You are on page 1of 104

TELEVZYON ZERNE

Pime Bourdieu 193 da Dengvin' de (Fransa) dodu. Gnmz


sosyolojisinin temel kuramclanndan bir olan Bourdieu, orta re
nimini Pars'in nl Louis Le Grand liseinde tamamladktan sonra
&ole Norale Supdreure'de felsefe eilimi grd. Askerliini
yapmak zere gittii Cezayirde Frans smrgedliini yakndan
tanma frt bulan dnr, bu deneyiminin de etkisiyle felsefi
yaklamm sosyolojik ve antropolojik almlarla pekiftini. 1959
ve 1962 yllarnda Srbonne'da felsefe dersleri verdikten sonra,
Eco!e des H;utes ttudes en Sences Sciales'in mdrlne geti
rldi; aynca Avrpa Ssyolojisi'nin de yneticiliinde bulundu.
1982'de, Colge de France'ta, sosyoloji krssne Hlen Burdieu
halen bu grevini srdnekte, aynca Adts de la Rtthmle tn Sien
as Socialts w Libtr dergilerinin de yayn ynetmenliini yrtmek
tedir. EiHmden balayarak eitli kltrel alanlardaki retim. y
niden retim ve ayrm mekanizmalann inceleyen Bowdieu'nn
pk ok nemli aqmas bulunmaktadr.
Balca eserleri: L Distinclio (1979), L S pntiqw (1980), Qtli
ons dt sodologit (1980; Toplmbilim Sonnlm: Kesit, 197, Hama Ac
dtmias (198), Chosts diles (1987), Risons Prtiquts (194; PntiA Nt
deltr Kesil, 1995).
T1an Ilgu 1945'te Trabzon'da dodu. Galatasaray Lissi ve s
ta.bul niversitesi Edebiyat Fakltesi Felsefe Blm'n bitirdi.
niversite yllarnda bal gazetecilii 198 ylna kadar sr
drd. O yldan bu yana kitap yayncl ve Franscadan eviriler
yapyor.
Baflca evirler: Andre GorZ'dan Cetlir Yollr ( chtmirs d
P rodis; AFA, 1986), Andtt Oordan Muhltft"l S/enn (Solir it
Magnique; Milliyet, 1987), Michel Foucaulrdan Sylemin Dzmi
(L'ordrt du Discom; Hil, 1987, Roland Topordan Alis Hrjtr lkt
sindt (Alice U /'autrt c8ti de la page; YKY, 192), Gilles Deleuze-Felix
Guattari'den Ftlse Nedir (Qu'tst-cr qe l Plilosophie; YKY, 1993),
Michel Srres'den Dogayla Slent ( Conlnt Natr/; YKY, 1994),
Raymond Aron'dan zgrlltr urint D (Essi sur les /i-
1'; Kesil, 195), Alexis de Tocqueville'den Eski Rejim ve Dwrin
(L'mden dime et la Rlwlutior; Kesit, 195), Marc Ferro'dan Siem
w Tarl (Cinima et Hislairt; Kesit, 195), Franois Jacob'dan Mlin
Aii"lerir Ou"u (L jeu des possiblts; Keit, 1996).
PIERRE BOURDIEU
TELEVZYON ZERNE
EVRN:
TURAN ILGA
MlIH
lDTD--4-
cclZy0 LC f llM UtdIU
'2@UDdDUt lcVIIOD
_cVltCD. Utht\ @
1.O.1SK`ZUIdCl,SDOU,USlDS V
ll ODClHC:\I'C -IyIDa m7uy.D OUD LD5t
+gKOlD@. DIDDLDl
+gKa5tHDat+2H_Dt
'Sc m.WHhK` t _KD
t2L'Ml.hUID'Zg1OyKl
yD+uutdlDlDO.SDhDlDQ
.K`0 lKOaaS
.gl+tcdlUlUtDlyDhKCJclcDHyI,7
V1tCtt0UtdItU, 19%
UtkQtQCVIttDlDlIH_'yHhKt5Kldt
.H1!D tQtnygCKKS HDm dHd
}.}DCDD. 1 IZDI OHaKS1n
DIQOlt yu0:M1H:7
+Jtt1UllUt.Dl.1DClK|c1t0!CDD.yI.
5lIK1'.tlt18I,thbjuhJDSlDOU
Cbt+n!!17J.J1h7+ ak`\Ul|f1|7J
NDEKLER
Sunu (Turhn Ilgz) 7
TELEVZVON ZERNE
nsz 13
1. Set ve Kulisleri 17
2. Grnmeyen Yapllanma ve Etkiler 45
EKLER
Gazeteciliin Bask Gc 7
Olimpiyat Oyunlar 91
Sonsz: Gazetecilik ve Siyaset 97
SUNU
Pierre Bourdieu'nn ok yakn bir tarihte (Aralk 1996) ya
ymlanan bu kitab, Fransa' da, ve hedefledii evrelerde, sz
cn tam anlamyla kyamet kopard . " Kitabn adnn da sy
ledii gibi, hedef aldg inceleme alan medya dnyasyd, ama
hedef, hedef tahtasna ast ey, medya ve mensuplan deildi.
Yine de, insanlar (kimi gazeteciler, TV programclar, sunucula
n, TV'nin asla vazgeemedii ve vazgeemeyecei "fast-thin
ker''lar) hop oturup hop kalkblar. Konu somut bir zne olunca
ve de bu zne medya olunca, bu doald! . . .
Ancak -kundukta grlecektir- bu kk kitap, btn
"modern toplumlar''daki medya organlarnn, kimi zaman
"tencere dibin kara ... " slubuyla birbirlerine ynelttikleri eleti
rilerde . kimi zaman -son derece ikincil konular vesilesiyle, g
ya kendilerini yarglarken, kamuya dayattklar "ifte standart
l" hakemlii bizzat aklamaya soyunduklar zeletirilerde dile
gelen sylemi, hi mi hi kale almamaktadr. Bunlarn arkasn
da ve tesinde, medyay, eitliki ve zgrliik bir siysal dzen
iin en byk tehlike haline getiren mekanizmay, bu mekaniz
mann oluumunu ve etkilerini gzler nne sermektedir.
Konu Trkiye iin ok gnceldir. Fransa gibi, gelimi bir
Bat demokrasisinde olduundan bile daha gnceldir. u ne
denle ki; Trkiye, gelimi bir demokrasi olmann ok uzan
dadr ama, oyunu gelimi Batl lkelerinin koyduu kural ve
standartlara gre oynayan ok gelimi bir medyaya sahiptir.
Bu medya, tekeUemi bir medyadr.
Bu medya, sorgulayan entelektelleri pek az, ama salk ve
ren, yol gsteren, dikte eden aydnlar/yar aydnlar epey ok
Trlrizym urin, Boun: iu'nun Trkeye en ncl kitabdr. Bundan DD oevrilcn
\er, P/k NMmlrI R" Pliqws (19) v' Tluu/ili Sonmln I Qwslims Socioloc
(1971,IesitYaynclkt;rafndany;yml;mmllr.
Televizyon zerine
olan bir lkede, "kltr"n esasen son derece kmen
"alan"n, etkilemenin de tesinde, igali alhnda tutabilmekte
dir.
Bu medya, bilimin daha da kmen "alan"n, btnyle
yok sayabilmekte, onu kamudan soyutlayabilmektedir.
Nihayet bu medya, siyasetin alabildiine geni ve kirli
"alan"n, muhteem bir ibirlii (hatta suortakl) balamn
da, lkenin tek ve deimez gndem maddesi yapabilmektedir.
Bylece tek tek insanlar ve giderek btn bir toplumu kul
lanabilmekte (maniple edebilmekte); bir yandan "ete"lerle
savaan Robin Hood grnts verip bunun propagandasn
yaparken, bir yandan da eteleri yaratan dzen ilevinde ve
onun iinde varolmaktadr. nk -ve Bourdieu'nn felsefe
kkenli sosyoloji uzmanlnn olanca yetkinlii ve yetkisiyle
gsterdii zere medya "alan"nda, baka "alan"lar ve o
alanlann insanlann, ya da kamuoyunu en ok kullanan (mani
ple eden) kii, program, ya da "kurm"lar, genel mekanizma
nn ileyi mant gerei, aslnda en fazla kullanlanlar (mani
ple edilenler) olmaktadrlar. Tehlike de, ite, buradadr: med
ya, liberal Bah demokrasisini, yeryznde gelmi gemi en t
mel v en mutlak totalitarizm haline getiren bir ktalizr olup k
mhr.
Demokrasisi gelimemi ama medyas gelimi bir lkede,
bylesi bir tehlikenin, en bata o tehlikenin odan olutran
kii ve kurumlar olmak zere (eer duyarl iseler), btn ilgili
lerce ok daha byk dikkatle, ok daha byk endieyle, ok
daha byk sormlulukla dnlp, irdelenmesi gerekmekte
dir. Pierre Bourdieu de, esasen bunu nermektedir.
yle bir ada yayoruz ki, insan insan yapan deerlerin
korunmas, insann zgr bir birey olarak varolabilmesi, ancak
ve ancak medyann klieletirilmi artlandrmalanna bakald
rabilmekle mmkn olabilir. Bu da, medyann ivasna dme
mekten gemektedir. zellikle de entelektellerin onun ivas
na dmemelerini gerektirmektedir ... nk -bu da imparator
medyann zayf yandr-, medya entelektellere multatr, onla
rn dogrulamasna muhtatr.
Ama i entelektellerle bitmemektedir. Tek tek bireylerin
Sunu
de, medyann onlar adna ve onlara sormadan, klie dnce
ler, neriler ve buyruklarla bir gemi, bir bugn ve -yakn ya
da uzak- bir gelecek yaratmaya yeltendiini saptamalar ve bu
yeltenmeyi reddetmeleri arttr. Reddedebilirler mi? Kim bilir . . .
Ama saptayabilirler. Nitekim, okurlar, sluplar (kabaday, k
frbaz, benmerkezci, tehirci . . . ) ile gz dolduran (!) ke yazar
larnn, bembeyaz porselen dilerini gsteren mstehzi gl
ckleriyle konuklann/muhataplarn aalamaya alan, ca
hil, yarcahil, bilgi, ukala, kstah T programclarnn, yorum
clarnn, her konuda hazr reeteleri bulunan malumatfuru
ekran-aydnlarnn (Bourdieu'nn "fast-thinker'' dedikleri) Tr
kiye nshalarn, bu kitapta teker teker anmsayp tanyacaklar
dr.
Turhn Ilgz
TELEVZYON ZERNE
N SZ'
Collge de France'ta verilen bir dersin allm izleyicileri
nin snrlar dna kmay denemek zere, bu iki dersi televiz
yona tamay yeledim. Gerekten de, televizyonun, hzl bir
ekilde betimlemeye urabm -erinlemesine ve sistematik
bir zmleme ok daha fazla zaman gerektirirdi- farkl meka
nizmalar boyunca, kltrel retimin farkl krelerini, sanah,
eebiyah, bilimi, felsefeyi, hukuku, ok byk bir tehlikeyle
kar karya brakhn dnmekteyim; hatti, sormlulukla
nnn bilincini en fazla duyan gazetecilerin, hi phesiz byk
bir iyi niyetle, dndklerinin ve sylediklerinin tersine,
'
onun
siyasal yaam ve demokrasiyi de hi de daha az olmayan bir
tehlikeye marz brakhn sanyorum. Televizyonun, en geni
izleyici kitlesine erime gayretiyle ve basnn bir blmn de
peine takarak, yabanc dman ve rk sz ve eylem sulula
nna salad imkanlar zmlemek ya da siyasetin, haydi
milliyeti demeyelim ama, gdk ve gdke milliyeti bir g
rsne [vizyon] her gn vermekte olduu dnleri gstermek
suretiyle, bunun kantlarn rahata ortaya koyabilirdim. Ve be
nim ncelikle Fransa'ya zg zellikleri ortaya koyduumdan
kukulanacak olanlara da, Amerikan televizyonunun bin trl
hastal arasndan, O. J. Simpson davasnn medyada ele ahn
n ya da, daha yaknlarda, sradan bir cinayetin, denetlenebil
mez ve zincirleme yargsal sonulara yol ama pahasna "cinsel
su" olarak kurgulann anmsatacam. Ama izleyici saysn
arthrmak uruna giriilen snrsz rekabetin yol at teh1!kele
, Bu metin. 18 Mar 196 tde,Collqe de fr;ce"ta verlen b dizi de )nideng&clcr
lipdlth halidir;:konus1derlerMyl9"daParsPremin! kanalncaya
yrl ("Televiyon urineN ve "GaeleciliAlan ve Televizyon", Coll. de frmce -
CNR grel-iitselJ. Mete, bu denlc rde ilenen konular daha Msin er iinde ele alan
bir mablcyi de ekledim ( makale, Ac l m:krrlt K'n iln dergisinin h!lcviZ
yonun bul grin kon1 alan bir symda, wGiritw blimi olarak ml).
14 Televizyon zerine
rin en mkemmel rneini, hi phesiz, Yunanistan ile Trki
ye arasnda yaknlarda patlak veren bir olay oluturmaktadr:
kck ssz bir adack olan Kardak kayalklar dolaysyla bir
zel televizyon kanalnn ykselttii sava lklan ve sefer
berlik arlar zerine, Yunanistan'n zel radyo ve televizyon
lan, gnlk gazetelerin eliinde, milliyeti bir lgnlk mezah
na giritiler; ayn izlenme-oran [audimat/rating] rekabetinin
mantyla srklenen Trk televizyon ve gazeteleri de kavga
ya katldlar. Yunan askerleri adaca karma yapt, donanma
lar harekete geti ve sava kl payyla nlendi. Trkiye ve Yu
anistan' da, ama ayn zamanda eski Yugoslavya, Fransa ya da
baka yerlerde gzlenen yabanc dmanl ve milliyetilik
patlamalarndaki yeniliin z, belki de modern iletiim ara
lanmn, bugn, bu ilkel tutkulan sonuna kadar smrme im
kanlann salamalarnda yatmaktadr.
Bir katk olara.k tasarlanm olan bu derste kendime vermi
olduum sz tutmaya almak iin, herkese anlalabilecek
tarzda konumaya zorladm kendimi. Bu da, birok konularda,
beni, sadeletirmelere ya da yaklak ifadelere bavuraya zor
lad. Esas olan, yani sylemi n (ilk) plana koymak iin, genel
likle televizyonda uygulanan eyden farkl olarak (ya da onun
tersine), yapmcyla anlaarak, kadraj ve ekimde her trl bi
imsel araytan kanmay ve grntlerden -yayn rekleri,
belgelerin fotokopileri, istatistikler, vb. - vaz gemeyi yeledim;
bunlar, ok deerli bir zamana malolacaklan gibi, hi phesiz,
belgeleyici ve kantlayc olmak ereindeki bir konumann do
al izgisini de bozacaklard. zmlemenin konusunu olutu
ran sradan televizyon ile bu program arasndaki kartlk,
zmsel ve eletirel sylemin, buyurgan olduu sylenen bir
dersin bilgi ve ar, didaktik ve dogmatik grnts altnda
bile olsa, zerkliini olumlamann bir yolu olarak zellikle arzu
edilmiti: televizyon setlerinden yava yava dlanmakta olan
tane tane dile getirilmi bir sylem -sylendiine gre, Ameri
ka Birleik Devletleri'nde, televizyondaki siyasal tartmalarda
kurallar, konumalarn yedi saniyeyi gememesini ngrek
teymi- gerekten de kullanlmaya kar direnmenin ve dn
ce zgrln olumlarann en emin yollanndan biri olarak
nsz 1 5
kalmaya devam etmektedir.
Sylem araclyla eletirinin alanna ekilirken, bunun bir
ehveni erden, Tout va bien, lci et ailleurs ya da Comnent a va'da
ki Jean-Luc Godard'dan Piere Carles'a kadar, urada burada
grld ekliyle, imgeye imge araclyla yneltilecek gerek
bir eletirinin olabileceinden daha az etkili ve elendirici bir
yedekten baka bir ey olmayacann bilincindeyim. Yaphm
eyin, "kendi iletiim yasalannn bamszl" iin mcadeleye
kararl btn grnt profesyonellerinin deimez kavgasnn
uzanhsnda ve devamnda yer aldnn da bilincindeyim, zel
likle de grntler zerindeki eletirel dnmlemenin (rtje
xion]; burada bir kez daha anacam Jean-Luc Godard, Joseph
Kraft'n bir fotoraf ve bu fotorafn kullanl biimlerine ili
kin zmlemesiyle bu dnmlemenin mkemmel bir rne
ini vermektedir. Ve sinemacnn nerdii program ben de ken
di hesabma benimseyebilirdim: "Bu alma, grntler ve ses
ler zerinde ve bunlann ilikileri zerinde siyasal ynden (ben,
sosyolojik ynden derdim] kendi kendini sorgulamaya bala
makh. Arhk yle dememekti: 'Bu, dor bir grntd, ama
unu sylemekti: 'Bu, yalnzca bir grntd; bir daha unu
sylememekti: 'Bu, at srhndaki Kuzeyli bir subayd, ama y
le demekti: 'Bu, bir at ve bir subay grntsd ."
Fazlaca hayale kaplmakszn, zmlemelerimin gazeteci
lere ve televizyona kar, Tele-Sorbonne tarz bir kltr televiz
yonuna beslenen kim bilir hangi gemii nostaljinin ya da tele
vizyonun, her eye ramen, rein baz rportaj programlar
araclyla tayabilecei btn eylere kar, ayn lde tep
kisel ve geriye dnk bir inkinn esinlendirdii "saldrlar" ola
rak kabul edilmemesini temenni edebilirim. Bu zmlemele
rin, kendi kendine sahte bir eletiri yneltmeye fazlasyla yat
kn olan bir gazetecilik alemindeki Narsise honutluu besle
mekten baka bir eye yaramayacandan endie etmek iin her
trl nedene sahipsem de; dorudan demokrasi asndan ola
anst bir ara haline gelebilecek olan eyin bir simgesel bas
k aracna dnmemesi iin, bizatihi grntnn meslekleri
iinde kavga veren herkese, alet ya da silah salamaya katkda
bulunabileceklerini umuyorum.
.
SET VE KULSLER
Burada, televizyona, televizyon zerine baz sorular y
neltmek isterdim. Biraz paradoksal bir niyet bu, zira yle san
yorum ki, genellikle televizyona, zellikle de televizyon zerin
de fazlaca bir ey sylemek mmkn deildir. Televizyona hi
bir ey sylenemedii doru ise, en bykleri arasndan birta
km entelektellerle, sanatlarla, yazarlarla beraber benim de,
oraya kp konumaktan kanmak gerektii sonucuna var
mam gerekmez mi?
Bu kestirme seenei ya hep ya hi olarak cevaplamak zo
runda deiliz. Televizyona kp konumann nemli olduuna
inanyorum, ama baz koullar altnda. Bugn, College de Fran
ce'n grsel-iitsel blm sayesinde, tmyle srad koullar
dan yararlanmaktaym: ilk nce, zamanm snrlandrlm de
il; ikinci olarak, konuma konum bana dayatlm deil -bu
konuyu.ben zgrce setim ve stelik onu deiterebilirim de-;
nc olarak, sradan yaynlarda olduu gibi, beni teknik ad
na, "anlamayacak-olan-izleyici" adna ya da ahlak, edep, vb.
adna hizaya aracak hi kimse yok ortada. Bu, tmyle ze]
bir durum zira, modas gemi bir dille sylemek gerekirse, al
lmadk bir retim aralar lakiniyetine sahibim. Bana sunulmu
olan koullarn tmyle srad olduklarna iaret ederken,
esasen televizyonda konuulduunda tabi olunan sradan ko
ullar zerine bir eyler sylemekteyim.
Ama, denecektir ki, varolan koullar altnda insanlar neden
her eye ramen televizyon yaynlarna kahlmay kabul ediyor
lar? Bu ok nemli bir sorudur, ve buna ramen, brakn gaze
tecileri, televizyona kmay kabul eden aratrmaclarn, bilim
adamlarnn, yazarlarn ou, bu soruyu kendilerine sormazlar.
Bu sorgulama yokluunu sorgulamak bana zorunlu grnyor.
Gerekten de, bana yle geliyor ki, bir eyler syleyebilip syle
yemeyecei konusunda herhangi bir kayg tamakszn tele
vizyona kmay kabul etmekle insan, oraya bir ey sylemek
iin deil, ama daha baka nedenlerle, zellikle de kendini gs
termek ve grnm olmak iin ktn ortaya koymaktadr.
"Olmak," diyordu Berkeley, "alglanm olmaktr." Felsefecile
rimizden (ve de yazarlarmzdan} bazlar iin, olmak, televiz
yonda alglanm olmaktr, yani, sonuta, gazeteciler tarafndan
alglanm olmak, hep sylenegeldii gibi, gazeteciler tarafn
qan iyi bulunmu olmaktr (bu da, dpedz dnleri, gizli
dnlemeleri ierir} - ve uras da dorudur ki, varlklarn
srdrebilme konusunda yaptlarna hibir ekilde gveneme
diklerinden, ekranda olabildiince sklkla belirmekten, dolay
syla da, Gilles Deleuze'n saptad gibi, balca ilevi televiz
yona arlmalarn salamak olan, olabildiince ksa yaptlar,
dzenli aralklarla yazmaktan bakaca umarlar yoktur
.
Tele
vizyon ekran bugn ite bu ekilde bir tr Narsis aynas, Nar
sisil bir tehir mekAn haline gelmitir.
Bu girizg5h biraz uzun gibi grnebilir, ama sanatlarn,
yazarlarn ve bilim adamlarnn, televizyondan gelen arlar
kabul edip etmeme, koullar koyarak ya da koymadan kabul
etme, vb. trnden bir seim karsnda kendi balarna kalma
malar iin, -mmknse kolektif bir eki1de- bu soruyu kendi
lerine sormalar, bana temenni edilesi bir ey olarak grnyor.
Bu soruyu, kolektif bir ekilde ele almalarn ve konunun uz
man olan ya da olmayan gazetecilerle, bir tr szlemeye var
mak zere mzakereler balatmay denemelerini pek ok ister
dim (insan her zaman hayal kurabilir). Besbelli bir ey ki, sz
konusu olan, dayatmak mecburiyetinde kaldklar zorlamalar
dan tr ou kez fazlasyla ac eken gazetecilere sava a
mak ya da onlar mahkQm etmek deildir. Tam tersine, ara ha
line getirilme tehlikelerini beraberce aabilmek iin gerekli im
kanlarn aratrlmasna ynelik bir dnmlemeye onlar da
ortak etmek sz konusudur.
Televizyona kmay dpedz ve dorudan reddeden taraf
girlik, bana savunulabilir gibi grnmyor. HattA, baz durum-
Sec ve Kulislcri 19
larda, televizyona kmann bir dev olabileceini bile dn
yorum, yeter ki, makul koullar altnda mmkn olabilsin. Ve
seimi ynlendirmek iin, grnt aygtnn zglln de
hesaba katmak gerekir. Televizyonla birlikte, kuramsal olarak,
herkese ulamaya imkan veren bir aygt karsndayzdr. Bu da
birtakm vazgeilmez sorular sormay gerektirir: syleyeceim
eyler acaba herkese ulahrlacak trden eyler midir? Sylemi
min, dile geli biimiyle, herkese duyulabilmesini salamaya
hazr mym? Acaba bu sylem, herkese duyulmay hak edi
yor mu? Hatta daha da ileriye gidilebilir: bu sylem herkes ta
rafndan duyulmal mdr? Aratrmaclarn, zellikle de bilim
adamlarnn bir misyonu vardr -ve belki de bu misyon toplum
bilimleri iin zellikle ivedilik tar-, o da, aratrmann sala
d kazanmlarn herkese maledilmesidir. Bizler, Husserl'in de
dii gibi, "insanln memurlan"yz, kah doal dnyaya kah
toplumsal dnyaya ilikin eyler kefetmek iin devlete maaa
balanmz ve bana yle geliyor ki, elde ettiklerimizi geri ver
mek de mecburiyetlerimiz arasnda yer alyor. Ben, televizyona
kmay kabul ya da reddederken, kararlarm her zaman bu
vazgeilmez sorgulamalarn szgecinden geirmeye urahm.
Ve televizyona arlan herkesin bu sorulan kendine sormasn
ya da yava yava kendine sormaya mecbur kalmasn temenni
ederim, nk televizyon izleyicileri, televizyr eletirmenleri,
bunlar kendilerine soruyorlar ve bunlar televizyona kanlarla
ilgili olarak soruyorlar: acaba syleyecek bir eyi var m? Bunu
syleyebilecek koullar iinde mi? Syledii ey, orada sylen
meyi hak ediyor mu? Tek szckle, ne yapyor orada?
GRNMEZ BR SANSR
Ama asl konuya geliyorum: balarken, televizyona kabi
liyor olmann kar kefesinde mthi bir sansrn, bir zerklik
yitiminin bulunduunu ne srdm; bu zerklik yitimi, birok
eyin yan sra, konunun dayahlm olmasndan, iletiimin ko
ullarnn dayatlm olmalarndan ve zellikle de, zaman snr
lamasnn, syleme, birtakm eylerin sylenebilmesinin pek de
20 Televizyon zerine
mmkn olamayaca .lde zorlamalar dayatmasndan kay
naklanr. anh konumaclar zerinde olduu kadar uygulan
masna katkda bulunan gazeteciler zerinde de etkisini gste
ren bu sansrn siyasal nitelikte olduunu sylemem beklene
cektir. Siyasal mdahalelerin, siyasal bir denetimin (zellikle de
ynetici kadrolara yaplan atamalar zerinden ileyen bir dene
tim) olduu dorudur; ayn zamanda ve asl, bir yedek ordu
nun bekledii, televizyon ve radyo mesleklerindeki ilerde ok
byk bir belirsizliin hkm srd bugnk gibi bir d
nemde, siyasal uydumculua [confrmismeJ eilimin daha fazla
olduu da dorudur.

nsanlar, onlardan hizaya girmelerini ta


lep etmeye gerek kalmakszn, bilinli ya da bilinsiz bir oto
sansr biimiyle uyumlu hale gelmekteler.
Ekonomik sansrler de dnlebilir. Televizyon zerinde
arln duyuran eyin, son aamada, ekonomik bask oldu
unun sylenebilecei dorudur. Bu bir yana, televizyonda
gsterilen eyin televizyonu elinde tutan kiiler, reklam bedeli
ni deyen reklam verenler, sbvansiyonlar salayan devlet ta
rafndan belirlendiini sylemekle yetinmek mmkn deildir
ve bir televizyon kanalyla ilgili olarak yalnzca sahibinin ad,
eitli reklam verenlerin bte iindeki paylar ve sbvansiyon
larn tutan bilinseydi, fazlaca bir ey anlamak mmkn olmaz
d. Yine de bunu ammsahak nemlidir. NBC'nin General
Electric'in mal olduunu (bu da u demektir; eer bu kanal bir
atom santralinin kysnda yaayan kiilerle mlakatlar yapma
ya kalkacak olursa, muhtemeldir ki... ama esasen byle bir
ey kimsenin aklna gelmeyecektir ... ), CBS'in Westinghouse'n,
ABC'nin Disney'in, TFl'in Bouygues'in mal olduklarm bilmek
nemlidir, bu duumun da, bir dizi araclklar boyunca baz so
nular olmaktadr. TFl'in arkasnda Bouygues'in olduunu bi
len bir hkmetin Bouygues'e yapamayaca baz eyler oldu
u besbellidir. Bunlar en sradan eletiricinin bile saptayaca
kadar gze batan ve kaba eylerdir, ama simgesel dzenin ko
rnmasnda, televizyonu muhteem bir aygt haline getiren her
trden sansrlerin ilemesine imn veren, kimliksiz, grn
mez mekanizmalar gizlemektedirler.
Bu noktada bir nebze durak zorndaym. Sosyolojik -
Ser ve Kulisleri 21
zmleme sk sk bir yanl anlamaya taklr: zmlemenin nes
nesi iinde yer alm olanlar, incelediimiz zel durmda gaze
tlciler, mekanizmalarn aa karlma, szcelendirilme iinin,
insanlara kar yneltilmi bir sulama ii ya da, sylenegeldii
gibi, "saldrlar", kiisel, ad hominem, saldrlar olduunu d
nme eilimindedirler (bu bir yana, eer sosyolog, gazeteci
lerle konutuktan sonra, rein yaplan yaynlarn "dzenle
nii", ya da retimi -asl szck budur- zerine duyduklarnn
onda birini sylese ya da yazsayd, ayn gazeteciler tarafndan
tarafgirlikle ve nesnellikten uzaklamakla sulanrd).

