You are on page 1of 80

...

bir karabynn kurban ol duunu anl ayan


kii, iinde yaad topl ul uun en grkemli gelenek-
l eri ni n etkisiyle durumunun umutsuzl uuna itenlik-
le i nan r. Akraba ve dostlar da bu kesin kan y pay-
l a rl ar. Topl umun dna itilir; herkes ondan uzak-
l amaya, imdiden lm gibi davranmakl a yeti nme-
yip onu btn evresi iin bir tehl i ke kayna ola-
rak da grmeye balar. Topl ul uk her f rsatta ve b-
tn davran yl a zavall kurban n ad m adn l me
srkl er. O da ka n l maz sayd bu yazgdan kurtul -
maya abal amaz. Zaten, ksa sre sonra, onu Ruhl ar
l kesi ne gnderecek trenl er balayacaktr...
Ekl er
M . G O D E L E R : Eletirel Bir Y akl a m
J . L A C A N : Cl aude Levi -Strauss'a
Bir Soru
R . B A R T H E S : Topl umbi l i m ve
Topl umsal - Mant k
derleyen ve eviren: ahmet gngren

Yol Yaynlar : 11
ada Araylar Dizisi : 4
ada Araylar Dizisi
Carlos Castaneda Don Juan'n retileri
ev. Nevzat Erkmen, 1982
Carlos Castaneda Bir Baka Gereklik
ev. Nevzat Erkmen, 1982
Tahsin Ycel Yazn ve Yaam, 2. Basm: 1983
Dou Bilgelii Dizisi
lhan Gngren
lhan Gngren
Erich Fromm
J olan Chang
Charles Humana
Wang Wu
D.T. Suzuki
ve
Zen Budizm, Bir Yaama Sanat
2. Basm, 1982
Buda ve retisi, 1981
Psikanaliz ve Zen Budizm
ev. ilhan Gngren, 3. Basm,
Taocu Sevime ve Seks
ev. lhan Gngren, 1983
Ying Yang, inde Sevime,
ev.: Kerem Lokman (baslacak)
Zen Budizm, Seme Yazlar,
ev.: ilhan Gngren (tkendi)
T.D.K. 1980 eviri dl.
1981
Roman Dizisi
J ack Kerouac
Aldous Huxley
Zen Kaklar
ev. Nevzat Erkmen, 1982
Ada
ev. Seniha Akar, 1983
CLAUDE
LEVI-STRAUSS
Eterleyen ve eviren:
Ahmet GNGREN
yol yay nl ar
Yol Yaynlar
PJ C. 30 - Yeilky - ST.
Tel.: 573 08 19 - 573 85 10
Florya Otlukbeli Sok. 26
evirinin Yayn Hakk (g) Ahmet Gngren /
Yol Yaynlar 1983
Dizgi Bask: Dou Matbaas
emberlita Piyerloti Cad. Peykhane Sok. Kamer Han. No. 19.
Kapak Bask: Tem Ofset Matbaas
Tel.: 576 54 69 - 577 15 98
Topkap, Maltepe rnek Han 8/4.
Bask Tarihi: Eyll 1983.
SUNU
Claude Levi-Strauss'n eitli yazlarn hiraraya getirip, bun-
lara Godelier, Lacan ve Barthes'/n birer yazsn ekleyerek, sy-
lensel (mythique) dncenin yaplan ve gnmzdeki ileyiiy-
le ilgili birtakm ipularn Trkiye'deki belirli bir okuyucu ke-
simine ulatrmak istedim. Di n ve byy, l kltrlere ilikin
olgular olarak deil de, gnmzde de farkl biimlerde yaam-
larm srdren etkinlikler olarak ele aldm. Bu konularn hem
gnmz toplumbilimi hem de genel zgrleim sorunu asn-
dan gittike artan bir nem tadna inanyorum.
Bu kitapta, Lvi-Strauss'Hra Yapsal nsanbilim (Anthropo-
logie Structurale-1958) adl yaptndan, Din ve Ey (Magie et
Religon) blmndeki yazs ve daha sonraki bir dneminden,
1912'de yapt bir konuma yer alyor. Bunlara Godelier'/frt
Horizon, Trajets Marxistes en Anthropologies> adl kitabndan,
Lvi-Strauss'a eletirel bir bak as getiren bir kesiti, Lacan 'm
Sylen (mythe)/kuttren (rite) ilikisi stne bir sorusunu ve
Levi-Strauss'un yantn, ve Barthes'm, L6vi-Strauss'/ budubi-
limsel yaklamnn acl toplumlar kapsayacak biimde geni-
letilmesini neren bir yazsn ekleyerek; yazdm giri yazsy-
la da, bu farkl yaklamlar nasl bir balamda biraraya getirdi-
imi aklamaya ve bu trden ideolojik oluumlara belirli yakla-
m biimlerinin genel izgilerini vermeye altm.
zellikle deinmek istediim bir nokta da dil konusundaki
tutumuma ilikindir. Birok kimse kullandm kimi terimleri
V
5
ar bulabilir. Bu tr terimlerin ounun yabanc dildeki kar-
lklarn, ayra (parantez) iinde ya da dizin blmnde verdim.
Toplumbilim, budunbilim, ruhbilim vb. konularda Trke bir bi-
lim dili oluturma abasn, imdi her zamankinden daha zorun-
lu saydm iin, gerekten kimi allmam Trke kullanmla-
ra bavurmu olabilirim. Yine de belirli bir uzlamay ve anlala-
bilirlii salayabildiime inanyorum.
Budunbilim, dilbilim gibi konularda az sayda da olsa
Trke yaptlarn bulunmasnn, yeni bir eviriye balamak iin
yreklendirici bir etken olduu aktr. Byle bir giriimin altn-
dan kalkabilmisem, bunu Tahsin Ycel, Berke Vardar, Mehmet
Rfat vb. yazarlarca ve Trk Dil Kurumu bnyesinde gerekle-
tirilen deerli almalara borluyum. Sn. Tahsin Yiicel'e ayrca
bu eviriyle ilgili nerileri iin en iten teekkrlerimi sunmak
isterim.
Ahmet GNGREN
stanbul, Austos 1983
6
N D E K L E R
G R : Claude Levi-Strauss ve Sylensel
Dncenin Yaplar H
CLAUDE LEV -STRAUSS:
Birinci Blm: D N VE BY 31
Byc ve Bys 33
Simgesel Etkinlik 58
Yap ve Eytiim 81
kinci Blm: NSAN ve SY LENLER 95
Yapsalclk ve evrebilim 97
EKLER:
MAUR CE GODEL ER:
Claude Levi-Strauss, Eletirel bir Yaklam 127
J ACQUES LACAN:
Claude Levi-Strauss'a Sylen/Kuttren likisi
stie bir Soru 136
ROLAND BARTHES:
Toplumbilim ve Toplumsal-Mantk 143
KAY NAKA ve D Z N 152
t
GR
C L A U D E L E V - S T R A U S S
VE
S Y L E N S E L D N C E N N Y A P I L A R I
Ahmet GNGREN
Henz yokolmam ya da yokedilmemi ilkel toplu-
luklar inceleyip, bu incelemelerden kan blk prk veri-
leri karlatrarak snrl birtakm genellemelere varmaya a-
lan bir bilimin, yani budunbilim'm genel bir iletiim kuram
iinde yerini almas... 20. yy. n bilimsel serveninde Claude
Levi-Strauss'a den pay bu giriimiyle zetlenebilir. Bu giri-
im kendini daha geni bir bilimin, toplumsal yaamdaki gs-
tergelerin biliminin ya da toplumsal gstergebilim'in oluturul-
masna katk olarak tanmlayp somutluk kazanr ve kendi zgl
konumunu bi r sre ol arak belirler.
Dilbilimin doa bilimlerinin yetkinliine ulamasna olanak
veren yolu aan Ferdinand de Saussure, daha yzylmzn ba-
nda Cenevre niversitesinde verdii Genel Dilbilim Dersleri
nden birinde demek ki gstergelerin toplum iindeki. yaa-
mn inceleyecek bir bilim tasarlanabilir diyerek, szn et-
tiim giriimin kuramsal erevesini izmiti; henz yok byle
bir bilim. Onun iin gstergebilim'in nasl birey olacan sy-
leyemeyiz. Ama kurulmas gerekli, yeri nceden belli C
1
)
F. de Saussure'n tartlmaz ncs sayld yapsal dil-
bilim, Claude Levi-Strauss'un yapsal bir insanbilimin temelle-
rini atmasnda balca kaynaklardan birini oluturur. Dildeki
her eyi, bal bulunduu dizge iinde br elerle kurduu
kartlk ilikilerine gre(
2
) deerlendiren Prag Dilbilim evresi
ve zellikle, sonradan kiisel dostluk kurduu Roman Jakobson,
/
11
Levi-Strauss'un bu kaynakla ilikiye gemesinde arac bir ilev
yklenir. Budunbilimde de ortaya atlmaya balanan yap
kavramn dntrp, kapsam ve ieriini yeniden tanmlarken,
dilbilimsel yap kavram temel dayanak noktas olacaktr.
Budunbilim byk smrgecilik dneminin parlak gnle-
rinde domutur ve kukusuz bu bir rastlant deildir. lk bu-
dunbetim yaptlarn ortaya koyanlar, eitli nedenlerle smr-
gelerde bulunan batl aydnlar ya da misyonerlerdi. Bilimsel
alanda da; ilkel toplumu o gnk batl topluma dek uzanan
dz bir izginin balang noktas olarak gren evrimci yakla-
mn, uzun sre budunbilime egemen olmas bu dou evresinin
tarihsel konumuyla aklanabilir. Malinowski ve Radcliff-
Browr'un nclk ettikleri ilevselci yaklam da (tarihin pa-
rantez iine alnmas diye nitelenebilecek) kar-evrimci bir tepki
olarak ele almak gerekir. Yap kavram da bu tepkinin bir rn
olarak ortaya atlr. Baka deyile, bir toplumun emmi ni n de-
il yaplarnn incelenmesinin budunbilim asndan temel sorun
olduu ne srlr. Fakat bu toplumsal yap kavram bir
toplumdaki bantlarn btn, insanlar arasndaki gzlem-
lenebilir bantlar dzeni olarak tanmlanmakta, yani g-
rngnn yzeyinde kalan bir zmlemeyle snrlandrlmak-
tadr. levselcilerin yap kavram grgl (ampirik) bir yakla-
m ierir ve gerein insan zihninin dnda kalan somut
grnmne indirgenmitir. Levi-Strauss, dilbilimden ald
esinle, bu tr bir yap kavramnn gerein yalnzca bir yann
yansttn, nemli olann yapnn derin dzeyinin incelenmesi
olduunu vurgular. Bu aray tm yaptnn temel eksenini olu-
turacaktr.
Akrabaln Temel geleri(*) adl yaptnda bir ba-
kma yapsal insanbilimin nclerinden biri saylabilecek
Marcel Mass'un kuramn dizgeletirmekle ie koyulur; yakn
akrabalarla cinsel ilikinin yasaklanmas kuralnm zmleyerek
bunun, bir toplumun varolabilmesi iin anakoul niteliindeki
dardan evlenme kural (exogamie) nn tersine evrilmi,
12
olumsuz biimi olduunu ortaya koyar. Bu ayn zamanda, doa/
ekin kartlna denk dmektedir. Aile doal bir iliki biimi
deil ekinsel olarak belirlenen bir toplumsal bantdr. Lacan,
Levi-Strauss'un bu saptamasn ruhzmleyim asndan da
temel bir olgu sayarak, demek ki Temel Yasa, evlilik ilikisini
kurala balayarak, ekinin egemenliinin, iftlemeye dayal do-
ann egemenliinin stne eklemlenmesidir diye yorumlar.(
5
)
Levi-Strauss'un bu almasnda, sonular asndan daha
da nemli saylabilecek giriimi, evlilik ve akrabalkla ilgili
blk prk kurallar dizgeletirerek, bir toplumdaki kadn al-
veriini salayan birka belli bal tipe indirgemesidir. Daha
sonra, Yapsal nsanbilim adl yaptnda, nasl ekonomi ku-
rallar mal ve hizmet dolamn, dilbilimsel kurallar bildirim
dolamn salyorsa, bu kurallar da bir toplumdaki kadn
dolamn salamaya yarar(
6
), diyerek, toplumsal yaamn
eitli dzlemlerinde, yapsal dilbilimin dilyetisinde bulguladk-
laryla trde kurallar bulunduunu ortaya koyar.
Totemci dizge de bu trde anlatma bir rnek olarak
ele alnmtr(
7
). Kabaca zetlersek, Levi-Strauss'a gre totem-
cilik, ilkel topluluklarn kendi aralarndaki (aile dizgeleri, evlen-
me kurallar, birbiriyle evlenen ya da evlenmeyen topluluklarn
ilikileri gibi) karlkllk ve btnleyicilik bantlarn, hay-
van ve bitki trleriyle benzetirerek dnmelerinin bir ilevidir.
Burada benzetirim kavramnn altn izmek gerekiyor. Bu an-
lamda toteme dilbilimsel bir karsamayla varld dnle-
bilir. Sz konusu olan olduka karmak bir benzetirim sreci-
dir: doadaki hayvan ve bitki trleri toplumsal yapya benzer
biimde, insanbiimliletirilerek dnlmekte, bylece bir l-
de dntrlerek tasarlanan doa yeniden toplumsal yapya
yanstlmaktadr. Sonu olarak totemci dizge de yansnn yan-
ssndan oluur. lkel topluluun amalad ey, karmak ve
dilegetirilmesi g bantlarn, somut ve duyumsanabilir nes-
neler araclyla alglanabilir bir anlatma ulamasdr. Roland
Barthes'm deyiiyle, Levi-Strauss, klan ve hayvan deil, klan-
103
lar aras ve hayvanlar aras bantlar karlatrmay nerir;
klan ve hayvan silinir, onlarn yerini gsteren ve gsterilen alr:
(bu bantlardan) birinin rgenlenimi brn anlamlar ve
anlam bantsnn kendisi de onu oluturan somut topluluk-
ta yansmasn bulur (
8
).
Ama, evlenme kurallar, aile biimleri, totem dizgeleri,
sylenler gibi eitli grnmlerini aarak, yabanl dnceye
(derin yap) ulamaktr(
9
). Levi-Strauss almalarn sylenle-
rin, yabanl (sylensel) dncenin bu dolaysz rnlerinin in-
celenmesinde younlatracaktr. Daha, Yapsal nsanbilimde,
bu incelemenin kurallarn yle belirler:
1) Bir sylen hibir zaman tek bir dzeyde yorumlanmama-
ldr. Ayrcalkl aklama diye birey olamaz, nk her sylen
birka aklama dzeyinin bantya getirilmesinden baka bir-
ey deildir.
2) Bir sylen tek bana deil, btn olarak ele alndklar
zaman bir dnm kmesi oluturan baka sylenlerle kurduu
bant iinde yorumlanmaldr.
3) Bir sylen kmesi kendi bana deil, a) baka sylen
kmeleri, b) geldikleri toplumun budunbilimi gznne alnarak
yorumlanmaldr (
10
).
Bu incelemenin doruunaysa Myt hol ogi ques(
n
) adl ya-
ptyla ular. Andre Glucksmann'la birlikte, bu drt ciltlik
dev yaptn ieriini ve yntemini birka szckle zetlemeye
alalm:
Aratrma nesnesi: Gney Amerika'da yaayan belirli sa-
yda yerli topluluun sylenleri;
Yntemi: yapsal dilbilime kout bir uygulaymla, karla-
trmal zmleme(
12
).
Fakat hem aratrma nesnesi bu nceden konmu snrla-
rn dna taar (baka topluluklarn, rnein Kuzey Amerika
yerlilerinin, Eskimolarn vd. sylenlerinin ie karmas) hem
de yntem mzik estetiine gnderme yapacak biimde geliir.
Levi-Strauss, derleyebildii ok sayda sylenin tm ge-
14
lerinin ve eler aras bantlarn budunbilimsel ve evrebilimsel
koullarnn kl krk yararak incelenmesi ve zmlenmesiyle
oluturduu sylenbilimsel btnceyi, kendine yeterli anlambi-
linsel bir evren (objet absolu) olarak tanmlar.
Tm bu olaylarm incelenmesinde grld gibi, yap veri
olarak dorudan gzlemlenebilen birey deil, budunbilimciin
rnekeler (modeles) biiminde bir kurgusudur. Yap nitelii
kazanabilmek iin rnekeler u drt koulu yerine getirmek
zorundadrlar: (
s
)
1) Yap bir dizge nitelii sunar; bu nedenle herhangi bir
gesindeki deiiklik geri kalan btn elerinde de deiiklik-
lere yol aar;
2) her rneke, herbiri ayn diziden bir rnekede karlk
bulan bir deiim kmesine baldr, bylece bu dnmlerin
btn de bir rneke kmesi oluturur;
3) belirtilen bu zellikler, elerden birinde bir dei-
iklik olduu zaman, rnekenin nasl bir durum alacan n-
ceden kestirmemizi salar;
4) rneke gzlemlenen btn olgular kapsayacak biim-
de kurulmu olmaldr.
Claude Levi-Strauss'a gre, toplum eitli dzeylerde bir
yaplar btnn ierir: bireyleri eitli yasalara gre d-
zenleyen aile dizgeleri bu dzeylerden yalnzca biridir, toplum-
sal rgenlenim bir bakas, ekonomik katmanlarn farkllamas
da nc bir dzeydir. Bu dzenleyici yaplarn kendileri de
dzenlenebilir. Bunun koulu aralarndaki bantlar, birbirleri
stndeki esrmeli etkileri ortaya koymaktr(
14
).
Levi-Strauss, yaant dzeyiyle, tasarm dzeyi arasnda bir
ayrm yapar. Aile yaplar, toplumsal rgenlenim, vb. yaant
dzeyinin; sylenler, din, diing (ideoloji) tasarm dzeyinin
kapsamna girerler. Levi-Strauss'un giderek bu dzeyin ince-
lenmesinde younlaan aratrmalar, bir st-yaplar kuramnn
gelitirilmesine katk nitelii tar.
Yine de bir toplum, yaplarnn tmne indirgenemez. Bu,
15
topl umun yaayan, devinen, deien yann gzard etmek olur.
Olay/yap kartlnn vurgulanmas, Levi-Strauss'un byle bir
yanlsamaya yer brakmadnn bir gstergesidir. Bir toplum-
daki olaylar zgnl, tekillii ve somutluuyla, ayrntl ve
nesnel biimde betimlemek budunbetimin (ethnographie) gre-
vidir. Budunbilimse (ethnologie) karlatrmal olarak rneke-
leri ve yaplar kurmaya, nesnel olaylarn ardndaki anlam ara-
trmaya ynelecektir. Sremsel ve uzamsal boyutuyla insann
btncl kavran insanbilimm (anthropologie) konusudur^).
Bylece tanmlanan bir Genel nsanbilim de insana ilikin,
tmkapsayc bir bilimin oluturulma srecidir; tanm gerei
srekli tasar durumunda kalr.
36
Maurice Godelier'ye gre, bu olaanst, kuramsal aba-
nn sonunda, geriye yine de eksiklii duyulan, bir boluk gibi
dura, canalc bir nokta kalmtr: toplumsal ilikilerin feti-
lenesinin temellerinin ve biimlerinin zmlemesi (
c
). Bu yo-
un forml amaya, elerine ayrmaya alalm.
Godelier'ye gre Levi-Strauss bi r bakma ilevselcilie
tepki ol arak biim ve ilevi birbirinden ayrp arl biim-
selletirme abasna verir(
17
). rnein aile yaplarnn retim-
deki dolaysyla ideoloji retimindeki ilevi, ya da bir ideo-
lojik yapnn toplumsal ilevi, oluturulan dizgede yerini bula-
maz. levlerin deiimleri ve bu deiimlerin koullar gibi te-
mel noktalar da dizgesel biimde ele alnmaz. Bu boluklarsa
toplumsal dzeylerin eklemlenmesi, toplumsal farkllama gibi
konularn zmlemesinde yeni gedikler yaratr.
Buna karn Godelier, akrabalk yaplar ve ideoloji gibi
iki nemli alanda Levi-Strauss'un kkl bir deiim yarattn,
onun bulgu ve yanlglarn gznne almayan bir aratrmann
baarya ulaamayacan kabul eder(
18
).
Bu kitapta evirileri yer alan birer ideolojik oluum ni-
teliindeki, by, din, kuttren (rite), sylen (mythe) vb. ko-
nularn incelendii yazlarn ideoloji ekseninde toplandn
gznne alarak tartmay bu alanda srdrelim.
Levi-Strauss sylenlerin oluum ve deiimlerinin incelen-
/
17/2
mesmde iki tr gerekirciliin (determinisme) gznnde bulun-
durulmasn zorunlu sayar ve bunlar yle tanmlar:
1) sylenleri ideolojinin birer anlatm olarak olumaya ve
dzenli izgelere (scheme) gre dnmeye zorlayan fizk ev-
redekinden pek farkl olmayanussal yasalar;
2) evre koullarnn, tekno-ekonomik etkinliin, kabileler
aras toplumsal-siyasal ilikilerin, yani topluluklarn toplumsal
ve doal evresini oluturan elerin btn.
Yapsalclk ve evrebilim(>) balkl yazsnda da iz-
lenebilecei gibi, Levi-Strauss bu iki noktay kl krk yaran
bir titizlikle inceler. Topluluklarn evre ve tekno-ekonomik
koullaryla, sylenlerinde anlatmn bulan ideolojik oluumlar
arasndaki ilikiyi ortaya koymaya alr. Kabileler arasndaki
toplumsal-siyasal ilikileri de ayrntsyla zmledii grlmek-
tedir. Ancak Levi-Strauss, sylenin kabile iindeki toplumsal-
siyasal ilevinin, zellikle de bu ilevin deiim biimlerinin -
zmlemesine girimez.
Godelier'yse soruna daha deiik bir adan yaklar. Sy-
lensel, baka deyile yabanl dneyi iki ayr grnmyle ele
alr: Yabanl (ilkel) topluluklarn dncesi/yabanl durumdaki
dnce. Bunlardan ilki, belirli tekno-ekonomik koullarda ya-
ayan insann dnce biimini kapsamaktadr, yani toplumsal
(ekinsel) bir olgudur. kincisiyse, anln yapsnn ve buna bal
olarak beynin dolaysz bir anlatmdr (yani birtakm ussal ya-
salardan olumaktadr); insan dncesinin doal ileyiidir, t-
myle doadan kaynaklanmaktadr(
20
).
Baka bir deyile, doann insana sunduu, hereyden n-
ce insann doasdr(
21
); yani insann organik yaps... Do-
ann bunu btnleyen ikinci grnm de, Godelier'nin in-
sann inorganik bedeni diye adlandrd d evredir. Bunu
da elerine ayrr:
a) insann varln srdrebilmesi iin gerekli maddeler
(rnler vb.)
b) retim aralar (bunlar retmek iin gerekli hammadde)
18
c) toplumsal ilikilerin yeniden retilmesi iin gerekli ara-
lar^'
2
).
nsann, doaya sahip kmak (appropriation) iin bavur-
duu tm davran biimleri, maddi ve somut davranlarla,
simgesel diye adlandrlan davranlarn zorunlu bir bilei-
midir. lkel insan, maddi davranlarnn (rnein tarm teknik-
leri) sonu vermedii ya da aklamad durumlarda, doay
ynettiine inand gizli glere ynelir. Onlaraysa ancak sim-
gesel edimlerle ulalabilir. Godelier, din ve bynn kaynan
byle bir yetersizlik durumunda aratrmaktadr: doal olaylar
eyletirilip (reification) dinsel varlklarla aklanmakta, somut
nesnelerse kiiletirilmektedir (personnification); rnein or-
man insan gibi dnen ve davranan bir dinsel kiiye, bir Tanr
ya dnr(
2;;
). .
retimilikilerinin eyletirilmesi, nesnelerin, kiiletiril-
mesi diye zetlediimiz dinsel dncenin klgsal yann da
by edimi, yani bu gizli gleri topluluk yararna etkileyebilme
teknikleri oluturur. Bu teknik ve bilgilere sahip olabilme ko-
nusunda bir katmanlama (hierarchie) sz konusudur. Kadnlar
iin bu bilgilerin ou yasak ve tabudur. Onlar ancak, kendi
dourganlk byleriyle yetinirler. Bu ilk ve temel eitsizliin
dmda, erkeklerin byk bir blm de retim teknikleriyle
btnletii lde ancak baz ikincil byleri uygulayabilirler.
En nemlileriyse, byc/aman ve onun bal olduu toplum-
sal birim tarafndan tekelletirilir. Bu durum belirli bir kesimi
gittike daha ayrcalkl klmaya balar. Ortak gereksinimleri
karlamaya ynelik artk-emek, yava yava, herkes iin be-
reketi, yaam, tzeyi salayan (trensel ve baka trl) uygula-
malar tekelletirmi bulunan bir aznln varln srdrmeye
ve onlar kutsamaya ynelik bir emek biimini alr (...) Her-
kesin herkes iin artk-emei, herkesin birka kii iin artk-
emei durumuna dr.(
24
).
Bu durum, topluluk ii egemenlik ilikilerinin kkeni, y-
neten/ynetilen ayrlnn balang noktalarndan biridir. Gizli
19
gleri ynetenler, giderek topluluun ynetiminde de daha fazla
sz sahibi olacaklardr. Hizmet alveriinin oluturduu den-
gede, egemenlerin pay gittike ar basmaya balar; nk
dnyann gizli yanyla iletiim kurmak gibi temel bir ilevi
yerine getirdiklerini ne srmektedirler. Ynetilenlerin emeiyse,
grnen, maddi, somut ilere ilikin olduu lde sradan,
nemsiz saylmaktadr(
25
).
Sonu olarak, toplumsal snflarn gelimesi de, peygamber-
liin gelimesi biiminde ortaya kar, Peygamberin bal bu-
lunduu toplumsal birim doastyle gittike daha ayrntl bir
bant kurmaya, dolaysyla topluluun yaps stnde kesin bir
denetim salamaya bal arp). Bylece oluan gnll boyun-
eme dzenei, giderek ak bir smr biimini alan toplum-
sal ilikilerin brnd kutsallk grnmyle btnleir. S-
mrye dayal bir dizgenin kendini srekli yeniden retebilme-
sini salayan dng tamamlanmtr.
Godelier'ye gre Levi-Strauss'un yaklamnda bir boluk
gibi duran ey, ite bu fetileme srecidir. Buna karlk, Le-
vi-Strauss'un yapt, dinle bynn birey ve topluluun ortak
bilin ve bilinaltndaki derin kklerinin ve dzeneklerinin ara-
trlmas asndan esiz bir bavuru yaptdr.
143
Bu kkleri, Lacan'n deyiiyle, insan ad altnda varolu
servenine atlan zel yaratn bantlarnn devinim iindeki
konumunda (
27
) aramak gerekecek. nsan 'pathos'unun btn
karmaas ve kayglaryla anlamn bulduu bu yer, bireyin
bilin ve bilid katmanlaryla topluluun belirli istemlerinin
kesitii nokta, gsteren dizsesidir. By dzenei, simgesel
edimlerle bilindna ulamay ve onu ynlendirmeyi baaran
bycyle topluluun zlemleri arasnda bir onama (consen-
sus) ya dayanr.
Levi-Strauss, duruma aklk getirilmesi asndan, bilin-
d ve bilinalt terimlerinin yeniden tanmlanmasn nerir.
Bilinalt (subconscient) herkesin kendi yaam boyunca derle-
dii anlar ve imgeler daarc (...), bellein bir grnm
olarak belirir. Bilindysa. (inconscient) bir ilevi belirtmek
iin kullandmz bir terime indirgenmektedir: simgesel ilev.
Bilid, bellein derinliklerindeki anlar, imgeler, itkiler gibi
blk prk eleri yapsal yasalara balayan, dzglerle ile-
yen bir ilem arac (un operateur dote de codes) grnmnde-
dir. Bylece, bilinaltndaki koruyucu ruhlar, kt cinler, doa-
st canavarlar, byl hayvanlar, vb. imgeler yerlilerin evren
grn oluturan tutarl bir dizge (
28
) iinde btnleir.
Btn bu doast canavar ve cinlerin, bask altndaki diren
ve atklara ilikisi, gsteren/gsterilen ilikisi biimindedir.
Simgesel" ilev bir gsteren dizgesi biiminde rgenlenmitir.
21
Grnen (manifeste) imgeler araclyla, hastaln rtk (la-
tent), gerek nedenine ulalacaktr. Sorunun bu biimde ortaya
konmas, Lacan'm deyiiyle gsterenin ilevinin vurgulanma-
s^
9
), Levi-Strauss'un yaklamnn nemli bir niteliidir.
Levi-Strauss'un yaklamndaki baka bir nemli zellik
de, ruhzmleyim kuramnn ortaya att tepki yinelemesi (ab-
reaction) kavramna getirdii almdr. Bu kavram, ruhzmle-
yim kuramnca, ruhsal sorunun kkeninde yatan o ilk olay
(scene primaire), hastann yeniden youn bir biimde yaayp,
bilin dzeyine kararak at an belirtmek iin kullanlr;
Lacan'm kendine zg syleyi biimiyle, simgesel zincirin
eksik halkasn tamamlamak iin st-Ben'in gerek anlamn
tayan mstehcen ve yabans grnty, imgelemselin derin-
liklerinden karan(
;:a
) srele ilgili olduu dnlebilir. Bu
mstehcen ve yabans grnt, en eski topluluklardan bu yana
eril yetkeye dayal evlilik ilikilerini dzenleyerek, bunun te-
mel esi olarak Oidips kompleksini belirleyen Y asa'nm, so-
mut biimiyle Baba'nn simgesel grnm Fal l us dr.
Lacan'a gre, simgesel zincirin eksik halkas, yani hastann
hatrlayp zmesi gereken o ilk olay, bu ge eksenindeki e-
likisine ilikin, unutulmu, sansr edilmi kendi yksdr.*
Levi-Strauss'un konuya getirdii alm, amansal saalt-
maya daha uygun den, tepki zmsemesi (adreaction) kavra-
mn oluturmasyla yeni bir boyut kazanr. Byc/aman n
edimlerinin ruhzmleyimle karlatrlarak aklanmasn
amalayan bu kavram, hastann unutul mu bireysel yksn
hatrlamasn deil de aslnda herkesin paylat ortak bir
yky, aman araclyla d evreden edinerek sorununu a-
mas varsaymn ierir. Bu varsaym, bilindmn simgesel
(*) Levi-Strauss'un bu kitapta yer alan yazlarndaki, zordo-
um (s. 58, 64), gebe olan syleni (s. 83, 90), Hako kut-
treni (s. 88, 90), vb. rneklerde de, bu enin dizgesel biim-
de kullanld grlyor.
22
ilevin herkes iin ayn ileyi biimine sahip olduu gr-
ne dayanr. Eer bu doruysa amanla ruhzmleyicinin i-
levi aslnda ayndr. Ortak bir yky simgesel edimlerle ser-
gileyerek, hastann onu znel sorununa gre alglamasn sa-
lamaya almakla, hastann kendi znel yksn anmsamas
ayn noktada akr: ortak payda bilinddr.
Topluluun bu ortak yks sylenlerinde (mythes) dile
getirilir. Sylenler, alabildiine eitlilik gstermelerine karn,
birka temel sorunsal ele alan bellibal birka tipe indirge-
nebilirler. Bireysel sylenler'n, yani her bireyin zel yksnn
altnda da, ok sayda tekil durumun dkld birtakm ka-
lplar Oidipus, hadm edilme korkusu gibi birka kompleks
yatar. ster toplumsal, ister bireysel olsun, her sylen bir e-
likiyi zmek iin mantksal bir ara salamak (
;n
), bir so-
runsal anlam tayan biimde denklemletirmek(
K2
) amacnda
birleir. Sylen, byle bir elikiyi zmenin pratik adan ola-
nakszlamas durumundan doar, bu olanakszln gstereni
dir.
rnein Levi-Strauss Oidipus sylenirim, anlamn, insann
topraktan olutuuna inanan bir toplumun, bir kadnla bir er-
kein birlemesinin douma yolatm sezmesinden sonra bile,
ilk inanndan vazgeip, bu gerei kabullenmesindeki almas
g bir elikide, bir olanakszlkta aratrr. Byle bir zm-
lemenin, Freud'un ayn syleni yorumlay biiminden -farkl
olduu aktr. Buna karn Freudcu yorum, doumda ve ge-
nelde babann ilevi sorunsaln aratrd lde, sylenin ba-
ka bir boyutunu vurgular ve bu zmlemeyle elimez. Levi-
Strauss'un, Freud'u Sofokles gibi, Oidipus syleninin saysz
yorumcusundan biri, yeni bir deikenin yaratcs olarak nite-
lemesi bu adan anlamldr. Amerikan yerlilerinin sylenleriyle
karlatrlmas da, Oidipus syleninin elerinin evrensellii-
nin ve sylenlerin evrensel yapsnn aratrlabilmesi iin nemli
ipular oluturur.
Levi-Strauss, Oidipus syleninin anlamnn aratrlmas ve
23
edeerli baka sylenlerle karlatrlmasnda, bilgisayar titiz-
lii gerektiren bir zmleme yntemi uygular. Bu yntemi ve
evrelerini birka izgiyle zetlemeye alalm: (
s3
)
1) her sylen nce kendi iinde zmlenmelidir;
2) olaylarn geliimi, olabilecek en ksa tmceler biiminde
yazlmaldr;
3) her tmce filenerek, anlatdaki yerine gre numara-
landrlmaldr;
4) her fi bir zneyle bir yklemin bantya, gelmesiyle
oluur (rnein: Oidipus babas Laios'u ldrr/Oidipus an-
nesi J ocast'la evlenir...) sesbirim ve anlambirimden bamsz,
onlardan daha geni bir oluturucu birim, sylenin indirgenebi-
lecei en kk ge olarak tanmlanan sylenbirim de bu trden
bir bantdr
5) bylece belirlenen bantlar da knlar (paquets) bii-
minde bir araya getirilir;
6) ancak bu knlar arasndaki bantlar yardmyla, olu-
turucu eler gerek anlamn bulur. Bylece syleni esremli
okuma, yapsn ortaya koyma olana doar.
Bu dizileme yntemini, srem ve uzam iindeki eitli-
likleriyle eldeki btn deikeleri, komu topluluklarn kut
(sal)-trenlerini (rites), inan ve davranlarn, evre koullan
tekno-ekonomik etkinlikler ve toplumsal-siyasl ilikilerle ilgili
eleri kapsayacak biimde genilettiimizde bu kez gerek
bilgisayar ilemleri gerektiren anlam retebilecek bir ban-
tlar dizgesi, bir corpus oluturabiliriz.
24
Roland Barthes, Toplumbilim ve Toplumsal-Mantk ba-
lkl yazsnda, Levi-Strauss'un nerdii toplumsal-mant, (a-
cl), kitle toplumlarm kapsayacak biimde geniletme olanak-
larn aratrr. Byle bir aratrmann grevi de, kitle toplumu-
nun dnme biimlerinin, daha dorusu anlatlarnn ardnda,
bu anlatlarn ilettii ve dnme biimlerinin maskeledii, top-
lumsal mant aa karmak (
l4
) olarak belirlenir.
acl toplumlarn ideolojik oluumlar konusunda, baka
yazarlarn farkl yaklamlar da, sylensel dncenin yeni bi-
imlerde sregittii saptamasnda birleir. Godelier; metann ve
buna bal olarak para, sermaye, faiz, cret trnden toplumsal
ulamlarn fetilemesi, sylensel bir evrenin odak noktasn olu-
turur. Bu sylensel tasarmlar da bir yandan nesnelerin byl
gcne akld bir inan besler, br yandan kiilerin, bu
gizli glerle uzlaabilmek iin bysel davran biimlerine y-
nelmelerine yol aar (
B5
) diye yazar. deolojinin ileyiinin in-
celenmesi iin, Althusser birbirini btnleyen iki sav ne srer:
1) ideoloji bireylerin yaam koullarna imgelemsel bir ba-
ntsdr; her ideoloji, kanlmaz bir arptmayla, varolan re-
tim ilikilerini deil, bireylerin retim ilikilerine ve bundan t-
reyen dier ilikilere imgelemsel bantsn yanstr;
2 ideolojinin maddi bir varl vardr; her bireyin dnce-
leri, edimlerinde ve pratiklerinde somutlar, bu pratikler de,
25-
Tcuttrensel dizgeyi andran kurallara balanarak, bir ideolojik
aygtn maddi varl iinde btnleir.(
;:fi
)
Barthes'a gre de, (kentsoylu) ideoloji dnyann gerekli-
ini, dnyann imgesel grnmne; tarihsel olarak belirlenen
olgular doal, deimez olgular biimine dntrr.(
37
)
Bu savlarla, Levi-Strauss'un ilkel topluluklarda sylen/
kuttren ilikilerini zmleyerek vard sonularn karla-
trlmas, sylensel dizgeyi oluturan dzenein, aslnda gn-
mze dek uzanan bir sreklilik iinde olduunu dndrmek-
tedir. Levi-Strauss; topluluk, evre ve tekno-ekonomik koullar
tarafndan yoksun brakld eyin dn kurmaktadr (
K8
)
diye yazar. Bu saptama, topluluun kendi gereiyle imgelem-
sel ilikisinin, arptlmaya yatkn kklerini gstermesi asn-
dan ilgintir. Doaya yabanclamann da tesinde, kendi do-
asna ve iinde yaad topluma yabanclatrman ada in-
san, byye, sylene, vb. belki de her zamankinden daha faz-
la gereksinme duymaktadr. Y a da byle bir gereksinme, belirli
kurumlar tarafndan yaratlp, amann ilevlerinin bir blm
de bu kurumlarca stlenilir. Bir yanda Bilin Biimlendirme
Sanayhnin (TV, tecimsel sinema, byk basn, vb.) de katk-
syla biimlenen gndelik sylenler, br yanda devletin ideo-
lojik aygtlar niteliindeki kurumsal rgtlerin kitle gsterile-
rinden, futbol malarna dek, gerek kuttrensel davranlar
grnmne brnen toplumsal olaylar... Hepsi, toplumlarn
yapsnn ve deiim kurallarnn zn arptp sylenselleti-
rerek, belirli bir toplumsal dizgenin kendini srekli yeniden
retebilme koullarn oluturma ilevinde birleirler.
