You are on page 1of 250

T.C.

ANADOLU NVERSTES YAYINI NO: 2061 AIKRETM FAKLTES YAYINI NO: 1095

Anadolu niversitesi lhiyat nlisans Program

DN SOSYOLOJS

Editr Prof.Dr. Talip KKCAN Yazarlar Prof.Dr. Ejder OKUMU (nite 3, 4) Prof.Dr. Mehmet BAYYT (nite 1, 2) Prof.Dr. Talip KKCAN (nite 5, 10) Do.Dr. Mustafa TEKN (nite 6, 7) Do.Dr. Vejdi BLGN (nite 8, 9)

ANADOLU NVERSTES

Bu kitabn basm, yaym ve sat haklar Anadolu niversitesine aittir. Uzaktan retim tekniine uygun olarak hazrlanan bu kitabn btn haklar sakldr. lgili kurulutan izin almadan kitabn tm ya da blmleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kayt veya baka ekillerde oaltlamaz, baslamaz ve datlamaz. Copyright 2010 by Anadolu University All rights reserved No part of this book may be reproduced or stored in a retrieval system, or transmitted in any form or by any means mechanical, electronic, photocopy, magnetic, tape or otherwise, without permission in writing from the University.

Genel Akademik Koordinatrler Prof.Dr. brahim Hatibolu (anakkale Onsekiz Mart niversitesi) Prof.Dr. Ali Erba (Sakarya niversitesi) Program Koordinatr Do.Dr. Cemil Ulukan Uzaktan retim Tasarm Birimi Genel Koordinatr Prof.Dr. Levend Kl Genel Koordinatr Yardmcs retim Tasarmcs Do.Dr. Mjgan Bozkaya retim Tasarmcs Yardmclar Ar.Gr. Mehmet Frat Ar.Gr. Nur zer Grafik Tasarm Ynetmenleri Prof. Tevfik Fikret Uar r.Gr. Cemalettin Yldz lme Deerlendirme Sorumlusu r.Gr. Zeliha enel Kitap Koordinasyon Birimi Do.Dr. Feyyaz Bodur Uzm. Nermin zgr Kapak Dzeni Prof. Tevfik Fikret Uar Dizgi Akretim Fakltesi Dizgi Ekibi

Din Sosyolojisi

ISBN 978-975-06-0744-8 3. Bask Bu kitap ANADOLU NVERSTES Web-Ofset Tesislerinde 30.000 adet baslmtr. ESKEHR, Ocak 2013

NDEKLER

nite 1: Din Sosyolojisinin Douu ve Geliimi .. 2 nite 2: slam Dnyasnda ve Trkiyede Din Sosyolojisi 32 nite 3: Dinin Sosyolojik Manas . 56 nite 4: Toplumsal Deiim ve Din .. 80 nite 5: Din ve Devlet likileri ....104 nite 6: Kreselleme ve Din ....126 nite 7: Kamusal Alan ve Din ...148 nite 8: Gndelik Hayatta Din ..170 nite 9: Yeni Din Hareketler ...194 nite 10: Din ve Terr .....222

iii

iv

NSZ

Din, bireysel ve toplumsal boyutlar olan bir fenomendir. Dinin inan, iman ve dua gibi bireyi ilgilendiren ve etkileyen ynleri yannda ekonomi, kltr, ahlak ve siyaset gibi kurumlar ilgilendiren ve etkileyen ynleri de vardr. Karlkl olan bu ilgi ve etkiler dinin toplumsal ynn oluturur. Din sosyolojisi, dinin toplumsal boyutunu, yani dini inan ve kurumlarn toplum zerindeki etkilerini, toplumdaki dier kurumlar ile etkileimlerini inceler. Din, dnr ve bilim insanlarnn uzun zamandr zerine mesai harcad, anlamaya ve zmlemeye alt ok ynl bir olgudur. te bu nedenle felsefe, tarih, siyaset, psikoloji ve antropoloji yannda toplumu ilgilendirmesi ve etkilemesi mnasebetiyle sosyolojinin de ilgi alanna girmektedir. Sosyolojinin kurucular arasnda saylan A. Comte, E. Durkheim, M. Weber ve K. Marks gibi bilim insanlarnn hepsi Din Sosyolojisi adnda bir bilim dal ortaya kmadan nce dinin toplumsal ynlerine ilikin almalar yrtmtr. slam bilim geleneinde ise bn Haldun gibi dnrler dinin toplumsal boyutlarna ilikin grler ne srmlerdir. Bu da bize gsteriyor ki, din, toplumlar ve uygarlklar anlayabilmek iin ihmal edilemeyecek kadar nemli bir aratrma ve inceleme konusu olarak grlmtr. Sosyolojinin bir alt dal olarak Din Sosyolojisi, nispeten yeni bir bilim dal saylr. Ancak yeni olmasna karn zerinde alt konunun geni, karmak ve ok ynl olmasndan dolay giderek dikkatleri zerine ekmektedir. Bugn geldiimiz noktada Avrupa, ABD ve Trkiye bata olmak pek ok lkede lisans ve lisansst dzeylerde Din Sosyolojisi dersleri okutulmaktadr. Ayrca, dinin modern toplumlarndaki yeri ve etkisini tahlil edebilmek, gelecekte alaca ekillere ilikin fikir yrtebilmek iin niversite bnyelerinde veya bamsz aratrma ve dnce merkezleri kurulmaktadr. Din, reti ve kurumlar ile geleneksel toplumlarda ok etkili olmutur. Modern toplumlarda ise dinin bir geleceinin olmayaca, kentleme ve eitim seviyelerinin artmas ile birey ve toplumlarn daha aklc olacaklar ve kutsal kkenli dnce ve yaay biimlerinden kopacaklar tahmin ediliyordu. Bu yndeki gelimeler sonucunca Bat Avrupada geleneksel ve kurumsal din, yani kilise etkisini kaybetmi, dini kurumlarn toplumsal etkileri zayflam ve sekler bir toplum yaps olumutur. Ancak ABD bata olmak zere dnyann pek ok yerinde din nemli bir olgu olarak varln srdrmekte, insanlar derinden etkilemekte ve toplumsal kurumlar ile etkileime girebilmektedir. te tpk geleneksel toplumlar anlamada din nasl mer-

kezi bir konuma sahip idiyse gnmz de sosyolojik olarak aratrlmas ihmal edilemeyecek kadar nemli bir olgudur. Din Sosyolojisi bugnn olduu kadar yarnn da nemli bir bilim dal olarak karmza kacaktr. nk konusu, yntemi, bak as ve dier bilim dallar ile ilikileri toplumu doru anlamada Din Sosyolojisini anahtar bir bilim yapmaktadr. Youn bir ortak emein rn olan elinizdeki Din Sosyolojisi kitab, sizi bu alanda bilgi sahibi yapacak, din-toplum, din-kltr, din-siyaset, dinekonomi, din-iddet, din-kreselleme, din-kamusal alan ilikileri gibi gnmz toplumlarn ilgilendiren nemli konular anlama ve zmleme imkn verecektir. Prof. Dr. Talip KKCAN (Editr)

vi

Amalarmz
Bu niteyi tamamladktan sonra; Sosyolojiyi ve din sosyolojisini tanmlayabilecek, Din sosyolojisinin konusunu aklayabilecek, Din sosyolojisinde kullanlan yntem ve teknikleri deerlendirebilecek, Din sosyolojinin ksa tarihi zetleyebileceksiniz.

Anahtar Kavramlar
Sosyoloji Din Sosyolojisi Yntem ve Teknikler Pozitivizm Anlayc Sosyoloji Grnmeyen Din Sivil Din

neriler
Bu niteyi daha iyi kavrayabilmek iin okumaya balamadan nce; Yukardaki anahtar kavramlar iin Gordon Marshalln Sosyoloji Szlne bavurunuz. nver Gnayn Din Sosyolojisi adl kitabnn Birinci Blmn inceleyiniz.

Din Sosyolojisinin Douu ve Geliimi


GR
Sosyoloji ve din sosyolojisi, felsefe ve tarih gibi bilim dallar ile karlatrldnda en gen bilimlerden saylr. Hatta din sosyolojisinin konular, snrlar, yntemi gibi konularda bile tartmalar halen devam etmektedir. Din sosyolojisinin, neredeyse hayatn her alanna giren, alabildiine geni ve dinamik yaps, ona, farkl ve snrlarn zorlayan bir bilim olma zellii vermektedir. Bu nitede, sosyolojinin bir alt dal olarak Din sosyolojisi biliminin konu, yntem ve ksa tarihini bulabileceimiz temel bilgilere yer verilmitir. Bylece, din sosyolojisi konularna girmeden nce, din ve toplum ilikilerinin aratrlmas serveninin gzden geirilmesi, dinisosyal gerekliin daha iyi anlalmasna katk salayacaktr. Ayrca, din ve dinden kaynan alan sosyal olaylar, insanlk tarihi boyunca en ok tartlan konulardandr. Dinin neminin azalaca, ilevini yitirecei varsaym tartlrken, dinin ve dini deerlerin yeniden ykselie gemesi, her ada insan ve toplumlar derinden etkileyen bir olgu olarak varln srdrmesi ne kadar etin bir sorunsalla kar karya olduumuzun gstergesidir. Dinisosyal gereklii anlamaya almak, din sosyolojisinin en nemli yntemsel abasdr. nk onu anlamak belki de kendimizi, toplumumuzu, yaadmz dnyay anlamak ve anlamlandrmak iin n koul gibi grnmektedir. Bu nedenle genel ve zel din sosyolojisi her geen gn nemini artran bir bilim olma zelliini srdrmektedir.

SOSYOLOJ
Sosyolojinin sistemlemesi, kurumsallamas ve kendini felsefeden syrarak bamsz bir bilim haline gelmesi 19. yzyln ortalarnda gereklemitir. lk defa Aguste Comte (1839) tarafndan kullanlan sosyoloji kelimesi, Latince socio (toplum) ve Greke logie (bilim) kelimelerinin birlemesinden meydana gelmitir. Sosyoloji dilimize nce, lm-i ctima ve itimaiyat olarak evrilmitir. Gnmzde toplumbilim olarak Trkeletirilse de, btn dnyada olduu gibi, lkemizde de sosyoloji olarak kullanm rabet grmektedir. Etimolojik anlamyla Sosyolojiyi toplumsal olann bilimi olarak nitelendirebiliriz.

Fransz Burjuva Devrimi ile ngilterede ortaya kan Sanayi Devrimi, Bat Avrupa lkelerinde ksa zamanda etkisini gstermi, sadece devletlerin anayasalarnn deimesiyle snrl kalmam, toplumlarn temellerini sarsan devrim ve ayaklanmalarn patlak vermesine, politik ve ekonomik alkantlara, toplumsal yapda kkl deiikliklere, mlkiyet dzeninin altst olmasna, yeni bir sosyal tabakalamaya ve benzeri byk sarsnt ve bunalm yaratan olaylara neden olmutur. Bylesine sorun ve amazlarn zmlenebilmesi hususunda mevcut bilimlerin yetersizlikleri, aydnlar yeni araylara sevk etmitir. te sosyoloji, 19. yzylda ilkin Fransada bunalmlar iinde kvranan toplumun sorunlarna zm retmek iin ortaya km ve Fransa ile snrl kalmayp ksa zamanda dier lkelere de yaylm bir bilimdir.

Konu
Bir sosyal bilim olan sosyoloji, dier bilimlerden konusu ve alan itibariyle farkllk gsterir. Sosyolojinin konusu insan toplumlardr. Toplumu ve orada meydana gelen sosyal olaylar inceler. Toplum iinde ortaya kan sosyal ilikileri, sosyal olaylar, sosyal kurumlar, sosyal yaplar ve bu yapdaki deimeleri kendine konu edinir. Sosyoloji, toplumsal hayatn bilimidir. Toplumsal hayat iki veya daha fazla insann bilinli ilikileriyle ilintilidir. nsanlar aras ilikiler yani her hangi bir ekilde iliki halindeki birden fazla insan, insan gruplar ve bunlar arasndaki olup - bitenlerdir. Bu sonsuz ilikiler andan, toplumsal olaylar (somut-zel), olgular (soyut-genel), kurumlar, gruplamalar meydana gelir. Toplumsal hayatn bu karmak ve dinamik yapsn anlamaya ve aklamaya alan sosyolojiyi, toplumsal ilikilerin ve bunlarn rgtlenme biimlerinin bilimsel adan incelenmesi olarak da tanmlayabiliriz. Konulara yaklam biimi itibariyle sosyoloji, dier sosyal bilimlerden farkl baz zelliklere sahiptir. Toplumsal olay ve olgular inceleyen sosyoloji; bireyle ilgilenmez. Tek tek bireylerin sorunlaryla deil toplumsal sorunlarla ilgilenir. Olmas gerekeni deil, olan olduu gibi inceler. Ahlak, hukuk, din gibi bireylerin nasl davranmas gerektiine ilikin kurallar koymaz. Bu anlamda kural koyucu/deer hkm verici (normatif) deildir; objektiftir. Dier sosyal bilimler toplumsal hayatn farkl ynlerini ayr ayr incelerken, sosyoloji toplumu bir btn olarak ele alr. Btn oluturan eler arasndaki ilikileri aratrr. Olaylar sebep-sonu ba iinde inceler. Kendine zg yntemi vardr.

zel Sosyolojiler
Sosyoloji bir takm dallara ayrlmtr. Toplum hayatnda meydana gelen sosyal deimeler ve yeni gelimeler, zel sosyolojilerin douunu zorunlu klmtr. 19. yzyln sonlaryla zellikle, 20. yzylda meydana gelen; sosyal, kltrel, ekonomik ve teknolojik gelimeler uzmanlamay kanlmaz hale getirmitir. Bu durum, yeni bir takm alt sosyal bilim alanlarnn domasna sebep olmutur. Dier bilim dallarnda olduu gibi, sosyolojide de bu dnemde yeni alt dallar olumaya balam, ayn zamanda deneysel sosyoloji araylar da yine bu dnemde ortaya kmtr.

Bundan dolay, sosyolojiyi genel ve zel sosyoloji olarak iki kategoriye ayrmak mmkndr: Genel sosyoloji, sosyoloji biliminin tanm, konusu, alan, yntemi, dier bilim dallar ile ilikiler, sosyoloji ekolleri gibi teorik temellerini aratrma konusu yaparken, zel sosyoloji dallar da, toplumun ve toplumsal hayatn belirli bir ynnn sosyolojik aratrlmasdr. Baka bir ifadeyle, belli bir alan kendisine konu edinen ve orada derinleen zel sosyolojiler, ilgili bulunduklar eitli toplumsal kurum ve konular incelerler. Uzmanlam sosyoloji alt dallarn (zel sosyoloji disiplinleri) ylece sralayabiliriz. Din Sosyolojisi Eitim Sosyolojisi Ky Sosyolojisi Kent Sosyolojisi Siyaset Sosyolojisi rgt Sosyolojisi Hukuk Sosyolojisi Sanayi Sosyolojisi Salk Sosyolojisi Sanat Sosyolojisi Edebiyat Sosyolojisi Dil Sosyolojisi Tarih Sosyolojisi letiim Sosyolojisi Bilgi Sosyolojisi evre Sosyolojisi Spor Sosyolojisi Serbest Zaman Sosyolojisi Su Sosyolojisi Bilgi Sosyolojisi- Aile Sosyolojisi-Mzik Sosyolojisi G Sosyolojisi- ve Meslek Sosyolojisi Genlik Sosyolojisi Yallk Sosyolojisi Etnik Sosyoloji Ynetim Sosyolojisi Nfus Sosyolojisi Kltr Sosyolojisi Kurumlar Sosyolojisi Buna gre din sosyolojisi de, sosyolojinin zel bir daldr. Muhakkak toplumsal hayatn bir ynn kendisine konu edinen ve saylar srekli artan zel sosyoloji dallar bunlarla snrl deildir. zel sosyolojilerin, sosyokltrel hayatn geliimine gre, yenileriyle daha da zenginleecei anlalmaktadr.
Yukarda verilen uzmanlam sosyoloji alt dallarn yeniden gzden geiriniz ve siz de baka rnekler bulmaya alnz.

DN SOSYOLOJS
Sosyoloji nasl gen bir bilim ise, din sosyolojisi de onun bir alt dal olarak daha gen bir bilimdir. Din Sosyolojisi terimini ilk defa Emile Durkheim 1899da bir yazsnda kullanmtr. Din sosyolojisinin 20. yzyln banda kurulduunu sylemek mmkndr. lkemizde de hemen hemen ayn yllarda lm-i ctima-i Dini veya Dini ctimaiyat adyla karln bulan bu bilim dal, uzun yllardan beri Din Sosyolojisi adyla, bilim dnyasndaki yerini almtr.

Konu
Balangta din sosyolojisi, 19. yzyln pozitivist ve evrimci bilim anlayndan hareketle, ilkel diye nitelendirilen dinlerin etnolojik ve daha sonra da evrensel dinlerin tarihi sosyolojik aratrlmasn kendine konu edinmitir. Bu yzyl neredeyse tmyle din duygusunun kayna ve doas konusunda pozitivist din anlayna taraftar olanlarla kar teoriler gelitirenlerin tartmalarnn en youn yaand bir dnem olmutur.

20. yzyln balarnda, ayn zamanda sistematik ve bamsz din sosyolojisinin de kurucusu kabul edilen Max Weber, kendisinden ncekilerin aksine din sosyolojisinin grevinin, dinin zn, kaynan, doasn veya dini deerlerin doruluk ve yanlln aratrmak olmayp, din-toplum ilikileri balamnda, din ile dier sosyal kurumlar arasndaki karlkl etkileimi, dini inanlardan kaynan alan sosyal davranlarn incelenmesi olduunu syleyerek yeni bir sosyoloji anlaynn ncln yapmtr. Ona gre, din sosyolojisi, ncekilerin yapt gibi, dinin mahiyeti ile deil, toplumsal davrann belli bir eklinin etkileri ve artlarn incelemelidir. Weberden sonra, Joachim Wach, din sosyolojisini din ve toplum arasndaki iliki ve onlar arasndaki etkileimin ekilleri olarak tanmlayarak, bu alana yeni bir alm kazandrmtr. Din sosyolojisi, 20. yzyln ikinci yarsndan itibaren de gnmz toplumlarnn din ve toplum ilikilerine ynelmi bulunmaktadr. Ksaca belirtmek gerekirse, din sosyolojisi, adndan da anlalaca gibi, din ve toplum sorunsali ile ilgilenir. Din ve toplum ilikileri, karlkl etkileimi yani dinin/dini hayatn toplum zerindeki etkileri ile toplumun/toplumsal hayatn din ve dini hayat zerindeki etkileri, dini gruplamalar/cemaatler, dini kurumlar/rgtlenmeler, din sosyolojisinin en temel konulardr. Esasen din sosyolojisinin konular hayatn neredeyse tm alanlarn iine alr. Burada btn konularn dkmn yapmak sz konusu deildir. Sadece genel bir perspektif oluturabilmek amacyla baz konular yle sralayabiliriz: * Dinin toplumla balant noktalar, * Dinin toplum hayatndaki rol ve ilevleri, * Dinin veya dini gruplarn ortaya kt toplumsal artlar, bunlarla din veya dini olgular arasndaki ilikiler, * Dini hayat ve gruplarn eitli ekillere brnmelerinde toplumsal glerin oynadklar roller, * Toplumun tabakalamas, hareketlilii ve farkllamasnn yani ya, cinsiyet, eitim, servet, sosyal stat ve prestije gre blnmesinin din zerinde veya herhangi bir grubun dine duyduu ilgi zerindeki etkileri, * Sosyal gruplarn birleip btnlemesi veya paralanp blnmesi ve dalmasnda dinin rol, * Morfolojik faktrlerin yani sosyal hayatn maddi dayanaklarnn dini hayat, inanlar, dnceler, davranlar, gruplar ve cemaatler zerindeki etkileri, * Sosyal yap ve deimelerin dinle ilikileri, * Toplumun din zerindeki etkileri ile dinin sosyal grevi, ilevi ve sosyokltrel hayat zerindeki etkileri, * Dini gruplarn douu, gelimesi, ve k, * Dini gruplarn boyutlar, amalar, yntemleri ve baka gruplarla olan ilikileri, * man ve ibadetin sosyal etkileri ve ynleri ile cemaatin iman ve ibadet hayatndaki rol, * Topumda dini inan ve ibadetlere balln iddeti ve bunda rol alan eitli faktrler, * Dini cemaatin yaps, tekilat ve dini otorite tipleri. Btn bunlar din sosyolojisinin toplum hayat ierisinde dinin bizzat kendine zg yaps ve yaantsyla ilgili zel konulardr. Din ve toplum ilikileri balamnda dinin iktisat, siyaset, sanat, ahlak, hukuk, devletle olan ilikileri bulunmaktadr. Bu ilikilerin aratrlmas da din sosyolojisinin konular arasndadr. zellikle 20. yzyln son eyreiyle gnmzde, toplumlarn yaad hzl deimelerle din ve toplum ilikileri de yeni biim almakta, toplumsal sorunlarn farkllamas ve eitlenmesiyle, bu dnemde din sosyolojisi aratrmalar da yeni bir ivme ve konular itibariyle eitlilik kazanmaktadr. rnein, gnlk hayatta din, din ve ekonomi, modernleme/seklerleme, sivil din, yeni dini akmlar/hareketler, dini inan, tutum ve davranlar, gelenekselgei toplumlarnda ve modern toplumlarda din, dini hayat,

dindarlk tipolojileri, sosyal deime gelime farkllama btnleme atma tabakalama ve din, dinin bireysellemesi, entegrasyong ve din, devlet din ilikileri, kreselleme, kamusal alan ve din, iddet terr ve din vb daha niceleri ada din sosyolojisinin eildii konulardr.

Bilimler Snflamasndaki Konumu


alar boyunca, gerek slm dnrleri arasnda, gerekse Bat bilim dnyasnda bilimlerin snflamas, her birinin kendine zg yaklam biimlerine gre yaplmtr. Bu yzden, farkl ltlere gre, birok Bilimler Snflamasdan (tasnifi) sz edilebilir. Btn bu snflamalarn deerlendirilmesi konumuz dndadr. Bilim dalmzn, bilimler arasndaki konumunu belirleyebilmek iin, amzda bilim alannda yadrganmayan bir snflamaya gre, bilimleri e ayrmak mmkndr: 1. Doa Bilimleri (Doa ve doa olaylar ile ilgilenen bilimler: Fizik, Kimya, Biyoloji, Astronomi vb.) 2. nsan Bilimleri (insan, insann tarihi, kltrel, toplumsal dnyasn konu edinen bilimler, Tarih, Antropoloji, Sosyoloji, Psikoloji, Siyaset Bilimi vb.) 3. Din Bilimleri (Dinleri sosyal bilimler perspektifinden, olgusal temelde aratran bilimler: Dinler Tarihi, Din Sosyolojisi, Din Psikolojisi, Din Antropolojisi, Din Fenomenolojisi vb.) Din sosyolojisinin konumu, insan bilimleriyle din bilimlerini birbirine balayan kprde aranmaldr. Baka bir deyile din sosyolojisinin, bir yandan toplumun incelenmesi dier yandan dinin incelenmesine dayal iki kanatl durumu, onun sosyal bilimlerle ilahiyat (teoloji) bilimleri arasnda bulunmasn zorunlu klmaktadr.

zel Din Sosyolojileri


Sosyoloji de olduu gibi din sosyolojisi de uzmanlam alt dallara ayrlmtr. Btn dinlerin sosyolojik incelemesini kendine konu edinen genel din sosyolojisi ile yalnz bir dine ait sosyolojik konular ele alan zel din sosyolojileri vardr. Genel din sosyolojisi, konu, yntem, teorik temellerin aratrlmasnn yan sra, btn dinlerin din ve toplum ilikileri ve etkileimi balamnda inanlar, pratikleri, gruplar ve rgtlenmelerinin genel ve karlatrmal incelemesini yaparken, zel din sosyolojileri, belli bir dinin, dini grubun, dou, geliim ve rgtlenmeleri ile oradaki dini sosyal olaylar aratrma ve aklamay kendine konu edinmitir. rnein, Hristiyan din sosyolojisi, Yahudi din sosyolojisi, slam din sosyolojisi vb. Ernst Troeltschin Hristiyan Kilise ve Gruplarnn Toplumsal retisi (1912), JeanPaul Charnayn slamn Dini Sosyolojisi (1977), lyas Ba Yunus, Ferit Ahmetin slam Sosyolojisi: Bir Giri (1985), Ymni Sezenin slamn Sosyolojik Yorumu (2000) adl almalar zel din sosyolojilerine rnek olarak verilebilir.

Yukarda verilen zel din sosyolojileri rneklerini gzden geirerek, siz de 4 farkl din sosyolojisi dal bulmaya alnz.

Din sosyolojisindeki ada tartma konular iin Ian Thompsonn Odaktaki Sosyoloji: Din Sosyolojisine Giri adl kitabn okuyunuz.

YNTEM VE TEKNKLER
Yntem (metot, usul); belli bir amaca, hedefe ulaabilmek iin izlenilmesi gereken yol, sre, sistem anlamna gelir. Teknikler ise; seilen ynteme bal olarak belirlenen ve kullanlan bilgi edinme aralardr. Din sosyolojisi, dinin toplumsal boyutunu, sosyal gereklik olarak ele alp incelerken genel sosyolojinin yntem ve tekniklerinden yararlanr. Baka bir ifade ile din sosyolojisi, sosyolojinin yntem ve yaklamlarnn dini-sosyal alana uygulanmasdr. Bu nedenle, sosyoloji gibi, din sosyolojisi de tmevarmc (zelden genele, paradan btne, tikelden tmele varmak iin kullanlan akl yrtme) yntemi kullanan, tmden gelimi (genelden zele, btnden paraya gidi yntemi) de yeri geldiince uygulayan, sosyal olay ve olgular neden- sonu balam iinde ele alan, ok faktrl oulcu yaklam esas alan bir bilimdir. Aratrmaclarn, yine din sosyolojisinin bilimsellik niteliklerine uygun olarak objektif (nesnel, tarafsz) olmak, betimsel bir yaklamla, olan olduu gibi tespite almak gibi temel zorunluluklar, aratrma boyunca srekli gz nnde bulundurmalar gerektii srarla vurgulanmaldr. nk, bilimsel aratrmalarn n art, n yarglardan arnmaktr. Bilimsel bir aratrmada, konunun belirlenmesi, konu ile ilgili gerekli literatr taramas yaplp varsaymlarn oluturulmasndan sonra, yntem ve tekniklerin seilmesi aamasna gelinir. Verilerin toplanmas, analizi, karlatrmalar yapldktan sonra aklama ile sonulara ulalm olur.
Din sosyolojisinde yntem ve tekniklerle ilgili geni bilgi iin Mehmet Taplamacolu'nun Genel Sosyoloji zerine Bir Deneme adl kitabnn kinci Blm'n de inceleyiniz.

Din sosyolojisinin kendine zg, genel sosyolojiden ayr yntem ve tekniklerinin olmadn, bu konuda Genel Sosyoloji ile bir paylam iinde olduunu sylemitik. imdi, sosyolojik bir aratrmada, doal olarak din sosyolojisi incelemelerinde de kullanlan aamal uygulamadan sz edilebilir. 1. Gzlemleme 2. Karlatrma 3. Aklama Burada konuya genel izgileriyle ksaca deinilecektir.

Gzlemleme
Sosyolojik bir aratrmada ilk aama gzlemlemedir. Buna genel bir ifade ile sosyal olaylarn gzlemi denir. Durkheim, sosyal olaylarn gzleminin tam olarak yaplabilmesi iin bir takm artlarn gereinden sz eder. Yaplan gzlemlerde bu artlara uyulmazsa sosyal gereklii olduu gibi tanmak mmkn olamayacaktr. Her eyden nce sosyal olaylarn bir obje olarak yani dmzdaki bir eya gibi incelenmeleri gerekir. Toplum olaylar ruhsal durumlar gibi deil, fizik olaylar gibi ele alnmaldr. nk bu, sosyolojinin objektif bilim olmasnn gereidir. kinci art olarak, nyarglardan syrlmak gerekir. Bir toplum olayn gzlemlerken o olayla ilgili dnce, duygu ve inanlarmz ie kartrmak doru sonulara varmamz engeller. Gzlemin tam olarak yaplabilmesi iin dier bir art da, sosyal olaylarn tanmlanmas ve snrlandrlmasdr. Biyolojik ve ruhsal olaylarla kartrlmamas, sosyal olmayan olaylardan ayrt edilerek incelenmesi gerekir. Sosyal gzlem bu kurallara uyularak yaplmaldr. Sosyal gzlem iki ekilde yaplr: 1. Dolayl (vastal) gzlem. 2. Dolaysz (vastasz) gzlem.

Dolayl Gzlem
Tarihin verileriyle yani belgelerle yaplan gemile ilgili bir gzlemdir. Tarihte kalm, toplumlardaki dini-sosyal olgularn sosyolojik aratrmalar klasik dnem din sosyolojisinde nemli bir yer tutmaktadr. Batda Max Weber, slm dnyasnda bn Haldun bata olmak zere pek ok din sosyologu bu tarihi yntemi kullanarak almalarn gerekletirmilerdir. Dinler tarihi, tarih, etnoloji/etnografya, folklor, arkeoloji ve antropoloji bilimlerinin yan sra; hukuk, ahlak ve ilahiyat gibi bilimler de aratrmalarn yaparken tarihi yntemi uygulayan din sosyologlarna byk yararlar salamaktadrlar. Sosyoloji / din sosyoloji aratrmalarnda dolayl gzlem yapacak aratrmac iin eit materyal vardr: 1. Szl gelenekler: Masallar, efsaneler, vecizeler, ataszleri, trkler, menkbeler, iirler, destanlar, dini hikyeler vb szl gelenek kaynaklardr. Btn bunlar, ait olduklar dnemle ve toplumla, dinisosyal olay ve olgularla ilgili nemli bilgiler ve izler tarlar. 2. Yazl belgeler: Yazl Belgeler, aratrmaclar iin ok deerli veriler sunarlar. Ariv belgeleri, eriyye sicilleri, fetvalar, vakfiyeler, fermanlar, kanunnameler, hatrat kitaplar, seyahatnameler gibi her trl eski eserler yazl kaynaklar arasnda yer alr. Gemite ve hatta gnmzde yaayan topluluklarn sosyo-kltrel hayat biimlerinden, dini-sosyal olaylarn aydnlanmasna kadar her alanda nemli kaynaklar olutururlar.

3. ekillenmi antlar: Tanr ve tanmaz her trl sanat eserleri bu grupta yer alan bilgi kaynaklardr. Dini mimari yaplardan, hal, kilim, hat ve minyatrlere kadar her eit eser ve kullanlan eyalar, toplumlarn dini hayatlarnn sosyolojik incelenmesinde nemli yer tutarlar.

Dolaysz Gzlem
Gnmz toplumlarn dorudan doruya veya birinci elden yerinde izlemek ve incelemektir. Bilim dalmz asndan, dini hayatn, dini-sosyal gerekliin dolaysz / aracsz gzlenmesidir. Dolaysz gzlem, kendi iinde ikiye ayrlr. Geni topluluklarn dini hayatlar iin rneklem kullanlrsa bu yolla derinlemesine bir analiz yaplamayacandan, yaygn bir gzlem yaplm olur ki, buna yaygn gzlem denir. Dar, kk topluluklarn dini-sosyal hayatlarnn daha yakndan incelenmesi iin yaplan gzleme de youn gzlem denilmektedir. Bu durumda niceliksel olarak alandan/genilikten kaybedilmekle birlikte derinlemesine bir analiz gerekletirmek mmkn olur. Dolaysz gzlemi yapacak aratrmacnn, aratrma konusuyla ilgili unsurlara bakmasn ve sergiledikleri incelikleri grmesini bilmesi gerekir. Ayrca, gzlemin ynetilmesi de nemlidir. Dolaysz gzlemin kendine zg bir teknii vardr. Burada srasyla renme, hazrlanma ve sezmeden sz edilebilir. renme: yi bir gzlemcinin, gzlemini yapt toplumu tanmas gerekir. O, aratrma yapt toplumla ilgili tarihinden diline, oradan gnlk hayatna kadar birok konuda bilgi sahibi olmaldr. Bu tanma da, ancak o toplum iinde uzun bir zaman yaamakla gerekleir. Ayn zamanda gzlemcinin gzlemini yapt toplumda gven salayabilmesi gerekir ki, bu da onlarn ibadetlerine, trenlerine, sosyo-kltrel hayatlarna katlmakla salanr. Hazrlanma: Gzlem iin ikinci aamada, hazrla gereksinim vardr. Hazrlk neyi, nasl yapacan bilmekle ilgilidir. Bunun iin de, aratrmann kavramsal, kuramsal erevesinin oluturulmas, varsaymlarnn belirlenmesi ve gzlem plannn hazrlanmas gerekmektedir. Sezme/Sezgi: Dolaysz gzlemde nc aamadr. Gzlemin iyi olmas, doru karsamalar yapabilmesi iin gzlemcinin anlayl ve sezgili olmas nemlidir. nk eldeki malzeme becerikli ve ustalkla kullanlmazsa her trl aba, alma bo ve deersiz kalr. Bu genel bilgilerden sonra, dolaysz gzlemde kullanlan veri toplama tekniklerine ksaca bakabiliriz. Teknikler, yaplacak aratrmann amacna gre seilmelidir. Bu erevede imdi, sosyal bilimlerde ve din sosyolojisinde en ok kullanlan veri toplama aralarna rnek oluturmas asndan balca aratrma tekniklerine ait tantc bilgilere yer verilecektir.

Balca Aratrma Teknikleri


Alan (Saha) Aratrmas: Alana klarak veri toplanmas ve bunlarn yorumlanmasdr. Le Playa gre, sosyologlar masa ba sosyoloji yapmamal, halkn iine karmaldrlar.

10

Alan ya da saha aratrmalar, sosyal bilimlerde ok kullanlan belirli bir olayn ok boyutlu ve ayrntlaryla incelenmesi srecidir. ncelenen grup, olay ve konunun doal ortamna girilerek, olaylarn akna dhil olarak, tepkilerin, inan, duygu ve dncelerin belirlenmesini ieren alan aratrmas teknii ise katlml gzlem olarak da anlmaktadr. Monografi: Snrlar belirlenmi, tek bir konunun, kk gruplarn ya da rnek bir olayn tm deikenleriyle dar boyutlu ve derinlemesine incelenmesidir. Ky, ehir, parti, dini grup/cemaat monografileri, kan davas gibi rnek olaylar ele alp inceleyen monografiler rnek olarak zikredilebilir. Monografiyi ilk kullanan Le Play (18061882) olmutur. i aileleri zerine yapt monografik aratrmasnda, ii ailelerinin gelir dzeyleri, dini ve ahlaki yaplar, tketim biimleri, siyasi grleri, gibi ok eitli zelliklerini incelemitir. Din sosyolojisi asndan en dikkati eken yn bu ailelerin gelirleriyle dini yaaylar arasndaki korelsyon zerinde durmasdr. Gnmzde de olduka yaygn bir ekilde kullanlan monografik incelemeler din sosyolojisi aratrmalarnda da nemli bir uygulama alan bulmutur. Anket: Sosyolojide olduu gibi din sosyolojisi aratrmalarnda da ska kullanlmaktadr. eitli konularda, kiilerden okuyup cevaplayabilecekleri soru kd hazrlanmas yoluyla yazl bilgi toplama tekniidir. Szl olanna mlakat denir. Aratrmalarda anket ve mlakat tek olarak ya da birlikte de kullanlabilir. Anketin bir zellii geni topluluklar zerinde uygulanabilme imknn vermesidir. Geni kitleler zerinde uygulanmas durumunda kamuoyu aratrmas (survey) adn alr. Bu teknik genellikle kamuoyu yoklamalarnda kullanlr. Ayrca, objektif bilgiler elde edebilmek iin ideal bir aratr. Birinci elden veri toplama biimidir. Anket (soru kd); aratrma konusu ile ilgili sistemletirilmi sorulardan oluur. Anket sorularnn hazrlanmas, soru eitleri, sunum biimi, uygulanma ve deerlendirme aamalarnda dikkat edilecek hususlarla ilgili aratrma teknikleri alannda yazlm kitaplardan yararlanlabilir.
Din sosyolojisinin de iinde yer ald sosyal bilimlerin yntem ve aratrma teknikleri konusunda Muzaffer Sencerin Toplumbilimlerinde Yntem adl kitabn okuyunuz.

Mlakat: Aratrmalarda kullanlan baka bir teknik de mlakat yani grmedir. Aratrmann niteliine gre, anket yerine veya anketle birlikte mlakatla da veri toplanabilir. Mlakat, aratrlan konuda szl bilgi toplama, yani, nceden ama ve varsaymlar dorultusunda hazrlanan sorularla yaplan karlkl, yz yze konumadr. Mlakat ounlukla yz yze yaplmakta ise de telefon veya internet ortamnda grntl konuma ile de yaplabilir. Verilen cevaplar aratrc tarafndan kaydedilir. Mlakatlarn grme yaptklar kiilere, nce aratrmann kim tarafndan niin yapldn ve aratrmadan beklenen yararlar anlatmalar hem gven verir-ki, bu da cevaplarn itenliini artrr- hem de daha istekli olmalarn salar.

11

Mlakat teknii ankete gre, aratrcya ayrntl bilgi toplayabilme veya konuyu derinletirme hususunda, duruma gre hareket etme serbestlii salar. Ayrca, anlalmayan soruyu aklama, tekrar etme imkn verdii gibi karanlkta kalan ynlerin ek sorularla aydnlanmas imknn da verir.
Dini sosyal gerekliin tm ynleriyle ortaya karlabilmesi amacyla, bir aratrmada birden fazla tekniin kullanlmas gerekebilir. Yukarda sralanan aratrma tekniklerini gzden geirerek, sosyal bilimlerde kullanlan dier aratrma tekniklerine rnek vermeye alnz

Karlatrma
Toplumsal olay ve olgularla ilgili salt durum tespiti yapmak, betimlemek, bilimsel geree ulaabilmek iin tek bana yeterli deildir. Sosyoloji ve doal olarak din sosyolojisi; ayn zamanda gzlemini yani vasflamasn yapt olgular karlatrmak ve aklamak zorundadr. Bilimsel sonulara erimede somut ve tek bir olayla yetinilmesi nemli bir eksikliktir. Mutlaka baka zaman ve yerlerde karlalan olgularla karlatrmalar yaplmas, inceleme konusunu anlama, aklama ve genellemelere gidilebilmesi iin gereklidir. Yoksa belli zaman ve yerdeki bir olaydan hareketle genellemelere gitmek insan yanlglara ve n yarglara gtrebilir. Dier yandan, sosyoloji olaylar, toplumsal yapnn eleri ve dier sosyal olaylarla balam ierisinde bir btn olarak ele alr. zm de btnn paralar zerinde yapar. Bu ynden, monografi ve anket gibi dolaysz gzlem teknikleri bu btn gz nnde tutulmadan yaplrsa, doruluk ve uygunluk derecesini kaybeder. Btn bunlarn nlenebilmesi iin, karlatrmalar yaplmas ve karlatrmalarn da gzlem ile balamas gerekmektedir. Karlatrma, sosyolojik aratrmaya girien bir aratrmacya belli bir veriyi kontrol etmek, zmlemek ve ondan belirli, somut ve genel esaslar karmak imkn veren biricik yoldur. O halde, din sosyolojisi aratrd olaylarn zelliklerini anlayabilmek, genellemelere gidebilmek iin, onu baka zaman ve yerlerde ortaya kan olgularla karlatrmak zorundadr. eit karlatrmadan sz edilebilir. Tarihi, etnolojik ve istatistik karlatrmalar. Tarihi karlatrmalarda, dinler tarihi, karlatrmal dinler tarihi ve dier dini ilimlerin verilerinden hareket edilir. Etnolojik ve antropolojik karlatrmalar ise, farkl kltr ve medeniyet dzeyine sahip toplumlarn din ve toplum ilikilerinin ve dini hayatlarnn aratrlmasnda ve anlalmasnda din sosyologlarnca yararlanlan kaynaklardr. statistikler de bir gzlem teknii olarak din sosyolojisi aratrmalarna nemli katklar salarlar

Aklama
Din sosyolojisinde incelenen olayn gzlemlenmesi ve karlatrlmasndan sonra aklama ile sonulanmas gerekir. ncelikle belirtmek gerekir ki, konunun seiminden itibaren aratrma boyunca, uyulmas gereken en nemli yntemsel sorumluluk olan objektiflik,

12

yani olaylar olduu gibi tanmak, anlamaya ve anlamlandrmaya almak, bunun iin de sbjektif kayglardan, yerleik inan ve dncelerden olabildiince syrlmak, geree ulamak iin ne kadar nemli idiyse, aklama da belki daha da fazla nem tamaktadr. Bu durum, sanld gibi hi de kolay bir i deildir. nk sosyal olaylar, fizik ve kimya gibi laboratuarda incelenebilecek olaylar deildir. Sosyal olaylar, kendine zg yaps gerei karmak ve dinamik, zmlenmesi zor, uzmanlk gerektiren zelliklere sahiptir. Hele hele bu olaylar gzlemcinin bizzat katld, yaad olaylar ise, gzlemcinin daha dikkatli olmas kanlmazdr. Salkl sonular elde etmek, doru aklamalarda bulunabilmek iin, objektiflik ilkesinin hayati nemi kendiliinden ortaya kar. Bu durum din sosyologlar iin farkl bir ynyle daha da nem kazanmaktadr. nk din, kiilerin inan, dnce ve yaam biimlerini derinden etkileyen, olaylara bak asn belirleyen ve ynlendiren bir olgudur. Bunun tersi de olabilir. Yani gzlemci dinin dnda hatta ona kar da olabilir. Her ne ekilde olursa olsun, din sosyolojisi almalarnda objektiflik ilkesi zedelendiinde, aratrma salkl yryemeyecei gibi, elde edilen sonular ve aklamalar da gerei yanstmaktan uzak kalacaktr. Sadece, kiisel yarglarn ve bir adm daha ileriye gidersek, ideolojik tutumlarn dorulatmak gibi yanl, hatal bir o kadar da yanltc aklamalara ve sonulara srklenilmi olacaktr. Demek ki, din sosyolojisi aratrmalarnda en nemli i bilimsel ltler dorultusunda ele alnan olay doru anlamak, incelemek, aklamak ve yorumlayabilmektir. Dier yandan sosyal olaylar aklamada sbjektif ve psikolojik eler yeterli deildir. Baka bir anlatmla, sosyal olaylar hibir zaman baz kiilerin istek ve iradelerinin eseri olmadklar gibi, biyolojik zorunluluktan da domazlar. Bu anlamda Durkheim, Sosyal olayn nedeni yine sosyal karakterli bir olay olabilir. Biyolojik ve ruhsal bir olay, sosyal bir olayn nedeni olamaz demektedir. Hlbuki dinin bireyi ve toplumu aan doast akn bir yn, kutsal bir mahiyeti vardr. Dini- sosyal olaylar kendi balam iinde yani manevi balamndan koparlmadan incelenmeli ve aklanmaldr. Dinin kendine zg varl ve dinamizmini grmezden gelerek kuramlar gelitirenler yanlgya dmlerdir. A. Comteun pozitivist felsefesinden kaynaklanan bir anlayla, ruhani ve manevi gelimelerin maddi artlarn bir sonucu saylmas bu durumun tipik bir rneidir. Comteun dini, toplumlarn bir fonksiyonu olarak grmesi, K. Marksn dini, toplumun iktisadi hayatnn bir sonucu olarak alglamas, E. Durkheimin dini toplumsal artlarda arayarak kaynan toplumun kolektif vicdanndan aldn ileri srmesi ve S. Freudun din hayatn bir nevruz olarak aklamak istemesi de bu yanlgnn tipik rneklerindendir. Btn bunlar dini, din ve toplum ilikilerini yanl ve tek nedenli yorumlamann sonulardr. Bugn artk, tek neden kavram fazla bir ey ifade etmemekte, yerini ok nedenli aklamalara brakm bulunmaktadr. Din sosyolojisi aklamalarnda, birok sosyal, kltrel ve sosyo ekonomik faktrlerin dine etkilerinin yan sra dinin de sosyal hayatn ok eitli alanlarna etkilerinin yani karlkl bamllk ve etkileimin sz konusu olduunu gzden uzak tutmamas gerekir.

13

DN SOSYOLOJSNN KISA TARH


ncler
Din sosyolojisinin nispeten yeni bir bilim olduunu, 20. yzyln balarnda bamsz, deneysel ve sistematik bir bilim haline geldiini belirtmitik. Bu anlamda din sosyolojisi bilim olarak yeni olsa da din ve toplum sorunsal zerinde dnme ve inceleme yeni deildir. nsanlk tarihi aratrmalar, dinin insan ve toplum hayatnda ftri (doutan yatkn) bir geree sahip olduunu gstermektedir. Dnya zerinde dinden ve dini yaaytan uzak bir toplumun yaad bilinmemektedir. nsanlk tarihinin dinle balad, kutsal kitaplar kadar felsefe ve bilim aratrmalarnn da bize rettii bir gerektir. Hans Freyerin de belirttii gibi, insanln ne kadar eski zamanlarna, nceki dnemlerine inersek inelim, her zaman din olgusuyla karlarz. nsan, nasl en basit kltrlerde bile bir takm sosyal gruplar iinde yaamsa, bir dinde de yaamtr. Henri Bergson, bu durumu yle ifade eder: Gemite olduu gibi, gnmzde de, bilimden uzak, sanatsz, felsefesiz insan toplumlar vardr, fakat hi bir zaman dinsiz bir toplum var olmamtr. O halde, insanlk tarihi ile birlikte insann ve toplumun olduu her yerde din var olduuna gre, denilebilir ki, din zerinde dnme de o kadar eskidir. Burada lka Yunan dncesinde ve Hristiyan ortaanda din sosyolojisi asndan nemli baz dnrlerin grleriyle yetinilecektir.

lka Yunan Dncesi


Toplum ve din olaylar ile ilgili dnme ve aratrmann tarihi, lka Yunan dncesine kadar uzanr. Sosyal, daha geni olarak manevi bilimlerin tarihini ilk Yunan sofistlerine kadar karmak genellikle gelenek haline gelmitir. Fakat onlardan nce de, daha doa bilimleri kurulmaya balad zaman, din zerine bugnk din bilimleri bakmndan ok ilgin dncelere rastlanmaktadr. Sofistlerin grleri, zamann dinlerinin gzlemine dayanyordu. Toplumun din zerinde, dinin de toplum zerinde karlkl etkilerini incelemeleri bakmndan deneysel din sosyolojisi tarihinde nemli yerleri vardr. Din sosyolojisi asndan en orijinal grlere Eflatunda rastlanr. Onun birok bilim ve felsefe konularnda olduu gibi, bu alanda da bir nc olduu sylenebilir. Eflatun, sofistlerin Her eyin ls insandr. ilkesinin aksine Her eyin ls Tanrdr. diyerek ie balamakta ve bu gr zerine btn bir felsefe, ahlak, ve siyaset sistemini kurduktan sonra, bu sistemin temeline de dini yerletirmektedir. nk, kurmak istedii yeni toplum dzeninin dinsiz yaayamayacana inanmaktadr. Eflatunun din sosyolojisi asndan dikkati eken iki nemli eseri vardr; Devlet ve Kanunlar. zellikle Kanunlar adl eseri alanmz itibaryla daha da nemlidir. Eflatun bu kitabnda, gnn sosyal artlarna uygun bir devlet ve anayasa plann izdikten sonra, koyduu kanunlarn sadece maddi yaptrmlarla tutunamayacan, asl manevi yaptrmlar gerektiini, bunu da ancak dinin verebileceini sylemektedir. Toplumda rastlanan her trl bozukluun dinsizlikten, inanszlktan ileri

14

geldiini, dolaysyla iyi bir toplum dzeninin kurulabilmesi iin, ilkin dinsizlikle savamak ve bunun iin de birok devletin yapt gibi, dinsizlik aleyhinde kanunlar karmak gerektiini ifade etmektedir. Ona gre, dinsizlii nlemek iin kanun karmak da yeterli deildir. nk, dinsizliin asl sebebi maddi deil, manevidir, halktan deil filozoflardan kaynaklanmaktadr. Bylece o, dinsizlie gtren materyalist felsefeye kar, spiritualist bir felsefe kurmak gerektiini belirterek, dnce tarihinde ilk olarak salam bir lahiyat (Teoloji) sistemi kurmaktadr. Eflatuna gre, bu lahiyatn ilk ii; Tanrnn varln ispat etmek, ikincisi Tanrnn insanlarla ilgilendiini, hi kimsenin yaptnn yanna kr kalmayacan gstermek, nc olarak da; Tanrlarn bir takm yalvarmalarla ve hediyelerle kazanlamayacan, herkesin kendi hareketlerinden sorumlu olduunu anlatmaktr. Bylece Eflatun, dinde, inan, amel, eitim ve yaptrmn nemini anlatmakta ve bunlarn bir toplumun var olma, yaama artlarndan biri olduunu belirtmektedir. Eflatunun din-toplum ilikilerini eitli ynlerden ayrntl bir ekilde incelemesi, din sosyolojisinde tarihsel anlamda gerek bir nc olduunu gstermektedir. Sosyolojinin nclerinden hatta ilk kurucularndan biri olarak kabul edilen Aristonun din zerine grleri daha ok metafizik ve psikolojik temellere dayanmaktadr. Din ve toplum ilikileri konusuna ise genel sosyolojik grlerinden baka bir ey sylememektedir.

Hristiyan Ortaa
Hristiyanlk, douu ve geni Roma topraklarna yayl ile birlikte, kendini anlamak ve anlatmak istedii zaman, Yunan felsefesinin, zellikle Helenistik dnemin nl iki felsefi akm olan Stoaclk ve Yeni Eflatunculuun yardmna bavurmutur. Dinin inan sistemini felsefi bir ekilde aklamak ihtiyacndan Hristiyan Teolojisi domutur. Bylece btn Ortaa boyunca, din bilgisi ve din bilimi aa yukar Teolojiden ibaret kalmtr. Dolaysyla, bu dnemin, toplum anlaylarnda da Hristiyan Teolojisinin baskn rol oynad aka grlmektedir. Bu dnemin toplum grlerinin erevesini biri mistik, dieri de skolstik iki dnya gr oluturmaktadr. Bu dnemde ideal toplum rnei grnmeyen lemdir. inde yaadmz lem glgeden ibarettir ve geicidir. nk, sonsuz ve mkemmel topluma ancak teki lemde kavuulabilir. imdi de bu dnemin iki nl temsilcisinin grlerine bakabiliriz. Saint Augustin (354430) Tanr Sitesi adl eserinde Ortaa Hristiyan dnyasndaki mistik grn esaslarn anlatmaktadr. Ona gre, iinde yaadmz bu dnya toplumlar (siteleri) gelip geicidirler. Buna karlk grnmeyen, deimeyen ve sonsuz olan br lemdeki mkemmel site, gerek sitedir. Ancak, bu site yere indirilebilir. nsan ideal sitenin hemerisi olabilir. Tanrnn emirlerine uyan ve sevgisini kazanan kii Tanr sitesinin hemerisi demektir ve Onun sofrasnda yemek yer. Akinasl Saint Thomas (12251274) ise, skolstik dnya gr ve toplum anlaynn esaslarn ortaya koyduu lahiyat Mecmuas adl eserinde; toplumun temeli ve dzeni olan kanunlar akln ilkelerinden karmakta ve skolstik dnce ile akln kurallarn ncilin emirleri ile uzlatrmaya almaktadr.

15

Ortaada dintoplum ilikileri zerine gelitirilen dnceler Hristiyan dnyas ile snrl olmayp, zellikle Farabi ve bn Haldun gibi Mslman dnrlerin de alana yaptklar nemli katklarn olduu gz ard edilmemelidir. Sz konusu Mslman dnrlerin din sosyolojisine hazrlk nitelii tayan almalar bir sonraki nitede ala alnacaktr.

Kurucular
Sosyolojinin kurucularna ve din sosyolojisi ile ilgili temel yaklamlarna gemeden nce ksaca ortaan sonlarndan itibaren balayan deiim hareketlerine bakmakta yarar vardr. Skolstiin egemen olduu Hristiyan ortaa boyunca felsefi ve teolojik karakterli dini sosyal dnce anlay, slam bilginlerinin ve Antik Yunan dncesinin eserlerinin Latinceye evrilmesi, Batllarn hal seferleri nedeniyle slam kltr ve uygarlyla tanmalar ve 15. yzyldan itibaren gerekletirilen byk corafi keiflerin etkileriyle derin sarsnt geirdi. Btn bu ve benzeri etmenler, Avrupa ortaann karanln, cehalet ve dnsel durgunluunu sona erdirirken, yenian balangcndan itibaren de Avrupada byk deiim ve dnm hareketlerine zemin hazrlam oldu. Rnesans ve Reform hareketleri, bilimsel ve teknik bulular, ngiltere, Fransa ve Almanyadaki Aydnlanma hareketi, Fransz ve Sanayi devrimleri gibi olay ve olgular, toplumlarn siyasi, sosyo-ekonomik ve kltrel hayatlarnda byk deimeler meydana getirdii gibi kilisenin ve halkn din ve dnya gr de sorgulanmaya balanmtr. nk Kilise doa bilim aratrmalar ve yeni bulular karsnda, bilim adamlarna kar (rnein, Galile,15641642, hatrlanabilir) olumsuz tutum taknmtr. Kilisenin bu yanl tutumu din kartln arttrmtr. Bu durum materyalist felsefelerin gelimesine ve dini-sosyal hayatn alt st olmasna neden olmutur. Bylece aydnlanma hareketi, geleneksel din anlayndan uzaklaarak hem kiliseyle hem de halkla inan ve dnce ynnden ayrlmtr. Aydnlanma dnemi (17. ve 18. yzyl) filozoflar, (Hint, in, Asya gibi) farkl corafyalardaki toplumlarn dinlerini incelediler. Dinleri birbirleri ile ve zellikle de Hristiyanlkla karlatrdlar. Btn dinlerde benzer ve ortak ynlerin varl dncesinden hareketle de Tabii (Doal) Din adyla yeni bir felsefi-dini hareket balatm oldular. Tabii (Doal) Din yaklam ile insanda din ve Tanr duygusunun doal olarak var olduunu n kabul ile, bir din kurmak istemilerdir. Buna gre; tarihi dinlerde yalnz bu tabii duyguya uygun olanlar alnyor ve dinin tabii akla uygun olmayan yerleri sadece bir gelenek olarak kabul ediliyordu. Bylece, akln rn bir din anlay oluturdular. Kendilerine Deist (Tanrc) adn veren bu Aydnlanma dnemi filozoflar, ilk ada olduu gibi bir tr felsefi bir dine balanm oldular. 18. yzyln bu rasyonalist filozoflar, ilkin kiliseye kar yaptklar eletirilerini daha sonra da dine evirmiler ve dinin tarihi roln oynad ve sonunun geldii savn ileri srmlerdir.
Fransz Devrimi, Aydnlanma ve Sanayi Devrimi ile ilgili daha geni bilgi edinmeye alnz.

Sosyoloji ve din sosyolojisinin kurucu dnrlerine gemeden nce, Karl Markstan (18181883) bahsetmek gerekecektir.

16

Marks, dini ayrntl olarak incelememesine karn, daha sonra dine sosyolojik adan getirilen yaklamlarda etkili olan, sosyolojinin klasik kuramcsndan (Marks, Durkheim, Weber) birisidir. Bu kuramc da dinin temelde bir toplumsal sre olduuna, bilimin gelimesi, rasyonelleme ve kalknma ile birlikte modern zamanlarda neminin greceli biimde azalacana inanyorlard. 19. yzyl teolog ve felsefecilerinin yazdklar ve bunlardan zellikle Feuerbachn Hristiyanln z (1841) adl eseri ve dier almalar Alman aydnlarn ve daha ok genlii etkiledii gibi, o yllarda genlik dnemini yaayan Marks da derinden etkilemitir. Bu nedenle, Marksn dinle ilgili dncelerini Feuerbacha giden kklerinde aramak gerekir. Feuerbacha gre din, insann kendi dncesinin insanlar st bir plana aktarldr. Baka bir ifade ile, din, kltrel gelime srecinde insanlarn rettii dnce ve deerlerden olumakta, fakat bunlar yanl bir ekilde ilahi glere ya da tanrlara mal edilmektedir. nsanlarn ruhun lmezliine inanmalar ve ilahi adaletin tecellisine inanlar, yine insanlarn adalete susamlklarnn soyut bir plana aktarlmas, dnya tesi bir insani istein ekil deitirmesinden ibarettir. Yine Feuerbacha gre, insan, dini dncelerinin kendi i hayatnn bir izdm olduunu anlad anda, artk kendi doasnn dnda bir l, deer aramayacak, kendi kiiliini idrak etmeye alacaktr. Feuerbach bunu daha ak bir ekilde yle belirtir: Hristiyanlk, aslnda yalnz insanlarn Usundan deil, bizzat hayatndan da uzun zamandan beri yok olmutur. Hristiyanlk, artk yangn ve hayat sigortalarmzla, demiryollarmz ve buhar gemilerimizle, resim ve heykel galerilerimizle, askeri ve endstri okullarmzla, tiyatro ve bilimsel mzelerimizle tam bir ztlk halinde olan bir sabit fikirden baka bir ey deildir. Marks, bu dncelerin ok byk etkisi altnda kalmtr. Ona gre din, nl deyiiyle sylersek, halkn afyonudur. erif Mardin, bu ifadenin Feuerbachn dncelerinin etkisi altnda yazldn syler. Cmlenin tamam ise yledir: Din, baskya tabi yaratklarn i ekmesi, kalpsiz bir dnyann kalbi, ruhsuz olaylarn ruhudur, halkn afyonudur. Ona gre, din bu dnya artlarna mdahale etmeyi bir yana brakmay retmekte, mutluluk ve dlleri lmden sonraki hayata ertelemektedir. Bylelikle de dikkatlerin bu dnyadaki eitsizlik ve adaletsizlikler zerinde younlamas nlenmekte, insanlar teki dnya vaadiyle avutulmaktadr. Din, ayn zamanda gl bir ideolojik eye sahiptir: Dini inan ve deerler, servet ve g dalmndaki eitsizlikleri makul gstermeye yaramaktadr. rmekse, yumuak bal kiilerin dnyann varisi olaca yolundaki inan, azla yetinmeyi ve baskya boyun emeyi nermektedir. ounlukla Marksn dini bir kenara attna inanlr, fakat bu doru deildir. nk Marks dinin kalpsiz bir dnyann kalbi olduunu, gnlk gerekliin acmaszlndan kap snlan bir liman olduunu belirtir. Ona gre, geleneksel biimiyle din ortadan kalkacaktr, yok olmaldr da; ama bu, dinde ikin olumlu deerlerin insanln geliimine byk lde yn veren idealler olabildii iin byle olacaktr. Yoksa dinin getirdii idealler ile deerler yanl anlald iin deil. Marksa gre din, toplumsal deiimden ok, statkonun ve egemen snflarn karlarnn devam etmesine hizmet eder. Ona gre, Hristiyan dncesi, 18. yzyln rasyonalist dncelerine malup olurken; feodal toplum, onun l birliklerini devrimci burjuvaziye kar savaa sryor ve bylece eski toplumsal konumunu devam ettirebilmek iin deiime kar

17

verdii mcadelede dini kullanyordu. Marks, egemen snflarn, kendilerine ynelik bir devrim tehlikesine kar, kitleleri pasifize etmek iin dini nasl kullandklarn rneklendirirken, ok yakndan tand ngiltere rneini verir: ngiliz burjuvazisi, kitlelerin dini duygular kaybolduu takdirde, neler olabileceini Fransz Devrimi rneinde grm ve gittike glenen konumuna ve ekonomik hkimiyetine son verebilecek benzeri bir ii ayaklanmasnn ngilterede de patlak vermemesi iin dini kullanmaktan ekinmemiti. Aa tabakann Hristiyanlamas, ncil renmesi iin her yl byk harcamalara giriti ve stelik sahip olduu yerli dini mekanizmalarla da tatmin olmayp, baz Amerikan dini uyan hareketlerini ithal etti. Hatta eski Hristiyanlk propagandasn yeniden dirilten, sefillerin seilmi olduklarn syleyerek kapitalizme kar, devrimci bir direni gstererek deil dini bir yolla savaan Protestan Kurtulu Ordusunun yardmn bile kabul etti. ngiliz burjuvazisinin, dini, halkn ayaklanmamas iin ayakta tutmaya altn ifade eden Marksa gre, gelenek, byk bir geciktirici gtr; tarihin eylemsizlik gcdr.

Auguste Comte (17981857)


18. yzyln ar rasyonalizmine (aklclna) kar, tepkisel bir hareket olarak doan pozitivist felsefe, 19. yzyla damgasn vurmutur. 19. yzyl ayn zamanda Darwinin (18091882) evrim teorisinin sosyal bilimlere uyguland bir dnemdir. Darwinizmin evrimci grlerinin etkisiyle din sosyolojisi almalarnda, ilkel denilen toplumlarn dinleri aratrlm, dinin kayna ve buradan hareketle dini evrimin (tekml) aamalar aklanmaya allmtr. Sosyolojinin isim babas Auguste Comte, pozitivist felsefenin de en nde gelen temsilcilerindendir. O, pozitif yntemin bilimler iin zorunlu olduunu, gzleme, deneye ve yasalarn tespitine dayanan bu yntemin, teolojik ve metafizik alanlara da yaylmas gerektiini syler. Comtenin genel sosyoloji gibi din sosyolojisinin de kurucusu olduu kabul edilir. Ancak onda bugn anlalan anlamda bir din sosyolojisinin varlndan sz etmek mmkn deildir. nk onun sosyolojisi normatif zelliklerle tam bir sosyal felsefe karakterine sahiptir. Hatta onun eserinde sosyoloji ile din kelimeleri bir ve ayn eyi ifade eder grnmektedir. Comtenin sosyolojisi sosyal statik ve sosyal dinamik olmak zere iki blmden oluur. Sosyal statik, bir toplumu kuran ve yaatan temel elerin ve bunlarn birbirleriyle olan ilikilerini dzen halindeki, durgunluk iindeki yasalarn tespit eder. Sosyal dinamik ise bu temel elerin tarih boyunca gelimesini, dinamiini, ilerlemesini inceler. Ona gre sosyal statik, toplumsal dzenin, sosyal dinamik de ilerlemenin bilimi idi. Ancak her iki blmn de temel esi dindi. Statik adan toplumu meydana getiren temel e; aile, devlet ve dindir. Bunlarsz bir toplum kurulamaz. Toplum dzeninin tam veya eksiklii, iyi veya kt olmas bunlar arasndaki ilikiye baldr. Din, aile ve devlet gibi insann doasndan kan ve toplum halinde yaayan insan iin zorunlu bir kurumdur. Nerede bir insan toplumu varsa orada bir din vardr. Dier sosyal kurumlar gibi din de deiebilir, geliebilir ama 18. yzyl filozoflarnn sand gibi ortadan kalkamaz. Bu tespitlerden sonra Auguste Comte, kurmay tasarlad pozitif toplumun pozitif bir dini olmas gerektiini ileri srerek din kurucusu olarak ortaya kmaktadr. Hatta o, kurduu bu pozitif dinin ilmihalini bile yazmtr.

18

Emile Durkheim (18581917)


Auguste Comteden sonra Fransz sosyolojisinin en nemli temsilcisi E. Durkheimdr. Daha nce de belirttiimiz gibi din sosyolojisi terimini ilk defa kullanan da odur. Onun sosyolojisini en geni anlam ile bir din sosyolojisi olarak grmekte bir saknca yoktur. nk, onun sosyolojisinin esasn kolektif bilin anlay oluturur. Kolektif bilin, kolektif dncelerin toplamndan ibarettir. Toplumun kolektif dncelerinin temelini de dini inan ve dnceler olutururlar. Sosyoloji anlay itibariyle A. Comtenin pozitivist felsefesinin etkisi altnda kalan Durkheim, dinin toplumsall zerinde durmakta, dinin zn ve balangcn tamamen sosyal artlardan hareketle aklamaktadr. Comte gibi o da, dinin znesi ile muhtevasn birbirine kartrarak onu toplumun bir fonksiyonuna indirgemektedir. Durkheim ntihar (1897) adl eserinde intihar psikolojik olmaktan kararak, toplumsal bir olay olarak incelemekte, birok etmenin yan sra, intiharlarla dini inan ve hayat arasndaki ilikiler zerinde durmaktadr. Buna gre; dine ballkla intiharlarn azlk okluu arasnda ilikiler vard. Durkheim, istatistiklerden hareketle intiharlarn en ok sanayilemi, zlm toplumlarda ba gsterdiini, Protestan toplumlarda, Katolik toplumlara gre intihar oranlarnn daha yksek olduunu, zira Katolik Kilisesinin, insan ve toplumu daha sk bir ekilde sararak kiileri birbirine balayp btnletirip bir cemaat halinde tutabildiini gstermeye almtr. E. Durkheimn Dini Hayatn Balang ekilleri (1912) adl eseri, din sosyolojisinin ilk klasiklerindendir. Ona gre insann kendisiyle dnya hakknda edindii ilk dncelerinin kayna dindir. Dnya ve Tanr zerine bir gre sahip olmayan bir din yoktur. Felsefe de bilim de dinden domutur. Ayn ekilde, hukuk, ahlak, iktisat, sanat gibi hemen hemen btn kurumlar din kaynakldr. Btn sosyal kurumlarn dinden domas doaldr. nk, toplum dinin zdr, ruhudur. Din her ada toplumsal dayanmay glendirmek gibi ok iyi bir i grmtr. Onun iin toplumlar var olduka din de eitli biimlere brnerek daima yaayacaktr. Durkheim, dinlerin evriminden daha ok, dinin kkeni (origine, menei) sorununu aratrr. Kendinden nce dinin kkeni zerine ileri srlen en dikkate deer kuramlar (animizm, naturizm) eletirdikten sonra kendi kuramn ortaya koyar. Ona gre din, toteme tapnma (totemizm) eklinde balamtr. Onun kaynan da toplumun kolektif vicdanndan aldn iddia etmektedir. Yani dinin kayna topluluun kendisidir. Baka bir deyimle, topluluk heyecan, topluluk ruhudur. Durkheim, dinin toplumun kolektif bilincinden doduunu ne srerek, din gibi znde insan ve toplumu aan, akn bir gereklii tekrar insan ve topluma dntrmekle dinin znesi ile nesnesini, tapanla taplan birbirine kartrmakta ve hataya dmektedir.

Max Weber (18641920)


Din sosyolojisinin kurucularndan birisi de E. Durkheimin ada Alman bilim adam Max Weberdir. Weber, genel olarak toplum ve ekonomi, zel olarak da din ve ekonomi zerindeki incelemeleriyle tannmtr. Onun dini inanlar, deerlendirme biimi kendinden ncekilerden nemli farkllklar

19

gstermektedir. O, din sosyolojisinin 19.yzylda olduu gibi, dinin kkenini, geliimini aratran bir bilim deil, dini davranlarn ya da dinden kaynaklanan sosyal davranlarn bilimi olmas gerektiini syler. Ayn ekilde dinisosyal davranlar incelenirken dinin yadsnmas ve gelien toplumlarda anlamn tamamen yitiren bir olgu olarak grlmesi de sz konusu deildir. Weberin, din olaylarn inceledii yntemi de ncekilerden farkldr. Rickert ve Diltheyden yararlanarak Anlayc Sosyoloji geleneini olgunlatrm, teki sosyal olaylar gibi din olaylarn da, nedenleri ve etkileri asndan anlay yntemiyle yorumlamtr. Dier yandan ona gre; deneysel sosyal bilimler olan aratrmaldr, felsefenin ye da sosyal felsefenin yapt gibi olmas gerekeni deil. Bu nedenle, kiisel deer yarglarndan uzak durulmal, snrlar kesin kavramlar kullanlmal ve bilimsel aklamalar birden ok nedene dayandrlmaldr. te Weberin yapt incelemelerin ortak zellikleri bunlardr. Bu nedenlerle Weber, sosyolojinin olduu kadar din sosyolojisinin de kurucusu saylmaktadr. nk o, din sosyolojisinin felsefeden syrlarak objektif ve deneysel bir dini-sosyal olaylar bilimi olarak, bamsz ve sistematik bir disiplin haline gelmesinde ok byk pay sahibidir. Weberin din sosyolojisi ile ilgili en nemli eserleri; Din Sosyolojisi Hakknda Makaleler (3 cilt) ile ona bu alanda n kazandran Protestan Ahlak ve Kapitalizmin Ruhu dur. Weber, dini inanlarn toplumlarn ekonomik hayatlarn ne ynde etkilediini aratrr. O, insan davranlarnn yaadklar toplumun varolu konusundaki genel anlay erevesinde anlalr olduunu, dini dogmalarn ve bunlarn yorumlarnn dnya grnn ayrlmaz paras olduunu, bireyleri, gruplar ve zellikle de ekonomik davranlar anlamak iin, bunlar anlamak gerektiini kantlamak istemitir. Ayrca Weber, dini anlaylarn ekonomik davranlarn gerekten bir belirleyicisi olduunu ve bu bakmdan toplumlarn ekonomik deiimlerinin nedenlerinden biri olduunu gstermek istemitir. Bu anlaytan yola karak, Protestanlkla kapitalizm arasndaki ilikileri inceleyen Weber, belirli bir dnya gr ile (Protestanlk), belirli bir ekonomik etkinlik (kapitalizm) biimi arasnda manevi bir iliki olduu sonucuna varmtr. Nitekim, Protestanlk mezhebinin kurucusu M. Lutherin, J. Calvinin ve dier protestan ilahiyatlarn retileri analiz edildiinde bunlarn modern kapitalizmin ruhunu oluturduklar grlmektedir. nk onlara gre kapitalist ruhun k noktas meslek akdr, yani irrasyonel bir biimde kendini mesleine adamak. Bu eit bir meslek anlaynn kk dinidir. Bu anlamda Protestanlk, ii ve almay kutsallatrm, dnya hayatndan kaan insan ideali yerine, her eyden nce kurtuluu dnyada arayan ve akla uygun bir hayat sren bir insan idealini taraftarlarna alamtr. Demek ki; rasyonel bir i iin, rasyonel olmayan itici glerin harekete geirilmesi gerekmektedir. Sonu olarak, Webere gre dini olaylar ekonomik olaylarla karlkl etkileim iindedirler. Onlardan birini tekinin basit bir fonksiyonu olarak grmek ve tek tarafl bir yorumlamaya gitmek yanltr. Weber bu tezi ile, Marksn din olaylarn tek nedene balama yolundaki abalarn yetersiz bularak reddetmektedir. Weber, bu almasndan sonra, dnya dinlerinin Yahudilik, Budizm Konfyanizm, Taoculuk ve Brahmanizmin karlatrmal bir sosyolojisini yapmaya ynelir. slamiyet zerine gerekletirmeyi tasarlad almasn tamamlayamadan lr.

