You are on page 1of 19

BY

AKADEMS
Henry H. Neff
eviri
Mert Doruer
Tablodaki Sr
5
1
ocuk, Tren ve Duvar Hals
Max McDaniels alnn tren penceresine dayad ve frt-
na bulutlarnn sar gkyznde birbirleriyle yarmasn
izlemeye koyuldu. Yamur, yumuak bir patrtyla cama
vurmaya balam ve gkyz morumsu bir renge b-
rnmt. Nefesi pencerede buharlar olutururken Max,
camdaki sulu yansmasna gz krpt. Yansma da ayn e-
kilde karlk verdi: koyu renk gzleri olan, dalgal siyah
sal ve annesinin sivri elmack kemiklerini alm bir o-
cuk.
Babasnn gr sesini duyunca, Max koltuunda oraya
doru dnd.
6
Hangisini daha ok seviyorsun? diye hevesli bir g-
lmsemeyle sordu babas. Kaln parmaklarnn arasnda
kue kda baslm bir ift bror tutuyordu. Max bro-
rlere bakt ve gzne bir mutfak lavabosunun nnde
duran, kafasn neeyle arkaya doru sarktm, zarif bir
kadn figr takld.
Bu olmad kesin, dedi. Fazla baya.
Bay McDanielsn geni, glen yz aslverdi. Maxin
babasnn, bir aynnkiler kadar byk, solgun, mavi gz-
leri ve derin, ukurlu bir enesi vard.
Hi de baya deil, diye kar kt, gzlerini ksa-
rak brore bakp kahverengi peremlerini dzletirirken.
Nesi baya bunun?
Hi kimse bulak ykarken bu kadar mutlu olmaz,
dedi Max, dirseklerine kadar kpk iinde, ltlar saan
kadn iaret ederek, ayrca, kimse bulak ykarken haval
bir elbise giymez
Ama burada anlatlmaya allan da bu ite! diyerek
bld babas, uyduruk bror sallayarak. Ambrosia ilk
ultra-premium bulak deterjan! Cennetten den bir
kpk! Banyo yaplabilecek kadar yumuak, yine de en zor
lekeleri
Maxin yz kzard. Baba...
Bay McDaniels dier yolcularn dikkatle onlar szd-
n fark edecek kadar uzun sre duraksad. Tren ehrin
varolarndaki bir ara duraa doru gelirken, adam ho-
murdanarak brorleri yamurluunun i cebine koydu.
O kadar da kt deil, diyerek babasn avuttu Max.
Belki de kadn glerken dilerini daha az gsterebilirmi.
Bay McDaniels kkrdad ve geni kalasn kaydrarak
7
olunu sktrd. Max bir dirsek darbesiyle cevap verdi.
Tren, emsiyelerini kapatp gzlerinin nne gelen slak
salarn savuran yeni yolcularn binmesiyle iyice kalaba-
lklat.
Gk grlts vagonu sarst ve tren tekrar hareket etti.
Kabinin klar snnce trenin iinde lklar ve kahka-
halar duyuldu. Max babasnn kolunu skarken trenin sar
klar yavaa tekrar yanmaya balad. ikagoya doru
yaklarlarken yamur iddetini iyice artrmt. Yaz frt-
nasnn ilerisinde belirmeye balayan elik ve tula yn-
lar insana garip bir rahatlk veriyordu.
Max, o adam grdnde hl srtyordu.
Adam arkalarndaki srada, koridorun dier tarafnda
oturuyordu. Hrpani ve solgun bir grne sahipti, ksa
siyah salar hl yamurun nemini tayordu. Bitkin g-
rnyordu. Gzkapaklar titredi ve kirli montunun iinde,
koltuunda iyice kaykld. Pencereye doru sessizce birka
kelime mrldand.
Max bir anlna yzn baka bir tarafa evirdi, sonra
daha iyi bakabilmek iin tekrar o tarafa dnd. Bir anda
nefesi kesildi.
Adam da Maxe bakyordu.