Hibir olgu, bu sylenselletirilme srecinin dnda kala-
mamaktadr. Murat Belge'nin ok doru gzlemiyle, bilim ve
teknoloji bile yeni mitler (sylenler) yaratmak iin en elve-
rili aralardan biri haline gelmitir P) . rnein, bilgisayar
teknolojisi evresinde, bir Robot syleni olumutur. Ruhzm-
leyim gibi bilimsel bir yntem de bireylerin iyiletirilmesine
ynelik gerek saaltmalara dayal bir kuram olma zelliini
26
yitirip yerini, toplulua gvenlik duygusu vermekle ya da
bireyi toplumsal evreye uyum salamaya yneltmekle yeti-
nen bir sylenbilime brakma tehlikesiyle kar karyadr^
40
)*
Oysa bat dncesinin tarihi, bir bakma akim yceltilme-
sinin tarihi deil midir? Belki de bu yceltme, Ak h da bir
sylen nesnesine dntrerek, kartn, tmyle bastrlm
akldm, istenilmeden egemen klacak srecin balangcyd.
Pierre Clastres'n Michel Foucault'dan esinlenerek belirttii
gibi(
41
), akl/akld ve uygar/yabanl kartlklar ayn srecin
birbirini btnleyen grnmleridir. Bu kartlklarn oluturduu
sylensel eksen, bir yandan toplumd saylan yoksullarn t-
marhanelere kapat l mas na, br yandan ilkel kltrlerin
yokedilmesine mantksal dayanak salamaktadr. Bu olgulara,
kadn/erkek kartlnn i l k ve temel eitsizliin farkl bi-
imlerde srdrlmesi elik eder. Eskileri yerine yeni tabularla
donatlan Kadn, ada sylenlerin sexy nesnesi olarak ey-
letirilmitir. Doa/Ekin kartln da doayla savaarak uy-
garl kuran insan sylenine dayanarak, doaya kar ilan
edilen topyekn savala zme eilimi, doann somut ve d-
nsz olarak yokedilmesi srecini oktan balatmtr.
Bylesine akld bir dizgenin, ne tr bir sylenbilime da-
(*) ada sylenlerle ilgili rnekleri oaltmak, sanrm tevi-
Strauss evirisine yazlan bir giri blmnn kapsamn aar.
acl sylensel dncenin temellerini oluturduunu dn-
dm birka ana kartl sralamakla yetineceim.
M. Belge'nin yukarda szn ettiim kitabnn 0-9) yan-
sra, . Mardin'in Volk Islam sav(), i. Z. Eybolu'nun,
Anadolu'da binlerce yldr yaayan by ve inanlar derle-
me almalar (43), lkemizdeki ideolojik oluumlarn ince-
lenmesi iin, birbirini btnleyen ilgin ipular tamakta-
dr. ada dnyadan alnma elerle, eskiden bu yana sre-
giden inanlarn ve ileriye ynelik zlemlerin eklemleni bi-
imlerinin ayrntl bir zmlemesi bu ipularnn yeniden
deerlendirilmesini ve genel bir st-yaplar kuram iinde diz-
/ ge'etirilmesini salayabilir.
27
yanarak, ayakta kalmay ve kendini ounluk tarafndan kabul-
edilebilir klmay baardn ortaya koymak; onu oluturan
toplumsal gstergeleri aa karmak... letiim kuramlar ve
gstergebilimin tm dallar iin geerli aratrma erevesi
byl e bir sre ol arak belirlenmitir. Bu sorunsal yok sa-
yan her kuramn, kendisinin de bir sylenbilime dnme teh-
likesiyle kar karya olduu aktr. Oysa Gerek, ancak
bir atma sonucunda anlamn bulur. nceden verilmi, hibir
gereklik olamaz. Balangta yalnzca yanllar, yanlglar var-
d r^
4
).
98
NOTLAR*
(1) F. de Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, s. 36-37
(2) M. Rfat, Yazko eviri, 1982 (6), s. 138
(3) Bkz. s. 128
(4) Claude Levi-Strauss, Structures Elemetaires de la Paret,
Paris 1949
(5) J . Lacan, Ecrits I, s. 156
(6) Cl. Lvi-Strauss, Antloropologie Stmcturalc, Paris, 1949
(7) Cl. Levi-Strauss, Le Totemisme Aujourd'hui, Paris, 1962
(8) Bkz. s. 148
(9) Cl. Levi-Strauss, La Pensee Sauvage, Paris, 1962
(10) Anthropologie Structurale, s. 82-83; alntnn evirisi. T. Y-
cel'in Yapsalclk adl kitabndan alnmtr, s. 63
(11) Mythologiques: Le Cru et le Cuit (1964); Du Miel aux Cend-
res (1967); L'Origine des Manieres de Table (1968); L'Homme
Nu (1971)
(12) A. Glukcsman, La Deduction de la Cuisine et les Cuisines
de la Deduction, informations sur les Sciences Sociales, Ha-
ziran 1S65/4, n. 2
(13) T. Ycel, Yapsalclk, s. 70
(14) Anthropoiogie Structurale, s. 347
(15) agy. s 386-388
(16) Bkz. s. 134
(17) Bkz. s. 131, 132
(18) Bkz. s. 131
(19) Bkz. s. 97
(*) Daha ayrntl kaynaka iin bkz. s. 152
29
(20) Bkz. S. 134
(21) M. Godelier, Appropriation de la Nature, 'Pense
7
dergisi
say 198 (Mart-Nisan 1978), s. 16
(22) Ayn yer
(23) M. Godelier Horiznn, Traj ets . cilt I , s. 117 (ve devamnda),
Mbutilerde (Kongo) ormann kutsallatrlma srecini ayrn-
tsyla aklar.
(24) M. Godelier, 'Pense', s. 44
(25) M. Godelier, I nfrastructures, Societes, Histoire, 'Dialectiqu-
es' dergisi, 1977 Sonbahar, n. 21, s. 52
(2G) M. Godelier, 'Pensle', s. 44
(27) Bkz. S. 138, 139
(28) Bkz. s. 72
(29) Bkz. s. 136
(30) J . Lacan, Ecrits I , s. 245
(31) La Pense Sauvage, s. 72
(32) Bkz. s. 138
(33) Oidipus syieninin zmlemesinin ve dizileme ynteminin
zeti, Levi-Strauss'un Structures des Mythes balkl yaz-
sndan alnmtr, Anthropologie Structurale, s. 227-242. Bu
konuyla ve esremli okuma kavramyla ilglii daha ayrn-
tl bilgi iin, bkz. T. Ycel, Yapsalclk, s. 56-66; Yazn ve
Yaam, s. 61-63
(34) Bkz. s. 148
(35) M. Godelier, Hcrizons, Trajets..., cilt I I , s. 221
(36) Bkz. L. Althusser, Pcsitics, s. 101-109
(37) R. Barthes, Mytholcgies, s. 229
(38) Bkz. s. 139, 140
(39) M. Belge, Tari hten Gncellie, s. 237
(40) Bkz. S. 55
(41) P. Clastres, Entre Silence et Dialogue, L'Arc dergisi, say
26. 1968; M. Foucault, L'Histoire de ia Folie
(42) . Mardin, Din ve ideoloji, s. 105-113
(43) I. Z. Eybolu, Anadolu nanlar/Cinsel Byler, vd.
(44) G. Bachelard, dealisme Discursif, Recherches Philosophi-
qucs, 1934-35, s 22
30
%
Birinci Blm
DN ve BY
\
/
B Y C V E B Y S 0)
Dnyann birok blgesinde rastlanan, by sonucu lm
olaylarnn ne trden psiko-fizyolojik dzeneklere ilikin ol-
duu, Cannon'un almalarndan bu yana daha ak bir biimde
griilyor(-): bir karabynn kurban olduunu anlayan kii,
iinde yaad topluluun en grkemli geleneklerinin etkisiyle
durumunun umutsuzluuna itenlikle inanr. Akraba ve dostlar
da bu kesin kany paylarlar. Toplumun dna itilir; herkes
ondan uzaklamaya, imdiden lm gibi davranmakla yetinme-
yip, onu btn evresi iin bir tehlike kayna olarak da gr-
meye balar. Topluluk her frsatta ve btn davranyla za-
vall kurbann adm adm lme srkler. O da kanlmaz
sayd bu yazgdan kurtulmaya abalamaz. Zaten ksa bir sre
sonra, onu ruhlar lkesine gnderecek kutsal trenler balar.
Tm aile ve toplum balarndan koparlm, bireylik bilincini
oluturan tm grev ve etkinliklerden yaltlm, yce glerle
kar karya kalmtr. Ama bu kez onlar, karabynn ekse-
ninde birlemi olarak, onu canllar dnyasndan kovmak iin
kmlardr karsna. Paylat tm deer dizgelerinin dnda
braklmtr. Bir zamanlar hak ve devleriyle etkin bir birey
olmasn salayan bu dizgeler, kesin bir dnme uram, bu
kez onu korku, yasak ve trenlerin edilgin bir nesnesi, dahas
bir l olarak nitelemeye balamlardr. Tm bunlarn ve
duyduu youn dehetin ortak etkisine boyun eecektir. Be-
26 33
densel btnl de toplumsal kiiliinin bu zl karsn-
da direnemez.*
Bu karmak grngler fizyolojik alana nasl yansr? Can-
non, kzgnlk gibi korkunun da sempatik sinir dizgesinin etkinli-
inde bir younlamaya yol atn ortaya koydu. Bu etkinlik ola-
an durumlarda yararldr, kiinin yeni bir duruma uyum sa-
lamasna yarayan rgensel deiimleri ynlendirir. Fakat kii
olaanst ya da yle sand bir duruma, igdsel ya da -
renilmi hibir tepkide bulunamyorsa sempatik dizge denetim-
siz ve ar bir etkinlik gsterir; hatta bazan birka saat iin-
de, kan oylumunun ve kan basncnn dmesine, giderek do-
lam rgenlerinde onarlmaz bozukluklara yol aabilir. iddetli
yrek daralmas eken hastalarda da sk grlen, yeme-ime-
den kesilme durumu bu geliimi hzlandrr. Sukayb sempatik
dizgeye uyarc etki yapar ve kan oylumu, damarlarn artan
geirgenlii sonucu, daha da der. Bombalanma, sava, hatta
ameliyat sonras ortaya kan, ok sayda sarsnt (trauma-
tisme) olaynn incelenmesiyle yukardaki varsaymlar kantlan-
mtr: kesin nedeni otopside de saptanamamtr ama sonu
lmdr.
Bunlar da gsteriyor ki, kimi by uygulamalarnn etkili-
liinden kuku duymak iin bir neden yok. Ama ayn zamanda,
bynn etkili olabilmesi ona inanlmasna bal, bunun da
birbirini btnleyen ayr grnmde ortaya kt grl-
yor: en nemlisi bycnn kendi uygulaymlarna inanc, sonra
iyiletirmeye ya da cezalandrmaya alt kiinin bycnn
gcne inanmas, son olarak da, byc-bylenen ilikisinin
iinde yer ald, bir eit ekim alan oluturan kamuoyunun
(*) Bu tr bir byye urayan bir Avustralya yerlisi, 1958 ylnn
nisan aynda, lm deinde Darwin Hastahanesine kaldr-
lr. Oksijen tpleri ve serumlar yardmyla iyilemeye bala-
ynca, beyaz adamn bysnn daha etkili olduu inancna
kaplacaktr.
26 34
inan ve beklentileri. Doaldr ki, bunlarn hibiri, Cannon'un
homeostatique adn verdii bozukluklar ve sempatik diz-
genin etkilerini tek bana aklamaya yetmez. Byc, rahatsz-
ln nedeni olan eyi hastann gvdesinden emerek kardm
ne srerek, aznda saklad bir ta gsterdiinde, bu ilemin
doruluunu, en azndan kendine nasl kantlamaktadr? By
durumu bir onama (consensus) olduuna gre, herkes tara-
fndan byclkle sulanan kii kendini nasl temize kara-
bilecektir? Topluluun, doast gcne inanarak ayrcalklar
tand, bedelini de bekledii bu kiilere kar tutumu ne l-
de safa, ne lde de eletireldir? Bu son noktay ele ala-
rak balayalm.
1938 ylnn eyll ayyd. Birka haftadr Nambikvara
yerlilerinden kk bir toplulukla, orta Brezilya'nn kederli sa-
vanlarnda, Tapajoz kaynaklarna yakn bir yerde konaklamak-
taydk. Yln byk bir blmnde, bu blgede, yerliler yabanl
yemi ve otlarn, kk memelilerin, bcek ve srngenlerin,
ksacas alktan lmelerini nleyecek hereyin peinde dolanr
dururlar. te bunlardan otuz kadar, aileler halinde szn
ettiim yerde toplanmlar, gebe yaamn zoruyla, gnn ya-
kc gneine,, gece serinliine, yamur ve rzgara kar, dal
ynlarndan atma, amas korunaklarda barnmaya alyor-
lard. Yerli topluluklarn ou gibi bunlarn da, bir bakanlar
ve av, balklk, el sanatlar gibi gnlk etkinliklerde toplulu-
>(. un teki erkeklerinden hibir ayrcal olmayan bir bycleri
vard. Bu, krk be yalarnda, gl kuvvetli, neeli bir
adamd.
Fakat bir akam, kampa her zamanki saatinde dnmedi.
Karanlk bastrd, ateler yakld; yerliler tedirginliklerini gizle-
yemiyorlard. Savan gerekten de saysz tehlikelerle doluydu:
avlanlar, az da olsa yrtc bir hayvanla karlama olasl,
jaguar ya da et yiyen karncalar... Ama yerlilerin kafasnda,
zararsz bir hayvan klna girmi su ya da orman cinleriyle
karlama korkusu daha ar basyordu. stelik bir haftadr
her gece, bize bir yaklap bir uzaklaan gizemli kamp ateleri
gryorduk. Yerlilere gre, her bilinmeyen topluluk olas bir
36
dmand. ki saatlik bir bekleyiten sonra, yoldalarnn bir
pusuya dt dncesi genel kan durumuna gelmiti. ki
gen kars kocalarnn, olu da babasnn lmne hkrk-
larla alarken, teki yerliler bu ulu kiinin yitmesinin lmcl
sonularn ve neyin bildirgesi olabileceini tartyorlard.
Kanlmaz felaketin bu gerilimli bekleyii, teki kadnla-
rn da katlmaya balad szlanmalar, erkeklerin koumalar
dayanlmaz bir ortam yaratmaya balamt ki, gecenin onuna
doru, greceli bir soukkanll koruyabilmi birka yerliyle
birlikte kefe kmaya karar verdik. Kamptan daha iki yz
metre uzaklamadan, ayamz hareketsiz bir karaltya takld:
6u aradmz kimseydi, sessizce melmi gecenin ayaznda tit-
riyordu. Salar darmadankt, kemer, kolye ve bilezikleri
yoktu (zaten Nambikvaralar baka giysi kullanmazlar). Kendi-
sini kampa gtrmemize kar koymad fakat onu konutura-
bilmek iin binbir rica ve karlarnn bitmez yakarlar gereke-
cekti. Sonunda yarm yamalak sylediklerinin yardmyla y-
ksnn ayrntlarn skebildik: leden sonra mevsimin ilk
frtnas patlamt ve bir yldrm onu kilometrelerce uzaklar-
da, belirttii bir yere gtrm sonra geri getirip onu bul-
duumuz yere rlplak brakmt. Gece ge saatlerde yat-
maya hazrlandnda olayn tartmalar hl sryordu. Er-
tesi gn, yldrmn kurban her zamanki neesini bulmutu,
stelik btn ss ve taklar da yerli yerindeydi; ama bu ay-
rnt kimseyi artma benzemiyordu ve gnlk yaam olaan
akna dnd.
Buna karn, birka gn sonra baz yerliler bu olaanst
olayn deiik yorumlarn yaymaya baladlar. Ama bunu ak-
lamadan nce nemli bir noktay belirtmek gerekiyor: sz
geen toplumsal birim, deiik kkenli bireylerin tam olarak
bilemediimiz koullarda biraraya gelmesinden olumutu. Bir
blm, salgn hastalk sonucu nfusunun byk ounluunu
yitirmi bir topluluktan arta kalanlard ve saylar bamsz bir
yaant srdrmelerine olanak vermeyecek kadar azd. tekiler
/
37
soy kabilelerinden ayrlmak zorunda kalmlard ve ayn glk-
lerle kar karyaydlar. Ne zaman ve hangi koullarda kar-
lap, biri siyasal teki dinsel nderini vererek, yeni bir g
oluturmaya karar verdiklerini bilmiyorum; fakat benim bulun-
duum srada birleme byk olaslkla yeni gereklemiti n-
k bir tarafn ocuklarnn tekilere szl saylmalarna karn,
henz hibiri evlenmemiti. stelik, birarada yaamakla birlik-
te, her ikisi de kendi lehelerini koruyor, ancak iki dili de
bilen birka kiinin araclyla anlaabiliyorlard.
Bu zorunlu aklamalardan sonra, kulaktan kulaa dola-
an sylentilere dnebiliriz: savanda karlatmz yabanc top-
luluklarn bycnn eski soy-kabilesi olduunu dndrecek
salam kamtlar vard ve byc, byk olaslkla, siyasal n-
derin yetki ve kurallarn ineyerek, eski kabilesiyle iliki
kurmak istemiti: ya yuvaya dn salamak, ya onlar yeni
balaklarna saldrmaya kkrtmak ya da kendilerine bal-
ln bildirmek iin; ama hangi nedenle olursa olsun, ortadan
kaybolmak iin bir bahaneye gereksinimi vard ve yldrm ta-
rafndan karlma yksn de, sonraki olaylar da bu amala
uydurmutu. Kukusuz bunu yayanlar br topluluun yele-
riydi, gizlice inandklar bu yorumdan tedirginlik de duyuyor-
lard. Yine de olayn resmi yorumu hibir zaman ortalkta tar-
tlmad, ama ksa sre soma oradan ayrldmda genel kan
durumuna gelmiti.(
3
)
Buna karn, nedenlerini kendilerinin de byk bir ruh-
bilimsel derinlik ve siyasal bilinle zmledikleri bu kat-
l ne srp, byclerinin drstl ve etkinlii tartma
konusu edilse, ilerindeki en kukucular bile aard. Kukusuz
yldrmn kanatlarna binip Rio de Ananaz'a kadar umamt,
bu yalnzca bir oyundu. Ama byle eyler olabilirdi, baka
koullarda gerekten de olmutu, deneyim alamna giren ey-
lerdi bunlar. Gcn dind etkinliini gizlemek iin kulland
ileri srlp eletirilebilirdi, bu zel bir durumdu, ama bir
bycnn doast glerle yakn iliki kurduu gereini de-
38
itirmezdi. nemli olan nokta, bu iki olasln da birbirini
dtalamamasyd. Bizim iin, savan hem ulusal bamszln
ahlan hem de silah satclarnn oyunlarnn sonucu olabil-
mesi gibi. Bu iki aklama grnte badamaz ama duruma
gre birinden birinin geerli olduunu dnrz; ayn oranda
akla yakn olduklarndan, farkl zaman ve koullarda, birini ya
da tekini benimseriz. Sonuta biroklarnn bilincinde gizlice
birlikte barnrlar. Bu farkl yorumlar, bilgie nedenleri ne
olursa olsun, nesnel zmleme sonucunda bilincine varlm
olgular deil, daha ok hepimiz iin geerli bir deneyim nite-
liinde, zmlenmemi, belli belirsiz tutumlarn gerektirdii bir-
birini tamamlayan verilerdir. Bu deneyimler, topluluun klt-
rnce benimsenmi davran izgelerinden birine kattrlmadk-
a. anlksal adan biimlenmemi, duygusal adan kabul edile-
mez olarak kalrlar. Ancak bylece zmlendiklerinde, znel
tutumlar nesnelleebilecek, aklanmam izlenimler dile gele-
cek, eklemlenmemi deneyimler bir dizge iinde btnleecektir.
39
Deerli aratrmac M. C. Stevenson'un
Yeni Meksika'da Zuni'ler stne gz-
lemleri, szn ettiimiz dzeneklere
daha iyi k tutacaktr (4).
12 yalarnda bir kz, ergenlik anda bir olann elini
tutmasndan hemen sonra bir sinir bunalm geirir; olan b-
yclkle sulanr ve ARC rahipleri mahkemesine gtrlr.
Bir saat boyunca, gizli bilimlerle herhangi bir ilikisi olduunu
yadsr. Daha sonra, bu savunma biiminin etkisiz olduunu an-
laynca stelik bu dnemde Zunilerde, byclk lmle
cezalandrldndan taktik deitirmek zorunda kalr. By-
cl hangi koullarda rendiini ve ustalarndan, biri kzlar
ldrtan, br iyiletiren iki ila aldn aklayan uzun bir
yk uydurmaya balar. Bu nokta sonraki gelimelere kar akl-
l bir nlemdir. lalar gstermesi istenildiinde, sk gzetim
altnda evine gider ve ksa sre sonra geri gelerek, bunlar
kuttrensel bir karmaklkla kullanmaya balar. Birini yuttuk-
tan sonra dzmece bir kendinden geme durumuna girer, b-
rnn yardmyla da olaan haline dner. Daha sonra, ilac
hasta kza verir ve iyiletiini bildirir. Oturuma, ertesi gn
srdrlmek zere ara verilir fakat o gece szde-byc kaar.
Ksa sre sonra yakalanr ve kzn ailesi davay srdrmek iin
kendisi bir mahkeme oluturur. Yeni yarglarnn, yksne
inanmamakta direnmeleri zerine, delikanl yeni bir yk uy-
durmak zorunda kalr: btn atalar bycdr ve onlardan
olaanst gler edinmitir kedi klna girmek, azna dol-
durduu kakts dikenlerini frlatarak kurbanlarn ldrmek
(iki bebek, kz, iki olan ocuu) ve btn bunlar insan
40
biiminden kmasn salayan byl tyler yardmyla olmak-
tadr. Bu son ayrnt taktik bir yanlt, nk imdi de yarglar
bu yeni yorumun doruluunun kant olarak tylerin gsteril-
mesini istiyorlard. Kabul edilmeyen eitli bahanelerden sonra
sann evine gidildi. Fakat o, bu kez de tylerin bir blmenin
svas altnda gizli olduunu ve bunu ykamayacan ne sr-
meye balad. Y kmak zorundayd. Duvarn bir yann ykp,
her yknty zenle inceledikten sonra, svann iinde eski bir
ty buldu. Buna drtelle sarld ve yarglarna bunu, byl
su arac olarak sundu, nasl kullanldn da ayrntl olarak,
aklad. Daha sonra ky alanna gtrld. yksn yeni
ayrntlarla ssleyip bir kez de burada yineledi. Sylevini ackl
bir sonla noktalayarak, doast gcn yitirdiinden dolay
gzyalar dkt. Bylece tm dinleyenler, ileri rahatlam ola-
rak ou zgr brakmaya raz oldular.
Ne yazk ki, ksaltmak ve tm ruhbilimsel ayrntlarndan
soyutlamak zorunda kaldmz bu yk birok adan aydn-
latcdr. lk gze arpan nokta u: byclkle sulanan, bu
yzden de lm cezasna arptrlma durumunda kalan sank,
susuzluunu kantlamaya alarak deil, tersine, uydurma su-
una sahip karak balanmay baaryor. stelik, herbiri n-
cekinden daha zengin, daha ayrntl ve dolaysyla daha da
sulu yorumlar ileri srerek durumu kurtaryor. Tartma, bizim
davalarmzda olduu gibi, sulama ve yadsmalardan deil, sav
ve savn ayrntl aklamasndan kaynaklanyor. Yarglar sa-
nktan bir sava kar kmasn, hele olgular yadsmasn deil,
bir blmn zebildikleri bir dizgenin eksik blmlerini ken-
dine zg biimde tamamlamasn ve onaylamasn bekliyorlar.
M.C. Stevenson, yarglamann bir aamasyla ilgili olarak yle
yazyor: Savalar ocuun anlattklarna o kadar kaptrm-
lard ki onun niin nlerinde bulunduunu unutmu grnyor-
lard. Ve byl ty sonunda bulunduunda, savalar ara-
snda bir znt dalgas yaylmaya balad ve hep bir azdan
bardlar: ne bunun anlam? imdi ocuun doruyu syledi-
/
4 .
inden kesinlikle emindiler. Somut su aracn bulmann utkusu
deil znts... nk yarglar suu cezalandrmaktansa
(nesnel temelini kendine zg bir duygusal anlatmla geerli
klarak) onu olas klan dizgenin gerekliini snamay yeler-
ler, Katlmla pekitirilmi aklama, hatta yarglarn suor-
takl san sulu durumundan karp, sulayanlarn yanda
durumuna getirir. Onun yardmyla, byclk ve onunla ilintili
dnceler, trel bilinteki biimlenmemi tasarm ve duygularn
dank btnl durumundaki dayanlmaz varolu biimle-
rinden syrlarak, deneyim nesnesi durumuna gelirler. Korunan
bir tank durumuna gelen sank, toplulua, geree varmann
honutluunu getirir ki, bu da onu lme gtrecek bir tzeden
alnacak honutluktan ok daha youn ve zengindir. Sonu
olarak sank, ustalkl savunmasyla, dinleyenleri szkonusu diz-
genin yaamsal nitelii konusunda gittike daha bilinli klarak,
topluluun gvencesi karsnda bir engelken, onun ussal tutar-
llnn gvencesine dnr (nk seenekler bu dizge ya
da bir bakas deil, byl dizge ya da dizgesizlik, yani kar-
maa ve dzensizliktir).
Ama, savunmann ustalkl olduunu sylemek yeterli mi?
Btn anlatlanlar gsteriyor ki sank bir kurtulu yolu bulmak
iin abaladktan sonra, yarglaryla kendisi arasnda olumaya
balayan gerilimli oyuna itenlikle, hatta tutkuyla katlyor.
Byc olduu ne srlyor; byclk diye birey var ol-
duuna gre, niye o da yle olmasn? Kendinde byle bir ei-
lim olduunu gsteren belirtileri nceden nasl bilebilirdi ki?
te belki de bu olayda, mahkemeye getirilen kzn rpnma-
larnda ortaya kmlard. Dizgenin tutarll ve bunu salamak
iin ona yklenen ilev, bu servende tehlikeye att kiisel
gvenliinden daha az nemli deildir. Kendisinden beklenen
kiilii biraz akgzlk, biraz da iyiniyetle yava yava olu-
turduunu gryoruz: bilgi ve anlarndan yararlanarak, doa-
layarak ve zellikle, rolyle zdelcerek giritii edimlerle,
blk prk oluturduu kuttrensel (rituel) davranlarla, ken-
42
diine yklenen ilevi baarmaya alyor, herkesin bana ge-
lebilecek bir durum... Serveninin sonunda, balangtaki kur-
nazlklardan ne kalyor geriye? Girdii kiiliin oyunca ol-
maktan hangi noktaya kadar kurtulabiliyor? Daha da nemlisi,
gerekten de bir byc olmad ne lde ne srlebilir ar-
tk? Son aklamayla ilgili yerleri okurken gryoruz ki, ocuk
konutuka, anlatt eye daha da derinden kaptryor. Zaman
zaman, kendisini dinleyenler zerinde kurduu egemenliin ho-
nutluuyla yz aydnlanyor. Kzn, verdii ilala iyilemesi,
bu olaanst olay srasnda yaanan deneyimler: topluluun
zaten inand doast gcnn aka ortaya konmas iin de
pek baka kant gerekmiyor.
43
Burada, byk deer tayan bir ba-
ka belgeye daha uzun bir yer ayraca-
z. imdiye kadar yalnzca dilbilimsel
adan ilgi uyandrm bir belge bu. Sz
konusu olan, Frajz Boas'm K-.vakiut 1
dilinden (Vancouver adas, Kanada)
derleyip evirdii, bir yerlinin zyaam
yksnden bir blm(s).
Byc olduktan sonraki adyla Quesalid, byclerin
gcne inanmyordu (daha doru bir deyile byc yerine, a-
man terimini kullanacaz, nk bu terim dnyann bellibal
blgelerinde bunlarn kendilerine zg etkinliklerini vurgulamak
iin daha uygun der). amanlarn dzenbazlklarn ortaya
karma kaygsnn ve maskelerini drme isteinin itkisiyle,
Ouesalid, onlarla iliki kurmaya balar. Sonunda, ilerinden biri
onu rak olarak kendi topluluuna sokmay nerir; ksa srede
onlardan biri olabilecektir. Quesalid neriyi, hemen benimser
vc anlatsnda ilk derslerinin neler olduunu ayrntsyla akla-
yacaktr: grgl (ampirik) bilgilerin, hokkabazln, mim sana-
tnn garip bir karmdr bu; baylmay ve sinir bunalmn
yknebilme sanat, by arklarnn ezberlenmesi, kendini
kusturma yntemi, nabza, yrekatna, douma ilikin kav-
ramlar, dgrenlerin, yani zel konumalar dinleyip, unun
bunun arlar ya da hastalk belirtilerinin kkeni stne a-
mana gizlice bilgi ileten casuslarn kullanlmas ve en nemlisi,
kuzeybat Pasifik kylarndan bir aman topluluunun ars
magnass, yani, kk bir kuty tutamn aznda gizleyip,
gerekli anda dilini srp ya da dietlerini kanatp, bunu kana
bulanm biimde tkrerek, hasta ve izleyicilere, hastala ne-
den olan nesneyi emerek kardn trensel bir grkemle yut-
turmay becerebilme sanat ...
Ouesalid en beter kukularnn hakl ktn grnce..
143
aratrmasn srdrmek ister; fakat artk bamsz deildir,
amanlar yannda alt evrede bilinmeye balamtr. Ve
bir gn, kendisini dnde kurtarc olarak gren bir hastann
ailesi tarafndan arlr. Bu ilk saaltma parlak bir baaryla
sonulanr (kuraln gerekli kld, drt yllk uygulama s-
resini bitirmediinden, bu i iin de bundan sonrakiler iin de
cret almayacaktr). Artk byk bir aman olarak tannmaya
balamasna karn, Ouesalid eletirel tutumunu brakmaz, ba-
arsn ruhbilimsel nedenlere balar: nk hasta, benimle
ilgili grd de sk skya inanyordu diye dnr. Kendi
deyiiyle, tedirgin ve dnceli olmasna yol aan ey daha
karmak bir servendir. Bu serven kendisini yapay doast-
nn farkl biimleriyle kar karya getirir ve bir yandan
kafasnda gizlice bir dizge oluturmaya balarken, te yandan
da, bu biimlerin bazlarnn, zellikle kendi ilgi alanna giren-
lerin, tekiler lsnde yanl olmayabilecei sonucuna varma- X
sna neden olur.
Komu Koskimo kabilesinde konuk olduu bir srada, n
salm yabanc meslektalarnn uygulad bir saaltmaya ka-
tlr ve byk bir aknlkla, yntemsel bir fark gzlemler:
Koskimolu amanlar, hastal, azda gizlenen kuty tuta-
mnn oluturduu kanl bir kurtuk biiminde tkrmek yerine,
ellerine birazck balgam kartmakla yetinmekte ve hastaln
bundan baka birey olmadn ileri srmeye kalkmaktadr-
lar. Nedir bu yntemin deeri? Hangi kuramn karldr?
Bu amanlarn gcn lmek, bunlarn gerek aman m, yoksa, y.
kendi kabilesindekiler gibi, yalnzca aman olduklarn ne s-
ren kimseler mi olduklarn anlamak iin, zaten uyguladklar
saaltma da etkisiz kaldndan, kendi yntemini denemek iin
izin ister: bu kez hasta iyilemitir.
Bylece kahramanmz ilk kez kararszla dmtr. Ken-
di yntemi stne hibir zaman iyimserlie kaplmam olmakla
birlikte, imdi karsna kan yntem daha da yanl, yuttur-
maca ve drstlkten uzaktr. O hi olmazsa, hastasna bireyler
45
verebiliyordu, hastal gzle grlp elle tutulabilir biimde
sunuyordu ona; oysa yabanc meslektalar hibir ey gster-
memekte, yalnzca ktl elegeirdiklerini ne srmektedirler.
stelik, kendi yntemi sonuca ularken, onlarnki baarsz
kalmtr. Bylece kahramanmz kendini, belki de acl bili-
min gelimesinde eine rastlanmayan bir sorunla kar karya
bulur: her iki saaltma dizgesi de, eit oranda yetersiz olmalar
bilinmesine karn, hem mantksal, hem de deneysel adan,
farkl deerler ortaya koymaktadrlar. Onlar hangi deer diz-
gesine gre snamas gerekmektedir. Ortaklaa paylatklar nes-
nel olgulara gre mi, yoksa kuram ve uygulama asndan eit-
siz deerler edindikleri kendi zelliklerine gre mi?
Bu srada, kendi yurttalar nnde dtkleri durumun
utanc bir yana, Koskimo amanlar da kukuya gmlmlerdir:
her zaman ruhsal nitelikte saydklar, bu yzden de grnr
klmay hi dnmedikleri hastal, yabanc meslektalar z-
deksel bir nesne biiminde ortaya koymutur. Ona bir arac
yollayarak, bir maarada yapacaklar gizli toplantya katlmaya
arrlar. Ouesalid arya uyar ve yabanc meslektalar ona
kendi dizgelerini aklarlar: Her hastalk bir insandr, ban-
lar ve imeler, kanma ve kabuk balama, sivilceler ve k-
srkler, verem ve sraca; haya kaslmas ve mide arlar da
yle. Bir insan olan hastaln ruhunu ele geirmeyi baard-
mz an, bir insan olan hastalk lr ve bedenin iinde yok
olur. Eer bu kuram doruysa, gsterecek ne vardr? Ve ne-
den dolay Quesalid'in uygulad saaltmann sonunda, has-
talk ellerine yapmaktadr? Ouesalid, drt yllk uygulama
sresi bitmeden retmeyi yasaklayan meslek kurallarnn ar-
dna snr ve konumaya yanamaz. Koskimo amanlar, szde
eldememi kzlarn gnderip onu batan kararak meslek sr-
rn elegeirmeye kalktklarnda bile bu tutumunda direnir.
Bu olaydan sonra, Ouesalid kendi kyne, Fort Rupert'e
dner ve komu klann en byk amannn, onun gittike ar-
tan nn ekemeyerek, btn meslektalarna meydan oku-
26 46
duunu ve hepsini birok hastann nnde boy lmeye ar-
dn renir. Ouesalid toplantya katlr ve kendinden yal
olan bu amann birok saaltmasnda bulunur; fakat Koski-
nolar gibi, bunun da hastal gsterdii yoktur; hastaln
grnmeyen bir nesne biiminde, ya balna, ya da baln-
daki ku biimindeki tren ssne girdiini ne srmektedir.
Bunlar evin direklerini, ya da amann elini sran hastaln
gcyle havada asl kalabilmektedirler. Bu allm senaryo
bir kez daha yinelenir. Yal amann umutsuz diye niteledii
hastalara bakmas istenince, 'kanl kurtuk' yntemiyle utkuya
ular.
ykmzn asl ackl blm burada balar. Hem iine
dt durumun kendisini gzden drmesi, hem de saalt-
ma ynetminin kmesi karsnda utan ve umutsuzlua ka-
plan yal aman, kzn Ouesalid'e arac olarak gndererek,
kendisinden bir grme rica eder. Ouesalid onu bir aacn di-
bine oturmu beklerken bulur. Yal aman u szlerle dile
gelir: Birbirimize syleyeceklerimiz kt eyler deil dostum.
Yalnzca, utantan lmemem iin bana yardm etmeni ve ha-
yatm kurtarman istiyorum. nk geen gece yaptklarn y-
znden, herkesin alay konusu oldum. Bana acman ve geen
gece avucuna yapan eyin ne olduunu sylemeni istiyorum.
