You are on page 1of 105

Georges Perec

UYUYAN ADAM
Gcorgcs Percc 1936'da Paris'te dodu. l954'te halad ta
rih renimini ksa srede brakt. 1960'ta Pulette Ptras ile
evlendi. l 965'e Ls Cfoses (eyler, Metis Yaymlr, 1988)
dl kitabyla Renaudot ln ka.d. 196't Raymond
Queneau (matematie tutkun bir edebiyat) ve Franois Le
Lionnais (edebiyata tutkun bir maemaiki) tarafndan kuru
lan ve "yazarlarn nal isterlere yle kullanabilecekleri ye
ni biimler, yeni yaplar aray"n (Queneau) kendine ama
edinen OULIPO'ya (Ouvroir de Litu!rature Potentielle - Po
tansiyel Edebiyat ilii) katld. Kitaplarnn hemen hepsinin
blli bir otobiyografik damga tdklann syleyen Perec,
almasnn dr ufunu blirleyen dn kubun -kendisini
evreleyen dnya, kendi tarihi. dil. kurgu-tesinde. yalarlk
tutkusunun, ann tm edebiyatn katetmek olduunu.
ama hunu kendi ayak izlerinin zerinden yeniden geerek
deil. srekli hareket halinde, srekli yryerek yapmak is
tediini syler. Yaptlann baka yaptlardan oluan bir bt
nn para olarak niteleyen yaar, hep yeniden okuduu,
alttan alta yant verdii, irdeledii, kendine kaymk olarak
gsterdii yazarlar arasnda Flauben, Kafa. Joyce, Jules
Vcrne, Queneau ve Leiris'i de sayar. Percc 1982'de, Ivr'de.
bron kanserinden lmtr.
Balca yaptlar arasnda unlan sayabiliriz: L.f Closes
(1965, eyler, Metis Yaynlan, 1988, 1998), Un Jomne qui
dor (1967. UyuyaAdam, Metis Yaynlar. 199. 20), l
Dispariio (1969, Yokolma), l Bouique nbscure (1973,
Karanlk Dkkin), Ewecrs d'espaces (1974. Mekan Trle
ri), W ou le Sover ir J'en/ace (1975. W ya da oukluk
Ans. Mcis'en yaymlanacak). Tenaive J'ipuisee d'u
/ie flri.fie ( 1975, Bir Paris Mekann Tketme Giriimi),
AlpJabets ( 1976. Alfabler), leme souviens (1978, Anms
yorum), U Viemode d'empfni(l978. Yam Kul/arma Kla
vu;:u. YKY, 1996), Mos croisis (1979, 1986. Bulmacalar
( l ki ci it]), U CWre et aures poemes ( J 980, it ve Dier i
irler), Peser!Clas:er( 1985. DnmekSnfandrmak).
~Nakkal.in Ktphanesi~
Bu evirinin btin yaym haklan
Metis Yaynlan'na aittir.
Birinci Bam: Ekim 19
ikinci Basm: Hazira 200
Yayn Ynetmeni: Mige Girsoy Skmen
Kapak Resmi:
YvesTanguy, Yavalk Gn
Kapa Tasanm: Semih Skmen
Dizgi ve Bak ncesi Hazrlk: Metis Yaynclk Ld.
Kapa ve i Bask: Yaylack Matbaaclk Ltd.
Cilt: Sistem Micel!ithancsi
ISBN 975-342-279-2
G
E
O
R
G
E
S
P
E
R
E
C
U
Y
U
Y
A
N
A
D
A
M
Fra
nsz
ca'd
an
evi
rn:
sas
DOL
AN
o
GL
U
ME
TiS
YA
YI
NLA
RJ
Padette iin
in meoriamj.P.
1 Evinden kman gerekmez. Maandan
kalkma ve dinle. Hatta dinleme, yalnzca
bkle. Hatta bkleme bile, kesinlikle ses
siz ve yalnz ol. Dnya, makesini dre
sin diye, Belip kendini suncaktr sn,
baka trl olaa; kendinden gemi
bir halde eilecektir nnde.
FRANZKAFKA
(Ginah, Aa, Umul R Dop Yol Ou
Dipink)
GZLERiNi KAPAR KAPAMAZ, uykunun serveni balyor.
Belleinin, bir yansma sayesinde lavaboya, bir kitabn biraz
daha ak glgesi sayesinde etajere yeniden hayat vererek,
asl giysilerin daha koyu ktlesini belirginleirerck, pencere
nin k geinez karesi sayesinde binlere kez katettiin yol
lan yeniden izerek onlar zahmetsizce tanmlad oada, ay
nntlarn paralara bld o kaanlk hacimdeki bildik alaca
karanln yerini, bir sre sonra, iki boyutlu bir uzay alyor;
sanki, tam dikey olmasa da, burunun direi stnde duran ve
bylece gzlerinin dzlemiyle kck bir a yapan, snrlan
belirsiz bir tablo van gibi; bu tablo sana nce tekdze bir
grlikte, daha dorsu ntr, renksiz, biimsiz grnebilir, an
cak, kukusuz ksa sre iinde en az i ki zellii olduu oraya
kar: Bunlardan i l ki , gzkapaklanm biraz skca kapadn
da, tablonun az ok kararasdr; daha kesin belirmek gere
kirse, gzlerini kapadnda kalannn izgisi zernde mey
dana gelen kaslmann, sanki, vcuduna oranla dzlemin ei
mini deitirme gc vam, sanki kalarnn izgisi birleme
noktasn oluturuyormu ve bunun sonucunda -bu sonu
apak orada olmas dnda tantlanamamakla birlikte- alg
ladn karanln younluunu ya da niteliini deitire
gc varm gibi; ikincisi ise, bu uzayn yzeyinin hi de dz
gn olmaddr, daha kesin belirmek gerekirse, karanln
da lm, yaylm homojen bir biimde olmamaktadr: Baka
deyile st blge aka daha karanlktr, sana en yakn gr-
nen alt blge ise -yakn uzak, yukan aa, n aka kavramla
r kesinliklerni oktan gzle grlr ekilde kaybtmise de
hem ok daha gridir, yani bata sandn gibi ntr olmayp
ok daha beyaz, adamakl l byazdr, hem de bir, iki ya da pek
ok eit kese, kapsl ienekte ya da tamaktadr; bir gz
ya bezini dn rein, bira onun gibi, kenarlan ince ve
tyldr, ilerinde ise ok ok beya, baen ipincecik ubuk
lar gibi ok ince, bazen ok daa kaln, hatta solucanlar gibi
kaygan paltlar ttrer, kmldanr, elp bkilr Bu panlt
lann, her ne kada panlll szc burada btnyle yanl ka
yorsa da, kendilerine baklamamas gibi tuhaf bir meziyetle
r vardr. Dikkatini onlara biraz fazla ynelttin mi, ki bunu
yapmamak imkinsz gibidir, nk kanda d.nsederler ve
geri kalan her ey varla yok arasnda gidip gelir, gerekten de
kalannn birleme noktasndan ve karanln dzensiz bir bi
imde yayld bu z zor alglanabilir iki boyutlu pek belir
siz uzaydan baka hissedilebil i r bir ey kalmaz, ama onlara
bakar bakmaz -geri bu szck ak, doal olarak, bir ey ifa
de etmemektedir- rein onlann biimleri ya da zleri ya da
bir aynnt hakknda az da olsa kesin bir eyler bilmeye alt
n anda, kendini, gzlerin ak olarak, pencerenin -kese ya
da keselerle pnceren arasnda hibir bnzerlik olmamakla
birlikte- yeniden kareye dnen o k geinnez dikdrge
nin karsnda bulacandan emin olabilirsin. Ne var ki, gz
lerini tekrar kapamandan a sonra yine belirirler ve onlarla
birlikte, kalannla eklemlenen olduka eimli uzay da blirir;
byk ola' lkla bu panltlar bir nceki sefere oranla deime
milerdir. Yine de bu deimezlikten tamamen emin olamaz
sn, nk kestirilmesi g bir srenin sonunda, ve henz b
tnyle oradan yok olduklann dorulaman salayacak hi
bir ey yokken, gzle grlr bir ekilde solduklarn saptaya
bilirsin. imdi, hili kalann uzatp ksaltan deminki uzaya
ait, zebra postu gibi ubuklu, grnin tonlarndan oluan bir tr
resimle kar karyasn, ama bu uzay ylesine biimsizlemi
1 0
ki sanki srekli sola kayyor; ona bakabilirsin, btn alt st
etmeden, ani bir uyana meydan vermeden onu kefe kabi
lirsin, ancak bunun hibir ilgin yan yok. Asl sa tarafta bir
eyler olmaktadr, sanki hemen arkada, hemen yukarda, he
men sada duran bir tahtadr bu seferki. Tahta gzkmyor
kukusuz. Sadece onun adeta ser olduunu biliyorsun, geri
stnde dei lsi n, nk ok yumuak bir eyin, kendi vcu
dunun stndesin. te o anda ok arc bir ey oluyor; n
celikle uzay var, bunlan birbirine kantrman imkansz; se
nin yumuak, yatay ve byaz olan yatak-vcudun; sonra gri,
vaat, yanlamasna bir uzay yneten kalannn izgisi, en so
nunda da tahta, stte hareketsiz duran ve ok ser olan, sana
paralel ve blki de ulalabi l i r olan tahta. uras ok ak ki ,
a k ol an tek ey de budur aslnda, eer tahtann zerine tr
manrsan, uyursun, tahta uyku olur. Btn bunlar ok zaman
n alacak gibi grnyorsa da ilemin temel kural ok basit
tir: Yata, vcudu tek bir nokta, bir bilya oluncaya kadar to
parlamak, veya, ki bu da ayn kapya kar, vcudun tm pr
skln younlatnak, bu prskl tek bir yere topla
mak gerekir; rein, bir bl omunmun iine toplamak gibi.
Ne var ki u anda, vcudun o a nceki gzel birlikteliinden
eser yoktur, her yne yaylmaktadr. Ayak parmaklanndan bi
rini, ba panan, ya da uyluklann merkeze doru dndr
meye alrsn, ama her sefrinde unuttuun bir kural vardr,
ki bu da tahtann serliini hi gzard etmemek gerektiidir;
kurazca davranman, vcudun bir eyden kukulanmadan,
hatta sen bile bunu kesin olarak bilmeden, onu toparlaman ge
rekiyordu, ama ark ok ge, nicedir ok ge, ve sonuta tu
haf bir ey oluyor: Kalarnn izgisi knlp ikiye aynlyor ve
merkezde, iki gzn ortasnda, sanki birleme noktas btn
vcudu ayakta utuyormucasna ve birleme noktasnn tm
gc bu yerde toplanmcasna, birden blirgin bir an oraya
kyor, kesinlikle bi l inli bir ar ve sen bunun en adisinden
bir ba ars olduunu hemen anlyorsun.
il
ESKiDEN hizmeti odas olarak kullanlan oanda, stn p
lak, sadece pijamann altn giymi olarak, yatak ilevi gren
dar sedire oturmusun; dizlerinin zerinde, yz on ikinci say
fs alm bir kitap, Raymond Aron'un Sanayi Tplumu ze
rine Dersler'i duruyor.
nce sadece bir tr bkknlk, yorgunluk; kassz ve ke
miksiz olmann, al uvallar orasnda bir al uval olma
nn boucu ve yapkan duygusuyla, sanki ok uzun sredir,
saatlerdir, sinsi, uyuukluk veren, verdii an haf ama daya
n l maz olan bir rahatszln penesine dtn birden frk
etmi gibi.
Gne atdaki inko levhalara vuryor. Karnda, gzle
ri nin hizasnda, akaatan bir
'
tajerin zerinde, yans bo
alm kirlicene bir neskaf fncan, bitmekte olan bir paket
eker, beyazmtrak sahte opalinden eantiyon bir klln
iinde kendi kendine yanan bir sigara duryor.
Yandaki odada biri gidip geliyor, ksyor, ayaklann
sryor, mobilyalarn yerini deitiriyor, ekmeceleri ayor.
Sahanlktaki lavabonun musluundan srekli olarak su daml
yor. Saim-Honore sokann grltleri buraya kadar geliyor.
Saint-Roch kilisesinin an ikiyi vuruyor. Gzlerini kald
ryorsun, okumana ara veriyorsun, ama uzun bir sredir zaten
okumuyordun ki. Ak kitab yanna, sedirin zerine brak
yorsun. Elini uzatp kllkte tten sigaray sndryorsun,
13
fncandaki neskafyi bitiriyorsun; l nm, ok ekerli, biraz
ac.
Terden snlsklamsn. Ayaa kalkyorsun, gidip pencere
yi kapatyorsun. Ufck lavabonun musluunu ayorsun; al
nn, enseni, omuzlann slak bir bzle siliyorsun. Kollannla
bacaklann kvnp, dar sedirin zerine yan yatyorsun. Gzle
rini kapyorsun. Ban ar, bacaklarn uyumu.
Daha sonra, snav gnn geliyor ve sen kalkmyorsun.
nceden dnlm bir hareket dei l bu, bir hareket de deil
zaten, bir hareket yokluu, yapmadn bir hareket, yapma
tan kandn haeketler. Erken yatmm, rahat bir uyku ek
mitin; alar saatini kurmu, aldn iitmi, almasn bk
lemitin, en azndan dakikalaca beklemitin, ya scaktan ya
ktan, ya da stlerin, plerin grltsnden, ya da bk
lemekten uyanmm zaten.
alar saatin alyor, kesinlikle kmldamyorsun, yatan
da kalyor, gzlerini yeniden yumuyorsun. Komu odalarda
baka ala satler almaya balyor. Su seslerini, kapanan ka
plan, merdivenlerdeki hzl aya seslerni iitiyorsun. Sant
Honore soka aaba grltleri, lastik gcrlan, vites dei
tirmeler, kesik kesik koma sesleriyle dolmaya balyor. Pan
curlarapyor, satcla kepnklerini kaldryorlar.
Kmldamyorsun. Kmldamayacaksn. Bi r bakas, bir
bnzern, senin hayaletimsi, iine dkn bir ein ark yap
madn hareketler, senin yerne, bir bir yapyor blki: Kalk
yor, ykanyor, tra oluyor, giyiniyor, kyor. Onun merdi
venlerde sekmesine, sokakta komasna, otobse tam kalkar
ken yetimesine, sylenen saatte nefs nefese, neeyle salo
nun kapsna vanasna ses karmyorsun. Genel Sosyoloji
Yksek renim Serifikas. Birnci yazl snav.
ok ge kalkyorsun. Orada, alkan ya da skntl ba
lar dnceli dnceli sralann zerne eiliyor. Arkadalan-
14
nn belki de endieli baklan senin bo kalan yerne evrili
yor. Bi ldiklerni, dndklerini, yabanclama zerine, mo
derlik ve bo zamanlar zerine,

