You are on page 1of 2

5 OCAK Adananın Kurtuluşu

Adana dolaylarının askeri açıdan boşaltılmasına dair hükümetin 23 kasım 1918'de aldığı karar
Adana'nın işgal edileceğinin en büyük belirtisiydi. Bu karara duyulan tepkiyi Adanalılar
Başbakanlığa, Meclise ve İçişleri Bakanlığına yazdıkları dilekçe ile ilettiler. Dilekçenin kaleme
alınması Tevfik Kadri Ramazanoğlu'nun Tepebağ'daki büyük evinde gerçekleşmişti. Bu
toplantıya şehrin ileri gelenleri, bilginleri, üniversite mezunları, çiftçiler, tüccarlar ve esnaf
temsilcileri katılmıştı. Adana halkı adına dilekçeye Milletvekili Suphi Paşa, Belediye başkanı
kadri Ramazanoğlu, Müftü Mehmet Tahir, ve Hüseyin Ramazanoğlu imzaladılar. Ancak
tepkilere hükümet aldırmadı, zaten aldıracak gücüde yoktu. 18 Aralık 1918'de Fransız General
Hamlin törenle Adana'ya girdi, Öğle yemeğini vali Nazım Bey'le yerken akşam da onuruna
Ziyafette bulunuldu. Adana'ya gelen Fransız askerleri Doğu Lejyonuna bağlı Ermenilerden
oluşmaktaydı. Fransızlar Genel valiliğe Albay Bremon'u atadılar. Artık tüm yönetim
kademeleri Fransızların elindeydi ve halk sorunlarını bunlara aktarırken Fransız destekli
Ermenilerde saldırılarını artırmaktaydı. Tüm bunlar olmadan İstanbul'daki Çukurovalılar 20
Kasım 1918'de Klikya Müdafai Hukuk Cemiyetini kurmuşlardı.Başkan olarak Senato Reisi Rifat
Menemencioğlu, üyeliklere eski Dışişleri Bakanı Nabi Menemencioğlu, eski bayındırlık Bakanı
Ali Münif Yeğenağa, Halep milletvekili Ali Cenani, büyükelçilerden Rüstem bey seçildi. Klikya
cemiyeti mücadelesinde Bremon'u hedef alarak başladı. Bremon da buna karşılık Adana'da
Türk bayrağının asılmasını yasakladı. Bu yasağa rağmen Adana Erkek Lisesi, (Şimdiki Eski
Vilayetteki Kız Lisesi) binasında Türk bayrağı dalgalanıyordu. Bremon Vali Nazım beye baskı
yapınca vali lise müdürü Niyazi Ramazanoğlu'nu çağırdı, Niyazi bey valiye Lisenin resmi bir
devlet dairesi olmadığını kutsal bir kültür yuvası olduğunu söyledi. Ancak sonuç olarak Milli
Eğitim müdürü Fuat bey ile beraber işten el çektirildi.

Fransa'nın Suriye komiseri Pikonun Adana'ya 18 Mart 1919 tarihli gezisi de ilginçtir. Bu tip
törenlerde Fransız bayrağının asılması zorunluydu, asmayanlara ağır para cezası
uygulanıyordu. Dükkanlarının kapatılacağı tehdidinde bulunuluyordu. Esnaf ilginç bir yol
bulmuş ve Pikonun ziyaretinde Fransız bayrağının mavi rengini kıvırıp bükerek, Türk
bayrağının rengi olan kırmızı ve beyazı ön plana çıkarmıştı.

Halka korku vermek amacıyla ev aramalarında silah bulunması halinde idam cezası
uygulanacağı söylendi. Tanınmış birinin cezalandırılmasının daha etkili olacağı planlandı,
bunun için kurban Tevfik Kadri Ramazanoğlu seçilmişti, Çünkü Tevfik Kadri evini işgale karşı
çıkanların toplantısında kullandırmıştı. Bu nedenle evini iki kere aradılar, Birinci aramada
çamaşır sandığına kendilerinin yerleştirdiği kurşunu ikinci aramada bularak tutukladılar. 2
Mayıs 1919'da ise Halkın gözü önünde Tevfik Kadri Köprübaşında Çarmıha gerildi. Çıplak
sırtını mosmor oluncaya kadar ucu telli bir kırbaçla 20 kez kırbaçladılar.

