You are on page 1of 259

S

i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Ak; bir Elif miktar sevilmek iin gelen her ileye
kimUaman daraacnda, kimi vakit kr baklar
arasnda bir vav gibi hamu olabilmektir
^M - amu yani susmak. Susmak halvetti Hira'da,
A Skmak En'el Hak't Hallac- Mansur'da, Hamu
olrnakt yrin alfabesiz halinde Mevlana'ca.
! ( Ve susmak visal orucuydu maukta, iftarn
ehadet erbeti ile aan ems misali.
* Suskunuz. Kin ve garazdan uzaktayz. Biraz
argn biraz da boz bulanz o kadar. Aldatldk
biz de ak yolunda. Yare krldk ama yolu terk
etmedik ems. Sen yrei yaral olana gelirsin,
ze lrteden gelmiyorsun ems? Hem vuslat hem
dost yreklim! nmzda bizimleyken
izda olmayan.. Bizler de Mevtana misali alp
nize "Hamu" yazsak der miydin*.
yollara7Gelir miydin aclarmza?
Dokunur muydun yreklerimize? *v
:Mim: Mevlana, in: ems... Hamutu
Sevgiliye sevdalydlar Akn uzun yol -W .'
arkadalan. Tm ktlkleri gzellikle j M A v t
fturanlar, susanlar iyilik kardeleri aka ^ *1^ ^
zet secde kardeleri, susayanlar lm V/ a IVl I D
szcn akn soluundan ienler... * i V Vw rv
4 Akn "Hzr'lar...
aki R
13-9P
M
Akn Gzyalar- 4
Ha l l a - ma n su r
MI VI ANA LAL ODN
M MS- T K / 1
Cehennemi maher de aramayn,
naslsa kimsenin sizi anlamad yerde bulacaksnz.
Hallac- Mansur
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


KADM KELAMA SELAM LE
- - - ooGS5oc=- -
Biz bu Kur'an yoluyla, inananlar iin hep ifa ve rahmet olacak
eyler indirmekteyiz (sra/83)
Hepimiz "Ak'ta baarsz olduk. Ancak veliler, Ak'n okulun
dan yreklerinin ak ile icazet aldlar. Ak, kendini kefetmeyi ara
yanlar aryor. Arayn kolayl manevi bir yaren, dost, gnlde
yani seni sana getirecek, seni olmas gerektii gibi deil olduun
gibi gren bir mrit salar. Ak'a kendi bamza ulaamayz. Yo
lumuza bir yolcu dmeli. Ve iki yolcu: biri irat dieri irfan.
Mrid istiyoruz. Sadece istemekle kalyoruz. Mrid olmaya
talibiz, ama kefaretine hazr deiliz. Ak yolunda yryen kim m
rit, kim mrit bilerek yrmeli.
Peygamberlerin bile mridi, dostu, yareni vard. Hz. Musa'ya
Harun, Hz. Yusuf'a Hz. Yakub, Hz. sa'ya Mecdelli Meryem, Hz.
Muhammed'e Hatice, Ali, Ebubekir ve Cebrail.
Veliler birbirine mrit oldu: Mevlna'ya ems, ems'e
Mevlna, Hallac'a Bestami, Bestami'ye Badadi.
Peki, ak yoluna giren bizlerde? Oysa amurda nur aramak
tayz.
Aryoruz: kendimizi, akmz, maneviyatmz, zmz, asl
vatanmz.
Aryoruz: anlay, sevmek, sevilmek, anlalmak, olduumuz
gibi grnmek, aldatlmamak, insaf, izan, insan. Evet, insanlm
z aryoruz. selliimizin gzelliini kefetmek istiyoruz. Av deil,
avc hi deil sadece ak istiyoruz. Ak!
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Aryoruz. Ne kadar arasak da yine yalnzz. Aradka yanl an
lalyoruz, yarglanyoruz.
Bilmiyoruz ki insan; iki dnya, iki gereklik arasndaki bir eik
tir: Benlik kaps, fena makam. Kapya kadar geliyoruz, krlyor
benlik. Ancak o makama geemiyoruz. nk rabta yok."Ene"den
"Hakk"a yolculukta en emin, en cezbedar usl rabtadr.
Rabta: Rab ile konumak.
Rabta: Acizliini bilip Aziz'e snmak.
Rabta: Vahiy ile bildirilen i denetim, i deneyimdir.
Rabta: inden kmakta zorlandmz, bunaldmz, tarifi
imknsz i skntlarmz Kuran yoluyla, Peygamber soluu ile i-
falandrmak, zahmeti rahmete dntrmektir.
Arayan, adayan, bulan, susan, yree yrek olan... Sahte
"Ben"in esaretinden kurtulmak iin manevi bir dostluk ba ile ra
btada bulunmamz vardr. Dost dediklerimiz hani neredeler?
"Ya Hayy" ile "Ya H" yolculuundaki "Seni Allah iin seviyo
rum." diyen yolcundur dost. Yanna aldn deil yarana basandr
dost.
Maneviyat istiyoruz. Mrit bekliyoruz. Mridin gelmesi iin
insann kendi manevi kaderinin gereini yerine getirmesi lazm.
Kalbin kelamdr:
"Ne gelirse senden kabulmdr. Kahrn da ho ltfn da. Hay
ra da talibim erre de."
Maneviyata vuslatn drt kaps vardr:
l.ilme'l Yakn
2. Ayne'l Yakn
3. Hakk'al Yakn
4. Ak'el Yakn
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Bu kaplar gnmzden "Mutluluk Asr"na kadar aabilmek
iin manevi byklerin yolundan gemek gerek: Muhammed
Zahid Kotku, Bediuzzaman Said Nursi, Ahmed Rufai, Abdulkadir
Geylani, Rabiatul Adeviyye, Hallac Mansur, Beyazd Bestami, Mu-
hiddin Arabi, ah Nakibendi, Yunus Emre, Mevlna, ems, Ahi
Evran Veli, Seyyid Burhaneddin, Hac Bektai Veli, Hz. Ebubekir, Hz.
Ali, Hz. Fatma, Hz. Hatice, Hz. Muhammed (s.a.v.)...
Nebilere velilerden uzanan dostluk yolu...
Muhabbetsiz hayatmz kurgu ve kuku ile rl. zerimizde
Ankebut a, azmzda ak terennmleri... Maneviyatsz kuru bir
hayat iinde bengisu aryoruz. Ayrlklar, aldatmalar, bencillikler,
knamalar, baa kakmalar ve yalnzlklardan ibaret bir seraptayz.
Varln iindeki yokluktayz. Yoksulluumuz ve yoksunluumuz:
Ak. Akmz yok, ak gzmz yok. Akn gzleri ile bakamyoruz
birbirimize.
Akn gzleri ile bakamadka, yrekleri olduu gibi greme
yiz. Ak hep yanl yerlerde aradk. Kendimizi bytmekle, kendi
mizi daha zel, daha kusursuz ve gl sanmakla ak' kullandk.
Dnyay yrten, yreklerimizin sahibi olan Allah'n sfatlardr.
Ak, kendi kendinden memnun olma; maneviyat, bir eit
kendini iyi hissetme yolu deildir. Ak iman, maneviyat ibadet. n
san kul, ak tek hakikat. Hakikate ak olmayan hayal ile avunup,
yalan ve talan ile har neirdir.
Gkten tek bir yldz drmekle kinat kefettiini sananla
rn yanlglarn hangi kalem yeterince anlatabilir ki?
Yalnz insanda deil, btn canllarda ilahi akn izleri gizlidir,
grmek isteyene.
Bir toz zerresinin bile arlk tad Ulu Divan'da herkes ta
d deer kadardr. Bunun ls de "Ene'l Hak" demeyi ne kadar
hak ettiiyle dorudan ilgilidir.
Kii, ancak maddeden arndka insanlama srecini tamam
layabilir. Sevgi ve ak, bu uzun yryn tek doru yoludur.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Ne gz kalr aka den de ne de kz. Yanmaktr meczup
derviin en akll hali. Teninden ruhuna semazenler savrulur. Ak
damtr sevda pnarlarndan. lmek ilmek alr gnl oyuklar. Ge
cedir derdi. Gece gibidir kalnn rengi. Ve oktan kefenlenmitir
ak mevsiminin glleri. Giditir ya ak kendinden kendi uzana,
glgenden baka bir glgenin kfl kucana. Giditir ya ak hani
znden can ocana.
'Sende bulduklarm deil; sensiz kaybettiklerimdir'feryadyla
inlemektir ak. Kimsenin gremedii bir semada kimsenin doku
namad bir yldz barna basmaktr ak. Bulut bulut savrul
maktr yamur mevsimlerine. Titretmektir cihan tek bir dokunu
ile. Ve sonra baladn yerde bulduklarndr ak. Senden sana
kalanlar toplarken sensizlikle yaamaktr ak. Sknetin en
keskin feryaddr ak. zlemektir, beklemektir, gelmektir ak. At
tn admlar yoldaki buzu topuklarnla eritse de gitmektir ak. Ne
adres aramak ne adres sormak sadece adres olmaktr ak. Yollarn
en tenha yalnzlnda kalabalk bir maveraya tutunmaktr ak. Ak
vazgeitir aslnda endeki senlikten. Ve ak avularmza kalandr
gneten.
Her tvbekr aslnda bir gnahkr deil midir haddi zatnda?
Diye sorar demir arkl topuklarm. Hangi ln serabnda sakl
kalan Leyla ya da hangi lde saklanan mecnunum bilemedim.
Yusuf gibi kokar imdi bana dipsiz her kuyu. Aynalardan izlerim
Zleyha'nn akn. Yreimde mhrlenir Sleyman. Ve Eyp gibi
kenetlenir zmde zaman. Anlyorum ki bendeki ak mevsimi
gaml bir hazan.
Akn vahasnda suyun serabdr sevgili,
Her admnda kumlar sesi ile yanar tutuur.
Akmn zekt ise her dklen gzya,
imdi bir elif miktar sus sevgili,
Seni susarak zlemeyi bahet.
Susarak zlemek zamann flyor ruhumun neyzeni. Dille
susmak, yrekle susmak ve susmak. Sahi sustuun yerde bala
maz m yaamak? Dmez misin ems'in suskun yreine, ma
rur bir ak olmaz msn Mevlna'nn bekleyiinde. Sustuun vakit-
8
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


lerde aralanmaz m sana akn oymal kaps? Eiklerden dmez
mi nefsin kr satcs? Susmak nedir bilir misin?
Susmak halvetti Hira'da,
Susmak En'el Hakti Hallac- Mansur'da,
Hamu olmakt yrin harfsiz alfabesiz halinde Mevlna'ca,
Ve susmak visal orucuydu maukta, iftar ehadet erbeti ile
alan.
Suskunuz. Kin ve garazdan uzaktayz. Biraz dargn biraz da boz
bulanz o kadar. Aldatldk biz de ak yolunda. Yre krldk ama
yolu terk etmedik ems. Sen yrei yaral olana gelirsin. Bize ne
den gelmiyorsun ems? Hem vuslat hem hicransn dost yreklim!
Yanmzda bizimleyken yaramzda olmayan... Bizler de Mevlna
misali alp kalemi elimize "Hamu" yazsak der miydin yollara?
Gelir miydin aclarmza? Dokunur muydun yreklerimize?
Aldk katemi elimize seni, sana yazyoruz ems.
"Kh sinede boy gsteren kh ruhta ortaya kveren kh hicra
na ynelen...
Gnl kazann kaynatan sen, suyu amuru yakan sen...
Sen ki esrarn en has arab, akl leminden yansyan aydnlk...
Gecelerimizin, Hud perdesi...
Misk ve amber... Ryalarmzdan karlm Yusuf'tun ems!
Pas giderici... Turi Sina'nn ras... Gle gmlek yrtt ransn.
Madenlerden daha madensin ems!
Lahzalardan evvel var olan an... Yeryznde bir ay, gece yar
snda afak...
Tehlike annda siper... eker yadran bulut... Mcevher dolu
derya...
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Gece yolcularnn mealesi ems, gel ve gnl yaras olanlarn
ayandaki zincirleri kr! Hem yol kesensin hem de rehber. Her dertli
nin Isa's... Sabr darmadan klan... Akl hrsz...
Damla ve deniz... Ltuf ve kahr... eker ve zehir... Su ve tes
ti... Yakar meyvesi... Gnein hcresi... Yem ve tuzak... Mey ve
bade... Pimi ve ham... Asayi veypran... Szlerek yryen...
Put kran...
klarn tabibi, lemi slah eden, perian klan, alp gtren sel,
ak yetitiren ah...
Gndzn aydnl, gam gideren nee, yeni lemin lemi...
Kana boyanm yrek, Nuh'un nefesi, ruhun hevesi, yaralya
merhem, nehirde akan su, felei gsteren cam, lafn belini dorultan,
coku ire coku, yontan ok, felein av amiri, gkkreye smayan
gne...
Deryadan daha ok olan inci, ovalara smayan da, byl i
eye smayan periler ah, yaam suyu, hem saki hem sarho, hem
mehur hem mestur..."
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Ak (Ef miktar seviCme
iin geCen herifeye imi zaman
daraacnda, imi vait or 6-
afar arasnda 6irvav gi6i ha-
mu o(a6iCmetir.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


HO AMAD
- - - - ooC^g^oc
Ak davasna giritim, yeminler itim.
Ak yznden malm, mlkm, adm sanm yitirdim,
uHu ak diye yoluna dtm.
Ey Hzr bekleyen, hazr msn?
Bekle Mevlna, geliyor yolcun. Bekleyiinin srar ile yolcunu
yola kardn. Yoldan kanlara mit suskunu olacaksn Mevlna,
bekle. Bil ki beklediin de seni beklemekteydi.
Gzlerin, yolcusunu gzler... Gzlersen, gzlediin de seni
gzler. Gze geleceksin Mevlna. Suskunluunda gzleri ele, ile
eleinden.Tennurenin eteini sr sarkklara eilsin baaklar, yolcu
geliyor.
Allah' zikrederek geliyor yolcu. Aradn bulmaya geliyor.
Ey yolcu ara! Arala sr kaplarn esrar ak terlesin. Titresin yllardr
yan balarndaki mauk Mevlna'y grmeyenler.
Ara yolcu! Ama sadece aramak iin arama! Adanmak olsun
arayn.
Ada yolcu! Ryanda aldn mjde iin adadn hatrla. Ke
silsin ban akn yoluna. Atlsn ta zeminlere ban. Ah etsin ba
ndan akan kan ta ile ptnde. Ayrlsn ban gvdenden.
Ve gtrlsn bileklerinden kesilen ellerin ta uzaklara. Sonra bir
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


mektup gelsin hamuuna. Alsn, okusun, alasn, yansn. Senin
yaktndan daha derin yansn. Mazruf ban olsun, zarf kann.
Bul yolcu! Bil ki, birbirini bulanlar birbirlerini cezbederler.
Cezb aktr, ak aradndadr, bul yolcu.
Dua dua gel yolcu. Duas tutmayanlar grsn ak iin lmek
nasl olurmu!
Ey seyyahm! Ey mecalim! Durma menzile yr. Kimin kime
vard deil, kimin kimde yand nemli.
ems'im!
Dostum!
Ardna bakmadan yryen yolcum! Kalann hesabna, hilii
ni dren gzyam, gel.
Gel. Aka, sus ieine renk vermeye gel. km gibi davra
nan yalanc bahara ahu zar dikenini batrmaya gel.
Yolsuzlara yol olmaya gel. ster hercai ister hayal ol, yeter ki
yr.
Dosdoru gel. Doru yolun insanlarn ounun gittii yol de
il, akn izdii yol olduunu kaderciliini kader grenlere gs
ter. Yol gster gneim.
Mola vermeden yr, tevbeleri toplayarak yr. Dalar mev
simini unutmu, yollar ynn skalam. Ak dediin koskoca bir
suskunlukmu. Yn, mevsimi, suskunluu anlat bize.
Bir adam mehule trmanyordu topraktan: arkas uurum,
yanlar duvar. Bir adam lm trpanlyordu: n ahadet, cesedi
kuyulara emanet.
Bir adam geliyordu Konya'ya. Hi saymamt, hi bilmiyordu
ka sabah gnele selmlatn, ka gece yldzlarla baktn.
Bir adam yola dmt, Musa'nn gzn kamatran ate
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


kavuruyordu sadrn. Yandka srlar taacak gibi oluyordu.
"Ya lm boacak nefsimi ya da dnyadan koparacam
Mevlna eserimi!" diyerek.
Dman bir dnyada, dostsuz bymt. Ailesi, akrabas,
ahbab yoktu. Bir tek"Ak" vard, o da kknden sklen bir aa
t.
Ve yalnzd.
Hassasiyetiyle, hatralaryla, irfanyla yalnzd, yaralyd.
Mehul yolcu, mehul dosta gidiyordu. Dudaklarnda ilahi
ak tadndaki fsltlarla:
"Istrap gayyasnda aylarca kaldm. Orada yalnzca skt
vard. Neredesin yanan alnm mfik avularnda dinlendirecek
dost? Syle neredesin? Bekliyor musun beni? O halde bekle. Yol
daym dost. Bekle."
Batan aaya yorgun... Yryndeki yavalk, uzun ve e
tin bir yoldan geldiinin imdilik tek iareti. Kimi kimsesi olmad
aikar. Bu, yalnz olmasndan belli. zerindeki kyafetlere baknca,
yalnzl daha da gze batyor. Her halinden belli kalenderlii.
Kalender dedimse, yok yoksul deil, kula mdanas yok. yle bir
zenginlie sahip ki, bunu anlamak iin, onunla konumak deil,
o olmak lazm. ok uzunca bir zaman nce terk etmi iindeki
"Ben"i. Ben demeyi, uzun bir zaman nce unutmu. indeki "Ben"
yok olmu, gitmi. imdi ise ruhunun, toprak bedeninde hapsin
den mustarip...
Banda ipleri yer yer sklm bir serpu. lk bata grenler,
bu trl bir klahn, Trkmenler tarafndan kullanldnda hem
fikir. Sivri iki ulu kenarlar, alnnn ortasna doru bir yay izerek,
yine alnnn ortasna denk gelen bir yerde sivrilerek birlemekte.
Bandaki bu eski klah grenlerin gzne ilk arpan ise ortasn
da "Allah" yazl olmas. Gzden kaacak gibi deil. Her daim ba
nn zerinde: aklnn, ruhunun, bedeninin tek sahibi Allah.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Uzun dizlerinden sarkan siyah bir ferace. Kldan rme, simsi
yah... Artk eskimeye yz tutmu, uzun yllarn ve kat edilen zorlu
yollarn tanklarndan. Kah glgelik olmu kah yorgan. Sahibine
sadakati yaslansa, neredeyse lime lime hale gelmi olsa da ilk gn
k kadar salam. Byle bir derviin omuzlarnda geen bir mre
ramen siyah rengini ilk gnk gibi korumakta. Bir gn ilmekler
dile gelse kim bilir onun hakknda bizlere neler neler anlatr.
Salar sakalna demi, grenin meczup sand, gz ile
gz gze gelenin korkudan bakn yere indirdii adam ehre
iniyordu usul usul. Yorgundu. Dardan bakldnda kimsesizdi.
Lkin gnlnde yle bir sevgiliyle beraberdi ki bunu ancak arif
olanlar anlayabilirdi.
ehre bir adam giriyordu. Bin lm onun yolunu gzlyordu.
Ad konmadk sevdasna geliyordu. Yontulmu bir kaya gibi geli
yordu, tozunu yele vermi. Kkn salmaya gelen bir aa gibi ge
liyordu, dallarna ile oturmu. Gk kuruni, hava kuru ayaz. Belli,
gece kar yaacak lapa lapa. Konya'ya bir m decek ate topu
misali?
Konya...
Tepesinde ihtiaml saray barndran drt kapl ehir. Yorgun
ve Mool istilasn titreyerek bekleyen surlar... Surlarn dibinde bir
bir saylacak kadar metruk svasz evler. Evlerin ilerisinde kabris
tan. Kabristann yannda yamur sularnn oluturduu birikinti
lerde yzen, ykanan kaz ve rdek srleri.
Bu ehrin her sokan kahr sarm, her ke banda hn
bekler. Sevmek bedel ister bu ehirde. Sen yine gzlerini yollara
brak yrim. Unutma ki, gidenin de kalann da kaderi bu yollarda
okunur.
Rengrenk gvercinler taklalar atarak uuurken akamn ka
ranlna doru, bir adam geceyi geirecek bir han aryordu. Yolda
bir yandan yryor bir yandan gvercinlerin uuunu seyrediyor
du. Sanki gkte deil yreinde onlarca gvercin kanat rpyor
du.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Yanndan geen adama seslendi.
"Esselam aleykm!"
"Ve aleyna aleykm selam!" diye cevap veren kendisi kadar
yal adam, hayatnda daha nce grmedii bu garip adam dik
katlice tepeden trnaa szd."Buyur yabanc, ne istersin?"
"Baha Veled'in olu Muhammed Celaleddin'in derghna en
yakn olan han bana tarif eder misin?"
"Buralardan deilsin belli. Verdiin selama baklrsa da Ms-
lmansn."
"Elhamdlillah!"
"Kimsin?"
"Bir garip yolcuyum ite. Sen orasn bover de, de hele han
var m? Varsa ne yandadr?"
Adam iinden "Bir meczup dervi daha dt dergha. Bu
Celaleddin kim gelirse gelsin topluyor etrafna!" diye dnd ve
eliyle kubbesi grnen camiyi iaret ederek, "lerideki camiyi g
ryor musun?" dedi.
"Evet."
"Hah ite! Onun karsnda ekerciler Han var."
"Allah raz olsun."
"Cmlemizden inallah!"
Hana doru yrd adam. Sokan banda bir eek, kll
n zerinde debelenip duruyordu. Merakl kalabalk, eein
haline glyordu. Zannettiler ki eein debelenmesi keyiften.
Hayvann ac ac inlemesi hi birinin kulana gitmiyordu. Adam
kalabal yararak klle doru yrd. Srt st bir saa bir sola
yuvarlanp drt ayan havaya doru kaldran eein sa n ba
can kaldrd. Trnaklarnn arasna keskin bir cam paras batmt.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Debelenmesi de bundand. Mehul yolcu eliyle o cam parasn
kard. alvarnn cebinden bir mendil kartp hayvann ayan
sard. Eek sakinlemiti. n sol ayandan destek alarak dorul
du. Dosdoru hana doru gidiyordu mehul yolcu. Kalabalk me
rakl baklarn bu sefer ona yneltmiti. Birbirlerine sorduklar
sorulardan tek anlam kyordu:
"Kim bu adam ve bizim gremediimizi nasl grd?"
Onlar dne dursun yola den oktan hana gelmiti. Elin
deki bez torbay yere koydu. Uzun sren yolculuunda nihayet
menzile ulamt. Bundan sonras sadece Celaleddinl bulmaya
kalyordu. Konya'ya ulatran Allah, onu da tez zamanda karsna
karrd, izni olursa.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


EKERCLER HANI
- - - - - - - - - -
Ak, yandndan yaknmamaktr. Yaknan yakamaz.
Madem yakamyorsun ne diye sevgiliye talipsin?
Syle, ak seni ne yapsn?
Hana girmezden nce iindeki itiyak ile Mevlna'nn
derghn uzaktan seyre dald. Seyrettii, derghtan ok ba
ka bir eydi. Sanki ok baka bir eydi. Bir dergh deildi. Hem
dergh dedikleri de neydi ki? Tatan, kerpiten duvarlar olan,
zerinde bir dam bulunan sradan bir bina deil miydi sonuta?
Tpk dier evler gibi, hanlar, hamamlar gibi, saraylar gibi bir ya
pyd en nihayetinde. Kimi barnmak iin, kimi arnmak iin, kimi
ynetmek iin ve kimi de sarho olmak iin yaplm bir sr ruh
suz ta ynndan baka neydi ki?
Lkin dergh yle deildi. O iinde bir ruhu barndryordu.
Krk kat gibi duran duvarlar, iinde yle deerli bir elmas sak
lyordu ki Konya bu elmasn deerinin ok aznn farkndayd.
Onlara gre o elmasn ad eyh Celaleddin'di, ems'e gre ise
Mevlna.
Bu krk kat atlastan bohay andran derghn her bir ta
n dnd. Elinden gelse ems de o talarn arasnda yer alrd.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Nefesi ak kokan adamn barnd bu yapda bir ta olmaya ha
zrd.
Talar dnd.
r
Acaba dalardan, tepelerden toplandklar vakit biliyorlar
myd, bu derghta mrlerinin bir ksmn geireceklerini? Bilse
lerdi, bir cana sahip olsalard, belki bir ta ustasnn onlar almaya
gelmesinden oka evvel buraya koa koa gelirlerdi. Geldikleri
gne bayram derlerdi. Kolay mydrAk"a mesken olmak?
Talara ekil veren ustann ekici, daha bir zenle yontmaz
myd keleri? O eki ki, aletin ileyip, elin vnd zamanda
o vgden nasibini almaya uramaz myd? Bir elmasa ocak ola
cak, mesken olacak bu krk katl bohann her bir ilmeini zen
le dzeltmek iin, varn younu vermez miydi? Bir eki, deyip
gemeyin sakn. Grgenden bir sapa geirilmi, alelade bir demir
paras deildi sonuta. Sadece derghn talarn yontmada da
kullanlmamtr oysa. Birok binann tan yontmutur mr bo
yunca, lkin dergh bambaka.
Dergh, o sradan ekicin ustalna delalet edecekti.
"Acaba?" diye aklndan geirdi. "Acaba imdi giriversem u
kapdan ieri ve vakit kaybetmeden o elmasn ltsna pervane
olsam..."
Tereddtler yn ile derghn nndeki ladin aacna ka
dar geldi. Bir koku yayld iine, hlamur kokusu.
"Zemheride hlamur aac ne gezecek ki?" diye dnd.
Hava buz kesmiti. Kar lapa lapa yamaya balad. "Gitmeliyim."
diye dnd.
Hann tahta kapsnn nnde bekledi bir sre. Yavaa ka
pya dokundu. Bu kapnn eiinden getiinde, bir gn avlusun
da neler yaanacan bilmiyordu. Belki de biliyordu.
Kimse bilemez, ancak arif olanlar anlar!
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Akam ezanlar okunurken handayd. Hann giriindeki b
yk odada hanc ve handa kalanlardan birka tandr ocann
banda sohbet ediyordu. eriye giren garip, garip olduu kadar
insana korku salan yabancy szdler.
Bandaki serpua baktlar ilkin. Dikkat ekmeyecek gibi
deildi. zerindeki Arapa yazlardan Mslman olduu anla
lmaktayd. zerindeki siyah, kldan rme gibi grnen feracesi
ise eskimeye yz tutmutu. Her halden ziyade gzlerine bakann
iini bir rperti kaplyor, tyleri diken diken ediyordu.
"Kimsin yolcu? Ne istersin?"diye soran hancya,
"Kalacak bir yer aryorum." diye cevap verdi. "Bota bir odan
var m?"
"Var. Mevsim k, gelen giden yok. Nasl bir oda istersin."
"En pahalsn."
Hanc armt. Bu klkta bir adamn, akamn bir vakti ge
lip, en pahal oday istemesine bir anlam verememiti. Kafasn
kaldrd hann ikinci katndaki odalardan birine bakarak:
"Yukar kattaki camiye bakan oda zengin tccarlarn kald
odadr. ki kiiliktir,"dedi hanc."Yalnz msn?"
"Evet yalnzm. Tek kalacam."
"Amenna." dedi bu kez hanc. Ukala bir tavrla, "Lkin dier
dein de parasn alrm."
"Ziyan yok, tamam. Yalnz odamn kapsna zincir ve salam
bir kilit istiyorum. Gideceim gne kadar temizlik iin olsa bile
odaya kimse girmeyecek. Ben dar ktmda anahtar bende
kalacak."
"Atn yahut katrn var m?"
"Yok, neden sordun?"
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


"En pahal oday isteyen bir adamn hayvan olmaz m hi?
Yaya m gezersin?"
"Bu seni hi alakadar etmez hanc! Sen dediklerimi aklnda
tut yeter!"
"Ka gn kalacaksn?"
"Oras belli deil."
"Yedi gnn parasn pein alrm. Beinci gn gelirim, kal
maya devam edecek olursan bir sonraki yedi gnn parasn is
terim."
"Mesele deil. Dediin gibi olsun."
"Hani ben bandan syleyeyim de sonradan niye byle oldu
deme d iye..."derken ems, elini kaldrp Hanc'nn szn kesti.
"Laf uzatacak msn, yoksa bana kalacam oday gstere
cek misin?"
Bu garip adamn tavrndan rken hanc,
"Takip et o vakit." diyerek hann ta merdivenlerine doru
yrd.
Kimse, ama hi kimse bu yabancya "Sen kimsin?" "Nereden
gelirsin?","Ne i yaparsn?"diye soramyordu. Hanc nde yabanc
peinde yukardaki byk odaya doru ktlar. Yabanc, hancnn
pheci ve merakl baklar arasnda kapy yavaa iterek eriye
girdi.
Ertesi gn sabah namazn klmak iin handaki odasndan
ayrld. Hann Sille tayla denmi avlusuna indi. Ortalkta kim
secikler yoktu. Ar admlarla avlunun ortasna ilerledi. Avlunun
ortasna geldiinde birden durdu. Yzne poyrazn souu vu
ruyordu. Baklar avlunun zeminine kayd. Yavaa eilip, dizinin
zerine kt. Bel kuandaki keseyi yoklad. Bir sre yle bek
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


ledi. Sonra bir elini ta zeminin zerine koydu. Ta hissetti. Ta
meydana getiren her bir toz zerresinin arln hissetti. Akln
dan geenleri kendinden baka kimse bilmiyordu.
Ah o talar bilselerdi,
Ah o talar anlasalard!
O dalardan, tepelerden buraya gelmemek iin var gleriy
le direnmezler miydi? Bir ahadete tank olacaklarndan bihaber
lerdi. Lkin haberleri olsayd eer dile gelip,
"Kurban olaym. Bize bu acy reva grmeyin." diye inlemez
ler miydi? O ta yontan ekici tutan elin sahibi, bu tarifsiz acy
bilseydi, o tan zerine ter yerine gzya aktmaz myd?
Gznden bir damla ya szld. Bir damla gzya yllarn
izdii krkl takip ederek yanaktan sakalna doru szlyor,
oradan da talarn zerine dyordu.
Heyhat!
Bir damla yan szld yere, zaman gelecek oluk oluk
kan akacak, kanl ba gvdesinden ayrlp, bu talarn zerine
decekti. Lkin kim, ne bilecekti?
Talarn bile yazgs vard u dnyada. Biri krk kat ipek boha
olmu, bir elmasa mesken olurken; dieri kanl bir ahadetin en
yakn ahidi olacakt.
"Bir ey mi drdn? Onu mu ararsn?" diyen hancnn se
sini duyunca ayaa kalkt. Hancya cevap vermeden handan ay
rld.
pliki Camii'ne geldiinde ems, mihrabn sa yanndaki
stunun yanna oturdu. Snneti kldktan sonra Kur'an okumaya
balad. Az sonra bir coku ve hrmet eliinde Mevlna, Hsa-
meddin elebi ve dervilerle beraber camiye girdi. Mevlna al-
lageldik adet zere farzdan nce ksa bir sohbet yapard. Mihraba
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


yaklaan Mevlna kendisinden daha nce grlmeyen bir endi
e ile etrafa baknyordu. Bir koku sindi genzine. Daha nce ald
ancak anlam veremedii, bilinmedik bir koku. Ta duvardaki bu
hurdanlktan m diye, cam ieyi yoklad, koklad. Lkin kokunun
kayna bu deildi. yleyse bu koku nereden geliyordu?
Misk kokusu, amber ttss...
Ard ilemeli krsye bada kurup hamdele ve salvale ile
sohbete balad. ems oturduu yerden, grnmemeye itina
gstererek ince, naif baklarla Mevlna'y szyordu.
Hayret makamnda su misali sohbet eden Mevina, hayran
lkla onu seyreden ems...
Mum ndan daha parlak yzl olan Mevlna'y bir md
det seyrettikten sonra ban ne edi. Bir sre gzlerini kapad:
"O." d iye i geirdi.
Sonra ban Mevlna'mn yzne doru kaldrd. ehresi ne
kadar aydnlkt. Benzi gl rengi, sakalna tek tk krlar dmt.
Gzleri ne kadar scak ve derin, adeta masmavi bir ayna...
"Benim gereim sensin!" diye fsldad, "Beni bir tek sen an
larsn. Sen, beni tam anlarsn. Tamamlamaya geldim seni. Beni
anla, beni oku. Sesim sana ulasn, sessizliin beni bulsun. Gr
beni, bil ve sev!"
Kamet okundu. Mevlna imamete durdu. Kraat, rk, secde
ve selam... ems'in iinde bir huzur rma akyordu.
"ok uzun zaman var ki, bir imamn arkasnda byle tatl na
maz klmamtm." diyerek camiden kt. Kimse onu fark etmedi,
Mevlna bile.
ekerciler hanndaki ikinci gnnde ems, odasnn pen
ceresinden darda yaan kara bakyordu. Hann d avlusunda
atlarn yemleyen iki mteri ems iin tahminler yrtyordu.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


"Dnk yabanc bence bir ekya."
"Nereden anladn?"
"nk ancak bir ekya hem zengin olur hem kaba. Hem
ketum olur hem kibirli. Btn bunlar bu adamda toplanm."
"Sanmam. Pahal odada kalyor diye adam ekya ilan ettin.
Ekya olan ehrin tam ortasndaki bir handa kalmaz ki. Bu ada
mn ketum davrandna ben de katlyorum. Bence gizledii ok
deerli bir eya var. Azn arayp ne saklyorsa renelim, alma
ya deerse alar kaarz."
"Hem ketum diyoruz hem de ondan laf almaya alyoruz,
olacak ey mi bu?"
"Canm, adama hayatn anlat demeyeceiz ki. Konya'da ne
ii var renelim, bu bize yeter."
Yz merdivenlere dnk olan kaln kal, simsiyah sakall
adam ems'in merdivenlerden indiini grd.
"Sessiz ol. Konuyu kapatalm, zira bizimki geliyor."
Avlunun d kapsna doru yryen adam ems'in nn
keserek,
"Ben sizi bir yerden tanyorum. Siz ipek tccarsnz deil
mi?"
ems cevap vermedi. Fakat karsndaki bu merakl adam
sormaya devam edecek gibi grnyordu. yle de oldu.
"Yok yok! Zahirecisiniz ve sizi Badat'tan hatrlyorum."
Yine cevap vermedi. Anlalan bu ahret sualleri devam ede
cekti.
"Hmm..." dedi adam umutsuzca. Belli ki bu tuhaf adamn
pek konumaya niyeti yoktu. Bu kez srarc bir biimde, "Anlald
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


konumaya niyetiniz yok, ama msaade edin nereye gidiyorsa
nz size elik edeyim.*
ems gece karas gzleriyle adamn gzlerinin iine bakt
nda adam bandan aa kaynar su dklm gibi hisseti. Ne
bir ey daha syleyebildi ne bir adm atabildi. Olduu yerde dur
du kald.
ems d kapy kapayp Bedesten'e doru yrd.
Bedesten'de ku satan bir dkkna girdi. Dkknda kafesler ieri
sinde kimi stbeyaz, kimi paal, kimi Arap, kimi tallaki cinsinden
eit eit gvercinlere bakt. Dkkn sahibine,
'Kafeslerde ka gvercin var?" diye sordu.
"Otuz yedi tane."
"Hepsini satn alsam ka altn istersin?"
"Ne yapacaksn ki hepsini?"
"Sana ne be adam. Sen satc deil misin?"
"ylede..."
"Ben de mteri deil miyim?"
"Amenna."
"Eh o zaman ne demeye benden hesap sorarsn? kar he
sabn abucak"
"Tamam, yahu mesele yok. Merak ettim, hepsi bu."
"Etme. Merak falan etme. Diyeceini de hele tez vakit!"
"Hepsine on altn ver yeter. Ama kafesleri satmam."
"Kafeslerin senin olsun. Onlar isteyen yok. Kafeslerin hepsi
ni dar kar ve st ste koy."
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Kuu ems'in dedii gibi kafeslerin hepsini tek tek dkknn
nnde st ste sralad. ems adamn avucuna tek tek sayarak
on altn brakt. Sonra tek tek btn kafeslerin kapsn ap avu
cuna ald gvercinleri havaya doru att. Gvercinler yaan kar
tanelerini per gibi ge doru ykseldi. Kuu grdkleri kar
snda ard,
"Be adam sen deli misin? Bu nadide gvercinleri bunun iin
mi satn aldn?" diyecek oldu ama ems,
"Sen iine bak. Altnlar avucuna, gvercinleri de zgrle
braktm. imdi u bir altn da al. Bana bir inik buday ver."dedi.
Kuunun yan komusu olan hasrc sand ki parasn harca
masn bilmeyen bir yabanc gelmi ehre, akli dengesi olmayan.
"u adama bari bir eyler sataym da nafakam alaym." diye d
np ems'in yanna sokuldu:
"Gvercinler gkyznde szle szle ne gzel de uuyor
lar deil mi?"
$4 tf
"Zavalllar zgrle ne kadar hasret kalmlar. Byk bir se
vap kazandn. Bir sevap daha kazanmak ister misin?"
a tt
Hasrc srtarak:
"Az nce kuu ile konumana ahit olmasam dilsiz sanrdm
seni, ama deilsin. Neden dediklerime cevap vermiyorsun?"
"Be adam git iine."
Hasrc bir eyler satabilme midiyle, "u sepetin kulplarnn
salamln gryor musun? Bir de u alt ksmna bak. Btn
ehri gezsen benim sepetlerimin bir benzerini bulamazsn. una
bir bak, bir insan bile tayabilir. Otur iine istersen gkyzne
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


k!" diye ortaya atlmt ki ems:
"Benim gklere kmak iin sepete ihtiyacm yok." dedi ve
yrd.
Hasrc, onun ardndan bakarken bir yandan da baryordu:
"Gvercinlere altnlar saarken iyiydi, belli ki zenginsin. Ma
dem ge kabiliyorsun, yerde ne iin var be adam. Konya'da ne
iin var?
ems hi kimsenin iitemedii bir ses tonu ile kendi kendine
mrldanyordu:
"Konya'da ne iim mi var? Aptallar! Gznzn nnde
Mevlna gibi bir elmas var ve siz hala hasrla, kilimle urayor
sunuz."
ems srtnda buday torbas ile hana dnd. Dosdoru
hann damna kt. Bir tenekenin iinde ate yakt. Yanan atein
iine safran serpti. Duman ile kark safran kokusu neredeyse
ehrin btn gvercinlerini hann damna toplamt. nk g
vercinler safran kokusuna gelirdi. Yaan kar ile yiyecek sknts
eken gvercinlere ems avu avu buday serpti.
Gvercinler nazl nazl semada kanat rparken, ems'in gz
lerinden den birka damla ya yanandan krlaan sakalna
szlyordu.
emsin gvercinlere dknlnn, zellikle kafeste tutu
lan gvercinleri satn aldktan sonra salmasnn zel bir nedeni
vard:
Hz. Peygamber Efendimizin kz Zeynep...
Peygamber efendimizin Mslman olmayan damad Ebu'l
As b. Rebi, Bedir savanda esir den Mekke esirlerinin iindey
di. Zeynep, yllar nce annesi Hatice'nin kendisine armaan et
tii "Gvercin Gerdanl" denilen ziynetini boynundan karp
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


kocasnn fidyesi olarak Medine'ye gndermiti. Efendimiz bu
gerdanl grnce ok duyguland ve gerdanl almadan, Ebu'l
As' bedelsiz olarak serbest brakt.
Buna karlk kz Zeynep'i Medine'ye gndermesini Ebu'l
As'tan istemiti. Ebu'l As da bu istei kabul ederek Mekke'ye dn
mt.
slm ordusu Bedir Sava'ndan muzaffer bir ekilde dner
ken, Efendimiz kz Rukiye'nin vefat haberi ile ykld. Kznn ve
fatna ok zlm, uzun sredir gremedii dier kz Zeynep'i
Medine'ye getirterek, Rukiye'nin acsn onunla dindirmek iste
miti.
Medine'ye, babasnn yanna gitmek zere hazrlklarn ta
mamlayan Zeynep, kaynbiraderi Kinane ile birlikte yola kt. Ki-
nane, Zeynep'i Mekke snrna kadar gtrecek, burada kendileri
ni bekleyen sahabeye onu teslim edip geri dnecekti.
Hebbar b. Esved bu haberi alr almaz arkadalaryla birlikte
harekete geti. Tuva denilen mevkide Zeynep'e yetiti. Zeynep,
devesinin zerindeydi. Hebbar mzra ona doru att, Zeynep
devesinden dt. Ba kayaya arpmt. O srada hamile olan
Zeynep ocuunu kaybetmi, vcudu kanlar iinde kalmt.
Hebbar'n amac Zeynep'i ldrmekti. Ancak, Zeynep'in kaynbi
raderi buna frsat vermedi.
Mekke'den ancak birka gn sonra byk zorluklarla ayrla
bilen Zeynep, Medine'ye babasna kavutuysa da bir daha tam
olarak salna kavuamad. Yaralar yllar boyunca bir trl iyi
leemeyen Zeynep, nihayet hicretin sekizinci ylnn banda ve
fat etti.
Peygamberimiz 'Gvercinim' diye sevdii Zeynep'in ardn
dan gnlerce alad. Beyaz gvercini bir daha dnmeyecekti. Ne
vakit gkte bir beyaz gvercinin utuunu grse,
"Benim Zeynep'im, beni seyrediyor."derdi.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


ems ocukken bu hadiseyi hocasndan dinlediinde gzle
ri buuland. Dersten ktnda bir duvarn dibinde dakikalarca
alad. O gnden sonra gvercinlere kar ayr bir muhabbet bes
ledi. ems iin her gvercin bir Zeynep'ti. Her Zeynep, bir beyaz
gvercindi. Ah derdi. Peygamberimin.mutluluk tad ah Zeynep.
Ah anacmn ismi Zeynep ah.
Avucundaki budaylar serperken kendi kendine "Ne da
mnda gvercin besleyecek ne de bir kse orbaya birlikte kark
sallayabileceim bir ailem, bir evim olmad. Ama birok insann
mutsuz olduu bu namert dnyada, birka kuun mutluluunun
ok deerli olduuna her zaman inandm." dedi.
Hanc ve handaki mteriler grdkleri manzara karsn
da hayrete dtler. ems hana geleli iki gn olmasna ramen
hana iki seneye yetecek dedikodu kmt.
O akam hann mterileri yemek iin bir araya toplandkla
rnda, henz ismini dahi bilmedikleri bu gizemli adam ve tuhaf
hallerini konuuyorlard. Oysa ems artmalarn bandayd.
ems bu! Onu grmek, onu zmek deildi. Onu konumak, onu
yaamak da deildi. Ad stnde ems bu! Sarsar, yakar, aydn
latr. Kimisini gne arpar akln kaybeder, kimisini yakar gne
gln kaybeder. Kimisi de gnete aradn bulur, aydnlanr,
beklediini alr, nurlanr. Hepsi de nasip ii neylersin.
Handakiler ems'in hakknda hkm yrte dursunlar.
ems vakar ve ecaatle yemek yenilen byk salona geldi.
Herkesin baklar ona kilitlendi.
"Afiyet, selamet olsun." diyerek selam verdi. Ykln nn
de dizili olan su testilerini tek tek yoklad. lerinden azna kadar
dolu olan eline ald. Ocan zerindeki kazann iine testideki
suyu boaltt. Hancya doru dnerek:
"Bu testinin kapa nerede?"
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Hanc ykln kapsn ap bir leenin ierisinden ald
kapa ems'e doru uzatt. ems hancya,
"Sabah ezanndan bir saat nce odama bir tabak tirit, bir tas
orba, tandr ekmei ve gl reeli getir. Kapnn nne koy ve
kapm kez vurup git." diyerek elinde testi odasna kt.
Oradakilerden biri yanndaki arkadana,
"Bak ite, ben sana demedim mi bu adam bir ey saklyor
diye? Bir hzinesi var. Testinin iindeki suyu kazana dkt ve bo
testiyi alp gitti. Demek ki o testiye saklayaca bir eyler var. Bu
adam kesin ya defineci ya da kuyumcu."
"kembe orbasn ok itiinden, ikembeikbradan at
yorsun. Yahu adamn elbisesine baksana, dilenci klnda. Onu
grenin sadaka veresi gelir. Ama bir taraftan da hann en pahal
odasnda kalyor. Bence bu adam zengin deil, dengesizin teki."
iki adamn sohbetine sofrada bulunan bir baka mteri ka
tld,
"Arkadan kesinlikle hakl. Bu yabanc zr delinin teki. Bu
gn yaptklarn duymadnz m? Kuu dkknnda ve hann da
mnda yaptklarn duymayan kalmad. Yaptklar hi akll ii mi?"
"Vallahi siz ne derseniz deyin nasl dnrseniz dnn,
adm gibi eminim ki bu adam bir hazine saklyor. Size o kadarn
syleyeyim."
"Saklyorsa saklyor, bize ne? Bugn sana baktnda arpl
m gibiydin. Rengin benzin att. En iyisi bu adamdan uzak dura
lm. Zaten iki gn sonra kervandan malmz gelecek. Alp mallar
mz memleketimize dneceiz."
Dierleri ne derse desin, ii hrsla dolu zccaciyeci, ne yapp
ne edip o testinin iindekini almaya niyetliydi.
ems, hasrn zerinde saatlerce namaz kld. Kur'an okudu.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Tekrar namaz kld. Tefekkr etti. Zikrllah okudu. Vuruldu kap
kez. ems kalkt kapnn nne braklan tepsiyi ieriye ald.
Avu iine sacak kadar kuru tandr ekmeini yedi ve bir tas
orbay iti. Gl reeli ve tiride dokunmad bile. Zaten de dokun
mayacakt. Bylece sahurunu yapt ve gnlk visal orucuna
niyetlendi. Ezanla birlikte bir elinde reel taba dierinde tirit
ince minareli mescide doru yneldi. Yolda giderken kerpi bir
duvarn kuytusuna snm kpei grd. Kpein nne tirit
taban koydu. nce Minareli mescide girdi ve elindeki reel ta
ban mihrabn sol tarafna brakt. Mezzin ems'e bakt. Mes
citte mezzin ve ems'ten baka kimse yoktu. Cemaat henz gel
memiti. Mezzin bir ems'e bir de tabaa bakt,
"Buras mescit be adam. Matbah deil. Reelin burada ne ii
var?"
"Gl reeli senin iin evlat. Ezan Muhammedi'yi okuyorsun
ama nefesin gl kokmuyor. Ac kenevir kokuyor."
Mezzin ems'in bu sznden neyi kast ettiini ok iyi an
lad, utand. nk her sabah ezan okumadan nce kenevir i
nerdi ve az ac ac kenevir kokard. Onun kenevir inediini
kimse bilmiyordu. Kendi kendine dnd:
"yi de, bu adam benim kenevir inediimi nereden bili
yor?" diye aklndan geirdi.
O gnden sonra artk her gn ems Mevlna'y uzaktan ta
kip etmeye balad. Mevlna nereye gidiyor, hangi dkkna u-
ruyorsa varln fark ettirmeden onu bir glge gibi takip ediyor
du. Her seferinde,
"Acaba beni bekleyen doru kii mi?" diye aklndan geir
mekteydi.
Mevlna ile birka dervi, leden nce derghn kapsndan
karken, ems de derghn karsndaki aktarn nnde bekliyor
du. Mevlna ve yanndakiler kuyumcular arsna doru hareket
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


etti. ems de onlarn pei sra yola koyuldu. Sokakta ocuklar
kartopu oynuyorlard. Mevlna yere eildi, bir kartopu yapt ve
ocuklara doru att. Kartopu ocuklardan bir tanesinin omzuna
arpt. ocuk geriye doru dnp kartopu atann Mevlna oldu
unu grdnde ona doru glmseyerek komaya balad.
Mevlna yere kt, kollarn at, ocuk Mevlna'nn kucana
atlad. Birbirlerine sarldlar. Mevlna, ocuun banr okayarak
yanan pt. Dier ocuklar da yanlarna gelerek,
"Nur yzl amca bizimle kartopu oynar msn?"
"Hay hay! Neden olmasn? Lkin ben size gre yalym. Der
vilerim de bana yardm etse olur mu?" dedi ve gz ucuyla der
vilerine bakarak oyuna itirak etmelerini istedi.
Mevlna ocuklarla oynarken ems de onu izliyordu. Bu du
rum ems'in houna gitmiti.
"Ne kadar da sevecen ve alak gnll bir adam." diye d
nd.
ems, Mevlna'nn ocuklarla ocuk gibi oyun oynamasn
seyrederken seneler ncesine gitti. Bir zamanlar hayran kald
Niabur'daki ocuu hatrlad.
Bir mrit aryordu ki ona mrit olsun. Bir mrit aryordu ki
onu mrit bilsin. Bir hoca aryordu gnlne talip olsun. Bir talip
aryordu arayna hoca olsun.
limler sultan Baha Veled'in nn ve onun Niabur'a gelip
konakladn duymutu. Baha Veled'in Ferdddni Attr'n mi
safiri olduunu renmiti. Bir an nce limler Sultannn yanna
varp onunla konumak aklndan geti. Fakat bu dncesinden
hemen vazgeti. Bir limin karsna kmak, bu zamanda yle
kolay bir i deildi. Hem karsna ktnda ne diyecekti ki? Bir
bakma daha yolun banda saylrd ve konumay arzulad in
san, ilim denizinde koskoca bir kadrgayd. O ise ilim denizinde
imdilik bir avu sudan baka bir ey deildi. Hamd ems daha,
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


olgunlamas, pimesi ve dahi yanmas yine bu topraklara den
nurdan nasibini aldnda gerekleecekti.
"Yok yok olmaz!" diye sylendi. "Bir frsatn yakalamam la
zm. Uygun bir vakit mutlaka doacaktr."
Dervilerin ftratnda sabr olmazsa, iradn bir kymeti yok
tur. Sabretmeliydi.
Onun karsna kp cevabm arad soruyu sormak in fr
sat kollad.
ki yannda minareye benzer stunlar olan medresenin, e
peevre ayetlerle bezeli kapsnn karsna denk gelen, devasa
kayn aacnn altna oturdu. Hava scak saylrd. Kayn aacnn
altndaki serinlik, insann iine ilmek ilmek ferahlk iliyordu san
ki. Lkin ems'in yreindeki yangn sndrmenin yolu asla bu
aacn glgesi deildi. le vaktini az biraz geiyordu.
"Namazdan sonra karlar herhalde."diye dnd.
Gzn kapdan ayrmyor, kapnn her alnda yerinden
frlayacakm gibi toparlanyor, fakat kanlarn arasnda Baha
Veled'in olmadn grnce yeniden oturuyordu. Medrese ka
psnn her hareketiyle kalbi yerinden kacakm gibi arpyor,
lkin bu heyecan fazla uzun srmyordu.
"Ya Sabr!" diye i geirdi. Beklemekten baka aresi yoktu.
kindi vaktinden sonra byk ceviz kapnn aldn grd.
Namazn kayn aacnn glgesinde klmt. Baha Veled nde,
Attr arkasndayd. Daha arkalarnda ise kk bir ocuk ilerli
yordu. ocuk ne bir adm fazla atyor ne bir adm eksik yryor
du. Sanki bir glge gibi hareket ediyordu. Kk ocuktaki ar
balla dikkat kesildi. Ellerini nnde birletirmi, ba nnde,
etrafna bakmyor ama sanki etrafta neler olup bittiinden ha
berdarm gibi duruyordu.
Ayan tam tamna Baha Veled' in bast yere denk getiri
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


yordu. ems, Baha Veled'in pei sra nn kesmek in admla
rn hzlandrdnda yerdeki ayak izini fark etti. Daha nce byle
bir eye tank olduunu hatrlamyordu.
"ocuun kk ayak izi, babasnn byk ayak izini iine al
m." dedi. Hakikaten de ocuk, Baha Veled'in bast yerde kalan
ayak izinin zerine bastnda, Baha Veled'in ayak izi kaybokyor,
sanki ocuun izleri, limler Sultan'nn izlerini siliyordu.
"Ya Rabbi!"diye barmamak iin zor tuttu kendini ems.
Anlad ki bu ocuk srtndaki bir damla ierisinde koskoca bir
okyanusu tayor. Ve yine anlad ki arad Baha Veled deil bu on
iki yandaki ocuktu.
Kalabalktaki bir derviin yanna sokuldu.
"Selamnaleykm."
"Aleykmselm."
"Sultan'l Ulema'nn dersi epey bir vakit srd anlalan."
"Bylesine byk bir limin dersi, bir mr srse de azdr."
dedi dervi. Bize koskoca ilim deryasndan bir avu bahetti,
krler olsun."
"Keke ben de o derse itirak edebilseydim."
ems byle i geirince dervi,
"Kimsin, kimlerdensin ey can?" diye sordu.
"Allah'n kulu olma hevesinde biriyim ite. Adm adm ilmi
aramaktr maksadm."
"Bulabiliyor musun peki?"
"lmi bulmak iin, etrafna bakmak yeterli ey can." diye ce
vaplad dervii. Belli ki Baha Veled'in dersine itirak edince
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


kendini de lim sanmaktayd. Koskoca bir ummandan itii bir
yudum suyla "Bildim." bilmekteydi. Sanki bir dersine daha katlsa
"Oldum!" diyecekti.
ems asl soraca soruyu sona saklamt. Bu dervile soh
bet etmek maksadndan hayli uzakt. Arkalarnda pei sra yr
yen ocuu eli ile gstererek,
"Kimdir bu ocuk?" diye sordu.
"Ne yapacaksn ki ocuun kim olduunu?"
"Sen hele syle bakalm!"
"Baha Veled hazretlerinin oludur, ismi Muhammed Cela-
leddin!"
Asl renmesi gerekeni renmiti. Daha fazla konuma
dan ayrld derviin yanndan.
Sabr, scak bir Niabur gnnde, iki namaz vakti arasnda,
devasa bir kayn aacnn glgesinde bir limi beklemek deil
mi meer. ki vakit aras demek ki ok ksaym. Gz ap kapa
yana kadar geecek kadarm hlbuki.
imdi sabretmesi gereken koca bir mrm. ems bu za
man imdi anlamt ite. Bir fidann byyp, koskoca bir aa
olduktan sonra meyve vermesini beklemek kadar bir zamanm.
Byle bir ummana ulamak iin bir mr vakfetmekmi sabr.
Yanan gnein altnda uzaklaan kafileye bakt bir sre. Gz
leri kalabaln arasndaki ocuun zerindeydi. Bir kum tanesi
inciye dnecekti sabrla.
"Seni ilk grdmde sen damla, ben atetim. Sana bakt
mda kendi kendime,
leme ha imdi gelmi ol ha nceden. Sonunda bir yolcusun
sen. Postunu dreceksin bir gn. Sana da tuhaf gelmiyor mu bu
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


gidi? Bak kimse kalmyor. Gelen gidiyor, giden kalyor. Hi d
nmyor musun, bu nasl dzendir?" dedim.
Uzun bir sre ardndan bakt. Kalbi duracak gibiydi. Dili su
suyor ama gnl bir trl yatmak bilmiyordu. Sonra yine kendi
kendine sylenmeye devam etti.
"Kukusuz bir gn yolum decek izine, ite imdiki gibi,
belki u andan meczupa cismim dizine yklacak. Sarm ba
mdan, kalemim elimden decek. te o an sann zincirlerine
vurulacam. Bekle beni Muhammed Celaleddin, yolcun olarak
geleceim! Bymeni bekleyeceim ve seni yakmak iin bulaca
m. Aradm sensin." diye sylendi.
le ezan okunurken Mevlna, ocuklardan msaade ala
rak camiye doru yrd. Namazdan sonra Mevlna, ardaki
esnaflar ziyaret etti. Onlarn hal ve hatrlarn sordu. kramlarn
kabul etti. ems,
"Ne kadar halktan biri... nsanlar honut etmeyi biliyor."
diye dnd.
Ertesi gn ve ondan sonraki gnlerde de ems Mevlna'y
takip etmeyi srdrd. Her takip ediinde Mevlna onun iinde
byd.
"Ne kadar gzel bir insan, yz gibi yrei de gzel. Mte
vaz, tam bir Hak eri. Hi marmam. stelik mehur bir baba
nn olu olmasna ramen... Derghna her geleni kabul edip
hi kimseyi geri evirmiyor. Halkn derdi ile ilgileniyor. nsanlar
meslek, millet, mevki, ya, cinsiyet ve inan terazisinde tartmyor.
Saygl ve saygn bir adam. ocuk ile ocuk, lim ile lim, gariban
ile gariban oluyor. YdJar nce ocukluunu grdm Celaled
din ne kadar da bym. Eer soracam soruya da doru ceva
b verir ise; bekleyen aradna erdi demektir. "Artk sana soruyu
sorma vakti gelip att Celaleddin. Yarn bekle. Yarn!"
ems gn boyu hana hi uramamt. ems'in odasnda
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


hazine sakladn dnen adam arkadayla birlikte yukar kata
ktt. Arkadann merdivenin banda durup etraf gzetlemesini
istedi. Zinciri ve kilidin halkasn krd. Odaya girdiinde gzleri
ne inanamad. Odada sadece ve sadece kk bir hasr vard.
"Pahal oda byle mi olur?" dedi kendi kendine. Tahtalar g-
crrdamasn diye yava yava yrd. Ykln kapan at ve
kedeki testiyi grd. Bal mumu ile yaptrlm kapa aama-
ymca fkeden testiyi duvara ald. Darmadan oldu testi. Krlan
testinin sesini iiten arkada odaya kotu. Yerde testinin krlan
paralar ve kk kd grd. Her ikisi de bu kdn bir define
haritas olduunu dnerek drt elle kda sarldlar. Muska
eklinde katlanm kd heyecanla atlar. Kttaki yazy oku
yunca afallayarak birbirlerinin suratlarna baktlar.
"Ah sizi ahmaklar! Bir gn siz de krdnz bu testi gibi top
rak olacaksnz."
Bir gn Mevlna, annesinin Karaman'daki mezarn ziyaret
etmek iin yola kmt. ems de o nereye giderse gitsin ard sra
gidecektir. Mevlna'nn yolu at pazarndan geer. Usta seyislerin
zenle tmar ettikleri, pudralayp terlerini aldklar asil Arap atla
rn seyre dalar. ems de Mevlna'y seyre dalar.
Atlarn gzlerinde, tadklar onca ykn birikmi bitkinlii
ni ve gelecekte kendilerini bekleyen yorgun gnlerin endiesini
gryordu. Gbre ve tezek kokusu genzine iliyordu. O esnada
aniden bir karmaa, grlt duyuldu. Sesin geldii yne evir
di baklarn. Rum bir delikanlnn falakaya yatrlmasn sey
retmeye gelen halk ve elleri bal delikanly getiren askerler...
Mevlna, askerlerin olduu yne doru ilerledi. "Bu gencin suu
nedir?"diye sordu. Askerler, ilim ve erdemde nam ufuklan sarm
ve uygar dnyann en naml bilginlerini Konya'ya celbetmi bu
insan annda tanmlard. Komutanlar ne kt ve "Efendim, bu
gen Rum'dur ve saraydaki mescidin duvarn hayvan dks ile
boyamaya alrken yakalanmtr. Sultanmz, onun meydanda
falakaya yatrlmasn emretti."dedi.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Mevlna atndan indi. Korkudan yz bembeyaz olmu
gencin yzne bakt. Gencin iri ve kemikli parmaklar souktan
donmu gibiydi. Her biri uzun, kvrm kvrm bir solucan andran
parmaklarn avucunun iine ald ve stmaya alt. Sonra hrka
sn karp souktan tir tir titreyen gence giydirdi. Bu hareket,
ayn zamanda Rum gencin bundan byle onun korumas altnda
olduu anlamna geliyordu. Yani artk ne sultan ne emir ne vezir
ne de baka biri, bu koruma kalkann grmezden gelebilirdi.
Komutan annda, durumu sultana haber verdi. Cevap ak
ve kesindi: "Mahkmu serbest brakn. O bundan byle kadlar
kadmz Mevlna'ya aittir. Mevlna'nn sefil bir Rum'a efaati ol
masnn ne nemi var. Onun efaati, benim nezdimde btn bir
ehir ahalisi iin dahi geerlidir."
Muhafzlar, annda sultann fermanna uydular. Gencin zin
cirlerini zdler ve byk bir saygyla Mevlna'nn beraberinde
ki dervilerine teslim ettiler.
Rum delikanl, soukta saatlerce falakaya yatrlma cezasn
dan kurtulmann sevinciyle Mevlna'nn ayaklarna kapand. iz
mesine bulam amurlar pt.
Kurtarcs eildi ve kalkmas iin elinden tutarak,
"Adn ne senin?"diye sordu.
"fakts."
"Bundan sonra senin adn brahim olsun."
ems ise biraz uzakta btn bu olup bitenleri seyrediyordu.
Mevlna'ya hayranl daha da artt.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