20

Grld gibi, Max Weber, dini anlaylarla ekonomik davranlar arasndaki ilikileri aydnlatmaya alm olmakla din sosyolojisi ksa tarihi iinde kendine ayrcalkl bir yer edinmitir. Her ne kadar Weberin almalar din-ekonomi ilikileri zerine odaklanmakla birlikte, din sosyolojisinin dier konularnda da almalar ve grleri bulunmakta olup, bunlar arasnda. Dini otorite tipleri, eitli sosyal tabaka ve evrelerin dini tutumlar, din ve cinsiyet, sanat, siyaset ve eitimi ilikileri, dini cemaatler ve gruplarn dier doal gruplarla ilikileri konularn zikretmek mmkndr.
Trkiye'de M. Weber sosyoloji ekoln benimseyen ve bu dorultuda almalar gerekletiren bir bilim adam ve eserleri hakknda bilgi edinmeye alnz

Dier Sosyologlar
M. Webere ilk nemli katk, arkada Ernest Troeltsch (18651923) tarafndan gelmitir. zel din sosyolojisi alanndaki en nemli eseri Hristiyan Kilise Gruplarnn Toplumsal Doktrinidir (1912). Eserini sadece Hristiyanla ayrm olan Troeltsch, Hristiyan kilise ve mezhepleri zerine Hristiyan din sosyolojisi yapmtr. Dier dinlere yer vermemitir. Asl sistematik din sosyolojisi Birinci Dnya Savan izleyen yllarda Max Weberin rencisi Joachim Wach (18981955) tarafndan kurulmutur. Almanyadaki Anlayc Sosyoloji geleneine bal olan Wachn 1931 de yazd Din Sosyolojisine Giri adl eseri ilk defa sadece bu alana ayrlm sistematik bir almadr. Bu eser, deneysel, onun deyimiyle ampirik bir din sosyolojisinin, konu, metot, alan ve snrlarnn ana izgilerini anlatmaktadr. Wach, 1946da kitabn genileterek Din Sosyolojisi adyla bu alanda yazlm en nemli eseri vermi oluyordu. J. Wach eserinde btn dini-sosyal olaylarn ansiklopedik sistemletirilmesini denemektedir. O eserinde, dinin sosyolojik teorisini kurmaya almad gibi, belli sorunlar aydnlatmaya da ynelmez. Yapt daha ok dinin ortaya kan sosyal biimlerinin derlemesidir. Wach, din sosyolojisini, din biliminden ayr dnlemeyecek bir disiplin olarak grmtr. Din biliminin alt dallarn oluturan din fenomonolojisi, dinler tarihi ve din psikolojisinin yannda yer almaktadr. Ona gre dini deneyimin anlatm biimi vardr. Bunlar teorik (inanlar), pratik (ibadetler), sosyolojik (cemaat, inananlar topluluu) eklinde gsterilmektedir. Din sosyolojisinin en nemli grevi, nc anlatm biiminin tipolojisinin yaplmas ve sistemletirilmesidir. Wachn zerinde en ok durduu sosyolojik anlatmdr. Dini gruplarn eitli tipleri, douu, gelimesi, dini otorite tipleri, din ve toplumun karlkl ilikileri ve din-devlet ilikileri gibi eitli konulardr. Wach, Weberden daha ok dinin ii yzne (yorumuna) ilgi duymutur. Ona gre, din ve toplum iki bamsz birimdir. Her iki sistemin birbirlerini karlkl etkilemeleri, cemaatleme ve dini lider tipleri din sosyolojisinin konusudur. Baka bir anlatmla, dini toplumu, din-toplum ilikilerini ve dini gruplar inceler.

21

M. Weber ve J. Wachn yolunu izleyen dier bir Alman din sosyologu da Gustave Menschingdir (19011978). O da anlayc din sosyolojisi ekolne baldr. Wachdan sonra yazlan ikinci nemli eser olan Din Sosyolojisi (1947) ona aittir. Eserinde dinleri Milli Dinler ve Evrensel Dinler eklinde ikiye ayran Mensching, nce milli dinlerin daha sonra da evrensel dinlerin toplumla ilikilerini ayr ayr incelemektedir. Daha sonra da srf dini gruplar ele alarak tipolojik sosyolojinin kategorilerini dini-sosyal olaylara uygulamaktadr. Menschinge gre, din sosyolojisi, dinde ortaya kan sosyolojik olaylar ile dinin sosyolojik ilikilerini incelemelidir. Ayrca Mensching, genel din sosyolojisinin var olduu kadar, her dine ait sosyolojik sorunlar inceleyecek zel din sosyolojilerinin de varln kabul etmektedir. Din sosyolojisinde Weber, Wach ve Menschingle balayan yenilikler, zamanla deneysel almalara ynelmitir. te bu aamada karmza ada Fransz din sosyologlarndan biri olan Gabriel Le Bras (18911970) kmaktadr. Fransada dini uygulamalar ve kilise tarihi zerine yapt aratrmalarla ne kan G. Le Brasn, din sosyolojisine en byk katks, gnmz toplumlarnda din ve dini pratikler konusunun sistematik ve sosyolojik incelenmesini yapm olmasdr. O bylece, etnolojik ve tarihi ynelimli din sosyolojisi yaklamlarnn artk aldn gstermi, dikkatleri ada toplumlarda din sorununa yneltmitir. G. Le Bras, hem dolayl hem de dolaysz gzlem teknikleriyle, Fransz Katoliklerinin dini pratikleri zerine geni denemelerde bulunmutur. Yapt almalar Dini Sosyoloji Aratrmalar (195556) adl iki ciltlik bir eserde toplamtr. Birinci ciltte, Fransa Krsalnda Dini Pratiin Sosyolojisi balyla, 18. yzyldan itibaren Fransann krsal blgelerinde meydana gelen dini deiiklikler ve ada Fransann dini corafyas gibi konular ele alp incelerken, ikinci ciltte, Morfolojiden Tipolojiye balyla Fransz ehirlerinde dini yaay konusunu ele almaktadr. G. Le Bras, almalarn daha ok Fransadaki dini hayat zerinde younlatrm olmakla birlikte, amac btn dinleri aratrma kapsamna almakt. Bunu iin btn dinlere uygulanabilir bir anket de gelitirmiti. Ancak, bu amacna ramen, genel din sosyolojisi deil de, Katoliklik Sosyolojisi yapm olup, bu zel din sosyolojisi alannn da ncs olmutur. . G. Le Brasn balatt ve ardndan hemen hemen btn lkelerde farkl bilim alanlarnda da kullanlan sosyografik betimleme teknii, din sosyolojisi aratrmalarnda da yaygn bir ekilde kullanlmaya devam etmektedir.
Din sosyolojisi douu ve geliimi itibariyle daha ok Hristiyan Bat toplumlarnda ortaya ktndan, nc ve kurucu dnrler doal olarak bir tr Hristiyan din sosyolojisi yapmlardr. Dolaysyla bu ilk dnem din sosyolojisi teorilerinin Doulu Mslman toplumlarn dini gerekliklerini anlamlandrma konusunda ne derece ilevsel olaca tartmaya ak grnmektedir.

ada Baz Ynelimler


20. yzyln ikinci yarsndan gnmze gelinen sre ierisinde de, din sosyolojisi alannda ncekilerden farkl olarak, zellikle modern/sekler dnyada dintoplum ilikileri konusunda yeni yaklamlar sergileyen nemli

22

sosyologlardan bahsedilebilir. Bu erevede Thomans Luckmann, Peter L. Berger, Robert N. Bellah, Clifford Geertz, Bryan S. Turner, Charles Y. Glock, Jose Casavova ve Grace Davie gibi isimler ne kmakta olup, burada en nemli rneklerden nn din konusundaki sosyolojik grleri zerinde durulacaktr. Baz sosyologlar din iin, insan etkileyen baz doast glere inanma eklinde zsel bir tanmlamaya girimi ise de, dierleri byle bir bak asnn olduka dar kapsaml olduunu savunmu ve din sosyolojisinin, kendi aratrma alan olarak grd sahay snrlandrmamas ve tm inan sistemlerini aklamas gerektiini sylemilerdir. Bu durumda, tm eitlilii iinde insanlarn dnyay yorumlama biimleri ve kullandklar aklayc ereveler din sosyolojisinin ilgi alanna girecektir. Bylece din sosyolojisi, bilgi sosyolojisinin bir paras haline gelmektedir; zira insanlarn yorumlama ekli, dnceleri ve bunlar erevesinde dnyaya anlam vermeleri sz konusudur. Bu yaklam baz ada sosyologlarda, rnein, zellikle Slovenya doumlu Alman sosyolog Thomas Luckmann ve Avusturya doumlu Amerikan sosyologu ve Lutheryen teolog Peter L. Bergerin almalarnda grlr. Berger ve Luckmann, din zerine yaplan ada aratrmalardan ounu eletirirler ve bunlarn resmi kiliselerin destei ve teviki altnda gerekletirildiini belirtirler. Byle olunca, din ve din sosyolojisi kiliseye ait terimlerle tanmlanma srecine girmitir; yani kilise merkezli olma eilimindedir. Berger ve Luckmanna gre sosyologlar, bu tr bir kilise sosyolojisi yapmak yerine, insanlarn, yaadklar dnyaya anlam verme biimi ile ilgilenmelidirler. Din, gemite olduu gibi imdi de, insanlarn anlam dnyasnn olumasnda ve yerlemesinde nemli bir rol oynamaktadr. Eer dinin bu geni yorumu benimsenirse, din sosyolojisinin alan bir hayli genileyecektir. Berger ve Luckmannn kapsayc din anlayna gre din, tm deer sistemlerini kapsamakta ve rnein bilimcilik, psikolojizm, komnizm vb. gibi anlam sistemleri de bir din olarak grlebilmektedir.

Thomas Luckmann (1927 )


Luckmann Grnmeyen Din adl eserinde, din sosyolojisinin, modern toplumda dinin deien yapsn tahlil etme konusunda sorunlar yaadn belirtmekte ve modern toplumda geleneksel kilise dininin yerini alan her hangi bir eyin de din olarak adlandrlp adlandrlamayacan tartmaya amaktadr. Dinin tarihsel olarak kurumsallam geleneksel kilise ile zdeletirildiini ve bylece ilevsel olmaktan ok zsel ve aldatc bir din tanmnn ortaya ktn ifade eden Luckmann, bu yarglayc ve etnosentrik (benmerkezci) tanmn teolojik ve felsefi meziyetleri ne olursa olsun, sosyolojik olarak her hangi bir deerinin bulunmadn sylemektedir. Luckmann, akn bir nitelik tasn ya da tamasn toplumsal/insani srelerin bir rn olan tm anlam sistemlerinin dini olarak nitelendirilebileceini ifade etmekte ve bylece dinin evrensel ve antropolojik bir yorumuna ulamaktadr. Bu erevede, bir anlam sistemi oluturan ve dini bir ilev gren herhangi bir dnya grnn de, dinin toplumsal bir formu olarak tanmlanabi-

23

leceini ne sren Luckmanna gre, kilise ve dinin zdelemesi, seklerlemenin yanl anlalmasna neden olmaktadr. yle ki, iyi temellendirilmemi bir teorinin yokluunda, seklerleme tipik bir ekilde, kiliselere devamn azalmasyla llen patolojik bir sre olarak grlm ve kurumsal boluk, Comte tarafndan ngrlen bir kar kilise tarafndan doldurulmadndan, modern toplumun dindar olmad sonucuna varlmtr. Luckmann, dinin, giderek daha znel ve zel bir konu haline gelmeye baladn, yani kiliseden koparak bireyselletiini ifade etmektedir. Bu ekilde dinin resmi modeli ile bireysel dindarlk arasnda bir ayrm yapan Luckmann, resmi modelin yerini, modern zamanlarda bir bakasnn doldurabilecei ihtimalinin gz ard edilmemesi gerektiini vurgulamaktadr. Bu yeni srete din, bireyin kendisini iinde bulduu verili ve nihai bir kutsal kozmos olmaktan km ve bireysel bir tercih meselesi haline gelmitir. Dinin geleneksel tarzlaryla karlatrldnda dinin bu yeni toplumsal formu, dindarln kkl bir ekilde znel/bireysel bir biimidir.

Peter Berger (1929)


ada dinin sosyal psikolojisi hakkndaki grn byk lde Luckmanna borlu olduunu ifade eden Berger, Dinin Sosyal Gereklii adl eserinde, insan merkeze oturtan antropolojik ve fenomenolojik bir din sosyolojisinin yntemlerini gelitirmeye almaktadr. Dini, onun toplumsal ilevsellii asndan tanmlamaya girien en inandrc ve en kapsaml giriimin, Luckmannn Grnmeyen Dindeki teorisi olduunu belirten Berger, Luckmannn, beeri olan her eyin ayn zamanda dini de olduu ynndeki antropolojik varsaymlarna ve kiliseye baml bir din anlayn eletirmesine tamamen katldn ifade etmektedir. Dini, kendisiyle kutsal bir kozmosun kurulduu insani bir giriim olarak tanmlayan; ama din ile insan arasndaki ilikinin tek ynl deil, diyalektik bir iliki olduunu vurgulayan Berger, dinin, insann dnya kurma giriiminde stratejik bir rol oynadn; fakat kutsaln tarihi tezahrlerinin ok farkl grnmlere sahip olduunu belirtmektedir. Dier yandan, bu eitlilik ne kadar geni olursa olsun, din, beeri aktivite ve beeri anlamlandrmann bir rn, daha dorusu beeri bir yanstmadr ve insani rnleri, insanst veya insand olgular haline dntrmektedir. nsan tarafndan kurulan dnya, onun insan rn oluu inkr edilerek aklanmakta; bylece insani dzen (nomos), ilahi dzene (cosmos) dnmektedir. Din, insani dnyaya yabanc olan varlklarn ve glerin realitede var olduunu ne srer ve yabanc olan bir eyi insana kar ne srmek suretiyle, insan kendinden yabanclatrmaya balar. Bir beeri anlamlar dnyas olan sosyokltrel dnya, beeri olmad iddiasyla srlarla kaplanr. Bu yanllama eylemi, esrarengizletirme olarak da adlandrlabilir. Btn beeri rnler, insani kavramlarla anlalabilecekken; din tarafndan onlarn zerine atlan bu bysellik rts byle bir anlamay nler. Dolaysyla Bergere gre, din, en gl yabanclama arac olarak, tarih boyunca yanl bilincin ok nemli bir ekli olmutur ve yabanclama ve yanl bilin, daima insan ile rnleri arasndaki diyalektiin inkarn gerektirir. Seklerlemeyi (secularization), toplumsal ve kltrel alanlarn, dini kurumlar ve sembollerin egemenliinden arndrlmas sreci olarak tanm-

24

layan Berger, Luckmanna olduka benzer bir ekilde, bu srecin balca niteliklerinden birinin bireyselleme olduunu ifade etmektedir Seklerleme srecinin, dini, tekelcilii brakmaya zorlamak suretiyle oulcu bir yapnn nn atn belirten Berger, bu oulcu ortamda dinin artk yukardan dayatlan bir gereklik olmaktan ok bir gnl ii haline geldiini ve psikolojik bir mekanizma olarak ahlaki ve tedavi edici ilevlerinin ne ktn ifade etmektedir. Seklerleme ve oulculamann birbirine yakndan bal iki kresel sre olduunu belirten Berger, bu srelerle beraber, tarih, sosyoloji ve psikoloji gibi bilimlerin, dini hakikati mutlaklktan karp greceliletirdiklerini sylemektedir. Dolaysyla Bergere gre, modern ada dinin bana gelen ey, onun gerilemesi veya kmesinden ok, dnerek znellemesidir. Dinin znellemesi, nesnelliinin kaybolmas, giderek bireysel bir tercih konusu haline gelmesi ve dini realitelerin sembolletirilmesi yani sembolikletirilmesidir. Bu srete bir realite kaybna urad grlen dini gelenek, yeni duruma direnme ve uyum arasnda bir tercih yapmaya zorlanmakta; fakat her halkarda onun geleceinin, seklerleme, oulculama ve znelleme sreleri ile yaayaca etkileim sreleri tarafndan ekillenecei anlalmaktadr.

Robert N. Bellah (1927)


Luckmann ve Bergerin din anlayn andran bir baka yaklam, Amerikal sosyolog Robert N. Bellahn sistemletirdii sivil din teorisidir. yle ki, 1960l yllarda Talcott Parsons ve rencisi Robert Bellah gibi baz sosyologlar, modern Amerika gibi toplumlarn, kurumsal dzenlemeleri ile tarihsel kutlamalarna kutsal zellikler atfettiklerini ileri srerek, kurumsal (kiliseye bal) dinden ayr bir sivil din gr ortaya atmlard. Bu teoriye gre, Amerikan Yaam Tarz, Hristiyanln bir yan olgusu olmaktan ok, kendi inanlar, ritelleri ve azizleriyle adeta ayr ve bamsz bir din olarak tanmlanmakta ve siyasi olarak demokrasi ve bireysel zgrl; ekonomik olarak ise liberalizmi temsil etmektedir. Bu kentli din, bireyselcilik, pragmatizm ve kiisel faaliyetleri nemsemektedir. Bu haliyle Amerikan Yaam Tarz, akn olmayan, gnah veya hkm kavramlarndan yoksun seklerlemi bir Protestanlk olarak da tarif edilebilir. Bellah 1967 ylnda yaynlanan Amerikada Sivil Din Balkl makalesinde sivil din kavramn kullanr. Sivil din tezi, seklerlemenin artmas ynndeki beklentiyi, Amerika Birleik Devletlerinde dini inan ve kurumlara olan kamusal ballk gereiyle uzlatrmann bir aracn salamaktadr. Bu teorik uzlatrma, ABDde Hristiyanln sanayilemeyle birlikte yaamaya devam etmesinin, kendi geleneksel teolojik muhtevas pahasna gereklemi olduu ynndeki bir iddia biimini almtr. Baptizm, evlilik, pazar ayini ve okulu gibi Hristiyan kurumlarna ynelik kamusal destekler, dinin muhtevasndaki derin boalma ve dnm maskelememelidir. Bu srete kiliseler artk, hareketli, yabanclam, kentli orta snflar iin, dini olmaktan ok birer sosyal kulp haline gelmitir. ABDde Ortodoks Hristiyan inancndan uzaklaldna dair deliller bulunmakla beraber, bayraa sadakat, Bamszlk Gn trenlerine ilgi ve Arlington Milli Kabristan benzeri kutsal yerlere duyulan yaknlk gibi milli ynelimlerin, ou zaman yar dini bir kutsallk havasna brnd grlmektedir. Bu durum

25

ise, Hristiyanln geleneksel balamnda olmasa da, sekler bir toplum balamnda sivil bir din olarak yaamaya devam ettii eklinde yorumlanmaktadr. Sivil din tezlerinin arkasnda yatan temel fikir, kurumsal dinler asndan giderek seklerleen ileri sanayi toplumlarnda kurumsal dinlerin (devletin ya da sivil toplumun yceltilmesi trnden), toplumun genel deerlerini belirlemek, toplumsal birlii salamak ve duygularn ifade edilmesini kolaylatrmak gibi geleneksel dini ilevleri grddr. Baka bir deyile, sivil dinler, toplumsal sistem iinde dinin karlad trden ihtiyalar karladklar iin, kurumsal dinlere kar ilevsel bir edeerlilik sunar ya da ilevsel bir alternatif olutururlar. Sonu olarak, zsel bir din anlayndan yola kanlar, modernleme ve onun sonucu olarak ortaya kan seklerleme ve oulculama gibi olgular, din aleyhine gelien kar konulamaz ve tehlikeli olgular olarak grrken; Luckmann ve Bergerin grnmeyen din ve bireysel din ve Bellahn sivil din kuramlar gibi ilevselci yaklamlarn, modern ve laik toplumda dine bir yer bulma abasn yanstt sylenebilir.
Bu blmde ksaca grlerine yer verilen bilim adamlar, konuyu rneklendirmek amacyla snrl tutulmu olup; daha pek ok Doulu ve Batl sosyal bilimcinin de alana nemli katklar salad unutulmamaldr.

zet
Sosyolojinin konusu ve zel sosyolojileri aklayabilmek. Konusu insan toplumlar olan sosyoloji, toplum iinde ortaya kan sosyal ilikileri, sosyal olaylar, sosyal kurumlar, sosyal yaplar ve bu yapdaki deimeleri inceler. Toplumsal hayatn karmak ve dinamik yapsn anlamaya ve aklamaya alan Sosyoloji, bir takm dallara ayrlmtr. Bu erevede sosyolojiyi, genel ve zel sosyoloji olarak iki temel kategoriye ayrmak mmkndr. Din sosyolojisi de, sosyolojinin zel bir daldr. Din sosyolojisinin konusu, bilimler snflamasndaki konumu ve zel din sosyolojilerini aklayabilmek. Din sosyolojisi, adndan da anlalaca gibi, din ve toplum sorunsal ile ilgilenir. Bu erevede, din ve toplum ilikileri, karlkl etkileimi yani dinin/dini hayatn toplum zerindeki etkileri ile toplumun/toplumsal hayatn din ve dini hayat zerindeki etkileri, dini gruplamalar, dini kurumlar/rgtlenmeler Din sosyolojisinin en temel konulardr. Din sosyolojisinin konumu, insan bilimleri ile din bilimlerini birbirine balayan kprde aranmaldr. Baka bir deyile din sosyolojisinin, bir yandan toplumun incelenmesi dier yandan dinin incelenmesine dayal iki kanatl durumu, onun sosyal bilimler ile ilahiyat (teoloji) bilimleri arasnda bulunmasn zorunlu klmaktadr. Sosyolojide olduu gibi din sosyolojisi de uzmanlam alt dallara ayrlmtr. Btn dinlerin sosyolojik incelemesini kendine konu edinen genel din sosyolojisi ile yalnz bir dine ait sosyolojik konular ele alan zel din sosyolojileri vardr.

26

Din sosyolojisinde yntem ve teknikleri deerlendirebilmek. Yntem (metot, usul); belli bir amaca, hedefe ulaabilmek iin izlenilmesi gereken yol, sre, sistem vb. anlamna gelir. Teknik ise; seilen ynteme bal olarak belirlenen /kullanlan veri edinme aralardr. Bu erevede, Din Sosyoloji, dinin toplumsal boyutunu ele alp incelerken Genel Sosyolojinin yntem ve tekniklerinden yararlanr. Dolaysyla, sosyolojik bir aratrmada, doal olarak Din sosyolojisi incelemelerinde de kullanlan aamal uygulamadan sz edilebilir: (1) Gzlemleme, (2) Karlatrma ve (3) Aklama. Din sosyolojisinde kullanlan balca aratrma teknikleri ise, (1) alan aratrmas, (2) monografi, (3) anket ve (4) mlakattr. Din sosyolojisinin ksa tarihini zetleyebilmek. Modern bir bilim dal olarak din sosyolojisi yeni olsa da din ve toplum sorunsal zerinde dnme ve inceleme yeni deildir. Bu erevede, ilka Yunan dnrleri arasnda zellikle Eflatun ve Aristo gibi filozoflarla; Hristiyan ortaanda Saint Augustin ve Akinasl Saint Thomas gibi bilginlerin dintoplum ilikileri zerine nemli baz tespitlerde bulunduklar grlmektedir. te yandan, ortaan sonlarndan itibaren balayan corafi keifler, Rnesans, Reform, bilimsel ve teknik bulular, Aydnlanma hareketi, Fransz Devrimi ve Sanayi Devrimi gibi baz deiim hareketlerinin modern sosyoloji ve dolaysyla din sosyolojisinin douunda nemli etkilere yol at sylenebilir. Bu arada, sosyolojinin isim babas Auguste Comte ve din sosyolojisi terimini ilk defa kullanan Emile Durkheim ile Max Weber, Joachim Wach, Gustav Mensching ve Gabriel Le Bras gibi isimlerin modern sosyoloji ve din sosyolojisinin douuna olan katklarn zellikle zikretmek gerekir. 18. ve 19. yzyln bu kurucu dnrlerinden sonra da geliimini hzla srdren din sosyolojisi, 20. yzylda pek ok deerli bilim adamnn katklar ve rnein Thomas Luckmann, Peter Berger ve Robert Bellah gibi yaayan din sosyologlarnn nemli teorileri ile gnmzde de nemini korumaya devam etmektedir.

Kendimizi Snayalm
1. Sosyoloji ile ilgili aadaki ifadelerden hangisi yanltr? a. Sosyoloji tek tek bireylerin sorunlaryla deil, toplumsal sorunlarla ilgilenir. b. Sosyoloji, olmas gerekeni deil, olan olduu gibi inceler. c. Sosyoloji, kural koyucu (normatif) bir bilimdir. d. Sosyoloji, pozitif ve objektif bir bilimdir. e. Sosyolojinin kendine zg bir yntemi vardr. 2. Aadakilerden hangisi din sosyolojisi aratrmalarnda kullanlan aratrma tekniklerinden biri deildir? a. Alan aratrmas b. Monografi

27

c. Anket d. Mlakat e. Karlatrma 3. Aadakilerden hangisi modern sosyoloji ve dolaysyla din sosyolojisinin douuna etki eden faktrlerden biri deildir? a. Osmanl mparatorluunun k b. Corafi keifler c. Rnesans d. Reform e. Aydnlanma hareketi 4. Din sosyolojisi terimini ilk defa kullanan sosyolog aadakilerden hangisidir? a. Auguste Comte b. Max Weber c. Joachim Wach d. Emile Durkheim e. Thomas Luckmann 5. Dinin kilise ile zdeletirilmesini eletirerek, din sosyolojisinin tm anlam sistemleri ile ilgilenmesi gerektiini vurgulayan sosyolog aadakilerden hangisidir? a. Gustav Mensching b. Thomas Luckmann c. Robert Bellah d. Gabriel Le Bras e. Talcott Parsons

Kendimizi Snayalm Yant Anahtar


1. c 2. e Yantnz doru deilse, Sosyoloji konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Yntem ve Teknikler konusunu yeniden okuyunuz.

28

3. a 4. d 5. b

Yantnz doru deilse, Din Sosyolojisinin Ksa Tarihi Kurucular konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse,Din Sosyolojisinin Ksa Tarihi Kurucular konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Din Sosyolojisinin Ksa Tarihi ada Baz Ynelimler konusunu yeniden okuyunuz.

Sra Sizde Yant Anahtar


Sra Sizde 1 Turizm Sosyolojisi Hastane Sosyolojisi Kadn Sosyolojisi Geliim Sosyolojisi. Sra Sizde 2 Kuran Sosyolojisi Snnet Sosyolojisi slam Tarihi Sosyolojisi Alevilik Sosyolojisi. Sra Sizde 3 rnek olay incelemesi, erik analizi, odak grup tartmas Sra Sizde 4 Byk Larousse Ansiklopedisi 'Fransz Devrimi', 'Aydnlanma' ve 'Sanayi' maddeleri. Sra Sizde 5 Sabri F. lgener (19111983). Zihniyet ve Din (1981), ktisadi zlmenin Ahlak ve Zihniyet Dnyas (1981), Zihniyet, Aydnlar ve zm'ler (1983)

Yararlanlan Kaynaklar
Aron, Raymond (1986). Sosyolojik Dncenin Evreleri, stanbul: Trkiye Bankas Kltr Yaynlar. Berger, Peter (1993). Dinin Sosyal Gereklii, ev. Ali Cokun, stanbul: nsan Yaynlar Berger, Peter ve Luckmann, Thomas (1988). Bilgi Sosyolojisi ve Din Sosyolojisi, ev. M. Rami Ayas, AFD, 30, Ankara. Duverger, Maurice (1980). Sosyal Bilimlere Giri, 2. bs., stanbul: Bilgi Yaynlar Er, zzet (2008). Din Sosyolojisi, 2. bs., Ankara: Aka Yaynlar

29

Giddens, Anthony (2000). Sosyoloji, ev. Talip Kabaday, Ankara: Ayra Yaynlar Gke, Birsen (1988). Toplumsal Bilimlerde Aratrma, Ankara: Sava Yaynlar Gnay, nver (1998). Din Sosyolojisi, stanbul: nsan Yaynlar Karasan, Mehmet (1953). Din Sosyolojisinin ncleri ve Kurucular, AFD, 2/4, Ankara. Kehrer, Gnter (1992). Din Sosyolojisi, ev. Semahat Yksel, stanbul: Kubbealt Neriyat Ksemihal, Nurettin azi (1974). Sosyoloji Tarihi, 3. bs., stanbul: Remzi Kitabevi Luckmann, Thomas (2003). Grnmeyen Din: Modern Toplumda Din Problemi, ev. Ali Cokun ve Fuat Aydn, stanbul: Rabet Yaynlar Mardin, erif (1997). Din ve deoloji, 7. bs., stanbul: letiim Yaynlar Marshall, Gordon (1999). Sosyoloji Szl, ev. Osman Aknhay ve Derya Kmrc, Ankara: Bilim ve Sanat Yaynlar Marks, Karl ve Engels, Friedrik (1998). Din ve deoloji, ev. Mevlde Ayyldzolu, Der. Yasin Aktay ve M. Emin Kkta, Din Sosyolojisi, 2. bs., Ankara: Vadi Yaynlar Taplamacolu, Mehmet (1969). Genel Sosyoloji zerine Bir Deneme, 2. bs., Ankara: Ankara niversitesi lahiyat Fakltesi Yaynlar Taplamacolu, Mehmet (1975). Din Sosyolojisi, 2. bs., Ankara: Ankara niversitesi lahiyat Fakltesi Yaynlar Thompson, Ian (2003). Odaktaki Sosyoloji: Din Sosyolojisine Giri, ev. B. Zakir oban, stanbul: Birey Yaynlar Turner, Bryan S. (1998). Sivil Din, ev. Yasin Aktay, Der. Yasin Aktay ve M. Emin Kkta, Din Sosyolojisi, 2. Basm, Ankara: Vadi Yaynlar

30

31


Amalarmz
Bu niteyi tamamladktan sonra; slam dnyasnda bilimlerin geliimini aklayabilecek, slam bilginlerinin dintoplum ilikileri konusundaki grlerini deerlendirebilecek, Trkiyede din sosyolojisinin douu ve geliimi konusunu aklayabilecek, Din sosyolojisindeki ada gelimeleri ifade edebileceksiniz.

Anahtar Kavramlar
slam bilimleri Erdemli toplum lmi mran tarz siyaset lmi ictimai dini slam sosyolojisi

neriler
Bu niteyi daha iyi kavrayabilmek iin okumaya balamadan nce; bn Haldunun Mukaddime adl eserine gz gezdiriniz. H. Bayram Kamazolunun Trk Sosyoloji Tarihi ile ilgili eserlerini inceleyiniz.

32

slam Dnyasnda ve Trkiyede Din Sosyolojisi


GR
slam dnyasnda bilimlerin oluum sreci ok erken bir dnemde balamtr. slamn balang yllarndan itibaren gerek Kuran Kerimin gerekse Hz. Muhammedin bilgiyi, renmeyi, akl ve dnceyi ven, zendiren ak beyanlarnn Mslmanlarn ksa zamanda bu alanlarda nemli mesafeler kat etmelerinde ve dolaysyla yeni bilimlerin ortaya kmasnda itici rol oynad sylenebilir. Ayrca slamn sratle yaylmas, fetihlerle farkl corafyalara almas, yeni toplumlarla, eitli kltrlerle ve dinlerle karlamas, ortaya kan yeni dinisosyal sorunlara zm retme zorunluluu, bilim faaliyetlerine de ivme kazandrm, hikmet (bilgi) mminin yitiidir, nerede bulursa alr anlay slam bilim dncesinin geliimine nemli katklar salam, dnsel/bilimsel faaliyetler o dneme dek grlmemi yksek bir dzeye ulamtr. Emeviler ve Abbasiler dneminde, zellikle de Harun Reitle yakalanan gelime izgisi Memun dneminde (813833) BeytlHikmelerin kuruluuyla zirveye km, slam bilginleri tarafndan eski Yunan dnrleri (Eflatun, Aristo, Hipokrat, klid, Batlamyus vb.) bata olmak zere dier lkelerdeki (ran, Hint) felsefe ve doa bilimi dnrlerinin eserleri Arapaya evrilmi, bir tr bilimler akademisi diyebileceimiz bu kurulular bilginin yaygnlamas, gelimesi ve birok dnce akmlarnn douuna da yol amtr. slam dnyasnn ilk formel eitim kurumlar medreselerin de bu dnemde balad ve ilerleyen yllarda gelierek 11. yzylda Byk Seluklularda Nzamlmlkn kurduu Nizamiye Medreseleri ile eitim retim ve bilim faaliyetlerinin en parlak dnemlerini yaad bilinmektedir. Bu dnemlerde slam bilginlerinin eserlerinde din sosyolojisi bakmndan ok nemli bilgileri, zmlemeleri bulmak mmkndr. Onlar dintoplum ilikilerimi, dini gruplamalara dair grlerini klasiklemi bilimlerin iinde incelemilerdir. Bu anlamda tefsir, hadis, fkh, felsefe, kelam, tasavvuf gibi bilim dallarnda yazlan eserlerde genel ve zel din sosyolojisi konularnn ilendii grlmektedir. Hatta bilimlerdeki gelimeler onlar dier toplumlar, kltrler ve dinler zerinde de aratrmalara sevk etmi, dinler tarihi, karlatrmal dinler tarihi, mezhepler tarihi ve genel sistematik din sosyolojisi asndan da nemli eserler yazlmtr. Nitekim hemen akla gelen Farabi, bn Miskeveyh, bn Sina, bn Rd, Gazali, Maverdi, ehristani, bn Haldun gibi

33

birok Ortaa slam dnrleri alarn aan eserler brakmlardr. Ksacas bu dnem slam bilginlerinin almalar birok bilim asndan olduu gibi din sosyolojisi iin de nemli kaynaklardr. Ancak bunlar zerinde yeterince allmad, hatta bir ksmnn bilinmedii dolaysyla ada bilim dnyasna aktarlamad da sylenebilir.
Ortaa slam bilginlerinden ehristaninin din sosyolojisini ve zellikle de dini gruplar sosyolojisini yakndan ilgilendiren eserinin adn reniniz.

slam dnyasndaki bilgi birikiminin ve nemli eserlerin tercme yoluyla Batya da aktarld grlmektedir. Endls, Yunan ve slam biliminin Avrupaya aktarlmasnda kpr grevi stlenmi, 12. yzylda bilim ve felsefe eserleri Arapadan Latinceye evrilerek, Rnesans ve Reform hareketlerinin ve dolaysyla Bat Aydnlanmasnn zeminini hazrlamtr. Ancak 13. yzyla gelindiinde dnsel duraanlk kendini gstermeye balam, slam dnce gelenei dinamizmini kaybetmeye yz tutmutur. 14. yzylda ise slam dnyas zellikle Endls gibi bilim merkezleri, siyasi paralanma ve i kargaalarla istikrarsz bir dneme girmi, Endlsn byk bir blm Hristiyanlarn eline gemi, hanedanlklar arasndaki iddetli anlamazlklar ve savalar dnce ve bilimde de ke neden olmutur. slam dnyasnn dier corafyalarnda da durum pek farkl deildir. Bilim zihniyetinde de skolastik bir dneme girilmitir. Bu dnemde slam dnyas artk her ynyle bir krlmann eiindedir. te sosyoloji ve din sosyolojisinin kimilerine gre mjdecisi, kimilerine gre mucidi/kurucusu olma onuruna sahip bn Haldun bylesi bir dnemin zirve ismidir. Bir dnya tarihi olan Kitablberine giri olarak yazd, daha sonra genilettii Mukaddimesi de sosyolojinin ve din (slam) sosyolojisinin ilk klasii olma ayrcaln tamaktadr. Ne yazk ki, slam dnyasnn iinde bulunduu konum ve artlar bn Haldunun ilmi mran adn verdii bu yeni bilimin geliimini srdrememi, uzun yzyllar boyunca da ne Douda ne de Batda takipileri kmamtr. slam dnyas yukarda da ksaca akland gibi dnsel bir gerileme ve siyasi bunalm dnemine girmiti. Avrupa dnyas ise Rnesansn eiine gelmiti. Daha nce yzyllardan beri ok sayda eseri evirerek slam dnyasnn dnce hazinelerini kullanm, bu dnyaya gre maddi ve manevi bakmdan kendine yeterli bir yola girmi bulunuyordu. Bat, artk Douda zellikle bilim ve dnce alannda olup bitenlerle ilgilenmiyordu. Bundan dolay bn Haldun ve eseri 19. yzyla kadar Avrupallar iin mehul kald. Modern sosyoloji bir bilim olarak bn Haldunun Mukaddimesinde izilen planlardan ve hazrlanan ilkelerden habersiz olarak yeniden kuruldu. Bizde ise yaklak 200 yllk bir aradan sonra bn Haldun ve Mukaddimesi Osmanl tarihilerinin dikkatini ekmi, zaman iinde nemli takipileri olmutur. Takprlzade, Katip elebi, Mneccimba, Naima, Pirizade M. Sahip Efendi, Ahmet Cevdet Paa gibi birok Osmanl dnr zerindeki etkileri bilinmektedir. Mukaddimenin Trkeye evirisi, her ne kadar dnya dillerinde ilk olma zellii tayorsa da ancak 1860ta tamamlanp yaynlanabilmitir. evirmeni ve takipisi Ahmet Cevdet Paadan sonra da ciddi takipileri olmamtr.

34

Tanzimatla balayan Bat etkisi ve yknmecilii bizde sosyolojinin de Bat formunda ithali ile yeniden kurulmas sonucunu dourmutur. Bu nedenle sosyolojimizin balangta ilgilendii imparatorluun kten kurtarlmas araylar iinde bir sosyolog / din sosyologu ve ayn zamanda bir k teorisyeni olarak bn Haldundan yararlanma ihtiyac duyulmam, daha yakn, somut Bat lkelerindeki rnekler, yani sosyoloji ekolleri ve teorileri tercih edilmitir. Uzun bir aradan sonra nihayet 1940ta Hilmi Ziya lken ve Ziyaeddin Fahri Fndkolunun birlikte hazrladklar bn Haldun adl monografik eserle tekrar bilim dnyamzn gndemine den bn Haldunun, o tarihten bugne yeterince alldn sylemek de zordur.
lmnn alt yznc yl mnasebetiyle UNESCOnun 2006 ylna adn verdii slam bilgininin kim olduunu renmeye alnz.

Bu genel giriten sonra, slam dnyasnda ve Trkiyede din sosyolojisinin geliimine ve belli bal grlere geilebilir. Burada en nemli rmeklerle yetinilecektir.

SLAM DNYASINDA DN SOSYOLOJS


slam dnyasnda sosyoloji ve din sosyolojisi asndan en byk malzemeyi, slam bilginlerinin en tannmlarndan Farabi, Gazali ve bn Haldunun eserlerinde bulmak mmkndr. rnein, Farabi, daha ok eski Yunan filozoflarndan Aristo ve zellikle de Eflatunun etkisinde kalarak bir ideal toplum teorisi gelitirmi ve dikkate deer toplum snflamalar yapmtr. Gazali ise Farabinin felsefi temelli bak asn eletirerek, daha ok dini merkeze alan bir toplum ve siyaset gr ortaya koymutur. bn Halduna gelince, o, tarih felsefesi ve sosyolojisi alanndaki grleriyle sosyolojinin babas unvann almay hak eden bir slam bilginidir. Bu adan Haldunun en nemli eseri olan Mukaddimenin, mkemmel bir n sosyoloji olduu rahatlkla sylenebilir.

Farabi (890950)
slam dnyasnda, din sosyolojisinin ncs ve hazrlaycs olarak dikkati eken ilk isimlerden biri Farabidir. Farabinin toplum anlay ile ilgili grleri, daha ok, esSiyasetlMedeniyye (Site Ynetimi) ve Arau EhlilMedinetilFadla (Erdemli ehir Halknn Grleri) isimli eserlerinde toplanmtr. Toplum gr konusunda Eflatundan etkilendii anlalan Farabi, toplumsal yaamn bir ihtiya olduunu belirtmektedir. Zira insanlar yaratllar gerei ve yaamlarn srdrebilmek iin toplum halinde yaamak zorundadrlar. Ayrntl bir toplum snflamasna girien Farabiye gre toplumlar ncelikle ikiye ayrlr: eksik toplumlar ve tam toplumlar. 1. Eksik toplumlar (elictimaat gayrlkamile): Eksik toplumlar kendi iinde, (1) ky (karye), (2) mahalle, (3) sokak (sikke) ve (4) hane (menzil) olmak zere drt alt ksma ayrlr. 2. Tam toplumlar (elictimaatlkamile): Tam toplumlar da kendi arasnda (1) byk (uzma), (2) orta (vusta) ve (3) kk (sura) olmak zere alt gruba ayrlmaktadr. Byk toplum, dnya; orta toplumlar, milletler ve kk toplumlar, ehirlerdir. ehirleri de erdemli ehir (elmedinetl

35

fazla) ve erdemsiz ehirler olarak ikiye ayran Farabi, erdemli ehri, halknn mutlulua ulamak iin birbiriyle yardmlat ehir olarak tanmlamaktadr. Farabi, erdemli ehir/toplum gryle, eski Yunann site ve snfl toplumu yerine slamiyetin insanlar arasnda fark gzetmeyen evrensel ve dini toplum anlayn geirmektedir. Aydnlar aristokrasisinin idare edecei bu erdemli ehir/toplum, bilginlerden ve erdemli insanlardan oluacaktr. Erdemli toplumdan sz ederken ideal ve topik bir toplum modeli ortaya koyan Farabi, erdemsiz toplumu anlatrken ise gerek/yaanan toplumu resmetmektedir. Erdemli toplumun zdd olan erdemsiz toplumun drt ekli vardr: 1. Cahil toplum (elmedinetlcahiliyye): Gerek mutluluu fark edemeyen ve mutlak monari ile ynetilen cahil toplum halk, servet, ehvet, itibar gibi deerlere ulamay hayatn gayesi ve gerek mutluluk zanneder. Farabi cahil toplumlarnda da alt farkl alt tr olduunu belirtmektedir. 2. Gnahkar toplum (elmedinetlfaska): Gnahkar toplum, erdemli toplum gibi grnse de, aslnda bir tr cahil toplumdur. 3. Deimi toplum (elmedinetlmtebeddile): Deimi toplum, nceden erdemli bir toplum iken sonradan deiip dnerek erdemsizlemi toplumdur. 4. akn toplum (elmedinetddalle): akn toplum ise, hibir hedefi olmayan bozulmu bir toplumdur. Farabinin de ortaadaki ou slam bilgini gibi organizmac bir toplum anlayna sahip olduu belirtilmelidir. Ona gre erdemli toplum, salkl bir vcuda benzemektedir. Nasl ki, bir vcutta kalp ile ona yardmc olan ve nem dereceleri olduka farkl pek ok organ varsa toplumlar da byledir. Orada da bir devlet bakan ile ona yardmc olan ve farkl nem derecelerine sahip eitli ynetici ve memurlar bulunmaktadr. Farabiye gre, devlet bakan iyi, bilgin, adaletli ve erdemli olursa, toplum da erdemli ve iyi olur. Farabi elMedinetlFadla isimli eserinde, erdemli toplumun lideri olan erdemli bir devlet bakannda u 12 zelliin bulunmas gerektiini belirtmektedir: (1) zrsz bir beden, (2) anlay ve kavray, (3) kuvvetli bir hafza, (4) zekilik, (5) gzel hitabet, (6) bilim sevgisi, (7) yeme ime kadnlara dkn olmama, (8) doruluk, (9) ycelik, (10) adalet, (11) lmllk ve (12) azim ve irade. Bir insanda bu zelliklerin tmnn birden bulunmas ok zor olduundan Farabiye gre, devlet bakannn hi deilse bu zelliklerin yarsna sahip olmas gerekir. Eer bu son art da tayan bir kii bulunamazsa, bu erdemleri tayan kiilerden oluan bir kurul devleti ynetmelidir.

Gazali (10581111)
slam dnyasnda din sosyolojisinin nc ve hazrlayclar arasnda zerinde durulmas gereken isimlerden birisi de, phesiz Gazalidir. Gazalinin, konu bakmndan tek bir bran erevesine sktrlamayacak geni ieriklere sahip eserleri arasnda konumuzu yakndan ilgilendiren en nemlileri unlardr: el Munkz minedDalal (Dalaletten Kurtulu), TehaftlFelasife (Filozofla-

36

rn Tutarszl), hyau UlumidDin (Din limlerinin Diriltilmesi), FaysalutTefrika beynelslam vezZenadika (slami ve Gayriislami Gruplar Arasndaki Ayrm ve Farklar), KimyasSaade (Mutluluk ksiri), elktisat filtikat (nanta Orta Yol). Gazali, sosyal olaylar, organizmac teorilerde olduu gibi, canllarn organlaryla karlatrmalar yaparak aklamaya almaktadr. Ona gre toplum, bir canlya benzemekte ve tpk canlda olduu gibi eitli organlar, toplumdaki eitli fonksiyon ve mesleklere karlk gelmektedir. rnein, yarg toplumun arzusu, polis fkesi, devlet bakan ise kalbi ve saduyusudur. nsann yaratl gerei yalnz yaayamayacan ve yaayabilmek iin toplumsal bir hayat srmenin zorunlu olduunu belirten Gazaliye gre dinin, bir yandan tamamen ferdi ilgilendiren sbjektif bir yn olduu gibi, dier yandan bir de toplumu ilgilendiren objektif bir yn bulunmaktadr. Gazaliye gre, devletle din arasnda yakn ilikiler bulunmaktadr. Din, insan toplumunun temelini oluturur. Devlet ise dinin muhafzdr. Bu bakmdan devlet zayflar veya yok olursa, din de zayflar ya da yok olur. Gazali, hkmdarn, Allahn yeryzndeki glgesi ve dolaysyla da mazlumlarn sna olduunu sylemektedir.
Gazalinin ideal sitesi, Farabinin erdemli toplumuna benzemekte; ancak onunkine kyasla daha realist zelliklere sahip bulunmaktadr. Bu site ierisinde ana hedef, dnya ve ahiret mutluluuna ulamak olup, bu da ancak dinin emir ve yasaklarna uymakla mmkn olacaktr.

Gazalinin temel hedefi, tevhit inanc ve slam Peygamberinin risaleti etrafnda btn mminleri birletirmek ve slam toplumunun sosyal btnlemesini salamak olmutur. Bu amala o, fanatizm ve dini paralanma ile mcadele etmitir. Dolaysyla Gazalinin eserlerinde pek ok mezhep, tarikat, frka ve dini gruptan bahsedilmekte, onlar hakknda bilgi verilmekte ve bylece din sosyolojisinin en nemli alma alanlarnn banda gelen dini gruplar sosyolojisi hakknda ciddi veriler yer almaktadr. Gazalide yer alan ve gnmz din sosyolojisinde de nemle zerinde durulan bir dier konu ise, din ve ekonomi ilikileridir. rnein, hyann nemli bir blm dini iktisadi ahlak konusuna ayrlmtr. Btn bu zellikleri Gazaliyi, din sosyolojisinin hazrlannda nemli bir nc olarak kabul etmemizi gerektirmektedir. Bununla birlikte, toplumsal konular ve dintoplum ilikileri zerinde bn Haldun kadar duran bir baka slam limi yoktur denebilir.

bn Haldun (13321406)
Tunuslu bir filozof, tarihi ve toplum bilimci olan bn Haldun, dinin toplumsal nemi zerinde durmas, din ve toplum ilikilerine eilmesi ve stelik bunlar yaparken gzlem ve deneyimlerine de dayanmas nedeniyle modern ve deneysel din sosyolojisinin gerek bir ncs ve hatta kurucusu saylmaldr. Bu adan bn Haldunun konumuzu ilgilendiren en nemli eseri Mukaddimedir. Gerekte Mukaddime, bn Haldunun Kitablber adl byk tarihinin girii (mukaddimesi) ve birinci kitabdr. Alt blmden oluan Mukaddimenin ilk blmnde, daha ok corafi artlarla sosyal hayat arasndaki ilikiler incelenmektedir. kinci blmde, toplum trleri ile asabiyet ve devlet teorileri; nc blmde ise, din ve devlet ilikileri ile tavrlar teorisi, hilafet kurumu ve organizmac toplum teorisi zerinde durulmaktadr. Drdnc blm, yerleik hayat ile kykent

37

ilikilerine eilmekte; beinci blm ekonomi ve nihayet altnc blm bilgi teorisi, ilimler snflamas, iir ve edebiyat gibi konular zerinde durmaktadr. Grld gibi, bn Haldunun Mukaddimesinin her bir blm bir veya birka sosyoloji dalna ayrlm olup; eserin tamamnda din sosyolojisinin eitli konularnn serpitirilmi bir halde yer aldn belirtmek gerekir.
Mukaddimenin yukarda verilen blmlerini yeniden gzden geiriniz ve bunlarn modern sosyolojinin hangi alt dallarna karlk geldiini bulmaya alnz.

Mukaddimenin banda, geleneksel hikayeci tarih anlayndan ayrldn ve ilmi umran adn verdii yeni bir bilimin temellerini attn belirten bn Haldun, bu yeni bilimin konusunun insan medeniyeti (el umranulbeeri) ve insan toplumu (elictimaulinsani) olduunu sylemektedir. Bylece, kendisinin bulduu bu yeni bilim dalnn konusunu insan toplumunun incelenmesi olarak aklayan bn Haldun, A. Comtetan yaklak be asr nce sosyolojinin kurucusu olmaya hak kazanmaktadr. Esasen, sosyal bilimleri ansiklopedik bir tarzda toplayan bir genel sosyolojinin esaslarn ortaya koyduu anlalan bn Haldun, bu yeni bilimin konular arasna dinin toplumsal yansmalarn da koymay ihmal etmemekte ve bylece gerek bir din sosyolojisi ncs olmaktadr. Zira Mukaddimeyi inceleyen herkes onun, din sosyolojisinin klasiklerinden biri olduunu grecektir. Corafi faktrlerin toplumlarn hayat zerinde byk etkiler yarattn ifade eden bn Haldun, corafyann sadece insan vcudu zerinde deil, ayn zamanda dini/ahlaki/manevi hayat zerinde de etkilerde bulunduunu belirtmektedir. Ona gre, dnyann yedi iklim blgesinde medeniyete en uygun blge, ayn zamanda byk ve ilahi dinlerin de ortaya kt blgedir ve bu blgeden uzaklaldka din ve dindarlk asndan zayflama ve sorunlarla karlalmaktadr. Benzer ekilde, ekonomik artlarn da sosyal ve dini hayat zerinde nemi etkilerde bulunduunu syleyen bn Haldun, genel olarak, fakirlerin zenginlerden ve kyllerin kentlilerden daha dindar olduunu belirtmektedir. bn Haldun, Aristodan beri gelmekte olan insann sosyal bir varlk olduu hususunu tekrar vurgulamakta ve bu erevede iki tr toplumsal yaama biimi ayrt etmektedir: bedevi/gebe hayat ve hadari/yerleik hayat. Hadari/yerleik yani medeni halklarla bunlarn yerine gemek isteyen bedeviler arasndaki mcadelede rol oynayan temel faktre asabiyet adn veren bn Haldun, asabiyet kavramyla grup dayanmasn kastetmektedir. Asabiyet, kan ba sayesinde oluan nesep bann yan sra her trl manevi ball ve bu arada din ban da iermektedir. zellikle dini ba bir toplumun birleip btnlemesinde en etkili rollerden birini oynayan temel faktr olup, toplumun ve onun idaresini zerine alm bulunan idarecilerin salam bir ekilde ayakta kalmalarnda byk bir rol oynar. Bu nedenle dini gle desteklenen asabiyet bir toplumun devam iin en nemli enerji kaynadr. Grld zere, bir toplumsal btnleme teorisi olan asabiyeti nesep ve sebep asabiyeti olarak ikiye ayran ve bu teori iinde dine byk bir yer veren bn Haldun organizmac bir toplum anlayna sahiptir. Zira o, toplumu bir organizmaya benzetmekte ve toplumlarn da tpk insanlar gibi doma, byme, gelime ve kme aamalarndan getiini sylemektedir. Tavrlar nazariyesi ad da verilen bu teoriye gre, toplumlarn hayatnda be tavr (dnem) vardr: (1) zafer, (2) mutlakyet, (3) refah, (4) bar ve (5) israf. Her toplum zorunlu olarak bu be dnemi geirir ve sonunda dalr. Bir toplumun

38

dalp yok olmasnda, ekonomik kriz ve toplumun dayand asabiyetin yani toplumsal birlikteliin zlmesi vb. gibi eitli nedenler rol oynamaktadr. Grlerini daima gzleme dayandrmas, slam dnyasnda ortaya kan olaylarla sosyal faktrler arasnda ilikiler kurmas ve tabii ki dintoplum ilikileri ve dinin toplumsal ilevleri zerinde durmas bn Halduna din sosyolojisinin tarihesi ierisinde, hakl olarak, olduka ayrcalkl bir yer kazandrmaktadr. Nitekim bn Haldun, slam dnyasnn dnce asndan byk durgunluk geirdii bir dnemde yaam olmas nedeniyle kendi devrinde ok etkili olamasa da, sonraki yzyllarda byk etkiler meydana getirmitir. Bu erevede, Mukaddimesi eitli dillere evrilen ve zerinde nemli aratrmalar yaplan bn Haldunun, Katip elebi, Naima ve Ahmet Cevdet Paa gibi Osmanl bilginleri zerinde ciddi etkileri olduu gibi; ayrca G. Vico, J. J. Rousseau, Montesquieu, Malthus, Nietsche, Machievel ve A. Toynbee gibi Batl dnr ve bilim adamlarn da etkilemitir.
Osmanl mparatorluunda din sosyolojisine hazrlk almalar konusunda Ali Cokunun Osmanlda Din Sosyolojisi adl almas ile bn Haldunun Osmanl aydnlar zerindeki etkileri konusunda da Ejder Okumuun Osmanl Gz ile bn Haldun isimli eserine baklabilir.

bn Haldundan gnmze uzanan sre ierisinde uzun yllar fikri bir durgunluk ve siyasi bamllk altnda yaayan ou slam toplumunda bilimsel gelimelerden sz edebilmek neredeyse imkansz hale gelmitir. Bu erevede zellikle sosyal bilimler alanna da ilgi gsterilmedii gzlenmektedir. Gnmzde de Batl lkelerin kltrel basksndan tam olarak kurtulamam ou slam toplumunun bilgi retemedii maalesef bir gerekliktir. Ancak, zellikle 20. yzyln ikinci yarsndan sonra Msr, Pakistan ve ran gibi lkelerde mit verici almalarn yapld da yadsnamaz. Bu erevede, Ali Abdlvadid elVafi, Abdlhadi elCevheri, Muhammed elBehi, Salah M. Fevval, Zeynep Rdvan, Zeydan Abdlbaki, Saniye M. Haab, Bearet Ali, Ali eriati ile lyas BaYunus ve Ferit Ahmet gibi dnrlerin eserleri zgn bir slam sosyolojisi oluturma abalar olarak hatrlanabilir.
slam dnyasnda ada isimler konusunda bilgi iin, zzet Erin Din Sosyolojisi isimli eserine baklabilir.

TRKYEDE DN SOSYOLOJS
Batda, sosyolojinin felsefi bir gelenei vardr. Sosyoloji, felsefi dncenin toplum olaylar zerine eilmesi sonucu domutur. lkemizde ise, bn Haldunun etkisiyle sosyolojinin ilk habercileri tarihiler olmutur. Katip elebi, Naima, Mneccimba, Pirizde, Ahmet Cevdet Paa, Mizanc Murat Bey bunun rnekleridir. zellikle A.Cevdet Paa, tarihi sosyolojik adan ele alan ilk tarihidir. Trkiyede Batl anlamda sosyoloji ise, II. Merutiyet neminde, A.Comtenin kurup Durkheimin gelitirdii sosyoloji okulunun dncelerini seyen Ziya alp ile Le Playn kurduu sosyal bilim okulunun grlerini savunan Prens Sabahattin vastasyla girmitir.

Tanzimat Dnemi
Aslnda sosyolojinin kurucusu A.Comtenin Tanzimat hareketinin balatcs Mustafa Reit Paaya yazd mektupla, daha sonra Fransz pozitivistleriyle

39

yaplan yazmalar ve yine bu dnemde dergilerde Batl sosyologlardan evriler vb. dikkate alnacak olursa, Trkiyede sosyolojinin ve din sosyolojisinin n tarihini Tanzimat dneminden balatmak mmkndr. Zaten sosyolojinin Fransadaki kna paralel olarak Tanzimat Dnemi (18391876), Osmanl aydnlarnn Batdaki gelimeleri yakndan izledikleri, Fransadaki toplumsal deiim ve bunalma benzer sorunlarn Osmanlda da yaanyor olmas nedeniyle sosyal, kltrel, ekonomik ve ynetim sorunlarna zm aradklar bir dnemdir. Tanzimat aydnlarnn sosyolojiye ilgileri, sosyolojik dnceyle tanmalar ve bundan etkilenerek rettikleri entelektel abalar bilinmektedir. Bu nedenle Ali Savi, inasi, Namk Kemal, Mnif Paa, A.Cevdet Paa gibi aydnlar sosyolojinin ve din sosyolojisinin ncleri olarak grmek hi de abartl saylmamaldr. Tanzimat aydnlar, Osmanl toplumunun sorunlarn Batdaki rneklerine uygun olarak toplumsal kurumlarn ileyiinde ortaya kan bozulmalarda grmler ve bu durumu toplumun yapsyla ilikilendirmilerdir. Aile, eitim, hukuk, siyaset vb. toplumsal kurumlarda varsaydklar sorunlarn zlmesi yaadklar topluma da dzen ve esenlik getirecektir dncesi bu aydnlarn sosyolojik yaklamlar olarak deerlendirilebilir. rnein bunlardan Ali Saviye gre toplumsal ahlak byk lde bozulmutur. Bu durum, bata siyaset olmak zere btn toplumsal kurumlar etkilemektedir. Anlam ve deerini slamdan alan bir ahlaki anlayn tekrar kurulmas halinde btn bu bozulma ve kn nne geilebilir dncesi onun ada olan Fransz sosyologu Le Playden mlhem olan sosyolojik yntemini biimlendirmektedir. kinci bir rnek olarak Mnif Paa ise, eitim yoluyla toplumun dzeleceine inanmaktadr. Eitimi toplumsal gerileme ve bozulmalar karsnda bir are ve nemli bir toplumsal tedavi arac olarak grme dncesi de E. Durkheime aittir. Grld gibi 19. yzyl, Osmanl Devleti ve toplumlarnn (Memlik-i Osmaniye) kar karya kaldklar sorunlardan k yolu arama abalarnn youn olarak yaand bir dnemdir. On dokuzuncu yzyl Osmanlnn kendi dnce gelenei iinde zm retemedii ve amazda olduu, dolaysyla zmszln hkm srd bir dnemdir. Osmanlnn kn nlemek iin yaplan Tanzimat, Islahat, I. Merutiyet vb. yenilik hareketleri hep sonusuz kalm, kalc zmler retilememitir. Bylelikle kurtulu reetesi darda, Batda aranmaya balanmtr. Batya yneli srecinde sosyolojiyle karlalm, kurtulu umuduyla o yakndan izlenmi, izlenmekle kalmam ateli taraftarlarn da bulmutur. Artk, 19. yzyln son eyreinde devletin yaad sorunlara paralel olarak, devleti kurtaracak reeteleri sunan bir bilimdir sosyoloji. Bu balamda, Tanzimat dnemi aydnlarndan Ahmet Cevdet Paann din ve toplum anlaynn, konumuz asndan temsil edici bir rneklem erevesi oluturaca sylenebilir. Dolaysyla imdi Paann baz grleri zetlenecektir.

Ahmet Cevdet Paa (18231895)


Tanzimat dneminin nde gelen dnrlerinden olan Ahmet Cevdet Paa, byk bir devlet adam olduu kadar ayn zamanda tarihi, hukuku, edip, eitimci ve sosyolog / din sosyologudur. Dolaysyla o, ok ynl bilim adam trnn son rnekleri arasndadr. Hem bilimde hem de siyasette baarl

40

olmutur. Bilim adamlnda dneminin tm payelerini elde etmi ve bu erevede tarih, felsefe, hukuk, din, sosyoloji ve edebiyat alanlarnda eserler vermitir.
Ahmet Cevdet Paann din sosyolojisi almalarna kaynaklk edebilecek eserlerinin isimlerini renmeye alnz.

Ahmet Cevdet Paa, gerek bir sosyoloji ve din sosyolojisi malzemesi olan bn Haldunun Mukaddimesini Trkeye ilk kazandran kiidir. bn Haldunun asabiyet teorisini Osmanl Devletine uygulayan Ahmet Cevdet Paa, Haldunun tavrlar nazariyesini de Katib elebi, Mneccimba, Naima gibi Osmanl tarihilerine benzer bir anlayla aktarm ve her devlet gibi Osmanl Devletinin de kurulu, ykseli, duraklama, gerileme ve k safhalarndan geeceini, ancak beinci tavrn, tpk dier Osmanl tarihilerinin syledii gibi, deitirilebileceini belirtmitir. Paa iin nesebe dayanan kavmi asabiyet ile ortak deerlere ve inanca dayanan manevi asabiyetin birlemesi, bir devletin salkl ve uzun mrl olmasnn gerekesidir. Ahmet Cevdet Paa, Osmanl kurumlarna yeniden ekil verilmesi konusunda farkl dncelerin hz kazand bir dnemde, geleneki Dou slam kltr ile yeniliki Bat arasnda senteze varmaya almtr. Osmanl kurumlarnn slami esaslara dayandn dikkate alarak Bat devletleriyle Osmanl Devletinin farkl din ve medeniyetlerden doduunu, bu sebeple de her ynden Batllamann hem yanl hem de imkansz olduunu dnm, sonu olarak Bat taklitiliine ve maddeci felsefeye iddetle kar kmtr. Ancak yntemde yenilikilii benimsemi, Batnn pozitif bilimler, teknik ve ynetim alanlarndaki stnln kabul ederek bu alanlarla ilgili Osmanl kurumlarnn Bat tarznda slahn savunmutur. Avrupa kanunlarnn ve kurumlarnn olduu gibi alnmasna souk bakan Ahmet Cevdet Paa, slami geleneklerin korunmas gerektiini sylemi ve bir ksm devlet ileri gelenlerinin Fransz kanunlarnn alnmas ynndeki grlerine kar karak Mecellenin hazrlanmasnda en nemli rol oynamtr. Fransz medeni kanununun alnmasn isteyenlere ve bu arada en bata Sadrazam Ali Paa ile Fransz bykelisi De Boureye kar vermi olduu mcadele sonunda milli bir kanunun hazrlanmas dncesini kabul ettirmi ve bu dnceye sonuna kadar sahip karak Mecellenin tamamlanmasn salamtr. Ona gre, medeniyet dine bal olduu gibi slam toplumunun anayasas da fkhtr ve slam dini ve hukuku, slam tarihi ve toplumlarn kendi artlarna gre biimlendirmitir. Din deyince, ilahi meneli, vahye dayanan btnc bir sistemi anlayan Ahmet Cevdet Paa, slam sadece bir iman ve ibadetler btn olarak grmemekte, ayn zamanda bir dnya gr, bir hayat tarz olarak anlamaktadr. Paa, hayata, tabiata, aileye, kanuna, devlete, ahlaka, topyekn her alana dinin ve imann bak asyla bakmaktadr. Ahmet. Cevdet Paa, tarihte Allahn koyduu kanunlarn geerli olduunu sylerken, toplumlarda da yine yaratcnn koyduu kanunlarn geerli olduuna inanmakta ve devaml deimekte olan beeri kanunlar yerine bu sabit kanunlar tercih etmektedir. Bat lkelerindeki toplumsal, hukuki, siyasi kurumlarn ve bunlarn dayand kurallarn, onlarn kendi inanlarnn, kendi maddi ve manevi artlarnn rn olduunu kabul ettiinden bunlarn aktarlmasna kar kan Ahmet Cevdet Paa, Osmanl kurumlarnn da slami kurallara dayanmas gerektiini savunmaktadr. Osmanl Devleti ile Bat devletlerinin farkl

41

inan, din ve medeniyetlerin rn olduuna inanan Paa, bu nedenle, Osmanl toplumunda siyasi, idari, hukuki ve dier alanlarda slami etkilerin egemen olduunu belirterek bu alanlarda slami hkmlerin dikkate alnmasnn daha isabetli olacan savunmaktadr. te yandan, slamiyetin getirdii adalet ve eitlik anlaynn toplumsal hayatta nemli yansmalar olduunu syleyen Ahmet Cevdet Paaya gre, slam dini herkese hak ettii hrriyeti verdii iin slam dnyasnda Batdaki gibi bir hrriyet mcadelesi meydana gelmemi; buna karlk adalet dncesi n plana gemitir. slamdaki bu eitlikadalet uyumundan dolay Avrupadaki snf atmalar, feodalite, smr ve zulm Osmanl toplumunda grlmemitir. Ekonomik hayatta liberalizmi benimseyen ve i hayatnda Mslmanlarn da anonim irketler kurmasn neren Ahmet Cevdet Paa, nemli eserlerinden biri olan Tezakirde ekonomik buhran ile ahlaki k arasnda paralellik kurmaktadr. Fransz Devrimine de zel bir ilgi duyan Ahmet Cevdet Paa, bu konunun giriinde, kraliyet Fransasndaki ekonomik darboaza ve devrimi hazrlayan dnce iklimine deinir. Ona gre, zellikle Voltaire ve Rousseau gibi dnrlerin din aleyhindeki dnceleri devrim ncesi Fransasnn ahlaki bir buhrana srklenmesine neden olmu ve ekonomik buhranla birlikte ahlaki buhran devrime giden sreci hzlandrmtr.
Ahmet Cevdet Paann toplum dncesinde din, onun toplumsal hayat ve kurumlar yorumlarken kulland en temel olgulardan biridir. Ahmet Cevdet Paann sosyolojik grleri iin mit Meriin Cevdet Paann Toplum ve Devlet Gr adl eserine baklabilir.

Merutiyet Dnemi
Osmanl Devletinin ve aydnlarnn baklarn darya, Batya evirmelerinin nedeni, sorunlarn zmek iin baka yol bulamamalar, Batllamay zm olarak grmelerinden kaynaklanmaktadr. Osmanlnn Bat seimi bilinli bir devlet siyasetiydi. Bu yeni siyasi seimin amac, Osmanl Devletinin toplumlararas ilikilerde azalan etkinliini yeniden arttrmaktr. Osmanlnn Bat seimi iinde kazanaca yeni kimliini tanmlamak ve bu seimin getirecei yeni sorunlara zm aramak iin, Batda olduu gibi bir bilime ihtiyac vard. O nedenle, Batdaki sorunlar zmek adna kurulan sosyoloji bilimi Batda ortaya kar kmaz, devleti yklmaktan kurtarmak amacyla, Osmanlnn tercihi olan yeni siyaseti resmi bir ideoloji olarak savunmak zere Trkiyeye aktarlr. II. Merutiyet dneminde Batdaki sosyoloji ekollerinin hemen hemen hepsinin Trkiyeye aktarlmas ve siyasi akmlarla btnlemesi, toplumsal sorunlar zmede, Osmanl zelinde devleti nasl kurtarrz? sorusunun ancak siyaset aracl ile zmleneceine inanlmasndan kaynaklanmaktadr. Bu dnemde Osmanlya aktarlan sosyoloji ekolleri ve siyaset anlaylar sadece DurkheimGkalp, Le PlayPrens Sabahattin akmlar ile snrl deildir. Bunlarn yan sra, Mustafa Suphi Marksist sosyolojiyi, Ahmet uayp organist sosyolojiyi, Ahmet Rza pozitivist sosyolojiyi ve bu sosyolojilerin bal olduklar siyasi anlaylar temsil etmektedirler. Ancak, bunlardan Durkheim ve Le Playn sosyolojik grlerine dayal olarak kurulan iki ekol dndakiler bir iz brakamadan kaybolmulardr.

42

Dier yandan, 19. yzyln ikinci yarsndan sonra Osmanl Devletini iinde bulunduu bu amazdan kurtarabilmek iin (Osmanlclk, slmclk, Trklk ve Batclk gibi) bir takm ideolojik dnce akmlarnn olumaya balad grlmektedir. Yirminci yzyln balarnda, II. Merutiyette daha belirgin olarak ortaya kan bu akmlar Osmanl Devletini dt bu zor durumdan kurtarmay, eski gcne kavuturmay amalamaktaydlar. Balkan savalarnda (19121913) Hristiyan unsurlarn devlete kar tutumlaryla Osmanlclk son bulmu, Birinci Dnya Savayla da (19141918) Mslman unsurlarn tutumlar slmclk politikalarna byk darbe vurmutur. Bu erevede, Z.Gkalp, balangta Trklemek, slmlamak, Muasrlamak gibi farkl eilimlere iaret eden tarz- siyasetin birbiriyle uyuabileceini dnyordu. Zira modern Trkiyenin manevi yapsn kuran etkenler arasnda bu elerden her birinin kendine zg bir yeri vard. Ona gre Trkler, Bat medeniyetinden yalnz maddi baarlaryla bilimsel yntemi almaldr. slmiyetten ise dini inanlar almal, siyasi, hukuki ve toplumsal gelenekleri bir yana brakmaldrlar. Kltrn btn eleri, zellikle duygusal ve ahlaki btn deerler Trk mirasndan devirilmelidir. Ancak, deien d konjonktrel olaylar sonucunda Gkalp, Trklemek, slmlamak, Muasrlamak lemesinden vazgeerek, Trklemek ve Muasrlamakta karar klacaktr. Osmanl Devletinin sorunlar karsnda sentezci bir tutum iinde olan Gkalp, Cumhuriyetin kurulmasyla birlikte tamamen Batllamay ve milliyetilii ne karacaktr. Yukarda ana izgileriyle aklamaya altmz gelimelerin ekseninde hep din ve onun toplumsal konumunun tartlmas vardr. zellikle Batllama politikalarnn retilmeye baland Tanzimattan itibaren dnrlerimizin baat konusu din olmutur. Trkiyenin ilk sosyologlar olarak bilinen Ahmet Rza, Ahmet uayip, Bedii Nuri, M. Sat Bey, Prens Sabahaddin, Celal Nuri, Ziya Gkalp, Mehmet zzet'in almalar ierisinde, eitli sosyal konular arasnda dini olaylar zerinde nemle durulduu anlalmaktadr. Bunlardan rnein Bedii Nuri, zel sosyolojinin bir blm halinde dini-sosyal olaylar inceleyen bir din sosyolojisi zerinde durmaktadr. Ayrca, Selahattin Asmn ctimaiyyat ve eriat slamiyye (1908) ile lmi ctimaa Nazaran slamiyet (1909) isimli makaleleri de zel din (slam) sosyolojisi asndan dnemin en nemli makaleleri arasndadr.
Cumhuriyet ncesi din sosyolojisinin en nemli kaynaklarndan biri de bu dnemde yaynlanan ve nemli tartmalarla gndemi belirleyen sreli yaynlardr. Bunlar arasnda zellikle slam Mecmuas ve Sebilrread, din ve toplum tartmalar asndan ierdikleri zengin malzeme itibariyle ne kmaktadr.

Ziya Gkalp (18761924)


Asl din sosyolojisini, E. Durkheim sosyolojisinin Trkiye'deki temsilcisi olup, din anlaynda da Durkheim'in etkisinden kendini kurtaramam bulunan Ziya Gkalpta bulmaktayz. Ziya Gkalpn zerinde nemle durduu konulardan birisi de dindir. Ona gre din toplum tarafndan oluturulan ve toplumlar iin zorunlu, vazgeilmez bir kurumdur. Bu nedenle Gkalp hayatnn her dneminde dine nem vermitir. Durkheim etkisi ve

43

bak asyla, teorik din sosyolojisi alanna ynelerek, dinin toplumsal zellikleri ve ilevleri zerinde durmutur. Ona gre din, nyarglarla deil, dier toplumsal kurumlar gibi sosyolojik zellikleri ile bilimsel olarak incelenmelidir. Nitekim stanbul Darlfnun Edebiyat Fakltesinde 1913te kurduu lm-i ctima krssnde, genel sosyoloji yannda zel sosyoloji alannda dini sosyoloji (lm-i ctimai Dini), hukuk sosyolojisi gibi dersler de verdii bilinmektedir. Bu derslerin notlar ta basmas olarak kmtr. Bylece lm-i ctimai Dini adyla baslan bu eser, Trkiye'de ilk din sosyolojisi ders kitab ve telif eser niteliini de tamaktadr. Ayrca, din sosyolojisi ile dorudan ilgili birok makalesi dnemin dergilerinde yaynlanmtr Bu makaleler Ziya Gkalpn din konusundaki yaklamn ak bir ekilde gstermektedir.
Gkalpn sz konusu makalelerinin isimleri hakknda bilgi edininiz.