nurlar ya da otomasyon
zerine, bakasn tanma zerine,
.
oqueville'in raibi Marx
zerineiukacs'n dman Weber
'
fzerne senin neler bildii
ni, neler dndn, neler dnlmesi gerektiini bildii
ni dr, sekiz ya da on iki sayfda sylemeyeceksin. Syleye
cek bir eyin de yoktu zaten, nk pek bir ey bilmiyorsun
ve hibir ey de dnmyorsun. Yerin bo kalyor. Lisansn
bitirmeyecek, diploma iin almaya asla balamayacasn.
Ark renim yapmayacaksn.
Her gnk gibi, byk bir fncan neskafe yapyorsun; ii
ne, her gnk gibi, birka damla ekerli konsantre st koyu
yorsun. Ykanmadan yarm yamalak giyiniyorsun. ift o
rab, pemb plastik bir leende suya bastnyorsun.
Adaylarn kavrayna sunulan konulan renmek iin s
navn kna gitmiyorsun. Her gn olduu gibi, ama zellik
le istisnai bir nem tayan bugn, dostlarn bulmak iin al
kanln seni srklemesi gereken kahveye gitmiyorsun.
Dostlarndan biri, eresi saba, odana kan alt kat merdiveni
tranacak. Merdivende aya seslerini tanyacaksn. Kapna
vurmasna, bklemesine, yeniden bira daha hzl vurmasna,
birka dakikalna evden uzaklap ekmek, kave, sigara, ga
zete ya da postay almaya indiin zman genellikle kap pr
vann zerine bratn anahtar aramasna, bira daa bk
lemesine, haffe kapya vurmasna, alak sesle saa seslen
mesine, duraksamasna ve ar ar aa inmesine ses ka
mayacasn.
Daha sonra yine geldi ve kapnn altndan bir not att.
Sonra bakala geldiler, ertesi gn, daha eresi gn; kapn
aldlar, anahta aradlar, seslendiler, notla bratlar.
Notlar okuyor, ktlar buruturp top yapyorun. Sana
15
randevular veriyorlar ama sen gitmiyor.un. Kollarn ensende
birletirip, dizlerini bkp, dar sedirnin zerinde uzanm ya
tyorsun. Tavana bayor, tavanda atlaklar, kabarmalar, leke
ler, ssler olduunu kefediyorsun. Ne kimseyi gne, ne de
konuma, dnme, dan kma, yerinden kmldama istei
duyuyorsun.
Yine byle bir gnde, biraz daha nce, biraz daha sonra,
bir eylerin yolunda gimediini, ak konuacak olursak, ya
amay bilmediini, hi bilmeyeceini armadan kefedi
yorsun.
Gne damdaki saclara vuryor. Hizmei oasnda s
caklk dayanlr gibi dei l . Dar sedirle eajer arasnda skm
bir halde, dizlerinde ak bir kitap, oturuyorsun. Uzun sredir
okumuyorsun. Gzlern akaaatan bir etajerin, iinde alt
ade orabn kokuuu pembe plastik bir leenin zernde sa
bit duruyor. Kllkte braktn sigarann duman dmdz, ya
da hemen hemen dz bir izgi halinde ykseliyor ve ufack
atlaklarn bulunduu lavann ahnda, dalgalanan bir r gibi
yaylyor.
/
Bi r eyler krlyordu, bir eyler krld. Kendini -nasl
demeli?- dayankl hissetmiyorsun ark: Sana bugne kadar
g veren -yle sanyordun, yle sanyorsun-, yreini stan
ey, varolu duygun, neredeyse nemli olduun duygusu,
dnyaya balanma, dnyada kalma duygusu eksikliini his
settirmeye balyor:'
Oysa sen, uykusuz geen saatlerini, var mym, neden va
rm, nereden geliyorm, ben neyim, nereye gidiyorum gibi
sorlar kendine sorarak geirenlerden deilsin. Yumurta m
tavuktan, tavuk mu yumuradan kt sorsu zerinde hibir
zaman ciddi olarak dnmedin sen. Metafzik kayglar soylu
yznn izgilerini adamak l l derinletirmedi. /Ama, o ok gi
bi kararl izgiden eser yok, seni her an kendi yaamn zern-
16
de, yani onun anlam, hakikati, geri l i mi zerinde hesap ver
meye aran o hareketten eser yok. Zengin deneyimlerle, iyi
reni l mi derslerle, prl prl oukluk anlaryla, krlarda
yaanan esiz mutluluklarla, ak denizin diriltici rzg:rluny
la dolu bir gemi ; yay gibi gergin. sk. youn bir bugn; ye
ermi, huvadur, verimli bir gelecek: Yaamn. Gemiin, bu
gnn, gelecein birbirine karyor; kollarnn, bacaklannn
arl, sinsi migrenin, bkknln, scak, neskafcnin acl
ve lkl var sadece. Ve yuanna bir dekor bulmak gerekir
se, ne kadar aba harcar.an harca, ne kadar kuruntuya kaplr
san kapl, bu dekor, fetheden insanln tombul yanakl o
cuklarnn koup oynad o grkemli alan dei l -ki bu. ge
nelde, ataftl bir gz aldanmasdr-, oda niyetine oturduun
tavan arasndaki bu san delii, iki mere doksan iki santi m
uzunluunda, bir metre yetmi santi m geniliinde, b
metre kareden birazck daha byk olan bu kmes, saatlerdir,
gnlerdir yerinden kmldamadn bu at kat olacaktr. Ge
celeyin boylu boyunca uzanamayacan kadar ksa, dikkat et
meden rahata dnemeyecein kadar dar bir sedirde oturuyor
sun. Ve u anda, neredeyse bylenmi gzlerle, iinde alt
adet orap bulunan pemb plastik bir leene bakyorsun. f
Yemeden, okumadan, neredeyse kmldamadan oanda
kalyorsun. Leene, etajere, dizlerne, atlak aynadaki bak
na, fincana, elektrik dmesine bakyorsun. Sokan grillt
lerini, sahanlktaki musluktan damlayan suyu, komunun g
rltlerini, boazn temizlemesini, ap kapad ekmecele
ri, ksrk nbetlerini, danlnn sln dinliyorsun. Ta
vandaki ince bir atlan ylankavi izgisini, bir sinein ge
reksiz yere katettii yolu, glgelerin neredeyse saptanabilir
yayln izliyorsun.
, Bu senin yaamn. Bu sana ait. nemsiz servetinin tam
bir dkmn yapabilir, i l k eyrek yzylnn kesin bilano
sunu karabilirsin./Yirmi be yandasn ve yirmi dokuz di
in, gmlein, sekiz orabn, artk okumadn birka kita-
bm, ark dinlemediin birka plan var. Baka eyleri hatr
lamay cann hi ekmiyor: ne aileni, ne renimini, ne akla
nn, ne dostlann, ne tatillerini, ne de tasanlann. Yolculukla
ra ktn ve dnte yannda hibir ey getirmedin. Oturuyor
;e beklemek istiyorsun sadece, bkleyecek bir ey kalmayana
kadar beklemek: Gece olsun, saatler vursun, gnler geip git
sin, anlar si l iklesin:
Dostlarn gnyorsun. Kapn amyorsun. Postada bir
ey var m diye inip bakmyorsun. Pedagoji Enstits Kitapl
g'ndan dn aldn kitaplar ger gtrmyorsun. Ailene
mektup yazmyorsun.
Ancak geceleyin, karanlk iyice bastrnca kyorsun so
kaa. tpk fareler, kediler ve ucubeler gibi. Sokaklarda avare
dolayorsun, Grands Boulevards'daki kk
f
ala sinemalara
giryorsun. Bazen btn gece yryor, bazen btn gn uyu
yorsun.
Sen bir aylak, bir uyurgezersin, bir isiridyesin. Tanmlar
saatlere, gnlere gre deiiyor ama tadklan anlam az ok
blli: Yaamann, harekete gemenin, bir ey yapmann pek
sana gre olmadn hissediyorsun; sadece srp gitmek isti
yorsun, sadece bekleyii ve unutuu istiyorsun.
Moern yaam bu tr eilimler genelde pek ho kala
maz. evrende her zaman eyleme, byk !asanlara, cokuya
ayrcalk tanndn grdn: ne atlan adam, gzlerini ufa
dikmi adam, dimdik ileriye bakan adam. Prl prl bak, ka
rarl ene, kendinden emin yry, kann ieride. Kararll k,
girikenlik, ses getiren hareket ve zafer, son derece rek bir
yaamn son derece berak yolunu gsterir, yaam mcadele
sinin pek saygdeer resimlerini izerler. Yernde sayanlarn
ve bataa saplananlann dlerini ssleyen pek kymetli yalan
lar, ihmal edilen binlerce kiinin yitik hayaller, ok ge gel
mi olanlar, valizlerini kaldrma koyup terlerini silmek iin
18
stne oturanlar. Ama senin zrlere, pimanl klara, nostalji
lere ihtiyacn yok. Sen hibir eyi dlamyor, hibir eyi red
detmiyorsun. lerlemekten vagetin, ama zaten ilerlemiyor
dun ki, yeniden yola kmyorsun, vardn sen, daha uzaa gi
dip de ne yapacan kestiremiyorun: Bir eylern knlmas,
deimesi, zlmesi iin ve bylece bu d knc, bir eek
kl.ih kadar gln ve can skc, bir Gaffot szl kadar
ar hakikatin gn na kmas iin -ne var ki Saint-Ho
norC sokandaki hizmeti odas asla yeterince gn al
ma- havann ok scak olduu bir Mays gn, ucunu kar
dn bir metnin, tad birden aclaan bir fncan neskafenin ve
iinde alt adet orabn yzd, siyahms bir suyla dolu
pemb plastik bir leenin uygunsuzca bir araya gelii yetti,
yetti saylr. Ne bir eylerin ardnda koma, ne kendini koru
ma, ne de saldrna istei duyuyorsun.
Dostlann bkt ark, kapn almyorlar. Onlarla karla
abilecein sokaklada pk yrmyorsun ark. Sorlardan,
rastlant eseri karna kan birinin baklandan kayor, sa
na smarlamak istedii biray ya da kahveyi kabul etmiyorsun.
Sadece gece ve oan, stne uzandn dar sedir, her an yeni
den kefettiin tavan seni koryor; geceleyin, Grands Boule
vads'n kalabal oranda tek banayken, grltlerden ve
klardan, hareketten, unututan zama zaman adeta mutlu
oluyorsun. Biriyle konumaya, bir ey istemeye ihtiyacn yok.
Republique'ten Madeleine'e, Madeleine'den Republique'e gi
dip gelen insan selini izliyorsun.
Tan koymaya alk deilsin ve bunu yapma da istemi
yorsun. Seni rahatsz eden, seni duygulandran, seni korkutan,
ama bazen de coturan ey bakalamann anilii deil, aksi
ne, bunun bir deiim olmad, hibir eyin deimedii, -
bunu ancak bugn bilsen de- teden bri byle olduun duy
gusu, o belirsiz ve ezici duygu; atlak aynadaki bu yz senin
19
yeni yzn deil, maskeler dt sadece, odann scakl an
lan eritti, uyuukluk onlar yerinden skt. Doru yolun, g
zel kanaatlerin maskeleri. Bugn ark penesine dm ol
duun ey hakknda yini b yldr hi mi bir ey anlama
dn? Kendi tarihinde hi mi atlaklk, zayf nokta grmedin?
l zamanlar, bo geitler. Geici ve yrek paralayc o arzu,
ark bir ey duymama, bir ey gneme, sessiz ve hareketsiz
kalma arzusu. Sama sapan yalnzlk dleri. Krler lke
si'nde babo dola!an, bllek kaybna uram bi r: geni ve
bo sokaklar, souk kla, bakn yle bir deip geecei
dilsiz yzler. Sana ulalamazd asla.
Sanki senin sakin ve gvenilir uslu ocuk, iyi renci, i
ten arkada yknn altnda, o ak, apak byme, olgun
lama belirtilerinin altnda -tuvalet kaplarnn prvazna kur
un kalemle izilen izgiler, diplomalar, uzun pantolonlar, ilk
sigaralar, usturann panlts, alkol, Cumaresi akam gezme
leri iin paspasn altna braklan anahtar, bekaretini kaybt
me, ilk kez uaa binme, ilk kez savaa katlma- eskiden bri
hep var olan, hep uzak tutulan baka bir iplik uzayp gitmiti;
imdi ise bu iplik, yeniden kavutuun yaamnn an r
yor, ssz yaamnn bo dekorunu kuruyor; yeniden su yz
ne kan anlar, gn na km bu haikatin ardndaki g
rntler, ok uzun zamandr erelenen bu istifann, bu dingin
lie arnn ardnda yatan cansz ve puslu grntler, an
a tutulmu, beyamtrak, l, fsil saylabilecek ftoraf
lar: tarada bir sokak, kapal pancurlar, donuk glgeler, bir as
keri lokalde vzldayan sinekler, gri eya kltlanyla kapl sa
lon, bir k demetinde asl tozlar, plak krla, Pazar gnleri
gidilen mezarlklar, otomobil gezintileri.
Bi r Peembe leden sonras, dizlerinde ak bir kitap,
dar bir sedirin zerinde oturan dalgn bal adam.
20
Sen bulank bir glgeden, sert bir kaytszlk ekirdein
den, baklardan kaan ntr bir baktan baka bir ey deil
sin. Sessiz dudaklann, snk gzlerinle sen, bundan byle su
birikintilerinde, vitrinlerde, otomobillern ldayan kapora
lannda, yavalatlm yaamnn geici yansmalann bulabi
leceksin.
Dalgn elin, akaaatan etajer boyunca kayyor. Sahan
lktaki musluktan su damlyor. Komun uyuyor. Duraktaki di
zel motorlu taksinin hafif homurusu, sokan sessizliini bz
maktan ok blirginletiriyor. Unutu belleine iliyor. Hibir
ey olmad. Ark hibir ey olmayacak. Tavandaki atlaklar
belirsiz bir labirent iziyor.
Bu bo gnlerde, odan bir kaan kadar, bir fnn kadar s
cakt; bir de u pmbe plastik leende cansz kpekbalklan,
uyuyan balinalar gibi yzen alt adet orap. u almam olan,
almayan, uyanma saatini almayacak olan saat. Ak kitab
yanna, sedirin zerine brakyorsun. Uzanyorsun. Arlk,
uultu, uyuukluk. Kendini koyveriyorsun. Uykuya dalyor
sun.
iLKiN tandk ya da gz nnden gitmeyen grntler bliri
yor; dizilmi oyun k3tlan; bir trl istediin gibi sraya ko
yamadn, bu sraya koyma ilemini baara, bu ileme bir
son verme ihtiyacnn tatsz duygusuyla -temel bir hakikatin
oraya kmas sanki bu sraya koyma ilemine balym gi
bi- ikide bir eline alp durduun k3tlar, ama her sefernde
ayn kad tekrar alyor, tekrar brakyor, tekrar snfandr
yorsun; bir aa bir yukar gidip gelen kalabalklar; seni ev
releyen, gizli kn, bir yerlerde sakl olan ve basnca bl
meleri devirecek, tavan havaladracak dmesini aadn
duvarlar; ana hatla bliren, kaan, geri gelen, yok olan,
yaklaan, si l ikleen biimler: dans eden alevler ya da kadn
lar, glge oyunla.
Daha sonra, bir trl kendilerine bir yol aamayan anlar,
ark hibir eyi kantlamayan kantlar-blki tek bir ey dn
da; o da, Aberdeen'deki, Invemess'teki bir Gzlemevi'nin
uzak yldzlardan gelen sinyalleri yakalamay gerekten ba
arm olmas: Bu Andromeda Bulutsusu muydu, yoksa Gali
ve Burdach Takmyldz m? Yoksa Drdz Tmsecikler
* Beyin sapnn st yznde ve heyin sapcklannn nnde bulunan
kntlar. (.n.)
23
mi? Kafan srekli kurcalayan sorunun apak, dolaysz z
m: Kesilen kt elden karlmadka, kavalye kupadan s
tn deildir. Karmakark anlamlar tayan balantsz sz
ckler evrende durmadan dnyorlar. Hangi adam hangi ka
ttan atoya kapatld? Hangi iplik? Hangi Yasa?
' Kesin, mantkl -olmak gerek. Yntemli hareket etmek.
Belli bir anda, ne pahasna olursa olsun durmay, dnmeyi,
durumu iyice tarmay bilmek gerek. Eer kafnn ortasnda
bir gl varsa, ki bu geree yakn olmakla kalmayp ayn za
ianda normaldir de -her ne kadar bunu ekinmeden dorula
mak henz mmkn deilse bile- ona ulamak iin blli bir
sre gerekecek. Patika yok, hibir zaman patika olmaz, ve k
ylara yakn yerlerde, yln bu dneminde daima tehlikeli olan
otlara dikkat etmen gerekecek. Kayk da olmuyacak tabii, he
men hemen hibir zuran kayk olmaz, ama yzerek geebi
lirsin.
stelik sonra, besbelli ki hibir zaman gl filan yoktu.
Hi gl olmadn ok iyi hatrlyorsun. Oysa, nicedir, uyku
karnda duruyor, hi olmad kadar yakn. Allm bii
miyle: Bir top, daha dorusu kabarck, byk, koaman bir
kabarck, kukusuz saydam, ama camdan deil de sabundan,
ama ok kat, hi yasz ve pek ufalanmayan bir sabundan,
daha dorusu, belki de, ok ok ince, son derece gergin bir
zar. Tm zellikleri orada ylece duryor, bundan emin ol
mak iin anl an aramana bil e gerek yok, normal bu, bu zel
likleri bir bir sayman yeterli. Yukarda kabarck pmbelei
yor, karda pul pul dklyor, yanda hafife soluk almaya
alyor; gerisi, sarldn ve sa baparmanla iaret parma
nn oluturduu halkann zerine ok fazla abanmadan uy
guladn basn sayesinde arln verdiin yasta ait.
24
i mdi i daha da zorlayor. nce, kabarcn hile yapt
apak ortaya kyor; bir kere hi de kre gibi deil. aksine,
daha ok balk biiminde, i biiminde; sonra, yan saydaml
hepten vasat bir nitelik ayor, yastn kinden pek de stn
deil; son olarak stne stlk yukarda pembcletii filan da
yok. Az ok kesin olan tek ey, hzla oalan pul pul dkl
meler ile hafiften balayp aran soluma. Ama iin en can sk
c yan, btnn hzla ykselen ve yaknda kritik bir eie va
racak olan ss, gittike oalan pul pul dklmeler de kesin
likle bunun habrcisi.
Rahatsz edici bir durum. Sahici bile olmayan bu ayrnt
lara nem vermekle hata ettin; bunlann birer tuzak olduu
apak orada, ve imdi sen, snn ve karanln iyice art
ve iinden nasl kacan kayglanarak dndn yasta
bal gibi hapsoldun. Neyse ki byle bir durmla ilk def kar
lamyorsun; ufukta bir engebe ya da karanlkta bir k, bir
gl. ya da yavaa sokulacan serin bir yer bulmann yeterli
olduunu biliyorsun, ve tam da o anda, bir yerlere sokuluver
mek iin artc ei l i mler buluyorsun kendinde. Ama sen is
tediin kadar ara, bouna, karnda bir ey yok, ufk yok, k
yok, gl yok, hibir ey yok, sadece yastk, karanlk, kaln ve
boucu bir yastk var. Bu seni armyor, byle bir ey ola
can az ok bekliyordun. Arkana baknyorsun ve labii he
men, aslnda hapsedilmi bile olmadn, btn bu sre bo
yunca uykunun, hakiki uykunun arkanda olduunu, nnde
deil, arkanda, upuzun gr kumsallanyla, buzlu ufkuyla, be
yaz ya da gri klarn batan baa katettii kara gyle yle
sine tannabilir bir halde arkanda olduunu frk ediyorsun.
Onu bir bakta fark ediyor, annda tanyorsun, ama ona ula
mak iin ark ok ge, her zamanki gibi; artk bir baka sefe
re. Bunu da biliyordun, ya da tahmin etmeliydin: Hi arkaya
dnmemek gerek, hele byle aniden, yoksa her ey krlr,
darmadan olur, yastn der ve yanan, kolunu, bapar
man da braberinde srkler, ayaklarn birbiri zerine dev
rilir; gri at pnceresi yeniden a tendeki yerini alr, eri ta
vanl hcre yeniden oluup kapanr; sedirinin zerinde otur
maktasndr.
DAHA SONRA .Jaris'ten ay_nyorsun; serven aramaya deil,
ailenin yanna, kra, Auxere yaknlarna gidiyorsun. Emekli
lik gnleri iin setikleri biraz l bir kasaba buras. ouk
luk yllarnn, tatillerinin bir ksmn burada geinitin. Etek
lernde kasabann yayld tepnin zernde bir atonun hara
beleri bulunuyor. Oradan pk uzakta olmayan ve imdilerde
ziyaret edilebilen bir maarada dendiine gre bir ermi yaa
m. Meydanda, ki l i senin yannda, birka yzyllk olduu
sylenen bir aa var.
Aylarca orada kalyorsun. Yemek srsnda habrler,
radyo oyunlarn dinliyorsunuz. Akamlan, babanla blot oy
nuyorsun, hep o kazanyor. Sat dokuz olur olma, erkenden,
babanlardan nce yatyorsun. Bazen btn bir gece boyunca
okuyorsun. Tavan arasndaki odanda, amar dolabnn di
binde, on b yann kitaplarn, Alexandre Dumas, Jules
Yeme, Jack London'lan ve eskiden burada her kalmaya gel i
i nde getirdiin y nla polisiye roman buldun. Onl a, tek
sat r atlamadan, dikkatle okuyorsun, sanki hepsini unutmu,
sanki anlan sahiden hi okumam gibi.
Annenlerle yle bir konuuyorsun. Onla ancak yemek
saatlerinde gryorsun. Sabahleyin, yatakta oyalanyorsun.
Evin iinde gidip geldiklerni, merdivenden inip ktklann,
ksrdklerini, ekmeceleri aklann iitiyorsun. Baban tah
ta kesiyor. Seyyar bir bakkal ana kapnn yannda koma al-
27
yor. Bir kpek havlyor, kular tyor; ki l isenin an alyor.
Yksek yatanda yatp, kuty ry enene kadar ekip,
tavandaki kirilere bakyorsun. Kam byaza alan gri renkte
kk bir rmcek, bir mertein kesinde an ryor.
Mutfktaki muamba kapl masaya oturuyorsun. Annen
nne bir tas stl kahve koyuyor, ekmei , reeli, tereyan
uzatyor. Sessizce yiyiyor.un. Bbreklerinden, babandan,
komulardan, kasabadan sz ediyor sana. Bayan Theveneau
iftliini mr boyu gelir karlnda devretmi, Moreau'la

n kpei lm. Otoyol almalan oktan balam.


