Professional Documents
Culture Documents
Şiir değiştirir insanı. Bir okuyucu sevdiği şairi tanımadan başka, tanıdıktan sonra başka insandır.
Çok sevdiğiniz, hoşunuza giden şiirlerle ilk karşılaşmalarınız düşünün. Gece ise uykunuz
açılmıştır. Bir daha, bir daha okumak, ezberlemek, yakınlarınıza dinletmek istersiniz okuduğunuz
şiiri. Yaşama istekleriniz artmıştır. Bir coşku, bir katkıdır yaşamınıza. Artık değişmez,
zenginleşmiştir yaşamınız.
Çırağın ağzı burnu boya içindeydi. Onun on misli iş çıkaran ustanın parmaklarında boyadan eser
bile yoktu. Ara sıra çırakla şakalaşıyor, çırak sadece gülüyor. Gözünü fırçanın ucundan kıl kadar
bile ayırmamaya çalışıyordu.
“Her eserden yeni bir öz getirmesini, orijinal olmasını istemek hakkımızdır. Fakat etki altında
kalmak orijinal olmaya mani değildir ki...”Orijinalin tarifi taklit edilmeyendir.”
7.Aşağıdakilerden hangisi parçada vurgulanmak istenen düşünceyle aynı doğrultuda değildir?
A-Roma’nın en erişilmez devri Yunan etkisiyle doludur.
B-Bir yazar : “Geothe’yi okuyorum, çünkü etkileniyorum.”diyordu.
C-Şeyh Galip etki altında kaldığını gururla söylemiştir.
D-Klâsikler etki altında kaldıklarını itiraf değil, iddia edelerdi.
Sırtına bal sürüp tavus tüylerinin üstünde yuvarlanan ve sonra tavus meclisine girmeye yeltenen
meşhur karganın talihine güven yoktur. Böyle tipler, sahip oldukları yaradılış iradesinin dış
plânda taklitçisi, sahte özenişlerle, bilhassa şiir sahasında hemen enselenmeye mahkūmdurlar.
Hiçbir şairin, hiçbir sanatçının tek başına bir anlamı yoktur. Onun anlamı değerli, ölmüş ozan ve
sanatçılarla olan bağına göre ortaya çıkar. Ona tek başına değer biçemezsiniz; karşıtlık ve
benzerliklerini belirtmek için ölmüşler arasına yerleştirmeniz gerekir onu.
Geçen gün şiir defterimi karıştırıyordum. Fuzûli’nin bir beytini buldum. O beyti pek beğenmişim
ki defterime yazmışım. Fuzūli Divanı’nı da daha yeni okudum. Üç ay oldu olmadı. O beyti
büsbütün unutmuşum. Neden? Çünkü güzel bir söz ama gerçekten konusu yok, gerçekten manası
yok.
10.Yukarıdaki paragraftan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağıdakilerden hangisidir?
A--Yazar çok şiir okumaktadır. B-Yazar güzel bulduğu beyitleri not eder.
C-Fuzūli Divanı başarılı eselerden biridir. D-Konusu, anlamı olmayan şiirler unutulur.
Dün akşam gördüğüm oyun iyi miydi, değil miydi? Bir şey söyleyemeyeceğim. İyi olmasa da
tutmalıyız, övmeliyiz o oyunu, bizim de onun için Bir yandan da Türkçe ne yazılırsa, yermeye,
kötülemeye kalkıyoruz. Yazarlarımızı böyle boyuna kırarsak Türk tiyatrosu nasıl kurtulur?
Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü Türkiye Cumhuriyeti’dir. Fakat
yaptıklarımızı asla kâfi göremeyiz. Çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde
ve azmindeyiz.
