You are on page 1of 15

A RSTOTELES ve SOKRATES' TEN NCEKLER

1
Joachim Ritter, istanbul

1. D i e 1 s'ten buyana genel olarak isa' dan nce 6. ve 5. ci yzyl-
larda Kkasyada yonyada, sonra aa Italyada yaam filozoflara
''Sokrates'ten ncekiler" demek det olmutur. Ancak ierii bakmn-
dan bu szn asl mnasn, yani bu ilk filozoflarn biryol klsik attika
felsefesinin ncleri olduklarn, sonra klsik felsefenin lyonyallarla bir-
likte tarih sahnesinde gzken dnn btnlenmesi demek olduunu
belki son olarak Hegel (en son 1829/ 30 da Berlinde verdii) "Felsefe Ta-
rihi zerine dersler" inde tarih yorumlann dayand zl ilke diye kul-
lanmtr. Geri Hegel bu "Sokrates'ten ncekiler" deyimini kullanm de-
ildir, ama ona gre Platon'la Aristoteles' in felsefesi genel olarak Yu-
nan felsefesinin btnlenmesi, onun klsik formu demek olduu iin, bu
felsefenin lyonyadaki kaynan ve balangcn onunla olan i-balant-
smdan kavrar. Onca daha ok Aristoteles felsefesi btn o zamana ka-
darki gelimeyi iine alr; Hegel bu felsefeye bu gelimenin "btnlenip
bilimlemesi" der; baka bir deyimle o "imdiye kadarkinin birlemesi,
kaynamas" dr. Aristoteles iin de kendi dncesi daha nceki re-
tilerin "zaruret ve hakikati" tarafndan belirlenmitir. Onun dncesi de
ilk filozoflarla birlikte ortaya kan problemleri ele alp zmeye alr.
Bununla gili ikinci bir mesele daha var. Hegel Sokrates'ten nceki
filozoflar anlatrken onlardan kalan paralardan bol bol faydalanr. Daha
sonraki aratrclar Doxographie geleneiyle doxographe'larn yorumla-
masndan kurtulmaya altklar halde, Hegel iin asl dayanak doxo-
graphie'dir. Bu gelenei kuran Aristoteles' tir; Aristoteles ilkin eskileri
"bile bile, hem de esasl bir ekilde incelemitir". Mesele kendimizi "ona
brakabilmekte": "Yunan felsefesi iin Metafiziinin ilk kitabn alp in-
Bu yaznn dip notlar iin, almanca metne bavurulmas rica olunur.
2
celemekten daha akllca bir ey olamaz". Grld gibi, Hegel Sok-
rates'ten ncekileri yorumlarken Aristoteles'in otoritesine bile bile bal
kalyor. Ayrca Hegel Aristoteles'in, (o derin, o kkl zeknn) "doru
anlamam" olduunu iddia eden, stelik "bilgi geinen baz keskin-g-
rllere" kar cephe alr. Grlyor ki , HegeTe gre Aristoteles' in oto-
ritesi su gtrmez; onun bu otoriteden amamas, felsefenin i-birliine,
Platonla Aristoteles tarafndan btnlenmi olan birliine inanmasmdan-
dr. Hegel felsefe tarihini bir tarihi olarak okutmamtr; onun btn
kaygusu, (anayurdu Yunanistan olan) bir-felsefe dncesini, bu bir-fel-
sefeyi feda edip
0
onun i ki bin yl aan geleneiyle olan balar koparp at-
maa hazrlanan bir devirde yeniden canlandrmaktr. Aristoteles'e kar
evrilen tenkiti keskin-gr, Hegel'e gre, bu balar koparn belirti-
sidir. Byle bir gr felsefenin tarih birliini kavrayamaz artk, nk
onun iin bu birlii kuran manev ilkenin bir mnas kalmamtr. ki
kuak sonra Wilhelm Dilthey felsefe tarihisinin gemiin sistemlerine
bir yknt ynna bakar gibi baktn syler. Hege'in kalkt "Geist
birlii" dalm bulunuyor.
2. Bylece Sokrates'ten ncekiler de tarih ve felsef bir mesele ha-
line gelmitir. Bu alanda yaplan aratrmalarn d bakmdan erei, eli-
mize geen paralardan kalkarak, gerek Aristoteles'in, gerekse ondan son-
ra gelenlerin reti gelenei karsnda tenkiti bir bamszlkla Sok-
rates'ten ncekilerin retilerindeki kkel mnay yeniden meydana kar-
maktr. Yalnz ne var, bu alandaki tarih aratrmay kmldatan hareket
klsik gelenein dalmasdr; bat felsefesinin kaynaktaki znn ne ol-
duu sorusu da bu zlmeden kmaktadr. Eer Platon'la Aristoteles
retilerinde felsef dncenin o zamana kadarki gelimesini toplayp
btnleyen klsik Yunan filozoflar saylamazlarsa, Yunan felsefesinin
Yunanl olan yn nedir? 1873 de ("Tragedya'nn Douu" ile birlikte)
Friedrich Nietzsche'nin "Yunanllarn Tragedya anda Felsefe" adl
eseri ortaya kar. Nietzsche henz bir filolog olarak yazmaktadr. Mak-
sad tenkiti bir tavrla kt (klsik) gelenei amaktr; Thales'ten De-
mokritos' a kadarki filozof tipi bu gelenekte tannmaz hale gelmitir, onu
biraz daha belirtmek gerek. Bunun gerisinde klsik gelenee, onunla bir-
likte Aristoteles' in otoritesine kar gelme var: "Hele Aristoteles' in bu
kimseler (eski tip filozoflarn) karsnda gzleri banda yok sanrsnz;
hani bu esiz filozoflar bouna yaam gibi gelir insana". Aristoteles'le
balayan Doxographie gelenei eskilerin retilerini muhafaza etmemi,
onlar rtm, gizlemitir. Tarih filolojik tenkit formu altnda Nietzsche-
ni' n kkel felsef ynsemesi dile gelmektedir. Onun istedii, klsik "sok^
3
ratik" felsefeyle onun geleneini ykp Yunan felsefesinin gml kalm
olan kkel zn meydana karmak, bylece onu dnce hayat imkn
olarak yeniden gnmze maletmektir.