Renkleri birbirinden farkl olan rktc gzlerini
Maxe dikmi olan adam, tamamen kprtszd. Bir gz
yeilken, dieri tpk soyulmu bir yumurta gibi slak ve
beyazd. Max o gze dik dik bakt; donakalmt. Kr, l
bir eye benziyordu - kbuslardan kma bir eye.
Ama Max bir ekilde o gzn kr veya l olmadnn
farkndayd. O tek gzn kendisini zmlemeye alt-
n hissediyordu - tpk, annesinin eskiden bir kadeh ara-
8
b veya bir fotoraf incelerken yapt gibi. Adam, Maxle
bakmaya devam ederek kafasn, yaslad camdan yava-
a ayrd ve arln koridor tarafna verdi.
Tren bir tnele girince vagonun ii yine karard. Maxin
bedenini bir korku dalgas sarverdi. Ban babasnn scak
montunun iine gmd. Bay McDaniels homurdand ve
bir deste rn brorn yere drd. Tren yavalayarak
dururken Max babasnn sesini duydu.
stmde uyuyakalmayacaksn ya, Max? Toparlan ev-
lat, geldik.
Max kafasn kaldrp klarn geri geldiini ve yolcula-
rn ka doru hareketlendii grd. Gzleri bir surattan
dierine kayyordu. Tuhaf adam grnrde yoktu. Max,
yz kzarm bir halde, emsiyesiyle izim defterini ald
ve babasn takip etti.
stasyon, platformlar zerinde gelip giden insanlar-
la doluydu. Hoparlrlerden bouk bir ses duyuluyordu.
Hafta sonu alveriileri, ellerinde antalar ve yanlarnda
gezdirdikleri ocuklaryla kouturuyorlard. Bay McDa-
niels, Maxi k tarafndaki yryen merdivene doru
srkledi. Yamur durmutu ama gkyz hl doluydu
ve gazeteler sokakta sert hareketlerle uuuyorlard. Bir
taksi srasna yaklatlar; Bay McDaniels bir tanesinin ka-
psn at ve Maxe uzun sentetik koltua oturmas iin
yol verdi.
Sanat Enstitsne, ltfen, dedi.
Max boynunu zorlayarak gkdelenlerin tepesine doru
bakmaya abalad. Taksi douya, gle doru gitmeye ba-
lamt.
Baba, dedi Max. Trendeki adam grdn m?
9
Hangi adam?
Koridorun dier tarafnda, arkamzdaki srada oturu-
yordu, dedi Max, titreyerek.
Babas, yamurluundaki ipliklere fiske atarken, Ha-
yr, sanmyorum, dedi. Adamn ne zellii vard ki?
Bilmiyorum. Korkutucu bir grnm vard ve bana
dik dik bakt. Tren tnele girmeden nce sanki bir eyler
syleyecekmi veya yanma gelecekmi gibi bir hali vard.
Hmm, muhtemelen sen de ona bakyor olduun iin
sana bakmtr, dedi Bay McDaniels. ehirde her eit
insanla karlarsn, Max.
Biliyorum baba, ama-
Bir kitabn sadece kapana bakarak bir yargya vara-
mazsn, biliyorsun.
Biliyorum baba, ama-
Bak, bizim ofiste bir alan var. Gen bir ocuk, hl
acemi saylr. Ofisteki ilk gnmde, kahve makinesinin
orada grmtm bu ocuu; gzlerinde makyaj, burnun-
da bir kpe, kulaklarnda darya bangr bangr ses veren
kulaklklar...
Babas fazlasyla tandk gelen bu hikyeyi anlatrken,
Max taksinin penceresinden dar bakt. Sonunda, uzun
sredir aryor olduu eyi grd: mze giriinin iki tara-
fnda duran uzun ve marur iki bronz aslan.
Baba, ite Sanat Enstits.
Aynen yle, aynen yle. Bir de, unutmadan, dedi Bay
McDaniels, geni suratnda kk, zgn bir glmse-
meyle Maxe dnerek. Bugn benimle geldiin iin te-
ekkrler, Max. Sana minnettarm. Annen de minnettar-
dr.