Bu gerek hastalk myd, yoksa yapma birey miydi? nk
bana acman ve sana yknebilmemi salaman ve nasl yapt-
n sylemen iin yalvaryorum sana. Ac bana dostum! Oue-
salid bir sre suskun kalr, sonra, yal amandan, balk ve
ssyle ilgili gsterisini aklamasn ister. Yal adam, balk-
taki, diree aslmasn salayan gizli engeli ve ku biimindeki
ssn elini srdna inandrmak iin onu parmaklarnn ara-
sna nasl sktrdn gsterir. Anlalan, yalan ve dolandan
baka becerisi yoktur; yalnzca kazan salamak iin ve a-
gzllnden dolay amanlk taslamaktadr. Ruhlarn ele ge-
irilemeyeceinin bilincindedir, nk hepimiz kendi ruhumu-
zun efendisiyiz der, yine de iya kullanp bunun, elinde
-oturan bu beyaz eyin, bir ruh olduunu ne srmektedir.
Bu srada, kz da babas adna yalvarmaya balar: Ac ona!
Ac ki yaamn srdrebilsin. Quesalid suskun durmaktadr.
Bu lmcl syleinin gecesinde, yal aman, tm yaknlar
ve acl yreiyle, ardnda topluluuna brakt c korkusu, or-
tadan kaybolacaktr. Bu korku boa kacaktr, nk bir yl
sonra geri gelir. Kz gibi o da delirmitir. yl sonra da
-lr.
Ve Quesalid, gizlerine gml, mesleine kar horgr
duygularyla dolu, ikiyzllerin maskelerini drerek yolunda
ilerler: Yalnzca bir kez, hastalarm emmeyle iyiletiren bir
aman grdm, bunun gerek bir aman m, yoksa bir dzen-
baz m olduunu hibir zaman tam anlayamadm. Ama, yalnz-
ca undan dolay bir aman olduuna inanyorum: iyiletirdii
kimselerin kendisine birey demelerine izin vermiyordu. Ay-
rca, bir kez bile gldn grmedim. Grld gibi, ba-
langtaki tutum, olduka belirgin bir biimde deiime ura-
mtr: zgr dncenin dnsz olumsuzlaycl yerini daha
karmak duygulara brakmtr. Gerek amanlar da vardr. Ya
kendisi? yknn sonunda bunu renemiyoruz. Aka gr-
len birey varsa o da uran bilinle srdrd ve baar-
larndan gurur duyduudur. Bir de, bir zamanlar, hileli niteli-
ini onca alaya ald, kanl ty tutam yntemini kart okul-
lara kar savunmaktan hi geri durmad...
48
Grld gibi, bycnn ruhsal durumu hi de basit
deil. Yal amann, gen uradana, gerei sylemesi iin
yakarmas, avucuna yapan krmz kurtuk biimindeki has-
taln gerek mi, yoksa yapay m olduu sorusuna yant ala-
maynca da ldrmas olgusunu ele alarak bu konuyu zm-
lemeye alacaz. Yal amann elinde, Quesalid'le karla-
masndan nce iki veri bulunuyordu: bir yandan, sayrl durum-
larn anlalabilir bir nedene dayand kans; te yandan,
kiisel yaratclnn da katksyla gelitirdii bir dizge, has-
taln saptanp iyiletirilmesine kadar olan aamalarn dzene
koyulmasna yarayan bir yorumlama dizgesi. Kendi bana bi-
linmesi olanaksz bir gerein, tasarm ve uygulamalarla oluan
bu ykiinceletirilmesi (elerinin yk gibi kuruluu) l bir
deneyime dayanmaktadr: ruhsal kkenli bedensel (psikosoma-
tik) nitelikte, zgl durumlar yaratmay baaran amann de-
neyimi (onun bir dzenbaz olmas durumunda bile uygulamann
kendisi bu ilevi yklenebilir); iyiletiine inansa da inanmasa
da hastanmki; iyiletirme srecine katlan izleyicilerinki. zle-
yicilerin cokular, olaydan aldklar duygusal ve anlksal do-
yum, toplumsal katlm belirler. te yeni bir dngnn ba-
layabilmesine olanak veren de budur.
amansal btnce diye adlandrabileceimiz eyin bu
esi birbirinden ayrlmaz. Ama bunlarn iki ayr ekim alannn
ekseninde toplandn gryoruz: amann i deneyimi ve top-
49/4
lumsal onama (consensus). Byclerin, hi deilse en ienlikli
olanlarnn, kendi ilevlerine inandklarndan ve bu inancn,
zgn durumlarn deneyiminden kaynaklandndan kuku duy-
mak iin pek neden yok. ten ve ciddi bir ynelmenin kant
olarak yeterli grlmese bile, byclerin gnll olarak kat-
landklar aclar ve orular zaman zaman bu durumlarn yara-
tlmasna yolaabilmektedir. Fakat, dolayl olduklarndan, daha
da inandrc bulabileceimiz, dilbilimsel kantlar da vardr:
rnein, Wintu (Kaliforniya) lehesinde, grme, gvdesel iz-
lenim, karsama, akl yrtme, ve iitmeyle edinilen be bilgi
kipi bulunur. Bunlar, 'sam' (conjecture) ulamna kart olarak,
bilgi ulamn olutururlar. alacak nokta, doastyle iliki-
lerin bilgi kipleriyle, zellikle, bunlarn arasnda, bedensel iz-
lenim (yani ilerinde en sezgisel olan), karsama ve akl yrt-
me araclyla gerekletiinin ne srlmesidir. Bir ruhsal
bunalm sonucu aman olan yerli, durumunu dilbilgisel bir
karsamayla kavrayacaktr: bu, ona gre, bir ruhun ynetimini
elegeirme olgusunun sonucudur; yani dolaysz bir deneyim
olarak belirlenir. Bu olguya da u tmdengelimle varmtr:
br dnyaya bir yolculuk yapm (dolaysz deneyim), ve d-
nte kendini yine insanlar arasnda bulmutur.(

)
Bir noktay saymazsak, hastann deneyimi dizgenin en
nemsiz blmn oluturur; bu da gnmzde ruhzmleyim-
de olduu gibi, bir aman tarafndan iyiletirilen hastann a-
man olmaya elverili konuma gemesidir. Ne olursa olsun,
amann yapc bilgi ve deneysel yntemlerden de yoksun ol-
madn unutmamak gerekir ki, bu da baarsn bir lde
aklar. Bunun dnda, gnmz ruhbiliminde psikosomatik
ad verilen ve kiisel gvenliin zayf olduu toplumlarda sk
rastlanan hastalklarn byk blmn oluturan bozukluklar,
zaten ruhsal saaltma yntemleriyle iyileebilmektedirler. lkel
hekimlerin de, ada meslektalar gibi, hastalarnn en azn-
dan bir blmn iyiletirdiklerini dnmek geree yakn
olur; bu greceli etkililik de olmasa, by uygulamalarnn s-
n
rem ve uzam iinde bylesine yaygnlk kazanm olmalarn
anlamak gleirdi. Yine de sorunun temelini burada aramak
yanl olur, nk bu ge (hastann deneyimi) br ikisiyle
(amann ve izleyicilerin deneyimleri) sk skya baldr: Que-
salid hastalarn iyiletirdii iin byk bir byc olmad,
byk byc olduu iin hastalarn iyiletirebiliyordu. Bu
saptama da bizi dizgenin br unoktasma (toplumsal ekim
alan) gtrr.
Ouesalid'in kartlarnn bozguna uramasnn gerek ne-
denini de, baar ve baarszlklarnn oranndan ok, toplulu-
un tutumunda aramak gerekir. Herkesin alay konusu olmaktan
yaknp, aka toplumsal bir duygu olan utanlarn ne
srerken, onlar da bu noktay vurgulamaktadrlar. Baarszlk
ikincildir ve btn sylemlerinde, bunu baka bir grngnn
ilevi olarak algladklarn dile getirmektedirler: toplumsal ona-
ma'nn dalmas, ve onlarn zararna, baka bir bycnn ve
baka bir dizgenin ekseninde yeniden olumas. Demek ki, te-
mel sorun, bireyle topluluk arasndaki ilikiye, daha ak bir
deyile, belirli tipte bireylerle topluluun belirli istemleri ara-
sndaki ilikilere dayanmaktadr.
aman, hastasn iyiletirirken, izleyenlere bir gsteri sun-
maktadr. Ama nasl bir gsteri? Baz gzlemlerimizi zamann-
dan nce genelletirme pahasna da olsa, yle diyebiliriz: bu
gsteri, her seferinde amann ar y yenilemesi, baka de-
yile, durumunu aa vuran o ilk bunalm yinelemesidir.
Ama, gsteri terimi bizi yanltmasn: aman baz olaylar yi-
nelemekle ya da onlara yknmekle yetinmez, onlar gerekten,
. btn canllklar, zgnlkleri ve olanca gcyle yeniden ya-
ar. Bu srenin sonunda, olaan durumuna dndnde, ruh-
zmleyim kuramnn bir terimini dn alarak, onun tepki-
sini yinelediini syleyebiliriz. Hastann, iyilemesiyle sonu-
lanacak kesin dnmden az nce, rahatszlnn kkeninde
yatan ilksel durumu yeniden, youn biimde yaad, saalt-
ma srecinin o can alc anna, ruhzmleme kuramnda tepki
yinelemesi (abreaction) ad verildii bilinmektedir. aman bu
anlamda, uzman bir tepki yineleyicisi olmaktadr.
Her amann, hi deilse her aman okulunun, kendine
zg tepki yineleme biiminin, simgesel olarak, hastann da
kendi rahatszlnn bilind nedenini yinelemesine yolaa-
ca ortaya koymak iin gerekli kantlar, imdiye dek, zgl
alannn dnda aradk(
7
). Eer temel iliki aman ve topluluk
arasndaysa, soruyu da baka bir adan, dzgl (normal)
ve sayrl (patolojik) dnceler arasndaki ilikiler asndan ele
almak gerekir. Her eit bilimd bak asna gre (hibir
toplum da bunun dnda kaldn ne sremez), dzgl ve
sayrl dnce birbiriyle atmaz, tersine birbirini btnler.
Anlayabilmek iin yanp tututuu, fakat ileyiini kavrayama-
d evren karsnda, dzgl dnce varlklarn anlamn
aratrr, ama yant alamaz; sayrl denen dnceyse, duygusal
yorum ve armlarla dolar taar, ve yetersiz bulduu yaln
geree her an bu tr anlamlar yklemeye hazrdr. Bunlarn
biri iin deneysel olarak kantlanamayacak bir nesne, br
iin de, nesnesiz deneyimler sz konusudur. Dilbilimcilerin
terimlerini kullanarak sylersek, dzgl dnce herzaman bir
gsterilen ann acsn eker, sayrl dnceyse (hi deil-
se kimi belirimlerinde) bir gsteren fazlal duyar. amansal
saaltmaya topluluun katlmyla, bu birbirini tamamlayan iki
durum arasnda denge salanr. Dzgl dncenin tam olarak
kavrayamad hastalk durumunda, bu dengeyi kendi bana
salama olanandan yoksun olan psikopat (byc)(
8
), toplu-
luk tarafndan, duygusal zenginlik retmeye yneltilir. Ruhsal
dzlemde bir sunu-istem dengesi oluacaktr, ama ancak iki ko-
ulla: nce, toplumsal gelenek ve kiisel yaratcln ortaklama-
syla, bir yap olumaldr, baka bir deyile, byc-hasta ve iz-
leyicilerin, tasarm ve uygulamalarn herbirinin kendi yerini bul-
duu bir genel durumun tm elerini ieren bir bantlar ve
kartlklar dizgesi olumak ve kendini srekli yenilemek zo-
rundadr. kinci koul da, byc ve hasta gibi, izleyicilerin
de, hi deilse belirli lde, tepki yinelemesi olayna katl-
malar, bu simgesel armlar evrenini kendi deneyim ve
yaantlaryla paylamalardr. Aslnda yalnzca, iinde bu-
lunduu durum nedeniyle hasta ve psi kopat niteliiyle
bycnn konumlar bu deneyimi tam olarak yaamaya elve-
rilidir. zleyicilereyse, ancak bunun yansmalarn uzaktan iz-
lemek decektir. Yine de nemli olan, bu somut deneyimlerin
kendisi, ve her olayn zgl niteliine uyum salayabilen zen-
ginliidir. Deneysel bir denetime ne gerek, ne de istek du- *
yulmaktadr. Birok olas dizge arasmda seim yapmaya, bir
byc ya da byclk okulunu tekilere yelemeye olanak
veren de onun bu niteliidir.
/
53
yleyse, bilimsel aklamadan farkl olarak, belirsiz ve
dank durumlarn, duygu ve tasarmlarn nesnel bir nedene
balanmas deil, bunlarn bir btnlk ya da dizge biiminde
eklemlenmesi sz konusudur. Bu durumlarn birbirlerinden ko-
pukluu yznden, zmlenmeleri ve kaynap bir btn olu-
turmalar olduka gtr. Sz konusu dizge ite bunu baard
oranda amacna ulaacaktr. Bu olgu da ancak bilincin dar-
dan kavranamayan bir i-deneyimiyle dorulanr. Birbirini btn-
leyen karmaalaryla, byc-hasta ikilisi, topluluun gznde,
somut ve canl biimde, uzlamaz bir elikiyi ortaya koyar.
Aslnda her trl dncede bulunmakla birlikte, olaan koul-
larda anlalmas g ve belirsiz bir elikidir bu: anlatma
ulaamama durumu nasl dncenin hastalysa, hastalk da
edilginlik ve kendine yabanclamadr. Ve duyarlk nasl sim-
gelerin besin kaynaysa, byc de etkinliin, kendini akn-
ln ta kendisidir. Saaltma bu iki kart u noktay ilikiye
geirir, birinden brne geie olanak salar ve btncl
bir deneyimle, toplumsal evrenin yansmasndan baka birey
olmayan ruhsal evrenin tutarlln ortaya koyar.
Btn bunlar tepki yinelemesi kavramnn kapsamn ge-
niletme gereini gsteriyor. Geri ruhzmleyim kuram bu
kavram ortaya atp, nemini vurgulayarak byk bir vgye
hak kazanmtr, ama onun dnda kalan ruhbilimsel saaltma
yntemlerinde de bunun ne anlama geldiini aratrmak gerekir.
54
Ruhzmleyimde, deil tek bir tepki yinelemesi (has-
tannki) olduu sylenir. Bu savn doruluu o kadar da kesin
deil. amansal saaltmada, yalnzca bycnn konutuu ve
suskun duran hasta iin tepki yinelemesi gerekletirdii; ruh-
zmleyimdeyse, hastann konuup, kendisini dinleyen hekime
tepki yineledii dorudur. Fakat hekimin tepki yinelemesi
hastayla ezamanl olmasa bile zorunludur; nk ruhzm-
leyici olabilmesi iin zmlemeden gemi olmas gerekir. Her
iki uygulaymn da toplumsal evreye ykledikleri ilevi tanm-
lamak daha g. By, hastann araclyla, topluluun nce-
den belirlenmi sorunlara uyum salamasna yolaar. Oysa
ruhzmleyimde ama, kendisine sunulan zmlerin yard-
myla hastann toplulua uyum salamasdr. Fakat, ruhzm-
leyimalannda bir sredir izlenen kayg verici gelimeler, aradaki
farkn ortadan kalkmas tehlikesini de birlikte getirmektedir.
Byle giderse, ruhzmleyim kuram, belirgin ve snrl durum-
larda deneyle kantlanabilen bilimsel varsaymlar btn ol-
maktan kp topluluun bilincine szm belirsiz bir sylenbili-
me dnebilir. (Szn ettiimiz nesnel olgunun altnda, ruh-
bilimcinin u znel eilimi yatar: sayrl dnceye gre tasar-
lanm bir yorumlar dizgesini, salkl dnceye de uygula-
mak: yalnzca bireysel durumlara uygun den bir yntemi,
toplumsal ruhbilim olgularna da uygulamaya kalkmak). te
o zaman hatta kimi lkelerde imdiden ruhzmleyim,
bireylerin iyiletirilmesine ynelik, gerek saaltmalara dayal
bir kuram olma zelliini yitirir. Yerini, toplulua gvenlik
duygusu vermekle yetinen bir sylenbilim alr. Onun kalntlar
stnde de, geleneksel saaltma yntemleri, biim deitirip, ye-
niden egemenliini kurar.
Ruhzmleyimin, daha eski ve daha yaygn ruhsal saalt-
ma uygulaymlaryla karlatrlmas, kendi yntem ve ilkeleri
stne yeniden dnlmesine yol aacak bir balang olabilir:
ruhzmleyim ilgi alann, belirli bir uyumsuzluk gsteren
kimselerden, topluluun sradan bireylerine genileterek, kendi
113/8
saaltma yntemini de, toplumsal katlm salamaya ynelik
(conversion) bir ileme dntrmektedir; nk yalnzca hasta
olan bir kimse iyiletirilebilir, topluma uyum salayamayan bir
kimseyse, olsa olsa ikna edilebilir. Bylece nemli bir tehlike
belirir karmzda: saaltma, belirli bir bozukluun zmlen-
mesiyle sonulanmak yerine, kiinin zel evreninin, ruhziimle-
yimin yorumuna uygun olarak, yeniden biimlenmesiyle snr-
lanr. Bunun sonunda da bycln toplumsal dizgesine ku-
ramsal olanak salayan bir temele geri dnlm olur.
Eer yaptmz zmleme doruysa, bysel davranlar
da bilince yansmas duygusal grnmlerde ortaya kan,
fakat asl nitelii anlksal bir duruma tepki olarak grmemiz
gerekir. nk, yalnzca simgesel ilev in tarihi, insann bu an-
lksal konumunu anlamamza olanak verir: evrenin sunduu_an-
ff y lam hep yetersiz kalmaktadr, dnceyse, nesnelere tayabi-
leceklerinden daha fazla anlam yklemeye ynelir. Gsteren ve
gsterilen arasnda bocalayan insan, bysel dnceden, elin-
deki bu eliik verileri badatrabilecei yeni bir gndergeler
dizgesi sunmasn bekler. Sz konusu iki dizgeden yalnzca bi-
rini alkoyup derinletirerek, brn yutmasna olanak veren
bu bysel dizgenin egemen olmasnn, bilgi alanndaki iler-
lemelerin sonu anlamna gelecei aktr. ster salkl olsun,
isterse ruh hastas, insanln bu kt servenini bireyin ye-
niden yaamasn istemeye hi gerek yok. Geri, hastann du-
rumunun incelenmesi, bize her bireyin elien dizgelere gre
davrandn ve bu elikiden rahatsz olduunu gstermitir.
Yine de belirli bir badatrma biiminin olanakl ve uygula-
mada etkin olmas, doruluunu kantlamaya yetmez. stelik
bu biimde salanan bir uyumun, eliki durumuna gre bir geri
dn olmad hi de kesin deildir.
Sapkn olarak nitelenen bireimlerin kurallara uygun bire-
imler tarafndan yutulup genel fakat 'keyfi' bir bireimde eri-
tilmesi zel baz durumlar dnda her adan bir kayp
olacaktr. Bir temel varsaymlar btn, hekim iin yeterli bir
56
aygt deeri tayabilir; fakat gerein btn yanlarn akla-
maya kalkan bir kuramsal zmlemeye, hastayla hekimi iki-
si iin de anlam olmayan gizemli bir kaynama iinde birle-
tirmeye ne gerek var? Tm bunlar, saaltmann bir sylene
dnmesiyle sonulanr. Ve en u noktaya gelindiinde, ona,
olgularn resmi yorumunu getirmekten baka i kalmaz. Gerek
nedenleriyse, hem topluluk, hem hasta, hem de byc iin
yeniden ulalmaz olur.
57
S M G E S E L E T K N L K()
Gney Amerika kltrlerine ilikin ilk nemli din-by
betii Wassen ve Holmer tarafndan yaynlanm bulunuyor. Bu
betik aman saaltma yntemlerinin baz ynlerine yepyeni bir
bak as getiriyor ve ylesine kuramsal sorunlar ortaya atyor
ki yaymclarnn baarl yorumu bile bunlarn stesinden tam
olarak gelmeye yetmiyor. Biz bu betii, onlarn inceledii gibi
dilbilimci ve Amerikanbilimci gzyle deil de, daha ok genel
sonulan asndan ele alacaz. (
10
)
Sz konusu betik uzun bir by-duas (incantation). Yerli
dilindeki asl 18 sayfa ve 535 dize tutuyor. Kendisi de bir Cima
yerlisi olan Guillermo Haya, kendi kabilesinden bir yal kiinin
azndan derlemi. Bildiimiz kadaryla, Cunalar Panama Cum-
huriyetinin bir blgesinde yayorlar. imdi aramzdan ayrlm
bulunan Erland Nordenskild onlara zel bir ilgi gstermi, hat-
ta yerliler arasndan kendine alma arkadalar edinmiti. Bizi
ilgilendirense, Nordenskild'n lmnden sonra, onun al-
malarn srdren Dr. YVassen'e Haya'nm verdii zgn yerli
betik ve Dr. Holmer'in gzden geirilmesinde katklarn
esirgemedii spanyolca evirisidir.
Bu duann amac bir zordouma yardmc olmak. Orta ve
Gney Amerika yerli kadnlarnn Batl kadnlara gre ok da-
ha kolay doum yaptklar gz nne alnnca, bu duann da
ancak baz zel durumlarda kullanld dnlebilir. Demek
ki, amann ie karmas sk rastlanan bir durum deil ve an-
59 113/8
cak baarszlk durumunda, ebenin istemi zerine gereklei-
yor. Duamz ite byle bir durum karsnda aknla dm
bir ebenin portresiyle balar: amana gidii, onun da doum
yapmak zere olan kadnn kulbesine doru yola k, var
ve ilk hazrlklar kakao ekirdeklerinin ttslenmesi, yakar-
malar, kutsal imgelerin (nuchu) yapm betimlenir. Etkiyi art-
trmas asndan belirli baz zel maddelere ilenen bu imge-
lerse koruyucu cinleri yanstrlar. aman ite bu cinleri kendi
yardmcs klarak ve onlarn bana geerek Muu' nun lkesine
ulamalarn salayacaktr. Mu, dltn olumasndan sorumlu
gizligtr. Aslnda zordoum da Muu'nun kendi yetkilerini
amas ve Purba'y, yani ana adaynn ruhunu ele geirmesiyle
aklanmaktadr. Bir bakma dua tmyle bir araya ilikindir:
yitirilen, ve araya karan birok olaydan sonra yeniden kaza-
nlacak olan Purba'nn aran; engellerin birer birer almas,
yrtc hayvanlara kar yengi, sonunda aman ve koruyucu cin-
leriyle, Mu ve kzlar arasnda byk bir yarma (turnuva).
Bu yarma, kzlarn arlna dayanamayacaklar byl ba-
lklar yardmyla kazanlacak ve yenik den Muu hastann ru-
hunu zgr brakacaktr. te doum bu srada gerekleir ve
dua Muu'nun, iyi ruhlarn peine dmemesi iin alnan n-
lemlerin anlatmyla sona erer. Aslnda sava Muu'nun kendisine
deil baz yolsuzluklarna kar verilmitir ve bunlar bir kez yola
getirilince, ilikiler yeniden dosta olur. Hatta Muu'nun ama-
na son sz neredeyse bir ar niteliindedir: Dost nele, kim-
bilir ie zaman grrz yine?(412).
imdiye dek, nele terimini aman szcyle karlama-
ya altk. Bu szcn uygun olmad, nk saaltmay y-
neten kiinin kendinden gemesine ya da baka bir ruh duru-
muna girmesine gerek bulunmad ileri srlebilir. Oysa kakao
ttssnn asl amac, onun giysilerini glendirmek, kendi-
sini glendirmek, Muu ile karlaabilmesi iin onu y-
rekli klmaktr. stelik, Cunalarn hekim eitleri arasnda
yaptklar ayrm nele'nin gcnn doast kkenleri oldu-
unu aka gstermektedir. Yerli hekimler nele, inatuledi,
absogedi diye e ayrlrlar. Son iki grev, renimle kaza-
nlan ve snavlarla denetlenebilen bir ila ve dua bilgisini n-
grr. Oysa nele'nin yeteneinin doutan olduu varsaylr.
Bu yetenek, hastaln nedenini, yani ze! ve genel yaamsal
glerin kt ruhlar tarafndan karld yeri aracsz bulgu-
layabilen bir uzgrye dayanmaktadr. nk nele bu ruhlar
kendi yardmc ve koruyucular klacak ekilde ynlendirebi-
lir. () Doum srasndaki ilevi, kendine zg geleneksel nite-
liklerin tmn kapsamasa da, sz konusu edilen kiinin bir
aman olduu aktr. Nuchu'lara, yani koruyucu cinlere gelince,
bunlar amann arsyla, onun iledii kk ekillerde cisim
bulurlar; ondan grnmezlik ve uzgryle, canllk, diren (
12
>
gibi nitelikler edinirler. Bu nitelikler onlar da birer nele (oul:
nelegan) klacaktr, yani insanlarn hizmetinde, insan grn-
X mnde fakat olaanst yetilerle donanm yaratklar.
Ksaca zetlediimiz biimiyle, dua olduka beylik bir r-
nekeye benziyor: hasta ac ekmektedir nk ruhunu yitir-
mitir; daha dorusu, biraraya geldiklerinde onun yaamgcn
oluturan ruhlardan birini (bu noktaya yeniden dneceiz); a-
man, koruyucu cinlerinin de yardmyla doast evrende bir
yolculua karak, hastann ruhunu onu esir alm olan kt
ruhun elinden kurtarr ve sahibine geri verip iyilemesini sa-
lar. Betiimizin srad nemi bu biimsel ereveden ileri gel-
miyor. Konunun aydnla kavumasnda Holmer ve Wassen'e
den onur payn unutmadan diyebiliriz ki, bu nem Mu-gala'
nn yani Muu yolunun ve Muu lkesinin yalnzca sylensel
(mythique) imgeler olmadklarnn bulgulanmasnda yatmakta-
dr. aman ve Nuchu'larnm amsadklar ve derinliklerinde
utkun bir kavga verdikleri bu yerler, dorudan doruya gebe
kadnn dlyolu ve dlyatadr.
Bu yorumlama, hereyden nce purba kavramnn -
zmlenmesine dayaldr. Purba, nigadan ayrdedilmesi gere-
ken bir tinsel edir. Niga, purba'dan farkl olarak, kiinin iin-
60
den alnp karlmas olas birey deildir. Ayrca, yalnzca
insanlar ve hayvanlar onu ilerinde barndrabilirler. Bir bitki-
nin ya da bir tan purba's vardr ama nigas olamaz; bu ceset-
ler iin de byledir ve ocukta niga ancak yala geliebilir.
Niga'y yaamsal g, purba'y da ruh kavramlaryla kar-
lamak yanl olmayacaktr sanrm. Fakat belirtmek gerekir
ki, bu szckler canl ve cansz varlklar arasnda bir ayrm
iermemektedirler (Cunalara gre herey canldr), daha ok,
nesnelerde duyumsanlabilir somutlamasn bulan, Platocu
idea ya da archetype kavramlarna denk dmektedirler.
Oysa duamzda sz edilen hasta yalnzca purba'sm yitir-
mekle kalmaz, atei olduu da (hastaln scak giysisi) be-
lirtilir. Ayrca grme yetisinde de bir zayflama hatta yitme
sz konusudur: Muu Puklip'e giden yolda yitmi, uyuyakal-
m (97). Bununla da kalmaz, onu sorgulayan amana yle
.seslenir: Muu Puklip geldi bana ve benim nigapurbalele'mi
sonsuza dek saklayacam syledi(98). Holmer, niga szcn
fizik g, purbalele'yi de ruh ya da z szckleriyle karla-
may neriyor. Buradan karak, nigapurbalele'ye de yaam-
nn ruhu
1
") diyebiliriz. Canl varlklara zg bir nitelik olan
niga'nn bu varlklardaki, tek deil de, ilevsel olarak biraraya
gelmi birok purba'nn varl sonucunda ortaya ktm sy-
lemek belki de fazla ileri gitmek olacak. Ama gvdenin her
blmnn kendi zel purba's olduu da aka grlyor.
Niga'nm da rgenlik (organizma) kavramnn tinsel alandaki
karl olduu olduka belirgin: nasl yaam rgenlerin uyu-
munun bir sonucuysa, yaamsal g de, herbiri zel bir r-
genin almasn yneten purba'larn tmnn uyumlu ibirli-
inden baka birey olmamal.
Gerekten de, amann kurtard ey yalnzca igapurba-
lele deildir. Bunu, ayn dzlemde ele alnan bir d;zi rgenin
purbas izler: yrein, kemiklerin, dilerin, salarn, trnaklarn,
ayaklarn... (401-408 ve 435-442) Konuyla en yakndan ilintisi
olmasna karn, reme rgenlerini yneten purbamn bu dizinin
61
arasnda bulunmamas artc gelebilir. Bunun nedeni, betii
derleyenlerin de vurgulad gibi, dlyata purbasmn (Muu)
olavm kurban deil, tersine, sayrl bozukluun sorumlusu ola-
rak grlmesidir. Nordenskild'n deyiiyle, Muu ve kzlar
(muugan) dltn geliimini yneten ve ona yeteneklerini
(kurngin)(
u
) balayan glerdir. Oysa betik onlarn bu olumlu
niteliklerinden hi sz etmez. Tersine, Muu'yu bir bozguncu
olarak gsterir. Dier zel ruhlar tutsak edip devinimsiz
brakmakta, bylece asl gvde (cuerpo jefe)nin btnln
salayan ibirliini bozarak niga'sn da ele geirmektedir. Bu-
nunla birlikte, Muu'nun, yerinde kalmas salanmaldr, yoksa
purba'lar kurtarmak iin verilen sava onu, geici olarak a-
lan yoldan kamaya itebilir. Duann son blm de zaten bu
nlemlerin ayrntl anlatmyla doludur: aman yrtc hayvan-
larn tanrlarn yolu kesmeleri iin yardmna arr, yol izleri
kartrlr, altn ve gm alar gerilir ve neleganlar drt gn
boyunca, sopalarn vurarak nbet tutarlar. Muu, znde kt
deil, yalnzca yoldan km bir gtr. Zordoum da, bedenin
eitli blgelerinde bulunan tm dier ruhlarn dlyata ru-
hu (Muu) tarafndan tutsak edilmesiyle aklanr. Bunlar bir
kez zgrle kavuturulunca, Muu da yeniden ibirliini sr-
drmek zorunda kalacaktr: fizyolojik bozukluun hastann
bilinli olarak dile getiremedii duygusal ieriinin, yerli ideo-
loji tarafndan bylesine bir aklkla paylalp yanstlmas
gzden karlmamas gereken bir olgudur.
Muu'ya ulamak iin, aman ve yardmclarnn izlemek
zorunda olduklar bir yol vardr. Bu, betiin birok kez am-
trd Muu yolu dur. aman, hastann hamann altna -
melip, nuchu'lar yontmay bitirdiinde, onlar da yolun girii
ne (72, 83) doru ynelirler ve aman onlar u szlerle uur-
lar:
Hasta hamanda uzanm yatyor, nnzde;
akdokusu alm, akdokusu tatl tatl kprdanyor;
hastann zayf bedeni yaylm;
Muu'nun yolunu aydnlattklarnda, o da oluk oluk akar,.
kan gibi, kpkzl?
isel akdoku iner topran dibine dek;
kadnn akdokusunun ortasndan bir insanolu iner. (84-90)
evirenler son iki cmlenin anlamnn kukulu olduunu
belirtirler. Ayrca, Nordenskild tarafndan yaynlanan baka bir
yerli betie bavurmamz tlerler. Bu betik de isel akdoku
nun, diilik rgeniyle zdeliinin saptanmasnda hibir kuku
brakmaz.(
15
)
Nuchu'larn byl balk ve giysilerinden yaylan kla
iz bulabildikleri, zordoum yznden kana bulanm, karanlk
Muu yolu da tartlmaya yer brakmayacak kadar ak bir
biimde, hastann dlyoludur. Muu'nun lkesi, evinin bulun-
duu bulank kaynak sa dlyatama denk der. Aslnda,
bilgiyi veren yerli de burann adn (Amukkapiryawila) yle
yorumlam: omegan purba amurrequedi, yani kadnlarn
bulank aybas, baka deyile derin karanlk kaynak ya
da irek karanlk yer(32).
te betiimizin, allm aman saaltma betimlemeleri
arasnda zel bir yer almasna yol aan zgn nitelii burada-
dr. Bu betimlemeler, aslnda birbirini dtalamayan, tr sa-
altmadan sz ederler:
1. hastala neden olan nesneyi bulat rgenden. dar
atmak iin, emerek ya da elle yaplan bir fiziksel eyletim (ma-
nipulation) sz konusudur. Uygun bir anda ortaya kartlan bu
nesne de genellikle diken, kristal paras ya da ty trnden
bireydir (Orta Amerika, Avustralya, Alaska);
2. ya da Araucanlarda olduu gibi, saaltma, nce kul-
bede sonra akhavada kt ruhlara kar yaplan dzmece bir
kavgadan oluur;
3. baka bir rnek de, Navajolardaki gibi, saaltmay y-
netenin, dualar okuyarak, iyiletirmesi gereken hastalkla ne
ilgisi olduu anlalamayan ilemler (operations) yapmasdr
(rnein, hastann, yerde renkli iektozu ya da kumla izil-
1/1A
mi bir resmin eitli blmlerine yerletirilmesi). Bunlarn t-
mnde de, kullanlan saaltma yntemi (genellikle etkili olduu
bilinmekle birlikte) yorumlanmas asndan baz glkler tar:
dorudan hastalkl rgene yneldiinde, gizli bir deeri olduu
dnlemeyecek kadar yzeysel bir somutlukta, hatta dpedz
katlk gibi grnmektedir. Olduka soyut bir kuttrensel
(rituel) yinelenme biimini aldnda da, hastala nasl etki
yapabilecei anlalmaz olur. Ruhbilimsel bir saaltmann sz-
konusu olduunu ne srp tm bu zorluklarn iinden by-
lece kmaya almak en uygun zme benziyor. Fakat, be-
lirli fizyolojik bozukluklara kar, yine belirli ruhbilimsel tasa-
rmlara ne ekilde bavurulabilecei akla kavuturulmadan,
bu zm tmyle anlamsz kalacaktr. Oysa, zmlemeye a-
ltmz betik, sorunun zlmesine byk bir katkda bu-
lunuyor. Betimledii btnyle ruhbilimsel bir saaltmadr. n-
k aman hastann bedenine dokunmuyor bile, ne de ona ila
veriyor; buna karlk, ak ve dolaysz bir biimde sayrl du-
rumun kendisini ve yerini hedef alyor. Duann da, hasta r-
gene ynelik ruhbilimsel bir eyletime (manipulation) ilikin ol-
duu sylenebilir. yileme de ite bu eyletimden beklenmek-
tedir.
64
Bu eyletimin (manipulation) gerekliini ve niteliklerini sap-
tamakla ie balayalm, amacnn ve etkinliinin neler olabile-
ceini daha sonra aratrrz. lk aamada, u arpc gzlemle
karlayoruz: konusu, gebe kadnn ruhunun yeniden ele gei-
rilebilmesi urunda iyi ve kt ruhlar arasnda gerilimli bir
savam olmasna karn, sz konusu eylemin kendisi betikte
son derece snrl bir yer tutmaktadr; 18 sayfalk betikte, Muu
Puklip'le karlama tam iki sayfa srerken, yarma (turnuva)
bir sayfa bile tutmaz. Buna karlk, giri blm ok gelitiril-
mi, nuchu'larn hazrlannn, yolculuun ve geilen yerlerin
betimlenmesi byk bir ayrnt bolluuyla ilenmitir. rnein,
ebenin amana gidiini anlatan blm; hastann ebeyle konu-
mas ve onun yant ikier kez yinelenmi: her konuan, bir
ncekinin cmlesini yantlamadan nce olduu gibi yineliyor-
Hasta ebeye yle der: aslnda hastaln scak giysisiyle gi-
yindim;
ebe hastay yle yantlar: sen aslnda hastaln scak giysisiyle
giyindin, ben de byle anladm seni
(1-2)
Bu deyibilimsel (stylistique) yntemin Cunalarda yaygn
olduu ve bunun szel gelenekle snrl toplumlarda, anlatlan-
lar tam olarak anmsayabilme gereksinimiyle aklanabilecei
ileri srlebilir.(
1G
) Bununla birlikte, sz konusu yntem, elimiz-
deki betikte, yalnzca szckleri deil, tutumlar da kapsamak-
tadr:
65/5
Ebe kulbede bir kez dolanr;
ebe incileri arar;
ebe dolanr;
ebe bir admn dierinin nne atar;
ebe ayan basar;
ebe br admn atar;
ebe kulbenin kapsn aar, kulbenin kaps atrdar;
ebe dar kar... (7-14)
Bir dar kma ediminin bu kl krk yaran betimlemesi
eitli durumlarda hep yinelenir: ebenin amana geliinde, has-
taya geri dnnde, amann yola knda, amann geliin-
de... Hatta bazan ayn betimleme, ayn terimlerle st ste
iki kez yinelenir (37-39 ve 45-47, 33-35'in yinelenmeleridir).