KM BYK?
=>o<^grx>o-
Ben aynaym, aynaym.
Gevezelik eden, sz syleyip duran kii deilim.
Ben sustuum iin siz benim gnl feryadm duyamazsnz.
Ancak kulaklarnz gz kesilirse benim peri an halimi grr,
anlarsnz.
ems bir bekleyi ierisindeydi. mr hep beklemekle ge
mi gibiydi oysa. te imdi yine bekliyordu. Yllar nce brakt
kum tanesinin inciye dnm olmasn diliyordu. Paha biile
mez bir inci tanesiyle karlaaca an bekliyordu. Acaba babas
gibi byk bir lim olmu muydu? Ya da ondan daha derin bir lim
miydi? Bilinmez. Lkin yine bekliyordu ite. Bu kez devasa bir ka
yn aacnn glgesinde deildi. Bir yol kenarndaki tan zerin
deydi. Hava hi de iyi deildi. Bilakis, insann kanna ileyen, keskin
bir souk vard. yordu. Gz yollardayd.
Farkl bir ehirde, farkl bir havada ve birbirinden ok farkl in
sanlarn arasndayd. Bekledii de deimiti.
Kimi beklediini soran adama, grnce tanyacan syle
miti. Sonra gz kendine doru gelmekte olan kalabala iliti.
Bir katrn zerinde oturan adamn yannda saygyla hareket et
mekteydiler. Kalabalktan birka kii onunla sohbet etmek iin bir-
birleriyle yarmaktayd. ems, amansz esip duran rzgrn kst
gzlerini at. Aradnn o olduundan kesinlikle emindi.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


O, on be yl nce amdaki meydanda karlat talebenin
ta kendisiydi. O zamanlar, henz fazlasyla 'Ham'd ve imdadna ye
tiebilecek kvama gelmemiti. Fakat bugn hicretin alt yz krk
iki ylnn, Cemaziyelahr aynn yirmi altsnda yeterince 'Pimi'
grnyordu.
O, artk deimiti. Arkadalarnn arasnda salma salma yr
yen o gen, imdi karsnda duruyordu. ems'in gzyalar ieri
sinde,
"Ey lemin sarraf, imdadma yeti." diye srarl yakarlarn
grmezden gelen o gen, imdi pimi ve olgunlamt. te bu
gn, o tek arzusu olan buluma gerekleebilirdi. Zaman gelmiti
artk.
Mevlna katrna kurulmu, pei sra yryen dervileriyle be
raber ekerciler Ham'nn nnden geiyordu. ems yerinden s
rad. Katrn yularna sk skya yapt. Mritler, bu adamn anszn
ortaya kvermesiyle ilkin rkmlerdi. Sonra kendilerine gelmi,
bu tuhaf ve acayip davranlarda bulunan adam, oradan uzakla
trmaya almlard. Mevlna'nn elinin tek bir iareti, bu tedir
ginliin dinmesi ve karmaann bitmesi iin yeterliydi. Bu, hibir
tehlikenin kendisini tehdit etmedii anlamna geliyordu. En iyisi
bu yabancy kendi hline brakmakt. Bylece ne diyecekse daha
rahat syleyebilirdi.
Bunun zerine ems, o ince ve uzun cssesiyle dimdik ayakta
durarak ve herkesin duymas iin yksek bir sesle sorusunu sor
mutu.
"Sen!" dedi. "limler Sultan Bahaeddin Veled'in olu Belhli
Celaleddin misin?"
Kalabalk aknd. Katrn zerinden kendine bakan adamn
aknl ise buradaki kalabalktan kat be kat fazlayd.
"Benim."dedi."Sen kimsin?"
"Bir garip derviim. lminden istifade etmek iin uzun yollar
kat etmi, ok memleket gezmi, heryerde senin izini aram garip
42
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


bir dervi. imdi Belhli Celaleddin, sana bir sorum olacak."
"Sor bakalm. Neymi bu soru ki cevab iin memleket mem
leket gezmisin?"
"Hangisi bykt? Ermi Beyazdi Bestami mi, yoksa Hazreti
Muhammed mi?"
"Senin aklna hkim olmu bu karmaa da neyin nesi? Bu nasl
bir sorudur byle be adam. phesiz Hazreti Muhammed'tir!"
Katrn sren adamn ardndan bard:
"Hazreti Muhammed daha bykse neden,'Seni bilmem ge
rektii gibi bilemedim.'dedi. Buna ramen Beyazdi Bestami/ok
kr! tibarm ne byk ki, sadece Hakk'la doluyum!'dedi?
Katr durmutu. Kalabalk durmutu. Sesler kesilmi, herkes
Celaleddin'e bakmaktayd. Bu defa ihtiyatl bir ses tonuyla cevap
verdi:
"Hazreti Muhammed hep Allah' aryordu ve hkim olduu
mn ona yetmiyordu. Bestami ise, Allah'n iinde kaybolmutu.
Vardn sand amma velkin varmak diye bir ey yoktu."
te o an byle bir cevap ancak arad adamdan gelir, diye
dnmt.
te! Varmak diye bir ey yoktu. Hep gitmek vard. Ylmadan,
bkmadan usanmadan hep gitmek, hep aramak...
Suyu terleten soru sorulmutur. Atei ten cevap verilmi
tir. Gelen gelmitir bekleyene. Beklenen ermitir yolu gzlenene.
Arayan aradn bulmutur. Sra, adadn vakti geldiinde sun
maya kalmtr. Kalmtr yolcu. Bir elif miktar deil, bin vavn kv
rmnda susarcasna kalmtr.
Tasavvuf bir yoldu ve sonu yoktu. eyh de olsanz her zaman
bir eyhe ihtiyacnz vard. "Biliyorum!"demek ne byk bir szd.
Ne byk bir kstahlkt. Bilmek neydi? Bilince bitiyor muydu? Her
alan kapnn ardnda baka bir kap olmasa, kaplar amann ne
43
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Bir nefsin nne yedi kap konmutu. Peki, yedi kapdan son
ra baka bir kapnn varl mmkn deil miydi?
Celaleddin onun eyhi olacakt, o Celaleddin'e eyhlik ede
cekti...
c
Halvet, hasbihal, mira, sohbet. Artk dur durak yoktur. Kurul
mutur dost divan. Ayn sofrada muhabbet demleri tadlacaktr.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


KURULUR AK SOFRASI, MUHABBET ALANA
AFYETLER OLSUN
- - - - - - - - - -
Ak sofrasnn iki i ecei vardr:
muhabbet erbeti ve vuslat ehadetL
Gnlhanesini aana muhabbet erbeti,
gelenin ksmetine de ehadet der.
Sofrada sudan baka her ey vard. ems ok susamt. An
cak istemeye utanyordu. O akam hi uyumadlar. Geceden saba
ha kadar uzanan bir sohbet yolculuundayd iki dost. Gndzler
dnyordu gecelere. ems srekli anlatyor, Mevlna sknetle
dinliyordu. Mevlna su gibi akyor, ems letafetle susuzluunu
dindirmek iin dinliyordu. Geceler devriliyordu sabahlar zerine.
Sabah olunca ayn ibrikten abdest aldlar. Birbirlerine su tuttu
lar. Ayn yrk seccadesinde namaza durdular. Namazdan sonra
ems dayanamad:
"Hamuum, susadm. ok susadm."
"Biliyorum, ben de ok susadm."
Kap araland. Bir dervi ufak bir testi ve bakr bir tas ile ieriye
girdi. ildi sular ifa niyetine, besmele zikriyle.
"imdi syle bana. Biraz evvel namazda, biraz evvel su ier
ken ayn eyleri mi yaadk?"
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


"phen mi var?"
"Hayr. Sadece senden duymak istedim."
Mevlna'nn iinde kendisinin bile farknda olmad bolua
bir gl ekmiti ems.
Mevlna merak artarcasna:
"Bana ikide bir hamu diyorsun. Nedir bu hamu meselesi?"
"Zaman gelince anlatacam Hamuum."
ilk akam, ilk gece. Geceden sabaha, sabahtan akama mu
habbet yolculuu... Yemek molas vermeksizin sadece namaz ara
s kesilen muhabbet... ems hamuuna ayna tuttu hamu dilince.
Bazen alamak gerekir yrek kaplarnn almas iin.
Bazen anmak gerekir zlenenin zlemi hatrlamas iin.
Bazen susmak gerekir yrin yreinden geenleri okumak
iin.
lk kez eini gn boyu, gece ard grmeyen bir e. lk kez pir
lerinden ayr bir gn geiren derviler... Meraklarn oalmas, ya
an karn tipiye evirmesi... Akam iniyordu ehre, yorgun.
Mevlna bir tek namaz edasnda din. Namaz sonras odasna
getiinde, ei kendisini endie dolu baklarla karlad. Nerede
olduunu sormad. Biraz uyumas iin zerini rtt. Kocasnn y
znde o gne dek grmedii bir k dolayordu. Bir bebek ma
sumiyeti ile uykuda olan Mevlna birden srad. Kan ter iinde
doruldu dekte. Kerra Hatun sordu:
"Hayrdr nallah"
"Yok bir ey, hayrolsun. Sadece ok dm."
mek, tepeden trnaa mek... Suskunluun ilk kaps
aralanyordu ve Mevlna yordu. Beklenen gelmiti, mesi
ondand. Gelen yalnzl gsterecekti Mevlna'ya. Kalabalk ara
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


sndaki yalnz. lm sevmeyi, strab gsterecekti. Gzya ve
kan, ak ve gzellii, susmay ve susamay. Gelen bir tek ey iste
yecekti imdi yatanda yenden: Ak.
Halvetler, hasbihaller, sorular, imtihanlar, sohbetler. Aylar ie
risinde bir fasldan dier fasla hsl olur dostluk nefesleri ve balar
Ak Muhabbet demleri.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


AK-I MUHABBET DEMLER
- - - =>oGt f g?>>c=>- - - - - - - -
Dokunmasn alnma gzlerin, dokunma titrersin.
Benim aln krklklarmda yalnzlm kokar.
Yalnzlmn bir ucu gece karasna,
dier ucu ln ayak izlerine akar. Dokunma!
Her gece, her kuluk vakti, her ikindi sonras balar fasl mu
habbet. te bu fasllardan birinde sorar Mevlna maukuna:
"Akn imtihan nefret ile mi balar ems?"
"Nefret kendisini ak ile imtihan etmek istemez ancak kul
gnahlar ile ak zehirlemeye balaynca aklna u gelir: Ktye
k olmak kty iyi yapar. te o an haram helal grnr gzne.
Perde yrtlr, hay syrlr. Ten ruhun dolama alann daraltr. Niyet
kirlenir, amel zehirlenir.
eytann insan akla aldatt ilk basamak: zina, yani ten.
Yani ehvet. ehvete hayr diyemeyen aka evet diyemez. Yrekte
sknet gider, daralma balar. Nefret bile aka temkinli davranr
ken, tene tutsaklar sayesinde nefret aka galebe almaya balar.
Ne kadar beeri sevgi o kadar nefrettir. Ne kadar nefret o kadar
hsrandr."
"Peki, iyi olanla meguliyetimiz muhabbet midir?"
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


"yiye olan muhabbet yrei klfet deil lfet yapar, zle
mek muhabbettendir, insan zlediine muhabbet duyar. Srekli
insanlarla konuup duruyorsun ve bu da son zamanlarda sana iyi
gelmiyor?
"Ne yapmalym bilmiyorum ems. Syle ne yapmalym?"
"Dur sana bir hikye anlataym:
"Bir zamanlar Ahmet adnda bir adam varm ve ne zaman bir
sorunu olsa doru cami imamna gidip sorarm;
Karm konusunda ne yapmalym? im konusunda ne yap
malym? unun hakknda, bunun hakknda ne yapmalym? Da
madm iyi davranmyor, bu konuda ne yapmalym?
Trl ikyetler...
Ne zaman Ahmet bu bin bir sorunuyla gelse Hoca Efendi onu
sabrla, kibarca dinler sonra da ona baz tavsiyelerde bulunarak
akl almak iin can atan Ahmet'in beklentisini yerine getirirmi.
Ahmet'in her seferinde yz sevinten parlayarak oradan ayrlr,
deimez bir ekilde arkadalarna hoca efendinin harika tavsiye
lerinden bahseder ama bir hafta gemeden yeni bir sorunla, daha
ok tavsiye almak iin yine Hoca Efendi'nin yolunu tutarm.
Sonunda Hoca Efendi'nin sabr tkenmeye balam. Kibar ve
sevecen bir imam iin bile bu kadar fazlaym. Peki ne yapmaly
m? Son derece iyi ve drst bir adamm Ahmet.
Bir gn Ahmet hi olmad kadar byk bir skntyla kagel
mi. Bir kza k olmu. Kars da bu durumu renmi. Kz bra
kamyor, ama karsn da hayal krklna uratmak istemiyormu.
Kz yle, karm byle diye uzun uzun anlatp durmu, iki saat bo
yunca konuup sonunda,
"Ltfen bana tavsiye ver hocam, ne yapmalym?" demi.
"Hmm..." demi Hoca ve derin derin dnyormuasna
parmaklaryla hafife rahleyi tklatm. Sonunda yle cevap ver-
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


"Sana verecek bir tavsiyem var ama bu seni zp gcendi-
rebilir. Bu yzden bu sefer gerekten bu tavsiyeyi vermeli miyim
bilemiyorum."
"Beni zmek ne demek? Bana her eyi rahatlkla syleyebil ir
sin." diye atlm Ahmet heyecanla.
"Peki, o zaman."demi imam."Sana iki tavsiyem var: Ya sus, ya
da git Hristiyan ol. Seni vaftiz etmelerine izin ver ve gnah kart
mak iin kiliseye gitmeye bala."
"Ne diyorsun Hoca Efendi?" demi Ahmet byk bir aknlk
iinde, "Akln m kardn sen?"
"Vaftiz ol ve gnah kartmaya bala ki, bu gnden sonra beni
rahat brakp birazda mahalle papazn ldrt. Senin iin tavsiyem
bu. Hristiyan ol ve biraz da papaza ikence et! Zavall insanlara
ikence etme!"
Mevlna tebessm etti. Hikye ok houna gitmiti ve anla
mt ne yapacan. ems kald yerden szne devam etti:
"Allah'a ait ol Mevlna. insanlara katl ama Allah ile insan ara
sna girme, karma. Ben Allah'a aitim Mevlna. Sana brakacam
sr, yreimdir. A, gr, geride kalan biraz kl, az duman, kanl fera
cem ve hamuluundur. Ayaz'n hikyesini bilir misin?"
"Hangisini, o kadar hikyesi var ki?"
"Allah iin gzya dkt o kulluunu unutmama
hikyesini."
"Hi duymamtm. Anlatsana."
"Ayaz; byk fatih, put kran Gazne Hkmdar Mahmut'un
ahbab ve yardmcsyd. Hkmdarn sarayna sefil bir kle olarak
gelmi, Mahmut onu fikir dant bir dostu haline getirmiti. Di
er saray mensuplar Ayaz' kskanyor bir kusurunu bulup da onu
padiaha ikyet etmek ve ayan kaydrmak iin her hareketini
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


takip ediyorlard.
Bir gn onu kskanan bu kimseler Mahmut'un huzuruna kp,
"Ey Allah'n yeryzndeki glgesi! Bilesiniz ki yorulmak bil
meden hizmetinizde olan bizler, kulunuz Ayaz' yakndan izliyo
ruz. unu bildirmeye geldik ki, Ayaz her gn huzurunuzdan ayrlr
ayrlmaz asla baka kimsenin girmesine izin vermedii odaya giri
yor. Orada belli bir vakit geirdikten sonra kendi odasna ekiliyor.
Onun bu alkanlnn altnda gizli bir suun yattndan korkuyo
ruz. Kim bilir belki ibirlii ettii entrikaclarla o odada buluuyor.
Hayatnza kastetmi kimseler bile olabilir bunlar."
Sultan Mahmut epeyce bir sre Ayaz aleyhinde herhangi bir
ey duymay reddetti. Ama bu kilitli odann esrar iini kemirip du
runca sonunda Ayaz' sorgulamas gerektiinin kararn verdi.
Bir gn Ayaz, kendi zel odasndan gelirken, Mahmut yann
da saray mensuplaryla birlikte belirip odann kendisine gsteril
mesine emretti.
"Hayr!" dedi Ayaz.
"Odaya girmeme izin vermezsen gvenilir ve sadk biri oldu
una dair kanaatim uup gidecek ve aramz asla eskisi gibi olma
yacak. Seimini yap!" dedi kzgn hkmdar.
Ayaz alad ve kapy ardna kadar ap Sultan Mahmut ve
adamlarnn odaya girmelerine izin verdi. Odada hibir eya yoktu.
eride olan tek ey duvardaki bir askdan ibaretti. Askda iyiden
iyiye eskimi, lime lime olmu, yamal bir cbbe, bir asa ve bir tas
aslyd.
Sultan Mahmut ve adamlar ortaya kan srrn anlamn kav
rayamamlard. Mahmut bir aklama istediinde Ayaz yle dedi,
"Sultanm, yllardr sizin kulunuz, dostunuz ve danmannz
oldum ama nereden geldiimi de asla unutmamaya altm. Srf
bu yzden kendime, eskiden ne olduundu hatrlatmam iin her
gn bu odaya geldim. Ben size aitim. Bana ait olan tek ey ise pa
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


avralarm, sopam, tasm ve dnyann zerinde dolamlmdr."
Ayaz'n saraydaki en nemli kii olmasnn nedeni de onun
sadelii, saray entrikalarnn iinde olmay, hi kimse oluu, di
erlerinden farkn gsteriyordu. O bir Sufi'ydi. Ve derinlerde bir
yerde zikir duyuyordu. Nazik, neredeyse grnmez, yine de insan
lar etkileyen bir lts vard. Hatta grnmez olduu iin daha
etkiliydi nk grnmedii iin insan kendini ondan koruyam-
yordu.
Ayaz bir Sufi'ydi. Fakir bir insan olarak, "Ruhu Fakir" bir insan
olarak, srekli kaynan hatrlayarak dnyann drt bir yann gez
miti. Mahmut'un huzurunda birden bu kadar nemli oluu byle
gereklemiti. ok neeli bir insand, daima mutluydu. Bir gl gi
biydi. Sadece onunla olmak, onun huzurunda bulunmak bile insa
na nee veriyordu. Belli bir titreime sahipti.
Saray mensuplan Ayaz' kskanyor bir kusurunu aryor, bulup
da onu padiaha ikyet etmek iin her hareketini takip ediyorlar
d.
Saray erafnda siyaseten bulunanlarn tm arzusu budur:
"Dierlerinin ayan kaydrp onlarn yerine gemek."
Saray eraf/ siyaseten iktidarda olan daima kskand gibi
ona daima dalkavukluk da yapar. Kendisine hi saygs yoktur, ola
maz da. Kendini azck sayan, seven hibir insan byle saray ent
rikalarna atlamaz. Mutlak derecede aalayc, kk drc
bir eydir bu.
Mevlna,
"Peki, ems, Ayaz neden alad?"diye sorunca ems,
"Alad, nk sevmiti. Alad, nk dostluunu bu kiinin
zerine tmyle yadrmt. Alad, nk Sultan Mahmut bir
dostu karmt, hem de gerek bir dostu. Alad, nk Sultan
Mahmut'un kalpsiz olduunu grd. Ayaz sevginin katlediliini
grp alad. Ve kapy ardna kadar ap odaya girmelerine izin
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Mevlna deimektedir, aheste aheste. Asude bir hal almaya
balar ems yarenliinden. Yaras derin deildir. Olsun, deecek
ems'i var nasl olsa. Dost dostun yanna deil, yarasna gelen de
il miydi? te ems'i vard ya, gerisinin ne ehemmiyeti vard. Aka
yolculuk balad yerden devam ediyordu. Aylar geti ve ems
"Akn bir ad da gitmesini bilmektir."diye srra kadem bast.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


MD GTMEK ZAMANIDIR!
---------- =>oGsS^)cc=------------
Ey can! Ey gzel canan! Seni sevmek zordur, filedir,
lm hasretin kan uykusunda yudum yudum imektir.
Her vuslat umudunun krklnda,
emanet bir can tadn o \ >akit anlarsn
ve lmeden mezarn grdnde
teninden utan duyarsn.
Har iin gelen yar iin gitme vaktini de bilir. Pimek iin has
ret gerekir. ems halvet, hasbihallerden sonra srann Mevlna'nn
hasret imtihanndan gemesi gerektiini bildi. Bildi ki gn kalma
deil gitme gndr. Hasret geceleri tutusun.
Hasret, dostlua katk edilir bazen. Kerpici taa eviren ne
dir bilir misiniz? Kerpicin z biraz toprak, biraz saman ve biraz
da sudur. zndeki toprak da saman da hep bedenindedir. Lkin
gne kurutur kerpici, taa evirir. zndeki suyu, ar ar eker
alr bedeninden. Sanki ruhu elinden alnm bir beden misali kurur
kerpi. Ve artk hep suya hasrettir. Gne, kerpicin toprak bedenin
den suyu alarak, onu mr boyunca ekecei ac bir hasretle ba
baa brakr.
Ham toprak, bedenindeki su ile pier ve gnein acmaszca
suyu ekip almasyla yanmaya balar.
"Yanmak zamandr Mevlna'm. Seni yakmak iin geleceim,
dediim zaman aslnda gideceim zaman anlatmak istemitim.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Ben Konya'da durduka sen, ne benim istediim gibi yanacaksn
ne ben seni istediim gibi yakacam.
Aramza girecek ayrlk, hasret yreine hasret dp zn
ekip almazsa yanamayacaksn.
Sanyor musun ki bu hasret beni yakmayacak?
nanyor musun ki, bu hasret beni yaralamayacak ahretlik ya
renim?
yle bir yakacak, yle bir yaralayacak ki bir kerpicin znden
syrlan su damlalar gibi babo, sersefil bir hale geleceim. Seni
yakma srrna erebilmek iin keke imdi bam verseydim, ama
mutlak gcn sahibi Cenab Hak, imdilik sadece hasrete izin ver
di.
Dedim ya Mevlna'm; keke seni yakabilmek iin bam ver
seydim de ilahi yolculuun verdii hasret, sana yanmann ne ol
duunu anlatabilseydi.
imdi gitmek zamandr."
ems, kararn vermiti artk. Yreine imdiden saplanan
hasret atei, kzgn korlarla dalamaktayd yreini. Ne var ki bu
gidile balayacak amansz hasreti, souk bir Konya gecesinde
imdilik tek bana yaamaktayd. Uzun srecek yolculuuna ya
paca hazrlk, sadece abdestini tazelemek olacakt.
Odasnn douya bakan kk, puslu penceresinden gr
nen siluetlere bir sre daha bakt. Ortalkta kimsenin olmamas
gerekiyordu. Gidiini kimse grmemeliydi. Hi belli olmaz, birisi
Mevlna'y bu giditen haberdar edebilirdi. Bunu asla gze ala
mazd. Mevlna, ems'in gittiini sonradan renmeliydi. ren
meliydi de yreinde hasretin kor ateleri yanmalyd. O ate yan
dka, Mevlna da yanmalyd.
Ve Mevlna yandka anlamalydrAk".
Pencerenin nnde diz km, puslu bir havann esir ald
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Konya'ya bakt bir sre daha. Sonra ban evirip, odann kaps
na doru bakmaya balad. Aslnda bakt, odann tahta kaps
deildi. Sanki kap yerinden yok olmu, ardndaki duvarlar bir bir
yklm ve dahi hanla, dergh arasndaki tm yaplar bir bir orta
dan kalkmt. imdi dorudan dergha bakyordu sanki. Sanki bir
kabuun iindeki paha biilmez inci tanesini gryordu. Sanki k
gnnde derghn bahesindeki, iyiden iyiye kurumu glfidan-
lar amt da genzine peygamber kokusuna e, keskin rayihalarla
gl kokular doluyordu.
Gitme zaman gelmiti, iki yaren, iki yrek, iki yolda, iki "Ak"a
gnl vermi dervi iin zaman, hasretle imtihan zamanyd.
Yavaa yerinden kalkp, kenarda duran testiyi ald eline.
Testi azna kadar doluydu. Besmelelerle, ayetlerle, dualarla ab-
dest almaya balad. Suyun soukluu, iinde balayan yangnn
hararetini sndrmeye yetmiyordu. Gzleri bu hasretin en zayf
taraflarndan biri olmutu. nce ince yalar szlmeye balamt.
Derin derin nefes alyordu ama nafileydi. Sanki ald her nefes,
gzyalarna bir krk gibi tesir ediyor, her defasnda gzyalar
daha engin akyordu.
Testinin dibinde kalan suyu avucuna dkt. Avucundaki su
ile gzlerindeki yalar sildi. Nafileydi. Hasret nce gzlerini esir
almt.
Siyah feracesini srtna geirdi. Serpuunu yerden ald. Serpu
undaki Allah lafzn pt bir kez, sonra bana geirdi. Kapnn ya
nnda duran asasn eline ald. Dnp bir kez kald odaya bakt.
Sonra eli belkuana gitti. Belkuandaki kesenin iindeki Ker-
bela tana dokundu. Kapy ap bir an bekledi.
te imdi u eikten bir adm atacakt. Att adm bir yangn
balatacakt. Geri dn olacak myd, bilmiyordu. Lkin bildii
bir ey vard:
Bu hasreti ekmek ne ems iin ne de Mevlna iin hi de ko
lay olmayacakt.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Vakit, gitme vaktiydi.
Sessiz bir glge gibi szld avludan. Baka zaman olsa, her
admda ses karan Sille talar, imdi bir l kadar sessizlerdi. En
ufak bir gcrdama ya da tkrt duyulmuyordu. ems sanki yr
myor, ayaklar yerden kesilmi gzlerindeki bulutlara doru ac
ve ate iinde uuyordu. Yrei kan alyordu.
Derghn kapsna kadar geldi. Buz gibi souk demir kulbu
kavrayp, tahta kapy at. Yine en ufak bir ses yoktu. Sanki etrafn
daki her ey ona "Git!" diyordu. Etrafndaki her ey onun gidiine
sessizliiyle yardm ediyordu. Adeta etrafndaki her ey, sessizli
iyle bu hasretin ateine kor oluyordu.
Sokaa ktnda etrafn szd. Kimsecikler yoktu. Aslnda
varsa bile o gremiyordu. Lkin Konya'ya bir sis kmt. Drt
adm nne kadar ancak seilebiliyordu. Konya'nn sisli, puslu
havas da iki yarenin ekecei hasrete yardm eder gibiydi. Sis
ems'in gittiini kimseler grmesin diyerek sanki onu bir kozann
iine alyordu.
Ar ar yol almaya balad ara sokaklardan. Bir sokan bi
timinde, bir baka dar sokak ona yoldalk ediyordu. Att her
admda, talarla deli dar sokaklar ayann altndan ar ar ka
yp gidiyor gibiydi.
Uzunca bir sre yrd. Artk, evlerin yerini souk dzlkler
almaya balamt. Bir sis bulutunun iinde yol alyordu. Sanki o
bulutun iindeki su damlasyd. Kerpicin zndeki suyu gne alr
d, ems'i ise souk ve sisli hava skp alyordu Konya'dan. Ayrl
n arlyla basyordu plak ayaklar, souk bozkr topraklarna.
Her adm, omuzlarna beter bir yk yklyordu sanki. O ykn al
tnda ezilmeden uzaklamalyd yareninden. Dost, dosta byle bir
acy reva grr myd? Lkin ekilecek acnn nihayetinde, akn
ateine ulamak vard. Bir kelebein kanat rpmasndaki gayesi,
etrafnda dnd atein dayanlmaz cazibesi deil miydi? im
di iki kelebek, hasretin ardnda gizledii "Ak Atei"nin etrafnda
pervaneydi.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Yrdke alyordu, aladka admlarn daha hzl atyor
du. Her admnda omuzlarndaki ykn dikenleri cann actyor
du. Bu acyla asasna sk skya sarlmt.
Bir daha dnp bakt Konya'ya tepenin yamacndan. Bir bulu
tun iine hapsolmutu koca ehir.
Ancak bakan gzler bunu byle anlar. Ya gren gzler?
Sis bulutu kalkmt ems'e gre. Dorudan derghn yaan
yamurlardan, esen rzgrlardan rselenmi duvarlarna bakyor
du. Baklar, sisin iine dalyor, duvarlarn ardna geiyordu.
te dergh tam da oradayd. Bir inci tanesini saklayan koca
dergh...
Konya alkantl bir okyanustu. te o okyanusun iinde, za
man, mekn hie saym bir yarenlik olmutu. Allah akna yan
gn iki dost bu alkantl okyanusun iinde yollarn bulmak zere
bulumulard.
O inci tanesini bu alkantl okyanusla ba baa brakma vak
tiydi. Gzlerindeki ya, sakalna akyordu.
"Byle olmas gerekiyordu Mevlna'm. Yarenim. Can yolda
m! Hamuum! Elbet anlayacaksn bunun da nedenini. Hatrlar
san eer seni yakmak iin geleceim demitim. Meer yakmak
gelmeyle deil, gitmeyle olacakm. Bunu anlamam iin seni bul
mam lazmm. Demek ki ikimizin de u fani dnyada renecei
ok ey var. Seni burada, seninle ba baa brakyorum. Ben olma-
dan, sen olacaksn. Bakalm sen beni bulabilecek misin?
Yrekte yangnlar yanmada Mevlna'm. Hasret bu kadar m
zor gelirmi dosta? lmden betermi oysa bu. Hani derdin ya
hep, lmek aslnda sevgiliye kavumaktr diye. Ya gitmek kime
kavumaktr Mevlna'm? lp giden, daimi vuslatn koynunda
barnrken gider, kalan, hasret eken nerede barnr? Keke gitme-
seydim de, bam senin yoluna uzatsaydm.
znle ara beni can yoldam, znde ara.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


inan bana, bulduunda Allah'n izniyle yeniden bulumu
olacaz.
Seninle dostluumuzda zamann ve meknn ne nemi var
ki?"
indeki buruk seslerle, srtn dnd Konya'ya. Hafif bir rzgr
kmt. Siyah feracesinin etekleri uuuyordu. Sakalnn arasna
giren rzgrn dokunular gznden akan yalan, tenine dokun
duruyordu.
Uarcasna kt tepenin bana. Bir an durdu. Tekrar dnp
Konya'ya bakmak istedi. Ba nndeydi. Kabahat ilemi bir o
cuk gibi durgundu. Ban evirip Konya'ya bir kez daha bakmay
o kadar ok istiyordu ki. Lkin bunu yaparsa gidemeyeceini bi
liyordu. Ve kalrsa ne Mevlna, ne de ems yanmann ne demek
olduuna dair srra varamayacaklard. Kendi kendine ok mca
dele etti. Tuttuu orutan ii yanan birinin, grl grl akan bir
rmaktan bir yudum su iememesi gibiydi, dnp Konya'ya baka-
mamak. O koca rmak imdi gzlerine tanmt iyiden iyiye.
"Bunun baka yolu yok." diye haykrd. Sesi karanlkta kaybol
mutu. Tepenin bandan aaya doru bir adm att. Asl eii
imdi gemiti.
ems gidiyordu. Deil midir ki, akn bir ad da admlarn gi
dilere hazrlamakt. Geliigzel gelmesini bilenin gelme vaktini
bildii gibi, gn geldiinde akn namna, vuslatn nrna gitme
nin de zamann bilmekti.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


*8 2 *
BZ BYLE BIRAKMA EMS!
1=OOGtfS?)CCa--------------
Kimdir kapdaki dedi
Ak et, dedim, klen olaym senin.
Ne iin var, dedi A ay yzlm dedim,
sana selam vermek isterim.
Ne vakte dek duracaksn dedi.
Beni arncaya dek, dedim.
Ne vakte dek coacaksn, dedi.
Kyamet kopuncaya dek, dedim.
imdi gittin ya ay yzlm koptu benim iimde kyamet!"
Gecedir, Konya karanlk. Gecedir, Konya souk. mektedir
her ne varsa. mektedir tenler. Lkin yanmadadr can. Can yle
yanmada ki, ak atei sarm cann grnmez tenini. 0 grnme
yen tendeki can inler yanarken, Ak diye.
n cin uykudadr, bir adam vardr ayakta. Yalnayak bir adam.
Bir adam alamaktadr gecenin efkr deminde. Bir adam ala
maktadr gzleri figan, gzleri hicran. Sanki yalar gzlerinden
deil de gnlnden akmaktadr.
Durur tepenin zerinde. Donar zaman. Durur rzgr. Susar
baklar. ekiler inletir nce sadr sonra asuman.
"Elveda Mevlnam! Hamuum elveda! Allaha emanetsin ma
ukum." der ve kaybolur gider bir adam, gecenin en srl deminde.
Giden adam ems'tir. Souk bir gecede, bast yerleri yakarak,
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


brakt gnl ykarak gitmektedir. Gitmek zordur. Zor olduu ka
dar snmeyecek bir kordur aslnda. Ah kader! Alna yazlana uy
maktr esas gaye. Giden ems'tir, gnderen Yaradan. Bu gidite tek
bir nedamet krnts yoksa eer, sebebi Yce Allah'tr.
Yetim kalan ise Mevlna'dr. Kolay mdr, emsin yetimliine
kalmak? Bir anne kaybetmitir vakti zamannda, ardndan bir aa
bey ve sonra da bir baba. Hakkn emrine uymulardr gemite.
imdi kaybedilen ise ems'tir. Bir baba, bir ana ve bir aabey...
lm aclarn tatmtr yrei. Bilmektedir oysa Emrl Hakk'.
Lkin bu gidi, lmden de acdr, Ak'n eiindeki cana.
emssiz dergh artk bir zindandr. ems yoksa geen her gn
mrden bir ziyandr. Mana leminin sultan, imdi manaya kle
dir. Zira ems gitmitir. Hli bir kleden bile beterdir artk.
"Durma ey k ko, bul sevgilini!" sesi gelir gaipten.
Koar Mevlna dalara, sorar,
"Syleyin dalar, emsim geti mi buralardan?"
Ses yok, seda yok.
Eilir yerden bir avu toprak alp koklar. Koklar ems'in koku
su sinmi mi diye.
Heyhat! Ne ems vardr ne de ems'ten bir iaret.
ekilir hamuluuna Mevlna.
Alar, susar.
Susar, alar.
Artk ne avluya kmaktadr ne de sokaa. Sus pus iki bklm
dr odasnda. Gnleri gecelere, geceleri gnlere devirir. Derghn
kapsnn her alnda gzleri, kulaklar,
"Yoksa!" diyerek irkilir.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


ems'in mjdesini verebilmek iin, gzleri kulaklar her defa
snda frsat kollar. Odasnn kapsnn her alm, gnln bir mj
deye hazrlar, ama yoktur ite.
Aradan haftalar geer. Halkn ve dervilerin umudu erir
Mevlna'dan yana. Bitaptr, haraptr koskoca derya. Evlat yrei
dayanamaz babasnn haline, varr sultanlar sultannn yanma Sul
tan Veled.
Elinde Kur'an, zikirdedir Mevlna. Sanki gzlerinde birikir, se
mann btn bulutlar. Ha yad ha yaacak... Semazendir ebru-
li katrelerin iinde. Alan eller ge doru, dklen yalar yere
doru.
Evlat yrei dayanamaz babasnn haline. Toplar btn cesa
retini. Sesi titrek, duruu rkek konuur Sultan Veled:
"Baba! Dedem vefat etti zldn, ama bu kadar yklmadn.
Annemi ellerimizle topraa verdik. Hznlendin, ama hzn seni
bu kadar rselemedi. Bir ems gitti diye bittin, tkendin, savrul
dun. Ne var ems'te, ne var baba?"
Gzleri yal baba, kaldrr ban, bakar evlad cierine.Tekrar
ban eer, Kuran' pp rahlesine yerletirir usulca, sanki bir gl
topraa ekercesine naif ve asude. Dner oluna:
"Ah Sultan Veled'im bilseydin ems'te neler olduunu, ersey
din sireti ems'e, ems derken sarslrdn. Bundan seneler seneler
nce, kervanmz ehirden ehre uruyordu. Yoldaydk, vatanm
zn neresi olduunu bilmeden. ocuktum, oktu zlemim. smini
tadm en sevgiliye ktm. oalyordu peygamberimize has
retim. Medine'ye yaklatk. Yreim ha atlad, ha atlayacak. Gr
dm yeil kubbeyi ta uzaktan. Atladm devenin zerinden. Ko
tum soluksuz. Ardmda kervandakiler hayret ierisinde bararak,
'Hey Celaleddin ne yapyorsun, dur koma bekle kervan!'
Durmak yakr myd, sevgililer sevgilisine yava yava yr
yerek varmak hi olur muydu? Mescide vardm, duvar ta kok
ladm, sarlp alamaya baladm sarsla sarsla. Tozu topra O
63
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


kokuyordu. Sineme Muhammed kokusu sinmiti. Aradan yllar
geti. Ve bir gn ems geldi. Sordu, sustu, sarldm ona. ems'e sa
rldmda ocukluumdaki o gzel koku tazelendi. Muhammed
kokuyordu gelen dost. ems'e baktmda baklarnda Peygam
berimizi grrdm. ems, Kuran okuduunda ruhum Mekke'de,
Taif'te, Kuds'te, Medine'de dolard. O Muhammed efendim ko
kard. te hasretini ektiim budur. ite ems'in yokluuna daya
namadn bundandr evladm, bundandr."
Anlamt Sultan Veled babasndaki ems hasretini. Anlad
da, yrecii szlad alamaya balad. Aradan haftalar, aylar ge
ti. Mektuplar yazd Mevlna. Adaklar adad belki dost dner gelir
diye. Beyhudeydi rpn, nafileydi sanclar. Ne ems'ten bir ses
vard ne de ondan bir haber.
Adaklar adad Mevlna. Mevlna iirler yazd ems'in namna.
"Akt maverann soluuma fledii,
Akt atelerin brahim nbeti
Ve yine akt topuklarma tuz olan
Demir arkl lleri seraplardan ayran
Elifle balayp elifte bitendi ak
Aht ak.
Sende olan senlemek, benlii benlemekti ak.
Gitmekti vuslatn seherine,
Eilmekti efkrnla secdeye,
Kalmakt ak.
Yakmakt topraa.
Topraklamakt ak.
Ak atlmakt dehlizlere,
Eyp gibi dmekti sabrn cevherine,
Ak kaf danda anka aramakt,
Ak kllerinden yeniden domakt.
Ak visal orucuydu maukta,
Ak ems Neredesin?
Ah dost ne haldesin?
Kara gzlerinden grseydim dtn yollar.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Feracenden akan ayrlk iklimiyle.
per koklardm ayak izlerini.
Derken gzlerimden zaman.
Neredesin ey sensizlik?
Neredesin ey yen yanm?"
iir dt gayya kuyusuna. Ba dt yasta, dt gzler
gam uykusuna. D grd Mevlna:
Karlarla kapl yksek dalar. Karlara sapl bir ceylan. Gzleri
ems bakl. Alamakldr ceylan. Kimi kl rengi kimi kapkara yedi
akal belirir tepenin arkasndan. Soluklar ate rzgr, gzleri ey
tan tela. Yaklarlar, sararlar ceylann etrafn. Trnaklar atlr, kes
kin diler geer boaza. Ceylan ylr oraca. Kzl kanlar akar st
beyaz karlar stne. Kanlar ipince bir rmak olup akar dalardan
ehre. Derghn kapsna kadar akar. Kapnn altndan bir damla
szlr avluya. Kanatlanr kandamlas, uar ve Mevlna'nn konar
alnna. Alna kan dt. Dt. Uyand kan ter iinde. Alad. Sar
sld. Anlad ki gn geldiinde akn kefaretinin bedeliydi akan
kanlar. ems'in kanlar. Gelecei sezdi Mevlna. Aylar sonra ayrl
n ehadet erbeti iilerek yaanacan anlad.
Kalkt. Abdest ald. Kapand seccadesine, at elini semaya,
yalvard yceYaradan'a:
"Ey Esma-i Hsna'sna kurban olduum! Rabbim! Efendim!
Sahibim benim! Bir mrit istedim senden beni lahi ak yolunda
nurlandracak. Bir dost istedim senden ona sarldmda Medine
kokacak. Bir ahretlik istedim maherde yanmda duracak. Bir g-
nlde istedim senden rzay ilahiyenin srlarn gnlme fleye
cek. stedim dualarmda. Verdin Tebrizli ems'i. Hamdolsun. Ama
imdi yok. Niyaz ediyorum Allah'm emsimi son kez olsa bile u
dnya gz ile bir daha greyim. Bir daha, bir daha..
Elini yzne srdnde gzlerinden akn gzyalar, yre
inden dosta suskunluu dmektedir.
"Ey gariplerin, yetimlerin gler yz ems! Ey yrei yaralla
rn, gnl krklarn dostu Tebrizli ems neredesin? Ey can! Ay dost!
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Syle hangi kem sz yaralad da nazende yreini ekip gittin bu
ralardan anszn, habersiz? Syle doudan doan gne, nerede
sin? Hangi diyardasn? A msn? yor musun ems? Sen gittin
ya ems, zdler Mevlna'n, ezdiler hamuunu. Olsun, canlar sa
olsun. Bizi anlamadlar dost, anlamadlar ak, dostluu. Biz ak
dedik, onlar et kemik anlad. Dost dedik, onlar post anlad. Artk
akn ad yok ems. Dostluun tad yok. Aldatmann adna ak de
miler ems. Yrekleri satmann karlna ak demiler. Gel ems,
Ak iin gel. Gel ki ak iin lmek neymi grsnler.
Bir sevda sz fslda gnl hrszm. Korkuyorum gzlerin
deki cevaba bakmaya. Ey Hak dostu ems! Hak aym gnlm
harap, gezerim ayaklarm arta, bam Hu'da.
Sen gittin ya, alev alev bu yrek. Gndz bana, gece sana ya
nyor. Can evimdeki gller kan alyor. Baharda bana kta sana
alyor. Gzlerim Kerbela emesi, bir gn Hseyin, bir gn ems
diye akyor. Beni sensizliine sor. Sor seni kimsesizliime. Bizi aka
sor ems. Aka sor.
Ey ismi dilimden nce ryalarma den. Ezberimde,
lemimde yokluuna iirler yandm ems. Seni sevdim. Seni
sevdim diye can evime atlan kezzaplar da sevdim. Aynalarda d
klyor yzm, gzlerim kanyor gkkandil boluuna.
Ah ems! Meryem orular tuttum, yemesiz imesiz suskun
luk sahurunda. Ak, bir gln yaprana dt. mdat ki sevilen
unuttu, vefa yine sevene dt.
Kasm da bitti. Aralk da araland. Ve sen hala gelmiyorsun.
Olsun, cann sa olsun ems! Gelseydin yamurlar damlayacakt,
slak gzyalarmn nehri karlayacakt seni. Gzlerindeki gzleri
mi getir ems. Seni Yusuf bilip Yakup misali ardndan yalar dkt
m gzlerimi. Gelmiyor musun? Olsun, gzlerin saolsun ems!
Gmen kular dnmek zere yurtlarna. Peki, sen nerede
kaldn gvercinim? Kanadn m krdlar? zlemek yree saplan
m bir bakt. ekip almasnlar, kanasn hasretin. Har dsn yal
nzlma. Senin uruna ektiim her"ah" adna gel.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Hi mi hatrm yok leyliayn, hi mi?
Gel ems, bir sabah ezannda gel Konya'ya.
nce kokun yaylsn tm sokaklara, sonra sesin gelsin "Ben
geldim Hamuum, hani neredesin?"desin. Aaym kapy. Yrtaym
sadrm. Kapanaym ayaklarna. Son nefesimi sende vereyim dost.
Gelmez misin, dnmez misin ems?
Ahhh!
Kalmad takatim beklemeye, tkendim. Sabr denizimin sular
ekildi, kurudum, lletim.
Bu son sesleniim son feryadm. Ha ldm ha leceim.
Huuuuu Allah!
Huuuuu Hak!
Huuuuu Ak!
Meryem gibi suskunum, sa misali batan ayaa kanlarla y
kanarak gel. Musa gibi bekletme. Bil ki Muhammed gibi bekleni
yorsun.
Gel ey can, Sina lnde terleyen Musa akna.
Gel ey dost, Kuds'te ile yolunda kan kusturulan sa hatrna.
Gel ey ems, Medine'de "mmetim mmetim!" diye akn
gzyalarn dken Muhammed Mustafa akna.
Hi mi hatrm yok ems, hi mi?
Sustum artk ems.
Sustum. Sesim sesine alyor, can yreklim neredesin?
Suskunum tm konuanlara inat, ylesine ok konuan var ki
yerli yersiz, ben suskun kalmay tercih ediyorum, fkelenen konu
uyor, can sklan konuuyor, sesini duyurmak isteyen konuuyor,
konumu olmak iin konuan yine konuuyor. Ben suskunluumu
67
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


konuturuyorum. ou zaman yalnzlmla konuuyorum, dert
leiyorum. Kendimi dinliyorum, anlalmak istiyorum.!
imde yle bir hengame var ki maheri kalabala e.
imden geeni dahi anlamakta glk ektiim hlin eiin
deyim.
Ey suskunluumun mimar, onar ucu ak yaralanm.
Susmak en iyi cevaptr anlayana. Bazen bir kabulleni, bazen
fkenin bastrlmas, bazen kabuk balayan yaralarn merhemi,
bazen ila, bazen de kazanlacak bir zamandr. Yaram arttka, di
lim dndke susuyorum.
Susarken konuuyorum, blnyorum, dalyorum, dat
yorum, topluyorum, toparlyorum. Zaman bana inat ilerliyor. G
zel bir gnn sabahnda susarak ve susayarak ayorum yeni ge
len zaman. Dillendiriyorum iimde emekleyen, byyen ocuu.
Yrtmek istiyorum onu elinden tutarak. imdeki sessiz lklara
inat, susuyorum, susuyorsun, susacaklarm bitmiyor."
Seccadesinden kalkan Mevlna ald kalemi eline, her bir harfi
ateten kelimelerle yazd dost yree:
Bir ses ver sessizliime, bir ses ver sensizliime. Giden bir
dostsa arkasndan kapy ardna kadar arala ki yreinin souk
luu onun yokluunu yaatsn. Yokluundan yorgunum yolcum.
Amansz karanlklardaym, zamansz grltlerde bouluyorum.
Mazlumlarn ecel zehri iime akar. Ey dalan kertilmi, nehirleri
kurumu yreim, dayan. Dayan ate tufanlarna.
Ey Sevgili! Sen susarsan bugne, ne kadar ne sylemisek
hepsi geri dner bize.
Ey ems! Ne ok zledik seni. Kelimelere sor zlemimizi.
Skta sor sevgimizi. Her susu yaar bizimle birlikte: Ak gibi,
lm gibi. Ve beklenir kelime, o sr kelime, o sur kelime: Hamu.
Syle ems, lmeden iitilir mi o kelime? Suskunlua suskun
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


luk katmak lm deil midir haddi zatnda?
Ey hakikat! Ey Ak! Anladk, an iinde lemi grmekmi has
ret. Hasretliim neredesin? Gelmedin mi, gelmedin yle mi? Sus
tuk o zaman.
Szn sz sen, sktun sktu ben. Sr iinde bir srrn iin
de srlsklam sland yalnzlmz. Gel! Sensiz devam edemem yo
lun tesine, yanarm. Hangimiz arsa koacaktk. Kavlimizi hatr
la sevgili, hatrla ama.
Toprak gibi sessiz olduum an bil ki imek gibi gkte grl
yor feryadm. Gel sesim! Gel emsim!
Sustum, tuz basp yaralanma, ne kadar susulacaksa o kadar
sustum. Bir elif miktar sevilmek iin binlerce vavn kvrmnda ha-
muum artk. Kanyorum, lklara banyor gnlm. Yanyorum,
skta ll oluyor dilim. Kanyor bir lk, yreimizin en derinin
de. Amadm senden gayrisine yreimi. Yreim ems, ems der.
Dilim yine suskun.
Selamlar ki dua dudakllarn vuslat gibi itendir.
Hasretler ki klarn figan kadar yanktr. Bileli kendimi ben,
gnlm ak dolu buldum. O sebepten ki az konumaya ve ok
susmaya vurgunum. Ey yreime den, hatrna dr beni.
Gzlerimden akan gzya deil belli ki eriyip giden ruhumuzdur
damlayan. Katre-i emsim... Gl serabnla gel, gel ki glsuyu ile
ykansn Konya sokaklar.
Ko ems, nc hlin imknszlndaym. Kozann amansz
yrtlndaym.
Gel ey, unutma bizi.
Seni bir seven gnl akna susacam. Seni sevdiim gibi.
Ey hzn yanma doan gne, bekleniyorsun. llerin ya
mur ykl, yollarn sevda ykl kervan bekledii gibi. Delilii
cinnetin, mminin cenneti bekledii gibi. Ben ve suskunluum
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


bekliyoruz seni.
Bekleniyorsun.
Sus yreim! Hasreti, uzun soluklu bir lm diye kaydeden
kaytlara harfler yeter mi?
Syle ems, lmeden iitilir mi o kelime? Suskunlua suskun
luk katmak lmn sayhas deil midir haddi zatnda? Hangimiz
arrsa koacaktk. Kavlimizi hatrla Sevgili, hatrla ama. Gel sen
siz devam edemem tesine, yanarm!
Brak gnl krklarn yalnzlnla gir kapdan. Her i eki ka
labalklar getirir. Sen olarak gel, sen olarak. Sen geldiinde gitmiti
tm aclar, sen gittiinde kan alad btn yalnzlar. Hzn krm
glnle gel.
Ey bize susmak evla olan, syle. Bunca tufan, bunca frtna
bouna myd?
Hasretini rya kovalaryla kr kuyulardan karyorum. Gel ey
kln iindeki sakl ate."
Yazd mektubu gndermeyecekti. Olur da ems dnerse
kendi eli ile sunacakt ki grsn lmne beklemek ve beklerken
lm kana kana imek nasl olurmu.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


GNETE ERMEYEN EMS NEYLESN!
------- -ooGsS^oo---------
Beni kederlerle, belalarla ykmadka, harap etmedike
Allah, bendeki gizli hzineyi hi bana verir mi?
Beni cokun bir sele kaptrmadka,
nasoJurda beni eker, ihsan denizine gtrr?
ems, Konya'dan Tebriz'e doru yol alrken tenha ve ssz yer
lerden gidiyordu. Van glnn kenarndan giderken iki da ara
sndaki sarp kayalk blgeye doru ilerledi. Kayalarn hemen ar
kasndaki patika yolun bandaki bir geitte pusu kuran haramiler
onu esir aldlarve hemen reislerinin yanna gtrdler.
Develerden ykler indiriliyor, haydutlarn ba olduu anla
lan iri kym bir adam, saa sola emirler yadrp, az nce baka
bir yol gzerghnda esir alnan kervanclarn kymetli eyalarn
teker teker alyordu. Sra kendisine geldiinde ems hi ekinme
den cevabn yaptrmt:
"Arkada, bende deerli eya ve para yok."
Haydutlarn reisi, yere bir tkrk frlattktan sonra sararm
dilerinin gerisindeki kk dilini gsteren grltl bir kahkaha
atm ve kfrle yle demiti ems'e:
'Baba! Bu laflar herkes sylyor, ama sonra hanerin sivri ucu
kaba etlerine dokununca, blbl gibi tmeye balyorlar. Sen de
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


anlat bakalm, nerene sakladn u altn keseni?"
ems gayet sakin ve korkusuzca cevap verdi:
"Bak arkada, ben bir Allah dostuyum, iki cihan bize arsa ola
rak verseler, seherde bir "Allah" deyiimize deimeyiz. u vcudu
mun bile sahibi deilim. Sadece ruhum benimdir. Zaten onu da
alamazsn"
"htiyar, brak bu masallar, hadi k bakalm il il altnlar"
"Evlat, anlamyorsun. stersen benim vcudumu alabilirsin,
yani beni ldrebilirsin. nk bu vcut, benim saylrsa da, be
denimin iindeki ruhum, Allah'a aittir. O emaneti nasl olsa sen de
ben de asl sahibine iade edeceiz. Benim bu dnyada hibir e
yim yok ki sana vereyim."
"Bak ihtiyar, sana son kez sylyorum. Ben ka kez kervan
soydum, nce herkes param pulum yok der, sonunda yle ky
metli mcevherler bulurum ki, hayretten kk dilini yutarsn."
"Vcudumuz, ruhumuzun mezardr, istersen ldr beni, bel
ki sevaba bile girersin."
Haydut duraklamt. Sonra fikir deitirip, yumuak bir sesle
ona seslendi.
"Kimsin sen, kutsal bir adam msn?"
"Hayr, sadece Allah kutsaldr."
Aralarnda uzun bir sessizlik olmutu. ems ekya reisinin k
yafetine baknca, onun da buralardan deil kendisi gibi muhacir
olduunu anlad. Reis Mslman olabilirdi. Emin olmak iin sordu:
"Sen Mslman msn?"
"Elhamdlillah. Elbette Mslmanm."
"Madem Mslmansn yol kesmenin, gasp yapmann, Allah'a
kar gelmek olduunu bilmez misin?"
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


"Ne yapaym, kaderim bu belki de."
"Yok, yle yama, ilediin gnahlarn sorumluluunu kade
re ykleyemezsin."
"Ne yapalm, eytana uyduk bir kere."
"O da yanl. Hem Mslman olduunu syle hem halk soy,
soana evir, ondan sonra da kabahati eytana ykle. Bak, sorum
luluu eytana yklemekle bu ar vebalden kurtulamazsn, bunu
aklndan karma."
Reis ilk kez kendisine kar bylesine merte konuan biriyle
karlayordu. nk hemen hemen herkes grntsnden kor
kar, ondan gelecek tehlikeden ekinerek yalakalk yaparak konu
urdu. Ama bu adam ne ldrlmekten korkuyordu ne de sz
evirip eviriyordu. Uzun sre onu szd, sonra daha da yumuak
bir sesle konutu:
"Gel u aacn altna oturalm da biraz konualm"dedi. Dier
ekyalar, develerden ykleri indirmek ve mallan tasnif etmekle
urayorlard. Haramilerin reisi iindeki bilinmezlikleri bu tuhaf
ama derin, bu garip ama manen zengin yolcudan renmek ar
zusundayd.
"Peki, bana aka syle ihtiyar, dinin amac nedir?"
ems, aacn gvdesine srtn yaslam, ekyay dinliyor
du. "Bak delikanl, iblis, insan Yaradan'dan uzaklatran ve eitli
bahanelerle bu uzakln daha da artmas iin insan aldatan bir
varlktr. Bylece Allah' unutturan, insana yalanc bir mutluluk,
sahte bir cennet vaat eden bylece de insanlar haktan, adaletten
ayran ve imdi senin gibi kul hakkn yiyebilecek kadar vahile
tiren bir melundur o. eytann haince hazrlad tuzaklardan ka
nmak gerekir. te bu korunma ve kanmann tek aresi dindir.
Dinin hedefi btn bu ktlkleri engellemektir. Bu sylediklerim
senin gibi insanlarn anlayaca seviyedeki retilerdir, ama daha
diplerde, daha derinliklerde anlam ykl baz gerekler vardr ki
bunlar herkesin kavramas mmkn deildir."
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