10
Max ciddi bir edayla ban sallad ve babasnn elini
serte skt. McDanielslar her zaman Bryn McDanielsn
doum gnn, onun en sevdii mzeyi ziyaret ederek
kutlarlard. Annesi iki yl nce ortadan kaybolmu olsa da,
Max ve babas bu gelenei srdryorlard.
eri girdiklerinde, yakasnda isim etiketi bulunan gen
bir kadna, Bryn McDanielsn en sevdii sanatlar nere-
de bulabileceklerini sordular. Max, babas bir para kt-
tan isimleri abuk abuk okurken dinledi; babas Picasso,
Matisse ve van Goghun isimlerini sylerken pek zorlan-
mad, ama sonuncuya geldiinde duraksad.
Go-cin? diye sordu, suratn buruturup kda ho-
nutsuzca bakarak.
Gauguin (Gogen). Kendisi muhteem bir sanatdr.
almalarn ok beeneceinizi dnyorum. Kadn
glmsedi ve onlar ikinci kata karacak geni, mermer
merdiveni iaret etti.
Annenin btn isimleri bildii kesin. Buraya ka defa
gelirsem geleyim, ben hi bir zaman beceremeyeceim.
Bay McDaniels kkrdad ve elindeki haritayla Maxin om-
zuna bir aplak att.
Yukardaki galeriler kaln katmanlardan oluan mthi
renk anaforlar barndran, tuval ve bordalar zerine ya-
plm tablolarla doluydu. Bay McDaniels, zerinde ya-
murlu bir Paris sokanda yryen yayalar olan geni bir
tabloyu iaret etti.
Biraz bugne benziyor, ha?
Yamur benziyor, ama o adama benzemek iin byk
brakp ftr apka takman gerekiyor, diyerek dncelere
11
dald Max, gzlerini ksarak n plandaki bir figre bakar-
ken.
Off! Eskiden byk brakmlm var. Annenle kma-
ya baladmzda bym zorla kestirmiti.
Baz resimler btn duvar kaplarken, dierleri kk,
yaldzl erevelerin iine yerletirilmiti. Bayan McDa-
nielsn en sevdiklerinin nnde daha ok durmaya zen
gstererek, resimden resme geerek yaklak bir saat geir-
diler. Max, km, yal bir adamn gitarn zenle kucak-
lad bir Picasso tablosunu dierlerinden daha ok been-
di. Arkasnda, babasnn feryat eden sesini duyduunda
dikkatle bu tabloyu inceliyordu.
Bob? Bob Lukens? Naslsn?
Max arkasn dndnde babasnn siyah bir sveter
giymi, orta yal, ince yapl bir adamn kolunu skt-
n grd. Yannda bir kadn vard ve ikisi Bay McDaniels
onlar keye sktrrken yzlerine tereddtl gller
yerletirmilerdi.
Selam Scott. Seni grmek ok gzel, dedi adam ki-
barca. Tatlm, bu beyefendi Scott McDaniels. Kendisi
Bedford Kardeler hesab iin alyor...
Ah, ne kadar ho bir srpriz. Tantma memnun ol-
dum, Scott.
orba hakknda dndklerinizi deitirecekler! diye par-
mayla tavan gsterip grltyle bard Bay McDaniels.
Bayan Lukens irkildi ve antasn elinden drd.
Bay McDaniels, kadnn drdklerini ona vermek
iin eilirken, Bir k gn hayal edin, diye devam etti.
Kadn, kocasnn arkasna doru geri ekildi. Burnunuz
akyor, rzgr esiyor ve vcudunuzu scak tutabilmek iin
12
sahip olduunuz tek ey bfede duran bir teneke eski, s-
kc orba. Ama Bedford Kardelerle hibir orba skc
olmaz. tr orba Hamurlar! Canl ekilleriyle gevrek
trlar, orbay hareketlendirip tat alma duyunuzun selam
durmasn salayacak!
Bay McDaniels bir elini alnna doru kaldrd ve grev
ak dolu bir dikkatle hazr ol pozisyonu ald. Max o an eve
dnmek istedi.
