You are on page 1of 146

Paganizmin Dehas

M a r c A u g
D O S T

i
C u l t u r a
Bu dizi Mehmet Emin zcanm ynetiminde
Dost Kitabevi Yaynlan iin hazrlanmaktadr.
Rize 1976 doumlu. Lisanseitimini Hacettepe niversitesi Edebiyat Fakltesi Fransz Dili ve Edebiyat
Blronde tamamlad. Halen bir devlet kurumunda uzman olarak almaktadr. Auguste Comte un,
Pozitif FelsefeKurstan (Sosyal Yaynlar, stanbul 2001), Michel de Certeau'nun Gndelik Halatn Ke/
isimli eserlerinin evirisini yapmtr.
Erkan Ataay
Paganizmin Dehas
Marc Aug
(1935)
Fransz antropolog Marc Aug zellikle tekinin toplum iindeki
yerine ilikin almalaryla nldr. Togo ve Fildii blgelerinde uzun
sreli alan almalar yapmtr. cole des Hautes tudes en Sciences
Socialesde (Sosyal Bilimler Yksek Okulu) tez yneticisidir. Kentin ve
gndelik hayatn kltr tarihine ilikin ok sayda aratrmas bulunmak
tadr. Kitaplar arasnda unlar saylabilir: Thoriedespouvoirset idologie
(Gler ve ideoloji kuram, 1975); Pouvoirsdevie, pouvoirsdemort (Yaam
gleri, lm gleri, 1977); Symbole, fonction, histoire (Simge, ilev, tarih,
1979); Un ethnologuedans lemtro (Metroda bir etnolog, 1986); Non-Uewc,
Introduction uneanthropologiedela surmodemit, 1992 (Trkesi: Yer
Olmayanlar: stmodemliin Antropohjisine Girij, Kesit Yaynlar); Usens
des autres (tekilerin anlami,1994); Lesformesdeloubli, 2001 (Trkesi:
UnutmaBiimleri, Om Yaynevi) ; Le mtro revisit (Yeniden metro,
2008); La communautillusoire (Yanltc topluluk, 2010).
D
Auge, Marc
Paganizmin Dehas
ISBN 978-975-298*424-0 / Trkesi; Erkan Atooy / Dost Kitobevi Yaynlan
Temmuz 2010, Ankara, 287 sayfa
Antropoloji-Kltr Tarihi-Felsefe-Dinler Tarihi-Kaynoka
PA GA N ZM N DEH A SI
Marc Aug
DD
tatabevi
I SBN 978-975-298'424'0
Gnie du paganisme
MARC AUG
ditions Gallimard, 1982
Bu kitabn Trke haklan
Dost Kitabevi Yaynlanna aittir
Birinci Bask, Temmuz 2010, Ankara
indekiler
Franszcadan eviren, Erkan Ataay
Yaymahazrlayan, Mehmet Emin Ozcan
Teknik hazrhky Mehmet Dirican - Dost ITB
Bask ve cilt, Pelin Ofset Ltd. ti .;
vedik Organize Sanayi Blgesi, Matbaaclar Sitesi
588. Sokak No; 28-30, Yenimahalle / Ankara
Tel: (0312) 395 25 80-81 Fax: (0312) 395 25 84
Dost Kitabevi Yaymlar
Mqrwii)'et Cad. No; 37/4 Yeniehir 06420, Ankara
Tel: (0312) 435 93 70 Fax: (0312) 435 79 02
ivwiv.dostyayinevi.com * bilgi(cPdostyayinevi.com
Chsz
I
Din
1Dinin Snrlar
2 Bireyin Yaps: Pagan nsan, Hristiyan nsan
3 Sessizlikten Yanlsamaya: Nietzsche, Bataille, Freud
17
42
74
II
Pagan Figrler
4 Tanrlar ya da Doann Keyfilii
5 Kahramanlar ya da Anlamn Keyfilii
6 nsan vekizi: Toplumsaln Gereklilii
93
125
fS3
I I I
iaretlerin Anlam
7 Bedenin aretleri, Toplumsaln Anlam:
181
Dsel Byc, Simgesel Byclk
8 Anlamn tesinde; Gcn iaretleri
222
9 Kehanet areti ya da tekilerin Tarihi
240
Birey ve Yanlsamann Basamaklar
261
Kaynaka
278
nsz
Hristiyanlk daha gzel grndnde daha m az doru olacaktr? diye
kendi kendine sorar Chateaubriand, Gnie du Christianismein (Hristiyan
ln dehas, 1802) ilk sayfalarnda. Biz de ayn soruyu, paganizmle ilgili
olarak tersinden sorma niyetindeyiz; Paganizm, daha doru grndnde
daha az m gzel olacaktr?
Batnn tekilere bak, yalnzca estetik olmaya balad iin km
seyici olmaktan kmtr. tekilere ait nesneler (ilk bata da dinle ilgili
olanlar), mzelerimizi donattktan sonra, galerileri sarm ve sanat piya
sasn etkilemitir. lk Fransz etnolojisi, birka cesur dnrn dnya ve
insanlk ile ilgili anlaylarmn adeta temeli haline getirdikleri sona ermi
sistemlerin gzelliine duyarl olmutur. Chateaubriandda, ona Hristi
yanln gzelliklerini gstererek, Hristiyanlk bilincini uyandrmaya iten
hareketle netice itibariyle benzerlikler tayan bu hareketin ancak tasla
yaplabiliyordu: doa ve yaamla kaybedilmi bir ilikinin gemite pagan
bilincinde saf ve el dememi bir biimde bulunduu kesinlikle kavran
yordu; bir yaama sanat, bir grme sanat (ama batd tketicinin kaygdan
uzak akln kurcalayan temel nokta bu deil midir?) ; bizi ncelikle estetik
adan etkileyen tekiler rneinin gsterdii ve hl gstermekte olduu
ey te budur. Black is beautiful, Small is beautifulCsiyah, gzeldir,
kk gzeldir): bunlarn her biri, alternatif ilerlemenin/mutluluun
egzotik ifadesini, gzellik konusuna odaklayan son zamanlarn klie
laflardr. Bunun, deerlerin ve kltrlerin greceliliini hatrlatmak
dnda hibir doru taraf yoktur. Ksaca ya da gerekirse kkrtc olacak
biimde zetlersek, ilk nce nesnelerde ya da dans figrlerinde grlen,
elektronik olanaklarla oaltlm, hzlandrlm ve biimi deitirilmi,
eskiden bilinmeyen ritimlerde dinlenilen tekilerin hakikati, hakikat ile
kendi ilikimizin bizde uyandrd phenin glgesidir.
Bu olgu bu kadar yeni midir? Chateaubriand, zaten, Pascalin dedii
gibi kalbe duyarl Tanrnn varln, Paris salonlarnda olduundan
daha ok Amerika llerinde kabullenir; ve bu ller, akas, orada
bir vahiden daha fazlasyla karlatna gre o kadar da l deildir.
LEssai sur les rvolutions (1797) (Devrimler zerine deneme). Gnie du
Chriatianismede de bahsedilen. Amerikan gecesinin melankolik ihtiam
altnda Chateaubrianda uyumun ve dinginliin bir modeli olarak grnen
Kzlderili (iki kadn, st emen ocuklar ve iki savadan oluan) bir
ailenin anlmasyla sona erer; savalardan daha gen olann aka pa
gan olan ehresinde. Chateaubriand, ilk nce, Hristiyanln, aralarn
deilse bile amacn simgeledii ve bununla birlikte, ona gre, haklln
gsterdii bir fethin reddini okur: Yalnz gen adam srekli bir sessizlie
gmlmt; gzleri srekli zerimdeydi. Salarndaki siyah, krmz,
mavi renklere, kesik kulaklarna ve burnuna asl ve onu irkinletiren
inciye ramen, yznde cisimleen soyluluk ve duyarllk fark ediliyordu.
Beni sevmedii iin ne kadar da minnettardm! Avrupallarn, vatanna
yapt tm ktlklerin hikyesini yznden okuyabiliyordum (s. 444).
Ertesi gn, bir sr sessiz karlkl ilikiden sonra (Chateaubriand, beden
dilinin tm yerli uluslarda alacak derecede yaygn olduunun altn
izer) herkes, yine de birbirinden memnun bir biimde, tm kalpler
kar karya, ayrlr.
Sanat, jest, gzellik; tekilerin sessiz sz. Hristiyanln paganizmle,
Batnn tekilerin tmyle ilikileri ncelikle sessizlik ve yanl anlama
deneyiminden geer; yankdanmayan szler, szsz jestler, sama dav
ranlar, srprizler, hayal krklklan, kinler, aclar. Szn emperyalizmi
sessizlie son verecektir; misyonerler, Kutsal Kitap, din kitabn tercme
etmeyi, ne pahasna olursa olsun tercme etmeyi isteyecek kapasitede
olacaklardr. Ama bu kez, tercme ve arptma ayn ey olacaktr; nk
o zaman, nasd grnrse grnsn, sz konusu olacak olan, kutsal me -
10 PAGANZMN DEHASI
tinlerimizi dierlerine aklamaktan (bu durumda, bir tr tersine etnoloji
ile dierlerine mitlerimizin okumay teklif edeceiz) daha ok teki sz
daarcnn anlamn baka yne evirmek, baka bir deyile dier top
lamlarn kelimelerini ve anlamlarn onlardan koparmak olacaktr. Bir
pagan panteonu yesi, ona, bizim dediimiz gibi, Tanr dedirtmek iin
nasd dncesinden caydrlr? Hibir eyi yerinden oynatmadan her ey
nasl deitirilir? tekilerin ruhuna, teki ruhlara uygulanan yattrc
tplarn ikiyzl ve ebedi sorusu. dareciler ve grevliler, kendi paylarna,
zorunlu olarak tercmeye ve yorumlara bavurmann, yalnzca dolayl
iaretlerini fark ettikleri yanl anlamalar ne kadar artrdn her zaman
anlamamlardr.
Bu yanl anlama, bir anlamda, sorunlar gerektii gibi zmler. Hi
kimsenin kabul etmeyi arzulamad farkllklar maskeler; rk bildi
rilerde ya da evrimcilikle renklendirilmi bir halka ramen hal kl n
(paternalisme) yattrc szlerinde (bu szlerde iitilen yalnzca, indir
genemez farkllk, geici farkllk, farkllklara sayg duyma ya da uyum
salamadr) kolaylkla dile getirilemedikleri iin deil belki de sadece
farkllk olmadklar, beyazlarn dilinde saplant ya da d (ok elilik,
yamyamlk, byclk, cinlenme) grnmn de aldklar iin hi
kimse bu farkllklar kabul etmeyi gerekten istemez; farkllklarn cinsel
ve kansal yannn altn izen bu szckler sylenir sylenmez, zamanna
ve okuyana gre, fkrann, folklorun, sansasyon basnnn ya da psika
nalizin sz daarcnda yerlerini alrlar. Yalnzca etnoloji, bu szcklere
(tercme hatalar nedeniyle genelde bozuk olan) sosyolojik ve politik bir
anlam ykler. Ama etnoloji, bunu yaparken, farklln dnsel statsn
oluturmakta, daha dorusu, Chateaubriand slubunun ifade ettii u ift
ynl ve eliik duyguyu aklamakta baarl olamamtr; Paganizm ile
karlamada duygu hem aina bir gariplik hem de garip bir ainalktr'.
Her eyden nce estetik duygu; yanl anlalan ey kolay alglanr.
Bireysel bir izleyici iin, yaktk nesneler olarak maske ve heykelden, daha
ok, bir dilin, donmu, hareketsiz ve sessiz bir jestin hibir anlam yoktur
(bu anlamn bir ksm, bu nesnelerin ilevleri, mmkn olduu zaman,
incelenirse, ya da bu nesnelerin dnmleri, yine ayn koulda, zellikle.
NSZ 11
1) Chateaubriand, paganlarn, ilk Hristiyanlar, ateizm, ensest ve rivayet edildii
ne gre yeni doan bir ocuun etinin yenildii baz yemek merasimlerinden dolay k
nadklarnn altn izer (s. 466). Bu envanterde, yanl anlamann (niceliin kategorisi
ve tanr dncesi birbirine uygun mudur deil midir) dnda dlerin stratejik rol ka
bul edilecektir.
Lvi'Straussun [1979] telkin ettii ve yapt gibi, bu nesnelere ilikin
mitlerin dnmlerine kout olarak incelenirse kavranlacaktr). Ama
bu nesneler, izleyicinin, kendine yneltilmeyen ve dilini anlamad, bir
anlamn karl olarak algladn sand bir yapnn sadeliiyle kimi
zaman bozulmu bir mesajn estetik tercmesini seyretmesine (sessizliin
ve diyalog yokluunun u biimi) olanak salarlar.
yleyse Paganizm, ncelikle Hristiyanln tam kartdr; ve rahatsz
edici gcn, belki de kalcln tam da buna borludur. Deiik kip-
liklerinde, Hristiyanlktan ve onun deiik versiyonlarndan en az
noktada ayrlr. Dalist deildir ve ne ruhu bedenin ne de inanc bilginin
karsna koyar. Bireysel ve toplumsal yaamn rastlantlarnn yanstt
g ve anlam ilikilerine dsal bir kural olarak ahlak tahsis etmez. Bi
yolojik dzen ile toplumsal dzen arasnda, bir yandan bireysel yaamn,
iinde bulunduu toplulua ztln greceli hale getiren, dier yandan
da her bireysel ya da toplumsal sorunu bir okuma sorunu haline getirme
eiliminde olan bir ba ilke edinir; tm olaylarn bir iaret olduunu ve
tm iaretlerin bir anlam olduunu ileri srer. Kurtulu, aknlk ve gizem
ona temelden yabanc eylerdir. Bunun sonucu olarak, yenilii ilgiyle ve
hogryle karlar; tanrlarn listesini uzatmaya her zaman hazrdr, sen
tezden deil eklemeden ve mnavebeden anlar. Bu kukusuz Hristiyan
misyonerlii (proslytisme) yznden yanl anlalmasnn en derin ve
en kalc nedenidir; kendi adna asla bir misyonerlik pratii yoktur.
Ve bununla birlikte, Hristiyan dininin egemen olduu uygarlklarda
tam anlamyla pagan davranlarn ve pratiklerin yeri olmad kesin de
ildir. Baka zamanlarda, tm kltrlerde gerek Tanr ile ilgili nsezileri
gsterebileceine inanan Chateaubriand, Hristiyanlarda, kendisinin
adlandrd gibi popler sofuluklarn her zaman en sk geleneklerden
esinlenmediini genellikle kabul eder; bizzat kendisi yeryznn tanr
larna kaplmaya olduka yakndr ve Notre-Dame des Bois (Aalarn
Meryem Anas) yah akdikeninin gvdesinin ya da emenin yosunlu
oyuunun bu sakini (s. 889) tartmasz bir biimde aykr dncelere
dalar. Hristiyanln manevi ahenklerini yolun apraznda, topran
kokularn hac yerlerinde, gerek dinin, suiistimal edilmelerini engel
lemekle yetindii kimi batl inanlar sava azizlerde ve aka kimi
pagan kalntlarda kefeder ya da yeniden bulur. nemli olan, orada
kalntlarn ya da yer deitirmelerin sz konusu olmas deil, bu yapma
ya da yaama biimlerinin, Hristiyanln somut bir biimde ilemesi iin
zorunlu grlmesidir.
12 PAGANZMN DEHASI NSZ 13
Pagan figrlerinin (tanr, kahraman, insan ve onun ifti, byc ve
onun biim deitirmileri) bizi, Hristiyan gelenei Batsnn en mo
dern dncesinden ve pratiklerinden uzaklatrp uzaklatrmadn
sorgulayacaz; ama bu soruyu sormak, bizzat paganizm ve Hristiyanlk
ve bunlarn tesinde din ve ideoloji kavramlarnn nceden incelenmi
olmasn gerektirir; din nerede biter, ideoloji nerede balar? Hristiyanln
dehasndan bahsederken Chateaubriand, bir dinin, yalnzca kendi teolo
jik ieriinden ibaret olmadn hissetmiti. Paganizme gelince, paganizm
terimini tm tek tanrh dinlere, onlarda ortak olduunu dndmz
ilkeye younlamak iin uygularsak, paganizmin, ilk bata onu dnme
eiliminde olacamzdan daha gncel bir antropolojiye denk dtn
grrz. Pythagoras, Herakleitos ve Empedokles gibi Sokrates ncesi
dnrler, en azndan bazdarna gre, yeniden moda yazarlar haline
geliyorsa, bunun nedeni belki de, bilge dncesinin, dzeni dzensizliin,
doay toplumun, inorganii organiin karsna kesin olarak koymaktan
kand zaman ortak sezgi ile birlemesidir. Oysa tekil ile oulu, eril ile
diili, yaam ile lm, gsterge ile gsterileni, biri ile tekini, ayn ile ztt
birletirmeyi srdren bugnk paganizmler, bize, her gn dncemizde
ve somut pratiimizdeki, ak bir biimde resmi kurumdan ve dorudan
resmilikten bamsz olan her eyde kendilerini hissettirirler. Tanrlardan,
kahramanlardan ya da byclerden bahsetmek, ok somut bir biimde
bedenle, dierleriyle, zamanla ilikimizden bahsetmektir, nk pagan
mantk, bir dinden en makinelemi davranlarmz, en kiisel ve en
sradan ritlerimizi, en gnlk yaammz - en bilgece sezgilerimizi?- ku
atan bu asgari sosyolojik anlamn oluturucusu dinden, hem daha ok
hem de daha az bir eydir.
Bize yabanc ve sonra bize benzer ynleri adm adm anlaldktan sonra
geriye paganizmin ritel boyutuyla tanmlanmas kalr. Ve belki de bu
boyut nedeniyle, dehas, kt dehaya dnyormu gibi grnr. Ritel
etkinliin zdeletii, doa ile srekli mzakere, kukusuz bu mzakerenin
hem znesi hem de nesnesi olan toplumlar srekli dzenleme, yeniden
dzenleme ve yenileme etkisine sahiptir. Ama ritel etkinliin kendisi,
oyuna ve taklide bal olduu iin, tm mzakere nesnelerini doaya ve
zellikle simgesel olarak ele alrken, aslnda somut bir biimde ele almak
istedii tm gleri doal glere dntrme eilimindedir. Tersine
dn (inversion) ritellerinde ya da Binylc hareketlerde olduu gibi
ritualist sapmann sonu, egemen kidelerin gsz uultusundan baka bir
eyin duyulmad tarihin kmazlarna varr. Mminlerinin, rahiplerinin
ve peygamberlerinin durmadan dile getirdii ve (bizim kendi tarzmzla
sormaktan vazgemediimiz) u zorlayc soru yine de ciddiyetini korur; ta
rihe, bugnn pahasna egemen olmak neye yarar? Eer tanrnn insanlara
yeryznde mutluluk vermesi gerektii doruysa, bu hemen yarn olsun.
En yanltc olan nedir; her eyi hemen istemek mi yoksa yalnzca
tarihten, yani, bir canl iin, lmden hibir ey beklememek mi?
14 PAGANZMN DEHASI
I
Din
Dinin Snrlar
1
Dinden ya da dinlerden bahsetmek, bir ift zorlukla, daha dorusu bir ift
eitlilikle kar karya kalmaktr. Dinsel olgunun kendisinin, evrensellii
kadar dikkat ekici olan eitlilii; dinsel olgunun kuramlarnn, yalnzca
inananlarn, bu kuramlar inanmayanlarn karsna karmas anlamnda
deil ayn zamanda hem dinsel kurumun ve pratiin toplumsal ya da
politik avantajlarn saptamak hem de dinin derin doasn ve rnein,
ezamanh gzlemlenmeleri hi de kolay olmayan sosyolojik ya da psikolojik
boyutlarn aklamak iin olgularn gzleminin farkl bak alarnda
gereklemesi anlamnda eitlilii. Tarih ve etnoloji bu olgunun hem
evrenselliini hem de eitliliini gsterir; Max Weber (1920-1921), ritel
dinler, kurtulu dinleri, kurtarc (soteriologique) dinler (ve byc, rahip,
peygamber figrleri) diye bir ayrm yapar, ama Tanrs ya da tanrlar olma-
yan dinler olduunu da bilerek, dinlerin tektanrc ve oktanrc zelliini
gz nnde bulundurur; ruhlar yani az ya da ok gayri ahsi ilkeler,
insan yaamnn en nemli olaylarnn nedeni olarak dnlebilir ve bu
sfatla bir kltn nesnesi olabilirler; din, toplumu gemiine bavurmaya
ynlendirdiinden, varlk-yokluk canllarn yazgsna ar geldiinden baz
kltlerin temelde llere ve atalara adandn da ekleyelim.
Bu eitlilik saptamas iki aklamay beraberinde getirir; birincisi,
bu saptama, izine farkl dinsel sistemlerde rastlanan ve zamanda ya da
uzamda tekrarlanmalar dinsel nesnenin kimliini oluturan ilkelerin ya
da ritellerin analizine engel deildir; Mircea Eliade (1958) gibi bir dinler
tarihisi, rnein Hindistan, Hristiyanlk ya da Eski Yunandaki treyile
erginleme izlekleri, yani kltrel adan heterojen olan toplumlarda
bulunan ve farkl ekillerde, toplumun, kendi kkeninin mitik zamanna
yeniletirici bir geri dnn ieren, ifade eden ve artran izlekleri,
bu anlayla karlatrr. kinci olarak ve birinci aklamay tamamlaya
cak biimde, bu eitlilik saptamasnn karmza bir tanmlama sorunu
kard olduka aikardr; sonuta farkl dinsel yaplardaki, onlarn din
olarak tanmlanmasna olanak salayan ortak unsur nedir? Bu unsur,
erginleme gibi bir kurum ya da rahibinki gibi bir ilev olamaz nk
bunlar, tm dinlerde, en azndan dorudan doruya karlatrlabilecek
ekilde bulunmaz.
18 PAGANZMN DEHASI
Din ve Kutsal
Kavramn nceden tanmlanmas ve anlalabilir hale getirilmesinin
gereklilii, din zerine dnen felsefecinin gznden kamaz. Bergson
(1932) bu konuda, felsefecinin, ou zaman, ortak akln daha nce bir
szckle gstermi olduu bir eyi incelediini ve adeta gerein, dil
tarafndan paralara ayrlmasndan yola ktn belirtir. Bu zorlua
iki zm yolu nerir: kendisinin de tercih ettii birincisi, szcn
incelenmesinin (ve ierdii gerein, btnlnden belki de keyfi
olarak koparlmasnn) yerine, gerein szcklere karlk kavramlara
blnmesiyle uramakszm, bir genel ilevin (bu durumda da masal
yaratma ilevinin) incelenmesinden oluur. Masal yaratma ilevini, ev
rimin sonunda, varln, dsel tasarmlar zeksnda, (bu zek toplumsal
dzeni bozmakla tehdit ettiinde ona kar denge unsuru tekil eden de
yine bu dsel tasarmlardr) srdren igd kalnts rn olarak grr.
Tmyle dnsel bir erevede ele alp, szcn kullanlan anlamna
gre biraz aa biraz da yukar doru taan gereklii snrlandrarak
din kelimesine daha nce verilen birok anlam, aamal olarak bu ilevin
almasn analiz ederek bulur. Bu adan dnlnce by dinin bir
parasdr, nk by, zeki varln kar karya kald baz tehlikelere
kar doann nlemidir (s. 183). kinci hareket biimi, tersine, kullanlan
farkl anlamlarn ortaya karmak ve ortalama bir tanma ulamak iin
szckten yola kmaya dayanr. Bu hareket biimi (bu hareket biimine
gre din, duayla bavurulan tanrlara tapnma dr) kukusuz yalnzca
bir vokabler sorununu zer; ve by, bencil olduu, doay atn
ileri srd ve insan ekline brnm tanrlarn deil de daha anonim
glerin ii olduu iin uzlayla, dinden ayr bir ey olarak tanmlanabilir.
Bergson, nemli olann, yaplann ne olduunu anlamak ve szcn
uzlamsal anlam konusunda hemfikir olunduu zaman eyin zne
sahip olunduunu dnmemek olduunun altn izer.
Bu uyar, dinin olumsuz tanmlar yani her eyden nce onun ne ol
madn (by, felsefe, ideoloji) belirlemek kaygsyla yaplm tanmlar
denilebilecek eyin incelenmesine giriildii zaman faydal deildir. Masal
yaratma ilevi kavramnn ereksel yanlar zerinde u an iin daha fazla
durmakszn, bu metnin en banda yaplan eitlilik saptamasnn, bizi
aslnda, iinde din teriminin farkh anlamlarnn yer alaca ve dinsel ol
gunun ilevlerini, yapsn ya da dnmlerini tanmlamaya yneUk farkl
kuramsal tutumlarn bulunaca dnsel bir ereve izmeyi denemeye
zorladn gstermek iin bunu gz nnde bulunduracaz.
Bunu yaparken, zaten durmadan, Durkheimin Les Formes eiementaires
de la vie religieusede (1912) (Dini Hayatn ptidai ekilleri^) zellikle de giri
blmnde (Aratrmann konusu) ve ilk blmnde ("Dini olgularn
ve dinin tanm) ortaya koyduu kesinlikte olmaya alacaz. Onun
dncesinin nemli hatlarn iki nedenle burada hatrlatacaz. nce
likle, Durkheim, dinin toplumsal tanmn o kadar salam oluturmutur
ki dinsel olgu konusunda bu yaklam biimine ncelik veren tm aratr
malar onu referans almak zorundadr. Ayrca bizzat bu tanm birbirleriyle
ilikilendirme avantajna sahip olduu belirli bir sayda kavrama (gizem,
doast, kutsal olmayan, kutsal, ilecilik, yasaklar, ruhlar, tanrlar...)
gnderme yapar.
Durkheimin ncelik verdii taraf dinsel olgunun btnl tarafdr.
Bugn bilinen en ilkel ve en basit dini (Avustralya totemcilii) ince
lerken dinin bileenlerini ortaya karmay ve aklanmalarn kolayla
trmay ok ister. Bylece, Frazer, inanlarn ve kendinin incelediine
benzer trdeki ritlerin dinsel karakterini tanmamakla eletirir. Bu dinsel
karakterin tam olarak ne olduunu tanmlamak iin, ilk bata, dikkatli
DIMN SINIRLARI 19
2) Trke ev.: Hseyin Cahit Yaln, Tanin Matbaas, 1924. Dier bir eviri: Fuat
Aydn, Dini Hayatn ilkel Biimleri, Ata Yaynlar, 2005.
bir biimde, genellikle dinselin tanmna kendiliinden uygun olduu
dnlen iki kavramn eletirel analizini yapar.
Birincisi doast ya da gizem kavramdr. Durkheim, Spencer ve Max
Mller gibi felsefecilerin tanmlarnn ve yorumlarnn karsna, gizemin
dinsel dncedeki rolyle ilgili daha esnek ve daha greceli bir kavram
koyar. Bu roln, Hristiyan tarihinin farkl dnemlerinde deiiklie ura
dnn altn izer; XVI I . yzyl inam iin, dinin hibir gizemli ve bilimle
ve felsefeyle uyumaz yan yoktur. eylerin gizemine ok duyarl olan
Pascal, adalan tarafndan anlalmaz kalr. Genelde, doast ve gizem
kavramlar sonradan ortaya kan kavramlardr; ilkel insanlar, dourganlk
ve verimlilik ritlerini yaparken hibir ekilde akld yntemlere bavur-
duklan hissine kaplmazlar. Ritelin ortaya kard gler onlara tamamyla
doalm gibi grnr. Durkheim, doal gler kavramnn muhtemelen
dinsel gler kavramndan trediini dnr: .. .yleyse doal gler ve
dinsel gler arasnda, aklc olan ile akld olam birbirinden ayran bir
uurum olamaz (s. 35). Ayrca, evrensel gerekircilik kavramnn ortaya
konulmad bir dnyada, eskilerin tanrlara atfettii mucizev mdahaleler
onlara gre kelimenin bugn ifade ettii anlamyla mucizeler deildir (s.
36). Anlalan o ki birok ada antropologun batl olmayan herhangi
bir topluma zg kavramlar, yorumlar ve analizlerde, ampirik tutuma bal
olanla byye bah olan arasnda ayrm yapmadan nce Durkheimi yeniden
okumas faydal olurdu. Aynca, eskilerin ya da ilkel insanlarn fiziki dnya
karsndaki tutumunun, Durkheime gre, bizim toplumsal olgular kar
snda takndmz tutuma ok yakn olduunu gz nnde bulundurmalar
da iyi olurdu. Bu olgularn, zorunlu yasalara tabi bir doal alan tekil
ettiini kabul etmeksizin, yasa koyucunun, keyfine gre, bir yap yaratabi
leceine ya da bir toplumsal sistemi dntrebileceine igdsel olarak
inanrz. Toplumsal olgularla ilgili olarak, hl ilkel insanlarn zihniyetine
sahibiz (s. 37). Bununla birlikte, toplumsal olgular gizemli eyler olarak
grmyoruz; tam tersine, toplumsal olan konusunda bilinli yanlsamaya
duyarl bu kadar ok ada varsa bunu nedeni, toplumsal olgularn,
onlara dnyann en anladr eyi gibi grnmesidir... (s. 37). Son olarak,
Durkheimin en son ve uyarc nitelikteki yorumuna gre, din, yenilikleri,
normal olmayan eyleri ve beklenmedik olaylar aklamaktan daha ok
evrenin olaan gidiatndan sorumlu olmay ve yaamn normal akm
devam ettirmeyi amalar.
Durkheim tarafndan incelenen ikinci kavram tanrsallk kavramdr.
ok dar bir anlamda ele alnrsa bu kavramn tm dillerde bulunmad
20 PAGANZMN DEHASI
DNN SINIRLARI 21
kolaylkla grlr: Kelimenin tam anlamyla tann olmayan, llerin ruh
lar, farkl tinsel varlklar, ritlerin ve hatta dzenli kltlerin nesneleridirler.
Bu durumda Taylor (1871) dini, tinsel varlklara inan olarak daha
geni biimde tanmlamay nermitir. Ama Durkheim, bizzat bu kavra
mn, insani inanlarn nesnesi olan tinsel varlklarn, insanlarn, dualar,
kurbanlar ve tanr rzas iin yaplan ritler vb. yoluyla holarna gitmek
ya da harekete geirmek iin bavurduklar bilinli varhklar olduklarn
varsaydnn altn izer. Oysa, bu tr bir din anlaynn uygulanmasnn
mmkn olmad bir yn olgu sz konusudur; Bir yanda, tanrlar ve
tinsel varlklar olmayan dinler vardr; dier yanda ise, deist dinlerde
bile, tanr ya da tinsel varlk dncesinden ve varoluundan tmyle
bamsz ritler vardr.
Birinci nokta ile ilgili olarak Durkheim, dnyann varoluunu bir
olgu olarak aldndan insana nereden geldii ve sonu konusunda hi
kayglanmamay, ama, arzuyu yok etme ve tek bana meditasyon ile
zdeleen bir kurtuluu, hibir tanrnn yardm olmadan yalnzca ken
di iinde bulmak iin bu kayglardan uzaklamay salk veren Budizm
rneini ele alr. Budizm, tanrsal varlklarn varln yadsmasa da en
azndan tannlarm var olup olmadn bilmek sorunuyla ilgilenmemesi
(s. 43) anlamnda ateisttir. Tanrlara kar bu kaytszln tohumlarn
Brahmanizmde bulmak mmkndr, nk Hindistan toplumlarnn
tapt birok tanr gitgide, insann, duaya, kurbana ya da tanr rzas ayin
lerine bavurmakszn konsantrasyon ve meditasyon yoluyla bulabildii
bir eit tek, kiiler d ve soyut ilkeye dnmtr
kinci nokta ile ilgili olarak Durkheim, ne varlk nedenleri ne de
etkililikleri herhangi bir ekilde tanr ya da tinsel varlk dncesine
balym gibi grnen yasaklar ve ritelleri rnek verir. ncil tarafndan
konulan birok yasan (rnein, doum yapma dnemlerinde kadnn
dar kmasna, bir atla bir eein arabaya birlikte koulmasna veya
kenevir ile ketenin kartrld bir ceket giyilmesine ynelik yasaklar)
Yehova inanyla hibir ilgisi yoktur. Yiyeceklerle ilgili, dinsel karakter
leri phe gtrmeyen, saysz dinde yer alan birok yasak konusunda
benzer yorumlar yaplabilir. Mkemmel bir biimde gerekletirilmesi
etkililiini gvence altna ald varsaylan belirli bir saydaki rit-olumlu
olanlar- konusunda da durum ayndr. Bu ekilde, veda dininde kurbanmn
gksel olgular zerinde dorudan bir etkisinin olduu varsaylr, uygun
ilahiler, ihtiya duyulan yamurun Tanrlara ramen yamasn salaya
bilir. Durkheimin hukuki ekilciliin tohumlarn tadn dnd
dinsel ekilcilik bu denli titizse, bunun nedeni, sylenecek formllerin
ve hayata geirilecek hareketlerin kendi kendilerine etkili olduklarnn
dnlmesidir
Elbette, dncesinin o annda, karakterleri ona zorunlu olarak daha
pheli grnen belirli saydaki olgunun dinsel olduunu ilan ettii iin,
Durkheimin olgularda, sadece daha nce oraya yerietirdii eyi bulduu
sylenebilir. Bu onu kt bir eletiri ile kar karya brakr: Aslnda, gizem
ve tanr dncelerini dinsel olgularn aklanmasnda temel unsurlar
haline getirmeyi, ona gre, olanaksz kdan farkh rnekleri sraladnda,
bu tanm daha nceden kafasna yerletirdii, dinle ilgili kendi anlayn
daha nceden oluturduu ok aktr; bu hazrlk, yine de, Bergsondaki
masal yaratma ilevinden daha ampirik ve daha az soyuttur, nk
grkemli ve titiz bir etnografya literatr aratrmasnn sonucudur. Tanr
dncesinin hibir paynn olmad yasaklarn ve ritellerin dinsel olarak
tanmlanmasn savunan, kutsal olmayan ile kutsal olann genel kartl
hipotezi bundan domutur. Ama aklamann biimi kendi gereklerini
iinde barndrr; Durkheim, dinle ilgili genel tanmn, kutsala yani ayrl
m veyasaklanm eylere ilikin birbirine bal inanlar ve pratikler sistemi,
Kilise denilen ayn manevi camiada, bu inanlar ve pratikleri benimseyen
herkesi birletiren bir sistem (s. 65) olarak bu rnekleri (sadece bu tanm
nceden doal olarak ierdikleri iin gsterilen rnekler) inceledikten
sonra ortaya koyar.
Bu durumda din, kolektif ve anlam veren (expressive) bir gereklik
olarak anladr Kolektiftir, nk, insanlarn tasarlad gerek ya da
hayali eylerin, genelde kutsal olmayan ve kutsal kelimelerinin olduka iyi
dile getirdii iki ayn terimle gsterilen kart iki snfta, kart iki biimde
snflanmasn (s. 50) doal olarak ieren inanlarn tmn kapsar. Bu
iki alann genilii kltrden kltre (bir tasanmlar btnlnden dieri
ne) deiebilir ama ayrk olmalar olgusu evrenseldir. yleyse dinsel inan
ve pratik zorunlu olarak ayrlr. Durkheime gre bireysel din dncesi
anlamszdr (Ojibway kabilesindeki manitu, Romallardaki genius ya da
Hristiyanlann koruyucu melei, onlar kapsamakla kalmayp, onlar doru
yerine yerletiren ve onlara zorunlu olarak adanm kltn kurallarm
belirleyen daha geni bir inanlar btnnn paralardrlar). Dnyann
genel olarak dzene koyulmas olarak dnlen din, iki bakmdan top
lumsaln anlatmsaldr; hem kutsal olmayan ve kutsal olan kartlm
yaratan yasaklamalar ve yarglamalar ya da bu iki kart ey arasndaki
karlkl geileri dzenleyen erginleme gibi kurumlar nedeniyle hem
22 PAGANZMN DEHASI
DNN SINIRLARI 23
de toplumsal gerekliin idealletirilmi bir temsilinden baka hibir ey
olmayan kutsal eylerin bizzat karakteri gerei toplumsaldr.
Pierre Bourdieu (1971), Durkheimci tutumun bu yanna uygun
olarak, bir Durkheim/Lvi-Strauss kuan, bir Marx/Weber kuann
karsna koymutur: Birinci kuak dinsel kurumlarn anlam konusuna
kincisi ise dinsel kurumlar tarafndan yerine getirilen toplumsal, politik,
ekonomik ilevler konusuna ncelik verin Daha nce baka yerde yapma
frsatn bulduumuz analizleri (Aug, 1974, 1975) tekrar ele almadan,
Bourdieunn eletirisinin, Durkheimin, etkililik problemine gsterdii
zeni yok saydn belirtmek istiyoruz. Dinin, az nce gsterilen farkl i
levlere indirgendiini, Makyavelci (bunun hibir ekilde Bourdieu ile ilgisi
yoktur) bir maniplasyonun saf ve basit bir arac olarak tanmlandn
varsaysak bile, dinin bu ilevleri yerine getirmeyi ya da onu kullananla
rn niyetlerine hizmet etmeyi neden ya da nasl baardn sorgulamak
gerekecektir. Etkililik problemine gelirsek, bu problem Durkheim tarafn
dan ortaya konulur: Ona gre, toplumun normlar, dinsellik grnm
altnda, herkese ve her bireye, toplanmalar ve bayramlarn yaratt zel
psikolojik durum sayesinde, tam olarak dinin kolektif karakterinden do
lay dayatlr. Kukusuz bu etkililik anlay tartlabilir ama bu etkililiin
ilkesi, bir ilevler aratrmasnn ilkesinin tersi olamaz: Tam tersine, bu
ilevler, etkililii nceden doal olarak ierir ve etkililiin mekanizma
larnn incelenmesi, g ilikileri ya da snf ilikileri konusunda hibir
ekilde nyargya varmaz.
Dinin, kolektif ve toplumsala anlam veren olarak tanmlanmasnn, be -
lirgin bir biimde paradoksal olarak tanmn olumsuz kstaslarna ncelik
vermeye srkledii olgusu zerinde daha fazla durmak istiyoruz. Aslnda
bylesi bir tanm, hem ok belirsiz snrlarda ok geni bir gereklii din
terimi ile dile getirme hem de, tersine, istisnai olarak bir analiz tipine
elverili olan bir dinsel modele karlk gelme riskini tar. ki durumda
da, dinsel olgunun snrlaryla ilgili bir tartma ortaya kar. Bu ekilde,
Lowie (1937), Durkheimin analizlerine kar, totemciliin, Avustralya
dininin sadece basit bir unsuru olduunu ve zaten, Avustralya toplu-
munun bilinen en basit toplum olmadn ileri srmtr. Bu durumda,
totemciliin rneklik deeri tartmaya alm bulunuyordu. Lowiein
bu dncesine kar, Durkheimin en ayrntl ve en verimli analizlerinin,
tek bir totemsel sistemin ele alnmasna dayanmad ve onunla snrh
olmad rahatlkla gsterilebilir: Ruh kavram, ile ritleri, kurbanla ya da
kutsaln ift anlamhiyla ilgili analizleri, totemsel ereveyi Avustralya
olgularnn iine sktrmay denese de bu erevenin ok dna taar
Ayrca, Avustralya olgularn bir rnek (tam anlamyla bir hareket nok
tas deil) olarak almaktan kaygl olan Durkheim, bu analizlerde frsat
bulduunda birok baka olgudan da bahseder; rnein ulusal olaylar
kutlamak iin gerekleen dinle ilgisiz (laiques) toplamalarn (rassemb
lements), temelde, klansal toplamalar ya da Hristiyan bayramlar ile
ayn trde olgular olabileceini kabul etmeye kadar ileri gider (buna
daha sonra dneceiz). Durkheimde kutsaln kategorisinin, dinselin
kategorisinin dna tat sylenebilir. Ama, ayn zamanda, Durkheimi,
Avustralya dininin bir parasna, totemcilie ncelik verdiinden dolay
bir ekilde yanlgya dmekle gyaben sulayan Lowienin eletirisinin
yerine, dinsel ile ilgili tanmnn anlklarna ynelik bir eletiriyi koymak
mmkndr. Bu durumda, farkh Avustralya toplumlarnda bulunabilecek
farkh totemcilik kipliklerini (bireysel totemcilik, cinsel totemcilik, yar
totemcilik, dar blge, blge, kabile totemcilii, kavramsal totemcilik, d
totemcilii, vb.) tm ilkellerin kendine zg ve yegne felsefesi olarak ele
almaya alan Elkine (1933), Lvi-Straussun (1962) yapt itiraz kar
mza kar; Elkin, totemcilii, insann ve doann, varoluun dinsel,
trensel ve toplumsal yan ile ilgili olarak yaplanm tek bir btnn
paralar olduu dncesine dayanan bir felsefe, yani, dinsel alana
alan ve insana, birey ve toplumsal varlk olarak direnmesi ve ayakta
kalmas iin gerekli olan gnlk gereksinimleri karsnda inan, umut
ve cesaret veren bir felsefe olarak tanmlayarak makalesini bitirir
Lvi-Strauss, bu genellik dzeyinde tm felsefelerin ve tm dinlerin
birbirine karacann altn alayl bir biimde izer. Bu itiraz, Avustralya
olgularnda ak bir biimde evrensel bir mekanizma arayan Durkheim
iin geerli deildir ama inceledii olgunun doasn iyice aklamaya
ne kadar nem verdiini anlamaya yardm edebilir; bunu yapmak iin,
Durkheimin, ona gre dini tanmlayan kriterin birbirine bal ol
duunu ortaya koymas gerekir; din bir sistemdir (tarihin rastlantlar
nedeniyle btnlk bozulur ve sistematiklik kaybolursa, sz konusu
olan bir din deil, tortul, folklorik bir klt olur) ; kutsal gerekliklere
yneliktir; manevi bir ortaklk olgusudur. Bu zellikten biri olmazsa,
sz konusu olan artk bir din olmaz.
Durkheim, bu ekilde, ilk iki kriter asndan dinle benzer olan ama
nc kriter asndan dinden farkl olan byy dinden ayrr; by
Kilisesi yoktur; byde olmayan ey, inananlarn tm tarafndan olu
turulan manevi birliktir. Doruyu sylemek gerekirse, bazen Durkheimi
24 PAGANZMN DEHASI
okurken, bu ayrma ok nem vermedii hissi uyanr; bizzat kendisi bu
ayrmn greceli olduunu dnr ve bunu satr aralarnda itiraf eder;
Byy dinden bu ekilde ayrrken, ikisi arasnda bir kopukluk olduunu
kastetmiyoruz. ki boyut arasndaki snrlar belirsizdir Aslnda -rencile
ri Hubert ve Mauss gibi- kiiler d g mananm dinin olduu kadar b
ynn de kkeninde olduunu kabul eder; ve yalnzca toplumsal kriterin
altn izmek iin bunlar birbirinden ayrmaya ihtiya duyar (.. .gerekli
olan birbirlerinden nerede ayrldklarn bulmak olduu iin aratrma
mz dinle snrlamak ve bynn balad yerde durmak niyetindeyiz)
(s. 60); Durkheim, bu toplumsal kriterin artk kendi belirleyici roln
oynamad yerde durma niyetindedir; ama ona gre, hibir sistematik
aratrma, adlar bu derece, doru ya da yanl, bysele kan olgular
arasnda seim yapmaya giriemez. nemli olan, u durumda topluluk ve
birlik dncesine sk skya bal olan ve verili bir dinin iinden ya da
dndan, byk bir saydaki din uzmannn, dini ncelikle ne olmadyla
tanmlamak iin kulland snr dncesidir.
DNN SINIRLARI 25
By ve Felsefe Arasnda Din
Hubert ve Mauss (1902) gibi Durkheime yakn etnologlar da, dinsel
etkinlii bysel etkinlikten ayrarak dinin tanm sorununu snrlar
asndan ele almaya almlardr; Onlar iin, din herkese ak ve
trensel etkinliklerle, by ise zel ve gizli etkinliklerle ilgilidir; din,
tmyle kurbanda, by ise kt byde (malfice) ifade olunur; ayn
anlay erevesinde etnoloji gelenei, (Fransz ve daha ok ngiliz), di
nin, her eyden nce dier toplumsal yaplarn anlam vereni olduunu,
bynn ise dnya ve toplum zerine bir etki giriimi olduunu ama
bu ekilde kurulan snrlarn belirsiz oluunu, srekli kesitiklerini ve
rttklerini dnme eiliminde olmutur. Bizzat Hubert ve Mauss,
Frazer tarafndan yaplan ayrm, rnein sadece bysel riti sempatik
rit olarak tanmlamasn eletirirken yalnzca eilimleri karlatrmlar,
yalnzca kutuplamalar gz nnde bulundurmulardr. Frazer tarafn
dan biimlendirilen kartln tersine, ou zaman dinsel ritin tanrlar
zorladn, oysa, arac gler, dsel yaratklar ya da tanrlar zerinde de
etkisi olabilen bysel ritin her zaman dorudan mekanik bir etkililie
sahip olmadn da belirtiyorlard. Tm bunlar, tanmn, olumasna
olanak salamas gereken kriterlerin her zaman nne getii izlenimini
verir, yle ki gzlemci, srpriz bir biimde, a priori dinsel olarak tanm
lanm olgularda, a priori bysel olarak tanmlanm unsurlar (rnein
sempatik ritler) ya da bunun tam tersi biimde bysel olgularda, dinsel
unsurlar bulur; bu durumda, kurban ve kt by kutuplar arasnda ok
saydaki pratii nitelendirmek ok zordur: Bunlar ne yasaklanan ne de
emredilen pratiklerdir. Bireysel ve istee bal olan dinsel pratikler vardr;
meru olan bysel pratikler vardr. Bunlar bir yanda bireyin kltnn
rastlantsal edimleri, dier yanda da, rnein tbbi olanlar gibi, tekniklere
bal bysel pratiklerdir (s. 14). Ama bu noktada, kii kavram ile tbbi
etkililiin birlikte artmlmas, emay aklamaktan daha ok iinden
klamaz hale getirir: Byclkle yani baz bireylerin, dierlerinin ze
rinde kullanabilecei kt by gcyle ilgili tm kuramlar, kii tarafndan
ok iyi hazrlanm ve bireyin kltlerinden kkten bir biimde ayrlmas
pek mmkn grnmeyen tasarmlarla birleir; bu ylesine dorudur
ki, baz misyoner antropologlar, rnein Afrika tasarmlarn incelerken,
Parrinderin (1949) Ashanti kras ile ilgili olarak yapt gibi, dierleri
arasndan sivrilen ve bireysel bir kltn nesnesi olan, psiik katmanlar
dan birini, Hristiyanlarn koruyucu melei ile zdeletirme eiliminde
olmulardr. O zaman, Hristiyanln bysel yan ya da Akan psikoloji
sinin dinsel z m artrlmaktadr? Tbbi etkililie gelince, bu, birok
sistemde, (farkl Afrika tanrlar ok zgn hastalklar bulatrmak ya da
tedavi etmekle nlenmilerdir; Walter Addison Jayne (1925) Msr, Asur,
Sami, Hint, ran, Yunan ve Kelt tanrlarnn tbbi ilevleriyle ilgili nemli
bir eser vermitir) psiik sistemlerin bilinmesine bal olduu kadar, kltn
olaan bir biimde ilemesine de baldr; Akan tasarmnda, belirli bir
sayda hastala zellikle de psiik olanlara yol at dnlen ey, ister
kiisel bir hataya isterse dtan gelen bir saldrya bal olsun, kiilik ilkesi
{sunsum) ve yaam ilkesinden (hra) oluan iki katmann istenmeyen bir st
ste geliidir, yle ki Meyerowitz (1951) icrann roln, Freud topiindeki
altbenlike benzetir, bu yaklam ok indirgeyici bulan Debrunner (1959)
ise (ona gre kra kavram altbenlik kavramndan daha zengindir) sunsum
kavram ilebenlik kavram arasnda benzerlik kurar; hangisinin dierinin
(stbenligin ya da melein) metaforu olduunu belirtmemek kaydyla
koruyucu melein ok uzanda deiliz. Akan metapsikolojisi ile ilgili
farkl yorumlardaki elikilere gelince, bunlar, unlann ya bunlarn yanl
bilgisine, ama kukusuz daha ok kesin izgiler ekerek tanmlar yapmaya
ya da baka bir deyile bilinsiz bir etnikmerkezcilik pahasna bilinmeyeni
bilinene indirgeme istencinin sonucudur.
26 PAGANZMN DEHASI DNN SINIRLARI 27
Snrlar balamnda bu ekilde ortaya konulan dinin tanmlanmas
probleminin sonu her zaman, dinsel yaplarn ya da kltrlerin hiyerarik
hale getirilmesine varr; bu hiyerariletirme, kltralist bir dilde dolayl
bir biimde ifade edilebilir; ama biz bunu, dar anlamda konumuzun biraz
uzanda, ok yakn bir zamanda Poster (1976) gibi bir antropolog tarafn
dan, tbbi sistemlerle ilgili olarak yaplan, personalistic mdical systems
(bireysel tbbi sistemler) ve naturalistic mdical systems (doal tbbi
sistemler) arasndaki ayrmda bulacaz; ilk nce bahsedilen sistemlerde
(bunlar Afrikada ok yaygndr) hastalk ncelikle, insan olan ya da ol
mayan (byc, ata, ruh, tanr) bir etkenin etkisine atfedilir; sonrakilerde
(bunlar, inde, Hindistanda, Eski Yunanda ve Romada ok yaygn bir
gelenee karlk gelir) hastalklar, bedenin temel maddeleri (principes)
arasndaki ya da kiilii oluturan mizalar arasndaki (scak ve souk, ya
ve kuru, ying ve yang) bir dengesizlie atfedilir ve tedavinin by ve dinle
hibir ilgisi yoktur; saln mizalardaki ya da yaamsal maddelerdeki
bir denge olarak tanmlanmas, hastaln ceza olarak kavranmasyla,
rnein byclkteki saldr kuramyla uyumaz; bir takm iyi nedenleri
olmakszn, szde her trl bysel ve dinsel badan kurtulmu bat tipi
laik tbbn daha etkili olduuna inandn gizlemeyen yazar, her trl
dorudan pratik amatan uzak zerk dinsel sistemlere ayn ekilde byk
bir deer verip vermediini bize sylemez; ama bakalar bir adm ileri
gitmitir; baz Hristiyanlk dini uzmanlarnn ya da, eer denilebilirse
profesyonellerinin, kimi zaman, geni bir biimde insanlarn ilerinde
mdahil olan, Afrikada rastlanan tipteki dinleri, gerek dinin yetersiz bir
nsezisi olarak tanmladklarn, kimi zamanda, bu dinlerin baz ynlerine
(ve daha da rahat bir biimde byk dou sistemlerine), baz derslerinin,
zleri bakmndan, Hristiyan retileriyle uyumas onlara gre mmkn
olmayan bir felsefenin saygnln atfettiklerini grmek manidardr. Peder
Tempels (1949), Bantu felsefesi dedii eyde, bir yanda Hristiyanla
tam olarak uyarlanabilir bir g kuram ile tanr dncesi, dier yanda
ise, fetiist bir sapma biimi yani varlklarda cisimlemi ya da nesnelerde
toplanm ve maniplasyonlara elverili bir gler anlay grmesi ba
lamnda ilk tutuma olduka yakn bir rnektir. Ama belirli bir saydaki
simgesel ritin ve pratiin iermelerini, bir felsefe yani dnya dzeni
ve insann yeri zerine, z, onun iin, tmyle anti-Hristiyan olan bir
sistematik akl yrtme olarak gstermesi balamnda ikinci tutumdan
ok da uzak deildir. Jacques Soustelle (1936), birbirini tamamlayan bu iki
tutumu. Peder Schmidt vakasnda tm aklyla gzler nne sermitir.
Peder Schmidte gre, Pigmeler ve Avustralya yerlileri kesinlikle yery
znn en ilkel halklardr, ama eer onlarn toplumu, varoluunu, ilkel
bir tektanrclk izleinin kantlad bir altn an ifadesi deilse bunun
nedeni, animizmin gelimesine bal olan bir yozlamaya maruz kalm
olmalardr. Baka bir deyile, bu bak asndan, Afrika dini diye bir
ey kesinlikle yoktur: ya da, insanlarn ilerine ok fazla tabi klnan, ili
kilerinin tanmlanmasna ve tarihlerinin ele alnmasna mdahil olan din,
by seviyesine der; ya da, evren ve insanlk zerine bir dnce olarak
bir felsefenin soyut saygnln kazanr. XVI . ve XVI I . yzyllarda Cizvit
Matteo Ricci, bu ekilde, Hristiyan doktrinin, in anlayna uygunmu
gibi gstermeye alarak, ters anlamda, Vatikan, Konfyslk bir
din olmadndan, inlilerin ayinlerinin baz biimlerine, -bir ekilde
tinselliklerinin dinsel tesi yann tekil eden batl inanlar knamak
kouluyla- atalarn klt olarak sayg gstermekte saknca olmadna
ikna etmeye alyordu. Daha greceli bir dille, Weber, Konfysclk,
dnya dzenini amaktansa ona uyum salamann gerekli olduunu
tleyen yasa dinleri arasnda sayacak ve yalnzca iki dinin, Yahudiliin
ve slamn kesinlikle tektanrc olduunu kabul edecektir.
Bu davada, Cizvitler, iki yzyl boyunca din, putperestlik ve felsefe
arasndaki ayrmn militan kahramanlar olmulardr. Ricci 1610da
lmtr. Ama modeli, ardllarn etkilemitir; ad, XVI I . yzyl sonla
rnda doruk noktasna varan ve hatta denilebilir ki bugn hl belirli
bir biimde Vatikan ile in kilisesinin ilikilerinin gndeminde olan
ritler tartmasnn merkezinde olmutur. I sabelle ve ]ean-Louis
Vissiere (1979) bize Cizvitlerin iki bakmdan eletirildiini hatrlat
yor: ...kilise babalar denilen kiiler, dine yeni gemi kiilerdeki, sk
Katolik geleneiyle uyumaz olan Konfys ve atalar kltne hogr
gsteriyorlard. Dier yanda ise. Tanr kelimesini tercme etmek iin,
maddi anlamda gkyzn ifade eden ince bir terimi kullanyorlard
(s. 20). Bu iki adan ortaya atlan yar putperestlik ithamlarna kar
kilise babalar, Tienin Gkyz deil Gkyznn Efendisi anlamna
geldiini ve atalar kltnn, dinsel olmaktan daha ok sivil oldu
unu gstererek savunmaya geiyorlard. En ilgin olan, bu tartmann
iki olguya yol amasdr: Fransada Katolik yaamm ve daha geni
biimde Latin entelektel yaamna (temel bir soruna parmak bast
iin) srekli hareketlendirmitir; inli Yahudilerin ortaya kmasyla,
zellikle manidar konularda ncil kkenli tektanrclklarm entelektel
dayanmasna yol amtr.
28 PAGANZMN DEHASI
DNN SINIRLARI 29
Jansenistler ile Cizvitler arasndaki tartmann tam ortasnda kalan
Pascal, Provinciale"deki (Tara mektuplar) beinci mektubunda (1656),
Cizvitlerin yerel teamllerle uyuma biimlerinde, onlara kar iyi bir
argman bulur. Bunun tersine, bir buuk yzyl sonra, Chateaubriand
(1802), Gnie du christianisme'de (Hristiyanln Dehas) onlarn inceli
ini ve uyarlama yeteneini ver: yle yazar; Cizvitler ok arbal bir
tutum sergilemiler ve insan kalbini ok iyi tandklarn gstermilerdir.
inlilerin gelenek greneklerine sayg gstermiler ve bunlara, ncilin ku
rallarn hibir ekilde inemeden ayak uydurmulardr... (s. 980). Essai
sur lesmoeurs (Treler stne deneme) adl eserinde Cizvitleri savunan
ve Avrupada en nemli kurumlan tehdit eden huzursuzluk ve tartma
anlayn knayan Voltaire, Chateaubriandn beklenmedik mttefiki
haline gelir. Sonunda rakip olduklar grlse de tm mttefiklerin bu ko
nuda gl olabileceklerini ve ne olursa olsun, Cizvitlerin, uzun zamandan
beri inde yerlemi Yahudi bir koloninin ortaya kmasnn onlar iin
simgeledii, Tarihin ve Gkyznn armaann ilk kullananlar olduunu
sylemek gerekiyor (Orient philosophique'te -Felsefi dou- Etiemblee gre,
Cizvitler, Nuhun Asyada soyba olan bir olunun soyundan geldikleri
hipotezini yaymlardr; I sabelle ve Jean Louise Vissire, bugn kabul
edilen grn, bu koloninin ortaya knn bin ylna uzand olduunu
belirtirler). Peder Riccinin yaad dnemde bu topluluun var olduu
oktan biliniyordu; ama, XVI I I. yzyln balarnda bu halkta incelemeler
yapan, sinagoglarn ziyaret eden ve branice metinleri ile ilgili onlara
sorular soran Peder Gozanidir. Ayn sa Topluluundan olan Peder Joseph
Suareze yazd bir mektupta (bu, farkl derlemeleri tm XVI I I. yzyl
boyunca Cizvitler tarafndan yaymlanan Lettres difiantes'tan -Eitici
mektuplar- biridir) Peder Gozani drt nokta zerinde durur:
1. Bu Yahudiler, Gkyznn ve Yeryznn Yaratcsna taparlar ve
ona Tien derler.
2. Yahudi aydmlar Konfys dier inlileri selamladklar gibi
selamlarlar.
3. Yahudiler, llerini, tasvirler ya da benzer eyler yasak olduu iin
kullanmadklar tabletler olmakszn Tstutam'da ya da atalar salonunda
onurlandrrlar.
4. Gerek Yahudilerdir, o kadar ki yasalarn, kkenlerini, soylarn, atala-
nn, kabilelerini, yasa koyucular Musay ve Tevratn ilk be kitabn bilirler
Bundan zorunlu olarak kan sonucu, Lettres difiantesm takdimcisi
yle ortaya koyuyor; yleyse, Yahudiler gibi, gerek Tanr olarak Gk-
yznn Efendisinden bakasn kabul etmeyen inli Mslmanlar kadar
Yahudiler de, Yahudi olmayanlara, taplmas gereken Tanry anlatrken
onu Tien olarak adlandrrlar, bu, Yahudi olmayan inlilerin bu isimden
anladklar eyin maddi gkyznden baka bir ey olduunun kantdr...
Yahudiler, Tanry ifade etmek iin oluturulmu bu terimi inde bulduk
lar iin onu kullanmakta hakldrlar ve misyonerlere ya da Hristiyanlara
bu terimi onlardan sonra kullandklar iin sitem edilmemelidir (s. 169-
170). inlilerin, Konfyse ve llerine ynelttikleri onurlandrmalara
gelince, Putperestlikten Avrupal Yahudiler kadar uzak grnen in
Yahudileri, bu onurlandrmalarn tamamen sivil ve politik olduklarn
inanm olmallar. Voltaire iin olduu gibi Cizvitler iin de, inlilerin
filozof olduklar kukusuzdur, deist de olabilirler ama putperest deildirler.
Snrlarla ilgili tartma bu durumda Hristiyan ya da, daha genel
olarak, tektanrc olan dolambal bir yolla ifade edilir. Eer her tektan-
rc olmayan din, bu tartma iersinde kaybolup byye^ya da felsefeye
dnyorsa, bunun nedeni, bu konuda hibir grelilii kabul edemeyen,
zde var olan bir hogrszlk anlaydr. Batl inan kategorisi, bu tart
mann silahdr, nk, tektanrc din iin, kendi pratii (batl inan taraf
ve bazen de eytani taraf) iinde bolca yer alan eksiklikleri, dkntleri
ya da kalntlar dar atmak, oktanrc dinlerde batl inantan baka bir
ey aramaktan daha kolaydr. Ya da o zaman, oktanrc dinleri olduu gibi
kabul edip bununla birlikte onlara metaforik ya da daha dorusu felsefi bir
anlam ykleyerek, batl inan blmn yadsnamaz ve ayrnt olarak g
ren misyonerler, sergiledikleri tutumlarla inanlaryla uyumaz olduunu
ak bir biimde kantladklar bir bilgeliin srrn renmeye balarlar;
bu karlamann ve bu gzergahlarn mant o kadar karmaktr ki d
pedz yanl anlamaya bal olabilir; Benin Krfezindeki vodu tipindeki
dinler, panteonlarnn esneklii asndan olduka dikkat ekicidirler; bu
esneklik, yalnzca yapsal bir srekliliin sonucu deildir (bu sreklilikte
simgeletirilen, dua ileengellenen ya da egemen olunan, kozmosun ayn
unsurlar -gkyz, yeryz, deniz- toplumsal ya da bireysel yaamn ayn
aksaklklardr - sava, alklar salgnlar, hastalklar) ama tanrlarn kendi
si, tarihsel deiimlerin ya da bireysel inisiyatiflerin yol at rastlantlarla,
birbirlerine ters dmeden birbirlerine eklemlenebilirler; Hristiyan tanrs,
ister misyonerlerin kendi tanrs olarak grlsn isterse yerel panteonun
3) Bynn servenleri, mitolojinin, M. Detiennein (1981) bize anlattklarna ben
zeyen servenlerini fazlasyla artrr.
3 0 PAG/VJ ZMN DEHASI
uzaklardaki tanrlarndan biriyle (Guin ve Minalarn panteonundaki
Mawu gibi) zdeletirilebilen olduka belirsiz bir kendilik olarak dnl
sn, totaliter bir figr olarak ortaya kmad srece, vodu mminlerinde
ya da rahiplerinde dmanlk uyandrmaz; bugn, zellikle Katolik olan
baz Hristiyan misyonerlerin, bu hogrden faydalandklarn ve vodu
sistemini renmeye baladklarn grmek olduka dikkat ekicidir; Bu
dolambal yolun ereklilii belirsizidir (ve baz kiilikler, snrlardaki bu
yryte, balangtaki amalarn unuturlar - evirmeler tek bir ynde
deildir) yine de bu ereklilik, ancak, by, din ve felsefe arasndaki, her
yumuak politik evirme ynteminde temel olan ayrmla olas hale gelir.
Bu ayrm tarihsel bir dneme denk der ve her zaman yaplamam
tr; dinin, baka zamanlarda, hem baka dinleri kendi karanlk blgesi,
kendi tanrsal gerekliinin eytanla kantlanmas haline dntrmesi,
hem de pratik olarak etkili olduunu, ak by olduunu ileri srmesi
ve pagan tanrlarna kendi topraklarnda meydan okumas mmkn
olmutur; Paul Veynen (1977) aktardna gre, Portekizli misyoner
lerin, Kongo danslarnda, arklarnda ve ritlerinde eytann varlnn
kantn bulduklar zamanlar ve gerekliklerini hi tartmakszn pagan
tanrlarna saldran Hristiyanlk savunucularnn bu tanrlar ekil de
itirmi eytanlar olarak gsterdikleri li. yzyl kukusuz ok gerilerde
kalmtr; ama, fetileri, batl inan imgelerini yakmay emreden XI X.
yzyl sonunun misyonerleri, bu misyonerler arasndan, baka bir anlam
ykledikleri tanrlardan en ok etkilenenlerin bir propaganda silah haline
getirmekte tereddt etmedikleri dman tanrlarla bir eit gs gse
savan taslan yapyorlard; Anglikan papazlarn ve Britanya ordusu
nun ynn izdii bir deneyimden ve zerinde tad ama okumasn
bilmedii bir I ncilden g alan (gerein gc ve gcn gereklii) Li-
beryal peygamber Haris 1913de, yakt fetilere ve ac ektirmeden
ldrdn iddia ettii byclere meydan okuyarak Fildii Sahilinin
gneyini batan baa kat etmitir; zaferlerle dolu bu alev alev parkur,
inanlarnn gerekliini, inanmadklar g idollerine hibir saknca
grmeden meydan okuyarak gsteren, Hristiyan geleneinin sava
azizlerinin parkurlarn hatrlatyor. Byk dinler, olayn iinde, kendi
gereklerinin kantn ve lsn aramaya tenezzl etmezler. Freud
Bir Yanlsamann Geleceiinde'^(LAvenir dune illusion, 1927) bize bunu
yle aklar: Aziz Boniface Saksonlarm kutsal aacn kestiinde, orada
DNN SINIRLARI 31
4) Trkesi: H. Zafer Kars, Kaynak Yaynlar, 1985.
bulunan Saksonlar intikamlarn alacak korkun bir olay bekliyorlard.
Hibir ey olmad ve Saksonlar vaftiz edildi.
Sonu olarak, snrlar problemine dair anlalmas gereken ey udur:
eer bir din, dier dinlerin byk bir ounluunu batl inanlar olarak
gryorsa, bu, kendini dierleriyle ayn seviyede grmediindendir;
phesiz misyonerler, Hristiyanln dehasna egemen olan sknty
oktanrc dinlerin kkeninde bulamamaktan, ayn ekilde ilevleri,
onlar iin sama ya da anlalmaz olan kltler ve ritellerde baka bir
ereklilik ve baka bir anlam sezmi olmaktan kanlmaz olarak rahat-
szddar. Smrgecilerin dini, smrgelerin dinini bir tek koulla dikkate
alr: G deneyinin sonucundan emin olarak bu dini, anlam deneyine
tabi tuttuu zaman.
32 PAGANZMN DEHASI
Din mi deoloji mi?
Snrlar probleminin, dinlerden, dinden yola karak bahsetmeyenler
asndan da anlalmas gerekiyor. Din-by-felsefe geni (dnya g
r anlamnda) bilim geleneinde de (ou zaman eletirel olmayan bir
yapda) kukusuz mevcuttur ama bu genin erevesinin belirsizliinin,
yalnzca, Hristiyanln temas ve din deitirme retoriinde daha kesin
izgileri olduunu grmtk. Felsefi ya da genel antropolojik dncede,
din kavramnn karlatrld ey ideoloji kavramdr. Burada sz konusu
olan, bugn lm uygun olduu biimde kutlanan ideolojiler (toplumun
ve Tarihin anlamn incelediini ileri sren byk felsefi-politik sistemler)
deil, Tarihin belirli bir annda ve yerinde egemen dncelerin mantna
gnderme yapan kavram olarak ideoloji, bu konuda Marxa bal kalan
Claude Lefortun (1978) tarihsel bir doum tarihine sahip olduunu
(bu onu dinden ak bir biimde ayrr) ileri srd ideolojidir; Claude
Lefort bu konuda Les Formes de lhistoireda (Tarihin yaplar) yle yazar:
Bizim taslamzn hareket noktas bu anlaytr: bu anlay ideolojiyi bir
toplum tipiyle snrlandnr, bu durumda terimin, egemen sylemin her
zaman meruluunu akn bir dzene referanstan ald ve ne kendi iinde
makul olan toplumsal bir gereklik kavramna ne de, bu adan, kendi
iinde makul bir tarih ve doa kavramna izin verdii feodal, despotik
ya da devletsiz bir yapya uygulanmasn kesin olarak reddeder (s. 281).
Bir aknlk a ve bir ideoloji a arasnda bu ekilde biimlendirilen
kartlk din kavramn iki bakmdan iin iine katar: dini, bir aknlkla
DIMN SINIRLARI 33
zdeletirerek ve bunun doal sonucu olarak da onun ideoloji statsn
reddederek.
Bu ekilde ele alnan din, devletten nceki toplumsal temelin dsal
bir kaynana karlk gelen, Marcel Gauchetnin (1977), anlam borcu
olarak adlandrd eyle zdeleir Din yoluyla, ilkel toplumlar, varhk
nedenlerini, varolularnn kaynan kendilerinin dnda dnrler;
bylece, devlet, tanrlarn yerini almaya ve bu ekilde, ilk kopuun y
nn deitirmeye ve toplumun iinde egemenler ile egemen olunanlar
arasnda bir ayrm yapmaya gelmedii srece, din, kutsaln kurucu borcu,
toplumlar olduklarndan baka bir eye dntren ilk kopuu tekil
edecektir: Devlet, toplumun daha nce yaad ve bizzat toplumsal
olgunun olasl konumundan baka bir konum verildii grlmeyen bir
blnmenin yeni ehresidir (s. 6). Sylemin son derece ihtirasl olmas,
burada, Marcel Gauchetnin artrd, yorumlad ve eletirdii ya
zarlarn (Durkheim ve Lvi-Strauss) neminden kaynaklanr. Bununla
birlikte, dinsel olgunun arkasnda, bizzat toplumsal olgu olasln
gsterirken, Lvi-Straussa kar kmakszn, Durkheimden olduka
geni biimde etkilenir. Durkheim iin dinin ilevi ak bir biimde, bi
rey insanlara kendilerini toplum olarak dnme aracn salamak deil
midir? Gauchetye gre, kutsal olmayann olasln kuran kutsaln bu
dnm ve kutsal olmayann tasarm olarak kutsaln bu tanm (ayrca
bu tanm, iki terimi, son haddinde, birbirinden aynimaz hale getirir nk
sosyolojik olarak, kutsal olmayan bir boyutun ne olduunun, temsilinden
nce ayrdna varlmaz) gereklilik emasyla yine de ok fazla vurgulanr.
Durkheim, hakl olarak, dinsel olgunun bir toplumsal olgu olduunu, ama
toplumsal varlkla dinin ayn tzden olduklarn o kadar ki toplumun din
olmakszn var olmasmm mmkn olamayacan dnr. lkel toplumlarn
dinsel-mitik yaplarnn, dncenin oluturucu zorlamalarnn ifadesi
olduunu dnen Levi-Strauss ise, gereklilie daha da ok nem verir.
Oysa, Gauchetnin ve birka baka kiinin, ok dikkat ekici bir erekiliin
damgasn vurduu dncesine gre, dinin, bir zorunluluk deil bir seim,
gce ve devlete kar bir seim olmu olmas gerekir; eer anlamn oda,
anlam verdii toplumun dndaysa, bu, insanlar arasndan herhangi
birinin, kolektif eyin en sonuncu meruiyeti adna ve temelin bulunduu
yerden konuabilmesini - yani g kullanabilmesini (s. 20) engellemek
iindir. yleyse, devletin dini kullanaca ve sonra ona kar olaca za
mana kadar (bu kanlmaz deildir), din, znde devlete kar olur. Her
trl evrimcilikten kendini korusa da ve Tarihte her trl zorunluluu
reddetse de Gauchet, aslnda, eer yle denilebilirse, bir devlet kuram
oluturmay baarr; saplant devleti, din devleti, din kart devlet.
Bu analiz ilkel toplumlarn dierlerinden farkl biimde ele alnmasn
gerektirir; bu toplumlar blnemez ve gten yoksundurlar. Blnemez
ilkel toplum kavramn savunanlar, incelenmi Afrikal, Kzlderili, Ok-
yanusyal... toplumlarn hepsi deilse bile ounluunun az ok belirgin
birok i farkllk ve hiyerari sergilediini ileri srenlere, etnolog Pierre
Clastresm makalelerinde kendine zg bir biimde biimlendirdii
kar argman getirirler: ya ilkel gcn gerek bir g olmadn, kendi
kendisinin, gszlnn belirtisi olduunu, ya gcn olduu yerde,
devletin olduunu ve gcn grlmeye baland toplumlarn ilkel
toplumlar olmadn ya da prestij hiyerarilerinin (savalara ayrcalkl
bir stat salayan hiyerari gibi) g hiyerarileri olmadn (Clastres,
1977) belirtirler. Burada, daha nce yapldndan, imdinin analizinin,
gemite mutlak bir referansa, gcn olmad bir sfr noktasna ihtiya
duyduunu dnenler iin gerekli olan a priorileri tartmayacaz ama
onlarn geliiminin kapsad dinin tanmn gz nnde tutacaz: akn,
kurulan (bu anlamda din olmas mmkn olamayacaktr) ve kurucu, daha
dorusu grnen ve, orada geen olaylarn hem kayna hem de anlam
olan (oku eken avcdr ama okun ava ulamasn salayan avcnn
dostluunu kazand ruhlardr Gauchet, s. 16^) grnmeyen olarak
iki dnya kuran din, son olarak da, eylerin genel dzenini insanlarn
eline almasn engellemek (s. 18) amacyla onlan tarihin ve deiimin
egemenliinden yoksun brakan din; Yaadmz dnyay ve yaama
biimimizi kuran, dzenleyen ve deitiren bizim gibi insanlar deil, atalar,
balang zamanlarnn kahramanlar, tanrlardr; lkel dinsel dncenin
temeU olan genel inkar, tekine ynelmi ortak inan budur (s. 18). lkel
dinin bu tanm daha aada incelenecektir, ama u an iin dinin ne
olmadyla snrlayarak oluturulan, dinin tanmlarna dair envanterimizi
takip etmekle yetineceiz.
Din ve ideoloji arasndaki ilikiler sorunsal, analizleri Marksist gele
nein baka bir ynelimine bah olan Louis Althusser tarafndan farkl bir
biimde ele alnmtr Doruyu sylemek gerekirse Althusser dinden daha
5) Ayn eserin 148. sayfasnda Bergsondanu almn yaplmtr: ...eylemi, mekanik
nedensellikten elde edebilecei her eyi elde eder, nk yayn gerer ve nian alr; ama
akl daha ok, oku gereken yere ulamasn salamas gereken mekanik-d nedene gider,
nk, amacna kesin olarak ulamasn salayacak bir silah olmad iin, bu nedene
inanc ona, daha iyi nian almasn salayan zgveni verecektir.
34 PAGANZMN DEHASI
DNN SINIRLARI 35
ok ideolojiyle ilgilenmitir; kapitalist toplum ve devlet oluumlarnda
ideolojinin (devletin ideolojik aralan tarafndan oluturulup, aklanp ve
yeniden retilen ideoloji, st rtl bir biimde ve egemenlerin gdm-
lemesiyle hareket eder) ayrcahkh bir rol ve bir etkililii olduunu kabul
etse de, st rtl olmasnn etkileri, tarihsel olarak snflara ayrlmaya
deil, znde her toplumsal oluumun ilemesine bal olan genel bir
ideolojinin varim benimser. Bu ayrm, onda Durkheim sosyolojisinin
izlerini alglayan ve onu temel alan anlaya kar kan eski rencisi J.
Rancirein (1974) imeklerini Louis Althusserin zerine yneltmesine
yol amtr; deoloji kavramnn kendi genelliinde tanmlanmas, snf
atmalar kavram iin iine girmeden nce mmkn olmutur. Bundan
dolay, Althusserin dinin saf biimi olup olmadn sorgulad pekl
bu genel ideolojidir; Snflarn olmad ilkel toplumlardan beri, bu
ban var olduu grlr ve ideolojinin ilk genel biiminde, dinin yani bu
ban gerekliinin grlebilmesi bir tesadf deildir. (Bu din kelimesinin
mmkn olan etimolojilerinden biridir.) (Thorie, pratique thorique et
formation thorique. Idologie et lutteidologique -Kuram, kuramsal pratik ve
kuramsal oluum. deoloji ve ideolojik mcadele-. Geniletilmi metin. J.
Rancire tarafndan aimtlanmtr [1974, s. 232].) yleyse Althusserin
dncesinde, din ve ideoloji arasnda kartlk yoktur ve bundan dolay,
Lefortun dncesinden ayrlr, ama iki tip ideoloji arasndaki ayrm,
ortaya ayn trden bir kartlk kanr: Althusserde din, ideolojinin ma
sum yamacnda yer alr, asla snf ideolojisi olmayan toplumlarda olduu
kadar saf deildir; ilkel toplumla ilgili bir kuram retmek gibi bir kaygs
olmayan Althusser ile, bu adan Lefortun analizleriyle ayn izgide olan
Gauchetninki gibi dnceler arasndaki tek fark, dinin bir seim deil
bir zorunluluk (bu sz konusu ideoloji ile ileyen toplumlarn zorunlu
luu) olarak tanmlanmasdr. Bir kez daha Althusserin, Durkheim ile
ayn eletirilere maruz kahr
phesiz, Althusser, tpk Durkheim gibi etkililik problemlerini ortaya
koymaktan kanmad iin eletirilir. Kukusuz, snf ideolojisi, somut
bir biimde, genel ideoloji ile birlemezse toplumun tmnde hibir
kabul grmeyecektir. Snf ideolojisinin kendisine gelince, Althussere
gre de, srf gdmlerle hareket etmez. Bu anlamda, Althusserin Mark-
sizmi, Makyavelizme tmyle kardr. deoloji, insanlarn, gerek varolu
koullaryla srdrd gerek iliki ile dsel ilikinin stbelirlenmi
(surdetermine) birliidir; deolojide, gerek iliki kanlmaz olarak
dsel ilikinin iinde yer alr: bir gereklii tarif etmekten daha ok; bir
stenci (tutucu, konformist, reformcu ya da devrimci), hatta bir umudu
ya da bir nostaljiyi ifade eden iliki (Althusser, 1965, s. 240). yleyse,
ideolojinin eylemi tmyle arasal olamaz ve onu kullandna inananlarn
bizzat kendileri onun tarafndan ele geirilmi olurlar, onu kullandklar
ve ona kesin olarak egemen olduklarna inandklar anda onun etkisi alt
na girerler. Bu, snf ideolojisi iin ok ayrcalkl bir biimde geerlidir:
... Egemen snf, kendi ideolojisi olan egemen ideoloji ile birlikte, salt
kar ya da kurnazla dayanan dsal ve bilinli bir iliki srdrmez (s.
241). Ve Egemen snfn ideolojisi, tam tamna bir ideoloji olduu iin,
tasarmlar sistemi olarak ideoloji insanlar gelitirerek ve dntrerek,
varolu koullarnn gereklerine yant vermeye hazr duruma getirdii
iin ideolojinin varoluu, snflarn varoluuna bah deildir, bu, eer ide
oloji yalnzca egemenlerin taktik yalan olsayd ihtimal dahilinde olurdu:
Eer ideolojinin tm toplumsal ilevi, egemen snfn, smrd kiileri
yanltmak iin rettii ve dardan gdmledii bir mitin (Platon un gzel
yalanlar ya da modern reklam teknikleri gibi) kinizminde zetlenseydi,
ideoloji, snflarla birlikte yok olurdu (a.g.y., s. 242).
Marx inin (Pour Marx^) son sayfalarnn. Dini Hayatn ptidai
ekilleri'nde tekrarlamasnda alacak bir ey yoktur. Ne Durkheim, ne
de Althusser, dini ya da ideolojiyi ilk anlamyla ele almtr; bu yzden,
Althusserin ideolojisinin, Durkheimin dinini olduka artrd sy
lenebilir. nk Durkheim, dini bir toplumsal olgu olarak reddetmese
de, onun baka her trl bir varolu biimini yadsr, o kadar ki sann
yaamnn en nemli tarihlerini kutlayan bir Hristiyan toplantsn,
Msrdan k kudayan bir Yahudi toplantsn, ya da ulusal yaamn
byk bir olayn anan vatanda toplantsn temelde ayn doaya sahip
olgular olarak grr. Ayrca, her ikisinde de ilev kavramnn yavanl,
ilemenin alenilii karsnda srekli yenilenen bir armayla, ksmen
gizlenir. Her ikisi de, kendine ait bir neden dncesine sahiptir (daha
dorusu, etkililiin nedeninin aratrlmas onlarn yaptnn tmn
oluturur), ama ortak dnce ve duygular srdrme ihtiyacna dayanan
Durkheim izlei ve insanlarn kendi varolu koullaryla ilikisine dayanan
Althusser izlei, gelecee ynelik izdmler olarak, ayn laik inancn
vurgulardr. Snfsz bir toplumda, ideoloji, insanlarn kendi varolu
koullaryla ilikisinin tm insanlarn yaranna srmesini salayan arac ve
bu srecin erevesi olan unsurdur diye yazar Althusser (a.g.y., s. 243).
36 PAGANZMN DEHASI
6) Trkesi: I k Ergden, thaki Yaynlan, 2002.
DNN SINIRLARI 37
Ve Durkheim: Eer bugn, gelecekte bu bayramlarn ve trenlerin neye
dayanabileceini kendi kendimize aklamakta belki biraz zorlanyorsak,
bir gei ve ahlaki bir knt dneminde olduumuzdandr... Toplum-
larmzn, belirli bir sre insanla klavuzluk edecek yeni dncelerin
ve formllerin birdenbire ortaya kaca yaratc cokunluk anlarnn
tadna bir kez daha varaca bir gn gelecek ve bu anlar bir kez yaan
dktan sonra, insanlar bu anlar dnce yoluyla zaman zaman yeniden
yaama yani bu anlarn ansn en azndan onlarn rnlerini canl tutan
bayramlar yoluyla srdrme ihtiyac duyacaklardr (s. 610).
Dini, ideolojinin katksz biimi haline getirmek, onun btnletirici,
birletirici bir rol olduunu kabul etmek, anlamn gerekliliinin altn
izmek ve bir biimde, ideolojinin dinsel karakterini ifade etmektir. Ama,
zaten genel olarak tarihte, zel olarak da dnce tarihinde tamamyla
tersine bir anlay mmkndr; bu durumda sz konusu olan, dinin hem
hatasn ve yalann, hem Kilise prenslerinin sinizmini ve ikiyzlln
hem de ksaca dinin tmyle -kelimenin en dar anlamyla- ideolojik
karakterini reddetmektir (dnoncer). Machiavelli (1531) Sur la premire
dcade de Tite-Livein (Titus Livius tarihinin ilk cildi zerine) nc
blmnde, politik sistemlerin, yneticilerinin arlklar nedeniyle,
yeniden dzenlemesi ile yine ayn nedenlerle dinler tarihinin yeniden
dzenlenmesi arasnda bir paralellik kurar. Machiavelli, eer Aziz Franois,
Aziz Dominique ve onlarn kurduu tarikatlar, yoksullukla vnerek,
sa rneini tleyerek ve, bu ekilde, inanc, olduka snm olduu
kalplerde canlandrarak tepki vermeselerdi, Katolik dininin, kilise pis
koposlarnn ve liderlerinin baboluuyla yok olacan belirtir.
Bu kk pasaja gre, Makyavelik din anlaynn nereye vard
sorgulanabilir: Bu anlayta kiliseyi yneten aygt, hi kukusuz, dierle
rinin inancn kendi karna ve kendi zevkleri uruna kullanan bir aygt
olarak betimlenir; Machiavellinin gsterdii aslnda, sk bir biimde
ilediinden gzle grlr bir saygyla bahsettii tarikatlarn, kendi btn
lnde Kilise aygt ile en azndan nesnel olan su ortakldr; ama,
bu aygtn tmn, Fransiskenlerin ve Dominikenlerin ancak, daha zel
olarak bireysel inanlarn denetim altna alnmasna adanm bir ark
olabildikleri bir g makinesi olarak tasvir ederek kukusuz daha da ileri
gidecektir: ...bu tarikatlar, yoksullukta ayakta kalr; ve halk zerinde,
onlar, gnah karma yoluyla, kt yneticilerin arkasndan konumann
kt olduuna, onlara boyun emenin ve onlarn sularn cezalandrma
iini yalnz Tanrya brakmann iyi ve faydah olduuna inandrmay ba-
ardklarna gre olduka etkilidirler; bylece bu ayaktakm (engeance)
hi inanmad ve maruz kalmad bir cezadan kayg duymakszn, bunca
ktl yapmaya devam eder. yleyse bu yenilik, dini korumu ve hl
da korumaktadr (s. 610). Dinsel aygt ile g aygt arasnda artk fark
olmamas noktasnda, gerek ayrm, aygta inanmayan ama onu kontrol
altnda tutanlar ile dierleri yani yaamlar sahip olduklar inanla hi
badamayanlarn ihtiyacna gre gdmlenen ve aldatlan insanlarn
oluturduu kitle arasndadr. Bu ayrm, dnce dzleminde, bir yanda
bilgi ile bilgisizlik arasnda dier yanda ise dinsel bir mesajn ierii ile bu
mesajn kullananlarn felsefesi arasnda var olan ayrma gnderme yapar.
Burada politik olanla dinsel olann tam birleme noktasndayz (ya da
birleme noktalarndan birinde). Zor ekonomik koullar ile bu dnyann
prenslerinin (bunlar genelde kilisenin prensleri olmulardr) grlmemi
lksnn kombinasyonu ou zaman, sonu paradoksal bir biimde (ama
bu paradoksta iki tarihin -bireyin tarihi ve basbaya tarih- i ie ge-
meinin etkisi nasl grlmez? Bunu aada incelemeye alacaz) daha
ok mistisizme varan bir bilinlenmeye yol amtr. Bu konuda, XI II . ve
XIV. yzyllarn Binylc hareketleri ile XX. yzyln Nazizminin ykselii
arasnda bir paralellik kuran Norman Cohn (1957), bu iki farkl dnemin
aama aama douunu ok iyi anlatr. Toplumsal ve zel yaamn tm
alanlarnda gerekten kabul edilen tek otorite Kilise, laiklerin tutkularn
ve arzularn gizlice teki dnyadaki yaama kanalize ederek (s. 302),
Binylc hareketleri durdurmaya yardm etmitir. Ama kilise, bugn olduu
gibi ya da bugn herhangi bir Mslman devletin liderinin yapt gibi,
dayatt kriterlere gre yargdanma riski ile kar karyayd: ilecilii, en
belirgin sevabn iareti olarak gren bir uygarlk, aka Luxuria ve Avariti
ile sarmalanm bir kilisenin deerini ve haklln pheye drmeye
srkleniyordu (s. 302). deolojinin arlklarndan hl kurtulamam
bir deiim ve sreklilik diyalektiinin ifadesi olan kurtuluu (salutistes)
harekeder o gn bugndr yeniden baka bir bask biimi yaratma eili-
mindedir: Yoksullarn duygusal ihtiyalar, militan toplumsal hareketle
rin... Kilisenin yerine gemelerinin, keramet sahibi ilecilerin ynetimi
altndaki kurtulu hareketleri haline gelmelerinin nedenidir (s. 303).
Her eyin, bu ihtiyalarn ve bu duygululuun doasna ve statsne
dayand ok iyi grlyor, buna daha aada tekrar dneceiz. Ne var
ki, Cohnnun bak asndan, kolektif sefillikler ve skntlarla ilgilenmek,
neredeyse kanlmaz olarak, bunlar hakl gstermeye ve kabul ettirmeye
yarayan bir ideoloji maniplasyonunu andrr.
38 PAGANZMN DEHASI
DNN SINIRLARI 39
Kilise kartlnn ya da militan ateizmin bugn tuhaf bir biimde
biraz demode olan karakterine ramen toplumun afyonu din konusu,
birok filme ve bilimkurgu romanna esin kayna olduu iin sal aml n
olduka korumu grnyor. Bu filmlerin ve romanlarn ortak ilkesi, sonu,
byk bir sayda insan kitlesinin, sekinler iin gerek bir varl olmayan
Tanrlara tmyle yabanclamasna varan dinsel adan bir gerileme
srecinin yksek bir teknik ilerlemeye karlk gelmesidir. Bu kurgularn,
bireysellik, bilin ve tarihin anlam sorularn yeniden biimlendirmeye
davet eden belirli bir sayda konuya (her eyin robodamas, atom
bombas patlamas sonras olanlar, gezegenlerin koloniletirilmesi, yldz
savalar) ncelik vermesinde alacak bir ey yoktur. Bu kurgularda biz-
1er, farkl tarihleri ya da kolonileme ve egemenlik olgular nedeniyle eit
olmayan bilgi seviyelerinde olan insanlklar ya da yar insanlklar olarak
sunuluruz. Bu eitsizlikler rnein teknolojiye hkim olma ile metafizik
yabanclama, pratik bilgi ile kuramsal bilgi, ve muhtemelen saygn bir
gemi ile belirsiz bir imdiki zaman arasndaki kartlklarla iki katna
kar. Bahsedilen bu son kartlk nedeniyle, ou zaman, gelecein evrimi,
olaanst ve grlmemi bir macerann taslandan daha ok bir yeni
den kavuma (reconqute) olasl olarak sunulur. Bu izlek. Maymunlar
gezegeni filmi ve onun Amerikan televizyonlarndaki farkl versiyonlaryla
dikkat ekici bir biimde resimlenir, ama kukusuz I saac Asimovun b
yk roman Fondationda (Vakf) (1951) tm izlekler ve tm karthklar
hayranlk verici bir eitlilikle fiilen bulunur. Komular Drt Krallk
tarafndan ve zellikle de aralarndaki en gls ve en barbar Anac-
reon tarafndan tehdit edilen Terminus gezegeninin belediye bakan
Hardinin ihtiyatl ve hesap politikasnda dinin oynad rol ele alalm.
Drt Kralln eskiden basit tara eyaletleri olduu Galaktik mparatorluk
paralanm ve kmtr. Dier krallklarda atom enerjisinin kaybedil
dii takip eden dnem boyunca Hari Seldon, bir ansiklopedi oluturma
bahanesiyle, gerekte ise, bin yl sonra, ikinci Galaktik mparatoduu
kurmak iin Terminus gezegeninde ilk Vakf kurmutur. Bu barbarlk
okyanusunun ortasnda minik bir atom gc adac olan Terminusun
silah dindir. Bilimi bir din ve arlatanlk karmna dntrdnden
dem vuranlara, Hardin, bilimi bir eit byclk olarak gren barbarlar
bu ekilde belirgin bir biimde denetim altnda tuttuunu syler. Dier
gezegenlerden alnp Terminusta yeni bir biim kazandrlan karmak
ritellerin ve bir din adamlar hiyerarisinin yaratlmas dzeni tamamla
mtr; din adamlar atom santralleri ile ilgilenirler ama ampirik bir bilgiden
baka aletleri yoktur; ... etraflarn eviren maskaralklara demir kadar
salam bir biimde inanyorlard. Bylece, Galaktik Tannsnn (Esprit)
gerekliine kesinlikle inanmayan Terminusun bilim adamlar, bu Tan-
riya en az onlar kadar inanmayan ama kendilerini tanrsal hale getiren
bilimin dinini kabul eden Drt Kralln krallarnn halklar zerindeki
egemenliini salamlatrrlar. Ayn zamanda, bilim adamlar, bilimsel
bilgiye sahip olmakszn Tanrya ve bilimin dinine inanan bir din adam
snh sayesinde bu tanr krallar kontrol altnda tutarlar pheci ama
cahil bir aristokrasi, inanla dolu ve bilimsel ritellerin iyi teknisyeni bir
din adam snf, kara cahil ve inanl toplumlar; bu, bir avu Bilgi ve
G kahramannn, tarih projeleriyle zdelesin diye bilinli bir biimde
gdmledii dalavere topluluudur
Buradan hi de kurgu olmayan bir tarihe geri dnmek iin. G-
Bilim-Din lsnn ou zaman smrgeci istila giriimlerine fon
oluturduunu belirtelim. Din, mesajna destek olsun diye, kendisiyle
birlikte barbar kylara ulaanlarn (tccar, kaif, asker) bilim-teknik ko-
nusundaki belirgin yeteneklerini ak ya da kapal bir biimde kullanmay
her zaman ihmal etmemitir Toplum iine daha kolay sokulacak ayr bir
din adam snf oluturmaya abalayan indeki Cizvitler, kendilerini,
tam anlamyla, bilim adamlar olarak da tanttklarna gre bu iki rol
birden stlenmilerdir. yleyse, Galaktik imparatorluk kurgusu, ruhlar
smrgeletirme tekniklerinin bir rneini (indirgenmi), Avrupa smrge
tarihinde bulur. Fondationun kahramanlar bir uygarlk projesinin tay-
csdrlar da, bireylerden ok insanl, aralardan ok amac dnrler,
ama MakyaveUst olmaktan ok Nietzschecidirler o kadar ki amalar hem
entelektel hem de politiktir. yinin VeKtnn Otesinde'de^(Par-del bien
et mal) yle yazar Nietzsche (1886): Bizim, biz zgr ruhlarn anlad
ekliyle filozof, kendini insanln tmnn evrimiyle sorumlu hisseden
byk sorumluluk insan bu filozof, semek ve eitmek iin, tpk var olan
ekonomik ve politik koullar kullanaca gibi dinleri de kullanacaktr...
Gller, yazgs komuta etmek olan ve ona gre hazrlanm bamsz
bireyler iin, egemen bir rkn aklnn ve sanatnn vcut bulduu insan-
lar iin din, direnleri krmak ve egemen olmak iin baka bir aratr;
efendileri ve tebaay birletiren, tebaann uurunu, itaat etmekten kur
tulmay yeleyen gizli iselliini ortaya karan ve efendilere ifa eden bir
badr... (s. 75). Nietzsche, dinsel rgtlenme yardmyla, kendilerini
huzur iinde krallk ilerinden daha nemli ilerine adamak iin, halk
40 PAGANZMN DEHASI
7) Trkesi: Ahmet nam, Say Yaynlar, 2003.
in krallar atama gcn ellerine alm olan Brahmanlar rnek gs
terir. Belirttii aristokratik ve felsefi gcn, belki de, hatta phesiz bir
biimde Bilginin, bilinliliin gc olduunu ama bilim kurguda olduu
gibi kesinlikle bilimin gc olmadn eklemek gerekir ster ateist, ister
Hristiyan kart isterse ahlak kart olsunlar ileci bilginleri hakikate
inandklar iin yine de eletirir. Hakikatin, Ahlakn Soyky stnede*
(Genealo^de la morale) (1887) biimlendirilen deerinin tartma konusu
yaplmas az nce din kavram etrafnda kat ettiimiz parkuru adeta sona
erdirir; bynn, batl inancn, ideolojinin, gcn ve bilimin anlamna
dayal btnsel (toplumsal) anlam gsterilen din, uzun szn ksas,
onu kullanmay bilen iin dnyann en usa yatkn ama ayn zamanda, ve
her zaman, en gizemli eyi olarak grnyor; anlamdan yoksun olduu
iin deil; tersine, anlam bitmez tkenmez ve deiken bir cmertlikle,
toplumsal dzene, kozmik dzene, biyolojik dzene, g ilikilerine
datr; ama, etkililik sorusu sorulmad srece, anlama, ya da anlamn
anlamna dair son soru olduu gibi kalr; ve Neden insanlar gerekten
inanmyor sorusuna cevap, inancn nesnesi sorusuna ( nanan insanlar
neye inanrlar?) geri dnld andan itibaren ancak mmkn olur
Bizzat bu geri dn baka bir gzergh dayatr; Dini anlamann (ereki
ya da sinik nemli deil) tahayyl edilebilmesine dayal olarak rgtlenen
toplum kendi bana bir sorunsaldr; anlalmaz ama indirgenemez bir
biimde toplumsal olduunu kefeden birey iin sorunsaldr. Oysa her
din, metinlerinin edebiliinde ve ritellerinin ayrntsnda yz bireye
dnk olarak da kendim gsterir Etkililiinin anahtar burada aranlabilir
DNN SINIRLARI 41
I Trliesi: Ahmet nam, Say Yaynlar, 2003.
Bireyin Yaps:
Pagan nsan, Hristiyan nsan
Birey ve Din
Bergson, Durkheimin, bireysel akl ile kolektif anlay arasnda, birinin
tasarmlarnn dieri iin sergiledii anlalmaz grnm aklamak
iin kurduu, ona gre ok fazla radikal olan kartl artc bulur. Bu
karthkta, bireyi soyut bir varla, toplumsal kitleyi tek gereklie dn
trmek gibi temelde sosyolojik olan bir hata grr. Bu, Bergsonun, bireyin
toplumsal karakterine itiraz ettii anlamna gelmez; tam tersine, onun
iin, insan zihni ve toplumsal yaam yaratc evrimin iki biti noktasndan
biridir ve evrimin, sonu karlkl olarak zarkanatllara ve insana varan
iki byk hattnn ucunda toplumsal yaam kurmu olan doann karnca
yuvasndaki her karncann hareketinin ayrntlarn nceden dzenleyip,
insana, davrann hemcinslerinin davranna gre dzenlemesi iin en
azndan genel direktifler vermeyi ihmal etmi olmasn kabul etmeyi zor
(fl.g.y., s. 110) bulur. Bergson gibi, bcekte nceden dzenlenmi olann
eylemler, insan da ise yalnzca ilev olduu kabul edilse bile, bundan
zorunlu olarak kacak sonu, bireysel bir zihniyete yabanc ve bundan
daha da ok onun uyumunu bozmaya elverili bir toplumsal zihniyetin
olamayacadr. Eer sama batl inanlar, aklh varlklarm yaamna
yn vermi ve hl yn verebiliyor ise neden, baka yerde aranmaldr.
Bergson, din erevesinde neden deil sonu olduunu varsayd (zira
romanclar ya da oyun yazarlar her zaman var olmam olsalard, hibir
toplum dinden asla vazgememi olurdu) masal yaratma ilevi kav
ramna bu noktada bavurur ve dini, tartma gtrmez ve talepkar bir
erekiliin iki kriteriyle tanmlar; din, doann zeknn ykc gcne
kar bir savunma tepkisidir (zek kendi kendine braklrsa egoizme
itilecektir); din, zeknn, lm kanlmaz olarak tasarlamasna kar
doann bir tepkisidir (hayvann tersine, insan lmek zorunda olduunu
bilir ve bu kesinlik, yaamak iin olan bir dnyada birdenbire ortaya kt
iin doann amacna uygun deildir. nsan (birey), ncelikle toplumun
ona dayatt skntlarla megul olsun ve yaamn devinimi insanda lm
dncesiyle yavalamasn diye bir yanda dinin ona yasaklar dayatmas
dier yanda da tanrlarn ona lmden sonra bir yaam vaat etmesi gere
kiyordu. u durumda, din Bergsona gre, toplumsal ereklilii ve bireye
uygulanmas ile tanmlanabilir. Toplum ve birey terimleri arasndaki
bu pratik badan karacamz sonu, bu ban, birbirini tamamlayan
ama ayrk iki perspektif iinde yer alddr; bireyin dinde ve dinle ta
nmlanmas; bireyin, din ve dinin ele ald konular karsndaki konumu.
Dinsel olguyu tanmlamaya almak iin bireyden yola kmak, ilk
bakta, yerleik farkl dinlere zg verileri toplayarak onlardan genel top
lumsal bir anlam karmaya alan etnolojik deneyime srtn dnmektir.
Daha dorusu, (nk etnologun bu ite yine bir fayda grmesi mmkn
deildir) srf sosyolojik olan verinin gz nnde bulundurulmasndan
gemeyen bir dizi gzergh amaktr. Birou saylabilir; Her dinde, birey
ile ilgili bir dnce ya da, muhtemelen olumsuz olan bir tanm vardr;
bireyin, evren, dnya ve toplum tasarmlar btnlndeki bu durumu,
baz dnce sistemlerinde, ak bir biimde dierleri tarafndan kapsanm
olarak betimlenir. Bu durumu ortaya karmak, onun snrlarn belirlemek,
ayn zamanda, genellikle doal olarak daha nceden toplumsallam olan
bir bireyin, hem ondan hem de bakalarndan bahsederek ona doumun
dan lmne kadar varoluunun balca olaylarnn yorumlanmasyla ilgili
modeller dayatan dinsel bir yorum sistemi iinde nasl tutulmu olduunu
anlamaya almaktr. Din anlaynn yaylmas sorununu ayrca yeniden
ortaya karan bu bireysellik anlay zerinden, deiik din felsefeleri, zel
likle de Hristiyanlk ve paganizm^arasndaki farkllklar deerlendirilebilir
BREYN YAPISI: PAGAN NSAN, HIRSTYAN NSAN 43
9) Geneldepagan terimi Hristiyan geleneinde gerek tanrya gerektii gibi tapma-
yanlara kar eletiri babnda kullanlmtr (bu terim Ortaada Mslmanlara, .bazen
Burada birey dncesi, dinsel olgunun bem analiz nesnesi bem de
hareket noktas olarak alnyor. Bununla birlikte biz her zaman toplum'
larn tasarmlaryla urayoruz. Baz fikir kahramanlar, kendi bireysel
deneyimlerini, aratrmalarnn arac haline getirmeye, kendi dnce
lerinden ve kendi kiisel kanlarndan yola karak olgular, literatr
ve bakalarn sorgulamaya kalkmlardr. Onlarn militan literatrleri,
hem byk dinlere bir tanklk ve kendine zg bir bak hem de dinsel
pratiin yerleik farkh antlar karsnda bir inan hareketi ve yalnz bir
giriimdir. Onlar arasnda nn en azndan ortak bir yntemi vardr:
soybilim (gnalogie) (bununla birlikte bu yntemi hepsi bu ekilde ad
landrmaz). Nietzscheye, ac eken insanln karsna ileci din adam
figrn kardktan sonra, bu figrn karsna, bilgiyi aratranlarn
neeli bilimini koymasna; Freudun bireyolu ve toplumolu arasndaki
koutluu yinelemek pahasna, dinsel yanlsamann nevrotik olduunu
ileri srmesine; Bataillen eylerin dzeni karsna koyduu iten dzene
egemen (souverain) olarak kavumasna olanak salayan soybilimdir.
Bunlar ei grlmemi tanklklardr; bunun birden fazla nedeni vardr;
din tarihinin eletirel ve kiisel bir yeniden okunmasndan domulardr,
dinsel istein ve bu istee yant vermenin reddinin bireysel boyutunu dile
getirirler, son olarak da hepsi kendi tarznda modern an bir sorgula
masn yaparlar.
