulmas gereken birey olarak mevcut olacakt.
Drdnc birisine, bu "tpksnn aynsnn ta kendisi" ey, lyknca
eziyet grdnde "kereste" denilen bireyi temsil eder; ki o da
mnasebetsizce eziyet edildiinde, "para" denilen baka bireyi; o da
(belki de hepsinden fazla) "sevgili" denilen bakaca bireyi temsil eder*
Sk sk, ayn eyden farkl soyutlama dzeylerinde bahsettiimizden, uygun dzeyde neden bahsettiimizin farknda olmamz
nemlidir. zellikle hangi tr yemekten holandnz sorulduunda
in yemei belki lyknca zgl (spesifik) olabilir. Ama bu in'de ne
yazk ki soyut kalr.
Bu kitaptaki veya kendi konumanzdaki herhangi bir cmleye
rastgele bakarsanz, muhtelif soyutlama dzeylerini temsil eden
kelimelerle karlarsnz. Konuurken veya yazarken, yksek veya
alak, tek bir soyutlama dzeyinde kalmak ok zordur. Byle bir alan
olmasayd, eyler arasnda hibir dzenlemeyi gsteremez veya ilikilere
iaret edemezdik. Mtemadiyen tek bir dzeyde kalan konuma da
skc ve anlalmas zordur.
Siyas bir nutuk, karikatrnde, birisi, ateli ateli, her anlama
gelebilecek, dolaysyla hibir anlam ifade etmeyen olduka
"Geurge G. Firmage, y.h., e.e. cummigs: A Miscelhmy (Cambridge,
Ma.: Harvard niv. Yay. 1957); s. 12.

soyut terimlerle konumaktadr: "Ey Amerikal yurttalarm, gelin


gelecei alakgnlllk, adanma ve atalarmzn yolunda ortak bir
ama peinde karlayalm..."
Demokrat, Cumhuriyetisi, radikali, tepkicisi, ve de sosyalisti bir
azdan bu szleri tasdik edebilir. Ama daha zglletik- Ierinde, atlak

60

KELMELER, KELMELER, KELMELER...

sesler duyulmaya balar. Ki sosyal-siyas gruj 'arn bizzat olduka soyut


olduu su gtrmez.
zgl olunacak ve soyut olunacak vakitler vardr. Arkadamz
ziyaretileri uyarmak iin giri kapsna bir levha asabilir: "Dikkat Kpek
Var." Bu yeterlidir; "Dikkat Spot var" gibi daha zgl bir uyarda
bulunmas

gerekmez,

te

yandan,

evcil hayvannz gren ve

"Hayvannzn ismi ne?" diyen bir misafire ocuk "bir kpek" demise
fazla yardmc olmu saylmaz. Bir kimsenin konumasnn ne kadar
zgl veya ne kadar soyut olmas gerektiini, durumun neyi
gerektirdiinin bilinmesi tayin eder. Duyu-veri dnyasnda olduka
zgl bireyi temsil eden kelimelere mi, yoksa, hepsine birden tek
cevabn verilmesinin aptallk olduu fazlasyla ok ihtimali temsil eden
kelimelere mi karlk vermekte olduumuzu bilmek daha zordur.
Genellikle, tannabilir duyu-veri tanmlamalarndan uzaklatmz
lde, aklamalarmz ve karlklarmz yanltc olur.
Bireyi elde etmek iin bilinli biimde sembollerimizle oynarken
(bir i bavurusu yapar ve bir benzin istasyonunda almlmz
"petrol sanayiinin iinde bulunmutuk biiminde anlatrken veya bir
masaj salonuna yaptmz ziyareti tbb bir harcamaym gibi
vergilerimizden derken) artc bir eviklikle dzeyden dzeye
atlarz. Belki bu cimnastikleri oyunun paras olarak grebiliriz.
Gelgelelim, ayn sramalar nyargnn hararetiyle veya dncesiz
vatanseverlikle yaparken, oyun ruhunuz ortada grnmez.
Dilin yatay boyutu (soyutlama dzeyleri) fikri, birden yir- nibee
kadar

zgl

dzeyleri

lebileceimiz

anlamna

gelmemelidir.

lemeyiz. Dzeyler fikri, kelimeler arasndaki farkllklardan bazlarn


tarifte kullanlan bir model veya bir analojiden baka birey deildir.
Belirli bir kelimenin dier terimlere nisbeten hayli dk dzeyde
olduunu, anlatlan eyin daha zgl artlarn ve niteliklerini
gstererek, syleyebiliriz. Veya bir terimin ok yksek bir soyutlama
dzeyinde, terime dahil edilebilecek pek ok zellii dnebileceimiz
lde

yksek

dzeyde,

olduunu

syleyebiliriz.

Ama

szlk

sayfalarn kartrp ilk kelimenin nc dzeyde, ikinci kelimenin


ondrdn- c dzeyde ve nc kelimenin onuncu dzeyde olduunu
61

KELMELERN BYL DNYASI

syleyemeyiz. Kelimeler bize hizmet eder ve farkl kiilerce farkl farkl


kullanlacaktr.
Bilim ve klieler
Yksek dzeyli soyutlamalar faydal da olabilir, faydasz da; en titiz
tahlilin sonucu da olabilir, en dikkatsizinin de. Kadnlara, italyanlara ve
iftilere ynelik nyarg ve klielemi tepkiler yalnzca en yksek
soyutlama

dzeylerinde

bulunabilir-ayn

snf

iindeki

fertler

birbirinden tamamen farkldr. Fakat yksek dzeyli soyutlamalar


mahkum etmeden nce, sosyal ve tabi bilimlerde nemli pek ok eyin
de en yksek soyutlama dzeyinde olduuna dikkat etmemiz gerekir.
Dnyaya dair gzlemlerinde son derece dikkatli bilginler "yeni
yetmeler"den, "orta-gelir gruplarndan, "enzimler"den ve "bask"dan
szederler. Biyolog ile banaz arasndaki fark, kelime daarcklarnda
yksek dzeyli soyutlamalarn varl veya yokluunda deil, bu
soyutlamalarn asl niyetinde ve onlara kar taknlan tutumlarda
bulunacaktr.
nemli olan, yksek dzeyli soyutlamalara nasl ulalacan,
hangi anlamlara geldiklerini ve onlar kullanrken nelere riayet
edileceini bilmektir. Yksek dzeyli soyutlamalar deerlendirmede
alt deneyi ok faydal buluyorum.
1. Yksek dzeyli soyutlamayla ilgili terim veya ifade, geici mi,
yoksa niha mi? nsan yapm kanunlar gibi bilim kanunlar da ihlal
edilmek iin yaplr. tiraf edildii zere, olduka soyut bir bilimsel
kanun geicidir. Aklamay iddia ettii eyi aklaya- az hale
geldiinde, kanun gzden der ve yerine bir bakas geer. ster bilgin,
isterse sradan bir insan olsun, bir kii genellemesine deimez bir inan
duyduunu sylyorsa, ii bandaki bilim adamn karakterize eden
ihtiyat tutumundan vazgemitir.
2. fade mutlak m, yoksa muhtemel mi? Bir nceki snavla ilikili
olan bu soru, hibir zaman ve her zaman kelimelerinin bilim adamnn
kelime

daarcnda

grnmediini

hatrlatmaktadr.

"ocuklar

konumaya onuncu aylarnda balarlar" gibi bir aklama, ou


ocuklarn veya muhtemelen sizin ocuunuzun o dnemde konuaca
vs. anlamna gelir. Btn on aylklarn bu mutlak kurala uyduu
anlamna deil. Fakat muhtemelen, eilim veya sk sk gibi kelimeler
62

KELMELER, KELMELER, KELMELER...

karlkl konumalarda daha sk kullanlyorsa, konumalarmz bir


para dostane oluyor dernektir ve biz de dnyann bizi tasdik etmesini
biraz daha az talep etmekteyiz demektir.
3. Aklamaya tmevarm yoluyla m ulalm? Dier bir ifadeyle,
doru dediiniz eyin doru olduunu nereden biliyorsunuz? Kendi
tecrbenize mi dayanyor? Yalnzca sizin tecrbenize? Yoksa bakalar
da benzer hususlar kaydetmi mi? Dnyev grnme sosyal arzusu
veya dnyay anlaml klma ihtiyac, bizi sk sk tecrbe dzeyindeki
dikkatli gzlemin yerine daha yksek soyutlama dzeylerindeki yaygn
saduyu aklamalarn veya babacan nasihatlar kabul etmeye
sevkeder. Daima u soruyu sormalyz: Bildiimizi dndmz eyi
bilir hale nasl geldik?
4. Yksek dzeyli soyutlama zgl bir vak'aya uygulanabiliyor
mu? ayet hi uygulanamyorsa veya nadiren uygulanabili- yorsa, o
bilginin ok az deeri vardr. Bu sorunun anlam ak grnyorsa da,
iirde bunlardan geilmez, dncelerimizi igal eden yavan szler ve
hemen hi uygulamas olmayan konumalar szkonusudur. "Gerek
gzeldir, gzel gerektir" gibi, veya "Dnyay dndren sevgidir" gibi
ifadeler yaygndr, aa uygulanmalar hemen hemen imknszdr. Oda
arkadamz veya hocamz, sadece ilkelerden bahsediyor ve bir rnek
veremiyorsa, phelenmeliyiz.
5. Yksek

dzeyli

soyutlama

hereye

uygulanabiliyor

mu?

Uygulanabiliyorsa, bize ne anlatyor? Dier bir deyile, soyutlama, zaten


bildiimiz eylere birey ekliyor mu? Eklemiyorsa, o yorum, hibir eye
uygulanamayan kadar faydaszdr. Bu snav, bilimsel yntemin
temelini oluturmaktadr. Bazen yle bir aklama yaplr: ki alternatif
aklama veya tanmdan, daha basit olan tercih edilmeli ve gereksiz
herey gzard edilmelidir. Gerekiler ile adclar arasndaki klasik
tartmaya kadar uzanan ve William Occam'n ismini alan bu snav
Occam'n usturas veya cimrilik kanunu diye bilinir. Esir diye bireyin
kefedilemeye- cegi ve n geii, ekim eylemi veya dier etkilerin
aklanmasnda hi de gerekli olmad anlalnca, esir kelimesi bilimsel
dil daarcndan atlmtr. Daha yaygn rnekler arasnda, teorik olarak
eklinde balayan ifadeler saylabilir, zira herey teorik olarak
mmkndr. Allah isterse sz de o kadar ok kullanlyor ki, hibir
63

KELMELERN BYL DNYASI

anlam ifade etmiyor, zira Allah isterse hereyi aklayabilir, dolaysyla


da bu sz hibir eyi aklamaz.
6. Son olarak, bilimsel bir soyut terim faydal bir bulu ve kolaylk
olarak m mevcut, yoksa kendi bana birey olarak m grlmekte?
Nesneletirme (reifcation) terimi, belli kelimeler mevcut olduunda
onlara karlk gelen belli eylerin de mutlaka varolmas gerektii
dncesini tarifte kullanlmaktadr. Nes- neletirmek eyletirmektr.
Sosyal bilimciler dahi, kendi bulular olan kavramlar nesneletirmeye meyillidir. Ego, id, ma'er uurdtt vd. gibi kelimeler,
psikolog bu kelimelere mukabil gelen eyler aramaya koyulduunda,
nesneletiriimektedir. Terim belli davranlarn gevek bir tanmlanma
biimiyse, problem yoktur. Fakat, bu bulularn gerek evlerin yerini
tuttuu dnlyorsa, sonu karmaadan baka birey olamaz.

64

KELMELER, KELMELER, KELMELER...

Terimlerin nne gerek, katksz, doru veya asli gibi sfatlar

getirildiinde,

nesneletirmeye

ilikin

problemler

daha

da

yaygnlamaktadr. Doru ak diye birey yoktur, sadece ak vardr.


Asl insan diye de birey yoktur, sadece insanlar vardr. Vs.
Soyut sanattaki baz ifadeler gibi, soyut terimlerin baz trleri,
ekici,

etkileyici

bir

etki

meydana

getirmek

iin

birbirine

k.rtrlabilmektedir. oumuz iin, ilham verici olabilen soyut


denklemler, byk hikmetli vecizeler ve katksz kaprisin neti- < esi
olabilen deyiler arasnda ayrm yapmak zordur. Szgelii, Keats'in
"Gzel gerektir; gerek, gzel" denklemi Keats'in iiri balamnda ve
kendi iinde ve kendi bana anlam tamaktadr. Ih kelimeler daha ileri
dnceyi tahrik etmektedir. Dier yksek dzeyli soyut terimleri
rastgele seerek gzellik ve gerek kelimelerinin yerine koyarsam, srf
gramatik anlamn tesine gemi saylrm. "dev aktr; ak, dev" bir
vatanseverlik nutkunda sylenebilecek bir ifade gibi gelmektedir. Ayn
biimde, mit, clalet, adalet, bilgi, dostluk, anlay ve daha pek ok
kelimeyi yalnzca anlam ifade eden deil, yeri geldiinde derinlik
arzeden i adeler oluturmak iin birlikte syleyebilirim.
Derinlie ynelik bu "kartr ve eletir" yaklam daha alt
soyutlama dzeylerinde mmkn deildir. "Ayakkab boyas patlam
msrdr; patlam msr, ayakkab boyas" diye beyanda bulunsam,
insanlar aklmn bamda olup olmadn sorgulayabilir. Fakat ok
soyut terimleri rastgele seecek olsam, benim so/lerimin dillerinde
gezdii insanlar grebilirim.
BR ZET: ANLAM, ANLAMIN YAPTIIDIR

I >il kiiye zgdr. eylere elik eden seslerin taklidiyle renilen


dilimiz bize ait olup, eitim, ahs hevesler ve kltrmzn,
camiamzn, ve ailemizin tarih cilveleriyle belirlenir. Her bir kiinin
birliktelikleri ve tecrbeleri ne kadar farklysa, dili de bu az farkllk
azeder. Bir konumacnn kelimeleri bir bakas- mnkilere ok fazla
benzeyebilir. Atf yaplan nesneler birok kii iin benzer olabilir, fakat
anlam belirleyen tecrbeler iki kii iin asla ayn olamaz. Dilimizi
rendiimiz keyfi vaziyetin farkna varrsak, ocukken anlam ifade
etmi olsalar bile, ilve tecrbeler ve genilemi anlayn nda artk
65

KELMELERN BYL DNYASI

anlaml gelmeyen anlam alkanlklarn deitirmede daha hr oluruz.


Dil kiiye zgdr, ama biz nasl deiiyorsak, bilgimiz nasl
deiiyorsa dilin kiilii de deiecektir.
eylere ne isim verdiimiz, iinde yetitiimiz kltr tarafndan
tayin edilen bir uygunluk meselesidir. Dil, yekpare tecrbemizi, her
birine bir ismin verildii paralara blmemizi gerektirir. Sonsuz sayda
tecrbeyi tarif iin bu kadar az isme muhta oluumuz, dilin dikkate
deer

tutumluluunu

gstermekte,

ama

ayn

zamanda,

bizi,

tecrbelerimizin ve alglarmzn, tarif edildikleri dile karlk gelen bu


ayr ayr elerden olutuu dncesine srkleyebilmektedir. Dilin
gerektirdii arptma ile sem- bolik-ncesi dnyann ham tecrbesini
birbirine kartrmamaya dikkat etmeliyiz.
Bir dilde, eylere ne diyeceimiz konusunda ok sayda tercihe
sahibiz. Belirli bir zamanda kullandmz kesin kelimeler, o zamandaki
tutumlarmz ve amalarmz yanstr. Bizim nemli grdmz ve
toplumumuzun nemli grd eylere zel bir dikkat sarfedilecektir.
ou kez, bir baka dilin bir iki kelimeyle tanyaca ey iin ok sayda
kelime kullanlacaktr.
Ancak, dil alkanlklarmzn bu denli yaylm olmasndan dolay,
bir geri-besleme etkisi vardr. Bu geri-besleme etkisi yznden,
etiketlerine sahip olduumuz eyleri alglamaya, etiketlerine sahip
olmadmz eyleri ise grmezden gelmeye meylederiz. Szl olarak
resmedilmi nesneyi grmenin algsal etkinlii, etiketlemi olduumuz
eye bafofimzdaki dikkatimizi de azaltabilir, ki sonuta yalnzca etiketi
grrz, o eyi deil. Semantik alkanlklarnda olgunlam bir kii,
algsal olarak diliyle snrl kalmaktan kanacak ve dnyay okumak
yerine grmeye alacaktr.
Herkes iin dil isimlendirmeyle balar, ve ou kii iin eylere isim
verebilmek, engin bilgi sahibi oluun bir iareti olmaya devam eder.
Etiket, delalet ettii algdan daha nemli hale gelince, anlambilimciler
eylerin isimlendirilmesine yaplan bu ar vurguya kar kmtr.
eylere isim verilmesi aamasna dilin ilk boyutu denmitir.
eylerin isimlendirilmesi aamasndan, dilin ikinci boyutuna, farkl
soyutlama dzeylerindeki farkl kelimelere kar hassasiyete, getik.
Baz etiketler olduka zgl duyu verilerine iaret else de, baka
66

KELMELER, KELMELER, KELMELER...

etiketler olduka mulak ve genel duyu veri soyutlamalarna iaret eder.


Dil yapmz, dk dzeyli soyutlamalarla yksek dzeyli soyutlamalar
arasnda ayrm yapmamza yardm edecek ipucu vermez bize. (Neden
bahsettiimizin farknda olmak phesiz ok nem tayorsa da). Farkl
soyutlama dzeylerindeki kelimelere benzer biimlerde tepki gsterecek
olursak, semantik davranmz karmaaya girer. Genel anlambilim
sahasnda, daha ayr tepkiler iin verilen hassaslk eitimi en (azla
nemi tamtr.
Dzen ve ilikileri gsterdiklerinden, yksek dzeyli soyutlama,
genellemeler

de

soyutlamalar

duyu-veri

dahil,

son

derece

tecrbesiyle

faydaldr.
ak

seik

Yksek

dzeyli

biimde

ilile

lendirilebildiinde, bu kelimeler hem uygunluk ve hem de oem


kazanr. Bu tr yksek dzeyli soyutlamalar, en kts,

M/

dil

alkanlklarn da karakterize ederler, zira her anlama gelebildikleri iin


hibir anlam ifade etmeyen davetkr terimle- in ve klielerin temelini
tekil ederler. Dnceli konumac, kelimeleriyle pek ok eyin
tasarlanabileceinin farkndadr, ve I m yzden de ihtiyatl ve nitelikli
konuur.
Yksek dzeyli soyutlamalarn iinde daarcmzn en fazl deer
verilen terimleri (gzellik, ak, hakikat, adalet vs.) bu - lunduundan ve
bu kelimeler ok sayda mulak fakat dei duygular temsil ettiinden,
szkonusu terimleri nesneletirme- ye ynelebiliriz. Bu davran, yani
nesneletirme, bireyi etiket haline getirir. Yalnzca bir kelimeye iaret
eden haritamzla bir ey aramaya koyuluruz. Bu durumda ise
yaayacamz ya hayal krkl ya da aldanmaktr. Baka bir ifadeyle,
bir tecrbeyi etiketlemek yerine, bir etiketi tecrbe etmeye alabiliriz.

67

4
Sembolik dnm

keifler veya bulular sorulduunda, insanlar genellikle u


ikisinin ismini vermektedir: ate ve tekerlein kullanlmas. Bunlar o
kadar esasl grnmekte ki, insanlar bu ilk teknolojiler olmadan
dnmek gtr. Bunlara hemen kaldrac ekleyebiliriz. Arimed'in,
yeterince byk bir kaldrac ve de duraca bir yeri olsa dnyay
yerinden oynatabilecei iddias, bize en basit letlerin bile neler
yapabileceini hatrlatmaktadr.
Kiminin keif, kimininse bulu diyebilecei, dierlerinden daha esasl
ve daha etkili baka bir let vardr. Bizim dil diye bildiimiz semboller
sistemidir bu. Dil, bir anlamda, tekerlekten daha byk bir hareket
imkn verir bize: Dili kullanarak, meknda olduu kadar
ARH BOYUNCA NSAN toplumuna ekil vermi en nemli

zamanda da hareket edebiliriz. 1


'Korzybski iin, bu, zaman dondurma yetenei ismini verdii, ve insanlar dier canllardan ayran, gemiten ders alma kabiliyetiydi. Hayvanlar,
tehlikeden kaarak veya besinin bulunduu yerlere veya daha uygun iklimlere
gerek mekanda hareket yetenekleri sayesinde hayatta kalmaktadr, diyordu
Korzybski. nsanlar ise kendi tecrbeleri

68

SEMBOLK DNM

Dil, kaldraca gre daha nemli biimde, dnyay sembolik olarak


yerinden oynatmamza imkn verir. Konuma alkanlklarmz da dahil
olmak zere, sembolik davranlarmz, belli bir gereklii ok sayda
sembolik

gereklie

dntrr.

Profesr

Richard

Dettering'in

sembolizm hakkndaki derslerinden birisinde dikkat ektii gibi, bir


kediyle kpei biraraya getirirseniz, kedi kpee tepki olarak ya
korkuyla sinecek ya da kaacaktr. Tehlikeyi uzaklatrmann yolu,
hayvanlardan birisini uzaklatrmaktr. Fakat ayn kpein yanna bir
ocuu koyun, o zaman baka bir ihtimalle karlarsnz. ocuk,
evvel, kedininkiler- den pek farkl olmayan ekilde kpee tepkide
bulunabilir ve siz yine kpei (veya ocuu) oradan uzaklatrmak
zorunda kalrsnz. Fakat tehdidi sembolik olarak uzaklatrmanz da
mmkndr: "Cici kpekcik" diyebilirsiniz ikna edici biimde. "Bak,
kpekcik seni seviyor."
Sembol bylesine etkili bir gse, esiz kelime daarc ve
kurallaryla belirli bir semboller sistemi, belirli bir biimde tanmlad
dnyay neden dntremesin? ince ve ngilizce gramerce ve kelime
daarc itibariyle farkl olduklarna gre, ince konuarak yetien bir
kii, ngilizce'yi renmi bir kiiden biraz farkl alglamayacak mdr
dnyay?
GEREKLK OLARAK SEMBOLK FADE

Yerleik bir dil grne gre, dil ksmen ferdin dn ve eylemlerini


yanstan bir ayna grevini ifa eder. phesiz, bir dil ile o dilin
konuulduu kltrn ynleri arasnda baz balantlarn olmasn
bekleriz: O kltrde patatesler nemliyse, patatesler iin pek ok sayda
kelime bekleriz, arabalar nemliyse o zaman da arabalar iin pek ok
kelime bekleriz. Bir baka dil gkadar gemiten ve bakalarnn tecrbelerinden ders alma ve bylece kendi mr
mddetlerini ama yetenekleri sayesinde hayatta kalmaktadr.

r ve dncesi ise hereyi tersine evirmektedir. Dncelerimizi


yastan bir ayna grevini grmekten ziyade, dilin, dnce ve
alglarmz bilfiil ekillendiren birey olarak grlmesi mmkndr. Bu
gre gre, dil, grdmz ve dndmz eyleri iletmek iin
69

KELMELERN BYL DNYASI

kullanlan bir letten ibaret deildir; ksine, dilimiz ne kadar izin


veriyorsa o kadar grebiliyor ve dnebiliyoruz. Asl nokta ite budur.
Sembolik dnmdr ki, sembolik ifadeyi bir yere kadar gereklik
olarak kabul ederiz.
Byle bir gr yllardan beri ifade edilegelmitir. Bunu, neredeyse
bir asr nce Wilhelm von Humboldt ve Fritz Mauthner dile getirmiti.
Mauthner, Aristo Yunanca yerine ince'yi veya I )akota dilini
konusayd kategorileri farkl olurdu, diyordu. Sonralar, Bertrand
Russell, Aristo'nun felsefesinin dilinin (Yunanca) gereklii zerine bir
yansmas

(izdm)

olup olamayacan merak

etti.

Russell,

Aristo'nun zler'inin dikkat ekici biimde isimlere benzediini,


hassalar'mm ise garip biimde s- l.tlara benzediini belirtiyordu.
Fakat, dil ile dnce arasndaki ilikiye dair bu dncenin
itibarnn ou iki Amerikalya, Edward Sapir ve Benjamin Lee
VVhorf'a, ve Sapir-Whorf Hipotezi olarak bilinegelen eye aittir. Sapir,
temel fikri az ve z biimde aklyordu:
insanlar ne sadece nesnel dnyada, ne de sadece allm anlaytaki
sosyal faaliyetler dnyasnda yaarlar; insanlar, aslnda, toplumlar iin
bir ifade arac haline gelmi belirli bir dilin inayeti altndadrlar. Bir
kiinin dili kullanmadan gereklie esasl biimde uyum saladn ve
dilin, iletiim ve tefekkrn tesadfi problemlerinin zm iin
tesadfi bir aratan ibaret olduunu hayal etmek, vehimden baka birey
deildir. Gerek u ki, "gerek dnya" byk lde grubun dil
alkanlklarnn zerine uurd biimde kurulmaktadr... Byk
lde nasl gryor, duyuyor ve tecrbe ediyorsak yle gryor,
duyuyor ve tecrbe ediyoruz, nk topluluumuzun dil alkanlklar
belli yorum tercihlerini nceden hazrlamaktadr. 2
ingilizce bir szl kartracak olursanz, kelimelerin ounluunun isimler ya da isimleri tamlayan kelimeler olduunu
grrsnz. Fiillerin says ise nisbeten azdr. ngilizce'de, yeni gramer
usulne gre bir kelimeyi kullandmzda, en yaygn deiiklik bir
ismin, szgelii bir fiile dntrlmesidir. Research (aratrma) veya
format gibi eskiden yalnzca isim olarak kullanlan kelimeler artk yaygn

70

SEMBOLK DNM

biimde fiil olarak da kullanlmaktadr. Dilimiz, ou eyleri temsil eden,


binlerce sembolden oluan bir dizi grnmndedir.
Navaho dili tam tersidir. Navaho dilindeki hemen btn kelimeler
ya fiildir ya da fiillerden tretilmitir. Hemen hemen btn isimler
fiillerin edilgen biimleridir ya da fiillerden tretilmitir. Dahas,
ngilizce'deki bata gelen fiil to be (olmak) iken, Navaho dilinde
gitmek'tir. (Navaho Shakespeare'inin Hamlet'inin nasl tefekkr ettiini
dnsenize: Gitmek ya da gitmemek/ite asl mesele.) Dilbilimci Gary
Witherspoon yle yazyor:
Bir defasnda Navaho dilinde "gitmek" fiilinin 356.200'e yakn ayr
ekimi bulunduunu tahmin etmitim. Bu ekimlerin hepsi, insanlarn
normal olarak "gittii" biimlere ilikindir. Bunlara, yrmek veya
komak eklindeki "gitmek" yannda "hareket etmek"le ilgili tm fiilleri
eklesek, ekimlerin says pekl milyonlar bulurdu, 3
2Leslie

Spier (y.h.), Language, Culture and Personality; Essays in Memory of Edward

Sapir (Dil, Kltr ve Kiilik; Edward Sapir'in Ansna Denemeler), (Menasha, Wis.:
Sapir Memorial Publication Fund, 1941), s. 75-93. Mkemmel bir tetkik ve yorum
sunan, Whorfun eserlerinin derlemesi iin, bkz. John Carroll (y.h.), Language,
Thought and Reality: Selected Writings of Benjamin Lee Wharf (Dil, Dnce ve
Gereklik: Benjamin Lee Whorfun Seme Yazlar) (Cambridge, Ma.: MIT Press,
1956). 'Gary Witherspoon, Language and Art in the Navajo Universe (Ann Arbor,
Mich.: University of Michigan Press, 1977), s. 48-49.

Buna gre, Navaho dilini konuanlar dnyay hareket halinde bir


dnyay alglarken, ingilizce konuan komular ok daha statik bir
eyler dnyasn alglyor saylmaz m? Navaho diline dair antropolojik
tanmlar, sanatta, ibadetlerde ve dier davurumlarda bir hareket
kltrn resmediyor.
ingilizce'nin ve (Hind-Avrupa dil ailesindeki) akrabalarnn temel
gramatik biimi zne/yklem biimidir, ilkokulda okuyan her renci,
tam bir cmlenin bir znesi ve bir yklemi olmas gerektiini bilir. zne
bir tr oyuncu, yklem ise oyuncunun icra ettii bir tr roldr:
"Yazyorum." "Konuuyorsun." "Aylaklk ediyor." "alyor." Bunu
ahs-d konularla da yaparz. "Gne batyor." "Arabann n cam i
tutmu." Her

hlkrda,

ngilizce'yi

doru biimde

konumak

istiyorsak, anlaml olmak iin bir znemiz ve yklemimiz olmaldr.


71

KELMELERN BYL DNYASI

"Tom yryor" cmlesinde, oyuncunun (birey yapan kiinin) Tom


olduunu, yryor un da Tom'un yapt (fiil) olduunu syleriz. Fakat
"O yayor" (It is raining) cmlesindeki o nedir? Onun ne yaptn
biliyoruz, ama bu o nedir? Srekli lde yaamam drt insana, o'nun
neyin yerini tuttuunu sorun, sonuta aakalabilirsiniz. Birisi o'nun
bulutlar demek olduunu syleyebilir, bir dieri o'nun hava olduunu
syleyecektir.

Bir

uncs

soruda

bir

tuzak

olduunu

dndnden cevap vermeyi reddedecektir. Drdnc kii ise,


anlambilim dersi mi .ildiinizi soracaktr. O bir kurgudur, gereklikteki
bireyi temsil eden bir kelime olarak, o yayor ile ayn anlam
tamaktadr. Ne var ki, dilimiz, yklemlerimiz iin birer zneye sahip
olman /. istemektedir, o yzden de bir tane uydurmakla ykmly/..

Gramer her cmle iin bir zne bulmamz gerektirdii isin, bu,

mukabil gerekliin de eyleri yapan znelerden olu t u u n u hayal


ettiimiz anlamna m geliyor?
Navaho diline kyasla ingilizce nisbeten duraan gzkse de,
Japonca'ya kyasla ok aktif bir dildir-en azndan tercihli fil- l rinde.
Gazetecilik ve ngilizce kompozisyon retmenleri, srekli olarak,
rencilerin aktif fiil biimlerini kullanmasn tler. Pasif biimler
sadece

zayf

grnmekle

kalmayp,

sorumluluu

da

kaldrr

grnmektedir. "Dendi ki" cmlesi "Kim dedi?" sorusuna yol


amaktadr. Washington'dan edilgen atda siyas bir -aklama
yaplnca muhabirler phelenebilir: Sylenmeyen nedir, isminin
verilmesini istemeyen kimdir? Japonca'da edilgen at ok daha fazla
yaygndr, yle ki Japonca'dan ngilizce'ye eviri yaplmas ou kez
edilgen yaplarn etken yaplara dntrlmesini gerektirir.
Mary alkandr: imdiki zamanda, "o alr" veya "o alyor;"
gemite, "alt" veya "alyordu." Gelecekte ise, "Mary alacak".
Fiillerimiz zaman byk yna ayrr: gemi, imdiki zaman ve
gelecek. Peki, Mary'i zamann hepsini kapsayan bir fiille tarif
edebilir miyiz? Peki, dnmz, fiil zamanlarmzca tayin edilen
ayn birime blmeden gemiten gelecee sreklilik biiminde
dnebilir miyiz?
Bizimkinden ok farkl zaman sistemlerine sahip diller bulunmaktadr. Bilme ekilleri iin ekim yapan diller vardr, yani, onu
72

SEMBOLK DNM

grdm veya onu gryorum anlamndaki "o burada" ile, birisi onun
burada olduunu bana syledi veya burada olduunu sanyorum,
nk ceketi burada anlamna gelen "o burada" farkl olacaktr. Bu tr
fiiller, tarif ifadeleriyle karm ifadeleri arasnda ayrm yapmaktadr.
Yoksa, ingilizce'yi konuanlar, dilleri bu tr ayrmlar yapmalarn icap
ettiren konumaclardan daha mi fazla karm eilimlisi?
SYNTACTIC SAHASI

Daha nce, insanlar iin ne nem tayorsa onun dillerine yansmasnn


artc olmadn belirtmitik. En sk kaydedilen rnek, Eskimolarn
ve karl lkelerdeki bakalarnn kar iin kulland kelimelerin
saysyla ilgilidir. Danimarkal bir dilbilimci, Grnland'da kar iin
kullanlan kelimelerin saysnn yz atn bildiriyordu. Farkl
kelimeler eklinde yansyan ayrmlarn nemli olduunu farzedebiliriz.
Bir donanm maazasndaki binlerce farkl kalem mal nasl sadece
"donanm"dan ibaret deilse, o da sadece "kar"dan ibaret deildir.
Ekilen, biilen, kurutulan, depolanan, piirilen ve yenilen ey iin
tek bir kelime kullanrz: pirin. Pirincin hayatn direi olduu kltrler
ise bu aamalarn her birisi iin ayr isimlere sahiptir. Japonca'da ifti
ine eker, bakkal okome alr, ve insanlar gohan yer.13 "Gohan ekmek" veya
"biraz ine piirmek"ten bahsetmek gln der. Tek bir kelimeye
alm olanlarmz bunun ne fark ettireceini anlamada glk eker.
Un, hamur ve ekmek kelimeleriyle konu biraz daha anlalr klnabilir. Un
ve ekmei ayr ayr eyler olarak grrz; ekmei sadece "pimi
hamur" olarak dnmeyiz.
Eer

bildiklerimiz

veya

bildiimizi

dndklerimiz

ko-

nutuumuz dil tarafndan gl biimde etkileniyorsa, bu konuyu


dnrken dahi dilimizin etkisini yanstyor olabiliriz. Sapir-Whorf
hipotezi, Hind-Avrupa d bir dili konuandan ok bir ingilizce
konuan iin geerli saylabilir. Dolaysyla, genel anlambilimdeki temel
varsaymlar, ksmen, ilk olarak formlletirildikleri ve ifade edildikleri
dilin rn olacaktr.

13Pirin

Japonca iin o kadar nemlidir ki, kahvalt, le ve akam yemekleri yerine

geen szler sabah pirinci, le pirinci ve akam pirincidir.