Bay Lukens kkrdamaya balad. Scottn biraz ularda
gezdiinden bahsetmi miydim tatlm?
Bayan Lukens suratna bir glmseme yerletirdi. Bay
McDaniels kadnn elini skp Maxe dnd.
Max, seni Bay ve Bayan Lukensla tantrmak istiyo-
rum. Bay Lukens benim ajansm yneten kii - byk
patron senin anlayacan. Biz de Maxle bir para kltr
edinmeye geldik buraya.
Tantma sevindim, Max. Gen bir adamn kendi-
sini video oyunlarndan ve mzik kanallarndan ekebil-
diini grmek sevindirici! Beendiin bir tablo var m?
Picassonun u eserini beendim, dedi Max.
Ben de her zaman beenmiimdir bunu. Gzel bir gz
zevkin var... Bay Lukens Maxin omzuna bir dokundu ve
Bay McDanielsa dnd. Benim favorilerimden bir tane-
siyle bunu karlatrman isterdim ama maalesef o artk
burada deil.
Nasl yani? diye sordu Bay McDaniels.
Geen hafta buradan alnan tablodan biriydi, dedi
Bay Lukens, kalarn atarak. Gazeteler dn gece Mad-
riddeki spanya Ulusal Sanat Mzesi Pradodan iki tane
daha alndn yazyorlar.
13
yle mi? dedi Bay McDaniels. Ne rezalet.
Bay Lukens konuyu sona erdirircesine, Gerekten de
yle, dedi, sonra tekrar Maxe dnd. Scott, bir ara Maxi
ofise getir. Benim kayp favorimin bir kopyas var orada.
Rembrandt Picassoyu alt edebilecek mi bir grelim!
Bay McDaniels kkrdayarak, Evet, elbette, dedi ve
Maxle ayn hizaya gelecek ekilde eildi.
Hey, dostum, dedi gz krparak. Babann biraz i ko-
numas lazm ve skntdan patlaman istemem. Sen bu
arada gidip annenle eskiden resmini yaptnz o teneke
elbiselerden iziktirirsin, ha? Bir saat iinde aadaki ki-
tapda buluuruz. Olur mu?
Max bayla onaylad ve Bay McDanielsn vahi el-kol
hareketleri karsnda telal bir ekilde ezilip bzlen Lu-
kenslara veda etti. Annesiyle ilgili bu zel gnnde bile,
babasnn i konumak iin hibir frsat karmamasna
iten ie sinirlenen Max, izim defteriyle kalemini kapt
ve byk admlarla girie doru yrmeye balad.
Zrh galerisi dierlerinden daha karanlkt. Eserler p-
rzsz camlarn ardndan uysalca parldyorlard. Burada
daha az ziyareti vard; Max daha az grlt ve karmaa
olan bu ortamda izim yapma frsat bulduuna seviniyor-
du. Kadife bir halatn etrafnda doland. Orada bir yay,
teki tarafta bir kadehi incelemek iin durdu. Duvarlar-
da her trl silah vard: siyah, demir grzler, geni bakl
baltalar, devasa kllar... Trenlerde kullanlan bir baltal
karg vitrininin nnde durdu ve izmek iin bir nesne
semeye koyuldu.
Zrhn bykl akl almazd. Geni bir camn iinde
14
O
N
A
R
I
M
D
A
G

R
M
E
Y

Z
15
parlayan bu parlak gm, yanndaki nesnelerin gze ok
kk gelmesine neden oluyordu. Max teki tarafa geti,
miferi daha iyi grebilmek iin kafasn bir o yana, bir
bu yana evirdi. Birka dakika sonra figr kabataslak bir
ekilde kda aktarabilmiti.
Max gs zrhn ayrntlaryla izmek iin abalarken,
koridorun br ucundaki uultu dikkatini ekti. Cam ka-
fesin ardndan bir bak att ve nefesi kesildi.
Trendeki adam buradayd.