"yi sylersin de ihtiyar, cevap ver bakalm Allah'n adaleti ne
den hi fakirlerden yana deil de hep zenginlerden yana?"
"Yine yanl sylyorsun. imdi bana u cevab ver. Ben mi fa
kirim sen mi?"
"Ben senden daha zenginim."
"imdi oldu ite. Ama bir de u ie bak ki ben fakirliimden
hi ikyeti deilim? Neden acaba hi dndn m?"
"Sen artk ihtiyarlamsn, dnyadan ne istein olacak ki?"
"Zenginlik iyiliktedir. Dnya iyilere dar gelir. stelik dnya de
diin ne ki bir ikindi vakti uzanp uyuduunda grdn ryadan
ibarettir. Ne sen onu anlarsn ne o seni hatrlar."
"Szlerin akc ve aklc. Kanmca sen bir ermisin yle deil
mi?"
"Ermi olsaydm Konya'dan buralara byle sersefil yaya olarak
deil bulutlardan bulutlara sekerek gelirdim."
"Ermiler gklerde mi yrrler?"
"Yok, latife olsun diye syledim. Ermi, kendini dier insan
lardan stn tutmayandr. Ermi gnl kr eden hrslarda gz
olmayandr. Ermi, kulu gnah tartsnda tartmayandr. Ermi,
emaneti olan ruhunu Allah'a gtrrken nefs pazarnda, hev sar
rafnda hara mezat satmayandr. Ermi kula kul olmayandr."
"u dnyada hala ermiler var mdr?"
"O kyaslamann var olmad bir dnyada yaar. Allah cim
ri deildir. Bilakis cmerttir. Etraf ermilerle doludur, snr ve say
yoktur. nsanlar ermilerin farknda deildir, nk ou kr ve
sardr. Ermiler sadece gemite var idiler de gnmzde yok
saylmazlar. Her devrin ermileri kendi devirlerinde mritliine
devam ederler."
"Bir ermii nasl aramalym?"
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


"Namaz ncesi abdest aldn gibi iini temizlersen niyetin
halis olur ve ermie hazrsan zaten o seni bulur."
"Ermie ulamann abdesti de mi su ile?"
"Hayr, mazindeki hata ve gnahlarn teker teker temizle
mekle olur. lediin ktlkler iin tevbe ettiin kadar hatalarn
telafi etmeye de bak. imdiye kadar kimlerin maln aldnsa geri
iade et, helalle. Kimin gln krdnsa zr dile, ba talep et.
Hayvan hakk yemi bile olsan bunu dzeltmeye bak."
"aldm ou mallarn sahiplerini ya bilmiyorsam ya da
unutmusam sahiplerini, o zaman ne yapmalym?
"Onlarn adna hayr ve hasenat yap. Ecirleri onlara ve sana
dner."
"Besbelli ki sen o ermilerden birisisin. zin ver mr boyu
sana hizmet edeyim. Yeter ki srekli yannda kalp himmetinden
feyiz alaym."
"Ben ermi deilim. Aradn ermiin yerini sylesem gidip
yz srer misin?"
"Elbette. Haydi, syle beni bana getirecek, Allah dostu ede
cek, iimi hafifletip mit erbeti iirecek o ermi nerede? Sz hi
soluk almakszn koa koa gideceim."
"Konya'da Baha Veled olu Muhammed Celaleddin'i bul.
Onun derghna sn. Sakn benden ve bu hadiseden bahsetme."
"Niye ki? Hem ona gnderiyorsun hem de benden bahsetme
diyorsun. Anlamadm. Neden?"
"O da bende kalsn."
Aacn altndan yava yava doruldu ems. ems'ti, yola
dmeliydi. stikamet Tebriz'di.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


TEBRZ'E DORU
ooQgR w>-------------
emsi anlamak iin ems olacaksn.
ems olmak iin hamu olmak gerekir.
Yolcu yoldadr, yn belirsiz. Yazgs yalnzlk zerine yazlm
tm yokulann ykn srtlanr da ardna bakmakszn, hesapsz,
duldasz, pusatsz ateten admlarla yrmektedir. Konya ok geri
lerde kalmtr. Doduu topraklar grmeyeli yllar olmutur.
Slai rahim belki iyi gelir aclanma. dncesiyle Tebriz'e gel
mitir. Gnlerdir uykusuzdur. Yrmekten ayaklan su toplamtr.
Tebriz'e gelene kadar kimliini soran herkese bilmem diyor
dur yolcu. Bilmem, bilmem, bilmem.
'Adn nedir?'
'Bilmem'
'Ka yandasn?'
'Bilmem.'
'Hocan kim?'
'Bilmem.'
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


"Nereye gidiyorsun?"
"Bilmem"
Bilmemekten bir yol alsa yolun sonu suskunlua giderdi.
Yolcu geliyordu. Ayn gkte deil yerde arayan ve,
"Benim yzm yerde gerek, bana rahmet yerden yaar." diyen
yolcu.
Dilini "Ak" kilitlemiti ve bu kilidi ancak mauk aard. Kitaba
smayan acayip bir srd yolcu. smi sr, ekli sr, dili sr. O yolcu
yu yksekten bakan gz deil, yksee bakan gz grrd. Yedi
denizin susuzluunu ekmi de btn ummanlar ise kanmaya
cak olan yolcu, maukun bir damla teri ile susuzluunu gidermeye
yryordu. Kelimelerle konumuyordu yolcu sanki duda yoktu.
"Bir paras dahi gkyzne smayacak bir 'Ah!' kelimelere
nasl sar? Ah etsem kor ate olup saldrr bana" derdi. nk
ateti derdi. Derdine gidiyordu, delik deik olacan bile bile.
Ve Tebriz: Atein ve acnn ehri.
Gnein hzn renginde batt diyar.
ems, Tebriz'de bir tekkeye girdi. ran ah Nasr, bu tekkeyi
Haan Sabbah'n retilerinin yaylmas iin yaptrmt. Orada
bulunan limler, eyhler, sufiler, emirler ve ehrin dier nde ge
lenleri kelam ilminin derin meseleleriyle ilgili sonu gelmez bir m
nakaaya tutumulard. ems bir keye ekilmi ar bir hazine
misali hareketsiz duruyordu.
Mnakaada bir Haha eyhi sz dolatrd getirdi Abdul-
kadir Geylani'yi yermeye dayandrd. Bu kendini bilmez alaka
lem konuuyordu. Belli ki aklnda yaratt safsatalara ilkin kendi
inanm, etrafndakileri de inandrmak iin trl kelime oyunlar
deniyordu. Lkin bu laf cambazlna Abdlkadir Geylani'yi dahil
ederek konumas, byle mbarek bir insan kullanarak, kendini
ilimden anlyormu gibi gsteriyordu.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Bir kere o i o kadar kolay deildi. Zira mecliste olmayan, uzun
yllar nce Hakkn rahmetine kavumu mbarek insann, bu ken
dini bilmeze kabrinden kalkp cevap vermesi imknszd. ems'in
garibine giden ise baka bir konuydu. Bir kii bile kp da bu den
size haddini bildirmeye cesaret edemiyordu.
nsanlarn bu riyakrl karsnda aniden yerinden kalkt ve
fkeyle kkrercesine,
"Daha ne zamana kadar atsz bir eyere oturup erkeklik mey
dannda svarilik taslayacaksnz? Daha ne zamana kadar bakala
rnn asasyla yryeceksiniz? Hadis, hikmet, tefsir ve dier ilimler
adna dile getirdiiniz btn bu szler, gemi zamanlarda yaa
m insanlarn szleridir. Bu szleri syleyenlerin her biri, kendi
zamanlarnn er meydannda birer svariydiler. Siz kalkm Ha
an Sabbah'n samalklarn mezhepletirmek istiyorsunuz. Allah
dostlarn karalamak ne haddinize be hey gafiller srs! Krk sene
yats abdesti ile sabah namaz klan Geylani'nin ndan fayda
lanmak yerine onu sndrmeye mi alyorsunuz? Hepinizin ilmi
ve ameli bir araya gelse Abdulkadir Geylani'nin sakalnn bir tek
teli bile etmezsiniz."dedi ve aniden kalkarak tekkeyi terk etti.
Tebriz'in hala brakt gibi "kula kulluu tercih eden" dn
celer ierisinde olduunu anlad. Aile kabristanna urayp duasn
okuduktan sonra am'a doru yola kmaya karar verdi. Tebriz'de
durmann, burada kalmann bir anlam yoktu. Dahas aradn bu
rada bulma midini de iinde bulamyordu.
Tebriz, Hoy, doduu topraklar... Anne kokusu, baba hasreti
i ie... ems alamakl, ems hzn takn.. Aile kabristannda
duasn yaptktan sonra slai rahim edasnn ferahl ile sfahan'a
evirdi ynn.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


EMS SFAHAN'DA
------------ c o - ---------------------
olmayann miraca ykselmesine imkn yoktur.
Kendisini gstermek isteyen ey,
4Bendeil, heniiz benliini tanmayan cismidir.
Yerde gezenin aya su toplar; gkte gezenin gnl ise
renksiz kanla dolup taar.
Birka gn sonra genliinin uzun bir dneminin getii
sfahan'a gelmiti. kindi namazn klmak iin Horasan talar ile
yaplm mescide doru ilerledi. adrvanda iki dervi kendi ara
larnda sohbet ediyordu. Birbirleriyle son derece saygl, fakat za
man zaman ineleyici ve nkteli konuuyorlard.
ems abdestini tazeledikten sonra ezan vaktine kadar bir
aacn altnda dinlenmeye ekildi. adrvan bandaki iki der
vi gelen yabancy sanki yllar nce grm olduklarn sandlar.
Onun yanna yaklaarak,
"Es selam aleykm ey dervi." diye selam verdiler.
"Ve aleykm selam dervi."
"Nereden gelip nereye gidersiniz?"
"Eiest Meclisi'nden gelip, vuslata ermeye gideriz."
"Yolunuz uzun ve meakkatli grnr."
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


"Yolu bildikten sonra nmz l olmu, ne kar?"
"Emeli ihmal etmek, amele devam etmek gerek."
"Dorudur, emeller oaldka, elemler de artar."
"ok garip. Siz bu feracenizi niin byle uzun uzun giyersi
niz?"
"Yolu uzun olann yolluu da uzun olmal. Yeri geldiinde sec
cade yeri geldiinde sarnd yorgan olmal.
"Gzel syledin. Peki, geiminiz nasldr?"
"Genler siz benim megalemi brakn da u soruma cevap
verin. Allah size nimetlerinden verince neylersiniz?'
"Verdike krederiz, vermedike sabrederiz. Peki, siz ne ya
pardnz?"
"Biz verdike datrz, vermedike krederiz. Gensiniz, der
vilik yolundasnz, o halde bu dnyadan ne bekliyorsunuz?"
"Allah bilir ya, bir makam ve mevki verilirse kabul ederiz."
"Tut ki sizi sfahan'a vali yaptk. Ne yaparsnz?"
"am'da emir olsa daha iyi olmaz m?"
"Sizi am emiri iln ettik imdi. Baka ne olmak istersiniz?"
"Diyar Rum'u, o da olmazsa, Mekke emiri olmak isteriz."
"Pek mnasip dediniz. Tut ki, sizi Mekke emiri yaptk, ya bun
dan sonra?"
"Bundan sonraki makam halifelik makamdr, ona erimenin
mmkn yok gayri."
"Yani?"
"Mekke emirinden sonras yok."
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


"Sizin yllar sonra ulaacanz mertebeye ben imdi ulatm
gayri. Ben bir hiim, hi."
Ezann balamas ile ems nde, merakl ve akn gen der
viler arkasnda mescide girdiler. Namaz sonras o iki gen ems'i
avlu kapsnn nnde bekleiyorlard. ems onlarn yanma var
mak zereyken o srada sokan banda bir tellal yksek sesle
halka yle seslendi:
"Ey ahali! Duyduk duymadk demeyin, ehrimize uzak diyar
dan bir Piri Fni gelmitir. Bilge ve vel kiidir. Ahaliye Allah'n is
pat iin tam yz tane delil getireceini iddia eder. Gelin dinleyin,
z sz doru, bu bilge Hak n dinleyin, ders aln, renin.
Allah'n varlna delil yz rnei dinleyin."
Dervilerden yz yuvarlak, gzleri ela olan sordu:
"Verdii cevaplar hikmetli, sorduu sorular hikmetli olan duy
dun tellaln dediklerini eh buna ne dersin ey Allah'n kulu? Hakika
ten sende de yz delil var mdr?"
"Tuhaf ey. Demek ki adamn bu kadar phesi varm ki,
enmemi yz tane delil arayp bulmu."
"Peki, senin delilin nedir?"
"Delile, ispata gerek yoktur. Mutlaka delil istersen ve eer il
mine de gveniyorsan oraya mracaat eyle."
"lminiz ne mertebededir?"
"lim bir noktadr, onu oaltan cahillerdir."
"Nasl dua edersiniz?"
"Gnller alnca ellerin ne hkm kalr?"
"Bu kinat hakknda ne dnrsnz?"
"Bir kitabullah-, zamdr seraser kinat
Hangi harfi yoklasam manas Allah kar"
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


ems ve dervilerin hararetli konumalarn uzaktan izleyen
birka dervi msaade isteyip, sohbete dhil olmak istediler. im
di hep birlikte konuuyorlar, bir yandan da yava admlarla arda
geziniyorlard.
"Haram ve hell hakkndaki dnceniz nedir acep?"
"Bizim deil harama el srmeye, hellden bile vazgetiimiz
anlar oktur."
ems'i dinledike sr dolu bu adamn kendi hocalarna ben-
zemeyip derin bir ak ereni olduunu, ok farkl ve etkileyici bir
mrit olduunu fark eden genler ayakst veya yryerek ko
numak yerine bir erbetiye oturup hasbhal etmek istediler.
Hasrn zerine hep beraber diz ktler. imdi bu grn
meczup, kyafeti tuhaf, szleri inci mercan adam dinlemeye daha
dorusu onunla serinlemeye hazrdlar. ems;
"Sufiler mesel ve menkbeyi ok sever. Gelin size bir hikye
anlataym;
Vakti zamannda uzak diyarlardan birinde bir Allah dostu ya
arm, yanp yaklr, Padiah saraylarda oturur, keyif srerken ben
bu fakir halimi kime anlataym. Bu reva mdr, Bu adalet midir, diye
sylenip dururmu."
"Halinden niye ikyet eder ki?"
"Evet, ikyeti o kadar artm ve sesini o denli ykseltmi ki,
itirazlar padiahn kulana kadar gitmi.Tez bu adam bulup, hu
zuruma getirin.'diye ferman buyurmu padiah."
"Eyvah, adamn kellesi uacak."
"Uzatmayalm, adam apar topar huzura karmlar. Padiah
sormu 'Bre ahmak adam, sen neden halinden ikyet edersin?'
Adamcaz boynunu bkp cevap vermi, 'Padiahm. Benim ha
yatta u dayanacak deneimden baka hibir eyim yoktur. Sen
zevki sefa iinde yer, iersin. Ben buna itiraz ediyor, bunun iin
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


ikyet ediyorum.' Padiah am bu ie, adama tekrar sormu,
'Akln banda m bre adam, u elindeki tahtadan baka bir eyin
yok mudur?"Hayr, yoktur.' demi zavall fakir. Padiah dnm
tanm, yle bir zm nermi adama."
"Yoksa kzn m verecek fakire?"
"Ne gezer. Padiahn teklifi ok basitmi. Padiah ld za
man bizim fakir onun mezar banda sabaha kadar bekleyecek.
Eer korkmadan sabah ederse, kendisine sarayn btn hzine
leri alacakm!"
Hemen kabul etsin. Bir gecelik uykusuzluk buna deer."
"Senin de dediin gibi fakir teklifi kabul etmi. Gel zaman git
zaman padiah lr, cenazeyi kabristana gtrp derin bir me
zarn iine koyarlar. Dualar okunur, vasiyeti gerei fakiri mezarn
banda oturturlar. 'Bekle bakalm burada sabaha kadar.' derler.
Adamcaz, koltuunun altna koyar ve beklemeye balar."
"Yoksa padiah mezardan m kalkacak?"
"Hayr. Derken gne batar akam olur, gece btn arl ile
kabristanln zerine kapkaranlk bir rt gibi serilir. Kabristanlk
hem karanlk hem de sessizdir. Etrafta t yok! Rzgr uzun servi
lerin dallan arasndan souk souk eserken, adam alm m bir
korku! Sabaha da epey var! Beklemeye balam. Ne yapsn sarayn
hzineleri kendinin olacak."
"Ben olsam oradan kaardm."
"Biraz daha zaman geince bizim fakir bir de ne grsn?"
"Yoksa etraf hortlaklar m sard?"
"Hayr, gelenler gkten inen sorgu sual melekleri."
"Ah! Tabi ya, nasl unuturuz?"
"Melekler yere doru yava yava inmeye balarken bir de
bakmlar ki mezarn banda bizim fukara boynunu bkm
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


oturuyor. Melikeden biri dierlerine seslenmi,'Bu taze mezarda
yatan mevta zaten bizimdir. Ama banda oturan bu garibe yakla
alm da onu sorgulayalm.'Dier melikeler de bu neriyi hemen
kabul etmiler ve balamlar fakiri sorgulamaya:'Syle bakalm ey
demolu, bu dnyada neyin var neyin yok?'
Adam kekeleyerek cevap vermeye alm:'Hibir eyim yok,
ne evim ne barkm ne de mlkm var"Paran da m yok?"Yoktur.'
'Hayr, senin mutlaka bir eylerin vardr, anlat, durma konu."Yok
dedim ya size, sadece u bastonum var baka hibir eyim yoktur.'
'Haa! Bir bastonun var demek ki. Peki, syle bakalm o bastonu ne
reden aldn?' br melekler de bir bir arka arkaya sorgulamlar
adam. Sorgulama gece yarsndan sonra da devam etmi.
Neredeyse gne doacak. Hep soru, hep soru: 'Syle baka
lm, bu bastonu nasl aldn, kimden aldn, ka paraya aldn, neyle
aldn, niye aldn, haram parayla m aldn, hell parayla m aldn,
hediye mi aldn, rvetle mi aldn? Niin aldn, ne maksatla aldn?'
Bizim fakir bkm usanm bu sorulardan ve arkasna bakmadan
mezarlktan kap gitmi. Biraz sonra da ortalk aydnlanm. Adam,
'Bir tahta baston iin bu kadar sual sorulursa, ya hazineler iin ne
ler sorulur' deyip, kesine ekilmi ve bir daha asla ikyette bu
lunmam!"
"Doru syledin. Hani ne dem iler,'Ltfn da ho kahrn da
hotur diye!"
"Eee gen sufiler, namazdan nce ne makam braktnz ne
mevki, taliptiniz halifelie kadar. imdi kahr da ltuf da Allah'tan
diyorsunuz. Anladnz m hiliin hesabn? Ak yolundaysanz
dnyadan size ne. Dnyaperestseniz benim iimden, nereden gel
diimden, ismimden cismimden size ne."
Dizst oturan derviler hafif bir esintide yklacak kadar hay
ret ierisindeydiler. Hayret makamna har iinden gidildiini nere
den bileceklerdi ki. Rzgra gerek yoktu. ems sohbeti ile onlarn
iindeki rk dallar teker teker krp ykyordu.
"Ben de size bir soru soraym. Az nce hepimiz ibadetteydik.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Namaz m sizi kld siz mi namaz bilmiyorum ancak soru u: Cen
neti mi tercih edersiniz cehennemi mi?"
'Bu da soru mu imdi.Tabii ki herkes gibi biz de cenneti tercih
ediyoruz. badet etmemizin nedeni de bu ya."
'Cennet ya da cehennem, fark eder mi, muradnz Cemalullah
ise. Ben cehennemi tercih ederdim.'
"Nasl olur? Cmle lem cennet iin ibadet ederken, sen ne
diye cehennemi tercih edersin?'
'Hazreti Allah sadece cennette midir? Cennet olmasayd, biz-
ler Allah'a ibadet etmeyecek miydik?"
'Ya ne iin ibadet edelim?'
'Bak, keke herkes cennete gitse de girmeyecek olan bir ben
kalsam. Bylece, gnahkrlarn iledii gnahlar zerime alp
tek bama ben cehenneme girsem. Peygamber torunlarna 'Ehli
Beyt' denildiini duymusunuzdur. te bu torunlardan Cafer Sa
dk Hazretleri, bir gn yaknlarna yle buyurmutu: 'Cehennem
korkusundan ibadet edenler kle, cennete girip, dl kazanmak
isteyenler ise tacirdirler. Asl olan ibadet, Allah'n emrini hibir kar
lk beklemeden yerine getirmektir. En makbul ve muteber iba
det budur. Ama nerede sizde bu feraset?"
'Biz bu dnyada selmet, ahirette de rahmet dileriz. Ya siz ne
yaparsnz?'
'ok yanl syledin. Dnyada selmet, dnyay terk etmekle
olur'
"O halde ne dilein vardr bu dnyadan? Neden diyar diyar
dolarsn?'
"Yce Rabbimiz'in cemaliyet denizinde boulmaktan gayr
bir dileim yoktur. Allah'a yakn olaym, onsuzlua uzak."
Dervilerden biri sordu:
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


"Allah'a yaknlk nasl olur?"
"Dnyada da ahirette de Allah'tan baka sevgili aramamak
la..."
"Vah o zaman bizim perian halimize!"
"Vah vah! Senin ektiin o szde kalan azck'vah'szne! Ta
gnlden bir'vah'demi olsaydn, acaba bu dnyada yaayabilir
miydin?"
"Biz galiba tam bir gaflet iindeyiz." dedi dervilerden biri.
"yi dersin, baksana u stmzdeki semaya, u altmzdaki
topraa. Bulut ve rzgr, gne ve toprak sadece ve sadece sana
bir dilim ekmek iin ura veriyorlar. Bunu niin yapyorlar bilir mi
sin? Sen bu lokmay gaflet iinde yutmayasn diye.
Eer 'bakarak' deil; 'grerek' o bir dilim ekmei yersen,
'hamd'n anlamn daha iyi anlarsn. Hakikate ermenin yolu gizli
den zele geitir. Sr budur. Srra yolculuk eden yz gzn terk
eder, yrek gzn aar ki glgeler ve sislerden syrlp esas g
rebilsin."
"Ben buray pek anlayamadm." dedi bir dervi.
"Daha ak anlataym yleyse. Sen mrn boyunca hi ayran
itin mi?"
"tim."
"Peki, itiin ayrann iinde ne vard?"
"Su ve yourt vard."
"Suyu brak, yourdun iinde ne var?"
"St var, maya var."
"Mayay brak, stn iinde ne var?"
"Yani st yapan kim?"
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


"Kuzu."
"Peki, kuzu st nasl yapt?"
"Ot yedi, ot kuzuda st oldu."
'Gzel syledin. Ot nereden geldi?'
'Topraktan'
'Bunu da iyi dedin. Ot topraktan nasl kt?'
'Yamur suyu tohum ve toprak, ot yapt."
'Eksik dedin, bir daha dn.'
'Su, toprak ve tohum... Bir de gne ..
'imdi oldu. Suyu, topra ve tohumu brak, gnei al*
'Aldm.'
'Demek ki, itiin ayrann z, asl, hakikati gne imi."
"Evet, aynen yle.'
'Mademki yie, ayranda 'gizli' olan yani 'batn' olan gnein
nuru imi, imdi anlatk m?'
"Evet doru sylersin.'
'te Allah'n 'Zahir've 'Batn' isimleri de buna benzer ekilde
dn. Ben sana anahtar verdim'
'Sen nasl bu yola girdin, ne yaptn da eytann alt ettin?"
'Anlataym" dedi ems. Sonra biraz glerek biraz da ksk bir
sesle;
'Siz yalarda bir gentim. Bir gn eytan yan bama geldi ve
bana sordu, 'Bugn ne yemek yiyeceksin?' Cevap verdim: 'Kendi
etimi yiyeceim!'eytan ard tekrar sordu, 'Peki bugn ne giye
ceksin?' Aynen cevap verdim: 'Kefenimi giyeceim.' eytan daha
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


ok ard ve son bir mitle sordu:'Peki, syle bakalm, bu akam
nerede yatacaksn?' Hemen cevab yaptrdm: 'Kendi mezarm
da!' eytan benden uzaklarken yle mrldand: 'Seninle de bir
ey konuulmaz ki!'"'
'Az nce tecellilerden sz ettin. Bunu biraz daha aar msn?"
dedi bir dervi.
'Bak imdi." dedi ems, sonra teker teker zl cmlelerle an
latt. 'zerinde yaadmz bu dnya, bu yer, bu gkler, zetle
tm kinat, lh sfatlarn tecellilerin birlemesinden olumutur.
O halde evremizde grdmz ya da gremediimiz btn
varlklar, ilh esmalar, yani Allah'n isimlerinin birini ya da birka
n veya btnn, paylarna dt kadar nasiplenmilerdir.
nsan, bu isimlerin kendi yaratl istidadna gre, hepsini kendi
zerinde az ya da ok toplamtr. nsan gler, alar, sever, nefret
eder. Bu zt kutuplarn insanda toplanm olmas nedeniyle, insan
da rahmet de vardr, fke ve gazap da. Onun iin insanda ltuf ve
kerem de aa kabilir; hiddet ve kin de. Onda hilm ile hm duy
gulan her zaman dalgalar gibi, gelgitlerle ruhunun derinliklerinde
bir belirir, bir kaybolur.
te bunlara tecelli denir. Ancak bu sfatlarn tecellileri, insan
dan insana sonsuz bir farkllk gsterir. Baka bir deyile, insan
says kadar farkl olan karakter, huy ve miza, ite bu tecellilerin
deiik oranda birbiriyle karmndan olumutur. Nasl ki eitli
boyalarn karmasndan farkl renkler, deiik desenler, benze
mez tonlar meydana geliyorsa, insan da yaratlndaki bu zelli
i ile deiik isimlerin tecellilerine maruz kalm ve bu isimlerin
tasarrufu altnda kaderi belirlenmitir. Yce Allah'n 'Ltif' isminin
tecellisiyle btn bu evren olmu, olumu, dzene girmitir. Yani
mahlkatn hibiri, hak ederek, bedel deyerek var olmu deildir.
Varlklarn fni, lml ve zaf, yani greceli vcutlar, tamamen
Allah'n bir hibesidir ki biz buna'lh mevhibe' adn veriyoruz, an
lald m?"
ems anlattka hayret ve honutluk ierisinde kalan dervi
lerden bir tanesi yanndaki arkadana fslt ile:
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


"Allah Allah, neredeyse nefes alamayacak hle geldim, bu ne
mthi bir zhd ve takva rnei." dedi. ems syleneni duydu ve
o gence bakarak:
"Yine yanl syledin Dervi, senin nefesin kesilmesin. Herke
sin bir mr boyu ald nefes kadar Hakk'a giden yol vardr. Her
nefes Allah'a giden yol olduu iin, her nefes alp verite sufler,
tpk bir seyyah gibi yol alrlar. Aslna bakacak olursanz yol birdir,
fakat her adm, yolun sonuna ulamaya neden olduundan, her
adm atta ilerlemi olursun. Eer nefesini boa harcarsan, gn
n gerei gibi deerlendiremezsin. Ne gn? Ay, yl ve nihayet
tm bir mr heba olur gider. Arifler, bulunduklar makamda, m
ahede zevki ile mest olduklarndan her nefeste iki bayram kut
larlar. Biri nefes alrken, br de nefes verirken."
Dervilerden biri heyecanla atld:
"Peki, hibir nefesi boa harcamadan, her nefeste bayram
hlini yaamak mmkn mdr?"
"Neden olmasn? Hz. Peygamber, 'Cennette bulunan bir grup
insan ile Allah arasnda bir nefeslik mddet iin bile olsa, hibir perde
yoktur.' diye buyurmutur. te byk veller, srekli olarak Hakk'
mahede etmenin verdii haz ile dopdoludurlar. nk onlar
'Kabe kavseyn' (Necm/9) makamna ulamlardr. Bu yzden rif
olan kimsenin nefesi tebih, uykusu ibadet saylr. Onlar iin gaflet
yoktur, her zaman uyanktrlar."
Baka bir dervi bilgi bilgi itiraz edecek oldu:
"yi ama Hz. Peygamber, insanlar uykudadr, lnce uyanrlar.'
dedi. Bu hadis sahih deil mi?"
ems, merhamet dolu gzlerle bu dervie uzun uzun bakt ve
tane tane konumasn srdrd:
"Burada sz konusu edilen ahslar, normal insan kalabalkla
rdr. Bu sz onlar iin ifade edilmitir. Hz. Peygamberin her sz,
deiik makamlarda bulunan kiilere birer ttr. Hadisleri buna
gre anlaman gerekir. Oysa Peygamberin izinde yryen, Allah'n
91
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


isim ve sfatlarn kendine rehber edinen, mutlak ve mukayyet hi
dayetini kendi nefsinde birletiren yle ztlar vardr ki, onlara 'in
san kmil'derler. Onlar iin u sarsc ayet geerlidir:
'De kalka yrmekte olan bir kimse mi, yoksa doru yol ze
rinde dpedz yryen kimse mi daha ok hidayete erer?' (Mlk/22)
nsan kmiller, tam anlamyla Allah'n ahlk ile ahlaklanarak,
bu anlaml hadisin gereini yerine getirmilerdir."
"Kimdir bu insan kmiller?" diye sordu bir dervi.
"Ben hari herkes."
Bu cmleyi syledikten sonra ems buruklat. Yutkundu.
ini bir hzn kaplamt. Kamil insan denince onun aklna kmil
dostu Mevlnas geldi. Onu ne kadar zlediini hatrlad. Hzn
bundand. Dald derin derin. inden" Acaba Hamuum ne yap
yordur imdi, hasta mdr, sal nasldr?" diye merakl dn
celerdeydi. ekiin acmtrakl ile epeyce bir sre sessiz kald.
Derviler onun bu haline anlam veremediler. Sessizlii bir dervi
bozmak istedi:
"Peki, bizler bu kmil insanlar nasl tanyacaz?"
"Bilesiniz ki, insan kmil, hakikate ermi kiidir. Kmil insa
n rendiysen, imdi unu iyice kafana sok ki onlar hangi isimle
anlrsa anlsnlar, hepsi dorudur. Kmil insana: muhibbi, dost,
mrit, eyh, nder, hdi, kutup, derler. Onlar, cihan gsteren
bir kadeh demek olan 'cm-cihannm' diye de anlrlar. Dnya
y gsteren ayna, ab hayat imi Hzr, kudilini bilen Sleyman
diye de zikredilir. Bu kmil insan, her hl ve zamanda, yeryzn
de bulunur, saylar fazla da olmaz. Dnyada limler, arifler oktur,
ama her biri baka mertebelerde bulunur ve hi biri kmil insann
dzeyine eriemez. Kamil insan ak makamna vasl olmu ktr.
nsan kmil, dnyadan ahiret lemine g edince, onun yerini bir
bakas doldurur ve artk o kmil insan unvann kazanr.
Bu lemin tm, ii dolu bir hokkaya benzer. Mevcudatn hi
birinin ne hokkadan haberi vardr, ne de kendinden. Ancak insan
92
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


kmillerin her eyden haberleri vardr. Onlarn, iinde bulunduu
muz bu 'Milk' leminden, tesindeki 'Melekt' leminden, onun
da tesindeki 'Lhut' leminden ve hepsini iine alan 'Ceberut'
leminden bilgileri vardr. Konunun zetinin zeti udur: nsanlar,
bu kinatn znn zdr. Bu szm unutmayn. Bu lemde,
grnen ve grnmeyen her ne varsa, insan kmilin nazar altn
dadr."
"Bizler insan kmili ok duyduk, oka iitmitik amma
velkin, onun bu kadar geni manasn bilmezdik!"
"Tabi bilmezdiniz!" diye cevaplad ems, sonra devam etti:
"Daha bitmedi diyeceklerim. Bakn, kmil insan, dnyay dzene
sokmaktan, halk arasnda doruluu yaymaktan, insanlar arasn
daki fitne, fesat, dedikodu ve her trl kt alkanlk ve detleri
silkip atmaktan, bunlarn yerine iyi kurallar koymaktan, insanlar
Allah'a davet edip, onun azametini, bykln ve tek oluunu
bildirmekten, geri kalmazlar ve bilirler ki, insanlarn birbirine ef
katli davranmalarndan sz etmekten daha gzel bir ibadet yok
tur. nk onlar, Hz. Peygamberimizin ifadesindeki,
'Mslman, eliyle ve diliyle Mslmanlar incitmez.' desturunca
incinirler ama incitmezler." dsturuna sadk davranrlar.
"yi sylersin de az nce Peygamberimizin Mslman tarifi
ni yaptn. Artk Peygamberimiz hayatta deil belki yeni tanmlar,
yeni tarifler gerekli olabilir. Hz. Peygamber ldne gre..."
ems birdenbire parlad, sesinin tonunu grletirerek:
"Bu ne biim laf! Sakn ha, bir daha yce Peygamber'e'l'de
meyin!"
"yi ama niin?"
"Sen ne laf anlamaz dervisin!"
'Biz seni ancak lemlere Rahmetolarakgnderdik.'(Enbiya/)07)
yeti Hz. Peygamber iin ifade edilmemi miydi?"
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


"Evet, hatrladm."
"yi ki hatrladn! Hz. Peygamber ahiret lemine intikal ettik
ten sonra bu 'Rahmet'snp yok mu oldu?"
"Hayr."
"O halde Hz. Peygamber, bu lemden ayrlp, ahirete terif
ettikten sonra bu Rahmet, aynen devam edecek, onun Rahmeti,
bereketi, feyzi ve efkati her yeri kuatm olarak geerliliini ko
ruyacaktr, tamam m?"
"Evet doru."
"Zaten aksi olmas, yani Rahmetin, ksa bir zaman aralnda
srp gitmesi, sonradan kaybolmas dnlemeyeceine gre,
bu Rahmet, Hz. Peygamber zamannda vard, imdi bugn de var
dr, bundan sonra da kyamete kadar devam edecektir, yle deil
mi?"
"Haklsn."
Peki, yce Peygamber, daha domadan nce de bu Rahmet
yok muydu?" Derviler suspus olmutu. emsin gece karas gzle
ri iyice bymt:
"Niye susarsnz, dnsenize, tabii ki Rahmet vard, Rahmet
'in anlam, alan ve srekliliini bir daha dnn! Kstl, snrl ve
dar bir zaman dilimine skp kalm bir Rahmet olur mu? O halde,
yce Peygamberin Rahmeti, her hl ve zamanda daha kinat ku
rulmadan, mahlklar yaratlmadan nce de vard, var olmaya da
devam edecektir. Buna gre, Rahmet sahibine hi l denir mi?"
"Zaten 'ehitlere l demeyiniz.' diye bir ayet varken, niye Hz.
Peygamber'e l diyelim."diye bir baka dervi sze kart.
"iyi dedin." dedi ems.
"Peki, Peygamberimiz ahirete intikal etmi olduuna, Kur'an
ve snnet de elimizde bulunduuna gre, insan kmillerin grevi
ne ola ki?"
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


'te imdi esas noktaya geldik. Her ne kadar elimizde
Kur'an ve Snnet gibi iki temel direk varsa da, insan kmiller, Hz.
Peygamberin vrisleri olduklarndan, onun adna sz sylemeyi
grev bilirler. Zira yce Peygamber vasfeder, veli dediimiz insan
kmiller de kefederler. Gelmi gemi btn Peygamberler, in
sanla gerekli daveti yapmlar, kalann da velilere ve ariflere b
rakmlardr. Allah'n rahmeti tm yaratklara yaygn olduu halde,
Hz. Peygamberin rahmeti, tm talip olanlaradr. Ne mutlu onlarn
izinden gidenlere!'
"Peki." dedi dervilerden biri 'Bize syler misin, Peygamber
lerle veliler arasnda ne fark vardr?'
'Peygamberler masumdurlar, evliyalar ise mahfuz... Veliler
bir atn derisindeki ben izi gibidir. Bir atn kuyruundaki kl misa
lidir. Veliler bir atn trnandaki toz gibidir ve kl olmaktan, toz ol
maktan, iz olmaktan eref duyarlar. nk o atn zerinde on sekiz
bin lemin uruna yaratld Hz. Peygamber oturmaktadr.
Vellere, 'vahdet ehli' de derler, bu deyim de dorudur. Vah
det: yani birlik, tevhit demek olduundan bu gruptakiler, insan
vcudundan daha erefli bir makamn olmadn beyan etmiler
dir. Bu hkm de dorudur. nk bedenden ayrldktan sonra,
insann dnecei makam, ite bu erefli makamdr. uras da bir
dier gerektir ki, mevcudattaki tm bireyler bcekten iee;
sudan topraa kadar tm canl cansz varlklar, insana ulamak
iin, yani ksaca insan olmak iin akl almaz bir seyir halindedirler.
Bu seferlerin sonunda insan olduklarnda onlar da kemale ermi
olur ve miralarn tamamlam olurlar. te, insan da bilgi ile kendi
kemaline, kendi olgunluk ve mkemmelliine erimek iin srek
li bir seyir ve sefer halinde olmaldr ki, miracn tamamlam Ve
kemle ermi olsun. Yine velilerin gr u noktada birlemitir
ki, insan ne kadar olgunlarsa olgunlasn: ne derece kemalata
eriirse erisin, kendisine bahedilmi olan istidad orannda yk
selir ve Allah'n hikmeti ve ilmi karsnda yine eksik kalr. O halde
insan kmil denildii zaman, dier insanlara gre olan mukayese
li bir deerlendirme yapld unutulmamaldr. Ancak yine de insa
n kmiller, ilim ve irfanda yorulduktan sonra akn makamlarnda
95
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


dolaarak dier insanlar gemiler ve u drt unsuru kendilerine
hayat tarz semilerdir. Bunlar unlardr: dnyay bilmek, ahireti
bilmek, kendini bilmek ve nihayet Yaradan'n bilmektir. Bu bilgi
ninden geni anlamyla 'marifetullah' olduunu da herhalde duy
musunuzdur."
"yi sylersin "dedi dervilerden biri: "Marifetullah, Allah'a rif
olma, Allah' bilme demek olduuna gre, sadece bir tek yol mu
vardr Allah'a ulamak iin?"
"Ne mnasebet. Allah'a giden yollar saylamayacak kadar faz
ladr. Allah'a ulaanlar arasnda da derece farkllklar mevcuttur.
Kimisi yava, kimisi de hzl yol alr. Hzl yol almak, daha abuk
ulamak demek deildir. nk kaplumbaalar, yollar hakknda
tavanlardan daha fazla bilgilidir."
"Bu konuyu biraz daha amanz mmkn olabilir mi?" dedi
bir dervi.
"Olur, nce urasn iyice kafanza yerletiriniz ki Allah'n tm
isim ve sfatlar, yalnz insanlarda deil canl olsun, cansz olsun
btn eya ve varlklarda da tezahr etmitir."
"rnek verir misiniz?"
"rnek ok..." dedi ems, sonra szlerini srdrd. "Baknz,
u cierlerimize her an doldurup doldurup boalttmz hava,
'Hayy: Hayat veren' isminin mazhar deil midir? Tm canllarn
vazgeemedii su, 'Muhyi: Diriltici' deil midir? Hava ve sudan
sonra toprak gelmiyor mu? Toprak da, 'Kerim: Cmert' olmasn
da ne olsun? Bu kadar bolluk, bu kadar cmertlik toprakta nasl
toplanm, bir dnsenize! Ya 'Nf: Fayda veren' ismine ne diye
lim? u lemde faydasz bir ey gsterebilir misiniz? Hatta terazi
yapmn sanat olarak ifa ve icra eden meslek erbab dahi,'Adi'ismi
ile hareket etmez mi? Gller, papatyalar, lleler, menekeler onun
'Cemal: Gzel' ismini her an bara bara zikretmiyorlar m? 'a
fii: ifa veren'ismi, hastalklarn tedavisinde kullanlan eitli ot ve
bitki kklerinde kendini gstermiyor mu? Bunlan hastalara uygu
layan hekimler ayn isimle mesleklerini srdrmyorlar m? zet-
96
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


le, tm bu kinat, O'nun 'Vsi: Geni'isminin tezahr, tecellisi ve
tasarrufu altnda vcut bulmam m?
Aslna bakacak olursanz, btn bu isimler emanettir.
'Biz emaneti yerlere ve gklere teklif ettik de bu emaneti alma
dlar, insan ald..'(Ahzab/72) yetine gre, insanolu bu isimlerle
sslenip dnyaya gelmitir, ama ou kimse bu emanetin farkn
da bile deildir. Zira ayn ayetin devamnda, 'insan cahildir...' diye
ifade buyrulan hkm, bu ac gerein insan derinden rperten
plakln sergiler.
Bu emanetin anlam ve kapsamnn akllara durgunluk veren
hakikatinden u koskoca dnyada bir tek kii mstesna klnm
tr!"
"Kimdir o, yoksa sen misin?"
ems ban bir saa bir sola sallayp glmseyerek dervii
szd ve,
"Ben kim oluyorum! Ben aciz ve zavall bir insanm. Sadece
Allah'a kul olabilme bahtiyarl iinde yanp tutuan biareyim.
Onun rzasn kazanabilmek iin yllardr ile ekmekteyim. Syle
diim kii, lemlere rahmet olan yce Peygamber'dir."dedi.
Bir dervi heyecanla bard:
"Ben gnaha girmemek iin her eyden elimi eteimi ektim.
'Neme lzm'diyor ve suya sabuna dokunmadan yaamm srdr
mek istiyorum. nsanlar da ok seviyorum, onlara elimden geldi
ince yardm edip, bakyorum."
ems yksek sesle gld:
"Bak sana ne diyeceim. Suya sabuna dokunmadan bir men
dil bile temizlenmez. Gnln ylesine berrak, kalbini ylesine
parlak tut ki tm ruhun tertemiz olsun. nsanlar sevdiini ve on
lara baktn sylyorsun. Unutma ki sevmek birbirimize bakmak
deildir. Ayn yne birlikte bakmak demektir. Kendi benliini 'hi'
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


edip/hep'olmaktr. Bakn size bir hikye anlataym da ibret aln:
Vaktiyle bir lkede kabukta kalan limlerle, Hakk srrna eri
en arifler, zaman zaman atr, birbirlerine taklrlarm. lkenin
padiah da bu iki zmreyi bir araya getirip, iin asln renmek
istemi. nce limleri sarayna buyur etmi. Toplu olarak padia
hn huzuruna kmlar. Padiah sormu: 'inizde en bilgili, lim
olan kimse, ne ksn greyim.' demi. Btn limler bir adm ne
kp, kendilerini gstermiler. Padiah bu durumdan hi de mem
nun olmam, fakat sesini de karmam. Padiah, onlar yemee
davet etmi. Sofraya oturmular, lkin masada her trl yemek ha
zr bulunduu halde, herkesin nnde, sap kol kadar uzun kak
lar yok muymu? limler ha bire uzun kaklarla yemek yiyeceim
diye ura vermiler, ama gel gelelim, bu ii baaramamlar. Ye
mekler yerlere dklm, slerini balarn berbat etmiler. Uzun
kaklar birbirlerinin eline yzne arpp durmu. Netice de sofra
dan a olarak kalkmlar.
Padiah bu kez arifleri, yani sizin gibi dervi olmaya zenen
leri arm sarayna.
Padiah onlar da huzuruna kabul etmi. Hepsi el pene di
van, padiahn nnde durmular. Padiah ayn soruyu sormu:
'inizde en arif, en bilgili kii kimdir?'
Birincisi, yanndakini iaret etmi: kincisi ncsn, n-
cs drdncsn... Bu bylece devam etmi ve sra en sonuncu
arife geldiinde, o da birinciyi iaret ederek bilgi konusunda iddi
al olmadklarn: benlik duygusundan syrldklarn gstermiler.
Padiah memnun, onlar da sarayn geni sofrasna buyur etmi.
Sofrada en nefis yiyecekler hazr duruyormu. Yalnz kaklar o ka
dar uzun ki, onlarla yemek yemek ne mmkn? Arifler iin kola
yn bulmular ve her biri, eline ald ka, kendi azna deil,
yanndaki arkadann azna uzatm, br de benzer ekilde
yanndakini beslemi. Bylece birbirlerine ikram ede ede, yemek
lerini bir gzel afiyetle yiyip dualarn da tamamlamlar. Ne yerler
kirlenmi ne de st ve balar. Daha sonra padiaha veda edip sa
raydan ayrlmlar.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


te byle derviler. Szler de 'Ene: Ben' diyecek yerde daima,
'Ente: Sen'diyecek olursanz, karlkl dayanma ve yardmlama
ile hem karnnz doyurur, hem de 'hep bana, hep bana' demek
derdinden kurtulursunuz."
Derviler, derin bir sknet iinde bu szleri heyecanla dinli
yor, arada bir'Suphanallah!'deyip i geiriyorlard.
Derviler bir taraftan yryorlar, bir yandan da n snrlar
am bu hatun sufyi merak ve heyecanla dinliyorlard. Bir dervi
dayanamad sordu:
"Baka bir hikye daha anlatr msn bize?"
"Anlataym da dinleyin." dedi ems, sonra hecelerin zerine
basa basa sanki dervileri kakla beslermi gibi anlatmaya koyul
du:
"Vaktiyle bir slm lkesine, in diyarndan nl ressamlar
gelmi ve Mslman sanatlarla bir yarma yapmak istemiler.
Bu istekleri kabul edilmi. Her iki tarafn usta sanatlar saraya
davet edilmiler. Hkmdar, geni bir salonun orta yerine kaln
bir perde geirmi ve inliler perdenin bir tarafnda, Mslman
sanatlar da perdenin br tarafnda birbirlerini grmeden al
maya balamlar. inliler deta mucize yaparcasna bin bir trl
renk ve naklarla ilemeler yapmlar. Deiik renklerin nefis ton
lar ile yle gzel yle gzel duvar sslemiler ki, grenler hayran
kalm. Mslman sanatlarn ise, renklerle naklarla pek ilgile
ri yokmu. Onlar ha bire duvar cillamakla megul oluyorlarm.
Duvar her gn cillana cillana o kadar parlak hale gelmi ki, sanki
effaflam. Hkmdar da bir inliler 'in, bir de Mslmanlarn
duvarlarna bakar dururmu, ama bu ie dudak bkerek bir trl
anlam veremezmi. Nihayet yarma gn gelmi atm. Sarpyn
ileri gelenleri ile hkmdar, inliler ve Mslmanlar salonda top
lanmlar. Hkmdar:
Tez aradaki perde kalksn!'diye emir vermi.
Perde kalkm. Bir de ne grsnler? inlilerin yaptklar resimler, .
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


cill duvara l l aksediyor. Figrlerle oya gibi ilenmi ahane
tablolar, gz alc renk tonlar ile aslndan da gzel bir grnty
le parlak duvarda prl prl parlyor. inliler byk bir hayranlkla
Mslman sanatlar kutlamlar ve lkelerine geri dnmler.
Benden hikye istediniz, ben de anlattm ite. Anladnzsa,'di
er dostlara da anlatn, anlamadmzsa, biliniz ki, kalbinizin daha
temizlenmeye ihtiyac var!"
Ksa sren sessizlii yine ems bozdu:
"Ey derviler, size bir sual soraym m?"
"Sor bakalm." dedi derviler.
"Peki, soruyorum. Faraza, Cenab Hak u kinatn idaresini
size verseydi, ne yapardnz?"
Bir dervi heyecanla bard.
"Ne yapacaktm, hemen btn kfirleri yok eder, dnyay
Mslmanlarla doldururdum."
ems dierlerine 'Sorum hepinizedir.' diyen baklarla bakt.
Dier dervi sz istedi.
"Ben bu dnyada btn ktlkleri ortadan kaldrrdm. By-
lece ne hrszlk kalr ne de cinayetler."dedi.
"Sen ne dersin?" dedi ems br dervie dnerek.
"Ben de arkadalarm gibi dnyorum. Bylece btn g
nahlar ortadan kalknca dnya huzura erer, herkes Allah'a ibadet
ederek gnlerini mutlu geirirdi."
Hepsine ters ters bakan ems, sonunda dayanamad, fke ile
grledi:
"Siz kim, dervilik kim? Cenab Hakk'n irade ve idaresinde bir
noksanlk var m ki ilave bir dzen istiyorsunuz?"
Derviler mahcup nlerine bakarak alak sesle:
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Bir dervi sabrszca sordu:
"Ben ok merak ediyorum, acaba biz bu dnyaya neden gel
dik?"
"Bu dnyaya anlalmak iin deil, anlamak iin geldik!"
"Neyi anlamak iin?"
"Neyi olacak, kendini!"
"Ben kendimi biliyorum. En azndan u ta gibi deilim, can
lym, diriyim"
"Bana iyi bak delikanl! nsann ruhu bir kandildir, bu kandilin
aydnlna ilim denir. Allah'n ahlk da bu kandilin ya gibidir.
te bu kandil yanar, her tarafa k saarsa, ite o zaman sana 'diri'
derler, unutma!"
"Peki, hepsi iyi gzel de, biz Allah' nasl arayacaz?"
"Sen insana ulamadan Allah' bouna aryorsun." dedi ems
glerek.
"Biz senin bu dncelerini kolay kolay anlayamayacaz ga
liba."
"Haklsn, ama u kafana iyice bir bak! Niye Allah onu yuvarlak
yapm neden dersin?"
"Bilmem, sen syle."
"Ban yuvarlak, nk eskiden beri alageldiin btn kh
ne dncelerin yn deitirsin, diye!"
"Bizim kafamz bu kadar ince dnceleri kavrayamyor!"
"Ne yapaym, marapan kkse deryay sulamaya hakkn
yok! Bo bir kafa eytann alma odasdr. nk kavrayamadn
eyler senin deildir."
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Bir dervi, iini ekerek sylendi:
"Senin sylediin bu konular ok derin. Nerede bizde bunlar
anlayacak feraset?"
"Dikkat et! Derin olan kuyu deil, ksa olan iptir! Eer rmakta
su kalmamsa, bu kanaln deil, kaynan suudur. Sen de kayna
n ara ve bul!"
imdiye kadar hibir soru sormayan sadece sessizce konuu
lanlar dinleyen dervie ems sordu:
"Sen niin konumuyorsun, niye sormuyorsun?"
Derviten, dudak bkmekten baka hibir cevap alamayan
ems ksk sesle sylendi:
"Sormaz ki bilsin, sorsa bilirdi. Bilmez ki sorsun, bilse sorard."
Bir dervi atld:
"Ey garip yolcu, anladk ki sen tam bir zhd iindesin. Biraz
nce haramla helli konuuyorduk. Sana sorsak bu konuda ne
dersin?"
"Geen gece mescide gitmek zereydim bir de baktm ki,
gmleimin dirsei sklm, ite buras. Bu halimle mescide na
sl girerim? Hemen bir evin duvar dibine oturdum ve odadan ge
len ktan sk abucak dikiverdim orackta. Namaza baladm
ama namazmdan bir trl zevk alamyordum. Sonradan hatam
anladm ve gzyalar iinde Allahmdan af dileyip, tvbe ettim!"
"Skn dikmekle gnah m iledin?"diye sordu bir dervi.
Baka bir dervi cevap verdi:
"Hayr, belki de mescide ge kalmtr"
Bir dier dervi itiraz etti:
"Hayr, belki de gsteri iin, sk olmayan bir elbiseyle
mescide gittii iin..."
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


ems dervilerin deerlendirmelerini sakince dinledikten
sonra:
"Hayr derviler, hayr. Bana bakasndan izinsiz evinin n
dan gizlice yararlanmak yakr m? Benim olmayan a ortak
olmam haram deil midir? Sabahlara kadar alayp szladm, ite
size haram ne demekmi renin."
lerinde gen bir dervi sabrszlkla sordu:
"Ey yabanc sufi, henz ismini memleketini bilmediimiz yol
cu syle, insanlar niin lr?"
ems bu soru zerine iliklerine kadar titredi. Br sre konua
mad. Sonra alak sesle fsldar gibi cevaplad:
"Bu soruya verilecek cevaplarn hepsi de dorudur. Ama ben
en kestirmesini veriyorum, insanlar lrler, nk yeni doacak
bebeklere yer amak gereklidir de ondan. Bir de u var: insanlar
lrler, ama yaarken edindii bilgileri beraberinde gtrmezler,
sadece yaayanlara ilve ederler. te onun iindir ki lmeden nce
ynnz iyi bellemeniz arttr. Hangi istikamette yol alacaksanz,
ok nceden gerekli hazrlklar yapmanz neririm. Bunun en g
zel rneini Nuh Peygamber vermitir."
"Ne yapt Nuh Peygamber?"
"Ne yapacak, Hz. Nuh gemisini yapmaya balad zaman
daha yamur balamamt. Bir gemi douya gider, dieri batya;
ama esen hep ayn rzgrdr. Hangi tarafa gidileceini belirleyen
rzgr deil, yelkendir. Eer rzgr mr rotas, srat mstakimi
de hidayet ve rahmet; aksi yn de hyanet, gaflet ve cehalet ola
rak alrsan, az nce sylediim aklla yelkenlerini iirir, dosdoru
yolda mr boyunca ilerlersin."
Soruyu soran dervi dayanamad, yeniden sordu:
"Daha hayat renmedik ama "dedi.
"Hayat bir ynden gln bir ynden de ok cidddir. Ama u
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


var ki, insanlarn lmesiyle yaamn glnl nasl deimezse,
insanlarn glmesiyle de yaamn ciddlii deimiyor."
"Sen artk yalsn, bizim gibi genlere yall nasl anlatr
sn?"
"Yallk, gittike klen bir adada yaamaya almaktr. Ama
ne gam! Yalansam da Allah'n beni sevdii yataym!"
Derviler heyecanlanmlard. Duygulu bir hava herkesi sarp
sarmalamt. ems dikkat etti, birka derviin gzleri yaarmt.
O da heyecanla fsldad:
"Gzler yaarmadka gnllerde gkkua olumaz."
"Bize ne gibi tler syler, neler tavsiye edersiniz." dedi
genten bir dervi.
"Sevenden mit kesmeyin, insanlara can nefesi olun, birbiri
nizi gnahlarla tartmayn, dost olun dost bulun, insanlar isimleri,
cisimleri ile deil gnlleri ile grn. Aknz iman, imannz ak
olsun. Duanz hep dierleri iin olsun. Sknz Allah'n nuru
ile dikin. Ayplarnz Allah'n rahmetinde ykayn. Kul hakkna ok
dikkat edin. En kt kul hakknn, kul ile Allah'n arasn amaya
almak olduunu bilin. Kullar Allah'tan soutmayn. Allah ak
na dudak deil yrek ile yryn, ilahi ak iin bir mrid bulun
ama kim mrid kim mrid hi kimse bilmesin. Allah var sknt yok
zikrini ok ekin."
Uzun bir sre sessiz kaldlar.
Sessizlii yine ems bozarak:
"Benden bu kadar... Yolumda olmalym. Bilmeden bir hatam
olmu, kalbinizi krm isem hakknz helal edin."
Gzleri buulanan derviler hep bir azdan:
"Helal olsun dost yrekli insan. Helal olsun!"
ems olduu yerden doruldu. Hava kararmadan yola koyul
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


malyd. Nereye mi? Akn yolu ynszdr kblesi yreinde olan
haritaya, nereye gidileceine aldr etmezdi.Birka adm ilerledik
ten sonra yine ems:
"Allah'm! Sen'den Sana geliyorum. Seni kendimde, kendimi
de Sen'de aramaya devam etmek zere huzura geliyorum."
mr yollara yazlm olan ems en fazla Konya'da ikame et
miti. Diyar diyar, lke lke yolculuk yormuyordu onu, aksine irad
ve seyyahlk onun ruh damarndan akan hasletlerdi. Yine yollar
dayd. Yeni yolculuklardayd. Yol yolcusunu gzlemekteydi.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


