You are on page 1of 9

http://www.korotonomedya.net/kor/index.php?

id=9,22,0,0,1,0

Sinema 1: Hareket-maj
Gilles Deleuze
nsz
Bu inceleme bir sinema tarihi deil. majlarn ve gstergelerin tasnifine, taksinomisine ynelik bir
deneme. Ama bu birinci ciltte tasnifin unsurlarn, hatta onlarn da bir ksmn belirlemekle
yetiniyoruz.
Sk sk Amerikal mantk Peirce'e (1839-1914) bavuruyoruz, nk bu dnr imajlarn ve
gstergelerin kukusuz en yetkin ve eitli bir genel tasnifini yapmt. Bu tpk doa biliminde
Linnaeus'un yapt gibi bir tasnif 'hatta Mendeleyev'in kimyada yapt gibi. Sinema bu soruna yeni
bak alar dayatyor.
Baka bir yzleme daha az zorunlu deil. Bergson Madde ve Hafza'y 1896 ylnda yazmt: bu
psikolojideki bir krizin tehisiydi. Artk d dnyada fiziki bir gereklik olarak hareket ile bilinte ruhsal
bir gereklik olarak imaj birbiriyle kartlatramyorduk. Hareket-imajn ve daha da derinde zaman-
imajn bu Bergsoncu kefi bugn bile o kadar byk bir zenginlik barndryor ki, oradan treyebilecek
btn sonular elde edebilmi olduumuzdan emin olamyoruz. Bergson'un ksa bir sre sonra
sinemaya dair yapaca o ok yzeysel eletiriye ramen hibir ey, onun ele ald haliyle hareket-
imajla sinematografik imaj arasndaki akmay hibir ey engellemiyor.
Bu ilk ksmda hareket-imaj ile eitlerini ele alyoruz. kinci ksm ise zaman-imaja ynelik olacak.
Bize yle geliyor ki sinemann byk ynetmenleri yalnzca ressamlarla, mmarlarla, mzisyenlerle
deil, dnrlerle de karlatrlabilirler. Ama kavramlar yerine hareket-imajlarla, zaman-imajlarla
dnrler. Sinematografik retim alanndaki muazzam beyhudelik bir itiraz oluturmuyor:
karlatrlamaz ekonomik ve endstriyel sonular olsa da durum herhangi baka bir yerden daha
kt deil. Dolaysyla sinemann byk yaratclar yalnzca biraz daha krlganlar ve eserlerini
yaratmalarn engellemek sonsuzca daha kolay oluyor. Sinema tarihi bir kurbanlar tarihi. Sinema bu
yaratclarn icat etmeyi becerdikleri ve her eye ramen bize eritirebildikleri yeri doldurulamaz
otonom biimler altnda, sanatn ve dncenin tarihinin daha az bir paras deil.
Metnimizi destekleyecek hibir rprodksiyon sunmuyoruz, nk aksine metnimiz herbirimizin az
ya da ok ansna, heyecanna ve algsna sahip olduumuz byk filmlerin bir destei olmaktan baka
bir ey istemiyor.

Blm 1: Hareket stne Tezler
Bergson stne Birinci Yorum
1
Bergson hareket stne bir deil tez ileri srer. lki en nlsdr ve bizi dierlerini ihmal etme
riskiyle kar karya brakr. Oysa onlara bir giri niteliindedir. Bu birinci tez uyarnca hareket
katedilen mesafeyle karmaz birbirine. Katedilan uzam gemitir, hareket ise imdidedir, katetme
eyleminin kendisidir. Katedilen mesafe blnebilir, hem de sonsuzca, oysa hareket blnemez ya da
her blmede doas deimeksizin blnemez. Bu daha imdiden daha karmak bir fikri varsayyor:
katedilen uzamlar toptan tek ve ayn homojen uzaya aittirler, oysa hareketler heterojendirler ve
birbirlerine indirgenemezler.
Ama gelitirilmeden nce bu birinci tezin ikinci bir ifadesi daha var: hareketi uzamdaki konumlarla
ya da zamandaki anlarla, yani hareketsiz 'kesitlerle' yeniden kuramazsnz. Byle bir yeniden-kurmay
ancak konumlara ve anlara soyut bir +++++ardklk, mekanik, homojen, evrensel ve uzamdan kesilip
alnm, btn hareketler iin hep ayn olan bir zamann soyut fikrini balayarak yapyorsunuz. O
zaman her iki halde de hareket kaar elinizden. Bir taraftan iki an ya da konumu istediiniz kadar
sonsuzca birbirine yaklatrn, hareket hep ikisi arasnda, yan srtnzda olup bitecektir. te taraftan
da zaman istediiniz kadar bln ve yeniden-bln, hareket hep somut bir srede gerekleecek,
yani her hareket kendi niteliksel sresine sahip olarak kalacaktr. Artk birbirine indirgenemez imi
forml kar karya getirebiliyoruz: 'gerek hareket --> somut sre' ve 'hareketsiz kesitler + soyut
zaman'.