Max hemen meldi ve adamn galeri giriindeki g-
venlik grevlisinin zerinden ykseliini izledi. Elleriyle
seri ve keskin hareketler yapyordu. Bu hareketler, sesinin
tonu ykseldike artmaya balad.
u boyda, diye Dou Avrupa aksanyla, tkrrcesi-
ne konutu. Elini yaklak olarak Maxin boyuna yakn bir
ykseklikte tutuyordu. Siyah sal, hemen hemen on iki
yalarnda bir olan; yannda bir izim defteri tayor.
Gvenlik grevlisinin arkas girie dnkt, adam s-
zyordu. Telsizine doru uzand. Ama sonra tuhaf adam
ona yaklap Maxin duyamad bir eyler fsldad. Ak-
lanamaz bir ekilde, gvenlik grevlisi bayla onaylad ve
kaln baparmayla omzunun zerinden Maxin sakland-
yeri, zrhl giysilerin olduu yeri gsterdi.
Max telala etrafn kolaan etti ve sanda karanlk bir
antre olduunu fark etti. nnde kadife bir halat ve ze-
rinde ONARIMDA, GRMEYNZ yazl bir tabela vard.
Max tabelay dikkate almayarak halatn altndan geti ve
duvarn arkasna sakland. Sabit bir ekilde duruyor, adeta
sakland yerin kefedilmesi iin bekliyordu. Hibir ey
olmad. Birka saat gibi geen uzun saniyelerden sonra
16
Max izim defterini geride braktn anlad. Bir panik
dalgas vcudunu sard; adam onu grp Maxin nerede
saklandn kesinlikle tahmin edebilirdi.
Bir dakika geti, sonra bir tane daha ve bir tane daha...
Max giriin etrafnda gezinen insanlarn ayak seslerini ve
sohbetlerini duydu. Keden etrafa gz att. Adam gitmi-
ti - Maxin izim defteri de ortalkta yoktu. Yavaa yere
kerken, defterin i kapanda adnn ve adresinin yazl
olduunu hatrlad. Kafasn kaldrd ve sakland odaya
umutsuzca bakt.
Buras bir galeri iin artc derecede kkt. Hafife
kf kokan odann kehribar rengi bir parlts vard. eri-
deki tek nesne de kar duvarda asl duran, eski psk bir
duvar halsyd. Max gzlerini krptrd. Odadaki lo k,
garip bir ekilde duvar halsndan geliyor gibiydi. Oraya
doru yaklat.
Duvar hals antika bir parayd. Gnein etkisi ve ge-
irdii yzyllar halnn renklerini o kadar ypratmt ki,
geriye kalan sadece lekeli, solgun, toprak rengi eritlerdi.
Yine de Max yaklatka, kaba ve mat yzeyinin altnda
kalm olsa da belli olan renkleri sezebiliyordu.
Karn, sanki koca bir avu dolusu ar yutmu gibi karn-
calanmaya balad. Kolundaki tyler diken diken olurken
Max gsnde bir arpnt hissetti ve adeta ta kesildi.
link!
pliklerden biri aniden ldamaya balayarak parlak al-
tn rengine brnd. Max ciyaklayarak geriye doru sra-
d. plik ate gibi parlyordu, bir rmcek a gibi ho ve
zarifti. Bir arp teli gibi titredi, kan nota galeride yanklan-
d. Sonra ses kayboldu. Max kap giriine gz att. Mda-
17
vimler dolanmaya devam ediyorlard; ama kk galeriye,
onun yalnz ziyaretisine ve tuhaf duvar halsna alakasz
ve uzaklarm gibi grnyordu.
plikler canlanmaya devam ediyorlard. Uykularndan
bir arkyla birlikte yarak uyanan bir koro gibilerdi. Ba-
zlar dierlerinden ayr, ani bir k ve ses cmbyle,
dierleriyse toplu halde, gm, yeil ve altn rengi do-
kumalarn uyumuyla yerlerinden frlayveriyorlard. Max
sanki uzaydan gelen bir mzik enstrmannn tozunu al-
m da alet imdi tuhaf, unutulmu arksna kald yer-
den devam ediyormu gibi hissediyordu. ark daha da
zenginleti. Son iplik, bir ezgiyle hayata geri dndnde,
Max acyla soluk verdi. Ac, allageldik bir sancdan biraz
daha ktyd ve Maxin kendisinden, derinliklerindeki
bir eyden kaynaklanyordu.