Annene teberi, babana ttn, kendine de sigara almak
iin kasabaya iniyorsun. iftiler, bir zamanlar byk bir ka
saba olan bu yerden kamla. Demiryolu buradan geermi,
bir noter varm, bir de pazar yeri. Kala kala iki ta iletme
si kalm sadece. Kasaba halk imdi emeklilerle, hafta sanlan
ve her yaz bir aylna gelip klk nfusu i ki ya da katna
karan ehirlilerden oluuyor.
Restore edilen evlerin yanndan geiyorsun: fstk yei l i
ne boyanm, stleri dvme demirden, Fransa krallnn sim
gesi sslemeyle kaplanm pancurlar, antika fenerler, ss bah
eleri, Tann'nn tek bir kulunun bulunmad ak l l yollar,
yazlklar cenneti. Avukatlar, bakkallar, memurlar imirleri
buduyor, akll kumlan trklyor, imleri temizliyor, kr
mz balklan besliyorlar. Meydanda motorlu bisikletlerle,
genlerin haff motosikletleri yanyana dizili. Ayn zamanda
ttnc de olan kahve tklm tklm.
Her leden sonra dolamaya kyorsun. nce kara yol u
nu izliyor, sonra erkedilni bir taacann tesinden ormana
dalyorsun. Yerden bir dal alyor ve elinden geldii kadar
yontuyorsun. Olgunlam buday tarlalannn yanndan gei
yor, elindeki denei beceriksizce savurarak yabani otlan bi
iyorsun. Ne aalarn adn biliyorsun, ne ieklerin, ne bit-
28
kilerin, ne de bulutlann. Bi r tepenin stnde oturuyorsun, ora
dan btn kasaba grnyor: annenlerin evi, az tede, deiik
renkteki atsyla kil ise, hemen hemen gzlerinin hizasn
daki ato, bir zamanlar demiryolunun getii kemerli kpr,
amarhane, postane. Aada, beyaz yolun zerinde, tpk li
mandan kan bir kalyon gibi, dev bir kamyon uzaklayor.
Tarlasnn orasnda bir kyl, tek bana, balakn bir atn
ektii sabann sryor.
Kular lk la, cvltlarla, bouk, titrek seslerle
tyorlar. Byk aalar hrdyor. Seni aran, seni seven
doa orackta. inediin otlar hemen tkryorsun. Manza
ra seni pek etkilemiyor, tarlalann dinginlii seni duygulandr
myor, knn sessizlii seni ne sinirlendiriyor, ne de yattn
yor. Gzn kamatran tek ey bazen bir bcek, bir ta, d
m bir yaprak, bir aa sadece. Bazen saatlerce bir aaca ba
karak ylece duruyorsun, onu btimliyor, didik didik inceli
yorsun; kkleri, gvdeyi, dallar, yapraklan, her bir yapra,
yapraktai her bir daman, sonra yeniden her bir dal inceli
yorsun, ve bylece, a baknn srarla grmek istedii ya da
yaratt ilgisiz biimlerin sonsuz oyunu srp gidiyor: sunt,
ehir, labirent ya da yol, armalar ve atl seferler. Alglann ge
li tike, giderek daha sabrl ve daha esnek olduka, aa pa
rampara oluyor ve yeniden llouyor, yeilin bin bir eidi, ay
n ama yine de farkl binlerce yaprak. Tm yaamn bir aa
cn karsnda geirebilirmisin gibine geliyor, onu tketme
den, anlamadan, nk anlayacan bir ey yok; sadece ona
bakarak. Bu aa hakknda eninde sonunda syleyebilecein
tek ey bir aa olduudur; bu aacn sana syleyebilecei
tek ey de bir aa olduudur: kk, sonra gvde, sonra dallar,
sonra da yapraklar. Aatan daha baka bir hakikat bekleye
mezsin. Aacn sana nerecek bir ahlik, sana verecek bir me
saj yoktur. Onun gc, grkemi, mr -bu eski eretileme-
29
!erden hala kimi anlamlar karmay, bira cesaret toplamay
umuyorsan eer- bunlar huzur veren tarlalar, uyuyan sinsi su
lar, tek balarna, pek ykseklere olmasa da kahramanca tr
manan kk patikalar, gnete salkmlarn olgunlat gler
yzl yamalar kadar abes grntlerden, holuklardan baka
bir ey deildir.
te bu yzden aa senin gzn kamatryor, seni a
ryor ya da dinlendiriyor; aa kabuunun ve dallarn, yap
raklarn bu kuku gtrmez, kukulanlmaz gereklii yzn
.
den. Hibir zaman bir kpkle birlikte dolamaman da bu
yzden belki, nk kpk sana bakar, yalvarr, seninle konu
ur. Minneuen yaarm gzleri, dayak yemi kpk havalan,
sevinli kpk zplaylan, ona, o aalk evcil hayvan stat
sn venen iin seni durmadan zorlar. Bir kpek karsnda
yansz kalamazsn, bir insann karsnda da yle. Oysa bir
aala hibir zaman diyaloa girmezsin. Bi r kpekle kar
karya yaayamazsn, nk kpk, her an, senden onu ya
atman, beslemeni, okama, ona uygun bir insan olman,
efndisi olman, onu annda yere yatracak o kpk ismini
grleyen Tanr olman isteyecektir. Oysa aa senden bir ey
istemez.)pklern Tanrs, kedilerin Tanns, yoksullarn
Tanrs olabilirsin, elinde bir tasma, bira cier, bira servet
olmas bunun iin yeterlidir, ama asla bir aacn efndisi ol
mayacaksn. Kendin de bir aa olmay istemekten baka bir
ey yapamayacaksn.
nsanlardan nefet ettiin anlamna gelmez bu, ne diye
onlardan nefet edesin ki ? Ne diye kendinden nefret edesin
ki? Keke insan trne ait olmak, o dayanlmaz ve sar edici
grlty de brabrinde getinneseydi; keke hayvanlar ae
minden kp alan o birka gln admn bedeli, szckle
rin, byk tasanlann, byk atlmlarn o dinmek bilmeyen
hazmszl olmasayd ! Kar karya getirilebilen bapar-
30
maklara, iki ayak stnde dura. omuzla zerinde ban ya
nm dnne fazla ar bir bdel bu. Yaam denen bu kazan,
bu fnn, bu zgara, bu milyarlarca uya, kkrma, tembih,
cokunluk, bu bitmek bilmeyen bask oram, bu sonsuz ret
me, ezme, yutma, engeller ama, durmadan ve yeniden ba
tan balama makinesi, senin deersiz varoluunun her gn
n, her saatini ynetmek isteyen bu yumua dehet./
ti Pek yaadn denemez, oysa her ey oktan sylendi, ok
tan bitti/Topu topu yirmi be yandasn, ama yolun izilmi
bile. Roller hazr, etiketler de: Bebkliindeki oturaktan yal
lndaki tekerlekli sandalyeye varana kada oturlacak tm
yerler orada duru sralan bkliyorla. servenlerin yle
i yi betimlenmi ki, en iddetli isyan bile kimsenin kln kpr
datmayacar. Sen istediin kadar sokaa kp insanlarn
apkalann balarndan uur, bana iren eyler tak, plak
ayakla yr, bildiriler yaynla, nne kan bir kapkay ge
erken kurunla, bouna, bir ie yaramayaca: Dknler yur
dunun yatakhanesinde yatan oktan yaplm. lanetli airler
sofrasnda yerin aynlm. Sarho Gemi, sefl mucize: Harar
bir panayr elencesi, turstik bir gezidir. Her ey ngrld,
her ey en ufk aynntsna kadar hazrland: byk aklar, so
uk alayclk, strap, bolluk, egzotizm, byk serven, umut
suzluk. Sen ruhunu eytana satmayacak, ayaklannda sanda
letlerle gidip kendini Etna'ya atmayacak, dnyann yedinci
harikasn ykmayacaksn. lmn iin her ey oktan hazr:
Seni ldrecek top gllesi ok uzun zaman nceden eritilip
dkld, tabutunun peinden alayacak olan kadnlar.oan._
tutuldu.
" Habeisan'da bir ehir. Sarho Gemi'nin yazan Rimbaud, 1873'te
iiri brakp eitli lkelerde babo dolatktan sonra 1880'de oraya yer
leerek fldii ve silah ticareti yapt. (.n.)
31
/En yksek epelerin doruuna ne diye trmanasn ki, son
radan inmek zornda kalacak olduktan sonra; inince de, yaa
mn oraya nasl ktn anlatarak geirmemen mmkn
me diye yaar gibi grnesin ki 1 Neden srdresin? Ba
na gelecekleri imdiden bilmiyor musun sanki? Olman gere
ken her eyi daha nce olmadn m: anasna babasna Hiyk bir
oul , kk cesur izci, daha iyisini yapabilecek iyi bir ren
ci, oukluk arkada, uzak kuzen, yakkl asker, yoksul
gen adam? Biraz daha gayret etsen, hatta buna bile gerek
yok, birka yl daha gese, ora snftan, deerli bir meslekta
olacaksn. yi koa, iyi baba, iyi yurta. Eski tfek. Tpk kur
baalar gibi, toplumsal baannn kk basamaklarn bir bir
tnanacaksn. Geni ve ei tl i l i k gsteren bir yelpaze iin
den, arulanna en uygun den kiilii seebileceksin, tam
senin llerine gre titizlikle biilmi olacak. Nian verle
cek mi sana? Kltrl m olacaksn? Aznn tadn iyi bilen
biri mi? Bbrek ve kalp uzman m? Hayvan dostu mu? Bo
saatlerini akorsuz piyanonda, sana hibir zrar vermemi
olan sonatlar katletmekle mi geireceksin? Yoksa, sallanan
bir koltukta, kendi kendine yaamn iyi yanlar da olduunu
tekrar ederek pipo mu ieceksin?
/ Hayr. Sen, yap-boz oyununun eksik paras olmay ye
liyorsun Tasn taran topluyorsun. ansn hi denemiyor,
hibir ie hibir umut balamyorsun. Saban kzn nne
kouyorsun, her eyden stkn synl yor, dereyi grmeden pa
ay svyorsun, elindekini avcundakini yiyip bitiriyorsun.
sermayeyi kediye yklyor, palamar koparyor, ardna bak
madan ekip gidiyorsun.
Yararl tleri dinlemeyeceksin artk. are nedir diye
sormayacaksn. Kendi yolunda yryp gidecek, aalara,
talaa, suya, ge, ehrene, bulutlara, tavanlara, bolua ba
kacaksn.
Aacn yannda ylece kalyorsun. Yapraklardaki rzga
sesinin kehanete dnmesini bile istemiyorsun.
32
Yamurlar geliyor. Evden hi kmyorsun, odandansa
nadiren. Gn boyunca yksek sesle okuyorsun, melindeki sa
lrlan parmanla izleyerek, tpk ouklar gibi, yallar gibi
okuyorsun, ta ki szckler anlamlarn yitirene dek, en basit
cmle arpk, anlalmaz olana dek. Akam oluyor. I yak
myor, pencerenin yanndaki kk masada oturmu, elinde
bir kitap, okumadan, evdeki seslere, mereklerin, demelerin
atrdayna, ksren babana, odunla snan yemek ocann
zerine yerletirilmi dkme demirden zgaralara, yamurun
inko oluklarda kard sese, yoldan geen bir otomobilin
uzaklamasna, tepnin yanndaki dnemete bliren yedi
otobsnn koma sesine yle bir kulak kabararak kmlda
madan duruyorsun.
Yazlklar gitti. Kr evleri kapatld. Kasabadan geer
ken, yolunun stndeki bir iki kpk sana havlyor. Belediye
binasnn, postanenin, amarhanenin yanndaki, ki l i se mey
danndaki y rtk prk san afiler hfi la ak artrmalara, balo
lara, gemi enliklere an yor insan lan.
Bazen, dolatn oluyor hflJ. Ayn yollan izliyorsun.
izmelerinin tabann kaln bir balk tabakasyla kaplayan
srlm tarlalardan geiyorsun. Patikalarn amurlu ukurla
n na batp kyorsun. Gkyz gr. Sis tabakalar manzaray
ryor. Birka bacadan duman ykseliyor. Astarl kaln as
ker ceketine, ayakkablarna, eldivenlerine ramen yor
sun; beceriksizce bir sigara yakmaya alyorsun.
33
Tarlalardan ve korulardan geerek yaptn uzak geziler
seni baka kasabalara ulatnyor. Tek mterisi olduun bfe
bakkaln uzun tata masasna oturyorsun. Sana bir tas scak
et suyu ya da tatsz bir kave getiriyorlar. Srlanm madeni
bir lamba siprliinden h1 sarkan sinek kadna onlarca si
nek yapm. Aldnsz bir kedi, dkme demirden sobann
yannda snyor. Konserve kutularna, amar paketlerne,
nlklere, okul defterlerine, eski gazetelere, sann nianlla
rnn ilernde uyandrd gzel duygulan arklarnda dile
getiren bbk yzl askerler gsteren eker pmbesi kartpos
tallara, otobs tarifesine, l mterek bahis rakamlarna,
Pazar malarnn sonulanna bakyorsun.
Gkyznde, ok yksekten ku srleri geiyor. Yonne
nehrinin kanalnda, iki i r boz atn ektii, gvdesi metalik
mavi uzun bir salapurya szlyor. Geceleyin, anayol boyun
ca yryerek geri dnyorsun; homurdanarak yanndan geen
arabalarn gzn alan frlan, senin zerine evrilmeden n
ce, sanki yamalann altndan, bir an gkyzn aydnlatmak
istiyorlar.
PARIS'E DNYOR ve odana, sessizliine kavuuyorun. Su
damlas, kalabalklar, sokaklar, kprler; tavan, pemb plas
tik leen; dar sedir. Yzn olutura izgilerin yansd at
lak ayna.
Odan dnyann merkezi. Bu in, kokunu hep saklayan bu
izb at kat; atlaklann, kabarmalann, lekeleri ni, sslerini
yzbin kez saydn bu tavan; bu kck, oyuncaa bnze
yen lavabo; bu leen; bu pencere; stndeki her iei, her sa
p, her girik sslemeyi tandn, neredeyse ama kusur
suzlukta baslm olmalanna ramen, birbirlerine tam olarak
benzemediklerini bir tek senin syleyebilecein ssleriyle bu
duvar kfd; tekrar tekrar okuduun ve tekrar tekrar okuya
can bu gazeteler; yzn ancak paraya blnm, hafif
e st ste binen, eit olmayan yzeyler halinde yanstan bu
ayna, senin alkanlk sayesinde alnndaki tek gz msvettesi
ni, yank bumunu, srekli arpk duran azn ark neredeyse
grmezlikten gelebildiin, eski bir kl ya da krba darbsi
nin hemen hemen silik ve unutulmu izine bnzeyen Y eklin
deki bir izikten baka bir ey yanstmayan bu atlak ayna; bu
dizilmi kitaplar; bu dilimli radyatr; stne nar iei ren
ginden pgamoid bir klf geirilmi bavul biimindeki bu pi
kap: te krallnn ba ve sonu; seni dnyaya balayan tek
35
ey olan daima mevcut dost ya da dman sesler, orak mer
kezli emberler halinde evreliyor bu krall; saanlktaki
musluktan damlayan su, komunun grltleri, boazm te
mizlemesi, ap kapad ekmeceler, ksrk nbetleri, ay
danlnn sl, Saint-Honore sokann grltleri, ehrin
dinmeyen uultusu. ok uzaktan, bir itfiye aracnn sireni sa
na doru yaklap uzaklayor, tekrar yaklayor sanki. Saint
Honor ile Pyramides sokaklannn kavanda, fren sesleri
nin, dur-kalklann, hzlanmalann dzenli dnm, neredey
s' o srarl su damlasnn, Saint-Roh'un anlannn amal
yla ritm veryor zamana.
alar saatin uzun zamandr bi eyrek geeyi gsteriyor.
Sen burada yokken dunu olmal, sen de kurmay ihmal el
tin. Odandaki sessizlie zaman ark girmiyor, ama srekli
evreliyor seni, bakmamazlk edebilecein bir alar saatin ak
rebiyle yelkovamndan daha srarl, daha mevcut ama yine de
biraz arpk, bozuk, phel i : Zaman geiyor, ama sen saati
bilmiyorsun, Saint-Roch'un an ne eyrei, ne buuu, ne de
eyrei ayrdediyor, Saint-Honore ile Pyramides sokakla
nnn kavandaki trafik klan her dakika deimiyor, su
damlas her saniye dmyor. Saat on, blki de on bir, nk
doru duyduundan nasl emin olabilirsin ki, ge oldu, henz
erken, gn douyor, gece oluyor, sesler tam olarak kesilmiyor
hi, zaman btnyle hi durmuyor, grnmez olsa bile: ses
sizlik duvanndaki ufack gedik, iki damla arasnda yavala
m, unutulmu, neredeyse yreinin atlanyla kanm m
nlt.
Odan ssz adalann en gzeli, Paris ise kimsenin hibir
zaman aamad bir l. Au dinginlikten, bu uykudan, bu
sessizlikten, bu uyuukluktan baka bir eye ihtiyacn yok.
Gnler balasn, gnler bitsin, azn kapansn, ensendeki, e
ne kemiindeki, enendeki kaslar btnyle gevesin, sadece
36
ve sadece gs kafesinin inip kalkmas, yreinin atlar ta
nklk etsin h313 sabrla varkalmana./
Ark hibir ey istememek. Bekleyecek bir ey kalmaya
na kadar beklemek. Avare dolamak, uyumak. Kalabalklarn,
sokaklarn seni srklemesine seyirci kalmak. Su oluklann,
paraklklar, kylar boyunca akan suyu izlemek. Rhtmlar
boyunca gitmek, duvalann dibinden yrmek. Zaman kay
betmek. Tm tasanlardao, sabrszlktan kurulmak. Arzula
mayan, gcenmeyen, isyan etmeyen bir olmak.
nnde, zamanlar boyunca, kprsz, bunalmsz, karga
asz bir yaam olacak: ne bir prz, ne bir dengesizlik. Daki
kadan dakikaya, satten saate, gnden gne, mevsimden mev
sime, hi bitmeyecek olan bir ey balayacak: bitkisel yaa
mn, iptal edilmi yaamn.
BURADA, sredurmay reniyorsun. Baen, zamann efndi
si , dnyann efendisi olarak, ann ortasnda dura dikatli
kk rmcek olarak, Paris'e hkmediyorsun: Kuzeyi Opra
caddesinden, gneyi Louvre'un kk kaplarndan, dou ile
baty da Saint-Honore sokandan ynetiyorsun.
Belki de tavann bir blmndeki atlak ve glgelerin
karmak oyununun iziktirdii gizemli yz zmeye kalk
yorsun bazen: gzler ve burn, ya da burn ve az, hibir
san snrlamad aln, ya da bir kulan belirgin d izgisi,
bir omuzla byun balangc.
X Vakit ldrenin binbir yolu vardr ve hibiri tekine
bnzemez, ama hepsi de e deerdedir; bir ey bklememenin
bin ekli vardr, uydurabilecein ve annda vageebilecein
binlerce oyun vardr.
f renecek ok eyin va, renilmeyen her ey: yalnz
lk, kaytszlk, sabr, sessizlik/im alkanhklanndan, onca
zman yanyana yrdn kiiler grnce yanlanna gitmek
ten, bakalannn her gn senin iin ayrdkla, hatta bazen se
nin adna savunduklan yerde kahveni imekten, yemeini ye
mekten, bir trl bitmek bilmeyen dostluklarn skc suor
taklnda, ypranan ilikilerin lek ve opornist krgnl
nda srnmekten synlmalsn.
39
Yalnzsn, ve yalnz olduun iin de saate hi bakmaman,
dakikalan hi saymaman gerek. Postadan kan evra ellerin
heyecandan titreyerek amamalsn ark, iinden, seni topu
topu yetmi yedi franka, hem de zerine markan kaznm
bir pasta takmna ya da bat sanatnn en deerli eserlerine sa
hip olmaya aran bir el ilan ktnda d krklna ura
mamalsn ark.
Umut etmeyi, giriimde bulunmay, baarmay, diretmeyi
!nutmalsn.
Kendini koyveriyorsun; senin iin neredeyse kolay bir
ey bu. ok uzun sredir izlediin yollardan kanyorsun.
Yzlerin, telefn numaralannn, adreslerin, glmsemelerin,
seslerin ansn silmeyi geip giden zamana brakyorsun. k
Unutmay rendiini, gnn birinde unutmak iin ken
dini zorladn unutuyorsun. Saint-Michel Bulvan' nda hibir
eyi tanmadan, vitrinlerden habrsiz, bir aa bir yukan gi
dip gelen renci seli iinde mehul biri olarak avare dola
yorsun. Kahvelere girmiyorsun ark, ieride kaygl bir tavr
la, kimbilir kimi -ark bunu da bilmiyorsun- aramak iin ta
dipteki salonlara kadar gidip tur atmyorsun ark. Champolli
on sokandaki yedi sinemann nnde her iki saatte bir olu
an kuyrklarda kimseyi aamyorsun ark. Sorbonne'un b
yk avlusunda ac eken bir rh gibi dolamyor, sn fann
k saatine" yetimek iin uzun koridorlan ark arnlamyor,
merhabalar, glmsemeleri, tanklk bl i rilerini yakala
mak iin ktphaneye gitmiyorsun.
Yalnzsn. Yalnz bir adam gibi yrmeyi, aylak aylak
dolamay, srmeyi, bakmadan grmeyi, grmeden bamay
reniyorsun. Saydaml, hareketsizlii, varolmay reni
yorsun. Bir glge olmay ve insanlara sanki hepsi birer tam
gibi bakmay reniyorsun. Oturur durmda, yatar durumda
kalmay, ayakta duray reniyorsun. Her lokmay ine-
40
meyi, azna gtrdn her para yiyecekte ayn manasz ta
d bulmay reniyorsun. Resim galerilerinde sergilenen lab
lolara sanki duvar paralar ym, tavan paralanym gibi, du
varlara, tavanlara da yal boya resimlermi gibi bakmay
reniyorsun, stlerindeki hep baa dnen onlaca, binlerce yo
lu, amansz labirentleri, kimsenin zemeyecei metni, para
lanmakta olan yzleri bkmadan yorulmadan izliyorsun.
ile Saint-Louis'ye dalyor, Vaugirard sokana sapyor,
PCreire'e doru, Chteau-Landon'a dor uzanyorsun. Ar
ar yryor, ayn yoldan ger dnyor, vitrinlerin nnde du
ruyorsun. Eczaclann, elektrikilerin, tuhafyecilerin, eskici
lerin vitrinleri. Louis-Philipp kprsnn korkuluuna otu
ryor ve kemerlern altnda bir oluup bir kaybolan girdaba,
mahmuzlann nnde srekli olarak ukurlap dolan huni bi
imindeki kntye bakyorsun. Nehir gemileri, mavnalar
geiyor uzaktan, bir sre sonra dalgalar arpyor kemer ayak
lanna. Rhtm boyunca kprdamadan oturan balklar, olta
mantarlarnn amaz sapmasn gzleriyle izliyorlar.
nnde bir bardak bira ya da bir fncan stsz kahveyle,
bir kahvenin terasnda oturp sokaa bakyorsun. zel araba
lar, taksiler, kamyonetler, otobsler, motosikletler, motorlu
bisikletler skk grplar halinde geiyorlar; bu grplan bir
birnden seyrek ve ksa sreli durlar -trafi dzenleyen
klann uzaktaki yansmalan- aynyor. Kaldnmlarda, ara
lann iki kat, ama ok daha akkan ve kesintisiz bir yaya ka
labal sel gibi akyor. Suni derden ayn evrak atalann ta
yan iki adam, ayn yorgun admlarla kar karya geliyor
lar; bir anneyle kz, oukla, ellerinde flelerle yal kadn
lar, bir asker, iki elinde ar birer valiz tayan bir adam, ve di
erleri, paketli, gazeteli, pipolu, emsiyeli, kpkli, gbkli,
41
apkal, ocuk arabal, nifonal, bazlar hzl hzl yryen,
bazlar ayaklann sryen, vitrnlerin yannda duran, selam
laan, birbirlerinden aynlan, birbirlerini geen, kalaan,
gen ve yal, kadn ve erkek, mutlu ve mutsuz dierleri. Dur
madan dalan sonra yeniden toplanan grplar otobs durak
lannn yanna yl yorlar. Gsnde ve srnda birer rekJam
la dolaan bir adam el ilanlar datyor. Bir kadn, geen tak
silere bo yere el kol ediyor. Bir itfiye ya da polis arabasnn
sireni gittike byyerek sana dor yaklayor.
) l Kimbilir hangi acil durmlar iin arlan tamir servisi
arala son hzla geiyorlar. Hayatnda ilk def geldiin ve
gidip gelen, kouturan, duran bu kalabala bakmaktan ba
ka hibir iinin olmad bu sokakta birbirini tanmayan, se
nin tanmadn bu insanlar bir araya getiren yasalar hakkn
da hibir ey bilmiyorsun: Kaldnmlardaki bu ayaklarn, tat
yollandaki bu tekerleklerin hepsi ne yapyorlar? Hepsi nere
ye gidiyorlar? Kim aryor onlan? Kim geri getiryor? Han
gi g ya da hangi giz onlann nce sa sonra sol ayaklarn
kaldrma basmalar n, hem de daha iyisi bklenemeyecek bir
egdmle basmalarn salyor? Neredeyse ntr baklarnn
o darack alanndaki binlerce gereksiz hareket, ayn anda bir
araya geliyor. Sa ellerini ayn anda uzatyor ve karlannda
ki eli sanki ezmek ister gibi sk yorlar, grnrde anlam ykl
mesajlan azlaryla iletiyor, yanaklann, burnlarn, kalan
n, dudaklann, ellerini her yne oynatyor, konumalarn an
laml mimiklerle noktalyorlar; ajandalarn karyor, birbir
lerini geiyor, selfmlayor, birbirlerine svyor, birbirlerini
kutluyor, itiiyorlar; seni grmeden yollarna devam ediyor
lar, oysa sen onlardan birka santim tede, bir kahvenin tera
sna otunu, dunadan onlara bakyorsun.
\
Avare dolayorsun. Sokaklar, mahalleleri, binalar s n f
landnay dnyorsun: deli mahalleler, l mahalleler, p.
42
zar yeri-sokaklar, yatakhane-sokaklar, mezarlk-sokaklar, s
vas dklm cepheler, rm cepheler, paslanm cephe
ler, maskelenmi cepheler.
Meydanlardaki kk parklar boyunca yryorsun, de
mirden ya da tahtadan bir cetveli parkn pamaklklarna arp
trarak koan ouklar yanndan geip gidiyorlar. Dkme de
mirden ayaklan aslan penesi biiminde, ahalan yeil boyal
banklara oturuyorsun. Yal, clz bekiler yalan olmayan
dadlarla ene alyorla Ayakkabnn buruyla kumlu topra
a emberler, kareler, bir gz, adnn ba harflerini iziyorsun. ,1
Hibir zaman hibir arabann gemedii, sanki kimse
oturmuyoru gibi grnen bir hayalet dkkfndan baka ma
azas olmayan sokaklar kefediyorsun; tl perdelerle kapl
vitrninde, sanki oldum olas gneten rengi atm ayn soluk
mankenin, ayn fantezi dme levhalarnn, bu yln tarihini
amalanna ramen hi deimeyen ayn moda gravrlerinin
sergilendii bir kadn terisinin, yaylarn, top, zeytin ekirde
i, i biiminde karyola ayaklarn, kldan ve pamukludan de
iik kalitedeki mallarn sergileyen bir yorgancnn, ya da
naylon iplere dizilmi rengarenk yass plastik tpalardan olu
an bir perdenin kap yerine getii kk dkkannn ke
sinde oturan bir kunduracnn bulunduu sokaklar.
Pasajlar kefediyorsun: Choiseul Pasaj , Panoramas Pa
saj, Jouffroy Pasaj, Verdeau Paaj; oralardaki moel uak
ve benzeri maketler, pipolar, renkli camdan mcevherler, pul
lar satan dkkanlar, ayakkab boyaclar, sosisli sandvi tez
gihlan. Bi r karvizit matbaasnn vitrinindeki saran karla
n tek tek okuyorsun: Doktor Raphael Crubellier, Az Hasta
lklar Uzman, Paris Tp Fakltesi Mezunu, ltfen randevu
alnz, Marcel-Emile Bumachs S. S. A. . Her Cins Hal, Bay ve
43
Bayan Serge Valene, Lagarde soka No. 1 1 , 2 1 4 07 35; Ge
offroy Saint-Hilaire Koleji Eski rencileri Dostluk Derei,
Mn: buza yatnlm leziz istirdyeler, Perigord usul yer
mantarh kazcieri, glden gelen gm gzel.
Luxembourg Bahesi'nde bri, blot ya da tarot oynayan
.
emeklilere bakyorsun. Az tendeki bir bankta, bir deri bir ke
mik kalm bir ihtiyar, enesini iki eliyle sk sk kavrad
bastonunun topuzuna dayam, ayalann bititirmi, kml
damadan saatlerce karsndaki bolua bakyor. Hayranlkla
onu seyrediyorsun. Smn, zaafn bulmaya alyorsun.
Ama dokunulmazl van gibi grnyor. Kp gibi sar,
yan kr, hatta flli olmal. Ama salyas bile akmyor, dudak
lann oynatmyor, neredeyse gzn bile krpmyor. Gne
onun evresinde dnyor: Belki de dikkat ve zen gsterdii
tek ey kendi glgesini izlemektir; iaret noktalann ok uzun
zaman nceden belirlemi olmal; onun delilii, deliyse eer,
belki de kendini bir gne saati sanmasdr. Bir heykeli andn
yor, ama heykellere nazaran bir stnl var; Eer can ister
se, kalkp yryebilir. Bir insana da benziyor, daha ok bir
kuunkini andran kafasna, gs kafesine kadar kan pan
tolonuna, tam ilkokulluk papyon kravatna ramen; ama teki
insanlardan u ayncal var ki bir heykel gibi kmldamadan
saatlerce ve saatlerce durabilir, hem de grnr hibir aba
harcamadan. Sen de bunu baarabilmeyi isterdin, ne var ki
yallk mesleinde henz pk toy olmandan kaynaklansa ge
rek, ok abuk sinirleniyorsun: Kendine ramen, ayan kum
da kmldyor, gzlerin evrede geziniyor, panaklann dur
madan kenetlenip zlyor.
Rasgele yryorsun yine, yolunu kaybediyor, ayn yerde
dnp duruyorsun. Bazen kendine gln hedeOer saptyor
sun: Daumcsnil, Clignancourt, Gouvion Saint-Cyr Bul var,
Posta Mzesi. Kitaplara giriyor ve okumadan, kitaplarn
sayfalann kannyorsun. Sanat galerilerine giriyor, her tab
lonun nnde durarak, ban saa eip gzlerini ksarak, tab
lonun adn, tarihini ya da ressamn adn okumak iin yakla
arak, daha iyi grebilmek iin geri geri giderek, kl krk ya
rarcasna dolayorsun ierde. Dan karken defteri okunak
sz koa bir parafla imzalayp, yanna da sahte bir adres yaz
yorsun.
Bir kahveye girip, dipteki masalardan birne oturuyorsun.
Sistemli bir ekilde, satr satr Le Monde okuyorsun. Mkem
mel bir egzersiz bu. lk sayfadaki balklar okuyorsun, sonra
"gn gnne"yi , d habrleri, son sayfadaki eitli olaylan,
kk ilanlar: eleman arayanlar, i arayanlar, temsilciler, ti
cari teklifer, cmlik, arazi, arsa, daireler (satlk), daireler (in
aat halinde), daireler (alm), bro katlan, eitli kiralk eya,
ticarethaneler, sermaye, oraklk, kurslar ve ders verenler,
devredenler, vasta, garaj, hayvanlar, kelepir eya, dierler,
davetler, doum, lm, nian, evlilik, teekkr ilanlarn, Dro
uot Oteli'ndeki ak artmnalar, ziyaretleri ve konferanslar,
tez savunmalarn; aa yukar kafadan zdn bulmacala
r (hangi renkler moral verir: mor ve al; sonuncu ne satar: un;
"sohbet"teki rahatlama seslenii: oh be; murat bozulunca ay
lar ona baylr: armut; toparlak meyve: portakal*); hava tah
minlerini; radyo, televizyon, tiyatro ve sinema programlann,
borsa kurlarn; turizm, toplum, ekonomi, gastronomi, edebi
yat, spor, bilim, tiyatro, niversite, tp, kadn, ocuk, din, ta-
* evrilmesi olanaksz olan bu bulmacalann Trke benzerlerini ha
zrlaya Ncvat Erkmcn'e tcckkircdcriz. (. n. )
45
ra, havaclk, ehircilik, denizcilik, hukuk, sendikaclk sayfa
larn; dnya politikasn, d haberleri, Fransz politikasn, i
ilerini, ksa haberleri, ya da dr say sren byk incele
me-aratrma yalarn, bir lkeye, bir blgeye, bir rne ay
nlm ekleri, reklam karelerini okuyorsun.
Gzlerinin nnden b yz tane, bin tane haber geti,
yle titizlikle ve yle dikkatli baktn ki, bu saynn tirajn bile
rendin ve bir kez daha, gazetenin sendikal iiler tarafn
dan hazrlandn ve BVP ile OJD" tarafndan kontrol edildi-
.
ini teyit etmi oldun. Ama bellein bunlan hibirini tutma
maya zen gsterdi: Pont-3-Mousson hisselerinin dtn,
elik fiyatlann gerilediini, New York borsasnn direndii
ni, Fransa'nn gayri menkul kredisi veren en eski bankasnn
deneyimine ve uzman kadrosuna gvenmek gerektiini, Flo
rida'da Barbara tayfununun yol at zarann milyar oldu
unu; Jean-Paul ile Lucas'nn kk kzkardeleri Lucie'nin
doumunu mjdelemekten gurr duyduklarn ayn ilgisizlik
le okudun: L Monde okumak, bir saat, i ki saat kaybtmek ya
da kazanmaktr sadece; bir kez daha, her eyin senin iin ne
denli nemsiz olduunu deerlendirektir. Sn fandrmala
nn, tercihlerin geersizletirilmesi, yklmas gerek. Otuz ka
dar dizgi iaetiyle yaplan dzenlemenin -ki bu dzenleme
son derece basit kurallara gre yaplr- her gn bu binlerce
mesaj yaratabilmesine hala arabilirsin elbette. Ama ne di
ye bu mesajlala bslenesin, ne diye bunlann ifresini zesin
ki? Senin iin nemli olan tek ey zamann gemesi ve hibir
eyin sana erimemesi: Gzlerin, acele etmeden, birbiri ard
na satrlar okuyor.
* BVP (Burea de viricaio de /Publicire): Yaymlann Dorulu
unu Denetleme Brosu; OJD (Ofce de Jusicaior ee la Di usio des
suppors de publicirl: Yayn Dayanaklannn Yaymn Dorulama Ofsi.
(. n.)
46
Dnyann karsnda, kaytsz kii ne cahildir ne de d
man. Niyetin okumazyazmazln sala yararl keyfini ye
niden kefetmek deil, okurken, okuduklana hibir ayrcalk
tanmamaktr. Niyetin nlplak gezmek deil, ille de zenli
ya da bakmsz olmak anlamna gelmeyecek bir ekilde giyin
mektir; niyetin kendini alktan ldrmek deil, sadece bs
lenmektir. Bu hareketleri alabildiine masum bir tavrla harf
harfine yerine getirmek deil istedi gi n -nk masumluk ok
kuvvetli bir terimdir- sadece, en basitinden, bu "en basitin
den"in bir anlam olabilirse eer, istediin ey bu hareketleri
yansz, apak, her tr deerden, zellikle de ilevsellikten
kurulmu -nk ilevsellik deerlerin en kts, en sinsisi,
en tehlikelisidir-aika, gerek, deitirilemez bir yere brak
maktr. Okuyorsun, giyiniksin, yiyiyorsun, uyuyorsun, yr
yorsun demek dnda sylenecek bir ey olmasn; bunlar bi
rer davran, birer hareket olsun; birer kanl, birer dei toku
arac deil. Giyimin, yiyip itiklerin, okuduklarn senin adna
konumayacaklar ark, onlar sayesinde karndakinden daha
akgz davranamayacaksn ark. Seni temsil etmenin o yi
yip bitiren, ekilmez, ldrc grevini bunlara brakmaya
caksn.
Bundan byle, Petite Source'un tezgahnda, La Biere'de,
ya da Roger la Frite'in yerinde yemek yerken, psikofizyolo
jistlerin dedii gibi "besin almaktayken'', gnde bir ya da iki
kez, pk pk kez, ki o da nadiren, bir dilim zgara sr eti,
kzgn yaa atlm ince patates dilimleri, bir bardak krmz
araptan oluan, inceden inceye hesaplanabilir bir protein ve
karbonhidrat bileii yutmaktasn. Yediin ey, bazen biftek,
hatta bftek olarak adlandnlsa da, sr filetosu olmad ke
sin bir et, kimsenin ince ince ubuklar halinde doranm de
meye dilinin varmayaca kzarm patatesler, kimsenin men
e adn kontrol etmeyi ve kalite snnn belirmeyi aklndan
47
geineyecei bir bardak knz arapr. Ne var ki, miden
frk anlamyor artk -tabii daha nce hi anlamsa-, dama
n da yle. Szckler daha direnli kt: Etin ince, sinirli,
kay gibi olmaktan, patateslerin yal ve yumuam olmak
tan, arabn yap yap ya da eki olmaktan kmas; balan
gta ackl anlamlar tayan, yoksul yemeklerini, sokak serse
rsi yiyeceklerini, yoksullar aevini, ehir dndaki panayrla
n anmsatan bu inanlmaz lde deersizletirici sfatlann
azar azar zlerinden kaybetmesi; bunlara iddetle bal olan