Bergson 1907'de yazd Yaratc Evrim'de (L'volution cratrice) kt formle bir ad takar: bu
sinematografik yanlsamadr. Sinema gerekten de birbirini tamamlayan iki veriyle iliyor: imaj denen
enstantane kesitler; ahsiyetsiz, tekbiimli, soyut, grnmez veya farkedilmez, aygtn 'iinde' ve
'araclyla' imajlarn akp geirildii bir hareket ya da zaman [1] . Demek ki sinema bize sahte bir
hareket veriyor; hatta sahte hareketin tipik rneini oluturuyor. Ama Bergson'un bu en eski
yanlsamaya ok modern ve gnmze ait bir ad ('sinematografik') vermesi ilgin. Gerekte, diyor
Bergson sinema hareketi hareketsiz kesitlerle yeniden kurarken en eski dncenin oktandr
yaptndan (Zenon paradokslar) veya doal algmzn yaptndan baka bir ey yapmyor. Bu
bakmdan Bergson sinemann daha ok doal algnn koullarndan koptuunu savunan
fenomenolojiden ayrlyor. 'Geip gitmekte olan gereklikten neredeyse enstantane (anlk) grntler
alyoruz ve bunlar o gereklik iin karakteristik olduklarndan, onlar soyut, tekbiimli, grnmez,
bilin aygtnn fonunda yerlemi bir olu sreci boyunca aktp geirmemiz yetiyor bize' Alglama,
dnme, dil genel olarak byle ilerler. Oluu dndmzde, ya da ifade ettiimizde, hatta
algladmzda bile iimizde bir tr sinematograf iletmekten teye bir ey yapyor deiliz.' Bundan
Bergson'a gre sinemann sadece deimez, evrensel bir yanlsamann projeksiyonu, yeniden-
retilmesi olduunu mu anlamalyz? Yani sanki bilmeden hep sinema m yapmz? Ama ite, bir sr
problem kyor ortaya.
Peki ama yanlsamann yeniden-retilmesi ayn zamanda, belli bir biimde dzeltilmesi de deil
midir? Aralarn suniliinden sonucun, rnn suniliine mi varlacak? Sinema fotogramlarla, yani
hareketsiz kesitlerle saniyede yirmidrt (ya da balarda onsekiz) imajla iler. Ama bize verdii, ou
zaman bu konuya dikkat ekilmitir, bir fotogram deil, kendisine hareketin eklenmedii ortalama bir
imajdr: hareket aksine dolaysz veri olarak ortalama imaja aittir. Doal algmz iin de byle olduu
sylenecek. Ama orada yanlsama alglama sreci boyunca, algy znede mmkn klan artlar
tarafndan dzeltilir. Oysa sinemada imaj, koullarn dndaki bir seyirciye (bu noktada, greceiz ki
fenomenoloji doal alg ile sinematografik alg arasnda bir fark gzetmekte hakldr) belirdii anda
dzeltilir. Ksacas sinema bize hareketi ekledii bir imaj vermez, dolayszca bir hareket-imaj verir.
Elbette bir kesit verir, ama bu hareketli bir kesittir, hareketsiz kesit + soyut hareket deildir. Oysa,
yine son derece ilgin olan ey Bergson'un hareketli kesitlerin ya da hareket-imajlarn varln yetkin
bir ekilde kefetmi olduuydu. Bu Yaratc Evrim'den, sinemann resmi douundan nce, Madde
ve Hafza'dayd (1896). Doal algnn koullarnn tesinde hareket-imajn kefi Madde ve Hafza'nn
birinci blmnn o mucizevi icadyd. Bergson'un on yl sonra bunu unutmu olduuna m inanacaz
yoksa?
Yoksa, acaba her eyi balanglarda tehdit eden bir baka yanlsamaya m kaplmt? eylerin ve
kiilerin baladklar zaman hep saklanmaya zorlandklar, belirlendikleri bilinir. Baka trl nasl
olabilir? Kendilerini henz barndrmayan bir kme iinde kverirler ve atlmamak iin n plana o
kmeyle paylatklar ortak karakterlerini srmek zorundadrlar. Bir eyin z asla balangta
belirmez, arada, gelimesinin ak iinde, gleri grbzletiinde ortaya kar. Bergson bunu
herkesten daha iyi bilirdi; ebediyet sorusu yerine 'yeni' sorusunu ortaya atarak (yeni bir eyin
retilmesi ve belirii nasl mmkndr?) felsefeyi dntrm olan oydu. Mesela hayatn yenilii
balanglarnda beliremez, nk balangta hayat maddeyi taklit etmeye zorlanr diyordu? Sinema
iin de ayn ey deil mi? Sinema da balanglarnda doal algy taklit etmeye zorlanmam myd?