Bu ey, Max kendini bildi bileli hep onunlayd. Sinsi bir
varlkt. Kocamand, vahiydi ve Maxi korkutuyordu. Ha-
yat boyunca onu iine hapsetmeye abalamt. Bu yz-
den ou zaman bann ard, hatta zaman zaman gn-
ler sren sanclar ektii olmutu. Max artk bu varln
serbest kaldn ve bu sanclarn sona erdiini biliyordu.
Sonunda zgrce, yavaa Maxin bedeninde, derinlerde,
bir kum saatinde yukardan aaya doru akan taneler gibi
akarak kendi benliine kavumutu.
Ac dindi. Max, gzyalar yznde kk, lk nehirler
oluturarak akarken derin bir nefes ald. Duvar halsnn
dokuma yzeyini parmaklaryla tarad.
Ik ve renkler, altn rengi, rgl desenler oluturacak
ekilde deimeye baladlar. Desenler, halnn tepesinde
tane garip, parldayan szc erevelediler.
18
TIN B CAILNGE
Bu szcklerin altnda, ortalanm bir ekilde, ok g-
zel bir resim dokunmutu. Bir boa, otlakta, uyuyan d-
zinelerce sava tarafndan kuatlmt. Sadan, onlara
doru bir sr silahl adam yaklayordu. Gkyznde
tane siyah ku daireler iziyorlard. Elinde mzrak tayan
uzun boylu bir adamn silueti, bu sahneyi yaknlardaki bir
tepeden gzlyordu.
Max gzlerini resmin zerinde gezdirdi, kendini bir
trl tepedeki bu adama bakmaktan alamyordu. Duvar
halsnn yavaa parlaklamaya balad, zerindeki fi-
grler titredi ve titrek s dalgalarnn arkasnda adeta dans
etmeye baladlar. Hal, uyumsuzca ykselen bir sesle
birlikte, yle bir parlamayla alev ald ki, Max, halnn onu
yakacan dnd.
Max! Max McDaniels!
Oda tekrar karanlklamt. Duvar hals yerinde asl
duruyordu; soluk, irkin ve kprtszd. Max geri ekildi;
kafas karm ve korkmutu. Kadife halat geerek orta-
a galerisine geri dnd.
Babasnn hantal vcudunu galerinin teki ucunda, iki
gvenlik grevlisinin yannda grd ve ona seslendi. Ba-
bas, Maxin sesini duymasyla birlikte ona doru komaya
balad.
Ah, Tanrya kr! Tanrya kr! Bay McDaniels
gzyalarn sildi ve eilerek, Maxi montunun kvrmla-
rnda bomak istercesine kucaklad. Max, nerelere kay-
boldun sen? Tam iki saattir seni aryorum!
Baba, zr dilerim, dedi Max. Afallamt. yiyim,
uradaki odadaydm; ama orada yirmi dakikadan fazla kal-
madm.
19
Sen neden bahsediyorsun? Hangi oda? Maxin om-
zunun zerinden bakan Bay McDanielsn sesi titriyordu.
Onarmda olan diyorum, diye cevap verdi Max, ta-
belann olduu yere dnerek. Durdu, tekrar konumaya
niyetlenip bir daha durdu. Giriin de, tabelann da, kadife
halatn da yerinde yeller esiyordu.
Bay McDaniels iki gvenlik grevlisine doru dnd,
ikisinin de ellerini skt. Adamlar konumalarn duyama-
yacak kadar uzaklatklarnda, Bay McDaniels Maxin bo-
yuna eildi. Gzleri imiti, baklar keskindi.
Max, bana doruyu syle. Son iki saattir neredeydin?
Max derin bir nefes ald. Bu odann dndaki bir gale-
rideydim. Baba, sana yemin ederim ki ieride o kadar fazla
kaldm fark etmedim.
Neredeydi bu bahsettiin oda? diye sordu Bay Mc-
Daniels, mze haritasnn katlarn aarak.