4 4 PAGANZMN DEHASI
Birey, Dinsel na
nsan tanrlarn huzuruna bo ellerle ve gzleri ak asla kmaz. nsann
dinle ilikilerinden bahsetmenin, bu ilikilerin ancak kltrlerle birlikte
deitii, daha dorusu bu kltrlerin her birinde her insan, dinle bilinli
olarak en ufak bir iUkisi olmadan nce din tarafndan biimlendirildii
iin kltrlerle birlikte deitii belirtilseydi somut olarak psikolojik ve
sosyolojik olarakhibir anlam olmazd. nsann, toplumun, kozmosun
ve tanrlarn vizyonlarnn, doum ritelleri, eitim sistemleri ve ergin
lemelerle skc ve zincirleme olarak adeta birletii toplumlarda ak bir
biimde grdmz bu durum, laik olduu sylenen toplumlarmzn
her birinde de dinsel bir eitim alm olanlar iin tam olarak byledir.
de Yahudilere uygun grlmtr). Biz bu terimi, ilk Hristiyanlamkine ok yakn bir
anlamda, srf ok tanrl dinler iin kullanacaz.
BREYN YAPISI: PAGAN NSAN, HIRSTYAN NSAN 45
o kadar ki, bu insanlarn bazen, zellikle, geriye dnp dndklerinde
dinsel inanlarnn kaybolmasnn yerini doldurmu olan ne olduu belir
siz bir ey olarak grdkleri politik ileri sona erince, anlama isteinin
ve anlamlarn verdii zevkin, inanma isteinin ve ocukluk anlarnn
birbirine kart bir ba dnmesinin insann akln bandan alan cazi
besine cokuyla -yan ve d krklklarnn da yardmylakapldklar
olur. Bu durumda nostalji, yetikini ya da yaly, ancak onun daha nce
toplumsallam anlarna (images), Tanrdan ya da tanrlardan neyi bek
leyebileceini veya umulabileceini, inanmann gerekli olduuna her ey
olup bittikten sonra karar verdii mitik anda deil daha nce renmi
olan bir varla gtrr. nanan insann iinde lm korkusu doabilir
ama inanmaya balamasndan nceki gibi olmaz: ocuk, inandn veya
inanmas gerektiini, lmek zorunda olduunu gerekten bilmeden nce
bilir ve daha sonra bunu, muhtemelen hibir Tann dncesine artk sahip
olmasa da, belirli bir insani dnce olarak muhafaza ettii sklkla olur.
Bireysel kltlerden ya da bireyin kltlerinden bahsedilirken aslnda
ou zaman, pagan kltrlerdeki, tannmad ve adlandrlmad srece
tam anlamyla ne birey ne de insan olan bir varln doumundan normal
olarak sonra gelen kiiliin ve kimliin aydnlatlmas ve ilk kez verilmesi
ritellerinin sonularna bavurulur. u halde dinden bahsetmek gere
kiyorsa -tabi ki yine de bu ite sz konusu olan hibir ekilde tanrlar
deil daha ok llerin, yaayan kuan arasna geri dnmesi ya da hatta
doumun gn veya doumlarn (bunlarn hepsi, rnein Afrikadaki
Akan tipi uygarlklarda isim vermede rol oynayan ltlerdir) dzenidir-
yalnzca bazen kiiliin kimi unsurlarna yneltilen kltn dsal iaretleri
(sunaklar, ibadetler) yznden deil ayn zamanda ve daha da ok nce
yeni yetme sonra yetikin olan bireyin dier insanlarla, tanrlarla, lmle
srdrecei ilikinin koullar, birey bunun bilincine varmadan nce,
batan yaratlm olduu iindir.
Bu iki boyutun ifresi, Afrika ve Amerika yerlilerinin ritel pratik
lerinde ve simgesel yaplarnda kolayca zlebilir. Etnoloji literatr,
bize, kiinin bileenlerini birbirlerine gre dzenleyen sistemlerle ilgili bir
yn aynntl tasvir sunar. Ruhlar (etnologlarn ve misyonerlerin yanl
kulland -zira bylesi bir kullanm, insanla ilgili paganizme tmyle
yabanc olan dalist [beden ve ruh] bir anlaya gnderme yapar- bir
terim olarak ruhlar) eer u ekilde sylemek mmknse pagan ruhlar
bir bireyin kiiliiyle btnleir, onu terk eder ya da lmne kadar takip
eder, kendi aralannda birleir, yok olur ya da yeniden doarlar: Btn
bunlar, hibiri rastlantsal ya da keyfi olmayan kukusuz sonsuz sayda
deike erevesinde gerekleir
Kiisel bir klt dncesi ilk bakta artc grnebilir ama tm
anlamn kukusuz insan kiiliinin karmak karakterinden alr. Eer her
bireysellik, kkenleri deiik olan farkl ilkelerin geici olarak bir araya
gelmesinden baka bir ey deilse, insann, bu unsurlar bileiminden
(doumundan) nce gelen ve kesin zlmeden (lmnden) sonra da
varln srdren her eyi kendinde kutsamas artc deildir. u halde,
Ashantilerdeki kra gerek bir kltn nesnesidir; dzenli olarak dualar -ve
bu ruhun sahibi, dier ruhunun (sunsum) onu rahatsz ettii hissine
kapld zaman zrler- almas gerekir Bu tr psiik katmanlar ya
baba yanl veya ana yanh soy bana (ayn ruhlarn dzenli olarak her
seferinde yeniden doduu soy ba) ya da doum gnne ilikin olan
ve iaretleriyle doanlarn karakterine yn verdikleri dnlen ruhlara
gnderme yapar. Bizzat crann kendisi bazen Tanr Nyame karsnda
yeryzndeki kaderini semi olarak gsterilir Yeni doan ocuun z-
niteliklerini (attributs) belirleyen grmelerin (consultation) ardndan,
bireysellii zgl olarak oluturan yazg paras, sklkla, ok daha net
biimde antrlr; bu para ou zaman, kil topaklaryla dolu bir tabakla
tasvir edildii Alladianlardaki nafi durumunda olduu gibi somutlatrlr
ya da Ewe, Guin veya Fon halklarndaki iki yz elU alt temel imgeden
biri olan Kpoli durumunda olduu gibi resmedilir. Roberto Pazzi (1976),
bir mezin. Khinin ynlendirmesiyle Fa mucizesini nasl rendiini ve
bu vesileyle iaretinin doasn nasl amladn ok iyi tasvir etmitir:
kahin kutsal vadideki bu yere onun kpolisini tasvir eden hiyeroglifi yazar
Bylece, kahinler ona, bu kpolinin byl mesajn syler ve onunla ilgili
efsaneler anlatrlar, zira bu, bireyin kendi yaamnda izgilerini yanstmak
zorunda olaca tipik ideal mgedir (s. 297). Her birey, ceninin rahim
iindeki yaam boyunca plasentaya bah olduu gibi, yaam boyunca
kendi Kpolisine baldr: ...yleyse Kpolisi tm yaamna yn verir
Kpoliye, onu tanmaya yardm etmi olan kutsal cevizler ykanp kana
bulatrlarak sunulur... {a.g.y.). Ayn biem, ocuun doumundan
itibaren ebeveynlerin, ocuun yazgsna hkmeden fann iaretlerinin
babalowa, gizin ba rahibi (Fon ya da Guin halklarnda bokonya karlk
gelir) tarafndan aranmasn salad Yoruba halknda da grlr Pierre
Verger (1973), bu merasimi belirli bir sayda yasan pe pee aklan
masnn ve adeta ocuun derin kimliinin gzler nne serilmesinin
takip edeceini ekler (s. 65). Vergerin bu konuda alnt yapt (a.g.y., s.
4 6 PAGANZMN DEHASI
BREYN YAPISI: PAGAN NSAN, HIRSTYAN NSAN 47
65) Bernard Maupoil (1943) yle yazar: Bir ifa ya da Fa iaretine sahip
olma, lml bir mttefike kiisel olarak balanm bir tanr ile bir ittifak
olarak grlr ve insann gvenlik, emniyet ihtiyacn tatmin eder. Ona
sahip olan varln bir ata olarak isel tan haline dnr.
yleyse, doumu ve evresi, gelecein bilinli bireyini, ruhlarn ko
rumas altna ya da ayrcalkl yazglar atmosferi iine nceden yerletirir
Ama burada sz konusu olan, herhangi bir dsal ilkeye teslimiyetten
daha ok, dnyevi yaam ile atalarn ve tanrlarn yaam, bugn ile ge
mi, ilkel ideolojilerle ilgilenen Batk felsefecilerin dedii gibi grnen
ile grnmeyen arasndaki bada herhangi bir kopuu reddeden bir
tanmdr: ou zaman yeni doann u ya da bu nitelii bir atann geri
dnnn ifadesidir Birok yazar, rnein Yoruba halk konusunda Le
Hriss, Frobenius, Maupoil, bu konudaki tanklklan bir araya getirmitir
Maupoil, tanrlar (Vodun) yeniden insan olmaya, insanlar da tanrsal
eylerle megul olmaya tevik eden gizU ve karlkl nostaljiyi baard
bir biimde gsterir Bu tr bir karlkh sevginin sonunun, baz Yunan
tanrlarnn dnyevi kadnlar kabul etmesine ve baz tanralarn yar
tanrlar dourmak iin lmllerle birlemesine varabildiini biliyoruz.
Bununla birlikte, cinlenme olgular (tanrnn ya da ata-tanrnn geri d
n) ve llerin, ceninin sonrada yeni doann gerek bir birey olmak
iin gemesi gereken aamalar tersi ynde anmsatan bir dizi aamadan
getikten ancak bir sre sonra atalar olduu olgusu dnldnde,
yaayanlar ve lleri, insanlar ve tanrlar ve ayn zamanda, yaam ile
lm arasnda, insanlk ile tanr aras ara bir yerde olduklar varsaylan
karma ya da tamamlanmam varlklar ayn merasimler boyunca, ayn
kutsal yerlerde, ayn kylerde adeta bir araya getiren artc itenlie
kar ancak duyarh olunabilir
Buradan karlabilecek ilk sonu udur: Din belki bireyin ihtiyalarn
karlar ama hibir birey, dini, ihtiyalarn karlasn diye benimsemez.
Birey bu gereksinimleri hissetmeden nce dinseldir Bireyin dinle ilikisi
problemi, lm dncesine, yaama bir anlam verme konusundaki s
kntya ya da gereksinime balanrsa, soyut bir problem olarak kalr; bu
sorun belki dinsel olgunun kkeni zerine bir sorgulama yapmaya olanak
salar ama yaayan bir bireyin din kurumu ve doktriniyle somut ilikisi
ile hibir ilgisi yoktur. Sz konusu olan kabile toplumlar ve daha genel
olarak pagan sistemler olduuna gre, bu toplumlarda inanmama ya da
inancn kaybetme dncesinin tek kelimeyle hibir anlam olmadn
eklemek gerekir u iki nedenden dolay: Birincisi, pagan sistemlerinin
tanrlar kiiler d tanrlardr. Jean-Pierre Vernantn (1965) Eski Yunan
dinini betimlemek ve analiz etmek iin kulland tm terimler Afrika
dinlerine tam olarak uygundur. nsanlar ve tanrlar arasndaki her arac
ge toplumsaldr: Ev sunaklarndan kovulmu, yaad ehrin tapna
ndan dlanm, vatann topraklarna girmesi yasaklanm birey tanrsal
dnyayla bann kopmu olduunu hisseder. Ayn zamanda toplumsal
varln ve dinsel zn yitirir; artk hibir eydir. nsan statsne yeni
den ulamak iin, baka sunaklarda dua ettiini gstermesi, dier evlerin
ocanda oturmas ve yeni gruplarn iine girip onlarn kltne katlarak
tanrsal gereklikte yerini almasn salayan ilikileri yeniden kurmas
gerekir (s. 80). Bu tr politik dine Afrikada da ok rastlanr. Bylesi bir
saptama, tanrlar ve insanlar arasndaki daha nce akladmz itenlik
ile eliiyor gibi grnebilir. Ama bunda bir eliki yoktur, nk ne yaam
ve lm ya da atalar ve tanrlar arasndaki farkl geilerle ilgili anlay,
ne de Afrikann bize modelini sunduu cinlenme olgular, Vernantn
ruhun dini dedii eyi oluturmaya. Eski Yunandaki Dionysosuluktan
ya da gizemlerden daha ok katk yapar. airin kurgusundaki, nsanlara
ancak onlarn hemcinslerine benzeyerek yaklaan, homerik tanrlarn
(Aristophanesten Molieree ve Giraudouxya yzyllar boyunca Zeus,
Alkmeneyi sevdii iin komedi kiisi haline gelmitir) tersine, iine
girdikleri kiilerin stne binen tanrlar o kiilere yabanc kalrlar;
].-R Vernant cinlenme (possesion), birleme (communion) deildir
[a.g.y., s. 82) diye hatrlatr; tanrlar bireylerin azyla konuuyorlarsa,
bu, onlan tmyle ele geirmi olmalarndan daha ok onlar kiilikten
yoksun braktklar anlamna gelir; hatta maske tayanlarn anonimlii,
kukusuz, erginleme trenlerinin, ergin olmayanlar, kadnlar ve ocuklar
nazarndaki gizemini korumay amalar, ama bu gizem her eyden nce,
herhangi bir bireysel insan kimliine brnmenin. Maskeler ktnda,
yol aabilecei anlamszla baldr. nsanlar ve tanrlar arasndaki iliki,
insan organizmasnn en zel yanlaryla (ksrlk, hastalk) ilgili olduu
zaman bile, ilevsel ve ayn lde toplumsal bir iliki olarak kalr; o zaman
hastalk, tanrnn kendine bir sunak yaptrmaya ars ya da bir atann
ihmal edilmi olmasnn hatrlatlmas olarak yorumlanr; her durumda,
bu, tanrsal dnya ile normal bir ilikiyi yeniden kuran toplumsal bir
prosedrdr: Bireysel pisizmdeki hibir deiim buna bal deildir. Bu,
salgn hastalk durumunda ok daha aktr: Her zaman zel bir hasta
ln tanrs olan tann, yine Vemantn deyiiyle, bir kii den daha ok
bir g olarak ortaya kar; ritelin (kimi zaman tersine dn riteli)
4 8 PAGANZMN DEHASI BREYN YAPISI: PAGAN NSAN, HIRSTYAN NSAN 49
gerekletirilmesi salgnn ortadan kalkmasn salayncaya kadar hastalk
tedavi edilir, iddetlendirilir, maniple edilir.
Bu durumda din, bireyin, inancndaki rastlantdar ve deiimler
sayesinde dikkatini eken ve ilgilendii tanry kiisel ve zel olarak
benimsemesinden daha ok kolektif bir yaam biiminin ve olaya hakim
olmaya ynelik teknik bir bilginin benimsenmesidir. Ama inanmama
dncesi, ikinci bir nedenden dolay anlamdan yoksundur: Pagan di
ninde, phe edenlere ya da inanmayanlara deil gl kafalara yani
ritelin anlamnn ya da genel olarak kabul edilmi normun dna istedii
gibi kanlara yer vardr. Bu durum paradoksal bir biimde ama resmi
olarak, tanrlar, ritler ya da normlar sz konusu olduunda lmllerin
ounluu gibi hareket etmemesi gereken (tersine dn ritelleri denilen
riteller tanrlarn greceli olarak kiiler d olan ve yar ara niteliin
deki karakterinin bir kantdr) dzen (pohtik, toplumsal, meteorolojik)
sorumlularnn tmnn durumudur; ama psiik glerinin, zel yetenek
lerinin etkililiini ispatlamaya alan belirli bir sayda bireyin durumu da
budur. Bycle inanma bylesi ba dnmelerine verilecek kukusuz
ilk rnektir: Kendilerini byc sanan ya da ondan elde edebilecekleri
saygnlk iin byc olmay isteyen insanlar olabilir ama yle olmasalar
bile yle grnmeleri inancn bir nedeni deil sonucudur. Gerek d
byc'gerek byc ilikisi baka anlamda okunamaz. Birok Afrika
toplumunda olduu gibi-Azandeler (Evans-Pritchard, 1937), Nyorolar
(Beattie, 1963), Kagurular (Beidelman, 1963), FildiiSahiUlagnlerinde
yaayan halklar (Aug, 1975a)- byclerin saldrlarna engel olacak ve
kar kacak tanrlar ve sunaklar olmasna ramen, byclerin giriim
leri yine de bir delilik deilse, bu giriimlerden gerek bir saygnlk elde
edebiliyorlarsa, bunun nedeni, tanrlar nemsememenin ve onlara kar
kmann tam anlamyla bir gnah deil bir tehlike, bir ihtiyatszlk ya
da dncesizlik olarak dnlmesidir. Szde byc (kendini byc
sanan, belki de yledir kansn uyandran byc) tanrlardan ok bu
tanrlarn gcnden phe eder ve bu gten phe etmekten ok kendi
gcne inanr.
Az nce oktanrc pagan dinleri hakknda ileri srdmz ey, baz
farkllklara ramen, Hristiyan tektanrclnda de en az o kadar geer-
lidir. Kilise ncelikle bir eitim aracdr ve yeniyetme veya yetikin phe
deneyimini orada bizzat yaayan, kesinlikle Hristiyan olan bir insandr. Bu,
artk inanan olmamaktan daha da ok Hristiyan olmaktr. nan kavram,
Hristiyan dnyasnda, pagan dnyasnda olduundan tamamen farkh bir
anlama sahip olsa da ve hatta yalnzca Hristiyan dnyasnda bir anlam
olsa da, pratikte, bu, dinin ok lml inanszl desteklemesini ve bir
dinsel pratik sosyolojisinin, inancn gereklii sorununu yadsyabilmesini
ve kukusuz zorunlu olarak yadsmasn engellemez.
lk adan tarih bize birok rnek salar. Okul ncelikle kilisenin bir
iidir; ve, yzyllar boyunca, okulun ulaamad herkes iin, sivil yaamn
her trl idaresi Katolik papaz tarafndan yaplr; bu konuda Hristiyanlk
ve slam arasnda kkten bir fark yoktur: Hristiyanlk da uzun zaman
dnya dzenini tanrsal dzenin dorudan yansmas haline getirmitir.
rencilerin eitimine gelince, bu eitimin, aralarnda, Fransada gen
prenslerin (Dauphin, Bourgogne dk) eitimini veren saygn insanlarn
(Bossuet, Fnelon) ve modern eitim sistemlerinin habercisi olan kolej-
lerin kaderine XVI . yzyldan XVI I . yzyla kadar yn veren Cizvitlerin
ve Oratoriyenlerin de bulunduu din adamlarnn zel grevi olarak
grlmesi doaldr. Rahiplere, dmanlar tarafndan uygun grlen
batllar nitelemesine glen Chateaubriand, Gnie du Christianismein bir
blmn dini tarikatlar tarafndan yzyllar boyunca srdrlen eitim
iine adar. Bylece, Birader Pierre Helyotdan (1714-1719) alnt yaparak
a,b,c den balayarak okumay, yazmay, saymay, hesap yapmay ve hatta
satclardan ve raflardan kitap almay kk insanlara sevecenlikle ret
meyi grev edindiklerini (s. 1044) dorulad Yoksullarn Kardelerinin,
din okullarnn bu dzenli papaz mezlerinin almalarn ayrntlaryla
inceler. Bilgin gelenei tarafnda ise, Saint-Basil Din Adamlar, spanya
ve Fransada birok kolej amlardr. I X. yzyldan itibaren. Tours,
Saint-Denis ve talyadaki Monte Cassino nl okullar haline gelmitir
Papaz Fleurynin (1750-1768) Histoire ecclsiastiqueinden (Kilise tarihi)
etkilenen Chateaubriand, Avrupa niversitelerinin tmnn dinsel k
kenini hatrlatr. Ama en edebi iki tarikat (Cizvitler ve Benediktenler)
ayr deerlendirir. Benediktenler, 540 ylndan (bu tarih Aziz Benoitnn
Monte Cassinoda tarikatn temellerini att tarihtir) beri Avrupada
bilimlerin mealesini canl tutmay bilmi ve Kilise Babalarnn tm
eserlerini yaymlamlardr Chateaubriand, manevi balar geveten ve
almalarn seyrini yarda kesen bir devrimin yapt ktl onarmak
iin hem dindar hem de bilgin olan bir toplumun yeniden ina edil
mesini, Benediktenlerin durumunu hatrlattktan sonra ister (bu istedii
olacaktr). Chateaubriandn ortadan kalkmalarna zld Cizvitlere
(Vatikan tarafndan 1773te oradan kaldrlan tarikat ancak 1814te yeni
den kurulacaktr) gelince, her eyden nce, onlarn eitimdeki rollerini.
5 0 PAGANZMN DEHASI BREYN YAPISI: PAGAN NSAN, HIRSTYAN NSAN 5 1
etkiliini byk bir oranda kltre borlu olan dinin kltrle o dolup
tamhn artran hayranlk dolu szcklerle manidar bir biimde
yceltir: (Cizvitler)... zellikle genlerin houna gidiyorlard; drst
tavrlar, derslerinde, her ocuu tiksindiren didaktik tonu ortadan kal
dryordu. retmenlerinin ou dnyada aranan aydn insanlar olduu
iin gen adamlar, onlar sayesinde yalnzca nl bir akademideymi gibi
hissediyorlard. Farkl kaderleri paylaan okul arkadalar ile birlikte
bilimin yararna ileyen bir eit himaye messesi kurmay baarmlard.
Kalbin cmert duygulara yer verdii ada olumu bu balar daha sonra
kopmuyor, Scipio ile Leliuslar arasnda srm olan o antik ve soylu ar
kadalklarn daha sonra hkmdar ile aydn insan arasnda kurulmasn
salyordu (s. 1047). Ne inan sistemlerinin yntemlerini, mesajlarn
ve eitim kuramlarn (Kuran okulu, Katolik topluluklar) ne de her trl
etkin dinsel pratiin eitici roln (Katolik Pazar vaizi, haham tarafndan
cumartesileri Eski Ahitin ve peygamberlerin anlatlmas) ayrntl bir
biimde analiz etmenin yeri burasdr. Ama burada, bu stlenilen farkl
grevlerin amacnn her zaman retimden daha ok eitim olduunu,
en azndan eitimin retimden nce geldiini hatrlatmak gerekir
Bu sorun, inan ile dinsel pratik arasndaki ilikiler sorunuyla ilgilidir
ve bizzat bu sorun bizi, bu sefer dindar birey yani dinin etkeni ve muh
temelen tan, gzlemcisi ya da yargc olmadan nce rn olan birey
asndan gz nnde bulundurulan dinsel olgunun snrlar sorununa geri
dndrr. Kltn makinelemi pratii, ortalama bir inanann yani inan
cnn nedenlerini sorgulamaktan daha ok, emirlerini yerine getirmeye
alan bir inanann inancnn gereklii olarak grnmesi bir yana, ak ve
dnp tanlm bir yan da olabilir. Dnyevi kipliinde, makinelemi
din, u Alman burjuvalarnn durumuyla ok iyi resimlenir: Nietzsche
onlardan yle bahseder; onlarda, alma alkanl dinsel igdleri
kuaktan kuaa ortadan kaldrmtr, o kadar ki dinlerin neye yaradn
artk hi bilmezler ve bir tr aptalca aknlkla dnyada bulunmalarn
tescil etmekle yetinirler {Par-del bien et mal, s. 72). Nietzscheye gre,
gerek dinsel yaam iin yani Hristiyan ruhunun iki temel etkinlii iin
-vicdan muhasebesi ve dua denilen, Tanrnn geliine brakma- isiz
gsz olmak gerekir. ada Almanlar da, ileri, zevkleri, vatanlar,
gazeteleri, aile ykmllkleri ile meguldrler Ruhun ho speklas
yonlarna ayracak zamanlar yoktur ama yine de dinsel pratiklere hibir
dmanlk duymazlar: ... rnein baz resmi durumlarda bu pratiklere
katlmalar istenirse onca eyi yaptklar gibi bu isteneni de ciddi, kaytsz
ve alak gnll bir biimde ok fazla merak gstermeden ve rahatsz
olmadan yaparlar (s. 73). Nietzsche, orta snf Protestan Almanlarn,
aratrmaclarn ve niversitelilerin ounluunun, bu kaytszlar katego-
risine ait olduunu belirtir. Ama Alman burjuvazisinde makinelemi ve
rastlantsal pratik olan, Nietzscheye gre Tanrnn lmyle zdelemi
bir evrimin sonundaki bu biimsel kalnt, Pascalda, youn dinsel yaa
mn bir aamasnda etkili bir yn deitirme (conversion) teknii olarak
ortaya kar: O zaman, ritelin gerekletirilmesi, inancn gereklii ya
da younluuna ynelik her sorunun geici olarak parantez arasna aln
mas dinsel pratiin zn tanmlar. Bu ift indirgeme (inancn ilere ve
ilerin inanca) Freudun (1907), saplanth hareketler ile dinsel faaliyetler
arasnda yapt karlatrmada betimledii, dinsel pratiin en nevrotik
yanlarna geni bir hareket alan salar. Ama dini ncelikle bir yaam
biimi haline getirmeye yneliktir.
Nietzschenin, Alman Protestan burjuvasnn dinsel pratiinin tm
ieriini ya da en azndan tm erekliliini anlamszlatrmakta gstere
cei hrsn aynsn Pascal, alklamann ve pratiin, geriye kalan (ona
gre, inayet (grce) dncesinin, zaten inantan daha iyi tanmlad
bu geriye kalan) alp gtrdne inanmakta gsterir. Belki de, Pascal
ve Nietzschenin, kendi hayallerinin tesinde, aralarnda sonsuz uzak
lklar olmayan iki Hristiyan tipini tanmladklarn dnmekte saknca
yoktur: birincisi duymak ister, kincisi dinlemeyi reddetmez. Her ikisi
de en azndan, daha kaytsz olan bakalarnn akl almaz ve gnaha
itici olduunu ileri srmeseler de dnmekten vazgetikleri Tanryla
iletiim dncesinin kendine zg bir aznlk talebi olarak dlanmad
bir evrene yerleirler.
ster phecilie, isterse alkanla ya da saplantya bal olsun (ayrca
zellikle Protestanln ortaya koyduu etik kavramlarla ilgili olarak hibir
ey ifade etmeyen), makinelemi dinsel pratik, bu pratii gerekletiren
insan iin, dinle belirlenmi bir evrende cereyan eder; ahlaki ve dnsel
referanslar, etik kavramlar onun soyut yanlardr: Dogmann dei
mezliiyle eliki balinde olduklan zaman bile onun damgasn tarlar;
gerektiinde sorular deil cevaplar icat ederler, yle ki, her trl inan
sorununu bir kenara koyup ayn itirazlar, ayn grleri, ayn duyarllklar
paylaabilen inananlar ve inanmayanlar ayn yaam tarzn srdrebilir
ler. yleyse Chateaubriand, Hristiyanl, dehasn oluturan her eyi
artrarak savunmakta ve Yunan paganizmi ile arasnda tam bir ko
utluk kurmak iin onun gzelliklerini (iirsellii ve ruhun cokularna
5 2 PAGANZMN DEHASI
BREYN YAPISI: PAGAN NSAN, HIRSTYAN NSAN 53
hitap etmesi anlamnda) ne karmakta haksz deildir. Hatta, bugn
Fransada, yakn zamanda bir gzlemcinin (Bernard Oudin, 1980) ok
isabetli bir biimde saptad gibi, Kilisenin yaad bunalma (klte
rabetle ve onu srdrmeyle ilgili) ramen, Katolik dini ve genel olarak
dinler, yeniden saygnlk kazanyor. Bireysel bir sorun olan inan sorunu
bu konuda belirleyici deildir. phesiz, Fransadaki laiklik tartmas sre
since de daha fazla belirleyici deildi. Daha dorusu laiklik, bireysel inan
sorununun ok tesine geer; bireysel inan sorunuyla ilgili tartmann
okul zelinde yaplmas ve Jules Ferrynin Tanrsz bir dnya organize
etmekten bahsedebilmesi bunun belirtisidir. Bugn din ya da kilise
kart dar kafall kar kmak uygundur: ama yine de, uyum salama
ve dnme olaslklar kukusuz ok sayda olan ama snrsz olmayan,
tutarll, Tannnn varsaymsal karakteriyle gerektiinde yetinebilen bir
insanlk organizasyonunun (dnsel, toplumsal, politik) her zaman Tann
varsaymna karlk gelmi olduunun bilincine varmak gerekir: Laiklik
tartmalar esnasnda inan konusunun tmyle Tanr balamnda d
nlmedii ok daha olasdr; birok insan din okuluna nem veriyordu,
bununla birlikte ruhlarnn kurtuluuyla hi ilgilenmiyorlard. Ve Viviani,
Ferry, Clemenceau ya da Combesin saldrd yalnzca Tanr deildi.
Bu, her din iin kanlmaz olan, bir yanda bireysel bir disiplinin
gerekleriyle dier yanda ise bu disiplinin yn verdii bir yaam modeliyle
tanmlanma zorunluluu Tanrsz dinde daha ak bir biimde okunabilir.
Konfyse gre stat, rnein, ilkelerin formalitelerinden daha ok
uygulanabilir ahlaki edimle ilgili olan bir etkin ahlak (Granet 1934)
retir. Bu durumda dinsel ideal, bir i disiplin ve eitim idealidir. Kendi
kendini yetitirmeyi sevmeksizin bir erdemi sevmek, eksikliklerini arttr
maktr: nsanlar, doal mizalarndan (sing) daha ok kendi kendilerine
edindikleri kltrie (si) dierlerinden ayrlrlar. Hi deimeyenler yalnzca
ok nemli bilginler ve en aptallardr (s. 481). Ne mitolojileri ne de
tanrlar olduu iin inlilerin hi dini olmad dile getirilmi olsa da,
tam tersine, bu yokluk nedeniyle kutsal ile ilikilerinin belki de rnek
oluturacak biimde dinsel olduu sylenebilir. Marcel Granet bu olgunun,
sonu, in dncesinin pagan dinin olgunluk hali olarak tanmlanmasna
varacak iki ynnn altn ayrca izer. inlilerin dininin bir din olmasnn
(Cizvitler iin bu tartmaldr) kantn deilse bile iaretini, kimi zaman
din olmadn gstermek iin ileri srlen bir olguda buluruz: Gerek
udur ki inde, dm, toplumsal etkinliin dnda, hukuktan daha ok
kalan bir ilev deildir. in uygarl, olgular herhangi baka bir uygarlk
in belki geerli olduu dnlebilecek erevelere yerletirmeyi iste
meksizin incelendiinde, dine bir blm ayrmak gerekmez (s. 586). Bu
i ie gemilik tm dinsel ve politik sistemlerde saptanabilir; bunun,
neredeyse ak bir biimde yapay bir mitolojinin politik karakteriyle ve
insanlar zerindeki gce ve kutsalla ilikiye hkmeden ilke birliiyle
zelikle dikkat ekici hale geldii ok iyi anlalyor (...iyi bir evrensel
uyum ilkesinin, bir evrensel makullk ilkesi ilekart dncesi her ekolde
bulunur... Her lider, bir Aziz ya da Bilge olmaldr. Her Otorite akla
dayanr [a.g.31., s. 591]). Ama insann ahlak ile politik ahlak arasndaki
ve daha genel olarak, toplumsal, politik ve dinsel etkinlikler arasndaki
bu rtme, aralarn, rollerin ve hiyerarilerin farkllamas nedeniyle
kimi zaman bozulsa da, her toplumsal sistemin derin gereidir; analiz,
toplumsal dzene ya da bireysel dzene grnte bir otonomi veren
kurumsal kopuu, doal ve alamaz bir veri olarak kabul ettiinde, bu
gerei ortaya karmakta bazen baarsz olur.
in dininin pagan karakterine gelince, bu karakter onu toplumsal
yaamn btnlnden daha da ayrlamaz yapar. Bu din, dnya dzenini
aan tek bir tanrya hibir ciddi referans olmad iin pagandr. Granet
bize. Yukarnn hkmdarnn sadece edebi bir varolua sahip olduunu
syler; politik gcn teokratik batan karmalar ve giriimleri her za
man baarszla mahkm olmutur; Konfysler ve Taocular iin,
gerekten kutsal yegne varlklar yalnzca Azizler ve Bilgelerdir; halk
iin yalnzca, mitoloji kahramanlar nem tar, bunlar tanrlar yaltan
majestenin yoksul kahramanlardr. Granet, kyllerin yeryz tanrs
yapmak istedii bir stadn hikyesini anlatr: .. .insanlara yabanc olan,
onlardan ayr bir tze sahip olan tanrlar kavramlamaz (s. 587) diye ek
ler. llerin ruhlar, horriaklar, kin gden eytanlar, cinler korkutabilir,
ama eytan karmalarla onlardan kurtulmak ya da Bilgelerin yapt
gibi onlarla alay etmek greceli olarak kolaydr. Tanrlar anldklarnda
ya da yardma arldklarnda, ancak yerel ve anlk (bir enlik zaman)
bir varolua sahip olurlar. Tm pagan dinlerde, en azndan potansiyel
olarak bulunan iki zellik onlar tanmlar: aknlk olmay, kiilik
olmay. Bununla ilgili olarak Granet, bu konudaki her evrimci bak
asyla (mana, sonra kiilemi tanrlar, sonra da tek Tanr) ters decek
bir yorum getirir: Bilge dncesinde bysel gereklikten geriye kalan
ey kolay bir biimde bilinmezcilie ya da pozitivizme dnr (s. 587).
Bununda tesinde, ateizmin, oktanrcln u gereklii olup olmad
sorgulanabilecektir (bu, misyonerlerin hrsn, karlatklar oktanrc
5 4 PAGANZMN DEHASI
sistemlerde tek Tanr dncesini bulmaya ynelten sezgiye benzer). Bu
durumda, in dini, paganizme rneklik de tekil eder. Dahas kutsaln
rastlantsal ikinlii bu dinde dzenli bir din adam snfnn olmayyla
bir arada bulunur - bu, kukusuz, tm pagan dinlerde kardalan bir
durum deildir.
yleyse, in dini (gerekten dinsel anlamda), klt, kesinlikle kiiler
d olan bir pratie indirger (Konfysler dua tmcesinin iine en
kk bir kiisel eyin girmesine asla izin vermezler; kendinden geme
halindeki Taocular yalnzca tek tip bir duay tekrarlarlar, s. 588) ve bil
geliini hibir ekilde Tanr dncesine borlu deildir. Ama Granetnin
yapt gibi, bu bilgelii, onun kkeni olamayacak kadar ok rasdantsal,
allm ya da ok dnsel, ok az cokunluk verici olan tanrdarn
karsna koymaktan daha ok, biz, bu dank mitolojiyi, bu hmanist
ve ateist pratikle birletiren derin uyum zerinde, bunun tm oktanrc
dinlerin ans ve vaadi olduunu gstermek iin duracaz.
BREYN YAPISI: PAGAN NSAN, HIRSTYAN NSAN 55
Hristiyanln Dehas, Paganizmin Dehas
Tm Hristiyan yazarlar, kendi dinleri ve dier dinler arasnda bir uurum
olduunu ama ayn zamanda bu farkn, dogmann, mitolojilerin ve koz
mogonilerin kat ieriine bal olduunu hissetmilerdir. Birinci adan,
tersine, her zaman telafi edilebilecek bir ey vardr: Ne de olsa, pek ok
pagan kozmogonisi, baka bir dilde, tanrlarla savaan sivilletirici kahra
manlan artrr ve ustaca bir yorum, Afrika ya da Amerika yerli gele
nekleriyle aktarlan, toplumsal yaamn balamasnn farkl epizotlarnda,
cennetten atlma ve ilk gnah mitinin yer deitirmi bir eit yansmasn
ortaya karabilir. Chateaubriand, bir kez daha, aklayc tanklk gre
vini yerine getirir. Hem Musa geleneinin, tm dier kozmogonilerden
stn olduunu ileri srer, hem de, byk bir cokuyla, cennetten at l n
tm dinlerde var olduunu -bu, cennetten atln, ona gre, dorulu
unu kantlar nk evrensel bir gelenein temelinde sama bir yalann
olmas mmkn olamazd- iddia eder: kinci Zerdtn kitaplarn,
Platonun diyaloglarn, Lukianosun diyaloglarn, Plutharkosun ahlak
kitaplarn, inlilerin yllklarn, Yahudilerin ncilini, skandinavlarm
Eddalarn an; Afrikann Zencilerine ya da Hindistann din adam
bilgelerine gidin; hepsi size tanrya kar ilenen sularn kt olduunu
anlatacaktr; hepsi size insanolunun ok ksa sren mutluluk zamanlarn
ve masumiyetini kaybediini takip eden musibetleri resmedecektir (s.
526). Dman olan oktanrcllktr; yine de, tannlar hiyerarisinin en
tepesinde, dier hepsinden daha gl ve adeta onlar kapsayan bir tanr
bularak oktanrclk indirgenmeye allabilir. Hristiyan misyonerlerin
ideolojik emperyalizmleri ok yeni deildir ve bugn etnoloji literatr bu
emperyalizmin etkisinden hl kurtulmu deildir. Bu ideoloji, temelde,
bildik evrimci modeli tersyz ederek (tek Tanrya inanma nce gelir,
bu inan, daha sonra oktanncla doru sapar), yerel inanlar ya bir
sapknla ya da gerek dinin bir nsezisine dntrmeye dayanr. Peder
Boucher, Chateaubriandn gznn nnden ayrmad Lettres edifian-
teslardan birinde (1780'1783, c. XI , s. 9-38), bugnk oktanrcl,
ona gre, bir ilk tektanrcln bozulmu biimi olan Kzlderih dininin,
doruyu sylemek gerekirse olduka gz boyayc bir yeniden okumasna
giriir: Kzlderililerdeki, dier tanrlardan sonsuzca stn bir varlk d
ncesi, en azndan atalarnn gerekten yalnzca bir Tanrya taptn ve
oktanrcln, puta tapan tm lkelerde nasl yaylmsa onlarn arasna
da yle girdiini gsterir (Chateaubriand, a.g.y., s. 1121). Bu noktada
iki varsaym mmkndr: ya Tanr tm insanlarda bir hakikat dncesi
olmasn istemitir (Peder Bouchernin yadsyamayaca bir eydir bu);
ya da Kzlderililer d etkilere maruz kalmlardr. Kzlderih geleneinin
aktard epizotlar (ylann, tufann, bir olun Tanrya kurban edilmesinin,
bir ocuun bir rmaa braklmasnn tasvir edildii epizotlar). Peder
Boucbernin, daha sonra profesyonel etnolojinin diyecei ekliyle yayl
ma hipotezini ve -Kzlderili dininin arac tanrlarnn her biri, Nuhun
brahimin ve Musann bir uzants gibi grnd iin- Yahudi etkisini
benimsemesi iin yeterlidir.
Sonu olarak, bu iki varsaymdan hibirinin dierini dlamamas ve
evrensel Vahiy olgusunun, tm insanlarn hakikate doutan sahip olma
durumuna denk dmesi gerekir. Netice itibariyle oktanrcln her
zaman kincisi olmas doaldr;
Monsenyr, bu ilk bilginin, Kzlderililerin, Msrllarla ya da Yahu
dilerle ticaret yaptnn ok kesin bir kant olduunu iddia etmiyorum.
Doann yaratcsnn bu temel hakikati tm insanlarn zihnine, byle
bir yardm olmakszn, kazm olduunu ve bu hakikatin onlarda ancak
kalplerinin bozulmas ve kokumasyla bozulacan biliyorum.. (a.g.y.,
s. 1121).
Ama ilkel tektanrcln Hristiyan mesajdan beslenmi olduu daha
muhtemeldir:
56 PAGANZMN DEHASI
BREYN YAPISI; PAGAN NSAN, HIRSTYAN NSAN 57
Monsenyr, belki de Kzlderililerin doktrini ile Tann toplumunun
doktrini arasndaki benzerlik zerinde fazla durdum; birincisi gibi zeknza
ve bilgilerinize sunduum ikinci bir nokta hakknda size henz syleme
mi olduum eyi ksaca zetlemek iin bunu burada noktalayacam;
bu topraklardaki en gelimi Kzlderililerin, Kilisenin ilk zamanlarndan
beri, Hristiyan dinini tandklanna beni inandran, olduka ksa birka
dnce ileri srmekle ve onlarn. Aziz Tommasonun ve Havarilerin ilk
rencilerinin retilerine, en az ky sakinleri kadar, ulatklarn syle
mekle yetineceim... (a.g.y., s. 1129).
Yine de, ok tanrl dinlerde, bizzat tanrsal dzeni aan ve bir tr yazg
olarak, tanrlarn ve insanlarn tarihine. Eski Yunan Gerekircilii biimin
de hkmeden bir ilke aranabilir. Bununla birlikte bu konuda kopu hatt
kolayca alr, en azndan Katolik bak asyla, nk bylesi bir ilkenin
kiiler d karakteri dinin, onun tragedya boyutunu oluturan her eyi elin
den alr. Her doumda ve her lmde yeniden oynanan bireysel kurtulu
dram. Yaratc ve yaratlanlar arasndaki bylesi bir uzakl kaldrmaz.
yleyse her ey gelir beeniye baka deyile politikaya ve tarihe dayanr.
Katolik olmayan herkesin pagan olduu zor dnemlerde; hogr eii
nin, tektanrclklarn tesinde yer alabildii kmenizm dnemlerinde,
oktanrcln ak bir biimde puta taparlk olduunun ileri srlmedii
ya da felsefesinin mminlerinin cokusuna, dnya dzenin ve insanln
sorunlarnn aklamas olan tanrlarn her birinin imgesinden (feti)
baka bir snr koymad blgelerde, Katoliklik hl, varln srdren
tektanrc dinlerin phesiz en zayf, belki de en insancdr ve zelikle
de Hristiyanln Protestan versiyonlarndan daha insancldr: Kutsal
eyler konusundaki klt ve heykellerle ilgili beenisinden dolay, adeta,
kendi pagan zyle atmasn bitirmemi, ya da tersine, mesajn en elle
tutulur ve en alglanabilir biimde, igdleriyle hareket eden bireylere
kadar indirmekten vazgememitir.
Bu snr (puta tapar oktanrcln snr) Hristiyanlk ve paganizm
arasndaki farkn esas olarak yaam, insan ve, daha belirgin bir biimde
birey konusundaki farkl tasarmlardan ileri geldiini yeterince gsteriyor.
Bu adan Gnie du christianisme ok aydnlatcdr. Sz konusu eserde,
Eski Yunanllar ile Hristiyanlar, Homeros ve Kutsal Kitap arasnda ku
rulan koutluk -Fransz aydnlarn zaman zaman iine girmekten ok
holandklar bir tartmay uzatmas ve saptrmas bir yana- esasnda
birok aklayc mlahazadan ileri gelir: Bu koutluk, kiiliin psikolojik
ynlerini (bu koutluk, ok ince bir biimde -belki de btnlk proje
sine aykn olacak biimde- dini, bu psikolojik ynlere bir yant haline
getirmekten daha ok onlar dinin rn haline getirir) olduu gibi, en
estetik olandan en iktisadi olana ve en politik olandan en dnsel olana
toplumsal yaamn farkh ynlerini gz nnde bulundurur. Ama Chatea-
ubriand, buna benzer bir elikiye kapdmaz; Tanrnn varoluuna ynelik
ispatlan ok fazla kendine zg deildir ve Kutsal Kitap ile Homerosu,
gzelliklerini kardatrmak ve Kutsal Kitapn stn olduu sonucuna
varmak iin alntdadnda, yine de gizli bir duygunun, onu, ne de olsa
ocukluunda okuduu Eskilere (Kilise Babalarna olduu kadar Miltona
da) doru eilim gstermeye ittii ou zaman hissedilir.
Bununla birlikte, her ey, romantizm afann bu airinin, Hristi
yanln en gizemli yann oluturan eyi, gizemin, yalnzln anlamn
ve szcn birok anlamnda, tutkunun anlamn ok ac bir biimde
grmesini salar. Hristiyan dininin bizzat kendisi, taknlklar, byk
arzular, i ekmeleri, sevinleri, gzyalar, dnya ve l sevgisi olan bir
eit tutkudur (s. 707) diye yazar. Bu tutkuda dikkat ekici olan, tm
dier tutkulara kar olmas ve onlar, kendi varln srdrebilmek
iin yok etmesinin gerekli (s. 708) olmasdr. yleyse ileci yalnzlk,
rdn kylarnda Roma hatrasnn kendisinde uyandrd imgelere ve
arzulara kar mcadele eden Aziz Hieronymus gibi, tenin isyanlaryla
gs gse savamak zorunda olan insanlar le ve yalnzla iten bu
tutkunun en gl ifadesidir. Chateaubriand, doal olarak verili olan
igdlerle hareket etmekten kkten bir biimde kurtulmann (Freud,
Actes obsdants et exercices religieux, s. 157 [Saplantl davranlar ve din
sel adetler]) hakkn Hristiyanla verir. Freudun yapt bu saptama,
onun, saplant nevrozunu, dinlerin oluumunun patolojik bir yansmas
olarak grme ve nevrozu bireysel bir din, dini de evrensel bir nevroz
olarak niteleme riskine (a.g.y., s. 181) girmesine olanak salar. Ve bunu
evcillemi insanln iinde bulunduu saynhk durumunun (lm dans
dneminde olduu gibi gerek salgnlar tetikleyebilecek durum) kant
olarak gren Nietzsche, bu ileci idealde, paradoksal olarak bir yaama
arzusunun yansmas olarak ortaya kan, bir acy tutkuyla yattrma
(s. 316) arzusu grr; ... yleyse durum yaam taparcasna sevenlerin
dndnden tamamen farkldr, - yaam, bu arzu erevesinde ve
bu arzuyla, lmle birlikte ve lme kar mcadele eder: ileci ideal,
yaam korumaya ynelik bir hiledir (Gnalogie de la morale, s. 310).
Ama bu ancak, Nietzschenin, Chateaubriandn tutkularn alkantsn
yazd zaman kulland szckleri hatrlatan, szcklerle (yaamdan
58 PAGANZMN DEHASI BREYN YAPISI: PAGAN NSAN, HIRSTYAN NSAN 59
zevk almama, bulant, yorgunluk, bkknlk) anlatt bir hastala
yakalanm insanlk iin ileyen bir hiledir.
Tutkularn alkants, hem bir tarihin rn, hem bir uygarln iareti
hem de, dolayl olarak, dinsel inancn yaralayc ve salkl kesinhklerine
bir ar olarak ortaya kar: Toplumlar uygarlk olarak ne kadar ilerlerse,
bu duygularn alkant hali de o kadar artar; nk o zaman ok can skc
bir ey olur: Gzler nnde olan ok sayda rnek, insan ve duygularn
inceleyen saysz kitap, deneyimsiz usta haline gelir. nsan tadna varmadan
yanlgdan kurtulur; arzular yine de kalr ve artk yanlsamalar yoktur...
Dolu bir kalple bo bir dnyada yaar; ve hibir eyi kullanmamken her
eyi ktye kullanr (Gnie du chiristianisme, s. 714). Chateaubriandn
kendisi, bu ruh halini, politik yaamla, Champ-de-Mars meydannda talim
yapmakla megul olduklarndan bu gizli kaygy ok az bilen eskilerin
ruh halinin karsna koyar. Bu ruh halinden biraz da kadn toplumuna
ayrr, ama temelde kadn toplumunda bu ruh halini, dinin bir rn
olarak grr. Eski Yunanllar ve Romallar, bu dnyannkilerden baka
zevkler ve mutluluklar olabileceinden kuku duymuyorlard. Hristiyan
dini ise, bizim sefilliklerimize ve ihtiyalarmza gre biimlendii iin
yersel aclarn karsna gksel zevkler imgesini koyar ve bylece insann
kalbinde iinden bitmez tkenmez dlerin kt bir mevcut ktlkler
ve uzak umutlar kayna (s. 715) fkrtr. Ama neden, ayn zaman da
aredir, (Chateaubriandn bu tasviri, Nietzscheye uygun bir tasvirdir) :
Manastrlar, yaamn yaralad ruhlara, snma ve yalnzlkla avunma
olana salar. Manastrlar kapatan ve orada verilen erdemi ortadan
kaldran Devrimden beri, bu ateli ruhlar dnyada kendilerini bu dnyaya
kaptrmakszn kalmlardr. Bu durumda sulu melankolileri tabii ki
dinin restorasyonuna bir ardr.
Ruhun gizemi kalbin yalnzl: bunlar, Chateaubriandn, Yeni Dnya
senfonisinde bir araya getirdii iki baskn izlektir. Amerika lleri, orada
tanry kolayca bulduu iin yaral ruhu yattrr. Edebi dnceler, bu
adan, dinsel sezgiyi desteklemekten baka bir ey yapmaz (tersinin de bu
kadar doru olmas gerekse bile). Eer byk iir ncelikle tasvir iirse,
bunun nedeni, doay adm adm gizli Tanrnn gizemli ve soluk kesici ifa
desi ve insanolunun byk zleminin tan haline getirmesidir. Dnya
kadar yal olan Amerika ormanlarnda, yolcu, arzularnn alkantsn
yattran Tanry duyumsar; kaygl ve heyecanldr, kendini bilinmeyen
bir eyin beklentisi iinde hisseder, duyulmam bir zevk, olaanst
bir korku, sanki Tanrnn bir srrna ulaacakm gibi yreini arptrr;
ormann derinliinde yalnzdr; ama insann zekas doann boluklarn
kolayca doldurur; ve yeryznn tm yalnzlklar insan kalbinin bir tek
dncesinden daha geni deildir (s. 720). Burada, insann, evrenin
ihtiamyla ilikisi, sonsuz boluklann hi bitmeyecek sessizliinin korkut
tuu Pascalnkinin tmyle tersiymi gibi grnse de, insann Tanryla
ilikisi, Pensesnin (Dnceler) yazarnda olduu kadar kiisel ve doru
dandr. Pascal iin doa. Tanrya doru atlma arac olmaktan daha ok
bu atlmn koullarn yaratr. Kukusuz Pascal Tanrnn sessizliini bilir,
oysa Chateaubriand, doru olamayacak kadar ok sanatsal olan kendi
deyimiyle, en kk rzgar esintisinde Tanrnn konutuunu duyar.
Ama her ikisi iin de Tanr ile iletiim, kurulduu zaman, dorudan, ani
ve kiiseldir. Eskiden beri, eskilerin betimledii doa, Chateaubriandn
gznde, doay kmseyen ve yaratlann elinden nemini, byk
ln, ve yalnzln (s. 719) alan bir mitolojinin yaratlaryla dolup
tamtr. yleyse, Hristiyanln, sessizliklerini maaralara, dlerini
ormanlara ve doay Tanrya geri vermek iin, bu faunalar, satirleri ve
nymphalar kovmu olmas gerekiyordu. Chateaubriand burada her
eyden nce edebiyat ama ayn zamanda gerek inancn yaylmasn da
(nk Gnie du christianismein baka blmlerinde Hristiyan evrensel-
cilii ve misyonlarn roln ver) dnr.
Bu son adan bugn tatmin olabilirdi. Hristiyan Tanrs tm toprak
larda ve tm katlam kalplerde yerini pekitirmi olmaktan kukusuz
uzak olsa da, pagan tanrlar her yerde darmadanktr; belli belirsiz bir
diren gsteren ve genelde znden uzaklam birka kk ada dnda,
panteonlar, temeli olduklar toplumlarla birlikte dalmaktadrlar.
Bununla birlikte, grnte ahlaka metafizikten daha ok nem veren
ama esasnda hafif Hristiyanlkla renklendirilmi Avrupa solu, zellikle
de Fransz solu, dnce sistemlerinin iflasnn smrge haklarna indir
dii lmcl darbeyi tmyle yadsyarak. Eski Yunan mirasn ve bunun
tesinde ateizmi kendine mal etme ayrcaln saa brakr.
Frsat bulduunda (sorumluluklarndan birincisi olmad halde)
budunkrma (ethnocide) kar kmakta, farkllklar yceltmekte, yerel
tplara, amanlara ya da avc-toplayc ve gmen ifti toplumlarda ol
duu varsaylan topluluk anlayna gpta etmekte acele eden sol yalnzca
bir eyi unutur: Afrika, Amerika ya da Okyanusyann pagan tanrlarn
ciddiye almak. Ciddiye almak, bu tanrdarn, materyalist bir dnya dzeni
kurduklarn kabul etmek ve Yunan tanrlaryla dnsel yaknlklarnn
yadsmamak olurdu. O zaman bu solun yapaca ey, bir yanda, kendisiyle
6 0 PAGANZMN DEHASI
BREYN YAPISI: PAGAN NSAN, HIRSTYAN NSAN 61
ilgili olarak. Tanr ve sosyalizmin ayn akm iinde yer almamasnn ge
rekliliini (Nietzschede byle dnr) reddedecek gerekten ateist bir
sol olup olamayacan sorgulayarak, deeri ve materyalizmi birletirmek,
dier yanda ise, dierleriyle ilgili olarak, pagan toplumlannn eitlik z
lemleri konusunda yanlgya dmemek ve, tam tersine, geleneksel dilleri
ne Hristiyan ne de tektanrc olan toplumlarn gncel dilini anlamaya
almaktr. Kukusuz, baz iyi niyetli kafalar, paganizmin bir gnahkrlk
olmadna inandrmak ve okeliliin, bycln, yamyamln (ga
zetecilerin alayl bir biimde kulland terimler olarak) yalnzca bizim
hayallerimiz (bu hayaller, var olduklarna gre, onlar hem dsalln
en u noktas hem de gizli dncemizin en iseli olarak kurgularlar)
erevesinde tuhaf, iren ya da komik olarak alglandn onlara telkin
etmek yine de zor olmay srdrr.
Paganizmler, hibir Hristiyan nsezisinin taycs deildirler; hibir
oktanrclk. Tanr ya da ona yakn bir eyi sevmeyi tlemez. Pagan putu
gerei gibi bir puttur: yle grnr ve yledir. Bileiminin srn bilenin
bir araya getirmeyi bildii tm maddelerden yaplr. Benin Krfezindeki
bir vodunun gc, kelimenin kimyadaki anlamyla formlne ve rahip-
hekimin, onu soyun ileri gelenleri arasna yerletiren yeteneine baldr,
ama, elbette kurbanlarla ve de tannnn maddi kitlesinin dzenli aralklarla
onarlmasyla bu gcn srdrlmesi ve bu enerjinin yeniden yklenmesi
gerekir: O zaman rahip, tanrnn yapld otlar ve dier maddeleri yeni
ler. Kendi yerel yerleimi ile tmyle zdeletii lde Tanr insanlara
ihtiya duyar, varoluu, maddi olarak onlara baml olur. Terkedilmi
bir sunak, yitik bir tanr anlamna gelir. Tanr, sunan yalnzca bir k
kaynan tekil ettii bir gcn simgesi olduu lde insanlara kendini
anmsatacak bir iaret gnderebilir. Ama tanrnn insanla ilikisi balamsal
ve ilevseldir: rnein bir hastalk, bir bireye, bir sunak ina etmeyi ya da
sunan bakmn yapmay ihmal etmesinin olas bir iaretidir. Tanr ancak
hasta ettii iin iyiletirir: Etkileyici bir gtr tanr, ancak hastala yol
amaya yetenekli olduu iin, hastaln aklayc kayna ilevini grr.
Bu koullarda, khinlerin ya da bilicilerin rolnn, insanlarn yaamnda
byk bir neme sahip olduu anlalr.
Yunan tanrlarnn -Afrika tanrlarnn da- kendine zg bir ahlak
anlaylar pek yoktur; insann tinsel zlemlerine bir yantm gibi grn
mezler; insanla daha ok, onlarn edebiyatnn bize gsterdii gibi, sevimli
ve genelde belirsiz bir ili dllklar vardr: Ona yardm edebilir, onu
destekleyebilir, ona t verebilirler, eer ona dman olurlarsa, onu hasta
ya da mutsuz ederler. Genel olarak hastalk, lm ve gzle grlebilir do-
rudan bir nedeni olmayan dier olaylar, gk ya da yeralt kkenli insanst
glere atfedilir Oayne, s. 223). Od^^sseanm banda, Zeus, kendilerinin
aptallnn daha da artrd ktlklerden dolay tanrdar sulayan
insanlarn bilinsizliinden yaknsa da, deiik ktlklerin nedenidir.
Apollon ou zaman ani lmlerden sorumlu tutulur. Artemis, birok
erkein zihinsel ve sinirsel bozukluklarnn ve birok kadnn lmnn
nedenidir. Sinir sistemine saldrdklar ve delilie, histeriye veya epilepsiye
yol atklar iin yeralt tanrdarndan korkulur. Tersi ynde, Pan (Apollon
daha sonra onunla badatrlacaktr) ve Asklepios kendini tmyle tbbi
ilere adayan yegne iki tanr olsa da, Homeros anda en azndan tm
tanrlarn, koruma ve iyiletirme konusunda eit glere sahip olduklar
grlr. Bu nitelikler birok ilevin parasdr ve tanrlarn yerleri ve
kltleri muhtemelen bu ilevlere gre belirlenir: Athena, Atina ehrinin
bekisi olarak Athena Polias, bu ehrin salnn koruyucusu olarak
Athena Hygieia ve Sparta halknn gzlerinin iyi grmesine yardmc
olduu iin bu ehirde Athena Ophtalmitis olarak geerdi (a.g.y., s. 205).
Tanrdarn kimi zaman neden olucu (etiologique) kimi zamanda tedavi
edici olan (iirsel kurmaca ya da dinsel yorumda hem hasta eden hem
de iyiletiren tanrlar) bu roln hatrlatmak, paganizmi Hristiyanlktan
(Hristiyanln Katolik versiyonunda iyiletirici azizler olsa bile) en az
lte gre ayrmaktr: hastaln ceza olarak dnlmesi, gcn yn,
tanr dnyasnn insan dnyasna ikinlii.
Paganizm, insann hatalar yapabileceini kabul eder, ama gnaha dair
hibir dnceye sahip deildir; hastalk, en kts, yalnzca, insann
dncesizliklerini grmesini salar. Nietzsche, kukusuz bu konular
yalnzca Eski Yunan edebiyatnn ona gsterdii kadaryla bilemezdi, ama
bu konuda Afrikada var olanlara benzer nozolojik sistemlerin incelenme-
sinin onu hakl kardn eklemek gerekir. Od^sseiann banda Zeusun
lmllere ynelttii szleri yorumlarken, insanlarn aptallna zlerek
u tespiti yapar: ...bu Oiymposlu yarg, insanlara kin beslemekten
ve onlarn ktln dnmekten uzaktr: ne kadar da deliler diye
dnr lmllerin yaptklar hatalar grerek - zira en gl, en cesur
an Yunanllan, ii, birok ktln ve kaderin birok sillesinin kayna
olarak aptall, aklszl, hafifkafadan noksanl kabul etmeyekadar
gtrrler: aptall, gnah deili Yine de bu delilik yalnzca tanrlara
balanabilirdi. Soylu bir Yunanl, kendisi iin anlalmaz olan bir suu ya
da bir ktl herhangi bir insani iradeye balayamazd: phesiz onu
62 PAGANZMN DEHASI BREYN YAPISI: PAGAN NSAN, HIRSTYAN NSAN 63
bir Tanr delirtti diye ban sallayarak szn bitiriyordu... in iinden
kmann bu yolu Yunanidara zgdr... Tanrlar, o zamanlar, insana, be
lirli bir noktaya kadar, ktlkte bile, bu ekilde hizmet ediyor, ktln
nedeni grevini gryorlard; o zaman, cezann deil, daha soylu olan
suun sorumluluunu stleniyorlard... (Gnalogie dela morale, s. 285).
Burada, tanrlarn imgesinin, insanlarnkinden ve daha dorusu
birey insann imgesinden ayrdamaz olduu grlyor. Afrika toplumla-
rnda bireysel kiilii, soy balar (baba yanl veya ana yanl), evlilikler
ve toplumsal evreler ana eklemleyen tasarmlarn karmaklna
yeniden dneceiz. Ktlk ve hastalk sorununu ele alma biimi bu
adan ok nemlidir; Kukusuz tanrlar bunlarn nedeni olabilir, ama
evre de dorudan (bir by saldrs durumunda) veya dolayl (yasan
delinmesi, zina ya da ihmal durumunda) bir biimde bunlara yol aabilir.
Bu anlamda ktlk ceza olarak kavranr. Kabile toplumu Afrikaklar,
Nietzscheye gre doal olarak bir ktln kaynan baka bir insann
iradesinde aramalar anlamnda, soylu Yunanllardan farkldrlar. Ama
bu irade, tanmlanmasna da yardm ettii day-yeen ya da baba-kz
tr toplumsal bir ilikiye bal olduundan yapsal bir etkinin (rnein
byclk edimi) sonucu olabilir. Ayrca, hasta ya da kurban asndan,
ktln etkin nedeni her zaman dsaldr. Ktlk bir bakasndan
gelir ve khinlik bu bakasnn ortaya karmaya yarar. Marie-Ccile ve
Edmond Ortigues 1966 ylnda, Afrika psikiyatrisinde melankolik sayr
lklarn ve kendini sulamalarn yeri olmadn saptamlar ve Afrikada
ktln her zaman yabanc bir gcn saldrsna atfedildiini gster
milerdi; Geleneksel bir kltrden modern bir kltre gei, ktln
alglannda bir dnm beraberinde getirir (1966, s. 269). Ayrca,
1973 ylnda gzden geirilmi ve dzeltilmi baskda, ktln ceza
olarak kavranmas ve khinlie bavurulmasn zorunlu olarak birletiren
bir ba olduunu eri srerler: Hastaln ya da baarszln ynelimsel
kkeni ile ilgi muhtemel varsaymlar arasndaki seim, snflandrmalar
ve semptomlar zerine kurulu olan emadan baka bir emaya gre yapla
caktr; bu ema, khinliin emasdr (1973, s. 284). Her dinin adeta iki
temeli olduunu, bunlarn da soykt yani kan ba ve tanrsal esin,
yani iaretlerin rasriantsal oyunu (a.g.y., s. 285) olduunu eklerler. Ama
misyoner dinlerinde, soyktksel ema, tanrsal soy bana ve reti
sel mirasa dnr, oysa Afrika geleneinde bu ema olduu gibi kalr.
Bundan yola karak. Fildii Sahilinin gneyindeki halklar arasndaki
peygamber Athconun roln, Nietzschenin Gnalogie de lamoraleeki
rahibinin rolnn bir benzeri olduunu ileri srmtk (Aug, 1973).
ou insan iin, ac ve strabn yani bu insanlar dier herkese balayan
geleneksel toplumsal emalarn ve dnsel emalann aamal ama hzh
knn damgasn vurduu bir dnyada, Athco acnn (ressentiment)
ynn deitirmeye ve mminlerinin kafasna gnahn -ki bu gnah,
Nietzscheye gre, ileci rahibin hayvani kt vicdana (tersine evrilmi
acmaszlk) verdii isim ve hasta ruhun tarihinin hem en nemU olay
hem de dinsel yorumun en tehlikeli, en uursuz ustal (Gnalogie de
la morale, s. 329) olarak grd eydir- anlamn sokmaya alyormu
gibi gelmiti bize.
Tarihle ve dinle birlikte deien insandr, birey insandr, ama bu deiim
asla bir bireysel seimin sonucu deildir. Kukusuz, bireysel dnmler,
onamalar ve vazgeiler vardr, ama ruhlarn deiiminin koullar, bireyin
i muhakemesinden baka bir yerde var olur. Pagan birey, varoluuna ve
edimlerine verdii anlam etrafm evreleyen toplumla ayn zamanda
kaybeder. Bu anlam kayb, kentsel younlamalarda daha iddetli olan
kurumsal ve psikolojik dzensizlikte ok somut bir biimde kendini
gsterir, bu yalnzca yeni badatrc khler ve byclk (kural d
byclk) padamalar vb. biiminde olur. Oysa, kendisi tam bir g
deneyimi olmu smrgeletirme ncesinde, anlam ilikileri ve g ili
kilerinin kavranlmas e zamanlyd. Bir bireyin sal ya da hastal,
mutluluu ya da mutsuzluu, baars ya da baarszl, onun, insani ve
tanrsal evresiyle -anlam ve g- ilikisinin ltdr. Amerika, bu
konuda, Afrikamnkiler (Afrikada tm dikkatli gzlemciler, zellikle de
Bantu Afrikasndaki Peder Tempels g kuramlarnn nemini grebil
milerdir) kadar anlamh rnekler sunar: rnein Harner (1962), Jwaro
halknn ruhlar konusunda, bir arutam ruhu kazanmak (ve bylece daha
az gsz olmak) isteyen bir savann, bu kazanm iin gerekli olan cina
yeti ilemeden nce yapmas gereken aratrmalar ve gzlemleri aktarr:
Gszlk, hastalk, kendinden daha az emin bir konuma, mstakbel
kurbannn, ruhunu kaybettiinin ve lebileceinin iaretidir. Kart ia-
reder, artan bir gcn kantdr ve gemite birok cinayet ilemi olan
sava, ruhlar toplad ve bylece bakasnn saldrlarna kar kendini
korumaya ald iin nadiren eletirilir ve sulanr.
yleyse, g ve ikinlik pagan dinini tanmlar. Tanrlarla ve tekilerie
(bu tekiler atalar ve bazen de tanrlar olur) iliki, bireysel bedenin rast
lantlarnda, kolektif yaamdaki en belirgin yinelenmelerde (mevsimler,
yeni kuaklarn k) ya da bireyin en nemli ilineklerinde (salgn, sava)
6 4 PAGANZMN DEHASI BREYN YAPISI: PAGAN NSAN, HIRSTYAN NSAN 65
okunabilir. Granetnin, in dinini betimlemek iin kulland terimler
(aknhn olmay, kutsaln rastlantsal ikinlii) gerek yorum fark-
hlklaryla da olsa Afrika dinlerine olduka uygundur. Afrika dinleri bir
anlamda in dininden daha basittir: tek bana ie dala yer vermezler;
ritelin sonu enlie varr, ama enliin kendi ifreleri vardr; yegne
bireysel doalamalar (Leiris [1980] ya da Rougetnin [1980] cinlenme
zerine almalarnn gsterdii gibi bunlar ok nadir grlr) enlii
geirdikten sonra normal yaamna dnecek olan bir bireyin belirli bir
sre vcudunu ele geiren tanrlann doalamalardr. Bu, aclarna ya
da projelerine ortak olan Athena gibi bir tanr tarafndan zaman zaman
ziyaret edilen homerik kahramanlar hatrlatr; Odysseianm banda, gk
gzl tanra Athena, yoldan geen bir yolcu klnda, Telemakhosa
oulluk grevlerini ve almas gereken intikam hatrlatr: Bu szlerden
sonra uzaklaan gk gzl Athena, bir deniz kuu gibi bolukta kayboldu.
Telemakhosun yreindeki enerjiyi ve cesareti uyandrm bununla bir
likte babasn da hatrlatmt... Telemakhos, tanry ruhuyla kavrad ve
akn yrei onu kabul etti. Ama Afrikaya zg cinlenme (buna daha
sonra tekrar dneceiz) hibir gerek kiilik deiimi iermez; tanrnn,
onun belli bah karakteristiklerini yanslayacak olan ve bir sre sonra
gnlk yaamnn sradanln geri gnderecei bir bedeni igal etmesi,
sonuta, Homerosun kahramanna yazgsnn gereini hatrlatan tanrnn
ziyaretinden daha az cesaretlendiricidir.
Birok Afrika toplumunda tank olunan, herhangi bir politik veya
meteorolojik dzen sorumlusunun kendi iradesiyle lm bireysel
olmaktan daha ok kurumsaldr; g dncesini bireysel boyuttan
koparmaya yneliktir. Gcn simgesellii, dinin simgeselliinden
ayrlmaz, nk gc, bireysel yaamn olumsallklarna ve toplumsal
yaamn farkllklarna indirgenebilir olarak deil doal bir gereklilik
(tanrlar dayatan da bu doal gerekliliktir) olarak sunar. yleyse, Din-
kalarda mzrak ustasnn kendi iradesiyle lmnn, Mary Douglasn
(1967b) ileri srdnn aksine, yrtk prtk kyafederle tozun topran
iinde yaayan ve kz kardeinin lmn iyi karlayan bir Aziz Franois
dAssisein taknlyla hibir ilgisi yoktur. Bunlarn her ikisinin de ayn
gizemleri barndrd (s. 189) doru deildir. Ama mzrak ustasnn
tutumunun, Konfys bilgenin bireysel ilesi ile de benzerlii yok
tur. Daha ak bir biimde toplumsaldr; toplumsal dzenin ve doann
dzeninin kesitii, birbirini tamamlad ve sonunda birbirini kapsad
bir btnln iine yer alr. Ne olursa olsun, pagan mantnda, gr
nen ile grnmeyen arasmda bir ayrma hibir yer yoktur; tam tersine
her ey grnrdr, o kadar ki tektanrc dinlerin anahtar olay lm,
pagan mantnda, kurtulu dinlerinde olduu gibi her bireysel figr
tek bir Tanr figrne balayan tuhaf yazg birlii olmaktan uzaktr ve
yalnzca, lmn simgeledii toplumsal dzensizlii ortadan kaldrmaya
alan canllar iin bir sorun oluturur.
Dinsel seimin devlete kar ilk seimolduunu ileri sren ku
ramlar iki nedenden dolay temelsizmi gibi grnyor: birincisi, din bir
seimin sonucu deildir; evrensellii ve eitlilii ile ilgili iki saptama,
Durkheimin ve bu konuda ondan esinlenenlerin ardndan, dini, her
toplumsal varoluun verili bir temeli olarak dnmeye davet ediyor;
kukusuz, bu adan, dini genel ideolojiden ayrmak, eer bu ideoloji,
bir styap, tmyle toplumsal olana az ok zorunlu bir eklenti deil,
toplumsaln kuruluunun bir verisi dolaysyla toplumda yaayan (bunun,
gereksiz yere kullanlan bir ifade olduunun alt izilmesi gerekir) bireyin
dorudan ve ilevsel bir verisi ise, ok zordur. kincisi, ilkel dinde, genel
olarak da oktanrc dinlerde ve byyle ilgili olduklar sklkla sylenen
tm olgularda aknla hibir ekilde yer yoktur: doruya sylemek
gerekirse, tanrlarn dnyaya ikin olmasna verilebilecek en iyi rnein,
yeni domu ocuun bedeninde onun kkeninin, kiiliinin ve yazgsnn
ifresini, bu bedenin daha sonraki ilineklerinde tanrsal bir arnn, top
lumsal bir hatann ya da bir byclk saldrsnn ifresini, meteorolojik
ilineklerde, kurban ve ritel aygtn iletmeleri iin tanrdara ynelik bir
davetin ifresini zmek elinde (ve zorunda) olan ve ayrca, treyi kahra-
manlannn, efsanenin bu kahramanlara uygun grd prestije ve ehreye
ramen yaamakta olan insanlardan ok az ayrld, reenkarnasyonlar
oyununun bu kahramanlar ve bu insanlar bazen ok ak bir biimde
birbirine balad ve gndelik imdiyi yorumlama sisteminin, yaayan
insanlarn en azndan bir ksmnda, toplumsal yaamda iler halde olan
kozmik ya da tanrsal glerle (her yerde her zaman olabilme yetenei,
ekil deitirme yetisi, uzaktan maddi mdahale etme konusunda psiik
g, bir tanrnn mevcudiyetini kendi bedeninde barndrma yetisi ya da,
Jivarolarda olduu gibi, brnecei son ekil yamurdan sonra gkyzne
ykselen bir su buhar olan geici bir ruh) derin bir yaknln kant olan
nitelikler bulunduunu varsaymak zorunda brakt toplumlar rnei
olduu grlyor. Srekli artrmann ya da srekli anmann dnyas,
gnlk, tekil ve genel anlam dnyas, anlamla boulan ve tanrlarla ya
da ruhlarla dolup taan (Chateaubriandn hissettii gibi) dnya, pagan
66 PAGANZMN DEHASI
BREYN YAPISI: PAGAN NSAN, HIRSTYAN NSAN 67
dnyas, dzenini ve tarihini meru klmak iin hibir d ilkeye dayanmaz.
Afrika, bu konuda neredeyse deneysel bir kant salar: Afrikada ayr
bir politik kurumu olmayan kabile toplumlar ile eflikler ve krallklar
arasnda nemU dinsel farkllklar grlmez. Antropolog Claude Tardits
(1980), zellikle Afrika tarihi ve antropolojisinde, Frazerdan alnan tanr
kral kavramnn. Sudanl din nderleri arasndaki yamur yadrclar ya
da Benin krallar kadar birbirinden farkl kiiliklere uygun grlmesini
eletirir; Tardits, C. G. Seligmann 1933 ylndaki Frazer lecturemda
Frazern modelini tanmlamak iin belirledii drt kriterin (tann kral n
doa zerinde bir gc vardr; evrenin dinamik merkezinde yer alr; va
roluu ok ince bir biimde dzenlenmitir; yalhk yaklanca kendini
lme adar veya intihar eder) antropologlar tarafndan bu ekilde hatal
bir biimde nitelenmi kiiliklerin hibirine uygun olmad konusunda
zellikle srar eder. Bu ekilde balayan tartmann ayrntlarna hi gir
meden, bize gre, doa zerindeki gcn, zel yasaklara tabi olmann ve
istenli lmn (yalnzca simgesel olduu zaman bile), Afrikada, krallk
kurumuyla snrl olmadn belirtelim. Bunlarn nn birden bazen
krallk kurumunda birlemesinin, onlardan hibirinin, merkezi, tek ve
yaygn bir gcn ortaya kmasn engellemekte yeterli veya engellemeye
ynelik olmadn aka gsterir.
Bundan, oktanrcln, devlet yapsnn ilemesine en uygun dinsel
biim olduu sonucu kmaz. Kukusuz, yine de, tektanrclk ve merkezi
g arasnda bir yaknlk olduunu sylemek ve bu adan Hristiyanln
ve daha kk lde slamn olaanst kaderini hatrlatmak mm
kndr. Yahudi paradoksu ve onun dikkat ekici tarihsel kkrtma gc,
belki de, Diasporadan balayarak greli olarak ok yakn bir zamana
kadar, zellikle tarihsel nedenler dolaysyla politik ifadesini ve misyon
alann bulamam olmaktr. Antisemitizm, gettolarnda kendi aralarnda
yayorlarm havas veren, kendi aralarnda yaamak zorunda olduklarm
ileri sren ama gerekte, her yerde olan ve bizi yneten Yahudilerin
gizli gcne kar karak bu skandali kendi tarzyla dile getirir. Ne var
ki, dinsel boyutta ortaya konulabilecek en anlaml kartlk, bir yana
tek ve bireysel Tanr dinlerini, teki yana ikinliin dinlerini, bir yana
misyoner dinlerini, teki yana oktanrc dinleri koyan kartlk olurdu.
Dnya tarihi, ister istemez, nemli bir lde bu dinlerin kar karya
gelmesinin tarihidir. Eer pagan oktannchklar her zaman kaybetmise
(Roma imparatorluunda olduu gibi devlet yaplaryla ya da Afrikann
bir blmnde olduu gibi kabile yaplaryla birlemeleri) dier nedenler
bir yana, olaanst hogr erdemleri yzndendir. Misyon dncesi
kadar paganizme yabanc baka hibir ey yoktur; paganlarda, yenilen-
lerden tanrlarn dn alan yenenlerdir; Dou Romallarda, Afrikada,
en nemli kltlerin (topran ve suyun) sklkla, yenilen ve fethedilen
yerlilerin tekelinde olduu dorudur. Tektanrclklarn ithal dinlerin
de dinsel pratiin ve retinin barok yanyla bugn kolayca alay edilir.
Afrika slam ve Hristiyan badatrmacl, model aldklar dinlerin
ne saygnlna ne de bilgelik karakterine sahiplerdir. Syleyecek ok ey
olduu iin bu konuya geri dneceiz: nk dinlerin eit saygnlna
dair ok abuk ve ok dindarca ileri srlen fikirler, genelde ikiyzlle
ve dnsel adan kestirime (bir dinin saygnl nedir?) bal olmalar
bir yana, eit olmayan politik gler arasndaki ilikileri belirginletiren
egemenlik ve yabanclama etkilerini ou zaman maskeler. Yalnzca bir
an iin, Avrupal gzlemcilerin (inanan ya da inanmayan) gznde tek-
tanrcln yerel versiyonlarnn biraz folklorik gzelliini oluturan farkl
karmlarn, kalntlarn ve dnlerin, yine de paganizmin dehasn
temelden reddetmek ve onun karsnda akna dnmek konusundaki
en kk srarn kant olduunu dnelim: Kendini inancn yaygnla
masna adam tm dinlerin misyonerleri, birok tanrnn bir Dierini
iinde barndrdn canla bala dile getirirken, nasl bir tanr, bir dierini
geersiz klar, ya da daha dorusu yadsr?
Bu durumda, hogrnn hogrszln karsna konulmas gibi
paganizmi Hristiyanln karsna koymak gerekecektir. Bu iddia, H
ristiyanl ncelikle bir sevgi dini olarak (Tanrnn insanlara ve tek tek
her insana, insanlarn ve tek tek her insann Tanrya sevgisi, insanlarn
kendi aralarndaki ve Tanndaki sevgi) gren ou insan gcendirecektir.
Bakalar, bu sevgiye snm olmaktan memnun olacak ve pagan tan
rlarna inanmann, tek bir Tanrya inanmakla ayn ey olmadn kabul
edeceklerdir: nk pagan dini daha az kiiye zeldir (exclusive) (esasnda
kiiye zel olma konusunda hibir iddias yoktur) ve, kendinden geme
ve dans gibi ynleri olsa da daha az metinseldir, kurtulu ve teki dnya
ile ilgili sorunlarla, canllann dorudan glkleriyle olduundan daha az
meguldr. Tuhaf bir biimde, bugn Fransada rahatlkla grlebilecek
olan, dini ve Kutsal Kitap dnsel adan eski saygnlna kavuturma
akm iinde yer alan Ren Girard (1978) gibi bir yazar. Yeni Ahitin ori
jinalliini, paganizm ve Hristiyanlk arasndaki ilikiler konusunda ileri
srdmze benzeyen ktlk kavraynda (conscience) bir deiiklik
yaparak ulat bir tr pratik ateizme dayandrr: Yehova, insanlarla.
68 PAGANZMN DEHASI BREYN YAPISI: PAGAN NSAN, HIRSTYAN NSAN 69
onlarn hatalarna kzncaya kadar ilgilenirken. Matta ncilinin bize
tasvir ettii Tanr, Ren Girarda gre, tmyle korkusuz dur. Aslnda
sa, Matta ncilinde (V 44-45) yle buyurur; Ben, size diyorum ki;
Dmanlarnz sevin, ikenceciniz iin dua edin; bylece gklerde olan
babanzn olu olacaksnz nk o gneini zalimlerin ve iyilerin zerine
dodurur, ve yamuru adillerin ve adil olmayanlarn zerine yadrr.
Bu metni bizim az ince yansttmz versiyonundan alnt yapan (s. 206)
Ren Girard, orada, ncil dinine ve daha genel anlamda ilkel dinlere
gre kkten bir farkllk olduunu tespit eder: Bu metnin erevesine,
sakatlklar, hastalklar, masum kurbanlarn snp gittii felaketler ve ku
kusuz zellikle savalardaki her trl tanrsal sorumluluu yadsyanlan da
yerletirmek gerekirdi. Bundan dolay hibir Tanr sulu deildir: Burada
ak bir biimde reddedilmi olduu grlen ok eski ve igdsel bir
pratiktir; bu pratik, insanlarn bana gelen tm ktlklerin sorumlu
luunu tanrya yklemeye dayanr. nciller, tanrnn elinden, onun ilkel
dinlerdeki ilevlerinden en temelini, insanlarn dnya ile ilikilerinde ve
zellikle bireyler aras ilikilerinde egemen olamadklar her eyi kendi
zerinde toplama yetisini alrlar (a.g.y., s. 206). Bu metin kendi bana
birok yoruma davetiye karr; ncelikle ilkel dinlerde ktln ceza
olarak kavranmas hakknda kestirimsel bir fikir verir; bu kavray, yalnzca
belirli bir kader duygusu (Er mitinde olduu gibi Yoruba mitlerinde de,
insann, yeniden domadan nce yapt seimler, kaderinin, karakterinin
ve eylemlerinin ksmen sorumlusudur) ve bireysel sorumluluk duygusu
(bir yasan inenmesi, yaptnm zorunlu olarak tanrsal deil ikin ve
dorudan olabilecek bir hatadr, ve bu yaptrmn kendisi bir iradenin
ya da bireyin dnda olan bir kaderin ii olarak dnlmez - Zeusun
Odysseiann bandaki szlerini hatrlayalm) deildir; ceza olarak kavra
y, ou zaman dier insanlar da iin iine sokar ve insanlar ile tanrlar
arasndaki ilikiyi tanmlamaktan daha fazla insanlar arasnda varolan
g ve anlam ilikilerini gsterir. kincisi, Girardn metni, ncillerin her
eyden nce, insanlara kendi aralarnda uyumlu ilikiler kurmalarn
tlemeye, teki ile ilikiyi yumuatmaya ynelik olduunu ileri srer (bu
sav, kitabn devamnda tmyle aklanr). Ama ncillerin burada yapt
tam olarak pratik a-teizmin snn belirlemektir; eer insanlar dierlerini
yarglamaktan, adalet datmaktan ve ceza vermekten baklarsa bunun
nedeni tm bunlarn Tanrnn ii olmasdr. Hristiyan tektanrclnm
gerek orijinallii buradadr, yani, daha ok tm dinlerin, bu dinler ritel
pratiklerine indirgendikleri lde hakikati olarak ortaya kan ve,-daha
zel olarak, her eyden nce tanrlar, olay aklayan ilke, sa figrnn
insanlar dmanlarn sevmeye davet etmesinden kukusuz daha cesur
bir ilke haline getiren oktanrc dinlerin gcll olarak grnen bir
pratik a'teizmdedeil, Tanryla bireysel ilikidedir.
Ren Girardn analizi, esasnda, iddet VeKutsaida^(La Violence et le
sacr, 1972) ortaya koyduu analizlerin devamdr ve hatta, denilebilir ki
bu analizlerden esinlenir. Bu eserin temel konusu aslnda tm ritellerin
birliiydi: Girarda gre, bu ritellerin amac, her zaman, eyleri olduu
gibi srdrmektir; bu kltrel sabitlemenin arac ve modeli, gnah keisi
kurbana kar iddet ieren oybirliidir. Tm ritellerin kkeni ve anlam
kurbandr. Yazar son kitabnda bu konuyu yeniden ele alr ve dini, huzuru
korumaya ynelik snrsz bir aba olarak tanmlar. Kutsallk, iddettir,
ama eer dindar iddete tapyorsa, bunun nedeni iddetin her zaman,
huzur verici olarak grlmesidir; dindar, tmyle huzura ynelir ama bu
huzurun aralar kurbansal iddetten asla yoksun deildir (1978, s. 41).
Eski Ahit, bu dinsel anlayla zdeleir. Girard bize. Eski Ahitte rituel
geliimin byk aamasnn grldn syler: atmayla topluluun
zlmesi ve onu oluturan farkllklarn ve hiyerarilerin ortadan kalk-
mas; gnah keisi kurbana kar kolektif iddet konusundaki oybirlii;
farklhklar ortadan kaldrmaya amalayan taklit gleri engelleyen ya-
saklar ve topluluun glenmi olarak kt kurban bunalmn yeniden
reterek bu gleri dzene koyan riteller hazrlanmas. Girarada gre,
nciller, bunun tersine, kurbansal olmayan bir okumay benimserler.
sa kurucu cinayetin gnaha itici yalvacdr, bu, tm kltrlerin ve tm
dinlerin, tpk antn, gizledii lnn evresine dikilmesi gibi (s. 186-
187) gizledii temeldir. Bu vahiy Aziz Luka ncilinde (x, 47-48) ortaya
kar: Vay halinize! Peygamberlerin antlarn yaparsmz, oysa onlar sizin
atalarnz ldrmtr! Bylelikle atalarnzn yaptklarna tanklk ederek
bunlar onaylam oluyorsunuz. nk onlar peygamberleri ldrdler,
siz de antlarn yapyorsunuz. Bu durumda sa toplumsaln ve dinselin
kurucu iddetini gizlemeyen, kanl kurbanlarn ve sama masallarn
anlamszln gsteren ilk kii olur. Bylelikle, Ren Girard, insanlardan
treyen ve sonuta hepsi de insann iddetinin az ok iddetli yadsnma
sna dayanan dier dinlerin tmnn karsna. Tanrdan gelen ve sann
azyla kurucu iddeti ifa ederek her trden insani dzenin ulu yasam
ihlal eden Hristiyanl koyar (a.g.y., s. 181).
70 PAGANZMN DEHASI
10) Trkesi: Nemciye Alpay, Kanat Kitap, 2003.
BREYN YAPISI: PAGAN NSAN, HIRSTYAN NSAN 71
Bu yksek genellik seviyesinde, her trl speklasyon mmkndr.
Ren Girard, yine de, dier dinsel pratikler bakmndan ncillerin mesa
jnn kendine zg ve gnaha itici karakterini ortaya koyarak Hristiyan
Tanrsnn varoluunu ispatlamakta zgrdr. leri srd kantlarn,
gsterili projesine baknca yetersiz kalmasndan olsa olsa endie duyula
bilir. Ama burada bizi ilgilendiren ey bu deildir. Daha derin bir biimde,
Ren Girardn giriimi, onun kiisel kanlarndan bamsz olarak, belirli
bir saydaki entelektelin, ada dnyadaki deer sorununu dnmeye
ynelik abasna benziyor. Bu tutumda, Tanrnn varoluu sorunu temel
deildir; bu tutum, daha ok, bireyin dncesinin ve gerekliinin -ve
daha zel olarak, B.-H. Lvy ile birlikte, Fransz Devriminden itibaren
insan haklan olarak adlandnimas uygun olan eyin- savunulmas iin
gerekli asgari etik koullan tanmlamay amalar. Aslnda, insan haklar,
bireyin ve bireysel vicdann, her bireyin, her bireysel vicdann baklandr; bu
haklardan birincisi, dnceyi ifade etme zgrl, biimsel zgrlkleri
veya gerek zgrlkleri bir kenara brakp, zgrl, ncelikle kutsaln
(zeklikle ada despotluklarn biimine brnd zaman) reddi olarak
tanmlayanlara gre temeldir. Ama ne bu zgrlk ne de bu haklar olduu
gibi srer. yleyse, din konusundaki tartmann temelinde grlen pekl
bireysel gerekliin ehresidir. Yeni Fransz Hukuku, Eski Ahitteki eitlik
topyasna mantksal adan kar kar. Tersine, B.-H. Lvy (1979), Kutsal
Kitap btnln, kutsala kar tektanrc bir direnme haline getirir; onun
iin, din olma olasl en dk olan hl tektannclktr. Ren Girard, Eski
ve Yeni Ahiti mutlak bir biimde tmyle ayr tutarak, ncillerin a-teizm
pratii konusunda bu noktada Lvy ile birleir. Sonu olarak her ikisi de
sa neo-paganizme kar kma konusunda kukusuz hemfikirdir.
Geriye, elbette, tarihsel ve sosyolojik hakikat sorunu ve kendine zg
akl yrtme biimleri sorunu kalmtr. Paganizm sz konusu olduunda,
bizim yazarlarmz, sadece, paganizmi bazen trajik bir biimde folklorik
hale getirmi baz kullanmlarla ilgilenirler; Hristiyanlk sz konusu ise,
bu yazarlar, kiminin Kutsal Kirapta kimininse yalnzca ncilde bulmay
baardna inand bir ilkeye ncelik vermek iin, Hristiyanlk adna
uygulanm tm iddetleri ya da basklar gz nnde bulundurmazlar. Bu
kurnazlklar, Bernard Oudin (a.g.y) tarafndan ok zekice gsterilmitir.
Biz burada, Bernard-Henry Lvynin ileri srdnn aksine, kuramsal ve
pratik olarak tektanncla deil ateizme ynelenin oktanrclk olduunu
(misyonerler bu konuda yanlmamlardr) gstermeye altk. oktannc
toplumlar, iddet sorunuyla ok somut biimde kar karya kalan kat
toplumlar olsalar da onlann dininin, toplumsal yaratan g ilikilerinin
hepsiyle zdeletiini ama bu glerin hibir sfatla nedeni olmad
n; bir kurum olarak, iddetin ifadesi ya da arac ama daha ok iddeti
dzene koymann (Girardm da kabul ettii gibi) yolu gibi grndn
eklememiz gerekir. Ayrca, onlarn dini, insanln bir ksmn sonsuz bir
cehennem azabna mahkm edecek kadar youn bir intikam arzusunu
asla barndrmaz. Tersine, Hristiyanlk geleneinde (Kutsal Kitaptaki
ya da sonrasndaki), tekinin yz izgilerini yakndaki sevilenin yzyle
bir tutmaktan uzak, tanrsal intikamn yerini ve amacn bu izgilerde
gsteren iaretler bulmak imknsz deildir. Freud, Actes obsdants et
exercices rligieuxde Tanrnn, Kini banadr (Tesniye, xxxii, 35) dediini
hatrlatr, ve insann inkar ettii birok kymn Tannya yklenmi ve onun
izniyle yaplm olmasn, (yleki tanrya havale etme, insann kt ve
topluma zararl igdlerinin egemenliinden kurtulmasn salayan bir
yoldu[1932, s. 183]) eski dinlerin evriminin bir belirtisi olarak grr.
Ve Nietzsche, daha ak bir biimde, Katolikliin temel erdeminde
(inan, umut ve merhamet) bir intikam arzusunun ifadesini grr (Bu
zayflar (...) onlar da bir gn gller olmay isterler, hi phe yok ki bir
gn on/ann krallnn zaman da gelmelidir..., 1971,s. 245). Dinsizlerin
strabn, azizlerin ahiret mutluluunun bir esi haline getiren, bir kuzu
gibi sakin Aquinolu Tommaso, ona, intikam insannn rnei gibi gr
nr. Ahiret mutluluunun onlar tatmin etmesi ve bundan dolay Tanrya
daha ok kretmeleri iin dinsizlerin aclarn grmek onlara nasip olur
(Commentaires sur lelivredes Sentences, [Vecizeler kitab zerine yorumlar]
IV, L, 2, 4,4). Bundan zorunlu olarak, gnah icat edilmesine ramen,
intikamn, Yahudi-Hristiyanln hakikati olarak kald sonucu kar m?
Tektanrclk ve oktanrcln karlatrlan deerlilikleri konu
sundaki tartmalarn grnteki anakronizmi kimseyi yanltmasn: Bu
tartmada sz konusu olan, her zaman insann ve her zaman, daha da
ok, onun dnmesine yardm eden ve, ona olas dnce nesnesi gibi
grnmedii zaman, bizzat kendisi dnce olarak ona hizmet eden bir
sistem tarafndan nceden toplumsallatrlm, nceden retilmi olarak
ancak toplumda anlam kazanan somut insann bir dncesidir. Zaten
ok sk rastlanmayan, sistemin insana dnce olarak hizmet etmesi
durumunda, dncenin zihinsel aralar, gerekten zgr olmasalar da
yani sistemin, sorularn nesnesine ve onlar ortaya koyma biimine hl
hkmeden zorluklarndan bamsz olmasalar da (Freud, LAvenir dune
illusiondz yle bir gzleminden bahseder, Sanrm, bu konular hakknda
72 PAGANZMN DEHASI BREYN YAPISI: PAGAN NSAN, HIRSTYAN NSAN 73
kimsenin hibir ey sylemedii bir ocuun. Tanr ve teki dnyann
eyleri konusunda endielenmeye balamasndan nce uzun sre gemesi
gerekirdi [s. 128]) baz dnrler tarafndan din dncesiyle alan
tartma, insann Tanr ile ilikisinin yegne somut tezahr, bireylerin
kendi varolularnn anlam zerine ak bir biimde biimlendirdii
yegne sorgulama olarak kalr. Burada bunu artrmak, farkl din tip
lerinin, dinsel olgu karsndaki gerekten bireysel tutumlar artrarak
gsterdii bireysellik tiplerinin artrlmasn hemen hemen tamam
lamaktr. Bu, insanlarn Freudun yanlsama dedii eyden korunmu
olduklarna inanabildikleri en son noktada, dncenin, nesnesinin
onun karsna kard zorluklardan sakndn sand en son noktada
bulunmaktr - bizzat kendisi biraz yanltc olan ama dinin varoluunun
bireysel vicdanlarn karsna karaca sorunlarn (bunlarn en bana
bu vicdanlarn kendi tanmlar sorununu koymak gerekir) grlebilmesini
salayan yegne bak asdr bu.
Sessizlikten Yanlsamaya:
Nietzsche, Bataille, Freud
Burada din konusunda bireysel tutum zerinde duruyorsak, bunlar, ilk
belirtileri Fransz Devriminin din konusundaki tavryla e|zamanl ortaya
kan ada bir vicdan bunalmnn birok bakmdan tipik rnekleri
olduklar iindir. Bununla birlikte bu bunalm hakknda sylenebilecek
ey, onun insanlarn ynetilmesi dzleminde olduu ve u elikiyle ifade
edildiidir; insanlar ancak bir akn ilke adna ynetilebilirler; bu ilke
var deildir. Ya da; nsan yaamnn tm anlam toplumdadr; toplumun
anlam yoktur. Ayn ekilde bu bunalmn, ksrl pozitivist ve sosyolo-
jist olan bir dng izdii sylenebilir; nsanlar Tanrya ihtiya duyar;
onu yaratmlardr, ama bugn onu biliyorlar. Yalnzca baz bireyler, bu
ekilde biimlendirilen elikinin ve dngnn sistematik bir biimde
farkna varr. Devrimlere (bu devrimleri yaayanlara ve yapanlara) ken
dilerini somut olarak meru hissetmeleri, anlam tayclar olmalar
iin gemiteki yalanlar yeter. Ve sorun olan her zaman ertesi gnlerdir,
ama iktidarn kanlmaz bir ihaneti nedeniyle deil, gemiteki dzenin
yetersiz, st rtl ve gerektiinde kendi karna uygun hale getirilmi
bir biimde verdii anlamla dolu arj tkendii iin. Tarihin anlam, bu
adan, toplumun anlamnn ya da, daha dorusu. Tanrnn yerine geer.
En sonunda varlan nokta olarak dnlen Fransz Devrimi, tanrlar
yaratma ihtiyac duyar. Marksizmin, ancak bir gelecek yaratrsa anlam
vardr; Proletaryann, evrensel snf olarak, bu durumda da, bir yanda
bireysel varlk ile toplumsal varlk dier yanda egemenler ile egemen
olunanlar arasnda her zaman yinelenen tarihsel elikiyi ortadan kal
dracak snf olarak tanmlanmas Marksizmin zn oluturur ve bu
tanm, zgr bireyin (yakn anlamnda deil benzeri anlamnda tekinin
zorlamalarndan kurtulmu olan bireyin) bir eit ululatrlmas olmak
szn kavranlamaz. Enternasyonal marnda bahsi geen insan tr
anlam ilkesi ilevi grr; ve ak bir biimde bireysel figrn insan tr ile
uzlamas tarihsel zorunluluk olarak sunulduu iin eylem hakl karlr.
Malrauxnun nsanlk Durumunun (La Condition humaine), baars
hibir ekilde nlenemez ve tarihsel bir zorunluluk olarak sunulan bir
devrime kendini adamann gerekliliini sorgulayan kahramann an
lamak kukusuz mmkndr; Ama bu sorgulamann altnda bir kayg
yatt grlebilir; devrimin baarsnn, tarihin anlamn oluturduu bu
kadar kesin midir? Ve, tersi durumda, neden bir hi iin her ey olan eye
(bireysel yaam) balanlr? Althusserin kuramsal anti-hmanizminin,
metodolojik olmaktan baka muhtemel bir deere sahip olmad, ayn
zamanda proletarya diktatrl kavramnn terk edilmesinin cennete
inanan ile inanmayan arasndaki ibirliinin, Aragonun deyimiyle, bir
ilke sorunu oluturmadn dnen bir partinin dnsel aknln
olduka yanstt sonucuna kukusuz varlabilir Bununla birlikte, inan
mayann artk ok isteyemedii, inanann gc, nereye gittiini bildiine
inanmaktr. nanmayann, inanandan (zellikle, birok Hristiyan iin
inancn yaplan faaliyetlere, rnein militantizme gre lld bir
ada) hibir farkl yan olmadn eklemek gerekir; devrimci inancn
da, politik kukunun da hibir metaforik yan yoktur.
Ama, bir kez daha, bunalmlar bireysel tutumlar haline gelir. Din
darlar kitlesi, tarihin elikilerine ya da yaamn acmaszlklarna kar
entelektellerden ya da politik liderlerden daha az hassas deildir. Basit
bir biimde (ve mutluluu iin) her insan kendi yaamn yaamakla,
gnlk dzenle ilgili bir atlaktan hi beklenmedik bir anda su yzne
kan, varoluunun dorudan glklerini zmekle ve skntlarn yo
lunu koymakla o kadar meguldr ki her gn ruhunun kurtuluunu ya
da tarihin anlamn dnemez. Bu durumda, aslnda, genelde insanlarn
SESSZiaEN YANILSAMAYA 75
11) Trkesi: Ali Berktay, letiim Yaynlan, 2003.
(ve kendilerini zel almalarna adamadklar zaman entelektellerin
de) zaman zaman zevk iin, ylesine ya da tesadfen kafasndan yle
bir geirdii sorunlar sistematik olarak aklayan entelektel dnce
profesyonelleridir.
Nietzsche, Freud ve Bataillen baz ortak zellikleri vardr. Her
de yerleik dinleri dlar; Nietzsche hem din dncesini hem de hakikat
dncesini dlar; Freud, bilimin, dinin tersine, bir yanlsama olmadn
dnr; Bataille (insani yaamn mmkn olan en uzaa giden bir deneyim
olduu kiiye, 1973, s. 142) varolan dinlerin, yalnzca iaret noktas grevi
grd bir i deneyimi takip eder. Onlarn yaptlarn anaUz etmenin
yeri kukusuz buras deildir: Biz yalnzca, tarihin, bunalm (genelde,
grnenin aksine yalnzca bir bunalm halinin ifadeleri olan politik ve
ekonomik zorluklara ya da dinsel takmhklara bal inan ya da anlam
bunalm) dnemlerinde tartmaya amakla kendi kendini ykml
grd bildik gereklikler (ben, toplum, dnya dzeni) karsndaki
onlarn bozucu ve ykc durularn ortaya koymak istiyoruz. ki anlamda
tutumlar bireyseldir: Birincisi, bu tutumlar, din olgusunun evrimini yeni-
den izip onu, bireysellik kavramna (kendini tanrlara. Tanrya ve insana
adayan olarak) gre, tam olarak ayn biimde olmasa da, konumlandran
kuramlar ileri srerler. Bu tutumlarda, bu kendine zg adan gz nnde
bulundurulan, etnolojiye ve dinler tarihine zg analiz unsurlarna (rne
in, evrimci varsaym, mana ve numen kavramlar) rastlanr. kincisi, bu
tutumlar, kendi din ve hakikat yorumlarna, sonularn -taahhtlerinin
(engagement) mmkn ve bazen zorunlu kdd sonu da dahil (yalnz
l k)- kabul ederek sahip kan insanlarn iidir. Nietzsche, birinci adan,
en keskini ve en kendine zg olandr. Avrupann geriye doru bir yolu
takip ettiini dnr. Eski Yunan idealinden Yahudi-Hristiyan idealine
gei onun deyiiyle hastaln kaynadr. Hastalk, ac (ressentiment) ve
ileci rahibin ynn ac olarak belirledii deiim, yani gnahn ortaya
k: nsanln baka uygarlklarda gittii yolun kart olarak konum-
landrdabilecek geriye doru yol budur ite. Brahmanlarn Hindistannda,
drt bin yl nce, daha ok dnlrd ve dnmekten, bugn bizde
olduundan daha ok zevk alrlard (Aurore'^, s. 76). Brahmanlar aka,
din adamlarnn tanrlardan daha gl olduunu ve onlarn gcnn
geleneklere ve ritellerin yaplmasna bal olduunu dnrlerdi. O gn
bugndr, bireysellie giden krallk yolu akt: Bir adm ilerisi: Ve tanrlar
12) Tan Kzll, Trkesi: Hseyin Salihoglu, mit zda, mge Yaynevi, 2007.
76 PAGANZMN DEHASI
SESSZLKTEN YANILSAMAYA 77
skartaya kartlmtr - bir gn Avrupa bunu yapmak zorunda kalacak
tr! Bir adm daha: Ve rahiplere de araclara da gereksinim kalmamtr;
kendi kendine kurtuluun dinini reten Buda ortaya kmtr: - Avrupa,
kltrn bu aamasndan henz ok uzaktadr! (a.g.y.,s. 76). Ama XI X.
yzyl sonunun Avrupasnda, inanszln gitgide nlenemez bir biimde
artmasna ramen (eer Nietzsche ve Freudun dncelerinin phesiz
kesitii bir nokta varsa o da Tanrnn lmdr) rahata dile getirilen
ateizm yine de yalnzla mahkmdur: Avrupada artk Tanrya inanmayan
on ya da yirmi milyon insan, rahiplerin ve kurtarclarn gcne kesin bir
son vermek iin birbirlerine iaret etmeyi bilmezler.