Nietzsche'de grld gibi, Hegel'in lmn takip eden drt onyl
iinde klsik miras etrafnda yaplan tartmayla birlikte "Sokrates'ten
ncekiler" meselesi yunan felsefesinin, hatt bat felsefesinin kkel z
meselesi haline gelmitir. "Sokrates'ten ncekiler" kavram Sokrates'ci-
lerin, Platon'la Aristoteles' in Yunan felsefesinin btnleyicileri olduklar-
n gsterir. Yalnz Nietzsche iin bu grn tutar taraf kalmamtr
artk. Nietzsche'nin "Sokrates'cilere" kar, onlarn ilk belirtilerine Elea-
llarda rastladmz "varlk felsefesine" kar at ve delirmesine kadar
devam eden savata kulland ne kadar nefret ve deer-bozma ifadesi
varsa hepsi daha bu eserde yer alm bulunmaktadr. Varlk uyduruuy-
la (fiktion) birlikte felsefenin kkel mnas da yozlar; onun yerine "bir
abstraktion kadar kansz" bir hakikat kar ortaya. Bundan tr, Yu-
nan ruhunun o bozulmu, attik formunun bat kltrnn manev temeli
haline gelmi olmas gibi bir mutsuzluu gidermek iin, kaynaa dnmek
gerek. Onun iin Nietzsche eskileri, hele Herakleitos'u, birer yenilik ve
yenidendou peygamberi diye anar. rtl kalm ne varsa bir imkn
olarak yeniden meydana karlmaldr: "Altnc ve beinci yzyllar ken-
di ortaya koyduklarndan daha ok ve daha yksek eyler vadediyor gi-
bidir; ama vaadetmekten, haber vermekten teye gidememilerdir. Gene
de bir tipin kayb, o gnedek kefedilmemi yeni bir stn felsef yaay
imknnn kayb kadar ac bir kayp pek azdr". . Gerek yonya gerekse
aa talya filozoflarnn retilerini yorumlama iinde Nietzsche yeni
sonular elde etmi deildir. lk filozoflarn zn tasvire alrken kul-
land kavramlar alnlarnda yeniliklerinin, romantiklerden alnma ol-
duklarnn damgasn tarlar. Tarih bakmdan mhim olan, Nietzsche va-
stasyla Yunan felsefesinin de yeni bir f i ki r akmna katlm olmasdr;
bu akm, kk Herder'e, Rousseau'ya, romantiklere (Schlegel, Novalis)
dayanan bir hareket olup, amac imdiki hayatn elden giden zn kay-
naa ve kaynakta olana dnmekle tekrar kazanmaktr. Bylece Sokrates'-
ten ncekiler de felsefi bakmdan klsik felsefenin feda ettii, yitirdii
ilk felsef hakikat definesini bulup meydana karmak amacyla kaz ya-
plan bir alan haline gelir. Bunun etkileri gnmze kadar sregelmi-
ti r; Heidegger iin de bir yandan insan varlk iine yerletirmi olan
Yunan metafizii br yandan bu varl rtp gizlemitir; "varl unut-
ma" nm tarihi de bu metafizikle balar. Sonraki "nihism" batanberi
metafiziin tarihinde nve halinde mevcuttur. Onun iin metafizik tari-
4
hini, metafizik geleneini ykp felsefenin kaynana, balangcna dn-
mek, bylece yitirilmi olan yeniden gnmze maletmek bahis konusu-
dur.
3. Bu durum karsnda bu derece kkten soru konusu haline geti-
rilmi olan Doxographie geleneinin dayand temelleri incelemek fay-
dal (belki de hayrl) grnyor. Bu gelenei kuran Aristoteles' tir. Aris-
toteles'i "eskilerin" retilerini toplamaa gtren sebep nedir? Onlar
nasl anlamtr? " i l k felsefe yapanlar", "batakileri" ve "eskileri" i n-
celerken yonyada doan felsefenin zn nasl kavryor?
Meseleyi bu ekilde ortaya koyduumuz zaman hemen grrz ki , ge-
lenekle yaplan hararetli tartmada gelenein kendisi pek dikkate aluv
mad gibi ne dediine de kulak verilmemektedir.
n
4. Aristoteles' in eskilerin unutulup gitmi olan retilerini toplama-
sn bir ilk felsefe tarihi aratrmasnn balangc gibi grmek, bunun
arkasnda da itici olarak bir "belge toplama", bir "eletirme" ihtiyac
sezinlemek det olmutur. Bu, Doxographie, biyografi ve okul-tarihini ba-
msz birer bilimsel aratrma dal sayan Theophrastos ile daha sonra-
kiler iin doru olabilir. Aristoteles'de ise baka bir ey, hem de bizim
pek yadrgadmz, ama gene de pek zl bir tarzda Aristoteles felse-
fesinin, hatt Yunan felsefesinin zyle ilgili gibi grnen bir ey bahis
konusudur^
Biryol Aristoteles ilk filozoflarn retilerini Metafiziin ilk kitabn-
da, yani metafiziin temellendirilmesi ile birlikte gzden geirir. Temel-
lendirmeye Aristoteles, temellendirilecek olan bilimin "aratrlmas" der.
Biraz ilerde de, kendi "methodos" unu belirlemenin bahis konusu oldu-
unu syler. "Methodos" un tam karl metod deildir. Aristoteles'de
bu kelimenin bsbtn konkret bir mnas vardr: onca methodos " y o l "
demektir. Felsefe Jir "yoldur", insan bu yoldan gitmekle hem felsefenin
bize tantt hakikate katlr, hem de bu hakikate uygun felsef bir mr
srer. Aristoteles'deki bu yol tasavvuru batanberi felsefede yer etmi bir
tasavvurdur; Xenophanes ona "yolun gsterilmesi" der. Parmenides "ha-
kikatten kan" yolu, "kamn yolunu", yoklua gtren aranamaz yoldan
ayrdeder. zerinde herey iin aksi yolun da bulunduu bir yolda a-
knlar, ne yapacam bilmiyenler, hem kr hem sar, dolap dururlar.