73

KELMELERN BYL DNYASI

KELME VE EY'N BRBRNE BAIMLILII

Antropolog Dorothy Lee, Kuzey Amerikan Kzlderili dilleri hakkndaki


bilgilerini kaleme alrken, kelimeler ile eylerin kesin ayrlna kar
kmaktadr.5 O, kalem tutan bir el ile ilgili soruyu takip ederken, onun
muhakemesini takip edelim biz de:
Klasik gre gre, kelime ey deildir. Elimde tuttuum bu nesne ona
verdiim etiketten bamszdr. O, bir kalem deildir; ben kalem ismini
ona sadece atfediyorum. Onun ne olduu, ona ne isim verdiimden
bamsz dnlr. Kalem yalnzca gereklik, yani ey iin kullanlan
bir ses bileimidir. Fakat... bu "kalem" dediimde, onu ayn zamanda
bir madde, bir isim olarak smflyorumdur; onu, uzand parmaklardan
baka birey olarak ayrrm. Peki, ona kalem demeden nce o bir ey
midir?
Lee'nin, o nesnenin (kalem) alglanabilirse mi mevcut olup
olmadn sormuyor. Yalnzca u soruyu soruyor: "Ben ona kalem
demeden nce o bir ey midir?" Lee devam ediyor.
Eer deilse, o halde nceden mevcut olan bireye bir isim uyguluyor
deilim. Bu fizik gereklik, bu biinsiz ktle veya enerji veya ilikiler
dizisi, ancak ve ancak benim ona kalem dememle snrlanmakta, ekil ve
z kazanmaktadr. rnein bir Maidu Kzlderilisi, bu gereklii ne
tanyacak, ne de nesne olarak kalem eklinde snrlayacaktr; tersine,
elin zgl eylemini-bu rnekte bir kalemle iaret etme eylemini-alglayacak ve bunu, "iaret etmek" sonuna katlan bir son ek
araclyla ifade edecektir: iaret etmek-ince- uzun-bir-let-ile (kalem,
veya dz bir boru veya bir sigara ya da bir denek gibi). Bu son ekte
maddeye veya bir nesneye hiir atf yoktur. Benim iin kalem olan ey,
onun iin bir eylemin nitelii veya sfatdr ve elin byle bir eylemi
yapmasna imkn tandklar lde bu ekildeki dier nesnelerle ve
sigaralarla ayn snfa dahildir. Eer buna ey de3Oorothy

I.ee, "Symbolization and Vahe", Freedom and Cltre iinde


(Englevvood Clift's, N.J.: Prentice-HalI, 1959), s. 80.

nilebilirse, o zaman u ya da bu derecede yardmc olmu sembolik sre


fizik gereklikten farkl eyler oluturur. O yzden, klasik bu, ey deil,
gerekliin kendisidir, diyeceim. Onun bir ey olduu noktada, o
74

SEMBOLK DNM

oktan birey haline sokulmutur. ey ve kelime, konuan tarafndan


ilikilendi- rilen ayr ayr eler deildir; onlar birbirine baml, ferdin
eylemi olmadan ve o eylemden ayr olarak vcut bulamazlar.
Kelime ile ey arasndaki karlkl bamlla ilikin bu da- la
gelimi gr, nceki blmde aklanan, eylerin ve kelimelerin
tamamiyle ayr olduklar varsaymna gre daha tercihe ayan
grnmektedir. "Kelime ey deildir" dediimizde, iddiay /.aten ispat
etmi oluyoruz-zira, ilk elde ey neydi? Ayr bir "ey"in varln
varsaymak

durumunda

kalmtk.

imdiki

gzden

geirilmi

varsaymmz ise yledir: ey fikri ancak sembolletirme yoluyla ortaya


kabilir. Bu gzden geirilmi gr, gerekliin bsbtn varln
reddeden
olmasayd,

felsefelerle
duvar

kartrlmamaldr;

kelimesinin

sembolize

duvar

iin

ettii

nesneye

kelimemiz
doru

yrdmzde bir eye arp- nazdk diye de dnmemek gerekir.


Yine de birey bizi durdu- urdu, ama arpmay tarif etmek zorlard.
Ksaca, gereklik, 'cnbolletirme (dil) yoluyla pek ok ey halinde
ekillendirdiimi/. bir uyarandr. Dnyadaki eylerden konuuyorsak,
bu uya- .a ekil vermiiz demektir.
DLN DNCE ZERNDEK ETKS

Kelimelerin ve eylerin birbirine baml olduu, bildiimiz dnyann


konutuumuz dille ilikili olduu fikri, daha da ileri l'.srlebilir.
Bazlarnn

deyiiyle

"mantk

uzantlarna

dek,"

eletirmenlerin

deyiiyle ise "u noktalarna dek."


Gl siyas roman, Bindokuzyizkrkdrt'lc, George Orwell byle bir
u nokta sunuyordu. Orwell, hemen hibir ferd hrriyetin bulunmad
zalim bir polis devletin resmini iziyordu. "Dnce polisi" ve hereye
gc yeten Byk Birader daima gzlyordu. Ancak, en etkili bask
gc polis deil, dilin kendisiydi. Orwell, devletin isteklerine zt
decek aklamalar nlemek amacyla "dnce sahasn daraltmas
tasarlanan" bir dil, Yenidil tekil etmiti. Orwell, romannda, Yenidil'in
ilk aamalarnda free (hr) kelimesini "Tarla yaban otlardan azadedir"
(The field is free of weeds) veya "kpek pirelerden azadedir" gibi
cmlelerde

kullanmann

hl

mmkn

olduunu;

fakat,

free

kelimesinin insann hrriyet isteini ifade etmek iin kullanmann


75

KELMELERN BYL DNYASI

mmkn olmadn aklamaktadr. Yenidil'de

byle

bir

ifade

sylenememekte; dnlememektedir.
Anlambilime

ilgi

duyan

rencilere

Bindokuzyzkrkdrt'

okumalar (niversitede sylemeyi rendiimiz ekliyle, yeniden


okumalar) tavsiye edilir. ada sylemde rahatsz edici paralellikler
dahi bulunabilir. "Sava Bartr" slogan, Amerikan silahlar iinde en
ykc nkleer fzelerden birisinin gerek ismini akla getirmektedir:
"Bar Koruyucusu."
Hicivler mbalaa ederek k tutarlar ve biz de unutmamalyz ki,
Yenidil, dilin dnce zerindeki muhtemel etkisinin bir mbalaasdr.
Dilbilimsel izafiyetiler dilin muhtemel etkilerini anlatmak iin belirler ve
ya denetler yerine meyletmek ve tevik etmek gibi terimleri tercih edecektir.
Yine de birok dilbilimci bu kelimelerin dahi ok gl olduuna
inanr. Dilde gzlenen farkllklarn anlam ve dnme zerindeki
muhtemel etkileri konusunda phe uyandrrlar. Eletirilerinin says
oktur. htiya hasl olduunda dilin yeni deyimler icat etmedeki
esnekliine iaret ederler. Papa'nn konutuu Latince'de, Romallarn
asla hayal edemeyecei eyler iin kullanlan kelimeler vardr. stelik,
baz kiiler, ana dillerinin onlara hi retmedii ayrmlar yapmay
renmektedir. Saman nezlesinden muzdarip kiiler, rahat rahat nefes
alanlarn

farketmeden

getii

otlar

birbirinden

ayrmay

renmektedir.
Ayrca, her ne kadar, dilbilimsel izafiyeti gr ciddiye alanlar
daha ok kltrel antropologlar ve her kltrn biricik- ligini bulmaya
alan dierleri ise de, eletirmenler insanlar arasndaki benzerlikleri ve
dilin evrensel ynlerini vurgulamaya eilimlidir.
yle etkileyici bir delil szkonusudur: Biyolojik olarak her fert,
evresindekilerin konutuu dile uygun olan ama yalnzca duyduunu
tekrarlamakla snrl olmayan szler karacak ekilde donanmtr.
ocuklar, ana dillerinin genel kurallarna uysa dahi, garip ifadeler
kurabilirler. lk dili renmenin zaman ve aamalar dnyann her
yerindeki ocuklar iin ayn gzkmektedir. Bu iki gzlem, dildeki en
aikr farkllklarn bazlarnn dnd kadar nemli olmadn;
dilde dahi kendisini aa vuran, insanolunun evrenselliinin
szkonusu olduunu ifade etmektedir. Ancak, bu dilbilimci okulunun
76

SEMBOLK DNM

grnde en nemli ey u teoridir: Herhangi bir dilde sylenen


bireyi, daha derin bir dzeyde incelenirse (yani, aklamann yzeyinde
deil), bir baka dildeki benzer ifadelere dntrmek mmkndr.
Zanmca, mkilin kklerinin dilde yattn reddetseler de, yukardaki
dil grn kabul eden dilbilimciler genel anlam bilimcilerin ou
endielerini kabul edecektir. Ancak, Dorothy Lee'nin muhakemesine
katlmayacaklardr.
Elbette, Lee dilin (ya da sembolletirmenin) etkisine ok daha fazla
vurgu yapmaktadr.
Maalesef, "gerekliin alglannn dili ekillendirdii" grn
ispatlamak mmkn olmad gibi, "dilin gereklii alglaymz
ekillendirdiini" ispadamak da mmkn deildir. Alglamay ve saf
dnceyi

deil,

kyasladmzdan,

dilleri

ve

hipotezleri

dillerin
ispatlyor

birbirine
deiliz.

evrilmesini
Ve

baz

lm

adamlarna gre, bu, hipotezlerin grmezden gelinmesi iin yeterli


sebeptir. Bu yazarn da dahil olduu baz yazarlar ise bu ime ama
nemli konuda Mark Twain'in u yargsnn geerli olduuna inanr:
"Doruysa, ilgintir... ve ne olursa olsun ilgintir."

Ama kelimeler beni hi incitemez ki

OCUKKEN, TA VE SOPANIN kemiklerimizi krabileceini, ama kelimelerin


bizi hi incitemeyeceini reniriz. Baz felsefeciler de bunun aynsn
sylemitir. Bunlardan biri, Ludwig Wittgenstein, dnyann bizim irademizden
77

KELMELERN BYL DNYASI

bamsz olduunu sylyordu; bizim deyimimizle, dnya, ona ne dediimizden ayr


ol. ak, ne ise odur. Anlambilimci de yle olduunu kabul eder, .una dnyann tamam
deil, bir ksm iin. Tabi bilim ile sosyal bilim arasndaki blnme, dilden
etkilenmeyen dnyalar ile, dil tah l n d a n oka deitirilen dnyalar arasnda ayrm
getirebilir, lila, kendisine tula m yoksa inaat malzemesi mi dendiine belki aldr
etmez, ama duvar ustas, kendisine amele mi, zenaatkr m , yoksa inaat mhendisi mi
dendiine gre farkl davran sergileyebilir. nsanlarn konuma ve iddia dnyasnda,
ahs uyum ve muhakeme dnyasnda, kelimeler mthi bir etki gsterir.
Bu blmde, kelimelerin davranlar etkiledii pek ok . / d a n birkan
gstermek iin sunulan ilkelerden bazlarn uygulayacaz ve genileteceiz.
T EN GELEN TARAFGRLK

Hibir kategori tarafsz deildir. Tek bana bir snflandrma deil, ounlukla
snflandrmaya elik eden bir tutum ama yanstr. Size bir arkadamdan, Bay
Jackson'dan szedecek olsam; ona kar tutumlarnz, onun bir kolej mdr,
matematik rencisi, futbolcu, air veya zenci olduunu syleyiime gre
farkllk gsterebilecektir. Arkadamn tm bu terimler - le-bir karl u ya da
bu ekilde etkilemesi kastedilmemi te- rimlerle-tanmlanmas mmkn olabilir.
Ama sizin tutumunuz her farkl snflamayla birlikte farkllk gsterebilir. Herhangi bir etiketin anlam ksmen dinleyende sakl olduundan, arkadam
Jackson'n sizin iin ne anlam ifade ettiini bilemem. Belki futbolculardan
holanyor, renci airlerden ho- lanmyorsunuzdur. Belki tm matematik
rencilerinin harika olduunu, fakat ou siyah'n rencilerden daha iyi atlet
olduunu dnyorsunuzdur. Eer yleyse, arkadam Jackson hakknda
deil, kelimelere gsterdiiniz karlklar hakknda konutuunuz aktr.
Popler iknaclar-hatipler, reklamclar, gazeteciler vd.-s- nflamann
etkisini-ok iyi bilirler. Lehte ya da ktleyici bir terime gsterilecek genellikle
tutarl tepki tahmin edilebiliyorsa, byle bir snflama vurgulanabilir. rnein,
bir Chicago gazetesi ayn eyalet senatr iin iki snflama dizisi kullanrd:
Birini, onayladklar eylemleri yorumlarken, dierini ise onaylamadklar
eylemleri yorumlarken. (Ola ki, bir nceki cmlede yeralan "eyalet senatr"
snflamama

tepkinizi

belirtesiniz).

Bir

durumda,

Senatr,

"Daha

tyi-Hkmet-Dernegi'nin-en-iyi-milletvekili-dln-iki-kez-kazanm-kii"ydi.

Dier

balamda

ise

"i-yanls-solcu-Bamsz-Semenler-yesi-Illinois-Sena- tr"yd.
Popler propaganda aygtlarndan birisi isim takma'dr ve kimi kez
rencilere bunun irkin bir uygulama olduu retilir.
78

Fakat,-tpk propaganda kelimesinin seiminin bir isim (onlarn yapt eyin

AMA KELMELER BEN

H NCTMEZ K

ismi-ki biz sadece bilgi sunuyoruz) olmas gibi, her trl etiketleme bir isim
takma'dr. Eilim, aleyhte tepkilere yol aan etkilemelerin isim takma olduunu,
lehte olanlarn ya da alkanlkla kullandklarmzn ise isim takma olmadn
dnme ynndedir. Elbette ki bu doru deildir. Aaron Burr'a bir vatan haini
(ki mahkeme yle dememitir), George Washington^ da bir vatanperver dersek,
her ikisine de isim takm oluruz.
Tpk, bizim yaydmza bilgi, onlann yaydna propaganda dememiz gibi,
gerilimler trmandnda ya da meseleler kutup- latnda biz/onlar gibi
kelimeleri kullanabiliyoruz. Sava zamanndaki haberler en bariz rneklerden
bazlarn sergiler: Biz bilgi toplarz, onlarn casusu vardr; biz hrriyet
savalarn destekleriz, onlar terristlere yataklk eder; biz srpriz saldrlar
dzenleriz; onlar sinsi saldrlar yaparlar.
Ancak, szsz dnyann zn bir isimle yakaladmz ya da nitelediimizi
dndmzdedir ki, kendimizi zora sokarz. Hibir kelimenin bunu
yapmayacan ve her snflamann, larkl tutum ve tepkilerle ilgili olan, birok
muhtemel snflamadan biri olduunu anladmz srece dilimiz bizi aldatmaz.
KELMELER HAKKINDAK KELMELER HAKKINDAK
KELMELER... HAKKINDA BAZI KELlMELER

liuraya kadar, kelimelerin eylere ilikin anlaymz nasl arpttn, hatta ve


hatta bu eylerde deiimlere yol atn tart- ik. Kelime ve eyin birbirine
kartrlmasndan doan olduka f.kl bir baka problem vardr. Bu, bazen,
dilin z-dnl (self-reflexive) tabiatndan ileri gelen problemdir. Yani, eyler
hakknda, veya eyler hakkndaki szler hakknda szler edebiliri/.. kinci
durumda, ilkinden sadece bir adm uzazdr. Problem udur: ki iliki tr
(eylere dair kelimeler ve eylere dair kelimeler iin kelimeler) birbirinden ayrd
edilemezse, kendi tepkilerimize tepki gstermeye balayabiliriz.
Franklin Roosevelt'in nl "Bizim korkunun kendisinden baka korkacak
eyimiz yoktur" sz byle bir problem iin uyarda bulunmaktadr. Korkmak
bireydir, korkmaktan korkmak baka bireydir. lki salkl bu davran
saylabilir, ikincisi bir nrozdur.
Topluluk nnde konuma derslerinde sk sk baa gelen eylerden birisi,
konuma korkusudur. Bir konumacnn sinirli olmas tabi bireydir. Bir
konumaya ilk baladnda, pek az konumac bu hissi tamamen yitirir;
muhtemelen daha sonra korku hissi geer. Ama konumac eer kendi
korkusundan kor- kuyorsa, bu gerilimlerle baa kmada fazlasyla zorluk
ekecektir.

79

KELMELERN BYL DNYASI

Bir kiinin duyduu dier hisler, mesel ak, tabidir, istenir ve insandir.

Ak olmak bireydir; ak olmaya ak olmak baka bireydir. nyarg bireydir;


nyargya nyarg baka bireydir.
Kendi kendisine atfta bulunan bir ifade, szsz dzeydeki bireye dair
ifadeden farkl bir ekilde deerlendirilmelidir. Bu ilke, Bertrand Russell'a
balanan "tipler teorisi"nde bir benzerini bulmaktadr; teori, bir snfn kendi
kendisinin yesi olamayacan belirtir. Dolaysyla, "Her kuraln bir istisnas
vardr; bu bir kuraldr" dersem, bu ifadeyi tanmlad eyin iine sokuyorumdur, ki bu apak bir paradoksa neden olur. Bunlardan bazlar oyalayc
veya zaman geirmek iin zlen elenceli bulmacalar olabilir. Ama,
kiileraras iletiim aratrmalar ve psikolojik danmalar getiimiz yllarda
unu ortaya koydu: oumuz oyalanmadan baka birey olmayan amalar iin
benzer stratejiler kullanyoruz. Bir hasta terapistine yle der: "Size sylediim
hereye inanmayn.. Ben hep yalan sylerim." Bu da bir yalan mdr? Yoksa,
yalnzca daha sonra sylenecek szlere mi atfta bulunmaktadr? Bazlar (ki
onlar "hasta" diye niteleyebiliriz.) bilinli biimde, koruyucu grdkleri
paradoks veya karlklar meydana getirmek amacyla dillerini tersyz
etmektedir. Bu tercihi bize dil verir.

"O-HANIMEFENDl-DELDt" SENDROMU

Malum bir mizah atsnda, szsz dzeydeki bir ey alnr ve birbirini dlar
gzken iki farkl ama yerinde isim kullanlarak, bu ey hakknda konuulur. Bu
"O hanmefendi deil, karmd" klasik izgisinin, ve kastsz mizahn temelini
oluturmaktadr; birinin "O benim arkadam deil, kardeimdir" demesindeki
gibi. Ayn teknii, Falstaff'n hrszlk ilerinden vazgetii IV. Henry'de
Shakespeare kullanmt. "Bu hayattan vazgemeliyim, ve ondan vazgeeceim",
diye aklamada bulunur arkadalarna Falstaff. Hal ona hemen baka bir
hrszlk teklif edince, Falstaff ba-gz stne kabul eder. Bu tutarszln nedeni
sorulduunda, yle cevap verir: "nk, bu benim mesleim, Hal. Bir adamn
mesleinde almas da gnah filan deil." Dier bir ifadeyle, "O gnah deil,
benim

mesleim."

Ayn

ilkenin

btn

uygulamalar

mizahla

sonulanmamaktadr.
Herhangi bir ey eitli ekillerde snflanabildii iin, bu ayn ey iin
yaplan farkl snflamalar arasnda zorunlu bir atma olmas art deildir.
Buna ramen, farkl snflamalarn birbirini dladn varsaydmzda,
kendimize sk sk problem karrz. Bir tatilin dinlendirici mi, yoksa faal mi
olmas gerektii sorulunca, onun her iki nitelii de ayn anda tayabileceini
unutabiliyoruz. Edeb bir eserin iyi bir konuyu mu aktarmas, yoksa mesaj m
80

vermesi gerektii sorulunca, en iyi eserlerin her ikisini de barndrdn

AMA KELMELER BEN

H NCTMEZ K

unutabiliyoruz. rencilerin bir dersi bilgilenmek iin mi, yoksa iyi bir not
almak

iin

mi

almas

gerektii

sorulunca,

iki

gerein

atmadn

unutabiliyoruz. Tartmalarda kan bu gereksiz szl atmalara ben


o-hanfendi- falan-deildi-sendromu diyorum. Bunlar ounlukla ayn konunun iki
deerli gryle balamakta ve her kategorinin dierini tehdit ettii naho
iddialara ulalmaktadr. Bir yerlerde ise iin mizah bsbtn kamaktadr.
Belirli bir sistemde, farkl etiketlerin birbirini dlad alanlar vardr.
Mesel, hukukta, dardan birisine her iki etiket de uygulanabilir grnse de,
dierini dlayan bir etiketin seilmesi ou kez zorunludur. X, bir tekel midir,
yoksa sadece etkin bir rn m? Belki ikisi de, ama mahkeme salonunda bu
ayrmn yaplmas art hale gelebilir. Y, yalan yere yemin mi ediyor, yoksa
sadece "hafza kayb"na m uram? lgisiz bir tarafn gznde belki ikisi de
geerli olabilir, ama iddia ve savunma taraf tutacaktr. Z, taammden cinayet mi,
yoksa akn yol at bir cinayet eylemi mi? Ve saire. Siyasette, ahlkiyatta,
pazarlamaclkta, aklanm veya farzedilen kurallarn eit biimde geerli
tanmlar arasnda bir seim yaplmasn tevik ettii herhangi bir sahada pek ok
rnek dnmeniz mmkndr.
Ayn szsz ey iin geerli kelimelerin ikisine de sahip olup, allm O ...
falan deil, .... idi kalbnda ifade edilebilecek bir atma bulunduunda,
tartmann neden gerekli olduu sorulmaldr. ki kelime zerinde pazarlklar
yapmak yerine, szsz dnyaya dnp onu daha yakndan tetkik etmek ok
daha iyidir.
Bu iddia hayattaki atmalarnn ounun zm hususunda yapmack
ve safa bir yaklam olarak grlebilir, baz problemler iin yle olduundan
da eminim. Ancak, birbirini dlama testini uygulamada zorluk ekecek
olursanz, sanrm onun ou kez ie yarar olduunu anlayacaksnz. Gereksiz
szl atmann daha safa bir tutum olduunu da.
DARALAN VZYON

nceki tartma, birbirini dlamas gerekmeyen, ama yleymi gibi muamede


edilen tabirlerle ilgiliydi. Daha yaygn bir problem, ilk planda gereksiz olan
birbirini dlayan kategorileri ayklama eilimidir. Snrl ve u (kar
kutuplardaki) kategorileri ayklamaya baladmz nda skntya davetiye
karyoruzdur.
Kategorilerimiz darlatnda, algsal dnyamz da darla- yor olabilir.
Dnyay iki

kategoriye-iyi veya
81

kt,

doru ve

yanl,

siyah veya

KELMELERN BYL DNYASI

beyaz-bldmzde bu en yaygn ve muhtemelen en tehlikeli hale gelir.


Anlambilimciler bu eilim iin iki-de- erli ynelim terimini, klasik mantn ayrta
safsata'sua kabaca denk gelen terimi kullanmaktadr. Korzybski, iki-deerli
ynelimin Aristo mantnn ikinci kanunu (dlanm orta kanunu) tarafndan
tevik edildiine inanyordu. Bu kanun hereyin ya A, ya da A-deil olduunu
syler. Baz sistemlerde, bu mantk geerli ve uygundur 1. Gndelik uygulamada
ise bu dikotomi o kadar pratik deildir.
Korzybski, iki-deerli ynelimi olduka tenkit ediyor ve onun yerine
ok-deerli ynelim izlememizi teklif ediyordu. Basit bir benzetme, fark ortaya
koyabilir. Bir radyo veya mzik setinin ak/kapal dmesiyle, ses ayar
dmesini karlatrn. lk dmede yalnzca iki ihtimal vardr: Set ya aktr,
ya da kapal. Fakat akken de, ses yle kslm olabilir ki, set kapalym gibi
gelebilir, veya sonuna kadar alm olabilir. Odann iinde birka kii varsa,
hepsinin setin ak veya kapal olduu hususunda ittifaka hazr olduunu
belirtebiliriz. Fakat, ses ayarn nasl yapmak gerektii hususunda tamamyla
ihtilafa debilirler. Bu benzetme, iki-deerli ynelimin baz vak'alarda baz
kiilere ekici geliinin bir nedenini aklamaya yardm edebilir: Seimleri ve
anlamay aka basitletirmektedir. Ne yazk ki-veya bereket ki-dnya,
dereceler ve derecelenmeler asndan tarif edildiinde daha ince ve daha zengin
grnmektedir.
Sadece iki ak-seik ihtimalin olduu bir olay var mdr? Dou felsefecileri
her ne kadar bunlarn birbirine tamamen kar eyler deil, ayn gerekliin
paralan olduunu teden beri ileri sryorsa da, hayat ve lm en bariz
rnekler olarak grnyordu. Birok vakada bir kiinin canl m, yoksa lm
m
'Bu iki-deerli mantn zorunlu biimde snrlayc olmas hususuna, Aristo'nun zamannda
bile baz eletiriler yaplmtr. Bkz. Hans Reic- henbach, The Rise of Scientifc
Philosopy(Berkeley: Univ. of California Press, 1959), s. 215-218.

olduu konusunda hibir ihtilaf yoktur. Fakat, baz vak'alar var ki deiim o
kadar net olmayp, bir kelime anlam problemi olmaktan uzaktr; mesele
biyoloji, tp, hukuk ve ahlkiyat sahalarnn yorumlarn gerektirebilir. Sadece
birka yl nce, kalp at durduunda kiinin ld yaygn ekilde kabul
ediliyordu. imdi ise, bir kere durmu kalplerin altrlmas veya kalp nakli
yaplmas elbette ki mmkndr. Bu nedenle, birok doktora ve baz kanunlara
gre lmn tayininde belirleyici organ beyin olmutur. Ancak, bu noktada,
baz kstaslara gre bir kiinin canl, baka kstaslara gre lm saylmas
mmkndr.
82

Ya/ya da iki-deerli alternatifler eklinde yerli yerince sem- bolletirilen

AMA KELMELER BEN

H NCTMEZ K

baka olaylar var mdr? Az-ok, bir derece, birazck veya ounlukla eklinde
isabetle tanmlanamayacak baka olaylar var mdr? Bir gen kz birazck hamile
olabilir mi? Bireyi yapmak veya yapmamak iin tercihte bulunulduu
durumlar vardr; (bu her ne kadar ok karmak bir szsz olaya etiket uygulamas ise de) bir sann sulu veya susuz bulunmas, evlenmek veya
evlenmeme (ve phesiz, burada da olaanst fedakrlklar vardr) gibi.
Gerilim zamanlarnda, grnrdeki tercihlerin says daralr. Yaygn bir
ikna teknii, biri cazip, dieri ise pek zor hayattar bir tercih olan alternatifleri
kutuplatrarak gerilimlerin stne oynamaktr. Gnahlarnz balanacak m,
yoksa lanetlenecek misiniz? zmn m, yoksa problemin mi parassnz?
Amerika: Ya seversin, ya da gidersin.
Belirli akl hastalklar, iki-deerli ynelim asndan tanmlanmtr:
Dnyasn tehditlertehdit olmayanlar eklinde deerlendiren paranoya
mesel. ncelikli kitab People in Quanda- ries'de, Wendell Johnson, birok akl
rahatszln

semantik

yn

bozukluuna

dayandrlabilecei-iddiasnda

bulunmaktadr.2
:\Vendell

Johnson, People in Quandaries (New York: Harper and Row, 1946), s. 294-335

Johnson, birok cidd problemin iki-deerli ynelimde yansma bulduuna


inanmaktadr. ddiasna gre, salkl insanlar eylemler ve dier insanlar iin
ok sayda snflamalarla daha ok rahatlarken, rahatsz insan iki ihtimal
arasnda tercih yapma durumunda kaldnda ok mutlu olmaktadr.
Johnson'n sonularndan bazlarna kar klmtr. 3 The Measurement of
Meaning

in

dikotomilerde

yazarlar

yle

nevrotiklerden

demektedir:
daha

"Sonular,

rahat

ettiini

normallerin

kesin

gstermektedir."

Aratrmalarda farkl yaklamlar kullanldndan, bu grlerden birini ya da


dierini desteklemek gerekmiyor. Karar vermekten irenme gibi nevrotik
eilimler, dardakilerin tehdit edici veya tehdit edici olmayan diye snfland
savunmac eilimler vardr. Dahas, normal ile rahatsz kiiler arasndaki ayrm,
yanltc biimde iki-deerlidir.
Szl bir sistemin seime bal olduunu ve dnyay ka tarzda dilimlersek
dilimleyelim, onu yine de arpttmz bilmemiz yeterlidir. Fakat, sayy
sadece iki ihtimaliyle snrlamak da son derece arptcdr ve mmkn
olduunca kanlmas gereken bir semantik problemdir.
EYLEMLER VE ZAMANLAR
83

KELMELERN BYL DNYASI

Fiillerimizin zgl zamanlar olmasna ramen, isimlerimizin nadiren zamana


ilikin ipular vermesi ngilizce dilinin bir zelliidir. Bu nedenle gitmek fiilinin
deiik zamanlarn kullanarak "ocuk gidiyor" veya "ocuk gidecek" veya
"ocuk gitti" diyebiliriz, ama bu ihtimallerin hepsini kapsayacak bir cmleyi
kolay kolay kuramayz. Ancak, bir isimle, mesel ocuk iin tersi dorudur. Bir
isimde (veya sfatta) onun zaman ve meknda konumunu gsteren hibir ey
yoktur. Bu tr belirsiz, her-zaman
'Charles E Osgood, George J. Suci, Perch H. Tannenbaum, The Measurement of Meaning
(Urbana, III.: Univ. of Illinois Press, 1957), s. 250.

isimleri iin bariz bir uygunluk varsa da, bunlar, dikkatli olmazsak bize ok
sayda problem karabilir.
Roman Katolikleri, Cumhuriyetiler veya kardelik cemiyetleri hakknda
yazacaksam, ak kr, bu etiketlerle snflanm olan hepsini dahil etmek gerekir.
stersem, ilve niteleme kelimelerini ekleyebilirim: "spanya'da, 1603'deki
Roman Katolikleri" veya "kinci Ekmenik Konseyindeki Roman Katolikleri"
gibi ifadeyi biraz daha zglletiren kelimeleri. Gndelik konumalardan karlacak

bir

rnekleme,

muhtemelen,

daha

zglleme

zahmetine

katlanmaktansa yn isimlerini konumay tercih ettiimizi gsterecektir.


Korzybski, genel ifadelerimizi daha kesin klmak iin, onlara satralt
ilvelerinde bulunmay teklif ediyordu. Bu durumda, Chicago siyasetinden
deil, Chicago siyaseti 1965'den ve Chicago siyaseti 1985'den vs. bahsederdik.
Serbest giriim sistemini yceltmek veya yere batrmak yerine, "serbest giriim
sistemi demiryollar, 1880'ler" veya "serbest giriim sistemi, Willy's Rib Shack,
1980'ler" dememiz daha yerinde olur. Bu notlar dzyaz stiline pek uymasa bile,
ifadenin aklna byk katkda bulunur. Korzybski'nin slup ve anlalrlk
arasndaki tercihi bellidir.
Kendinizi ben diye dnmektense, farkl yllar ve farkl durumlardaki
farkl benleri gstermek daha hikmetlidir. Bu, nemli ama ou kez ben etiketi
altnda kaybolan deiim ve geliim gereine dikkat ekebilir. Halk arasnda,
herkesin, hi deimeyen, temel kiilik veya asl kiilik olan bir z'e veya esas'a
sahip olduuna inanlmaktadr. Dil alkanlklarmz bu tutumu tevik ediyorsa
da, bir mr boyu iin bunun gereki bir gr olduuna emin deilim. Belirli
bir adaki bir ferdin, kendisiyle mezara dmekten saknan kiiye gre, ayn
ya ve arka plana sahip dier kiilerle, daha fazla zellii paylat sylenebilir.
Gerekten de, insan davran konusunda yaplan bilimsel aratrmalara imkn
veren de bu yaygnlktr. Buradaki mesele, geliim ve davran deiikliini
84

belirtmek iin dnem dnem isimlerimizi deitirmemiz deil, nisbeten uzun

AMA KELMELER BEN

H NCTMEZ K

bir dnemde ayn ismin kullanlmasyla gizlenebilen pek ok deiikliin


olduunu hatrda tutmamzdr.
eyleri zaman snr olmadan kavramsallatrma eilimiyle yakndan ilikili
ey, tek bir olay yaygn bir zellikmi gibi szl geniletme alkanldr.
"Arthur geen Sal bana yalan syledi" demekle "Arthur bir yalancdr" demek
arasnda fark vardr. Uygun olan ilk tr ifade iken, ou kii ikinci tr ifadeleri
kullanr. Ya da u iki cmleyi ele alalm: "Louie geen Eyll teyzesini ldrd"
ve "Louie bir katildir." ikisi arasndaki karklk, bir sabah gazetesine gz
atldnda grlebilecei zere, daha da yaygndr. Bazlar yle dnebilir:
"phesiz imdi hepimiz yalan sylyoruz, ama bu bizi yalana yapmaz;
gelgelelim birini ldrdnzde kesinlikle katil olursunuz." Tek bir olay
topyekn tanm halinde geniletme her iki durumda da ayndr. Tpk, yalan
sylemeye gre cinayet hakknda daha gl duygulara sahip oluumuz gibi.
Genelletirilmi etiketleri kullanmak zaman ve enerji kazandrr. Dn
ve iletiimimizin fiiliyatta arptld da muhakkaktr. Daha kts, bu etiketler
ounlukla yapp kalmakta ve hatta, arptmay arttran dier karmlara
temel olmaktadr. Daha zgl olma ve etiketin uyguland artlar aklama
zahmetine

katlansak,

genelletirilmi

etiketlerin

uuk

tehlikelerinden

kanabiliriz.
ETKETE HAK VERDRMEK

Kelimeler kimi defa, tanmladklar eyleri bilfiil deitirmeye vesile olur. Bir
kiinin baka bir kiiye dair belli bir zaman ve yerdeki izlenimini nitelemek iin
taklan etiketler ona yapp kalabilmektedir.
Etiketin delalet ettii ey olma potansiyelimiz her zaman vardr. ster
bakalar, isterse kendimiz taralndan taklm olsun ("utanga," "tam bir
mankafa," "tipik snf palyaonuz"), etiketlerimize hak verdirecek ekilde
hareket edebiliriz.
Kekeleme problemi zerine geni yazlar yazan Wendell Johnson, kiilerin
ancak

kendilerine

"kekeme"

denmesinden

sonra

kekeme

olduuna

inanmaktadr. Dier trl geici bir konuma zorluuna dikkat eken bir ismin
verildii ("Sanrm bizim John kekeme") ocuk, meraka dp yeni etiketine
mukabele etmeye balar ve mukabelelerinde "kekemeleir." Davranna
anlam/nem verecek kelimeler olmasa, John'un bu tr problemlerden
kurtulmas mmkndr.
85

KELMELERN BYL DNYASI

ounlukla bir etikete mukabele ederken rahatlk duyulur. O tr etiketlere

hi sahip olmamaktansa "Ben Terazi burcunda- nm" veya "Ben bir satran
tutkunuyum" demeyi tercih edebilirsiniz. Kendinizi "matematikte baarsz"
veya "berbat bir hatip" ya da "harika bir tip" diye etiketlerseniz, bunun byle
olduunu ispatlamaya devam edebilirsiniz. Bu tr etiketlere verdiimiz
karlklar bize yn salar; bu yn geriye doru olsa bile. Bu tr etiketlere
karlk vermek, tercihler ok da hikmetli olmasa dahi, neyi yapacamza ve
neyi yapmayacamza karar vermemize yardm eder. Byle bir davranta,
etiketin ilk olarak hangi artlarda takldn ve duruma ilikin yorumumuzun
hangi dereceye kadar etiket seimimizi tayin ettiini unuturuz. 4
YLE SYLE, YLE OLSUN

Bir kiinin tutumunun, z-saygsnn ve davrannn, kabul edegeldii etiket


tarafndan etkilenebilecei aikrdr. ok sayda baka insann, yekpare
kurumlarn, hatta ve hatta tarihteki olaylarn, haklarnda sylenenlerle ksmen
deitirilebilmesi mmkndr.
"Etikete hak verdirme eilimine ilikin hayat bir kiilik teorisi iin, bkz. Carl Rogers,
Client-Centered Therapy (Boston: Houghton Mifflin, 1951), s. 481-533.