hznn, yoksulluun, yokluun, ihLiyacn, utancn -kzarma


ya dnen bu yan, ete dnen bu serliin, araba dnen
bu ekiliin- seni etkilemekten, sende iz brakyor olmaktan
kmas olduka zamann ald; ayn ekilde, bunun tersi bol
luun, ziyafetin, bayramn, enliin, yukardakilerin tam tersi
olan sekin blirilernin -yumua ve kanl c/arlais "para
lan"nn, "kuba yumuak sr eti"nin, fletolann yumuack
orta ksmnn, Hal'deki hamallarn getirdii pirolalarn kaln
lnn, ince ince dilimler ya da kaln ubuklar halinde kzar
tlm patateslerin, patates sufelerinin, altn rengi patates kf
telerinin gevrekliinin, sepette duran nefis araplarn gzel
kokusunun- seni kandnyor olmaktan kmas da olduka za
mann ald. Hibir kutsal enerji, hibir tannsal nektar, taba
n ve bardan doldurmuyor ark. Yemeklerinin sonunu hi
bir nlemle noktalamyorsun ark. Et ve kzar patates yi
yor, arap iiyorsun. Hemen hemen her gn, Petite Source'a
girer ginez garsona smarladn "gnn yemei" ile Villette
sr pirolas arasndaki almaz mesafenin senin zerinde
hibir hakimiyeti kalmad ark.
HAVA ister gzel olsun ister kt, yamur yasn, gne asn,
rzgar kasp kavursun, aalarda tek bir yaprak kmldama
sn, aaran gn sokak lambalann sndrsn, batan gn anlan
yeniden yaksn, kalabaln iinde kaybol ya da ssz bir mey
danda tek bana ol, hili yryorsun, hall snyorsun.
Seni yolunu uzatmak zornda brakan, yasaklarla dolu,
kamak geziler uyduryorsun kendine. Antlan grmeye gi
diyorsun. Kiliselerin, atl heykellern, umumi heJalann, Rus
restoranlannn say mn yapyorsun. Ky lar boyunca, ehrin
eski kaplannn yaknlannda yaplan yol ahmalann, srl
m tarlalara benzeyen delik deik sokaklan, kanalizasyonla
n, yerle bir edilen binalan gneye gidiyorun.
Odana dnyor ve kendini darack sedirine atyorsun.
Tpk budalalar gibi, gzlern flta gibi ak uyuyorsun. Ta
vandaki atlaklan sayyor, bir dzene koyuyorsun. Glgelerle
lekelerin birlemesi sayesinde, grsel uyum salama ve yn
bulma yeteneinin zenginlii sayesinde, domakta olan dzi
nelerce ekil zametsizce, ar ar ryor; ancak bir an yaka
layabildiin knlgan dzenlemeler; dalp paalanmadan ve
her ey yeni batan balamadan nce, anlan bir isim altnda -
kork, kolit, ky, kasaba, kaf- topluyorsun; bir el hareketi
nin, bir devinimin, bir siluetin blinesi, bymesine kaytsz
49
kaldn ii bo bir iaretin balangc, belirginleen raslant:
zerine dikilen bir gz, uyuyan bir adam, bir girdap, yelkenli
lerin haff salnm, aa paras, fkran, saknlan, yeniden
kavuulan kk dal, bunun iinden noktas noktasna belir
ginleerek yine oraya kan bir yzn silik balangc, a n
cekinden azck farkl, belki daha karanlk, ya da daha dikkat
li, bitirilmemi bir yz, kulaklann, gzlerini, boynunu, alnn
greden aradn bir yz; bu yzden aklnda kalan, bu yz
de bulduun, bulur bulmaz da kaybtiin tek ey mulak bir
glmsemenin izi ile, utan verci ya da anl anl -kimbilir?
bir yara izinin uza bir burn deliinin glgesi sadece.
ounlukla tek bana iskambil oynuyorsun. Bri elleri
datyorsun, l Monde'da her hafta yaynlanan problemleri
zmeye alyorsun; ne var ki vasat bir oyuncusun sen, at
n oyunlar da zarafetten yoksun: Ne skiz, ne defs, ne de el
srasn deerlendine bilgisi var sende. Bi r gn, ellerinde
toplam olarak yalnz iki onr, bir asla bir vale bulunan bir eki
bin, tm savunmalara ramen, ikanlann ve longlann nefis
dalm sayesinde bir granlem yapmay baarabildikleri
mthi bir oyun dndn; sonra bu problemi gzden geirir
ken, deklare edilemez olduu iin sz konusu lemin hibir il
ginliinin kalmadn ve o sonuca gitmek iin yle zeka
kvraklklanna gerek olmadn fark edince ark briten pek
bir ey bklemez oldun.
Kendini iskambil fllannn byleyici zevkine kaptrdn.
Sedirinin zerine dr sra halinde on er kar diziyor, ile
rindeki dr as karyorsun. Oyun, geri kalan krk sekiz kar
t, aslarn karlmasyla boalan yerleri kullanarak dzene
koymaktan ibaret; eer bu boluklardan biri sralardan birinin
bandaysa, oraya bir ikili koyma hakkn var; yok eer bo
luk, diyelim, bir altldan sonra geliyorsa, oraya ayn rengin
yedil isini koyabilirsin; yediliden sonra sekizliyi, sekizliden
50
sonra dokuzluyu, valeden sonra kz koyabilirsin; eer papaz
dan sonras bosa hibir ey koyamazsn ve boluu kullanma
hakn kaybdersin.
Bu iskambil falnda ansn hemen hemen hi rol yoktur.
Boalan dr yerin, eer bu yerleri dizili srasna gre oynar
san, karna papalan karaca an, yani kaybedecein an
ok ok nceden kestirebilirsin; ama boluklan istediin sra
ya gre kullanabilirsin, boluklardan nce birini, sonra teki
ni kullanrsn, sonra yine birinciye dnerin, ncy, dr
dncy oynar, sonra yine ncye geersin. Yine de, fal
nadiren kar; oyunun tkand bir an gelir hep, tam ktla
nn yansn ya da te birini snfayp dizmiken, yle bir an
gelir ki boluklar doldunak iin her elini attnda kana
bir papa kar. lke olarak, iki deneme daha yapmaya hakkn
vardr: Dizilmi olan ktlan yerinde brakp, dierlerini ka
np, birerden dr boluk brakarak yeniden aman yeterlidir.
Ama sana tannan bu iki ans nadiren kullanyorsun; oyunun
tehl ikeye dtn grr gnez btn ktla topluyor,
iki ya da kez kan yor, bir kez daa denemek iin hepsini ye
niden ayorsun.
K0tlan kanyor, ayor, asla kanyorsun, oyunun du
rmuna bakyorsun. Bira rasgele balyorsun, sadece i l k ba
ta bir papaza rastlamamaya dikkat ediyorsun, o kadar. Yava
yava oyun bir dzene giriyor, glkler bliriyor, olaslklar
oraya kyor: Burada kdn biri zaten yerinde duryor, u
rada tek bir tanesini oynatmak beliyi, altly bir seferde yeri
ne koymay salayacak, orada iini gletiren bir papaz ye
rinden kprdamayacak.
Neredeyse hi baaramyorsun. Bazen azck hile bile ya
pyorsun, nadiren, gittike de daha seyrek olarak. Senin iin
nemli olan ey zafer deil, hem ten senin ferin de ne de
mek; senin istediin sadece tannlan yannda olmasysa, on
lann tevecchn kaanmann ok daa kolay yollan var.
Ama giderek daha sk, daha uzun sre, baen btn bir le-
5 1
den sonra, sabah kalkar kalkmaz, ya da gece sabaha kadar oy
nuyorsun, stelik ark vakit ldrmek iin de deil.
Bu oyunda seni byleyen bir eyler var, seni belki de
kprlerin yanbandaki suyun oyunlanndan, tavanlardaki
labirentlerden, gzn saydam tabakasnn yzeyinde ar ar
yn deitiren bir lde k geinez ince ubuklardan daha
ok byleyen bir eyler. Bulunduu yere gre, ana gre, her
ktt neredeyse heyecan verici bir younluk kazanyor. Kay
nyor, yok ediyor, kuryor, dzenliyor, plan stne plan yap
}orsun; bo bir aba, onaylanmayan bir tehl i ke, gln bir d
zenleme: Krk sekiz kit seni oana balyor ve sen, bir on
lunun yernde olmasndan, bir papazn sana kar gelmeme
sinden neredeyse mutlu oluyor, ya da ar aksak hesaplannn
tmnn de ayn olanaksz sonuca varmasndan mutsuz olu
yorsun. Sanki bu yalnz ve dilsiz strateji senin tek yolunu
oluturyoru, senin varolma nedenin haline gelmi gibi.
GECE OLDU. Tek tk araba yoldan frna gibi geiyor. Sahan
lktaki musluktan su damlyor. Komundan t kmyor; bl
ki de evde yoktur ya da oktan lmtr. Giyinik olarak sedi
re uzanm, ellerini ensende kavuturmusun, dizlerin bkl.
Gzlerini kapyor, ayorsun. Gznn iindeki ya da gzn
saydam tabakas n n yzeyindeki virsms, mikrobumsu e
killer bir aa bir yukar ar ar hareket ediyor, kayboluyor,
birden orada toplanyorlar; pek deitikleri sylenemez; bu
yuvarlaklar ya da kabarcklar, ince ubuklar, bklm iplik
ler bir araya gelince adeta bir masal hayvann andran bir e
kil kyor oraya. zlerini kaybdiyor, yeniden buluyorsun;
gzlerini ovuturyorsun, iplikler paralanp oalyorlar.
/ Zaman geiyor, uyukluyorsun. Ak kitab yanna, sedi
rin zerine brakyorsun. Her ey puslu. uultulu. Sol uman a
lacak kadar dzenli. Byk olaslkla gerekd kk si
ya bir hayvanck tavandaki atlaklarn oluturduu labirent
te kukuya yer vermeyen bir gedik ayor.
Gece gndz sokaklarda avare dolayorsun. Salonlann
da dezenfktanlarn kalc kokusunun gezindii mahalle sine
malarna giriyorsun, bflerde sandvi ve kat klfihlarda ve
rilen kzarm patates yiyorsun, panayrlardan geiyorsun, tilt
oynuyorsun, mzelere, pazarlara, garlara, halka ak ktpha-
53
nelere gidiyorsun, Jacob sokandaki antikac dkkinlannn,
Paradis sokandaki cam eya satclann n, Saint-Antoine
mahallesindeki mobilyaclarn vitrinlerine bakyorsun.
Saatler, gnler, hafalar, mevsimler boyunca her eyden
kopuyor, her eyden souyorsun. Bazen, neredeyse bir tr
sarholukla, zgr olduunu, seni bunahan, senin houna gi
den ya da gitmeyen hibir ey olmadn kefediyorsun. Ve
'
oyun kftlannn ya da kimi grltlerin, kendine sunduun
kimi gsterilerin sana salad bu ypratc olmayan havada,
anlarn heyecanndan baka eye yer vermeyen bu yaamda,
mkemmele yakn, byleyici, baen de yeni heyecanlarla
1 dolu bir mutluluk buluyorsu