Metod sznden Aristoteles btn, bunlar anlar; mesele yolu bulup do-
rultusunu tespit etmektir. Bunun iin de ilkin erein belirlenmesi gere-
ki r; teorik bilginin erei bilenin ve arayann katlaca (pay alaca) ko-
nudur. Bilginin byk bir nem tad yerde insan ilknce tpk bir ok-
u gibi gzlerini hedefe evirmelidir; varlacak hedefe ancak bylelikle
varlabir.
Eskilere dn ite bu eree yneli (hedefe nian al) la ilgilidir.
Aristoteles' in eskileri incelemekten kasd Metafizii temellendirirken ara-
ya "tarih" bir blm sokmak deildir; onun eskilere bavurmas, onlarn
klavuzluu altnda konuyu, konuyla birlikte felsefenin yolunu belirlemek
istemesindendir. Aristoteles' in kendisi bu hususta i ki ey demitir: "Biz-
den nce varlklar inceleme iine girimi ve hakikat zerine felsefe yap-
m olanlarn dncelerine bavuracaz". Bu birincisi, ikincisinde Aris-
toteles niin eskilere dantm aklar. Biryol bu danma imdiki ara-
trmamz iin istifadeli olacak, sonra da elimizdekine, imdiki methodos'-
umuza olan gvenimizi arttracaktr. Yalnz aratrmann yrtlmesi ba-
kmndan ikinci derece yahut da ait bir ey deil bu. "Ruh zerine" (De
Anima) adl eserinde Aristoteles aka der ki , "her bakmdan asl g-
lk, aratrmaya gven kazanabilmektir".
Mesele ne? Mesele insann kendi yolunu gvenilebilir, amaz bir yol
yapabilmesinde; bunun iin de yolumuzun eski filozoflarn etrafnda top-
lanm olduklar hakikata gtrmesini salamak gerek. Metafiziin XII.
ci kitabnn 1. ci blmnde Aristoteles ayni anlamda ilk filozoflar "ta-
nklar" diye anar. Ona gre, eskiler eserleriyle kendi felsefesinin (Arist.
felsefesinin) de onlarn gittii yoldan gittiine, onlarn balam olduk-
larn alp devam ettirdiine tanklk ederler. Bugnn bilim ve felsefe
kavram iinde n-dayana olmamak (gelenee dayanmamak) ilkesi de
yer alr. Gelenee dayanmadan dnmek, daha batan her trl n-yar-
gdan, her eit eskiden kalma grten syrlarak dnmek demektir;
nitekim Descartes kesin bilginin metodunu elde etmek iin, nce ve bata
herhangi bir yanlmaya maruz koyumlarla (Setzung) birlikte "opinio
vetus" dedii eskiden kalma, vaktiyle geerlikleri olan retilerle kam-
lar da bir yana brakr. Aristoteles ise bunun tam tersi yoldan gider.
Geri o da gvenilebilir (salam) bir temel bulmaya alr, ama o kendi
yolunu salamlatrmak iin tam da "opinio vetus" a, eskiden kalma -
retilere bavurur. Aristoteles' in ilk filozoflara "eskiler", yahut "eskiden-
kiler" demesi bundandr. Descartes'a gre, eski gr salt eskiden kalma,
artk gemie malolmu (gnn doldurmu), gvenilemez hale gelmi bir
eydir; byle bir ey hem dnceyi bulandrr, hem de onu doutan sa-
hip olduu (doru) yoldan sapmak tehlikesine maruz brakr. Aristoteles-
6
de ise eskiler "atalar" (babalar) dr; onlar gelenein, eskiden geer olan
eylerin, muhafaza edilmesi, canl tutulmas gereken eylerin canl sembol-
leridir. Bu szn( Atalar sznn), temelini ata-kanunu geleneinde, l-
sn atalar tresinin muhafazasnda bulan hayat dzenlerinde yeri var-
dr. Ne zaman Platon Sokrates'e bir temel hakikat, kkl bir bilgelik sy-
letse, ousu bunu yaparken Sokrates eski, kutsal geleneklere bavurur;
ortaya koyduu retiyi kendi bulmu deildir, onu eski bilgiye vakf kim-
selerden renmitir; onu rahibelerden duyup alm olup eski zamanla-
rn bir deyi'sine bavurur. Ayni anlamda Aristoteles de Metafiziini te-
mellendirirken eskilere bavurur. Eskiler dedii lyonyal filozoflar iin
"tanrsal", "sayg-deer", "almaa-deer" sfatlarm kullamr. Bylece
bu k filozoflara bavurulmasnda, sz geen temellendirmede onlara
danlmasnda klsik felsefenin temelini tek eden bir belirlenim dile gel-
mektedir; ancak bu zelliin yalnz Platon'la Aristoteles iin bir geerlii
olduu sanlmamaldr. Felsefe anlamnda bilme, eskiden beri, oldum ola-
s insanda, insann hayat dzenlerinde yer etmi bir hakikati muhafaza
etme demektir. Batanberi filozofun yeri (ota) kenttir, "polis" tir. O
ne retse, ne gsterse, hep bu kentin kanunlaryla, atalardan kalma d-
zeniyle ilgilidir. Thales'in Yunan dnyasna sald n, onun tabiat reti
sinden ok, bir yol gsterici olarak Milet kenti iin, bu kentin siyas dze-
niyle aln yazs iin oynam olduu role dayanr. "Devlet-adam" olarak
Thales yedi bilgeler'den biriydi. Yalnz bir ey daha var. Filozof geri ken-
tinin maldr, ama kentin mutlu gnlerinde deil, asl kt gnlerin gelip
att, eski dzenlerin dalmaya yztuttuu, (Platon'un deyimiyle) fe-
lket nne geilemez bir hal alp ta bu felket karsnda "gzleri karar-
d" gn kentin maldr. Neden "eskilere", "atalara" bavurulduunu an-
lamak iin Herakleitos'un, Xenophanes'in, Sokrates'in bana gelenleri,
Pythagorasclar dernei'nin hikyesini, hele Platon'un diyaloglaryla 7. ci
mektubunu karanlk bir arka-pln olarak gznnde bulundurmak gerekir.