1982 ylnda, ok sayda gazeteye ayn anda yazan bir borsa tahlilcisi, borsa
endekslerinin nemli lde deceini tahmin etti ve saylar milyonlar bulan
okuyucularna ellerindeki hisseleri abucak satmalarn tavsiye etti. ki ey oldu.
Okuyucular ve tahminini duyanlar sattlar; ve tahmin edildii zere, borsa fiyatlar tehlikeye girdi. Bir yorum, danmann olacaklar nceden grd ve
izleyicilerini uyaracak hnerlere sahip olduu eklindeydi. Dier yorum ise, o
kadar ok insann, piyasann deceini dnerek, abucak elindekini sattn,
bunun da piyasann dmesine yol atn ileri sryordu, ikinci rnek, "kendi
kendini gerekletiren kehanet" diye bilinegelen eyin bir rneidir. Ki bu
olguyu ilk kez sosyolog Robert K. Merton tehis etmiti.
Kendi kendini gerekletiren kehanetin, ancak tahminin yapld alann bir
ekilde tahmini yapan kii tarafndan etkilene- bilmesi halinde ilediine dikkat
edin. Bu kehanet, "Yarn yamur yamayacak" gibi aklamalara uygulanmaz.
Kendi kendisini gerekletiren kehanetin gc olaanstdr. Mesel,
kampsnzdeki

rencileri

veya

yeni

tandnz

apartmandaki

komularnz souk diye etiketliyorsunuz diyelim. Etiketinizin kendisi de bir


eit tahmindir: bakalarndan ne tr davran beklediinizi ve beklemediinizi
ifade eder. O halde, tahmininiz doruysa nasl hareket edersiniz? Elbette ki, siz
de dostane davranacak deilsinizdir. 8ayet
dierleri sizin davranlarnz buna
6

gre alglayacak olursa, o insanlarn hi de dostane olmadndan artk emin

AMA KELMELER BEN

olacaksnz.

H NCTMEZ K

1970'lerde yaplan artc bir aratrma, retmenlerin lencilerinden


bekledikleri performans kolayca elde edebileceklerini ortaya kard. renciler
tesadfi biimde gruplara ayrldlar, sonra da bu gruplar ya son derece baarl
renciler, veya orta ya da baarsz renciler eklinde keyf biimde tanmlandlar. Aslnda, elle gsterilir hibir fark yoktu ve elbette rencilere bundan
szedilmedi. Aratrma ak ve seik olarak gsterdi: retmenler
rencilerinin zeki ve istekli olduunu dndnde, renciler o ekilde
hareket etmeye meylediyordu. retmenler, rencilerinin kt yetenekli
olduuna inandnda ise, renciler o ekilde hareket etmeye meylediyordu.
Bunun nedenleri rencilerde deil, rencilerin, kendilerine sylenenlere
dayanarak farknda olmadan farkl beklentiler ileten retmenlere tepkilerinde
yatmaktadr.
Bir kiinin baz eylerde baarszla dmesjnin-bir snav vermesinin, bir
oyunu kaybetmesinin, bireyi yapmaya almaktan vazgemesinin- nedenleri
arasnda, muhtemelen, kendi kendisini gerekletiren kehanetin baz etkileri de
bulunmaktadr. Sabah bir snavnz varsa ve geemeyeceinizi tahmin ediyorsanz, alma zahmetine katlanmamak aklllktr. Ve almamann
tahmininizin doru kmasna yardm edecei ok muhtemeldir. Bir takm
kazanamayacan biliyorsa, kazanmak iin muhtemelen aba sarfetmeyecek ve
tahmini de gerekleecektir.
A lkesi B lkesinin kendisine dmanlk beslediini tahmin ediyorsa, bu
lkeye kar savunmasn glendirecektir. B lkesi A'nn, kendisinin
hasmnelii

hakknda

azametli

aklamalar

yaparken

bir

taraftan

da

savunmasn glendirdiini grse, B lkesinin ne yapmasn bekleriz? B de


A'ya kar savunmasn glendirir ve bu da A'nn tahminini dorular. Bu ise
daha fazla savunma takviyesini, bu da B glerinin kar takviyesini getirir ve
byle uzayp gider.
Bu kalp eitli isimlerle-silahlanma yar, silahlanma spirali, trmanma,
vs.-tannmakta ve kendi kendisini gerekletiren kehanetlerin en korkuncu
haline gelmektedir.
SEMBOLK STRATEJLER

Gereklii deitirmek yerine sembollerimizle oynayabildiimiz yollara sembolik


stratejiler ismini veren, edebiyat ve belagat eletirmeni Kenneth Burke'ydi. Dil ve
dncenin btn, bir anlamda, u karmakark faaliyet ve deiim
87

KELMELERN BYL DNYASI

dnyasyla sembolik olarak uzlama stratejisidir. D dnyaya dil yoluyla her


dzen

dayatmzda,

bir

tr

strateji

uyguluyoruzdur.

Dilin

umum

fonksiyonundan baka, kendine zg ve ou kez ahs olan eyleri onlar


sayesinde ele aldmz baz zel stratejiler vardr. Bunlardan drdn
inceleyeceiz.
Sembole sahip ol Sembolik strateji biimlerinden birisi,
sembollerin temsil ettii ey zor veya ulalmas hemen hemen imknsz ise,
sembollerin ele geirilmesidir. Gnmz kitle toplumu, neredeyse herkese
birka dolar harcamas artyla, hemen hereyin semboln sunabilmektedir.
ktidar, ak, stat, cinsellik, ve hatta tevazu sembolleri arabalarla, inelerle,
evlerle, dergilerle ya da giysiyle temsil edilebilmektedir.
Dost kazanma, etkili konuma, kr amal yazarlk, hafzanz glendirme,
hipnotizma renme gibi eit eit konuda her yl binlerce kitap, bu becerilerini
gelitirmeye hibir zaman uramayacak kiilere satlmaktadr. Bu insanlar iin
o becerilerin sembollerini almak yeterlidir. oumuz iin, bu bilgilere, yani
birtakm byk kitaplara sahip olmakla e-anlaml hale gelen bilgilere sahip
olmak, baz zel kelimeleri bilmek, ya da bu dersi almak bu sembollerin temsil
ettii eyleri al-veri tarzmzdr.
Kendi kendini kandr Herhalde hepimiz, evdeki veya
kollarndaki saatleri be-on dakika ne almay alkanlk edinen kimseleri
tanrz. Bu tr kiiler, genellikle, bu oynamann, saatleri birazck ge kaldklarn
gsterdiinde ihtiya duyduklar fazladan birka dakikay kendilerine verdiini
iddia ederler. Bu kendi kendini aldatmann mant bana tamamen anlalr
gelmiyor, fakat bazlar iin ie yarad belli. O da bir baka sembolik strateji
tr. Veya, snava girmi ama aldklar notlar henz renmemi rencilerin
rneini dnelim, rencilerin snavda, dndklerinden daha baarsz
olduklarn sylemeleri nadirattan deildir. Kendilerini bylece kandrarak,
notlar aklandnda hayal krklna uramayacaklarna inanrlar.
Hileler kastl olduundan ve sadece o ferde ynelik olduundan, bu tr
sembolik stratejilerin mutlaka zararl olmas szkonusu deildir. Bylesi
alkanlklara karm batl inan veya ayinler de bulunabilmektedir, fakat
temelde yatan ilke, biraz mulaka faydal ve koruyucu bir ekilde kiinin kendi
kendisini kandrmak iin sembollerle oynamasdr.
zdeleme
Sembolik stratejilerin bir baka eidi, vaziyeti denetim altnda tutar gzken
kiilerle kurulan geici zdelemedir. yi ve kt arasndaki izgilerin
88

ak-seik biimde izildii bir dnyay resmettii iin bir kovboy filminden
holanrken, doru ya da yanl, idaresi bizimkinden daha kolay bir dnyaya
sembolik olarak giriyoruzdur. Kendimizi daha nemli ve daha sorumlu hissetmek iin yalnzca denetimi elinde tutan adamla zdelemeye ihtiya duyarz.
Bu tr zdeleme, sk sk program, film, kitap veya dier tecrbe sona erdikten
bir sre sonrasna dek devam eder. Haber programlarndaki, "gerek dnya"nn
giderek karmaaya girdii bir zamanda kovboy filmlerinin televizyondaki
yetikin program haline gelmesi herhalde tesadf deildir. Baa kabileceimiz
bir dnya bulmak amacyla, fantazilere, mehur kiilerin biyografilerine veya
eitli melodramlara kaabilmekteyiz. Siyas nutuklardaki, merasimlerdeki,
mezuniyet gn konumalarndaki vd. popler davetkr sylemin ou ayn
fonksiyonu icra etmektedir.
AMA KELMELER BEN H NCTM EZ Ki

Mittyizm

Profesyonellerle zdelememizin dourduu sembollere ynelmek yerine,


kendi fantazilerimizi oluturabiliriz. Cceler dnyasnda bir dev olma veya
kendimiz kalp dnyay bizim boyumuza gre kltme tercihimiz vardr.
James Thurber'in Walter Mitty'si ilk yaklamn nl bir rneidir. Ancak,
Thurber'in resmettii hi de kurguyla snrl deildir. Uyku faaliyetimizin,
hayallerimizin byk ksm normal ve dnyadaki konumumuzu sembolik
olarak yeniden tesis iin gerekli grnmektedir. Bu tr uur d sembolik
faaliyetler ok erken yalarda balar, rnein, yatan slatan baz kk
ocuklarn ana-babalarn sembolik olarak suda bomaya altklar eklinde bir
speklasyon vardr. Daha tandk ve uurlu ekli ise fizik olarak patronuna
tekme atamad iin, arkadalar arasnda patronuyla gyaben alay eden iidir.
Dier benzeri sembolik stratejiler alayc, ineleyici ve birok aka tr adlarn
almaktadr.
Kendimize ve problemlerimize nem vermek iin, kendi kendimiz olarak
kalmay, buna karlk btn dnyay problemlerimize katmay tercih edebiliriz.
Szgelii, zor bir final snav gnnde yle dnebilirsiniz: "Okul yanp kl
olsa da, u snava girmesem." Bu yaklam daha ahlkszca ve korkaka grnse
bile, galiba hayli yaygn. Her iki tarz-yani, kendinizi koca irkin dnyadan daha
byk hale getirmek veya dnyay sizin byklnze indirmek-gereklikle
iliki kurarken sembollerle oyna ilkesi yrrlktedir.
Dnyayla bize rahatlk veren bir ekilde iliki kurmak iin sembollerimizle
oynadmzda, mutlaka salksz bir ekilde hareket ediyor degilizdir.
Boalmak iin, moral bulmak iin veya harekete gemede ilk adm atmak iin,
89

KELMELERN BYL DNYASI

bu tr stratejiler, yaygn olduu kadar salkl da olabilir. Ama, sadece


sembollerle oynayarak szsz dnyada bireyi deitirdiimizi zannedersek, ya
da gerek problemlerle yzyze gelemeyecek kadar sembollere kaarsak, ya da
hayal dnyamz gerek dnyann yerine geen eyle kartrrsak, o zaman
kendimizi cidd bir sknt iinde bulabiliriz.
Talar ve sopalar belki kemiklerimizi krabilir, ama kelimeler bizi asla
incitemez.

Keke

doru

olsayd

bu.

Ta

ve

sopann

at

yaralar

kapanabilir-veya, en azndan sigortadan para alabiliriz. Kelimelerin yol at


zararlar ise daha keskin ve bazen daha kalcdr. Ve, nadir vak'alar hari,
semantik hasar tazmin edebilecek bir sigorta poliesi de yoktur. stelik, kendi
kendisine talarla veya sopalarla zarar verenler olsa olsa tuhaf kiilerdir, oysa
kendi kendisine at semantik yaralardan muzdarip olmayan kii neredeyse
yoktur.

6
"Cici" kelimeler ve "kaka" kelimeler

* NSANLARIN ZEL tTlNA GSTERD

belli konular ve belli kelimeler vardr;

terbiyeli toplulukta azmzdan kmayan konular, veya karma toplulukta


(her ne kadar bu deyim kaybolmaya yz tutmusa da) kullanmadmz

kelimeler. Federal letiim Kurulunun radyo veya televizyonda sylenmesine


izin vermedii, veya bir filmde kullanlmas halinde yapmclarn potansiyel
izleyicileri nceden uyarmalarn gerektiren kelimeler vardr. Bu kelimelerden
bazlarnn kullanlmas, anne babalarn o- ( uklarnn azn sabunla
ykamalarna yol aacaktr. Ve, kelime- ey ilikisi ve sembollerin mahiyeti
konusunda bir yerlere geldiklerine inanan milyonlarca yetikin, bu kelimelerin
bazlarndan yine de etkilenecektir. Yzmz kzarabilir, utantan sinebilir veya
90

yere bakabiliriz. Bunlar, bazlarnn kt szler veya irkin kelimeler dedii,


bizim ise tabulu szler dedii kelimelerdir.
Terbiyeli olan ve herhangi bir naho gceniklikten kanmak iin
niyetlenilen baka kelimeler vardr. Ki bunlar cici kelimelerdir, bizim
deyiimizle hsntabirlerdir (euphemism). Tabu ve hsntabir konusu geici
ilgiden fazla birey olup, kelime-ey ilikisinin karmaklklarndan bazlarn
daha iyi anlamamza ve ileyite, derinden kk salm semantik tavr ve
deerlerimizden bazlarn snamamza yardm edebilir.
Bir kltrde sylenmesi veya sembolletirilmesi uygunsuz olan, bir baka
kltrde gayet masum olabilir. Birleik Devlet- ler'deki ve baz Batl
toplumlardaki ok sayda insan, on saysndan sinirlenebilmektedir. (On
says korkusu kendi ismini dahi bulmutur: triskadaikophobia.) Modern oteller
bile bir kat gsteren o sayy ounlukla atlamaktadr; asansrler onikiden
ondrde sramaktadr. Neden bir insan Ay'a gnderecek kadar cesuruz da, bir
Hilton Otelinin onnc katna gnderecek kadar cesur deiliz? Batl
inanlarn izahlar ou kez halk teorilerine dayanr: On saysna kar
tutumumuzun bir izah, Hz. sa'nn son yemeinde bulunan on kiiye dek
dayanr.
Japonya'da ise drt ve dokuz saylar dikkatle kullanlmaldr. Bu defaki
korkular homophonicr, yani benzer seslere dayanmaktadr. Japonca'da drt
saysna karlk gelen ses, ayn zamanda lm kelimesinin paras olan shi'dir;
dokuz sesi olan ku, ayn zamanda elem anlamna gelebilmektedir.
Mslman lkelerde, sa elle (temiz elle) yaplan ve (baz temiz olmayan
iler iin kullanlan) sol elle yaplan iler arasnda ok net bir ayrm vardr.
Benzer ekilde, ayak veya ayakkab taban temiz olmayanla birletirilmektedir.
O nedenle sol elin uygunsuzca kullanlmas veya ayak tabannn plak
braklmas son derece kt hareketler kabul edilebilir. Dier taraftan, orta
parman yukarya dikilmesi ve yle konuulmas Birleik Dev- letler'de
mstehcen bir hareket iken, bu (Mslman) lkelerde kimsenin dikkatini
ekmeyecektir.
Bu lke kadn gslerinin almasna hl bir iffet duygusu beslerken,
dizlerin gsterilmesi bugn edepten daha ok bir moda meselesidir. Dnyann
birok ksmnda ise tersi geerlidir.
"CC" KELMELER VE "KAK A" KELMELER

TABU VEYA TABU DEL

Gariptir ve garip ekilde anlalabilirdir ki, kelimelerimizi en dikkatli ekilde


setiimiz konular insan durumlarn temelidir; cinsellik, varoluun tam temeli;
91

KELMELERN BYL DNYASI

lm, dnyev varln sona erii; ve bedenin baz ksmlar, terler, salglar ve o
blgelerle anlan irade d dier eylemler. Bu konulardan her biri sembolik anlamla ykldr, fakat ayn zamanda szgelii giyecek veya barnaktan daha
fazla, hayatn bir zaruretidir. Her ne kadar bu kelimelerden birou, hayatn
gerekleri denilebilecek eyleri ifade ediyorsa da, hayat hakkndaki dier
gereklerden ok daha duygusal ekilde deerlendirilmektedir. nsanlar nefes alp
verme konusunda tiksinmemektedir. Yemek yemek ise ortalarda bir yerdedir,
nk tabulu yemekler ve detler ve bazen kelimelerin seiminde itina (masa
rtsnn ve mumlarn bulunduu zera- fetli bir sahnede) vardr.
Tabulu szlere dair artc bir teoriyi ngiliz antropolog Edmund Leach
ileri srmtr.1 Kategoriler hakkndaki duygular zerine ve ya/ya da mantnn
bir uyarlamasna dayandndan, bu teorinin anlambilimsel bir teori saylmas
mmkndr. Leach, ocuun sosyal ve fizik dnyay blnmez bir btn
eklinde alglad varsaymyla balyor. Ancak bir dilin renilmesiy- ledir ki,
dnya ayr kategorilere blnr. ocuun gznde, kendi paras olan ile
olmayan arasndaki ayrm nem kazanr. (Psikologlar, son derece etkili
olabilecek bir renme tecrbesinden oka szetmilerdir: Anne ocuun bir
uzants deildir.) Yine de, dil ile ayrlm ayr ayr eyler ile ayrmam eyler,
hem bir eit, hem baka eit grnen eyler arasnda birok boluk devam
etmektedir. Her ocuun hem ben ve ayn zamanda hem de hen-deil eklinde
hissedecei eyler vardr. Leach'n grne
'Edmund Leach, "Verbal Categories and A n i m a l Abuse", Eric Lenneberg (ed.), New
Directions in the Study of Language iinde (Cambridge, M.: MIT Press, 1967).

92

gre, bunlarn tabulu olmas ihtimali vardr-ya da, korku, sknt, veya baz

"CC" KELMELER VE "KAKA" KELM ELER

durumlarda sayg ile baklmaktadr bunlara.


Balklar su yaratklar, evcil hayvanlar kara yaratklardr; srngenler ise
her ikisidir, ve her yerdeki kltrlerde bunlardan korkulmakta, insanlar
tarafndan ldrlmekte ve byk lde yenmez olarak grlmektedirler.
nsan dnyasnda, her naslsa hem ben hem de ben-deil olan eyler muhtemelen
tabu- ludur, bunun nedeni ise esrarengiz ve korkutucu olmalardr. ocuk iin,
bir hsntabir kullanacak olursak bedensel atklar, bu kstasa uyduunu
rendii ilk eylerden birisidir. Benzer ekilde cinsel eylem ve hamilelik
mulak eylerdir. Ve lm de; hem bu dnyal ve hem de deil
gzktmzde...
Bu

teori,

nelerin

yenebileceini

ve

nelerin

yenemeyeceini

nasl

snfladmza dek uzanr. Mesel, evcil hayvanlar insat- d ile bizden biri
arasnda belirsiz bir noktadadr. Leach, ayn zamanda, szl olarak bakalarn
tahkir eden ve aalama duygusu uyandran hayvanlarn bize en yakn ve en
aina hayvanlar olduuna; allmam hayvanlarn ne kadar korku verici olurlarsa

olsunlar,

bakalarn

tahkir

iin

kullanlmadna

inanmaktadr.

Hayvanlara ilikin gzde kfrnz dnn, muhtemelen buna uyduunu


greceksiniz. Birisine "buffalo olu buffalo" dendiini en son ne zaman
duydunuz?
Tutarl grnen ey, ne zaman bizi skntya sokan veya korkutan birey
varsa, onun hakknda nasl konutuumuza dikkat etmemizdir. Alternatif
olarak, kulaa ho gelen kelimeler hs- ntabirler buluruz. Dolambal
ifadeler kullanarak onun hakknda dolayl konuuruz. ("Mlm eyi kimin
yaptn biliyorsun!") Onu zikretmekten kanabilir veya bunun iin aba sarfedebiliriz.
Hakknda nasl konutuumuza bakarak bizi skan veya korkutan eyin ne
olduunu syleyebileceimiz anlamna gelir bu. Her biri kendine zg
grnmlere sahip, tabulu saha ve bunlara ilikin kelimeleri ele alalm.
LM

lmle ilgili akla gelen hibir kelime, bir editr veya yaync veya okuyucu
tarafndan kada dklmeyecektir. lm, l, lmek, gmlmek veya lnn
yaklmas, hatta ve hatta ceset diye yazabilirim ve kimse de muhtemelen oka
girmez veya yz k- zarmaz. Kfr olarak dahi birisinin l dtn
sylemek, ayn kiiden vcudunun bir blgesine karlk gelen argo bir kelimeyle bahsetmek kadar alt-st edici olmayacaktr. Buna karlk, ayet bir kii,
ailesinden birisi lm birisine bir basal kart gndermek istese, kartta
93

KELMELERN BYL DNYASI

lmle ilgili bu kelimelerden hibiri olmayacaktr. Cenaze merasiminde yas


tutanlar lmek, l veya lm kelimelerini azlarndan karmamak iin dikkat
gsterirler.
Bunun nedeni ksmen kltreldir. Meksikal air ve denemeci Octavio Paz,
sra lmden konumaya geldiinde, bu tr farkllklar belaatl bir dille
yazmtr:
lm kelimesi New York'ta, Paris'te, Londra'da telaffuz edilmez, nk
dudaklar yakar. Meksikal ise, aksine lme alkndr, akasn yapar, onunla
kucaklar, onunla uyur, onu kutlar; lm, en gzde oyuncaklarndan birisi ve en
deimez akdr.14
Birleik Devletler'in ve Meksika'nn kltrleri bu adan ok farkl olmaya
devam etse de (mesel, Meksika'daki ller gn kutlamalarn Halloween ile
kyaslayn), bu lkede getiimiz yllarda lmle ilgili deiimler yaanmtr.
Artk insanlarn lm hakknda daha ak konumas tevik edilmekte, lmek ve
lm

hakknda birok seminerler dzenlenmekte, kitap ve yazlar yazlmaktadr.

Yine de, lmle ilgili hsntabir daarcmz en byk ve en ok


kullanlanlardan birisi olmay srdryor.
Size aina gelen lmle ilgili, argolar da dahil, kelimelerin hepsini dnn:
Ortalama bir kii onbe veya daha fazla kelimeyi hatrlamakta zorluk
ekmeyecektir.
Hsntabirlerin ou din ilhamldr: Rahmetli oldu, Yaratcsnn yanna gitti,
daha iyi bir hayata geti. Pek ou ise gidilen yer hakknda daha mulaktr: rtihal
etti, gitti, bizi brakt, ayrld. Sonra, yaayan kiinin duygularn vurgulayan,
mesel birinin yaknn kaybetmesinden szetmek gibi hsntabirler vardr.
Aka grlmekte ki, bu durumlardaki maksat, sevdii birisinin lmyle
ac eken dierlerinin duygularn rencide etmemektir. Genellikle, ahsen
tanmadmz veya uzun sre nce lm kimseler hakknda hsntabir
kullanmayz. "George Washington 1799'da irtihal etti" demeyiz.
Belirli bir zamanda ok sayda lm olduunda ve tandmz kimselerin
lebileceine dair farkndalk arttnda, daha fazla hsntabir bulmaya
meylederiz. Baz hafta sonu tatillerinde, szgelii, Mill Gvenlik Konseyi araba
kazalarndaki lm haberlerini iln eder. Bunlar genellikle kazazedeler gibi
hsnta- birlerle ifade edilir. ("Brakn istatistikilii!" gaddar bir uyaryd.)

14Octavio

1957), s. 3

Paz, The Labyrinth of Solitude (New York: Grove Press,


94

Sava zamannda (mevsim gibi gzken sava zaman gibi bir tabu ne kadar

"CC" KELMELER VE "KAKA" KELM ELER

acaip), hsntabirler moral kaybetmemek iin kullanlacaktr. 1. Dnya Sava


srasnda Avrupa'ya gnderilen yeni birliklere bir sre yer deitirme dendi; bu
daha sonra takviyeler eklinde deitirildi. Bizim tarafmzdaki llere ait haberler (ar kayplar), dier taraftaki lmlerin haberlerinden daha mulaktr. Bu
uygulama tr, zirvesine Vietnam sava srasnda ulat; bu savata dmann
ceset sayst, bir borsa haberi dzenli- liiyle duyuruldu.
Nallar dikmek veya gebermek gibi argo hsntabirler de vardr. Argoda, eski
ifadeler

genelde

kullanm

kalrken,

dierleri

kelime

daarcna

girmektedir: Can vermek daha geerli tabirlerden birisidir.


Srekli lmle yzyze kalan mesleklerin kendi hsntabir- leri vardr, ki
bunlardan bazlar halk tarafndan da kullanlmaktadr. Hastanelerin, can
ekien veya lm hastalar iin daha geni bir hsntabir daarc vardr,
lme yakn lmcl bir hastann hastane kartnda DNR yazl olabilir; yolu
oradan geen bir ziyareti belki bunun farkna varmayacaktr, ama hastane
alanlarnn gznde, o Do Not Resuscitate (Canlanmaz, Hayat Emaresi
Gstermez) anlamna gelir. Hastane mstahdemleri, hsntabir kabilinden argo
tabirleri, srekli duygusal gerilimle baa kmak ve stesinden gelmek amacyla
kullanabilmektedir.
lmcl vak'alar, ksa sreli ziyaret, ok sayda cidd yara alm bir kii ise
kritik vak'a olabilmektedir.
lm bir hasta iin ahs bir hsntabir, olumsuz hasta bakm sonucu. Bunu,
Reagan ynetiminin vergiler iin kulland gelir arttrma hsntabiriyle
birletiren bir muhabir, Ben Frank- lin'in nl bir vecizesine yle bir modern
uyarlama getirmitir: Bu hayatta olumsuz hasta bakm sonucu ve gelir
arttrmadan baka hibir ey kesin deildir.
Cenazecilik meslei, en geni hsntabir daarcna sahiptir ve faal ekilde
kendi tabirlerini genel kamuya sokmaya almaktadr. Cenaze ileri iin sar iln
sayfalarna bakacak olursanz, cenaze ynetmenleri tarafndan ynetileceinizi
grmeniz muhtemeldir. Mezarlar ebed istirahatghlar, tabutlar uyku kutular
olmaktadr. Bir zamanlar kabristana hsntabir olarak kullanlan mezarlk da
belki artk abide bahesi veya park adn alacak. Btn bunlar, llerin, daha
dorusu, ebediyet lkesindeki sevgililerin yarar iindir.
BEDEN VE FRAZ LEM

Herhalde

ocuklarn

sylememeyi

rendikleri

ve

onlarn

yerine

hsntabirlerin kendilerine retildii kelimeler ifraz ile ilgilidir. Yani, idrar ve


95

KELMELERN BYL DNYASI

dk karmakla ilgili kelimeler. Ne var ki, szkonusu kelimeler, teknik veya


bilimsel geldii iin, anne ba- balarca nadiren kullanlr. Bu toplumumuzdaki
tabularn anlam iin de dorudur: ki ayr kelime dizimiz vardr; birisi gndelik
kullanm iin fazla teknik grnen, dieri kibar kullanm iin fazla kaba den.
Argo ve bebeke de dahil, hsntabirler, ortalarda bir yerleri igal eden yegne
kelimelerdir.
Tek bir anaokulu snfnda, retmenler, ocuklarn banyoya gitmeleri
gerektiinde kullanmay rendikleri iki ya da d- zinelik bir hsntabir
repertuar duyabilirler. Yetikinler daha da fazlasn bilir.
Banyonun kendisi ou kez banyoyla ilgili olmayp, tuvalet kelimesinin bir
hsntabirinden ibarettir. Tuvalet baz insanlar kzdrr, ama bir zamanlar o da
bir

hsntabirdi.

Hsntabirle-

rin

allm

kaderi,

sonunda,

yerine

konulduklar kelimeler gibi, naho hale gelmektir. Kabristann yerine geen


mezarlk rnei gibi. Onbeini gemi her Amerikal aynasz, ke, hanmlar, erkekler,
VVC gibi kelime ya da ifadelerden bir dzine bilir. Bunlarn ounun, aynasz
(the john) gibi, yzyllar ncesine uzanan bir tarihi vardr.
Ancak, tabulu kelimelerin, hsntabir olarak hizmet etmi kelimelerin
hepsinden daha eski olmas muhtemeldir. Mesel, shit (b.k) kelimesi drtyz
yldan fazla bir zamandr mevcuttur. Bu kelimelerden ou hakl olarak
Anglo-Sakson kelimeler olarak isimlendirilmektedir. Norman igali esnasnda,
ynetimdeki snf Franszca'y, kyller ise ingilizce'yi konuuyordu. Bugn
hsntabirle imizden ou ya Franszca'dan ya da Latince'den tremi, "kaba
dil" ise Anglo-Sakson kalmtr.
CNSELLK

Cinsellik birka harflik bir kelime, fakat bazlar onun sk sk kullanld ekliyle
tabulu bir kelimeden ok bir hsntabir olduunu iddia edecektir. ayet bir
toplumu kelimelerinden, en- ok konutuu konulardan, ve bunu nasl
konutuundan tanmak mmknse, bu toplumun cinsellie hemen hemen
herey- den fazla deer verdii muhakkaktr.
insanlar, son yirmibe yl boyunca Birleik Devletler'de ve darda yaanan
ok karmak ve ok sayda deiimi gzden karan bir gvenle "cinsel
devrim"den bahsetmektedir. Baz deiimler teknolojikti, doum kontrol hap
ve hamilelii nleyici dier teknolojiler gibi. Dierleri, igcndeki kadnlarn
saysnn artmas da dahil, sosyal ve ekonomik deiimlerdi. Annelerin evde
ocuklaryla birlikte kald aileler ancak yzde ondr- d bulmaktadr. Sonra,
daha ak resimlerin ve "mstehcen" szlerin baslmasna veya filmde, bantta,
96

televizyonda ya da dier iletiim aralarnda davurulmasna izin veren hukuk

"CC" KELMELER VE "KAKA" KELM ELER

deiimler izledi. Gnmz genlerine, sadece birka sene nce bir film
yapmcsnn hamile kelimesinin bir filmde sylenmesine izin verilmesi iin
mahkemede sava vermi olmas artc gelir; sadece bir kuak nce,
Hollywood sinema kanununun, Mickey Mouse izgi filmlerinde kan ineklerin
memelerinin gsterilmemesini istemesi de inanlmaz gelmektedir.
Aldous Huxley'in kehanet roman Cesur Yeni Dnya, bir bebek fabrikasnda
tp bebeklerin dklmesiyle reme yaplan bir gelecek toplumunu tasvir
etmektedir. 15 Bir sahnede, bir grup okul ocuu mdr tarafndan fabrikada
gezdirilmektedir. Gen ziyaretilere tarihte geen bir olay anlatrken, mdr
ebeveyn kelimesini kullanr. Durur ve ocuklara anne ya da ba- ba'nm anlamn
bilip bilmediklerini sorar.
Rahatsz edici bir sessizlik oldu. Erkek ocuklarn birkann yz kzard. Ayp
sz ile saf bilim arasndaki nemli ama ok ince ayrm yapmay henz
renmemilerdi. Sonunda, birisi elini kaldracak cesareti gsterdi.
"nsanlar eskiden..." Duraklad; yanaklarna kan hcum
etti. "ey, eskiden dourgandlar."
"ok doru." Mdr onaylarcastna ban sallad.
"Ve bebekler (tpe) dkld zaman..."
"Doduu," diye geldi dzeltme.
"ey, ite o zaman, onlar ebeveyndi-bebekleri kastetmiyorum tabi; dierleri."
Zavall ocuk utantan eziliyordu.
"Ksaca," diye zetledi Mdr, "ebeveyn baba ve anneydi." Gerekte bilim olan
bu ayp sz, ocuklarn gzlerini kard sessizlie grltyle dt. "Anne"
diye tekrarlad...
Roman hiciv nitelikli, ama bir zamanlar gayet tabi ve insan grlen eyin
tabulu hale gelebilecei hususu, gerek dnyada bilim kurgu romanlardan daha
sk meydana gelmektedir. Bugn birok kimse tavuk ya da hindi etinden beyaz et
ve siyah et diye szetmektedir. Bu tabirler, gs ve diz demekten kanmak iin
Victoria dneminde popler hale gelen hsntabirlerdi. O kelimeler fazlasyla
imal, Huxley'in ifadesiyle ok fazla aypt; bir hayvan iin kullanldnda dahi.