. Tam bir huzur iindesin, her an


esirgeniyor, korunuyorsun. ok mutlu bir parantez iinde,
hibir ey bklemediin, vaatlerle dolu bir bolukla yayor
sun. Grnmez, duru ve saydamsn. Yoksun artk: Saatlerin
ardndan, gnlerin ardndan, mevsimler geerken, zaman
akarken, neelenmeden, hznlenmeden, geleceksiz ve ge
misiz, ylece, dpdz, apak yaayaduruyorsun, tpk sa
hanlktaki musluktan damlayan bir su damlas gibi, pmb
plastik bir leende suya bastrlm alt adet orap gibi, bir si
nek ya da istiridye gibi, inek gibi, salyangoz gibi, bir ouk ya
da bir ihtiyar gibi, bir fare gibi.
BAZEN, karanln iinde, bir maa asnn silueti beliryor n
ce: Karnda bir nokta var, bu noktann iinden iki izgi k
yor; izgiler birbirinden aynlyor ve uzun bir dnemeten
sonra dnp sana doru geliyorlar.
Daha sonra, bir okyanus oluyor bu, zernde yol aldn
siyah bir deniz: Bumun sanki dev bir yolcu gemisinin bumu,
ya da pruva bodoslamas. Her ey siya. Gece olmam, hava
kararmam, btn dnya siyah; doal bir siyalk bu, bir fo
torafn negatifi gibi; beya, belki de gri olan tek ey, sen ge
ip giderken burunun her iki kanadnda ve belki de geminin
yanlan olan gzlerin boyunca kabaran dalgalar - bir zamanlar
maa as da, sen karanlk sularda szlrken nnde atn o
beyazms ve kvrntl izin, o izginin haberci siymi gibi bu
kanatlarda bliriyordu. Su her yann sanyor; siyah, kprsz,
ar.af gibi, hatta yakamozsuz bir deniz, oysa her ayrnty,
gk olsa en ufak bulutu, ufuk olsa en ufak kara parasn see
bileceini sanyorsun. Ama denizden baka bir ey yok ve
sen, yolunun stnde zahmetsizce, sessizce, hi sarslmadan -
tarlann altn stne getiren bir saban demiri gibi- derin ve
beyaz izgiler oyan bir pruva bodoslamassn tepeden traa.
Oysa, ok gemeden, yukanlarda bir yerde, tpk bir er
eve iindeymicesine, sanki bir ekran belirmi de bir sinema
55
filminin negatif gsteriliyormucasna, ayn gemi beliriyor,
ama imdi bir btn olarak, kubak grlyor ve sen, g
vertedeki kpteye, ya da daha dorusu st gverenin k
ptesine dayanm, olduka romantik bir poz almsn. Ayn
anda iki yerde birden bulunma duygusu uzunca bir sre, ke
sinlikle belirgin bir ekilde srp gidiyor ve bir eyler seni si
nirlendirse de, cann sksa da, bir trl anlayamadn ey u:
Sen, nce, siyah denizde byaz dalgalan kprerek tek ba
na szlen prva booslamassn da, sonra hemen hemen ayn
anda, bu pruva bodoslamas olmann bilincine bnzer bir ey
misin; yani, yukarda, olduka romantik bir pozda gvertede
hareketsiz duran yolcusu olduun geminin btn msn,
yoksa, aksine, nce siyah denizin stnde, iinde kaptan kp
rsne dayanm tek yolcusuyla, seninle, szlen btn gemi
vard da, sonra bu geminin lszce bytlm tek bir ay
nnts, iki tarafndaki byaz, kaln dalgalan -sahici dalga ola
mayacak kadar iyi izilmi, daha ok kvnmlan, krmalar an
dran olduka grkemli, neredeyse ar bir hava verilmi dal
galan- kprerek sulan yaran pruva booslamas m vard?
Uzun sre, iki gemi, parayla btn, prva booslamas
olan burunla yolcu gemisi olan vcudun birlikte yzyorlar,
onlar birbirinden ayrman salayacak hibir ey yok: Sen
hem prva bodoslamassn hem de stnde bulunduun gemi.
Sonra, ilk eliki oraya kyor, ama belki de llern, pers
pktiflerin farkllna balanabilir optik bir yanlsamadr bu
sadece: Gemi yavalyor, gitgide yavalyor gibi geliyor sana,
sanki onu gitgide daha geriden, daha uzaktan, gitgide daha
yukardan gryormusun gibi; ne var ki sen, kpeteye da
yanm olan sen, hi de klmyorsun, oysa prva bodosla
mas gitgide hzlanyor, szlmyor ark, adeta siyah suyun
stnde uuyor, bir yolcu gemisi gibi deil de, tpk bir h
cumbot gibi, hana bir srat teknesi gibi.
te o zaman, durm ok daha vahimleiyor-ve sen, bel ki
de deneyimlerine dayanarak, olumakta olan eyin sonun ba-
56
langc olduunu sanki biliyorsun- nk az sonra olacak
olan eyin younluuna birka dakika, birka saniyeden fzla
katlanamayacaksn; geri henz orada bir ey yok, belki de,
olsa olsa, uyarc bir iare, anlam bile ak olmayan bir belir
ti dnda; sen imdi bu anlamn aa kmasn bekliyorsun,
her eyin mmkn olduu kadar uzun bir sre bulank kalaca
n bouna umut ederek, nk daha imdiden ne olduunu
biliyorsun: Uyan seni kolluyor, onu harekete geiren ey se
nin sabrszln oldu ve onu geciktirek iin harcadn tm
abalar onu daha da abukltrmaktan baka bir ie yaram
yor, ve o srada, her sefrinde olduu gibi, hem isteklendirici
hem skntl, hem harikulide hem umut knc, ar belirgin
leiveren, abucak zonklayan ve neredeyse sancya dnen
bir duygu oraya kyor: Bu imgeyi daha nce yaadn bil
menin sama -ya da henz o denli sama deilse bile, sama
olmaya mutlaka aday- kesinlii, bunun gerek bir an olduu
nu kesinkes bilmek, hem de tm ayrntlaryla: Deniz siyahl,
gemi her iki yanndan byaz kpk demetleri fkrarak k
k kanalda ar ar ilerliyordu, sen tm gemilerdeki tm
yolcularn marlara bakarken takndklar tavrla, olduka ro
mantik bir pozda gezi gveresinin korkuluuna dayanmm;
u anki duygunun aynsn duyuyordun, ne var ki u anda hi
bir ey duymamaktasn, byle bir annn hem olanakszln
hem de deiirilemezliini bilmenin tehl ikeli, giderek daha
tehlikeli duygusu dnda.
Daha sonra, ok daha sonra, belki de birok kez uyandn,
birok ktz yeniden uyukladn, sana dndn, soluna dndn,
srst, yzst yattn, blki bile yatn, blki bir sigara
itin, daha sonra, ok daa sonra, uyku bir hedefe dnyor,
ya da hayr, aksine, sen uykunun hedefi oluyorsun. Iyan, bir
grnp bir kaybolan bir ate oa bu. Kanda, ya da daha
kesin sylemek gerekirse, gzlernin nnde, bazen birazck
57
solda, bazen birazck sada, asla orada deil, onbinlerce k
k beyaz nokta bir araya gelip, giderek kediye benzer bir ey
iziyor, profilden grnen bir panter ba, panter ilerliyor, iki
keskin sivri diini gstererek byyor, sonra kayboluyor,
onun yerini kl bir nokta alyor, bu nokta byyor, ekenar
drgene, yldza dnyor ve hzla zerine atlyor, son anda
seni sadan syrarak geiyor. Bu, dzenli olarak birok kez
yineleniyor: nce bir ey yok, sonra haff kl noktalar, ka
bataslak izilen bir panter ba beliriyor, sonra bu blirginlei-

yor, kkreyerek byyor, iki keskin sivri <liini gsteriyor,
sonra ldayan, neredeyse parlayan bir nokta iiyor, ekenar
drtgene, yldza dnyor, sonr stne dor gelen bir k
topu oluyor, seni klpay synyor, yle yaknndan geiyor ki
neredeyse ona dokunduunu, onu hissettiini, iittiini san
yorsun, sonra yine bir ey yok, uzun bir sre, beyaz noktalar,
panterin ba, byyen ve seni yalayp geen yldz.
Sonra uzun bir sre hibir ey olmuyor; hibir ey, ya da
daha sonra, bazen, bir yerlerde, beyaz bir gk cismini andran
bir ey patlyor . . .
ZAMANLA, duyarszln inanlmayacak bir hal alyor. Gzle
rinde panltdan eser kalmam, siluetin tam anlamyla k
m. Bkknlktan, burkluktan eser tamayan bir dinginlik
gelip yerlemi dudaklannn kenana. Dokunulma biri ola
rak, giysilerinin arbal ypranml. admlannn yanszl
tarafndan kornarak sokaklarda geziniyorun.

renilmi
haeketleri yapyorsun sadece. Ancak gerekli olan szckleri
sarfediyorsun. stediklern unlar:
- bir kahve,
- nden bir koltuk,
- gnn yemei, bir krmz arap,
- bir bardak bira,
- bir di fras,
- on tane bilet.
Paray yor, cebine koyuyor ve yerne geerek yiyip i
meye koyuluyorsun. Bulunduu ynn stnden L Monde'u
alyor, satcnn anana iki adet yirmi santim brakyorun.
Ltfen, gnaydn, teekkr ederim, hoakaln demiyorsun
hi. zrdilemiyorsun. Yolunu sormuyorsun.
Avare dolayorsun, dolayorsun. Yryorsun. Tm an
lar birbiriyle edeerde, tm mekfnlar birbirine bnziyor. Hi
acele etmiyor, hi armyorsun. Meydan saatlerine bakm
yorsun. Uykun yok. A deilsin. Hi esnemiyorsun. Kahka
halarla glmyorsun hi.
59
Artk aylaklk da yapmyorsun, nk ancak zamandan a
lanlar, gnlk programlanndaki deerli dakikalardan trkla
mak iin aba gsterenler aylaklk yapabilir. Balangta, ken
dine gzergihlar seiyor, hedefler saptyor, istemediin halde
sonunda birer Odysseus yolculuuna dnen karmak gezi
ler tasarlyordun. Pek ok yer grdkten sonra, bir de Saint
Julien le Pauvre Kilisesi' ni ziyaret enin, yeral mezarlannn
giriinde dolanp durdun, Eyfl Kulesi'nin almda dikildin,
birka antn tepsine ktn, tm kprlerden getin, tm k
.
ylarda yrdn, tm mzeleri gezdin, Guimet Mzesi, Cer
nuschi Mzesi, Camavalet Mzesi, Bourdelle Mzesi, Delac
roix Mzesi, Nissim de Camondo Mzesi'ni, Keifer Saray'
n, Trocadero Akvaryumu'nu, Bagatelle'deki glleri, akam
vakti Montmarre', sabah vakti Hal'i, i k saatinde Sain
Lazare gann , 15 Austos'ta le vakti Concorde Meydan'n
grdn. Ne var ki, hedefin ister turistik olsun, ister klrel,
ya da d knc, aptalca hatta kkrc olsun (la Pomp soka
, Saussaies soka, Beauvau Meydan, Orfvres nhtm), bu
onun bir hedef olmasn, yani bir gerilim, bir niyet, bir heye
can olmasn engellemiyordu. Senin turizmin, bouna ve g
ln de olsa, Gerekstclerin uzaklarda kalm ansna ra
men, bir zen kayna, gnlk bir program, bir mekan ls
olarak kalyordu.
Akamlan saat sekiz, dokuz ya da on sularnda, nasl ay
nn gzetmeden kana kan i l k sinemaya girp karanlk sa
londa bir glge seyirci olarak, geni bir dikdrtgen zerinde
durmadan ayn serveni -mzik, coku, bekleyi- biimlen
diren eit eit k ve glge oyunlarnn grnp kaybolma
sn izleyen bir glgenin glgesi olarak, artk gidecein film
leri semiyor.an, yediklerinde bir deiiklik yapmak iin la
Petite Source'un tezg:hnda sana be teklie, gnde harcaya
can parann te birine sunulan aa yukan yz seene
i sonuna kadar kullanmak iin nasl hibir giriimde bulun
muyor, yemeklerini semiyorsan, uyku saatlerini, okuyacan
60
eyleri, giysil erini de semiyorsun . . .
Kendini brakyorun, srkleniyorsun: Champs-Elysees'
de kalabaln bir aa bir yukar yrmesi, birka metre
nnden giden ve gr bir sokaa sapan gri bir srt, bir k ya
da kszlk, bir ses ya da sessizlik, bir duvar, bir grup insan,
bir aa, su, bir kap sundurmas, parmaklklar, afiler, kald
rm talan, bir geit, bir vitrin, bir trfik , bir sokak tabela
s, bir ttnc levhas, bir tuhafiyecinin sergisi, bir merdiven,
bir dner kavak seni pine takmaya yetiyor. ..
Yryorsun; yrmyorsun. Uyuyorsun; uyumuyorsun.
Alt kat merdiveni iniyorsun, kyorsun. L Monde alyor
sun; almyorsun. Yiyiyorsun; yemiyorsun. Ouruyorun, uza
nyorsun, ayakta duryorsun, bir sinemann karanlk salonuna
szlveriyorsun. Bir sigara yakyorsun. Soka. Seine nehr
ni geiyor, duruyor, yeniden yola koyuluyorsun. Tilt oynu
yorsun; oynamyorsun.
Baen , drt, b gn odanda kalyorsun, ka gn kald
n bilmiyorsun. Neredeyse durmadan uyuyorun; oraplan
n, i ki gmleini ykyorsun. Daha nce yini kez okuyup,
yini kez unuttuun bir polisiye roman okuyorsun. Yerde s
rnen eski bir L Monde' un bulmacasn zyorsun. Sedirin
zerine dr sra halinde on er oyun kadn diziyor, aslan
karyor, kupa yedilisini kupa altlsnn arkasna, sinek se
kizlisini sinek yedilisinin arkasna, maa ikilisini kendi yeri
ne, maa papazn maa kznn akasna, kupa valesini kupa
onlusunun arkasna koyuyorsun.
61
Ekmein olduu mddete, ekmein zerine reel srp
yiyorsun, sonra varsa eer, biskvilerin zerine sryorsun,
daha da sonra kavanozun iinden kakla yiyorsun.
Ellerini ensende birletirip, dizlerini yukan ekerek dar
sedirine uzanyorsun. Gzlerini kapyor, ayorsun. Gznn
saydam tabakasnn yzeyinde, bklm iplikler bir aa bir
yukan ar ar yn deitiriyorlar.
Tavandaki atlaklar, kabarmalar, yarklar sayyor ve bir
dzene sokuyorsun. atlak aynadaki yzne bakyorsun.
Kendi kendine konumuyorsun henz. Hele hi haykr
myorsun.
Kaytszln ne balangc vardr, ne de sonu; deimez
bir durumdur kaytszlk; bir arlk. hibir eyin sarsamaya
ca bir kpszlk, bir canszlktr. D dnyann mesajlan
hali sinir merkezlerne ulayor kukusuz, ama organizmann
btnn tehlikeye atacak hibir toplu cevap zmlenir duru
ma gelebilecek gibi gzkmyor. Ayakta kalan tek ey temel
refleksler sadece: Krmz yandnda kardan karya gemi
yorsun, sigaram yakmak iin rzgardan korunuyorsun, k sa
bahlan daha sk giyiniyorsun, aa yukan haftada bir kez
kazan, oraplarn, donunu ve fanilam, ayda iki kezden bi
raz daha ksa srede de arafann deitiriyorsun.
Kaytszlk, dili geersiz klyor, iaretleri anlalmaz hale
getiriyor. Sabrlsn ama bklemiyorsun, zglirsn ama se
miyorsun, msaitsin ama hibir ey seni harekete geirmiyor.
Hibir ey istemiyor, hibir ey talep etmiyor, hibir eyi da
yatmyorsun. Hi dinlemeden duyuyor, hi bakmadan gr
yorsun: tavanlardaki atlak la. parkenin dilimlerini, yer karo-
62
I
!arnn desenlerni, gzlerinin evresindeki k nklkla,
aalar, suyu, talan, geen arabalar, gkyznde bulut e
killer izen bulutlan.
Ark, tkenmez olann iinde yayorsun. Her bir gn ses
ve sessizliklerden, k ve karanlklardan, younluklardan,
bekleyilerden, rpenelerden oluuyor. Olan tek ey, bir kez
daha, sonsuza dek, her sefrnde biraz daha fazla yitip gitmen,
sonu olmadan babo dolaman, uykuyu, bir tr vcut huzu
rnu bulman: vazgeme, bkknlk, uyuukluk, kendini koy
veri. Kayyor, srkleniyor, geviyorsun: boluu aramak,
ondan kamak, yrmek, dunak, oturak, masaya otunak,
dirseini dayamak, uzanmak.
Robot hareketleri: kalkmak, ykanmak, tra olmak, gi
yinmek. Su zernde mantar: akntya kaplmak, kalabalklan
izlemek, srmek: youn sessizlikteki ya, kapal pancurlar,
l sokaklar, yap yap asflt, kprsz yapraklarn siyaha
alan yeili : vitrnlern, sokak lambalarn n souk altnda
k, kahve kaplarndai buular, l aalarn gdk siyah
dallan.
sala kahvelere, kk barlara, ayakst barlana gir
yorsun, ksz, sirke ve kir kokan arap ve kmr bayileri.
Charles Michels'e ya da Chaeau-Landon'a dor, yal, pis,
dar sokaklarda yrtk prk afilerin sarkt tahtaprdeler bo
yunca yryorsun. Meydanlardaki kk parklarn ve bahe
lerin banklarnda oturyorsun, tpk bir emekli, bir ihtiyar gibi,
oysa topu topu yirmi be yandasn. Otellern lobilerine girip
suni deriden bir kanepeye oturyor, bekliyorsun; girip kan
insanlara bakyorsun, tantm ilanlann, kataloglar, afiler
okuyorsun, turistik brorleri (Geceleyin Paris, Hindistan'a
Gemi Yolculuu), dergiler (Fransz Otelciliinden Habrler,
Fransz Turng Kulub Dergisi) okuyorsun; bismevlerinin,
gazete binalarnn nndeki panolaa aslan gazeteleri okuyor-
6.l
sun: L Mmde, L Figam, L Capital, L Vie Frmae. Be
lediye ktphanelerinde bo bo dolayor, bir f dolduryor,
turih kitaplann, bili msel eserleri, Devlet adamlannn anlar
n, daclann, katolik papazlarn anlarn okuyorsun.
Kaldrmlarda yryor, su oluklarnn iine, yolun kenar
na parketmi arabalarla kald nm arasnda kalan genie bo
lua bakyorsun. Bi l yalar, kk yaylar, yzkler, bozuk pa
ralar, bazen eldivenler, bir gn de iinde biraz para, kftlar,
mektuplar, gzlerinden neredeyse ya getiren ftorafar olan