HASRETNDEYM Mevlna!
---------- -=>oGaS?>>o-----------
Susarm, tutarm kendimi dalara atarm.
Da ba yalnzlm yldzl geceler gibi kokar.
Sevgim, dlerim ve gllerim hepsi de suskunluumdadr.
Ben derim yollara. Suskunluum der yerlere.
Sonra yamurlar yaar.
Nereye ayak bassam gzlerim gibi slaktr.
Nedendir bilinmez iinde bir hasret, hatralar yd etmek is
tercesine Niabur'a gitmeye karar verdi. sfahan'dan ayrlan ems,
Niabur'a doru yol ald.
Niabur ah Niabur! Dostun dosta ilk kvlcmn dt hik
metler ehri. ems'in huyudur ehirlere ya akam ezanlar ile gir
mek yahut da gece karanlnda. Dosdoru Mevlna'y grd
medresenin nne gitti. Tam otuz yl gemiti. Babasnn ardnda
yryen o ocuk imdi krk iki yanda. Konya'da yine yalnz. ems-
siz. Kumun zerine bada kurup ilendi kendi kendine, zlemiti
dostunu. Eline bir zm ubuu ald. Titrek parmaklar ile kumun
zerine yazd: Hamu... Gzyalar ile gkyzne bakarak seslen
di Hamuuna:
"Gece gibiyim Mevlna'm ite u gece gibi. Sensiz ben bir
aydnlkta mym sanyorsun. Sensiz kapkaraym, tenim gibi kara.
Cellat duvarlar kadar kara, dipsiz kuyularn talar kadar kara. sli
kandillerin dedii kiriler kadar kara. Ya sen? Seni grdm ilk
gn hatrlar msn? Ka asr evvel. Sen mahmur uykularn iinden
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


geen idem, ben uykuna karabasan sramalar ykleyen.
Sen beni, bilmem benim tahayylnden dahi rperdiim
manada, hi grdn m? Sanmam. Bana baktn ya, benimle sa
bahlar yakaladn ya, bana derdini, akn anlattn ya, beni ben ola
rak grdn ya... Hibir ey tahayyl etmiyorum artk. Grdm
bana yetiyor, grdm bana yetiiyor. Yalnzln kuytuluunda,
en kuytuluunda, bazen en yaknnda bazen en uzanda, zaman
ve mekn aralnda beni bir grebilseydin. Bir defack gzlerimin
iine bakman ve hi konumakszm, seni tandm, sen "o" sun, ben
de "o"yum desen.
Gidiimle seni zdm dnyorsun deil mi a dost? Ben
nasl seni zebilirim ki? Ben ki ayan pecek olsam, kirpiklerim
cann actr diye korkarm. Ben ki senin gnlne talip olurken ba
mdan vazgeenim.
Yalnz buldum seni, yri olmayana yar olurum ben. Yar ol
duuma yalnzlm verip de gidenim. Yalnzlmdan raz ol
Mevlna. Benden raz ol. Kan, ter ve gzya iinde: alevler, hum
malar ve sanclar arasndaym. Ne ak ne lm ne de hayat hak
edemedim. Zaman oktan yitirdim. ok yoruldum Mevlna, ok
yoruldum. Bir nehrin kenarnda sudan mahrum ceylan gibiyim.
Susarak alaalm, alaylara susayalm. Ben alayaym sen bana,
ne kadar gzel alyorsun, gzyalarn ne kadar gzel, de. Sonra
gzel ban rahleye dayayarak sen de ala. 1
Ey Hamu! Bir ryada grdm yine seni. Grndn bana:
masmavi bir denizin kysnda durmu, nurlar iindeki yznle
bana glmsyordun. Susmutun, susarak bakyordun gzlerim
deki susuzlua. Gzlerimi imek ister gibiydin. Uyandm, alaya
rak uyanmtm. Hi uyanmak istememitim. O an sonsuza kadar
srsn istemitim. Srgndm. Srme ekmitim hasretinin ko
yuluuna. Uyanmtm ve bitmiti rya. Ve ben alyordum, sen
den ayr dtm iin.
Ey Sevgili! Bir ocukluk d deil midir lm? Allah'a bir an
nce kavumak iin en ihlasl d kurmaya almaz myz hayat
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


boyunca? Sonra ne olur da insan bydn sandka lm
dten kbusa dnr? Ey sevgili! Sen gelmezsen kalbimize, kor
kar herkes lmden.
Akm, acm, Hamuum. nce uzun bir hzn iinde sislerde
yryenim. Ah bir de alayabilsem, zlecek dilimdeki krd
m.
Yreim yor byle uzaklklarda. Senin de yor biliyo
rum Hamuum! Ben gecenin koynunda bir gidiin mesinde,
sen sabaha hicran. Yalnzlmdaym.Yangnmdasn. Kalabalksn.
Kahrlardaym.
Unutma Mevlna, bizi buluturan, bize bulaan hzndr.
mrmz kendisiyle emziren hzn. Benim kalbimdeki, senin
yzndeki hzn. Suskunlar hzn yurdunun sakinleridir. Hzn
Peygamberinin mmetindeniz.
Bir st kalsn hasret braktm sana yorgan niyetine ser ki
meyesin."
Kalkt, bacaklar uyumutu. Diz kapaklarn ovalad.
Niabur'da kaldka hasret acs daha fazla depreecekti. am'a
gitmek iin yola koyuldu dudanda dua ile:
"Allah'm aclarm rtme. Mademki son konamz skt
edenlerin vadisidir. imdi feleklerin kubbesine naralar ataym."
am'a yolculuu aylar srd. Konaklad her yerde ya soh
betlerine duyulan hayranlk ya da tam tersi azndan kan her
sze sinsi bir dmanlk beliriyordu. Bu ikisinin bir ortas yoktu.
Oysa her gittii yerde syledikleri neredeyse birbirinin aynsyd.
Allah' dnmek, ona kulluk etmek ve bu dnyann.yalan ni
metlerine kaplmamak... Lkin bunlar ou yerde taraftar bulmu
yordu. ou Mslman, zellikle de dnya malna fazlaca tamah
edenler, bu szlerinden dolay ona ciddi dmanlk besliyordu.
Keskin dili sayesinde dostundan ok dman vard. Dorularn
her daim yannda olan bir derviti o.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Kulu memnun etmek iin, Allah' gcendirmek...
te bunu yapanlara hadlerini bildirdii iin dmanlar her
gittii yerde artyordu.
Karanlk kyordu am'a. Bir adam harabe halindeki hana
girdi. Kulanda "Gitme!" lklar, dudanda ayrln buruk
tad...
ems'in am'a tekrar geldiini duyanlar hana kotular akn
akn. ems kymeti anlalmam bir mrit. Hor grlenler, garip
ler, mukaddesleri inenenler ona sndlar. Teselli istediler. Lkin
ems, suskun, lkin ems, yorgun, lkin ems, koskoca hasret...
Hasretinin ad: Mevlna.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


t e*
AH AM!
SUYUN DA TOPRAIN DA ASIRLARDIR
KAN KOKUYOR.
------------------ ^ O ^ O C a ------------------
Hakk kendinde grp, bakalarnda grmeyenin
blis ten fark yoktur.
Hatta o blisin ta kendisidir!
Aylar sren yolculuun sonunda nihayet am'a ulamt.
am'da yats namazn klmak iin Umeyye camisine girdi. O esna
da eyh Nuri Nasrullah vaaz veriyordu. Dayand ta duvara vaaz
dinlemeye balad ems. Krsye yaylarak oturmu, ellerini bir
trpan misali saa sola sallayan eyh Nasrullah' pr dikkat dinle
meye koyuldu. eyh Nasrullah gr sesi ile kubbeleri nlatarak ko
numasna devam ediyordu.
"te, insana ld vakit yle sual sorarlar. Paran nasl ka
zandn? Paran nasl kullandn? badet ettin mi? Hayr hasenat
yaptn m? Zamann ne ile deerlendirdin? Vaazlara kotun mu?
Klliyelerin ihtiyacn giderdin mi? Ba yaparak medreseleri ihya
ettin mi?"
ems, krsye doru yaklat. O yaklatka eyh Nasrullah
ahiret sorularn oaltyordu.
"Din yolunda gayret eden hocalara malnla yardm ettin mi?
Onlarn iaret ettii hususlara biat ettin mi?"
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Nasrullah krs dibine kadar geleni tand. Vaazn kesti.
ems'in ne yapacan merak ediyordu. ems elini krsye koyup
yksek bir ses ile,
"eyh efendi, Allah kullarna o kadar ok sual sormaz, iki ey
sorar: Ben seninle idim, ya sen kiminle idin? Krsye oturmu soru
zerine soru soruyordun, imdi ben de bir soru soraym sana. m
meti Allah'a m aryorsun, yoksa hazine odana m?"
Koskoca camide ses seda kesilmiti. Herkes merakla
Nasrullah'n ne diyeceini merak ediyordu. Nasrullah, "kim bu
densiz?" diyerek iinden ems'e nefret ile bakyordu. Durdu. Yut
kundu. Homurdanmalar oalnca cevap verme zorunluluu his
setti:
"Bu ne cret! Dervi olana byle bir soru sorulur mu? El Hak
biz insanlar Allah'a davet ederiz."
"Madem yle onlar neden Allah ile korkutursun? Din, azap ve
intikam m? Syle dervi klkl inan satcs?"
"Biz keramet ehliyiz. Kendini fazla zorlama arplrsn sonra.
ems krsye doru geldi. Yaklat, yaklat. Nasrullah'n ta
lebeleri ayaa kalktlar, ems'e saldrmak iin frsat kolluyorlard.
Kollarn havaya doru aan ems:
"Dervilik yn cbbe, asa ve sark takmak deildir. Asl hner,
hzn cbbesi, doruluk asas ve tevekkl sar takmaktr.
Keramet ehli olmaya gelince. Hazreti Hseyin, Kerbel'da ne
ler ekti. Kurtulmak iin keramet gsteremez miydi? Keramet, ke-
rametsizliktir. lim, ilimsizliktir ve hibir eyi bilmediini bilmektir.
Ehlullhm vcudu seraba keramettir. Onlarn her hareketleri, her
szleri keramettir. ki sen de bunlar grecek gz olsun.
te bu yzden deil midir ki zahidin cenneti de arzusu da
kendine gre oluyor.
Vakti zamannda yal bir hoca varm. Btn mrn ibadet
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


ve itaat ile geirmi adamcaz. Kendisini bir gn kz mektebine
mmeyyizlie armlar. Karsna gzel bir kz km ve sordu
u her soruya edal bir ekilde srekli doru cevaplar vermi. Bu
kzn tatl sesi, nazl tavr, hocann ylesine houna gitmi ki, iin
den,
"lhi Ya Rabbi, bu yaa geldim byle birisi hi kmad kar
ma. Bir ayam ukurda yam bam geti, artk dnyada bana
bunu vermezler. Bari ahirette nasip et." diye du etmi.
te onun cennette arad zevk de bu.
Hlbuki sen orada buna m muhta duymalsn?
ite Nasrullah Efendi! te sen ve senin gibi olanlarn durumu
ortada. Cenneti zevk yurdunuz sanr, sadece sizin baheniz gibi
sahiplenirsiniz. Ne o Alamut'taki sahte cennetinizi hazan m vur
du?"
"Alamut'taki kardelerim de biz de muhabbet ehliyiz. Fazla
ileri gitmiyor musun ems Efendi!"
"Gldrmeyin adam. Siz muhabbet ehli deil olsa olsa mu-
hannet ehli olursunuz. Allah, kullarnn murad karsnda onlarn
kalplerinin iini bilir. Kalpten geen muhabbet mi yoksa muhan-
net mi? Sonra O yle der:'Ey kulum sen de sana verdiim nimet
ler de benimdir. Sana verdiim nimetlerle kullarm ezme. Onlara
eziyet etme, bbrlenip yksekten bakma! Sende sana ait ne var
ki, bana aitsiniz!'
Gelelim siz din satclarna: Allah'n verdii nimetler ile Allah'n
kullarna eziyet etmekten baka ne bilirsiniz ki."
eyh Nasrullah oturduu krsde terlemeye balad. Talebe
lerinden adeta bir medet bekler gibiydi. ems krsnn hemen
karsnda ayakta, elini bir kl misali saa sola savurur gibi hara
retli konumasna devam etti:
"Kendinize ilim adam dersiniz, ama darda caminin kar
snda otlayan inekler kadar bir ilme sahip deilsiniz. Onlar akam
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


olunca gidecekleri ahr bilirler de siz gideceiniz ahiri bilmezsiniz."
"ok ileri gidiyorsun Melekdad olu ems! Neyine gveni
yorsun da bize kafa tutar gibi ftursuz konuuyorsun. Tekilattan
kaan baban kadar bile deilsin. Bizi inek de yaptn, kz de. Bir
iaretimle urackta lin edilirsin bunu unutma."
"Sz kzden almken buradakilere bir hikye anlatmadan
duramayacam.
Gnlerden bir gn ormanlar kral aslan ok ackm. km
avlanmaya, ince clz bir tavan grm. Yavaa yaklat gibi
tavann arkasndan, aniden penesi ile yakalam zavall tavan.
Tam paralayacak ki tavan:
'Ey kralm! Beni yesen eline ne geecek ki. Etim budum diinin
kovuunu doldurmaz. Ancak bana msaade et birazdan sana do
yacan bir yiyecek gndereyim.'
'Haydi oradan. Cann kurtarmak iin beni kandrmaya niyet
leniyorsun ama nafile.'
'nann sizi kandrmyorum. Size haftalarca yetecek bir yiyece
i ayanza kadar getirteceim.'
Aslan, penesini gevetir ve boazn tuttuu tavana:
'ayet beni kandrrsan bir daha ki sefere bunun bedelini de
tir, seni ikence ederek paralar ve yutarm. Haydi, imdi git, yiye
ceimi gnder.'
Tavan rahat bir nefes alp dz merada otlayan kzn yanna
varr. kz keyifle yaylmaktadr. Tavan:
'Ah ulan ah!' Diye hayflanarak i geirir, kz tavana bakar,
hi de oral olmaz. Az sonra tavan sesini biraz daha ykselterek;
'Vay beeee! Vay ki ne vay!' der.
kz tavann bu denli i ekiini merak ederek;
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


'Ne oldu tavan karde? Seni bugn ok dertli grdm.'
'Yok, bir ey.'
'Var var, hele bir syle bakaym.'
'Ah endeki bacak, gvde ben de olsayd. Benim de senin gibi
iri bir cssem olayd.'
'Farzedelim ki benim gibi irisin. Ne olacakt ki?'
'Ne olaca m var? Senin kadar gl kuvvetli olsam byle
otlaklarda srnp durmaz krallar gibi yaardm. Dier hayvanla
rn hepsi bana hizmet eder, keyif srerdim.'
'Ormann kral aslan var ya. Ne yapacaksn krallkla?'
'Aslan m? Peh ge onu, senin vcudun yannda o ne ki? Boyu
posu senin kuyruun kadar bile deil. Giderdim aslann yanna;
hey! ekil kenara kral benim. Boysa boy, gse g hepsi de mev
cut bende.'derdim.
'Sahi byle mi konuurdun?'
'Elbette! Aslan da ne oluyor senin endamnn yannda. Olur
sun kral yaarsn hi yorulmadan.'
kz bu szler karsnda heyecanla aslann inine doru yol
ald. kz aslana meydan okudu. Aslan kzn cann okudu.
Birka saat sonra aslan kuru otlarn zerinde srt st gerine
gerine uzanrken tavann az tede getiini grd. Ona seslene
rek;
'Hey tavan buraya bir gelsene
Tavan oral olmadan yoluna devam ediyordu. Aslan anlad ki
tavan tedirgin. Tekrar seslendi;
'Korkma! Sz sana bir ey yapmayacam. Sadece bir eyi ok
merak ediyorum, onu reneceim.'
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Tavan aslann yanna rkek rkek yaklatnda;
'Merak ettiim u: Nasl oldu, ne yaptn da kz ayama ka
dar tp tp getirttin? kze ne dedin, neler yaptn?'
'Bir ey yapmaya gerek yok. Ad zerinde kz ite, kz...'
Ok, yaydan frlamt. ems dilinin keskinlii ile sz klcn
knndan syrmt. Aykrl, deliliine saylacak, sivri dili densizli
ine balanacakt. Alamut'u yerden yere vurmas, lm fermann
yazdracakt. Kin cephesi kendilerine yllar yl biat etmeyen ems'i
ke bucak arayacakt. Hahailerin 'biat etmedin bari muhalefet
etme!' diye balayan sitemleri, yava yava ems'i lanetlemeye ve
onun kalemini krmaya kadar gidecekti.
Sabah beklenilmeden Alamut'a haber salnd. 'Eceline susa
yan hain ems, am'dadr. Tez icabna bakn, defteri drlsn!'
Ferman yazld:
"ems'in cann alan cennetliktir."
Alamut'ta Hahai derviler yola kma hazrl yapadursun
lar, ems am'da kabna smaz tavrn gstermeye devam ediyor
du. Gnlerden bir gn am pazarnn iinden geiyordu. O esnada
bir kavga bir kargaadr ortal kaplad. Esnafn birisi bir Yahudi
satcya kzp barmakta;
"Kpek herif."
ems oradadr, tacire o mehur bak ile bakarak:
"indeki kpein havlamasna izin verme, sustur onu." dedi.
"Sana ne oluyor be adam, stelik o bir Yahudi. Sen Msl-
mandan yana olacana gidip elalemin Yahudi'sinden yanasn."
ems sinirden kprmek zeredir:
"Mslman, gzel ahlak iin gnderilen Peygamber gibi ol
maktr. Haksz da olsa karndakine svme hakkn hangi ahlaktan
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


aldn sen?"Yahudi satc olup bitene arp kalr. Kendisi iin nere
deyse tacirin zerine hiddetle yryecek olan ems'e:
"Benim iin sknt etmeyin. Cahillik ediyor. Ona aldr etme
yin.'"'
"Senin iin deil kendim iin ona fkem."
"Nasl anlamadm?"
"lemlerin sevgilisi buyurdu: 'Hakszlk karsnda ses kar
mayan bizden deildir. O dilsiz bir eytandr' eytan olmamak iin
o adama tepki gsterdim."
Yahudi ve etraftaki esnaf ems'e hayranlk duyarak bakarken,
o ise pazarn sonunda gzden kayboluyordu.
Aylar olmutu. Tam tamna alt aydr Mevlna'sndan ayry
d. Alt asr gibi geldi, alt azap takvimi. Mevlna'snm pimesi iin
razyd ileke olmaya. Yeter ki dost ersin akn makamlarndaki
basamak basamak kadim ka. Mektuplar geliyordu pe pee.
Demek ki dost bulmutu nerede olduunu. Mektuplara cevap
yazmad bile bile. Beni yola drecek kelimeyi bilsin diye. Naz
deildi onunkisi, nevniyzd.
Mektup stne mektup geldi. Nihayet cevap verdi:
*Qjana uun uadrya ssl cmleler yama! demmi,
k gel demekmi* ~e tunlar c^evlnam! jana yle tir
kelime ya ki dayanamayp, amdan uup kanatlanaym
Konya'ya.
Q}eni perian el, pervane et, tir kelime ya. yle tir
kelime ki lgatlerde gememi olsun, yle tir kelime ki
daia nce kimse kimseye sylememi olsun, yle tir kelime
ki ceiennemi sndrsn. Ojeni kefetmisen teni getirecek
kelimeyi detilirsin. tya ki gelsin, ayana kapanan tratn
olsun ems *
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


ATE VE BUZ
- - - oo&ifieo'--
Sussak da, susmasak da parampara kan renginde
bir ak konuur iimizde.
Sustuum yerlere sesleri tamaktan yoruldum.
Yoruldum yzm yollardan toplamaktan.
Bir uurum iei gibiyim, her koklayan dipsizliine eken.
Ey suskunum!
Sevabna deil gnahna vurgunum.
ems'in onca mektuptan sonra bir kez bile cevap yazmamas
Mevlna'y iyice meraktan meraka, telatan atee salyordu. Niha
yet bir cevap gelmiti aylar sonra bile olsa. Mevlna'nn iini bir
yandan tarifsiz bir sevin kaplarken te yandan da istenen kelime
nin ne olduunu bulma sancs saryordu. Hangi kelime? Nedir o
kelime, ne?
0 gece odasndan avluya kar. Dnceli dnceli mahzun
bir halde dolamaktadr ta zeminlerin zerinde. Ayak sesi kalp
atlarn bastracak kadar gl deildir. Bitaptr, haraptr. Gky
znde ay ve yldzlar kaybolmutur. Gne dersen aylardr semaya
dargndr. Artk Konya 'nn ne gecesi gece gibidir ne de gndz
gndz gibi. Ne yana dnse Mevlna ayann dt uurum
dibi.
%
Matbaha doru yrr. Girer usulca ieri. Tandra bakar henz
snmemitir ocak. Elini uzatr, kllerin arasn deeler, bir kor alp
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


avucuna avluya kar. Dier eli ile yerden bir buz parasn kavrar.
Besmele ekip avularn smsk skarak yumruk yapar.
Kapar gzlerini.'Ya Fettah'esmasn okur krk kez. Ate erir te
nini yakmadan. Buz erir damla damla tenini slatmadan. Hatrlar o
kelimeyi.
Evet, o kelimedir.Tamam, imdi erdim bana ems'imin verdii
ve benden yazmam istedii kelimeye 'Elhamdlillah' eker. Yllar
ncesine gider.
Aradan aylar geti. Haftalar haftalarn zerine devrildi. ems
Mevlna'y Mevlna haline getirmeye balad. Kitaplar, vaazlar
unutuldu. Krk yl bekleyen kl krk yararcasna deiiyordu. Hal
vetler, hasbihaller halden hale geiler balad. Sr kaplar tek tek
aralanyordu Mevlna iin. Sras gelmiti artk iindeki sesin ems
tarafndan cevaplandrlmasna. Bir halvet sonras yle sormutu:
"Neden bana Hamu dersin ems? Gayri aklaman gerekmi
yor mu?"
Tebessm etti ems. Sonra Mevlna'ya imdiye kadar bak
mad gibi bakt. Efsun doluydu gzleri. Mevlna'nn iine katre
katre ferahlk aktan baklarla balad anlatmaya:
"Hamu; an suskunluk halidir. nsann bazen gnlnden
iki trl ses gelir biri "Yalnz sevmekle iktifa et, yeter!"der. Dieri de
"Yalnz sevmek kfi midir, sevilmek lazm deil mi? der.
kinci sedaya verilecek cevap "Sen sevdiinden gayr msn ki
ayrca sevilmeye talip oluyorsun? Sus der. Sevmeyi yani ak sana
veren kim der?
Tecelliyi srf mridinin varlnda deil, btn cihanda sey
ret."
"Hamuun suskunluundan sonra ne gelir?"
"Hamu umut iin susar. Umut "Allah'a gvenmektir, umut
ibadettir. Zikirdir umut. Umut tevbedir. krdr umut. Umudu
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


olan hamutur. Hamu olan umuttur. Allah aknn gdas umut.
Umut kurtulu suskusudur. Hamu olan susar, bekler. mit eder,
bekler. Hamu bilir ki Allah "Hallak"tr. Yani srekli yeniden yara
tan Allah'n "Hallak" ismini bilen susar. Bekler ktan sonra baharn
geliini, bekler ayrlktan sonra vuslat. Vuslat iin susar: Susalm.
eytan hamu olan sevmez. eytan umutsuzluktur. Allah'tan
umut kestii iin eytanlamtr. Aktan umutsuzdur. Umuda ak-
szdr. O nedenle eytan srekli konuur. Bazen evham, bazen ey
yam, bazen de vesvese olarak konuur. Hamu olana eyyam gel
mez. Vesvese inmez, evham dmez. Susalm."
"Hamuun meguliyeti nedir o vakit?"
"Suskun olan abesle itigal etmez. Aa sadece aa olmad
gibi insan da sadece insan deildir.Ta olduu yerde deil d
t yerde ardr. Suskun, bir aacn odunu, kt deil 'od'u
olmaldr. Talarn da bir kk vardr: Susmak. Ta atarlar, yakar
lar odunu. Ya insan ne yaparlar Mevlna, ya insan? Tabutu odun,
mezar ta. Peki, insann yoldaki tela hani nerede? ite susmasn
bilenin derdi teneirde suyla yere akar gider. Susmasn bilmek...
Ah Mevlna ah!"
"Hamuluk halleri var mdr dost?"
"Hamuluk trldr. Birincisi Allah'a kar susmaktr. Kud
ret sahibi Allah'n nmze getirdii her eyi "Amenna ve Saddek-
na"diye kabullenmektir. Allah'n yarattklarn sorgulamak, hayrda
er, erde ne tr bir hayrn olduunu kestiremeden hkm ver
meye almak kulluk deildir. Ac ve musibetlerde ilahi hikmetin
cilvesini ancak susanlar anlar. Din bize ak verir. Akullah yolunda
olan rza ve teslimiyetle susmasn bilmelidir. Dualar bu susmann
iindeki sessiz zikirlerdir.
kinci hamuluk: manevi byklerin bulunduu bir mecliste
susmasn bilmektir. Muhabbetin bereketi manevi zatlarn sohbe
tini yrek kulayla dinlemektir. Dilini susturduun gibi vesvese
ve Elhamlar da susturmalsn. Mridin syledii szleri phe ve
kuruntu ile tartamazsn. Yoksa talip olduun murat bana bir afet
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


getirir. Hamu olan gnl ile mride "Yreine geldim, yreimi
tamir et." diyerek susmasn bilmelidir.
Vaktin birinde bir dervi manevi bir sohbete katlr. Sohbet
uzadka iinden eyh Efendi sz sndrd de sndrd. "Her
kesin anlatt eyi tekrar edip duruyor." diye dnd. Az sonra
oturduu keden kalkp:
"eyh Efendi! Masal anlatr gibi konuuyorsun ama maalesef
biz ocuk deiliz. oktan masal yan getik." dedi. Meclistekiler
fkeli gzlerle ona bakyordu. Homurdanmalar balad. eyh:
"Evladm. Anlattklarm sana masal gibi geldi ise uyuman la
zmd. Ama eytan seni yle unutmu ki uyankln uykusundan
bile kalkamam. mr yolu bir hikmet yoludur. Sabredip bekle-
seydin masal diye nitelendirdiin sohbetin sonunda bir haftadr
iini kemiren skntnn devas gelecekti." Dervi utancndan ban
ne eerken eyh szne devam eder:
"Evladm. Kuyumcudan aldn borcun gn yaklat ve sen
gecelerdir bu borcu nasl deyeceini dnyordun. Borlu ol
duun kuyumcu da uan bu mecliste. Ne sen bana borlu olduu
nu syledin ne de kuyumcu senden alacakl olduunu bana ha
ber verdi. Sen odaya girer girmez senin iindeki sknty okudum.
Ve ilham olundu ki ehrin kuyumcusuna borcun var. Grdm ki
ehrin tek kuyumcusu da burada. Karz hasen'in (gzel dn) ne
kadar bir sevap dolu salih amel olduunu anlatp kuyumcunun
seni deme konusunda sktrmamas senin de iindeki skntnn
hafiflemesini temin edecektik. Susmasn bilemedin evladm. Ke
ke bilseydin."
"Hamuanln nc hali nedir?"
"Sabret suskunum ondan da bahsedeceim. Yeter ki sabret:
nc hamuluk ise cahil ve i yreklilerin olduu yerde
manaya yazk etme, sus! Dert nedir bilmeyen, dert yk ekme
yen, halden anlamayan, srekli dedikodu ve baa kakmaya alm
cahil kimselerin olduu bir yerde konuup da tatl sz ekitme.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Sz kadir kymet bilenin hakkd/r. Sinek ruhlu bir insana ne kadar
da derin manada konusan onun akl plk misali pis kokular ve
ren kelimelere takldr. Ne anlatrsan anlat onun anlayaca elei
ne sacak kadardr. Hamu olan Allah karsnda huu ile susar. Ve
bilir ki, Allah'tan gelen her ey haktr. Hamu olan abid, zahid bir
yree sahiptir. Onun yrei zerine yeni yamur yam yemye
il bir bahe gibidir."
"O halde hamuluk bir uzletin uzletidir yle deil mi ems?"
"Uzlet dilin sktunun sebebidir. nsanlardan uzaklaan kii
kendisiyle konuacak birini bulamaz, bylece dil ile skt etmeyi
yerine getirir. Uzlet iki ksma ayrlr: Bedenle yaplan mridlerin uz
leti ve kalple btn lemden uzlet etmek demek olan muhakkik
lerin uzleti. Muhakkiklerin kalpleri Allah bilgisi dnda hibir eyin
mahalli deildir.
Uzlet eden kiinin uzlet etmesinde niyet vardr, ilk niyet
insanlarn errinden korunmaktr. kincisi bakalarna zarar ver
mekten korunmaktr. Bu niyet ilk niyetten stndr. nk ilkinde
insanlara kar suizan vardr. kincisinde ise kii kendi nefsine s-i
zan besler. nc niyet ise Melei A)a tarafndan Mevl ile sohbe
tin devam niyetindir. Rabbi ile sohbet iin nefsinden uzlet eden
kii insanlarn en stndr. Kim uzleti insanlarla har neir ol
maya tercih ederse gerekte o Rabbini dier eyler zerine tercih
etmitir. Kim de Rabbini tercih ederse Allah'n ona verdii srlar ve
balar kimse bilemez.
Kim dili ile skt eder fakat kalbi susmazsa o ykn hafifle
tir. Kim dili ve kalbi ile susar fakat dili ile konuursa o hikmet dili
ile konuan kiidir. Kim de ne kalbi, ne de dili ile susmazsa eyta
nn oyunca ve klesi olur. Dilin sktu avamn sfatlprndandr.
Kalbin sktu ise mahede sahibi olan Allah'a yaknlk kazanm
kimselerin sfatlarndandr. Doru konumak yanla skt etme
nin sonucudur."
"Akn hamuluk hali nasldr?"
"Mevlna'm bir Hamu iin akn da aklar vardr. Akn
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


aklar: Tebih, Allah akna susmak. Bu zikrin aka akdr. Allah'
birlemek: Tevhit. Bu itikadn akdr. Allah' yceltmek: Tekbir. Bu
niyazn aka akdr. Allah'n cemalini zlemek: Takva. Bu fkhn
aka akdr. Tedebbr ve tefekkr hamuun ilahi kadere hayranl
dr. Bu da an aka akdr. k olan bunlara ererse Hamutur
artk. Zikrullah, hamu bir hafzann akdr."
"Hamuluun nc ksm saylan avama kar suskunluktan
mdr hemen hemen herkes ile konumaman? Avama kapl oluun
bundan mdr emsim?"
"Benim bu dnyada avamdan insanlarla iim olmaz. Onlarn
hatrna bu dnyaya gelmedim. leme nclk edecekleri, haki
katen bulup seerim. Onlarn nabzn tutarm ben."
"Ehli hamu olan neyi nasl hesaplar?"
"Ehli Hamu hesap tutmaz. Hesap tacirlerin ii. Hesap almak
vermek ii. Hamu hasbidir: samimi, gnlden. Hamu harbidir:
yalpalamaz, susar. Suskunluu Hak iin susar. Suskunluu aciz
likten deil, mertliindendir. Ak, mert iidir. Mertliin de kadn
erkei yoktur. Er kii bilir nerede ve nasl susacan. i dillerde
dedikodu tter. Hamu olann muhabbeti yreindeki suskun
lukla dile gelir. Dudan ikin kelimeleri muhabbeti deil gybeti
dourur.
Hamu adanmlktr. Adanan smail gibi teslimiyete susar.
Adanmn derdi kelimelerin sesinde deil, sessizliin iman sine
si ndedir"
"Yani 'ak el yakin' iin sessiz de olmak gerekiyor."
"Elbette. Sessizce sylemeliyiz Cenab- Allah'a olan yaknl
mz. Sessizce dile getirmeliyiz manann manasn. Kblesi ayn
olan kelimelerin birbirlerinden emin olmalaryla balayan bir y
rek konumas yapmalyz. Tm kinat iimizde hissettiren bir
suskunlukla secde etmeliyiz Allah'a. Suskunluk secdesi huzurdur
ve sndrr tm ateleri. Her insann gerek ak kendi yrein
deki suskunluundadr. Ene'den Hve'ye yryerek hidayete ka
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


vumu bir yrek birlii, eytann bu dnyadaki hkimiyetine son
verecektir. Kinat "bir nlem" diye haykrr, insan "ey!" diye syle
nir, yrek ise "hi!" diye susar. Bu ksack dnya hayatnn sonunda
insan ya 'hi* olur ya "bir" ya da "ey." Susulmas gereken yer ite
tam burasdr. nsann ne olduunu bu suskunluu tayin eder."
"O halde "nallah" demek hamuluktur. Allah "nallah" diyen
kulundan asla vazgemez. "nallah" demek "Honutluk Sana yak
r. Yeter ki raz ol." demektir."
"Ne gzel syledin Hamuum. nsan insann ayetidir. nsan
insann sktudur. Sktu gnl olann gnl "Sbhan" mutusu
ile susar."
"Hamu dost hamu maua ilatr. Benim senelerdir bekledi
im derman endin ems."
"Ehli Hamu birbirinin tabibidir. nk hamu nura talip olan
dr. Bir insan dier bir insann ac ekip cannn yanmasn arzula
myorsa ite hamulua 'Bismillah'demitir. Ben seni bulmaya ni
yetlendiimde yola da yolun sonunda gelecek olana da besmele
ektim."
"Yolun sonunda gelecek olanlar neler ki?"
"ahadet! Akn ehidi olmak. Hamuluun ecrine kann ile
yrmek. Hakka yakn mertebesinde hamu yrekle varlr. Bun
dandr ki u ey hamua yakmaz: Servet, ehvet ve hret.
Hamu olan nefsin grnme ve gsterme hastal olan riyadan
uzak durur. O nedenle hamu gzlerden uzak yaar ama gnllere
daima yakndr."
"Hamuluun ecri nedir?"
"Ak suskunluunun ecrini Allah'tan alr. Suskunluk bir yolcu
luktur. Suskunun grnme, vlme derdi yoktur, insanlardan e
kinerek gzel ameli terk etmek riya, insanlar grsn diye ibadeti
sslemek irktir. Suskun bir k ufkunu karartmamaldr."
"Peki, bir k iin hayatn ufku nedir ems?"
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


"Ahiret."
"Cemalullah. Hz. Peygamber Duha suresinde "Ufka bak!" me
sajn ald. Duha suresinin hemen ardndan "nirah suresi geldi.
Kalbin almas... Ufka bakann gnl ak olur. Gnl ak olana
Cemalullah nazar eder"
"O halde hamu, "Hu..Hu" zikrini ah damarndan okuyandr.
yle deil mi yarenim?"
"Btn bu grnen kesret, hakikate vahdettir. Haremi erifte
binlerce insan bulunur, kimi namaz klar, kimi zikreder, kimi Kur'an
okur, kimi salatu selam getirir, kimi ya Resulallah! diye nida eder.
Fakat bu seslerin bir araya gelmesinden hsl olan seda da "Hu" se
sidir dost! imdi syle ihramn, kefenin, tennurenin ve doan her
bebein sarp sarmaland kundan rengi neden beyazdr."
"Btn renklerin birlemesinden beyaz renk zuhur ettii gibi,
btn seslerin birlemesinden hsl olan seda da "Hu" sesidir."
"Hu! Eyvallah Hu."
"Bu arada yeri gelmiken baka bir hususta merak ettiim bir
ey var. Sorabilir miyim?
"Tabii ki sor hamuum."
"Her ihtiyacn stnde olan ak ihtiyacna neden herkes ayn
lde arzulu ve istekli olmuyor?"
"Allah'a muhabbet O'nun yoluna gitmekle olur. Yoksa Rahim
Allah, medet ya Resul Allah demekle deil. Onlarn yoluna gitmek
de onlara muhabbetle olur. 0 muhabbet de manevi yaknlk ile
olur, mucize ile kerametle olmaz.
Krk sene dervilik etmi bir kimseye, "Bir mklnz varsa
buyurun sorun!" demitim. O da sual olarak, tebihi ekerken nasl
tutmak lazm geldiini, dz tutulursa sratn kolay geileceini ve
daha buna benzer eit eit sualler sordu.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


"Tebihle sratn alakas ne? ster yukar tut, ister aa. Hi bi
rinin faydas da yok zarar da. Sen kendine bak, kendini doru tut,
bu kfidir."
"Bizler bir sualimize yz cevap almaya almz. Hlbuki mr
idi yalnz skt ile anlayp bu suretle feyz alanlar da var. Bir ocu
un yannda hi konuulmazsa elbette o ocuk lakrd renmez.
Fakat akn btn mkllerine ve suallerine cevap, yrin yz
dr, cemalidir. Elbette o skt pek byk bir eydir.
"Konumak dnyann elencesini devam ettirmeyi arzula
mak iin olsa gerek deil mi dost?"
"Dnyann hibir elencesini, bkmadan devam ettirmek
mmkn deildir. Bir gn mutlak hepsinden usanrsn. Dnyann
btn zevk ve elencelerini buna gre kyasla. Hatta bir kadnla
bir erkek arasndaki muhabbette bile devam ve istikrar yoktur.
Eer vuslatta devaml olsa, zevkten eser kalmaz. Aknda sevgiliye
bir ufak arza gelse, a ondan sour, hatta nefret eder. Bugn
birbirinden nefret edenlerin, ireti duyup kin gdenlerin ou
vakti zamannda birbirlerini sevdiklerini sananlardr."
"Naz mertebesine kanlar en az naz edenlerdir ems'im.
Allah' en ok bilen, ondan en ok korkan ve elindeki imkn kt
ye kullanmayanlardr."
"Her ey yok olur Hakk'n vechinden gayr. Sr buradadr ite.
Hakk'n akndan, cemalinden gayr her ey fanidir, ancak ona ze
val nihayet yoktur. Btn gzellikler ondan bir paradr, bir cz
'dr, ama kl deildir. Bir gn Bayezid" Leyse f cbbet sivallah",
yani "Bu cbbemin altnda da Allah'tan ba gayr kimse yok!" dedi.
Fakat bu sze itiraz edenler olunca, Byezid "Hata etmiim, beni
vurun!" dedi.
Bir mddet sonra yine mestlik leminde: "Cbbemin altn
da..." deyince ham kimseler, kllar ektiler; fakat Bayezid'i ne
resinden vurmak istedilerse oralarndan kendileri yaralandlar.
Ehlullah vurmak yalnz klla olmaz. Onlarn ahvline itiraz et
mek de kl ekmek demektir ve o kimseler bu itirazlar klc ile
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


mutlaka kendi kendilerini yaralarlar. Bu klc, kimi imanna kimi
cismine yer."
"Akn kymetini ak yolu mu belirliyor?
"Akn kymetini mauk belirler. Mauun terazisi muhabbet
tir. badetleri dnyada yapyoruz. Ahirette ibadet yok. Ancak hem
dnyada yaptmz hem de ahirette devam edecek olan: Muhab
bet. Hamu olan muhabbeti ile ak, ak ile aandr. Aknn mu
habbetinde olann herhangi bir kusuru ezan ve kamet arasnda
meleklerce silinendir."
"O halde ak davaya benziyor."
"Allah sevgisi davasz olmaz. Allah davas sevgisiz kalmaz."
"Hamuann says var mdr ems?"
"Hamuan krktr. Bir keresinde ryamda suskunlar meclisini
grdm. Krk kiiydiler. ok dnr, az yazar ve gerektii kadar
konuurlard. Bir araya geldiklerinde dudaklarn kilitleyip saatler
ce tefekkre daldklarndan "Suskunlar meclisi" denmiti onlara.
Aralarna katlmak isteyenlere kapy amalar ancak ilerinden
birinin dnyadan terkiyle mmkn oluyordu. Bu meclisin nilfer
renkli kubbede ululuk naras atanlara kar cevaplar daima sus
kunluktu. Onlar azlarn atklar zaman akln rehini olacaklarn
biliyorlard. Akn esiri olmak iin daima susuyorlard."
"Krklar ka adamdr?"
"Krk nfustur."
"Niin erkek demedin de nfus dedin?"
"ilerinde kadnlar da vardr da onun iin. lk hamu bir kadn
d: Hz. Meryem. Aaladlar, iftira ettiler. Sustu, suskunluk orucu
tuttu. Orucunu gzya ile aard. Birka damla ya ierdi, iine
atard; ii iman yurduydu. Yreinde Allah vard. Sustu. Hamulu-
unun mkfat olarak ona cennetten drt makam verildi. Drt
makamda drt misafiri vard. Hacer, Meryem, Asiye ve Fatma."
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


"Peki, tasavvufun ilk hamuu kimdir?"
"Tasavvufun ilk hamuu da Hallac't."
"Halla m? Nasl olur? Sokak sokak btn gc ile "Ene'l Hak"
diye baran o deil miydi? Suskunlar meclisine nasl girdi o hal
de?"
"Hallac' kim anlatt sana bilmem ama onun derinliindeki
suskunluu fark edemediin belli."
"Hallac' kitaplardan tandm o kadar."
"Bir de benden dinle, lm pen dervii. Hazr msn?"
"Tamam, emsim seni dinliyorum."
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


LM PEN DERV: HALLA
---------- = > o C i g 0 t c > -----------
Gerei, iki kelime ile anlatan halk daraacna ekti
Halla sa olsayd, srlarn srrn
gzlerimde sakladm iin kendi eliyle beni daraacna ekerdi
Mevlna
Halla miladi 858 ylnda Beyza ehrinde domutur. Anne
tarafndan soyu Ebu Eyyubi Ensari'nin soyuna dayanr. Babas yok
luk ve yoksulluk iindedir. i gc yoktur. Ba bahesi yoktur, i
olursa yevmiyeli amele olarak almaktadr.
Zaman ierisinde babas bir karar verir ve Dicle nehrinin ke
narnda yer alan Tuster ehrine g eder. Bu g esnasnda Man-
sur be yandadr. Be yandaki ocuk ailesinin ektii skntlar
arasnda ezilmekte ve kendisinin de babasna bir yk olacan d
necek kadar yandan beklenmeyecek bir olgunluktadr. 0 ne
denle emsalleri oyun oynarken o bir zm banda kfe ile zm
tayan bir ameledir.
Babas onun almasn istemez ve onu hafz olmas iin med
reseye gnderir. Mansur, ilk dini bilgileri burada almaya balar.
Kur'an- Kerim'e k olmaya balamtr. Alt ayda Kur'an- Kerim'i
ezberlemitir. Ezberledii ayetlerin doyumuna ulamak iin Arap
a renmeye karar verir. Onun Kur'an'da:
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Ben size ah damarndan daha yaknm! (Kaf/16) ayetini
okumasyla birlikte bu ayetin derin yolculuuna kmak ister. Srf
kendi gzelliine k olmak iin insan yaratan Allah'a ulamaya
gayret eder. Geceler boyu gnlerce dnr. Nasl bir yola d-
melidir? Ne yapmal da ocuk yreine reklenmi olan bu ak
doya doya yaamaldr? yle ya ak dedikleri sevenin sevilende
yok olmas deil midir? Bu aka ulamak iin comaktadr Mansur.
Lkin Mansur bir yandan da korkmaktadr. nk ezeli ve ebe
di mauka kavumak amacyla kaca bu yolda yryecei yol
uzun ve uzun olduu kadar da tehlikelerle doludur. Buna ramen
akla doludur Mansur. Kann boaltacak nehir aramaktadr. Man
sur ate seliyle yakacak yrekler aramaktadr, te yandan tedir
gindir de Mansur. Daraalar, armhlar, kllar, hanerler yoluna
dizilmektedir. Kimi zaman o ocuk yata kendi kendine:
"Keke derisinden kan bir ylan gibi ben de benliimden -
kabilsem."diye dnmektedir.
Yola dmeden, suskunluun kefareti denmez. Dnya d
lerinden dmeden ilahi vuslata erilmez. Ateler iindedir Mansur.
Sadece kendi parmayla dokunduunda kendisinin fark ettii bir
ate ile ne yemesi ne imesi vardr ne de doru drst uyuyup
uyanmas.
Bezm- i Elest'te ak iin verdii sz aklndan kmamaktadr.
Oysa insanolu sz verdi mi gereini yapmaldr. Ama zaman da
akp gemektedir. Mansur'un yreine aray ok kk bir yata
der, yle ki, Mansur'un yreindeki sznn tam iine.
Bulmak... Bulmak... Bulmak...
Lkin aramasna ramen bir trl bulamamak...
Hayat ztlklarla dolu...
Kimi arar bulamaz. Kimi bulur kadir kymet bilmez. Kimisi arar
ne aradtn bilmeden. Bunalr, bunaltn buhrandr nasibine d
en. Yalnzdr, yanktr: susmaktr rzkna den. Herkes bir arayta,
herkes bir sancda. Sanc arayandan habersiz. Arayan buldurana
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


krsz. insan bu, Azrail'in bir gn sonra geleceini bilse bile
hala arayna devam eder. Kimi ararken azalr kimi bulunca azar.
Yolda kalan da bir, yryen de. Harcanp gider mr dediin.
Tasavvufta ilk hamu olan Hseyin Mansur'a "Halla" denil
mesinin hikyesi uydu:
Gnn birinde Mansur, evinde hi yiyecek kalmaynca yar
dm istemek amacyla hallalk (yn, pamuk ii) yapan bir arkada
nn dkknna urar. Ona durumunu anlatr. Arkada yannda
yeterince para olmadn syleyip Mansur'a para bulmak iin
dkkndan dar kar. Biraz sonra dner. Hallac'a ihtiyac kadar
olan paray uzatr. O esnada dkkna bir mteri gelir. Sabah ver
dii iin halledilip halledilmediini sorar. Dkkn sahibi baka
bir iinin ktn ne srerek mteriye olumsuz bir cevap verir.
Buna sinirlenen mteri fkelenir ve dkkn sahibine kzar. Man
sur arkadana kar mahcup dmtr. Onu iine dt bu
zor durumdan kurtarmak iin,
"zlme senin iini hemen ben yapacam."der. Parmaklarn
pamuk ynlarna uzatr. Parmaklarn uzatmasyla birlikte pamuk
ynlar harekete geer. Kala gz arasnda, tel tel saf pamuk bir
tarafa, kirli ve sprnt ksm ise dier tarafa ayrlr.
"Al pamuklarn ii bitti. imdi git yorgan m dktreceksin
yastk m, iin tamam."der.
Mteri de dkkn sahibi de bu duruma arr. Mteri bu
olay arda pazarda herkese anlatmtr. O gnden sonra insan
lar ona Hallac- Mansur adyla hrmet gsterir. Gn getike Man
sur insanlarn kalplerinden geenleri bildii ve ilerindeki srlar
pamuk atar gibi atp alt st ettii iin Hallac' esrar, yani srlarn
Hallac' eklinde de anlmaya balayacaktr. Oysa onun "Ehlullah"
arasndaki ismi "Hallac- hamu'dur.
Mansur, uzun boyluydu. Zarif ve kartalms bir burnu vard.
Gzleri bycek, hafiften bademsi ve sakin baklyd. Gitgide kr
lamaya yz tutmu salar ve sakallar arasnda dudaklar iki yay
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


gibi duruyordu.
ok sakin bir yry vard. Srekli dnceliydi. Bu halini
grenler, onun iine kapank bir ruh halinde olduunda hemfi
kirdi. Medrese koridorlarnda, camide, caddede, hamamda, yani
adm att her yerde karsna kan bitmek tkenmek bilmez so
rular dikkatle dinlerdi. Tabi ki ok merhametli ve sevgi doluydu.
Baz anlarda koyu bir tefekkr ve dnce bulutu ehresini ka
rartyor; deta sessizce kendi iine, i dnyasna smyordu. Kim
bilir, belki de bu srada hafzasnn gizli blmelerinde geip giden
o eski gnlerden bir an ya da bir nkte aryor, sadece kendisinin
bilebilecei ayrntlardan gizemli bir kavray, bir kvlcm devir
meye alyordu.
Bu anlar pek nadirdi. O daha ok, kimsenin soru sormasn
beklemeden uzun uzun konuur, konudan konuya geerdi. D
nceleri bir zincirin halkalar gibi hi zorlanmadan ve zel bir
aba sarf etmeksizin birbirine kenetlenirdi. Bu hli, dinleyicilerinin
hayranlklarn bir kat daha arttryordu. Zira bu durum, daha son
ralar, 'Suskunluk' faziletine vgler yadran ve hayat boyunca
ounlukla bu fazileti dstur edinen bu insann btn konuma
larnn, sanki nceden zihnine yazld izlenimini uyandryordu.
Yz solgun bir sarlk hasta bir hali vard. Elleri bembeyazd.
Konuurken ok nadir ellerini kullanrd. deta o anlarda sesinin
muhataplarna istediklerini ulatrabildiinin, onlar ikna edebil
mek iin dardan hibir pekitirici harekete ihtiya duymadnn
farkndayd. Bir kitap seer ocuklarna verirdi. Sonra da onlara,
"stediiniz sayfay aabilirsiniz!"derdi.
ocuklar buyruuna uyar, at klan sayfann ilk satrlanndan
birka kelime okurlard. Tam bu srada Halla araya girer, gzleri
ni ksarak sayfann geri kalann ezbere ve hi yanla dmeden
okurdu. Sonra da metinde ilenen konuyu aklamaya balard.
Bir sohbet esnasnda cann skacak bir konu gndeme geldiinde
gayet sakin davranrd. Muhatabn sabit fikirli olmas ve mutaassp
tutumlar dahi onu etkilemezdi. Tabii bu tarz ortamlarda ok fazla
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


durmazd. Daha ok gece yarlarna kadar eline geen yeni kitap
larla megul olur yahut sohbet iin hazrlk yapard.
Hallac'n yazgs, ocukluu ve lm ile ayn hadiseler ze
rine rlmt adeta. Yanmak: biri vcudun yan, dieri ruhun
yan. Biri kazara dieri nazra. Daha emekledii dnemlerdeydi.
Annesi ekmek yapmak iin tandr yakmt. Ocaktaki ate henz
yeni parlamt. Annesinin bir anlk gafleti ile tandr kenarnda
olan Mansur birden ocaa der. Alama sesine yetien annesi
Mansur'u zar zor ocaktan kartr ancak bacaklar yanmtr bir
kere.
Hallac'n ocukluk dnemi sradan ocuklara gre oyun ve
uyku ile gemeyecektir. Onun ocukluu ile, ac ve ilmi derinlik
le rlecekti. ilk acs, anne ve babasn veba salgnnda kaybet-
mesiydi. Yetim ve ksz kalmt. Medreseler evi, sohbet odalar
efkat sna olmutu. Bir dier ilesi de ileriki yllarda ilk hac
ziyareti sonras ald ac haber olacakt. Hanm ve isimleri Hak
Sleyman, Hamd Ahmed ve Vedud Samed olunun Dicle nehri
zerinde bir sandaln devrilmesi ile boulduklar.
ems asude sesi ile Hallac'n mr defterini sayfa sayfa anla
trken Mevlna'nn boazna az sonra aktaca damlalar dm
lenmiti adeta. ems bir sre durdu. Soluklandktan sonra;
Kaldmz yerden ocukluk dneminden devam edecek
olursak: on iki yandaki bir ocuk iin hi de azmsanamayacak bir
derinlikte Kur'an ve hadis bilgilerine vakf oldu. Gittii medresede
kelamclarn tartmalarndan bunald, iinden onlara,
"Ak, kokumu konumalarla aranmaz."dedi ve kesin kararn
verdi.
Tartmalardan uzak, vaazlardan medet ummadan yreine
seslendi.
"Gel, Rabbime birlikte gidelim."
Bu gidi ilahi ak yolundaki kaplar aralamak iindi. Kendisi
ne mrit aramaya balad. lk mridi eyh Sehli Tusteri'dir. Onun
135
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


yannda iki yl kald. Tasavvufun temel bilgilerini rendi. Mri
dinden "Erbain- i kelimullah" yani Hz. Musa gibi ile karmay
rendi.
On alt yanda ikinci mridi Osman Mekki'nin yanna gitti.
Osman Mekki'den riyazet dersleri ald. Fakat Mansur'un aray tes
kin olmak yerine, daha da beter artmt, iki mridi de Mansur'un
iindeki atei sndrememiti. Yola dmeliydi. Bir yerde durmak
ona gre deildi.
Doduu Beyza'ya gitti. Orada arkada Musa Beyzadi ile be
eri sevgi ve ilahi ak konusunda uzun hasbhaller yapt.
Bir keresinde Mansur nde Beyzavi arkada ehrin sokaklarn
da birlikte yryorlard. Mansur'un nne bir evin damnda duran
bir kadnn glgesi dt. O, glgenin sahibine bakmak iin ban
kaldrdnda kadnla gz gze geldi. Hemen kendisini topladk
tan sonra Beyzadi'ye:
"Bu kadna saatlerce baksam iinde zerre kvlcm olu
maz. te bu beeri sevgidir. Kr eder, ama kor edemez. Bu sevgi
fenafillh'a gtrmez. Bir kadn bir erkekte aka eremez. Ak erer
gibi aka eriilmez. Sevgi cannn istediidir. Ak cann verdiin
dir. Bir erkek bir kadn sever. Bu bir daln meyvesini sevdii kadar
dr ve o dalda her bahar yeni bir meyve kar. O meyve sevgidir,
ama ak deildir. Ak kkn sklse de geldiin topra bilmektir.
Allah'n toprandan geldik ve o topraa gideceiz. Benim gidiim
daraacndan aktlan kanmla o topraa karmaktr. Beeri sev
gi amurdur: Su ve toprak. Karnca slak, lkin kuruyunca atlak.
te u kerpi duvar gibi. Bu duvarda dem'in Havva sevgisi var.
Lkin Kbe'nin duvarnda dem'in ak var. Beyzadi sen ge beeri
ak. Bir kadn sevebilirim annem gibi. Bir ocuu sevebilirim, ka
dnm gibi. Ancak Allah'a k olurum Ene'l Hak gibi!"
Beyzavi duyduklar karsnda arr. Afallar:
"Sakn bu zikri ifa etme. Yoksa damarlarndaki lemi boar."
"Ben ah damarnz kadar size yaknm, diyen ak olduktan
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


sonra o ak iin kanlarm akm feda olsun." diyen Hallac' garip bir
srpriz beklemektedir.
ki komu ehrin eyhleri Sehl ve Osman Mekki ayn zamanda
senelerdir birbirlerine dmandlar. Her ikisi de Hallac'n kendisine
damat olmas iine niyet besliyorlard. Ama Halla gibi bir kutbu
damat kimliiyle medreselerine mr boyu katmak ve onun sa
yesinde mrid evrelerini geniletmekti.. Hallac' kapma yarnda
Osman Mekki galip geldi. Beyza dnnde Basra'ya mridi Os
man Mekki'ye urayan Hallac'n dncesi iindeki atein birebir
aynsna den iki eyh ile irtibat kurmakt. nk Halla Cneydi
Badadi'nin:
"Cbbemin iinde Allah'tan bakas yok." szn duyduun
da,
"te benim aradm adam."diye dnmt."Benim derdi
min aresi onda." dedi.
Yine Beyazid Bestami'nin,
"Kendimi tebih ederim. anm ne byktr!" cmlesi de
Hallac'n yreinde yanksn bulmutu.
Cneydi Badadi ve Bestami'ye yaren olmann yolu eyh Os
man Mekki'den geiyordu. Osman Mekki her ikisinin rencisi ve
dostuydu. Osman Mekki'nin elini pen Halla dnceli bir ekil
de ban ne emiti. Hi konumamt. Bir ara ban kaldrd.
Osman Mekki ile gz gze geldi:
"Halla bir derdin mi var?"diye soran Osman Mekki'ye ilk ba
ta cevap veremedi. Ban nne edi sessizce. Babacan bir ses to
nuyla Osman Mekki, elini Hallac'n omzuna koydu."Syle bakalm.
Anlat ki bu halinin sebebini ben de bileyim."
Sze nasl balayacan bilemedi ilkin Halla. Sylemek iste
diklerinin yanl anlalacandan korktu belki de. yle ya akln
dan geenleri olduu gibi anlatmann bu devirde bana ne iler
aacan ok iyi biliyordu. Fakat biran dndnde, aklndan
geenleri en doru ekilde anlayabilecek insann da karsndaki
137
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Osman Mekki olduuna karar verdi. eyhine kar suskunluk ol
mazd.
"Srtmda iki sr var eyhim." dedi sakin, ama biraz da tedirgin
bir halde. "ki kelime. Bu iki kelimenin her birini bir kutup parlatr.
Onlara ulamam lazm. Destur istiyorum"
"Hayrolsun Mansur. Kimmi onlar?"
"Badadi ve Bestami."
Bir sre sessiz kald Osman Mekki. Derin bir nefes ald. Sa
kallarn svazlad bir an. Ba ne eilmiti. Belli ki diyeceklerini
tartmas gerekiyordu. Ban kaldrp, derin bir nefes daha aldktan
sonra,
"Kapal kaplar atramam Mansur," dedi. "Her iki hocam da
yllardr brak meclislerine, yan balarna bile mrid istemiyor, al
myor. inzivaya ekildiler. lm pmek iin bekliyorlar."
"Ben de lm pen bir dervi olmak istiyorum. Ne olur on
lara ulamam sala eyhim" diyerek Osman Mekki'nin ellerine
sarld.
"yleyse sana iki artm var Halla."
"Syleyin, nedir?"
"Ak yurduna gidene kadar daima siyah giyineceksin. Dieri
de kzmla evleneceksin!"
"Siyah kolay. Ancak kzna mihrim yoktur. Niyetim de yoktur.
Beeri sevgi ayama ba boynuma ilmektir.'
"O vakit Badadi'yi ve Bestami'yi unut. Senin iin destur ala
mam."
"O halde kzn dnyadan boanmadka benimle
nikhlanamaz"
"Kzm dnyadan boanal ok oldu Mansur evladm!"
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


"Beeri sevgi Vahdet- i vcud ruhumu kirletmesin de nikha
evet diyeyim"
Halla eyhin kz Mehveran ile sade bir dn ile evlendi.
Hallac'n kendisinden icazetsiz evlenmesi stne stlk husumet
besledii bir eyhin damad olmas ilk mridi Sehl'i kzdrd ve
tuhaftr ki, Hallac'n ilk mridi onun ayn zamanda ilk dman
oluverdi.
Halla iki ate arasndaki gk bir ekin gibiydi. Bir yandan ka
ynpederi Osman Mekki dier yandan ilk eyhi Sehl arasnda git
tike iddetlenen dmanla zlyor ve bunu engellemek iin
ne yapacan bilemiyordu. Badat'a tasavvuf kutbu Cneydi
Badadi'nin yanna gitti.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


HALLA CNEYD BADAD'YE GELYOR
-ooCkgfX>o-
Dnyadan gemek nefs zhtdr.
hiretten gemek ruh zht.
Halla, devasa surfann evreledii masallar ehri diye nam
salm, neredeyse be adamn boyu kadar yksek olan, iri tala
rn i ie girerek rd bir kemerin altndaki kapdan Badat'a
girer. Grd tm ehirlerden farkldr Badat. Belki de hakkn
da anlatlanlar, bu ehri ounlukla insann aklnda baka ekilde
tasvir edilmesine sebep olmaktadr. Lkin iik bata grdkleri,
ehrin ilerine doru yrdke daha farkl bir hal almaya bala
mtr. insan byk bir zenginlik temaas ile karlayan Badat,
ara sokaklarnda fakirlii en son zerresine kadar yaayan insanlar
da gstermeye balamtr. limin ve zenginliin neredeyse kalesi
saylan bu ehrin hemen hemen her kesinde ya bir dilenci ya da
bir yankesici beklemektedir.
Toprak rengine brnen yaplarn arasnda bulunan duvarlar
bir bir motifle bezeli evlerin Badat'a katt zenginlik grnts,
dnya mal iin sarf edilen israf insann gzne sokar niteliktedir.
Devrin en aal ve grkemli mimari yaplar, Asya'nn ve di
er blgelerin gpta ettii ehir nedense biraz rktr Hallac'.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Kalabalklar yara yara yoluna devam eder. Camii duvar nne diz
km sohbet eder halde olan dervilere rastlar.
"Kusuruma bakmayn, beni balayn. Ben Badat'a yeni
geldim. Cneydi Badadi'nin ismini hep duyardm, onu grmek,
dinlemek onun sohbetlerinden istifade edip, feyz almak iin uzak
diyarlardan geldim. Onu bana biraz anlatr msnz? Kimdir, neyin
nesidir?"
"Ey dervi, bilesin ki, o asrn velisi, cihann kutbu, sadklarla
klarn nuru, gnller sultandr. Makam da kendisi de yksektir.
O, dervilerin gnllerine irfan nurunu yerletirir. O bir din by
dr, gittii istikamette allmadk srlar kendisine malum olur.
Onu dinleyenler ve grenler hayranlklarn gizleyemezler. Onun
evresinde halka olanlar onun feyzinden yararlanrlar. Kerametle
hibir surette itigal etmez, daima istikamet zere bulunur. Bir
gn kendisine yaklaan bir gayri mslim ona unu sormu:
'Ey Cneyd, Allah Resul, 'Mminin ferasetinden saknnz. Zira
o Allah'n Nuru ile bakar' buyurdu. Bu szn anlam ne ola ki?'
Uzun sre adama bakan Cneyd unu sylemi:
'Ey gen adam, artk slm'a gel ki, vaktin erimi oluyor.'
Gen, hemen onun ellerine sarlm ve Mslman olmu. By
lelikle, Cneydln nur ile bakt anlalm. Ya ite byle! Badat'ta
yaad ve yerletii iin ona 'Cneydi Badadi' derler. n s
nrlar am bir Allah dostu, tasavvufta nc bir isim, evresini
aydnlatan bir riftir. Kendisine byle bir ilmi nereden aldn diye
sorulduunda u anlaml cevab vermi:'ilmin vecd iinde erime
sinden, vecdin ilim iinde erimesi daha hayrldr."'
"Onu nerede bulabilirim?"
"Her zamanki yerinde, kk medresenin avlusunda renci
leri ile sohbet ediyordur."
Halla, dar yollardan geerek az tedeki kk medresenin
avlusuna varr.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Gerekten banda sar, srtnda yeil cbbesi ile Badat
l Cneyd, kenarlar yrtk bir hasra bada kurmu, etrafndaki
dervilere bir eyler anlatmaktadr. Ya bir hayli gekin olmasna
ramen sesi gr, hareketleri eviktir. Halla, Cneyd'i selamlayp,
rencilerin arasna geip oturur. Cneydi Badadi deti zere
sohbetini bitirir bitirmez dinleyicilere ynelerek bir sorularnn
olup olmadn sorar, sorulursa cevap verir; eer soru yoksa mec-
listekilerle helalleerek oradan odasna geerdi. Yine yle yapar.
"Suali olan var mdr?"
Halla iin frsat domutur. Edep gerei ayaa kalkar. Hafif
ses tonu ile ba ne doru eik sualini tane tane konuarak dile
getirir:
"Pirim 'nihayet' nedir?"
"Bidayettir, yani balang."
"Hayat nedir eyhim, bize ksaca anlatr msnz?"
"yle ksa ki."
"Niin ksa?"
"Yaanacak ok ey var, ama zaman az!"
"Yaanmas gereken ne var stadm?"
"Yaanmas gereken tek ey var. O da ak!"
"Ka defa?"
"Yz kere, bin kere, milyon kere."
"Neden bir kere deil?"
"Btn aklarn toplam en yce ve tek aktr."
"Bu aka nasl eriilir?"
"nce yorulman gerek."
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