Nietzsche iin olduu gibi Freud iin de din tarihi, skntnn ve mut
suzluun tarihi ile zdeleir: Yaam, Genel olarak insanlk iin olduu
gibi birey iin de katlanlmas zor bir eydir (LAvenir dune illusion, s.
41). ki bakmdan yle olduu sylenebilir: uygarlk insana, yoksunluklar
ve aclar dayatr; ama, insann, kader dedii incitici doann onu
arptrd ktlklere kar bavurduu yegane eydir uygarlk. Bergson
gibi, dinsel olguyu analiz eden bakalarnda da rastlanan ve ilkel tektan-
rclk varsaymndan esinlenmi tm emalar mutlak bir biimde tersine
eviren evrimci bir emann tasla bu ekilde yaplr. Uygarlk tarafndan
doann iddetine kar yrtlen mcadelenin ilk aamas, doann insa
niletirilmesi mcadelesidir; tm olaylarn ok gl bir iradenin edimine
indirgenmesi, ruhsal olarak korku yaratmaya ve insanlarn toplumda
kendi aralarnda kulland yntemleri kullanarak tanrlarla grme
yapmaya olanak salar. Bu adan Totemcilik (insan ldrmenin ve en-
sestin yasaklanmas buna balanr), hayvan tann figryle birlikte, ara bir
aamaya denk der. Bir doa biliminin yerinin bir psikoloji tarafndan
alnmas (a.g.y., s. 44) ve bireysellemi tanrlarn ortaya kmas duruma
hakim olmay o kadar iyi salyordu ki bu durum ocuksu bir ilk rnee
sahipti. Baba, hem korku nesnesi hem de dier tehlikelere kar salam
bir gvencedir. nsan doal glere babann niteliklerini vermitir: onlar
tannlara dntrmtr. Daha sonra, doa olgularnn dzenlilii, onlar
yneten glerin insani niteliini yitirmesine yol amtr. Tanrya ayrlan
pay deimitir. zgn bir biimde tanrlara ait olan ilev (doann
hoyratlklarn gidermek, yazgnn ve lmn zalimliine altrmak,
insann, ortak yaamdan grd zararlar telafi etmek) vardr; birincisi
en az yarariis olarak ortaya kar: Bir kez yaratldktan sonra doa ancak
kendi i gerekliliklerine boyun eebilir; kincisi en az kesin olandr: ...
Belirsiz ve ho olmayan bir duygu, bizi, bunun, insan trnn skntsna
ve aknlna are olmasnn mmkn olmad konusunda uyarr...
Antikan en donanml halk, Moiralann^\ tanrlarn zerinde yer ald
ve bizzat tanrlarn kadere boyun edii konusunda belli belirsiz kuku
duyar (a.g.y., s. 47); yleyse uygarlkla birlikte nem kazanan nc
ilevdir. Dinin hammaddesi her zaman, insanln ilk zamanlarnda
olduu gibi insann da kendi ocukluunda iinde bulunduu aresizlik
anlarndan oluur (a.g.y., s. 44-49), ama uygarln reetelerini srdr
mek, insann temel grevi haline gelir o kadar ki bu reetelere tanrsal
bir kken atfedilir. stn bir zek evrene ve toplum ile bireyin yazgsna
hkmeder, iyinin ve dorunun tanmlanmas, yaamn acmaszlklarnn,
lmden sonraki yaamn esizliiyle giderilecek olmasn kapsar. Bizim
uygarlmzda ilkel zamanlarn tm tanrlar tek bir tanrsal figrde
toplanmtr. Tek Tanr dncesi, gizli bir biimde de olsa tm tanrsal
figrlerde bulunan babalk ekirdeini (nucleus) (s. 51) ortaya karr;
bu adan, tanrnn balangta baba olarak alglanmasna bir geri dn
ifade eder. Bu ekilde, her birey ile onun, herkesin de Tanrs olan. Tanrs
arasnda kiisel bir ba oluturur; Tanr artk tek olduuna gre, insann
onunla ilikileri, ocuun babasyla ilikilerinin itenliini ve younluunu
yeniden kazanabilirdi (s. 52).
Bataillen da, hareket noktas, dinin soyktnn ne olabilecei
konusunda ince ve sezgisel bir analizdir. Ama olduka kiisel bir biimde,
bu soyktn, onun farkh etaplarn dinin evrimci emasnn genel
olarak temelini oluturan deer yarglarna tamamyla zt ifadelerle
deerlendirerek ortaya koymaya giriir. Bergson, Les Deux Sources de la
morale et de la religionda (Ahlakn VeDinin ki Kayna'^'^) bu emay, onu
eylerin ve eylere ikin olan niyetlerin temeli haline getirerek, ok iyi
zetler. Kaynaklarn ya da pnarlarn kenarlarna yerleen belirsiz ken
dilikler, ortaya ktklar yerlerle zdelemi ilk ruh biimleridir. Tanr,
ilk bata, bu ruhlardan farkl olacaktr; Blnmeden payladabilecek, bir
ad ve bir kiilii olacaktr, buna karn binlerce ormann ve kaynan
ruhu ayn modelin rnekleridir (s. 189). ok bireysellemi tanrlarn
ortaya kmasyla birlikte, ruhlarn kendileri de bir kiilik kazanrlar;
Bunlar aa tanrlar olacaklardr. Btnyle dnldnde, tanrlara
doru ilerleyi uygarln ilerleyiidir; Gerekten ilk olan dinsel temsil
bir varlk ya da bir nesneden daha ok bir etkin mevcudiyetin, bir
78 PAGANZMN DEHASI
13) Yunan mitolojisinde kader tanralar, (.n.)
14) Trkesi: M. Mukadder Yakupolu, Dou Bat Yaynlar, 2004.
SESSZLKTEN YANILSAMAYA 79
edimin temsiliyse, ruhlara inan, kkene ok yakndr; tanrlar, ancak,
ruhlarn sahip olduu saf ve yaln tzlk, bu ruhlardan herhangi birinde
kiilik mertebesine ykseldii zaman ortaya karlar. Ayrca bu tanrlar,
ruhlann yerini almaz, onlarn stne eklenirler. Ruhlara tapnma... halk
dininin temeli olarak kalr. Ulusun aydnlanan kesimi, tanrlar ruhlara
tercih edecektir ve oktanrcla doru gidiin, uygarla doru bir
ilerleyi olduu sylenebilir (s. 198). Ayrca Bergson, ya baka tanrlar
kendilerine eken -Msrl gne tanrs Rann, Amon-Ray oluturmak
iin Teb tanrs Amon ile birlemesi gibi- ya da ilevleri ve nitelikleri
kendilerinde toplayan -birok farkl ilevini (Zeus konuk etme devleri
ile megul olduunda Xenios, antlar tasdik ederken Horkios, yalvaranlar
koruduunda Hikerios vb. olur) birbirinden ayrmak iin isminin yanna
deiik sfatlar konulmas gereken Zeus gibi- belirli bir saydaki tanrnn
gitgide artan karmakln bu tip bir evrime balar. Bu tr bir birlemenin
ve ilevleri kendinde toplamann, tanrlarn ok greceli karakterine zt
olduu sylenebilir ama bu, Bergson tarafndan ileri srlen emann
gerekliini kendi bana geersiz klamaz.
Bize yle geliyor ki, Bataille, tm deer yarglarn bir kenara koyup, bu
emay dlamam ama farkl terimlerle aklamtr. Onun iin ilk srada
gelen, sreklinin ve ikinliin dnyasdr; Suyun suda kendinin farkna
varmas gibi hayvan da dnyada kendinin farkna varr; Bataillem dedii
gibi bu itenlik, insan bilinci onu dinde bulmaya kendine ama edindii
andan itibaren kesin olarak kaybolur; Oz, kaybolan itenliin aran
mas olan din, tmyle kendi bilinci (conscience de soi) olmak isteyen
ak bilin abasna indirgenir; Ama bu aba bounadr, nk itenlik
bilinci ancak, bilincin, artk, sonucu sreyi ieren bir ilem olmad
dzlemde, yani ilemin sonucu olan akln artk verilmedii dzlemde
mmkndr (1973, s. 77). Balangta ortaya kan tam tersidir. Bataille,
tm halklarn, Yce Varl phesiz tasarlam olduunu syler, ama
ilemin, sanki sreklilik duygusunun ok gl olduu bir zamanda
gereklemi gibi, sanki varlklarn ve dnyann hayvansal ya da tanrsal
sreklilii, beceriksiz bir biimde ilk kez nesnel bir bireysellie indirgen
meye allarak, balangta snrlanm, zayflatlm gibi (s. 47) her
yerde baarszla uradn (s. 46) ekler, insan bilinci, nesneleri ayrk
olarak konumlandrmaya ve eylerin dnyasyla uramaya balad andan
itibaren, dinsel adan bir elikinin iine der. Bu eyleri tanmak istedii
andan itibaren, itenlii ve yaln haliyle hayvana zg olduunu varsay
mak zorunda olduumuz sreklilik duygusunu kaybeder. Bununla birlikte,
yine eyler (farkl, ayrk) dnyas ile sreklilik duygusu arasndaki bu zdk
nedeniyle, bu sreenlik yeni bir anlam kazanr; hayvan iin baka hibir
eyden fark olmayan, onda ve onun iin mmkn olan yegne kiplik olan
sreenlik, insanda, kutsal olmayan aracn (sreklilii olmayan nesnenin)
ksrlnn karsna kutsal dnyann tm ekiciliini koymutur (s. 47).
O zaman, kutsal olmayan dnyann aydnlnda, gerek olanla (cisimler,
bir cisme sahip olanlar olarak insanlar, bitkiler, aralar) tanrsal olan (mad
di gereklikle -lm, hayvanlar, bitkiler- ilikileri belirsiz olan ruhlarn
hiyerarisi) arasnda bir kopu gerekleir. Dinin tm ritel seremonileri
bu ztl azaltmay amalar. Tanrlar ve mitler dnyasna ait olduunu
ileri sren kurban edici, eylerin dzenim kurbanndan ekip karr; onu
ikinlie, lmn, yaamdan fark olmad bu yzden diren grmeden
istila ettii bir dnyaya, eylerin dnyasnn temeli olan zamann artk
anlamsz olduu bir dnyaya kavuturur. yleyse kurban edici, kurbanna,
ikinlie geri dne en yakn olandr. Genel olarak, bir varln lm,
bakalarnda gzyalarna yol ayorsa, bunun nedeni bir zntden daha
ok, dorudan doruya, kendi itenliinde kavranlan ortak bir yaama
dair derin bilintir (s. 65).
yleyse kurban eylerin dzenine saldrr. Bataillea gre, bu o kadar
dorudur ki lks olan (lks, nesneyi meydana getiren almay, faydadan
yoksun brakarak daha nce ykmtr) deil ie yarayan kurban edilir.
enlik ayn sorunu zmeye akr; bir ey olmakszn insan olmann ve
hayvansal uykuya geri dnmeksizin eylerin snrlarndan kurtulmann
olanakszlnn yol at daimi soruna, enlik snrl bir zm getirir
(s. 72). Bir anlamda, eylerin dzenine zg, enlik zamannda ortadan
kalkan farkllklar yadsr; kaosa, esriklie, ar cinsel elenceye kadar
varabilir. Ama iki adan eylerin dzenine bal kahr. Gerek bir birlik
iin faydal ilerin dzeninde ayrcalkl bir yer igal eder. Gerek amalar
vardr, etkili bir ilem olma iddiasndadr; ritleri, rnein tarlalarn ve s
rlerin verimli olmasn amalar; enlik, ikinlie gerek bir geri dn
deildir ama birbiriyle uyumaz zorunluluklar arasnda dosta ve sknt
dolu bir uzlamadr (s .75). enlik, baka kipliklerde (sava ya da insan
kurban edilmesi) olduu gibi, insan bilincinin yolunu kaybettii dngy
krmay baaramaz; nsan, varln bilmeden sahip olduu eyi, belli
belirsiz itenlii kaybeden hatta dlayan varlktr. Bilin, iinde tuttuu
sknt veren eylerden kurtulmasayd uzun sre ak hale gelemezdi,
ama ak bilincin kendisi, yitirdii eyin aray iindedir ve onu bulmaya
yaklat lde yeniden yitirmek zorunda kalr (s. 77).
80 PAGANZMN DEHASI SESSZLKTEN YANILSAMAYA 81
Dinin evrimi eyleri dzene koymaz. Balangtaki tasarmda ikin
kutsallk, insann ve dnyann hayvansal itenliine gre dzenlenir (s.
45); akln ve ahlakn ilkeleri st kapal bir biimde eylerin ve eyler
arasndaki ilikilerin kutsal olmayan dnyasna baldr. Kutsaln kendisi
blnr; Ak ve zararsz kutsallk, kara ve zararl kutsalln karsnda yer
alr ve bunlardan birinin ya da dierinin niteliine sahip tanrsallklar ne
aklcdrlar ne de ahlaki (s. 96). Tersine dalist evrimle birlikte gerek
aknlk ortaya kar; Tanr aklc ve ahlakidir, zararl kutsallk kutsal ol
mayan tarafa atlr. Dalist anlayn insan, itenlikten, bu itenlie ritler
gerekletirerek en azndan zaman zaman yaklat grlen arkaik insann
olduundan daha kkten bir biimde uzaklamtr, buna karn ahlakn
hkimiyeti altnda, iten dzenin geri dnn salamaya ynelik tm
ilemler aslnda gerek dnyann gerektirdii ilemlerdir (tanrsalln,
eylerin dzeninden koparld iin, ancak kendisinin mahkum ettii
yolla [iddet] tanrsal kald savndan yola kan Battaillen tanrsalln
kurban edilmesi konusundaki analizinin ortaya koymak istedii budur;
Sonunda, kurtulu insan, eylerin dzeninin ilkelerini iten dzenin
iine sokmu ve bunu, bu retici dzeni i dzenin yok edici ykmlarna
tabii klmaktan daha ok yapmtr[s. 112]).
Bu koullarda, kendi bilinci ne olabilir? Bataille, toplumsaln ve bilin
cin kaynana yerletirdii elikinin snrn geniletir. Bilim, itenliin
ve gerein ayrlmasn tamamlar; ama bylece, insann kendi kendinden
uzaklamas srecini de tamamlar; Buna kout olarak, bilincin ve etkinli
in ilerlemeleri, iten dzeni, artk yalnzca uzayp giden gevelemelerle
(s. 127) tasvir edilmeye indirger. yleyse sorun (dinsel sorun), bilimin
nesneleri aydnlatmak iin gelitirdii lambay zerine tutarak iten dze
ni, gerek dnyann doallna kavuturmak ve gerek insann otoritesi
altna yerletirmektir (s. 128). Ama bu ilemin sonucu olan elikiler
(tanrsal yaamn dolayszl, bilincin gerektirdii zaman), onu, nesnel
ifadeyle, bilgisizliin (non-savoir) dorulanmasna mahkm eder. yle
grnyor ki Bataillen kar kt ey, dinlerin (araclk dinleri ya da
arkaik dinler), eylerin dzeninden, aslnda bu eyleri bozan dzeninden
kurtulmaktaki gszldr. Dinler, kurban ve enlikle geici olarak ve
ksmen yok ettikleri, itenlik ile eylerin dzeni arasndaki elikiyi baka
hibir zaman yok edememiler, her zaman ncelikle kendi istikrarlarn
salamlardr; Bataillen kafasnda canlandrd itenlik, hayvanlk an
layndan geerek insana ulasa da, bir anlamda, bu dinlerin her zaman
kltr tarafnda kaldn syleyebiliriz; son haddinde, itenliin ak
bilinci, bireyselliin kaybediliidir: Ancak bireysel perspektifler yadsnrsa
birey dncesi varolabilir ve bu yadsma dncenin ilemesinin tek k
yoludur diye yazar Bataille, ama, bireyi, ilikiden yani teki ile zorunlu
olarak bir arada bulunmadan ayr olarak dnmenin imkanszln
belirtmez: Ortaya koyduu, daha derin bir biimde, daha ok bir bilincin
bilincinin olanaklldr. Ak bilin, itenlii, ancak karanlkta yeniden
bulacaktr; bunu yapmak iin fark edilebilir aydnln en yksek seviye
sine ulaacaktr, ama bu aydnlk zirvesi, onu ancak -iine girecei- dn
yann derinliindeki hayvann karanlna (s. 133) gtrecektir. Bataillen
iddias kesinlikle trajiktir; bu trajiklik, ncelikle, anlam dorudan arzulama
ile bilginin yava yava olumas arasndaki zorunlu kartla baldr. Tm
pozitivizmlere ve bilimciliklere kar, Bataille, anlamn ve bilginin hete-
rojenlii konusunda srar eder; her ne kadar Freud, Nietzscheden daha
belirsiz ama en az onun kadar etkili bir biimde kurumsal yanlsamann en
deiken grnmlerim altst etse de, Bataille bu tutumuyla, Freuddan
daha ok Nietzscheye yakndr. Bataille, sanki bilincin yalnzca bir rasdant
bireyin de yalnzca bir yanlsama olduu huzur dolu bir dnya imgesine
kadanamyormu gibi, bir tr ift paradoks nedeniyle, kibirli (egemen)
sessizlik arzusu iinde yine de ok yalnz kalr: Bireyi, ey ve itenliin
yadsnmas haline getiren bu Din Kuramnn'^(Thorie de la religion) temel
paradoksu, kukusuz bir gszl ortaya karr, ama bu gszln
l, en derin sessizliin habercisidir (s. 20).
Bataillem hareketi, artk hibir eyin sylenemedii noktaya doru
iten bir dnmden ileri gelir; bu hareketle, ama trajik bir biimde bi-
linmezci bir kiplikte, Bergsonun, dinamik dinin ve mistisizmin kkenine
yerletirdii yaama sevincinin kaynana doru geriye dnk bir hareketi
anmsatmamas mmkn deildir. Nietzschede hi de byle deildir;
onun iin, dinin ve, bunun tesinde, hakikat dncesinin aklanmas,
bireyin bir tr st-tanmlanmasna ya da kendi yalnzln ve kendi ak
bilincini isteyen bir tr st-birey tanmna yol aar. nsanlk tarihi, korku
nun, ktmserlikten korkunun, hakikatten korkunun tarihidir; varoluun
dinsel yorumu, bu korkuya kar her zaman bir savunma arac olmutur,
bu. Par-del bien et maide en ok zerinde durulan konulardan biridir.
Tersine, dnrn esas grevi, dinsel hakikatin yadsnmasnn tesinde,
bilime inancn da metafizik bir inanca dayandn gstermek, hakikat
istencinin de bir dorulamaya ihtiya duyduunu (Gnalogie de lamo
82 PAGANZMN DEHASI
15) Trkesi: M. Mukadder Yakupolu, Gebe Yaymlan, 1997.
rale, s. 338) (bu adan en eski ve onun zamanna en yakn filozoflarla
eliir) hatrlatmaktr. Hakikat istencinin eletirisi; en Bilimin^^(Le Gai
Savoir) ve Gnalogie de la moralem dogru hakikate ok dkn dnre
verdii paradoksal grev budur. Bu grevin kendisi, yrtlmesi zor ve
her koulda, onu dnmeksizin yaayanlar iin uygun olmayan bir proje
olduu iin dnr yalnzla iter. Her ne kadar dnr dnyadan
vazgese de, bunu, dnyay tanmayan bir dindar olarak yapmaz; tam
tersine: vita contemplativanm yalnzln setiinde, dnyadan hibir
ekilde vazgemek istemez; onun iin vazgei, melankoli, kendi kendinin
ykm anlamna gelecek olan daha ok vita practicada direnmek zorunda
olmak olurdu: vita practica'dan, onu tand iin elini eker. Bu, onun suya
atlama, kendi zel sknetine ulama biimidir (Aurore, s. 237). Nietzsche,
bununla, hakikate ve onun en zalim sonularndan birine -kiisel, bireysel
toplumsal yaamn doal akm, bu yaamn baml klnd hakikat
kaygs ile uzlatrmann zorluuna- meydan okumaktan ekinmeyen
Aristoteles, Rousseau, Schopenhauer gibi insanln byk dnrleriyle
ayn soydan olduunu gsterir: Byk dnrn en gzel erdeminin
parldad yer, genelde, bilginin insan olarak hi tereddt etmeden, ou
zaman utanarak, ou zaman kmseyici bir ironiyle ve glerek kendi
kendini ve kendi yaamn feda etmesine dayanan ruh bykldr
(a.g.y., 243). Ne var ki Batailleda olduu gibi Nietzschede de en artlm
hakikat kaygsnn sonu, en derin sessizlie, Pascaln korktuu ve yalnz
zihnin, kendi lmnn yanks olarak alglayabildii sessizlie varr: te
deniz ve ite ehri unutabiliyoruz... Ah, sessizlik hl ok derin, yreim
yine kabaryor: naif bir hakikatten korkuyor, o da sessiz kalyor... Sz,
hatta dnce dayanlmaz hale geliyor; Her szcn arkasnda hatann,
imgelemin, yanlsamann ruhunun gldn duymuyor muyum? Ac
nacak halimle alay etmemeli miyim? Alay etmemle alay etmeliyim? - Ah
deniz! Ah akam! Sizler kt statlarsnz! nsana, insan olmay brakmay
retiyorsunuz. nsann kendini size brakmas m gerekiyor? Sizin u an
olduunuz gibi, soluk, ltl, sessiz, korkun, kendi iinde dingin olmas m
gerekiyor? Kendinin stne kmas m gerekiyor? (Aurore, s. 229-230).
Freud, eer birey, insan doasna kk salan zorunluluklara eklemlenen
kltrel zorunluluklar sisteminden yahtlrsa bireyle ilgili olarak hibir
ey sylenemeyeceini ok iyi bilir; nsan, ilk yllan boyunca, cinsellie
bal zihinsel bastrmann dnda, dine bal zihinsel bastrmann ve on-
SESSZLKTEN YANILSAMAYA 83
16) Trkesi: Ahmet nam, Say Yaynlar, 2003.
dan kaynaklanan, ebeveynler ve eitimciler karsmda sadk (loyalist)
zihinsel bastrmann etkisi altnda kald srece, bu insann gerekte ne
olduunu tam olarak syleyemeyiz (s. 130-131). Buradan yola karak,
bireyi yalnzca bir arzunun yanlsamas olmaya indirgemek, kukusuz
Freudun gerekten asla atmad ama bazen tasarlad bir admdan
baka bir ey deildir. Yanlsama, bir hata ile ayn ey deildir ve zorunlu
olarak bir hata deildir. Bir inan, bir arzunun gereklemesi bu inancn
geliimine yn verdii zaman bir yanlsamadr. Yanlsama, insani arzular
dan trer ama, hezeyann tersine, gereklikle zorunlu olarak elimez.
Din en azndan bir yanlsamadr, nk insanln en eski en gl
arzularnn (bilindii gibi bu arzular, Freuda gre, insann, ocukluktan
karken, ocukluktaki aresizliinin, babasnn korumasna ramen, tm
yaam boyunca sreceim bilmesi ve bunun, ona daha gl bir babaya
gereksinimi dayatmasna baldr) gereklemesini salar; yleyse, din,
hi kukusuz, bir hata deilse bile bir yanlsamadr: rnein, alt taba
kadan bir gen kz, bir prensin evlenmek iin gelip kendisini bulaca
yanlsamasna sahip olabilir. Oysa, bu mmkndr; buna benzer baz
durumlar gerekten olmutur. Mesihin gelmesi ve altn a balatmas,
ite bu daha kk bir olaslktr: Bu inanc deerlendirmesi istenen kii,
kiisel tutumuna gre, bu inanc, ya bir yanlsama ya da bir hezeyan olarak
deerlendirecektir (s. 85). Nietzschenin uzak durmay nerdii ama
tarznda ve dncesinde kendini gsteren dokunakllktan, olabildiince
anlalabilir olmak iin kanan Freudun yaklamnn sonu btnsel bir
nihilizme varr. Dine bal zihinsel bastrma, bir bireyde grebileceimiz
her eyi barndran grnte bir bireysellik geliimine yardm eder:
Freud iin, bu bireysellik bir yanlsamadan ileri gelir. Ama UAvenir dune
illusionun VI I . blmnn bandaki iki ksa sayfada, kltr oluturan
her eyin yanlsamadan kaynakland varsaymn ileri srer: ... ok
deerli olduunu ileri srdmz ve yaammza egemen olmalarna
izin verdiimiz dier kltrel deerlerde benzer bir nitelikte deiller
midir? Politik kurumlarmz dzenleyen ilkelerin de yanlsama olarak
nitelendirilmeleri gerekmez mi? Uygarlmzda, cinsiyetler arasndaki
ilikiler, bir erotik yanlsama ya da bir dizi erotik yanlsamayla bozulmu
deil midir? (s. 90-91). lk anda, akl yrtme ve bilimsel yntemler
erevesinde ele ald bu pheyi, Freud dlamaz (Kaygmzn yok
olmayacan ve bu kaygnn bizi, phe ettiimiz eyi en azndan ksmen
dorulamaya gtreceini hissediyoruz s. 91) ama onu aklama iinden
kaytarr (.. .bu sayfalarn yazar bu kadar byk bir ie kalkmak iin ge
84 PAGANZMN DEHASI
rekli aralardan yoksundur, almasn, bu yanlsamalardan yalnz birini,
dinsel yanlsamay incelemekle snrlandrmak zorunda hissediyor - s.
91-92). Bununla birlikte, eitim sorunlar konusunda, Freud, kusurlar
dinsel eitim bittiinde de var olmay srdrecek insan doasna ynelik
ktmserlik ile onu, dinsel olmayan bir eitim deneyiminin girimeye
deer olduunu dnmeye iten isteni iyimserlik arasnda gidip gelir. Bu
iyimserlik, onun iin, insanlarn igdlerinin etkisi olmakszn (s. 145)
yine de direngen ve kesin olarak, her zaman dinlenilen akln (intellect)
iyimserliidir. Bilim, bugnk anlamyla dinin tersine, teselli etmeye -ki
bu yanlsamann temelidir- almaz (Freud ve Nietzsche bu konuda da
ayn dilden konuurlar). Eer bilim bir yanlsama deilse, eylerin gerek
doasnn gzmzden her zaman kaacan dnenlerin onun bana
kakt znellikten belirli bir lde uzak olduu iindir. Psiik aygtmz,
tmyle, d dnyay kefetmeye ve bylece ona uyum salamaya al
arak gelimitir: Bu, bir yanda bu psiik aygt, bu dnyann bir paras
haline getirir, dier yanda da, bilimin sonularnn hem psiik dzenimiz
hem de onu etkilemi olan eyle koullandn bilerek dnyay kefetme
tutkumuzu merulatrr. Bu grecelilikten kan, evrenin doas sorunu
pratik faydadan yoksun bo bir soyutlamadr. Bilime inan, bu usa yatkn
ve greceli inan, esas amac her zaman gerekten pratik sonularla ilgili
olmayan bir eitimin bu pratik sonularna (Tanrdan ya da toplumdan
daha ok, avutma ve alma ile ilgiHdirler) bal insanlarn hepsi iin
ayn olmadn Freudun ok iyi bildii bir tr ahlaki kahramanlkla ikiye
katlanmaldr. Dinsel yanlsamay gerekten yadsmak iin, kaderi kabul
etmek, lme boyun emek, enerjiyi dnyadaki yaama younlatrmak
gerekir; bireyin bu program kabul etmesi iin, son bir pheyi daha alt
etmesi gerekir: kukusuz bilime, ama ayn zamanda insanla inanmak.
SESSZLKTEN YANILSAMAYA 85
Deniz ve gece kt eitmenlerdir diye haykrr Nietzsche: Birey orada,
kendi hakikatinden bir ey sezmekten daha ziyade bir an (bireysel sezginin
ancak kavumayacak biimde yaklat yakalanamaz an) tm gerekli
inin bozulduunu grdn sanr. Dinsel deneyimin, Bataillen bize
bahsettii itenlik deneyiminin znde olan d krkl, saf bireysellik
anlaynn imknsz ve kesinlikle akl almaz olmasndan kaynaklanr.
Bireyi sadece ilikisel anlamda tanmlayan pagan dnce bunu gsterir,
o ekilde ki, tm kurumsal ark, tekine maddi, dnsel ve varolusal
baml olma grgsnn bilincine kendi kendine varan ve ayn zamanda
onu karmaklatran ve genileten ocukta gitgide gereklenir. Hristi-
yan dnce, ve daha genel olarak tm mistik dnceler, kendilerine
ramen, bir ekilde bunu gsterir: Bireyselliin mutlak kimlii ancak
Tanryla dorudan ilikinin yalnzlnda (bu adan gerek birey azizdir)
anlalabilir ve deerlendirilebilir, ama bu yalnzln kendisi dzenlenmeli
ve yaplandrlmahdr; tarikatlar, manastrlar ve hatta en yalnz inzivalar,
bunlarn hepsi hem maddi anlamda hem de dnsel anlamda toplumun
geri kalanyla ban yine de tmyle koparmayan kk toplumlar mey
dana getirirler ya da toplumsal izler tarlar.
Burada, kendine dnk dncenin paradokslan ortaya kyor, srala
nyor ve kendini hissettiriyor. Nietzschenin itibar gsterdii ve Bataillen
hogryle bakt pagan dinlerdir: nk, bu dinler, Nietzscheye gre.
Tanrsz dinlerdir ya da, en azndan Douda, Tanrsz bireyin bir soyk-
tnn koullarn yaratrlar; nk, Bataille asndan, bu kutsallk
anlaylarnda ahlakn egemenliine yani balangtaki hayvansal yapdan
yeni bir kopua yer olmad iin sreklilie ve itenlie daha yakndrlar,
bununla birlikte geri dndrlemez bir biimde yok olmulardr. Pagan
oktanrclklarnn tanrlar pheli ve belirsiz bir yer igal ederler. Dinsel
antropolojilerin byk ounluunun ak ya da kapal evrimciliinin
nerdii gibi, bu dinleri, bireyselleme (tanrlarn ve insanlarn) ve eyler
dnyasn kuatma yolunda, sonu, bir yanda tektanrcla, dier yanda
bireysel kimliin ve toplumsal organizasyonun beraberce dorulanmasna
varan bir aama olarak m grmek gerekir? Bergson, Freud ve Bataille,
aralarnda kimi farkllklar olsa da, bylesi bir emadan esinlenirler. Tam
tersine -ve phesiz Nietzschenin temel bir sezgisi olarak- tektanrclk
ve bireysel kurtulu dncesi dinsel olgunun yalnzca bir Yahudi-H-
ristiyan uzants olduuna gre, pagan dinlerin varolularnn, kesin bir
yok olu anlamnda deil de, metaforik ve arasal karakterlerinin gitgide
ortaya kmas anlamnda znde evrimsel olmayan olarak m grmek
gerekir? Son olarak, misyonerlerin dnyann her yerinde, Afrikada ol
duu gibi inde, Ewelerde olduu gibi Pigmeler nazarnda da azck da
olsa saygnlk kazandrmaya alm olduklar ve tanrlar, -bazen imge-
fetilerin hiyerarisinde bir dzen dncesi ve bir ilkeyi hatrlatacak bir
ey grlebilse de- belli belirsiz, soysuzlam ve tek Tanrnn yanna dahi
yaklaamayacak bir figr haline getiren, vahiy edilmi din dncesine
bal ilkel tektanrclk varsaymn dierlerinden daha pheli ya da daha
arptlm olarak m grmek gerekir?
86 PAGANZMN DEHASI SESSZLKTEN YANILSAMAYA 87
Bu tr anlay yaplan, kukusuz, bizim iin ayn deeri tamazlar;
evrimci varsaymn, hem ileriye doru trevindeki hem de, otomatik
olarak insani bilimlere uyguland zaman sz konusu olan geriye doru
trevindeki hatalarn ya da gevekliklerini, grnte en kesin olan ama
en az eletirilen yanlanna kadar geniletmenin phesiz zaman gelmitir. Az
nce bahsettiimiz. Siyah veya San insanlar, ancak, onlann ok saydaki
tanrlannn znde tek Tanrya bir referans bulduklar iin Hristiyanlar
kadar insan olarak grebilen misyonerler iin ok deerli olan geri evrim
emasyd; abalar bize ok bounaym gibi grnyor; Hristiyanl, Af-
rikall ve Zencilii tek bir yrek ve tek bir ses haline getirerek Afrikann
saygnln koruduuna inanan, kara ktann dinsel geleneklerinde Eski
ya da Yeni Ahitten bir ize tam olarak rasriamayanlann rk ya da, daha
kibarca, etnikmerkezci olduundan phe etmekte gecikmeyen -ironinin
zirvesi- birka Afrikal rahibin retorik yapmacklklar da bounadr. Bu
bounalm ok basit nedenleri vardr; sz konusu tektannclk ve ok
tanrclk olduunda, sorun, bir Tanrnn varoluu ya da zaman zaman
antnlan birletirici bir ilke deil (byle olsayd. Eski Yunan tektanrc
olurdu, ve, tersi anlamda, Hristiyanlkta oktanrcln izlerine, kalnt
larna, iaretlerine ya da geleneklerine, ksacas ondan kaynakl her eye
rastlanabilirdi) daha ok, ve esas olarak, birey insann bu tek Tanr ile
ilikisidir; Hristiyan tektannclk, bireysel kurtulu dini olmasndan dolay
pagan oktannclklarnn kartdr. Hristiyanlk ve Paganizm, birbirinden
ayn ve badamaz iki antropoloji tekil ederler. Her biri saysz (Montaignein
Apobgie deRainumd Sebondda [Raimond Sebondun vgs] rnein ruhun
tanm ve yeri ile ilgili olarak dkmn yapt bireysel varsaymlar kadar
eitli) kiplie sahip olabilir ama birbirinden kkten bir biimde farkl iki
yne gre dzenlenirler: Pagan birey iin tek Tanrnn varoluu yoktur ve
daha soyut terimlerle, bunun tersi de dorudur.
Bu farkldk, dinsel olgu ile ilgili her trl geri evrimci ya da evrimci
okumay, bu okuma by ile dini ayrdnda bile, engeller. Bu ayrm,
daha nc grld gibi, ncelikle, bynn esas olarak tekilerin dini
olduunu dnenlerin iidir. ok basit bir aklama zerinde duralm:
Her trl dinsel inantan koptuuna inanan, doduu andan itibaren
tektanrclar arasnda olanlar, tekilerin dinlerinin (ve daha ok, doal
olarak, tektanrc olmayan dinlerin) kendilerinin artk benimsemedii
dinle ayn nitelikte bir dinsellie sahip olmad (ksaca daha az bir
dinsellie sahip olduu) dncesini, deneyimsizliin de yardmyla, hi
phe duymadan kabul ederler nk ocukluklarnn etii ou zaman
lerine ilemitir. Oysa, grme anslar olursa, bir pagan seremonisi
gsterisi, bazen kimileri iin gerek bir vahiy olur: Kurbanlar, riteller,
erginlemeler gerek seremonilerdir; dualar gerek dualardr; tarlasndan
dnm bir kyl olan Minah bir din adamnm, voduya. sungusu, bir
yanda, eletirel gzlemcide bir din kardg izlenimine ok az yol aar,
dier yanda ise, evrimin anlamyla ilgili tm genel speklasyonlar soyut
gevezeliklere kendiliinden indirgeyen bir yetkinliin (kimileri iin bir
eksiksizliin) kantdr. Bu gsterinin gc, her eyin beklenilenden farkh
olduunun anlalmasnn yol at bir ekim etkisiyle, hem dini kendine
i edinmi insanlarda hem de dine ok uzak olduuna inanan kiilerde
beklenmedik deiimlere yol amak iin yeterli olabilir. Dou dinleri kipi
ya da, daha geni anlamda, Avrupa ve Amerikadaki insann dedii gibi
egzotik anlaylar kipi kukusuz, rkln artmasna kout olarak, benzer
bir srpriz ve ekim etkisinden doar.
Hristiyanlk ve paganizmin, karlkl antropolojilerine gre ben
zerlikleri de kartlklar da olabilir ve burada sz konusu olacak olan
pagan antropolojisidir. Yine de pagan antropolojisini ne ok geni ne de
ok dar anlamda almak mmkndr. oktanrclklarda ortak olan ey,
onlar kimi temel alardan tektanrclklara kart yapan eydir: yleyse
oktanrclklarn somut eitliliini baz genel ilkelere indirgemek sz
konusu deildir ve ayrca incelemekte olduumuz rneklerin ksmi ve
snrh karakterinin de bilincindeyiz; bununla birlikte, bu ortak farkllklar
vardr ve bu farkllklar, zorunlu olarak bir toplum tipinin bir dierine, bir
pratik tipinin bir dierine indirgenemez farklklarna deil de retisel
(bu terimi Hristiyan retisine gre almak gerekir) farkllklara gnder
me yaptklar iin, onlarla ilgili mmkn olduunca ayrntl bir dnce
ortaya koymak gerekiyor. Hzh hareket etmek iin, paganizmin, bir kalnt
biiminde ya da Hristiyanln etkisinin azalmasnn bir sonuca olarak
deil, tamamen antropolojik boyutu nedeniyle Hristiyan toplumlarda
gncelliini koruduunu syleyeceiz. Pagan dncenin bu gncellii
ya da kalcl, bize yle geliyor ki, bireyin, tekine referans olmadan ve
zdeleme figrleri olmakszn kendi kendisinin dnce nesnesi olma
snn imknszlna baldr, ilikinin -ki onsuz insann ne bir kimseyi ne
de kendi kendini dnmesi mmkndr- tanmlanmas gerekir, bunu,
ortaya tam bir ilevsel paylam kmakszn, toplumsal ilikilerin (bireyin
tanmnda nceden bulunan dnlm ilikiler ama ayn zamanda do
urmann gerekliinde nceden bulunan yaanm ilikiler) ve tanrsal
figrlerin ezamanl tanmlanmasnn gereklilii takip eder: teki insan
88 PAGANZMN DEHASI SESSZLKTEN YANILSAMAYA 89
kimliin saptanmas ilkesidir de (bir soya ait olmak ve kaltm, kimlik
aralardr) ve tanrlar, koruma, kollama, tanmlama rollerinden bamsz
olarak (kahtm yolu aktanmla gitgide olumu ya da yle olmayan bir klte
aitlik kukusuz bireysel kimliin oluturucusudur) elbette dierleriyle
ilikinin aracs ilevini de grrler. Pagan dncenin evrensellii kolayca
kabul edilse de belki her simgesel dncenin pagan olarak nitelenmesine
itiraz edilecektir. Bu itiraza iki yant verilebilir: Pagan dnce (ya da tam
olarak burada ele aldmz unsurlar), yapsn ve ileme biimlerini, bura
da uzun incelemelerden sonra, bulmay deneyeceimiz bir vahi dnce
olarak deil, pratik bir dnce, kendiyle ve tekiyle bir iliki biimi olarak
bizim iin nem tayor; ve ada bat toplumunun pratiinde kendiyle
ve tekiyle ilikilerin, Hristiyan modelin titiz bir uygulanndan daha
ok pagan mantktan izler tadn belirtmek nemlidir.
Pagan antropolojileri, en azndan, kozmoloji ve sosyolojide bir kopuk
luk olmakszn devam ederler: tekiyle ve kendiyle iliki, doal olarak
her metafizik ya da ahlaki tasarmdan nce de doal olarak vardr ve
bu nceden var olma durumu, etnologlarn kii kavram dedii eyin
mantksal bir uzants olarak oluan tm sistemlerde kolayca grlebilir.
Bu sistemler felsefi kuramlar deil, baz uzmanlarn gelitirdii ve doal
olarak ilettii ama sosyolojik adan dinsel trde bir varolu olan, dnyevi
oluumlar, insanmerkezli yaplardr: Herkes tarafndan bilinir ve speklas
yona meydan vermezler - bununla birlikte, insanmerkezliliklerinden ve
zlerinde var olan materyaUzmlerinden dolay, bireysel ve kolektif kltlerle
olduu kadar toplumsal yaamla ve ekonomik yaamla da ilgilidirler. Her
insani pratie anlam veren, onu snrlayan ve zamana (kozmogoni ayn
zamanda bir antropogonidir) ve uzama (barbarlk kabul edilen toplumsal
ilikilerin snrlarnda balar) yn veren bu sistemlerin her birinin merke
zinde, bir birey (ayn zamanda onun grecelilii ve ilikileri) dncesi,
tm farkllklarn ve tm zdeliklilerin tanmlanmasnn hareket noktas
olan bir mikrokozmos bulunur.
Artk, din etnolojisi kategorilerinin, olmak ve olmamak arasndaki
insani snr zerine iednk ve sistematik bir biimde akl yrten
Nietzsche ve Bataille gibi insanlarn syleminde nerdeyse kendiliinden
yeniden ortaya ktklarn grmek artc deildir; tersi anlamda, farkh
dinsel aktrlerin tanrlar, kahramanlar ve insanlar- incelenmesinin,
bize, sonunda, bireyselliin snrlar ve anlam zerine srekli olarak
akl yrtmek iin her zaman yinelenen bir frsat olarak grnmesi de
artc deildir.
II
Pagan Figrler
Tanrlar ya da Doann Keyfilii
4
Hibir ey, tanrlarn varoluunun, temelde doann insani bir dzen-
lenmesinin sonucu olduunu gstermez. Korkudan doan bir teogonia
hipotezinin bizzat kendisi mitolojik dnceye baldr ve dnceyi
egemen olunamaz treyi problemleri iinde hapseder. Ayrca, bu hi
potez, kiiler d olann kiiselden, gcn otoriteden bynn dinden
nce varolduunu keyfi olarak ileri sren evrimci akm iinde, her yazara
zg nanslarla da olsa (Freud iin Tanrlar doayla mzakerenin bir
aracdr) yer alr. Bylesi bir emann keyfilii o kadar ortadadr ki tanrlar,
onlar gzlemleme imknna sahip olduumuz zaman, bu keyfiliin onlara
atfettii bireysel ve kiisel grnme brnmekten uzaktrlar.
Kutsaln retorii, dinsel olgunun birok analizinde egemen olan
ters ynde iki perspektif oluturur. Ya kutsal, zdeksel ve gzle grlr
biimiyle (animizm kuramnn ileri srd biimiyle) insanlarn yava
yava bir kimlik ve bir ehre atfettii tanrlarn hammaddesidir; ya da
esasnda dinsel sezginin ilk kayna olan kutsal, bugn hl burada ya da
baka bir yerde, kaybolmu itenliin gittike silikleen izi veya tarihine
(cennetten kovuluunun tarihine) geriye dnk bir anlam ve bireysel
varoluuna metafizik bir gereklik (kurtuluun gereklii) katan inam
aan insandaki bir ey olarak alglanr; Bu durumda, kat evrimciliin
bir gei figr haline getirdii oktanrclk, XV111. yzyln, insanlar
sz konusu olduunda dejenerasyon olarak adlandrd eyin sonucu
olarak tanmlanr. Bu konuda, Freudun, karmakark yzyllarn sonunda
bireylerin tarihi ve insanln tarihi arasnda Hristiyanlk tarafndan ileri
srlen dayanma dncesi (bireysel sevab misyonerin edimine, kiisel
kurtuluu insanln sann kendini feda etmesiyle kurtuluuna balayan
izlekler erevesinde) ile kendi iinde elimeyen, soyoluun bireyolula
zetlenmesi kuram karsnda olduu kadar Vahiyin evrenselliini iin
iine katmadan kkten bir biimde eletiremedikleri, ilkel dinlerle ilgili
kuramlar karsnda da, Hristiyan yazarlarn genel anlamda keyiflerinin
katn belirtelim. inde Hristiyan umudu kadar Bataille ktmserlii
de hissedilen nostalji, insanln iki aamas olarak dnlen byselin
ya da tanrsalln (numen) a ile tanrlarn a arasndaki devamlln
ancak tarihsel olarak ve tek bir anlamda okunabilir olduu evrimci bak
asna entelektel adan ok baml kalr.
Belki de din etnolojisi kendi Dumeziline sahip olmamann eksikliini
duyar ama bu eksikliin, Dumezilin bizzat kendi dncesinde olan ne
denleri vardr. Peder Tempels gibi bir misyonerin Afrika oktanrclklar
ile ilgili kark bir yargda bulunmasna olanak salam olan kiiler d
g konusunun, Eski Romamn baz tarihileri tarafndan da ele alnd
biliniyor. Georges Dumezilin (1966) La religion romaine archa'iquete (Eski
Roma dini) eletirdii ilkelciler bir ekilde, deus kavramn, Avust
ralya manasma da benzetilen numen" kavramnn gelimi ve kiilemi
haline dntrrler.
lksel deizmi savunanlar, rnein Mars ile ilgili olarak, onun olduka
ak bir biimde sava yann simgeleyen mzraklarnn ou zaman
kendi kendine titreyen (sponte sua) mzraklar olarak tasvir edildiini
gstermek iin belirli bir sayda metinden yararlanrlar. O zaman sorun,
ifadenin, szc szcne (bu mzraklarn gc, ve manas olarak)
anlalmasnn gerekip gerekmediini ve Marsn yalnzca nesnenin iine
17) Sz konusu olan, 1891 ylndan itibaren Piskopos Codringtonun, kiilere ya
da eylere balanan ve yapt ileme atfedilemeyecek sonularla ortaya kan g ya da
etki olarak tanmlad Avustralya manas ile Latince numen szcnn denk olduuna
inanan Latin dili ve uygarl uzman ve tarihiler ngiliz H. J. Rose, Hollandall Wagen-
voort ya da Fransz A. Grenierdir. Tm bu yazarlar, Dumezile gre, mana kavramnn,
5ai)j.cou (demon) kavramndan geldiini ileri sren Yunan dili ve uygarl uzmanlar olan
meslektalar ile ayn hatay yaparlar.
94 PAGANZMN DEHASI TANRILAR YA DA DOANIN KEYFL 95
girmi bir gcn edilgen yardmcs ya da ge ortaya km uzantlarndan
biri olarak gsteren bir kavrama gnderme yapp yapmadn bilmektir.
Tanr bu ekilde yava yava oluur ve kiileir; Marsn gemii nce
likle bilinsiz ama enerji, mana dolu bir mzraa uygundur; bu mananm
gc, insanlar mzrakta bir ruh olduuna inandrr; sonunda nesnenin
soyutlamas olan bu ruh, mzran, hem silah hem de simgesi olduu
tanr haline gelir.
Dumzil, tanrdarn douuna dair bu evrimci anlaya kar iki kant
getirir. lk nce, simgeletirmenin, her dnceye ve ister konuma ister
davran olsun her dile zg bir sre olduunu ve varlklar ile eyler
arasnda, eitliklerden daha ok benzerlik ve yaknlk ilikileri kurmakta
kullamidn hatrlatr. Tanrlar ilk Romallar tarafndan resmedilmemitir
(Vartoya gre sanatsal olgunluktan yoksun olduklarndan, Romallar bu
adan, Tacitus tarafndan anlatlan Germenlerle karlatran Dumzile
gre ise saygdan ya da tanrlar tasvirler iine hapsetme korkusundan) ;
klt yerlerinde ve kurbanlar vesilesiyle, farkl tanrlar, her birinin ilevine
ve niteliine denk den nesnelerle simgeledikleri kesindir; Vesta iin
ocak atei, grleyen ya da Lapis Jpiter iin akmakta ya da yldrm
ta, sava Mars iin mzrak. Dumzilin ikinci argman dizisi, onu
Romallarn numenini AvustralyalI larn manasndan ayrmaya iten ok
ayrntl dilbilimsel veriler zerine kurulur. Numen kelimesinin, bir tanr
isminin (Jovis, Cereris), tanrlarn isminin (deorum) ya da saygn bir insan
topluluunun isminin (senatus, populi romani) tamlayanyla birlikte kulla
nldn belirtir; numen, ba iareti, ba iareti yapma eylemiyle retilen
ey anlamna gelir ve her durumda kendine zg ve ayr bir istence denk
der. Romallarn Hint-Avrupal atalar deus kavramna daha nceden
sahiplerdi, daha ge bir dnemde numen kelimesine, tanrsal gle ilgisi
olmayan anlamn ykleyen Augustinusu yazarlardr.
Dumzil, Roma dininin baz ynlerinin, deizmin ilk rnekleri olduuna
dayanan yorumlara ya da dinamik olduunu ileri sren tezlere meydan
vermi olabileceklerini yine de gz ard etmez. Bizim ilgimizi daha net bir
biimde eken, Dumzilin, kendi nermesine koyduu snrla ulat bu
noktadr. ncelikle dinsel olgu konusundaki evrimci anlay eletirmedii
gibi ilk Romallara uygulanmasn da eletirmez; her eyden nce ilk Ro
mallarn, Amerika, Afrika ya da Melanezya ilkellerine benzetilmesine
kar kar. Dumzili etnolog olmad ve ilkellik kavramn Avustralyallar
hakknda, Romallar hakknda olduundan daha az eletirel bir biimde
kulland iin eletirmek sama olur: nemli olan Romallar hakknda
sylediidir. Ama almasnn kat erevesini aan baz nermelerde
bulunmakta tereddt etmeyen Dumzilin, ayn dine inananlarn -ayn
ada ve ayn toplumda olsalar da- ayn dinsel tutumu her zaman ser
gilemediklerini belirttiini saptamak nemlidir. Roma kltnn baz
ynlerini ve bu kltn ok genel, bu yzden de yanl yorumlara yol am
olabileceini aklayan bu saptama, Mircea Eliaden Les Techniques du
fegasndan (Yoga teknikleri) yaplan bir alntya dayanr. Bu alntda,
byselin ve dinselin ayn bilinte bir arada var olmasndan bahsedilir.
Mircea Eliade iin, erginleme merasimlerinde anlan en yce Tanrya
inanan Avustralyallar, bu Tanrnn hibir ekilde mdahale etmedii bir
by de icra ederler, tpk baz Hristiyanlarn kuraklk dneminde kutsal
imgeleri tamamen bysel amalarla kullandklar gibi.
Burada, bu hzl referansn gizledii sorularn nemi zerinde ayrnth
bir biimde durmak gerekir. yleyse, dinsel simgeselliin pratiiyle kar
mayan bu bysel tutum nedir? yleyse, gerekten dinsel olan klt ya da
gerek tanrlarla hibir ilgisi olmayan bu pratikler ve bu eteklikler nedir?
Cevap vermek zor deildir: aslnda bu cevap bize, bysel tutumun, sonu
olarak, din kavramn szc szcne almaya dayandn, buna karn
dinsel tutumun dini -bize aktarlan ifadeyle- simgesel anlamda aldn
gstermez mi? Dumzil, dinde kiisel tanrlarn paras olmayan her eyi
byye tahsis ettii iin, tpk dier bazlar gibi, bir ynde toplumsal ger
ekliklerin tasarlanmad (Dumzilin ilevi, eer yle denilebilirse,
tasarm ilevleridir) bir alan, dier ynde ise bysel pratiklerin (tarihsel
ve etnolojik inceleme yapanlar, bu pratiklere referans yaparak inandrc
olduklarn sanrlar) evrenini gzlemlemeye olanak salayan ift ynl
bir yol izler. Tasarm etkinlikleri ile pratik etkinlikler arasndaki bu ko
pukluk Durkheim ve onunda tesinde Robertson Smithe kadar uzanr;
bir yana, topluluun tanrlarnn kltnn paras olan ritleri, dier
yana da, hijyenik ve tbbi anlamda faydal formller olan bysel ritleri
yerletirir. Ama ayn anda iki ynde gitmek zordur. Mary Douglas Purity
and Dangerda, dinsel ritler ile bysel ritler arasndaki ayrmn salam
olmadn ileri srm olsa da, kuramcdar, dini, hem toplumu gsteren
hem de onun ilemesini salayan olarak grmeyi ve simge ile ilevi btn
olarak dnmeyi baaramadklar srece bu ayrmn, etnoloji ya da tarih
literatrnde u veya bu ekilde varln srdrme olasl yksektir.
Bununla birlikte, tannlar, hani baz kuramclarn hemen, kiiler d bir
gcn ikincil bir rn ya da tek tanrnn bir n figr haline getirdikleri
u tanrlar, dikkatli bir gzlemciye ayn anda hem dzen ilkesi hem de etki
96 PAGANZMN DEHASI
TANRILAR YA DA DOANIN KEYFL 97
arac olarak grnr. Bylece, bu tanrlar, onlar inceleyenlerin entelektel
sorusuna kendileriyle ilgili adeta bir yant unsuru tekil ederler. Bu yant,
gerek bir entelektel provokasyon gibi grlebilecek bir saptamadan yola
karak aklamay deneyeceiz: Jean-Pierre Vernantn, klasik alarn
Yunan Tanrlarnn zn aklamaya alrken ortaya koyduu ayrt
edici zellikler, bugn hl resmi klrierin nesnesi olan Afrika tanrlarn
da fazlasyla tanmlar - bu benzerlii en azndan dorudan bir bilgisine
sahip olduumuz kltlerin incelenmesi zerinden aklamaya alacaz.
Klasik yzyllarn Yunan tanrlar, Venantn Mythe et pense chez les
Grecsdeki (Eski Yunanhlarda mit ve dnce) yapsal analizi iin,
nemli adan, olaanst bir ganimet tir: lk nce, ift olarak (kar/
koca, baba/olu, anne/kz, seven/sevilen) varlklarn srdrrler ve bu
ekilde dnyay ikili dzenlemeye mkemmel bir biimde elverilidirler.
Tanrsal iftten, birbirini tamamlayan kartlklar iftine, efsaneden,
uzamda yer alan toplumsal dzene gei hem grnr hem de grn
mezdir. kincisi, her tanrsal figr ikiye blnmek noktasnda genelde ift
deerli ya da kart deerlidir, yle ki, ilk konfigrasyonda bir iftin iin
iinde olmasn gerektiren potansiyel karthklar, baka zamanlarda tek
bir figrde ortaya kar; son olarak, greceli olarak bireyselletirilmelerine
ramen (aralarndan bazlar en azndan belirli bir karaktere sahiptir)
Yunan tanrlar kiisel deildir: bir yanda, mminleri ile dorudan ve
kiisel ilikileri yoktur (bu iliki her zaman toplumsal olarak aracl hale
getirilir), dier yanda ise, her tanrsal gcn ancak bu gc tanrsal
sistemin btnlyle birletiren ilikiler ayla var olduu ve varln
srdrd anlamnda kiiler deil Gtrler.
J.-R Vernantn, yntemini ok ak bir biimde aklamasna ve bu
yntemle bize Eski Yunanllardaki uzam ve devinimin dinsel ifadesinin
ince bir analizini yapmasna olanak salayan ift Hestia-Hermes iftidir.
Bu iftin en dikkat ekici yn, Hestia ve Hermes soyaacnn hibir
yerinde ift olarak gsterilmemeleridir (bu adan kar ve koca Zeus/
Hera, erkek karde kz karde olan Apollon/Artemis, anne ve oul olan
Aphrodite/Herakles gibi tanrsal iftlerden ayrdrlar. Bu ifte ancak birka
heykelde rastlanr ama ilgin olan, nadiren tasvir edilen Hestiann tasvir
edilse bile hemen hemen her zaman Hermes ile birlikte tasvir edilmesidir.
Bu duruma, Phidiasn, on iki tanry, Helios (Gne) ve Selene (Ay)
iftleri olarak gruplayarak tasvir ettii Oiympostaki byk Zeus hey
kelinin altnda rasdanr. u durumda, Hermes/Hestia ifti, dier iftleri
oluturanlarla ayn zellikteki balarla birlemilermi gibi grnmyor;
birliktelikleri, Vemantn bize syledii kadaryla, tam anlamyla dinsel
bir anlama brnr: Bu anlamn. Yunan Panteonunun tammlanm bir
yapsn ifade etmesi gerekir.
Ocak anlamna gelen bir isme sahip olan Hestia (kukusuz bu yzden,
insan biiminde tasvir edilmeye dier tanrlardan daha az elverilidir)
yerleik halde yaayan insanln toplumsallam alan, daha dorusu
uzam ile iliki halindedir. Evin merkezine yerletirilmi dnen ocak, insan
uzamnn dzenlenmesinin hareket noktas olarak alnan sabit noktadr.
Hermes insanlarla olan yaknln Hestia ile paylar. Uzaktaki bir tanr
deildir. nsanlarn arkadadr; lmllerin evinde Hestia gibi isteyerek
ikamet eder, ama oraya yalnzca geerken urar. Hem yolcu hem de eli
olan Hermes, her zaman daha yeni gelmitir ve gitmek zeredir: Kendi
snrna olduu gibi her eyin snrna da bal olan kstl karakter Her-
mes, Hestia gibi ortadaki oca deil kapy igal eder; eii hrszlara kar
korur, ama kendisi hrszlarn tanrs Perce-Muraillesdir (Duvar geen).
ehirlerin ve mezarlarn kavaklarnn, yollarnn ve girilerinin Tanrs
olan Hermes, pazarlarda, pazarlklarda, insanlarn getii ve karlatklar
yerlerde de hazr bulunur; ruh taycsdr, lenlerin ruhunu Hadese
ulatrr ve bazen de geri getirir. Her zaman ve her yerdedir, ulalamaz;
beklenmediktir, ans ve rastlanty simgeler.
Vemanta gre, daha artc olan Hermes figr ile Hestia figr ara-
sndaki belirgin kartlk ok ak bir biimde grlr. Hermes, devinimin,
tekine almann ve tekiyle ilikinin tanrsyken, Hestia aka, kendi
iine kapanm grubun kapah ve devinimsiz uzamn simgeler. Bylece,
Hermes/Hestia ifti, uzamn arkaik tasarmnda kendini gsteren gerili
mi kendi kutupsallklarnda dile getirirler; bu uzam ayn anda, onu d
zenleyen sabit noktalarla ve devinimin ve ilikinin yeri olarak tanmlanr.
Bu analizin sonunda Vernant, Panteonun dzenlenmesine egemen olan
mantn bizim kendi kategorilerimize gre yeniden ina ettiimiz mantk
olmadn kabul eder (bu tanrlara bir klt veren Eski Yunanllar onlar
da asla uzamn ve devinimin simgelerini grmezler); bununla birlikte,
Vemanta gre dinsel dncenin kendine has snflama kurallar olsa da,
bu kurallarn Vernanta, bilincin, bilinalt ile ilikisi olarak kendisinin
ortaya koyduu yapsal ilikilerle kartm gibi grnmediklerini sapta
mak ilgintir: Kartlk daha ok somutun soyuta, ya da an kapalya
karddr. Eski Yunanllar iin uzam ve zamann henz ak bir biimde
soyut kavramlar olmadn syleriz: Eer Hestia uzamn merkezini sap
tamaya Hermes de uzam devindirmeye muktedir grnyorsa, Eski
98 PAGANZMN DEHASI
TANRILAR YA DA DOANIN KEYFL 99
Yunanda uzaysallk deneyiminin gelitii ereveyi stelik praksis olarak
oluturmu olan ama yine de bugn uzam ve devinim dediimiz eyin
zemininden ok fazla teye taan, yerin dzenlenmesi (amnagement du
sol) ve sahann organizasyonu (organisation de letendue) ile kukusuz
ilgili olan bir etkinlik btnln tannsal gler olarak kanatlar altna
aldklarndandr. Dncesinin bu noktasnda, Vernant, onu kat bir
biimde yapsalc bir bak asndan uzaklatracak ve tannsal figrlerin
gizli mantn oluturan kartlklar sistemini, u veya bu tanrnn farkh
balamlarda ald anlamlara gre soyutlamaktan daha ok dinsel pratii
oluturan farkl unsurlar (tanrlar da dahil) ilikilendirmeyi hedefleyen,
pratiklerin (bu durumda da dinsel pratiklerin) mantyla ilgili bir analizi
tasarlamaktan uzak deilmi gibi grnyor; ayn not, tanrlarn kart de
erli ve kiiler d karakteri konusunda yapt saptama iin de dlebilir.
Aktrierin pratiinin bizzat kendisi, gzlemci tarafndan ortaya kar
lan modelleri fark edilen dnsel emalara tabdir. Olsa olsa gzlemciye
baka bir ama atfedilebilir: Vernant, burada, daha sonra bireysel isten
kavramyla ilgilenecei gibi uzamn kategorisiyle ilgilenir. Ama Vemantn,
Eski Yunanllarn dnya ile ilikilerine (kendi aralarndaki ve doayla
ilikilerine) hakim olan dnsel ve ampirik, kavramsal ve pratik emay
yeniden ina etmesi, soyut kategoriler (uzam ve devinim) -bu kategorileri
adlandrmakszn ieren gerekhklerden, srelerden ve figrlerden yola
karak- gehtirmesinden phesiz daha kkrtcdr.
Ayrca Hermes/Hestia kartlnn neden yapsal nitelikte bir kartlk
olduu belki de aklanabilir. Bu kartlkla, uzam ve devinim kiplikle
rinden baka, -deiik mitik epizotlar, pratikler ve kurumlardan yola
kldnda az ok anlalan- kipliklerde de karlaacamz dorudur.
Hestia ve Hermes byk bir simgesel (Dumzilin bize hatrlatt gibi
temelde benzerlik ve yaknlk ilikilerini kuran simgeleme) arm
gcne sahiptir. Bu durumda, bakirelii, srekliliin simgesi olan Hestia,
bu adan Aphrodite, Athena ve Artemisin ekiciliklerinin kartdr
Ocan simgesi olduundan bir lde evliliin (ilk oca terk edi ve
baka bir ocaa giri anlamna gelen tekine alm) reddini simgeler.
Hermesin kendisi, Aphrodite gibi, bir ikna ustasdr, bu ustalk cinsiyet
lerin birlemesinde nemh bir rol oynar. Hestia, ocan -baba ocann-
(Electra Ciytemnestray baba ocana ihanet etmi olmakla sular) kendi
kendine yetme ve i evlenme idealini simgeler. Her ne kadar evlilik Eski
Yunanhlara, kadnn tarla erkeinse ifti olduu bir ift srme ii gibi
grnse de Hestia dourganlk ilevinin simgesi olmaktan daha ok, her
kadnn sahip olmas ve kendiyle badatrmas gereken ynlerden yalnz
birinin simgesidir: Koca evinin iftlerin ikametgh olduu bir dzende,
evlilik ilikisinin gerekliliklerinin tesinde, adeta yalnzca baba soyunu
ne karan, sabit bir baba ocann simgesidir. Son olarak Hestia, bir sa
dolaysyla ve Tanraya yakar amacyla kurulan ve kaldrdan sofralarn
dzenleyicisidir: yine bu adan, sofra arkadalnn, evin iindeki birliin
ama ayn zamanda tekileri kabuln, konukseverliin simgesidir; edebi-
yata gre, yoldan geen yabancy ya da artk kocasnn oi/cosuna (ev)
yerlemi kadn ocana geri gnderen, Hestiann ta kendisidir.
Bu noktada tanrnn kiiliinin belirsiz karakteri ortaya kar. J.-E
Vernant, bir yanda bu iki tanrnn, biri dierinin bir eit zorunlu kart
olan bir ift biiminde birbirlerini tamamladklarn, dier yandan ise
bu tamamlaycln, onlarn her birinin bir kartlk ve eliik unsurlar
arasnda var olan bir gerilim iermesi anlamna gelebileceini ileri srer.
Bylece Euripides bakire tanray srekliliin simgesi olarak, Yer-Deniz
ile bir tutar; Porphyros, Hestiay, hem bakire tipi (partenikon) hem de
dourganlk gc (gonimos) olarak iki adan ele alr. Epikleros kurumu
(bu kurum sayesinde olu olmayan bir erkek, kznn dnyaya, yasal ve
toplumsal olarak babas olabilecei bir ocuk getirmesini salayabilir)
Hestiann iki ynn ortaya karr: babann kz, soyun anas. Vernant,
bu konuda, Hestia ile Delphoi ehrinden Omphalos (Omphalos, ayn anda,
topra, dourganl, gbei, merkezi, bir kuan sonradan gelen ku
akta kk salmasn simgeler) arasnda var olduu ileri srlen ilikileri
hatrlatr. Ayn ekilde, her ne kadar Hestia imgesi, ncelikle, evin reisinin
parasn koyduu kuytu thalamos (oda) karanlyla, Hermes (obanlarn
koruyucusu Hermes) imgesi ise, saysnn artmas sahibinin servetinin
bymesi anlamna gelen srlerin dolat ak alan ile zdelese de,
baka yaplar ve baka konfigrasyonlar bize Hestia ile ilgili, kendi iinde
daha ift deerli bir imge verir. Yerst Tanrasnn, yerin stndeki
ocan tanrasnn, yeraltna zg bir yan da vardr: ev, aadaki dnya
ile onun sayesinde iletiime geer; sunanda yanan ve dumanlan at
daki bir delikten kan kurbanlarn ttss ve eti, yer ile gk, ev oca
ile Oiympos tanrlar arasndaki iletiimi salar. Vernant bize, Platonun
Kratylosta, Hestia adyla, kimi zaman ossia olarak adlandrlan onsia (de
imeyen tz) kimi zaman da Herakles ile birlikte zde varolan deikenlik
olarak tanmlanan osia arasndaki benzerlie dayanan bir ift etimoloji
ileri srdn hatrlatr. Hestiann kart deerlilii, somut insanln ve
daha ziyade kadnlarn yaadklar elikileri artrr: Hestia, ift deer
100 PAGANZMN DEHASI TANRILAR YA DA DOANINI KEYFL 101
liliiyle, toplumun dzenlenmesinin tamamlayc ilkelerini simgeler; hem
insanl artrmak hem de ayn zamanda toplumu simgelemek ancak
tanrsal figrlerin ayrcal ve karmakl olabilirdi. yleyse tanrdarn
yapsal boyutu, aslnda ok fazladr: bir yandan, onu kullanan pratikler
(Hestia ile ilgili olarak evsel pratikler ve evlilik pratikleri) erevesinde
alglanrken, dier yandan da kurumlarn dzenli eitliliine olduu
kadar edimin duygusal ve pratik karmaklklarna da atf yapan bir ift
simgeletirme oyununu esinler.
yleyse, az nce grld gibi, hem tanrlar ancak iftler halinde
kavranld hem de bu iftlerin oluumuna yn veren birbirine tamam
layan kartlklar ilkesi tanrlarn her birinin kart deerliliinin ve ift
deerliliinin temeli de olduu iin, tanrlarn dnsel zn tekil eden,
toplumsaln tasarmnn ileyii, az nce grld gibi, adeta onlarn
ikiye blnm varolularna baldr. Ama bu ift deerlilik yalnzca,
rnein epikleros kurumunda tank olunduu gibi, ok ak biimde
eylem koulu ve ilkesi olduu iin simgeletirilir. Son olarak, tanrlarn
gayri ahsi karakteri, onlara ynelik eilimi hem mantksal hem de pratik
adan glendirir.
Gayri ahsi: Yunan tanrdar sz konusu olduunda bu olumsuz nite
leme aknlk yaratabilir. Eski Yunan dini, tam tersine, tanrsal glere,
bireysel bir figr ve bir insan biimi atfetmez mi? Kendi itirazn dile ge
tiren Vernant bu soruya birok yant getirir. Hem Yunan Tanrlar farkl
byklkteki ve deiik etkinlik alanlarndan gelenlerin oluturduu
insan gruplarna sk skya baldr -yle ki, bir birey, kutsal etkinlikten
dlandnda toplumsal adan ve toplumsal etkinlikten dlandnda
da dinsel adan hibir eydir- hem de dzenin ve polisin bu dinine kar
dzensizliin, taknln ve zgrln simgesi olan tanr Dionysos,
mminleri ile bireysel ilikiler kuran bir tanr deildir. Tanr ile kaynama
ancak kolektif sayrlk durumunda mmkndr; tanr tarafndan ele
geirilen ve stne binilen insan, kiiliini kaybeder ama cinlenme
kendi bana anonim kalr ve cinlenen kiide yalnzca kavranlamaz bir
tanrnn deimeyen iaretini brakr. Mmin ve tanr arasnda hibir
kiisel iliki kurulmaz. Dionysos da Yunan panteonunun dier tanrlar
da kii deillerdir: birbirleriyle ilikilerine gre smflandrlabilen ve ko-
numlandrlabilen ve karlkl konumlar, farkl eylem biimleri kartlk
ve tamamlayclk anlamnda analiz edilebilen glerdir. Bu kiiler d
karakter konusunda Vernant, tanrlarn tekil ya da oul tanmlarnn
her ikisinde de tamamlayc bir kant grr. Zeus ve Hera gibi kukusuz
bireysellemi karakterler bile, zamana ve ihtiyalara gre tek tek ya da
bir arada tasarlamrlar. Bergsonun dikkat ektii gibi, Zeus klt, bir Tanr
deil, birbirinden ok farkl olan bununla birlikte bir ekilde tm Zeuslar
ieren ayr ayr Zeuslar benimser; Ksenophon, Anabasiste, Kral Zeusu,
Koruyucu Zeusu, bireysel finanslarm bal olduu Zeus Meilikhiosu
birbirinden ayrr; ilk ikisiyle iyi geinilmesi, sonuncusuyla bozumay
engellemez. Vernant da, bir tanrnn, sfatlar arasnda baka bir tanrnn
kendi ismine sahip olabileceinin altn izer; bu ekilde, Zeus-Hades
ve Hera-Aphrodite vardr. yleyse, her ne kadar tanrlarn, gzlemci
iin, baka bir adan, toplumun ampirik yaplarnn tesinde, toplumu
biimlendiren modeli anlamann yolu olduklar dnlebilse de, birey
insan, bu tanrlarn, hem iaret noktalarn hem de uygulama noktalarn
tekil ettikleri, kendisini aan bir dzenin iinde yer alr.
Afrika dinlerini biraz bilen ve hatta Hristiyan olmayan dinlerin dolu
dolu yaand Renin Krfezinin kylarna benzer blgelere sk sk gitme
frsatn yakalam birinde, Yunan tanrlar rnei, ilk bakta artc,
diriltici ve kkrtc bir etki brakr; Yunan tanrlarnn yapsal ve arasal
boyutunu (tanrsal iftlerin varolmas, her tanrsal figrn kart deer-
lilii ya da ift deerlilii, tanrlarn kiiler diilii ve hem tekil hem de
oul varolular) tanmlayan tm nitelikler aslnda Afrika tanrlarnn
tanmna tam olarak oturur.
ncelikle, Afrika tanrlar genelde, biri skhkla dierinin kocas ya
da babas olarak grnen ikili durumundadrlar - bununla birlikte, bu
tanmlar bir yerden bir yere ya da bilgiyi aktaran kiiye gre deiebilir,
nemli olan, ky ya da ev ortamnda bulunan kutupsalln (eril ya da
diil) olumlanmasdr (biri dierinin yannda ya da karsnda olan sunak
lar) . rnein, Togonun gneydousundaki Guin ve Mina halklarndaki
tanr Avlekete, Agbwe ve Hevieso da byledir. Onlarn durumu tam
bir rnek tekil eder, yle ki elimizde, onlarn farkl kkenleri ve tarihsel
derinlikleri hakknda bilgiler; Togoda, ritleri doru bir biimde yorumla
mak ve tanrlarn soyktn tmyle oluturmak iin saylar genelde
az olsa da bilgi-vericiler huzurunda bugn de srdrlen aratrmalar
bulunmaktadr; bunun yannda, Vergernin kitab sayesinde (Notes sur le
culte des Orisa et Vodun Dakar [Orisa ve vodun klt zerine aklamalar],
I.F.A.N., 1957) bu kltlerle ilgili olarak, geen yzyldan ve bu yzyln
ilk yarsndan, doduu yer olan Dahomey blgelerinden son derece
18) Avikete, Avrkete, A/rekete olarak da yazlr.
102 PAGANZMN DEHASI TANRILAR YA DA DOANIN KEYFL 103
ak bilgilere ulalabilir. Bylece, tarih, adeta deneysel olarak, tarihsel
farkllklarn ve yerel zgllklerin tesinde, kltlerin yapsal ve ilevsel
boyutlarndan korunmu olan eyi bize gsteren bir tanrlar soyktn
nmze serer.
Minalardaki Avlekete-Agbwe ifti, varolular ncelikle teyit edilen
ifttir; bilgi-verici,kar ve koca olduklarn syler, ama, Agbwe ve
Avleketenin ikisini de kimi dii olduklarn kimi de Heviesonun karlan
olduunu syleyen rahiplerin hepsinin buna hemen kar ktn belirt
mek gerekir. Bununla birlikte daha salam kimi birka kant, Avleketeyi
Agbwenin kz olduunu ya da bunlarn ikiz kz kardeler olduunu gste
rir; son olarak, bu tanrnn, klt yerlerinde, zellikle de onlara adanan
ve baz soy kadnlarnn yetitirildii ve din konusunda eitildii manastra
benzer yerlerde her zaman bir arada olduklarn (bu rahipler ve mminler
iin nemlidir) eklemek gerekir: eril ilke, imein ve gkyznn tanrs
Hevieso ve denizin tanralar Agbwe-Avlekete birbirlerinden ayrlamaz,
kart ve birleiktirler; Agbwe ve Avlekete (ikiz kz kardeler ya da anne
kz) arasndaki ikinci bir kartlksa dzenin dzensizlie kartl olarak
kendini gsterir.
Geen yzyln Dahomen geleneini dnrsek, tm deniz vodula-
rnn, Abomeyde, gk grlts (Hevieso) panteonunda yer aldn
saptarz. Ama Le Hriss (LAncien Royaume du Dahomey 1911 [Eski
Dahomey Krall]) ve Herskovits (Dahomey, an Ancient West African
Kingdom, New York, 1938) tarafndan derlenen bilgiler, Agbenin (Agbe
ve Agbwe olarak iki ismi vardr) baka bir deniz tanrs olan Naete ile
evlenmi, eril bir tanr, deniz olarak ve Avleketeyi bunlarn kz olarak
gsterir. Herskovits, Naetenin, Agbenin hem kz hem de kars olduunu
belirtir ve Avleketenin iftin en kk ocuu, hibir eye sayg duymayan
mark ocuu olduu gelenei aktarr; Le Hriss, Naetenin, yalnzca
durgun sulardan holanan annesinin tersine dalgann kpnn, hi
bitmeyen alkantnn simgesi olduunu not eder. Bat edebiyatnda bu
tanrlarn isimlerinden sz eden ilk kii olan Burton (A Mission ta Gelele,
King of Dahomey, Londra 1893), Agbwenin Okyanus tanrs olduunu
dnr, Naete ve Avrekete adlandrmasn, onlar arasnda bir akrabalk
ba kurmadan, ama eril tanr olarak Avreketenin Naeteden denizin
deposunun anahtarn, ona karlk olarak be yz kadn veren insanlar
iin aldn belirterek yapar. Vergerin kendisi de, Avrekete blgesinden,
Agbeyi kimi zaman eril kimi zaman da diil bir tanr olarak gsteren vodu
listeleri derlemitir.
Bu durumda, tanrlarm cinsiyetleri ve kesin soy balaryla ilgili bilgi
lerin farkl farkl olmas, zamann etkisine ya da bilgilerin belirsizliine
balanamaz. Yorubalardan Ewelere yol uzundur ve Benin Krfezinin
tarihi karmak olmutur. Bunlarn, dn olduu gibi bugn de, Vernantm
deyiiyle Yunan tanrlarnn varln ve varoluunu tekil eden, tanrsal
sistemle ilikileri de ieren ilikiler olduunu saptamak ok ilgintir
Tanrlarn cinsiyeti ve soykt ile ilgili bilginin grnteki elikileri,
onlar, dnyann ve toplumun dnsel ilkeleri olarak grmenin gerek
liliini ortadan kaldrmaz; tanrsal iftlerin kutupsall, ifderin ve bu
iftleri oluturan cinsiyetin doasndan bamsz olarak, gerek kozmolojik
kartlklar (gkyz ve deniz) gerekse pratik ve toplumsal kartlklar
(dzen ve dzensizlik, yasak ve ihlal) betimlemeye (figurer) olanak salar;
bu iftlerin says oktur (Mawu ve Lisa, Anna ve Sovi ...): Dan, tanr
gkkua ylan, gk grltsnn hizmetisidir ve bu anlamda Hevieso
ile birleir; onu Haitide, kendisini deniz tanrs Agbwe ile aldatan gk
kua tanras ile evlenmi olarak buluruz. Bir yerden baka bir yere, bir
dnemden baka bir dneme aktarlan ilikilerdir, ksaca dnya dzenini
anlamann gerekliliine, ama ayn zamanda tarihi saptrmann deil de
anlamann da gerekliliine atfta bulunmayan mnasebetlerdir. Bylece,
Yorubalar ve Fonlardaki, kavaklarn ve ev kaplarnn tanrs olan, hi
kimseye ve zellikle de dier tanrlara itibar gstermeyen ve baz nitelikleri
artc bir biimde Hermesi andran eli ve arac tanr Legba, kimi zaman
Togoda, ona ait baz nitelemelerle nlenmi, her zaman insanlara, onlarn
alanlarna ve barnaklarna yakn, ama, dzensizlii toplumsal yaamn
srlarndan biri olarak dnme ve tasarlama grevini, tersine dn
ritellerinin tekeliyle birlikte, Avleketeye brakm olarak ortaya kar.
Yunan tanrlar gibi Afrika tanrlar da, kendi iftlerinin oluumunda
egemen olan ift deerlilii, her biri kendi payna tar. Gkyz tanrs
ve gk grltsnn hizmetisi Dan ayn zamanda bir deniz tanrs
dr. Herskovits, Danm, gklerde ve yerin altnda olmak zere ift
tecessmnden bahseder; ama baka tanklklar denize zg karakteri
nin altn izer; Togoda Anfouin blgesinde bir tank, Afrika ve Gney
Amerika kylarnn deniz tanras Mami Watann, Dann bir uzants
olduunu dnr. Paul Mercier (The Fon of Dahomey, Londra, 1954),
bu ok boyutluluu dorulayan geleneklerin dkmn yapmtr: Dan
Aydo-wedonun (tanrnn tam ismi) hem bir eril hem de bir diil yn
vardr; bir gkkua biiminde ortaya ktnda, krmz blm eril,
mavi blm diildir; yerin evresini sarmalad iin onu toplu tutar
104 PAGANZMN DEHASI TANRILAR YA DA DOANIN KEYFL 105
bylece yerinden oynamasn ve dnyann sonunun gelmesini engeller;
ayn zamanda devinim ilkesidir: yerin altnda suyun iindedir ve nehirleri
oluturan, durgunlancaya kadar suya canklk veren onun hareketleri
dir. Hem inisiyatif almaz hem de dengeli deildir: ...Dnyay koruma
grevinde. Dan evrensel hizmetidir: kendi kendine hibir ey yapmaz,
ama o olmadan da hibir ey yaplmaz.
Cinsel ift deerlilik ve ayn zamanda hem tekil hem de oul grnm
somut biimde genelde sunaklarda ortaya kar. Tanrnn esas heykelinin
etraf bazlar eril olarak bazlar da diil olarak sunulan ikincil, arasal
ya da insan benzeri figrlerle evrilidir. Salar sz konusu olduunda
bunlardan herhangi birini unutmamak iyi olur. Bu ikincil figrler bazen
esas tanrnn hizmetileri olarak tasvir edilirler, ama esasnda onun
tamamlayc paralardrlar ve zel isim tamazlar (bu, onlar tanryla
birletiren ilikiyi, tanrsal iftleri oluturan ilikiden farkl klar, her ne
kadar bu iftler Vernantn, Zeus/Hades ya da Hera/Aphrodite ile ilgili
olarak bahsettii iftlerle ayn trden birliktelikler meydana getirmeye
ynelik olsalar da). Kkenleri Ewe topraklarnn dousu olan baz vodu ve
trolarda ok sk rastlanlan erilliin ve diilliin nemindeki bu azalma,
baka yerde baka anlamlar kazanr. Peda blgesinde, gzle grlebilir
biimde ve tam olarak ift kafal ve ift cinsiyetli, kylerin koruyucusu
vodulara rastlanr; Vino vodusunda da ayn ey szkonusudur; bu vodu,
Pedakondji kynde, Peda ve Guin blgelerinde Sapata Aolu olarak
bilinen, kendisi de ift cinsiyetli, ama dierlerine benzemeyen bir tasviri
her cinsel seenei ayr ayr betimleyen Sapata ile birlemi durumda
bulunur. Sapata bu adan, Guin lkesinin kendisi de cift cinsiyetli olan
(ayn blgedeki her zaman srf eril olan Heviesonun tersine) vodusu
Anananm benzeridir ve bazen, eril karakteri, daha sonra grlecei gibi,
kocas Mau^uyu Tanr babann bir benzeri haline getirmeyi ok arzulayan
misyonerlere sorun karan, Anfouin blgesindeki Lisa ile birleir
yleyse, bokon'nun (eytan) yol at bir hastalk nedeniyle tanrya
hizmet etmeye arlan erginlemi kadnlarn (kadn olmalar yalnzca
Anfouin blgesine zgdr) ncelikle rendikleri bir eit sapknca dil
bilgisi oyunudur. Bir anlamda, bu kadnlar bir araya getiren manastrlar
uzamda ve zamanda toplumu dzene koyarlar. Her manastrn birok
tanrs vardr ama sahip olduklan din adamlarnn her biri (onlarda bir
hastalk nedeniyle arlmlardr) ayn baba soyuna (kota) aittirler;
bu tanrlardan herhangi biri tarafndan arlan erginlemi kadnlar
de ayn soyun kadnlar ya da bu kadnlarn kzlardr. Soy boyutunu ve
muhtemelen hsmlk boyutunu da iin iine katan (manastrda karsyla
kalmann bedelini demeyi reddeden bir damat karsn kaybeder) bir
glk karsnda birleen pansiyonerler kendilerini adadklar kltlere ve
vodulara gre birbirlerinden ayrlrlar. Aslnda her bir kltn kendi ihti
yalar, kendine zglkleri, kendi ritleri, kendi ritmi ve hatta kendi dili
vardr; bu farkllklarn en ak belirtilerinden biri erginleme aamalarnn
ve zellikle inziva dnemlerinin sresinin kltlere ve kltn tanrlarna
gre farkl farkl olmasdr.
Ama manastrn iinde dzenin parametreleri adeta deiir, bunu,
kutsal olmayan yaamda (bu durumda da manastr dnda) normalde
sa elle yaplan eylerin manastrda sol elle yapma zorunluluu simgeler.
Bir tanrya tapnmaya balamak dier tanrlarn kltne bal kalmann
gerekliliini dlamaz. Ve tanrlarla birlikte, cinsiyetlerin kkten farkll
ya da tmyle deiebilirlii ve ayn ekilde bir cinsiyetin ve birounun bir
araya gelmesi, srasyla belirir, dorulanr ve ayinletirilir; Yalnzca ayn
tanr iif ayr kltler ve sunaklar oluturulmakla kalnmaz, ayn sunak,
yerel metaforlar (askeri dzenin metaforlar) onlar daha ok tanrnn
etkin ilkelerinin bir maddiletirilmesi olarak dnmeye srklese de,
dilin akcl sayesinde, koruyucu ya da ikincil denilebilecek tanrlarla
evrelenir ve donatlr, insanlar gibi tanrdarn da Legbas vardr, ama
tanrlarn Legbalar sz konusu olduunda, bilgi-vericiler, kt ruhlar,
kt niyetlileri ya da bycleri kovmaya hazr askerlerden bahseder
ler. yleyse tanrnn etkin gc, din adamnn ve evresinin gcnn
ifadesidir: insanlarn ya da llerin ktlklerinin tehdidi altnda olan
muhtemelen yalnzca onlardr. Bir manastrn kurulmas, ayn zamanda,
bir ya da birden daha ok Apelini noraya yerlemesine yol aar, nk
her tanrnn (Anana, Hevieso...) Apelisi varsa, manastr sunaklarnn
tmnn iinde de bir Apeli vardr. Bu durumda her manastrda, adeta,
birbirlerinin arasnda, basit bir blmlere ayrma mantna denk d
meyen kavramsal bir dayanmann imgesi belirir. Kendisini barndran
106 PAGANZMN DEHASI
19) Burada, greceli olarak snrl bir dine (Anfouin dini) zg terimler kullanyoruz,
ama sunaklarn ve manastrlarn yapsal dzeni, Ewe hkimiyetindeki blgenin btnnde
birbirine benzerdir. C. Rivierein ok iyi belirttii gibi, soya zg bir kltler sistemi (Trolarn
sahneye koyduu) veFon lkesinden ve onunda tesinde, Yoruba lkesinden gelen (Yo-
ruba ori/alarnm mirsalar vodunlann (Fon) sahneye koyduu) erginleme manastrlar
sistemi bu btnlk iinde byk bir olaslkla i ie geer. Her trl yaylma ve karlkl
iletiim, bu btnlk iinde indirgenemeyecek olan bir ift deerliliin (eril/diil, tekil/
oul) etkilerini ikiyekatlar.
sunan ve manastrn destei Apeli, bu iki sfatla ve muhtemelen de
mahallenin ve ehrin ya da tam olarak ayn mahallenin ve ayn ehrin
manastrlarnn koruyucusu sfatyla e zamanl olarak onurlandrlmaldr.
Bu durumda kyn toplumsal (socio-villageoise) organizasyonuyla kuru
lan koutluk yetersizdir: Her manastrda ayn tanrlar bulunmaz ama
ayn tanrlar birok manastrda yer alrlar ve, ky leine geildiinde,
her ayr klte zg eitlilikler ve ift deerliliklerin bir btnlk iinde
yeniden dzenlendii grlmez.
1974,1975 ve 1977 yllarnda almalar yapmak iin gittiim, Togonun,
Benin snrna ok uzak olmayan Guin ve Mina blgesindeki Anfouin ky,
vodu sisteminin sonucu olan blgesel ideolojik saflara ayrlmaya, her suna
a karlk gelen tanrsal figrlerin azalmasna ve her manastrn meydana
getirdii hem sosyal, hem ritel hem de tarihsel organizasyona tam bir r
nek tekil eder. 1. harita kyn din haritasn gsteriyor. efin (afeto come)
blgesinin darl, avlular bu blgede olan soy yelerini, manastrlarn en
geni ve darya en ak blgenin bo alanlarna (kpodji) tamaya zorlam.
Merkezde kalan birok manastrn, herkese ak seremoniler ve esas olarak
kadn erginlerin manastrdan k enlikleri iin merkezdeki yeri kulland
grlebilir. Eklediimiz tablo, ayn tanrnn farkl farkl maddilemi hallerinin
ayn manastrda (bu durum, Anfouinde, yalnzca Hevieso iin geerlidir) ve
a fortiori ayn kyde bir arada var olduunu gsteriyor.
deolojik saflamann uzamsal ve zamansal boyutlar vardr. Bu blgede
yerleim blk prktr yle ki, iftlikler ve sapa yerler, bylesi bir geni
alanda kyn olabilecek en uzak kesinde yer alan tarm alanlarna yakn,
tekin ve nemli yerleim alanlardr. Ama, tm bir aile, zamannn nemli
bir ksmn iftlikte geirse de, kyn sabit referans noktas manastrdr.
ou zaman, iftlikte bile, sunaklar manastrlarn tanrlarna ya da baka
tanrlara vakfedilir, ama ou zaman da gerek anlamda manastrlar kyde
kalr. Merkezcil ilke baka bir ifadesini de manastra kadn ergin toplama
kipliklerinde de bulur; Soydan bir kzn ya da kk bir kzn, ehirde ya
yor ya da darya evlenmi bile olsa, hastaln, ^odunun onu manastra
(yani kye de) hizmet etmeye armas olarak yorumlamas nadir grlen
bir ey deildir.
TANRILAR YA DA DOANIN KEYFL 107
20) Fiaritadaki numaralandrmann, haritay izenin mantndan baka bir mant
yoktur. Bu tarz bir numaralandrma manastrlarn katalogunda da, bu katalou daha anlalr
klmak iin vardr ama blgelerin ayrlmasyla birebir oturmaz.
108 PAGANZMN DEHASI
ARETLER
Ky Snn
_ -I. Yol
-- Mahallesinin
---------Patikalar
X Kapr
Manastr
^ Meydan
ANFOIN KY
Mahalleler ve Manastrlar
Aneho Blgesi
Plan karan: AGBOGEE Augustin, Austos 74
Pansiyonerlerin, hizmetine arldklar tanrlara gre kendilerine, farkl
bir program ve bir takvim izdikleri grlr. Moetan kadn erginleri, ilk yedi
aylarn, zellikle vodu dilini renmeye adanm tam bir inziva ile geirirler.
Manastrn iinde yalnzca beyaz kumatan giysiler giyerler. Bu inziva dne-
minden ktktan sonra ky yaamna geri dnerler; Bununla birlikte beyaz
renkte giyinmeyi srdrr (bu ak iaret ehrin sokaklarna canllk verir
ve kutsal olmayan bir ziyaretinin dikkatini hemen eker) ve yalnzca vodu
dilini konuurlar. Drt aylk bir srenin sonuna doru yava yava herkesin
kulland dili konumalarna ve beyaz giysilerini karmalarna msaade
edilir; Bununla birlikte fular, giysinin altna herhangi bir ey ve ayakkab
giymemeleri gerekir. Bir son k seremonisi bu yaklak drt yllk staj sona
erdirir. Hevieso kltn renen pansiyonerler iin bu aamalara karlk
gelen dnemler ayndr; Agbwe ve Avlekete kltn renen pansiyonerler
iinse bu aamalar srasyla drt ay, yl ve drt aydr. Anana, Sovi ve
Sapata en zorlayclardr: inziva dnemi ylda tamamlanr; bunu yedi
aylk bir gei dnemi (gmleksiz, fularsz, ayakkabsz, vodu dilini kullanma
zorunluluu ile birlikte) takip eder.
Bir manastrn iine girdiimizde, bu manastrn, bir yanda, hem tarihsel
boyutunu hem de gncelliini, dier yanda simgesel kale olma zelliini, gl
noktalar ve savuma hatlarndan olumu yan askeri dzenini hemen fark
ediyoruz. Anana, Hevieso ve Moetana adanm bir manastrn (haritadaki
13. manastr) plan 106mc sayfada grlebilir. Bu manastr 1975 ylnda
yedi pansiyoner barndryordu; kyn baz manastrlarnda otuzdan fazla
pansiyoner vard. Anana bu manastrdaki en eski tanrdr; iki cinsiyetli (eril
ve diil) kipliinde betimlenir ve daha genel olarak, daha nce grld
gibi, Mawu ilebadatrlan erkek tanr Lisa ile yan yanadr. Anana, bir Legba
ve bir Apeli tarafndan korunur. Heviesonun kendi Legbas vardr ve tm
dierleri gibi, Moetan da korumakla grevli olan merkezi bir Apelinin
korumas altndadr. Bir yanda, avlunun merkezindeki koruyucu olan Apeliyi
dier yanda da ilgili tanrya bal yardmclar (bu durumda Anana iin hem
bir Apeli hem de bir Legba) gemeden bir kurban sunmak ya da tanrlardan
birine bir yakarda bulunmak dnlemez.
TANRILAR YA DA DOANIN KEYFL 109
A'Eril Anana
B'Diil Anana
C'Lisa
D-Hevieso
E'Moetan
a) Ananann Apelisi
b) Ananann Legbas
c) Heviesonun Legbas
d) Manastrn ve Moetanm Apelisi
Tanrlarn korunmalarnn ve koruyucularnn gerekte, bu tanrlarn,
onlarn rahiplerinin ve onlara barnak olan avlunun gcnn ifadesi oldu
una ikna olmamz iin, bu manastra ilk yerletirilen tanrnn (bu durumda
Anana), ayn zamanda, en ok saydaki arac glerle birlikte gz nnde
bulundurulmas gerektii iin, ulalmas en zor tanr olduunu grmek bizim
iin yeterlidir. Ananay yerletiren ve onun iin, sorumluluu normal olarak
babadan ola geen bir sunak ve bir manastr kuran, manastrn bugnk
110 PAGANZMN DEHASI
rahibi Togbe ve onun kardei Aboklunun byk byk dedesi Adjakadr.
Hevieso en yenisidir: bugnk rahibin (Menyaovo) byk babas (Folikwe)
tarafndan (bir ta biiminde) bulunan Hevieso, rahibin babas Logosou
tarafndan yerletirilmitir. Moetan ise, (1974de henz yerletirilmemi
olduundan, bu dnemde oluturulmu katalogda yer almaz ama resmi olarak
1975den beri vardr*) tm manastrlarn ve sunaklarn kurulmasnn kk
farkllklarla da olsa temellinde olan bir olaya benzer bir biimde, bugnk
rahip Ananinin annesine grnmtr. Rahibin annesi yerde parlak metal bir
A Foli Gbangban
A Folikwe
A Logosou
I-------
AAdjaka
AAmavigan
I
AAdogla
n
AAboklu
AV\fe ATgbede
A Menyaovo A Togbe A Anan!
* Dierleri dndaki iki yeni manastr 1975 ve 1977 tarihlerinde ina edilmitir.
plaka bulmu, ok houna gittii iin evine gtrm ve sonra kaybetmitir.
Hastalanan kadn. Fa khinine danm, o da bu olay, onun manastrda
bir sunak yapmas konusunda srarh bir ar (hastaln nedeni) olarak yo
rumlamasna yardm etmitir. Birok tereddtten, danmadan, iyilemeden,
ktlemeden sonra, kadnn, khinin grevlendirdii olu grevini yerine
getirmitir. Kadnn, Moetanm rahibi de olan olu Messanvi suna manastra
(tablodaki 8. manastr) kurmutur. Bu tr bir kurma birok masrafa yol aar
ve Ananinin tereddtleri hi de artc deildir. Ama hastann bedenine
tanrnn arsn koyan mantk rtlemez ve reddedilemezdir: Hatta
hastann lm, tanrlar bakmndan, daha da byk bir acilliin ve artan
bir tehdidin iaretinden baka bir ey deildir.
TANRILAR YA DA DOANIN KEYFL 111
Afeto Kome mahallesi 2. Manastr 1Hevieso
3. Manastr 1Hevieso
6. Manastr 1Hevieso
1Agbwe
8. Manastr 1Moetan
1Hevieso
7. Manastr 1Hevieso
Kpodji mahallesi 4. Manastr 2 Hevieso
1Avlekete
1Agbwe
12. Manastr 1Sovi
1. Manastr 1Agbwe
1Avlekete
4 Hevieso
Bagame mahallesi 15. Manastr 1Agbwe
1Avlekete
1Hevieso
22. Manastr 1Agbwe
1Moetan
2 Hevieso
18. Manastr 1Agbwe
2 Hevieso
21. Manastr 1Hevieso
5. Manastr 1Anana
1Agbwe
3 Hevieso
17. Manastr 2 Hevieo
112 PAGANZMN DEHASI
11. Manastr
20. Manastr
23. Manastr
1Sovi
1Agbwe
1Avlekete
3 Hevieso
1Agbwe
1Avlekete
1Hevieso
1Agbwe
4 Hevieso
Todomemahallesi
X (Bagameye bal bir
iftlikte manastr) 1Sapata
13. Manastr
19. Manastr
14. Manastr
16. Manastr
10. Manastr
X (Todomea bal iftlik)
X (Todomea bal iftlik)
1Anana
1Hevieso
2 Hevieso
1Agbwe
1Agbwe
3 Hevieso
1Moetan
2 Hevieso
2 Hevieso
2 Hevieso
1Agbwe
1Sapata
ift deerlilik, zellikle tanrsaln zn rnek tekil edebilecek
ekilde zetleyip zetlemedikleri sorgulanabilecek baz tanrlarn duru
munda gerek bir kart deerlilik olarak ortaya kar. Topran ve iek
hastalnn tanrs Sapata, hem bir yaam tanrs hem de bir lm tanrs
olarak grlr; insanlara msr, bal ve toprakta yetien tm dier tahllar
salar, ama eer onlan cezalandrmak isterse, bu tahllarn ieklerini
ciltlerinde kartr. Ciltleri tanrnn gazabyla delik deik kalbura dnen
ncelikle ktlk yapanlar ve bir yasa ineyenlerdir, ama kyn t
mn ilgilendiren ve dinsel oluumu tehlikeye sokan, bir iek salgnnn
tetiklenmesi, bunu yapan tanrnn hangisi olduunu gsterir: ayns ve
dieri, koruyucu ve kart. Aslnda Sapataya zellikle koruyucu sfat
nedeniyle taplr, genel anlamda iek hastaln uzaklatrr; ama eer
bu hastalk ortaya kmsa, bunun ona kar, ona ramen olmu olmas
mmkn deildir: Hastaln topland yer, taycs, efendisidir; bu yz
den, byle durumlarda, onu dua etmek deil de, onu kovmak en iyisidir;
TANRILAR YA DA DOANIN KEYFL 113
O zaman tm vodular yardma arlr, ama hi kuku yok ki, Sapataya,
ona yasak olan yiyecekleri sunup bylece, hizmet ettikleri tanrann
olaand karakterinden aldklar gle, tanrnn gidiine yol aanlar,
tersine dnn ve dzensizliin tanras Avleketenin rahibeleridir
(daha ileride bunun nasl olduunu greceiz). Bu durumda, grnte,
topluluun tmn etkileyen olaand koullara balanabilecek bir ift
ters evrilmeyle, sonunda salgnn taycs olarak ortaya kan koruyucu
tanr, bireylerin ve toplumsal kitlenin salnn en son garantisi olarak
belirense, genliin ve yeniden balamann da simgesi olan, dzensizliin
tanrasdr; Avlekete rahibeleri tarafndan dzenlenen kyn arndrl
masyla ilgili belirli bir sayda rit, mminlerine her yasa yasaklayan bir
tanrann bu yeniletirici karakterini dorular.
Ama bu ekilde, tanrlarn ift deerliliinin ve kart deerliliinin,
esnekliklerinin bir grnm olduu ve bu esnekliin zorunluluk ve d
nce dzlemiyle olduu kadar olabilirlikler dzlemiyle de ilgili olduu,
daha dorusu, mitik dnce, anlatlar, ilikileri ve ritleri ayn biimde ele
ald iin, temsiller dzlemini pratikler dzleminden ayrmad grlr.
Bylesi bir saptama ancak, Vemantn Yunan tanrlann tanmlarken yarar
land nc lt gz nnde bulundurulursa desteklenebilir; aslnda
tpk Yunan tanrlar gibi Afrika tanrlar da, mminleri ile ilikilerinin
baz ynlerine karn, kiiler d gler olarak ortaya karlar. Kukusuz,
Yunan tanrlar gibi, bir siluete ve bazen de bir karaktere sahiptirler;
onlar insan biiminde tasvir eden odundan ve kilden heykeller vardr;
kukusuz, toplumsal ve dinsel bir alan, insani ve kutsal bir soy ban,
yalnzca kendi varolular ile snrlayarak ya aktarlan ya da miras kalan
aile tanrlardr; kukusuz, belirli insanlarla zel ilikiler de kurabilirler.
Bir yldrm tann bulunmas, bir hastaln tetiklenmesi, tanrnn
kimliinin ve isteinin ne olduunu bulan khin tarafndan, tanr iin bir
sunak yapmaya ya da tanrya tapnlan yer olan aile manastrna gitmeye
ynelik tanrnn bir ars olarak yorumlanabilir: Vodu manastrlarnn
pansiyonerleri genelde bu fodunun elmen klanndan gelirler ama kadn
ya da erkek bu pansiyonerler klan tarafndan seilmi kabul edilirler.