Ziya Gkalpn 1919da Darlfnundan ayrlmas zerine, Necmeddin Sadk onun yerine ictimaiyat mderrisi olarak atanm; o da dini ictimaiyat derslerini srdrmtr. Necmeddin Sadkn Dini ctimaiyat Notlar adyla Darlfnunda baslan bir eserinden de sz edilmektedir. imdi, Ziya Gkalpn din anlayna ve bu erevede dinin toplumsal konumuna ilikin getirdii yaklamlara ksaca bakmakta yarar vardr. nk bu anlay 20. yzyln neredeyse yarsna kadar dorudan, gnmze kadar da dolayl olarak etkisini bilim evrelerinde ve politik dncede srdrmtr. Ziya Gkalp, Durkheimin anlayna paralel olarak dini, toplumun kolektif (ortaklaa) vicdanndan kaynan alan sosyal bir olgu olarak deerlendirilmektedir. Yani din, toplumun deer duygular ile kark ekonomik, siyasi, hukuki, ahlaki vb. hayat ekillerinden birisidir. Baka bir ifadeyle Gkalp dini , kk ma'eri vicdanda olan ve en gzel ieklerini insann gnlnde aan bir aaca benzetmektedir. Ona gre din, ibadetlerle itikatlardan mrekkepdir. Dinin alan vicdan alandr. Din, kendi z alanna ekilmeli ve orada derinlemelidir. teki toplumsal kurumlarn alan ise sosyal ilikiler alandr ve dinden farkldr. Gkalp, balangta slam'da bu ayrmn z olarak bulunduunu yani dini hkmlerle hukuki hkmlerin slamiyet'te de birbirinden ayr alanlar oluturduklarn, ancak sonradan bunlarn fakihlerce birletirilmi olduunu syler. Bu nedenle, dinin modern milli bnyeye adaptasyonu iinde, ncelikle din ile devletin ayrlmas, ayn zamanda hukuk, siyaset, ahlak ve teki toplumsal faaliyetlerin dinin tekelinden ayrlarak, toplumsal i blmnn gereklemesi ve toplumun laik bir temel zerine oturtulmas gereklidir. O, dinin kendi z alan olan vicdan alanna ekilmesinin, onun toplumdaki neminin de ortadan kalkmas anlamna gelmediini syler. Tersine, din toplum btnlemesinde en temel faktrlerden biri olarak ilevini ve nemini koruyacaktr. Gkalpn dncelerinin zamanla laiklie doru gelitii, dini bir ahlak ve vicdan meselesi olarak alglamaya eilim gsterdii anlalmaktadr. Bu bakmdan o cumhuriyet dnemi laik uygulamalarn dnsel dayanaklarn hazrlamaktadr.

44

Prens Sabahattin (18791948)


Trk sosyoloji tarihinin ikinci nemli ismi, Prens Sabahattindir. Fransada deneysel sosyoloji anlayna sahip sosyal bilim (science sociale) ekolnn grlerini benimsemi olan Prens, Le Play, Henri de Tourville ve Edmund Demolis bata olmak zere bu akmn gelitirdii grler dorultusunda Trkiyenin sosyal yap deiikliiyle yeniden eski gnlerine dnebileceini savunur. Bunun iin Trkiye Nasl Kurtarlabilir? adn tayan kk bir eser yazmtr. Prens Sabahattinin dinle fazla ilgilenmedii grlmektedir, Trkiyenin bir ynetim sorunuyla deil, bir yap sorunuyla kar karya olduunu belirten Prens Sabahattin, dinin ilerlemeye engel zannedilmesinin de ayn temel yanlgdan kaynaklandn belirtmektedir: slam dinini ilerlemeye engel sananlar bu kanlarnda btnyle aldanm oluyorlar. lerlemeye engel olan dinimiz deil, sosyal yapmzdr.
Cumhuriyet ncesi ve sonras dnem itibariyle Prens Sabahattin, dintoplum ilikileri erevesindeki grlerinden ok siyaset ve ekonomi alanndaki fikirleri ile tartma konusu olmutur. Bu erevede onun ademi merkeziyet ve teebbsi ahsi dncesi ne kmaktadr.

Cumhuriyet Dnemi
Trkiyede din sosyolojisinin ksa tarihi ierisinde Ziya Gkalp, II. Merutiyet Dneminin olduu kadar, Cumhuriyet dneminin de en nemli din sosyologu ve ideologudur. Bu nedenle onu izlemeye devam ediyoruz. 1919'da stanbul'un ngilizler tarafndan igaliyle ttihat ve Terakki frkasnn ileri gelenleri Malta'ya srlr. ttihat ve Terakki'nin merkez komitesi yesi ve ideologu olarak Ziya Gkalp de srlenler arasndadr. 1921'de srgnden dnen Gkalp Diyarbakr'da yayn hayatna iki yl devam edecek olan Kk Mecmuay karr ve yeni hkmeti destekleyici yazlar kaleme alr. Bu dnemde zlemini duyduu ulusal devletin ideolojisinin temel dncelerini hazrlama abasna girer. 1923'de Trkln Esaslarn yazar. Bu eserinde ileri srd dnceler Cumhuriyet Trkiye'sini ekillendirecektir. Ayn yl ikinci dnem Diyarbakr milletvekili seilen Ziya Gkalp, Cumhuriyetin birinci ylnda, 1924'de lr. Gkalp, hayatnn bu dneminde sosyolog ve siyaseti kimliiyle bir slahat (reformist) olarak grlmektedir. Din-siyaset ilikileri balamndaki grleriyle Cumhuriyet dnemi devrimlerinin bir ksmnn gereklemesine nclk etmi, katk salamtr. Ksaca baklacak olursa, ona gre; gelecein laik devletinde, dini konularda en yksek yetkisinin yan sra, devlet yasalarnn da dine uygunluunu denetleme grevini de yrten eyhlislamlk kurumuna yer verilmemelidir. eyhlislamln yetkisinin sadece dini inan ve trenlerle ilgili konularda snrlandrlmasn nermektedir. Daha sonra eyhlislamlk kaldrlarak, onun yerine Diyanet leri Bakanl kurulmutur. Trkln Esaslar adl kitabnda her eit teokratik kurallarla, er'iyye ve Evkaf Mahkemelerinin kaldrlmasn istemitir. 1924 Mart'nda Evkaf- Hmayun kaldrlarak yerine babakanla bal Vakflar Genel Mdrl kurulmutur.

45

Gkalp, eitim alannda da dini ve laik iki eit eitim sistemine son verilerek medreselerin stanbul Darlfnunu ile birletirilmesini nermi, bu nerisi de kabul edilerek medreseler kaldrlmtr. Hilafet konusunda farkl dncelere sahip olan Gkalp, uluslararas siyasal neminden dolay hilafetin kaldrlmasn doru bulmamaktadr. Ancak o da, 1924'te karlan bir kanunla kaldrlmtr. Gkalp, dinin de milli bir ekilde yaanmasn ister. Bu da dinin milli dile aktarlmas ile mmkn olacaktr. Trkln Esaslar adl eserinde Dinde Trklk balkl blmne bir buuk sayfalk yer ayrm, burada da yalnz Trke ezan ve hutbe konusunu ele almtr. Bu ksa aklamalardan Ziya Gkalpn genel ve zel din sosyolojisinin gerek II. Merutiyet dneminde ve gerekse Cumhuriyet'in ilk yllarnda ne denli dinamik ve ilevsel bir yapya sahip olduu anlalmaktadr. Bu nedenle onun modern Trk din sosyolojisi biliminin ncs ve hatta kurucusu olduu sylenebilir.
Ziya Gkalpn din (slam) sosyolojisi ile ilgili grleri hakknda Kltr Bakanl Yaynlarndan kan Makaleler VII ve Makaleler VIII isimli eserleri inceleyiniz.

Bu dnemde, Hseyin Cahit'in 1924'te E. Durkheim'in Dini Hayatn btidai ekilleri (2 cilt) adl evirisiyle, 1927'den itibaren Hilmi Ziya'nn Dini ctimaiyatla ilgili bir seri makalesi kayda deer almalardr. Ancak bunlar (Animizm, Naturizm, Totemizm gibi) insanln ilk dini ve dinlerin evrimi etrafnda yaplan almalardan teye yeni bir ey getirmemektedir. Ziya Gkalp'den sonra, uzun yllar din sosyolojisi almalar yaplamamtr. Pozitivizm etkisiyle siyasi yaplanmann bu anlaya gre ekillenme abalar, din (slam) zerine almalarda bir krlmann yaanmasna neden olmutur. slam zelinde din grmezden gelinmi, pozitivist-evrimci anlay politik kayglarla birleince dinden uzak durulmaya allmtr. Bu dnemde Trkiye'de din sosyolojisinin Comte-Durkheim sosyoloji izgisini srdrmesi onu bu dar alana sktrm, ayrca dinlerin artk dnemlerini kapad varsaym da din aratrmalarn durma noktasna getirmitir. Halbuki ayn dnemlerde Weber'in din sosyolojisi anlayn srdren Batl din sosyologlarnn anlayc sosyoloji erevesinde nemli ve gittike artan almalarla yeni almlar/kuramlar gelitirdikleri bilinmektedir. lkemizde bu uzun kesintiden sonra nihayet 1943de Hilmi Ziya lkenin (19011974), Din sosyolojisi biliminin Cumhuriyet dnemindeki ilk mstakil eseri olan Dini Sosyolojisi yaynlanr. Ynteminin Durkheimci bir izgi izlediini belirten lken, eserinde pozitivist-evrimci gelenei srdrr. Cumhuriyet dneminde din sosyolojisi retimi, kurumsal olarak ancak 1949da Ankara niversitesi lahiyat Fakltesinin almasyla yeniden programa alnr. Bylece Cumhuriyet dneminde ilk din sosyolojisi retimi Mehmet Karasan (19071974) tarafndan balatlr. Din Sosyolojisine Giri adyla hazrlad ders notlarndan baka Mehmet Karasann din sosyolojisinin douu ve geliimi bakmndan en nemli almas 1953de A.. lahiyat Fakltesi dergisinde yaynlanan Din Sosyolojisinin ncleri ve Kurucular adl makalesidir.

46

Trkiyede din sosyolojisinin geliiminin nemli bir aamas da, Ankara niversitesinde misafir retim yesi olarak bulunan Hans Freyerin (18871969), 1959-1960 retim ylnda lahiyat Fakltesinde verdii din sosyolojisi dersleridir. Bu dersler bir araya getirilerek 1964 ylnda Din Sosyolojisi adyla yaynlamtr. Bu dnemin dier nemli bir ismi de Mehmet Taplamacoludur (19101995). Mehmet Karasann lahiyat Fakltesinden ayrlmasyla, din sosyolojisi derslerine girmeye balayan Taplamacolu, 1961de Din SosyolojisiGiri adl almasn yaynlar. Daha sonraki yllarda yeni konular ekleyerek eserini geniletir. Din Sosyolojisi (1963-1974) adyla yeniden faklte yaynlar arasnda baslr. Taplamacolunun gerek bu eseri ve gerekse (Din ve Toplum likileri ve Dini Gruplar, Yalara Gre Dini Yaayn iddet ve Kesafeti zerine Bir Anket Denemesi, Laiklik lkesi ve Trkiyedeki Durum gibi) teorik ve uygulamal dier almalar bu bilim dalnn lkemizde yeniden tannmasna ve canlanmasna katk salamtr. Dier yandan, Cumhuriyet ncesi dnemde nemli aratrma konular arasnda yer alan slm ctimaiyatnn,uzun bir aradan sonra Ziyaeddin Fahri Fndkolu (1901-1974) tarafndan yeniden gndeme getirildiini gryoruz. Fndkolu 1966da yazd Biraz da slm sosyolojisi adl makalesiyle bu alana dikkati eker. O, makalesinde Trkiyedeki sosyolojinin her eyden nce Trk sosyolojisi, hi deilse slami medeniyetin sorunlarn ieren bir sosyoloji olmas gerektiini vurgulayarak, gnmz dnya sosyoloji hareketleri yava yava Bat kadrosu iine Douyu da almaya alrken, biz batllama gibi anlamsz bir parola adna kltr hayatmz perian ediyor, bir anlamda da batl olmaktan kyoruz demektedir. Gerekten de Batl din sosyologlarnn bugn artk klasikleen eserlerinde, doal olarak kendi toplumlarnn dini olan Hristiyanlk zerine younlatklar, ancak Yahudilik, Uzak Dou dinleri ve ksmen de slamiyet zerinde de durduklar bilinmektedir. Batda slam sosyolojisine ynelik almalarda 20. yzyln ortalarndan itibaren gzle grlr bir art kaydedildii de dikkati ekmektedir.
Z. Fahri Fndkolunun sosyolojik almalara getirdii bu yeni milli ynelim kendinden sonra da bir ksm sosyologlarmzn sosyo-kltrel deerlerimiz ve dini-sosyal gerekliimiz zerine eilmelerine yol amtr.

lkemizde din sosyolojisinin kurumsallama srecinde Rami Ayasn Trkiyede lk Tarikat Zmrelemeleri zerine Din Sosyolojisi Asndan Bir Aratrmas ile Kuran- Kerimde alma Kavram-Sosyolojik Bir Yaklama adl eserleri nemli alm salam, kayda deer almalardr. Bu arada, Mnir Kotan niversite rencilerinde Dine Bak isimli eseri ile Ymni Sezenin genel sosyoloji konularnn yan sra slam sosyolojisini de bal bana konu edinip inceledii Sosyoloji Asndan Din ve slamn Sosyolojik Yorumu adl almalar alana yaplan nemli katklar olarak hatrlanmaya deer eserlerdir. Yine, bu srete gerek yapt teorik ve deneysel almalaryla gerekse yetitirdii akademisyenlerle din sosyolojisi bilim dalnn kklemesi ve gelimesinde nemli bir dier isim de nver Gnaydr. Uzun yllar okuttuu ve srekli yeni konularla zenginletirdii Din Sosyolojisi adl eseri, gnmzde bu alana ilgi duyanlarn, lahiyat Fakltelerinin ve sosyoloji blmlerinin baucu kaynaklar arasndadr. nver Gnayn Erzurum ehri ve evresinin dini yaaynn sosyokltrel evresi ile olan karlkl

47

ilikileri ve etkileiminin din sosyolojisi bakmndan analizi konulu 1979 tarihli doentlik almas Erzurum ve evre Kylerinde Dini Hayat ad ile baslm olup; dini yaay sosyolojik incelemenin ilk bilimsel rneklerinden biridir. Bu eser, deneysel zel din sosyolojisi aratrmalarna nclk etmi ve bu gelenein olumasna byk katk salamtr. Yukardaki tarihi srete ana hatlaryla serveni verilmeye allan din sosyolojisi neredeyse 1980li yllara kadar tannma sorunu yaam, hak ettii ilgiyi grememitir. Daha sonra lahiyat Fakltelerinin oalmas, ok sayda akademisyenin tez almalar ve lisansst (yksek lisans doktora) eitim imkannn yaygnlamas din sosyolojisi bilim dalnda teorik ve deneysel aratrmalarda da greceli bir arta neden olmu, nceki yllara gre olaanst bir ilgi grmeye balamtr. Bu dnemde lahiyat Fakltelerinde ok sayda din sosyologu yetimitir. Muhakkak Trkiyede din sosyolojisi ile ilgili almalar bunlarla snrl deildir. lahiyatn dnda farkl alanlardan hareketle din sosyolojisine katk salayan ok sayda dnr / bilim insannn bu alanda zgn almalar yaptklar, hatta farkl yaklam biimleriyle din sosyolojisine yeni almlar kazandrdklar da grlmektedir. lk akla gelen isimler olarak, Sabri F. lgener (19111983), Amiran Kurktan Bilgiseven (19262005), Mmtaz Turhan (19081968), Erol Gngr (1938 1983), erif Mardin (1927), Baykan Sezer (19392002) gibi isimler saylabilir. Yeni isimlerin katlmyla bu alana duyulan ilgi her geen gn giderek artmakta olup, imdiden ok renkli, zengin bir literatr olumaya balamtr. Din sosyolojisinin yzylmzn en nemli sosyal bilimleri arasnda yer alaca anlalmaktadr ki Trkiye de bundan payn almakta, dinin sosyal bilimciler tarafndan daha geni biimde aratrld grlmektedir. Bu ilginin din sosyolojisi almalarna da yani almlar, yaklamlar kazandraca aktr. imdi, yukardaki isimlerden birkan rnek olarak ksaca tantarak nitemizi sonlandralm. Weberin lkemizdeki temsilcisi saylan ve asl ilgi alan ekonomi olan Sabri F. lgener, iktisat zihniyeti adn verdii bir tutum ahlakndan sz etmektedir. Bu ahlakn olumasnda dinin ilevini aklyor olmas, onu din sosyolojisi yapmaya yneltmitir. lgenerin konumuzla ilgili eserleri arasnda, Darlk Buhranlar, ktisadi zlmenin Ahlak ve Zihniyet Dnyas, Zihniyet ve Din: slam, Tasavvuf ve zlme Devri ktisat Ahlak gibi almalar saylabilir. Ona gre, toplumsal oluum ve dnmn balanglarnda nemli lde dinden kaynan alan bir iktisat ahlak vardr. Tamamen deerlerle ykl bu iktisat ahlak, corafi, ekonomik, sosyokltrel iliki biimleri ve siyasal yaplanma bilekesinde yeni bir ekil alr ki buna iktisat zihniyeti denir. Bu artk salt bir dini ahlak deildir; toplumsal artlarn etkisinde yeniden olumu bir tutum ahlakdr. Ancak gelinen noktann kklemesinde dinin nemli bir ilevi olduu iin bu alglay biimi de btnyle dinin bir gr sanlr. lgener, almalarnda slam dnyasnn sorunlarn, tarihi geliimi iinde dinle balantl bir zihniyet olgusuyla zmeye almtr. Erol Gngr ise, arlkl olarak kltr ve sosyal deime konularn iledii dier eserleri yannda zellikle slamn Bugnk Meseleleri ve slam Tasavvufunun Meseleleri adl almalarnda din sosyolojisi ile ilgili konulara geni yer vermektedir. Avrupa ve Amerika iin Sovyet tehdidinin ortadan kalkmas durumunda, slam dnyasndaki gelimelere kar Batnn tavrnn daha olumsuz olacan belirten Gngr, bylece, bugn Batnn

48

slam terrle zdeletiren dmanca tutumunu ve bunun nedenlerini 1980lerin banda byk bir ngryle tahmin etmektedir. Dinde reform konusunda ise, dzeltilmesi gerekenin dinin kendisi deil, Mslmanlar ve onlarn slam anlay olduunu ve bu konudaki modelin ise Hz. Peygamber ve sahabe olmas gerektiini belirtmektedir. slam mistisizminin dardan ald unsurlar Kuran ve Hadis kaynaklar nda kendi bnyesinde erittii ve asimile ettiini belirten Gngr, bu uyarlama ilemi sonucunda ortaya slama zg bir mistisizm yorumu olarak slam tasavvufunun ktn ve bu yorumun hala glenerek yaamaya devam ettiini sylemektedir. Mistik hareketlere olan ilginin daha ok toplumsal zlme dnemlerinde nksettiini syleyen Gngr, bu konuda, 13. yzylda Moollarn Ortadouyu istila etmeleri sonucunda istikrarszlaan ve karan toplumsal srete halkn sufizme sndn vurgulamaktadr. Dier yandan, siyasi, sosyal istikrarszlk dnemlerinde tarikatlarn da dzensizletiklerini vurgulayan Gngr, bu erevede, tarikatlarn 19. yzyldaki bozulmalarnn, Mslman toplumlardaki genel bozulma ve bozgunla ilgili olduunu belirtmektedir. Dier yandan, bir dnem Washingtondaki Amerikan niversitesi slami Aratrmalar Merkezinin bakanln da yapm olan erif Mardinin din sosyolojisi alanndaki en nemli eserleri, Din ve deoloji, Modern Trkiyede Din ve Siyaset, Bedizzaman Said Nursi Olay: Modern Trkiyede Din ve Toplumsal Deiim adl almalardr. 1960l yllarn ortalarndan itibaren din, ideoloji ve kltr konularna arlk verdii grlen erif Mardinin yaklamlarnda, Trk modernlemesi ve Trk siyasal hayat asndan, ortodoks devlet slam (ve slamn devlet sekinleri) ile heterodoks halk (volk) slam (ve slamn halk sekinleri) arasndaki ayrm izgisi nemli bir analitik ara olma nitelii tamaktadr. slamiyetin volk slam eklinin, Trkiyedeki tarihi gelimeler sonucunda bir yumuak ideoloji haline geli srecini analiz etme giriiminde erif Mardin, bugn dahi slamn bu formunun halk arasnda dnya grn nasl ekillendirdiini gstermeye almaktadr. Trk modernleme deneyimi iinde yaanan srelere benzer gelimeler, Mardine gre 19. yzyl Bat dncesinde de benzer ynelimlerle tartlmtr. rnein Durkheim, insanlarn, iinde saklanabilecekleri birincil ilikilerin youn olduu kurumlara dikkat ekmi, insanlarn bu gibi kurumlar modern dnyada bulamadklar srece modern dnyaya uymakta ekebilecekleri zorluklara iaret etmitir. Tnniesin tabirleriyle sylemek gerekirse, gemeinschaft (geleneksel) ilikilerden gesellschaft (modern) ilikilere gei modern dnyann en nemli uyum problemidir. Mardine gre bu kapsayc birincil iliki zleminin, Osmanldan Cumhuriyete gei srecinde mmet yapsndan yeni km kimseler tarafndan duyulmasn yadrgamamak gerekir. Volk slamn gcn ve etkinliini biraz da bu zlemin giderilmesi konusundaki ilevlerinde aramak gerekir.

zet
slam dnyasnda bilimlerin geliimini aklayabilmek. slam dnyasnda bilimlerin oluum sreci ok erken bir dnemde balamtr. slamn balang yllarndan itibaren gerek Kuran Kerimin gerekse Hz. Muhammedin bilgiyi, renmeyi, akl ve dnceyi ven, zendiren ak beyanlarnn Mslmanlarn ksa zamanda bu alanlarda nemli mesafeler kat etmelerinde ve dolaysyla yeni bilimlerin ortaya kmasnda

49

itici rol oynad sylenebilir. Ayrca slamn sratle yaylmas, fetihlerle farkl corafyalara almas, yeni toplumlarla, eitli kltrlerle ve dinlerle karlamas, ortaya kan yeni dinisosyal sorunlara zm retme zorunluluu, bilim faaliyetlerine de ivme kazandrm, hikmet (bilgi) mminin yitiidir, nerede bulursa alr anlay slam bilim dncesinin geliimine nemli katklar salam, dnsel/bilimsel faaliyetler o dneme dek grlmemi yksek bir dzeye ulamtr. Bu balamda, Emeviler ve Abbasiler dneminde, zellikle de Harun Reitle yakalanan gelime izgisi Memun dneminde BeytlHikmelerin kuruluuyla zirveye km, slam bilginleri tarafndan eski Yunan dnrleri bata olmak zere dier lkelerdeki felsefe ve doa bilimi dnrlerinin eserleri Arapaya evrilmi, bir tr bilimler akademisi diyebileceimiz bu kurulular bilginin yaygnlamas, gelimesi ve birok dnce akmlarnn douuna da yol amtr. slam dnyasnn ilk formel eitim kurumlar medreselerin de bu dnemde balad ve ilerleyen yllarda gelierek 11. yzylda Byk Seluklularda Nzamlmlkn kurduu Nizamiye Medreseleri ile eitim retim ve bilim faaliyetlerinin en parlak dnemlerini yaad bilinmektedir. slam bilginlerinin dintoplum ilikileri konusundaki grleri deerlendirebilmek. slam bilginlerinin eserlerinde din sosyolojisi bakmndan ok nemli bilgi ve zmlemelere rastlamak mmkndr. Onlar dintoplum sorunlarna, dini gruplamalara dair grlerini klasiklemi bilimlerin iinde incelemilerdir. Bu anlamda tefsir, hadis, fkh, felsefe, kelam, tasavvuf gibi bilim dallarnda yazlan eserlerde genel ve zel din sosyolojisi konularnn ilendii grlmektedir. Nitekim hemen akla gelen Farabi, bn Miskeveyh, bn Sina, bn Rd, Gazali, Maverdi, ehristani, bn Haldun gibi birok Ortaa slam dnr alarn aan eserler brakmlardr. Ksacas Ortaa slam bilginlerinin almalar, birok bilim asndan olduu gibi din sosyolojisi iin de nemli kaynaklardr. slam dnyasnda sosyoloji ve din sosyolojisi asndan en byk malzemeyi ise, slam bilginlerinin en tannmlarndan Farabi, Gazali ve bn Haldunun eserlerinde bulmak mmkndr. rnein, Farabi, daha ok eski Yunan filozoflarndan Aristo ve zellikle de Eflatunun etkisinde kalarak bir ideal toplum teorisi gelitirmi ve dikkate deer toplum snflamalar yapmtr. Gazali ise Farabinin felsefi temelli bak asn eletirerek, daha ok dini merkeze alan bir toplum ve siyaset gr ortaya koymutur. bn Halduna gelince, o, tarih felsefesi ve sosyolojisi alanndaki grleriyle sosyolojinin babas unvann almay hak eden bir slam bilginidir. Bu adan Haldunun en nemli eseri olan Mukaddimenin, mkemmel bir n sosyoloji olduu rahatlkla sylenebilir. Trkiyede din sosyolojisinin douu ve geliimi konusunu aklayabilmek. lkemizde, bn Haldunun etkisiyle sosyolojinin ilk habercileri tarihiler olmutur. Katip elebi, Naima, Mneccimba, Pirizde, Ahmet Cevdet Paa, Mizanc Murat Bey bunun rnekleridir. zellikle A.Cevdet Paa, tarihi sosyolojik adan ele alan ilk tarihidir. Trkiyede Batl anlamda bir sosyoloji ve din sosyolojisi ise, II. Merutiyet dneminde, A. Comteun kurup Durkheimin gelitirdii Sosyoloji Okulunun dncelerini benimseyen Ziya Gkalp ile Le Playn kurduu Sosyal Bilim Okulunun grlerini savunan Prens Sabahattin vastasyla olumaya balamtr. Bu erevede, Cumhuriyet dnemi itibariyle asl din sosyolojisi, Ziya Gkalpla balamtr. Trkiyede din sosyolojisinin ksa tarihi ierisinde Ziya Gkalp, Merutiyet dneminin olduu kadar, Cumhuriyet dneminin de en nemli din sosyologu

50

ve ideologudur. yle ki, onun modern Trk din sosyolojisi biliminin ncs ve hatta kurucusu olduu sylenebilir. Trk din sosyolojisinde ada gelimeleri ifade edebilmek. Ziya Gkalp'den sonra, uzun yllar din sosyolojisi almalar yaplamam; uzun bir kesintiden sonra nihayet 1943de Hilmi Ziya lkenin, din sosyolojisi biliminin Cumhuriyet dnemindeki ilk mstakil eseri olan Dini Sosyolojisi yaynlanmtr. Cumhuriyet dneminde din sosyolojisi retimi, kurumsal olarak ancak 1949da Ankara niversitesi lahiyat Fakltesinin almasyla yeniden programa alnr. Bylece Cumhuriyet dneminde ilk din sosyolojisi retimi Mehmet Karasan tarafndan balatlr. Bu erevede, Mehmet Taplamacolu ve nver Gnay gibi isimlerin almalar da zellikle hatrlanmaya deer katklardr. Ne var ki, Trkiyede din sosyolojisi ile ilgili almalar sadece bu akademisyenlerin eserleriyle snrl deildir. lahiyatn dnda farkl alanlardan hareketle din sosyolojisine katk salayan ok sayda dnr ve bilim insannn bu alanda zgn almalar yaptklar, hatta farkl yaklam biimleriyle din sosyolojisine yeni almlar kazandrdklar da grlmektedir. Bunlar arasnda, Sabri F. lgener, Amiran Kurktan Bilgiseven, Mmtaz Turhan, Erol Gngr, erif Mardin, Baykan Sezer gibi isimler saylabilir.

Kendimizi Snayalm
1. elMedinetlFadla isimli eserinde ayrntl bir toplum snflamas yapan ve erdemli toplum gryle ideal bir toplum teorisi gelitiren Ortaa Mslman dnr aadakilerden hangisidir? a. Farabi b. bn Sina c. Gazali d. ehristani e. bn Haldun 2. nl eseri Mukaddimede ortaya koyduu teori ve fikirler nedeniyle sosyoloji ve din sosyolojisinin kurucusu olarak kabul edilebilecek olan 14. yzylda yaam nl Mslman dnr aadakilerden hangisidir? a. Farabi b. bn Sina c. Gazali d. ehristani e. bn Haldun 3. Tanzimat Dneminin nde gelen dnrlerinden olan ve Fransz kanunlarnn olduu gibi alnmasna kar karak Mecelle adnda milli bir kanun klliyatnn hazrlanmasn salayan Osmanl bilgini aadakilerden hangisidir? a. Katip elebi

51

b. Naima c. Ali Paa d. Ahmet Cevdet Paa e. Prens Sabahattin 4. Merutiyet dneminin olduu kadar Cumhuriyet dneminin de en nemli din sosyolou ve ideolou saylan ve E. Durkheim sosyolojisinin, lkemizdeki temsilcisi olan dnr aadakilerden hangisidir? a. Ahmet Rza b. Celal Nuri c. Ziya Gkalp d. Prens Sabahattin e. Bedii Nuri 5. Trkiye Nasl Kurtarlabilir isimli eserinde, ilerlemeye engel olan etkenin din deil, sosyal yap olduunu vurgulayan dnr aadakilerden hangisidir? a. Ahmet Rza b. Prens Sabahattin c. Ziya Gkalp d. Celal Nuri e. Bedii Nuri

Kendimizi Snayalm Yant Anahtar


1. a 2. e 3. d 4. c 5. b Yantnz doru deilse, slam Dnyasnda Din sosyolojisi konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, slam Dnyasnda Din sosyolojisi konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Trkiyede Din Sosyolojisi Tanzimat Dnemi konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Trkiyede Din Sosyolojisi Tanzimat ve Cumhuriyet Dnemi konularn yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Trkiyede Din Sosyolojisi Tanzimat Dnemi konusunu yeniden okuyunuz.

52

Sra Sizde Yant Anahtar


Sra Sizde 1 elMilel venNihal. Sra Sizde 2 bn Haldun. Sra Sizde 3 Genel sosyoloji, genel ve zel (slam) din sosyolojisi, g sosyolojisi, siyaset sosyolojisi, ky ve kent sosyolojisi, ekonomi sosyolojisi, bilgi, eitim, edebiyat ve ahlak sosyolojisi. Sra Sizde 4 Tarihi Cevdet, Tezakir, Maruzat, Ksas Enbiya, Krm ve Kafkas Tarihesi, Mecmuai Ahmed Cevdet. Sra Sizde 5 Dine Doru, Dinin ctimai Hizmetleri, ctimai Usuli Fkh, slam ctimaiyat, slamiyet ve Asri Medeniyet, Diyanet ve Kaza... gibi.

Yararlanlan Kaynaklar
Alptekin, M. Yavuz (2008). Erol Gngr, Der. M. aatay zdemir, Trkiyede Sosyoloji (simlerEserler) II, Ankara: Phoenix Yaynevi Aydn, Mustafa (1998). Trkiyede Din Sosyolojisi almalar, Din Sosyolojisi, 2. bs., Der. Yasin Aktay ve M. Emin Kkta, Ankara: Vadi Yaynlar Bolay, S. Hayri (1986). Ahmet Cevdet Paann Dine Bak, Ahmet Cevdet Paa Semineri (2728 Mays 1985), stanbul: stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi Basmevi Doan, smail (2002). Sosyoloji Kavramlar ve Sorunlar, 5. bs., Ankara: Pegem A Yaynlar Doan, smail (2008). Ahmet Cevdet Paa, Der. M. aatay zdemir, Trkiyede Sosyoloji (simlerEserler) I, Ankara: Phoenix Yaynevi Farabi (1989). elMedinetlFazla, ev. Nafiz Danman, stanbul: MEB Yaynlar Gkalp, Ziya (1982). Makaleler VII, Haz. A. ay, Ankara: Kltr Bakanl Yaynlar

53

Gkalp, Ziya (1982). Makaleler VIII, Haz. A. ay, Ankara: Kltr Bakanl Yaynlar Gnay, nver (1990). Gazalinin Toplum Gr, Ebu Hamid Muhammed elGazali Sempozyumu (14 Mart 1988), Kayseri: Erciyes niversitesi Yaynlar Gnay, nver (1998). Din Sosyolojisi, stanbul: nsan Yaynlar Gngr, Erol (2000). slamn Bugnk Meseleleri, 12. bs., stanbul: tken Neriyat elHusri, Sat (1991). bn Haldun Sosyolojisi, ev. Mehmet Bayyiit, Seluk niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, 4, Konya. bn Haldun (1971). Kitablber, 1, Beyrut: MessesetlAlemi Kamazolu, H. Bayram (1999). Trk Sosyoloji Tarihi zerine Aratrmalar, stanbul: Birey Yaynlar Kamazolu, H. Bayram (2003). Trk Sosyoloji Tarihi II, Ankara: An Yaynlar Ortayl, lber (1986). Cevdet Paa ve Avrupa Tarihi, Ahmet Cevdet Paa Semineri (2728 Mays 1985), stanbul: stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi Basmevi Prens Sabahattin (1965). Trkiye Nasl Kurtarlabilir, Sadeletiren. Muzaffer Sencer, stanbul: Elif Yaynlar Taplamacolu, Mehmet (1964). Baz slam Bilginlerinin Toplum Grleri, AFD, 12, Ankara. Uluocak, eref (2008). erif Mardin, Der. M. aatay zdemir, Trkiyede Sosyoloji (simlerEserler) II, Ankara: Phoenix Yaynevi

54

55


Amalarmz
Bu niteyi tamamladktan sonra; Din olgusunu aklayabilecek, Sosyolojik bakn ne anlama geldiini aklayabilecek, Dine sosyolojik bak aklayabilecek, Din sosyolojisinin konusunu aklayabilecek, Din-toplum ilikilerini deerlendirebileceksiniz.

Anahtar Kavramlar
Din Sosyoloji Sosyolojik bak Din sosyolojisi Dinin sosyolojik manas

neriler
Bu niteyi daha iyi kavrayabilmek iin okumaya balamadan nce; Metin ierisinde tanm verilmeyen szckler iin herhangi bir sosyoloji szlne bavurmanzn yararl olacan unutmaynz. Dinin sosyolojik manasna zemin tekil etmesi bakmndan bir genel sosyoloji kitab okuyunuz.

56

Dinin Sosyolojik Manas

GR
Dinin sosyolojinin temel konularndan biri oluu ve din sosyolojisi adyla din-toplum ilikilerine zg bir bilim dalnn varl, dinin toplumsal bir fenomen olmasyla; dinin toplumsal bir fenomen olmas da, onun toplumsal bir varlk olan insann var olusal bir boyutu olmasyla dorudan ilgilidir. Dinin etimolojisi, insann din boyutunu ve dinin toplumsal bir olgu oluunu anlamamza katk sunabilir. Bat dillerinde din (religion) szc, kken itibariyle Latince religiodan gelmekte, religio da, Lucretius (M.. 99 - M.. 55) ve Ciceronun (M.. 106 - M.. 43) verdikleri bilgilere gre religare veya religere kknden gelmektedir. Religare anlamnda (Lucretius) insanlarn din yoluyla Tanrya ve birbirlerine balanmalar, religere anlamnda (Cicero) ise bir ii mkerreren ve dikkatlice yapmalar ve dolaysyla srekli yaplan ibdet ve ayinler anlatlmak istenmektedir. Wilfred Cantwell Smith, Bat dillerinde dinin (religion) bugnk anlamyla din olarak kullanlmas iin baz srelerden geildiini ve bugn itibariyle Bat ve Dou dillerinde tekil biiminde din ve oul halinde dinler olarak anlamlandrldn ifade etmektedir. branicede din karl olarak kullanlan dath, kanun, hkm ve yarg gibi anlamlara gelirken, yine branicedeki tora szc kken itibariyle din, eriat, hkm, kanun, mezhep, ilim, eitim gibi manalar tamakta ve Sanskritede dini karlayan sanatana dharma, ebedi yol, ezel ve ebed hakikat, ebedi kanun gibi anlam ieriine sahip bulunmaktadr. Din, Arapada ise etimolojik dzlemde d-y-n fiil kknden gelmekte olup borlu olma, stn gelme, idare etme, hakimiyet kurma, otorite sahibi olma, ynetme, ba edirme veya buyruk altna almak amacyla g kullanma, zora bavurma, itaat altna alma, kleletirme, itaat, kulluk, klelik, birinin buyruuna girme, inanma, adet edinme, eriat, kanun, mezhep, millet, izlenen rnek, usul, det, hal, tutulan yol, huy; yarg, sorgu, ceza ve mkaft (karlk) gibi anlamlara gelmektedir. Kuranda da dinin bu anlamlara gelecek biimde kullanld sylenebilir. Arapadaki din ile Bat dillerindeki dinin (religion), ayn anlam ieriine sahip terimler olmadklar sylenebilir. Arapadaki din terimi, hem genel anlamda btn inanma ve balanmalar, hem de zel anlamda slam dinini

57

ifade ederken Batdaki din (religion) terimi, daha dar anlamda kullanlmakta ve Hristiyanl ifade etmektedir. Dinin etimolojik manasnn da ima ettii gibi her halkarda din, inanma, balanma ve uyma ile karakterize olmaktadr. Din sosyolojisi, dinler tarihi, din antropolojisi, din psikolojisi, din felsefesi, din etnolojisi, din sosyal psikolojisi gibi ilim dallarna mensup bilim insanlar tarafndan din hakknda yaplan tanmlara bakldnda, inanma, balanma ve uymaya odaklanld fark edilir. nsan, kendini atn dnd stn bir eye, yce bir varla inanr, balanr ve teslim olur. Bu inan, ballk ve teslimiyet, bir sistem halinde insan etkisi altna alr, ynlendirir, hatta kuatr. Ancak insann kendisi de dinin sistem haline gelii ve kurumsallamasnda ba aktrdr. O halde dininsan ilikisi, dinden insana, insandan dine karlkl gidi-gelilerle gereklik kazanmaktadr.

DNN SOSYOLOJK MANASI


Yaplan aratrmalara gre din, insann zorunlu bir boyutunu oluturmaktadr. nsan, tabiat gerei dindar (din ve inan sahibi, dine mensup) bir varlktr. nsan, yine bn Haldunun (1332-1406) ifade ettii gibi tabiat gerei sosyal bir varlktr. O halde din de tabiat gerei toplumsal bir olgudur. Bu karma mantksal olarak ulalabilmektedir, ama tarihsel ve sosyolojik olarak insann dindar ve toplumsal bir varlk, dinin de toplumsal bir fenomen olduu aka gzlenebilmektedir. Din, farkl bireysel dzlemlerde, ama toplumda, toplumsal olarak yaanmakta, kolektif bir biimde, toplumsal hayatn ayrlmaz bir paras olarak tecrbe edilmektedir. Tek tek bireylerden dinsiz veya inansz olmayanlarn olduu veya olabilecei tartlabilse de, herhangi bir toplumun ve toplumsal hayatn btnyle dinsiz veya inansz olduu ya da olabilecei tartlamaz; nk tarihte ve gnmzde, yaplan bilimsel aratrmalarn da gsterdii gibi byle bir toplum var olmamtr. Hangi din ve inan olursa olsun, bu din ve inan nasl yaanrsa yaansn, her toplum mutlaka dine veya dinlere mensuptur. O halde Emile Durkheim'in (1858-1957) da belirttii zere din, btn insan toplumlarnda karlatmz evrensel sosyal bir fenomendir. ada birok din bilimci ve sosyal bilimci dinden evrensel bir olgu olarak bahsederler. rnein K. Davis'e gre din, toplumda yle evrensel, devaml ve her eye nfuz eden bir olgudur ki eer onu hakkyla anlayamazsak toplumu da doru kavrayamayz. E. Norbeck ise dinin kltrel olarak evrensel olduunu sylemektedir. nsanlk kadar eski gemie sahip olan din, tarihsel sre iinde temel etken olarak varlk gstermi toplumsal bir fenomendir. Gnmzde de sosyal hayatta etkili bir kurum olan din, tpk dinozorlar gibi yok olup gidecei biiminde baz ngrler bulunsa da, canl bir biimde varln srdrmektedir. Dinin toplumsal bir olgu olmas ve sosyal hayatta etkili olmas, ok gemi zamanlardan itibaren din ve toplum zerine dnce reten ve aratrma yapan dnr ve bilim adamlarnn gznden kamad gibi, modern sosyolojinin ortaya knn balangcndan itibaren de sosyologlarn temel ilgi alanlarndan biri olmutur.

58

19. yzyln birinci yarsnda bamsz bir bilim dal olmu olan sosyoloji, ksaca insanlarn birbirleriyle kurduklar karlkl ilikilerin bilimsel adan incelenmesi olarak anlalabilir. Denilebilir ki, sosyoloji, sosyal davrana ynelen bilimsel bir yaklam olarak insanlarn iliki ve etkileime dayal sosyal eylemleriyle, sosyal ilikiler a olarak toplumla ilgilenir. Bilindii zere ilk kez Fransz sosyal filozof Auguste Comte (1798-1857) tarafndan kullanlm olan sosyoloji, Latince toplum anlamna gelen socius ve Yunanca bilgi anlamna gelen logos kelimelerinin, bir araya getirilmeleri sonucu olumu ve bilim dilinde bu haliyle yaygnlam bir terimdir. Trkede balangta ilm-i ictim, ilm-i ictim, ictimiyt ve daha sonra ise toplumbilim gibi ifadelerle karlanmsa da sosyoloji terimi, yaygn bir kabul grmtr. Sosyoloji, bamsz bir bilim dal olarak ortaya kndan beri, konusu gerei dinsel aratrmalarla yakndan ilikili olmutur. Hatta Auguste Comte kendi yeni bilimini, sosyolojiyi, eit derecede hem din hem de bilim olarak grmtr. Pozitif Felsefe Dersleri ve ayrca Pozitif Politik Sistem adl kitaplarnda Comte, ilk nce sosyal fizik diye adlandrd sosyolojiyi, sadece bilimlerin kraliesi olarak deil, ayn zamanda giderek tm var olan dinleri gr mesafesinin dna iten yeni pozitivizm dininin de temeli olarak tasavvur etmitir. Fakat sosyoloji ile din arasndaki gerek ve srekli iliki, dini toplumsal ban hayat unsurlarndan biri olarak gren ve bylece zorunlu olarak sosyologlar tarafndan dikkatli bir inceleme konusu yapan kimseler tarafndan kurulmutur. Toplumun, toplumsal hayatn ayrlmaz bir boyutunu meydana getiren din, doal olarak sosyolojinin ana konularndan biri olmaktadr; nitekim sosyolojinin bamsz bir bilim olarak ortaya kndan itibaren durumun byle olduu grlebilir.

Dine Sosyolojik Bak


Sosyoloji, son zmlemede bir bak ekli, bir dnme biimidir. Ne zerine bir bak veya dnme biimidir? Toplumsal bir varlk olarak insan zerine. O halde bir bak sosyolojik bak yapan veya sosyolojiyi sosyoloji yapan nedir? ncelikle sosyoloji insan birliktelii gereine odaklanr. Bu, sosyolojiyi dier bilim dallarndan ayrmada nemli bir lttr. rnein ekonomi, merkez dikkatini, insanlarn yeryznde yaayabilmek iin istedikleri madd eyler zerine younlatrr. Tarih, gemi olay ve eylemlerle ilgilenirken, szgelimi antropoloji farkl toplumlarn kltrlerine odaklanr. Yine mesela siyaset bilimi, siyasal davran ve sistemleri, iktidarla ilgili tutum ve eylemleri konu edinir. Fakat sosyoloji, toplumun her yerinde mevcut olan sosyal etkileimin rntleip kalplam kurumsallk, yapsallk, sistemlilik ve dzenliliklerini inceler. Sosyoloji, bilgi gvdesi olarak insan ilikileri gereini alr. Sz konusu insan birlikteliine ilikin hemen her ey sosyolojik alana girer. Bu balamda sosyolojinin ieriinin, insan etkileiminin incelenmesi olduu sylenebilir. Sosyolojik bakta, insan eylemlerini geni apl toplumsal olaylarn paralar olarak grmek, toplumsal olay ve olgularn, karlkl bamllk ayla birbirine balanan toplumsal znelerin tesadfi olmayan birlikteliiyle gerekletiini unutmamak esastr. Sosyolojik bakta, eylem ve olay, tek

59

banalk yaklam iinde, birey odakl deil, birliktelik, ilikililik, bamllk, etkileim ve grup odakl dnme temel noktadr. nk insanlar, toplumda birbirine bamldrlar, bir arada ve birbirileriyle iliki iinde yaarlar. Sosyolojik bak asyla, olay ve olgular, insanlarn karlkl bamllnn ok katl alar zmlenerek anlamlandrlmaya allr. (Bauman, 1999: 16, 22) Dine sosyolojik baka gelince, o da dini, o dine mensup bireyleri, toplumsal evreninden soyutlayarak deil, tersine toplumsal evren iinde etkileim halindeki durumuyla ele almay gerektirir; nk din, sosyal iliki temelinde gereklik kazanr, toplumda, insan birlikteliiyle yaanr. Din, gerek anlamna ancak kendisine bal birlik veya topluluk ya da grupta bulabilir. Din bir dnyada yaamak, dini bir birlie mensubiyete ihtiya gsterir. Bu gereklie bakarak din sosyolojisi, dinin sosyal ynlerini; dini davran ve olaylar geni apl toplumsal olay ve eylemlerin paralar olarak grr ve de dinsel olay ve olgularn, karlkl bamllk ayla birbirine balanan toplumsal znelerin tesadf olmayan birlikteliiyle gerekletii esasndan hareket eder. Bu balamda dine sosyolojik yaklam, sosyal iliki, sre, oluum, grup ve kurumlarda dinin etkisi; dinsel grup ve kurumlarn oluum, sreklilik ve yok olular; gruptaki bireylerin dinsel davranlar; dini grup iindeki birlik ve atma durumlar; dinsel gruplar arasndaki atmalar veya uzlamaya dayal ilikiler zerine odaklanr. Sosyolojik bakn kendine zgln anlamann nemli bir yolu, toplumsal eylem, olay ve olgularn karmak yapsnn olduunu ve dolaysyla onlar hakknda kestirmeden, saduyu bilgisiyle veya n yargyla kesin nermeler kurmaktan kanmak gerektiini bilmekten geer. Sosyolojik bak ok boyutlu baktr. rnein sosyal kurumun, farkl, fakat e-gdml, ilikili dnce ve davran kalplarnn karmak bir a olduunu, sosyal sonulara yol atn, ynetim ve idamesinde toplumsal deer ve normlarn merkez bir rol oynadn kavramadka, bir sosyal fenomen olarak kurumu ve kurumla ilgili konu, eylem ve olaylar anlamak, doru analiz etmek ok zordur. Sosyolojik bakta oklu veya karmak nedensellik ilkesi en nemli esaslardandr. Grnte sosyal olaylarn tek bir sebebi olduu zannedilebilir. Oysa toplumsal fenomenler, birdenbire varlk sahnesine kmaz ve tek bir izgi izlemezler. Ancak zellikle sosyal bilimlerde tek izgili ve tek nedenli yaklaan eitli kuramlar hl geerliliini srdrmektedir. Bu yaklamlarda toplam sosyo-kltrel sistem veya bu toplamn bir paras, tek bir nedene dayandrlr. Gndelik konumada veya saduyu bilgisinde, sklkla basit bir nedenin bir sosyal olgunun aklanmasnda kullanld grlr: Amerika Birleik Devletlerindeki rk ilikilerine dayal sosyal problemlerin zencilerin ahlk d davranlarndan kaynaklandn, gney eyaletlerindeki scak iklimin siyasal tutuculua yol atn ileri srmek gibi. nsanlarn sosyal dncesinde ok yaygn bir yanl olan tek nedenli yaklamn iki ana sebebi olabilir. lki, tekil bir aklama insan ilikilerine ilikin karmak sorulara verilebilecek en kolay yanttr. kincisi ise, insanlar genellikle toplum ve kltr hakknda bilimsel bilgiden yoksundurlar; bu bilgi yoksunluu, bazen nyarg ve kendini beenmilik ile birlikte bulunur. Sosyal bilim incelemesi, bilgisizlik, nyarg ve kendini beenmilie kar nemli bir panzehirdir. ocuk bakmnn en basit kuralndan, bir irket mdrnn en ciddi kararna kadar insan ilikilerinde var olan hemen her sorunun arkasnda birbiriyle ilikili bir dizi etken bulunur. nsanlar sadece

60

igdleriyle eylemde bulunmaz; ncel bir toplumsal ve kltrel yaaya sahip olmakszn yerinde kararlar veremezler. Sosyal bilimlerde tabiat olaylarnda olduu gibi A'nn nedeni B'dir. trnden tek biimli bir sebepsonu ilikisi geerli olmaz. Toplumsal olaylar o kadar karmak ve grelidirler ki bir olayn birden fazla sebebi bulunabilecei gibi, bir ka olayn bir sebebi de bulunabilir. Ayrca toplumsal fenomenler, kiiden kiiye, kltrden kltre, toplumdan topluma, anlaytan anlaya deiebilen anlam ierik veya dzeylerine sahip olabilmektedirler. Sosyolojik bak, dine de ok boyutlu yaklamay gerektirir. Dolaysyla din sosyolojisinde de ok boyutlu bak esastr. Dinin toplumsal gerekliini anlama ve yorumlamann yolu, dini eylem, olay ve olgularn karmak yapsnn olduunu ve dolaysyla onlar hakknda kestirmeden, saduyu bilgisiyle veya n yargyla kesin nermeler kurmaktan kanmak gerektiini bilmekten geer. Din davran rntlerini, dinin kurumsal ynlerini, dini olaylar, onlara ok ynl bakarak anlamak ve yorumlamak, dine sosyolojik bakn temel zelliklerindendir. Ayn ekilde dine yaklamda karmak nedensellik de nemlidir. Dinin karmakl ve karmak nedensellii, hem dorudan dini davran, olay, grup, kurum, yap ve sistemlerin kendi iinde sz konusu, hem de dinin toplumdaki dier eylem, grup, kurum, yap ve sistemlerle ilikisinde geerlidir. Sosyolojik bakn ayrt edici bir zellii de, sosyal problemlere ynelik zmlere deiebilirlik ilkesiyle yaklamaktr. bn Haldunun da vurgulad gibi deiim kanlmazdr ve insann yaad her yerde her zaman var olan bir sosyal fenomendir. Deime olgusu, sosyolog iin sonu olmayan bir mcadele ve aratrma alandr. Sosyolog, toplumun her zaman ayn kalmad gereini hi bir zaman gz ard etmez. Deiim olgusu, toplumun bir yaps ve dzeni olduu gereini yadsmay gerektirmez, ancak sosyal problemlerin incelenmesini daha yorucu klar. Din, deiim gereinin iinde olan bir olgudur. Din, hem kendisi deiir, hem deitirir, hem de deien toplumsal gereklikten etkilenir. O halde kii veya sosyolog sosyolojik bakla dine deiim ekseninde bakar. Din hakknda genellemelere giderken, dinin deien ynn ve deien toplumsal gerekliin iinde varlk bulduunu daima hesaba katma zorunluluu vardr. Sosyolojik bakn nemli ynlerinden bir dieri, saduyuyla srekli ve yakn bir diyalogu korumakla birlikte, saduyunun snrlln amaktr. Ortak saduyusal bilgimize meydan okuyucu bir slupla hitap ederek bizi, deneyimlerimizi yeniden deerlendirmeye, doru bildiimiz birok eyin yanl olduunu dnmeye tevik eder; toplumsal ilikiler hakknda bildiimiz eylerin s olabileceini anlamaya; daha derin, salkl ve doru bilgiler elde etmemizi salamaya alr. Sosyoloji, topluma ilikin sradan bilgilerle yetinmez; rutini bozar ve sorgular. Sosyoloji, insanlarn bildikleri dnyada bir yabanc gibi davranarak herkesin aklna gelmeyen veya sormad eyler sormak suretiyle adeta insanlarn uykusunu karr, rahatlarn bozar. Bu tavryla sosyoloji, bildik eyleri bilinmedik hale getirir, yani kesin olarak doru bilinen eylerin yanl olabileceini ortaya koyar ve bylece kendi farkn gsterir. Bu durumda sosyolojik bakn en nemli getirilerinden biri, sorgulama, eletirme, yanl telakkileri ykma, srr ifa etme veya by bozmadr. Sosyolojik bak, bu zellikleriyle, ezberleri bozan bir bak olup P. Bergerin de iaret ettii gibi insanlar, ou eyin grnd gibi olmad gereiyle yzletirir.

61

Sosyolojik bak, dine de bu zellikleriyle yaklar, hatta sosyolojik bakn bu zellikleri din iin daha fazla geerlidir; nk din, insanlarn sradan ve rastgele bilgileriyle belki de her eyden daha ok konutuklar, hkm verdikleri bir alandr. Bu nedenle dine sosyolojik bak, din hakkndaki nyarglar, saduyusal bilgileri, s yaklamlar, kestirmeden alelacele deerlendirmeleri sorgulama, eletirme yoluyla sarsar, dinsel toplumsal gereklii olduu gibi okur, anlamlandrr ve yorumlar. Bylece din sosyolojisi dine sosyolojik bakla, din hakknda ezberleri bozmakta; dine dair bilimsel olmayan stnkr dnce, bilgi ve yaklamlarn yanllklarn veya eksikliklerini ortaya koymak suretiyle dinin toplumsal gerekliinin doru grlmesini salamaktadr. Sosyolojik dnmenin en nemli orijinalliklerden birinin de insana duyarllk, empatik bak ve sorumlu yaklam kazandrmak olduu sylenebilir. Sosyolojik dnmek, evremizde olup bitenlere kar daha uyank ve daha duyarl olmay retir; bize yakn ve uzak insanlar, onlarn hasletlerini ve dlerini, kayglarn ve aclarn, onlarla empati yaparak biraz daha iyi anlamamz amalar. Sosyolojik bak, dorudan deneyimimizle eriemediimiz baka hayat tarzlarn anlamamza yardmc olur. O zaman belki biz onlar olduklar gibi grr ve kendimizin yapt ve yapmaktan honut olduu eyleri yapma haklarna, yani tercih ettikleri hayat tarzn seme ve uygulama, kendi hayat projelerini belirleme, kendilerini tanmlama ve hepsinden nemlisi onurlarn koruma haklarna daha fazla sayg gsteririz. Btn bunlar yaparken teki insanlarn bizimle ayn trden engellerle karlatklarn ve hayal krklnn burukluunu onlarn da bizim kadar yaadklarn fark edebiliriz. Sosyolojik bak, duyarl ve empatik yaklama bal olarak kiiye topluma kar sorumlu davranma, dikkatli sz syleme ve sosyal gereklikle ilgili dorular syleme yaklam sergiletir. Sosyolojik bakla insan, kendi inan, dnce ve ideolojisine aykr bile olsa toplumu, toplumsal olay ve olgular, toplumsal gereklii bilimsel okumaya tabi tutar. Sosyolojik bak, insana aratrma yapmadan sradan, allageldik saduyu bilgisiyle toplum hakknda, toplumsal hayatta meydana gelen olaylar hakknda hkmler yrtmenin yanlln gsterir ve bilimsel almalardan sonra ancak konumann doru olacan retir. Dine sosyolojik bakta da duyarl, empatik ve sorumlu yaklam olduka nemlidir. Dine sosyolojik bakla, ayn ve farkl din mensubu insanlara, grup ve toplumlara kar daha duyarl olunur, empatik yaklalarak onlarn doru anlalmalar salanabilir. Dinin toplumsal hayatn btn boyutlar zerinde ok etkili ve ou zaman da en etkili olgu olduu dnlrse, sosyolojik bakla inanl ve dindar insanlarn, ayn ve farkl dinden toplumlarn dini duyarllklarn anlamann ve bylece onlarla ilikilerde daha dikkatli, duyarl ve empatik olmann nemi daha iyi anlalr. Dine sosyolojik bakn ayrlmaz bir unsuru olan sorumlu yaklamla; din kurumuna; dinin sosyal gerekliine; dini inan, dnce, tutum, davran ve olaylara; eitli dini yaay ve dindarlklara daha dikkatli bakmak, onlar daha ciddi, tarafsz, nyargsz inceleme ve aratrmalarla ortaya koymak mmkn olur.
Bir bak ve dnme biimi olarak sosyoloji; gndelik saduyu bilgisinin, nyargl baklarn, aceleci kestirimlerin, n-damgalamalarn snrlarn aarak sorumlu, ok boyutlu, indirgemeci olmayan, dengeli, yansz, sistematik, metodolojik, alkanlklar ve rutini sorgulayc, toplumsal oluumlardan, sosyal etkileim ve ballk alarndan hareket eden, nesnel ve ampirik verilere dayanan bir bilim dal olma hviyetiyle insanlara din de dahil toplumsal gerekliimiz hakknda ufuk ac bilgiler sunar.

62

Sosyolojik bak ve dnme hakknda ayrntl bilgi iin Z. Baumann Sosyolojik Dnmek adl kitabyla P. L. Bergerin Invitation to Sociology: A Humanistic Perspective adl kitabn okuyabilirsiniz.

Din Sosyolojisi
Din, etkili bir sosyal gereklik ve temel bir toplumsal kurum olduu iin, sosyolojinin geliiminin bandan itibaren sosyolojik aratrmalar asndan olduka nemli bir toplumsal fenomen olarak kabul edilmitir. Nitekim Auguste Comte, Emile Durkheim, Herbert Spencer, Karl Marks, Max Weber gibi sosyolojinin nde gelen isimleri, dini sosyal hayatn vazgeilmez bir vehesi ve gemile gnmz anlamada zorunlu bir pencere olarak telakki etmilerdir. Sonuta din, sosyolojinin ana konular arasndaki yerini alm ve sosyologlarn temel ilgi alanlarndan olmu, buradan da din sosyolojisi domutur. Esasen sosyolojinin bamsz bir bilim dal olarak ortaya kmasnda bata gelen sosyologlar, din sosyolojisinin de erken dnem sekin temsilcileridir. Bu durumda din sosyolojisinin, sosyolojinin balangcndan ayr tutulamayaca aktr. Yirminci yzyln banda bir bilimsel disiplin olarak ortaya kan din sosyolojisi, toplumsal bir olgu olarak dini disiplinli/sistematik bir tarzda anlamayla ilgili bir bilim daldr. Din sosyolojisi, dine sosyolojik bak temelinde din ile toplumun karlkl ilikilerini, yani etkileim noktalarn aratrma konusu yapar. Bu konunun alm yaplacak olursa; din sosyolojisinin, dinin toplumsal ve toplumun da dinsel gerekliini, dinin toplum ve toplumun da din zerindeki etkilerini, bir kurum olarak dini, dini kurum, yap, organizasyon, oluum, grup, hareket, olay ve olgular, dini iliki ve etkileimleri konu edindii sylenebilir. lk sistematik din sosyolojisi eserinin yazar Joachim Wach'a gre din sosyolojisinin gerek konusu, dini tecrbenin inan, ibadet ve cemaat boyutlardr; din sosyolojisi, bunlarn her birini tipolojik ve karlatrmal olarak inceler. Wach'n rencisi G. Mensching'e gre din sosyolojisi, dini fenomenler dnyasna ait sosyolojik geliim ve oluumlar kendisine konu olarak semekte ve bunlar iindeki yap ve kanunlar incelemektedir. ok zl bir ifadeyle din sosyolojisinin konusu, dinin toplumsal gereklii ve dintoplum-sorunsal olarak belirlenebilir. Dinin toplumsal gereklii de son tahlilde din ile toplumun karlkl ilikisi olarak anlalabilir.

Dinin Sosyolojik Manas


Din sosyolojisi, dinin sosyolojik manasyla ilgili bir sosyal bilim daldr. Dinin sosyolojik manas, dini sosyolojik zaviyeden ele almay; anlamay, tasvir etmeyi, yorumlamay; dinin toplumsal gerekliini; sosyal bir fenomen olarak dini, din ile toplumun karlkl ilikilerini, olduu veya gerekletii gibi, sosyolojik perspektiften, ampirik verilere dayanarak, ama onu bsbtn sosyal ve sosyolojik olana indirgemeden anlama ve yorumlama abalarn ihtiva etmektedir.

Dinin Tanm
Din zerine yaplan tanmlardan her biri, dinin belli bir ynne veya baz ynlerine dayanmaktadr. Baz din tanmlarnda dinin bilgi ile ilgili iddialar ar basmakta, konunun psikolojik cephesi ihmal edilmektedir. Baz tanmlarda ise ahlak ve duygu konusu n plana kmaktadr. Baz bilim

63

adamlar dinin kltrel tarafna arlk vermekte, bazlar akn boyutunu ne karmaktadr. Bir psikolog dini ok kere yaanan bir tecrbe; bir sosyolog sosyal bir kurum; bir kelamc akl ve nakille mdafaa edilebilen bir sistem olarak grr. Bunlara bir de dinin aleyhindeki grlere temel tekil eden tanmlar, szgelimi Marksn, Freud'un veya Comte'un tanmlar katlacak olunursa, iin iinden kmak daha bir zorlaacaktr. rnein slam kelamclarna gre din, Allah tarafndan vahiy yoluyla ve peygamberleri araclyla vaz edilen ve ballarn dnya ve ahirette mutluluk ve kurtulua gtren, inan ve amellerden olumu bir kurumdur. Elmall M. Hamdi Yazrn daha ksa ifadesiyle din, zevilukulu, hsni ihtiyarlariyle bizzat hayrlara sevkeden bir vaz lhdir. Bu tanmlarda slam dinine zg bir tanmlama abas olduu aktr. Din, E. B. Tylora gre ruhsal varlklara inan; R. Ottoya gre insann kutsalla ilikisi; M. Mllere gre duygular ve akln nfuz edemedii eylerle ilgili bir takm inan ve uygulamalardan meydana gelen bir sistem; G. Menschinge gre ise insann kutsalla hayat ilikisi ve kutsalla evrilmi insann cevab davranlardr. Din, C. Geertzin tanmnda, insanlarda, genel bir varlk dzenine ilikin kavramlar formle ederek ve bu kavramlar bir gereklik atmosferiyle kaplayarak, o gereklik atmosferi iinde esiz derecede gereki grnen gl, geni kapsaml ve uzun sreli ruhsal durum ve motivasyonlar tesis etmeye alan bir semboller sistemi; E. Durkheimn tanmnda kutsal eylerle ilgili ve kendilerini kabul edenleri kilise denen manevi bir topluluk halinde bir yere toplayan inan ve eylemlerden meydana gelen dayanmal bir sistemdir. J. Frazerin tanmnda; tabiatn ve beer hayatnn akna yn verdiine ve onu idare ettiine inanlan stn glerin insan iin elverili hale getirilmesi; M. Yingerin tanmnda ise bir grup insann, insan hayatnn nihai problemleriyle mcadele vastas olarak kulland inan ve uygulamalar sistemidir. Din; bir tanmda ampirik olmayan deer koyucu bir inan sistemi (T. Parsons); bir tanmda tek bana bireyin kendisini ilahi kabul ettii eyle mnasebet halinde mlahaza ettii durumdaki duygular, hal ve hareketleri ve tecrbelerinden ibaret (W. James); bir tanmda insan aan ve insann kendilerine bal olduunu hissettii g veya glere inanp balanma (M. Jastovs); bir tanmda insan varlnn nih artlarna balayan sembolik bir form ve davranlar btn (R. Bellah); bir tanmda bizim dmzda olan manevi veya ahlaki g diyebileceimiz bir gce kar bir ballk duygusunun u veya bu biimdeki bir anlatmndan ibaret (R. Brown); bir baka tanmda ise baka trl aklanmas mmkn olmayan izah etme giriimi, umutsuzluk sahiline ina edilmi bir mit kalesidir (R. Niebuhr). Grld gibi din, farkl biimlerde tanmlanmaktadr; ama anlalmaktadr ki, sonuta dinin tanm konusu, karmak ve problematik bir konudur. Dini tanmlamak kolay bir i deildir. Birden fazla din olduu ve hatta bir dinin farkl yorumlara dayal farkl uygulama biimleri olduu dnldnde, herkesin zerinde uzlama salayaca bir din tanmndan sz etmenin mmkn olmad anlalr. Buna bir de sosyologun hangi perspektiften bakt, hangi strateji ile yaklat hususu ilave edildiinde, durumun ne kadar zor olduu ortaya kar. Bu balamda denilebilir ki sosyolojik tanmlara 'hakikatler' olarak yaklamaktan ziyade 'stratejiler'

64

olarak yaklamak faydaldr. Tanmsal bir strateji, tanmlanan eyi mtalaa altna almamz ve tanmlanan ey hakknda dnme yollarn bulmamz temin eder. Din sosyolojisi literatrnde din tanmlarnn genel olarak iki kategoride topland, din tanmlama iinde din sosyologlar tarafndan iki ana strateji izlendii sylenebilir. Bunlardan biri, substantif tanmlar, dieri ise fonksiyonel tanmlardr. Dinin dar tanmlar denilebilecek substantif (zsel) tanmlar, dinin ne olduunu, dinin geni tanmlar denilebilecek fonksiyonel (ilevsel) tanmlar ise, dinin ne yaptn tespit ve tasvir etmeye alrlar. Substantif (substantiyel, zsel) tanmlarda din, ierik olarak sahip olduu kutsal, akn, ilah, sr, tanr, hakikat, tabiat-st veya fizik tesi anlam ve deer muhtevalarna bal olarak tanmlanr. Bu yaklam benimseyenler, dinin z veya esasn eksene alp belirlemeye alrlar. Baka bir ifadeyle substantif tanmlar, dinin ne olduunu tespit etmeye alrlar. Bu tanmlar, din olarak nitelenen dini ieriin kategorilerini ve din-olmayan olarak belirlenen dier kategorileri tespit etmeye abalar. Substantif tanmlarda, din tanmlanrken genellikle insan-d failler, doast dnya, deney-d gereklik, akn gereklik, kutsal kozmoz gibi ifadeler kullanlmaktadr. R. Otto, dini kutsaln tecrbesi olarak tanmlamtr. Otto'ya gre din, insann kutsalla ilikisidir. Kutsal olarak bilinen veya kabul edilen ey, ncelikle sadece dini alanda kendini gsteren zel bir deerlendirmedir. Kutsallk noktas, dinin btnyle kendine zgln ifade eder ve ayn zamanda btn dinlerde ortaktr. Bu durumda din sosyolojisinin grevi, bu genel din kavramndan hareketle, insann kutsalla ilikisinin ifadesi olan somut sosyal fenomenleri tespit ve tasvir etmek olmaldr. Esasen bu tanm ilk etapta sosyolojik anlamda kapal imi gibi grnse de biraz yakndan bakldnda dinin sosyal boyutlarn da ifade ettii anlalr. nce bireyin kutsal olan yaayabilme kabiliyetinin varln ve hatta bu deneyimin onun varlnn gerei olduunu ifade eder. Dier yandan bylece dinin, daima nce tek tek bireylerin bilincinde yerletii hakikati anlatlm olmaktadr. Bu tanmyla Otto, dinsel deneyimin bakaln bugn de geerli bir form halinde betimlemeyi denemektedir. J. Wacha gre bu tanm dinin objektif ynne hakkn vermektedir; bu zet tanm, dini ne yalnzca basit bir tecrbeye, ne inan, amel, ritel, tren veya sembollere, ne de bilgi, duygu, igd ve dnceye vs. indirgemekte, belki de dinin yerine gre pek ok boyutlarda gerekleebileceine iaret etmektedir. Din sosyolojisini din bilimleri iinde ele alan J. Wach, din hakknda yaplm olan tanmlarn incelenmesiyle kendisinin ii olmadn, ama en zengin, en ksa ve en basit tanmn da Otto'nun Din kutsaln tecrbesidir tanm olduunu sylemektedir. Wach'a gre dinin bu ekilde anlalmas dini tecrbenin objektif zellii zerinde srar etmekte ve onun yalnzca sbjektif tabiat zerinde srar eden psikolojik teorilere kar kmaktadr. Otto'nun korkutucu ve byleyici sr olarak karakterize ettii tecrbe, onu tasvir etmek, analize tb tutmak ve anlamn bilimsel bir biimde kavramak iin yaplacak her giriime kesin olarak meydan okumaktadr. Dinsel deneyim, ilk planda ak ve seik bir biimde anlatmn bulmamaktadr, ama te yandan ancak bu deneyimin brnd biimler sayesindedir ki onun zelliini tam olarak betimlemek ve anlamak mmkn olmaktadr. Sbjektif dini analiz etmeye alanlarn tm bu fsit daireye arpmlardr. Dern tecrbenin anlalmas, ancak onun objektif anlatmnn aklanmasyla mmkn olur.