Burada bavurulan ey kmek tehlikesiyle kar karya bulunan, hatt
kmee yztutmu olan temel-dzendir; tarihte yokolan, pratik hayat-
ta, politik hayatta feda edilen eyleri felsef retide, sonra ona dayanan
eitim (yetiim) de muhafaza edip canl tutmak grevi felsef teoriye d-
er. Akademinin ilk bakta dnyaya uzak gibi gelen hayatn da Platon
bu politik mnada anlamtr; oradaki eitim eski dzeni yeniden kur-
maa hazrlanma, bunun iin "uygun an" beklemedir. Felsefe, polis'in
kmesiyle birlikte yerini ve taycsn yitirmi olan temel ile olan ba-
lanty felsefe renenlerin eitimi sayesinde muhafaza eder.
6. Aristoteles' in "eskilere" bavurmasnn gerisinde btn bunlar var;
bu bavurma genel olarak felsefenin bir gelenei olduunu gsterir. Aris-
7
toteles bu gelenek ilkesini aka belirtmitir. lk filozoflar demek olan
"eskiler" de yeni bir konu, yeni bir hakikat bulmu yahut koymu de-
illerdir. Onlar da felsefelerinde oldum olas, eskidenberi insan hayatn-
da ve polis'te yer etmi olan bir hakikatin geleneini devam ettirmiler-
dir. Met. VII, I 1028 b4 de felsefenin urat soru "Varolan yahut var-
lk nedir?" sorusu eklinde belirlenir. Felsefenin konusunun eleal-platoncu
tarif i budur. Felsefe varln, yahut varolan olarak varolann bilgisidir.
Aristoteles' in eskilere bavurmasnn bir sebebi de onlarn varolan doru
temaa etmi olmalardr. Ne var ki , felsefenin varlk yahut varolan ola-
rak kavramaa alt konu ilkin felsefe tarafndan bulunmu bir konu
deildir. Aristoteles bu konuya "eskiden de, imdi ve her zaman aratrlan,
daima soruturulan ey" der. Demek ki, felsefe de kendinden daha eski bir
gelenee dayanmakta, onu devam ettirmektedir. Bu her zaman aratrlan
eye, bu felsefenin varlk olarak kavramaa alt eye Aristoteles
"kuatc tanrsal varlk" da der. Gene Aristoteles'in aka belirttii gibi,
felsefe "sonraki" bir dn formu olup o kendisine mistik bir klk al-
tnda "en eskilerden" kalm olan bir gelenei, bu sz geen "tanrsal
varlk" la ilgili bilgi geleneini devam ettirir. "lk ve en eskilerden mythos
klnda sonrakilere aktarlan bir gelenee gre... t a n r s a l (varlk)
btn tabiat kuatr". "Eskiler" denilen ilk filozoflar bile tanrsal bilgelik
geleneini "en eskilerden" devralan "sonrakilerdir". Aristotelesin "en es-
kiler" dedii - ki bu deyim onda deimez bir deyimdir - "airlerdir"; bun-
lar kuatc tanrsal varl dile getirmi olmak bakmndan ilk tanr-bilim-
ciler (theolog' lar) dir. u halde muhafaza ve devamn eskilerin (ilk f i -
lozoflarn) zerine ald gelenek nce airlerin desteklik ettii tanrsal
dzen geleneidir.
Buna benzer bir teebbse, yani felsefeyi eski bir gelenee, kk ma-
sal ve mythos' tan geip sonunda bir "ilk-alma" (Uroffenbarung), bir
"tanr armaanna" kadar geri giden bir gelenee dayatma teebbsne
Platon'un "Philebos"unda da (16 c) rastlyoruz. Bir "Armaan" Prome
theus vastasyla tanrlar tarafndan insanlara gnderildi. Bizden hem daha
deerli olan, hem de tanrlara daha yakn oturan eskiler bu armaan bir
"masal" halinde, "varolan hereyin birden ve oktan kt" eklinde
nakletmilerdir. Biraz ilerde - bu sefer felsefe gznnde tutularak - yle
deniliyor: "Herey bu ekilde dzenlenmi olduundan, hereyde bir ide
olduunu her zaman kabul etmeli ve bu ide' yi aramalyz; zira gerekten
de byle bir ide olduunu greceiz."
Eskilere bavurmakla Aristoteles, airlerin mythos' uyla felsefeyi ii-
ne alan gelenek-ban metafizii temellendirmenin ilkesi yapm oluyor.
Aristoteles'in - gene Metafiziin birinci kitabnda - felsef bilgiyi "theoria"
yahut "teorik bilgi" diye sunmas da bunu gsterir. Felsef bilgiye "theo
ri a" denmesi ilkin bu bilgiyi pratik bilgiden, sonra sanatlarla ilgili bilgi-
gilerden ayrmak iindir. Pratik bilgiler, sanatlarla ilgili bilgiler ihtiya ve
zaruretin hizmetinde olduklar, nesneleri srf faydal, ise yarar olmalar
bakmndan ele aldklar halde, "theoria" pratik bir ama gtmeyen, za-
ruretin hizmetinde olmayan bir "temaa" (bak) dr. "Theoria" nesne-
lerin "bizim-iin" ne olduklarn deil, "kendilerinde", varln btn iin-
de, kosmos iinde ne olduklarn, yani "varolan" olarak ne olduklarn ara-
trr. Onun iin Aristoteles "theoria" tun "hr" ve "zarur olmayan" bilgi
olduunu syler. Fikir tarihi bakmndan bu kavramn etkisi pek byk
olmutur; bugne kadar akademik yani felsef bilginin, sonra bu bgeri
veren kurumlarn zleri gerei hr olduklar, hrriyeti art kotuklar
dncesi bu kavrama dayanr. Aristoteles iin de hr bilginin "theoria"
diye vasflandnlmas tanrsal varlk geleneinin felsefe tarafndan dev-
ralnmasyla ilgilidir. Kkel anlamyla, ilk kavrammca "theoria" Tan-
rnn "tanrsal varla", yani hereyi kuatan ve Tanrya iaret eden
kosmos'un btn iindeki varla evrilmesi demektir. Varolan olarak
bu tanrsal varlk . felsef bilginin de konusunu tekil ettii, felsefe de
Tann "theoria" (bak) nn yneldii eye evrildii iin, ona da "theo-
ri a" denir, onun iin Aristoteles felsef bilgiye "en tanrsal, en yce bilgi"
der. "Theoria" kelimesi balangta tanrlarn erefine yaplan bayram,
enlik, trenle ilgiliydi. "Theoria" tanrlar erefine tertiplenen oyunlar
seyretmek demektir. Zaten daha sonraki doxographe'lar "theoria" mn bu
anlamyla aka ilgi kurmular, ayrca kosmos'un trenli temaas anla-
mnda bu kavramn felsefeye aktarln Pythagoras'a atfetmilerdir.