nsanlar,
genel olarak, nesne yerine konulmu, nesneletirilmi olmaktan
asla holanmazlar ve gazeteciler bakalarndan da daha fazla
olarak b
t
ndan holanmazlar. Kendilerini hedef alnm, mim
lenmi hissederler, oysa ki, bir ortamn zmleniinde ne ka
dar ilerlerseniz, bireyleri de sorumluluklarndan o kadar arn
drmaya ynelirsiniz -bu, o ortamda olup biten her eyi doru
larsnz anlamma gelmez- ve ortamn nasl alhm ne kadar
iyi anlarsanz, ona katlan insanlarn, kullanc olduklar lde
de kullanlan olduklarn daha iyi anlarsnz. Hatta ou kez,
kendileri daha ok kullanldklar ve kullanldklarnn bilincin
de olmadklar lde, kullanma iini daha iyi yaparlar. Bu
nokta zerinde duruyor, ama bir yandan, her eye ramen,
sylediim eyin bir eletiri olarak alglanacan da biliyorum;
bu tepki, ayn zamanda kendini zmlemeye kar korumann
da bir tarzdr. una da inanyorm ki, kiilerin yozlamas,
zmlemeyi denemek istediim pazar pay rekabeti gibi meka
nizmalar boyunca, oyunun btn zerinde etkili olan o yap
sal yozlama (iyi de hil yozlamadan sz etmek gerekir mi?)
trn maskeledii lde, skandallarn, u ya da bu sunucu
nun yaph ilerin ve verdii zararlarn, ya da kimi yapmcla
rn insann gzlerini yuvalarndan dar uratacak cretlerinin
duyurulmas, konuyu znden saptrabilir.
Dolaysyla, televizyonun simgesel iddetin zellikle zararl
bir biimini uygulamasna yol aan bir dizi mekanizmay aa
karmak isterim. Simgesel iddet, ona maruz kalanlarn ve ay
n zamanda da, ou kez, onu uygulayanlarn sessiz su ortak
lyla ve her iki tarafn da onu uyguladklar ya da ona maruz
22 Televizyon erine
kaldklarnn bilincinde olmadklar lde uygulanan bir id
dettir. Btn bilimler gibi sosyolojinin ilevi de gizli eyleri a
a karmaktr; bunu yaparken, toplumsal mnasebetlerde ve
zellikle de medyatik iletiim mnasebetlerinde kendini gste
ren simgesel iddetin nemsiz gibi gsterilmesine katkda bu
lunabilir.
En kolayndan balayalm: sansasyon basn iin her zaman
en yelenesi otlak olan gelge oa
:
Iar lits divers]; kan ve cin
sellik, dram ve su her zaman sat yaptrmtr ve izleyici kitle
sinin saltanat, ciddi yazl basnn sunduu rnek tarafndan
dayatlan saygnlk kaygsnn imdiye kadar dlamaya ya da
uzaklatrmaya zorlam olduu bu dolgu malzemelerini, yeni
den birinci sayfaya, televizyon, haberlerinin alna ykselt
mek zorundayd. Ama gelge olaylar, ayn zamanda da oyala
yc olaylardr. Gzbaclarn ok basit bir ilkeleri vardr, seyir
cinin dikkatini yaptklan numaradan baka bir eye yneltirler.
Televizyonun, rein haberler dzeyindeki simgesel eylemi
nin bir blm, dikkatleri, herkesin ilgisini ekecek trden, om
nibs olarak nitelenebilecek -yani herkes iin geerli olan- olay
larda younlahrmaktan ibarettir. Omnibs olaylar, sylenegel
dii zere, hi kimseyi artmamak zorunda olan, hibir tercih
iermeyen, blmeyen, uzlam salayan, herkesi ilgilendiren
ama hibir nemli eye dokunmayan bir kipte ilgilendiren
olaylardr. Gelge olay, ite bu trden, basit, ilkel nevaledir, hi
bir sakncas olmakszn herkesi ilgilendirdii ve zaman ald,
baka seyleri sylemek iin kullanlabilecek zaman harcad
iin ok nemli olan haberdir. Oysa, zaman, tele-izyonda ala
bildiine az bulunan bir nevaledir. Ve eer bunca deerli dak

kalar bunca nemsiz eyler sylemek iin kullanlyorsa, bunun


nedeni, bunca nemsiz bu eylerin, deerli eyleri gizledikleri
lde, aslnda ok nemli olmalardr. Bu nokta 7.rinde dur
mamn nedeni, beri yanda, hibir gnlk gazete okumayan; ye
gane enformasyon kayna olarak ruhlar ve bedenleriyle tele
vizyona balanm insanlarn orannn ok yksek olduunun
bilinmesidir. Televizyon, nfusun ok byk bir blmnn
beyinlerinin oluturulmasnda bir tr fiili tekele sahiptir. Oysa,
gelge olaylara nem atfederek, o deerli zaman bolukla, hi-
Set ve KulisJeri 23
il ya da hemen hemen hile doldurmak suretiyle, yurttan de
mokratik haklann kullanmak iin sahip olmas gereken ve asl
oncm tayan enformasyonlar dlanrlar. Bu yoldan, enformas
yon alannda, .. er televizyonun rekabeti karsnda ciddi ola
rak kalabileceklerse- ciddi denilen gnlk gazeteleri okuyabi
lenler, uluslararas gazetelere, yabanc dilde yayn yapan radyo
istasyonlarna ulaabilenler ile, te yanda, btn siyasal daar
cklar televizyonun salad enformasyondan ibaret olanlar,
yani hemen hemen hibir enformasyona (gndemdeki kadn ve
erkeklerin, onlarn yzlerinin, ifadelerinin, kltrel ynden en
donanmsz olanlarn ifresini zmeyi bildikleri btn o eyle
rin -ki bu, onlarn siyasal sorumlularn pek oundan uzakla
malarna baya katkda bulunur- dorudan bilinmesini sala
yan enformasyon dnda) sahip olmayanlar arasndaki bir ay
rma doru ynelinir.
GSTEREREK GZLEMEK
En grnr olan ey zerinde durdum. Televizyonun, tu
haf bir ekilde, gstererek, yaplmas gereken eyin, yani bilgi
lendirme iinin yaplmas iin gsterilmesi gerekenden daha
baka eyler gstererek; ya da yine, gsterilmesi gerekeni gs
terirken, bunu gstermeyecek ya da anlamszlatracak bir tarz
da yaparak, ya da onu gerekle hibir ekilde uyumayan bir
anlam kazanacak tarzda kurarak nasl gizleyebildiini gster
mek suretiyle, hafife daha az grnr olan eylere doru iler
lemek isterim.
Bu noktaya ilikin olarak, vereceim iki rnei Patrick
Champagne'n almalarndan dn alyorum. Patrick Cham
pagne, L Misere du Monde (Dnyann Sefaleti] adl kitabndaki
bir blm, medyann, "varo" fenomeni diye adlandrlan fe
nomenleri aktarma biimine ayrmtr ve hem yaptklar iten
kaynaklanan eilimlerle, hem de kendi dnya grleri, for
masyonlar, iinde bulunduklar durumlarla, ama ayn zaman
da da meslein mantyla hareket eden gazetecilerin, varo ya
am denen o zel gereklik iinden tmyle tikel olan bir g-
24 Tkvizyon zerine
rnm, kendilerine zg alglama kategorileri erevesinde
nasl aykladklarn gstermektedir. Eitimcilerin, bu "katego
ri" kavrayn, yani, grlen ey ile grlmeyen eyi belirleye
rek, alg1anm olan dzenleyen o grnmez yaplar aklar
ken en ska bavurduklar eretileme, gzlk eretilemesidir.
Bu kategoriler, eitimimizin, tarihin, vb. rnleridir. Gazeteci
lerin zel "gzlkleri" varcr ve bunlarla baz eyleri grrler
ken bazlarn grmezler; ve grdkleri eyleri de belli bir tarz
da grrler. Bir ayklama yapar ve ayklanm olan eyi belli bir
tarzda kurarlar.
Ayklama ilkesi, sansasyonelin, gsteri
'
nitelii tayann
atanmasdr. Televizyon, iki anlamyla da dramatikletirmeye
[canlandrma) bavurur: bir olay sahneye koyar, grntlendi
rir ve bu olayn nemini, vahametini, dramatik ve trajik niteli
ini abarhr. Varolar sz konusu oldukta, ilgi ekecek olan ey
buralardaki ayaklanmalardr. Ayaklanma esasen abartl bir
szcktr ... (Ayn i szckler zerinde de yaplr. Sradan sz
cklerle ne "burjuva artlabilir", ne de "halk". Srad sz
ckler gerekir. Aslnda grnt dnyas, tuhaf bir ekilde, sz
cklerin egemenlii altndadr. Okunmas gereken eyi syle
yen altyaz -legendum-, yani, ou zaman, en nemsiz eyleri
gsteren altyazlar olmadan, fotoraf bir hitir. Adlandrmak,
bilindii zere, gstermektir, yaratmaktr, varolua tamakhr.
Ve szckler, ykmlara bile yol aabilirler:

slam,

slami,

slam
c - trban

slami midir, yoksa

slamc m?

yi de, ya sadece basit


bir ba rts sz konusuysa? Amtrdklan eyin zorluu ve
vahameti konusunda, binlerce televizyon seyircisinin karsn
da, onlar anlamadan ve onlar anlamadklanm da anlaIadan
o eyin szn ederlerken alhna girdikleri sorumluluklar ko
nusunda en ufak bir fikirleri olmakszn, ou kez laf ola beri
gele konuan sunucularn azndan kan Jer sciig yeniden
ele alma arzusuyla kvrandm olur. nk bu szckler bir
eyler yapmaktalar, fantazmalar, korkular, fobiler ya da, dpe
dz, yanl temsiliyetler yaratmaktalar.) Gazeteciler, aa
be yukar, istisnai olanla, kendileri iin istisnai olanla ilgilenir
ler. Bakalarna son derece sradan gelebilecek olan ey onlar
iin srad olabilir, ya da tersi. Onlar srad olanla, s radan
Sec ve Kulisleri 25
olan eyden aynlanla, gncel olmayanla ilgilenirler - gnlk
gazeteler her gn gndelik-tesi eyler sunmak zorundadrlar,
bu kolay deildir ... Gazeteciler bu yzden, sradan olan, yani
sradan beklentilerce ngrlm olan sradya, yangnlara,
sellere, cinayetlere, gelge olaylara bunca yer aynrlar. Ne var
ki, sra-dndaki, ayn zamanda ve zellikle teki gazetelere k
yasla sradan olmayan eydir. Sradandan farkl olan ve teki
gazetelerin sradan hakknda sylediklerinden, ya da sradan
bir ekilde sylediklerinden farkl olan eydir. Atlatmann (sco
op) kovalanmasnn dayatt bask, mthi bir baskdr. Bir ey
leri ilk gren ya da gsteren olmak iit hemen hemen her eyi
yapmaya hazrsnzdr ve tekilerin nne gek, tekilerden
nce yapmak, ya da tekilerden farkl biimde yapmak iin
karlkl olarak birbirinizden kopya ektiinizden, sonuta he
piniz ayn eyi yapar hale gelirsiniz, zelin, baka yerde, daha
baka alanlarda, zgnlk ve tekillik reten aran, burada
tekbiimlilie ve sradanla ular.
Sra-dndakinin peinde koan bu merakl, zorlu arayn,
dorudan doruya siyasal nitelikteki ynergeler ya da dlan
ma endiesinden kaynaklanan oto-sansrler lsnde, siyasal
etkileri olabilir. Televizyondan yaynlanan grntnn bu ola
anst gcn elinde tutan gazeteciler, benzeri grlmedik
etkilere yol aabilirler. Tekdzelii ve gri renkleri iindeki bir
varoun gndelik grnm kimseye bir ey sylemez, kimse
yi ilgilendirmez, gazetecileri ise hi ilgilendirez. Ama, her
trl kta, varolarda gerekten cereyan etmekte olan eyle il
gilenmeye ve bunu gerekten gstermeye kalkhklannda, asl
byk zorluk ortaya kacaktr. Hibir ey, gereklii btn s
radanl iinde hissetirmekten daha zor deildir. Flaubert'in
severek kulland bir sz vard: "vasat iyi betimlemek gere
kir". Bu, sosyologlarn da karlat sorundur: sradan srad
klmak; sradandan sz aarken, insanlarn onun ne kadar s
rad olduunu grecekleri tarzda sz etmek.
Televizyonun sradan kullanlna ikin siyasal tehlikeler,
grntnn, edebiyat eletirmenlerince gerek etkisi olarak ad
landrlan eyi yaratabilmek, gsterebilmek ve gsterdii eye
inandrabilmek gibi bir zellii olmasndan kaynaklanmakta-
26 Televizyon zerine
drlar. Bu antrma gcnn seferber edici etkileri vardr. Fikir
leri ya da temsiliyetleri varedebildii gibi birtakm gruplar da
varedebilir. Gelge olaylar, kanklklar ya da her gn karla
lan kazalar, rklk, yabanc dmanl, yabanaya kar duyu
lan korku-nefret gibi, ou kez olumsuz nitelikteki gl duy
gular alevlendirmeye elverili siyasal, etik, vb. sonularla yk
lendirilmi olabilirler ve basit bir zet, aktarma olgusu, reporter
olarak to record, gerein, seferber edici (ya da seferberlikten
caydrc) toplumsal etkiler uygulayabilecek tarzda, toplumsal
bir inasn her zaman ierir.
Patrick Champagne'dan dn aldm teki rnek, 1986
jlndaki liseliler grevidir ve burada gazetecilerin, byk bir iyi
niyetle, btn safiyetleriyle, ama bir yandan da kendilerini
karlarnn -nlar ilgilendiren eyin-, nyarglannn, alglama
ve deerlendirme kategorilerinin, bilinsiz beklentilerinin yn
lendirmesine brakmak suretiyle, nasl birtakm 'gerek etkileri'
ve gerein iinde ortaya kan etkiler yaratabildikleri, hi kim
senin arzu etmedii ve baz durumlarda ok feci sonular do
urabilecek olan etkiler yaratabildikleri grlmektt'ir. Gazete
cilerin kafasnda 1968 Mays' ve "yeni bir 68"i atlama korkusu
vard. Politikaya fazla bulamam, ne syleyeceini tam olarak
bilemeyen yeniyetmelerin izlenmesi sz konusudur, bunun
zerine ortaya birtakm szcler (hi phesiz, polilikaya en
aina olanlar arasndan seilen) karlr ve bu szcler ciddiye
alnr ve s7.ler de kendilerini ciddiye alrlar. Ve, yle byle
derken, bir kaydetme aygt olma iddiasndaki televizyon, ger
eklik yaratma aygt haline gelir. Artan bir lyle, toplumsal
dnyann televizyon tarafndan betimlenip dayatld evrenle
re doru gidilmektedir. Televizyon, toplumsal ve siyasal varo
lua ulamann arabulucusu haline geliyor. Varsayalm ki, bu
gn ben 50 yanda emeklilik hakkn elde etmek istiyorum.
Bundan birka yl ncesine kadar, bu ama iin bir gsteri d
zenlerdim, elimize pankartlar alrdk, yryler yapardk,
Milli Eitim Bakanl'na giderdik; bugn ise -hi abartmyo
rum- becerikli bir iletiim danman tutmak gerekir. Medyaya
ynelik, ona arpa gelecek birka numara bulunur: klk de
itirilir, maskeler taklr ve televizyon araclyla, 50.000 kii-
Se( ve Kulisleri 27
nin kat1d bir gsterinin sa1adndan daha az o]mas mm
kn o]mayan bir etki salanr.
Gndelik alveriler leinde ya da global lekteki siya
sal mcadelelerin hedeflerinden biri, insanlarn dnyay birta
km blnmeler uyarnca (genler ve yallar, yabanclar ve
Franszlar) grmelerini salayacak gzlkler, dnya gr il
keleri, dayatma yeinliini kazanmaktr. Bu blnmeleri dayat
mak suretiyle, seferber o]an ve bunu yaparken de varolduklar
na ikna etmeyi, bask yapmay ve avantajlar elde etmeyi baa
rabilen gruplar oluturulur. Bu mcadelelerde, televizyon bu
gn be1irleyici bir rol oynamaktadr. Televizyonla ilgilenmeksi
zin gsteri yapmann yeterli olduuna haU inanmakta olanlar,
amalarna ulaamama tehlikesiyle kar karyadrlar: giderek
televizyon iin gsteriler; yani, alglama kategorileri belli oldu
una gre, televizyon alanlarn ilgilendirecek trden ve on
lar tarafndan devralnp younlatnlarak, olanca etkinliklerini
kazanacak olan gsteriler retmek gerekmektedir.
ENFORMASYONUN DNGSEL DOLAIMI
imdiye kadar, sanki btn bu srelerin znesi gazeteciy
miesine konutum. Ama gazeteci varolmayan, soyut bir tm
lktr; varolan ey, cinsiyete, yaa, eitim dzeyine, gazeteye,
"medium"a gre farkllklar gsteren gazetecilerdir. Gazetecile
rin dnyas, atmalarn, rekabetlerin, dmanlk]arn olduu
blnm bir dnyadr. Bu bir yana, zmlemem doruluu
nu koruyor, nk benim kafam<aki dnceye gre
g
azeteci
lik rnleri sanldndan da daha fazla trdetirler. Ozellikle
gazetelerin siyasal renklerine (esasen, giderek renksizletikleri
ni sylemek gerekiyor) bal olan en besbelli farkllklar, bata
kaynaklar olmak zere, en nemlisini rekabet mantnn olu
turduu bir dizi mekanizmalar tarafndan dayatlan basklara
bal olan derin benzerlikleri saklamaktadrlar. Liberal amlnhi
adna, her zaman, tekelin tekbiimli kld, rekabetim;( \'l'i
lendirdii sylenir. Elbette rekabete kar deilim, ama yalnn,
unu gzlemliyorum ki, rekabet, ayn basklara, ayn ..unuoyu
28 Televizyon ttrine
yoklamalanna, ayn ilan verenlere maruz bulunan gazeteler ya
da gazeteciler arasnda ilemeye koyulduunda (gazetecilerin
ne byk bir kolaylkla bir gazeteden tekine transfer oldukla
nn grmek bile yeter), trdeletiriyor. Fransz haftalk dergi
lerinin kapaklarn on be gnlk arayla kyaslayn: hemen he
men ayn balklan greceksiniz. Benzer ekilde, geni bir yay
gnl olan kanallarn televizyon ya da radyo haberlerinin de,
ister en iyisi ister en kts olsun, yalnzca haberlerin dzeni
deimektedir.
Bu, bir ynyle retimin kolektif olmasnn sonucudur. Si
nemada rnein, yaptlar, jeneriklerde zetlenen kolektifikle
rin rnleridir. Ama rn televizyondan yaynlanan mesajlar
olan kolektiflik, bir redaksiyon servisinin btn tarafndan
oluturulan grba indirgenemez; gazetecilerin btnn kap
sar. "

yi de, bir sylemin znesi kimdir?" sorsu her zaman so


rlur.

nsan hibir zaman syledii eyin znesi olduundan


emin deildir ... Sandmzdan ok daha az sayda zgn ey
ler syleriz. Ama bu saptama, yapmclardan her biri, tekiler
varolmasayd yapmayacak olduu eyleri, rein, tekilerden
nde gelmek iin yapt eyleri yapmak zorunda kald l
de, kolektif basklann ve zellikle de rekabetin getirdii bask
lann ok gl olduu evrenler iin zellikle dorudur. Hi
kimse gazeteleri gazeteciler kadar okumaz ve beri yanda gaze
teciler de, herkesin btn gazeteleri okuduunu dnme ei
limindedirler (nce, pek ok insann gazete okumadn, ar
dndan, okuyanlarn da yalnzca bir tek gazete okuduunu
unuturlar. Ayn gn L Monde, L Figaro ve Liberation okunmas
pek sk grlen bir ey deildir; meer ki, insan bir profesyonel
olsun). Gazeteciler iin, gazetelerin okunmas, olmazsa olmaz
bir faaliyet ve basn zeti de bir alma aygtdr: sylenecek
olan eyi ilmek iin, bakalarnn ne sylediini bilmek gere
kir. Sunulan rnlerin trdeliine yol aan mekanizmalardan
biridir bu. Eer Libiration filan olay birinci sayfadan vermise,
L Monde'un, aradaki mesafeyi vurgulamak, seviyeli ve ciddi
yayn olma nn korumak iin kendini biraz farkllatrarak
da olsa (a frtiori eer sz konusu haber TFl ile ilgiliyse), buna
ilgisiz kalmas mmkn deildir. Ama, farkl gazetecilerin, z-
Ser ve Kulisleri 29
nel ynden, onca nem atfettikleri bu kk farkllklar, devasa
benzer1ikleri maskelerler. Yazileri toplantlarnda, zamann
byk bir ksm, teki gazetelerden ve zellikle de "onlarn ya
pp da bizim yapmadmz" (''bunu atlamz!") ve de-hi tar
tmasz- yapm olmamz gereken zira onlann yapt eyden
konumakla geer. Bu, belki de, edebiyat, sanat ya da sinema
eletirmenlii alannda daha da fazla grnmektedir. Eer X ki
i, Liberation'da bir kitaptan sz ederse, Y de L Monde'da ya da
L Nouvel Obseroateur'de ayn kitaptan sz etmek zorundadr;
hatta kitab bo ya da nemsiz bulsa bile, ya da tersi. Bazen sa
t baarsyla da birleen (her zaman deil) medyatik baanlar
ite byle kazanlrlar.
Karlkl duran aynalann birbirini yanstmas trnden bu
oyun mthi bir kapanmlk, zihinsel kapatlmlk etkisi yara
tr. Ara-okumann, btn mlakatlarda dorulanan bu etkisine
bir baka rnek: televizyonun len haberlerini hazrlamak
iin, bir nceki akam, 20 haber1erinde geen balklar ve sa
bah gazetelerini grm olmak ve akam haberlerindeki bahk
lanm saptayabilmem iin de sabah gazetelerini okumu ol
mam gerekir. Meslein dillendirilmemi zorunluluklarnn par
asdr bu. Ayn anda hem srecin iinde olmak, hem de kendi
ni farkllatrmak iin, ou kez gazetecilerin akl almaz bir
nem atfettikleri, ama televizyon izleyicisinin tmyle algla
mas dnda kalan, kmen farkllklar araclyla ayrtr
mak iin yaplr. (

te zellikle tipik bir alan etkisi: mterilerin


arzularna daha iyi uyarlanmak iin yapld sanlan eyler, ra
kiplere atfen yaplr.)

rnein gazeteciler-aktaryorum- ''TFl'i


becerdik" diyeceklerdir; arada rekabet olduunu ve abalarnn
byk bir blmnn ufak farkllklar retmeyi hedef aldm
itiraf etmenin bir eklidir bu. ''TFl'i becerdik"in anlam udur:
biz bir anlam diferansiyeliyiz; "onlar, ses almay baaramadlar,
biz baardk". Ortalama izleyici asndan kesinlikle alglana
maz olan, ancak birok kanal birden ve ezamanl olarak izle
selerdi alglayabilecekleri farkllklar, dolaysyla tmyle far
kedilmeden geen farklhklar, yapmclar asndan son derece
nemlidirler; nk onlann dncesine gre, alglanm ol
makla, izlenme-orannn, bu evrenin bilinler zerinde hkm
30 Televizyon zerine
sren gizli Tanr'snn baarsna katkda bulunmaktadrlar ve
izlenme-orannda bir puan kaybetmek, baz durumlarda, dpe
dz lm demektir. Bu, yaynlarn ierii ile varsaylan etkileri
arasndaki iliki konusunda ve benim grme gre yanl
olan denklemlerden yalnzca biridir.
Televizyonda yaplmakta olan tercihler bir bakma znesiz
tercihlerdir. Belki biraz ar kaan bu nermeyi aklamak ze
re, hzl bir ekilde iaret edip getiim dngsel dolam me
kanizmasnn etkilerine deinmekle yetineceim: aslnda, koul
balamnda olduu kadar kken ve formasyon bakmndan da
pek ok ortak zelliklere sahip olan gazetecilerin birbirlerini
kumalan, birbirlerini grmeleri, her zaman ayn kiilerin yeni
den grld tartmalarda durmadan birbirleriyle karla
malar olgusu, birtakm kapanma etkilerine ve, hi ekinmeden
syleyelim, bir merkezi brokrasinin, bir zel siyasal mdaha
lenin etkileri kadar etkili -hatta ilkesi daha grnmez olduu
iin, daha da etkili- sansr etkilerine sahiptir. (Enformasyonun
bu ksrdngsndeki kapanma kuvvetini lmek iin, Ceza
yirdeki durum, Fransa'daki yabanclarn stats, vb. zerine,
nceden programlanmam bir enformasyonu -byk kitlelere
ulahrlmak zere- o sre iine sokmay denemek yeter. Basn
toplants, basn blteni hibir ie yaramaz; zmleyici maka
lenin skc olduu dnlr ve byle bir makaleyi, altnda
nl, sat olan bir ismin imzasn tamyorsa, bir gazetede ya
ymlatmak imkanszdr. Bu emberi krmak iin kapy zorlama
yntemine bavurmak gerekir, ama kap zorlama ancak m.ya
tik olarak mmkndr; medyay, ya da en azndan bir "medi
um"u , ilgilendiren ve rekabetn etkisiyle bakalar tarafndan da
benimsenebilecek bir "k" yapmay becermek gerekir.)
Bir parack naif grnme pahasna, bizi enforme etmekle
grevli bu insanlarn nasl enforme olduklar soruldukta, onla
rn, kabaca, daha baka enforme ediciler tarafndan enforme
edildikleri ortaya kar. Elbette AFP (Agence Frace Presse/ran
sz Basn Ajans], haber ajanslar, resmi kaynaklar (bakanlklar,
polis, vb.) varcr ve gazeteciler bunlarla ok karmak birtakm
alveri ilikileri srcrmek zorundadrlar, vs. Ama enformas
yonun en belirleyici blm, yani neyin nemli olduuna, ne-
Sec ve Kulisleri 3 1
yin aktarlmas gerektiine karar vermeye imkan veren o enfr
masyon lakkndaki enfrmasyon, byk lde daha baka enfor
me edicilerden gelmektedir. Ve bu da nem hiyerarilerinin tr
delemesine, bir tr ayn dzeye getirilmesine yol amaktadr.
Bir program mdryle yaptm konumay anmsyorum;
eksiksiz bir besbellilik iinde yayordu. Ona unu sordum:
"neden falan ilk srada filan ikinci srada veriyorsunuz?" y
le yant verdi: "Bu besbellidir". Ve hi phesiz bu yzden igal
ettii o mevkide bulunuyordu; yani, alglama kategorileri nes
nel zorunluluklara ayarlanm olduu iin. (Onu dinlerken,
"FR3'n mdrne kyasla Verneuil bir ingenedir. Yani, kyas
layacak olursak ... " diyen Godard' dnmekten alamadm
kendimi.) phe yok ki, gazetecilik ortamnn bizatihi iindeki
farkl konumlarda, farkl gazeteciler, besbelli olduu kabul edi
len eyi ayn llerde besbelli bulmamaktadrlar.

zlenme-ora
nnyla btnlemi olan sormlulann sahip olduklan besbelli
lik duygusu, gelip nerdii konunun, "Bunun ilgi ekici hibir
yn yok ... " yantyla reddedildiini gren paraba alan
bir gazeteci tarafndan da paylalmak zorunda deildir. Bu or
tam trdemi gibi tasarlanabilemez: ortak ynleri -bunu unut
mamak gerek- izlenme-orannn basksna maruz kalmak olan
ve bizzat yneticilerinin de izlenme-orannn aracndan baka
bir ey olmadklar insanlar arasnda evrimsel tarzda dolap
duran enformasyonun (ksr) dngsnn dayatt bu devasa
trde bulamacn iine ufack farkllklar sokutunnak uruna
umutsuzca mcadele eden kkler, genler, bozguncular, can
skclar vardr.