15AIdous

Huxley, Brave New World


(New York: Harper and Row, 1939), s. 44.
97

KELMELERN BYL DNYASI

Victoria dneminde, bir kimse, bugn alternatif ifadelerini dnmeyi

zorlatracak kadar normal gelen birok kelimeden kanrd. Giysi isimleri bile
bundan etkilenmiti. Kadn iarna- rnn Franszca bir hsntabiri vard:
lingerie; ve hi sama ol- mayan/anlamszlk-kart hsntabircilii, aza
alnamayanlar vard. Eer tamamyla cinsellii hatra getiriyorsa, hayvan tabirleri
deitirildi: eek (donkey) merkebin (ass), bir sre de erkek- inek (he-cow) Boa'nn
(buil) yerini ald ve kanck (bitch) dii kpek (lady dog) haline geldi. Gnmzde
pek ok insan, ayp szlerle bilimi birbirine kartrmann ne kadar kolay
olduunu gsteren bir tavrla, eski tabirlerden hl rahatsz olmaktadr.
Dier hsntabirlere gelince, cinsellikle ilgili olanlar hsn- tabir olarak
uzun bir sre devam edebilir veya yerine getii kelimelerin naho
armlarndan bazlarn kazanabilir. Mesel, cinsel temas (sexual intercourse)
bir asr nce, iftleme kelimesinin yerine gemi bir hsntabirden baka birey
deildi. Temas kelimesi, karlkl konuma da dahil, her trl sosyal etkileim
anlamn artryordu ve hl yeri geldiinde yle kullanlmaktadr: "Ge
kaldm iin affedersiniz arkadalar, ama ktphane merdivenlerinde temasta
[grmede] bulunuyordum." Bugn ou Amerikal iin, temasn, yegne
olmasa da en abuk akla gelen anlam cinseldir. Sonuta, kelime hsnta- bir
olarak etkinliinin byk ksmn kaybetmitir. Yakn zamana dayanan bir
hsntabirler szlne gre, biriyle yatmak bin yldan daha eskiymi.
Kaba ve hsntabirce kelimeleri ve ifadeleriyle, baz tabulu konularn
anlambilimi hakknda zel birey var. Tabulu kelimeler ou kez allm
kelimelerin oununkinden daha farkl iletiim fonksiyonu grmektedir. Baz
kimselerin tepkilerinin iddetinde olduu kadar, neden tabulu konular
olduuna dair teorilerde de, sihirli kelime'nin bir delili vardr; sanki belli bir kelimeyi sylemek veya hatta dnmek korkun bireyin olmasna yol aacakm
gibidir. Kfr olarak kullanldnda, bu kelimeler boalma salar: Kzgnlk,
gerginlik ya da ac duygularnn rahatlamasna yardm eder. Aklar arasndaki
mahrem durumlarda, baz tabirler en youn erotik ak ifadeleri haline gelmekte
ve dolaysyla anlamlar birincil olarak hissi nitelik kazanmaktadr. Ve phe
yok ki, asl olarak tarif veya habercilik tabirleri olabilmektedir bunlar. Onlar bu
fonksiyonu grse de, baz eletirmenler, sanki kelimeler birbirinin yerine
geebilirmi gibi, yle soracaktr: "Neden bu kelimeyi kullanmak zorundasn?"
(Bu, Bakan Harry Truman hakknda anlatlan bir hikyeyi akla getiriyor.
Truman kaba dil kullanmasyla dikkat ekermi. Bayan IVuman'n bir dostu,
Bakan konumalarnda gbre yerine "verim arttrc kimyevi madde" demeye
98

ikna etmesini tavsiye etmi. First Lady cevap vermi: "Hayatm, ona gbre

"CC" KELMELER VE "KAKA" KELM ELER

dedirtmek yirmi senemi ald")

Tabu ve hsntabir meselesi karmaktr. Bazlar, insanlar, beden, cinsel


ilikiler, insann fanilii ve tabulu hale gelebilen dier konular hakknda daha
bilimsel, daha gereki bir anlaya sahip olsayd, tabi olan tartmaktan
kanmaya yarayan kelimelerden kanmak iin kullanlan bu gelimi kelime
sistemleri ortadan kalkverirdi diye iddia eder. Onlarn iddiasna gre, yayn ve
filmde ifade edilebilecek eylerin hrriyeti byk lde artsa dahi, bir
kelimenin sesinin veya eklinin ehvet uyandrd yerde baz kelimeler fetiizm
olarak grlebilecektir. Dierleri ise boalmak iin bu tr iaret tepkilerine
ihtiyacmz olduunu savunur. (Bkz. Blm 9)
Bu "zel kelimeler"in ou kimse iin hl hayli ahs ve esrarl olan eylere
delalet etmesinin normal ve salkl olduunu dnmektedirler.
Bir kiinin bu konuda ne hissettii elbette onun o andaki deerlerine olduu
kadar ocuklukta beslenen tutumlara da baldr. Ayn ekilde, bir kiinin tabu
ve hsntabirlere ynelik grnn ocuklarnda tevik etmeye alt
eylerde yansyacan bekleriz. Bireye inandmz syleyip sonra da ocuklarmza farkl bireyi retmeyi tercih ediimiz tuhaftr. Siz de kendi kendinize
sorabilirsiniz, siz ocuunuza ne retirdiniz?
Getiimiz yirmi-otuz yl, tabulu kelimelere, zellikle lm ve cinsellikle
ilgili olanlara kar genel bir serbestlemeve ahit oldu. Haklarnda konuma
veya konumaktan kanma biimlerimize gre karar verilecek, bizi skan ve
korkutan baka konular var mdr? ok sayda olduu muhakkak, fakat burada
ikisini ksaca ele alacaz.
Tom tekerlekli sandalye kullanyor. Dik mdr. Harry normal gryor, ama
iitemiyor; bakalarn anlamak iin dudaklar okuyor ve Tom ile Dick'ten
farkedilir ekilde farkl konuuyor.
Tom, Dick ve Harry ile konuan birok kii, gzlerini onlara dikmi
grnmemek iin gzlerini baka yne evirmektedir.
Pek ok kimse bu kiilere tek tek ya da toptan nasl atfta bulunacaklarndan
emin deildir. Hangi kelimelerin kt ve hangilerinin gzel, veya en azndan
sosyal adan kabul edilebilir olduundan bile emin deildir. Dick'le
konuurken, ellerinde olmadan "ki konu arasndaki fark grdn m?" gibi
birey azlarndan ktnda mahcup olurlar. Ancak Dick'i dinlemi olsalard,
onun da ayn eyi sylediini duyacaklard; zira o "grmek" (to see) kelimesinin
iki kullanm arasndaki fark bilmektedir.
99

KELMELERN BYL DNYASI

mlar, gren kimselerin bazen kr kelimesini kullanmaktan kanmak iin

sarfettii abalarn muhtemelen farkndadr. Gzleri grmeyen bir avukat,


Harold Krents, karlat bir durumu ve tepkilerini yle anlatyor: 16
Havaalanna gidip de uaa binmem iin bilet memurundan yardm istediimde,
deimez biimde telefona sarlp bir yer hostesiyle grr ve fsldar... "Burada
bir 76 var." Kr kelimesinin iki nedenden biri dolaysyla kullanlmad
sonucuna ulatm: Ya o korkun kelime azdan ktnda bilet memurunun
retinasnn hemen ayrlacandan korkuyorlar, ya da bana, daha nceden
haberdar olmadm bir durumu bildirmek istemiyorlar.
1980'ler, Birlemi Milletler Milletleraras zrller Yl ile balad.
Dnyann drt bir yanndaki, kendi fizik snrlamalarndan ok sosyal tutum ve
politikalar yznden grmezden gelinen ya da zarar verilen milyonlarca kiiye
dikkat ekildi. Bunlarn ou anlambilimsel alkanlklarda yansmakta, ki bu
alkanlklar da toplumdaki korku, sknt ve cehaleti yanstmaktadr. En byk
sakatlk anlambilimsel sakatlktr.
Yalanmayla ilgili kelimelerde de sknt yaandn gryoruz. 2020 ylna
gelindiinde, 65 yann zerindeki Amerikallarn saysnn bugnknn iki
kat olmas beklenmektedir. Kuruluundan beri genlik niteliklerine deer veren
bu toplum, ok byk sayda yal kimselerle dolacaktr. Ama en azndan imdi,
bu birou iin tabu olan bir kelimedir. Ya yelpazesinin gen ucundaki
kimseleri tanmlamak iin yal ucundakilerden daha fazla kelimeye sahibiz.
stelik, olumlu veya tarafsz tepkiler uyandran kelimelerden de mahrum
grnyoruz.
Yalanmayla ilgili tabu ve hsntabirce kelimeler olduu ak. Hepimiz
yalanyoruz, ama genel olarak kltrmz yal kelimesinin fazla olumlu
armlarn vermemitir bize. Bir kii iin yal olmak ok doru olabilir, ama
yal denilmek doru deildir. Arkadalarnza yal adam veya yal kadn iin
kelime armlarn sorun. Bunlar gen adam veya gen kadn ile karlatrn,
ihtiyar (elderly) belki daha iyi, ama o snfa sokulan bazlar bunun kendilerini
fazla yallatrdn, ya da kulaa hasta veya sakat vb. baka bir hsntabir gibi
geldiini syleyerek itiraz edecektir.
ZET

16Barbara

Baskin ve Karen Harris, Notes from a Different Drummer: A

Guide to Juvenile Fiction Portraying the Handicapped (New York: R.R.


Bowker Company, 1977), s. 8

100

Korku, sknt ve genellikle cehaletle baktmz konular muhtemelen sembolik

"CC" KELMELER VE "KAKA" KELM ELER

olarak zel bir muameleye tutulacaktr. Bir konu hakknda konumaktan


kanabilir; o konuyu artran belli kelimelere ok iddei tepki gsterebilir;
en azndan bir sre iin daha kolay konumamza frsat verir gzken daha yeni
kelimeler bulma ve kullanma yoluna gidebiliriz. Ancak, zaman iinde, o konuya
ynelik tutumlarmz fazla deimemise, hsntabir muhtemelen yerine
gemesi istenilen kelimeyle ayn tepkiyi uyandracaktr.
Tepkimiz

ounlukla

kelimeler

dzeyindeki

duygularla

urama

eklindedir ve yeni hsntabirler veya daha usta dolambal szler bulmaya


alrz. En iyisi ise korkularmza ve skntlarmza neden olan temeldeki
sebepleri kefetmek olsa gerek.

101

7
Yaratclk

E N N N D E K K A Z ^LAMBLM
ESERLERNDEK deimez konulardan birisi,

iyor oluudur. Gemiteki baz etiketleri gremeyen ya da sembollere deiken


ve esnek ekillerde tepki gsteren bizler, kendi rdmz szl alara
emantik alkanlklarmzn gereksiz yere bizi sk sk engeltaklyoruz. Dilimiz, dn ve eylemlerimiz zerinde kendi snrlarn
dayatabiliyorsa, ayn ekilde bizi zgrletirebilir de demektir. Yalnzca
skc alkanlk ve nyarglarn deil, yenilik, bulu, yaratclk veya problem
zmnn de kayna ayndr: dnyay onlarla karladmz semboller.
Bu felsefe eski bir Zen masalnda gzel ifade edilmektedir, ince uzun byk
bir cam ieniz var. Bu ienin iinde de, biraz daha kk bir kaz, ama onun da
uzun ve ince bir boynu var. ieyi krmadan ve kaza zarar vermeden o kaz
ieden nasl karabilirsiniz?
Soruyu dnn. Klasik Zen cevabn blmn sonuna doru ele alacaz,
fakat herhalde o zamana kadar, ayn derecede yaratc cevaplar kendilerini size
gsterecekler.

102

Semantik alkanlklarn dn ve eylemlerimizi engelleme yollarndan


YARATICILIK

bazlar neler? Davranlarmzda nasl daha esnek ve daha yaratc olabiliriz?


izginin st
Alfabedeki harfleri birisi aadaki ekilde yazm. Harfleri yazmaya siz devam
edecek olsaydnz, hangilerini izginin stne, hangilerini altna koyardnz?
A EF HI B C D G J
Bu tr probleme eitli ortak tepkiler vardr. Birisi: "Aa, ben bu
problemlerde iyi deilimdir"-hemen kendisini etiketleyen, problemleri bu
problemler diye ogullatran, ve onlar ismi mehul bir kategoriye sokan bir
tepki. O kiiye bu problemlerin ne tr olduunu sorarsanz, cevap totoloji olabilir:
"Benim iyi olmadm tr!" Her halkrda, problemi daha zor ve kiiyi daha alk
gsteren semantik ifte nazaran, problem izme ihtimaline ok zor yardm
edecektir.
Buna ok benzeyen birey, Birleik Devletler'deki milyonlarca gen kz ve
erkei her yl etkilemektedir. st rtk ekillerde matematiin kz deil, erkek
ocuklar

iin

olduu

retilen

birok

renci,

renebilecekleri

eyi

renememekle kalmayp, matematikten ve benzeri konulardan korkmaya


balamaktadr. Buna karlk, birok niversite ncelikle kzlar iin "matematik
kaygs klinii" kurmutur. renciler korkularnn temelini anlayp kendilerini
yeniden snflamaya balaynca, matematik yetenekleri artc bir dzelme
gstermektedir.
Bu belirli problemin, bu problemler'den biri olmad d- nlebilir-bir
kiinin zihninde ileri bir matematik veya mantk problemi olduunu
varsayarsak. Ancak, alfabe problemi Japon anaokullana gii snavnn bir
paras olarak kullanlmtr.
Bu bilgi verilince, probleme belki daha az korkuyla yaklalabilir ve ok basit
kalp kefedilebilir: Dz hatl harfler yukarya yazlmaktadr.
Pek ok problem trn zmenin nndeki en korkun engel, herhalde,
problemin veya szde zcnn veya her ikisinin btn gayretleri
baltalayacak ekilde etiketlenmesidir. Yine de bu yegne semantik mani
deildir.
Yeteneklerimizi snrlayan snflamalarla kstlanmyorsak, bir problem
trn zmn daha da zorlatracak ekilde etiketlemekten kanyorsak,
problem zme ve yaratcln belki de en yaygn engelinin hakkndan geliriz.
almamz gereken eyi veya kimseyi snfladmz yollarn dar sahasdr bu.
103

KELMELERN BYL DNYASI

alt malzemelerin ekillendirme potansiyellerini grebilmesi gereken


yalnzca heykeltralardr deildir ki. Yneticiler, retmenler, anne-babalar,
hatta iyi arkadalar bakalarn ou kez dar bir snflama dizisiyle kstlaynca
onlarn potansiyelini gremezler.
Yllar getike, yaratclk ve problem zme konusundaki ok sayda deney
ayn ilkeyi, yani eylerin snrl ve kat biimde etiketlenmesinin onlarn
potansiyel deerlerinin gereklemesini engellediini gstermitir. Problem
zme konusundaki klasik bir deneyi Kari Duncker sunmutu. Duncker, baz
grsel deneyler iin kullanlan bir odaya insanlar davet ediyordu. Deneylerden
birine k tutmak iin, ziyaretilere kapya, gz hizasnda kk mumun
aslmas gerektii anlatld. Bu grevin ifas iin kullanlabilecek malzeme
resimde gsterilmektedir. Bunlarn arasnda kat yapraklar, atalar, bir kibrit
kutusu da bulunmaktadr. Okumaya devam etmeden nce, o mumlar kapya
gz hizasnda nasl tutturacanz dnn. Yukarda anlatld ekliyle ilk
deneyinde,

katlanlarn

yarsndan

fazlas

problemi

zemedi.

kinci

uyarlamada ise, Duncker nemli bir deiiklie gitti ve kk ivileri, mumlar


ve kibritleri kaldrd ve masann zerindeki karton kutular boaltt. Bu defa,
problemi herkes

zmeyi baard, nk kutular baka maddelerin kaplar olarak deil, i


kaynaklar olarak grlyordu. nc bir uyarlamada, Duncker ivileri,
mumlar ve kibritleri masann zerinde brakt ve kutular dmelerle
104

doldurdu. Zihinlerinde onlar dme kutular diye snflayan ve dolaysyla


YARATICILIK

ilgisiz bulan, problemi zmesi istenenlerin yzde 90' istenileni yapamad.


Problem zme konusundaki dier pek ok deney, bireyin nasl
snfland ile nasl algland ve grld arasnda ayn trden balanty
gstermitir. Neden, snflandrma emalarmzda ou kez pek deiik
deilizdir veya neden hayal gcmz zayf kalmaktadr? phesiz bunun
birok nedeni var; fakat yeterince ciddi veya o nda pratik grnmeyen
muhayyileye, fantaziye ve oyunculua ket vuran sosyal ve kltrel basknn
olduu

da

muhakkak.

Dolaysyla,

birok

psikologun

ocuklarn

yetikinlerden ok daha yaratc olduunu sylemesi artma- maktadr.


Yetikinlere oranla ocuklarn sanatsal yaratcln kskandklarn ifade eden
sanatlara da gpta edilebilir, ama bu kiilerin vizyonu ileyite darlamakta
ve daha tahmin edilebilir hale gelmektedir.
Anlatlan altrmalardan bazlar, snflamalardaki ve semantik tepkilerdeki
esnekliin arttrlmasnda mkemmel bir pratik salamaktadr. Burada, zihn
eviklik iin yaratclk idmanlar olarak igrebilecek birka altrma daha
sunulmaktadr.
Gzle ve isimlendir Rastgele, herhangi tandk bir
nesneyi sein. Saat tutun ve iki dakika iinde bu nesne iin ka tane farkl
snflama dnebildiinize bakn. Bu altrmay birka hafta boyunca farkl
nesnelerle tekrarlarsanz, listelerinizin boyu uzayacaktr.
Kim nedir?
Ayn tr snflama altrmas, arkadalara veya aile yelerine uygulanabilir.
Nesneleri snflamaya kyasla, tandmz kimseleri snflamada ne denli kat
olduumuza

arabiliriz.

(3.

B-

lm'deki

kendimiz

iin

yaptmz

snflamalar da hatrlayn.)
Tuhaf iftler
Genellikle birlikte bulunmayan farkl farkl tandk onbe-yirmi madde toplayn:
Anahtarlar, bir kurunkalem, bir orap, bir havu veya sarmsak, bir ivi; ne
kadar ilgisiz olurlarsa o kadar iyidir. Sonra da bu maddeleri size tamamen ilgisiz
gelecek ekilde ift ift ayrn, anahtarlar ve havuz gibi.
Maddelerin hepsini tuhaf iftler halinde ayrdktan sonra, her bir iftin
neleri ortaklatna dair yazabildiiniz kadar aklama yazn. Artk daha fazla
neden dnemeyinceye dek yazn ve daha sonra dier ifte gein. Bu
altrmann o maddelerden soyutlamalar yapmanza ve yeni, yaratc
biimlerde sembolle- tirilmelerine yardm ettiini greceksiniz.
105

KELMELERN BYL DNYASI

Bu altrmay yaptktan bir sre sonra, baka bireyi de kefedeceksiniz

belki de. Maddeleri hatrlayacak ve onlara tek tek bakm olmanza ve onlar
mantk bir tertiple gruplam olmanza gre ok daha iyi biimde nasl iftlere
ayrlabileceklerini greceksiniz.
Buna benzer, allmam snflama altrmalar, evremize ve etrafmzdaki
kiilere bakmzn esnekliini arttrmaya ok yardm edebilir. Ancak, eyleri
herkes bizimki gibi-anahtarlar ve havular-gruplamaya balarsa, terkipler ve
kurduumuz mantk tamamyla tabi gelecektir. Tpk, gzalc bir sanat
eserinin, orijinalin dikkat ekici vasfn kaybedecek denli bir klie haline indirgenebilmesi gibi, herhangi bir snflama da rutinleebilir.
Gelenein basklar ve brokrasilerin kstlamalar, snflamalar konusunda
son derece katdr. Resm politikalara bal, her bir vak'ay deimez bir
kategoriler dizisine uyduran brokrat, yeni fikirler ortaya atma lzumunu
hissetmez. Gerekten de, kat bir sistemin asl amac ve stnl onun
standartlatrmasnda, ferdlerin deimesinden zahir etkilenmezliinde yatar.
Sistemin kurban olduunu hisseden birisi, muhtemelen her ferdin veya
durumun

biriciklii

karsnda

kaytszlk

duyacaktr.

erdeki-standartlatrmann bir tr dilden baka birey olmadn iyi


bilen-birisi iin biraz olsun yaratclk mmkndr.
Yaratc zmlerin hepsi deerli veya kabul edilir deildir. Amerika'nn en
allmam ve yaratc mizahlarndan birisi Robert Benchley'di. Ancak
Harvard'da

renciyken,

Benchley'in

"yaratc"

cevaplar

daima

takdir

grmezdi. Bir ekonomi final snavnda, kendisinden herhangi bir bak


asndan Massachu- setts balklk sanayii hakknda ksa bir deneme yazmas
istendi. O, denemesini bir baln asndan yazd. retmen bundan
holanmad. Veya belki holand, fakat Benchley'e krk not verdi.
ou kez yaptmzda veya sylediklerimizde daha allm, daha az
yaratc grnrz; nk fazla orijinal bireye glneceinden veya eletiri
geleceinden korkarz. Zamanla sra- d veya allmam ekillerde
dnmeyi brakrz. Sonuta, kitaplarda veya tecrbeler olarak ortaya konulan
problemler ve zmler ile doru veya en iyi cevabn en azndan ksmen bakalarnca nasl grldne bal olduu gndelik hayatta sunulanlar arasnda
farkllk oluur.
Yine, yeniliki ve yaratc dnme ekilleri zerindeki bir baka snrlama,
bakalarnn bizim fikirlerimiz hakknda ne dnd endiesidir. Bakalar
bizimle birlikteyken (hatta ve hatta sadece bizim dncelerimizdeyken)
genelde kendi sylediklerimizi izleriz. Bunu birok nedenden tr yaparz, bu
106

nedenlerin arasnda bakasn gcendirmeme veya sylediklerimizin yanl


YARATICILIK

anlalmamas istei de vardr. Bu suretle, bir kenara itileceinden veya alayla


karlanacandan korktuumuz baz fikirleri kendimize saklayabiliriz.
Bu tr tepkilerden kanmak iindir ki, yeni fikirler ortaya atmaya alan
gruplarda, beyin frtnas olarak bilinen teknik kullanlmaktadr. Beyin frtnas
kurallar, kulaa ne kadar lgn gelirse gelsin, hibir fikrin reddedilmemesini
ngrr. Bir fikir acaip gelse dahi, sonunda zme ulatracak baka bireyin
dnlmesi iin bakalarn etkileyebilir. Beyin frtnas ayn zamanda
semantik tepkilerimizin ne kadar zengin ve karmak olduunu aa
karabilir. Bir teklif, ok sayda sembolik arma dayal olarak bakalarnda
tepkiler uyandrabilir. Byle bir beyin frtnas oturumunu kaydetmeye
alabilir ve daha sonra fikirleri birbirine balayan olaanst mant izlemeye
gayret edebilirsiniz.
DK VE YKSEK DZEYL SOYUTLAMALAR

3. Blm'de soyutlama dzeylerini tartm, duyu verileri alglarnn


tanmlarna daha yakn olan kelimeleri dk dzeyli soyutlamalar olarak
tanmlamtk. ster genellemeler (insanlar kelimesi gibi), isterse duyu veri
tabirleriyle

tanmlanamayan

kavramlar

olsun,

kelimeler

yksek

dzeyli

soyutlamalardr. Korzybs- ki'nin felsefesi yksek dzeyli soyutlamalara gven


duymaz, nk kavramlar temsil eden semboller grgl dnyadan ok fazla
uzak dmektedir. Korzybski ayrca dkten yksee, gzlemden daha ileri
soyutlamaya doru "soyutlama sras"n yazmtr. Ayn tercih, daha yaratc
dnce iin tavsiye edilebilir. Bireyi ne kadar soyutlamsak, onu gerekte o
kadar az alglarz. Dolaysyla, bireyi eitli farkl alardan gremez hale
gelebiliriz. Problemler, ounlukla onlar gzmzde canlandrabildii- mizde,
haklarnda konutuumuzdakinden ok daha kolay zlmektedir. Bundandr
ki, zerinde altmz problemlerin resimlerini veya diyagramlarn izmek
iin ska tevik ediliriz. Bakmak, zerinde dnmekten daha etkin olabilmektedir.
u basit problemi inceleyin:
A bir kitap kurdu, bir rafm zerinde normal srastyla duran ciltlik bir
ansiklopediyi yemeye karar verir. Titiz bir kitap kurdu olduundan 1. cildin l.
sayfasndan balamaya karar verir ve 3. cildin son sayfasnda durur. Her cildin
kapa 0,75 cm. kalnlktadr (0,75 cm. n kapak, 0,75 cm. arka kapak), ve her
cildin sayfalarnn toplam kalnl ise 5 ctn.dir. O halde, plann takip ederek 1.
cildin 1. sayfasndan 3. cildin son sayfasna en ksa yolu izleyen bu a kitap
kurdu ne kadar mesafe
yolculuk yapacaktr?
107

KELMELERN BYL DNYASI

nsanlar bu problem "zerinde dndnde" genellikle her cilt iin n ve

arka kapa toplarlar (0,75+0,75=1,5), buna her cildin sayfalar iin verilen
santimleri eklerler ve le arparlar, ve toplum olarak 19.5 cm.yi bulurlar. Sonra
da 1. cildin 0,75 cm.sini ve 3. cildin 0,75 cm.sini karak 18 cm.ye ularlar.
izim yapan kimseler ise muhtemelen farkl bir sayya ulaacaktr. Niin?
Bir resim veya diyagram izdiimizde nem tayabilecek ayrntlarn farkna
varmamz, nesneyi hayal etmemiz halindekinden daha muhtemeldir. Hl bir
soyutlama olsa da, bir izim, yalnzca kelimeyle uyandrlan bir imajdan daha
dk bir soyutlama dzeyindedir. Ansiklopediler rnei iin, bir rafa olaan
srasyla konulmu cilt izin. imdi sorun kendi kendinize, 1. cildin birinci
sayfas nerede, 3. cildin son sayfas nerede? Dostumuz kitap kurdu ne kadar
seyahat edecek?
TANIMLAR

Bir kelimenin nasl kullanlacan gstermek amacyla zaman zaman bir tanm
sunarz. Bireyi tanmlamak onun sahasn daraltr ve snrlar koyar.
Tanmlanabilecek olan yalnzca kelimeler deildir. Sosyologlar ve iletiimciler,
durumlarn tanmlarndan da bahsederler, rnein, bir snfn farkl rencilerce
eitli farkl ekillerde tanmlanmas mmkndr. Birisi iin, snf, retmenlerin konutuu, rencilerin dinledii ve retmenin sylediklerini yazd bir
yer olabilir. Bir baka renci iin, snf, rencilerle retmen arasnda fikir
alveriinin yapld yerdir. Daha baka bir renci belirli bir snf, havaya
umadan geilmeye allan bir eit mayn tarlas olarak tanmlayabilir.
Duruma dair her tanm, rencilerin nasl hareket edeceini ve rencinin bakalarnn hareketlerini nasl yorumlayacan etkileyecektir.
Belki de durumlar tanmlarken hangi tanmn toplumca arzu edilir
olduunu hesaplamay o kadar dert ediniyoruz ki, muhayyilesi daha veya daha
yaratc olmay baaramyoruz.
Bir defasnda karm yeni bir ehirde i aramaktan ekinir hale gelmiti.
Kendisini yetenekli, tecrbeli bir meslek kadn olarak tanmlyordu ve bir i
bulma kurumuna girdiinde karlat muameleden rahatsz oluyordu.
Anlalan "isiz mracaatlardan birisi daha" eklinde tanmlanyordu. ki ya da
naho tecrbeden sonra durumu yeniden tanmlamaya karar verdi. Bir baka
kuruma girdiinde vaziyeti tersine evirdi. Resepsiyon memuruna daha olumlu
bir tarzda yaklaarak, ksaca, yeni bir i aramakta olmadn aklad. Kendi
gemi ve niteliklerine uygun birisi iin ehirdeki en uygun kurumu aryordu.
108

KELM
E L E R N mdryle,
B Y L D mlakat
N Y A S I yaplan deil mlakat
Birdenbire kendisini
kurumun

yapan konumunda ve mdr kurumun gemii ve nitelikleriyle kendisini


etkilemeye alr bir halde buldu. O durumu yeniden tanmlam, ileyi iinde
kindi yeteneklerini ortaya koymu, kendi davrann deitirerek faydal bir
bilginin ne kadar i greceini renmiti.
Toplumun sakat veya mall diye etiketledii kiiler (bkz. 5. Blm) yle
etiketlenmeyenlerden ou kez ok daha yaratcdr ve o yzden snrlamalarnn
daha az farknda olabilmektedir. Sakat kiiler, karlarndaki en byk engelin
fizik durumlar deil, dierlerince sakat diye etiketlenmelerinden doan sosyal
kstlamalar olduunu sylemektedir. ounlukla bakalarna hizmet eden
fizik veya sembolik yaplarn evresinde almalar istenen bu tr kiiler,
toplumda baar kazanmak iin durumlarn yeniden tanmlamada olaanst
biimde yaratcdr.
Aslnda, dnyay fizik zrl bir kiinin asndan tecrbe edebilseydik,
kendimizi ve bakalarn gr

biimimizde daha

yaratc olabilirdik.

Kendisinden baka zrl kadnla birlikte ho ve esprili bir mzikal rev


hazrlayan Victoria Ann-Le- wis'nin bak as bu trdendir.
Kendilerini yeniden snflamalar "Syleyin Onlara Ben Bir Deniz Kzym"
balnda ve rev srasnda sylenen "zrl Olabilmek stemez Misiniz?" gibi
arklarda

kendisini

gstermektedir.

Bir

otomobil

kazasnda

boynu

krldndan bu yana tekerlekli sandalye kullanmak zorunda kalan Nancy


Becker Kennedy yle diyor: "Bunun atlaka olduunu dneceksiniz, ama
zrl olmak yaanlas harika birey. Bir sr irkinlii olsa da, tpk
Cehennem'e yolculuk yapp geri dnmek gibi, bir ayrcalk... Eer herkes bunu
yapabilse ve salam bedenli ksa, gerekten tavsiye ederdim." 1
'Tom Shales, "'Mermaid' Adeptly Raises Consciousness", Deniz Kz
Bilinleniyor, Albuquerque Journal (Aralk, 1983) s. A-l 1.
MULAK DL

Bir kelime veya sz birden fazla biimde yorumlanabilir, ifadenin iinde


grnd balam-szl balam da dahil, fakat ayn zamanda konu, zaman,
konuan ve dinleyen-genellikle muhtemel yorumlarn alann azaltmaya yetecek
kadar, anlam daraltr.
Ancak kimi zaman bir kelime veya szn birden fazla anlam tamas
kasten dnlr. Maksat ounlukla mizah ya da nkte sergilemektir. Modern
basl ilnlarn ounda (hemen hemen hangi tam sayfa dergi ilnna baksanz
grebileceiniz gibi) bu geerlidir. Bu ayn zamanda tirt mesajlarnda,
109

tamponlara yaptrlan mesajlarda ve birok fkrada-zellikle de (cinsel) imal


fkralarda-da grlebilir. Birok durumda, mulaklk, baka birey ima ederken,
yeterince masum Ygrnen
birey denmesine frsat verir. "Komik" ksm ikinci
ARATICILIK
balanty yaptmz zaman grnmektedir. Bu dil trn bar ve restaurantlara
yaptrlan

gln

iaretlerde

gryoruz:

"GARSONUNUZUN

KABA

OLDUUNU DNYORSANIZ, MDRMZ GRMELSNZ" veya


"DKLEN KLER PARA HALNE GELEBLR."
Pek ok popler bilmece ve bulmaca, ve daha gelimi kelime problemleri
ifadenin mulakl sayesinde zlebilmekte- dir. Cevab bulamayanlar, dier
yorumu gremeyenlerdir. Problemi zenler ise ifadelerin birden fazla anlamna
bir derece ak kiilerdir.
Aada bu trden iki problem vardr. zmleri blmn sonunda
verilmektedir.
1955 ylnda ka ayda 28 gn vard?
Charles Brown Dr. Leslie Brown'in oludur, ama Dr. Leslie Brown Charles
Brown'in babas deildir. Bu nasl mmkn olur?

110

KELMELER N BYL DNYASI

G-

DN VE O -DN

Baz psikologlar iki geni dn tipi arasnda ayrm yaparlar. Bunlardan


birisi, gereklie uyumlu dn, yani G-d- n'tr. Bu dnme tr
karmak bilgilerin tahliline ve problem zmne ilikindir. Korzybski'ci genel
anlambilim hemen hemen yalnzca G-dnle ilgilenmekte ve yol gsterici
ilke olarak, dilimizin, temsil ettii nesnel gerekliklere uyumlu olmas gerektii
kabul edilmektedir.
Bazen otistik dn, ya da O-dn denilen baka bir dnme eidi
daha vardr. sminin de ima ettii gibi, bu ok ilkel olan ve ncelikle "gereklik"e
uyumlu olmayan zihn bir faaliyettir. D kurmak O-dn'n bir eididir.
Gn-d kurmak da baka eidi. lalarn verdii uyku halleri, halsinasyonlar, ve dier zihn oyunlar byledir.
O-dnn bir biimi "eidetic" muhayyiledir. Bu, sanki gerekmi gibi
grnen zihn bir hayal gcdr. Yani, bir kii, "gerek" bireyin grnn
veya sesini ya da kokusunu tayan bir imaj zihin yoluyla yanstabilmektedir.
Tuhaf olan, yetikinlerin ancak yzde onunun "eidetic" imajlar yaayabilmesine
karlk, ocuklarn tahminen yzde doksannn bu yetenee sahip olmasdr. Bu
yetenein niin kaybedildii belli deildir. Belki de, ergenlik civarnda beyinde
meydana gelen deiimlerle ilgilidir. (Bu dnemden sonra ikinci veya nc
bir dilin renilmesinin ok ok zor oluunun nedeni, kiinin fazla yal olmas
deil, ncelikle beyindeki yanallamadr (lateralization). Bunun nedenleri
muhtemelen

hayatta

yolumuzu

izerken

kelimelere

fazlasyla

bel

balamamzdr ayn zamanda. Bir noktada eyleri grmeyi brakp, onlar


okumaya balyoruz. Veya mzikte, insanlar dinlemeyi brakp-mzik grubunu,
mzik ismini, mzik eidini vs.-etiketlemeye balyor.
Japonya'da hocalk yaparken, sorobanda, yani Japonca aba- kus'ta becerikli
renciler tandm, ki abaks dkkanlarda, bankalarda ve evde temel hesap
makinesi olarak Asya'nn her yerinde hl geni biimde kullanlmaktadr. Baz
renciler bir abaks gzlerinde canlandrabiliyor ve ayn zamanda ubuklar
aa ve yukar kaydrmay gzlerinde canlandrabilerek hesap yapyorlard.
oumuza kafadan yaplmas mmkn grnmeyen matematik problemlerinin
cevabn yle bir kii rahata grebilir. (47x13-8=603 gibi)
Bir final snavnda iken, zikretmek istedii belirli bir sz hatrlayamayan
bir

rencinin durumu anlatlr,

renci,

o sz nerede

okuduunu

hatrlayabiliyormu. Kendisini snftan kyor, ktphaneye gidiyor, raflardaki


111

K E L sayfasn
M E L E R Nayor
B Y ve
L oD sz
N Y Aokuyorken
SI
kitab buluyor, kitabn
hayal etmi;

kelimesi kelimesine mavi defterine getii o sz. renci daha sonrasnda


yapt "hile"den dolay biraz sululuk duyduunu sylemi.
"Eidetic" tecrbelerin her trlsne kar Allah vergisi yetenee sahip en
tannm

kiiler

arasnda,

Cornell

niversite-

si'nden

Prof.