Bylece Aristoteles'deki anlamyla bu kavram, varla evrilmekle felsefe-
nin, felsefe-ncesi r geleneinin konusu olan tanrsal varlk'tan uzakla-
madn gsterir. Onun iin felsefeye Aristoteles "theologi" yahut "theo
logik bilgi" demitir. "Temellendirme" de Aristoteles ilkin msrl rahip-
lerin "theoria" yapm olduklarna iaret eder. Sonra ona gre, mythos' -
la felsefenin kayna birdir; felsef bilgeliin dostuyla mythoslu iirin dos-
tu bir soydandr.
Tarih bakmdan Xenophanes'le Herakleitos' tan Platon'un airleri
kovmasna kadar srp gitmi olan o (Platon' un deyimiyle) "uzun" iir
(Mythos) - Felsefe kavgas btn bunlarla ilgilidir. Bu tartmada rasyo-
nel denen bir dnn mythoslu bir dnten syrlmas bahis konusu
deildi. Bu tartmaya daha ok u tarih-siyas meselenin ortaya atlma-
s sebep oluyor: "iirle mythos bundan byle eitime temellik edebilecek,
sonra siyas dzenin temelleri, yani temeldeki tannsal kanun (Nomos)
hakkndaki bilgiyi canl bir forma, tayabilir bir forma aktarabilecek du-
rumda mdr?" Fozoflarn buna verdikleri cevap hayr'dr; ama byle
olunca - ki bu nokta ok mhim - o gnedek "birounun retmenleri"
(Herakleitos) olan airlerin retmi olduklar hakikatin aynn bundan
byle felsefenin retmesi, felsefenin bu hakikatin taycs ve koruyu-
cusu olduunu ispat etmesi gerekir. Gerek tarih gerekse siyas ynden
Platon'un (o pek atp tutulmu, pek yanl anlalm olan) filozof-krallar
sznn gerisinde bunlar vardr. Ona gre, eskiden airin grm olduu
kanun koruyuculuu grevini artk filozof zerine almaldr. Hesiodos'ta
air kiraln yannda yer alr; kanunu air gsterir, kral da o kanunu hak
gereince gzetir. Platon'da ise egemenlik yahut kralla air yerine f i -
lozof gemitir. Aristoteles iin bu tartma bir daha tazelenmemek ze-
re kapanmtr. Felsefe biryo hereyi kuatan tanrsal Varlk geleneini
zerine aldktan sonra, Mythos' tan bilgi edinmee demez artk. Mythos-
da sakl duran kkel hakikati felsefe mythos'un rtsnden syrm bir
kere. Yalnz "theologi" geleneini devam ettirmek iinin felsefeye gei-
ini, sonra bunun mnasn Aristoteles belki Platon'dan daha derin, da-
ha muhteem bir tarzda yorumlamtr. Mythos' un kendi de daha kkel bir
hakikatin sonraki formudur; bu bakmdan mythos bugnedek saklanabil-
mi bir kalnt gibidir. Oysaki btn sanatlar ve bilgelik muhtemel birok
defalar bulunup yeni batan yitirilmitir. Demek ki kendinde varolan ha-
kikat ikide bir ortaya kp kendini insan anlayna sunuyor. Gelenein
mythos' tan felsefeye geiindeki pozitif mna, zl mna Aristoteles'e
gre buradadr. airlerin iir ve hikyelerinde insan ve hayvan eklinde
canlandrm olduklar eyi felsefe yeniden "hakikat" olarak, yani tek tek
varlklarda mevcut z-varlk olarak, varolan nesnelerde meydana kan
ve onlarn "z" diye anlalmas mmkn "btn" olarak dnr.
m
7. "Bizden nce varlklar inceleme iine girimi ve hakikat zerine
felsefe yapm olanlarn dncelerine bavuracaz". Bu danmadan
maksat ne? Bundan maksat, "kuatc tanrsal varln" ne olduu so-
rusunu artk mythos bakmndan deil, felsefe bakmndan sormak ne de-
mektir, onu gsterip, bylece "eskiler" denilen ilk filozoflarn, "en eskiler"
den devralp devam ettirdikleri gelenein srekliliini salamaktr. Bura-
da felsefenin yolu, sonra ereini gzden karmamann gven altna aln-
mas bahis konusudur. Eskilere dn (bavurma) bir "bugnleme" (Ver-
10
gegenwaertigung) anlam tar; muhafazas gereken hakikat tarihe ka-
rm bir ey deildir. Bu hakikatin bilgisi imdi, gnmzde aratrlr.
Bylece bir noktay daha anlamak mmkn oluyor. Felsefe (bugnn fel-
sefesi) eskilerin retilerini amtr, bu nokta Aristoteles'e gre su g*
trmez. imdi felsefe yapanlar - Aristoteles' in deyimiyle "yeniler" - varl-
kavram biiminde "tmel" (niversel) olarak dnmeyi renmiler-
dir. Bu konuda eskilerin hi bir bilgileri yo ktu; onlar bireysel ve duyusal
olan aamamlar, onun iin de "btn" sadece "madde biiminde''^ her-
eyin kt ilke olarak kavrayabilmilerdir. Bundan tr de eskilerin
retileri tek tek noktalarda almtr. Bu retiler felsef dncenin
ilk uyan, ilk iekleni ana aittirler: " i l k zamanlarda felsefe, daha
gen olduu, ilk admlarn att iin, hereyden kekeliyerek szeder gi-
bidir". Onlarn bykl felsefeyi yola sokmu olmalarmdadr, ama geri-
sini dnmemilerdir. Onlardan sonra gelen tabiat filozoflar iin de ay-
n ey sylenebilir. Onlar da kavramn aklna nfuz edememilerdir.