Ve daha da nemlisi, balangta sinemann durumu nasld? Bir taraftan ekim as sabitti, bylece
plan mekansal ve biimsel olarak hareketsizdi; te taraftan ekim aygt, soyut tekbiimli bir zamana
sahip olan projeksiyon aygtyla kartrlyordu. Sinemann evrimi, kendi znn fethi ve yenilii
montajla, hareketli kamerayla ve projeksiyondan ayrlan ekimin zgrlemesiyle gerekleecekti. O
zaman plan mekansal bir kategori olmaktan kp zamansal bir kategoriye dnecekti; ve kesit artk
sabit tdeil hareketli bir kesit haline gelecekti. Sinema bylece Madde ve Hafza'nn ilk blmndeki
tezle buluacaktr.
Bergson'un hareket stne bu birinci tezinin ilk bakta grndnden daha karmak olduu
sonucuna varmak gerekir. Bir taraftan hareketi katedilen uzamla yeniden oluturma, yani hareketsiz
enstantane kesitlere soyut bir zaman ekleyerek yeniden kurma yolundaki btn giriimlere ynelik
bir eletiri var. te taraftan bu yanltc abalarn biri olarak, yanlsamay doruuna eritirmeye
yeltenen sinemann eletirisi var. Ama Madde ve Hafza'nn tezi de var ortada: hareketli kesitler,
zamansal planlar ve sinemann geleceini ve zn peygamberce nceden kestiren bir dnr.
2
Ama Yaratc Evrim tam bu noktada ikinci bir tez srmektedir ileriye: her eyi hareket stne tek
ve ayn yanlsamaya indirgemek yerine birbirinden ok farkl en az iki yanlsama tipini ayrdeden bir
tez. Yanl yine hareketi anlarla ya da konumlarla yeniden-kurmaktr, ama bunu yapmann iki tarz
vardr, biri antik, dieri modern. Antikada hareket dnlebilir unsurlara, bizzat kendileri ezeli-
ebedi ve hareketsiz olan Biimlere ya da Idea'lara balanrd. Kukusuz hareketi yeniden-kurmak iin
bu biimler akkan bir maddenin iinde aktellemelerine en yakn olduklar halde yakalamak
gerekirdi. Bunlar ancak madde iinde cisimletike eyleme geen potansiyellerdi. Ama tersine,
hareket biimlerin bir 'diyalektiini', kendisine dzen ve l veren ideal bir sentezini ifade etmekten
teye gemiyordu. Byle kavrandnda hareket demek ki bir biimden tekine kurall ve dzenli bir
gei, yani tpk bir danstaki gibi pozlarn veayrcalkl anlarn bir dzeni olacaktr. Biimler ya da
fikirler 'doruunu ifade edecekleri bir periyodu karakterize etmeye arlrlar, ve bu periyodun btn
geri kalan, bir biimden tekine kendi bana ilgi ekmeyecek bir gei tarafndan doldurulur' Nihai
terim ya da doruk noktas (telos, akme) dikkate alnr, asl an dzeyine yceltilir ve dilin olgunun
tmn ifade etmek iin tuttuu bu an, olay karakterize etmek iin bilime yeterli grnr. [2] '
Modern bilimsel devrim ise hareketi artk ayrcalkl anlara deil, herhangi ana balamaya
dayanmtr. Hareketi yeniden kurmak sz konusu olduunda artk akn biimsel unsurlardan (pozlar)
oluturmayacak, ikin maddi unsurlardan (kesitler) oluturacaktr. Hareketin dnlebilir bir
sentezini yapmak yerine duyulara dayal bir tahlili yaplacaktr. Modern astronominin bir yrngeyle o
yrngeyi katetmek iin geen zaman ilikilendirerek (Kepler), modern fiziin katedilen uzam bir
cismin d zamanna balayarak (Galilei), modern geometrinin dzlemdeki bir erinin denklemini
formle ederek, yani yolunun herhangi bir annda bir noktann hareketli bir doru zerindeki
konumunu ortaya kararak (Descartes), son olarak da sonsuz kklkler hesabnn birbirlerine
sonsuzca yaklatrlabilir kesitleri ele alarak (Newton ve Leibniz) kurulmalar ite byle olmutu. Her
yerde herhangi anlarn mekanik ardkl pozlara dayal diyalektik dzenin yerini alyordu: 'Modern
bilim bilhassa zaman bamsz deiken olarak ele alma itiyadyla tanmlanmaldr.' [3]
Sinema gerekten Bergson'un ortaya kard bu ecerenin son rn gibi. Bir tat aralar dizisini
(tren, otomobil, uak?) ve ona paralel olarak bir ifade aralar dizisini (grafik, foto, sinema) ele