Titchner

bulunmaktadr. Okulun en mehur bilginlerinden ve belaatl hatiplerinden


birisi olan Titchner, eide- tik yetenekleri sayesinde ders notlarna hi ihtiya
duymadan dersini en ince ayrntlaryla anlatabiliyordu.
"Synaesthesia", dierlerine gre daha yaygn olan bir baka O-dn
biimidir. Synaesthesia, farkl duyusal tecrbelerin birbirine kartrlmasn
veya birletirilmesini ifade eder. Grsel bireyi tanmlamada sesi artran bir
kelimeyi

kullanrkenki gibi,

bazen duyular

birbirine

katyormu

gibi

konuuruz. Grltl renklerden szedebiliyoruz, mesel. Isyla ilgili tabirleri


ou kez dier duyularla birlikte kullanrz-serin caz veya scak dokumalar.
Fakat, bir O-dnti tr olarak synaesthesia duyusal tecrbeleri gerekten
birbiriyle kartrmaktadr. Birok kiinin baz saylarla veya haftann gnleriyle
gl renk armlar vardr (mavi Pazartesi gibi deyimleri veya klieleri saymyoruz.) Japonya'da synaesthesia estetiin ve gndelik hayat kltrnn
temelidir. Mesel, yaygn rzgr an (furin), rzgrn an aldrmasn
salayacak ekilde byke bir pskln an diline tutturulduu kk bir
andan ibarettir. Buradaki fikir udur: Scak bir yaz gn furinin yumuak ve
tatl sesini duyduunuzda onu aldran esintiyi hissedecek ve bylece serinleyeceksiniz. Baz renklerin scak hissettirmesi veya serinletmesi, bir eit
synaesthesia'nn baka bir rneidir.
Yaratclk, insan kaynaklarn hepsini kullanmaldr. Problemler genelde
G-dn asndan tanmlanmakta ve belki en iyi ekilde G-dn
biimleriyle zlmektedir. Bu, kelimeler tarafndan yanl yola sevkedilmeme
veya engellenmeme anlamna gelir. Esas aldmz snflamada mmkn
mertebe esneklik ve bir durumu nasl tanmladmz anlamna da gelir. Fakat
O-dnn de tevik edilmesi gerekir. Gn-d kurmay veya dier isel
tecrbeleri bir kenara itmek, yaratcln ilk parltlarn sndrebilir.
Ah, evet. 1955 ylnda, btn yllarda olduu gibi, btn aylarda 28 gn
vard. Leslie Brown ise Charles Brown'in annesidir. imdi, iedeki kaza gelince;
ienin iine ilk olarak nasl girdiini sorun kendi kendinize. Evet, onun ienin
iinde olduunu siz sylediniz. yleyse nasl kartabiliriz onu?

112

8
Tecrbemizi dzene koymak

LANFlF.LD

Eyalet retmen Kolejindeki o muhteem seneyi hatrlarsnz,

hani futbol takm birok galibiyet kazanp lke apnda yenilgisiz kk


kolej takmlar arasna girmiti. Takmn o harika kaptann, Johny

Chung'u hatrlarsnz, hani devre arasnda bir kse pirin pilavn mideye
indirip sahaya km, Plainfeld'i galibiyete tam ve takma imrenen
Blackboard Bowl'dan davet alnmasna neden olmutu? Hatrlamyor musunuz?
Belki onu hatrlayamayacak kadar gensiniz, nk Plainfield Cumartesi gecesi
futbol sonularnda yer aldnda bundan otuz sene nceydi. Hatrlamazsnz,
nk Plainfield Eyalet Koleji diye bir kolej de yoktu. New Jersey'li bir halkla
ilikilercinin hi bulunmad ve hakknda bilgi edinmeye dikkat etmedii
yerlerden gelen futbol ma sonular mnacatn- dan ylmasyla gelitirdii
Grand Deception'da (Byk Aldat) Alexander Klein'n tanmlad gibi,
kocaman bir akayd bu. Eer Time dergisi takm ve mehur kaptan Chung
hakknda bir yaz hazrlamak istememi olsayd, Plainfield onbiri muhteem
Blackboard Bowl'a da gitmi olacakt. En sonunda yakay ele verdiler, son haber
blteni, Johnny de dahil takmn bir snavda kopya ekerken yakalandn
bildirdi ve oyun sona erdi.
Okuduumuz ya da radyo veya televizyonda dinlediimiz eylerin ou
hi grmediimiz kiilerle, hi bulunmadmz yerlerle ve belki olmu, belki de
hi olamayacak olaylarla ilgilidir. O ylki spor haberlerinde, Plainfield Eyalet
retmen Koleji, Notre Dame veya Slippery Rock kadar sembolik gereklie sahipti. Birileri kp doruluunu kontrol edip de byle bir okul olmadn,
tamamen oyundan ibaret olduunu kefedinceye kadar yle deildi. Bu
113

E L hakknda
M E L E R N daha
B Y salkl
L D Nbilgiye
YASI
hounuza gittiyse Kve
sahip olduunuzu

dnyorsanz, bu hikyenin, Alexander Klein'n ve hepsinin bir baka oyun


olmadn nereden biliyorsunuz?
Bu blmde, kasten arptlm ifadelerle-akalarla, abartmalarla veya
yalanlarla (etiketlemenin bir dier ilgin rne- i)deil, her gn yaptmz ve
duyduumuz iyi niyetli, oka yaygn aklamalarla ilgileniyoruz. Hakknda
konutuklarmz

nasl

bildiimizi

bilebilmek

iin,

sylediklerimizi

deerlendirirken gvenilirlii noktasnda baz standartlar veya kstaslar koyabilmek isteriz. Her trl ifade trne izin vermek, ama aralarnda yine de ayrm
yapabilmek isteriz: Mesel, bazlarnn gerek, bazlarnn ise nsezi diyecei
eyler arasnda; ahs bir yarg olduu iin hikimsenin kar kp
tartamayaca eyler; ve ne olduunu bilmeden, anlamak iin anlam
olduumuz iin neredeyse hepimizin zerinde anlamaya vard aklamalar
arasnda ayrm yapabilmeyi isteriz.
Temel bir ayrm olarak grnen eyle balayacaz.
FTE STANDART: DUYU VER VE SSTEM

Sembollerin deerlendirilmesinde iki usuln birbirinden ayrd edilmesi


nemlidir: 1) Bir semboln szl olmayan duyu-veri gerekliine kar snanmas;
ve 2) Bir semboln dier semboller sisteminde snanmas. "Bu kpekte pire var m?"
cmlesi, szl olmayan kpein incelenmesiyle cevaplandrlabilir. "Bu kpein
ruhu var m?" cmlesi ise kpei inceleyerek deil, ama ruh kelimesinin bir din
sistemde kullanl ekli aratrlarak cevaplanabilir. Ruhunu bulmak iin kpei
incelemek veya "Bu kpekte pire var m?" gibi bir soruyu soyut ekilde tartmak
iki standardn birbirine kartrlmasdr ve dolaysyla varlacak her trl karar
anlamszlatrr.

Kelimelerin

standartlardan

birisi

ile

snanabileceini

gremediimizde veya bu ikisini deerlendirme sreci iinde birbirine


kartrdmzda dnnz karacaktr.
Bu iki deerlendirme standard, gndelik davranlarda olduu kadar
felsefe ve bilimde de iki temel gelenek ve yntemdir. Bir, (en alt soyutlama
dzeylerinde ve ou kez Korzybski an- lambiliminde uzanm ynelimi
(extensional orientation) denilen) duyu-veri ynelimi vardr, bir de (daha yksek
soyutlama dzeylerinde, soyutlama srecinin farknda olarak veya olmayarak,
ve bazen anlambilimciler tarafndan younluk ynelimi [in- tensional orientation]
denilen) sistem ynelimi vardr. Akl yrtmede, tmevarma yntem duyu veri
ile balar ve onun sis- temletirilmesine doru yol alr; tmdengelimci yntem
sistemden balar ve sistemin kurallarndan duyu veri hakknda sonular karr.
114

Duyu-veri

vurgusu

ynelimi

ile

sistem

vurgusu

yneliminin

karlatrlmasn, eitim, felsefe, siyas teori, din vd. gibi eitli sahalardaki
kart eilimlerin
T E C Rkyaslanmasnda
B E M Z D Z E uygun
N E K O bir
Y M yol
A K olarak buluyoruz. Szgelii,
Bat dnyasndaki klasik eitim yzyllardr "yedi yksek ilim"i vurgulamtr.
Modern yksek ilim kolejleri, uzun sredir bu asl yedi disiplinden ayr dm
durumdadr. Ancak bu asl yedi (belagat, dilbilgisi, mantk, matematik,
geometri, mzik ve astronomi) son derece sistem ynelimliydi. Hepsi de
sistemlerin kurallarnn renilmesiyle ilgiliydi: ilk , yani Trivium, ncelikle
szl sistemlerdi; son drd, yani Quadrivium ise ncelikle saysald. Bilimsel
grnen tek dal astronomiydi, ama-bitkileri ve hayvanlar deil de-yldzlar ve
gezegenleri inceleyerek, merakl rencilerin aratrc ellerinden uzak m uzak
bir gerekliin "ebed sistemi" kefedilmek isteniyordu. Eitimdeki daha ada
sahalar ise-tabi ve sosyal bilimler, saha aratrmalar vd.-bilakis ok daha
duyu-veri ynelimlidir.
Tmdengelimci

muhakeme,

biimsel

mantk,

matematik

ve

insan

davranna kuralc yaklam, ncelikle sistem ynelimlidir. Tmdengelim,


grglclk, pragmatizm, ve insan davranna tanmlayc yaklam (yani
kurallarn insanlarn yapmalar gerektii eyleri nasl syledii deil, insanlarn
nasl hareket ettii ve konutuu) ise daha duyu-veri ynelimlidir. Ayn ekilde,
din ve siyasette, geleneksel sosyal veya ahlk dzenin korunmasna yapt
vurguyla, muhafazakr felsefeler arasndaki ayrm sistem tarafna meyillidir.
Din veya siyasetteki birok biimiyle liberalizm ise deiimi, ilerlemeyi vurgular
ve "sistem"e meydan okur.
Alglanan gereklik ile dilin ilikisinde, duyu veri ve sistemler ynelimleri
arasnda apak bir paralellik vardr. Dnyada hibir iki ey birbirinin tpatp
ayns deildir, denilir: Bu, kar tanelerinden alnan bir derstir. Ama, gerekte
birbirinin ayn olmayan eyleri tanmlamak iin tekrar tekrar ayn kelimeleri
kullanrz. eylerin farkllndan haberdarl bir ekilde sembolletirmek
amacyla her kelimenin farkl farkl olduu bir dil hayal edilebilir mi acaba?
Cevap hayr grnyor. Her sz benzersiz olsayd, taklit etmek ve dolaysyla bir
dili renmek ve anlamak iin hibir dayanamz kalmazd. Ksaca ne
sistemimiz, ne de dilimiz olurdu.
Felsefe tarihinde, sistem ynelimine nem veren birok dnr ve
duyu-veri ynelimini vurgulayan dierlerini bulmamz mmkn. F.S.C.
Northrop, ilkinin (sistem ynelimi) Bat dncesini karakterize ettiini,
dierinin de Dou dncesini karakterize ettiini belirtmitir. 1 Northrop'un
115

K E biimde
LMELER
N B Y olduundan
L D N Y A Sbaz
I
ayrmn bile, ok net
iki-deerli
Doulu felsefeciler

esasen Batl saymtr.


Ama biz, bu temel fark gstermek iin Bat ile Douyu dvtrmek
zorunda deiliz. Bat felsefesinde sistem ynelimini vurgulayan dnrler de
bulunmaktadr; duyu veriye vurgu yapanlar da. Bu bilhassa Anglo-Amerikan
geleneinde dorudur, zira Amerikallar kadim Yunanistan'n dehasna sayg
duymakla birlikte, Amerikan dncesi daha ok ingiltere'ye, ok farkl grgl
bir gelenee borludur. rneklendirme ve basitletirme gereince, biri
Rnesansllarn sonuncusu, dieri ise "modernler"in ilki olan Plato ile Francis
Bacon'n alternatif felsefelerini ele alalm.
abuk deiik, kiiden kiiye farkllaan ve dolaysyla salksz nitelikte
olduundan,

Plato

duyu

verilerine

gvensizlik

duyuyordu.

Ebed,

kalc/deimez ve her yerde ayn olacak kadar srekli bireye duyduu istek,
kimi kez klasik tutum denilen eyi temsil eder. Mesel, Theatetus'unda, bu kitabn
nceki blmnde sunulmu olan kiileraras algnn bir tanmn koyar ortaya.
Ancak, kiilerin eyleri farkl farkl grd noktasn belirtmek yerine, Plato,
ok karmak olduu iin algya gvenmememiz gerektiini belirtir. Daha
gvenilir birey iinse, Plato bu duyu dnyasndan deil de ylesi problemlerin
mevcut olmad bir ideal dnyasndan olan bir sisteme ynelmitir.
Yzylmzn bir Platoncusu, Richard Weaver, bu gr ak seik ifade eder:
Tabi olarak, herey, bilgiyle ne kastettiimize baldr. Ben u klasik nermeye
bal kalacam: Duyumsama dzeyinde bilgi yoktur, o nedenle bilgi
evrensellerdendir ve hakikat olarak bildiimiz herey tahminde bulunmamz
salar.
'F.S.C. Northrop, The Meeting of East and West, (New York: MacMil- lan, 1946).

renme sreci yorumu gerektirir ve genellememize ulamak iin ne kadar az


zele (particular) ihtiya duyuyorsak, hikmet okulunda o kadar zeki ocuklarz
demektir.
Modern dncenin btn eilimi, buna btn ahlk drts de denebilir, ferdi
sonu gelmez tmevarmlarla megul etmektir. Bacon'in zamanndan beri dnya
ilk ilkelere yaklamak yerine onlardan hzla uzaklamaktadr, sonuta szl
dzeyde "hakikat"n yerini alan "gerek"i gryor ve felsef dzeyde soyut
fikirlere ve speklatif tefekkre hcum edildiine ahit oluyoruz. 17

17Richard

Weaver, Ideas Have Consequences (Chicago: University of


Chicago Press, 1948, 1960), s. 12-13.
116

Byle bir gr rahatlatc gelebilir, ama bizi dier sembolik sistemlere


balamaktadr. Plato gibi Weaver'in da gereklik dediimiz eyin deerini
bulmaya almamzdan
derece
T E C R B E M Zson
D
Z E N E rahatsz
K O Y M A Kolduunu tahmin edebiliriz.
(Gereklik, genlerin hibir zaman tamamen mkemmel olmad, dairelerin
hibir zaman tam tamna yuvarlak olmad, ve tanmlarn teoriye dayal tahminlere en iyi ihtimalle yaklaabildii, duyu-veri dzeydedir.) Ksacas, Plato ve
bir ada Platoncu olan Weaver ile gstermeye altmz sistem ynelimi,
insann duyu-veri alglamasnn, ancak sembolik bir sistemde mmkn olabilen
incelik ve tutarlla ulaamadn kabul eder.
Francis Bacon, bunun karsndaki gr temsil eder. Drtyz yl
ncesinden ada anlambilimcilerin fikirlerini birok adan nceleyen yazlar,
sistemlere kar neredeyse topye- kn bir gvensizlii ve duyu-veriye ise ayn
derecede topyekn bir inanc sergiler. Bacon, daha genel bireye gitmeye
yetecek rneklemeyi elde edinceye dek, duyu-verinin titiz bir kataloglan- mas
eklinde anlad saf tmevarm savunuyordu. Sistem tabi biimde, ama yava
yava geliecekti. Mesel, bir s ya da k te-

117

TECRBEMZ

dzene koy mak

orisi formle etmeden nce, s ya da n bilinen btn rneklerini almamz ve


onlar incelememiz gerekirdi. Ancak o zaman, genellemeye, bir sistem kurmaya
balayabilirdik.
iki gr de tatmin edici deil. Gndelik tecrbelerimizi dikkate almayan
bir sistemin faydas snrl kalacaktr. Ve dier taraftan, onu kabul etmeden nce
byle bir sistemin nereden geldiini de sormamz gerekir. 18 Katksz biimde
tmevarlm bir duyu-veriye dayal bir sistem imkanszdr; nk, s veya k
terimlerini kullanabilmemiz iin nce onlarn bir sisteme ait olduklarn
varsaymamz gerekiyor. Neyi dahil ediyor, neyi harite brakyoruz? Her iki
sistemde de, dilin cehaletinin, tasarlamayla deil, tesadf ve anlamayla
gelimi bir insan buluu olduunu gryoruz.
Gerek gndelik tecrbeleri yorumlama biimimiz ve gerekse bilimsel
yntem gelenei sistem ile duyu-verinin birletirilmesini gerektiriyor. ahs
yaamlarmzdaki olaylarla balarsak, farkl derecelerde, hem duyu-veri ve hem
de kabul edilmi bir sisteme ilikin fazla tecrbemiz olmadn syleyebiliriz.
Tecrbe ile, bireyi algladmzda harekete geen tutumlarn, sezinlemelerin,
vd. tamamn kastediyorum. Szgelii, bir pck, duyu-ve- riden te bireydir.
Birisinin olay anlatrken syledii "pldm" sznden kastettii, yalnzca
dokunma duyularnn hatrlanmas deil, ok daha karmak bireydir. Bir
pcn anlam (ak, sayg ya da ihanet) tad bir sistemle ilgili bir tecrbe,
sadece bir pck anlamnn szl tasnifinden ibaret olmayan bireydir.
Bir kimse, yamur yadn gzlemliyorsa, bu tecrbe du- yu-veriden
ibaret deildir. yle olsayd, ierde oturup darda yaan yamuru anlatan
birisinin tasviriyle, yamurun altnda duran birisinin tasviri birbirinden
tamamen farkl olurdu. Du- yu-veri her olayda farkldr. erde, birisi bireyi
grebilir, duyabilir ya da koklayabilir. Darda ise, baka birisi bireyi hissedebilir, koklayabilir, ya da bireyi grebilir veya grmeyebilir. Neden ikisine de,
ayn yamur ismi veriliyor? Yamur yadnn gzlemlenmesi, her trl
duyu-veriyi aan bir yorumdur, nk yamur fikri, btn tecrbeleri yamur
snflamas halinde dzenleyen bir sistemin parasdr.
Bir gn srf duyu-veri ynelimiyle, ya da srf sistem vneli- miyle yaamak
zordur. Tecrbelerimizi anlaml klmaya altka, bir ynelimden dierine

18Topyekn

sistemlerin aklamas, ou kez, ilham rn olduklar ve bu yzden kendi

mtevazi fikirlerimize tercih edilebilir olduklar eklindedir.


118

yaklarz. phesiz, iki konum, bu tartmann gsterdii kadar net ve sabit de


deildir.
Anlambilimciler,
szsz dnyay szl
T E C R B E tecrbemizi
M Z D Z E Nsnrlayan
E K O Y M A veya
K
dnyaya uydurmak iin deitiren szl sistemlere pek gvenmezler. Dil
yaanlan tecrbelere hizmet etmelidir, tecrbeler dile deil. Bu noktaya kadar
(ve bu dorultuda) anlambilim- ci duyu-veri ynelimlidir.
imdiye kadar anlattklarmz zetlersek, btn tecrbeler daha byk bir
sistemde anlam biilen, hemen o andaki duyu- verilerin bir kombinezonudur. Bu
sistem, bir olay belirlememize ve snflamamza yarayan bir dil sistemi de
olabilir; olay yorumlarken kullandmz din, siyas ve sosyal bir sistem de
olabilir.
lkinde, szkonusu sistem kltr ve dile dayal olup, kanlmazdr.
kincisinde ise, daha ahs, ve bir derece bir tercih meselesidir. Sadece
duyu-veriyle (o da, hem bir toplum iinde bydmz ve bilincine ermeden
bir dili rendiimiz halde sadece duyu-veriyi edinebilirsek) hibir yere
ulaamayz. Sadece sistemle ise ar yorumcu, fazlasyla dile baml, ya da
kelimelere ve sistemlere "takl" kalrz. nemli olan, baladmz ve vurgu
yaptmz noktadr. Eer tecrbeyle balarsak, yani olabildiimiz kadar
duyu-veriye yakn olursak, daha gvende olacamz bir nceki blmn
sonular ortaya koymaktadr.
TECRBENN OLGUN VE OLGUNLAMAMI DZENLEMES

Her gn, olaylar iimize yarar grnen bir sisteme yerletirmek iin frsat
buluruz. Eer souk bir k sabahysa ve araba birinci defada veya ikinci defada
veya nc defada almyorsa, araba drdnc (ya da n'inci) defada alacak
m, yoksa otobse binmemiz mi gerekli, buna karar vermeliyizdir. Karar annda,
gemi tecrbelere dayanan bir sisteme gveniriz. Uzanmsal tecrbeden
younsal yoruma yneliriz ("Bu araba eninde sonunda alacak" ya da "Bu
araba asla almayacak"). Bunun ne zaman yaplaca nceden tahmin
edilemez. Ya da, ancak belli ihtimal snr iinde tahmin edilebilir. Eer tamamen
sistem ynelimliyseniz, denemeden nce neler olacan bilirsiniz. Eer saf
tmevarmcysanz, hibir zaman bilmezsiniz.
Sk sk, baka kiiler hakknda, onlarn sistemlerinin sonularna dayanarak
yarglar veririz. Ahmak iin, "Bazlar ne zaman ekileceini bilmiyor," deriz.
Kahraman iin de, "Bazlarnda deerli eyler var," deriz. Belki ahmak ile
kahraman ayn kiidirama, kahraman bir defa daha fazla denemitir.

119

K E zorlama
L M E L E ve
RN
B Y L ziyade
D N Yceza
A S I sayesinde, son derece
Yunan mitolojisi,
metanetten

uzanmsal olan karakterlerle doludur. 19 Akla hemen Sisyphus ve Tantalus


geliyor. Onlarn abalar bildiimiz kadar, devam ediyor. Onlara kar mit,
acma ve Camus ile varoluulardan bu yana da aynletirme duyabiliriz. Eer
"mitoloji ire" isek, biliriz ki, Tantalus'un meyveleri ve ikisi elimizin uzanamayaca bir yerde duracak, ve de talih asla Sisyphus'a glmeyecektir. Fakat,
bunun bizim iin deil, bir defa daha deneyip denememe veya genel bir sonuca
(sistem) ulap ulamama konusunda tercih yapan bakalar iin geerli
olduunu

syleyebiliriz.

Bu

bizim

tercihimiz

olduunda,

kesinkes

bilmediimizi biliriz. Tahmin edilebilir bir davran iinde hareket etmeye yatknzdr, doru, fakat bunun nedeni herhangi bireyin kanlmaz oluu deil,
klasik deyimle, kendi mitolojimizin rn haline ge- liimizdir. Bu anlamda,
asla vazgemeyen inanan ile hep vazgeen nrotik, onlara verdiimiz etiket
dnda o kadar farkl deildir. Bizim mrmz ise onlarn arasndaki o geni
lkede geer.
Meydana gelecek eylere ilikin tahminimizin (yani, bir tecrbeyi bir sistem
halinde snflaymzn) meydana gelen eylerin tayininde etkili olduunu
gsteren ok sayda rnek vardr. Bu rnekleri 5. Blm'de tartmtk. Fakat
"dnya bizim irademizden bamsz" olduu lde, tahminlerde bulunmaya
mecburuz. Yaptmz tahminler ise ksmen dnyay nasl tanmladmza bal
olacaktr.
OLAAN DL

Tecrbelerimizi kaydetmek veya iletmek iin, bu tecrbeleri, popler biimde


anlalabilen sembollere indirgeriz. Bizim dilimizi konuan toplumun btn
bu sembolleri mzakere ettiinden, dilimiz mecburen "gevek" ve hatta savruk
olacaktr. Tabiat ve amac, onun, dille anlatlabilecek tek bir tecrbeden daha
genel olmasn gerektirdiinden, dil hibir zaman kesinlik gstermez.
Sembolletirilmi tecrbelerimizin byk ounluunu, bu olaan dil nakleder.
Bir bilim adam veya bir sahann uzman daha kesin bir dil ister, nk onun
szlerini okuyan ya da duyanlar o dilde zel eitim grm sayca az bir
topluluktur.

19Bu

klasik Yunan cezasnn bir aklamasdr. Yunan trajedisinde olduu gibi, kanlmazlk

(sistem) fikri zalim Yunan ceza anlaynda kritik nem arzeder. Belki, belirliliin deil,
ihtimalin kural olduu gnmzde, bizim cezaya ynelik tavr almz farkldr.
120

stelik, dil bir insan rn olduundan, btn ifadelerinde insandan


bireyler bulunur-"d" dnyaya ilikin aklamalar olarak grnenlerde dahi.
Daha nce belirttiimiz
doru gidildike, ahs
T E C R B E M gibi,
Z Dduyu Z E N veriden
E K O Y Mtecrbeye
AK
katlm hayli artar, ve anlaml ifadelerimizin ou, u ya da bu trden tecrbeleri
konu alr. Ancak, d dnyaya ilikin aklamalara ahs katlmn dereceleri
vardr. Oyun sergileyen fillerini ven cokulu sarho veya anne-babasna
odasndaki milyonlarca kaplandan yaknan ocuk, ya da hep kt not alan ve
yamurun altnda durup peki- yi'lik ilk kadna bakp "Harika bir gn!" diye
haykran renci, tasvir ettiklerini sandklar eyin byk lde paras haline
gelmilerdir. Fakat, bunlar u rnekler olsa da, szkonusu olan derece
farklldr. Ne zaman birey sylersek, tasvir ettiimiz eye kendimizden
bireyler katarz. Allm dilimiz kesinlikten uzak olsa bile, cmle trleri
arasnda nemli ayrmlar yapabiliriz. Dilimizi elimizden gelen en gzel ekilde
kullanmak

istiyorsak,

bunlar

ok

nemli

deerlendirme

standartlar

salamaktadr. Mesel, u cmlelerin birbirinden farkn ortaya koyabiliriz:


1. Kpek havlyor.
2. Kpek salkldr.
3. Kpek insann en iyi arkadadr.
4. "Kpek" drt ayakl, havlayan bir hayvandr.
Yukardaki cmlelerin hepsi, ayn kelimeyle balyor: kpek znesiyle.
Fakat, muhtemel bir balam hayal edersek, her cmle birbirinden farkl. lki, bir
tasvir cmlesi; ikincisi, karma dayal bir cmle; ncs bir deer yargs
cmlesi;

drdncs

ise

bir

totoloji.

Bu

drt

tip

cmle,

gndelik

konumalarmzn muhtemelen byk ksmn iine alr. Bunlarn hepsini


inceleyeceiz.
TASVR FADELER

Diyelim ki, nmzde bir kpek var, ve kpek havlyor. O zaman u ifade
zerinde anlamamz gerekir: "Kpek havlyor." Hepimiz sar olsaydk,
kpein azn ap kapadn grebilir, fakat kpein havlayp havlamadn
syleyemezdik. ("Azn ap kapadn gryorum, fakat hibir ey
iitmiyorum-havlyor nu?") Havlyor kelimesi genellikle sese atfta bulunur. Ses
hakknda bir aklama yapmamz iinse, o sesi alglayabilmemiz gerekir.
Ayn ekilde, kpei gzlemleyemeseydik, elimizde hibir anlama temeli
kalmazd. Mesel, diyelim ki, tecrbeyle biliyoruz ki, Barney'nin evindeki
telefon aldnda kpei vahi ekilde havlar. Barney'nin evine telefon edip,
121

K E L Mhavlamaya
ELERN B
Y L D N Ybilmenin
ASI
telefon alnca kpeinin
balayacan
tam zaman diye

dndk. Telefon ettiimizde Barney'nin kpeinin havlad hususunda


anlaabiliriz,

fakat

kpei

gzlemleyemediimizden,

anlamamz

merulatrlamaz.
En doru ve kesin aklamalar, gzlemleme yeteneine sahip kiilerin
gzlemledii eylere ilikin aklamalardr. Tek bir kiinin snrl kalmas
nedeniyle, gzlemde bulunabilen ve gzlemleri hakknda anlaabilen kiilerin
says arttka, onlarn ortak tasvir aklamalarna o kadar ok gvenebiliriz. Bir
aklamaya gven duymak iin, tek bana anlama yeterli bir kstas deildir.
Fromm'un "isimsiz otorite" dedii alkanln basksndan, "yaygn kanaat"ten
vd. ak zorlamann en aikar biimlerine dek, toplumda anlama meydana
getirmenin ok eitli yollar vardr. 5 Birden fazla gzlem yeteneine sahip
kiinin gzlemledii eylere ilikin yaplan aklamalara, tasvir ifadeleri
diyeceiz. Bu standartlara gre, bir numaral aklama, eer havladn gzlemlediimiz bir kpek hakknda yaplyorsa, tasvir ifadesidir.
IKARIM FADELER

Diyelim ki, nmzde bir kpek duruyor ve iimizden birisi "Kpek salkl"
diyor. Karmzda gzlemleyecek birey (birey- ler yapan kpek) var belki, ama
sal havlamay gzlemlediimiz gibi gzlemleyebilir miyiz? Salkl sfat,
genelde gzlemle- nemeyen bir dahil durum iin kullanlr. Bilhassa kendimiz
'Anlamann bireyin tek bana delili olduuna inananlara, Hans Christian Andersen'in
"mparator'un Yeni Giysisi"ni okumalar tavsiye edilir.

iin, bu kelimeyi, "Sanrm salklym" veya "Kendimi salkl hissediyorum"


eklinde bir cmle iinde kullanrz, nk salkl tanmn oluturan tm dahil
artlan, bir doktor gibi gzlemleyenleyiz. (Doktora gittiimizde veya kpeimizi
veterinere gtrdmzde, karmmz snamaya alyoruzdur.)
Kpein salkl olduunu gsterebilecek kimi gzlemlenebilir hareketleri
belki hayal edebilirsiniz; fakat, gndelik dilde salkl anlamna gelen dahil
durumu gzlemleyemediiniz iin, bu cmleye (kpek salkl) tasvir ifadesi
diyemezsiniz. Kpei gzlemlemeden kurulan ifadeye gelince, bilinene dayanarak bilinmeyen hakknda bir tahmin yrtyoruzdur. Ve, bu ifadelere karm
ifadesi diyeceiz.
karm

ifadeleri,

dorulanabilme

yeteneklerine

gre

sralanabilir.

Dorulanma yelpazesi ise, annda dogrulanabilen'den dorulanamaz olan'a dek


uzanr. Bir arkadanza telefon ediyor ve "Arkadam bu saatte evde olmal,
yleyse telefona cevap verecektir" karmn yapyorsanz, karmnzn doru
122

olup olmadn birka saniyede belirleyebilirsiniz. Ama sizin telefonunuz alar


ve atnzda hattn dier ucunda kimse kmazsa, size telefon edenin bir
telefon sapT olduu
size kimin niin telefon ettiini
E C R B karmnda
E M Z D Zbulunabilir
E N E K O Y Mve
AK
dorulayamazsnz.
karm ifadeleri, muhtemel olularna gre de sralanabilir. Bilinmeyen
hakkndaki baz tahminler daha fazla bilgi ve daha fazla tecrbeye dayandklar
iin baka tahminlerden daha isabetli olabilmektedir. Profesyonel kumarbazlar,
sigorta irketleri ve borsa yatrmclar, ellerinden gelen en iyi karmlar
yaparak ihtimallere oynayanlardan bazlardr.
Tasvir ifadeleri gzlem esnasnda kesindir; karm ifadeleri ise ya
muhtemeldir, ya da daha sonraki bir zamanda dorulanabilir niteliktedir.
Pek ok yazar, bizim karm ifadeleri dediimiz kategoriden saylan
cmleler arasnda ayrma gitmeyi tercih ederler. Bir- eyin niin vuku
bulduunu aklayan bir hipotez ve vuku bulacak bireye ilikin bir tahmin
birbirinden ayrd edilebilir. Yani, bireyin (mesel, bir fizik kanununun) genelde
niin vuku bulduuna ilikin bir prensibi aklayan bir ifade ile o kanuna dayanarak belirli bir olay nceden tahmin etmeye ynelik bir ifadeyi birbirinden
ayrmak mmkndr. Konumalarmzn byk ksmnda esas bu ayrmn
oluturduuna inanmyorum. 'Elimdeki kibrit p alevine flediimde alev
snp gider' diyorsam, gemiteki olaylara dayanarak gelecekteki bir olay
hakknda n-tahminde (prediction) bulunuyorumdur. Aklamam, o olguyu
aklad varsaylan baz fizik kanunlarna dayanan bir karm da saylabilir.
Veya,

aklamam

gemi

olaylarn tasvire

dayal bir

genellemesi de

saylabilir-imdiye dek ne zaman kibrit alevine flemisem hep snmlerdir.