Bu bakmdan onlar arada bir iyi bir vuru yapan acemi eskrimcilere ben-
zerler, btn acemilerde olduu gibi bunu yaparken gerek bir bilgileri
yoktur.
i l k olarak Herakleitos varlkla oluun birliini dnmtr; doru-
su byk bir dnce. Aristoteles gene ilkin (Platon'dan farkl olarak)
Herakleitos'un kkel retisini sonradan bu retinin-sofistler arasnda-
ki - Herakleitos'cular elinde, hele Kratylos' un elinde ald ekilden ayrr.
Felsefenin ortaya koyduu meseleyi hi kimse Herakleitos kadar derin
bir ekilde kavramamtr, ama o bile bu meseleyi bir sonuca balamaz.
Varlkla oluun birlii yznden farklln pozitifliini feda eder ve by-
lece iin arl altnda ezilir. Onca herey birdir, yle ki nesneler ara-
sndaki, rnein insanla at, iyiyle kt, varolanla olmayan arasndaki
ba, giyim - kuam gibi anlamda kelimeler arasndaki baa benzer, ara-
larnda mhim bir fark kalmaz, i l ki n Empedokles'in sevgi ve kavga -
retisinde bir temel ilke, klsik felsefe iin byk bir nem tayan
f orm ilkesi kendini belli eder; ama bu ilkeyi de Empedokles bir
kavram eklinde dnememitir: "Bunu ak bir ekilde sylememi-
ti r" . Anaxagoras nce akl ilkesinden bahseder; Aristoteles'e gre, bu
onu btn tekilerin stne ykseltir ve onu "sarholar arasnda
bir ayk" gibi gsterir. Ama bu kavram kullanr kullanmaz grlr ki ,
Anaxagoras onu sadece yerlemi olu tasavvurlaryla iin iinden ka-
mad yerde bir a r t i f i c e gibi kullanmaktadr. Bylece eskilerin
felsefesiyle bu felsefenin onlardan sonra gelen tabiat filozoflarndaki de-
vam hakknda denebilir ki , bu felsefe kendisinin ortaya koyduu mese-
lelerden henz gerek bir bilgisi olmadan szetmektedir. Yalmz Aristo-
11
teles'in eskilere ynelttii btn tenkitler onca eskilerin bugn iin ta-
dklar nemi azaltmaz. Onlar ilk adm atp r amlardr. En g
ilk admdr, sonra gidilecek olan btn yolu da bu ilk adm belirler. zerin-
de durulan konuyla dnce arasndaki balanty bu ilk adm kurduun-
dan btn sonraki admlar ona baldr. Eskiler ise ilk adm atp felsefeyi
"tabiata en saygya deer olann bilgisine ve anlalmasna" gtren yola
sokmulardr. Bylece Aristoteles'e gre eskilerin pozitif yn, kalc taraf
neresidir, bunu asl onun tenkidi kaytlar belirtir; onca eskilerin bykl-
n retilerinde deil, felsefe geleneinin greviyle bu grevi yerine ge-
tirmek iin gidilmesi gereken yolu belirlemi olmalarnda aramaldr. Ata-
lardan kalan mirasn korunmas, heran canl tutulmas demek olan ge-
lenek, ne Aristoteles'de, ne de genel olarak felsefede Geist'in bugnden
kap gemie dnmek istemesi, bylece sonradan meydana gelmi ne var-
sa ykp feda ederek kaynakta (balangta) gnmzle bir iliii olma-
yan bir yenileme aramas deildir. Felsef ynden gelenek "devam ettir-
me" (sonraya aktarma) demektir; bugnle gelecein zdeki zenginlii yi -
tirmesine izin vermiyen Mn e mo s y n e , yani hatrda tututur. Eski-
lerin retileri btn o balangca has snrllklar, btn eksiklikleriyle
birlikte balangca aittirler. Bu bir. Yalnz ikinci bir ey daha var; o da
u; Yolun sonu ban iinde muhafaza etmeli, sonra bata balanan e-
yin btnlenmesi olmaldr. Aristoteles'in istedii de bu.
O halde eskiler tarafndan bulunup mythos' tan felsefeye geie na-
yak olan ilke hangisidir? Bu ilkeyi Aristoteles A r c h e (arche pricinpium)
kavramnda grmtr. Felsefe "nesnelerin sebeplerinin ve nedenlerinin"
bilgisi olmakla mythos' u amtr. Felsefe "kuatc tanrsal varl" ya-
hut btn varolan hereyin temeli olarak kavrayp bylece varolan her-
eyin sebep ve nedenlerini, daha dorusu "i l k sebep ve nedenlerini" ara-
trd zaman onu varlk olarak kavrar. Aristoteles'e gre felsefenin ko-
nusunun tari f i budur; o bu tari f i eskileri tank gsterip pekitirdikten
baka, metafizii yahut ilk felsefeyi temellendirirken ona dayanr. Onca
felsef varlk teorisi Miletlilerle balar, nk onlar tanrsal varl "her-
eyin temeli" (arche'si), "varlklarn ilkesi" diye dnmee almlar-
dr. Aristoteles'e onlar ilk olarak tanrsal varl a r c h e diye anla-
m olmak bakmndan da "archaioi" dirler.
8. Btn yahut varl " ar c h e " olarak kavramak ne demektir?
Arche (ilke, temel, sebep) nin ne olduu ilkin felsefenin bata "tabiat"
(physis) olarak tanrsal varla ynelmesinde dile gelir. Eskiler "fiziki"
yahut "fizyolog" idiler; bunlar tanrsal varlktan tabiat diye szederler.