Mminin vodu ile bann her zaman ayn olduu, ayn ritelle ve
ayn adaklarla belirlendii kesindir; tanrnn ayrmsz bir biimde ve bu
iki adan tekil ya da oul olduu kesindir. Bir vodu sahibi olan herkes
onu herhangi baka birine yerletirebilir, yeter ki kahin bu baka birinin
seimini onaylasn; bu yerletirme, yalnzca nceki yerletirmelerin ve
figrasyonlarn benzeri olabilir; ayrca, vodu, nitelii ve oranlan her vodu
tipine gre deien ama maddi adan tannnn gcn tekil eden bitkiler
ve farkl maddelerle dolu olduu iin figrasyon terimi yetersizdir. Bu
durumda, vodunun, ksmen yemden izilmesi her zaman mmkn olan
bir ablona gre birok yerde kopyalar ortaya kar. Ama, tanr, kav
ramsal olarak bile birdir ve eithdir; farkl farkl nitelenen ve birbirine
benzemeyen zellikler ve glerle donatlm tanrlar tekil eden ok
sayda Sapata, Hevieso ve Dan vardr; bazen bu eidilik az ok sk bir
soykt etrafnda dzenlenir; bylece Sapatann, her biri bir hastaha
tekabl eden eitli uzantlar, bir aile oluturan Sapata cins ismiyle ortaya
kar; bununla birlikte, bu tasarm ne kanlmaz ne de geneldir; ve her
ne kadar Benin blgelerinin (bugnk Nijerya ve Togo) byk ekono
mik askeri ve dinsel etkinlii, farkl tanrlarn yaylmasyla, bu tanrlarn
hem deimeyen hem de ilevsel yanlarn glendiriyorsa da, yaylma,
yalnzca, tanrlarn tanmlanmasnda temel bir noktay glendirir:
tanrlarn dnsel kullanlabilirlikleri ya da en azndan, kullanclarnn
kullanabilirlii; bu kullanlabilirlik olduka genitir, yle ki tpk bugnk
Beninin eski krallklarnn hkmdar ailelerinde olduu gibi iki tanr
birbirine karr ya da atalar, tanrlar haline gelir.
yleyse, Yunan tanrlarn olduu gibi Afrika tanrlarn da dnyaya ait
bir dncenin ifadesi olarak tanmlamaya olanak salayan tm nitelikler,
dnya zerinde etki yapmann, olayn yorumlanmasnn, soruna hkim
olmann aralar olarak ortaya karlar. Eer tanrlar hem kartlklarnn
tamamlaycl hem de niteliklerinin ift deerlilii ve kimliklerinin
esneklii ile tanmlanyorlarsa, siluetleri, deiik mitolojilerde, ilevleri
ile her zaman orantsz grnyorsa, bunun nedeni phesiz, tanrlarn,
insanln ve kendi hesabna, her bireyin kendini adad lsz g
revi yanstmalar ve bu grevi pratie geirmeleridir: etken olmak iin
anlamak. Mitin ve ritin oranszl: yldrm tanrs Hevieso tasarm ile
bir yanda Heviesoyu simgeleyen ve bu adan Juppiter akmaktan
hatrlatan dier yanda da bireyi tekil yazgsnn zorunluluuna indirgeyen
yldrm tann oranszl; evrenin dzeninin ve yalnz bir insann serve
ninin oranszl; insann tanrlarla ilikisinin oranszl: mit, tanrlardan
kopu zerine kurulmu bir insan hikyesini (Ogo, Dogon ikizleri, ate
hrsz Prometheus, bilinlenmenin kahraman Ademi saymyoruz bile)
dile getirir; rit, insanlarn hileleriyle kolayca oynanan tanrlan betimler
ya da insanlarn, tanrlarn uyumuna bel baladn gsteriyor gibidir:
Suiei tanrsna, gitmesi iin adeta iaret edilir; ama yegne olay cevab
vermek ve aklamak olacak tanrlara ynelik bu buyruun az da olsa
114 PAGANZMN DEHASI TANRILAR YA DA DOANIN KEYFL 115
grlebilecei yer her trl kurbandr; her rit tanrlar zerine bir bahis,
sonu zerine bir bahistir.
Bu durumda, insanlarn dzeninin ve ediminin tanmlanmasnn
hareket noktas olan tekil ve oul, eril ve diil boyutlarn, tanrsal fi
grler zerinde, onlar gizleyip profillerini izerek, onlar silikletirmeden
karmak hale getirerek kesitiini gryoruz: ritel pratie anlamnn bir
ksmn veren, daha sonra inceleyeceimiz mitik stbelirlenim; Poseidon,
Zeus, Demeter, Pasiphae, Europe ya da Minosun metamorfozlarnn ya da
duygusal maceralarnn gsterdii gibi. Yunan mitolojisinde bile, hayvanlar
aleminin ve tanrsal alemin insan ehresinden greli bir ayrmszlnn
nedeni olan stbelirlenim. Bu stbelirlenimin, misyoner etnolojinin,
Tanrya haklarn geri vermek iin kimi zaman ilk rol vermek istedii
tanrsal kendiliklerin uzak kaytszlklar ve tanmlanamaz yanszlklar
ile hibir ilgisi yoktur. Bu tr bir kendilik, Afrika panteonundan rnek
gsterildiinde, iki durumla kar karya kalnr: Ya, sz konusu olan
tanr aslnda, temelde ilevsel olduu ve tanrlara ve dnemlere gre
deitii iin yine de her zaman rastlantsal kalan bir hiyeraride belki
de en ste yerlemi olan, dierleri gibi bir tanrdr, ya da onun hakknda
sylenebilecek hibir ey yoktur ve belirsiz karakteri onu panteonun dier
tanrlarndan daha ok kiiler d hale getirir. Maddi tasviri yoktur, dzenli
bir kltn nesnesi deildir, asla, insanlarn sorumluluunu stne ataca
olaylarla (cinlenme, hastalk) kendini gstermez.
Baka her yorum ideolojiktir ve in konusunda, tarihsel varsaymlar
gelitirmekte anlalmaz ama dikkat ekici bir ustahk gsterdiini grd
mz misyoner giriimden fark yoktur. Bu giriimin Afrika konusundaki
felsefi d, her eyden nce ak bir yerini doldurma istencinden ileri
geldii iin, daha ksa srmtr. lkel tektanrclk kuram, biimlendi
rildii her yerde baarszha uram gibi grnyor, bununla birlikte,
gnn koullarna uygun hale gelip zayf kllerinden yeniden domaya her
zaman uygundur - Hristiyanln, adn koymaya ve tasarsn aklamaya
hibir zaman cesaret edemedii tyleri yolunmu utanga Anka kuudur.
N. Ballifin (1980) yapt bir alma, belirli bir sayda misyonerin (ve
ilk bata da Peder Schmidtin) bu adan yanl ele ald Pigmeler konu
sunda kesin bir durum saptamas yapmtr. Benin Krfezi de bu konuda
ok aklaycdr. Kukusuz nemli bir tanr olan Mawu, z itibariyle,
kimi zaman tektanrc bir dinin tek tanrs olarak grlmtr. Mavvunun
Yorubalardaki dengi Olorun benzer bir yorumun nesnesi olmutur. P
Verger, bu ikisi hakknda, hem Protestan hem de Katolik taraftan gelen
akl almaz kantlar aktarr. Misyonerlerin kendilerini Tann teriminin
yerli bir dengini bulmak zorunda hissetmelerinin, onlar benzelik kurma
ve yerini doldurma yoluna srklediini sylemek gerekir; misyonerin
ilk sorunu, Cizviderin indeki macerasnn da gsterdii gibi tercme
sorunudur. Baz tanrlarn, dierlerinden daha genel olan ilevlerinin,
gzlemciyi, bizim az nce sylediimiz trde bir ayrm (panteonun tanrs
- uzaktaki kaytsz ilke) yapmaya ve eer hrsa kaphrsa, iki u nokta -ve
neredeyse bu noktalarn tesinde- arasnda tek ve kiiler d olmayan bir
tann imgesi saptamay denemeye srklediini de sylemek gerekir. Ama
ilemin hibir baar ans yoktur. Tm ciddi gzlemciler (bu durumda.
Le Hriss, Herskovits, Maupoil, Verger) bunu ak bir biimde ortaya
koymutur Mawu, hem eeyli hem de, diil kendilii, kocas olan, Lisa
ile her zaman badatrld iin greli olarak ift deerli olan, Dahomen
panteonunun bir tanrsdr. Peder Pazzi, 1658 tarihli Doctrina Christiana
metninin, sann karl olarak neden her zaman Tanrnn (Mawu)
ismiyle birlikte anlan Lisa ismini benimsemi olduunu aklamak
iin, bukalemuna Lisa ismini veren (Mawu Lisa, bukalemun tanr) Aja
geleneini rnek gsterir Ona gre, Aghome hanedan, birbirinden ayr
bir ift olarak (Douda yaayan eril Lisa, Batda yaayan diil Mawu)
Mawu Lisaya tapmaya, bunu bir devlet dininin temel direi yapacak
ekilde, ancak sonraki yzylda balar. Tanrlarla ilgili ok eidi cinsel
armlar Yoruba, Fon ve Ewe dinlerinin sabit bir verisi olarak dururken.
Peder Pazzinin, sonu, Mawuyu panteonun geri kalanndan kurnazca
ayrmaya varan bylesi bir kronolojik ayrm yapmasna olanak salayan
eyin ne olduu belli deildir. Bununla birlikte, Herskovitsin belirttii
gibi, Dahomenlerin, Avrupa teolojisindeki saya ok az da olsa ben
zeyen herhangi bir temsilleri olmasa dahi, Hristiyan misyonerler ilk
zamanlardan beri, Tanry Mawu ile, say Lisa ile ve eytan da Legba
ile tercme etmilerdir.
Biraz daha ileri gidilebilir ve Mawunun ift deerliliinin. Le
Hrissnin belirttii gibi, ona zg olmad sylenebilir: nemli Afrika
tanrlarnn birou, hem genel olarak yaamn ve lmn aklanmasna
referans kayna ilevi grr hem de belirli olaylar vesilesiyle zel bir ilev
grmek kouluyla behrh bir yeri olan ayncahkh bir panteonun iinde yer
alrlar Bu noktaya geri dnmeden nce, gemite, en dn vermez gzlem
cilerin, Afrika dinleri bakmndan en miyop gzlemciler olmadnn altn
izelim. Elde ettii sonulara elik eden deer yargsn -ve Vernantn
ortaya kard elikilerini- bir kenara brakrsak. Saygdeer Olumide
116 PAGANZMN DEHASI
TANRILAR YA DA DOANIN KEYFL 117
Lucas, Yoruba dncesinin. Tanr-Olorunun insan trnn balay
c, sessiz ama etken efendisi olarak tanmlanmasnn belki de kayna
olmadndan phelenmekte haklyd. Ve Peder Moulero -Verger bize
onun rahiplikle grevlendirilmi ilk Dahomen olduunu syler- kukusuz
etki altnda kendi dilinde unlar yazdnda yanlmyordu; Fonlarn ve
Guinlerin Tanry betimlemek iin bu kadar ok isme sahip olmalarnn
nedeni, bu toplumlarn sadece fetilere tapmaya alk olmas ve Tanry
bilmemeleridir (alnt yapan Verger, s. 506).
Tersi anlamda ve bu noktada bitirmek iin, B. Maupoilin, Daho-
melerin, Batnn, diil ilke Mawuyu, Hristiyan retilerindeki yal
sakall bir adamn bedeni ve kan biiminde erilletirmek iin panteon
larndan ayrdn grdklerinde bazen ardklarn (s. 69, alnt yapan
Verger, s. 506) belirttiinde iine dt ironiyi bir dnn.
Genel mutsuzlukAireysel mutsuzluk, kolektif ritel/zel ritel ayrm,
kimi zaman, baz tanrlarn dierleri zerindeki stnln aklamak
iin kullanlr. Bu ekilde, J. Kenyatta, Gikuyularn tanrs Ngai hakknda
yle yazar: Tanr gklerde yaar ve bireyin sorunlaryla megul olmaz.
Toplumun ya da klann tmnn yazgsyla ilgilenir Kiisel din ya da
kurban diye bir ey yoktur Ama bilindii gibi, srf, bireysel bir biyolojik
ilinek, kendi kendine daha byk genellie sahip olan bir toplumsal ili
kinin alt st olmasna balanabildii iin bile, bireysel mutsuzluk ile genel
mutsuzluk arasnda ayrm yapmak zordur Bu yzden Kenyatta (1937), bir
insan hasta olursa, ncelikle basit bir tbbi mdahaleye, sonu alnmazsa
hastaln kayna olduu varsaylan, gnahn muhatab olan efendilere
kurban adamaya ve son olarak, efendilere yneltilen yakarlardan yine
sonu alnmazsa, ailenin reisinin bir kurban adad Ngainin kendisine
bavurulur Bu durumda, Ngai tam olarak oktanrc sistemlerin bir tanrs
ilevini gryormu gibidir; yldrmla zdeletirilmesi ve bir insan yld
rm arptnda ona yklenen sorumluluk, her biri, Kenya da (Mwene
Nyaga, n Efendisi ismi ve n sahibi olan Kere Nyaga olarak
dan Gikuyusu ismiyle) dier dalar ya da dalar simgeleyen byk
aalarla zde olarak ortaya kan, onunla ilgili farkl farkl konumlan-
drmalar hep ayn yndedir Kenyattanm tasvirleri zerine konulabilecek
ekincelerden (ak bir biimde, Gikuyu dininin, smrgecilerin dininden
stn olduunu okuyucularna kantlama arzusundadr) bamsz olarak,
Gikuyu sistemi, tanry oul hale getirmekten kanmak uruna birey
insanlarla, atalarla ya da ruhlar denilen eylerle bir ba olmayan, ko
lektif yazgnn olsa olsa genel bir ifadesi olan uzak bir tanr anlay ile.
bireyin maruz kald belirli bir saydaki olay aklamak iin bavurulan
dier gler gibi bir g olarak, dierleri gibi bir tanr anlay arasndaki
gerilimi ortaya koyuyormu gibi grnr.
Kenyattann zetledii Gikuyu anlay, oktanrcln en ok hisse
dildii versiyonuda, kimi zaman Afrika panteonlar tarafndan yaplan ve,
daha genel olarak, evrimci bir hipotez erevesinde dnlm farkl
aamalar, paradoksal bir biimde, kendine zg bir kltrn dzenli
ezamanllnda zetleyen, alln ruhlarndan en byk tanrdara ka
dar tinsel kendiliklerin iinde yer ald, daha iyi bir tabir olmad iin
yazarlarn doast dnya ya da bysel-dinsel evren olarak adlandrd
hiyerarik gsterimi andrr. Baba figr, bu hiyeraride ortaya kmak
iin, Freudun dndnn aksine tektanrc aamay beklemez nk
gerek tanrlara dnm ya da dnmemi atalar kltnn bu btn
lkte doal olarak bir yeri vardr.
Hortona (1967) gre, dinsel dnyann bu ekilde hiyerarilemesi,
bu hiyerariyi, J. Beattienin, bilimin basitlii, dzenlilii ve kuramsal
modellerinin inceliinin tersine dzensiz olduunu ileri srd deiken
bir karm olarak grmeye engel olur. Horton, tersine, belirli bir kltr
de, tanrlarn, gnlk giriim eitlilikleri indirgenebilen greli olarak
snrh bir sayda olan eyleme gemi birleik g tipine denk dtn
ileri srer. yleyse tanrdara bavurmak, tam tersine, ilkesi, bilimsel
dnceninkiyle kart olmas mmkn olmayan bir dzen ve dzenlilik
arayna denk der. Doal/doast kartlnn ve olaylar aklamak
iin doastne bir gei dncesinin hibir anlam yoktur: Afrikal
geleneksel bir dnrn doast nedenlere, doal nedenler karsnda
ayrcalk tandm sylemek, en az, bir fizikinin, nkleer nedenlere, doal
nedenler karsnda ayrcalk tandn ileri srmek kadar anlamszdr.
Jean Pouillonnun (1979) belirttii gibi, inancn, yalnzca inanmayan iin
inan olduunu ekleyelim ve Evans-Pritchardn, Theories of primitive
religion'da ( lkel din kuramlar) bireylerin lmnn nedeninin by
clk (uitchraft) olduunu dnenler iin byclkten daha doal
bir ey olmadn gsterirken ileri srd, ve Yaban Dnce (La
pense sauvage), bynn dalist olmayan karakterinin altm izen Levi-
Straussun (1962) gsterdii rnekleri gz nnde bulunduralm. Tanrdara
gei, Horton iin, daha ok, saduyu ile Avrupa bilimsel dncesindeki
kuram arasndaki bir ihkinin kantdr: Byk bir saydaki normal durum,
118 PAGANZMN DEHASI
21) Trkesi; Tahsin Ycel, Yap Kredi Yaynlar, 1993.
TANRILAR YA DA DOANIN KEYFL 1 19
saduyu ile yeterince aklanr ama zel durumlar, saduyunun salad
ndan daha youn bir yorum sistemi gerektirir; o zaman, Hortonun,
Kenyattamn Gikuyular dedii kabileyi hatrlatan, Nijer Deltasndaki
Kalabari kabilesinin tbbi pratii rnei zerinden gsterdii, bir kurama
gei zorunluluu vardr. Kalabariler, byk bir saydaki hastal snfla-
mlardr ve bu hastalklan tedavi etmek iin, ok iyi dzenlenmi bir bitki
ve ot koleksiyonu oluturmulardr. Bir hasta, hastalk hakknda bilgisi
olan ve aresini bilen, ailesinden biri tarafndan tedavi edilebilir; bazen,
her eye ramen saduyu evreninden klmakszn bir iyiletirici yard
ma arlr. Ancak sonu alnamazsa ve muhtemelen ikinci bir bitkiyle
tedavi denemesinden sonra hastalkta baka bir ey aranmaya balanr.
Bavurulan (ve sonraki iyiletirici olmas mmkn) khin, hastal daha
geni bir etken dizisine -genel olarak hastann toplumsal yaamndaki
dzensizliklere- balamay deneyecektir.
ou zaman, saduyudan bysel dnceye gei olarak, doastne
bavurma olarak betimlenen bu gei, aslnda, saduyudan kuramsal d
nceye gei olarak alnrsa daha eksiksiz bir biimde tanmlanm olur.
Ama birey, aile, ky dzeyindeki ya da grup, eflik veya krallk leindeki
olaylarn yorumlanmasnn, ortaya farkl byklkte aklayc ilkeleri
koymasnn mmkn olduu ok kesin olsa da, bundan, hastalklarn
doas younluu ya da bu hastala yakalanan insanlarn says ile bu
ekilde iin iine katlan tinsel kendiliklerin hiyerarik durumu arasnda
tam tamna bir uyum var olduu sonucu kmaz. Ayrca bu konuda iki
aklama yaplabilir. ncelikle, olayn yorumlanmas konusunda, iin iine
katlan her zaman ve esas olarak tanrlar deildir ve tanrlar, bu adan
bilimsel emalarla benzerlikler tayan geleneksel Afrika dncesinin,
saduyunun gerekliklerini, onlar daha st bir aklama balamnda (bu
balamn nemli bir ksm, kiinin farkl bileenlerinin i ve d ilikileriyle
ve bunun da tesinde, hastalk, g ve hatta tanr anlaylarnn olduu
kadar kaltm anlaylarnn da temelinde olan bir gler ve g ilikileri
kuramyla daha ok ilgilidir) eski durumuna getirmeden nce, krmasna
olanak salayan soyutlama, analiz ve yeniden btnletirme sreciyle
ykml araclar deillerdir. kincisi, genel bir ktln, rnein bir
salgnn sorumluluu tanrya yklendii zaman bile, tanr, daha aada
greceimiz gibi, onu, Vernantm ifadesiyle bir kiiden daha ok bir gce
balayan ve, bu adan, geleneksel etnolojinin din ve by arasnda
hl srdrme arzusunda olduu ayrm tek bana greceli hale getiren
ritel tedavinin nesnesi olur: Ama bu ritel tedavinin kendisi, tanrsal
figrn varoluunun sosyolojik ve ilevsel karakterini olduu kadar onun
stbelirlenimini de (cinsiyeti, gleri ve soyktksel durumu asndan)
aklar; Ewe panteonunun byk tanrlarnn (hrszlara kar koruyan ve
yamurlarn teminats Hevieso, topran efendisi ve suiei salgnlar-
nn ortadan kaldrlmasnda olduu gibi balamasnda da rol alan Sapata,
kuraklktan sorumlu Dan...) onlarla ilgili deiik mitlerde cinsiyederi ve
greli soyktksel konumlar deiir ama bu mitlerin hibiri, onlar, top
lumsal yaamn dmlerine duyarsz uzak bir gle (sabit karakterli olan
Afrika tanrlar, mizalarna gre ya fkelerini insanlardan kartmakta
ya da onlar korumakta tereddt etmeyen, Homeros tanrlar kadar az
gvenilir olan ve her ritel pratiin rastlantsal sonucunu, mitin onlara
mal ettii deiken tutumla ifade eden ok insans tutumlar taknrlar)
ya da bireylerin, yaamlar boyunca ve ldkten sonra, tekil olmaya zen
gsteren bir tanr anlayyla bir tutmaz.
Afrika sistemleri rnei ile yetinilirse. Yce bir Varlk tasarlama
abasnn her yerde baarszha uradn yazan Bataillea hak vermek
gerekecektir: Soyut ve uzak ya da yakn ve mdahale edilebilir pagan
tanrs, hibir durumda, Hristiyanln ortaya koyduu bireysel yazg
nn ayn anda hem isel hem de akn olan figrne asla denk deildir.
Tektanrclkla oktanrclk arasndaki fark, insan(lar)n tanr(lar) ile
ilikisindedir: bir durumda, ancak yaamn tesinde gerekleen bireysel
ve karlkl takdir konusundaki zorunlu iliki, dier durumda, bireysel ve
toplumsal yaamn rastlantlaryla iin iine girmi yalnzca ilevsel iliki.
Jean Bottero (1981), Babil oktanrclndan srail tektannclna
geii (onun ykledii anlama bakarak, baz biyologlar iin yaamn
ortaya knn bah olduu bir rastlantnn bir edeeri olarak grd
mz ok zel bir konjonktrle aklanan gei) ele ald almalarnda
bu iki dnemi ve bu iki hareketi birbirinden ak bir biimde ayrr. Eski
Mezopotamya anlaynda, tanrsallk (divin), tam olarak, gl ynetici
bir snf tarafndan iler hale getirilmi, tarihsel deiimlere gre ya bir
araya gelmi ya da dalm siteler halindeki az ok dayankl politik bir
organizasyona karlk geliyordu. Bu adan analizi Durkheim tarzna ok
yakn olan Bottero, Milattan nce 1750 civarnda kral Hammurabi tm
topraklar Babil otoritesi altnda bir araya getirdiinde tanrlarn dnya
snn hiyerarisinin ok sk bir biimde olutuunu belirtir; yine de, bu
ehrin yazgsna hkmeden tanr Mardukun ykselii ok hzl olmamtr:
Mardukun dolaysyla politikann bylesi bir ykseliinin nce dinsel sonra
kesin olarak teolojik hale gelmesi iin, baka bir deyile ortak ibadetin.
120 PAGANZMN DEHASI TANRILAR YA DA DOANIN KEYFL 121
Marduku, o zaman bilinen dnyann en nemlisi olan ehrin yalnzca
doast efi olarak deil, tm dier tanrlarn en by en gls,
taplmaya en lay olan, ayn altndaki ve stndeki dnyann gerek
hakimi olarak grmesi iin yarm bin yla yakn bir sre gemesi gerek
mitir (1981, s. 4). Ama bu ykseli, dier tanrlar hilie srklemez
ve dahas, Marduk, her zaman ayrcalkl bir yere sahip deildir, zira dier
tanrlarn, politik alkantlarn sonucu olarak onu yerinden ettikleri bu
yeri elinden aldklar olmutur. Bu tr bir tanrsalhk organizasyonu, tek bir
tanrya ayrcalkl bir yer tanyan bir sistem olan henoteizmden ileri gelir:
Bottero, srailde ortaya kn, Yehova kiisini, Mezopotamya ordularn
kendi iradesinin aleti yapt andan itibaren evrenselletiren peygam
berlerin syleminin bozguna urayp ardndan yeniden gncellenmesine
balad bu sistemi tektanrclktan ayr tutar. Ne var ki Yehova, Yeremya
Kitabnda hem akn Tanr hem de bireysel ruhlarn allm muhatab
olarak ortaya kmasayd bile, hibir zaman, tektanrcln tasarlad bu
gerekten tek olan tanr olmazd: Yehova, bak ve gcyle tm Evreni
kucaklayan ulu ve akn Hkimdir; ama ayn zamanda herkese yakndr
ve herkesin yreinde bir yeri vardr: dertleilebilecek ve derin yalnzl
mz ortadan kaldracak yegne Tanrdr. Yeremya tinsel tektanrcln
yaratcsdr (a.g.m., s. 16).
Bu durumda, tektanrclkta ve oktanrclkta, artk ayn tanrlar ve
kesinlikle ayn kii sz konusu deildir, yle ki tasarm balamnda yap
labilecek bir ayrmn arkasnda bir toplumsal organizasyon farkllndan
baka bir ey grmeyen Durkheimci kuram bu noktada yetersizdir ve zaten
youn olan henoteizm gerekliini amay baaramaz.
Doayla ve toplumla mcadele ve mzakere aralar olan paganizm
tanrlar ayn zamanda zdeleme figrleridir. Aslnda, Tanrlarn insan-
biimli yanlar, insanlarn, saysz kltrde, kendilerini tanr gibi alglat
trma, tanrlar kendi ilerine girdirtme ya da, hi olmazsa, oklu tanrsal
boyuta, biraz yukarda bahsettiimiz stbelirlenime erime abalarndan
ok daha az dikkat ekicidir. Kukusuz, kendilerini onlarn azyla ya da
davranlaryla ifade etmek iin kiiliklerini dar atarak insanlarn stne
inen, mminlerinin stne den, onlarn stne binen tanrlardr.
Bu anlamda insanlar yalnzca, Vernantm Dionysos analizinde olduu
gibi, basmakalp bir davranla, ok iyi geecei ve uygun biimde geli
ecei umulan allm ve beklenen bir oyunla kendilerini iine girilen
insanda gsteren tanrlarn toplanma yeridir. Bu trde bir cinlenmenin,
en azndan genel tanm bakmndan, ruhunu Tanrya ykseltmek isteyen
Hristiyan mistiin ilesiyle hibir ilgisi yoktur Bununla birlikte cinlenme,
genelde, ancak uzun bir hazrlktan, gitgide artan zorluklarn ve yasaklann
damgasn vurduu bir mezliin ardndan ulalabilecek bir durumdur
Tanrya kavuma dncesi ile tanrnn insana inmesi dncesi arasnda
kesin bir fark yoktun
Bununla birlikte, bu fark, erginleme ve cinlenme arasnda net bir
ayrm yapan, Benin Krfezindeki gibi sistemlerde ok iyi oluturulmutur
Cinlenme, tanrlarn inisiyatifindedir ve her tann bunu yapamaz. Bazdan
mminlerini alr bazlar almaz ; ve Guin lkesinde birok manastr
vodu su (Sovi, Hevieso, Agbwe, Avlekete, Anana gibi) almazlar. Blgedeki
manastriarndan birinde Heviesonun iki kiplii arasmda bir ayrm yaplr:
Yldrmla zdeleen Hevieso alr, ama Tiaba ismiyle anlan ve yldrmla
zdelemeyen Hevieso almaz; benzer bir ayrmda Sapatann eril kiplii
(almayan) ile diil kiplii (alan) arasnda sz konusudur yleyse, bir
erkee ya da kadna, erginlemenin ritel prosedrleri erevesinde, top-
lumsal yaamda ok nemli olan farkllklarla (yaam ve lm, eril ve diil)
zaman zaman oynama (tanrlar bunu son derece kolay bir biimde yapyor
grndklerinden) olana salayan hareket ile tanrlardan gelip, insanda,
insann kiiliini tmyle kaybetmesi pahasna tamamlanan tersi yndeki
hareket arasndaki mesafe kesin bir biimde kapatlamaz.
Bazen etnologlar iyicil ve ktcl cinlenme ayrm yaparlar L.-V.
Thomas ve R. Luneaunun (1975) aktard gibi, Malawi ve Zambiyadaki
Thongalar, dmanlar Zulularn atalarnn ruhlar tarafndan saldrya
uramaktan ve onlarn ilerine girmesinden korkarlar; bu rnek, birok
toplumda ktcl byclere atfedilen ve bazen sonu gerek kimlik
deiimlerine vard sylenen cin sokma (adorcisme) pratiklerine ok
benzer Ayrca, bu ekilde, insanlar, bycler, atalar ve tanrlar arasn
daki ba kopmaz ama yine bu ekilde iyicil/ktcl kartlnn greli
bir deimezlii ortaya kar Kimi durumlarda, bir hastaln, bir insann
saldrsna m bal olduu yoksa tanrnn bir iareti mi olduu konusun
da tereddtler olabilir Bazen tanrya (doas gerei deilse de) ileve
gerei yakn grnen atadr Bu ekilde. Dou Togodaki Guin ve Mina
blgelerinde manastrlarn nfusunun artmasnn nedeni olan hastalk
ou zaman, bir tanrya, ona bir sunak ya da bir manastr adayan baba
soyunun kzlarn ya da kzlarnn kzlarn aran bir tanrya, ama kimi
zaman da yerini daha sonra ok iyi seilmi kendi soyundan olan bir kza
brakacak olan ve hatta yeni arlan kiinin iinde yeniden doan bir
kadn ataya atfedilir Bu durumda. Fa khininin, incelemelerden sonra
122 PAGANZMN DEHASI TANRILAR YA DA DOANIN KEYFL 123
nedenini ve anlamn bulaca iareti, gelecein kadn erginine gnderen
ya tanr ya da atadr Cinlenmenin ya da karmaann ilk belirtisi olan
hastalk hem iaret hem de tehdittir, hem buyruk hem de vaattir: saygn
olan bir bakasnn, gelecein kadn ergininin bedenine girdiinin ve onu
daha da hasta edebileceinin iareti; eer buyruk anlalmsa durumun
dzelmesini salayacak bir tedavinin vaadidir
Hepsinde, iyicil ile ktcln birlemesi temelde, ritel etkinliin
insann yararna olacak ekilde yeniden oluturur gibi grnd tanrsal
ift deerlilikten ileri gelir Erginleme, olas sonularndan biri cinlenme
olan bu tedrici yeniden oluturmann yollarndan biridir ine girilen
birey, tanm gerei ifttir ve bu ikilii sergiler: sunduu grnm (yalnz
bir cinlenme dncesinin pagan dinlerinde anlam yoktur), bir bedenin
btnlnde cinsiyetlerin tamamlaycln dile getirmeyi baaran bir
iftin (binek hayvan ile binici) grnmdr Erginleme, bu dile getir
meye olanak yaratr Bylece, Jacqueline Monfouga-Nicolasnn (1972)
Bori haussada yaad deneyimlerinden birinde, daha nceden ergin
olmu Bori kadnlarnn, tahrik edici davranlar, szl saldrlar, cinsel
birleme taklitleri yapmak ve, daha dorusu, kendi kendilerine, erginleme
adaynn nnde, kadnlar aras cinsel edimin temsilini oynamak iin her
zamanki korunaklarndan ktklar grlr iftleme taklidi yapp ve
ayn zamanda mziin, cinsiyetlerin fark ve karkl ile almaklaan
armlara srkledii erkekleri batan kartacak biimde ikierli dans
lar yapmadan nce, ayinin sorumlusunun sorduu sorulara srasyla yle
cevap verirler; Ben km, ben kamm, ben vajinaym, ben taam, ben
hepsini tamak gerekirim (s. 126).
Yasaklara uyma, tanrnn ie girmesinin, tanrnn geliine ve varl
na katlanmaya olanak salayan gc edinmenin gerekli bir kouludur
Erginlemenin bir st seviyesinde, perspektifler tersine dner D. Zahan,
Bambara Koresinde ilerlemenin sonunda, eril kiiliin, greceli olarak
diillemi olarak takdim edildiini ve yle dnldn belirtir;
Dumzilin, insanlarn, kimliini yadsdklar tanrlarn karsnda yalnz
ca bir szden saknmas (sive deus, sive dea) olarak grmek istedii bu
cinsel ift deerlilik, birok kozmogoninin kkeninde vardr ve birok
kltrde, tanrsal kiiliin karakteristiidir Ancak yasaklara uyarak ie
alnan tanrsallk, kendini ancak ift deerlilikte dorular ve ancak
yasak inenirse kendini aa karr
Bu ilke, yalnzca cinsiyetler ayrlna deil, daha geni anlamda, iyi
cil ve ktcl, yaam ve lm, insanlar ve tanrdar arasndaki farklla
da uygundur (Berilerde, simgesel lm, kara tanrlarm ie girmesi
ve bunlarn dar atlmas, lm ve ktlk her eyden nce ritel
mzakerenin bir nesnesi olarak ortaya konulduundan, ak tanrlara
kavumadan nce gelir). Ne var ki tanrsal boyutun ve yasak ile ya
san inenmesi arasnda oynatt oyunun, yalnzca toplum halindeki
insanlk bakmndan anlam vardr, uyulmas, toplumsal yaamn temeli
olan bir farkllklar sisteminin, yasaklarla tanmlad da bu ayn boyuttur.
Erginleim, grnte, en azndan ritel zaman sresince, kartlar karar,
nk kutsad hiyerarinin kurucusu olan farkllklar sistemiyle oynar.
Ama her g pozisyonuna (doa ile zel bir ilikiyi dorulayan, insanlar
zerindeki g) tamamlayc bir erginlemenin gereklilii karlk gelir.
Yamurun efendisi, yerin efendisi, savan efendisi, kral, hepsi yasaklarla
doludur ama yasaklar lmllerin ounun yasaklar deildir. Tersine,
bakalarna uygulanan baz yasaklar, krallk ensestinde olduu gibi, onlar
her zaman ilgilendirmez ve hatta tersine ynergelere dnr. Kurum
sal ark, iktidar sorumlularnn dierleri gibi bireyler olmadn telkin
etme eilimindedir: dierleri gibi domamlar, simgesel lm tecrbe
etmilerdir, dierleri gibi lmeyecekler, toplumsal oluturan farkllklarda
egemen olan mantktan baka bir mantk gerei kendi kendilerini takip
edeceklerdir. Bununla birlikte g mantnn yalnzca bu farkllklar
asndan bir anlam vardr ve bu mantk anlalmaz ve akl almaz bir
biimde, doal bir gereklilik olarak sunulur: Tanrlarn varoluunun da
temeli bu ayn mantktr.
Bu mantk, yerlemi farkllklar (cinsiyet, kuak, soyktksel durum
farkll) dzenine sayg gstermeyip, bizzat kozmogoni mitlerinin, cinsel
ift deerlilik ve ikilik izlekleriyle yalnzca ok eski bir taslan izdii
ilk ve oklu birlii yeniden kurmaya ynelen her sapkn pratik, tanrsal
istek klf iine sokulabildiinden (Sade sz konusu olduunda tanr
markiz) tanrsaldr.
124 PAGANZMN DEHASI
Kahramanlar ya da Anlamn Keyfilii
Kahraman terimi, mitoloji (dolaysyla din antropolojisi) ama ayn za
manda ahlak ya da siyaset ve hatta tiyatro ve daha genel anlamda edebiyat
sz daarcna ait bir terimdir. Bir terimin kimlii neyi gsterir? Homeros
ve Sophoklesin kahramanlarnn, Prometheusun ve ikinci dnya sava
nn kahramanlarnn, Afrika masallarnn hilebaz kahramanlarnn ve
Vahi Mcadeledeki Kirk Douglasn, Rodrigue, Julien Sorel ve Platini ya
da Altn Post veya Kutsal Kse kadar byleyici ve ulalamaz olan bir
dnya kupasnn mutlu ya da mutsuz herhangi bir kahramannn ortak
noktas var mdr? Metafor nerede balar ve nerede biter? lk sorumuzu
soralm.
Kahraman m yar tanr m? Mite dnelim. En azndan, mit kahra
manlarnn iyi ailelerden geldikleri sylenebilir. Tbeseus, Poseidonun
kz, Daidalos, Atina kraliyet ailesi ile akraba ve Athenann rencisidir;
herkes, Ariadnenin, kz kardei Phaidra gibi Minosun kz olduunu bilir,
Minos ise Jpiterin oludur. Tragedyann yerini ald mitten efsaneye
tanrsal soy haklarn hep elinde tutar; Akhilleus tanra oludur. Bu
kahramanlarn hepsinin, kendi dnyalaryla tanrlarn dnyasnn adeta
srekli i ie getii bir evrende, onlar tanrlarn dnyasndan uzak tutsa
da bir hattn ayn tarafnda yer aldklarn belirtmek gerekir. nsanlarn
tanrlara benzemesinden daha ok, tanrlar insanolunun tamamlanma-
m bir figrdr ve tanrsal belirsizliin ve stbelirlenimin ortaya koy
duu hayvanlktr; Poseidon, ondan kurtulmak iin bir ksraa dnen
Demeteri etkilemek iin kendini bir aygra dntrr; Zeus lmlleri
etkilemek iin srasyla kartala, boaya, kuuya, gvercine ya da altn
yamuruna dnr. Bu adan, kahramann ortaya k insan imgesini
yerine oturtur. Yunan kahramanlar tmyle insan yzldr. Bu temel
bilgi, farkl mitolojilerin tanrsal boyuta ve dnyevi olana az ok yakn
olan tarihsel figrlerini, tanr figrnn znde var olan deikenlii ve
belirsizlii sergileyip sergilememelerine gre anlamaya ve snflandrmaya
yardm edebilir.
nsan dnyasnn yaratlmasnn ada olan ve tuhaf bir biimde
baz mitlerde adeta hem bu yaratltan nce var olan hem de onun sonu
cunda ortaya kan kahraman figr, sanki toplumsaln bu figrdeki her
eyin ifade ettii parametreleri, ok dzenli ve sapasalam bir toplumun
snrlarn saptamay baaramamm gibi, bozulur ya da farkl oul ve
deiken bir biimde yeniden oluur. Siluetini biraz aada anlatmaya
alacamz, Winnebago kabilesinden Hergele (Fripon) Wakdjunkaga,
bu u kahraman biimine bir rnektir; srekli deiim halindeki silueti,
hayvan doas (ok alk olduu ve hatta kardelik balar olan bir doa)
ile zorlukla btnlemeye alt bir insani ve toplumsal doa arasn
daki tuhaf ara dnyada sk sk kendini gsterir ve hatta baz alardan
uygarlatrc bir kahraman olarak ortaya kar. Fetiist ve androjen olan
Wakdjunkaga, penisi, ans ya da diilik organyla ilikiye girer, onlar
hrpalar ve onlardan kurtulur; sahip olduu bir beden deil ok fazla
sayda organdr, bir araya getirilemez ama her eye ve herkese benzer.
Ama bu dzensizlikten, bir gereksinimin belirtisi ve iareti doacaktr;
tmyle insan suretinde olan ya da olmayan kahraman figrnn ken
dine eki dzen vermesini ve anlam kazanmasn salayan toplumsal
dzen ya da yasa gereksinimi. ster yasa koysun isterse sonularna maruz
kalsn kahraman yalnz kendi kendisiyle vardr. Bir durumda gereklik
gereksinimi (tanrlarn gereklii), baka durumda da anlam gereksinimi
(kahramanlarn anlam): aslnda kahramanlara kltrel demek yerinde
bir adlandrma olabilir, ama bununla, temelini ortaya koymadklar bir
gereksinimi dile getirirler - bu temel, tanrdar ve kozmogonik balang
larla ilgili olarak, onlardan doan dzen ilkelerinin reddi ya da tuhaf ve
kkrtc bir biimde aalanmasdr.
126 PAGANZMN DEHASI
KAHRAMANLAR YA DA ANLAMIN KEYFL 12 7
Tanrlar gibi, ama onlardan daha ok, insanlarn tarihini simgelemeye
ve dzenlemeye, bir parasn uzam ve zamana yerletirmeye, sanki insan
larn tanrlarla ve lmle ilikisini dnmek iin bir arac gerekiyormu
gibi, bu tarihe bir anlam ve gereklilik katmaya, saf bir ss olamayacak
biimde arlp, insanlarn tarihini, tanrlarn tarafnda ve bazen de
onlara kar yapan kahramanlarn (kahraman ya da yar tanr) tanrlarla
birlikte iinde yer almad ok az mitoloji vardr. Mitoloji kahramanlar
sorun karyorlarsa bunun nedeni ncelikle tanrsal dnya ile, bu tr bir
ikili kullanm (tanrlarla) yoluyla bir arada olmalardr; bu da onlara tam
olarak Durkheimci bir toplum gr yaktrr. Belki, sorun, tanrlardan
farkl olarak, dnya dzeninden (doadan), toplumun douuna naza
ran daha az bahsetmelerine baklrsa daha iyi anlalr. Baka bir sorun
da kahramann trajik boyutuyla kendini gsterir; toplumun mucitlerini
betimleyen terimi toplumun elikilerinin cisimlemi hali olanlar iin
de kullanyoruz; Yunan tarihi, kahraman ann u iki dnemini ayr
calkl bir kesinlikle ortaya koyar; mit dnemi ve tragedya dnemi; ama
bu kesin deildir; mit dnemi ve tragedya dneminin, toplumlarnn
gerek tarihinde de bir arada var olup olmadklar belirsizdir; yle ki mit
ve tragedyann birbirine kart kahraman figrleri kendi gereklerinin
ne olduuna dair soruyu farkl farkl ortaya koyarlar: Tarihsel gerek mi
antropolojik gerek mi?
amzn beklenmedik olaylarna hkim olmaktansa, bunlarn ka
ranlk ynlerini ve yaratt skntlar yanstan, kiiliksiz bir banalliin
anonimlii iinde eriyemedii ya da baz popler romanlarda olduu
gibi eylemin kazandrdklarndan dn aldn insan gereinde kay
betmedii zaman lmllerin ounun zdelemesine daha rahat bir
biimde uygun olan ve grnte daha modern bir kahraman figr olan
romanesk kahraman figrnn ortaya koyduu da benzer bir sorudur.
Mit, tragedya ve roman kahramanlar, indirgenemez biimde farkl
olan tarihsel dnemleri, anlar ve yerleri yanstrlar ya da zetlerler mi?
Ya da sluplarn, trlerin ve toplumlarn eitlilii bir kenara konulursa,
kahramanlarn takndklar tutumlar, simgeledikleri belirsizlikler ve dile
getirdikleri sorgulamalarda ortak ya da birbirine yakn bir ey bulunabilir
mi? Balamadan nce, bu sorunun, szl bir gelenekten yazl bir edebiyata
gei sorunsalyla kesitiini gz nnde tutalm; kahraman kiiliin edebi
boyutunu aklarken, mit, tragedya ve romandan oluan kategorinin
kendi balarna kavramn tm potansiyelini ya da terimin tm deike
lerini kapsayp kapsamadn kendi kendimize sormamz gerekiyor; ok
teknik bir biimde edebi adan, efsane ve komedi kadar farkl trlerde,
dm, kahraman evresinde ve ondan balayarak kurulur ve oluturu
lur; gerek yaamda, hikyenin, kahramanlann yani bazen kahraman bo
yutuna erimek iin lmeleri yeterli olan kahramanlarn retebilmesi iin
biraz hzlanmas ye terlidir (lenler iin yaplm antlarmz, ou zaman
kahramanlarmza adanr, bu hem ata hem de ehit kategorisini birbirine
yaklatrr); siyasi davalar, rejimler ve devrimlerin de kendi kahramanlar
vardr; kahramanlar bu mertebeye ldkten sonra veya kamu hayatn
dan u ya da bu nedenle el ayak ektikleri zaman ykselirler; ama daha
baya ve daha sradan aktalite ve hi deimeyen banallik de referans
olmaktan kp kahramanla dnr; yleyse gzde arkclar, sporcu
ampiyonlar ya da nl aktrleri bu kategorinin dnda tutan nedir?
Afrika ya da Kzlderili mitlerinin uygarlatrc kahramanndan Western
kahramanlarna, belirli bir dnsel devamlln, sonu, hibir ey ifade
etmeyecek kadar yaygnlam bir kavram zihinlere yerletirmekten daha
ok, her toplumun kendi tarihini, onunla zdelemeksizin sorgulamaya
almasna olanak salayan simgeletirme trlerinden birini ortaya koyan
yceltmesinin daha olas olduunu dlamamak gerekir; bir dzenin ve bir
kar dzenin, bir gerekliliin ve bir sorunun, dnlebilirin rneinin ve
imknszn modelinin ayn anda bir bireysel figrde zetlenmesi nemlidir.
Aydnlktan uzak olma ve yalanclk erdemlerini sadece baz toplum
trlerine uygun gren belirli bir Marksist gelenein ideolojisinin tanm
lamasnn ya da bir toplumun kendine zg dselliini her koulda ayn
ekilde yorumlamakla yetinen kltralist simgesellik anlaynn tesinde,
kozmogonik ve uygarlatrc ya da tarihin ve kltrn (ama hl daha
insani bir sorunsaln) simgeleri olan kahramanlarn varoluu, bizi, g
biimlerinin dngsel izgilerini ve toplumsal dncesinin dnsel
snrlarn sorgulamaya itiyor; eer her toplum kendini bir dzenle tanm
lyorsa, bu dzen asnda onu kuran insanlk yine de bir skandal olarak
kalr; toplum ve birey ztl bu skandali bir eit aklama biimidir ve
buna en iyi rnek kahraman figrleridir (bireyin doruu ve yadsnmas,
toplumun doruu ve yadsnmas).
128 PAGANZMN DEHASI
Mit ve Kahramanlan
Mit genelde, masaldan ya da fabldan farklln tam olarak kurucu karak
terinden alan treyiler anlats olarak tanmlanr; treyi anlatlarnda
KAHRAMANLAR YA DA ANLAMIN KEYFL 129
(kozmogonik ya da tarihsel mitlerde) tanrlar, kahramanlarla i ie girer
ama nadiren tek balarna mdahil olurlar; hi kukusuz tanr olmayan
ama tanrlara yakn bir canlnn varl kozmolojik dzenle insanlarn
dzeni arasnda bir araclk kurmaya yarar; ama sz konusu olann, kopu
durumunda ok zel bir araclk olduunu belirtmek gerekir. Adem, Pro-
metheus, Dogon kabilesinden Ogo, bir beeri dzen dncesini oluturan
bir kopu gemiini simgelerler; sanki insan aklnn, toplumsaln kurucu
farkllklarn oluturmak iin kendine bir balang edinmesi gerekiyor
mu gibi her ey ayr ayr toplumlarda geer; toplumsal dzenin ileme
sinde farkllklarn ve farkllklar sisteminin roln geriye dnk olarak
anlamaya olanak salayan, insanlarn toplumundan nceki, farklln
olmad halin artrlmasdr. Toplum, kltre geile tanmlanr ve
tamamlanr. Bu gerekleen ilk koputur (doa-kltr) ve kendini farkl
biimlerde gsterir; cinsiyetlerin, nesillerin, lmlnn lmszden, izin
verilenin, buyrulann ve yasaklanann, pimiin ve iin vb. birbirinden
ayrlmas. Bu farkllklar kazanm olduu kadar felakettirler de, nk
insanlarn tarihi, sadece, artk oktandr tanr olmasalar da ilk gnahlar
nn tesinde ilk farkszlktan bir eyi (toplumsal iaretin temel keyfiliinin
bir kalnts olarak) her zaman koruyacak olan kahramanlarn eyleminin
sonucu olan, mutsuzluklar ile yaratlr.
Baz tanrlarn, anlatldklar efsanelerin versiyonundan versiyonuna
cinsiyetlerinin deiebildiini ya da erdiiler olarak gsterilebildiklerini
daha nce belirtilmitik. Yoruba ya da Dahomen panteonlar gibi baz
panteonlar bu adan ok aklaycdr; ama kozmosu oluturan temel
unsurlar ile birbirinden ok farkllam tanrsal figrler arasndaki ban
kopmas sz konusu deildir ve bu adan kahramanlar ve tanrlar ara
snda da kkl bir farkllk yoktur. Dogon ikizleri, insan iftinin ok iyi
prototipleridir, ama nesiller aras farklln henz var olmad cinsiyet
farkllklarnn ise yeni yeni ortaya kmaya balad ilk hali gzler nne
seren bu iftin hikyesini anlatan da mittir; phesiz bu konuda, mitik
boyutu ritel boyuttan ayrmamak ve ok saydaki cinsel tersine dn
ritinin, kahraman geleneinin kendi z mal olan, cinsiyetlerin aynimasna
dair bilme-bilmeme durumuna kardk geldiini hatrlatmak gerekir. Bu
konuda. Yunan tanrs Hermes gibi, bazdannn grevi tanrlar arasnda
ve tanrlarla insanlar arasnda araclk ve elilik olan Benin tanrlarnn
(Dahomen kabilesinden Legba ya da Togo versiyonunda Avrekete), bir
yanda cinsel adan ift ya da kart deerli olarak gsterildikleri, dier
yandan ise, cinsel tersine dnn, dinsel ve politik yaamn olaan d
zenini tartmaya amamn hareket noktas olduu kltlerin ve ritellerin
konusu olduklarn belirtmek gerekir. Erginleme kavram ile ilgili olarak
ve Mircea Eliade ile birlikte, tersine dn sahnelerinin, Yunan mitolo'
jisinin baz kahramanlarnn yaamlarnn nemli ksmlar olduunun da
(Omphalosun dizi dibinde yn eiren Herakles) altn izmek gerekir.
Pierrette Desy (1978) Kzlderili erkek-kadn ile ilgili bir maka-
leinde. Amerikan edebiyat uzmanln da kullanarak, uygarlatrc
kahramanlarn srekli cinsiyet deitirdiklerini tam yerinde hatrlatyor;
Winnebago kabilesinin dzenbaz kahramannn ya da Mandan kabilesinin
kahramannn sonlarnn gelmesine yol aan deiim konusundaki bu
yatknlk kukusuz cinsiyetler aras ztl azaltmak giriiminden daha ok
eyi simgeler. Pierrette Desy, Tewa kabilesinde, erginleme merasimlerinde,
her ocua (erkek ya da kz) erkek mi yoksa kadn m olduklarnn sorul
duunu ve cevap olarak ilk seferde erkeim ikinci seferde ise kadnm
demelerinin istendiini anlatr. Burada sz konusu olan phesiz treyi
mitinin bir ritel sahnelenmesi olduu kesindir; esasnda Tewa treyi
mitinde, erkek-kadnn rol birincildir; rivayet edildiine gre, balan
gta byk bir gln suyunun altnda yaayan Tewalarda, erkek-kadn
kltrel kahraman Kanyotsanyotse, toplumun treyiinin farkh epizotla
rnn tamamlanmasn salayabilen tek varlk olmutur. Ama sahneyi, ilk
cinsiyet ztlnn geri arlmas (ya da bu konuda dua edilmesi) olarak
deil daha ok cinsel blnmenin ilk halinin geri arlmas olarak ve
bu adan da bir geri arma deil de daha ok artrma olarak yo
rumlamak yerinde olur. Tm erginleme ritleri ve, bu adan onlara ok
benzeyen giri ritelleri, cinsel tersine dn unsurlar ierir; Bori hausa
konusunda bunu gstermitik; buna, ritel etkinlii incelerken dneceiz,
ama artk, bu tersine dn unsurlarnn, farkllk olmad varsaylan bir
ilk halin basit bir biimde geri arlmasndan daha ok toplumda u ya
da bu sfata erienler iin kahraman boyutuna ulamaya dair simgesel bir
giriim olup olmadklarn sorgulayabiliriz.
u an iin, mitlerde kahramana atfedilen simgesel iin z olarak
grnen, cinsiyetlerin, nesillerin ve akrabalk ilikilerinin farkll-fark-
szl konusundaki oyun en dikkat ekici olgu olmay srdrmektedir.
Androjenlik, cinsel deikenlik, ya da homoseksellik, ikizlik, ensest
ve bedensel remelerin ilksel farkszl; bu konularn her biri, kltrel
kahramann tarihiyle farkl oranlarda ilgilidir; bu adan, Irokualar, Na
vajo, Hopi, Zuni treyi mitlerinin, Sahel Afrikasnn ve orta Afrikann
mitlerini hatrlatmamas sz konusu deildir. Ayn ekilde, tersine dn
130 PAGANZMN DEHASI
KAHRAMANLAR YA DA ANLAMIN KEYFL 1 3 1
ayinleri ve bunlann sahneye kard kiilikler (ritel soytarlan iftkiilik-
liler, rahipler, erginler, ergin olacaklar), glnl simgelemekten uzak,
kahramanlarn, iaretini tad ama ayn zamanda kopuunun etkenleri
de olduu ilk ayrmszlk zamanna gnderme yaparlar.
Bu adan henz insan olmayan ama insanlann yeryzne yerlemesine
nclk eden ayrca onlarn arasna karmak istemeyen, insanlardan
aada ve onlardan stn, srekU aldatlan dzenbaz kahraman Trickster
ya da kutsal Hergele, Paul Radin in deyimiyle tm kltrlerde karlalabi
lecek bir kiiliktir. Winnebago kabilesinden Wakdjunkagaya denk olarak,
dier Kzlderili kabilelerdeki Tavan ya da Marcel Griaule ve Germaine
Dieterlen tarafndan incelenen Dogon Kabilesinin soluk Tilkisi saylabilir.
Paul Radin, Charles Kerenyi ve C. G. Jung (1958) tarafndan sistematik bir
biimde incelenen Wakdjunkaga zerinde biraz daha duralm. Paradoksal
bir kiiliin (cinsel anlamda ift deerli, srekli blnen ve paralanan)
ok greceli btnlnde, kahraman kii ve hergele kii birbirine sk
skya baldr; uygarln treyii, kurnazlklar ve aklabanlklaryla bir
likte bunlarn kanlmaz sonucu olan baarszlklar da rivayet edilen bir
varla atfedilmitir. Bunun dnda, yine de, Hergelenin maceralarnn
en nemli olaynn, Yeryznn Yaratcsnn onu bu dnyaya gnderme
deki amacn aniden hatrladktan sonra, Missisipi kylarna yerleecek
insanlara yeryzn hazrlamay baarmas olduu grlr. Son yemeini
yedii yere knn izini braktktan sonra Missisipi ve Missouri nehrine
karan Hergele, okyanusa sonra da gkyzne ular; tanrsal zne
dner; bununla birlikte, dnyann yaratlmas zamannda, balangta ne
havyan, ne insan, ne de tanr olan bir melez varla dnmesi iin tanr
sallktan uzaklamas gerekmitir. Bu durumda, toplumun inas yalnzca
tanrnn keyfiliine indirgenemez gibi gzkyor ve C. Kerenyi, kutsal
Hergelenin miti ve Yunan kahramanlar arasnda kurduu paralellikte, bir
taraftan kltrel kahramann srekli olarak hatal, mutsuz hatta tembel
ve ak bir biimde hayvani yannn dier taraftan da tanrsalla byk
yakmiklannn altn da iziyor. Prometheus ve Hermes birbirlerine ok
benzerler. Prometheus, Wakdjukaganin bencil ve dzenbaz yanna sahip
deildir, ama Prometheusdan nce atei ve kurban icat eden Hermes
bu ciddiyetten uzak kaytszl iinde tar. Prometheusa gelince, figr
bir ekilde ikiye blnr. C. Kerenyiye gre hem Prometheus hem de
Epimetheustur; yapt her ey bir belaya davetiye karr: lk kurbann
baarya ulamasndan sonra, Zeus atei lmllerden geri alr; Promet
heus, cezasn ekmek pahasna atei tanrlardan aldktan hemen sonra
nsanla geri verir; aptal, akn (Pandorann kutusunu tanniann hediyesi
olarak kabul etmitir) karde ve ift Ephimetheus, kurnaz ve kurucu kah
ramann tersine tmlemesi olarak kalr. Tersine dn, cinsel deimezlik
ve tre ynelik belirsizlikler olgularna bah olan bu kart deerlilikte,
C. G. Jung, kendi evriminde hayvansal dzlemi daha yeni terk etmi bir
psykheye denk den, hibir bakmdan deimemi bir insan bilincinin sadk
imajn kefetmeyi baarr; bu durumda, Hergelenin yaamnn gln
epizodar. Amerikan Yedilerinin (ve dierlerinin) uygarlklarnn getii
eski ve aa hal konusundaki geriye dnk vizyondan doar. Ama Her
gele mitinin uygarln en yksek zirvelerine kadar ayakta kalmas, onu
tarihsel bir kalntdan baka bir ey olarak grmeyi zorunlu kdar; Jungun
glge olarak adlandrd, bilinaltna (kolektif ya da bireysel) yerlemi
kart eilimler biimi.
Ne var ki ilk kahramanlk zaman, insann tanrlara kar olduu bir
zaman olduundan, hem nemlidir hem de nemsiz. Hristiyan miri top
lumu ina eden bilme arzusunu insanlara, almayla, cezayla ve lmle
deten tek mittir; birok Afrika mitinde (rnein Denise Paulme tara
fndan La Mre dvorante (Paralayan ana, 1976) adh kitapta derlenen
masallardaki mitik unsurlar ve zellikle bu eserin Bat Afrikada lmn
z zerine iki konu balkh beinci blmndekiler dnldnde)
insanlar lm, ona, snrlarnn ve yazglarnn bizarihi ls olarak
maruz kalmadan nce isterler; lmn ve onunla birlikte bilinen ve
tannabilen yegne insan toplumunun lmnn belirmesine (fetih ya
da bat) yol aan henz lml olmayan bir insann merak ya da sa
brszldr; miti yaratan da bizzat budur. Ama lm genelde, kurucu bir
ihlalin, dzenleyici bir hrszln ve rnein atein kazanlmasnn cezas
olarak sunulur; Hlne Clastres ve Jacques Lizot (1978), Lvi-Straussun
Le Cru et lecuitdeki (i ve pimi) analizlerini belirgin bir rnekle ak
larken Yanomamilerdeki atein kayna mitinin ayn zamanda bir lmn
kayna miri olduunu gsterirler. Bu mit, tpk dier ayn trdeki mider
gibi, insanlarn atalarnn zamanna konumlanr; Yanomamilerin atalar
hayvan isimleri almlardr; Yanomamiler, aralarndan biri, Lyomarithawe
(Kara sinekkuu), atein sahibi olan ve onu aznda saklayan Caiman
gldrmeyi baarmcaya kadar atei kullanmay reddederler ve yemekleri
i yerler; kahkahlr atan Caiman atei azndan drr ve Yanoma-
miler atei ele geirirler. Caimanm laneti (artk lmsz olmayacak ve
yanacaksnz) onlara bu andan itibaren bir insani ve bir de kltrel boyut
verir; lmllk ve ritel yamyamlk.
J 32 PAGANZMN DEHASI
KAHRAMANLAR YA DA ANLAMIN KEYFL 133
Bylece Prometheus ilk gnahn muzaffer ve sulu imgesi olarak kalr;
Ren Girarda gre, kart deerli kltrel kahraman kurban edilmesi,
iddetin sona ermesi ve toplumsaln dzenlenmesi iin gerekli olan g
nah keisi kurban kiisinden ok uzak deildir; bu konuda daha sonra
iki aklama yapacaz.
Mit kahramanlar, mit, treyilerden bahsettii iin, atalarnkine
yakn bir kategori tekil ederler; az ok kurgusal olan bir soyktnn,
bir gncel toplumsal birliin kkenine kesin olarak yerletirmesi ve
gerekten mitik olan unsurlarn, uzmanlar tarafndan snflandrlmaya
ve yorumlanmaya allacak bir tarihe geirebilmesi mmkn olan klan
ya da kabile atalarnn durumu da buna tam olarak benzer; bu durumda
benzerlik, tanr, kahraman ve ata kavramlarnn yaknln gzler nne
serer; Togodaki Mina kabilesinde, ata kltleri yalnzca, atalarndan biri
savata bir adam vurmu (ya da esir alm) soylarda anlr; bu ata, bu ilk
ata, genelde klann ya da soyun yaadklar yere yerlemelerinin kkeninde
olan atadr; ona adanan klt vodulara, gerek anlamyla tanrlara adanan
kltlerin yapsna (sunaklar, salar, kurbanlar) yakndr ve baz durum
larda sz konusu olan, vodu kkenh bir atadr. Mitin ve tarihin snrnda
(ama bu snr burada zellikle anlamldr) yerleme ya da ky ina etme
anlatlar Afrikada ou zaman, gei figrleri de olan kahraman figrleri
ortaya karr. rnein Akan geleneinden esinlenmi, hepsi birbirine
ok yakn olan, bununla birlikte Fildii Sahiline yerlemi toplumlarn
toplumsal ve kltrel eitliliklerini gzler nne seren anlatdar hatr
layalm. Konularndan biri kukusuz, bugnn gerekliini gemiteki
bir birliin ve ortak bir kkenin dorulanmas zerine kurmak olan sava
anlatlar, ka anlatlar, birletirici anlatlar vardr; ama bir lde de
olsa hepsi ideolojik hale getirilen bu anlatlarn gereklik pay da vardr.
Fildii Sahili lagnlerindeki kavimlerin ou, ortak dava iin ocuunun
kurban edilmesine izin vererek kurban ycelten ve bylece soyun ve
mirasn anneden kza aktarlmas olgusunun nasl ortaya ktn gzler
nne seren, efin kz kardei kralie Pokounun, Baul epizodunu kendi
g ve kurulu geleneklerinin iine sokarlar. Bu epizot kaan grubun
gemesine izin vermek iin bir ocuun kurban edilmesini zorunlu klan
bir nehrin kysnda geer. Ama hangi nehir olduu ok iyi bilinmeyen
(ou grup iin sz konusu olan Bandamadr) bu nehir ayn zamanda mit
ile tarihin snrm oluturur. Tabii ki gruba bir balang ya da daha belirsiz
bir biimde bir g yn (doudan ya da gneydoudan geliniyordu)
verilir ama, nehri getikten sonra, bir toprak, bir alan belirir; o zgman
anlatya (ya da kaa) bir snr koymak gerekir; kozmogoniyi ve ardndan
gn anlatsn, hem mitik kahramanlarn sonuncusu hem de tarihsel
kahramanlarn ilki haline gelen bir kahramann sonuncu ve dzenleyici
hareketiyle ortaya kan ve grubun aylak aylak dolamasna bir son veren
bir okluduum (poigonie) takip eder. Franois Verdaux (1981) iki Aizi
kentinin (Nigiu Assoko ve Alaba) kurulu anlatlarn analiz ederken
bu kopuun nemini ok iyi gsterir; sonunda tabii ki bir zafer kazanlan
gn son sava, bir durumda Adyukrularn doast panterini yenen
bir kadnn, dierinde ise kendisini kovalayanlarn gcn sihirli gcyle
tketen bir savann iidir; her iki durumda da son sava corafi bir
alana yerlemi ve corafi alann ve toplumsal alann (soyaac) belirgin
biimde gzler nne serdii bir tarihin balangcnn iareti olmutur;
Ak bir biimde birinin yeri Gneydou dierininse dou olan iki
mitten biri, zel bir tarihin balangcn, dieri de tarihsel zamanlarn dou
unu simgeler. Bir cehennem ve bir cennet yklrken mitler tamamlanr ve
uzamdaki yerleri bugnk Aizinin corafi snrlarna karlk gelir (s. 74).
Kahraman, bir uzam ve dzeni bir hareketin yerine ikame ettii iin
doal olarak ilk siyasi figrdr de.
kinci aklama birincinin bir devam olacaktr; kahraman, ok ak bir
biimde kart deerli karakteri nedeniyle karmak bir kimlik modelidir;
ncesi olmayan bir toplumsal dzenin kkten bir biimde devrimci olan
kurucusu kahraman ayn zamanda toplum-olmayan halin nceselliine de
mmkn olan tek referanstr; yle ki bu iki kahramanlk kiplii edebiyatta
ve insan dncesinde bu iki ynn var olmasyla kendini gsterir. Oidi-
pus neredeyse tersine bir kahramandr, toplumsal farklln kurallarn
(soy ba, evlenme, nesillerin ayrlmas kurallar) ykt ve onlarn yerine
ayrm gzetmeyen tam anlamyla adlandmlamayan ilikiler koyduundan
(burada anlattklarmz asndan bunun bilincinde olup olmamas ok
nemli deildir) mit mertebesine ykselmi bir mite gre bir kahraman
dr; onu mutlu krallktan bilinli (ve kr) yalnzla gtren sre mitik
dzenin bu tersine dnn olduka aklar.
Dier adardan ve zellikle yazgsn kabul etmesini salayan bilin
dolaysyla Oidipus tam anlamyla trajik olan bir kahramansal boyutu
muhafaza eder. Ama bize ok da uzak olmayan sadizm, tersine dnm bir
kahramanlk, ahlaki ve dinsel nyarglar bir kenara brakp cinsel farkl
lklar sisteminin zihinlerdeki srekliliini (homoseksellikle), akrabalk
ve nesil iUkilerini (ensest ve yine muhtemelen ensest olan olanclkla)
bu sistemi reddetmenin ve daha genel olarak ereine (olanclk ve.
134 PAGANZMN DEHASI
yadsmann zirvesi olan cinsel objenin ldrlmesiyle) kar kmann
sistematik ve sapkn bir iradesi olarak tanmlanabilir. ModernUk temelde
anti-sosyal olarak tanmlanrsa ancak o zaman Saden kahramanlar
modern kahramanlar olabilir; kukusuz bu kahramanlar daha ok, izine,
farkllklar dzeninin herkese eit biimde uygulanmayacan telkin
etme eiliminde olan siyasal ve dinsel kurumlarda, hi phesiz farkl
ve son derece simgelemi kiplikler halinde, rastlanan g -toplumsaln
akl almaz paras olan g- isteinin zirvesinin somut rneidirler; sonu
Nazi ideolojisine ve rk canavarlklara varacak bu tr bir ilke, krallk
ensesti, erginleme ve gei ile ilgili tersine dn ritelleri, gnll lm
ya da toplumsal, kozmolojik veya meteorolojik sorumlularn ldrlmesi
kadar farkh oluumlarda da satr aralarnda okunabilir. Bu seremonilerde
sahneye konulan ve grlen, amata ok tematik, kuramda ok ilevselci
bir dinler tarihinin onlar indirgeme eiliminde olduu regressus ad uterum
(rahme dn) ya da gemiin basit bir biimde yad edilmesinden (in ilh
tempore) daha ok, toplumsala balanmakszn mantna hkmeden ve,
doalm gibi sunulan bir zorunlulukla, tanrlann, akl almaz olann ve
gerekli olann herhangi birinin taraftnda yer alan, toplumsal olann bir te
dnyasdr. Aslnda Sade, tann markidir, tpk kralln kendine tanrsal
ss verdii gibi. Mite dn, tersine kahramanlk: gcn sapkn eilimi.
KAHRAMANLAR VA DA ANLAMIN KEYFL 135
Destan Kahramanlar, Tragedya Kahramanlar
Eer tragedya kahramanlar, mit kahramanlarndan kkten bir biimde
farklysa, bunun nedeni kkenleri bir Yasa (Din) ncesine (onu olutur
mak ya da onu kendi karlarna iletmek anlamnda) dayanmad, ama
ayn zamanda, geriye dn umudu olmakszn, bu Yasann elikilerine
ve kimi zaman zorlayc olan gerekliliklerine maruz kaldklar iindir. Yasa
karsna yasa koysalar da hibir ekilde yasalara kar gelmezler. Destan
kahramanlan, bu adan, tam olarak, mit kahramanlan ya da tragedya
kahramanlan deillerdir
phesiz bu bakmdan, Hint-Avrupa destanlarnn, Georges Dumzil
(1971) tarafndan incelenen ve, eer yle denilebilirse, tanrsal zdee ve
mitik dnceye yine de daha yakn olan kahramanlarn deerlendirmek
uygun olur. Dumzilin, Mythe et popenin (Mit ve destan) blmlerinden
birinin bal olarak kulland deyimle tanrlarn oyununun ierii
olan bu kahramanlar, tpk treyi mitlerinin uygarlatrc kahramanlar
gibi, her baardan sonra ktcl bir yazgya, yanlla ya da hataya
mahkmlardr; kimi zaman yersel kahramanlarn ban dndren ya da
onlar kendine eken mitik kahramanlklara ykselilerin baka bir lekte
habercisi olduu dnlebilecek bir tanrla ykseli sayesinde ancak
lm annda kesin olarak kurtulurlar. Bu ekilde, Heraklesin baarlar
gnah eklinde (kahramann gnah ya da savann gnah)
paralara ayrlr; bu gnah farkl yaptrmlara yol aar (Zeusun dze-
ninden phe etme delilikle, haksz yere cinayet fiziksel hastalkla, onur
krc zina lmle cezalandrlr); bu gnahlar ve bu sular, Heraklesin
yaamnda, onun, Dumzil tarafndan birbirinden ayrlan ilk iki ilevine
(krallk ve savalk) hkmeden iki tanna (Hera ve Athena) ile ayr
ayr ilikisine denk den sahnelerin yaanmasn engellemez. Bu noktada,
rnek kahramanlar figrnn esas olarak insanlarn toplumunun dn
cesini dzene koymaya yarad grlr; Yunan kahramannn bir skandi
nav kahraman, Starkadr, ve bir Hint tanrs I ndra (burada da kahraman
ve tanr arasndaki snr belirsizdir: Herakles, Zeus ve Alkemenenin olu
ve Alkemene de Zeusun torunu deil midir?) ile karlatrlmas, onlarn
her birinin, yaamlarna ve yazglarna hkmeden tanrlarla srdrdkleri
ilikiler incelenirse daha kolay ve daha anlaml olur.
Destan kahramannn ana nitelikleri birok ekilde kendini gsterir.
ncelikle, her kahraman gibi yalnz, kendini yalnzla adam ya da
mahkm olmu bir varlk olsa da macerasn tek bana yaamaz; baka
larnn bak asyla desteklenen kahramann kahramanl bakalarnn
gznde dorulanr; ona en azndan bir srda ya da bir su orta, yani
her durumda tank olacak biri gerekir. Kendisi de bir karakter bir kiilik
olan destan kahraman karar (kendi karar) anndan kaamaz; Priamosun
ehrinin surlarndaki ve Akhalarn sava kalabalndaki tm gzler,
Patroklos ve Hektora, Hektor ve Akhilleusa, Akhilleus ve Parise ynelir.
Kahramanlarn lmne arpt tozlu ova, dier herkes iin sonunda
(bir bakaldr, bir znt ya da bir mzakere annda, insanlarn engel olu
namaz trajikomikliine sabitlenmi bir bak annda) bir atekes ihtiyacnn
kendini dayataca bir gsteri sahnesidir. Herkes, Baudelairein Gemi
Yllar (Dfuntes Annes) gibi gkyzndeki balkonlardan eilmi, vu
rular sayan tanrlarn her birinin, kendi payna ve yapabildii kadaryla,
kendi kahraman olarak grdn, onlan, Kanlmazln zaman gelen
ve herkesin kabul ettii yargs nnde, insanlar gibi, boyun edirmeden
nce, birbirlerine krdrtacak biimde yreklendirdiine ve desteklediine
ne kadar inanyorsa, bu karar verme annda kahramanlarn, kelimenin
136 PAGANZMN DEHASI KAHRAMANLAR YA DA ANLAMIN KEYFL 137
teatral anlamyla, bir eyin oyununu sergilediklerine de en az o kadar inanr,
insani ve toplumsal kimliklerini oluturan, ifade eden ya da koruyan her
eyle donanm (silah, zrh, geni anlamda dekorasyon) kahramanlarn,
insan kalabalnn ve tanrlar meclisinin dikkatli baklar altndaki
gsterisi ile, tanrlardan srlarn aran ve onlarn baklarndan kaan
gizli ve kart deerli bir siluet, insanlardan nceki zamann hayvann
simgeleyen bir ata, yz olmayan ve tohumunu brakt Toprakla kar
trlan bir ikiz olan, insani zamanlarn afandaki kltrel kahramann
karanlk ve grkemli giriimi arasndaki fark byktr.
Srf, aralarndan bazlar kendilerini ak bir biimde, iinde bulun
duklar, kendini bir gn kabul ettirme zorunluluu ile tanmladklar iin,
tm destan kahramanlannn kendi seyircisi vardr. Hakikatleri, lmleriyle
kanlmaz bir biimde zdelemez: zaman geldiinde olduklar ey olarak
kendilerini kabul ettirmek onlar iin yeterlidir; yazgs bir su akntsna
terk edilen ya da bilinmeyen bir yere braklan ve bylece ok fazla
inanl olmayan bir krallk hizmetisinin tereddtleri sayesinde lmekten
kurtulan ve, hikyesinin bitiminde, kendi halknn hikyesini bulan kral
ocuk ya da yazgs byk olan ocuk izleine saysz gelenekte rastlanr:
daha yukarda bahsedilen Peder Boucher, Musann ve Vinu-Krnann
ocukluunun ve genliinin epizotlarnn birbirine benzemesini. Kutsal
Kitapn Hintliler zerindeki etkisinin kant olarak grmtr. Yaanan
saysz tecrbeler, anlk zayflklar ve hatta clzlklar geri dn ve kabul
edilme ann geciktirebilir ve, bu ekilde, grkemini biraz daha artrabilir:
sabr ve kurnazlk, Sahel blgesindeki bir kahraman olan Sundjataya bir
imparatorluk kurma, Odysseusa serven dolu yolculuunu tamamlama,
tm kahramanlara, bir gn zaferinin final sahnesini oynayabilme olana
salayan erdemlerdir.
Edebiyatn ve sinemann bu geciktirme, gizleme ya da geici olarak
kesintiye uratma etkisinden ald pay bilinir. Hayranl arttran ve
heyecan yaratan, tertemiz bir baardan daha ok, uzun sre sonra kaza
nlan, ya da artk beklenmeyen baardr; Napolyon, bir sreliine (ama
uzun bir sre iin deil) Bonaparte izmelerine yeniden kavumay buna
borludur ve Cassius Clay They never come back gibi ok etkileyici
bir sz sylemi olduu iin bir ampiyondan fazlas olmay yine buna
borludur. Ama destan kahramanlarnn grlmek ve hatta, kelimelerle
biraz oynarsak, iki bakn nesneleri olmak iin yaratldklar dnda ne
sylenebilir? ki bakn nesneleridirler nk, bu kahramanlarn hepsini
biliriz: Akhilleusu, Uiyssesi, Roland hepsini biliriz, yky anlatann
dinleyicileri her zaman hepsini bilmitir; destan paralar, krmtlar halinde
anlatlr, ama bunlar dinleyenler, ad geen kahramanlarn rapsodisinin
ve son yazgsmm tm hakknda bir bilgiye sahiptirler. zellikle, destan
anlatsnn iindeki gsterinin tanklar, ayn zamanda destann karak
terleri de olduu iin iki bakn nesneleridirler: Homerosun savalar
ve tanrlar. Eski Yunanl ozann dinleyicilerine anlatt anlatnn hem
aktrleri hem de seyircileridir; kahramanlk eylemi, anlatnn ve temsi
lin nesnesi olduu dnlrse, bir gsterinin gsterisidir. Grdmz
ya da iittiimiz hem kahramanlardr hem de onlara bakanlar ve onlar
dinleyenlerdir: Hektor, ama ayn zamanda Astyanaks ile birlikte Andro-
makhe, silah arkadalar, onlarn karsndaki dmanlar ve onlarn ortak
tanrlarnn oluturduu kalabalk; Solak Silahr ya da Altn Tabancal
Adam, ama yan zamanda, Paul Newman ve Henry Fondann silueti
arkasnda, Amerikann gneydousunun kk ehirlerindeki kaygl,
korkmu ve dikkat kesilmi kalabalk. Ve bu gsterinin gsterisi bize
toplumdan bahseder.
Destan oluturan eylemdir, ama eyleme hkmeden yasadr; bu yasaya
ya da yasalara bal olma durumu, ancak bir ift grelilik gz nnde
bulundurularak kavranlabilir. Bir yanda destan anlatlarnn antrd
toplumsal balamlar ayn deildir: Homeros dnyas, Charlemagne
Avrupas ve XI X. yzyln Vahi Bats, destan, kendi doal davurumu
olarak reten bir model duruma indirgenemez. Dier yandan, destan ya
pt, betimledii dnyann ada deildir (bu adan tragedyadan somut
bir biimde farkldr); tarihten doar ama tarihsel bir eser deildir - bu
ayrm Aineis gibi smarlama olan ya da iinde bulunduu adan bahse
den eserlerde zellikle belirgindir; ayrca, anlatlan dnem ile o dnemi
anlatan eserin dnemi arasndaki mesafe nemli lde deiebilir. Bu
ekilde, birlie ok yakn olan bir Eski Yunan dnyasnn, meruluunu
ayn destan fonuna dayandran bir Romamn, temelde ulusal birlikle
megul olan bir Gneydou Amerikann yanlsamas zamansal olarak
uzakta yaratlr; bu uzakta yaratlma durumu, bizim iin, Kzlderilinin,
kahramanlk konumuna, ancak Gneyli kahraman olarak ulat western
filminde, yani kendine rk olmayan ve hatta rklk kart (bunlar,
baka bir hikyenin ncelikleridir) grnm vermi westem filmlerde,
zellikle kavranlabilirdir.
Her durumda, yasa, nceden orada, eylemin ncesindedir (oysa mitik
eylem yasay kurar), ve destan kahraman, her ey bittikten sonra yasa
nnde eilen oradaki kahramandr, ister, yasay temsil etsin ve yasay
138 PAGANZMN DEHASI KAHRAMANLAR YA DA ANLAMIN KEYFL 139
egemen klmak iin meru glkleri (karsna ya da ailesine olan sevgisi,
yasa adna yaplan adaletsizliklerin bilinci) amak zorunda olsun. ster,
yenilmi olduunu bir gn kabul etmesi gerektiini bilerek (tpk onu iz
leyenler gibi) bakaldrsn. Kendi kesine ekilen Akhilleusun fkesinin
srmesi mmkn olmayacakt. Destan hi de psikolojik deildir ve destan
kahramanlar, nanslar ve zayflklar olan, ama elikiler barndrmayan,
srprizlere ak olmayan, kendini bir yazg ya da bir proje ile zdeletir
mi nemli karakterlerdir: Bu kahramanlar, bu ekilde, imdiki zaman
dnmeyi meslek edinmi ve bunu yapmak iin gelecein iaretini geriye
dnk olarak gemiin tecrbelerinin iine yerletirme eiliminde olanlar
bakmndan kesin ama geride kalm anlar temsil eden tarihin ideolojik
olarak ele alnmasna mkemmel bir biimde elverilidirler. Bylece des
tan kahramanlar, kendi snrlarn amann, bir Roma istikbalinin ya da
bir Pax americananm kanlmazlnn adeta cisimlemi hallerdir; ama
destan, tam gereklik, btnsel rasyonellik ve mutlak zorunluluk ann
izleyiciye ya da dinleyiciye doru iterek (Odysseus, Penelopeiaya kavu
tuunda, trenin gelii srnn kolay tahliye edilmesini saladnda ne
olacaktr?), kahramanlarna anlk bir byklk salar, ayn zamanda da
lml bireysellii andran, alamaz ve sonu umutsuz bir eyi simgeler;
bu nedenle destann, Racinein, tragedyann tm gzelliini temsil ettiini
dile getirdii bu grkemli hznle ou zaman benzer yanlar vardr.
Mit gibi tragedya da kurucudur, ama tarihin zel bir ann kurar. Bu,
yasann zerklemesi andr yani yasann hem gerekliliinin hem de key
filiinin bilincine varmaya denk den andr. Oidipusun, masumluuna
ve bilinsizliine karn ve Orestesin de Kiytaimestraya ramen ve
onun yznden sulu olmas gerekir. Tragedya da, destan gibi, gsteri
nin gsterisidir ve kahramanlarn tan koro bu gsterinin parasdr ve
icabnda bize bu gsteri hakknda elikili veriler aktarr ve aklar. Bu
konuda daha gncel bir aklama getirebiliriz: Jean Daniel, yeni filmlerle
(Kalpazan, Belfastta lmek) ilgili olarak, lke dndan yayn yapan bir
radyodaki konumasnda (13 Ekim 1981), kltrmzn gzetleyici
karakteri zerinde duruyordu: Bu tr filmlerin gzler nne serdii ey
aslnda, gncellikten daha ok, herhangi bir bireyin bu filmlerden ald
ve onun iin gsteri ile ayn ey olan gsterimdir (vision). Aslnda,
gnmz dramlarnn sahneye konuluunun, bir gsterinin gsterisinin
ortaya konulmasna dayanmas (tarihin anlam ve anlamszl zerine bir
pheye yol aan, trajedi ve destan birleimi) anlamldr. nk filimJe bir
tank (Kalpazan filminde muhabir) rolnde oynayan filmin kahraman.
ak bir biimde, temelde gzlemledii eyin anlamna ynelik, baka bir
deyile, gzlemledii kiilerin, onlarn eylemine kart bir anda bile,
karakterine ynelik bu phenin ifadesini bulduu kiidir; bir destana ya
da bir tragedyaya benzeyip benzemedii konusunda a priori olarak hibir
ey sylenemeyecek bir hikyenin kahramandr.
Yunan tiyatrosunda, tragedya, byk bir lde, hak ve yasa zerine
retorik dzlemde bir tartma olarak ortaya kar. Jean-Pierre Vernant
(1972) Yunan sitesinin tarihinin belirli bir anna denk den bu mitten
tragedyaya geii analiz etmitir. Vernantn dnceleri, daha ok, ona
gre Yunan tragedyasnn Batda ilk kez taslan yapt bireysel irade
kavram etrafnda ekillenir; Tragedya yazarlar, gerek etkenler olarak
tasvir ettikleri kahramanlar yaratma eiliminde olsalar da, olduka dikkat
ekici biimde, etken olma ile maruz kalma, kahramann isel kendili-
indenlii ile tanrlar tarafndan nceden belirlenmi yazg arasndaki
dengeyi ya da gerilimi devam ettirirler. Tragedyann balatt derin
tartma, insann kendi edimleri konusundaki sorumluluu zerinedir;
bu tartma, bir lde, mitin gemii ve sitenin bugn arasndaki bir
tartmay, greli olarak ksa olan tarihsel bir dnem boyunca tragedya
trnn ortaya kna, ykseliine ve sona ermesine denk den bir
tartmay kapsar. Mit ve eski dinsel dnce biimleri tarafnda, kah
ramann, onunla e grlen daimonu, nceden belirlenmi yazgsal yan
artrlr; yeni hukuki kavramlar ve politik pratikler tarafnda ise,
kahramann, sorumlusu (aitios) olarak grld tutumunun istemli ve
bilinli yan ortaya kar.
Bu kart deerlilik, yazglar birbirine zt iki karakterde (personnage)
ifadesini bulur. Sophoklesin Oidipusu bilerek hibir ey yapmaz; kendi
kendine, her ey sona erdiinde crmlerin en irencini ilemekten sulu
olduunu, ama bu suu ilerken tanrlarn iradesinin aleti de olduunu
anlamasn salayan bir aratrmaya giriir. Daha yukarda, Oidipusun
mitik duruma bilinsiz ykseliinden (toplumsaln zn oluturan bir
farkllklar ve iaret noktalan sisteminin aamal olarak ortadan kalk
masyla) bahsetmitik; J.-P Vernant, kabul edilmeye ve gze alnmaya
deer olmayan bir cezann sonunda, Oidipusun insani durumun stne
ykseldiini ve insanlarn toplumundan ayr dtn hatrlatarak, bu
ykseliin son noktasn, Oidipus karakterinin, kendi kendine ve kendisini
kendisine bir gnah keisi olarak adeta sunan bir tanr gibi halknn mut
luluunu salayabildii son noktay gsterir. Aiskhylosda, Grestes, tersine,
Atinada kurulan, insanlarn oluturduu ilk mahkemede aklandktan
140 PAGANZMN DEHASI
KAHRAMANLAR YA DA ANLAMIN KEYFL 141
sonra insanlarn toplumuyla yeniden btnleir. Orestes annesini kasten
ldrmtr, ama onu savunanlar Apollonun buyruuna gre davrand
n hatrlatrlar. Bununla birlikte, lehine ve aleyhine olanlarn eitliini
yeniden salayan ve bylece onun aklanmasn salayan Athenann oyu
olduuna gre, insan ahlak onu tmyle balamaz.
Vernant bir tarihi olarak, iki anlayn (tanrlardan gelebilecek delili
in tehdidi altndaki tm bir rka balanan bir su-leke (faute-souillure)
anlay ve bireyin ahlaki adan zelletirilmesi anlay) ancak belirU bir
balamda bir arada var olabileceinin ve modern bir dnme biiminde
birbiriyle badamazm gibi grndklerinin altn izmekte phesiz
hakldr. Ama bu bir arada varolma durumu daha genel olarak, bireysel
edim, yasaya kar geldii ama daha ok yasann anlamn arad veya
kart yasalarla arpt zaman kendi kendini zgr olarak tanmlamak
tan ve bu zgrl yalnzca bir zorunluluk yokluu olarak hissetmekten
neredeyse akln yitirmesine yol aan trajik hareketin zn tanmlar.
Vernant, Yunan tragedyasnn evriminin bizzat kendisinin, etkenin Yu
nan kategorisinin (...) greli dayankszlnn kant olduunu gsterir.
Byk tragedya yazarlarnn sonuncusu olan Euripideste, tanrsal arka
plan silikleir ve bize sunulan insani ve psikolojik karakterlerdir; ayn
ekilde, Vernant, Jacqueline de Romilly ile birlikte, tragedyann, tanrsal
dzenle ba koptuu zaman, bir eylemden daha ok duygu durumunu,
insani dzenin bunalmn dile getirdiini belirtir. Dahas, Euripides
tragedyasnn, kaderin glgesini ortadan kaldrd iin, gerekten trajik
olan yalnlnda, her insani eylemin kahramansal karakterini (zorunlu
olmayan) ortaya karp karmad sorgulanabilir.
yleyse, gemie, muhtemelen mitik gemie gnderme yapan isim
lerine ramen ya da daha ok bir simgesel durumu artran bu isim
yznden tragedya kahramanlar, her durumda ak bir biimde, onlar
seyredenlerin ada olan kahramanlardr; hi kimsenin bundan phesi
yoktur; tragedya eserlerini, her birinin anahtar eserler olarak ifresini
zmek iin XVI I . yzylda gerekletirilen denemelerden bahsetmek-
sizin, o dnemde tragedyann yorum gerektirmeyen bir eit aklkla
an kostmleriyle oynandn zellikle belirtmek gerekir. Tragedya
kahramann yaratan tartmalara ve tutumlara gelince, uras ok ke
sindir ki bunlarla ilgih, ne bir Eski Yunanh tragedya yazar ile bir dieri,
ne Corneille ile Racine ne de, daha byk lde. Yunan tragedyalar ile
Fransz klasikleri arasnda bir benzerlik vardr. Klasik Fransz tiyatrosunda.
Yunan tragedyasndakileri hatrlatan salmmlar ve bir gehimi saptamak
da olduka anlamldr. Corneille ve Racine kahramanlarnn yznde, en
fazla bir kuaklk mesafede, aristokrasinin kendi kahramanlk ahlakm
savunduu. Fronde partisi dnemine yakn bir dnemin zelliklerini,
monarinin yemden kurulan otoritesinin, Fronde partisi yandalarna
arln hissettirdii bir dnemin zelliklerinden ayrmak mmkndr.
Ama tartmada kullanlan ifadeler evrim geirmise de, biimi aynen
kalmtr. Bu biim, nedenlerin ortaya konulmasdr; tragedya kahraman,
taknd tutumdan asla phe etmez, bir eyin iyi ya da kt yanlarn
asla gz nnde tutmaz; Nadal (1948), Corneille tragedyasnda hibir
eyin, her gelenein bu tragedyada grmeyi istemi olduu, dev ve tutku
arasndaki o atmaya denk dmediini ok iyi gstermitir; devi yara
tan bizzat tutkunun dayatmasdr ve bunun tersi de dorudur; ak, kendi
gerekliliinin taycsdr. Chimne, Rodriguein, babasnn intikamn
alamayacan asla dnmemitir; ak da tutku da, Corneille kahrama
nnn kamay dnmesinin bile mmkn olmad ama tasvirlerini ve
sonularn ak bir biimde kafasnda canlandrd (bazen honutsuz
olmadan) bu onur kodunun iinde yer alr. Rodrigue ile ilgili msralar,
bir yaknmay dile getirseler de asla bir tartma iermezler. Racinede de
hibir tartma yoktur; Racine kahramann direnci, Corneille kahrama-
nnkinden daha ok krlmaz: Brnice, Titusun gideceini bilir; Titus
asla grevinden phe etmez (bu onun o kadar houna gidiyordu ki!);
Phaidra, yalnzca itirafn sarholuuna ve daha derin bir biimde ensest
arzunun utanc karsnda lmn sarholuuna dayanamaz; Minos ve
Pasiphaeden, bu ll ve sert kadn kahramana uzanan mesafe ne
kadar da uzundur - adeta mitten tragedyaya uzanan yol, edebi yaratnn
dselliinde sona ermitir; Phaidra, insanstlk mirasn reddeder ve
onun iin mmkn olan son yolla (lmle) tanrsal intikama meydan
okur; o zaman, tmyle insani olan Phaidra, akn hoyratln, kendi
elikililiini dile getirir (Hippolytosa, Theseusta sevdii eyin onun
hl genkenki yz olduunu sylediinde tamamen yalan sylememi
midir?) ; Phaidra, psikolojisiyle romanesk kahramanlara daha yakn etten
ve ruhtan bir varlktr.
Tragedya kahramanlarnn grnte kalan ve imknsz arzusunun,
kimi talihsiz veya kt durumlarn sonucu olarak gelip dayand yer
neresidir? Dikkat edilirse, klasik tragedyada alamaz bir engel izlenimi
vermek, kahramanlktan baka her eyi dnlemez yapan zorlayc
balang durumunu yaratmak iin her ey elverilidir; evladn sevgisi,
bir pagan tanrnn laneti, Hristiyan Tanrsnn sevgisi, Devletin iyilii.
142 PAGANZMN DEHASI
KAHRAMANLAR YA DA ANLAMIN KEYFL 143
Rodriguein ak (belirli bir ak biimi) karsndaki tutumu bir zafer
ya da Augusten, intikam karsndaki tutumu bir ret olarak ortaya
konulursa, bu zaferin ya da bu reddin nedeni sorusu, tmyle ortadan
kalkyormu ve asla ortaya konulmuyormu gibi grndnden olduu
gibi kalr; onlara yn veren deerler abuk evrimleir; Racine hayranlar
yah Corneille ile artk ok fazla ilgilenmezler. Ve bununla birlikte, Racine
ve Corneillein en baarl eserlerinde, tragedya figrleri, konjonktrel
tarihsel gerekliklerinin tesinde, bizi kendilerine ekerler; Orestes,
Elektra, Antigonenin, yazarlarn (ve seyircilerin) srekli peinde olduu
bu karakterlerin, XX. yzylda yeni bir genlik bulmas iin tek bana
isimlerinin olduka byk bir simgesel arl vardr. Yasann, ondan
kanlabilmesi veya reddedilebilmesi iin keyfi olmas yeterli deildir; d
ncenin, belirli bir lde (tmyle toplumsal lde) yabanclamamas
iin ak olmas yeterli deildir; eer alnabilecek bir ders varsa tragedya
nn bize verdii ders budur: hem kahramanlklar, kendilerine ar gelen
gln tam olarak kabul edilmesinden ve benimsenmesinden geen
kiilikler araclyla, hem de bir anlam olutuuna inanmak iin formel
bir tartmann sahneye konulmas yeterli olan biz seyirciler araclyla
gsterinin bize sunduu simgesel etkililiin gsterisinin bizzat kendisidir.
Eer kahramanln anlam olmasayd, eer trajik gln, kayna olan
yanlsamadan baka trajik bir yan olmasayd, bizimglklerimizin ve
bizim edimlerimizin ne anlam olurdu?
Fransz klasik tiyatrosunun, ne srf mitik ne de tmyle trajik olan
kahramannn (Molierein Don Juan) yol aabilecei yanl anlamalara,
kzgnlklara ve sama yorumlara bir an iin dikkat edilirse, insanlarn, ne
kadar devrimci olurlarsa olsunlar, deimez simgesel iaretlere duydukla
rn sandklar youn gereksinimden baka bir ey hissedilmez. Don Juan
belirli bir sayda kar k sergiler: Yalan dncesi onu iin utandrc
deildir, insan sevgisine inanmay istemez; sonu olarak, kendine, dlad
gereklikleri simgeleyen puta (Commandeurun heykeli) adamay ve
genel olarak puta tapmay reddeder. Eer artyor ve batan kartyorsa,
heykele dnmeyi hi istemedii iindir; kutsalla aykr davranr ama
akalar yapar; meydan okur ama elenir. Aklcdr (iki kere ikinin drt
ettiini kabul ettiinden) herhangi bir Shakespeare dramndan km
deildir, yaamn hayal etmez, bir romantik d krklnn, imknsz
akn ya da yitip gitmi bir yaamn habercisi de deildir. Son maskara
lna gelince (bu, gcn ancak, baka yerde, Mozartn mziinden
alr) gln entrikas, daha ok. Don Juan hikyesine son vermenin
mknszlm gsterir; kukusuz her trl yabanclamann reddi, lme
gtrr, ya sonra?
Bununla birlikte. Don Juan, zorunlu yalnzl ne olursa olsun, dier
lerini nasl kullanrsa kullansn, Blangis dk bakan Saint-Fond ya da
baka bir Sade karakteri deildir. En azndan bir davran, bir sz ve bir
ekicilik (Elvirein karsndaki tereddd, insanlk ak iin dilenciye
verdii sadaka son olarak da domak zere olan aklarn bysne
ynelik kar konulamaz eilim) onu yle olmaktan kurtarr. Kiiliin bu
son bileeniyle (bu eilimle) ilgili iki aklama yapmak gerekir. lk nce,
bu don-juanizmi sadizmin kart haline getirir; kadn avcs fethetmek
iin inanmaya gereksinim duyar; bir sre (haz zamannda) ayartacak bir
kiiye, kar koyan ve fkelenen bir kiiye gereksinim duyar; bu geici
srenin. Les Cent Vingt Journes de Sodomeda (Sodomun Yz Yirmi Gn)
Blangis dknn aklad gibi, uzamas muhtemel bir deneyimin, mutlu
bir haz deneyimi olarak sona ermesi iin, nesnesini ldrnceye kadar
sren titiz takibinin gerektirdii Sade tarz sreyle hibir ilgisi yoktur;
don-juanizmin her zaman baarszla urayan hazz ile sadizmin her
zaman geciken hazz arasndaki bu kartl yorumlama iini bakalarna
brakp, ikinci olarak. Don Juanm, bitmek tkenmek bilmeyen yeniden
balama gereksinimi sayesinde mitik boyuta ulatmm altn izelim;
hemen her zaman mitler ile kompleksler oluturan psikanalizin buna
drt elle sarlmas artk artc deildir; ama baka bir dzlemde, Don
Juan kiiliinin, baka her eyden daha ok, lmn reddinin deil ya
lanmann reddini, tarihin reddinden daha az toplumun reddini ve, daha
ok, toplumsal iletiimden nceki bir farkszlk durumunun nostaljisini,
Levi'Straussun saydamln baka bir miti (ilkel toplumlann miti) ile ilgiU
olarak antrd, balanglarn tanmlanamayan byklne ait bir
eyi simgelemesi de artc deildir.
144 PAGANZMN DEHASI
Kimlikten zdelenmeye:
Romanesk Kahraman ve Okuyucusu
Burada, daha nce yle bir deindiimiz ve etraflca ele alnmas ge
reken bir nokta zerinde duracaz. Don Juan, Molire versiyonunda,
niteliklerini ve hikyesini bildiimiz ya da bildiimizi sandmz bir birey
deildir; sonu bile, ona bir yazgnn arl ve hakikati yklenemeyecek
kadar dseldir; onunla ilgili ancak davranlarna ve aklarna baka
KAHRAMANLAR YA DA ANLAMIN KEYFL 145
rak yarglarda bulunuruz; bakalarnda ve kadnlarda ona kar bir ilgi
uyandran yalnzca, kendisini baka bir hikyesinde gereklememi bir
dn kafasnda canlanmasn salayacak, onu bir an iin heyecanlan
dran geici bir harekettir. Kendi ahlak ann ocuu olan Don Juan,
Pascale gre her insan gibi, varlklar deil yalnz nitelikleri sevdiine
inanr. Bununla birlikte, kiiliinden hibir ekilde benin (Montaignenin
tiksinti verici olarak tanmlad ve Pascalin, imgeleminin tutsa olarak
grd ben) bozulmasna rastlanmaz. Hem kalbin ift deerliliine, al
gnn salnmlarna -bireysel kimliin krlganlna- hem de toplumsaln
kumazhklanna verilen nem Fransz edebiyatnda oturmu bir gelenektir;
Montaigne, birka saniyelik kimliksiz yeniden douuna olanak salayan
bir baygnln, bir bilin kaybnn bysnden bahseder; Montaigneden
esinlenen Pascal, yerlemi bir kendi bilincinin glkle kavranabildii ba
dnmelerinden, batan kmalardan ve seraplardan bahseder; Rousseau,
Bienne glnn kylarnda, tmyle fiziki bir dnyann uultular, klar
ve esintilerinde, bilincin younluunu dalgalarn ritmiyle yntemli bir
biimde azaltmay dener. Ama kuramsal grnmn tm yanlsamalar
na -kltrlerin grelilii, bask aralarnn tm ciddiyetinin bal olduu
grn ve giysi oyunu, mlkiyetin yasa diilii- kar kan (hangi gle
bilinmez) ayn kiilerdir. Kendinden emin bir ben imgesinin yanlsamas;
gereklii doal olarak ezelden beri kurulmu olan bir toplumun dnce
sinin yanlsamas: Ne var ki bu iki yanlsama birbirine karmaz ve kincisi
birincisini greli hale getirir; bireysel bilin, ayn ekilde, kendini kaybet
me riski ile kar karya kald kimliin bir berisini, lmn kylarna
vaktinden nce bir dn tecrbe etmi olsa bile, bir reddi (insan ar
gelen ve Pascalin, ar geldiinin bilincinde olmann insann bykl
olduunu dnd eyin reddedilmesi, Commandeurun reddedilmesi.
Kt inin reddedilmesi - eer XVI I . yzyl bir kahramanlk a ise, bu
an kahraman kukusuz Descartestr) dile getirmek iin kendi kendinin
deerlendirmesini ve kendinin bir zetini, toplumsal yanlsamalarn ve
putlarn bilincine vararak yapar.
yleyse, bir eit bahis olan benin gereklenmesi, kimliin, yanl yne
sapt ya da paralara ayrld, kaybolduu ve kendini yeniden bulduu
saysz yolun ve inilerin yadsnmas anlamna gelmez. Ama anlarn ve
niteliklerin greli zerkliine yneltilen dikkatin, bir yanda sadik bakn
gerekletirdii fetiist paralamayla, dier yanda da kimlik kavramn
greli hale getirmeyi amalayan baz toplumlara zg kii ve tarih kuram
laryla hibir ilgisi yoktur. Bu u anlama geliyor: Tragedya kahramam ile
romanesk kahraman arasmdaki geiin beUrtisi olduunu dndmz,
reddetmenin kahraman Don Juan, bu adan, mit kahramanndan kkten
bir biimde farkldr; yasann ncesinde ya da sonrasnda deil, tesinde
olan Don J uan, akn d krklndan ve lmn yaklamasndan nceki
youn anlarda z varln gereklemekten baka bir eyle ilgilenmez;
ama kltrel kar-kahramamn bu gereklemesi, cinsel kart deerU-
likle oynamaz, Afrika ve Amerika kurucu mitleri incelendiinde Sade
hatrlatan, organlarn fetiist zerkliini hibir ekilde artrmaz, her
trl tanrsal soy ban ve ayn kiinin dierinin iinde geri dnn,
dolayl olan da dahil her trl kaltm reddeder. Don Juan ile birlikte,
tanrlardan insana uzanan gzergh sona ermitir.
Psikolojinin kahraman sahnesine giriiyle birlikte, maskelerin, kimlii,
bir karakterin, bir roln, bir ilevin iine yerletiren ama orada sabitleyen
maskelerin. Yunan tragedya kahramanlarnn sahip olduu maskelerin,
Afrikaya zg ritele canllk veren ve bu riteli evrenbilime ve kozmo
goniye balayan maskelerin dt sylenebilir.
Maskenin simgesellii, yukarda bahsedilen, bedenin organlarnn
zerkletirilmesi'fetiletirilmesi ile ilgili olmasndan ayr olarak, aslnda,
dnya dzeninin tam bir zetini tekil eder; srekli tekrarlayan bir senar
yonun, bireysel ve toplumsal yaamn seremonilerinin (topraa vermeler,
cenaze trenleri, salgnlar, farkl mevsimlerin balangc...) dzenli olarak
artrd kahraman, maskenin arkasnda bulunan (ve kadnlarn ve
ocuklarn, kimliini bilmedikleri kabul edilen) insan, onurlandrlmas,
kullanlmas, yattrlmas ve her durumda sahneye konulmas gereken
gc icra eder nsanlarn en yaknnda ama tanrsal iaret olan maske,
kndan nce gelen ve gidiini takip edecek bir gizemden beslenir, ama
ortaya k srprizsiz deildir: sesi (her zaman ok kolay ayrt edilir),
danslar, ssnn detay tannr. Bat geleneinin Arlequirii, Polichinellei
ya da Pierrotsu gibi, bilinmekten daha ok tannr. Maske, anmaya (l
leri) veya mevki deitirmeye (erginlerin) yardm ettiinden, bir gnn
kahramandr, ama her zaman kendi kendine benzeyen bu gn, her
hikyeden nce kalc kimliin bir anlmasdr ve bu anma tm toplulua
hitap eder Deleuze ve Guattari (1972) Maskeden, bir kolektif organ ola
rak bahsederler, bu tanm, Oidipus geninin doruklarnn, kendi iine
hapsettii, modern Batya zg bir ben anlayndan, hem daha paral,
hem de baka trl tmleik olan bir ben anlay ile ilikilendiriyormu
gibi grnrler. Burada, eer maske kolektifse bunun nedeninin her
eyden nce, dayatt anma ve bu anmay dayatt topluluk sayesinde
146 PAGANZMN DEHASI KAHRAMANLAR YA DA ANLAMIN KEYFL 147
olduunu belirtmekle yetineceiz. Toplumun bir imgesi deildir ama za
man iinde ve zamanla sabitlenen ve bir yansma gibi adeta topluluktan
doan, toplumun yaratt bir imgedir.