"Ac ekerek mi?"
Evet, ak acsnda yok olarak."
"Yok olunca ne olur?"
Gerek aka ularsn. 0 zaman da gerek olarak yaamaya
balarsn."
Bu szn karsnda Halla suskunlar. Kelam etmek istese de
dili buna msaade etmez.
Neden sustun yabanc. Sahi adn nedir ve nereden gelirsin?
Seni Badat'ta ilk kez gryorum?"
Hseyin Mansur derler, bazen de Halla. Yurdum gnllerdir
fakat sdma snamadm."
Cneydi Badadi hazrcevap konuunu iyice szer. Mecliste-
kilerin de merakn celbeden Hallac'a yle bir bakar ki, Halla sar
slr gibi olur. Hala ayaktadr. Cneyd ona oturmasn iaret ettikten
sonra:
Haklsn. O'nu yreine sdr." der.
"Ama ok byk."
Ne kar, imann ona yeter."
'Nerede O?"
"Her yerde."
Nasl?"
"Yreini a, grrsn."
"Nasl aarm yreimi?"
"Bir tebessmle bak her eye."
Tebessm?"
*
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


"Her kapnn anahtardr"
"Kap?"
"Girmeden bilemezsin ki."
"Korkuyorum."
"nsan bilinmeyenden hep korkar."
"Ben bilmiyorum."
"Belli oluyor, neyi bilmiyorsun?"
"Ben'i, kendimi! Ben neyim, ben kimim?"
"Sen, sevgiyle beslenensin!"
"Kimin sevgisiyle?"
"O'nun."
"O zaman sen kimsin?"
"Sen'im."
Cneyd ve Halla birbirlerini hayret nazarlar ile szerler. Bu
nasl iti? Halla dayanamayp sorar:
"yi dersin Pirim amma velkin ben buray pek anlayamadm.
Kusurumu bala, niin'Sen'im diye bir kelm ettin?"
Cneydi Badadi, alak bir sesle ve tane tane anlatmaya ko
yulur.
"Hz. Peygamber 'Mmin, mminin aynasdr' demitir. Aslnda
aynaya baktn zaman nasl kendini gryorsan,'sen'dediin va
kit de kendini, karndaki kardeinde grm olursun."
"Nice zamandr O'nu istedim, kendimi buldum. imdi kendi
mi aryorum, O'nu buluyorum. Eer O'nu bulursam, kendimden
kurtuluyorum. Kendimden kurtulursam O'nu buluyorum."
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


"in zeti udur: Kurtulmadka bulamazsn ya da bulmadk
a kurtulamazsn. Hangisinin nce olduunu ben bilemem, yine o
bilir. nk ha testiyi taa vurmusun, testi krlsn; ha ta testiye
vurmusun; yine testi krlsn."
"Peki, Pir'im, Allah' nasl alglayacaz. Biz Allah' neden hibir
surette alglayamyoruz? Her yerde hzr ve nazr diyorfar ama onu
gremiyoruz, sesini iitemiyoruz, dokunamyoruz."
"Evlat! Bak sana bir hikye anlataym da dinle:
Senin gibi dnen bir adam seslendi:
'Allah'm ne olur konu benimle, sesini duyur bana.'
O esnada daldaki bir ku cvldad. Lkin ne yazk ki adam
duymad o cvldamay.
Adam steledi ve bard:
'Allah'm niin benimle konumuyorsun, ne yaptm ben? Bana
sesini bir kez duyursan ne olur?'
O srada gkyzndeki kara bulutlarda bir imek ak
t, gmbr gmbr bulutlar yrtld, sema inledi, ses yankland,
adam gkkubbe kecek sand. Ama adam bunu da anlamad.
Sonra etrafna bakt ve sylendi,
'Allah'm bana kendini gster, kendini grmeme izin ver. Bir
kez seni greyim, ne olur'diye yalvard.
te tam o anda gkyznde, yukarlarda, ta yukarlarda bir
yldz tm hametiyle, tm azametiyle prl prl parldad. Ama
adam onu da gremedi. Adam mitsizce seslendi:
'Allah'm bana bir mucize gster. Seni gremiyorum, sesini
duyamyorum. Bir mucize yarat da anlayaym bykln.'dedi.
Bunu syledii an, bir yerlerde bir bebek dnyaya geldi. Kck,
minnack hayat dolu bir canl! Adam bunu da bilemedi. Sonra a
resizlik iinde son kez bard:
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


'Allah'm ne olur dokun bana, ben buradaym, ite karnda
ym, ne olur bana dokunuver, seni hissedeyim. Seni greyim, g
zelliini gster bana."
Cneyd tam bu noktada sustu. Dinleyenler, merakla sonucu
bekliyor, Cneydln azndan kacak szleri sanki yutacakm gibi
dikkatle dinliyorlard. Cneyd dudaklarnda hafif bir glmseme
ile devam etti:
"O anda, yukardan, tepelerden rengrenk bir kelebek aa
ya doru szld ve adamn omzuna kondu. Adam omzundaki
kelebei elinin tersi ile itti. mitsizce, yorgun ve kskn uzaklat
oradan."
"Allahhhhhhhhh!"diye inledi Halla.
Bir sre sessiz kalan kalabalk arasnda, Badat'a yeni gelen
dervie sessizce sorar.
"imdi syle bakalm Halla sence tasavvuf nedir?"
"Efendim siz benden daha iyi bilirsiniz, haddime dmez ta
savvufu tarif etmek. Balayn beni ltfen."
"Israr ediyorum Halla! Syle nedir tasavvuf?"
Halla, bu byk lim karsnda yeniden suskunlua br
nr.
"Haydi, bekletme bizi, yreini okudum ve benim okuduu
mu buradakiler senin dudaklarndan duysunlar. "Halla ellerini di
zinin zerine koyup, besmele ekerek sze balad;
"Tasavvuf, Allah'n seni, sende ldrmesi ve kendisi ile yaat
masdr."
Bu kez'Allah!'diye haykrmann sras Cneyd'deydi. Olup bi
ten karsnda baz dervilerin aladklar grld.
Arka arkaya sorular geliyordu Cneyd'den.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


"Gaflet ne demektir Halla?"
"Gaflet, cehennemin yandka slanan tek odunudur."
Bu kez birka dervi hep bir azdan haykrd:
"Allah!"
Mecliste heyecan dorua erimiti.
Cneyd hzn alamam sorular ile comutu. Dardan g
renler stad Halla, talebeyi Cneyd sanacaklard:
"...Ey Rabbimiz, nurunu bizim iin tamamla' (Tahrim/8) ayetin
den ne anladn bizimle paylar msn gnl misafirim?"
"Suyun rengi, iinde bulunduu kabn rengini alr. Bilirsiniz
ki, suyun rengi yoktur. Hak sana, senin renginde grnr. nk
O'nun rengi yoktur. te ariflerdeki kalp ylesine effaf hale gel
mitir ki artk kaptan eser bile kalmamtr. Zaten arif demek, bi
len anlayan demektir. Bilgi sahibi olan demektir. Aslnda bilgi
eittir. Birincisi Allah bilgisidir ki buna halk dilinde'tevhid'derler.
kincisi kant ve istidlle dayanan bilgidir ki bu, hkim, hatip ve
limlere aittir. nc eit bilgi ise birliin sfatlarnn bilgisidir.
te bu bilgi Allah'n vehini kalplerinde temaa eden velilere ve
ariflere aittir, yle ki Allah, kendisini onlara dnyada baka kii
lere amad ekilde aar. Bu bilgiye 'marifet' ad verilir. Marifet
zaten kelime olarak arif kknden gelir. O halde bildik ve anladk
ki, marifetin esas, Allah'n inayetinin kiinin kalbine nurunu brak
masdr. in z ve zeti udur: Byle bir insan Allah' tandka,
O'nda kaybolur."
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


HALLAC'IN SANCILARI,
CNEYD' BADAD'NN KAYGILARI
----------------OoC^gSfJ OO---------------
*Konuanlarn kelimeleri asrlar ap yaayamaz.
Suskunlarn nefesi mit sesi olup ilelebet yaar.
Susmak cmleden cmleye deil gnlden gonle konumaktr.
Hallac'nhaJive haikn onun hakkndakl dedikodular mri
di Gneydi Badadinin kulana tadar gelir. Geldii ilk gnden
itibaren yazgs iine malum olan Badadi'nin kaygs, Hallac'n
akbetidir. Onun adna zlr. Szlerinin bedelinin ne olacan
bilmektedir. Acr Hallac'a. Kyamaz talebesine. Onu artr yanna.
"Bak Halla, sen benim en eski rencilerimdensin. Ancak
iittiime gre, sokak aralarnda dolanr, 'Ene'l Hak: Ben Hakkm'
diye barp dururmusun. Bylesine szlerle halkn tepkisini e
ker, akln kartrrsn. slm'da yle byk srlar, yle keskin haki
katler vardr ki herkes onlar kaldramaz. Sana son kez sylyor ve
ihtar ediyorum. Bu ekilde konuma!"
"Ama'nsan, Allah' tandka onda kaybolur'diyen szdiniz."
"Evet, ama buras bizim sohbet yerimiz. Dinleyenlerin de
tasavvuf hakknda kstl bilgileri var. Biz bu bilgilerin zerine,
baz gerekler ina ediyoruz. Yoksa belirli bir seviyeye gelme
den, baz mertebelerden gemeden bu gerekler izah edilemez.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Dncesizce sylenen szler ve davranlar, insanlarda phe ve
fitne uyandrr. Ona gre susmasn bil ve bildiini herkesin iinde
alenen ifa etme! Hamu halini ihlal etme! Yreindeki bazen du
danda ll olsun evlat."
Hallac Mansur, bu szlere hi oral olmuyordu, ban baka
yerlere evirmi, hocasn dinlemiyordu bile:
"Bir kuds hadise gre, yce Allah,'Kulum bana yle yaklar,
yle yaklar ki, ben onun eli, aya, konuan dili olurum' dememi
miydi?" dedi.
Hallac'n bu itiraz zerine Cneydi Badadi:
"Gzel sylersin, ama bu szn muhatab, sokaklarda avare
avare dolaan genlere deil, tam bir teslimiyetle Allah'a yaklaan
sufleri yneliktir."
"yi ya, ben de onlardan biriyim."
"Sen de onlardan biriysen, sesini ksp, ibadet ve zikirle me
gul ol!"
"Gerekleri niye halka anlatmayaym?"
"Halk, avamdr, yksek derecedeki her sz anlayamaz."
"Tam tersine halk aydnlatmak ve avam bilgi ve bilin sahibi
yapmak niye su olsun?"
"Benim sylediklerime hep kar geliyorsun. Unutma, yce
Peygamber de bu konuda yle buyurdu:'Halkn anlayaca ka
dar konuun!'"
"Ben de yle konuuyorum ite.'Ben Hakkm!'dediim zaman
beni anlayanlar anlyor ve bana sahip kyorlar."
"Ama hepsi deil, birou da seni; 'Meczuptur, delidir hatta
Ftmiler'le ibirlii iindedir.'diye itham ediyor."
"Onlar yalan sylyorlar, ben hibir zaman siyasete karma
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


dm."
"te ben de ondan korkuyorum. Byle ar gidersen gn ge
lir, sana ylesine iftira atarlar ki daraacn boylarsn."
"Ne kar, Allah yolunda ehitlik mertebesine ularm."
"Sen bilirsin, her bildiini syleme, ama her sylediini iyi bil!"
Bu konumay merakla dinleyenler, t karmadan her ikisinin
azndan dklen kelimelerin derin anlamlar zerinde dnme
ye frsat bulamadan Hallac'n eski psk giysilerini yerlere sr
yerek odadan hzla ktn grnce, baklarn yine Cneyd'e
evirdiler. Aksakallarn uzun sre svazlayarak dnceye dalan
Cneyd bir vakit sonra yle konutu:
"Korkarm ki, Hallac Mansur, dilinden dklen bu ulu orta
syledii szlerin esiri olacak. Sizlere de ayn tavsiyede bulunu
yorum. Dncelerinize dikkat etmeniz lazm. nk dnceler
kelimelere dnr; kelimelerden fikirlere, fikirlerden fiillere, fiil
lerden alkanlklara, oradan da karaktere dnrler. Karakterleri
nize dikkat ediniz, aln yaznza dnrler."
Gzleri buulu buulu Hallac'a nazar eyleyen Cneyd onu
yanna ard ve kulana fsldad:
"Sen derghmza gelmezden evvel senin hangi aa paras
ile kannn aktlaca bize gsterildi evlat. Senin aradn burada
deil. Sen en iyisi ikinci kapya git."
Halla ikinci kapdan maksadn Bestami olduunu biliyordu.
Badadi'nin kendisini niye Bestami'ye gnderdiini ileride anla
yacakt.
"Beyazid Bestami'yi bul. Esas srrn adresi ondadr!"
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


k s f c
HALLACIN KNC KAPISI:
BEYAZID BESTAM
- - - - - - - - o o GS0 eo - - - - - - -
Allah *sadece beni sevin *demiyor,
4En ok beni sevin!diyor.
Ey k! Eer Hakka ve hakikatine k olursan bil ki
Hak ve hakikat de sana k olur.
Aktn Hak, Hakkn ak olsun.
Kabna smaz taknlk belirtileri gsteren ve yaplan ikazlara
aldr etmeyen, ulu orta yksek sesle ar pazar zerindeki elbi
seyi yrta yrta'Ene'l Hak'diye avaz avaz baran Hallac'a, Cneyd- i
Badadi'nin:
Artk bizim, senin haline mecalimiz yoktur." sznden sonra
Halla kendini anlayacak bir baka mrit arayna girdi, iin esa
snda Halla, Cneydln:
"Cbbemin iinde Allah'tan bakas yoktur." szn iittiin
de,
"ite beni anlayacak adam."diye umutlanmt.
Halla yine kendi halinde, suskun ve yalnz kalmt.
"Allah erlerinin yazgs bu demek ki." diyerek, iindeki atei iyi
ce harmanlayacak baka bir dergh aramaya niyetlendi. Beyazd
Bestami'nin:
"Allah benimle, biz Allah ile sohbet ederiz." sz ile halk
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


tarafndan dlandn duydu. Onu bulmalyd. Yanarda patlam,
lavlar pskrm, ate nehri ona doru srkleniyordu. Bestami'yi
bulmak iin Antakya'ya gitti.
Halla Antakya'ya bir yats vakti girdi. Habibi Neccar'n kab
rine urad. Dualar okudu ve bir marapa ile toprana su dkt.
Evlerde yanan kandiller tek tek snmekte idi. Minaresi yklm bir
camiye doru yneldi. Cami cemaatinden birisi ile karlat.
"Es Selamn Aleykm."
"Aleykes Selam."
"Beyazd Bestami'y bilir misin?"
"Bilirim."
"Kendisini nerede bulabilirim?
"Ne yapacaksn Bestami'yi?"
"Onunla hasbhal edebilmek iin ok uzaklardan geldim.
Gnlerdir yollardaym."
Adam, Hailac'n pejmrde halini dikkatlice szd. Bu da her
zamanki dervilerden diye, aklndan geirdi.
"ehir dnda khne bir kulbede yaar. ittiime gre, ken
disi yats namazndan sonra dervilere dersler verirmi. ehre pek
uramaz, umumiyetle kulbesinde oturur, tefekkr ve ibadetle
megul olurmu. Dilersen seni oraya kadar gtreyim."
"Allah raz olsun. Memnun olurum gtrrsen."
"Buyur gidelim o halde."
Gecenin zifiri karanln aydnlatan ay altnda, dar bir
kei yolunu takip ederek, Bestami'nin kulbesine vardlar. Destur
alp ieri girdi, Halla.
Bestami, ufak bir sofada, kedeki yer minderine oturmu,
rencileri ile derin bir sohbete dalmt. Kaps herkese, her za
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


man ak olduu iin, ziyarete gelen mehul misafiri yadrgama
dan, ba ile buyur edip selamlad, sonra eliyle oturaca yeri iaret
etti. Geri oturacak yer de kalmamt ama hep birlikte skarak,
bada kurup oturdular.
Beyazd Bestami, kendisine rehber olan Hz. Peygamberin to
runlarndan Ehli Beyt soyundan gelen Cafer Sadk Hazretleri'nden
duyduu bir olay anlatyordu. Sesi gr, ama yumuak, baklar
sert ama efkatli, slubu akc, ama anlamlar derindi. Beyazd y
le diyordu,
"Allah, mam Cafer-i Sdk'a kendi cellinden bir heybet ve
kendi nurundan bir nur vermitir. nk bu aziz ve muhterem Ehli
Beyt, Allah'a oka ibadet eden, manasz laflardan saknan, halkn
dknlk gsterdii eylerden yz eviren, olaylar karsnda sa
br ve metanet gsteren mkemmel bir insandr. Ayrca o erefli
ve kutsal ailenin bir ferdi olarak gzel ahlk, yakkl bir ehre ve
stn meziyetlere sahipti. Bir gn bana aynen unlan anlatmt:
Halife Mansur, kendisini saraya davet etmi. Halife herkesi k
k gren, marur ve kaba saba bir insanm. Karlkl konuurlar
ken Halife Mansur'un yzne bir sinek musallat olmu. Eliyle ko
valayp durmu, ama sinek Halife'nin bir yanandan kalkp, br
yanana konarm. Sinirlenen Mansur, Cafer Sadk Hazretleri'ne
sormu,
'Syle bakalm mam Efendi, Allah sinei niin yaratmtr?'
Cafer Sadk da hi dnmeden cevaplam Halife'yi,
'Senin gibi byklk satan kimseleri kltmek iin!"
Buna hiddetlenen Halife,
'Niin dier insanlar gibi benim etrafmda bulunmazsn? Bak
sana herkes bana kul kle olmak iin sraya girmi.'
'Bizim sizden bir korkumuz yoktur ki, yannza gelip sraya
geelim. Sizin de bir ahiret meseleniz yoktur ki, onu size anlata
lm. Sizi bir nimet iinde grmyoruz ki tebrike gelelim. Nihayet
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


iinde bulunduunuz nimeti bir felket olarak kabul etmiyorsu
nuz ki size taziyede bulunalm. unu iyice belleyin ki ilim denizine
dalan, sahil aramaz. Hakikat doruuna kan dmekten korkmaz.'
Cafer Sadk Hazretleri bana da aynen u nasihatlerde bulun
du. Size de aktaraym ki, aklnzdan kmasn,
"Bir kardeinin seni ktlediini iitirsen asla zlme. n
k onun, syledikleri doru ise bu, senin bana gelen abuk bir
cezadr. Eer dedikleri doru deilse, bu da senin ilemediin bir
iyiliktir ki o da sana sevaba dnr.
Bir mmin kardeine ait, ona yaktramadn bir sz, ya da
eylem duymusan, birden yetmie kadar mazeret kaps ara, yine
de bulamazsan,
'Belki benim anlayamadm bir zr vardr.'de ve konuyu ka
pat!" diye t vermilerdir.
te byle gnl dostlar, bu gece bir baka hl, bir baka sar
holuk iindeyim, sorulannz varsa, sorun. Ben de bildiim kada
ryla anlatmaya alaym."
Halla sorusunu sonraya saklamay uygun grd. 'Hele bir
sohbetin derinliini anlayalm.' diye dnd.
O esnada rencilerden biri,
"Hocam, bize ksaca farz ve snneti nasl anlatrsnz?" diye
sordu.
Beyazd hi dnmeden cevaplad:
"Snnet dnyay tamamen terk etmektir. Farz ise Mevl
ile sohbet etmek!" Toplulukta derin bir sessizlik oldu. Beyazd
devam etti. "Evet, isterseniz konuyu biraz daha aalm. nk
Peygamberimiz'in btn snneti, dnyay kalbe sokmamaktr.
Zira dnya ile ahiret tpk dou ile bat gibidir. Birine yaklar
san, dierinden uzaklarsn. Farzlarn hepsi Kur'an'da yazldr ve
Kur'an da bizi, Mevl ile sohbete anr. nk ondaki kelm, an
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


yce Allah'n sfatlarndan 'Kelm' sfatnn tecellisidir."
'Allah ile sohbetduyduuna inanamyordu Halla. Frsat do
mutu, imdi sorusunu sorabilirdi.
'Efendim balaynz, henz yeni katldm hasbhalinize, usu
l bozmak istemem ama 'Allah ile sohbet' sznz benim aklm
bamdan ald. En son ne zaman Yce Mevla ile sohbet ettiniz?"
Oradakiler Hallac'a fke dolu bakarak homurdanmaya ba
lamlard ki Bestami eli ile susun iareti yapt. Hallac'n sorusunu
tekrar etmesini istedi. Halla tekrar etti. Bir daha tekrar etmesini
isteyerek tam kez sorulmasn salad. Amac oradakilerin zihin
lerini prtela etmekti. Daha sonra iinden:
"Senelerdir byle bir sorunun sorulmasn bekliyordum, iyi ki
sordun yabanc." dedikten sonra, "Allah in son var mdr ki son
sohbeti sorarsn. Allah'n btn sfatlar ve isimleri sonsuzdur. Al
lah her an yaratmaya devam ediyor, yani Halik'tir. Yaratmas kesil
meyenin konumas kesilir mi?" diye sordu. Fakat Halla son dere
ce srarlyd.
"Siz en son ne zaman Yce Hak ile konutunuz? Ben onu duy
mak isterim." dedi yeniden.
"ah damarnn sesini, akn, arpn ve nefesini duyabiliyor
musun?" Halla, sessizce Beyazd Bestami'nin yzne bakyordu.
Onunla beraber, tm odadakiler de Bestami'nin sznn devam
na dikkat kesilmilerdi. Sorduu soru karsnda afallayan Hallac'n
durumunu anlayarak, konumasna devam etti Bestami. "O halde
arife tarif mi gerekir ki O'nunla en son sohbetimi merak etmi.
imdi sen syle, arif misin anlayalm. Arifliin nice haldir?"
Halla beklemedii soru karsnda armaktan memnun
oldu. Sohbetin tad imdi balyordu.
"Arif miyim, deil miyim bilemedim. Cevap kanmda yazldr,
okuyamadm.'
"Ey ynleri halla halla uuran adam! Ben okudum senin
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


kendi kannda okuyamadn. Kann nce su olacak, sonra kl.
Atein kaderi yani. rfan sahipleri tpk cehennem ehli gibidirler.
Onlar lmek ve dirilmek bilmeyen bir hayata sahiptirler. Yanarlar
ve sonra tekrar ve sonra tekrar yanarlar. Lkin onlar yakan bildii
miz ate deildir. Bu baka trl bir atetir, Ak ateidir. rfan sahibi
iin hl deil, hller vardr. nk onun d grn ve hviyeti,
bir bakasnn hviyetinde erimi, kaybolmutur. Nam, nian kal
mamtr. rfan sahibi uar gider, zahit ise sadece yrr. Arifler, d
leme bu yzden dargndrlar.'
"Hocam," dedi bir dervi, "D leme dargn olmak, Allah'n'Za
hir' isminin bir gerei midir?"
"Evet." diye onaylad Bestami, sonra ar ar devam etti:
"Bu isme sahip olanlar d leme dargndrlar. Onlar i
lemlerini sadece kendileri kalana kadar tamamen ayklamalardr.
Bylece lh kuvvet ve kudreti mahede etmilerdir."
"O halde onlar cennetliktir." dedi bir baka talebe. Bestami az
nce yana yakla konuan ancak i, arif misin deil misin sualine
gelince sus pus kalan Hallac'a bakarak,
"Bu soruyu misafirimiz cevaplarsa honut oluruz. Evet, sen ne
dersin bu soruya?"dedi. Halla nce soruyu soran renciye bakt,
sonra da sofada bada kurup oturan Bestami'ye. Sonra sesinde
naif bir eda ile:
"Eer Allah, cennet ehline cemalini gstermemi olsayd, on
lar cehennem ehlinin ateten kat gibi cennetten kaarlard."
diye cevap verdi. Halla uzun bir sre dald, sonra tane tane tek
rar anlatmaya koyuldu. "Bana gelince, otuz seneden beri Hakk'la
sohbet etmekteyim. Halk ise benim kendileriyle sohbet ettiimi
zannediyor."
Hallac' gzleri yaararak dinleyen Bestami derin bir ah ekti.
Sakalna kadar szlen gzyalarn cbbesinin kol tarafi ile sil
di. lk kez talebeleri Bestamiyi alenen alar gryorlard. Hayret
ierisinde donakaldlar. Onlar aradursun, Bestami sarsla sarsla
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


alayadursun, Halla nicedir iinde biriktirdii srlar dilinden ate
ten harflerle dkyordu. Comutu bir kere, yatan arayan rmak
misali nne kan ve kacak olan bentleri ykp gidiyordu.
"Bir gn eski gnl dostlarmdan birisi bana gelip, 'Tevekkl
nedir?'diye sormutu. Ben de ona,
'San, solun, her tarafn ylan ve akreple dolsa, kalbine bir ey
gelmemesi tevekkldr'demitim. Sonra da ilave etmitim. 'n-
k'demitim,'Allah'n adaletine, hikmetine, rahmetine ve ihsanna
ylesine gl bir iman vardr ki, byle bir iman sahibi, azap ile
nimet arasnda hibir fark grmez.
Birka kii "Allah!" diye haykrd ve inleyerek yere yld kald.
Beyazd dudaklarnda hafif bir glmseme ile evresine bir
sre sessizce baktktan sonra Hallac'a,
"Sizin eyhiniz kimdi?" diye sordu.
"Allah ile konutuunu saklamayandr eyhim. Bugne kadar
mrit bildiklerimin hepsi abdestini kan ile almaktan ekinir oldu
lar. O nedenle artk eyhim, mridim yok. Ancak sizin muhabbe-
tullahnz itiraf etmeniz beni size mrit eylesin. Msaadeniz olur
sa talebeniz olaym."
"stein nedir evlat?"
"Srr isterim."
"Ancak sr iin ser gidecek biliyor musun Halla?"
"Serden geerim."
"Kolunu kanadn kracaklar."
"Kolsuz kanatsz da Allah'a giderim."
"Derini yzecekler. Kemiklerin kl olup ge savrulacak."
"Allah'a zaten vcut ile gidilmez ki. Nem varsa gitsin. Ben sr
rm isterim."
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


"Sr sana gelir ama korkarm ki sen bu srr ifa etmeye ok
meyillisin."
"Akn sarholuundan duam, krm nida eyleyip bar
yorum. Srr ifa etmemeye direniyorum ama nafile..."
"Ah Halla ah! Daha annen ve baban domamken sen seni
grmsn. Sussan iyi edersin."
"Zikir, Allah' hatrlamak deildir, hatrlamak unutmayla ala
kaldr. Unutmusun Allah' bin kyamet kopsa ne fayda. Zikir,
Allah' anmaktr. Ann annda Allah'la olmaktr. Allah'la olan coar
ve cezbelenerek zikrullahta kalr."
Beyazd hafife ban kaldrd ve bembeyaz sakaln titreyen
eliyle uzun uzun svazlad. Sanki bambaka bir lemdeymi gibi,
sesi ve tavrlar deiti.
"Evlat!" dedi. "Senin eyhe, mride ihtiyacn kalmam. Biz-
leri de am, tamaya ramak kalm bir nehirsin. Dicle nehrinin
sularnda akacak kllerini grdm. Kapmza ne halde geldiysen,
o halde gitmeye bak. Sohbet soframzdan nimetlen ama ne beni
mrit say ne kendini mrit gr. Kann, lisannn kefaret suyu ol
sun."
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


te*
HALLAC'IN AKI TAVAFI
--------oot^sfo--------
Istrap hi bitmez. Gel ey yolcu seninle yrein
ateine deil, atein yreine yryelim. Bu bir
alveritir, ah vah etme! Ver cann, al binlerce dikeni
Zira tad kat hayat denen oyunun.
Bestami'nin duasn alan Halla, Mekke'ye gitti. Yirmi alt
yandayd. Hac yolunda almas gereken koskoca bir l vard
Mansur'un nnde. Gecesi bir bakayd, gndz bir baka. Ge
cesinde insann kann donduran bir souk, gndznde alev
alev solunan kor... Gecesinde bir baka gndznde bir baka
mahlkat. Bir damla suyun kymeti, bir lokma ekmein hasreti.
Ne varsa yolculua dair, hemen hemen hepsi ssz grnen ln
iinde sakl. Lkin srlarla dolu bu kum ynlarnn tesinde yle
bir yer var ki, ite oraya ulamak ve ulatktan sonra geriye bakp
le glp gemek iin cabas.
Secdeye yn olmu bir mabedin, o mbarek duvarlarna do
kunabilmek... Kbleyi ilk kez kar karya grmek... Grmeden d
nlen ynn, aslna yz srmek. O mabedin, ilk mabet olduunu
bilerek, akn sahibine gnlerce ibadet etmek, dua etmek, kulluk
etmek...
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Kbe!
Akn iinde kaybolan her inanann hasret duyduu tek men
zil ve o menzile ulamak iin katlanlan zorlu ve bir o kadar da me
akkatli bir yol... te o yolun sonunda yaanan ise scak bir gnn
sonunda tutulan orucun, bir yudum souk su ile almas gibi. Tu
tulan orucun sonunda, aslnda ulalann karlksz mukaddesat
olmasnn verdii huzur...
Mansur, lleri korkusuzca at. Dalar gznde bir saman
p gibiydi ve yoluna kan dikenler ipek. Urad her zarar,
binlerce fayda ieriyordu. Scak ve souk onun iin hurma misali
tatlyd ve bir yudum su gibi can alamaya hazrd.
Niyetin kblesi birden fazla deil. O nedenle ebedi mutlulu
un kblesi aktr. Nasl aktan aka fark varsa, sufilikten suflie
de fark vardr. Sahte aktan katm gibi sahte dervilikten de
kamalym." diye dnen Halla, hacca giderken Badat'a urar,
orada kendisini eyh Pir Cemal ve mridleri karlar. Hallac'n ze
rindeki devetynden elbiseleri grnce onu kmsemek iin
Pir Cemal,
"Seni grnce Allah'n cimaln (develerini) grdk." der.
Halla hi istifini bozmadan tebessm ederek,
"Keke ak gzyle baksaydn da her grdnde Allah'n
cemalini grseydin. Belindeki ssl kuan, ylann pulcuklarna
benziyor. Sana bir ev yaplacak diye bir ehir yamalanyor. Oysa
Allah'n evinden gzel ev mi vardr? Gnl evine leke srme, in
sanlar elbisesine gre deerlendirmek tasavvufun desturunda
var mdr?"diye cevap verir.
Pir Cemal syledii szden mahcup dnce Halla bu kez,
"zlme. Allah'n evine vardmda senin iin de tavaf edece
im ve affedilmeni isteyeceim." diye ekler.
nk biliyordur ki aldnda kapanmyorsa bir kap, a
lan kapdan kovulmu olarak girer insan. Susmaya talip olan akl
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


anahtaryla kilitlemiyorsa dilini, dnce penceresinde ne arar?
Hseyin Mansur'a ne olduysa hac esasnda oldu. Hacca Man-
sur olarak giden Hseyin, hacdan Halla olarak dnd. Allah'n evi
ne hicret etti. Allah'n emanet yk omzunda, Allah'n szlemesi
elinde, Allah'n rettii isimler yreinde, akn ruhu bedeninde
dnd. Kendi kendine yle dedi:
"Btn sermayen yokluk, btn yaptn sermayeden yemek.
Hayatnn hneri ne? Zarar etmek, kardan zarar deil sermayeden
zarar, hsran!"
"Ve asra yemin olsun ki insan daima hsrandadr(Asr/1)
Ey Halla!
imdi sen bunun adna yaamak diyorsun! Syle u vakte ka
dar ne yaptn? Gya yaadn! imdi elinde ne var? Kaybettiin yl
lar! Ne hale gelmisin? Ey Allahn emanetinden sorumlu olan! Ey
Allah'n meleklerinin secde ettii! Ey Allah'n yeryzndeki halife
si! Para oldun, ehvet oldun, yalan oldun, vahiletin, yrtc oldun,
kof oldun: iin bo, bombo. Pis, kt kokan bir amurdun. Allah,
bu amur olan sana kendi ruhundan fledi. Hani nerede o ruh?
Allah'n ruhu, lahi ruh. Ey amur yiyen karga! Varln bu batak
lktan, hayatn bu amur deryasndan kurtar! Allah'a ynel, inle.
Brak artk bakalarnn dudaklarna tatl nameler kondurmay.
Kendi sazlna ynel.
imdi ilahi derghn kapsn alma zaman gelmitir. Vakit
kapy vurma vaktidir: Zilhiccedir. Hac ay, hrmet ay. Arnma
zaman ve sen ey amur olan Halla! Allah'n ruhunu ara, arn ve
onun davetine "Lebbeyk* de. Mikat kefenini giy. Tek vcut ol, yani,
dem. Tek vcut ol yani, lm!
lmeden nce l!
Hayat elbisesinden syrl, lm elbisesini giy. eytan tala
ve iindeki benlik denen eytan iin bir mezar kaz: kendi cena
ze treninde kendi lmne ahit tut. Kendi mezarnn ziyaret
isi ol. Skt, tefekkr ve ak ile akn makamn tavaf et. Atein
163
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


yakmad brahim'i hatrla, ban kesmedii smail'i hatrla.
Hacer- l Esved'e dokun.
Dnya babo deildir, hangi yne gidersen git btn yollar
Kabe'ye kmyor mu?
Unutma Kbe ak merkezidir. Hz. Muhammedln ayann
dedii yerlere yzn sr. Senlikten, benlikten k, Hak ol.
Ne gzeldir tatan kp ban taa vurmak. Tavaf et, Allah'a
ynel.
"Rabbim! Beni nereye gnderdiysen gnlm hep buradayd.
Kaybettiim nem varsa kaybetmeyi sevdim. Kaybettike Seni bul
dum ya..."
Allah'a doru ynelite merhale vardr: Kbe, Arafat ve
Mina. Kabe'de dn, Arafat'ta dur ve Mina'da iindeki eytan tala.
Elbisesiz, iaretsiz, gsterisiz, sssz, maskesiz, kenarlksz saf bir
kullukla batan aa akn itiraf et. Susmasn bil, tefekkr et ve
unutma insanla Allah arasnda mesafe yoktur.
Hac, put krma yeridir. Putlarn kr da git ey Halla!
Ey O'nun ak hakknda beni knayan,
Bu knama ne zamana kadar?
Eer benim ona muhta olmamam salayan eyin ne oldu
unu bilseydin,
Kesinlikle beni knamazdn.
Halk iin bir hacdr,
Ben ise bende konaklayan bir dostu ziyarete gidiyorum.
Onlar koyunlar kurban ediyorlar,
Ben ise kanm ve canm hediye ediyorum.
Dk yzme kanszln
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Ak adna ne varsa
Ruhun gibi sat da git.
Ben yok iken ak yaratld. Sen yok iken ayrla yzn takld.
imdi sen yok iken her gece hzn ile dertleirim. Ben konuurum
hzn susar, hzn alar ben susarm.
Buna nazar diyorum. Nazar ile ryeti ayryorum. nk bu
ryet deil, ilk nazar. Gkte gnele, ayla, yldzlarla, seyyareler
le, ne ile ilgilendiysem hep seni bilmek; neye baktysam hep seni
grmek iindi.
Seni ilk kez grdm. Buna nazar diyorum. nk ben grm
yorum, sen grnyorsun.
Senin grndn yerdeyim imdi.
Ey Cebrail,
"Perdeyi kaldr." diyorsun.
Cebrail perdeyi kaldryor.
Nur perdesi bu, Cebrail onu kaldrnca cmert yzn gr
nyor. Ona doyamyorum. Benimle birlikte nice insan toplanm
buraya. Bize grnyor ve:
"imdi, herkes orada tapnd eye tabi olsun."diyorsun.
Hibir yrek yoktur ki senin ayrlnla kanlar iinde olmasn.
Keskin grl hibir kimsenin dncesi olmad halde, hibir
kimse yoktur ki.
Mekke'de bir yl kald. Bu bir yl boyunca ok sk bir ile, ri
yazet, zikir ve dier ibadetlerini yapt. Bu bir yl sre ierisinde
Mekke'de imdiye kadar grlmedik bir deti Halla yapyordu. O
da her gn gnein tam tepede olduu vakitte Hacer- l Esved'in
karsnda bada kurup saatlerce oturuyordu. Ne gnee ne de
yamura aldr ediyordu. Sadece abdest almak ve tavaf etmek
iin oturduu yerden kalkard. Bu vaziyette bir yl boyunca oru
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


tuttu. Mekke'nin zahitleri ve sufileri grmeye alk olmadklar bu
durum karsnda Halla iin dedikodu retmeye baladlar. Onun,
cinleri etkisi altna aldn ve cinlerle konutuu dedikodusunu
yaydlar. Hatta daha ileri gidip Hallac' tahrik etmek iin uratlar.
Onu alaya aldlar. Mekke eyhi El Maribi Halla iin,
"u akna bakn. Oturmu, Allah ile sabr yar yapyor!" di
yecekti.
Hallac'a ne olduysa, hacca gittiinde oldu. Hseyin Mansur
olarak gittii hacdan, Hallac Mansur olarak dnyordu.
O, Hacc ikiye ayrr: eriatn hacc ve Akn hacc...
Srma sim bir hilal gkte ykselirken Halla, oktan le var
mt. ln uultusunu dinledi. Dnyann bir adnn da yalnzlk
olduunu bildi. Seslerin en iteniyle, en i eki hali ile:
"Ey kalpleri ekip eviren, aan deitiren, ok yorgunum. A
kna talibim. Haret, bahet, dnyann esaretinden al syr beni, al
yanna!"
Hallac'n alnnda bir dnya yorgunluu, bedeni ter damlas.
Sakal rzgr kokusunda, elleri tuz atla dt memleketin yol
larna.
Halla birinci haccndan dnte bir beldeye urad. arda
bir adamn duvar dibine diz km aladn grd. Yanna var
d, sordu alaynn sebebini:
"mmeti Muhammed evlad hayrdr ne derdin var da alar
sn?
"Sevgilim vefat etti. ok gzeldi ve beni ok severdi. imdi
ayrlna dayanamyorum, ona alyorum"
"Madem sevgilin lp gitti, git yeni bir sevgili bul. Ama dikkat
et, bu sefer ak olduun sevgili lenlerden olmasn."
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Halla birinci hac dnnden hemen sonra Basra'ya geldi.
Ancak Basra'da hibir ey brakt gibi deildi. Halk ii gc brak
m onun dedikodusunu yapyor, Hallac' fitneci olarak anlatyor
lard. kiyzller, kskanlar, Hallac'a kar bir haset cephesi olu
turmutu. Hangi ehre gitse hep dedikodu hep iftira vard. Halla
ise hep susuyordu.
Artk Arap yarmadasndaki tm ehirler Halla iin yaan
maz, iini daraltan bir yer olmutu. O da Asya'ya Trkistan, in ve
Hindistan'a gitmeye karar verdi.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


HALLA YNSZ BR YOLCULUA IKAR
-------- -ooGag^c---------
lde yolcuydum, baktm ki ben l olmuum.
Bir kum tanecii nasl olur da lde kendini kaybederse
ben de Onda kaybolmuum!
Hak klarnn yazgsnda mutlaka hicret vardr. Akn yol
cular yola dmeden yreklerine har rzgr almazd. Nebiler ve
velilerin hep kaderleri aynyd: Kavimlerinin eziyeti, dile dmek,
dilden dile aslsz dedikodulara malzeme edilmeleri. ftira, ihtar,
devrin her ilesinin zerlerine gelmesi. Doduklar topraktan sr
gne salnmalar. Deil midir ki aka den, yola da dmeliydi.
Halla da ayn kaderin yokuuydu. Bkknlktan deil, krgnlktan
hi deil atein ta iine yrmenin tek aresiydi, yollara dmek.
Besmele ekti. Bilinmez diyarlara doru yola kt. nl ndus
nehrinin kysn takip ederek Hindistan'a varmaya niyetlendiyse
de, aylarca sren kara yolculuun zorluu kendisine hatrlatld
nda gemi ile gitmenin daha uygun olacana karar verdi. Yaya
olarak ran'n dousuna geti veTuzivar ln soluna alarak g
neye doru ilerledi. Srayla Kum ve Isfahan ehirlerini de geride b
rakarak, Basra krfezine ulat. Burada yelken aarak nazl bir gelin
gibi yol alan bir gemiye binerek Hrmz Boaz'mn dar geidini
de atktan sonra, Umman Denizi'nin dalgalar ile boua boua
Sind blgesine ulat. Sind, Hindistan topraklarnn en batsndaki
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


yreydi.
inds nehri, Himalayalar'n eriilmez zirvelerindeki buz ve kar
ktlelerinden beslenerek aaya doru kvrla kvrla akar ve Hint-
lilerce kutsal saylan Ganj nehri ile birleerek Umman Denizi'ne
dklr.
slam Peygamberinin ahirete miracndan hemen sonra scak
ve kavurucu havadan bunalan baz Mslman gruplar, yeni bir
yurt aramak sevdasyla bu bilinmez blgelere doru yola kmlar
ve ndus nehri kylarna yerlemilerdi.
Hindistan halk, asrlardan beri tapmaklarda binlerce ilaha ta
pyor ve asla oklu ilhlarndan vazgeecek gibi grnmyorlard.
Buraya g eden Mslmanlar, o kadar uramalarna ve btn
ikna glerini kullanmalarna ramen, yerlilerin pek az tek lh
olan Allah'a imn edebilmiti. Ancak Hintlilerin ta ilerine kadar
sinmi bir mistik duygu vard ki ite Hallac' etkileyen de bu kar
konulmaz inan olmutu.
Halla, bu vadiye geldiinin haftasnda o ok merak ettii ta
pmaklardan birine doru yrm ve ierden tatl bir mzik sesi
duyunca ii rpermiti. Hafif bir ritim eliinde, derinden gelen bu
duygulu titreimlerin yayd mistik ezgi, Hallac' birdenbire ken
dinden geirmiti, gzleri kapal, sessizce orada ylece tapnan
grkemli kapsnda kalakalmt.
Daha sonra tapmaktan kan yerliler, kendilerini seyreden
gizemli ziyaretiyi merakl gzlerle szmler, kyafetinden ve
renginden uzaklardan geldiini anlaynca konumak iin etrafn
evirmilerdi, ilerinden biri sormutu ona:
"Sen buralardan deilsin, herhalde Mslmansn?"
Halla ba ile'Evet'anlamna gelen bir iaret yapmt ve bu
kez soruyu soran o olmutu:
"Az nce aldnz neydi?"
Pembe renkli elbiselere brnm Hindulardan biri glerek
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


ve sanki onun bilgisizlii ile alay edercesine yle cevap vermiti:
"Hi duymadn m, ak tanrs Bhakti iin alyoruz."
"Ne tanrs, ne tanrs?"
"Ak tanrs!"
"Ne i yapar sizin bu tanrnz?"
Adamlar onun cahilliine verip, sabrla cevaplamlard:
"Ak tanrmz Bhakti, bize bereket verir, hayat verir, yaam ve
rir."
"Bu sylediklerinizi sadece ve sadece Allah yapar, bakas de
il!"
Hindular laf deitirmek iin sormulard:
"Sen nereden geldin?"
"Badat'tan"
"Badat' duymuluumuz vardr. Buralara ne diye zahmet
edip geldin?"
"Szleri tanmak, deiik yerler, farkl insanlar grmek, onlarn
dinlerini renmek ve inanlarn anlamak iin. Ama imdi reni
yorum ki, benim imanmla sizin inanlarnz ok farkl. Sizler bin
lerce ilaha inanyorsunuz, ben ise bir olan Allah'a!"
"Bizi tanynca daha iyi anlayacaksn. Bizim 'bin tanrmz' de
diimiz, aslnda btn bir dnyadr, gkyzdr, tm kinattr. O
hem her eydir hem de her eydedir. O her eyi yaratr ve dzenler.
Onun varln biz oklukta seziyor ve tek olann, okluktaki dei
en suretlerini alglyoruz."
"Sama! Islm Peygamberi putlara tapnmay yasaklamt, siz
tek olan Allah'a ortak kouyorsunuz, bylece en byk gnah ili
yorsunuz. Sonra sizin kitabnz da yok."
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Halla szn yarda kesmiti, nk az tede yerde bada
kurup konuulanlar can kula dinleyen ihtiyar bir Hindu, yavaa
ayaa kalkm, ona doru yaklayordu. Dier yerliler yal adama
hrmetle yer aarak daireyi genilettiler.
"Evlat!" demiti ihtiyar bilge, elini Hallac'n omzuna koyarak.
Sonra munis ve tatl bir sesle devam etmiti. "Muhammed'in is
mini duymuluumuz vardr. Hi kuku yok ki o bir Hak Peygam
beridir. Kitab olan Kur'an' da biliriz. Bizim kitabmzn olmadn
syledin. Aslnda sen bir kitapsn evlat! Eer kendini okuyabilir
sen, tekrar ediyorum, eer okuyabilirsen tm kinatn sende sakl
olduunu sezeceksin. nk bu lem btnlk iinde bir kitaptr.
u
"Sizin ne demek istediinizi anlyorum."diye cevaplad Halla.
Sonra ksk bir sesle ve son bir gayretle szlerine devam etti:
"Anlayamadm ey, bu okluk dnya iindeki bin tanrlar
nz. Bizim inancmza gre, bu okluk ve Allah'a ortaklk byk bir
gnah saylr. Siz yaratlanlara mteekkirsiniz ama yaratana ga
filsiniz.
Akllar yce Allah' bilmek ve anlamaktan acizdir. nsanlar
Allah' bilemezler ve anlayamazlar; ancak yarattklarna bakarak
Allah'n yapt, yaratt eylerden yola karak isim ve sfatlarn
tanyabilirler. Bu sebeple insan mahlka bakarak "Hlk", sanata
bakarak"Sani"i, rzka bakarak "Rzk", varlk, sanat ve rzk aynasn
da tanmaya almaldr. Yce Allah zatn tantmak iin mahlkat
yaratm, varlk aynasnda zatn, esma ve sfatlar ile tanyarak
iman etmeleri iin de insan yaratmtr. Bunun iin insana akl,
hissiyat vermitir. Yce Allah, insan bir damlack kan phtsndan
yaratmtr. Etrafnzdaki mahlklar da ayn ekilde yaratmtr.
Buna mukabil yalnz insana fikir ve feraset bahetmitir. Onu gr
meyi neden bu kadar istiyorsunuz anlamyorum? Onu hissetmek,
yaratlan her ne varsa, onlarn znde Allah' aramak neden sizlere
bu kadar zor geliyor?
Ona artsz, pazarlksz iman etmek ve kalbinizde onun n
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


bulmak... te dorusu budur."
Orada bulunanlar Hallac'n szlerinden tesir duydular. Onu
sofralarna davet ettiler. Halla orulu olduunu syleyip teekkr
ederek tapnan giri kapsndan tepesi karl dalara doru y
rd.
Hindistan'dan sonra yzn kuzeye evirmiti.Ta uzaklara Se-
merkant, Niabur ve Horasan'a kadar uzanm; ok yerler grm,
ok kiilerle tanm, oralarda vaaz vermi, slm' anlatm, tebli
grevini tamamlamak iin var gcyle almt. Asya'nn slam-
latrlmasndaki en ok gayret Hallac'n vesilesi ile olmu, onun
irad ile kabileler Mslman olmutu. Tarikatlarn douuna ze
min oluturan da Hallac'd. Her gittii yerde yeni dostlar buluyor
du, zaten hretini yakndan bilenler, onu misafir etmek iin adeta
yaryorlard.
Trkistan seyahatinden sonra yllardr kald ve birok insan
Mslman yapan Halla, artk memleketine dnme vaktinin geldi
ini anlad. O senenin Hac mevsiminin de yaklatn bildiinden
nce ikinci haccn yapp sonra da Badat'a dnmeye karar verdi.
"Ben gen iken de byleydim imdi de byleyim. nemli olan
zenginlerle fakirler arasndaki eitsizlik deildir. Zenginlerin bu pa
ralarn sorumlulukla harcayp harcamamalarna bakmak gerekir.
Zengin olup da zekt vermemek suretiyle emirlere itaat etmeyen
gnahkr bir kul olmaktansa fakir olup da bu sorumluluktan kur
tulmay yelerim. unu unutma, yaptklarmzdan da sorumluyuz,
yapmadklarmzdan da. unu da unutma, esas zenginlik kr
dedir. kr etmedikten sonra 'Dnya'lar yesen ne fayda. krle
baladktan sonra bir kuru ekmek demez mi 'Dnyalara?"
Halla, seyahatleri srasnda zaman zaman kum frtnalarna
da yakalanmt. Hi unutmuyordu, Hinduku dalarn amlar,
Pamir ovasnda birka hafta mola verdikten sonra, Taklamakan
lne varmlard. l aarken gne, kuru bir ceylan derisinin
ardndan grnyormu gibi yar saydam bir halde gkyznde
asl duruyor, sema sapsar ince kum tanecikleri ile sanki yeryz
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


ile birleiyordu. Frtna ylesine iddetliydi ki uultusundan insan
lar birbirleriyle konuamyor; km develerin ayaklar altnda
kum yememek ve solumamak iin yzleri rtl halde melerek,
birbirlerine sarlarak bu vah felaketin bitmesini bekliyorlard, du
alar ederek.
Buralarda tabiat ok sert ve acmaszd. Kendi kendine mrl
dand:
"Hayvanlara bir bak. Hayvana ot verilir, st alnr. nsana bilin
verilir, ak alnr."
Bylece be yl sren yolculuunda kfr ve irk beldeleri
diye tannan topraklarda tebli grevini srdrd. zellikle henz
Mslman olmam Uygur Trkleri arasnda vaazlar ve sohbetler
yaparak onlarn Mslman olmasna vesile oldu.
Halla, Asyadayken Badat ve dier slam ehirlerinde Kar-
mati ayaklanmalar balamt. Gizli bir yeralt ehri olan Karmati-
ler ehl- i snnet inancn ykmaya alan, halk halifeye kar ayak
landran, retilerini ia'nn arpk kolu Sebeiyye'den alan, Yahudi
din adamlar tarafndan desteklenen bir tekilatt.
Karmatilerln ncelikle yakp yktklar yer tekke ve medrese
ler oldu. Tasavvuf dman olan bu tekilat ne kadar sufi varsa or
tadan kaldryordu. Halk Karmatilerden nefret eder olmutu.
Horasan, Trkistan, Sicistan, Talekan ve Maveran nehir, Ke
mir ve Kirman olmak zere tm Asya'y Mslmanlatran Hallac'
ne yazk ki, Mslmanlar yakp, kllerini savuracaklard.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