Tabiat "btn" kavramn iine alr; o tek tabiat, btn tabiat, ayni olan
12
ve kalan tabiattr. Aristoteles'in tabiat vasflandrmak'iin kulland
kavramlarn balcalar eskilerin yazlarndan alnm olsa gerektir: tabiat
meydana gelmemitir, yokolamaz, lmszdr; kuatc bir btn olup bir
dmenci gibi hereyi ynetir. Ayrca o tanrsal olandr, Aristoteles ona
tanryla bir ad verir. Onun Sokrates'ten ncekileri incelerken kulland
belirlenimler (kavramlar) onlarda "tanrsal kanun" (Herakleitos), "hei-
marmene" (Herakleitos), "Dike" (Parmenides), "zarur olan" (Anaximan-
dros), "Tanr" (Xenophanes), "tanrlarla dolu olan" (Thales) gibi kav-
ramlarla olan balantya iaret eder. Btn bunlar ilkin fizikilerin (tabiat
filozoflarnn) onlardan nce airlerin rettii hakikatin aynn ret-
tiklerini gsterir; onlar da Aristoteles'e gre 'theologlar'dr; nk onlar
da tanrsaldan szediyorlar. O halde onlarn bu tannsal' "tabiat" diye
anlamalar ne demektir? Tabiat btn tabi olarak varolan eylerin t-
mdr. Tabi olarak varolan eyler ise hayvanlarla onlarn.ksmlar, bit-
ker, sonra rnein toprak, ate, su, hava gibi basit cisimlerdir. Tabi ola-
rak varolan nesnelerin ortak vasf, "hareket ve sknetlerinin ilkesini
kendi ilerinde bulundurmalardr"; bu gibi nesneler insann san'atyla
meydana getirdii nesnelerden kkek byle ayrlrlar (bir sandalye ya-
hut bir elbise kendiliinden meydana gelemez). Sonra tabiat tabi olarak
varolan eylerin temelinde bulunan btndr, hereyin temelinde bulun-
mak bakmndan ayrca btn bu temele dayanan tabi varlklarn tm-
dr. Onun iin tabiat biryol kendisinden tabi varlklarn kt yahut
meydana geldii temel olarak anlalabilecei gibi, onlarn "z" olarak
da anlalabilir. Ancak "temel" (kaynak, kk) olarak tabiatla, "z" olarak
tabiat arasnda ne gibi bir balant vardr? Eskiler bu soruyu cevaplan-
drmamlar, daha ok tabiat genel olarak ilk anlamda anlamlardr.
Tabiat kavramnn bu eksik gelimesinde de gene genel olarak eskilerin
teori kurmasna izilmi olan snrlar kendini gsterir. Pozitif olan ne?
Pozitif olan, mythos'm tanrsal varhk anlaynn almas. Eskiler tan-
rsal varl tabiat olarak dnmekle, onu imdi ve burada mevcut olup
onlarda bir temel, bir z olarak kendini gsteren "btn" olarak kavrar-
lar. Bylece tanrsal varln airce tasavvurundan onun bilgisine geilmi
oluyor; onu tabiat olarak kavramak, onu kendisini heran dorudan do-
ruya bildirdii ve gsterdii yerde aramak demektir. Eskilerin tabiat kav-
ramn sonradan klsik felsefe "varlk olarak btn" teorisiyle amtr;
Aristoteles de kendi tavrn belirlerken Sokrates'in "Phaidon" da tabiat
felsefesiyle yapt tartma'ya dayanr. Ama balang, felsefenin ba-
langc yonyallarm tabiat zerine olan retileridir, nk o gnedek
mythos biimi altnda tasarlanm olan "btn" hereyin temelinde bulu-
13
nan ar c h e olarak ilkin bu retilerde ortaya kar. Felsefenin asl daya-
na tabiat kavramnn kendisi deil, ondaki a r c h e ilkesidir. Principium' -
un ltince karl s u b s t a n t i a'dr. Bu kavram Aristoteles'ten bu
yana metafiziin ana kavram, temel kavramdr. Bu kavram eskilerin ta-
biat retileriyle birlikte tarihe gemitir. Aristoteles'in metafizii temel-
lendirirken eskileri anmas, s u b s t a n t i a (tz, temel) olarak varlk
kavramnda a r c h e f ikrinin sakl olduunu hatrlatmak istemesinden-
dir; nk varlk teorisi olarak felsefe bu fikirle ve bu fikirden ortaya
kmtr:
"Zira btn varolanlarn kt, meydana gelilerinin ba ve yok-
oularmm sonu olan ey onlarca varolan hereyin a r c h e (ilke) sidir;
bu arche hereyin temeli, zdr... Bu bir tabiat hep vardr:... Btn te-
ki eyler ondan kar; ama o hep varolmakta devam eder... Bu trl fel-
sefenin ba ve nderi olan Thales onun (arche'nin) su olduunu syler".
Ayni anlamda Aristoteles Anaximandros' un "apeiron" unu, sonra onun
"meydana gelmez, yokolmaz" dedii eyi de hereyi kuatan ve yneten
a r c h e olarak yorumlayp ardndan bu kavramla birlikte iir gelenein-
deki tanrsal varlk kavramnn felsef bir kla brndne iaret eder:
"Bu da, fizyologlardan birounun demesine baklrsa, tanrsal varlktr".
Felsefe varl a r c h e olarak kavramaa alt gn gelenek tarafn-
dan izilmi olan yolda yrmee devam ediyor demektir.