Her iki halde de, bilinene dayanarak bilinmeyen hakknda bir tahmin
yaptmzda karm sahasndayzdr; tahminimiz ister mkul bir aklama
olsun, isterse gelecekteki zgl bir olay hakknda olsun, durum deimez.
nsan davranlarnn belki de ou karma dayanr. Sadece hangi aptal
olursa

olsun

karmlar

yapabilecei

iin

deil,

davranlarmz

dayandracamz olgusal gereklere ou zaman sahip olmadmzdan dolay


bu byledir. Yaptmz eyi anlaml klmak ve gelecekte ne yapacamz
nceden grmek iin, varsaymlarda bulunmamz gereklidir. Bunu kabul etmek,
ihtiyattan el etek ekeceimiz anlamna gelmez. Tersine, karmlarmz
destekleyen olgu-tanm temelini gznnde tutarak, bu karmlarda bilhassa
dikkatli olmamz gerektii anlamna gelir. Ki, elimize yeni bilgiler getike
tahminlerimizi deitirmeye rza gstermemiz gereklidir.
123

R D N Y A S I
K E LY A
MR
E LGEI R F
N ABD
EY L
E
L

Drtl listemizin nc ifadesindeki "insann en iyi arkada," gzlemlenebilen


bireyin tasviri deildir. Bir insann hissetmi olduu eye dayanarak yaplan bir
karm olabilir belki (Bar- ney'nin en iyi arkada kpeidir); fakat bakalar
ayn derecede yerinde ifadelere bavurabilir: "Kpek insann en kt arkadadr" gibi. Bu trden ifadelerde, deerlerimizi esas tutarz. Bir kii iin en iyi
arkada bir kpektir; bir dieri iin bir kedi ya da kanarya olabilir; bir bakas
iin de annesi. Anlamaya varlmas ok ey ispatlamaz, nk bir gzlem
zerinde deil, deerler zerinde anlamaya varlyordun Bu tr ifadelere yarg
ifadeleri diyeceiz. 20
"Zevkler (ve renkler) tartlmaz" yarglara ilikin kabul grm bir yargdr:
herkesin zevki kendine. Siz bifteinizi pimi seversiniz, bense az pimi. Siz
er aylk bir sistemi tercih edersiniz, ben smestir sistemini. Siz bu kitaptan
sklrsnz, bense ona baylrm. "Zevkler ve renkler tartlmaz."
Deer sorunu, Charles Morris'in belirtmi olduu gibi, btn akademik
disiplinler iin szkonusudur. yi ya da kt hakknda herkesin syleyecek
bireyi vardr, ve herkesten de renilecek birey vardr. Fakat, tasvir veya
karm ifadelerindekine nisbeten yarg ifadeleri arasnda daha az anlama
beklememiz mmkndr. Milletleraras ince zevk sahipleri veya eletirmenler
kongresine gre milletleraras fizikiler kongresinde daha fazla anlama
salanacan bekleyebiliriz.
Anlama gerekmedii ve hatta beklenmediinden, yarglarn ou kez
deerli olduu ileri srlebilir. Birbirinden ok farkl insan davranlarn ve
kltrel eserlerini aa karan ve tevik eden, ite insanlar arasndaki bu
tercihler alandr. Eer hep ayn yargy paylasaydk, hepimiz ayn kiiyi sever,
ayn yemee itah duyar, ayn ii yapmay isterdik. Durum yle olmasa da,-Allah'tan ki yle deilbir kltr iindeki tercihler benzerlik arze- der. Dil nasl
reniliyorsa, gzellik, moda, zevk lleri vs. de yle renilir. Bir kltrde,
yarglar birbirine ne kadar benziyor- sa, tasvirlerle kartrlma ihtimali de o
denli yksektir, Birey zerinde herkes anlamaya varmsa, onun mutlaka
doru olduunu varsaymak herkese kolay gelir.

20 Yarg'y,

popler kullanmndaki anlamyla deil, deer yargs anlamnda kullanyor

oluumuza dikkat etmelisiniz. Yaygn kullanmyla yarg, karmsal dediimiz ifadeleri de


ierir -"Benim yargm o ki, boyu 1.75'den uzun- ki bu durumda o kiinin boyu hakknda ifade
edilen hibir tercih szkonsu deildir.
124

Yarglar mahiyetlerine

gre

deerlendirmemiz

ve

tek-tip yarglar

beklemememiz veya talep etmememiz yerinde olacaktr, nemli olan, yargda


bulunurken yarglar
T E C R B Esanki
M Z gerekmi
D Z E N E gibi
K O Yifade
M A K etmekten kanmak ve dier
klara ak olmaktr. Byle bir tercih, iletiim ortamn iyiletirmekle kalmaz,
bizi daha ilgin bir kii haline getirir.
TOTOLOJLER

Kpek

hakkndaki

drdnc

ifade

daha

da

farkl.

Drt

aya

gzlemleyebiliyoruz, havlamay gzlemleyebiliyoruz. Fakat, diyelim ki cmle,


bu kpein drt aya var ve havlyor, anlamna gelecek ekilde deil de, kpek
drt aya olan ve havlayan bir hayvandr, eklinde sylendi. Kpek hakknda
konuurken, bir kelime ve onu nasl kullanmak istediimiz hakknda konuuyoruzdur. Tanm ne kadar faydal olabilecekse, kpek'e bir tr tanm
veriyoruzdur. Ayn ekilde, "nsan tysz bir iki-ayakldr" diyebiliriz; u
insann ty yok ve iki aya stnde yryor, diyor deilizdir. nsan (ve bu
arada kanguruyu) bu zelliklerle tanmlayabileceimizi sylyoruz. Bu tr
kpek ve insan tanmlar pekl yararsz olabilir. Her hlkrda, onlar birer
tanmdr, tasvir ifadeleri deil.
Kelimelerin anlam ya da kullanm zerindeki anlama, bir totolojinin
ayrd edici zelliidir. Bir kii bir aklamann isabetli olup olmadn
gzlemlenen gereklikle (tasvir) veya gzlemlenmeyen fakat muhtemel olay ya
da aklamayla deil, bir kullanm sistemiyle anlamaya alyorsa, totoloji
yapyordur. Nitekim, deminki cmle de bir totolojidir; nk, yazarn bu kelimeleri nasl kullanmak istediini ifade ediyor. Tanm gerei, "bir kpek ...tr"
veya "adalet ...tr" veya "anlamsz ...tr" dediimizde, bu ifade bir totolojidir ve
ispatlanamaz; olsa olsa belli bir kullanm sistemi iinde ya kabul edilir, ya da
reddedilir. ayet, "Kpek insann en iyi dostudur" eklindeki cmleyle kpein
dostluk asndan tanmlanmas amalanyorsa, bu cmleyi bir totoloji olarak
snflandrmak mmkndr. Kpeklerin ocuklar ve postaclar srd szsz
dnyaya atfta bulunmadan bu cmle kullanld iin, en yaygn anlama bu
cmlenin sahip olduu sylenebilir.
"-tr" fiili ok sayda grevi yerine getirdiinden ve o kadar ok cmlede
kullanldndan, aslnda karm veya yarg ifadeleri olarak kastedilen ifadeler
totoloji olarak kullanlagelmekte- dir. Bir insann kpekler konusundaki tercihi
mehur olunca, ngilizce konuan dnya, kpei bir deer sistemi cinsinden tanmlar hale gelmitir.
125

K E L M E L E R N birbirine
B Y L kartrldnda,
DNYASI
Farkl ifade snflandrmalar
konumalar da

karmakta ve iletiim kopukluklar meydana gelmektedir. Bir iddiann


basksyla veya dil mulaklklar yznden, bir cmlenin bir anlamyla yola
kp dierine saparz. Sklkla yle birey yaanr: Konumac bir tasvirmi gibi
grnen bir szle balar, fakat bu sz yle geniler ki neredeyse bir genellemeye
dnr. Ayn konumacya kar kldnda, istisnalar bertaraf etmek iin
tasvirini totolojiye evirir. Mesel, bir kii "Kadnlar duygusaldr ve bir kriz
karsnda asla soukkanl olamazlar" diye bir iddiada bulunabilir. Bir baka kii
ise o kadar duygusal olmayan ve kriz karsnda ou erkeklerden daha rahat
davranan bir kadn tandn syleyerek cevap verir. lk konumac yle cevap
verir: "Tamam da, o kimse gerekten kadn saylmaz." Aslnda yapt ey,
konumann konusunu kadnlardan kendi kadn tanmna kaydrmak olmutur.
Bu iddia kendisini Kadnn zgrlemesi hareketinin eletirmenleri tarafndan
eitli ekillerde ortaya atlarak, hareketin "sazcleri"nin ou, "kadndan baka
birey" olarak, yeniden snflandrlmaktadr.
Son ayrm nemli. Birisi bir satran oyunundan szederken "Fil; oyuncular
ne kadar isterse veya baka bir ta tarafndan durduruluncaya dek, kendi
renginde aprazlamasna hareket eder" dediinde, bir totolojiye de iaret ediyor
olabilir; bir satran oyununda grm olduu eyin tasvirini de ifade ediyor
olabilir. Burada, aklamay yaptran artlarn tesbiti nem tayor. ki ihtimal
szkonusu olabilir. Bu sz gzleme mi, yoksa satran hakknda okunan bir
kitaba m dayanarak sylendi? Eer birincisiyse, o zaman o sz bir tasvirdir ve
bir tasvir olarak da tasvirden te hibir geerlilii yoktur. Yani, bu artlar altndaki konumac, bilinene dayanarak bilinmeyen hakknda tahminlerde
bulunmas gerektiinden, sadece ve sadece filin gelecekte nasl hareket edecei
hakkndaki karmlar syleyebilir. Eer ikincisiyse, konumacnn gemi, u
an ve gelecek hakknda konumas iin hibir gzleme ihtiyac yoktur, nk fil'i
onun hareketleri cinsinden tanmlamtr. Hangi ta bu tanma uygun hareket
etmiyorsa, bir fil deildir. kinci durumda, ifade bir totolojidir.
LLER VE BALAMLAR

Bir szn hangi balam iinde sylendii bilinmeden, o sz bir tasvir, karm,
yarg veya totoloji diye snflamaya girimek nereden baklsa risklidir. zleyen
blmde, balamn baz ynleri zerine daha fazla eyler syleyeceiz, fakat
imdi tek bana bulunan ifadelerin deerlendirilmesindeki genel probleme
deineceiz.
126

En azndan, szl balam, yani bir deerlendirme ifadesini evreleyen dier


cmleler vardr; insanlarn szlerinin "balam d" aktarlmasna itiraz ederken
dndkleriT E eydir
bu.
onun
daA Ktesinde, (izleyen blmde
CRBEM
Z Ancak,
DZENE
KOYM
bahsedilecek olan) pa- ralinguistik szler vardr; "iyi anslar!" nidasn bir
biimde sylendiinde en-akrak bir dilee, farkl bir ses tonunda sylendiinde ise baarya ilikin ineleyici bir kukuculua eviren szler. Szsz
balamndan soyutlanm yazl szlerden tevik mi, yoksa istihza m
kastediliyor, anlamak mmkn deildir. Bir de zaman balam vardr. Bir
vakitte bir karm olan, bir baka vakitte bir tasvir ifadesi olabilir. ou kii,
"Dnya yuvarlaktr" (veya "Dnya elipsimsidir") ifadesini bir olgu-tasviri ifadesi
eklinde snflamak isteyecektir; oysa, bu szn uygun standartlar karlamasn
salayan lmler olduka yenidir. Bu arada, sosyal ve kltrel balamn da
hesaba katlmas gerekir. "Her cana bir para yamur yaar" gzlemlerken bir
ilahiyat ya da corafyac muhtemelen farkl maksatlar gdecektir.
Bu tr geni balamlardan baka, bir aklamann yapld zgl artlar da
gznnde

bulundurmamz

deerlendirmemiz

iin

gerekir;

llerimizle

nk

snanmas

bunlarn,

aklamay

gerekecektir.

Szgelimi,

"Yamur yayor" ifadesi sadece, kii havay gzlemise, bir tasvir ifadesidir.
Eer gkgrltsn ve suyun atya arpmasna benzeyen bir sesi iitmeye
dayal olarak sylenmise, cmle, bu tecrbelere dayanan bir karmdr. Daha
kesin konuan birisi yle diyecektir: "Gkgrltsn ve atya den suya
benzer sesleri duyuyorum, ve bundan yamur yadn karyorum." Bu
nemsizmi gibi geliyorsa, bunun nedeni yamur yamazken yayor diye
tahminde bulunmann genelde zarar yokmu gibi grnmesi olabilir. Fakat
yaammzn byk ksmnda tasvirlere deil, karmlara dayanarak hareket ederiz.
Byle zamanlarda, karmlarda bulunduumuzu bilmek bizi daha uyank ve
dikkatli klabilir. Sanki karmmz bir tasvir kadar doru ve kesinmi gibi
"nmdeki araba az sonra dnecek" demeye gre, "nmdeki arabann sa
sinyal lambas yanp snyor (tasvir), ve bundan onun dneceini (karm)
anlyorum" demek, bizi hareketimizde daha fazla ihtiyata sevkedecektir.
Aklamalarn deerlendirilmesi hususunda daha keskin bir eletirel tutum
gelitirmenin yollarndan birisi, herhangi bir aklamaya neden olabilecek farkl
farkl balamlar ve zgl durumlar hayal etmektir. Bu bir anlamda geriye
alyor olsa da, rnek aklamalar zerinde hayal kurmamz, kendimizin ve
bakalarnn konuma alkanlklarna kar daha eletirel olmamza yardm
eder. Aadaki rneklere bakarak, her birisi iin, farkl deerlendirmeleri sonu
127

K E L balamlar
M E L E R Nve
B
YL
D N Y A Sdurumlar
I
veren, farkl muhtemel
farkl
muhtemel
hayal etmeye

aln.
1) Kibar kimseler en son bitirir.
2) Btn yollar Roma'ya kar.
3) ubat en souk aydr.
4) Fkra, insan dinlendiren ho bir fasladr.
5) Lincoln: byk bir adam, byk bir araba!
KONU FARKLARI

Tarttmz drt cmle tr iin faydal varyasyonlar vardr. Balklar konuyu


zaten tasvir ettiinden fazla aklama yaplmayacak.
ahs tasvirler (veya bana-gre gerekler): "Diim aryor" veya "Uykum var."
Bunlar, birden fazla gzlemcinin dorulamas zor veya imkanszdr.
Tasvir aktarmlar: "Tibet'in baehri Lhasa'dr;" "George Washington
1732'de dodu." Bu tasvirler nitelikli gzlemciler tarafndan snanmsa da,
aklamay yapan kii bu snamalar yapamayacak durumda olabilir.
karm aktarmlar: "Mars gezegeninde hayat yok;" "Lee Harvey Oswald
zihinsel zrlyd;" "Patrick Henry 'Ya hrriyet, ya lm' demiti." tik aklama,
iinde bulunduumuz tarih itibariyle, elde mevcut verilere dayal bir karmdr
sadece; gelecekte ispatlanabilir de, rtlebilir de. tkinci aklama eitli
problemler arzediyor; bu problemlere, Oswald'in Bakan Ken- nedy'yi vurduu
karm da dahil (Warren Komisyonunun esas ald "kanun delil" Oswald'in
sululuunu "mkul bir pheyi aacak biimde" ortaya koysa da, bu delil
evrensel bir kabul grm deildir). Bir dier zorluk, "zihinsel zrl"nn
anlam hususunda kyor. Bazlar iin, bakasn vuran kim olursa olsun
"zihinsel zrl"dr. Ki bu, "zihinsel zrl"nn muhtemel tanmlarndan
birisidir. Dier tanmlar alnd takdirde, bu durum sadece karm haline
gelebilir. nc cmle, halk katnda bir tasvir aktarm olarak dnlmekte.
Fakat yaplacak kk bir aratrma, bu sze ilikin kaytlarmzn ilk kez,
Henry'nin yirmi yl sonra yazlan biyografisinde ortaya ktn gsterecektir.
Birisi kp, nl cmlenin sahibinin Henry deil de, biyografisini yazan olduu
karmn yapabilir.
Bu drt tercih, izgisel bir yelpazeye yaylm grnmektedir: Bir kutubu
tasvir aklamalar, dier kutubu ise totolojiler temsil etmektedir. Bu durumda,
karmlar tasvir aklamalarnn yanna, yarg aklamalarn da, karmlarla
totolojilerin arasna koyabiliriz. ki kutup eklindeki ular bize en azndan,
(tasvirlere ilikin) duyu-veri ynelimleri ile totolojilere z-nite- liini veren
128

sistem

ynelimleri

arasndaki

kartl

hatrlatacaktr.

karmlarn

totolojilerden ok tasvirlere yakn olduunu ve yarglarmzn duyu-verilerden


ok, iyi-kt,T Eirkin-gzel
kstaslarmza (sistemlerimize)
C R B E M Z gibi
D ferd
Z E N EveK sosyal
OYMAK
yakn olduunu dnmek daha kolaymza gelir.
Oysa, konuyu daha iyi anlatacak bir ema daire eklinde olacaktr:

Ta
s

Dairesel modelimiz, tasvir aklamalarmzn dahi kelimelere veya


dier sembollere dayandn ve onlarla ifade edildiini; ve dolaysyla
ancak bir sistemin paras olarak anlam tayabileceklerini hatrlatr
bize. Buna ilerleyen bir sreci belirten oklar eklersek, dairesel emada
yle ifade bulurlar: bir sistemin kurallarnn nceden tahminindeki
karmlara gtren tasvirler, ve yeni tasvirlere ve yeni karmlara
uygun dmeleri iin gzden geirilen totolojiler. Byle bir model
faydal kabul edilirse, dairesel sreci dairenin evresindeki tek bir
hareket olarak deil kesintisiz bir sre olarak dnmemiz gerekir.
emamzda, yarglar kategorisini tarif ettiimiz dairesel yolun hemen
dnda brakmay da isteyebiliriz; ak ki, btn yarg aklamalar tasvir, karm ve totolojilerin karlkl bamllna ve gzden geirilmesine ilikin deildir.
Bilimsel yntem, anlatm olduumuz gibi, yarg ifadeleriyle
uramaz. Bilimsel yntemin temelini dier aklama tr oluturur.
Duyu-verilerin tasvirleri, o vakit kullanlan sisteme bal olarak
deiecektir. kiyz yl ncesinin en stn biliminin s tabiriyle tasvir
ettii ey, imdi termodinamik tabiriyle tasvir | edilmektedir.
Kaydedilen yeni duyu verilere gre sistemler de f deiecektir. 21 Irk
meselesi bu yzylda biyolojik tasvirlerin ko-

21Aslnda

bilimsel camiann iinde bile sistemler srf kaydedilen yeni

* duyu-veriler temeline gre deimez. Max Planck yle demitir: "Yeni bir bilimsel
hakikat, muhaliflerini ikna ederek
ve grmelerini
129

KEL
M E L Edavran
RN BY
L D N Ykonu
A S I olmutur. Bilimsel
nusu olmaktan kp
sosyal
tasvirlerine

yntem, yani en ince tecrbeler oluturma giriimi, ke- j sintisiz bir sretir.
Kendi tecrbelerimizi oluturma biimimiz fr olabildiince dikkatli olabilir,
fakat kendi tecrbelerimin tasvir- 1 lerine dayanarak bakalarnn nasl
davrandna ilikin yapt- f m ahs karmlar beni "nsan genelde ok
vicdanl ve drsttr" eklindeki yargya ulatrmaz.
LEMSEL BR TUTUM

John Devvey ve zellikle de fiziki P.W. Bridgman tarafndan gelitirilen


ilemselcilik kavram, daha nce dorulanamaz grlen pek ok cmleyi snama
ve snrlama imkan tanmtr. Bir kii zgl bir ilemi icra ettiinde szl
olandan szsz olana getiinden, anlambilimciler bu kavram zellikle faydal
bulmulardr. lemsel bir tanm, bir iin yaplmasna ilikin bir talimat olup, bu
iin yaplmasyla kavram akla kavuacaktr. Diyelim ki, birisi krmzt rengin
ne olduunu bilmek istiyor; ona iinde krmznn grnecei birok eyden
birisi sylenebilir: "Parman kesersen, akan kann rengi krmz olacaktr."
Daha arsz bir tavsiye ise yle olabilir: Bir trafik lambasnn yanna git, btn
arabalar sra sra beklerken yanan k krmzdr. Elbette baka pek ok yol
vardr.
Sosyal bilimciler ilemsel olarak, bir deneydeki belirli bir uyarcy "sann
kafesten atlamasna neden olan ey" olarak tanmlayabilirler. Profesrler, stn
bir renciyi, belli bir snavda 100 zerinden 95'in stnde alanlar eklinde
ilemsel olarak tanmlayabilirler. Bir ktphaneci de, grlty ilemsel olarak
yle tanmlayabilir: Okurlarn yzde 5'inden fazlasnn verimli okuyamadklar
ikayetine yol aan herhangi birey. Bu rneklerde bir uyarann, stn bir
rencinin, veya bir grltnn gerekten ne olduunu tartmaya yarayacak
hibir ey bulunmamaktadr. lemselcilik kavram, "amalarmza gre" sznn fayda tadn varsayar. ayet ilemsel bir tanm bir baka kiinin
amalarna uygun dmyorsa, farkl bir ilem semekte serbesttir. Seimi ne
olursa olsun, dile ilikin byle bir tutum gzlem yoluyla anlama salamann
avantajna sahiptir.
lemselcilik kavramnda bir snrlamayla karlayoruz.

salayarak deil, belki muhaliflerinin sonunda lmesi ve ona alkan-

lk peyda etmi yeni bir neslin bymesi sayesinde zafere ular." (Ak-

tarldg yer, Max Planck, Scientific Autobiography and Other Papers

(New York: Gaynor, 1949), s. 33.

J
130

Aklamalarmza gvenmeden veya onlar ie yarar grmeden nce onlarn


hepsinin ilerlie kavumasn istersek, speklatif sistemlerin deeri kaybolur.
Teoriler ounlukla,
T E C R B onlara
E M Z ilerlik
D Z E Nkazandrma
E K O Y M A K yollar mevcut olmadan ok
nceleri ortaya atlmaktadr. Zaten, yeni ilem trlerinin yolunu aan da teorik
sistemin bu yapsdr. F.S.C. Northrop'un vurgulad gibi:
Bilim tarihinde tmevartmsal olarak formlletirilen teoriler, mesel Albert
Einstein'tn snrl evren teorisi, hep teorik sorulara cevap olarak kuruldular ve o
esnada onlar snayacak hibir mkul ilem bulunmuyordu. Daha ileri teorik
aratrmalarla birlikte, teorinin deneye dayal biimde snanmasna elveren
teoremlere ulalmas mmkn oldu. Bilimsel bir teorideki btn kavramlar
ilemsel olarak tanmlanm kavramlardan ibaret olsayd, bunun geerli olup
olmadn anlamak zorlard. O halde, dorulayc ilem kendiliinden mevcut
olmakszn, hibir bilimsel teori gn yzne kamazd. 8
lemsel tanmlar, hangi trden cmlede bulunursa bulunsun belirsiz
terimlerden bazlarn daha belirli ve dier trl dorulanamaz kalacak olan pek
ok aklamay da dorulanabilir hale getirerek birok konumay dzeltir.
Fakat konunun ayan beyan speklatif olduu ve bu nedenle deer tad
yerde, ilemsel olma kstaslarnn her hlkrda istenmesi szkonusu deildir.
ZET

Dil aratrmas bizi aikr bir ikircie srkler. Bir taraftan, dnyay birok
biimde tasvir etme hrriyetimiz varm gibi grnr; dier taraftan ise,
dnyay nasl tasvir edersek edelim, ke"F.S.C. Northrop, The Logic of the Sciences and Humanities (New York:
World Publishing Co., 1959), s. 130.

limelerimizle onu arptrz. Tasvir etmeyi arzuladmz eyden soyutlama


yapm ve onu yanstmzdr. Bireye ne dersek diyelim; dediimiz, o ey
deildir.
Bu problemi daha nce hi dnmemiseniz, ortaya kan ey moralinizi
bozabilir. Baz renciler ylesine sarslyorlar ki, ya bsbtn nihilizmi
benimsemeleri ya da mistik veya konumay bile yasaklayan rahiplerden
olmalar gerektiini dnyorlar. Hi hakikat konuamyorsam, hi konumam
daha iyi. Bu da bir yol.
Fakat bu yol (genelde) geersiz kalyor. Konumak art oluyor... ou
zaman da keyif veriyor, te yandan, kar iddia, bu snrlar iinde pekl i
grebiliriz, diyor. Bu da, bizi baladmz yere getiriyor, fakat nemli bir farkla.
131

KELM
ELERN BY
DNYASI
Artk dilimizin getirdii
snrlamalarn
ve Lyetersizliklerinin
farkndayzdr. Bu

suretle de, konuurken ve dnrken daha dikkatli olmaya alrz.


Tecrbelerimizi anlaml ifadeler halinde dzenlemek istiyorsak, dilin snrlar
iinde baz llerin oluturulmas gereklidir.
Bu blmde, farkl sembolik ifade trlerinin karlatrmas iin bir genel
ereve izdik. Bu ereve, bir utan hazr duyu- veri aklamalaryla, dier
utan da szl sistem hakkndaki aklamalarla snrldr. Dilimiz zel semboller
vastasyla farkl aklama trlerini dorudan gstermedii iin, bizim kiisel
olarak dikkatli ve eletirel olmamz nem tayor. Byle bir farkn- dalk,
dorulanabilir bir duyu-veri tasvirini tartyoruz zannederken aslnda bir
kelimeyi bir sistemin paras olarak tartmamzdan doan gereksiz karmaay
nleyebilir.
Duyu-verileri bildiren aklamalara tasvir aklamalar; tanmlar, kullanm
kurallarn bildiren ve bir sistem iinde kurulan aklamalara totoloji ad
veriliyor. karm ifadeleri bu snrlar iinde kalan, hem gzleme hem de sisteme
dayanan, ve bilinenden yola kp bilinmeyen hakknda tahminde bulunan aklamalardr. Deer yarglar ise drdnc aklama trdr, ve ahs veya
kltrel bir deerler sistemi iin belirlenir. Aklamalara zemin hazrlayan
durum bilinmedii takdirde, ou cmleleri bu drt trden birisiyle snflamak
kolay deildir.
Ilemsel

ilkenin

uygulanmasyla,

aklamalar

gzlemlenebi-

len

duyu-verilerle de ilikilendirilebilir. Bu daha alt soyutlama dzeylerinde, farkl


kiiler arasnda birbirini anlama ve anlama ans byk lde artmaktadr.

132

9
insanlar insanlarla konutuunda
inandklarmz ve istediklerimizi bakalaryla paylamann bata gelen aracdr:
Kelimeler bizim iletiim aracmzdr. Fakat, birisi bir konumaya kulak misafiri
olur, kelimesi kelimesine anlar ve syleneni tamamen yanl anlar. Kiiler
arasndaki iletiimin anlalmas, en az nemli hususu iine alr ve bu
hususlarn ilki, geleneksel olarak anlambilim aratrmalarnn paras olmutur.
GSTERGEBlLMiN ALANINDA

Balarda tarttmz gstergebilim kavramn hatrlayacaksnz. Bu kavram,

ELMELER, DNYAYI ALGILAMAMIZA ve anlaml klmam

za yardm eder. Kelimeler ayn zamanda hissettiklerimizi,


sembolleri inceleyen ksmdan oluan bir yaklama verilen bir isimdir:
1) anlambilim: semboller ile onlarn temsil ettii eyler arasndaki iliki; 2)
pragmatics: semboller ve insanlarn onlara gsterdii karlklar arasndaki
iliki; 3) syntactics: bir semboller sistemi iinde muhtemel ilikiler, mesel dilden
dile deien dilbilgisi kurallar gibi.

133

K E L bunlarn
M E L E R ilkini,
N B Yyani
L gndelik
D N Y A Sdil
I
Bu kitapta, esasen
alkanlklarmz ve

kelimeler karsnda gsterilen tavrlar tarafndan belirlenen birey olarak


anlam esas aldk. Gstergebilimsel ema iinde anlambilimi pragmatik
asndan yorumladk.
Syntactics yllardan beri dilbilimin dayana olageldi. 4. B- lm'deki
dilbilimsel grecelilik gezintimiz dnda dilbilgisi kurallar hakknda fazla
birey sylemedik; fakat dilbilgisinin anlamn bir paras olduuna phe
yoktur. Szgelii, ngilizce dilbilgisinin nemli bir paras kelimelerin srasdr;
bu sradaki kck bir deiiklik cmlenin anlamn deitirebilir.
Sz edilen gstergebilim genelde iletiimin konusu veya muhtevas olarak
kabul edilir. Oysa, ilettiimiz anlamn tamam ondan ibaret deildir.
KtLER ARASI LKLER

Gstergebilim meselelerinin nemi uradadr: Kiiler aras ilikiye dair bir


grmz olmakszn insanlar arasndaki konumalardan anlam karamayz.
Aadaki konumay ele aln:
A: Saat ka? B: Oniki
A: Teekkr ederim.
A ve B kimler olabilir, bunu bilmiyoruz. Sk-fk arkada da olabilirler, hi
tanmayan yabanclar da. Yzeyden bakldnda, nemsiz bir konuma; ilk kii
bilgi istiyor, dieri bu bilgiyi veriyor, ve ilk kii teekkrlerini ifade ediyor. Bu
blm ilerledike greceimiz gibi, bu ksa konumadan daha fazla anlam
karmak zere muhtemel saikleri gznne alabiliriz. Belki de, A ve B
birbirlerini tanmyorlar ve bir uakta yanyana oturuyorlar; sessizlikten sklan
A, ylesine bir soru sorarak sessizlii bozuyor. Eer A'nn aklndan bunlar
geiyorsa, kastedilen anlam bilgi edinmek deil, bir duygu paylam arkada
kazanmak olacaktr. (Bu blmdeki "duygu paylam" tartmasna baknz.) Bu
muhtemel yorumun yaplmas, kiiler aras iliki meselesini ortaya karr. Farkl
ilikilerde ifade edilen ayn kelimeler farkl anlamlar tarlar, ilikiye dair bir
fikir edininceye dek, en kesin anlam aa kmayacaktr.
Konuulan szlerde, farkl ilikilerin yansmas da szkonu- sudur. rnein,
u rnee bakalm:
A: Saat ka?
B: Oniki.
A: Harika^

134

Bu konumada, byk ihtimalle u tahmini yapabiliriz: ya A'da mizah yn


var ve B'ye aka yapyor veya A bir ilkokul retmenidir ve B de minik bir
rencidir.
Eer ilk tahmin doruysa, muhtemelen konumaya dikkat kesilirdik,
NSANLAR NSANLARLA KONUTUUNDA
ama konuma eer renciyle retmen arasnda geseydi herhalde kulak
misafiri olmaya bile gerek duymazdk. lkokul rencisiyle retmeni nasl
konuuyor biliyorsak, yle konuuyorlardr. Ancak farzedelim ki, A renci
olsun ve B de retmen. A'ya nasl bir etiket yapt- rrdk? Disiplinsiz? Ukal?
Belki de daha kt birey.
Mesele u: Birbirimize sylediimiz herey aslnda iki eyi ierir: Cmlenin
grnte anlatt anlambilimsel muhteva; ve konuanlar arasndaki belirli
ilikinin ifadesi.
Bu iliki geleneksel rollerden birisi olabilir, mesel retmen ve rencinin,
satc ile mterinin, vs. allm rol gibi. Sre- giden bir iliki hakkndaki anlk
tutum ve duygular da ierebilir; kzgnlk, hayal krkl veya zellikle
muhabbet.
'Bu rnek hakknda daha fazla bilgi iin ve snfta, zellikle de ok kltrl snfta olup
bitenler asndan anlam ve nemini kavramak iin, bkz. R.T. McDermott ve Shelly
Goldman, "Teaching in Multicultural Settings", 'ok-kltiirl Ortamlarda retmenlik
Yapmak', Proceedings of the Conference on Multicultural Education, (Amersfoot, Netherlands,
1982).