bir para antas buluyorsun.
Luxembourg Bahesi'nde kat oynayanlara, Chaillot Sa
ray'nn bahesindeki fskiyelere bakyorsun, Pazar gn Lo
uvre'a gidiyor, hi durmadan btn salonlardan geiyor, so
nunda tek bir tablonun ya da objenin karsna duryorsun:
Bu, st dudann stnde, solda, yani ona gre solda, sana
greyse sada, kck bir yaa izi tayan bir Rnesans ada
mnn inanlmaz derecede enerjik porresi, ya da st yazl
bir ta, arkana bakmadan ekip gitmezden nce karsnda bir
saat, iki saat durduun kk bir M s r ka.
Bitmek bilmez, yorlmak bilmez yry. Elinde grn
mez valizler tayan bir adam gibi yryorun; glgesini izle
yen bir adam gibi yryorsun. Kr yry, uyurgezer yr
y; mekanik admlarla, sonu gelmezcesine, yrdn
unutana dek ilerliyorsun.
Titiz bir ayla, kusursuz gece yrycs, uuan bir
arafn haksz yere bir hayalete, kk ouklan bile korku
tamayacak bir hayalete dntrecei bir rh gibisin.
Yorulmak bilmez yry, her akam, oann kara deli
inden, rm merdivenlerinden, sessiz avlundan kp, Pa
ris'i bir utan bir uca geiyorsun; byk ses ve k blgeleri
nin -pera, les Boulevards, Champs-Elysees, Saint-Germain
ya da Montpamasse'n- tesine geiyor, l ehire, Pereire ya
64
da Saint-Antoine'a, Longchamp sokana, Hpital Bulvan'na,
Obrkampf sokana, Vercingetorix sokana dalyorsun.
Sabah kahveleri. Dirseini camdan -yuvarlak kenarlar
bakr civatalarla kaidenin btonuna gmlm yan saydam
kaln bir levha olan- tezgaha dayayaak banda denizcinin
ekitii bir il makinesine yan dnk halde, neredeyse k
mldamadan ayakta duryorsun. Krmz arap ya da szme
kahve iiyorsun.
Srprizsiz yaam. Gvenliktesin. Uyuyor, yiyor, yryor,
yaamay srdryorsun, tpk gamsz bir aratrmacnn labi
rentinde unuttuu bir laboratuva faresi gibi; saba akam, hi
yanlmadan, hi duraksamadan yemliin yolunu tutan, nce
sola, sonra saa dnen, bulama halindeki gnlk yem mikta
rn alma iin knz kenarl bir pedala iki def basan bir la
boratuvar fresi gibi.
Ne bir aama sras, ne bir tercih. Dingin bir kaytszlk
seninki: Gri rengin zerinde hibir boucu his uyandnnad
gri adam. Duyarsz deil, yansz. Su kendine ekiyor seni, ta
n da, karanlk kadar aydnln, scak kadar souun da seni
kendine ekmesi gibi. Var olan tek ey yryn ve bakn;
bir eye ynelen, sonra o eyi yalayp geen; gzeli, irkini,
bildii, artcy tanmayan; sadece ve sadece, gznde, ta
vanlarda, ayaklarnda, gkyznde, atlak aynanda, suda, ta
ta, kalabalklarda, her yerde dunadan bir belirip bir kaybolan
k ve ekil oyunlarn belleinde tutan bakn. Meydanlar,
caddeler, meydanlardaki kk parklar ve bulvarlar, aalar,
demir parmaklklar, erkekler, kadnlar, ouklar, kpekler,
bekleyiler, kalabalklar, tatlar, vitrinler, binalar, cepheler,
stunlar, stun balklar, kaldrmlar, su oluklar, iseleyen
yamur altnda parldayan, kk akltalanndan yaplm,
gri ya da knzms, beyazms, mavimsi kaldrm talan,
sessizlikler, uultular, patrlar, galardaki, maazalardai,
bulvarlardaki insanlar, kalabalktan grnmez olmu sokak
lar, kalabalktan grnmez olmu nhtmlar, Austos Paarla
nnn ssz sokaklan, sabahla, aamlar, geceler, gn doum
lan ve gn batmla.
Ark sen dnyann adsz efendisisin, tarihin zerinde ar
tk etki yapmad kiisin. yamurn yadn atk hissetme
,
yen, gecenin geliini artk grmeyen kiisin.
Kendi gerekliinden baka, sren yaamnn, soluk alp
veriinin, admlarnn, yalannn gerekliinden baka bir
ey tanmyorsun. nsanlan gidip geldiini, kalabalklann ve
eylerin oluup kaybolduunu gryorsun. Bir tuhafyecinin
ufack vitrininde bir perde ubuu gryorsun; gzlerin ani
den ona dikiliyor; geip gidiyorsun: Sen ulalmazsn.
GZNLE yastn kalamas bir dan oraya kmasna
yola ayor, olduka yumuak bir eim, bir dar ann drte
bir, daha dorsu boluun ger kalanndan daha karanlk, n
planda bliren bir ember yay. Bu dan ilgin bir yan yok;
olaan bir da. imdilik, zm i n yapman gereken ama bir trl
tam olarak tanmlayamadn br ile megul; kendi iinde
pek nemli olmayan bir grev sz konusuymu gibi gzk
yor; belki de bu grev, ifeyi bilip bilmediini anlamaya ya
rayacak frsauan, bahaneden baka bir ey deildir; grevi
nin, bapanan ya da tm elini yastn stnden geir
mekten ibaret olduunu varsayyorsun rein, ve bu varsa
ym annda dorlanyor, ama bunu yapmak sana m der?
Aama srasndaki yerin, hizmet yllarn seni bu angaradan
bak tutmaz m? Bu soru elbtte ki grevin kendisinden
ok daha nemli, ancak elinde onu zmek iin hibir ey
yok; bunca zaman sonra h<15 bu trden hesaplar venek zo
rnda kalacan sanmyordun. stelik, bunun zerinde bira
daa dnnce, sorunun ok daha karmak olduunu frk
ediyorsun: Sorun baparman mevkiine, derecene, kdemine
gre geinek zorunda olup olmadn bilmek deil, sorun
daha ok, her halkarda, er ya da ge, bapaman geirmen
gerektii, eer yeterince kdemliysen stten, deilsen alttan,
ve tabii k senin kdemin hakknda hibir fkrin yok, sana ok
gibi gzkyor, ama belki de yeterince ok deildir. Bu soru-
67
yu sana sormak iin, tam da kimsenin, en namuslu yargcn
bile, yeterince kdemli olup olmadn kesin olarak dorla
yamayaca an setiler belki de?
Bu soru ayaklarn ya da uyluklann iin de sorlabilirdi.
Aslnda bir ey ifade etmiyor. Asl sorn, temas sornudur. l
ke olarak iki tr temas vardr; Vcudunun arafala olan te
mas, ki bu sol uyluun, sa ayan, sa kolun, kamnn bir
" ksm iin geerlidir ve bir kaynama, bir etkileim, bir yo
unluk azalmas anlamna gelir; bir de vcudunun kendiyle
olan temas, ki bu etinin etinle karlat, sol ayann sa
ayann stnden getii, dizlerinin birbiryle karlat,
dirseinin midenle kar karya geldii yerde olur: Bu temas
lar sivri, scak veya souk, ya da scak ve souktur. Elbtte,
hemen hemen hi riske girmeden, tm bu ilem tersine evri
lebilir, bunu aksi olduu, sol ayan sa ayan altnda, sa
uyluun sol uyluun altnda olduu ileri srlebilir.
Btn bu olanlarda en ak grnen ey, senin bacaklarn
hafife kvrm, kollarnla yasta skca sarlm olarak, ne
sa ne de sol tarafa yatm olmayp ba aa durandr, tpk
k uykusuna yatm bir yarasa gibi, ya da daha dorusu, bir
armut aacnn zerindeki fala olgun armut gibi, ki bu da her
an debilecein anlamna gelir; ama bu durum ayrca rahat
sz edici gelmemektedir sana, nk ban yastk tarafndan
mkemmelen korunmaktadr; ancak gene de senin grevin,
kck de olsa bu tehlikeden kanmaktr. Ama bildiin a
releri gzden geirrsen, durmun bata sandndan ok daha
vahim olduunu fak etmekte gecikmezsin, bunun nedeni de
yatay olmayan bir konumun uykuya nadiren el vermesidir.
Demek ki, bunun pek o kadar ho bir ey olmayacan tah
min etsen de, dmeye karar vermelisin; dn ne zaman
son bulaca bilinmez, stelik sen dmek iin ne yapman ge
rektiini bilmiyorsun, ancak dmeyi dnmediin zaman
GB
dmeye balyorsun, ama nal bunu dnmeden edebilirsin
ki, tam da bunu dnyorken? Bu kimsenin hibir zaman
ciddi olarak dnmedii bir eydir, oysa nemlidir: Bu ko
nuda metinler olmalyd, gveni l i r metinler, bu durmlara,
genelde sanldnn aksine ok sk rastlanan bu durumlara
kar koymay salayacak metinler.
Vcudunun drte bann iine snm; kalbin ge
lip kann iine yerlemi, yerine btnyle uyum salam,
canl bir eymi gibi arpyor orada, olsa olsa birack fala
hzl arpyordur blki. Vcudunu yoklaman gerek, kol ve ba
caklannn, organlannn, i organlarnn, mukozalannn b
tnln denetlemen gerek. Ban dolduran ve onu arla
tran tm bu parala bandan atmak isterdin, ama ayn za
manda da, elinden geldiince falasn kurardn iin kendi
ni kutluyorsun, nk geri kalan ne varsa hepsi yok oldu, ark
ne ayaklann ne de ellerin var, baldnn tamamyla s v lat.
Btn bunla gitgide karak bir hal alyor: nce dirse
ini kaldrman gerekirdi, bylece balan yere hi deilse
kamnn bir ksmn koyabilirdin, ve bu byle srp giderdi,
ta ki yeniden aa yukar eski durmuna gelene dek. Ama bu
korkun zor bir ey: Paralardan balar eksik, bazlar ise
ift, lszce bym olanlar da var, kesinlikle lgn top
rak taleplernde bulunalar da: Direin hi olmad kada
dirsek, bu denli dirsek olunabileceini unutmutun, tran
biri elinin yerine gemi. Ve tabii ki cellatlar, mdahale et
mek iin yine tam bu an seiyorlar. lerinden biri azna te
beir dolu bir snger tkyor, bir dieri kulaklana pamuk t
kyor; birka hzarc sinslerine yerlemi, bir yangn kara
del isi mideni atee veriyor, sadist teriler ayaklarn sktnp
kltyorlar, kafana kck bir apka geiryor, seni dara-
69
ck bir paltonun iine sokuyor, bir kravatla bouyorlar; bir ba
ca emizleyicisi ile yama soluk borna dml bir i p sok
nular ve vgye deer tm abalanna ramen, ipi geri ek
me

i bir trl baaramyorlar.


/
Hemen hemen her seferinde geliyorlar. Onlan iyi tanyor
'\ sun. in neredeyse rahat. Eer onlar oradalarsa, uyku ok
uzakta deil demekir
t
'Bira cann yakacaklar, sonra bkacak
ve seni rahat brakacalar. Evet, cann yakyorla, ama duy-
1
.
duun anya ka11, algladn tm duyumlara, aklndan ge
en tm dncelere, sende uyanan tm duygulara kar oldu
u gibi, tam bir ilgisizlik iindesin. Hayret ettiini hi hayret
etmeden, aakaldn hi ilakalmadan, cellatlar tarafndan
hralandn hi ac ekmeden gryorsun. Sakinlemeleri
ni bkliyorsun. stedikleri tm organlan kendi rzanla teslim
ediyorsun onlara. Kamn, bumun, boan, ayaklarn iin e
kitiklerini gryorun uzan.
Ama genelde, ou zaman, en son tuzak bu noktada olu
yor. te o zaman en kts kyor oraya. Ar ar, grn
meden ykseliyor.

nce her ey sakin, olaan, fzla sakin,


fazla olaan. Her ey bir daha hi kmldamayacam gibi
grnyor. Ama sonra biliyorsun ki, gittike amanszlaan bir
kesinlikle bilmeye b<ilyor.n ki, tm vcudunu kaybettin,
ya da hayr, vcudunu gryorsun, uzanda dei l , ama hibir
zman ona eriemeyecek, onunla birleemeyeceksin.
Bi r gzden baka bir ey dei lsin. Koaman ve sabit bir
gz, her eyi gren, ylan vcudunu olduu kadar seni de,
bakan, balan seni de gren, sanki yuvasnda tamamen ters
dnm de hibir ey demeden seni seyrediyormu gibi, seni,
senin iini, karanlk, bo, su yeili, korkmu, gsz iini. Sa
na bakyor ve seni olduun yere ivi liyor. Kendini grmeyi
hep srdreceksin. Hibir ey yapamasn, kendinden kaa
masn, kendi bakndan kaamasn, hibir zaman bunu ya-
pamayacaksn: Hibir sasntnn, hibir seslenmenin, hibir
yann seni uyandramayaca kadar derin uyumay baarsan
bile, bu gz hep olacak, senin gzn, hi kapanmayacak, hi
uyumayaca olan gzn. Kendini gryorsun, kendini gren
kendini gryorsun, sana bakan sana bakyorsun. Uyansan bi
le, grntn ayn, deimez kalacak. Kendine binlerce, mil
yarlaca gzkapa eklemeyi baarsan bile, hli, arkada, seni
grmek iin bu gz olacak. Uyumuyorsun, ama uyku ark
gelmeyecek. Uyank deilsin ve hi uyanmayacasn. l de
ilsin ve lm bile seni kuraramayacak . . .
BiR iNEK GiBi, bir istiridye gibi, bir fare gibi zgr!
Ama fareler uyuyabilmek iin saatlerce rpnmalar.
Sraya, panie kapla, ter iinde uyanmazlar. D gr
mezler, hem sen dlerine kar ne yapabilirsin ki?
Ama fareler traklarn kemirmezler, hele dzenli ola
rak, saatlerce, traklarnn ucu clk yara olana kada hi. Tr
nan ucunu tran orsna kada, ete tutunduu yerler ya
ra bre iinde braa kopayorsun; trak dibinin zerin
deki l derileri kan kana kada, pamaklan cann fena
halde yakana kada syryorun, saatlerce en ufak tema se
nin iin o derece dayanlmaz oluyor ki hibir eyi tutamyor
ve ellerini kaynar suya sokmak zorunda kalyorsun.
Ama bilesin ki, faeler tilt oynamalar. Saatler byu, ge
celer boyu, byk bir feyle, tutkuyla aygtlara yapyor
sun. Makinenin zerne kapanm bir halde, elik bilyann
sraylarna makineye vurduun bel darleriyle elik ede
rek ahlayp hlyorsun. Yaylaa, klaa, saylara, geitlere
saldryorun.
73
Gznde k yanan, yelpazesi aa inen kadn resimleri.
Bi r tiltle mcadele edemezsin. Oynasn ya da oynamazsm.
Diyaloa giremezsin onunla, sana syleyemeyecei eyi sy
letemezsin ona. stediin kadar sokul, karsnda soluk solua
kal, tilt, senin ona duyduun dostlua, elde etmeye altn
<jka, seni paralayan arzuya duyarsz kalr. Bin dr yz yetti
i halde yaptn alt bin puan, seni daha fzla yaralamaktan,
biraz daha kermekten baka bir ie yaramayacak.
Sokaklarda srtyor, bir sinemaya giriyorsun; sokaklarda
sryor, bir kaveye giriyorsun; sokaklarda sryor, Seine
nehrine, kasap dkkanlanna, trenlere, afilere, insanlara bak
yorsun. Sokaklarda sryor, bir sinemaya giriyor ve orada az
nce grdne bnzer bir film gryorsun; fala akll bir
byefndi tarafndan anlatla ayn alka hikiye, incelik ve
mzik dolu, sonra ara oluyor; yirmi kez, yz kez grdn
rek!am flmleri, haftann belli bal olaylan zerine, bu kez,
yirmi kez grdn ksa bir film, sardalyalar hakknda, ya da
gne hakknda, Hawaii ya da Ulusal Ktphane hakknda bir
blgesel, daha nce grdn ve yine grecein bir filmin
paralan, az nce grdn film bir kez daha balyor, paral
jenerii, Eretat plaj, denizi, marlan, kumda oynayan o
cuklar ile.
Dar kyor, fazla klandnlm sokaklarda sryor
sun. Odana dnyor, soyunuyor, aaflan arasna sokulu
yor, sndryor, gzlerini yumuyorsun. Bu, ok abuk
soyunan dsel kadnlarn evrene t saattir: bu, yz
kez okunmu kitaplardan bunaldn saattir; bu. bir trl uyu
yamadan yz kez oradan oraya dndn saattir. Gzlerin ka
ranlkta fal ta gibi ak, elin da sedirin ayak tarafnda bir
kllk, bir kutu kibrit, son bir sigara aranrken, mutsuzluu
nun bykln sakin sakin ltn saattir bu.
74
Ark geceleri kalkyorsun yataktan. Sokaklarda avare do
layor, barlarn, Rosebud'n, Harry's'in taburelerine tnyor,
Saint-Honore sokanda, neredeyse odann karsna den
Franco-Suisse'c gidip oturyor. Hal'deki bir kahveye gidiyor
ve saatlerce orada kalyorsun. Sonuna kadar, bir birann, st
sz bir kahvenin ya da bir bardak krmz arabn karsnda
oturarak. Girp kan tekilere, kasap raklanna, iekilere,
gazete satclarna, akamc gruhlanna, yalnz sarholara, fa
hielere bakyorsun.
Yalnzsn ve yalpalyorsun. Issz caddelerde, clz aa
lar, svas dklm cepheler, karanlk kap sundunalan bo
yunca yryorsun. Baignol\es'n, Pantin'in bitmez tkenmez
irkinliine dalyorsun. oktan kurumu Wallace emelerin
den, vck vck kiliselerden, delik deik antiyelerden, rengi
atm duvarlardan baka bir ey kmyor karna. Demir par
maklklar arasna hapsolduun kk parklar, kanalizasyon
azlarnn yaknndaki durgun su birikintileri, fabrikalarn
devasa kaplan. Europe mahallesindeki madeni yaya kprle
rnin altnda, buharl lokomotifer beyaz dumanlan dalga
dalga savuryorlar. Barbes Bulvar, Clichy Meydan; sabrsz
kalabalklar gzlerini ge dor eviriyorlar.
Yalnzln byl emberini krmayacaksn. Yalnzsn
ve kimseyi tanmyorsun; kimseyi tanmyorsun ve yalnzsn.
tekilerin birbirlerine yaptklarn, birbirlerine sokuldukla
rn, birbirlerni korduklarn, birbirlerine sanldklann gr
yorsun. Oysa sen, l bakl, saydam bir hayaletten, klrengi
bir czzamldan, oktan toza dnm bir siluetten, kimse
nin yaklamad tutulmu bir yerden baka bir ey deilsin.
Olaslk d karlamalarn umuduyla kendini zorluyorsun.
Ama deri, bakr, aa senin iin ldamaya balamyor ki,
klar younluklarn senin iin aaltmyorlar ki, sesler senin
iin duyulmaz hale gelmiyorlar ki. Arlaan dumana, Lester
75
Young'a, Coltrane'e ramen yalnzsn, balann ty gibi yumu
a ve sessiz scaklnda, ayak seslerinin nlad bo so
kaklarda, kapanmam ikili kavelerin ya ayk suoakl
nda yalnzsn.
Sadece bir kez kar kaya gelecein dmanla var; in
sann kann donduran ylanlann souk sln tanyp anlaya
cak kadar zaman va, tam zamannda geri ekilecek kada,
yalnzlktan ve sabrzlkta donmu olarak, mahvolmu ola
rak; seni ele veren kendi ban, en ufak aynntlarn gittike