u yaknlarda felsefede a r c h e'den (temel'den, ilke'den) trenli bir
dille, yksek bir dille szetmek moda oldu. Oysaki asl mesele,, gerek yon-
ya felsefesinin gerekse klsik felsefenin a r c h e kavramyla tanrsal
varl "olaan", "gnlk" eylerle, yani tabi olarak varolan eylerle bir-
letirip bylece "btn" insann i hayatyla, pratik hayatyla siyas
dzenlerini de iine alan dnya olarak yorumladm grebilmektir. A r -
c he kavramm Aristoteles 5. ci kitabn banda ele alr. Bu felsefenin
ilk kavramdr. Bu 5. ci kitapla onun ana~kavramlar aklamas ou va-
ki t "kavram katalou", kelime anlamlarnn salt biraraya getirilmesi gi-
bi anlalr. Oysaki felsefenin tayc kavramlarn Aristoteles kendi bu-
lup koymu deildir. Felsefe onlar "hypolepsis" yoluyla mevcut dilden
alr. Felsefenin urat eyler (kavramlar) zaten gnlk dilde, felsefe-
ncesi dilde kullanldklar ekliyle belli bir mna tarlar. 5. ci kitapta en
nemli kavramlarn bu dilde yaayan mnalar aklanp gelitirilerek ta-
dklar felsef mnamn snrlar belirtilir. Bylece felsef bir kavram olan
a r c h e de hypolepsis yoluyla temellendirilir. Ne zaman insan bir eyi,
bir olay, bir olguyu "z" anlamyla (yahut bugn a r c h e kelimesinin
ltince karl olan p r i n c i p i u m ' u kullanmak istersek) "kk" (te-
14
mel) anlamyla kavramaya aiisa, - gerek bilgi gerekse aksiyon bakmn-
dan - hep bu a r c h e'yi aryordur. A r c h e yolda balang, evde te-
mel, gemide omurga, ispatta hipotez, oulda baba, savata kltc sz-
ler, toplumda batakilerdir. Felsefede aratrld ekliyle bu "oldum ola-
s aratrlan ey" (yani ar c h e ) ile tek tek varlklar arasndaki ba,
baka alanlarda, sonra gnlk hayatta "temel" dediimiz eyin temeli ol-
duu eylerle olan balants gibidir. Burada artk o (arche) ancak a-
irce tasarlamann ulaabilecei bir u z ak gibi deil, gnlk hayatn du-
yu verileriyle insann hayatna, insann dnyasna ait olan bir y a k n
olarak anlalr. te Aristoteles Thales'in suyu a r c h e diye kabul eden
ve onca bir daha ortaya atlmasna imkn olmayan retisini byle yo-
rumlamtr. Bu retide Aristoteles ilkin Thales'ten nce mythologlann
sylemi olduklarn ele alr: "Kimisine gre, bizim zamanmzdan ok
nce yaam ve tanrsal eyleri ilk aratrm olan en eskiler Okeanos'la
Thetis' i meydana geliin kayna sayyorlard. Onlara gre Tanrlar su
zerine yemin ederler. En saygya deer ey en eski olandr, ve en eski
ey zerine yemin edilir". Ancak Thales'te Okeanos'un yerine su gemek-
le en nemli dn gereklemi oluyor. Bylece Thaies "a r c h e" ile g-
rnler (olaylar) arasnda balant kuruyor; o gnedek mythos halin-
de tasavvur edileni imdi - Aristoteles' in deyimiyle - "gzle", bakla kav-
ryor. Gz duyularla grlebilen eyleri grr. Thales "en eskiyi" gr-
lebilir eylerde arar ve onu bu gibi eylerde grnen a r c h e olarak kav-
rar. airlerin "tanrsal" dedikleri filozoflarn a r c h e'si haline gelmitir.
9. Aristoteles eskilerin retilerini bir araya toplad srada bu
retiler byk lde unutulmu, eski eserler kaybolmu bulunuyordu.
Yalnz bu bir tesadf deil. Aristoteles gelenek tarihinde grup ayrr:
"En eskiler"'dedii airler; 'eskiler' dedii yonyallar; ve "yeniler". "Ye-
niler" dedii Platon, Platoncular ve bunlarn dayand talyadaki Eleal-
larla Pythagoras'clarn okullardr. Eskiler- yani yonyallar- "btn"
duyusal nesnelerde grnen a r c h e olarak ve bylece madd bir ey, r-
nein ate, su, hava, v.s. olarak anladklar halde, yeniler duyusal ey-
lere gzlerini kapayp sadece salt kavramn, ancak salt dnceyle elde
edilebilen kavramn, bir de matematik balantnn duyusal olmayan gene!
zn varlk (arche) diye bilirler. Gnmz iin felsefe matematik haline
gelmitir; bu ise formelletirme tehlikesine yol aar; varlk (z, arche)
duyusal eylerden, olu halindeki tek tek nesnelerden ayrlm olur. Bu
(Olu) varlk iin, varln formel balant-kavramlar iin nemsizdir, ni-
tekim Eleallar salt dncenin tek-yanlhmdan tr bunu hakikat teo-
risinin dnda brakp varolmama (yokluk) ya irca etmilerdir. Bylece
"eskilerin" gerekletirmi olduklar ekliyle felsefeye gei'in kkel m-
15
nas kaybolur gider. Geri Platon Varlkla Oluu uzlatrmak istemi ve
Pythagoras'clarn "takl i t" kavram yerine uzlatrc kavram olarak "ka-
tlma" (metexis) kavramn ortaya koymutur, ama "katlma" yoluyla
uzlatrma varlk-olu, kavram (ide) - tekvarlk ayrln aamaz. Onun
iin Aristoteles Platon'la Pythagoras'clarn "katlma" ile "takl i t" in ne
olduu sorusunu cevapsz braktklarm syler.
Bu zlmemi mesele tmelle tikelin birlii anlamnda varlkla olu-
un birlii meselesidir. Yalnz bu u mnaya da gelir: Aristoteles'e gre
bu problemin zlmesiyle felsefenin birliine kavumak, yani italya
ilkesiyle yonya ilkesini uzlatrmak mmkn olacaktr. Aristoteles
felsefesini temellendirirken eskilere bavurmakla onlarn duyusal varlk-
larda grdkleri a r c h e'yi kendisinin tmel ve f o rm teorisine alr, by-
lece "eskilerle" yeni felsefenin yanllarn dzeltir. talya (felsefesi) ilke-
siyle yonya ilkesini uzlatrr. Eleallar ve Pythagoras'clarla birlikte
lyonyahlarn klsik felsefenin ncleri olabilmeleri, gerek tarih gerekse
nesnel bakmdan, bu uzlatrmann eseridir; sonra ilk filozoflarn tmne
birden "Sokrates'ten ncekiler" denmesi de bundandr. Bu da ilkin Aristo-
teles sayesinde mmkn olmutur.
Bylece Aristoteles'in ilk felsefeyi kendi sistemine uyacak ekilde
yorumlayp onu bozmu olduu iddiasnn gerekte olup bitenden ne ka-
dar uzak olduu da meydana km oluyor. Thales'ten Sokrates'cilere
kadar felsefede grlen i-birlii Aristoteles' in Eleallarla Pytagoras'clar-
dan kan salt dnce felsefesine lyonyahlarn a r c h e kavramn ka-
tp, bylece felsef dnn btn o zamana kadarki gelimesini bir i-
birliinde toplam olmasna dayanr.
10. Bu birliin gerisinde ilkel bir ihtiya, siyas dzenin alnyazsyla
ilgili bir muhafaza, kurtarma, devam ettirme ihtiyac gizlidir. Attika fel-
sefesi klsik olmusa, bu, undandr: Klsik felsefeye gre, bir bilgi ancak
oldum olas, eskiden beri binen doruyu doru diye kabul edip bir gele-
nek haline geldii gn felsef bilgi saylr.
eviren: Dr. Hseyin Batuhan

You might also like