Bu, bir ilikiyi yeniden tanmlama abasnn iareti de olabilir: Bernie


Schwartz bir alanna "Bana Bay Schwartz deme, Bernie de" diye konuurken
isimler konusundaki tercihinden ziyade aralarndaki iliki hakknda bireyler
sylemektedir. te yandan, yarm gn alan liseli bir iisi ona "Bernie." dedii
takdirde, Bay Schwartz belki de neye uradn aracaktr.
Her hlkrda, her ne zaman kelimelerin anlamna bakyorsak, o
kelimelerin konuan ile dinleyen arasndaki iliki hakknda, veya ilikinin
kelime seimini nasl etkiledii ve dinleyenin onlara nasl karlk verdii
konusunda neler ifa ettiini sormalyz.
letiimin muhteva ile iliki ilevleri arasndaki bu ayrm ilk kez, kiiler aras
iletiim incelemelerini etkilemi olan The Pragmatics of Human Communication
isimli kitapta ele alnmt. 22Kitabn yazarlar Watzlawick, Beavin ve Jackson,
bildirim (report) ve komut (command) ieren belli bir prensibe gre terim
dizileri belirliyorlar. Bildirim grnr anlambilimsel muhtevay, komut ise

22Paul

Watzlawick, Janet Beavin, ve Don Jackson, Pragmatics of Human


Communication (New York: W.W.
Norton, 1967).
135

KELME
L E R etmektedir.
N B Y L Onlarn
D N Y A Sda
I
konumacnn maksadn
tekil
ileri srd gibi,

bilgisayar benzetmesi belki yararl olabilir: Bildirim bir bilgisayara yklenen


verilere; iliki ise bilgisayara o verileri nasl yorumlayacan ve nasl karlk
vereceini anlatan programa benzemektedir.
BALAM

nsanlar arasnda mbadele edilen kelimelerin anlamnn yorumlanmasnda


nc bir husus daha vardr. Ne gariptir, hibir kelime iermeyebilecek ve
aslnda ifade edilen kelimelerin yerini tutabilecek bireydir bu: balam.
Balam kelimesini ounlukla kelimelerin nndeki ve arkasndaki
kelimeleri belirtmek iin kullanrz. nl bir konumacdan yle bir ikayet
duyabilirsiniz: "Szlerimi balamndan koparp aktaryorlar." Yani, aktarlan
szlerin nnde ve arkasnda neler olduunu bilmeyen dinleyici, konuann
niyetine dair yanl bir fikir edinebilir. Sylediklerimizin byk ksmnn,
balamndan kopartld takdirde, kastedilenden farkl bir izlenim verebilecei
muhakkaktr.
Ancak, bizim balamdan anladmz, kelimelerin nndeki ve arkasndaki
kelimelerden ok daha genitir. Burada (bu balamda!) zellikle unu
kastediyoruz: Ortak gemi tecrbeler, konu hakkndaki ortak bilgiler, ve doru
olarak kabul edilen ve o yzden de kelimelere dklmesine gerek olmayan
dier noktalar sayesinde konuan ve dinleyenin paylat anlamlar; durumun
yorumlanmas, zaman, mekan ve bizzat olayn anlam ve nemi; mesajn
iletildii ara: ahsen, telefonla, daktiloyla yazlm bir mektupla, bir
kartpostalla vs.
Muhtevann iine ou dile getirilmeyen bir sr ey girer. Fakat balamla
ilgili bu noktalar hesaba katmadmz takdirde, konuann szlerini kolayca
yanl anlayabiliriz. Gerekten de, anlamn byk ksmn tayabilen balam,
da vurulan kelimelerden sklkla ok daha fazla anlam ve nem tamaktadr.
Candan arkadalar, bir bakasnn ne hakknda konutuklarn veya onlar
kahkahaya boacak denli komik olan eyin ne olduunu pek anlamayaca bir
konumay yarm saat boyunca srdrebilirler. Onlarn (paylat) anlam
byk lde balama dayaldr. O kadar ok ey paylalmaktadr ki, bir-iki
kelime derin bir anlamlar havuzunun musluunu amaya yetmektedir. Yakn
dostlarn bir kelime bile etmedii halde dierinin dnd eyi bilmesinin bir
nedeni de bu olabilir. Belki de telepati. Fakat, her biri, gemi olaylara dayal
olan konuma-d alandan benzer anlamlar hissediyor olabilir.
136

Keza, (bu blmn ilerleyen sayfalarnda ayrntl biimde tartlan)


merasimlerde, konumalarn ya da gftelerin anlam ou kez szkonusu
kelimelerden
ok ok uzak der. Anlam, ncelikle kelimelerde deil,
NSANLAR NSANLARLA KONUTUUNDA
katlanlarn ortaklatklar gemi tecrbelerde ve belli bir zaman ya da
mekanda sylenen veya yaplan kimi eylerin artrdklarnda yatmaktadr.
Milli marn veya ylbanda sylenen noel arksnn veya "Ah O Eski Gnler"
arksnn anlam nerededir? Bir dn trksnn veya mezuniyet treninde
dekann rencilere yapt konumann anlam nerededir? Anlamlar, da
vurulan kelimelerde deil, balam alanndadr.
Dilbilimcilerin ve antropologlarn eserlerinde, insanlarn nasl iletiim
kurduklarnn ve anlam nasl paylatklarnn anlalmasnda balamn
nemine oka yer verilmitir. Hatrlarsanz (4. Blm), dilimizi kullan
biimimiz, en az konuulan dil kadar, kendimiz ve dnya zerine dnme
biimimizi etkilemektedir. Antropolog Edward T. Hallis balam kavrayn
kltrlere ve iletiime yn veren kurallara dek yayan bir teori gelitirdi. 23 yle
diyor Hail: Hakim orta-snf Amerikan kltrnn de dahil olduu baz
kltrler kelimelere deer verir. Anlam kelimelerle ayan beyan da
vurulduunda rahatlk hissederiz. Birey sylenmemise onu iletilmemi
sayarz. Hall'a gre, ok "dk-balam kltr"mz var. Ve elbette, kelimeleri,
ifadenin ak-seikliini, objektiflii vs. konu alan genel anlambi- lim
aratrmalar bir "dk-kltr" aratrma sahasdr.
Gelgelelim,

birok

kltr,

iletilmek

istenen

hereyin

kelimelere

dklmesine deer vermez. Bu kltrler yelerine kelimelere dkmeksizin


renmenin en iyi yol olduunu ve sze dayal renmeye gre evreyi
gzlemleyerek ve hissederek renmenin daha iyi olduunu retir. Bu tr
yksek-balam kltrlerinde konuma zellikle deerli deildir veya bir
fkrann "esprilinin izahnn bireyleri alp gtr gibi bireyleri alp gtrd dnlr. Veyahut, konumaya deer verilir, fakat dar bir
anlambilimsel muhtevadan ziyade konumann belagatdr nemli olan. Pek ok
Asya kltrnde iletiime ynelik geleneksel tutumlar bu ksa tasvir
ekillendirir. Birok yerli Amerikan kltrne z-niteliini veren konuma ve
renme karsnda taknlan geleneksel tutumlardan bazlarnn tarafsz bir
tasviridir bu ayn zamanda.
Balam, farkl faaliyet ve ilgi alanlarndaki kelime ve sembollerin anlamn
anlamamza da yardm eder. Bir romandaki kelimeler okuyucu iin bir balam

23Edward

T. Hall, Beyond Culture,


(Garder) City, N.Y.: Doubleday, 1976)
137

K E kitabn
L M E L Ebiti
R N kelimeleri
B Y L anlamlarn
D N Y A S I neredeyse tamamen
tesis eder; o yzden,

oraya kadarki ksmdan alr. Son sayfada kadn kahramann "Sonsuza dek,
hoakal" szn glerek mi yoksa alayarak m sylediini, kitabn tamamn
okumamsak anlayamayz, te yandan, bir konserve kutusunun nasl
alacan anlatan talimatlar, daha nce hemen hi bilgi sahibi olunmadn
farzeder. Bir operann anlam (metni veren) librettoda bulunmad gibi, bir din
ibadetin anlam dua ve ilahilerin kelime anlamnn anlalmasyla anlalmaz.
Her ikisi de yksek derecede balama dayaldr ve bir opera hayranna veya bir
abid'e zahir olan anlamlar, dardan gelmi bir ziyaretiye grnmeyecektir. Bir
haber, szgelii New York Borsas'nn kapan fiyatlar balam noktasnda ok
dktr: Hemen hemen anlamn tamamn zikredilen belirli bir fiyat tar; ne o
haberi okuyan ve ne de haberi okuyann ses tonu vs.
Kelimelerimizin farkl maksatlar veya ilevler yanstan ok saydaki
anlamlarndan

bazlarna

gemeden

nce,

kelimeleri

syleyi

biimimizin-fsldyor muyuz, haykryor muyuz, hzl m yoksa yava m


sylyoruz-iletilen anlam deitirebileceini hatrlamamz gerekiyor.
Yllar nce, Stan Freberg'in hazrlad ve halkn beenisini kazanan bir
plak, Marsha ve John adndaki iki kii arasnda geen ksa bir konumay
sunuyordu. Konuma yle balyordu:
"John..."
"Marsha..." "John..."
"Marsha..."
"John..."
"Marsha..."
(Yukardaki diyalogu esas alan zeki bir okuyucu dakikalk konumann
tamamna dair bir fikir edinebilir.)
Diyalogun matbu biimi, plakta konuan sanatlarn sadece iki kelimeyle
verdikleri eyi vermemektedir. Kelimeleri farkl vurgularla ve farkl ses
tonlaryla syleyerek byk anlam farkllklarna iaret edebilmektedirler.
Aslnda plaktaki bu diyalog o kadar baarlyd ki, kimi radyo istasyonlar "fazla
imal" olduu gerekesiyle bu zararsz konumay yayndan kaldrd.
ki kelimelik bir konudaki sese dayal farklar, iletiim hakknda ok nemli
fakat basit iki noktay ortaya koymaktadr: Konuulan sz, nasl sylendiine
bal olarak, maksat ve yorum itibariyle birok farkl anlam tayabilir; ve, bir
cmlecik veya hatta tek bir kelime, balamna ve ifade edili biimine bal
olarak ok sayda ilev stlenebilir. Konumalarnda hassasiyet gsterenler, diplomatlar, terapistler herhangi bir kelimenin veya ifadeciin ok sayda iletiim
138

maksadna hizmet edebileceinin ok iyi farkndadr, ve kiiler ey-kelime


ilikilerinin yerleik semantiine gereinden fazla nem verdike bu farkndalk
sklkla
gzard edilmektedir. Bu trden bir farkndalk olmadan, ya gndelik
NSANLAR NSANLARLA KONUTUUNDA
konumalarn pek oundan, belki de byk ksmndan sarf- nazar ederiz, ya
da konuulan hereyin anlamn batan sona yanl yorumlarz.
YAN DL

Leo Rosten The Joys of Yiddish24 isimli zevkli kitabnda Yidi- ce'nin zenginliinin
baz kelimelerin "Yidi ses tonu" tarafndan belirlenen birden fazla anlam
tamasnda yattn syler. Ros- ten, karsndan yle bir telgraf alan bir Rus'un
hikayesini anlatr: DOKTOR AMELYAT DlYOR AMELYAT. Adam hemen u
cevab gnderir: DOKTOR AMELYAT DlYOR AMELYAT. Bu haberleme
yneticilerde phelere yol aar ve bunlarn gizli bir ifre olup olmadn
aratrrlar. Fakat adam telgraf yanl okuduklar iin onlar protesto eder.
Karsnn syledii sadece ve sadece udur: "Doktor ameliyat diyor. Ameliyat?"
Ve cevap: "Doktor ameliyat diyor, ameliyat!"
Ses tonunda, konumadaki ini-klarda, konumann hz ve perdesinde,
sesin yksekliinde, vs.deki anlam tayan farkllklara verilen genel isim
yandil'dir (paralanguage). Yandil, yz- yze yaplan sradan konumalarda dahi
btnn yalnzca bir ksmnn belli bir ifadeye belli bir yorumu katmak (veya
belirli bir maksad ima etmek) iin iletildiini syler. Sosyal ortam (bir kokteyl
partisi veya bir cenaze merasimi), szd iaretlerin muazzam genilii (yz
ifadesi, sa stili, giysi, gz hareketi, duru, konuan kiilerin arasndaki mesafe
ve mimikler), ve hatta duymay umduumuzla duyduumuzu dndmz
arasndaki farkllk birbirine benzeyen ifadeleri farkl komutlar haline
getiriverir. Baz yazarlar btn bu farkl veheleri farkl komutlar diye
isimlendirmektedir.

Baz

yazarlar

ise

iletiimin

btn

bu vehelerine

"iletiimtesi iletiim" (metacommunication) demektedir. Iletiimtesi iletiimin


ok farkl anlamlar iin kullanldn, bunlarn arasnda zmleyci iletiimde
kullanlan teknik dilin de bulunduunu belirtmemiz gerekiyor.
Daha nce sylendii gibi, geleneksel anlambilim incelemelerinin ou ve
genel anlambilim eserlerinin byk ksm keli- me-ey ilikisine (Morris'in
paral emasnda anlambilim boyutu) ylesine vurguda bulunmu ve matbu
veya yazl kelimelere ylesine bel balamlardr ki, yandile ve ileve ilikin anlam mlahazalar ihmal edilmitir. Oysa bunlar dikkate almadmz takdirde,

24Leo

Rosten, The Joys of Yiddish


1 3 9 (London, Penguin Books, 1968).

K E L M E Lfazlasyla
E R N B bal
Y L kalarak
D N Y Ayabanc
SI
kelimelerin lafz anlamna
dil renen ve

kendilerine "Naslsn?" diye sorulduunda salk durumlarn bildiren veya


Japonya'da "Nereye gidiyorsun?" sorusuna drst bir cevap veren rencilerin
yaad skntnn aynsn yaarz. Bir adan bakldnda bu iki soru
birbirinden tamamen farkl grnr; ilev asndan bakldnda ise iki soru da
ayn anlama gelir: "Merhaba."
DUYGU PAYLAIMI

Eften pften konumalar, anlk selamlamalar, gevezelikler; Bro- nislavv


Malinovvski'nin duygu paylam (phatic communion) ismini verdii temel bir
iletiim trnn iine girer, iletiimi ho karladmz, dost olduumuzu veya
en azndan baka bir kiinin varln kabullendiimizi gstermek iin kelime
al-veri- inde bulunuruz. Her ne kadar duygu paylam iin muhayyileyi
kullanmak gerekmiyorsa da, ingilizce'de iletiimin bu ilevi iin zel
kelimelerimiz bulunmuyor. "Naslsnz?" veya "Merhaba," veya "Gzel bir gn"
diyoruz. Blgelere ("Nassn?") veya tanklk derecesine ("N'aber?") veya zel
durumlara ("Amma souk deil mi?") gre, bu, deiiklik gsterebiliyor.
Kelimeler ne olursa olsun, konumac fiiliyatta yle demektedir: "Seni gryorum ve sana dostum." Bylece, iletiim kanallar almaktadr.
Duygu paylamnda, telaffuz edilen kelimelerin ne olduu nemli deildir.
Bunu Avrupa'ya ilk defa seyahat eden Amerikal bir iadamnn fkrasnda
grmek mmkndr. adam ye mekte bir Franszla yan yana der. Birbirlerinin
dilini bilmi- yorlardr, ama glmseyerek selamlarlar. arap servisi yapld nda
Fransz bardan Amerikalya doru kaldrarak "Bon ap- petit!" der. Amerikal
anlamaz ve "Ginzberg" cevabn verir. Ye mekte baka ey konuulmaz. Akam
yemeinde, iki adam ayn masada yine yan yana otururlar ve Fransz
Amerikalya doru arap bardan kaldrarak yine ayn eyi syler: "Bon
appetit!" Amerikalnn cevab da ayndr: "Ginzberg." Garson bu garip diyalogun
farkna varr ve akam yemeinden sonra Amerikaly bir kenara ekip yle
der: "Fransz ismini sylemiyor, size afiyet olsun diyor, yemeinizden honut
kalmanz temenni ediyor." Ertesi gn, hatasn dzeltmek isteyen Amerikal
le yemeinde Fransz arayp bulur. lk frsatta bardan kaldrr ve yle der:
"Bon appetit." Fransz'n marur edayla verdii cevap u olur: "Ginzberg."
Bu fkrada ortak bir dilin bilinmeyii daha anlaml bir ilei- imi imkansz
hale getiriyorsa da, sessizliin getirdii gerginiu;i ortadan kaldran ve dostluu
da vuran, Bon appetit (ve Cin/ berg) gibi basit kelimelerin sylenmesidir.
Eften pften konumalar olmadan, sonrasnda "derin konumalar" olamaz.
140

Duygu paylam iin geerli olabilecek yegne kural udur: letiim konusu
yle birey olmaldr ki, her iki taraf da onun hakknda bireyler syleyebilsin.
Bundandr
ki, herkes hava hakknda konumaktadr, nemli olan ey
NSANLAR NSANLARLA KONUTUUNDA
konumaktr; ve bundandr ki, duygu paylamlarnn ou bir soruyla balar.
nk cevapsz soru olmaz.
Duygu paylamnda belli bir malumat talep ediyor deiliz- dir ve bizden
de tam tamna ve dosdoru bir cevap vermemiz de istenmemektedir. "Naslsn?"
sorusuyla selamlandmzda, soruyu doktorumuz sormu gibi cevap vermeyiz.
Tam tamna bir cevap verdiimizde ise yazar James Thurber'n "Karnz nasl?"
sorusuna verdii u cevap gibi mizah ykl olur: "Neye gre nasl?"
Ancak, selamlamann bir eidinde belirli bir malumat istenir. Gizli rgt
yeleri herkesin parolay, zel el skma eklini, veya dier sembol bilip
bilmediini belirlemek iin karlatklarnda bazen ifreli konuurlar. Gizli
soruya verilen cevap doru deilse, o kii bir Mason biraderi veya Theta bacs
vs. olarak kabul edilmez ve iletiimin devam etmesi mmkn olmaz. Bu tr
ifreli duygu paylamlar, rgt yelerinin ortaya karldklar takdirde
baskya urama ihtimali olduu zamanlara dek uzanr. Gnmzn baz "gizli
rgtleri" arasnda durum tersine dnm grnyor. ifreli selamlamalar,
"gizli" yelerden ziyade dardakilerin menfaati iin ounlukla sesli biimde
yaplmaktadr. Duygu paylamlar genelde en kastsz, hatta rast- gele olan
iletiim biimidir. Bir davette misafirlere srayla ho- geldin diyen ev sahibinin
"Az nce kaynanam ldrdm" gibi bir sz karsnda glmseyip "Gzel,
umarm kendinizi iyi his- sediyorsunuzdur" cevabn verdii hikayeler iyi
bilinir. Bunlar, duygu paylam konumalarna ne kadar az anlam yklendiini
ve

konuan

kiinin ne

dediine

ou

kez

kulak

bile

verilmediini

gstermektedir. Ancak, bu tr ar rneklerde, birtakm sesler mbadele


edildikten sonra iletiim kanallarnn ne kadar alacan sorabiliriz. Her
hlkrda, yle grnyor ki, sesi sessizlie tercih ediyoruz.
LETMN ENGELLENMES

letiimin ilkinin zdd olan ikinci bir ilevi daha vardr. Verdiimiz selamn
gerek mesaj o olsa bile, hemen hibir zaman konumamza "Seni gryorum
ve seninle dostum" diye balamadmz gibi, daha fazla iletiimin nne
gemek iin de dorudan doruya "Seninle artk daha fazla konumak
istemiyorum" demeyiz. Elbette, bu bazen syleniyor. Fakat, ustalk kazandmz daha incelikli yollar bulunuyor.
141

K Etepkileri
L M E L Evardr:
R N B "Haa!"
Y L "Aptalca
D N Y Abirey!"
SI
Aradan syrlma
"Ya ya, eminim!"

vs. Konumacnn bunlarla iletiime set ekmeyi mi, yoksa ne iseler onu mu
kastettiini belirlemek ou kez gtr. Her iki durumda da, karlkl
konumaya son vermek iin, iyi seilmi birka tepki yeter-bir arkadala son
vermek iinse biraz daha fazlas.
Sonra, konumacya veya konuya ilgisizlii gsteren korunmal laflar veya
mrltlar: "Ya, sahi mi?" "Anlyorum..." "Gerekten de," veya "Hmmm."
Bu kck ilgisiz karlklar bir konumay sona erdirecek, aksi takdirde
ayn amaca byk laf kalabalklaryla ulalacaktr. Ya konuulan dil hibir ey
sylemiyor gzkmekte, ya da ifresini zmek o kadar zordur ki, uramaya
demez gzkmektedir. mark ocuklarn, szlye kalkan rencilerin, ve
baz milletvekillerinin ok tuttuklar bir teknik, konuyla ilgisi olmayan birey
hakknda konuup durmaktr.
KAYIT-AKTARMA LEVLER

retmenliin bir tanm yledir: "retmenlik, ders notlarnn, zihinlere geip


gemediine bakmadan, rencilerin defterlerine aktarlmasdr." Birka yl nce
Midwestern'daki byk bir kolejde yle bir olayn meydana geldii
bildirilmiti: Bir profesr anlataca dersi banta alm ve bant snfna gndererek dinletmi ve her gn byle yapm. Haftalar sonra, snfn yanndan
geerken ilerin yolunda gidip gitmediini anlamak iin durduunda, bakm ki
her rencinin srasnn stnde baka bir kayt makinesi var. Abartlaryla
birlikte, bu olay iletiimin temel bir ilevini ortaya koymakta; ve bu ilevde,
birey dakik bir aktarma ve kayt makinesi gibi hareket etmektedir.
Bir anlamda, iletiimin hepsi, bir malumatn aktarlmas ve baka birisi
tarafndan alnmas srecidir. letiimin tanmlarndan birisidir bu. Fakat,
gnderilen mesajn tr ve maksadn tanmlayabileceimiz ok eitli yollardan
bahsettiimiz zere aktarma-kayt kategorisi yetersiz kalmaktadr. Bu kategori
yalnzca ok tarafsz bilgi mbadeleleri, niyetin herhangi bir ara olmad
mesajlarda, dinleyiciye yaplan iltifatlarda vs. faydaldr. Nitekim, bir sonraki
otobsn ne zaman kalkacan sorarken ve cevab alrken, saatin ka olduunu
sorarken ve cevab alrken, haberleri, hava durumunu, snfta anlatlan dersi vs.
anlatr ve dinlerken... btn bunlar iletiimin bu ilevine rnek gsterilebilir.
ARASAL LETM

Birey sylediimizde ve szmzn sonucu olarak birey meydana geldiinde,


yorumlarmz o olayn meydana gelmesine se- beb olma noktasnda ara nitelii
tamtr. letiimin ara olma ilevi, ondan beklenen en yaygn maksatlardan
142

birisidir. Sekretere bir mektuptan nsha daktilo etmesini syleriz. Yemekte


arkadamzdan tuzu uzatmasn isteriz. Bir satcya kapmzdan ekilip
gitmesini
emrederiz.
NSANLAR NSANLARLA

KONUTUUNDA

letiimin ara niteliiyle ilgili kategori, eitli ifade trlerine izin verecek
denli gevektir. fade ekilleriyle, ak ve seik biimde aralk nitelii tayan
ifadeler vardr. "Kapy kapat" dediimizde kap kapanyorsa, kardmz sesin
kapnn kapanmasnda etkili olduunu farzedebiliyoruz. Yol at sonular o
kadar kolay biimde azmzdan kan szlere atfedilemeyecek ifadeler de
vardr. Piknie gitmeyi planladmz bir gnde yamur yayorsa ve biz de
"Yamur,

yamur,

din

artk"

arksn

sylyorsak-ve

yamur

da

diniyorsa-szmzn bu ie sebep olduunu farzetmek haddini bilmemek olur.


Dualarn ou geleneksel anlayta vesile saylmtr, ve mmin dualarna
"cevap verildi"ine inanyorsa bu insanlar iin duann bir arasal iletiim
olduunu syleyebiliriz. Ayin merasimi ve iletiimin by ilevini tartrken bu
konuya tekrar deineceiz.
Baz ifadeler niyette veya fiiliyatta ara nitelii tar, fakat o ekilde dile
getirilmezler. Mesel, tuzun size uzatlmasn istiyorsanz, onu dorudan
doruya da isteyebilirsiniz (ara), yemein tuzunun eksik olduu yorumunu da
yapabilirsiniz (bilgi aktarma). Bir kadn yeni bir krk manto arzuluyorsa, bunu
ya dorudan ister ya da kocasnn kyafetlerinin ne kadar gzel olduu
yorumunu yapar (etkili bir teknik), zel hava yollar yolcularndan sigaralarn
sndrmelerini deil de "Sigara iilmez levhasna uymalarn" rica ettiinde ara
niteliini tayan bir istek baka bir arasal eylemle sonulanabilir.
Baz arasal ifadelerin ayrd edici zelliklerinden birisi, konumann
tarzyla istenilen eylem arasndaki belli belirsiz benzerliktir. Bazen kelimeler
sanki bir ivi veya kam kabilinden letlermi gibi konuuruz. Sesleri elimizden
geldiince istediimiz hareketi taklit edecek ekilde karrz. Tpk bir futbol
manda seslerden ara olarak medet umup bagrld gibi: "Vur u topa,
vuurrr!"
DUYGUSAL LETM

Mesaj konuann dinleyiciye ynelik bir duygusunun tekil ettii iletiim


duygusal iletiim olarak bilinir, iltifatlar, vgler, pohpohlamalar, ve ayrca
istihzalar ve krc szler bu snftan saylabilir.
letiimin ilevlerinin pek ounda duygusal eler vardr. Yal dostlarn
birbirlerini "Mthi grnyorsun!" diyerek selamlamasnda olduu gibi,
143

K E L ierebilmekteM E L E R N B dir.
Y LBir
Dnceki
N Y A ksmda
SI
duygu paylam vg
belirtildii gibi,

belli bir amaca ulalmasna, ou kez, duygusal iletiim en iyi ekilde arac olur.
Toplumumuzda, duygusal iletiimi kullanmak erkeklerden ok kadnlarn
geleneksel rolnn paras olmutur. Gelenein kendilerine yeterli g
vermedii yerlerde kadnlar hedeflerine dolayl yollardan ulamak zorunda
kalmlardr. Ve bu dolayllk duygusal dil klna brnen bir amaca dnk
arzular eklinde yansyabilmektedir.
Vkaya veya tasvire ilikin duygusal olmayan dil veya ak ve net
isteklerde kullanlan dil, kiiler aras iletiimde yaygn olan daha arzu edilir
dilden deildir. Bilim adamna raporunu yazarken aklk ve belirginliinden
tr gpta ve sayg duysak da, onu kur yaparken o kadar ak ve net
bulmayabiliriz. Belki de bunun nedeni, bilim adamlarnn ayn gaye peinde
koan kimselerle iletiim kurmasna karlk, diplomatlar veya aklarn birbirlerinin ayn gaye peinde olduklarndan emin olmamasdr.
Duygusal dil ayn zamanda ikna edici dildir. nsan, birok durumda,
kendisinden dorudan istendii takdirde bireyi yapmayacak; yle bireyi
kabul etmesinin neden mmkn olmadn farkedecektir. Grne baklrsa,
biz istediimizi dndmz eyleri yapmay tercih ederiz, yapmamz
sylenenleri deil. Bir niversite snfndaki rencilerin profesrleri zerinde
gerekletirdii bir deney anlatlr, renciler, hocalarn normalde yapmad
ve kendisinden istense kesinlikle yapmayaca bireyi yapmaya zorlamak
amacyla basit renme (mka- fat-ceza) teorisini uygulayacak bir grup
oluturur. Bu rnekte, sze dayanmamasna ramen, duygusal mkafat ve
cezalar, ara niteliindeki gayeler iin kullanlan duygusal dilin faydasna
benzetilebilir, renciler, profesre dersi snfn kesinden an- lattrmaya karar
verirler. Bunun iin kullanlan vasta da, her iyi hoca gibi profesrn
rencilerin yz ifadelerine, her sz not almadaki isteklerine, yapt esprilere
glmseyip glmseme- diklerine, nktelerine glp glmediklerine dikkat
etmesidir. Profesrn istenen keye doru her ilerleyiinde bu tepkiler olumlu
olarak gsterilir. Aksi istikamette gittiinde ise renciler sklm grnerek,
pencerelerden dary seyrederek, ayaklarn oynatarak, ve ocukluktan beri
tekrar edilen dier rencilik davranlarn sergileyerek karlk verir. Sonu:
Yaryln sonunda, profesr snfn o kesinden ders anlatmaktadr.
Diyelim ki, bu hikaye uydurma; fakat duygusal iletiim bir dizi durumda
dinleyiciyi dorudan istenildiinde yapmayaca eylere sevkeder. Bunu
satclar bilir ("Sadece sizin iin zel bir indirim yapacam"); profesrler bilir
("Eminim, Artaud ve Beckett'e ilikin aratrmalarnz sizi bu soruyu sormaya
144

yneltti"); ve de aklar bilir. oumuz kelimelerin benlik zerindeki etkisinin


farkndadr. ("Eminim ki, sen deerli okuyucum, iletiim srecine ok ilgi
duyuyorsun.")
Dil araclyla bir bakasna iyi (ya da kt) eyler hissettirmek,
NSANLAR NSANLARLA KONUTUUNDA
dilin ok yaygn ve hayat ilevlerinden birisidir.
Konumaclarn dinleyicilerine ynelik tutumlarn arasal- lk ve duygusal
balam temelinde deerlendirmek mmkndr. Meksikallarn Kutsal Aile'nin
erkek ve kadn yelerine ynelik tutumlar konusunda yaynlanmam bir
aratrmaya gre, Meksikallarn erkek heykeller karsnda kullandklar dil
muhteva itibaryla tamamen dorudan amaca ynelik iken, Hz. Meryem
heykelinin nnde kullandklar dil tamamen duygusald. 25Bu ayrm, ortalama
bir Meksika evinde ocuklarn anne ile babalarna kar kullandklar dilde de
kendisini gsteriyordu. fkenin, husumetin, otoritenin, vs. derecesini gndelik
ifadeleri- mizdeki arasal ve duygusal dilin muhtevasn karlatrarak lebiliriz.
Amerika Birleik Devletlerine gidenlerin veya orada yerleenlerin getirdii
tenkitlerin byk ksm, duygusal iletiim eksiklii ile arasal nitelikteki
iletiimin hakimiyetine dayanr. Pragmatik bir toplum olarak, "ii uzatmadan
halletme'ye, iin iine kiilii kartrmamaya eilimliyizdir. Eski bir bakann u
szleri Latin Amerika'da dilden dile dolar: "Birleik Devletlerin dostlar deil,
karlar vardr." ayet bakalar karde, amca veya dayolu muamelesi
grmeye almsa, onlara kar muamelesi yaplmasndan elbette rahatszlk
duyacaklardr. Duygu- d iletiim drst, samimi, vs. olabilir. Fakat, byle bir
iletiimi beklemeyen birisine souk, duygusuz, mekanik gelecektir.
"letiimle birbirini daha iyi anlamak" reva bulmu bir slogan. Bununla
kastedilen ey ou kez kelimelere verilen anlamlarda daha iyi duruma
gelinmesi ve kastettiimiz eydeki ak- seikliin artmasdr. letiimin
duygulara seslenen ynlerini unutmamalyz ve duygularmza gelen kiiler
aras ekimi arttrmak iin gayret gstermeliyiz.
N DKME

Kzdnzda, rahatszlandnzda, bedenen ya da ruhen incindiinizde,


duygularnz ifade edersiniz. lgintir, onlar uyaran duygular kadar kiisel
olabilen bu ifadeler, bir dilde belli bir slup kazanmtr ve nceden tahmin
edilebilir. Ah veya oh gibi kelimeler ingilizce konuan bir toplumun dilinden

25Cynthia

Nelson, "Saints and Sinners: Paralles in the Sex-Role Differentiation in the Family

of Saints and in the Family of


Man in a Mexi- can Peasant Village" (teksir, tarihsiz).
145

K E L konuan
MELERN
BYL D
N Y A S bir
I
dklrken, ispanyolca
komularmz
benzer
duyguyu ifade iin

"ay" diyecektir. Homurdanmalar, boalmann yegne evrensel ifadesi saylabilir.


Yeterince ac ya da duygusal incinme yaadmzda, boalma ifademiz
giderek daha sembolikleir. Oh'tan toplumca kabul grmeyen kelimelere doru
bir gei yaarz. Yemin eder, kfreder veya uzun sre nce yetikinlere yakr
diye rendiimiz popler kfrlere benzer bir ses karrz. Gerilimi kaldrmak
iin, farkl yalar ve meslekler iin farkl ifade trleri arasndan uygun olan
buluruz. Kzgn bir denizcinin "Ay aman Allah'm!" demesini, ve kzgn bir
rahibenin de bir denizci gibi ses karmasn bekleyemeyiz.
Madd uyarc ifadesini bir sembolde bulur. Bu sembol, kendisini douran
eye ynelik bir tutum hari, eninde sonunda dorudan doruya d dnyadaki
bireyin yerini temsil etmez hale gelir. Gerilimimizi boaltmak iin madd
heyecandan, bu heyecan hakkndaki szl saldrya ("Kahretsin!") doru kayarz.
Bir duruma beddua (kfr) etme fikri, sihirli dile duyulan inancn daha
yaygn olduu zamanlara dek uzanr. "Allah seni kahretsin" sznn sonu
verecek sihirli bir beddua anlamna geldii bir dnem vard. Bu tr sembollere
ynelme, sknt veren kii ya da nesneye bilfiil saldrma eklindeki ocuka
tepkinin bir stndeki basamaktr. Bir duvara arpnca duvara maddeten
misillemede bulunup onu tekmeleyen ve "Seni pis duvar" diyen ocuklara ahit
olmusunuzdur. Fakat, ocuun babas duvara arpp "Kahretsin!" diyorsa,
muhtemelen duvarla konuuyor deildir. Olsa olsa, kelime anlamlarndan
oktan syrlm sembollerle gerilimini dindirmektedir.
ini dkme ifadelerinin referans anlam bulunmadndan, hangi kelime
olursa olsun iini dkme ilevini icra edebilir. Muhtemelen, her birimizin
fkemizi dindirmek iin baz gzde ifadelerimiz vardr, iini dkme ifadelerinin
gerilimi boaltma derecelerine gre bir listesini yapacak olsaydnz, iini dkme
konusundaki kiisel ifadelerinizi bulabilirdiniz. Bunlarn anlam, szlklerde
bulunmaz; anlamlan bakalar iin ifade ettiklerinde deil, bizim iin tadklar
anlamdadr. Seme beddua ya da sv- gmz tekrar ettike ona daha fazla
nlem ve anlam atfederiz ve bylece her yeni tecrbeyle ve ifadenin
tekrarlanmasyla,

gemi

tecrbelerde

gerilimimizin

nasl

boaldn

hatrlayabiliriz.
ayet baka bir dil zerinde aratrma yapmsanz, o dildeki en yaygn
beddua

ve

svg

kelimelerini

renmisinizdir.