zlenme-oram, farkl kanallarn yararlandklar ve ulalan


izleyici orann saptayan ldr (halen, baz kanallarda, izlen
me-orann on be dakikada bir saptamaya, ve hatta, ki bu ya
kn tarihlerde devreye sokulmu olan bir gelimedir, deikele
ri byk toplumsal kategorilerle grmeye imkan veren aygtlar
vardr). Dolaysyla tutulan ve tutulmayana ilikin ok kesin bir
bilgi edinilmektedir. Bu l gazeteci iin nihai hkm haline
gelmitir: belki Le Canard enclaini, L Monde diplomatiqe ve c
mert ve "sorumsuz" kiilerin kartt birka kk avangard
dergi dnda, izlenme-oran halihazrda gazeteciliin en zerk
32 Televizyon zerine
mekanlarnda bile btn beyinlere yerlemitir. Bugn yazile
ri odalarnda, yaymevlerinde, vb. bir "izlenme/okunma oran
anlay" egemendir. Her yerde, tecimsel baar terimleriyle d
nlmektedir. XIX. yzyln ortasndan, Baudelaire' den, Fla
ubert' den, vb. beri, ve unun surasnda otuz y1 ncesine kadar,
avangard yazarlarn, yazarlarca kabul edilmi, yazarlar iin ya
zarlann arasnda, ya da ayn ekilde, sanatlar tarafndan ka
bul edilmi sanatlarn arasnda, abuk kazanlan tecimsel ba
ar kukuyla karlanrd: bylesine bir haan ala, parayla
uzlamln bir iareti gibi grlrd ... Oysa ki, bugn, pazar,
giderek meruiyetin meru mercii olarak kabul ediliyor. Bu du
rm, bir baka yakn tarihli kurum olan best-sellers listesiyle
kendini gstermektedir. Daha bu sabah, radyoda, bir sunucu
nun son best-seller'i bilgie yorumlayp yle dediini duy
dum: "felsefe bu yl ok moda, zira Soplie'nin Dnys 800.000
bash". Sah rakamlarnn kararn, mutlak karar, son hkm
olarak sunuyordu.

zlenme-oranlar boyunca, tecimsel olann


mant, kendini kltrel rnlere dayatmaktadr. Oysa, tarih
sel ynden, benim -ve umanm, yalnz benim deil-, bir ksm
kiilerin, insanln en yce rnleri olarak dndmz
btn kltr rnleri, matematik, iir, edebiyat, felsefe, btn
bu eyler, izlenme-oranna tekabl eden eye kar, tecimin
mantna kar retilmilerdir. Bu izlenme-oran mantnn,
pazarlamacla soyunan avangard yaynclara, bilimsel ku
rumlara kadar ulam olduunu grmek son derece kayg ve
ricidir, nk, izleyicilerinin beklentilerinin nnden gitmeyen,
ama sonuta, kendi izleyicilerini yaratmaya muktedir olan, bu
nedenle irek {isoterique) gibi grnebilecek yaptlar retmenin
koullarn bile sorgulanr hale getirme tehlikesi tamaktadr.
VEDLK VE FAST TINKING

zlenme-oran, televizyon zerinde btnyle zel bir etki


de bulunur: kendini, ivediliin basks iinde yeniden dile geti
rir. Gazeteler arasndaki rekabet, gazeteler ile televizyon arasn
daki rekabet, televizyon kanallar arasndaki rekabet, atlatma
Set ve Kulisleri 33
iin, ilk sray kapmak iin srdrlen geici bir rekabet eklini
alr.

rnein, Alain Accardo, gazetecilerle yapt bir dizi mla


kat sunduu bir kitapta, televizyon gazetecilerinin, falanca ra
kip televizyon bir sel felaketini "verdii" iin, bu olay, nasl
onun elde edemedii bir eyler elde etmeye alarak "vermek"
zorunda kaldklarn gstermektedir. Ksacas, birtakm nesne
ler vardr ki, bunlar kendilerini yapmclara dayattklan iin te
levizyon izleyicilerine dayatlmlardr; ve bunlar, baka ya
pmclarla olan rekabet tarafndan dayatlm olduklar iin
kendilerini yapmclara dayatrlar. Gazetecilerin birbirleri ze
rinde kurduklar bu tr bir apraz basknn arl, seilerle,
varlk ve yokluklarla yeniden dile gelen bir dizi sonu douru
cu niteliktedir.
Konumamn banda televizyonun dncenin ifade edil
mesine ok da yanda olmadn sylyordum.

vedilik ve d
nce arasnda, olumsuz bir ba kuruyordum. Bu, felsefec:
sylemin eski bir ainaldr: Platon'un, vakti olan filozof ile
agora
'
da, kamusal meydanda ve ivedilik iinde bulunan insan
lar arasnda kurduu kartlktr. Syledii ey, aa yukar,
ivedilik iindeyken dnmenin mmkn olmaddr. Dpe
dz aristokratik bir yaklamdr. Vakti olan ve de ayrcal ze
rinde kendini fazla sorgulamayan ayrcalklnn bak asdr.
Ama iin bu tarafn tartmann yeri deil; kesin olan ey, d
nce ile zaman arasnda bir ba olduudur. Ve televizyonun
karmza kard balca problemlerden biri de dnce ile
hz arasndaki balantlar sornudur. Hzn iinde dnmek
mmkn mdr? Televizyon, hzlandrlm hzda dndk
leri varsaylan dnrlere sz vermek suretiyle, kendini yal
nzca birtakm Jst-thinkr'lara, glgelerinden daha hzl d
nen dnrlere mahkm etmiyor mu? . . .
Gerekten de, bu dnrlerin, neden btnyle zel olan
bu koullara yant vermeye muktedir olduklan, neden artk hi
kimsenin dnmedii koullarda dnmeyi baardklarn
kendimize sormamz gerekir. Bunun yant, bana yle geliyor
ki, bu dnrlerin "buyur edilmi fikirler''le dnyor olma
landr. Faubert'in szn ettii "buyur edilmi fikirler'', her
kese kabul edilmi olan, sradan, kararlatnlm, ortak fikir-
lerdir; ama ayn zamanda da, onlar kabul ettiinizde, esasen
kabul edilmi olan fikirlerdir, yle ki, kabul etmek diye bir
problem ortaya kmaz. Oysa, ister bir sylem, ister bir kitap ya
da televizyondan yaylan bir mesaj sz konusu olsun, iletiimin
baat problemi, kabul etme koullarnn yerine getirilmi olup
olmadklarnn bilinmesidir; acaba dinleyen kii sylemekte ol
duum eyin ifresini zecek anahtara sahip mi? Bir "buyur
edilmi fikir'' yaydnzda, bu i olup bitmi gibidir; problem
zlmtr.

letiim anlktr, nk, bir anlamda, yoktur. Ya


da yalnzca grntdedir. "Ortak yerler" alverii, bizatihi ile
tiim olgusundan bakaca ierii bulunmayan bir iletiimdir.
Gndelik konumada muazzam bir rol oynayan "ortak yer
ler''in u erdemi vardr ki, bunlan herkes buyur edebilir ve de
annda buyur edebilir: sradanlklaryla, yayc iin de, alc iin
de ortaktrlar. Buna karlk, dnce, tanm gerei, bozguncu
dur: "buyur edilmi fikirler"i bozmakla ie balamak ve sonra
da kantlamak wrundadr. Descartes kantlamadan sz ettii
zaman, uzun kant zincirlerinden sz etmektedir. Bu i zaman
alr, "dolaysyla", "bunun sonucu olarak", "bu bir yana", "an
lald zere" ... gibi balayc szcklerle zincirlenmi bir dizi
nermeler sergilemek gerekir. Oysa, dnen dncenin bu
alm isel bir ekilde zamana baldr.
Televizyon eer kltrelfst-d neren, nceden hazmedil
mi, nceden dnlm kltrel gda neren belli saydaki
fst-thinkerlan ayrcalkl klyorsa, bunun nedeni, yapmclarn
yalnzca bir adres defterine, esasen hep ayn olan bir adres def
terine (Rusya konusunda, Bay ya da Bayan X., Almanya'yla ilgi
li olarak Bay Y.) sahip olmalar deildir (beri yanda, ivedilie
boyun emenin de bir parasdr): her zaman serbest ve deme
lerini yumurtlamaya ya da mlakatlarn vermeye hazr medya
mdavimleri el alhnda dururken gidip de aranmas gereken
gerekten syleyecek bir eyleri olan, yani ou kez, genleri,
henz tannmayanlar, kendi aratrmalarna gmlm olanla
r, medyayla iliki kurmaya pek yatkn olmayanlar aramaktan
kurtaran zorunlu konumaclar vardr. Bir de u olgu vardr ki,
hi kimsenin arbk dnmedii koullar altnda "dnmeye"
muktedir olabilmek iin, zel tipte bir dnr olmak gerekir.
GEREKTEN SAHTE YA DA
.
SAHTECE GEREK TARTIMALARA DAiR
Tarhmalara gelmek gerekecektir. Bu noktaya abucak de
inebilirim nk kantlamann daha kolay olduunu dn
yorum: nce, gerekten sahte olan, bu nitelikleriyle kendilerini
hemen belli eden tarhmalar var. Televizyonda Alain Mine ve
Attali'yi, Alain Mine ve Sorman', Ferry ve Finkielkraut'u, Julli
ard ve lmbert'i ... grdnzde, bunlar birbiriyle ortak kii1er
dir. (Amerika Birleik Devletleri'nde, hayatlarm bu tr ikililer
oluturup bir faklteden tekine dolaarak kazanan insanlar
vardr ... ) Bunlar birbirini tanyan, len yemeklerini, akam ye
meklerini birlikte yiyen insanlardr. Uacques Julliard'n bu yl
Suil'den yaymlanan gnln, L'Annl des dupes' (Enayile
rin Yl] okuyun, ilerin nasl yrdn greceksiniz).

rne
in, Durand'n sekinleri konu alan ve yakndan izlemi oldu
um bir programnda, btn bu insanlar mevcuttu. Attali, Sar
kozy, Mine ... vard. Programn belli bir annda, Sarkozy'ye hita
ben konuan Attali, "Nicolas ... Sarkozy" dedi. Kk isim ile
soy ismi arasnda bir anlk bir sessizlik oldu: eer kk isimle
yetinmi olsayd, bu iki insann birbirlerinin orta olduklar,
birbirlerini ok yakndan tandklar herkese farkedilmi ola
cakt, oysa ki, grnrde, kart partilere mensuptlar. Burada,
farkedilmeden geebilecek bir ortakln, uzlamln iareti
vard. Aslnda, srekli arlanlarn oluturduklar evren, s
rekli bir z-glendirme mant iinde ileyen kapal bir i-ta
nklk dnyasdr. (Christine Ockrent'in programnda, Serge
July ile Philippe Alexandre arasndaki tarbma, ya da bu tart
mann youn zeti olan ve Guignols tarafndan gerekletrilen
parodisi, bu adan baktkta, rnek bir olaydr.)! Bunlar birbiri
ne kar olan insanlardr, ama bu kartlk ylesine uzlamsal
dr ki ...

rnein, Julliard ve Imbert'in solu ve sa temsil ettik


leri dnlmektedir. Kabil halk, geliigzel konutuunu
grdkleri kiiler iin, "btm douya koydu" der . . Bunlar, sa
nz solunuzu artan insanlardr. Acaba izleyici bu su ortakl
nn bilincinde midir? Pek emin deilim. Belki bilincindedir
diyelim. Parisilik'e ynelik faist eletirinin sahiplenmeye a-
36 Televizyon zerine
lh ve Kasm olaylar srasnda saysz kez dile getirilmi ol
duu zere, Paris'in topyekn reddi eklinde kendini gster
mektedir bu bilin: "btn bunlar, Parislilerin masallar".

n
sanlar, bir eylerin olduunu hissetmekte, ama bu dnyann ne
kadar kapal olduunu, kendi zerine kapanm olduunu, do
laysyla onlarn problemlerine, hattS onlarn varolularna ka
pal olduunu grememektedirler.
Gerekten dor, sahtece gerek tartmalar da vardr. Bun
lardan birini hzla zrleyeceim: demokratik tarhmanm
btn grntlerine sahip olduundan ve a Jrtiori akl yrte
bilmek iin, Kasm grevleri srasnda Cavada'nm dzenlemi
olduu tartma programn setim. Oysa, bu tartma srasnda
cereyan edenlere bakldkta (imdiye kadar yaptm gibi, en
grnr olandan en gizli olana gitme yntemine bavuraca
m), bir dizi sansr ilemi grlmektedir.
Birind dzey: sunucunun rol.

zleyicileri her zaman etki


leyen ey budur. Sunucunun baskc mdahalelerde bulundu
unu gayet iyi grrler. Konuyu, sorunsal dayatan, sunucudur
(bu konular, sorunsallar, ou kez, Durand'n tarbma progra
mnda -"sekinleri yakmal m?"- olduu gibi ylesine sama
dr ki, olumlu ya da olumsuz btn karlklar da ayn lde
sama olurlar). Sunucu, oyunun kuralna uyulmasn dayatr.
Ama deiken geometrili bir oyun kuraldr bu: bir sendikac
sz konusu oldukta baka, Fransz Akademisi'nden Bay Peyref
fite sz konusu oldukta daha bakadr. Sunucu sz verir, nem
sralarn belirler. Baz sosyologlar, szel iletimin ierdii s
zel olmayan eyi ortaya karay denemilerdir: biz, szn
kendisi kadar, baklarla, sessizliklerle, jestlerle, mimiklerle,
gzlerin hareketiyle, vb. de bireyler syleriz. Ve ayn zamanda
ses tonuyla, her trl eylerle. u halde, kontrol edilebilenden
ok daha fazlas da verilmektedir (bunun, Narsis aynas ba
nazlarn kayglandrmas gerekirdi).

fade biiminin, gerek


anlamyla sz dzeyinde bile olsa, yle eitli dzeyleri vardr
ki -esbilimsel dzey denetlense, szdizimsel dzey denetlen
mez ve bu byle devam eder-, hi kimsenin, kendine en fazla
hakim olabilen kiinin bile, eer rol yapmyor ya da parti pro
pagandasna soyunmuyorsa, her eye hakim olmas mmkn
Se[ ve Kulisleri 37
deildir. Sunucunun kendisi de bilinsiz dille, sorular soru
tarzyla, sesinin tonuyla mdahalede bulunur: bazlarna, knc
bir tonla, "Yant veriniz, sorma yant vermediniz" ya da "Ya
ntnz bekliyorum. Yeniden greve gidecek misiniz?" diyecek
tir. Son derece anlaml olan bir baka rnek, "Teekkr ederim"
demenin farkl biimleridir. "Tekkr ederim" sz, "Size te
ekkr ediyorum, ok memnun oldum, sylediklerinizi mem
nuniyetle karlyorm" anlamna gelebilir. Ama bir de sz
kesmekle eanlamh olan teekkr etme tarz vardr: o durum
da, "Tekkr ederim" demek u anlama gelir: "Tamam, yeter.
Snraki konumacya geelim". Btn bunlar, ses tonunun ok
kk nanslar iinde, ok kk bir tarzda ortaya kar, ama
muhatap, bunlar toplar, grnr anlam ve gizli anlam toplar;
her ikisini de toplar ve elindeki imkinlan yitirebilir.
Sunucu, konuma sresini paylahrr, szn, saygl ya da
kmseyici, dikkatli ya da sabrsz olabilen hnsn paylahnr.

rnein, bir "evet, evet evet. . . " deme tarz vardr ki, muhatab
zorlar, ona sabrszl ya da ilgisizlii hissettirir ... (Yaphmz
mlakatlarda, insanlara birtakm katlm imleri, ilgi imleri yol
lamann ok nemli olduunu biliriz, aksi takdirde muhatapla
nmz bezginlie derler ve konuma yava yava anlamszla
r: onlar, kck eyler beklerler, "evet, evet''ler, onaylar tarz
da ba sallamalar, birtakm kk kavray imleri beklerler).
Sunucu, bu belirsiz imleri, ou kez bilinli olmaktan ok bi
linsiz bir tarzda kullanr.

rein, kltrel yceliklere duyu


lan sayg, kendi kendini yetitirmi ve biraz kltre bulam
olan bir kiiyi sahte yceliklere, akademisyenlere, sayg telkin
eden sanlarla donanm kiilere hayranlk duymaya gtrecek
tir. Sunucunun bir baka stratejisi de udur: ivedilikle oynar;
sz kesmek, abuk bitirmeye zorlamak, yarda brakmak iin
zamandan, ivedilikten, saatten yararlanr. Ve burada, bir baka
yardmcs vardr; btn sunucular gibi, kendini izleyicilerin
szcs konumuna sokar: "Sznz kesiyorum, ne sylemek
istediinizi anlamyorum". Budalann teki olduunu deil de,
tanm gerei budala olan sradan izleyicinin anlamayacan
anlatmak ister. Ve akl banda bir konumay yarda kesmek
iin "ahmaklarn" szclne soyunur. Aslnda, eitli vesile-
38 Televizyon zerine
lerle gzlemi olduum gibi, kendini onlar adna bu sansrc
roln oynamaya yetkili sayd insanlar, ou kez sz kesme
lerden en fazla rahatsz olan kiilerdir.
Sonu u ki, btn bunlar dikkate aldmzda, iki saat s
ren bir yaynda, CGT temsilcisi, her eyi katmak, her eyi he
saplamak kouluyla btn konumalar topladnda, tastamam
be dakika konuabilmitir (oysa, herkesin bildii gibi, eer
CGT olmasayd, grev de olmayacakt, yayn da olmayacakt,
vb.). Oysa grnrde -ve Cavada'nn program bu nedenle an
lam tayor-, biimsel eitliin btn d kurallarna uyulmu
t.
Bu da, demokrasi asndan son derece nemli bir problem
yaratmaktadr: sette yer ala btn konumaclann eit olma
dklan besbellidir. Setin profesyonelleri, konumann ve setin
profesyonelleri varcr ve onlarn karsnda da amatrler yer
almaktadr (bunlar bir atein banda toplam grevciler olabi
lir . . . ), bu olaanst bir eitsizliktir. Ve kck bir eitlik kura
bilmek iin, sunucunun eitliki davranmamas, yani, Dnyann
Sefleti konulu anket ahmamz srasnda bizim yaptmz gi
bi, grece en az donanmh olanlara yardmc olmas gerekir.
Konumann profesyoneli olmayan birinin bireyler sylemeyi
baaras isteniyorsa (ve o zaman, ou kez, sre boyunca sz
alan kiilerin akllarna bile getiremeyecekleri, tmyle olaa
nst eylr syler), sze yarcmc olacak bir aba gstermek
gerekir. Dediklerimi tumturakl klmak zere, bunun, olanca
ihtiam iindeki Sokratesi misyon olduunu syleyeceim.
Sz nem tayan, ne dnd, neler syleyecei bilinmek
istenen kiinin szn dofnnasna yardmc olmak suretiyle,
ona hizmet etek sz konusudur. Oysa, sunuculann yaptklar
hi de bu deil. Donanmsz konumda olanlara yarcm etme
dikleri gibi, bir bakma onlan daha da dibe batryorlar. Onlara
gerektii anda sz vermeyerek, onlara hi beklemedikleri bir
anda sz vererek, sabrszlklann gstererek, vb., seksen trl
yoldan yapyorlar bunu.
Ama, burada, hala fenomense! dzeydeyiz.

kinci dzeye
gelmek gerek: setin oluumu. Bu oluum belirleyicidir. Bu, so
nucu bizatihi set olan grnmez bir almadr.

rnein, daha
Ser ve Kulisleri
39
nceden giriilen bir ar almas sz konusudur: arlmas
dnlmeyen kiiler vardr; arlan ama ary reddeden ki
iler vardr. Set oradadr ve alglanm olan alglanm olmaya
n saklar: ina edilmi bir alglarm olann iinde, inaatn top
lumsal koullan grlmez. Do
.
laysyla, insan kendi kendine,
"u ie bak, falanca kii yok" demez. Bu kullanma abasna bir
rnek (bin tane rnekten biri): grevler srasnda, Cerde de minuit
[Geceyars evresi] adl programda, entelekteller ve grevler
zerine pepee iki yayn yapld. Entelekteller arasnda,
aa be yukar, iki cephe vard.

lk yaynda, greve yanda ol


mayan entelekteller -hzl ilerlemek iin sylyorum- sada
grnyorlard.

kinci (telafi edici) yaynda, daha sada yer


alan kiileri katmak ve greve yanda olan kiileri karmak su
retiyle, setin dzeni deitirilmiti. Bunun sonucu olarak, birin
c yayn srasnda sada yer alan kiiler soldaym gibi grn
dler. Sa ve sol, tanm gerei grecelidir. Dolaysyla, bu olay
da, setin dzeninde yaplan bir deiiklik, mesajn anlamnda
bir deiiklie yol amaktadr.
Setin dzenlenii nemlidir nk bir demokratik denge
grnts vermek zorundadr (bunun snr, Face a Face (Yz
Yze) programdr: "Sayn X, otuz saniyelik zamannz dol
du ... "). Eitlik sergilenir ve sunucu kendini bir hakem gibi su
nar. Cavada'nn programndaki sette, iki kategori insan vard:
angaje oyuncular, ba oyuncular, grevciler vard; ve sonra da
tekiler, ayn ekilde ba oyuncu durumunda olan, ama gz
lemci konumuna yerletirilmi bulunanlar vard. Oraya hesap
vermek zere arlm olan insanlar vard ("bunu neden yap
yorsunuz, tketicileri neden rahatsz ediyorsunuz?, vb.) ve ora
da aklamak iin, bir st-sylem sergilemek iin bulunanlar var
d.
Grnmemekle birlikte tmyle belirleyici nitelikteki bir
baka etmen: nceden belirlenmi katlmclarla yaplan ve a
rlanlarn iinde eylemek zorunda olduklar, az ya da ok
kah bir tr senaryoya gtrebilecek hazrlk konumalar mari
fetiyle, daha nceden kurgulanm dzenek (hazrlk, kimi du
rumlarda, tpk baz oyunlarda olduu gibi, neredeyse bir pro
va eklini bile alabilir). Batan ngrlm olan bu senaryo
40 Televizyon zerine
iinde, doalamaya, zgr, engelsiz, fazla riskli, hatta sunuru
ve program iin tehlikeli olabilecek konumaya hemen hemen
hi yer yoktur.
Bu uzamn bir baka grnmez zellii de, filozofun2 dedi
i gibi, dil oyunun bizatihi mantdr. Sylemin dolamda ol
duu toplumsal evrenlerin her biri, baz eylerin sylenebilip
bazlannn sylenemedii tarzda yaplanm olduklanndan,
oynanacak bu oyunun da sylenmemi kurallan vardr. Bu dil
oyununa ikin birinci nvarsaym udur: demokratik tartma
ka grei modeline gre tasarlanmtr; zira, ahmalarn, iyi
lerin ve ktlerin olmas gerekir ... Ve ayn zamanda da, her tr
l vurua izin verilmemitir. Darbelerin biimsel, bilimsel dilin
mant iinde biimlenmeleri gerekir. Uzamn teki zellikleri
de unlardr: biraz nce szn ettiim profesyoneller aras su
ortakl. Benim fst-thinkrs, ablabilir dncenin uzmanlar,
diye adlandrdm kiilere, profesyoneller "iyi mteri" adn
verirler. Bunlar arlabilir insanlardr, iyi bir bileim olutura
caklar, size glk yaratmayacaklar, olay karmayacaklar bi
linir; stelik bolca ve hi glk ekmeden konuurlar. Suyun
iindeki bahklar gibi olan iyi mteriler ile suyun dndaki ba
lklar olan tekilerden oluan bir evren vardr. Ve sonra, gr
nr olmayan son ey de, sunucularn bilinaltdr. Pek ok kez
ve bana kar ok iyi duygular besleyen gazetecilerin karsnda
bile, verdiim btn yantlara soruyu sorgulayarak balamak
wrnda kaldm olmutur. Gazeteciler, kendi gzlkleriyle,
kendi dnce kategorileriyle, hibir eyle hibir ilgisi olmayan
sorular sorarlar.