Mitsel kahraman, yalnzca bellekten doan hatrlamann kahraman,
yazarsz bir kahramandr ve bundan dolay gerek bir aktr yoktur: yo
ruma msaade etmez. Eserlerin bireysellemesi (bir yazarn belirtilmesi)
yorumlarn bireysellemesi (maskelerin dmesiyle birlikte yazarlara zg
bir oyunun ortaya kmas) ve okuyucularn bireysellemesi (yazya bavu
rularak, eser ve okuyucusu arasnda srf ikili olan bir ilikinin kurulmas) bir
arada olmazlar ama birbirlerine yaklarlar; ve bireysel psikolojinin zaferiyle,
roman trnde doruk noktalarna ularlar Bu noktada, aklama bize
gei iin yardmc olacak. ncelikle, edebi tr ile onun temel figrn
birbirine kartrmamak gerekir: ne destans destan, ne de romanesk roman
zerier; destanda ya da romanda mein tragedya kahramanlanna rastlanr;
Hergele mitiyle ilgili hikyeler dizisi bir tr pikaresk romana benzer; ikinci
olarak, mit, destan, tragedya ve romann art arda gelii hibir dorusal bir
evrime tabii deildir; gnmzde grsel-iitsele ynelik ilgi, romanesk d-
sellie son vermi ve icra alann daraltmtr: ou zaman, bir kiilik tipine
younlamaktan daha ok aktrn oyununu deerlendirmek iin, bir filmde
bir aktrn oyununu izlemeye giden, yani filmi aktr yznden grmeye
giden izleyiciler bunun kantdr; film endstrisi bunu o kadar iyi anlamtr
ki belirli aktrleri belirli rollerle snrlamtr o kadar ki bir filmin afiinin
tepesindekilerle birlikte k, bugn Dogonlardaki ya da Senufolardaki
maskelerle klar hatrlatr: ve bugn popler aktr, sesindeki en kk
ton deiimlerine, yzndeki en kk tebessme kadar tanrz; eer, en
ticari dzlemdeki birok film birbirine benziyorsa, bunun nedeni belirli
aktrler iin yazlm olmalardr; film ritele, karakter de (durumu gre
soukkanl, babacan, gergin olan maskesi ya da allm dildeki anlamyla
yz yceltilen kiilik) mitik kahramana dnr.
Burada edebi ya da teatral hikye ile megul olmuyoruz; basite ilgilen
diimiz ey, sadece davranlarnn toplam olan sahnelemeyle tanmlanan
kahramanlardr (hem tarihin kahramanlar hem de mitin kahramanlar,
hem etten kemikten varlklar hem de kurgunun eseri olan yaranklar);
bu sahneleme temelde her zaman, kahramann kurduu, uygulad ya
da dlad bir yasann merkezine gre dzenlenir, bu, her zaman, ey
lemlerinin ya da tutumlarnn, bireyin toplum ve eylemle ilikisi zerine
bir dncenin en azndan potansiyel bir biimde datclan olduklar
anlamna gelir unu da ekleyelim ki, kahramanlk, farkl kipliklerinde.
gsteriyi ve sahnelemeyi gerektirse de, sahnesi olmayan kutsal yoksa da,
her sahne ve her sahneleme, kutsah, sadece, insanlar arasmdaki ilikilerin
temsilini ortaya koymalarnm gerekliliinin doal olarak dayatlmas
olgusunun sonucu olarak artrr. Bu yzden, herhangi bir dramatik
eserdeki kiiliklere uygun grlen kahraman terimi, toplumun (insann
ve insanlarn) balangcnn ve sonunun (kelimenin ift anlamyla), mit
ve tragedya ile birlikte dnlmesi gerekliliinin ona ykledii daha
gelimi anlamdan yoksun deildir.
Roman olgusunda, her okuyucu biraz kendi kahramannn aktrdr;
topluluk kahramann tarafna geer: kahraman tarih ve toplum tarafndan
kuatlr; bununla birlikte okuyucu -en azndan okuyucunun zaman-
onlardan soyutlanr, dierlerini, yalnzca, bir bakasnn znelliinin ve
hikyesinin araclar olarak grr; ancak bu bakas okuma ilikisinin
samimiliinden dolay o kadar yakndr ki, okuyucu, her zaman sylen
dii gibi, onunla zdeleir - bu sk sylenen bir eydir, nk roman
kahramannn ekicilii, tm bir deneyim, duygu, bilgi zemininin, kah
ramann, okuyucununkiyle birleen bak erevesinde, dzenlenmesi,
znde ne katlm ne de, kelimenin tam anlamyla sempatiyi barndrmaz.
Diderotnun oyuncunun paradoksundan bahsettii gibi okuyucunun
paradoksundan bahsedilebilir; phesiz, aslnda, zdeleme denilen
eye denk den benzeim zelliidir. Sartre, bu zel varolusal deneyim
adna, Mauriacin aksine, yazarn, birok kahramann znelliine nfuz
etme konusundaki tanrsal ayrcal kendine mal etmemesi gerektiini
dnyordu. Yapay olana keyfi bir snr getirme dncesinin hi anlam
olmadn kar argman olarak getirebilir, romanclarn, ne proje halinde
bir araya toplanan ne de bireysel bir macera ile snrh kalan paralan
m bir znellii betimlemek iin, Sartredan nce ve onun peinden,
gerekletirdikleri deneyleri sayabiliriz, ama, o zaman, phesiz, roman
kahramanlarnn znn oluturan ve usullerin ve tarihin erozyonuna
direnmelerini aklayan eyin tarafna geeriz.
Yeni romanm ok erken solmu yenilii, yeni yazn denemelerinden
ileri geliyordu, ama ne kiisiz bir hikye telkin etmesi (Rcbbe-Grillet ya da
Butordaki kii adlnn deiimleri) ne bireysel bilincin egemenliinden
kurtulmu bir sre telkin etmesi (Claude Simonun noktalama iareti az
olan uzun cmleleri) ne de ani deiimlerin anlk grnmleriyle ancak
anlalabilen bir psiizmi telkin etmesi (Nathalie Sarrautenin mecazlar)
temelde anti-romaneskti. XI X. yzyl roman zerine dnen Alain,
romanesk kahramann karakterinin pasif olduunu belirtiyordu; tragedya,
148 PAGANZMN DEHASI KAHRAMANLAR YA DA ANLAMIN KEYFL 149
kahramanlan, gemilerini kanlmaz olarak aniden dzenleyen ve onlan
sonunda olduklar ey olmay, olmama olaslklar olmayan ey olmay
istemeye srkleyen olayn dorudan doruya sonucu olan ana yerleti
rir; tragedya kahramanlar, katlanmalar gereken eyi istemeyi seerler;
roman kahramanlarysa, beklerler; en aktif olanlar karlarlar; ister, Dino
Buzatti ya da Julien Gracq kahraman gibi, bekleyilerinin kant olacak ya
da bu bekleyie bir anlam verecek bir dman, bir iaret umuduyla (belli
belirsiz ve kaygh) ufuk izgisini gzlesin, ister, kendini, Proustun anlat
cs gibi ocukluun kaybolmu zamann aramaya, Rastignac gibi Parisi
fethetmeye girisin, ya da Stendhal kahramanlar gibi, talyan geleneinin
modellerine layk olduklarn kantlayacak kadar gl heyecanlara sahip
olsunlar, roman kahramanlar, kendilerini bakalarna gstermeleri iin
elverili olan eylem ann geciktiren kahramanlarn destans modelini
tersine evirirler; roman kahramanlar, kendilerini kendilerine gsteren
an arzularlar. Ve bazen snamadan geirme frsat veren, dars, tarih,
toplum, sava, bir kadnn bakdr.
Roman, tm edebi trlerin en az kutsal olan (kolektif olmad iin)
ve biimsel olarak en serbesti (yaznsal olduu iin) olduu iin, tm ifade
biimlerine imkn salar. Beklemenin sonunda, karar annda (moment
de verite) kahraman romanesk kalr ya da trajik, mitik veya destans yan
ar basar. Yalnzca snamaya gemeden nce romanesktir, snama ortaya
kt zaman harekete gemekten muhtemelen kanmasndan nce
romanesktir, herkesin bildii gibi, Stendhalin, mutlu insanlarn hikyesi
yoktur diye yazarken ifade ettii ey budur. O zaman yazar, kahraman
larna, hapiste ok mutlu olduu iin oradan kmak istemeyen Fahrice
del Dongoya, model ald kiiyle ayn yne doru gittii iin korkusuzca
lm bekleyen Julien Sorele, benzer bir d takip eden ve hikyesi,
ona sevgilisinin ban getirdiinde sona eren Mathilde de La Molea,
Chasseur vert (Yeil avc) bahelerinde bir uyum annn younluuyla
dolup tat iin, hissetmekle ok megul olduundan konumay unutan
Lucien Leuwene benzer. Snama ann durmadan geciktiren her zaman
romanesk olan kahramanlar vardr; ve kahramanlarna ok yakn olduk
larndan mutluluk ya da mutsuzlukta karar klamayan, kahramanlarn
mutlulua ya da mutsuzlua mahkum etmeyi baaramayan yazarlar (buna
iyi bir rnek Lucien Leuwen'i asla bitiremeyen Stendhaldir) vardr; ayn
zamanda, karakterleri kendi kendileri olan ve, Rousseau gibi, arzuladk
lar mutlulukla karlatklar anlan bozmakta adeta her zaman aceleci
davranan yazarlar da vardr.
Ama roman kahramanlarma romanesk payesi biilmez. Yeniden bir
toplum yaratmaya dair tam anlamyla mitik olan istenci ile eli kulanda
lmnn trajik kesinlii arasnda bir yerde olan, Malrauxnun nsanlk
Durumundaki bir kahraman, bir baka seenek olasln bulmay dener:
hi grmedii ama ayn davay gtt arkadana yaamdan daha ounu,
bir lokomotif kazannda halanarak lmemesini salayacak siyanr hap
n, baardan (ve dolaysyla devrimin tarihsel zorunluluundan) phe
ettii anda, gecenin derinliinde ve strabn son kertesinde verir. Onu
destans tarafta belirsiz bir yere yerletiren tek zayfl, bu arkadaa, bu
siyanr hapnn sonuncusu olduunu sylemek, en azndan bir insann
kendisinin tan olduunu bilmektir. Katksz kahramanlk, zorunlu
gerekliin, hibir dnsel ve ahlaki kesinliin, yalnzca hibir kurtulu
garantisinin (kendimizi ne den kurtaracaz?) deil, hibir anlam gven
cesinin de olmadnn kabulnn sonucu olduu lde mmkndr.
Gidein Lafcadiosu ile Saden bir kahraman arasnda bir ba kuran
karlksz edimin bounalnda, bu snrn (bir anlam isteinin ve bir
tank ihtiyacnn izdii) tesinde hatta kahramanlnda tesindeyizdir;
tekini, ilikiyi aasama, ayn zamanda kimlikten nceki bir durum da
olan ilikiden nceki bir duruma gerileme, mitin, tersi anlamda gsterdii
eyin tersine kantdr: Dnce, teki ile birlikte balar; insan kendi
kendini oullukta yaratr. Sadece lm yalnzdr ve bu yzden ok edici
ve samadr. Ama iliki, unsurlar yani bireyler olmasayd ne olurdu, ve
birey lml olmasayd ne olurdu? Mitin mant, bireysel lm, top
lumsaln douunun doal sonucu haline getiren nsanlk Durumunun
kahramannn mantn geride brakr.
Romanesk alandaki trajik ile ilgili olarak bize en arpc rnekleri
sunan kukusuz Anglosakson polisiye romandr: Chasem, her zaman
tkenie mahkm olan ve gzel bir gelecek kurmaya karar verdikleri
ana kadar inanmadklar kendi ykmlarna doru yol alan kahraman
lar; Chandlerin, anlamszln aleniliinin giderek ykseliinin ilerini
bulandracak kadar sarmalad kahramanlan; Spillanen, ne iddete ne
de sadizme kar olan ama iyi bir nedenle davransalar da, her nedenin,
kulland yollar karsnda nemsiz olduu duygusu ilerine ileyen kah
ramanlar. Yarm yamalak diyaloglar, zor iletiim, akla ilgili reddedilmi,
engellenmi ya da iddet ieren davranlar: Yalnzlklar o kadar simge
seldir ki bundan esinlenen bir Fransz yazar (Klotz), onlardan yalnzca
bir siluet (kvrk bir apka, dudan kenarnda bir sigara) dn alr ve
edebi zn, mitolojiye yeniden ykseliini kendi kendine kantlayan
150 PAGANZMN DEHASI
KAHRAMANLAR YA DA ANLAMIN KEYFL 151
(ama burada trajik olan, ayn zamanda, mite, hzl bir dn ya da hzl bir
bavurmadr) kahraman, sorgulad ve ona ismini soran kadna, kapy
kapatrken, Chandler (Raymond) olduunu syler.
Yksek tirajl casusluk roman kahramanlar ve izgi roman kahra
manlar da tamamyla mitiktirler ve deimeyen bir siluet ve atlaklar
olmayan bir karakter erevesinin dnda baka bir psikolojiye, srekli
tekrarlanan (ortaya ktklar yaynlarn periyodiklii bu ritel etkiye
eklendiinden) bir maceradan baka bir yazgya sahip deillerdir; dnya
onlarn tiyatrosudur; ama bu dnyadan belirli bir izlenim aktarmaya
giriirler; onlar, ar bir biimde an bir rn, yaratlmasna yardm
ettikleri bir imgenin sonucu olarak grmek, onlarn mitinin (yeni mitik
kahramann, dehasnn ve, kullanm onun iin ok doal olan karmak
tekniklerin bitmek tkenmek bilmeyen kaynaklar sayesinde, gerek bir
sknt ekmeden grd, tanmlad ve hkmettii kart glerin
-iyilik melekleri, ktlk melekleri- batan sona kat ettii bir tketim
ya da ar tketim toplumunun miti) mantndaki o zaman kazanm
olduklar etkililiklerinin gcn yadsmaktr. Dier lkelerde de gsteri
len Amerikan televizyonlarnn dizileri. Sper Jaimie ve dier biyonik
kahramanlar gibi, et ve elektronik sentezini kendilerinde gerekletiren,
ama bunu, her zaman, a priori olarak srekh belirgin bir biimde ortada
olan bir ktln (uyuturucu, komnizm, uzayllar) kaynana kar
doal olarak tekil olduu ve yeniden tekil olduu iin, bizde iyi oldu
unu dnme gereksinimi bile uyandrmayan bir neden uruna yapan
(ne masumiyet ama!) kahramanlar poplerletirir. Yine ve her zaman, bir
karakterin onu oynayan aktrle zdelemesi, bir aktr deiiminin hibir
ekilde dnlemez hale getirir (daha nce sinema da, Tarzan, kendi
zamannda byle bir sorun yayordu ve Asya kkenh karate kahramanlar
tarafndan glgede braklmadan nce, Maciste ile birlikte, bundan birka
yl nce siyah Afrikann ekranlarnda yeni ve baarl bir kariyer yapan
Herkl, hem Amerikan hem de talyan versiyonlarnda farkl biimlerde
kendini gsterdii iin bazen kafa kartryordu); u durumda, mit ve rit
fzyonunun en mkemmel noktasna ulam bulunuyoruz; her hafta
belirli gnlerde ve sylenen saatte Maskeler sahneye kyor; milyonlarca
insan onlar izliyor.
Romanesk kahramana gelince, o, dnyaya ve tarihe egemen olmay ya
da hkmetmeyi isteyemez; kukusuz tabii ki, trajik kahraman gibi, hatta
dnyay deitirmek, bir dnya yaratmak istedii zaman mitik kahraman
gibi ya da dnya da kendi hakikatini bulmak ya da kaybettii hakikatini
bulmak istedii zaman destan kahraman gibi dnyann ve tarihin r
ndr. Tarihin yamanlklar ve toplumlarn azap verici etkisi o kadar b
yktr ki, kahraman kiisi -sanki znelliinin, gzlemlemekten daha ok
iinde znr gibi grnd gnlk, dzenli ya da rastlantsal olaylarn
salad kimlikten baka bir kimlii yokmu gibi- onlarn katksz sadelii
gibi grnr. Bir Odysseustan bir bakasna, Homerostan Joyceun Uly'
ssesine deimi olan dnya ve dnyann statsdr: ilk Odysseus daha
uzun bir zamanda, daha geni bir uzamda gerekleir, ama Bloomunki
en trajik olandr; Joyce, Odysseiay okumu ve bu yzden, destan bir
roman gibi ilerken, cesaretli ama zayflklar da olan, sert ama duygulu,
sevilen ve ncelikle kpei ile yal hizmetisine kendini kabul ettirmi
nansh bir kahraman olarak Uiyssesin insani niteliklerini beenmiti.
Ama, Stephan Dedalus-Telemakhos ve Leopold Bloom-Ulysses zerine
ynelttiimiz bak da bu deil midir? Onlar, uzun ve yava geen bir gn
erevesinde, gitgide anonimmi gibi grnen, dorudan anlamszlk ve
aldatc vasatlkla sonunda dayanlmaz hale gelen fragmanlar, yaam
dan paralar bize anlatmann yolundan baka bir ey midirler? Bu kez,
zdeleme, birka aracya ve, ncelikle, bize, farkllklarn tesinde
simgesel sreklilikleri, duyarl, yaratc bir bakn gcn hatrlatan bir
titrin araclna gereksinim duyar
Kahraman edimi, antropolojik parametreye gre dzenlenir: l
mn eli kulanda olmas ya da ikinlii, eylemin zorunluluu ve anlamn
keyfilii. nsanlarn imgeleminden doan kahramanlar, onlar uzam ve
zamanda farkl farkl konumlandran bu parametrenin hem mucitleri
hem de kullanclar olarak ortaya karlar
Tarihi kahramanlar da, kahraman olarak, insanlarn imgeleminden
domulardr. Bu imgelem, eserleri, harekete gemelerine yardm ettii
toplumsal g ilikilerine bir lde, indirgenebilir olduu zaman bile,
insanlan, tek tek her insan, srmekte olan tarih ile bitmi tarih, toplumsal
dncesi ile lm dncesi arasndaki mesafeyi, kapatlamad iin
ayarlamaya zorlamay srdrr. Bu mesafenin ayarlanmas, politik dramn
ve tartmann temelidir.
152 PAGANZMN DEHASI
nsan ve kizi:
Toplumsaln Gereklilii
Giri: Benin Evrensellii
Kii (personne), karakter (personnage) ve kiilik (personnalit) zde
deillerdir ama, birbirlerine bal olduklar sylenebilir. Batda olumu
biimiyle ontolojik ve metafizik kii kavram, Batdaki biimine indirge
nemez olsa da, karakter ve kiilik kavramlarnn her birinin kendi payna
ak bir biimde artrd toplumsal ve psikolojik boyutlara sahiptir
Bu kavram, tarihsel ve, bunun doal sonucu olarak, kltralist bir
perspektifte birbirleriyle ilikilendirilebilirler: Maussun (1938), ben
kategorisinin, topluma ve zamana gre deiik biimler kazansa da, en
eksiksiz ve en net tanmn, ancak bugnk baz uygarlklarda, daha ak
as Hristiyanln etkiledii ya da model alnd uygarhklarda bulmu
olduunu gstermeye giritiinde yapt biraz da budur Ayn zamanda
bu kavram, edebi, psikolojik, adli ya da felsefi dzlemlerde ayr ayr
farkh analizlerin konusu olabilir.
Bu konuda, batya zg farkh disipUnlerin, zellikle de psikolojinin
ve hukukun kendi sorunsallnn, bu adan, antropolojik bir analizle
deerlendirilebilir olduunu belirtmek gerekir Kiilii, bir uyaran-tepki
srecinin sonucu olan davranlar toplamna indirgeyen davranlk
kuramlarnn ve btnleme sreleri ile kiiliin a priori biimlerine
vurgu yapan getalt kuramlarnn kartl, genel olarak da, kiiliin denge
ve btnleme olgular zerinde duran teorilerin ve ncelikle dnyaya
alma kiplikleri, ksacas kiiliin olumasndaki kltrel ve kaltmsal
faktrlerin karlkl rolleri ile ilgili dnceler ve incelemelerle ilgilenen
kuramlarn kartl, etnolojinin, bugnk Batnn farkl toplumlarnda
yeniden kurmaya ve analiz etmeye abalad dnce sistemlerinde
tam karln bulur.
Kukusuz, bu dnce sistemleri, onlarla ilgili bilginin, baz kl
trlerde bir elite mahsus olmas baz kltrlerde de toplumun btn
tarafndan az ok ak bir biimde paylalabilir olmasndan bamsz
olarak, unsurlar (rnein, kaltmla ve onunla btnleen kimlikle ilgili
anlaylar), bir aratrma konusu olmaktan uzak, dnyay ve yaam ta
nmann ve anlamann temel talar olabilecek veriler olan tamamlanm
btnlkler olarak ortaya ksalar da, batl aratrmaclarn hipotezleri ve
kuramlaryla, srf bu hipotez ve kuramlar kefetmeci ve ilerlemeci (tam
olarak sylemek gerekirse: bilimsel) bir karakter barndrdklar iin, ayn
dnsel statye sahip olamazlard. rnein, birok Afrika toplumunda,
fiziksel ve manevi niteliklerin kaltm ile ilgili kuramlar olduu grlebilir:
geri dnlerin ve benzerliklerin hangi lde bu kuramlarn (zellikle,
bu kuramlar, iktidarlarn, mlkiyetlerin ya da kendine zg niteliklerin
bir kuak atlayarak -bykanne-bykbabadan torunlara- aktarlmasn
dorulad zaman) kkeninde olduunu inceleyebilmek kesinlikle ilgin
olurdu; ama sosyolojik adan, aktarma ve kaltm ile ilgili bu kavramlarn,
kiinin temsillerinin btnnn, bycle ynelik inanlann, soy ve ev
lilik normlarnn vb. yani uzmanlarn ya da lmllerin ounun, bireysel
ya da kolektif olan ve yleyse kendi kendilerine dnsel speklasyonun
konusu deilse de arac olan olaylar yorumlamaya giritiklerinde hesaba
kattklar tm bu unsurlarn bir paras olduu daha geni bir btnln
iine girdiini kabul etmek ok daha nemlidir.
Her trl nesnel bilgi meselesi bir yana, kimliin, teki ile ilikinin,
kaltmn, toplumsal stat kazanmann tanm ile ilgili dncelerin faydal
bir biimde karlatnlabilir olduu da en az o kadar dorudur. Psikanalizin
hem tarihsel-kltrel niteliini hem de evrensel niteliini kabul etmekte
elikili bir ey yoktur; sonu olarak, bilinalt kavramnn batl ve tarihsel
zgllklerini (rnein Douya ya da Hristiyanla zg anlaylara gre)
incelemenin, bu kavramn, bat toplumsal yaamnn farkh kesimlerindeki
etkisini, onu kullananlarn ya da ona bavuranlarn eit olmayan yetene -
ini de gz nnde bulundurup (rnein, onun hakknda kabataslak bir
154 PAGANZMN DEHASI NSAN VE KZ: TOPLUMSALIN GEREKLL 155
bilgisi olmayanlarn duygusal ya da gnlk toplumsal yaamn etkileme
biimini inceleyerek), deerlendirmenin ve farkl toplumlarn simge
sistemlerinin, hatta bu sistemlerin benin yapsn ya da bireysel ilikileri
tasarlama biimlerinin incelemesini yapmann da uygun olduu kukusuz
dnlebilir. Bu, psikanalizin yeteneini yadsmak ya da geerliliine
itiraz etmek deil, bunlar parantez arasna alp, psikanalizi, hem sistem
hem de pratik gereklik olarak olduu kadar tarihsel-kltrel bir gereklik
olarak da gz nnde bulundurmaktr.
Sorun, tbbi denilen antropolojide karlalanla ayn dzlemdedir;
deiik etkenlerin etkisiyle (dnsel dzlemde, zorunlu olarak evrimci
bir adan ele alnan tp tarihlerinin etkisi, daha pratik bir dzlemde,
ekonomik kayglarla ykl politikalann etkisi) baz aratrmalar, geleneksel
tplarda, nesnel olarak etkili olan bilim ncesi bir dal ve etkisi daha ok
simgesel olan bir bysel dal ayrm yaparlar. Oysa zorunlu olarak bir
tbbi antropoloji var olsa bile, yapabilecei ilk eyin -srf antropologlarn
bu konudaki yeteneksizliinden dolay- yerli ilalarn ya da tekniklerin
niteliini deerlendirmek deil, hastalk ve tedavi anlaylarnn ve onlar
hayata geiren yaplarn, toplumun btnnn ilemesinin (dnsel,
toplumsal, politik) iine nasl entegre olduunu incelemek olduu ok
aktr: ve ayn ekilde, modem Bat toplumlarnn (etkili tbbi kazanmlar
yadsnamayacak olan Bat toplumlar), baz hastalklarn (kanser) ya da
gemite kalan salgn hastalklara denk baz salgnlarn (alkoliklik, uyu
turucu, trafik kazalar), politik sylem ve pratikte ya da bireylerin gnlk
alglamasnda ald yeri analiz etmek ve ayn zamanda, koruma, yardm,
bask ya da tedavi kurulularnn kresel roln incelemek isteyecek bir
antropolog iin en az o kadar iyi bir gzlem alan tekil ettii de ok aktr.
Ayn biimde, daha yukarda gstermi olduumuz. Akan kiilik kliesi
(yaamn ve gcn ilkesi kra ve karaktere ve kiilik kavramlarna daha
yakn olan sunsum olmak zere iki psiik ilkeyi kart yapan ve birletiren
klie) ve Freud kliesi, birincisini kincisinin bir nsezisine ya da yakla
na indirgemeksizin uygun biimde analiz edilebileceklerdir; ama, yine
ayn ekilde, psikanalizin ortaya koyduu tasvirlerin toplumsal ve kltrel
boyutlaryla, bunlar metaforik bir etki, bilimsel kurama yklenebilir ol
mayan ilkel bir kalnt olarak dnmeksizin, uygun biimde ilgilenmek
mmkn olacaktr; eer kk gruplarn psikanalizi ve psiko-sosyolojisi
ayn zamanda toplum (bireylerini ya da kimi tipik durumlarn incele
dikleri toplumun) olgularysa, bunun nedeni, farkh uzantlar (avatars)
erevesinde, insann oto-analizi, ancak glgesinin nnde ilerledii
indir. Ayn temalara, baka, ama asla mitsiz olmayan ya da en azndan
metaforsuz olmayan ifadeler biiminde karlaldna, rnein, bireysel
alnyazsnn ve sorumluluun gereklemesinin bizi ayr ayr hem Pascalin
Jansenizmine hem de Cumkuriyetin Er mitine ya da Gneydou Afrikann
Yorubalanna gnderdiine, Anna Freud tarafndan gelitirilen, saldrganla
zdeleme izleinin byclkle ilgili Afrika kuramlarnn tanmlad
kart deerli ilikileri de artrabileceine ve Laplanche ve Pontalisin
(1967), Freud kliesi hakknda, bu klie psiik aygtn, karakter ya da farkh
ilevlerle donanm ve belirli bir dzende birbirlerine gre dzenlenmi
belirli bir sayda sisteme ayrmasn kapsar, bu da, onlarn, uzamsal ola
rak tasvir edilebilen psiik yerler olarak dnlmelerine olanak salar
diye yazarken Ashanti ya da Jivaro temsillerinden bahsediyormu gibi
grnebilmelerine hi kimse armayacaktr
Ben sorunsal evrenseldir (kimlik sorunsalnn, daha zel olarak da,
tm toplumlarn ahlaki kiiler ya da, daha genel olarak, zdeleme ve
kartlk - bizim tekilere kartl- seviyeleri meydana getirme -bu,
blnm toplumlarda ya da dzenlenmesi dnyann drt bir yann ilgi
lendiren kupalarda ve ampiyonalarda olduu gibi greceli ve piramit
biiminde olurdu- biimi sorunsalnn da evrensel olduu sylenebilir).
Bu sorunsaln, her zaman ve her yerde benzer ya da birbirine yakn bir
biimde biimlendirildii aka sylenemese de, balang noktas olarak,
greliliki ve ar kltrc perspektiflerin, tpk dierlerinde olduu gibi
bu boyutta da ok sistematik olarak yanl olma olaslnn bulunduu
ortaya konulabilir Bylece, Batnn (ya da, istenirse, Oidipusu Batnn)
ben tanmnn, kuramsal ve pratik olarak, bireyin mutlak bir zerkle
mesine ve kendi iine kapanmasna denk dt doru deildir; ben
kategorisinin dou sistemlerinde ya da ilkel tasarmlarda olmayan bir
ey olduu da doru deildir Bu iki iddia, balangtaki farkszla daha
yakn olan ilkel toplumlarn, grup fantasmalarndan ve maske gibi kolektif
organlardan (organes) baka bir ey bilmediini (oysa organlarn bireysel
merkezi zel birey ancak kapitalist Devletle birlikte tmyle oluacaktr)
dnenler tarafndan kabul grmeyecektir.
Tersine, bize yle geliyor ki, Deleuze ve Guattarinin JlAnti-CEdipe'min
(Anti-Oidipus) nemli bir ann tekil eden bu sunum, benin znel bir
psiik birim olarak varoluu ile dnsel ema olarak kii kavram arasn
daki belirli bir karkln ve bundan dolay da, ilkel kafa yapsnn, Levy-
Bruhl tarafndan ileri srlen analizlerinin belirli bir algsal kabartmasnn
kantdr. Maussa gelince, o, bireyselliin anlamnn evrenselliinden
156 PAGANZMN DEHASI NSAN VE KZ: TOPLUMSALIN GEREKLL 157
phe etmedii iin bu ayrmn nemi zerinde duruyordu (... yalnzca
bedeniyle deil, ayn zamanda hem tinsel hem de maddi bireyselliiyle
ilgili bir duygu sahibi olmayan hibir insani varlk olmad bizim iin
her zaman kesindir, a.g.y., s. 335). Granet (1935) ise, in dncesin
de, bir tutum ahlakna uyarlanan bir davranlar psikolojisi bulur; bu
psikolojinin ve bu ahlakn, bireysellii ya da bireyselcilii yce bir deer
haline getirmedii kesindir, ama uras da kesindir ki, bunlar makrokozmik
dzene bal olsalar da, bireysellik (sing: kandan, nefesten, iradeden [ya
da kalpten], bilgelikten olumu, zel bir yaam payn tanmlayan,
yaamsal armaanlar btn) ve kiilik (ming: yazg, toplumsal mevki
kavramna daha yakn olan ve ayn zamanda isim anlamna gelen kav
ram) kavramlar birbirinden ayrlamazdr ve bireysel psiik btnln
yadsnmasna hibir ekilde karlk gelmezler. Hem kimlik ve zerklik
kavram hem de kendine zglk ve rol kavram ile benzerlikler tayan
Afrika kavramlarnn her biri hakknda da ayn ey sylenebilir: hem ben
tekilere gre (doutanlk ve kaltm kavramlarna gre) kavranlr, hem
de, belirli bir sayda lt ve etkiye gre ve dou annda kendininki olan
greceli olarak farkllamam duruma dayal olarak, ne iin olduunu
ve ne ile o hale geldiini tanmlar Toplumlarn, hem bireysellii hem
de kiilii bu ekilde tasarlama biimleri, Maussun kii kavram ya
da konsepti dedii eye denk der; yleyse bu kavram veya konsept
bireyin yaantsna deil, farkl toplumlarda, bu toplumlarn trelerinin,
dinlerinin, geleneklerinin, toplumsal yaplarnn ve kafa yaplarnn do-
layh olarak dile getirdii ve E Michel-Jonesun (1974), G. Devereuxden
dn ald ifadeyle, bir meru kurgu, yani toplumsal rgtlenmenin
birbirine bah deerleri zerine kurulu bir yap olarak tanmlad eye
karlk gelen dnsel modele uygun der
Ama bu deerler, en azndan aralarndan bazlar, ancak, onlardan
esinlenen ya da onlar hayata geiren pratikler erevesinde kavranlabilir;
yleyse baz toplumlarda rtk meruluun ve znel yaantnn yaylma
ya da st ste gelme olasl, znel yaantnn, rtk meruluk tarafndan
olumlu ya da olumsuz biimde biimlendirilmesinin bir sonucu olarak
daha yksektir (rnein, bir yasan inenmesi insann kendi kendisine
doal bir yaptrm getirmesine yol aan olarak kabul edildiinde). Bu
yzden, benin tekiler ile ilikilerim (zerklik ya da bireylik sorunsah)
ve benin ben ile, benin kendi farkh uzantlar ile ilikilerini (srekUlik ya
da kiilik sorunsal) inceleyerek, onlarn etkililiinin gc de olan znel
boyutu tmyle ortadan kaldracaz: Bu boyutun, daha ok, onu etraflca
158 PAGANZMN DEHASI
ele alabilecek ve snrlarna en iyi ekilde yaklatrabilecek bir analizin
hem koulu hem de unsuru olduunu n kabul olarak ortaya koyacaz.
Kii ve Bireysellik
ster bende bir bakas olsun, isterse de ben bir bakas olsun -psikanalizin
varln ortaya kard ve doasn analiz ettii bakas- birok temsil
sistemi, beni, kiinin bileenlerini tanmlayarak ortaya koyar. Kiinin
bileeni ifadesi etnolog diline aittir ama iyice teyit edilmi bir gereklie
karlk gelir; birok kltr iin kii, aslnda, tannan ve adlandrlm
bir bireysellie entegre edilmi unsurlarn btndr, ama bir yandan,
bu unsurlar fakl kkenlere sahiptir (hatta aralarndan bazlar kaltm
yoluyla gemitir); te yandan bunlar, basit bir biimde psiik ya da tinsel
ilkeler deildir: Biyolojik, fiziksel, psiik ya da manevi yanlarnn hesaba
katlmas mmkn olmakszn, daha ok, kanla renklendirilmi grnm,
nefesin zdek d gereklii ya da glgenin geici varoluu ile zdeleen
yaamsal ilkeler olarak tanmlanrlar. Daha iyi bir deyim olmad iin
baz etnologlar tarafndan kiinin ilkelerinden bazlarn tanmlamak iin
kullanlan ruh kelimesi, bu durumda Hristiyanlktaki anlamndan (hem
kii kavramnn tek bir btn haline getiren, hem de bireysel ruhun kiisel
Tanr ile zel bann tanmlayan anlam) zorunlu olarak iyice uzaklar.
Bu eadllkla yaratlan, kimi zaman da ktye kullanlan ikircil anlam,
bahsedilen etnologlarn, gereklii aklamak iin ou zaman yapmak
zorunda olduklar, kavramn oul kullanm sayesinde ne mudu ki orta
dan kalkar. Kii, kavram olarak, ayn anda hem bir ilkeler oulluunun
varoluuna hem de tutarllm elde ettii kozmik dzene gnderme yapar.
yleyse, kiinin bileenleri, kimlik kavramnn kendi iinde topla
d ve dile getirdii, bireysellik ve kiilik kavramlarn karmaklatran
ve greli hale getiren her bir aidiyeti tanmlar; kaltm kavramna
yklenen roln, sorunsal olma zeUiini artrd bu kimliin yine de her
zaman yeniden dorulanmas, birok dnce sisteminin, kiiliin ken
dine zgln ya da srekliliini tehlikeye atyormu gibi grlmesi
mmkn olan olgulara (rnein, kiinin deikenliinin sonucu olarak
d etkilere kar dayankszln yanstyormu gibi grnen, ikizlerin
en eksiksiz ifadesi olduu benzerlik olgular, ya da patolojik olgular
[hastalk, erken lm, delilik]) ynelttii dikkati gsterir. Bireyselliin
zerkliine gelince, bu, onun birok eden olumu bir nitelie sahip
NSAN VE KZ: TOPLUMSALIN GEREKLL 159
olduunu n koul olarak ileri sren kuramlar tarafndan daha dorudan
tartma konusu yaplr.
Yorubalardan ve, onlara gre, bireyi oluturan farkl kaltlardan bahse
derken, Pierre Verger (1973), onlarn saysz ruhla, isimlerin eitliliiyle
ya da tanrnn insan bedenine girmesiyle ilgili dncelerinin, bireyin,
aile soyuna, yaayanlar ve lleri, genlerini aktardklar torunlarnda
yaamlarn srdren yakn ve uzak atalar iinde barndran toplulua
bamllnn altn izdiini (s. 161) ileri srer. Aslnda Yoruba kiisinin
tanmnda, kozmik ve ailesel olarak bir ift kalta referans bulunur. Yo-
rubalara gre, beden, ba tanr Olodumare tarafndan kilden yaplmtr;
kafann kalb, gzleri, burnu, duda ve kulaklar biimlendirme gcne
ilk nce sahip olan Obatala tarafndan yaplmtr; bu bedene nefesi (emi)
veren Olodumxiredir. Nefes, emi, ayn zamanda yaamsal ilke, ruh, tindir;
tanan glge (ojiji) emiyi temsil eder, ama glgenin kendisi dayanksz
(birine, glgesini hrpalayarak zarar verilebilir) ve deikendir (gnn
saatine gre blnr ya da toplanr); yazgs eminin yazgsna baldr:
birlikte topran altna girmi olduu eminin lmesinden gn sonra
mezarn altnda kuma dnr; emi, lmden sonraki dokuzuncu gnde,
bu kumla birlikte, onun bir yeni doann glgesi olmas iin mezar terk
eder. Bylece reenkarnasyon dngs oluur; Her gn, kuramsal olarak
iki yz cenaze ve iki yz doum vardr (ayrca iki yz rakam, eskiden
Yorubalarda nemli bir rakamd) (s. 62).
Ne var ki, her bireysellik kendine zg bir bileime sahiptir nk
zeknn bulunduu yer olan kafa (ori) ayn aileye dnse de, ruhun (emi)
geri dn, hibir soy ba ilkesine tabi deildir. Kafa, yeryzne geri
dnmeden nce ller dnyasnda bir gn geirir, yle ki, daha yeni
lm byk-babann ya da byk-annenin reenkarnasyonu olarak
grlenler kuramsal olarak kk ocuklardr. Vergerin belirttii gibi,
ller dnyas ile canllar dnyas arasndaki gidi-geliler kavram,
Afrikann baka yerlerinde de, zellikle de, bir atann ruhunu tayan
ocua djoto ismi verildii Fonlarda grlr; bununla birlikte, onlarda
kaltmsal olarak aktarlan ^ledir (bu oriye deil emiye karlk gelir); bu
ekilde, ayni)ie, Abomey krallk ailesinin farkh hkmdarlarnn hepsinin
zerinden gemi olarak kabul edilir. Akan uygarlklarna (Ghanadaki
Ashanti uygarl. Fildii Sahilindeki Agni uygarh ve yine Fildii Sahili
lagnlerindeki uygarlklar) zg temsiller de, biri her zaman tanan glge
kavramna bal olan ve lmden sonra farkl varolulara (ya yalnzca biri
varln srdrr ya da her biri ayr kahtm zincirine gre aktarlr) sahip
olan iki psiik katmam artrr; bu ekilde Ashantilerde, biri baba yanl
soy ba dieri de ana yanl soy ba yoluyla aktarlr, ve Rattray (1927)
bu konuda, prenslik ailelerine mahsus olan, baba tarafndan kuzen ile
evlilik pratiinin, politik verasetin ve biyolojik kaltmn dna kmamaya
olanak saladm belirtir: ki kuan, babasoylu ve anasoylu olarak iki
aktarma zincirinin tm, bir bireyde kesiir; kk erkek kii, byk baba
kiinin kopyasdr; kral lmez.
Btnsel ya da ksmi reenkarnasyonlar, soy bana zg birbirine bal
olma durumlarnn en dikkat ekici ifadesidir. Ama, gnlk yaamn
sradanlna daha ok bah olan her biri, farkl biimlerde bu varolusal
st ste ylmann bir armn tekil eden olaylar -zellikle hastalk-
vardr. Birok soy sistemi iin baz hastalklar, ancak, hastann, onu, a
priori olarak baz etkilere (sonraki blmde incelenecek olan byclk
durumunda) ya da, yapsal olarak anlaml ekilde kendisi karsnda ko-
numlanan bireylerin baz davranlarna kar dayanksz hale getiren bir
btnln iindeki durumuna gre anlalr. Diyare olmalar (ou zaman
korkun sonulara varrlar) anne baba arasndaki uyumsuzlua balanan
Alladian kabilesindeki ocuklarn hl sk rastlanan bu durumundan
baka yerde bahsetmitik. Ama bu yapsal bamllk, ok uzun bir zamana
yaylabilir. Nicole Sindzingre (1981), Senufo Fodononlarda, bir ocuun
hastalnn, anne tarafndan, bu ocua, ya da erkek kardelerinden
veya ablalarndan birine hamileyken inedii bir yasan sonucu olarak
dnlebildiini belirtir. Belirli bir sayda yasan baba ya da ana soyu ile
aktarlmas, birok Afrika toplumu iin, yasak inemenin ifadesi olarak
yorumlanabilen, sonu olarak da kaltmsal ve zel bir dayankszln
iaretleri olan belirli bir saydaki hastaln bir aklama emasdr.
Kimlii soya balayan aidiyetlerden baka aidiyetler de vardr; ve
ayrca, kimlii soya balayan aidiyetler, bireysellik kavramn greli
hale getirseler de, onu paralara ayrmazlar ama ona, onu fakl kimlik
dzeylerine gre nitelendiren daha ok znitelik yklerler. Kaltmsal
aidiyete byk bir nem veren sistemlerde bile, bireysel kiinin tanmn
belirleyerek, ona adeta serbestlikte kaybettiini kiilikte kazandran ba
ka belirlenimler (Ashantilerdeki doum gn, Banilerdeki doumlarn
dzeni, Alladianlardaki doumun iareti -deniz, orman, lm-, ya da
hepsinde doumla ilgili ayrcahkh durumlar gibi) iin iine girer. yleyse,
kaltmsal belirlenimleri, daha konjonktrel belirlenimlerle birletiren Af
rika sistemleri ile soyu daha az dorudan biimde gz nnde bulunduran
sistemler arasnda bu adan kkten bir fark yoktur. Baz kadn dergisi
160 PAGANZMN DEHASI
NSAN VE KZ: TOPLUMSAUN GEREKLL 161
ya da akam gazetesi okuyucularnn (az ok pheci, az ok kaygl bir
biimde) bavurduu astroloji, milyonlarca bireyin kaderini ayn Zodyak
iaretine baml klar: Ama yine de her birey, iyice bilgilenip, gerek
kiisel kaderinin, doum gnne ve saatine gre yldzn ufukta ykselmesi
iaretine de bal olduunu rendii andan itibaren astrolojiden kendine
fayda salayabileceini dnebilir. Bu balamda bireysellik kavram farkl
gerekliliklerin birlii noktasna yerleir: bu, bir bireyi bir bakasndan
ayran farkl yazglarnn zel kombinasyonudur.
Yazglarn st ste eklenmesi, her zaman tamamen soy ba ya da
doumla nceden belirlenmez. Bu ekilde, II. blmde bahsettiimiz
Jivarolarda, Harnern bize aktard gibi, erkek yetikin bir birey, birok
ruhu iinde toplar. Sradan ruh, yaam boyunca, sahibinin mevkisi
ile zdeleir ve sahibi ldkten sonra farkl biimlerde yaamn srd
rr; geyikler ve baykular gibi kyn evresindeki bilinen hayvanlarn
eklinde dnyevi bir yaam srer, baka bir yaamda ormanlarn eytan
eklindedir, ardndan, saanak yamurun altnda bir gn yaadktan
sonra son kez len kelebek (wampan) biimini alr ve varoluunu bitmez
tkenmez bir sis biiminde srdrr. Bireyin yaam boyunca, iki cinsi
yetin de sahip olduu sradan ruh, kanla zdeleir ve kanama olgusu,
bir ruh kanamasna tekabl eder. Bu sava ve lm dnyasnda, en
nemli ruh kaltmla aktarlmaz ve doutan deildir, kazanlr; bu, her
yetikin savann sahip olduu arutam ruhudur. Bir arutam ruhuna
sahip olmak insann gcn ve zeksn artrr; byclkle ya da zehirle
lmesini imknsz klar; ruhundaki baz deiimler (zellikle allandan
daha gl bir sesle konumas) etrafndakilere, toplumsal varoluunun
ilk snavn baaryla getiini gsterir. Tabii ki bu yzden, babasna elik
eden ocuk, bir arutam ruhu aramaya on yandan itibaren balayabilir;
ama aray uzun srebilir; bu aray (ok grkemli bir gsterinin ardndan)
sona erdiinde, talip, bastrlamaz bir ldrme ihtiyac duyar; eer ergenlik
andaysa, bir cinayet seferine katlr ya da bu seferlerden birini kendi
kendine dzenler. Ama bir arutam ruhu kazanmak bir kiilik dnmne
tam karlk gelse de, bireysellik tanmn da greli hale getirir; bu ruh
bireysel kiinin srekli bir verisi olmamakla kalmaz, bir baka kiiden de
gelir; iki arutam ruhuna sahip olmak lmsz yapar ve zellikle bulac
hastalklarn etkilerinden uzak tutar; ama Jivarolar her insann leceini
ok iyi bilir: arutam ruhu, bamsz ve biraz da babotur; onu ekmek
ve yakalamak iin teknikler vardr; drt ya da be yldan sonra beden
deitirme gereksinimi duyar; ayrca, bir tek cinayetten tatmin olma? ve
sefere gidecek savay terk eder, ama yine de onda var saylan g, ka
tilin grevini fiilen kolaylatracak ekilde yaklak iki haftalna etkisini
srdrr. Katil iin, ldrmek mutlak bir zorunluluktur; ... sefere kat-
lanlar bir insan ldrmeyi baaramasalard, yeni bir arutam ruhu kazanma
hakkna sahip olmayacaklard ve bu ruh olmadan iki haftann sonunda,
en ok birka ay sonra lmekten baka yapabilecekleri bir ey yoktur
(s. 118). nk, arutam olmadan bir insan, hayatta kalmak iin ldrme
ihtiyac duyduu insanlarn saldrlarna aktr Gszlk, hastalk,
konuma tonunda bir azalma cinayete bir davettir; tersine, birok insan
ldrm bir sava nadiren saldrya urar nk ruhlarn, savann
ldrd bu insanlar dolaysyla toplanmas g kaynadr: Yeni bir
arutam ruhu kazanmann sonucu, yalnzca bu ek ruhun gcn ya da
kakarmasm kendi mlkiyetine almak deil, ayn zamanda daha ncekinin
gcn iinde hapsetmek ve sonu olarak bedenden dar kmasn
engellemektir Her bir sava ayn anda ancak iki arutam ruhuna sahip
olabilir, ama ieri hapsetme olgusu artk sahibi olmayan sonsuz saydaki
ruhun gcn kendinde toplamaya olanak salar (a.g.y., s. 118-119).
Bylece, bir arutam ruhuna sahip olmak, Jivarolar iin yce bir deer ve
hayatta kalma kouludur (anlatmaya altmz ey udur ki, her zayflk
iareti kiilikteki bir atlan gstergesi ve bu yzden, bakalarnn kendi
glerini snama frsatdr) ve ayn zamanda, bu ruh, onun iin yalnzca
ksa sreli bir gei yeri olan bir Jivaro atasnn ruhunun birka gksel
uzantsndan (rzgarlar, imekler, yldrmlar) sonra, olabilecek en gayri
ahsi ruhtur Bireyin lmnden sonra arutamm trm olan, bu l
mn sorumlularnn peindeki intikamc ruh, muisak ise, ruhlarn hem
en kii olan ve zdekseli hem de en egemen olunabilir olandr, nk,
Jivarolarn byk bir kesim tarafndan tannmasn salayan kafa kesme
pratii, bu ruhu kapak tutmay ve zarar vermesini engellemeyi amalar.
Tm kltrler, bireysellik ve kiilik kavramlar ile ilgili birbirine benze
yen, kartlklar ieren ve hatta elikili bir dnce gelitirmitir Zorluk
her zaman ayndr; Birey kavram, ar ya da eksik anlam yklenmesi
nedeniyle her zaman bozulma noktasndadr. Douma, soya ya da farkh
kazanmlara bal belirlenimlerle ar yklenen bu kavram, dnyaya ve
dnyadaki etkisi, bu dnyann kendisinin bir tezahr olarak, toplumsal
oyunun kuralnn bir unsuru, bir ifadesi ve bir nesnesi olarak ortaya kan
bir karakteri yani bu adan, rol, greceli zgnln farkl zorunlu
luklarn bir araya gelmesinden alsa da, bir yn bakasna benzeyen bir
karakteri tanmlar; insani bilimler, bazen kendilerine ramen, toplumsal
162 PAGANZMN DEHASI
NSAN VE KZ: TOPLUMSALIN GEREKLL 163
levi aklamak iin, aralarndan en biimci olanlar bile, baz genel
psikolojik dncelere bavurduklarnda bu snr gsterir ve gz nn
de bulundururlar (znellikleri dile getirmek istememeleri anlamnda);
bylece, homo economicusun fayday azami hale getirmeye abalamas,
acnn, Avustralya yerlisine, kutsaln anlamn gstermesi ve ana soylu
toplumda yeenin, daysndan korkmas beklenir.
Tersine, bu belirlenimlerden yoksun olan bireysellik tm gerekliini
yitirir; vaktinden nce len bir bebek gerekten bir l olarak dnl
mez; topraa trensiz verilir; hatta bazen (Fildii Sahillerindeki Alladi-
anlarda olduu gibi) bir iftin bu koullarda len ilk ocuunun, ondan
sonra doan ocuun -cinsiyetinden bamsz biimde- kiisinde, ya da
bu sonra doan da lrse, hayatta kalmay baaran ardllarnn ocuu
kiisinde yeniden doduu kabul edilir; tm bu doumlar, adeta deneme
doumlardr ve ancak ilk gnleri atlattktan sonra, henz bir kii olmad
belirsizlik dneminden kacak ve yalnzca, bireyi, soya ya da baka aidi
yetlere gre belirlenimler zincirine, bazen bir yceltme seansnn ardndan,
dahil ettii iin verilmesi nemli olan bir isim alacak olan ocuk gerek
bir kimlikle donanacaktr. Bu konu bize ok yabanc deildir, yle ki, bu
konunun, gebelie son verme ile ilgili yasalara muhalif olanlar tarafndan
gnmzde yeniden alevlendirildiini grmekteyiz; bu yaknlarda bir
radyo tartmasnda, Strasbourg Piskoposu, katlmclardan birine, her
insann, ana rahmine dt andan itibaren varolduunu aklyordu; ve
tezini (bu ok dikkat ekicidir) bir bireyin genetik temelinin ve bilgisinin
aslnda bu andan balayarak olutuunu dile getiren bir biyoloji dersine
dayandryordu; bu konuda, az ok metaforik olarak (ama hangi oranda?)
programdan bahsedilebilmesi, kimlik ve yazg arasmdaki sk ban,
yalnz bireysellik kavramn kabul edilebilir hale getirdiini yeterince
gsteriyor Hem kiinin sorumluluunu hem de bireyin greliliini ilke
olarak ileri srmek zorunda olan Hristiyanln yaad dnsel zorluk
bu ekilde, tanr ltf ve nceden takdir zerine tartmalarn berisinde,
metafizik olduu kadar sosyolojik olduunun gsterilmesi mmkn olan
evrensel bir sorgulamann zel ifadesi olarak ortaya kar; Saf bireysellik
nasl dnlr ya da (bu aklama biimini srdrmenin imknszln
hesaba katarak) birey toplumsal adan nasl dnlr?
Arutam ruhu olmadan Jivaro, evrenin saldrlarna ak bo bir be
denden baka bir ey deildir; ebeveynlerinin, yeni lm birinin korumas
ve etkisi altnda bulunup bulunmadn ya da bir atann ksmi reenkar-
nasyonu olup olmadn bilmediklerinden uygun den ismi vermedii
Akan ocuu, gerek kimlii zamannda renilmezse hasta olur ve lr.
Katoliklik, baka dnemlerde, vaftiz edilmeden len ve masum olmalar,
Hristiyan kimliine sahip olmamalarn rtbas edemeyen kk ocukla
rn ruhlarna zel ve ntr bir araf ayrmtr. Kimliin kazanlabilmesi, ele
geirilebilmesi ya da dntrlebilmesi, ite birok dnce sisteminin
ve toplumsal sistemin istedii budur. Bu saptama, bizi, benin srekli
lii ve deiik uzantlar ile ilikisi sorunsalnn iine sokacak biimde,
benin zerklii ve tekiler ile ilikisi sorunsalndan uzaklatryor gibi
grnebilir; aslnda, bu iki sorunsaln snrl btnleyiciliklerini ve daha
dorusu, birincisinin kincisine bamlln yanstr; benin toplumsal
olan deiik uzantlar (rnein, tek bana olmamakla birlikte, birbirini
takip eden erginlemelerin sonucu olanlar) balangtaki belirlenimlerin
stne eklenir ve ortaya yeni belirlenimler koyar.
Bireysel ve toplumsal kutuplar arasndaki denge Granetnin analiz
ettii in dncesi iin, balca bir akl yrtme konusuymu gibi gr
nyor; ve baz zamanlarda ve baz bakmlardan bir denge dncesi olarak
tanmlanabilen bu dnce, yine de her zaman iki kutup arasndaki den
geyi kurmay baaramaz ya da daha ok bunu yapmak gibi bir kaygs her
zaman yoktur. Kkeni bakmndan dalist, toplumsal ve muhafazakrdr.
Sing ve ming arasndaki denge, hem tarihsel ve politik bir ideal, hem de
bireysel bir idealdir. Her eyin bir singi, bir varl ya da bir varolma bii
mi vardr ve her bireysellik, sadece tinsel ya da sadece bedensel olduu
asla dnlmeyen unsurlardan (tche) oluur; bu ekilde dnlen
bireysellik. Gkyzne ve Yere, insanlarn mizalarna ya da liderlerin
yedii yahnilere de tam olarak uyar; her bireysellik, her doa, Suya, Atee,
Oduna, Metale, Topraa bal olan, ve Ying ve Yanga ait olan unsurlarn
bir kombinasyonudur: Bir varln... i doasn belirginletiren dozaj
oranlardr. Sing, bu ekilde, belirli bir mizaca karlk gelir: Her kim ki,
ocukluunda, oburca meme emer ve sahip olduu kiden (nefes) dolay
st ok fazla ier, hasta olarak yaayacak ve erken lecektir. Kisine gre
ok fazla gl bir iradeye (tche) sahip olan bir bakas, Lie Tsene gre,
kalbini (kalp, sin, ve irade, tche birbirinden ayrlmaz), tchesi, Icisinden
daha zayf olan bir bakasnn kalbiyle dei toku edebilecek, ama, ilem
biter bitmez, karlarn, ocuklarn, evlerini, toplumsal durumlarm da
deitirmek zorunda kalacaklardr (a.g.y., s. 331).
nsan doasnn ve toplumsal durumun bu st ste biniinin kozmolo
jik ifadelerde de bir dengi vardr: insan dahil tm varlklar. Gkyznn
ve Yeryznn singinden yaplrlar. nsan, kann, vcudundaki, usareler
164 PAGANZMN DEHASI
gibi dlleyici ve besleyici svlar Topraktan alr. Scak ve uucu nefesini
Gkyznden alr. Onda yaamn srmesini ya da daha ok olumasn
salayan ritim-nabz atmas ve nefes alma- ikisine de baldr. Gkyzne
balanma, yan anlam olarak yazg ve toplumsal stat anlamna da gelen
ming yani kiilikte ifadesini bulur, buna karn bireysellik Topraa balanr
ve Uzamlarn sonsuz eitliliine baldr. Kiiliin ve bireyselliin srayla
stn geldii dnemler tarihsel olarak ard arda gelir. Dayankl bir uygarlk
dzeni egemen olduunda, hkmdar tmarlar. Gkyz de uzun yaam
ikramiyelerini datr; k dneminde. Gkyznn ve mparatorluun
birlii bozulduunda, Uzamlarn eitlilii Zamana bular; bireysellik,
kiiliin zararna geliir; ortaya canavarlar kar. Politik bir bilgin, grup
larn, bireylerin, dnemlerin, blgelerin, iklimlerin ve yaam trlerinin
eitliliini kullanmay bilir, yle ki, sing ve mingin adil paylatrlmas
yalnzca btnlk konusunda toplumsal bir erek olduu iin gzetilir.
Biraz paradoksal olarak, bu ekilde iine toplumsal muhafazakarlk
ileyen klasik dncenin sonu, Taoizmde, meditasyon erevesinde
mutlak bir zerklik isteinden geen bir kutsallk idealinin tanmna varr;
uygarlk safln yitirmi ve yapaydr; doaya dn, klasik dncenin
kendi ideali haline de getirdii ama Taoda, kesinlikle asosyal bir nitelik
kazanan, bir kendini kavraya baldr. Meditasyon ve kendinden geme,
insana, eer uygarlk (jen), onda, taoyu, ty, T ieni andrmazsa yani
kendi z her trl kirlilikten korunursa ne olduunu, yle kalp kala
mayacan gsterir (a.g.y., s. 425). Konfys yandalar iin, sadece
yalnz olan ktdr, Taoistler iinse, meditasyon kesinlikle yalnzlk iinde
olmaldr: Aziz, yalnz kendisi iin, yalnz kendisiyleyaamaldr.
Bylece, herkes tarafndan paylalan dnceleri hangi lde
kullandklar ya da yaydklar tam olarak kestirilemeyen ekollerin ve
dnrlerin ifadesi olduklar iin, Afrika ya da Kzlderili sistemlerinin
tam bir dengi olacak kesinlikle dnlemeyecek kipliklerine gre, in
dncesi de, asosyal bir bireysellik anlay karsna, ama en u nokta
larna iterek, altbelirlenmi kiilik anlayn koyar.
NSAN VE KZ: TOPLUMSALIN GEREKLL 165
Kqi ve Kiilik
Kiinin herkes iin tek bir tanm yoktur: en azndan byk bir saydaki
sistemin, srf erginleme ya da baa geme ritelleri erevesinde dorula
d ey budur. Ama bu deikenlik, yalnzca kurulu sosyopolitik statlerin
deikenlii deildir; bireyin, psiizmini ve hatta cinselliini etkileyebilir.
Doutan itibaren bazen sorunsal olduu ortaya kan bir kimliin olu
umu konusundaki belirsizlik, birok toplumun mitik dnmlerinin ve
ritel eitliliklerinin kkeninde vardr. Bu belirsizlii, kendini daha gl
bir biimde gsterdii kategoriler ve kurumlar konusunda gstereceiz:
ikizler, eril/diil zd, erginleme, byclk ve daha geni bir biimde
evre ile iUki.
kizler, tm toplumlarda, pratik zm dikkat ekici bir biimde farkh
farkh olan bir sorun ortaya koyariar, nk kimi zaman, muduluun iareti
ve kayna olarak zellikle sayg grrler, kimi zamanda, mutsuzluun
iareti ve kayna olarak zellikle nefretle karlanrlar. Birok bat Afrika
kltrnde, ikizlik bir ideale denk der: cinsiyetleri farkl ikiz ifderin
insanlk durumunun znde olan bir hakikati (ilksel, potansiyel ve gizli ift
cinsiyediliini) dile getirdikleri balang zamannn bir anmsanmasdr.
Germaine Dieterlen (1973) kprck kemii tohumlar ve yaamsal
g (prm) ile birlikte Dogon kiisini oluturan, ruhlardan tekil olmu
sekiz ana ilkede (Kikinu) ikizliin izine rastlar; bedeni oluturan drt ruh
cinsiyetleri farkh ikizler olarak iki ruh iftine ayrr (Kindu Kindu say ya
da zek ruhlar ve Kindu Kindu bumone ya da, bedenin tad glgede
kendini gsteren srngen ruhlar); cinsiyeti oluturan drt ruh ayn
ekilde ayrr ve kart hale gelirler; yleyse, bu sekiz tinsel ilkenin btn
ikizlie gnderme yapar: Erkek ve kadn, bu ruhlar sayesinde, onlara bir
yanda, ilk canh varl ift cinsiyetli yaratan Yaratcnn, balangta istedii
tamamll, dier yanda ise, dnsel ve psiik dzlemde olduu gibi fiziksel
dzlemde de dourganl veren daimi bir ift cinsiyetlilie sahiptir. (s. 207).
Tersine, Bantu dnyasnda, ikizlik ideah dlanr. Luc de Heusch
(1973) bu konuda, kutsal kralln kuruluu ile ilgili, krallk taliplerinden
birinin ikiz kz kardeinin, ona, vey kardei karna ihanet ettiinin
anlatld Luba mitini aktarr. Lubalarda, ikizler, mutsuzluk ocuklar
olarak adlandrlr; MozambikinThongalarnda, ikiz dourmak, lekelerin
en ktsdr. Bu konuda iki aklama yaplabilir; bir tarafta, ikizlerin
doumundan sonra bir ritel tedavinin en zel biimde nesnesi olanlar
ikizlerin ebeveynleridir; dier tarafta ise, ikizlerin doumundan sonraki
bu ritel tedavi, onlar arndrmay deil, onlarn ontolojik ve toplumsal
statlerini gerek bir deiime uratmaktr. Ndembular ve Lelelerde,
ikizlerin doumu, insanl hayvan alemine yaklatrd iin, zararl ve
sama olarak grlr; ama, Lelelerde, ikizlerin ebeveynlerinin de, ayn
biimde, insanlar ve hayvanlar, ky ve orman arasndaki araclar olarak
166 PAGANZMN DEHASI NSAN VE KZ: TOPLUMSALIN GEREKLL 167
zel bir ritel rol ald grlr. Turner (1969) tarafndan anaUz edilen ve
Luc de Heuschn altn izdii bu paradoks, gen bir etnolog olan Serge
Tcherkezoffun, znde misyonerlie zg bir belgelendirmeden hareket
ederek analiz ettii gibi, Tanzanyann Nyamwezilerinin durumunda da
kendini gsterir: ikizlerin doumu krallk iin bir tehdittir ama, farkl
ritel uygulamalarn ardndan (bunlar, yasaklarn geersiz saylmasn
beraberinde getirir), ebeveynleri, tm ikiz ebeveynlerinin iinde bulun
duu ve birok refah ritelinde sekin bir rol oynayan mabasa tarikatnn
yesi olurlar. Bunun tersine, Dogon ikizlik idealinde de karanlk yanlar
yok deildir ve E Michel-Jone (1978), Retour aux Dogonda, (Dogonlara
dn) Dogon ebeveynlerinin ikiz dourmaya kar nasl nlem almaya
altklarn aktarr.
Bu durumda, ikizler konusu, iki adet kiiler kategorisi ile ilgilidir:
birbirinden farkl ve birbirine benzer doanlar olarak ikizlerin kendileri
(Bantoular, varln tinsel okluunu zorluk ekmeden kabul etseler de,
bedenlerin ikilii, onlara gre, gerek bir canavarlktr diye yazar Luc de
Heusch) {a.g.y., s. 241) ve ikizlerin doumu anndan itibaren, toplumsal
tanmlar deitiinden, olduklar sandan eyden farkl bir ey olduklar
ortaya kan ebeveynler.
kizlerin bu ayrcalkl unvannn kayna nedir? Belki, iki bireyin kim
liinin tmyle ayn olmas dnlebilir bir ey deildir; ama bu hibir
toplum tarafndan tmyle istenmez, yani toplumlarn hepsi tarafndan
reddedilir: rnein ikizlerden her birine farkl isimler verilmesi bunun
kantdr; bununla birlikte, bu isimler ifti, bu ekilde hemen tannabilir
kategorisi olarak tekil olan ikiz iftlerin hepsi iin geerlidir. kilik izlei
zerine eitlemeler ok saydadr. Leleler iin, insanlarn ikizliinin
tehlikeye att, insanlar/hayvanlar (kltr/doa) ikiliidir. Ayn trde
bir saptama ile, Gneydou Afrikada, rnein, insanlarn ikizlerinin, her
zaman, bir ikiz maymunlar iftinin kopyas olduunu dnen Togodaki
Belerde de karlalr; Dogonlarda, bu ekilde greceli hale getirilen
cinsiyetler ayrmdr; Thongalarda, ikizlerin gkyznn oullarnn
doumunun ortadan kaldrd. Gkyz ve Yeryz arasndaki mesafe
dir. Ne olursa olsun, toplumlarn genellikle ayrdna vard gereklikler,
ikizlerin doumu vesilesiyle, birbirlerine indirgenebilir olarak ortaya kar.
yleyse, ikizlik izleini, gcn kkeni mitlerine bal olarak bulmamz
artc deildir: Birok politik ritelde, g, bu ekilde toplumun kkeni
ne, kesinlikle dnlemez olan bir keyfilii yerletirdiinden, toplumun
grd eyi karmakark eder; bu eserin nc blmnde gstermeyi
deneyeceimiz tersine dn ritelleri, rolleri tersine evirmekten daha
ok her birinin sama ve greli karakterini vurgular Kadmlar erkekle
rin, kleler krallarm taklidim yaptmda, onlar yansdamaktan daha
ok karikatrletirirler; ama bu ak maskaralk, ne kadar gerek olursa
olsun, ancak bir sre devam eder, nk ritin tersi de (dzene dnn
yeniden kefettii ve eski durumuna getirdii) gerektir; toplumun srp
gitmesi gerekir ve bu yzden, var ettii ve onu oluturan farkllklarn
kkten keyfiliini sorgulamay brakr; simgesel lm tecrbe eden
ergin, gelecekteki tebaas tarafndan kk drlen ya da kendisi de
simgesel olarak len gelecein krah hem stat hem de kiilik deitirirler
(toplumsal olarak ve psikolojik olarak: bizim bat toplumlarnda, bizler,
yce bir greve ykselmenin dntrd ya da ortaya kard, yeni bir
Cumhurbakan ya da bir Papa kiisi ile ilgili olduklar zaman bylesi altst
olular olmasn da kabul ederiz); ama ritle kutlanan tersine dn ile
stat deiimi arasndaki ba, kukusuz, kkenlerin artrlmasndan ve
simgesel doumdan, yani baz uzmanlarn alglamak istedii gibi kklere
yenilik verici geri dnten daha ok iktidarn dnlemez yannn a-
rtrlmasmdan yani farkllklar sisteminin ifade ettii toplumsal anlamn
keyfiliinin dorulanmasndan geer
ans m kt ans m? kiz doumlar, kltre gre, az ok elikili bir
biimde uurlu ya da uursuz olabilirler; ama her halkarda, toplumsal
mutabakata olanak salayan farkllklarn (eril/diil, ebeveyn/ebeveyn
olmayan, insanlk/hayvanlk, gkyz/yeryz) yadsnmasn simgeler
ve belirli bir biimde pratie geirirler; bundan dolay, ikiz doumlar,
bu doumlar zaten kendi zdei haline getiren -ikiz ifderi, insanln,
krallklarn ve sitelerin kkeni olarak saptayarak- gcn simgeseli ile
balantldrlar Ren Girard (1972), ikizlerin birok toplumda uyandrd
korkuda, farkllklarn silinmesi ile iddet arasnda balangta oluan
benzemenin dikkat ekici bir rneini grr. kizler, topluluu ortadan
kaldrabilecek bir iddetin nc belirtisidirler; sadece kurban bunalm
(Remusun Romulus tarafndan ldrlmesi gibi baz geleneklerin sergi
ledii) , bu iddetin ykseliinin gerekliini ortaya koyabilir ve bu ekilde,
yeni bir toplumsal dzen kurarak bu ykseliin nne geebilir Bu adan
ikizler, yalnzca asgari bir farkla birbirinden ayrlan ve ayrmsal sistemin,
iddet ieren bir ayrmszln saldrsna her zaman ak bir zayf noktas
{a.g.y., s. 96) olan bu bireyler, dman kardelerin taht kavgalarnda
grld gibi, tarihsel olarak erkek kardeler arasnda grlen bir ger
ekliin mitik imgesi olurlar.
168 PAGANZMN DEHASI NSAN VE KZ: TOPLUMSALIN GEREKLL 169
Taklit arzu, iddet ve g arasndaki ilikiler ne olursa olsun, gcn,
her zaman, usa yatkn kkeni deil, temeli ama doal ve zorunlu temeh
olduu toplumsal oluturan farkllklarn dlanmas olarak tanmland
kabul edilebilir Hak sahibi ve halef, biyolojik ve toplumsal dzene (yaam,
cinsiyet, aile) zg ayrc ltlerin ayrmszln simgesel olarak tecrbe
ederken gcn keyfiliine doru ynelirler Bu hareket, alld zere
bireyleri, farkllklar sisteminde toplumsal kiiliklerini hem belirleyen
hem de karmak hale getiren toplumsal belirlenimlerin ve tanmlarn
giderek kazanlmasyla, varolulannn en u aamasna ulatran hareketin
tamamen tersidir
Bununla birlikte, bu son adan, bir yanda, ya ve toplumsal stat
asndan her ilerlemenin simgesel olarak, ayrc ltlerin greceli hale
gelmesiyle kendini gsterdiini (bu adan birok tersine dn riti, er
ginleme seremonileri ile birleir) dier yanda ise toplumsal dzenin temel
ilkesinin de yani cinsiyet farkllnn da zellikle greceli hale gelmesinin
mmkn olduunu kabul etmek gerekir
Sz konusu olan temel bir ilkedir, nk cinsiyet farkll, biyolojik
dzenin olduu gibi toplumsal dzenin de (i blm, otorite grevlerinin
paylatrlmas, din) iinde yer alr; kkensel (principielle) bir ift cinsiyet-
lilik kalntsnn, eril ya da diil kiinin tanmlarn gsterdii sistemlerde
bu kalntnn bizzat kendisi, her cinsiyete zel nitelikler ykleyen simgesel
bir dzenle ayn nitelie sahiptir Kiinin bileenleri, iki cinsin her birinde
ayn olamaz ya da ayn gte olamaz. Bu ekilde, daha yukarda bahsetti
imiz Jivarolarda, diil kiilik, eril kiilikten o kadar farkldr ki kadnlar
genelUkle arutam ruhuna sahip olmazlar - bu, phesiz, kabileler aras
savalarda neden daha ok yetikin erkeklerin ldrldn aklar
Fildii Sahili lagnlerinde yaayan baz halklarda, kadnlarn ocuk dour
madaki rol fazla nemli deildir ve ne olursa olsun ok nemli bir eymi
gibi dnlmez; kadn bir oyma kayktr ve tad eyden sorumlu
deildir; anne soyuna dayanan kaltm ve veraset, neredeyse erkeklerin
iaret noktas olan kadnlara gre dzenlenir; kadnlarn psiik katman
larndan birinin (Ashantilerde kraya tekabl eden wau>i) gc, daha ok
ktcl versiyonunda da olsa, kabul edilir, nk t^avinin sahip olduu
byclk gcnn, kadnlarda erkeklerden sklkla daha etkili olduuna
inanlr Diil zgllk daha pozitif olabilir ve Franoise Hritier (1978),
Yukar Voltann Samolar hakknda, tam anlamyla diil olan simgesel,
psiik, ve genetik bir evren tasvir eder; kiinin, anne karnndayken cenin
tarafndan biimlendirilen bir seime karlk gelen, sekiz bileeninden
biri olan bireysel yazg (lepere), annenin Epsresinden bamsz deildir:
eer I spsrs, annenin tad ocuun kk yata lmesi gerektiine karar
verirse, ocuun is{)sr8si, kendi lmnn kararn vermekle ykmldr.
Annenin ieperesine bu bamllk, ergenlik ana kadar srer. Bu aamaya
ulaan ocukla ilgili olarak, annesinin ieperesinin onun yaamasn iste
dii sylenir ve byle olduu bilinir. Ergenlik kurban, hem bu bamllk
dneminin bittiine, yeniyetmenin artk kendi yaamnn sorumluluunu
yklenebileceini, hem de o zamana kadar iinde bulunduu furu (scak,
tehlikeli) durumunun sona erdiini gsterir. Bylece, cinsiyetler arasndaki
potansiyel atmann, ya da en azndan erkekler dnyasnn, kadnlar
dnyasnda -insanl kozmosa balayan tm simgesel balarla (scak/
souk, kuru/nemli, gkyz/yeryz vb.) erkekler dnyasndan ayrlan bu
kadnlar dnyasnda- yaratt korkunun, birok kltrde grlebilecek
yanlarndan biri ortaya kar.
Bununla birlikte, ya cinsel farkll greli hale getirir. Bylece, baz
kadnlarn, menopozdan sonra baz eril grevleri stlenmelerine izin ve
rilir; Nuer kadnlan, ocuklarn, babas olacaklar karlarn yine bu
dnemde alabilirler. Bu durumda, dourganln ortadan kalkmas, cinsi
yet farkllnn greli bir silinmesine yol at iin diil karakter, simgesel
tanmlarnda, kadnn dourgan karakterine balym gibi grnyor.
Soyun efliine veklet etmeleri, kadn eler ya da esirler kazanmalan ve
hatta tehlikeli bycler olarak nlenmeleri (bylece soylarnn saygnl
artacaktr) mmkn olan her zaman yah kadnlardr. Diillikten erillie
bu gei, renklendirilmi bir deerlendirme olarak alglanmamaldr; yala
deien, diilliin tm biyolojik ve simgesel koullardr. Bylece, Frano
ise Hritier tarafndan incelenen Samolarda, gnlk sylemin, mitlerin
ve ritellerin gnderme yapt merkez dalist kategori, scak ve souk
ile bunlarn doal sonucu olan kuru ve nemli kategorisidir; erkek, scak
kategorisine baldr nk erkek srekli sperm retir, bedeninin ssn
ileten kan koyu ve scaktr; kadn ise, souk kategorisine baldr nk
kan retmez ve, babasndan ya da soyundan gelen kan ve kocasndan
ona sperm yoluyla gelen kan dnemsel olarak kaybeder: Ama kadn
ergenlik ana girinceye kadar, hamilelik boyunca ve menopozdan sonra
scak durumdadr.
Cinsel kiiliin evrimi, bir bireysel yaam boyunca kiiliin tanmn
etkileyen toplumsal evrimin bir grnmnden (phesiz, en grkemli ve
en anlaml olanlarndan biri) baka bir ey deildir. Olaylar baz toplum-
larda ylesine aktr ki eklenmeler ve evreler ifadeleriyle betimle
170 PAGANZMN DEHASI
NSAN VE KZ : TOPLUMSAUN GEREKLL I 71
nebilirler: gitgide karmaklaan bir evreyi tanmlayan farkh toplumsal
ilikilere art arda gelen eklenmeler. Kabile toplumlarnda, balangtaki
kii tanm (zaman ve uzama bah deiik verilere, farkh soylara, baz ay
rcalkl atalara gre) hzl bir biimde baka belirleyenlere bal hale gelir:
bir ya snfna dahil olma, bir evlilik ilikisi kurma, bir ebeveyn stats
kazanma, eski ve muhtemelen de toplumsal byk statsne ykselme...
Bu aamalardan her biri, bir role ya da bir kiilie imkn salad, bunlar
yeniden tanmlad kadar glkler de dayatr, ama etkiledii, kiiliin
btndr; hastalklarn nedeninin, belirli toplumsal ilikileri sklkla
tehlikeye atmas bunun kantdr; bir birey, bedeninde, psiizminde ya da
yaamnda sayrla, yeen, olan, ayn ya snfndan arkada, koca, baba
ya da amca... olarak (kendisi ya da evresi yznden) yakalanabilir; tersi
ynde, yaamda ilerlemesi, ykmlara direnmesi, yaknlarnn refah ya
da mutsuzluu, ancak ok zaman sonra ve sonularna gre tam olarak
adlandrlabilecek bir gc her gn daha fazla gsterir. Hibir toplumsal
ba, zarar grmeksizin kurulmaz. Hibir hastalk ktlk dnmeden ar
pmaz. Mutsuzluk ve lm gibi uzun yaam da her zaman bir iarettir. Bir
anlamda, kiilik, deneyimin altnda kendini kefettiine gre, geriye
yneltilmi bir baktr. Baka bir anlamda, gereklidir, doumdan itibaren
saptanm ve zamanla gerekleen yazgdr. Yine baka bir anlamda, daha
nce yapm olduu yorumlar yeni bir olay zayflatabildiine gre, geici
ve rastlantsaldr. Bireysellik dncesi kaybolduktan, tm toplumsal
ekicilikler bozulduktan sonra, glgesini kaybetmi insan ya da kyn
etrafnda dolaan doyumsuz lm izlei, pagan toplumlannn dselliini
ayrca kurcalar; bu toplumlar, kimi zaman, toplumsal ilikilerin temeli
olan g ilikilerinin gerekliini grememi ve bakalarna arparak tam
anlamyla dalm, alnm ruhlarndan birini arayan akl hastas ya da
ondan ok daha gl bir ruhu iine ekip ve sindirip kan kaybndan
can ekien saknmszn zayfln sergilerler; kimi zaman da, iyi lmeyi
baaramayan ve, gne battktan sonra ykanan hamile kadnn saknmsz
bir biimde lme ve kimlik deiimine kar korunmasz brakt ceninin
yerini alarak srpriz bir biimde yeniden dogmaya alan bycnn
kskan baboluunu artrrlar.
Yine de, Leenhardtn (1947) Kanaklar hakknda syledii gibi, kiinin
grup iinde yayld, ayn toplumsal konumu igal eden bireylerin, bir
birlerinin yerine tutabilir olduklan deil daha ok, bireylerin, toplumsal
kaytlar ile ilikilerinin tanmndan bamsz bir tanm olmad syle
nebilir. Bireye gelince, toplumsal grup ile artk ba olmadndan birey
birey olarak yitik bir varlktr sav, bizim toplumlarmzn bireyinin de
gereidir. Kii kavram zerine tm akl yrtmeler bu sonuca varr:
bireyi dnmek, her zaman teki ile ilikisini dnmektir. Bu ilikinin
kiplikleri kltrlere gre deiebilir (ve kii anlaylar da en az o kadar
farkl olabilir) ama bu ilikinin bulunmad bir tek kltr yoktur.
Geza Robeimin (1955) bu konuyla ilgili katks gz ard edilemez.
ocuun ilk travmalarnn ve ilk dlerinin simgesel izine kltrn iinde
rastlayan, kltr konusundaki bireyolusal anlayna katlmasak ta, by
anlayna verdii faydal alm yadsnamaz. Burada onun analizinin iki
nemli noktasn ele alalm. ncelikle, Marettin, gerekletirdii ana-
lizlerde, bysel gcn kaynann, bilerek yapt edimin, onu gerek
zerine fiili bir etkiye dntrecek gc ierdiine dair bycdeki
sezgisel bilince dayandn belirtir; bu etkiye inann, ocuun dav
ranlar, rnein alamalar, etkili olup, anne de, arzulanan davrana
yol at, varoluun ilk ylndaki az aamasna kadar uzandn ileri
srer. kinci olarak, Robeim, insanlarn by yoluyla bydklerinin
(cinsellik ncesi aamadan organlarn genel geliim evrelerine kadar)
ve bedene gitgide egemen olmann, bir dizi zdeleme ve ieyanstma
(introjection) erevesinde gerekletiinin altn izer: Kk olanlar,
adam olmaclk oynar; kk kzlar anne olmaclk oynar; ama kiiliin
en son biimi, doutan gelen ile ksmen baarlm ieyanstmalarn ve
zdelemelerin kombinasyonudur: u ya da bu mitik kahramann zel
liklerine brnen Kzlderili aman ya da Avustralya yerlisinin giritii
bysel zdelemeler arasnda pekl karlatrma yapdabilir nk
ok sayda toplumda hl var olan kii kuramlar, kimlik kavramn ina
etmeyi ve greli hale getirmeyi ayn anda baaracak derecede kiisel
bileenlerin aktarlmas, blm ya da veraseti konusundaki kurallar
ak bir biimde sistemletirir.
Bu anlamda bireysel oluum, tam olarak toplumsal bir oluumdur.
Terimin etimolojisine sadk kalan Mauss, persona (aktrlerin efsane kah
ramanlarna benzemek iin takt maske), kii (personne) ve karakter
kavramlarn birbirine yaklatrr. Roheime gre, by, bedenin farkl haz
kaynaklarn tehlikeye atan (bu durumda, oral, anal, retral, narsist ya da
fallik by vardr) zdelemeler sayesinde engelleme ya da baarszla
kar ve de stbene kar, bizim byk g haznemizdir ama birey ve d
dnya arasnda bu ekilde kurulan diyalog, ocukta, her bysel gcn
d olarak, bir byme arzusuna denk dse de, yetikinde ocukluk
aamasna bir geri dn yanstabilir.
172 PAGANZMN DEHASI
Bu durumda Robeim, dikkatini yalnzca, ok fazla youn olmalarn
ilk toplumsal ilikilerin kendine zg bir dzensizliine balad, by ve
izofreni arasndaki ilikilere yneltse de her bireyde bysel davranlar
grmekte zorluk ekmez. Bu konuda da yine bir eik ya da bir snr sorunu
ile kar karyayz: Baard zdeleme nerede balar, nerede biter?
NSAN VE KZ: TOPLUMSAUN GEREKLL 173
Batya Dn: Zaman ve Sre
Paganlardaki kii temsillerin, bize gre bu tasarmlara iirsel bir nitelik
kazandran byk gc, bunlarn, psiii bedenselden ya da toplumsal
bireyselden, bizim analitik yaklamlarmz gibi, ayrmamasna baldr;
bu tasarmlar, onlar, kelimenin tam anlamyla ilikilendirmez, (bu, onlar
nceden birbirinden ayrm olmalarn gerektirir), ama bize, onlarn, daha
nce kelimenin tam anlamyla bal olduklar dnyann ve toplumun bir
tasvirini sunarlar. Kimi ilkel dnce analizlerinin ileri srd gibi, bu
tasarmlar iin, ne bireysellik, iinde bulunduu gruptan, ne de cisimler,
glerinin ve zlerinin bal olduu dnyadan farkllamaz deildir, ama
bu gereklikleri ayn dnsel dzleme yerletirir, onlara ayn tip varolu
u atfederler; byk modern demokrasilerin vatandalarnn byk bir
ounluu, yaam boyu ayn eyi yapar: Onlar iin, ya, aile durumu ve
politik otorite birbirine baldr, fizik, karakter ve saygnlk birbirinden
bamsz deildir, aile kkenleri, giyim ve isim kii hakknda bir bilgi verir.
Hepimiz kendi payna, bireysel deiimlerimiz (psiik ya da bedensel)
ile toplumsal rollerimiz arasndaki, her zaman sylendii gibi bizde iz
brakan anlar ve imgeler ile salmz ya da en az o kadar da politik ko
numlarmz arasndaki, hatta dlerimiz ve gerekliklerimiz arasndaki
ban kopmasnn sz konusu olmadn bilir ve buna yrekten inanr.
Ama yaantnn bu sreklilii, dnsel yapnn kendiliinden nesnesi
deildir: gerektiinde karlkl arlklar deer kazanan birok etkenle
soyutlanr, oysa pagan toplumsal mant iin, bedenin iaretleri, anlar ve
dler, isimler, soy balar ve hastalklar, kaltm, yasaklar ve karakterler,
ya, kuvvetler, gler ve ilevler ayn szdiziminin unsurlar gibidirler.
Yazarlarmz bu szdizimini tanrlar, ama ona yalnzca, kesinlikleri, ya-
antsal btnlklerin nceden paralara ayrlmasn gerektiren yerlemi
disiplinlerin (biyoloji, psikoloji, sosyoloji) dnda sayg gsterirler. Bizim
iin, bu szdizimi, iirin ya da romanesk yamisamann szdizimidir. Lvi-
Strauss Race et histoireda (rk ve tarih) (1961), farkl kltrlerin birbirini
anlamakta yaad zorluu ve daha dorusu bizim dierlerini alglamakta
yaadmz gl bize anlatmak iin, varolular nemli bir lde
kukusuz bu dnyadaki yerleri ve balantlanyla anlam kazanan bireylerin,
yalandklar zaman, dnya ile aralarndaki belli belirsiz artan mesafeyi
bir karlatrma yaparak gsterir: Yah insanlar, genliklerinin tank
olduu birbirine eklenen tarihle elien yallklar boyunca akp giden
tarihi ilerlemiyormu gibi grrler. Etkin bir biimde dahil olmadklar,
bir rol oynamadklar bir an artk anlam yoktur: Bu ada hibir ey
olmaz, ya da bir ey olsa bile, bu, onlar iin olumsuz nitelikler tayan bir
eydir; oysa onlarn torunlar bu dnemi, byklerinin unutmu olduu
bir cokuyla yaarlar (s. 42).
Bu ocuklarn yaamay srdkleri a, belki de iki ya da anlamda,
artk yah insanlara hitap etmez onlara hibir ey sylemez: nk
varlklarn, varolu sresince deitikleri, birok kez kendi kendilerinden
vazgetikleri ve eskiden olduklar ve hissettikleri eyi artk gerekten
akllarna getirmedikleri dorudur, ayn ekilde, uras da dorudur ki
kltrler ve alar da deiir ve eer insan dondurarak korumay konu
alan bilimkurgu eserlerinin bize mmkn olabileceini hissettirdii bir
mucize sonucunda bir birey, kendini, krk ya da elh yllk bir parantezden
sonra, fiziksel, manevi ve dnsel nitelikleri tmyle korunmu halde
varoluunu yeniden kazanm durumda bulsayd, phesiz yalnzca afal
lamakla kalmaz, yeniyetmelikten karken, o ada brndkleri biim
leriyle ona yalnzca normal deil ayn zamanda doalm gibi grnen,
ama imdi keyfi nitelii aniden karsna kan tam anlamyla toplumsal
gerekhiikleri hesaba katarak kiiliini yeniden tanmlamak zorunda kalr
d. Yine de, toplumun, yallk zerine bir sylemi olduunu ve yallkla
ilgili yalnzca baz servet sahibi ayrcalkllarn ve baz entelektellerin
kurtulma ansna sahip olduklar bir tanm dayattn eklemek gerekir.
Bizim gibi toplumlarda ya stats, duruma gre, kii statsnn greli
ve geici karakterini ortaya karr; mizahlar, krk yanda gen bir
bakan, elli yanda gen bir Konsey bakan ve altm yanda gen bir
akademisyen olunduunu daha nce gsterebilmilerdir; yleyse, bugn
Fransada nc ya gibi can skc bir ad altnda bir araya gelen ya
llarn, ortak yarn dnda braklmas tm yallarla ayn biimde ilgili
deildir. stnlk ya da handikap olarak yan gc, kabile toplumlarnda
kiinin bir bileeni deilse de bir anlatmdr: Yallk, bu toplumlarda,
Afrikadaki her durumda, otorite dncesinin ve otorite ispatnn her
zaman kayna deildir; yal bir hasta genel de, henz llerin gcne
174 PAGANZMN DEHASI
sahip olmadndan, zensizce tedavi edilen fiilen bir l olarak kabul
edilir; otorite ilevlerini yrten kuvveti yerinde bir yal, bu kuvvetten,
adeta onun gcn kantlayan ve merulatran bir otorite elde eder,
oysa bir yah kledeki ya da kk bir soyun temsilcisi olan bir yaldaki
ayn uzun mrllk, rnein bir byclk erkine sahipmi ve bu erki
kullanacakm phesini uyandrr ve bylesi bir tehlikenin iareti olur.
yleyse, ya ile sosyopolitik ilev arasnda, genlik kavramnn toplumsal
greliliinin, biyolojik bireysellik ile toplumsal kiilik arasndaki ban
(emekli olduktan sonra yaamn srdremeyen insanlar ve kiilii de
ien isizler vardr) ya da yallarla (henz korku salmayan bu llerle)
ilgili olarak sahip olduumuz ve isteklerini, cinselliklerini ve kendine
zglklerini dlayarak onlara dayatma eiliminde olduumuz manevi
tasarmn ortaya koyduu bir korelasyon vardr: Adeta, onlar, bazen ilk
ocuklukla bir tutuumuz ve bu ekilde Hristiyanlar iin paradoksal bir
biimde sonsuz yaamdan nce gelen gayri ahsilik ve farkszlk haline
dndrmek istiyormuuz gibi bir durum sz konusudur.
yleyse anlamn dalm, bireyden topluma ve toplumdan bireye
doru ayn anda gerekleir. Eer, pratiklerini gzlemlediimiz, mitlerini
anahz ettiimiz ve kurumlarn incelediimiz egzotik toplumlarda kullan
dmz usulleri bizim toplumlarmzdaki kii kavramnn incelenmesine
uygulasaydk, bu kavram byk bir olaslkla, Afrika, Amerika, Dou ve
Okyanusyadaki benzerlerinden kkten bir biimde ayrlmazd ve belki
de, kiinin yksek dzeyde toplumsal karakterinin ve felsefeciler ile dinbi-
limcilerin, tamamlayclklar (Mournier: Birey toplum iindir, toplumda
birey iin) tanmlamaya ynelik abalarnn tesinde, onu gizlemekten
daha ok gsteren toplumsal maskeleri birer birer dtkten sonra geriye
artk sadece, kimi anlarn peini hi brakmad bedeni, kimi zaman
bakasna aktarlan ismi, ya da, daha nadiren, ldkten sonra baka bir
bireyin yznde varln srdren bir iz olarak benzerlii kalan bireyin
krlganl az ok grlebilirdi.
Yakalanan Zamanmn^^(Temps retrouve) anlatcs, Guermantes ma
likanesine girecei anda, ayan dierlerinden daha alak bir kaldrm
tana koyar ve bunun sonucunda hissettii, Venedikteki San Marco
kilisesinin eit olmayan byklkteki iki deme ta zerinde hissetti
iyle benzer olan duygu onun iini yle bir mutlulukla doldurur ki (tpk
Madeleine reinin ona Combrayi hatrlatm olduu gibi) ayn trden
NSAN VE KZ: TOPLUMSALIN GEREKLL 175
22) Trkesi: Roza Hakmen, Yap Kredi Yaynlan, 2001.
birbirine benzer bir dizi duygunun yardm ve kkrtmasyla, gemi anla
rn geri gelmesinin neden yalnzca onu mutlu etmekle kalmayp, eserine
ve kendi kendine gvenmesini saladn anlamaya giriir
Oysa Guermantes malikanesi, o gece. Anlatc iin, artc bir gzlem
alan olur: orada, uzun sredir grmedii yzler, onu tanmadklar gibi
onun da kim olduklarn bilmekte zorluk ektii kimseler, ayn zamanda,
toplumsal konumlar deitii (nce. Des de Duras, sonra Guermantes
prensesi olan Mme Verdurin) iin ya da yksek sosyetenin kurallar daha
az sk ve farkl yani zppeliin kriterleri olduu iin baka zamanlarda
orada olmayacaklarm dnd bireyler, ok deimi olarak ya da
aralarndan bazdan tuhaf bir biimde neredeyse hi deimemi olarak
orada bulunurlar Bu anda mutluluun nedenlerinin aran insanlarn
gzlemlenmesinden ve kimliklerin ve kiilerin gereklikleri zerine etkin
bir akl yrtmeden geer
En karmak toplumun en detayl en kiisel gzleminden doan, ama
yaban dncenin yapdarna dayanmak zorunda kalm sezgilere ok
benzer olan sezgilerle dolu tuhaf etnoloji. Anlatcnn eskiden, Boulogne
ormannda grmek iin bouna kendini yorduu Gilberte aniden annesi
nin izgilerine brnmtr ve yan etkisiyle nceki kuan bir kopyas
olan yalnzca o deildir: Zaten, bir tohumun iine doru kvrlm ve
bir gn dar kp kmayacaklar kestirilemeyen blmleri gibi, o gne
kadar sakl kalm ailesel zellikler yalnzca Gilbertein yznde ortaya
km deildi (s. 951). Soyun, bireysel figrde. Fildii Sahih lagnle
rindeki halklar yalnzca ani olmas endielendirebilecek (nk bu, ani
bir kimlik deiimi, psiik kkenlerin bir intikali anlamna gelebilir ya da
kendi zamanna bilinmeyen bir yeniden douun gstergesi olabilir) bu geri
dn, bir kiihin, varolu sresince, kiinin kimliini tehlikeye atacak
derecede baka birinin yerine geebilmesini salayan yntemlerden sadece
biridir: Kukusuz, tamdk yzdeki bu fiziksel deiim bile, gnden gne
gereklemi olan isel bir deiimin bir simgesinden baka bir ey deildi.
Belki bu insanlar ayn eyleri yapmaya devam etmiler ama yaptklar eyler
ve grtkleri insanlar hakkndaki dnceleri gnden gne birazck da
olsa deitiinden, birka yln sonunda, isimleri deimese de, holarna
giden baka eyler, baka insanlard ve baka kiiler haline geldikleri iin
yeni yzlere sahip olmamalar artc olurdu (s. 956). Eer Anlatc kendi
kimliinden, dierlerininkinden olduundan daha ok emin deilse, bu
nun nedeni de, ak, bir yoksunluk, tm vurularn serbest olduu ve tm
maskelerin taklabilecei, Albertinein ans ve hayaleti ile onu, lmn
176 PAGANZMN DEHASI NSAN VE KZ: TOPLUMSALIN GEREKLL 177
tesinde karlatrabilecek ve ancak Albertinein ikinci kez lmyle
sona erecek bir mcadele olarak dnmesidir - kalbin unutmas, ak
olann ve, kendi kiiliini ve ruhunu bir kenara brakarak, deitirenin
lmdr de: Kabile toplumlarnn tebaasna onlarn akla ilgili sknt
larn deil, aralarndan bazlarna, direnmedikleri srece kiiliklerinin ve
bireyselliklerinin bozulmasna yol aan, saldrmasndan korktuklar l
ya da canllarla srdrdkleri hem dsel hem de gerek ilikiyi aka
anlatan bir tasvir, kelimesi kelimesine o dnemde Proustun kaleminden
kar: Eskiden kendim olmama dncesi beni dehete drrd, nk
kapldm her yeni akta, (Gilbertee ve Albertinee), onlar seven varlk
artk varolmayacak, bu da bir eit lm olacakt.
Bu llerin yava yava ilerleyen igaline, yalnzca, birok toplum
iin varlklarn en azndan ksmi reankarnasyonu anlamna geldiini
bildiimiz isim miras (...ve her zaman, hi kesintiye uramadan yeni
Guermantes Prensesleri birbiri ardna gelecekti, ya da daha dorusu,
isim, her zaman ayn kalan ezeli dinginliini zamanla yok olup giden bu
prenseslerden aldndan, yeri, yzyldan yzyda farkh bir kadn tarafndan
doldurulan, bin ydlk, lm yadsyan, deien ve yreimizi yaralayan
her eye kar duyarsz tek bir Guermantes Prensesi gelecekti [s. 956])
ve, gemiin anlarn muhafaza ettii ve bylece, bir duyum (bir tat, bir
ses) sayesinde, benin kendi gerek kimliini renmesine frsat (bu ei
olmayan bir srenin yaratt frsattr, nk insanlarn birlikte yaadklar
andan, olaylardan ve durumlardan akllarnda kalan an ayn deildir)
yaratabilecei iin bedenin geici gereklii kar koyar
Bu youn aba, eserini, hem insanlarn paylat eye (Zaman d
ncesi) hem de onlar bireyletiren eye (srenin anlam) dayandrarak,
merulatrmak iin deildi, Proust, ruhtaki ve bedenin ballklarndaki
yenilenmeleri, imgelemin zaHmliklerini ve unutmann faydalarn ba
dndrc bir biimde aratrdktan sonra, pagan kltrlerin, onu sra
syla coturan ve yattran sezgisine kavuacakt; Toplumun hibir deeri
yoktur ama sadece toplum vardr
III
*
iaretlerin Anlam
Bedenin aretleri,
Toplumsaln Anlam:
Dsel Byc, Simgesel Byclk
7
Yalnz toplumun varolmas; bu, bycln figrlerinin tarihsel varolu
unun kendine zg bir biimde kantlad eydir: Bu figrler, ok hzl bir
analizin telkin edebilecei biimde, toplumsaln inkrym gibi grnseler
de daha ok toplumsaln ilemesinin gizi ya da gizlerinden biri gibidirler.
nsanlarn mutsuzluunun ve iddetinin sorumluluunu stlenirler. Ama,
hi kukusuz kart anlamlar ieren bu figrler, onlar aklamaya alan
analize, en azndan iki nedenden dolay zorluk karrlar. ncelikle,
dsellik ve simgesellik boyutlar, her biri kendini gizleyerek bu figrler
zerinde kesiir ve birleir; dncesi, ondan her an her eyi bekleyebilen
ve taraflarndan ancak ve ancak birini (ele geirilmi bedeninin sknts
n) ak bir biimde alglayaca bir ikili iliki kurmaktan korkan bireyin
kafasn kurcalayp duran bycnn dsellii: bireysel dzen ile kolektif
dzen, dzensizlik dncesi ile yasann gereklilii arasmdaki ban kop
masnn nne geecek biimde, skntnn figrlerini, toplumsal figrlere
indirgeyen bycln simgesel sistemi - su gtrmez gereklii yine
de ancak dzen bir kez kurulduktan, ikyetler ve sulamalar ortadan
kalktktan, tm hesaplar grldkten sonra ortaya kan, mantkl ve
geriye dnk, indirgeyici ve yattrc dnce.
Bu figrler kart deerler ierirler nk farkl bak alaryla ele al
nrlar ve perspektiflerin farkll, bu figrlere ynelmi bakn tektanrc,
zel olarak da Hristiyan olup olmamasyla zellikle belirginleen tarihsel
dnemlerin perspektifleriyle st ste geldii zaman, bu figrlerin amacnn
derin birliini, bu perspektiflerin bu amacn zerine tad belirsizlikler
iinde grnmez hale getirme olasl vardr.
Tarihiler, byclkte. Ortaa Avrupasna ve modern Avrupann
ilk alarna zg gerilimlerin ve atmalarn tezahrn incelerler; her
eyden nce. Kilisenin ve Engizisyonun, tarihsel olarak ortaya kmasna
yardm etmi olduklar ve davurumunu, soruturmalar ve davalar yr
terek, ne olursa olsun snrladklar, engelledikleri ve phesiz azalttklar
bu olgu karsndaki tutumunu ele alrlar. Bu soruturma ve davalarla
ilgili kaytlar, tarihiler iin, kullanlabilir olan tek malzeme ve, hatta
denilebilir ki, olgunun yegane ampirik gerekliidir. Bu tarihiler arasn
dan, M. A. Murray (1921), J. Caro Baroja (1961) ve C. Ginzburg (1966)
gibi bazlar, Hristiyanlk basksndan nceki eski bir dnce sistemine
zellikle de dourtkanlk ve dourganlk ritellerine ynelik referansn,
sulananlarn verdikleri ifadelerdeki betimlemeleri erevesinde, sezile-
bildiini gstermeye girimitir. Temeli iyi grnen ama M. A. Murrayn,
gizli bir tapnmann ve Hristiyan Engizisyonu anda rgtlenmi bir
dinin gerekliine dair gzle grlr bir biimde dayanaksz ve hatta
uyduruk sonular kard bu hipotez, tarihsel aratrmann konusunu
baka yne kaydrr ve buna kout olarak onu biraz deitirir: O zaman,
aslnda bu hipotezin dnsel tutarlln, tmyle, zel bir tarihsel ba
lam tarafnda artk aramamak gerekir [rnein, Le Roy Ladurie (1969)],
Franche-Comte, Bask blgesi ya da Languedocta XVI . yzyln sonu
balamnda bahsettii ve kyllerin, maruz kaldklar zellikle vergilerle
ilgili adaletsizliklerin az ok bilincine varmasyla ilikilendirdii byk
eytans salgnlar); bu tutarlln kayna, daha ok, bu tezahrlerin,
bunlarn sapknlklar, batl inanlar ya da kendine zg direnme biimleri
gibi grnmelerini olanaksz klan, yok olmu, can ekien ya da kalnt
olarak varlm srdren pagan inanlarn btnyle, en azndan potan
siyel olarak ve dnsel adan srdrdkleri ilikidedir.
Etnologlarn, tarihiler karsnda, gnceli incelemek gibi belirsiz
bir avantaj vardr. Bu avantaj iki anlamda belirsizdir. Birincisi, Avrupa
zerine alan etnologlar, tarihilerle hemen hemen ayn glklerle
karlarlar, bunlara, resmi olarak yadsnan yorum sistemlerini aklama
giriimlerinin ierdii zorluklar da eklenir. Ayrca, bu sistemlerin sergile -
182 PAGANZMN DEHASI
BEDENN ARETLER, TOPLUMSALIN ANLAMI 183
dii dnsel tutarlln, Jeanne Favret-Saadann (1977), geri kalm
ve aptal bir kyl toplumunun halkbilimcilerinin ve gazetecilerinin
sahip olduu vizyona kar kmasna, kylnn, nedensellik ban
iletmekte bir bakasndan daha ok beceriksiz olmadn (s. 16) ilk
batan koymasna olanak salasa da, hibir tarihsel yan olmadn ve
bugn simgesel ve dnsel bir btnlk olarak kavranlmadn yine de
belirtmek gerekir; Normandiya Bocagendaki, korkulan ya da alay edilen,
saklanan ya da bilmezlikten gelinen bycln, bu adan (yalnzca bu
adan), ne, sertlii lkeden lkeye ve adan aa deien Engizisyonun
sktrd byclkle, ne de, bycle referansn aklayc bir deere
resmi olarak sahip olduu toplumlarda alan etnologlarn inceledii
byclkle bir ilgisi vardr. Farkl kltrlerden gelen bu etnologlar ise,
bir kltrel sistemin btnlk mantna gre konumlandrdklar zaman
rasyonelliinin tkenmi olduuna inandklar bir inanlar ve referanslar
sisteminin ilevsel yanlarna muhtemelen ok fazla duyarl olan kendi
entelektel geleneklerinden pheye derler.