alabilirdik: o zaman kamera bir sarraf, ya da daha dorusu tat hareketlerinin genelletirilmi bir
edeeri olarak grnrd. Ve zaten Wenders'in filimlerinde tam da byle grnr. Sinemann
tarihncesi sorgulanrken belirsizlik dolu fikirlere dld olur, nk onu karakterize eden
teknolojik soyu nereye kadar gtreceimizi, ya da nasl tanmlayacamz bilemeyiz. O zaman
inlilerin glge oyunlarn ya da en eski projeksiyon sistemlerini arp dururuz. Ama gerekte
sinemann belirleyici koullar unlardan ibarettir: yalnzca fotograf deil, enstantane fotograf (poz
fotograf baka bir soya aittir); enstantanelerin eit uzakl; bu eit uzakln 'filmi' oluturan bir
dzenee aktarlmas (pelikl icat edenler Edison'la Dickson olmutu); imajlar harekete geirmek
iin bir mekanizma (Lumire'in 'trnak'lar). Sinemann hareketi herhangi ann, yani sreklilik hissi
verecek ekilde seilmi birbirlerinden eit uzaklktaki anlarn ilevi olarak yeniden reten bir sistem
olmas ite bu anlamdadr. Hareketleri birbirlerinin iine geecek tarzda, ya da 'dnme
brakp' yanstarak dzenleyip yeniden reten her sistem sinemaya yabancdr. Animasyon filmi
tanmlamaya altnzda bu durum ok iyi grnr: eer bu dal gerekten sinemaya aitse bunun
nedeni izgi filmin orada tamamlanm bir poz ya da figr oluturmayp, hep yaplan ve bozulan,
yollarnn herhangi anlarnda alnm izgi ve noktalarn hareketiyle ileyen bir figrn tasviri
olmasdr. Animasyon film Kartezyen bir geometriye baldr, klidyen deil. Bize biricik bir anda
tasvir edilen bir figr vermez, onu tasvir eden hareketin srekliliini verir.
Yine de sinema ayrcalkl anlarla beslenir gibidir. Sklkla Eisenstein'in hareket ve evrim
srelerinden sinemann tam manasyla nesnesi kld baz kriz anlarn ekip ald sylenmitir. Bu
tam da onun 'patetik' (cokusal) adn verdii eydir: darbeleri ve lklar seip durur, sahneleri
patlay noktalarna kadar ykseltir ve birbirleriyle arpmaya iter. Ama bu hi bir ekilde bir itiraz
konusu deildir. Sinemann tarihncesine ve u nl at kousu rneine dnelim: bu kou tam olarak
ancak Marey'nin grafik kaytlaryla ve Muybridge'in eit aralkl enstantane fotograflaryla
zmlenebilmiti. Bunlar atn salnnn organize toplamn herhangi bir noktaya irca ediyorlard. Bu
eit aralkl anlar iyi seebilirseniz zorunlu olarak dikkate deer anlarla karlarsnz: yani atn tek
ayann yere dokunduu an, sonra , iki, , bir, vesaire... Bunlara ayrcalkl anlar denebilir; ama
asla atn drtnal kousunu eskiden yapld tarzda karakterize eden pozlar ve genel duru vaziyetleri
anlamnda deil. Bu anlarn pozlarla hibir ilgisi olmad gibi, zaten pozlar olarak grnmeleri
biimsel olarak imkanszdr. Bunlar eer ayrcalkl anlarsa bunun nedeni harekete dahil dikkate deer
veya tekil noktalar olmalar bakmndandr, akn bir biimin aktelleme anlar olduklarndan deil.
Mefhumun anlam btnyle deimitir. Eisenstein'in ya da baka bir filmcinin ayrcalkl anlar hala
herhangi anlardr; yalnz herhangi dediimiz bu anlar dzenli ya da tekil, sradan ya da dikkate deer
olabilrler. Eisenstein'in dikkate deer anlar seiyor olmas onlar akn bir sentezden deil, hareketin
ikin bir analizinden ekip almasn engellemez. Dikkate deer ya da tekil an tekiler arasnda
herhangi bir an olmay srdrr. Bu aynyla Eisenstein'in talep ettii modern diyalektik ile eski
diyalektik arasndaki farktr. Eski diyalektik bir harekette aktelleen akn biimlerin dzeniyken
yenisi harekete ikin olan tekil noktalarn retilmesi ve kartlatrlmasdr. Oysa bu tekillikler retimi
(niteliksel srama) olaan anlarn birikmesiyle (niceliksel sre) salanr, yle ki tekillik herhangilikten
ekilip alnm olduu halde kendisi yalnzca olaan-olmayan ya da dzenli-olmayan bir herhangiliktir.