Sonu olarak saaltma, onu nceleyen olaylarn zaman iinde
bir sralanmasyla balar. kincil gibi grnen baz olgular y-
lesine bir ayrnt bolluuyla ilenmitir ki, neredeyse ar e-
kimle filme alnm gibidirler. Bu yntem, betiin tm iin
geerli olmakla birlikte, zellikle balarda ve gemi olaylar
antran blmlerde dizgesel bir tutarllkla kullanlmtr.
aman sanki, d gereklie kar ilgisi azalm ve ektii
aclar sonucunda duyarll artm bir hastay, bir balang
durumunu, en kk ayrntlarnn bile ayrdma vararak, be-
lirgin ve youn biimde yeniden yaamaya itmektedir. Bu du-
rum, hastann bedeninin ve i rgenlerinin oluturduu dsel
bir sahnede geen bir dizi olaya yol aar. Sonuta, devreden
bedenin iine, fiziksel bir evrenden fizyolojik bir evrene, en
beylik gereklik dzleminden sylensel bir dzleme geilecek-
tir. Hastann bedeninin iinde getii varsaylan bu sylen, a-
mann hastalkla savamda kendine zg kararl yntemiyle
koullarn belirledii deneyimsel nitelii ve canll gstermek
zorundadr.
Bunu izleyen on sayfa boyunca, soluk kesici bir dizemde
(ritm), sylensel izleklerle (tema) fizyolojik izlekler arasnda,
67
artarak hzlanan bir gidip-gelmeye tank oluyoruz; sanki, has-
tann bu iki dzlem arasnda ayrm yapabilmesini nlemek, bun-
larn zgl niteliklerini ayrdedebilmesini olanaksz klmak isten-
mektedir. Kadn hamana uzanm, ya da yerlilere zg dour-
ma biiminde dizler ayrk, douya dnk, inleyerek, kan yi-
tirerek, diilik rgeni alm ve devingen betimleyen imge-
lerle, ruhlara yaplan arlar birbirini izler: esriklik verici i-
kilerin, yelin, sularn, ormanlarn ruhlarna, ve hatta sylen-
deki imge zenginliini gstermesi asndan, anmadan geeme-
yeceimiz beyaz adamn gm gemisinin ruhuna yaplan
arlar. Zaman zaman izlekler belirli noktalarda buluurlar: has-
ta gibi, nuchu'lardan da kan szmaya, giderek oluk oluk akmaya
balar, sonunda hastann aclar evrensel boyutlara ular: -
sel akdokusu topran barna dek yaylr/topran barna dek
yaylan kanlar bir glciik oluturur, kan gibi, kpkzl(187).
Ayn zamanda da her ruh, ortaya ktnda zenle betimlenir
ve amandan ald byl donanm, ayrntlaryla uzun uzun
anlatlr: kara inciler, ate renkli inciler, koyu renk inciler,
yuvarlak inciler, jaguar kemikleri, yuvarlak kemikler, boaz
kemikleri ve birok baka kemik, gm kolyeler, tatu kemii,
kerkettoli kuunun kemii, aakakan kemii, kaval kemii,
gm renkli inciler... Daha sonra, tm bu nlemler yetersiz-
miesine, hastann bilinen ve bilinmeyen tm glerinin sa-
vaa kar toparlanmasn salamak iin, bir eit genel seferber-
lik balar.
Bu sylensel evrene daha tam alamadan, dlyoluna giri-
in sylensel dzlemde de olsa, hastaya somut ve bilinen te-
rimlerle nerildiini gzlemleriz. Betiin iki yerinde, Muu te-
rimi, dlyatan yneten tinsel ilkeyi deil, dorudan doruya
dlyatann kendisini belirtmek iin kullanlr (hastann Muu'
su. . 204, 453).(") Aadaki blmde, Neleganlarn Muu
yoluna girmek iin, uyarlm erkeklik rgeninin biimine ve
devinimine ykndkleri grlmektedir:
113/8
Neleganlarn balklar parlyor, neleganlarn balklar
beyazlyor;
neleganlar yasslap basklayor(?), balar gibi dimdik;
neleganlar rktc olmaya balyorf?), neleganlarn tm
rktc oluyorf?);
hastann nigapurbalelesinin kurtuluu iin... (230-233)
Birka dize tedeyse:
Neleganlar salnarak haman tepesine kyorlar, tepeye doru
kyorlar, nusupane gibi (239)(
18
)
Anlatnn teknii gerek bir deneyimi yeniden kurmay
amalamaktadr: sylenin, gerek kiilerin yerine kendi ele-
rini geirmekle yetindii bir ilem. Bu sylensel kiiler diilik
rgeninden ieri girerler ve tm bu ruhsal hazrlklardan sonra
hastann, onlarn gerekten girdiini duyumsayaca karsana-
bilir. stelik yalnzca duyumsamakla kalmaz, onlarn geecek-
leri yolu aydnlattklarn da grr. Bunu yalnzca kendileri
ya da yollarn bulmak iin deil, onun iyilii iin de yapmak-
tadrlar: anlatlmas g acl duygularn kayna olan yeri,
bilinli dnce iin ulalabilir ve aydnlk klmaya al-
maktadrlar:
Neleganlar hastaya iyi bir gr salarlar, neleganlar hastada
kl gzler aarlar... (238).
Ve bu aydnlatc gr onlarn kark bir yolun ayrnt-
lar iinden kabilmelerini salar. Bu tam anlamyla sylensel
bir rgenbilimdir (anatomi) ve cinsel rgenlerin gerek yap-
sndan ok, sanc ve diren noktalarn belirleyen bir duyumlar
corafyasna denk der:
Neleganlar yola koyulurlar, neleganlar Muu yolu boyunca
sra sra yrrler, ta bask daa kadar;
neleganlar, vd... ta ksa daa kadar
68
neleganlar vd... ta uzun daa kadar;
neleganlar vd... ta Yala Pokuna Yala'ya kadar;
neleganlar vd... ta Yala Akkwatellekun Yala'ya kadar;
neleganlar vd... ta Yala llamisuikun Yala'ya kadar;
neleganlar vd... yass dan merkezine kadar;
neleganlar yola koyulurlar, Neleganlar Muu yolu boyunca sra
sra yrrler (241-248)
Dsel canavarlarn ve yrtc hayvanlarn kaynat dl-
yata dnyasnn betimlenmesi de ayn biimde yorumlanabilir.
Bilgiyi veren yerli de bu yorumu onaylar ve ekler: kadnn a-
rlarn arttran, bu hayvanlar, yani kiiletirilmi aclardr. Bu
durumda da hastaya, aclarnn bir betimlemesini yapmak, on-
lar adlandrmak duann temel amac gibidir; baka deyile, bu
aclar bilinci ya da bilindyla kavrayabilecei biimde sunmak:
patlak gzleri, ylans ve benekli gvdesiyle, bzlen ya da kuy-
ruunu oynatan, urda burda kprdanan Timsah Amca; parlak
gvdeli, parlak yzgelerini oynatan, yzgeleriyle heryeri kap-
layan, hereyi itip srkleyen, Timsah Tiikwalele Amca; yap-
kan dokunalarn sokup kartan, Ahtapot Nele Kikirpanele;
ve daha biroklar: bal-yumuak-olan, bal-krmz-olan,
bal-rengarenk-olan, vd.; ve koruyucu hayvanlar: kara-kaplan,
kzl-hayvan, ikirenkli-hayvan, bozrenkli-hayvan; bunlarn her-
biri demir zincirlerle bal, dar sarkan, salyal, kpren dil-
leri, ate saan kuyruklar, korkutucu ve hereyi yrtp- para-
layan dileriyle, tam kan gibi, kpkzldrlar.
J erome Bosch'un tablolarn anmsatan bu cehenneme gi-
rebilmek ve efendisine ulaabilmek iin, neleganlarn amalar ge-
reken daha somut engeller de vardr: lifler, yzen halatlar; ger-
gin sicimler ve birbirini izleyen perdeler: ebemkua renkli,
altn ya da gm kapl, krmz, kara, kahverengi, mavi, ak,
solucan biimli, kravata benzeyen, sar, bzlm, kaln, eit
eit perdeler (305-330); ve aman bunlar aabilmek iin yar-
dm isteminde bulunur: Ormanlarda-tnel-aan-hayvanlarn-
/
69
Ruhlar gelip, hepsini kesip, toplayp, kmeleyip, ortadan kal-
dracaktr. Tm bu halat, ip ve liflerin, dlyatann salglarna
ilikin olduu Holmer ve Wassen tarafndan ortaya konmutur.
Bu son engellerin de yenilmesini, ulalan blgelerin ele
geirilme savam izler. Balklar yarmas da ite bu srada
olur (incelemenin asl amacndan bizi uzaklatraca iin, bu-
nun ayrntsna girmiyoruz). Nigapurbalele'nin kurtarlmasndan
soma inie geilir. Bu da en az k kadar tehlikeli bir yol-
culuk olacaktr. Aslnda, tm giriimin amac da bu glk-
lerle dolu inii gerekletirmek, yani douma yol amaktr.
aman adamlarn sayar ve ordusunu yreklendirir, ama yine
yardmc glere gereksinimi olacaktr: yol-aclar, kazc-
hayvanlarn-ruhlarm arr. Niga da k deliine doru, u
szlerle uurlanr:
Bedenin, nnde uzanyor, hamakta;
akdokusu yaylm;
isel akdokusu tatl tatl kprdanyor;
hastan nnde yatyor, grme yetisini yitirdiini dnp;
bedeninde nigaprbalele'sini yeniden yerine yerletiriyorlar
(430-435)
Bunu izleyen blmde baz anlalma glkleri var; has-
tann iyiletii de pek kesin deil. aman, ky halkyla birlikte,
ifal bitkiler toplamak iin daa kyor. Dnte, giriimini yeni
bir biimde yineliyor: bu kez, erkeklik rgenine yknp, Muu
giriinden giren ve nusupane gibi... i blgeleri temizleyip
kurutarak (453-454) devinen, amann kendisidir. Oysa, pe-
kitiriri ilalarn kullanm, doumun gereklemi olduunu
dndryor. Son blmde, Muu'nun kamasna kar alnan
nlemlerin anlatmndan nce, okular topluluuna bir ar
yer alyor. Bunlarn grevi, bir tozbulutu kaldrarak Muu'nun
yolunu karartmak ve, ister dolambal, isterse kestirme olsun,
Muu'nun geebilecei tm yollarda nbet tutmaktr. Okularn
70
anlatya katlmasnn da sonu blmne ilikin olduu var-
saylabilir.
Belki de bu oluntu (episode), rgenlere ynelik eyletim ve
ila kullanmyla, baka bir saaltma yntemine ilikindir. Ya
da tersine, eretilemeli bir biimde ilk yolculuk tan sz et-
mektedir. Sonu olarak, hastaya yardm etmek iin iki tr
giriim sz konusudur: biri psiko-fizyolojik bir sylenbilime da-
yanmaktadr, bryse, ky halkna yaplan aryla deinilen,
fakat taslak durumunda kalan ruhsal-toplumsal (psiko-sosyal)
bir sylenbilime... Ne olursa olsun, dua saaltmadan nce ba-
lad gibi, doumdan sonra da sona erer. Bu kapsama giren
olgular zenle belirtilmitir. Sz konusu olan dizgesel bir btn
oluturmaktr. Eer saaltma kl krk yaran yntemlerle kilit-
lenmise, bu yalnzca Muu'nun kararsz ynelilerine kar de-
ildir: etkisini koruyabilmek iin, sonucu beklemeden hastaya
bir zm sunmak gerekmektedir; baka bir deyile, tm sylen
kiilerinin kendi yerini bulduu, tm d ekincelerden arnm
bir dzen...
113/8
Aslnda duyular dzeyinde beliren bir durumun, dn-
ceyle kavranabilmesini salamak, bedenin dayanamad aclar
ussal adan kabul edilebilir klmak: zetlersek, saaltmann ie-
rii ite bu. amansal syleribilimin nesnel bir gereklii yan-
stp yanstmamasnn fazla nemi yok; nemli olan, hastann
buna inanmas ve buna inanan bir topluluun yesi olmasdr.
Koruyucu ruhlar, kt cinler, doast canavarlar, byl hay-
vanlar, hepsi yerlilerin evren grn oluturan tutarl bir diz-
geye ilikindirler. Hasta bunlar benimser, daha dorusu bun-
lardan kukulanmay aklna bile getirmez. Benimseyemeyecei
ey, kafasndaki dizgeye yabanc eler, tutarsz ve nedensiz
aclardr. Fakat aman, sylene bavurarak tm bunlar, her-
birinin kendi yerini bulduu bir btne dntrecektir.
Hasta, durumu benimseyip ona uyum salamakla kalmaz,
iyileir de. Bizim toplumlarmzda, hastalara rahatszlk neden-
leri olarak salglar, mikrop ve virsler ne srlse benzer bir
sonuca ulalamayaca aktr. Buna neden olarak, mikroplarn
gerekten varolduunu, canavarlarnsa gerek olmadn syler-
sek bir aykr-sav (paradoks) ileri srmekle sulanabiliriz. Ama
aslnda, hastalk ve mikrop arasndaki iliki, hastann dnsel
yapsnn dnda bir ge, bir neden-sonu ilikisidir. Oysa has-
talk-canavar ilikisi, bilinli ya da bilind olarak, bu yap-
nn kendi rn, yani simgenin simgelenen eye, ya da dilbi-
limcilerin terimleriyle sylersek, gsterenin gsterilene ilikisi-
dir. aman hastasna, dilegetiremedii ve baka hibir biimde
72
dilegetiremeyecei durumlar belirtebilmesi iin zel bir dilye-
tisi sunar. Byle bir szel belirtme dzeyine gei fizyolojik
srecin de zme ulamasna, baka deyile, hastann kafa-
sndaki karmak kesitin yeniden dzene girmesine yol aar.
(Onsuz, bir kargaadan baka birey olamayacak bir deneyimin,
dzenli ve ussal biimde yaanabilmesine olanak verir.)
Bu adan bakldnda amansal saaltma, ada rgensel
hekimlikle ruhzmleyim trnden ruhbilimsel saaltmalar ara-
snda ortayolda yeralr. rgensel bir bozukluun iyiletirilmesin-
de, szn ettiimiz ruhbilimsel saaltmalara ok yakn bir
yntem uygulamas onun zgnlnn gstergesidir. Bunu nasl
olas klabilmektedir? amanlk ve ruhzmleyim arasnda daha
ayrntl bir karlatrma bu noktay somutlatrmamza yar-
dmc olabilir. (Bu kyaslamann amanla kar hibir km-
seyici eilim tamad aktr.)
Her iki yntemle de amalanan, o zamana dek bilind-
nda kalm diren ve atklar bilin dzeyine karmaktr.
Bunlarn bilind kalmalarnn br ruhsal gler tarafndan
bastrlmalarndan kaynaklanmas, ya da doumda olduu
gibi ruhsal olmayan, daha ok rgensel hatta mekanik ni-
telikteki kendi z-doalarndan kaynaklanmas durumu dei-
tirmez. Her iki yntemde de diren ve atklarn zlmesine
yolaan, hastann kendi durumu stne edindii gerek ya da
dzmece bilgiler deildir. Asl nemli olan, bu bilgilerin zgl
bir deneyimi olas klmasdr: atklarn zgrce gelimelerine
ve zme ulamalarna olanak veren bir sre... te yaanan
bu deneyim ruhzmleyimde tepki yinelemesi (abreaction)
adn alr. Bunun balca koulu da, ruhzmleyicinin hastann
atklarna, geiim (transfert)in ikili dzeneiyle katlmdr:
saaltmada yeralan somut bir kii; ya da hastann, o zamana
dek bilinaltnda sakl kalm bir balang durumunu (hasta-
lna yolaan o ilk olay) yeniden kurarak davurduunda, tep-
kilerini ynelttii bir hedef olarak.
Tm bu nitelikler amansal saaltmada da bulunmaktadr.
7
Onda da temel erek bir deneyime yolamaktr. Bu deneyimin
rgenlendii lde de, znenin denetiminin dnda yeralan
dzenekler kendilerini ayarlayarak dzenli bir ileyie ularlar.
Ruhzmleyicinin ikili ilevi aman iin de geerlidir: ilk ilev
ruhzmleyici iin dinleme, aman iin konuma ilevi
hastann bilinciyle dolaysz (ve bilindyla dolayl) bir iliki
kurmaktr, ite duann ilevi de budur. Fakat aman duay oku-
makla kalmaz, onun kahraman da kendisidir. Esir ruhu kur-
tarmak iin doast cinler taburunun bana geip, ekinceli
rgenlerden ieri giren o deil midir? te bu, anlamda, ruh-
zmleyici gibi, o da bir geiim (transfert) nesnesi olur; hastann,
kafasndaki tasarmlar sonucunda rgensel ve ruhsal evren ara-
snda bocalayarak yaad bir atknn gerek kiisi biimine
dnr. Nevrozlu hasta, gerek bir ruhzmleyiciyle atarak
bireysel sylenini zmeye almakta, doum yapan yerli ka-
dn da, sylensel olarak biim deitirmi bir amanla zdele-
erek gerek bir rgensel bozukluun stesinden gelmektedir.
Bu koutluk iki durum arasnda hibir ayrm kalmad
anlamna gelmez. yiletirilmesi amalanan bozukluun, birinde
rgensel brnde ruhsal nitelikte olmas bizi artmamaldr.
Aslnda amansal saaltma, ruhzmlemesiyle tam olarak e-
deerli gibi gzkyor, fakat tm elerin tersine evrilmesi
kouluyla. Her ikisinin de erei bir deneyime yolamaktr; her
ikisi de hastann yaamas ya da yeniden yaamas gereken bir
syleni yeniden kurgulayarak baarya ularlar. Fakat, birinde
hastann gemiinden ald bireysel bir sylen sz konusudur,
dierindeyse hastann devreden ald toplumsal bir sylen.
Ruhzmleyicinin dinlemeyle yetinerek, amanmsa konumay
yeleyerek hazrladklar tepki yinelemesi de, bu durumda
bir tepki zmsemesi (adreaction)ne dnr. Bundan da
te, hasta dzmece eilim ve duygular yaktrd ruhzmle-
yiciyi konuturur; duadaysa aman hastas iin konuur. Ona
sorular sorar ve anlamas gereken durumunu yorumlayan hazr
yantlar sunar:
75
Grme yetim kayboldu, Muu Puklip'in yolunda uyuyakalm;
Bana gelen Muu Puklip'ti, nigapurbalele'mi almak istiyor; Muu
Naryati bana geldi, nigapurbalele'mi sonsuza dek ele geirmek
istiyor... vd. (97-101)
Bununla birlikte, amansal yntemle, ruhzmleyim kura-
mn benimseyen baz yeni saaltma yntemleri karlatrld-
nda, benzerlik daha da somut bir biime brnyor. Zaten,
M. Desoille'm de uyank d stne almasnda belirttii
gibi, ruhsal-sayrl (psiko-patolojik) bozukluklara ancak simgele-
rin dili ulaabilmektedir. M. Desoille, hastalaryla simgeler ara-
clyla konumay yelemektedir, ama yine de bunlar birer
szel eretileme olmaktan teye gemez. Ben b aratrmaya
baladm sralarda, inceleme olana bulamam olduum da-
ha yeni bir almada, Mme Seclaye bu sav daha da teye g-
trr^
0
). yiletirilemez denen bir izofrene uygulad saalt-
mann sonular da, ruhzmleyim ve amanlk ilikisi stne
grlerimizi byk lde dorular. Bu sava gre sylem, ne
denli simgesel olursa olsun, bilincin snrna taklr ve bilin-
dnn derinliklerine gml karmaalara (komplekslere) ancak
edimlerle ulalabilir. Bylece, bir memeden kesilme karma-
asn zmek iin, ruhzmleyici, dzmece bir analk duru-
munu benimsemek, yani bu tutuma aka yknmek yerine,
herbiri bu tutumun simgesel birer esi olan edimlere bavur-
mak durumundadr: rnein hastann yanan ruhzmleyi-
cinin gsne dayamas gibi. Bu trden edimlerin simgesel' yk
bir dilyetisi oluturmalarna olanak verir: aslnda hekim, has-
tasyla sz araclyla deil somut ilemler (operations) yoluyla
iletiim kurar, yani bildirilerini bilindma ulatrabilmek iin,
bilinci hibir engelle karlamadan aan gerek kuttrenlerle
(rituels).
amansal saaltmann anlalabilmesi iin temel bir olgu
olarak grdmz eyletim (manipulation) kavram burda ye-
niden karmza kyor. Fakat, geleneksel tanmnn da geni-
113/8
letilmesi gerekiyor: bu, ister dncelere isterse rgenlere y-
nelik bir eyletim olsun, ana koul simgeler araclyla olumas,
yani gsterenle edeerli ama farkl bir gereklik dzlemine
ilikin, anlaml eler yardmyla ilevini yerine getirmesidir.
Mme Sechaye'in edimleri, izofren olan hastasnn bilind d-
ncelerinde yanklanr, amann ortaya koyduu tasarmlarsa
doum yapan kadnn rgensel ilevlerindeki deiimi belirler.
Duann ilk blmnde anlatld gibi, bu sre balangta
tkaldr. Kurtulu sonlarda gerekleir ve doumdaki gelime-
ler sylenin birbirini izleyen evrelerinde yansmalarn bulur.
Neleganlarn dlyolundan ilk girileri tek sra biiminde olur ve
trman da, geiti aydnlatan grkemli balklarn yardmyla
gerekleir. Sra dne geldiinde (bu, sylenin ikinci fakat
fizyolojik srecin ilk evresine denk der, nk bebein dar
karlmas sz konusudur), ilgi alan balklardan ayaklara ka-
yar: neleganlarn ayakkablar olduu belirtilir (494-496). Muu'
nun evini eleg'eirdiklerinde, artk tek sra biiminde deil
drder drder (388) yrmektedirler ve ak havaya kmak
iin hepsi saf dzenine geerler (248). Kukusnz, sylenin
ayrntlarndaki bu dnmlerin amac edeerli rgensel tep-
kilere yolamak, fakat bunlar hastann bir deneyim biiminde
zmseyebilmesi iin de dlyolunun genilemesindeki gerek
gelimelere denk dmeleri gerekmektedir. te, sylen ve ilem-
ler arasndaki bu uyumu salayan simgesel etkinlik tir. Ayrca,
sylen ve ilemler, hekim ve hastann bulutuu bir ift olutu-
rur. izofreniye ynelik saaltmada, hekim gerekli ilemleri ye-
rine getirir, hasta kendi sylenini retir; amansal saaltmadavsa
syleni sunan hekim, ilemleri uygulayan hastadr.
76
Freud'un iki ayr yazsnda(
21
) yineledii neri benimsen-
diinde, iki yntem arasndaki benzerlik daha da eksiksiz ola-
caktr. Psikoz ve nevrozlarn yapsnn ruhbilimsel terimlerle
tanmlanmas, yerini yakn bir gelecekte fizyolojik hatta bio-
kimyasal bir kavraya brakmaldr. Rulhastas ve salkl in-
sann sinir hcrelerindeki poliniikleotidler arasnda niceliksel
bir farkllama olduunu ortaya koyan sveli bilimadamlarmn
aratrmalar gznne alnrsa(
22
), Freud'un nerisinin sanld-
ndan da yakn bir gelecee ilikin olduu dnlebilir. Bu
trden varsaymlara gre, ruhbilimsel ve amansal saaltmalar
ok daha kesin bir benzerlik kazanacaklardr. Her iki yntemde
de, hasta kendi yaratt ya da d evreden edindii bir syleni
youn biimde yaamaya itilmekte ve yapsal bir yeniden-rgen-
lenime dayal rgensel bir deiim sreci balatlmak istenmek-
tedir. Sz konusu sylenin bilinalt ruhsallk katmanndaki
yaps, bedensel katmanda oluturulmak istenen yapya denk
dmelidir. rgensel sreler, bilind ruhsallk ve bilinli
dnce gibi farkl katmanlarda, farkl gerelerle oluturulan
trde yaplarn birbiri stndeki bu balatm etkisi simgesel
etkinlik dediimiz olgudan baka birey deildir. iirsel ere-
tileme, bu balatm yntemine, daha iyi tannan bir rnektir;
oysa onun allagelen kullanm ruhsal alann snrlarn a-
maz. iirin dnyay deitirmeye de yarayabileceini syleyen
103
Rimbcud'nun sezgi gcn bu adan bir kez daha deerlendir-
mek gerekiyor.
Grld gibi, ruhzmleyimle kyaslanmas, amansal
saaltmann baz ynlerinin daha iyi aydnlanmasna olanak ver-
di. Ruhzmleyimin glgede kalm yanlarnn aydnlatlmas
iin de, amanln incelenmesine bavurulmamas iin bir ne-
den yok. Bunu sylerken, zellikle sylen ve bilind kavram-
larn gznne alyoruz.
Ksacas iki yntem arasnda, nevrozlarn fizyolojik daya-
nann bulgulamasndan sonra, hl bir ayrm noktas kal-
msa bu da sylenin kkenine, yani bireyin kendi daarc-
nda bulunmas ya da toplumsal bir gelenekten alnmas see-
neine ilikindir. Aslnda birok ruhzmleyici, hastann bi-
lincine yansyan ruhsal dizilerin bir sylen oluturduunu onay-
lamay yadsr. Bunlarn; sylensel deil gerek olaylar olduu-
nu, hastann yaamnda ortaya ktklar ann saptanabilece-
ini ve doruluklarnn hastann yaknlar ve bakclarna yne-
lik bir soruturmayla snanabileceim ileri srerler(
23
). Bu olgu-
larn doruluundan biz de kuku duymuyoruz ama, yine de
kendimize sormamz gereken udur: saaltmann iyiletirici de-
eri yalnzca anmsanan durumlarn gereklik niteliine mi ba-
ldr? Yoksa, bu durumlarn sarsc (traumatisant) gc, ortaya
ktklarnda kiinin onlar dorudan doruya sylen biiminde
yaayp byle alglamasndan m gelir? Bir durumun sarsc
gcnn yalnzca kendi znde bulunan ziinlii (intrenseque)
niteliklerinin sonucu olamayaca anlalyor. Asl neden zm-
lenmi bir ruhsal, sremsel ve toplumsal balamda ortaya kan
baz olgularn, nceden varolan bir yap kalb iinde, duyusal
bir kristalleme balatma eilimidir. Olaya ya da olguya oran-
la, bu yaplar daha doru bir deyile, yap yasalar ger-
ekten sreddrlar. Ruh hastasnda, tm ruhsal yaam ve
bunu izleyen tm deneyimler, balang syleninin kaynatrc
etkisi altnda ve tekelci ya da egemen bir yapnn ilevsel ek-
seninde rgenlenir. Aslnda bu yap da, ruh hastasnda baml
78
ve ikincil bir konuma itilen br yaplar da ilkel ya da uygar
her salkl insanda bulunur. te bu yaplarn btn bilind
dediimiz eyi oluturur. Bylece amanlk ve ruhzmleyim
arasndaki son ayrlk noktasnn da silindiini grrz. Bilin-
d. bireysel zelliklerin kargaa iindeki sna ya da her-
birimizi biricik klan tekil bir yknn daarc olmaktan kar
ve bir ilevi belirtmek iin kullandmz bir terime indirgenir:
kukusuz btnyle insana zg, fakat tm insanlar iin geerli
ayn yasalarla ileyen ve aslnda bu yasalarn btnnden baka
birey olmayan simgesel ilev.
Bu bak as benimsendiinde, bilindyla bilinalt ara-
snda da ada ruhbilimin bize rettiinden daha belirgin bir
ayrm yapma gerei ortaya kar. Bilinalt herkesin kendi ya-
am boyunca derledii anlar ve imgeler daarc*, bellein
bir grnm olarak belirir, ve onun srekliliini paylat
oranda snrlamalarn da ierir, nk bilinalt terimi, anlarn
sakl kalmalarna karn herzaman aa kamamalar olgusunu
kapsar. Oysa bilind herzaman botur, daha dorusu mideyle
yiyecekler arasnda ne tr bir iliki varsa, o da imgelere o denli
yabancdr. zel bir ilevin rgeni olarak, itkiler (pulsions),
duygular, tasarmlar, anlar gibi eklemlenmemi eleri yapsal
yasalara balamakla yetinir. Bilinaltn, herkesin kendi kiisel
gemiinin szck daarcn biriktirdii bir szle (lexique)
benzetebiliriz. Bu durumda bu szck daarc, kendimiz iin
de bakalar iin de ancak bilind onu kendi yasalarna gre
rgenledii ve bir syleme (discours) dntrd oranda an-
lam kazanr. Bu yasalar etkinlik gsterdikleri tm koullarda
ve tm bireyler iin zde olduklarna gre de, nceki parag-
rafta ortaya koyduumuz sorun kolayca zlebilir. Szck
daarc yapya gre ikincildir. Sylen, ister kiinin kendisi
(*) Birok eletiriye hedef olan bu tanm, bilinalt ve bilind
terimleri arasnda yaptmz kesin ayrmla yeni bir anlam
kazanr.
79
tarafndan retilsin, isterse topluluun geleneinden alnm ol-
sun sonu deimez; kkenleri bireysel de olsa toplumsal da olsa
(zate her ikisi iie gemitir ve aralarnda karlkl deiim
vardr), ona ileyecei imgesel gerelerden baka birey suna-
maz. Oysa yap deimeden kalr, simgesel ilevi oluturan da
odur.
Bu yaplar herkes iin ve simgesel ilev in uyguland tm
ierikler iin ayn olduklar gibi, sayca da snrldrlar. Bu da
simgesellik evreninin ierik asndan alabildiine eitli, fakat
yasalar asndan snrl olmasnn nedenini anlamamza yardm
eder. Birok dil vardr ama btn diller iin geerli sesbilim
yasalar ok az saydadr. Bilinen sylen ve masallarn derlen-
mesi ciltlere smaz, oysa yk kiilerinin eitlilii ardnda,
herbiri birka temel ilevi yerine getiren az sayda basit tipe
indirgenebilirler. Karmaalara (komplekslere) gelince, bu birey-
sel sylenler de birka basit tipe, ok sayda tekil durumun
dkld birtakm kalplara indirgenmitir.
amann hastasna ruhzmleyim uygulamad savndan
klarak yle bir sonuca varlabilir: bazlarnca rhzmsel
saaltmann anahtar olarak nitelenen, yitik zamann aran,
sylenin bireysel ya da toplumsal kkeninden bamszca tanm-
lanabilecek daha temel bir yntemin (deeri ve sonular km-
senmemesi gereken) bir kipliinden baka birey deildir. n-
k sylensel biim anlatnn ieriinden nce gelir. Hi deilse
bir yerli betiin zmlenmesinin bize gsterdii budur. Fakat
baka bir anlamda, her sylenin bir yitik zaman aray ol-
duu da aktr. amansal yntemin bu ada biimi yani ruh-
zmleyim de zel niteliklerini, makine uygarlnda sylensel
zamana bireyin dnda yer kalmam olmas olgusundan alr.
Ruhzmleyim bu saptamada hem kendi geerliliinin kantn,
hem de kuramsal temellerinin derinletirilmesi umudunu bula-
bilir; ve de kendi etkinliinin dzeneini daha iyi anlamak iin
yntem ve amalarn karlatrabilecei byk nclerini: a-
manlar, bycler...
.80
Y A P I ve E Y T M(
24
)
Lang'dan Malinowski'ye kadar, arada Durkheim, Levy-
Bruhl ve Van der Leeuw' de sayarsak sylen ve kuttrensel
dizge (rituel) arasndaki ilikilerle ilgilenen birok toplumbilimci
ve budunbilimci bu ilikileri artk-bilgi (redondance) olarak ta-
sarladlar. Bazlar, her sylende onun temelini oluturan bir
kuttrenin dngsel (ideolojik) yansmasn grdler. Daha
bakalar, ilikiyi tersine evirip, kuttreni sylenin hareketli
sahneler biiminde grntlenmesi olarak ele aldlar. Her iki
durumda da sylen ve kuttren arasnda dzenli bir ilinti,
baka deyile bir trdelik varsayld: asl ya da kopya nitelii
ilerinden hangisine verilirse verilsin, sylen ve kuttren, biri
eylem alannda, br kavram alannda birbirlerini yeniden re-
tirler. Yine de yant bekleyen bir sorun kalyor: neden her sylen
bir kuttrene, her kuttren bir sylene denk dmyor? Neden
bu trdelik ancak ok snrl birka durumda kantlanabiliyor?
Sonu olarak, bu garip, iki katl niteliin (duplication) anlam
nedir?
Bu yazda, sz konusu trdeliin herzaman bulunmadn;
bulunduu zaman da, sylenle kuttren arasnda ve kuttrenie-
rin kendi aralarnda daha genel bir bantnn zel bir gr-
nm olarak nitelenebileceini, somut bir rnee dayanarak
gstermeye alacam. Bu bant, grnte farkl kuttren-
ler, ya da belirli bir sylenle belirli bir kuttrenin eleri ara-
snda terim terime bir ilintiyi ierir; ama bu ilinti bir trdelik
81/6
olarak ele alnamaz. Tarttmz rnekte, bu ilintiyi kurabil-
mek iin bir dizi ncl ilem gerekli olacaktr: belki de, yukarda
deindiimiz ikilemenin (duplication) nedeni saylabilecek de-
iimler ya da deitirimler (permutations)... Eer bu varsa-
ym doruysa, sylenle kuttren arasndaki ilikiyi bir eit
'mekanik' nedensellikte aramay brakp, banty eytiim d-
zeyinde kurmak gerekecektir. Bunun nkoulu da herbirini ya-
psal elerine indirgemektir.
Byle bir kantlama tasarmnn, Roman J akobson'un yn-
temine ve yaptlarna sayg nitelii tayacana inanyorum.
Kendisi de, birok almasnda sylenbilim ve halkbilimle il-
gilenmitir^
3
). Ayrca, izlediim yntemin, baka bir alana, yine
J akobson'un adn artran, yapsal dilbilim alanna bir a-
lm ierdii de aktr. stelik, o da yapsal zmlemeyle ey-
tiimsel yntem arasndaki yakn ilikiye zel bir nem verir.
Tarihsel Sesbilim lkeleri adl tannm yaptn yle so-
nulandrr: Dural (statique) ve devingen (dynamique) arasn-
daki ba, dil dncesini belirleyen en temel eytiimsel kart-
lklardan biridir. Yap ve eytiimsel dnce arasndaki kar-
lkl balam derinletirmeye alarak, ben de onun izmi,
olduu yollardan birini izlemekten baka birey yapm olmu-
yorum.
82
Toy bir olan(
26
), hastalar iyiletirebilmesine olanak veren
byl bir gce sahip olduunu farkeder. Onun artan nn
kskanan yal bir byc, karsyla birlikte ona birok kez
konuk gider. Kendi rettiklerine karlk hibir giz elde ede-
meyince, fkelenerek olana byl otlarla doldurduu piposu-
nu armaan eder. Bylece bylenen ocuk, gebe kaldn
anlar. Utan iinde kyn terkederek, yrtc hayvanlar ara-
snda lm beklemeye koyulur. Ama bunlar, mutsuzluuna
acyarak onu iyiletirmeye karar verirler; bedeninden dlt
karrlar ve ona byl glerini alarlar. Bu gcn yard-
myla, kyne dnerek kt bycy ldrr ve kendisi de
nl ve saygn bir saaltc olur.
Bu sylenin metnini zenle zmlediimizde, birok kar-
tlktan oluan bir dizinin ekseninde kurulu olduunu gr-
rz:
1 erikin finitie) aman/erikin olmayan aman; ya da do-
utan veya sonradan edinilmi g arasndaki kartlk;
2) ocuk/yal; nk sylen, kiilerin yal ya da gen
olmalar stne vurgulama yapmaktadr;
3) cinsiyetlerin karm/cinsiyetlerin ayrm; Pawneelerin
fiziktesi dncesi tmyle u noktaya dayanmaktadr: evrenin
kkeninde kart eler birbirine karm olarak bulunuyordu
ve tanrlarn balca ii bunlar ayrmak oldu. Yukardaki sy-
lende anlatlan ocuk da cinsiyetsizdir, daha dorusu diilik
83
ve erillik onda birbirine karmtr. Yal adamdaysa ayrm
dnsz biimdedir; bu nokta, sylende u kartln ortaya
konmasyla aka belirtilmitir: byc ve karsnn oluturdu-
u ift, ve buna kart olarak, diilii ve erillii kendinde ba-
rndran (gebe adam imgesi) gen olann yalnzl;
4) ocuun dourtkanl (erdenliine kar n)/ yal adamn
ksrl (evliliinin srekli olarak vurgulanmasna karn);
5) oulun baba tarafndan dllenmesinin tersine evrile-
mez ilintisi, ayn biimdeki bir baka bantya kart olarak
verilmitir: babann, kendi retilerine karlk hibir gizini ak-
lamayan (aslnda aklanacak bir gizi de yoktur) oluna kar
c alma istei;
6) bitkisel by (gerek by: bunun araclyla yal adam
ocuu dller fakat bu by iyiletirilebilir) / hayvansal k-
kenli by (simgesel: kafatasna ynelik ilemler; bunun aracl-
yla ocuk yal bycy ldrr hibir dirilme olasl
yoktur) arasndaki l kartlk.
7) bu iki tr byden biri sokma dieri karmayla i-
grr.