HALLACIN HAC HASBIHALLER
----------------o ^ ? ) o o ---------------
Ak olan da Odur. Ak olan da. Aka cevap veren de...
Konuan diller, susan kalbin helakidir.
Ey sufi! Sen akn Haccna gel!
Tavaf ehadet olan hacca.
Hindistan'dan deniz yoluyla Hicaz'a gelen Halla btn bu
olan bitenlerden habersiz ikinci haccn yapyordu. Yani ikinci ke
limeyi almak iin. kinci kelimeyi almadan ilk haccnda duyduu o
ilk kelimeyi anlamayacakt:
"Ene'l..."
kinci kez geldii Hac vazifesinde hemen hemen her gn
orulu, gn boyunca tavaf ve ibadetle geiren Hallac' grenler
ona kar hayranlk duymaya baladlar. Hallac'n gece Kbe'nin
hemen dibinde otururken grenler yanna iliip selam, hal hatr
sual ettikten sonra onun yreindeki takn aktan, ilim ve irfann
dan nasiplenmek istiyorlard. Halla da ok uzun olmamas kayd
ile hasbhal etmekten haz alyordu. Yanna gelen mridi olmaya
alan bir grup delikanl onu gzyalarn silerken buldular. Ses
sizce bekletiler. Az sonra ilerinden birisi:
"Muhterem efendim, 'Kendini bilen Rabbini bilir.' sz ok
bilinen ve kullanlan bir ifadedir. Ksaca bu hadis, hangi anlama
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


geliyor?" diye sordu.
"ok ksa olarak sylyorum ama bu sz ancak ciltlerle kitaba
konu olacak kadar genitir. Bu kutsal szn anlam udur: Kendi
nin fni olduunu bilen kii, Rabbinin bki olduunu bilecektir."
"Hocam, Hz. Peygamberimize neden'Mustafa'diyoruz?"
"Bunu yle bir misalle aaym: Nasl ii su dolu olan bir kap
boalrken, iine sudan daha hafif olan hava giriyorsa, kii de nef
sini younlam ktlklerden arndrdka, saflaarak ltif ve ka
tksz bir hal alr. Aslnda nefsin ilimle ve dolaysyla aklla olan ilgisi
ve ilikisi vardr. Saf bir nefis, ilim sahibi olmann bir gstergesidir.
Bylece insan, bedenine arlk verirse karanlkta; yok eer ruha
deer ve pye verirse aydnlkta ilerler. Nefis mertebeleri yksel
dike ahlk, erdemlik ve saflk gibi nsan vasflar da geliir. Unut
mayn ki, Hz. Peygamber, 'Safiye' mertebesinde bulunduu iin
onun ismi saflam szcnden treyen,'Mustafa'ismini alm
tr."
Mustafa ismini duyan btn oradakiler,
"Allahmme salli al seyyidina Muhammed" diyerek Hz.
Muhammed'e salvat getirmeye baladlar. Haremin her taraf
salvat ile yankland.
"Diliniz salvat getiriyor, ama Mustafa'nn temizliini anlaya
bildiniz mi acaba?"
Mritlerin hepsi sustular. Halla devam etti:
"Mustafa'nn nnde o perian akln kurban edersen, ak de
nizinde boulursun.
Eer bedene arlk verilirse, her trl ruh anlam ve kav
ramlar deerini yitirir. Bu nefis, ilk mertebe olan aa derecedeki
'Nefsi Emmare' ismini alr. Bu derecedeki nefis, ylesine zifiri bir
karanlk iindedir ki, Allah dhil hibir eyi gstermez. Kr, pasl,
pis ve irkin bir ayna gibidir. nsan hasletlerden haberi olmayan,
duygusuz dncesiz, talam, klelemi bir nefistir. Bu merte-
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Kur'n'da bu nefis iin, "Muhakkak ki nefs ktl emredici
dir." (Yusuf/ 53) yeti belirtilmitir. Eer kii, vicdan muhasebesi ile
yapt her eit ktlkten syrlp doru yola gemek isterse bu
sefer karsnda'Nefsi levvame'yi bulur.
Nefsi levvame, nefsin ikinci mertebesidir.
'Kendini knayan nefse yemin ederim' (Kyamet/ 2) yeti, bu ger
ei yanstan anlaml bir hkmdr. Bu aamada nefis, yapt ve
kendince iyi olmayan niyet ve davranlardan pimanlk duyar. Bu
tr bir nefse sahip olan kii, Rabbi'ne kulluk etmedeki kusurlarn
dan dolay kendini knamaktadr. Kendini ktleyen nefis, aslnda
iyilie doru ynelmenin ilk iaretlerini verir. Zaten levvame de
mek, knayc demektir. Levvame, ylesine bir bak srtdr ki deil
yllk, aylk ve gnlk deiimler, bir anlk sapma dahi bu nefsin bir
aa dereceye dmesine neden olabilir. yle ki Allah' zikreder,
hamd eder, sonra gaflete dner, imana ynelir, ama sonra vazge
er, Allaha snr, ardndan hemen kar koyar. taat eder, gnah
iler, kzar, sevinir, sever, nefret eder. Ksaca her an renkten renge
girerek bir o yana, bir bu yana dnerek; kulluk, namaz, niyaz, oru
ve hac gibi ibadetleri yaparken, bunlarn yannda kahr, gizli riya,
bakalaryla ekime, kimseyi beenmeme gibi sfatlarla karar
sz, tatminsiz bir hl iinde mr srer. Eer kii bu 'alacakaranlk'
mertebeden de syrlrsa, n biraz daha alr ve karsnda 'Nefsi
mlhime'yi grr.
Nefsi mlhime'ye ykselen bir kii, duyduu pimanlktan
tr artk bir daha o eit hatalar yapmamaya alr. Bu ma
kamdaki bir insan, Allah'tan gelen ilhamla ereflenir, kalbi giderek
aydnla ve parlakla doru yaklar. Hayr erden ayrteden bu
nefis, iyi ahlkla basiretinin almasn salar. Buna ramen, nef
si mlhimenin 'kular', bazen takva, bazen de gnah vadilerinde
uuup dururlar. Bu duruma erien bir kul; ak, kanaat, alak g
nlllk, tahamml, iyi zan gibi olumlu ynlerle dikkat eker. Akl,
hikmet, hayr, fazilet ve sabr da ahlk btnl iinde yer alr.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Aslnda nefsi mlhimenin makam ak makam saylabilir. Bu
tr nefis, kh alayp szlanarak ac eker kh sakin ol jr, kh feryat
eyler, kh kalbini ihya eder, kh terk eder, kh k, kh mauk, kh
talip, kh matlup olur. Bu tr haller Allah'n isimlerinin sonulardr.
Allah'n Vel kullar, bu varlk denizinde ak ile yolculuk ettikle
rini sylerler. Onlarda istirak halindeki akn sevinci tm benlikle
rini sarp sarmalamtr. Bu nedenle asl gayeye ynelirler. Bylece
kalp gz alan bir mmin, her yerde Rabbinin lh tecellilerini
mahede eder. Bu durum bir keramet deil, irfan ve marifete
dnm bir ilimdir. Gnlde mevcut lh akn bir rndr.
Bylesine stn bir bilgi, anlay ve kavray yetenekleri ile dolu
olan Allah dostlar, rzgrn, rmaklarn ve dalarn dilinden ko
numular; gllerden, aalardan, ieklerden, kurt ve kulardan
ibret alarak, hayatn en st dzeyde gerekleri ile hemhl olarak
gerek anlamda hayattan tat almlardr. Ne mutlu onlara!
Onlar ayktrlar, uyanktrlar, dikkatlidirler!
Bylesine ayk kiilerin nazarnda aalarn yeil yapraklar
bile koskoca bir divndr. Her zerre onlar iin Allah'n lh sanatn
ifa eden byk bir kitaptr!
Nefsi mlhime sahibinin geneldeki zikri:
'La mahbube illallah yani Allah'tan baka sevgili yoktur.'anla
mn tar. Allah aknn yreini yakmas ile zikrin harareti vcu
dunu tamamen sarm, btn organlar kendiliinden zikretmeye
balamtr. Bu mertebenin en byk tehlikesi, nefsinin kendisine:
'Artk sen ok ilerledin, mjdeler olsun, senden ibadetler kalk
t' demesidir. Kur'n'da, bu konudaki u yet, bu geree iaret
eder:
"Ona (nefse) bozukluunu ve korunmasn (isyanm ve itaatini)
iiham edene andolsun." (ems/ 8)
Drdnc mertebedeki nefse'Nefsi mutmainne' diyoruz. Al
lah, Allah! yle bir dnsenize! Basamak basamak merdivenleri
kmak, yukarya, ykseklie trmanmak ne kadar g, ne kadar
178
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


zahmetli ise o kadar da huzur ve zevk vericidir.
nk
"Ey huzura eren nefis0(Fecr/ 27) ayeti bu gerei aydnlatan
kuvvetli bir ktr. 'Mutmainne' demek, tatmin olmu, kanaat ge
tirmi, tam teslimiyete ermi demektir. Kalpte artk kt zellikler
kalmam, tamamen gzel ahlkla donanmtr.
"Onlar ki imn edip ancak Allah' zikirle mutmain olurlar"
(Ra'd/ 28) yetini dikkate alarak, u ilgin karakterleri sergilerler. Bu
kiiler; cmertlik, tevekkl, sabr, adalet, yumuak huyluluk, mer
hamet, gler yzllk, kalp sevinci, stn bilgi, kusurlar rtme ve
hatalar balama gibi yksek ahlk ve erdemlilikle kendilerini
balayanlardr.
Bizden nce gelen baz din bilginleri, nefsi mutmainne maka
mn e ayrmlardr ki bence de dorudur.
Nefsi mutmainne sahipleri zikir olarak, "Hayy" (hayat, diri) is
mini ok kullanrlar.
Ancak biraz nce de belirttiim gibi, nefsi mutmainne basa
mandaki bir kii, artk ne kadar alrsa alsn, ne kadar ok
aba gsterirse gstersin, eriebilecei makamn sonuna gelmi
tir. Bu makamdan sonra gelecek makam, sadece Allah vergi
sidir. Allah'n setii ve beendii, bir anlamda zel vazifelerle
yeryzne gnderdii en sekin, en mmtaz ahsiyetlerdir. te
imdi, beinci dereceden nefis mertebesine geiyoruz.
Bu nefsin ismine'Nefsi rziye'ismi verilir.
"Raz olmu ve kendisinden de rz olunmu olarak Rabbine
dn!" (Fecr/ 28)
u ifadeye bir bakn ey derviler! Kul, Allah'tan rz olacak;
Allah da kulundan rz olacaktr. Bu ne mthi ne muhteem bir
mertebe, ne mmtaz bir makamdr!
Bu makama erien bir kii, Allah'n Cemal ve Celal sfatlarnn
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


tecellilerini gnlnde yaatt iin, hibir zaman zntye ve ke
dere boyun emez. Hepsini'kader'erevesi iinde deerlendire
rek, Allah'tan baka her eyi unutarak, tam bir teslimiyet ve rz ile
'fen' mertebesine ulaarak,'La mevcuda illallah'anlamnn, ufuk
lara smayan geniliinin idraki iinde, dnyadan vazgetii gibi,
ahiretten de vazgeer! Onlar:
'Allah'm maksadm sensin, istediim de sadece senin rzan-
dr.'diye secdeye kapanrlar.
Nefsi rziye sahibi bir insan, mn leminde, btn varlklar
yok olmu halde grr.
te nihayet, gele gele, geldik son makamdan bir nceki'Nefsi
marziye'mertebesine. Nefsin bu altnc mertebesinde ilim ve irfan
o derecelere varmtr ki nefsi marziye mertebesindeki kii, sadece
'hayret'te kalr!
!Allah'm! Sen benim hayretimi arttr' yksek sz, yce Pey
gamber tarafndan ifade buyrulan ve bu makamdaki pek az kiiye
nasip olmu stn bir mertebedir. Onlarn ilmi'lmi Ledn'dr. Bu
isme dikkat ediniz. Ledn ilmi, Kurn'da ismi geen bir bilgi ok
yanusu, bir ilim deryasdr ki bundan grnecek bir damla bile,
normal insan neredeyse kr edecek kadar parlaktr. Bilmek, bo
gzlerle seyre dalmak deil, hikmet ve srr zmek demektir.
Bilmek, her eyi kendimizin bir paras yapmak demektir.
te bu bilginin odaklap, younlap, kiinin ruhunun derin
liklerinde kk salmasna'irfan'denir.
rif olan kii ise sahip olduu bu bilginin uzak ufuklardaki sr
lar, hikmetleri ve lh tecellileri 'yaam'; eksiksiz ve katksz Allah
bilgisi demek olan 'Marifetullah'tam anlamyla kavram insandr.
Bu olgunlua phesiz herkes eriemez. Bu mertebeye ulaama
yanlara,
'limdir, ama rif deildir.'derler.
evrenize bir bakn. ok yaprak, az meyve vardr. Bu tabiatn
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


ftratdr. Bir de yaknlarnza bakn. ok sz, az icraat vardr: bu da
insann hatasdr. Szn ettiim kiiler az szle ok i yapanlardr.
Bu makama erien nadir bir insan, Allah'n halifesi unvann da
zerinde tamaya hakkyla lyk olmu, Allah'n ahlk ltfedilmi,
beer sfatlardan tamamen arnm ve temizlenmitir. Onlarn
her yan, Allah'n nuru ile dolup dolup tamtr. Keif ve keramet
gstermeleri, nefsi marziye iin iten bile deildir, ama bunlara te
ebbs ve tevessl etmeyecek kadar alak gnlldrler. Halk ile
Hakk'n sevgisini bir arada tutup,'Fena fllh'makamn da atlayp,
'Beka billh' makamna erimilerdir. Onlar, sevilen Zt'n muhab
beti ile mptel olmulardr. Ne mutlu onlara!
Tasavvuf terbiyesinde nefsini arta arta, derece derece, ka
deme kademe ilerleyenlere'Seyri Slk'ad verildiini duymusu
nuzdur.
Seyri Slk'un en son mertebesi olan safiye mertebesine de
'Nefsi safiye'veya 'Nefsi kmile'ad verilmitir. Tekrar ifade etmek
gerekirse, nefislerin, bu son mertebesine sradan yaratlm insan
lar ulaamazlar.
Tabiatta yedi renk olduunu hepimiz biliyoruz. Gnete yedi
renk olduu halde gne nlar renksiz veya sanki beyaz gibi
grnyor yahut renksizlik, aslnda tm renklerin karmndan
meydana geliyorsa, 'Safiye' dediimiz son aamadaki nefis de ay
nen bunun gibidir. Dier tm mertebeleri kendinde toplad iin
hepsinin rengiyle beyazlam, saflam ve saydam hale gelmitir,
ite bu mertebeye ulam bir insana artk teki renklerin boyun
eecekleri ve ona tbi olacaklar aktr.
Ey Derviler! Artk yoruldum, baka sorularnz varsa isterse
niz onlar daha sonraya brakalm, ne dersiniz?"
Derviin biri itiraz edecek oldu.
"Sohbetin en tatl yerinde brakyor, bizi de bu ilimden mah
rum brakyorsunuz efendimiz. Msade buyurursanz unu soraca
m. Acaba iinde bulunduumuz bu asrda 'insan kmil'dediimiz
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


safiye makamndaki kii kimdir?"
"Siz gya dervi olmusunuz, ama hl evrenizde olup bi
tenlerden habersizsiniz. Elbette bu asrda da, her yzylda bir kez
gelen bir kmil insan vardr. Esasen kmil insanlarn asl kayna
n Peygamberimizin soyunda aramak lzm gelir. Onlar Ahzap
Suresi'nde belirtildii gibi, tertemiz olarak bu makama Allah'n iz
niyle oturmu ve kutsal dedelerinin ilmini yayma konusunda asil
bir grevle grevlendirilmilerdir."
Dervilerden bazlar Hallac'n azndan kan btn szle
ri, kda yazmaya alrken, dierleri de ondaki bu olaanst
hlin hayret ve deheti iinde birbirlerine akn gzlerle bakyor
lard. Halla ise kendi kendine mnldanmaktayd:
"Bana bakanlar gvdemi grrler. Oysa ben baka yerdeyim.
Beni gmenler gvdemi gmerler. Oysa ben baka yerdeyim.
Gzleri perdeli olan, bendeki beni gremez!"
Birka kez bu szleri tekrarlayan Halla, eritii makamn,
bnyesindeki iddetli sarsntsna daha fazla dayanamad ve haz-
zn arlna tahamml edemeyerek yere ylp kald.
Derviler yerde baygn yatan mridi kucakladklar gibi re
vaklarn nne getirip bir hasrn zerine boylu boyunca yatrdlar.
zerine bir ilte rtmeye alrken baygn Halla ayaklarn ve diz
lerini kasna doru ekmi, ban karnna doru emi bir vav
harfi haline gelmiti. ardlar. Dua okuyup onun yzne doru
fleyip oradan ayrldlar.
Hallac'n bu ikinci haccnda grlmedik ikinci bir olay daha
yaanyordu. Arafat'ta vakfedeyken bara ara giderek nne
gelen haclarn yakasndan tutup,
"Ne olur bana eziyet edin. Bana vurun. Nefsimi yerlerde s
rndrn" diyerek yalvaryordu.
Hallac'n bu istei karsnda haclarn bir ksm Hallac'n ha
line acyor bir ksm da kahkaha ile glyordu. Halla veda tavaf
iin Kbe'ye gittiinde her aftta yksek sesle bararak vaazlar
182
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


vermeye balad. Halk etrafnda birikti. Hallac'n konumalar onla
r ok etkiledi. Halla Kabe'nin avlusunda sabahlara kadar sohbet
etti. Hepsi Hallac'n mridi oldu ve ona:
"Sana bir medrese verelim. Hangi imknlar istersen salaya
lm. Ne olur bizi brakma. eyhimiz ol."dediklerinde o,
"Ben buraya eyhlie deil, ehitlie geldim." dedi.
Halla ikinci haccndan ikinci emanetini alarak Badat'a d
nyordu.
"Hakk!"
kinci hac dn Halla artk eski Halla deildi. Kabna s
mayan Halla durulmu ve susmutu. Sohbetten muhabbete co
an sel uzlet iinde kendine susmutu. Her susu bir ateti onun
iin. Srrn susma makamnda yreini saracan biliyordu ve yine
biliyordu ki gerek ak insann ruhunu ve bedenini esir eden cin
sel arzularla dolu beeri sevgiden gemiyordu.
Akn gei yolu yaratcya verilen sz tutmaktan geiyordu.
Kor ateler ierisinde yanyordu Halla. Yandka daha ok susu
yor, sustuka daha ok yanyordu. Batan ayaa btn varl ate
ler ierisindeydi. Hocas Bestami'nin szn hatrlad:
"Bir sufi ak iin atelerde yrr ama bu yrme dier yr
melerden farkldr. Bu yolculukta ayak ban yerinde olmaldr."
Hocasnn szlerini anlamasna anlamt da bu sz iin az
nn bentlerini ykmamaya nasl dayanabilirdi? Krk gn kendini bir
odaya hapsetti. Krk gnn sonunda ilahi akn sarholuundan,
sehven unutup da bu iki kelimelik cmleyi azmdan kartmam,
diye dnyordu ama nafileydi. nsanlarn arasna karmak ilahi
cezbenin sevincini paylamak istiyor gibiydi.
Sokaa ktnda kubbe ve minarelerin kendi bann etra
fnda tavaf ettiini grd. Ba ona ait deildi sanki. Sanki dili de
onun idaresinin dna kmt. Bu kendinden gemilik ve cez
be haliyle kh meclisten arya kh ardan meclise kouyor.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Gittii her yerde nefes nefese elindeki asasna dayanp ilahi ak
konu alan iirler okumaya balyordu. te yandan kendisini eitli
sularla itham edenleri lgna evirmek, dier yandan da ezeli ve
ebedi sevgiye duyduu ak ve zlemi dindirmek iin yksek sesle
yalvaryordu:
ldrn beni ey Mslmanlar Kanm size helaldir. Beni l
drn ki siz mcahit olasnz ben de ehit olaym. Ey Rabbim! Her
kesi affet ama beni affetme!"
Halla ne tek bana mauktu ne de tek bana kt. Hem
mauk hem de kt. nk ikisi de aynyd onun nazarnda.
Herkes Hailac'n delirdiini dnyordu. Bu szleri ancak
akl yoksunu biri sylerdi. Ya da canna susam biri ancak bu e
kilde eceli kendine arabilirdi. Bir ksm insanlar Hallac'a hn
dolu baklarla onu lin etmeyi dndler. Durumun vahametini
anlayan gen bir delikanl Hailac'n muhtemel bir lin edilmekten
kurtulabilmesi iin olay Hailac'n arkada mam ibli'ye bildirdi.
mam ibli evinden apar topar koarak Hailac'n yanna geldi. Hal
la ise hala:
"Ene'l Hak, Ene'l Hak"diyerek baryordu. ibli Hallac'a,
"Dilini tutsan olmaz m be ak garibi?"
"Dostum senin u ayetten haberin yok mu?'man eden kim
seler, Allah'a en iddetli ak, muhabbeti beslerler.' (Bakara/ 165)
Allah ak iime yle sinmi ki, dorusu onu dil daarcmda ga
rip ve sessiz brakmaya gnlm bir trl raz olmuyor. Syle bu
hzdayken nasl dilimi tutaym?"
"Dil daarcn kesmezsen, daraacnda ban keserler."
"Benim derdim k grmek deil, ak dert edinmektir. Ak
iin denecek bedellerin zektn bamla demeye hazrm."
"Biz de Allah' seviyoruz, ne yani kp avaz avaz baralm m
Halla?"
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


"Siz Allah akna Hubb izgisine kadar geldiniz. Benim gibi
hudd izgisine varsaydnz batan ayaa yanmaktan 'Ene'l Hak"
diye ar titretirdiniz.
"Halla, Hak nedir? Hak kimdir?"
"Hak benim. Hak bendendir ben Haktan'm! Yaratcs ile'bir'
olabilmeyi baarm bir insan tevhidi anlayabilir. Akn en doru
tarifi de budur. Bu ak iin dnya hayatn hi dnmeden feda
eder insan. eytann yener. Onun tm arzu nesnelerini reddeder.
Ve dnyada bile olsa benliini skta erdirir. Huzura kavuur."
"Sen ey Halla! Uyank ol gizli srr ifa ediyorsun. Dedelerin
gibi kendine bir yol bul. Mminin gizli srr nasl ifa ettiini, 'La
mevcude illellah'(Allah'tan baka varolan yoktur) sznden anla."
"Ey dost ibli! Benim gsmde kyamet surunun fleni sesi
vard, gzn mezara dikmi bir milleti grdm ben. Mminler,
kfirlerin huy ve korkusuyla 'La ilahe'derken, benlii inkr ediyor
lar;
"h dostum ah! Ben sana Allah'a k olma demiyorum ki. A
kn da srnn da iinde sakla diyorum. Meydanlara kp deli diva
ne haykrma diyorum."
"Ben am: haykrmak benim imammdr, kyamet grlts
benim en ok sevdiim hassasiyetimdir. in iyz urada gizlidir:
Ak makam, minber deil daraacdr. Kendimde hayat ateini
yaktm llere, hayatn srlarndan sz ettim. O'nun hem nurun
dan hem de narndan haber getirdim: ite benim gnahm!"
"Dman kazanmaktan baka ne geecek eline Halla? Syle
ne?"
"Neyse o olan veya olduu gibi grnen insan gnahkr ola
bilir ama Allah'n dman olamaz. Allah'n bir tek dman vardr:
Riyakr. Yani olduu gibi grnmeyen veya grnd gibi olma
yan namert. Allah'n dostluunu kazanaym da cmle alem bana
dman kesilsin umurumda deil."
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


"Anlald ne desem ne anlatsam nafile. Bari ulu orta Ene'l
Hak'diye barmaktan vazge!"
"Ene'l hak demek insann sadece hakk deil, grevidir."
ibli'de tahamml edemedi sorduu sorulara ald cevapla
ra perian, kendinden gemi bir halde ban sallad ve kalabal
n ierisinde kayboldu.
0 gnden sonra "Ene'l Hak!" feryad hi dmedi Hallac'n
dilinden. Dmesini istese de demezdi artk. nk ne feryat
onun feryadyd ne de feryat eden oydu.
Badat...
Sokaklar korku, ars aknlk ierisinde yaayan, halk bez
gin ve tedirgin ve buna ramen en ufak bir kvlcmda yanp tu
tuacak kadar hengmeli bir ehir. Gnein scandan daha ok
insanlarn fitne ve fesadndan kavrulan, mezheplerin birbirini yer
dii, nefsin azgnlkta zirveye kt bir ehir... Ve bu ehirde her
kes kendine Mslman, herkes kendince bir Mslman. Kur'an,
trenlerde okunan bir kitap. Peygamber sadece dillerde. Gnl
lerde ise an, hret, makam ve iktidar...
Hallac' sevmeyenlerin ondan nefret edenlerin, onu kendi
tarafna ekemeyenlerin, artk eline bir frsat dmt. Onlara
gre Halla artk bir kfir olmutu. Halla, kan aktlmas gereken
bir kurband. lkel kavimler, sahte ilahlar iin insan kurban eder
di. imdi ise gz dnm din simsarlar Hallac' kurban etmeye
hazrlanyorlard. Yllarca birbirini yiyen ve hibir konuda bir araya
gelemeyen iiler, Zahiriler ve Mu'tezililer, Halla iin szbirlii yap
mlard.
"Halla kfir olmutur. Aslsn!" demekteydiler.
Hallac'n varln ve yaptklarn kendi inan ve amalarnn
nndeki en byk engel olarak gren iiler, sarayda ve halkta
Halla kart bir cephe oluturdular. Onu mfteri, mlhit, mrtet
ve hilafeti ortadan kaldrmaya alan bir isyanc olarak itham et
tiler. Halife birka hafiyeyi Hallac' takip etmek ile grevlendirdi.
186
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Halla btn bunlara ramen Ehli snnet vel cemaat ruhuyla co
up ilahi ak gdasyla inandklarn sylemekten hatta haykrmak
tan vazgememiti.
iiler Hallac'n halifeye kar bir ayaklanma balatmak zere
faaliyete getiini yaydlar. Seneler nce, Zenc olay ve Karmati
isyan iktidar yormutu. Yeni bir ayaklanmann stesinden gele
meyeceklerini dnerek bann ba bymeden koparlmaly-
d. Yegne derdi ilahi ak olan Hallac' ona atlacak en son iftirayla
suladlar:
"Halla siyaset yapyor. Halla kurulu dzeni bozmaya al
yor. O bir asidir ve haddi bildirilmelidir. Halla susturulmazsa din
elden gider."
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


HALLACIN BELALISI; VEZR HAMD
- - - - - - - o G ^)o o - - - - - - -
Hangi el kara kefenler biti alnma.
Hangi ses kanmla ykad beni?
Kefenini yorgan edeni garip sayanlar
bilin ki garipliim hep aktan!
Halifeyi parmann ucunda oynatan Abbasi Veziri Hamid b.
el- Abbas.
Abbasi ynetiminin en kudretli ve kurnaz adam...
Gen halife Muktedir, onun elinde bir oyuncak haline gelmi,
devletin her kademesine yerletirdii adamlar ile tm rakiplerini
alt etmi, bu arada kesesini doldurmay da ihmal etmemiti Ha
mid.
Blgedeki ia liderlerinin desteini alan Hamid makam hrs
nn karln almt. Artk o ba vezirdi. G ondayd, imtiyaz on-
dayd. Halife Muktedir, memleket meselelerine malik deil, sadece
ve sadece gstermelik halifeydi.
Son derecede ihtirasl olan Hamid btn hkm, gvenlik ve
askeri gleri eline almay baard. Kendisine muhalif olma ihtima
li olan herkesi tek tek entrika ile zindana attrd. Halifenin odasna
msaade almadan girecek kadar kendini gl gryordu. Ne de
olsa ia nderleri arkasndayd. Badat'ta devlet kademesindeki
btn Snnileri grevden uzaklatran Hamid bata ia destekileri
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


olmak zere e, akraba ve arkadalarn nemli makamlara atad.
zellikle kadlarn hemen hemen hepsi ii ve Mu'teziliydi.
Halife Muktedir, isminin manasna ters tam bir iktidarsz
lk iinde kendini gsz ve aresiz buluyor, etrafn evreleyen
Hamid'in taraftarlarna kar duracak bir destek bulamamann aczi
iinde rpnyordu, ama nafile! Artk ocukluk ann getiinin,
delikanlla ayak bastnn bilincindeydi. Etrafnda dnen entri
kalar seziyordu. Annesi Trk asll Seyyide, ona srarla hemen her
gn ayn tembihte bulunuyordu:
"Aman Hamid'e dikkat et! Onun her yerde adamlar var, seni
avucuna alm. nne getirilen her emri imzalamadan iyi dn."
Rvet ve servet dkn Hamidi kimse sevmiyor, onun ve
adamlarnn zulm ve eziyetleri yznden halk kan alyordu.
Adamna gre muamele ve adaletsizlik, Abbasi Devleti'nde ban
alm gidiyordu. Badat'ta iten ie bir karklk, gvensizlik srer
ken, 'Ana gibi yar, Badat gibi diyar olmaz' diye mehur olan Ba
dat artk eski huzurlu gnlerini zlerken, Afrika'da Fatmi devleti,
Abbasiler'e kar glerini arttrmlar, Badat'a saldrmak iin fr
sat kollamaya balamlard. Bir de Karmat denilen ve ne olduklar
pek de belli olmayan ama amalar devlet dmanl olduu be
lirlenen baka bir grup da Abbasi hanedann ykmak iin gizliden
bir tekilatlanma iine girimiti.
Halife askeri tedbirleri artrrken, Hamid ise casuslarnn says
n oaltyordu. te yandan Mutezililer ve iiler hkim g olmak
iin dier mezhepten olanlarn sindirilmesi ve hatta ehirden s
rlmesi iin youn bir alma ierisindeydiler. Saray ele geiren
mezhebini hkim klacakt ve dier mezheplerin bu topraklarda
hayat hakk yoktu.
Onlarn tek hedefi, gn getike seveni artan hemen hemen
herkesin sevgisini kazanan Hallac't. Hallac' kendi mezheplerinin
fikir ve yorumlarn kabul etmeye armlar, lkin Hallac'tan,
"Ben Allah yolundaym. O'nun akndaym. nsanlar mezhep,
mevki, memleket ve mereplerine gre deerlendirmek, ayrm
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


yapmak Hak ana yakmaz. Btn canlar muazzezdir. Size biat
etmem." karln alnca ona kin gtmeye balamlard.
Halifenin de hayran kald Halla ortadan kalkmadan rahat
edemeyeceklerdi. O nedenle Hamid'e,
"Ne yap ne et bu Hallac' yok et. Szleri elfaz kfrdendir.
Kfirin katli vaciptir. Devlet senin iki dudann arasnda. Seni o
makama getirmemizin bedelini Hallac' ortadan kaldrmakla de."
diyerek, vezirin akln elmeye balamlard.
Vezir de bu duruma hayli msaitti, te yandan Hamid iinin
ne kadar zor olduunun da farkndayd. nk Hallac' hibir se
bep bulamadan tutuklatr ve ardndan da ldrtrse, bir ayaklan
mann kmas kuvvetle muhtemeldi. Bu da yllardr bekleyip, en
sonunda da kavutuu makamda mrnn sona ermesi demekti.
Zaten ehir iten ve dtan tehlike altndayd.
Mezhep liderlerinden Hallac'n hangi sularla itham edilmesi
hususunda bilgiler alarak soluu halifenin yannda ald. Yz ask,
kalar atk huzura kt. Halife,
"Hayrdr Hamid, halin iyi deil hasta msn?" diye sorduun
da,
"Edindiim birtakm bilgiler asabm bozdu." diye cevap verdi.
"Neymi o bilgiler?"
"Fatmiler, dn skenderiye'yi igal edip tamamen ele geirdi
ler. Sanyorum ki himayenizdeki ehirleri tek tek igal edecekler."
"Dertleri nedir Fatmilerin?"
"Abbasiler gibi bir slm Devleti ve bu devletin banda sizin
gibi muktedir bir Halife varken, ikinci bir slm Devleti kurmak. Ni
hayetinde de sizi iktidardan devirmek."
"O halde bu felaketin bamza gelmemesi iin nasl bir plan
uygulamalyz?"
"Benim baz planlarm var. Eksiksiz uygulanrsa, Devlet de
191
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


rahat eder siz de rahat edersiniz."
"Merak ettim. Anlat bakalm neymi o planlar?"
"Fatimilerin iimizdeki adamlarn ortadan kaldrmak ve onla
rn Badat'taki desteklerini krmak."
"iimizdeki ylanlar kimler?"
"Karmati ekyalar ve onlarn akl hocas Halla!"
"Halla m? Bizim hekim dervi mi bu Halla dediin?"
"Evet, Hseyin Mansur nam dier Halla."
Muktedir, oturduu yerden mermer ilemeli pencereye do
ru bakt. Gzleri nce irilemi sonra yava yava ufalm vaziyette
kendi kendine dnmeye balad. Vezirinden duyduklarna inan
mak istemiyordu. O bir din bilgini, usta bir suf, bir Allah dostu, vel
idi. Byle eytanca ilere nasl giriebilirdi. nanlacak gibi deildi.
Sessizlii Hmid bozdu:
"Hallac'n Karmatilerle mektuplatn kantlayabilirim. As
lnda o bir Allah dostu deil, bir Allah dmandr. Sokak sokak
dolap, avaz avaz bararak Allahln ilan eden bir kfirdir. Size
bu hususta yzlerce ahitlik edecek insan getirebilirim. lahln
ilan etmesi yetmezmi gibi dinimizin yasaklad en lanet ii de
yapyor."
"Neymi o?
"Byclk."
"Byclk m? Yok, daha neler. Bir keresinde annem ok
fena hastalanmt. Onu tedaviye arttm annemi salna ka
vuturdu. By falan da yapmad. Kur'an'dan ayetler okudu, bitki
leri kaynatt ve anneme iirdi. Annem ifaya erdi. Bir daha da ayn
rahatszl yaamad. Annem ondan daima hrmetle sz eder.
Onun tavsiye ve telkinleri sayesinde iyiletiini syler."
Halifeyi Halla meselesinde ikna etmekte zorlanan Hamid
elini, belindeki ipek kuak iine itina ile yerletirdii, kabzas en
192
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


nadide mcevherlerle ilenmi olan hanerine koydu. Sonra alak
sesle devam etti,
"Bakn ben size bir ey syleyeyim, ayet hanedannzn sela
meti iin ilk nce iimizdeki dmanlar temizlemez, daha sonra
da dardan gelecek dman saldrsna kar tedbir almazsak sal
tanat da banzn altndaki gvdenizi de tehlikeye sokacaksnz.
Fatmiler sizi sa brakmaz. Badat'ta da ta stnde ta koymaz
lar. Kabirleri bile yerle bir ettiklerini duydum. Halla, gn getike
daha ok taraftar topluyor, evlerine giren kanlarn says gnde
binleri buluyor. Orada neler konuuluyor acaba? Byle adamlar
devlet iin daima tehlike karmlardr. Bunlar cahil chela halk,
nce dini duygularla kandrr, sonra kkrtr ve daha sonra da kir
li emellerini iktidara kadar tarlar. Siz Hailac'n masum olduuna
inanyorsunuz deil mi? Kendisinin bir zamanlar Hindistan'a kadar
gittiini duymayan kalmad. Acaba durup dururken ne diye gidi
yor ta Hindistan'a kadar? Ne ii var orada? Elalemin putperestleri
ile ne ilgisi olur byle Allah dostunun? ite mektup! te, elimde
onun son zamanlarda yazd bir mektup var! Mektup kimlere
yazlm bilir misiniz? yle ya, nereden bileceksiniz? Bu mektup
Hindistan'a yazlyor. Oradaki Hint Fakirlerine, yani mrik ve mn
kirlere! Onu daraacnda asmak gerek. Bugn Hintlilerle, yarn
Karmatilerle, br gn de Fatmilerle ibirlii yapacak."
Hamid'in kendine uzatt mektubu uzun uzun inceledi Ha
life. Mektupta yazlanlara baklrsa, Halla boyundan byk ilere
kalkmt. Nasl deerlendireceini, ne diyeceini bilemedi. Mek
tupta yazlanlara gre, eer bir kimse haccetmeyi arzu eder de
buna imkn bulamazsa, iinde herhangi bir pisliin ve necasetin
bulunmad, hi kimsenin iine girmedii bir ev tespit eder. Hac
mevsimi gelip attnda bir hacnn Mekke'de aynen if ettii ta
vaf gibi bu evin etrafn tavaf eder. Tavaf bittikten sonra otuz yetim
ocuk bulup bunlara imkn elverdiince bu evde bir yemek verir
ve bizzat kendisi bu yemek srasnda onlara hizmet eder. Yemek ii
bittikten sonra da onlar iyice giydirip her birine yedi dirhem para
verirse aynen hac etmi gibi olur, denilmekteydi.
"Bu nasl bir safsatadr?" diyerek mektubu Hamid'e uzatt. "Bu
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


adam akln m yitirmi?"
"ite. Siz de grdnz Halife Hazretleri. Neresinden bakarsa
nz bakn, bu szler aka kfrdr."diyen Hamid, Halife'nin iste
dii noktaya geldiini anlamt.
"O halde fermanmdr, Hallac' tutuklayn, hapsedin mahke
meye karn. Kadlar nasl bir hkm verirse ben tereddt etme
den mhrlerim." diye emretti Halife Muktedir.
Hmid, gzleri sevinten parlayarak doruca kendi makam
odasna geti ve karsnda hrmet ile eilen adamlarna u tali
mat verdi:
"abucak komutana syleyin alelacele Hallac' tutuklayp, zin
dana atsn. Sonra da bana kadlarn hepsini arn."
Hallac' yakalatp zindana attrmak kolayd. Zindanda ondan
kurtulmann aresi yok deildi: zehirletmek ya da gardiyanlarca
ilenmesi. Zehirletmek en hafif ihtimaldi. Zira Hallac'n bitkiler
den ifal ilalar yapmas onun zehir konusunda da ehil olmas ne
deni ile her trl zehri kokusundan anlar ve yemez, imezdi. Dier
planda uygulama asndan riskliydi. htimaldir ki gardiyanlar bu
ie heveslenmez yahut bu ie karanlarn dillerini tutmaz, halka
anlatrd. En iyisi mahkemeye kartlp, herkesin gznde ve gn
lnde Hallac' bir mrted olarak gsterip ldrtmekti. O nedenle
mahkeme heyetinin ehemmiyeti artyordu.
Kadlardan sadece birisi Snni, dierleri ii ve Mu'teziliydi. lk
nce bakad mer Muhammed geldi.
Hamid neeli bir ses tonu ile:
"Az nce Muktedirle grtm. Halla denen eytann tutuk
lanmas iin gereken ferman karttm. Birazdan zindana atarlar.
Bundan sonra i sende."
"Buyruunuz bam zerine Vezir Hazretleri. Lkin iki husus
var. Birincisi onu hangi sularla itham edelim? kincisi de dier ka
dlar ne yapacaz? Tamam, ounluk bizde ancak yle bir hkm
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


verirken ne yapacaklarna gvenemeyiz."
"Mesele deil, onlar da arttm. Ben halifeyi ikna ettim siz
de mahkeme heyeti olarak halk Hallac'a kar kkrtn. yle bir
iddianz olsun ki, Halla savunma yapacak durumda olmasn. Bi
liyorsun onun hitabeti ok kuvvetlidir. Halkn gznden drn
de nasl drrseniz drn."
eriye ssl kyafetleri ile orta yal iki kad daha girdi. Her
ikisi de ne hikmetse ksa srede Badat'n zenginleri arasna gir
miti. Rvet ve davalk olanlar mahkeme harc ile soyarak kese
lerini doldurmulard. Atlas dokuma minderlerine oturur oturmaz
ayakta dolaan Hamid,
"Size haberlerim var," diyerek sze girdi. "Hallac'n tutuklan
ma fermann halifeye mhrlettim. Bakn imdi, bundan sonraki
plnlarmz uygulayalm, ncelikle, Yahya sa sen anlat, Badat'ta
halkn onun hakkndaki umumi grleri, meyli nasl?"
"Halkn byk ounluu Hallac'n kfir olduunu dn
yor. Bu imansz, bu Allahsz, kitapsz ne zaman asacaklar, diye so
rup duruyorlar. Ancak bir ksm halk da onun fikirlerini tasdik edip
ona destek veriyorlar."
"Halkn ounluunun onu kfir olarak grmesi gzel. Evet,
artk yk sizin zerinizde, drn u adamn kefenini."
Sohbete hi itirak etmeyen dier kad birka defa ksrdk
ten sonra merakla sordu,
Ya mahkemeden idam karar kmazsa?"
"Sizin iiniz ne o vakit? Halife'den bu densizin tutuklanma
sna dair ferman almken, durup bir de size ne yapacanz m
anlatacam? Ba bekisi deilsin ya, onu da sen dn." diye
hiddetlendi bir anda. Sonra dierlerine dnd. "Unutmayn tm
Badat'n, yetmez btn slam leminin ve hatta gelecek kuak
larn Hallac'tan nefret etmesi iin elinizden ne geliyorsa yapn. Siz
karar vicdanlarda deil zindanlarda arattrn!"
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


HALLA TUTUKLANIR
---------------<H Q 0( O ---------------
Ben hsrann yolcusuyum. Suskunum.
Israr etmeyin akm anlatamam.
Aklamam srrn srrn. Susarm.
Sylesem kan kaybeden aklar, kahrdan lrdnz.
Konuamam. Konuamam, akma hep lm der.
Kumandan Davud, Abbasi Veziri Hamid'den ald emirle
adamlarn toplayp Hallac'n evine doru hareket etmiti. Kulak
larnda hl vezirin syledikleri vard:
"Merhamet etme sakn! Lkin bana Hallac'n canls lazm, l
s deil. Ona gre dikkatli ol. Buraya getirirken istersen yerlerde
srkle."
Davud'a gre Halla, vezirin de telkinleriyle mnafn nde
gideniydi. Byle bozguncularla ok karlamt hayat boyunca,
ama Halla dierlerine hi mi hi benzemiyordu. Adam dpedz
"Ben Allah'm!"anlamna gelen "Ene'l Hak!" lafn ulu orta her yerde
haykryordu. Oysa o kadar kumandan varken, bu mnaf yaka
lamak erefi ona verilmiti. Grevini en iyi ekilde yapmas gerek
tiinin farkndayd. Aslnda bir tek adam tutuklamak iin onlarca
adamn peine takmt.
Hallac'n evinin nne geldiinde adamlarna evin etrafna da
lmalarn, bir farenin bile kaamayaca ekilde evi kuatmalarn
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


emretti. Yannda kalan on adama ise, kendisine refakat etmelerini
syledi. Kapya doru yryp, askerin bir tanesine,
"Kr u kapy!" dedi.
Oysa kapy krmaktan ok, sadece alsa bile Halla hi diren
meden kapy onlara aard. Ama etraftakileri merakl kalabaln
da kalplerine korku salnmas gerekiyordu. Hallac' sakince teslim
almak, onu mazlum gibi gsterebilirdi ve halk her daim mazlum
larn yannda olurdu. Azgn bir sulu gibi gstermek iin, adamla
ryla beraber gstermelik bir baskn vermeliydi ki en masum d
nce bile dile dmeden, akllarda hapsolmalyd.
Davud knlan kapdan ieriye kuduz bir kpek gibi hrlayarak
eve dalm ve Hallac'n zerine ullanmt.
"slam Halifesi Muktedir adna ve Abbasi Veziri Hamid'in buy
ruuyla tutuklusun Halla Hseyin Mansur." diyerek avaz kt
kadar baryordu.
Hallac'n halinde ne bir aknlk ne de bir korku vard.Tebes
sm etti:
"Bu kadar adam toplayp, buralara kadar gelmenize gerek
yoktu. Haydi geldiniz. Kapm almanz yeterliydi. Kapy krmak da
neyin nesi kumandan? Sizden saklanacak ya da kaacak deilim."
dedii anda Davud'un koskoca ellerinden kan bir tokat yznde
patlad.
"Kfirliin yetmezmi gibi bir de bana iimi mi retiyorsun?"
diye bard Davud.
Hallac'n gznde bir anda imekler akt. Yedii tokadn
iddetinden gzleri yaard. Gz kapaklarn birka kez krptrd.
Kendine gelebilmek iin ban bir iki defa saa sola sallad. Ancak
kumandan Davud'un eli cidden ard.
"Allah!" dedi bir an ve o anda Halla. Davud, onun yzne bir
tokat daha vurdu.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


"Utanmyorsun deil mi pis mnafk? Hem O'na irk kouyor
sun, hem de ekinmeden O'nun adn zikrediyorsun!"
"Btn bunlar beni korkutmak iin yaptn biliyorum ku
mandan." diyebildi. "Lkin bir de kalbimi grebilsen, aklm oku-
yabilsen anlayacaksn, ne senden ne de hizmet ettiklerinden asla
korkmadm. Kald ki lm bile korkutmaz beni. Bir fani olarak
sen mi korkutacaksn? Haydi, durma bir tokat daha at!"
Davud yumruklarn skt ama yumruklarn sktyla kald.
Hallac'n dorudan gzlerini hedef alan baklar sanki onu her ta
rafndan kaln urganlarla balam, hareket edemiyordu. Burnun
dan soluyarak,
"Gtrn bu mnaf!" diye emretti.
Onu Badat'a getirirlerken sakaln kestiler. nk Hallac' bir
Karmati hayran gsterebilmek iin Karmatiler gibi sakalnn olma
mas lazmd.
Yaka paa tutuklanarak zindana atlmt. Adna zindan de
dikleri bu drt duvarn, evinden fark yoktu. Tek fark, buradaki
talarn daha anssz olularyd. Bir evi oluturan talar, o evdeki
huzura ahitlik ederken, bu zavall talar mrleri boyunca sade
ce aclara, straplara ve her gn yenilenen feryatlara ahitlik edi
yorlard. stelik buras, dnd gibi sradan bir yerdi. Bir insan
bedeni gibiydi mesela. Tpk ruhun bedendeki esareti gibi, imdi
onun fani bedeni, burada hapisti. Nasl ki, fani bir beden iin hi
bir zaman sonsuzluk yoksa, Hallac'n bedeni de sonsuza kadar bu
zindanda kalmayacakt.
Ertesi gn hcreden kartlm, elleri ve ayaklan zincirlere
bal olarak belki on defa Badat sokaklarnda dolatrp halka
tehir etmilerdi. Halk galeyana gelmi, yzne tkrm, yuha
lam, "Kara Byc!" gibi szler syleyerek kendisini aalam
t. Halk kendisine tkrkler, hakaretler savururken Halla da bu
manzara karsnda halka acd.
"Ah zavall halkm. Sizin hibir gnahnz yok. Btn uranz,
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Allah'n bir kulu olarak ldkten sonra cennete girebilmek, ora
da kklerde oturmak, serinlemek ve rmaklar akan yeilliklerde
eitli yemilerle beslenerek gnlerinizi gn etmek. Eh huriler de
sslenmi pslenmi sizleri bekliyor, baka derde ne gerek var?
Vah halkm vah! Size gre, tevhidin gerek anlamn bilmek bile
anlamsz bir ura. Sadece szle, kuru bir dille habire tekrarlayp
durduunuz la ilahe illallah' szn son nefesinizde sylediniz
mi, cennetlik olursunuz!" diye sylenen Halla daha sonra hafif bir
tebessm ile gemi bir hatrasn gznn nnde seyretmeye
balad.
ikinci haccndayd. Arafat'ta vakfe sonras vaaz verirken toplu
lua yle seslenmiti:
"Ey Mslmanlar! Bilin ve anlayn ki benim kanm size helaldir.
Beni ldrn artk. Bu ilemin bitmesini istiyorum. Beni ldrn ki
siz dllendirilesiniz. Ben o zaman rahata kavuurum.
Oradakilerden bazlar bu sz zerine hkra hkra alama
ya balamlar, haykrlar ve feryatlarla,
"Olmaz! Olmaz! Sen daha ok yaamalsn." diyenler olmutu.
Arafat'ta yle konuanlar imdi onun zerine hayvan dks
atarak yuhalayanlard. Arafat'ta hac olanlar imdi Badat'ta cani
olup kmlard.
ehirde onu tehire karanlar, onun abdest almasna da izin
vermediinde, o zincirlerle bal ellerini duvarlara srterek teyem
mm alp ayakta ima ile namazn eda ediyordu. Halla bu vazi
yette namaz klarken bir ara yanndaki muhafzlar onun kalbinden
"Allah Allah!"zikrinin geldiini duymalarna ramen onu tekmele
yerek namazn bozdular.
Akam hava kararmak zere iken o gnk tehir de sona eri
yordu. Hallac' zindanna gtrrlerken birden tkezledi, kollarn
daki zincirler ayana takld. Halinden ikayeti deildi,
"nsan, Allah'a ak duyacakt da, Allah bu ak karlksz m b
rakacakt! Asla! Allah yrdr, Allah var, vesveseye mahal yok!"dedi.
200
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Halla, zindandaki hcresine girer girmez yorgunluktan so
uk talarn zerine diz kt. Yanbanda duran kulpu krk tes
tiye uzand. i kavruluyordu. Susuzluktan dili damana yapm
gibiydi. Bir dikite testideki suyu boaltt. Eliyle slak sakallarn
temizledikten sonra, kaskat kesilmi kfl ekmekle karnn do
yurdu. Zaten aznda kalan tek tk dilerle kuru ekmei zorlukla
sryor, binbir glkle iniyordu.
"Buna da krler olsun Yarabbi!" diye mrldand. Onun her
cmlesinde, her ifadesinde Allah'a bir yakar veya kr vard.
Azndan bir kez bile "Of!" diye bir szck kmamt. Aksine ne
gelirse gelsin bana srekli 'Hamd' ekmiti.
Gnl Allah Ak ie dolu olann mahkmluundan ne olur?
Tek snlmas, tek yardmcs Allah deil midir? nsann, insana
yapt zulm, elbet bir yerde son bulur. Mhim olan ise insann
kendi kendine zulmetmemesidir. nsanolu kendine zulmetme
ye baladnda iler, iinden klmaz bir hal almaya balar. Sonu
cehennem olan etrefilli bir yolda yrmek, sonu cennet olan bir
yolda yrmekten daha kolaydr aslnda. eytan kendine gelen
yollar byk bir kolaylkla kat edilmesi iin elinden geleni yapar,
ite insann kendine yapabilecei zulm de budur.
Yani cenneti kazanmak, cehennemi kazanmaktan daha zor
dur. Emek ister en banda. Ne emeksiz olmu ki ak emeksiz ola
bilsin!
Ve bu dnya geicidir, insanlar fanidir.
Makamna ve mevkisine gvenerek, stne stlk dini de
kendi emellerine alet ederek ilerleyen ve halkna zulmedenler,
Allah'n sonsuz gazabnn mahkmlar olacaktr.
Kendi yaptklar zindanlar, bir gn mutlaka onlarn mezarlar
na dnecektir. Gariplikten ve yokluktan gemeyen kendi zinda
nndan nasl kabilir ki?
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


te
MAHKEMEYE DORU
--- ----
Yeryz susmusa bil ki lmn tesine gitmitir l yrein.
iekler yeermez. Yamaz gzyalarn.
Suskunluk iflah olmaz bir kuraklktr:
Susuyorsak glgelerden rktmzden deil
aka olan hrmetimizdendir.
Kirli, karanlk, kasvetli, rktc zindann duvarlarna zincir
lenmi bir adam ve bu adamn tek ak: "Ene'l Hak!"
Zindan ise yle bir yer ki, barndrd her ta, ruha alan
amansz yarann yansmas gibi. Asl ceza ise, o karanln iinde
hapsolmak, her eyden ve herkesten ayr tutulmak. Konumak
yasak, yemek yasak... Yaamak ise bir yere kadar msaadeli. Bu
zindan hcresine konanlarn ise ecelle aralarnda sayl gnler var.
Buraya giren, bunu az ok bilir. Buradan ruh ve beden ou zaman
bir arada kmaz. Dayanma gc olanlar ise, dardaki celldn
ya yal ilmei ya da bir sa telini ortadan ikiye ayrabilecek kadar
keskin klc bekler. Bu hcreden lme uzanan zorlu bir yol vardr.
Hani derler ya:
"Zindana giren, bunu az ok bilir."
Mahkemeye karlmay bekleyen Halla atld zindan
da tefekkr ile vaktini geiriyordu. Duvarlarda saysn bile bil
medii mahkmun bileklerine geirilmi kirli ve ondan nceki
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


mahkmlarn kanlaryla paslanm halkalar, imdi onun bilekleri
ne sarlmt. Hareket ettike bileklerini yaralayan pasl halkalara,
azar azar kan bulayordu.
badet etmesi yasakt sanki. Lkin onu buraya koyanlarn bil
medii bir ey vard:
Bileklere vurulan kelepeler, ayaklara vurulan prangalar belki
sadece bedeni hapsedebilirdi. Acmaszca indirilen ve her darbe
sinde insann etini kemiinden ayran krbalar sadece bedene ac
verirdi. Hlbuki akla, manta ve dnceye kim ve Allah'tan ba
ka hangi g hkmedebilirdi? Hangi insan bunu baarabilecek bir
kudrete sahipti?
badet etmesi iin gnln Allah'a amas yeterliydi Hailac'n.
Tefekkr etmesi iin gnlne koyduu "Ak Atei'yeterliydi. Halla
secdeye kapanm tesbihat okurken srtna aniden bir tekme yedi.
"Hey kalk bakalm kitapsz kfir!'
Hayrola, ne oluyoruz, demeye kalmadan Halla, gardiyann
hcresine sessiz sedasz girdiini anlad. Bu adam hi sevmiyor
du. Kendisini hep kfir diye arr, kitapsz der, zndk der durur
du. Yavaa hasrn zerinden doruldu. Kaln kalar birbirine biti
ik, kapal alnl, pis kokulu iri yar gardiyan elinde tuttuu giysileri
Hallac'a frlatrken pis pis srtt:
"Hadi bakalm, yarn sabah mahkemen var. Kadlarn karsna
kp o eytani laflarn bir de orada tekrarlayacaksn. Seni idam
sehpasnda ben kendi ellerimle asmak isterdim. Amma velkin
cellad deil gardiyanm maalesef. Al u ullan da o aalk vcu
duna giy.'
Halla ayaa kalkt. Haftalardan bu yana bu adamn bitip
tkenmeyen hakaretlerine dayanm, hep sabretmiti. Ama artk
yeterdi. Birdenbire kendinde olaanst bir g, iinde kabaran
mthi bir fke belirdi. Bir sre gzlerini yumdu. inden "Allah'm
bana kuvvet ver ve kudretinden bahet.' diye yalvard. Sonra a
zndan dklen szcklere kendisi de aarak grledi:
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Bana bak! Bana bak!"
Bunlar sylerken, iki elini omzundan yukarya doru kaldr
m, zincire bal ayaklarn yana doru olabildiince aarak hey
betle durmu, adeta devlemiti.
Gardiyan aknlktan donakalmt. Korku ve dehetle bakar
ken, aniden Hallac'n ellerinde ve ayaklarndaki pasl zincirlerin pa
tr patr yere dtklerini grd. Halla eliyle kar duvara bir iaret
yapt. Duvar ald, semann parldayan yldzlar altnda, Badat'n
karanlk sokaklar ile minarelerinin uzun glgeleri belirdi. Gardiya
nn gzleri yuvalarndan frlayacakm gibi ald, ylece kalakald.
Hemen kendini Hallac'n ayaklar dibine att; diz kerek, bu kera
met karsnda hep ayn nakaratla 'Ne olur beni bala, az nce
sylediklerimden dolay hakkn helal et, affet beni!'diye yalvara
rak gsn yumrukluyor, bir taraftan da Hallac'n ellerini, dizleri
ni ve ayaklarn pmeye urayordu.
Bir ara kendine gelir gibi olan gardiyan heyecanla yalvard:
Hocam ka! Hemen ka buradan, seni ldrecekler."
"Kalk evladm." dedi. "Kalk da grevini yap."
Gardiyan yavaa doruldu. Grdklerinin bir rya olup ol
madnn kararszl iinde gzleri yuvalarndan frlam bir hal
de Hallac'a korku dolu bir bakla bakt. Sonra var gcyle darack
hcreden kp koa koa oradan uzaklat.
Bir sre, gardiyann gittike uzaklaan ayak seslerini dinleyen
Halla, "Bu kadar yeter Rabbim.'dedi ve tekrar zincirlere brne
rek hasrn zerine kendini atarken, duvardaki gediin kendiliin-
den kapandn grd.
Halife Muktedir'in grkemli saraynn hemen bitiiindeki b
yk yap mahkeme binas olarak kullanlyordu. Alt ayr bloktan
oluan bu binann en uzun koridorunun sonunda mahkeme sa
lonu bulunmaktayd. Salonun tam karsnda da iten ie gemeli
kadlarn odalar ve odalarn en geni olan bakadnn odas.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Mahkemeyi halife adna birisi bakad olmak zere drt kad
ynetecekti. Kadlardan bakad ii mezhebinden mer Muham-
med, dier iki kad Mu'tezile mezhebindendi. Her ikisi de art niyet
li ve gemiten beri Hallac'a muhalif olan kiilerdi. Son drdnc
kad ise Snni olan Muhammed Hseyin.
Vezir Hamid ba kady zellikle kendi mezhebinden itina gs
tererek semi ve onu rvetlerine hissedar yapmt. Vezir Hamid
nasl bir hkm kmasn talep ederse ba kad bizzat uygulard.
Bu senelerce byle srp gitti. te imdi de ba vezirin istedikleri
olmak zorundayd: Hallac'n idam karar.
Halla, elleri ve ayaklan zincire vurulmu olarak kalabalk as
kerlerin nezaretinde salona getirildi. Salonun tam orta tarafnda
bulunan yere kk, tahta tabureye oturtuldu. Salon bombotu.
Muhafzlar ve Hallac'tan bakas yoktu. Az sonra yarglamay sey
retmek iin zenle seilmi seyirciler salona alnd. Salona giren
halk hep bir azdan Hallac'a doru barmaya baladlar:
"leceksin kfir! Seni fitneci zndk seni! Ah bize teslim etse
lerdi de seni lin etseydik."
Bart ve uultu mahkeme heyeti ieri girene kadar devam
ederken Halla hi de oral deildi. Sadece tebessm ediyordu.
Halk onun bu tavr ile iyice azgnlamt. Askerler onlar kontrol
etmekte zorlanyordu ki kadlarn teker teker ieri girildii g
rld. nce dier kadlar en son da bakad divandaki yerlerine
getiler. Kadlar ayaktayd. Seyirciler ayaktayd. Ayaa kalkmayan
sadece Hallac'd. Bakadnn "Kaldrn ayaa u densizi" emri ile
muhafzlar onu kollarndaki zincirlerden tutarak ayaa kaldrdlar.
Hncahn dolu mahkeme salonunu szen ba kad birka kez
ksrdkten sonra durumay balatt:
"Sen! Halla lkabyla tannan Hseyin Mansur musun?"
"Evet, ben oyum!"
Ba kad mer Muhammed ask surat ile bu kez yksek sesle
sordu:
206
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


"Burada bulunmann sebebini biliyor musun?"
Halla daha da kesin konutu:
"Sizin dnyada bulunmanzn sebebi ne ise benim de burada
bulunmamm sebebi ayndr."
Dier kadlar alnan cevaba ardlar. "Bu adam kendi akbe
tini hazrlyor." diye dndler. Bakad yzn ona doru evirdi
ve ilk iddiay balatt:
"Sen byclk de yapyormusun. Nerede rendin by
cl?"
"Ben bir Allah dostuyum. Peygamber'i yceltiyorum. Sadece
Badat sokaklarnda deil, tm dnyada Islm' anlatmaya al
yorum. Hindistan'a kadar uzandm. Oradan Orta Asya'ya kadar
hemen hemen her yeri dolatm. Semerkant ve Horasan'da ok
saydaki insan slmiyet'le tantrdm. Onlar Muhammed dinine
davet ettim. imdi bunun ad byclk m oluyor?"
"Hindistan'a ne diye gittin, orada byclk m rendin?"
"Ben byclkten anlamam. Islm'da bu tip uralar zaten
yasaklanmtr. Hindistan'da bizim dinimizin dnda kiilerle ko
nutuum dorudur. Onlar da hepimizin kulluk ettii Allah'a daha
deiik yollarla ulamay deniyorlar."
"Dn gece zindanda olanlar senin gardiyan anlatt. Bunun
byclkle ilgisi yok mu?"
"Hayr yok. Bu tamamen Allah'n bana bahettii bir ltuftur."
"Sen arda dolarken, birine 'Kbeni yk' diye bir sz syle
misin. Doru mu bu?"
"Dorudur, aynen bu sz sarf ettim."
"Bu sz nasl sylersin? Mslmanlarca Kbe mukaddes bir
yer deil midir? Oraya her sene hac farizasn yerine getirmek ze
re binlerce Mslman gitmiyor mu?"
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