Bizzat Eisenstein 'patetiin' iinden kesitlerin geecei organize bir herhangi anlar kmesi olarak
'organii' nceden varsaydn vurguluyordu. [4]
Herhangi an yekdieriyle eit aralkl an demektir. yleyse sinemay hareketi herhangi anla
balantlandrarak yeniden reten sistem olarak tanmlyoruz. Ama ite tam da bu noktada zorluklar
yeniden bagsteriyor. Byle bir sistem ne ie yarayacak? Bilim asndan bu yarar ok ufak. Cnk
bilimsel devrim analize ynelikti. Ve eer analiz edebilmek iin hareketi herhangi anla
balantlandrmak zorunluysa, ayn ilke uyarnca bir sentezi veya yeniden kurmay gerekletirmenin
ne gibi bir bilimsel ilginlik tayaca pek kolay grlemiyor 'belki yalnzca bir dorulama olarak'. te
bu yzden ne Marey ne de Lumire sinemann icadna byk bir gven duyuyor deillerdi. Peki hi
deilse sanatsal bir deeri olabilir miydi? Daha ok gibi deildi bu fayda da, nk sanat hareketin
daha yksek sentezinin haklarn elinde tutuyordu ve bilimin reddettii pozlara ve biimlere fazla bal
gibiydi. Hatta bu noktada 'endstriyel sanat' olarak sinemann belirsiz halinin kalbindeyiz imdiden: o
ne bir sanat ne bir bilimdir.
Yine de sinemann adalar sanatlar kapp gtren ve hareketin sttsn, resim bile dahil
olmak zere deitiren bir evrime duyarl olabiliyorlard. ok daha belirgin sebeplerden dolay dans,
bale ve mim sanat figrleri ve pozlar terkederek pozlanmam, atml-olmayan ve hareketi herhangi
ana balayan deerleri zgrletirmeyi amalyordu. Bylece dans, bale ve mim ortamlarn
arzalarna, yani bir mekandaki noktalarn ya da bir olayn anlarnn dalmna cevap verebilecek
eylemlere dnyorlard. Btn bunlarn sinemayla bir badamas sz konusuydu. Sesli filmden icat
edilir edilmez sinema mzikal komediyi en byk trleri arasna katmay baarabilmiti. Fred
Astaire'in herhangi yerlerde, sokakta, aralar arasnda, kaldrm boyu yapt 'aksiyon-
dans'larla [5] ' Ama daha sessiz sinema dneminde bile Chaplin mimi pozlar sanatnn elinden skp
alarak bir aksiyon-mim haline dntrmt. arlo'yu sinemay yalnzca kullanmas ve ona hizmet
etmemesi yznden eletirenlere kar Mitry onun mime mekan ve zamann ilevi olarak yalnzca
artk canlandrlacak nceden ayarlanm biimlere bal olmak yerine dikkate deer anlara
zlebilen anlarn srekliliiyle yeni bir model verdiini sylyordu [6] .
Sinemann bu modern hareket kavrayna tam manasyla dahil olduunu Bergson gl bir ekilde
spatlamt. Ama o andan itibaren iki yol arasnda tereddte dyordu. Yollardan biri birinci teze
geri gtrrken dieri yeni bir soru atyordu ortaya. Birinci yolu takip ettiinizde bu iki kavray
bilimsel bak asndan farkl olabilirler, ama sonular bakmndan neredeyse zdetirler.
Hareketi ebedi pozlarla ya da hareketsiz kesitlerle yeniden kurmak ayn kapya kar: her iki halde ede
hareket elden karlr, nk bir Btn varsaylarak 'her eyin verilmi' olduu varsaylr; oysa hareket
ancak btn verili olmadnda, verilebilir olmadnda mmkn olacaktr. Btn biimlerin ve
pozlarn ebedi dzeninde de verseniz, herhangi anlarn toplamnda da verseniz, zaman ya yalnzca
ebediyetin imaj ya da toplamn bir sonucu olarak kalacaktr: gerek harekete hibir yer kalmayacaktr
o halde. [7] Yine de baka bir yol alyor gibiydi Bergson'un nnde. Zira, eski kavray tam anlamyla
nasl ebediyeti dnmeye adanm antik felsefeye tekabl ediyorsa modern kavray, modern bilim
de baka bir felsefeyi aryordu. Hareketi herhangi anlara baladnzda yeninin, yani dikkate-
deerin ve tekilin, bu anlarn herhangi birinde nasl rediini dnmeyi de baarabilmeniz gerekir:
bu felsefenin topyekn bir dnmdr ve sonuta Bergson'un yapmay nerdii de bundan baka
bir ey deildir; modern bilime tekabl eden, ama eksik olan, bir yarnn teki yars gibi bir metafizii
ikram etmek. [8] Peki ama byle bir yolda duraklanabilir mi? Sanatlarn da byle bir dnmde
yapabilecekleri olduu yadsnabilir mi? Ve sinemann bu bakmdan esasl bir faktr olduu, hatta bu
yeni dncenin, bu yeni dnme tarznn douunda ve olumasnda oynayaca bir rol olduu
reddedilebilir mi? Ve ite Bergson hareket stne birinci tezini dorulamakla yetinmeyecektir artk.