rnein, varolarda yaanan problemlerle ilgi


li olarak, biraz nce szn ettiim btn o fantazmalar kafala
nndadr ve sorulann yantlamadan nce, nazike "sorunuz hi
phesiz ilgin, ama bana yle geliyor ki, daha nemli bir ba
ka soru daha var ... " demek gerekir. Bir parack bile olsa hazr
lkl olunmad takdirde, gndemde olmayan sorulara yant
vermek zornda kalnr.
Set ve Kulisleri 41
ELKLER VE GERLMLER
Televizyon, pek az zerklii olan ve gazeteciler arasndaki
toplumsal ilikilerden, samalk derecesinde acmasz, azgn re
kbet ilikilerinden kaynaklanan bir dizi basklann arl altn
daki bir iletiim ayghdr; bu rekabet ilikileri, ayn zamanda
da, gazetecilerin simgesel retim alanndaki konumlarna bal
ortak karlar ve qnlarn toplumsal kkenlerine, formasyonla
rna (ya da formasyonsuzluklanna) bal ortak alglama ve de
erlendire kategorilerine, ortak bilisel yaplara sahip olmala
n zerine kurulmu olan nesnel suortakl, birliktelik ilikileri
dir. Bunun sonucu olarak, adna televizyon denen ve alabildii
ne azade grnen bu iletiim arac, aslnda gemlenmitir. 60'h
yllarda, televizyon ortaya ktnda, bir ksm "sosyologlar"
(bu szc pek ok "hrnak" aarak kullanyorm), bunun
"kitle iletiim arac" olarak "kitleselletireceini" sylemek iin
hemen ne atldlar. Televizyonun, yava yava btn televiz
yon izleyicilerini bir dzeye getirecei, trdeletirecei d
nlyordu. Aslnda bu, direni yeinliklerinin kmsenme
siydi. Ama zellikle, televizyonun, onu retenleri ve daha ge
nel olarak da, teki gazetecileri ve btnyle kltr reticileri
ni (aralarndan bazlar zerinde etkili olan kar durulmaz e
kimle) dntrmedeki yeinliinin kmsenmesiydi. En
nemli ve ngrlmesi olduka g olan fenomen de, televiz
yonun, bilimsel ve sanatsal retim faaliyetleri de dahil olmak
zere, kltrel retim faaliyetlerinin tamam zerindeki nfu
zunun olaanst yaygnlamasyd. Bugn televizyon, klt
rel retimin btn evrenlerini rahatsz eden bir elikiyi en a
r noktaya, snrna getirmitir. Belli bir tipteki yaptlar (mate
matik rneini verdim, nk daha bir besbellilik tayor, ama
bu, avangard iir iin, felsefe, sosyoloji, vb. iin de dorudur)
"arnm" diye adlandnlan (bu gln bir szck), dilerseniz
tecimsel, vb. basklara kyasla zerk diyeceimiz yaptlan re
tebilmek zere iinde bulunmak gereken ekonomik ve toplum
sal koullar ile, te yandan, bu koullar iinde elde edilen rn
lerin aktarmnda ortaya kan toplumsal koullar arasndaki
elikiden; avangard matematik, avangard iir, vb. yapabilmek
42 Televizyon zerine
iin iinde bulunulmas gereken koullar ile bu eyleri herkese
aktarabilmek iin iinde bulunulmas gereken koullar arasn
daki elikiden sz etmek istiyorum. Televizyon, tecimin bask
sna, izlenme-oran araclyla, kltrel retimin btn teki
evrenlerinden daha fazla maruz kald lde, bu elikiyi en
ar noktasna tamaktadr.
Ayn anda da, adna gazetecilik dnyas denen o mikrokoz
mosta, tecime, siparie, eflere, vb. kar zerkliin, zgrln
deerlerini savunmak isteyecek olanlar ile zorunlulua boyun
eenler ve karlnda bunun cretini alanlar arasndaki geri
limler fazlasyla iddetli olmaktadr ... Bu gerilimler, en azndan
ekranlarda, asla dile getirilebilemezler, nk koullar pek el
verili deildir: rnein, zellikle grnr olan ve zellikle
dllendirilen, ama ayn zamanda da zellikle tabi durumda
bulunan, byk servet sahibi parlak yldzlar ile enformasyo
nun, rportajlarn grnmeyen taeronlar arasndaki kartl
dnyorum; bu ikinciler, giderek daha eletirici oluyorlar, zi
ra i pazarnn mant gerei giderek daha iyi eitildikleri hal
de, giderek daha ayak, giderek daha anlamsz ilerde altr
lyorlar. Mikrofonlarn, kameralarn arkasnda, 60'l yllardaki
benzerleriyle kyaslanamayacak lde iyi yetimi insanlar
bulunuyor; baka trl dendikte, meslein talep ettii ey ile
insanlarn gazetecilik okullarnda ya da fakltelerde edindikle
ri zlemler arasndaki bu gerilim -beri yanda, fazlasyla a kii
rin gerekletirdikleri hzl bir uyum olmakla birlikte-, gide
rek byyor ... Geenlerde bir gazeteci, krk ya bunalmnn (40
yana gelindikte, meslein hi de sanld gibi olmad kefe
diliyordu), bir otuz ya bunalm haline geldiini sylyordu.
nsanlar, meslein korkun zorunluluklarn ve zellikle de iz
lenme-oranna, vb. bal btn o basklar, giderek daha erken
bir zamanda kefediyorlar. Gazetecilik, kaygl, doyumsuz, asi,
ya da sinik bir ekilde bovermi insanlarn en ok grld,
"tekiler gibi olmad" iin yaanmaya ya da savunulmaya
devam edilen bir iin gerek yz karsnda duyulan fkenin,
tiksintinin ya da bezginliin en ok sklkla (elbette ve zellikle
de ezilmekte olanlarn saflarnda) dile getirildii mesleklerden
biridir. Ama bu ksknlklerin ya da bu redlerin gerek bir di-
Set ve Kulisleri 43
reni, bireysel ve zellikle de kolektif bir direni biimini alabi
lecekleri bir konumlantan uzaktayz.
Szn ettiim ve btn abalanma karn, sunucularn,
iletiimcilerin bireysel sorumluluklarna yklediim izlenimini
verebilecek olan btn bu eyleri anlamak iin, global mekaniz
malar dzeyine, yaplar dzeyine gemek gerekiyor. Platon
(bugn onu ok sk anyorum), bizlerin, tanrsalln elindeki
kuklalar olduumuzu sylyordu. Televizyon, toplumsal edim
cilerin bir yandan nemin, zgrln, zerkliin ve hatta kimi
zaman da olaanst bir halenin (televizyonda haberleri oku
mak yeter) grntlerini tarlarken, betimlenmesi gereken bir
zornluluun, ortaya karlp gn na getirilmesi gereken
bir yaplanmann kuklalar olduklar izleniminin edinildii bir
evrendir.
2.
GRNMEYEN
YAPILANMA VE ETKLER
Ne kadar ayrntl olursa olsun, bir televizyon setinde cere
yan eden eylere ilikin bir betimlemeden daha teye gitmek ve
gazetecilerin uygulamalanmn aklayc mekanizmalann kav
ramaya almak iin, biraz teknik olmakla beraber anhrmaya
mecbur olduum bir nosyonu, gazetecilik alan nosyonunu
devreye sokmak gerekiyor. Gazeteciliin dnyas, kendine z
g yasalar olan ve global dnya iindeki konumuyla, marz
kald ve teki mikrokozmoslardan kaynaklanan ekim ve
itimlerle tanmlanan bir mikrokozmostur. Onun zerk olduu
nu, kendine zg yasalar olduunu sylemek, orada cereyan
eden eyin, d etmenlerden yola karak dorudan bir tarzda
anlalmasnn mmkn olmadn sylemektir. Bu, gazeteci
likte cereyan eden eyin ekonomik etmenlerle aklanmasna
ynelttiim itirazn nvarsaylmyd. rnein, TFl'de yaplan
eyleri, bu kanaln Bouygues'in mal oluuyla ve bir tek bu ol
guyla aklamak mmkn deildir. Elbette bu olguyu dikkate
almayacak bir aklama yetersiz kalacaktr, ama yalnzca bunu
dikkate alan bir aklama da bir o kadar yetersiz olacaktr. Ve
belki de daha yetersiz olacakhr, nk, sanki yeterliymi gibi
grnecektir. Marksist gelenee bal gdk bir materyalizm
biimi vardr ki, hibir eyi aklamaz, hibir eyi aydnlatma
dan sular.
46 Televizyon zerine
PAAR PAYLARI VE REKABET
TFl 'de olup bitenleri anlamak iin, bu kanaln, rekabet ha
linde bulunan, ama biimsel ynden, grnmez bir tarzda, pa
zar paylan, reklam verenler indindeki arlk, ahtnlan itibar
l gazetecilerin salad kolektif sermaye, vb. gbi gstergeler
boyunca kavranabilen ve alglanmayan g dengeleri aracl
yla tanmlanan bir rekabet halinde bulunan farkl televizyon
kanallar arasndaki nesnel ilikiler evreninde konumlanm ol
masna borlu olduu her eyi dikkate almak gerekir. Baka
trl dendikte, yz tane kanal arasnda, yalnzca karlkl etki
leimler, birbiriyle gren ya da grmeyen insanlar, birbiri
ni etkileyen, birbirini okuyan insanlar, buraya kadar anlathm
btn o eyler deil, ama ayn zamanda da asla grlmeyen
g dengeleri vardr; bu yzden, TFl 'de ya da Arte' de olup bi
tenleri anlamak iin, alann yapsn oluturan nesnel Q den
gelerinin topluca dikkate alnmas gerekmektedir. Omein,
ekonomik iletmelerin alannda, ok gl bir iletme, ekono
mik uzam neredeyse tmden deitirebilecek erke sahiptir; fi
yatlar drmek suretiyle yeni iletmelerin alana girmesini en
gelleyebilir, girie bir tr engel dikebilir. Bu etkiler ille de is
tenlerin rn olmak zorunda deildir. TFl, odyovizel evre
nin manzarasn deitirmitir ve bunun basit nedeni de, bu ev
ren zerinde etkiyen ve gerek anlamda pazar paylan olarak
kendini belli eden bir zgl erkler btnn elinde toplam
olmasdr. Bu yap, ne televizyon izleyicileri ne de gazeteciler
tarafndan alglanr; etkilerini alglarlar, ama iinde bulunduk
lar kurumun grece arlnn ve bu kurum iindeki kendi
yerlerinin ve kendi arlklarnn ykn ne lde tadklar
n grmezler. Bir gazetecinin neler yapabileceini anlamay de
nemek zere, bir dizi parametrenin aklda tutulmas gerekir:
bir yandan iinde bulunduu basn kurumunun, TFt ya da L
Monde'un, gazetecilik alan iindeki konumu, ikinci olarak da
kendi gazetesi ya da televizyon kanalnn alan iindeki kendi
konumu.
Bir alan, yaplanm bir toplumsal uzamdr, bir kuvvetler '
alandr -ezenler ve ezilenler vardr, bu uzamn iinde etkiyen
Grnmeyen Yaplanma ve Etkileri 47
dzenli, srekli, eitsizlik mnasebetleri vardr-, ama bir yan
dan da bu kuvvetler alann dntrmek ya da korumak iin
verilen mcadelelerin alandr. Bu evrende herkes, bakalaryla
srdrd rekabet iinde, elinde tuttu ve alan iindeki ko
numunu, dolaysyla da izleyecei stratejileri tanmlayan kuv
veti (grece) devreye sokar. Kanallar ya da gazeteler arasnda,
okur ve izleyici kazanmak iin, ya da allm syleniiyle, pa
zar paylan iin srdrlen ekonomik rekabet, somutta, atlatma
haber, zel haber, meslekte nlenmek, vb. trnden kendine
has zgl hedefleri olan ve bir yandan basn organnn ekono
mik ve simgesel kuvvet dengeleri iinde dnlen konumuna
bal basklara boyun eekle beraber, ne tmyle mali ka
zanlar uruna ekonomik bir mcadele gibi grlen ne de by
le dnlen, gazetecileraras bir rekabet biiminde gerekleir.
Bugn rastlamalar hibir zaman mmkn olmayabilecek,
ama yaptklar i nedeniyle, bilinli ya da bilinsiz bir ekilde,
ayn evrene aidiyetlerinden tr zerlerindeki basklar ve et
kileri dikkate almak zorunda kalan kiiler arasnda, bir u r
nek olarak L Monde diplomatique ile TFl arasnda, grnmeyen
nesnel ilikiler vardr. Baka trl dendikte, bugn falan gaze
tecinin ne syleyeceini ya da yazacan, neyi besbelli ya da
dnlebilmez, doal ya da kendine yakmaz trden bulaca
n bilmek istersem, bu uzam iinde igal ettii konumu bil
mem gerekir; yani, alt basn organnn elinde tuttuu ve
eitli gstergeler arasndan, ekonomik arlna, pazar payla
rna, ama ayn zamanda da, nicelendirilmesi daha zor olan sim
gesel arlna gre llen zgl gcn bilmem gerekir. (As
lnda, hibir eyi eksik brakmamak iin, ulusal medyatik ala
nn dnya medyatik alan iindeki konumunu ve rein, pek
ok gazeteci iin bir model olan, bir fikirler, formller ve yn
temler kayna oluturan Amerikan televizyonunun, ekono
mik-teknik ve zellikle de simgesel egemenliini dikkate almak
gerekirdi.)
Bu yapy, halihazrdaki biimi altnda daha iyi kavramak
iin, iinde olutuu srecin tarihini yeniden gzden geirmek
iyi olur. SO'li yllarda, televizyon, gazeteciliin alan iinde he
men hemen yoktu; gazetecilikten sz edildiinde, televizyon
48 Tekvlyon crire
neredeyse akla bile gelmiyordu. Televizyon alanlar iki yn
den ezilmi durumdaydlar: en bata, siyasal g erklerine ba
ml olduklarndan kukulanld iin, kltrel ve simgesel
adan, saygnlk asndan ezilmilerdi; sonra da, devletin sb
vansiyonlanna baml olduklar, dolaysyla ok daha az etkili,
ok daha az gl olduklar lde de, ekonomik ynden ezil
mi durumdaydlar. Aradan geen yllarla beraber (bu srecin
ayrntlaryla betimlenmesi gerekirdi) bu bant tmyle tersi
ne dnd ve televizyon, gazetecilik alannda, ekonomik yn
den de simgesel ynden de ezen haline geldi. Bu oluum, en
bata gazetelerin yaadklar bunalmla belli olmaktadr: orta
dan kalkan gazeteler vardr; daha bakalar, hayatta kalp kala
mayacaklarn, okur kitlelerini kazanp kazanamayacaklarn,
ya da yeniden kazanp kazanamayacaklarn her an kendilerine
sormak durumundadrlar, tehlikeye en fazla maruz bulunanlar
da, en azndan Fransa' da, gelge olaylara ve spora zel bir yer
veren ve ciddi gazeteciliin (yani, i ve d politika haberlerine,
hatta siyasal zmlemelere n planda, birinci sayfada, yer ve
ren ya da vermi olan, gelge olaylar ve sporu hak ettii oran
da yanstan) egemenliinden kurtulduu lde bu konulara
giderek daha ok ynelen bir televizyonun karsna karabile
cek pek fazla eyleri bulunmayan gazetelerdir.
Burada yaphm ey kabaca bir betimleme; ayrnhlara gir
mek, farkl basn organlar (tek bir basn organ deil) arasnda
ki mnasebetlerin evriminin toplumsal tarihine (maalesef byle
bir tarih yok) girimek gerekirdi. En nemli eyler, evrenin b
tnnn yapsal tarihi dzeyinde ortaya karlar. Bir alan iin
de nem tayan ey, grece arlklardr: bir gazete mutlak bir
ekilde kendinin ayn olarak kalabilir, tek okur bile yitirmeye
bilir, hibir ynden deimeyebilir ve bununla birlikte derinle
mesine bir tarzda dnebilir, nk arl ve uzam iindeki
grece konumu dnmtr.

rnein bir gazete, evresindeki


uzanm biimini deitirme gc azald ve de artk yasa ko
yamaz hale geldii zaman egemen olmaktan kar. Yazl bas
nn evreninde, L Monde'un yasa koyduunu sylemek mm
kndr. Nws'a, haberlere, gelge olaylara yer veren gazeteler
ile views'a, grlere, zmlemelere, vb. yer veren gazeteler
Grnmeyen Yaplanma ve Erkileri
49
arasnda; France Soir gibi yksek tirajl gazeteler ile grece daha
dar bir tiraja sahip ama yar-resmi bir yetkeyle donanm olan
gazeteler arasnda, gazetecilikle ilgilenen btn tarihilerin ia
ret ettikleri kartl ieren bir alan esasen bulunuyordu. L
Monde, her iki bajJamda da iyi bir konuma yerlemiti: tirajy
la, reklam vereu d\sndan bir g saylabilecek lde b
ykt ve bir yetke olabilecek lde de simgesel sermayeyle
donanmt. Bu alandaki iki g etmenini kendinde topluyor
du.
Fikir gazeteleri, XIX. yzyln sonunda, eitimli okurlarda
her zaman korku ya da tiksinti yaratm olan yksek tirajl, b
yk okur kitlesine sahip, sansasyon peinde koan gazetelere
tepki olarak ortaya kmlardr. Televizyonun, en bata gelen
kitlesel medium olarak ykselii, yaygnl bir yana braklacak
olursa, ilk kez karlalan bir fenomen deildir. Burada bir ay
ra ayorum: sosyologlarn byk problemlerinden bir tanesi
de, bakml iki yanlsamadan, "hi grlmedik ey" yanlsa
mas (baz sosyologlar buna baylrlar, duyulmadk fenomenle
ri, birtakm devrimleri, zellikle de televizyondan haber ver
mek ok hotur) ile "hep byle olan ey" yanlsamasnn (bu
da, daha ok muhafazakir sosyologlarn eilimidir: "gnein
altnda yeni bir ey yok, ezenler ve ezilenler, zenginler ve yok
sullar her zaman olacaktr ... ") birinden birine dmekten sakn
maktr. Buradaki risk her zaman ok byktr Ve dnemlerara
s kyaslama son derece zor olduu lde, daha da byktr:
ancak yapdan yapya kyaslama yaplabilir ve srf kltrsz
lk yznden, yanlma ve sradan bir eyi sanki duyulmadk
bir eymi gibi betimleme tehlikesi her zaman mevcuttur. Ga
zetecilerin zaman zaman tehlikeli olabilmelerinin nedenlerin
den bir tanesi budur: her zaman ok kltrl olmadklar iin,
fazla artc olmayan eyler karsnda arrlar da insann
dudan uuklatan eye annazlar ... Biz sosyologlar iin, ta
rih mutlak bir gereksinimdir; ne yazk ki, birok alanda, en ba
ta da yakn dnemin tarihi alanndaki almalar, zellikle de
gazetecilik gibi yeni fenomenler sz konusu oldukta, hili ye
tersiz dzeydedir.
50 Tdevizyon zerine
BR SIRADANLATIRMA GC
Televizyonun ykseliinin etkileri problemine dnersek,
kartln varolduu dorudur, ama asla bu younlukla varol
mamtr ("hi grlmedik ey" ile "hep byle olan ey" arasn
da bir uzlam yapyorm). Televizyon, sahip olduu yaylm
gcyle, yazl basnn evreni ve genel olarak da kltr evreni
iin kesinlikle korkun bir problem yaratmaktadr.

nsanlarn
tylerini rperten kitle basn (Raymond Williams, iirde ortaya
kan btn bir romantik devrime, kitle basnnn peydahlan
nm

ngiliz yazarlara esinledii dehetin yol at varsaymn


ne srmtr), bunun yannda pek nemsiz kalmaktadr. Tele
vizyon, yaygnl ve tmyle olaanst arlyla, ilk kez
grlen trden olmasalar bile tmyle yeni etkiler yapmakta
dr.

rnein televizyon, akam sekiz haberleri iin, Fransa'nn


btn sabah ve akam gazetelerinin toplam okurlarndan daha
fazla saydaki insan ekran bana toplayabilir. Eer byle bir
medium araclyla verilen enformasyon, trdeletirilmi,
kntlar olmayan bir omnibs enformasyon haline gelirse, bu
nun sonucu olabilecek siyasal ve kltrel etkiler de grlr. Bu,
ok iyi bilinen bir yasadr: bir basn organ ya da herhangi bir
ifade arac, ne kadar yaygn bir kitleye ulamak istiyorsa, kn
hlarn, blebilecek, dlayabilecek btn eylerini de o kadar
yok etmek -Paris Mtch' dnn-, hep sylendii gibi, "kim
seyi oka uratmamaya", asla birtakm problemler yaratmama
ya ya da yalnzca nemsiz problemler yarataya da o kadar
dikkat etmek zorundadr. Gndelik yaamda, yamurdan ve
iyi havadan3 ok sz edilir, nk hibir srtmeyle karlal
mayacana emin olunabilecek bir problemdir sz konu olan
-sizin tatilde bulunduunuz bir srada yamura gereksinimi
olan bir kylyle tartmanz durumu dnda, baatlkla yu
muak bir konudur bu. Bir gazete, yaygnln ne kadar geni
letirse, problem yaratmayan omnibs konulara da o kadar fazla
ynelir. Konu, alcnn alglama kategorilerine uygun olarak in
a edilir.

te bu yzden, biraz nce betimlediim, trdeletirmeye


Grnmeyen Yaplanma ve Etkileri 5 1
ve sradanlabrmaya, "uydumculahrmaya" ve "siyasetdla
hrmaya" [apoitizasyon] ynelik btn bir kolektif alma, as
lnda bir znesi bulunmad halde, her kim olursa olsun hi
kimse tarafndan o haliyle asla dnlm ve arzu edilmi ol
mad halde, herkese ve tmyle uygun gelir. Toplumsal dn
yada sklkla gzlemlenen bir eydir bu: hi kimsenin istemedi
i ve sanki istenmi gibi grnebilen ("onun iin yapld") ey
lerin olduu grlr. Basitletirici eletiri ite burada tehlikeli
dir: hi kimse gerekten arzu etmi olmad halde, parasal g
c elinde tutan kiiler o kadar da mdahalede bulunmak iste
medikleri halde, adna "televizyon haberleri" denen ve herkese
uyan, esasen bilinmekte olan eyler dorulayan, zellikle de
zihinsel yaplan olduu gibi brakan o ok tuhaf rnle karla
ldkta ortaya kanlar trnden fenomenleri anlayabilmek
iin gereken her trl mesaiden kurtarr. Bir toplumun maddi
temellerine dokunan devrimler vardr ve genelde bunlardan
sz edilir -Klise'nin mallar kamulahrlyor-, bir de simgesel
devrimler, sanatlann, bilim adamlarnn, ya da byk din
peygamberlerinin ya da bazen, daha ender olarak, byk siya
set peygamberlerinin gerekletirdikleri, zihinsel yaplara do
kunan, yani grme ve dnme tarzlarmz deitiren devrm
ler vardr. Resim alannda, temelli bfr kartl, btn akade
mik eitimin zerinde durduu bir yapy, ada ile eski ara
sndaki kartl altst eden Manet'nin durumu byledir. Eer
televizyon kadar gl bir aygt, bu trden simgesel bir devri
me biraz olsun ynelseydi, sizi temin ederim ki, hemen durdu
rlmaya allrd ... Oysa; gerek o ki, hi kimsenin talep etme
sine gerek kalmakszn, srf rekabetin ve szn ettiim meka
nizmann mantyla televizyon byle bir eye kalkmyor.

z
leyicilerin zihinsel yaplarna mkemmelen uyarlanm durum
da. Televizyonun ahlakln, bu manhk iinde zmlenmesi
gereken telethon yann antrabilirdim. Gide, "

yi duygularla
kt edebiyat yaplyor" diyordu, ama, iyi duygularla "izlen
me-oran yaplyor". Televizyon alanlarnn ahlakl ze
rinde durup dnmek gerekirdi: ou kez sinik olduklar hal
de, kesinlikle muhteem bir ahlaki uydurculuk yanstan eyler
sylyorlar. Televizyon haberlerini okuyan, tartma program-
52 Televizyon zerine
larn yneten sunucularmz, spor yorumcularmz, pek de faz
la zorlanmakszn, kendilerini tipik bir kk-burjuva ahlak
nn szcleri yapan ve "toplum sorunlar" adn verdikleri ey
hakknda, varolardaki saldrganlklar ya da okullardaki iddet
eylemleri hakknda "ne dnmek gerektiini" syleyen, k
men birer gnah kartc haline geldiler. Ayn ey, sanat ve ede
biyat alan iin de geerli: edebi olduu sylenen yaynlarn en
tannmlar -stelik giderek daha fazla ubudiyet iinde- yerle
ik deerlere, uydumculua ve akademicilie, ya da pazarn
deerlerine hizmet etmekteler.
Gazeteciler -gazetecilik alan demek daha doru olur- top
IUmsal dnya iindeki nemlerini, enformasyonun byk l
ekli retim ve yaylmn salayan aygtlar zerindeki olgusal
bir tekeli ellerinde bulundurmakta olmalarna ve bu aralar
eliyle, sradan yurttalara, ama ayn zamanda da kltrn teki
reticilerine, bilim adamlarna, sanatlara, yazarlara, kimi za
man "kamu alan" diye adlandralan eye, kolayca ulaabilme
lerine borludurlar, yani byk lekli yayna. (Birey olarak ya
da bir birliin, herhangi bir gruplamann yesi kimliiyle, bel
li bir enformasyonu geni lekte yaymak istediinizde takld
nz ey, ite bu tekeldir.) Kltrel retim alannn aa d
zeyde, bask alhndaki bir konumunu igal etmelerine ramen,
kesinlikle az rastlanr bir egemenlik uygulamaktadrlar: kamu
ya kar syleme, kamusal olarak varolma, tannma, kmusal
saygnlgt erime (ki, bu, siyaset adamlar ve baz entelekteller
asndan en bata gelen hedeftir) aralar zerinde erk sahibi
dirler. Bu da, entelektel deerleriyle ou kez orantszlk gs
teren bir saygnlkla evrelenmi olmalarn (en azndan, ile
rinde en gl olanlarnn) salar ... Ve bu saygnlk gcnn
bir blmn kendi karlar iin kullanabilirler (gazetecilerin,
hattA en tannm olanlarnn bile, zaman zaman egemen olabil
dikleri -aralarnda yer almak iin can attklar- entelekteller
ve siyasetiler gibi kategorilere kyasla, yapsal ynden daha
aa konumda olmalar, srekli bir entelektel-kart eilim
sergilemekte olularn da hi phesiz aklamaktadr).
Ama en nemlisi de, bir kltr reticisi asndan, ok nl
bile olsa, en azndan televizyonun ortaya kna kadar tmy-
Grnmeyen Yaplanma ve Etkileri 53
l e dnlemez olan kamusal grnrle, kendini byk l
ekte ifade edebilmeye, srekli olarak eriebilecek durumda
bulunmalarndan tr, kendi dnya gr ilkelerini, kendi
sorunsallarn, kendi bak alann toplumun btnne daya
tabilmektedirler. Buna kar, gazetecilik dnyasnn blnm,
farkllam ve eitlenmi olduu, dolaysyla btn kanaatle
ri, btn bak alarn temsil etmeye ya da bunlara kendilerini
ifade etme frsat sunmaya elverili olduu sylenecektir (ve
gazeteciliin ekranndan geebilmek iin, belli bir noktaya ka
dar ve asgari bir simgesel arlk tamak kouluyla, gaeteciler
ve gazeteler arasndaki rekabetten yararlanmann mmkn ol
duu da dordur). Ama u var ki, gazetecilik alan, tpk teki
alanlar gibi, bir paylalm n-varsaylmlar ve inanlar bt
n zerinde durmaktadr (tavr ve kanaat farkllklarnn te
sinde). Belli bir dnce kategorileri sistemi iinde, konuulan
dille olan belli bir mnasebet iinde, rnein, "televizyonda
iyi-gider'' gibisinden bir nosyonun btn ierimleri iinde, ka
ytl bulunan bu n-varsaylmlar, gazetecilerin toplumsal ger
eklik iinde ve ayn zamanda da simgesel retimlerin btn
iinde, uyguladklar elemenin ilkesinde yer alrlar. Hibir sy
lem (bilimsel zmleme, siyasal tavr, vb.) ya da eylem (gste
ri, grev, vb.) yoktur ki, kamusal tartma dzlemine eriebilmek
iin gazeteciliin uygulad o eleme snavndan gemek zo
rnda kalmasn, yani gazetecilerin, yalnzca kendilerini ilgilen
direni, "ilgilerini ekmeyi", yani onlarn kategorilerine, onlarn
szgeleri iine girmeyi baaran tutup, :rttalarn btnne
ulamay hak edecek simgesel ifadeleri nemsizliin ya da
umursamazln iine atmak suretiyle, farknda bile olmadan
uyguladklar o muhteem sansiire taklmasn.
Televizyonun, yayn aralar uzam iindeki grece arl
nn ve egemen hale gelmi olan bu televizyon zerindeki te
cimsel basknn arlnn bymesinin bir baka ve kavran
mas daha g olan sonucu da, televizyon araclyla bir klt
rel eylem politikasndan bir tr kendiliindenliki demagojiye
geitir (bu demagoji, kendini elbette en ok televizyonda
olumlamaktadr, ama ciddi denen gazeteleri de sarmaktadr:
bunlar, serbest krsler, serbest grler eklinde verilen bu
54 Televizyon zerine
trden okur mektuplarna giderek daha byk bir yer ayr
maktadrlar). SO'li yllann televizyonu, kltrel olma iddiasn
dayd ve herkese kltrel iddia tayan rnler (belgeseller,
klasik yaptlardan uyarlamalar, kltr tarhmalar, vb.) dayat
mak ve geni halk kitlesinin beenilerini oluturmak iin bir
bakma kendi tekelinden yararlanyordu; 90'l yllann televiz
yonu, en geni izleyc kitlesine ulamak iin, televizyon izleyi
cilerine, paradigmas tlk-show, yaam kesitlerinin, yaanhlann
hi saklsz tehiri olan, ounlukla arlklar ieren ve bir eit
rntgencilii ve tehircilii tatmine yarayan ham rnler (esa
sen hpk, insanlarn, bir anhk grnrle eriebilmek uruna,
sfadan seyirci olarak bile olsa katlmak iin yanp tututuklar
televizyon oyunlar gibi) sunarak, bu beenileri smrmeyi ve
martmay hedeflemektedir. Bu bir yana, ben bazlannn ge
miin pedagojik-pederahi televizyonu iin besledikleri nostal
jiyi paylamyorm ve o televizyonun da byk lekli yayn
aralarnn gerekten demokratik bir kullanmn, popler be
enilerin karsna, poplist kendiliindenlikilik ve demagojik
itaatkArlktan daha fazla karamadn dnyorum.
ZLENME-ORANININ HAKEMLGNDEK
MCADELELER
u halde, g dengesinin, karlkl etkileimlerin ald bi
imi bile ynlendirdii lde, farkl organlar arasndaki bu
dengeye kadar ilerleyebilmek iin grntlerin tesine, setler
de grnen eyin ve hatta gazetecilik alannn iinde etkiyen
rekabetin de tesine gemek gerekiyor. Bugn, falan ya da filan
gazeteci arasnda neden faan ya da filan tarhmann olduunu
anlamak iin, bu insanlarn gazetecilik uzamnn iinde temsil
cileri olduklar basn organlarnn konumunu ve onlann bu or
ganlarn iindeki konumunu devreye soknak gerekir. Ayn e
kilde, L Monde'un bir bayazarnn neyi yazp neyi yazamaya
can anlamak iin de bu iki etmeni hep aklda tutmak gerekir.
Konumdan kaynaklanan bu basklar birtakm yasaklar ya da
etik buyruklar olarak yaanacaklardr: "bu, L Monde'un gele-
Grnmeyen y,p lanma ve Etkileri 5 5
neiyle badamaz" ya da "bu
,
Le Monde'un anlayna aykr
dr", "burada bu yaplamaz", vb. Etik davran kurallar bii
minde szcelendirilmi olan btn bu deneyimler, alann yap
snn, bu alan iinde belli bir konumu igal eden bir kii zerin
den yeniden aktarlmas olma
t
adr.
Bir alann iindeki farkl oyuncular, kendi1eriyle rekabet
iinde bulunduklar teki edicilerin polemik temsiliyetlerine
sahiptirler: onlar hakknda basmakalp deyiler, svgler re
tirler (sportif uzamda, sporlann herbiri teki sporlarn basma
kalplatnlm imgelerini ret
i
rler, ngby oyuncular futbolcu
lardan sz ederken, onlara "penguenler" derler). Bu temsiliyet
ler, ou kez, g dengesini he
s
aba katan ve onu dntrmeyi
ya da muhafaza etmeyi hedefl
e
yen mcadele stratejileridir. Ha
lihazrda, yazl basndaki gaze
t
ecilerde ve zellikle de bu basn
iinde edilgin bir konum igal eden, kk gazetelerde ve k
k konumlarda alanlar arasnda, televizyona kar son de
rece eletirel bir sylemin geli
ti
i gzlenmektedir.
Aslnda, bu temsiliyetler
z
itibariyle onlar dile getirenin
konumunun, az ok yadsnan
b
iimler altnda dile geldii tavr
allardr. Ama ayn zamanda da, konumu dntrmeyi he
defleyen stratejilerdir. Bugn,
g
azetecilik ortamnda, televizyon
evresinde verilen mcadele odak niteliindedir; bu da, bu nes
nenin incelenmesini ok zor bir hale getirmektedir. Bilgilik tas
layan sylemin bir blm, televizyonda alan insanlarn te
levizyon hakknda sylediklerinin kayda alnmasndan ibaret
tir. (Gazeteciler, bir sosyolog hakknda, onun syledii eyin
kendilerinin dndkleri e
y
e yakn olmasnn iyi olacan
ok daha gnlden syleyecekl
erdir. Bu yzden de, televizyon
zerindeki gerei sylemey
e
altkta, televizyonda alan
insanlar indinde popler olmay umabilmek imkanszdr - ve
esasen, bunun byle olmas da iyidir.) Bu bir yana, yazl basn
gazeteciliinin televizyona kyasla aamal olarak gerilediine
ilikin iaretlere sahibiz: gaz
et
elerin hepsinde de, televizyon
ekinin sahip olduu yerin hi durmadan artmakta oluu, gaze
tecilerin televizyon tarafndan alntlanmaya en byk deeri
vermekte olular (ve ayn zaranda, elbette ki, televizyonda
grnmeye; nk bu, onlarn kendi gazeteleri iinde paye ka-
56 Televizyon zerine
zanmalarna katkda bulunmaktadr: arlk kazanmak isteyen
bir gazeteci televizyonda da bir yayn yapmak zorundadr; tele
vizyon gazetecilerinin yazl basnda ok nemli konumlar elde
ettikleri bile grlmekte, bylelikle de yazy, meslein bizatihi
zglln, sorgulanr hale getirmektedirler: eer televizyon
daki bir kadn sunucu bugnden yarn
S
bir gazetenin yneticisi
olabiliyorsa, insan gazetecinin zgl uzmanlnn neden ibaret
olduunu sormak zorunda kalr); Amerikallarn gndem
(agenda] adm verdikleri eyin (sz edilmesi gereken ey, baya
zlann konusu, nemli problemler) giderek daha byk lde
televizyon tarafndan tanmlanmakta oluu (enformasyonun
ylkarda betimlediim evrimsel dolam iinde, televizyonun
arl belirleyicidir ve eer bir konu -bir olay, bir tartma
yazh basna mensup gazeteciler tarafndan ortaya atlacak bile
olsa, ancak televizyon tarafndan yeniden ele alndnda, yeni
den dzenlendiinde belirleyici, odaksal hale gelir ve ayn an
da da, siyasal bir etkinlikle donanr). Yazl basndaki gazeteci
lerin konumu tehdit altna girmekte ve ayn anda da meslein
zgll sorgulanr olmaktadr. Burada sylediim her ey
aklanmay ve dorulanmay gerektirecektir: bu ayn zamanda
da belli bir saydaki aratrmalar ve bir program zerinde te
mellenen bir bilanodur. Bunlar son derece karmak, bilginin
ancak ok nemli bir ampirik almayla gerekten ilerletilebi
lecei eylerdir (ama bu, varolmayan bir bilimin, "mediyolo
ji"nin, kerameti kendinden menkul kimi sahiplerinin, her trl
anketten bile nce, medya dnyasnn durumu konusundaki
kendi kesin sonularn nermelerini engellemiyor).
Ama en nemlisi; televizyonun ve rakip televizyonlar ara
sndan da, sansasyonelin, gsterisel olann, olaandnn aran
nda en fazla sinizm ve de baar gsterenlerin simgesel arl
nn bymesiyle birlikte, imdiye kadar sansasyon basn de
nen ve spor haberleri ile gelge haberlerde younlaan gazete
lere braklm olan belli bir enformasyon anlaynn, kendini
gazetecilik alannn btnne dayatmakta oluudur. Ve ayn
anda da, en az mklpesent olan izleyici kitlesinin beklentileri
karsnda hi sknt duymadan eilebilme yatkmlklarndan
tr byk paralar karlnda ie alnan, dolaysyla en si-
Grnmeyen Yaplanma ve Etkileri 57
niklerinden, deontolojinin her trlsne ve a frtiori, her trl
siyasal sorgulamaya kar en ilgisizlerinden olan belli bir gaze
teci kategorisi, kendi "deerlerini", kendi tercihlerini, kendi
duru ve konuma tarzlarn, kendi "insanlk idealini", gazete
cilerin tamamna dayatma eilimi gstermektedir. Pazar payla
n iin srdrlen rekabet tarafndan srklenen televizyonlar,
sansasyon gazetelerinin eski yntemlerine giderek daha fazla
bavurmakta, eer btn arl veremiyorlarsa o zaman ilk
sray, gelge olaylara ya da spor haberlerine ayrmaktadrlar:
dnyada cereyan edenler ne olursa olsun, televizyon haberle
rindeki aln Fransz futbol ampiyonasnn sonularna, ya
da, saat yirmideki haberlerde ayrnhlaryla yer almak zere
programlanm u ya da bu trden bir baka sportif olaya, ya
da siyasal yaamn en ykms ve en ritellemi grnm
ne (yabanc devlet bakanlarnn ziyareti, ya da devlet bakan
nn yabanc lkeyi ziyareti, vb.), bu arada elbette doal afetlere,
kazalara, yangnlara, ksacas sradan bir merak uyandrabile
cek ve de hibir zgl n uzmanlk, en bata da siyasal uzman
lk gerektirmeyen eylere ayrlmas, giderek daha sklkla g
rlmektedir. Daha nce syledim, dikkati, gelge haberlerin,
hibir siyasal sonulan bulunmayan ama "dersler karmak" ya
da "toplum problemlerine" dntrmek iin dramatikletiri
len olaylar zerinde sabitletirmek ve orada tutmak suretiyle,
siyasal boluk yaratmak, siyasetdlatrmak ve dnyadaki ya
am ykmsye ve dedikoduya (yldzlarn ya da kraliyet aile
lerinin yaamyla, ulusal ya da gezegensel boyutta olabilir bu)
indirgemek gibi bir etkileri vardr: televizyon filozoflar, yapay
olarak snenin nne tanm ve olay halinde oluturulmu
bulunan nemsiz olana, ykms ve arzi olana yeniden anlam
vermek iin, ou kez, ite burada yardma arlrlar; okulda
trban taklmas, bir retmene saldr ya da herhangi baka
"toplum olay", Finkielkraut'vari hastalkl ayplamalar ya da
Comte-Sponville'vari ahlakiyat dnceler dourmak iin iyi
kurgulanm olaylardr. Ve ayn sansasyon, dolaysyla tecimsl'i
baar aray, gelge olaylar arasnda bir seim yapm11y.1 d.
yneltebilir ve bu seilmi olaylar, demagoji ni n 11 11hi k r l .
rna (kendiliinden ya da hesapl) trkcdi l di kl l r nt l , r l . . l
58 Televizyon Uzerine
itki ve tutkulan gdklayarak (ocuk karma ve halkn tepkisi
ni dourtabilecek skandallar trnden olaylarla) muazzam bir
ilgi uyandrabilirler, hattA tmyle duygusal ve arndra ya da
ayn lde tutkulu ama saldrgan olabilen ve, ocuklarn ld
rlmesi gibi ya da aalanm grplara balananlar trnden
olaylarda, simgesel linlere yaklaan seferberlik biimlerine yol
aabilirler.
Bundan kan sonu, yazl basndaki gazetecilerin bugn
bir tercih karsnda bulunduklardr: egemen model dorultu
sunda gitmek, yani hemen hemen televizyon haberleri gibi
olan gazeteler yapmak m gerekir, yoksa fark oaltmak, bir
ln farkll stratejisi oluturmak m gerekir? Her iki ynde
de kaybetmek pahasna rekabete girimek, kltrel mesajn ke
sin tanmna balanm kitleyi kaybetmek mi gerekir, yoksa
farkll artrak m? Problem, gazetecilik alan iinde sanlm
alt-alan olan grntsel alann kendi iinde de ayn ekilde
gndemdedir. Gzlemlerimin halihazrdaki durumu itibariyle,
"izlenme-oran anlay"nn kurbanlan olan sorumlularn, bi
lind bir tutumla, gerek anlamda bir sei yapmadklarn
dnyorm. (Nitekim, byk toplumsal tercihlerin hi kim
se tarafndan yaplmadktan, ok dzenli bir ekilde gzlen
mektedir. Eer sosyolog her zaman biraz rahatszlk veriyorsa,
bunun nedeni, bilinsiz kalnmas yelenen eylerin bi1incine
varmaya zorlamasdr.) Genel eilimin, eski tarz kltrel re
tim organlanm, her trl kta yenilgiye urayacaklan bir ala
na ynelmek uruna zgllklerini yitirmeye srklediini
dnyorum. Nitekim kltrel kanal, "Arte'"ye dnen "La
Spt", ok hzl bir ekilde, dn vermez, hatta saldrgan bir i
reklik politikasndan, prime-time'daki kolaylklar ve irekliin
gecenin ilerlemi saatlerine itilmesiyle sonulanan gizli pazar
lklan oaltmaya gtren izlenme-orannn zorlamalaryla, u
ya da bu lde utan verici bir uzlamaya geiverdi. Le Monde
ayn trden bir sei karsnda bulunuyor. zmlemenin ay
nntlanna girecek deilim; grnmeyen -bir bakma, genele
kim kuvveti gibi hi kimsenin grmedii ama ne olup bittiini
anlamak iin varsaylmalar gereken eyler olan- yaplann
zmnden bireysel deneyimlere nasl geilebileceini, grn-
Grnmeyen Yaplanma 1e Etkileri 59
meyen g dengelerinin kiisel ahmalar iinde varolusal ter
cihler olarak nasl yeniden dile geleceklerini gstermek iin, sa
nn yeterince ey syledim.
Gazetecilik alannn bir zellii vardr: d glere, kltrel
retimin btn teki alanlarndan, matematin alanndan,
edebiyatn alanndan, hukukun alanndan, bilimsel alandan,
vb. ok daha fazla bamldr. ok dorudan bir ekilde talebe
bamldr; belki siyasal alandan da fazla olarak, pazann yapt
nmc etkisine, halk oylamasnn etkisine maruzdur. Btn alan
larda gzlenen "annm" ya da "teimsel" olan seenei (rne
in, tiyatro iin bu, bulvar tiyahosu ile avangard tiyatro arasn
daki kartlktr, bu kartlk, bir yanda daha kltrl, te yan
da daha az kltrl, bir yanda daha fazla renci, te yanda
daha ok tccar banndran bir kitle arasndaki benzer kartlk
larla, TFl ve L Monde arasndaki kartln edeeridir) gaze
tecilik alanna zel bir katlkla kendini dayahr ve tecimsel kut
bun arl burada zellikle gldr: younluk bakmndan
benzersiz olmasnn tesinde, imdiki zaman iinde, eer baka
alanlardaki ekliyle ezamanl olarak kyaslanrsa, edeeri de
bulunmamaktadr. Ama bunun dnda, gazetecilik evreninde,
bilimsel evnde gzlemlenen eyin benzerini bulamazsnz; r
nein, birtakm yasaklan ineyenin harcanmasna ya da, tersi
ne, oyunun kurallarna uyann meslektalannn takdirini topla
masna yol aan (rnein birtakm atflar, alntlar eklinde te
zahr eden) o bir tr ikin adaleti . . . Gazetecilikte, olumlu ya da
olumsuz, yaptnmlar nerededir? Koza halindeki tek eletiri
oda, Guignols tr talama programlandr.