65

Melford Spiro'nun din tanm da temelde substantif tanmlara dahil edilebilecek zellikler tamaktadr. Spiro'ya gre (1966: 96) din kltrel olarak talep edilen insanst varlklarla kltrel olarak kalplam etkileimden oluan bir kurumdur. Bu tanm, kurumla sosyal olarak paylalm inan ve davran kalplarna iaret etmektedir. Btn kurumlar, inanlar, eylem kalplarn, deer sistemlerini ierirler; dinin son tahlilde zelliidir ki inanlar, eylem kalplar ve deerler insanst varlklara gnderme yapar. Spiro'nun din tanm, sosyolojik bir tanmsal stratejinin iyi bir rneidir, zira tanmdaki kategorilerin hepsi -kurum, kltrel olarak kalplam, kltrel olarak talep edilen-, sosyolojik olarak uygundurlar. Spiro'nun insanst varlklar kavramyla ilgili tasviri de sosyolojik dzlemde nemlidir; zira bu kavram, g duygusuna vurgu yapmaktadr. nsanst varlklar, insanolundan daha gl varlklar, insanlara yardm eden veya ac veren ve fakat insan eylemleri tarafndan etki altna alnamayan varlklar olarak tanmlanrlar. Bir dier subtantif din tanm da Peter L. Bergere aittir. Berger, R. Otto ve M. Eliadedan yararlanarak dini yle tarif eder: Din, kendisiyle kutsal bir kozmozun tesis edildii beer giriimdir. Bergerin bu tanmnda vurgu, insanolunun zel bir dnya tr, yani kutsalla ilikili aktivitesi zerinedir. Bu kutsal dnya, gndelik dnyadan her halkarda farkldr. O halde burada dinin z ve en nemli tanm noktas, kutsal olarak ifade edilen bir eyle ilgili olmasdr. Fonksiyonel (ilevsel) tanmlara gelince; bir lde formel ve geni tanmlar olarak da isimlendirilebilecek olan ilevsel tanmlarda din, birey ve toplum hayatnda hangi ilevi yerine getirdiine bal olarak tanmlanmaktadr. Bu yaklam benimseyenler, dinin zde ve temelde ne olduu ile deil, ne yapt ve insan ve toplumu nasl etkiledii ile ilgilenmektedirler. Din kavramn ilevsel olarak ele alan ve tanmlayan Durkheima gre (1923: 94) Bir din, kutsal eyler, yani ayr tutulan ve yasak kabul edilen eylerle ilgili inan ve pratiklerden ibaret birleik bir sistemdir. Bu inan ve pratikler, onlar kabul eden kimseleri kilise denen manevi bir topluluk halinde bir yere toplar. Tarifimizde yer alan ikinci unsur, birincisinden daha az nemli deildir. nk din fikrinin, kilise fikrinden ayrlamayacan gstermekle dinin gayet ortak bir ey olduunu hissettirir. Din fenomenlere olduka ilgi gsteren ve dini davran, toplumsal hayatn yapsal elementlerinden biri olarak yorumlayan Durkheim'in din tanm, kutsala iaret etmesi nedeniyle ksmen substantiyel zellie de sahiptir, ancak daha ok ilevsellik iermektedir; nk daha ok dinin sosyolojik dzlemde ilevsel ynne vurguda bulunmaktadr; hatta bu tanmda kutsaln da ilevsellikle izah edildii sylenebilir. Durkheim'de kutsal daha ziyade dikey, akn bir kategoriye oranla yatay, dnyev bir kategori olarak nitelenmitir. Bu kategori, zellikle kutsal cemaat olarak profan topluma kar, dinin kendini snrlamas biiminde ortaya kar. Tanmdan anlald kadaryla Durkheim, profan ile kutsal arasndaki ayrmdan hareket etmekte ve dini sosyal ilevleri asndan ele almaktadr. Ayrca Durkheimn din tanm veya anlayna gre kutsal olan, son tahlilde toplumsal olann ifadesinden baka bir ey deildir. Din, bireye deil gruba ve topluma ait bir zelliktir. Tm kutsal sembollerin en temel ilevi,

66

toplumun deiik yeleri arasndaki dayanma ve btnlemeyi glendirmektir. Bu tahlile gre din, sosyal dayanmann incelmi bir anlatm olmaktadr. Durkheimin din kavram yle geni tutulmutur ki, o tanma gre son tahlilde ulusal ve politik ideolojiler de din olarak anlalabilir. Durkheim'in dnda M. Yinger, K. Marks, T. Parsons, G. Lenski, T. Luckmann ve C. Geertz gibi sosyologlar da dine ilevselci bir tanm getirmeye almlardr. Bunlardan rnein J. M. Yinger'in Din, bir halk grubunun, onun vastasyla insan hayatnn niha problemlerini zmek iin urap mcadele ettii bir inan ve pratikler sistemidir biimindeki din tanm, ilevsel din tanmlar kapsamnda deerlendirilebilir. Yine ilevsel bir din tanmna sahip olan T. Parsons'un din sosyolojisinde din, ampirik olmayan normatif bir inan sistemidir. T. Parsons'a gre dinin sosyolojik imkan, hayal krklnda, atmay yaamada ve bask altnda tutup engellenmede kendini gsteren toplumun eksik kalm ynlerinde ifadesini bulur. Bunlarn ykc sonular dinin sosyalletirme, merlatrma ve anlamlandrma gibi spesifik btnletirici ilevi sayesinde esnekletirilir. Bu balamda din, bir toplumun kltrel inan sistemi olarak toplumun temel btnleme faktrdr. T. Luckmann da dini ilevselliiyle tanmlamaya almaktadr. Ona gre din, insan organizmasnn bir yetenei olduundan dolay, insan olan ayn zamanda dindir de. nsann biyolojik doas, ahlak ve nesnel balantl ve her eyi kapsayan anlam dnyalar kurarak onu aknlatrr. Bylece Luckmanna gre beer olan her ey, ayn zamanda bilfiil dini de olmu olur ve beer dzlemde dini olmayan fenomen, yalnzca insann hayvani tabiatnda veya daha dorusu dier hayvanlarla ortak olduu biyolojik yaplarnda yer alanlardan ibaret olur. Dinin genel toplumsal temel formu, insan toplumunda evrensel olup sosyal dzenin anlam alanndan, yani bir toplumun dnya grnn i formundan baka bir ey deildir. C. Geertz'in din tanmnda da ilevselliin belirleyici olduu sylenebilir. Hatrlanaca zere Geertze gre din, insanlarda, genel bir varlk dzenine ilikin kavramlar formle ederek ve bu kavramlar bir gereklik atmosferiyle kaplayarak, o gereklik atmosferi iinde esiz derecede gereki grnen gl, geni kapsaml ve uzun sreli ruhsal durum ve motivasyonlar tesis etmeye alan bir semboller sistemidir. Geertz, tanmnda sonuta dinin ne yapt zerinde odaklat iin onun tanmn ilevsel tanmlar iinde mtalaa etmek uygundur. Burada verilen ve verilmeyen ilevselci din tanmlamalarna bakldnda, onlarda, Tanr kavramna atfta bulunmayarak sosyal btnlemeyi salayan, bireysel davran ynelimini belirleyen veya deer kategorisi olarak grev yapan; ksacas bir anlam sistemi olan btn dnce ve davran tarzlar da din olarak kabul edilmektedir. Bu erevede faizm, marksizm, komnizm, laisizm, nasyonalizm, maoizm, hmanizm, psikolojizm, ruhuluk, ateizm gibi ideolojiler, baka bir ifadeyle teistik olmayan inan sistemleri veya sekler ideoloji ve ayinler de din olarak grlmektedir. levselci din tanmlarna bakldnda, onlardan bir ksmnn, daha ok dine bir tr savunma mekanizmas, telafi ve btnleme unsuru olarak baktklar grlr. Bu balamda savunma mekanizmac din kuram ve btnlemeci din kuram gibi iki kuramdan sz etmek mmkndr. Birincisine yukardaki tanmlardan Niebuhrunkini, ikincisine de Durkheiminkini rnek olarak vermek mmkndr.

67

Edward B. Tylorn ruhsal varlklara inan eklindeki din tanmnn hangi tanm tipine girebileceini tespit ediniz ve sebebini belirtiniz. Gerek substantif, yani zsel tanmlar, gerekse ilevsel tanmlar, eitli alardan olumlu ve olumsuz ynleriyle eletirilmi; her iki tanmn birbirine kar avantaj ve dezavantajlarndan bahsedilmitir. Sonuta her iki tanm arasnda seim yapmak, bir strateji meselesidir. Bu tanmlama biimlerini ve tanmlar kabul edelim veya etmeyelim, her bir tanmsal yaklamn snrllk ve geniliklerinin farknda olmak, sosyal konu ve problemleri daha eletirel bir biimde ele alp deerlendirmede bize imkan verebilir.

Bu iki tanmsal yaklamdan biri tercih edilecei gibi, ikisinden sentez yaplarak sub-fonksiyonel, yani z-ilevsel tanm stratejisi de gelitirilebilir. Bu tanmlarda hem zsel hem de ilevsel tanmlarn unsurlar birlikte yer alr. Sonuta din sosyolojisi asndan btn bu tanmlarn dinin sosyolojik manasn anlamaya ve ortaya koymaya katkda bulunduklar lde anlaml ve yararl olduklar sylenebilir.

Din-Toplum likileri
Din inanlar, insan kaderinin en etkili faktrdr. Din, kltrn ilk basamaklarndan balayarak aile, oymak, kabile, boy ve millet gibi tabi birliklerle hep yakn iliki iinde bulunmutur. nsanlarla dinin bu birliktelii gnmze kadar eitli biimlerde devam etmi ve tarihin sonuna kadar da devam edecee benzemektedir. Toplumlarn evrensel bir boyutu olan din geni anlamda, kitab (teorik, itikad) ve uygulamal (ibd), bireysel ve cemaatsel, sbjektif ve objektif ynleriyle; inan, bilgi, tecrbe/duygu, ibdet, etki, organizasyon ve ahlak boyutlaryla bir btn olarak kendini ortaya koymaktadr. Din doal ve sosyal bir gerekliktir. Dinin objektiflii, dinin grnrln, ilikisel dzeylerini, toplumsal boyutlarn dillendirir. Dinle toplum birbirinden ayr dnlemez. Dinin sosyal bir fenomen olmas, sadece onun daima toplumsal bir form iinde tezahr eden bir olgu olduu anlamna gelmez, ayn zamanda dini fenomenlerin toplumsal realitenin asl eleri olduklar anlamna da gelir. Din, toplumsal hayatn hemen her alannda insanlar etki altnda brakr. Dinlerde bulunan itikad, sosyal, ekonomik, idar, ahlk ilke ve esaslar, insanlarn sosyal eylemlerini gl bir biimde etkilemek suretiyle sosyal dzenin objektif yapsnn belirlenmesinde nemli bir rol oynar. Aktr ki, din ve ondan doan gruplar herhangi bir kltr evresinde her trl etkiden korunmu, soyutlanm olarak yaamaz; bilkis kltrel hayatn btn ksmlar ile; evlilik veya aile, eitim, ekonomi, siyaset, bo zamanlar, ahlk, hukuk, sanat, teknoloji ve bilhassa toplumun genel yaps, yani zmreler, snflar ve dier sosyal tabakalar ve doal olarak siyas yap ile sk bir iliki halinde bulunurlar. Bu demektir ki din ile toplum arasndaki ilikiler tek ynl deil, karlkl etki esasna dayanr. Din-toplum ilikileri etkileimsel ilikiler olup din toplumu, toplumun kltrn, toplumsal kurumlar, toplumsal norm ve deerleri etkiledii gibi onlar da dini etkilemektedir. Bu durumda dinin sosyal boyutundan bahsedildiinde, onun gerekte toplumla karlkl ilikilerinden ortaya kan boyut anlalmaktadr.

68

Peter L. Bergerin de belirttii gibi her insan topluluu bir dnya-kurma giriimidir. Bu giriimde yer alan eitli olgu ve unsurlar arasnda din zel bir yer igal eder. Dolaysyla ina edilen dnyada din ile insan arasnda sk ilikiler bulunmaktadr. Esasen din sosyolojisinin aratrma konusu da din ve dnya problemi olarak zetlenebilir. u halde denilebilir ki dnya ina etme giriiminde toplumla din arasnda girift iliki ve etkileimler bulunmaktadr. Din tecrbenin inan ve amel veya teorik ve pratik anlatmlarndan ayrlamayacak olan sosyolojik anlatm, dinin, sosyal boyutlarndan azade anlalamayacan gstermektedir. Dinin sbjektif yn, objektif ynyle tamamlanr. Sbjektif din ile objektif dini birbirinden ayr ele almak sosyolojik anlamda mmkn grnmemektedir. Bu balamda Din, bireysel midir yoksa toplumsal mdr veya din bireyin ii midir yoksa toplumun ii midir? sorusu, Tavuk mu yumurtadan yoksa yumurta m tavuktan? sorusuna benzer. Byle bir soru, ksr dngyle sonulanr ve meseleyi zmszle iter. Dinin her iki yn veya zellii birbirinden ayr deerlendirilemez. Wacha gre din ile toplum arasndaki karlkl iliki yakndan ve sistematik bir ekilde incelenecek olursa, dinin toplum zerindeki etkisinin birinci derecede olduu grlr. Dinin insan topluluklarnn bilgi, inan, ahlak ve zihniyetleri ile rgtlenmeleri zerinde gl etkileri olmaktadr. Bu etkileri gemi topluluklarda grmek mmkn olduu gibi gnmz modern toplumlarnda da eitli biimlerde grmek mmkndr. Dinin tabii grup veya birlikler zerinde etkisi olduu gibi srf dini olarak adlandrlan gruplar zerinde de merkez etkisi bulunmaktadr. Din, aile, ekonomi, siyaset, eitim, bo zamanlar, hukuk ve ahlk gibi kurumlar, sosyal snf ve tabakalar, kltr, kimlik, yerel birlikler, dernek, kulp, meslek kurulular vb. zerinde eitli etkileri olan bir fenomen ve kurumdur. Din, toplum zerinde bal bana grup oluturma ve tekilat kurma yn itibariyle de etkili olur. Saf dini gruplar rneinde bunu grmek mmkndr. Din, toplumsal deiimin meydana gelmesinde, toplumsal olaylarn gereklemesinde, eitli toplumsal srelerin olumas ve ilemesinde de gl ve belirleyici etkiler gsterir. Ayrca din toplumun kltr zerinde de gl etkilerde bulunur. Dinin toplum zerinde etkili olmasnda, zellikle onun merulatrclk zellii nemli bir rol oynar. Din, toplumda olan eyleri, toplumsal gereklii, toplumsal ilikileri insanlar katnda izah etmek ve kurumsal dzenlemeleri, sebepleri hakkndaki sorulara cevaplar vermek suretiyle merulatrr. Din-toplum ilikilerinde dini merulatrm anlamak olduka nemlidir. nsanlar, toplumsal yaamlarnda yaptklar ve karlatklar pek ok eye gemite olduu gibi gnmzde de geerlilik kazandrmak iin dine, dinin merulatrc ynne bavurma ihtiyac duyarlar. Din, davran ve dncelerimizi, bireyin i dnyasnda olup bitenleri, inan ve bilinlerini, bilgi ve tezlerini, toplumsal kurumlar, siyasal ve toplumsal dzeni, onlara kutsallk kazandrmak ve niha olarak geerli ontolojik statler bahetmek, yani onlar kutsal ve kozmik referans erevesine yerletirmek suretiyle merlatrr; baka bir ifadeyle beer adan tanmlanan realiteyi, niha, evrensel ve kutsal bir realiteye balayarak sbjektif ve objektif dzlemlerde hakllatrr. Sosyal bir fenomen olarak din, liderleri veya mntesipleri tarafndan kutsal kkeni olmayan yap ve olaylar da merlatrma potansiyeline sahiptir. Toplumun din zerindeki etkisi, din-toplum ilikilerini doru anlamak iin nemlidir. Her din balangta iinden kt sosyolojik evrenin etkisi altnda kalr. Kltrel geliimin daha sonraki aamalarnda dahi peygamber, dinin kurucusu ve ilk taraftarlar, sosyolojik kkenlerine uygun olarak

69

yumuak determinizm ve sebeplilik prensibine uyarlar. Din, toplumun baskn kltr kalplar tarafndan etki altna alnr: Dinin belli bir yerdeki organizasyonu ve teolojisi, bir lde dinin iinde kp kurumlat toplumun zelliklerince paylalr. rnein Amerika Birleik Devletlerinde demokrasiye ve gnll kurululara katlma nem verilmesi, bu lkede Roma Katolik Kilisesini din adam snfnn dndaki halkla daha byk bir iliki tevikiyle ve liderlikte azalan gveni teminle iddetli bir biimde etkilemitir. Benzer bir biimde Amerika Birleik Devletlerinde hissedilen komnist tehdit, bir ksm dinsel hareketleri bu tehdide muhalif yapmtr. (Chalfant, Beckley, Palmer, 1987: 5)
Din sosyologu, din fenomeninin akn boyutlarnn dnda sosyal boyutlarn, din ile toplumun karlkl ilikileri esasnda ele alr, aratrr. Ancak bu noktada dini sosyal boyutuna indirgememeye dikkat etmek gerekmektedir. Dini salt sosyal boyutuna indirgemek; dinin mahiyetini sosyolojik anlamda dinin toplumsallna indirgemek, dini, sadece gerekliin sosyal inasnn bir blm olarak grmek, dini sosyal gerekliin bir rn biiminde ele almak demektir. Toplumun dine etkisinden bahsederken, onu salt toplumun bir ilevi olarak gren ve sosyolojizm olarak adlandrlan grn (Wach, 1087: 31) durumuna derek dini indirgemek, genelde bilimsel yaklama, zelde ise sosyolojik baka aykrdr.

Dinin Toplumsal levleri


Dinin sosyal ilevleriyle kastedilen, dinin toplumdaki yeri ve etkileri, toplum iin grd i ve grevlerdir. Dinin sadece olumlu ilevleri deil, ayn zamanda olumsuz, yapc olmayan ilevleri de mevcuttur. Din, sadece fonksiyonel deil, ayn zamanda disfonksiyonel de olabilmektedir. Szgelimi din, toplumu btnletirebilecei gibi attrabilir de. Burada dinin btnletirme ilevi grece olumlu, attrma ilevi ise grece olumsuzdur, yani disfonksiyonel veya ters-ilevdir. Dinin toplumsal ilevlerinin akl/grnrl ve kapall/gizlilii hususu da bu noktada hatrlanabilir. Dinin herhangi bir sosyal ilevi veya ilevleri, dine bal toplum veya dine inanan insanlar tarafndan, niyet edilmesi, bilinmesi veya aka grlebilmesi durumunda o ilev veya ilevler ak olmakta, niyet edilmemesi, bilinmemesi veya grlmemesi durumunda ise gizli olmaktadr. Mesela insanlar, Allahn emrini yerine getirmek ve huzur hissetmek iin bir araya gelip topluca ibadet ederler. Burada ibadet iin bir araya gelmenin grnen ilevi huzur hissi iken, grnmeyen ilevi ise sosyal btnlemedir. Dinlerin en nemli sosyal ilevlerinden biri, inananlarna eitli toplumsal durumlarda, deiik toplumsal olaylar karsnda takip edecekleri tutum ve tavrlar belirleyen bir zihniyet ve ideoloji kazandrma ilevidir. Her din temel bir bilisel yne sahip olup insanlara belirli bir zihniyet ve dnya gr salar. nananlar, dinin kendilerine kazandrd zihniyet yapsyla, szgelimi dnya ve dnyev olaylar karsnda nasl bir tutum ve eylem iinde bulunacaklarn belirlerler. Bir inanan, dininin kendisine verdii zihniyetle dnya karsnda olumsuz veya edilgen bir tutum iinde olurken bir bakas olumlu tutum iinde bulunabilmektedir. u halde insanlar, dine dayanarak, eyaya, tabiata, sosyal olaylara kar bir tavr ve tutum iine girerler. Dinin verdii zihniyetle sosyal olaylara kar iine girilen tavr ve tutumlar, aile, ekonomi, eitim, siyaset, sanat, ahlak gibi toplumun temel kurumlarn iine alacak boyutlardadr.

70

Dinin bir dier toplumsal ilevi btnletirmedir. Bilindii gibi btnleme temas, sosyolojinin merkez temalarndandr. Toplumu toplum yapan, toplumu mmkn klan nedir? Ayr bireyleri veya yeleri, toplum denilen daha byk bir btnn iinde birletiren, bir arada tutan nedir? Hi phesiz toplum, belli bir zaman ve mekan paylaan insanlarn bir araya gelerek oluturduu birliktelikten daha te bir eydir. nsanlar bir araya getiren, bir arada tutan, toplum halinde birletiren bir ama ve bu ama etrafnda bir takm normlar, deerler, inanlar bulunmaktadr. Bireyi bu anlamda topluma balayan sosyal btnlemedir. Sosyal btnlemeyi salayan en nemli fenomenlerden biri, belki de en nemlisi ise dindir. Bundan dolay btnleme, din sosyolojisinin de anahtar konularndan biridir. bn Haldun (1996: 146-148) dinin btnletirici, kaynatrc g ve ilevi zerinde nemle durmutur. Emile Durkheimin merkez ilgisi, dzen problemine, yani toplumun sosyal istikrar ve birlii nasl srdrebilecei hususuna olmutur. Durkheimin din sosyolojisi almalar, dinin insan toplumunda byk birletirici, btnletirici g olarak yorumlanmasyla sonulanr. Din, toplum iindeki dankla, dzensizlie, bunalma, acziyete ve mitsizlie kar btnlemeyi, umudu, motivasyonu koyar; hem birey ile toplum ilikisini, hem bireyle kurum ilikisini ve hem de kurumsal ilikileri bir btnlk iinde dzenler. Din, btnletirme ileviyle toplumsal dayanmann gl bir yap ta niteliine sahiptir. Hi phesiz dinin btnletirmenin tersine paralama ve attrma ilevi de bulunmaktadr. Gerekten de dinin tarihsel ve ada olarak toplum iinde muhalefet, attrma ve sava ilevine sahip olduu bilinmektedir. Din, kendi inananlar iinde bir birlik ve btnlk salarken, daha genel anlamda bir attrma ilevi grebilir. Ayrca dinin bir yorumu, eitli inan, dnce, grup, mezhep, sekt ve akmlar ile toplumu btnletirir, bar, hogr vb. iinde yaatrken, baka bir yorumu, ayn toplum iinde atmac olabilir. Fakat belirtmek gerekir ki dinin bir ilevi olarak kendini gsteren bu atma, belli bir zamansal atma, ihtilal, devrim, kavga veya sava durumundan sonra toplumun btnlemesini bozmayaca veya daha gl bir btnlemeye girmesini salayabilecei gibi tersine toplumsal btnleme ve dayanmay bozup ii toplumu paralama, tefrikaya drme gibi boyutlara da vardrabilir. Dinin atma karc, devrim yapc veya paralayc ilevleri balamnda Weber tarafndan genie ele alnan karizmatik lider ve hareketlere iaret edilebilir. Dinsel kkenlere sahip olan karizma, kendisine sahip olan lider ve hareketin, toplum iinde harekete geerek bir devrimin gereklemesinde ilevsel olabilmektedir. Din sosyolojisinde en ilgi ekici alma alanlarndan olan karizmatik hareketlerin gsterdii gibi din, devrimlerin ve byk deiimlerin gereklemesinde ilev grebilmektedir. unu da belirtmek gerekir ki, karizmatik lider, bir ynyle atma karr ve paralarken, bir ynyle de btnletirir. Din, toplum iinde ortaya kan yeni bir dinin, mevcut inan, din, yaam biimi ve toplum dzenine kar muhalefet ederek atma karaca gibi kurumsallamayla, rgtlenip brokratiklemeyle veya asl karizmatik ahsiyetin, din nderinin veya peygamberin lmn mteakip karizmann rutinlemesiyle birlikte dini topluluun kendi iinde itiraz, protesto, itizal, isyan vs. yoluyla da atma vs. meydana getirebilir.

71

Dinin bir dier baat sosyal ilevi, btnletirme ileviyle yakndan ilgili olan organizasyon ilevidir. Peygamberlerin karizmatik liderlii etrafnda inanan insanlarn oluturduu organizasyondan tutun eitli dini grup, hareket, cemaat, oluum, parti ve kurumlarn organizasyonlar, brokratik ve hiyerarik yaplanmalar, siyasal ve toplumsal dzen ve dzenlemeler oluturmalar, tarihsel ve ada olarak dinin organizasyon ilevinin nemini ortaya koymaktadr. Dinin toplumsal ilevlerinden biri de sosyalizasyondur. Din, sosyo-ekonomik, dinsel vb. sisteme uygun belli karakter tiplerini ne kararak, destekleyerek toplumsal aktrlerin, sosyal yapya uygun rollerini renip iselletirmelerini, sosyal hayata ayak uydurmalarn, yani sosyallemelerini salar. Sosyallemeyle birey, sosyal rollerini, dsal sosyal artlarn etkisinden daha byk oranda isel olarak benimser ve icra eder. Dinsel sosyalleme, sisteme uygun deer, tutum ve davranlar reterek toplumsal aktrn sosyal yapy, sosyal dzenin norm ve deerlerini, toplumsal rolleri sosyo-ekonomik, kltrel ve siyasal statkoyu benimsemesinde rol oynar. Dinin baka bir ilevi, yaplandrma olarak belirlenebilir. Geleneksel Hint kast sistemi buna rnektir. Siyasi liderlere byk avantajlar salayan bu kendine zg ve son derece karmak yap byk bir ihtimalle Brahman ruhbanlnn bir rndr. Din, toplumun sosyo-kltrel yapsnda etkili olan bir fenomen olup yaplandrma ileviyle de balantl olarak ayn zamanda toplumu dzenleyici kurallar sistemidir. Gerek slam rneinde gerek Hristiyanlk rneinde ve baka dinler rneinde dinin, sosyal hayatn btn alanlar ile ilgili normlar gelitirdii ve dzenlemelerde bulunduu bilinmektedir. Dinin etkili sosyal ilevlerinden biri de kimlik, bir varlk bilinci, aidiyet bilinci, birlikte var ve taraf olma bilinci kazandrmadr. Din, insann kim olduunu ifade eden eyi tanmlayan sosyal bir rol veya durumda o insann benine uygun den bir anlamlar seti olan kimliin bir kontrol sistemi olarak ilev grmesinde rol oynar. Din inan ve uygulamalar, birey ve gruplar iin kimlik kalplar meydana getirirler. Dinin kazandrd kimlik, insann hayatna anlam kazandrr. Din, kararl ve salam bir insan kiilii oluturarak toplumsal ilikilerin de kiilikli ve btnlkl olarak gereklemesinde etken olur. Din, bu ileviyle insann kimlik bunalmna dmesini de engelleyici gtedir. Din, hem bireyin benliinin olumasnda, kendisiyle bark olmasnda, hem de bireyin topluma uyumunda, toplumla, sosyal norm, deer ve inanlarla salkl ilikide bulunmasnda yardmc olur. Din, muhafazakr ve merulatrc zellikleriyle yakndan balantl olarak kltrn korunmasnda, kuaktan kuaa aktarlmasnda, kltrn sreklilik kazanmasnda da ilevseldir. Din, topluma kltrn geerliliini kabul ettirerek, kltr kendi emsiyesi altna alarak korur ve kuaktan kuaa aktarr. slam toplumlar, Hristiyan toplumlar ve dier dine mensup toplumlarda bunun rnekleri bol miktarda mevcuttur. Dinin etkili ilevlerinden bir dieri, toplumda pek ok problemin kayna olarak ortaya kabilecek deerler atmasn nlemektir. Din, deerlerin toplumca kabuln salar, deerleri pekitirir, deerler arasnda hiyerarik bir yap oluturur. Dinin bir dier ilevi, devletle toplum aktrleri arasnda arac kurumluktur. Din, devletle birey arasndaki ilikilerde ikincil yaplar, rnein sivil toplum olarak bir tampon vazifesi grebilmektedir. slam toplumlarnda, r-

72

nein Osmanl toplum yapsnda bu net olarak grlebilir. Din burada ikincil yaplarda tzel kiiliin ilevini ifa eder. Dinin sosyal hayatta en dikkate deer ve kuatc ilevlerinden biri de merulatrmadr. Din, bireysel dzlemde, yaplan davran bireyin mer olarak grmesini salarken, baka bir ifadeyle, bireyin yapt davran kendi zihin, bilin ve vicdannda, kendi i dnyasnda, kendi psikolojisinde mer olarak grmesini temin ederken, sosyal dzlemde zneler aras iliki ve etkileimlerde, sosyal hayatta insanlarn birbirleriyle kurduklar ilikilerde, kurumsal ve grupsal ilikilerde de ortaya kan davranlarn, sosyal eylemlerin iliki iindekiler tarafndan ve global anlamda toplum tarafndan geerli ve hakl klnmasn temin eder. Siyasal dzlemde ise din, ynetimin, ynetenlerin veya iktidarn, ynetilenler tarafndan kabul edilmesinde ilevsel olur. Din, merlatrc ileviyle sosyal realiteyi yoruma tabi tutarak insan bu realitenin iine yerletirir ve hayat iin insana bir rehber takdim eder. Din, insan toplumuna gndelik dnyay aan bir referans noktas kazandrr. Din, ayrca bireyler ve gruplar iin hayata bir anlam verme duygusu salar; bylece insanlar, sosyal hayatta karlatklar olay veya durumlar iinde bir tr gl destek ve bar elde ederler. Dinin izah veya hakllatrmasyla toplum iinde her aktr veya ye, kendi konumunu, statsn anlamlandrabildii gibi, karlat olaylar, iinde bulunduu acl veya sevinli durumlar da kendi zihninde bir yere yerletirebilir. Fakir olan fakirliini, zengin olan zenginliini, hasta olan hastaln vb. dinsel izahlarla izah eder ve bylece zihnen rahat olabildii gibi toplumsal ilikilerinde de rahat olur. Grld zere dinin nemli toplumsal ilevleri bulunmaktadr. Burada ele alnan ilevlerin dnda da dinin pek ok ilevi olduu muhakkaktr. Ancak konunun anlalmas bakmndan bu kadar yeterli grlebilir.
Dinin toplumsal ilevlerine bir rnek de siz veriniz.

Belirtmek gerekir ki sosyolog ve din sosyologu, dinin toplumsal ilevlerinden sz ederken, dini deil, kendini snrlandrr. Bu demektir ki snrlanan dinin kendisi deil, sosyologdur. Sosyolog, dinin sosyal ilevleriyle ilgilenirken, indirgemeci bir yaklamla dini salt sosyal ilevlerine hasretmez, ancak kendisini dinin var olan sosyal ilevlerini, dinin toplumdaki yeri ve etkilerini incelemekle snrlandrr. Denilebilir ki dini salt sosyal boyutlar ve ilevlerinden ibaret grmek, indirgemecilikle, dini daraltmakla edeerdir. Din, salt sosyolojik bir yan rn deildir. Dinin kendine zg bir mant, akn boyutlar, beer olaylar etkilemede byk bir gc bulunmaktadr. Hlasa dinin sosyolojik manas unlar ierir: Din, inan, bilgi, tecrbe, ibadet, etki, organizasyon, ahlak gibi boyutlaryla toplumsal bir gerekliktir; din ile toplum birbirini karlkl olarak etkiler. Kutsala, tanrlara, akn varlklara, Tanrya veya Allaha inan ve ballk olarak din, toplumda, toplumsal ilikiler temelinde, toplumsal olarak yaanr; grup ve topluluk halinde varlk sahnesine kar. Din, temel toplumsal kurumlardan biri olarak toplumun hemen her alannda, aile, eitim, siyaset, ekonomi, bo zaman, hukuk gibi dier kurumlarla etkileim halinde varlk gsterir. Din, toplumsal birlik ve btnln ifadesidir; atmaya, kuralszlklara, anlam krizlerine kar bir panzehirdir; ama grece atma ve savalarn, muhalefet ve ayrlklarn da gereklemesinde etkili olabilir. Din birok toplumsal olayn ardndaki gtr. Din, merulatrc niteliiyle sosyal iliki biimlerini, mevcut sosyal dzen ve dzenlemeleri, kurumlar, kurumlarn ileyi biimlerini hakllatrp geerli klar.

73

Sonu olarak dinin sosyolojik mana ve yorumunun bilimi olan din sosyolojisi, dini sosyolojik bak asyla, nyargsz ve nesnel bir yaklamla, toplumsal bir gereklik olarak, ama toplumsala indirgemeksizin, toplumsal boyut ve ilevlerine inhisar ettirmeksizin, olduu gibi, yani din olarak, inananlarn inand biimiyle, kendine zg karakteri olan bir fenomen halinde incelemeyi esas alr. Din sosyologu bu esastan hareket edip, anlama, aklama, betimleme, karlatrma, tarihsel analiz, ierik analizi, kamuoyu aratrmas, istatiksel analiz, nedensel analiz, gzlem, grme, anket gibi yntem ve tekniklerle ve de bata dinler tarihi, din antropolojisi, din fenomenolojisi, din etnolojisi, din sosyal psikolojisi, din psikolojisi gibi din bilimlerinin yan sra genel sosyoloji ve zel sosyolojiler olmak zere duruma gre farkl bilim dallarndan yardm alarak dinin sosyal gerekliini aratrp inceler.

zet
Sosyolojik bakn ne anlama geldiini aklayabilmek. Toplumsal bir varlk olan insan zerine bir bak ekli, bir dnme biimi olarak sosyoloji; gndelik saduyu bilgisinin, nyargl baklarn, aceleci kestirimlerin, n-damgalamalarn snrlarn aarak sorumlu, ok boyutlu, indirgemeci olmayan, dengeli, yansz, sistematik, metodolojik, alkanlklar ve rutini sorgulayc, toplumsal oluumlardan, sosyal etkileim ve ballk alarndan hareket eden, nesnel ve ampirik verilere dayanan bir bilim dal olma hviyetiyle insanlara din de dahil toplumsal gerekliimiz hakknda doru bilgiler sunar. Dine sosyolojik bak aklayabilmek. Din sosyolojisi, dinin sosyolojik manasyla ilgili bir sosyal bilim daldr. Dinin sosyolojik manas, dini sosyolojik zaviyeden ele almay; anlamay, tasvir etmeyi, yorumlamay; dinin toplumsal gerekliini; sosyal bir fenomen olarak dini, din ile toplumun karlkl ilikilerini, olduu veya gerekletii gibi, sosyolojik perspektiften, ampirik verilere dayanarak, ama onu bsbtn sosyal ve sosyolojik olana indirgemeden anlama ve yorumlama abasn ihtiva etmektedir. Din sosyolojisinin konusunu aklayabilmek. Dinin sosyolojik mana ve yorumunun bilimi olan din sosyolojisi, dini sosyolojik bak asyla, nyargsz ve nesnel bir yaklamla, toplumsal bir gereklik olarak, ama toplum ve toplumsala indirgemeksizin, olduu gibi, kendine zg karakteri olan bir fenomen olarak ele alp incelemeyi esas alr. Din sosyolojisi, toplumsal bir olgu olarak dini, disiplinli/sistematik bir tarzda anlamayla ilgili bir bilim daldr. Din sosyolojisi, dine sosyolojik bak temelinde din ile toplumun karlkl ilikilerini, yani etkileim noktalarn aratrma konusu yapar. Daha geni ifade etmek gerekirse; din sosyolojisinin, dinin toplumsal ve toplumun da dinsel gerekliini, dinin toplum ve toplumun da din zerindeki etkilerini, bir kurum olarak dini, dini kurum, yap, organizasyon, oluum, grup, hareket, olay ve olgular, dini iliki ve etkileimleri konu edindii sylenebilir.

74

Din-toplum ilikilerini deerlendirebilmek. Din, sosyal hayatta, inan, ibadet, tecrbe, bilgi, etki, ahlak ve dier boyutlaryla; zihniyet kazandrma, btnletirme, paralama, attrma, ayrma, rgtleme, gdleme, muhafaza etme, deitirme, sosyalletirme, sosyal kontrol, arac kurumluk, kimlik kazandrma, yaplandrma, merulatrma, kltr koruma ve aktarma gibi ilev ve nitelikleriyle etkili olur. Din inanlar, insan kaderinin en etkili faktrdr. Din, kltrn ilk basamaklarndan balayarak aile, oymak, kabile, boy ve millet gibi tabi birliklerle hep yakn iliki iinde bulunmutur. nsanlarla dinin bu birliktelii gnmze kadar eitli biimlerde devam etmi ve tarihin sonuna kadar da devam edecee benzemektedir. Toplumlarn evrensel bir boyutu olan din geni anlamda, kitab (teorik, itikad) ve uygulamal (ibd), bireysel ve cemaatsel, sbjektif ve objektif ynleriyle; inan, bilgi, tecrbe/duygu, ibdet, etki, organizasyon ve ahlak boyutlaryla bir btn olarak kendini ortaya koymaktadr. Din doal ve sosyal bir gerekliktir. Dinin objektiflii, dinin grnrln, ilikisel dzeylerini, toplumsal boyutlarn dillendirir. Dinle toplum birbirinden ayr dnlemez.

Kendimizi Snayalm
1. nsan tabiat gerei sosyal bir varlktr diyen toplum bilimci aadakilerden hangisidir? a. Aristoteles b. bn Haldun c. Karl Marks d. bn Sina e. Emile Durkheim 2. Sosyoloji kavramn ilk kullanan bilim adam aadakilerden hangisidir? a. Emile Durkheim b. bn Haldun c. Max Weber d. Karl Marks e. Auguste Comte 3. Sosyolojiyi en iyi aklayan ifade aadakilerden hangisidir? a. Sosyoloji, toplumu inceleyen, gndelik saduyu bilgisi ve nyargl baklarn snrlar erevesinde birka boyutlu, indirgemeci, sistematik, toplumsal oluumlardan hareket eden, nesnel ve znel verilere dayanan bir bilim dal olma hviyetiyle din de dahil toplumsal gerekliimizi inceleyen bir bilim daldr.

75

b. A. Comte tarafndan kurulan sosyoloji bilimi, zneler aras ilikilerin bilimidir. c. Sosyoloji, ok boyutlu ve nesnel bir bilim daldr. d. Gndelik saduyu bilgisi ve nyargl baklarn snrlarn aarak ok boyutlu, indirgemeci olmayan, dengeli, sistematik, toplumsal oluumlardan, sosyal etkileim ve ballk alarndan hareket eden, nesnel ve ampirik verilere dayanan bir bilim dal olma hviyetiyle din de dahil toplumsal gerekliimizi inceleyen bir bilim daldr. e. Sosyoloji, gruplar inceler. 4. Dini nsanlarda, genel bir varlk dzenine ilikin kavramlar formle ederek ve bu kavramlar bir gereklik atmosferiyle kaplayarak, o gereklik atmosferi iinde esiz derecede gereki grnen gl, geni kapsaml ve uzun sreli ruhsal durum ve motivasyonlar tesis etmeye alan bir semboller sistemidir eklindeki tanm kime tanmlayan kii aadakilerden hangisidir? a. C. Geertz b. W. James c. E. Durkheim d. E. Durkheim e. Max Weber 5. Din ve toplum ilikilerinin doasn en iyi aklayan ifade aadakilerden hangisidir? a. Din - toplum ilikilerinin doasnda dinin bamsz deiken olmas vardr. b. Din ile toplum ilikilerinde toplumsal deiim bamsz deikendir. c. Din ile toplum ilikilerinin doas, karlkllktr. d. Din ile toplum ilikilerinde din baml deikendir. e. Din ile toplum ilikilerinin doas istikrardr.

Kendimizi Snayalm Yant Anahtar


1. b 2. e 3. d Cevabnz doru deilse, nitemizin Din ve Sosyoloji ksmn yeniden okuyunuz. Cevabnz doru deilse, Din ve Sosyoloji konusunu yeniden okuyunuz. Cevabnz doru deilse, Dine Sosyolojik Bak yeniden okuyunuz. konusunu

76

4. a 5. c

Cevabnz doru kmamsa, Dinin Tanm konusunu yeniden okuyunuz. Cevabnz doru deilse, Din-Toplum likileri ksmn yeniden okuyunuz.

Sra Sizde Yant Anahtar


Sra Sizde 1 Edward B. Tylor, ruhsal varlklara inan biimindeki din tanm substantif tanm tipine girer. nk tanmdan da anlalabilecei zere Tylor, tanmnda dinin zn esas almtr. Sra Sizde 2 Dinin bir baka etkili ilevi de, toplumsal kontroldr, yani toplumsal varlklar olarak insanlar toplumun norm ve deerleri izgisinde tutmaktr. Sosyal kontrol sosyalleme ile direkt ilgili bir durumdur. Kendi kendini kontrol etme, sosyalizasyonun znel boyutu; sosyal kontrol ise nesnel boyutudur. Potansiyel bir sosyal kontrol gc olarak din, sosyal yapy korur. Merlatrma ve muhafazakrlk ile i ie ilikili olan sosyal kontrol ileviyle din, toplum yeleri veya aktrlerinin, sosyal ve siyasal dzenin kural ve dzenlemelerinin snrlar dhilinde hareket etmelerini salar, o snrlarn dna kmalarn nler. Din, sosyal kontrol ileviyle sosyal ve siyasal hayatn kusur ve yanllarn dzelterek bir tr yedeklik hizmeti grr, keyfilii ve yetersizlii ortadan kaldrarak otoritenin bana buyruk hareket etmesini engelledii gibi yetersiz kald yerlerde ona destek olacak bilgi, yasa vb. gibi unsurlar salar.

Yararlanlan Kaynaklar
Kuran- Kerim Bauman, Z. (1999), Sosyolojik Dnmek (ev. A. Ylmaz), 2. bs., stanbul. Berger, P. L. (1967). The Sacred Canopy, New York. Berger, P. L. (1963). Invitation to Sociology: A Humanistic Perspective, New York. Chalfant, H. P. Beckley, R. E. Palmer, C. E. (1987). Religion In Contemporary Society, 2. bs., California. Durkhem, E. (1923). Din Hayatnn btid ekilleri, (ev. H. Chid), c. 2, stanbul. Fichter, J. (ty.), Sosyoloji Nedir? (ev. N. elebi), Konya. Freyer, H. (1964). Din Sosyolojisi, Ankara. Geertz, C. (1968). Islam Observed, New Haven.

77

bn Haldun (1996). Mukaddime, (tah. Dervi el-Cveyd), 2. bs., Beyrut. Kehrer, G. (1998). Din Sosyolojisi, Din Sosyolojisi, (der. Y. Aktay-M. E. Kkta), 2. bs., Ankara. Luckmann, T. (1972). The Invisible Religion, 2. bs., New York. Martin, D. (1978). The Dilemmas of Contemporary Religion, Oxford. Marks, K.-Engels F. (1987), On Religion, Religion and Ideology (der. R. Bocock-K. Thompson), Manchester. McGuire, M. (1987). Religion: The Social Context, 2. bs., California. Mensching, G. (1994). Din Sosyoloji, (ev. Mehmet Aydn), Konya. Mills, C. W. (2000). Toplumbilimsel Dn (ev. . Oskay), stanbul. Okumu, E. (2006). Toplumsal Deime ve Din, 2. bs., stanbul. Otto, R. (ty.). The Idea of The Holy (ng. ev. J. V. Harvey), London. Roberts, K. A. (1990). Religion in Sociological Perspective, 2. bs., California. Robertson, R. (1980). The Sociological Interpretion of Religion, Southampton. Scharf, B. R. (1970). The Sociological Study of Religion, London. Spiro, M. (1966). Religion: Problems of definition and explanation, Anthropological Approaches to the Study of Religion (ed. M. Banton), Tavistock, London. Wach, J. (1995). Din Sosyolojisi (ev. . Gnay), stanbul. Wach, J. (1987). Din Sosyolojisine Giri, (ev. B. nand), Ankara. Weber, M. (1964). The Sociology of Religion, (ng. ev. E. Fischoff), Boston. Wilson, B. (1989). Religion in Sociological Perspective, Oxford-New York.

78

79


Amalarmz
Bu niteyi tamamladktan sonra; Toplumsal deiim olgusunu tanmlayabilecek, Toplumsal deiim etken ve kuramlarn aklayabilecek, Toplumsal deiim ile dinin birbirini karlkl olarak etkilediini aklayabilecek, Modernleme ve seklerleme srelerinin dine etkilerini aklayabilecek, slam dininin toplumsal deiim yaklamn deerlendirebileceksiniz.

Anahtar Kavramlar
Toplumsal deiim Din Modernleme Seklerleme slam dini

neriler
Bu niteyi daha iyi kavrayabilmek iin okumaya balamadan nce; Metin ierisinde tanm verilmeyen szckler iin herhangi bir sosyoloji szlne bavurmanzn yararl olacan unutmaynz.

80

Toplumsal Deiim ve Din


GR
Tarihte olduu gibi gnmz toplumlarnn hayatnda da vazgeilmez bir fenomen olarak yerini alan din, toplumlar etkilemekte, ynlendirmekte, toplumlarn deiim srelerinde grece olumlu veya olumsuz roller oynamakta, toplumsal artlar iinde deien ve deitiren bir g olarak var olmaktadr. Emile Durkheim (1858-1957), Max Weber (1864-1920), Ernst Troeltsch (1865-1923), Joachim Wach (1898-1955), Gustav Mensching (1901-1978) ve Gabriel Le Bras (1891-1970) gibi nde gelen din sosyologlar, almalarnda din ve toplumsal deiim arasndaki ilikilere zel bir nem vermilerdir. Toplumsal deiim-din ilikilerinin incelenmesi, din sosyologlarnn giderek artan bir ilgi oda halini alma yolunu tutmu; zellikle kinci Dnya Savan takip eden srete toplumlarn dnya leinde kar karya kaldklar hzl toplumsal deiimler ve bunlarn dine yansmalar, din sosyologlarnn bir sosyal olgu olarak dinin toplumsal deiim fenomeni ile etkileimlerini ele almalarnda etkili olmutur. Modern dnemde kendini gsteren hzl ve etkin toplumsal deiimler, modern ve modernlemekte olan toplumlarn dinle ilikilerini zellikle seklerleme etrafnda etkilemitir. Bu durum, din-toplum ilikilerinde, btn dnyada, ama her toplumda farkl biim ve muhtevalarda deiikliklere neden olmutur. Bu balamda belirtmek gerekir ki, din sosyolojisinde seklerleme teorileri ve bu teorilere kar kan teoriler, modern zamanlarda din-toplumsal deiim ilikilerine dair nemli tartmalara yol amtr. Grld zere din ve dinin toplumsal deiimle ilikileri, ok nemli bir fenomen olarak karmza kmaktadr. te bu nitenin asl konusunu, din ile toplumsal deiim arasndaki ilikiler tekil etmektedir.
Din ile toplumsal deiimin ilikileri ele alnrken ilikilerinin karlkll esasndan hareket edildii ve bunun sosyolojik anlamda zorunlu olduu unutulmamaldr. Din sosyolojisinin asl konusu, din ile toplum arasndaki karlkl iliki ve etkileimler olduuna gre, din ve sosyal deiimi ele alrken, sadece dinin sosyal deiim zerindeki etkilerini deil, sosyal deiimin din zerindeki etkilerini de incelemek gerekir. Kukusuz din, toplumun bir rn deil, ama her zaman bamsz deiken de deildir; zira sonuta din, toplum tarafndan benimsenen ve yaanan bir fenomen olduuna gre toplumdan de etkilenmektedir. O hlde din ve toplumsal deiim incelenirken, doru ve salam bulgular elde edebilmek iin din ile toplumsal deiimin karlkl

81

ilikilerini, yani dinin toplumsal deiime etkilerini, toplumsal deiimin de dine etkilerini ele almak, din sosyolojisinin ilkelerine uygunluk asndan ve sosyal bir fenomen olarak dinin doru okunup anlalmas bakmndan gereklidir.

Din ile toplumsal deiimin ilikileri tek boyutlu olmayp ok ynldr ve bu ilikilerde dinin yan sra baka birok etken de etkili olabilmektedir. Gerek toplumsal deiim karsnda etkili bir unsur olarak, gerekse toplumsal deiim karsnda edilgen bir unsur olarak din, sosyal, ekonomik, kltrel, siyasal vb. faktrlerle etkileim halinde var olmaktadr. Bu erevede dintoplumsal deiim ilikilerine yakndan bakldnda, dinin; corafi evre, mekan, zaman, sosyal farkllama, nfus, g, sava, bar, btnleme, ayrlk, eitim, siyaset, kltr, ideoloji, hukuk, teknoloji, ekonomi, keif ve icat gibi toplumsal deiim etkenlerinin hemen hepsiyle tek tek veya oklu bir biimde karlkl iliki halinde olduu grlr. Belirtmelidir ki, toplumsal deiim terimi, bir toplum iin mutlak anlamda iyiyi veya kty, olumluyu veya olumsuzu, iyi ynde deiimi veya kt ynde deiimi, ilerlemeyi veya gerilemeyi ifade etmemekte, ntr bir anlam ieriine sahip bulunmaktadr. u hlde toplumsal deiim, normatif deil, objektif bir anlam ieriine sahip olup herhangi bir deer yargs iermez, nesnel bir gereklii ifade eder. Buna bal olarak din ile toplumsal deiimin karlkl ilikileri ele alnrken kullanlan toplumsal deiimi frenleyici bir etken olarak din, toplumsal deiimi takviye edici bir etken olarak din, toplumsal deiimin temel etkeni olarak din gibi ifadelerde geen toplumsal deiimle, iyi anlamda veya gelime dorultusunda gerekleen bir deiimi ifade etmek amalanmamakta, grece iyi olsun, kt olsun bir sosyal fenomen olarak toplumsal deiimi ifade etmek amalanmaktadr. Ayn ekilde dini olumlu ynde etkileyen bir etken olarak toplumsal deiim, dini olumsuz ynde etkileyen toplumsal deiim, dinin lehine toplumsal deiim, dinin aleyhine toplumsal deiim gibi ifadelerle de deiimin mutlak anlamda din iin iyi veya kt olduunu ifade etmek deil, bir sosyal fenomen olarak dinin, sosyal tezahrleri itibaryla deiimden bir ekilde grece iyi veya kt ynde etkilendiini ifade etmek kast edilmektedir.
Toplumsal deiim terimi bir deer yargs tamadna gre, toplumsal zlme, sosyal k, sosyal tekml, toplumsal ilerleme, gelime, modernleme, kalknma, adalama, seklerleme, batllama ve evrim gibi kavramlar, toplumsal deiimin yerine kullanlabilir mi?

TOPLUMSAL DEM
Toplumsal Deiimin Anlam
Deiim, basite mevcut durumda meydana gelen bakalama olarak tarif edilebilir. Deiim hayatn bir kanunu, kinatn bir geleneidir. Zaman iinde her ey deiim geirmekte, farkllamaktadr. Nitekim insanda zaman iinde her eyin deitii hissi bulunmaktadr. Yunan filozofu Herakleitos (M.. 535? 475?) da bir kiinin ayn nehre iki kez giremeyeceini ifade ederek her eyin her zaman deiime uradn ileri srmtr. Deiim, toplumlar iin de bir zorunluluktur. Deimeyen veya iinde deiimin olmad bir toplum dnmek mmkn deildir. Toplumsal deiim, toplumun tabiatnn bir gereidir. bn Haldunun (1332-1406) da

82

iaret ettii gibi toplumsal deiim kanlmaz ve evrensel bir fenomendir. Toplumlar, hi bir zaman duraan (statik) olmamlardr. Deiim, toplumsal hayatn bir geleneidir. Toplumun duraan olarak dnlmesi, varsaymsal olup sosyolojik incelemenin gerei olarak ortaya kan veya metodolojik zorunluluklardan doan itibar bir zihinsel vaziyet altan kaynaklanmaktadr. Hi bir toplum hareketsiz deildir. Her toplumun kendine zg bir dinamizmi vardr. Her toplum az veya ok deiimi yaar, tecrbe eder. Bir toplumun duraanl, baka bir toplumun deiim durumuna gredir, yoksa o toplum duraan deildir. Bir toplumda deiim dk younluklu, baka bir toplumda yksek younluklu, bir toplumda yava, baka bir toplumda hzl tempoda olabilir. Bu erevede deiimin, zamana ve topluma gre farkllk arz ettii sylenebilir. Her halkarda deiim, her toplumun deimez karakteristiidir. nsanlar, karlkl ve srekli etkileimler sonucu zaman iinde yeni deerler, normlar, anlamlar, kurallar, kurumlar ve ynetim biimleri meydana getirmektedirler. Baka bir ifadeyle insanlarn karlkl iliki ve etkileimleri, tarihsel sre ierisinde farkl bir hal almakta, toplumsal yapda ortaya kan bakalama veya farkllamalar da toplumsal deiimi dourmaktadr. Ancak toplumsal yapda ortaya kan deiikliklerin toplumsal deiim olarak nitelendirilmesinin n art, kkl ve kalc deiiklikler olmasdr. Bu durumda denilebilir ki toplumsal deiimler, toplumun tarih akn, kaderini deitiren deiikliklerdir. Yani geici ve yzeysel deiiklikler, toplumsal deiim kapsamnda deillerdir. yleyse toplumsal deiim denilince, moda veya alma hayatndaki geici-dnemsel deiiklikleri anlamamak gerek. Toplumda meydana gelen bir deiimi, toplumsal deiim olarak grebilmek iin deiimin, bir referans noktasyla belirlenebilir olmas, yani bir zaman dilimine endeksli olmas; kesintisiz olmas, yani bir srekliliinin bulunmas ve kolektif olmas, yani aile, cemaat, eitim, ekonomi gibi kalc birliktelikleri ifade eden grup veya kurumlar temelinde ortaya kmas gerekmektedir. Bu ifadelerden de anlalabilecei gibi toplumsal deiim, bir toplumda zaman iinde gzlemlenebilen, toplumun yapsn geici deil, srekli ve kkl bir biimde etkileyen bir fenomendir. Bylece toplumsal deiim, toplumun yapsn oluturan sosyal ilikiler ann ve bunlar belirleyen sosyal kurumlarn deimesi olarak anlalabilir. Grld zere toplumsal deiimde toplumsal yap kavram anahtar kavram olarak yerini almaktadr. Bilindii gibi aktrlerin oluturduu toplumsal sistem iindeki ilikiler, sosyal olgular ya da sosyal kurumlar ile dzenlendiinde ortaya toplumsal yap kar. Toplumsal sistemin birimi aktr olduuna gre toplumsal yap, aktrlerin toplumsal ilikilerinin kalplam sistemidir. Baka bir ifadeyle toplum iinde yer alan bireylerin, yani aktrlerin toplumsal eylem ve etkileim kalplar ve dolaysyla toplum kurumlar arasndaki ilikiler, toplumsal yap olmaktadr. Sosyal yap, toplumdaki btn kurum ve deerler sistemiyle toplumsal eylem ve iliki kalplarn kapsayan grece statik durumu ifade ederken, toplumsal deiim, bu kurumlarda, deerler sisteminde ve toplumsal davran kalplarnda meydana gelen bakalama ve dnmleri ifade etmektedir. Bunlarn dnda sosyal deiimler, kkl deiimler ve hafif deiimler olarak ayrmlanabilecekleri gibi zsel veya stratejik deiimler ve grece kk deiimler olarak da ayrmlanabilirler. Ayrca yava deiim ve hzl deiim ayrm da yaplabilir. Bunlardan baka deiim, grece geni lekli ve dar lekli deiim olarak iki tipte ele alnabilecei gibi uzun dnemli

83

deiim ve ksa dnemli deiim diye de iki tipe ayrmlanabilir. Bunlara ek olarak toplumsal deiim, irad (istee bal/gnll) ve gayr-i irad (istem d) olarak deiim olarak ikili bir tipletirmeye de tb tutulabilir. Toplumsal deiimden sz edilebildiine gre, zsel sabitlik anlamnda grece bir duraanlktan da sz edilebilir. Duraanln kendinde bir deiim vardr; fakat insann, eyay ve olaylar idrakinde bir sabitlik, bir duraanlk algsna ihtiyac bulunmaktadr. Bu anlamda deiim ancak deimemeye gre tespit edilebilir. u hlde toplumun deiime olduu kadar statiklie de ihtiyac vardr. Sosyal hayatn istikrar ve huzuru iin grece duraanlk gerekli grnmektedir. Bu noktada denilebilir ki her deiimin iinde ve sonunda bir geleneksellik yn mevuttur ve kanlmazdr. Toplumsal deiim, toplumun z unsurlarnn deiime nazaran sabit kalmasn, toplumun kltrel deerlerinin kuaktan kuaa aktarlmasn ve bylece toplumun bir geleneinin var olmasn ve bu gelenein devam etmesini ierir. Kald ki sosyal deiimin olmas veya toplumlarda deiimin olmas, toplumun btnyle, harfi harfine deiimi olarak da anlalmamaldr. Toplumun btnyle deiiminden bahsedildiinde, toplumun varlnn ortadan kalkt, yani onu ayn sosyal sistem olarak belirtmenin mmkn olmad ifade edilmi olur ki bu toplumsal deiim olmasa gerektir. Byle bir eyin deiim olduunu sylemek mantksal olarak mmkn deildir. Sz gelimi bir sanayi firmasnn sosyal sisteminde total bir deiim olduunu sylersek, elimizde onun ayn firma olduunu belirleyebileceimiz baz aralara sahip olmamz gerekir. Mesela Fransz toplum yapsnn tmden deitiini iddia eden kiinin elinde, bu deiimden sonra Fransa toplum yapsnn Fransa toplum yaps olarak kaldn belirleyecek baz aralarn bulunmas gerekmektedir. Aktr ki bir ey, deimeden, insann deiim ve istikrar algsn bozmayacak biimde deierek kalmaktadr.

Toplumsal Deiim Etkenleri


Toplumsal deiimin gereklemesinde etkili olan birden fazla etkenden sz edilebilir. Bu faktrlerden bazen biri, bazen ikisi, bazen de birka toplumsal deiimde rol oynayabilir; ayrca sz konusu etkenlerin toplumsal deiimdeki etki dzeyleri, toplumdan topluma da deiiklik arz eder. Toplumsal deiimde rol oynayan etkenlerin belli ballarn yle sayabiliriz: Corafya, mekan, zaman, demografya (nfus yaps), iktidar ilikileri ve muhalefet, rekabet, atma, ibirlii, btnleme ve bar, aile, ekonomi, eitim, siyaset, hukuk, g ve ehirleme, kltr, din, ideoloji, icat, keif, sanayi ve teknoloji, karizmatik ahsiyetler ve sosyal hareketler. Bu etkenlerden rnein demografyaya baklacak olursa, birok sosyolog, nfus artnn sosyal yap ve sistemde dorudan deiimlere yol atn ileri srerken, baz sosyologlar dolayl olarak deiime neden olduu hususunu ele alm, rnein demografik deiimlerle sava arasndaki ilikiler zerinde durmulardr. Ayrca demografik deiimlerle ekonomi arasndaki ilikiler zerinde de tartmalar yaplmtr. Bu tartmalar, bn Haldundan Thomas R. Malthus (1766-1834) ve W. Arthur Lewise (1837-1914), oradan da gnmze kadar uzanmaktadr. Ayn ekilde ekonomi, toplumun en nemli yapsal ve kurumsal unsurlarndandr ve ekonomide meydana gelen deiim, sosyal sistemde kkl deiimlerin olumasnda etkili olabilmektedir. Ekonominin toplumdaki ve toplumsal deiimdeki yeri konusunda bn Haldundan Karl Marks (1818-

84

1882) ve Max Webere, oradan da gnmze kadar birok sosyolog nemli grler ortaya koymulardr. Din de, toplumsal deiimde rol oynayan temel etkenlerdendir. Gemite ve gnmzde bir sosyal fenomen olarak dinin, toplumsal deiimlerin gereklemesinde ne kadar belirleyici bir etken olduu bilinmektedir. Weber, ekonomik sistemlerin geliiminde kltrler ve dinlerin etkilerini gstermekle ve Batda modern kapitalizmin dinden kaynan aldn ortaya koymakla, dinin nemli bir toplumsal deiim etkeni olduunu gstermitir. Yine icat veya keif, William F. Ogburnun (1886-1959) da ifade ettii gibi nemli irad sosyal deiim etkenleridir. Esasen icat, sadece mekanik deil, ayn zamanda toplumsal boyutlar olan bir fenomendir. Keiflerin artmas, sanayi ve teknolojinin gelimesi ve dnya hayatnda etkisini iyice hissettirmesi sonucu nemli sosyal deiimlerin gerekletii bilinmekte ve tartlmaktadr. Bilim ve tekniin, son birka yzyl iinde kaydettii ba dndrc gelimeler, 21. yzyln balarnda bulunan gnmz toplumlarnda kkl deiimlere yol amaktadr. Bilim ve teknolojideki yenilikler, rnein radyo, televizyon ve bilgisayar gibi modern iletiim aralar, insanlar zerinde byk etkilerde bulunmakta ve pek ok deiimin zeminini oluturmaktadrlar. Bu balamda medya, bilgisayar, internet, uydu sistemleri vb. nemli sosyal deiim etkenleri olarak zikredilebilir.
Toplumsal deiim etkenleri, toplumsal deiim asndan birbirinden bamsz deillerdir. Her birinin bir dieriyle eitli biimlerde ilikisi bulunabilmektedir. Hatta yle ki bazen bir toplumsal deiim etkeninin arka plannda baka bir etken yer alabilmektedir. Sz gelimi atma etkeninin arkasnda ekonomik etkenler olabilecei gibi ekonomik etkenlerin arka plannda ise inan, anlay veya zihniyet de bulunabilir. Ayrca sz konusu etkenlerden birou, karlkl etkileim halinde bulunarak toplumsal deiimde etken olabilirler. Toplumsal yapda meydana gelen deiimlerin tek ynl veya tek etkene dayal tanmlar, sonu itibariyle deiim olgusunu bir deer yargs haline dntrmektedir. Deiimin tek nedeni olarak rnein corafi evreyi veya nfusu ya da karizmatik ahsiyetleri almak yahut ekonomik determinizmi vurgulamak, deimeyi belirli alanlarda snrlamak ve indirgemekle eanlamldr. Tek etkenci bir yaklamla konuyu ele almak, doru sonular elde etmede nemli bir engeldir; dolaysyla birden fazla etkeni hesaba katmak gerek.

Toplumsal Deiim Kuramlar


Halihazrda sosyolojide, zerinde uzlalan genel bir toplumsal deiim kuramnn olduu sylenemez. Dolaysyla eitli toplumsal deiim kuramlar ve farkl toplumsal deiim kuramlar tipolojileri mevcuttur. Burada toplumsal deiim kuramlarnn l bir tipletirimi benimsenebilir. Sz konusu tipletirmeye gre, (1)byk boy kuramlar (ykseli ve k, evrimci, modernlemeci ve diyalektik), (2)orta boy kuramlar (yapsal-ilevselci ve atmac) ve (3)kk boy kuramlar (grupsal ve bireyci) olmak zere ana toplumsal deiim kuram sz konusudur.

Byk Boy Kuramlar


Byk boy kuramlar, zamansal olarak btn insanlk tarihini kapsamna alan evrensel kuramlar olduklar iddiasndadrlar. Geni zamanl bu kuramlar iin nemli olan, insanlk tarihinin deiim yasalarnn bulunmasdr.

85

Byk boy kuramlardan Ykseli ve k Kuramlar (Organizmac Kuramlar), ou kez insan organizmasna benzettikleri toplumun, devletin, kltrn ya da genel olarak medeniyetlerin byme, gerileme ve kme gibi aamalardan getiklerini, yani canllar gibi doduklar, bydkleri, yalandklar ve ldklerini savunduklar iin organizmac modeller; tarihin hareketinin evrimsel (dngsel) bir hareket olduunu, toplumlarn ykseli ve klerinin srekli dairev bir hareket izlediini, ncelikle zorunlu olarak ykseldiini ve sonra da yine zorunlu olarak k srecine girdiini ileri srdkleri iin de evrimsel/dngsel yaklamlar adn almaktadrlar. Bu yaklamlara bn Haldunun tavrlar teorisi ve Arnold Toynbeenin (18891975) medeniyetlerin kyle ilgili teorisi rnek olarak verilebilir. Byk boy kuramlardan bir dieri olan Evrimci Kuramlar, insanlk tarihini, genellikle kendi iinden meydana gelen birikimler sonunda ortaya koyduu gelimenin bir sonucu olarak grrler. Bu kuramlar, genellikle dorusal bir ynde daima daha fazla karmaklk ve uyum yetenei dorultusunda gelien, dzgn ve birikimsel bir deiim ana fikrinde ifadesini bulur. Bu yaklamlar, toplumsal deiimi, dz izgisel bir ilerleme ile izah ederler. u hlde bu modellere gre evrim, kendi kendine deien, geriye dn olmayan, dorusal, srekli yenilik ve farkllk oluturan bir yn izmektedir. Auguste Comte (1798-1857), Herbert Spencer (1820-1903), Emile Durkheim, Gordon Childe (1892-1957), Morgan (1818-1881), Neil Smelser (1930- ), Moore, Levy, J. Steward (1902-1972), M. D. Sahlins, L. White (1900-1975), E. R. Service gibi sosyal bilimciler, toplumsal deiim fenomenine evrimci bir bak asyla yaklamlardr. Bu sosyal bilimcilerden bir ksm, klasik tek izgili evrim anlayna sahipken, bir ksm ise ok izgili evrim anlayna sahiptirler. Byk boy toplumsal deiim kuramlarndan biri de Modernlemeci Kuramlardr. Evrimci kuramlarn daha gelitirilmi bir biimi olan bu kuramlar, toplumsal deiimin belli bir ynde gerekleen zel bir trn, toplumsal deiimi belli bir ideolojik bak asna gre ele alan modelleri ifade etmektedir. Modernleme kuramlar, tek tek ulusal snrlarla belirlenmi olan toplumlar zerinde odaklamakta olup esasen gelimemi, azgelimi veya gelimekte olan biiminde isimlendirilen toplumlarn sanayilemi toplumlar haline gelmesinin srelerini ele alp belirlemeye alr. Klasik modernlik ve modernleme yaklam, sonuta btn toplumlarn Batnn modernliine eriebilmek iin yine Batnn izledii izgiyi takip edecekleri savna sahip olduu iin byk boy toplumsal deiim kuramlarndan saylabilir. oklu modernlik ve modernleme olarak adlandrlan yeni modernlik ve modernleme yaklam ise tek izgili bir modernlik olmadn, Bat dnda toplumlarn kendilerine zg modernliklerinin olabileceini ve dolaysyla kendi modernlemelerinin kendi sosyo-kltrel yaplarna uygun olarak gerekleebileceini savunurlar. Bir dier byk boy toplumsal deiim kuram, Diyalektik Kuramdr. Karl Marksn deiim kuram, diyalektik ilikiye dayal tarihi maddecilik zerine temellenir. Diyalektik yaklam, toplumsal alanda her varln ztlar bnyesinde barndrdn, bu ztlarn atmasyla yeni bir durumun biimlendiini ve bu srecin ayn tarzda devam ettiini ileri srmektedir. Marksa gre btn tarih, diyalektik ilikiye dayal dneme ayrlabilir: nsann zgr olduu tez dnemi, teknolojinin etkili olduu ve insann yabanclat antitez dnemi ve de snfsz toplumun ortaya kaca sentez dnemi. Marksn dncesinde imdiye kadar ki btn cemiyet tarihi, bir snf mcadeleleri tarihinden ibarettir. Marksa gre atma olmadan ilerleme

86

olmaz. Marks, sosyal davrann en iyi biimde atma sreci olarak grlebileceini ileri srmektedir. Medeniyetin bugne kadar izledii yasa budur. Marks, tarihsel maddecilikle diyalektik atmann ncelikle ekonomik alanda cereyan ettiini, bu nedenle de deiimin temel belirleyicisinin retim ilikileri olduunu savunmaktadr. Marksizmde deiim, retim biimine ve toplumdaki snflar aras dinamizme dayaldr. Her toplumda belli retici gler ve bir retim biimi vardr. Makine, alet, i konular, insanlar, retim glerini belirler. retim gleri retim ilikilerini dzenler. Temel belirleyicisinin retim ilikileri olduu toplumsal deiim srecinde insanlk, srasyla ilkel komn, klelik ve feodalite dnemlerinden geerek kapitalizm aamasna gelmitir. Bu aamada atma, retim aralarna sahip olan burjuvazi ile ii snfn ifade eden proletarya arasnda cereyan etmektedir. atmann sebebi, iilerin hakk olan art rn burjuvalarn sahiplenmesidir. Marksa gre benzer hayat tarzn paylaan insanlar, dayanma ierisine girerek ortak bir bilin gelitirirler. Snf bilinci, snf karlarn koruma noktasnda snf mcadelesinin balamasn temin eder. Kapitalist toplumda bu atma devrimle sonulanacak, zincirlerinden baka kaybedecek bir eyi kalmam olan proletarya ayaklanarak komnist toplum modeline geii salayacaktr.

Orta Boy Kuramlar


Byk boy kuramlarn geni zamanl olmalarna karn orta boy kuramlar, orta vadeli deiim gr gelitirirler. Toplumsal deiimi byk boy kuramlar erevesinde ele alanlarn, deiimi aklamakta baarsz olduklarn ileri sren bu kuramlar, toplumu, deiimin birimi olarak ele alrlar. Orta boy kuramlarn amac, genellikle ulusal snrlarla belirlenen toplum birimleri zerinde; demografik ve ekolojik deiimler, i gler, kentleme, alt kltrler ve sapan davranlar, sosyal tabakalama, sosyal hareketlilik gibi konular zerinde younlamaktr. Orta boy kuramlar kapsamnda deerlendirilebilecek olan Yapsal-ilevsel Yaklam, bir lde byk boy kuramlarn geni zamanl toplumsal deiim perspektiflerine bir tepki olarak kendini gsteren orta boy kuramlarn ncln yapmaktadr. Bu yaklama gre toplum, birbirlerine baml olan ve her biri, meydana getirdii btnn daha iyi uyumunu salamak iin belli ilevlere sahip olan elerden meydana gelir. Mezkur eler, ilevsel bir btnleme iinde toplumu meydana getirir. 1930-60lar arasnda Amerikan sosyolojisine egemen olan yapsalilevselci yaklam, pozitivist epistemolojik temeller zerine kurulmutur. Bilindii gibi pozitivist epistemoloji, gzlemlenebilirlii vurgulamakta, gzlemlenemeyen yap ve srelerin gerekliini kabul etmemektedir. Ancak sosyal dzenin ortaya kn ve ileyiini anlayabilmek iin kendi kendini dengeleyen bir sistem olarak toplum kavramndan yararlanmak zorunda kalmtr. te bu soyut ve gzlemlenemeyen kavram, yapsal-ilevselci kuramn temel elerinden birini oluturmaktadr. Kendi kendini dengeleyen bir sistem kavram erevesi iinde toplumun her esinin mmkn olan en iyi dzeni salayacak biimde iledii dnlmektedir. Talcott Parsons (19011979), Robert K. Metron (1910-2003) gibi sosyologlar, yapsal-ilevselciliin nemli temsilcileri olarak zikredilebilir. Yapsal-ilevselci yaklamn dengeci ve uyumculuunun aksine, toplumu birbiriyle atan unsurlardan meydana gelmi bir btn olarak ele alan ve

87

deiim modelini byk boy dzlemde deil de, orta boy dzlemde gelitiren atmac Yaklamn toplum modeli yle zetlenebilir: 1) Her toplum, her an deiime konu olur, toplumsal deiim her yerde mevcuttur. 2) Her toplum, her an toplumsal atmaya sahnedir, toplumsal atma her yerde mevcuttur. 3) Toplum iindeki her unsur, onun deiimine katkda bulunur. 4) Her toplum, baz yelerinin teki yeleri zerindeki zorlamalara dayanr.

Kk Boy Kuramlar
Bu kuramlar, toplumsal deiimi grupsal srelere ve psikolojik unsurlara balayan sosyal psikolojik ve psikolojik kuramlardr. Bunlar, deiimin kaynan kii ve gruplarda ararlar. Kk boy kuramlar da orta boy kuramlar gibi deiimi aadan yukar giden bir sre olarak grrler. Bu kuramlar, grupsal yaklam ve bireysel yaklam olmak zere iki tipte ele almak mmkndr: Gnmzde genellikle sosyal psikoloji tarafndan gelitirilmi olan grupsal dzlemdeki sosyal deiimci kuramlar, temelde iki tip deiim zerinde dururlar. Bunlardan birincisi grup yoluyla bireyde temin edilen deiim, ikincisi ise bir btn olarak grubun deiimidir. Bu iki deiimin birbirinden ayr olmadklar aktr. Grupsal yaklama rnek olarak J. L. Morenonun (1892-1974) sosyometrisi ele alnabilir. Sosyometri, grup iindeki insan ilikilerini canl iken, lye vurmaya alan, yani insan ilikilerini belli gruplar iinde meydana gelileri esnasnda inceleyen bir bilim daldr. Sosyometrinin amac, rk, inanc, dini, ideolojisi ne olursa olsun, her insana, yeryznde tutunmalar, kendiliindenliklerini ve yaratclklarn kullanmalar iin ayn derecede frsat veren bir dnyann kurulmasna yardmc olmaktr. Moreno, deiimi kk boy dzlemde kiileraras ilikilere ve kiinin yakn evresine, byk boy dzeyde ise yine kiilerin tutumlarna balamaktadr. Moreno, grup zerinde odaklamakla beraber, direkt olarak sosyal deime konusuna eilen ve grup incelemeleri yoluyla tm sosyal deiimi aklamaya alan bir sosyologdur. Toplumsal deiimi bireysel dzlemde aklamaya alan modeller, bireyin temel kiilik niteliklerini toplumsal deiimin temeline koyan yaklamlardr. Bu yaklam erevesinde sosyal deiimde gdsel kompleksin nemli bir etken olduunu ileri sren McClelland (1917-1998), toplumsal deiimi, sosyal yap ile kiilik arasndaki iliki ile ele alan David Riesman (1909-2002), toplumsal deiimin, bireyin belli durumlara kar gsterdii tepkilerin, belli srelerden getikten sonra meydana gelen kurumlama ile ortaya ktn savunan Zollschan, kiilik deiimini sosyal deiimin temel unsuru olarak kabul eden Everett E. Hagen, toplumsal deiimi, yenilik yaratma fikrine dayandran Richard T. LaPiere (1899-1986) gibi sosyal bilimciler zikredilebilir.

TOPLUMSAL DEM-DN LKLER


Din ile toplumsal deiimin karlkl ilikilerinin temelde iki tipte gereklik kazand sylenebilir: Bunlardan birincisi, dinin etkili olduu din-toplumsal deiim ilikisi; ikincisi ise toplumsal deiimin etkili olduu toplumsal deiim-din ilikisidir.

88

Dinin etkili olduu toplumsal deiim-din ilikisi, kendi iinde tipte ele alnabilir: Birincisi, dinin toplumsal deiimi yavalatc, hatta bazen engelleyici bir etken olarak etkili ve ilevsel olduu din-toplumsal deiim ilikisi; ikincisi, dinin toplumsal deiimi takviye edici bir etken olarak ilev grd iliki biimi; ncs ise dinin toplumsal deiimin temel faktr olduu iliki biimidir. Toplumsal deiimin etkili olduu toplumsal deiim-din ilikisi de, kendi iinde ayn ekilde tipe ayrlabilir: Birincisi toplumsal deiimin dini engelleyici olduu, olumsuz ynde etkiledii toplumsal deiim-din ilikisi; ikincisi, toplumsal deiimin dinin lehine ilev grd iliki biimi ve ncs ise toplumsal deiimle birlikte dinin kendini deitirmesidir.
Bu tipoloji, din-toplumsal deiim ilikilerinin, mutlak surette bu iki ana tip birbirinden bamsz olacak ekilde gerekletii anlamna alnmamaldr. ou durumlarda her iki tipin, i ie, birlikte gereklik kazandklarn sylemek, sosyal gereklie daha uygun der.