Yar yolda kalsa bile Bergson'un ikinci bir tezi sinemaya baka bir bak asn mmkn klyor: sinema
artk en eski yanlsamann yetkinletirilmi aygt deildir, aksine yeni gereklii yetkinletirmenin
organdr.
3
Ve ite Bergson'un, yine Yaratc Evrim'deki nc tezi. Buna kaba bir forml vermek istersek
yle bir ey olurdu: an yalnzca hareketin hareketsiz bir kesiti olmakla kalmaz, hareket de srenin,
yani Btn'n veya bir btnln hareketli bir kesitidir. Bu hareketin daha derin bir eyi ifade
ettiini ima eder: srede deime ya da btnlk. Srenin deime olduu bizzat tanmn parasdr:
deiir ve deimeyi hi brakmaz. Mesela madde hareket eder, ama deimez. Oysa hareket srede
veya btnn iinde bir deimeyi ifade eder. Sorun bir taraftan bu ifadede, dier taraftan bu btn-
sre zdeliinde yatyor.
Hareket uzamda bir tanmadr. Oysa uzamda ne zaman ksmlarn, paralarn tanmas sz
konusu olsa, bir btnde de niteliksel bir deiim bagstermi demektir. Bergson Madde ve
Hafza'da bunun ok sayda rneini veriyor. Hayvan hareket etmitir, ama bu hibir ey demek
deildir; mesela yemek iindir, g etmek iindir vesaire. Denebilir ki hareket bir potansiyel fark
varsayar ve onu doldurmaya alr. Paralar ve yerleri soyut olarak, A ile B tarznda ele alrsam
birinden tekine giden hareketi anlayamam. Ama A'dayken am ve B'de yiyecek var. B'ye varp
yediimde deiiklie urayan yalnzca benim durumum deildir, B'yi, A'y ve aralarndaki hereyi
kapsayan bir btn de deiiklie uramtr, Akhilleus kaplumbaaya yetiip getiinde deiiklie
urayan kaplumbaay, Akhilleus'u ve ikisini ayran mesafeyi kapsayan bir btnlktr. Hareket hep
bir deiiklik yaratr 'g bir mevsimler deiimine gnderir bizi. Ve bu cisimler asndan da
dorudur: bir cismin dmesi onu eken bir baka cismi varsayar ve her ikisini de ieren bir btndeki
deiimi ifade eder. Salt atomlar dndnzde, maddenin btn paralarnn karlkl faaliyetine
tanklk eden hareketleri zorunlu olarak btnn iindeki deimeleri, bozunumlar, enerji
deiikliklerini ifade edecektir. Bergson'un tanma olarak hareketin tesinde kefettii bir salnm, bir
titreim ve yaylm vardr. Dtmz hata hareket eden eyin niteliklere kaytsz ve dsal herhangi
unsurlar olduunu sanmaktr. Ama niteliklerin bizzat kendileri szde unsurlar hareket ederken
deiiklie urayan saf titreimlerdir. [9]
Yaratc Evrim'de Bergson o kadar nl bir rnek verir ki aracak ne kaldn artk bilemez hale
geliriz. Bize der ki, bir bardak suya eker koyduumda 'ekerin erimesini beklemek
zorundaym'. [10] Bu her eye ramen ok ilgin, nk Bergson sanki bir kan hareketinin bu
erime srecini hzlandracan unutmu gibidir. Peki ama esasnda ne demek istiyor? eker
paracklarn datarak onlar suyun iinde dolatran tanma hareketinin bizzat btnde, yani
bardan ieriinde olan bir deiimi ifade ettiini: bu iinde eker bulunan sudan ekerli suya
niteliksel bir geitir. Eer kakla kartrrsam hareketi hzlandrrm, ama ayn zamanda artk imdi
ka da ieren btn de deitirmi olurum ve ivmelenmi hareket yine bir btnn deimesini
ifade etmeyi srdrr. 'Ktlelerin ve molekllerin fizik ile kimyann inceledii o ok yzeysel
yerdeitirmeleri derinlerde oluan ve bir yerdeiiklii deil bir dnm olan o hayati hareket
karsnda, hareketli bir eyin durmas uzamdaki hareketi karsnda neyse odur.' [11] Bylece
Bergson nc tezinde aadaki analojiyi sunar:
Hareketsiz kesitler hareketli kesit olarak hareket
---------------------- = -----------------------------------
hareket niteliksel deime
Tek fark neredeyse soldaki ilikinin bir yanlsamay, sadakinin ibe bir gereklii ifade ediyor
olmasdr.