dllere gelince,
"tekrarlar'' dan (bir baka gazeteci tarafndan alnhlanmak) ba
ka bir ey yoktUr, ama bu da nadir, pek grnr olmayan ve
ikircikli bir gstergedir.
TELEVZYONUN BASKI GC
Gazeteciliin evreni bir alandr ama izlenme-oran aracl
yla ekonomik alann basks altndadr. Ve fazlaswla hetero
nom, tecimsel baskdara ok gl bir ekilde maruz bu alan,
60 Televizyon zerine
yap olarak, btn teki alanlar zerinde bizzat bir bask uygu
lamaktadr. Bu yapsal, nesnel, anonim, -grnmez etkinin do
rdan grnen eyle, genelde ilan edilen eyle, yani falann ya
da filann mdahalesiyle hibir iliii yoktur . . . Sorumlular ilan
etmekle yetinilemez, yetinmemek gerekir.

rnein Viyanal b
yk talamac Kari Kraus, bugn L Nouvel Obserteur'n ge
nel yayn mdrne tekabl etmesi gereken kiiye ok iddetle
saldryordu: btn zamann, onun, kltr tahrip eden klt
rel uydumculuunu, nemsiz ve acnas yazarlara gsterdii
yaknl, ban fikirleri gzden drmek iin onlar riyakar
ca reten tutumunu aa karmakla geiriyordu ... Ve ayn
ekilde, ok genel bir tarzda, eletiriler insanlara ynelirler.
Oysa, insan sosyolojiyle urat zaman, kadnlarn ya da er
keklerin sorumluluk tadklarn, ama kendi imkanlar ve im
kanszlklar iinde, byk lde, iine yerletirilmi olduklar
yap ve bu yap iinde igal ettikleri konum tarafndan belirlen
diklerini reniyor. Dolaysyla, falan gazeteciye, falan filozofa
ya da falan filozof-gazeteciye ynelik polemikle yetinmek
mmkn deildir ... Ama herkesin kendi gnah keisi vardr.
Bu kurala bazen ben de uyarm: Bernard-Henri Levy yazar-ga
zeteci ya da filozof-gazetecinin bir tr simgesi haline gelmitir.
Ama Bernard-Henri Levy'den sz etmek bir sosyologa yak
maz ... Onun bir yapnn bir tr glgeolayndan [ipiphinomtne]
ibaret olduunu, bir elektronun olduu ekilde, bir alann ifa
desi olduunu grmek gerekir. Eer onu reten ve ona k
men gcn veren alan anlalmazsa hibir ey anlalamaz.
zmlemeyi draratikletirmerek ve eyleni de aklc bir
biimde ynlendirmek iin bu nemlidir. Nitekim ben inanyo
rm ki (ve bunlar bir televizyon kanalndan sunmakta oluum
bunu kantlyor), buradakiler trnden zmlemeler olaylarn
gidiini, bir lde de olsa, deitirmeye katkda bulunabilirler.
Btn bilimler bu iddiay tarlar. Auguste Comte yle diyor
du: "Bilim ve dolaysyla ngr, ngr ve dolaysyla ey
lem". Toplum bilimi de btn teki bilimler gibi bu emeli gt
me hakkna sahiptir. Sosyolog da, gazetecilik gibi bir uzam,
daha yola karken oradaki itkileri, duygular, ttkular,
zmleme abasyla anlaan tutku ve itkileri betimlediinde,
Grnmeyen Yaplanma ve Etkileri 6 1
belli bir etkinlik umudu tar.

rnein, mekanizmalara ilikin


bilinci ycelterek, ister gazeteci ister televizyon izleyicisi olsun
lar, bu mekanizmalar tarafndan kullanlan insanlara bir para
zgrlk kazandnnaya katkda bulunabilir. Sanrm -ve-bu bir
ayra- kendilerini, hep sylendii zere, nesneletirilmi gibi
hissedebilecek gazeteciler, eer sylediklerime iyi kulak vere
cek olurlarsa, dank bir ekilde bildikleri ama fazla da bilmek
istemedikleri eyleri akla kavuturmak suretiyle, szn et
tiim mekanizmalara hakim olabilecekleri zgrlk aralarn
onlara verdiimi kabul etmek durumunda kalacaklardr - en
azndan ben, bunu umuyorum. Aslnda, gazeteciliin iinde,
rekabetten doan baz etkileri ortadan kaldrmaya imkan vere
cek gazeteler-aras ittifaklara ynelmek mmkndr. Eer k
tcl etkilerin bir blm rekabeti ynlendiren yapsal etkiler
den douyorsa, bu yapsal etkiler ivedilii bizzat retiyor, sco
op'un izlenmesine bizzat yol ayor, hi kimsenin farknda ol
mayabilecei ok tehlikeli bir enformasyonun srf bir rakibi alt
etmek iin ortaya atlabilmesine bizzat neden oluyorlarsa, eer
ilerin byle olduu doru ise, bu mekanizmalar konusundaki
bilinlendirme ve bunlann aklanabilir klnmas, rekabeti et
kisizletirmeye ynelik bir ortak muhakeme ve eyleme ynelte
bilir (bir bakma, kimi zaman, ocuk kara olaylan trnden
ar durumlarda yapld gibi; gazetecilerin, kamuoyunda ya
banc dman sylemleri yznden -ve bu sylemler aracl
yla- tannm olan siyasal liderleri -izlenme-oran hesaplary
la- televizyona armama konusunda mutabk kaldklann ve
bu sylemleri aktarmamay ykmlendiklerini dnmek -ya
da hayal etmek- mmkndr - ve bu da her trl szmona
"yalanlama" dan ok daha etkili olurdu). Gerekten de topya
cla kayyorum ve bunun bilincindeyim. Ama sosyoloun dc
terminizmini ve ktmserliini her zaman onun karsna d i
kenlere kar unu ne srmekle yetineceim; eer ahlaki snv
saklamalar douran yapsal mekanizmalarn bilinciw var l
sayd, bunlan kontrol altna almaya ynelik bilinli bi r l ' yl m
de mmkn hal e gelirdi. Yksek dzeydeki bi r si ni :ml t lwl
ginleen bu evrende, ahlaktan oka sz edilmckttl l i r. Soy l 1 1r,
olarak, ahlakn ancak yaplara, insanlarn ahl akt an \ k, r l . r ol
62 Televizyon zerine
masn salayan mekanizmalara dayanrsa etkili olduunu bili
yorum. Ve bir ahlaki kayg gibi bir eyin ortaya kabilmesi
iin, bu eyin o yapnn iinde dayanaklar ve destekler, dller
bulmas gerekirdi. Bu dller izleyici kitlesinden de gelebilirdi
(eer ne trl kullanlmalara maruz kald konusunda daha
aydnlanm ve daha bilinli olsayd).
Dolaysyla ben, halihazrda btn kltrel retim alanlar
nn gazetecilik alannn yapsal basksna maruz olduklann
dnyorm; yoksa kendileri de alann gleri tarafndan
alm bulunan falan ya da filan gazetecinin, falan ya da filan
kanal yneticisinin basklanna deil. Ve bu bask btn alanlar
da son derece edeer, sistemli etkiler uygulamaktadr. Gazete
cilik alan, alan olarak, teki alanlar zerinde etkimektedir. Ba
ka trl dendikte, kendisi de tecimsel mantn giderek daha
fazla egemenlii alhnda olan bir alan, kendi basklann giderek
daha byk lde teki evrenlere dayatmaktadr. Ekonominin
arl, izlenme-oram araclyla televizyon zerinde etkide
bulunmakta ve, televizyonun gazetecilik zerindeki arl bo
yunca da, televizyonun problemlerinin kendilerine dayatlma
sna yava yava raz olan gazeteciler ve teki gazeteler zerin
de, hatta en "annm" gazeteler zerinde etki yapmaktadr. Ve
ayn ekilde, gazetecilik alannn btnnn tad arhk
araclyla, kltrel retimin btn alanlanna yklenmektedir.
Actes de l rcherche en sciences sociales'in4 gazetecilie ayrd
mz bir saysnda, Remi Lenoirn, yarg evreni iinde yer alan
ve yarg alanna isel normlar asndan da her zaman en sayg
deer kiilerden olmayan birtakm adli yarglarn, kendi alan
lannn iindeki kuvvet dengelerini deitirmek ve ierdeki aa
mal-dzeni devre d brakmak iin televizyondan nasl yarar
lanabildiklerini gsteren ok gzel bir yazs vard. Bu, baz du
rmlarda ok iyi olabilir, ama ayn zamanda, glkle elde
edilmi bir kolektif aklclk durumunu tehlikeye de drebi
lir; ya da, daha kesin bir ifadeyle, kendine zg mantm ada
letin anlamna ilikin sezgilerin, sk sk grntlerin ya da tut
kularn kurban olan ortak adalet duygusuna ilikin sezgilerin
karsna karaya muktedir bir yargsal evrenin zerkliiyle
salanm ve gvenceye alnm olan kazanmlar sorgulanr
Grnmeyen Yaplanma ve Etkileri 63
hale getirebilir.

ster kendi dnya grlerini ya da kendi de


erlerini dile getirsinler, ister, btn iyi niyetleriyle, "kamusal
heyecan"n ya da "kamuoyunun" szclne soyunduklarn
iddia etsinler, gazetecilerin basksnn kimi zaman yarglann
iini ok gl bir biimde ynlendirdii duygusu varcr. Ve
baz kiiler, yarg erkinin gerek bir aktarmndan sz etmiler
dir. Patrick Champagne'n zmledii "olaylar"da da grl
d gibi, bunun edeerini, demagojinin mantnn -izlen
me-crannn mant- isel eletirinin mantna ikame olabildi
i bilimsel evrende de bulmak mmkn olabilirdi.
Btn bunlar fazlasyla soyut grnebilir; yeniden ve daha
basite syleyeceim. Alanlarn her birinde, niversite alann
da, tarihilerin alannda, Vb., alann isel deerleri uyarnca
ezenler ve ezilenler vardr. "

yi bir tarihi", iyi tarihilerin iyi


tarihi olduunu syledikleri biridir. Zorunlu olarak dngsel
dir bu. Ama heteronomi, matematiki olmayan birinin matema
tik konusundaki fikrini aklamak zere mdahale edebildii
zaman, tarihi olarak kabul edilmeyen birinin (rnein bir tele
vizyon tarihisi) tarihiler hakkndaki fikrini aklayabildii ve
kendisine kulak verildii zaman balar. Bay Cavada, televizyo
nun kendisine bahettii "yetke" ile, size en byk Fransz filo
zofunun bay X olduunu syler.

ki matematiki, iki biyoloji


bilgini ya da iki fiziki arasndaki bir anlamazla, bir referan
dumla, ya da bay Cavada tarafndan seilmi katlmaclar ara
sndaki bir tartmayla hakemlik etmenin mmkn olduu d
nlebilir mi? Oysa medyalar, hi durmadan, birtakm kesin
kararlar aklamak zere mdahale etmekteler. Haftalk yayn
lar buna baylrlar: on yln bilanosunu karmak, on yln, on
be yln, haftann, on byk "entelekteli"ni, nem tayan
"entelektelleri", ykselmekte olanlan ve inie geenlerini be
lirlemek . . . Bu i neden bu kadar gzdedir? nk bunlar, ente
lektel deerler borsasnda etkili olmaya imkan veren ve ente
lektellerin, yani hisse senedi sahiplerinin (ounlukla kk
hisse sahipleridirler, ama gazetecilik ya da yayn flemi iinde
gldrler) senetlerinin rayicini ykseltme giriiminde bulun
mak iin yararlandklan aralardr. Ayn ekilde, szlkler de
varcr (filozoflar, sosyologlar ya da sosyoloji, entelekteller, vb.
64
Televizyon zerine
szlkleri) ve her zaman iin birer erk, birer kutsama araa ola
gelmilerdir. Deerlendirmelerin yapsn, deitirmeye yelten
mek zere, rnein, dlanm olmalar gereken ya da dlana
bilecek olan (zgl kstaslar uyarnca) insanlar dahil etmekten,
ya da dahil edilmi olmalar gereken ya da dahil edilebilecek
olan insanlar dlamaktan, ya da yine bu "palmares"lerden bi
rinde olduu gibi, Claude Levi-Strauss ile Bernard-Henri
Uvy'yi, yani hi tartlmayacak bir deer ile tartmasz bir e
kilde tarhlabilir olan bir deeri yanyana koymaktan ibaret
olan en sradan stratejilerden biridir bu. Ama gazeteler, gazete
ci-entelekteller tarafndan hemen benimsenip ele alnan prob
emeri ortaya koymak zere de mdahalede bulunurlar. Gaze
te dnyasnn yapsal bir deimezi olan entelektel-dmanl
(ok kolayca anlalan), gazetecileri, rnein dzenli aralk
larla entelektellerin hatalan sorununu gndeme getirmeye, ya
da gazeteci-entelekteller dnda kimseyi seferber etmesi
mmkn olmayan ve ou kez, kendilerine bir "bo zaman"
kapmak suretiyle, bu televizyon entelektellerinin medyatik
ynden varolmalarna imkan vermekten bakaca varlk nedeni
bulunmayan tarhmalar amaya yneltir.
Bu d mdahaleler son derece tehditkirdrlar, nk bun
lar, en bata kltr reticileri, kitaplarn sat baansna katkda
bulunan ve sat zerinden yaynclar etkileyen ve yaynclar
araclyla da gelecekteki yayn imkanlar zerinde etkili olan
izleyicilere, seyircilere, okurlara gereksinim duyduklar lde,
her eye ramen arl olan haricileri yanltabilirler. Bugn ta
nk olduumuz gibi, medyann kendi best-sellers lists'i iinde
tketilmeye koulu tecimsel rnleri vme ve yazar-gazeciler
ile gazeteci-yazarlar arasnda inip kan asansr mantn kul
lanma eilimleri sonucu, kitaplar 300 basan gen yazarlar, ister
air, ister romanc, sosyolog ya da tarihi olsunlar, yayn yap
makta giderek daha fazla zorlanacaklardr. (Bir ayra: aykr bir
ekilde, ben, sosyolojinin ve zellikle de entelekteller sosyolo
jisinin, Fransz kltrel alannn bugn gzlemekte olduumuz
hale geliine, hi phesiz katkda bulunduunu dnyo
rum. Bu, elbette istemeden olmutur: gerekten de sosyoloji iki
kart kullanmn konusu olabilir; biri, stratejilerini daha etkin
Grnmeyen Yaplanma ve Etkileri 65
klmak iin ortamn yasalarnn bilgisinden yararlanmaktan
ibaret olan sinik kullanm, teki de, yasalarn bilgisinden ya da
onlarla mcadele etmek iin ortaya kan eilimlerden yarar
lanmaktan ibaret olan ve klinik diye adlandrabileceimiz kulla
nm.

nancm o ki, siniklerin bir blm, hie saymann pey


gamberleri, televizyonfst thinker'lar ve gazeteci tarihiler, sz
lkleri ya da ses alma cihazna kaydedilmi ada dnce bi
lanolarn kaleme alanlar, g denemelerine girimek, entelek
tel alanda zgl hkmet darbelerine kalkmak iin, ftur
suzca sosyolojiden -ya da sosyolojiden ne anlyorlarsa ondan
yararlanyorlar. Gsteri dnyasnn byk dnr olarak
oluturulmuken, onu etkisizletirmeye yarayan sinik ve sahte
bir radikalizme bahane ilevi gren Debord'un dnce tarzn
da, gerekten eletirel nitelikte neyin bulunabilecei konusun
da da ayn eyler sylenebilirdi.)
BRLG
Ama gazetecilie zg gler ve maniplasyonlar, ayn za
manda ve daha incelikli bir tarzda Truva at mantyla, yani
zerk evrenlerin iine, meslektalarndan grmeleri mmkn
olmayan bir kutsamay d glerin desteiyle ele edecek hete
ronom yapmclar sokmak suretiyle de etkiyebilirler. Yazar ol
mayanlar iin yazar, filozof olmayanlar iin filozof, vb. olan bu
kiiler, bir televizyon kotasna, kendi zgl evrenleri iinde sa
hip olduklar zgl arlklaryla hibir ekilde kyaslanamaya
cak bir gazetecilik arlna sahip olacaklardr. u bir olgudur:
baz disiplinlerde, medya tarafndan kutsanmlk, CNRS'in5
komisyonlar tarafndan bile giderek daha ok dikkate aln
maktadr. Televizyon ya da radyodaki filan ya da falan prog
ram yapmcs bir aratrmacy konuk ettiinde, ona, bugne
kadar daha ok bir yozlama gibi alglanan, bir eit kabuledi
lirlik kazandrmaktadr. Daha otuz yl bile gemedi; Rayrond
Aron, kolay kolay yadsnamayacak akademik yeteneklerine
ramen, bu yetenekleri balamnda derinlemesine kukularn
hedefi oluyordu, nk Figaro'da gazetecilik yapt iin mcd-
66 Televizyon zerine
yaya balyd. Bugn alanlararas kuvvet dengesindeki dei
im o ldedir ki, dannn deerlendirme kstaslan -Pi
vot'nun6 programna kmak, dergilerde vlmek, portrelerine
yer verilmek- kendilerini, meslektalarn yarglan karsnda
giderek daha fazla dayatmaktadrlar.