Kartlklardan oluan bu kurgu, sylenin ayrntlarna
da yansr. Hayvanlarn, olana kar acma duygularna kapl-
malarnn metinde aklanan iki nedeni vardr: ocuk, erkek
ve kadn niteliklerini birarada barndrmaktadr; bu bileim de
bedeninin zayflyla (gnlerdir birey yememitir) karnnn,
ikinlii (gebelik) arasndaki kartlkta somutlar. Ona dk
yaptrabilmek iin, otyiyenler kemikleri kusarlar, etyiyenler de
etleri karrlar (l kartlk). Sonu olarak, olan karnndaki
ilikten lme tehlikesi geirirse de (89 numaral deikede d-
lt yerini kilden yaplma bir top alr, bu top ierek, kar-
nna girdii kimseyi atlatp ldrecektir), byc, karn kasl-
mas sonucu gerekten lr.(
27
)
Asl vurgulamak istediim, sorunun baka bir yn: gebe
olan syleni hangi Pav/nee kuttrenine denk dmektedir? lk
bakta hibirine... Sylenin, nesiller aras kartl vurgulama-
84
sna karn, Pawneelerde ya gruplarna dayal amansal der-
nekler bulunmaz. Bu derneklere girebilme koullar da snama
ve dentilere bal deildir. Murie'nin tanklna gre, onlarda,
byc olmann geleneksel yolu, bycnn lmnden sonra
yerini rencisine brakmasdr.(
28
)* Fakat ele aldmz sylen,
buna kart olarak, doutan edinilmi g kavramna da-
yanmaktadr: yal byc, kendi yerini almasn istemedii bu
ocukta, kendi retisinden bamsz olarak varolan bu do-
utan gce kar koymaktadr.
Pawnee syleninin, ayn topluluun kuttrensel dizgesine
bantl ya da kart bir dizgeyi yansttn syleyebilir miyiz?
Byle bir sav ancak bir lde doru^olabilir, nk kartlk
ayrc bir nitelik tamamaktadr; daha ak olarak sylersek,
- burda kartlk kavram bulgulamaya katkda bulunmamakta-
dr: ancak sylen ve kuttren arasndaki baz farkllklar or-
taya koyabilmekte, fakat br eleri aklanmadan brakmak-
tadr; zellikle de, ele aldmz sylenler kmesinde baat bir
konumda olduunu kabul ettiimiz gebe olan sylenini gzard
etmektedir.
Buna karlk, Pawneelerinkiyle deil de, A.B.D. yaylala-
rnda yaayan baka kabilelerin, bakk ve kart kuttrensel
dizgeleriyle karlatrdmzda sylenin tm eleri yerini bu-
lur. Bu kabileler, amansal derneklerini ve bunlara katlma ku-
rallarn Pawneelere ters orantl biimde tasarlamaktadrlar.
Lowie'nin deyiiyle Pawneeler, ya dizileri dndaki en ge-
likin dernekler dizgesini kurmu olmalaryla br kabilelerden
ayrlrlar (
29
)*. Bu adan, hem Blackjoot\ara, hem de br
tipin en ar rneklerini ortaya koyan Mandan ve Hidatsa ka-
bilelerine kart dmektedirler. Mandan ve Hidatsalarm bu ku-
rallara ball yalnzca ekinsel deil, Arikaralar araclyla,
corafya ve tarih balarna da dayanmaktadr. Arikaralarmsa,
(*) Franszca metinde, alnt ngilizce olarak braklmtr.
85
(sz konusu sylenlerin derlendii) Skidi Pawneelerden ayrl-
mas XVI I I . yy.m ilk yarsndan daha eskiye gitmez.
Bu kabilelerde, dernekler ya gruplarna gre oluur. Bu
gruplarn birinden brne gei, bir satnalma ilemiyle ger-
ekleir. Satc ve alc arasndaki bant, baba-oul bants
gibi tasarlanmtr. Ayrca, aday bavurduunda kars da ona
elik eder ve szlemenin temel esi, oulun babaya kadn
sunmasdr. Bu sunuyu da, herzaman bir dlleme edimi ola-
rak tasarlanan gerek ya da simgesel bir cinsel birleme izler.
Grld gibi, sylen asndan daha nce, zmlediimiz
kartlklarn tmn burda da buluyoruz; fakat herbirine biilen
deer tersyz edilmi olarak: erikin/erikin olmayan, genlik/
yahlk, cinsiyetlerin karm/cinsiyetlerin ayrm, vd... Ger-
ekten de, Mandan-Hidatsa ve Blackfoot kuttrenlerinde,
oula kars elik eder, tpk Pawnee syleninde babaya
karsnn elik etmesi gibi. Fakat kadn, sylede sradan bir
oyuncuyken, bu kuttrenlerde baroldedir: baba tarafndan
dllenip oulu dourarak, sylenin olana ykledii ifte
cinsiyetlilik niteliini kendinde zmler. Baka bir deyile, an-
lambilimsel deerler ayn kalmakla birlikte, dayandklar sim-
gelere oranla bir basamaklk bir deitirime urarlar. Her iki
dizgede de, dlleyici ilevinin hangi terimleri yklendiini bu
adan karlatrmak ilgin olacaktr: Pawnee syleninde, ba-
ba ve kars tarafndan oul a verilen pipo, blackfoot kut-
trenindeyse, babann oulunun karsna verdii, bunun da
oula aktard yaban algam. Oysa, ii bo bir tp bii-
mindeki pipo gkle dnyann orta katman arasnda bir arac
ilevi grr; yani Yaylalarn sylenbiliminde yaban algamna
yklenen ilevin tersyz edilmi ve bakk biimi. Star hus-
band ad verilen sylen demetinin birok deikesinde, al-
gam her iki dnya arasnda kilit ilevi gren iidolu bir yumak
biiminde tasarlanr. Konumlar tersyz edildiinde, elerin
gstergeleri de deimektedir. (Bildiim kadaryla, eski in
sylenbilimindeki benzerlerine hi deinilmemi olan) olaan-
86
st ilginlikteki Hidatsa kuttreni de Pawnee syleniyle uyuum
iindedir. Bu kuttrende, kadnlar, st kapak yerine kurutulmu
etle kapatlm bir f iinde sunulur: et sunusu byl gc elle-
rinde bulunduran, dlleyici babalara yaplmaktadr, oysa Paw-
nee syleninde, sunu, babaya kart bir ilev gren (dlleme
yerine dk yaptrma) byl hayvanlara yaplr. Fakat ilk du-
rumda et, bir kap olarak (st etle kapatlm f) sunulur-
ken, dierinde, kapsam olarak (torbaya doldurulmu et) su-
nulduu belirtilir. Bu koutluklar incelemeyi srdrrsek, hep-
sinin bizi ayn sonuca gtrdn grrz: Pawnee syleni,
kendi kabilesinde geerli olanla deil de, orada uygulanmayan,
kendininkine tmyle kart bir kuttrensel rgenlenimi olan
komu kabilelerinkiyle ters orantl bir kuttrensel dizge ortaya
koyar. Ayrca, iki dizge arasndaki bant iki ezginin ak-
masn andrr: birinin ykseldii noktada dieri alalmaya ba-
lar.
113/8
Bir Pawnee sylenini baka bir kabilenin kuttrensel diz-
gesiyle kartlk ve bantlaryla ele aldk. Ayn tipte fakat
daha karmak dzeyde bir ilikinin, ayn sylenle yalnzca
Pavvneelere zg olmasa bile onlar arasnda ayrntl biimde
aratrlm bir kuttren (hako) arasndaki ilikinin ortaya
konmas zellikle ilgi ekicidir(
;;0
).
Hako iki topluluk arasnda bir balama kuttrenidir. Top-
lumsal yap iindeki konumu duraan olan Pawnee dernekle-
rinden farkl olarak, sz konusu topluluklar birbirlerini zgrce
seebilmektedirler. Yine de byle davranarak, ky kabilelerin-
deki ardk ya snflar arasndaki banty belirleyen baba/
oul bantsna baml kalmaktadrlar. Hocart'n aklkla
gsterdii gibi, Hako'nun dayand baba-oul bants
babasoyu ve anasoyu arasndaki evlilik bantsnn bir deiti-
rimi olarak kabul edilebilir. Baka deyile, gebe olan syleni,
bir st ya snfna ykselmeyle ilgili Mandan ve Hidatsa kut-
trenseli ve Hako, ortak yasalar baba/oul ve kadn/erkek
kartlklarnn edeerlilii olan deitirim kmelerini yanstr-
lar. Ben de bu denklemin crow-omaha denen akrabalk dizge-
sini belirleyen niteliklere dayal olduunu benimsemeye hazrm.
Bu dizgede balak topluluklar arasndaki bantlar, yal ve
gen kuaklar arasndaki bantlar olarak biimselletirilmitir.
Fakat sorunun bu yann daha fazla gelitirmeye yazmzn kap-
sam elverili deil.
88
Yalnzca kuttrenin son evrelerini incelemekle yetinece-
ime
31
). Bunlar kuttrenin en kutsal nitelie brnm evre-
leridir ve gebe olan syleniyle ilgi ekici bir dizi benzeim
ortaya koyarlar. Babann topluluu oulun kyne gelir; sim-
gesel olarak kk bir ocuu karr (Bunun kz ya da olan
olmas nemli deildir, yani cinsiyetsizdir, daha dorusu cin-
siyeti belirtilmemitir); onu, gksel evrenin en yce tanrs Ti-
rawa'yla zdeletirmek iin yala ovarak kutsar. Daha sonra
ocuk, bacaklar nden dar kacak biimde, bir rtye sa-
rlp kaldrlr ve bu durumda dnyayla simgesel bir cinsel
birleme iin erkeklik rgenini (fallus) andracak biimde kpr-
datlr. Dnya, yere izilen bir daireyle simgeletirilmektedir ve
bu dairenin iine, bir yumurta gibi, sarasma kuunun decei
varsaylmaktadr. Bilgiyi veren yerli, ocuun ayaklarnn dai-
renin iine sokulmas, yeni bir canlya hayat vermek anlamn
tar diye yorumlar(
3
-).* Sonunda daire silinir, ocuk da ya-
larndan temizlenir ve arkadalaryla oynamaya gnderilir.
Bu ilemlerin, gebe olan syleninin elerinin bir dei-
tirimi olarak ele alnabilecei aktr. Her iki durumda da
yk-kiisiyle kar karyayz:
sylen dizisi: oul baba (koca) babann kars
kuttren dizisi: oul baba ocuk
(karnn (kocann (oulun deitirimi)
deitirimi) deitirimi)
Her iki dizide de cinsiyetleri asndan iki yk-kiisi belirli,,
biri belirsizdir (oul ya da ocuk)
Sylen dizisinde, oula ilikin belirti yokluu, onun yar
kadn yar erkek olmasna olanak verir; kuttren dizisinde, b-
tnyle erkek (simgesel cinsel birlemenin znesi) ve btnyle
(*) Franszca metinde, alnt ngilizce olarak braklmtr.
113/8
kadndr (bir yuvay simgeleyen bir dairenin iinde bir
yumurtay simgeleyen bir yuva dourur).
Hako'nun tm simgesellii ocuk teriminin ifte grnm-
l ilevi araclyla babann oulu dllemesini ierir, sylende
byc ve kars iftinin iki grnml ilevi ocuu dller;
ky kabilelerinin kuttrenselinde, baba oulu, oulun karsnn
iki grnml ilevi araclyla dller. yk-kiisinin cinsiye-
tine ilikin bu anlam belirsizlii, balam iinde srekli vur-
gulann-; bu adan, u karlatrmalar yaplabilir: ayaklar r-
tnn dna kan ocuk (Hako), karn ien erkek ocuk (Paw-
nee syleni), aznda kpren bir algam tutan kadn (Black-
foot syleni).
Baka bir almada*/'
3
), sylenin cinsel rnekesinin (yani
ona yapsn vererek ortaya kmasna olanak veren rneke-
nin), er simgeli drt ilevin uygulanmasn kapsadm gs-
termeye almtm; burdaysa, yal/gen, eril/dii, ifte kar-
tl, sz konusu drt ilevi belirler: baba, ana, oul, kz. Gebe
olan syleninde, baba ve ana ayr simgelerle belirlenmilerdir
ve oul/kz ilevleri nc simgede (ocuk) birbirlerine kar-
mtr. Mandan-Hidatsa kuttrenselinde baba ve oul ayr sim-
gelerle belirlenmilerdir, oulun karsysa, ana/kz ilevlerine
dayanak grevi grr. Hako'nun durumuysa daha da karma-
ktr; yine simgeyle snrl kalnmakla birlikte, yeni bir
kii devreye girer: oulun ocuu (olan ya da kz); fakat bu
ilevlerin simgelere uygulanmas, simgelerin kusursuz biimde
iki eye blnmesini zorunlu klar. Daha nce grdmz
gibi, baba ayn zamanda baba ve anadr, oul ayn zamanda
oul ve kzdr, ve ocuk dier iki simge araclyla, u iki
ilevden birini alr: dlleyen zne (baba), dllenen nesne (kz).
Simgeler aras ilevlerin bu karmak denklemi bir dizgeyi ni-
teler, bu da evlilie ilikin dizge iinde karlkll ar-
tran tek dizgedir: her durumda da ama evlenmedir, fakat
birincisinde bu yadsnr, ikincisinde istenmektedir, ancak n-
c dizgede uzlama salanr.
91
Sylen ve kuttrensel arasndaki eytiimsel bant, bu ya-
zda girimemize olanak bulunmayan yapsal incelemeleri ge-
rekli klar; bu konuda okuyucuya daha nce szn ettiimiz
almay nermekle yetiniyoruz(
3;
). Fakat, bu banty an-
layabilmek iin, sylen ve kuttreni, yalnzca ayn toplum iinde
deil komu toplumlarn inan ve davranlaryla karlatr-
mal olarak ele almak gerektiini gsterebilmi olduumuzu
umut ediyoruz. Eer belirli bir Pawee sylen kmesi, yalnzca
ayn kabileye deil, dier topluluklara ilikin kuttrensel e-
lerin de deitirimi niteliini tayorsa, bu biimsel bir zm-
lemeyle yetinilemeyeceinin gstergesidir. Biimsel zmleme
aratrmann balang evresini oluturur; corafya zellikleriyle
ilgili ya da tarihsel sorunlarn, allagelenden daha kesin terim-
lerle ortaya konmasna olanak verdii lde de verimli olabilir.
Yapsal eytiim tarihsel gerekircilikle elimez, tersine onu ge-
rekli klar ve ona yeni bir gere sunar. Corafi konumlar a-
sndan komu dilbilimsel alanlar arasndaki karlkl etkileim
olaylarnn yapsal zmleme kapsamnn dnda braklama-
yaca, Meillet ve Troubetskoy'la birlikte J akobson tarafndan
da birok almada kantlanmtr: bu, nl dilbilimsel ya-
knlklar kuramdr. Ben de bu kuram baka bir alana uygu-
layarak ona alakgnll bir katkda bulunmaya altm; yakn-
ln yalnzca, yapsal zelliklerin kendi kk-alanlarnn dna
yaylmalar ya da bu yaylmaya kar diren olgusuyla snrla-
nmayaca n vurguladm. Yaknlk, karsav (antitez) yoluyla
da ortaya kabilir ve tepki, are, zr hatta pimanlk nitelik-
leri gsteren yaplar dourabilir. Grlyor ki dilbilimde ol-
duu gibi sylenbilimde de, biimsel zmleme kanlmaz ola-
rak anlam sorununu gndeme getirir.
113/8
NOTLAR*
(1) Le sorcier et sa Magie balyla, ilk kez <Les Temps Mo-
demes dergisinin 41. saysnda (1949) yaynlanmtr; Ant-
ropologie Structurale de s. 183-203
(2) W. B. Cannon, Voodoo Death, American Anthropologist,
cilt 44
(3) C. Lvi-Strauss, Tristes Tropiques, XXI X. kesit
(4) M. C. Stevenson, The Zuni indians
(5) Franz Boas, The Religion of Kvvakiutl, Columbia Univer-
sity Contributions to Anthropclogy, cilt X, blm I I , s. 1-41
(6) D. Demetracopoulou, Some indian Texts Dealing with the
Supernatural
(7) Simgesel Etkinlik, bkz. bu kitapta, s. 58
(8) Byc ve psikopat arasnda kurduum yaknln, ok basite
indirgenmi bir olgu olduunu vurgulayan Michel Leiris'in
eletirileri stne dncemi, Marcel Mauss'un yaptna yaz-
dm giri yazsnda somutlatrdm: (Marcel Mauss, Socio-
logie et Athropologie, s. XVI I I . den XXI I I 'e kadar olan b-
lm.)
(9) Raymond de Saussure'e ithaf edilen bu yaz, L'Efficacite
Symbolique balyla, Revue de l'Historie dcs Religions adl
derginin 135. cilt, say l.'de (1949) yaynlanmtr (s. 5-27)
(10) M. Hollmer ve H. Wassen, Mu-igala or the Way of Muu, A
Medicine Song from the Cuas of Panama.
(11) E. Nordenskild, An Historical and Ethnological Survey of
(*) Daha ayrntl kaynaka iin bkz. s. 152
92
the Cuna indians (yaymlayan H. Wassen, Comparative
Ethnographical Studies, X, s. 80)
<12) Agy. s. 360; Hollmer-Wassen, s. 78-79
<13) Hollmer-Wassen, s. 38
(14) E. Nordenskild, S. 364
<15) Claude Levi-Strauss yerli dilindeki bu dizeleri metnin iin-
de verir. eviride, bunlar dipnot olarak vermeyi daha uy-
gun grdm (.N.)
sibigua molul arkaali
blanca tela abriendo
sibugua molul akinnali
blanca tela extendiendo
sibugua molul abalese tuapurua. ekuanali
blanca tela centro feto cear haciendo
E. Nordenskild, s. 607-608; Hollmer-Wassen, s. 38).
<16) Hollmer-Wassen, s. 65-66
<17) Agy. s. 45, n. 219; s. 57, n. 539
(18) Soru iaretleri betii franszcaya eviren tarafndan konmu-
tur; nuspane szc, genellikle erkeklik rgeni (penis) an-
lamnda kullanlr (bkz. agy. s. 47, 57, 82)
<19) Agy. s. 85
(20) M. A. Sechaye, La Realisation Symboliaue.
(21) S. Freud, Au-del du Principe de Plaisir, s. 79 ve Nouvelles
Conferences, s. 198
(22) De Casperson ve Hyden, Karolinska Enstits, Stokholm
(23) Marie Bonaparte, Notes on the Analytical Discovery of a
Primal Scene. cilt I
<24) Structure et Dialecticue balyla, ilk kez, For Roman J a-
kobson, Essays on the Occasion of his Sixtieth Brithday ad-
l kitapta yaymlanmtr (Lahey, 1956), s. 289-294; Anthro-
pologie Structurale, s. 257-266
(25) Burada, Standard Dictionnary of Folklore, cilt I de yaynlanan
Slav Folkloru stne yazlarn ve Rus Peri Masallar stne
deerli yorumlarn hatrlatmakla yetineceim.
<26) G. A. Dorsey'in, Kuzey Amerika yaylalarnda yayan Paw-
nee yerlilerinin sylenbilimiyle ilgili yaptnda, amansal g-
cn kkenini aklayan, 77 den 116 ya kadar numaralanm bin
dizi sylen bulunmaktadr. Bu sylenlerde, bir izlein sk sk
yinelendiini gryoruz (77, 86, 89, vd. numaralar). Kolayca
93
ayrdedilebilmesi iin, bu izlee gebe olan adn vereceim.
Bu yazda temel aldmz 77 numaral deikedir.
(27) br deikeleri ele alan bu paragraf, yaznn akcln ko-
laylatrmak amacyla dipnot olarak veriyorum (N.): 86
numaral deike, bu kartlklarn belli ballarn koruyup
onlara yenilerini de ekler: katil, kurbann -kartal ve aa-
kakan kemikleri toplatma gerekesiyle- bir ipin ucunda, yeral-
t dnyasna (byl memeli hayvanlar lkesine) indirir.
Yani sz konusu olan, biri gksel evrene br frtnaya ili-
kin iki ku trdr. Dnyay kavramaya yarayan dizgenin
bylesine tersine evriliini, etyiyen/otyiyen kartlnn ye-
niden dzenlenmesi izler (77 numaral deikenin dz dizge-
si): bu kez etyiyenler dtn kemikleriyle, otyiyenlerse ka-
nyla ilgilenirler. Bylece, sylenin ieriinin yapsal, zm-
lemesiyle ne elde edilebilecei grlmektedir: cebiri andran
ilemlerle bir deikeden brne gemeyi olas klan deiim
kurallar...
(28) J . R. Murie, Pawnee Societies Aithrcpology Papcrs of the
American Mutum of Natural History, cilt XI , blm VI I ,
1914, s. 603
(29) R. H. Lowie, Plains-indian Age-Socicties (a.y. cilt XI , b-
lm XI I I , 1916, S. 890)
(30) A. C. Fletcher veJ . R. Murie, The Hako: A Pawnee Ceremony
(31) A. M. Hocart, Coveraants, The Life Giving Myth
(32) Fletcher'in kesitlemesine gre 16. ve 19. kesitler
(33) Structure des Mythes, Anthropalojic Struciurale, s. 227-255
Bu yaznn Fatma Akerson taraf ndan yaplan Trke evi-
risi, Felsefe Arkivi, 1975 (19), s. 153-180 de yaynlanmtr.
48
kinci Blm
NSAN ve SYLENLER
Y A P I S A L C I L I K ve E V R E B L M *
Otuz yllk bir ayrlktan sonra Barnard College's dnmek
ve bylece eski dekan Virginia Gildersleeve'i de yeniden anma
olanan bulmak gerekten byk bir mutluluk. Sava sra-
snda New Y ork'a sndm srada, bana yaz dersleri vermemi
nermesinden dolay teekkr etmek iin onu grmeye gittiim
zaman, beni nasl dosta karladn hl anmsyorum. Bu
beklenmedik neriyi, yine saygyla anmak istediim Gladys A.
Riclard'n salk vermesiyle almtm. Ayn zamanda byk bir
budunbilimci olan bu stn nitelikli hanm otuz yldan fazla
bir sre boyunca Barnard'da ders vermiti. New York Dilbilim
evresinin kurulu toplantlarnda karlamtk. Ayrca dostla-
rn ve alma arkadalarn evinde de sk sk arlard. Ba-
yapt saylabilecek Novaho Religion'u szn ettiim dnemde
yazmt. Bu kitaptaki yapsal yaklamda Roman J akobson ve
benimle yapt dosta tartmalarn belki bir lde katks
olmutur; o da nsznde bu tartmalara deinir.
Barnard'a ilk dersimi vermeye geldiimde duyduum r-
knty hi unutmayacam. Aslnda bir sredir Ne vs School
for Social Research'tc retim yelii yapyordum ama bu hi
de ayn ey deildi. New School'da dersler gece yaplyordu,
(*) Claude Levi-Strauss'un 28 Mart 1872'de, Barnard College'de
yapt konuma (Barnard Alumnae, Spring 1972, s. 6-14)
(.N.)
97/7
ayrca renciler genellikle ig sahibi yetikin kimselerdi ve-
bilgilerini tazelemek ya da uzmanlamak iin geliyorlard. s-
telik ounluu, ngilizcesi benimkinden pek de parlak olmayan
yabanclarn ya da sonradan olma Amerikallarn oluturduunu
da eklemem gerekiyor. Barnard'daysa kurumlam bir Ameri-
kan niversitesinin bnyesine ilk kez kabul edilmi bulunuyor-
dum ve bunun rktc nemi, Boas'm burda uzun sre ders
vermi olmasyla gzmde daha da artyordu. Hatta Boas'm
verdii btn dersler iinde Barnard'da vermi olduklarn ye-
ledii sylenir. Nambikwara yerlilerinden sz etmek iin snfa
girdiimde, duyduum rknt tam bir panik biimini almaya
balad: kz rencilerin ou, not tutmak yerine yn rmeye
koyuldular ve sylediklerime, daha dorusu yarm yamalak n-
gilizcemle sylemeye altm eylere btnyle ilgisiz g-
zkerek dersin sonuna kadar rglerini srdrdler. Anladm
kadaryla yine de dersi izlemi olmalydlar, nk ilerinden
biri (hl gzmn nnde, ince, zarif, meli kvrck ksa
salyd ve mavi bir elbise giymiti) ders bitiminde yanma gelip
anlattklarmn ok ilgin olabileceini fakat hereyden nce n-
gilizce desert ve dessert* szcklerinin ayn biimde vurgulana-
mayacan bilmem gerektiini syledi; ne syleyeceimi ar-
mtm. Bu any anlatmamn tek nedeni Barnard'da gemi
olmas deil, baka bir olguyu da gstermesi: demek ki bu
dnemde de evrebilimle ilgileniyordum, fakat bunu, dilbilimsel
adan da olsa yllar sonra dncenin ileyiinin yapsal ku-
rallarn ortaya koymak iin yararlanacam yemek piirme
sanatyla kartryordum. Bugnk konum da Yapsalclk ve
evrebilim olduuna gre, dilerseniz yle balayaym; bu
eski rencimin unutamadm uyars bizi konunun en canalc
yerine, gtryor.
(*) Desert: l, dessert: yemek stne yenen yemi, tatl gibi ey-
ler. (.N.)
99 113/8
eyrek yzyl akn bir sredir uygulayageldiim yapsal
aratrmalar, zellikle Anglo-Sakson lkelerde, diincecilik
(idealisme) ya da ussalclk (mentalisme) olarak damgaland.
Hegelci olduum bile sylendi; bana gre ussal yaplarn ekini
belirledii hatta onunla zde olduu ileri srld. Baz ele-
tirmenler insan dncesinin yapsn bulgulama savnda oldu-
umu yazdlar ve bunu biraz da alayla Lvi-Straussu Tmeller
diye adlandrdlar. Bu varsayma gre insan dncesinin or-
taya kp ilerlik kazand ekinsel balam ikinci planda b-
raklmt.
Eer bu yorum doruysa, neden niversite renimim so-
nucu bulunduum felsefeci konumunda kalmadm ve budun-
bilimci olmay setiim sorulabilir; ve almalarmda en ince
budunbetimsel ayrntlara neden byle nemle eildiim, ayn
ekilde, her ekin tarafndan bilinen hayvan ve bitkilerin ayr
ayr saptanmasyla, bunlarla ilgili teknik kullanmlarn snf-
landrlmasyla, eer yenilebilir trdenseler halama, atete
kzartma, kzde kzartma, yada kzartma, kurutma, isle piir-
me gibi piirilme biimleriyle neden bu kadar ilgilendiim
merak edilebilir. Aslnda bu son yllarda, yerli betiklerin sz
ettii yldzlar ve yldz kmelerini saptayabilmek iin, eitli
enlemleri ele alan birok gk haritasyla, yerbilim, corafya,
meteoroloji, bitkibilim, memeli hayvanlar bilimi (mammaloji),
kubilim kitaplaryla kuatlm olarak altm.
Her aratrmann balangcnda, bu somut verilere egemen
olma zorunluluu, srekli yinelediim u nedenlere dayanr:
hi bir genel ilke, hi bir tmden-gelimsel aklyrtme bize
herhangi bir insan topluluunun olumsal (contingent) tarihini
nceden yarglama hakkn vermez; ne evresinin kendine zg
elerini, ne de bu topluluklardan herbirinin kendi tarihsel
zelliklerine, yerleiminin saysz esi arasndan u ya da bu
eye verdii anlam nceden kestirilemez.
nsanbilimin hereyden nce grgl (ampirik) bir bilim
olduu aktr; her ekin bizi ancak somut ve ayrntl gzlemler
sonucunda betimleyebileceimiz yepyeni bir durumla kar kar-
ya getirir. Yalnzca olaylar deil, farkl ekinlerin hayvanlar,
bitkileri, gksel cisimleri ya da baka doal grngleri hangi
ilkelere gre seip anlamlandrdn ve snrl bir eler bt-
nnden nasl bir dizge oluturduunu bize yalnzca gzlem
retebilir. Eer aym eler birka yerde birden bulunuyorsa,
onlara farkl anlamlar verilebilecei, ayn ya da farkl anlamlar
verilen daha baka zelliklerin de seilebilecei aktr. Orta-
mn baz zellikleri anlaml kabul edilip ayrt edilebilir, fakat
bunlarn hangileri olduu ve amalan nceden belirlenemez.
Dahas, her evrebilimsel ortam ylesine zengin, karmak ve
farkllam bir grnm ortaya koyar ki, yalnzca onu olu-
turan saysz eden birka dizge iinde yerini alr ve bu
durum, hibiri btn toplumlar ve btn uygarlklar iin bir-
rnek olmayan ok sayda baka dizgenin olumasn engelle-
mez.
Demek ki balangta, yalnzca gzlemin zebilecei say-
maca bir unsurla karlarz. Oysa, ne denli saymaca grnrse
grnsn, eleri ayr ayr incelendiinde, bir btn olarak
ele alnan her dizge tutarldr. Yabanl Diincee yazm
olduum gibi*, bir snflandrmann ilkeleri hibir zaman pos-
tula olarak ortaya konamaz, yalnzca budunbilimsel sorutur-
(*) Penste Sauvage s. 79 (.N.)
100
mayla, yani deney sonrasnda ortaya kartlabilir. Bir snf-
landrma dizgesinin tutarlln snamak sz konusu olduunda,
baka trde bir aklamaya bavurmak, yani insan dncesinin
yasalarn saptamak gerekir. Bu yasalar simgelerin oluum, bir-
birleriyle kartlk ve eklemlenme biimlerini belirlerler. Dtan
gelen evrebilimsel etkileri edilgin biimde yanstmakla yetinen
esnek bir anlk, ya da her topluluun kendine zg tarihsel
gemi ve oluumuna, doal ve toplumsal evresinin somut
zelliklerine kaytsz, yalnzca doutan ve evrensel ussal ya-
salarla ynetilen bir anlk... Budunbilimsel gzlem, hibir e-
kilde bizi bu iki varsaym arasnda seim yapmaya zorlamaz.
Aslnda, gzlemlemek ve betimlemeye almak zorunda oldu-
umuz ey, bir yandan, kendine zg bir tarihsel gemi ve
belirli bir ortamn kendine zg nitelikleri arasnda bir uzla-
may gerekletirebilmek iin srekli yenilenmesi gereken a-
balar; te yandan da, ele alndklar anda, gemi belirlenme-
lerin sonucu olan ussal yasalardr. Bu karlkl etkileim so-
nucunda, btnyle insana zg bir tarih doal ortamla ek-
lemlenip anlaml bir btn oluturur.
Olaylara byle bir yaklam biimi hi de Hegelci deildir.
Szn ettiimiz ussal yasalar bilinmeyen bir yerden gelmemek-
tedirler. Felsefi bir nkural sonucunda ya da birka yzyllk
blgesel bir tarihi kubak geitirerek elde edilmi deildir-
ler. Yalnzca, birbirinden ok farkl ekinsel balamlarda, hangi
biimlerde ve hangi ayr yollarla ilerlik kazandklarinn ay-
rntl bir incelemesi, bu yasalara ulamay olas klar. Ruhzm-
leyicilerinki gibi her durum iin geerli ve her kapy aan bir
anahtar olarak tasarlanamazlar. Daha ok, dilbilgilerinin sun-
duu ortak zelliklerden, dilyetisinin tmellerini karsamay
uman dilbilimcileri rnek alarak alyoruz. Dilbilimcilerse, bu
tmellerin mantksal dizgesinin herhangi bir zel dibilgisinden
daha snrl olduunun ve hibirinin yerini alamayacann bi-
lincindedirler. Genel olarak dilyetisinin, ayrca, yaayan ya da
eski zel dillerin incelenmesinin, sonu belirsiz bir giriim oldu-
101
unu ve ortak zelliklerinin hibir zaman, deimez bir kural-
lar btnyle snrlanamayacan bilmektedirler. Bir gn tmel-
lere ulamak olasysa bile, iinde yer aldklar ereve, yeni be-
lirlenmelere ya da eskilerinin dzeltilip geniletilmelerine ak
kalacaktr.
Bunun sonucunda, toplumsal yaamda iki tr gerekirciliin
(determinisme) birbirleri tarafndan koullandrlmakszn bir-
likte bulunmasna amamak gerekir. Her dngnn (ideoloji)
ardnda daha nceki dnglerin birikimi yatar ve zaman iin-
de hepsi birbirinde yanklanr; kukusuz sonsuza dek deil ama
en azndan yzbinlerce yl nce ya da daha eskiden, henz ilk
admlarn atan insanln ilk sylenlerini dnp dile getir-
dii o ulalmas olanaksz ana dek uzanr bu yanklanma. Bu
karmak srecin her aamasnda, her diingsel (ideolojik)
oluumun tekno-ekonomik koullar tarafndan ynlendirildii,
hatta saptrld da ayn oranda dorudur. Belirli bir toplumun
tarihsel geliiminin her aamas iin geerli dn biimlerinin
altnda yatan ortak bir dzenek olsa bile, bu ussal arklar bir-
birlerinin iine geerler ve gzlem tek bana, bunlarn etkin-
liklerini ortaya koyamaz: yalnzca saladklar karlkl uyu-
mun genel sonularn saptamakla yetinir.
Sz konusu olan, gzlemden esinlenen felsefi bir gr de-
il, budunbetimsel aratrmann somut sorunlara yaklamda uy-
mamz zorunlu kld bir yntem kuraldr. Bu konumamda,
son yirmi yldaki sylenbilimsel incelemelerimden vereceim r-
neklerle aklamak istediim ey ite bu zorunluluktur.
102
Bella-Bella (ya da Heiltsuk) yerlileri, kendileri gibi ngiliz
Kolombiyas'nn kyarnda yaayan gney komular Kwakiutl-
lara yakn akrabalk ilikileriyle baldrlar. Her iki topluluun
anlatlarnda deikeye gre, bir kz ya da olan ocuu
doast bir dev tarafndan karlr. Bu, genellikle, Bella-Bel-
la'larn Kawaka, Kwakiutl'larn Dzonokwa adn verdikleri bir
devanasdr. KwakiutTlarn anlatsnda olduu gibi, Bella-Bella'
larm gen kahraman da kurtulmay baarr ve devanas ya
lr ya da kamak zorunda kalr. Bunun sonucunda, ocuun
babas devanasnm btn varlna el koyar ve evresindeki-
lere paylatrr. Bunun Potlach'm kkeni olduu da ne srl-
mektedir.
Bununla birlikte, Bella-Bella deikesi, Kwakiutl deike-
sinden ve baka komu topluluklarnkilerden bunlarda rast-
lanmayan bir eylefarkllar.
Bella-Bella'lara gre, doast bir koruyucu, ocua dev-
anasndan kurtulmas iin yardm eder, ve Kawaka'nn birik-
tirdii deniz taraklarnn hortumlarn, yani devanasnm yeme-
yip att paralar toplamasn tler. Gen kahraman bu hor-
tumlar parmana geirip gzda verircesine salladnda, dev-
anas ylesine korkar ki, gerisin geriye kaarken sarp bir dan
tepesinden tepetaklak der ve lr.
Sradan bir insanoluna gre iki kez daha byk ve gl
bir devanas, deniz tara hortumu gibi anlamsz ve zararsz
103
bir eyden niin bylesine korkmaktadr? Deniz suyunu alp
yeniden dar atmaya yarayan ve deniz kabuklarnn belirli
trlerinde olduka ilgin bir grnm olan, bu boru bii-
mindeki yumuak tplerin korkulacak nesi vardr? Bella-Bella
sylenleri bu noktay aklamyor. Yant bulabilmek iin, yap-
sal zmlemenin temel bir kuralndan esinlenmek gerekiyor:
bir sylen deikesinde, dier deikelerle uyumayan bir
ayrnt ortaya ktnda, bu sapkn deikenm, evredeki
baka bir toplulukta rasanabilecek dzgl deike ye ters
den bireyi belirtmeye alt varsaylabilir.
Bu konuda bir aklama yapmam gerekiyor: sapkn ve
diizgl terimlerine mutlak bir anlam vermiyorum. Ancak
bir deike kaynak olarak kabul ediliyorsa dier bir deikenin
buna oranla sapkn olduundan sz edilebilir. Sylenbilimle
ilgili almalarm arasnda bu trden rnekler bulunmaktadr.
Ama, deiimin tek ynl olarak ele alnabilecei bu ayrks
durumun dnda kalan deikeler arasndaki iliki ters yne
evrilebilir. Elimizdeki rnekteyse dzgl deike yi sapta-
mak kolaydr. Ky boyunca uzanan sradalarn kara tarafn-
daki dou yamalarnda yaayan Chilcotin\er'm anlatlarnda
rastlanmaktadr. Bella-Bella'lar, sk sk ilikide bulunduklar
Chilcotinlerden, girdisini ktsn bildikleri bu sradalar ayrr.
Athapaskan dil ailesinden olan Chilcotinlerin, dilleri ayr olma-
sna karn, ky kabileleriyle ekinsel yaknlklar vardr ve top-
lumsal rgtlenmeleriyle ilgili birok eyi bu kabilelerden al-
mlardr.
imdi de Chilcotin sylenini zetleyelim. (Bella-Bella de-
ikesindeki kk kz gibi) sulugzl, kk bir olan ocuu
gl byc Bayku tarafndan karlr. Fakat kendisine iyi
davranan bycnn yannda mutlu bir yaam srmeye balar.