Bycln, kukusuz farkl olan ama kimlii -eer varsa- ancak
kltrlerin karlatrlmasyla oluturulabilecek kltrel tezahrlerini
karlatrmak hibirinin aklna gelmez. Bu dncenin hi kimsenin
gerekten aklna gelmediini savunmann sama olduunu kabul ediyo
ruz, ama hi kimse bu dnceyi benimsememi, az benimsemi ve hibir
zaman tmyle ortaya koymamtr. Max Marwick (1970), rnein
Alan MacFarlanen (1967) inceledii 1560dan 1680e kadar Essexde
yrtlenler gibi byclk davalarn konu alan eserlerden makaleleri
ya da paralar olduu kadar Apuleiustan emeleri ya da farkl Afrika,
Amerika ya da Okyanusya toplumlarn ele alan analizleri. Readings
bal altnda derlemitir. Daniel Fabren (1960) bir sylei yapt C.
Ginzburg, Afrika ve Avrupadaki byclk patlamalar arasnda, daha
dorusu bu yerlerdeki Hristiyan esinli kar-byclk kltleri arasnda
bir koutluk kurulabileceini kabul eder. Ama karlatrma, hibir yerde,
bir yntem deerine sahip deildir ve konunun tam bir tanmn yapmaz.
Paralarna ayrlmam (kalntya, batl inanca ya da marjinal bir davrana
indirgenmemi) bir pagan mant analizinin, kltrel balamlarn eit
lilii iinde, byclk olgusunun yaps ve analizindeki belirsizliklerin
aa kmasna ve anlalmasna yardm edebilecei dncesi kendini
hibir yerde gstermez.
Aslnda bu belirsizlikler yalnzca analiz edilen olgularn ve inanlarn
grnr ieriinde (olayn farkl aktrleri ne den korkarlar? Kime ve neye
nanrlar? Yarglar, sulananlar, kurbanlar ayn inanlar m paylarlar?)
deil bu analizleri gerekletirmekte benimsenen bak alarnda da or
taya kar Bazen, olayn aktrleri, zellikle de engizisyoncular arasndan,
byclk olgularna gerekte inananlar ile bu olgular byc olduunu
itiraf ya da ilan eden sanklarn zihinsel rahatszlna balayanlar bir
birinden ayrt etmek kolaydr Genelde inan derecelerini -profesyonel
gzlemciler arasnda bile- saptamak daha zordur Birinci dereceden inan,
gnmzde nadir deildir ve tm toplumlarda, byclk korkusunun
varln koruduuna armamz engeller: Birok insan, baka insanlarn,
kaltm yoluyla geen ya da sonradan edinilen bir yetenek sayesinde, zel
bir gce ya da zel teknik bilgilere ve muhtemelen de her zaman her yerde
olabilme becerisiyle, kskandklar ve herhangi bir nedenden dolay etkisiz
hale getirmek istedikleri insanlara etkili bir biimde saldrma gcne sahip
olduklarna inanr Byclk glerinin gerekliine ynelik bu tr bir
inan, tarihilerin ve etnologlarn ii deildir (en azndan yle olmamasn
ummak gerekir). Yine de, onlar, tekilerin inancnn nedenlerini ve bu
inancn kendine zg etkililiini, bu durumda da, byclerin deilse
de bycln etkisini sorgulayabilirler (aksi takdirde dar grl po
zitivizm sulamasyla kar karya kalacaklardr). Ama bu sorgulamann
kendisi, tarihiler tarafndan balatlm, henz bir sonuca ulamam
ve sabbatm^^gereklii sorununda zetlenen bir tartmaya gnderme
yapar: o zaman bu tartma artk byclerin glerinin gerekliine
deil byclerin varlna yneliktir Bylece, tm tanklklarn ve ve
rilen tm ifadelerin dpedz bir yanlsamadan (uydurmadan, telkinden
ya da korkudan) kaynakland grnde olan M. A. Murray iin, bir
pagan kltnn kaht hipotezinin sonunun, byclkle sulananlarn
tanklklarnn temelde doru olduu savna vard grlmtr: b
ycler, ana izgileriyle, Frazern aktard ilkel kltlere denk den
ve daha sonralar Hristiyan Engizisyonu tarafndan ykc ve eytanca
bir etkinlik olarak yorumlad bir dourganlk klt ayini yaparlard.
Dzenli bir pagan kltnn kaht hipotezi bir yana braklrsa, tarihile
rin yaptlarnda, kendi grlerini mi yoksa Micheletnin^'^grn m
sergilediklerini, dnemin zalimliklerinin yol am olduu honutsuz ve
184 PAGANZMN DEHASI
23) Ortaa inanlarna gre byclerin eytan liderliinde her cumartesi yaptklar
gece toplants, (.n.)
24) Fransz tarihi Jules Michelet. Bycler zerine yaplm ilk modern aratrma
(La Sorcire, 1862) ona aittir, (.n.)
BEDENN ARETLER, TOPLUMSALIN ANLAMI 185
mazlum toplamalarn gerekhine inanp inanmadklarn anlamak kimi
zaman zordur. Burada phe, hem dzenli gruplarn varlna hem de bu
gruplarn varlk nedenine yneliktir Son olarak, eskiden en inandrcs
olan nc bir tr bak asn ortaya koyacaz: inancn nceliinin
ak bir biimde grld bak as. Yaknlarnn inancn paylaan baz
bireylerin, u ya da bu nedenle veya bir sulamann etkisiyle kendilerini
byc sanabildikleri kesin grnyor: Bu anlamda, bycler kesinlikle
varolmutur Tpk, MacFarlanein Essex blgesi ile ilgili olarak yazd
gibi: Muhtemelen kendilerini byc sananlar olmutur, ancak bunla
rn bilinli bir rgt kurduklarna dair kant yoktur (Marwick, 1967, s.
18). Baka bir deyile, byclerin varl inancn bir sonucu olabilir
ama tersi nerme kukulu olmaktan daha da fazladr ve inancn nce mi
sonra m geldiine, neden mi sonu mu olduuna karar vermek kuramsal
adan bize nemli grnyor nk, tarihin kendisi gerekliin zerine,
daha dorusu tarihsel gerekliin zerine kurulur; M. A. Murrayn hipo
tezinin znn geerli kalmas iin, yaplandrlm ve dzenli bir pagan
kltnn Hristiyan anda gizli bir biimde icra edildiini varsaymak
gerekli deildir; kurumlam olanlardan baka kaltlar da vardr ve
byclk konusu, Afrikada olduu gibi Avrupada da dierlerinden
daha direngen ya da daha dorusu dierlerine gre daha uyarlanabilir ve
bu durumda da, ondan basit bir kalt olarak bahsedilmesine engelleyen,
tarihsel olarak geride kalm ama her zaman az ya da ok uyarlanm
tezahrlere elverili olmutur. yleyse tarihilerin, belki de, Avru
padaki gncel bycle ynelik incelemeler arasnda bir koutluk
kurmaktan daha ok etnologlarn bycln resmilie daha yakn
bir konuma sahip olduu toplumlardan derledii verileri gz nnde
bulundurmalar gerekir Yine de bu savn geerlilii iki koula baldr;
birincisi, tarihilerin, en azndan bazlarnn, gerekten, tarihsel bir
antropoloji oluturmaya ynelik yani inceledikleri olaylarn yalnzca
artsremsel mantn deil ayn zamanda esremsel mantm, ayn
dneme ait olgulara eklemlenmelerini ve, tasarm olgular sz konusu
olduunda, etkililiklerinin mekanizmalarn ve kipliklerini anlamaya
ynelik projelerinin olmas gerekir; kincisi, zel olarak byclk
durumunda, baka yerde incelenen olgularn, Avrupann tarihilerinin
inceledii olgulara ve ortaya koyduu sorulara uygunluunu gstere
bilirler Avrupac olmayan antropolojiye ve zellikle de Afrikaya, bu
uygunluu ilke olarak ileri srerek, bir gei yaplmas telkin edilebilir
Bu kta, bize, aslnda, greli olarak ksa bir zaman aralnda, hem resmi
186 PAGANZMN DEHASI
byclk modellerini hem de toplumsal deiimin ve Hristiyanln
birleen etkisiyle bu modellere verilen zararlarm rneklerini gsterir.
Bysel Mantk, Pagan Mantk
Etnologlarn, kullandklar terimleri aklamay almalar ilk bakta
kabul edilebilir. Fransada gnlk dilde, byc teriminin birok anlam
vardr: Bu terim, zellikle uzaktan by yapt, baz kocakar ilalarnn
etkilerini bildii, ktcl eylemin usullerinden haberdar olduu (by ya-
pan ile by bozan birbirine her zaman ok yakn olduu iin bunlar iyilik
amal kullanma olasl da vardr) varsaylan insanlar iin kullanlr. En
azndan, bir yemek kitab havas tayan ve okuyucuya, saldrma ve savun-
mann saysz yolunu sunan Petit Albert ya da Grand Alberte sahip olmak
bycl tanmlamak iin yeterlidir: Bu durumda, byclk, kitabn
aktard ve etkili olmasn salad bilgiden ileri gelir. Ama byc, ya da
ou zaman kadn byc (nk bu adan, byclk figr genellikle
diildir) ayn zamanda, bedenini yatanda brakp, arkadalarnn yanna.
Kilisenin eytan elenceleri olarak grd gece enliklerine doru uup
giden, bedeni ve ruhu ayrlm varlktr. Bu imge, ocuk masallarndaki,
istedii zaman ortaya kabilen ya da kaybolabilen, her zaman korkun
ve, ktln glerinden genelde daha etkili olan ve iyiliin glerini
temsil eden peri kzlar ve ak byclerden baka herkesin korktuu kt
yrekli byc kadna ok yakndr. Bu ayn zamanda sprgeli cadlarn,
fantastik atllarn imgeleridir de - bunlar, gelenein, Ren Clairin filminde
Veronica Lake ile sergilendii gibi kimi zaman elenceli grd ve belli
bir yaknlk hissettii ama ocuklar korkutan bir etkiye sahip olan imge
lerdir. Ortaada, kk ocuklarn lm sk sk byclk edimlerine,
sabbat byclerine atfedildiine gre bu korku nedensiz deildir. Son
olarak, byc, tekilerin doktoru ya da, baka deyile, teki doktordur:
smrgelerle ilgili romanlarn ya da macera filmlerinin ya korkun ya da
gln bir imgesini sunduu doktor. Bu Batya zg bir tavr olarak, kimi
zaman, hayrl bir nedenle ya da gerek din adna bu frklerin ve bu
dzmece din adamlarnn arlatanlna kar kmak, kimi zaman da,
onlarn gizli glerinden, Batya zg aklclktan kurtulmu gizemlerle
ilgili bilgilerinden saygyla bahsetmek moda olur. Onlar en yakndan g
renler -smrge memurlar ya da yneticileri- ayrt etmeden fetii ya
da byc olarak adlandrdklar kiilerde, kltrel adan bir direnme
BEDENN ARETLER, TOPLUMSALIN ANLAMI 187
istenci ya da uygarlamay engelleyenlerin ksa sren direnme istencini
grerek, daha fazla incelik gstermilerdir.
Byc teriminin bu kullanmnn tmyle keyfi olmad ve
krsal blgelerde bahsedilen byc, sprgeli cad ve egzotik frk
imgelerinin birbiriyle balantsz olmad aktr (tersine benzerlikler o
kadar artcdr ki, Afrikadaki bir frk, ileride greceimiz gibi,
genelde, her yerde her zaman bulunabilme yeteneinden ayr olarak,
Avrupal trdeleri gibi gece toplantlarndan ve Dou Avrupann
vampirleri gibi de kandan holanan byclere kar mcadele gre
vini stlenirler). Ama, dzgn biimde kayda geirilmi salam ampirik
gzlemlerin analiz edilmesi gerekir: ngiliz antropolojisi, ayrmlar ve
tanmlar nermitir. Daha dorusu, witchcraft ile sorcery arasmda
ayrm yapmay nermitir; bu ayrmn temelini atan Evans-Pritchard
(1937), bu fikri, zerinde alt ve bu konuda bir referans eseri haline
gelen bir incelemede ele ald Dou Afrikal bir halk olan Azandeler-
den almtr. Zira, Marwickin (1970) belirttii gibi, bu ayrm, ngilizce
szlklerinin oundaki tanmlar iinde yer almaz; ama, Azandelerden
alnan bu ayrm, toplumsal antropolojide ilemsel bir ilke haline gelir
ve by terimini bir tanmn doal olarak ierir. Bysel etkinlikler,
Evans-Prithchard ve Marvicke gre, a priori olarak, toplumun takdi
rinin ya da knamasnn nesnesi deillerdir; toplumsal ve ahlaki olarak
yanszdrlar; ister uzmanlarn isterse herhangi birinin elinden km
olsunlar (genelde uzmanlarn elinden kar), zdeksel maddelerin ve
byl szlerin mdahil olduu riteller araclyla olaylarn akn
etkileyen, kiiler d ve doast gleri kontrol etmeyi amalarlar.
Azandelerde, sorcerer ile witch arasndaki temel fark, birincisinin, k
tlklerini gerekletirmek iin byye bavurmas, kincisinin ise (bu
genelde bir kadndr ama, bu cinsel ayrcalk Afrikada mutlak bir kural
olmaktan uzaktr) kiiliinin zel doast (mystical) gleriyle etken
olmasdr. Etnolojik literatre gre, sorcerer ve witch baka alardan
birbirinden ayrlr: ilki, ahlaki adan kabul edilemez ama anlalr ne
denlerle, kendi iradesiyle hareket eder; zel yeteneklere sahip deildir;
gerekli maddelerin (Afrikada) ya da uygun byl szlerin (Avrupada)
bilinmesi, temelde, sorcerer olmak iin yeterlidir. Bunun tersine, witch,
gcn kaltm yoluyla, doutan ya da daha gen bir yata kendi
iradesi dnda kazanr; daha trajiktir, kendinden daha etkili bir gcn
bir ekilde kurban olur. Son olarak genel ktlkler, witchraft ile, zel
ktlkler ise sorcery ile aklanr.
Bu ayrm, bilinen tm durumlara uygulanamaz; hatta eksik yanlar
vardr ve ou zaman tartma konusu olmutur. Bununla birlikte ve her
eyden nce belirli bir ilemsel deeri olduunu kabul etmek gerekir;
nk bu ayrmn ileri srd kombinasyonlar her yerde dorulanmasa
da ve hatta bu kombinasyonlara katt unsurlar kanlmaz olarak tek
anlamh biimde anlalmasa da (yle ki, byclm istenU ya da
istem d nitelii hem bu yetenein kazanmmn koullarna hem de
icrasnn koullarna uygulanabilir), bu unsurlar, hatta ya da zellikle
sorunsal olarak kaldklarndan, farkl durumlarn betimlenmesi ve analizi
iin iyi bir hareket noktas salarlar. Hem witchcraft hem de sorcer^nin
(ktcl niteliklerinin) tanmnda ortakm gibi grnen unsur bile ok
fazla sorunsaldr; birok toplumda, bycye ve kar-bycye, saldrana
ve savunana atfedilen glerin, farkl zlere sahip olduu dnlmez;
bycnn meru olmad sylenen gleri ile gl insann meru gc
arasndaki snr belirsizdir nk meruluk kavramnn gemie ynelik
bir deeri vardr ve onunla ilgili deerlendirmeler ou zaman bir olgu
durumunu, g ilikileri durumunu teyit eder. Ama bu belirsizlik, g
kavram ile ilgili ilgin perspektifler aar. Bu durumda, etnologlarn ay-
rmlar ve tereddtleri, en azndan, Afrika, Okyanusya, Amerika ya da
baka yerlerde rastlanan olgularla ayr ayr ilgili olabilirmi gibi grnen
belirli bir sayda benzer meseleyi, birbirine alternatif biimde (zdeksel/
tinsel, eril/diil, istenli/istemd, doutan/kazanlm, uurlu/uursuz,
meru/gayrimeru) dorulama ve ortaya karma avantajna sahiptir.
Burada bu konuyla ilgili olarak genel bir neme sahip olduunu ve
adan aklayc olacan dndmz, Afrikadan birka rnek
gstereceiz. Afrika kabile toplumlarnda, byclk, zel psiik glere
sahip olan bireylerin ayrcal olarak kabul edildii iin, toplum d veya
marjinal bir biimde toplumsal deildir: Btnsel dzenin tamamlayc
tanmlarnn ayrlmaz bir parasdr. kincisi, byclk ile ilgili, canl
rnekler zerinden (sulananlarn itiraflar, halk arasndaki sylentiler
ya da frklk ve kar-byclk yapan yerel uzmanlar balamnda)
yaptmz tasvirler, olduka dikkat ekici bir biimde, Engizisyoncularn
ve yarglarn kendi zamanlarnda bu konuda derleyebildikleri tasvirleri
artrrlar; ruhun bedenden kp dolamas, ekil deitirme, zellikle
de byc/kari'byc ilikisinin belirsizlii izlekleri, bir ktadan die
rine, bir zamandan bir bakasna birok benzerlik sergiler. Son olarak,
baz Afrika toplumlarndaki Hristiyanln ve bu toplumlarn hepsindeki
toplumsal ve ekonomik deiimin yol at alt st olular, bycle
188 PAGANZMN DEHASI
BEDENN ARETLER, TOPLUMSALIN ANLAMI 189
snr toplumdan topluma fakllklar gsteren ama her zaman resmi ve
ilevsel nitelii sahip bir alan tahsis eden toplumsal dzeni az veya ok
ama her yerde geri dndrlemez bir biimde etkilemitir. Youn bir
Hristiyanlatrma abasnn damgasn vurduu toplumlarda, bir yanda,
neredeyse Afrikann her yerinde, olgunun yaygnlamasndan daha ok
bir toplum bunalmna (ksmen dalm olan toplumsal ve geleneksel
ideolojik dzen, artk, hastal, lm ve mutsuzluu aklayan bir kav-
ranlrlk erevesi, bir model ve bir ilke olmaktan kmakla kalmaz, eski
sistemin artk aklayamad yeni mutsuzluklar da -kyden kente g,
isizlik, okuldaki baarszlklar...- ortaya kar) denk den byclk
patlamalarna, dier yanda, Hristiyan sylem ile pagan sylemin, ey
tanlarla byclerin birbirine kart ve C. Ginzburgun (1966), XVI
ve XVI I . yzylda Frioul adasndaki Benandantilerle ilgili olarak aktard
dnyay hatrlatan bir barok dnyann ortaya kna tank oluyoruz.
Toplum d olmaktan uzak olan byclk olguyu -daha sonra
aklamak kaydyla- pagan mantk olarak adlandrlabilecek olan eyin
ayrlmaz bir parasdr. Daha nce, Fildii Sahiline ve genel olarak
Afrikaya zg olgulardan bahsederken (Aug, 1975 a), bir genel inan
lar btnl olarak grlen byclk olgusunun sistem, kuram ve
pratik olarak birbirini tamamlayan adan kendini gsterdiini ileri
srmtk. Sistem, bize, ak bir biimde toplumsal organizasyonun bir
ilevi haline getirdii bycln dnyasnn bileimini verir. Bylece,
u veya bu sistemde zorunlu olarak bir veya daha fazla soy bycs
olduunu ya da baka sistemlerde byclerin zorunlu olarak soyun d
ndan olduunu reniriz. Ayn biimde, kyde bir bycler topluluu
ya da kyler aras topluluklar olup olmadn, byclerin ounlukla
gen mi yal m, kadn m erkek mi olduunu, aralarndaki muhtemel
hiyerarinin, toplumsal yaamdaki hiyerarinin ayns m yoksa tersi mi
olduunu reniriz. Byc topografyas, ky ve toprak topografyasn
az ok kapsayabilir: rnein, u aa ya da u kavak, byclerin gece
toplanma yerleri olarak grlebilir. Ksaca, byclk dnyas, bu adan,
toplumsal sistemin yansmas ya da kopyasdr. Kurama gelince, sistemin
niteliklerini aklar ve deerlendirir; tekniktir, gc kazanma kipliklerini
ve gcn doasn belirler; aklaycdr, byclk dramnda iin iinde
olan farkk aktrlerin karlkl gcn belirler ve byclk alanndaki
yorumlanmaya elverili olaylarn dkmn yapar; kuralcdr, bir davran
yasas, kurallar, tam anlamyla grg kurallar dayatr. Witchcraft/sorcery
kartlmn greli nitelii ile ilgili tartmann kt yer kuramn teknik
yanlardr. Bu ekilde, Beideltnan (1963) tarafndan incelenen Kaguru-
larda, uhai terimi, zel bir g tadklar varsaylan maddeler iin olduu
gibi bu gcn kendisi iin de kullanlr; Fildii Sahili lagnlerindeki top-
lumlarda, otlar tanmak, fiziksel olarak ve ruhsal olarak, eit silahlar ve
eit ruhlarla byclerle mcadele eden kari'bycnn (witch doctor)
bir zelliidir Son olarak, byc kiisinde ve gcnde, bir yanda istenli/
istemd ayrmn greli hale getiren yapsal bir ilke (rnein Fildii Sahili
lagnlerindeki toplumlarda en azndan bir tane soy bycs vardr, gc
kahtmsal olabilir ve ancak kendi soyundan birine saldrabilir) ile dier
yanda zel/genel ayrmn greli hale getiren konjonktrel bir belirleme
(bycnn zel bir durumda kskanlkla hareket edebilecei kabul
edilir) bir arada bulunur; bu kincisi, aslnda ok fazla grelidir, nk bir
bireyin lm, bu lmden nce gelen belirtilere ve muhtemel toplumsal
bir uyumazla bal olarak, a priori olarak soydan bir bireyi ve bunun
da tesinde, bu soyun huzurunu ve dengesini tehlikeye atar Kuramn
aklayc boyutu, tpk kuralc boyutu gibi, kuramn, geri kalandan,
toplumsal yaamn ve toplumsal kuramn geri kalanndan ancak yapay
bir biimde ayrldn gsterir
Pratii iinde ayn ey sylenebilir Sistem ve kuram tarafndan olu
turulan btnlk, ancak baz durumlarda, pheleri, aratrmalar ve
sulamalar beraberinde getiren zel olaylar vesilesiyle (hastalklar ve
temelde lmler) kendini gsterir. Oysa phe, ancak belirli koullarda
sulamaya yol aar; inanlacak gibi olmayan bir sulama, zel bir otorite
olmayan bir kiiden geldii ve otorite sahibi bir insan hedef ald zaman,
sulama yapan kii iin lmcl olabilir Sulama usulleri, aceleciliin,
fkenin ya da tek bir grn keyfiliine asla braklmaz. Sulamann do
ruluu, incelenen toplumlara gre deien kltrel bir veridir Manvickin
(1965) bahsettii Cewalarda, J. C. Mitchell (1956) tarafndan incelenen
Yaolarda, en doru grnen, bir gencin, bir yal tarafndan sulanmasdr
M. Douglasn (1967) bize aktard Lelelerin, bunun tersine bir doruluk
ltleri vardr: Yallar, en mantkl phelilerdir. Bu durumda pratik,
doal olarak sistemin niteliklerine gnderme yapar ama kurumsal glk
ler, bu nitelikler zerinde de kendisini gsterir: Leleler ve Azandelerde,
sulama, bir khin tarafndan biimlendirilmeli ve dorulanmaldr Fildii
Sahili lagnlerindeki halklarn ounda, zellikle de Alladianlarda, sonu
byclkle sulanmaya (ve genel olarak, kurbann soyundan bir bireyin
iin iine katlmasna) varabilecek, bir cesetle ilgili soruturma, bu soyun
efinin yetkisi altnda yrtlr
190 PAGANZMN DEHASI
BEDENN ARETLER, TOPLUMSALIN ANLAMI 191
Byclk olgusuyla ilgili yaplan yorumlardaki gzle grlr birok
eliki, gzlemcilerin, olgunun, dier ynlerini hesaba katmayp yalnzca
bir ynne ayrcalk tanma eiliminde olmasna balym gibi grn
yor, oysa olgunun iyi anlalmas ynnn de ayn anda gz nnde
bulundurulmasn gerektirir Bycle, sistem olarak tannan ayrcalk,
byclk sistemi ve toplumsal sistem arasnda kurulabilecek koutlua
duyarl olduklarndan, byclk sistemini, toplumsal sistemin muhte
melen bozulmu ve sapm bir yansmas haline getiren ve bu yansma
etkisinden ilevci ve ereki anlay sonular (rnein, dsellik dnyas,
yenilenlerin ve zayflarn sna, toplumsal sistemin malullerinin kat-
harsisidir gibi sonular) karmay beceren tm tasvirlerin kkeninde
vardr Kltralist trdeki yorum, byclkle, bir kuram olarak, yansma
trndeki bir yorumun ilgilendiinden daha ok ilgilenir: Her kltrde
rollerin dalm, bu dalmn biimini, o kltre zg rengini de ayrca
gsteren ilev ve denge ifadeleriyle aklanr Nadel (1952) iin, Nijer
yadaki Nupe kadnlar, genel olarak kocalarndan daha zengin olsalar da,
ok silik bir toplumsal role sahiptirler: Bu silikUk, kontrol ettikleri kabul
edilen bycln dnyasndaki varsaylan rolleriyle bir ekilde telafi
edilir Kadn byclerin oluturduu topluluklar, tccar topluluklarn
taklidi gibi sunulur; bu durumda, toplumsal dzenin olumsuzu ve ekono
mik dzenin ifti olan byclk dnyas, verili bir kltrel sisteme zg
nitehklerle aklanr Bycln, toplumsal pratik olarak gz nnde
bulundurulmasna gelince, bunun sonu son derece ereki yorumlara vanr;
bu durumda etnologlar, sonu olarak, byclk olgularna inanmann
yol at korkularn ya da atmalarn, sistemin tmnn ilemesine
hizmet ettiine inanrlar. Bu ekilde, J. Beattie (1963), Nyorolarda, su
lanma korkusunun, bireyleri, herkes gibi ve topluma uygun grnmeye
zorladn ileri srer
Bu para para grler paradokslara ve elikilere yol aar Beidelman
tarafndan incelenen Kagurularda olduu gibi Nyorolarda ya da Fildii
Sahili lagnlerindeki halklarda, byc olma onuru, eer onur halinde
kalrsa, holanlan bir eydir yleyse, byclk, bireyleri, davran
normlarna kendiliinden uyumlu hale getirecek o korkun ve korku
salan referans, o sulama vesilesi deildir Mary Douglas, Marwickin
(onun iin sulanma ya da sulanma tehdidi, belirli bir sre, soy iinde
blnmeye ya da ky iinde ayrlklara yol aar) ve Mitchellin ereki
yorumlarnn, olgularla ilgili yaptklar tasvirle eliki halinde olduunu
tam olarak gstermitir; aslnda bu elikileri sezdii iin, M. Douglas,
kendisinin inceledii Kasai Lelelerinde olann aksine, Yaolar gibi Cewa-
larda da, sulamann, daha makul bir biimde, -daha nce gsterdiimiz
gibi- yallardan daha ok genlere ynelik olduunu anladna inanr;
bu durumda, bycle referans, genlerin ilerlemesini ve yeni gruplar
olumasn dolayl da olsa desteklemekten ok dzenin devam etmesine
hizmet eder.
Olgunun farkl boyutlar tmyle anlalmaya abaland andan iti'
haren, daha geni bir kuram ve bir pratikten kukusuz ayrlamaz olduu
grlr: Ama ayn ekilde, btnle bu bal olma durumunun, XVI . ve
XVI I . yzyllardaki byclerin ifadelerinde de bahsinin getii grlebi
lecek ve bu ada, kimi etnologlann sezdii gibi, daha eksiksiz bir sistemin
yani Afrika toplumlarnnkine benzer bir pagan mantn miras olduu ya
da izlerini tad dnlebilecek belirli bir sayda izlekte kendini gs
terdii de grlr. Pagan mantk deyimiyle anlatlmak istenen nedir? Bu
eserin giri blmnde bahsedilen ayr zellikle tanmlanabilir: anlam
ilikilerinin, g ilikileri ile ya da onlann dnda olan, nc bir unsura,
ahlaka yer vermeyen g ilikilerinin anlam ilikileri ile zdelemesi; ruh
gibi tinsel bir ilkeyi, beden gibi zdeksel bir ilkenin karsna koyan ya da,
daha dorusu, bedenin yaamn, ruhun veya tinin yaam karsna koyan
hibir dalizmin olmay; biyolojik dzen ve toplumsal dzen arasnda,
biyolojik dzeni, toplumsal dzenin gstereni haline getirme eiliminde
olan ve, bu adan, birey/topluluk ayrmn greli hale getiren bir ba.
Bycnn z niteliklerinin ve gcnn, etnologlarn kiinin bile
enleri (ki herhangi bir bireyin durumu, kimlii ve gc bu bileenlere
gre analiz edilebilir ve edilmelidir) dedikleri eye ve buna karlk gelen
toplumsal boyutlara (nk bu bileenlerin btnnn, farkl farkl
bireylere rasgele dald kabul edilmez) referans yapmakszn dnl
d bir Afrika toplumu yoktur. Bu saptama, pagan mant oluturan
ilk iki zellii iin iine katar: Bir yanda, anlam/g, gereklik/tre olarak
ift zdeleme, dier yanda, beden/ruh ayrmszl. Bu ikinci zellik,
ortaya karlmas en kolay olandr ve Avrupal aratrmaclarn baz
sorularna (baka bir yerde ve gecikmeli olsa da) bir yant salar. imdi
bir sreliine, daha nce geni bir biimde baka yerde (Aug, 1975a)
incelenmi bir rnee geri dnelim. Ayrntlar bakmndan Fildii Sahili
lagnlerindeki halklarnkine ve Akanlarnkine ok yakn ve daha geni
anlamda Afrikadaki birok durum ile tmyle benzer olan Alladian me-
tapsikolojisi, fiziksel, psikolojik ve dinamik verilerini tanmlayan ilikiler
sistemi ile btnleir. ki psiik katman insan bireyselliini tanmlar: bu
192 PAGANZMN DEHASI
bireyselliin zerine eklenen ee ve wawi. Ama ee ayn zamanda, zde
hale gelecek biimde kanla ve yine bu ekilde, insann suyu olarak
adlandrlan, bununla birlikte zel olarak younlam kan olarak d
nlen spermle birleen yaamsal bir ilkedir. Ee, ayn zamanda, insann
yannda tad, varlndan her zaman emin olunmas, adeta gzden uzak
olmamas gereken (yle ki uyunulan odada ksk bir k yank tutulur)
glgesidir. Bizim fiziksel olarak (iek hastal) ve ruhsal olarak (delilik)
snflandrdmz baz bozukluklar. Fildii Sahili lagnlerindeki birok
toplumda, (Alladianlarda) eenin ve (dierlerinde de) eenin denginin
yer deitirmesine atfedilir: frk, ormanda, eenin gizlendii yapra
arar; bu yapra bulduktan sonra, onu, hastay ykad suda kaynatr,
bylece, hastaya eesini ve glerini geri kazandrd kabul edilir^^Bir
byclk saldrs, eeve wawinin sk uyumunu bozabilir ve bu ekilde,
grme bozukluklarna, ba dnmelerine ya da sayklamalara yol aabilir.
Wawi tarafndan korunan eenin dorudan saldrs, ayn ekilde, bir yeme
ya da vampirlik etkisinin sonucu olarak grlr (Aug, 1972): bu ekilde
yorumlanan bu olgunun yol at zayflk da, etin, kann ya da eeden
birinin kaybedilmesine atfedilebilir. Kesin olmamakla birlikte, Eenin, etin
ve kann enerjisi olduu, bu ilkeden her birinin dier ikisinin ifadesi
olduu ve birinin yakaland bir hastaln, dier ikisinin de hastal
olduu sylenebilir: Metaforik bir iliki iinde deillerdir, benzetirler.
Ayn ayrmszlk, iine yerletii bedenden kkten bir biimde ayr bir
psiik ilke olarak tanmlanamayacak luavi ile ilgili olarak da sz konusu
dur. Wawinin olas tanmlarn ve saylan nitehklerini bir araya getirirsek,
bunlarn srf tinsel ya da bedensel olarak tanmlanamayacaklarn
grrz. Wau)i, ncelikle, eenin biimi, ilikinin ve edimin aracdr. Ee,
ancak, ekilir yeri deitirilirse ve adeta zarar grrse harekete geer. Wawi
ise, hem daha sabit hem de daha hareketlidir; eenin tersine, babadan ola
geebilir ve beden ld zaman yok olmaz; bununla birlikte olduka
fiziksel olan ortaya klar vardr; wawi, eer sahibi alnna baka bir
birey tarafndan bir yumruk darbesi alrsa, sarslr ve sahibini delirtebilir;
u;au^inin birka gen insan tarafndan tanan cesette bulunan gc, onu
lmn nedenleri konusunda sorgulayan kiinin sorularna evet ya da
hayr cevabn verecek biimde bu genleri ileri ya da geriye doru gitmeye
zorlar; yine w^awinin, lnn bedeninden kp bir bakasnn u^amsini
dlamas ve bu ekilde, bu bakasnn kiilii ile birlikte fiziksel nitelikle-
BEDENN ARETLER, TOPLUMSALIN ANLAMI 193
25) Bu aratrma ve bu tedavi ilkesi, rnein, Amerikal amanlarn eylemim hatrlatr.
rini de dntrmesi, ayrca, baka bir insann wawisine ryada kendim
gstermesi mmkndr; ama rya, tinin etin kart olmasndan daha ok,
gerekliin karn deildir, nk hatrlanlabilen ryalar grmek, gcn
iareti ve daha dorusu, gl bir u^awinin kantdr. Bycler, gece top-
lantlannda bir araya geldikleri zaman, enlik yapmak ve onlan birbirlerine
balayan yamyamlk borcunun gereklerini yerine getirmek iin, her biri
srayla, kendi soyundan alaca ve muhtemelen paralara ayrlp, yava
yava tketilecek bir kurban getirmek, ya da, kaynak bulamad zaman,
arkadalarnn oburluuna kendi kendini sunmak zorunda olduundan
(Aug, 1972, 1975 a), toplanm saylanlar bu byclerin u^auileridir;
byclerin bedenleri uyuyormu gibi grndkleri kulbede grnmez
dir; ama yine de yamyamlk enliinde yok deillerdir: ayaktaki bir yara,
rnein, borlu ama soydan kaynak bulamayan bir bycnn, gece
arkadalar lehine muhtemelen ilk feragatidir. Bu arada, byclerin
gereksiniminin, tm Afrika toplumlarnda, atalarn, torunlar tarafndan
unutulmama ve onlar besleyen, ikinci bir kez lmelerini ya da kt bir
l yaam srmelerini engelleyen kurban kan gereksiniminin habercisi
olduunu belirtelim. Tinsel yaamn gcn canl maddeden almamas
mmkn deildir. Byclerin, kendi toplantlarnda bulunuuna gelince,
bu tr bir olguyu betimlemek iin Fildii Sahilinden alnan bir ifadeyle, bu
bir ifte varolutur. Rya, gerekliin ne kadar kartysa, ifte varolu
ta en az o kadar ryann zdei deildir.
Bu noktada, tartlmas gereken, by kelimesinin kullanmdr. Bir
ok Afrika dilinde, bu kelimenin dengi, esasnda, nne, zel bir saldr
gcn tanmlayan kelimenin eklendii insan kelimesinden oluan bir
terimdir - Azandelerde mangu, Nijeryann Rukubalarnda kuu/u (Muller,
1971), Alladianlardaw;a vb. Bu g, ona sahip olann kiiliinin ayrlmaz
bir parasdr; kiinin iinde (daha nce bahsettimiz bileenlere gre),
toplumun iinde (soy ve kaltm balarna, evlilik ve yaknlk iUkilerine
gre) ve tarihin iinde (sorumluluu ona yklenen olaylara gre) kendine
yer bulur. Bir sre iin daha yukarda bahsedilen rnee geri dnersek, kimi
zaman, wawi tarafndan (ee tarafndan biraz desteklenerek) tand
sylenen, bycnn, awa insannn (wu/ro) gc wa, aslnda daha
ok, bu wau^inin saldrgan biimidir, tpk sekenin onun savunmac biimi
olmas gibi. Ayn ekilde, bycnn gc, wamn ve kar-bycnn
(sekEuro) gc se/csnin, ayn nitelikte gler olduklan da sylenir; gleri
derece derecedir ve selcebolarm en glsnn, her zaman, wabohnn
en glsnden daha gl olduu kabul edilir. Bir yanda kar-bycler
194 PAGANZMN DEHASI
BEDENN ARETLER, TOPLUMSAUN ANLAMI 195
niteliklerini gzler nne sererlerken, yalnzca yenilmi ve itiraf etmek
zorunda olan bycler byc olarak kabul edildiinden, kuram, bu
noktada, ancak ve ancak, bir olgu durumunu geriye dnk deerlendirme
biimi olarak ortaya kar; hi kimse, dolayh olarak ima etmek dnda,
belirgin ve zel bir byclk saldnsn stlenemez. Buna karn, belirsiz
bir g sav neredeyse bir yap olgusudur: Kuramn, en azndan, bir soy
bycsnn, bir wa insannn varolduunu ileri srd Alladianlarda,
soyun efi ilk phelidir ve toplumsal kuram bu efe, kendi soyundan olan
ve sonu olarak sulanmaya elverili tm bireylere cesedin sorgulanmasn
yasaklama olana salad iin, ondan phe edilmesine yol aan bir
gce sahip olma hakkn verir.
yleyse, bycln gc konusunda bile ahlaki bir yarg yoktur
(temelinde efin ve kar-bycnn gcnden farkh deildir) ama
tekrarlanan ktlklerin gereklii, gc ktlk amah (abusive-
ment) kulland kabul edilen bycnn bana kt eyler aabilir.
Ktlk amal deyimi, burada, hem nedeni aratrlan olaylara gre
(ktln, sorumlusunu bulma istencini douran tekrarlanmas ya
da younluudur) hem de pheli olann konumuna gre (toplumsal
konumunun, sorumluluunu almasna olanak vermedii bir gce sahip
olduunu yadsmayan bu pheli, gcn bir belirsizlik rts ile gizle
yerek, ortaya bir gnah keisi srer) anlalmaldr. yleyse, bu adan
byclk, bizi, ilevsel alardan, ynn deitirmedii, tam tersine
resmi zorlamalar sistemini glendirdii toplumsal dnyaya gnderir.
J .'C. Muller, Nijeryann Rukubalar balamnda, bir yanda, byclk
anlamna da gelen kuwu kavramnn, daha genel olarak, Bohannann
da dedii gibi adeta ahlaki olarak ntr bir yetinin ifadesi olan, top
luluun iyilii iin de kullanlabilen bir mistik gcn tezahrlerini
gsterdiini aklayarak, dier yanda ise, sulamalar rejiminin, byk
lde toplumsal dzene bal olduunun altn izerek ayn saptamay
yapmt: Rukubalara gre, sz geen bir kiinin, sulamalara maruz
kalma olasl bir bakasndan daha az deildir ama gerek bir sulamaya
maruz kalma olasl kesin olarak daha azdr. yleyse, mutsuzluun,
hastaln ve lmn nedeni, varln glerinin, Mullerin, tab ki
ngilizcede mysticd" dedii mistik glerin bir ifadesi olduu toplumsal
g ilikilerinde aranr. Afrika tp dncesinin bir blm, etiyolojik
yan bakmndan, bu sava dayanr. Bu g ve anlam ilikileri denkliinin
ya da hatta zdeliinin, bycln dilinden, bu dilin sadece kendine
zg bir kipliini tekil ettii baka dillerde de kendini gsterdiini ve
srf Afrikaya zg bir eyi deil, pagan mantn bir deimezini tanm-
ladm aka sylemek gerekir.
Bu ekilde, M. Harner (1962) tarafndan incelenen Jivarolarda, bu
mantn, Afrika ile ilgili rnekler erevesinde bahsedilen zelliin
hepsini sergilese de, bu zellikleri bir byclk inanc sisteminde tam ola
rak bir araya getirmeyen baka bir ifadesini bulmamz mmkn olmutur
Bununla birlikte, bu konuda, Jivaro toplumu, Afrika toplumlarndan (bu
toplumlar iin, g ilikileri=anlam ilikileri denklemi ifadesini yalnzca
byclkte de bulmaz) kkten bir biimde ayrlmaz, ama bireysel kim
liin, Hristiyan ve Bat geleneinin ona verdii dorudan gereklikten
baka bir gereklik deeri tamad pagan toplumlardan biri olarak,
onlarla birlikte tanmlanr Daha nce bahsettiimiz etnolojik literatr,
kii kavramnn greliliini ve esnekliini gsteren rneklerle doludur;
aslnda, ou zaman, verili bir bireyselliin tanm iine giren unsurlar
geici ve greceli bir biimde birbirlerinden bamsz saylmlardr: Bir
yanda zel varolu ve davran kiplikleri, dier yanda ise farkh yazglar
ve adeta farkh gzergahlar vardr Sahip olduu yegne sz daarcna
bavurmak zorunda olan, genellikle de misyoner olan etnolog, kiinin
bileenlerinden ruhlar olarak bahsettii iin, kii ile ilgili egzotik
kuramlarn betimlenmesi yine de, dinle ilgisi olmayan okuyucuyu yanl-
tabilmitir. Sz konusu ruhlarn her birinin kanh canl arln ortaya
koymasnn da gsterdii gibi pagan kltrler dalist olmad iin ar
ptma ak seik grlyordu.
Ruh, et ve kan arasndaki bu e deerlilikten dolay, yamyamln,
ou zaman byclk saldrs temsillerine bah dih, pratii ve kuram
lar reddedilemez bir olgu tekil eder, oysa materyalizmle kar karya
kaldnda her zaman elikili ya da belirsiz olan Bat dncesi iin her
zaman orada uzakta olan yamyamlk bir ocukluk hatras olarak bala
yp egzotik bir dehet olarak sona erer ocuklara ynelik, artc bir
biimde korkun, dikkat ekici bir biimde dehete drc masallarn
ve yklerin biimlendirdii ve yumuatt bir ocukluk hatras ve her
eyden nce de kltrel ocukluun gerek bir hatrasdr bu. Kk o
cuun karlat ilk figrlerden biri Ogredur (c), taze eti ve saf ruhlar
seven dev Ogre; ya da kk kz daha iyi yiyebilmek iin byk anneyi
aceleyle yutmaya alan, kana susam yamyam kurdun kadn klna
girmi siluetidir. ocuk edebiyat, kkrtc imgelerden ve kurnazca yumu
atmalardan olumu belirsiz bir manzara izer: Ogreun yanllkla yedii
kzlarnn -tpk oul Pentheus ya da Thyestesin ocuklar gibi- durumu
196 PAGANZMN DEHASI
dnlmez (onlar ok sevilmez), nk Parmak ocuk kardelerini ve
kendini korumutur ; hikyede yer almayan ne yutma sahneleri, ne de
ene hareketleri ve azdan kan sesler dnlr, nk mutlu sonlar,
yani uyduruk sonlar -ok obur ya da ilk kudas ayininde olduu gibi arapl
ekmei inemeyecek kadar ok dindar olan^^- kurdu byk annenin
canl ve sapasalam kt baard sezaryenlere, krmz balkl kz ya
da kuzular da lklara mahkm eder Ve belki de, kasabn bann
parldadn grmemi olduumuz iin Aziz Nicolas kk ocuu
ok kolay diriltir
Bu masallar dinleyen ocuklar, buna uygun den azck iyi bir eitim
retimle, kltr ve kutsal oburca tketerek yetiebileceklerdir Eer
I sann kan, arap, yalnzca rahibin tketimine mahsussa, sann eti,
ekmek Katolikliin fiili gereklerini yerine getiren insan tarafndan her
gn yenilebilir Andr Gren (1972) bu konuda, ncillerde, sann bede
ninin yok olmasndan da, ie alma (incorporation) esnasnda ekmein
yok olmasndan da bahsedilmediini hakl olarak belirtir Hristiyan da,
kurt da ekmei dilerinin arasna almaz. Psikanalistlerin dile getirdii ie
alma olgusu, nesneyi koruma isteinden ve onu yok etmek kaygsndan
kaynaklanr Antikam daha korkun olan mitik figrleri, kimi zaman
neyi yediklerini bilmeden, gzel dilerle ktr ktr yerler ve Kronosun,
iktidarn korumak iin ocuklarn yediini rendiklerinde alkan
rencileri ilk kudas ayinlerini dnmekten uzaklatran belki de bu
gzel itahtr
Ne kadar dank olurlarsa olsunlar bu armlar bize, en azndan,
yamyamlk metaforunun, ocuun dnsel deneyiminde var olduunu,
varlk nedeninin (anlamnn ve faydasnn) ne olduu sorgulanabilecek
bir eit eitim retim arac olduunu dndryor. Ayrca, metaforun
kendisi, barndrd farkl yanlaryla, bir lde psikanalizin ve antro
polojinin konusu olan benzerlikleri ve farklhklar (ie alma, sindirme,
yutma) artrr; et ve kan, ekmek ve arap, yamyamlk ve vampirlik: ve
daha gizli bir biimde, seks ve beslenme, yamyamlk ve iftleme. Aslnda
yamyamlk fantasmasn, antropoloji literatr kolektif bir tarihncesine.
BEDENN ARETLER. TOPLUMSALIN ANLAMI 197
26) Charles Perraultnun bu masalnda (Parmak ocuk, 1697) kardeleriyle birlikte
Ogreun (ocuk yiyen dev), eline den Parmak ocuk, dev onlar yemeden nce, yedi
kardeinin apkasn Ogreun kzlarnn bana takar ve bylece Parmak ocuk, Ogreun
yanllkla kendi kzlarm yemesini salayp kardelerini kurtarr, (.n.)
27) Oysa, eskiden kafamz ok kurcalayan bu nlem, bugn faydasz ve hatta batl
inan olarak grlyor.
psikanaliz literatr de bireysel bir n tarihe referans eder. Etnolojik ger
eklik, hem fantasmatik tasarmlar hem de bununla ilgili gerek pratikleri
ne kadar gzleme tabi tutsa da, bu referanslardan herhangi birine ncelik
tanyacak kesin bir kant sunmaz. yleyse, yamyamlk meselesinin birok
dnce dzeninin kesitii yerde olduu sylenebilir. Bu, antropoloji ve
psikanaliz arasnda bir tartmann nedenidir ve esas olarak u konu
etrafnda dner: yamyamlk fantasmasnn kkeni, yamyamlk ritelinin
ilevi, yamyamlk tensillerin anlam.
Bu konular erevesinde ortaya kan sorunlar yalnzca birbirlerinin
tamamlaycs olmakla kalmaz, birbirlerini dorularlar da. Esasnda, bu
konuda, tm simgesel pratiklerin analizinde olduu gibi, belki de tartma
nn zeminini oluturan iki yorum teknii ortaya kar; biri anlama, dieri
ileve deindir. Etnolog, fantasmann, pratikten, pratik var olduu zaman
bile, nce geldiini dnmek (ve sonu olarak, Ren Girard [1972] gibi,
yamyamlk pratiini dierleri gibi bir ritel olarak grmek) konusunda
psikanalist ile hemfikir olsa da, pratiklerin ve tasarmlarn analizinde, kesin
olarak ispatlanamaz ve kuku gtrr bir sosyolojik ve biyolojik kuramdan
ayrlamaz olan, Tarihncesine bir referansla yetinmeyecek, ama, buna
karn, toplumsal gereklii dnmeye de olanak salayan pratiklerin
ve tasarmlarn dnsel ve dzenleyici karakterine nem verecektir.
Freudu bak asnda, bireyolu, soyoluu yanstr. Marcuse, Eros et
Civilisationda (1955) (Eros ve uygarlk) Gereklik ilkesinin arzu ilkesinin
yerini almas, bireyin geliimi (bireyolu) dzeyinde olduu kadar, trn
geliimi (soyolu) dzeyinde de, insann geliiminin byk travmatik
olaydr diye yazar. ki durumda da yamyamlk, gereklik ilkesinin
bastrlmas ve olumlanmasndan nce gelen aamadadr. ki ocukluk
-insanln ocukluu ve bireyin ocukluu- hatras, yani kltrel
kalntlar, zellikle iki yanl bir iliki olan yamyamlk ilikisini yeniden
canlandran mitik hatra, belki de bylece iki bakmdan kurucudur. Bu
yzden, yamyamlk kuram, antropolojik bir hipotezle balar. Totem ve
Tabuda^^(1913) Freud ile birlikte, ilkel sr hipotezi, babann ldrl
mesi, oullar tarafndan yenilmesi hipotezi ortaya kar. Oullar neyi elde
etmeyi istemilerdir? ncelikle, srf babaya ait olan kadnlar; sonra baba
modeli ile zdelemeyi; son olarak (aramam olsalar da bulduklar) tam
anlamyla uygarl ve, Marcuseun dedii gibi bireylerin, uygarla bal
olan temel yasaklan, rahatszlklar ve honutluklar ie atmasna yol aan
198 PAGANZMN DEHASI
28) Trkesi: Niyazi Berkes, Cumhuriyet Dnya Klasikleri Serisi, 1998.
BEDENN ARETLER, TOPLUMSAUN ANLAMI 199
(ve bylece onu daha gl hale getiren) (s. 64) sululuk duygusunu.
Bu durumda, ilk yamyamlk, bir ift gerekliin ve bir ilkenin kantdr;
her uygarlk baskcdr ve tarih iddetten doar; tabii ki bir ilk gnah
vardr, ama bu greli bir gnahtr nk hibir cennet kaybedilmemi-
tir: Baskc ve baba katili erkek kardelerin oluturduu yasalara saygl
uygarlktan nce de egemenlik ve bask vard. Babann ldrlmesi ve
yenmesi, insanln hem balang noktas hem de vicdan azabdr: Bu
vicdan azab (babayla, ona sahip olmayla bantl, zdelemenin ifadesi)
ayn zamanda tarihin motorudur. Kukusuz, cinayet tekrarlanr, kuak ya
da otorite atmalarnda ve totem yemeinde yeniden sahnelenir, nk
totem hayvan babann yerine geer. Ama ie bastrlann geri dn,
baba-kraln hem devrilmesini hem de yeniden baa gemesini gerektiren
uygarln geliimini engellemez.
Her bireysel tarihte de, her insan babasn ldrr (tm bu tarihler,
kkne kadar eril olan, iktidar tarihleridir); ama ilk deneyim, doru
dan doruya biyolojik gereklie yerlemi tek iliki, anne ile ilikidir.
Doduktan sonra, anne gs, ocuun dnya ile ilk ilikisine, doal
olarak az yoluyla ilikisine arachk eder. Ama bu iliki de, emerek, iine
ekerek, yutarak, yukarda bahsedilen Roheimin dedii gibi byyle
byyerek azn ve boazn altrsa da, dilemek istediinde bask al
tna alnacaktr. Psikanalistin, vampirlik ve yamyamlk arasnda kesin bir
ayrm yapmasna ve fantasma, ie alma, ift deerlilik ve yas kavramlar
zerine analizini yrtmesini olanak salayan deneyimlerden biri de bu
deneyimdir. Bu adan, Andr Greenin analizi, libidonun geliiminin az
aamasnda iki mod saptayan K. Abrahamn almalarndan izler tar:
emme, ift deerlilik ncesi birinci na, srma ve paralama ikinci na
(bu da libidonun sadik az aamasna denk der) egemendir. Birinci
anda, fantasmatik etkinlik, itkinin tatmin edilmesi ile e zamanldr; ikinci
anda, (gs kendini kurtardndan) fantasma, tatminin yerine geer.
Yamyamlkta az yoluyla iliki ancak ve ancak fantasmann gerekleti
rilmesidir: Yamyamlk gereklii, gerei iinde tutan fantasmay geree
dntrmektir. Anne gsnn ya da baba penisinin yenilmesi, ebeveyn
bedeninin yenilmesi, atann yenilmesi, bu ie alma srelerin hepsinin,
fantasmada bir zei vardr (s. 45). e alma fantasmas, kaybolmu
nesnenin, azdan alnan gsn ya da len babann tanan glgesidir.
Neden ift deerlilik? Eer gs hem sevgi hem de kin nesnesi ise,
azsallk ve zihinselliin birbirine bal olmasndandr. Freudun anla
ynda, (nesnenin iyi mi kt m olduuna karar veren) kendine mal
etme dncesi, varolu dncesinden nce gelir; birinden dierine
gei, nesne ile ilgili yasa dayanr (d dnya, arzunun olmasn istedii
gibi deil olduu gibi ortaya ktndan, bununla birlikte ie alma, iyi
ve sevgiye layk olduuna karar verilen eyi ortadan kalkmaktan -dar
atlmaktan- kurtard iin); e alma, bu durumda, nesnenin yasnn
reddine olduu gibi, yasn konusuna da baldr. Olumsuzlamann iinde
barndrd daimi olumlama (s. 48). e alma dncesi, grld gibi,
etnolojik dnceye de yabanc deildir; Dmann glerini ya da, daha
karmak biimde atann glerini ie almak, buna karn, tehdit ettikleri
kimlii her ynden kuatan kt gleri dan atmak; yamyamln sadece
bir ynn temsil edebildii ritel pratiklerin ift amac budur.
200 PAGANZMN DEHASI
ki Yamyam
Fiili yamyamlk, belirli bir biimde, toplumsal tersine dnn ve hatta
genel olarak tersine dnn doruk noktas gibi grlebilir. nsanlarda,
kendi trn yiyen hayvan imgesi zaten korkun bir imgedir; dii domuz,
peygamberdevesi, doann hatalar olarak grlrler. Bir trn kendi t
rnden bir bakasn yemesi dnlebilir deildir; yamyamhk ve ensest
(Levi-Straussa .[1962] gre, cinsel birlemenin ve besin tketiminin
ar biimleri) arasnda karlatrma yapmak gerekseydi, karlatrmay
daha da ileri gtrp, homoseksel ensest biimlerinin var olup olmadn
aratrmak gerekmez miydi? Dehet ve tiksinti duygusu her zaman bir
farkllk sorunsalna baldr. Bu yzden, fiili yamyamlk kuramlarnn, her
zaman yemlen kurbann greliliini ve bakalln ileri srdklerini ve
dzenli, hatta dzen yaratc pratikler olarak ortaya ktklarn grrz.
Yenilen insanlar vardr yenilmeyen insanlar; evlilik ve ensest konusunda
olduu gibi bu konuda da ynergeler ve yasaklar hi de rastlantsal deildir
ama bir toplumdan dierine deiirler; bu farkllklarn nedeni her zaman
sosyolojiktir; Jean Pouillonun (1972), yamyamlkta, bir yeme biimi ol
duu kadar bir dnme biimi de olduunu grmesine ve yamyamlk
yaplarnn genel kuramn hazrlamay dnmesine olanak salayan
budur. Ayn ekilde, Guayaqui Kzlderilileri kendi kabilelerinden olan
lleri yiyorlard, ama onlarda da ensest ve yamyamhk konularndaki ya
saklar aynyd; Ebeveynler, ocuklarnn lsn, ocuklar, ebeveynlerinin
lsn ve kardeler (erkek veya kz) birbirlerinin lsn yiyemezlerdi.
Tupiler, birbirlerini yemezler, ama yedikleri kiileri kaynbiraderler diye
BEDENN ARETLER, TOPLUMSALIN ANLAMI 201
adlandrrlard. rokualann kurbanlar, her zaman, rokua kabilesinden
olmayan ama adeta potansiyel hsmlar olan kiilerdi; Baz tutsaklar
benimsenip evlilik oyununa srklenirken bazlar da yenilirdi.
Sonu yamyamlk geleneinin kurallarnn olumasna varan simgesel
ileyi kendi bana bir sorun tekil eder; bu ileyiin, btnlk ideolojik
yaplanmalarnn oluumunda hangi yeri igal ettii her toplum konusun
da sorgulanabilir; daha genel bir dzlemde, yamyamln, dierleri gibi
bir ritel olup olmad da sorgulanabilir. Bu son soru, ncekinden daha
nemli grnyor; yantn ok fazla genel olmamas kaydyla bu soruyu
yantlamak, ayn ekilde birincisini de cevaplamak olacaktr; bu yantn
ayn anda hem neden, hem ne iin hem de nasd sorularnn yantn kap
sayacak lde dzenlenmesi onu ok fazla genel olma tehlikesiyle kar
karya brakr. Genetik yntem, ne tarihsel rastlantya ne de toplumsal
manta ynelik olan bir anlam aratrmasn telkin eder. Ren Girardn,
Freudunkine benzer bir ynteme gre, yamyaml, dierlerine benzer bir
ritel, ritelleri, kurban anlaynn kltrel versiyonlar, ve kurbanlar,
her yerde toplumsal dzenin ilk kurban ve kurucusunun (gnah keisinin,
farklklar inkar eden ilksel iddetin durmasn, baka tarafa ynelmesini
ve yeniden dzenlenmesini salayan kurban edilmesi) az ok bozulmu
taklitleri olarak yorumlamaya giritii zaman istedii tam da budur.
Bylesi bir istein biimlendirilmesi iin, yamyamhk olgularnn
gerekliinin buna belirli bir lde izin vermesi gerekir. yleyse bu
gereklik var mdr? ncelikle, bu gerekliin analizinden, onun yerine
geen fantasmalar karmak -en azndan gerek pratiklerden bahseder
ken- yerinde olur. Bu, basit ve kanlmaz gibi grnen ama incelenen
toplumlarn, onlar inceleyenler kadar sorumlusu olduklar sylentiler
karsnda kendini dayatr. rnein Afrikada, yamyamlk konusu, kesin
olarak asla tanklk edilmedii yerde bile pratiin gerekliini uyandracak
biimde zihinleri megul eder. Bu, tabii ki, beyazlarn, bysel etkin
liklere olduu kadar cinsel etkinliklere de ilikin olan hayranla bal
tutumudur da; yamyamlk pratiinin gerekliine, cinsel performanslarn
istisnai karakterine, her yerde her zaman bulunabilme ve uzaktan by
yapabilme yeteneine inanmay salayan da bu ayn rklk biimidir. Bu,
ayn zamanda, siyahlarn da tutumudur, nk yamyamla inanma Kara
Afrikada yaygndr, ama tekilerin yamyamlna.
rnein Fildii Sahilinde, kyda yaayanlar, ieride yaayan baz
toplumlarn adam yediinden aka phe ederler; ama bu phe, eko
nomik koullarn deimesi sonucu ortaya kan sosyolojik yaknlamayla
ortadan kalkar; genellikle, Guereler ve Yakubalar gibi greli olarak yabanc
toplumlara yneliktir, ama Gurular arasndan belirli bir sayda kiinin,
tarm yapmak iin kyya inmesinden bu yana Gurulara ynelik phe
artk ortadan kalkmtr. Yine de, yaknlamann, corafik olmaktan ok
sosyolojik olmas gerekir, zira, Fildii kylarna gelen Togolu balklarn
birbirlerini kurban ettiinden ve hatta ii insan eti yemeye vardrdk
larndan phelenilir. Kimi zaman yamyamlkla ve ocuklar yemekle
sulanan -ilahi adalet- Avrupallar bu pheden bak kalmaz, tpk,
baz gzlemcilerin aktard gibi, Almanlarn Rwandadaki durumu gibi.
Her durumda, insanlk d olmasndan phelenilen, egemen ya da
uzaktaki tekidir; ayn zamanda, teki, hem daha yetenekli ya da daha
gl kabul edildii, hem de bu sfatla ideal bir model sunduu iin, inan,
bu balamda, temelde bir farkllk sorunsaldr da. Ve Sahlins (1979), bize,
Hawaiide, eskiden, Avrupallarn, beyaz tene sahip olduklar ve kzl etli
karpuzlar yedikleri iin, eliik olmayan bir biimde hem tannlar hem de
yamyamlar olarak grldn (Kukusuz tanrlardr onlar! nsanlarn
etini yerler...) aktarr.
Bildiimiz kadaryla, farklln ilenmesi ve maniplasyonu, yamyamh-
n fiili pratiinde ok daha belirgin bir biimde ortaya kar. Etnologlarn
derleyebildii anlar ve tanklklar dnda, yamyamlk hakknda bildik-
lerimizin byk bir ksm, vakanvislerin, gezginlerin ve misyonerlerin
anlatlarnda yer alr. Olaylar kendi gzleriyle gren ve bazlar az kalsn
yenilen tanklarn anlatlarna sahibiz. Tupinambalar gibi bir halk, birok
gzlemci tarafndan bu ekilde yakndan gzlemlenmitir ve Montaignein
yamyamlara ayrd blmde bahsettii bu halktr. Bu gzlemlerin sonucu
olan ynla dokman, Mtraux (1928) ve, bize daha yakn olan Hlne
Clastres (1972), ya da, baka bir adan, Ren Girard gibi bir denemeci ta
rafndan bu Amazon Yerlilerine kar uyandrlan ilgi yannda bir hi kalr.
Bunlar hangi olgulardr? Hi kukusuz bu Yerliler insan yiyorlard ve
hatta ok fazla insan yiyorlard: spanyol Cizvitleri, Hlne Clastresn
aktardna gre, Chiriguanalarn (Tupi halkndan bir kabile), bir yzylda
altm bin Chane Yerlisini yediklerini hesaplamlardr. Ama insanlar ras
gele yemedikleri de kesindir. Daha dorusu, savata ldrdkleri bireylerin
(formalitelerden uzak bir biimde mideye indirilirler) yenilmesi ile tutsak
edilen (ve sonunda karmak ve belirli ritel yntemlere gre mideye
indirilecek) bireylerin yenilmesi arasnda bir ayrm yapld grlr.
Tupinambalar rnei, kendine zg bir aklkla, yamyamlk ediminin
ritel ve dzenli karakterini ortaya koyar. ncelikle birka nemli temel
202 PAGANZMN DEHASI BEDENN ARETLER, TOPLUMSALIN ANLAMI 203
ilkeleri vardr: Tm tutsaklar yenir ya da daha dorusu birka yla yay
labilecek bir srenin sonunda yenileceklerdir. Yal erkekler ve e olarak
koruma altna alnmayan kadnlar ldrlr ve hemen yenilir. Tutsaa,
sonunda eti ile besleyecei topluluk iinde bir yer verilir. Son derece eliik
deerli bu yerin verilmesi, birok aamada gerekleir; sonu lmle bitecek
tutsakln trajik ritmi, birok belli bal evrede ifade edihr.
Daha ilk anda, esirin yazgs geri dndrlemez bir biimde belirlenir.
Kye gelmesinden itibaren, tutsan kendisi, onu mstakbel yiyecekleri
olarak bekleyen kadnlara sunulur. Olay kutlamak iin ky orkestrasnn
ald aletler, esas olarak, daha nce yenilen tutsaklarn kemiklerinden
yaplm fltlerdir. Grmek iin oradan ayrlan erkeklerin ilk bata eli
bah tutsa ya da tutsaklan emanet ettii kadnlar, bu tutsaklar ortada
bulunan bir alana gtrr, cezasn vermek istediklerini seip onlar d
ver, belki ok uzak ama kanlmaz olan kurban gnnde tekrarlanacak
arklar sylemeye balarlar. Erkekler tarafndan karlanma birka gn
sonra gerekleir. Galipler ve maluplar ayn kyafetleri giyerler ve dman
gruplar birbirine balayan, iddet ve durmadan yeniden yaratlan bor
dngsn hem sona erdirecek hem de yeniden balatacak en son areyi
bir taraf buyurduu dier taraf kendinde hak olarak sakl tuttuundan
dn vermeksizin mzakerelerde bulunurlar. *
Aslnda tm bu epizotlar, herkesin ne yaptn bildii, meydan oku
ma ve intikam havasnn hissedildii bir ortamda gerekleir. Tutsaklar,
infaz edilecekleri gnde olduu gibi yakalanmalarnn balangcnda da,
imdi, onlar ayn cezaya arptrmaya hazrlananlarn ailelerini daha nce
mideye indirdikleri iin lmlerinin iyi bir lm olduunu dnrler; ve
ayn zamanda, yedikleri insanlarn intikamnn almacandan emindirler
ve kama fikrini, utan verici ve onur krc olduunu dndkleri iin
kafalarndan silerler. Sonu olarak, oyunu sonuna kadar oynarlar (bu,
onlar yakndan grme imknna sahip olmu batl gezginlerin bile ka
nn dondurur). Kabul trenleri sresince, bedenlerinin paylatrlmasna
(paralarn dalm ok ayrntldr, hem genel kurallara -beyin ve dil
yetikinlere, cinsel organlar kadnlara- hem de yakalamann zel koul
larna gre yaplr) ve infaz gnndeki rollerin datlmasna (mahkmu
ssleyecek, ldrecek ve ykayacak kiiler farkl farkldr ve belirlidir)
yardm ederler.
Bunu, benimsemek ve beklemekle geen mutlu gnler takip eder.
Dmanlan kaynbiraderler haline gelir. Yerini doldurduklar ve lmleri
ile intikam alnacak lnn eyalar (hama, kolyeleri, tyleri, yaylar,
mzraklar) onlara emanet edilir. Onlara bir e verilir ve bu tr bir birleme
saygnlk verici olduundan, bu e bir ef kz olabilir. Bazen yllarca, dier-
lerininkine benzer bir ky ve bir aile yaam srerler. nfaz an geldiinde,
kaynbiraderin yeniden bir dman haline gelmesi gerekir; topluluktan
dlanma, entegrasyonda olduu kadar kh krk yaran bir titizlikle ger
ekleir. Bu ritel titizlik, atmann ve yakalamann epizotlarn gerek
hikyenin tam tersi bir srayla yeniden sahneler; Sanki tutsaklk sresi bu
vesileyle ortadan kaldrlm, sanki bu srenin, topluluun dna atlmak
istenen insan toplulua yaknlatrmaktan, dman, bir kaynbirader, bir
i dman yapmaktan baka asla bir amac ve ilevi yokmu gibi nce ya
kalama epizodunun, sonra, sonu bu sefer lm olacak atma epizodunun
temsili yaplr; Bylece, ertelenen lm, yeni bir adan dnlen lm,
gerek lm ayn zamanda simgesel lm haline gelir.
Ren Girardn, fiili yamyaml, dierleri gibi bir ritel olarak,
yani -kltr konusundaki kendi oluul ve simgesel anlaynda- ilksel
ve kurucu kurbann bir yansmas olarak grmesine olanak salayan
tam olarak bu atafattr. Dmana bir kadn vermek, kaynbiraderi, bir
intikam amac olan kardein yerine koymak, eer verilmeseydi karde
kavgasnn konusu olabilecek kadn kaynbiradere brakmaktr. Etnoloji
literatrnn analiz ettii gei ritlerinde olduu gibi Dou Afrikann
monarilerindeki tahta kma ritlerinde de tamamlayc olarak var olan
tersine dn ve kurban izlekleri adeta ritel yamyamlk izleinde ke
siir. Kurban, intikam riskini dar atan, onu toplumsal grubun dna
sren bir iddettir. Kurban nesneleri, ya snf kaybetmi olanlar (tam
olarak; Eski Yunanl pharmakos, kleler, sava esileri), ya da snflar
d olanlar yani kraldr; o, tpk dierlerinin alttan kurtulduu gibi
toplumun elinden yukardan kurtulur - snflar d olanlar ya da,
daha dorusu, onlarn canavar ifti, vekili, bu snf kaybetmi olanlardan
biri son anda kral kiinin yerine geebilir.
Girard iin, kendi bana olumu bir yarg arac yokluunda, kurban,
toplumsal dzeni oluturan farkllklar srdrmeye ve bu farklhklar
yok etmeye ynelen i iddete hkim olmaya yarar. Kurban bunalm,
farkllklarn kaybolduu tam anlamyla trajik andr - Yunan tragedyas
ile ayn olan tarihsel bir an, iktidar ve bunalmlar tarihinde tekrarlanan
sosyolojik bir andr. Eteokles ve Polyneikes, dizesi dizesine gze gz,
mzraa mzrak, lme kar lm- ayn replikleri syleyerek arprlar.
Tupinambalarda, galipler ve esirler, tragedya asndan ayn neme sahip
szl tahriklerle acmaszca ve gerekten arprlar.
204 PAGANZMN DEHASI
BEDENN ARETLER, TOPLUMSALIN ANLAMI 205
Bu analizde, glgede kalan, yamyamln kendine zgldr; Girard,
ilksel cinayetin gerekliini savunur ama ne babayla zdelemeye ne de
babann mideye indirilmesine Freud kadar nem verir. Ritel yamyamlk,
ilksel ve kurucu kurbann, farkllklar ve toplumsal dzeni ortadan kal
drmaya ynelik iddetin zerine ynlendirildii gnah keisi kurban ri-
telinin avataralarndan yalnzca biridir. Ama bu iddet tam olarak nedir?
Oluul trdeki tm analizler, sonunda, konu olarak ele aldklar simgesel
avataralarndan indirgedikleri temel ve ilksel unsurun deimemi karak
terinde taklp kalrlar. Bu adan ve tm dier unsurlarn ayn kaldn
varsayarsak, Ren Girarddaki iddet, belki de iyi ortaya konulmam bir
soruya, Deleuze ve Guattarinin pekitirilmi soy ve ifresi zlm
akmlar kavramlar kadar hayal krkl yaratan bir yanttr; toplum di
iliin zn yani sahip olduu saysz simgesel yaplarla igdsel olarak
kendini korumaya alm yerleik her toplumu tehdit eden zlmenin
kkenini toplum ncesi bir ilkede aramak, saplantnn ilevselliini,
amacn ilevsellii yerine koymaktr - bu, hem simgeselliin bolluu hem
de toplumsal koullarn okluu ksaca ayn anda hem bireysel dzenin
mant hem de toplumsal dzenin mant, sorunun bykl ve ceva
bn belirsizlii iinde kaybolmasayd meru olabilirdi. Yalnzca insanln
kkeni ile yani bireysel ve toplumsal kendiliin kkeniyle ilgilenmek,
hem bireyi hem de toplumu yitirmektir, nk zaten bunlar, ancak, tam
anlamyla ideolojinin dili olan evrenselci dile indirgenemez olan oklu
biimlerde birbirlerini balanr ve anlalrlar.
Ne toplumda olmayan insan ne de genel insan olan toplum insan
vardr; bireysel okluu toplumsal eitlilik halinde dzenlemeyen toplum
yoktur; Bu dzenlemenin dili, ancak, bireysel mant toplumsal manta
kukusuz doal olan bir bala balayp, bu ekilde, ayn doallkla, her
trden eitsizlii yaratrsa etkili olabilir (varln srdrebilir, konuu
labilir, benimsenebilir). Her bireyin ve her toplumun bir tarihi vardr;
ideolojinin hilelerinden ve en zorlayc etkilerinden biri, zaten birey,
toplumun hakikatini (dzenini, eylerin toplumsal dzenini), srekli
kendi hakikatiymi gibi grrken, onu, kendi tarihini, iinde yaad
toplumun tarihine balym gibi grmeye de zorlamasdr. Kurbanlar
tarafndan yenilecek olan ve yle olmasndan mutlu olan Tupinamba
yamyam bu anlamda bir rnek tekil eder - nk, iyice incelersek,
Tupinambalarda ya da baka bir yerde, rasgele birinin rasgele bir biimde
kullanlmadn muhtemelen grrz. Ama yamyamla ynelik inan
lar yamyamln pratiine karlk gelen ya da hibir pratie karlk
gelmeyen tasanmlar- her ideolojinin hedefledii, dzenlere dair herhangi
baka bir dzenlemeden daha ok amlaycdrlar. Bedenin paylalmas
ve paralarn datlmas, kii, itibar ve gle ilgili karmak ve incelikli bir
tasarm olmakszn dnlmesi mmkn olmayan, gastronomik olduu
kadar metafizikte olan eylemlerdir; ve, bu noktada, onlar tandmz
da, birbirleriyle ilikilerinden (kii kavramnn toplumsal oluumlarnn
ak ak ve st kapal bir biimde oluturduu basit iliki) anladmz
kadaryla, tasarm, pratikten daha nemlidir.
Hatta toplum dncesinin de temeli olan bu birinin dieri ile ilikisi,
ncelikle, btnyle ierinin dars ile ilikisidir. Olduka ok sayda
toplumun tasarmnda, her bireysellik kendini, belirli bir sayda kahtmsal,
doutan ya da, muhtemelen, kazanlm unsurun toplamna gre tanmlar.
Bireysellik kavram ne kadar karmak hale gelirse, kimliin de o kadar
greceli hale geldii grlr; ben, doutan nce bile sabit, kendine zg
ve belirli bir formle karlk gelmez ama kimi zaman varolu sresince,
dsal katklarla zenginleebilir ya da, tersine, balangta sahip olduu baz
unsurlan kaybedebilir. Yerel tasanmlarda bu unsur kayb ou zaman, yam
yam byc tarafndan yenilme fantasmas ya da vampirlik fantasmasyla
birleir. Ama bu durumda, yamyam byc ya da vampir imgesi, toplumsal
yaamdan daha geni bir temsille, hastaln ceza olarak dnlmesiyle
ve daha genel olarak, mutsuzluk eken kiide olandan baka bir neden
iermeyen hibir mutsuzluk olmamasna, bir bakasnn kt niyetli ve
etkili iradesine bal olmayan hibir hastaln ya da hibir lmn her
hangi bir kiinin bana gelmesinin mmkn olmamasna, bir iradenin
mdahalesinin kant olmayan hibir olayn gereklememesine dayanan,
olayn yorumsal adan dnlmesiyle birleir; iradeden kaynaklanma
yan, bir hatadan, bir yasann inenmesinden ya da toplumsal bir ilikiye
zg zorunluluklarn yadsnmasndan bazen de bir meydan okumadan
(ama ancak kendi konumunu bilmeyen toplumsal yasaya meyden okur)
ileri gelir. Sonu olarak, hibir ey keyfi ve rasgele deildir ve her neden,
son kertede, toplumsaldr nk irade ve hata izlekleri zaten birbirlerini
tamamlarlar; rnein, saldrgan ve ykc iradenin ortaya kmasna olanak
salayan ya da buna zorlayan, kiiye kar yaplan bir hatadr: Yalya gs
termesi gereken saygy gstermeyen gen adam, yalnn grn altnda
gizlenen bycye, gen adam normalde yalnn etki alan iinde olmasa
da, baard bir biimde saldrma olana salar; babasna saldran oul,
babasnda, hem bir fke hareketinden daha ok baba/oul iUkisine bah
kart glerden kaynaklanan sersemletici bir tepki, hem de byclerin
206 PAGANZMN DEHASI
BEDENN ARETLER, TOPLUMSAUN ANLAMI 207
saldrsna yol aan bir soukluk ya da bir krgnlk yaratr. Her biri, veriU
bir olayn yorumlanmasna olanak salayan bir anahtar tekil eden trel,
hukuki ve metafizik emalar bu ekilde ayn anda oluur.
yleyse, yamyamlk tasarm ve byclk tasarm bizi her zaman
toplumsal dzene gnderir; kimin nasl yenildii ya da kimin nasl kimi
yemekle suland ok nemli deildir; Sz konusu olan her zaman bask
ve dzendir. Belki, yamyamln kendine zgl yine burada ortadan
kalkar; yamyamlk tasarmnn anlam, ideoloji ve dzeninkiyle ayn olan
daha geni bir mantkla btnlemesidir.
Ama bu tasarm, toplumsal mantkta temel bir yer igal eder. Hibir
toplum lm zerine fikir retmekten kanamaz, nk makul ve etkili
bir dzen kurup, bireysel yaama yer ve anlam, toplumsal bireylere yerler
ve anlamlar vermek zorundadr. Her bireyin bedenini ve psiizmini, dier
lerinin eylemeni ve etkisine amak -bu dnsel ve fantasmatik adan
olurdu- (bu adan yamyamlk yalnzca, dncenin ve fantasmann
doruudur), her psiko-biyolojik gerekliin, her bireysel varoluun, her
toplumsal yaamn metaforunu ayn anda yaratmaktr, balangcn ve
sonun, yaamn ve lmn belirsiz kavak noktalarn toplumsal ifadelerle
bayalatrmak, iaretlemek ve dzenlemektir. Tm toplumlar bunu
yapar ve bunu yaparken, bir hakikatin (fiziki, psiik) kavramlamasn
ve bir zorunluluun (toplumsal) gereklemesini amalar; eer, en u
durumda, bireyin hakikatinin, kahtmn ve etkilerin hakikatine, toplu
mun hakikatinin de, bireyin ideolojik maniplasyonuna indirgenmesi
doru ise totaliterlik doal olarak her toplumsal oluumun ufkudur. Bu
andan itibaren, hakikat ve zorunluluk dngs, kazanan savann -bir
gn yenilmeyi bekleyerek- kendisine, her ikisi de ayn kyafetleri giydii
iin ok bilinli bir biimde ok benzeyen bir bakasn mideye indirdii
Tupinamba kynn orta yerinde ve ayn zamanda, normal gn snr
layan, yerini alan ve stn rten, ryalarn uzun gecesi boyunca her
yamyam bycnn, acmasz borcun vadesi sonunda kendini tmyle
sunmaya ve lmeye (gerekten) zorlanmadan nce meslektalarnn her
birine, onlardan aldna karlk olarak etinden ya da artk onlara ait
olan etinden para -fantasmatik biimde- uzatt yerde Afrika meyve
aacnn etrafnda yeniden kapanr.
Bireysel fantasma ve toplumsal neden karlamasnda. Yamyamln
alt izlekleri, temasn, kardamalarn ve egemenliin tarihini yeniden
oluturur. Fildii Sahilinde, hastalar ve sulananlar, sularn, Bregbo
topluluundan Harriste takipisi peygamber Atchoya itiraf ederler, ve
belirli bir sayda kurban eytan diye yediklerini kabul ederler. Peygamber,
onlara, yalnz hakikatin, her eyi itiraf etmenin, yalanlar, ama ayn za
manda, tpk ordah ynteminde olduu gibi onlar ldrmeye iten yabanc
bedeni dar atmann onlar koruyabileceini aklar. Peygamber, yamyam
bycleri, malup bycler haline getirir ama yenilgi kesindir. Kaybe
dilmi g izlei gnmzde baz Afrika topluluklarnda hl varln
srdrr; Batnn kmseyici teknik egemenliiyle karlatrldnda
eflerin, byclerin, kar-byclerin kudretini oluturan glerin
ve yeteneklerin etkili olduunu ileri srmenin ak imknszl karsnda,
kaybedilmi gler nostaljisi -bilgi aktaranlara gre bu kaybn sorumlu
su eskilerin bencillii ya da genlerin ihmalidir- nne geilemez hale
gelmi olmamas arzulanan bir yenilginin geri dndrlemez karakterini
yeniden dorular.
Bylece, artk yalnzca, bugn etkisini kaybetmi kendine zg bir
kudretin zel niteliklerinden biri olarak grlen yamyamlk ve vampirlik,
anlaml bir biimde, kaybedilmi bir gemiin d olarak -galiplerin
imdisinin gerekliinin, slubunu ve tutkularn bu dten dn ald
bir ada- ortaya karlar; Batl byk ticari irketler tarafndan organize
edilen kzl altn trafii, az gelimi lkeleri bir kez daha hammadde
salaycs haline getirmez mi? Daha dorusu, plazmaferez teknii, veri
cileri, yaamlar boyunca hazr vericiler haline getirmez mi? Akyuvarlar
plazmadan ayrdktan sonra, vericiye, ileride yeniden alnacak plazmay
hzl bir biimde tekrar oluturmas iin yeniden enjekte edilmesine
dayanan bu teknik, boyutlar bakmndan (tm sanayilemi lkeler
leinde) ve organize edilmesi bakmndan (vericilere cret deyen
plazmaferez merkezleri belirli yerlere yerletirilir) eski smrge halklar
nn fantasmasnn (sezgi asndan zengin) simgesi (gereklikler ykl)
olarak ortaya kmazlar m? Bililerinin iktidar her zaman dierlerinin
gcnden beslenir.
208 PAGANZMN DEHASI
ki Din: Farkllktan Sapknla
Hristiyan dncesi, tpk, her zaman dardan aniden ieri giren ya
da her zaman ieride varln srdren bir pagan meydan okumay
(bakahln ya da iselliin, farklln ya da sapknln doruu) olduu
gibi yamyamln ve bycln imgesini de karsnda bulur. Tarih ve
etnoloji, niversite geleneinin onlara salad yerlerden farkl yerlerde.
BEDENN ARETLER, TOPLUMSALIN ANLAMI 209
ayn anda hem insan psiizmine birok boyut katan hem de bu boyutlara
maddi ve bireyleraras bir varolu atfeden dnce sistemlerinin, Hris
tiyanln karsndaki evrimini inceledikleri zaman, bu karlama ve bu
elikiyi sergilerler.
Kara Afrika, bu adan da, aydnlatc rnekler salar. Smrge d
neminde, Afrikada birok byclk kart hareketler olmutur. Bu
hareketler, farkh leklerde, Hristiyanln izini tarlar ve bir yanda, yine
XVI . ve XVI I . yzylda Frioul adasndaki Benandantilerin ortaya koyduu
sylemle, dier yanda ise davalarn srf din adna srdrenlerle balanth
olan bir ift sylem gelitirirler. Hristiyanlk etkilerinin asgarisini ortaya
koyan ve byclere kar mcadelede geleneksel materyalleri ve aralar
azami ekilde kullanan (yine de farkh bir balamda) figrn durumundan
(bu, Hristiyan dinini temsil edenlerin ve smrge ya da ulusal politik
otoritelerin namna amalanan bir durumdur), kiiliinde birok farkh
zellik (rakipleri ile ayn glere sahip geleneksel kar-byclk zel
lii, kar-byclerin eytanlar iin alan byclere kar lmne
bir mcadelede uzmanlam, Tanrnn ya da peygamberinin ajanlar
olmalarn ho gren, Hristiyanlk esinli frk zellii, son olarak,
btnlk emasnn varoluunu ya da daha dorusu anlamn tartmaya
aarak, her hastay, hastalnn nedenini yalnzca kendinde bulmaya
davet eden, Ortodokslua daha yakn peygamberin zellii) barndran
ve bunlarn, kendi pratiinde, bir arada varln srdrmesini salayan
Fildii Sahihnden Athco (Aug, 1975a, 1975b) tipindeki peygamber
figrnn durumuna (bu, ekmencilikle renklendirilmi bir ilgi gerei
Hristiyanlk leminin resmi temsilcileri asndan ve belirsiz bir kardan
dolay politik otoriteler asndan amalanan bir durumdur) kadar, birok
farkh durum sz konusu olabilir.
Bitirmeden nce bu noktada birka rnek verelim. Hristiyanlk
etkisinin belli belirsiz olduu hareketler arasnda, Ingiliz antropologlarn
Gney Afrikada incelemi olduklar hareketler bulunur. Audrey Richards
(1935), Bamucapi hareketini (bu hareket, Nyassaland -bugnk Malawi-,
Kuzey Rodezya -bugnk Zambiya-, Gney Rodezya -bugnk Zimbab
we- ve Kongoyu etkiler) incelemi. Max Marwick (1950) Nyssalandn
gneyinde Bwanali tarafndan balatlm hareketle, R.-G. Willis (1968)
ise Tanzanyann gneyindeki Kamcape hareketiyle ilgilenmitir. Bunlar,
belirli bir blgeyle snrl kalmayan ve ortadan kalkmadan nce nemli
bir corafi ve kltrel alana hzl bir biimde yaylm belli bir younlua
sahip hareketlerdir. Ayrca, bu ortadan kalkma her zaman grecelidir ve
Audrey Richards tarafndan 1935 ylnda incelenen mcapi harekederi ile
Willis tarafnda 1968 ylnda incelenen Kamcape hareketi arasnda bu
adan bir devamllk sz konusudur. Bu hareketlerin ya da zaman iinde
deimez bir istenle ard arda dizilen bu hortlamalarn ortak amac b
ycleri avlamaktr. Bir sreliine bu hareketlerden birine geri dnelim:
Bamucapiler, genelde, kiiliinde mitik nitelikteymi gibi grnen zellik
ler tayan Nyssalanddan Kamwende diye biri adna hareket ettiklerini
ileri sren Avrupallar gibi giyinmi gen insanlard. Kylerdeki insanlar
toplayp, aynalar yardmyla, kt bylere sahip bycleri aryorlard.
Bulduklar sululara, eer yeni bir ktlk yapmaya kalkrlarsa onlar
o anda ldrecei kabul edilen korkun bir ila iiriyorlard. Bu farkl
ordali biimi, koullu ordali, Hristiyanlara bunu yapmay yasaklam olan
misyonerlerin eletirilerine ve itirazlarna yol amtr. Bu itirazn tuhaf
bir etkisi olmutur: Hristiyanl reten bireylerinde byc olduu
(yoksa onlardan korkmak m gerekir?) iddialarna itibar kazandrmtr.
Bununla birlikte, Bamucapilerin teknii Hristiyanlktan birok adan
esinlenmemi deildi: misyonerler gibi, yerel panteondan, yce tanry
betimlemek iin Lesa ismini dn alyorlard, kendilerine Katolik mis-
yonlarnki olmayan ama yine de onu dndrtmemesi mmkn olmayan
Maryann yardm ettiini ileri sryorlard. Esin kaynaklar Kamwende
lmt ama onun hortlamas bekleniyordu. Son olarak, Bamucapiler,
Katolik misyonerler gibi, kullanlmasna izin verilen bitkisel ilalar (muti)
ile kullanlmas yasak olan, sincap kemii ya da kartal penesi gibi aktif
olduu varsaylan bir madde (principe) ieren (ci/mba) sihirli ilalar bir
birinden ayryorlard. Bu ekilde ortaya byclk (daha dorusu sorcery)
konusunda l bir phe ve gvensizlik ilikisi kar: Bamuapinin, ifa
ettikleri kiilere, misyonerlerin Bamucapilere ve Bamucapilerin belirli bir
saydaki Hristiyan grevliye ynelik pheleri ve gvensizlikleri.
dn alnan ve uygun olmad sosyo-corafi ereveler ve tarihsel
balamlara uygulanmaktan zaten allak bullak olmu gibi grnen bir
mantk karsndaki anlayszlk, ideolojik ve toplumsal dzensizlie Hris
tiyan esinli bir perspektif dayatma eilimi, her eyden nce farkl tarihsel
aktrler (her biri dierinin bycs haline gelmeyi amalar) arasndaki
derin bir yanl anlamann kant olan tm durumlar deerlendirmek ve
artrmak iin byclk diline bavurma: Bunlar, doruk noktasna var
m biimiyle bycln, pagan mantkla Hristiyan Batnn kar kar
ya kalmasnn bir lde sonucu gibi grnd bir temas durumunun
dnsel zellikleridir. Gneydou Afrikada gzlemlenebilen olgular, bu
210 PAGANZMN DEHASI
BEDENN ARETLER, TOPLUMSALIN ANLAMI 21 1
adan, Avrupadakilerle daha dorudan doruya karlatmlabilecek tec
rbelerdir. Kt etkinliklerim iki ynl ileten witch tasarm, kolayca
eytans kategorisine indirgenir, yle ki, hepsi, Hristiyan Kiliseleri ile az
ok youn bir temas kurmu olan yerel peygamberlerin syleminde, nce
likle, kiinin, iinde yaad bedenden bamsz olarak hareket etme ve
etken olma konusunda baz psiik ve yaamsal bileenler ierdii varsaylan
kapasitesine gnderme yapan, iki ynl ve eytans tabirleri, birok
durumda eanlaml hale gelir ve ahlaki anlamda birbirlerinden aynimazlar:
Saldrgan byc, ayn gle donatlm, bu gc iyiliin ve Tanrnn
hizmetine sunan bycnn ikinci yn olarak eytans iler yapar.
Athcoya yaplan itiraflarda, Tanrnn savalarnn, yani Athconun
askerlerinin, eytanlarn saldrlarna kar koyduu manikeist bir dn
ya belirir. Ama bu itiraflarda, Athco kendini, kar-byclerin, onlarn
ykc gcnn sorumluluunu alp Tanrnn hizmetine sunduunu ilan
edenlerin en gls olarak ortaya koymad zaman, onun asndan
bile pheli olan, kimi zaman elikili bir durum da ortaya kar. Fildii
Sahili lagnlerindeki halklarda ya da Ashantilerde, adlar, yalnzca bir
saldrya ve bir savunmaya szl bir tehis koymak iin anlan, kart ama
temelde benze olan gler, Hristiyanlk yandalarnda, iki ynl bir
giriimin, iki ynl ve eliik bir eiliminin nesnesidirler: Birincisi, pagan
mant ve pratii, bunlarn tm gereklerini yerine getirip ama yine de
bunlara baka bir dil dayatarak ykmak (Athconun esin kayna Harrisin,
Saksonlarm kutsal aacn kesen Aziz Boniface gibi, yakt putlara ve
ihbar ettii byclere, onlarla, varolularn yadsmay deil glerini
greli hale getirmeyi amalayan bir g denemesine girimek iin meydan
okuduuna ahit olmutuk), kincisi, bycleri ve kar-bycleri, tam
olarak, z bile yadsnan, bir insan, toplum ve din anlayn andrdklar
iin reddetmek. Albert Athco gibi bir kiiliin iki yanll ve zenginlii
srayla her iki giriimle de zdelemesidir.
Bu rnekler, Avrupal gzlemcilerin, byclk, onlarn bycl
ile ilgili olarak sahip olduu farkl vizyonlar anlamaya yardm edebilir.
Karlkl konumlarn genel izgileriyle zetlemek iin, bu vizyonlar
Hristiyanln baskn figrne (byclkle karlat zaman), eytana
gre konumlandrmak gerekir. eytan ncesi, esnas ve sonras: Bunlar,
etnologlarn ve tarihilerin referans noktasdr. Julio Caro Baroja,
pagan dinlerin ve zellikle Yunan ve Romann mirasnn izini tanr; ana
lizleri, birka detay dnda, ok rahat bir biimde baz Afrika durumlarn
artrr: Hristiyanln zaferi, manksal olarak, daha nce Avrupada
da var olan inanlarn yeniden yorumlanmasna yol amtr... pagan
dinlerin doas, bu dinleri ktln katksz temsilleri haline daha iyi
getirmek iin deitirilmitir (s. 69). Ama Caro Barojann sylediklerin
den yola karsak, bu durumda, alt izilen olgu, asimilasyonun dorudan
doruya eski tanrlardan, yeni sistemin eytanlarna ve eytanna doru
gerekletiidir; Bylece, hibir basamak ya da ara durum kaygs olmak
szn, ok zentisiz bir biimde eski tanrlar, demonlara ya da, daha fazla
basitletirerek ve kavramlar dntrerek eytann ta kendisine asimile
edilmitir. Antik Roma ve Antik Yunanda evsel ve halka ak kltlerde
dindarca, ahlaki, saygdeer bir eyler olabilecei hi hesaba katlmamtr
(s. 60). Caro Baroja, ayrca, Avrupadaki farkl byclk geleneklerinin.
Roma mparatorluunda, Hristiyanln tarihi ile birleen geleneklerden
balayarak, listesini yapmaya alr, ve bunu yaparken aslnda olduka
dikkat ekici olan bir paradoksu belirtmekten geri durmaz; Bu gelenek
lerle ilikili metamorfozlar ve dier olgular konusunda Kilise Babalar,
Ortaan tm ilk blm boyunca, rya tezine dayanarak kesin bir yads
ma tutumu taknmsa da, modern Kilise, gece uularna, metamorfozlara
ve fantastik atllara inanmtr. Germen ve Slav halklarnda, daha kapal
bir biimde bir toplumsal yaamn btnl anlayna bal olan baka
gelenekler sergilenir. Germenlerde, by pratii bir mantksal dzene ve
bir toplumsal dzene baldr (gnmzde incelenen baz topluluklarda
olduu gibi) ve kt by, gerilim dnemlerinde ortaya kar (s. 66).
u halde, bu trden olgulara ve inanlara ynelik en azndan kavram
lar, szckleri ve yorumlar olan Katolik Kilisesinin, bunlar her eyden
nce bir sapknlk olarak grm olmas artc deildir. Paganizm,
Avrupada, M. A. Murrayn hipotezlerinin ileri srmeyi amaladndan
kukusuz daha farklyd, ayrca M. A. Murrayn, karakteristikleri ve et
kenleri byclkle sulananlarn itiraflaryla, sanki bu itiraflar yalnzca
bir gerekliin sadk bir yer deitirimiymi gibi, kelimesi kelimesine
zdeleen homojen bir pagan dinini (Ban Avrupada varln srdren
Diane klt) yeniden ina etmesini destekleyen hibir ey yoktur. Ama
paganizmin, Hristiyanlktan nce, Avrupada yayld ve ilkelerinin greli
olarak homojen olduu kukusuzdur; Afrikada hl yledir; Dinlerinin
son derece eitli olmasnn, rnein yeryz ile ilikide, atalarla ilikide,
birey psiizmi ile ilikide -bu ilikiler her durumda kesin olarak benze
olmasa da- kendini gsteren btnlk bakmndan bir tutarlla sahip ol
duu yadsnamaz. Caro Baroja, tm Avrupadaki byclk temsillerinin
birbirine ok benzer olmasnn nedeni olduunu dnr: bir yanda
212 PAGANZMN DEHASI
BEDENN ARETLER, TOPLUMSALIN ANLAMI 213
Germenlerin gleri (Avrupann en kuzeyinden Akdeniz kylarna kadar.
Dou Avrupann steplerinden Atlantik adalarna kadar, Vizigodar, Ost-
rogotlar ve Lombardlar iinde barndran Germen dnyasnda insanlar
byk gleri esnasnda dehete dren by inanc egemendi, s. 69)
dier yanda Yunan-Roma gelenei, son olarak da snrsz bir Ortaa dn
yasnda Kilisenin kendisinin etkisi. Ortaan bu ulusncesi karakteri,
tpk romann ve ilkel gotik sanatn yaylmas gibi Kiliseye bal dnce
lerin yaylmasn da aklar. Latince kilise edebiyat, olumakta olan yerel
dillere eviriler yapmtr: Sanat, Ortaa mzisyeni (jongleur) gibi,
din bilimcilerin kavramlarnn yaylmasna yardm eder. Bu durumda, bu
kadar sk mcadele edilen byclerin toplantlarna ve gee uularna
ynelik bu inanlarn, o dnemde, bycleri byk lde deitiren ve
onlara eskiden sahip olmadklar btnle kavuturan yeni bir yorumun
nesnesi olup olmadklar sorgulanabilir (s. 86).
Kilise makinesi, o dnemde, kimi zaman gerek bir kullanma klavu
zu (Manuel des inquisiteurs [Engizisyoncularn kullanma klavuzu]) gibi
ileyen ve btnletirici etkileri tartlmaz olan bir anlambilim aygtnn
bask gcne sahiptir. eytan ve iyi Tanr retoriinin, pagan manta el
atmas iin her ey hazrdr. Fildii Sahilinden Peygamber Athconun
kendi kynde srdrd gibi kk basit bir giriim dzeyinde bile, bu
btnletirme gc dikkat ekicidir: zellikle byclk ediminin, ne ayn
kkene sahip olduu ne de ayn amaca ynelik olduu (babasoylu veya
anasoylu bir evrede mdahil olmasna gre deitii) birbirine yakn ama
ayn kltrlerin, benzerlikler tayan ama farkl toplumlann uyruklanna,
simgesel kurum ayn tematii ve ayn diU dayatr. Alladian, Ebrie, Avikam,
Dida, Baule, birbirlerini allkta eytanlar gibi ak yapmak, muz almak
ve arkadalarn ldrmekle, gnah karmakszn kudas ayini yapmakla
ve her zaman ift ynl ve eytans biimlerde, ebeveynlerini, eytan iin
iine katp byclk yapan kendi meslektalarnn agzllne terk
etmekle yarrcasna sularlar.
Ortaa KiUsesi, bu trden hareketlere, tpk Mslmanlara ve
dnm Yahudilere olduu gibi sapknlk nitelemesini uygun grr. XIV.
yzylda, Eymerichin Directorium inquisitorumu, tam anlamyla sapkn
davranlarda bulunanlar sapknlar olarak grerek sapknlk kategori
sini tanmlar. Bu davranlar arasnda demonlara tapmak da yer alr.
Bylece falclar ve khinler, eer gelecei ngrmek ya da kalplerin
srrn amlamak iin, eytana bir tapma klt ve yceltme klt su
narlarsa sapknlatrc olarak... grlrler. Teolojik sylemde, tapma
klt, tanrya ynelik olan klt, ve yceltme klt de azizlere ynelik
olan klttr. rnein ocuklar yeniden vaftiz etmek sapkn bir pratiktir.
Manuel des inquisiteurs, eytana yakarmann trn betimler: eytana
tapanlardan bazlar, eytan ya da daha ok eytanlar (Lusifer ve dier
eytanlar), onlara gerek bir tapma klt ynelterek yardma arrlar
(.. .eytanlara kurbanlar sunar, onlarn nnde eilir, onlara iren dualar
eder, kendilerini eytanlara sunar, onlara boyun emeye ant ier, yakarr
ken adn andklar u ya da bu eytan zerine yemin ederek onlara bal
kalmak iin u ya da bu eyi yapmaya sz verir, onlar ven arklar syler,
nlerinde diz ker, yerlere kapanr, onlann onurunu kirletmeyeceine
ant ier, kltn onlara sunmak iin ya oru tutar, ya kendini kamlar
ya da siyah ve beyaz renkte giyinir, ya iaretler yaparak ya harfler yazarak
ya da isimlerim telaffuz ederek onlarn olas yardmlarn salama alr,
byk amdanlar yakar onlar ellerinde sallar, onlann onuruna amber,
sarsabr ve bu trden baka aromalar yakarlar: onlara kular ve baka
hayvanlar kurban edip, kanlarn onlara sunarlar; her trden kurban
atee atar stlerine tuz serperek onlara sunarlar...) [s. 69]. Dierleri,
tpk Muhammedin aracl ile Tanrya yakaran Mslmanlarnki gibi
iren dualarda eytanlarn adlarn ermilerinkiyle birbirine kartrarak
bir ycelteme kltn yerine getirmekle yetinirler. Son olarak bakalar,
topraa, ortasna bir ocuk yerletirdikleri bir sandk izerek ve eytan
dan, yakardann sahip olduu yeteneklerin tesine geen bir ey (gelecei
bilmek, lleri canlandrmak, yaam uzatmak, birini gnah ilemeye
zorlamak vb. [s. 70]) istemek niyetindeymi gibi grndklerinden son
derece pheli olan belirli bir sayda ritel pratik gerekletirerek tuhaf
bir biimde eytana yakarrlar.
Sapknlk, her durumda, bir saflk ve kendini beenmilik karmnn
sonucudur: eytani gleri kendi karna ve ktye kullanlabileceine
inanmak safl, bu glerin, ktlk dzlemi de dahil Tanrnn gerek
tirdii hiyerarilere eit olabileceini varsaymak safl. eytanlara dua
etmek, onlara tapmaktr - sapknln doruk noktas. Kendini beenmilii
saflkla birletiren, eytanlara insani arzuya boyun emelerim buyurmaktr.
Bylece, iine mayasz ekmek gibi kutsal maddelerin kutsal olmayan bir
biimde konulduu ya da eytana dualar eliinde hazrlanan ak iksir
leri sapknln rnleridir. Aziz Augustin ve bakalar, hakl olarak,
eytanlarn ielerin iine kapatlmamasn (s. 71) istiyorlard, nk
onlarn kurnazlndan ya da tanrsal iradeden baka hibir ey onlar
oraya girmeye zorlayamazd. Eymerich karde ekler: Eer, eytanlarn.
214 PAGANZMN DEHASI
BEDENN ARETLER, TOPLUMSALIN ANLAMI 21 5
ak bir biimde kimi iaretlerin ya da szlerin etkisiyle bu trden top
lanma yerlerine girdikleri grldyse, bu, ya Tanr, ya iyilik melekleri, ya
da daha gl eytanlar onlar bunu yapmaya zorlad iindir. eytanlar,
oraya, bunu yapmaya zorlanyormu gibi davranarak kendiliklerinden
girseler bile, bunun amac, onlarn zerinde bir gce sahip olduuna
inananlar aldatmaktr (s. 72). Her bysel edimi, eytans bir yakar
ve her pagan pratii, Tanr karsnda kibirli ve tahrik edici bir davran
haline getirecek badatrmalar peinen kurulur. eytan saplantsnn,
XIV. yzyldan ve Manuel des inquisiteursden ok daha eskilere uzan
dn belirtmek gerekir. Norman Cohen (1957), bize, Deccal ile ilgili
X. yzyldaki, tm Ortaa boyunca egemen olmu, Hristiyan doktri
ninin, gebelii srasnda eytann iine girdii bir fahienin olu olan,
Dan kabilesinden bir Yahudi tarafndan oluturulduu savn hatrlatr;
bu Yahudinin eitiminin, Filistinde, ona kt sihri gsteren ve her
trl ktl reten byclerin ve sihirbazlarn sultas altnda (s.