rnekleri en arnm ev
renin iinden, kat bilimlerin bilimsel evreninden semek gere
kirdi (toplum bilimlerinin evreninde bu zor olurdu, nk sos
yologlar dnyadan sz atklar zaman, bu, iinde herkesin he
deflere, karlara sahip olduu bir dnyadr; yle ki, sosyolojiy
le hibir iliii bulunmayan nedenlerden tr, herkesin ken
dince iyi ve kt sosyologlar vardr). Tarih ya da antropoloji,
ya da biyoloji ve fizik gibi, aka daha bamsz olan disiplin
lerde, saygmlklarm elde edilmesi, medyatik kutsanmaya ve
meslektalar indinde kazanlm olan ne ne kadar borlu
olunduu pek de bilinmeyen bir saygnla bal olabildii l
de, medyann hakemlii de giderek daha nemli hale gel
mektedir. An eyler syler gibi grnyorum ama, ne yazk
ki, medyatik glerin, yani medya tarafndan medyalahnlm
ekonomik glerin, en arnm bilimlerin alan iindeki mda
halelerine ilikin rekleri oaltabilirim. Bu nedenledir ki, te
levizyonda gr aklamal m, aklamamal m sorsu, t
myle odaksal bir sorudur ve bilim cemaatinin bu soruyla ger
ek anlamda ilgilenmesini isterdim. Nitekim, betimleyegeldi
im btn bu mekanizmalarn bilincine varlmasnn, bilimsel
gelime iin koul olan zerklii televizyonun artan bask g
cne kar koruyacak kolektif giriimlere gtrmesi nemli
olurdu.
Medyann g dayatma eylemiriin bilimsel evren gibi ev
renler zerinde etki gsterebilmesi iin, sz konusu alan iinde
birtakm suortaklklar bulmas gerekir. Sosyoloun anlalma
sn salad bir suortakl. Gazeteciler, niversite mensupla
nmn, bir rapor hazrlama talebiyle, bir ar dilenerek, unutul
mu olmalarndan tr itirazlarm dile getirerek medyaya
melerini ou zaman byk bir tatmiri duygusuyla gzler
ler ve tank olduklar, olduka dehet verici eyler duyulduka,
yazarlarn, sanatlarn ve de bilim adamlarnn znel zerkli
inden gerekten de pheye dme noktasna gelinir. Bu ba-
Grnmeyen Yaplanma ve Etkileri 67
mll bir kenara kaydetmek ve zellikle bunun nedenlerini,
ya da buna yol aan olgular anlamaya almak gerekfektedir.
Bir bakma, kimin ibirlii yaptn anlamaya almak gerek
mektedir. Szc amal olarak kullanyorum. Actes de la
rcherche en sciences sociles'de, Gisele Sapiro'nun, igal altndaki
Fransa'nn edebiyat alam zerine bir makalesini ieren bir say
yaymladk. Bu mkemmel zmlemenin erei, kimin ibirlik
i olduunu ya da kimin olmadn syleyip geriye dnk bir
hesaplamaya gitmek deildi. Sz konusu olan, belli bir sayda
ki deikenlerden yola karak, belli bir anda, yazarlarn neden
falanca taraf yerine filanca taraf setiklerini anlamakt. abuk
yol almak iin zetlersem, denilebi1ir ki, insa,nlar meslektalar
tarafndan ne kadar fazla kabul gryorlarsa, dolaysyla zgl
sermaye ynnden zenginseler, direnmeye de o kadar eilimli
olmaktadrlar; bunun tersine, tastamam edebi uralan iinde
ne kadar heteronom kalyorlarsa, yani tecimselin ekimine ka
plmlarsa (tpk, baanl romanlarn yazan olan ve bugn de
edeErlerine rastlanan Claude Farrere gibi), ibirliine de o ka
dar yatkn olmaktadrlar.
Ama zerk szcyle neyin anlalmas gerektiini daha
iyi aklamak zorundaym. Fazlasyla zerk bir alan, rein
matematiin alam, iindeki reticilerin rakiplerinden, yani sun
duklan kefi onlarn yerine yapabilecek olanlardan bakaca
mterilerinin bulunmad bir alandr. (Benim dm sosyolo
jinin de bu durma gelmesidir: maalesef herkes kanyor ona.
Herkes onu bildiini sanyor ve bay Peyreffite, bana sosyoloji
dersleri vereye kalkyor. Ama, diyeceksiniz ki, kendisiyle
birlikte televizyonda tarhmaya kacak sosyologlar ve tarihi
ler bulduuna gre neden kalkmasn ... )

zerklii elde etmek


iin, iinde kendi kendimizi yargladmz, kendi kendimizi
eletirdiimiz, hatta kendi kendimizle kavga ettiimiz, ama b
tn bunlan nedenini bilerek yaptmz o bir tr fildii kuleyi
ina etmek gerekir; kaprz, ama bilimsel silahlarla, bilimsel
aralarla, tekniklerle, yntemlerle. Bir gn radyoda tarihi mes
laktalanmdan biriyle tartma frsat bulmutum. Mikrofonda
bana dedi ki: "sevgili meslektam, patronlar konusundaki uy
gunluklar zmlemenizi (sz konusu olan bir istatistiksel -
68 Televizyon zerine
zmleme yntemidir) yeniden yaptm ve hi de sizin vard
nz sonulara varmadm". yle dndm: "bu harika! Niha
yet beni gerekten eletiren biri kt ... " Ne var ki, patron kesi
mine ilikin olarak bir baka tanm esas alm ve banka patron
lann zmlemeye konu olan topluluktan karmb. Onlar
yeniden dahil etmek (ve bu da nemli kuramsal ve tarihsel ter
cihlere zorluyordu) grbirliine varmamz iin yeterliydi. Bi
limsel nitelikte gerek bir uzlama ya da gerek bir uzlamsz
la gtrebilecek gerek bir bilimsel tartma yapmak iin, uz
lamszlk alam ve bu uzlamszh zmenin aralar zerin
de yksek bir uzlam derecesine sahip olmak gerekir. Televiz
fonda, tarihilerin kendi aralarnda her zaman uzlamadklar
n grmek ban artc olur. ou zaman, bu tartmalarn
aralannda hibir ortak yan bulunmayan ve birlikte konuma
malar gereken insanlar kar karya getirdii anlalmamak
tadr (bir bakma, sanki bir astronom ile bir astrolou, bir kim
yac ile bir simyacy, bir din sosyolou ile bir tarikat liderini,
vb. biraraya getirmisiniz gibi bir ey - kt gazeteciler buna
baylrlar).
Bylece, Fransz yazarlarnn igal altndaki tercihleriyle,
benim Jdanov yasas adn verdiim eyin zel bir uygulamas
n elde ediyoruz: bir kltr reticisi ne kadar zerk, zgl ser
maye ynnden zlngin ve saltlkla yalnzca kendi z rakipleri
nin bulunduu dar pazara dnkse, direnie de o kadar yatkn
olacakhr. Tersine, rnlerini byk retim pazanna ne kadar
ok yneltiyorsa (denemeciler, gazeteci-yazarlar, uyumlu ro
manclar gibi), d glerle, devletle, Klise'yle, partiyle ve bu
gn de, gazetecilik ve televizyonla ibirlii yapmaya, onlarn
taleplerine ya da buyrklarna boyun emeye de o kadar ei
limli olmaktadr.
Bu ok genel ve ayn zamanda da imdiki zamana uyarla
nabilen bir yasadr. Bana, medya ile ibirliinin, Nazi dmanla
ibirlii yapmakla hi de ayn ey olmad itiraz yneltilecek
tir. Bu dorudur ve ben de elbette, gazetelerle, radyo ya da tele
vizyonla yaplan her trl ibirliini, a priori mahkOm etmiyo
rm. Ama, zerk alanlarn nonnlann tahrip edici basklara ko
ulsuz boyun ei olarak tanmlanan ibirliine ynelten et-
Grnmeyen Yaplanma ve Eckileri 69
menler asndan bakarsak, benzeim arpcdr. Eer bilimsel,
siyasal, edebi alanlar medyann bask gc tarafndan tehdit
ediliyorlarsa, bunun nedeni, bu alanlarn iinde, alann zgl
deerleri asndan kendini pek az vakfeti heteronom insan
larn, ya da, gndelik dille sylersek, "ratelerin" ya da rate hali
ne gelmekte olanlarn, heteronomide kan bulunan, alann
iinde elde edemedikleri kutsanmalar (hzl, erken, vaktnden
nce ve ksa mrl) darda aramakta kar bulunan ve de
aynca, onlar korkutmadklar (daha zerk yazarlardan farkl
olarak) ve onlarn taleplerine uymaya hazr olduklar iin gaze
teciler tarafndan da ok iyi bir gzle baklacak olan insanlarn
bulunmasdr. Eer heteronom entelektellerle savamak bana
gerekli grnyorsa, bunun nedeni, onlarn Trva at olmalar
ve heteronominin, yani tecimin, ekonominin yasalarnn, onlar
araclyla alann iine szmasdr.
abucak siyaset reine geliyorm. Siyasal alann kendisi
de belli bir zerklie sahiptir. rnein parlamento, iinde, bir
birinden ayrlan ya da hatta birbirine kar olan karlar dile
getirmeleri beklenen insanlar arasndaki bir dizi kavgalarn,
birtakm kurallar uyarnca, konuma ve oylama araclyla
zmlenecei bir tr arenadr. Televizyon bu alan iinde, teki
alanlarda ve zellikle de yargsal alanda yarattklarna benze
yen etkiler yaratacaktr: zerkliin haklarn sorgulamaya kal
kacaktr. Bunu gstermek iin, Actes d la recherche en sciences so
ciales'in, gazeteciliin bask gcne ayrlan ayn saysnda akta
rlm olan bir yky, kk Karine olayn abucak anlataca
m. Karine, Gney Fransa' da cinayete kurban gitmi olan bir
kk kz ocuudur. Yredeki kk gazete haberleri, baba
nn, babann erkek kardeinin kzgn protestolarn aktarr, k
k bir yerel gsteri dzenler, konu bir kk gazete tarafn
dan, sonra bir bakas tarafndan yeniden ilenir. Herkes yle
demektedir: "korkun bir ey, hem de bir ocuk!

lm cezasn
yeniden getirmek gerekiyor!" Yerel siyasetiler ie karrlar,
Front National'e7 yakn kiiler zellikle kkrtlm bir halde
dirler. Olayn biraz daha bilincinde olan Toulouse'lu bir gazete
ci uyarmaya alr: "Dikkat, bu bir lin eylemidir, dnmek
gerekiyor''. Bu kez avukat kurulular ie karrlar ve doru-
70 Televizyon zerine
dan yargnn iva edici olduunu ilan ederler ... Bask younla
r; ve sonuta, mebbet hapis karar kar. Bu hzlandrlm
filmde, seferber edici enformasyon arac olarak hareket eden
medya zerinden, ille de demokratik olmalar gerekmeyen ko
lektif tutkularn basksna ve ivedilie kar korunmas gereken
ve normal olarak siyasal alann grece zerk mant tarafndan
salanan mesafeyi ortadan kaldran, dorudan demokrasinin
bir tr sapkn biiminin nasl yerleebildii grlmektedir. B
tn bir yargsal ve hatti siyasal manhn, kendisine kar ku
rlduu bir intkam mantnn yeniden olutuu grlmekte
dir. Gazetecilerin, dnmleme iin wrunlu olan mesafeyi ko
yamadklan iin, yangna krkle giden itfaiyi rol oyna
dklar bile olmaktadr. Bir gelge olayn (gen bir Franszn ay
n ekilde Fransz olan ama "Afrika kkenli" bir baka gen ta
rafndan ldrlmesi) aa kanlmasyla, olay yaratmaya kat
kda bulunabilirler, ardndan, bizzat kendilerinin yakm ol
duk1an atee benzin dkmeye gelenleri, yani Front National'i
sularlarken, manete karmak, btn televizyon haberlerinin
banda yineleyip durmak, vb. suretiyle olay yaratm olan ga
zetelerin bizzat syledikleri gibi, berikiler elbette "olayn neden
olduu heyecan" smrmekte ya da smrmeye almakta
drlar; ve sonra da kp, bara ara sulayarak, kullanmalara
kalkmasna katkda bulunduktan ve ona en gzel kullanma
aralanm sunmaya devam ettikleri kiinin rk mdahalesini
tumturak1 bir ekilde mahk\m ederek, kendilerine o gzelim
insanlk ruhundan, erdemden bir k8r pay karabilirler.
GRME HAKKI VE IKMA DEV
imdi de irekilik (esottrisme] ile sekincilik (tlitisme] ara
sndaki ilikiler sornu zerinde birka ey sylemek isterdim.
Bu, XIX. yzyldan balayarak, btn dnrlerin, iinde de
belenmi ve bazen de saplanp kalm olduklar bir'problemdir.

rnein, sradan insanlar iin anlalmaz olan bir dille birka


kii iin yazan, arnm, ire yazarln bizatihi simgesi olan
Mallare, btn hayah boyunca, air abasyla elde etmi ol-
Grnmeyen Yaplanma ve Etkileri 7 1
duu eyi herkese ulatrmak iin uramtr. Eer medya o
zaman olmu olsayd, kendi kendine yle soracak olan bir ki
idir: "Televizyona ksam m? Her trl bilimsel ya da entelek
tel almaya isel olan ve irekilie ulatran bu 'arnmlk'
gereini, bu kazanmlar en ok saydaki insan iin eriebilir
klmann demokratik endiesiyle nasl badatrmal?" Televiz
yonun iki etki yarattn gsterdim. Bir yandan, felsefeye, yar
gya, vb. ait birtakm alanlara girme hakkm ucuzlatmaktadr:
meslein i tanm asndan, giri hakkn dememi olan in
sanlar, sosyolog, yazar, ya da filozof, vb. olarak kutsayabil
mektedir.

te yandan da, en ok sayda insana ulaabilecek du


rumdadr. Dorulanmas bana zor gibi gelen ey, alana giri
hakkn ucuzlatmak iin izlenirliin yaygnlndan g aln
masdr.

tiraz babnda, sekinci konumalar yapmakta oldu


um, yce bilimin ve yce kltrn kuatma altndaki kalesini
savunduum, ya da hatta o kaleyi halka yasakladm sylene
cektir (kendilerini halka dinletmesini, izlenme-oran marifetiyle
kendilerini setirmesini bildikleri bahanesiyle, mhrleri ve
gz kamatrc hayat tarzlaryla, kimi zaman halkn szcler
olduklarn syleyenlere televizyonu yasaklamaya almak su
retiyle). Aslnda, ben insanln en yce yaratlannn retilmesi
ve yaylmas iin gereken koullan savunuyorum. Sekincilik
ve demagoji arasndaki seenekten kurtulmak iin, hem retim
alanlarna giri hkk'nn korunmasn ve hatta ykseltilmesini
savunmak -biraz nce, talihsizliklerinin, byk lde giri
hakknn fazlasyla aada olmasndan kaynakland sosyolo
ji iin, bunun byle olmasn temenni edeceimi sylyordum-,
hem de k devi'nin, k koul ve olanaklarndaki bir iyile
tirme eliinde, glendirilmesi gerekmektedir.
Ayn dzeye getirme tehdidi savrulmaktadr (bu, zellikle
Heidegger de rastlanan tepkici dncenin durmadan gidip ge
len bir temasdr). Aslnda, bu tehdit medyatik taleplerin klt
rel retim alanlan iine szmasndan gelebilir. Hem ht>r trl
avangard aratrmaya isel olan (tanm gerei) ireki l i Ai V<' i
rek olan drak (exoteriqe] hale getirme zorunl ul uAunu s. vun
mak, hem de bunu i yi koullar altnda yapman n o! , n. ld . r n
el de etmek i i n mcadele vermek gcrekmekll'di r. l!, l.. t i rlii
72 Televi%yon zerine
dendikte, evrenseli gelitirmek iin zorunlu olan retim koul
lann savunmak ve ayn zamanda da, evrenseli sahiplenmek
iin zorunlu koullan daha ok saydaki insann yerine getire
bilmesini salayacak bir ekilde, evrensele ulamann koullar
n genelletirmeye almak gerekmektedir. Bir fikir, zerk bir
evrenin icinde retilmi olduu iin ne kadar karmaksa, akta
rlmas da o kadar zordur. Zorluun stesinden gelebilmek,
kendi kk kaleleri iindeki reticilerin oradan kmalann ve
uygun yayn koullanna sahip olmak iin, kendi yayn aralar
nn mlkiyetine sahip olmak iin, kolektif bir ekilde mcadele
etmeyi bilmelerini gerektrmektedir; ayn zamanda da eitmen
Ieile, sendikalarla, birliklerle, vb. balanh iinde mcadele et
mek gerekir ki, alclar, alma yetilerinin dzeyini ykseltmeyi
hedefleyen bir eitimi alabilsinler. Unutuluyor ama, XlX. yz
ylda, Cumhuriyet'in kurucular, eitimin amacnn, yalnzca
iyi bir emeki olabilmek iin okuyup yazmay, hesap yapmay
retmek deil, ama iyi bir yurtta olmak iin, yasalar anlaya
cak, kendi haklarn anlayacak ve savunacak, sendika birlikleri
kuracak dzeye gelmek iin mutlaka gerekli olan aralar edin
mek olduunu sylyorlard . . . Evrensele erime koullarnn
evrenselletirilmesine almak gerekiyor.

zlenme-oranna kar demokrasi adna mcadele etmek ge


rekir ve demokrasi adna mcadele edilebilir. Bu ok aykr g
rnecektir, nk izlenme-orannn saltanatn savunan kiiler,
bundan daha demokratik bir ey olmadn (bu, en sinik ilan
clann ve reklamclarn gzde gerekesidir ve s fikirli dene
mecilerin szn bile etmeksizin, kamuoyu yoklamalardan -ve
izlenme-oranndan- yansyan eletiriyi genel oyun ortaya koy
duu eletiriyle bir tutan baz sosyologlarca da devralnd
sylenmelidir), yargya varma, seme zgrlnn insanlara
braklmas gerektiini ne srmektedirler (''btn bunlar k
msenecek eylermi gibi dnmenizin nedeni, sizin sekinci
entelektel nyarglarnzdr").

zlenme-oran, pazarn, ekono


minin, yani tmyle tecimsel ve dardaki bir yasalln koy
duu yaptrmdr, ve bu pazarlama aracnn taleplerine boyun
ei de, siyasal alanda kamuoyu yoklamalanyla ynlendirilen
demagoji neyse onun kltr alanndaki birebir edeeridir.

z-
Grnmeyen Yaplanma ve Etkileri 7 3
lenme-oran tarafndan ynetilen televizyon, sinik demagogla
rn inandrmaya altklarnn tersine, pazarn, aydnlanm,
aklc bir kolektif kanaatin, bir kamusal akln demokratik ifade
siyle badamayan basklarn, olanca arlyla zgr ve ay
dnlanm olduu varsaylan tketici zerine yklemektedir.
Eletirel dnrler ve ezilmilerin karlarn dile getirmekle
ykml rgtler, bu probleme berrak bir ekilde kafa yorma
nn ok uzandadrlar. Bu durum, betimlemeye altm b
tn o mekanizmalarn glendirilmesine az buz katkda bulun
mamaktadr.
74 Televizyon zerine
Notla
1 Srge July: Libtion gazetrsinin genel yayn ynetmeni; Guignols: Frans tele
vizyonunda, zellikle devlet adamlannn Nkukla"lanyla gerekletirilen bir kara
alay program [.N.J.
2 Mkhel Foucaull kstediliyor [.N.).
J "Yamurdan ve iyi havadan sz emek" deyiminin Trke karl "havadan su
dan s etmek"lir ve sna ttn S etmeyi anlatmaktadr. Cmlenin d;ha
sonraki ifadeler neeniyle, "havadan sudan" eklinde olma11 gereken (dorl
evir yerine, "yamurdan ve iyi havadan" demeyi yeledik (.N.J.
4 Piene Beurdieu'nn ytnetii bilimsel dergi (.N.].
5 CNRS; Cenhe National de la Recherche Sientifique/Bilimsel Arattrma Ulusal
merkezi !.N.J
Bemard Pivot: Frans televizyonunun en ok izlenen kltr programnn ya
pmcs (.N.).
7 Front National: Mim Cephe, Jean-Marie Le Pen'in liderliindeki an milliyeti
parti (.N.J.
EKLER
GAZETECLGN BASKI GC'
Burada konu, "gazetecilerin sahip olduklar erk" deil
-"drdnc erk" olarak gazeteci1ik de deil- ama pazarn
(okurlar ve ilan verenler) taleplerine giderek daha fazla boyun
een bir ga7.tecilik alanndaki mekanizmalarn, nce gazeteciler
(ve gazeteci-entelekteller) zerinde, sonra da ve ksmen onlar
araalyla, kltrel retimin farkl alanlan, edebiyat alan, sa
nat alan, bilim alan zerinde uyguladklar bask gcdr.
Dolaysyla, kendisi de pazarn basklar alhnda ezilmi olan bu
alann ykledii yapsal basknn, farkl alanlarn iindeki g
dengelerini, orada yaplan ve orada retilen eyi etkileyerek,
fenomen olarak ok farkl bu evrenler iinde ok benzer etkiler
yaparak, az ya da ok derinlemesine bir ekilde nasl deitirdi
inin incelenmesi sz konusudur. Bu inceleme, birbirine kart
iki hatadan, hi grlmemi ey yanlsamas ile hep byle olur
yanlsamasndan birine ya da tekine dmeden yaplmaya a
llacaktr.
Gazetecilik alannn ve onun araclyla da pazarn mant
nn, en zerk olanlan da dahil olmak zere kltrel retim
alanlan zerinde uygulad bask gc, hi de radikal bir ye
nilik deildir: geen yzyln yazarlanndan alntlanacak me
tinlerle, o gcn, bu korunmu evrenlerin iinde yaratt en
genel etkiler, tmyle gereki bir tablo halinde ve hi glk
ekmeden ortaya konabilirdi.1 Ama, trdeliklerin etkisiyle or
taya kan bulumalarn tesinde, grece hi rastlanmadk zel
likler sunan halihazrdaki konumlann zglln yok scy
maktan kanmak gerekir: televizyonun gelimesinin gazl'h'li-
Daha nce Aclt l mltm sinKt slt'dc yaymlannu olan tu mtlm !>11T.1<l.1 w
den vnnin yararl oa dndm; bu mllinde, yul.rd; dah. kul. . ml . l . l hr 1 1 1
rimini sundugum temalardn binu daha k ve daha dmtlnu l r l \1 1 1 1 < l "
rimlemilim.
78 Televizyon ztrine
lik alan iinde ve onun araclyla, kltrel retimin btn
teki alanlar iinde yarath etkiler, younluk ve genilikleri
bakmndan, sanayi edebiyatnn, byk basn ve tefrika ynte
miyle ortaya knn yazarlarda, Raymond Williams' a gre
"kltr"n modem tanmlarn getiren fkeli tepkiler ya da is
yanlar dourarak yol am olduklan etkilerden, kyaslanama
yacak kadar daha nemlidirler.
Gazetecilik alam, biim ve etkinlikleriyle onun kendi yap
sna, yani farkl gazete ve gazetecilerin, d kuvvetlere, okur pa
zarnn kuvvetleri ile ilan veren pazarnn kuvvetlerine kyasla
sahip olduklar zerkliklerine gre dalmna bal olan bir et
kHer btnnn arlm, kltrel retimin farkl alanlar ze
rinde duyurur. Bir yayn organn zerklik derecesi hi phesiz
ilanlardan ve devlet yardmndan (ilan ya da sbvansiyon ek
lindeki) kaynaklanan gelirlerinin payna ve ayn zamanda da
ilan verenlerin younluk derecesine gre llr. Herhangi bir
gazetecinin zerklik derecesine gelince, bu nce basndaki yo
unlama derecesine baldr (basn, potansiyel iverenlerin sa
ysn azaltmak suretiyle i gvensizliini artrr); sonra da ga
zetecinin alt gazetenin gazeteler uzam iindeki konumu
na, yani az ok "entelektel" ya da "tecimsel" kutuplardan biri
ne yakn oluuna baldr; daha sonra, gazete ya da basn orga
n iinde, sahip olduu farkl stat gvencelerini (zellikle n
lenmeye bal olan) ve ayn zamanda da cretini (halkla iliki
lerin yumuak biimlerinde asgari zafiyet ve sermayedarlarn
bask g
C
nn uygulanma alan bulduu iae ya da cret sa
layan iler karsnda da asgari bamllk etmeni) belirleyen
konumuna (kadrolu, para ba alan, vb.) baldr; ve niha
yet enformasyon retimindeki zerk yeinliine baldr (bi
limsel konulan basitletirerek ileyenler ya da ekonomi muha
birleri gibi baz gazeteciler, zellikle baml durumda
d
rlar).
Nitekim u ok aktr ki, farkl erkler ve zellikle de hkmet
mercileri, yalnzca uygulayabilecek gte olduklar ekonomik
zorlamalar araclyla deil, ama ayn zamanda da meru en
formasyonun tekeli -bilhassa rsmi kynaklar- olmann verdii
yetkiyle, her trl basky uygulayarak hareket ederler; bu te
kel, hkmet yetkililerine ve idareye, rnein polise, ama ayn
Gazeteciliin Bask Gc 79
zamanda yargsal, bilimsel, vb. yetkililere, nce, onlar gazeteci
lerle kar karya getiren mcadelelerindeki silahlar salar ve
onlar, bu mcadele iinde, enformasyonlar ya da bunlar ak
tarmakla ykml edimcileri kullanmaya alrlarken, basn
da kendi ynnden, elde eheye almak ve zel haber niteli
inden emin olmak iin, enformasyonu elinde tutanlar kullan
maya alr. Devletin en yksek yetkililerine, eylemleriyle, ka
rarlaryla ve gazetecilik alan iindeki mdahaleleriyle (mla
katlar, basn toplantlan, vb.) gndemi ve kendilerini gazetelere
dayatan olaylarn aamal-dzenini belirleme yeinliini veren
olaanst simgesel erk de unutulmamaldr.
GAZETECLK ALANININ BAZI ZELLKLER
Gazetecilik alannn, btn teki alanlarda, "arnm"n za
rarna olarak "tedmsel"in, "meslek" ilke ve deerlerinin korn
masna en bal reticilerin harcanmas uruna ekonomik ve si
yasal erklerin batankarclna en duyarl reticilerin g
lendirilmesine nasl katkda bulunduunu anlamak iin, bir
yandan, onun kendini teki alanlarnkiyle trde bir yaplanma
uyarnca rgtlediini, bir yandan da "tecimsel"in arlnn
onda ok daha byk olduunu grmek gerekir.
Gazetecilik alan bu ekliyle, XIX. yzylda, her eyden n
ce "haberler", tercihan da "sansasyonel", ya da, daha iyisi, "san
sasyon tayc" haberler sunan gazeteler ile zmlemeler ve
"yorumlar" neren ve "nesnelliin2" deerlerini yksek sesle
olumlayarak birinci trdekilerden farklln gstermeye nem
veren gazeteler arasndaki kartlk evresinde olumutur; iki
mantk ile iki merulatrma ilkesi arasndaki bir kartln ala
ndr: isel "deerleri" ya da ilkeleri en eksiksiz biimde kabul
edenlerin meslektalarca kabul grmesi ve girdilerin, okurlarn,
izleyicilerin ya da seyircilerin saysnda, dolaysyla sat raka
mnda (best-sellers) ve parasal karda somutlaan, en byk o
unluk tarafndan kabul edilmesi; bu ikinci durumda halkoyu
nun yaptrm kanlmaz bir ekilde pazarn tefhim ettii bir
karar olmaktadr.
BO Televizyon zerine
u halde, edebi ya da sanatsal alan gibi, gazetecilik alan da
zgl, tmyle k1trel bir mantn varolduu yerdir ve bu
mantk, basn mensuplarnn birbirleri zerinde arlm du
yurduklar ve sayg gsterilmesinin (bu bazen deontoloji olarak
adlandrlr) mesleki saygnlkla n kazanmann temelini olu
turduu zorlamalar ve karlkl kontrollerle, kendini gazeteci
lere dayatmaktadr. Aslnda, belki de, bizatihi deer ve anlaml
l onlar yapan ve bundan yararlananlarn alan iindeki konu
muna bal bulunduu "tekrarlar'' dnda, grece tartmasz
olan pek az olumlu yaptrm vardr; olumsuz yaptrmlara, r
nein alntsnn kaynan bildirmeyen kiiye ynelik yapt
rmlara gelince, bunlar neredeyse hi yoktur - yle ki, bir gaze
tenin kaynak gsterilmesine, zellikle de kk bir basn orga
n sz konusuysa, ancak kendini temize karmak amacyla
bavurulmaktadr.
Ama, hpk siyasal ve ekonomik alanlar gibi ve bilimin, sa
natn ya da edebiyahn alanlanndan, ya da hatta yargnn ala
nndan da daha fazla olarak, gazetecilik alan, mterinin do
rdan, ya da izlenme-orannn dolayl yaptrm araclyla, s
rekli bir ekilde pazarn kararlarnn snamasna tabidir (devle
tin yapt yardm, pazarn dolaysz basklar karsnda belli
bir bamszlk salayabilse bile). Ve gazeteciler, pazara daha
dorudan bir ekilde baml bir organda (bir kltr kanalna
kar tecimsel bir televizyon kanal, vb. ) daha yksek bir maka
m (kanal ynetmeni, yazileri mdr, vb.) igal ettikleri l
de, retimde (''basite vermek", "ksaca vermek", vb.) ya da
rnlerin ve hatta yapmclarn deerlendirilmesinde de ("tele
vizyonda iyi gidiyor'', "kendini iyi satyor'', vb.) "izlenme-ora
m kstas"n benimsemeye hi phesiz daha yatkn olmakta
drlar; buna karn en gen ve en yeni gazetecilerse, kendilerin
den "kdemli"J olanlarn daha gereki ya da daha sinik talep
lerine kar "meslek"in ilke ve deerlerini savunmaya daha
yatkndrlar.
Haber denen ve fazlasyla dayanksz olan bu maln retimi
ne ynelik bir alann zgl manh iinde, mteri uruna giri
elen rekabet, ncelik iin, yani en yeni haberler (atlatma) iin
giriilen bir rekabet biimini almaya ynelir - ve bu, elbette, te-
Gazetecilijin Bask Gc 81
cimse! kutba daha yakn olunduu lde daha fazladr. Paza
rn basks ancak alan etkisi araclyla kendini gsterir: nite
kim, mterinin kazanlmasnda birer koz olarak aranm ve
deerlendirilmi olan bu atlatmalardan birou, okurlar ve se
yirciler tarafndan bilinmeden kalmaya ve yalnzca rakipler ta
rafndan farkedilmi olmaya mahkUmdurlar (yalnzca gazeteci
ler btn gazeteleri okuduklar iin . . . ).