Kelimesi

kelimesine

evrildiinde bunlar size fazla birey ifade etmeyebilir. Zaten edemezler de,
nk onlara anlamlarn veren tecrbelerle biraraya gelmi deildirler. Ayn
146

gzlem btn kelimeler iin yaplabilir belki; fakat, bu genel ilkenin en u rnei
en gl duygularla birlikte ortaya kan iini dkme dilidir.
NSANLAR NSANLARLA

KONUTUUNDA

SHR

26

Kelimelerin sihirli gcne duyulan inan btn kltrlerde vardr ve batl


inanlar, arac beddua/svgler, ou dinlerin grnmleri ve hsnkuruntu
biimlerini alr. Bu tutumun kkeninde, kelimelerin temsil ettikleri eyin paras
olduu ve sklkla da, o eyden nce geldikleri varsaym yatar (zaten ncil'de de
yle beyan edilir: "nce Sz vard"). Bu tutumun bir dier nitelii ise, kimi
durumda bir arkadan gelin ya da damad "temsil edip ona vekil olmas" gibi,
kelimelerin de "eylerin yerine ge- mesi"dir. Bu inantan yle bir sonu
karlabilir: Bir eyin ismini deitirerek o eyin kendisi deitirilebilir, isminizi
bir kada yazp yakarsam siz de yanarsnz, veya en azndan ac ekersiniz.
Sihirli yorumda, kelimelerin yerini tuttuu eylere nasl muamele ediyorsanz,
kelimelerin de ayn incelikle muameleye tbi tutulmas gerekir.
Sihirli

kelimelere

duyulan

inancn

yaygn

bir

rnei,

muhtemel

tehlikelerden sz amadaki ekingenliktir. Bir uakta yere aklma ihtimalinden


szedecek olursanz, yolcu dostlarnz sanki sizin bu szleriniz kazaya yol
aacakm gibi sizi susturabilir. Elbette baz durumlarda, bakalar sadece ve
sadece naho eyleri dnmek istemiyor olabilir; fakat verilen cevabn iddeti
ve tarz kelimelerden gerekten korku duyulduunu ortaya koymaktadr.
letiimin sihir ilevine inanmak irrasyonel gzkse bile, bir uakta hi bu tr
dnceleri

kafanzdan

kovalamaya

alp

almadnz

veya

"Dmeyeceiz, dmeyeceiz" diye dnp dnmediinizi kendinize


sorun. Kelimelerin temsil ettikleri eyler zerinde etki gstereceine inanmak
veya bunu sylemek, iletiimin sihir ilevinin rneklerinden birisidir.
Birok dinde, dilin sihir ilevi halen mevcuttur. Yzyllardr varolan bir
kurum iin bunu muhtemel gren birisi, gemie ait dili ve ayini korumaya
alacaktr. Aai Rabbani ayininde kullanlan ekmek ve arap ile Hz. isa'nn et
ve kan arasndaki iliki konusunda Roma Katolik ve Protestan mezhepleri
arasndaki fark, ksmen dilin sihir ilevine ynelik tutumdaki farktr. Ekmek ve

26Susanne

Langer dilin sihir ilevini ayin'in iine dahil ediyor ve yle diyor: "Sih ir... bir

yntem olarak deil bir dil olarak, daha byk bir olgunun, yani dinin dili olan ayinin
parasdr." (Philosophy in a New Key (Cambridge, MA.: Harvard University Press, 1942), s. 39.)
Her ne kadar bunun tarih bir temele sahip olduu sylenebilirse de ve gnmzde sihir ve
birbiriyle ak biimde ilikili
ise de, ikisi arasnda bir ayrm yapmann faydas vardr.
147

L kan
MELE
R N Bmi
Ygelmektedir,
L D N Y Ayoksa
SI
arap Hz. isa'nn etiK Eve
haline
sadece onun et ve

kann m sembolize etmektedir? Dinlerde baka rnekler de vardr. Anglikan ve


Roma Katolik itikadlar, tekinsiz bir evden cinleri karma ayinlerini halen
muhafaza etmektedir. Belki, bu rneklerle, szlerin sylenmesinin deil, szler
zerine harekete geen baka bir varln netice husule getirdii efaat
dualarndaki szler arasnda ayrm yaplmak istenebilir. Fark, Ali Baba'nn "Al
Susam Al" demesi (ve kelimelerdeki sihir nedeniyle maarann kapsn
atrmas) ile bu szleri duyan bir cinin kapy amas arasndaki fark gibidir.
kincisinde, arasal iletiimin bir rneini gryoruz.
Kiilere elik eden semboller, zamanla sihirli armlaryla tannr hale
gelmektedir. Kii isimleri "o kiinin paras" olarak grlmekte, yle ki isme
yaplacak birey kiiyi de ayn ekilde etkilemektedir. (Bu tutumun baz
unsurlar gnmzde hl ok yaygndr; mesel anne babalar ocuklarna
kendileri iin nemli birisinin ismini vererek ocuun onun ada olmasn istemektedir. Kii isimlerine ynelik sihirli tutum, bu isimlerin gereksiz yere
kullanlmamasn, baz durumlarda aza bile alnmamasn gerektirir:
Burada isim hibir zaman yalnzca bir sembol olmayp, onu tayann ahs
mlkiyetinin, mnhasran ve kskanlkla ona ait olan mlkiyetin parasdr...
George von der Gabe- lentz, dilbilim hakkndaki kitabnda M nc asrda
in imparatorunun fermanndan szeder. mparator, bu fermanla, birinci tekil
ahsn yerini tutan ve halk arasnda o zamana dek kullanlan zamirin bundan
byle yalnzca kendisine hasredildiini ilan etmektedir... Eskimo inannda
insann unsurdan mteekkil olduu sylenir: beden, ruh ve isim. Msr'da da
benzer bir anlayla karlarz, burada insann madd bedenine bir tarafta
Ka'snn, yani iftinin, dier tarafta ise bir tr ruhan ifti olarak isminin elik
ettii dnlyordu... Roma hukukuna gre bir klenin yasal
ismi yoktu, nk yasal bir kii olarak hareket edemezdi.7
Cassier, kii isimlerine

ynelik bu tutumu ilk Hristiyanlarn da

sergilediine, ve o yzden bugn Hristiyanlarn hl "Mesih zerine" deil


"isa'nn adyla" dediine dikkat ekiyor.
Dilin sihir ilevine duyulan inancn temelinde, kelimelerin det sonucunda,
kolay ve kullanl olduklar iin ve bizzat kiilerle veya nesnelerle mutlaka bir
bir mnasebetleri olmakszn kullanldn kabul eden anlambilim disiplinine
taban tabana zt varsaymlar bulunur. Ancak, kelimelerin g sahibi olduuna
dair bir his vardr. Ak tepkilere neden olan dedikodu ile lkaplarda ve
benimseyip layk olmaya altmz lkaplarda kelimelerin gcnn baz
148

etkilerini grrz. Geri, bu gler sihirli deildir, zira kelimelerin kendisinde


bulunmazlar. Belki, bu gler toplum katmannda geerlidir ve dilimizi
deerlendirme
yapmakszn kabul ettiimiz lde ve kelimelere deerlendirme
NSANLAR NSANLARLA KONUTUUNDA
yapmakszn karlk verdiimiz lde etkindirler. Dil alkanlklarmz
anlamaya ve deerlendirmeye baladmzda, kelimelerin bu sosyal efsunu
bozulur.
AYN

Yer, bir Senato Alt-komite oturum salonu. Altm yandaki cinayet san,
Joseph M. Valachi, sakin biimde, Cosa Nostra diye bilinen su rgtnn
tarihini ve yntemlerini sorgu memurlarna anlatyor. Basnda kan haberlere
baklrsa, ahit, rgte kabul nasl edildiini anlatna dek tamamen rahatt.
New York Times' tan Emanuel Perlmutter bildiriyor:
Valachi, uzun bir masann etrafnda 30-35 adamn oturduu byke bir odaya
alndn syledi. "Masann zerinde bir silah ve bir bak vard" diyen Valachi
szlerine yle devam etti: "Kenarda oturdum. Beni
7Ernst

Cassirer, Language and Myth (New York: Dover Publications, tarihsiz), s. 50-51.

Maranzaro'nun yanna oturttular. Onun Sicilya diliyle


syledii baz szleri tekrarladm."...
"Silah ve bak adna yaa, silah ve bak adna l."...

ahit, Maranzaro'nun kendisine bir kat paras verdiini


ve bu kadn avucunda yakldn syledi.
"Sicilya diliyle tekrarladm, 'rgte ihanet edecek olursam,
ite byle yanaym."'...
Valachi, daha sonra masann etrafndaki adamlarn her birisinin birden bee
kadar "birer say sylediklerini" anlatt. Saylar toplanm. Maranzaro'dan
balayarak o sayya ulancaya dek masann etrafndakiler saylm. Son
saynnn denk geldii adam, Valachi'nin ailedeki babas olarak atanm.
Valachi'nin belirttiine gre kura Bonanno'ya km.
ahit, daha sonra Bonanno tarafndan parmann bir ineyle delinerek
Bonanno'yla kanla birletiinin gsterildiini; sonrasnda ise orada bulunan
herkesin rgte ballk anlamnda ellerini kenetlediini anlatt. Valachi, Cosa
Nostra'da o gece kendisine u iki kuraln retildiini syledi: rgte sadakat ve
bir baka yenin kars, kzkardei veya kzyla ilikiye girmemek. ahit ilk kez

149

ELMELERN BYL DNYASI


korku emaresiK gsterdi.
"Merasimden bahsetmek, yapabileceim en kt eydi"

dedi. "Bunu size ve basna anlatmakla sonumu hazrladm" 27


Valachi'nin anlatt merasim bize garip gelmise, bu srr ifa etmesiyle
sonunun gelmesinden korkmas daha da garip gelecektir. Cosa Nostra'nn
yntemleri ve yeleri hakknda delil salayan, "ldrmek, soluk alp vermekten
farkszd" diyen azl bir sulu, neden, yllar nce icra edilmi tyler rpertici bir
ayini anlatt iin sonunun gelmesinden bu kadar ok korksun? Bu sorunun
cevab, baz ayinvari hareketlerin neden hemen hepimizi etkiledii sorusunun
cevabndan farkl deildir.
Pek az rgt veya kurumun Cosa Nostra gibi yinleri vardr. Gizli
rgtlerin, sosyal kardeliklerin, localarn, ve baz din veya sosyal rgtlerin
ayinlerinde kullanlan dil gizli tutulur ve yalnzca yeleri tarafndan bilinir.
Fakat dier ayinlerin-vatansever, din, akademik vs. ayinlerin-dilleri mahrem
tutulmaz. Bununla birlikte, bir sadakat yemini veya toplu halde yaplan bir dua,
hibir aklama veya yarg ifadesinin etkileyemeyecei kadar sinir sistemini
etkileyebilir.
Ayin, bir mitolojinin davransal paras eklinde tanmlanr bazen.
Mitolojinin matuf olduu gaye ne olursa olsun, hep yeleri arasnda bir cemaat
ve sreklilik duygusuna vurgu yapar. Bir ayine katlmak, bir cemaate, ou kez
de yzyllarca eski bir gelenee sahip olduunu syleyen bir cemaate katlmak
demektir. Zamanszlk (daimilik) ok nemlidir. Antropolog ilkele belli bir ayini
neden yaptn sorduunda cevap muhtemelen yle olacaktr: "nk
atalarmz bunu hep yapt." Gnmz Birleik Devletler'inde gelenek
duygumuz gdklemise, hep ayn yemini syleyen veya ayn ilahiyi
mrldanan fertler olduumuzun farkna varmsak, ayinlerdeki ayn teselliyi
bulabiliriz.
Baka lkelere nisbeten, ABD ayinlerin ou karsnda hibir zaman fazla
hevesli olmamtr; en nemli kltrel deerlerimizin birou ayin deerleriyle
atr. Ayinler sreklilii kutsar, Amerika Birleik Devletleri ise deiime deer
verir; ayinler cemaati kutsar, Amerikallar ise bireycilii ve tek banal yceltir. Ayinin kkleri gemitedir, Amerikallar ise daha ok gelecekle ilgilenirler.
Buna ramen, Amerikan halknn byke bir kesiminde, bilhassa da genler
arasnda, iletiimin ayinvari ilevinde bir art yaanmaktadr. Gerekten de,

27Emanuel

Perlmutter, "Valachi, Names 5 as Crime Chiefs in New York Area", New York

Times, 2 Ekim 1963, s. 28.


150

baz

ayinlerde

kut-

sanagelen

eylerden

birisinin

genlik

olduunu

syleyebiliriz. Ayinin ilevlerinden birisi de, yal nesilden, dzenden, namuslu


kiilerden,
veya ayrkslarn (outsiders) verdii baka isimlerden ayr olarak
NSANLAR NSANLARLA KONUTUUNDA
gen bir cemaati kutsamak olmutur. Kyafet ve sa tarznda, dilde ve mzikte,
biraraya gelilerde (hele hele rock mzikileri arasnda), bir tr cemaat tesis
edilir.
Bir ayinin icrasnda, hatr saylr baz istisnalarla birlikte, arasal fazla
birey gzkmez. Sosyolog Robert Merton, ilk bata ara gzyle baklan
faaliyetlerin ou kez kendi bana amalar haline getirildiini belirtmektedir.
lk bata belli szler veya fiillerle ulalan eylere artk ne ihtiya, ne de arzu
duyulmaktadr. Bir vakit kirlilikten kanmak iin yemein belli bir ekilde
hazrlanmas gerekmise, "Atalarmz byle yapard" diye yemek hl o ekilde
hazrlanabilmektedir.
Gemite mkafat midiyle baz dualar okunmusa, cemaat o mkafatlan
artk hi de ummad halde ayn dualar okunmaya devam edilebilmektedir.
Birok durumda, belki de ou durumda, bir ayinin belli szlerini ve
hareketlerini izah edecek yeni bir mitoloji geliecektir. Ayinlerin srekli tekrar
nedeniyle mi, yoksa ayine katlanlarn ayn gayelere hizmet ettiklerini hissetmesinden dolay m varolmaya devam ettii ak deildir.
Ayinlerin zellii son derece nem tar. Ayinler (bizzat veya sembolik
olarak hazr olan) bakalaryla birlikte icra edilmelidir. nemli bir vesile zerine
icra edilmelidir; ve ayrntlara zel bir dikkat gsterilerek icra edilmelidir.
Bu son zellik ayini iletiimin dier biimlerinden biraz farkl kalr. Pek ok
ocuk, ayinlerde sklkla mevcut bulunan yksek dzeyli soyutlamalar ve eski
dil karsnda zorluk eker. ocuklarn kelime daarcnda pek fazla yksek
dzeyli soyutlama yoktur. Fakat bir ocuk, katld ayinlerdeki sesleri taklit
etmeyi ya da onlara benzer sesler karmay renecektir.
oumuz ocukluumuzdaki ayinlere ilikin baz eyler hatrlarz. Belki de,
btn hayatnz boyunca dilinizden dmeyen baz kelimelerin aslnda ne
demek olduunu aniden anlamsnzdr. Bu, hem rktc, hem de heyecan
verici bir farkna var olabilir. Fakat, bir iletiim biimine z-niteliini verir, ki
bu iletiim biiminde baz kelimelerin uzun zaman tekrar edilmesi son derece
nem tamaktadr.
Ayinin baz kimseler iin cazip taraf, hibir anlam yokmu gibi grnen
kelimeleri kemal-i ciddiyetle tekrar etmenin lezzetinde yatar; bu, o tr kimseler
iin esrarl bir ruh haline sebep olabilmektedir. Baka kimseler, yllarla
syleyegeldikleri eylerin anlamn kefetmede derin bir tatmin bulur. ayet
151

K E L M E sadece
L E R N dilin
B Y maksadnn
L D N Y Aanlalmas
SI
mevcutsa, bu tr tutumlar
deil, bizzat

ayinin kendisinin anlam ve nemi noktasnda salksz gzkebilir.


Ayini, iletiimde dilin dier ilevlerinden ayran baka zellikler de vardr.
Bunlardan birisi ayinin yceltme ilevidir. Bir ayin araclyla bir kii kendisinin
fiil katlmn dlayacak bir olayda bile sembolik olarak yer alabilir. Sava
zamanlarnda, ayinler daha yaygn ve daha anlaml/nemli olmaya yz tutar.
Bayrak ekmek, sadakat yeminleri etmek, hatta yiyecek ve yakt karneye
balamak sava cehdine katlmann sembolik yollardr. Veya, daha mutlu bir
rnek verirsek, bir futbol ma srasnda, takmlarna yardmlarnn dokunmasn
isteyen taraftarlar sahaya inip bilfiil yardm etmek yerine tezahratla daha iyi
yardmda bulunacaktr. rnein, balama vuruunda, sanki kardklar grlt
topun sahann daha uzana dmesine yardm edecekmi gibi, taraftarlar hep
bir azdan baracaktr.
Baz ayinler mitolojilerinden daha uzun mrl kar. Zaman zaman baz
kiiler din inanlarn sorgulamaya baladklarnda, belli kutsal gnlerde ibadet
etme veya kiliseye devam etme alkanlarm kaybetmeye gre imanlarn daha
kolay kaybetmektedirler. Ayine sklkla bir zorunluluk duygusu elik eder ve
ayin uzaklatnda yerini bir sululuk duygusuna brakabilir. Bir millet
gayrigeleneksel toplum denilen hale girdike, gelenein paras olan ayinler de
lr. Bu ise yabanclama eklinde ifade bulur. Bu, birok abesiyet (absrd)
felsefelerinin cazibesini de ksmen aklar. ayet bir toplumun istikrar byk
lde ayine bal olmusa ve ayinler de etkisini kaybetmise, dnyay abes diye
etiketlemek kolaylar.
Siyas, sosyal veya akademik olsun, pek ok det tr, bilgi alverii veya
baz gayelere ulalmas ilevinden ziyade bir ayin ilevi hizmetini grr.
Konumac kutsal kelimeleri sylerken ve azndan doru isim doru
vakitte dklrken katlmclarn tezahrat yaptn veya alkladn grmek
hem heyecan verir ve hem de biraz hzn. Rapor ad verilen ey, bazen daha
ziyade by rol oynayabilmektedir. Hibir grup, gl bir i btnlk
kurmadan varln devam ettiremez. Fakat, grubun abas sadece i btnlkle
sonulanmsa, o zaman yeni bir ayinin balangcyla kar karyayz demektir.
SZLER VE NYETLER ZERNE

Anlambilimcilerin zaman zaman kelimelere, dorudanla, ve "laf dndrp


dolatrmama"ya dkn olduu dnlr, iletiimin birok gayesinin
anlalmas byle bir gr silecektir. Dili ok sayda gaye iin kullanrz ve bir
yorumda bulunurken kendimizi ok sayda zor durum iinde buluruz.
152

Diplomasi ve lllk dnda samimi dostluklar dndmz eyi sylemekten bizi alkoyar.
Mesel, diyelim ki, baz arkadalarnz
bir oyunda rol sahibi. Siz de al
KONUTUUNDA

NSANLAR NSANLARLA

gecesine katlyorsunuz ve oyun hakkndaki yargnz tam bir fiyasko olduu


yolunda.

Sonra,

tiyatrodan

karken,

arkadalarnz

ve

ynetmenle

karlayorsunuz. Dndnz syleyip bir arkadal m zedelersiniz?


Son derece nem verdiiniz kendi btnlnze mi ihanet edersiniz? Hayr.
Yorum yapmak zorunda brakldnz varsayarsak, kaamak bir dil kullanp,
iki anlama da ekilebilecek kelimeler edersiniz. Bu tr hakikate mugayir nlar
iin kullanlan szler oktur: "Evet, yine ii bitirdiniz!" (ynetmene);
"zleyicilerin arasnda olmalydnz!" (oyunculara); "Unutulmaz bir geceydi!"
(orada duran ve dekan, ynetmenin babas ya da oyun yazar olma ihtimali olan
yal adama).
ayet bu ifadelerin iinde tad istihza potansiyelinin ok fazla olduunu
hissederseniz, hep gvenli olan daha da kaypak baka bir sz edersiniz:
"Tebrikler!"
Ne kadar maharetli sylenmi olurlarsa olsunlar, bu yorumlarn yine de
yalan olduu ve mazur grlemeyecei sylenebilir. Ancak, ben, bunu
syleyenlerin

farkl

iletiim

fonksiyonlarn

birbirine

kartrdklar

kanaatindeyim. Dinleyicinin duygusal tepkilerine ynelmi olan duygusal


iletiim, zgl bir bilgi aktarm gibi yarglarn sahihliini gerektirmez. Gdlen
gaye ou kez dostluktur, kl krk yaran bir deerlendirme deil. Bir kiiye,
kravatndan,

ceketinden

sylemeniz,

kuracanz

glmseyiinden,
duygusal

sesinden

iletiime

balta

vs.

holandnz

vuracak

olan

yarg

standartlarna bal kalmaktan ok daha nemlidir. Nazikane veya dostane bir


sz, fazla insan anlay, diplomatik bir sessizlikten veya yzlerce "drst"
yargdan daha gelitirir.
iletiimin ok saydaki ilevlerinin farknda olmak demek, en temel insan
ihtiyalar karsnda hassas olmak ve hayattar olmak demektir. Bedensel salk
ve

rahatlk

ihtiyalarmz

karlandka,

sembolik

salk

ve

rahatlk

konusundaki ihtiyalarmzn farkna varr ve yeni ihtiyalar kartrz.


Sevilmek, saylmak, bakalarna yardm etmek, gven hissetmek-bu listeyi
istediiniz kadar uzatabilirsiniz-son derece nemli hale gelir. Her iletiim
durumu, hem zaafmz ortaya koyar, hem de bize destek iin vaadde bulunur.

153

Tavsiye edilebilecek kitaplar

Allport, Floyd H. Theories of Perception and the Concept of Structure. New


York: John Wiley and Sons, 1955.
Berger, Peter and Thomas Luckman. The Social Construction of Reality.
Garden City: Doubleday Anchor, 1966.
Bernstein, Basil. Class, Codes and Control. New Yorlc Shocken Books, 1975.
Birdwhistell, Ray. L. Kinesics and Context. Philadelphia: Univ. of
Pennsylvania Press, 1971.
deBono, Edward, Lateral Thinking. New York: Harper & Row, 1970.
Bollinger, Dwight, Aspects of Language, Second ed. New York: Harcourt
Brace Jovanovich, 1975.
Bois, Samuel, Explorations in Awareness. New York: Harper & Row. 1957.
Bronowski, J. Science and Human Values. Baltimore: Penguin Books, 1964.
Brown, Roger. Words and Things. Glencoe: The Free Press, 1958.
Burke, Kenneth. A Grammar of Motives. New York: Prentice- Hall, 1955.
______ . A Philosophy of Literary Form. New York: PrenticeHall, 1941.
Carroll, John. The Study of Language. Cambridge: Harvard Univ. Press,.
1953.
Cassirer, Ernst. Language and Myth. New York: Harper & Row, 1946.
Chase, Stuart. The Power of Words. New York: Harcourt, Brace,
Jovanovich, 1954.
Condon, John. A Bibliography of General Semantics. (Originally published
by ETC.: A Review of General Semantics in five ins- tallments; International
Society for General Semantics'ten edinilebilir.)
______ and Fathi Yousef. Intercultural Communication. Indianapolis:
Bobbs-Merrill, 1974.
ETC.: A Review of General Semantics, ( ayda bir yaynlanr)
Goodstein, R.L., "Language and Experience." Arthur Danto and Sidney
Morgenbesser (eds.) Philosophy of Science iinde. New York: World Publishing
Co., 1959, s. 1-132.
Gorman, Margaret. The Educational Implications of the Theory of Meaning and
Symbolism of General Semantics. Washington, D.C.: The Catholic Univ. of America
Press, 1958.
Hall, Edward T. Beyond Culture. New York: Doubleday, 1976.
154

Hastorf, Albert H. and Hadley Cantril, "They Saw A Game: A Case Study,"
The Journal of Abnormal and Social Psychology 49 (January, 1954) (Reprinted as
Bobbs-MerrillTReprint
in the Social Sciences, number P-147.)
AVSYE EDLEBLECEK KTAPLAR
Hayakawa, S. I. (ed.) Language, Meaning and Maturity. New York: Harper &
Row, 1954.
______ Language in Thought and Action. Second edition. New
York: Harcourt Brace Jovanovich, 1964.
______ (ed.) Our Language and Our World. New York: Harper & Row, 1959.
______ Symbol, Status, and Personality. New York: Harcourt
Brace Jovanovich, 1963.
Heinlein, Robert. A Stranger in a Strange Land. Berkeley: Berkeley Medal ian
Books, 1961. (Bir bilim-kurgu roman)
Henle, Paul (ed.). Language, Thought and Culture. Ann Arbor: Ann Arbor
Paperbacks, 1965.
Holton, Gerald (ed.) Science and Culture, Boston: Beacon Press, 1967.
Johnson, Wendell. Your Most Enchanted Listener. New York: Harper 8c Row,
1956.
Korzybski, Alfred. Science and Sanity: An Introduction to Non- Aristotelian
Systems and General Semantics. Lancaster, Penn.: Science Press Printing Co., 1933.
______ Selections from Science and Sanity. Compiled and arranged by
Guthrie Janssen. Lakeville, Conn.: Institute of General Semantics, 1947.
Kuhn, Thomas S. The Structure of Scientific Revolutions. (Geniletilmi)
second. Chicago: University of Chicago Press, 1970.
Lakoff, George and Mark Johnson, Metaphors We Live By. Chicago:
University of Chicago Press, 1980.
Langer, Susanne K. Philosophy in a New Key. Cambridge: Harvard Univ.
Press. 1942.
Lee, Dorothy. Freedom and Culture. Englewood Cliffs. N.J.: Prentice-Hall,.
1959.
Lee, Irving. Customs and Crises in Communication. New York: Harper & Row,
1954.
______ . The Language of Wisdom and Folly. New York: Harper & Row, 1949.
Lenneberg, Eric. The Biological Foundations of Language. New York: John
Wiley and Sons, 1967.
McKellar, Peter. Imagination and Thinking: A Psychological Analysis. New
York: Basic Books, 1957.
Miller, Casey and Kate Swift, Words and Women. Garden City, N.Y.:
Doubleday, 1977.
Miller, George. Language and Communication. New York: McGraw-Hill, 1951.
155

KEL
M E L Language
E R N B Yand
L Behavior.
D N Y A Englewood
SI
Morris, Charles.
Signs,
Cliffs, N.J.:
Prentice-Hall, 1946.
Northrop, F.S.C. The Logic of the Sciences and the Humanities. New York:
Macmillan, 1947.
Ogden, C.K. and I.A. Richards. The Meaning of Meaning. Third edition,
revised. New York: Harcourt Brace Jovanovich, 1930.
Orwell, George. 1984. London: George Allen, 1948.
Osgood, Charles, George J. Suci, and Percy H. Tannenbaum. The
Measurement of Meaning. Urbana: University of Illinois Press, 1957.
Papert, Seymour, Mind-Storms: Children, Computers and Powerful Ideas. New
York: Basic Books, Inc., 1980.
Piaget, Jean. The Language and Thought of the Child. New York: Harcourt
Brace Jovanovich, 1926.
Popper, Karl R. The Logic of Scientific Discovery. New York: Science Editions,.
1961.
Rapoport, Anatol. Fights, Games and Debates. New York: Harper & Row,
1960.
______ . Operational Philosophy. New York: Harper & Row,
1953.
Reichenbach, Hans. The Rise of Scientific Philosophy. Berkeley: University of
California Press, 1959.
Rogers, Carl R. On Becoming a Person. Boston: Houghton Mifflin, 1967.
Ruesch, Jrgen, Therapeutic Communication. New York: W.W.Norton, 1961.
______ and Gregory Bateson. Communication: The Social Matrix of Psychiatry.
New York: W.W. Norton, 1951.
Russell, Bertrand. An Inquiry into Meaning and Truth. Baltimore: Penguin
Books, 1962.
Sapir, Edward. Language: An Introduction to the Study of Speech. New York:
Harcourt Brace Jovanovich, 1921.
Satir, Virginia, Conjoint Family Therapy. Palo Alto: Science Books, 1964.
Shannon, Clyde and Warren Weaver. The Mathematical Theory of
Communication. Urbana: University of Illinois Press, 1951.
Stewart, Edward C. American Cultural Patterns: A Cross-Cultu- ral Perspective.
Pittsburgh: Regional Council for International Education, 1971.
Ullmann, Stephen. Semantics: An Introduction to the Science of Meaning. New
York: Barnes and Noble, 1962.
Von Bertalanffy, Ludwig. General Systems Theory. New York: Braziler, 1968.
Watzlawick, Paul. How Real is Real? New York: Random House, 1976.
Watzlawick, Paul, Janet Beavin, and Don Jackson. The Pragmatics of Human
Communication. New York: W.W. Norton, 1967.
156

Weinberg, Harry. Levels of Knowing and Existence. New York: Harper & Row,
1959.
White, Leslie.
The Science of Culture. New York: Grove Press, 1963.
TAVSYE EDLEBLECEK KTAPLAR
Whorf, Benjamin Lee. Language, Thought and Reality: Selected Writings of
Benjamin Lee Whorf (John B. Carroll, ed.) New York John Wiley and Sons, 1956.
Wiener, Norbert. The Human Use of Human Beings: Cybernetics and Society.
Boston: Houghton Mifflin, 1950.

NSAN YAYINLARI KTALII


Kaynak Eserler Dizisi
* TEFHMU'L - KUR'AN - Mevdudi
* SLAM VE LM - S. H. Nasr
* ISLAMIC SCIENCE Seyy'd Hseyin
Nasr
* MEDRC'S SALKIN (3 c.) ibn. K.
El-Cevziyye
* SLAM DNCES TARH (4 c.) M.
M. erif
* MSLMAN HALKLAR
ANSKLOPEDS (3 c.) R. V. VVeeks
* DEM SRECNDE SLAM J.
Esposito
* AFRKALILAR - Ali Mazrui
* BALKANLAR'DA SLAM Aleksandre
Popovic
* SOVYET MSLMANLARI Shirin
Akiner

slam Klasikleri Dizisi


* LH AK - ibn Arabi
* EL - HSBE - ibn Teymiyye
* SABREDENLER VE KREDENLER
bn Kayyim el Cevziyye
* USUL- DN - ibn Hazm
* NURLAR RSALES (1. Hm.) ibn Arab

rfan Dizisi

* EM VE PERVANE Mehmet Kanar


* GNL VE AK - M. N. Tura
* O'NUN GZEL SMLER M. Nusret
Tura
* RH-I AK - M. Nusret Tura
* MEKTUPLAR - M. Nusret Tura
* SU STNE YAZI YAZMAK
Muhyiddin ekr
* NEFS- MUTMANNE A. Hseyin
Destgayb

Dnce Dizisi

* SLAM VE MODERN NSANIN


IKMAZI - S. H. Nasr
157

* EVRENN YATIMAZ YAPISI


Abdlkerim Suru
* MSLMAN PSKOLOGLARIN
IKMAZI - M. B. Bedri
* SMRGE LKELERNDE FKR
SAVAI - Malik Binnebi
* MALUPLARIN ZAFER Erol
Ozbilgen
* EVRESZSNZ - Deniz Grsel
* LERLEMEYE FARKLI BR BAKI
Lord North Bourne
* ONBRNC SAAT - Martin Lings
* KRLENMENN BOYUTLARI Ersin
Grdoan
* SLAM VE BATI - Perviz Manzur
* EHRLERN RUHU Glzar Haydar
* DNN SOSYAL GEREKL Peter
L. Berger
* DN VE PSKOLOJ Cari Gustav
Jung
* FELSEFE- L emseddin
Gnaltay
* AKLIN AYNASI - Titus Burckhardt
* SLM MANEVYATI VE BATI
Michel Valsan
* BR KUTSAL BLM HTYACI S.
Hseyin Nasr
* GELENEK VE MODERNLK
ARASINDA - M. Armaan
* MSTK DNCE VE YEN FZK
Michael Talbot
* SLM'DA SEMBOLK DL
Sadk Kl
* KUTSALIN PENDE S.H. Nasr - K.
O'Briene
* MAKALELER (1) S. H. Nars

nceleme'Aratrma
Dizisi
* BREYSEL VE
DEMENN
Cevdet Said

TOPLUMSAL
YASALARI

* SLAM'IN YAYILI TARHNE


GR - Ebulfazl zzeti
* GAZAL'NN KTSAT FELSEFES Sabri
Orman
* NSANIN KKEN NEDR?
Maurice Bucaille
* HZ. MUHAMMED'N HAYATI Martin
Lings
* AFRKA DRAMI - madddin Halil
* BR SLAM PEYGAMBER: HZ. SA M.
Ataurrahim
* SLAM KOZMOLOJ RETLERNE
GR-S.H. Nasr
* DNLERN DEJENERASYONU Krat
Demirci
* TARHSELCLN
SEFALET
Kari R. Popper
* SLAM TARH - . Halil
* SLAM'IN
ULUSLARARASI
LKLER KURAMI
A. A. Ebu Sleyman
* EKONOM VE AHLAK N. Haydar
Nakvi
* MSLMAN BLGE S. H.
Nasr
* MODERNZMN SLAM DNYASINA
GR M. M. Hseyin
* SLAM MEDENYETNN GELECE Z. Serdar
* GAZAL HAKKAT ARATIRMASI
Sabri Orman
* POZTVZMN TRKYE'YE GR Murtaza Korlaeli
* TEVHD - smail R. Faruki
* SLAM'DA EVRMC YARATILI
TEORS - Mehmet Bayraktar
* SLAM'DA DNCE VE HAYAT S.
H. Nasr
* AFRKA'DA SUF DREN B. G.
Martin
* BATI DNCESNDE DNM
NOKTASI - Fritjof Capra
* SLAM MANEVYATI VE
TAOCULUGA TOPLU BAKI Rene
Guenon
* ORYANTALSTLER VE
SLAMYATILAR
R. Olsan-C. Kureyi-A. Hseyni

* BN TEYMYYE'DE TASAVVUF Tblavi


M. Sa'd
* MODERN A VE SLAM
DNN PROBLEMLER S. N.
Attas
* MODERN DNYADA GELENEKSEL
SLAM S. H. Nasr
* SLAM BLM TARTIMALARI
Mustafa Armaan
* MOLLA SADRA - S. H. Nasr
* SMRGECLK VE ETM P. G.
Altbach-G. P. Kelly
* VAHDET- VCUD VE BN ARAB- i.
F. Erturul
* SLAM'DA BLM VE MEDENYET
S. H. Nasr
ORYANTALZM, KAPTALZM VE SLAM
- B. S. Turner
BR KADIN SUF: RABA Margaret
Smith
SLAM VE NSANLIIN KADER Gai
Eaton BLG FELSEFES Alparslan
Akgen
CEVDET PAA'NIN TOPLUM VE DEVLET
GR mit Meri Yazan
ULUSLAR VE ULUSULUK Ernest
Gellner
NSAN VE TEKNOLOJ-Edisyon
BN ARAB'DE VARLIK DNCESF.Kam-M. A. Ayni
SLAM SANATI VE MANEVYATI - S. H.
Nasr
SLAM LMLERE GR Hasan Hanefi
JUNG PSKOLOJS VE TASAVVUF
Spiegelman-I. Han-Fernandez
MODERN TIBBIN TES Derleme
PSKYATR VE KUTSALLIK
Needlemann-Ingleby-Skynner
ADA ARAP DNCES lbert
Hourani
LAKLK, SYASET VE DEM Davut
Dursun ORTADOU NERES Davut
Dursun
EVRE SORUNLARI- . Uslu HVN-I
SAF'DA MZK DNCES - Yaln
etinkaya ORTADOU'DA
MODERNLEME A. Hourani, E. Kuran,
vd.

* SLM KTSADIN FELSEFES


Murtaza Mutahhar
* SLM VE ANTROPOLOJ Ekber S.
Ahmed
* BR DEM SREC OLARAK
MODERNLEME- K. Canatan

Alternatif Dizi

* ALTERNATF TIP- Andrew Stonway


* YEN BR PSKOLOJ Robert E.
Ornstein
* EKONOMNN K Alvin
Toffler
* ELEKTRONN BYS lan
Reinecke

Edebiyat (Anlat) Dizisi


* MALCOLM X - Alex Haley
* MEKKE'YE GDEN YOL Muhammed
Esed
* RUHUN UYANII - bn Tufeyl
* ZEYN'N DN- Tayyib Salih
* SOKAKTAKLER - Necib Mahfuz
* HCAZ'DAN ENDLS'E Ersin
Grdoan
* YCELCLER 1947 Mehmet
Ardc'nn Anlar
* NL'N OCUU Necib Mahfuz
* GVERCN GERDANLII bn Hazm
* MAVSN YTRM YAAMAK Ali
olak
* NOKTANIN SYLED A.
Turan Alkan

letiim Dizisi

* GRSEL KTDAR Yaln Akdoan


* KELMELERN BYL DNYASI
John Con Condon

You might also like