Adana Yazları sıcak ve bunaltıcıdır, birde sokağa çıkma yasağının olduğunu düşünün. 5
Temmuz 1920 Fransızların bu yasağı uygulamaya koyduğu tarihtir. Şehrin Batı kesiminde
oturan Türkler buralardaki Ermeni Katliamları sonucu iç bölgelere taşınmaya başladılar.
Şehirde İşlenen cinayetlerin Şişmanyan adında bir komitacı tarafından düzenlendiği
biliniyordu. Bu zat kendini Ermeni devleti Kuvvetleri genel komutanı olarak tanıtıyordu.
Kendine bağlı polis ve jandarma örgütü oluşturmuştu. Yakalattığı kişileri, Ermeni Kilisesine
(Merkez Bankasının Bulunduğu yere) götürerek öldürtüyordu. Tahtalı cami İmamı, ile oğlu bu
kilisede öldürülmüştü. Türklerin evleri işgal edilmiş, karşılığında kira ödeneceği söylenmiş
fakat ödenmemiştir. Zeki Enerin Tepebağdaki evi Ermeni okulu haline getirilmiştir. Kontrat
için Fransızlarca Hükümete çağrılan Zeki Enere Kiracı sıfatıyla Şişmanyan "Lütfen Kiliseye
geliniz, parayı orada vereceğiz" demiştir. Durumu bilen Zeki ener gitmemiştir. Adananın
kurtuluşundan sonrada uzunca süre bu kilisenin duvarları kan içinde kalmıştır.

Her savaş gibi bu savaşında bir sonu vardı, geriye kalanlar acı ve gözyaşı oldu. Zoraki
konuklar evlerine döndüler. Yıllardır beraber yaşadıkları insanları dışlamak için ayaklanan
eski yerliler konuk oldular. Ferda Gazetesinin 20 Kasım 1921 tarihli sayısında Adana’yı terk
eden Ermeni sayısı 49 bin olarak verilmekteydi. Sebahattin Selek ise Anadolu ihtilali Adlı
eserinde 120 bini aşkın Ermeni'nin Suriye'ye 30 bin kadarının Kıbrıs ve İstanbul'a gittiğini
yazmaktadır. 1 Aralık 1921'de Hükümet konağındaki Fransız Bayrağı yerine Türk bayrağı
çekilirken, Vali vekili Abdurahman Bağdatlı, Hafız Mahmut, Savcı Zihni Hoca, Belediye Reisi
Şeyh Galip oğlu Kemal Adana Postası Gazetesi sahibi Giritli İlhami Fransızlarla beraber
Adana’yı terk ederken ihanetlerinin bedelini ülkelerinden ayrılmakla ödüyorlardı. Yine İhanet
içinde olan 150'likler listesine giren Ferda gazetesi sahibi Ali İlmi Türk birliklerinin Adana'ya
girdiği gün inanılmaz bir değişimle bir gecede Kemalist olmuş, Ertesi gün iki kardeşini de
alarak İskenderun’a kaçmıştır.

20 Aralık 1921 Salı günü Kolordu caddesi (bugünkü İnönü Caddesi insan seliydi). Halk saat 12
civarı Giritli Mahallesi (Şimdiki Atatürk Parkına) akına başladı, Daha sonra Türk Birliklerinin
Şakirpaşaya geldiği haberi ulaşmıştı. Askerler büyük coşku ile karşılandı, kalabalık bugünkü
İstiklal Ortaokulunun olduğu Frakleyn Buyyon'un konutuna yöneldi. Burada Törenler
düzenlendi. 20 Aralık'ta Adana şehri teslim alınsa da şehrin Fransızlarca tamamen terkini baz
alarak 5 Ocak Adana'nın kurtuluş tarihi olarak kabul edilmiştir. Bu savaşın anlamı bir taraf
için özgürlüktü, emperyalizme karşı çıkmaktı diğer taraf için ise söylenebilecek sözleri Fransız
Generali Düfyö Şimdiki Motor Sanat Enstitüsünün Batısına düşen Fransız askerlerinin
gömüldüğü mezarlığı ziyaretinde söyledi. General Düfyö’nün dilinden buraya çelenk koyarken
" Ey Fransız askerleri, sizlerin Kanlarınızı boşuna akıttık" sözcükleri dökülüyorduTemmuz
1919 'da Doğu orduları Başkomutanı General Guro'nun Adana’yı ziyaretinde şehir Fransız,
Ermeni ve Yunan bayrakları ile süslenmişti. Bu kez Türkler evlerine çekilerek ve sokakları terk
ederek sessiz bir protestoya giriştiler. Türk mahallelerinden geçerken her tarafın kapalı
olduğunu gören generalin bu semtlerde kimseler oturmuyor mu sorusuna Bremon'un
Generalim bu semtlerde Türkler otururlar, Hıristiyanlara oranla vahşi olduklarından sokağa
çıkmıyorlar yanıtı verir. Protestolar bununla bitmez Generalin Erkek Lisesini Ziyaretinde
öğrenciler bütün zorlamalara rağmen alkışlamazlar ve Fransız milli marşını söylemezler.
Belediyeye gelişinde Fransız bayrağını astırmamakta ısrar eden Tevfik Kadri sonradan
görevden alınır.

You might also like