Yllar sonra akrabalar ve dostlar gizlendii yeri bulurlar. Bu
srada serpilip bym olan ocuk onlarla gitmek istemez.
Sonunda kamaya ikna ederler ve Bayku da onlarn peine
der. Gen kahraman, parmaklarna dakeisi boynuzlar ge-
105 113/8
rip, pene gibi sallayarak onu korkutmay baarr. O zaman*
dek yalnzca Bayku'un elinde bulunan ve Dentalia ad verilen
(kiik lildilerine benzer) deniz kabuklarnn tmn de ya-
nnda gtrmtr. te, en deerli varlklar olarak benimse-
dikleri bu deniz kabuklar, bu zamandan beri yerlilerin mal
olmutur.
Chilcotin sylenini burada kesiyorum, nk anlatnn ge-
risi bizi konumuzdan uzaklatracak. Hem Bella-Bella'lara hem
de Chilcotinlere komu olan Bella- Coola\arn deikelerini de
sz etmeden geiyorum. Yalnzca bir noktay belirtmek gere-
kiyor. Bu deikelerde, kei boynuzlaryla ilgili ayrnt korun-
makla birlikte, deitirim Sninik adn verdikleri insan yiyen
devin kiiliine kaydrlmtr. Bu devin nitelikleri Bella-Bella
ve Kwakiutl devanalaryla hem benzerlik hem de kartlklar
tamaktadr. yle ki, sylende yaplan deiiklik bu ede
younlar ve bu adan zmlenmesi gerekir.
Bella-Bella ve Chilcotin sylenleri karlatrldnda,
birbirlerine kout biimde rgenlendikleri aklkla grlr.
Her ikisinin yks de ayn ak izler, fakat onlar oluturan
birimler arasnda kartlklar vardr. Chilcotinlerde sulugzl bir
olan, en gelimi Bella-Bella deikesinde sulugzl bir kz
ocuu, doast bir yaratk tarafndan karlr: bu, birinde
insan grnml bir devanas, dierinde ku biiminde iyi y-
rekli bir bycdr. Kurtulmak iin her iki kahraman da aynr
hileye bavururlar: yapay peneler kullanarak ellerine rktc
bir grnm verirler. Bu peneler ya kei boynuzlarndan ya
da deniztara hortumlarndan oluur, yani birinde karaya ili-
kin sert ve tehlikeli birey, dierindeyse denize ilikin yumuak
ve zararsz birey sz konusudur. Bunun sonucunda, Chilcotin
syleninde, Bayku suya der fakat boulmaz, oysa Bella-
Bella devanas kayalarn stne der ve lr. Demek ki boy-
nuzlarn ve hortumlarn belirli bir amaca ulamak iin birer
ara olduklar sylenebilir. Bu ama her iki sylende de tam
olarak neyi kapsamaktadr? Olan ya da kz, Dentalia deniz
kabuklarn ya da devanasmn definesini ele geiren ilk insanlar
olurlar. Tm sylen ve kuttrenlerin Kawaka ya da Dzonokwa
ad verilen devanasna ilikin belirttii ey, definesinin karaya
ilikin bir kkeni olduu, yani bakr tabakalardan, krklerden,
derilerden ve kurutulmu etten olutuudur. Ayn devanasmn
yerlilerden somon bal alm anlatan baka Bella-Bella ve
Kvvakiutl sylenleri de vardr: ormanlarda ve dalarda dolaan,
yani karada yaayan bir yaratk olan devanas deniz rnlerin-
den yoksundur.
Demek ki her sylen, baz aralarn belirli bir amaca.
ulamaya nasl olanak verdiini aklar. Ve biz de iki sylenle
kar karya olduumuza gre, bunlarn setikleri ara ve
amalarn niteliklerine gre birbirlerinden ayrldn grrz.
lgin olan nokta, aralardan birinin suyla (deniztara hortum-
lar) dierinin darayla (keiboynuzlar) ilintili olmasna karn,
bunlardan birincisi karayla (devanasmn definesi) ikincisi suyla
(Dentalia deniz kabuklar) ilintili birer amaca ularlar. Sonu
olarak, suya ilikin bir ara karaya ilikim bir ama ier-
mekte, ve buna ters orantl biimde, karaya ilikin bir ara
da suya ilikin bir ama tamaktadr. Hepsi bu deil: bir
sylenin aracyla baka bir sylenin amac ya da sonucu ara-
snda iki bant daha belirir. Bella-Bella syleninin arac olan
deniztara hortumlaryla, Chilcotin syleninin amac olan Den-
talia kabuklar arasnda bir ortak nokta olduu hemen gze
batar: her ikisi de deniz rnleridir, yani suya ilikindirler.
Oysa ekinsel balamlarnda ele alndklar zaman kart nite-
likler ortaya koyduklar grlr. Dentalia kabuklar denizden
elde edilen en deerli rn olarak benimsenir, deniz tara
hortumlarmmsa hibir deeri yoktur, beslenmeye bile yaramaz-
lar: sylende devanasmn da onlar yemedii zenle belirti-
lir. imdi de, Chilcotin syleninde bir ara niteliindeki kei
boynuzlaryla, ele geirilmesi Bella-Bella syleninin sonucunu
oluturan, devanasmn karaya ilikin definesini karlatra-
lm: bunlar da kendi aralarnda ayn tipte bir bakklk ortaya
107 113/8
koyarlar. Deniz kabuklarnn tersine, tm bu nesneler karada
bulunur. Fakat baka bir adan birbirlerinden ayrlrlar. Kei
boynuzlar yenmeye elverili deilse de, ilenildiinde mzelerde
hayranlkla grdmz tren kak ve kepelerinin hammad-
desini olutururlar; yani definenin bir paras olabilirler, ve
yenilmemelerine karn, deniz tarann (yenilebilir blmni
tutup aza atmak iin ok ie yarayan) hortumlar gibi (fakat
doal deil de ekinsel) kullanl bir ara olarak besinin tabak-
tan tketicinin azna tanmasna yararlar.
ki komu kabilenin sylenleri arasndaki eytiimsel (dia-
lektik) ilikinin bir taslan izerken, yalnzca en belirgin zel-
likleri ortaya koymakla yetindim. Vermi olduum bu snrl
bilgiler yararl biimde gelitirilebilir ve tamamlanabilir. Yine
de bu kadar bile, bir syleni baka bir sylene dntrmeye
olanak veren bir kurallar btnnn bulunduunu ve bu ku-
rallarn hassas ve tutarl nitelikleri olduunu gstermeye yeter.
Peki bu kurallar nereden kmaktadr? Sylenleri zmlerken
onlar biz mi uyduruyoruz? zmlemenin ortaya kard ey,
bunlarn, komu kabilenin sylenini dinleyen yerlilerin algla-
ma biimini ynlendiren i yasalarn belirli grnmleri ol-
duudur. Yerliler, komu kabilenin sylenini eitli yollarla, bi-
linli ya da bilinsizce deitirerek benimserler. Komularndan
daha aa gzkmemek iin onu zmserler ve ayn zamanda
yeniden biimlendirerek onu kendi mallar durumuna gerirler.
Amerikan sylenbiliminin dkmn yapmak iin yllar-
dan beri kendimi adadm sabrl almann gsterdii udur:
yukarda akladm trde deiimler araclyla, sylenler bir-
birine dnebilir ve bu karlkl deiimler sylenlerin belirli
bir eksene gre birbirlerini yanstacaklar biimde, bakk ve
ters orantl olarak birbirlerini retirler. Bu da bizi, fizik ev-
redekinden pek de farkl olmayan birtakm ussal yasalarn,
sylenleri diingnn (ideoloji) birer anlatm olarak oluma-
ya, ve dzenli izgelere (ema) gre dnmeye zorlad so-
nucuna gtrr. te az nce szn ettiim birinci tr gerekir-
cilii rnekleyen bu yasalardr.
Ama bylelikle sorunun ancak yarsn yantlam oluyo-
ruz ve geriye daha bir sr soru kalyor. Daha uygun olduun-
dan, Chilcotin sylenini kaynak olarak alalm. Neden yerliler
Dentalia kabuklarnn kkenini bylesine saptrarak, denizle
deil de toprakla ilintili biimde aklamaktadrlar? Ve Bella-
Bellalar pene olarak kullanlan kei boynuzu imgesini herhan-
gi bir nedenle tersyz etme gereini duymu olsalar bile, doal
ortamlarnn sunduu ayn ilevi grebilecek birok somut nesne
arasnda deniz tara hortumunu semeleri nasl aklanabilir?
Ayrca Bella-Bellalarn, Dentalia kabuklarna deil de baka
definelere ilgi gstermelerinin nedeni nedir? Tm bu sorulan
yantlayabilmek iin, bir yandan evre koullarnn, dier yan-
dan tekno-ekonomik etkinliin ve kyda yaayan kabilelerle i
blgelerde yaayan kabileler arasndaki toplumsal - siyasal iliki-
lerin oluturduu ikinci tr gerekircilie bavurmak gerekecek;
yani sz edilen topluluklarn toplumsal ve doal evrelerini
oluturan elerin btnne.
blgelerde, Chilcotinlerin dousunda yaayan, Salish
dilini konuan kabilelerin gznde, Dentalia kabuklar byk
deer tayordu. Bunlar Chilcotinlerden elde ediyorlard ve
bu olgu dou komularnn neden Chilcotinlere Dentalia'l
adamlar anlamna gelen bu ad verdiklerini aklar. Deniz
kabuklar tekelini korumak ve deerini yabanclarn gznde
daha da arttrmak iin Chilcotinlerin, tkenmez Dentalia kay-
naklarnn doast olaylar sonucu kendi topraklarnda bulun-
duunu anlatan bir kurmacay benimsemekte byk yararlar
olduu da aktr.
Oysa kolayca anlalabilecei gibi, gizlenmek istenen ger-
ek tmyle farkldr: Chilcotinler Dentalia kabuklarn, dan
br tarafnda yaayan ky kabilelerinden mal deiimi (troc)
yoluyla alyorlard. Yalnzca bu kabileler, deniz rnlerini do-
108
layszca elde edebiliyorlard. Bu ky kabilelerinin Chilcotin-
lerle iyi ilikiler iinde olduu ve onlara hi saldrmadklar
Batl aratrmaclar tarafndan belirtilmektedir: Deniz kysn-
da ya da rmak azlarnda kurulu kylerinden pek uzakla-
mazlar, sanki, tanmadklar ve bu nedenle de onlara yasak-
lanm olduunu dndkleri dalk blgede tehlikeye atl-
maktan korku duyarlard. blgelerde yaayan, Tlompsonlar
ve Coeur d'Alenltr gibi Dentalia kabuklarnn gerek kkenini
bilmeyen kabilelerin de Chilcotinlerinkiyle bakk ve ters oran-
tl bir dizi syleni vard: szde, bir zamanlar onlarn toprak-
larnda da bu deniz kabuklarndan bol bol bulunuyordu, ve
sylenleri bu deerli eylerin nasl ve neden ortadan kaybol-
duklarn, yerlilerin artk bunlar yalnzca mal deiimi (troc)
yoluyla elde edebildiklerini aklamaktayd.
Ky kabilelerinin deniz ve toprak rnleri karsndaki
tutumuysa bunun tam kartyd. Onlara gre deniz rnleri
tekno-ekonomik etkinliin kapsamna giriyordu. Gerekten de,
bunlar toplayarak ya da oltayla tutarak geiniyorlar, besleni-
yorlar ve kabuklarn da Chilcotinlere satyorlard. Neo-Mark-
sist meslekdalarmn deyiiyle, bu rnler praxisten kaynakla-
nyordu. Dolamaktan kandklar rktc dalk blgelerden
gelen toprak rnleri iinse durum bunun tam tersiydi. Bu ters
orantl bant bu konuyla ilgili dier sylenlerden ideoloji
dzeyinde kardmz benzer bantlar da anlamamza yar-
dmc olabilir; nce toprakla ilgili bir ara denizle ilgili bir
sonu doururken, sonra bantnn nasl ters ynde olutuunu
aklar. Ayn zamanda, ky kabilelerinde, praxistsn kaynakla-
nan deniz kabuklarnn byle bir szck uydurmam bala-
nrsa sylenselletirilmesme neden gerek bulunmadn ve
sylensel dnmn neden bir apraz-terim (cliasme) niteliine
brndn anlayabiliriz. Denize ilikin enin sonu ula-
mndan (kategori) ara ulamna kaydrlmas, Dentalia kabuk-
lar yerine deniz tara hortumlarnn geirilmesiyle doyurucu
biimde gerekleebilmektedir. Her ikisinin arasnda da, szn
113/8
ettiimiz doal ortamlarnkiyle ayn ift-ters orantl bant
vardr. nce kei boynuzlarn ele alalm: sivri ve dbkey u-
lar sayesinde tehlikeli bir silah biimini alabilmektedirler, bu-
na karlk, oyuk ve ibkey tabanlar sayesinde de kak ya-
plabilmeye ve dolaysyla bir defineye katlmaya elverili ola-
bilmektedirler. Ayn ekilde, Dentalia kabuklarnn da, sert ve
dbkey olan, yenilmeye elverisiz dyzeyleri bir define olu-
turmakta, oysa deniz taraklarnn yumuak ve iioyuk hortum-
lar hayvann, kyda yaayan topluluklarn balca gdas olan
i blmn artrmaktadr. Buna karlk hortumlarn hi-
bir besin deeri yoktur, gzalc fakat gereksiz, artc bir
uzant olarak grnrler. Sonu olarak bunlar da sylenselle-
tirilmeye yatkndrlar, fakat Dentalia kabuklarnn i blge top-
luluklar iin tad anlambilimsel deere btnyle ters, yine
de bantl bir nedenden dolay, deniz tara hortumlar da
sylenselletirilmeye elverilidir: i blge topluluklar Dentalia
kabuklarna deer verirler fakat sahip olamazlar, kydaki top-
luluklarsa deniz taraklarna sahiptirler fakat hortumlarna de-
er vermezler.
Demek ki anlk (esprit), evrebilimsel ve tekno-ekonomik
bir durumla kar karya geldiinde etkisiz kalmamaktadr. Bu
durumu bir ayna gibi yanstmak yerine, tepki gsterir ve du-
rumu zmler. stelik anlk, yalnzca alglad somut bir ev-
reye tepki gstermekle yetinmez. Dolaysz bir iliki kuramad
baka evrelerin varlndan ve baka topluluklarn bu evrelere
tepkime biiminden de haberlidir. Dolaysz iliki iinde bulu-
nulan ve bulunulmayan tm bu evreler, srekli olarak ayn
kelere gre ileyen birtakm ussal yasalar gereince ve doal
ortamlar, yaama biimleri kullanlan teknikler arasnda gz-
lemlenebilen farkllklardan bamsz olarak, dngsel (ideo-
lojik) bir dizge iinde btnleirler. Birini yine bu Pasifik ky-
larndan aldm iki rnekle, imdi aklamaya alacam
ite bu varsaymdr.
110
Fraser rma deltasnn kuzeyinde yaayan, Salish dil aile-
sinden Seechelt yerlileri, Columbia ve Fraser havzalar arasn-
daki Kayalk dalarn batsnda yaygn olan bir syleni ilgin
bir biimde deitirmilerdir. Sylenin asl yledir: bir Yalanc-
kahraman, olunu ya da torununu orada yuva yapm
kularn tylerini yolmak iin bir aaca trmanmaya raz eder,
sonra da byyle aac bytr. Aaca trmanm bulunan za-
vall adam da inemez ve sonunda gksel dnyaya ular. Bir-
ok servenden sonra dnyaya geri dnmeyi baarr fakat ya-
lanc-kahraman, karlarn batan karabilmek iin onun kl-
na girmitir. Kahramanmz cn almak iin, kt ruhlu
babasn rmaa iter, aknt da onu doast ve bencil kadn-
larn somon balklarna obanlk ettii okyanusa srkler. Ya-
lanc-kahraman, bunlarn bentlerini ykp balklar kurtarr; ite
bu zamandan beri somon balklar akntnn ters ynnde y-
zp imdi bulunduklar yere gelirler ve yerliler de bylece onlar
avlayp beslenme olana bulurlar.
Somon bal avnn, bu balklarn tatl suda reyebilmek
iin rmaklara geri geldii srada yapld, deneye dayanan bir
olgudur. Bu adan baklrsa, sylen, baz grnmlerini ak-
lamaya alt doal evreyle bir noktaya kadar uyumakta-
dr. Fakat Seecheltler bu yky bambaka bir biimde an-
latrlar. Onlarn anlatsnda baba, belli olmayan bir nedenden,
daha yknn banda boulur. Ama bir kadn onu kurtarr
113/8
ve geri yollar. O da olayn sorumlusu olarak grd olundan
c almak iin onu, br deikelerdekiyle ayn byl yntemler-
le gksel dnyaya gnderir. Kahramanmz orada, iki yal kad-
na rastlar ve onlara, bulunduklar yerin yaknnda somon balkla-
rnn bol olduu bir yer grdn syler. Daha nceden bil-
medikleri bu habere karlk, kadnlar da onun dnyaya geri
dnmesine yardm ederler.
Seechelt deikesindeki ikinci kesit, yalanc-kahramann
bouluunu ve aknt aasnda oturan bir kadnn yardmyla
kurtuluunu anlatan ilk kesitin yerini alr ve bu nedenle de
gerekesini yitirir. Buna bakk olarak, br kesitin temel olun-
tusu (episode) yani somonlarn kurtarl da, dier deikenin
ilk kesitine gksel dnyadaki servenler denk der ve
burada ikinci sraya geer. Demek ki, somonlarla ilgili oluntu,
denizle kara arasnda deil de, bu kez gkte gemektedir ve
balklarn kurtarl da yalnzca yerlerinin bulunmasna indir-
genmitir.
Budanp gdkletirildii belli olan bu deike iki biimde
aklanabilir. lk bakta, Seecheltlerin yakn komular Thomp-
sonlardan iittikleri bir yky anlamadan yinelemeye al-
tklar sanlabilir. (Thompson deikesi olduka ayrntl ve
eksiksizdir). Oysa byle bir yorum, Seecheltlerin doal evre-
siyle, daha ierde yaayan komularmki arasnda bulunan zl
farkll grmezlikten gelmek olacaktr: anlaldna gre,
Seecheltlerin blgesinde somon bulunmamasnn nedeni, akn-
tnn yeterince gl olmamasndan kaynaklanmaktadr. Seec-
heltler ve ky komular somon avlayabilmek iin, Harrison
rmann orta yatandaki, 5?see/wlerin blgesini ele geirmek
zorunda kalyorlar ve bu da kanl atmalara neden oluyordu.
Seecheltlerde somon bulunmadna gre, balklarn kurtarl
yksn de kendi kahramanlarndan birine yaktrmalar akl-
c bir zm olmayacakt, ya da yky dnyadan gkyzne,
yani deneyimin geerliliini yitirdii imgelemsel bir evrene kay-
drmak gerekecekti. Anlatnn bir blmnde, bu deiimi do-
112
al evrenin zorunlu kld kabul edilse bile, birtakm ussal
gerekliliklerin, baka blmleri de eanl biimde deimeye zor-
lad grlmektedir.
rnein, oulun, c almadan nceki durumu deiime
uradnda gerekesini yitirmitir. Baba ak denizde yaayan
kadnlarn bulunduu yere gitmesine karn balklar kurtarmaz.
Buna karlk oul da somonlarn bulunduu yeri bulur fakat
onlar kurtarmaz, vb.
Bu rnein bize gsterdii birey daha var: eer tekno-
ekonomik koullarla ideoloji arasnda basit ve tek-anlaml bir
bant geerli olsayd ve bu bant yalnzca nedensellie d -
yansayd, Seecheltlerin, blgelerinde niin somon bulunmad-
n, ya da daha nceden bulunuyorsa bile niin yitirdiklerini
aklayan sylenleri olmas; hi olmazsa, somonla ilgili sylen-
lerden yoksun kalmalar gerekirdi. Oysa durum olduka fark-
ldr: bulunmayan somon sylenle var klnmtr; fakat baka
yerde bulunan somonun, tam olmas gerektii yerde bulunma-
dn vurgulayan bir biimde... Deneyimin yalanlad bir sy-
lensel rneke, grld gibi, yine de silinip gitmez. Hatta
d gerekle daha iyi uyum salamak iin dnme de ura-
maz: kendine zg bir biimde yaamn srdrr; deiirse
bile, grgl gerekliliklerden deil, bunlardan bamsz ussal ge-
rekliliklerden dolay deiir. Bizi ilgilendiren rnekte, tekno-eko-
nomik ve evrebilimsel adan doru bulunabilecek tek eksen,
ular kara ve deniz olan eksendir. Fakat bu da yatay durumdan
dikey bir duruma kaymakta, denizi gsteren u, ge ynel-
mekte, topra gsteren u yakn yerine aay ar-
trmaktadr. Bu deiim, benzer baka deiimlere de yol aar.
Deneyimle aklanmaya allsa da, tm bunlar, hereyden
nce kendi i tutarllklarn salayan biimsel zorunluluklarn
sonucudur.
113/8
Seechelt rneinde grdmz bu iki etkileim biimim
daha birok sylenbilimsel dizgede bulmak olasdr, fakat im-
dilik yalnzca bir rnek daha vermekle yetineceim. Burada da
nceki rneimizdekiyle ayn ifte deiimin aka gzlem-
lenebilmesi olduka ilgintir. Kanada evrebilimsel kua de-
nen blgede yaayan Algonkinler iin, kirpi yararl ve somut
bir hayvand. Onu, pek dkn olduklar eti iin avlyorlar ve
dikenlerini ine olarak kullanyorlard. Bellibal sylenlerinde
de kirpi nemli bir rol oynuyordu. rnein bunlardan birinde,
iki gen kz uzak bir kye doru yola karlar, yolda devrilmi
bir aacn iine gizlenmi bir kirpi bulurlar. Kzlardan biri za-
vall hayvann dikenlerini yolup atar. Ac iindeki kirpi gazaba
gelip bir kar frtnas koparr ve kzlar souktan lrler. Baka
bir anlat da, dnyada bir balarna kalm iki kzkardeten
sz eder. Birgn kulbelerinden uzakta dolarken devrilmi bir
aaca yuvalanm bir kirpi bulurlar ve kzlardan biri hayvann
dikenli srtna oturma aptallnda bulunur, btn dikenler de
kaba etlerine saplanp kalr ve bunlardan kurtulup iyilemesi
uzun zaman alr.
Buna karlk, yine Algonkin dil ailesinden, Arapholar kir-
piyi bambaka bir yknn kahraman yaparlar. Bunlarn y-
ksnde, gkteki iki karde (gne ve ay) insanla m yoksa bir
kurbaayla m evlenmenin daha doru olacan tartmakta-
drlar. Ay ilk zm seer ve kirpi klna girip bir yerli
115 113/8
kz aldatarak kendisini izlemesini salar. Gen kz, yapt el
ilemeleri iin kirpinin dikenlerini ylesine istemektedir ki,
kaarm gibi yapan hayvann peinden aacn en tepesine doru
farkna varmadan trmanr. Sonunda gksel dnyaya ulatn-
da, ay yeniden eski insan grnmn alr ve onunla evlenir.
Kirpiden baka hibir ortak noktas yokmu gibi grnen
bu anlatlar arasndaki farkllklar nasl yorumlamak gerekiyor?
Kanada biolojik blgesinde ok yaygn olan kirpi, Arapholarn
birka yzyl nce yerletikleri yaylalarda, hi yok deilse de
olduka az rastlanan bir hayvandr. inde bulunduklar evre
koullar, Arapholar kirpi dikenlerini ya mal deiimi yoluyla
kuzey komularndan alma ya da dman kabilelerin blgele-
rinde avlanma seeneiyle kar karya brakyordu. Bu du-
rum, hem teknik etkinliklerini hem de sylenlerini etkileyen iki
deiime yol at. Kirpi dikeniyle yaptklar gergef ileri, Ame-
rika ktasnda rastlananlarn en iyisi'saylan Arapholar, bu sa-
natlarn eitli gizemci uygulamalara baml klyorlard. -
leme srecini baka hibir topluluun boy lemeyecei oran-
da, kuttrenlerle kaynatryorlard. lemeci kzlar, yalnzca
teknik deil, ayn zamanda zel bir dinsel eitim de gryor-
lard. e koyulmadan nce, zorunlu saylan doast yardm
alabilmek iin, dua etmek ve oru tutmak zorundaydlar. Sy-
lenbilim alannda da kirpiye yaktrlan nitelikler kkl bir
deiime urar. Byl glerle donanm, karn ve souun
efendisi saylan bir kara hayvanyken, komu kabilelerdeki gibi,
gkte yaayan insan biimli doast bir yaratn hayvan k-
lna girmi biimine dnr. Meteorolojik bir sreselliin so-
rumlusu saylrken, biolojik bir sreselliin sorumlusu olur. Sy-
lenin akladna gre, gen kz Ay'la evlendikten sonra, ay-
ba gren ve belirli bir gebelik sresinden sonra douran ilk
kadn olur.
Grld gibi, kuzey Algonkinlerden Arapholara ge-
tiimizde, sylensel kirpi, uzakla yakn arasndaki grgiil ve
yatay ekseni brakp, toprakla gkyz arasnda imgelemsel ve
dikey bir eksene geer. Bu Salish syleninde gzlemlediimiz
deiimin aynsdr ve ayn koullarda ortaya kar: yani, tekno-
ekonomik etkinlik iin nem tayan bir hayvan, zel baz ev-
rebilimsel nedenlerden tr ortadan kaybolduunda, Salish
sylenindeki gibi d etkenlerce deil de, iten belirlenen dei-
imler grlr. Fakat farkl kkenlerine karn, tm bu de-
iimlerin yapsal olarak birbirine bal bulunduunu, ve baz-
lar evrebilimsel koullarn, bazlar ussal gerekliliklerin so-
nucu da olsa, tmnn ayn btne ilikin olduunu kabul
etmek gerekir. nk ancak bu koulla, her ikisinin de aslnda
tek bir yk oluturduu anlalabilir: kinci yk birincinin
deiiminden baka birey deildir ve birinden dierine, yalnz-
ca kendi i tutarllklarn etkileyen kurallarn uygulanmasyla
geilmektedir.
Bu deikelerden birinde, sz edilen iki kadn kardetir,
dierlerindeyse kurbaa veinsan gibi iki ayr trdendirler. Kzkar-
deler, yakndan uzaa doru, yatay bir eksende ilerler, oysa
dier iki kadn alaktan yksee doru, dikey bir ekseni izler.
lk sylendeki kz, kirpinin dikenlerini yolup yere atarken; ikin-
ci sylendelci kz, kirpinin dikenlerini elde edebilmek iin k-
ynden uzaklap ykseklere kar. Kadnlardan biri dikenleri
kmseyerek atarken, dieri ileme yapmak iin bu deerli
eyleri elinde bulundurmak istemektedir. Birinci anlat kme-
sinde, kirpi devrilmi bir aata yuvalanmtr, ikincisindeyse,
ayn hayvan dikili bir aacn tepesine doru trmanr; ve birin-
cisi kzkardelerin yatay eksendeki ilerleyiini yavalatrken,
dieri kzn daha ykseklere ve daha hzl biimde trmanma-
sna neden olur. Kadnlardan biri melerek kirpinin stne
oturur, dieri ou yakalamak iin dorulup ykselir. lk kirpi
saldrgan, ikincisiyse batan karc biimde davranr: biri ona
arkadan batar, dieriysc kzln bozar, yani nden girer.
evrebilimsel adan herhangi bir anlam tamasa da, tm
bu deiimler belirli baz deiimlerin muaka baka deiim-
lere de yol amasn zorunlu klan ikin bir mantktan kaynak-
116
lanmaktadr. Eer kirpi gibi teknik ve ekonomik adan bunca
deer tayan bir hayvan, yeni bir evrede bulunmuyorsa, bu
hayvann tad ilevi koruyabilmesi iin, baka bir dnyaya
yanstlmas gerekmektedir. Bu yzden alak yksee, yatay di-
keye, i da dnr ve dnmler birbirini izler. nsanla,
yaad ortam arasndaki bantlarn, daha nceki tasarlan
biiminin tutarllnn korunabilmesi iin, bu koullar yerine
getirilmelidir. Burada asl nemli olan, tutarlln, bantnn
tzntn daha gerekli olmasdr. Aslnda, bantnn deil or-
tamn tasarlan biimi deimektedir: bu imgelemsel bir tasa-
rma dnr; eskiden somut gereklie dayanan evrebilimsel
bir bant, geerliliini yitirse bile btnyle braklmaz, yerini
byle bir tasarn alr.
/
117
Buna karn, yukarda szn ettiimiz (biri insanlarn ev-
releriyle kurduklar tekno-ekonomik ilikilerin sonucu olan, di-
eri duraan ussal belirlenmeleri yanstan) iki tr gerekirciliin
nasl uyum salayp birbirleriyle nasl eklemlendiklerini somut
rneklerle gstermek yeterli deildir. nk, doal evre ve
anlk birbirlerini kesinlikle dtalayan kendilikler (entites) ol-
saydlar, byle bir uyumu varsaymak olduka g olurdu. Bu
sorun bizi ussal belirlenmelerin doal kkenlerini aratrmaya
gtrr. Bunlar, dolayl bir biimde de olsa, rgenbilim (ana-
tomi) ve fizyolojiden kaynaklanan bir koullar btnne ba-
layamadka, bir tr felsefi ikicilie dme tehlikesiyle karla-
rz. Aslnda, bu biolojik grnmler de, insanln iinde ge-
litii, alp dnd ve yalnzca rgensel yaps aracl-
yla alglayabildii doal evrenin bir parasdr. Dnyay ve
anl ayr kendilikler (entites) biiminde tasarlamaya ynelik
her eilim kanlmaz olarak metafizie dn anlam taya-
caktr. Oysa, doal (ekolojik) ortam da ieren d dnyaya ili-
kin verileri, ancak duyularmz araclyla ve beynin olutur-
duu biimiyle kavrayabiliriz. Aralarnda belirli bir uyum sa-
ladklarna gre, tm bu grnglerin bulutuu bir ortak nokta
olmal.
Sorunu biraz daha akla kavuturabilmek iin, Amerikal
dilbilimcilerin etiaue ve emi.qe adn verdikleri olgular ara-
snda yaptklar, bize de olduka uygun grnen ayrma ba-
118
vurmak gerekecek. Sesbilgisi (phonetique) ve sesbirimbilim (pho-
nemique) szcklerinden tretilmi bu terimler, dilyetisinin ses-
lerini incelemek iin birbirlerini blnleyen iki yaklam biimi
bulunduunu gsterir: kulamzla iittiimiz biimiyle, dahi
dorusu iittiimizi sandmz biimiyle (alglama verilerini has-
saslatrmak iin ses-kayt aygtlar da kullanlsa durum de-
imez) ya da, dilbilimcinin ilenmemi verileri dorudan gz-
lemlenemeyen oluturucu birimlerine ayrd aklama ve zm-
leme evrelerinden gemi biimiyle... Bu tr bir alma yn-
temi uygulayan dilbilimci, grgl dnglerin (ampirik ideolo-
jilerin) ardnda gizlenen ikicil (binaire) kartlklar ve deiim
yasalarn bulgulamaya alan bdunbilimciyle ayn dzlemi pay-
lamaktadr.
Bu ayrm, uygulama asndan ne kadar yararl olursa ol-
sun, ona varlkbilimsel (ontologique) bir konum verecek kadar
ileri gitmek tehlikeli olur. Beynin, grltleri ve mzik sesle-
rini alglay biiminin, dilyetisinin szde s<?.slerini iitme bi-
imimizden tmyle farkl olduunun; ve beynin sol akak ta-
rafndaki diliminin (lob) zedelenmesiyle, sesbirimlen (phoneme)
ayrdedebilme yeteneinin yokolmasna karn bunun mzik
dinlemeyi etkilemediinin, Luria tarafndan kantlanmasndan
sonra, hl dilyetisinin seslerden yapl olduuna inanmak olas
mdr? Beynin dilyetisinde alglad eyin, ses trnden birey
deil de ayrc nitelikler olduu anlalmadka, aykrsav (pa-
radox) gibi gzken bu olgu nasl aklanabilir? Hem mantk-
sal hem de grgl bir gereklii bulunan bu ayrc niteliklerin,
ussalclk (mentalisme) ya da diincecilik (idealisme) diye yar-
glanamayacak biimde, ses kayt aygtlarnca da saptanabildii
artk bilinmektedir. Bu da gerek etiqe dzeyin emique
dzey olduu anlamna gelir.
Grme dzenekleriyle ilgili yeni aratrmalar da benzer
sonular ortaya koymaktadr. Gz d dnyay grntlemekle
yetinmez: biimsel zelliklerini de diizgler (encoder). Bu zel-
likler nesnelerin szde duyumsanabilir niteliklerinden ok ara-
113/8
larndaki birlik ya da kartlk bantlarn kapsamaktadr. Be-
yinzarnm (cortex) zel hcreleri bir tr yapsal zmleme yap-
maktadrlar. Birok hayvan trnde de byle bir zmleme
sreci sinir dmlerinin ve atabakann baka trde hcrele-
rince balatlmakta ya da tmyle bu aamada zme ulat-
rlmaktadr. Her atabaka ya da beyin hcresi, yalnzca kendi
yapsna uygun den belirli tipte uyarlara tepki gsterir (r-
nein, devinim ve devinimsizlik, renkli ve renksiz, dbkey ve
ibkey, dik ve eik, soldan saa ya da ters ynde, dikey ya da
yatay devinimler, vb kartlklara). Anlk, nesneleri beynin diz-
gesel biimde iledii bu n-bilgilere dayanarak, hi de nce-
den alglam olmad bir biimde yeniden kurar. Atabakann
bu zmleyici ilevi, kurbaa trnden, beyin zarndan yoksun
hayvanlarda ar basmaktadr; ama sincap gibi hayvanlarda da
bulunur. Hatta gelimi memeli trlerinde de, zmleme ilevini
stlenmi beyinzar hcreleri, eski merkezleri alglama rgen-
lerinde bulunan birtakm ilemleri yklenmekten baka birey
yapmamaktadr. D evrenin tad bilgileri, sinir dizgesinin
znde bulunan ikicil dzgiiler (codes binaires) araclyla kav-
rayan, diizgleme ve dzg zme (decodage) dzeneklerinin
insanda da bulunduuna inanmamak iin bir neden yok. Dolay-
syla, bize alglamann hammaddesi ve dolaysz bir veri gibi
grnen ey, etique nitelikte deildir. Bu szde-gereklik as-
lnda bulunmamaktadr; gerein emique dzeyindeki soyut-
lamalarndan baka birey deildir.
Eer etique ve emique arasndaki ayrm kesin bir
deer olarak korunmak isteniyorsa, bu iki terimin yaygn kulla-
nm biimlerini de tersine evirmek gerekmektedir. Mekanik
maddecilik veduyumculuk (sensualisme) tarafndan olduka uzun
bir sredir doal ve tartlmas gereksiz bir eymi gibi benim-
senen etique dzey ikincil bir oluum olarak ele alnmaldr.
Tersine, emique dzey duyularn yapt ilemlerle, anln
daha st dzeydeki etkinliklerinin birletii ve birlikte gerein
i doasna uyum saladklar bir dzeydir. Yapsal dzenleme-
120
ler ussal ilemlerin basit bir yansmas deildir, duyu rgenleri
:
de yapsal biimde alrlar ve bizim dmzda da atomsal,
moleklsel, hcresel, rgensel yaplar bulunmaktadr. Bu i ya
da d yaplar etiqe dzeyde alglanlmadklarna gre,
nesnelerin doas etique deil emiquetir ve ancak bu adan
ele alndklarnda daha iyi kavranlabilirler. Anlk, zaten duyu
rgenlerince ilendikten sonra ona ulaan grgl verileri iler-
ken, aslnda balangcndan beri yapsal olan birey i, yapsal
biimde oluturmay srdrmekten baka birey yapmamaktadr.
Anln, anl da ieren bedenin, ve bedenle anln algladk-
lar nesnelerin ayn gereklikten kaynaklanmas bunu olas kl-
maktadr.
Amoore'un ortaya att, kokularla ilgili stereo-kimyasal
kuram doruysa, duyular dzeyinde zmlenmesi hatta uygun
biimde betimlenmesi bile olanaksz bir niteliksel eitlilik,
koku hcrelerinin geometrisel zellikleri arasndaki farkllklara
indirgenmi olacaktr. zninizle son bir rnek daha vermek is-
tiyorum. Berlin ve Kay, Basic Color Terms adl nemli yapt-
larnda, siyah/beyaz kartlm nl ve nsz sesbirimlerin
kartlyla karlatrarak, kanmca hatal bir yaklamda bu-
lunmulardr; nk koku alma ve grmeyle ilgili beyin izel-
geleri hem nller hem de nszler dizgeleri iin geerli bir
trdelik ortaya koymaktadr. Khler ve Stumpf'un almala-
rna dayanarak, Jakobson koyu ve ak renkler arasndaki gr-
sel kartln, nszler dizgesindeki P ve T sesbirimlerihin pes
ve tiz seslerinkiyle kyaslanabilecek kartlna denk dtn
gstermitir. nller dizgesinde de ayn kartl dile getirmek
U ve / sesbirimlerine der. Berlin ve Kay'in kuramna gre,
krmz szc, siyah ve beyaz szcklerince art-
rlarak, onlarn ardndan gelen nc terim olmaktadr. nller
dizgesi de bu nc terime denk den bir ge iermektedir.