Dinin Etkili Olduu Toplumsal Deiim Din likisi Toplumsal Deiimi Yavalatc veya Engelleyici Bir Etken Olarak Din
Dinin etkili olduu toplumsal deiim din ilikilerinde gzlenebilen hususlardan biri, dinin, toplumsal deiimi yavalatc veya engelleyici bir etken olmasdr. Gerekten de din, muhafazakar ynn devreye sokarak mevcut sosyal dzen ve dzenlemeleri koruyabilmekte ve istikrar unsuru olabilmektedir. Toplumsal istikrar faktr olarak din, istikrar koruyarak toplum hayatnda dengeli bir devamllk temin edilmesinde etkili bir rol oynayabilmektedir. Dinin muhafazakrlk ileviyle mevcut durumu korumasnda nemli etkenlerden biri, insanlarn teki dnyaya, ahirete inanlardr. teki dnya inanc, insanlarn karlatklar pek ok hakszlklar karsnda susmalarn, o hakszlklarla hesaplamay br dnyada byk mahkemeye brakmalarn temin etmekte ve bylece bu dnyada sosyal ve siyasal dzen iinde pek ok kargaa, isyan ve savan kmasn nleyici bir ilev grmektedir. Din, toplum aktrlerinin siyasal dzen veya devletle ilikilerini dzenleyerek de toplumsal dzenin korunmasna katkda bulunur. nsanlarn anayasa ve yasalara uymalarnda, toplumun kaynamas, bar iinde yaamas veya atmasz bir biimde varln srdrmesinde nemli bir etkide bulunur. Din, gl bir btnletiricilik ilevine sahiptir. Zira din, her eyin stnde, insan hayatn dzenleyici bir temel fenomendir. Din, toplum bireylerinin hayatn, onlar ieren, ama ayn zamanda aan mutlak anlamlar ve deerlere gre dzenler. Din, insanlara yardmlama duygusu kazandrarak insanlarn birbirlerine yardm etmelerinde, skntl zamanlarda, hastalk, deprem, sel gibi felaketlerde birbirlerine maddi ve manevi ynden destek olmalarnda da ilev grerek toplumun kaynamas veya btnlemesine nemli katklarda bulunur.

89

Durkheimin din ile toplumsal btnlemenin yan yana var olduklarn ileri srmesinden ve dinde gevemenin toplumdaki dayanma balarn da zerek anomiye (amaszlk) yol atna iaret etmesinden beri sosyolojik literatrde din, bildiimiz kadaryla hemen herkese bir istikrar faktr olarak deerlendirilmekte, bu nedenle de toplumsal deiime set eken etkin bir toplumsal g olarak yer almaktadr. Din ayrca, dnyevi dzenin anlam yoksunluunu gideren, toplumsal gerekilii kutsallatrlm bir dzene dntren bir model olarak da kavramsallatrlmtr. Marksist sosyologlar da, farkl ncllerden hareket etmelerine ramen dinin deiime kar koyan bir etken olduunu ileri srmlerdir. Onlara gre egemen snflarn egemenlik arac olan din, toplumsal deiime kar gl bir fren tekil etmektedir. Bu balamda diyalektik ve atmac din kuramlar, dini mevcut egemenlik ilikilerini merlatrarak istikrar salayan bir fenomen olarak grrler. Marks, dini insanolunun gerek strabnn bir ifadesi, reel ac ve skntya kar bir protesto, sz konusu strab hafifletme veya merulatrma abas ve halkn afyonu olarak deerlendirmitir. Bu durumda din, kavranamayan, yanll grlemeyen bir dnyann bilincini ifade ederek ve ezilen snflar hayata balayarak, yanl dnyann gerek sefaletine kar mmkn protestolar yattrma ilevi grmektedir. Bylece dinin ideolojik ilevi, gerek sefalete kar protestolar ntrletirerek ve br dnyaya havale ederek egemen ve ezilen snflar arasndaki ilikilerin istikrarnda kendini gsterir. Gerekten de Marksn dncesinde din, cari sosyal dzenlemeleri hakllatran, st snflarn bir arac olarak hizmet gren ve istikrar korumaya alan bir ideolojidir. Dinin insan deil, insann dini meydana getirdiini savunan Marksa gre din, ideal ama gerek d bir dnya yaratarak, sosyal adaletsizliklerin damgasn tayan gerek dnya karsnda bir teselli ve hakllatrma ilevi grr. Bu nedenle Marks, dinin bu dnyann genel bir kuram olduu, dnyann evrensel dzeyde ahlak adan onaylanmas, trensel tamamlaycs, tesellisi ve hakllatrlmas olduu grn tamaktadr. Din, insanlk durumunun sefaletini yanstr ve insana bir teselli getirir. Fakat bu, raz olua gtren ve sosyal adaletsizliklere kar bilfiil mcadeleden geri tutan bir tesellidir. Dinsel sefalet bir ynyle gerek sefaletin da vurumu, dier ynyle de gerek sefalete itirazdr. Din, ezilen yaratlmn i ekii, kalpsiz bir dnyann ruhudur; tpk ruhun kovulduu sosyal artlarn ruhu olduu gibi. Din, halkn afyonudur. (Marks ve Engels, 1987: 11) Bu noktada Marksn dinin yabanclama olduuna ilikin grne de iaret etmekte fayda bulunmaktadr. Marksa gre din alinasyon, yani yabanclamadr. Marksn dncesinde dine inan, insan yabanclamasnn en derin biimidir. Marks, dini kapitalist retim tarznn yabanclatrc etkilerinin bir paras olarak grmtr. Marksn din ile ilgili grlerine bakldnda, dinin afyon olmasndan maksadn, insanlarn kendilerini olaylar, zalim yneticiler, skntl sosyal artlar karsnda batmadan yzeyde tutunabilmek iin kullandklar bir tr kendi kendini aldatma, kendi kendini oyalama veya afyonlama faaliyeti olduu anlalmaktadr. Elbette bu afyonun geri plannda egemenlerin ok nemli roller icra ettikleri de gerektir. Esasen Marksn kendisi, dinin bir ilevinin afyon olduunu sylememekte, dinin sosyal artlarn bir rn olduunu ve dinin bal bana bir afyon olduunu ileri srmektedir. S. Freudun din ile ilgili grnn Markstan temelde farkl olmadn da kaydetmek gerek. Freud, her ne kadar bireysel dzlemde bir din teorisi

90

gelitirmi olsa da, hareket noktas itibaryla Feuerbach ve Marksla hemen hemen ayn manta sahiptir. Bilindii gibi Freuda gre de din uyutucudur, nevrozdur. Sonuta aslnda Marks ve Freuda gre din aklanp rafa kaldrlacak bir eydir. Ama yeri geldike belirtildii gibi bu tr bak alar byk lde sbjektif ve ideolojiktirler. Dinin belli bir zaman ve mekandaki durumu, dinin o duruma indirgenmesini hakllatrmaz. Her halkarda dinin bal bana deiimi engelledii veya yavalatt gr, sosyolojide nemli bir gr olarak yerini almaktadr. Dinin sosyal deiimi yavalatc grnm, onun toplumun btnlemesinde grd ilevle de yakndan ilgilidir. Din, zellikle hzl sosyal deiimlerde ve toplumsal farkllamalarda olas ve olan paralanmalara kar toplumu korumak ve btnletirmek iin harekete geer. Gerekten de tarihe ve gnmze, basit, az farkllam ve karmak, ok farkllam toplumlara bakldnda dinin nemli bir btnleme faktr olduu grlr. zellikle de karmak toplumlarda dinin en nemli sosyal ilevlerinden biri, sosyal farkllklardan dolay blnp paralanma tehlikesiyle kar karya bulunan toplumu birletirmek ve btnletirmektir. Toplumsal iblmnn artmasna da bal olarak meslek faaliyetler alanndaki ayrlklar kendilerini daha gl bir ekilde hissettirdiklerinden, artk doal cinsiyet ve ya farkllklarnn tesinde kesin sosyal stat farkllklar toplumu eitli kategorilere blmekte ve bu durum karsnda toplumda sosyal btnlemeyi salama ihtiyac daha ok ortaya kmaktadr. Son derece farkllam ve stelik hzl sosyal deiim srelerine sahne olan toplumlarda btnleme problemi daha fazla kendini hissettirmekte, bu durumda da dinin toplumsal btnlemeyi salayc rol daha nemli hale gelmektedir.

Toplumsal Deiimi Takviye Edici Bir Etken Olarak Din


Tarihte ve gnmzde dinin toplumsal deiimde takviye edici bir etken olarak rol oynad kolayca gzlemlenebilir. Gerek Hristiyanlkta, gerek slamiyette ve gerekse dier pek ok dinde veya dini oluumda bu gereklii grmek mmkndr. Dinler, kendilerine kar olmadklarn grdkleri durumlarda deiimi desteklemekte, dindarlar, deiimi ve deiim aktrlerini takviye etmektedirler. Bat toplumlarndaki kkl deiimler balamnda modern kapitalizmin ortaya kp gelimesinde Protestanln rol hatrlanabilir. Max Webere gre modern anlamyla kapitalizmin olumasnda, Batda, Kalvinist, Pietist, Baptist ve Metodist Protestan evrelerin yaaynda beliren pritanizm biimindeki bir zahitlik anlaynn etkisi byk olmutur
Modern Bat kapitalizminin ortaya knda Protestanln rol hakknda ayrntl bilgi iin Max Weberin Protestan Ahlak ve Kapitalizmin Ruhu adl kitabn okuyunuz.

Protestanln bir ubesi olan Pentekostalizmin ili ve Perunun modernleme srecinde nasl bir kpr ilevi grd, sosyolojik aratrmalarla ortaya konulmaktadr. Yine into uyan hareketinin, Japonyann ekonomik rasyonelleme dneminde kendini gstermi olan bir geriye dn ve dini esaslar zerinde temellenen bir gemile buluma olduu da sylenebilir. (Vergin 1985: 10)

91

Demokratikleme ynndeki deiimde de dinin takviye edici roller oynayabilecei sylenebilir ve bu arada Protestanlk rnei zikredilebilir. S. Martin Lipset, Protestanln demokrasiyle pozitif ilikiler kurduunu sylemektedir. Nitekim baz bilim adamlar da Protestan lkelerin Katolik lkelere nazaran demokrasiye daha rahat geme potansiyelleri olduunu ileri srmlerdir. slam ve Mslman toplumlar hakknda objektif bir inceleme, tarafsz bir gzlem de, slamn ve slam gruplarn genelde toplumsal deiimi grece engellemediini, tersine takviye ettiini ortaya koyabilir. Emevler, Abbasiler, Selukulular ve dier slam devlet ve toplumlarnda, eitli yer ve zamanlarda, slamn deiimi takviye edici bir etken olduu grlebilmektedir. slamn deiimden yana olmayan, geliimi engelleyen, kalknmay takviye etmeyen bir din olduu, tersine sz gelimi Hristiyanln dinamik bir din olduu ve nitekim slamn fakir ve gelimemi toplumlarn dini olmasna karlk Hristiyanln kalknm, zengin lkelerin dini olduu biiminde grler olmakla birlikte tarafsz bir tarihsel ve sosyolojik din okumasyla bunun doru olmad, gerekte slamn deiimi takviye eden bir etken olduu ve hatta bir sonraki balk altnda zerinde durulaca zere eitli sosyal zemin ve balamlarda deiimin temel faktr olduu grlr. Kuran, Snnet, slamn tarihsel tecrbesi, gnmzn Mslman toplumlarnn hayat izgileri, slamn; sahip kld inan ve kazandrd zihniyet ve pratiklerle, toplumun gelimesinde, g kazanmasnda, maddi ve manevi huzura kavumasnda, ekonomik kalknmasnda vs., takviye edici roller stlendiini aka ortaya koymaktadr. Gerekten de slam toplumlar, dinin toplumsal, kltrel ve siyasal deiimlerde ilev grmesi bakmndan az verimli toplumlar tekil etmemektedirler. slamn, deiimin gereklemesinde, deiimden kaynaklanan bir takm toplumsal zlme, bunalm, ekime veya atmalarn ifade ediliinde, ok nemli bir rol stlendiinin gzlemlendii sylenebilir. Din, toplumsal deiimde atma yoluyla da takviye edici bir etken olabilir. Bilindii gibi sosyal deiimin en nemli dinamiklerinden biri atmadr. Egemen olanlarla egemenlik altnda bulunanlar arasnda, baz gruplar ve farkl deer sistemleri arasndaki atmalar tarihe elik etmilerdir. Bu nedenle din, daima btnletirici bir rol oynamam, zaman zaman iddetli atmalara da sebep olmutur. R. K. Merton, rnein inan iin yaplan savalar gibi, dinin ykc glerine iaret etmitir. Baz dini sistemler, egemenlii kabul ederler; dier bir ksm ise, egemenlik altnda bulunanlara, mevcut egemenlik ilikilerini ykmann yce dini bir grev olduuna dair dayanak erevesi temin ederler.
Yukarda rneklerle ele alnan dinin toplumsal deiimi takviye eden bir etken olduu toplumsal deiim din ilikisine dair siz de baka rnekler tretiniz.

Toplumsal Deiimin Temel Etkeni Olarak Din


Din, toplumsal deiimi yavalatan, engelleyen veya takviye eden bir etken olabildii gibi toplumsal deiimin temel etkeni de olabilmektedir. Weber, dnyay dnce ve inanlar ynetmese de, baz tarihsel durumlarda dnce ve inanlarn toplumsal deiimin ynn bamsz olarak etkileyebileceklerini ileri srmektedir. Gustave Le Bona (1841-1931) gre de inanlar,

92

insanlk tarihinin en gl etkenlerinden biri olup toplumun inanlarnda meydana gelen her deimeyi byk toplumsal deiim izler. Gerekten de din, bazen sosyal dzeni salar, istikrar oluturur veya olumasna yardm eder, sapma ve anomi durumlarna engel olurken, bazen de mevcut toplumsal dzeni deitirmeye ynelik bir hareket meydana getirerek anomi ve sapmaya neden olabilir ve toplumda blnp ayrmlamaya, saflamaya, ge veya devrim denilebilecek kkl yapsal deiimlere yol aabilir. Toplumsal deiimin temel etkeni olarak dine slamiyet balamnda baklacak olursa, grlr ki slm, byk karizmatik nder olarak Hz. Muhammedin 23 yllk peygamberlik dneminde giritii hareketle Medinede Ashab ile birlikte ina ettii sosyal sistem ve yapda deiimin temel etkenidir. Atalarn geleneksel dinine ve dnya grne kar yeni bir ruh, inan ve hayat tarzyla ortaya kan slm dini, animist ve putperest inan ve uygulamalarn yer ald geleneksel Mekke toplumunda iddetli tepkilerle karlam, ama taraftarlarn bulmakta da gecikmemitir. Mekkede putperestlerin zellikle ileri gelenlerince bu yeni dine ve ona inananlara kar bask ve iddetle karlk vermeleri sonucunda slam Peygamberi ve Ashab Medineye Hicret etmi ve slam orada kk salmtr. Hicreti mteakip Hz. Peygamberin nderliinde on yllk bir mcadele, sadece Hicaz yresinin deil, hemen hemen btn Arabistann yeni dini, sosyo-kltrel, ekonomik ve siyasal oluumun nfuz dairesine girmesi ile sonulanmtr. Bu erevede Arabistanda ok kkl bir toplumsal deiimin gerekletiini grmekteyiz. Bu deiim, toplumun dini, sosyal, kltrel, siyasal, ekonomik, ahlak, hukuki btn alanlarnda etkili olmutur. Bu deiime, Kuran ve Hadislerle slam tarihi kaynaklarnn da iaret ettii gibi cahiliye dneminden medeniyet dnemine; szl kltre dayal kabile dzeninden kitab kltre dayal mmet (toplum) yapsna dayal ehir medeniyetine bir gei demek mmkndr. ehir ortamnda ortaya kan slm dini, gittii her yerde bir ekilde ehirlemeyi de hzlandrmtr. Her ne kadar sosyo-kltrel adan slmiyet, Arap kltr atmosferinde ortaya kmsa da, orada nemli deiiklikler gerekletirmi, en nemlisi topluma Tevhit esasna dayal yepyeni bir inan getirmi ve yepyeni bir ruh flemitir. Grld zere slm, Hz. Muhammedin liderlii altnda, Arap toplumunun dini, sosyal, siyasal, kltrel, ekonomik, edeb, ahlak vs. ynlerinin yapsal deiiminde temel etken olarak rol oynamtr. slam dininin, karizmatik bir lider olarak Hz. Muhammedin vefatn mteakip ortaya kan Raid Halifeler dneminde de slam toplumunda toplumsal deiimin temel etkeni olmaya devam ettii grlmektedir. Bu dnemde bir takm nemli i mcadele ve atmalar olmakla birlikte slam toplumunun snrlar ok hzl bir ekilde genilemeye ve slam toplumlar baka toplumlarla, Mslman olan ve olmayan yeni evrelerin kltrleriyle karlamaya balamlardr. Daha sonraki dnemlerde ve hatta gnmz dnyasnda dahi slam, eitli olaylarda, deiik yer ve zamanlarda, eitli toplumlarn siyasal, sosyal, kltrel vb. deiimlerinde, tamamen olmad yerlerde de belli dzeylerde, deiimin temel etkeni olarak ilev grebilmektedir.
Dinin toplumsal deiimin temel etkeni olmasna siz de baka bir rnek

getiriniz.

93

Dinin etkili olduu din-toplumsal deiim ilikilerini ele alrken dikkat edilmesi gereken nemli bir husus, dinin bu klardan her birini birbirinden bamsz olarak saf bir biimde gerekletirdii zannna kaplmamaktr. Burada esas alnan nokta, dinin deiik biimlerde toplumsal deiim karsnda etkili olabildii ve deiik zaman ve zeminde bu biimlerin biriyle ne ktdr. Din, bir ynyle etkili olurken dier ynleri de byk lde bnyesinde tar. Ayrca din, bu biimlerden ikisini veya n bir anda gerekletirme imkan ve potansiyeline de sahiptir. Sz gelimi din, bir toplumda belli bir zamanda bir yandan deiimi takviye edici bir ilev grrken, ayn zamanda deiime kar istikrar koruyucu bir ilev de grebilir. Doal olan da budur zaten. Toplumsal deiimin salkl bir biimde meydana gelebilmesi, ayn zamanda toplumun dengesinin bozulmamasna da baldr. Deiimle birlikte toplumun dengesinin bozulmamas iin toplumsal deiimi destekleyen din, ayn zamanda toplumsal btnleme ve denge iin bir istikrar ilevi de grebilir. Benzer biimde din, rnein hem muhafazakr bir tutum sergileyebilir, hem de toplumsal deiimin bal bana bir faktr olarak hizmet grebilir. Buna rnek olarak ise slm tarihinden Medne toplumunu getirmek mmkndr. Hz. Muhammedin liderliinde kurulan Medinenin oluum ve deiim srecine bakldnda, orada dinin hem bal bana bir deiim faktr olduu, hem de toplumsal btnleme etkeni olduu grlebilmektedir.

Toplumsal Deiimin Etkili Olduu Toplumsal Deiim-Din likisi Dini Olumsuz Ynde Etkileyen Bir Etken Olarak Toplumsal Deiim
Dinin, toplumsal deiimi olumsuz ynde etkilemesi gibi toplumsal deiim de dini olumsuz ynde etkileyebilir. Mesel toplumsal deiim, dinin kendi iinde atma kmasna; dindarlar arasnda ztlama, kavga, sava vs. kmasna, dinin toplumsal yapda zayflamasna, toplumsal hayatn baz alanlarndan ekilmesine vs. sebep olabilir. Bu noktada Batda Rnesans ile birlikte gelen deiimle ilikili olarak ortaya kan reform hareketinin Protestanl dourmasyla Hristiyanln daha da farkllamasn ve farkl zamanlarda ortaya kan dini atma ve savalar rnek vermek mmkndr. Ayrca slam tarihinde zellikle Hz. Osman dneminden itibaren meydana gelen deiimlerin etkisiyle eitli frkalarn, siyasal hareketlerin, isyanlarn ve daha sonraki mezhepleme ve frkalamalarn, ayrma ve paralanmalarn kendini gstermesi de buna rnek verilebilir. Bunlarn dnda genel olarak bir toplumda yeni dinin ortaya kmas ve yaylmas, eski dini olumsuz etkiler. Buna gre yeni dinle toplumun yapsnda meydana gelen deiimin, eski dini ve dini yapy grece olumsuz etkileyecei aktr. rnein Hristiyanln Romada ortaya kmas oradaki paganizmi ve dier inan biimlerini veya Mekkede slamiyetin yaylmas oradaki putperestlik ve dier inanlar, o putperestlik ve dier inanlar asndan olumsuz etkilemitir. Dinin olumsuz olarak etkilendii toplumsal deiim-din ilikisine en iyi rneklerden biri, ada dnyada modernleme ve seklerlemenin dini olumsuz ynde etkilemesi olarak tespit edilebilir. Bu balamda geleneksel yapdan modern yapya doru ynelen toplumlarda, zellikle modern sanayi toplumlarnda, yeni ve modern deerlerin, sekler dnya gr ve zihniyetlerin, geleneksel ve kurumlam dini yaplar, formlar, inanlar, rf ve adetler, norm ve deerler iin olumsuz bir durum ortaya kard sylenebi-

94

lir. Fakat bu noktada acaba bu olumsuzluun, modernlik ve modernlemenin ve ona bal olarak seklerlemenin dini gerilettii, yani sosyal hayatn ou alanlarndan uzaklatrd biimindeki bir yaklam dorulayacak dzeyde olduu savunulabilir mi? Bilindii gibi byle bir gr var ve o gre seklerleme teorisi denilmektedir. Emile Durkheim ve Max Weber gibi baz sosyologlarn almalarnda egemen olan bak, modern toplumda dinin kn beraberinde getiren bir dnyevilemenin, bir dindlamann varl dncesine dayanmaktadr. Weber tarafndan kuramsal olarak ortaya konulan ve E. Troeltsch tarafndan da yaygnlatrlan, seklerleme teorisi, gittike dinin sosyal hayattan uzaklaaca varsaym zerine kuruludur. Dini veya din-toplum ilikilerini evrimci ilerlemeci modernlemeci bak asndan ele alan sosyologlarn ou, dinin belirli bir toplumda gerilememesi ve toplumdaki etkinliini hala srdrmesini, sosyal ve siyasal gelimenin veya modernlemenin baarszlna iaret olarak deerlendirmektedirler. Bu bak asna gre bir toplum ne kadar modern ise o kadar seklerdir; modernlemenin dzeyi ne kadar yksekse seklerlemenin dzeyi de o kadar yksektir. Bu yaklam, ne kadar modernleme, o kadar seklerleme olarak zetlenebilir. Dnyann gittike seklerlemekte olduunu; dinin seklerleme karsnda gerilere itildiini, kamusal alandan uzaklamakta olduunu ve dinin toplumsal etkinlik alanlarnn daraldn ileri sren seklerleme teorisi, sosyologlar ve din sosyologlar tarafndan tartlm ve baz sosyologlar tarafndan kabul grrken, bazlar tarafndan da toplumsal gereklikle uyumad gerekesiyle reddedilmitir. Gerekten de modernlemeyle birlikte zorunlu olarak seklerlemenin dini geriletecei veya krize sokaca biimindeki tez, modernlemeyle birlikte dinin ve dindarln pek ok toplumda gerilemenin tersine gl bir biimde varlk gstermesi, dnyann pek ok corafyasnda dine meriyet arac olarak oka bavurulmas ve pek ok yerde dinsel canlanmalarn var olmas gereiyle yanllanmaktadr. Gnmzde modernliin veya sanayilemenin zirvesine km olan, bilim ve teknoloji asndan ok gl olan toplumlarda dahi, modernleme ve seklerleme teorilerinin iddialarnn tersine modernleme ile din ya da bilim ve teknolojik geliim ile din arasnda her zaman ters orantl bir iliki olmayp, tersine dinde, dinsellikte art da gzlenebilmekte, dine dnler grlebilmekte ve dini canlanmalar meydana gelebilmektedir. Modernlik ve modernleme sz konusu olduunda, oklu modernlik ve modernleme yaklamyla, her toplumun kendi artlarna gre kendi modernlik ve modernleme serveni olduu gereinin gz nnde tutulmas, konunun daha doru tespiti ve anlalmasn salar. Farkl modernlik ve modernlemeler olduu kabul edilirse, modernliin geerli olduu veya modernleen her toplumda seklerlemenin de etkili olaca ve dini toplum sahnesinden geriletecei ya da kaldraca biiminde bir yaklamn doru olmad anlalr. Bir toplumda, modernlik seklerlik ve seklerlemeyi getirebilir, ama baka bir toplumda getirmeyebilir veya seklerlemenin bir toplumdaki etkisi ile baka bir toplumdaki etkisi ayn olmaz. Nitekim birok sosyolog, dz izgili bir modernleme ve seklerleme teorisine kar kmakta ve onun olay tm genilik ve eitlilii ierisinde dnya lsnde aklamaya yeterli olmadn ifade etmektedirler. nk genelde Bat, zellikle Avrupa toplumlarnda belli dzeylerde gerekleen modernleme ve seklerlemeye karlk teki toplumlar belli bir deiim srecine girmi olsalar bile yine de onlarn seklerlemesi ile dinin gerilere ekilmesinden sz etmek pek geree uygun dmemektedir. Kald ki bizzat Bat iin dahi bu tartmaldr.

95

Dini Olumlu Ynde Etkileyen Bir Etken Olarak Toplumsal Deiim


Dini olumsuz ynde etkileyen sosyal deiimin yannda bir de dini olumlu ynde etkileyen sosyal deiimden sz etmek mmkndr. Bazen toplumda, toplumun yapsnda yle bir deiim gerekleir ki bu deiim, dinin lehine ilevsel olabilir. Bu balamda gemiten rnek vermek gerekirse, rnein Konfyanizmin ortaya kp yerlemesi, inde hzl bir sosyal deiim, dzensizlik ve atma dneminde olmutur. Yine felsef Brahmanizm ve Budizmin balanglar, Hindistanda birok i ekimelerin, Arilerle yerli halk arasndaki atmalarn, feodal savalarn ve Brahmanlarla Katriyalarn sosyal nfuz mcadelelerinin iddetlendii zamanlara rastlamaktadr. Benzer bir biimde kinci Dnya Sava sonrasnda Batda ve dnyann deiik corafyalarnda yaayan toplumlarda meydana gelen bir takm deiimlerin, bir dini canlanmaya sebebiyet vermesini rnek olarak zikretmek mmkndr. Dini olumlu ynde etkileyen bir etken olarak toplumsal deiime bir rnek de, Sovyetler Birlii balamnda getirilebilir. Sovyetlerde ateizm temelli, din-d ve dine kart bir biimde gerekletirilmeye allan modernleme, bazen dinin zayflamasn beraberinde getirmise de bazen de zellikle onunla mcadele etme temelinde dinin glenmesine sebep olmutur. Bunun en azndan Mslmanlarla ilgili olarak doru olduu sylenebilir. Yine Sovyetlerin dalmasyla birlikte Trk Cumhuriyetlerinin bamszlklarna kavumalar ynnde kendini gsteren deiim de, slam canlanmada etkili olmutur. Ayrca denilebilir ki Orta Asya Trk Cumhuriyetlerinin bamszlklarn elde etmeleriyle birlikte yz yze geldikleri yeni konum da, hem sekinler plannda hem de halk kitleleri plannda, zellikle de kimlik oluumu noktasnda slamiyete ynelite nemli bir etken olmutur. u hlde klasik modernleme teorilerinin iddia ettii gibi modernlemeyle doru orantl olarak mutlaka seklerleme gereklemez ve dolaysyla din gerilemez veya kmez. Hatta tersine modernleme, dinin canlanmasnda, insanlarn dine sarlmalarnda belirleyici bir unsur da olabilmektedir. Yukarda verilen rneklerde bu durumu gzlemlemek mmkndr. O hlde modernlemeyle birlikte dnyevilemenin gittike gl bir biimde varlk gsterecei ve dinin sosyal hayattan gerileyecei biimindeki tez veya teori sorgulanmal ve bu teoriye ihtiyatla yaklalmaldr. Dinin toplumsal deiimden olumlu etkilenmesine bir rnek de, demografya, g ve ehirleme ile kendini gsteren deiimin, Trkiyede ve Ortadouda dindarlama, cemaatleme, dini rgtlenme, dini gruplama, ynnde etkili oluudur. Toplumsal deiimin dini olumlu etkilemesine nemli bir rnek de, modern toplumlarda ortaya kan yeni dini hareketlerdir. Modernite geleneksel toplum yaps ve dzeninde kkl deiimleri beraberinde getirdii gibi, bu deiimler de toplumlarn allagelmi dini yaantlarnda ok kkl deiiklik ve geliimlere sebep olmu veya kaynaklk etmilerdir. Bu geliimler iindeki nemli olgulardan biri, yeni dini hareketler biiminde kendini gstermitir. 19. yzyln balarndan itibaren yeni dini hareketler diye adlandrlan bir takm yeni dini grup, cemaat, akm, hareket ve oluumlar ortaya kmaya balamlardr. Bu olgu ve srecin en kayda deer geliimi ise, zellikle 20. yzylda olmutur. Nitekim bu konunun bilim literatrne

96

girii ve bu erevede kendilerine yeni dini hareketler denilen cemaat, grup ve oluumlar zerine sosyolojik incelemeler veya yeni dini hareketlerin sosyolojisi de bu yzylda kayda deer bir gelime gstermitir. Esasen yeni dinsel hareketlerin douu, seklerleme sreciyle de ilgili bir durumdur. Bat'nn Hristiyan kolektif bilinci, ayrlp dalyordu. oulculuk, onun objektifliini zayflatm, toplumsal dzeyde Hristiyan dinlerinin yavaa grlp idrak edilen faydasz karakteri -ki buna stat ve g kayb elik etmitir- ekzotik dinlerin dinsel pazardaki pozisyonlarn gelitirmelerine izin vermiti. Unification Church, the Family veya Iskcon (Krishna Consciousness) gibi baz dinsel hareketler, Tanr'y geri getirip aile, ekonomi ve hatta politikaya dhil ederek dnyay ve kurumlarn yeniden kutsallatrmak istemilerdir. Wallis onlar dnyay reddeden yeni dinler olarak isimlendirmektedir. Fakat byk ounluk, baka bir tipten olup onlar dnyay onaylayanlardr. (Dobbelaere 1998: 454). Yeni dini hareketlere dikkatli bir bakla, onlarn kresel bir olgu olarak kendilerini bize takdim ettikleri grlebilir. Aslnda bu hareket veya oluumlarn birou, yerel veya mahalli birer fenomen olarak grnmektedirler. Genellikle onlar oulcu yapya sahip ve hzl deiim iindeki toplumlarda ok byk bir geliim gstermilerdir. Onlar, kendi mahallerinde, kendi toplumlarnda resm dini bir cemaat hviyetini de elde etmilerdir. rnein Endonezya ve Nijerya'da birok yeni dini cemaat, hareket, grup ve oluumlarn byk ounluunun durumunun byle olduu sylenebilir. yle ki Endonezya'da 60 milyon kiinin bu ekilde ortaya kan yerel yeni dini harekete mensup olduu gzlemlenmektedir. Vietnam'da ise Cao Dai ve Hoa Hao adl yeni dini hareketlerin be milyondan fazla mensubu bulunmaktadr. Buna karlk, teki bir ksm yeni dini hareket ve oluumlar, mene mahallerinin ok tesinde dnya apnda bir yaygnlk ve geliim gstermilerdir. unu da belirtmelidir ki, yeni dini hareketler, bir ynyle dini canlanmaya iaret ederken, bir ynyle de ana dini grup ve yaplar iin tehdit unsuru olabilmektedir. nk bunlarn toplumda, hata kresel lekte btn dnyada oalp bymeleri, ana dini bnyeden kopmalara, ana dini grupla rekabet ve atmalara ve dolaysyla toplumda ayrmalara, gerginliklere, huzursuzluklara vs. yol aabilir.

Toplumsal Deiimle Birlikte Dinin Deiimi


Toplumsal kurumlar ve fenomenler olarak dinler de deiim geirir. Toplumun deiiminden ve toplumsal deiimden bahsedilebiliyorsa, bir toplumsal olgu ve kurum olarak dinin deiiminden de bahsedilebilir. Zamanla toplumun bnyesinde meydana gelen deiimle birlikte dinin deiimi maddesi, dinin toplumsal deiimden olumlu veya olumsuz ynde etkilenmesi maddesinden ayr bir durumdur. Toplumsal deiimle birlikte dinin deiiminden kast edilen, zaman iinde deien sosyal artlar ve toplumun yeni ihtiyalar karsnda dinin kendini yenileyerek deitirmesi, yeni bir yorumla, yeni bir hukuk anlayyla vb. ortaya kmasdr. Burada toplumsal deiimin dine dorudan deil de dolayl bir etkisi mevcuttur. u hlde denilebilir ki dinlerin deiimi ifadesinden kast edilen, dinlerin toplumsal deiimden dorudan doruya etkilenmesi deil, toplumsal deiimi, toplumun farkl zelliklerini, a, an zelliklerini, kltrel yapy, farkl toplum tiplerini dikkate alarak kendini deitirmesi, yenilemesi, tabir caizse o topluma uygun/uyumlu hale getirmesi, o topluma sunacak biime sokmasdr.

97

Toplumsal deiim, toplumun deiimi, deiik toplumsal evrenlerle karlama, farkl toplumlara hitap etme gibi olaylar, dinin kendisinin deiimini de gndeme getirebilmektedir. Budizm rneinde de bu anlamda bir din deiiminden sz edilebilir. Budizm, doum yeri olan Hindistann snrlar dna taarak ine, Tibete ve Japonyaya ulat andan itibaren, karlat yeni kltrlere adaptasyonun tipik rneklerini sunmutur. in Budizmi, Lamaizm ve Zen Budizmi gibi Budist oluumlar, bu ekilde domulardr. O hlde denilebilir ki btn sosyal tezahrler gibi dinler de deiime maruz kalmaktadrlar. Bu balamda Konstantin dnemi Hristiyanl, yakna Katoliklii ile ve yakna Katoliklii de kinci Vatikan Konsilinin Katolik kilisesiyle ayn grlemez. (Kehrer 1998: 96) Din veya dinin bir yorumu, zamanla ve sosyal durumlara gre genel olarak ayn izgi zerinde bir deiime urayaca gibi, birden fazla kollara, hem de birbirinden ok farkl kollara ayrlabilir bir biimde deiim geirebilir. Yukardaki rnek birinciye, Protestanln douu veya daha farkl sivil dinler, kltler, denominasyonlarn vb. ortaya k ise ikinciye rnek verilebilir. Buna slamiyet balamnda da rnek getirmek mmkndr. slamn tarihsel pratiinde genel olarak bir tecdit anlay ve hareketi mevcut olup her ada bir mceddidin ortaya karak dini yeniden ele almas ve dine bir dinamizm kazandrmas anlay sz konusudur. Ayrca zamanla slamn eitli kollara ayrlmas ve bu kollarn iinde de alt kollara ayrlmas gibi bir durumun olduu bilinmektedir. Mezhepler ve bunlarn alt ayrmlar, slam tarihi ve toplumlarnda dini deiimin de var olduunu gstermektedir. Sosyal deiimle birlikte dinin deiiminin, hukuk zerinde yansmalar kolaylkla grlebilir. Gerekten de sosyal deiimle birlikte dinler, hukuk ynleri zerinde bir takm irad deiimler gerekletirmektedirler. Deiimle birlikte din, kendini yeniden gzden geirmekte, hukuk veya fkh hkm ve kurallarnn bir ksmn deitirmekte ve bu da dine bir canllk, bir yenilik ve toplumsal ihtiyalara cevap verebilecek bir esneklik getirmektedir. Sz gelimi slam hukukunda kabul edilen Ezmnn teayyr ile ahkmn teayyr (Zamann deimesi ile hkmlerin deimesi) (Mecelle) prensibi, bu durumu ifade etmektedir. Toplumsal deiimle birlikte dinin deiiminde etkili olan nemli faktrlerden biri, mevcut dine, din anlayna veya dinin yaan biimine yaplan itirazdr. Sosyal hayatta, sosyal kurumlarda, toplumsal yapda meydana gelen deiimle; karizmann rutinizasyonu (sradanlamas) ve buna bal olarak kurumsallama, gelenekselleme, hiyerarik ve brokratik yaplarn olumasyla birlikte, zellikle de din nderinin, karizmatik liderin ve onun yakn dostlarnn lmnden sonra dini topluluk iinde bir dnsel farkllama ortaya kmakta ve bu farkllama bir itiraz, protesto, isyan vb. ile birlikte gereklemektedir. Bu itiraz, isyan vs. ile dinler, bir takm kollara, mezheplere, frkalara, sektlere, denominasyonlara, cemaatlere, kilise iinde kiliselere vb. ayrlmaktadrlar. Son zmlemede toplumsal deiimle birlikte dinin deitii, kendini deitirdii veya deitirmeye alt, kendini yenileyebildii tarihsel ve sosyal bir realite olarak karmza kmaktadr.
Toplumsal deiim ve din hakknda ayrntl bilgi iin Ejder Okumuun Toplumsal Deime ve Din adl kitabn okuyunuz.

98

zet
Toplumsal deiim etken ve kuramlarn aklayabilmek. Halihazrda sosyolojide, zerinde uzlalan genel bir toplumsal deiim kuramnn olduu sylenemez. Dolaysyla eitli toplumsal deiim kuramlar ve farkl toplumsal deiim kuramlar tipolojileri mevcuttur. Burada toplumsal deiim kuramlarnn l bir tipletirimi benimsenebilir. Sz konusu tipletirmeye gre, (1)byk boy kuramlar (ykseli ve k, evrimci, modernlemeci ve diyalektik), (2)orta boy kuramlar (yapsal-ilevselci ve atmac) ve (3)kk boy kuramlar (grupsal ve bireyci) olmak zere ana toplumsal deiim kuram sz konusudur. Toplumsal deiim ile dinin birbirini karlkl olarak etkilediini aklayabilmek. Toplum hayatnda sosyolojik anlamda olmazsa olmaz bir fenomen olan din, toplumsal deiimle karlkl ilikilere sahiptir; din toplumsal deiimi, toplumsal deiim de dini etkiler. Bu, btn dinler iin byle olduu gibi, slam iin de byledir. Bu karlkl ilikiler ierisinde din, toplumsal deiimi noktada etkiler: ncelikle din, muhafazakr bir sfatla kendisini gtsererek toplumsal deiimi yavalatc ve mevcut durumu koruyucu bir etkendir. kinci olarak din toplumsal deiimi takviye eden bir etken olarak sahneye kmaktadr. nc olarak ise din toplumsal deiimin temel etkeni olmaktadr. Toplumsal deiim de dini ikisi dorudan, biri dolayl olmak zere noktada etkilemektedir: Bunlardan birincisinde toplumsal deiim, dini dine gre- olumsuz ynde etkilemektedir. kinci durumda toplumsal deiim, dini dine gre- olumlu ynde etkilemektedir. nc noktada ise din, toplumsal deiim gerekliini dikkate alarak kendisini yenilemek ve sosyal hayata yenilenerek kmaktadr. Modernleme ve seklerleme srelerinin dine etkilerini aklayabilmek. Modernlemeyle birlikte zorunlu olarak seklerlemenin de var olaca ve seklerlemenin dini geriletecei veya krize sokaca biimindeki tez, modern veya modernleme srecindeki birok toplumda dinin ve dindarln canl bir biimde varlk gstermesi ya da canlanmas gereiyle yanllanabilir. slam dininin toplumsal deiim yaklamn deerlendirebilmek. Toplumsal deiimin temel etkeni olarak dine slamiyet balamnda baklacak olursa, grlr ki slm, Hz. Muhammedin 23 yllk peygamberlik dneminde giritii hareketle Medinede Ashab ile birlikte ina ettii sosyal sistem ve yapda deiimin temel etkenidir. Atalarn geleneksel dinine ve dnya grne kar yeni bir ruh, inan ve hayat tarzyla ortaya kan slm dini, animist ve putperest inan ve uygulamalarn yer ald geleneksel Mekke toplumunda iddetli tepkilerle karlam, ama taraftarlarn bulmakta da gecikmemitir. slamn Arabistanda ok kkl bir toplumsal deiimi gerekletiini grmektedir. Bu deiim, toplumun dini, sosyal, kltrel, siyasal, ekonomik, ahlak, hukuki btn alanlarnda etkili olmutur. ehir ortamnda ortaya kan slm dini, gittii her yerde bir ekilde ehirlemeyi de hzlandrmtr. Her ne kadar sosyo-kltrel adan slmiyet, Arap kltr atmosferinde ortaya kmsa da, orada nemli deiiklikler gerekletirmi, en nemlisi topluma Tevhit esasna dayal yepyeni bir inan getirmi ve yepyeni bir ruh flemitir. Grld zere slm, Hz. Muhammedin liderlii altnda, Arap toplumunun dini, sosyal, siyasal, kltrel, ekonomik, edeb, ahlak vs. ynlerinin yapsal deiiminde temel etken olarak rol oynamtr.

99

Kendimizi Snayalm
1. Toplumun, devletin, kltrn veya medeniyetlerin canllar gibi doup bydklerini, yalandklarn ve ldklerini savunan toplumsal deiim kuramnn ad aadakilerden hangisidir? a. Evrimci b. Byk boy kuram c. Organizmac d. Diyalektik e. Deiimci 2. Din halkn afyonudur diyen sosyolog aadakilerden hangisidir? a. Emile Durkheim b. bn Haldun c. Max Weber d. Karl Marks e. Auguste Comte 3. Aadaki din sosyologlarndan hangisi modern Bat kapitalizminin geliiminde Protestanln nemli bir etken olduu tezini ortaya atmtr? a. Ernst Troeltsch b. Max Weber c. Prens Sabahattin d. Hilmi Ziya lken e. Robert K. Metron 4. Hz. Muhammedin peygamberlik grevini yerine getirerek nce Medinede, daha sonra da btn Arabistanda gerekletirdii toplumsal deiim, aadakilerden hangisine girer? a. Dinin toplumsal deiimi takviye edici bir etken olarak ilev grd toplumsal deiim din ilikisi. b. Dinin toplumsal deiimi yavalatc, hatta bazen engelleyici bir etken olarak etkili ve ilevsel olduu toplumsal deiim - din ilikisi. c. Toplumsal deiimin dini engelleyici olduu, olumsuz ynde etkiledii toplumsal deiim - din ilikisi. d. Toplumsal deiimin dinin lehine ilev grd toplumsal deiim din ilikisi. e. Dinin toplumsal deiimin temel faktr olduu toplumsal deiim din ilikisi.

100

5. Din-toplumsal deiim ilikilerinin doasn aadakilerden en iyi hangisi ifade etmektedir? a. Din-toplumsal deiim ilikilerinin doasnda dinin bamsz deikendir b. Din ile toplumsal deiim ilikilerinde toplumsal deiim bamsz deikendir. c. Din ile toplumsal deiim ilikilerinde din baml deikendir. d. Din ile toplumsal deiim ilikilerinin doas, karlkllktr. e. Din ile toplumsal deiim ilikilerinin doas istikrardr.

Kendimizi Snayalm Yant Anahtar


1. c 2. d 3. b 4. e 5. d Cevabnz doru deilse, Toplumsal Deiim Kuramlar konusunu yeniden okuyunuz. Cevabnz doru deilse, Toplumsal Deiimi Yavalatc veya Engelleyici Bir Etken Olarak Din konusunu yeniden okuyunuz. Cevabnz doru deilse, Toplumsal Deiimi Takviye Edici Bir Etken Olarak Din konusunu yeniden okuyunuz. Cevabnz doru kmamsa, Toplumsal Deiim-Din likileri konusunu yeniden okuyunuz. Cevabnz doru deilse, Giri ksmn yeniden okuyunuz.

Sra Sizde Yant Anahtar


Sra Sizde 1 Toplumsal deiim, salt bir ilerlemeyi, gelimeyi ifade etmedii gibi, bir zlme veya k de ifade etmemektedir. Toplumsal deiim; sosyal zlme, sosyal k demek olmad gibi sosyal geliim ve ilerleme de demek deildir. Sosyal zlme, sosyal k, sosyal tekml, sosyal ilerleme veya gelime, modernleme, kalknma, adalama, seklerleme, batllama, evrim vs., toplumsal deiimin greceli u veya bu ynn ifade etmekte olan ve dolaysyla toplumsal deiimin kapsamnda bulunan veya deiimin zel biimleri olan durumlardr. Ayrca toplumsal deiim, bir deer yargs tamaz, ama sz konusu kavramlar deer yargs tarlar; dolaysyla sosyolojik deiimden farkl anlam ieriklerine sahiptirler. O hlde bu kavramlar toplumsal deiimin karl olarak kullanmak sosyolojik anlamda doru kabul edilmez. Sra Sizde 2 Dinin toplumsal deiimi takviye ettii toplumsal deiim din ilikisine u rnei de vermek mmkndr: Osmanl Devletinde modernleme ynndeki deiim faaliyetlerine bakldnda, orada Ulemann nemli roller stlendii, deiimi destekledii grlr. Ulem, Osmanlda deiim faaliyetlerinin dini merlatrmnda ok nemli bir pozisyon stlenmitir.

101

Sra Sizde 3 Dinin toplumsal deiimin temel etken oluuna, Miladi drdnc yzylda Hristiyanln Romann resmi devlet dini olmas ve btn Roma mparatorluunda yaylmas da rnek olarak verilebilir. nk Romann mparator Konstantin (272-337) dneminde kkl bir dnm geirmesinde Hristiyanlk temel etken olmutur.

Yararlanlan Kaynaklar
Chalfant, H. Paul Beckley, Robert E. Palmer, C. Eddie (1987). Religion In Contemporary Society, 2. bs., California. Dobbelaere, Karel (1998), Secularization, Encyclopedia of Religion and Society, (Ed. W. H. Swatos), New Delhi-London, 452-456 Durkhem, Emile (1923). Din Hayatnn btid ekilleri, (ev. H. Chid), c. 1-2, stanbul. Geertz, Clifford (1968). Islam Observed, New Haven. bn Haldun (1996). Mukaddime, (Tah. Dervi el-Cveyd), 2. bs., elMektebetul-Asriyye. Kongar, Emre (1995). Toplumsal Deime Kuramlar ve Trkiye Gerei, 6. bs., stanbul Lpset, Seymour Martin (1994). The Social Requisities of Democracy Revisited, American Sociological Review, 59 (1), 1-22. Mardin, erif (1992). Din ve deoloji, 5. bs., stanbul. Marks, K.-Engels (1987). F., On Religion, Religion and Ideology (der. R. Bocock-K. Thompson), Manchester. McGuire, M. (1987). Religion: The Social Context, 2. bs., California. Okumu, E. (2006). Toplumsal Deime ve Din, 2. bs., stanbul. Okumu, E. (2007). Kuranda Toplumsal k, 3. bs., stanbul. Okumu, E. (2005). Dinin Merulatrma Gc, stanbul. Roberts, K. A. (1990). Religion in Sociological Perspective, 2. bs., California. Vergin, Nur (1985). Toplumsal Deime ve Dinsellikte Art, Toplum ve Bilim, 29/30, 9-28. Weber, M. (1964). The Sociology of Religion, (ng. ev. E. Fischoff), Boston. Wilson, B. (1989). Religion in Sociological Perspective, Oxford-New York.

102

103

Amalarmz
Bu niteyi tamamladktan sonra; Laiklik kelimesinin anlamlarn aklayabilecek, Seklerleme teorilerini aklayabilecek, Din-devlet iliki modellerini aklayabilecek, Trkiyede anayasal olarak laikliin geliimini ifade edebileceksiniz.

Anahtar Kavramlar
Laiklik Seklerleme, seklarizasyon Din-devlet ilikileri Diyanet

neriler
Bu niteyi daha iyi kavrayabilmek iin okumaya balamadan nce; TDV slam Ansiklopedisi Laiklik maddesini okuyunuz. Avrupa Birlii lkelerinde Din-Devlet likisi, (stanbul: SAM Yaynlar, 2008) kitabn okuyunuz. Niyazi Berkesin Trkiyede adalama adl kitabn okuyunuz.

104

Din ve Devlet likileri


GR
Modern toplumlarda dinin yeri, konumu ve etkileri; ekonomi, eitim ve siyaset gibi kurumlarla ilikileri gittike artan oranda dikkat ekmekte, ok sayda bilimsel aratrma ve yaynn konusu olmaktadr. Bu manada dintoplum, din-devlet ilikileri ve laiklik din sosyologlarnn nemle zerinde durduu konulardan arasndadr. zellikle dinin daha grnr hale gelmesi ve kurumsal dinin toplumsal etkilerini yitireceini ngren geleneksel modernleme ve seklerleme teorilerinin son yllarda eletiriye uramas bu konulara olan ilgiyi artrmtr. Modernlemenin nemli bir sonucu ve etkisi olarak kabul edilen laiklik, yasama etkinliklerinde dinin etkisini ortadan kaldrarak din-toplum ve dindevlet ilikilerini dntrm, bu yapnn ortaya kt Bat lkelerinde her lkenin kendi tarihi ve siyasi deneyimi ile toplumsal birikimine gre ekiller almtr. Bu adan bakldnda tek bir laiklik anlay, modeli ve uygulamas yerine sz konusu deikenlerin de etkisiyle birden fazla laiklik yorumu ve din-devlet ilikisi modeli gelimitir. Bat lkeleri sz konusu olduunda laikliin hegemonik bir dine kar gelitii, yani Katolikliin hayatn her alann kuatan baatlna bir tepki olarak doduu grlmektedir. Aydnlanma ile balayp sanayileme, kentleme ve modernleme sreleriyle devam eden srete, Batda din-toplum ve din-devlet ilikilerinde yeni bir dnem balamtr. Bu sreler Avrupada kilise ve mezheplerin temsil ettii dinin, toplumsal kurumlar zerindeki etkisini byk oranda trplemi, zayflatm ve yzeyselletirmitir. Kilisenin eitim, siyaset ve iktidar gibi alanlardaki yetkileri ellerinden alnm ve sz konusu sorumluluk ve yetkileri modern-laik devlet stelenerek gcn pekitirmi, kilise ve onun temsil ettii din ise kamusal alandan ekilmek zorunda braklmtr. Laikliin kurumsallamas, eitim, retim ve kamu hizmetlerinin devlet eliyle yrtlmesi kilisenin g, etkinlik ve rol kaybna neden olmutur. Bu nitede din-devlet ilikileri asndan nemli olan laikliliin geliimi, seklerleme teorileri, bunlarn din-devlet ilikilerine yansma biimleri, laikliliin farkl uygulamalar, baz slam lkeleri ile Trkiyede din-devlet ilikileri ve laiklik anlay zerinde durulacaktr.

105

LAKLK (KAVRAM VE YAKLAIMLAR)


En genel anlamyla din ve devlet ilerinin ayrlmas olarak tanmlanan laiklik, felsefi armlar yannda hukuki bir ilke olarak yasama faaliyetlerinde kutsal metinlerin kaynak olarak alnmamasn ifade eder. Laiklik (lacisme) teriminin kkenlerine bakldnda ilk kez 16. yzylda ngilterede papaz olmayanlarn da, kiliselerin ynetiminde rol alabileceklerini savunan dnce akmn ifade etmek zere kullanld grlr. Fransada 1870 yllarndan itibaren kullanlmaya balanan laiklik kavram, Yunancadaki laikos kelimesinden tretilmi olup halktan olan yani ruhban snfna mensup olmayan anlamna gelir. ngilizce de ise laiklik kavramma karlk olarak Latince saeculum kelimesinden gelen seklerizm (secularism) ve dnyevi anlamna gelen sekler (secular) kavramlar mevcuttur. Kavram, Bat dillerindeki lique (laik) kelimesi ekline dnm ve buradan da ruhbanla, kilise tekilatna ve dini alana ait olmayan anlamnda Trkeye laik olarak gemitir. Laiklik kavram Trkeye Franszcadan getii iin Fransz siyasi dncesi, Trkiyedeki laiklik anlay ve uygulamasn etkilemitir. Siyasi anlamda laiklik, devletin dinler karsnda mutlak tarafszl anlamnda kullanlmaktadr. Bu manada laiklik devletin siyas varl zerinde dinsel inanlarn sz konusu olmamas; onun btn din ve mezhepler karsnda tarafsz tavr almas, vicdan ve inan zgrlne sayg gstermesi eklinde anlalacaktr. (Grsoy, 2003: 61) Din ve devlet ilikilerini dzenleyen siyasi bir anlay ve hukuki bir ilke olarak yorumlandnda, laikliliin, yaygn ve belirgin zellikleri olarak unlar saymak mmkndr: Laiklik, devlet ynetiminin dini esaslara gre ynetilmemesi, yasalarn dini kaynaklar esas alnarak karlmamas, devletin dinler ve dini gruplar arasnda ayrm yapmamas, btn inan gruplarna eit mesafede bulunmas, din ve vicdan zgrln korumas ilkelerini ierir. Laiklik, yukarda da iaret edildii gibi siyasi bir bak ve din-devlet ilerini dzenleyen hukuki ilke ve dzenlemeye iaret eder. Dinin toplumsal etkilerindeki deiim sz konusu olduunda ise laiklik yannda seklerleme (secularisation) kavramnn da din sosyologlar tarafndan tartldn gryoruz. Modernleme srecinin sonucu olarak grlen seklerleme, dinin toplumdaki geleneksel etkisini yitirmesi, yeni ekiller almas, kutsal referanslardan uzaklamas, rasyonel seeneklere dayal bir siyaset ve toplum anlay gelitirerek ruhban snfnn otoritesinden kurtulunmas, yani toplumun dnyevilemesi anlamna gelmektedir. Laiklikle fark da buradadr. Laiklik bir ilke ve anlaya iaret ederken, seklerleme dinin farkl biimler almas ve toplumun dnyevilemesi srecine iaret eder. Bu anlamda Batda yaygnlk kazanan modernleme kuram, dinin nemini kaybedeceini, dini kurum ve referanslarn siyasi, kltrel ve toplumsal dzenlemelerde hibir etkisinin kalmayacan, dinin kamusal alandaki grnrln yitireceini, bireyselleeceini ve zel alanla snrl kalacan ngrmtr. te modernizmin din zerindeki etkilerini gsteren srece seklerleme (seklarizasyon), bu sreci aklamay amalayan teorilere de seklerleme teorileri denmektedir.

106

Seklerleme Teorileri
Modernleme ve seklerleme kuramclar, genel olarak modern deerler ve kurumlar benimseyen ve zmseyen toplumlarda dinin toplumsal ve siyasal alanlardaki etkinliinin ortadan kalkacan, bireysel olarak ta dini pratikler, ibadetler ve ritellere katlmn gerileyeceini savunuyordu. On dokuzuncu yzylda A. Comte, H. Spencer, E. Durkheim, M. Weber, K. Marks ve S. Freud gibi dnrler sanayi toplumunun geliimine paralel olarak dinin nem kaybedecei grn savunuyordu. Dinin lm veya yok oluu eklinde ifade edilebilecek bu yaklam 19. yzyl sosyal bilim anlayna egemen olan anlay yanstyordu. Toplumbilimsel Dn balyla Trkeye de evrilen Sociological Imagination adl eserinde C. Wright Mills (1959: 32-33) bu yaklam u ekilde aklar: Dnya bir zamanlar dnce, pratik ve kurumsal form alanlarnda kutsal ile doluydu. Reformasyon ve Rnesanstan sonra modernle me gleri btn dnyay sard ve modernle me ile e zamanl tarihsel sre olan seklarizasyon kutsaln basknln gevetti. zel alan hari, kutsal, zamanla btnyle yok olacaktr. Hlbuki geride braktmz yzyln son eyreinde dini eilimlerin ykseli trendi gsterdii ve dini hareketlerin toplumsal ivme kazand gzlenmitir. Modernizmin gelimesi ile dinin gerileyeceini ve toplumsal hayattaki etkisini kaybedeceini ngren geleneksel teorilerin aksine din hem sanayilemi ve gelimi modern lkelerde hem de geleneksel kltr elerinin baat olduu kamusal grnrln korumakta ve hatta artrmaktadr.

Dinin Zayflamas ve k Yaklamlar


Seklerleme kuramlarna bakldnda Rasyonalizm ve inan kayb argman ile levsel evrim ve ama kayb yakla mlarn n daha bask n ve yayg n oldu u grlmektedir.

Rasyonalizm ve nan Kayb Yaklam


Max Weberin almalarndan etkilenen ve 1960-70li yllarda David Martin, Brian Wilson ve Peter L. Berger gibi toplumbilimcilerin szcln yapt Rasyonalizm ve inan kayb argmann savunanlardan Wilsona (1982:149) gre seklerleme dinin toplumsal neminin azalmasn ifade eden bir sretir. Aydnlanma bilimsel bilgiye, evrenin teknolojik kontrolne ve deneysel kantlama ltlerine dayal rasyonel bir dnya gr ortaya karmtr. Bu yaklama gre rasyonalizm (aklclk) modern dnyada, kilisenin merkezi iddialarn boa karm ve Bat Avrupada hurafeye dayal dogmalar ykmtr. Rasyonalizm inan kaybna da neden olmutur. nan kayb ise dinin zlmesine, kiliseye yelik ve devam alkanlklarnn ve bireysel dini pratiklerin erozyona uramasna, mezhebi kimliklerinin toplumsal anlamlarnn kaybolmasna, inan temelli kurum faaliyetlerine katlm ve sivil toplumdaki dini gruplara verilen destein azalmasna neden olmutur. (Norris ve Inglehart, 2004:7)

107

levsel Evrim ve Ama Kayb Yaklam


Durkheimn grlerinden etkilenen levsel evrim ve ama kayb yaklamn savunan Steve Bruce, Thomas Luckmann ve Karel Dobbelaere gibi toplumbilimcilere gre sanayi toplumlarndaki ilevsel ayrma, dinin toplumdaki merkezi rolnn ortadan kalmasna neden olmutur. rnein Steve Bruce, modern dnyadaki din algsn kkl biimde deitiren bireysellik ve rasyonel dncenin Reformasyonla baladn ve modernitenin geleneksel dini hayat zayflattn savunmaktadr. Ona gre bireysellik veya bireycilik dini inan ve hayatn cemaat/grup temelini zedelemi, rasyonalite ise dinin kutsal ama ve retilerine inanmay ortadan kaldrmtr. (Bruce, 1996: 230) Bu yaklama gre din sadece inanlardan ibaret deildir. Doum, lm ve evlilik gibi hayatn eitli dnglerinde trenler ve ritellerle ilevsel bir yn de vardr. Sanayilemi toplumlarda i yaamndaki profesyonelleme, mesleki farkllama kilise ve din adamlarnn uzun sredir yapmakta olduu ileri ve yetkileri ellerinden almtr. Devletin kurduu okul, hastane ve bakm evi gibi kurumlar kilisenin bu ve benzer alanlardaki hegemonyasna son vermitir. Yani ilevsel evrim ve kurumsal/mesleki ayrmalar dinin ve kilisenin toplumsal yaamdaki etkilerini ortadan kaldran bir seklerlemeye neden olmutur. (Norris ve Inglehart, 2004:7)

Larry Shiner ve Seklerlemenin Alt Biimi


Toplumsal ve siyasal dnmlerin ortaya kard seklerleme sreci kukusuz farkl deikenleri iinde barndran ok katmanl bir deiime iaret etmektedir. Bu bak asndan hareketle L. E. Shiner seklarizasyonun tek boyutlu olmadn, farkl alanlar kapsadn savunarak bir seklerleme tipolojisi izer ve alt tip seklerleme biiminden veya seklerleme alanndan bahseder. Birinci seklarizasyon modernitenin etkisiyle dini sembol, doktrin ve kurumlarn nemini ve prestijini kaybetmesidir. Shinere gre seklarizasyonun son noktas dinsiz bir toplum olacaktr. Seklarizasyonun ikinci tipi bu dnya ile uyum iinde olmaktr ve bu dnyaya uyum salamaktr. Bu srete dini gruplar veya dine nem veren toplumlar doast glerden ve konulardan uzaklaacak bu dnyaya daha fazla ilgi gstermeye balayacaktr. Seklarizasyonun nc biimi toplumun dinle olan balantsnn kesilmesi, artk dine dayal bir anlaytan kurtulup bamsz bir gereklik oluturmas ve dinin etkilerini zel hayat alanna snrlamas eklinde kendini gsterecektir. Seklarizasyonun drdnc biimi dini bilgi, inan ve kurumlarn ilevlerinin bu dnya temelli bir grntye brnecei ngrsn iermektedir. Seklarizasyonun drdnc biimi bu dnyann kutsal karakterini aamal biimde kaybedecei, bunun yerine rasyonel olarak aklanan bir alann objesi olaca dncesine dayanmaktadr. Bu tip seklerlemede rasyonalite doast inanlarn ve gizemli yaklamlarn yerini alacaktr. Seklarizasyonun altnc biimi kutsal toplumdan sekler topluma gei eklinde formle edilen sosyal deimedir. Toplumdaki btn kararlar, dini gerekelere gre deil rasyonel temellere bal ve yararlar gz nne alnarak alndnda seklarizasyon artk tamamlanm olacaktr. (Shiner, 1967:209-121)

108

Dobbelaere, Luckman, Berger ve Wilsona Gre Seklerleme


Karel Dobbelaere, modernitenin yol at seklerlemenin toplumsal, kurumsal ve bireysel dzlemlerde anlalmas gerektiini savunmaktadr. Bunu seklerleenin dzeyi olarak tanmlamaktadr. Seklerlemenin toplumsal boyutu dinin toplumsal etkilerini yitirmesi, kurumsal boyutu kilisenin otoritesinin zayflamas ve faaliyet alanlarnn kstlanmas, bireysel boyut ise insanlarn dindarlk dzeylerinin zayflamas, ibadet ve dua pratiklerinin azalmas ve zamanla ortadan kalmas biiminde formle edilebilir. (Dobbelaere, 2002: 29-38) T. Luckmann, toplumsal alandaki seklarizasyonu geleneksel ve kutsal kozmosun zl olarak tanmlar. Dinin toplum zerindeki etkisinin zayflamasna iaret eden bu gelimeye paralel olarak kurumsal dinin modern sanayi toplumunun eperine itildii gzlemi n plana kmaktadr. P. Berger ise toplumsal dzlemdeki seklarizasyonu modern Bat tarihinde toplumsal ve kltrel sektrlerin, dini kurum ve sembollerin basksndan kurtuluu olarak tanmlar. (Berger ve Luckmann, 1967: 101,107) Brian Wilson ise bu anlamda seklerlemeyi cemaat etkisinin zl, cemaatten toplum olmaya gei olarak grr. Wilsona gre toplumsal seklerleme sosyal kontroln artk ahlaki ve dini aktrlerin tekelinden teknik ve brokratik aktrlere gei biiminde kendini gsterir.
Geleneksel seklerleme teorilerinin ortak ynleri nelerdir. Yukardaki blm tekrar okuyarak cevaplaynz.

Geleneksel Seklerleme Kuramnn Eletirisi


Geleneksel seklerleme teorileri modernitenin dini inan, kurum ve pratikler zerindeki ypratc ve zayflatc etkileri zerinde durmaktadr. Bat Avrupa deneyimini aklamakta, ancak ABD bata olmak modernleme srelerinden geen dier pek ok toplumdaki din-birey, din-toplum ve din-devlet ilikilerini aklayamada ynnde grler ileri srlmektedir. Bu nedenle seklerlemeyi dini inan, kurum ve pratiklerin zayflamas olmaktan ibaret gren teoriler eletirilmektedir. Bu teorilerin, sadece Bat Avrupadaki gelimelere bal olarak gelitirildii, dolaysyla de ABD ile Bat d toplumlarda modernite ve seklerlemenin din zerindeki sosyolojik etkilerini btn boyutlar ile aklayamad dnlmektedir. Geleneksel seklerleme teorileri, Bat Avrupadaki din, toplum ve devlet ilikilerinin tarihsel geliimi balam iinde bu unsurlarn geirdii sreleri ele almas ve aklamas bakmndan anlamldr. Ancak 19. yzyldan gnmze kadar sosyal bilimlerde ciddi bir ekilde eletirilmeden yaygn olarak kabul gren geleneksel seklarizasyon kuramlarnn, gnmz dnyasndaki gelimeleri yeterince aklamad iddia edilmektedir. rnein Peter L. Berger ve Grace Davie gibi sosyologlar, yaygn seklerleme kuramnn Avrupa deneyimini yansttn, dnyann dier blgelerindeki din-toplum ilikilerini, dini davranlar ve dindarlk dzeylerini aklayamadn dnmektedir. Bu nedenle zellikle Avrupann, geneli ve evrenseli temsil etmedii tam tersine istisnai bir deneyimi temsil ettiini savunmaktadrlar. Seklarizasyonun son iki yz yl iinde Avrupann dini hayat ve yapsnda ciddi etkiler yapt ve kkl deiimlere neden olduu doru olmakla

109

birlikte, Avrupann deneyimi bir bu blgeye zge srad bir durum olarak deerlendirilmektedir. (Davie, 1999: 76; Davie, 2000: 25-26) nk ABD, Hint yarmadas, Asya lkeleri ve slam dnyasndaki gelimelere bir gz atldnda, yani bu toplumlarda dinin toplum hayatnda gittike artan nem kazanmas ve etkisine bakldnda, geleneksel seklarizasyon kuramnn ngrlerinin bu corafyalarda doru kmad grlmektedir. Dinin kamusal alanda temsili gayretlerinin art, maneviyat ve anlam araynn bir sonucu olarak yeni dini hareketlerin ortaya k veya geleneksel dinlerde grlen ihya hareketleri, modernleme ve seklerlemeye paralel olarak dinin zayflayaca ve yok olaca iddiasn savunan tezlerin artan oranda eletirilmesine zemin hazrlamtr. Son yllarda seklarizasyon kuram, tarihindeki en etin meydan okumayla kar karya gelmitir. rnein 1960larda seklarizasyon kuramn savunan, yani modernlemenin genilemesi ve ykselii ile dinin toplumsal hayattan ekileceini ve nemini kaybedeceini savunanlarn bir ksm, yeni gelimeler ve verileri gz nne alarak bu grlerinin yanl olduunu kabul etmitir. Seklarizasyon kuramnn yeniden gzden geirilmesini savunanlar olduu gibi bu kuramn analitik deerinin kalmadn savunanlar da bulunmaktadr. rnein Jeffry Hadden (1987: 587) seklarizasyon kuram n n ne srd varsay mlar n iyi s nanmam titiz nermelerden/kuramdan ok bir doktrin veya ideolojik bir dogmaya dntrldn savunur. Rodney Stark ve Roger Finke (2000: 79) ise Haddenden bir adm daha giderek seklarizasyon kuramnn tarihe gmlmesi gerektiini iddia eder. nk nerdeyse iki yzyldr kesinlikle baarsz kehanetler ve hem gemii hem de bugn yanl yanstmasndan dolay artk seklarizasyon doktrinin baarsz kuramlar kategorisine alnmasnn zaman gelmitir. Peter L. Berger ise 1967 ylnda yaymlad The Sacred Canopy isimli kitabnda geleneksel seklerleme kuramn ve varsaymlarn savunduu fikirlerinden vazgemi; 1999 ylnda yaymlanan The Desecularization of the World: A Global Overview balkl makalesinde tam tersi gr savunmutur. Ona gre, seklerlemi bir dnyada yaadmz varsaym yanltr. Bugn dnya baz istisnalar dnda en az eskisi kadar, hatta baz yerlerde eskisinden daha fazla dindardr. Bergere gre seklerleme ve seklerleme srelerinin etkilerini ieren literatrn tm esas itibariyle yanllklar iermektedir. Modernleme zorunlu olarak dinin gerilemesine neden olmamtr. Hatta hayli modern toplumlarda bile din varln srdrmtr. (Berger, 1990: 1-18) rnein ABDde Son yllarda yaplan geni kapsaml aratrmalar Amerikan toplumunda dinin, gc artan, gittike daha fazla etkinlik ve eitlilik kazanan bir gerek olduuna iaret ediyor. Amerikallarn % 94 Allahn ve evrensel ruhun varlna inanyor, % 80ninden fazlas da Allah dua ile ulalmas mmkn bir varlk olarak tanmlyor. Amerikan halknn % 70i Allaha mutlak anlamda gvendiklerini ifade ederken, % 75i Allahn mucizeler yaratabileceini belirtiyor. Nfusun % 92si dini bir tercih belirtiyor, % 58i ise dinin kendi hayatlarnda ok nemli bir unsur olduunu ifade ediyor. ABDde yaklak her on kiiden alts ise dinin gnmzdeki sorunlarn tmne veya byk bir ksmna zmler getirebileceine inanyor. Btn bu bulgular aka gsteriyor ki, Amerikallarn byk bir ounluu dini hala hayatlarnn nemli bir unsuru olarak gryor. Dier taraftan dini kurumlar ABDde salkl bir sivil/toplumsal hayatn srdrlmesinde nemli bir rol oynamaktadr. Bireylerin gnll davranlar ile ilgili yrtlen geni kapsaml

110

bir aratrmada, kiliselerin yurttalk kltr ve yeteneklerini gelitirecek etkin ortamlar yarattklar belirlenmitir. Kilise ats altnda toplantlar dzenlemek veya bu tr toplantlara katlmak gibi faaliyetlerde yer alanlarn siyasal hayata daha fazla oranda katlacaklar tahmin edilmektedir. Bu nedenle kilise ve sinagog gibi dini kurumlara dzenli olarak devem edenlerin nemli lde gelimi yurttalk yeteneklerine sahip olabilecekleri varsaylmaktadr. Baz bilim adamlar da ibadet yaplan kurumlarn insanlar arasndaki iletiimi artrd bunun da Robert Putnamn ifadesiyle toplumsal sermayeye (social capital) katkda bulunduu grn savunmaktadr. Yurttalar arasndaki gven ve iliki ana iaret eden toplumsal sermayenin, hkmetin etkinliine ve hatta ekonomiye bile katkda bulunduu saptanmtr. (Fowler ve dr., 1999: 17) nan, ibadet ve kurumlar anlamnda dinin varln srdrmesi, gelimi lkelerde kurumsal anlamda ok etkin olmasa bile bireysel bilin ve vicdan dzeyinde olmutur. rnein Avrupadaki seklerleme ve din ilikisi sz olduunda Fransz sosyolog Daniele Hervieu-Leger, dini bir hafza zinciri olarak deerlendirir ve kolektif kimliin nemli bir unsuru olduunu savunur. Hervieu-Legere gre bir hafza zinciri olarak din, inanan bireyi gruba, cemaate ve topluma balar; gelenek ise (ya da kolektif hafza) bu insan topluluunun varlnn temelini oluturur. Hervieu-Leger (2000: 123), din konusunun merkezine gelenei, yani bir inan zincirine referans yerletirmekle dinin geleceinin kolektif hafza problemi ile balantl hale geleceini belirtmektedir. O, modern Bat toplumlarnn ve zelikle de Fransann bir dereceye kadar kolektif hafza krizi yaadn ve bu krizin, zincirde din hafzasndan mahrum brakacak bir kopua neden olduunu iddia etmektedir. Btn bunlara ramen Hervieu-Leger, modern Avrupa toplumlarnda (kolektif) hafza ile din arasndaki zincirin tekrar kefedilmeye balandn savunmaktadr. Avrupann dna doru bakldnda ise olduka farkl modernleme sreleri, laiklik projeleri ve uygulamalar karmza kmaktadr.
Geleneksel modernleme ve seklerleme kuramlarnn yeniden gzden geirilmesini gerektiren gelimeleri aklaynz.