"Ben de hacca gidip bu farz yerine getirdim."
"Demek ki, gsteri olsun diye oraya gitmisin. Hi Kabe yklr
m?"
"Ben o sz baka anlamda syledim."
"Ne demek baka anlamda? Unutma, Kabe'yi ykmak iin baz
Karmatler hazrlk yapyorlar. Sen onlarla ibirlii mi yapyorsun?"
"Hi kimseyle ibirlii yaptm yok. Dediim gibi ben o sz
baka anlamda syledim"
"Hangi anlamda syledin?"
"Kendi nefsini yok et anlamnda, 'lmeden nce l' diyen
yce Peygamberin sznn alm olarak akla sylenmi bir sz
dr bu!"
Hakkaniyetle yarglamay ama edinen Hseyin Muhammed,
Hallac'n, Allah'a olan sevgisini dile getirip, onun susuzluunu
gstermesine frsat dosun dncesi ile sorusunu sordu:
"Peki, sen Allah ak derken ne demek istiyorsun?"
Bakad bu sorudan pek memnun olmasa da sz Hallac'a
verdi. Halla;
"Ben. Allah akn, n snrlar am Cneyd Hoca'dan ren
dim. Bu konuda o kadar ileri gittim ki herkesin anlamakta zorluk
ektii baz gerekleri de ak kavram iine yerletirdim. Belki bu
yzden Cneyd Hoca'nn hmna uradm. ile ile geen uzun yl
lardan sonra artk akn ne olduunu biliyor, bundaki ince srrn
derin anlamn ta iimde hissediyorum. unu da unutmaynz ki
ak, muhabbeti; muhabbet de Muhammedi dourur. Bu anlam
ykl sz, uzun uzun bir de siz dnnz!
Muhabbet muhatap ister. lah ak, muhabbetteki kudrettir.
Allah her eyi muhabbetten yarattn 'Gizli bir hzineydim, bilin
mek istedim., .'kutsi hadisiyle bildirmi olduuna gre, ak Allah'ta
balamtr. O kendine k olduu iin kinat yaratm, yani ya-
208
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


rattna k olmutur. Bu yzden, Allah bizi sever. Bu yzden kul
O'nun mauku olur. Allah sevmeseydi bizi yaratmazd. Bizim O'nu
sevmemiz ise, sadece O'nun bize gelen kuvveti ve kudreti saye
sindedir. Bu bakmdan seven O'dur, sevilen de O'dur, insan arada
kalan bir perdedir. te bu perde kalkarsa, O'ndan baka bir ey
ortada kalmaz."
Bakad mer Muhammed bu kez farkl bir tuzak soru ile Hal
lac keye sktrmaya niyetlendi:
"Sen ehir ehir sokaklarda ark syleyip kadnlar gibi raks
edermisin. Senin gibi yan ban alm bir insann daha cidd
olmas gerekmez mi?"
"Ben Allah ak ile o kadar doluyum ki arklarla deil, duy
gularm iirle ifade ediyorum. iirlerim, kalbimin derinliklerinde
yank bulduu zaman yerimde duramyorum."
"Mademki yerinde duramazsn, sokak ortasnda gbek ataca
na niye namaz klmyorsun?"
"Benim namazm daimidir. Her an zikir ve namazla megul
oluyorum."
"Hindistan kfirleri ile de mektuplatn ortaya kt."
"Hindistan'daki baz dostlarmla mektuplayorum. nsan
dostlarna vefa duyup hal hatr soramaz m? Bunda bir su olma
dn dnyorum."
"Neler yazyorsun o mektuplarda?"
"Adalet ve hakkaniyet zerinde duruyorum."
Ba kad sevinle bard:
"Demek ki, siyaset yapyorsun!"
"Kur'an bize herkese dil davranmamz tlyor. Bunun
iin adalet n ne demek olduunu iyi bilm^jjerekiyor. Baka ka-
vimlerde, bizimkinden deiik rk ve toplurfilarda, adalet duygusu
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


nasl gelimi; onlar nasl uygulamalar yapmaktalar, bunlar ren
menin bir sakncas olmad ak."
"Adaleti, idare datr. Sen necisin ki adalet datyorsun?"
"Eer bir toplumda eitli kargaalar, huzursuzluklar varsa,
bunun derinliklerinde yatan gerekeler, mutlaka adaletsiz uygula
malardr. Trl trl kprdanmalar ve isyanlar ite byle ba gs
terir. Hrszlk ve yolsuzluk artar. Btn bunlar, toplumda adaletsiz
liin hkm srdn gsterir." ,
"Ukalalk etme! Adaleti biz kadlar datrz. Senin gibi zndk
lar deil!"
"yi de tam olarak adaletle hkm verdiinizi iddia edebilir
misiniz? Badat eskiden 'Huzur ehri'olarak bilinirdi. imdi saye
nizde'Uursuz ehir'olarak anlr oldu."
Bakadnn sabr tamt. Muhafzlara eliyle iaret ederek ba
rd.
"Atn bu herifi zindana, adam akll konuacaksa mahkemeye
yarn devam edeceiz"
Kumandan Davud bakadnn yanna kadar sokulup onun ku
lana fsldad:
"Efendim tutukladmzda kestiimiz byk ve sakal tekrar
uzam kesmemizi ister misiniz?
" Kalsn. Kirli kllar ile gidecek atee zaten."
Mahkeme salonundan sille tokat kartlan Halla zindana
gtrledursun, Bakad mer Muhammed, sras ile Halla aley
hine ifade verecek olanlar ard.
ahitler Hailac'n halk halifeye kar isyan tevik ettiine pek
rastlamadklarn ancak szleri ile irke dtn sylediler.
Halla zindanda kald srede yazd iirleri titrek bir mu
mun nda okumaya balad. Okuduka gzlerinden akan ya
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


lar bembeyaz sakalna szlyordu. lk iir, Peygamberimizi iin
yazd iirdi:
Varlklann efendisidir o. O ki ismi Ahmed, sfat evhad, kiilii
evced, nitelii emced, emrievked, gayreti efrettir.
Ne kadar saf ve berraktr o. Ne kadar keskin grl, ne kadar
aydnlk, ne kadar yce, ne kadar basiretlidir.
0 hep var olacaktr. Gzler yalnz onun iareti ile grr. Gn ler
deki srlar onun aracl ile bilinir. Onu konuturan Hakk'tan bakas
deildir.
0 yiittir, kahramandr. Putlarn paralanmasn o buyurdu. O
yeryzndeki varlklar kadar, yldzlara da Peygamber olandr (nk
o lemlere rahmettir).
Btn ilimler onun denizinden bir damladr. Btn hikmetler
onun rmandan bir avu. Zamanlar onun zamanndan sadece bir
saat. Hak onunla belirginleir: Hakikat ancak onunla vcut bulur.
0 Allah'a kavumada ilktir. Peygamberlikte son. Gerein z
dr. Hakk bilgisinin beliren yzdr.
Ne Muhammed'in 'Miminden ne bir kimse kt, ne de onun
H'sna bir giren oldu. Onun H's ikinci bir Mim'dir. Dal ise, balan
gcnn Mim'idir.
Onun meydanndan kaarsan nereye varr yolun? Baka delil
yok! Filozoflarn hikmetleri onun hikmeti yannda sadece bir kum
tmseidir.
Allah'n selt ve selam zerine olan Nebi'nin n, anlarn en
ycesidir.
Kalbinden de yz evirdi, Rabbine yaklat iyice. Nasl bir huzu
ra vart o bilinmez. Nasl bir bakt o bilinmez. Hayretler iindeydi,
hayretle doldu.
Btn msivadan yz evirdi: ehirler, dostlar, srlar, baklar,
gzler, htralar, eserler ve izlerden..."
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Halla heyecanla sayfalan kartryor, derin anlamlarn ar
ln, sanki tm vcudunda, tm uzuvlarnda hissediyor; okuyor,
anlyor, alglyor; bilinle, arzuyla ve evkle satrlar arasnda derin
leirken, yanan mumun solgun nda bedeninin duvardaki gl
gesi kh kambur olup eriliyor kh dz olup dikleiyordu.
Ertesi sabah erkenden Hallac't zindandan alp mahkemedeki
yerine oturttular. Ba kad mer ve teki yeler Cafer Nureddin,
Abdlnasr ve Hseyin Muhammed koltuklarna otur oturmaz da
vaya devam edildi.
Ba kad:
"Mevcut delillere gre, sen artk Allah'tan uzaklam birisin,
zndksn."
Halla hi oral bile olmadan iir okumaya balad:
"Hayalin gzmde, adn dilimde, nazlanamazsn.
Makamn kalbimde, duran bende, gizlenemezsin *
"Bu ne tehlikeli szler! Sen tam bir zndksn, Allah'n nurun
dan nasibin yok!"
Dedim: Ey dostlar! O bir gnetir, ite 'nuru', bak.
"Tvbe tvbe, bak hl abuk sabuk konuuyor. Sen de hepi
miz gibi ciz bir kul deil misin?"
"Ey gne, ey gndz, ey yri
ensin bize cennet ve nr:
Utanmak huzurunda bir baka ar.
Aktan ve haydan yoksun neyaparV
"Sen yksek adalet karsnda boynunu bkecek ve eilecek
sin."
"Ne kald kopacak, ne var korkacak?
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Nasl olsa uzak dmm sana.
Ey kudreti veren! Sana hamd sen!
Sekin bir kul eilmez bakasnai"
"Seni tabiplere gsterelim diyenler oldu, deli diyenler oldu.
Ama bakyorum ki, akln yerinde, yalnz ruhunu eytana teslim et
misin!"
"Neyleyim akna tutulduum dostun elinden,
Ya Rabbl Tabip anlamyor bu derdin dilinden.
Anlatmak iin tek yol: man ve ak!
"Tamam, kes artk, senin samalklarn epeydir dinleriz. Ka
famz iirdin. Cehennemine hazr ol Halla! Yaasn kfirler iin
cehennem!"
"Cehennemi maher de aramayn, naslsa kimsenin sizi anla
mad yerde bulacaksnz."
Ba kad mer Muhammed, aresiz baklarla etrafa bir gz
attktan sonra, oturduu yerden kapya doru bakarak giderken
keye skm bir kedi gibi konutu:
"Celseye hkm iin ara veriyorum."
Kadlar ierdeki odaya ekilirken, mahkeme de olup biteni
merak eden, dardaki halkn uultusu ylesine iddetini arttr
mt ki sarayn iine kadar ulamt. Halife yanndaki erkna neler
olduunu sorduunda vezir Hamid vaziyeti lehine evirme huyu
gerei:
"Halifem! Halla konusundaki fikrimin ne derece doru ol
duunu grdnz m? Byleleri halk hem hiddetlendirir hem de
fitne uyandrr."
"Ya hu bir an evvel bu ii bitirin o halde."
"Merak etmeyin efendim birka gne kalmaz Hallac'n defteri
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


drlr."
Mahkeme binasnda ise verilen ara sonras kadlar bakad-
nn odasnda istiare yapmaktaydlar.
Bakad:
Ben bu adamn lmle cezalandrlmas kanaatindeyim. Zn
dk bir adamn tvbe etmesi bile onu kurtaramaz. nancmn ve
itikadmn gerei bu olduuna gre, vicdanm rahat, gnlm hu
zurludur." Dier iki kad da balarn sallayarak ona hemfikir olduk
larn belirttiler. Hseyin mer dayanamad:
"dam bence ar bir ceza. Hallac'n aklndan her zaman phe
ettim. Normal bir insann dile getiremeyecei hususlar dillendiri
yor. Aslnda biz bu adam neyle suluyoruz hl anlam deilim."
"Neyle olacak, adam birine'Kbeni yk'demedi mi?"
"Evet, ahitlerin ifadesine gre byle bir sz sarf etmi!"
"Eeee? Bundan ar bir kfr olur mu? Tam zndk!"
"Bence zndkla bunun ilgisi yok. 'Kbeni yk' derken acaba
Mekke'deki Kabe'yi mi kast etti."
"Ya neyi kastetti?"
"Belki de, kendi nefsini yk, bylece kendini mnen ycelt gibi
bir anlama iaret etmi olabilir."
"Bunun deiik anlamlar ierdiini kabul edemem. Kbe tek
tir. Onu ykmak demek, Islm'a srt evirmek, farzlar yok saymak
demektir."
"O, bugn iirlerle sizin iddialannza cevaplar verdi. Ben bu
cevaplarda zaman zaman hikmetli szler, derin anlamlar ve arp
c gerekler sezdim. Bir hakszlk yapmayalm, masum bir insann
gnahna gireceiz diye endie ediyorum."
"Bana iyi bakn." dedi bakad. Sonra soukkanlln zorlukla
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


muhafaza ederek konut/ Memleketin halini benim kadar siz de
iyi biliyorsunuz. Halife ve halk, bu adamn kellesini istiyor."
"Biz burada halkn tercihlerine gre mi, yoksa Allah'n emirle
rine gre mi karar vereceiz."
"Efendim, konuyu saptrmayalm ltfen. lke karmakark.
Abbasi Devleti byk tehlike iinde bulunuyor. Halkn deil bera
at kararna, Hallac'a mebbet mahkmiyet versek bile isyan ede
cei gn gibi aikr. Halifenin ve ahalinin nasl tepki vereceini
dnebilir misiniz?"
"Halife memnun kalacak, halk tatmin olacak diye gz gre
gre adaletsizlik yapamam. Mahkemenin karar adil olduu l
de, halk bu karara rza gsterecektir."
Bakad grledi:
"Yahu Hseyin mer ne diye inat edersin? Bu adam, 'Ben
Allah'm.' dedi mi demedi mi?"
"Hayr, Halla hibir zaman 'Ben Allah'm.'demedi."
"Ya ne dedi?"
"Ben Hakkm, dedi."
"Ne fark var?"
"ok fark var."
"Anlat yleyse."
"Hak bilindii gibi, Allah'n gzel isimleri dediimiz Esma'l-
Hsna'dan bir isimdir. te yandan Allah, btn isimleri kendinde
toplayan olduuna gre, isimlerden birini seip o ismin tasarrufu
altnda bulunduunu sylemenin bence bir sakncas yoktur."
"Bu ifade tam bir zndklktr!"
"Zndklkla ilgisi yok!"
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


"Var!"
Bir sre sessiz kaldlar, teki kadlara kendisine destek verme
lerini isteyen baklarla bakan ba kad, szne devam ederek:
"Arkadalar bakn, bir uzlama zemini arayalm. Halla deni
len bu herif, 'Ben Hakkm.' demi. Siz eer bunda bir su unsuru
grmyorsanz, o zaman 'Kabe'ni yk!' szn ele ablm. Bu sze
de itiraznz olacak m?"
Dier iki kad:
"Keke bu sz hi sylememi olsayd."
Ba kad sevin ile:
"Tabi ya. Baknz u uursuz Karmatler de Kbe'yi ykmak
zere silahlanyorlar. Bu adamn da Karmatler'le ibirlii yapt
artk ayan beyan ortaya kt, yle deil mi? Haydi ieri girelim u
durumay tamamlayalm. Biz de rahatlayalm millet de rahat bir
uyku eksin artk."
Bir saat sren aradan sonra yarglama kald yerden devam
edecektir. Ba kad istedii destei kopartm gibidir. Ancak yine
de tedbiri elden brakmamak iin Hallac' kadlarn gznden d
rmek ve halkn ileride mahkemeye kar fitne karmasn gzar-
d etmemek gayesi ile son durumada Hallac' nasl y pratacan
hesap etmektedir. Ba kad muhafzlara Hallac'n elindeki ve aya
ndaki zincirlerin karlmasn bir bardak da su verilmesini em
retti. Niyeti merhametli ve tarafsz bir kad grnts vermekti.
Halla onun niyetini anlamt.
"stemem senden merhamet. Sen Rabbim kadar merhametli
misin ki bana zincir hrriyeti ve su ikram ediyorsun. Kalsn zincir
ler, vcudumun birer paras oldu onlar."
Ba kad:
"Sen bilirsin. O halde kaldmz yerden devam ediyoruz. Ben
Hakkm, demekle benliini lah ediniyorsun."dedi sert bir tavrla.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


"Belki benim Haktan olduumu sylemem sizi uykunuzdan
uyandryor. Kzyor ve 'Bu adam Hak ise ben niye deilim?' diye
dnyorsunuz. Kendinizi aa hissetmeye balyorsunuz. Eer
ben Allah olduumu - h ve kell- iddia ediyor olsaydm bu ben
liin basit bir oyunu olurdu. Ben sizin tamakta olduunuz benli
i braktm ve asl benlik ancak putlam benlii krmakla kefedi
lir. Ben kimsenin zorlamasyla deil kendi akmla iman ettiysem,
cemale tanklmdandr. Benlik bir gzbadr. Banazlar'Ben va
rm.' der. Oysa hakikat udur: Sen yoksun, Allah var."
"Halla sen kendini kaybetmisin. Hidayetin dalalet olmu.
Akln yitirmisin."
"Brakn u aklll ve planlamay. Ak, ibadet yolunda kendi
ni kaybetmeyenlerin kalbine kutsaln kaplarn kapatr."
"Ak m, aklszln m bilemeyiz. Bildiimiz bir ey varsa o da
kfirliindir. Katlin vaciptir. Byle konuacaksan ldrleceini de
bil*
"Siz u kutsi hadisi duymadnz m? 'Beni arayan bulur. Beni
bulan beni bilir. Beni bilen, bana k olur. Bana k olana ben k
olurum. k olduumu ldrrm ve ldrdmn diyetini
ben derim!' Ben kendim onun diyetiyim."
"Sen Allah ile muhabbet etiini sylemekle hem yalancsn
hem de kelam sfatn inkr durumuna dyorsun."
"Kadim kelama selam! Benim kalbim Allah'la konuur. nk
orada O var. Va sizin? Syleyin kalbinizde kim ya da hangi menfa
atler var?"
Kadlardan Abdlnasr:
"Halla kendine gel de bizleri hiddetlendirme."diye yumruu
ile masaya vurdu. Ba kad ona sakin olmasn, meseleyi usuln
ce kendisinin halledeceini, Hallac' rezil rsva edeceini fsldad.
Hallac'a ynelerek:
"Veli olduunu iddia ettiine gre bize veliliinden iaretler
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


anlatsana."
"Ben veli olduumu iddia etmedim. Bir veli seni ancak en
deki veliye varman iin irat eder. Gne bir zerre atomda gizlidir.
Velayet de insanda gizlidir. Bilinmeyi istedim, demek velayete a
rdr. Ben, Bismillah srr ile Allah'n adn yayorum. Ya siz ey l
ler? im rahmet, dm zahmete dnt. ime bakan bendendir.
Dma bakan krlerdir. Beni yerde gryorlar, ben gkteyim.
Ben simyac deilim, gn gzym. Ben g rasat etmi
yorum, yldzlar izlemiyorum, ge bakmyorum, gm ben,
isyandan ve itaatten kurtuldum. Benimle dost olun arabmdan
kana kana iin. Benim sarholuuma bakn, benim gizliliime
bakn. Ben bilinmezliin en byk payn kaptm. Varlm inkr
ediyorum ben. Zilletimle yceliyorum. Grmyor ve bilmiyorum.
Neye sahibim, kim benim sahibim, haberim yok. Bilgisizliimle
tanyorum, idrakimi biliyorum. Bouna uramayn, benim halimi
asla idrak edemezsiniz."
Mahkemedekiler Hallac' dinledike daha da fazla hayrete
dyorlard. Kadlar Hallac'n szleri karsnda aciz dyordu.
Halla, pamuklan parma ile savurduu gibi hitab ile de dinle
yenlerin yreklerini dalyordu.
Mahkeme heyeti istedii kadar bocalasn, Halla oturduu
taburede kendi kendine sylenmeye devam ediyordu. Ne kadlar
umursuyordu ne de salonda bulunan halk.
Allah'm bu ne haldir? iimi lmszlk suyu kldn, beni iksir
eyledin. Ondan bir damla iirdin, grm ldrc zehir yaptn.
Bana bakanlar sonsuz bir lmle lyorlar."
Ban kaldrp, alev mizacyla bir kez daha dikti gzlerini tahta
tavana. Tavana kalkt sanki. Masmavi g grd. Durdu bir an.
Dizlerinin stne dt. Ban mermerlere brakt. Iindekini tu
tamad, aikr etti.
"Ene'l Hak!" dedi yine. "Ben ki sana muhta bir kulum ey Rab!
O halde seni sevmekte bir gariplik yoktur. Asl sen hibir eye ih
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


tiyacn yokken beni seviyorsun ya ite buna 'Elhamdlillah!' diyo
rum."
Onun sylediklerine daha fazla dayanamayan Kad Abdlna-
sr,
"Allah seni kahretsin Halla Konutuka kfre batyorsun. Ka
hr okutma bize!"diye grledi.
"Herkes, kahr ltuftan ayrd der, fakat ltuf iinde gizlenmi
kahr, az kii anlar. Velev ki gnlnde olan, Allah'a er olan anlar
ve susar. Siz benim zerime zindann kaplarn kapattnz. Oysa
Allah kalbimi inirah etti. Kalp kapdr. Kap aralanr: Ruh, sr, haki
kat perde perde alr. Kapy aralayan da perdeleri aan da zikirdir.
Siz miski teninize srersiniz, ben ise gnlme srerim. Misk nedir:
Allah'n kokusu.'
amurdansnz! lmszlk peinde olmayn. Dumansz
ateten uzak durun. ncelikli hazlarn ehvet arzularndan vazge
in. Bilin kendinizi. Haddinize varn. Kalpleri tavaf edin. Hakkn ha
lifesi olun. Gelin sizinle cennetin dili ile konualm. Cennetin dili:
Susmak. Susan kinatn kalbine sar. Kurtarc Kur'an- Kerimin
kelimelerinde yol aln. Susmal: nirah inirah. Rabbe kavumak...
Haklsnz! lmn arzu dolu ekiciliini konuamayabilir-
siniz, kendini yalnz hissetmeyen biriyle. Hele suskun olmamsa
daha. Suskun, sz olabilmek iin kendi kelimesini bekler, akn
bekler gibi. Yeni bir suskunluk, yine bir suskunluk.
"Hak benim diyorsun. Bu kfrdr!"
"Hayr. Ben 'Hak benim' diyorum. 'Ben Hakkm.' demiyorum.
Hakkn talibiyim, diyorum. Ben Hakkm, demek nefse kleliktir.
Hak benim, diyen o yce Hakka kledir."
"Ene'l Hak sznden vazge. Halifenin elini p. Mahkemeden
zr dile. Affedelim seni."
"Eer ben Allah'n kanunu ile idama mahkm edilmisem,
Hakkn hkmne razym. ayet fasklarn ve imanlarn korkuya
"m
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


salmlarn karar ile mahkm edilmisem, korkaklardan merha
met beklemem. lm pen derviim. Kur'an' satanlarn elini
pmem! Tur danda Hz. Musa, Allah' grmek istedi. Bir aa dile
geldi 'Ene Allah'dedi. Bir aacn kelam 'Ene Allah'a inandnz da,
bir insann "Ene'l Hak" sz m nasl olur da zndkla yorarsnz?
Sorarm size, aacn kelam insann kelamndan stn mdr?
Dalarn yklenmediini ben yklenmisem Ene'l Hak derim, in
lerim.
Ene'l Hak.
Ene'l Hak..
Ene'l Hak..."
"Ey Mansur farknda msn daraac bekliyor seni?"
"Elhamdlillah. Dar tesi benim miracmdr. Erenlerin mirac
Dr'dan geer. Dar erenleri aslna dndrr. Toprak topraa, ruh
ruha, nur nura dner. Elbet her ey aslna dner. O'ndan geldim,
O'na dnyorum. Haktan uzak tutan her ey gurbeti dardr. Dar,
nar. Usandk hayalin kelimelerinde kandrlmaktan. Hakikatin kal
binde "Ene'l Hak'a susalm, ite o zaman grn Kbe'yi.
Hayat yoktur. Yoktur lm. Varlk yoktur. Yokluk yokluk. "Hu"
vardr. Hu. Hu..."
Halla yarglanmas esnasnda hi u anki kadar uzun konu-
mamt. O salona onu yuhalamak, svmek iin kastl olarak ge
tirtilenlerden bazlarnn alad grld. Ba kad bakt ki hesab
ters tepecek, durumay sona erdirmeye karar verdi. Tam bu srada
bir gen mahkemeye bavurarak ahitlik etmek istediini belirtti.
Sandlar ki gelen Halla aleyhine zehir zemberek ahitlik edecek.
Oysa gen ahidin syledikleri duyanlar hayret iinde baka bir
hayrete dtler. Nerdeyse Hallac'a mrid olacak kadar hayranlk
besleyeceklerdi. Gen ahit heyetin izni ile anlatmaya balad.
Halla "Kendisini ilahlk mertebesinde gryor." diye sulan
mt. Bu sulamay ynelten kadlarn huzurunda yarglanrken O
mahkemede, u szlerle Hallac' savundu:
220
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


"Bundan bir yl ncesine kadar Allah' inkr eden bir kfirdim.
Bir gece ryamda hi tanmadm bir adamn ayaklann ovu
yordum. O gecenin sabah, seher vakti elimi yzm ykadm ve
ehre gitmek maksadyla kyden ktm. Yolun yarsnda ryamda
grdm adam birden karmda beliriverdi. 'Delikanl, dn ge
ceki onca zahmetten sonra imdi naslsn?'dedi, ylesine aknlk
ve hayret ierisine dtm ki dp baylmm. Kendime geldi
imde o adam kayboluvermiti. Nihayet birka gn sonra onun
bir sohbetine itirak ettim. man ve mit konusunu anlatyordu.
Ayetler okuyor, Peygamberinden bahsediyordu. Evet, ryamda
ayaklarn ovaladm o adam, benim hidayet kaplarm aralyor
du. "Gen ahit alamaya balad. Durdu, solukland. Sonra anlat
maya devam etti:
"Sohbet sonras onun yanma gittim ve kelimei ahadet ge
tirip Mslman oldum. O adam imdi mahkemede yargladnz
bu Mslman mrittir. Ben, "Halla kendini ilah ediniyor." sy
lentilerine asla inanmyorum. Ama unu syleyebilirim ki, O Allah
sevgisini yreklere serpendir. Beni nasl bir Allah a yaptn
grmyor musunuz? Ben bir kfirdim. O bana marifet bahetti.
lim sahibi kld. Akl verdi. Ak sundu bana, ilahi marifetle donatt
beni! Allah'n varln bilmez biri iken, O'nun varln idrak edebi
len, O'na ak ile takn hale gelen birine dntrd beni. Deil mi
ya, Allah bir insann znde yoksa eer onu tanmak nasl mm
kn olabilir ki?"
Delikanlnn szleri ve ya dken gzleri karsnda salonda
derin bir sessizlik peyda oldu. Neredeyse nefesler donmu kal
mt. iki kiiden baka delikanlnn gzyalarna elik eden yoktu.
Kad Hseyin mer ve Mansur Halla.
Mahkemenin gevek davranacan nceden hesap eden ve
zir Hamid ne olur ne olmaz dncesi ile iini salama almak iste
mi mahkemenin balad gn Halife Muktedirin adna ve onun
haberi olmadan mektubu hilafet mhr ile mhrleyerek blge
ehirlerindeki mftlere bir mektup yollamt. Mektupta sorulan
soru uydu;
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


"Bir insan "Ene'l Hak" szn sylerse onun hali ne olur, hak
knda nasl bir hkm verilir?"
Halifenin mektuplarn okuyan blge limleri mektupta ismi
aka yazlmayan o insann Halla olduunu bildiler. nk "Ene'l
Hak" sznn tm ehirlerde yanksn bulal ok olmutu. Aslnda
halifenin Halla ile ilgili kararn verdiini, bu karara ortak aradn
anladlar. Halifeye aksi bir karar veya hkm verirlerse canlarndan
olacan dnp'katli vaciptir'fetvasn yazp gnderdiler.
Hallacn idam fermann verdirecek hkm iin odaya ekilen
kadlar kendi aralarnda deerlendirme yaparken, odaya hmla
vezir Hamid girdi. Gzlerinden fke saarak ba kadya seslendi:
"Niye bu kadar uzattnz? Aranzda tereddt m var?"
Kadlar birdenbire ayaa kalkp, hrmet ile Hamid'in etrafn
da yarm daire eklinde toplandlar. Bakad skntl bir ses tonu
cevap verdi:
"Efendimiz, konuyu enine boyuna tartyoruz ki adalet yara
almasn"
"Siz aklnz karmsnz. Daha ne bekliyorsunuz? Darda
halk sabrszlanyor. Yakna gelin bakaym." dedi. Drd birden
Hmid'e daha da yaklatlar. Vezir elini uzatt ve ba kad mer'in
bembeyaz sakalndan tuttuu gibi onu, sarsarak:
"Hallac'n kan hell midir?" ,
Ba kad hem ba ile hem de dili ile onaylad.
"Evet, efendimiz, Hallac'n kan helaldir." Sonra dierlerine d
nerek:
"Ayn soruya siz ne dersiniz?"
u tt
"Ne diye susarsnz bre adamlar?"
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


"Skt ikrardr efendim. Ba kad ile hem fikiriz." dedi dier
ikisi.
Hamid rahatlamt rahatlamasna da ancak henz huzursuz
luu sona ermemiti. dam hkm rey okluu ile deil rey bir-
liince kmalyd. Kad Hseyin'e yaklat. Hseyin'in cbbesinin
yaka ucundan kavrayarak:
"Ne o Hseyin Efendi, duyduuma gre Hallac' Hallac'dan
daha fazla dnr olmusun. Onun iin mahkemede beraber
alamsnz. Olup bitenden, sylenen her eyden haberimin ol
mayacan m sandn? Salonda tam on tane adamm var ve olup
bitenleri annda bana bildiriyorlar. Kimin ne dediini kelime keli
me aktarmam ister misin?"
Vezir Hamid onun yakasn ylesine ekip skyordu ki adam
caz neredeyse nefessizlikten boulacakt. Hamid hakaret ve teh
dit savurmaya balad:
"Senin Maturudi ve Hanefi mezhebinden olduunu biliyoruz.
Bana kalsa seni deil mahkeme kads, Badat'ta sokak ps
bile yaptrmazdm. Ancak halifeye anne tarafndan akraba olman
seni kurtaryor. Eer istediim karara onay vermezsen bil ki seni
de aileni de Badat'tan srerim. Sonra da neme lazm yolda kar
nza bir ekya kar, cannz alr maazallah."
fkeden kudurmu ve konuurken azndan tkrkler sa
an vezir Hamid kad Hseyin'in yakasn braktnda masaya
doru ksrerek eilen Hseyin tamam manasnda ban sallayp
durdu. Bunun zerine Hmid, masann stne bir tomar kt sa
t. Salan para deil fetvalard. Geri bir ksm korku bir ksm para
ile verilmi fetvalard. lerinden birini seti ve ba kadya uzatarak
grledi.
"Grdnz m i nasl yaplr beceriksizler. Sizin baaramad
nz mftler baard. Aln bakn Hallac'n katline cevaz fetvala
r bunlar. Meerse Hallac'n ldrlmesini bizden daha hararetli
arzulayanlar varm. imdi sznzn arkasnda durun ve hemen
hkmnz yazp mhrleyin abuk."
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Bakad yar mahcup yar sevinle eline kam kalem kt
alp hkm yazd ve sonuna da ilaveten, 'Hallac'n kan helldir.'
diye erh dt. Kd kapan Hmid, yelpaze gibi sallayarak teki
kadlarn burunlarna doru uzatt:
"mzalayn siz de hemen unu.
dam hkm imzalanr imzalanmaz vezir Hmid, ban gu
rurla yukarya kaldrd ve alayc bir ifadeyle glmsedi.
"Aferin size, iyi i kardnz. imdi Halife Muktedir'e kp
idam hkmn onaylatacam." dedi ve geldii gibi yine hmla
odadan dar kt. Darda, sarayn mahkeme binasnn nnde
toplanan ahali zaman zaman tempo tutarak baryordu. "Kfire
lm, kfire lm!"
Kadlar mahkeme salonuna girip, yerlerini aldlar. Sank tabu
resinde oturan Halla, sessiz bir bekleyi iindeydi. Ba kad uzun
sre etrafa gz gezdirdi. zleyicilerden t kmyordu. Ba kad
ayaa kalknca, Halla hari herkes hep birden kalkp hkm he
yecanla beklediler.
Gnler sren mahkemenin ardndan iktidardan korkan ba
kad ve iki yanda kafalarnn da iinde oktan kararlarn ver
milerdi. Ne dediyse bir trl anlatamamt Halla. Aslnda sy
ledikleri, anlamak isteyen iin ok basitti. Lkin kadlar ve onlarn
yaltaklarnn gzlerini ylesine byk bir kin brmt ki kalp
lerindeki karanlk o denli derinlemiti ki akllarndan Mansur'u
aclar iinde ldrmekten baka bir ey gemiyordu.
"Syle bakalm Mansur. Son szn nedir? Dediklerinde hl
srarc msn?"
"Benim srar ettiim bir ey yok. Anlattklarmn ve syledikle
rimin tamam hakikat. Her eyin sahibi olan Allah var benim iim
de. Yrekleriniz bu kadar m karard? Gzleriniz hakikate bu kadar
m krleti?"
"Bizim yreklerimizi, gzlerimizi konumuyoruz burada Man
sur!" diye hiddetlendi Kad. "Lkin sen mtemadiyen irke olan
224
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


meylini tekrarlamaktasn!"
"Ne sylesem bo." dedi Mansur. "Burada kurulan mahkeme
bir oyun ve sizler de bu oyunun birer parassnz. Sizlerin amac
beni yarglamak deil. Bunu en bandan biliyorum. Sizlerin tek
amac var, o da beni idam etmek. Lkin vebalden korktuunuzdan
dolay gnlerdir bu oyunu srdrmektesiniz. Buraya getirilmeden
ok ncesi siz kalemimi krmsnz zaten. Tek gayeniz buydu ama
u darda zorla topladnz halktan korktunuz. Onlarda bu mah
kemenin adil yrtld kanaatini oluturmaya altnz. De
dim ya, hakkmdaki hkm, daha ben buraya gelmeden konmu!
Halife Muktedir'e syleyin beni ldrmeye o muktedir deildir,
bana can veren beni yanna armasn bilir."
"Kstahlama Mansur! Hakkndaki fetva ne ise hkm de fer
man da odur!"
"lm m korkutacak beni? Korkmuyorum! Allah'la o kadar
doluyum ki, huzuruna kmak iin can atyorum!"
"Bakalm onun huzuruna m, yoksa cehennemde zebanilerin
huzuruna m kacaksn?"
"te bir tek oraya gcnz yetmez! Kimin huzuruna kaca
ma yalnz Allah karar verir!" dedi ve yksek sesle bard,
*Yarglama bizi, ey bizi bilmez! Sevda kandr bu, sular bu rengi
silmez!
Ben ve elim birer aratr. Tm sylediklerim ve yazdklarm
Allah'tandr!"
"Halla bu sana son frsat, tevbe istifar et belki kararmz de
itirebiliriz."
t n
"Tevbe etmeyecek misin?" S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


"Demek suskunsun. Sen bilirsin. O vakit hkmmz iyi din
le."
Bakad Ebu mer Muhammed tok bir sesle karan aklad.
"Byk ve erefli Abbas Devleti'nin Yce Hkmdar Halife El
Muktedir adna hkm vermek zere tayin biz kadlar, sulu Man-
sur Olu Hseyin el Hallac'n sorgusunu birka gndr yrtm,
gerekli grlen ahitlerin eitli celselerde verdii ifadeleri deer
lendirmi, ileri srlen iddia ve isnatlarla Mansur'un savunmasn
sabrla dinlemi ve hicri yz sekiz yl, Zilhicce aynn on sekizinci
gnne tesadf eden bugn, dinleyicilerin huzurunda ve burada
bulunan sann yzne kar da hkmn okunmasna ve sann
iledii sulara istinaden Kur'an ayetleri ile Hz. Muhammed'in ha
disleri ve slm ulemalarnn eitli yer ve zamanlarda belirttikleri
itihatlarn altnda:
Halla Mansur'un n, 'Kabe'ni yk'diye bir sz sarf ettii ve bu
szle slam'n temel farzlarndan biri olan hac farizasn inkr ve
ihll ettii ve bu sebeple halk kkrtt, halifeye kar dzenle
nen fitneye kart, Fatmilerle gizliden gizliye ibirlii yapt,
byclkle urat aikar olduundan, davranlarna uyan
mevcut deliller muvacehesinde, ad geenin lm cezas ile tec
ziye edilmesine mahkeme yelerince oy birlii ile karar verilmi
ve hkmn infaz iin yarn ikindi vaktinin uygun olaca karara
balanmtr.
dam edilme ekline gelince, Halife Muktedir bir ferman ile
Hallac'n halkn gz nnde idam edilmesini buyurdu. damdan
nce srtna drt yz krba vurulmasn, ald krba darbeleri so
nucunda lmezse nce bir kolunu ve bir ayan kesmelerini sonra
da hala hayatta olursa dier kol ve ayan kesmelerini, ban be
deninden ayrdktan sonra onu yakp Dicle nehrine kllerini atma
larn buyurdu. imdi herkesin huzurunda Halla Mansur'a bir kez
daha soruyor ve cevap istiyorum: Son szn nedir zndk Halla?"
tt t*
Sustu Halla. Halla suskundu.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Suskunluu su yolunda krlacak su testisiydi. lde susan bir
aat, kklerine aclarn aktan.
Hamu olan Halla ayakta zor duruyordu, bitkindi. Gnler
dir a, susuz braklmt. Halla nedendir bilinmez imdiye kadar
grlmemi bir sakinlik ve ferahlk ierisindeydi. Hkm sevinle
karlamt. Tebessm ediyor, nurani bir halde, halden hale gei
yordu. Bakad muhafzlara seslendi:
"Suluyu zindana gtrn. Yarn iin gerekli hazrlklar yapl
sn, mahkeme sona ermitir!"
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


VUSLAT AREFES
-------- OOOSgS^C-:--- --
**Acm srklenir bilinmez iklimlere.
Kulluum snanr ak bilmez meclislerde.
Olsun/ Canlan sa olsun!
Benim kanlarnyazucak akn ve acnn tarihini"
Sarayda Hailac'n lm ferman mhrlenirken Halla zin
danda, idamdan nce son gecesini yaayacakt. Geceye niyazn
saklad, gndzn helallemek iin kendisini ziyaret edecek olan
dostlarna ayrd.
Gardiyan kapya geldiinde Halla namaz klyordu. Gardiyan
sabrla namazn bitmesini bekledi. Namaz bitince Hallac'a ziyaret
ileri olduunu, kabul etmek isteyip istemediini sordu. Halla
ba ile onaylad.
Ziyarete gelenler, Hailac'n rencilerinden birka kiiydi.
Hcreye girenler onun elini ptler. Halla her zamanki sakinliiy
le;
"El benim elim olsa pmenize engel olurdum. Lkin bu el, bu
gn plp yarn kesilecek eldir." rencilerden birisi alamakl
bir hal ierisinde:
"Hocam Badat'ta btn camilerde infaz karar duyuruldu.
Ordu ve kolluk kuvvetleri olaanst hazrlkla megul oluyorlar."
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


"Bu tela niye?"
"Bir halk ayaklanmasndan endie ediyorlar efendim"
Halla mrldand:
"Hayat kfr ve inkr zerine oturur, ama asla zulm zerine
oturmaz. dare zulmne devam etsin, naslsa zulmle abad edil
mez. Halka gelince onlar rzgrn esiine ve kulaklarnn duyduu
dedikodulara gre hareket ederler. Bana Peygamberlik isnat ettik
lerini teden beri biliyordum. Ne yapsam ne etsem de, hakkmda
akl almaz mucize yaktrmas rivayet ediyorlar. Bu durumdan hi
memnun olmadm. Halk insana her eyi yaktrr. Yeri gelir seni
ver, gn gelir seni yerer, yerden yere vurur. Kh beni ermi g
rrler kh kfir.
Zindana dmeden nce Badatl bir zengin ziyaretime gel
miti. Bir miktar para verip, yoksullara datmam rica etti. Ben de
paralar aldm ve bizim eve en yakn camiye gidip, hallarn altna
sakladm. Sonra saa sola haber verip, yoksullarn camide toplan
masn istedim. Herkes geldi, paralar halnn altndan kartp fa
kirlere datnca hemen bir yaygara koptu. Dediler ki:'te mucize,
Halla elini nereye atsa oradan para kyor. O zaman bu safsatay
uydurup beni olduumun dnda grp peimsra gelenler imdi
beni lin etmek iin frsat istiyorlar. Yine de onlara dargnlm yok.
Hak dostu olana Hak dnda her ey yalan gzkr."
Derin derin iini eken Halla, devam etti:
"nsanlarla birlikte olmak ne kadar zormu."
"Niin efendim?"diye sordu, bir renci.
"nsanlarla yaamak zordur, nk susmak ok zordur, insan
lar nedense kendilerini, ileriye bakmaya zorlayacak szleri duy
may sevmezler. Halk gzlerini yoranlar affetmez. Zira halk, hep
sahilde kalsn, denizi kydan zahmetsizce seyretsin ister. Bizim
gibi insanlar da dalgalarla bouarak denizin derinliklerine dal
mak isterler. Derinlikler gzeldir, dalgalar srlarla doludur. Hayatn
srr iledir, srekli bir didinme ve abadr. Lkin bunu anlayacak
230
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


sekinler nerde?"
"Haklsnz efendim"dediler renciler.
Talebelerinden biri tereddt ierisinde:
"Efendim, yarn iin ne dnrsnz?"
"lm, benim iin acdr zannetmeyin. Gzmde bir cihan
kaybolmusa ne kar, daha gnlmde yzlerce cihan sakldr."
"Efendim balayn bizi ancak mahkemede savunmanz is
tenirken nce durgundunuz, sonra yava yava cotunuz, yle
cotunuz ki size kin ile bakp sizi hn ierisindeki bir nefretle lin
etmeyi dnen halktan bazlar bile gzyalar iinde kald. Ne
hikmettir ki son savunmanz istendiinde sustunuz. Konusanz
mahkeme sarslacakt. Neden birdenbire sustunuz? Neden? Efen
dim neden?"
" sesim beni tembihledi."
"Ne dedi i sesiniz?"
"in Allah ile konuurken dn sussun. Hamu ol! Akn kadri
ni bilmezlerin bulunduu mecliste srlan. Sus! Kimin iin susuyor
san bil ki o seni duyar."
"Hocam Hak'ka yrmeden bizlere'Ene'l Hak'srrn aklaya-
maz msnz?"
"Bir defa Hak szc zerinde biraz durmamz gerek. Hakk'
kim nasl ve hangi dereceye kadar anlayabiliyor? Eer Allah' tan
myorsanz, eserlerini iyi tanynz. te o eser de benim. Beni inkr
m ediyorsunuz? Ben Hakk'm ve ben Hak ile hak olarak sonsuza
kadar devam edeceim.
Ene'l Hak, Hakk'n en yksek ltuf ve tecellilerinden pay alm
sekin benliin, yine Hak'kn msaadesiyle kulland bir szdr.
Hak'ka vekleten kullanlan bir szdr. Hak dediiniz Hakk'n ken
disi deil sadece belirdii lemdir.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Allah Allah'tr. Allah bizzat kendisidir. Sradan insanlarn,
avamn fikri vehim ve tereddtler denizinde kaybolur. Havas de
diimiz klar ise, marifetullah ve kavraylar denizinde kaybolur.
Onun iin diyorum ki Hak Hakk'tr mahlk da mahlk!"
"Peki, eyhim, siz'Ben Hakkm'dediinize gre, namaz kimin
iin klyorsunuz?"
Halla sakince cevap verdi;
"Biz birbirimizin kadrini iyi biliriz"
"Peki, efendim, Allah'a giden yol nasldr?"
"Bunun iin iki adm gereklidir, ilk admda dnyadan vazge
erken, br admda da hiretten vazgemek... Ancak bylece
Mevla'ya ularsnz!
Size Hz. Musa'y hatrlatrm. Hz. Musa.Tr danda iken yle
bir sz iitmiti: 'Sen Mukaddes vadidesin, ayandakileri kar!' (Ta
Ha/ 12)'Ayandakileri kar'emrinden maksad, hem dnyadan ve
hem de hiretten vazgemek anlamna geldiini unutmaynz."
"Efendimiz izninizle yine u nl'Ene'l Hak'sznze gelelim.
Siz Hak demekle, Kur'an'daki Hak kavramna bir aklk m getiri
yorsunuz, yoksa Kur'an d keyf bir sz olarak m deerlendiri
yorsunuz?"
"Ben tm mrm boyunca Kur'an' anlamaya, onun sadece
d anlamlarn deil, i kavramlarn da deerlendirmeye altm.
Kk yata Kur'an' ezberledim. Onun geni kavramlarn, derin
anlamlarn aratrrken, asrlar boyunca yrtlen tefsir alma
larnn sonular ile kendimi bal bulmadm. Onlar Kur'an' nasl
anlam ve yorumlamlarsa, ben de kendime gre yorumlama ve
alm yapma hakkm kullanmak istedim. imdi beni iyi dinleyin:
'Allah Hakk'n ta kendisidir.' ( Lokman/ 30),
'Hi kukusuz Allah'n vaadi Hak'tr.'(lokman/33),
'Allah hakk kendi szleriyle gerekletirecektir(Yunus/ 82),
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


'Sonra onlar, Hak Mevtalar olan Allaha gtrlrler.' (Enam/ 62).
Btn bunlar, Kur'an'daki Hak szc ile ilgili olan ayetlerdir.
Bu ayetlerden anladmz hususlar unlardr: Bilinsin ki Hak, asln
da mevcut olan; btl ise var olmayan, yok olandr. Eer bir eyin
varl gerekli ise, yani 'Vacibe! Vcut'ise onun varln kabul et
meye, varlna inanmaya,'hak' denir. Bir ey yok iken, onu varm
gibi kabul edip, onun sahte varlna inanmaya da 'btl' denir.
'Hak geldi, btl yok oldu.'
O halde diyoruz ki, her mmkn, var olma asndan 'yok'
hkmndedir. Bunun iin bizim gibi Hakk bilgisine sahip olanlarn
u sz anlam ykldr: 'Gerekte Allah'tan baka varlk yoktur.'
Bu bilgilerden sonra, diyoruz ki, gerek olan, tek olan, vcu
du Vacip olan tek varlk Cenab Hak'tr. Onun dnda kalanlarn
hepsi, tm, eksiksiz katksz, btldr ve yokluktadr. O halde biz,
Hak dndakilerin hepsini yok kabul ediyorsak ve kendi benliimi
zi, bedenimizi, vcudumuzu da kendi gzmzden silmisek ve
yok hle getiriyorsak, bu noktaya gelen bir kii, kendi kendini fena
mertebesinde bulup,'Ene'l Hak'diye feryat etmitir."
"Peki, efendim, anladmz kadaryla siz, 'Ene'l Hak' diyecek
yerde,'Ene bilhak'(Ben Hakk'la beraberim) diyebilirdiniz."
"Unutmaynz ki, 'Ene bilhak' derken, ene (ben) sz, benim
kendi nefsime ait bir sz olacakt. Oysa 'Ben Hakkm' derken, be
nim dmdaki her eyi silip, kendimi yok ettim. Bu yzden benlii
ni ortadan kaldran bir insann'Ben Hak'la beraberim'diyebilmesi
mmkn deildir. in en dorusu, gerei ve anlaml olan, 'Ene'l
Hak'tr' ve ben bunu syledim. Bunu sylerken de Allah' bilme
nin, onun hakknda bilgi sahibi olmann art olduunun bilincine
vararak ve bu bilginin bende brakt etkiyle bu sz syledim.
nk benim ruhuma alayanlar gibi dklen bu bilgi nedeniyle
ruhum artk ireti ve kararsz olmaktan kp gereklie dnt.
Onun iin'Ene'l Hak'dedim.
Allah'n nurlar benim z benliimde belirip, bendeki beer
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


perdeler yrtlnca, 'gerek' anlald. Geree ulanca Allah dn
daki her ey ortadan kayboldu ve'Hak'belirdi. Byle bir durumda,
kul kendi benliinden tamamen soyunmu, Hakk' temaa etmek
ten adeta kendinden geerek kaybolmutur. Bu durumda 'Ene'l
Hak'sz, kulun kendinden gemiliin doruunda olduu srada
onun benlii zerinden, Hakk'n kendi szn sylemesidir.
Byle bir mutluluk annda Kur'an'n, 'Allah hakk kendi kelime
leri ile haklatrr' (Yunus/ 82) sz tahakkuk etmitir. Buradaki 'ke
lime' szc bir anlamda Peygamber'e bir gnderme gibi d
nlrse de, bizim gibi fakirlere de biraz bulam olmaldr ki'Ene'l
Hak'demiimdir. nk Hak, hem Hakk'n bizzat kendisinden hem
de Hakk'n gayrndan da daha genel bir ifadedir."
"yi sylyorsunuz efendim, ama eer tm varlklar haksa, bu
oalma Allah'a ortaklk demek deil midir? Bu durumda insan
irke girmez mi?"
"Siz neredesiniz, ben neredeyim! Benim ruhumun derinlikle
rinde lah lemin nurlar tecelli edince, kendi z varlm, mzma-
hil hle gelerek mkemmellie ulat. te pek az kimsenin tada
bildii bu lah evk sayesinde ben de miracm gerekletirerek,
keml seviyesine ulanca,'Ene'l Hak'dedim. Buray iyi anlamanz
gerek.
Baknz ak konuuyorum. Her kim, ulhiyetin beeriyete;
beeriyetin de ulhiyetle birbirine gireceini sanyorsa, kfre d
er. nk Allah, kendine zg kll Zt ve sfatlarn, yaratlmla
rn czi zt ve sfatlarndan tamamen ayrmtr.
"Efendimiz, bu konuyu son gecenizde biraz daha aalm is
terseniz. Siz 'Ben Hakkm' dediniz. Ama iblis de Allah karsnda
'Ben'liini ortaya atarak Allah'n emrine kar gelmi, bylece
dem'e secde etmeyi reddetmiti. Benlik duygusunu ne kar
mak bakmndan bu benzerlii nasl aklayacaksnz?"
"Bunda en ufak bir benzerlik yok ki! Sizin de dediiniz gibi,
Iblis'in 'Ben'i', Allah' karsna alan bir benliktir. Oysa benim syle
diim'Ben', insann, Yaratcnn yannda, onun emrinde, onun ltuf
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


ve kereminin bilincinde olarak ifade edilen bir szdr. Meseleye
bu bakmdan bakldnda, 'Ene'l Hak' bamszla ynelik asice
bir bakaldrma deil; Mutlak Varla bamllktan kaynaklanan
bir alak gnllln ilndr. Baka bir deyile 'Ene'l Hak'; varl,
varln kaynana balama abasdr."
"Ama efendimiz, halk sizin bu deerlendirmenizi anlamad ki."
Hallac'n yznde ac bir glmseme belirdi. Derin derin iini
ekti ve sonra hznl bir sesle yle syledi:
Evet! Anlamadlar. Ama u da bir gerek ki, halkn anlamay
nn vebali benim u clz omuzlarma yklenmesin. Halk sadece
namaz klp, oru tutmakla slmiyet'in tamamlandn zannedi
yor. Fikir, dnce ve marifetullah diyeceimiz Allah ilmi konusun
da en ufak bir kprdan onlara ar bir yk gibi geliyor. Oysa dinin,
ilim taraf ihmal edildii srece, yeni dnceler, yeni araylar ve
yeni yorumlar rtl kalacaktr. Kur'an'a ve Peygamber szlerine
sadk kalmak suretiyle insann kendini yenilemesi iin var gcyle
ilme sarlmas gereklidir. Yksek karakter, ideal bir fazilet ve imre
nilecek bir ahlk sahibi olunmas, ancak ve ancak tevil ilmiyle veya
baka bir deyile 'Ledn ilmiyle'gerekleecektir.
Talebelerinden biri hayretle sordu:
"Siz Ledn ilmiyle mi Ene'l Hakk dediniz?"
"Tabi ki evladm." dedi Halla glmseyerek. "Baknz. Hak,
Allah'n Zt ismi deildir. lk bata bunu iyi anlayalm. Hak, isim
sfatlardan yani bilinen deyimi ile 'Esma'l Hsna'dan biridir. Bu
gzel isimlerden her biri, aslnda lh tecellilerden ortaya km
tr. simlerin tad bu tecellilerden en st srada olan 'Hak' ismi
dir. unu iyice bilin ki, Varl kendinden ve kanlmaz ojan bizzat
Hakk'n kendisidir. O srekli Hak'tr. Varlna ortak tannmayan
Hak'tr. dare eden, dzenleyen, kuran, yapan ve yaratan Hak'tr.
Ama ne var ki, insan da bir anlamda Hak'tr. nk Allah, insa
n en gzel bir ekilde yaratmtr. nsana kendi ruhundan flemi-
tir. Allah, insana ah damarndan da yakn olduunu mjdelemitir.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


nsann Allah'a yaklamasn ilimle ve Hak'la gerekleeceini l
tuf, kerem ve ihsanyla haber vermitir. O halde varl ile'mmkn
varlk'olan insann, kendinden daha da stn bir varlk olana bal
olmas dolaysyla, insan da Hak'tr!
Her aacn gnl, hangi tohumdan, hangi taneden su ier
se, o itii su, aacn dalnda, yapranda "Ene'l Hak" diye kendini
gsterir. Lkin her zaman sylediim gibi, Hak Hakk'tr, mahlk da
mahlk!"
Uzun bir sessizlik oldu zindanda. Ortalk kararmaya balam,
akamn arl ve kasveti Badat'n zerine dm olmalyd.
Dicle yine akyor, kenarnda yeni yeni yeermeye balayan msr
tarlalar alabildiince uzanyordu. Halla soka ne kadar zledii
ni hissetti. Merakla ziyaretine gelen talebelerine sordu:
"Bizim yarenimiz ibl'den haber var m?"
ibl, onun en yakn dostu, srda ve rencisi idi. Ama neden
bu son gnnde hocasn ziyarete gelmemiti? rencilerden biri
yle cevaplad:
"ibl ok zgn. Durmadan gzya dkyor. Dayanamam,
diye gelmedi."
"Peki, ne yapyor?"
"Evde kalacan, sabaha kadar Kur'an okuyacan syledi."
Halla hznle dudaklarnn ucunda beliren bir kvrm gizle
yemedi.
"Peki, yle olsun, selamm iletin kendisine." dedi, "imdi artk
gidin. Ben de sabah hasretle bekleyeceim. badet ve zikirle me
gul olacam. Rabbime kavumama az kald. Dnyada geirece
im bu son gecedir. Yarn bu zamanlar ben yokum! Zaten yoktum!
Yarenlere haber verin, zlmesinler. Onlar buraya gelmesinler!
Ben mutlu olarak leceim. nk lrsem esas o vakit yaaya
cam."
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Ak haz deil, elem olarak tarif eden Halla, para para ke
silirken de, atete yanp kl olurken de vuslatn sarholuunda re
simsiz, cisimsiz, unvansz bir hale geliyordu. Vuslattan sonra hangi
hal vard ki?
Talebeler sessizce veda edip Hallac'a sarlp, onun ellerini
pp helalleerek hcreden ktlar.
Halla hcresinde yine tek bana kald. O zaten btn mr
boyunca tek bana deil miydi?
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


<%2s^
DAMA DORU
O * j <gg) 00-------------
Akn sesidir bu, alar, yanar.
Kalpler ayn hzla ahenkle atar:
Enel Hak! Damla ite burada deryalar.
Kalknca perdeler, grdn Haktr. Alarsn, yanarsn:
Ene'l Hak! Alev yanar, alevleir, alev alar: Enel Hak!**
Nbetiler Hallac'a akam yemeini vermek iin hcrenin ka
psn atlar. Grdkleri manzara karsnda hayrete dtler.
Zindan. Dehlizlerden gelen sadece farelerin ayak tprtlar ve
kemirdikleri kemik sesleri. Karanlk ve kasvetli hcre. Halla orta
lkta grnmyordu. Hallac'n olmadn grnce korku ve panik
ierisinde Onun firar ettiini haykrdlar. Zindanc ba ve dier
nbetiler de koarak geldiler. Onlar da baktlar. Zindann souk
duvarlarn, ta zemini elleriyle yokladlar. Ne bir kaz vard ne bir
yknt. Peki, Halla nasl firar etti, diyerek birbirlerine baktlar.
Geceye doru nbetiler bir ses ile uyandlar. Zindann en
alt katndan geliyordu bu bilinmedik ses. Hep birlikte sesin gel
dii tarafa yneldiler. Onlar en dipteki hcreye doru yaklatka
sylenen kelimelerin ne olduu anlalyordu. Hkrklarla kark
iki kelime;
"Ene'l Hak!"
Ses Hallac'n tutulduu hcreden geliyordu. Ama o bir kaakt.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Yoktu, firardayd. O zaman bu ses de neyin nesiydi? Nbetiler
merakta. Telata nbetiler. Ald demir kap, pas dkt ak kap.
Dklen paslara ayak basarak girdiler ieri. Souk talarn zerine
secde halinde kapanm bir adam, alyor ve
"Ene'l Hak! Ene'l Hak!" diyordu.
Hallac't. Nbetilerin yreklerini de pamuk gibi savurdu.
Ban secdeden kaldrd ve onlara doru bakt. Birka hafta nce
zorla kestirilen sakal beyaz renkte gr bir haldeydi.
Zindandaki son gecesini hi uyumakszn dualarla geirdi. El
lerini semaya at ve duaya balad.
"Ya lahi, senin akndan, aknn sarholuundan, cemali
nin cezvesinden kendimden getim. Elhamdlillah. Ne iyi ettim
de getim. arap sarhounun azndan kan sarholuuna ve
rirler de senin akndan azndan kan lime lime ederler, olsun.
Elhamdlillah. Akn iin vcudum, nem varsa para para olsun.
Kaderime hac yazlmt. ki sr iki hata verilmiti. ok yaknda
lme gideceim ama hani benim nc haccm? Anladm ki bir
daraacnda nc haccm yapacam. krler olsun. Kabe'yi
zledim. zin ver bir gecelik gidip geleyim.
ilahm! Mevla'm! Rabbim! Hakkm! Seni istiyorum. Azabna
sabredebilirim ama senden ayr kalmaya nasl sabredeyim? Medet
eyle! Himmet eyle! Allah'm! Ateine dayanabilirim, fakat senin o
gzel cemaline, nazarna nasl dayanaym?"
Sabah ezanlar okunurken Halla dua etmeye devam ediyor
du.
"Dua eder gibi bir hayat yaadm. Her an, her daim, Allah'm
her an, her durumda, her meknda sana yneldim."
Dedi ve alayarak secdeye kapanr gibi ba nne eildi.
kretti, af diledi. Snd akn sahibine.
Ve sustu Halla. Hamutur artk yeri yurdu, vatan buca, ha-
mu olmakt...
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


t e*
KANIN KANA ALADII SABAH
- o X ^?)o o - - - - - - - -
Bir kr bak bildim hasreti
Saplandka rd tenim. Usandm artk.
Ykayn beni, kendi kanmla vefaszln kirinden.
Yava yava lyordum hi biriniz gremediniz.
Yer Badat. Miladi sene 922. Aylardan Mart, Hallac' sabah
zindandaki hcresinden aldlar. Elleri ayaklar zincire vurulmu,
bir at arabasna bindirdiler. Ellerinde ve ayaklarndaki pasl demir
kelepelere uzun uzun bakt. Sanki onlar, kendisinden bir para,
sanki vcudunun ayrlmaz bir uzvu olmutu.
Yorgun ve yal atlarn ektii krk dkk araba, tozlu yol
lardan salna salna geerken, Halla, kendisini merakla izleyen
kalabala uzun sre bakt durdu. oluk ocuk, gen ihtiyar, bu
insanlar, kendisinin nasl leceini seyretmek iin toplanyorlard.
kenceyle bir adam acaba nasl lecek, nasl strap ekecek, nasl
can verecekti? Btn meraklar buydu.
Dicle nehrinin tam yan banda, ehrin dou tarafnda toz
toprak iinde geni bir meydan yer alr. Adet zere idam mera
simleri bu alanda gerekleir ve btn ehir halk yaplan idamlar
seyretmek zorunda tutulurdu.
Bu geni meydan dolduran kadn erkek, oluk ocuk binlerce
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


insan, tahta bir sehpann zerine kabaca kurulmu bir armh ze
rine hunharca gerilen Hallac Mansur'u grmeye gelmilerdi. Seh
pann drt bir tarafn kuatan iri csseli askerler, halkn sehpaya
daha fazla yaklamasn nlemek iin olaanst gayret sarf edi
yorlard. Hallac Mansur'un nasl ldrleceini merakla bekleyen
kalabalklar arasnda mritleri ve yakn dostlar da vard.
Halk ise Halla hakknda dedikodu etmeye hala devam edi
yorlard:
"Mahkeme onu neyle sulad?"
"Byclkle. Hindistan'daki byclerle mektuplayormu."
"Aman Yarabbi! Sen bizi byle uursuz adamlardan uzak tut."
"Oh olsun! Geberip gitsin!"
'"Ene'l Hak'diye sokaklarda dolap, oynar, hoplar dururmu."
"Ene'l Hak demek,'Ben Allah'm'demektir. Bu ne biim sz?"
"Bunun gibi adamlar sallandrmak yetmez, her trl ikence
yi yaparak barta barta ldrmek gerek. Bir de lim geinmez
ler mi, byleleri halk dinden karr."
"Doru diyorsun ac eke eke cehenneme gitsin."
Sehpaya hayli uzakta kalan halk, hep birlikte sz birlii etmi
esine barmaya balad:
"Gebersin! Gebersin! Aclarn en beteri ile gebersin!"
Gzleri yuvalarndan frlam, sesleri vahi hayvann hrlama
s gibi kan, seyir iin sokaklar taran halka bakt Halla. Halkn,
slm' nasl yzeysel ve ekilsel anladn, hi dnmeden, fikir
yrtmeden tamamen taklide dayal bir iman ile bilgisizce, sade
ce cenneti, sevap kazanmay hedefleyerek, dini sanki bir ticaret
arac gibi yorumladklarn, ou kez de haram kavramn, darack
vicdanlarnda susturarak, geceleri Dicle kenarlarnda fuhu ve iki
lemleri yaparak gnlerini gn ettiklerini de ok iyi biliyordu.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Biliyordu ki bu ynlar ekilcidir, ellerinden gelse Allah' da bir
ekle sokmaya alrlar. Hakk'a akl vermeye kalkacak kadar iman
yetimidirler.
Onlarn ne haktan ne adaletten hatta ne de Peygamber'in
nurundan ve ruhaniyetinden haberleri vard. Onlar sk sk
Peygamber'e salvat getiriyorlard, ama Mustafa'nn temizliini
duymamlard. Sadece menfaat ve sadece karlkl kar ilikileri
ile dnya malna taparcasna balanarak, "kula kul olarak" yaa
mak balca emelleriydi!
Ne yazk!
Ne kadar yazk, diye dnd Halla!
Kalabalk sk sk kendisine aza alnmayacak kfrler savurur
ken, o hi aldrmyordu hatta onlarn tempo tutarak saldrlarn,
"Allah Allah!" isminin celali ile ta yreinin derinliklerinde yank
landn duyuyordu.
Bu cinayete kurban giden bir tek kendisi deildi ki!
Halla derinden derine bunlar dnrken, nihayet meyda
na getirildiini anlad. Uzun yllardan beri bu meydana gelmemi
ti. lerde tahtadan yaplm ykseke bir sahne duruyor ve sahne
nin stnde iri kym siyah kyafetli elinde krba, belinde haner
bulunan iki kii duruyordu. Besbelli ki kendisini ldrecek olan
cellatlar bu ikisi olmalyd. Sehpann stnde, ayakl bir daraa
c ile eri br uzunca bir ktk duruyordu. Acaba bu ne iindi?
Atl arabayla sehpann nne kadar geldiler. Halla, muhafz
larn yardmyla sehpaya kar kmaz kalabalktan yle bir uultu
ykseldi ki Halla bu kadar insann, srf kendisinin lmn sey
retmek iin sabahn erken saatlerinden beri niye bu kadar sabrla
beklediine bir anlam veremedi. Adeta bir panayra katlr gibi,
insanlarn gle oynaya bir idam mahkmunun acsn birbirinin
srtna karak izlemenin nasl bir gerekesi olabilirdi? Ama onlarn
elenmeye glmeye ihtiyalar vard demek ki neden olmasn?
"Allah'm!"diye inledi. "Sen her ynde tecelli edersin!"
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Btn bu barp aran fkeli halkn kendisine yaptklar
irkin ve galiz konumalar duyan Halla oral bile olmuyor, dudak
larnda bir glmseme ile yakn dostlarn teker teker szyordu.
Zaten artk mecali de kalmamt. Yllarn gezgini artk bezgindi.
Yorulmutu. Kadir kymet bilmezlerin dolutuu u dnya ona en
ac zindand. Bu kadar yl ruhunu tayan bedeninden ayrlmak ve
Mevl'sna kavumak, onun imdi en ok duyduu zlemdi. Sesi
nin btn kuvveti ile sehpann nnde emir bekleyen celltlara
bard.
"Celltlar ne duruyorsunuz? Acele edin ki u sefil ve aalk
dnyadan kurtulaym artk!"
Hallac'n idam fermann istemeye istemeye imzalayan Mah
keme azalarndan Ebu mer'in ii titredi. O anda vicdannn dipsiz
derinliklerinde isyankr bir sznn bakaldrdn hissetti. Onun
sulu olmadn bile bile lmne nasl karar vermiti? Kendisi
ne zorla imzalattrlan bu katliam kararndan sonra geceleri nasl
uyuyabilecek, nasl huzura kavuacak, hatta daha nemlisi ahiret-
te nasl hesap verecekti? Ebu mer rpererek ban ne edi ve
celld grmezlikten geldi.
Ha, mim, in...
nledi kan!
Ah!. Ak!.. Allah!...
Dilinde akn nr...
i kadeh kadeh Mansur. Ten kafesinden kann aksn Hu. Hu,
diye.
Btn halk idam seyretmeye mecbur tutuldu. Seyretme
ye gelen herkes avucunda bir ta ile gelecekti. Hallac'n arkada
mam ibli de avucunda bir gl ile o kalabaln iindeydi. Ay gk
te mahzun, yldzlar kederli. Dicle nehrine bakan yksek bir tepeye
kuruldu bir daraac.
Daraacna giderken ne elinden tutan vard ne de bir yudum
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


su veren. Kan konutuka Mansur sustu, Mansur sustu. Mansur
sustuka kanlar inledi;
"Ben Hak'tanm." diyordu ve btn yollarn tozunu kirpikle
rinin ucu ile spryordu. 0, yolculuun deryasnda dalga yiyen
ama okyanusunu unutmayan bir damlayd.
Halla idama giderken dostu ibli srekli u ayeti okumaktay
d:
"yi bilin ki Allah'n velileri iin asla korku yoktur. Onlar mahzun
da olamazlar"( Yunus/ 62)
lmne yryordu Halla. lmne sevdiine yryordu.
Elleri arkadan balanm, zincirli ayaklar, hi gelmeyeceini san
d bir vuslata gtryordu onu. Dnyaya hibir eyi emanet b
rakmamak iin her eyi gze ald ilahi akn mkfatyd bu lm.
Gc yetse koarak gidecekti vuslata ama ellerinin balanmasnn
yan sra ayaklarndaki zincirler ona engel oluyordu. Yz ayn on
drd gibi parlyordu. Bir huzur kmt yzne. Bir tebessm
yaylmt: garip, garipe. Glmsyordu akn garibi. Gzleri her
kese ve her eye meydan okur gibi bakyordu. Dnyaperestler bir
hakperesti idama gtryordu. nanc ve ak uruna daraacn
bile gze alan, sevgi dman ve inan banazlna bakaldran
bir mcahide de bylesi yakrd.
"Ene'l Hak!" diyordu son nefesi.
Son nefes, zor nefes...
Tek nefeste Hu, her nefeste Hu...
Meydandan idam sehpasna kalabal yararak gidilecekti ve
tedbir asndan Hallac'n gzleri bir bez ile baland.
Nedense Halife Muktedir idam seyretmeye gelmemiti. Ye
rine vezir Hamid'i gndermiti. Vezir Hamid, Halla' krbalanma
emrini veren ilk ses olacakt. Habeli kle olan celltlarn yanna
onlar sk sk tembih etmeye gelmiti. Cellatlara ksk bir ses tonu
ile;
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