anlamszlaan ve gittike keskinleen algs: bir sa buklesi,


bir bardan glgesi, bralm bir sigarann oyna izi, kapa
nan iki kanatl bir kapnn son sal. Gznden bir ey ka
myor, ama yakaladn bir ey de yok, yakalasan da ok ge,
hep ok ge, glgeler, yansmalar, atlalar, savumalar, g
lmsemeler, esnemeler, yorgunluk ya da vagei.
Mutsuzluk zerne atlmad, stne ullanmad; yavaa
szd, neredeyse tatllkla sokuldu. Byk bi rdi katle yaam
na, hareketlerine, saatlerne, oana iledi, uzun sre gizli tu
tulmu bir hakikat, reddedi l mi bir gereklik gibi; direken ve
sabrl, incecik, zorlu mutsuzluk, tavandaki atlaklar, atla
aynadaki yznn knklann, dizilmi oyun k5tlann ele
geirip sahanlktai musluktan damlayan suyun iine girdi.
Saint-Roch'un an her eyrek saati vurduunda onunla birlik
te nlad.
Tuza, baen neredeyse coku veren bu duygu, bu gurr,
bu bir eit saoluktu; sadece ehire, onun talarna ve so
kaklana, seni srkleyen kalabalklarna ihtiyacn olduunu
sanyordun, sadece La Petite Source'un tezgahnn bir paas
na, bir mahalle sinemasnda nden bir koltua ihtiyacn oldu
unu; sadece oana, inine, kafsine, yeraJtndaki yuvana, her
gn dndn, her gn ktn bu neredeyse byl yere ih
tiyacn olduunu sayordun; ark oradaki hibir ey, tavan-
76
daki bir atlak, etajerin ahabndaki bir damar, duvar kadn
daki bir iek bile sabnnn nesnesi olamyor. Bir kez daha, el
l i iki kad dar sedirine diziyorsun; biimsiz bir labirentin
olaslk d zmn bir kez daha an yorsun.
Glerini kaybettin. Gznn saydam tabakasnn yze
yindeki kabarcklann ve ince ubuklann ar ar yn dei
tinesini izleyemiyorsun ark. atlaklann ve glgelerin ara
sndan hibir yz, hibir muzaffer atl sefer, ufukta hibir e
hir senin on lan aa kanana izin veniyor.
Tuzak: O tehlikeli yanlsama -nasl demeli?- almaz ol
mann, d dnyann hibir etkisine marz kalmamann, n
ne bakan ak gzlerle, her eyi, en ufk aynntlan alglayan,
ama hibir eyi belleinde tutmayan gzlerle, dokunulmaz
olarak kayp gitmenin o tehlikeli yanlsamas. Uyank uyurge
zer, gren kr. Belleksiz, korkusuz olmak.
Ama k yok, mucize yok, hibir hakikat yok. Kabuklar,
zrhlar. Her eyin balad, her eyin durduu o bucu gn
den beri. Karanlk sokaklann kirli duvarlannn dibinden gei
yorsun, sa elinle seki talanna, cephe tulalarna ararak.
Seine' in zernden bacaklarn sallandrarak, bir kpr keme
rinin oyduu gzn gremeyecei kadar kk girdaba saat
lerce bakarak oturuyorsun. Dizilmi elli iki kadn iinden
drt as karyorsun. Ayn gdk hareketleri, hibir zaman
hibir yere vardrmayan ayn yolculuklar tekrar tekrar ka
kez yaptn. kurluk snaklarndan baka, aptalca sabnn
dan baka, seni her seferinde k noktana geri dndren bin
bir dnemeten baka yardma aracan bir ey yok. Mey
danlardaki kk parklardan mzelere, kahvelerden sinema
lara, su kylarndan bahelere; garlardaki bkleme salonlar,
byk oellerin lobileri, spenarketler, kitaplar, resim ga
lerler, metro koridorlar. Aalar, talar, su, bulutlar, kum,
tula, k, zgir, yamur: nemli olan tek ey yalnzln:
Ne yaparsan yap, nereye gidersen git, grdn hibir eyin
pnemi yok, yaptn her ey bouna. aradn her ey sahte.
Va olan tek ey yalnzlk, her sefrinde er ya da ge knda
bulduun, dost ya da ykc yalnzlk; onun karsnda, her se
ferinde yalnz kalyorsun, yardmdan yoksun, akn ya da
afallam, umutsuz, sabrsz .
. -1onumaktan vazgetin ve sana cevap veren tek ey ses
sizlik oldu. Ama bu szckler, boaznda tak l p kalan bu bin
lerce, milyonlarca szck, arkas gelmeyen szckler, sevin
lklar, ak szckleri, budalaca gller, peki onlar ne za
man bulacaksn yeniden?/
imdi sessizliin dehetinde yayorsun. Ama sen herkes
ten daha sessiz deil misin?
Yaamna ucubler girdi, fareler, bnzerlerin, kardele
rin. Onlaca, yzlerce, binlerce ucube. Onlar saptyor, ayrde
dilemez iaretlerden, sessizliklerinden. kaamak gidilerin
den, oynak, titrek, rkek baklanndan, seninkiyle kalan
ca baka yne evrlen baklanndan tanyorsun. Pis at oa
lannn pncerelernde geceleyin hala k yanyor. Ayak ses
ler yank.lanyor gecede.
Fareler birbirleriyle karlanca konumazlar, bakmaz
lar. Ama ya olmayan bu yzleri, bu zayf ve prsk siluetle
ri, bu yuvalak, gri srlan her saat yan banda hissediyor, on
lann glgesini izliyor, onlarn glgesi oluyor, s k sk onlarn
yuvalarna, deliklerine gidiyorsun; onlarla ayn snaklara,
ayn barnaklara sahipsin: dezenfektan kokan mahalle sine
malar, meydanlardaki kk parklar, mzeler, kahveler, gar
lar, metrolar, haller. Senin gibi banklara oturup tozlu kumda
ayn yamuk daireyi durmadan izip silen umutsuzluk antlar,
p septlernde bulunmu gazetelerin okurlar. En kt hava
nn bile durduramayaca aylakla. Gzergflan seninkiyle
ayn; seninkiler kadar anlamsz, seninkiler kadar yava, senin-
78
kiler kadar umutsuzca kanak gzerg5hla. Metro planlan
ma nnde senin gibi duraksyor, su kylarnda oturp stl
ekmeklerini yiyorlar.
Srgnler, paalar, dlanmla, grnmez yldz tay
cla. Duvarlara srnerek, balan nde, omuzlan dk,
cephelerin talarna tutunan elleri bzm, yeniklerin, sr
yere gelmilern yorgun hareketleriyle yryorlar.
Onlan izliyor, gzetliyor, onlardan nefret ediyorsun: hiz
meti oalanna kapanm ucubler, kokumu pazar yerleri
nin yaknlannda ayaklarn sryen bez ayakabl ucubler,
buf bal gibi tie gzl ucubler, mekanik hareketli ucube
ler. Sama sapan sylenip duran ucubler.
Onlara yanayor, elik ediyor, onlann arasndan kendine
bir yol ayorsun: uyurgezerler, hdkler, morkla, budala
lar, brelerini gzlerine kada indirmi sar-dilsizler, sarho
lar, yanaklarndaki, gzkapaklarndaki kesik kesik titremeleri
engellemeye alarak boazlarn temizleyen bunaklar, b
yk ehirde yolunu an kyller, dul kadnlar, sinsiler,
her eyi bilenler, her eye bumunu sokanlar.
Sana geldiler, koluna yaptlar. Sanki kendi ehrinde
kaybolmu bir yabac olan sen, dier yabanclardan baka
kimseyle karlaamazmsn gibi; sanki yalnz olan sn, tm
teki yalnzlann senin zerne atldklann gryonusun gi
bi. Sanki ayn tezgahta iilen bir bardak krz arap sresin
ce, ancak hi konumayanlar, kendi kendine konuanlar ka
laabilirmi gibi. Yal deliler, yal ayya kadnlar, hayalpe
restler, srgnler. Ceketinin yakalarna, eteklerine, kollarna
aslyor, soluklarn yzne flyorla.
Ksa admlala saa geliyorlar, tatl glckleri, tantm
ilanlar, gazeteleri, bayraklaryla; byk, aptalca davalarn se
f savala, ouk flcine, kansere, yoksul konutlanna, se
flete, yan felce, krle kar sava aan kemikli maskeler,
79
arkadalar iin dilenen hznl arkclar, kk masa r
leri satan dayak yemi yetimler, evcil hayvanlar koryan el
leri ekilmi dul kadnlar. Sana yanaan, seni alkoyan, seni
ileten, aalk hakikatlerini, sonsuz sorlarn, hayr ilerini,
doru bildiklerni senin yzne tkren herkes. Gsnde ve
srnda birer ilanla dolap dnyay kuraracak olan gerek
iman sahipleri. Ac eken sizler O'na gelin. sa dedi ki, Gr
meyen sizler grenleri dnn.
Soluk benizliler, lime lime yakallar, sana hayalann, ha
.
pishanelerini, dknler yurdunu, sahte yolculuklann, hasta
hanelerini anlatan kekemeler. Yazm kurallarnda reform yap
mak isteyen yal ilkokul retmenleri. Eski kflan toplayp
retime yeniden kazandrmak iin yzde yz etkili bir sistem
gelitirdiklerne inanan emekliler, strateji uzmanlar, yldz
flclan, su kayna arayclar. frkler, mucize lankla
n. Sabit fikirleriyle yaayan herkes; insan msveddeleri, in
san kalnt lan, kahvelerde, balarda patronlarn tepeleme dol
durduklan bardaklar azlanna gtremeyip onlarn elence
si olan zararsz, bunak ucubeler, saygdeer grnmeye aba
layarak Marie Brizard'larn bir dikite yuvarlayan krkl,
gekin orospular.
Ve tm dierleri, en ktleri, alklar, hnzrlar, kendini be
enmiler, bildiklerini sananlar, bilgie glmseyenler, i
kolar ve gen kalanla, stler, madalyallar; akrkeyif ak
amclar, briyantinli kenar maalle ouklar, tuzukurlar, sa
lozlar. Hakllklarndan g alp seni tank gsteren, yzn
uzun uzadya szen, barara seslenip senden aklama iste
yen ucubler. Kalabalk aileleri, ucube ouklan, ucube k
pkleri olan ucubeler; krmz klarda skan binlerce ucube;
ucubelerin crlak diileri; bykl, yelekli, pantalon askl ucu
bler; irkin antlarn nne paketler halinde boaltlan turist
ucubeler; bayramlklann giymi ucubler, ucub kalabalk.
80
Avare dolayorsun ama kalabalk ark seni srklemi
yor, gece ark seni korumuyor. H1 ve durmadan yryor
sun, yorlmak bilmez, lmsz yry. Anyor, bkliyor
sun. Fosil ehirde avare dolayorsun, kiri pisi temizlenmi
cephelerin teremiz byaz talan, olduklar yerde duran p
tenekeleri, kapclann gelip oturduktan bo sandalyeler; l
ehirde avare dolayorsun, delik deik edilmi binalann yak
nnda terkedilmi inaat iskeleler, sisin, yamurun nne ka
tp gtrd kprler.
Kokumu ehir, iren, irkin ehir. Hznl ehir, h
znl sokaklann hznl klan, hznl mzikhollerin h
znl soytanla, hznl sinemalarn nndeki hznl kuy
rklar, hznl maaalarda hznl mobilyalar. Karanlk
garlar, klalar, hangarlar. Grands Boulevards boyunca ardar
da sralanan birahaneler, korkun vitrnler. Grltl ya da s
sz ehir; kuruni mor ya da isterik, delik deik edilmi, ya
malanm, kirleti l mi ehir; yasaklarla, tel rglerle, demir
panaklklarla, kilitlerle dolu ehir. Toplu-mezar-ehir: ko
kumu haller, toplu konut klna brnm gecekondu ma
halleleri, Paris'in gbindeki sefller blgesi, aynaszlann ci
rit att bulvarlan dayanlmaz korkunluu: Haussmann,
Magenta, Charonne.
Hcresinde bir mahkOm, bir deli gibi. Labirentte k
arayan bir fre gibi. Paris'i her ynde katediyorsun. Ktlktan
km biri gibi, adresi olmayan bir mektubu tayan bir ulak
gibi.
Bekliyor, umuyorsun. Kpekler sana balandlar, garson
kzlar, kavelerdeki garsonlar, teriftla, sinema gielern
de alan kzlar, gazete satclan, otobs biletileri, mzele-
81
rin ssz salonlann bekleyen sakatlar da. ekinmeden konu
abilirsin, sana her seferinde ayn ses tonuyla cevap verecek
ler. Yzleri ark tandk geliyor. Seni biliyor, seni tanyorlar.
Bu sradan selfmlamalann, bu glmsemelerin, bu nemsiz
ba hareketlerinin seni her gn kuraran tek ey olduunu bil
miyorlar; oysa sen, btn gn onlan bkledin, sanki bunlar
szn edemeyecein ama onlann a ok kestirebilecekleri
anl bir olayn lymcesine.
O zaman, bazen, sallantdaki yaamna kusursuz bir di
siplinin zincirini vurmaya kalkyorsun umutsuzca. Her eye
bir eki dzen veryor, odan topluyor, amaz bir bte har
lyorsun: Ayda 50 frank, elindeki para bu, bunun iinden
oan iin 50 frank kannca, gnde sana 15 frank kalyor ki bu
da u kalemlerden oluuyor:
bir paket Gauloises 1 ,35
bir kutu kibrit 0, 1 0
bir n yemek 4,20
bir sinema bileti 2,50
yer gsterci kza bahi 0,20
Le Monde
0,40
bir kave 1 ,0
kinci n iin -ki ya bir zml rek ya da yanm baget
olacaktr-, ikinci bir kahve iin, metro iin, otobs iin, di
macunu, amarhane iin gerye 5 frank 25 santim kalyor.
Yaamn bir saat gibi kuryorsun, sanki kendini kaybt
memenin, tamamen dibe batmamann en iyi yolu kendini g
ln ilere vermek, her eyi nceden kararlatrmak, hibir e
yi rastlantya brakmamakm gibi. Yaamn, tpk bir yumur
ta gibi da kapal, przsz, yuvarlak olsun; hareketlerin her
eyi senin adna kararlatran, seni sana ramen koruyan de
imez bir dzen taafndan saptansn.
82
vgye deer bir kesi nlikle, gidecein yerler blirliyor
sun. Pare Mont-Sours'den Buttes-Chaumont'a, Savunma Sa
ray'ndan Sava Bakanl'na, Eyfel Kulesi'nden Yeralt Me
zarlan'na, Pas'i sokak soka kefe kyorsun. Her gn, ayn
saatte ayn yemei yiyorsun. Gala, mzeleri geziyorsun.
Kaveni ayn kahvede iiyorsun. L Monde'u bele yedi aas
okuyorsun.
Yatmadan nce giysilerini katlyorsun. Her Cumaesi sa
bah oan batan aa temizliyorun. Her sabah yatan ya
pyor, tra oluyor, pembe plastik bir leende oraplann yk
yor, ayakkablann boyuyor, dilerni fralyor, fncann y
kyor, kurluyor ve etajern zerinde ayn yere koyuyorsun.
Her sabah, ayn dakikada, ayn yerde, ayn ekilde, gnlk
Gauloises paketinin zamkl eridini ayorsun.
Odann dzeni. Zmannn kullam. Kendine ouka
yasaklar koyuyorsun. Yrrken, kaldnmlann kenanndaki
kaldnm talannn kesime izgisine basmyorsun. Kavaklar
dai yn iaetlerne, park yasa levhalana uyuyorun. Ge
kalmaya ya da erken gelmeye tahamml edemiyorsun. Sigara
larn da her krk b dakikada bir yakmay isterdin.
Sanki her an, gsterdiin en ufk gevekliin seni hemen
ok telere srklemesini bkliyoru gibisin.
Sanki her an, kendine yle demek ihtiyacn duyuyor
mu gibisin: Bu byle, nk ben byle istedim; bn byle is
tedim yoksa lrm.
BAZEN, gecelerce, dar sedirin zerine uzanp at penceresin
den szan soluk ve dank ktan ve bu adeta dzenli
aralklarla canlandran sigaa ateinin kzl yansmalanndan
baka k olmadan, komunun gidip geliini dinliyorsun.
Odalarnz ayran blme yle ince ki soluk aln iitiyorsun
neredeyse, terliklerini sryerek yrdn de iitiyorsun.
Onun yryn, yzn, ellerini, ne yaptn, yan, d
ncelerini hayal etmeye alyorsun !k sk. Onun hakknda
hibir ey bilmiyorsun, onu hi grmedin bile, olsa oha bir
gn onunla merdivende karlamsnzdr blki, geebilsin
diye duvara yapmsndr, ama bilmeden, o olduunu kesin
olarak syleyemeden. Onu grmeye de almyorsun zaten,
kattaki lavabonun musluundan aydanln doldunak iin
sahanla ktn duyduunda kapn aralamyorsun, onu
dinlemeyi, ona kendi istediin biimi vermeyi tercih ediyor
sun. Tek bildiin, odasnda hareket edebildiine gre, pnce
resine, yatana, kapsna ya da dolaplarna ulaabilmek iin
yer deitirmek zornda olduuna gre, odasnn seninkinden
ok daha byk olduu; oysa sen odann orasndan, sedirin
aa yukan drte hizasndan, admn atmadan, elini
uzatarak herhangi bir noktaya, pncereye, kapya, kk lava
boya, kck giysi dolabnn durduu keye, pmbe plastik
leene, etajere ulaabilirsin.
Bouk bouk ksrmesine, boan temizlemesine,
85
ayaklann srmesine baklrsa yal olmal; yalnzlm ya
l lna balamak art deil elbtte, nk, senin gibi o da oa
snda kimseyle grmyor, sanki binann, bildiin kadanyla
sadece ikinizin oturduu bu son kat, bir zamanlar oraya ula
may isteyebilecek olanlann gvenlii asndan bir sredir
kimi tehlikeler arediyormu gibi; te yanda sektirmeden,
hatta daha da sk skya uygulad gnlk program da yal
lna balamak art deil; bu son nokta onun, yine biraz senin
gibi, blli alkanlklara sahip bir adam -ama kukusuz, sen
.
den birazck daha sakin biri-olduu olaslm kuvvetlendirir
ancak. Her gn, Paarlan bile, leye doru oasndan k
yor ve hi aksatmadan alacakaranlkta geri geliyor, sanki ka
zan ya da keyif iin yapt ii gn na gre ayarlam ve
saati hesaba katmyormu gibi: Nol'e kadar her gn biraz da
ha erken dnd eve, imdiyse her gn biraz daa ge dnyor.
Onun satc olduunu sanyorsun; kravalanm emsiyenin
iinde sergileyen bir kravat satcs, ya da blki de nasrlan,
lekeleri, siilleri, varisleri yok eden mucizevi bir ilacn tan
tmcs, ya da daa iyisi dr madeni ayak stnde ak duran
poratif bir valizden oluan tezganda, Grands Boulevards'n
isiz gszlerne taraklar, akmaklar, trpler, gne gz
lkleri, koryucu klfar, anahtarlklar satan kk bir tuhaf
yeci . Bu tahmin esas olara, odasnda oturduu zamanlar, -
sanki her sabah gitmeden nce almas, her akam gnn biti
nlinde de yerine koymas gereken nemli bir gereci varm gi
bi- sabah aam asl iinin ekmeceleri amak ya da kapa
maktan ya da ap kapamatan ibaret olmasna dayanyor.
Belki de o ak valize ihtiyac vardr, onu baucu masas
yerine ya da ya yazmak, yemek yemek iin kullan yordur.
Onu biraz yapmackl, biraz gln ekilde hayal ediyorsun:
Valizinin zerine, eski varlkl gnlerden kalan ilemeli bir
rt, adi mumlann yerletirildii deersiz bir amdan, belki
de sattklanyla e bir sofra takm, yani pmbe plastik bir ta
bakla marapadan ve iie geen -kak ataln izini tayor,
86
atal bankini, bu parann zerine, atalla ban iin
den geip kaa raptedilen sahte yaka dmesi biiminde bir
perin ivisiyle der bir halka tutturulmu- alminyum atal
baklardan oluan bir sofra takm koyuyor; sanki, sonu ola
rak varolduundan emin olunamayan bu valiz, zihninin garip
bir oyunuyla hem gndz vakti tuhafyeci tezg5h, hem de ak
amleyin piknik antas olabilirmi gibi. Oysa komunun ye
mek yedii bile kesin deil, sevmesi en muhtemel yiyecek
olan sakatatlan, ko yumuralann czrdadn duymuyor,
kokusunu da almyorsun. Az ok emin olduun tek ey, ay
danhn sahanlktaki musluktan dolduraca (nk odas
her ne kadar seninkinden bykse de, akar suyu yok) ve ay
danl, ne ekilde altn bilmediin, ama aydanln s
lk almas, yani suyun kaynamas iin geen sreye baklrsa
moeli olduka ilkel olan bir oan zerine koyaca.
Sen istediin kadar dinle, kulak kabart, kulan duvara
daya, sonuta, hemen hemen hibir ey bilmiyorsun. Alglan
nn kesinlii artka, yorumlarnn dorluu azalyor gibi .
Her dakika ekmeceleri atna ya da kapadna hi kuku
yok, ama bu bile kantlanm dei l, szgelii bilmediin bir
amala, ya da sadece seni yanlmak iin iki tahta parasn
birbirine sryor olabi l i r pk<l<, ya da bir veya birka ek
meceyi gerekten ap kapyor<ur. ama ylesine. yani iine
bir ey koymadan, bir ey karmadan, sadece grlt yap
mak iin ya da alp kapanan ekmecelerin kard grlt
houna gittii iin. Kukusuz her gn leye doru dan
kyor, ama bundan emi n olabilmek iin her an orada olmak
gerekir ki sen deilsin, ayn ekilde daha o dnmeden, alaca
karanlkta dar ktn da oluyor bazen: belki de kar gibi
yapyor, birka basamak iniyor ve yle usulca geri kyor ki,
tm abalarna ramen, varln alglayamyorsun. Kukusuz
87
sahanlktan su dolduruyor, su kaynadnda kukusuz aydan
l slk alyor; ama sl alan belki de odur, nereden bile
ceksin?
Oysa bazen, yaam sana ait oluyor, grltleri senin olu
yor, madem ki onlar dinliyor, bekliyorsun, madem ki onla
seni hayatta tutuyorlar, tpk su damlas gibi, Saint-Roch'un
anla, sokan, ehrn grltleri gibi. Yanlyor, yanlmyor
"a da uyduryor olmana pk aldnyorsun. Poratif valizi, a
raklan, akmaklan, gne gzlkleriyle senin onu tuhafiyeci
yapman tuhafiyeci olmas iin yeterli. Yaamasna izin verdi
in kk hayat yayor; alg alanndan kar kmaz yok ola
rak, uykun gelir gelmez lerek, ger kalan zamanda aydanl
na su doldurmaya, ksrmeye, ayaklarn srmeye, ek
meceleri ap kapamaya mahkOm olarak.
Ama belki de bilmeden, sr sra sessiz bir yaamda sen
de ona aitsindir. Belki o da senin gibidir, sen nasl onun ks
rn, slklann, ekmece grltlerini kolluyorsan, belki
onun iin de senin etajerin zerine koyduun fincann sesi,
alp alp braktn gazetelern hrs, dar sedirn zerinde
yerlerne yerletirdiin oyun k3tlannn kay, su seslerin,
soluun, su damlasyla, anla, sokak ve ehrin grltleriyle
birlikte, aka zamann, sreduran yaamn kaln dokusunu
oluturyordur. Belki de umutsuzca seni tanmaya alyor,
alglad her iareti sonu gelmez biimde yorumluyordur.
Gaeteleri burturan sen, dar kmadan gnlerce oanda
kalan ya da oana dnmeden gnlere darda kalan sen kim
sin, ne yapyorsun?
88
Ama o kadar az grlt yapyorsun ki ! Anca senin varl
n oraya karabilir; eer varlna dikkat ediyorsa bunun
nedeni korkmas, senin onu endielendirmendir: Asla tam an
lamyla korunakl olmayan yeralt ininde saklanan yal por
suk gibidir, yaknnda bir yerlerde bir grlt duyan, ancak bu
grltnn, hi oalmayan fakat hi de azalmayan, hi kesil
meyen bu grltnn yerni bir trl tam olarak saptayama
yan o yal porsuk gibi. Kendini kormaya alr, sana ace
mice tuzaklar kurmaya kalkr, seni gl olduuna, senden
korkup titremediine inandraya alr: Ama yle yaldr
ki ! Servetini tekrar tekrar saymatan, ikide bir onu saklad
yeri deitirmekten baka bir eye gc yetmez.
Onun gzn boyadna, onu sahiden korkuttuuna
inanma baen houna gitmiyor dei l ; aptal: Olabildiince
uzun sre sessiz kalmaya zorluyorsun kendini; ya da kk
bir odun paasyla, bir trpyle, bir kalemle, odalarnz ay
ran blmenin st ksmn tkrdataak, kck ve sinir bozu
cu bir ses karyorsun.
Ya da, tersine, iini aniden bir sempati kaplyor ve yum
runla duvarlara vuraak ona yadmsever mesajla yollama
hevesine kaplyorsun; A iin bir kere, B iin iki kere . . .
ARTIK SI