ncelik urna giriilen


rekabet, alann yapsna ve mekanizmalarna kaznm olarak,
btn gazetecilik pratiini hzn (ya da ivediliin) ve srekli
yenilenmenin belirleyiciliine balamaya ynelten mesleki ni
teliklerle donanm edimcileri talep eder ve kayrr. Bu nitelik
ler, gn gnne yaayp dnmeye ve bir enformasyonu
gncellii ilevinde (televizyon haberlerinde "gncele yap"
denen ey) deerlendirmeye zorlayarak, yenilii yce1tmenin
olumsuz yz olan bir tr srekli hafza kaybn ve ayn za
manda da, reticileri ve rnleri "yeni"nin ve "eski"nins kart
lna gre yarglamaya dnk bir eilimi kolaylatran gazete
cilik pratiinin bizatihi zamana bal oluuyla, durmadan peki
irler.
Tmyle aykr nitelikte olan ve zerkliin, kolektif ya da
bireysel olumlanmasna pek de elverili olmayan baka bir alan
etkisi: rekabet, rakiplerin hatalarndan kanarak baarszlkla
rndan yararlanmak ve baarlarnn aralar olduu varsaylan
eyleri, zel saylarn yeniden ele alnmak zorunda olan tema
larn, bakalar tarafndan sz edilmi olan ve "sz etmeme
nin mmkn olmad" kitaplar, tekiler kefettii iin arl
mas gereken konuklan, "ilenmek" zorunda olan konulan ve
hatt&, gerekten istenmedikleri halde rakiplere kaptrmamak
uruna paylalamayan gazetecileri elde etmeye alarak baa
rlarn engellemek amacyla, o rakiplerin faaliyetleri konusun
da srekli (ve karlkl casuslua kadar gidebilen) bir denetim
uygulamaya zorlar. Bu yzdendir ki, bakalarnda olduu gibi
bu alanda da, rekabet, zgnl ve eitlilii kendiliinden
douran bir ey olmann tesinde, byk haftalk dergilerin, ya
da geni izleyici kitlesine sahip radyo ya da televizyon kanalla
rnn ieriklerinin kyaslanmasyla kolayca anlalabilecei gibi,
ou kez arzn tekdzeligini kolaylatra eilimindedir. Ama
82 Televizyon zerine
son derece gl olan bu mekanizma, televizyon gibi, pazarn
kararlarna en dorudan ve eksiksiz bir biimde boyun een
yayn aralarnn "tercihlerini" alann btnne kurazca da
yatma eklinde bir etkiye de sahiptir; bu da, rnein gazeteci
entelektellerin alana ilikin bak alarn (ve, "asansr gn
derme" yoluyla, kendi benzerlerinin kabul edilmesini ... ) dayat
maya uratklar dnemsel palmares'lerin, hibir ekilde kalc
olmayan ve o gazeteci-entelektellerin desteiyle birka hafta
boyunca best-seflers listelerinde boy gstermeye aday kltrel
rnlerin sahiplerini, hemen hemen her zaman, hem kendileri
ni kutsayanlarn stn beenilerini kutsamaya yarayan "sa
lam deerler", hem de birer klasik olarak uzun zaman iinde
best-sellers olan yazarlarla yanyana koymalarnn da tanklk et
tii zere, btn retimin yerleik deerlerin kornmas bala
mnda ynlendirilmesine katkda bulunur. Bu demektir ki, et
kinlikleri hemen hemen her zaman zel kiilerin eylemleri ara
clyla gereklese bile, gazetecilik alannn mekan oluturdu
u mekanizmalar ve bunlarn teki alanlar zerinde uygula
dklar etkiler, younluklar ve ynelimleri itibariyle, gazeteci
lik alann belirleyen yap tarafndan belirlenmilerdir.
MDAHALENN ETKLER
Gazetecilik alannn bask gc, btn alanlarda, say ok
luunun ve pazarn etkisine en fazla boyun een kutbun yak
nnda konumlanm bulunan edimcileri ve kurumlar glen
dirmeye yneliktir; bu etki, ona maruz kalan alanlarn kendileri
de, yapsal ynden, bu manha daha sk bir ekilde boyun e
dikleri ve onu uygulamakta olan gazetecilik alannn kendisi
de, konjonktr balamnda, kltrel retimin teki alanlarna
kyasla yapsal olarak daha fazla etkilendii d zorlamalara
daha ok boyun edii lde, kendini daha fazla gstermekte
dir. Oysa bugn, rnein, i yaptrmlarn simgesel glerini yi
tirme eilimine girdikleri; "ciddi" gazetelerin ve gazetecilerin
halelerini yitirdikleri; tecimsel televizyon tarafndan meslee
sokulmu bulunan pazarn ve pazarlamann mantna ve de ki-
Gazeteciliin Bak Gc 83
mi rn (kltrel ya da hatta siyasal) ya da "reticilere", uz
manlam alanlarn dayath zgl yaptrmlar grnrde de
mokratik yoldan ikam
.
e etmeye muktedir olan ve say okluu
ile "medyatik grnrlk" tarafndan kutsanmaktan ibaret o
yeni meruiyet ilkesine, bizzat dnler vermek zorunda kaldk
tan gzlenmektedir. Televizyona ilikin baz "zmlemeler'',
zellikle izlenme-oran konusunda en fazla duyarllk tayan
gazeteciler indindeki baarlarn, bir kltrel retim ve yayn
problemini siyasal, dolaysyla da plebisiti terimlerle ortaya
koymakla yetinmek suretiyle, tecimsel manha bir demokratik
meruiyet kazandrmalarna borludurlar.6
Bylece, kendisi de giderek daha byk lde tecimsel
mantn dorudan ya da dolayl egemenliine giren bir gazete
cilik alannn bask gcndeki pekime, kltrel retimin farkl
alanlarnn zerkliini tehdit etmeye ynelirken, bunlarn her
birinin iinde de, zgl sermaye (bilimsel, edebi, vb.) bakmn
dan daha yoksun olduktan ve alann hemen ya da az ok uzun
bir vade iinde garanti ettii zgl karlardan pek de emin ola
madklar iin "d" karlarn batankarclna kaplmaya en
ok yatkn olan edimcileri ya da giriimleri glendirmektedir.
Gazetecilik alannn kltrel retim alanlar zerindeki bas
k gc (zellikle felsefe ve toplum bilimleri konusunda), nce
likle, gazetecilik alan ile uzmanlam alanlar (edebiyat ya da
felsefe, vb.) arasndaki belirsiz bir yerde konumlanm kltrel
reticilerin mdahalesiyle etkisini gstermektedir.

ki evrenin
zgl taleplerinden kurtulmak ve bunlardan her birine, bir te
kinde az ok iyi bir ekilde kazanm olduklar erkleri ithal et
mek iin ifte-aidiyetlerini kullanan bu "gazeteci-entelektel
ler'n iki byk etki uygulayabilecek durmdadrlar: bir yan
dan, niversiteye zg irekilik ile gazeteci1iin drakl
[exoterisme] arasnda iyi tanmlanmam bir ara-yerde konum
lanm yeni kltrel retm biimlerini buyur etmek; te yan
dan, zellikle kendi eletirel yarglan araclyla, kltrel re
timlerin deerlendirilmesinde pazarn yaphrmlarna bir ente
lektel otorite grntsnn onaym vermek ve baz tketici
kategorilerinin allodoxia'ya (teki-gr, teki-knaat - . N. ) y
nelik doal eilimlerini glendirmek suretiyle, izlenme-oran
84 Televizyon zerine
ya da best-seller list'in, hem kltrel rnlerin kabul grmesin
deki etkisini, hem de, tercihleri (yaynclarn tercihlerini, rne
in) daha az talepkir ve daha ok satan rnlere ynelterek,
dolayl yoldan ve be1li bir vadede retim zerindeki etkisini ar
trmaya ynelik ilkeler dayatmak.
Ve bunlar, "nesnellik"i, ilgili btn tarafar karsnda se
meci [eklektik] tarafszlk ve onlarla bir tr iyi ilikiler iinde ya
ama-bilgisiyle aynlatrarak vasat kltr rnlerini avangard
yaptlar sanan, ya da saduyu deerleri adna avangard arahr
malan (ve yalnz sanat konusundakileri de deil) karalayanla
rn desteine de gvenebilirler;& ama bu sonuncular da bu kez,
"kltrel deerler odana" olan mesafeleri ve sahiplenme ye
teneklerinin snrlarn kendilerinden saklamaya dnk doal
eilimleriyle -basitletirici dergilerin okurlarnn ska kullan
dklar, "bu, dzey ok yksek ve herkese anlalabilen bir bi
limsel dergidir'' formlnn ok iyi bir ekilde anhrd sel
deception manh uyarnca-, tpk kendileri gibi, allodoxia'ya ei
limli btn tketicilerin onayna ya da hatta su ortaklna g
venebilirler.
Alann zerklii ve geici taleplere, bugn izlenme-orannn
simgeledii ve geen yzyln yazarlarnn, sanahn (bilim iin
de ayn ey sylenebilirdi) genel oyun karanna tibi olabilecei
fikrine kar ayaklandklarnda zellikle hedef aldklar taleple
re direnme yeteneiyle mmkn klnm olan kazanmlar, ken
dilerini bylece tehdit altnda kalm bulabilmektedirler. Bu
tehdit karsnda, alanlara ve onlarn zerklik derecesine gre
az ya da ok rastlanr trden iki strateji izlemek mmkndr:
alann en u noktalarn sk bir ekilde saptamak ve gazetecili
in dnce ve eyleme tarznn mdahalesiyle tehdit edilen s
nrlar yeniden izmeye almak; ya da fildii kuleye ekilmi
olmaktan kaynaklanan deerleri dayatmak iin fildii kuleden
kmak (Zola'nm balatt model uyarnca) ve uzmanlam
alanlarda ya da darda ve bizatihi gazetecilik alannn iinde,
zerklik sayesinde mmkn klnm olan kazanmlar ve fetih
leri d Meme dayatmaya almak zere, her trl uygun ara
lardan yararlanmak.
Bilim konusunda aydnlk bir yargya ulamann ekonomik
Gazereciliin Bak Gc 85
ve kltrel koullar vardr ve ayn anda, bilimsel retimin bi
zatihi koullarn, yani bilim sitesini (ya da sanahnkini) dar
dan gelen, dolaysyla uygunsuz ve yersiz retim ve deerlen
dirme ilkelerinin ykc peydahlanna kar koruyan giriteki
engeli yok etmeksizin, genel oydan (ya da kamuoyu yoklama
sndan) bilimin sorunlarn zmesini (bazen, dolayl yoldan ve
bilmeden yaplsa da) talep etmek mmkn deildir. Ama, gi
riteki engelin teki yne dopu alabilemeyecei ve zerklik sa
yesinde mmkn klnm kazanmlarn yeniden ve demokra
tik bir paylam iin almann znde mmkn olmad se
nucunu karmamak gerekir. Bunun tek koulu, en ileri gitmi
bilimsel ya da sanatsal arahrmann en nadir kazanmlarn
yaymay hedefleyen her trl eylemin, aslnda gazetecilik ala
nnn elinde tuttuu, o enformasyonu (bilimsel ya da sanatsal)
yayma arlar tekelinin sorgulanmasn, ve ayn zamanda da,
kltrel reticiler ile tketicilerin byk kitlesi arasna girebile
cek olanaklara sahip olanlarn (bu durumda, siyaset adamlar
da bunlar arasnda saylabilir) tecimsel demagojisiyle ahlm,
en fazla saydaki kiinin beklentileri tasarmnn eletirisini var
saydnn aka grlmesidir.
Meslekten reticiler (ya da rnleri) ile sradan tketiciler
(okurlar, dinleyiciler, seyirciler ve ayn zamanda da semenler)
arasndaki, temelini uzmanlam retim alanlarnn zerkli
inde bulan mesafe, alanlara gre az ya da ok fazla, almas
az ya da ok zor ve demokratik ilkeler asndan az ya da ok
kabul edilmez niteliktedir. Ve, grntlerin tersine, ilan edilmi
ilkelerini yalanlad politikann dzeni iinde de gzlenir. Ga
zetecilik alanna ve siyasal alana atlm olan edimciler her ne
kadar srekli bir rekabet ve mcadele ilikisi iinde bulunsalar
ve gazetecilik alam, son derece gl etkiler yapt siyasal alan
iinde, belli bir ekilde evrilmi olsa da, bu iki alann ortak ya
m, ok dorudan ve ok sk bir ekilde pazarn ve halkoyla
masnn yaphrmn basks altnda bulunmalardr. Bunun so
nucu olarak, gazetecilik alannn bask gc, siyasal alana y
nelmi olan edimcilerin, en byk ounluun talep ve beklen
tilerinin basksna boyun emeye ynelik, bazen tutkusal ve
dnlmemi ve ou kez de basnn kazandrd anlamla sc-
86 Televizyon zcrine
ferber edici hak talepleri halinde oluturulmu eilimlerini pe
kitirir.
Kendisine zerkliini salayan zgrlkleri ve eletirel erk
leri kul1and dur.umlar dnda, basn, zellikle de grntsel
(ve tecimsel) basn, bizzat hesaba katmak zorunda olduu ka
muoyu yoklamasyla ayn dorultuda hareket eder: siyasal ala
nn kendi iine kapanmasn glendirmeye ynelten aklc de
magoji arac olarak da hizmet edebilmekle beraber, kamuoyu
yoklamas, semenlerle dorudan, aracsz bir iliki kurar ve bu
iliki, olumu klnaatleri oluturmak ve nermek iin toplum
sal ynden vekilet verilmi bireysel ya da kolektif (siyasal par
tiler ya da sendikalar gibi) btn edimcileri oyun d brakr;
btn vekalet sahiplerini ve btn szcleri "kamuoyu"nun
mer ifadesinin tekeli zerindeki iddialarndan (gemiin ba
yazarlarnca faylalan) ve ayn anda da, kendilerine vekalet
verenlerin gerek ya da varsaylm kanaatlerinin eletirel bir
oluumuna (ve bazen de, yasama meclislerinde olduu gibi ko
lektif oluum) alma yeinliklerinden yoksun brakr.
Btn bunlar yznden, tecimsel mantn, her zaman iin
demagojinin batan kar tarafndan yoklaan (zellikle de
kamuoyu yoklamasnn demagojiyi aklclabrlm tarzda uy
gulama olanan sunduu bir anda) bir siyasal alan zerindeki
artan bask gcne bizzat tAbi olan bir gazetecilik alannn dur
madan byyen, bask gc, siyasal alannn zerkliini ve ayn
anda da, temsilcilerin (siyasiler ya da bakalar), kendi1erine ta
nnm olan uzmanlk yetkilerine ya da kolekti degerlerin mulu
fzlar olma otoritelerine bavurma yeinliklerini azaltmaya
yardmc olur.
Bitirirken, bir "sofuca ikiyzllk" pahasna, tefhim ettikle
ri kararlarn ilkelerini d basklarda ve zellikle de ekonomik
basklarda deil de, muhafzlar olduklar akn normlarda bul
duu inancn srdrebilecek gte olan yarglarn durumuna
deinmemek olur mu? Yargsal alan, olduunu sand ey ya
ni siyasaln ya da ekonominin zorunluluklaryla her trden uz
lamadan arnm bir evren deildir. Ama kendini yleymi gi
bi kabul ettireyi baarakta oluu, tmyle gerek olan top
lumsal etkiler yaratmasna ve ncelikle de bu etkileri, meslei
Gazececilijin Bask Gc 87
hukuku uygulamak olanlar zerinde yaratmasna yardmc ol
maktadr. Ama eer, akn ve evrensel dorulara ve deerlere
itaat etmek yle dursun, btn toplumsal edimciler gibi, onla
rn da, sreleri ya da aamal-dzenleri altst ederek arlkla
rn duyuran ekonomik zorunluluklarn ya da gazetelere geen
baarlarn batankarclnn basks gibi zorlamalara maruz
bulunduklar aleni bir bilinirlik kazanrsa, kolektif ikiyzll
n az ok samimi cisimlemeleri olan yarglar ne hale gele
ceklerdir?
KURL KOYUCU KK POST-SCRPTUM
Gazetecilerin stne abanan ve bu kez de onlarn btn kltr
reticilerinin stne ykledikleri gizli basklan aga karmak -sy
lemek gerekir mi?-, sorumlular sergilemek, sulular gstermek degil
dir.9 Birincilere de tekilere de, durumun bilincine vararak, bu mek
nizmalarn bask gcnden kurtulmalar iin bir olabilirlik sunmaya
almak ve belki de, yayn aralar tekelini (hemen hemen tmyle)
elinde tutan, sanatlar, yazarlar, bilim adamlar ve gzeteciler arasn
da, krlkl danmaya dayanan bir eylemin progamn nermektir.
Yalnzca byle bir ibirligi, aratrmann en evrensel kzanmlarnn
yaygnlatrlmasnd ve ayn zamanda da, bir bakma, evrensele eri
me koullarnn pratik evrensellemesinde, etkili bir ekilde almaya
imkn verecektir.
88 Ttlevizyon zerine
Notla
1 ein, Jean-Marie Coulemol ve Daniel Oterin, Edebiyat Adn/1n, Ya:rlar v
Bohemlu adl kitab okundukta bu durm grlr; kitapta, yazarlarn, zellikle
hasmlarn ya da edebi ilem iinde holarma gitmeyen eylern btnn yan
stmak iin giritikleri abalarda, ilkesine sahip kmak.n yarattklar edebi or
tamn kendilikli sosyolojisinin kuncu simgelerine ve gzlemlerne ilikin ok s
yda mek bulunacaktr Cbkz. J. -M. Goulemot vr O. Oter, Gs de ittir, timins
et Bohbt, lars, Minerve, 192). Ama trdeliklern szgisini, geen yzyldaki
edebi alcnn ileyiine ilikin bir zmleme ile bugnk edebi alann gizli ile
yiine ilikin bir betimlemenin strlar arasndan okumak da mmkndr (Phi
lippe Munay'nin yapt gibi, "Des rigles de )'art au coulisss de s misere"
("Sanatn Kurallanndan Sfletinin Kulislerine"), Ar Pm, 186, Haziran 193, s.
"""

2 "Nesnellik" fikrnin, s;ygnlk kaygsmdaki gazetelerin, enformasyonu, popler
basnn sradan anlatsndan farkl klmak iin gsterdikleri abann n ola
rak Amerikan gazeteciliinde yze kmas konusunda, bk. M. Shudson, Disco
wng tle Nes (Haberlern Kefedilmesi), New Yorl, Bask Books, 1978. Fran
sa'nn durmunda, edebi alana dnk ve yczya nem venm gazler ile siya
sal alana yakn gazeteciler arasndaki kartln, zgn bir "meslek"'in icad ve
farklamasna (zellikle, rportaj yazannn ortaya kyla) ilikin bu srece ge
tirebildii katk hakknda T. Feenczi'nin kitabna bavrlabilir, L'inwtion d
jouna/isme m FN: naissna dt l pr modee a la fn du XIJesicle !Fran' da
Gazeteciliin cad: XIX. Yzyln Snunda Moem Basnn DouuL Plon, 193.
Bu kartln FranslZ gazele ve dergilerinin alan iinde ald biim ve bunun
kdn ve erkek okurlann farkl kategorleryle ilisi konusunda, bk. P. Bourdi
eu, L Distindion, Critiqut sl du jugmmt dt gout (Aynm: Beeni Yargsnn
Toplumsl Eletirisi!, Paris, Minuit Yay., 1979, s. 517-526.
3 Tpk edebi alanda olduu gibi, dsal kstas, st bapnsn uygun qamal-
zen, isel kstas, gazetecilik uciddiyeti" kstasna gr belirlenen aamal-dze.
nin hemen hemen tersidir. V bir aprazlama yap (ayn zmanda eebi, sanatsal
ya da yargsl alanlann da yaps olan) uyannca oluJan dalmn kanakl,
kendisi de bir alt-alan olarak ileyen, yazl, ssli ya da grntl her baSJn orga
nnn iinde, bir ukltrl" kutup ile bir "tecimsel" kutup arasnda bliren ve ala
nn btnn dzenleyen k111tbn bulunmakta oluuyla artma olmaktadr,
yle ki, iie giri bir dizi yapyla ( a:b::bl:b2 tipinde) uramak gerekir.
4 Televizyona anlanlann konumalan zerinde arln duyuran ve hemen he
men hi (arkedilmeyen yapsl snsiir ou kez tmyle keyfl bir ekilde dayat
lan zaman kstlama lan araclyla gereklemektedir.
5 Eer bugn "bu ekidi" olumlamas, her trl kntlamada ve de gazetecilik ala
nnn da ok tesinde, bunca sklkla brma kabiliyorsa, bunun bir nedeni
de, szmona acelesi olanlann, son gelene, yani en gen olana tartlmaz bir s
tnlk slayan ve nce ile sonra arasndaki hemen hemen bombo kartlk t
rnden bir eye indirgenebilir olduu iin, onlan kendilerni kantlamaktan kur
taran bu deerlendirme ilkesini kullanmakta besbelli bir karlarnn olmasdr.
6 Bunun iin, gazeteci sornlann (tpk TFl ve Arte arasnda yaplan tercih gibi)
gazeteciliin dili olabilecek bir dille szcelendinek yeter: "Culture et t41evision:
entre la ohabitation et l'apartheidu [uKltr ve Televizyon: Birlikte YaJama ve
Gazeteciliin Bask Gc 8
9
Apartheid Arasnd;HI (0. Wlon, tlogt d grom publi (zleyici Kitlesinin vg
s), P;ris, Fammrion, 19, s. 163). Bilimsel zmlemenin ne kadar engebli
bir yolda, ne kadar :orlu bir alma gerektirdiini dorlamak zere, sr;dan
dilin n-kunaca ve nvaraymlarndan kopmann, nesnenin uygun bir kurlu
unun koulu olarak ne lde kendini dayatn da bu arada sylememize i.in
verilsin.
7 Snrlar belirsiz bu kalegorinin iinde, kltr konusunda "snai" bir retimin or
t;ya kt andan itibaren yerlemi bulunan bir gelenek uynnca, gazeeilik
mesleinden, zgl alanlar zerinde etkili olabileek (Jdanov elkii) erker (dene
tim ya da zellikle kutsma) deil de vlma olanak/an talep eden kltrel reli
cileri ayr bir yere koymak gerkir.
8 Modern snat; ynelik yakn tarihli iirazlann bir ou, ;vangard sanat halkoy
lamas ya da, ;yn eye gelecei zere, kamuoyu ar;lrmasna t.bi klnm ol
s;yd elde edilecek ol;n krarlard;n er bu kararlan bekleyenlerin iddialan
yznden deilse- hibir ekilde ayrJmamaktadr.
9 Kayda alnm konumalann ya da baslm meinlern "1/s e yaymlandklar
;nda yaratabilecekleri "eretilik" ve karikatr etkisine dmemek iin, kant
lamalanm olanca gcn verebileek ve ayrca da, tandk ieriklen kopar
mak sureliyle sradanlktan kran kayl drc etkiyle, okura, sradan
ban rtini iinde skal;d btn edeer meler hatrlalabilecek olan bl
geleri gsterekten birok k vazgemiizdir.
OLMPYAT OYUNLARI
BR ZMLEME PROGRAMI
Olimpiyat oyunlanndan sz ettiimiz zaman tam olarak
neyi anlyoruz? Grnrdeki gnderge, "gerek"teki tezahr
dr, yani tastamam sportif bir gsteri, dnyann drt bir ke
sinden gelmi atletlerin, evrenselci lklerin bayra altnda
gerekleen karlamas ve milliyeti olmasa da, fazlasyla ulu
sal renkler tayan bir ritel, ulusal takmlann resmigeidi, ulu
sal bayraklarn gndere ekildii, ulusal marlar eliindeki
madalya trenleri. Gizlenmi olan gnderge, bu gsterinin, te
levizyon kanallar tarafndan filme alnp yaynlanan tasvirleri
nin btn, stadyumda sunulan ve grnte ulusal adan
farkllatrlmam olan (zira yarma uluslararas niteliktedir)
malzeme iinden yaplan ulusal seimlerdir.