Bergson'un ekerli su bardayla zellikle sylemek istedii ey, bekleyiimin, nasl olursa olsun,
zihinsel, ruhsal bir gereklik olarak bir sreyi ifade ettiidir. Peki ama neden bu ruhsal sre sadece
bekleyen benim deil, deiime urayan btn iin de tanklk etsin? Bergson diyordu ki: btn ne
verilidir ne de verilebilir (ve modern bilimin en az antik bilim kadar dt hata, farkl iki tarzda da
olsa, btnn verili olduunu kabul etmeleridir). ok sayda filozof nceden btnn ne verili
olduunu, ne de verilebilir olduunu sylemilerdi; aba bundan kardklar tek sonu btnn
anlamdan yoksun bir mefhum olduuydu. Bergson'un vard sonu ok farkldr: eer btn
verilebilir deilse bunun nedeni onun Ak olmasdr ve srekli olarak deimek ya da yeni bir eyi
retmeyi asla brakmamak, ksacas srmek ona aittir. 'Kainatn sresi, onun iinde yer alabilecek
yaratlmlarn enlemi ile tek ve ayn olmak zorunda.' [12] yle ki bir sre karsnda ya da iinde
bulunduumuz her defasnda bundan deiime urayan ve bir yerlerde ak olan bir btnn
varolduu sonucuna varabiliriz Bergson'un sreyi nceleri bilince zde bir ey olarak kefettii iyi
bilinir. Ama bilincin daha ileriye gtrlm bir incelenmesi Bergson'u bilincin ancak bir btne
alarak, bir btnn ayla akarak varolabileceini kantlamaya gtryor. Yaayan varlk iin de
byle: Bergson yaayan varl bir btn ile, ya da kainatn btnyle karlatrdnda en eski
karlatrmalardan birini yeniden yapyor gibi grnyor. [13] Ama yine de terimleri tmyle tersyz
ederek. nk eer yaayan varlk bir btnse ve dolaysyla kainatn btnne asimile edilebiliyorsa,
bunun nedeni bir btnn kapal olduunun varsayld gibi kapal bir mikrokozmos olmas deil,
aksine bir dnyaya almas ve bu dnyann, kainatn da bizzat An ta kendisi olmasdr. 'Nerede
yaayan bir ey varsa orada bir yerlerde, zamann kaydedilebilecei ak bir sicil vardr.' [14]
Btn tanmlamak gerekirse, onu liki mefhumuyla tanmlardk. Bunun nedeni ilikinin
nesnenelir bir zellii olmamas ve her zaman ilikilendirdii terimlere dsal olmasdr. stelik iliki
aktan asla ayrlamaz ve ruhsal ya ra zihinsel bir varolu sunar. likiler nesnelere ait deildirler,
btne aittirler; tabii ki btn kapal bir nesneler kmesiyle kartrmamak kaydyla. [15] Uzamdaki
hareketle bir toplamn ya da kmenin nesneleri karlkl konumlarn deitirirler. Ama ilikiler
sayesinde btn dnr ya da nitelik deitirir. Sre, hatta zaman hakknda diyebiliriz ki o ilikilerin
btndr.
Btn, 'btnleri' kmelerle, toplamlarla kartrmamak gerekir. Kmeler kapaldrlar ve kapal
olan her ey suni yoldan kapatlmtr. Kmeler hep paralarn kmelenmesidirler. Oysa bir btn
kapal deil, aktr; ve paralar da yoktur 'ya da ancak ok zel bir anlamda vardr, nk blmenin
her etabnda doas deiiklie uramadan blnemez. Gerek btn blnmez bir sreklilik
olabilirdi pekala.' [16] Btn kapal bir kme deil, aksine kmenin hibir zaman mutlak olarak kapal
olmamasna, hibir zaman bak olamamasna, bir yerlerde hep ak kalmasna yol aan eydir --
kainatn btnne onu balayan gergin bir ip gibi . Su sarda paralar olan, su, eker, belki bir kak
'kapal bir toplamdr; ama btn orada deildir. Btn paralar olmayan baka bir boyutta yaratlr ve
yaratlmas asla durmaz ' bir kmeyi niteliksel bir durumdan baka bir niteliksel duruma tayor
gibidir; bu hallerden geip duran dur durak bilmez saf olu gibi. te bu anlamda ruhsal ya da
zihinseldir. 'Su barda, eker ve ekerin suda erime sreci hi kukusuz soyutlamalardan ibarettir ve
duyularmla ve kavray gcmle kesilip alndklar Btn belki de bir bilin gibi ilerliyordur.'[17] Yine
de bir kmenin veya kapal bir sistemin byle suni olarak kesilip biilmesi saf bir yanlsamadan ibaret
deildir. ok iyi temellenmitir ve her eyin btn ile ban (onu aa balayan bu paradoksal ba)
koparlmas imkansz olsa da bu ba hi deilse ekilip uzatlalabilir, sonsuza kadar gerilebilir, az ya da
ok gerginletirilebilir. Bunun nedeni maddenin organizasyonunun kapal sistemleri ya da paralarn
belirlenmi toplamlarn mmkn klmasdr; ve uzamn alp gelimesi bunu zaten zorunlu
klmaktadr. Ama tam da, kmeler uzamdadrlar ve btn, btnler, srededirler, deiip durmay
asla brakmasa da srenin bizzat kendisidirler. yle ki Bergson'un birinci tezine tekabl eden iki
forml imdi ok daha kesinlik tayan bir stat kazanyor: 'hareketsiz kesitler + soyut zaman',
paralar gerekten hareketsiz kesitler olan ve ardk durumlar soyut bir zaman iinde
hesaplanabilen kapal kmelere gnderirken; 'gerek hareket somut sre' srmekte olan ve
hareketleri bir o kadar da kapal sistemleri kateden hareketli kesitler olan bir btnn aklna
gnderir.