Din-Devlet likisi Modelleri


Devlet ynetiminde dinin rol, yasama faaliyetlerinde dini referans ve otoritelerin etkileri asndan deerlendirildiinde, balca iki modelden bahsedilmektedir. Bunlardan birincisi, laik devlet modelidir ki bu modelde din ve devlet ileri birbirinden ayrlm, dini kurumlar ve ruhban snfnn siyasi ve hukuki kararlarn alnmasndaki etkisi ortadan kaldrlmtr. kinci model ise dini kurum ve otoritelerin siyasi ve hukuki kararlarn alnmasnda belirleyici olduu, dinin balca yasama kayna olarak grld ynetim biimidir. Meruiyet kaynann din olduu bu modele siyaset biliminde teokratik ynetim biimi veya teokrasi denilmektedir. Bu genel ayrmn tesinde anayasal dzenlemeler asndan bakldnda balca be devlet yaps ve din-devlet ilikisi modelinden bahsetmek mmkndr: 1- Anayasada laiklik ilkesinin aka kabul edildii model: Din ve devletin kesin olarak ayrld bu modeli benimseyen lkeler, anayasalarnda aka laiklik ilkesini belirtir, herhangi bir din veya mezhebi benimsemez, belli bir din ya da mezhebi koruma altna almaz. Fransa, Trkiye ve Portekiz, baz yorum ve uygulama farklar olmakla beraber bu gruba girer. Fransada barts ile ilgili dzenlemeler ve getirilen yasaklar ile Trkiyede Diyanet leri Bakanlnn mevcudiyeti, Portekizde

111

Vatikan ile yaplan ve Konkordat (Concordat) ad verilen anlama sz konusu farkllklara iaret etmektedir. 2- Anayasada laiklik ilkesi aka belirtilmeyen (laik) model: Bu modeli benimseyen lke anayasalarnda, laiklik ilkesinin, devletin temelini oluturduu belirtilmemitir. Bununla beraber din ve devlet ilerinde karlkl karmazlk siyaseti benimsenmekte ve uygulanmaktadr. Almanya, Avusturya, ABD ve Hollandann da iinde yer ald bu modeldeki lkelerde, her lkenin siyasi ve tarihi birikimlerine bal farkllklar grlmektedir. rnein ABDde anayasa din ve devlet ilikilerinde belirgin bir ayrm duvar rmekte, kamu kaynaklarnn dini kurum ve bunlarn etkinliklerine aktarlmad grlmektedir. ABDde devlet, kiliseler ve dini gruplarn ilerine karmamakta, kamu dzenini bozmadklar srece etkinliklerini kstlamamaktadr. Bu nedenle ABDde kiliseler niversite kurmak dhil her dzeyde eitim kurumu amakta, hastaneler kurup iletmekte ve televizyon kanallar kurabilmektedir. Almanyada ise devlet tarafndan resmen tannan ve tzel kiilik kazanan kiliseler, devlet tarafndan tannmayan dini gruplara gre baz imtiyazlardan yararlanmaktadr. rnein kilise yelerinden toplanmas gereken vergiler devlet marifetiyle toplanarak ilgili kiliseye aktarlmaktadr. Devlet, kiliselerin eitim ve salk alanlarndaki hizmetlerini kstlamamakta, okullarn desteklenmektedir. ABD ve Almanya rneklerinde grld gibi anayasalarda aka belirtilmese de laiklik ilkesi uygulanmakta, karlkl karmama ilkesi bu lkelerde kilise ve dini gruplarn sosyal hayatta geni etkiler yapabilecei alanlarn zeminini oluturmaktadr. 3- Anayasada bir devlet dininin benimsendii ama uygulamada laik model: Devletin resmi bir dini veya mezhebinin olduu ancak yasama faaliyetlerinde dini kurum ve otoritelerin etkisinin bulunmad bu modelde, resmi olarak kabul edilen din veya mezhebin dierlerine gre ayrcalklar sz konusudur. ngiltere, Danimarka, Finlandiya, Norve ve Yunanistann benimsedii bu yapda resmi din veya kilise olmamasna karn din zgrlkleri gvence altna alnmtr ve sz konusu resmi din veya kilise, siyasi ve hukuki kararlarn alnmasnda bir rol stlenmez. Dier modellerde olduu gibi bu modeli benimseyen lkelerde de uygulama da birbirinden farkllklar grlmektedir. rnein ngilterede Anglikan Kilisesi devletin resmi kilisesidir ve devlet bakan ayn zamanda kilisenin de ba olmak durumundadr. te yandan Katolik ve Anglikan Kiliselerinin ok sayda ilk ve ortaretim okulu olduu, bu okullarn eitim-retim giderlerinin byk ounluunun devlet tarafndan finanse edildii bilinmektedir. slam, Hinduizm ve Yahudilik gibi dinlerin de ibadethane ve okul amalarna izin verilmekte, Mslmanlar ve Yahudiler tarafndan kurulan okullarn bazlarnn giderleri de yasalarn ngrd biimde kamu kaynaklarndan karlanmaktadr. Ancak Yunanistanda zgrlk alannn ayn ekilde gelitiini sylemek mmkn deildir zira Yunan hkmeti Mslman cemaatin setii mfty meru temsilci kabul etmemekte, kendi siyasi grne uygun birini mft olarak atamaktadr. 4. Anayasada resmi bir devlet dini veya mezhebinin benimsendii ve dinin ksmen veya tamamen yasama kayna olduu model: Bu modelde resmi olarak kabul edilen din, ksmen veya tamamen yasamann kayna olarak grlmekte, siyasi ve hukuki kararlar etkilemektedir. ran, Afganistan, Suudi Arabistan, Bahreyn, Msr ve Pakistan gibi slam lkeleri ile srail

112

ve Vatikann benimsedii bu model de uygulamada kendi iinde farkllklar gstermektedir. rnein ran ii mezhebini be retisini yasamann kayna olarak grrken, Suudi Arabistan Vehhabi slam yorumunu benimsemektedir. te yandan Msr ve Pakistanda ise aile hukuki gibi baz alanlarda slam hukuku uygulanrken baz alanlarda da dini kaynakl olmayan dzenlemeler yaplmaktadr. 5. Din kart model: Anayasada laiklik ilkesi aka belirtilsin veya belirtilmesin dine olumsuz bakan, dini rgtlenme ve faaliyetleri yasaklayan ve din zgrlklerini kstlayan bu yap in, Kba, Vietnam ve Kuzey Korede grlmektedir. Sovyetler Birliinin dalmasndan nce Sovyet blounda da grlen bu model, komnist ve Marksist ideolojinin din aleyhtar bak asna yaslanmakta ve din kart politikalar uygulamaktadr.
Din-devlet ilikileri be ana model altnda toplansa da uygulama asndan bakldnda her modelin kendi iinde geni farkllklar gsterdiine dikkat edilmelidir. Bu farkllk her lkenin kendi tarihi gemii, toplumsal yaps ve siyasi tercihleri ile ilintilidir. Bu noktada nemli grlen hangi model esas alnrsa alnsn, din zgrlklerinin kstlanmamas, din ve vicdan hrriyetinin koruma altna alnmasdr.

SLAM DNYASINDA DN-DEVLET LKLER


slam dnyasnda laikliliin ortaya k ve din-devlet ilikileri eitli aamalardan gemi ve lkelere zg artlara bal olarak farkl boyutlar kazanmtr. On dokuzuncu yzylda sekler Bat deerleri ynetici elit kesim tarafndan daha stn grlmtr. Yirminci yzyln balarnda ise Batllarn at okullarda okuyan yeni kuak, kendi toplumlar iin sekler Bat kltrn modernleme ve toplumsal dnm projesi olarak benimsemitir. Dier yandan laiklii devlet yapsnn temeli olarak benimseyip uygulayanlar zaman zaman dini evrelerin muhalefeti ile karlamtr. Toplumu kendi gr ve ilkelerine gre dntrmek isteyen bu eilimler arasndaki ilikiler baz slam lkelerinde sosyal bar asndan ciddi sorunlara neden olmazken, baz slam lkelerin de zaman zaman srtmelere neden olmutur. slam lkelerinde laikliin ortaya k, tarihi geliimi ve uygulanma ekilleri ile bu konulardaki tartmalar, laikliin doup yayld Bat lkelerinden farkl olmutur. slamiyet, ulus devletlerin kurulmasyla dini ve siyasi otoritenin birbirinden tamamen ayrt Avrupa lkelerindeki Bat Hristiyanlnn yaadna benzer bir reform sreci geirmedii iin, slam lkelerinde laiklik i dinamiklerden daha ok d dinamiklerin ve gelimelerin etkisiyle balamtr. Bat lkelerinde ortaya karak dini ve siyasi otoritenin birbirinden ayrmasna yol aan ulus devlet fikri, slam dnyasnda 19. yzyln sonuna kadar ortaya kmamtr. Batda gelien laiklik, dinin ve ruhban snfnn siyaset ve devlet ynetimi zerindeki bask ve otoritesini ortadan kaldran bir yap dourmutur. Batda laiklik siyasal, sosyal, kltrel ve ekonomik gelimelere paralel olarak kademeli bir ekilde gelimitir. slam dnyasnda ise laiklik Bat lkelerinin tersine tedrici bir ekilde gelimemitir. Laiklik, slam dnyasna bu tr i gelimelerden daha ziyade Avrupa smrgeciliinin ve yaylmaclnn 19. yzyl balarnda balatt ideolojik bir rn olarak dardan bir akm olarak girmitir. Bat smrgecilii ile yz yze kalan Mslman top-

113

lumlarn 19. yzyl sonu ve 20. yzyl banda zerinde younlat konu, varlklarn srdrebilmek, bamszlklarn korumak veya lkelerini igalcilerden kurtarmak olmutur. zellikle bilim ve teknoloji alan bata olmak zere Batnn kaydettii ilerleme ve gelime laik kltrn stnl ve adala ulamann yolu olarak deerlendirilmeye balanmtr. Laikliin kabul ve yaylmaya balamasyla birlikte slam dnyasnda ortaya kan, ada gelimilik iin bu yolun mu yoksa daha baka alternatif yollarn m benimsenmesi gerektii tartmalar uzun sre devam etmitir. slam dnyasnda sregelen din-devlet ilikileri ve laiklik tartmalarnn bir ekseninde slam' sadece ferdi bir inantan ibaret sayan ve din ile devlet ilerinin ayr olmasn savunan grler yer almakta dier ekseninde ise, ran rneinde olduu gibi, slamn siyasi otoritenin kayna olmas gerektiini savunan grler yer almaktadr. slam dnyasnn 18. ve 19. yzyldan itibaren ahit olduu ve kendi bnyesinde gerekletirdii yenilikler ve geirdii modernleme sreci laikliin, slam dnyasna girmesine ve bamsz slam lkelerinin kuruluundan itibaren eitli biimlerde uygulanmasna zemin hazrlamtr.
Laikliin Batdaki geliimi nasl olmutur? slam dnyasna laiklik nasl girmitir? Karlatrnz.

Laiklik slam dnyasnn kendi tarihi tecrbe ve kltr geleneinin bir rn olmad ve slam lkelerine milli devletlerin kurulu tartmalar srasnda veya mteakiben girdii iin bu kavramn tam karl bulunmamaktadr. Laiklik kavram Trkeye Franszcadan geerken Arapada bu kavramn karl olarak 19. yzylda materyalist veya ateist manasna gelen aalayc ve kmseyici bir terim olan dehri kelimesi kullanlmtr. Gnmz Arapasnda laiklik terimini karlamak iin dnya veya dnyevi iler/konular manalarna gelen ilmaniyye kelimesi kullanlmaktadr. Trkede ise yukarda aklamaya altmz sre laiklik kavram ile ifade edilmekte ve ayn zamanda sekler, seklerlik ve seklerizm gibi kavramlar da zaman zaman kullanlmaktadr. Popler dilde birbirinin yerine de kullanlan bu kavramlar arasndaki nansa iaret etmek bakmndan daha nce de belirtildii gibi unu sylemek mmkndr. Laiklik kavram sistemsel, yapsal, ilkesel ve kurumsal bir anlam ifade eder. Seklerlik kavram ise daha ok dini hayattaki bir dnme, dinin toplumsal alandaki rolndeki bir deiime ve bir tr dnyevilemeye iaret eder. slam lkelerindeki laiklik anlay, uygulamalar ve laiklik yanls sylemler ve kart tepkiler her lkenin kendi toplumsal ve siyasal yapsna, tarihsel birikim ve deneyimlerine gre ekil almtr. rnein, 18. ve 19. yzylda balatlan Osmanl modernlemesi projesini miras olarak devralan Trkiye Cumhuriyeti, laik bir devlet sistemi kurmak ve laiklii kurumsallatrmak zere bir dizi reformlar yapmtr. Dier slam lkeleri de kendi birikimlerine gre politikalar belirlemitir. Bugn gelinen noktada Mslman nfusun ounlukta olduu 45 lkeden on biri din devleti, yani slami bir devlet; on bei slam resmi din olarak kabul eden devletler; on dokuzu ise anayasal olarak laik olan lkelerdir.

Trkiyede Laiklik ve Din-Devlet likileri


Trkiyede laikliin geliimi ve kurumsallamas sz konusu olduunda bu sreci arlkl olarak Cumhuriyet dnemi ile balatma eiliminin yaygn olduu grlmektedir. Hlbuki Osmanl devletinin, Bat eitim metotlar ve

114

kurumlarn, hukuki sistemlerini ve askeri teknolojisini yaygnlatrmak iin 19. yzylda balatt modernleme hareketi ve buna bal reformlar slam dnyasnda ilk laik kurumlarn ortaya kmasna ncelik etmitir. Trkiyede moderniteye geii, siyasal ve yapsal dnmleri tarihsel bir btnlk ve devamllk iinde anlamak gerekir. Bu adan bakldnda Cumhuriyet ncesi balayan dnmleri srecin bir paras olarak grmeden tarihi btnl anlamak mmkn olmaz. Genel hatlaryla Tanzimatn ilanyla balayp Glhane Hatt- Hmayununun ilanyla devam eden ve hukuki yapnn deimesiyle balayan sre, Cumhuriyet dnemindeki deiim projesinin temelleri olarak grlebilir. Ayrca I. Merutiyetin ilan ve 1876 Kanun-i Esasinin kabul, II. Merutiyetin ilan siyasal yapda klasik anlaytan uzaklatn gsteriyordu ki bu da uzun dnemde aslnda laiklikle sonulanan bir srece hazrlk olarak yorumlanabilir. Birinci dnya savandan yenilgiyle kan Osmanl devletinin yklmasn mteakiben kurulan Trkiye Cumhuriyeti laik temeller zerine kurulmu, dini ve dnyevi otoriteyi temsil ettii dnlen halifelik lavedilmitir. Din siyasi meruiyet ve otorite kayna olmaktan karlmtr. Laikliin temellerinin atlmas, yapsal ve yasal dnmlerin gereklemesi srecinde, dini siyasi meruiyet arac olmaktan karan halifelik kurumunun kaldrlmas, 1924 tarihli Tevhid-i Tedrisat Kanunu, 1925 tarihli tekke ve zaviyelerin kapatlmasna ilikin kanun, 1926 tarihli Trk Medeni Kanunu ve 1934 tarihli baz kisvelerin giyilmesini yasaklayan kanunlarn karlmas laik yapya geiin nemli basamaklar arasnda yer alr. Trkiye Cumhuriyeti devletinin 1924 tarihli ilk anayasasndaki devletin dininin slam olduu ilkesi 1928 ylnda anayasadan karlm, yerine 1937 ylnda yaplan bir deiiklikle Trkiye Cumhuriyeti devletinin laik olduu ilkesi konulmutur. Ayn ilke 1961 Anayasasnda Cumhuriyetin temel nitelikleri arasnda saylmtr. 1982 Anayasas da bu ilkeyi Cumhuriyetin temel ilkeleri arasnda saym ve bu ilkenin deitirilemeyeceinin ve deitirilmesinin teklif dahi edilemeyeceinin altn izmitir. Anayasa bir taraftan laiklik ilkesini benimserken dier yandan herkesin din ve vicdan hrriyetine sahip olduunu belirtmitir.
Osmanl son dnemi ve Cumhuriyetin ilk yllarnda laiklie geii salayan gelime ve reformlar zetleyiniz.

Laiklikle ilgili anayasada yer alan nemli bir dzenleme Diyanet leri Bakanl ile ilgili olmutur. 3 Mart 1924 tarihinde eriye ve Evkaf Vekleti kaldrlm ve din ilerinden sorumlu eyhlislamlk makam ilga edilmitir. Bunun yerine din hizmetlerinde devaml salamak, toplumun dini ihtiyalarn karlamak ve bu alanda doabilecek kurumsal boluu doldurmak amacyla, 429 sayl Kanunla, Baveklet btesine dhil ve Baveklete bal Diyanet leri Reislii, bugnk adyla Diyanet leri Bakanl kurulmutur. 1961 Anayasas 154. maddesiyle Diyanet leri Bakanln bir anayasa kurumu olarak dzenlemi, genel idare iinde yer vermi ve bu kurumun, zel kanununda gsterilen grevleri yerine getirmesini ngrmtr. 1982 Anayasas ise Diyanet leri Bakanl ile yle bir dzenleme yapmtr: Genel idare iinde yer alan Diyanet leri Bakanl, laiklik ilkesi dorultusunda, btn siyasi gr ve dnlerin dnda kalarak ve milata dayanma ve btnlemeyi ama edinerek, zel kanunda gsterilen grevleri yerine getirir. te yandan 633 sayl ve 22.6.1965 tarihli Diyanet leri Bakanlnn Kurulu ve Grevleri Hakknda Kanun, Diyanet leri Bakanlnn grev alanlarn slam dini ile snrlamaktadr.

115

Diyanet leri Bakanlnn varl zaman zaman laiklik asndan eletiri konusu olmusa da din hizmetlerinin dank ve kurumsal organizasyondan tmyle bamsz ve denetimsiz yrtlmesinin kendine zg sorunlar dourabilecei, gruplamalara yol aaca ve milli birlik ve btnlk asndan olumsuz sonular dourabilecei ne srlmtr. Anayasa mahkemesine gre de slam dininin kar evreleri tarafndan ktye kullanlmas, devletin ve laiklik ilkesinin mevcudiyeti asndan sorunlar yaratabileceinden Diyanet leri Bakanlnn anayasal bir kurum yaplmas, tarihsel deneyimlerden ve Trkiyenin sosyo-politik artlarndan ortaya kan bir gereklilik olarak deerlendirilmitir. Bu adan bakldnda Diyanet leri Bakanlna bal bir din hizmetleri snfnn ve ynetsel rgtlenmesinin varl da anayasaya aykr gzkmemektedir. Diyanet leri Bakanl ile ilgili dzenlemeler yannda zorunlu din eitimi de laiklik asndan tartma konusu yaplmaktadr. 1982 Anayasasnn ilgili 24. maddesi u dzenlemeyi getirmitir: Din ve Ahlak eitimi ve retimi devletin gzetim ve denetimi altnda yaplr. Din Kltr ve Ahlak retimi ilk ve orta retim kurumlarnda okullarn zorunlu dersleri arasnda yer alr. Bunun dndaki din eitimi ve retimi ancak kiinin kendi isteine, kklerin de kanuni temsilcilerinin talebine baldr. Anayasann bu maddesinde ngrlen ders mfredatnn belirli bir slam yorumunun yanstt, farkl inan gruplarnn retilerini iermedii ynnde eletiriler yaplmaktadr. Trkiyede din-devlet ilikileri ve laiklik sz konusu olduunda, din zgrlkleri, aznlk dini gruplarn haklar, kamu btesinden farkl inan gruplarna kaynak aktarlmas konular da kamuoyunda tartlmaktadr.

Msrda Laiklik ve Din-Devlet likileri


Msrda laik bir devletin inas ve laik hukuk messeselerinin kuruluu Hidiv smailin (1863-1879) desteiyle 19. yzylda balam ve 1882 ngiliz igalini mteakiben bu laiklii kurumsallatrma politikas daha youn uygulanmtr. Yirminci yzyln balarnda ise slamn kiisel inan konularna indirgenmesini savunan Ahmet Ltfi el-Seyyid ve el-Cezire gazetesi etrafnda toplanan laik aydnlar ortaya kmtr. Birinci dnya savan takip eden yllarda Ezher niversitesi de dhil dini kurumlarn devlet denetimi altna alnmasn ve zel hukuk hari her alanda eriatn yerine Bat hukukunun ikame edilmesini destekleyen Msrdaki milliyeti partiler genelde laiklii benimsiyordu. Muhammed Hseyin Heykel ve Taha Hseyin gibi laiklik yanls aydnlar, 1920lerde bu fikirleri ve Bat kltrnn stnln daha tutkulu biimde desteklemi ve tannm limlerden Ali Abdrrazk, 1925 ylnda slamiyetin siyasi ilkelerinin olmadn; demokrasi ve dnce zgrlne izin verdiini ilan etmitir. Bu tr fikirlerin apak desteklenmesi, 1928 ylnda hem seklerizmi knayan hem de Ezheri bu akm savunanlara kar etkin muhalefet izlememekle itham eden hvan- Mslimin (Mslman Kardeler) hareketinin ortaya kmasna zemin hazrlamtr. Hareketin lideri Hasan elBenna eriatn tekrar ikamesi, zekt gibi slami modellerin yeniden canlandrlmas arsnda bulunurken Bat modelini sosyo-ekonomik eitsizlikler yaratmakla itham etmitir. Msrda 1930dan bu yana laik devlet ile slami bir topluma dn ars yapan dini hareketler arasndaki gerilim yaanmaktadr.

116

Cezayirde Laiklik ve Din-Devlet likileri


1831 ylnda Fransann igal ettii Cezayirde slamiyet, siyasi gelimelerde nemli bir rol oynam, milli birlik ve dayanmann temellerinden biri olmutur. zellikle 1830-1962 Fransz igali dneminde slamiyet, smrge kartl, bamszlk mcadelesi ve Cezayir milliyetilii iin bir ilham kayna olarak grlmtr. Cezayirin bamszln kazand 1962 ylnda lke liderliini stlenen Ulusal Kurtulu Cephesi, slami, sosyalist ve liberal grleri kapsayan milliyeti eilimleri bnyesinde topluyordu. Halkn ounluunun Mslman olduu lkede 1963 ylnda karlan Cezayir Anayasasnda devletin sosyalist olduu ve resmi dininin de slam olduu ilan edilmitir. Msr gibi Cezayirde de kentli burjuvazi ve aydn snfn kltrnn baskn olduu laik bir devlet kurulurken halk kitleleri arasnda slam kltr merkezi nemini korumutur. Ulusal Kurtulu Cephesinin sosyalist politikalarnn baarszl ve 1980lerdeki siyasi basklar daha fazla demokrasi taleplerinin ve hkmetin yetersizliinden duyulan toplumsal honutsuzluu baarl ekilde kullanan kitlesel bir slami hareketin, Ulusal slami Cephenin ortaya kmasna neden olmutur. Ulusal slami Cephe ve dier slami rgtler yabanclatrc ve yozlatrc olduu gerekesiyle laik bat kltrne kar karken, eriat ile ynetilen bir devlet kurulmas ars yapmaya balamtr. Demokratik alma kapal bir ynetimin hkm srd, sosyo-ekonomik eitsizliklerin olduu ve her siyasi gurubun meruiyet arac olarak din dilini kulland dier slam lkelerinde olduu gibi Cezayirde de din-devlet ilikilerindeki gerilimler srmektedir.

Tunusta Laiklik ve Din-Devlet likileri


Bamszlna kavutuu 1956dan 1987 ylna kadar Habib Burgibann tek adam olarak hkmettii Tunus, otuz yl akn bir sre tek parti iktidar ile ynetilmitir. Burgiba, Bat yanls ve laik bir modernleme sreci balatmtr. lkedeki elit snfn benimsedii Fransz kltr Tunustaki slam ve Arap mirasn glgede brakmtr. Devlet yazmalarnda ve yksek eitimde Franszca resmi dili olarak kabul edilirken, elit kesimin kulland dil de Arapadan ok Franszca olmutur. Bat deerlerini benimseme ve modernleme politikasnn bir paras olarak eri mahkemeler kaldrlm, kadnlarn barts yasaklanm, Kuzey Afrikann mehur eitim-retim merkezlerinden Zeytuna Medresesi kapatlm ve ulemann gc zayflatlmtr. Burgiba slamn artk gemii temsil ettii ve Tunusun gelecei iin tek umudun Bat olduu grn benimsediinden bu yndeki reformlar srarla srdrmtr. Yukarda sz edilen reformlar, slam ve Arap mirasnn Fransz kltrnn glgesinde kalmas, ekonomik knt, Arap milliyetiliinin ve sosyalizminin baarszl gibi i ve d nedenler Tunusta muhalefet hareketlerin domasna neden oldu. Burgiba ynetimimin silahl kuvvetleri kullanarak Ocak 1978te muhalif gstericileri ezmesi Tunustaki slami hareketin siyasallamas asndan bir dnm noktas olmu ve 1979 ylnda slam Cemaati (Cemaat-i slami) adndaki dernek kurulmutur. Tek partili sistemin ksa sreli liberalleme dneminde slam Cemaati hareketi seimlere katlmak iin slami Eilim Partisine dntrlm ancak Burgiba bu partinin seimlere girmesine izin vermemitir.

117

slami hareketin siyasi muhalefete dnmesini bir tehdit olarak deerlendiren Burgiba ynetimi, Rait Gannui de dhil slami Eilim Partisi liderlerinin ve mensuplarnn ounu tutuklamtr. Hkmetin gerici, radikal, kkten dinci, ran devrimi ve iddet yanls sulamalaryla tutuklanan parti yelerinden bir ksm ikence grrken bir ksm da lkeyi terk etmek zorunda kalmtr. Burgibann aksine Tunusun gelecei iin tek umudun slam olduunu savunan Gannui ise mevcut sistem iinde siyasal katlmla sosyal deiimin gereklemesi gerektiini savunmakta ve iddete bavurulmasn reddetmektedir Burgibann Bat yanls ve laiklii pekitirici politikalarn destekleyen Babakan Zeynel Abidin Bin Ali, 1987 ylnda ynetimi ele geirmesinin ardndan kendi iktidarn merulatrmak ve popler destek tabann geniletmek iin biz dizi giriimlerde bulundu. lk nce Hacca gitti, konumalarnda slami unsurlara yer vermeye balad, radyo ve televizyonlarda ezann okunmasna izin verdi, Zeytuna lahiyat Fakltesini atrd. Ancak Zeynel Abidin Bin Alinin, siyasi liberalleme ve ok partili adil seim sznde durmayarak adn Rnesans Partisi (Hizbun Nahda) olarak deitiren slami Eilim Partisinin baarsndan ekindii iin 1989 seimlerine hile kartrd iddia edilmitir. Bu da Rnesans Partisi ile iktidar arasndaki gerilimin trmanmasna neden olmutur. Hkmet, Rnesans Partisini kertmek iin sistematik bir kampanya balatmtr.

Pakistanda Din-Devlet likileri


slam dnyasnn en kalabalk nfus younluunun bulunduu Gney ve Gneydou Asya slam lkelerinde blgenin siyasi tarihi, blge nfusunun dini, kltrel ve etnik yapsndan kaynaklanan farkllklar uzlatran ynetim biimleri ortaya karmtr. 1947 ylnda bamszln kazanan Hindistan demokratik laik bir lke olduunu ilan etmesine ve Kongre Partisinin btn dini ve etnik gruplar kucakladklarn sylemelerine karn, lke, din ve mezhep atmalarna sahne olmutur. Yoksulluk ve cehaletin de kamlad Hindu milliyetilii ve ayrmcl Hindistandaki slami miras kknden kazmay hedeflemitir. Hint alt yarmadasnda yaayan Mslmanlar Muhammed Ali Cinnah ve slam Birlii (Muslim League) nderliinde kendi kaderlerine yn verebilmek ve bamsz Mslman kimliklerini korumak iin Pakistan devletini kurmulardr. Pakistann kuruluu srasnda tartmalar demokrasi, oulculuk, modern ihtiyalara gre slam hukukunun uygulanmas ile devletin laik ve kltrn Batya ak olmasn savunan modernistler ile Cemaat- slami hareketi gibi demokratik bir Pakistan devletinin eriatla ynetilmesini isteyen muhafazakr gruplar arasnda olmutur. lke olarak Pakistan her zaman slami bir cumhuriyet olarak tanmlanmasna karn uzun ylar laik bir devlet olarak ynetilmitir. 1956 Pakistan Anayasasnda slami dnceden bir rehber olarak bahsedilmesine ramen devletin dininin slam olduu ifade edilmemitir. Anayasa sadece slami yasalarla snrlandrlmam, ngiltere modelini rnek alan parlamenter bir demokrasi rejimi kurulmas iin laik kanunlara da yer verilmitir. Askeri bir darbeyle 1958 ylnda ynetimi ele geirerek kendisini modern slamn savunucusu ilan General Eyp Han, 1956 Anayasasn ilga ederek geleneksel uygulamalar hedefleyen yasalar karmtr. Boanma srasnda kadnlarn nafaka haklarn korumak iin ok evlilii kstlayan ve dini vakflar kamulatran hukuki dzenlemeler yapmtr. Mevlana Mevdudi gibi limler ve Cemaat- slami gibi muhafazakr evreler ise bu reformlara kar

118

muhalefet hareketi balatmtr. 1970 ylnda babakan olan Zlfikar Ali Butto dnemi (1970-1977) Pakistan tarihinde bir dnm noktas olmutur. Balangta sosyalizmi benimseyen Buttoun babakanl dneminde karlan 1973 Anayasasnda slam devlet dini olarak kabul edilmi ve hem babakann hem de cumhurbakann Mslman olmas zorunluluu getirilmitir. 1977 ylnda askeri bir darbe ile iktidar ele geiren General Ziyal Hak ise slamiletirme program balatmtr. Son dnem Pakistan tarihi, bir taraftan demokrasi ve devletin uygulamaya koyduu slami sistem, dier taraftan da modern ve geleneksel slami eilimler arasnda yaanan mcadeleyi yanstmaktadr.
slam dnyasndaki laiklik tartmalar ve din-devlet ilikilerini okurken bu gelimelerin gelecekte alaca biimlere ilikin projeksiyonlar gelitiriniz.

randa Din-Devlet likileri


slam dnyasnda meruiyetini dinden alan bir snf tarafndan slam hukukuna gre ynetildii iddia edilen ran, ii gelenee yaslanmaktadr. ii slamn devletin dini olarak ilan edildii Safevi hanedanlnn kuruluundan (1501-1732) beri din ve devlet ilerinin i ie girdii randa, idareciler kendi meruiyetlerini ii slam ve ii din adam snfn koruma iddiasyla salamtr. Uzun sre Kacar (Qajar) Hanedan (1794-1925) idaresinde kalan ran, Avrupal glerden birinin smrgesi olmam ancak 19. yzyln sonunda ekonomisi yava yava Avrupann kontrolne gemitir. Bu durum ahlarn otoritesini snrlamaya uraan ii mollalarn, tccarlarn, laik liberallerin nclnde ksa sreli 1906 Anayasa Devrimine yol amtr. Bu anayasadaki bir madde mollalarn tm yasalar gzden geirip slami ilkelere uyumlu hale getirmesini de ihtiva ediyordu. ngiliz-Rus entrikalarnn ve ahn baltalamasyla baarszlkla sonulanan bu devrimin ardndan Pehlevi hanedan (1925-1979) iktidar ele geirdi ve ah Rza Pehlevi (19251941) Trkiyeyi rnek alarak laik bir devlet kurma abasna giriti. ah Rza Pehlevi ve olu Muhammed Rza ah Pehlevi dnemi (19411978) randa devletin nclk ve empoze ettii modernleme abalarnn youn olarak srdrld, modern sekler okul sisteminin ve Bat kaynakl hukuki dzenlemelerin yapld, dini kurumlarn sk devlet kontrolne alnd, ulema snfnn gcnn azaltld bir dnem olmutur. Pehlevi dnemindeki modernleme politikasnn bir paras olarak 1920 ve 1930larda erkeklere Bat tarz giyinme kural getirilirken, kadnlarn barts takmalar yasaklanmtr. Mumammed Rza ahn idaresindeki rann askeri, siyasi ve ekonomik bakmdan Bat ve Amerika Birleik Devletlerine gn getike daha baml hale gelmesi, gelir dzeyindeki uurumun artmas, ulema ve tccar snfnn gcn kaybetme riskiyle karlamas ve muhaliflere ar cezalar verilmesi gibi gelimeler ii dini otoritelerin destekledii kitlesel direniin ortaya kp gelitii bir dnem olmutur. 1979 ran Devrimi mollalar, pazar esnaf ve tccarlar, laik ran milliyetilerini, baz Marksistleri ve ou eitimli olan kadnlar bir araya getirmitir. Ayetullah Humeyni liderliinde gerekletirilen devrim sonrasnda mollalarn etkisi daha ar bast iin randa dini kurallara dayal olduu iddia edilen bir devlet kurulmutur. Humeyninin Haziran 1989da lmnden sonra Haimi Rafsancani devlet bakan seilmi ve 1990 ylndan sonra tedrici bir siyasal liberalleme ve muhalefet sreci balamtr. 23 Mays 1997de yaplan bakanlk seimlerinde lml bir syleme sahip Muhammed Hateminin seimi kazanmas liberalleme srecinin devamn

119

salamtr. Hatemi, muhafazakr evrelerin ve mollalarn tartmaya yanamadklar sivil toplum, medeniyetler aras diyalog, slam ve demokrasi arasndaki badama, din-siyaset ilikileri, siyasal liberalleme, hukukun stnl ve kadnn stats gibi konularda geni katlml tartmalar balatmtr. Bu dnemde rann Bat ve ABD ile ilikilerinde olumlu bir gelime olurken bu lkeler arasnda kltrel ve entelektel deiimler iin uygun ortam hazrland. Daha ok demokratik zgrlkleri kstlamas, radikal dini hareketleri desteklemesiyle gndeme gelen ran rejimi, Hatemi liderliinde devrimin ilk dnemlerindeki katln kaybetmitir. 1997 ylnda Taliban rejiminin kat uygulamalarn bile knayan randa liberal eilim glenmi olmakla beraber lkedeki ii mollalarn gc hala etkili bir ekilde hissedilmektedir. 2004 ve sonraki yllarda yaplan seimlerde ou lml ve modernist adayn seime girmesi engellenmi ve bu nedenle muhafazakrlar seimlerden daha gl olarak kmtr.

zet
Laiklik kelimesinin anlamlarn aklayabilmek. Laiklik (lacisme) ilk kez 16. yzylda ngilterede papaz olmayanlarn da kiliseleri ynetiminde rol alabileceklerini savunan dnce akmn ifade etmek zere kullanlmtr. Fransada 1870 yllarndan itibaren kullanlmaya balanan laiklik kavram, Yunancadaki laikos kelimesinden tretilmi olup halktan olan yani ruhban snfna mensup olmayan anlamna gelir. ngilizce de ise laiklik kavramma karlk olarak Latince saeculum kelimesinden gelen seklerizm (secularism) ve dnyevi anlamna gelen sekler (secular) kavramlar mevcuttur. Bat dillerindeki lique (laik) kelimesi ruhbanla, kilise tekilatna ve dini alana ait olmayan anlamna gelir. Siyasi anlamda laiklik devletin dinler karsnda mutlak tarafszl anlamnda kullanlmaktadr. Bu manada laiklik devletin siyas varl zerinde dinsel inanlarn sz konusu olmamas; onun btn din ve mezhepler karsnda tarafsz tavr almas, vicdan ve inan zgrlne sayg gstermesi eklinde anlalacaktr. Seklerleme teorilerini aklayabilmek. Seklerleme teorileri genel olarak modern deerler ve kurumlar benimseyen ve zmseyen toplumlarda dinin toplumsal ve siyasal alanlardaki etkinliinin ortadan kalkacan, bireysel olarak ta dini pratikler, ibadetler ve ritellere katlmn gerileyeceini ngrr. 19. yzylda A. Comte, H. Spencer, E. Durkheim, M. Weber, K. Marks ve S. Freud gibi dnrler sanayi toplumunun geliimine paralel olarak dinin nem kaybedecei grn savunmutur. Seklerleme kuramlarna bakldnda Rasyonalizm ve inan kayb argman ile levsel evrim ve ama kayb yakla mlar n n daha bask n ve yayg n oldu u grlmektedir. Rasyonalizm ve inan kayb yaklamna gre rasyonalizm (aklclk) modern dnyada, kilisenin merkezi iddialarn boa karm ve Bat Avrupada hurafeye dayal dogmalar ykmtr. Rasyonalizm inan kaybna neden olmutur. nan kayb ise dinin zlmesine, kiliseye yelik ve devam alkanlklarnn ve bireysel dini pratiklerin erozyona uramasna, mezhebi kimliklerinin toplumsal anlamlarnn kaybolmasna, inan temelli kurum faaliyetlerine katlm ve sivil toplumdaki dini gruplara verilen destein azalmasna neden olmutur. levsel evrim ve ama kayb yaklamna gre

120

ise sanayi toplumlarndaki ilevsel ayrma, dinin toplumdaki merkezi rolnn ortadan kalmasna neden olmutur. yaamndaki profesyonelleme, mesleki farkllama kilise ve din adamlarnn uzun sredir yapmakta olduu ileri ve yetkileri ellerinden almtr. Devletin kurduu okul, hastane ve bakm evi gibi kurumlar kilisenin bu ve benzer alanlardaki hegemonyasna son vermitir. Din-Devlet iliki modellerini aklayabilmek. Anayasal dzenlemeler asndan bakldnda balca be devlet yaps ve din-devlet ilikisi modelinden bahsetmek mmkndr: 1- Anayasada laiklik ilkesinin aka kabul edildii model. 2- Anayasada laiklik ilkesinin aka belirtilmedii (laik) model. 3- Anayasada bir devlet dininin benimsendii ama uygulamada laik olan model. 4. Anayasada resmi bir devlet dini veya mezhebinin benimsendii ve dinin ksmen veya tamamen yasama kayna olduu model. 5. Din kart model. Trkiyede laikliin anayasal olarak geliimini ifade edebilmek. Trkiye Cumhuriyeti devletinin ilk anayasasndaki (1924) devletin dininin slam olduu ilkesi daha sonra karlm (1928) ve yerine daha sonra yaplan bir deiiklikle Trkiye Cumhuriyeti devletinin laik (1937) olduu ilkesi konulmutur. Ayn ilke ile 1961 Anayasasnda Cumhuriyetin temel nitelikleri arasnda saylmtr. 1982 Anayasas da bu ilkeyi Cumhuriyetin temel ilkeleri arasnda saym ve bu ilkenin deitirilemeyecek ve deitirilmesi teflik edilemeyecek olduunun altn izmitir. Anayasa bir taraftan laiklik ilkesini benimserken dier yandan herkesin din ve vicdan hrriyetine sahip olduunu belirtmitir.

Kendimizi Snayalm
1. Laiklik terimi papaz olmayanlarn da kiliselerin ynetiminde rol alabileceklerini savunan dnce akmn ifade etmek zere 16. yzylda ilk kez hangi lkede kullanlmtr? a. Fransa b. Almanya c. ngiltere d. Hollanda e. ABD 2. Seklarizasyonu geleneksel ve kutsal kozmosun zl olarak tanmlayan teorisyen aadakilerden hangisidir? a. P. Berger b. Dobbelaere c. E. Durkheim d. B. Wilson e. T. Luckmann

121

3. Trkiye Cumhuriyeti devletinin laik olduu ilkesi hangi yldaki deiiklik ile anayasaya girmitir? a. 1924 b. 1928 c. 1937 d. 1961 e. 1982 4. Trkiye, laiklik anlay ve uygulamas bakmndan aadaki lkelerin hangisinden en fazla etkilenmitir. a. Almanya b. ngiltere c. ABD d. Fransa 3. Hollanda 5. Diyanet leri Bakanl ne zaman kurulmutur? a. 1920 b. 1924 c. 1937 d. 1950 e.1961

Kendimizi Snayalm Yant Anahtar


1. c Yantnz doru deilse, Laiklik (Kavram ve Yaklamlar) konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Dobbelaere, Luckman, Berger ve Wilsona Gre Seklerleme ksmn yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Trkiyede Laiklik ve Din-Devlet likileri konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse,Din ve Devlet likisi Modelleri konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Trkiyede Laiklik ve Din-Devlet likileri konusunu yeniden okuyunuz.

2. e 3. c 4. d 5. b

122

Sra Sizde Yant Anahtar


Sra Sizde 1 Farkl biimlerde formle edilen ve snflandrlan geleneksel seklerleme teorilerine gre modernleen toplumlarda zorunlu olarak din zayflar. Dini inan, reti ve kurumlarn birey ve toplum zerindeki etkisi azalr. Din bireysel bir zellik kazanr. Siyasi ve hukuki kararlarn alnmasndaki tm etkisini yitirir. Dini kurumlarn geleneksel olarak yrttkleri etkinlere katlm ve yelik azalr. Sra Sizde 2 Demokratikleme, serbest piyasa ekonomisi ve rekabete dayal kurumsallama ile devletin ekonomi, eitim ve medya alanlarndaki tekelinden vazgeerek gittike klmesi frsat alanlarnn srekli genilemesine neden olmutur. Devlet mdahalesinin azald, zgrlk alanlarnn geniledii, kurumsal rekabet ve yarn gnlk hayatn bir paras haline geldii toplumlarda dini cemaatler, gruplar, akmlar ve kurumlar srekli bir rekabet halinde toplumsal hayat paylama veya toplumdaki mevcut ekinlik alanlarn geniletme yarma girmektedir. Bu sosyolojik gerekler ve yeni toplumsal yap, geleneksel modernleme ve seklerleme kuramlarnn yeniden gzden geirilmesini gerektirmektedir. Sra Sizde 3 Batda laiklik siyasal, sosyal, kltrel ve ekonomik gelimelere paralel olarak kademeli bir ekilde gelimitir. slamiyet, ulus devletlerin kurulmasyla dini ve siyasi otoritenin birbirinden tamamen ayrt Avrupa lkelerindeki bat Hristiyanlnn yaadna benzer bir reform sreci geirmedii iin, slam lkelerinde laiklik i dinamiklerden daha ok d dinamiklerin ve gelimelerin etkisiyle balamtr. Laiklik, slam dnyasna i gelimelerden daha ziyade Avrupa smrgeciliinin ve yaylmaclnn 19. yzyl balarnda balatt ideolojik bir akm olarak girmitir. Sra Sizde 4 Tanzimat, Glhane Hatt- Hmayunu ve I. Merutiyetin ilan; 1876 Kanun-i Esasinin kabul, II. Merutiyetin ilan laikliin Osmanl dnemi kkenleri saylabilir. Cumhuriyet dneminde ise halifeliin kaldrlmas, Tevhid-i Tedrisat Kanunu, tekke ve zaviyelerin kapatlmasna ilikin kanun, Trk Medeni Kanunu ve baz kisvelerin giyilmesini yasaklayan kanunlarn karlmas nemli reformlardr. Sra Sizde 5 slam corafyasndaki toplumsal dnm srecinde din-devlet ilikileri ve laiklik alanndaki sancl gelimeler devam edecee benzemektedir. Bu sanclar hem i hem de d faktrlerden kaynaklanmaktadr. rnein birok slam lkesinde elit snf ve iktidar odaklar otoriteryen bir yntemle siyasi projelerini uygulamakta ve zaman zaman d destekle ayakta kalmay yelemektedirler. Toplumun byk bir kesiminin iine dt ekonomik zorluklar, refah dalmndaki adaletsizlikler ve siyasal katlmn snrlandrlmas gibi faktrler din-devlet ilikileri ve laiklik tartmalarna da yansmakta ve tarihin getirdii gerilimleri trmandrmaktadr.

123

Yararlanlan Kaynaklar
Berger P. L. ve Luckmann, T. (1967). The Social Constrcution of Reality, A Treatise in the Sociology of Knowledge, (Garden City: Doubleday. Berger, P. L. (1999). The Desecularization of the World: A Global Overview The Desecularization of the World, Resurgent Religion in World Politics, (Ed. Peter L. Berger, ed. (Washington: Ethics and Public Policy Center, 1999), s.1-18. Davie, G. (2000) Religion in modern Europe: A Memory Mutates, Oxford: Oxford University Press Davie, G. (1999). Europe: The Exception That Proves the Rule? The Desecularization of the World, Resurgent Religion in World Politics, (Ed. Peter L. Berger), Washington: Ethics and Public Policy Center. Dobbelaere, K. (2002). Secularization: An Analysis in Three Levels, Brussels: Peter Lang Publishing. Fowler, R.. Hertzke A. ve Olson. L. (1999). Religion and Politics in America: Faith, Culture and Strategic Choices,, Boulder: Westview Press. Grsoy, K. (2003). Laiklik, DA, XXVII, stanbul, s.61-62. Hadden, J. (1987). 'Towards Desacralizing secularization theory, Social Forces, Vol. 65, No. 3. Hervieu-Leger, D. (2000). Religion as a Chain of Memory, Oxford: Polity Press. Mills, C. W. (1959). Sociological Imagination, New York: Grove Press, s. 32-33. Pippa N. ve Inglehart R. (2004). Sacred and Secular: Religion and Politics Worldwide, Cambridge: Cambridge University Press. Shiner, L. E. (1967). The Concept of Secularization in Empirical Research, Journal for the Scientific Study of Religion, Vol. 6, No. 2, s. 209-212. Stark, R. and Finke, R. (2000). Acts of Faith, Explaining the Hman Side of Religion, Berkeley: University of California Press. Wilson, B. (1982). Religion in Sociological Perspective, Oxford: Oxford University Press.

124

125


Amalarmz
Bu niteyi tamamladktan sonra; Kresellemeyi tanmlayabilecek, Kresellemeye yaklamlar zetleyebilecek, Kresellemenin dnyadaki ileyiini aklayabilecek, Dinin kresel dnyadaki ilevlerini saptayabileceksiniz.

Anahtar Kavramlar
Kresel Yerel Modern-Ulus Devlet Aynlk-Farkllk

neriler
Bu niteyi daha iyi kavrayabilmek iin okumaya balamadan nce; Roland Robertsonn Kreselleme isimli kitabn okuyunuz. Cevat zyurtun Kreselleme Srecinde Kimlik ve Farkllama kitabnn ilgili blmlerini okuyunuz. Richard Falkun Kreselleme ve Din Kitabn gzden geiriniz. Oliver Royun Kreselleen slam kitabn gzden geiriniz.

126

Kreselleme ve Din
GR
Dnya srekli olarak bir deiimden gemektedir. Bilhassa son yirmi otuz yldan bu yana deiim daha da hzl yaanmaktadr. evremize baktmz zaman, hayatmz etkileyen bu deiimler rahatlkla fark edilmektedir. Sz gelimi; radyo ve televizyonun ardndan internet ve yeni bilgi teknolojileri, gndelik yaammzda arln daha ok hissettirmektedir. letiim aralarndaki bu gelimeler ile dnyann dier lkelerindeki insanlarla konumak, yazmak ve ileti gndermek mmkn hale gelmektedir. Dnyada meydana gelen olaylardan annda haberdar olunmaktadr. Son yzyl ierisinde buharl trenlerden otomobillere ve uaa kadar ulam aralarndaki gelimeler, birok yere daha kolay ve hzl ulam mmkn klmaktadr. Buna bal olarak, mal ve hizmetlerin lkeler aras ak da hzlanmaktadr. Bylece bir baka kltre ya da lkeye ait olan her ey, dnyann dier ucundaki insanlara da ulaabilmektedir. Bugn birok irket, kendi lkelerinin snrlarn aarak uluslar aras hale gelmekte; dier lkelerde mallarn pazarlayabilmektedirler. Mesel; Coca-Cola, McDonalds, Microsoft gibi farkl alanlarda mal ve hizmet sunan irketlerin rnleri, nc dnya lkeleri de dhil olmak zere birok yerde grlmekte ve kullanlmaktadr. Bu da teknolojiden, kltr ve siyasete kadar bir etkileimi ve benzemeyi beraberinde getirmektedir. Bunun bir sonucu olarak klasik anlamda mekan ve zaman kavramlarnn anlam deiikliklerine urad sylenebilir. Dier yandan, siyaset ve kltr alanlarnda da gzle grlr bir deiim sreci yaanmaktadr. mparatorluklar devrinin ardndan dnyada yaygn bir ekilde boy gsteren modern-ulus devletler, yeni oluumlar, ittifaklar ve g dengeleri ile eski anlamlarn kaybetmeyle yz yze gelmitir. Getiimiz yzyln ortalarndan itibaren kurulmaya balanan NATO, Birlemi Milletler (B.M.) Uluslararas Para Fonu (I.M..F.)., Avrupa Birlii (A.B.) gibi rgtlenmeler, dnya leinde etkin hle gelerek siyasi konularda belirleyici olmaya balamlardr. Benzer ekilde bu deiim srecinde, farkl kltrler kendi kk dnyalarndan karak iletiim aralar vastasyla dnyann her yerine yaylmaya balamlardr. Daha da nemlisi, modernleme sreci ile birlikte batl yaam biimi ve kltrel kalplar, neredeyse genel bir standart olarak dnyann dier lkelerindeki insanlarn hayatlarna nfuz etmitir. Nitekim alveri merkezlerindeki raflara bakld zaman, batl tketim alkanlklarnn izlerini byk oranda grmek mmkn olacaktr. Dolaysyla aynlama ve farkllama beraber yrmektedir. te tm bunlar, kreselleme (globalleme) eklinde adlandrlan ve dnya gndeminde ok tart-

127

lan bir olgunun, dnyadaki ve evremizdeki tezahrlerinden bir ksmdr. rneklerden de rahatlkla anlalaca zere, dnyann bir yerinde meydana gelen bir olay, politik hareket ve kltrel deiimler, sadece bir blge ile snrl kalmamakta, farkl yerlerde farkl oranlarda etkilerde bulunmaktadr.
Kreselleme ile ilgili tartma ve daha geni bilgiler iin www.turkcebilgi.com sitesine baknz.

KRESELLEME (TANIM VE EREVE)


Yukarda betimlemeye altmz deiim ve dnya manzaras, konuyla ilgili bir fikir vermekte ve onun farkl boyutlarna iaret etmektedir..Sosyal bilimlerdeki pek ok kavram gibi kreselleme kavram farkl biimlerde anlalmakta ve tanmlanmaktadr. Kavrama olumlu ya da olumsuz yaklamlar, farkl kullanmlar ierisinde belirginlemektedir. Bazlar iin bu kavram, yeni bir bar ve demokratikleme ars aacak tarzda uluslar aras sivil toplum vadini artrmaktadr. Bazlar iinse, tehditkr bir biimde Amerikann ekonomik ve siyasal egemenliini akla getirmektedir. (Berger, 2003: 10) Tabii ki ortada farkl bak alarnn olmas doaldr. Fakat bugn kresellemenin bir olguyu mu yoksa dnya apnda geerlilik kazandrlmaya allan bir ideolojiyi mi ifade ettii hususu hl tartmalarn ana mihverini oluturmaktadr. (Kutluer, 2006: 15) O halde kreselleme nasl tanmlanabilir? Bir kavram olarak kreselleme; hem dnyann klmesine hem de bir btn olarak dnya bilincinin glenmesine gnderme yapmaktadr. (Robertson, 1999/a: 21) dnyann klmesi, artk dnyada olup bitenlerden kolaylkla haberdar olmak ve karlkl etkileimi anlatmaktadr. Bu durum, insan kendi lkesi dnda tm dnyayla ilgili hale getirmekte ve bir dnyallk bilinci oluturmaktadr. Dolaysyla Roland Robertsonn deyiiyle, giderek artan karlkl bamllk tek bir mekan olarak dnya bilincini ina etmektedir. (Robertson, 1999/a: 295) Bilhassa elektronik karlkl bamllk (internet gibi), dnyay kresel bir ky olarak yeniden oluturmaktadr. (McLuhan, 2007: 48) Kresel ky ifadesi, hem dnyay yeni imajlarla ina etmekte, hem de tmne eriilebilir oranlarda kltmektedir. Burada her eyden nce, bir bilin durumu sz konusudur. Zaten kresellemenin zne ilikin karakteri, kreselliin bilincine varma ile gerekleecektir. Bir baka deyile, birey kresel dzeye ilikin bir bilinlilik dzeyine ulaacaktr. Bu durum, dnyann hepimizin katld bir arena olarak kavrannda grlmektedir. (Friedman, 1999: 82-85) Bylece daha nce uzakta saylanlar yakn hale gelmekte, her ey her eyle ilintili olabilmektedir. Bu, aslnda kresel (global) lekte dnen bir insana doru giden yolu amaktadr. David Harvey, kresellemeyi zaman mekan skmas olarak tanmlamaktadr. Ona gre, mekan ve zamann nesnel niteliklerinde kapsaml deiimler olmakta ve insanlarn dnyay gr tarz ok kkl bir biimde deimek zorunda kalmaktadr. (Harvey, 1999: 270) Bir kere zaman hzlanmtr. Zamann hzlanmas demek ulam ve iletiim gibi birok faaliyetin daha ksa zamanda yaplabilmesi demektir. Bundan yz yl ncesine kadar, belki gnlerce zaman harcanarak kat edilen mesafeler, bugn uakla birka saat ierisinde alnabilmektedir. Mekann snrlar da eski nemini yitirmitir. Sanal lemde internet zerinden tm dnyaya ulamak ve ileti gndermek mmkndr. Snrlar sz konusu olduunda mekann nemini kaybetmesi, snr tesi sermaye aknn hzland finans sektrnde

128

daha belirgin olarak gzlenmektedir. irketlerin ana ynetimleri belirli merkezlerde olmasna karn, uluslararas sermaye dolam, kresellemenin mekan kavramn nasl deitirdiini gsteren bir baka rnek olarak zikredilebilir. (Bauman, 1999/a: 27) Tanmlar, kresellemenin farkl niteliklerine iaret eder. Asl itibaryla bir dnyallk bilincinin oluumuna doru giden sreci tanmlayan kreselleme, insan farkl aidiyetlerin (soy, ulus vb.) dnyallk bilincine doru ekmektedir. Hi phesiz buna teknolojik, kltrel, politik vb. gelimeler elik etmektedir.
Yukarda kresellemeye dair tanmlar inceleyiniz ve kreselleme tanmlarnda ne kan anahtar kavramlar yaznz.

KRESELLEME (TARHSEL SRE)


Aydnlanma, modernlik, ulus-devlet ve postmodernlik gibi kavramlarla yakn ilikiler ierisinde anlam kazanan kreselleme, aslnda ok boyutlu bir sre olarak dikkat eker. Bu balamda kreselleme kavramnn daha net anlalabilmesi asndan tarihi geliim izgisi nemlidir. Bir bakma kresellemenin, yukarda saylan srelerin bir sonucu olduunu sylemek mmkndr. te yandan kresellemenin mantki olarak bu kavramlarla hl devam ede gelen paralel ilikileri de sz konusudur.
Yukarda zikredilen drt kavram birbirleriyle son derece yakn balantlar tamaktadr. Aydnlanma felsefesi, bilhassa modernlik ve ulus-devletin temelinde bulunmaktadr. Postmodernizm ise Aydnlanma dncesinden farkllat iddiasndadr. Kreselleme, bugn dnyann yaad bir durum olarak, zikredilen srelerle sebep sonu ilikisine sahiptir. Bu sebeple kreselleme, bu sreler anlalmadan bir sreklilik olarak kavranamaz.

Ortaa Avrupasndan izgi olarak bir krlmay ifade eden Aydnlanma, esas itibaryla Tanr merkezli bir evren ve insan anlayndan, insan merkezli bir evren anlayna geii anlatmaktadr. Bu, Ortaada hkim olan kilise egemenliinin sona ererek, insann Tanrya mracaat etmeden yeni bir dnya kurma teebbsn anlatmaktadr. Kantn Aydnlanma nedir? sorusuna verdii cevapta ortaya kan, kendi suu ile dm olduu ergin olmay hlinden kendi imkan ve enstrmanlaryla kurtulmas (Cevizci, 2003: 756) dncesinde vahiy, bu ergin olmay halini ifade etmektedir. Dolaysyla insan, Tanr vahyine ihtiya duyduu srece aydnlanm olmayacakt. Modern dnya, byle bir anlay temelinde ortaya kmtr. Modernitenin dayand ncller vardr. Bunlar; bireyselleme, seklerleme, ilerleme, kentleme, modern ulus-devlet gibi unsurlardr. (Aydn, 2009: 95) mparatorluklarn dalmasnn ardndan, modern dnyann siyasi yaplanmas, ulus-devlet modeli temelinde ortaya kmtr. mparatorluklar, farkl etnik ve dini gruptan insanlar bnyelerinde barndran geni lekli yaplar olarak, zellikle Fransz Devriminden sonra yava yava kaybolmaya balamlardr. Bunun karsnda modern ulus-devlet yaplar ise, tek bir etnisiteyi merkeze alan, teritoryal (topraa bal) daha dar yaplar olarak dnyada boy gstermeye balamlardr. Bugnk dnya byk oranda bu yaplanmann bir sonucudur. Nitekim Trkiye bata olmak zere Fransa, Almanya, Japonya gibi tm lkeler etnisite merkezli kurulan ulus-devletlerdir. Ulus-devlet yaplarnn zelliklerinden biri, konumuzla balantl olarak topraa bal olmas ise, bir dieri tek tipi anlay ve milliyeti duygulara yaslanmasdr. Dolaysyla bnyesinde var olan farkllklara

129

kapaldr. Bu adan ulus-devlet, hkim bir kltr ve politik yap eliinde varln srdrr. Aslnda ulus-devletin bu karakteri, modernitenin zn oluturan yapnn bir yansmasdr. Modernite, Bat merkezci ynelimi ve niteliinden dolay, dnyann Bat dnda kalan insanlarn da Batnn getii aamalardan geeceini savunmaktadr. Bunun anlam; Bat dnda geriye kalanlarn da er ya da ge Batya benzeyecekleri dncesidir. Bu, aka modernitenin baskc (totaliter) karakterini gstermektedir. te yandan srekli ilerleyen (bir baka deyile, hep iyiye doru giden) tarihin sonunda, dnya insanna bir tr cennet vadinde bulunmaktr.. Modern dnyaya elik eden bir dier sre de sanayilemedir. Sanayileme, feodal toplum ilikisinden endstriyel topluma gei asndan insanlk tarihinde bir devrim saylabilir. Mal ve hizmetlerin seri ve ucuz retimi ve piyasaya sunulmasn makinelerle gerekletiren sanayileme, hem toplumlarn yapsnda ciddi deiimlere sebep olmu, hem de smrgeci koullar daha da hzlandrmtr. Bir kere mal ve hizmetlerin makinelerle seri retimi, giderek hz kazanm; teknolojik aralarn gelimesiyle birlikte bu hz daha da artmtr. Dolaysyla retimde de bir art olmutur. retimdeki art, en basit biimde hammadde, igc ve mallarn satm gibi srelerde de baz deiimleri zorlamtr. Zaten corafi keiflerle birlikte balayan smrgeletirme, hammadde ve igc temin etmek amacyla artk sistematik hale gelmitir. Smrgecilik ilk bata, ak igallerle yaplrken, Doudan ve Afrika lkelerinden hem hammadde hem de birok insan Batya aktarlmtr. 1950den sonraki srete ise ak igaller byk oranda sona ererken, smrge koullar devam etmitir. Bu arada almak zere Dou, Ortadou ve Afrika lkelerinden insanlar da Batya g etmilerdir. Sanayileme ile birlikte kapitalizmin lek bytmesinin bir sonucu olarak, gerek hammadde ve ucuz igc temini, gerekse mal ve hizmetlerin tketilmesi ulus leklerini zorlayp snrlar amaya balamtr. ncelikle retilen mallarn i pazar ihtiyalarnn ok zerinde olmas, d pazara almay bir zorunluluk haline getirmekteydi. Dier yandan hammadde ve ucuz igc temini de, her ynyle ulus-devletlerin snrlar dnda yeni araylar gndeme getirmitir. Bylece ulusar irketler dnya leinde boy gstermeye balamtr. Tabii ki bu ulus ar irketlerin farkl lkelerde konumlanabilmesi; hem ulus-devlerin yerleik dzenini zorlam, hem de onun zeminini hazrlayan teknolojik ve kltrel deiimlerin ortaya kn sonucunu dourmutur. Bir kere sermayenin lkeler aras aknn kolaylamas gerekiyordu. nk ulus-devlet snrlarn aamayan sermayenin, irketlerin kresellemesini (dnya leine yaylmasn) engellemesi sz konudur. Dolaysyla sre ierisinde d yatrmlara olanak tannm ve yabanc sermayenin giriini kolaylatran serbestlikler getirilmitir. Hatta Bat d birok lkede uyum yasalar ad altnda bu sreci kolaylatracak admlar atlmtr. Bugn McDonalds, Coca Cola, Microsoft gibi ulus ar irketler dnya leinde yaplanmlardr. Bunlara bal olarak mallarn ulus-devlet snrlarn ap rahatlkla dolama kabilmesi mmkn olmutur. Mesel; 1980 ncesi Trkiyede yurtdna kmak, dviz bulundurmak, yabanc sigaralar snrl ya da yasakt. Bugn gelinen noktada, dviz ve yabanc sigaralar da dahil olmak zere, tm yabanc mal ve hizmetler Trkiyede serbest olarak

130

bulunabilmektedir. Daha da nemlisi, ulus-devletin sermayedeki milliyeti karakteri giderek anmaya balamtr. Dnyay kresel boyutlara getiren gelimelerde ekonomi, nemli ve baat bir faktr olmakla birlikte, kresellemeyi sadece ekonomi merkezli ele almak eksik olacaktr. Ekonomik bakmdan bu gelimelere paralel olarak, kltrel deiimler de kendisini gstermitir. Kreselleme, bu anlamda modernlemenin bir lek bytmesi olarak Bat standartlarnn tm dnyaya yaylmasn ifade etmektedir. Dolaysyla Bat kltr ve yaam biimi tm dnyaya doru yaylmaktadr. Fakat te yandan iletiim aralarnn gelimesiyle birlikte, dnyann farkl yerlerindeki yerel kltrler de kendilerini dnya leinde ifade etmeye baladlar. Bu balamda bir kltrel eitliliin ortaya kmas da sz konusudur. Kreselleme srecini ve dnyada olmann daha fazla farknda olunmasn, teknolojik gelimeler hzlandrmakta ve younlatrmaktadr. Bu durum yeni etkileim ve yaknlama biimleri oluturmaktadr. Artk dnyann herhangi bir yerinde meydana gelen bir olayn etkileri, sadece o blge ya da lkelerle snrl kalmamaktadr. Dnyann birok blgesini farkl iddetlerde ama mutlaka etkilemektedir. Bundan yzyllarca nce, iki lke birbirleriyle meydan sava yapmakta; ncelikle bunun etkisi kazanan ve kaybeden taraflar zerinde hissedilmekte idi. Her ne kadar byle bir savan karlaan devletlerin nfuzlar orannda evreye etkileri bulunmakta ise de, bu etkilerin snrl olduunu syleyebiliriz. Fakat gnmzde iki lke arasndaki sava ya da bir gerilimin etkileri tm dnyada hissedilmektedir. Bundan da te dnya lkeleri arasnda oluan bamllk o hale gelmitir ki bir lkedeki kriz dier lkelere doru dalga dalga yaylmaktadr. A.B.D.de 2007de balayan ve dnyann dier lkelerini de etkileyen finans krizini buna rnek olarak gstermek mmkndr.
Yukarda anlatlan kresellemenin tanm, tarihsel srecini gzden geiriniz ve evrenizde kresellemenin bir yansmas olarak grdnz gelimeleri yaznz.

KRESELLEME TEORLER
ok boyutlu ve karmak ilikiler a olan kreselleme, zerinde oka tartmalarn yapld bir konudur. Bu balamda ne olduu, oluumu ve ileyii hakknda farkl adlandrmalar ve grlerin olmas gayet doaldr. te bu balk altnda kresellemeyi aklamaya alan teorileri ele almak gerekmektedir. Bunlardan balcalarn ksaca yle ifade edebiliriz.

1- Immanuel Wallerstein-Modern Dnya-Sistemi


Sosyal bilimlerde tartlan teorilerden ilki Immanuel Wallersteina aittir. Wallerstein, kreselleme kavramn modern dnya-sistemi ile tanmlamaktadr. Ona gre, modern dnya-sistemi 16. yzylda, ncelikle Avrupada vcuda gelmitir. Kendi ierisinde bir dizi sre sayesinde, bu dnya sistemi kesintisiz olmasa da, devaml bir ekilde 19. yzyln orta veya sonlarnda yerkrenin btn corafi blgelerine yaylmtr. Bu corafi blgeleri kendi toplumsal iblmne eklemitir. Bylelikle tarihsel bakmdan yeni bir durum yaratmtr. nsanln tarihinde ilk defa olarak, yeryznde sadece bir tek tarihsel sistem bulunmaktadr. Bu kapitalist dnya-ekonomi, bugn hl varln srdrmekte ve toplumsal iblmne yeryznn btn

131

corafi blgelerini de eklemektedir. Zaten bugn kapitalist dnya-ekonominin siyasal st yaps olan devletleraras sistemin paras olmayan hibir devlet yoktur. Bu durum, kltrel basklar oluturmakta; kltrel basklar yerkrenin btn alanlarnn toplumsal gerekliklerine nfz etmektedirler. (Wallerstein, 1998: 148) Wallerstein, modern dnya sistemini bir kapitalist dnya ekonomi sistemi olarak tanmlamaktadr. Bu, onun biimsel yapsnn ve retim tarznn tarifidir ve bu ikisi ayrlmaz. Onun dnya ekonomisi olmas u sebebe dayanmaktadr: Bir kere toplumsal iblmnn snrlar genitir ve ok sayda kltrel alan kapsamaktadr. Bundan tr bir dnyadr ve bir tek birletirici siyasal yapya sahip deildir. Ancak siyasal bir st yaps vardr. Bu st yap hkmran devletler adr. Bu ada ok byk olan devletlerle sistemin yeleri olan ve onun tarafndan tanmlanan devletler vardr. Bunlar arasndaki ilikiler de hkmran devletlerin ilkelerine balanma zerine kuruludur ki, bu balanma ya da balanmama maddi dllendirme ve cezalandrma ile desteklenmektedir. (Wallerstein, 1998: 146-147) Dolaysyla Wallersteina gre, kapitalist dnya ekonomisi (world-economy) sosyal hayatn asl balamn oluturmakta; ekonomi, siyaset ve kltr gibi hayatn teki ynlerini belirlemektedir. Akas modern kresel sistem her eyden nce ekonomi, bilhassa serbest piyasa ve metalamaya dayal kapitalizmdir. Bu dnya sisteminde dnya, merkez, evre ve yar evre blgelerine ayrlmtr. Sermayenin topland merkez blgedeki lkeler, sisteme egemendir. (Kutluer, 2006: 31) Grld zere Wallerstein, modern dnya-sistemi olarak adlandrd kresellemeyi kapitalizm balamnda aklamakta; merkez ve evre lkeler olmak zere devletleri hiyerarik bir sralamaya tbi tutmakta; merkezdeki kresel aktrlerden balayarak evre lkelere doru gelien i bamll aklamaya almaktadr.

2- Zygmunt Bauman-Kresel Dnya Dzensizlii


Kresellemeyi daha ok etki ve etkileim anahtar kavramlar etrafnda alglayan Bauman, bir karmakla vurgu yapmaktadr. Baumana gre, kreselleme kavramndan kan en derin anlam; dnya meselelerinin belirsiz, kuralsz ve kendi bana buyruk doasdr. Bir merkezin, bir kontrol masasnn, bir ynetim kurulunun, bir idari bronun yokluudur. Kreselleme bu ynyle yeni dnya dzensizliidir. Kreselleme kavram, kresel giriimler ve abalardan ok, niyet ve tahmin edilmemi global etkilere iaret etmektedir. Bu sebeple, kreselleme herkesin ya da en azndan en verimli ve giriken olanlarn yapmay istedii ya da arzu ettii eyler hakknda deildir. Neye maruz kalnd ve insanlarn bana ne oraplar rld hakkndadr. (Bauman, 1999: 69-70)

3- Roland Robertson-Glokalleme
Roland Robertson, ncelikle kreselleme diye adlandrlan eyin uzun, dzensiz ve karmak bir sre olduuna vurgu yapmaktadr. Robertson, dnyann sistemlilii bak asndan, en fazla sreklilii olan tartmann kreselleme olduunu dnmektedir. O, kresel btnln belirli yadsmalarn onaylamyor ise de dnya halklarnn teklifleri dorultusundaki eilimlerin kar konulamaz olduklarn dnmektedir. (Robertson, 1999/a: 24-50)

132

Robertsona gre, glokal kavram, global ve lokal kltme yoluyla elde edilmektedir. Yani Roland Robertsonn bak asndan kreselleme kavram, kresel ile yerel olann etkileimidir. (Robertson, 1999/b: 119-123) Bunun anlam; kresel (evrensel) ile yerel olann karlkl olarak bir gerilim ve iletiim ierisinde olmasdr. te bu sebeple global ve local (yerel) kelimeleri bir anlamda kaynatrlarak glokalleme kavram elde edilmitir. Robertson bunu, bir yandan tikellik ile farklla, te yandan evrensellik ile trdelie dorudan ve dengeli bir ilgiyle yaklamak eklinde ifade etmektedir. Bu yaklam byk lde, 20. yzyln sonlarnda tikelciliin evrensellemesinin ve evrenselciliin tikellemesinin iie gemesini ieren derin, ikili bir srece iaret etmektedir. (Robertson, 1999/b: 166)
Robertson, dier teorilerden farkl olarak kresellemeyi tek bir kltrn homojen bir biimde tm dnya leinde mutlaka kabul edilmesi ve mutlak bir homojenlik olarak tanmlamaz. Bir yandan homojenleme, bir yandan da farkllama srelerinin bir etkileimi olarak ele alr.

Aslnda Robertson, modernlemenin kavramlarn, leklerini byterek kresel mantk ierisinde yeniden ele almakta ve tanmlamaktadr. Bilindii gibi modernleme, bireysel varlklarn cemaat denilen sosyal form iinde anonimlemesi gereinden gittike kopuu ve birey/toplum farkllamasnn giderek art anlamna gelmektedir. Robertson, cemaat yerine ulusal toplumlar, cemiyet yerine kresel toplumu koyarak lei kreselletirmektedir. Bu iliki, belli bir ulusal toplumda yerleik olan norm ve deerleri, dnyann teki toplumlar tarafndan konulan norm ve deerlerle giderek artan biimde yz yze getirmektedir. Bu balamda kreselleme, tm bir dnyann tek bir mekan oluturmak adna, giderek artan bir ekilde karlkl olarak baml hale gelmesine yol aan kapsayc bir sretir. (Kutluer, 2006: 35-37) Bylece Robertson, kresellemeyi sadece dnyann homojenlemesi, btnlemesi olarak gren anlaylara mesafeli durmakta ve evrensel ile yerelin karlkl bamllk ve ilikisi olarak yorumlamaktadr.

4- Anthony Giddens-Modernliin Kresellemesi


z olarak Anthony Giddens, modernliin kurduu a ve ebekenin leinin bymesi balamnda kresellemeye bakar. Giddens, kresellemeyi yeni bir sre olarak grmez. O, yeni bir dneme girmekten ziyade, modernliin sonularnn eskisinden daha ok radikalletii bir baka dneme girildiini syler. Bu durum zaten modernlemenin evrenselleme iddialar ile paralellik arz etmektedir. Giddensa gre bugn Batnn dnyann geri kalan ksmn kavrayan penceresinin giderek gevemesi, ilk nce Batda ortaya km kurumlarn etkisinin azalmas deil, tam tersine bunlarn kresel olarak yaygnlamasnn sonucudur. Bu balamda modernliin drt kurumsal boyutu olan ulus-devlet sistemi, kapitalist dnya ekonomisi, askeri dnya dzeni ve uluslararas i blmnn bir etkileimi olarak ve lek byterek kreselleme kendisini gstermektedir. Giddens, kresellemenin ortaya knda zaman-mekan (uzam) ilikisine deinir. Ona gre, mekanik saatin icad ve nfusun tamamna yaylmas, zamann mekandan ayrlmasnda ok nemli bir olayd. Bylece modernliin ortaya kyla herhangi bir yz yze etkileim durumundan uzak olarak, yz yze olmayan (sanal) ilikileri gelitirerek mekann nemini azaltmaktadr. te modern dnemde zaman-mekan uzaklamas, nceki btn dnemlerden daha fazladr. Yerel ve toplumsal biim ve olaylar arasndaki ilikiler de buna uygun olarak esnerler. Kreselleme, asl olarak

133

bu esneme srecine iaret eder; farkl toplumsal balamlar ya da blgeler arasndaki balant biimleri bir btn olarak yerkre yzeyinde ebekelenir. Buna gre, kreselleme, uzak yerleimleri birbirlerine, yerel oluumlarn kilometrelerce tedeki olaylarca biimlendirildii ya da bunun tam tersinin sz konusu olduu yollarla balayan dnya apndaki toplumsal ilikilerin younlamas olarak tanmlanabilir. (Giddens, 1997: 13-72)
Mekn-zaman ilikilerindeki dnm, kresellemenin anlalmas asndan ciddi nem tamaktadr. ncelikle yukarda geen mekanik saat ifadesini aklayalm. Mekanik saat anlayna gre gn 24 saate ayrlmtr. Bunlar saniye, dakika gibi alt zaman dilimleriyle birbirlerinden eit mesafe ile ayrlmaktadr. Mesel, bir insan saat sekizde ie balamakta, saat bete i brakmaktadr. Modern ncesi dnemde ise zaman sabah namaz sonras gibi daha balamsal bir ierik tamaktayd. Dorusu mekn iin de ayn durum geerlidir. Kreselleme, meknn nemini azaltrken, onun zamanla balantsn koparmaktadr. Bylece ayn zaman iinde dnyada bir yerle ilgili olunabilmektedir.