ki ynden de giz
lenmi bir nesne; zira hi kimse onu grmemekte, her televiz
yon izleyicisi olimpik gsteriyi dorluu iinde grd ya
nlsamasna sahip olabilmekte.
Her ulusal televizyon, ulusal ya da milliyeti gururu oka
mak iin daha elverili durumda olan bir atlete ya da belli bir
spor dalna daha byk bir yer verdiinden tr, televizyon
daki gsterim, her ne kadar basit bir kayt gibi grnse de, k
kenleri btn bir evren olan atletler arasndaki sportif rekabeti
farkl uluslarn ampiyonlar (gerektii ekilde grevlendiril
mi savalar anlamnda) arasndaki bir ahmaya dntr
mektedir.
Bu simgesel bakalatrma srecini anlayabilmek iin, n
celikle olimpik gsterinin, yani yarmalarn kendilerinin, ama
ayn zamanda da al ve kapan trenleri gibi, bunlar evre-
Bu metin, Berlin'de dzenlenen, Annual Meting 992 o tlt Plilosopliml Soritly
fr lh Stuly o Spr'a sunulmu olan bildirgenin ksaltlm halidir.
9
2 Televizyon zerine
leyen her trl nmayilerin toplumsal inasn zmlemek
gerekmektedir. Daha sonra da, bu gsterinin televizyondan
yaynlanan ve reklam spotlarnn taycs olarak pazar mant
na tabi bir tecimsel rn haline gelmesi ve dolaysyla, olabi
lecek en geni kitleyi olabildii kadar srekli bir ekilde yaka
layacak ve ekran banda tutacak tarzda tasarlanm olmas
gereken grntsnn retili biimini zmlemek gerek
mektedir: bu rn, ekonomik ynden egemen lkelerde en
ok izleyici toplayan saatlerde sunulmak zorunda olmak dn
da, farkl ulusal kitlelerin u ya da bu spora ynelik tercihleri
ne, hatta, kendi uluslar iin baarlar, milliyeti duygularna
f
se doyumlar getirmeye elverili spor ve karlamalann uy
gun bir seimiyle, ulusal ya da milliyeti beklentilerine bile bo
yun eerek, izleyicinin talebine de uymak zorundadr. Bunun
sonucu olarak, rnein, uluslararas spor karlamalarndaki
farkl spor dallannn greli arl, giderek, bunlarn televiz
yondaki baanlanna ve buna bal ekonomik karlara baml
olma eilimindedir. Televizyon yaynnn getirdii basklar,
olimpik sporlarn seimini, yarmalarn yaplaca yerleri ve
zamanlar, hatta karlamalann ve dl trenlerinin nasl ce
reyan edeceini dahi, giderek daha fazla etkilemektedir. Nite
kim Seul Olimpiyatlan'nda, atletizm karlamalannn anahtar
konumdaki finallerinin yaplaca saatler, bu yarmalarn
Amerika Birleik Devletleri'nde akamn ilk saatlerine rastla
yan en fazla izlenme dilimine denk decek ekilde tesbit edil
mesiyle sonulanmtr (devasa mali imkanlarla karlanan pa
zarlklar sonunda).
Dolaysyla Olimpiyat Oyunlar'nn televizyon gsterisi ya
da daha iyisi, pazarlama dilinde sylendii ekliyle "iletiim
arac" olarak retilme alannn btnn, yani, oyunlara ilikin
grntlerin ve sylemlerin retim ve tecimselletirilmesi iin
rekabete girimi edimciler ve kurumlar arasndaki nesnel ili
kilerin btnn zmleme nesnesi yapmak gerekmektedir:
spor yneticilerinden ve byk sanayi markalannn (Adidas,
Coca-Cola vb.) temsilcilerinden oluan kk bir kmarilla'nn
egemenliinde, 20 milyon dolarlk btesiyle aama aama b
yk bir tecimsel girime dntrlm olan, yayn (Barselona
Olimpiyat Oyunlar
93
Olimpiyatlar iin 633 milyar dolar) ve sponsorluk haklarnn
satn kontrol ederken olimpiyatlarn yaplaca kentlerin se
imini de belirleyen Uluslararas Olimpiyat Komitesi; naklen
yayn haklar (ulusal ya da dilsel corafya leinde) iin reka
bet halindeki byk televizyon irketleri (zellikle Amerikan
irketleri); rnlerini Olimpiyat Oyunlar ile zdeletirmenin
("resmi sponsor" olarak) dnya haklarn ncelikle elde edebil
mek uruna rekabete giren okuluslu byk irketler (Coca
Cola, Kodak, Ricoh, Philips, vb.);I ve nihayet, Oyunlarn gste
riminin inasndaki, grntlerin kadraj ve montajndaki, yo
rmun hazrlanmasndaki bireysel ve kolektif almalarn
ynlendirmeye yarayan rekabet ilikileri iine gmlm bir
halde, televizyona, radyoya ya da gazetelere grnt ve yorum
retenler (Barselona' da 10.000 kii) ... en sonunda da, televizyo
nun, olimpik gsterinin gezegen boyutlarna tanmasyla ret
tii, uluslarn arasndaki rekabet younlamasnn eitli etkile
rini; devletlerin uluslararas baarlara doru yneltilmi bir
spor politikasnn belirmesi gibi, utkularn simgesel ve ekono
mik smrlmesi gibi, sportif retimin dopinge ve kat antren
man biimlerine bavurmay ierecek ekilde sanayiletirilmesi
gibi etkilerini zmlemek gerekmektedir.2
Sanatsal retimde, sanatnn dorudan grnr olan faali
yeti nasl btn edimcilerin, kendi rekabetleri iinde ve bu re
kabet araclyla sanat eserinin anlamn ve deerini, daha de
rinlerde ise, btn sanatsal oyunun temelinde yatan, sanatn ve
sanatnn deerine duyulan inana retmekte ibirlii yapan
eletirmenlerin, galeri yneticilerinin, mze yetkilerinin, vb et
kisini gizliyorsa,3 ayn ekilde, sportif oyunda da, ampiyon,
yz metre koucusu ya da dekatloncu, bir bakma iki kez retil
mi olan bir gsterinin grnrdeki znesinden baka bir ey
deildir:4 bir ilk kezinde, stadyumdaki sportif yarmann iyi
bir ekilde gemesine katkda bulunan edimcilerin tmii t. ra
fndan, atletler, antrenrler, hekimler, organizatrler, hahmll'r,
kronometre tutanlar, yani trensellii tmyle sahwyl' lPv. 1 1 1
l ar tarafndan; bi r ikinci kezinde de, ou zam<11 \ - 1
:
. 1 1 1 1 :.
olduklar nesnel ilikiler ebekesinin iizl'rll'ri ndl ' . g rl
)
1 1 1 1 h .
settirdii rekabetin ve btn bi r zorlam. l . r ... b - 1 1 1 1 1 1 1 1 1 l w. .
94 Televizyon zerine
altnda, bu gsterinin, grntler ve sylemler halinde yeniden
retimini gerekletirenler tarafndan.
Bu iki derceli toplumsal inaat iinde angaje olmu edimcile
rin davranlarn yneten mekanizmalan bilince tamaya y
nelik bir arahrma ve bir dmlemeyi srdrmek kouluy
ladr ki, "Olimpiyat Oyunlar"ndan sz ettimiz zaman iaret
ettiimiz kresel olaya katlan kiiler, her birimizin btn te
kiler zerinde uyguladklar etkiye katkda bulunurken etkile
rine maruz kaldmz bu mekanizmalarn kolektif bir ekilde
stesinden gelindiine emin olabilecekler ve bylece, Olimpi
yat Oyunlar'nn ierdikleri ve bugn yok olma tehdidi altnda
bulunan evrenselci gizilglerin gelimesini kolaylahrabile
ceklerdir.s
Olimpiyat Oyunlar
95
Notlar:
1 Sponsorlara, "dirt yllk bir dnem boyunca, lrin trlcrinin nceliine ve i[(ti
nin sr(klligine dayanan tam bir iletiim program" Onerilmektedir. Bu "prog
ram, yetmi be karlamann her biri iin, stadyumda, n-smi destekleyicinin te
cimsel unvannn ilann, maskot ve amblemlerinin kullanlmasn ve yapaag
faaliyetle ilikn birtakm serbestlikleri kapsmaktadr." 1986'da, her sponor,
70 milyon FF; karlnda (yaklak olarak 1 trilyon 750 milyar TL.), "btn Ote
ki spor karlamalannda olduundan ok daha dnemli, bnzersiz bir sergileme"
sayesinde, "televizyondan yaynlanan dlnyann en byik olaynda" kendine
dueek pay sahiplenebiliyordu < Simson ve A. Jennngs, Mam lsse sr /es /O
[Olimpiyat Oyunlanna El Koymak], Paris, Fammarion, 192, s. 137).
2 Ylksek rekabet isteyen spor, byolo ve psikolojiye ilikin blim dallann seferber
ederek, insan bdenini etkin ve yorlmaz bir makineye dnhneye yonclik
bir snai teknoloy, giderek daha ok devreye sokmaktadr. Ulusal takmlar ve
devletler arasndaki rekabetin mant, yasaklanm uyanclara ve ac veren ant
renmanlara bavuray duradan daha fazla dayatmaktadr (k. /. Hoberan,
Morl Egines. The Sciece of Pern ece ard /he Delrnaizlio ofSpr [Tnsel
Makineler. Performans Blim ve Sprn nsanszlatnlmas], New York, The
Fre Press, 192).
3 Bkz. Pierre Bourdeu, L Rigles de /'art (Sanatn Kurallan], Paris, Editons du S
uil, 192
4 Koreh yetkililer tarafndan eitli olimpik hsiyetlcre datlan anaanlann,
Uluslararas Olimpiyat Komites yeleri iin 1. 100 dolar, atletler iinse 110 dolar
deerinde olmas, olimpk "show-business"in farkl oyun<ulannm gerek deger
leri konusunda kaba br gsterge olutunaktadr (k. V Simson ve A. Jen
nings, Mi basse sr/es /O, s 201).
5 GOsterinin retimine ve bu gisterinin gsterlmesnin iretimine katlan edim<
lern uymak zornda olacaklar (elbette, On<elikle, uyulmasn salamakla y
kml olduklan kar gtmeme ilkesinin ignenmesinden oncelikle yararlan
makta olan Olimpiyat Komitesi yoneti<lerinden balamak uzer) lkeleri blirle
yen bir Olirrpyat rlr, ya da yalnz atletleri deil, ama onlarn baanlann goste
ren ve yormlayan kileride balaya<ak bir olimpiyat yemini dlnlebilir
(bylee, atletlerin, rnen ulusl bayraklanna binnerek ref tur atmalar ti
rinden milhyeti nmayiler girimelen yasklanabilir)
SONSZ: GAZETECLK VE SYASET
Biraz nce okuduunuz zmlemenin en gzde Fransz
gazetecilerinde yaratm olduu. tepkilerin an sertliini nasl
aklamak gerekir?l Bunu nedeni, benim nceden yaptm b
tn uyanlara ve n-yalanlamalara karn, kendilerini hedef
alnm gibi hissetmeleri olabilemez (en azndan -yaknlan ve
benzerleri zerinden- dorudan ya da dolayl olarak adh adn
ca anlm olanlar dnda). Gsterdikler erdemli fke hi p
hesiz, bir ynyle, metinletirmenin etkisine balanabilir: bu i
lem, kanlmaz bir ekilde, sze elik eden yazl olmayan ks
m, ses tonunu, jestleri, mimii, yani iyi niyetli bir izleyici a
sndan, anlatmak ve ikna etmek kaygsnn canlandrd bir
sylem ile, aralarndan birounun grm olduu polemiki
risale arasndaki fark kendiliinden ortaya koyan btn eyle
ri yok etmektedir. Ama bu fke asl, gazetecilik anlaynn
(baka bir zamanda, bu anlay, onlar U Mistre du monde '
[Dnyann Sefaleti] gibi bir kitap yznden celallenmeye gt
rebilirdi) en tipik zellik1erinden bazlaryla aklanabilir: yeni
olan "vahiy" diye adlandrlan eyle niteleme yatknl gibi,
ya da eylemleri ve dnceleri ynlendiren ve de bilinmesi f
ke dolu mahkUmiyet kararlarndan ok, anlayl hogry
kolaylatran grnmez yap ve mekanizmalara (burada, gaze
tecilik alanna ait olanlar) zarar verek pahasna, toplumsal
evrenin en dorudan izlenen grntsn, yani bireyleri, yap
tktan eyleri ve zellikle de kt eyleri, ou kez ihbar etme
ve yarglamannki olan bir perspektiften ne karmaya ynelik
doal eilim gibi; ya da yine, sonulara ulamaya yarayan giri
imin kendisinden ok "sonular"la "varsaylm sonularla) il
gilenme yatknl gibi. Nitekim bir anm aklma geliyor ve on
yllk bir aratrmann sonucu olan L Noblesse d'Etat [ Devlet
98
Televizyon zerim
Soyluluu) adl kitabm ktnda, nl Okullar2 konu alacak
ve Eski Mezunlar Dernei Bakannn bu okullar "lehinde", be
nimse "aleyhinde" konuacam bir tartmaya katlmam ne
ren ve de byle bir neriyi reddebilmemi bir trl anlayama
yan o gazeteciyi anmsyorum. Ayn ekilde, kitabma tepki du
yan ''byk kalemler" de orada devreye soktuum yntemi (ve
zellikle de gazetecilik evreninin bir alan olarak zmlenmesi
ni) dpedz ve sadece ayra iine alarak, ne yaptklarn bile
bilmeden, onu bylece, birka polemik kla enilendirilmi
sradan bir tavr ala indirgediler.
Yine de, yeni yanl anlamalara yol amak pahasna, gaze
tecilik alannn, ilkesini gazetecilik alannn yapsnda ve gaze
tecilerin o alanda peydahlanan zgl karlarnda bulan siyasal
alana ilikin tmyle tikel bir gry, nasl retip dayattn
gstermeye alarak, bu yntemi yeniden betimlemek isterim.
Skc olma kaygsnn ve ne pahasna olursa olsun oyala
ma endiesinin egemenliindeki bir evrende, siyaset, youn iz
leme/ dinleme saatlerinden olabildiince dlanan nankr bir
konu, fazla heyecan vermeyen, hatti yorucu, ve de ilenmesi
zor, ilgin klnmas gereken bir gsteri gibi grnmeye koulu
dur. Hemen her yerde, Avrupa' da olduu kadar Amerka Birle
ik Devletleri'nde de gzlemlenen ve giderek, yorumcuyu ve
arahrmac muhabiri elendiren sunucuyla, enformasyonu,
zmlemeyi, derinlemesine syleiyi, uzmanlann tartmasn
ya da rportaj dpedz oyalamaya ve zellikle de unvanl ve
kendi aralannda deiebilen konumaclar (ki, balanmaz
su: rnek olarak bazlarn anmtm) arasndaki talk show' lann
anlamsz gevezeliklerine kurban eden eilim buradan kaynak
lanmaktadr. Bu kurgusal alveriler iindeki sylenen eyi ve
de asl sylenmesi mmkn olmayan eyi gerekten anlayabil
mek iin, Amerika Birleik Devletleri'nde panelistler diye adlan
dnlan bu kiilerin seilme koullarn ayrnhl bir ekilde
zmlemek gerekmektedir: her zaman serbest olmak, yani her
zaman gelip katlmaya, ama bir yandan da, btn sorulara, ga
zetecilerin kendi kendilerine sorup durduktan en acayip ya da
en artclanna bile yant vermek suretiyle, oyunu kurallanna
gre oynamaya hazr olmak (bu bizatihi tuttologo'nun tanm-
Sonsz: Gazetecilik ve Siyaset 99
dr); orada olabilmek ve bylece "medyatik" nn salad,
basn organlar indindeki saygnlk, kazan getirici konferans
lar iin arlar almak, vb. trnden, dorudan ya da dolayl
karlarn gvenceye alabilmek iin her eye hazr olmak, yani
her trl dne (konuya, teki kahlmcla_ra, vb. ilikin dn
ler), hertrl uzlamaya ve her trl gizli anlamaya hazr ol
mak; Amerika Birleik Devletleri'nde ve giderek de Avrpa' da,
baz progamclarn panelistleri semek iin yaphklar n-mla
katlarda, zellikle, ak ve parlak ifadelerle basit tavr allar
sergilemeye ve kendini karmak malimatlarn sknhsna sok
mamaya (''le less you know, the betler off you are" /Nerede
gl isen, brak o yann grnsn" zdeyii uyarnca) dikkat
etmek.
Ama bu demagojik sadeletirme politikasn (bilgilendir
menin demokratik niyetinin, ya da elendirirken eitmenin, t
myle zt kutbunda yer alan) dorulamak iin kamunun bek
lentilerini ileri sren gazeteciler, kendi yatknlklarn, kendi ba
k alarn kamuya yanstmaktan baka bir ey yapmamakta
drlar; zellikle de, izleyiciyi skma korkusu, onlar, tartmaya
kar kavgaya, diyaletie kar polemie ncelik vermeye ve in
sanlarn kendi gerekelerini, yani bte a, vergi oranlarnn
drlmesi ya da d borlar gibi, bizatihi tartmann hedefi
olan eyi tarttracak yerde, o insanlar (en bata da siyasetiler)
arasndaki srtmeyi basat klmak zere ellerinden geleni
yapmaya ynelttii zaman. Siyaset dnyasyla ilgili uzmanlk
larnn z, bir gzlemin ve bir sorturmann nesnelliinden
ok, ilikilerin ve srlarn (hatti sylentilerin ve dedikodularn)
mahremiyetine dayanan bir bilgiden ibaret olduu iin, hedef
lerden ok oyun ve oyuncularla, tarmalarn znden ok salt
siyasal taktik sorunlaryla, sylemlerin ieriinden ok bu sy
lemlerin siyaset alannn mant (koalisyonlarn, ittifaklarn ya
da kiiler arasndaki ahmalarn mant) iindeki siyasal etki
siyle ilgilenerek, gerekten de her eyi uzman olduklar bir ala
na ekmek eilimindedirler (Fransa' da ki son seimler srasnda
grld zere, sa ve sol arasndaki tartmann ikili mi
-muhalefetin Jideri olan Jospin ile san bakam Juppe arasn
da- yoksa drtl m -bir yanda, jospin ve komnist mttefiki
100 Televizyon zerine
Hue ile te yanda Jupp ve merkezci mttefiki Letard arasn
da- srdrlmek zorunda olduu trnden, dpedz yapay
olgular [arteact] icat ederek bunu siyasal tartmaya dayathkla
n bile olmaktadr; byle bir mdahale, tarafszlk grnt
j
leri
nin alhnda, sol partler arasndaki olas gr aynlklann orta
ya karrk suretiyle, muhafazakar partilerin iini kolaylahr
maya yarayan bir siyasal dayatmayd). Asil ye stats tama
makla beraber son derece etkili oyunclar konumunda bulun
duklar ve siyasetilere, kendi balarna elde edemeyecekleri
(bugn, topluca ve "kma yapma" oyununu sonuna kadar
kullandklan, yaznsal alan dnda) ama mutlaka gereksindik
leri simgesel hizmetleri sunabilecek durumda olduklan siyaset
dnyas iindeki ikircikli konumlan yznden Thersites'in3 ba
k asn benimsemeye ve anlan, en kar gtmez tavr allan
ve en samimi inanlann nedenlerini siyaset alan iindeki ko
numlara (bir partinin ya da bir "akmn" iindeki rekabetler gi
bi) bal karlarda aramaya iten, doalama tarzndaki bir ku
ku felsefesine yatkndrlar.
Btn bunlar, gerek yormlarnda sergiledikleri beklenti
lerde, gffek mllkatlarnda ynelttikleri sorlarda, onlar, si
yaset dnyasna ilikin sinik bir gr, birbirlerine kar kma
ya zorlayan rekabete bal karlar tarafndan gdlen inansz
muhterislerin manevralanna terkedilmi bir tr arena tasarla
maya ve bunu nermeye yneltmektedir. (u gerei de sras
gelmiken belirtelim ki, anlan bu yolda cesaretlendiren ey, si
yasetileri ortaya karaya ve onlara n kazandraya gid
rek daha byk lde katkda bulunan gerek "caucs" (klik,
odak) haline gelen gazetecilik alannn gereklerine uyarlanmak
suretiyle, siyasette baanya ulamak iin giderek daha zorunlu
olan ve de zornlu olarak sinik olmas gerekmeksizin zellikl"e
hesaplanm bulunan bu tr bir siyasal pazarlama iinde, siya
setilere yardmc olmakla grevli araclar konumundaki siya
sal danman ve mavirlerin tutumudur.) Salt siyasal "mikro
kozmos" a ve ona balanabilecek olan olgulara ve etkilere y
nelik bu dikkat, kamunun, ya da en azndan siyasal tavr alla
rn varolular zerinde ve toplumsal evrende ortaya karabi
leceklei gerek sonular konusunda daha duyarl olan kesim-
Sonsz: Gaze[ecilik ve Siyasec 1 0 1
!erinin bak asyla bir kopukluk yaratma eilimindedir. Bu,
zellikle televizyonun yldzlarnda, toplumla aralarndaki
ekonomik ve toplumsal ayrcalklarla btnleen mesafeler y
znden, alabildiine glenmi ve bym olan bir kopuk
luktur. Nitekim, medya yldzlarnn, altml yllardan beri
Amerika Birleik Devletleri'nde ve Avrupa lkelerinin oun
da son derece yksek olan -Avrupa' da 100.000 dolar ve zerin
de, Amerika cephesindeyse milyonlarca dolar dzeyinde sey
reden-4 cretlerine, talk show'lara katlma, konferans tureleri
ne kma, gazetelerde dzenli olarak yazlar yazma, zellikle
profesyonel gruplar iin dzenlenen toplanhlarda "yneticilik
ler" stlenme gibi faaliyetlerden saladklar ve ou kez l
sz miktarlara ulaan meblalar da ekledikleri bilinmektedir
(gazeteciliin alan iinde erk ve ayrcalklarn paylamna ili
kin yapdaki danklk, ite bu yoldan durmadan bymekte,
her zaman ekranda olma politikasyla (bu, konferans ve "yne
ticilik" pazarndaki kotalannn dmemesi iin gereklidir) sim
gesel sermayelerini muhafaza etmek zornda olan kk kapi
talist giriimcilerin yan sra, geicilik yznden bir tr otosan
sre mahkUm edilmi ok geni bir alt-proletarya gelimekte
dir).5
Bu etkilere, gazeteciliin alan iindeki rekabetin, daha n
ce de iaret ettiim etkileri eklenmektedir; tpk, atlatma hber
[scoop] saplants ve en yeni, eriilmesi en zor olan enformasyo
na tarhmasz bir ekilde ayrcalk tanma eilimi gibi, ya da en
incelikli ve en aykr, yani ou kez en sinik yormu getrmek
iin srdrlen rekabetin kztrd yar gibi, ya da yine,
olaylarn ak konusunda nisyanla malul kehanet oyunlar, ya
ni bir yandan fazla maliyeti olmayan (sportif bahislere yakn
bir tarzda) bir yandan da gnlk gazete yazsnn hemen he
men eksiksiz kopukluu ile ardk uydumculuklarn hzl ev
riminin yol ah unutkanlk tarafndan korunduklar iin tas
tamam bir yaptrmszlktan yararlanan tanlar ve tahminler
(rnein, btn lkelerin gazetecilerini, 1989'da, birka ay iin
de, yeni demokrasilerin grkemli ykseliini ululamaktan i
ren etnik savalar mahkUm etmeye gtrm olanlar) gibi.
Btn bu mekanizmalar topyekUn bir siyasetdlatrma
1 02 Televizyon erine
etkisi (depolitizasyon) ya da, daha kesin bir ifadeyle, siyaset
karsnda hayal krkl etkisi yaratmak iin birbirleriyle ya
nmaktadrlar. Oyalama aray, zel bir gayret iine bile gir
meksizin, siyasal yaam ne zaman nemli, ama grnte skc
bir sorunu gndeme getirse, dikkatleri bir gsteriye (ya da bir
skandala) doru evirmeye, ya da daha incelikli bir tarzda, "ak
talite" denen eyi, hpk O.J. Simpson davasnn oluturduu
rnekte olduu gibi, ou kez gelge olay ile show arasnda bir
yerde konumlanm oyalayc olaylardan oluan bir rapsodiye,
Trkiye' deki bir deprem ve bir bte kstlama tasarsnn su
nulmas, bir sportif utku ve sansasyon yaratan bir dava gibi,
zamandizinsel rastlamann rastlanhlanyla birbirine eklenmi,
birbiriyle orantsz olaylarn ba k belirsiz akna dntr
meye iterken, bu olaylar da, ann ve aktelin iinde grlecek
eyler olma durumuna indirgenerek ve btn ncellerinden ya
da sonularndan koparlmak suretiyle sama olana indirgen
mektedir. Hissedilmeyen deiiklikler, yani, ktalarn hareketle
rinde olduu gibi, ann iinde duyumsanmaz ve alglanmaz
olarak kalan ve etkilerini ancak zaman iinde btnyle ortaya
karan her trl sre karsndaki ilgisizlik, gn gnne d
nme mantnn ve gazetecileri, gnlk olann peinde koan
o gazetecileri, dnyann, anlk ve kopukluku bir tasvirini
retmeye mahkm etmek zere, nemli ile yeninin [scoop) bir
ve ayn ey olduunu dayatan rekabetin kolaylatrd yapsal
nisyann etkilerini pekitirmektedir. Gazeteciler, zaman ve zel
likle de ilgi ve bilgi yokluundan (belge toplama almalar o
u kez ayn konuya ilikin olarak basnda km yazlar oku
makla snrl kaldndan), olaylan (rnein bir okuldaki iddet
eylemini), iinde yer aldktan ilikiler sistemine (tipik aile yap
s, bu yapnn emek pazarndaki arz ve taleple ilikili olmas,
bu pazann vergi konusunda izlenen politikayla ilikili olmas,
vb. gibi) yerletirmek suretiyle gerekten anlalabilir klmaya
almamaktadrlar, bu konuda, hi phesiz, siyasetilerin ve
zellikle de hkmetteki sorumlularn, aldklar kararlarda ve
bunlarn duyurulmasnda, ilk anda grnr etkileri bulunma
yan edimler yerine ksa vadeli giriimlerinin, "aklamann et
kileri"ni de tayacak ekilde n plana karlmas ynndeki
Sonsz: Gazc[ecilik ve Siyaset 1 03
eiliminden cesaret almakta ve onlar da, karlk olarak, o siya
setileri ayn eilimi srdrmeleri iin cesaretlendirmektedirlcr.
Tarihselcilik dna itilmi ve tarihselcilik dna iten, ato
mize edilmi ve atomize eden bu bak as, paradigmasal ger
eklemesini televizyonun gncel haberlerinden yansyan dn
ya imgesinde bulmaktadr: sonuta hepsi birbirine benzer hale
gelen grnte sama yklerin birbirini izlemesi, sefil halkla
nn sonu gelmez resmigeitleri, tek aklama yaplmakszn pey
dahlanan ve zm bulunmakszn kaybolacak olan, bylece
hert rl siyasal zorunluluktan arndrlm bir halde, en iyi ko
ulda bir insan acma dalgasndan bakac a bir ey yaratmala
n mmkn olmayan olaylar zinciri, bugn Zaire, dn Biafra,
yarn Kongo. Aralannda bir ba kurulmayan ve tarihsel bir
perspektife oturlmakszn birbirini izleyen bu trajediler, kasr
galar, orman yangnlan, seller gibi doal afetlerden tam olarak
aynmamaktadrlar ve o doal afetler de "aktalite"nin iinde
fazlasyla mevcutturlar, nk gazetecilik meslei asndan,
ayinsel demesek bile gelenekseldirler ve zellikle de haberleti
rilmeleri hem kolay hem de ucuzdur. Geride braktklar kur
banlara gelince, gerek anlamyla siyasal bir dayanma ya da
isyan duygusu uyandrabilme anslar, trenlerin raydan kma
s ve de daha baka kazalarda olduundan daha fazla deildir.
Bylece, niye olduklar hibir ekilde anlalmayan ve engellen
meleri de mmkn olmayan felaketlerin sama sapan ardkl
eklinde bir tarih felsefesinin ilimndan ibaret bir dnya tas
virini reten ey, zellikle rekabete kazandrd zel biim ve
tartmasz dayath rutinler ve dnce alkanlklar arasn
dan, aslnda gazetecilik alannn mantdr. Etnik savalar ve
rk kinlerle, iddet ve sula dolu bu dnya, her eyden nce
bir yana ekilip kendisinden korunmak gereken anlalmaz ve
kayg verici bir tehditler ortamndan baka bir ey deildir. Ve
gazeteciliin dnyadan sz ama tarz, hele de etnomerkczci ya
da rk deyimler eiinde gelitiinde (zellikle Afrika ya da
"varolar" konusunda sklkla grld gibi), seferber etmeye
de siyasallatrmaya da elverili olmamaktadr; tersine, tpk
su ve iddetin durmadan azgnlatklar yanlsamasnn g
venliki bak asnn endie ve fobilerini beslemesi gibi, ya-
1 04 Televizyon zerine
hanc dmanlna iten kayglan ykselmekten baka bir kat
ks olmas mmkn deildir. Dnyann, televizyonun sundu
u ekliyle, sradan lmller iin hi de cazip olmad duy
gusu, siyaset oyununun, bir bakma sporcular ile seyirciler ara
snda benzer bir kopuklua yol aan yksek dzey sporlarn
daki gibi, profesyonellerin ii olduu eklindeki izlenimle atba
gitmekte ve bu da, zellikle siyasete en az yakn duranlarda,
elbette kurulu dzenin korunmasna yardm eden kaderci bir
ykmszlk halinin glenmesine neden olmaktadr. "Post
modem" denen bel1i bir "kltrel eletri" ile, alma koullan,
hedefleri (azami izleyicinin, dolaysyla "daha iyi satmaya" im
kan veren "kk arh"nn aranmas) ve dnce tarzlar iin
de, reklamclara, giderek daha fazla yaklaan televizyon prog
ramclarnn sinizminin, izleyicilerin etkin sinizminde (zellikle
zpping' de somutlaan sinizm) snnn ya da panzehirini bula
bileceini varsaymak iin, gerekten de halkn "direnme" yete
neklerine (yadsnmaz, ama snrl yetenekler) olan iman bede
ne ivilemi olmak gerekmektedir: "bildiimi bildiini biliyo
rum" tipinden statejik oynlarn eletirel ve dnmsel yar
iine girme yatknln ve televizyon programclar ile rek
lamclarn kullanc (maniple edici) sinizmini douran "alayc
ve metinlertesi" mesajlarn karsna, nc ya da drdnc
dereceen bir "okumay" karma yeteneinin evrensel oldu
unu sanmak, gerekten de, skolastik yanlsamann poplist
biimi altndaki en sapkn trlerinden birine yuvarlanmaktr.
Sonsz: Gazetecilik ve Siyaet 1 05
Notlar
1 Tlnizyo uint, byk tartmalarn konusu oldu ve aylar boyunca Frana'run
btn byk gazetecilerini ve gnlk gazetelerin, haftalk dergilerin ve eleviz
yon kanallarnn yazr ve yormculanru ayaa kaldrd. Bu sre boyunca kitap
bt-fl listeinin bapndayd.
2 Frans'nn, uzun gemileriyle, rencilerine verdikleri eitimle, yetitirdikleri
kiiliklerle nlenmi okullan; louis le Grand lisesi, Srbonne, Ecele Norale Su
P'rieure, cole Polytechniqe gibi eitim kurmlan kastediliyor (.N.)
3 Therites, llyad destarunn gln, irkin ve korkak khramandr.Orduda isyan
krmaya yellendii iin Odyssus tarahndan spayla evire evire dvlr. Ak
hileus'un istemeden ldrd Amazon Pantheile'nin ceedi krsndaki zd
rabn alaya alr ve krgsyla lnn gzlwini oyar. Akhileus da yumruyla ka
fasru ezerek onu ldrr C.N.).
4 Bk. Jame Fallow5, Brng tl Ntw. Ho Mtdi Undmint Ammam DmO1c
(Habrlern SunulUfu. Medya Amerkan Demokrasisini Nasl kertiyor!, New
York, Vntage Bok, 19.
5 Bkz. Patrick Champagne, " jumalise enre prkarte et concrenceR ! "Gei
ellik ve Rekabt Arasna Skan Gazetecilik"), Ulr, 29 Aralk 196.

You might also like