Oysa, krmz szc nller dizgesindeki u ve i ye kart
durumdaki a sesbiriminin karldr. Berlin ve Kay, renk
kavramnda ayr boyut saptar: ayrt (nuance), doyma (sa-
12t
turation) ve deer (valeur). Oysa nller ve nszler genleri
gibi, siyah beyaz ve krmzy ieren renkler geninin de, ile-
rinde en etique boyut olan ayrtya gereksinimi yoktur.
Bu boyut, k dalgalarnn deiken uzunluuyla, yani yalnzca
fizik terimlerle tanmlanabilir. Renkler genini kurmak iin
dier iki boyut doyma ve deer yeterlidir. nk bunlar
fiziksel olmaktan ok mantksal zellikleri bulunan boyutlardr,
varlk ya da yokluklaryla, yani ikicil (binaire) bir kartlklar
dizgesiyle tanmlanabilirler. Bu durumda da, alglamann daha
karmak yanlarnn altnda yatan ve zaman iinde bunlardan
nce gelen yaln bir mantksal yapnn bulunduu dnlebilir.
nsanbilimleri, alm bir felsefi ikicilie (dualisme) kar
kna konusunda fizik ve doa bilimleriyle tam bir uyum iin-
dedir. Dnsel (ideel) ve gerek, soyut ve somut, emique ve
etic/ue gibi kavramlar kar karya getirmenin artk hibir
anlam yok. Dolaysz bir veri olduunu dndmz ey, bu
dzeylerden ne birinde ne de dierinde deil, ikisinin arasnda
aranmaldr: duyu rgenleri ve beyin tarafndan dzgiilenmi
(encoder) bir betii baka betiklerin diline evirebilmek iin,
hereyden nce dzgsiinn zlmesi (decoder) gerekmektedir.
Ayrca, daha balangta bu zgn betii dzglemeye olanak
veren fizik ve kimyasal ilemler, anln bu dzgy zmek
iin at zmleme evrelerinden znde farkl deildir. G-
rld gibi us (entendement)un yollar ve aralar, soyutlanm
bir anlksal etkinliin ilevsel snrlar iinde blnm durumda
deildirler. Usun, kendi ileyi biimlerini gelitirmek iin, duyu
rgenlerinde zaten ilerlik kazanm anlksal sreleri kendisi-
nin yklendiini sylemek en dorusu olacaktr. Kaba madde-
ciliin ve grgiic duyumculuun (sensualisme ampiriste) yap-
t gibi, insann doayla dolaysz bir iliki iinde olduu sy-
lenemez. nk gittike daha ak bir biimde grnen gerek,
doay oluturan yapsal zelliklerin, sinir dizgesinin onlar
kavramak iin kulland yapsal dzglerden tartlmayacak
kadar daha zengin olduudur. Fakat aralarnda niteliksel bir
123 113/8
farkllk yoktur ve anln oluturduu yapsal zellikler, onun
gerekliin kendine zg yaplarn kavramasn salar. Anln
d dnyay kavrayabilmesini, onun da bu dnyann bir par-
as, bir rn olmasnn olanakl kldn kabul etmenin, d-
ncecilikle ya da ussalclkla bir ilgisi yoktur. Anln dnyay
anlayabilmek iin yapt ilemler, dnyada kendiliinden olu-
an ilemlerden niteliksel olarak farkl deildir.
Genellikle, yapsalclk karmak beenileri olan entellek-
/e/lerin uygulad, gerekle ilintisi olmayan soyut ve bo bir
oyun olarak grlr. Oysa, gstermeye altm ey, yapsal
zmlemenin anlkta oluabilmesini, rnekesinin bedende za-
ten bulunmasna borlu olduudur. Grsel alglama, ikicil (bi-
naire) kartlklarla gerekleir ve sinir hastalklar uzmanlar
bunun, beynin ileyi biimi iin de geerli olduunu kabul
edeceklerdir. Yapsalc yaklam izledii yollar ar entel-
lektel olmakla sulanmasna karn bedende rtiik biimde
bulunan derin gerekleri bulgulamay ve bilin dzeyine kar-
may baarr. Yapsalclk, ruh ve bedeni, anlk ve evreyi, d-
nce ve dnyay bartrarak, bilimsel dncenin ileyiine
uygun den tek yol olan maddecilik ynnde ilerlemektedir.
Hibir dnce, Hegel'den de, hatta, usu (rationaliste) tutumuna
bal kalarak ikiciliini (dualisme) amaya altmz Des-
cartes'dan da bylesine zaklamamtr.
zmeye altm anlamazln nedenleri, belki de yal-
nzca yapsal zmleme uygulayanlarn ne yaptklarnn tam
olarak bilincinde olabilmesinden kaynaklanmaktadr: son birka
yzylda baz dar grl bilimsel bak alarmca birbirlerini
dtaladklar sanlan boyutlar duyarllk ve anl, nitelikle
nicelii, somutla geometriseli, ya da bugnk bilimsel deyile
etique ve emiguei bartrmak. Teknik ve evre koul-
larndan, toplumsal yaamn br grnmlerine oranla daha
bamsz ve deneyim dzleminden ok uzakm gibi grnen,
dngsel (ideolojik) oluumlar bile (rnein, sylenbilim
teriminin kapsamna girenler), evreyle ilgili veriler ve her ekin'
in kendi doal ortamna tepkime biimleri titizlikle ele alnma-
dka, doyurucu biimde incelenemez. Ancak en kk ayrn-
tnn, kl krk yaran bir dikkatle gz nnde bulundurulmasyla,
anlk ve beden ok nceden yitirilmi bir birliktelie yeniden
ularlar.
Eer yapsalclk belirli bir ilgiyi hak ediyorsa, bunun tek
nedeni kuramsal deil, bir lde de klgsaldr. ncelediimiz
ilkel denen topluluklarn bize rettiklerinden karttmz
ders, bu gerein yalnzca bilimsel bilginin soyut dzleminde
deil, duyarllk asndan da anlam taddr. Bu topluluklar
bizi, modas gemi grgclkle (empirsme), mekanizm'in zo-
runlu sayd anlksal ve duyusaln uzun ayrlna bir son ver-
meye; ve srekli bir anlam aray iindeki insanla, yaad
dnya biimlerden, renklerden, dokulardan, kokulardan, tatlar-
dan oluan bir dnya arasndaki uyumu yeniden salamaya
yreklendirir. Sonu olarak yapsalclk, bize doal evreyi sev-
meyi ve ona kar sayg gstermeyi retir; nk bitkilerden
ve hayvanlardan, canl varlklardan oluan doal evre, insan-
ln yaamn srdrebilmesi iin gerekli hereyin maddi kay-
na olmas dnda, en derin estetik cokularn, anlksal ve
trel dzlemde de, en yksek soyut dncelerinin esin kayna
olmutur.
124
C L A U D E L E V - S T R A U S S
ELET REL bir YAKLAI M(-)
Maurice Godelier
Hem ilevselcilik, hem yapsalclk, hem de Markslk
tarafndan toplumsal olgularn bilimsel incelemesinin zorunlu
koulu saylan iki yntem ilkesi vardr. Birinci ilke, toplumsal
ilikilerin ayr ayr deil karlkl bantlar iinde, dizge
oluturan btnlkler olarak ele alnmasn nkoul olarak ileri
srer. kincisiyse, bu dizgelerin dou ve evriminin incelenme-
sinden nce i-mantklarnn zmlenmesi gerektiini vurgu-
lar. Belirli bir adan, bu iki ilke ada bilimsel dnceyi
ondokuzuncu yzyln evn/ndliinden, tarihselciYmden (his-
toricisme) ve datmclndan ayrr. Bu retiler, toplumlarn
evrimi konusundaki birbirine kart grlerine karn; toplum-
sal kurum ve geleneklerin gerek ileyiinin yzeysel bir -
zmlemesiyle yetinerek, asl abalarn insanln kkenini ara-
trmak ve evriminin tmyle varsaymlara dayanan tarihini bir-
birini izleyen evreler biiminde yeniden kurmak konusunda yo-
unlatrdklar lde de ayn konumu paylarlar. Fakat, i-
levselcilik, yapsalclk ve Markslk arasndaki uyum da, bu
retilere kar paylatklar yntem ilkelerinin soyut erevesini
amaz ve bu ilkelerin somut uygulamalar konusunda uyumaz-
lk ba gsterir. Bir yanda ilevselcilik, br yanda yapsalclk
ve Markslk arasnda toplumsal yap kavramndan ne anla-
lmas gerektii konusunda tam bir kartlk vardr. Radcliff-
Brown ve Nadel'c gre toplumsal yap insanlar arasndaki g-
rnr bantlarn dzeni, bu grnr bantlarn karlkl
127
-birbirlerini btnlemelerinin yol at bir dzenlemedir(
2
).
Demek ki ilevselcilere gre bir yap gerein bir grn-
mdr, yani insan dncesinin dnda da bir gereklii var-
dr. Oysa Leactia gre, yap, dncenin nesnelere getirdii,
gerein saysz grnmlerinde yansyan karmaasn, yalm-
latrlm tasarmlara dntren ideal bir dzendir. Bu tasa-
rmlarn gereklik stnde belirli bir etkisi, uygulamaya yne-
lik bir deeri vardr ve toplumsal davranlar ynlendirebilir-
lere
3
).
Levi-Strauss'a greyse yaplar gerekliin bir parasdrlar,
gerektirler ve bu konuda Radcliffe-Brown'un grn payla-
r, Leach'in idealist grgcliineyse (ampirizm) kar kar.
Levi-Strauss'a gre, Marx'ta da olduu gibi, yaplar dolay-
szca grnen ve gzlemlcnebilen gereklikler deil, insanlar
arasndaki grnr bantlarn tesinde varolan gereklik d-
zeyleridirler ve ileyileri toplumsal dizgenin derin mantn
oluturur; toplumun grnr dzeni ancak bu derin dzeye da-
yanlarak aklanabilir. Levi-Strauss'un nl tanmnn anla-
mn burada aramak gerekir. Leach gibi yapsalclar ilk tmceyi
vurgulayp gerisini nemsemeyerek, bu tanm biimci ve ide-
alist bir biimde yorumlamaya almlardr:
Temel ilke, toplumsal yap kavramnn grgl gereklie
deil, bu gereklie dayanarak oluturulan rnekelere ilikin
olmasdr. Toplumsal bantlar, toplumsal yapy aa vuran
rnekelerin oluturulmas iin yararlanlan hammaddelerdir.
Levi-Strauss, Maybury-Levis'e yantnda bu olguyu yeni-
den vurgular: molekl yapsnn en ak kant gerek mole-
kller grmemize olanak veren elektronik mikroskop tarafndan
salanmtr. Yine de bu bulu, molekln hibir zaman plak
gzle grlemeyecei gereini deitirmez. Ay biimde, ya-
psal zmlemenin somut toplumsal bantlar alglay bii-
mimizi deitirmesini beklemek umutsuz bir bekleyitir. Yap-
sal zmleme onlar ancak biraz daha iyi aklayabilir, o ka-
dar. Mythologiques adl yaptnn birinci cildine yazd giri
128
blmnde, yapsalcln bu konudaki tutumunu kesin bi-
imde belirler. Yapsalclk, idealizm ve biimcilik arasnda
bir kavram kargaas yaratlyor, oysa yapsalcln gerekirci ve
gereki bir esin tadnn aka anlalmas iin, karsna
gerek bir idealizmin ve gerek bir biimciliin kmas yeter.
Levi-Strauss, insan dncesinin dnda ve grnebilen top-
lumsal bantlarn tesinde bir gereklikleri olduunu ne sr-
d yaplarn zmlenmesi iin yntem ilkesi nerir:
a) her yap, birbirlerine deiim yasalaryla bal, belirli
bir bantlar btndr.
b) her yap kendi oluturucu birimleri olan zgl e-
lerin bir bileimidir ve bu nedenle bir yapy brne indir-
gemek, ya da bir yapy baka bir yap araclyla ortadan
kaldrmak olanakszdr.
c) ayn dizgenin iinde yer alan farkl yaplar arasnda
yasalarnn aratrlmas gereken bir badam ilikisi var-
dr, fakat bunun doal evreye uyum salama srecinin ba-
arya ulamas iin zorunlu bir ayklanma dzeneinin sonucu
olduunu sanmak yanltr.
Levi-Strauss'a gre her toplumun tarih iinde yer aldn
ve deiime uradn gstermek iin bir sr kant aramaya
kalkmak hem gereksiz hem de bktrc bir itir, nk bu
apak bir gerektir(
4
). Tarih yalnzca, yok denecek kadar
az deiime yol aan ve bulunduu evrede sresiz olarak kalma
eilimi gsteren toplumlarn, souk tarihi deildir(
5
). Ayn
zamanda, etkileri birbirine eklendiinde ekonomik ve toplum-
sal bunalmlara yolaan geri dnsz bir olaylar zincirinden()
oluur. Claude Levi-Strauss, bu deiimleri aklamak iin alt-
yaplarn tartlmaz nclln bir dzen yasas olarak
benimser(
7
).
Hibir biimde, ideolojik deiimlerin toplumsal deiim-
lere yolatn ileri srmeye kalkmyoruz. Yalnzca bunun
tersi doridur. nsanlarn doa ve ekin arasndaki ilikileri
129/9
kavray biimleri kendi toplumsal ilikilerindeki deiimler ta-
rafndan belirlenir. ncelediimiz ey, maarann dibinde g-
zken glgelerden baka birey deil.(
8
)
Ve Levi-Strauss, sylenler ve yabanl dnceyle ilgili a-
lmalaryla, Marx'n tasan durumunda brakt styaplar ku-
ramna katkda bulunmak istediini belirtir(
9
). Bununla bir-
likte, bu kuramsal ilkelerin, Mythologiques adl yaptnn sonu
blmnde yazdklaryla ters dtn gryoruz: antik yu-
nan toplumunda, mitologya'nn yerini, bilimsel dncenin n
koulu olarak doan felsefeye brakmasna yol aan kkl ta-
rihsel dnm, yalnzca, orda ve o anda ortaya kmasndan
baka bir anlam tamayan bir tarihsel rastlant (
ta
) olarak yo-
rumlar. Her toplumu rgenleyen dzen yasasna boyun edii
sylenen tarih, yine de gerekirlilikten soyutlanm, Bat dn-
cesinin ve bilimin douu basit bir kaza durumuna indirgen-
mitir. Bu gei orada baka yerde olduundan daha zorunlu
deildi ve tarih n plandaki yerini koruyorsa bunu indirgene-
mez olumsalla borludur^
1
). Structures elementaires de la
Parente adl yaptnn bana Taylor'dan yapt alnty koyarak,
acl bilimin giderek daha kesin olarak vard sonu udur:
bir yerde yasalar varsa, her yerde yasalar var demektir diye
yazan Levi-Strauss, buna karn, tarihi rastlantsal olaylarn
birbirini izlemesi olarak gren grgclkle (ampirizm) ayn
konuma dmektedir.
Budunbilime dnersek, 'evrimcilerin, ayrntl bir ara-
trmaya ve gerek bir gzleme dayanmadan, A evresindeki bir
toplum B evresindeki bir topluma dnyorsa, B evresindeki
tmtoplumlarn A evresindeki toplumlarn evrimlemesiyle olu-
tuunu belirtmekle yetindiklerini' yazan iimizden biri, E. R.
Leach dir.(
12
)
Bylece tam grgc ilevselciliin konumuna dnm olu-
yoruz: deiimler tarihiye, yaplar budunbilimciye sav-sz
de, bunun nedeni olarak ne srlen, deiimlerin, srelerin
zmleme nesnesi deil, bir znenin belirli bir sremi kendine
130
zg yaay biimi (
1B
) olduu sav da, Levi-Strauss'un Marx'
tan ald, toplumsal yaplarn ve deiimlerinin dzen yasas
savyla kesin bir kartlk iindedir.
Bu noktaya nasl gelmitir? Ak bir biimde bavurduu
kuramsal ilkeler neden ilerlik kazanamam ve pratik dzle-
minde silinmi, yokolmulardr? Bu yazda Levi-Strauss'un ya-
ptn zmlemeye ya da bilimsel bilanosunu karmaya kal-
kmayacaz. Yine de, yaptnn iki alanda kkl bir dn-
me yol atn belirtelim: akrabalk kuram ve ideolojiler
kuram. Bu iki alandaki ilerlemeler ancak onun vard sonu-
larn ve dt yanlglarn yardmyla salanabilir. Yakn ak-
rabalarn kendi aralarnda evlenme yasa (inceste), topluluk
dndan ya da iinden evlenme kural (exogamie/endogamie),
amca ocuklarnn kendi arasnda evlenmesi ve ikici (dualiste)
toplumsal rgtlenme gibi teker teker ele alnp bir trl zme
ulatrlamam temel sorunlarn arasndaki .banty kurarak
tek bir olguya, evliliin bir deiim, bir kadn deiimi olduu
saptamasna dayandrarak aklam ve akrabalk ilikilerinin bi-
reyler arasndaki bir ilikiden nce topluluklar arasnda bir ili-
ki olduunu ortaya koymutur. Deiimin olanakl iki dzene-
i snrl deiim, ve genellemi deiim bulunduunu sap-
tayarak, aralarnda genellikle hibir tarihsel iliki bulunmayan
toplumlarn grnrde pek az ortak noktas olan akrabalk
dizgelerinin geni btnl iinde ortak bir dzen olduunu
bulgular. Bu bir deiimler dzenidir. Akrabalk dizgelerinin
biimleri nden yava yava oluturduu bu geni Mendeleiev
izelgesi, akraba evresini tanmlamakla yetinen akrabaln
karmak yaplarnn eiinde durur. E seiminin belirlen-
mesini ekonomik ya da ruhbilimsel trden baka dzeneklere
brakr(
14
).
Buna karlk, yapsal zmleme tarihi yadsmamakla
birlikte ona ulaamaz, nk bandan beri akrabalk dizge-
lerinin biiminin zmlemesini ilevlerinin zmlemesin-
den ayrr. Kukusuz bu ilevleri yadsd ya da bilmezlikten
131
geldii sylenemez, fakat onlar kendi gereklikleri iinde am-
lamaya yanamaz. Bu yzden, akrabalk ilikileriyle, tarihsel
olarak belirlenmi somut toplumlar niteleyen toplumsal yap-
larn gerek eklemleni sorunu hibir zaman zmlenmemitir:
Levi-Strauss bu somut verilerin iinden akrabalk ilikilerinin
biimsel dizgesini ortaya karmakla yetinir; onu i mant
asndan inceler ve benzer ya da kart fakat farkllklaryla
birlikte ayn deiimler kmesine ilikin baka biimler le
karlatrr.
Bu anlamda, Levi-Strauss'un, ilevselcilere kart olarak,
hibir zaman somut toplumlar incelemedii ve onlar farkl-
lklar ve ikarmaklklaryla ele almad sylenebilir. Kuku-
suz bu sorunlar bilmezlikten gelmez, ama yine de onlar diz-
gesel bir biimde incelemez. rnein, Murdock'un inceledii
babaerkil kurumlarla en yksek ekinsel dzeyler arasndaki
bant konusunda yle yazar: Siyasal erkin ne kt top-
lumlarda, siyasal yetkenin eril niteliiyle soy zincirinin anaerkil
niteliinin yaratt ikili durumun sremeyecei dorudur. Si-
yasal rgtlenme evresine ulam toplumlar babaerkil hukuku
genelletirme eilimi gsterirler.(
15
)
Siyasal rgtlenme evresi kavramndaki belirsizlie kar-
n, Levi-Strauss'un, akrabalk ilikilerinin artk belirleyici ilevi
bulunmayan, bu ilevin siyasal ve ideolojik ilikiler tarafndan
yklenildii toplumlarn tarih sahnesine k sorunuyla kar-
latn gryoruz. Bu durum neden ve hangi koullarda ortaya
kar? Babaerkil hukuk neden bu yeni toplumsal yapya daha
uygundur? Levi-Strauss bu sorular yantsz brakr. Akra-
balk dizgelerinin ve evlenme kurallarnn e seimini hi et-
kilememeye ya da ok az etkilemeye balad toplumlarn hangi
koullarda olutuunu da aklamaz. Bu toplumlarda zengin-
liin, parann, eyizin, toplumsal katmanlamann (hiyerari)
e seiminde belirleyici bir ilevi olduunu belirtmekle yetinir;
ama nasl byle olmutur? Niin tarih? Tarih bir Marks iin
aklayc bir ulam (kategori) deil, tersine aklanmas gereken
132
bir ulamdr. Tarihsel maddecilik yeni bir tarih rnekesi (mo-
deli) ya da baka bir tarih felsefesi deildir. O hereyden
nce bir toplum kuram, toplumun idzeylerini eklemlenii,
bu dzeyler arasndaki aamal ve zgiil nedensellik stne bir
varsaymdr. Bu nedenselliin ve eklemlenmenin dzenek ve
biimlerinin bulgulanmasma olanak salad lde, markslk
gerek bir tarih biliminin aratrma yntemi olma niteliini ka-
ntlam olacaktr(
10
).
ncelememizi buna olanak verebilecek kadar derinletire-
bilmek iin, akrabalk biimlerinin yapsal zrnlemesiyle ya
da Amerika yerlilerinin sylenlerini biimsel dzgsnn dil-
bilgisel aratrmasyla yetinmemek gerekir. Bu yapsal zm-
lemeler gereksiz deildir ama yetersizdir. Zaten Levi-Strauss da,
bir akrabalk dizgesinin varlk nedenini, yalnzca yabanc k-
kenli bir etkenin dalmnda ya da tarihsel rastlantlarda arayan
tutumu hakl olarak eletirirken bu yetersizlii kabul etmek-
tedir:
Akrabalk dizgesi gibi ilevsel bir dizge hibir zaman da-
lma varsaymlarla aklanamaz. Onu uygulayan toplumunun
yapsnn btnne baldr ve dolaysyla zelliklerini gler-
den ya da d etkilerden deil bu toplumun ikin niteliklerinden
alr. (")
Toplumsal iliki biimlerinin ve dnce kiplerinin yapsal
zmlemesinin tesine gemek demek, insanbilimci ya da ta-
rihinin inceledii somut toplumlarda, toplumsal ilikilerin ve
dnce kiplerinin ortaya k ve deiim koullar ve. 'eklem-
lenme kipleriyle ilev ve biimleri arasndaki i balarn bulgu-
lanmasma olanak verecek biimde morfolojik bir zmleme
uygulanmas anlamna gelir. Ancak bu yolda kararl bir tu-
tumla ilerleyerek, maddeci aratrmaclarn yetersiz ya da ba-
arsz yaklamlar yznden bo braklm bu yzden de i-
levselcilikten ya da yapsalclktan yana olduunu syleyen ide-
alist dncenin ayrcalkl bir biimde yerletii bir alann
bilimsel zmlemesinin gelitirilebilecei umulabilir. Bu alan
133
ideolojiyi, buna bal olarak, toplumsal ilikilerin simgesel bi-
imini ve simgesel pratii kapsamaktadr.
Levi-Strauss'un Marx'n ardndan gelitirmek istedii ide-
olojiler kuramnda nasl bir ilerleme saladn baka bir y -
zmzda gstermitik(
18
). Amerikan yerlilerinin sylenleriyle ilgili
olarak, toplumsal, ekonomik ve doal evre gereinin bu sy-
lenlerde yansyan ve bu sylenleri, toplumsal ve maddi ilikiler
iinde yaayan insanlarn dncesi durumuna getiren tm e-
lerini titiz bir kesinlikle ortaya koymutur. te yandan, bu
toplumsal dnce biiminin, znde bir biimsel benzetiim
mantnn varln ve ileyiini, yani insan dncesinin dnya
stne akl yrterek, toplum ve doayla ilgili deneyimini e-
retileme ve dzdeimece'nin simgesel biimlerinde rgenletir-
diini aklkla gstermitir. Levi-Strauss kendisi bu yoruma
katlmasa da Yabanl dnce adn verdii tek bir terimle
iki ayr ierii birletirmitir. Bunlardan ilki doaya ilikindir,
yani dncenin benzetirim ya da daha genel bir deyile ede-
erlilik ilkesine dayal biimsel olanaklarn kapsayan yabanl
durumdaki dnce, anln yapsnn ve buna bal olarak
beynin dolaysz anlatmdr(
19
). kicisiyse, yabanl insanlarn
dnceshm yani, avclk, balklk, bal toplaycl, msr ya
da maniok ekimi gibi etkinliklerle uraan, srler ya da ka-
bileler biiminde rgtlenmi toplumlarda yaayan insanlarn
dncesini kapsamaktadr. Biim ve ieriin, yabanl durum-
daki dnceyle yabanl insanlarn dncesinin eklemlenmesi,
bu tasarmlarn ve onlara elik eden simgesel pratiklerin top-
lumsal ilevleri, bu ilevlerin ve ieriin deiimleri, ve bu de-
iimlerin koullar gibi can alc konular, Levi-Strauss'un ola-
anst kuramsal abasnn sonunda yine de eksik kalm, in-
celenmemitir. Sonu olarak, dncesinde bir boluk gibi duran,
dncenin dnda tutulmu bir dnce nesnesini andran ey,
toplumsal ilikilerin fetilemesinin temellerinin ve biimle-
rinin zmlenmesidir. Aslnda byle bir zmlemeye kalkan
markslarn da says pek fazla deildir. Oysa, yalnzca dinsel
134
ve toplumsal kurumlarn bilimsel aklamas deil, hereyden
nce toplumsal tabaka, kast ve snflarn ortaya k biim-
leri ve koullarnn, hatta eski snfsz toplumlarn tarihten si-
liniinin aklanmas bu zmlemeye baldr.
113/8
S Y L E N / K U T T R E N L K S
konusunda
- CLAUDE LEV -STRAUSS'A B R SORUP)
Dr. J acques LACAN
M. J ean Wahl'in konumam istemekle gsterdii incelik
karsnda sz almamak elimde deil.
ncelikle belirtmek isterim ki, Claude Levi-Strauss'un her
konumasn izleyiimde, bireyler renmeye alrm. imdi
bir soru sormaya kalkyorsam, bu kendi ilgi alanmca belir-
lenmi bir sorunla ilgilidir.
Byle bir soru sorma yrekliliini, Claude Levi-Strauss'tan
rendiim bir sr eyle ilgi alanmn beslenmi ve genilemi
olmasna borluyum. Bugn de buraya yeni eyler renme
beklentisiyle geldim: bu, sylenlerle ilgili bulgularndan sonra
yeni bir admn beklentisiydi ve imdi anlattklarna karn,
geriye yine de aklanmasn beklediim bir nokta kalyor.
Budunbilim ve toplumbilim alanndaki aratrmalarn yal-
nzca byle bir yaklama indirgemek istemediimin anlalaca-
n umarak, konumasnda asl ilgimi eken noktay zetlemeye
alacam. Bu dilbilimdeki anlamyla gsterenin ilevinin
vurgulanmasvc. Bu anlamda, gsteren yalnzca kendi yasala-
ryla belirlenen bir terim olmakla kalmayp, yasalarm kabul
ettirdii gsterilene oranla da belirli bir stnlk kazanmaktadr.
Claude Levi-Strauss, simgesel yapnn, grnr bantlar
egemenlii altna ald alan birok rnekle gstermektedir.
Kolayca ve herkes tarafndan anlalabilmek iin bunu yaklak
biimde aklamaya alacam. Levi-Strauss, akrabalk yapla-
rnn, aklamasn son zmlemede bileim izgesinin (combina-
136
toire) olaslklarnda bulan bir diziye gre dzenlendiini or-
taya koydu. Bileim izgesinin aa yukar tm olanaklar,
yeryznde rastlanan yaplarn somut btnl iinde gerek-
lik kazanrlar. Bunlarn bazlarn, kullanmlarnn yol at bir
tkanma yznden artk bulamayabiliriz. Ayrca, Fourier'nin
ok cretli kurgusal doa dizgesi nasl nceden sezme yetisine
dayanyorsa, Claude Levi-Strauss da dilerim bu yaptm
karlatrmadan alnmaz bir snflama dizgesinde boluklar
varsa, bunlarn birgn bulunup doldurulmasn beklemek gere-
keceini kabul edecektir.
Sonu olarak, bir yapy olanakl klan gsterene zg ne-
denlerse, bir deiim biimini olanakl ya da olanaksz klan da
tmyle aritmetik nedenlerdir. Aritmetik terimini yadrgama-
yacanz umuyorum.
Bugnk konumadan nce atm olduum ikinci adm da
Levi-Strauss'un gelitirdii Sylenbirim (mythme)(
21
) kavramna
borluyum. Bu terimi, gsterenin vurgulanmasyla sylen kavra-
mnn bir alm olarak ele alyorum. Sylenlerin zmlen-
mesi (nasl dil dzeyinde sesbirimleri ele alyorsak), bu anlam
tayan birimlerin aratrlmasna dayanmaktadr. Bylece ge-
nelletirilmi bir dilbilime ularz.
Beni en ok etkileyen, Levi-Strauss'un sylenbirim teri-
mine daha ilk yaklamlarnda son derece gelimi zmler
getirmesi oldu. Hereyden nce, kout sylenlerdeki trde bi-
rimleri saptamamza olanak salayan dizileme (seriation)(
21
)
yntemini gelitirdi. Bu yntem, Yunan Mitologyasmdsn arta-
kalan bilgilerin dzenlenmesinde, rnein kahraman soylar
arasndaki ilikilerin artsremli bir incelemeyle ortaya konma-
snda geerli olmaktadr: Oidipus'un kuandaki olaylarla, Ete-
okles ya da Polinikeus'unkiler arasnda, aratrmacnn kesin-
likle denetleyebilecei deiim kiplerine dayanan bir trdelik
saptanabilmekte, yani ilk kuakta ortaya kan elerin kme-
lenmesinin ikinci kuakta da deiime uram bir dzenlemeyle
yinelendii ortaya konabilmektedir. Demek ki sylen, saymaca
113/8
olmaktan uzaktr ve her iki dzeyde de, birbirine terim terime
denk den eit bir tutarllkla karlarz.
Bu yaklamn gsterdikleri benim iin byk bir deer
tamaktadr. Levi-Strauss'un da bildii gibi, onun bulgularnn
oluturduu ereveyi saplant nevrozunun belirtilerine, ve zel-
likle de Nevrozlunun Bireysel Syleni adn verdiim bir ko-
numamda, Freud'un Fareli Adam{rneinde yapt -
zmlemeye uyguladm. Bu rnei, Levi-Strauss'un u zmle-
mesine dayanarak biimselletirdim: a. b.yle; c. d.yle badat-
rl rsa ikinci kuakta bu terimlerin herblri eleriyle birlikte
deiime urar, fakat drt terimden birinin hilenmesi biiminde
bir kalnt varln srdrr ve bu terim kmesinin deiiminin
zorunlu bir bantsn oluturur. Bu denklemin zm aslnda
-sylen sorununun tam olarak zlmesinde bir olanakszln
gstergesidir. Grld gibi, sylen bir sorunsaln anlam ta-
yan biimde denklemletirilmesini gsterir. Bu sorunsal ka-
nlmaz olarak baz olgular yantsz brakr; zmsz kalan
-eyi. zmszl gstererek yantlar, olanakszn gsterenini
retir (zaten sylenin ilevi de budur).
Bugnk konumadan sonra, yine eskisi gibi bir ilerleme
gstermi olduum umudunu koruyabilecek miyim?
Bugn de, btnyle ayn dzeyde bir gsteren deiim
dizgesine tank oluyoruz. Fakat, Claude Levi-Strauss'un gster-
diiyle birok meslekdamn zmleme biimleri arasndaki
kartl vurgulamadan geemeyeceim. Bu meslekdalanmm
da, M. Metraux'nun Gney Amerika'da rastlad birtakm in-
sanlarn kompleksleriyle ilgili olarak anlatt eylere kskanlk
duymalar iin bir neden yok. Yine de M. Metraux'nun bu
olaylara nerede rastladn bilmek isterim ama yalnzca mera-
kmdan dolay; nk btn hastalarmda bu belirtileri gz-
lemleyebilirsiniz. Baz durumlarda erkeklerin de gebe kalmak-
tan kayg duyduklar ok dorudur, bunun iin ecinsel olmaya
da gerek yok. Byle bir kayg duymak iin pek ok neden bu-
lunmaktadn. Sz konusu olan, insan ad altnda varolu ser-
138
venine atlan bu zel yaratn bantlarnn devinim iindeki
konumundan baka birey deil. Btn olas kayglar bu ko-
numa ilikindir. Gsterenlerin, bu olaslklar dizilemeye, r-
genlemeye ve aralarnda seim yapabilmeye yaradklarn sy-
leyebilirim. Ruhzmleyimin de budunbilimin de dayandklar
temel budur. M. Metraux burada rastlayabilecei bir duruma
Gney Amerika'da rastlamtr; demek ki byle bir durumla
karlamak iin o kadar uzaa gitmeye gerek yoktu. Bir erkek
ocuk iin gebe kalma kaygs, bir gsteren dizgesinde gebelik
ilevinin kullanlmasndan apayr bireydir. O, bu dizgede bir
rol almak, bir ba gerekletirmek iin bulunur ve baka bir-
eye dntrlebilir. Bu baka nitelikteki ey, insan 'pathos'u-
nun btn karmaas ve kayglaryla anlamn bulduu yerdir.
Burada bizi ilgilendiren, gsteren dizgesinin bir rgtleyici
ve btn bunlarn iskeleti olarak eilimleri, temel noktalar,
geri dnleri, katlmlar ve bor oyununu belirlemesidir.
Bugn, Levi-Strauss'un konumasndan sonra, artc bir
olguyla karlayoruz. Sorumun asl anlam da burada yatyor.
Journal of American Folklore dergisindeki, sylenin yaps(-
;:
)
stne yazsnda ne srd yaplanma ilkesine oranla bir geri
dn gzlemlediimi sanyorum. Bu konumada rnein, az
nce sz ettiim deiim formllerini gremiyorum. Burada,
dngsel bir biimde ikier ikier kmelendii grlen l bir
bileim sz konusu. Sylenin oluturucu ilevinde, d gerekten
geldii anlalan yeni bir enin arlk kazandn syleyece-
im. Bana yeni olarak grnen bu ge beni aknla dr-
yor demeyeceim ama en azndan bu soruyu sormama neden
oluyor.
Baka terimlerle sylersek, bir topluluun sylensel yapla-
rm belirleyen etkenlerin, komularnn toplumsal yapsyla ken-
disininkiler arasndaki bir tr yansma bantsnda aratrlmas
grn; topluluun ekonomik ilikiler tarm, gebelik gibi
139
>
olgular yznden toplumsal yaplannda eksik kalan enin
diin kurduu varsaymna dayandrdnz sanyorum.
Burada bir tr simgesel btnleyicilik ilevinden sz edile-
bilir. Aslnda d terimini, gerek dsellik (onirisme) anlamn-
da kullandnz sanmyorum. Bu terim daha ok, sylende dile
gelen bir tr toplumsal Bovarysme niteliinde. Bir topluluun
syleninin sapkn niteliini oluturan eyi, komu topluluktakinin
bir yanss, imgesi ya da bir lgn (serap) biiminde tasarlyorsu-
nuz. Sizce, yaplabilecek en son aklama bu mudur? Btn,
bunlarn nasl genelletirilebileceini merak ediyorum. Yoksa,
yayla yerlilerinin oluturduu bu darnk, irili ufakl uygarlklar
btnnn her eyin ayn tutarl evrenin bir paras olduu
ve herbirinin bir eksii gidermeye alrcasma bir tr uzman-
lamaya yneldii geni bir kmeden baka bir ey olmadn
m dnyorsunuz? Ksacas, size bu soruyu sormama neden
olan, ilkel toplumlarn son derece snrl somut yapsyla, ak-
lam olduunuz, gsterenin ilevi arasndaki bant stne d-
ncenizi anlama abasdr. Simgesel ve imgelemsel diye adlan-
drdm eyler arasndaki uyumu sizin nasl saladnz da
renmek istiyorum. mgelemsel nedenlere ynelmeden nce,,
simgeselin dzleminde de ayrntl duracanz umuyordum. Bil-
mem sorumun anlamn iletebildim mi?
M. LEV - STRAUSS
Temel bir sorunu dile getirdiiniz iin size teekkr ederim.
Konumamn sz ettiiniz blmn ksaltarak sizi d krkl-
na urattmiin de zr dilerim. Fakat, sayn bakana konu-
mam yarm saatla snrlayacama sz vermitim. Yine de bana
ayrlan sreyi be on dakika getiimi sanyorum. Sorunu bt-
nyle biimsel olarak ilemeye kalksaydm, tahtaya simgeleri
yazmak, anlamlarn tanmlamak, vb. iin zaman yetimeyecekti.