KRESELLEMENN BOYUTLARI
Yukarda anlattklarmzdan da anlalaca zere, kreselleme ok boyutlu ve karmak ilikiler ana sahiptir. Bu adan kavram, sadece bir boyutuyla tanmlamak eksik olacaktr. Bu boyutlar, kresellemenin btncl bir ekilde ele alnmasn salayacaktr. Bu balamda, kresellemenin farkl boyutlarn ksaca zetlemeye alacaz. Bu boyutlar, ekonomik, politik, kltrel, iletiim ve ekolojik kreselleme olarak snflandrmak mmkndr. (Chass-Dunn, 1999: 190-193) imdi bunlar srasyla inceleyelim.

1- Ekonomik Kreselleme
Hemen peinen belirtmek gerekir ki, kresellemenin ekonomik boyutu, dier boyutlarna bir zemin oluturmas bakmndan zel nem tamaktadr. Sanayilemenin insanlk tarihinde bir devrim niteliinde olduunu biliyoruz. Seri retime bal olarak ortaya kan gereksinmeler ve tketimin snrsz olarak tevik edildii kapitalist sistemde, byme iin de bir snr bulunmamaktadr. Bu durum, yeni sermaye birikimi ve sermaye sahiplerinin oluumunu getirmitir. lk zamanlarda modern ulus-devlet yaps ierisinde devlet de ekonomik ileyite bir unsur olarak yer ald. Hatta devlet, zel sektr karsnda en byk iletmeciler arasnda yer ald. Bu yap ierisinde sermaye de ulusal nitelikleri ar basan bir unsur olmutur. Giderek hzla artan retimin lke iinde tketimi doal olarak mmkn deildir. Bu durum, ulus snrlarn aan yeni araylar gndeme getirmitir. Bilhassa kresel aktrler diye bahsedilen Amerika Birleik Devletleri, ngiltere, Fransa, Almanya gibi lkeler bu araylara nayak olmulardr. Giderek devletlerin, zel irketler lehine ekonomik faaliyetlerden ekilmesi gereklemitir. Dolaysyla zel kurulular ve irketler bu araylarn ncs olmulardr. Mesel, merkezi ABDde olan Coca-Colann in ve daha byk boyutta nc dnya lkelerine girii bu erevede dnlebilir. Dolaysyla sermayenin bymesi balamnda kapitalizmin, gelien yeni kresel koullara bir ayak uydurmas sz konusudur. Bir baka deyile, kreselleme ekonomik anlamda kapitalizmin yeni gelien formu olarak da nitelendirilebilmitir. Bu balamda kreselleme, kapitalist dnya sisteminin merkez-

134

lerinin dnya ekonomisini kendi ihtiyalarna gre ekillendirme abasnn devam (Somel, 2002: 150) olarak da grlebilmektedir. Sanayilemenin temerkz ettii Amerika Birleik Devletleri ve Avrupada kresellemeye giden srete nemli gelimeler yaanmtr. Byk iletmeler bu lkelerde kurulmutur. Bu, birok hammaddenin Batya tanmas, ilenmesi, ilenen mallarn yine d pazara satlmas ilemlerinin maliyetlerini gndeme getirmitir. Batda sanayi iletmelerinde doan igc ihtiyac iin, nc dnya lkelerinden ciddi bir ii g olmutur. Nitekim 1950den sonra Trkiyeden bata Almanya olmak zere Avrupaya doru olan ii akn bunun bir sonucudur. Ayrca sanayileme sonras oluan ekolojik sorunlar; dierleriyle birleince Batl devletler, nc dnya lkelerinde yeni yaplanmalara gitmeye balamlardr. Bu yaplanma, irketlerin ynetim merkezlerini deitirmeden, alarn geniletmelerine imkan salad gibi, Bat lkelerinde sanayileme sonras yaanan politik, kltrel ve ekolojik sorunlar Bat dna kaydrmtr. Bugn ulus ar irketler ok farkl lkelerde yatrmlar yapmakta; irketlerin farkl ubelerini bir merkezden ynetmektedirler. Bir Amerikal yatrmc stanbul Menkul Kymetler Borsasnda (.M.K.B.) yatrm yapmakta, bir Japon markas rnn Trkiyede retimlerini gerekletirmekte ve dier lkelere satmakta, bir banka hesabndaki para, dnyann her yerine nnda aktarlabilmektedir. Tm bu gelimeler ekonomik anlamda dnya lkelerini birbirlerine yaknlatrmakta, yerli ve yabanc yatrmlar birbiri iine gemekte, irketleri daha hzl ve akkan hale getirmektedir. Dolaysyla retim, igc, satn alma balamnda ulus-devlet snrlarnn ekonomik anlamda alp kreselletiini syleyebiliriz.
Kresellemenin ekonomik boyutu ile ilgili olarak evrenizde ne gibi deiim ve farkllar olmutur?

2- Politik Kreselleme
mparatorluklar dneminden balayarak ulus-devletler de dahil olmak zere, bir lkenin kendisine ait bir i ve d politikann olduunu gryorduk. Bill Clintonun tarihte ilk defa i ve d politika arasnda bir farkn kalmadn ilan edebilmesi (Bauman, 1999: 20) kresellemenin politik boyutunu aklamas bakmndan zerinde durulmaya deerdir. Peki bu sz ne anlama gelmektedir? Bilindii gibi imparatorluklar dneminde, kozmopolit bir yap varln korumaktayd. Yani farkl etnik ve dini kkenden insanlar bir imparatorluk ierisinde bulunuyorlard. Fransz Devrimi ile birlikte dnyaya yaylan ulusuluk akm, modern-ulus devletleri yaygn bir yap haline getirmitir. Tek bir etnisite merkezli hareket eden ulus-devletler, ister istemez himayeci ve darya kapal olduu kadar milliyeti politikalar izlemilerdir. lerleyen srete, lkeler arasnda farkl yaplanmalar kendisini gstermitir. Bu yaplanmalar bir yandan ulus-devletin kendi politik izgilerini izlemelerine izin verirken, te yandan bir birlik ve ittifak oluturmaktaydlar. Nitekim NATO ve Varova Pakt gibi dnyann iki kutuplu olduu zamanlarda bunlar yaanmtr. Fakat Avrupa Birlii, ulus-devletlerin daha byk bir birlik ierisinde ok boyutlu anonimliklerini ifade etmektedir. Bir kere genel normlar ve deerler etrafnda bir yaplanma vardr ki, Batnn siyasi dini, kltrel birliktelikleri bu yaplanmann ana emsiyesini oluturmaktadr. Bu durum, Birlik ierisinde yer alan lkelerin genel politikalarn da belirlemekte, Birlik iinde ne karlan ilkeler temel standartlar haline gelmektedir. Bu lkeler,

135

devletleraras ilikiler ve tm politikalarnda standart hline gelen ilkeleri uygulamaya almaktadrlar. Hatta Birlik yesi olmayan baz lkeler de, kendi politikalarn Avrupa Birlii yasalaryla uyumlu klmak zere aba gstermektedirler.
Gerek genel anlamda kreselleme, gerekse kresellemenin politik boyutunda modern ulus-devlet merkezi nemdedir. nk bu srete modern ulusdevlet, hem tek bir milliyet hem de snrlar olan bir toprak paras ierisinde homojenlii (aynl) vurgulamaktadr. Kreselleme ise, hem bu snrlar dnyann en geni snrlarna kadar geniletmesi, hem farkl kltr ve etnisitelere meruiyet vermesi, hem de farkllklar grnr klmasyla ulusdevlet anlay ile gerilim iindedir.

Bat standartlarnn dnyaya yaylmasna sebep olan bu durum, g dengeleri ile balantl grnmektedir. Kresel aktrler dediimiz dnyaya hakim devletlerin de, bu balamda tm dnyaya baz deerleri yaymak istediklerini bilmekteyiz. Bu, bir noktadan sonra, baskc bir tarzda meydana gelmektedir. Nitekim 11 Eyll 2001 olaylarndan sonra Amerika Birleik Devletlerinin igalleri hl devam etmektedir. te yandan teorik dzeyde de bunu destekleyici argmanlar ileri srlmektedir. Mesel, Francis Fukuyamann tarihin Sonu eklinde bilinen, Batl demokratik ve liberal deerlerin insanln ulaabilecei yegne deerler silsilesi olduunu belirten tezi Batl deer ve normlarn kresel olduunu iddia etmektedir. (Fukuyama, 1999: 13-49) Bugn gelinen noktada, ulus-devlet bir yap olarak varln srdrmekle birlikte, ilevlerinde eskisine gre ciddi bir kayp meydana gelmitir. Herhangi bir yerde meydana gelen politik bir olayn ya da siyasi tavr allarn, dnya leinde dier lke ve devletlerin politikalarnda bir etki brakmas, hibir devletin dnyada kendi iine kapanmasna izin vermemektedir. Artk hibir sorunun iki lke arasnda zellemesi gibi bir durum da sz konusu olmamaktadr. Meselenin bir baka boyutu da, vatandan ulus-devlet snrlar dnda uluslar aras hukuk ve kurumlarla ilikisidir. Bu ilikiler erevesinde yurtta, hkmet ve siyasi liderlerden yurt iindeki toplumun dzeninin salanmasyla ilgili uluslararas ykmllkler dhil, hukuka uymalarn bekleme hakkna sahiptir. Siyasi kimlik temeli olarak ulus-devlet snrlarnn bulanklamas, ayn zamanda hkmetin zayflamasna elik etmektedir. (Falk, 2005: 218-219) Buna gre vatanda, ulusdevlet snrlarn aarak kresel dzeyde rgtlenmi ya da norm haline gelmi ilkelerin lke iinde uygulanmasn talep etmektedir. Zaten bu ynde devletleraras yaplanmalar da hzlanmaktadr.

3- Kltrel Kreselleme
Kltrn toplumdan topluma farkllamas gz nne alndnda, her kltrel yapnn bir kendine zglk tadn syleyebiliriz. te bu durum, farkl toplumlarn kltrlerinden bahsedebilmeyi mmkn klmaktadr. Kltrlerin farkllamas, aslnda bir etkileim, iletiim ve tanma bakmndan nem tamaktadr. nsanolunun tarihsel sreci ierisinde snm kltrler de dhil olmak zere olabildiince farkl kltrlere rastlamaktayz. Bunlarn bir ksm folklorik zellikler kazanarak tarih sahnesindeki yerlerini almlardr. Yakn zamana gelinceye kadar farkl kltrleri tanma daha ok ticaret kervanlar, yolculuklar ve zel gayretler ile mmknd. Ancak iletiim aralarnn getirdii imknlar, yolculuklarn kolaylamas, farkl kltrlerin gnmzde tannmasn daha da kolaylatrmtr.

136

Kltrel anlamda kresellemenin iki boyutunu burada zikretmeliyiz. Birinci boyut modern Bat kltrnn tm dnyaya yaylmas anlamnda bir kreselleme. kinci boyut da, farkl yerel kltrlerin dnya leinde kendilerini ok rahat ifade edebilmeleridir ki, bylece kltrler tm dnyada dolama girebilmektedirler. Modernlik ok geni arka planyla Bat kltr ve yaam tarzn iermektedir. Batnn, tm dnyann modernleecei iddias, zaten znde kreselletirici bir zellik tadn gstermektedir. Hakikaten modernizm ok farkl yollarla dnyada birok lkeyi etkisi altna almtr. Dolaysyla bugn modern Bat kltr global apta yaygnlk kazanm durumdadr. te yandan farkl kltrlerin dolama girmesiyle, kltrel anlamda bir oulculuk meydana gelmitir. Bu anlamda kltrn kresellemesi, kltrel ounluun artmas sreci (Jary-Jary, 2000: 253) olarak da grlmektedir. Bugn sklkla tartlan okkltrllk kavram, hkim kltr yannda her kltrn kendisini ifade etmesini iermektedir. Dier yandan bu iki boyutun, yeni hkim kltrle yerel kltrlerin etkileimi de yeni kltrel durumlar dnya insannn nne getirebilmektedir. Bu etkileimler, bir kltrn kendisini ifade edebilmesi eklinde geliebilecei gibi, bir eklektiklik (her kltrden farkl unsurlar bir araya getirerek bir btn oluturma) biiminde de olabilir.
Yukarda anlatlan kltrel kreselleme balamnda okkltrllk konusunda dnyada yaanan tartmalar ve problemlerden rnekler veriniz.

4- letiimde Kreselleme
Sanayilemeden sonra dnyada devrim niteliinde bir gelimeden bahsedilecekse bu, herhalde iletiim alannda gereklemitir. Geride braktmz son yzylda iletiim aralarnn ba dndrc bir hzla gelitiine tanklk ettik. letiim aralarndaki eitlilik art hl btn hzyla devam etmektedir. Gazete, telsiz, radyo, uydu televizyon, internet ve cep telefonlar bu iletiim devriminin farkl urak noktalarn oluturmaktadr. Trkiyede 1968 ylnda ilk defa televizyon kuruldu. Tek kanall televizyon gnlerinden uydu araclyla yaplan yaynlara doru ileyen sre, giderek dnyay lkedeki insanlarn odasna getirdi. Hatta 1991 ylnda Kuveyti igl eden Irak kar A.B.D. nclndeki sava ve 2003 Irak igalini tm dnya canl yaynda izlediler. Bugn gelinen noktada cep telefonlar ile nnda grmeler mmkn olabilmektedir. nternet ise, iletiimin ok daha hzl, ucuz ve aktif bir ekilde yaplabildii bir ortamdr. Dnyann en uzak yerlerine fotoraf, dosya ve bilgi gnderilebilmekte; hatta canl yayn ortam da salanabilmektedir. Yine sz gelimi; A.B.D. ve Avrupada bir niversitenin ktphanesindeki kitaplarn ieriine ulamak artk imkn dhiline girmitir. Aslnda iletiim, tm aralaryla kresellemenin gereklemesinin bir ortam, arac olarak ilev grmektedir.

5- Kresellemede Ekolojik Boyut


evre, insanln ilk dnemlerinden bu yana insan kuatan bir olgudur. Ancak, son birka yzylda zerindeki olumsuz etkiler konuulmaktadr. Sanayileme ile birlikte Avrupadan balayarak dnyann birok yerinde

137

fabrikalar ina edilmeye baland. Fabrikalarn dumanlar ve zararl atklar evreyi kirletmeye balad. Bu balamda hava kirlilii insanln genel olarak karlat nemli problemlerden birisi oldu. Bu problemi Trkiyenin zellikle bykehirleri youn bir ekilde yaad. Fabrika atklarnn evresindeki tarm arazileri ve bilhassa denizlerde ortaya kardklar kirlilik en ok konuulan sorunlar arasnda yer ald. Buna ehirlerin alt yaplarna ait atk sular da eklenince problemler daha da artt. Yine petrol rnleri kirlilii bir baka adan arttran unsur oldu. 1991 Krfez Sava srasnda petrolle kirlenmi deniz kysnda yzen bir hayvan resmi, zihinlerde bu felaketin bir simgesi olmutu. 2010 ylnda Meksika kylarnda bir ngiliz firmasnn petrol aramalar srasnda szsan binlerce ton petroln doal hayata verdii zarar ve benzeri olaylarn nlenmesi aylarca gndemi megul etmitir. Ekolojik felaketleri sadece sanayi atklar ile snrlamak mmkn deildir. Bugn bitki ve hayvan genleri zerinde oynamalar yaplmas, felaketin farkl boyutlarn ortaya karmtr. Nitekim GDOlu rnler, tarm ilalar, melez tohumlar da kresel dzeyde birer felaket olarak yerlerini almlardr. Bunlarn dnda tm dnyada konuulan kimyasal silahlar da insanlk iin bir tehdit haline gelmitir. Bu silahlar dnyada az sayda lkelerde bulunmakla birlikte, dnyay yok edecek derecedeki gc, onu ister istemez tm dnyann ortak gndemi haline getirmitir. Dolaysyla bu da kresel bir sorun olarak konuulmaya devam etmektedir. Kresel snma diye adlandrlan sorun ise, belki bu baln ana eksenini oluturmaktadr. Dnyann giderek snmas ile buzullarn erimesi, mevsimlerin deimesi sorunu ile kar karya kalnmaktadr. Bunun gelecekte okyanuslardaki su seviyesini ykseltmesi ve baz ktalarn su altnda kalmasna sebep olaca beklenmektedir.

DN VE KRESELLEME
Din ve kreselleme ilikisini tartmak, aslnda bir noktadan sonra din ve deiim ilikisini analiz etmeye doru kaymaktadr. Varoluundan bu yana btn farkllklaryla birlikte insanln bir gerei olan din ile krk elli yllk bir gemie sahip kreselleme arasndaki iliki, bu erevede iki boyutta ele alnabilir. Bunlardan birincisi, kresel bir dnyada dini sylem, dnce ve anlaylardaki deiimdir. Bir baka deyile, dinin kresellemenin kalplar ierisinde yeni formudur. kincisi ise, dinin kreselleme zerindeki etkileri ile iinde bulunduumuz koullarda sunaca imknlardr. Dolaysyla din ile kreselleme arasndaki etkileimi burada inceleyeceiz. Bu balamda nce kresellemenin din zerindeki etkileri zerinde durabiliriz.

Kresellemenin Din zerindeki Etkileri


Din ile toplumun tarih boyunca ilikileri, bu ilikilerin ok eitli rnekleri ve onlara ilikin tartmalar bilinmektedir. Tek bir kategoride ele alnmayan dinler, farkl bak alarndan farkl snflamalara tabi tutulmulardr. Fakat nasl snflanrlarsa snflansnlar, son tahlilde insanolunun tarihinden ayrlmaz bir realitedir. Ancak tarihin farkl dnemlerinde, sosyal yaplar ve artlarla da balantl olarak dinin konumu, alglan vb. de deiimler

138

olmutur. Sz gelimi; feodal dnem ile sanayi devrimi arasnda hi phesiz bu balamda deiimler sz konusudur. Ortaa Avrupasnda hkim olan ruhban snfn otoritesi (yani kilise hkimiyeti) modern zamanlara gelindiinde kkl bir deiime uram; Tanr merkezli bir evren ve insan anlayndan insan merkezli evren ve insan anlayna gei yaanmtr. Bu gei ile din olduka byk bir konum kaybetmi ve insan hayatnn birok alanlarndan el ektirilerek etkisi snrlandrlmtr. Kamu hayatnn dnda bireysel olarak bir vicdan ii olarak nitelendirilmitir. Buna gre insanolunun birok ihtiyalar yannda dini ihtiyalar da ilgili kurumlar tarafndan karlanacakt. Dinin vicdan snrlar iine ve hayatn belirli bir alanna ektirildii bu durum karsnda yeni araylar hzlanmt. Bunun mantk sonucu olarak, dinin kurumsal yaplar dnda daha ok bireyselletii ve sivilletii grlmektedir. Bugn kresel dnyada dinin temel tezahrlerinden birisi budur. Dinin sivillemesiyle balantl olarak ortaya kan bir baka husus da yeni dini hareketlerdir. Yeni dini hareketler, dnyann birok yerinde mevcut klasik, kurumsal dini yap ve mezheplerin dnda, daha eklektik unsurlar iinde barndran ritalistik ve yinsel boyutlar ar basan, fakat sistematik ve tutarl bir inan, ibadet ve gndelik yaam uygulamalar iermeyen yaplardr. Bu dini hareketler, farkl kltrlerin ve dinlerin dnya leinde daha rahat tannmasyla eitlenmekte ve daha da eklektik hale gelebilmektedir. Hi phesiz ulus-devletin snrl dolam imkanlar ile kresel dnyann imkanlar arasndaki fark, dinin dnyada farkl biimlerde tezahr etmesine sebep olmutur. Bir kere her ulusun kendi etnisitesini merkeze alarak kurduu ulus-devleti, ayn zamanda homojen bir dini anlay da iinde barndrmaktadr. Hatta bunu gerektirmektedir. Ulus-devlet ierisindeki bu homojen kimlikler, sre ierisinde farkllam ve oul hale gelmitir. Bunu ekonomik, politik ve kltrel gelimeler zorlad gibi teknolojik imkanlar da nemli bir zemin hazrlamlardr. Amerika ve pek ok Avrupa lkesinde farkl sebeplerle gelen eitli dinlere mensup insanlar, lkelerde hem homojenlii bozmular hem de kltrel anlamda entegrasyon problemlerinin ortaya kmasna sebep olmulardr. Bu fiili durum, kresel dnyada okkltrl ve buna bal ok dinli yaplar konuulur ve tartlr hle getirmitir. Tabii ki sadece Asya ya da Ortadoudan Batya ii akn ve gler olmamtr. Paralel bir biimde Batdan douya doru da bu gleri izlemek mmkndr. Aslnda bunlarn tamam kalc bir g olmak zorunda da deildir. Artk daha geici yerlemeler grnmeye balamtr. Bu durum dnya leinde bir dolam hzlandrmakta ve srekli klmaktadr. Dolaysyla insanlarn ok farkl din ve kltrle temas, en azndan zihinlerde homojenliin krlmasna ve eitliliin iselletirilmesine sebep olmaktadr. Bu aklamalarn ardndan kreselleen dnyada dinle etkileim ierisinde oluan eitlilie kabaca bir gz gezdirebiliriz. Bunlara imdilik isim olarak deineceiz ve yeri geldike ilgili balklar altnda bazlar zerinde duracaz. Dnyaca etkinlik gsteren Evanjelik hareketi, Yahudi, Hristiyan ve slam fundamentalizmleri, Ilml slam Projesi, Latin Amerikada kilise nderliindeki hareketler. Bir ok sivil dini hareketlerin dnya leinde yaplanmas, yeni dini hareketler bunlardan sadece bir kadr.
Bu konuda dnya leinde eitlilii grebilmek ve konuyla ilgili kreselleme erevesinde yaplan analizleri renmek iin Oliver Royun Kreselleen slam (ev. Haldun Bayr, stanbul, Metis Yay. 2003) kitabn okuyunuz.

139

Kreselleen Dnyada Din


Din ile kreselleme arasndaki etkileimin, dnyada ortaya kard yeni formlar konuulmaya devam etmektedir. Dorusu kreselleme ve din ilikisini sadece modern zamanlarda salt dini kalplar ierisinde dnmemek gerekir. Gelien noktada, hayatn birok alanlarnda dinin ok eitli ekillerde kendisini gstermesi sz konusudur. Ekonomik, politik, kltrel vb. birok toplumsal sorunun dinle balantl olarak tartld gzlemlenmektedir. Bu adan, dinin kreselleen dnya iindeki yansmalarn izleyerek, konuyu olabildiince geni bir perspektiften ele almak mmkndr. ncellikle u tespitle balayalm: Tanrnn szn tm insanlara ulatrmak isteyen ve insanlar arasnda yer ve kltr bakmndan ayrm yapmayan dinler, evrensel bir dnceyi yaymalarndan dolay kreselletirici bir etkiye sahiptir. (zyurt, 2005: 29) Doal olarak bu, evrensel olduklar iddiasna sahip dinler iin geerli olabilecek bir yargdr. Dnyada Hristiyanlk ve slam gibi iki byk ve evrensel din, bu balamda kresel olma potansiyeli tarlar. Hatta Robertson, slamn tarihsel olarak genel bir kreselletirici yaps olduunu sylemektedir. Ona gre bu potansiyel kreselleme biimi baarl olsayd, gnmz kresellii farkl biimde kavranrd. (Robertson, 1999/a: 52) Fakat Yahudilik gibi bir rka zg hale gelmi; ya da Budizm, Hinduizm gibi hem snrl blgelere mahsus hem de global etkinlii olmayan dinler, znde kresellemeci geler tamamaktadr. Bir dinin kresellemeci potansiyel tamas demek; insanlar tm eitliliiyle kuatabilmesi anlamna gelmektedir.
Dinlerin kresellemeci bir zellie sahip olmas, ncelikle onun evrensel olma iddias ile ilgilidir. Bir dinin, evrensel olabilmesi iin, hem zaman hem de mekn bakmndan kuatc olmas gerekir. Buna gre, bir din yeryzndeki tm insanlar iine alacak, sadece belirli bir mekn, blge, etnik grupla snrlanmayacak dzeyde kuatc olursa evrensellik kazanabilir. Evrensel olann kresel hle gelmesi ise, ksaca dnya leinde yaygn ve egemen olmas anlamna gelir. Bu adan evrensellik ile kresellik arasna ince bir ayrm izgisi koymak gerekir.

Dier yandan modern zamanlardaki konumlandrmann aksine, dinin kamusala doru yaylan etkisi, kreselleme sreci ile yakn balantlar tamaktadr. zellikle son birka on yl boyunca, beeri kuvvet olarak din, zel meseleler kadar kamusal meselelerle de ilgili hale gelmitir ve dnya apnda ok ynl bir dirilii bulunmaktadr. (Falk, 2001: 32) Hakikaten din, salt zel alan iinde konumlandrlmasnn aksine, toplumlarn ok farkl sorunlarna cevaplar reten bir mit ve referans kayna da olmutur. Erken modernleme teorilerinin aksine, din 1950lerden itibaren dnyada yeniden dirilie geti. zgrlk aray ve yoksullukla mcadele gibi sosyal hareketlerin hem ncs hem de destekisi oldu. Mesel; Cezayir Kurtulu Hareketi, Malcolm X, Polonyada i Hareketleri, Latin Amerikadaki bamszlk ve sosyal adalet hareketleri bu konuda nemli rneklerdir. zellikle Latin Amerikada rahipler ve teologlar messes sosyal nizamn savunucular olma eklindeki rollerini terk etmiler ve etkileyici bir ekilde, kilisenin misyonunu fakirlerin strabn almak zere aktif bir giriimle irtibatlandrmlardr. (Falk, 2001: 100) Bu durum, dinin insan hayatn hem de kresel boyutta kuatc olduunu yeniden ortaya koymutur. Bunlarn dnda din, kresel lekte meydana gelen bir ok sorunun, kendisi iinde cevabnn arand bir olgu olmaya balamtr. Bu, genel anlamda dinlerdeki adalet, hak, paylam gibi temel niteliklerle balantl olduu

140

kadar, dinin telafi edici ilevinden de kaynaklanmaktadr. Mesel; bugn, yoksulluk dnyay tehdit eden en nemli sorunlarn banda gelmektedir. Kreselleme sreci ile bu, daha da belirgin hle gelmitir. Birlemi Milletler nsani Gelime Raporuna gre, dnyada en stteki 358 kresel milyarderin toplam serveti en yoksul kesimden 2,3 milyar insann (dnya nfusunun % 45i) toplam gelirine eittir. (Bauman, 1999: 82) Bu dengesizlik, lek byten kapitalizm karsnda dinleri bir mit kayna olarak ortaya karmaktadr. Bu adan dini ierikli birok sosyal olay ve sylemin says her geen gn artmaktadr. Din, ulus-devlet snrlarnn anarak kresellemenin yaylmas orannda, yeni durumun iinde farkl zelliklerle kendisini gstermektedir. Ulus-devlet vatandalnn, kresellemenin yaygnlamas orannda dnya vatandalna doru dnm sz konusudur. te tam da bu noktada din, kresel bir sivil toplum ve dnya vatandalnn oluturulmas ile demokratik uygulamalar yeniden tanmlamaktadr. (Falk, 2001: 36) letiim ve ulam imkanlarnn artmas ile insanlarn farkl dinlerle karlama ve onlar tanma sreci de hzlanmtr. Eskiden belki Avrupal, bir Mslmana ya televizyon programnda ya da Ortadouda bir lkeye seyahatinde rastlyor idi. Fakat bugn Avrupada ok farkl lkelerden Mslmanlar yaamaktadr. imdi Avrupal bir insan farkl bir dinden insana somut olarak kendi yaam tecrbesi iinde rastlamakta; her gn sokakta Mslmann yaam tarznn farkl boyutlarna ahit olmaktadr. Mesel; daha nceki smrgeci politikalardan dolay Fransada arlkl olarak Cezayir, Fas, Tunus; ngilterede Pakistan, Hindistan ve Afrikadan Mslmanlar yaamaktadr. te yandan Mslmanlar da farkl dinden insanlarla hayatn iinde kar karya gelmilerdir. Bu durum hem karlkl tecrbeleri arttrm, hem de dinin gittii yeni corafyalarda o blgenin artlar iinde yeniden yorumlanmasna sebep olmutur. Mesel, slamn batllamas ya da Euro slam (Avrupa slam) gibi kavramlar ve tanmlar byle bir srecin sonucudur. Buna gre Mslmanlar Batda yaadklar son elli-altm yllk sre ierisinde Bat kltr, siyaseti vb. koullar iinde slam kendi yaamlarnda yeniden tecrbe etmilerdir. Bu tecrbe, slam lkelerinden doal olarak farkllklar tamaktadr. te mesel, Euro slam Mslmanlarn Avrupa koullar ierisinde yaadklar ve tarttklar slam anlatmaktadr. Benzer bir ilikiyi batllarn dou dinleri karsnda edindikleri tecrbeler iin de syleyebiliriz. stelik bu tecrbeleri bugn daha da hzlandran ey, kresellemenin mekana ihtiya duymayan yapsdr. Televizyondan sonra bugn internet, kresellemenin (=dnyalln) en iyi yakalanabilecei ve yaanlabilecei yerdir. stelik internet, televizyondan farkl olarak aktif katlm mmkn klmasyla, bu tecrbelerin hem karlkl paylalabilmesini hem de yeni tecrbeler edinilebilmesini mmkn klmaktadr. Nitekim ok farkl din, mezhep, cemaat, topluluk, dini hareket vb.. internet siteleri kurmulardr. Bunlar dnya apnda takip edilmektedir. Dolaysyla bir kii, masasnn banda bulunduu yerden, farkl din ve dini hareketleri tanma olanana sahiptir. Hatta bu sayede sadece belirli blgelere mahsus Budizm gibi yerel dzeydeki dinler de dnya leinde dolama girmilerdir. Dinlerin bir ekilde kamuya dair siyaset, eitim, kadn ve eitlik gibi konularla ilgili hale gelmesi, onlarn kresel lekte de dnya politikalar arasnda grnr klmaktadr. 11 Eyll olaylarn bu erevede rnek gstermek mmkndr. Bu olayn hemen ardndan Ilml slam eklinde isimlendirilen ve dnya leinde bir proje olarak uygulamaya sokulduu iddia edilen bir tartma gncelliini korumaktadr. Gerek 11 Eyll, gerekse

141

Ilml slam eklinde isimlendirilen proje, slamn yeniden yaplandrlmas gibi din ve kreselleme asndan son derece nemli bir konunun tezahrleri olarak ortaya kar. 11 Eyll olaylar, o gnden bu yana sonular itibaryla sadece A.B.D. ve Mslmanlar ilgilendiren bir konu olmamtr. Hemen akabinde igal edilen Afganistan ve Irak gibi lkeler ile onlarn evresindeki devletler deil, tm dnyay bir ekilde etkilemitir. Kresel dnya yukarda da resmedildii zere birok sorunun iinde yaad geni fakat klm bir evrendir. Bu sorunlara zm retme konusunda dine youn bir ilgi grlmektedir. Tam da bu noktada, kreselleen dnya sorunlar karsnda dinin ne gibi katklarnn olacan, ya da ne gibi imkanlar iinde barndrdn sorabiliriz. Falk, bu katklar sekiz maddede zetlemektedir. (Falk, 2001: 37-39) 1- Mahrumiyet Duyarll: Din, bilhassa sosyo-ekonomik olacak en alt toplumsal katmanlarda bulunan ezilmilerin sorunlarna duyarllk gsterilmesi noktasna dikkatleri eker. 2- Medeniyet Yanks: Dini devrimci dilin ve arzularn popler kltrde derin kkleri bulunmaktadr. Bu, en mitsiz zamanlarda bile dini bir mit haline getirmektedir. 3- Dayanma Ruhu: Din, daha ok birletiricidir. nsanlar arasnda dayanma ve kardelie nem verir. Dolaysyla dini bilincin birletirici zellii vardr. 4- Normatif Ufuklar: Istraba duyarl beeri potansiyelleri olumlayc ve mitvr bir tarzda tanmlayan ilkesel ufuklara dair bir inanca iaret etmektedir. 5- nan ve tikat: Bir fikrin dntrc yeteneklerine olan inantr. nanlar, en bata insan zihniyetini ve perspektifini belirleyen ve dntren zellie sahiptirler. 6- Snrlar: Dinin kendisine ait snrlar varsa da, beeri hata yapabilirlii de dikkate alr. 7- Kimlik: Kimlii varoluu bir tarzda yeniden kurar. Geici ve snrl bir kimlik kurmaz. Bu da insan ve toplumu kuatcln salamaktadr. 8- Uzlama: Denge ve uzlamalara davet eder. Ar eylem ve davranlardan uzaklatrr. Kreselleen dnyada sorunlarn hem lei bym hem i ie gemi hem de tm insanlar ilgilendirir hale gelmitir. nan, ibadet, dayanma, paylam, telafi etme, kimlik kazandrma gibi birok nitelikleri iinde barndran dinin, kresel dnyada etkinlii ve ilevinin daha da artaca beklenebilir.
Yukarda anlatlanlara bal olarak dinin kreselleen dnyada neminin artmasna dair rnekler veriniz ve bunun sebeplerini yaznz.

142

zet
Kresellemeyi tanmlayabilmek. Kreselleme, bir takm iletiim aralar ve teknolojinin gelimesine paralel olarak, insann sadece bulunduu yer deil, tm dnya ile ilgili hle gelmesidir. Meydana gelen olaylarn, yaplan eylemlerin ve politik, ekonomik, kltrel tm gelimelerin tm dnyay ilgilendirmesi, etkilerinin meydana geldii yerle snrl olarak kalmamasdr. Bu anlamda insanda, dnyann tmne ait bir farkndalk oluturmaktadr. Kresellemenin tarihsel arka plann aklayabilmek. unu bilmek gerekir ki, sosyal olaylar belirli bir sreklilie sahiptirler. Kreselleme, aslnda Bat dnyasnda daha nce balayan Aydnlanma, modernlik gibi srelerle son derece yakn balantlar tamaktadr. Kreselleme, bu srelere dayanmakla birlikte, onlardan kimi zellikleriyle de farkllamaktadr. Bu adan Batnn kendi tarihi ve bu tarihin ak ierisinde yer alan kapitalizm, Aydnlanma, modernlik, postmodernlik, kreselleme iinde nemli yer tutarlar. Kresellemeyi teorilerle aklayabilmek. Teori, bir olguyu aklamaya alr. Kreselleme teorileri de kresellemeyi aklamaya almaktadr. Bu balamda Immanuel Wallerstein, kresellemeyi modern dnya sistemi eklinde daha ok ekonomi ve kapitalizm merkezli aklamtr. Zygmunt Bauman, kresellemenin henz yerlemediini vurgulamak zere onu dzensizlik eklinde tanmlamaktadr. Roland Robertson, kresellemenin hem aynlk hem de farkllk zelliklerinin altn izerek onu yerel ile kresel olann bir etkileimi olarak grme eilimindedir. Anthony Giddens ise, modernliin srekliliine dikkat ekerek, kresellemeyi modernliin dnya leinde yaylmas eklinde grmektedir. Kresellemenin boyutlarn sralayabilmek. Kreselleme, sadece ekonomi ya da iletiimle aklanabilecek bir kavram deildir. O, iie geen birok iliki ve alarn ortasnda yer almaktadr. Bu balamda, kresellemenin ekonomik, politik, iletiimsel, kltrel ve ekolojik ynleri, balca boyutlar olarak saylabilir. Hi phesiz, kresellemenin ilgili olduu boyutlar bunlarla snrl deildir. Din ve Kreselleme ilikisini aklayabilmek. Din ve kreselleme ok boyutlu iliki iindedirler. Din, insan hayatnn tm boyutlarn kapsayc bir fenomendir. Buna gre, din insana ve topluma dair tm sorunlarla ilgilendii gibi, insanlar da dinden sorunlarna hem zm beklemekte hem de dinin mnev himayesine snmaktadr. Din de kresel dnyada daha ok grnr olmutur. Yeni dini hareketlerden, kresel dzeyde genileyen yeni dini oluumlara kadar bir dizi gelimeler yaanmaktadr.

Kendimizi Snayalm
1. Kresellemeyi bir btn olarak dnya bilincinin glenmesi eklinde tanmlayan kii aadakilerden hangisidir? a. Roland Robertson b. Jonathan Friedman

143

c. Zygmunt Bauman d. Richard Falk e. Anthony Giddens 2. Kresel ile yerel olann karlkl bir iletiim ve gerilim iinde olduunu ifade eden kreselleme teorisi aadakilerden hangisidir? a. Modernlemenin kresellemesi b. Modern dnya sistemi c. Kresel Dnya Dzensizlii d. Tarihin Sonu e. Gokalleme 3. Kresellemeyi btn dier srelerden daha ok ekonomi merkezli ele alp aklayan kii aadakilerden hangisidir? a. Jean Baudrillard b. Zygmunt Bauman c. mmanuel Wallerstein d. Roland Robertson e. Richard Falk 4. Francis Fukuyamann Batya ait liberal demokratik deerlerin, insanln ulaabilecei en son nokta olduunu ifade eden tezinin ad aadakilerden hangisidir? a. Ilml slam b. Tarihin Sonu c. Medeniyetler Sava d. Zaman-uzam esnemesi e. Modern dnya sistemi 5. Aadakilerden hangisi kresellemenin daha ok politik boyutuyla ilgili bir kavramdr. a. Modern ulus-devlet b. okkltrllk c. Euro slam d. Yerellik e. Yeni dini hareketler

144

Kendimizi Snayalm Yant Anahtar


1. a 2. e 3. c 4. b 5. a Yantnz doru deilse, Kresellemenin tanm ve erevesi konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Kreselleme Teorileri konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Kreselleme Teorileri konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Kresellemenin Boyutlar konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Politik Kreselleme konusunu yeniden okuyunuz.

Sra Sizde Yant Anahtar


Sra Sizde 1 Sivil toplum, dnyallk bilinci, yeni demokratikleme hareketleri, yeni dnya dzeni, kresel kapitalizm, dnyann klmesi, kresel ky, karlkl bamllk, zaman-mekn ilikisi, iletiim, uluslar aras irketler, sanal lem bunlar arasnda saylabilir. Sra Sizde 2 nterneti bunun en bata gelen rneidir. nsanlar ok uzakta olsa bile, onlarla internet zerinden kamera ile grntl konumak mmkn olmutur. Yine Greenpeace denilen evreci rgt, ekolojik sorunlara kresel lekte dikkat ekmektedir. 11 Eyll olaylarnn ardndan balayan Irak ve Afganistan igalleri tm dnya lkelerinin politikalarn etkilemektedir. Sra Sizde 3 ABDde, inde veya dnyann herhangi bir yerinde retilen bir mal, ksa srede evremizdeki alveri merkezlerinin raflarnda grebilmemiz mmkndr. Kapitalizm, neredeyse tm dnyaya yaylm durumdadr. Farkl lkelerde yaplanan irketler, bankalar, paray nnda dnyann her yerine transfer edebilmektedirler. retilen mallar, dnya leinde belirli standartlara ulatrlmaya allmaktadr. Sra Sizde 4 Avrupada yaanan entegrasyon ve okkltrllk problemi, bunun rneklerinden birisidir. Avrupada yaayan ve farkl din ve etnisiteden insanlar, ok eitli talepleriyle okkltrllk tartmasnn ortasnda yer almaktadrlar. Mesel, en son svirede cami, minare vb. tartmalar bunun bir yansmasdr. Sra Sizde 5 Din, insan hayatnn kapsamna giren btn sorunlarla ilgili olduunu gstermektedir: Aile, yoksulluk, gndelik yaam, uyuturucu, alkolizm, insanlar aras ilikiler. Bu erevede dnyada devs boyutlarda var olan ve giderek byyen sorunlara kar bata slam olmak zere dinler, hem zm nerileri getirmekte, hem de bu sorunlar karsndaki telfi edici rol oynamaktadrlar. Bu sebeple kreselleen dnyada dinin nemi daha ok artmaktadr.

145

Yararlanlan Kaynaklar
Aydn, M. (2009). Moderniteye Dardan Bakmak, stanbul. Bauman, Z. (1999). Kreselleme-Toplumsal Sonular, ev. Abdullah Ylmaz, stanbul. Berger, P. L. (2003). Kresellemenin Kltrel Dinamikleri, Bir Kre Bin Bir Kreselleme, Ed. Peter L. Berger-Samuel P. Huntignton, ev. Ayla Orta, stanbul. Cevizci, A. (2003). Aydnlanma, Felsefe Ansiklopedisi, Ed. Ahmet Cevizci, c.1, stanbul. Chass-Dunn, C. (1999). Cristopher Chass-Dunn, Globalization: A WorldSystems Perspective, Journal of World Systems Research, Vol. 5, 2, Utah. Falk, R. (2001). Kreselleme ve Din, ev. Hasan Tuncay Baolu, stanbul. Falk, R. (2005). Yrtc Kreselleme-Bir Eletiri, 3. bask, ev. Ali akr, stanbul. Friedman, J. (1999). Kresel Sistem, Kreselleme ve Modernliin Parametreleri, Postmodernizm ve slam, Kreselleme ve Oryantalizm, 2. bask, Ankara. Fukuyama, F. (1999). Tarihin Sonu mu?, Tarihin Sonu mu?, ev. 2. bask, Ankara. Giddens, A. (1998). Modernliin Sonular, ev. Ersin Kudil, 2. bask, stanbul. Harvey, D. (1999). Postmodernliin Durumu-Kltrel Kkenleri, ev. Sungur Savran, 2. bask, stanbul. Deiimin

Jary, D.-Jary, J. (2000). Collins Dictionary of Sociology, 3rd Edition, Glasgow. Kutluer, . (2006). Kreselleme Mahiyeti ve Boyutlar, Kreselleme, Ahlk ve Deerler, Ed. Ali Ulvi Mehmedolu-Yurdagl Mehmedolu, stanbul. Mc Luhan, M. (2007). Gutenberg Galaksisi: Tipografik nsann Oluumu, 2. bask, stanbul zyurt, C. (2005). Kreselleme Srecinde Kimlik ve Farkllama, stanbul. Robertson, R. (1999/a). Kreselleme-Toplum Kuram ve Kresel Kltr, ev. mit Hsrev. Yolsal, Ankara. Robertson, R. (1999/b). Glokalleme: Zaman-Mekan ve HomojenlikHeterojenlik, Postmodernizm ve slam, Kreselleme ve Oryantalizm, 2. bask, Ankara. Roy, O. (2003). Kreselleen slam, ev. Haldun Bayr, stanbul. Somel, C. (2002). Azgelimilik Perspektifinden Kreselleme, Dou Bat, S. 18, Ankara. Wallerstein, I. (1998). Jeopolitik ve Jeokltr-Deimekte Olan Dnya, ev. Mustafa zel, 2. bask, stanbul.

146

147


Amalarmz
Bu niteyi tamamladktan sonra; Kamusal alan kavramn rahatlkla tanmlayabilecek, Kamusal alann ieriklerini zetleyebilecek, Kamusal alan benzer kavramlardan ayrt edebilecek, Dinin kamusal alan iindeki konumunu saptayabileceksiniz.

Anahtar Kavramlar
Kamusal alan zel alan Halk Devlet

neriler
Bu niteyi daha iyi kavrayabilmek iin okumaya balamadan nce; ok yazarl olarak yaymlanan Sivil Bir Kamusal Alan kitabn okuyunuz. Richard Sennettn Kamusal nsann k kitabn gzden geiriniz. Jrgen Habermasn Kamusalln Yapsal Dnm isimli kitabn inceleyiniz. Hannah Arendtin nsanlk Durumu kitabn inceleyiniz.

148

Kamusal Alan ve Din


GR
Gndelik hayatmzda, ierisinde kamu kelimesinin getii birok cmle kurarz: Kamu ktisd Teekklleri (KT), kamu borlar, kamu kurumlar, kamu mallar ve kamuoyu yoklamas gibi. Bu benzeri cmlelerde yer alan kamu kelimesi ve kavram farkl anlamlara iaret etmektedir. Kamu ktisd Teekklleri, devlete ait retim sektrlerini ifade ederken, kamu borlar devlete, dolaysyla halkn tmne ait borlar; kamu kurumlar, devletin hastane, okul vb. tm salk, eitim ve brokratik kurumlarn; kamu mallar devlete ve millete ait olan varlklarn kamuoyu ise halkn grn ifade etmektedir. Bu erevede, gndelik yaammzda kamu kurumlaryla birok ilerimizi grmekteyiz. Salk alannda hizmet veren devlet hastaneleri, ehir hizmetlerinde belediyeler, eitim alannda niversiteler vb. bu anlamda dnlebilir. Kamusal alan kavram ise, birok tartma, soru ve sorunlarla beraber gndeme gelmitir. Bu kullanmlarda da ortaya kt zere kamusal alan, genel olarak insanlarn ortak ilgi ve yaam alanlarn tanmlayan bir kavram olarak ortaya kmaktadr. nsanlarn gndelik hayat, ok farkl unsurlar iinde barndrd gibi, bu farkl unsurlarn meydana geldii yer de farkl mekanlar olabilmektedir. Sz gelimi; sabahleyin evde bir baba kalkar, kahvalt yapar ve sonra iine gider. Sabahtan akama kadar ite alr. ocuklar eitim almak zere okula giderler. Anne ev ii faaliyetlerle urar. Hastalandklar zaman hastaneye, ibadet iin camiye ve dier birok ileri halletmek iin farkl mekanlarda bulunurlar. Ev dndaki bu mekanlarn hepsi, sadece bir aile ya da kiiler iin deil, o toplumda yaayan tm insanlarn kullanmlarna almlardr. Bu mekanlara sadece ayn ideoloji, ayn dine inanan ya da ayn dnceye sahip insanlar gelmezler. ok farkl ynelime sahip insanlar gelirler. Dolaysyla bu ortak meknlarda insanlar bir araya gelirken, aslnda birok eyi de paylarlar ve aralarnda etkileimler olur. Bu anlamda kamusal alan sadece fiziki bir mekan deil, onun da tesinde soyut bir paylam, etkileim, mzakere ve metafor alann ifade eder. te tek tek hi kimseye ait olmayp ortaklaa kullanlan ve birok hizmetlerinden faydalanlan bu mekanlar, genel anlamda kamusal alanlardr. Kamusal alanlar, bu sebeple o toplumda yaayan insanlarn ortak ilgilerinin younlat yerlerdir. Dolaysyla kamusal alan herkesin ortak katlmlarnn rahatlkla salanabilecei mekanlar olarak birtakm dzenlemelerin konusu olur. Yani kamusal alanda bulunma, oradan faydalanma baz ilke ve kurallar

149

erevesinde gereklemektedir. Bu ilke ve kurallar, herkese ait olan kamusal alanda, o toplumda yaayan ve dnce, inan, etnik yaps ne olursa olsun herkesin faydalanabilecei ekilde olmaldr. Aksi halde, bu alanlar herkese ait olmaktan kmaktadrlar. Kamusal alanda olup biten her ey insanlarn gzleri nndedir ve burada gizlilik yoktur. Buna karlk insanlarn zel hayatlar da vardr. zel hayat, kiinin kendisiyle, eiyle, ocuklaryla ksacas daha dar bir evresiyle paylat hayattr. Bu adan kamusaln dnda bir zel alandan bahsedilmektedir. Ev, zel alana rnek olarak verilebilir. Gndelik hayatta insanlar, evlerinde birok dzenlemeleri istedikleri gibi yapabilirler. Szgelimi; giyinme ekilleri, yemek yeme saatleri, zel odalar, zel alann grece serbestliini gsterirler. Fakat misafir odalar ve salonlar belirli zamanlarda evin yani zel alann snrl da olsa dier insanlara ald mekanlardr. Orada misafir kabul edilir. nsanlar belirli oranlarda kendilerine eki dzen verir ve misafirlerle ortak bir mekan paylarlar. te toplum hayatnda ortaya kan tm bu rnekler, direkt olarak kamusal alan konusunu gndeme getirirler. Birok tartmann merkezinde bir konu olarak kamusal alan, hl ilgi oda olmaya devam etmektedir. Bilhassa ortak bir mekn olarak kamusal alann nasl dzenlenecei, farkllklarn orada nasl bir araya getirilecei, farkl din inan ve dncelerin kendilerini kamusal alanda nasl ifade edecekleri hl tartlmaktadr. Bu balamda, bir yaam tarznn yansmas olarak dinlerin kamusal alanda nasl yer alaca bu konuda en nemli problemlerden birisi olagelmitir. Kamusal alanda dn sembollerin grnrl, kamu kurumlar iinde ibadethane almas gibi konular bu tartmann en nemli yansmalardr.
Kamusal alan konusunda daha detayl bilgi almak ve baz analizleri daha net olarak grebilmek iin www.birikimdergisi.com adresinde Jrgen Habermasn ansiklopedik bir metin hviyetindeki kamusal alan konulu makalesini okuyunuz.

KAMUSAL ALAN (TANIM VE EREVE)


Trkiye toplumunun bilhassa yirmi otuz yllk gemiinde kamusal alan tmalar ciddi bir biimde yer almaktadr. Konunun tartmal hle gelmesi, bir yandan farkl evrelerden gelen farkl yorumlarla ilintilidir. Kamusal alan kavram, mulak ve birbirinden olduka farkl alglamalar gndeme getirmitir. Dier taraftan kavramn politik ve ideolojik erevede daha youn ele alnmas bu mulkl artran bir e olmutur. Bir de Bat kkenli bir kavram olarak kamusal alan, iinden kt corafyann tarihi srelerinden bamsz ele alnnca, Trkiyede nasl bir balamda ele alnacana dair karmaay daha da grnr klmtr. Gndelik kullanmda kamu kelimesi, youn bir ekilde sosyal, kltrel ve politik tartmalarn iinde sklkla gemektedir. Trkiyede kamusal kelimesi zellikle 1980li yllardan sonra, kamu borlar, kamu kurumlar gibi kullanmlar zerinden ve devlet, halk ve umum gibi anahtar kavramlar zerinden tanmlanmtr. Somut olarak zel bankalarn batmas sonucu oluan borlarn bir kamu (halkn) borcu haline gelmesi, kamu kurumlarnn devlet kurumlar anlamn kazanmas, pratikte toplumsal hafzada bu kavramlarn bu ekilde anlalmasn salamtr. Kamu kelimesi szlkte hep, bir lkede halkn btn, amme, halk, kamu yarar anlamlarna gelmektedir. Szlk, Yunus Emrenin Biz kimseye kin tutmayz/Kamu lem birdir bize beyitini rnek verirken bu ortak ilgiyi

150

gstermektedir. Kamusal ise kamu ile ilgili eklinde anlatlmaktadr. (Komisyon, 1998: 1180-1181) Bir baka yerde, kamu kelimesinin btn, cmle, hepsi, herkes eklindeki anlam, bir lke halknn tamam, mer gibi anlamlarla geniletilmektedir. (Doan, 1982:514) Bu durumda, kamunun znesi halk olurken, kamusal da herkese ak anlamna gelmektedir. (Aydn, 2002: 102) Kelimenin kkenine yaplan vurgularda halk ve ortaklk belirleyici grnmektedir. Buna gre ortak ilgi ve yararlar, herkesi ilgilendiren eyler, herkese ml olabilecek konular kamusal alann konusunu tekil etmektedir. Bunun dnda devletin de kamusal alan tanmlarnda ve kamusal alann ieriklendirilmesinde nemli bir yer kaplad burada belirtilmelidir. Dolaysyla kamu ile ilikisi bakmndan devlet de dile getirilmi olmaktadr. Kamusal alan kavramnn snrlarn belirtmek zere, onun neleri ierdiini tartmak gerekmektedir. Rappa, bu balamda kamusal alan kavramnn boyutlarn u ekilde betimlemektedir. 1- Kamusal alan insanlar aras iletiim ve karlkl etkileimin gerekletii alandr. 2- nsan faaliyetlerinin oluturduu metafor alandr. 3- Taraflar arasnda farkl tarz ve biimlerde gerekleen bilgi alverilerinin yapld mekandr. 4- Her trl iliki ve tartmalarn yapld mekandr. 5- Gerek devlet gerekse devlet d oluumlarn politikalarnn gerekletirildii alandr. (Rappa, ty: 7) Bu boyutlara baktmz zaman, kamusal alann ncelikle farkl dnce, inan, felsefi gr, dnce ve tarza sahip insanlarn ortak mekan olduu anlalmaktadr. Bu farkllklar bir ekilde ayn mekanda bulunabilmekte, ortak ilgi alanlar oluturmakta ve tartmalar yapmaktadrlar. nsanlar arasnda iletiim ve bundan daha nemlisi etkileim kamusal alanda salanabilmektedir. Burada zellikle etkileim kelimesine dikkat ekmek gerekmektedir. nk etkileimin olabilmesi farkllklarn bulunmasn gerekli klmaktadr. Kamusal alanda yaplan faaliyetler ve tartmalarn btne herkese ait olmas nem tamaktadr. Bunlar dnda devlet ve sivil toplum kurulularnn politik, toplumsal, kltrel ve benzeri tm faaliyetlerin gerekletii alan da kamusal alandr. Zaten, modern zamanda devletin birok politikalarnn kamusalla bir ekilde ilgili olduu bilinmektedir. Dier yandan sivil toplum kurumlarnn temel faaliyet alanlar ve varlk gerekesi de kamusaldr. Kamusal alann bu ereve iinde baz tezahrleri vardr. Bunlardan ilki, kamu alannda grnen her eyin herkes tarafndan grlebilir ve duyulabilir olmas ile mmkn olan en geni akl ifade etmesidir. kincisi, kamu terimi, iinde zel olarak bize ait olandan ayr hepimiz iin ortak olan bir dnyay bize gsterir. Ancak bu dnya, insanlarn zerinde hareket ettikleri snrl bir mekan ve organik yaamn genel durumunu oluturan yeryz ya da doayla ayn deildir. Daha ok insan eseri bir dnyada birlikte yaayanlar arasnda olup biten meselelerle olduu kadar insan elinden kma eylerle, insan faaliyetleriyle ilgilidir. Tabi burada kalclk da ok nemlidir. Bir kamu alannn varl; peinden dnya insanlarn bir araya toplayan onlar birbirleriyle ilikiye sokan bir eyler topluluuna dnmesi kalclkla

151

ilgilidir. (Arendt, 2000: 9) Bunun bir sonucu olarak kamusal alann doal bir mekan olarak deil insan faaliyetlerinin ortak mekan olarak ortaya ktn gryoruz. Tam da bu noktada, kamusal alann bir tezat ilikisi iinde konumlandn belirtmeliyiz. Bu balamda kamusal, zelde olabilecek olmayan demektir. zelde olabilecek iken kamusal olan ise, aslnda kamusal deil, devletletirilmi olandr. Dolaysyla kamusal ancak zelin snrlar ierisine giremeyecek, zel tarafndan doldurulmas mmkn olmayan bir varlk kazanmaktadr. (Cangzbay, 1998: 185-186) Buna gre, kamusal ve zel alanlar birbirlerine gre tanm bulmakta ve snrlar belirginlemektedir. zel alan, aslnda kamusala ml olmayan, herkesi ilgilendirmeyen mahrem alan tanmlamaktadr. Sz gelimi; ev byle bir zel alann en baat rneidir. Nitekim aile, insani yaratmlar (insan eserleri) olmaktan ok, doal potansiyeller olarak alglanmtr. Buna gre insann kamusal alanda kendisini ina etmesi karsnda, zel alan doasn gerekletirebilecei yer olarak grlmekteydi. (Sennett, 2002: 35) Bu doallk, ayn zamanda mahremiyeti ve gizlilii de iermektedir. nk kamusal alan, bir aleniyeti, akl ifade ederken, zel alan insann kendi mahremiyetini yaad bir yerdir. Bu balamda ailenin mahremiyetinin gizli tutulmas, ev ii hallerinin dar sylenmemesi durumlarn hatrlayabiliriz. Doal olann (yani zel alanda yaplanlarn) bir gereklik durumu olarak grlmesi ya da zel alanda yaplanlarn insann daha gereki eylemleri olduu dncesi, ferdin kamusalda srekli izlendii duygusuyla, rol ve imajlara nem vermesiyle de ilintilidir. Dolaysyla kii, ailede en yaln ve gereki hliyle bulunmakta ve davranmaktadr. Arendtin dedii gibi, sadece gizlilik ve mahremiyet alannda yaanabilecek eylerden sz etmeye baland zaman aslnda yaplan i, bundan nce asla sahip olamadklar bir gereklik alanndan bahsetmektir. (Arendt, 2000: 93) Fakat burada iki noktann altn izmeliyiz. Birincisi; evin (ailenin) kamuya ak mekanlarnn ve zamanlarnn olmas. Mesel; bayramlarda, zel gn ve gecelerde eve misafir kabul edildiinde, o mekanlar da (misafir odas, salon vb.) kamusal bir nitelik tar. Bu adan evlerin misafir odalar daha farkl ve zel olarak dzenlenmektedir. kinci husus ise; gnmzde iletiim aralarnn yaygnlamasna paralel olarak zel alann snrlarnn daralyor olmasdr. Bu hususu daha sonra kamusal alan tartmalar balnda ele alacaz.
Yukarda anlatlan kamusal alan kavramnn farkl tanmlarn inceleyiniz. Kamusal alann farkl boyutlarna iaret eden anahtar kavramlar yaznz.

Tarihsel Srete Kamusal Alan


nsanlar yzyllardr bir devlet ats altnda bulunmakta, birbirleriyle ilgi ve ilikilerini ev d alanlarda farkl biimlerde yaamaktadrlar. Bu anlamda kamusal alann z olarak ok uzun bir tarihinin olduunu syleyebiliriz. Fakat kamusal alann bir kavram olarak tartlmas ve gndeme girmesi, daha yakn zamanlara rastlamaktadr. Bu durum, kavramn hem tarihini hem de tarihsel sre ierisinde kendisine yklenen anlam ve deiimleri ele almay zorunlu klmaktadr. te yandan lkemizde, birok sosyal ve politik sorunlar eliinde gndeme gelen kamusal alan kavramnn, Bat kkenli olduu da hatrlanrsa, tarihi sre ve deiimin tartlmas daha da nem kazanmaktadr. nk kamusal alan denilen kavramn iinden kt corafya olan Batdaki tarihi, balam (hangi somut olaylar ve durumlarla ilintili olduu) ve deiim sreci ortaya konduunda, konunun daha rahat ve net bir

152

ekilde anlalmas mmkn olacaktr. Bu, ayn zamanda Trkiyede de kamusal alan kavramnn hangi erevede tartld hususunda nemli doneleri (verileri) bize sunacaktr. Sennettin belirttiine gre, yaklak 1470li yllarda kamu szcnn ngilizcede ilk bilinen kullanm, kamuyu toplumun ortak kar ile bir tutmak eklindedir. Yaklak yetmi yl sonra, buna szcn genel gzleme ak ve ortada olan eklinde yeni bir anlam daha eklenmitir. Bu balamda, kamusal szc herkesin denetimine ak olan anlamna gelirken, zel szc kiinin ailesi ve arkadalar ile snrlanan mahfuz bir yaam blgesi anlamnda kullanlmaktayd. Bir de bununla balantl kozmopolit szcne deinmeliyiz. 1738eki kaytlara gre Fransz dilinde kozmolit, her yere girip kabilen, ina olduu eylerle hibir alakas ya da benzerlii olmayan durumlarda da rahat hareket edebilen kimseydi. Toplum iine (kamuya) kabilen manasnda bu yeni kozmopolit, mkemmel bir kamusal insan olarak tanmlanr. (Sennett, 2002: 33) unu belirtmek gerekir ki, Yunan felsefesinde kamusal-zel ayrm, siyasetin kamusal dnyas ile aile ve ekonomik ilikilerin zel dnyasna dayanmaktayd. Modern sosyolojide ise bu ayrm, normalde ev ile iin ayrlmasna gndermede bulunmaktadr. Marshall, 1999: 380) Yunan dncesinde kamusal ve zel arasnda bir kartlk ilikisi bulunmaktayd. nk Yunan dncesine gre, insann siyaseten rgtlenebilir olmas, merkezinde evin ve ailenin yer ald bu doal birlikten yalnzca farkl olmakla kalmaz, onlarla dorudan bir kartlk ilikisi iine de girer. Bilhassa kent devletinin douu ilke insann (burada birinci derecede erkein) zel yaamna ilaveten ikinci bir yaam tarzn yani politik hayat katt anlamna gelmekteydi. Bundan sonra her yurtta, hayatnda iki dzene ayn anda ait hle gelmitir. Bylece yaamnda kendisine ait olanla (zel alan), kamusal alan arasnda keskin bir ayrm ortaya kmaktadr. (Arendt, 2000: 60) Habermasn dedii gibi, burada kamusal hayat, pazar meydannda (agora) cereyan eder; kamu, mahkeme ve meclis mzkereleri biiminde oluabilecei gibi, sava oyunlar gibi ortak eylemde de olumaktadr. Buna gre kamusal hayata katlabilmenin koulu, bir aile reisi olarak zel hayat alannda zerk olmaktr. Fakat bu kamuya katlmdan yoksullar, mlkszler, kleler ve kadnlar engellenir. Dolaysyla toplumun her kesimine ak deildir. Yunanllarn bilincinde kamu, zel alann karsnda bir zgrlk ve istikrr lemidir. Her ey kamuda olup biter; orada meseleler ele alnr, konuulur, tartlr ve en sonunda bir ekle ulalr. Hayat kavgas ve hayati ihtiyalarn karlanmas zorunluluu zel alan iinde gizlice ele alnrken, kamu onur kazanlan serbest alan sunmaktadr. Aristonun sklkla zikrettii erdemler, ancak kamu alannda mmkndr. Daha sonraki srete kavram, sosyal gelimelere paralel anlamlar da kazanmtr. Buna gre kamu, zgl olarak ayn dnemde mal mbadelesinin ve toplumsal emein alan olarak kendi yasalarna gre kurumlaan burjuva toplumuna ait olmutu. Tam da bu srete temsili kamudan edebi kamuya gei vardr. Edebi kamu, tabi ki sadece burjuvazinin topranda yetimi bir alan deildi. Bu kamu, prens saraynn temsili kamusuyla belli bir sreklilik ilikisi arz eder. Burada okumu orta snflar (ir, aydn, yazar) burjuvann ncleri olarak akl yrtmeler yapm ve devlet aygtn monarkn ahsi alanndan ayrp zerklemeyi salamaya almlardr. Bylece saraydan koparak ehirde kar g oluturmular; sarayl soylu toplumun kibar lemiyle kurduklar iletiim vastasyla bunu renmilerdir. Onlar sarayn kltrel, siyasal muhalifi olarak kahvehnelerde, sokaklarda ve eitli organizasyonlarda ilk

153

edebi kamuyu oluturmulardr. Bu mekanlarda iirler, yazlar, nutuklar ile kral ve prenslere kar Burjuvazi adna muhalefetlerini ykseltmilerdir. (Habermas, 2002: 59-97)
Kamusal alann oluumunda, burjuvazinin yerini ihml etmemek gerekir. Batda o dnemde, yeni ortaya km kent soylu bir snf olan burjuvazi, ekonomik bakmdan elde ettikleriyle de grnrd. Bu erevede burjuvazinin en byk endielerinden birisi de sahip olduu ekonomik birikimlerin monarklar tarafndan msdere edilmesiydi. Dolaysyla monarklarn konumunun zayflamas, burjuvaziyi sevindirecek bir durumdu. te tam da bu noktada, burjuvazinin genel desteiyle oluan edebi kamuda irler, yazarlar, entelekteller var oldu. Bunlar rettikleri rnler ile monarklara eletiride bulundular.

18. yzyl balarna gelindiinde, kamusal olann kimleri ierdii ve kamuya kldnda, klan yerin neresi olduu konusu, bilhassa Londra, Paris gibi Avrupa bakentlerinde ne kmaya balamtr. Burjuvalar, daha ncesine gre toplumsal kkenlerini gizleme kayglarndan syrlmlardr. nk saylar olduka artmt. Onlarn yaadklar ehirler, toplumdaki ok eitli gruplarn ilikiye getikleri bir dnya hline gelmiti. Bylece kamu szc modern anlamn kazanm ve dolaysyla artk yakn arkadalar ve aile kesimlerinden farkl konumu olan bir toplumsal yaam blgesi deil, greceli olarak ok eitli insanlar iine alan bir kamusal alan haline gelmektedir. Bunun bir yansmas olarak kahvehnelerle birlikte kafeler ve birok ortak meknlar sosyal merkezlere dnmtr. Tiyatro ve opera salonlar, eskiden olduu gibi koltuklarn aristokratlarn paylatrd yerler olmaktan karak aktan yaplan bilet satlaryla geni bir kamu kesimine alan mekanlar olmulardr. ehrin nimetleri dar bir elit kesimden geni bir toplumsal yelpazeye almtr. yle ki, alt snflar bile kendi bahelerinde gezintiler yapmak gibi baz sosyal detleri benimsemeye balamlardr. 18. yzyl kent pazarlar, Ortaa sonlarndaki durumlarndan olduka farkllamt. Satclar, srekli deien ve kim olduklarn bilmedikleri alc gruplarn ilgisini ekebilmek iin yaamaktaydlar. Tam da bu balamda kamusal ile zel arasndaki izilen izgiyi u ekilde ifade edebiliriz: Kozmopolit kamusal davranla, ailedeki doann taleplerini dengeleyen izgi. Kamusal ve zel eklindeki iki alan birbirleriyle tezat konsepti ierisine yerletiren bu yeni anlay, onlar btnlkl ve birbirini tamamlayc bir bak asyla tanmlamaktadr. Buna karlk aile ve derin dostluklar kurma yetenekleri insn faaliyetler olmaktan ok, doal potansiyeller olarak grlmektedir. Bu balamda 19. yzyl boyunca aile, kamusal alandan daha yksek ahlk deerler tayan kendi bana bir dnya, idealize edilmi bir snak grnts vermekteydi. Anlatlan bu srece gre, Roma ile modern a arasndaki fark, zel yaama ne anlam verildii zerinde izlenebilir. Romada birey, zel yaamda kamunun karsna koyabilmek iin dnyann dinsel bakmdan almasna dayanan bir ilke aray idi. Modern ada ise, bir ilke deil, duygularda neyin sahici olduuna ilikin bir dnm baskn olmutur. Bu balamda zel yaam, kendi bana aile ve yakn arkadalarla ba baa kalmay kendi bana bir ama hline getirmiti. (Sennett, 2002: 16-37) Bu arada sanayileme ve kapitalizm srecinin kamusal alanla ilikisine ksaca deinmeliyiz. Kamusal alann zel alandan ayr bir yaam alan olarak ortaya konmasnda sanayileme ve buna bal olarak kapitalist toplum yapsn zikretmeliyiz. 17. ve 18. yzyllarda ortaya kan sanayi toplumunda ekonomik retim faaliyetlerinin yan sra, geleneksel aile fonksiyonlar da aileden koparld. Bu balamda geleneksel toplum yapsnda siyasal, ekonomik ve kltrel yaamn merkezi olan ailenin bu ilevleri, modern toplumda farkllamtr. Yan sra toplumdaki ok farkl ve kapal halde

154

bulunan dnyalar, 17. yzyldan itibaren umumun ortak yaamnda aleniyete (aklk) kavumulardr. Aristokratlarn mliknelerinde, cemaatlerin kapal duvarlar arasnda, kiliselerin arka bahelerinde, emeki snfn izbe mahallelerinde da kapal dnyalar, net bir biimde aleniyet kazanmaktayd. Bu aleniyetin yan sra kamusal yaam giderek artan bir dinamizm de kazanmt. Sosyal yaamn rekabetilii ve ortak yaamn genileyen alan zel yaamn alann giderek daraltmtr. (aha, 1998: 75)
Kamusal ve zel alann tarih srecini anlayabilmek, Trkiye ve Batda kavramn nasl bir deiimden getiini ve nasl zgl koullara bal olduunu daha net grmemizi salar. Basit bir dnle, kamusal alann her dnemde olduu fikrinden yola karak kamusal alan kavram tarih boyunca deimez ve hep ayn mekan ve durumlar tanmlayan bir fenomen olarak grlemez. Sz gelimi; Yunan dncesinde kahramanlk ve erdem, 18. yzylda burjuvazi kamusal alann anlalmasnda nemli tarihsel balamlardr. Yine ekonomik faaliyetlerin zel alann konusu olup olmamas, farkl zamanlarda deimitir. Dolaysyla bu konudaki tarihsel sre, srekli dikkate alnmaldr.

Yaamn zel ve kamu alanlar eklindeki ayrm, Antik kent devletlerinin ortaya kndan bu yana, birbirinden farkl biimde varolmulardr. Bunlar hne (ev, aile) ile siyasi alanlardr. (Arendt, 2000: 65) Buna karlk modern zamanlarda kamusal, toplumlarn iinde bir alan hline gelmitir. Artk toplumlar nezdinde herkes veya toplumlar arasnda ortak anlamnda bir kamusal alan yoktu. Bilindii zere bu yeni durumda herkes, ulus-devlet olmaktayd. Bylece toplumlarn sivil mutabakatna dayanan ve hak, zgrlk, adalet gibi deerlerle aklanabilecek bir ortak alan kalmamtr. (Aydn, 2005: 113) Kamuyu ya da kamusal alan devlete eitleme anlaynn ortaya kt nokta, biraz da burasyd. Dolaysyla kamusal alandaki farkllklar ve sembollerin bir sorun olarak 20. yzyl boyunca ve hl bugn tartlmasnn temelinde bu yatmaktadr denilebilir.
Yukarda anlatlan kamusal alann tarihsel sreci ksmn yeniden gzden geiriniz. Bu erevede tarihin farkl dnemlerinde kamusal alana elik eden temel kavramlar yaznz.

Kamusal Alan Kavramna Farkl Yaklamlar


Kamusal alan kavram zerine bugne kadar farkl tartmalar yapla gelmitir. Kamusal alann ileyii, kamusal ilikilerin dzenlenmesi ya da kamusal alan ilikilerinin daha net anlalmas balamnda farkl yaklamlar sz konusudur. imdi bu yaklamlar Seyla Benhabibin Kamusal alan modelleri tasnifinden ve yapt tartmalardan yola karak ksaca ele alabiliriz.