INA

IN KALMADI. Korkuyorsun; yamurun, saatle


rin, araba selinin, yaamn, insanlarn, dnyann, her eyin
durmasn bkliyorsun; her eyin yklmasn bkliyorsun;
surlarn, kulelerin, demelerle tavanlarn; erkeklerin, kadn
larn, yal l ann, ocuklann, kpklerin. atlarn, kularn felce,
vebaya, saaya yakalanp bir bir yere yklmasn, menerin
ufalanmasn, ahabn toz haline gelmesini, evlern sessizce
yerle bir olmasn, tufn andran yamurlarn yalboya re
simleri eritmesini, yzy l l k dolaplar geme yerlerinden ayr
mas n , kumalan lime lime etmesini, gazetelerin mrekkebi
ni aktmasn, iin iin yanan bir atein merdivenlern basa
maklann keminesini, sokaklarn tam ortadan yarlarak labi
renti andran fnn gibi ak lamlar oraya kararak kme
sini, pasn ve sisin ehri kaplamasn bekliyorsun.
Bazen, uykunun seni saran yava bir lm, hem tatl hem
de korkun bir anestezi, canl dokularn bir blmnn mutlu
lm olduunu dlyorsun. Souk. bacaklarndan kollarn
dan yukar kyor, ar ar seni uyuturuyor, felce uratyor.
Ayak parman uzaktaki bir da, bacan bir nehir, yanan
yastn olmu, btnyle baparmana yerlemisin, eriyor
sun, kum gibi, civa gibi akyorsun. Bir kum tanesinden, kuru
yup bzm bir cceden, kassz, kemiksiz, bacaksz, kol-
91
suz, boyunsuz, elleriyle ayaklan birbirne kanm kck
kof bir nesneden baka bir ey deilsin; bir de seni yuan ko
caman dudaklar.
Snrszca byyorsun, patlyorsun, lyorsun, atlam,
talam olarak: dizlerin ser talar, kavalkemiklern elik u
buklar, kamn bir buzda. cinsel organn yanan bir hamam,
kalbin bir kazan. Ban sise brnm geni bir fundalk, hafif
tller, kaln rler, ar palto . . .
KALARIN KALKIYOR, atlyor; alnn knabiliyor, gzlerin
dimdik sana bakyor. Azn alp kapanyor.
Aynada dikkatle kendine bakyorsun, kendini yakndan
incelediinde, yzn bildiinden daha i yi durumda buluyor
sun (dor, akam var, k kaynan da arkana almsn,
yle ki sahiden aydnlanan tek ey kulaklann kaplayan ayva
ty). Duru bir yz bu, biimi uyumlu, izgileri neredeyse g
zel . Salann, kalann ve gz ukurlannn siyah, canl bir ey
mi gibi, bkleyi iinde olan yzn btnnden fknyor.
Baklar hi de km deil, byle bir eyden eser yok, ama
ouksu da deil, inanlmaz lde enerjik olduklan sylene
bilir, tabii sadece gzlemci denmezse, tam da u anda kendini
gzlemlediine ve kendini korkutmak istediine gre.
atlak aynanda hangi srlan, yznde hangi hakikati ar
yorsun'! Bu yuvarlak, bira topluca, hatta neredeyse ikin su
rat, bu bitiik kalar, dudan zerindeki bu ufak yara izi, bi
raz patlak duran bu gzler, sanmtrak talarla kapl, dzgn
olmayan bu diler, gzlerin altndaki, bumun stndeki, a
kaklarn altndaki bu ynla knt: sivilceler, lekeler, siyah
noktalar, siiller, banlar, stlerinde birka kln kt bu si-
93
yahmtrak ya da kahverengimsi benler. Yakndan baknca,
derinin alacak kadar izgilerle dolu, knk, delik deik ol
duunu seebilirsin. Her bir gzenei, her bir ikinlii gre
bilirsin. Burn kanatlan na, dudaklanndaki atlaklara, sa dip
lerine, gzlerinin aknda knz izikler oluturan atlam
kk damarlara bakyor, onlar dikkatle inceliyorsun.
Bazen bir inee benziyorsun. Patlak gzlern karlatk
'
lan eylere hi ilgi gstermiyor. Kendini aynada gryorsun
ve bu sende hibir duygu uyandryor, dpedz alkanlk
tan doacak bir duygu bile. Deneyimlerin sana, yznn en
gvenilir imgesi olarak tanmlamay rettii bu kzms
yansma sana yaknlk duyar, seninle tanr gibi gzk
myor; sanki sahiden seni tanmazm ya da tann da hi
bir aknlk blirtisi gstermemeye dikkat edermi gibi. Sana
kzdn ya da kafasndan baka bir ey geirdiini ciddi ola
r dnemezsin. Sadece bir inek gibi, bir ta ya da su gibi,
sana syleyecek zel bir eyi yok. Sana nezaket gerei bak
yor, nk sen de ona bakyorsun.
Kendine inli havas vermek iin gzlerinin ucunu yuka
n dor geriyorsun, gzler frlam, yzn buruturyor
sun: arpk azl tek gzl adam, dilini st dudann ya da
alt dudann altna kaydrm maymun, ukura kam ya
naklar, iiri l mi yanaklar; ama atlak aynadaki inek, ister
inli olsun ister yzn gzn oynatsn, hibir eye karm
yor ve tepki gstermiyor. Uysall o denli apak orada ki,
seni nce rahatlatyor sonra kayglandryor, nk eninde so
nunda bu i can skc olmaya balyor. Bir insann ya da bir
kedinin karsnda gzlerini indirebilirsin, nk insan da ke
di de sana bakarlar, nk baklar bir silahtr (ban iyi ni
yetlilii ise blki de silahlann en ktsdr; nefret bir ey ya
pamazken o, senin elinden silahn alan bir silah olur), buna
karlk, bir aacn karsnda gzlerni indirmek kadar terbi-
94
yesizce bir hareket olama, ayn ekilde bir inein ya da ayna
da sana ait olan yansmann karsnda.
Vaktiyle, New York'ta, Atlantik'in son dalgalarnn gelip
arpt kr kayalarn birka yz metre tesinde, bir adam
kendini lme terk etmiti. Bir kanun adamnn yannda ki
tiplik yapyordu. Bir paravanann arkasnda duran yaz masa
snda oturur, hi kml damazd. Zenceflli reklerle beslenir
di. Pencereden elini uzatsa neredeyse dokunabilecei kara
m tulalardan bir duvara bakard. Ondan herhangi bir ey
yapmasn, bir metni yeniden okumasn ya da postaneye git
mesini istemek bounayd. Ne tehditler ne de ricalar etki eder
di ona. Sonunda, hemen hemen kr oldu. Onu kovmak zorun
da kaldlar. Bi nann merdivenlerine yerleti. Onu ieri ktr
dlar, o da hapishanenin avlusunda oturdu ve nne konan ye
meklere el sredi.
LMEDiN; daha akl banda biri de olmadn.
Gzlerini kavurcu gnee evirmedin.
kinci snf iki yal aktr seni aramaya gelmediler, sana
yapp nzden ikisini oradan kaldrmadan birinizi yok
edemeyecekleri bir btn oluturadlar seninle.
Balayc yanardalar seninle ilgilenmediler.
nsan ne harkulfide bir bulu! Isnsn diye ellerine, sou
sun diye de orbasna feyebilir. ok tiksindiniyorsa bir
knkanatly baparmayla iaret parma arasnda haffe tu
tabilir. Bitki yetitirebilir, besinini, giyimini, kimi ilflan,
hatta kt kokusunu gizlemeye yarayacak parfmleri onlar
dan salayabilir. Madenleri dvp kap kacak yapabilir (bir
maymunun yapamayaca bir eydir bu).
Bykln, ektiin ac nice rek hikayede ycelti li
yor. Nice Robinson'lar, Rouentin'ler, Meursault'lar, Lever
khn' ler! ' yi eyler, gzel grntler, yalanlar: Dor deil
bu. Hibir ey renmedin, tan klk edemezsin. Doru deil
Srasyla D. Defo'nun Robimo Cr.mr' sunun, J. P. Sanrc"n Bu
lm"smn, A. Camus'nin Yllbmc'snm, T. Mann'm Doktor Fmss"unun
ha kiilcri. (. n. )
bu, inanma onlara, kurbanlara, karamanlara, sevencilere
inanma!
Sadece aptallar nsan'dan, Hayvan'dan, Kaos'tan alay et
meden sz ediyorlar hfila. Bceklerin en nemsizi bile hayatta
kalabilmek iin, bir irket'in saat/hz denemelerinin kurban
olan, stel i k o irkette almaktan gurr da duyan ve ark ad
san unutulmu bir havacnn, dnyann en yksek da bile
olmayan bir da amak iin sarf ettii enerjiden daha fala de
ilse bile, ona yakn bir enerji sarf eder.
Fure, labirentinde hakiki hnerler gsterebilir: Yemini
alabilmek iin basmak zorunda olduu pedallan bir piyano
nun ya da bir orgun klavyesine akllca balamak yoluyla hay
vann "sa sevincim daim olsun"u doru olarak almas sala
nabilir; onun bundan sonsuz bir zevk aldn dnmemize
de hibir engel yoktur.
Oysa sen, zavall Dedalus: senin labirentin yoktu. Sahte
mahkCm, senin kapn akt. Ne kapnn nnde nbi duru
yordu, ne dehlizin sonunda nbeti efi, ne de bahenin kk
kapsnda Engizisyon Yargc.
Dibe ulamak, hibir anlam tama. Ne umutsuzluun
dibine, ne nefretin dibine, ne alkole bal dn, ne de ki
birli yalnzln dibine. Ayan dibe kuvvetle arparak su y
zne kan dalgcn an gzel imgesi, gerektiinde kendine,
den kiinin her trl saygya hak kazandn hatrlatman
iindir: Tann'nn balaycl, yiyecek baeuii yeryz
ve gkyz sakinlerine ulat gibi, ona da ular. Gnahkfr
adamlar tpk balkadamlar gibi, gnhlannn balanmas
iin yaratlmlardr.
Girit'tcki labirentin kurucusu olan Yunan miman. (.n.)
98
Ama hibir gezgin Rachel," Pequo'nun mucize kabilin
den korunan enkaznn zernde bir yetim olarak sen de gelip
tanklk edesin diye yardm elini uzatmad sana.
Annen giysilerini onarad. Mi lyonuncu kez, ne deneyi
min gerekliini aramak, ne de rhunun rsnde soyunun ya
ratlmam bilincini dvmek iin kyorsun yola.
Gemi alardaki atalanndan, zanaatilerden hibiri ne
bugn ne de baka zaman elik edecek sana.
Yalnzln bir ey retmediinden, kaytszln bir ey
retmediinden baka hibir ey renmedin. Bu bir aldat
macayd, gz alc ve tuzakl bir yanlsamayd. Yalnzdn,
hepsi bu, ve kendini korumak istiyordun; dnyayla senin
arandaki kprler sonsuza dek atlsn istiyordun. Ama sen bir
hisin, dnya ise yle koaman bir szck ki: Byk bir ehir
de babo dolamaktan, birka kilometre uzunluundaki cep
heler, vitrnler, parklar ve nhtmlar boyunca yrmekten ba
ka bir ey yapmadn hi.
Kaytszlk ie yaramaz. steyebilir ya da istemeyebilir
sin, ne frk eder! Bir pari tilt oynama ya da oynamamak; na
sl olsa bir aygtn deliine bir yirmibelik atacak. Her gn
ayn yemei yemekle kararl bir hareket yaptn sanabilir
sin. Ne va ki reddediin ie yaamaz. Yanszln hibir an
lam tama. Canszln fen kadar abs.
Eski Ahit'e Jacob'un kans. Hcrman Melville'in Mob Dick roma
nnda. Pequo adl geminin karla bir baka geminin ad

(. n.)
99
Kaytsz bir halde caddelerden getiini, yrdn, e
hirde ikide bir yn deitirdiini, ka\abahklann yolunu izledi
i ni, glgelerin ve atlaklarn oyununu kavradn, zd
nu sanyorsun.
Ne var ki hibir ey olmad: hibir mucize, hibir patlama.
Birbiri ardnca sralanan her bir gn, gln abalanndaki
ikiyzll ortaya sermekten, sabnn andrmaktan baka
ie yaramad. Zamann tamamen durmas gerekirdi, ne va ki
hi kimse zamana kar savaacak kadar gl dei l . Hile ya
pabildin, zaman krnt lan, saniyeler kazanabildin: Ama Saint
Roh'un anlan, Pyramides sokayla Saint-Honore soka
nn kavandaki trafk klan, sahanlktaki musluktan dam
layan su damlasnn tahmin edilebi l i r d, saatleri, dakika
Jan, gnleri ve mevsimler lmeyi hibir zaman durdunad
lar. Zman unutur gibi yapabildin, geceleyin yryp gndz
uyuyabildin: Ama onu hibir zaman tamamen aldatamadn.
Uzunca bir sre kendine snaklar kurup ykt n: dzen ya
da eylemsizlik, babo srklenme ya da uyku, geceleyin
devriye gezmeler, yansz anlar, glgelern ve klann ka.
Daha uzun bir sre kendine yalan sylemeyi, kendini sersem
letirmeyi, kendi oyununa gelmeyi srdrebilirsin belki. Ama
oyun bitti, byk enlik, erelenmi yaamn yalanc sarholu
\ u bitti. Dnya yerinden kprdamad ve sen deimedin. Ka
ytszlk seni farkl k l mad.
lmedin. Delirmedin.
Felaketler yoktur, baka yerdedirler. Ufack bir beli seni
kuramaya yeterdi blki de: Her eyini kaybederdin. savuna
cak bir eyin olurdu, ikna etmek iin, duygulandrmak iin
100
syleyecek szcklerin olurdu. Ama sen hasta bile deilsin.
Ne gndzlern ne de gecelerin tehlikede, gzlerin gryor,
ellerin titremiyor, nabzn dzenli, kalbin arpyor. Eer irkin
olsaydn, blki irkinliin gzalc olurdu, oysa irkin bile de
ilsin, ne kambursun, ne kekeme, ne olak, ne de ktrm, to
pal bile dei lsin.
Hibir uursuzluk dolamyor banda. Bir ucubsin bl
ki, ama bir cehennem ucubsi deil. Kvranmaya, ulumaya ih
tiyacn yok. Hibir snama bklemiyor seni, hibir Sisyphos
kayas, hibir kupa hemen elinden alnmak zere sana sunul
mayaca, hibir kaga gz yuvarlarna gz dikmedi, hibir ak
baba sabah, le ve aam gelip senin karacierini didikle
mek gibi skc ve tatsz bir i i bana almay dnmedi. Yar
glarnn nnde af dileyerek, merhamet dilenerek srnmek
zornda deilsin. Kimse seni mahkm etmiyor, su da ile
medin. Kimse sana balarn derhal irenerek evinek ze
re bakmyor.
Her eyi gzetip kollayan zman, sana ramen zm
aklad.
Cevab bilen zaman akmaya devam etti.
Yine byle bir gnde, bira daha nce, biraz daa sonra,
her ey yeniden balyor, her ey balyor, her ey devam edi
yor.
p gren bir adam gibi konumaktan vage.
1 01
Bak! Onlara bak. Oradalar, binlerce ve binlerce sessiz n
beti, hareketsiz Dnyal, rhtml ar, kylar boyunca, Clichy
Meydan'nn yamurdan ykanm kaldnmlan boyunca diki
lip duryorlar, okyanus hayalleri kurara, dalga serpintilerini,
gelgitlerin aknn, deniz kularnn bouk lklarn bekli
yorlar.
Hayr. Sen atk dnyann adsz efendisi, tarhin zerinde
h
ibir etki yapmad kii, yamurn yan hissetmeyen, ge
cenin geliini grmeyen kii deilsin. Sen ark ulalmaz, du
r, saydam deilsin. Korkuyorun. Bekliyorsun. Clichy Mey
dan'nda yamurn dinmesini bkliyorsun.
~Nakkal.in Ktphanesi~
YA ViNCiNiN NO
Bu romann otobiyografk olup olmad tanmal bir konudur.
Ksa bir hatrlatma yapacak olursak. Gcorses Perec 1 936 ylnda
Fransa'ya sm; Polonya Yahudi si bir ailenin olu olarak Pars'te
domUilUr. Babas kek Judko Percc il. Dlnya Savai'nn hemen
bainda cephede. annesi Cyrla Percc ise tahminen 1 943 ba;lannda
Auschwiz toplama kampnda lmilir. Aynca aile bylinl
de toplama kamplannda kaybtmiir.
Perec adladrlamayan bu dnemi oukken, "uyank uyurge-
1.r, gren kr" olarak yaamilr. Belki de romanda anlat gibi
kiiliini oluitura ac. kaynann dile getirilmesine izin vere
yen trdendi. Uyuyan Adm'da bu gemiin hi sz edilmez. Ama
bir yadan bllein rdili ("blleksiz. korkusuz olmak"),
le yadan ayn bellekle yaam di bir yerde, dlerde akima is
ei; ehri bir gcto gibi yaayp kendini gezgin bir Yahudi'ye evir
mek; insanlann hep uzanda olup onlann iine hi karmamak ro
mann temel rgislni oluurr.
Romanda sradan adlar arasnda saylveren, Gestap'nun i
kence yuvasnn yer ald Pomp soka, Geslap merkezinin bu
lunduu Sussaies soka, Nazi iibirlikilernin elindeki liiler
Bakanl'nn bulunduu Beauvau Meydan: san yldz takarak e;
hir edilen Yahudiler antran ve toplum dlan btimlemekte
kullanlan "grnmez yldz ayclan" szleri; "aihin zernde
ank eki yapmad kili" olmak: "yldza dnp zerne atlayan
panter ba" gibi gntl ve SZcikler, bize roman bir de yazn
kiiisel larhi asndan okunabilecei izlenimini verdi. Nitekim
1974'e romandan kalkarak Bemard Queysanne'la birlikte ekii
llmin ba oyuncusu iin Perec'in syledikler de bu konuda bir ipu
cu vermektedir: "Jacques Spicsser, st dudanda pk bnimkine
benzer bir yaa tayordu: Bu basil bir tesadfen baka bir fY de
ildi, ama benim iin blirleyici oldu."
Bununla birlikte okurn romana bn koullandramak
iin bu notu kitabn sonuna koymay yeledik.

You might also like