Max midesinin bulandn hissetti.
inde duvar hals olan oda haritada yoktu.
Max... Sana bunu sadece, ama sadece bir kez soraca-
m. Bana yalan m sylyorsun?
Max ayakkablarna bakt. Gzlerini babasnnkilere
doru kaldrrken kendi sesini duydu, yumuak ve titrek
bir ses.
Hayr, baba. Sana yalan sylemiyorum...
Max cmlesini bitiremeden, babas onu apar topar -
ka doru srklemeye balad. Onun yalarnda birka
kz Maxi ba nde, ayaklar birbirine karm bir halde
mze dna, merdivenlere doru srklenirken grnce
kkrdamaya ve fsldamaya baladlar.
Tren istasyonuna giderlerken bindikleri taksideki tek
20
ses, Bay McDanielsn brorlerini hzlca kartrrken -
kard kt hrtsyd. Max brorlerin bazlarnn ba
aa veya ters durduunu fark etti. Taksi tren istasyonu-
nun yaknlarndaki bir duraa yanarken, yamur ve rz-
gr tekrar etkisini gstermeye balamt.
Her eyini aldndan emin ol, diye isteksizce hatr-
latt Bay McDaniels teki taraftan inerken. Sesi hem yor-
gun, hem de zgn geliyordu. Max bir an durup, izim
defterini kaybettii gereini de paylap paylamamas ge-
rektiini dnd.
Trene bindiklerinde, kendilerini yumuak koltuk min-
derlerinin stne birer uval gibi braktlar. Bay McDa-
niels dn biletini kondktre verdi, sonra da arkasna
yaslanp gzlerini kapad. Kondktr Maxe dnd.
Bilet, ltfen.
Hemen veriyorum, urada, diye dalgn dalgn cevap
verdi Max. Elini cebine att, ama beklenmedik bir ekil-
de orada kk bir zarf buldu. Adnn ok net bir ekilde
zarfn zerine yazlm olduunu da fark edince kalakald.
Kafas karmakark olan Max, bileti teki cebinde bu-
lup kondktre verdi. Babasnn hl uyuyor olup olma-
dn kontrol ettikten sonra zarf incelemeye koyuldu.
Trenin insann iini stan sar altnda zarf yal gibi
grnyordu, sert katlar bir kede birleiyordu. Zarf
evirdi ve ipeksi lacivert yazy inceledi.
Bay Max McDaniels
Babas neredeyse horlamaya balamt. Max parmak-
larn zarfn kulakklarnda gezdirdi. erisinde katlanm
bir mektup duruyordu.
21
Sevgili Bay McDaniels,
Kaytlarmza gre bu leden sonra 15.37de, ABDde
bir Potansiyel olmak zere bavuru yaptnz. Tebrikler,
Bay McDaniels - siz son derece olaand bir gen adam
olmalsnz. Sizinle resmen tanmak iin sabrszlanyo-
ruz. Blgesel temsilcilerimizden biri en ksa sre iinde
sizinle irtibat kuracaktr. O zamana kadar, ibu konuyu
kendinize saklamanz ve kimseye sz etmemeniz bizi son
derece memnun edecektir.
En iyi dileklerimle,
Gabrielle Richter
Mdire
Max mektubu cebine tktrmadan nce birka defa
daha okudu. Aznn kuruduunu hissetti. Ne bu mek-
tubu nasl ele geirebildiini, ne Potansiyel diyerek kas-
tettikleri eyi, ne de btn bunlarn onunla olan ilgisini
anlayabiliyordu. Tm bunlarn, gizli duvar hals ve artk
iinde serbeste dolanan gizemli varlkla bir ilgisi olabile-
ceini sadece tahmin edebiliyordu. Pencereden dar bakt.
Batda, muhteem gzellikteki gne nlar, ufak frtna
bulutlarnn izlerini takip ediyorlard. Yorgunluktan ba-
ylmak zereyken srtn babasna dnd ve parmaklarn
zarfn zerinde skca kilitleyerek uykuya dald.

You might also like