" Halla denen mendebur size herhangi bir ey sylerse veya
onun hallerinde harikulade bir hal grecek olursanz bile aldrma
yn ve iinizi yapn! Yoksa onun yerine siz geersiniz. Acmayn, ac
tn. imdiye kadar vurmadnz ekilde hzl ve ar olsun krbac
nz, unutmayn. nsanlk tarihinin en beter ikencesini uygulayn.
Kuds'deki ile yolunda kan kusturulan sa'dan da, Kerbela'daki
Hseyin'den de daha derin ac ekmesini istiyorum."
Habei celltlar,
"Endielenmeyin efendim. Deil drt yz krbaca daha krkn
c krbaca geldiinde lm olur."
Belinde bir krmz petamal, omuzlarnda siyah bir al ile
lme nikhl olan Hallac' asker idam sehpasna kard. Tahta
sehpann zerinde duran Hallac'n nce gzlerindeki ba zd
ler. Ardndan bileklerindeki ivili halkay gevettiler. Sonra ayan
daki zinciri kardlar. Halla kafasn kaldrdnda meydana top
lanm olan topluluu grd. Gzne en nde duran mam ibli
iliti. Ona,
"Ey mam, yannda seccade var m?"
"Var."
"O zaman onu benim iin uraya ser." diye sehpay gsterdi.
ibli seccadeyi serdi. Halla, o seccadenin zerinde iki rekt
namaz kld. Birinci rektta Fatiha'dan sonra,
"Ve sizi mutlaka korku ve alktan ve mal, can ve rn eksik
liinden imtihan ederiz. Ve sabredenleri mjdele. "(Bakara/ 155)
ayetini okudu.
kinci rektta yine Fatiha'dan sonra,
"Her benlik lm tadacaktr. Sizi, bir imtihan olarak hayr ile
de er ile de imtihan ediyoruz. Sonun da bize dndrleceksiniz." (Ali
mran/ 185) ayetini okudu.
Ayaa kalkt. Cellt sordu:
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


"Dua etmek."
"yleyse son duan et."
Halla, Allah'tan kendisini ikence yapanlar iin bile af ve
mafiret isteyecek kadar sevdalyd. Sevda doluydu yrei. Yrei
cokundu sevdalarla.
"Allah'm! Sen her ynden tecelli edersin ancak Sen tm yn
lerden arnmsn. Benim yaratlma mhrlenen varln ve Se
nin hakikatine dair varln hrmetine beni bala. Allah'm! u
insanlar senin kullarndr. Sana olan akm anlamadlar. Onlar af
fet. Onlar akla hkim aka cahil kaldlar. Biliyorum ki bana atn
srlar onlara asaydn ya da onlara gstermediin cemali bana da
gstermeseydin bama bu hal gelmezdi. Verdiin sr iinde gs
terdiin cemal iin de sana hamdolsun."
Halla namazn ve niyazn tamamlad. Yaklat Habeli
celltlar.
Celltlardan en iri kym olan, soukkanl bir ekilde sehpaya
kt ve elinde tuttuu ivileri Hailac'n bileklerine akmaya bala
d. Her eki darbesinden nce kalabalktan,
"Vur vur! Daha hzl vur, daha sert vur! Vur ki ayaklarndaki
kanlar suratna srasn mendebur herifin!" lklar ykseliyordu.
Halkta kontrolsz bir hn vard Hallac'a kar. Adeta hayat
larndaki btn aksiliklerin msebbibi Hallac'd d o ldrlnce
her ileri gllk glistanlk olacakt.
Hailac'n elleri ve ayaklar artk sehpaya ivilenmiti. iviye ilk
vurulduunda Hailac'n yznde bir tebessm olumutu.'Biliyor-
du ki Allah'a yolculuk strap ile balar ve ayana iviler akldn
da yle sesleniyordu,
"Bismillah aka! Bu dnyada meakkat ekmek sana ynel
mektir. Sana ynelmek, sna snmaktr. Sana snmak enenin,
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


nefsin, ihtirasn, heveslerin, gafletin saldrlarndan emin olmaktr.
Senden bama ne dert gelirse gelsin severek raz olabilme nime
tini nasip et bana."
El ve ayaklar sehpaya dik olarak aklm armha ivilenme-
ye hazrd.
Celltlar, vezirden Hallac' yava yava ikenceyle ldrme
emri almlard. Bu yzden ilerinin tadn kara kara ar dav
ranyorlard.
Hallac'a gelince...
Celltlarn ellerine ve ayaklarna aktklar her iviyi umur
samaz baklarla izliyor, bedeninden fkran kan, sehpann kirli
tahtalarnda kk birikintiler olutururken, o sevinten glyor
hatta zaman zaman kahkahalar atarak kalabal daha da kzdr
yordu.
Hallac'n dostlar sehpaya yanamay denediler ancak as
kerlerin sert mdahalesi ile karlatlar. Askerler, mirleri bn
Davud'tan aldklar msaade ile biraz geri ekilerek dostlarna yer
atlar. Sakalnn kllar yznden akan kan ile birbirine yapm
olan Halla, dostlarnn sehpaya yaklatn grnce:
"Bismikellahmme!
Her eyin Yaratcs, nefsimiz zerinde kudret ve ilim sahibi
olan, yaam ve lm yaratan yceler ycesi Allah'a senalar ol
sun! Peygamberlik nuru ile tm lemi rahmeti ile aydnlatan Hz.
Muhammed'e selam olsun!
Ey dostlar, artk biliniz ki lm yaklamtr'Her nefis lm
tadacaktr!' Bugn gne batmadan nce benim de gurbetteki
hasret srem dolmu olacak. Ben o yce Peygamberin bir tek s
zne sndm ve o sz uruna canm feda ediyorum:
"lmeden nce lnz!"
Bu srrn srrn derinletiren szn vurgunu olarak mrm
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


tamamladm. Vakit tamam. Az sonra hakiki makama gitme vaktim
balyor. Sizden istirhamm benim bu gzel yryme tebes
sm ettiim gibi siz de mtebessim davrann.
Ben Allah' sevdiim zaman, o iimi tamamen kaplyor. Onun
ruhu benim ruhum oluyor. nk o Kur'an'da, bize ruhundan fle
diini belirtmiti. Bize ah damarmzdan da yakn olduunu sy
lemiti. imizdeki benliin daha youn olarak yaayabilmesi iin
kendi benliimizi yok etmemiz gerekmiyor mu? O olmadan ii bo
bir mlek gibiyim. mlek'dolu'olduu zaman ancak bir anlam
kazanr! mlein varlk nedeni budur. Bu yzden ben hibir za
man Allah olduumu iddia etmedim. Sadece'Ben Hakkm'dedim.
kisi birbirinden ok farkl ifadeler!
Ben slm' kabukta deil, daha derinlerde aradmda sadece
akla karlatm. Yalnzca Allah'n gnll bir hizmetkr olduu
mu sylyorum. Bu hizmetim sevgiden ileri geliyor. Bu nedenle
benim yaratc gerekle dolu olmam, onunla bir ve ayn yapda ve
zellikte olmam demek deildir. Ben sadece kulluunun isyan ve
nisyannda olmayan bir acizim. Ben asla ve asla Allah'n insanla
birletiini ileri srmedim, iddia etmedim.
Umuyorum ki zihinlerini irfan ufuklarnn sonsuz gzellikleri
ne kadar uzatan kiiler ne demek istediimi anlayacaklar, kabukta
kalanlar da urada bulunan byk ounluk gibi bizi kfirlikle it
ham edeceklerdir.
nsanlk belki benim szlerimin derinliini anlayacaklar, belki
de anlamayacaklar. Artk daha fazla konuamayacam, mecalim
kalmad. Sonra inleye inleye yle dua etti:
"Allah'm, insanlar seni verdiin nimetler iin severler, bense
verdiin belalar iin severim."
hvanlar hkra hkra alamaya baladlar. Onlarn bu halini
gren Halla, kendi durumunu brakp onlar teselli etmeye alt:
"Dostlar bilin ki ben ancak lrsem yaayacam. Hallac'a
hakknz helal edin canlar!"
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Onun bu szlerini duyan fitne taraftarlar barmaya balad:
"Susturun u kfiri. O bir Allah dmandr!"
"Bak hl konuuyor! Cellt ne duruyorsun, baksana lnet he
rif daha lmedi."
"Yedi canlym zndk!
"Baksanza yzne, bizimle alay edercesine nasl da srtyor?"
Dostlar vedalarken halk meydan uuldatyordu. Halk can
hra ekilde barmaya baladlar:
"Kan grmeye geldik, kan! Hani kanlar? Bu kfire haddini bil
dirin ki baka zaman baka bir kfir kp da Halla gibi melunluk
yapmasn. Kan grmek istiyoruz! Kan! Kan! Kan!"
Celltlar, yerde duran uzunca bir kt sehpann orta taraf
na dikerek, Hallac' buraya skca baladlar.
Muhafzlardan birisi meydana toplanan halktan daraacna
balanm Hallac'a ta atmalarn emretti. Atld talar rili ufakl.
Sehpann zerinde talardan neredeyse bir kulbe yapacak kadar
talar birikmiti. Hallac'a isabet eden talar kafasn yarm, yana
n iirmi bir ta da sa gzn yuvasndan kartmt.
Kan iindeydi Halla, kan deryasndayd Mansur.
Ta atmayanlar cezalandrlacakt. Bu emir karsnda are
sizlii ve acs bir kat daha artan ibli avucundaki gl Hallacn
yzne doru frlatt. Yanana arpan gln verdii hazdan olsa
gerek, derin bir ah ekti Halla. yle bir ah ekti ki meydan bir
anda derin bir sessizlie gmld. armt herkes. En ok da
vezir ve adamlar aknlk iindeydi. Onlarca ta alnna, bana,
yanana, enesine, gsne demiti de bir ah bile etmemiti.
Aksine vcuduna deen her tata glmsemiti Halla. Ancak bir
gl yanaa deince ah ekmesine anlam veremediler. Bu durum
Vezir Hamid'in de dikkatini ekmiti. Birden yerinden frlayp,
"Dur!" diyerek bard.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Herkes merakl baklarn Vezir Hamid'in zerine evirdi.
Celld eliyle itip sandalyeye eilmi ekilde kanlar ierisinde du
ran Hallac'a,
"Sana atlan onca taa sesini bile karmadn, ses karmak bir
yana her atlan taa kahkahalarla glerek cevap verdin. Peki, yana
na deen bir gl yznden ektiin ah neden?"
"Ta atanlar sradan insanlar, halden anlamazlar. Onlar benim
iimi bilmiyorlar. Bu nedenle onlarn attklar ta beni incitmedi.
Ancak halden anlayan bir dostun att gl yrei actt, yaralad
beni"
Vezir Hamid talamann durmasn ve krba faslnn bala
masn emretti. Ksa sren bu talama treninden sonra ikinci bir
emir geldi talan elinde kalan takn halka:
"Yeter! Talarnz yere brakn, seyretmeye doyamayacanz
ikence balyor."
Celltlar yava yava yanna yaklatlar. Celltlardan ince uzun
boylu olan, krbacn sapndan ucuna kadar svazladktan sonra,
nce Hallac'n alnnn ortasna bir darbe indirdi. ylesine gl bir
darbeydi ki bu, bir anda Hallac'n burnundan oluk gibi kan akma
ya balad. teki cellat krbacnn kpek kemiinden yaplm sap
Hallac'n yzne indiinde yananda bir yark ald. Yarktan f
kran kanlar sehpann hemen nndeki halkn zerine srad. Bu
manzaray gren ibli ac bir lk att. ibli'nin att la aldr
eden olmamt.
Cellatlarn ellerindeki krbalar gpegndz bile l l par
lyordu. Bir sa rgsn andryordu havada aklayan krbalar.
Deri rgnn her ucunda, demirden bir yldz balyd. Halla bu
krbacn neler yapabildiini daha nce grmt. nsann tenine
inen her darbesiyle nce insann derisi paralanyor ardndan ge
len darbelerde ise etler yerinden kopuyordu. O gn hi aklna gel
memiti bu krbacn bir gn kendi teninde de aklayaca.
Cellt, kulana eilip,
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


"Seninle iim bittiinde, cehennemdeki zebaniler bile haline
acyacak Halla." diye fsldad.
Yavaa bir adam boyu geriye ekildi, iini ustalkla yaptn
gstermek, biraz da halk galeyana getirmek, belki de onlara bir
gn kendilerini bu krbacn altnda bulabilecekleri iin, kurallara
ve kaidelere uymann ne kadar nemli olduunu gstermek iin
krbac havada birka kez aklatt.
Celltlar krbalarn trpan savurur gibi bir sadan bir soldan,
kh yukardan kavisle aaya kh aadan yukarya hilal izerek
vuradursun. Celltlarn her vuruunda havada slk alar gibi ses
karan uzun mein ip, nce yukarya, ktn bana kadar olabil
diince kyor, orada dairesel dn yaptktan sonra Hallac'n sr
tna hzla iniyor ve bu inite zaten bir deri bir kemik kalan Hallac'n
srtnda derin bir yara ayordu.
Bir, iki, , be, yirmi, krk, yz. Durmakszn ard ardna vuru
lan yz krba...
Halla ise sanki krbalanan kendisi deilmi gibi, durmadan
dudaklarn oynatyor, iinden dualar ediyor, Peygamber'e ve Ehli
Beyt'e olan sayg ve sevgisini tekrarlyordu. Yznde hibir ac ve
strap eseri yoktu. Sakin, sessiz bu krbalarn bir son bulmasn
bekliyordu.
Krba yedike srtndaki petamal para para sklp yere
halla halla dklyordu. Krbacn sesini iittike insanlar krbac
tendi srtlarna yemi gibi rpertiyle titriyordu. Oysa bak kesii
krbalar bir ty misaliydi Hallac'n tenine. Ten derisini syrd. Her
syrkta o benliin k kapsndan bir k gibi szlyordu. Her
krba akrtsnda onun sadrndan "Ene'l Hak" sz akyordu.
Krbalama ilemi sonunda bitti. Celltlar da yorgun d
mt. Kaln pazlarn uzun sre ovdular ve bir tabureye oturarak
biraz dinlenmek istediler. Vezir emretti. Hallac'n srtndaki para
para olmu paavra halindeki petamal kartlp srt plak hale
getirildi.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Krbalamaya verilen aradan stifade etmek steyen ibll dos
tu Hallac'la konumay denedi. Gz gze geldiler.
"Zhidlik makamna eritin Mansur. Allah seni cennetle dl
lendirsin!"
Hallac'n sesi yorgun ve clz kyordu:
"Musibetin sevabna talip olmakln, musibeti ekmekte
iken de varsa ite o zaman sana 'zahid'derler." dedi.
ibl, kalabaln uultusundan bu cevab duyamad, Hallac'n
tekrarlamasna da gnl raz olmad iin yle konutu:
"Kim olduun yle bir haykryor ki, ne dediini duyamyo
rum."Daha sonra ibl'nin kendi kendine yle konutuunu iitti
ler. "Ben ve Halla ayn eydik. Ne var ki, o srr aa vurdu, ben ise
korkumdan sakladm!"
Talebelerinden biri sehpaya yaklat ve stad Hallac'a sordu:
"Ne kadar sabrlsnz hocam. Biz olsak daha ilk darbelerde
lrdk!"
Halla glmsedi, sonra yava bir sesle yle dedi:
"Hocam Cneyt'in hep u szn hatrladm; Sabr, yzn
hi ekitmeden acy yudumlamaktr."
Bir dier mridi yaklat ve sordu:
"Hocam sizTevasin kitabnzda hep izgilerle ekiller iziyor
dunuz. Bunlarn ne anlam vard?"
"Evlat," dedi Halla, nokta, tm izgilerin esasdr. Ne abuk
unuttunuz. Hz. Ali ne gzel buyurmutu: 'Kur'an'n z Fatiha'dr,
Fatiha'nn z Besmele'dir. Besmelenin z'be'harfidir. Ben de bu
'be' harfinin altndaki noktaym'. ahadet parmama sinen her
tekbir imann bir Bismillahdr. Yar diye yreime aldm, ak
Rahman sevdasdr."
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


ibl tekrar sehpaya yaklat ve elinde tuttuu krmz gl,
Hallac'a doru frlatt.
Halla inledi:
"te bu gl beni incitti."
Celltlarn oturduu yerden kalktn gren ahali, tekrar co
kulu tezahrata balad.
Celltlar kaldklar yerden krbalama iine tekrar baladlar.
Yz bir, yz elli, iki yz. yz. Takatleri kesilmeye balad ama
Halla ayn Halla. Sanki krba darbeleri onun tenine bir ku ty
gibi dokunuyordu. Srtnda kanlar. Belinde kanlar. Derisinin sk
lp syrlmas ve kemiklerinin grlmesi karsnda,
"Hi mi ac hissetmiyor?" diye dnd celltlar.
Halla ise, sessiz ve sakin, kendisini lme gtrecek ferman
imzalayan kadlar, vezirleri, alayc bir glmseme ile szyor, son
ra az tede duran o nl hain vezir Hamid'le de gz gze gelerek
sert baklarn onun zerinde gezdiriyordu. Vezir Hmid, nceleri
"Naslm, ne haber?"dercesine ban sallarken, sonralar Hailac'n
elik gibi sert baklar altnda eziliyor, zaman zaman da tozlanm
izmeleri ile topra eeliyor ve bu baklardan kurtulmaya al
yordu.
Krba vuranlar yoruldu da yiyen hala, ah, etmedi. Cellt f
keden kudurdu, iddetini arttrd. yznc krbac da srtna al
dnda Halla cellda dnerek,
"Az msaade eder de beni dinlersen sana Konstantiniyye'yi
fethetmeyle e bir mjde veririm"
"Senin durumun ile beni nceden uyardlar. Seni dinleme
memi tembih etiler. Mjden beni ilgilendirmiyor." dedi ve tekrar
kald yerden hem bir yandan saymaya hem de krba indirmeye
devam etti: yz bir. yz on. yz krk.
yz krknc krba vurulduunda Hailac'n srtnda kana
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


mayan tek bir nokta kalmamasna ramen onun lmediini gr
dler. Cellat, Vezir'e dnerek, nefes nefese kalm bir halde,
"Ben hayatm boyunca bir adama seksen krbatan fazla vur
madm. En dayankls bile o kadar dayanabildi. Bu adama yz
krk krba vurduk ama bir kadar daha krba da vursak bu ada
mn yine lecei yok. Lkin benim kollarmda derman kalmad. Bu
halimle vuracam krba da ona hi bir ekilde tesir etmez. Nasl
krba kullandm da grdnz. Ben bittim ama bu adam bitme
di." dedi.
Vezir,
"Dier cellt gelsin." diye bard. arlan cellt gelerek, ve
zirin nnde durdu. "Yakla!" dedi Vezir.
"Buyurun efendim."
"Bu adam lene kadar lime lime dorayacaksn."dedi."Yalnz,
hemen lmeyecek."
"Anladm efendim." diyerek vezirin huzurundan ayrlan cellt,
belindeki kuaktan sarkan iplerden birini alarak, Hallac'n sol ayak
bileinin zerini skca sarp, iki defa dm att. Ayan bilein
den kesecekti ve kesilen damarlardan akan kan, Hallac'n lm
n kolaylatrabilirdi. Amac, Hallac'n kann mmkn olan en
yava ekilde aktmak ve ona verebilecei acy fazlalatrmak isti
yordu. Bir eliyle Hallac'n sol bacan kaval kemiinden kavrayp,
skca bastrd. Celldn palas havay yararak, imek gibi Hallac'n
sol ayak bileine indi. Kalabalktaki kadnlar lk atarken, erkek
lerden bazlar keyifle srtmaktayd. Halla yedii krba darbele
rinden bitkin, ksk sesle yine tekrarlad;
"Allah!"
Cellt bu kez baka bir ip daha alarak, sa kolunu kavrad. pi,
Hallac'n dirseiyle omzu arasnda bir yere skca sardktan sonra
palasn Hallac'n dirseine indirdi. Yine tek kelime dkld azn
dan,
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


'Allah!"
Cellt kulana eilip,
"Aman dilesene be adam!" diye fsldad. Hl bir ah gelmi
yordu Hallac'dan. "Benden gnah gitti." diyerek, bu kez bir baka
ipi sa ayak bileinden bir kar yukarya sard ve palasn nc
kez yine indirdi. Ne kadar sk balarsa balasn, kesilen yerlerden
kanlar akyordu. Bir ara celldn yerdeki kandan aya kaymt.
Kalabalktan tekrar uultular, anlalmaz szler ykseldi. Hal
la, hi ses karmadan bileklerinden fkran kann bir fskiye gibi
bana kadar pskrn ve tahta sehpaya nasl aktn seyre
diyordu.
Cellt gerekten acmaszd. Bu kez eildi ve Hallac'n ayak
bileklerini kesti.
Akan kanlar, nceleri hzl, daha sonralar damla damla seh
paya birikmeye baladlar. Halla, ba nde kesik ayaklarnn al
tnda ekillenen kan glne sert baklarla bakyor, dudaklar ile
birtakm dualar ederek bir eyler yapmaya urayordu.
Halk durdu. Bu sessiz adam, hl niye lmyor, niye ac ek
miyor, niye barp armyor, niye inleyip feryat etmiyordu, niye
ikenceyi durdurmalar iin yalvarmyordu?
Bir sre ylece sessiz ve hareketsiz kalan Halla, sonunda ba
n dikletirdi. Yz yine glyor yine alayc baklarla etraf sz
yordu. Sanki Halla muzaffer bir kumandan edas taknmt. Cel
lat ilerledi, Hallac'a yaklat, yaklat ve yerdeki kanlara gz iliti.
Sonrasnda mthi bir lk atarak sehpadan atlayp, uzaklat.
Vezirler, kumandanlar ve askerlerden bir ka da sehpaya
kp, Hallac'a doru ilerlediler. Yerdeki kan izlerini grenler korku
ve dehetle cellat gibi sehpadan atlayp katlar.
Hallac'tan kan kanlar, sehpann zerinde Arapa'Ene'l Hakk'
yazmt.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Onca eziyete ramen Halla lmemekte direniyordu sanki.
Diriydi. Vcudunda tek hareket eden ey gzleriydi ve kanl gz
leriyle gkyzne bakyordu. lp lmediini kontrol etmek iin
Vezir Hamid olduu yerden herkesin duyabilmesi iin gcnn
yettiince yksek bir sesle sordu:
"Ak nedir ey Halla?"
Kolu, kanad, bir gk ekinin baa gibi koparlan sa, yz,
sakal ve gs kzl kanlara boyanan Halla:
"Akn ne olduunu, bugn, yarn ve br gn grrsn."diye
cevap verdi.
Vezir Hamid yksek sesle bard:
"Ey Mansur! Akm Allah, Ene'l Hak! Deyip durdun. Bak haline,
Allah seni sevseydi senden yardmn kesmezdi de yaardn. le
ceksin Halla leceksin!"
Hallac'n kanlar akarken alnndan boynuna, kan revan iin
deyken yz, gz her yan. Kalabala seslenerek:
"Dnyada yaamay Allah'n yardm etmesi, lmeyi ise Allah'n
yardmn kesmesi olarak tarifeden kim? Siz hi ldnz m ki l
m bu kadar kt gryorsunuz?"
Vezir Hamid ald cevap karsnda iyice hiddetlendi:
"Kesin ban gvdesinden. Yeter bunun bu kadar yaad."
Sehpaya frlayan askerler, elleri, kollar, bacak ve ayaklar bir
aa misali budanm btn bunlar yetmezmi gibi kafasn vcu
dundan bir hamlede ayrdlar. ki yeni hrsl cellattan birisi vezirin
gzne girmek iin nce Hallac'n kesik ban havaya frlatt. Di
er arkada havadaki kesik baa mzrak att. Mzran ucu Halla-
c2n sa gzne saplanmt. Hallac2n kesik ba mzrak ile birlik
te yere dt. Cellatlar Hallac'n ban kavrayp burnunu kestiler.
Dier cellat;
"u kfr ileyen dilini bir greyim bakalm. Sana 'Ene'l Hak'
257
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


szn kes dediler, dinlemedin imdi ben o dilini keseyim de gr
bakalm."
O gn Hallac Mansur'u lime lime doradlar.
Ertesi gn kestikleri uzuvlar bir hasrn ortasnda topladlar.
Hasr atee attlar. Hallac'tan geriye kree zar zor sacak kl kal
mt. Bir sonraki gn ise kllerini Dicle Nehri'ne attlar. Dicle ki,
seneler nce Hallac'n hanm ve ocuunu da yutmutu. Halla
ailesine ve 'Ene'l Hak'akna kavumutu. Dicle, derinden derine,
"Ene'l Hakk, Ene'l Hakk"diye akyordu.
Halla klliyen hmutu artk. Klleri savrulana kadar
hmutu.
Ertesi sabah, Dicle nehrine doru yrye kanlar, Dicle'nin
kabardn, azgnlatn, su seviyesinin ykseldiini, dalgalarn
adam boyuna kadar ktn korkulu gzlerle seyrettiler. Yalnz
seyretmekle kalmadlar. ahit oldular ki yer gk, "Ene'l Hakk, Ene'l
Hakk" diye inliyordu.
Hayatn ok anlaml ve ilgin bir kural vardr. Hayat kfr ve
inkr zerine kurulabilir, ama asla zulm zerine kurulmaz. Halife
Muktedirin annesi Seyyide, Badat'ta genel bir yas ilan ederek, bu
katliam devlet adna lanetledi.
Dicle sakinleti, ses kesildi. Her ey normale dnd sanld.
Biliyor musun Hamuum aslnda hibir ey normale dnme
di. Acmasz cinayetler birbirini takip etti. Zaman gedi, vakit saatin
kader sarkac, Vezir Hmid'e arpt. Onu da Hallac'n lmnden
iki sene feci ekilde sonra idam ettiler ve cesedini balklar yesin
diye Dicle'ye attlar. Bu konudaki son sz, mam ibl syledi:
"ah da olsan vezir de olsan herkes gibi sen de gidersin tek
tek gidenler gibi"
Mevlna dinledikleri karsnda neredeyse olduu yere dp
baylacakt. Sarsla sarsla alyordu. Anlyordu ki hamu namn al
mak her babayiidin hakk deildi. Gzyalar ierisinde oturduu
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


minderden kalkt. Btn bedeni titriyordu. ems'e smsk sarld.
ems elleri ile onun sakaln svazlad.
"Sil gzyalarn. Akn gzyalarn dkecein gne kadar bir
daha alamana gnlm raz deil hamuum."
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


EMSN AHADET SONRASI
--------=>oG*fr)oc=---------
Ey lk! Sus! Artk azlara smayansn.
ems lme yryor.
Gecenin karanlnda parlayan yedi haner.
Dost upuzun asa izgisinde yrrken arkadan vurulmaz ki!
Cellatlarn raks ettii renksiz lm,
birazdan sulu kana boyanacak.
emsi am'dan yeniden Konya yollarna drecek olan o
efsunlu kelime yazld ucu yank kda. Doudan doan Tebriz
gnei tekrar dodu bir bahar sabahnda Konya'ya. Ak ve mauk.
Hamu ve perende bulutu Binev makamnda. Hasret dindi. er
cephesi sindi kovuuna. Kovucular kaynatt fitne kazann. Kaza
nann az, kaybedenin ok olduu imtihan balyordu. alkantl
ehir gndz gybet gece zulmet ttyordu. Aradan aylar geti.
Kimya ilahi ak nasibi ile ahirete kanat rpt. Aleddin asi tavrn
Krehir'de dindirmek iin yollara gz krpt. Sultan Veled, babas
ve vey kz kardeinden sonra ems'ten srlarn srr iin nasiplen
di. Moollara ve Hahailere para karl istihbarat salayan ca
sus Asaf Kemaleddin Alamut'a haber uurdu. Yedi atl tozu duma
na katarak kin iti yeminler yuttu. Atllar doludizgin gele dursun.
Bileylesin demirci ustas kr baklar, suya verilsin keskin kllar.
Akn keffareti iin ehadete yryen ems, Mevlna ile helal-
letikten sonra karanln iinde bir slk gibi hzlca kaybolurken
yle seslenmiti:
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


"Kader kalemi Hallac' ve beni ayn hilik noktasnda bulutur
du. Gerek, o gerek ve ben yaadmz devirde kendi memleket
lerimizde kendi insanmz tarafndan hi sevilmedik. Hi anlal
madk. Sustuk, ama benim Hallac'a gre bir ksmetim vard. Onda
olmayan ama bende olan: Mevlna. Onun Mevlna's yoktu. Onun
yareni yoktu. Dostsuzdu. O yzden postunu delik deik ettiler. Bir
an hi anlayan olmamas ne ktdr bilir misin? Ve ben beni
tek anlayan, o dost iin canm feda etmeyi asla yk grmedim.
krler olsun!
Dost dostun yanna deil, yarasna gelir.
Gnl iinde ana hrete deil, bir parman samimi doku
nuuna hasrettir. Gnlme tek dokunan parmak Mevlna'ya aitti.
Beni krk yl bekleyen dost iin bedenimi krk kez dorasalar, krk
kez de'ak olsun'derim.
Leylayn, bazen geceyi atee vermek iin susmak da yeterlidir."
emsin atld kuyudan cesedi kanld. Ba kesilmiti. Sr
tndan ald kl ve bak darbeleriyle delik deik feracesindeki
kanlar hala slakt. Elleri yoktu. Bileklerinden kesilmiti.
Mevlna, ems'in ellerinin bileklerinden kesilmi olduunu
ve ellerinin orada olmadn grnce titredi, yand. Can yakc bir
ac dokundu kalbinin zarna, dayanamad.
Elleri neredeydi? Kim ne yapacakt emsin elleri ile? Mevlna
gnlerce bu soruya cevap arad.
"Beni saran ellerin nerede dost? Her bir parma ayet ayet
kokan, Kur'an tutan ellerin nerede cananm? dmde elimi
avucuna aldn avularn hani nerede? Gnein yanna, ln
rzgrna dayanan ellerin nerede can? Ah ekti derinden. Bir ah
daha. Demek ellerin bileinden kopanlmadan nce bu mektubu
yazdn yle mi dost? Ellerin, hani nerede o ellerin, beni saran sar
malayan ellerin, bir deniz gibi dokunduka yumuaklnda kay
bolduum naif ellerin.
ems'ten gelen mektubu tekrar okudu. Okudu, bitirdi, bir
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


daha okudu. Her okuyuunda ems'in kokusunu alyordu ucu
kana bulanm kttan. Hele ki son ksm ka kez okuduunu
kendisi de bilmiyordu.
Yemin ederim ki lmmn gzlerinin nnde olmasn ister
dim. Gr ki ak iin lmek ne demekmi."
Bu son ksm ka kez yeniden okumutu bilmiyordu. Okudu.
Bir daha okudu. Her okuyuta masmavi gzlerden boald um
man. Bir ah ekti ta derinden. Kime ne diyeceini bilmeksizin eh
re doru bakt;
"Ey ak rten ehir! ly lye srten ehir, yktn gk-
kubbeyi bama. Ah gz karam! Demek saha kydlat. Bir zemheri
oturtarak iime, yreimdeki gnei bir bir kirdlar.
u dar dnyann kanl bakl ocuklar! Dipdiri bir baaa
nasl kydnz?
Ey can evinden vurulan ems. Sonunda ptn lm, o kzl
dudaklarndan.
Ey narna yandm! Ey kasvet yumam. Kalem ve mrekkep
hasretini ier bugn. Akl ar, can ar, kan ardr bugn. Syle
iimdeki seni sana nasl yazaym? Bu sessizlik, kimine kap, kimine
sr, kimine kr duvar bana ise zindandr.
Syleyin, ak alan hi ah eder mi? Alar. ems'imi aldlar ben
den syleyin, kiminle alaaym oy. Oy ems! Demek seni kurban
verdiler, verdiler de barm deldiler."
Alad, yand. Yandka alad, aladka sarsld. Sarsldka
ems'in cesedine sarld.
ems'in cesedine sarlp sarsla sarsla alayan Mevlia, dos
tunun hayat ve lm hakkndaki szn hatrlad. ems bir hasbi-
hallerinde yle demiti:
"nsanlarn beni knamasndan niin asla korkmadm hi
dndn m? Neden g sorularla boutuumu hi aklna
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


getirdin mi? Dilimden ok yreimde srlar sakladm bilir miy
din? Ben o srlarn sarhouydum. Sadece o srlarn sarholuun
da yaadm. Bunu bir sen bilirsin bir de ben. lmn ardn kim
bilebilir? Gayb perdesini aralamak kimin haddine? Sahlsiz bir
ummandr lm ve bilinmezlik. Bu ummana dalan hibir kimse
nin knamasndan korkmaz. imdi var msn, benimle bu ummana
dalmaya? Bu ummana "Allah Ak" olan dalar. "Allah Ak" hayattaki
lmdr ve lmdeki hayattr."
Sultan Veled babasnn hznne ortak olup babasnn omzu
na yaslanarak birlikte alamaya devam ettiler. Neden sonra oul
sordu:
"lmn kt yan var mdr babam?" Yal gzlerle oluna
bakarak:
"lmn en kt yan, onu yaayann hl diri olmasdr."
dedi.
Sultan Veled gecenin zifiri karanlna bakarak:
imizde ne kadar susmak isteyen var. imizde nice suskunlu
a yatrlm lklar var. Arayandk, aldandk, aldatldk. Ey ems
seni zlyoruz. En ok o aldatmayan drst yann sevdik. Yaralara
parmak basan mertlik yann, aldatmayan, olduu gibi olan yan
n, mertliini sevdik. Hibir kimseye eyvallah olmayan o olgun
kiiliini. fkeni sevdik ki o fkelerde nefse mahkm olmayan ak
nefesini sevdik.
Baba olu gzyalar ile teselli ederken birbirlerini uzaktan
gelen neyin tiz sesi arasnda ems'in sesini duyar gibi oldular:
Geliim de enindi, gidiim de enindi Mevlnam.
Bir elif miktar deil bin elif miktar sus ey Hamuum!
Sende doan gvercin misali umadan vurdular.
Vuruldum Mevlnam vuruldum.
Yedi bak yedi ayr yerimden vurdu.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Akan her damla kanm "Ak olsun." diyordu.
Yedi kap araland, yedi kat semadan.
Yedi melek tad beni,
Yedi yetim alad ardmdan.
Saplandka her haner sadrma" klar lmez."diye nida etti
lem,
Senden baka duyan olmad Hamuum sesimi.
Yerde birka damla kanm,
Gzde birka damla yam benden sana yadigr kalsn!
Hu yediler! Hu krklar! Hamu Hu.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


te
MATEMN EN MAHREM NAMES
---------------- >oG <^) o c ----------------
lm! ahadet! Onun belirli bir zamant yoktur,
lm, kurbanna haber vermeden gelir.
Ancak lmn setii kurban, seni haberdar eder:
Akn yannda getir!
emsi kendi eliyle Meram'daki ba evine emaneten defnet
tikten bir hafta sonra Cuma namazn kldrmak iin pliki Camii'ne
yalnz bana gitmeye karar verdi. Darda sis vard. Camiye doru
yaklatnda siyah feraceli, uzun sal heybetli bir adam ona do
ru yrd. Mevlna o an neredeyse dp baylacakt. Kendisine
yaklaan adam ems'e o kadar ok benziyordu ki gayri ihtiyari:
emsim geldin mi? ems!" diye titredi.
"Ben ems deilim ama ems'e ait bir emanet iin geldim."
"Ne emaneti?"
"Sana vermem iin tembihlendiim u mektubu okyyunca
emanetin ne olduunu anlayacaksn." diyerek koynundan kart
t bir zarf Mevlna'ya uzatt.
Mevlna elleri titreyerek ald zarf avucunda smsk tutup
yeleinin altnda saklad. Camiye girer girmez sa taraftaki mah
file girdi. Kapy arkadan srgledi. Mindere oturdu ve mektubu
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


okudu.
*Q}akaed(fin $eled olu ^elaleddn.
Q}en, bir yunanlar babann rencili dmu4, imdilerde
cMcmiaL Sbevletfnde 2)ailik makamna kat/ar ykselmi
biriyim. Qjenim adm bitmenin sana kaandraca bir fay
da dmadndan ve benim senin (um dduunu bilmemden
(/day laf fala uabuak istemiyorum
lenim iin kadrinden fala deere sakip bir emanetin
u dnyadaki {ek sakibisin. Vioca bir mr sakip olmay
aruladm o emanetin ne dduunu ok iyi biliyorum.
imdi bende de lana art bir emanet bulunmakla.
Senin iin, kendi cannda* bile ye tuttuunu bileim
birinin kesik elleri. Qlu kesik ellerin senin iin ne anlama
eldiini ok iyi biliyorum. $Asik bir bedeni defnetmenin
sende yaratt acy a ok {afonin ediyorum.
imdi nmde duran bu kesik eller, belki un bir doka
gremeden kjm alemler iinde kl dup gidecek ve bunun
da iek sorumlusu sen dacaksn.
Sana leklifm ok aktir:
Q emaneti bana verdiin takdirde, ben de sana sakip
dduum emaneti gndereceim9
ii daland. Acd yrei. Ah ekti. Vah eyledi. Gzlerinden
birka damla ya szld ak dm sakallarna. ems'in elleri
karlnda babasnn kendisine emanet ettii kitap isteniyordu.
"Ya kitab gnderirsin yahut da ems'in ellerini ocaa atar ya
karm!"
te bu cmle Mevlna'nm iinde kyametler kopartt. Ak iin
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


verilen cann sahip olduu beden eksik kalacakt. Eksik kalanlar
ocaa atlp yaklacakt. Mevlna mahfilden ktnda benzi so
uktu, bacaklar titriyordu, takati kesilmiti. Mihraba doru zor
ilerliyordu. En n safta Hsamettin elebi'nin oturduunu grn
ce,
"Namaz kldrmaya halim yok. Hutbe okuyacak dermanm
yok. Bugn imam sen ol, istirham ediyorum!"
"Aman Pirim. Sizin olduunuz yerde ben nasl imamlk yapa
rm?"
"Anla, hi iyi deilim." dedi ve cemaate dnerek, "Bugn ima
mmz Hsameddin elebim olacak. Beni mazur grnz. Bugn
biraz rahatszm."
ems'in ahadetinden bu yana ilk kez Mevlna'nn yzn g
ryorlard. Ona hasret eken cemaat Cuma namaz iin derghtan
kan Mevlna'nn verecei hutbeyi ok merak ediyorlard. Onun
hasta halini grdklerinde,
"Buna da kr. En azndan yzn grdk." diye teselli bul
dular. Hep bir azdan "Allah size ifa versin, sizi bamzdan eksik
etmesin." diye seslendiler.
Namaz sonras bitkin ve mahzun olan Mevlna'nn bir ko
luna Hsameddin elebi, dier koluna Sultan Veled girerek onu
dergha gtrdler.
ehri kaplayan sis dalmt. imdi btn sisler Mevlna'nn
iinde toplanmt. Camide srekli mektubu dnd. Yolda gi
derken o yorgun ve bitap haline ramen mektubu dnyor
du. Dergha yaklamlard. Tam d kapnn nnde sa tarafta
bekleyenlerin arasndan birisi gzne takld. Ona doru.ilerledi.
Onun kulana doru eildi
"Yarn sabah namazndan sonra cevabm vereceim." diye f
sldad. Sultan Veled ve Hsameddin elebi merakl baklarla ne
ler olup bittiini anlamakszn Mevlna'ya ve o yabancya baktlar.
Sultan Veled meraklanmt.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


"Babacm hayrdr? Bu adam da kim? Ona ne syledin?"diye
sordu.
"Bir ihtiya sahibi evladm."
"htiyac neymi?"
"Evi yanm yardm istiyor."
"Biz ilgileniriz baba. Sen bir de bununla urama."
"Hayr evladm. Benden istendi, ben kendi elimle takdim ede
ceim. imdi beni odama gtrn."
O gnn akam vakit namazlarn odasnda tek bana kld.
Yats namazndan sonra sandnn kilidini at. Babas hastalanp
lm deine dtnde cbbesine sarp sarmalayarak kendi
sine emanet ettii boha olduu gibi duruyordu. Yllardr bu boh
aya eli dememiti. Babas Baha Veled ona,
"Vasiyetimdir. Sana braktm bu emaneti bir gn senden is
terlerse ver. O gne kadar bunun iinde ne var diye sakn ama.
Gn gelecek bu istendii zaman iinde ne olduunu sen de
reneceksin." demiti.
Bohann dmlerini usul usul at. Katlanm cbbenin ke
nar ularn itina ile yayd. Ceylan derisinden yaplm maun renkli
ciltli kitab grd. Kitabn mukaddimesini okumaya balad. Oku
duka gzleri irileiyordu.
"Aman Yarabbi! Bu nasl olur, nedir bunca hikmet?"diyordu.
Mukaddimenin sonunda Baha Veled grd bir ryay an
latyordu. Ryasnda kendisi bir damla olu Mevlna bir okyanus
ve bu okyanusun zerinde Nuh'un yapt geminin tpatp ayns.
Geminin yelkeninde byk harflerle "ems" yazyordu.
Mevlna yazlan ryann kalan ksmn okumaya gcnn
yetmeyeceini anlad. Derin bir nefes ald.
"Allah Ekber!"dedi ve kitab kapatt. Kitabn kapandaki ya
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


zy grdnde ilahi ak yolundaki anahtar kelimeyi anlad. Ka
pakta yazy heceleyerek mrldand:
"Ha- mu! Ha- mu"
Mevlna'nn beli bkld. Dkld gzyalar, gl suyu top
raa serpildi. Dokuz felek ona alad.
"Ey gkyz!
Ey felek!
Senin bulutlarndan akan yalar benim olsun. Yok, artk senin
gamn, btn gamlar benim olsun.
Tm insanlar gariptir. Ama benim kadar deil. Artk hi kimse
nin kalbi byle yalnz kalamaz."
Elinde babasnn emaneti, ems'in kesik elleri ise bir Hahai
haramide rehin. Kucana ald kitab. Cbbesinin iine saklayarak
derghtan kt. Dervileri kendisine itirak etmesini de kabul et
medi.
Aralkt, karanlkt, souktu.
Aralkt, yangnd, kld. Ge bir admn i ekileri kl ola
rak savruluyordu. Hamu diyen gidiyordu. Hamu yetim ve yitik
kalyordu.
Tarihe bir ak temize ekerek gidiyordu. Suskundu, ezilen
dostluun onurunu ktlara kan ile kaydedecek bir adam lm
suskunluunda gidiyordu.
"D deil, yaadk, diye mrldanyordu, yle bir yere geldik
ki, olabileceklere avunmak deil aksz insanla ak iin olmas
gerekenin nasl gsleneceini gsterdik.
"Kalk, giyin kefenini.
imdi matem zamandr. Bak, ems'in kokusu ile dolu her yan.
Gnein kan kokusudur topraa akan.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Ala, ala Mevlna! Gzyalarn gizli tutann ak da kalmaz
ad da."
Bir hzn frtnas esiyordu iinde. Gzlerinde akn gzyala
r, sinesinde ems'in kesik elleri ile ykla ykla geliyordu.
Her yolcu eceline yrr, boynunda okunmam knyesi ile:
HAMU...
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


AHR KELAM
------ooG*^x>o=------
Yrin gzleri neye dese senin yzne hzn dokunur.
Btn gidilerin ayak izleri iinde toplanr, susarsn.
Mavisi baklanm bir gkyznn matem dolu
bir bulutu olursun, toprana susarsn.
Hep toprak susamaz ya buluta. Syle, neredesin topram?
lm solumu kii iin, suskunluun kokusu cennettir.
Cevapsz hznlerine kefilim ems, yeter ki sktun tebihinde
imamem ol!
Hayat ve lmn ak karsnda ii kolay. nk nne ge
len ak konuuyor. Kh hava kh hayvan. Hzn, acnn iek
at bahedir. Ten hayrseverlikle badamaz. ehvet, bir cey
lan akala evirebilir. Delilie gevezeler, velilie suskunlar ular.
Biri srr boaltm dieri ise btn srlar toplamtr.
Kendi mezar tan srtnda tayan u dnyada, terbiyeli ce
setler gibi davranacak kadar arbal olalm.
Mezar tanda harf... harf yrekleri ak ile dalayan...
harf: Ha, Mim, in.
sr: Ak, skt, vuslat.
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


ate: Nr, har, hamu.
Ha: Halla, Mim: Mevlna, in: ems... Hamutu onlar. En
Sevgiliye sevdalydlar. Akn uzun yol arkadalar. Tm ktlk
leri gzellikle savuturanlar, susanlar, iyilik kardeleri, aka nam
zet secde kardeleri, susayanlar, lm szcn akn soluun
dan ienler... Akn "Hzr'lar...
Hamun. Bezmi Elest'te emanet aldklar o "sz" sanca
na kanlarn aktanlar. Sz verdiler: 'Sz Allah'm sz sana. Sz
mzle geleceiz sana. O sz gnne kadar susuyoruz ite."
Ha, mim, in: Hamu.
Ha: Adem'e can flenmesi,
Mim: Balang ve sonun secdede vuslat,
in: ah damarndaki Hayy'l Kayyum...
in: Sr,
in: Ate,
in: Hamuluun son hali.
Ak, srrn varlk lemindeki ad. Her sr bir baka srr aard.
Ald kap, harf harf okundu sr. Ha, mim, in. harf kvrld bir
"Vav"n iinde ve yuvarland mr denen devranda. Doruldular
Elif'in doruluunda.
Ha, sustu. Mim, alev alev dkld secdeye. in, yand tutu
tu.
Hamu srekli "salat daime" halindedir. Kiinin her zaman
Allah'n huzurundaym gibi davranmas, her hali ile her an na
maz klyormu gibi hissetmesi...
Akp geti zaman, seyrettik biz sadece. Baktk ki ok yak-
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


famz. Ak yaamadan yalarmz biteviye dkmz. Oysa
akn halifesi insan hi yalanmyordu secdelerde. Secde, mira;
mira, huzur.
Ey kalbim syle! Neden huzursuz kaldk biz?
Ah kalbim huzuru ne ok zledik biz.
Leyi: Gece,
Leyla: Kuruni gelinlikler giyinmi gelin,
Gece mell, Leyla acnn dudak mhr...
Ah Hu!
ilahi aka vah etmeden ah ekip lezzet bulmak:
"Ene'l Hak." El Hak akn zikridir. Halla "Hu"lar dedirtecek Ah
Hu! Zikri okutacak yceler ycesi sevgilinin sayklanmasdr. Her
kes uyurken sayklar, o yaarken sayklad: "Ah Hu! Ene'l Hak..."
Ha: Halla, lm pen bir dervi. Dervi ile bir dilencinin
tek fark udur: Dilenci bir dilim ekmek iin kap kap dolar yal
varr. Dervi, hayatn vermek iin aka yakarr.
Mim: Mevlna, ak okyanusunu srtnda asrlar tesine ta
yan damla. ems'in divanesi.
in: ems, Hak dostluunun keffaret kahraman, sz du
danda deil ate ate yreinde barndrp akn gzyalarn
aktan seyyah.
Hamu erleri, yaral ruhlar beeri sevginin hayal duraklarn
dan alp hakikate, Ak Cemale kanatlandran gnl "Burak'lar.
Her beeri sevgi bir seraptr. Bencilliin gevezeliidir bu se
raplar. Hakikat kutsal aktr. Kutsal aka muhibbi olmak gerek.
Ey muhabbet neredesin, ey suskunluk hangi diyardasn? Halimiz
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


hal deil. Demke et bizi muhabbete.
Suskunluk bir manevi sohbet halidir.
Suskun sufi, elem eleinden gemi ve sonra da birka
damla suyla slanm bir avu dolusu tozdan ibarettir. Yreinde
yryeni ne zedeler ne de onun ayana amur bulatrr.
Sayha ve sr...
lklar atlatan skut..
Srtnda kimi zaman okyanus tayan damla kimi zaman
haner yalmn glgesi bilip susan skt...
Srtkan slklara "Haydi oradan!" diyen hercai skt...
Skttayz vesselam.
Secdegaha yrek sren kadim skta selam olsun.
Hurufu mukataa adna. eytandan korunmu harfler adna,
elif anna, ha hamiyetine, mim secdesine, vav zikrine, in k
rne.
Susuyor uz .
Mana dilin ucunda deil dipsizliindedir. Suskun olan o dip-
sizlie ipsiz inmesini bilendir. Gnl dostluu posttan ty kap
ma yar deildir. Ak ehli dilinden evvel zihnini susturandr.
"Ben rya grm bir dilsiz, lem ise hep sar. Ben syle
mekten aciz, lem ise duymaktan."
Bir yavan hldeyim, ne saklm sakl ne bilinir gizim. Gitme
lere yazlm yazgm. Sahi ben gitmelere en ok yakan mym?
akamda snyor vuslatn afaklar. Kan damardan utanyor,
ak sol yanmdan haner yalm kayor.
Bir boluk ki dolmuyor iim, ne nakm nak ne tamamdr
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


bitiim. Kirpiklerimin slaklndan tutunuyor zaman. Kyamna
mit baladm sur ha flendi ha flenecek diye susuyorum.
Bir rkek hldeyim, ne sedam duyulur ne az olur sesim.
Araf'taym, susuz: ne serabm serap, ne ab itiim. Ruhum
dan yreime flenen bir kamn atei ile kzlendim. Kimse an
lamad yanmaklm, brahim nbetlerinde kvranrken. Yandk
a sustum. Sustuka aklatm.
Bir bilinmez hldeyim: ne bildiim yalan, ne gerek bildi
im. amurlat aynasz dlerim. Dtm yerde mhrlendi
glgem.
Ben susuyorum. Benim srlarm sana gnlm syleyecek.
Ama dikkat et, gnln sesini sadece gnl duyar. Bize can kula
n ver. Ten kula gerekmez.
Susuyor uz !
Hamu!
Dedi Mevlna kendisine Hamu! Yani Suskun! Sustuu yer
de ald kaplar, nne serildi ltl kelimeler, kalbi duygular...
Hamu! Dedi sustu Mevlna... Sustu ve kapand karanlklara...
Karanlklara ems dodu sonra... Bakt... Grd... Adna Ak
dedi... Candan zge candan te olana... Yaprakta tohumu,
damlada okyanusu grd sonra...
Hmu!
Demitim ben de kendime. Szn bittii yerde, noktann
konduu yerde susmutum btn kelimelerimi. Anlatmak yor
mutu nazenin bedenimi... Anlalamamak ise en ok yreimi.
Sustuu yerde anlalmakt belli ki btn derdi...
Hmu!
Demitim ben de kendime. Seni anlatmayan btn kelimeleri
277
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


susmutum. enle balamayan btn cmleleri bir bir boz
mutum. ems ol da gel karanlklarma do diye ummutum...
Umutmusun!.. Unutmuum!
Hmu!
Demitim ben de kendime. Suskunluum verilene rza gs
termekti... "iyi gnde, kt gnde, hastalkta ve salkta* diye
balayan o tekerlemeye elik etmekti, iyi ve gzeli sana kt ve
irkini kendisine semiti... Suskunluun bedeli sadece bu se
imdi...
Hmu!
Demitim ben de kendime. Dn dnde brakmak adna...
imdi yeni eyler sylemek lazmd. Ak! Demitim sonra Ak!
Aranan bulunmutu... Beklenen gelmiti... Ak vard ve tesi
oktan unutulmutu!
Hmu!
Demitim ben de kendime. Sana da ems diyecektim bel
ki... Kr kuyulara atlmasaydn btn karanlna ramen g
recektin gnei... Kapattn gzlerini, kestin attn son yannda
yeeren dlerini... ems olmak kolay myd can canana teslim
etmeden? Kendinden gemeden aydnlanr myd kr karanlk
lar, alr myd kilit vurulmu kaplar...
Ak yoksunuyuz, dost yoksunuyuz. Hasretiz hamulua,
yolumuz kesik vuslata. Suskunluumuz bundandr. Bunalmlar
da aryoruz, bulduumuz hayalkrkl. nk, emsimiz yok...
nk, Halla ihlasmz yok. nk, Mevlna vefamz yok. Sus
kunuz.
Yalnzlmza, yanklmza en evla den suskunluk.
O halde suskunuz...
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s


Ey ems! Yaral yreimize bak. O yal gzlerinle, figan
yalnzlmza ak, o kanl gzlerinle. yoruz, yak bizi...
Ey Mevlna! Asrlar ncesinden seslendin bize, oysa biz,
dn ne sylediimizi unutacak kadar kendimizi kaybetmiiz.
Tekrar ney fle, mit nefesinle sar yanmza.
Ey Halla! iki kelimeyle yktn kr benlikleri. Atn iman
sabrmz. Ama imdi inanca kar kr ve nankrz. Gel o yiit
cesaretinle, rkekliimizi Bedir kahraman eyle.
Susalm.
Ve suskunluk kapsn arayalm...
S
i
n
a
n

Y
a
g
m
u
r

-

H
a
m
u
s

You might also like