nc tez dorultusunda kendimizi seviye zerinde buluyoruz: 1) ayrdedilebilir nesnelerce ya
da ayr ayr ksmlarla tanmlanabilen kmeler ya da kapal sistemler; 2) nesneler arasnda kurulan ve
onlarn karlkl konumlarn deiiklie uratan tama hareketi; 3) kendine zg ilikiler uyarnca
deimesi asla durmayan ruhsal bir gereklik olarak sre ya da btn.
yleyse hareketin iki yz var gibidir bir ekilde. Bir taraftan nesneler ya da paralar arasnda olup
biten bir eydir, te taraftan sreyi ya da btn ifade eden eydir. Srenin, doasn deitirerek
nesneler halinde blnmesini, nesnelerinse derinleerek, eperlerini yitirerek srede biraraya
gelilerini salar. O halde hareketin kapal bir sistemin nesnelerini ak sreye, sreyi ise almaya
zorlad sistemin nesnelerine baladn syleyeceiz. Hareket aralarnda kurulduu nesneleri, ifade
ettii deiip duran btne balad gibi tersini de yapar. Hareket yoluyla btn nesneler halinde
blnr ve nesneler btnde birleirler: ve tam da bu ikisi arasnda btn deiir. Bir kmenin
nesnelerini veya paralarn hareketsiz kesitler olarak kabul edebiliriz; ama hareket bu kesitler
arasnda kurulur ve nesnelerle paralar deiip duran bir btnn sresine balayarak, demek ki
btnn nesnelere bal deiimini ifade eder 'demek ki hareket srenin hareketli bir kesitidir.
Artk Madde ve Hafza'nn ilk blmnn o kadar derin tezini anlayacak dzeye varabiliyoruz: 1)
hareketin yalnzca enstantane imajlar, yani hareketsiz kesitleri yoktur; srenin hareketli kesitleri
olarak hareket-imajlar vardr; 3) son olarak hareketin tesinde zaman-imajlar vardr 'yani sre-
imajlar, deime-imajlar, iliki-imajlar, hacim-imajlar'



[1] L'volution cratrice, s. 753 (305). Bergson'un metinlerini Yznc Yl denen baskdan
aktaryoruz; parantez arasnda da her kitabn halihazrda bulunabilen basksnn (P.U.F.) sayfa
numarasn veriyoruz.
[2] EC, s. 774 (330).
[3] EC, s. 779 (335).
[4] Organik ve patetik stne, bkz Eisenstein, La non-indiffrente Nature, I, 10-18.
[5] Arthur Knight, Revue du cinma, no 10.
[6] Jean Mitry, Histoire du cinma muet, III, Ed. Universitaires, s. 49-51.
[7] EC, s. 794 (353).
[8] EC, s. 786 (343).
[9] Btn bu noktalar stne bkz. Matire et mmoire, B. IV, ss. 332-340 (220-230).
[10] EC, s. 502 (9-10).
[11] EC, s. 521 (32).
[12] EC, s. 782 (339).
[13] EC, s. 507 (15).
[14] EC, s. 508 (16). Bergson ile Heidegger arasnda aslnda hatr saylr tek benzerlik tam da
udur: ikisi de zamann zglln an kavran stne ina etmilerdir.
[15] Burada Bergson tarafndan aka ortaya atlmam olmasna ramen ilikiler sorununu ileri
sryoruz. Bilinir ki iki ey arasndaki iliki eylerden birinin ya da dierinin bir sfatna indirgenemez;
ama toplamn bir sfat da deildir. Buna karn, ilikileri bir btnle balantlandrma imkan, bu
btn verili bir toplam, bir kme olarak deil bir 'srekli' olarak kavranrsa tam anlamyla korunur.
[16] EC, s. 520 (31).
[17] EC, s. 502-503 (10-11).

You might also like