12. Paragraftaki en belirgin duygu aşağıdakilerden hangisidir?
A- Heyecan B- Güven C- Övünme D- Sevinç
D Söz ola kese savaşı
Söz ola kurtara başı
Söz ola ağulu aşı
Bal ile yağ ede bir söz
F Arkadaşıma: “Şu sokaktan geçelim .“dedim. Şimdi çocukluğumun ve uzun yılların ardında
kalan yağmurlu bir sabah, son defa olarak çıktığım o sokaktan girecektim. Kaldırımda
oynadığım, uçurtma uçurduğum, cam kırdığım sokak, ilk arkadaşlık, ilk tatlı hayaller... Bir
masal dünyasına açılan kapının önündeymişim gibi tereddüt içindeyim. Bir iki adım sonra
bende yaşayan bir âlem ya yıkılacak ya devam edip gidecekti.
Ben her şeyden önce, yaşamış olduğuma delil olması için bir eser meydana getireceğim... Benim
için yaşamak, tek başına bir mutluluk değil, sürekli bir çalışma ve gayret demektir... Vaktinden
önce acılarla pişmiş bir meyveyim ki varlığımda toplanan lezzeti, şairin ilâhi kalbinde
göstereceğim.
16. Yazar “yaşamayı” nasıl değerlendiriyor?
A-Toplum değerlerine uygun şiirler yazmak biçiminde
B-Güzel eserler vermek için çaba göstermek biçiminde
C-Topluma kendini kabul ettirmek biçiminde
D- Hayatın zorluklarına göğüs germek biçiminde
Günlük hayatımıza gittikçe büyüyen ekonomik, sosyal ve politik boyutları ile girmekte olan çevre
problemlerine daha akılcı çözümler bulmalıyız. Bu nedenle çevrenin, insan, sağlık, refah ve
mutluluğunun temel unsuru olduğu bilincinin hem milli hem de milletler arası alanda yaratılması
gerekmektedir.
21. “Tarancı şiirlerinde, insan ömrünün gençlikten olgunluğa doğru giden akışında bin bir değişmeye
uğrayan duygular, heyecanlar, arayışlar kaynaşır durur. Özellikle gece, durgunluk, ölüm, yalnızlık, aşk,
sarhoşluk, hüzün, çocukluğa özlem...” paragrafında Tarancı’nın şiirleriyle ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A-Sevinç ve iyimserlik ön plândadır. B- Duygu ve heyecanlar iç içedir.
C-Çeşitli temalar işlenmiştir. D-Yeni arayışların izleri görülür.
Tiyatrosu olan bir memlekette, kötülükler, hatalar sürüp gitmez. Çünkü hayatın bir örneği olan
sahnede aktörler insanlığa ayna olurlar. Biz kendimizi onlarla görürüz. Onlar bize ne
olduğumuzu, ne olmak istediğimizi, ne olmaktan korktuğumuzu gösterirler.
“Yenilik getiren her büyük sanatçıda eskiye bakan bir taraf vardır. Maziyi inkâr ettiğiniz an
sanat kendiliğinden durur.”
23. Aşağıdaki atasözlerinden hangisi, paragrafta belirtilen düşünceyle çelişir?
A-Atalar sözünü tutmayanı, yabana atarlar B-Atanın sanatı oğula mirastır.
C- Eskiye rağbet olsa bitpazarına nur yağardı. D-Sanatı ustadan görmeyen öğrenemez.
“Oyun, çocukların ruhī eğitiminde önemli bir yer tutar ve gelişmelerini sağlar. Oyundan ve
oyuncaklardan mahrum bazı çocukların, gelecekte asık yüzlü, somurtkan ve çekilmez kişiler
oldukları görülmüştür. Oyunlar, aşırı olmadığı sürece çocuklar için vazgeçilmez eğlence
kaynaklarıdır.”
24. Parçada asıl vurgulanmak istene nedir?
A-Oyun ve oyuncaktan uzak bütün çocukların somurtkan olduğu
B-Çocuğun, hayatı bir oyuncak gibi gördüğü
C-Her türlü oyunun çocuklar için önemli olduğu
D- Oyun ve oyuncağın, çocuğun ruhsal gelişimi için gerekli olduğu