69) yapldn belirtiyordu. Ortaada Yahudilere ynelik kin, Deccal
ve eytan, Yahudiler ve eytanlar, byclk ve eytanlk arasndaki,
srekli tekrarlanan zdeletirmeden beslenmitir: Halk, Yahudilerin,
sinagoglarnda, kedi ya da kurbaa biimindeki eytana taptklarna ve
kara by yaparak onun yardmn dilediklerine inanyordu (s. 70). Ama
eytan ve Deccal izleinin, Ortaan ikinci yarsnn Mesihi hareket
lerine, Deccaln bizzat kendisi olarak grlen Papaya ve onun, Satanlk
konusunda mttefiki ve su orta gibi grlen Roma Kilisesine ynelik
korkuyu ve kini esinleyecek kadar verimli olduu da bilinir: Esasnda,
tm binylc hareketler, kendi durumlarnda bile, papazlar snfn, eytans
meslekta grubu olarak grmekte zorlanyorlard (s. 73).
Tm bunlarn sonucu olarak, paganizme zg kudret ve g temsille
rinin, hastalk ve ktlkle ilgili yorumlarn, fantasmalarn ve aklcln,
onu kendi karanlk blgesi olarak kabul eden ve onda eytann varoluu
nun kantlanmasyla. Tanrnn tm etkisini kefettiine inanan bir dinin
ideolojik perspektifi tarafndan, iddetle ve elikilerle dolu bir tarihin
de yardmyla ele geirilmesi artc deildir. R. Mandrounun (1968),
XVI I I. yzyl balamnda ok iyi gsterdii gibi, yarg makinesi, sulanan
lara, basit bir sylemden daha ok, bizzat sulu olduklar dncesini ve
bir kesinlik olarak dayatr. Ama sulularn, kurban olduklar inanlar
sistemini benimseme derecesinden bamsz olarak, burada benimsenen
bak asndan bu ite nemli olan, Avrupada byclk terimi ile
tanmlanan olgunun farkl aktrler tarafndan eit olmayan biimde
zmsenen karmak karakteridir. Bylece, C. Ginzburg, Frioul adasnn
Benandantilerinde, Alsacedan Hessee, Bavyeraya ve svireye yaylan
ve Litvanyada da olduu kantlanan, Perchta, Holda, Diane gibi diil
tanrlarn bakanlk ettii gece toplantlan mitine benzeyen, daha geni
bir gelenekler btnl ile balantl bir dourganlk ritelinin 1570li
yllarda varolduunu gsterir. Kitab, Benandantilerle ilgili konularn En-
gizisyon zerinde yaratt tahrikin etkisini hayranlk verici bir biimde
aklar ve yzyllk bir srede ... benandantilerin", nasl bycler haline
geldiini ve dourganl salamaya ynelik gece toplantlarnn nasl
eytani Sabbata dntn... anlamamamz salar. Ginzburg, Frioul
balamnda, bycln yaylmasnn, eski bir tarm ritelinin biim
deitirmesinin sonucu olduuna (s. 11) kesin olarak inandn ekler.
Bize gre bu tez ak bir biimde Katolikliin tipik bir tezidir: bu, onu
mahkm ettii bir sapknlktan kurtaran bir mantn dili, tematii ve
kurumsal yntemleri ile gerekletirdii bir indirgemedir. Ama zellikle
Afrika deneyiminin altnda birka tamamlayc aklama yaplabilir:
byclk dncesi (Anglosakson etnolojisinin tanmlad biimiyle
hemen hemen witchcraft anlamnda) paganizm mantnn ayrlmaz bir
parasdr ve sadece eski dourganlk ritellerine yneltilen bir dikkatin,
Hristiyan esinli eytans bycln en dikkat ekici zelliklerinin, bu
bycl kuatan pagan inanlara zorunlu olarak yabanc olduuna
inanmay salamas gerekmez. Gece uular izlei, iki ynl davranma
izlei ve bycler ve kar-bycler arasndaki atma izlei, Avru
pa pagan dinlerinde tam olarak bilinen izleklerdir; ve tarm rnlerini yok
eden bycler izleine byk lde Afrikada rastlanr. yleyse, ak bir
biimde ok iyi bildiimiz sonucu, balang durumunun karmakln
gzden karmamza yol ama olasl olan bir dnmn incelenme
sine ayrcalk tanyarak, bycl pagan temsillerin btnl iine
yerletirmeye ve antropolojik adan temel olan bu soruyu atlamamaya
almak iyi olur. Hristiyan organizasyondan nceki paganizmler hakknda
tarihiler, bize zorunlu olarak ok az ey sylerler (sadece Portekizli misyo
nerlerin tanklna zorunlu olarak gvenseydik Afrika dinlerini tanyabilir
miydik?); ve, bu tr durumlarda sklkla olduu gibi, yaylma hipotezleri,
bilmemeye geici bir are olur (etnolojik deneyimin bize gsterdii gibi,
bycler ve amanlar birbirlerine karmakszn varlklarn srdrdk
leri ve bazen de bir arada srdrdkleri srada, kimi zaman bu iki figr
arasnda ilikiler olup olmad sorulur mu?). Guinzburg, Benandantileri,
hasatlann koruyucular, ekinlerin araplarn savunucular, ve kt by
216 PAGANZMN DEHASI
yapan kadn byclerin dmanlar olarak tanmladnda, Ashantiler
ya da Fildii Sahili lagnlerindeki halklardaki kar-byclere Sibiryal
aman^^figrnden daha yakn bir figr betimler.
Kar deneyim bu adan anlamldr: yaklan atelerin duman dalp,
sabatn parltlar bir kez kaybolduktan sonra, kylerimizde, endieli
vicdanlarn derinliinde, geriye, hem bir hastalk ve ktlk korkusuyla
hem de belirli bir kudret ve g dncesiyle beslenen, komuya ynelen
ve en yakn olanlara yarm azla sylenen phe deilse ne kalacak
tr? eytann, bycle bir sreliine el koymas mmkn olmu ve
yzyl, eytan az ya da ok yormutur. Ama kalnt deersiz deildir,
kyl topluluklarn, gnlk yaamla ve uursuzlukla ilikilerini simgesel
olarak dzenleme konusundaki temel yatknlklar bunun belki de en
iyi rneidir. Jeanne Favret-Saadann (1977), Bocagedaki bycl
ele ald kitab, bize gsterdii Hristiyanlk etkisinden kurtulmu
g ilikileri kuramnn birok adan Afrika kuramlarn artrmas
asndan daha zel bir biimde dikkat ekicidir, nn belirttii gibi
Afrikada balam son derece farkldr; byye maruz kaldn syleyen
bir Zande, ak bir biimde toplumsal bir varlk gibi davranr, oysa byye
maruz kaldn syleyen bir Bocage kyls, aslnda kendi tehisini
koyarak, ok byk bir lde, uursuzluk konusundaki resmi kuram
ile ban kopard ya da bu hikyeyi aklamak iin, bu sylemi (pozitif
ya da dinsel) kullanma olanandan yoksun olduu (s. 27) gizlilie
mahkum olur. Bu farkllk dnda, Afrika toplumlarnda ve Bocageda
biimlendirilen ve hayata geirilen g kuramlar, daha nce sylenildii
gibi (Aug, 1979) tmyle benzerdir. ncelikle, Afrikada olduu gibi
Bocageda da, bu kuramlar, kt niyetli bir yabanc iradenin eylemine
bah uursuz olay yorumlamay ve mmknse ortadan kaldrmay
amalarlar. kincisi, g kavramn st kapal ya da olumsuz bir biimde
tanmlayan kart anlamllklar, iki kltrel evrende de benzetir; ruh
gc=by gc denklemi, gcn psikolojik zelliklerini de hesaba
katar; ruh gc, tabii ki asla itiraf etmeyen, ama her durumda szn
saknmasn bilen, aceleyle yaplm her ihbardan, her szl iddetten
kanarak sulamadan kurtulmasn bilen, panie ve fkeye kaplmayan
gtr. Zira, g kavram son derece deikendir: Kendini savunduuna
inanan bir kii, kendini aniden saldrm olmakla sulanm olarak bu-
BEDENN ARETLER, TOPLUMSALIN ANLAMI 21 7
29) Kari'byclerin ediminin baz alardan amanlarn edimine benzediini daha
yukarda sylemitik. Ama orada sz konusu olan yapsal bir benzerliktir.
lur; bycde olduu varsaylan nitelikler, kurban olmamak iin sahip
olmas gereken glerdir; Fildii Sahilinde olduu gibi Bocageda da,
bize sylendii kadaryla, ancak ve ancak by bozucularla grlr;
genel olarak da bylenen bir kiinin ikayetini, bu kiinin kendisinin
nesnesi olduu bir sulama takip eder. Avrupada olduu gibi Afrikada
da insan gce sahipse gc tarafndan ele geirilir ve bu eliik konu-
mun zerine, gcn aktarlmas ya da kaltm yoluyla gemesine dair
az ok belirgin kuramlar (ki bunlar, kendine zg tarihsel ve toplumsal
balamlarda, stelik etkililiinin bir ifadesi ve bir koulu olarak ortaya
kabildikleri kurumsal ve politik rgtlenme ile kukusuz ilikisiz de-
illerdir) eklenebilir.
Ksaca, byclk kategorisinin, yeniden olas ya da muhtemel
yaylmalar oluturmaya olanak salamakla snrl kalmayan yararl kar
latrmalara frsat verebilmesi iin, ayn anda hem tesine geilmeli
hem de indirgenmelidir. Baz insanlarn, doutan, kaltm yoluyla ya da
sonradan edindii zellikler ya da teknikler sayesinde bakalar zerinde
ilettii varsaylan g olarak yorumlanan byclk, daha geni bir
ideolojik btnlkle, kukusuz bir toplumsal sistemden dierine nemli
farkllklar gsterebilen az ok belirgin bir kudret ve g kuram ile
btnleir. Ama olayn ve zel olarak uursuz olayn ve zellikle de
hastaln ve lmn aydnlatlmasyla ilgilidir. Tarihi, u ya da bu do
urganlk ritinin Hristiyan gelenek tarafndan eytans byclk olarak
yeniden nasl yorumlandn gsterdii zaman, tutumunun kesinliini
ve salamln tartmakszn, karlatrmann tm unsurlarna sahip
olmadn, pagan byclk zerine, geni balamnda (g kuram) ol
duu gibi dar balamnda da (uursuzluun ve hastaln yorumlanmas)
bir ey bilmediini dnmek gerekir. Daha dorusu, bir dnmn ve
bir stratejinin kipliklerini az ok kavrad iin tarihi kalr (ve byc
lk kltrlerinin gncel olarak altst olduu balamlarda antropolog
imdiki zamann tarihisi olmaldr) ama, bir antropoloji temeline, kar
latrmay mmkn ve anlaml klacak yegane ey olan bir ideolojiyi
btnsel olarak anlayabilecek temele sahip deildir. Zaten her tarihsel
antropolojinin sknts da buradadr. Tersi anlamda, bycln ne
bir sapknlk ne de bir gizli kalt olduu toplumlar rnei, tarihinin,
Frioul durumundaki bir tr militan kar-byclk durumunda olduu
gibi, byclk patlamalarnn yaand tarihsel dnemleri anlamasn
kolaylatrabilir. Bu adan, Jeanna Favret-Saadann Bocagedaki pratii
gibi, gnmz Avrupa kylerindeki nazar anlaylarn ele alan etnoloji,
218 PAGANZMN DEHASI
nemli bir fayda salar nk srekliliini ortaya koyduu bir paganizmin
kklerine bir geri dn tekil eder.
BEDENN ARETLER, TOPLUMSALIN ANLAMI 219
Byc imgesi, eitlilii iinde, karmakark olur. Yarm yamalak bir
imge, bir anlat, bakalarnn bir gr, bir sylenti ya da an olarak,
ancak szle oluur, dnr ve yaylr; ancak sessizlikte anmsanr: gecenin
karanlnda hissedilen bir kuun varl, yakndaki birinin ya da yoldan
geen bir yabancnn srtta hissedilen bak, nefesi kesen bir uursuzluun
anilii, efin fkesi ya da bir savann yadrd kfrler, tm bunlar,
eer eylerin gnlk dzenini altst eden hibir ey olmamsa zamann
gitgide silecei, korkuyla birlikte bir phe, bir phe glgesi uyandrr.
Ve sonra, zaman getike, delicesine lklar iinde, bu saplant biimi
kazanr: Byc yenilmi, mahvolmu bir biimde oradadr - o, phele
nilen kiidir ya da ok yakndan tannmayan, ama bilinen ya da sadece
yz ve d grn bilinen baka biridir; byc iki tarafl bir ajandr
ama itiraf ettii andan itibaren, karanlk yan artk bir kibir ve lszlk
iaretinden baka bir ey deildir. Cesedi, onun, ordali ile nasl serseme
dnm olduunu, gln bir zayflkla nasl hemen itiraf etiini anlatr.
Ya da iyi niyeti artr: Korkulan kii o idiyse, kendisi de korkudan lgna
dnm yarg sulamalarn kime yapacak hatta kim bu sulamalara kar
kacak? Onun olduuna inanlmayan szcklerin tuzana kim decek,
kim sylememesi gerekeni syleyecek, mahkmiyetten kurtulmay isteye
isteye kendi mahkmiyetini kim ilan edecek ve Tanrya, adalete, hem
cinslerine (rejime ya da partiye) sevgisini kim haykracak?
Byc, ancak yenildiinde bir biim kazanr. Kutsal krallklarn kra
lna benzer, ancak gcn inandrc klabildii srece iktidarn iletir.
Bununla birlikte, kral ve byc farkh parkurlarda yer alrlar; krah, hem
birey hem de kral olarak, yallk, hastalk, zayflk dkn hale getirir;
doal lmle lmeyecei iin ldrlr, boulur; bedeni zayflad andan
itibaren artk kral olmay brakr. lk zayflk iaretinin bycnn bana
dert ettii sulama, tam tersine, adeta, onun kutsanmas, tahta kma
sdr. Ve bazlar, phesiz, byc olarak kabul edilmenin aknlna
direnemedikleri, kendilerininki gibi yaknlanndakilerin kafasn kurcalayp
duran saygn ve korkutucu bir imgeyle zdelemeyi istedikleri iin lrler.
nllk belirsiz ve tehlikelidir. Gcn doas zerine bir tereddt
yaratan bir kimse stlenemeyecei bir mevkiinin salad saygnlklardan
bir sreliine faydalanabilir; olduuna inanlan eyle asla tmyle benze
olmadn sezdirerek hayran brakabilir. Ama bu oyunun snrlan vardr ve
risksiz deildir. Zira byc dncesi ilevsel olsa da gereklii ykcdr.
Bu konuda, kendilerini ynetenlere benzeyen lmllerin ou, gcn
ift tarafl olduunu kabul eder ama zayfln ift tarafllna inanmaz:
ift tarafllk ancak gcn konumlarndan ileri gelir. Toplumsal ve politik
dayana olmayan her trl g iddias zorunlu olarak ya rezilliin ya da
kann iine batar.
Afrika, Germen ya da skandinav byclk tasvirleri bycl
toplumsal bir emaya (soylar, kyler, evlilikler) yerletirirler; bu, daha
nce grdmz gibi, byclk ilikisinin, var olmamasnn mmkn
olmamas, sonu olarak da bir gereklilik, daha dorusu yapsal bir gereklilik
olmas anlamnda, olaan bir toplumsal iliki olarak kendini gsterdii
toplumlar durumunda zellikle belirgindir. Ama iliki olarak bycln
hakikati olan ey, birey olarak bycnn hakikati deildir. Eer byc
figr, kral figrne benzetilebilmise, eer Mary Douglas (1967b) ve Luc
Heusch (1971), her iki figrn de toplumsaln dnda konumlandklarn
yazabilmise, bunun nedeni bu figrlerin, kurulmasna (kral durumun
da) ya da ilemesine (byc durumunda) yardm ettikleri toplumsaln
simgeseli ile paradoksal bir biimde atma halindeki zelliklerinin,
niteliklerinin ve zglklerinin kabul edilmi olmasdr. Toplumsal olu
turan farklhklar sistematii (insan ve insan olmayan, ebeveyn ve ebeveyn
olmayan, arasndaki farkllklar, cinsiyet, kuak, soyktksel durum, snf
farkllklar), yine de bu sistematiin en u temeli olarak kendini gsteren
g dzeninde yumuar, ortadan kalkar ya da yn deitirir: S. Tcherkezoff
(1981) tarafindan Tanzanyadaki Nyamvvesiler zerine yaplan bir tez, top
lumsal yaamn, sszlk dnyas (monde de la brousse) ile insan dnyas,
atalar ve yaayanlar, lm ve yaam arasnda kurduu kartlklarn, krallk
saraynda, nasl hem yeniden hayata getiini hem de ortadan kalktn
ok iyi gsterir. Afrika krallnn tm simgeselleri (bunlar zerinde sonraki
blmde duracaz), bu krall toplumsal dzen bakmndan, zel buyruklar
kadar (krallk ensesti) zel yasaklarn da kantlad ve gnll lm, tahta
geiin simgesel lm, saltanat deiiminin gerek ama simgesel olarak
yadsnan ya da daha ok Yoruba veya Fon krallklarnda egemenin birok
kez yeniden doduu kabul edildiine gre yadsnan lm deneyiminde
doruk noktasna varan bir skandal haline dntrmeye ynelirler. Kral
dierleri gibi bir birey deildir; lmnn tm anlam budur. Ama by
c de bir birey olamaz: onda olduu varsaylan byklenme (insanlar
220 PAGANZMN DEHASI
BEDENN ARETLER, TOPLUMSALIN ANLAMI 221
toplumsal varhklar yapan buyruklara ve yasaklara iki ynl aldrmaz,
dierlerinin lmyle yaar), konumu ve ad belli bir birey, dierleri gibi
bir birey olduunu ortaya koyduu ya da itiraf ettii andan itibaren hem
dayanlamaz hem de gln hale geUr.
Krallk kraldan sonra varln srdrr; meru soy bann kurallarm,
toplumsal dzenin stnde olan gcn ilkelerini tanmlayan kendi simge
seline sahiptir. Bycln simgeseli, onu toplumsal dzenin iinde tutar
(yapsal olarak: ne, olduu varsaylan gcn aktarlmas, ne de iletilmesi,
toplumsal dzenler bakmndan keyfi ve hayalidir; ilevsel olarak: Uur
suzluun, hastaln ve lmn olaan yorumu, byk bir lde, olas
byclk ilikilerini zorunlu toplumsal ilikiler btnl iinde izole
eden yapsal kodun yorumundan geer). Ama yarm yamalak tanmlanan
ve bireyselleen byc, omuzlarnda hem toplumsaln hem de skandalin
arln hisseder; simgesel gereklii kukusuz gereklidir ve eylerin dze
ninin reddedilemez karakterine en duyarl toplumlarda bycnn, sanki
yalnzca, kar konulamaz bir gcn geici trm, yapsal bir olgunun
ikincil tezahr olmumu gibi, unutulsun diye kimliinin ortaya konulmu
olmas yeterlidir; dier toplumlar, bycnn yapsal boyutuna deil (ah
laki sylemde, byc sulu olduundan daha ok sorumludur denilerek
ifade edilen boyut), daha ok simgesel gerekliinin temsil ettii skandala
yani gle ilgili byklenmesinin, onun bireysel boyutuyla daha dorusu
tekil figryle karlatrldndaki lszlne nem verirler. Kurumsal
politik g bile, bireysel boyutu ortadan kaldrmay ya da yceltmeyi ilke
edinmeye gereksinim duyar; oysa bycln toplumsal olgu olarak var
olma nedeni, ktln kaynann yani bycnn figrnn tanmla-
nabilmesidir (bireyselletirilebilmesidir): O zaman bycln simgeseU
yerini bycnn dseline -yasalar ihlal ettiine, hayvana dntne,
yaama ve lme karar verdiine (kendini kral sandna) inanld ve
kendisi de buna inandn iin onda olduu varsaylan istee- brakr.
Belki de kraldr, ama bir sreliine. Kral lmedii iin vurulur Byc
ldrld zaman, bu, lmedii iin ve kral olmad iin deil, eylerin
dzeni srsn, kral hkmetsin, bycler, uursuzluk ve lm yeniden or
taya kt zaman, onlarn yz ve nedeni olmaya devam edebilsin diyedir.
Bylece, bycden, onu tmyle kutsayarak varln savan, kral,
zayflklarn savarak kutsayan, bireysel yaam ve toplumsal yaam, sanki
herhangi biri ya da her ikisi birlikte, doay ve tanrlar deitirmek gibi
ortak olduu varsaylan ya da ilan edilen bir insani iradeye balym gibi,
dzenleyen ritele geebiliriz.
Anlamn tesinde: Gcn laretleri
8
Yasak olan ey, herkes iin her zaman yasak deildir ya da, en azmdan,
her zaman herkes iin yasak deildir. Baka her boyutta olduundan daha
ok bu boyutta kural gerekleyen ve daha dorusu, kural oluturan ya
da baz yanlarn oluturan bu istisnalarn incelenmesi, tersine dn diye
adlandrlan ritlerin incelenmesiyle byk lde i ie geer.
Politik ya da cinsel tersine dnn bizzat kendisi bir yasak inemedir,
nk toplum tarafndan kurulmu rolleri ve farkllklar yani normal
zamanda yadsnmas imknsz ve tehlikeli olan rolleri ve farkllklar
tartmaya aar. Ayrca, politik rol deiimleri ya da tersine dnler
(rnein kraln yerini alan kle), ou zaman, baz yasaklarn inenmesi
frsatdr da: Rol deitirenlerin sergiledikleri davranlar, belirli bir sayda
tamamlayc rol deiimine yol aar; tersine dn ritlerinde, aktrler, ok
genel olarak, sylenilmeyeni syler, yaplmayan yaparlar.
O zaman, ritlerin tahrik edici karakteri karsnda ortaya btnsel bir
soru kar: Neden bir toplum, baz durumlarda bazlarnn, allm norm
lar altst etmesini ho grr ya da daha dorusu bunu yapmaya zorlar?
Bu konuda iki riteli inceleyeceiz; biri, ilk deerlendirmede politik
tersine dn olarak adlandrlabilecek olan, dieri de, yine ilk deerlen
ANLAMIN TESNDE: GCN ARETLER 223
dirmede cinsel tersine dn olarak adlandrlabilecek olandr. Bu konuda
ayrntl bir analiz yapmtk (Aug, 1977), ama burada bu ritlerin teatral
karakteri zerinde duracaz. Politik tersine dn riti, Cl.-H. Perrot ta
rafndan Agniler balamnda incelenmitir; Perrot, 1967 ylnda Cahiers
dtudes africainesde yaymlanan makalesinde bu konuyla ilgili belirgin bir
tasvir yapmtr: Be di Murua: bu, ndeniedeki Agni krallnda toplum
sal bir tersine dn ritelidir. Cinsel tersine dn riti ile ilgili olarak,
biz, Togonun gneyindeki Mina yresi balamnda bir tasvir yapm ve
baz gzlemler aktarmtk.
Bu noktada birka aklama yapmak gerekir: Biri dorudan doruya
politik grnmde, dieri de dorudan doruya cinsel ve dinsel gr
nmde olan, ayrca, kltrel bakmdan benzer olsalar da, farkl farkh
toplumlarda gerekletirilen iki ritele dayal bir akl yrtmenin sonucu
olan seim farkl nitelikte (her biri bir itiraza yol aabilecek) sorunlar
yaratr. Bu sorunlar e ayracaz ve bunlar, iki ritel zerine ksa bir
anmsatmadan sonra analiz denememize yn verecek.
Birincisi, daha nce de Ren Girarddan aldmz ifadeyle ritellerin
birlii sorunsal ile ilgilidir. Bir politik tersine dn riteli ve bir cinsel
tersine dn riteli, homojen bir analiz nesnesi tekil ederler mi? Ayn
sorunun baka bir yn: Tersine dn terimi bu trdeki pratikler iin
uygun bir terim midir? Son olarak, ve homojen bir kategori tekil ettikle
rini varsayarak, tersine dn diye adlandrlan bu ritelleri nemsemek
ya da daha geni bir ritel manta yerletirmek gerekir mi?
kincisi, bu ritellerin eitliliklerini ya da ortak yanlarn deil, analizin
genellik derecesini iin iine sokar. Bir yanda kendine zg sosyolojik bala
mndan koparlabileceklerini, dier yanda ise, kltrlertesi, yapsal ya da,
terimin evrensel anlamnda, antropolojik ortak bir eye sahip olduklarn
varsayyormu havasnda neden bu iki ritel iki farkl toplum balamnda
ele alnr? Bu, anlam ve simge dzlemindeki bir genel analize, ilev ve
ideoloji dzlemindeki bir analizin karsnda, ayrcalk tanmak deil midir?
ncs, daha ok, ilk iki soruya bir yantn ilk admn tekil eder
ve bir ihlali sahneleyerek gcn ilemesini dorudan ya da dolayl biimde
tartmaya aan tm ritellerde lm tasarmnn rol ile ilgilidir.
Be di Murua ritelinin nemli hatlarn ele alalm. Bu ritelle ilgili
bize verilen tasvir kralln yaamndaki ok zel bir dneme denk der:
kral ld zaman, saltanatn geici olarak bo olduu dnem. Ama
riteli tetikleyen her zaman yalnzca kraln lm deildir. Kralienin
(ehema), savalarn eflerinin (safohenne), kyn eflerinin ve hatta
saraydan baz eflerin lm bu tr ritellerin vesilesidir. CL-H. Perrotyu
dinleyelim: Diada (anadan kalan hazine) bulunan altn tozu sayesinde,
esirleri (kanga) barndracak kadar zengin olan her sarayda, bu esirlerin
sarayda doan ocuklar yani abun^lar, sarayn efi ldnde, otoritenin
tartmasz elmenleri olurlar.
Burada dikkatimizi zellikle saltanatn geici boluu balamna
ynelteceiz. Agni krallnn rgtlenmesi ve aburua'lar ile ilgili birka
aklama yararl olacaktr. nokta zerinde duracaz:
1. Bu anasoylu toplumda, babas kle olan zgr erkekler ya da ka
dnlar, kle bir kadn ve zgr bir erkekten domu erkekler ve kadnlar
(bunlar aurobalardr) ve kle ana-babadan domu erkekler ve kadnlar
(bunlar aburualard) diye ayrm yaplr.
2. I ndenie Agnilerinin kraliesi, kanlmaz olarak kraln annesidir.
Eer kralie lr ve anneler dizisi tkenirse, bir kzkarde onun yerine
geebilir.
3. Tpk veraset dzeni gibi miras dzeni de, ayn soy iinde, soydan
soya, anasoylu yatay aktarma ayrcalk tanr.
Kral lr lmez, aburualar (kle ebeveynlerin oullar ve kzlar)
kraliyet saraynn elmenleri olurlar. Kraliyet saraynn her mevkiinin bir
aburua tarafndan igal edildii grlr. Bu durumda, ehennenin (kraln)
yerinde aburuahenne, ehemanm (kralienin) yerinde bir aburuaehema ve
hatta her hizmetinin her uan vb. yerinde bir aburua vardr. Aburualar
adeta kraliyet saray erknnn bir taklidini tekil ederler. Yalnz bir ayrnt
zerinde durulur: Bu taklit oyununu oynayacak aburualar uzun zamandan
beri tannanlardr; anneleri, saraya girmi en eski esirlerdir ve hepsi ayn
kuaktandr; baka bir deyile, ana kralienin rol, aburualar versiyo
nunda bir kzkarde bir kanga deil bir aburua tarafndan oynanr: Bir
aburua annesi, doal olarak bir kanga, bir esiredir ve kralieyi oynayan
bir esire olamaz. Ayrca, bu aktrlerin hibiri ayn anneye sahip olamaz.
Bu durumda, esirlerin ocuklarnn krallk oyunu, bir yanda, greceli
olarak byk bir sayda ocuu, kraliyet saraynn esirlerinin ocuklan
arasndan anlaml bir grubu sahneye karmak, dier yanda ise, ve p
hesiz taklit ve konum deitirme emasna sadk kalarak, iinde soyun
boyutundan bir ey barndrmak zorundadr. Aktrlerden hibiri bir kanga,
baka yerden gelen ve bu durumda da soyla hibir alakas olmayan bir
varlk olamaz; buna karn, saraydaki aburm esire annelerinin geliinin
eskiliini, rollerin dalm konusunda gz nnde bulundurma, adeta
abla soyuna stnlk salayan yatay anasoylu aktarm emasn yanstr.
224 PAGANZMN DEHASI
ANLAMIN TESNDE: GCN ARETLER 225
Gerek kral durumunda olduu gibi, aburua kraln atanmasnn da, hem
soyktksel durumuna hem de kiisel niteliklerine gre yapldn ek
leyelim. Bu olaylar sresince, tam anlamyla esir olanlarn kamalarnda
ya da saklanmalarnda fayda vard: Kraln celltlar tarafndan saldrya
urayp ldrlebilirlerdi. Onlarn ocuklarn bir sreliine gn na
karan kraln lm, onlar karanln iine atar.
Aburualara ve, daha dorusu, kraln yerini alan aburuaya geri d
nelim. Aslnda, rolnn ve davranlarnn paradoksu bir ift grnme
brnr; kyafet, duru, davran bakmndan kralla zdeleme eilimin
dedir (kralla ayn yasaklara tabiidir), ama normal dzen bakmndan kendi
iinde bir skandal olan bu taklit, adeta taklidin tersiyle, krallk mevkiinin
ve kiisinin iddetli ve gsterili bir biimde tartmaya almasyla ikiye
katlanr. Taklide, bir tahrik elik eder.
Taklit hakknda birka ey syleyelim. Aburuahenne (tam anlamyla
esirlerin kral olu), krallk simgelerine brnr: mcevherler, ta, zincir,
yzkler, bilezik, fil kuyruu, kl; stne giydii kraln kyafetleri, kraln
cesedinin bulunduu yataktan kendisi ekip alr. Aburuahenne, kraldan
baka herhangi birinin lmnde yalnzca tasla sergilenen krallk dan
sn yapar. Daha sonra zerinde duracamz gcn tuhaf edilgenliini
sahneleyen, kraln uyduu yasaklara uyar. Hakiki kral da dzmecesi de
yalnz bana bir yerden bir yere gidemez (yardm almah ve kollanmahdr);
plak ayakla topraa basamaz; yeme ime ile ilgili birok yasaa uyar;
son olarak, kraln lm dei zerinde tanr ama len kraln kk
kardeini bu yata dierleri ile birlikte tamaya zorlayabilir.
Tahriklere gelince, bunlar farkl dzlemlerdedir ve birok kiiyi hedef
alr. Aburuahenne ve adamlar, ziyaretilerin cenaze treninin olduu sara
ya girilerim denetim altna alr; hediyeler ister ve kendilerine yalvartrlar.
Genelde prensler, zellikle kraln halefi olmak isteyen snflayc erkek
kardeler de dahil ziyaretilere kfreder, vurur ve onlar soyup soana
evirirler. Dnn gllerine yneltilen szler, Cl.-H. Perrot tarafndan
kada dklm olanlara baklrsa, son derece iddetlidir. lgin olan,
toplumsal ilikilerin, normalde saklanan gerekliinin bu szlerle dile
getirilmesidir: Daha dn bize kt davranyordun, bize esirler diyordun,
ama bugn senin kafan kesebiliriz, esirlerin kral olunun ve yardmc
larnn barp ard, allm olan ve normal zamanda kendilerinin
tutumlanndan ok farkl olan tutumlarn ifa ettikleri kiilerden herhangi
birine ynelttikleri szlerin son derece ak, yoruma yer brakmayan ve
srekli tekrarlanan z budur.
Dnemin glleri kanmdaki tahrik, len krala kar tahrikle ikiye
kadamr. Tm krallkta herkes oru tutarken, aburmhenne ve onun saray
erkn enlik yapar: Kraliyet saraynn sttrafinda dolanan tm tavuklar
ya da koyunlar yakalanp yenir. Kraln cesedinin yatt yerden ok uzak
olmayan bir yerde yaplan enlik, baka tahriklerin vesilesidir: Hi kim
se kraln lmn artrma hakkna sahip deilken, aburuahenne ve
arkadalar yalnzca bu lmden bahseder; dzmece kraln gerek kraln
cesedine dnp yle dedii olur: Sen ki lmedin, kalk yleyse bizimle
imdi yemek yemeye gel. darecinin heykelinden korkuyormu gibi g
rnmez, tam tersine canlanmas iin onu tahrik eder.
Bu tr altst olu, ilk bakta, birbirinden son derece farkh iki yoruma
yol aabilir. Bir yanda, saltanat boluu sresince sahneyi igal eden kral
ln simlakr, bir simlasyon olarak ve baz bakmlardan bir aka olarak
ortaya kar; dzmece kral, uydurma bir gc kullanr: Cenaze treninin
ilk blmnn sona ermesinden itibaren gnlk ilerin ynetimi iin bir
vekil atanr - bu, genelde, vekalet sresince denenip test edilecek, kraln
halefi kabul edilen kiidir. Yan, soyktnn ve yeteneklerin, yarma
larna msaade ettii taliplerin arasndaki rekabet keskinse, vekil, kraliyet
ailesinin dndan olabilir: Ky eflerinin belirlenmesini, kraliyet malla
rnn idaresini, yargnn ynetimini byk bir olaslkla salayacak olan
odur; vekilliin sonunda yeni krala hesap verecektir. Kraliyet saraynn
byk khyas, kral ldnde, ileri gelenleri toplantya arr, kraliyet
hzinelerinin envanterini karr, baz kaplar kilitler ve anahtarlar ileri
gelenlere verir. Yeni kraln iktidara gemesinden sonra yeni bir envanter
yapdacaktr. Bu durumda, dzmece kral, ne ynetim ya da yarg, ne de
ekonomi alannda gerek bir gce sahip deildir. Belirli bir ekilde, g
tartmaya almaktan daha ok uzaklatrlmtr.
Dzmece kraln ok ak bir biimde soytan gibi davrand saptamas
da ayn dorultudadr. Mevkileri ve kurumlan alaya alr ama bu alayn
balca nesnesi kendisidir. Herkesin maddi olarak katkda bulunduu
cenaze treninin ikinci blmnde, dzmece kral, uana u ekilde
anons ettirir: Kral len kardeinin onuruna iki sr, koyun ve bir ie
cin sunuyor; bununla birlikte, cesedin yanna iki muz kabuu, aa
yapra ve bir ie su yerletirilmesini salar. Ve uana yle syletir:
Bunca eyi kim yapabilir ki? tm yardmclar tasdik eder.
Bununla birlikte, yerel yorumlar, ritelin baz niteliklerinin oyunsal
ynyle okta iyi uyumayan trajik yanklara sahiptir. Bu yoruma gre,
dzmece kral, adeta, len kraln ruhu iin bir yemdir. Her haleflik ve
226 PAGANZMN DEHASI
zellikle de gl (bu g zellikle srlen saltanatn uzunluu ile l
lr) bir adamn halefi olmak tehlikelidir. len kraln gc, halefine geri
dner ve Agni lkesinde otuz yl hkm sren bir kraln halefinin
yldan fazla yaama ansnn az olduu kabul edilir. Kraliyet simlasyonlar
(zellikle kraliyet yasaklarna sayg), l kraln ehumesini (l ruhunu)
kandrmay amalayan simgesel hilenin baarl olmasn salarken,
esirlerin olu soytar kraln tahrikleri, meydan okumalar, yasak ihlalleri,
onu gnah keisi kurban -len kraln yldrmlarnn ynn deitiren
paratoner- konumuna getirir. Son olarak, dzmece kral, veklet dne
minin sonunda ldrldnden, tahrik ve simlasyon mant, dzene
geri dn annda, sona ermi gibi grnr.
kinci rnek. Gneydou Togodaki Mina blgesinde yer alr ve kadn^
vodu Avlekete (Avlekete si) rahibelerinin gerekletirdii tersine dn
oyunlar ile ilgilidir. Togonun Gneydousundaki Mina (ya da Guin)
blgesi, hem kat hem de gsterili bir dinsel rgtlenmenin yeridir. Byk
bir ihtimalle ayn dneme ait ve ayn kkenden olmasalar da, babasoylu
biimde rgtlenme (kota) ve manastrlar biiminde rgtlenme bugn
i ie gemi durumdadr. Daha nce gsterdiimiz gibi, birok soy, bir ya
da birden fazla vodu ya adanm, klt ve soyun baz kzlarnn ya da soyun
baz kadnlarnn kzlarnn eitim yeri olan (bu yalnzca mina blgesine
zgdr) bir manastra sahiptir. Bir hastalk ou zaman vodunun sei
minin iaretidir; tehi, vodunun arsn tanyan bir khin tarafndan
konur: Gen kzlar manastra hem iyilemek hem de ergin olmak iin
girerler; unu da belirtmek gerekir ki, darya evlenmi soy kadnlarnn
kzlarna da ynelik olan bu ar, kzlarn tek bir soya baml brakmak
istemeyen bu kadnlar kendi soylarna ve geldikleri kylere yaklatrma
etkisine sahiptir.
Avlekete rahibeleri de, baka bir vodu ergini olan baka pansiyoner
lerle ayn durumlar vesilesiyle bir araya toplanrlar: Bir hastalk, onlarn
seilmesinin iaretidir ve zel bir soya aittirler; ama rolleri ky ahalisinin
btnn ile ilgilidir. Dier vodularagre, Avlekete, pek ok bakmdan
bir eit trickster, paradoksal bir tanndr; gl, ama soytan Avlekete,
ona balanan kurumlarla birlikte, ilk bakta, kltn alaya alnmasn,
bir anlamda tersine dnn tersine dnn simgeler.
Bu son noktay biraz aalm. Mina blgesindeki tm manastrlar ve,
daha dorusu, tm klt yerlerinin her biri birer eiktir ve pratikler, tersine
ANLAMIN TESNDE: GCN ARETLER 227
30) En azndan Anfouin versiyonunda, blsz. II . blm.
dnmedikleri zaman, bu eikler tesinde belirginleirler: mminler belden
yukarlar ak ve ayaklar plak yrmek zorundadrlar; normalde sol
elle yaplan tm hareketler, manastrn iinde sa elle yaplmaldr; son
olarak, tm vodulann kendi buyruklar ve kendi yasaklan vardr: rnein,
baz vodular krmz ya (palmiye ya) baz vodular da krmz alkol
(palmiye alkol) kabul eder. Avlekete ise, yasaklan tanmaz; ya da daha
dorusu, yasaklamay yasaklar; Avlekete rahibelerine ynelik olan tek
yasak, yasaklara uyma yasadr.
Bu rahibelerin, kendilerine ait hibir yasaklarnn olmamas bir yana,
dierlerinin yasaklarna ya da adetlerine de sayg gstermemek zorunda
drlar. Aksi takdirde, dierlerinin kendi yasaklar inediklerinde olduu
gibi, hastalanrlar. Bylece, ssz bir yerde, yollarn kesitii yerde, u ya
da bu tanrya sunulan bir kurbanla karlatklarnda, eer yenilebilir
durumdaysa alp yemek ya da, eer artk yenilebilir durumda deilse,
ayakla yedi kez vurup datmak zorundadrlar.
Kyde, gnlk yaamda, erkeksi bir tavr ve hatta erkeksiden daha
ok tahrik edici bir tavr taknrlar; erkeklerin arasna kathr, onlar
akalar ve uygunsuz davranlaryla neelendirirler; yksek ve tok sesle
konuurlar. Hangi seremoni olursa olsun katlabilme haklar vardr.
Danslar, cinsellie dayal bir klk deitirme atmosferinde gerekleir:
erkek kyafetlerine brnrler; byle bir ey, baka bir yerde ancak ksmi
ve antrma biiminde olabilir; kafaya bir apka taklr, belden aada
olmas gereken kuma omuza atlr; danslar boyunca, ortada olan fallik
simgeleri, ak bir biimde, ellerler.
Daha bu noktada birbirinden farkl iki yorum kar ortaya. Avlekete
(Avlekete si) kadnlar, bal olduklar vodu gibi, komik niteliklerle do
nanmlardr; erkeklere, onlar hakknda ne dndklerini sylemekten
yoksun olmasalar bile, onlann taklidini, karikatre vardrrlar. Bir terc
man onlan matrak kadnlar olarak adlandrr. Hi phesiz, bu oynanan
karakter zerinde durmak ve onu, az ok psikolojik bir ifadeyle az ok
nemsiz olan bir yorumun anahtar haline getirmek mmkndr. Ama,
yerel yap ve yerel yorumun gereklii, daha karmak, nansh ve baz
bakmlardan daha dramatiktir. Eskiden, Avlekete kadnlarnn -tekrar
sylyoruz, edimlerinin, baka voduiann erginleri olan baka kadnlara
gre, kyn tm ile ilgili olmak gibi bir zgn bir taraf vardr- balca
iki tr ritel etkinlikleri vard: Sreen bir etkinlik, kesitsel bir etkinlik.
Ylda iki kere onlarn adn tayan bir seremoniden (me grado ya da du
me ploph) sonra ky silip sprmek ve temizlemekle ykmlydler: Bu
228 PAGANZMN DEHASI
ANLAMIN TESNDE: GCN ARETLER 229
hem gerek hem de mecaz anlamda bir arndrmayd. Salgn durumunda
ve zellikle de iek salgn durumunda, tm manastrlarn (ve tm vo-
dularn) temsilcileri olarak, iek salgnnn sorumlusu vodu Sapataya
armaanlar tamakla ykmlydler; ama bu armaanlarn her biri bir
tahrikti; iek hastal tanrsna, ona yasak olan yiyecekler verilirdi:
bylece, midesi bulanp, hem simgesi, kayna ve koruyucusu hem de
aresi olduu salgm da peinden srkleyerek kamas salanrd. Bu
durumda, yerel olarak en azndan, aykrlarn kimliini gerekleyen ve
metaforik mant, sonular aklamak iin nedeni artran bir ritin
etkililii artrlr. Tanrya, ona yasak olan eyi sunmak, bu, dnyann
tersyz olmu halini kabul etmek, sahneye konulan ihlaU, belki de tanrnn
fkesinin nedeni olan bilinmeyen ihlalin bir sonucu haline getirmektir,
ama ayn zamanda, bu sonucu, yeni bir tersyz oluun, altst oluun bir
altst oluunun, dzene bir geri dnn nedeni haline getirmektir de.
Yasan ihlalini, son bavuru kurumu haline getiren bu grnte saygsz
ritelin, bu simgesel hilenin tek aklamas, iinde bulunduu koullar
da, onun varln srdrmesini salayan toplumun ve gcn bunalm
koullarnda yer alr.
Saltanat boluu ve salgnn ortak yn, bunlarn gc dorudan do
ruya tartmaya amalardr; g mevkiinin bo olmas, kukusuz, kiinin
ya da soyun mutlakl asndan bireyin greliliini gzler nne serdii
iin, kraln lmnden bahsedilmesini yasaklatacak kadar korkutucudur;
birok toplumda bu yasak efin ya da din sorumlularnn lm iinde
geerlidir; bu lmlere elik eden simgesel dzensizlikler, gerek dzensiz
liklere yol aabilir; taht mcadelesi, baz Dou Afrika krallklarnda olduu
gibi, gerek bir kurum olabilir. Salgna gelince, o topluluun yok olmas
tehdididir ve gcn inkrn tekil eder; toplumun bir blm, salgndan,
ancak, var olan gcn yklmasna ya da en azndan alt st olmasna varan
kama ve dalma yoluyla kurtulabilir. Bu dzensizlikler karsnda politik
ya da cinsel rollerin dei-toku edilmesinin anlam nedir?
lk nce, bunun tam anlamyla bir tersine dn olmadn syleyelim.
Tersine dn, iki anlamda, dilbilgisel ya da mantksal anlamda, almak
mmkndr Dilbilgisel adan, anlama dokunmadan yalnzca szcklerin
dzenine uygulanr (Belle marquise...) ; dilbilgisel anlamda, bir tersine
dn riti, toplumun ilevsel bak asndan bir eit arnma ritidir: Yasa
n geici, snrh ihlali, toplumun genel anlaynda, kurumlann ilemesin
de hibir deiiklik yaratmaz. Tersine dnn hakikati gerekten bu ise,
bunalm (salgn) ya da gei (erginleme, tahta kma, mevsim deiimi)
dnemlerinde tersine dne bavurmak neden bu kadar gereklidir sorusu
olduu gibi kalr: Terimlerin dzeninin bu anlamsz deiiminin gerek
etkisi nedir? Tersine dn mantksal anlamda da alnabilir, o zaman da
anlam ilikilerini tersyz ettii iki terimi ilikilendirir. Kle, kraldr ner-
meinin tersi, kral, kledir nermesidir; tam anlamyla mantksal olan
bu tersine dnn, kimi zaman ve baz alardan mevkilerin gerekten
dei'toku edildii, birileri alalrken dierlerinin ykseldii, bir cinsiyetin
klk deitirerek dier cinsiyete dnt baz ritellerde sergilendii g
rlr. Byle bir tersine dnn tasla, Agnilerde de vardr ama yalnzca
taslak halinde kalr; esirlerin olu ne tmyle ne de gerekten kral olur;
krala gelince, gemite kalan figrnn l biimine (cesedine) meydan
okunsa ve kt davranlsa da, tamamlanmam gelecekteki figr (vrisi)
saldrya urasa, alaya alnsa ve ifa edilse de, klenin kiilii ile simgesel
olarak bile asla zdelemez. Edilgenliinin ve arlnn (hatta, plak
ayaklar ile topraa basmayan, ancak yardm alarak ve kk admlarla
yryen ve ou zaman tanan dzmece kraln benzer arlnn) srrn
tersine dn ya da szde tersine dn ritellerinden baka yerde aramak
gerekir. Mina ritelinde, mantksal anlamda hibir tersine dn yoktur,
nk erkekler kadn klna girmezler. Antropolojik literatrde, bu
konuda, olduka byk bir eitlilik sz konusudur; dorudan doruya
politik olan tm ritellerde, mevkiinin asl sahibinin ya da bu mevkie
aday olann geici olarak alalmasnn doal sonucunun, evresinin en
azndan greli bir ykselmesi olduu ok aktr. rnein, toplumun tm
potansiyel gerilimlerinin ortaya konulduu Swazilerin Inkwala seremonisi
balamnda, ilk rnlerin alnmas vesilesiyle gerekletirilen seremonide
savalarn krala olan kinlerini ark yoluyla syledikleri Zouloular ba
lamnda ya da Yao efinin, yahlarn ona mevkiinin tehlikelerini anlatt
ve onu dvmeleri, yere ykmalar ve simgesel olarak ldrmeleri iin
bir komu kyn efini ardklar baa geme treni balamnda, M
Gluckmann (1963), isyan ritelleri olarak adlandrd ritellerde sz
konusu olan budur.
Ama, bu durumlarda dahi, kelimenin tam anlamyla mantksal tersine
dn sz konusu deildir. Tam anlamyla klk deitirme riderinden bah
setmek de mmkn deildir. Norbeck (1963) tarafndan bir araya getirilen
rneklere bakma olanana eriilirse, tek bir cinsiyetin, az ok antrmak
bir biimde, dier cinsiyetin grnmne brnd (baz tarm ritlerinde
Zoulou kadnlar, zararl bceklerin istilasna kar mcadele etmek iin
Swazi ve Tsongo kadnlar, Turkanalar, Midobiler, Massailer vb. deki
230 PAGANZMN DEHASI
ANLAMIN TESNDE: GCN ARETLER 231
baa geme trenlerinde erkek ocuklar) seremonilerden bahsedildii
grlr. Kukusuz, erkeklerin ve kadnlarn ayn anda cinsel grnm
deitirdikleri seremoniler ve ritler de yok deildir. Ama bu vesileyle
karlkl olarak yaplan akalar ve hakaretler, kadn klna girme olgusu
sz konusu olduu zaman erkekleri, erkek klna girme olgusu sz konusu
olduu zaman da kadnlar hedef ald iin tersine dn tam deildir.
rnein, Gluckman (1949) tarafndan incelenen, erkek ocuklarn sn
net trenlerinde Wiko kadnlar durumunda da ayn ey sz konusudur;
bu trenlerde, kadnlarn erkekler karsndaki tavrlar saldrgancadr
ve Norbeck, erkeklerinde, bu tren esnasnda ve baka ritler vesilesiyle,
kadn klna girdiklerinin ve kadn kyafetleri iinde kadnlara ynelik
kfrler ieren arklar sylediklerinin altn izerek, kadnlarn, erkeklere
ve kendi koullarna kar isyan ettii dncesine kar kar.
Tm bu rneklerden yola karak, en azndan, kukusuz yzeysel
olacak bir saptama yaplabilir: rol deiimlerinin ya da cinsiyet deiimle -
rinin sahneye konulduu bu ritler, hibir ekilde farkllklarn yadsnmas
ya da ortadan kaldrlmas deildir; Ren Girardnki gibi genetiki bir
anlayn ritellerin birliinin kkeni olarak grd tarih ncesi ve
toplumsal ncesi bir durumu artrmaktan ya da farkkiklarn ortadan
kalkmasna dair toplum-duygusal bir duruma yani Tournern yapnn
kart olarak ald communitasa bir geri dn artrmaktan uzak
olan, bizim zerinde yle bir dnp tersine dn ritleri dediimiz
riteller, farkllklarn bir dramlatrlmas deil, sahneye konulmas ve
iddetlendirilmesiymi gibi grnyorlar. Ve bu zellik, adeta, stekilerin
ve alttakilerin kar karya geldii ya da birbirlerine gre konumland
ya da bir cinsiyetler kartlnn ifade olunduu atmalar, Norbeckin
ifadesiyle gzle grlr toplumsal atmalar ortaya koyan tm ritel
lerin ayrt edici zelliidir.
Bir sreliine dzmece krala ve Avlekete kadnlarna geri dnelim.
Esirlerin kral olu kklerin olu sfatna gre daha ^grdr; ayn zaman
da, zgr duruma gre daha kraldr; ve, ayn zamanda krallk durumunu
gre de daha is^dr; Hibir kraln yapamayaca ve yapmaya cesaret
edemeyecei biimde davranr, acmaszca krallk gcnn hakikatini dile
getirir, kraln ldn haykrr ve kraln cesedine hakaret eder, kendi
ayrcalkl durumunu aka ktye kullanr. Avlekete kadnlar, kendi
diil durumlarna gre daha ertidirler; ayn zamanda, eril duruma gre bir
lde daha tannsal ya da en azndan /cutsaidrlar; dier erkeklere ynelik
yasaklar onlan ilgilendirmez, aile ilikilerinin kutsall ile ilikilendirilirler
ve ZC durumlarda, uursuzlua ve lme kar, toplumun arkasn
kollamaya gnderilirler. Bununla birlikte, hem eril duruma hem de kutsal
duruma gre daha aykr ve daha ajrdrlar. Erkeklerin arasnda, hibir
erkein yapamayaca ve yapmaya cesaret edemeyecei biimde davranr-
lar; tanrlar karsnda, daimi bir tahrikin taycsdrlar ve gerektiinde,
tanrlardan birini kyn dna kovalama riskine girerler.
Her iki durumda da tersine dnn yapsnn, her biri normal ilikinin
bozulmasn -dile getirilen szleri ve sergilenen tutumlar dorulayan ve
glendiren, bir durumda zgr insanlar ve krah, dier durumda eril gc
ve tanrlarn gcn tartma konusu yapan bozulmalar- tekil eden bir
dizi ksmi altst olua ayrtrlabilirmi gibi grnyor. Bu altst olula
rn sonunda, durumlardan birinde esirlerin olu, l kral tahrik edene,
tekinde ise Avlekete kadn, kaan tanry tahrik edene dnr. Bu
tahrikler gelecee dnk ve gelecee baldr: ele alnan rneklerde, bir
durumda halefin kiilii, baarlar ve baarszlklar, dier durumda ise
salgnn geliimi, sonunda, ritelin anlam ve etkililii zerine ve bununda
tesinde bu riteli hayata geiren gcn meruluu zerine geriye dnk
bir k saacaktr.
Aslnda bu riteller, tersine dndrmekten daha ok saptrr. Bu ri-
tellere sapknlk ritelleri olarak tanmlamaya olanak salayan, onlarn
belirli bir sayda zelliidir: Feti haline getirmenin rol (taklit edilen
ya da dalga geilen teki, bir simge nesnesine indirgenir: Giysi, fallik
amblem, v.s); lm (dlanan ya da kabul edilen) izleinin ift deerlilii;
toplumsal ilikinin, temelde g figrnn (gle oynayanlarn gsterili
davranlaryla, bir yandan tmyle edilgenlie -kraln kt davranlan
cesedi, hakarete urayan tanrnn suna- dier yandan ise karikatre
indirgenen g figr) biim deitirmesiyle belirginleen bir bunalm
ilikisine erilmesi.
Ayrca, sapknlk kavram iinde, Deleuzen, Michel Tourniernin
Vendredisinin (Cuma) son sznde artrd, Claude Levi-Straussun,
ritel balamndaki yamyamlk hakknda, yamyamln, erkeklerin erillii
kadnlar erevesinde dnme biimini yansttn ve soytarlk hakkn
da, tersine, soytarln, erkeklerin diilii kendi insanlklarna dntr
meye alma biimini yansttn gsterirken, baka bir balamda ifade
ettii, tekinin bu reddi ya da bu indirgenmesi vardr.
Bizim sorunumuz biraz daha farkldr ve bu saptrmann kurumsal, res
mi olarak kurulmu olduu saptamasndan ileri gelir. Bu adan, saptrma,
baka ritel pratiklerin sahneye koyduu ve hayata geirdii simgesel
232 PAGANZMN DEHASI ANLAMIN TESNDE: GCN ARETLER 233
hilelere benzer. Yerel yorumlarn hileler olarak ortaya koyduu ve f
keli atay, saldrgan bycy ya da kardei grlnce srekli hatrlanan
lm bir ikizi yanltp yattrd kabul edilen saysz pratii bir dnn.
Hakh olarak, bu hileleri kullananlarn, doal olarak sra d bir g
ve kurnazlkla donanm bu varlklar yanltmay nasl dnebildikleri
sorulabilir. Agnilerde, ikizlerden bir ld zaman szde, ruhunu yanlt
mak ve hayatta kalan ikizi korumak iin bir enlik yaplr ve elenilir. Bir
aileden birok ocuk ld zaman, hayatta kalan son kii, ehumelerin,
llerin ruhlarnn ve daha dorusu kt niyetli olduuna inanlannn
ruhunun dikkatini baka bir yne evirmek iin esir olarak adlandrlr.
Bunlar, bu basit hilelerle kandrlabilinecek, korkun olduklarna inanlan
ve yle olduklar bilinen glerdir.
Bu meydan okuma, bir lde de bu kumar, ncelikle, ritel etkinli
in zamansal boyutuna baldr; ritel etkinlik, R Bourdieunn (1972)
zamanla olutuklarnn ve onlar geriye dnk biimde anlamlandran ya
ntlara ya da olaylara bavurmakszn anlalamayacaklarnn altn izdii
pratiklerin bir parasdr: yetenek, kar-yetenek olmakszn, byclk
sulamas ve onu takip eden ordali olmakszn, cesedin sorgulanmas
anlalamaz; soru tm anlamn, ancak ona verilecek, muhtemelen bir
birini takip eden ve gerektiinde elikili olan yantlardan alr; tersine
dn ritleri (ya da saptrma ritleri), ayn biimde, ancak, bu gelecee
dnk olmaya, baka simgesel pratikleri de karakterize eden bu yant ve
geriye dnk hakikat beklentisine bal olarak kavranabilir ve anlala
bilir. Yeinseme, dzdeimece, antrma, st kapal syleme, saptrc
naiflii ilk bakta artc olabilen tm bu simgesel hileler, adeta snrh
bir durum tekil eden tersine dn pratiklerinde toplanr. Bir ikizin
lmne alamamak olgusu, kendi ocuunu yabanc bir aileye brakma
veya onu esir olarak adlandrma olgusu ya da bir voduya, ona yasak
olan yiyecekleri verme olgusu kadar farkl pratikler ile yine en az o kadar
farkl olan ama arasndaki ban kopmas sz konusu deildir. Tm
bu pratikler, hem olaya bir yant hem de gelecee ynelik bir tahriktir;
amacn nemiyle birlikte, ritelin gsteri yan da artar; salgn ya da
lm yznden tehdit altnda olan g, duvara skmay ayinletirir,
tanrsal gcn ve politik gcn keyfiliinin dile getirilmesine engel olmaz
ve bunu kendisi haykrr: Tersine dn ritelinde, toplumsal ilikilerin
teki hakikati ortaya kar, gcn gizli yz kendini gsterir, ama bu
ifa, olayn yalanlanmasna ynelik bir ardan baka bir ey deildir.
G, edilgenliini ortaya koyduu ve gerektiinde sahneledii anda, so
rumluluk sahibi, sorumsuzluunu ifade ettii (onu, altmda ezen ve ona,
onu yakalayp, yere ykp ve etrafn yasaklarla evreleyip zorla dayatlan
unvan kabul etmedii iin) anda, tm g sistemi, bu glgede kalmaya
bavurur ve kontrol etme ya da yaratma umuduna ve yoluna kimi zaman
sahip olduu bir olayn yaptrmna boyun eer; Bu adan Agni dzmece
kralnn lmnn mantksal yaptrm, gerek kraln baa gemesidir ve,
bunun berisinde, kral kiisinin lmszldr.
Hibir rejimde, gcn btnl, tm gleri kendinde toplayan
bireyin kimliine indirgenmez. Burada gle anlatlmak istenen, politik
grevin elmenlii (bu durumda kutsaln sorumlularnn gcnden ayrlr)
ya da insanlara ve mallara hkmetme (bu durumda bysel-dinsel kesime
hkmetme ya da, baka bir deyile yenilenmenin ideolojik koullarna
hkmetme gcnden ayrlr) deil, hibiri, sosyolojik analizi bir tr vahi
(sekler, politik, kutsal, dinsel) cerrahi haline getiren kavram katego
rilerine indirgenemeyecek farkl unsurlarn olduka ak biimde ama
tam olarak birbirlerini tamamlayacak ekilde konumland btnsel bir
yapdr. Bu ekilde, ve tabii ki yerel tasarm ve sahnelemede, ancak ele
alman her topluma zg bir biimde tmyle kavranlabilecek ayrmsal
bir kavramlar dzeni vardr (bununla birlikte bu kavramlar, kukusuz,
antropoloji tarafndan gelitirilen kavramlara ve kavramlara kkten bir
biimde asla yabanc deillerdir ve, rnein, soy, evlilik, veraset, miras,
kaltm, ngilizcedeki mystical anlamnda gizemli etkilere vb. dair ku
rallarla ilgilidirler).
Ayrca, ileri srmeyi istediimiz dnce, bireyleri, gruplar, soylar,
ilevleri, grevleri ve kurumlan birbirlerine gre konumlandran bu
ayrmsal dzenleme, adeta iki ekilde kullanlabilecek bir anahtar tekil
ettiidir. Ksaca, bu anahtarn, hem toplumsak kavranabilir klmaya hem
de gc mmkn klmaya ynelik olduu sylenebilir
Bu iki kullanm, dorudan doruya birbiriyle badar deildir Yine
ksaca, birincisinin, bir yasak mant ve kincisinin de bir ihlal zorun
luluu yaratt ileri srlerek aralarnda bir kartlk kurulabilir. Birinci
kullanm, toplumsal antropoloji tarafindan geni bir biimde ele alnmtr;
antropolojik akl yrtme, toplumlarn, yaamak ve birbirlerini anlamak
iin bah olduu, en ak ifadesi yasaklama olan ve ayn toplumda yaa
yan insanlarn hem farkllklarn hem de ortak yanlarn dnmesine
olanak salayan corafik, toplumsal, dnsel snrlara younluk veren
bir inceleme tekil eder yleyse ikinci kullanm son derece paradoksal
bir biimde ortaya kabilir (ve bu paradoks, inceledikten sonra bize
234 PAGANZMN DEHASI
ANLAMIN TESNDE: GCN ARETLER 235
daha ok ilk kullanmn bir bozulmasn tekil ediyormu gibi grnm
olan grnte tersine dn ritellerinde toplanr). Ve bununla birlikte,
sadece toplumsal-politik bir pratik vardr: Eer g mmkn olmasayd
toplumsal kavranabilir olmazd. yleyse, bu koullarda ihlalin rol nedir?
Onun da iki kullanm olduu sylenebilir. Gcn ilk ilevlerinden
biri -gerek ve tarihsel pratiinde- tm altst olularn nne gemek
ve, bunu yapmak iin, bir ekilde onlar kendi tekeline almaktr. G
tarafnda, snrlara aldrmama olgusunun, bunalm dnemlerinde, ak
a bir topluma m yoksa bir kuruma m ynelik olarak ortaya kt
nemlidir Ama bu aldrmamann kendisi snrh bir duruma denk der.
Gluckman, isyan ritellerinde kimi zaman kendini gsteren gerilimlerin
altn izmekte kukusuz hakldr ve rite hkim olmann, altst etmeye
kar saptrma oyununun, riti kullananlarn gznden kam olabile
ceini gsteren hibir ey yoktur Gcn, karsna konulan snrlarla
snrl olduunu telkin etmesi kendi karnadr (phesiz bu, o snrlar
korumann en iyi yoludur), ama bu telkin bir risk ierir; referanslar de
itirerek, gazetelerin syledii gibi, baz davranlarn (gerekten tahrik
edici bir anlamda) bakanlk mevkiinin kutsallm bozduu dncesiyle,
daha geenlerde, hemerilerimizden bazlarnn duyduu rahatszl bir
dnn. Yine Bourdieunun syledii gibi, virtzn doalama alan,
snrsz deildir; eer snrlarla oynarsa, zgrlnn nesnel ve tarihsel
snr olan kendi tanmn sonunda tartma konusu haline getirme riskiyle
kar karya kahr
Son bir rnek: Emmanuel Le Roy-Ladurie (1969), bir kara ayin
yapldn gren ve rahiplerin, ayini, gerek ayinde olduu gibi yzleri
sunaa deil, halka dnm bir biimde ynetmesini eytans davrana
rnek olarak gsteren, XVI I . yzyl balarnda yaam bir kylden
bahseder KiUse kurumunun, Kilisenin bunalmna verdii tepkilerden
birinin, zellikle rahibin yzn mminlere dnmesi gibi baz biimsel
ve ritel konulara ynelik olduunu ve, aka, bylesi pratiklerin, baz
arlar asndan, snrlar atn ve kurumu tartma konusu yaptn
saptamak olduka ilgintir
Altst etmenin, onunla, kelimenin tm anlamlaryla, oynayarak nne
gemek: Bu, phesiz, paradoksal grnme sahip ritlerin ilevlerinden
biridir Ama daha derin bir biimde ve daha genel olarak (ve bu ihlalin
ikinci kullanm olacaktr), bu ririer, yasak ve snr kavramn kullanarak,
mmknn ve akl alrn snrlarm yerinden oynatp, gcn zorunlu ve
akl almaz karakterim dayatmaya ynelirler Afrika toplumlarnda, eflere
ya da krallara, yerin veya yamurun efendilerine ya da ya snf eflerine
ynelik yasaklarn hepsi, grevin ne kadar edilgen ve ne kadar ar ol
duunu gsterir; bu yasaklarn, g alan dnda baka bir ei yoktur; ve
bu adan Avlekete kadnlarnda yasan yasak olmas, istisnadan daha
ok rnek tekil eder: Avlekete kadnlarnn tahrik etme zorunluluunda,
(mknats ya da paratner kadar zgr olan bu kadnlarn tahrik etmeme
hakk yoktur) gc, toplumsal dzenin, doal dzene boyun emi durum
da olduu scak noktalara aktarmalarnda, Agni kralnn edilgenliinden
bir ey bulunur.
Ama, gcn edilgenlii ve arl, gcn bireyselliktesi olma duru
mundan baka bir biimde ortaya kar; bu adan, gcn insanlarnn sra
d evlilik pratikleri ve zel cenaze ritleri, dier ihlallere gre, kurum ve
kii arasndaki ilikilerle ok daha yakndan ilgilidir. Daha dorusu, baz
evlilik pratikleri (Rattrayn aktard, Dou Afrika krallklar ve Ashanti-
lerdeki kral ensesti, prenslik ailelerine zg olan amca ocuu ile evlilik)
ve baz simgesel ya da gerek ldrme pratikleri, gcn sahibi olan bireyin
dierleri gibi bir birey olmadn telkin eder Ksacas, bir g kullanann
ya da gcn, onu kullanmaya hakk (gerektiinde de mahkm) olmas ve
bununla birlikte, bireyin yetersizliklerinin, gce, olayn rastlantlarnn,
etkenlerine verdiinden daha ok zarar vermemesi gerekir.
Pierre Verger (1973) tarafndan incelenen Dahomeydeki Fonlarda,
Abomey hanedannn tarihinin, soy bann i ie gemesine denk
dtn altnc blmde gstermitik. Djoto, bir atann ruhlarndan
biriyle (ye: ruh, yaamsal nefes, tanan glge) birlikte yeryzne geri
dnen ocuktur: ...Abomey krallk ailesinde, Madokunun jesinin,
lmnden sonra art arda Ganhesu, Agadja (lm 1740), Agnolo (lm
1797), Behanzin'e (1892de tahttan indirildi) getii ve Landenin ^lesinin,
Tegbesuya (lm 1744), sonra Adandozana (1818de tahttan indirildi)
getii bilinir... (s. 62-63).
Ama ef, her zaman ya da mutlak bir biimde yalnzca hanedann
tekelinde bulunmayan yeniden domaya yatknlndan bamsz olarak,
her eyden nce, lmle baka bir iliki balamnda tanmlanr. Ankole
Bahimalar (krallar, gleri azaldnda ldrlr), olay, kraln has
talktan ya da yallktan lmesinin mmkn olmadn hatrlatarak,
ak bir biimde ve nobranca aklarlard. Bu ret, faal durumdaki gcn
yukarsnda ya da aasnda, her saltanatn balangcnda ya da sonunda
simgeleir. ster, ok nemli bir sorumluluk mevkiine gei ritelinde
olduu gibi, gerektiinde alayl szler, kfrler ve, her koulda, uyarlar
236 PAGANZMN DEHASI
ANLAMIN TESNDE: GCN ARETLER 237
ve dersler eliinde lmnn temsili yaplsn ve sahnelensin, isterse,
Ankolede olduu gibi, dman kardeleriyle lmne bir savatan galip
ksn kral her zaman daha nce lmtr; her zaman daha nce lm
deneyimini yaamtr. Bu lm tatm olan ef, zorunlu olarak onun
kurban olmaz: Ugandada tahta gemek, doal bir lmle lnmeyeceim
nceden bilmek ve kabul etmektir. Dinkalarda, mzrak ustas, sonunun
yaklatn hissettiinde topran altna canl canl girmeye karar verir.
efin doal lm pratikte kabullenilse de, simgesel olarak yadsnr.
Baul modelinden etkilenen birok Fildii Sahili toplumunda, efin lm
haberi gizlenir; daha dorusu, phesiz hi kimseyi yanltmayacak ama
gnlk ilerin ynetimini salamak ve halefi hazrlamak iin, bazlar,
iin gereini dierlerine gre daha ok bilse de herkesin konumamak
konusunda hemfikir olduu bir saltanat boluu dnemini dzenleyecek,
uygun ve dolayl bir formlle duyurulur (Kral ayakkablarn kard,
Kraln dizleri aryor, Kral, evinde). I ndenienin Agni kral, bu nok
tada, daha nce grld gibi, bir farklla sahiptir: sessizlik kuralna,
uzayp giden bir tersine dn riteli boyunca, gerek kraln ldn
haykrarak ve cesedine kt davranarak, kraln ve evresinin temsilini
oynayan ve onlar karikatrletiren klelerin ocuklar dnda herkes
uyar. yleyse, kral ya da ef, iki kere lerek lmden kurtulur. Gerekten
ld zaman, simgesel olarak yaar (dizleri arr, evdedir); lm simgesel
olarak kabul edildii zaman, gerek lm zaten sz konusu deildir; o
zaman Ankolede, I ndeniede ya da Abomeyde akan tekilerin, klele
rin, g kullanacakm izlenimi verenlerin kandr, ve bu insan kurban,
eski kraln lmnn gizlenmesinin en u yntemi olduu kadar yeni
kraln ilk snavdr da. Eer efin lm her zaman yadsnyorsa, eer
bu yadsma zamann zel bir idaresini, bir saltanat boluunun simgesel
olarak ve gerekten dzenlenmesini gerektiriyorsa, ef kiisinin, ynettii
insanlarla ayn glklere tabii olmas, onlarla ayn ekilde tanmlanmas
mmkn olmad iindir.
Norman Cohn (1957), bu konuda. Ortaa krallnn, yoksullarn,
krallk mevkiinde oturan, sra d bir insana dntrme gereksiniminden
bir sre nasl beslendiini gstermitir. Ama daha ak bir biimde, uzun
sren her saltanat boluunun, kralln her baarszlnn, yoksullarn
ne ekilde olursa olsun kurtulmaya abaladklar youn bir skntnn
kayna olduunun (s. 303) altn izmitir. Dokumaclar ve rpclar,
tutsakken len Konstantinopolis mparatoru IX. Baudoinin ldn
kabul etmeyi reddetmilerdir; obanlar gruhu, 1251de IX. Louisyi
Sarazenlerden kurtarmak istiyordu. Son karizmatik mparator olan II.
Friedrichin lmnden sonra, zorunlu olarak yzyllarca srecek olan
bir skntnn Alman halknn iini kaplad bir dnem olan Byk
Saltanat Boluu balamtr (s. 303).
Birka ada byk liderin (Franco, Bumedyen, Tito) bitmek tken
mek bilmeyen can ekimelerini, tedavi hrsna ve brokratik sisteme
balamakta ok hzl davranan gzlemcilerin, bu can ekimelerin, her
eyden nce, hem reddedilen hem de kabullenilen bir lmn ifrelenmi
yadsnmalar olarak ortaya ktklarna ve, bu adan, tarihsel bir yenilik
olduklarna dikkat etmeleri gerekirdi.
Doum, evlilik ve lm konusunda, ou insana yasak olan eyler
gce yasak deildir. Yasak inemenin yalnzca bir yn olduu, snrlar
zerinde oynanan bu oyun, gc temsil ettii iin tekiler ile ayn vasfta
bir birey olmayann bile -hatta denilebilir ki dierlerinden daha az birey
olann- kimliim tartma konusu haline getirmeye kadar varabilir. Gcn,
farkh kiplikleri erevesinde, bir lm tasarm, kuram ve pratii gelitir
memesi mmkn deildir. lm, gcn, en son hakk ve ayn zamanda
kendine bah olanlar maruz kalmaktan -tanrlara, doaya ve dmanlara
kar mcadele ederek- koruduu eydir. lm, ayn zamanda, daha ince
bir biimde, gcn bileenlerinden biridir: Gcn kullanmnn, artk
bireyin lmne bal olmamas iin, gcn, daha nce lm snavndan
gemi olmas, her zaman daha nce lm olmas ve her zaman lmn
tesinde olmas gerekir. Erginleme ve baa geme ritelleri, lm izlei
etrafndaki simgesel deikeleri oaltr: G asndan, kii ve lm d
nlebilirdir. Ama bu slup ve dnce kullanmlarnn, pratik sonular
yok deildir, nk gnlk dnceyi yaplandran iaret noktalarn de
itirirler: ayn ekilde, mmknn, akl alrn ve toplumsaln tesinde,
gcn maddiliini ve aknln ortaya koyarlar; eylerin kesinliinin ve
arlnn kendilerini dayatt gibi, ne aklanmas ne de dorulanmas
gereken gerein tm hoyratlyla birlikte gc dayatrlar; ayn zamanda,
bireysel kimliin nemini sonuna kadar greli hale getirerek (Agni krah-
nn lm ya da Dinka mzrak efinin isteyerek lm) gc kullanan
gcn simgesi haline getirirler. Gcn, salt toplumsal ilikinin tersine,
onunla ilgili sahip olunan dncenin her zaman tesinde -ne iliki iinde
ne de greli, her zaman mutlak- olmas gerekir.
G, bu ekilde, toplumsaln akl almaz olarak tanmlanabilse de,
bu, bir gcn dieri ile ayn deerde olduu anlamna gelmez. Bir halkn
tmnde benze bir biimde ortak olan bir irade dncesi hem delice
238 PAGANZMN DEHASI
ANLAMIN TESNDE: GCN ARETLER 239
hem de tehlikeli olduu iin srf bu yzden, tam ve mutlak anlamda de
mokrasi dnlemezdir. Ama gcn dnlemez yannn zayflamas
ya da, daha ok, toplumsaln dnlebilirlii ve temelinin mutlakh
arasmdaki mesafenin ksalmas, politiin ve demokrasinin gerek kulla
nmnn alann geniletir.
Cinsiyet farkll ve mevkii farkll zerinde oynayan ritler, snrlar
zerinde, dolaysyla, toplumsaln -yasak kavramnn yaplandrd-
dncesi zerinde bir oyun tekil ettikleri iin, ayn bak asyla gz
nnde bulundurulabilirler. Bunlarn hepsi politik ritellerdir, nk
politik, toplumsaln dncesi ve gcn gereklilii arasndaki dnsel
adan srekli devam eden uzlamadr.
Kehanet areti ya da
tekilerin Tarihi
Tersine dn-saptrma ritlerinin hazrlad uzlama, yegne uygulama
noktasn tekil ettikleri bir mantk -buna ritalist mantk demenin
uygun olduunu dnyoruz- niteliindedir Bu, en azndan, antropoloji
ve tarih literatrnde peygamberci , mesihi ya da, baz balamlar
da, binylc olarak nitelenmesi uygun olan hareketlerin baz ynlerim
inceleyerek, salamln test etmek istediimiz bir hipotezdir Bunun
tesinde, bu hipotez erevesinde ve tam olarak bu mantm bir ifadesi
olarak dnlebilmeleri mmkn olduu iin, bu hareketlerin, pagan
tutumun, tarihin karsna kard engellerle karlat zamanki en u
uzantsn tekil edip etmediklerini sorgulayacaz.
yleyse, literatrde ayr ayr ele ahnmalar adet olmu iki toplum
sal olgu arasnda, yani tersine dn denilen riteller (bunlar, nceki
blmde tersine dn-saptrma olarak adlandrp olarak analiz etmeyi
denemitik) ya da daha genel olarak simgesel hile ritelleri ile peygamberci
ya da binylc hareketler arasnda bir koutluk kurmaya alacaz.
Bunu yapmak iin, daha nce ele aldmz iki rnek zerinde, bunlarn
ncelikle birbirlerine gzle grlr biimde ok yakn olan ve literatrde
ska bahsedilen bir dizi ritte yer aldklarn hatrlatarak, bir sreliine
yeniden duracaz.
KEHANET ARET YA DA TEKLERN TARH 241
Bununla birlikte, bundan, bu ekilde ortaya kan biimsel ben
zerliklerin, onlara denk den ritelletirme olgusunun btnn
kapsad sonucu kmaz. Etnologlar (zellikle de Turner), rollerin
ters yz olularnn temelde iki ayr durumda gerekletiinin altn
izmilerdir; baz toplumsal olaylara dair bunalmlar ve doal olaylarn
dngsel, mevsimsel tekrar; bu durumda, bu olaylarn, temelde, av ve
tarm sezonlarnn alna, saltanat boluu dnemlerine girilmesine
ya da doal felaketlere bal olduklarn gryoruz. Bu saylan eylerin,
birbirine kkten bir biimde zt iki kategori tanmlamad grlecektir;
Bu durumda, erginleme ve ykselme ritleri (Turner terminolojisinde
lifecrisis" ritleri), her bireysel yaamda tek bir kez ortaya ksalar bile,
toplumsal yaamda hemen hemen dzenli aralklarla kendilerini gs
terirler; bylece, bir tarm sezonunun al ile ilgili ritler, ekonomik
yaamn zellikle nazik bir annda, o ylki refahnn meteorolojiye sk
skya bal olduu bir anda ortaya karlar Ritel etkinliin ufkunda
her zaman bir bunalm tehdidi vardr
Ama rollerin karlkl olarak deitirilmesi, potansiyel ya da varolan
bunalmn tedavisini belirlemek iin yeterli deildir; bir an iin Agni ve
Mina ritellerine geri dnersek, bu rol deiimlerinin bir l oyun
(szcn tm anlamlaryla) biiminde kendilerini gsterdiklerini tespit
edebiliriz;
1. Kraln lm, sahnelenir, kelimenin teatral anlamyla oynanr, yle
ki, bu oyunda, herkesin davran (buna saygszlarn, tahrikilerin yani
klelerin oullarnmki de dahildir), uzun sre nce kararlatrlan bir
senaryoya gre belirlenmitir
2. l kral, kralln yneticileri, potansiyel halef ya da halefler,
klelerin oullarnn oyununa gelir onlar tarafndan aldatlrlar; klele
rin oullar, bu krallk mensuplar tarafndan ortaya konulan ve kraln
lmediini ayrca kral yaad iin tm uyruklarnn mutlu olduunu
ileri sren resmi gerekleri yalanlarlar ve bunlarn doru olmadn ifa
ederler; bu ifann, ngrld, ok resmi bir biimde istenilen bir ey
olduu ve kle oullar, saltanat boluu dnemi sona erdiinde kendi
snflarna geri dneceine ve dzmece kral leceine gre, yalancla
rn, ilk aldatlanlar olduu ileri srlebilir Aslnda ritelin n saflarna
yerletirilen grevlilerin bak asna ayrcalk tanmak gerekmez: mi
gibi atmosferine sokulan, yalnzca bir dizi rol oynamakla kalmayp
mi gibi yapmaya (sanki kral lmemimi gibi ya da sanki dzmece kral
gerek kralm gibi ve hatta sanki saysz ve zorlayc tahrikler oyununun
resmettii o g bile, hangi g olduunu bilmeden aldatlabiliyormu
gibi) girien toplumun tmdr.
3. Ksacas, her biri, yalnzca efendilerin ve klelerin grnte birbi-
rine kart farkszlklar deil yaanan tecrbeye ve saltanat boluuna
bah belirsizliklere kaytszl da oynamaya davet edilir; kral ld, lmedi
ne nemi var? En azndan, her ey yerli yerine oturup, saltanat boluu
dnemindeki beklemelerin ve olaylarn sona erecei gne kadar, kraln
varoluuyla ilgili soru artk sorulmaz.
iek hastal, Guin-Mina ritelinde, biraz, l Agni kral gibi ile
nir. Srekli ya da en azndan sk sk sz konusu olan bir sahnelemenin
konusudur, zira bu konuyu ilemeye arlan kadnlar, iin doas gerei
halk tarafndan beenilen komik rolleri oynamaya arlan komedyen
lerdir. Kovma ritellerinde iek hastal oyuna getirilir (aldatlr) yle
ki, aktrlerin dorudan yorumuna gre yasak yiyeceklerin armaan
edilmesinin onun midesini bulandrp bylece uzaklatrd kabul edilir.
Ksacas oynanan yine kaytszlktr: iek hastal tanrsna, ondan ok
korkulduu bir anda kt davrandr.
Bu durumda, oyun kavram, Agni ve Guin-Mina ritellerine uygulana
bilir grnmektedir ve bu oyun kavramnn kendisi, tersine dn denilen
ritellerinkinden daha byk bir sayda durumu kapsar. Bu konuda,
aklama yapalm: birincisi, tersine dn-saptrmann iki temel figrnn
(oyunun kuralnn kendini gsterdii figrler), birinin dierinin belirli bir
lde kart olduunun, birinin kazanan, dierinin kaybeden olduunun,
birinin doasnn, taklit, dierininkinin siliklik olduunun altn izelim.
Kukusuz, taklit, karikatre doru ynelir ve farkllklarn silinmesi, ancak
onlar daha iyi ortaya karmak iindir. Sz konusu olann tersine dnten
daha ok saptrma olduunu dndren, ak bir biimde bu snrdr;
kincisi, yalnzca, kraln lmnn reddedilmesi ya da iek hastalnn
tahrik edilmesi erevesindeki hilenin grnteki alayc karakteri algla
nabilir; bu hile farkh durumlarda daha nce grdmz gibi, rnein
len bir ikizi ya da kskan bir bycy aldatmay amalayan birok
Afrika ritelinde ortaya konulan hilelerle benzerlikler tar; bu ikisinde
olduu varsaylan gcn, gerekten onlar aldatmak amacyla alnan
bylesi nlemleri gereksiz ve gln hale getirdii aktr. Son olarak (ilk
iki aklamann ortaya kard sorulara bir cevap olacak biimde) ister
politik ister zel olsun bu simgesel hile ritellerinin ou, ordaliye boyun
een sanklar ya da muhalifler gibi, baka bir zm yoluna sahip olmama
lar ve son bir kez, herkes iin bir kez kendilerim olayn yaptrmna teslim
242 PAGANZMN DEHASI
etmeleri anlamnda duvara skmay ayinletiren etkenler tarafndan
tamamlanr. Gcn mevkiinin bo olmas, salgn ya da ocuklarn lmleri
srp giderse, bunlarn bazlar, bizzat kendisi toplumsal organizasyonun
yadsycs olan kalc bir tehlike yaratarak toplumun tmn, bazlar da
bir soyun yaamm riske atarlar.
Bu simgesel hilelerin roln, savmay amaladklar acil durumlar
bakmndan incelemeden nce, son olarak, kolektif ve kamusal tezahr
lerinde, zorunlu olarak rol deiimlerine bah olmadklarn nk bu rol
deiimlerinin daha ok onun olas ynlerinden yalnzca biri olduunu
da behrtehm. Eva Gillies (1976) tarafndan incelenen bir Nijerya ky
olan Ogori Akokolarnda iek hastalnn tedavisi rnei, bu konuda
derslerle doludur. Birok Afrika toplumunda olduu gibi, Akonlarda da,
Eva Gillesin aktardna gre. Eski Yunanllarn kendi Eumenideslerinin
adlarm sylerken hareket noktalarn tekil eden ilkeye benzer bir ilkeden
(bu, tek bana bir tr tersine dn olarak tanmlanmasna itiraz edilme
yecek olan ama ayn zamanda komik ve tahrik edici [insanst glerin
yalnzca yalan bir szle yattrdabilecei nasl dnlebdir?] bir yn de
olduu yadsnamayacak olan bir dkedir) yola karak lya Okeka, Byk
Anne, ya da lya Osaka, Bereketli Anne olarak adlandnlan bir iek hasta
l tanrs vardr. uras kesin ki, iek hastalnn ritel tedavisi, rollerin
deiimine bavurmakszn, salgnla birebir bir atmaya baldr. Ogori
Ganlar ve komularnn ortak bir haberleme ve alarm sistemleri vard.
Bir kyde bir iek hastal vakas ortaya ktnda, ulaklar, dier kyleri
uyarrd; bu ekilde bilgdendirilen Ogori kynde, kyller, bir taraftan
Byk Anneyi hangi armaanlarn yattrabdeceini, dier yandan da
Byk Annenin hangi blgede bir kurban ssleme niyetinde olduunu
renmek amacyla kahin isiyaya danrlard; bu blgeden bakire bir kz
belirlenir ve bu da her zaman kahinlikle yapdrd; bu bakire kz, eiderin
eliinde hastaln kt kye gnderilir, orada, kurbandan alnm
lenfi bulatrmak iin sa gs kesdirdi; Ogoriye geri dnldnde,
tm ocuklara ayn tedavi uygulanr ve bu ocuklar gen kzdan alman
lenfle adanrlard. Afrikada yaygn olan bu uygulama, ok sonralar
iek hastalna kar yapdan a kampanyalarnn neden daha kolay
olduunu aklyor; ama, bu uygulama, az ok adamann faydalar ile
ilgili deneye dayal bir nsezi olarak grlemez, sorgulanabdecek taraf
daha ok, homeopatik tplarn simgesel izini tayp tamaddr.
Kandmak istenen hastala kendini vermek, yattrlmak istenen
tanry ya da kandmak istenen lm tahrik etmek; Bunlar, yalnzca
KEHANET ARET YA DA TEKLERN TARH 243
toplumsal aktrlerin deil (ya da hi deil), (daha ok) gcn olumlu
ya da olumsuz etkilerinin de deimedii bir atmosferde, ba dndrc
tutumlar ve smrlar zorlayan akl yrtmelerdir. Kral, ne iyi ne de kt
dr, tanr, hastal, ayrm yapmadan hem getiren hem de gtrendir; bir
farkllklar sisteminde birbirlerine gre dzenlenen toplumsal yaplarn
tersine, g (hibir g) dnlebilir deildir; g, bu farkllklara gre
deerlendirilemez, zira artk hibir ey onun keyfiliini ve kanlmazln
kuramaz; yleyse, g, onsuz, baka sistemlerin olabilirlii ya da varl
her farkllklar sistemini greli hale getirdii iin, gvencesi olduu bu
sistemin dndadr. efin ya da kraln, tanrnn ya da rahibin, erginleme
basamaklarnda ilerleyen insann gcne gelince, bu g kendi olutur
duu farkllklara kar gereklenir (ensest edimi, simgesel lm, yasaklar
aldrmama ya da lmllerin ounun ilgilendirmeyen yasaklara uyma
yoluyla); bu durumda, rol deiimleriyle, olumlu ve olumsuzun, iyile
tirme ve hastaln eitlenmesiyle ya da yasaklarn ters yz edilmesiyle
farklhklar simgesel olarak yadsmak, gc tahrik etmekten daha ok
onu kabul etmektir; toplumsaln dnlemez yann, kendisinin boyun
emedii ve kendisini kstlamayan kurallar koyan gcn dnlemez
yann sahnelemektir. Toplumsaln temelini tekil eden farkllklar sistemi,
toplumsal konumlarla (birok Afrika toplumunda soylar aras ve soy ii
toplumsal konumlar) ve meru ile gayrimeru olann arasna bu konumlara
gre ya da onlardan bamsz olarak aka snr koymayla ilgilidir. Ama
byk felaketler ayrm yapmadan bir toplumun tm yelerini tehdit eder.
Ritelin, gcn de sorumluluunu ald doa glerinin bu kaytszln
artrrken, sahneledii yine bu gtr.
Gcn benimsenmesi farkllklarn simgesel olarak yadsnmasndan
geer ve g zaman zaman kendini benimsetebildiine gre yadsmaya
da maruz kalr: Kleler, kraln ve zgr insanlarn sertliklerine, kadmlar,
erkeklerin kendini beenmiliine ve kabalna, baz erkekler ya da baz
kadnlar da tanrlarn acmaszln g adna kar kabilirler. Daha
nce kullandmz (Aug, 1977) bir ifadeyle, gcn sinizmi, gcn
iinde bulunduu, her ey sona erdikten sonra kendi hakikatini olduu
gibi koruma, kendini, ispat edilemez olduu kadar kesin de olan bir
olgu olarak dayatma zorunluluundan ileri gelir; ama bu sinizmin snr,
doann reddedilemez kesinlikleridir: gcn kalclm temsil edenin
lm, gc, kanlmaz olarak herkesin huzurunun gvencesi olanlann
lm, toplumu lmle tehdit eden salgnlarn zincirlerinden kopmas. O
zaman, rit, doann kendisine kar, her ey bittikten anlamn sonucun
244 PAGANZMN DEHASI
dorulayaca ya da yalanlayaca ilk kesinliklere (lme, salgnlara) kar
dzenlenir; g, kuvvettir ve, ritelin biimlendirdii akl almaz ordali
deneyiminden sonra, sonu, bu kuvvetin bykln ve salamln
ortaya koyacaktr. Ama, ritel, ne z ne de sonulan bakmndan dev
rimcidir ve baarszl, gc kullananlara zarar verse de gcn biimini
tartma konusu yapmaz. yleyse, tersine dn riteli, daha genel olarak
da simgesel hile riteli, ne kkten bir alt st etme arac, ne de toplumsal
ilikilerin hakikatini grnmez hale getirmeyi ya da onlar gzler nne
sermeyi amalayan katksz bir korumaclk arac olarak yorumlanamaz:
nk, tam tersine, srf gllerin davranlarnn taklidini yaparak, bir
birlerine karmasalar bile kuvvetin, gc merulatrdn telkin ederek,
bu ilikilerin hakikatini kabul eder ve kabul ettirir, onu gerekletirmek
ya da gereklemesine izin vermekle sorumlu olanlar eletirilerden ve bu
eletirilerin sonularndan bak tutar. Byk politik ya da meteorolojik
ritlerin iinde yer aldklar tarihsel sekanslar hakknda belirli bir bilgiye
her zaman sahibiz ama bir ef ya da bir din sorumlusundan daha ounun
mevkiini ya da yaamn, sonucun arl nedeniyle kaybettiini ok iyi
biliyoruz^*.
imdi, Melanezya ve Afrika kadar farkl yerlerde birok rneine
rastladmz Binylc ya da Mesihi hareketlere gelelim. Bu hareket
lerin, tersine dn-saptrma ritellerinde grdmz silinme ve takUt
mantna hangi adan benzediklerini ortaya koymak belki de imkansz
deildir; ayn ekilde, bu hareketlerde, daha geni politik ve corafik
bykle sahip ulusalc hareketlerin tohumunu gren E Worsley gibi bir
yazarn pozitivist iyimserliini greli hale getirme olanamz vardr her
ne kadar baz yazarlarn, zellikle de Lintonun, bu hareketleri yalnzca
doutanc ve gemii tepkiler, temelde akld ve nostaljik olan akl
kaknlklar olarak grme eilimine, E Worsley gibi, kar ksak bile. Ba
kalarnn sca scana incelemi olduu hareketleri i iten getikten
sonra analiz etmenin daha kolay olduu kesindir; ama R. Bastide, gemie
dnp bakarak, bu hareketlerden en devrimci olanlannn, ulusalclklarn
ortaya kndan sonra ortadan kalktklarm ya da muhafazakr olduk
larn belirtirken belki de her eyi sylememitir; tarihsel bir paradoksun
KEHANET ARET YA DA TEKLERN TARH 245
31) Yine de, bu, kukusuz, genel bir kural deildir: Azledilemez mevkiler vardr. Ama,
saltanat boluu, birbirine dman varisler arasmdaki, sonu hem vekalet dneminin ortadan
kalkmasna, hem de meru halefin baa gelmesine varan bir taht kavgasyla doldurulduu
iin ritel etkinlik zaman ile yaptrm olaynn zamannn bir ekilde i ie getii Dou
Afrika krallklar, bu konuda istisna da olsa bir rnek tekil eder.
bu durumda brnd glk, bylesi hareketlerin hem edimler ve
sistemler olarak, hem de somut tepki ve saptanabilir, yahtlabilir kltrel
ya da kltrleraras izlekler btnl olarak, Bourdieunn deyimiyle
yaplandran yap ve yaplandrlan yap olarak ele alnmalannn dnsel
adan gerekli olduu olgusundan ileri gelir.
Melanezyadaki hareketleri ele ald incelemesinde, Worsley, gele
neksel inanlarla sk bir baa ve zayf bir organizasyona sahip hareketler
(Taro klt gibi) ile neredeyse gerek politik akmlar olan hareketleri
( lerlemenin Kural - Marching Rule gibi) birbirinden ayrr; ama, ona
gre, bu hareketlerin en geleneksel ve en gemii olanlar bile, ilerinde
pozitif unsurlar barndrrlar; bir yanda, bizzat dnn adetlerinin hayata
geirilmesi Avrupa ideolojisi ile olumlu bir kopu yaratr; dier tarafta,
en zayf organizasyonlar geleneksel snrlar altst eder ve yeni bir pohtik
ereve (gelecekteki ulusalclklarn politik erevesi) gelitirir ya da
hazrlarlar. Baka bir deyile, Worsley, ncelikle, Binylc hareketler tara
fndan gelitirilen izleklerle (her ne olursa olsun aralarndan bazlarna),
bu izleklerin (olumsuz) etkihlikleri ve dolayl olarak, bunlar ortaya koyan
organizasyonlarn etkililii ile ilgilenir; Ona gre, deneyim, bu hareket
lerin iinde yer alanlara geleneksel kavramlarn etkisizliini gstermi
ve onlarn baka bir zemin zerinde gruplamalarnn nn amtr; bu
gruplama ise, geleneksel ayrlklarn ortadan kalkmas ve eski erevenin
genilemesiyle kolay hale gelmi ve kendini gstermeye balamtr. Ayr
lklarn ortadan kalkmasnn ve eski erevenin genilemesinin en somut
rnekleri arasnda, indeki T ai-ping hareketi (eskiden hibir ortak
organizasyonlar olmayan kylleri bir araya getirmitir), Amerikadaki
Hayaletlerin Dans (birok Kzlderih kabilesinde ayn anda yaylmtr) ya
da Yeni Zelandadaki Haus Haus hareketi (eskiden dman olan kabileleri
bir araya getirmitir) kadar, Cargo Cult ya da lerlemenin Kurak tipindeki
harekeder de yer alr. deolojik kopu ve politik-uzamsal genileme; Bu
iki kavram, Worsleyin, Binylc hareketlerin kkten bir biimde yenilen
mesini, yeni bir ahlaka vurgu yaplmasnn anlamn, grubun bayraklar,
niformalar ve dier topluluk simgelerini benimsemesini olumlu olarak
deerlendirmesine olanak salar; bu yenilenme (yeni ifi-elerin yaratl
mas) , ona gre, indeki T ai-ping devrimcilerinin dinsel ve sekler
kodlarnn ya da Almanyadaki Reformun Binylc sol kanadnn olduu
kadar Sudann Mahdiyalarndaki slam inancnn kaynaklarna bir geri
dnn de zelliidir. Smrgeletirme nedeniyle, Hristiyan ve yerel
eler yeni doktrinle btnletii zaman bile (Fiji adalarndaki Tuka ha-
246 PAGANZMN DEHASI KEHANET ARET YA DA TEKLERN TARH 247
raketinde olduu gibi), Worsleye gre, baskn olan, bu doktrinin Avrupa
kart yanlar ve bir yap-boz biiminde Avrupal paralara ve geleneksel
paralara blnmesi mmkn olmayan bir sentezin yeniliidir - burada,
yazarn baka yerde ak bir biimde belirttii, Gluckmann toplumsal
alanna ve onun, Malinowskinin kltrel blmelerineynelik eleti
risine bir gnderme vardr.
Eer argman, yine de inandrc deilse, bunun nedeni, Worsleyin,
gerek d akl kaknhklar olmaktan uzak olan Binylc hareketlerin,
ortam anlamaya ve dntrmeye yarayacak etkili aralar bulmaya
ynelik umutsuz araylar olduunu gstermek iin gelitirdii argman
ile neredeyse eliik olduu iindir. O zaman, N. Wachtelin deyimiyle
yenilmilerin vizyonunu bize yeniden vermesi (bunun iin ok aba
gsterir) gerekir ve bu vizyon, kanlmaz olarak, ne dorudan doruya
ne de dolayl olarak Avrupa ideolojisi ile olumlu bir kopu olarak ortaya
kar. Baz Binylc hareketlerin incelenmesinde, bu hareketlerin yo
rumlamaya giritii durumun, ncesi olmayan dayatlm bir egemenlik
durumu olduunun ve bu dayatmaya maruz kalanlarn bak asndan
bir tarihsel rastlantdan daha ok doal bir felaketi andrdnn hesaba
katdmamas mmkn deildir; badatrc Binylclklan, sapknlklar
olarak ele almak mmkn deildir; ilk dogmadan yoksundurlar; belirli bir
biimde. Beyazlarn, kendilerine kar salamak iin, mesajn zn gizli
tuttuuna dair kimi zaman aktan aa biimlendirilen bir dnceyle,
ilk dogmay ararlar.
Worsley, ok doru olarak, Binylc doktrinlerin, dnyay ve tarihi
yorumlama ve onlara egemen olma sistemleri olarak ortaya ktklarnn
ve bu sistemlerin ortaya grlmemi gereklik trleri kardklarnn altn
izer; insanlar kendilerini yalnzca gerek amalara adarlar ama ideolojik
ve maddi bir egemenlik durumunda, aklama aralarn yalnzca onlara
sorun yaratan gerekliklerden dn alrlar. Bylece, Worsley, Melanezya
yerlilerinin ounun, Avrupaya zg, mal retim srecinden tmyle bi
haber olduunun altn izer; kargo zerine yaplan vurgu, Avrupallarn,
uak ya da gemiyle bir sr mal almalar ile ilikisiz deildir; Avrupallar,
bu mallara basit kt paralarn dei toku ederek sahip olurlar ve bu
olgunun gzleminin bir sonucu olarak, mektuplarn ve pasaportlarn
(laissez'passer) kargo simgeselinde geni bir yeri vardr; hindistancevizi ii
fiyatndaki oynamalar da, tpk. Dnya Savana bak olarak, otoritenin bu
blgede srasyla ngikzler, Hollandaklar, Japonlar ve son olarak Amerikan
ordusu tarafndan ele geirilmesinin sonucu olan pohtik deiimler gibi
bu anlalamaz dnyaya aittir. Worsley, Buka hareketleri ile ilgili olarak,
rnein, youn almalar, kargonun geliinin habercisiymi gibi grnen
Japonlarn ilk bata nasl iyi karlandn, organizasyonlarnn, egemen
g modeli zerine nasl kurulduunu gsterir: Aralk 1947de, askeri
bir rgt ortaya kar; her kyn, mzraklar ya da tfeklerle donanm
kendi askerler ve polisleri olmutur. Bunlar, eflerin korumalarydlar,
efleri belirli bir biimde, Japonlar gibi yerlere kadar eilerek selamlar-
lard... (s. 169). Son olarak, dinsel model, yeni hareketlerin izleklerinde
ve yapsnda eer baskn bir unsursa, bunun nedeni, Amerikan Siyahlar
ile ilgili sosyolojik eserlerin gsterdii ve Sundklern Gney Afrikann
ayrlk Kiliseleri ile ilgili olarak ortaya koyduu gibi,dinsel etkinliin,
Avrupa kltrnn yerlilerin katlmna ak olan nadir alanlarndan biri
olmasdr (s. 175).
Worsley yerlilerin, kendi Binylc kltlerini, misyonlara katlmalar
nn kendilerine hibir maddi iyileme getirmediini saptadktan sonra
yarattklarm ileri srer; ve ekler: Byleyici tip, ortamdaki gerek
deiimlerin aralar olarak yetersiz etkiler retse de, bu etkiler, en az bu
tip kadar, gnlk yaamn gerek sorunlarn zmeye ynelik giriimler
di r... (s. 175). Ama, Worsleyin tanmnn, her ritel pratie de uygun
olup olmadn ve Binylc hareketlerde bulunduunu ileri srd baz
yeni zelliklerin, yukarda tersine dn-saptrma ritelleri ile ilgili olarak
analiz ettiimiz simgesel ve taklitsel (mimetique) hileleri birazck andrp
andrmadklarn sorgulayabiliriz.
ncelikle, Hristiyanl benimsemede, bir gelenekilik aamas ve
bir kkensel badatrma aamas diye ayrm yapmak ok doru deildir:
eer Hristiyanlk, bu dine yeni girmi olanlar d krklna uratyorsa,
bunun nedeni, Hristiyanln, balangta, onlar tarafndan, Beyazlara
zenginlik ve saygnlk kazandran eyin bir dengini onlara da salaya
bilecek ifreli davranlar btn olarak dnlmesidir; bu anlamda,
Binylclk, yeni mminlerin Hristiyanlnn sonraki bir aamas deildir;
onun adadr ve hatta, smrgeletirme, g, yeni zenginlikler ve yeni
dinsel ritler yerliler tarafndan hakl olarak tarihsel adan birbirine bal
olarak grldklerinden dolay onunla zdeleir. Yerli badatrmac-
lklarn ortaya kyla birlikte grlen ey, daha yukarda bahsettiimiz
u durumlara daha yakn ve onlardan daha gelimi bir g ritelinin
douudur; uyandrlmas gereken (I ncilin gcyle olduu kadar ordu
larn gcyle de kendini gsteren) ve tmyle korku mu yoksa umut mu
yarataca ok iyi bilinmeyen (smrgeci ile ilikilerin ift anlamllna
248 PAGANZMN DEHASI KEHANET ARET YA DA TEKLERN TARH 249
ve bu smrgecinin, etkisinin ve saygnlnn dolayl olarak kant olan
hareketler kanmdaki elikili tutumlarna her yerde tank olunur) g,
adeta ondan hi korkulmuyormu gibi,oynanacak, sahneye konulacak,
taklit edilecek ve aldatlacaktr. Buna kout olarak, toplumsal farkhhk-
lar oyunu karmakark olur (hem kabile dzeyindeki farkllklar hem de
etnik farkllklar oyununun bozulduu dorudur: Ama, Binylc ritlerin,
baz vesilelerle, sosyo-politik gruplar bir araya getirdiini ve bu tr bir
araya gelmelerin, illa da belirli bir Devlet biiminin habercisi olmadn
belirtmek gerekir). Beyaz gce gelince,bu g, bu hareketler iin, bir kar
kn nesnesi olmaktan (taklidi yaplr ve hatta karikatrize edilir) daha
ok, baka zamanlarda tanrlara ya da krallara yneltilen tahriklere benzer
bir tahrikin nesnesidir. Her ritel, bir beklenti havas iindedir ve, sanki
uruna rit dzenlenenler ile riti dzenleyenler arasnda bir fark yokmu
gibi, hakim olmay ya da kazanmay amaladklar glerden, onlarn baz
niteliklerin ya da aksesuarlarn (kraln, klelerinin giyecei kyafetleri,
tanrnn, mminlerinin yiyince kusaca yiyecei, Japonlarn klc ve H
ristiyanlarn ncili) dn almak, Binylc ritlerin, tersine dn-saptrma
ritleri ile paylat bir olgudur; sonuta ortaya kan, kle ve kral, rahip
ve tanr. Siyah ve Beyaz aras bir eydir: oyuncu.