Bu noktay belirttikten sonra, bugnk sorunun baka a-
140
lmalarmdakinden biraz daha farkl olduu konusunda sizinle
ayn kany paylatm syleyebilirim. Szn ettiiniz yazda,
ayn sylenin deikeleri arasndaki bantlar sorununu ortaya
koymu ve her deikenin komu deikelerde bulunan elerin
bir deitirim kmesince zmsenebileceini gstermeye al-
mtm. yle ki, her sylen elerin bileim olanaklarn tke-
tinceye kadar ilerler, geliir ve yeni deikeler dourur.
Bugnk sorun biraz farkl. Konumuz, sylenbilim ve kut-
trensel arasndaki ilikilerle ilgili; yani sylenin tasarm, kut-
trenin edim dzeyinde gerekletii gerekesiyle imdiye dek
yan izilmi bir sorunla... Oysa insan hem dnen hem devinen
bir varlktr. Dolaysyla bu her iki biimde kendini da vur-
masndan daha doal bir ey olamayaca sylenmektedir. Fakat
bu savn doru olabilmesi iin, kuttrensel edimlerin gerek
edimler olmas yani bir sonuca ulamas gerekir.
Az nce gsterenden ve olanakszdan sz ettiniz: eer kut-
tren bir sonu dourmuyorsa bu, onun yapay edimlerden olu-
tuu biiminde yorumlanabilir. Yani somut bir sonu dour-
may deil de, bir anlam dayana oluturmay amalayan edim-
ler.. Bu adan bakldnda, hem sylen hem kuttren dzle-
minde iki ayr gsterge dizgesi, iki ayr dzg sz konusu gibiy-
se de, aslnda tek bir dzgyle karlayoruz: syleni bir st-dil,
kuttreni de kout-dil olarak niteledim, ama her iki durumda
da sz konusu olan dildir. O zaman neden iki dilden sz ediyo-
ruz? Ortaya koymaya altm sorun bu. Sylen ve kuttrenin
birbirlerince zmlenmelerinin; bir toplumun sylen biiminde
gerekletirdii bileim tr n, komu topluluun kuttren bii-
minde gerekletirmeyi semesine dayandn kantlayarak bu
sorunun zmne yaklaabileceimize inanyorum. Bu farkl
seimlerin ortaya kma nedenleri, simgesel yorumlamann zne
dokunmayan artk-nedenlerdh ve bu topluluklarn kendine zg
tarihsel gemilerine ilikindir. Tm bunlarn, daha nceki var-
saymlarla elitiini ya da bir gerilemenin sz konusu olduunu
sanmyorum. Tersine, onlar daha da yaygnlatrmak ve geli-
141
tirmek olanan da bu noktada gryorum. nk yapmaya
altm ey, simgeselin krallna kuttren lkesini de kat-
maktan baka birey deil.
Dr. J acques LACAN:
Bu da, bu simgesel dizgelerin btnyle greceli oldu-
unu bir kez daha vurguluyor.
142
T O P L U M B L M V E
T O P L U M S A L M A N T I K(
24
)
Roland BARTHES
Geriye yntem sorunu kalyor. Nedir sz konusu olan?
Bir toplumun snflandrma dizgesini ya da dizgelerini bul-
mak(
25
); her toplum, nesneleri kendine zg bir biimde snf-
landrr ve bu biim de, o toplumda anlksal olarak kavranabi-
lirliin (intelligible) snrlarn izer. Eer toplumbilimsel -
zmleme yapsal olmak zorundaysa, bu, nesnelerin kendilikle-
rinden yaplanm olmalarndan deil, toplumlarn onlar dur-
makszn yaplatnnalarmdan dolaydr(
2C
). Snflandrma bilimi
(taxinomie) bir styaplar toplumbiliminin bulgu reten rnek-
esi olarak nitelenebilir. Oysa snflandrma biliminden genel
bir bilim olarak szedilemez. Kukusuz belirli alanlara zg
snflandrma bilimleri vardr (botanik, zoolojik, mineralojik).
Fakat bu snflamalar sre iinde snrl olmalarndan baka
(bu da snflandrma biimlerinin tarihsel ve ideolojik niteliini
aka gsterir, hatta oluturulmas gereken bir biimler tarihi,
bunca nemsenen, ieriin tarihinden daha retici olabilir),
bizim kitle toplumumuz dzeyinde gzlemlenebilmi de deil-
dirler: bir toplumun rettii saysz nesneyi nasl snflandrd-
n, birletirdiini, bltrdn ya da karlatrdn bil-
miyoruz, ama bu nesnelerin retimi de dolaysz bir snflandr-
ma edimidir: demek ki nemli sayda zel alann snflandrma
143
bilimini oluturmak gerekiyor, fakat daha nemlisi, bu snf-
landrma bilimlerini snflandracak bir bilimin kurulmas: eer
gerekten bir kitle toplumundan sz edilebilirse, ya saysz nesne-
ye bulaabilecek bir rnek snflandrma biiminin, ya da birok
snflandrma biimi arasnda trdelik iletiiminin bulunduunu
varsaymak gerekecektir.
Snflandrmabilimi aratrmasnn gn na karabi-
lecei snflandrmalar hangileri olabilir? Bunlarn, saduyunun
nerdii snflandrmalarla zde olmalar iin hibir zorunluluk
yok. (Ayrca, saduyunun snflandrmalar da kendine zg
bir anlam tar). Gnmzdeki yiyecekleri ele aldmzda, bu
rnleri aklc bir tiplemeye gre snflandryoruz: bir yanda
yemiler, br yanda ikiler, vb.(-
7
): bu szel ve tembel bir
snflandrmadr (kk-terimin bulunduu heryerde kmeler be-
lirleyen dilbilimsel bir tipleme); fakat Cl. Levi-Strauss'un gs-
terdii gibi baka kmelenmeler de ortaya konabilir: belirli bir
alglama mant da, bir yanda yaban kiraznn, kanelin,
vanilyann, xeresin, br yanda Kanada aynn, lavantann,
muzun oluturduu kmeler kuracak, bylece her kmede
ortak bir ge (birinde aldehitler, brnde esterler)(
28
) sapta-
yan kimyasal zmlemeyle ayn sonulara ulaacaktr. Top-
lumsal bir snflandrma biliminin somut grevi de, bir toplu-
mun tkettii nesnelerin oluturduu dizgeleri dildeki yansma-
laryla, dilin tesinde, hatta bazan dile kart biimde olutur-
duklar dizgeleri bulgulamaktr. imdilik, yiyecekleri tasar-
lama dzenimiz konusunda birey bilmiyorsak da(
29
), renkler
baz gzlem olanaklar sunar. Levi-Strauss bu konuyla budun-
bilimsel adan ilgilenmitir(
;
') ve grleri moda metinlerinin
anlambilimsel zmlemesiyle tam bir uyum gsterir. Gn-
mz modas, ok sayda renk kullanyormu grnm yarat-
masna karn, aslnda anlaml iki renk kmesine dayanmak-
tadr: belirgin renkler (bunlar gnlk dilde renkli diye nitele-
nenlerdir) ve ekimser renkler. Bu kartla dayanarak, anlk
ayn rengi de ayrtrabilir; rnein parlak ya da soluk bir si-
144
yahtan sz edebilir; anlam tayan da bu kartlktr (rnein
siyal/beyaz kartl deil).
Grld gibi, anln kavrama yetisi bu kendine zg
ulamlara bal. Dolaysyla, bu ulamlarn bulgulanmas byk
nem tayor. Byle bir adan bakldnda, Cl. Levi-Strauss'un
yntembilim alanndaki byk katks biimcilik tabusu'yla
att lde de en byk direnile karlaan ieriklerin
biimini ortaya karma abasdr. Yalnzca budunbilimin deil,
toplumbilimin geni bir kesimi de bu sorunla ilgilendii l-
de alglanabilen somut nesnelerle, bunlarn dnda kalan-
lar (dnceler, duygular, inanlar vb.) arasndaki ilikileri simge
biiminde tanmlar (bu, toplumbilimcilerin benimsedii bir te-
rimdir); oysa simge, gsteren ve gsterilenin tek balarna olu-
turduklar bir bileimdir, aralarndaki edeerlilik ancak de-
rinliine (dikey biimde) kavranlabilir: her biim zgl bir
ieriin (rnein bilind bir archetype) az ok benzetirime
dayal bir somutlamasdr. Levi-Strauss'un zmlemesi, st-
yap/altyap arasndaki ilikinin bu dikey grnmnn yerine,
biimlerin kendi aralarndaki ilikisinin yatay grnmn ge-
irir. Levi-Strauss'u izleyerek, belirli bir toplumun biimlerinin
ayrc zelliklerini ve bu zelliklerin belirli trdelik evrele-
rine gre nasl bir iliki iinde olduklarn incelemek gerekir(
!!1
).
Ancak bylece, toplumun blk prk hem benzetirime
dayal hem de yeri ve zaman belirsiz grnmleri yerine,
biimsel ilevlerin yaplanm btnne ulalabilir ve simgeler
toplumbilimi yerini gstergeler toplumbilimine brakr. Simgeye
kart olarak, gsterge bir ierikle benzerlie dayal, hatta
bir bakma doal ilikisiyle deil de bir farkllklar dizge-
sindeki yeriyle tanmlanr (dizisel dzlemde kartlklar, dizim-
sel dzlemde balamlar). Bir toplumun, geree, kendi gerek-
liine vurduu damga bu gstergeler dizgesidir. Baka deyile,
alglanabilen somut nesnelerin dolaym (mediation) da, tekil
imge (simge) dzeyinde deil, genel bir biimler dizgesi (gster-
geler) dzeyinde gerekleir. Levi-Strauss'un budunbilimi, bir
l A ^/ m
toplumsal-mantk bilimine, daha ak bir deyile gstergebilime
(simgeler bilimine deil) ulaarak, st-yaplar toplumbilimim
herzaman tedirgin edegelmi bir soruna cepheden saldrya ge-
er: bu da, bir toplumun, gereklik ve kendi gereklik imgesi
arasndaki dolaym sorunudur. imdiye kadar, bu dolaym ol-
duka s bir biimde ele alnmt; dialektie bavurmalar da,
tarihsel yaklaml toplumbilimlerin, toplumun kollektif imge-
sini gerein benzetirimine dayal bir rn olarak tasarlama-
larn engellemedi. Bunun arkasnda yatan dnce, her ie-
riin kendi biimini dolayszca belirledii savyd. Cl. Levi-
Strauss, buna kart olarak, toplumun oluturduu dolaymsal
biimleri btnl iinde tanmlamay ve benzetirime dayal
nedensellik dizilerinin yerine, trdelie dayal anlamlayan diz-
geler geirmeyi nerir. Herhangi bir klann u ya da bu hayvan
totem olarak benimsemesinin nedenlerinin (simgesel dolaysyla
benzetirim sorunu) uzun sredir bir sonu elde edilemeden
aratrlmasna karlk, Levi-Strauss, klan ve hayvan deil,
klanlar aras ve hayvanlar aras balantlar karlatrmay ne-
rir; klan ve hayvan silinir, onlarn yerini gsteren ve gsterilen
alr: bu bantlardan birinin rgenlenimi brn anlamlar ve
anlam bantsnn kendisi de onu oluturan somut toplulukta
yansmasn bulur. Buna benzer biimde (yalnzca byle bir
yntemin ada verilere uygulanabilirliini gstermek iin)
Krallkla ilgili gncel imgeler trnden bir tasarmlar dizgesi
rnek olarak alnabilir. Byle bir dizgede, her rol dorudan
doruya ruhsal ya da toplumsal bir archetype (Kral-ef-Baba)
e gnderme yapmaz, ancak krallk sosyetesi dzeyinde (ge-
ni aile ya da gens) biimsel bir roller dizgesi olarak ele
alndnda anlamn bulur("
2
)
En az iki alanda (anlambilimsel alanlarn zgll ve
ayrc zelliklerin biimsel zmlemesi konularnda), Levi-
Strauss'un budunbilimsel aratrmalar iin nerdii toplumsal-
mantk gerekli deiiklikler yaplarak (mutatis mutandis)
toplumbilimin alanna giren kitle toplumlarn kapsayacak bi-
1/1A
imde geniletilebilir. Geriye bu mantn biimsel doasn in-
celemek kalyor. Claude L6vi-Strauss bu konuda dilbilimsel
rnekeyi izleyerek, znde ikicil (binaire) bir mantn geerli
olduunu dnmektedir(
;3
). Bu varsayma gre anlk, kart
terim iftlerini oluturur (belirgin/belirsiz trnden); fakat bu
kartlklarn tz duraan deildir ve insanbilimsel adan bir
deer tamaz: bir toplum siyah ve beyaz, baka bir toplum
parlak siyahla soluk siyah kar karya getirebilir. kicillik
(binarisme) ekici bir mantksal varsaymdr; sesbilimdeki, si-
bernetikteki, hatta fizyolojideki baarsn biliyoruz(
;;4
). Buna
karlk, belirli alardan da snrl kalmakta, baz dzenlemelere
gereksinim duyulmaktadr. rnein, Andre Martinet sesbilim-
sel kartlklarn ikicilliinin evrenselliini kabul etmez. Roman
J akobson da, (a/b) ikicil kartl izgesini iki tr ev-terimin
eklenmesiyle btnler: bir yansz terim (ne a ne b) ve bir karma
terim (hem a hem b). Cl. Levi-Strauss bile, yansz ya da sfr
derece"
5
) ad verilen terimin nemini kabul eder. yle bir
soru sorulabilir (bu yalnzca bir dncedir, bir varsaym bile
deil): ikicil bir mantn egemen olduu sylenen, budunbilimin
nesnesi ilkel topluluklara karlk, toplumbilimin nesnesi, acl
toplumlar ya ana-kartlktan tretilmi terimlere bavura-
rak, ya da terim dizileri yani youn paradigmalar imgeleme ye-
tenekleriyle daha karmak bir mantksal ileyi gelitirmi
olamazlar m? acl toplumlara uygulanacak bir toplumsal-
mantn temel grevi, bu toplumlarn kendi gereklerini dn-
mek iin bavurduklar, ikicil, karmak, dizisel ya da baka
bir mantk trn en biimsel genelliiyle ortaya koymaktr.
Eer ikicil mantk karmaklayor ya da tmyle terkediliyorsa,
bunun birbirine kart iki nedeni olabilir: ya ada toplumlar
daha zgn bir mantn aray iindedir, ya da bu, gerek
(fakat rtk) bir ikicillii, sylemsel (discursive) akln grnm
ardnda bir gizleme biiminden baka birey deildir; bu du-
rumda aclln mantksal karmaasnn btnyle tarihsel bir
eyleme (reification) sreci oluturduu dnlebilir. lkel
toplumlarn kendi mantklarn doadan ekine gemek iin
kurmalar gibi, acl toplumlar da, mantklarn bulandrarak,
gnmzde birok ideolojiyi belirleyen, ekinselden doala doru
sylensel bir dnn ardnda gizlenmi olurlar. Eer durum
byleyse, biimsel zmlemenin de, toplumbilimsel aratr-
mann eletirel ilevini yerine getirememesi iin bir neden yok;
zaten o da kendi grevini, kitle toplumunun dnme biimleri-
nin, daha dorusu anlatlarnn ardnda, bu anlatlarn ilettii
ve bu dnme biimlerinin maskeledii toplmsal-mant or-
taya karmak olarak belirlemitir.
Biimcilik tabusunun, aydn evrenin geni bir kesimine
egemen olduu gz nne alnrsa, Levi-Strauss'un dncesinin
(ve dolaysyla anlksalln toplumbilimine katksnn), yklen-
dii sorumluluun nemi daha iyi anlalacaktr. Biimsel -
zmlemeyi tarihten ve toplumdan ka olarak niteleyen bir
sulama, biimin sorumsuz olduu nyargsn ierir. Oysa Levi-
Strauss'un btn ura, insan zgrlnn alann, imdiye
dek aratrlmas gereksiz, anlamsz ve kanlmaz olduu d-
nlen bir ilevler btnn de kapsayacak biimde geniletme
abasnda anlamn bulur. Yalnzca szn ettiimiz iki yaptn
gz nnde bulundursak bile(
36
), dncesinin devingenliini ve
ethikden yoksun bir bilim dnlemeyecei iin yksek
niteliklerinin, birok dzlemde kendini gsterdiini syleyebi-
liriz. Tarihsel dzlemde: Levi-Strauss'un, totemcilik dnce-
sinin tarihsel balamn tanmlay biimi, bir tarihsel toplum-
bilim rnekesi oluturur(
:7
). Toplumsal trebilim (ethik) dz-
leminde: Levi-Strauss'un gndeme getirdii toplumsal mantk,
anln, bu mant oluturan insanlarn amalarna kaytsz bir
oyunu deil, insanlarn nesneler arasndaki kopukluu ama
abasdr ve kartlklar, mantksal btnl engellemek
yerine reten etkenler durumuna dntrme amacn ta-
r.("
8
). Bu adan, toplumsal-mantk (doaya yabanclamann
da tesinde) toplumsalla yabanclam ve dnyay ancak bu
yabanclama araclyla kavrayabildi kitle toplumunun trel
dzlemdeki anlam belirsizliini zebilir. Lvi-Strauss'un ner-
dii toplumbilim, ekinsel dzlemde de anln edimlerine uy-
gulanabildii lde tmyle insana zg bir toplumbilim
niteliine kavuur: insanlara, nesneleri anlamlandrma yetkesini
sunar.
149
NOTLAR*
(1) Bu yaz, M. Godelier'nin <;Horizcn, Traj ets Marxistes en Ath-
ropologie adl kitabnn Levi-Strauss'la ilgili blmlerinden
derlenmitir, s. 104-106 ve 108-115/.N.
(2) Radcliff-Brown, African systems of Kinship and Marriage;
F. Nadel The Theory cf social Structure.
(3) E. Leach, Political Systems of Highland Burma, s. 26-27 (say-
fa numaral ar franszca baskya ilikindir, Maspero, 1972)
(4) C. Levi-Strauss, La Pensee Sauvage, s. 310
(5) C. Levi-Strauss, Entretiens avec Georges Charbonnier, s. 38.
(6) C. Levi-Strauss, La Pensee Sauvage, s. 311.
(7) agy. s. 173
(8) agy. s. 155.
(9) agy. s. 178.
(10) C. Levi-Strauss, Du Miel aux Cendres, s. 407.
(11) agy. s. 408.
(12) C. Levi-Strauss, Les Limites de la Notion de Structure en
Ethnologie, Sens et Usage du Terme Structure, s. 45.
(13) agy. s. 44.
(14) C. Levi-Strauss, Les Structures Elementaires de la parente,
s. I X.
(15) agy. s. 36 da, Levi-Strauss, Murdock'un Correlations of
Matrilineal and Patrilineal I nstitutions balkl yazsna
gnderme yapar.
(16) K. Marx, Otetchestvenniye Zapisky'nin yayncsna mektup
(1877) (Narodnik yneticilerden Mikhailovski'ye yant ola-
rak, Choukovski'ye gnderilmitir.)
(17) C. Levi-Strauss, Structures Elementaires de la Parente, s. 144.
(18) M. Godelier, Mythe et Histoire, Reflexions sur les Fonde-
ments de la Pesee Sauvage, Les Analcs, Tarih ve Yap
zel says, Austos 1971, s. 541-568; (bu yaz ayrca Horizon.
Trajets... cilt I I de yer almaktadr, s. 271-302/n.)
(19) C. Levi-Strauss, Le Totemisme Aujourd'lui, s. 130.
(20) Bu yaz, Societe Franaise de Psychanalyse'in, 26 Mays
1956 tarihli toplantsnda, J . Lacan'm C. Levi-Strauss'a y-
nelttii bir sorunun baz nemli blmlerinden ve Levi-
Strauss'un yantndan olumaktadr / .N.
(*) Daha ayrntl kaynaka iin bkz. s. 152
150
(21) Sylenbirim teriminin ve dizileme ynteminin aklamalar
iin bkz. s. 24 / .N.
(22) S. Freud, L'Homme aux Rats, Cinq Psychanalyses, s. 199-
324.
(23) C. Levi-Strauss, The tructural Study of Myth, J ournal of
American Foklore, Ekim-Aralk, 1955, cilt 68, say 270,
s. 428-444 (bu yaz Anthropologie Structurale'de yazarn ken-
disi tarafndan, ufak eklemelerle Franszcaya evirilerek ya-
ynlanmtr, s. 227-255/N.)
(24) R. Barthes, Sociologie et Socio-Logique, I nformati ons sur
les Sciences Sociales, Aralk, 1962, I . 4.
(25) Durkheim'n ngrm olduu gibi, toplumbilimin temeli
bir toplumsal-manta dayanr. C. L6vi-Strauss, La Pensee
Sauvage, s. 101.
(26) agy. s. 19.
(27) Bu, bakkal dkkannn zelliklerine uygun, tecimsel bir
snflandrmadr. Fakat, sper-market tr maazalarn or-
taya kyla, yeni bir snflandrma biiminin gelitii ak-
tr.
(28) La Pensee Sauvage, s. 20.
(29) R. Barthes, Pour une Psycho Sociologie de l'Alimentation
Contemporaine, Annales, Eyll-Ekim, 1961, s. 977-986.
(30) La Pensece Sauvage, s. 75.
(31) Le Tot&nisme Au'jourd'hui, s. 111.
(32) Kral ailesinin biimselletirilmesi, karizmatik roln rol-
lerin biimsel dalmna sayg gsterilmesi kouluyla krala
olduu gibi kralieye de yklenebileceini gsterir: Eliza-
beth-Philip ifti, ran ah-Farah Diba iftiyle trdetir.
(33) C. L6vi-Strauss, Pensee Sauvage'da ikicil kartlklarla ile-
yen ve simgeselliin ilk grnmlerine denk den bir man-
tn ortaya kndan sz eder. (s. 145).
(34) bkz. V. Belevitch, Langage des Machines et Langage Hu-
maine, s. 74-75.
(35) <(Mananm sfr derece olarak nitelenen simgesel deeri
konusunda, bkz. C. Lvi-Strauss, Marcel Mauss'un yaptna
giri, s. XLI X ve devam.
(36) La Penste Sauvage ve Le Totemisme Aujourd'hui.
(37) Le Totemisme Aujourd'hui, Giri blm.
(38) agy. s. 128.
113/8
K A Y NA K A ve Z t N
KAYNAKA*
ALTHUSSER, L.
Ideologie et Appareils Ideologiques d'Etat, Positions, Paris, Ed.
Sociales, 1976.
BACHELARD, G:
I dealismc Discursif, Recherches Philosophiques, 1934-35.
BARTHES, R:
Le Mythe Aujourd'hui, Mythologies, Paris, Seuil, 1957.
Sociologie et Socio-Logique, I nformati ons sur les Sciences So-
ciales, Aralk 1962, I , 4.
BELEVI TCH, V:
Langage des Machines et Langage Humaine, Paris, Hermann, 1956.
BELGE, M:
Tari hten Gncellie, istanbul, Alan Yaynclk, 1983.
BOAS, F:
The Religion of Kwakiutl, Columbia University Contributions to
Anthropology, cilt X, New York, 1930.
BONAPARTE, M:
Notes on the Analytical Discovery of a Primal Scene, The Psycho-
analytic Study of the Child, cilt I , New York, 1945.
CANNON, W. B:
Woodoo Death, American Anthropologist, cilt 44, 1942.
CLASTRES, P:
Entre Silence et Dialogue, L'Arc, 1968. (26).
CHARBONNI ER, G:
Entreticns avec Claude Levi-Strauss, Paris, Plon, 1961.
DEMETRACOPOULOU, D:
Some I ndian Texts Dealing with the Supernatural, The Re-
view of Religion, Mays 1941.
DORSEY, G. A:
The Pawnee: Mythology, Washington, 1906.
EYBOLU, I. Z:
Anadolu inanlar, stanbul, Koza Yaynlar, 1974,
Cinsel Byler, stanbul, Seme Kitaplar, 1979.
FLETCHER, A. C; MURI E, J . R:
Hako: A Pawnee Ceremony, 22. Annual Report, Bureau of Ame-
rican Ethnology, Washington, 1900-1901 (1904).
(*) Yalnzca kitapta ad geen yaptlar kapsamaktadr.
152
FREUD, S:
Au-Del du Principe du Plaisir, Essais de Psychanalyse, Paris,.
Pay ot (1963).
Nouvelles Confercnces sur la Psychanalyse, Paris, Gallimard, 1936.
Remaraues sur un cas de Nevrose Obsessionelle (L'Homme aux
Rats), Cinq Psychanalyses, Paris, PUF. 1954.
FOUCAULT, M:
L'Histoire de la Folie, Paris, Plon, 1961.
GODEL ER, M:
Horizo, Taj ets Marxistes en Anthropologie, cilt I , I I . Paris, Mas-
pero, 1973.
L'Appropriation de la Nature, Pensle, Nisan 1978 (198).
I nfrastructures, Societes, Histoire, Dialectiques, sonbahar, 1977
(21)
GLUCKSMANN, A:
La Deduction de la Cuisine et les Cuisines de la Deduction,.
I nformati ons sur les Sciences Sociales, Haziran 1965, 4(2).
HOCART, A. M:
Covenants, The Life Giving Myth, Londra, 1952.
HOLLMER, M; WASSEN, H:
Mu-I gala or the Way of Muu, a Medicine Song from the Cunas
of Panama, Gteborg, 1947.
J AKOBSON, R:
Standard Dictionary ef Folklore, New York, 1950.
Russian Folk Tales, New York, 1945.
LACAN, J :
Ecrits, I, I I , Paris, Seuil, 1966, 1971.
intervention dans la Discussion sur l'Expos de C. Lvi-Strauss
sur les rapports entre la Mythologie et le Rituel (Societe Franaise
de Psychanalyse, 26 Mays 19-56), Travaux et I nterventions, Alen-
on, Arep Editions, 1977.
LEACH, E:
Political Systems of Highland Burma, Harvard University Press,
1954.
LEV-STRAUSS, C:
Le Sorcier et sa Magie, L'Efficacite Symbol ique, Structure
et Dialectique, Anthropologie Structurale, Paris, Plon, 1958, 1974.
Les Structures Elementaires de la Parente, Paris, PUF, 1949; Pa-
ris-Lahey, Mouton, 1967.
Tristes Tropiques, Paris, Plon, 1955, 1973.
113/8
La Pensle Sauvage, Paris-Plon, 1962.
Mythologiques I : Le Cru et le Cuit, Paris, Plon, 1964.
I I : Du Miel aux Cendres, Paris, Plon, 1967.
I I I : L'Origine des Manieres de Table, Paris, Plon, 1968.
IV: L'Homme Nu, Paris, Plon, 1973.
Structuralism and Ecology, Barnard Alumnae, New York, lk-
bahar, 1972.
Les Limites de la Notion de Structure en Ethnologie, Sens
et Usages du terine Structure, Lahey, Mouton, 1962.
Entretiens avec Claude L6vi-Strauss, Charbonnicr, G.
I ntroduction l'Oeuvre de Mauss, Mauss, M.
LOWIE, R. H:
Plains-I ndian Age-Societies: Historical and Coraparative Sum-
mary, Anthropclojy Papers of the American Mutum cf Natural
Histcry, cilt XI , 1916.
MARDN, :
Din ve ideoloji, Ankara, SBF Yaynlar, 1969; stanbul letiim
Yaynlar, 1983.
MARX, K:
Lettre l'Editeur de Ottchesvenniy Zapisky, 1877, Godelier, Ho-
rizon...
MAUSS, M:
Scciologie ct Anthropologie, Paris, 1950.
MURDOCK, G. P.
Social Structure, New York, Mcmillan, 1949.
MURIE, J. R:
Pawnee Societies, Anthropology Papers of the American Mu-
seun of Natural History, cilt XI, 1916.
NADEL, F:
The Thcory of Social Structure, Londra, Cohen and West, 1957.
NORDENSK LD, E:
An Historical and Ethnographical Survey of the Cuna I ndians,
bkz. Wasscn, H. cilt X.
RADCLIFF-BROWN, A. R.; FORDE, D:
African Systems of Kinship and Marriage, Oxford University
Press, 1950.
RIFAT, M:
Genel Gstergebilim Sorunlar, stanbul, Alaz Yaynlar, 1982.
Prag Dilbilim evresi, Yazko eviri, 1982(6).
154
SAUSSURE, F de:
Cours de Linguistique Generale, Paris, Payot, 1916-1972. Trke
evirisi: Genel Dilbilim Dersleri, B. Vardar, Ankara, TDK, 1976.
SECHAYE, M. A:
La Realisation Symbolique, La Revue Suisse de Psychaalyse et
de Psychologie Appliquee, Berne, 1947(12)
STEVENSON, M. C:
The Zuni I ndians, 23. Amual Rcport of the Bureau of American
Ethnoogy, Smithsonian I stitution, Washington, 1905.
WASSEN, H:
Comparative Ethnographical Studies, Gteborg, 1938.
YCEL, T:
Yapsalclk, stanbul, Ada Yaynlar, 1982.
Yazn ve Yaam, istanbul, Yol Yaynlar, 1983.
D Z N
akl/akld (raison/deraison)
kartl, 27
Algonkin syleni, 114, 115
ALTHUSSER (Louis), 25
amca ocuklarnn kendi arala-
rnda evlenmesi (mariage des
cousins eroises), 131
anaerkil (matriarcal), 132
anasoyu (matrilineaire), 88
anlambilim (s6mantique), 15,
86, 110, 144, 146
anlambirim (semanteme), 24
anl am dayana (support de
sgnification), 141
anlamlayan dizge (systme sig-
ifiant), 146
anlk (esprit, intellect)/anlksal
(intelligible), 56, 101, 110, 118-
124, 143, 145, 147-149
Antik Yunan, 130
Arapho syleni, 114, 115
artk-bilgi (redondance), 81
artk-emek (surtravail), 19
artsremli (diachronique), 137
Athapaskan dil ailesi, 104
ayrc nitelikler (ecarts diff-
rentiels), 119, 145, 146
babaerkil (partriarcal), 132
babasoyu (partrilineaire), 88
BARTHES (Rolar.d), 13, 25, 26,
143-149
balatm etkisi (propriete in-
ductrice), 77
BELGE (Murat), 26, 27
Bella-Bella syleni, 103-108
benzetirim (ana'ogie), 13, 134,
145, 146
155
biim (forme)/biimsel zm-
leme (analyse formelle), 17,
80, 91, 113, 119, 131, 132, 140,
143, 145, 148, 148
biimcilik (formalisme), 128,
129, 145, 148
biimselletirme (formalisati-
on), 17, 88, 138
bileim izgesi (combinatoire),
138, 137
bilinalt (subconscient), 21, 77,
79
bilin biimlendirme sanayi, 26
bilind (inconscient), 21, 22,
69, 72, 76-79
bireysel sylen (mythe individu-
el), 23, 74, 76, 78, 80, 138
Blackfoot kuttreni, 86, 90
BOAS (Franz), 44, 98
BOSCH (J erome), 69
Bovarysme, 140
budunbetim (ethnographie), 12,
16, 99, 102
budunbilim (ethnologie), 11, 16,
119, 136, 139, 144, 145
budunbilimsel gzlem (obser-
vation ethnologique) 100, 101
budunbilimsel soruturma (en-
quete ethnologique) 100-101,
146
by-duas (incantation), 58
CANNON (W.B.), 33-35
Chilcotin syleni, 104-109
cinsil rneke (modele ge-
nrique), 90
CLASTRES (Pierre), 27
Crow-Omaha akrabalk dizgesi,
88
Cuna yerlileri, 58
ada sylenler, 26-28
apraz-terim (chiasme), 109
evrebilim, doal evre (ecolo-
gie), 14, 100, 101, 108, 110, 113,
116-118, 123, 124
dalmclk (diffusionisme),
127, 133
deitirim (permutation) 82", 86,
88, 89, 91
DESCARTES (Rene), 123
deyibilim (stylistique), 65
dardan evlenme kural, dev-
lilik (exoganie) 12, 131
dardan evlenme yasa, iev-
lilik (endogamie), 131
dilbilimsel yaknlklar (affini-
tes linguistiques), kuram, 91
dizileme yntemi (methode de
seriation), 24, 137
dizimsel (syntagmatique), 145
dizisel (paradigmatique), 145,
147
doa/ekin (nature/culture) kar-
tl, 13, 27, 148
dolaym (mediation), 145, 146
dlt (phoetus), 62, 83, 84
dlyata (uterus), 60, 62, 63, 67,
70
dlyolu (vagin), 60, 63, 67
DURKHEtM (Emile), 81
duyumculuk (sensualisme), 120,
122
dsellik (onirisme), 140
dncecilik (idealisme), 99,119,
123, 128, 129, 133
dzdeimece (metonymie), 134
dzg (code) / dzgleme (en-
coder) / dzgzme (deco-
der), 21, 119, 120, 122, 133, 141
156
DZONOKWA (Kawaka, Sninik
adlar da verilen devanas),
kapak resmi, 103-106
eretileme (metaphore), 75, 77,
134
szel eretileme (metaphore
verbale), 75
iirsel eretileme (metapho-
re poetique), 77
esremli (synchronique), 15
sremli okuma, 24
etique/emique, 118-123
evrimcilik (evolutionnisme), 12,
127, 130
eyletim (manipulation), 63-65,
71, 75
eytiim, eytiimsel (dialectique),
81, 82, 91, 107, 146
falls (phallus, simgesel erkek-
lik rgeni), 22, 89
fetileme (fetichisation), 17, 20,
134
FOUCAULT (Michel), 27
FOUR ER (Charles), 137
FREUD (Sigmund), 23, 77, 138
gebe olan syleni, 83-84, 86,
89, 90
geiim (transfert), 73, 74
genel insanbilim (anthropologie
generale), 20
genellemi deiim (echange
generalise), 131
gerekircilik (determinisme), 18,
P, 102, 108, 113, 118, 129
GLUCKSMANN (Andre), 14
GODEL ER (Maurice), 17-20,
25
gndergeler dizgesi (systeme de
referents), 56
grgl (empirique), 12, 44, 99,
100, 113, 119, 121
grgclk (empirisme), 122,
124, 128, 130
gsteren/gsterilen (signifiant/
signife), 14, 21, 22, 52, 56, 72,
76, 136-141, 145, 146
gsteren dizgesi (systeme signi-
fi ant), 21, 138, 139
gsterge (sigre), 145
gstergebilim (semiotique, se-
miologie), 11, 28, 146
gstergeler dizgesi (systeme de
signes), 141, 145
hadm edilme kompleksi (comp-
lexe de castration), 23
Hako kuttreni, 88-SO
halkbilim (folklore), 82
HEGEL (G. W. Friedrich), 99,
101, 123
Hidatsa kuttreni, 86-88
ideoloji (dng), 15, 17-20, 25,
26, 62, 81, 107, 109, 110, 113,
119, 129, 131, 132, 134, 143, 148
ideolojik aygt (appareil ideolo-
gique), 26
ideolojik oluumlar (formations
ideologiques), 25-28, 102, 123
ikicilik (dualisme), 118, 122, 123,
131
ikicillik (binarisme), 119, 120,
122, 123, 147
ikileme (duplication), 81, 82
iletiim kuram (th6orie des
commnications), 11, 28
imgelemsel (imaginaire), 25,
tepki zmsemesi (abreaction),
21, 22, 74
tepki yinelemesi (adreaction),
21, 51-55, 73, 74
toplumsal-mantk (socio-logi-
que), 25, 146-148
totemcilik (totemisme), 13, 14,
146
trel, trebilim, ethik (ethique),
124
TROUBETSKOY, 91
trdelik (homologie), 13, 81,
121, 137, 144, 145
trev-terim (terme devrive),
147
usuluk (rationalisme), 123
ussalclk (mentalisme), 99, 119,
123
ussal yasalar (contraintes men-
tales), 18, 99, 101, 107, 110, 113,
116, 118
uygar/yabanl kartl, 27
nl/nsz sesbirim dizgeleri
(systfemes vocalique/conso-
nantique), 121
st ben (sur-moi), 22
st-dil (metalangage), 141
iist-yaplar kuram (theorie des
superstructures), st- yaplar
toplumbilimi (sociologie des
superstructures), 15, 27, 130,
134, 143, 146
varlkbilim (ontologie), 119
WASSEN (H), 58
Wintu lehesi, 50
yabanl dnce (pense sauva-
ge), 14, 18, 134
yakn akrabalarla cinsel iliki-
nin yasaklanmas (prohibiti-
on de l'inceste), 12, 131
yalanc kahraman (decepteur),
111
yansz-terim (terme neutre), 147
yap, yapsal zmleme (analy-
se structurale), 11, 15, 52, 78-
80, 120-123, 127, 128, 129, 131,
133, 137, 138
yap/olay kartl, 16
yapsalclk (structuralisme), 12,
123, 124, 127, 129, 133
yapsal dilbilim (linguistique
structurale), 11, 13, 86
yapsal eytiim (dialectique st-
ructurale), 91
yaant dzeyi/tasarm dzeyi
(ordre vecu/ordre conu), 15
yemek piirme sanat (art culi-
naire), 98
Y unan Mitologyas, 130, 137
Zuni yerlileri, 40

You might also like