Bu durumda, peygamberci ritelin senaryosunda, tersine dn-
saptrma ritelinin hayata geirdii ayn l oyunu (taklit, hile, kayt
szlk oyunu) grm bulunuyoruz. Afrikaya zg rnekler, bu noktada,
Melanezya durumunu geni bir biimde dorulayacaktr. Ama phesiz,
peygamberci usullerin btnnn, pagan boyutlar yani hem kolektif hem
de kelimenin tm anlamlaryla yersel boyutlar asndan, simgesel hile
ritellerinin btn ile ayn niteliklere sahip olduu rahata sylenebilir.
Bu bak asndan, Afrikada filizlenen farkl farkl peygamberciliklerin,
bazen ok belirsiz olan I ncile referans sama olmayacaktr. Aslnda tm
peygambercilikler, kukusuz hepsi kendine zg biimde, mesajlarn, u
parametreye gre konumlandrrlar: mesajn hem kkenini hem nedenini
hem de en u modelini (muhtemelen Deccaln ikincil biimleri olarak
mutlak teki, Beyaz ya da Dman) tekil eden bir dsallk ilkesi; tan
rsal iradenin iaretlerinin okunabilecei bir alan olarak yer (verimlilii,
normal zamanlarda mevsimlerin geri dnn gsterdii gibi, imdi de
Tannnn geri dnnn kantn tayacak yer); zaman, peygamberin
tarihsel vaadinin vadesinin iinde yer ald bireysel tarihin ksa zaman.
Peygamberciliklerin, karsnda ve ona gre konumland referans kay
nann dsall kesindir ve zellikle iki deneyim vesilesiyle dorulanr:
Bottronun (1981), peygamberlerin, Yabudileri, onlarm Babil ordularn
tanrsal iradenin arac olarak grmelerini salayarak nasl tek tanrcla
ynelttiini zekice gsterdii yenilgi deneyimi; tekilerin mutluluunu ve
zenginliini bir ihtiya ya da kavga nesnesi haline getiren, kimi zaman
birinci deneyimle birleen farkllk deneyimi. Eski Ahitin peygamber
kitaplarna gre, Yabudileri sulu duruma drecek olan, Tanny unut
mann yaptrm olan ktlkler arasnda, alk ve vebadan baka sava ve
esirlik de vardr. Aclarn ortadan kalkmas ve ncil tarafndan vaat edilen
Adaletin hakim olmas, politik bamszlkla zdeleir. Norman Cohen,
millattan nce II. yzylda yksek aristokrasi, Yunan-Roma kkenli Selefki
hanedan tarafndan yaylan Yunan geleneklerini cokuyla benimsemise
de, halkn kendisinin, atalarnn inancn muhafaza ettiini belirterek,
Yahudi toplumunun alt tabakalarna ynelik olan kyametle ilgili me
tinlerin daha sonra brnd ar ulusalc nitelik zerinde durur. V.
yzyl Avrupasnda, Kilisenin, Binyln gereklemesinin ta kendisi oldu
unu, yleyse onu beklemenin sama olduunu dnen Efes Konsilinin
mahkum edilmesine (431) ya da Kyameti, tinsel bir alegori yapan. Aziz
Augustinusun La Cit de Dieusne (Tanrnn lkesi) ramen, kyamet
gelenei, halk dininin derin karanlk dnyasnda der Norman Cohen,
varln srdryordu. Bu gelenek, tm Ortaa boyunca srm
ama ancak zaman zaman, yer yer (Fransann Kuzeyi, bugnk Belika,
Almanya) ve bugn marjinal szcyle nitelediimiz ortamlarda kendini
gstermitir. Daha dorusu, ekonomik adan gelimi, nfus asndan
youn blgelerde, bu greh rahatln glgesinde kkszlk hallerinin bir
araya getirdii bireylerde (yoksul kyller, gndelikiler, vasfsz iiler,
isiz iiler...) ortaya kmtr.
Bunlarn hepsi, erime imkn olmasa da yeryznde bir teki dnya
dncesini benimserler. yleyse, yzyln bandan itibaren, ok hzl kimi
zaman geici ama ou zaman srarh bir biimde, geni blgeleri zellikle
de Avrupa etkisine en ak ve ekonomik ve toplumsal dzenlerine en
dorudan biimde ulaabilen toplumlar batanbaa dolaan Afrika dinsel
hareketleri dnldnde Ortaa hareketlerini hatrlamak olduka
doaldr. Ayn ekilde, nclerinin kiilii de bu iki tip hareketi birbirine
yaknlatrr. Ortaan kurtuluu hareketleri ile ilgili olarak Norman
Cohen, bu hareketlerin, sklkla, yaayan bir Tanr olarak deilse de, yal
nzca kutsal bir insan olarak deil ayn zamanda bir peygamber ve kurtarc
olarak benimsenen bir laii ya da eski bir keii (a.g.y., s. 41) lider olarak
setiklerinin altn izer. Afrikada olduka sk rastlanan bu son zellie
250 PAGANZMN DEHASI KEHANET ARET YA DA TEKLERN TARH 251
geri dneceiz, ama burada, resmi dine ynelik ift tarafl referansn
nemine ksaca deineceiz. Kyamet fanatiklerinin arptlan mesaj,
badatrmac Hristiyanln siyah mminlerinin budanm mesajdr;
Dzeltilmesi ya da bulunmas gereken ey bozulmu ya da gizlenmitir,
ama bu ey, Hristiyan tanrs tarafnda, resmi din tarafmdadr. Vittorio
Laternari, tm siyah peygamberlerin Hristiyan misyonundan getiini
gstermiti, Peter Worsley, bu konuda, dinsel boyutun, yerlilerin, beyaz
dnyasna girebildikleri tek yer olduunu gzlemlemiti. Bu gzlemi,
Ortaadaki snflar aras ilikiler balamna oturtmak kukusuz sama
olmayacaktr.
phesiz, Afrikadaki hareketlerin, kendi kltrel tarihlerine bah bir
kendine zglkleri vardr. Ama bu kendine zglk birok bakmdan
bir dlama ekline brnr ve tekinin yaratt ekicilikten ayrlmaz
kalr. Afrikadaki hareketlerde ortaya kan bu karthk, bu hareketleri,
Yahudilerdeki kyamet dncesinden ve Ortaa hareketlerinden, her
ne kadar bunlarn hepsinin maruz kaldklar farkh etkileri tam olarak
hesaba katmak zor olsa da, belki de kkten bir biimde farkh klmaz.
uras kesindir ki, Afrika peygambercilii, geleneksel dzen bakmndan
d referansn (beyaz) oynad son derece ykc role tam bir rnek tekil
eder. Aslnda, peygamber, hem bycden hem de eften kkten bir
biimde ayrlr. Bycnn, kurumsal varl ile nasl ilediini gsterdii
toplumsal yap ile btnlemekten ya da bu yapy, onu destekleyen ve
tanmlayan yasaklar sistemini hem aan hem de gvence altna alan ef
ya da kral gibi korumaktan uzak olan peygamber, bu yapya meydan okur
ve yetersizliklerine kar kar. Byc gibi olay aklamaz, ef gibi olaya
kar kmaz, ama, kendini, olay olarak, bycnn aklayamad, efin
ise hkim olamad byk olayn yani tekinin basknnn ada olarak
tanmlar. Geleneksel toplumsal yapya, ister istemez yabanc olmasa da
dman olan peygamber, eyleminin anlamm, tevik ettii veya kendisin
den esinlenen byclk kart kltlerden baka bir yerde asla daha iyi
dile getiremez. Byclerin (yani, pagan toplumsal yapnn balca ilevsel
yanlarndan birinin) knanmas, tm Afrika peygamberlerinin ortak tu
tumudur. Buna kout olarak, bycln patlamas (yani, phelerde
ar bir oalma ve bycle, dnsel ve normal toplumsal erevesi
dnda kalan bavurma vakalarnda bir art), belirgin bir biimde tarihsel
ve sosyolojik dzlemde, yapsal bir bunalm yanstr.
Daha yukanda, Bamucapi tipindeki hareketlerle ilgili olarak grdmz
gibi, bycle kar kma, en siyasallam, en Beyaz kart Mesihi
hareketlerde da yok deildir. Ama, bu hareketlerde, saldrlan modele
temelde bir bavuru da yok deildir. Siyah hakikatin beyaz referans, ou
zaman Kutsal Kitaptr. Genel olarak, siyah peygamber, beyaz baskya kar
ayaklansa bile (bu her zaman ak bir biimde olan bir ey deildir), hi yoksa
geici olarak siyah dnyann mahkmiyetine neden olan glerle ilikide ve
bizzat gcn tanmnda muhtemel bir deiimi gz nnde tutar. V. Latemari
tarafndan incelenen rnekler, beyaz referansn. Gney Afrikann etyopist
ve siyonist Kiliselerinde ak bir biimde var olduunu ama en yabanc
dman hareketlerin da bu referanstan bak olmadn ok iyi gsterir.
Bylece, 1933 ylnda Beyazlarn lke dna karlmasn isteyen Kasai
Bashilelerinin peygamberciliinin unsurlarndan biri, llerin geri dn
izlei ile gelecekte ksmen siyah ksmen beyaz bir insann gelii izleini
birletiriyordu. Afrika tarihinin sfrdan balayabilmesi iin, ncelikle, bir
ekilde beyazlam olmas gerekiyordu. Ama peygamber figr, dikkati
mizi, mitik alma ve kopu izlei zerine ekiyor; kozmogoni mitlerinin
kurucu kahramanlarna benzeyen peygamberin, erimesi gereken, srrnn
bir ksmn almak istedii gtr. Taklit ritel pratii, peygamberin mitik
varoluunu ve prometheusu boyutunu glendirir.
Yeryzne, kurtuluun iaretlerini koymak, peygamberci vizyonun
ikinci parametresini tekil eder, ve ou zaman, nc parametreden,
bireylerin yaadklar zamana bir vade koyma parametresinden biraz
ayrlr. Peygamberlik vaadinin iki tamamlayc boyutu vardr; ikinlik ve
eli kulanda olma durumu. Ahiret vaadinin, somut ve llebilir bir
vadesi olmaldr. Peygambercilik, ksa vadeli mjdeler verir ve yalnzca
yeryznden bahseder; etrafn saran ve yayd iaretlerin her biri, mesa
jnn tmyle somut olan karakterinin bir kantdr; Peygamber, bedenin
hastalklarn, bunlar ruhun hastahklarndan farkl bir zden olmasalar
da, iyiletirir. Peygamber, iaretin kendisidir, yeryzn konulan ya da
konulacak ve tekilere nasl okunduunu gsterdii iaretler arasnda
bir iarettir. Bu durumda haber vermekten daha ok gerekletirir ve
gsterir: sz nceden iaret eder.
Norman Cohen, Eski Ahitin peygamber kitaplarnn, Yehovann fke
gnnden ve inanszlar ile srail dmanlarnn Yarg gnnden sonra,
yok olmam ya da tinsel olarak almam olan belli bal ihtiamlar
glenecek ve oalacak gereklikle dolu bir dnyann yeniden douu
nu artrmas olgusunu ok iyi zmler. Bir ocukluk ya da air ans
olarak gelecek: Bugnden daha gzel yaam ve daha parlak gne. Yeni
Kuds, Eskisinin yeniden inas olacaktr. Fiziki dnya, manevi dnya
252 PAGANZMN DEHASI
KEHANET ARET YA DA TEKLERN TARH 253
benzeri, daha saf olacaktr. Kehanetlerin vaadi, daha somut, daha gerek
ve daha zengindir: Ne srlar ne de koyunlar sudan ve ottan yoksun
kalmayacaktr. Buday, arap, iecekler, meyveler bol olacaktr, insanlar
oalacak, srler byyecektir. Hzn gibi, bir hastalktan bak,
kayglardan bihaber bir biimde, artk yreklerine kaznm Tanrnn
buyruklarna uygun bir yaam sreceklerdir: Seilmi halk, bylece, tm
anlar nee iinde yaayacaktr (s. 16-17).
Halkn iinde yaylan kyametle ilgili metinlere gelince, bu metinler,
bir yandan zamane ktlklerinin (bu durumda, yabanc egemenlii ve
diktas biiminde) dorudan artn, dier taraftan, ac, hastalk, znt
ve aln srgn edildii evrensel bir krallk kuracak olan intikamc
Mesihin eh kulanda geliinin habercisi olan, uzaktaki bir gelecek
senaryosu olutururlar. Bu ema, milattan sonra 11. yzylda srailin yok
oluuna kadar srecek kadar verimliydi: yle grnyor ki Yahudiler,
milattan sonra 70 ylnda, her an Mesih gelecekmi gibi bekledikleri iin,
Romallara kar umutsuz bir savata alaa edilmilerdir.
rtaada kyamet gelenei, ok benzer grnmler sunar. Binyl
izlei yani sann bin yl srecek yeni yeryz krall izlei, Mesihi ha
reketlerin yandalarnn, umutlarn ncelikle yersel yaamn iyilemesine
baladklarn ok iyi gsterir. Tamamlayc izlekler olarak, Deccal, rex
Justus, ya da Son Gnlerin (ya da Yeni Altn an) mparatoru izlekleri
de, -politik bir kullanma imkan salayacak biimde- bir yakn gelecek
perspektifine yerleir. Bylece, XX. yzyl Afrikasnda, tam bir dengi oldu
unu saptamak kolay ve dikkat ekici olan, umudun belirmesi mekanizmas
olarak adlandrlabilecek bir mekanizma yerleir. Bir ktlk dneminin
balatmak zorunda olduu yeni zamanlarn habercisi iaretler, ak bir
biimde, baka zamanlarda kt iaretler olarak dnlenlerdir: sava,
kuraklk, alk ya da gitgide artan gnah miktar (a.g.y., S. 33). kinci
olarak, Deccal ile bir tutulan zorba derebeyi ya da, daha erken dneme ait,
Altn an mparatoru ile bir tutulan rex Justus ld zaman, mjdeci
mertebesine indirgendikleri grlr ve, Cohnun belirttii gibi, daha
iyisi beklenmeye balanr. Son olarak, rtaan Kuzey Avrupasnda
sava alanlarndan dlananlarn ya da ehnden bir i gelmeyenlerin zaman
zaman oluturmu olduu kurtuluu gruplar iin, gnlk yaam kendi
bana bir eit iaret, bir vaatti; liderlerinin, insani glerden daha ok,
sihirli glere sahip olduklarna inanrlard.
Bakmz, Avrupa smrgeciliinin balang dnemlerindeki
Afrikaya evirirsek, Norman Cohnun aktard hareketlere grnrde
benzer olan hareketlerin, orada olduka hzl bir biimde gn yzne
ktn grrz. u ya da bu biimde, bu trdeki hareketler, imdiye
kadar ortaya kmaya devam etmitir. Bazlar, gereksinim duymaya devam
ettikleri yok olan kurucuya greli bir dnsel sadakat gsterir; bazlar,
ok belirgin yerel kkleri olmasa da birdenbire ortaya kar; hepsinde.
Kutsal Kitapm retilerinin ya da dilinin izine az ok rastlanr. Bu tr
hareketlerin Afrikaya zg olmadklar (Worsleyin Melanezya ile ilgili
almalar ve yalnzca Afrikay deil, Amerika, Yeni Gine, Polinezya,
Hindistan ve Endonezyay ele alan Mhlmann ve Lanternarinin ara
trmalar bunu yeterince gsterir) ama Afrikada rnek tekil edecek
biimde kendilerini gsterdikleri bilinir.
rnek tekil etmelerinin nedeni, zellikle, onlarn peygamberlerinin
de vaatlerine eli kulanda (eli kulanda) ve ok somut bir vade koy
malardr. zleklerini, I ncilden (ya da okumay bilmedikleri iin ieriini
misyonerlerden rendikleri I ncilden) dn alsalar da I ncilin zaman
nn yeniden ama bu sefer Siyahlar iin balamasn isterler: bu yeniden
balamann ok yakn olduuna inanrlar ve ona ok maddi nitelikler
yklerler. Bu anlay, Afrikann gneydousunda olduu kadar gneyinde
de bulunur ve iinde bulunduu balama gre farkl ynlere gider ve farkl
sonular dourur. Vadeyi yaknlatrmann ve onun tm maddi gerek
liini dile getirmenin gereklilii, peygamber figrn ya alaltr ya da
yceltir. Bylece, bazen, Mesihin geri dnn haber vermek konusunda
ok bask altnda kaldndan kendini Mesih ile zdeletiren peygamber
figrnde, kelimenin kimyadaki anlamyla -Mesihlerin, mjdecilere indir
genmesini tekil eden umudun belirmesi hareketinin simetrii ve tersi- bir
kelme etkisi gzlemlenir. V. Lanternari, XX. yzyln banda Natalda,
Nazaristler mezhebinin kurucusu olan, kendini ilk bata yeni bir an
habercisi yeni bir Musa olarak sunan Shembnin, nasl gitgide kendine
sa ile zdeletirmeye yneldiini ok iyi gstermitir. Fildii Sahili Baul
blgesindeki bugn de yaamn srdren bir peygamber olan Kobua Yao,
grne gre ara amalar atlayp kendini, misyonunu Siyahlarda devam
ettirmek iin biraz siyah bir tenle geri dnm sa olarak sunar. Bu vizyon
erevesinde, smrgeletirme ya da onun sonular, sonu yeni zamanlara
alacak son ve kurtarc felaket olarak grldnden (bu, her durumda
ayn lde vurgulanmaz) Beyazlarn tm, onlar bazen potansiyel bir
Deccal konumuna getiren belirsiz bir rol oynarlar.
Bir sreliine Kobua Yaoya geri dnelim. 1980 ylnda onu bize tan
tan Ivoire Dimache gazetesinden gazeteci August Kitinin bir rportajdr.
254 PAGANZMN DEHASI KEHANET ARET YA DA TEKLERN TARH 255
Dabakala blgesinde kk bir tepede yerlemi Kobua Yao, kklerini
inkar etmez (Benim adm Yao, der, nk Baul blgesinde bir Cuma
gn domuum), ama Baul dilinde okunan bir kutsal kitap uydurmusa
da tamamyla Kutsal Kitap referans alr: .. .Siyahlar iin bir kitap ka
ryorum. nananlar, iki kitaptan herhangi birini seebilirler. Dncemin
zemini ayn kalr. Sonu olarak, siyah bir ten iinde geri dndm bahane
siyle Kutsal Kitap yakmak gerekmez. Zira Koboua (kendine peygamber
Kokangba der - Baul dilinde hep yle denir), dier peygamberlerin titiz
liklerine sahip deildir. O, yeryzne geri dnm sadr (.. .balangta
Beyazlarn yannda beyaz olarak dodum. Onlara, doru yolu gsteren
ilk kitab getirmitim. Ne yazk ki, Beyazlar, bana kar kt davrandlar.
Gittikleri yolu deitirmek istemedikleri iin beni ldrdler. Ellerimdeki
ivi izlerine bakn. imdi babam beni bir Siyah yapt ve beni. Siyahlarn
lkesinde misyonuma devam etmem iin gnderdi). Ivoire Dimanche,
Kokangbanm tm rklarla ilgili olan bu misyonu ve bu mesaj hakknda
bize ok nemli bir ey aktarmaz. Gazeteciyi ok arpc gelen, bu orak
tepede, peygamberin ona, muhtemelen mminlerini kurtarmak iin
kullanlacan syledii kayklarn varldr: Eer Siyahlarda, Beyazlar
kadar kt davranrlarsa. Tanr Baba yeni bir tufana yol aacaktr.
Kayklarn varl, elli yanda olduunu syleyen peygamber iin
bu tehdidin ok uzak olmadn yeterince gsterir. Bu andan itibaren, bir
peygamberin, tarihin geriye dnk bir vizyonundan (tufan da sa), yeni
balang iin gerekli temizliin artrlmasna geen szleri karsn
daki, ulusal gcn temsilcilerinin (smrge otoritesinin temsilcilerinin
de ayn durumda olduunu hatrlayarak) tereddtleri daha iyi anlalr.
Ama peygamberlik baka bir eydir, gnlk pratik baka bir ey. Mesaj,
bir ekilde peygamberi aar. O kendini iyi bir vatanda olarak grr ve
otoriteleri benimseyerek onlara iyi dileklerim sunar (Buake valisinin
ve ...belediye bakannn anlay sayesinde Dabakalann bu tepesine
sahip oldum).
Peygamberin oyunu zamanlar zerine oyundur: dn alnan zaman,
ok yakn zaman, peygamberin zaman, bir yaamn zaman. Peygam
berlerin tarihi, onunla tam bir eliki tekil eden iki tarihi rnek tekil
edecek biimde birletirir: bireysel tarih ve ok ksa tarih. Farkl bir umut
nesnesinin sz konusu olduu duruma. Fildii Sahilindeki Harris takipisi
hareket rnek verilebilir. 1914 ylnda, tm Fildii Sahilini batanbaa
kat eden ve retisini gnmz Ganasna kadar yayan Liberya aslh pey
gamber Harris, Siyahlarn, yedi yl sonra Beyazlar gibi olaca haberini
veriyordu. Haris kendine bir halef semese de, o zamandan beri, bazen
birbirlerine rakip olan belirli bir sayda peygamber onun mesajn yaymaya
devam etmilerdir. Bugn Fildii Sahilinde kendini Harrisin halefi sayan-
1ar arasnda en tannm olan Albert Athco, bir ift sylem takmr; kimi
zaman baka bir siyah ocuun ileride onun reformcu eylemim devam
ettirmesi (kardelerinin kafasna, saln ve kurtuluun koulu olan haki
katin anlamn yerletirmesi) gerektiini kabul eder, kimi zaman da, daha
nce bahsettiimiz ve bu durumda da politik opportunizmin belirli bir
anlamyla zdelemesi mmkn olan kelme etkisine boyun ediinden.
Bakan Houphouet-Boignynin ekonomik geliim politikasnda, eskiden
Haris tarafndan yaplm bir vaadin gereklemesini grr. Burada, Musa
peygamberi, Mesihe kelten eli kulamdaln gereklilii ile, gelenee
sadk kalma (otuzlu yllardan yetmih yllara kadar Dou Afrikada saysz
benzeri ortaya kan eski Rhodesiedeki Bamucapi tipindeki hareketlerin
Fildii Sahilinden Harrise sadakati) ve veraset dncesi (Koboua
Yaonun kendisi, Tanrnn, o ldkten sonra, onun halefi olacak bir kadn
seeceini kabul eder) olarak ikiye blnen tarih duygusu arasndaki ayn
tereddd buluruz. Peygamber, kendi bireysel lm dncesinde, tarihin
bir anlamszl tehdidini baka her insandan daha ok grr.
256 PAGANZMN DEHASI
Bitirirken, peygamberciliklerle ilgili olarak, biri gnmzde, peygamber-
cilik ya da binylclk terimlerinin, Nazizm ve Leninizm gibi ideolo
jileri betimlemek iin kullanlabilmesine (metaforik ya da deil) ynelik
olan, dieri de peygambersel giriimlerin zetlendii tarihin boa km
bu yaplarnn derin (ritalist) doas ile ilgili olan iki aklama yapacaz.
Peygamberci hareketler, toplumsal ve politik bir mesajn tayclar
olduklar iin, ada politik hareketlerin kyamet boyutu, baz yazarlara
aklayc koutluklar kurma olana salamtr. N. Cohn, komnist ideo
loglarn, Engelsi etkilemi olan Thomas Mnzterin kiiliine her zaman
nem verdiklerini hatrlatr. Ama, Cohn, zellikle, Leninin, lmeden
nce iilerin yaam seviyesinin kapitalist sistemde ykselebileceini kabul
eden Marxn aksine, yneten snfn, kendi karlarn korumaya ynelik
olaanst bir abayla, ii snfn yoksulluun ve hizmetiliin en derin
uurumlarna att bir bask sistemi olarak kapitaUzm imgesini diriltmi
ve tamamlam olduunun altn izer (s. 299). burada sz konusu olan,
Binyln, kanlmaz olarak, Deccaln son ani sraylarnn ardndan
KEHANET ARET YA DA TEKLERN TARH 257
geldii dncesine dayanan kyamet geleneinin bir versiyonundan
(bu, tarihin aydnkk vizyonunu yalnzca kurtarc Partiye tahsis eden bir
versiyondur) baka bir ey deildir. Nazizmin kyamet esinine gelince, bu
esin, ok aktr; Hitler, uluslararas Yahudiliin ortadan kaldrlmasn
dan sonra Germen rknn egemen olmasn salayacak imparatorluunu,
bin yllk imparatorluu kurma vaadinde bulunmutur.
Bununla birlikte, genel olarak politik militanlk dnldnde,
bu vizyonun genel olarak, tam anlamyla peygamberciliklerin bir zellii
olduunu dndmz vizyona benzeyen ksa vadeli bir vizyondan
ileri gelmedii grlecektir. Hatta, peygamber dinlerinin syleminin,
eli kulanda havas iinde olmasna karn, politik sylemin daha ok,
vaatlerin gereklemesini yani vadelerin zamann erteleme eiliminde
olmas dikkat ekici bir olgudur; sonu olarak, her ey, sanki bireysel
yaamnn nemini ikinci plana atma inancn, yrekliliini gstermesi,
sabrszlna ve arzularna hakim olma gcne sahip olmas beklenen
militanm izlenimini verir. Bu tip soyut inancn sonunun, iinde korku
ve dolaysz umutlar en fazla barndran dinsel mesajlar kadar kesin bir
biimde baskc ya da hogrsz tutumlara varmasndan ya da benim
senmemi veya gerekten harekete geirebiUci olamayacak kadar greli
olan ideolojik soyutlamalar karsnda ok tutkulu, cokulu ve kehanete
duyarl yaplarn ortaya kmasndan kayg duyulabilmesinde doruluk
pay vardr. Batmn kolayca fanatizm olarak grme eiliminde olduu bir
olguya (rnein slamn uyan) ya da her trden mezhebin farkl ama
srarl mistisizmlerinin Bat ideolojisini ieriden ykabilecei dncesine
uygulanan dinselin geri dn izleine bal korkunun da kayna
genelde budur.
Ne var ki peygamberciliklerin yaratt tehlike, ritel etkinliin, g
le yani kendi kurduu farkllklar yadsyan ilkeyle oynamak zorunda
olduu zaman yaratt tehlikeyle ayndr; bylece, duvara skmann
ritelletirilmesi, politik dzensizliin ya da salgnlarn savlmas kadar
yabanc varhma tepki hareketlerinin de zelliidir. Binylc hareketler,
karsnda, sonraki dzenin gleri ile birlikte, gncel durumu aklama
yan i farkllklarn glerinin de silindii doal gereklii beyaz dzenden
alrlar; bir an iin, farkszln dnlemez miti arr; Beyazlarn ve
Siyahlarn (vadeli) farkszl, onlar birbirlerine gre dzenleyen farkl
lklarn daha dn birbirinden ayrdklar kiilerin (ani) farkszl; ama,
taklit edilen, artrlan, tahrik edilen beyaz g, iek hastalndan
daha da dnlemez kahr. Ayrca, binylchklann, devrimci olmadklar.
258 PAGANZMN DEHASI
nk, yer yer iddet eylemlerine kaydklar zaman bile, gcn srrn ele
geirmek iin saldrdklar kiilerin temsil ettikleri ilkeleri tartma konusu
yapmadklar kukusuz dorudur. Ama onlann snr bir ekilde dnseldir
ve bize, her g dncesinin znde bulunan zorluklar gsterir.
yleyse, kimi zaman birbirlerinden bamsz bir biimde incelenen
unsurlarn ayn bak asyla ele alnmas mmkn grnmektedir: bu
durumda, yalnzca, tersine dn denilen ritler ve simgesel hile ritleri
deil, yalnzca bunlarn btn (burada tersine dn-saptrma ad
altnda toplanmlardr) ve binylc hareketler deil, birok kozmogoni
mitinin anlatt kurucu iddetler ya da hileler ve tersine dn-saptrma
ritleri ile binylc ritellerin tahrik edici pratikleri de ayn bak asyla
ele alnabilir. Adeta, Frazern, by ve din arasndaki ayrmn lt
yapt sempati, ok rahat bir biimde, yar yanstma yar devrim olan bir
ritalist manta (pragmatik, isteni) denk dyormu gibidir; ritalist
mantk, eyleri deitirmek, sonular elde etmek istedii iin yanstmaz;
ayn zamanda, tanmlamak istedii iin kabul eder; bu yzden, ykc bir
deere sahiptir ve toplumsal grnlere aldanmaz; anlam ilikilerinin
arkasnda g ilikileri olduunu bilir; sanki gler doal vergilermi gibi
anlamn keyfiliini gz nnde bulundurur, nn, toplumsal yasann
birbirinden ayrd her eyi (insanlar ve tanrlar, kleler ve efler. Siyahlar
ve Beyazlar) tanmlama iradesi, g ilikilerinin, onun sahneye koyduu
eyi de merulatran zn tartma konusu yapmaz. Belki de, paganizmin
kt dehasn ve ok byk tarih zeksnn etkisini bu iradede grmek
gerekir. nk, her ne kadar maddi ve ideolojik egemenlik koullar,
devrimci ve ritalist bak alarnn birbirine karmasna elverili olsa
da, ritalist mantk (g biimlerini deitirmekten daha ok onlar taklit
edecek ya da muhtemelen onlar ynetecek durumda olanlarn ritalist
mant) kr deildir. Bu yzden, belki de, Afrikann baz imparatorluk
saraylarndaki arlklar karsnda, son zamanlarda, kimilerinin byk
znt ve herkesin kzgnlk duymasnn nedeni, kopyann, her eye
ramen, modeli anlatmas duygusudur.
Burada taslak halinde ortaya konulan birka dnce, birok adan,
baz Fransz antropologlarn ve felsefecilerin analizleriyle eliir. Aslnda
bu dnceler, ortak iyeliin, ne kadar ilkel olursa olsun hibir toplumun
ideali ya da pratii olmadna ve gcn (tam olarak, toplumsaln d
nlemezi, toplumsal kuran ve oturmasn salayan farkllklarn simgesel
olarak dzenlendii ve ritel adan doruland yadsma anlamnda g)
olmad bir toplumun bulunmadna dayanr; ne srf dinden ne de srf
KEHANET ARET YA DA TEKLERN TARH 259
byden ileri gelen gcn oluturduu toplumsal farkllklar/simgeledii
farkszlk ilikisi, kendi payna, sonuta her toplumsal organizasyonda bu
lunan ideolojik bir boyutun oluturucusudur. Toplumsal olgunun keyfilii
(fiili) ve kanlmazl (mantksal); Bunlar, etken ya da edilgen bir biim
de, gcn (kukusuz birileri tarafndan dierleri zerine uygulanabilecek
bir zorlamann nemi olarak deil, keyfilii simgelemeyi ve kanlmazl
dayatmay srf kendine ait bir hak olarak grme olarak tanmlanan g
cn) ifadesi (gten bahseden gcn sz) olan mitlerin ve ritlerin ift
ve eliik izlekleridir; ideolojiye gelirsek, o, her g kullanmnn znde
olduunu kesinlikle dndmz bu iki hak iddiasnn (silinme ve
taklit ritellerinin figrlerinde grlr) oyunu olarak tanmlanr. Bu iki
hak iddias, hibir aknla gnderme yapmaz: lkel toplumlarn tanr-
lan, asla toplumun kuruculan deillerdir; bu toplum, tanrlara kar ve
onlara ramen kurulur ve tanrlar, gnlk ritel pratiklerde, kendisini
tanmlayan normlara gre srekli yorumlanan bir dnyann gsterenleri
ilevini grrler - tersine dn-skptrma ritellerinin son derece politik
yannn bir sre iin bozduu dngsel etki; eylerin ne olduu bilinir ama
eylerin olduu gibi olup olmad bilinmez.
Peygambercilikler, umudun yersel, somut ve kolektif boyutunu d
lamakta yetersiz kaldklar iin, bu pagan dnya gryle benzerlikler
tarlar. Mesajn gn yzne karanlarn lml bireyselliklerini bir
eliki olarak yaarlar, ve glerini yalnzca yeni kuaklarn unutuun-
dan alrlar: politik etkinlik ve dinsel etkinlik daha da ok belleksizdir;
tarihlerinin mitoloji haline gelmesine yol aan bu ortak eksiklik belki de,
onlardan biraz uzakta duran gzlemcinin gznde brndkleri ritalist
nitelikten de sorumludur; bu eksiklik, her ne olursa olsun, onlarn derin
kimliini aa karr.
Birey ve Yanlsamann
Basamaklar
Yaad an d krklna duyarl olan Durkheim, yeni bir athmn,
halka yeni din biimleri icat etme gcn vermesini umar. Chateaubriand,
Gnie du christianismein 1826-1827 basksna yazd ve bir yzyldan fazla
bir zaman sonra Paul Hazard (1961) tarafndan zmlenen Avrupadaki
vicdan bunalmna uzak bir yank tekil eden yeni nsznde, tarihe gre
iki biimde konumlanyordu: Birincisi, yzyln bana gre, nk ona
gre eseri, o zaman, kiliselerin ve manastrlarn kendi ykntdarndan
bir gn yeniden doduklarn grmekten umudunu kesmi mminlere
geriye dnk bir biimde umut veriyordu; kincisi, bu yeni nsz yazp
giriiminin baard olduunu grse de (... yirmiyd ok abuk geti, yeni
kuaklar ortaya kt ve Fransaya eskiden dnda olan yal bir toplum
geldi [s. 461] adalarnn cahillii ve nankrl, kendi giriimleri
nin yarda kalmas ve yaad an belirsizlikleri karsnda belli bir ac
hissettii na gre (Bu toplum, kendinden bakalarnn gerekletirdii
almalardan yararlanm ve bu almalarn ne kadar deerli olduunu
hi anlamamtr... beni mutsuzluklara srklemeye her zaman hazrdr,
tutkularna hizmet etmeyi bi bilmem... Genelde gce atfedilen bir tr
dmanlk, zorunlu olarak bu gcn dirilmesine yardm etmi her eye
yneltilir: kavgadan heyecanlanlyor; zafere ok az nem veriliyor [461-
462]). Nietzsche ile ilgili olarak, onun hem ateizmin gerek dnrle
rinin geleceine inanmasn salayan hem de ann uyuukluluundan
ve alkanlklarndan umutsuzlua dmesine yol aan tuhaf karmak
tutkudan bahsetmitik. llAvenir dune illusion, bir tek varlk nedeni olan
bir ynetimin mmkn olaca iddiasn (pari) bouna ortaya atar: Fre-
ud, bunda, bir dinin yerine, onun tm psikolojik niteliklerine (kutsallk,
katlk, hogrszlk) sahip olacak baka bir doktrin sisteminin gemesi
riskini gz ard etmez; sz konusu eserdeki hayali muhatap, dinin yeri dol
durulamaz niteliini desteklemek iin, Fransz Devrimi ve Rusya rneini
ileri srer; bu muhataba gre, bu bakmdan birincisinin baarszl kinci
sinin baarszlnn da habercisidir. Ama Freud iin, dindarln alkoln
yerini doldurduu yasaklar Amerikas rnei, kukusuz entelektel adan
daha da sevimsizdir. Bu durumda, dinle ilgili her bireysel dnce, ayn
anda tarihsel bir dnce ve hatta kimi zaman tarihin bir dncesi olarak
tanmlanr. Olduka tuhaf bir biimde ve yazarlarn her birinin kendine
zg mizalarna bah farkhhklara ramen, bu dnce, kukusuz belirli
bir geri ekilme ierdii iin, imdiki zaman karsndaki bir aknlkla
ve, duruma gre, nostalji ve umutsuzluk ifadesiyle kendini gsterir.
lgin olan ve bizi burada ilgilendiren, dinsel sorunun tarihsel bo
yutunun, en bireysel ve en znel eserlerde yer almasdr. Din, her birey
kendini ancak toplumsal olarak tanmlayabildii iin hem bireysel hem
de toplumsal bir mesele olsa da, ayn ekilde, birey kendi yaamnn bir
anlam olmas iin kendi tarihi ve dierlerinin tarihi arasnda mutlak bir
kopukluk grmediinden, gremediinden tarihseldir de. Ksa tarihin,
kukusuz basit bir eklentisi olmad bireysel tarihlerin ynn neden ve
nasl deitirdiini gstermek phesiz zor deildir; ama tersi anlamda,
bireyin, kendi tarihi boyunca ve bu tarihe gre, tarihin anlamn kav
rad ya da tarihe anlam verdii kiplikleri analiz etmek mmkndr.
Yalanan insan iin toplumun ve tarihin deimesi ve hatta anlamlarn
yitirmeleri, kii kavramndan bahsederken varln ortaya koyduumuz
sradan bir konu, allm bir saptamadr (o kadar ki ayrntlarna girmeye
gerek yoktur): genliinde yaad tarihe olduu kadar ileride bileenle
rinden biri yeniden ortaya kaca zaman yaayaca tarihe de yabanc
olan, yaam boyunca kimlik deitiren kii bylesi bir anlayn en u
noktasndadr. Ama iki bireysel grelilii ileri srerek (bir yanda, farkl
bireysel bak alarnn eitliliine, dier yanda tek bir bireyin kendi
yaam boyunca ortaya koyduu farkl bak alarnn eitliliine bal
264 PAGANZMN DEHASI BREY VE YANILSAMANIN BASAMAKLARI 265
grelilik) bireyin tarihini, insanlarn tarihi karsna koymak tmyle saf
lk olurdu; bireysel deiimlerin yalnzca, genel tarihle hi ilgisi olmayan
glge-olgular olduunu ileri srmek daha da saflktr: Bu deiimler, bu
genel tarihi etkilemekle kalmaz, ou zaman en azndan iki adan onun
ayrlmaz paralardrlar da. Birincisi, kuaklar arasndaki farkllklarn, her
zaman, ou toplumda, bu toplumlardan hibirinin kurumsal olarak asla
gz ard edemeyecei kadar nemli bir yeri olmutur; zellikle birbirini
takip eden kuaklar arasmdaki gerilimler farkl biimlerde simgelemi-
lerdir ve erginlemeler, ya snflar, askeri sistemler ve eitim sistemleri
ark ve bireyler arasmdaki kavranlabilir ve kavranlamaz davranlarn
dzenlenmesi, hem atmaya yol aabilecek farkllklarn gerekliini
hem de bu farkllklarn btnn hizmetine sunulmas iin bu atmalar
yattrmann toplumsal gerekliliini yanstrlar. kincisi, tam anlamyla
dinsel olan kurumun aklamalarna katlan ya da katlmayan, tmyle
dinsel olan simgesellikle i ie gemi olan ya da olmayan (burada,
kurumun ya da simgeselliin dinsel karakterini sadece tanrlar ya da
kutsallkla ilikiyle snrlyoruz) tm politik simgesellikler, bireyselliin
temel niteliklerini (doumdan lme kadar) gz nnde bulundurmu
ve onlar biimlendirmitir, nk bu nitelikler, kukusuz, kendilerinden
dolay ve kendi kendilerine, insanlar zerinde bir gcn kalcl ya da
gereklilii dncesine mthi bir yalanlamadrlar.
Olas etkililii ne olursa olsun gcn, lm kabullenenin zerinde
hibir etkisi yoktur. Gc ve muhtemelen yaam ve lm hukukunu ile
tene gelince, o, kendi lm iin hibir ey yapamaz. lmn kendisi de
gten kaar ve gc, baka her eyden daha ok kendisi tartma konusu
haline getirir. lm ve bireysellik o kadar i ie gemitir ki, g, hibir
ekilde bireysel olmadn telkin etmek iin, onu kullanann lmn
simgesel olarak yadsr.
Bu durumda, politiin ve dinselin, gcn ve kutsaln i ie gemilii,
gc ynettii ileri srlen insandaki bireyi ciddiye alma gerekliliinden
ileri geliyormu gibi grnyor. Bu gerekliliin, ok farkh balamlarda,
politik kurum ve dinsel kurum arasndaki ilikilere, ok farkl kurumsal
yaplarla ve ok zengin olmayan simgesel yaplarla her zaman yn verdii
gz ard edilemez. PoUtik kurum, dinsel kuruma o kadar gereksinim duyar
ki, dinsel kurum, politik kurumun yandalarnn her biri ile daha kiisel bir
iliki yrtr ve dinsel kurumun himayesi, politik kurumun yandalarnn
gznde ve ayn zamanda dnsel adan, politiin isteini merulat
rr: Politiin dinsel kargsndaki bu bamll, rnein, kendine kutsal
bir nitelik kazandrmak isteyen ngiliz ve Fransz monarilerinin srekli
tekrarlanm tutumlarnda kendini ak bir biimde gsterir. Kutsal ya
srme, bu giriimin bir aracdr ve keramet sahibi kraln ortaya k, bu
giriimin vard noktalardan biridir (Marc Bloch, 1924). Ama iliki dier
ynde de okunur: seimi ne olursa olsun, bir Kilise, yerleik politik gce
dnsel olarak her zaman bamldr. Politik g karsndaki konumunun
karmakl, yalnzca, rakip ve mttefik kurumlar arasndaki taktik g
ilikilerine bal deildir. Bu kurumlar arasnda kopmaz balar vardr: Ya,
kilise, herkese kurtuluu iin gerekli manevi yaam salamak ve mesajn
bilmeyen tek bir kii brakmamak kaygsyla i ve d politikay denetim
altna almak ister ve gerektiinde baz kurumsal araclarn yardmyla
lkenin ynetimini kendisi salar; ya da, tersine, her zaman temel grevi
adna, insanlarn ynetimine karmamay ister, yandalarn, Sezarn hak
kn Sezara vermeye davet eder, ama bu ekilde, yerleik gcn mttefiki
olarak da ortaya kar; kurtulu ya da Tanr bakmndan, politik gcn bir
eidir ve her zayf politik muhalefet eilimi, kutsal olmayan kutsalla bir
tuttuu srece en azndan faydasz ve kesinlikle din ddr; nc durum
yani, dinin, direnmeye ya da devrime referans alnd durum, burada
sz konusu olan bak asyla, birinciyle benzerlikler tar; yeryzndeki
adalet, Tanrda kurtuluun hem koulu hem de yansmas olduundan,
din, insanlarn meselelerine karr.
Bir Kilisenin iinde bile bu farkl seeneklerin bulunmas ya da bu Kili
selerden herhangi birinin belirli bir tarihsel dnemde baskn km olmas
artc deildir. Katolik kilisesi, dardan bakan bir gzlemcide, bir kanad
sa, bir kanad sol olan, muhafazakr eilimlere ve ilerici eilimlere sahip
olan tmyle politik eler ieriyormu duygusu, hatta resmi poUtikas
u ya da bu dnemde bu eilimlerden birine ya da dierine az ya da ok
duyarlym duygusu uyandrr. Ama bu tip bir Kilise rnei, dindalarna
Tanrya inanmann Katolikler iin temel olduunu hatrlattnda, bu
d (kelimenin tm anlamlaryla) gzlemcinin kanlmaz olarak ard
ya da hayrete dt neden grlmez. Her ne kadar, dinsel anlamda
ilerlemeciliin sonu kanlmaz olarak Tanr kavramnn faydaszlna
varsa da, ilerlemeci Katolik, kendini bak tutabilecei ve tmyle ka
patamayaca bir daire izme riskiyle kar karya kalr; ii kendini dinsiz
olarak adlandrmaya vardrmakszn, Freudun, LAvenir dune illusionda
(s. 76) ikiyzllk olarak ifa ettii mi gibi felsefesini (bu felsefeye gre,
dinsel doktrinlerin insan toplumlannn srmesi balamndaki nemi, bu
doktrinlere uydurma olsalar da inanyormu gibi davranmak zorunda ol
266 PAGANZMN DEHASI
BREY VE YANILSAMANIN BASAMAKLARI 267
mamzdr) ya da Freudun, ne kadar belirsiz olursa olsun bir inancn ondan
treyebilmesine ard bilmezlie snmay benimser: Din sz konusu
olduunda, insanlar, her trl samimiyetsizliin ve dnsel alakln
sorumluluunu stlenirler. Felsefeciler, kelimelerle, gerek anlamlarndan
neredeyse hibir ey kalmayncaya kadar oynarlar... eletirmenler, evren
karsnda insann anlamsz ve gsz olduu duygusunu itiraf eden her
insan ar dindar olarak adlandrmakta srar ederler, oysa, dindarln
zn oluturan bu duygu deil, daha ok, bu duyguyu izleyen aama,
bu duyguya verilen ona kar bir yardm bulmaya alan tepkidir. Daha
ziyade, fazla ileriye gitmeden, insann bu geni evrende oynad kk
rol alak gnllkle kabul eden kii, kelimenin en gerek anlamyla
dinsizdir (s. 87-88).
Tanrya inansz dinsel sylem, balatt sylemden daha az totaliter
deildir; bu sylemin, kuku gtrmez olduklarn ileri srd manevi ke
sinlikler (rnein solda olmak iyi, sada olmak ktdr) hayata geirilmeyi
gerektirirler ama tpk Pinochet (ya da Brejnev) rneinin, bir tr pratik
Hristiyanlk yaratmas gibi, hakikate dayandrlmak gibi bir kayglar
yoktur ya da daha dorusu, hakikati, kesinliin tarafna atarlar. Felsefesiz
bir sol, bununla yetinir ve dnsel soluk kaybn bununla aklar, ama
bu konuda en dikkat ekici olan, politik bunalm, dnsel bunalm ve
dinsel bunalmn birbirine kout olmasdr. Aslnda, bir bunalmn dierini
tetiklediine ve rnein, Marksist dncenin kuramsal ve pratik zorluk
larnn, Hristiyanln dnsel olarak yenilenmesini saladna inanmak
yanl olmayacaktr. Dinselin geri dn izleinin tm iki ynll
(tm aldatmacas) budur. Dn imgesi, bir optik yanlsamadan ileri gelir:
paralel hareket eden iki eyden, en az yavalayan hzlanr. Ne bugnk
Papay evreleyen dindarlk, ne de Ayetullah Humeyniyi alklayan ateli
kalabalklar, ne I ncilin itibar ne de slam Devriminin emrettikleri, tek
bana, slam ve Hristiyan dncelerinde bir yenilenmeyi yanstrlar:
bu, daha dikkatli bir biimde gzlemlenebilecek kadar yeni olmayan bir
olgudur; bu yeni bak esasnda kendi bana yeni bir deiim tekil etse
de, iaretleri yaratan anlam istencidir.
nsanlarn ynetimini gdmleyen dinler eletirilebilir; bu gdmleme -
nin, fetihi tektanrcla, dntrme ve misyon dinine zg bir zellik
olduu ileri srlebilir. Ama bu eletiri ve bu yorum, tamamen doru
deildir. oktanrclkta, politiin, dinselden ayrlmas sorununun ortaya
konulmadn sylemek daha doru olur: Dnya dzeni, toplum dzeni
ve bireyin dzeni arasndaki ba, bunlardan birinin lehine bozulmayacak
kadar salamdr; kahinler, falclar, eksiksiz bilginin elmenleri ya da her rit-
el pratiin aktrleri olmasalar bile, toplumsal yaamn ve bireysel yaamn
gidiatnda temel bir rol oynarlar. Ritel grevlerin birok elmen arasnda
datlmas, sistemin btnnn tutarlln, toplumsal yaamn ak
(ve yorumu) ile bireysel yaamn ak (ve yorumu) arasndaki, bireysel
tarih ile grubun tarihi arasndaki dnsel tutarlla engel olmaz. Oysa,
tektanrclk bireyin Tanr ile ilikisine ayrcalk tandndan, bu tutarhhk,
onun iin daha ziyade bir skntdr; bireysel ruhlarn idaresi, dnyevi
mdahalelerle bozulur. Tektanrc dinin grevlileri, yalnz Brahmanlarn,
rahiplerin grevi (bireye ynelik) ile kraln grevini (topluma ynelik)
birbirinden ayrarak zm gibi grnd, daha yukarda bahsedilen
seimle (yalnzca her bireyle tek tek ilgilenmek ya da, bireye ulamak
iin, bir bireyler btnnn sorumluluunu almak) kar karya kalrlar.
Katoliklik, kendi payna, bu eliik gerekliliklere ok farkl biimlerde
yant vermitir. Kurmu olduu dzenler, rnein, isel dzenler olarak ve
eyleme yani misyona dnk dzenler olarak ikiye ayrlr: Kart bireysel
mizalarn varl, ona adeta kurtulu stratejisini eitlendirme olana
salar. Yerleik politik gler karsndaki yantlar, tarihe ve corafyaya
gre deiiklikler gsterir. Buna somut rnek olarak. Devrimden sonra
Fransada birbirini takip eden farkl rejimleri grnte eit cokuyla
karlayan papazlarn yz seksen derecelik dnleri kolayca gsterilebilir.
Kilisenin, ayn ekilde, politik ve Gney Amerikada olduu gibi ekono
mik gc temsil ettii lkeler ya da dnemlerden rnekler de yok deildir.
Ama bu sonuncusu, ayn zamanda, tarmsal kapitalizme ve baskya kar
Katolik direncin en militan biimlerinin ortaya kt rnektir.
Bu dikkat ekici esnekliin en yumuak yorumu, bu esnekliin bir
zorunluluun ifadesi olduunu ileri srecektir: Kilisenin, belki de baka
baz dinler gibi tam anlamyla tarihsel bir doktrini olmad iin, tarihe (ve
tarihin eliik glerine) uyum salama zorunluluu. Tanr geri dnecek,
ller dirilecektir, ama hibir ey Hristiyan kiinin, insanlarn tarihinde,
bu dnn habercisi olan iaretleri okumasna izin vermez; bu okuma
daha ziyade, Mesih ile ilgili beklentileri grlebilir ve okunabilir iaretlere
gereksinim duyan farkh mezheplerin ii olacaktr. slamda ayn sorunla
kar karyadr. Tm Kitap dinleri iin -ve somut tarihlerinde, her olay
bir d iradenin iareti sayan szl paganizmin karlklar bulunmasna
ramen- vahiy bir tek kez herkese indirilmitir, bunun doal sonucu olarak
her yeni peygamberlik bir sapknlktr; yleyse bir anlamda Vahiy, tarih
hakknda hibir ey sylemedii iin Kitap dinleri, tarihi, kendi kendilerine
268 PAGANZMN DEHASI
BREY VE YANILSAMANIN BASAMAKLARI 269
yapmak ister. Vahiyden sonra Tanrnn sessizliinin her yeri sard bir
dnyay sadece insann sz ve eylemi doldurabilir - Chateaubriandn,
antik paganizmin kesilmeyen uultular karsnda hissettii aknl
hatrlayn. Bu adan, slamn seenekleri Hristiyanlnkilerden daha
aktr. Andr Miguel (1968), slamn seyrinin iki temel yn zerinde
durur: geleneki Mslmanhn temelini oluturan, kaynaklara geri d
n ve tinsel ilke ile dnyevi ilkenin i ie getii topluluk ideali. Bu iki
yn, tarihe ve tam anlamyla politik bir tarihe alr. Birincisi, okuma ve
yorumlama sorunlar ortaya ktnda sapknlk her zaman mmkndr;
Kutsal Kitaplar zerine tartma, zellikle din savalarnn en korkun
biimleriyle, Hristiyanlk ve Avrupa tarihinin nemli bir blmn te
kil eder; ii Mslmanl, metnin grnen anlam (zahir) ile yetinmeyi
reddeder ve gizli anlamnn (batn) ifresini aama aama zerek Kuran
vahyini srdrmeyi ister. Bu kartln, slamn pohtik tarihine ynelik
olarak, hl varln srdren takipileri yok deildir. kincisi, slamn
be artna (ahadet etmek, namaz, oru, zekat, hac), yorumcular, bazen
cihad, Tanrnn hkmdarl iin abay, eksiksiz biimini savata bulan
kiisel ile abasn ekliyorlarsa, bunun nedeni, Miguelin belirttii gibi,
her eyden nce topluluun ii olan (s. 52) cihadn, dinin toplumsal
buyruklarn, kyafetini ve kyafetlerini yani somut temelini tekil eden
Mslman topran, Mslman zaman ile birlikte (hicret takvimi, yln
bayramlar, her gn klnan namazlar) savunmann ya da geniletmenin
en u arac olmasdr.
Dinin, inancn ya da dinsel pratiin, insanlarn ilerine ve onlarn
tarihine bilerek ya da bilmeyerek mdahil olmas, her durumda, tesad
fn ya da tek bir bireysel inisiyatifin sonucu asla deildir. ster ie gce
ya da iten gten el ekmeye atfedilsin, ister boyun emeye ya da isyana
srklesin, gdmlenmi din, her zaman, bireye, varoluunun amacn
ve bundan da nce, toplumsal yaamn anlamn gstermek savndadr.
nan bunalmlarnn (inancn nesnesi ne olursa olsun), birbirlerini d
lamaktan daha ok birbirlerine eklemlendikleri artk o kadar da artc
deildir. Kukusuz, dinsel inan, asla, zulm dnemlerinde olduu kadar
canh deildir; ve belki, zulm, kendi tarznda, zalimin esenliinin, en
azndan dnsel biUncinin yerinde olduunun kantdr. Bugn medya,
bize bir anlamazln aldn bildirdii zaman, bunu, iki rakibin
anlat olarak anlamamz gerekir: bize, Fransada ok hararetli gemi
olan, laiklik tartmasnn ald sylenir. Ama bu ama, ne bir zafer
ne de bir sentezdir; daha ok l bir bunalma gnderme yapar. nan
ve dinsel ynelimler bunalm, Kilisenin kurumsal baarlarna ramen
derinlemektedir; saysz nedeni olan Okul bunalm, okullar sava sona
ermesine ramen, iddetlenmitir; felsefe ya da laik inan, eitim sendika
snn gcne ramen, gemite kalm tutumlar srdrmektedir ve kimi
zaman, zgr dnceyi, aklcl ve ateizmi ak bir biimde savunmaya
cesaret eden yalnz birka tane kahramann, Le Mondeun ikinci sayfa
snn kk bir kesinde, bu felsefenin eski erdemlerini ve yitip gitmi
cazibesini artrma riskine girmesine yol aacak kadar demode olmu
grnmektedir. Belki bugn, bu karklklara, onlarm bykln ve
hatta gerekliini deerlendiremeyecek kadar ok yaknz; belki, bu ka
rklklar, XVI I . ve XVI I I . yzyln dnemecindeki Avrupadaki vicdan
bunalm gibi, vaatler ve tehditler barndran ve gelecee gvenle dolu
olan, hem atmalarn hem de anlamn tayclardrlar Ne olursa olsun,
bunlar, dnsel, politik ve dinsel tutumlar, iyi gnler iin olduu gibi
kt gnler iin de neyin birletirdiini gsterirler: hepsi, hkmetmeyi
deilse de anlamay istedikleri tarihin iindedirler.
270 PAGANZMN DEHASI
oktanrc paganizm, inancn ve gdmn skntlarn tanmaz; birey ile
Tanr arasndaki, Yahudi-Hristiyan geleneinin kurduu ve yokluu, onu
koparmay dnen ve byle olunca da yalnzlk deneyimine mahkm
olacak bireyi, anlam ondan baka bir yerde aramaya zorlayan zel ve
karlkl ba bilmez. Anlam bulmak iin, kendini toplumsal anlamlarn
etkilerinin dngsel mantna, gnlk yaamn makine gibi ileyen dinine
ya da arbal ateizmine brakmann yetip yetmeyeceine karar vermek
felsefeciye (ya da yaayan herhangi bir insana) der.
Bu hipotez balamnda, felsefeci, biraz daha fazla eletirel bir bilin-
lilik gsterme dncesinde olursa, belki de bedenin, kalbin ve tinin
cokularnn, bu cokulardan, yalnzca onlardan esinlendii iin iyi
olarak bahseden teolojilerden daha gl olduklarn kabul edecektir;
bu cokularn, d dnyay, bitmek tkenmek bilmeyen bir iaretler
kayna haline getirmek iin yeterli olduunu ve her zaman sylendii
gibi kendi yaamlarn yaayan bireyler tarafndan, bir iaretten dierine
geilen parkurlarn anlamndan baka toplumsal olarak ileyen bir an
lam olmadn bilecektir, iaretlerin ne iin olduunu yani insanlar iin
olduunu kavrayarak, ateizmi, bir oktanrclk olarak yani olaylarn ve
rastlantlarn, ayn ritme sahip olmayan dnemlerin, kimi zaman youn
luklar nedeniyle anlam isteinin nne geen ama her zaman her ey
sona erdikten sonra yorumlanan, sorgulanan ve dkm yaplan arzularn
ya da d krklklarnn bir art arda gelii olarak yaayacaktr. Bireylerin
gnlk olarak gerekletirdikleri ve konumalarnn, birbirlerine srlarn
amalarnn... ya da esenliklerinin, az ok bkkn, iyimser ya da kaygl
bir dilde kantlad varolularna durmadan deer bime iinden etki
lenmemek iin tekilere ok daha az dikkat kesilmek gerekirdi. tekinin
yanma, nasl olduunu sormaktan baka hibir ey iin asla yanalmad
toplumlarn kkten paganizmi.
Bununla birlikte felsefeci (yaayan herhangi bir insan), kukusuz bu
baya ama temel belirlenimlerin nemini asla azmsamamas gerektiini
bilse de, kendi seimini belki de bu kadar kolay yapamayacaktr Snfsal
durumlar ya da etnik veya ulusal aidiyetleri nedeniyle kendi bireysel
parkurlarndan hibir ey ummayan ve tersine hem yaamlarna dorudan
bir anlam hem de geleceklerine bir biim vermek iin yararlanabilecek
leri tarihsel bir altst olutan korkmayan insanlar dnecektir Ama
bu insanlar, biri kendilerinin dieri ise, ne kadar yava olursa olsun tm
dierlerinin olmak zere iki tarih yaayacaklardr; bu durumda, onlara,
hangi kaynaklar anlam yaratma ve yayma stratejileri sunabilir?
Paganizm tarafnda, ritalist mantn, smrgeletirilen halklarn
smrgeletirenlere direniinin balca zayflklarndan biri olduu grlr
Bu halklar isyan etmeyi istedikleri zaman bile, onlara rakiplerinin silahla
rn kullanmaya ynelten -bu, ilk ortaya kan, din silah olduu, gcn
ve dinin birbirlerine gre tanmland, fetihinin dinini taklit etmenin,
fetihininkine benzer bir stat kazanmayla zdelemi bir zgrln
anahtar olduu andan itibaren iyi bir sava deildir- ne olursa olsun,
bu mantktr Bu, Freudun, o zaman sz konusu olan dinin inansz uy
gulayclar hakknda syledii mi gibi yapmann bir baka eididir:
ritellerin gereklemesi gelecee yn veriyormu gibi. Beyazlar taklit,
Kutsal Kitapa sahip olmaktan geiyormu gibi, taklit, zdelemeye sa
lyormu gibi - gcn iaretleri ve oyunu, onu kullanmay ve ona egemen
olmay salyormu gibi.
Eer, peygambercilik, kendi tarzyla, paganizmin snrlarn gste
riyorsa, bunun nedeni, daha yukarda tasvir ettiimiz kelme etkisiyle
figr ve iareti kartrarak, zdelemeden taklide ve ifre zmeden
yanstmaya ya da retmeye olmak zere iki tane kayma gerekletirmesidir.
ok sktnda, birdenbire, kendisinin Kurtarc olduunu ve Kurtuluun
cisimlemi hali olduunu bildiren Afrikal peygamber, bu koyulatrma
BREY VE YANILSAMANIN BASAMAKLARI 2 71
hareketine iyi bir rnektir: szde benzeri hatta kopyas olduu, Kutsal
Kitap figrlerinden herhangi biriyle artk zdelemez, ama bu ekilde,
sann, onlarn i ie gemi figrlerini bir tr kesin iaret, lmn iareti
haline getiren -zamann geldiinin ve her eyin sylendiinin iareti- tu
tumunu taklit eder. Ayn ekilde ve hem yaratcs hem de nesnesi olduu
bir yorumu glendirmek iin, zaten pek elverili olmayan bir balamda,
bir yanda byleyici modele benzemeye, dier yanda da ve ek olarak,
(ifre zme gcnden yoksun olduundan) btnleyici, ikincil ama temel
iaretleri, neredeyse kantlar retmeye koyulur: savn dorulamak ya da
benzerliini vurgulamak iin iyiletirir, ksa vadeli ngrlerde bulunur,
tepeye oyma kayklar serpitirir, etrafna havariler toplar, ncil ile tehdit
eder ya da ekinlerini gelitirir.
Ama badatrmac kltlerin, iaret olarak yorumlayamadklar iin
doal bir G olarak yani yaam olduu gibi lm de, ykm olduu gibi
refah da getiren glere benzer bir g olarak (ona yknerek, onunla
oynayarak, ltufkar hale gelmesini ya da yeniden ltufkar hale gelmesini
umarak) ele aldklar (tersine Hristiyanlarn doast bir g olarak
adlandrd) Otekinin figrnn ortaya kmasyla birlikte karklk
kendini gsterir.
Gnlk yaamn sradanlnda kahramanlar ve tanrlar birbirlerini
taklit etmezler; insanlar, bir maske takarak ya da onlar tm insani kimlik
lerinden yoksun brakan bir cinlenme etkisiyle bazen onlarla zdeleirler;
iaretlere gelince, onlarn ifreleri zlr. Eer hastalk bir iaretse, ayn
nesneye ilikin olan tedavisi baka bir iarettir (rnein insanlar arasndaki
ya da bir insanla bir tanr arasndaki nce bilinmeyen ya da nemsenmeyen
sonra bilinen ve kurulan bir iliki): frk, peygamberden farkl olarak,
bu iaretin reticisi deil, her ne kadar sahip olduu, gelecei grme
yetenei ve gc hakknda, elde ettii sonuca gre bir yargya varlabilse
de, yalnzca ilikiyi tanmann ve kurmann aracsdr.
Bununla birlikte, zdelemeyi taklitten, ifre zmeyi iaretler retme
den ayran mesafe ksadr. Paganizm, bunalm durumlarm ve bunlarn yol
at iaretlerin bir tr iddetlenmesini ancak, ayn zamanda bavurulan
son are de olan bilinli bir hareketle, bu mesafeyi kapatarak kontrol
altna alabilir.
Ama ritalist mantk yalnzca halklar arasndaki maddi ve ideolojik
egemenlik ilikileri ile ilgili deildir. Gruplara, yaplarnn znden bam
sz olarak, muhtemelen geici bir kimlik, Durkheimci ifadeyle bir kutsallk
bilinci iletmeye elverili kolektif davranlarn tmnn kkeninde bu
272 PAGANZMN DEHASI BREY VE YANILSAMANIN BASAMAKLARI 273
mantk vardr. Modern toplumlarda, bayramlarda bir araya gelme vesile
leri, ne srf ne de temelde kelimenin tam anlamyla dinseldir: ekonomik,
sendikal politik yaam ve daha da ok sportif yaam, en byk kitle
gsterilerine yol aar; popler mziin (pop, regi) modem biimlerinin
yldzlar etrafndaki toplamalar da unutmamak gerekir. Bu farkl top
lamalar, farkl kimlik seviyelerine (ya, rk, snf, cinsiyet, bu bakmdan,
ksmen anlaml ltler tekil eder) karlk gelir. Yol atklar kaynama
nedeniyle Durkheimci bir analize o kadar uygundurlar ki, cisimlemi
(yldzlar, idoller), daha soyut (Parti, futbol kulb) ya da totemsel yan
lar apak ortada olan para para kltlerin basit materyalini (tirtler,
posterler, amblemler, apkalar) tekil eden farkl desteklerle desteklenmi
daha simgesel (renkler, hayvan figrleri) tasarmlara karlk gelirler.
Kukusuz, politik ya da sendikal eylemin, futbol klt gibi, bugn,
bir ritelin az ok dzenli bir biimde kutlanmasna indirgendiini
sylemeye almyoruz. Bununla birlikte, bu kutlamada ritel mantk
egemen olduu lde, bu olaslk vardr. Ritel ereklilik, iki kutup
arasnda gidip gelir: ritin yaplmasn gerektiren projenin gereklemesi,
ritin kutlanmasnn yol at dorudan tatmin. Ritelin bu iki evresi eit
biimde temeldir. Yaayan dinsel pratikler iin bu iki kutup, birbiriyle
uyumaz ya da eliik deildir. Makinesel din, daha ok, doal olarak,
yalnzca ritin kutlanmasna bal olan estetik ve duygusal heyecanlarn
belirtisidir. Dnyada g ilikilerinin tuhaf bir biimde adeta donduu
bir ada (baz yorumcular bu donmada, yeni glerin ortaya knn
iaretlerini grdklerine inansalar da), az nce bahsettiimiz pratiklerin
hepsinin, en makinesel ritalist mantktan (yani ama sorusu sorulmam
ritel mantk) kyormu gibi grnmeleri kanlmazdr. Bob Marley gibi
reggae arkclarnn kurduklarna benzer cmlelerin (Stand up! Get up!)
ne kadar sert olduu bilinir, ama bu arkclarn yol atklar heyecan, belki
de yalnzca dans esnasnda canl kalr; Jamaikal kalabalklar dans eder, ve
reggae ritminin baarsnn bir sonucu olarak daha baka kalabalklar da
dans eder. Serge Gainsbourg tarafindan dzenlenen Fransz milli marnn
reggae versiyonu (Aux Armes, et Ctera), Gainsbourgun gten yok
sun laubaliliiyle, ne gerek mesaj ne de projesi olan bir ritelin gln,
en azndan oyunsu karakterini gsterir; bundan endielenen ya da buna
kzan, eski Fransz paratlerden daha ok nc-dnyac militanlar
olmutur. Bu servenlerde en dikkat ekici olan, reggae mziinin de, pop
konserlerinin de ve Avrupa Futbol ampiyonasnn da, tam anlamyla,
eylemin yerine gemedikleri, honutsuzluu ya da bakaldry kanalize
etmedikleridir. Dans ya da futbol tutkunlarnn ounluunun, kendile-
rini, onlarn yokluunda militan eyleme adam olduklan tmyle doru
deildir, ve kide olgularn bu ekilde ele almann, kesinlikle, hibir anlam
yoktur; nasl din, gc elinde bulunduranlarn Makyavelci inisiyatifine
ve maniplasyonlarna indirgenemezse (her ne kadar dinin bu ekilde
kullanlmas mmkn ve sk sk yaplan bir eyse de), an byk kltrel
olgular da, bu olgularn bir kesim iin yerine getirdii telafi ya da boalma
ilevleri ile tanmlanamaz.
Modern toplumlarn nemli bir ksm iin, ne inanc ne de ortak bir
klt olan bir eit din tekil eden para para farkl simgesel pratikler
arasnda ince balar kurmaya almak phesiz ok zordur ama tmyle
bouna deildir. Bylesi bir proje, dinsel Antropolojinin tutumunun, zeh
likle de dinsel Antropolojinin en deneyimli teorisyenlerinden biri olan
Clifford Geertzin tanmnn (Dinin antropolojik incelemesi iki katmanh
bir ilemdir: lkin, dini kendine zg klan simgelere ikin anlamlar sis
teminin zmlenmesi; ikinci olarak da bu sistemlerin toplumsal-yapsal
ve psikolojik srelere olan ba [Geertz, 1966, s. 42]) tersi bir tutumu
gerektirir. nk, o zaman, kltrel bir sistem olarak tanmlanmas sz
konusu olacak olan, dinden daha ok, potansiyel olarak sistematik ve st
kapal bir biimde dinsel bir btn halinde erevelenmeye giriilmesi
gerekecek olan, en kart tezahrlerinde kavranlan kltr olurdu. Bireysel
ve toplumsal sorunsallarn i ie gemesinde katks bulunan, farkl farkl
kurumlarn, ilk bata da, kolektif tasarmlar ve yeni mitolojileri, yani
ksacas herkes iin bir kez mmkn olan yegne anlam olarak gz nnde
bulundurmay benimsersek belki de bir ycelik atfetme ve eilim gsterme
ihtimalimiz olan bir anlamn yeni dayanaklarn bireysel -Althusserin
dedii gibi, zne olarak seslenilen- imgelemde her gn yankdandran
televizyon gibi basn yayn organlarn kukusuz bu gzlemden bak
tutmamak gerekir.
zdeleme/taklit ve ifre zme/retme iftlerinin, bu yeni balamn
analizi iin uygun olup olmadn grmek ilgin olurdu. Taklit yoksulun
zdelemesidir, amatr gitarclarn, kovboy izmesi (Santiag) giyenlerin
ve her eit yldzn her trden hayrannn Chateaubriand ya da hi
kimsesidir^^ama ayn zamanda, moral bozucu bir biimde alay etmenin
eksiksiz silah, politika dnyamzn falanca yldznn raz olmas gereken
32) Victor Hugo on drt yanda okul defterine yle yazmtr: Ya Chateaubriand
olurun:! ya da hi kimse, (.n.)
274 PAGANZMN DEHASI BREY VE YANILSAMANIN BASAMAKLARI 275
skandaldr da. Kutsallktan km m yoksa kutsallam m olduu ya
da daha dorusu her iki duruma veya bunlardan herhangi birine maruz
kalp kalmad (bu, karara balanamaz olan ve yalnzca tarihin, belki de
taklitilerin, politik yaamn aktr-seyircilerinin yani vatandalarn zerin
de yaratt byy aklayacak olan tarihin ok fazla olmamak kouluyla
geriye dnk olarak deerlendirebilecei bir etkidir) sorgulanabilecek
ift ynl bir silah. Ayn zamanda, en artcs, bazlarnn, bakalarn,
onlarn gln olanlarn taklit ederek gldrebilmesi, belki en tinseli,
politikann yldzlarnn, televizyonda ok fazla konua konua kendi
kendilerini taklit ediyormu izlenimi yaratabilmeleri ve bylece kendi
saygnlklarna zarar verebilmeleri olan tehlikeli bir narsisizm silahdr.
Ama televizyon performansna zg tehlikeleri bilmenin, politikann
aktrlerinde yol at doallk yar, politik yaamn en scak anlarnda,
iaret ve figr arasndaki ilikilerin -peygamberse] altst oluu, mutatis
mutandisi (gerekli deiiklikler yapldnda) anmsatan- altst olmasna
yol aabilir: o zaman temel iareti tekil eden, iyi bir figr sergilemek
zorunda olan konumacnn formu dur (eer, tam tamna, formundaysa
biraz abartabilir), oysa mesajnn ierii yalnzca bu formun bir bileeni
olmaya doru gider. Sz, bir kez daha ete kemie brnr.
Buna kout olarak, tm kamusal yaammzn, bir ekilde sistematik
olarak, adeta, iaretler retimine yneldii grlecektir. Takvim kavram
kamusal yaam iin zorunludur (kandmaz olarak, zamana ilgili dairesel
anlay ve dorusal anlay arasndaki ok basit ztlklarn tm arasnda
nanslar oluturmay salamaya yneliktir); ama, bu kamusal yaamda (bu
yaamn uluslararas yan da dahd) farkl grnmler alan zel takvimlerin
(politik, sportif, eitimle ilgili...) her biri, dzenli olarak olaylar-iaretler
retmenin aralardr. Greli olarak sonu belli olmayan vadeleri (seim
sonular, ma sonular) dzenledikleri iin, iaretlerin retiminin ve
ifrelerinin zmnn ayn zamana denk dmesine olanak salarlar
(bu anlamda, paganizm de peygambercdiin ortasnda yer alrlar); spor
ve seim seremonisine gelince, bu seremoni, ok ksa bir zaman ereve
sinde, ritelin iki boyutunu zetler; ritelin yaplma zaman ve sonucun
beklenme zaman; seremoni zaman ve vade zaman.
Durkheim gibi, dinin ilevinin, beklenmeyeni aklamaktan daha
ok, yaamn normal akn devam ettirmek olduunu mu dnmek
gerekir, ya da baka bir deyile, dinin, ritele ve bunun da tesinde,
bize, ne tanrlarn ne de Tanrnn olduu laik bir kutsallk anlaynn
habercisiymi gibi grnen bir pagan din anlayna indirgenmesine mi
ncelik vermek gerekir? Bu soru tartmasz bir biimde gncelliini
korumaktadr.
Tketim gibi baz ifadelerin, betimlemeye talip olduklar kutsal
gamda yer alabilecek kadar belirsizlie (binlerinin tketimi, dierlerinin
tketimi deildir) sahip olmalarna ramen, yine de aklamay dene
dikleri ak olmayan sistemler karsnda, dinselin ya da, daha geni
anlamda inancn geri dn izleklerinin harekete geirebilici bir er
demi koruduklar dnlr. Etkililiklerini -ve baz balamlarda (baka
iyi inanlar ya da baka kt inanlar karsnda) greli aklklarnn
etkililiini- gz nnde bulundurarak, bunlar, Freudun yanlsamalar
arasna koyduu dingin pheyle birlikte dnmek mmkndr. mal
bir bala sahip olan bir makalede (Rveries pour une pque russe [Bir
Rus paskalyas dleri]) Andri Siniavski (1980), Ruslar arasnda yaylan
dinsel Rnesans izleini eletirir. Bu izlein, son zamanlarda Stalinin
tanrsallatrlmasna varan ayn yanltc dinsellikten ve iddetlenmesi
tarihi canavarlklara varabilecek Rus milliyetilii duygusundan ileri
geldiini dnr. Bununla birlikte, aydnlarn bir blmnde din bihnci-
nin ve duygusunun uyanmas (Ateizmle bym dnn ocuklar, koyu
cehaletler iinde bilmem ne bulmular, a.g.y., s. 6), ona gre, ycelik
ve bireysellik-st gereksinimini karlamak konusunda sosyalizmin yerini
alr: Sosyalizm, uzun sre, bu aknlk gereksinimine bir yant olmutur.
Bugn, Tanr sayesinde, imaj parlakln yitirmitir. Milyonlarca varl
ldrerek, kendi kendini ldrmtr Ama doa boluktan korkar. Tinsel
ve onunla birlikte din bu boluu doldurmutur (a.g.y). Bu durumda,
Hristiyanlk, idealden usanm... genleri ve, Tanr deil, motosiklet,
televizyon, ev ve votka aray iinde olan bir lkeyi, dnen elit
(a.g.y., s. 7) haline getirir. Bu uyan, duyduumuz kadaryla, bir direni
zelliindedir (Siniavskinin anlattna gre, kutsal kitabn nemU
metinlerini aralarnda paylap, onlar ezberleyen ve baz geceler gizlice
bu metinleri birbirlerine ezberden okuyan, Mordovyadaki bir kamptaki
mtevaz mujiklerin gsterdii direni). Kltrn, asl znde ayakta
kalmas: Mealeyi tayacak byle insanlar olmasayd, u lml dnyada
yaam anlamsz olurdu (a.g.y., s. 10).
Her simgesel rne anlamn veren bireye (nk, eer mmkn olan
tek bir birey dncesi yoksa, tek bir bireysel varoluun aklad vicdan
olgularn hesaba katmamas mmkn olan toplumsal dncesi hi yok
tur) , yanlsamann basamaklarn reddetme hakk kahr. Bu basamaklarn
hepsi ayr ayr, ayn yargnn konusu olabileceinden deil, bilinli bi
276 PAGANZMN DEHASI BREY VE YANILSAMANIN BASAMAKLARI 277
reysellik taraf, yine de bu basamaklara kar kan reddin bykl ile
lld iin. Toplumsal ban gereklilii, hem bireysel yaamn (bireyin
mutluluunun ve acsnn) anlam hem de bu anlamn snrdr: Bireysel
yaam dzeyinde, bu yaam zengin ve dolu dolu yapan her ey geri dn
drlemez bir biimde geicidir. Geri dn olmayan gidiler vesilesiyle
sylenen arkda verilen sz (Bu yalnzca bir hoakal, kardelerim...
Evet, geri dneceiz kardelerim) dindarca bir yalandan baka bir ey
deildir. Tarih yava ilerler ve birey hzl yalanr. Ama sonsuzluktan
kesinlikle daha ok yeniden doula megul olan oktanrclklarn hi
bitmeyen canllnda, Stoacln ve Epikrcln abartsz duruluunda
bulunan bir ey bize, ne mutluluun ne de vicdann umuda gereksinim
duyduunu hissettirir.
Kaynaka
ALTHUSSER, L.
-Pour Marx, Paris, Maspero, 1965. (Trkesi: Marx in, ev.: Ik Ergden,
thaki Yaynlar, stanbul 2002).
A SI M Oy I.
-Foundation, New York, Dobleday, I 95L (Trkesi; Vakf, 7 cilt, ithaki
Yaynlar, stanbul 2004-2008).
AUGE, M.
' Les mtamorphose du vampire. Dune socit de consommation lautre.
Nouvelle Revue depsychanalise, 6, 1972.
'La Notion de personne en Afrique Noire iinde Sorciers noirs et diables
blancs, Paris, C.N.R.S., 1973.
'Anthropologie religieusen (Gods and Ritualsin Fransizcasi, yay. haz.; J.
MI DDLETON, 1967) nsz Dieux et rituels ou rituels sans dieux, Paris,
Larousse, 1974.
'Thorie despouvoirs et idologie, Paris, Hermann, 1975a.
'Prophtisme et thrapeutique (yay. haz.; C. PI AULT) iinde Logique lignagre
et logique de Bregbo, Paris, Hermann, 1975b.
'Pouvoirs de vie, pouvoirs demort, Paris, Flammarion, 1977.
' Quand les signes sinversent. Communication, 28, 1978.
KAYNAKA 279
' Ici et ailleurs; sorciers du Bocage et sorciers dailleurs, Les Annales, 1,1979.
BALANDI ER, G.
-Sociologie actuelle de lAfrique Noire, Paris, PU.E, 1955.
BALLI E N.
-Analyse critique et synthse des connaissances sur les Pygmes africains,
doktora tezi, E.H.E.S.S., Paris, 1980.
BASTI DE, R.
' Messianisme et dveloppement conomique et social. Cahiers internatio
naux desociologie, 31, 1961.
BATAI LLE, G.
-Thorie de la religion, Paris, Gallimard, 1973. (Trkesi; Din Kuram, ev.:
Mukadder Yakupolu, Gebe Yaynlar, stanbul 1997).
BEATTI E, C.
-Witchcraft and Sorcery in East Africa (yay.haz.; ]. MI DDLETON ve E.H.
WI NTER) iinde Sorcery in Bunyoro, Londra, Routledge ve Kegan Paul,
1963.
BEI DELMAN, J. O.
-Witchcraft and Sorcery in East Africa (yay. haz.: J. MI DDLETON ve E.H.
WI NTER) iinde Witchcraft in Ukaguru, 1963.
BERGSON, H.
-Les Deux Sources dela morale et de la religion, Paris, Alcan, 1932. (Trkesi:
Ahlakm ve Dinin Iki Kayna, ev.; Mukadder Yakupolu, Dou Bat Yaynlar,
stanbul 2004).
BLOCH, M.
'Les Rois thaumaturges. Publications de la facult des lettres de Strasbourg,
Strasbourg, 1924.
BOTTRO, J.
' Prophtisme babylonien et monothisme dI sral, Recherche et documents
du Centre Thomas-More, no: 31, 1981.
BOURDI EU, R
'Gense et structure du champ religieux, Revue franaise de sociologie, XI I,
3, 1971.
BURTON
'A Mission taGelele, King of Dahomey, 2 cilt, Londra, Tylston, 1893.
CARO BAROJ A, J.
'La brujas y su monda, Madrid, Alianza editorial, 1961. Alntlar Franszca
evirisinden yaplmtr: Les Sorcires et leur monde, Paris, Gallimard, 1972.
CHATEAUBR AND, E'A . de
'Gnie du christianisme, 5 cilt, Paris, Migneret, 1802. Alntlar ldition de la
Bibliotque de la Pliadedan (Paris, Gallimard, 1978) yaplmtr.
CLASTRES, H., LI ZOT J.
'La part du feu. Libre, 3, 1978.
280 PAGANZMN DEHASI
CLASTRES, H.
' Les beaux-frres ennemis. A propos du cannibalisme Tupinamba, Nouvelle
Revue depsychanalyse, 6, 1972.
CLASTRES, E
' Malheur du guerrier sauvage. Libre, 2, 1977.
COHN, N.
'The Pursuit of the Milienium, Londra, Seeker ve Warburg, 1957. Almtdar
Franszca evirisinden (Les Fanatiques de Apocalypse, Paris, Julliard, 1962)
yaplmtr.
DEBRUNNER, H.
-Witchcraft in Ghana, Accra, Presbyterium Book, 1959.
DELEUZE, G., GUATTARI , E
-LAnti-dipe, Paris, Minuit, 1972.
DSY, E
'Lhomme'femme, Libre, 3, 1978.
DETI ENNE, M.
-Llnvention de la mythologie, Earis, Gallimard, 1981.
D ETERLEN, G.
-La Notion de personne en Afrique Noire iinde Limage du corps et les com'
posantes de la personne chez les Dogon, Paris, C.N.R.S., 1973.
DOUGLAS, M.
' Witch beliefs in Central Africa, Africa, XXXVI I , 1, 1967a.
-Purity and Danger, Londra, Routledge ve Keagan Paul, 1967t>, Fransizcasi:
De la soullure, Paris, Maspero, 1971.
DUMZI L, G.
-La religion romaine archaque, Paris, Payot, 1966.
-Mythe et poe, Paris, Gallimard, 1971.
DURKHE M, .
-Les Formes lmentaires de la vie religieuse, Paris, Alcan, 1912. (Trkesi:
Dini Hayatn lkel Biimleri, ev.; Fuat Aydn, Ata Yaynlan, stanbul 2005).
EL ADE, M.
-Birth and Rebirth, New York, Harper, 1958.
ELKI N, A. E
' Studies in Australian totemism; the nature of Australian totemism, Ocenia,
IV, 2, 1933.
TI EMBLE, R.
-LOrientphihsophique au XVI IL sick. Centre de documentation universitaire,
Paris, 1961.
EVANS'PRI TCHARD, E. E.
-Witchcraft, Oracles and Magic arrumgtheAzande, Oxford, Clarendon Pres, 193 7,
Fransizcasi: Sorcellerie, oracles et magie chez Azand, Paris, Gallimard, 1972.
-Theories of primitive religion, Oxford University Pres, 1965.
KAYNAKA 281
EYMERI CH, N., PENA, E
'Le Manuel des Inquisiteurs, Ecole pratique des hautes tudes et Mouton et
Co., 1973 {Directorium Inquisitorum, Avignon, 1376, Roma, 1578).
FAVRET'SAADA.J .
-Les Mots, la mort, lessorts, Paris, Gallimard, 1977.
FLEURY Abb Cl.
-Histoire ecclsiastique, 20 cddin drdncs iinde, Paris, P-J. Mariette,
169M720.
FOSTER, G. M.
' Disease etiologies in non'Western medical systems, American Anthropolo
gist, LXXVI I I , 4, 1976.
FREUD, S.
-Zeitschrift fr Religionspsychologie iinde Zwangshandlungen und Religion-
sbungen, Halle-Leipzig, I, 1, 1907. Almtdar Marie Bonaparte evirisinden
(LAvenir dune illusionun devam Actes obsdants et exercices religieux)
yaplmtr.
-Totemund Tabu, Leipsig-Vienne, Heler, 1913. (Trkesi: Totem ve Tabu,
ev.:K. Sahir Sel, Sosyal Yaynlar, I stanbul 1984).
-Die Zukunft einer Illusion, Vienne-Leipzig-Zurich, I nternationaler Psycbo'
analytischer Verlag, 1927. (Trkesi: Bir Yanilsamanm Gelecei Uygarlk ve
Honutsuzluklar, ev.: Aziz Yardml, I dea Yaynevi, stanbul 2000.)
GAUCHET M.
'La dette du sens et les racines de lEtat, Libre, 2, 1977.
GEERTZ, C.
-Anthropological Approach to thestudy of Religion (yay. haz.: M. Banton) iinde
Religion as a cultural system, Londra, Tavistock, 1966.
GI LLI ES, E.
-Social Anthropology and Mdecine (yay. haz.: J. B. LOUDON) iinde Causal
criteria in African classifications of disease, Londra'New York'San Francisco,
Acadmie Press, 1976.
GI NZBURG, C.
-I Benandanti - Stregoneria: i culti agrari tra Cinquecento e Seicento, Torino,
Einaudi, 1966. Fransizcasi (Verdier, 1980): Les Batailles nocturnes aux XVI '
et XVI L sicles iinde Entretien entre Giordana Chauty, Daniel Fabre et
C. Ginzburg.
GI RARD, R.
-La Violence et le sacr, Paris, Grasset, 1972. (Ren Giard, iddet ve Kutsal,
ev.: Necmiye Alpay, I stanbul 2003.)
-Des choses caches depuis la fondation du monde. Recherches avec J.-M.
OURGHOURLI AN et G. LEFORT, Paris, Grasset, 1978.
GLUCKMAN, M.
-Social Structure Studies presented to A.R. Radcliffe-Brown (yay. haz.: MEYER'
FORTES) iinde The role of the sexes in Wiko circoncision ceremonies,
Oxford, Clarendon Press, 1949.
'Order and rebellion in tribal Africa, Londra, Cohen ve West, 1963.
GRANET M.
'La Pense chinoise, Paris, La Renaissance du Livre, 1934- Ahntilar, Paris,
1950, Ablin Michel basmndan.
GREEN, A.
'Le cannibalisme; ralit ou fantasme agi. Nouvelle Revue de Psychanalyse,
6, 1972.
HARNER, M. J.
' Jivaro souls, American Anthropologist, LXIV, 2, 1962. Fransizcasi: Anthro'
pologiereligieuse (yay. haz.: MI DDLETON, ]., Paris, Larousse, 1974) iinde.
HAZARD, E
'La crise de la conscience europenne (1680'1715), Paris, Boivin, 1935.
HLYOT Pre H.
-Histoire des ordres monastiques, religieux et militaires et desconrgations sculires
de l'un et lautre sexe..., 8 cilt., 4. ciltte, Paris, N. Gosselin, 1714'1719.
HRI TI ER, E
'Le Fait fminin (yay. haz.: SULEROT E.) iinde Fcondit et strilit; la
traduction de ces notions dans le champ idologique au stade prscientifique,
Paris, Fayard, 1978.
HERSKOV TS, M.
'Dahomey, an Ancien West African Kingdom, New York, ]. J. Augustin, 1938.
HEUSCH, L. DE
'M. DOUGLASm Fransizcaya evirdii Purity and Dangerin (De la souillure)
nsz, Paris, Maspero, 1971.
'La Notion de personne en Afrique Noire iinde Le sorcier, le Pre Tempels et
les jumeaux malvenus, Paris, C.N.R.S., 1973.
HOMEROS
'Odusseia. (Trkesi: Odysseia, ev.: A. Kadir, Azra Erhat, Can Yaynlan,
stanbul 2009).
HORTON, R.
' African traditional thought and western science, Africa, XXXVI I , 1,1967.
HUBERT H., MAUSS, M.
' Esquisse dune thorie gnrale de la magie, LAnne sociologique, VII ,
1902.
JAYNE, W. A.
-The Healing gods of Ancient Civilizations, New Haven, Yale University Pres,
1925.
KENYATTA
'Facing themount Kenya, Seeker et Warburg, 1937, Fransizcasi: Au pied du mont
Kenya, Paris, Maspero, 1960.
282 PAGANZMN DEHASI KAYNAKA 283
KI TTI , A.
-Ivoire Dimancheda rportaj, 27.01.1980 tarihli 468. say, 1980.
LATERNAR , V
-Movimenti religioisi di libertae di salvezza dei popoli opressi, Milano, Felrinelli,
1960. Franszcas: Les Mouvements religieux des peuples oprims, Paris, MaS'
pero, 1962.
LAPLANCHE, J., PONTALI S, J .'B.
-Vocabulaire de la psychanalyse, Paris, EU.E, 1967.
LEENHARDT, M.
-Do Kamo: la personne et lemythedans lemonde mlansien, Paris, Gallimard,
1947.
LEFORT Cl.
-Les Formes de lhistoire, Paris, Gallimard, 1978.
LE HRI SS
' L Ancien Royaume du Dahomey, Paris, Larose, 1914.
LEI RI S, M.
-La Possesion et ses aspects thtraux chez lesEthiopiens deGondar, Paris, Pion,
1958. Alntlar Sycmore (Paris, 1980) tarafndan yaplan yeni basmdan.
LE ROY LADURI E, E.
-Les Paysans de Languedoc, Paris, Flammarion, 1969.
LVI 'STRAUSS, Cl.
-Race et Histoire, Paris, Gonthier, 1961. (Trkesi: Ir/c, Tarih ve Kltr, ev.:
Arzu Oyacolu, Haldun Bayr, Ik Ergden, Reha Erdem, Metis Yaynlar,
stanbul 2007).
-Le Totmisme aujourdhui, Paris, EU.E, 1962
-La Pensesauvage, Paris, Pion, 1962. (Trkesi: Yaban Dnce, ev.: Tahsin
Ycel, Yap Kredi Yaynlan, stanbul 2000).
-La Voiedes masques, Paris, Pion, 1979.
LVY, B.'H.
-Le Testament de Dieu, Paris, Grasset, 1979.
LI NTON, R.
'Nativistic Movements, American AnAropoiogist, XLV, I, 1943.
LOWI E, R.
-The History of Ethnological Theory, New York, Holt, Rienhart ve Winston,
1937. Fransizcasi: Histoire del'ethnologie classique, Paris, Payot, 1971.
MACFARLANE, A.
-Witchcraft Prosecutions in Essex, 1560-1680: a Sociological analysis, felsefe
doktoras, Oxford niversitesi, 1967.
-Witchcraft in Tudor and Stuart England: a regional and comparative study,
Londra, Routledge ve Kegan, 1970.
MACHI AVELLI , N.
-Discorsi sopra la prima deca di Tito-Livio, 1531. Alntlar MACHI AVEL,
uvres compltesdeki (Paris, Gallimard, 1952) Sur la premire dcade de
Tite-Live" balkl Franszca evirisinden yaplmtr.
MONDROU, R.
-Magistras et sorciers en France au XVI Fsile. Une analyse depsychologie histo
rique, Paris, Pion, 1968.
MARCUSE, H.
-Eros and civilization, a philosophical Inquiry into Freud, Boston, Beacon Pres,
1955. (Trkesi; Eros veUygarlk, Freud zerine Felsefi Bir inceleme, ev.: Aziz
Yardml, I dea Yaynevi, stanbul 1998).
MARWI CK, M.
' Another modern antiwitchcraft movement in East Central Africa, Africa,
XX, 2, 1950.
-Sorcery in its Social Setting. A Study of the Northern Rhodesian Cewa, Man-
Chester University Pres, Manchester, 1965.
-Witchcraft and Sorcery, (yay. haz.: Marwicx) Penguin Books yaynlar, 1970.
MAUPOI L, B.
-La Gomancie lancienne cte des esclaves, Paris, I nstitut dethnologie, 1943.
MAUSS, M.
' Une catgorie de lesprit humain: la Notion de personne, celle de moi,
Journal of the Royal Anthropological Institue, 68,1938, ayrca Sociologie et
Anthropologiede (Trkesi: Sosyoloji ve Antropoloji, ev.: Ozcan Doan,
Dou Bat Yaynlar, I stnabul 2006). yeniden yaynlanmtr, Paris, RU.E
1950.
MERCI ER, R
-African Worlds (yay. haz.: D. Forde) iinde The Fon of Dahomey, Londra,
Oxford University Pres, 1954.
MTRAUX, A.
-La Religion des Tupinampa, Paris, Leroux, 1928.
MEYEROWI TZ, E.
' Concepts of the soul among the Akan of the Gold Coast, Africa, XXI ,
1, 1951.
MI CHEL'J ONES, E
-La Construction du monde (yay. haz.: AUGE, M.) iinde La Notion de
personne, Paris, Maspero, 1974.
-Retour aux Dogon, Paris, Ed. du Sycomore, 1978.
MI DDLETON, J.
-Gods and rituels. New York, The Naturel History Pres, 1967; Fransizcasi:
Anthropologie religieuse, Paris, Larousse, 1974.
MI DDLETON, J., WI NTER, E. H. (yay. haz.)
-Witchcraft and Sorcery in East Africa, Londra, Routledge ve Kegan, 1963.
MI QUEL, A.
-LIslam et sa civilisation, Paris, Armand Colin, 1968.
284 PAGANZMN DEHASI KAYNAKA 285
MI TCHELL, J-C.
-The Yao village. A study of a Nysaland tribe, Manchester, Manchester Uni-
versity Pres, 1956.
MONFOUJ A'NI COLAS, J.
-Ambivalance et culte depossesion, Paris, Anthropos, 1972.
MUHLMAN, W, (yay. haz.)
-Messianismes rvolutionnaires du Tiers-Monde, Paris, Gallimard, 1968; AL
manca, Chiliasmus und Nativismusdan (Berlin, 1961) eviri.
MULLER, J.'CI .
' Pouvoir mystique, sorcellerie et structure sociale chez les Rukuba, LHomme,
XI , 3, 1971.
MURRAY M. A.
-The Witch Cult in Westem Europe, Oxford, Clarendon Pres, 1921.
NADAL, E
-Le Sentiment delamour dans luvre dePierreCorneille, Paris, Gallimard, 1948.
NADEL, S. E
'Witchcraft in four african socits, American Anthropologist, LIV, 1, 1952.
NI ETZSCHE, Fr.
-Morgenrothe, Chemnitz, E. Schmeitznen, 1881. (Trkesi: Tan Kzll
Ahlaksal nyarglar zerine Dnceler, ev.: zden Saati Karadana, Say
Yaynlar, stanbul 2008).
-Jenseitz von Gut und Bse, Leipzig, Naumann, 1886. (Trkesi: yinin
Ktnn tesinde Bir Gelecek Felsefesini A, ev.: Ahmet nam, Say
Yaynlar, 2004).
-Zur Genealogie der Moral, Leipzig, Naunman, 1887. (Trkesi: Ahlakn
Soykt zerine Bir Kavga Yazs, ev.: Ahmet nam, Say Yaynlar,
2003).
NORBECK
'African rituals of conflict, American Anthropologist, LXV, 6, 1963.
ORTI GUES, M.'C. ve E.
-dipe africain, Paris, Pion, 1966.
-dipe africain, dzeltilmi yeni basm, Paris, Union Gnrale dEditions,
1973.
OUDI N, B.
-La Foi qui tue, Paris, Robert Laffont, 1980.
PARRI NDER, G.
-West African Religion, Londra, Epworth Pres, 1949.
PAULME, D.
-La Mre dvorante, Paris, Gallimard, 1977.
PAZZI, R.
-LHomme eve, aja, gen, fan et son univers. Notes sur laire culturelle aja, 5. fasikl:
Recherche sur levocabulaire eve, Lom, 1976.
PERROT, Cl.'H.
'Be di Murua: un rituel dinversion sociale dans le royaume agni de I ndni,
Cahiers dtudes africaines, VI I , 27, 1967.
POUI LLON, ].
' Manires de tables, manires de lit, manires de langage, Nouvelk Revue
de psychanalyse, 6, 1972.
'M.I ZARD ve R SMI TH tarafmdan bir araya getirilen antropoloji denemeleri
La Fonction symbolique iinde Remarques sur le verbe croire , Paris, Gai'
limard, 1979.
PROUST M.
'A la recherche du temps perdu, Paris, Gallimard, 1927. (Trkesi: Kayp
Zamann hinde, ev.: Roza Hakmen, Yap Kredi Yaynlar 1996-2001)
RADI N, E, KERENY , C. VE J UNG, C. G.
'Le Fripon divin, Cenevre, Georg, 1958.
RANCI RE, J.
'La leon dAlthusser, Paris, Gallimard, 1974.
RATTRAY, R.
-Religion and Art in Ashanti, Londra, Oxford University Press, 1927.
RI CHARDS, A.
' A modem movement of witch'finders, Africa, VI I I , 4, 1935.
ROHEI M, G.
'Magic and Schizophrenia, New York, I nternational University Press, 1955,
Fransizcasi: Magie et schizophrnie, Paris, Anthropos, 1969.
ROUGET G.
'La musique et la transe, Paris, Gallimard, 1980.
SAHLI NS, M.
'M. I ZARD ve R SMI TH tarafmdan bir araya getirilen antropoloji denemeleri
La fonction symbolique, iinde Lapothose du capitaine Cook, Paris, Gal
limard, 1979.
SI NI AVSKI , A.
' Rveries pour une pque russe. Le Dbat, 5, 1980.
SI NDZI NGRE, N.
-Organisation lignagre et reprsentation de linfortune chez les Fodonon, Senufo
de Cte-dIvoire, doktora tezi, E.H.E.S.S., Paris, 1981.
SOUSTELLE, ].
-LEncyclopdie franaisin VI I . cildi LEspce humaine, iinde UHomme et le
surnaturel, 1936.
SUNDKLER, B.G.M.
-Bantu Prophets in South Africa, Londra, Oxford University Pres, 1948.
TARDI TS, Cl.
-Encylopdia Universalis, II. ek iinde Le Roi divin, 1980.
286 PAGANZMN DEHASI KAYNAKA 287
TCHERKZOFF, S.
-Le Rituel dans lordre des valeurs, doktora tezi, E.H.E.S.S., Paris, 1981.
TEMPELS, R
-Bantoe-filosofie. Oorspronkelijketekst, Anvers, De Sikkel, 1946. Alntlar
Franszca evirisinden yaplmtr: La Philosophie bantoue, Paris, Prsence
africaine, 1949.
THOMAS, L. V, LUNEAU, R.
-La Terreafricaine et ses religions, Paris, Larousse, 1975.
TURNER, V W.
-The Ritual Process, Structure and Anti-structure, Londra, Routledge ve Kegan,
1969.
TY LOR, H. B.
-PrimitiveCulture, 2. cilt, Londra, Murray, 1871.
VERDEAUX, E
-LAzi pluriel, doktora tezi, E.H.E.S.S., Paris, 1981.
VERGER, R
-La Notion de personne en Afrique Noire iinde Notion de personne et ligne
familiale chez les Yoruba, Paris, C.N.R.S., 1973.
VERNANT J.'R
-Mythe et pense chez les Grecs, Paris, Maspero, 1965.
VERNANT J.'R, VI DAL'NAQUET R
-Mythe et tragdie en Grce ancienne, Paris, Maspero, 1972.
VEYNE, E
' Lldologie selon Marx et Nietzsche, Diogne, 99, 1977.
VI SSI RE, I. ve J .'L. (yay. haz.)
' I ntroduction aux Lettres difiantes et curieuses de Chine par des missionnaires
Jsuites, 1702-1776, Paris, Garnier'Flammarion, 1979.
WACHTEL, N.
-La Vision des vaincus, Paris, Gallimard, 1971.
WEBER, M.
-Gesammelte Aufstze zur Religionsoziologie, 3 cilt, Tbingen, Mohr, , 1920'
1921.
WI LLI S, R. G.
' Kamcape: an anti'Sorcery movement in South-West Tanzania, Africa,
XXXVI I I , 1, 1968.
WORSLEY, R
-Anhtropologie religieuse, textes fondamentaux (yay. haz.: J. MI DDLETON)
iinde Les mouvements millnaristes de Mlansie, WORSLEY, Rnin
Milenarian movements in Melanesiasindan (The Rhodes-Livingstone Journal,
2i , 1957) eviri, 1974.
ZAHAN, D.
' Socit dinitiation bamhara: lendomo, lekor, PariS'La Haye, Mouton, 1960.
P A G A N Z M N D E H AS I
MARC AUG
T rk e si : Erkan Ataay
"Paganizm, ncelikle Hristiyanln tam kartdr; ve rahatsz edi
ci gcn, belki de kalcln tam da buna borludur. Deiik
kipliklerinde, Hristiyanlktan ve onun deiikversiyonlarndan en
az noktada ayrlr. Dalist deildir ve ne ruhu bedenin ne de
inanc bilginin karsna koyar. Bireysel ve toplumsal yaamn rast
lantlarnn yanstt g ve anlam ilikilerine dsal bir kural olarak
ahlak tahsis etmez. Biyolojik dzen ile toplumsal dzen arasnda,
bir yandan bireysel yaamn, iinde bulunduu toplulua ztln
greceli hale getiren, dier yandan da her bireysel ya da toplum
sal sorunu bir okuma sorunu haline getirme eiliminde olan bir
ba ilke edinir; tm olaylarn bir iaret olduunu ve tm iaretlerin
bir anlam olduunu ileri srer. Kurtulu, aknlk ve gizem ona te
melden yabanc eylerdir. Bunun sonucu olarak, yenilii ilgiyle ve
hogryle karlar; tanrlarn listesini uzatmaya her zaman hazr
dr, sentezden deil eklemeden ve mnavebeden anlar. Bu ku
kusuz Hristiyan misyonerlii (proslytisme) yznden yanl an
lalmasnn en derin ve en kalc nedenidir; kendi adna asla bir
misyonerlik pratii yoktur."
D
antropoloji
kltijr tarihi, felsefe
9 7 8 9 7 5 2 9 8 4 2 4 0

You might also like