1- Hannah Arendt ve Agonistik Kamu Alan


Agonistik kavram, Cumhuriyet ve sivil yaamn erdem zerine oturduu geleneklerde ortak olan kamu anlay iin kullanlmaktadr. Arendt, kamusal alan iin agonistik gr benimsiyor grnmektedir. Agonistik gr asndan kamusal alan, ahlk ve siyasal bykln, kahramanln ve sekinliin aa kt, gsterildii ve dierleriyle paylald bir grnmler alandr. nsanlarn tannmak, stn olmak ve itibar grmek iin birbirleriyle rekabet ettii, insn diye nitelenen her eyin geici olmamas iin gvence aranan yerdir. Bu ise, Yunanllarda kent devletinin Romallarda kamu ilerinin grd ilev gibi, ncelikle bireysel hayatn geicilii ve bounalna kar bir gvence ve kalcla vurgu yapan bir alandr. Birleimsel gr

155

asndan kamusal alan, Arendtin ifadesiyle insanlarn uyum iinde birlikte hareket ettikleri yerde ortaya kmaktadr. Burada zgrlklerin kendisini gstermesi gerekir. Dolaysyla Arendte gre, kamusal alan, toporafik ve kurumsal bir mekan tanmlamaz. Mesel; bireylerin bir sunum dinlemek iin bir araya geldikleri bir mekan veya muhaliflerin yabanclarla toplandklar bir oda byle bir kamusal alana rnektir. eitli toporafik yerlerin kamu haline gelmesi, bu mekanlarn konumalar, tartmalar ve ikna yoluyla ortak eylem ve iktidar yeri olmas anlamn tamaktadr. Arendt, agonistik kamu alannda eylemin, kiinin kendisini bakasna aklamas anlamna gelebileceini vurgulamaktadr. Bu alan, ahlk adan homojen ve siyasal bakmdan eitlikidir. Burada bir anonimlik sz konusu olmad gibi, bir ne kma yar vardr. Arendti yaklam, kamusal alan ya bir etkinliin gerekletii mekan ya da kamusal diyalogla ieriklendirmektedir. (Benhabib, 1996: 239243) Anlald kadaryla Arendtin yaklamnda kamusal alan, homojenletirilmi, birbirleriyle ayrtrlm bireyler toplamn ifade etmedii gibi, kurumsallam, nceden kalplatrlm mekanlara da iaret etmez. Arendt, kamusal alanda her eyden nce zgrlkler temel zemine yerletirir. Bu, bireyler arasndaki rekabetin, yarn kendisini gstermesinin, sunumlamasnn temel bir zemini olarak grnmektedir. Dolaysyla farkllklar bu doal sre ierisinde ortaya karlar. Kiiler kendilerini bu ortamda rahatlkla ifade edebilirler. Bu, ayn zamanda ortak ve aleni diyaloglarn gerekletii mekandr.

2- Liberal Kamu Yaklam


Bu modelin nemli isimlerinden Bruce Ackermann liberal diyalog kavram, bu yaklamn temeline yerletirilebilir. Bunun mantk bir sonucu olarak iktidarn, iyinin ne olduunu vatandalardan daha iyi bildiini ve dier vatandalarn bir ya da daha fazlasndan yaratllar gerei stn olduklarn savunmalar gerekmektedir. Bu yaklamda nemli olan, kamuda neyin iyi ve ahlk olduunu ortaya koymak deildir. Fakat kamusal dzenin nasl salanaca nemli bir sorundur. Bu balamda, toplumda yaayan insanlar neyin iyi olduu konusunda ortak bir noktada bulumasalar da, nemli olan birlikte yaama sorununu akla uygun nasl zecekleri hususunda bir araya gelmeleridir. Dolaysyla liberal kamu yaklamnda neyin iyi ve ahlk olduu sorusu yerine, ortak yaamn akla uygun olarak nasl gerekletirilecei problemi ikme edilir. Fakat bu, neyin iyi olduu konusunda bir diyalog ve tartmaya son vermemeli, hatta buna taraflar istekli olmaldrlar. Bu tartma ve diyalogun u ilkeler erevesinde yaplmas nem tamaktadr. Birincisi, bir ahlk grn dierlerinden stn olduu gibi bir anlay terkedilmelidir. kincisi, daha ok pragmatistlerin yapt zere, ahlk ve deersel anlamdaki eitlilik ve farkllklarn tek bir dille ortak bir biimde ifade edilebilecei gibi bir yanlgya dlmemelidir. Bu durum ayn zamanda, farkl ahlk ve deerlerin eklektik bir biimde bir araya getirilebilecei dncesine kar ktr. Bu diyalogun bir nkoulu olarak taraflardan akn bir bak asn kabul etmeleri istenmelidir. Zira liberal kamu anlay asndan, bu akn bak as, dierlerini kendisini onaylamaya zorlamaktadr. (Benhabib, 1996: 243-244) Liberal kamu anlaynn, znde liberal zellikler tad grlmektedir. Bu balamda, iki temel noktann altn izmeliyiz. ncelikle liberal kamu anlay, kamusal alanda herkesin kabullenmesini salayan deersel bir iyi fikrinin tespiti ve sabitletirilmesine kardr. Dolaysyla kamusal alanda tm

156

iyileri temsil edecek ntr ve objektif bir ahlk ve iyiliin olmas sz konusu deildir. Bu anlamda eitlilik ve farkllklara ak olmakla birlikte, onun temel problem yapt ey kamu dzeninin salanmasdr. Dolaysyla farkllklarn bir atmaya gitmemesi istenir. Bununla birlikte liberal kamu, farkllklarn yani taraflarn birbirleriyle ahlk ve iyiler konusunda srekli olarak bir diyalog ve tartmaya ak olmalarn gerektirmektedir. Bundan daha nemli bir baka husus ise, akn yani vahyi ya da dini bir ahlklik ve iyilik dncesi ve nerisine liberal kamunun daha batan kapal olmasdr. Daha da tede akn ya da vahy bir iyiye referansta bulunmamay liberal kamunun insan iin bir nkoul olarak kabul etmektedir. Bu durumda liberal kamunun dinlerin iyileri ve ahlklik anlaylar ve nerileri dndaki farkllklara ak olduu sylenebilir ki, onun ikin (sekler) karakteri olarak ortaya kar.
Liberal kamu yaklam, aslnda liberalizmin farkl dnce, gr vb.ne btn eitliliiyle ak olduunu sylerken, bunlarn ierisine dn kaynakl olanlar dhil etmez. Yani dn kaynakl iyi ve ahlkiliklere kapaldr. Liberal kamu yaklamnn aklamasna gre bunun sebebi, vahiy ya da dn iyilerin kendilerini kabul ettirme konusundaki baskc tutumlardr. Bu durumda onun sekler yani ikin nitelii ortaya kar. Dolaysyla liberal kamunun dn bir iyilik ve ahlklik dnda btn dnyev dnce ve grlere ak olmas mmkndr. Burada da bir snrlama sz konusudur.

3- Jrgen Habermas ve Sylemsel Kamu Alan


Jrgen Habermas, modern toplumlarn geliimini kamusal alana katlmn genilemesi asndan analiz etmektedir. Modern zamanlarda gndelik yaamn her alannda katlm daha da fazla nem kazanmtr. stelik bu katlm, salt politik alanla snrl da deildir. Dolaysyla snrl ve birok eyi darda brakan politik katlm zerindeki vurgu, bundan daha kapsaml olan sylemsel bir alana doru kayar. Yani kamusal alana katlm, ancak dar bir ekilde tanmlanan politika alannda gerekleebilecek bir etkinlik olarak deil, toplumsal, kltrel ve dier alanlarda da konuulmay gerektirecek bir etkinlik olarak grlmeye balanmtr. Bu erevede kirlenmi bir limann temizlenmesini amalayan sivil bir inisiyatife katlmak, artk gazete ya da televizyonlarda basmakalp szlerle eletirmekten daha az politik bir eylem deildir. Burada Habermasn katlm kavramna verdii anlam nemlidir. Buna gre katlm, yukardan dayatlan prensiplerin ierisinde ekillenmekten mesafe alarak, hem eylem normlarnn hem de yaplacak tartmalarn izlek noktalarnn da katlan taraflarca belirlenmesini iermektedir. Bu katlm, Habermasn anlaynda cumhuriyet ve sivil yaam erdeme dayandran anlay karsnda, bir politik doru gr ile karmak modern toplumlarn gerekliklerini birbirlerine eklemleme ansna sahiptirler. Bu gre gre kamusal alan, agonistik bir ekilde politik sekinler arasnda itibar kazanma ve mcadelelerin deil, demokratik bir ekilde genel olarak toplumsal normlardan, kolektif kararlardan etkilenenlere bu norm ve kararlarn oluturulmasnda, deitirilmesinde ve benimsenmesinde sz hakk tanyacak ortamn yaratlmas ve oluturulmas olarak anlalr. Gerek liberal kamu anlay, gerekse Habermasn yaklamnda kamuda diyalog fikri konusunda bir benzerlik olsa da, Habermasda ntrlk kstlamas yoktur. Oluturulan politikalar, kararlar ve srelerden etkilenen herkesin pratik bir sylem ve tartmaya katldklar her yerde kamusal alan ortaya kar. Dolaysyla yaplan tartmalarn says kadar kamu alan olmas

157

mmkndr. Habermas kamusal alan anlaynda, ada toplumlarn demokratikletirilmesi, zerk kamu alanlarnn oalmas ve genilemesine hizmet etmektedir. (Benhabib, 1996: 251) Habermasn kamusal alan anlaynda altnn izilmesi gereken birka noktaya deinmeliyiz. ncelikle Habermas, kamusal alann ierii ve snrlar kesin olarak izilen bir alan olarak tanmlamaz. Ona gre, kamusal alan, o toplumda yaayan ve siyasal, kltrel, toplumsal tm karar srelerinden etkilenen insanlarn, aslnda kendileri ile ilgili olan tm meselelerde tartmalara katlarak bir sylem retmeleridir. Bunun anlam; karar srelerine bir ekilde etkide bulunmalardr. Bu balamda sylemsel kamu alan, srekli bir tartma ve diyalogla ieriklenen bir alan olma hviyetine brnecektir. Habermas, burada aslnda demokratik katlm srelerini de devreye sokan bir anlaytadr. Bu diyalog, tartma ve retilen sylemler, bir sreklilik kazanarak aslnda kamusal alann srekliliini salamaktadr.
Kamusal alana farkl yaklamlar konusu okuduktan sonra, her yaklam arasndaki temel farkllklar yaznz.

lgili Kavramlarla likileri inde Kamusal Alan


Hi phesiz insanlarn paylatklar mekan ve bu mekanlarn dzenlenmesi, insanln ortak bir sorunu olarak hep tartlagelmitir. Fakat yukarda anlatlan tanm, ereve ve tariheye bakldnda, kamusal alan kavramnn Bat merkezli olarak tartlmaya balandn ve bugnk ieriine ulamasnda Bat dnyasnn sosyal balamnn nemli olduunu grmekteyiz. Bu erevede kavramn, daralan ya da genileyen anlamlar ile sosyal gelimelere bal olarak kazand ierikler meseleyi anlamak iin dikkate alnmak zorundadr. Bu, ayn zamanda yaplan kamusal alan tartmalarnn kendine zg seyrini anlayabilmek asndan da bir zemin hazrlayacaktr. Kamusal alan kavramna dair tanm, ereve ve farkl yaklamlar sunduktan sonra, kamusal alan erevesinde, onunla birlikte tartma konusu olan baz kavramlara, tartma konularna bu balklar altnda deinmek istiyoruz. Bu tartma konular, kamusal alan kavramnn ieriinde bir ekilde yer almakta, onun bir boyutunu oluturmaktadr. Dier yandan bu sorun ve tartmalar, Trkiyede kamusal alan tartmalaryla birlikte srekli gndeme gelmektedir. imdi bu kavram ve tartma konularn ksaca ele alabiliriz.

Kamusal Alan ve zgrlk


zgrlk, modern zamanlarn neredeyse parolas hline gelmitir. Kamusal alanla balantl olarak zgrln tartma balam, toplumdaki bireylerin yaam biimlerine tannacak serbestliin garantilenmesidir. Bilhassa son yirmi otuz yllk sre ierisinde buna ynelik tartmalar daha da artm grnmektedir. Tabi ki bu tartma, ayn zaman dilimi ierisinde artan bireyselleme ile da daha ak modernleme politikalar ve kreselleme sreciyle yakn balantlar tamaktadr. Zira bu srete zgrlk talepleri hem younlam hem de eitlenmitir. Toplum, birbirleriyle balantl karmak bir ilikiler a ve btndr. Bu a, farkl kurumlaryla ilemektedir. Fakat toplumu oluturan temel enin insan olduu bir gerektir ve insanlarn ise birbirinden ok farkl kriterlere gre farkllamas sz konusudur. Bugn dnya leine baktmz zaman,

158

bu durumu birbirinden ok farkl diller, dinler, inanlar ve felsef dnceler asndan da izlemek mmkndr. Farkllklar sadece devletler ve toplumlar arasnda deil, ayn toplumun iinde de bulunmaktadr. Bir toplumun oluabilmesi belli oranda btnlkl bir yapy ve homojenlii gerektirse de, farkllklar toplumlarn doasnda vardr. Bu erevede farkl dinler, etnik gruplar, kltrler kadar bunlarn kendi ierisinde bir eitlenmesi de sz konusudur. Dolaysyla farkl mezhepler, tarikatlar, cemaatler, folklorlar alt dzeydeki farkllklar olarak gze arpmaktadr. Bu eitliliin kendi zel alanlarnda yaamlarn srdrmeleri bir problemle karlamayabilirken, kamusal alanda bu farkllklarn kendilerini ifade edebilmeleri zgrlk balamnda tartlagelen bir durum olmutur. Hkim bir sylem ve dnce tarafndan sk bir kamusal alan dzenlemesi, farkl grlerin ifade edilmesinin nnde hep bir engel olarak grlmtr. zgrlkle balantl olarak kamusal alann nasl dzenlenecei ve ileyecei konusunda iki pratik yaklamn bu zamana kadar kendisini gsterdiini syleyebiliriz. Birincisi, kamusal alan ntr bir alan olarak varsayan yaklamdr ki, kamusal alan tm deer ve sembollere kapatmaktadr. Pratikte bu yaklam kamu alannn deerlerden arndrlmas eklinde tezahr etmektedir. kincisi ise, kamusal alan tm farkllklarn ifade edilebilecei bir heterojenlik iinde varsaymaktadr. kinci yaklam, daha zgrlk bir anlayn altn izmekle birlikte, bu ifade edilerin ierik ve snrlarna dair tartmalar srekli devam etmektedir. Fakat her hlkrda belirtilmelidir ki, farkllklarn kendisini ifade edecek dzeyde asgr zgrlklerin temel bir zemin olarak salanmas, kamusal alann salkl bir ekilde inas iin gerek art olarak ne srlmektedir.
Bugn sosyal hayatta kamusal alann zgrlkle balantl tartmalarnn temelinde, farkl din, inan ve dnceden insanlar kendilerini kamusal alanda nasl ifade edecekleri ve farkllklarn sosyal hayatta yansmalarnn nasl olaca zerinde odaklanmaktadr. zgrlk, soyut anlamda btn dnce ve inanlara kamusal alanda temsil edilmeyi ve kendisini ifade etmeyi ermektedir. Bunun nasl salanaca konusunda bir mutabakat olumasa da, olumas gerektii konusunda youn bir kabul olduu sylenebilir. Kamusal alann zgrlkle balantl tartmas, bu konuda daha nce yaanan sorunlarn ardndan daha da hzlanmtr.

Kamusal Alan ve Devlet


Yukarda giri ve tanm ksmnda kamu kelimesinin zdeletirildii unsurlardan en nemlisinin devlet olduunu sylemitik. Kamu borlar, kamu bankalar gibi tanmlamalarda ifade edilen kamu kelimesine, pratik kullanmda devlet anlam verilmektedir. Dolaysyla bunlar devlet borlar, devlete ait bankalar eklinde dnlmekte ve kullanlmaktadr. Hi phesiz tzel bir kiilik olarak devlet, burada ynetenleri ve ierdii halkla vardr. Devlet organizasyonunu oluturan halk ve genel umum, aslnda hem borlarn hem de bankalarn asl sahibidir. Fakat bilhassa modern zamanlarda devlet, halktan bamsz, kendinden menkul bir anlam da kazanmtr. Bu erevede devletin, halkn kendisi iin oluturduu bir organizasyon olduu gereinden mesafe alnarak, zelde kamu alannn tek belirleyicisi ve sahibi olarak da grlmtr. Bilhassa modern-ulus devletin homojen ve tektipi yaps, kamusal alanda da tek bir ideoloji, dnce ya da felsef grn hkim hle gelmesine ve farkllklara izin verilmemesine sebep olmutur. te kamusal alan tartmalarnn en nemli boyutunu tam da bu nokta oluturmaktadr.

159

Hi phesiz devlet, insan toplumlarnn bir arada yaamas, toplumun srekliliinin salanmas, ortak ve blnemez hizmetlerin gerekletirilmesi gibi ilevleri yerine getiren bir tzel kiiliktir. Genel anlamda tarih boyunca da gereklii konusunda zerinde ittifak edilen bir kavramdr. Dzen ve intizm salayarak, kaos ve karmakl nler. Ancak devletin halk ve insanlardan olutuu ve halkn ok farkl din, mezhep, inan ve dnceden insanlarn toplamna tekabl ettii dnldnde, devletin tm oluum ve datt hizmetlerinde bu eitlilii dikkate almas beklenmektedir. Modern zamanlarda devlet balamnda kamusal alanla ilgili sorun, tam da bu noktada olumaktadr. Bunun bir sonucu olarak iktidar ele geiren dnce, felsef gr vb. devlete bir ideoloji biebilmekte ve bu erevede kamusal alanda hkim dnce ya da felsef grn dndaki eitliliklerin kendisine nasl yer bulaca ciddi bir tartma konusu oluturmaktadr. Bu balamda bu sorunla birlikte gndeme gelen sivil toplum ya da sivillik kavramlarndan bahsetmeliyiz. Kamusal alann tektipi, farkllklara kapal bir biimde otorite tarafndan dzenlenmesi, getiimiz zamanlar ierisinde ciddi toplumsal sorunlar oluturmu ve ciddi tartmalar beraberinde getirmitir. Bu tartma ve sorunlar temelinde devletin egemen bir aygt olarak sivilliklere kapal oluu ve tek belirleyici olmas gsterilmitir. Dolaysyla sorunlar amak zere kamusal alanda sivil yaplanmalara izin verilmesi gndeme gelmitir. Bylece sivil toplum kurulularnn oluumu, eitlilik ve sivilliin nnn almas beklenmitir. Sivil bir kamusal alan, bugn hem Bat lkelerinde hem de dier lkelerde en fazla tartlan konulardan birisidir. Kamusal alann herhangi bir ideolojinin belirleyicilii olmadan, sivil toplum kurulularnn katld ve tartld bir mekan olmas dile getirilen tezlerden birisidir.
Kamusal kelimesinin, devlet ile zdeletirilen kullanmnn, bugn neredeyse daha baskn olduu grlmektedir. Bu da, aslnda devlete egemen olanlarn ideolojilerinin kamusal alanda baskn olmalarn, kamusal alan dzenlemelerini, ilke ve normlarn bu egemen ideolojilerce belirlenmesini beraberinde getirmektedir. Devlet denilen aygtn, sivil halk topluluunun bir yansmas olarak grlmesi durumunda ancak kamusal alann bu sivilliklere ak olmasndan bahsedilebilir. Bu bakmdan devlete nasl bir anlam yklendii, hem sivil toplum hem de kamusal alan kavram asndan nem tamaktadr.

zel Alan ve Kamusal Alan Ayrm


Kamusal alan kavram, zikredildii andan itibaren, bunun karsna bir zel alan kmaktadr. Daha batan itibaren bir kartlk ilikisi ierisinde ele alnan bu iki kavram, tarihsel sre ierisinde sabit ve deimez bir durumu ve mekan tanmlyor deildir. Yukarda tarihe ksmnda da bahsedildii zere, zaman ierisinde bu iki alann boyut ve durumlar deimitir. Fakat ada kamusal alan-zel alan ayrtrmas ve bu erevedeki tartmalarn Batda birka yzyllk bir tarihi vardr. Peki bugn zel ve kamusal alan nereye tekbl etmektedir? Hi phesiz kamusal alan farkl yaklamlarda da zikredildii zere farkl ekillerde anlamlandrlabilmektedir. Modern-ulus devlet, demokratikleme, sivil toplum ve kreselleme gibi farkl srelerle birlikte kamusal alann nasl dzenlenecei de yeni tartma ve analizlere dhil edilmektedir. Bugn genel anlamda zel alan, herkesi ilgilendirmeyen, umumun ilgisi dndaki ev ve aile gibi alanlar ifade edecek tarzda ieriklendirilmektedir. Buna gre kamusal alan da, bunun dndaki tm alanlar kapsayacak tarzda, umumun

160

ilgisine ak mekanlar olarak gndelik dilde kullanlmaktadr. Fakat somut kamusal alan tartmalarna baktmz zaman, kamusal alan olarak zikredilen mekanlarn kimi zaman daralma ve genilemeye uradn da grmekteyiz. Sz gelimi; parklar, sokaklar, hastaneler, okullar, tm devlet daireleri ile ilgili tartmalar baladnda, kamusal alann nereleri kapsad sorusu tekrar gndeme gelmektedir. Aile ve ev tabii olarak kamusal alan dzenlemelerinin dnda kalmakla birlikte, zaman zaman bu dzenlemelerden etkilenebilmektedir. Fakat yine de ev, kiinin zelini yaayabilecei bir alan olarak hep ilk sralarda yer almaktadr. Bununla birlikte gnmzde iletiim aralarnn yaygnlamasyla birlikte, zel alann kamulamas gibi bir olgudan bahsedebiliriz. Televizyon ve internet zerinden zel hayatn daha ok gndeme gelmesi ile zel hayatlarn birok boyutlaryla kamuda konuulur hle gelmesi bu durumun yansmalar olarak grlebilir. Yine kameralarn park, sokak, apartman girileri yannda, zel yaam alanlarnn iine kadar girmesi de bu olguyu pekitirmektedir. Nitekim, cep telefonlar, fotoraf makinalar ve gizli kameralarn srekli devrede olmas, zel alann zel olarak kalmasn zorlatrmaktadr. Bu da klasik anlamda zel alann mahremiyetini yok etmekte, mahremiyet anlayn dntrmekte ya da yeni mahremiyet anlaylar oluturmaktadr. Bilindii gibi mahremiyet alan, zel hayatn darya deifre olmamas zerine dayanmaktadr. Giderek kiiye mahrem alanlarn kalmamas, snrlarnn daralmas ve mahremiyetin deifre olmas karsnda, zel ve kamusal alan arasndaki ayrmlar da bulanklaabilmektedir. Mesel, eskiden kamusal ve zel alandaki kyafetler daha sk tanmlarn ve uygulamalarn konusu olabilirken, bugn bunlarda bir geveme meydana gelmitir. Bunlara ynelik knama ve ayplamalar azalmtr.

Kamusal Alan ve Kreselleme


Kreselleme, iletiim aralar zerinden dnyadan daha ok haberdr olunmas sreci olarak nem tamaktadr. nternet, televizyon, uak vb. iletiim ve ulam aralar olmadan nce, bir toplumdaki insann kamusal alan olarak karlaabilecei ve ufkuna girecek mekanlar, alanlar tabi ki kstlyd. Fakat kreselleme sreci ile kamusal alann birebir iinde bulunulan bir mekan olmasnn gereklilii kalmamtr. nsanlarn (umumun) kendilerini ilgilendiren hususlarda bir iletiime, etkileime, diyaloga, tartmaya girdikleri her durumda, internet ortamnn yeni kamusal alanlar oluturduu sylenebilir. Zira orada birbirini hi grmeyen insanlar, ortak bir mekana demeden, kendi lkelerinin de snrlarn aarak dnya leinde kendilerini ilgilendiren konularda bir diyalog ve tartmaya girebilmekte, ortamlar oluturabilmektedirler. stelik sanal olarak nitelenen bu tartma, diyalog ve iletiim ortamlar, insanlarn gndelik hayatn etkilemek konusunda olduka sahicidirler. Bu balamda kresellemenin mekan nemsizletiren yaps, kamusal alann da yeni sanal mekanlar zerinden tartlmasna imkan vermektedir. Nitekim bugn birok alanda e-devlet hizmetinin yaygnlamas, kamusal alan herkesi ilgilendiren zelliine sreklilik kazandrmakta, ancak gerek mekanlar zorunlu olmaktan karmaktadr.
Kamusal alann ilgili olduu kavram ve tartmalarla ilgili ksm yeniden gzden geiriniz. Kamusal alann hangi kavramlarla birlikte ve nasl bir iliki iinde tartldn ana hatlaryla yaznz.

161

5- Din ve Kamusal Alan


Din ve kamusal alan arasndaki ilikinin analiz edilebilmesi, din ve kamusal alann ortaya konmas kadar, modern zamanlardaki din ve kamusal alan tartmalarnn ieriini ve tartlma balamn da dikkate almay gerektirmektedir. Bu erevede nitenin bandan bu yana kamusal alann tanm ve temel karakteristikleri konusunda yeterince bilgi verilmitir. Bu noktadan sonra kamusal alan balamnda dinin baz niteliklerine ve modern zamanlarda dinin konumlandrl biimine dair baz hususlarn altn izebiliriz. Dier nitelerde de ilendii gibi din, insan hayatnn en asl gereklerinden biri olarak tarih boyunca varln hep korumutur. Dolaysyla insann dnyada ilk bulunuundan itibaren, dinin toplum hayatndaki yeri hep nemli olmutur. nsan, sadece madd ve biyolojik bir rgenlikten ibaret olmamtr. Onun psikolojik ve mnev boyutu da bulunmaktadr. Dinler, genel ve kll bir perspektif oluturarak, insanlarn ve toplumlarn hem madd hem de mnev boyutuyla ilgili olmulardr. Bununla da kalmayarak lmden sonra bir hayat olduunu vurgulamlar, bylece insan sadece dnyada kuatc olarak kalmam, hiret denilen leme doru da insanla ilgisinin snrlarn geniletmilerdir. Bu adan dinler, ncelikle insann anlam sorununa bir zm getirirler. Dnyada yaamn amac, lnce ne olaca, Allah, dnya, hiret gibi anlamla ilgili temel sorulara cevap reten yegne unsur olarak dini grmekteyiz. Dolaysyla din, insana bu dnyaya geliinden itibaren bir perspektif vermekte, bu perspektife gre kiinin dnyaya, topluma ve dier insanlara kar tavr allarn belirlemektedir. Dinler, kendi aralarnda farkllamakta, farkl kriterlerden tasniflere gre baz zelliklerinden bahsedilebilmektedir. Bu balamda Budizm, Hinduizm gibi beeri kkenli dinlerin yannda Yahudilik, Hristiyanlk ve slam gibi ilh kkenli dinler de vardr. Bu dinlerden bir ksm dierlerine gre daha mistik ve zhidne zellikler tasa da, neticede insann farkl boyut ve ihtiyalarna tekbl etmektedirler. Bu anlamda genel olarak dinlerin inan, ibadet ve ahlk boyutlarndan bahsedebiliriz. Bir dine inanan kii, sadece inanmakla yetinmemekte; bu inancn gerek bireysel gerekse toplumsal boyuttaki ibadetleriyle gstermektedir. Bundan da te, inancn gndelik hayatn birok alannda yansmalar olmaktadr. Dolaysyla tarih boyunca dinlerin salt bir inancn konusu olmadn mahede etmek mmkndr. Tm bu analizlere dayanarak, dinin sadece zel alanla snrl olmayp kamusal boyutlarnn olduunu syleyebiliriz. Nitekim gerek Ortaa Avrupas gerekse Osmanl rneklerine baktmz zaman, dinin gndelik hayat ierisinde kamusal alanda var olan temel bir mekanizma olduunu grmekteyiz. Kamusal alanda btn dn sembol ve deerlerin rahatlkla ifade edilebildiini, dinin kamusal alana yansyan boyutlarn sosyal, kltrel, ekonomik birok alanlarda takip etmek mmkndr. Mesel; Osmanl tecrbesi, farkl dinlerin biraradal kadar, her dine ait sembollerin kamusalda tanmas gibi bir durumu da var klmtr. Fakat modern zamanlarda dinin rol ve konumu deitirilmeye allmtr. Bu yeni durumda din, salt bir kalb inan olarak grlerek zel alanla, vicdanla snrlandrlmtr. Dolaysyla dinin kamusala taan boyutlarnn younluu azaltlarak zel alann bir konusu yaplmtr. te kamusal alan ile din arasndaki problemlerin odakland nokta burasdr. Modern zamanlardaki kamusal alan dzenlemeleri ya da tasarmlar, dinin kamusal alandan

162

uzaklatrlmas temel tezi zerine kurulmulardr. Bu anlayn bir uzants olarak kamusal alanda tm dini sembol ve deerlerin temsil edilememesi, bulunamamas, ada bir din ve kamusal alan tartmasna tekbl etmektedir. Nitekim Avrupada Fransa bata olmak zere okullarda ve kamu kurumlarnda ha, kipa ve barts gibi dn sembollerin bulunup bulunamayaca tartmas, bu konuda bir rnek olarak verilebilir. Yine yakn zamanlarda svirede kan minare tartmalar nemli bir boyutuyla din-kamusal alan sorunuyla ilgilidir. Bu anlayta kamusal alan, tm dn sembol ve deerlerden arndrlm ntr, deer tamayan bir alan eklinde tanm bulmaktadr. Bu, birinci yaklamdr. Bugn kreselleme, postmodernlik ve okkltrllk gibi oka tartlan kavramlar balamnda kamusal alann nitelii tartma konusu yaplmakta; tm bu farkl kltrlerin kamusal alanda nasl temsil edilecei sorusu zerinde durulmaktadr. Dolaysyla farkl dinlerin nasl bir arada yaayaca net zmlere kavumasa da, farkl dinlerin kamusal alanda kendisini ifade edebilecekleri dncesi bir baka yaklam olarak gndeme getirilmektedir. Tabii bu tartmann detaylara inen birok boyutu bulunmaktadr. Dolaysyla basit bir tartma deildir. nk dinlerle birlikte, mezhepler, cemaatler vb. eitlilikler de devreye girince, bu eitliliklerin kendilerini ifade edebilmeleri ciddi bir sivillii zorunlu klmaktadr.
Bu konuda hem Trkiyedeki kamusal alan ve din tartmalarn anlayabilmek hem de kamusal alanda dinin farkl tezahrlerini izleyebilmek asndan Nilfer Glenin slamn Yeni Kamusal Yzleri isimli kitabn okuyunuz.

Tam da bu noktada bir hkim otorite olarak devletin, bu eitliliklere yani farkl din, mezhep, cemaat vb.ne eit mesafede olmas, din ve kamusal alan tartmalarnda nemli bir noktadr. Burada iki farkl anlay zikretmeliyiz. Devletin tm din, mezhep ve cemaatlere eit mesafede olmasn kimi yaklamlar, dinin kamusal alandan tamamen arndrlmas, kimi yaklamlar da bunlardan birisinden taraf olmamas eklinde yorumlamaktadrlar. Din ve kamusal alan tartmalarnda dile getirilen husus, devletin uhdesi altndaki vatandalarn dn zgrlklerinin nn aacak dzenlemeleri yapmas eklindedir. Din balamnda kamusal alanda tartma ve sorun yaratan nokta, devletin bir otorite olarak herhangi bir dinsel yorumu ya da cemaati resm ilan etmesidir. Bu durum, en ok sivillik asndan tartma konusu yaplmaktadr. Tm dinler ve onlarn farkl yorumlar, bu resmlik dndaki sivil alanda kendilerini ifade etmelidirler. Devletin grevi burada, bu yorumlardan birine taraf olmak deil, bunlarn her birisinin salkl bir ekilde kendilerini ifade etmelerine zemin hazrlamaktr. Bununla balantl olarak kamusal alanda devletin ya da otoritenin dn bir yorum oluturmas bir baka tartma konusudur. Kamusal alann sivil bir ortamda salkl bir ekilde ina edilebilmesi asndan kamusal alanda otoritenin belirli bir dn yorumu dayatmas, toplumsal bar ve ilikilerin bozulmasna sebep olacaktr. Tabi bu arada bir toplumdaki dn inan eitlilii ve oranlar nemlidir. Mesel, Trkiye toplumunun % 99u Mslmandr. Bu Mslman unsur arasnda ounluk Hanef mezhebindendir. Ama bunun dnda dier mezheplere mensup insanlar da vardr. Bu dn demografik durum, toplumun yaad kltr hayatnda hi phesiz yansmalarn bulur. Yeme, ime, giyim hsl gndelik hayat, bunlarn izlerini tar. Fakat bu, dier dn yorumlarn kamusal alandan dar itilmesi ve arndrlmas anlamna gelmez. kinci yaklam ise, tm dinlerin, dn deerlerin, sembollerin kamusal alanda bir arada varolabileceklerini ileri srmektedir.

163

Bu balamda, dinlerin kamusal alanda temsiliyeti, ada kamusal alan tartmalarnn nnde nemli bir problem olarak durmaktadr. Bu tartmalarn bir boyutunu kamusal alanda dinin temsiliyetinin mmkn olup olmad oluturuyorsa, bir dier boyutunu farkl dinlerin, dini yorumlarn ve hatta alt dini grup ve mezheplerin kamusal alanda nasl temsil edilecei tekil etmektedir. Baz yaklamlar bu eitliliin kamu dzenini bozaca temel gerekesini ne srerek, kamusal alann tmyle dini olan her eyden arndrlmas gerektiini dnrler. Bu yaklam sahiplerine gre, aslnda kamusal alan farkllklar ve eitlilikler bozacaktr. Onlar kamusal alann ntr olmas gerektiini ne srerler ki, burada ntr olann nasl belirlenecei nemli bir tartma konusu olmutur. Buna gre, her halkarda kamusal alanla ilgili bir dzenleme yaplacaktr. Bu dzenleme hkim sylem ve ideolojiler tarafndan belirlenebilmektedir. Daha da nemlisi, kamusal alanda bulunmas meru kabul edilen giyim, kuam vb. unsurlarn bir din veya inantan bamsz olmas ne derece mmkndr? Sz gelimi; ateist bir insann kamusal alanda dnce ve felsefesinin gerektirdii biimde bulunmas durumu, ntrmu kabul edilecektir? Bu yaklama kar bilhassa kamusal alann agnostik ve ateizmi gerektirdii eklinde ciddi eletiriler yaplmtr. Dinin farkl yorumlarnn kamusal alanda temsili meselesi, zgrlklerin olabildiince genilemesi ve eitlenmesi balamnda, zerinde en ok durulan hususlardandr. Aslnda farkl dinlerin ve onlarn yorumlarnn kamusal alanda temsili konusunda, baz lkelerde geerli olan pratikler mevcuttur. Sz gelimi; ngilterede bilhassa Hintlilerin farkl i kollarnda kendi kyafetleri ile alabilmeleri mmkndr. Yine barts konusunda da benzer uygulamalarn yapld bilinmektedir. Burada belki Fransa gibi kamu alannda dinin temsiliyetine kat bir biimde yasak uygulayan lkeleri zgrlk olmayan yaklamlara rnek gsterebiliriz. Trkiyede din ve kamusal alan tartmalarnn yapld somut balam olarak barts ne kmtr. Bu zamana kadar daha ok Fransz tipi kat bir kamusal alan anlay sebebiyle, kamusal alanda genelde dini sembollerin zelde bartsnn bulunamayaca bu yaklam savunanlarca dile getirilmitir. Bu erevede bata niversiteler olmak zere, eitim kurumlar, birok kamu kurumlarnda barts yasa uygulanmaktadr. Getiimiz 20-30 yl srecinde kamusal alann snrlar kadar kamusal alann ierii de tartma konusu olmutur. Kamusal alann snrlar barts yasana konu olacak bir dzeyde tartlmt. Dier yandan Trkiyede zel olarak kamusal alann ierii, hizmet alanlar ve hizmet verenler eklindeki bir ayrm zerinden de tanmlanmaya allmtr. Bu ayrmda hizmet verenlerin dini sembollerle alamayacaklar ileri srlmtr. unu zellikle belirtmek gerekir ki, kamusal alan dinden tamamen arndrmann zgrlk yaklamlarla ters dmesi sz konusudur. Bunun sadece barts zerinden tartlmas meseleyi tam olarak anlatmaz. Hangi din ve inan olursa olsun, onlarn kamusal alanda temsiliyeti problemi zgrlk yaklamalarla alabilir. Bu balamda, herkese ait olan kamusal alann, herkesin dinine de ak olmas, birok problemlerin almasn salayacaktr. Bu erevede, kamusal dzen bozulabilecei gerekesiyle zgrlklerin kamusal alanda engellenmesi, aslnda karmakl ve lke barn zedeleyecektir. Ama en azndan bugne kadar kamusal alanda farkl dn yorumlarn kendilerini ifade etmelerine dir sorunlar karsnda, bu konuda pozitif ve zgrlk dzenlemeler yaplmas konusunda ortak bir zemin olumaya balam grnmektedir.

164

Yukarda anlatlan din ve kamusal alan ilikisini yeniden gzden geiriniz. Din ve kamusal alan ilikisinde ana hatlaryla farkl yaklamlar yaznz.

zet
Kamusal alan tanmlayabilmek. Kamusal alan, bir toplumda yaayan insanlarn tmnn ortak ilgisinde olan, aralarnda bir iliki ve etkileim olmasn salayan ortak bir alan tanmlar. Bir mekann kamusal olabilmesi, cereyan eden tartma ve faaliyetlerin, o toplumda yaayan insanlarn geneliyle ilgili hle gelebilmesiyle mmkndr. Bu anlamda, insanlarn beraberce bulunabildikleri doal alanlar, her zaman kamusal olmayabilir. Bunlar birbirinden ayrmak gerekir. zel alan ise umumun, bir toplumda yaayanlarn ortak ilgi alanlar dnda kalmaktadr. Bu erevede, evre felketi ile ilgili tartmalar ve icraatlar kamusal alan faaliyeti olurken, kiiye zel, mahrem aile ii ilikiler zel alan iinde kalrlar. Kamusal alann tarihsel srecini aklayabilmek. Kamusal alan, ada tartmalar gz nne alndnda bat kaynakl bir kavramdr. Kamusal alan tartmalar, Batdan balayarak dier toplumlara doru yaylmtr. Hi phesiz kamu ve kamusal kelimeleri ile bunlara dir dile getirilen sorunlar ve tartmalar, sadece Batda ve yakn zamanlarda yaplm deildir. Ancak ada kamusal alan tartmalar, Bat kkenli ve tarihsel sreci itibaryla yenidir. Bu adan kamusal alan kavramnn Batda ortaya kt balam ve kavramn kapsam ve anlamndaki deiimler nemlidir. Buna gre, Antik Yunan dnyasndan gnmze kadar kamusal alan kavram ve tarihsel sre ierisinde bu deiikliklerin takibi, lkemizde de kamusal alan kavramn anlamak iin gereklidir. Kamusal alan farkl yaklamlar ierisinde aklayabilmek. Kamusal alan konusunda ok farkl yaklamlar gndeme getirmek mmkndr. Burada en temel yaklam ele alnabilir. Birincisi, Hannah Arendtin Agonistik kamu alan yaklamdr. Buna gre kamusal alan, ahlkliin, rekabetin, sekinliin, kendini gstermenin ortaya kt bir alan olarak tanm bulmaktadr. Bu alanda kiiler kendilerini rekabeti bir tarzda gstererek ifade etmektedirler. kincisi, liberal kamu yaklamdr. Liberalizm dncesinin yansmalarn tayan bu yaklam, neyin iyi olduunu ortaya koymay hedeflemez. nemli olan iyinin bulunmas konusunda bir toplumda yaayan insanlarn bir araya gelebilmesidir. Bu yaklamda herhangi bir ahlk grn dierlerinden stn olduu iddia edilemez. Vahy bir iyi anlayna liberal kamu yaklam batan kapaldr. ncs, Jrgen Habermasn sylemsel kamu alan yaklamdr. Bu yaklamda kamusal alan, politik alanla snrl bir etkinlik deil, her alanda sylemler retmeyi gerektiren bir alan olarak tanmlanr. Bu anlamda Habermasn yaklamnda kamusal alann anahtar kavram katlmdr. Kamusal alann farkl kavramlarla ilikilerini aklayabilmek. Hi phesiz kamusal alann beraberce tartld bir ok kavram ve konu vardr. Bunlar arasnda zgrlk, devlet, zel alan ve kreselleme en belli ballar olarak zikredilebilir. Farkllklarn kendilerini kamusal alanda ifade edebilmeleri asndan zgrlk, kamusal alan kavram ile birlikte, en ok

165

tartlanlar arasndadr. Bu eitliliin kendisini ifade etmesi nem tamaktadr. Modern zamanlarda kamu kelimesinin devletle zdeletirildii anlaylar, kamusal alan ierisinde devlete byk bir yer ayrmlardr. Bu balamda kamusal alann devletle zdeletirilmesi ve buna bal olarak devletin kamusal alan belirlemesi ciddi bir tartma konusu olmutur. Yine zel ve kamusal alan ayrm bandan beri oka zikredilmektedir. zel ve kamusal alan birbirinden ayran izgi, bu konuda nemli tartmalarn banda gelmektedir. Kreselleme sreci ile birlikte, kamusal ve zel alann snrlar ile mahremiyet anlaylarndaki dnm gndeme gelmitir. Ayrca zel alann snrlarnn giderek daralmas zerinde durulmaktadr. Din ve kamusal alan ilikisini aklayabilmek. Din ve zelde slam, doas gerei sadece bireysel deil, toplumsal boyutlar da bulunan bir mekanizmadr. Dolaysyla yalnzca zel hayat ve bireysel ibadetleri deil, ahlk ve sosyal hayat da kapsayan bir nitelie sahiptir. Bunun anlam; dinin ayn zamanda kamusal zellikler de taddr. Dinlerin kamusal alanda nasl grnr olduu, dinlerin kendilerini kamusal alanda ifade etmeleri, dn sembol ve deerlerin kamusal alanda bulunmalar gibi tartmalar, bu balamda din ve kamusal alan arasndaki ilikiler sonucu ortaya kmtr. Bu konudaki yaklamlardan birisi, kamusal alan tm dn deerlerden arndrma eklinde ortaya kmaktadr. kinci yaklam, tm dn sembol ve deerlerin kendilerini kamusal alanda ifade etmeleri tezini ileri srmektedir. kincisi, daha kapsaml ve zgrlk bir yaklam ifade etmektedir.

Kendimizi Snayalm
1. Kamusal alan kavramnn tanmnda geen kamu kelimesi, aadaki kelimelerden hangisi ile en fazla ilgisizdir? a. Devlet b. Halk c. Birey d. Umum e. Ortak ilgi 2. Aadakilerden hangisi edebi kamunun her ynden destekisi ve tevikisi olmutur? a. Burjuvazi b. Monark c. Devlet d. Rahip e. Prens

166

3. Ahlklik ve siyasal bykln, kahramanln ve sekinliin aa kt, gsterildii ve dierleriyle paylald kamusal alan yaklamna ne ad verilir? a. Liberal Kamu b. Agonistik Kamu c. Sylemsel Kamu d. zgrlk Kamu e. Rekabeti Kamu 4. Sylemsel kamu alan yaklamn ne sren kii aadakilerden hangisidir? a. Benedict Anderson b. Hannah Arendt c. Francis Fukuyama d. Peter L. Berger e. Jrgen Habermas 5. Dn deer ve sembollerle farkl dncelerin kendilerini kamusal alanda ifade etmeleri konusundaki tartmalarn en ok ilgili olduu kavram aadakilerden hangisidir? a. Birey b. Burjuvazi c. Prens d. zgrlk e. zel alan

Kendimizi Snayalm Yant Anahtar


1. c 2. a 3. b 4. e 5. d Yantnz doru deilse, Kamusal Alan (Tanm) yeniden okuyunuz. konusunu

Yantnz doru deilse, Tarihsel Srete Kamusal Alan konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Kamusal Alan Kavramna Farkl Yaklamlar konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Kamusal Alan Kavramna Farkl Yaklamlar konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Din ve Kamusal Alan yeniden okuyunuz. konusunu

167

Sra Sizde Yant Anahtar


Sra Sizde 1 Bu anahtar kavramlar u ekilde ifade edebiliriz: Halk, umum, genel, kamu yarar, devlet, ortak ilgi, herkes, mer, ortak yarar. Buradan da anlalaca zere kamusal alan, bir toplumda yaayan insanlar hepsini ilgilendiren, halka ve ortak yarara ynelik her unsuru kapsamaktadr. Sra Sizde 2 Yunan felsefesinde siyaset kamusal, aile ve ekonomik faaliyetler zel alan ierisinde saylmaktayd. Daha ileri zamanlarda aile ekonomik retimin merkezi olmaktan kt oranda, ekonomik faaliyetler de kamusal alan faaliyeti hline gelmitir. Yunanllarda kamusal hayat, Pazarlarda (agora) meydana gelmektedir. 1470li yllardan itibaren kamu, toplumun ortak kar anlamna gelmitir. 18. yzyl balarndan itibaren kamusal alan modern anlamn Burjuvazinin ortaya kyla kazanr. Bylece kamusal alan, aile ve yakn arkada evresi dnda kalan, ok eitli insanlar kapsayan bir alan olarak ortaya kar. Sra Sizde 3 Hannah Arendte ait birinci yaklamda, kiinin ahlklii ve sekinliini gsterdii bir mekan olarak ortaya kmaktadr. Liberal kamu yaklamnda, kamusal alanda iyinin ne olduunu ifade etmekten ziyade, iyi konusundaki tartmalara toplumda yaayan insanlarn katlm nemlidir. Jrgen Habermasn sylemsel kamu yaklamnda ise, katlm ve diyalogu salayacak tm sylemlerin kendilerini kamusal alanda ifade etmeleri beklenir. Dolaysyla her ey srekli bu sylem ve tartmalar ierisinde ina edilir. Sra Sizde 4 Kamusal alan kavramnn iinde yer eden birok konular vardr. Bunlarn belli ballar, zgrlk, devlet, zel alan ve kresellemedir. zgrlk, kamusal alanda farkllklarn ve eitli dn deer ve sembollerin kendilerini ifade edebilmeleri asndan nem tar. Devlet ise, bir toplumda yaayan insanlarn ortak ve blnemez hizmetlerini gerekletiren aygt olarak, kamusal alanda nasl bir fonksiyon grecei konusunda tartmalarn ierisinde yer alr. zel alan ve kamusal alan ayrm nemlidir. Ancak kreselleme sreci ile birlikte bu iki alann snrlar, bilhassa iletiim teknolojilerinin geliimi ile deiebilmektedir. Sra Sizde 5 Temelde iki farkl yaklamdan bahsetmek mmkndr. Birinci yaklam, kamusal alann ntr olduunu ifade eder. Yani pratikte kamusal alann tm dn deer ve sembollerden arndrlmas gerektii fikrindedir. kinci yaklam ise, tm dn deer ve sembollerin kendilerini kamusal alanda ifade edebilmeleri dncesindedir.

168

Yararlanlan Kaynaklar
Abercrombie, N. Vd. (1994). The Penguin Dictionary of Sociology, London. Arendt, H. (2000). nsanlk Durumu, ev. B.S. ener, 2. bask, stanbul. Aydn, M. (2002). Siyasetin Sosyolojisi-Bir Sosyal Kurum Olarak Siyaset, stanbul. Aydn, M. (2005). Kamusal Alan ve Siyaset, Sivil Bir Kamusal Alan, stanbul. Benhabib, S. (1996). Kamu Alan Modelleri, Cogito, S. 8, stanbul. Cangzbay, K. (1998). Globalleme ve Kamusal Alan, Kreselleme, Sivil Toplum ve slam, Ed. E.F.Keyman-A.Y. Sarbay, stanbul. aha, . (1998). deolojik Kamusaln Sivil Kamusala Dnm, Dou Bat, Ankara. Doan, D.M. (1996). Byk Trke Szlk, 11. bask, stanbul. Gle, N. Vd. (2000). slamn Yeni Kamusal Yzleri, stanbul. Habermas, J. (2002). Kamusalln Yapsal Dnm, ev. T. Bora-M. Sancar, 4. bask, stanbul. Komisyon (2005). Sivil Bir Kamusal Alan, stanbul. Marshall, G. (1999). Sosyoloji Szl, ev. O. Aknhan-D. Kmrc, Ankara. Rappa, A.L. (2002). Modernity and the Politics of Public Space: An Introduction, The European Journal of Social Sciences, Vol: 15/1. Sennett, R. (2002). Kamusal nsann k, ev. S. Durak-A. Ylmaz, 2. bask, stanbul. Trk Dil Kurumu. (1998). Trke Szlk, Ankara.

169


Amalarmz
Bu niteyi tamamladktan sonra; Gndelik hayat ve kltrn zellikleriyle aklayabilecek, Gelenek ve din ilikisini aklayabilecek, Kitab din ve halk dinini ayrt edip, bu erevede dinin gndelik hayattaki tezahrlerini listeleyebilecek, Dinin kltr zerindeki etkisini aklayabilecek ve gndelik hayattan rnekler karabilecek, Sosyo-kltrel yapnn din zerindeki etkilerini aklayabilecek ve rnekler verebileceksiniz.

Anahtar Kavramlar
Gndelik hayat Kltr Gelenek Kitab din Halk dini

neriler
Bu niteyi daha iyi kavrayabilmek iin okumaya balamadan nce; Din ve gndelik hayatn etkileimi konusunda Phil Zuckermann Din Sosyolojisine Giri kitabnn beinci ve altnc blmlerini okuyunuz. Konuyla ilgili teorik bir ereve salamak iin Necdet Subann Gndelik Hayat ve Dinsellik kitabn okuyunuz.

170

Gndelik Hayatta Din


GR
Gndelik hayat her gn iinde yaadmz, hayatmz hemen hemen btn ynleriyle kuatan, rutin ilikilerimizi dzenleyen, zerimizde zorlayc etkileri olan bir toplumsal gereklik alandr. Bizim dmzda veya bizimle birlikte hayat bulan pek ok gereklik alan sz konusudur. Sanat, din, siyaset, ekonomik yap, ryalar, metafizik tecrbeler bunlara rnek olarak verilebilir. Gndelik hayat btn bunlardan da izler tayan, grnte ok nemli olmayan ama aslnda hepsinden ok daha fazla biimde birey zerinde etkili olan yaant alandr. Birey doduunda kendi dnda kurulmu bir dnya ile kar karya kalr. Henz bu dnyay anlamaktan, dolaysyla bu dnyann kurulmasna katkda bulunmaktan ok uzaktr. Yakn evresinden balamak zere dier insanlarla iliki biimleri, temel fizyolojik ihtiyalarn karlama konusundaki davran biimleri, hayatn saran kltr eleri hazr olarak karsndadr. Birey toplumsallama srecinde btn bu verili dnyay iselletirir ve sosyal kiiliinin bir paras haline getirir. Asl sosyalleme denilen ocukluk evresindeki bu sre sonucunda bireyde kalan izler, daha sonraki hayatnda kolay kolay deitirilemez. Bireyin dini tutum ve davranlar da kkl bir biimde bu dnemde ina edilir. Gndelik hayat ok basit olarak grlse de, aslnda geni ve girift iliki formlarndan oluur. Gndelik hayatn merkezinde arlkl olarak aile hayat, alma hayat, bo zaman faaliyetleri ve iletiim biimleri yer alr. Merkezin bu derece geni olmas dikkat ekicidir. Siyaset, hukuk, salk ve eitim gibi kurumlar bu merkezde yer alr. Aslnda gndelik hayat, hayatmz dzenleyen btn toplumsal kurumlardan asgari lde rnekler tar. Bize kendimize, topluma, dnyaya nasl bakacamz konusunda bir bak as sunar; davranlarmz dzenleyen asgari bilgi reeteleri verir. Bylelikle sosyalleme srecinde birey hi farknda olmadan geni bir bilgi ynyla donanm olur. Bu artk sosyallemeden de te kltr edinme srecidir. nk sosyalleme srecinde toplumsal kurallar renir ve iselletiririz. Kltr edinme (kltrlenme) srecinde ise kurallardan te toplumu meydana getiren maddi-manevi eleri ve bunlar nasl kullanacamz da reniriz. Burada sadece bir bilgi donanm yoktur. Ayn zamanda iselletirme yani kendimize mal etme durumu sz konusudur. Dolaysyla doduumuzda bizim dmzda, hazr olarak bulduumuz dnya duygusal anlamda da artk bizim dnyamz haline gelir.

171

Gndelik hayat ierisinde en sk duyduumuz kavramlardan biri kltrdr. Kltr genelde yceltmi bir anlam ile edebiyat, bilim, sanat vb. alanlardaki st dzey bilgi olarak anlalr. Bu anlam yanl olmamakla birlikte eksiktir. Zira artk modern sosyal bilimde kltr kavram ok daha geni bir anlamda, bireyin ve toplumun tmn, yani hayat kuatacak biimde kullanlr. Kltr pek ok ekilde tarif edilmi olmakla birlikte Edward B. Tylorun klasik tanm hl geerliliini korumaktadr. Tylora gre kltr, Toplumun bir yesi olarak insann edindii bilgi, inan, sanat, ahlak, yasa, det ve dier herhangi bir yetenek ya da alkanlklarn girift bir btndr. (Tylor, 1920: 1) Hayatn her alann kapsayan bir olgu olarak kltr, gndelik hayatta apak olarak grlr. Zira gndelik hayatmz kltrn bize verdikleri erevesinde srdrrz. Ama gndelik hayatta kltrn btn sergilenmez. Onun daha ok tekrarlardan oluan kendine ait bir kltr vardr. Buna gndelik hayatn kltr deriz. Gndelik hayatn kltr insanlarn hayatlarn rutin bir ekilde devam ettirmeleri, psiko-sosyal, fizik, iktisad, fizyolojik ihtiyalarn karlamak, normal iliki biimleri kurabilmek iin sahip olmalar gereken veya bu ilikiler ierisinde ortaya kan kltrdr. Gndelik hayatn iki temel belirleyicisi sz konusudur. Bunlardan birincisi geleneksel kltr, dieri ise popler kltrdr. Geleneksel kltr, toplumun hemen tamam tarafndan paylalan, kk ounlukla bilinemeyen bir tarihe kadar uzanan, hayatn her alann byk lde kapsayan, nesilden nesile doal srelerle aktarlan kltrdr. Popler kltr ise, daha ok bo zaman faaliyetlerine veya tketim eylemlerine ynelik olarak belirli reticiler tarafndan bir meta olarak ortaya konulan, dolaysyla elde edilmesi iin belirli bir cret denen, hzla deiiklik gsteren kltrdr. Popler kltr zellikle kltr endstrisinin gelimesi ve kitle iletiim aralarnn yaygnlamas ile birlikte gndelik hayattaki tutumlarmz ve davranlarmz zerinde nemli lde etkili olmaya balamtr. Ancak yine de hzl deiim gsteren bu kltr ile grece istikrara sahip olan geleneksel kltr birbirini dengelemektedir.
Gndelik hayatmzda geleneksel kltre ve popler kltre dayanan bo zaman etkinliklerine rnekler veriniz.

GNDELK HAYATTA DNN TEZAHRLER


Din gndelik hayattaki en nemli elerden bir tanesidir. Din, bir kere toplumun bnyesine dhil olup kkletiinde geleneksel kltrn bir paras olur. Ama ayn zamanda din popler kltrn de nemli bir paras haline gelebilir. nk popler kltr meta haline getirebildii her eyi kullanma eilimindedir. Din de kolaylkla bir tketim nesnesi, ticari bir amala kullanlabilecek bir meta haline getirilebilir.

Gelenek - Din likisi: rtme ve atma


Gelenek-din ilikisini ortaya koyarken iki ar yaklamdan kanmak gerekir. Bunlardan birincisi dinin tamamen kltrn bir rn ve paras olduu eklindeki gr, ikincisi ise dinin gelenein tamamn kuatt eklindeki grtr.

172

Dinin tamamen kltr rn olduunu iddia eden gr, on dokuzuncu yzyldaki salt antropolojik ve sosyolojik yaklamlarn sonucu olarak ortaya kmtr. Bu gr pozitivist bir yaklama dayanr. Pozitivizm deney ve gzleme dayanan modern bilimi kabul edip, dini ve metafizik aklamalar bilim ncesi dnme biimi olduklar gerekesiyle batan reddeden bir anlaytr. Pozitivist yaklam benimseyen on dokuzuncu yzyl sosyal bilimcileri, o dnemde zirveye kan antropolojik verileri de kendi dncelerine destek iin kullanmlardr. Yani ilkel olarak nitelendirilen kabileler hakkndaki verileri toparlayp, onlarn zihniyetlerini zmlemeye alarak dinin insan rn olduunu iddia etmilerdir. Bu konuda her meseleyi toplumsal faktrlerle izah etmeye alan Durkheim gibi sosyologlar ile her meseleyi psikolojik faktrlere indirgeyen Freud gibi psikologlarn uzlat grlr. Dinin kaynann ilah olduunun reddedilmesi beraberinde dinle ilgili dier elerin de reddedilmesi sonucunu dourmutur. Bylelikle vahiy, peygamberlik, kutsal kitap, mucizeler reddedilmitir. Dolaysyla dini olarak bilinen her ey bir kltr rnne dntrlmtr. Gnmz sosyal bilimi ise artk dinin kayna tartmalarn bir kenara brakmtr. Zira bu konunun hem artk dorudan bilimin konusu olmad dnlmekte hem de eldeki verilerden hareketle kesin sonulara ulamann imknszl zerinde durulmaktadr. Sosyal bilimler ok yakn dnemleri bile zmlerken ciddi yaklam farklar gsterirken, hatta sosyal bilimlerin bilimsellii ciddi bir tartma konusu olmuken, tarih ncesi dneme ait olan ve ok az verinin bulunduu bir konuda kesin sonulara ulamak hakikaten mmkn deildir. Bu konudaki ikinci ar gr ise dinin topluma hkim olduktan sonra kltrn btnn kuatt, gelenei tamamyla dzenledii eklindeki yaklamdr. Bu yaklam ile Hristiyan medeniyeti btnyle Hristiyanln ekillendirdii, slam medeniyeti ise btnyle slamn ekillendirdii byk kltrel yaplar olarak grlr. Dinler belirli bir zihniyetle kltrel yapy ana hatlaryla ekillendirirler ancak bunu btn detaylara kadar indirmek mmkn deildir. Zira medeniyetler uzun bir tarih sreten sonra ortaya kar. Oysa dinin ilk ortaya k snrl bir corafya ve snrl bir zaman dilimindedir. Kald ki dinler, ilk ortaya ktklar toplumlarda da kltr btnyle deitirmezler, eski kltrel yap bir blmyle devam eder. rnein lkemizde, Bat dnyasnda ve neredeyse btn dnyada yaygn bir ekilde kutlanan miladi ylbann bir Hristiyan gelenei olduu eklinde popler bir sylem vardr. Oysa Hristiyanlar da bunun eski bir putperest bayram olduunu kabul ederler. Katolikler sann doumunu 24 Aralkta, Ortodokslar ise 6 Ocakta idrak ederler. Bugn Yedinci Gn Adventistleri Noel ve Paskalya bayramlarnn putperest kaynakl olduuna inandklarndan kutlamamaktadrlar. Ayrca Nedamet Cumas, sann Ge Ykselii gibi dini bayramlar da ncillerde olmad gerekesiyle reddetmektedirler. Baka bir Adventist hareket olan Yehova ahitleri ha sembolnn putperest meneli olduunu iddia etmektedirler. Onlara gre Hz. sa dz bir direk zerinde ldrlm, ha eklinde bir direkte armha gerilmemitir. Ancak bu tr itirazlara ramen ylbann ve han Bat kltrndeki nemi tartlmazdr. slamn da kltrmzn btnn kuatt eklindeki anlay benzer bir yaklamdr. phesiz Trk, Pers, Berberi gibi milletler Mslman olduktan sonra kltrel yaplarnda byk deiimler yaamlardr ancak geleneklerinin tamamn terk etmedikleri gibi bir ksmn da slamdan sonra devam ettirmilerdir. Bugn Anadolu, ran, Kafkasya, Orta Asya gibi byk bir corafyada farkl milletlerin kutladklar Nevruz slam ncesi bir bayram olmasna ramen btn canllyla devam etmektedir. Dolaysyla dinin kltr genel olarak ekillendirdiini sylemek mmknse de, kltrn

173

btnn belirlediini iddia etmek zordur. Bu noktada sylenebilecek husus din ve kltrn karlkl olarak birbirlerini etkilediidir. Her din bir kltr iinde ortaya kar. O kltr btnyle reddetmez, kltrden baz izler tar ama ayn zamanda kltr ynlendirir. slam dini asndan konuya baktmzda cahiliye olarak nitelendirilen slam-ncesi kltrn btn ynleriyle reddedilmediini grrz. Yirminci yzyln nemli limlerinden biri Hamidullaha gre, slm deitirilmesini veya neshedilmesini lzumlu grdklerinin haricinde mminlerin tatbik edegelmekte olduklar btn eski det ve geleneklerin devamna msaade etmitir. Bu msaade sadece dini olmayan konularda ticaret vesaire gibideil, ayn zamanda ceza kanunlar ve hatta hac gibi tamamen dini olan eyler iin de sz konusudur. (Hamidullah, 1991: 898) Hemen her din ortaya ktktan sonra baka toplumlar tarafndan da kabul edilir. Dolaysyla dine yeni giren bir toplumun kltrn etkiler ama ayn zamanda o kltrn baz eleri dini bir ierik kazanr. Bir baka ifadeyle bir toplum yeni bir dine girdiinde eski kltrel kalplarn dini bir kimlik vererek devam ettirir. Bu belirli eller tarafndan bilinli bir ekilde yaplmaz. Ancak pek ok faktr altnda devam eden yeni dini benimseme sreci byle bir sonu dourur. Bunun yannda farkl kltrlerin ayn din havzasnda bir araya gelmesi sonucu meydana gelen etkileimde, daha nce herhangi bir toplumda etkin olmayan bir davran ortak bir ekilde o dini benimseyen milletlerin ortak dini davran haline gelir. slamda tasavvufun ortaya k veya ziyaret buna rnektir. Bylece aslnda yaanan din i ie gemi iki katmandan oluur. Birincisi resmi din ya da kitab din, ikincisi ise paralel din de denilen halk dinidir.

Kitb Din
Her semavi din kurucu peygamberi aracl ile ortaya konan bir retiye sahiptir. Ancak peygamberin vefatndan sonraki yaylma ve kurumsallama srecinde dinin ilk ortaya knda olmayan baz unsurlar da dine katlr. lahiyatlarn (din bilginlerinin) temel kayglarndan biri sonradan eklenen bu inan ve uygulamalar tespit etmek, bunlarn dine uygun olup olmadn ortaya koymak ve gerekenleri reddetmektir. Ancak zaman ilerledike herhangi bir inan veya uygulamann dinin ilk ortaya knda gerekten olup olmadn tespit etmek zorlar. nk her yeni inan veya uygulama otantiklik iddiasn da yannda tar. Bunun iin gerektiinde hadisler veya tarih olaylar uydurulur. Bu pratik zorluu da gz nne alan ilahiyatlar bir sre sonra dinin temel akide ve uygulamalarn tespit ederler. Bu noktada her zaman iin bir uzla olmadndan mezhepler ortaya kar. Yine de ilahiyatlar arasnda nemli lde bir uzla sz konusudur. Bu uzla dinin resm/kitab yn olarak nitelendirilebilir. zellikle dinin belirli bir rgt altnda kurumsallat rneklerde resmi din daha aka grlr. Bunun en nemli rnei Katolikliktir. Katolik kilisesi byk ve tek bir rgt olarak neyin Hristiyanla uygun olduunu, neyin ise bunun dnda kaldn belirler. Burada kilise ve daha zelde Papa Tanry temsil ettiinden, resm olarak bildirilen husus dini inan ve uygulama olarak kabul edilir. slamda byle bir rgtlenme ve balayc otorite sz konusu olmadndan din olarak her hangi bir eyin dayatlmas mmkn deildir. Ancak yine de mezhep imamlarnn ortaya koymu olduu iman ve ibadet esaslar byk lde Kitap ve Snnete uygun dini anlay olarak kabul edilir. Bunlarn dnda kalan uygulamalar ise bidat olarak nitelendirilir. Sonradan ortaya kan eyler anlamda bidatler iyi ve kt (bidat- hasene ve bidat- seyyie) olarak

174

ikiye ayrlmlarsa da genel anlamda bidat olumsuz bir arma sahip olmutur. slam literatrdeki bidat sosyolojik anlamdaki halk dindarlnn bir blmn oluturur.

Halk Dini
Din kurulularn veya ilahiyatlarn sylemlerinin yannda dinin gelenek iinde ald biime halk dini denir. Buna ayn zamanda paralel din denmesinin sebebi ise resm sylemlerin dnda baz inan ve uygulamalar da iermesidir. Ancak halk dini kitab dinden tamamen farkl deildir. Dinin orijinal yapsndaki uygulamalar ve sonradan katlanlar bir araya gelip yeni bir sentez olutururlar. Bu sentezde yerine gre dinin birincil dzeyde grd uygulamalar ikincil dzeye iner, nem derecesinde yer deitirmeler grlr. rnein lkemizde yaygn grld biimiyle bayram namazlar, sabah namazna gre ok daha nemli kabul edilir. Birey bayram gn sabah namazn klmad iin zlmeyebilir ama bayram namazn karrsa ciddi olarak zlebilir. Toplumun zihninde, geleneksel olarak kendilerine aktarlan din bir ve ayndr. ounlukla bir inan ve uygulamann dinin znde olup olmad tartma konusu olmaz. Hatta eitli durumlardaki tartmalar toplumu rahatsz eder. Zira ilk ocukluk evresinden itibaren dini olarak grd, dini duygularla yerine getirdii uygulamalarn dinin aslnda olmadn anlamak ve kabul etmek gtr. Birey dinini bu uygulamalarla renmi, dini duygular bu uygulamalar erevesinde gelimitir. Bunlarn terk ettiinde bolua der. Ancak ilahiyatlar srekli olarak dini korumak gayesi ile halk dinine ynelik sistemli eletirilerde bulunurlar. Bylelikle gelenek iinde tanan halk dini ile kitab din arasnda bir atma yaanr. Gelenek byk lde halk dini ile btnlemi olduundan buna gelenek-din atmas adn da verebiliriz.

Resim 8.1: (Solda) Afyonda aure datm ncesi kazan nnde dua. (Sada) Gaziantepte niversite snav ncesi Ali Baba Trbesini kalemleriyle ziyaret edenler Kaynak: Afyon Belediyesi web sitesi (www.afyon.bel.tr) ve Gaziantep Sabah gazetesi (www.gaziantepsabah.com)

175

Trbelerde eitli isteklerin kabul olmas iin yaplan uygulamalardan rnekler veriniz. Halk dini kavram konusundaki tartmalar ve lkemizdeki uygulamalar konusunda geni bilgi iin Mustafa Arslann Trk Popler Dindarl adl kitabn okuyunuz.

Gelenek-Din atmas
Gelenek modernlik ncesi durumu ifade etmek iin ortaya konmu bir kavramdr. Batda ortaya kan ve oradan btn dnyaya yaylan modern dnce ve modern hayat tarznn ztt olarak geleneksel dnce ve geleneksel hayat tarz kabul edilir. Ancak modernlik, farkl kltrlerde deiik melezlenmelere uramakla birlikte, yine de znde birdir. Gelenek ise kltrden kltre byk farkllklar gsterir. Bir baka ifadeyle her toplumun modernlikle tanmadan nceki yaps farkldr ve birbirine benzerlik gstermeyebilir. Buna ramen yine de geleneksel toplumlarn ortak zelliklerinden bir tanesi dinsellikleridir. Yani her gelenek bir ekilde din ile irtibatldr ve onunla yorulmutur. Geleneksel olan ayn zamanda dini olarak kabul edilir. Dinin gelenekle mcadelesi ilk ortaya ktnda balar. slam rneinde grld gibi, eski dini inanc savunanlarn yegne kar koyma bahaneleri atalarnn yolu yani gelenektir. Yeni din bir topluma hkim olduktan sonra geleneksel yapnn en nemli belirleyicilerinden biri olur. Fakat tamamyla dinin hkim olduu bir gelenekten bahsedemeyiz. Din bilginleri ve din adamlar kendi anladklar biimiyle dini normlarn toplumun btn katmanlarna yaylmas iin gayret gsterirler. Buna ramen toplumun dini anlama ve uygulama konusunda resmi retiyle her zaman uyumad bir gerektir. Resmi din-halk dini tartmalar da buradan kar. Gelenek-din atmasnn birbirine zt iki boyutu vardr. Birincisinde toplum, dindarln resmi dinin ngrd biimden fazlas ile ifade etmek ister. Bidat ya da hurafe olarak grlen tutum budur. kincisinde ise toplum, resmi dinin ince ve kat normlarn, btnyle kar gelmeden yumuatmak ister. Farz ve haramn dejenerasyonu buradan balar. rnein ibadet edilir ama alacal bir tutum taknlr veya bo vakitlerde eitli oyunlar oynamak yasak olarak grlmez. Burada kat dini normlara kar bir tavr sz konusudur. Ayrca toplum dinle kendi arasna yceltilmi bir mesafe koyar: Dini yaamann en byk ideal olduunu dnr ve dindara sayg gsterir. Ama yukarda iaret ettiimiz ikinci boyuttan dolay bunu herkesin her zaman gerekletirebileceini dnmez. Bylelikle geleneksel yap ierisinde dini yaamak biiminde ayr bir olgudan veya dindar denilen bir tipten sz etmemiz mmkn olur. Eer gelenek ve din birbirini zorunlu klsa ya da birbirlerini kapsasalar byle ayr bir olgudan sz etmemiz mmkn olmazd. Din ile geleneksel yap arasndaki gerginliin nemli rneklerinden biri olarak dn elenceleri verilebilir. Din adamlarnn geneldeki olumsuz yaklamlarna ramen toplum bu mutlu gnlerinde mutlak surette algltrkl-oyunlu elence peinde olmutur. Halk bir din adamnn alg almasn, trk armasn ve oyun oynamasn ho grmez ama kendisi yapar. Yani bunun bir nevi hafiflik olduu kabul edilir ve dini adan saygn grlen insanlara yaktrlmaz. Ama o saygn insanlarn (mzik haramdr biimindeki) telkinlerine de kulak kapatlr; dini hkm uygulamada yumu-

176

atlr. Asrlar boyunca bu ekilde srp giden bu durumu amak mmkn olmam, tavla ve satran gibi dier bo zaman faaliyetleri de din adamlarnn olumsuz tutumlarna ramen yaygn bir ekilde devam etmitir. Burada dinin temsilcisi din adamdr, gelenein belli bir temsilcisi ise yoktur ama gelenek daha gl ve kkl bir damar olarak toplumun btn bireylerinde bir ekilde etkisini gsterir.

Kltrn Din Temelleri


Kltrler tarih ierisinde pek ok faktrden etkilenerek geliim ve deiim gsterirler. Corafi faktrler, doal olaylar, sava ve g gibi sreler bir milletin tarihiyle birlikte kltrn de ekillendirir. Bugnk kltrmz iinde btn bu faktrler i ie gemi biimde gizlidir. Din de bir kltrn oluumundaki ana faktrlerden bir tanesidir. Birey kimi zaman bunun farknda iken, kimi zaman ise farknda deildir. Bugn dini yaantdan uzak duran bireyler bile farknda olmadan veya arzu etmeden dini temelli kltrel elere hayatlarnda yer vermektedirler.

Dinin Kltr Belirleyici Gc


Dinlerin, kltr ve medeniyetlerin oluumunda veya ekillenmesindeki gc baz zelliklerinden kaynaklanr. Her eyden nce din tek tek bireyler zerinde gl bir etkiye sahiptir. Din insanlara bir anlam dnyas sunar; insann bu dnyada niye yaad, hayatnn amacnn ne olduu gibi varolusal sorulara cevaplar verir. Ayrca mevcut toplumsal hayatn merulatrlmasnda da din birey zerinde en etkin faktrdr. Yani kii niye ailesine bakmak zorunda olduunu, niye komusuna yardm etmesi gerektiini, ktye ynelik ciddi bir potansiyeli olduu halde sadakat, ahde vefa, drstlk gibi erdemlere niye uymas gerektiini dinin merulatrma gc sayesinde kavrar. Din btn bu erdemleri ilahi ve nihai bir noktaya, yani Tanrnn isteine balayp bireyin benimseyerek uygulamasn salar. Dinin etki gcn artran bir dier zellii objektiflemek suretiyle daha kolay ve hzl biimde rgtlenmesidir. Din tecrbe esas olarak subjektiftir, yani bireyin iindedir ve ona aittir. Ancak her dini tecrbe ayn zamanda objektifleir, yani bireyin dnda, kltr dnyas iinde, insan ilikilerini belirleyecek biimde da vurur. Tamamen sbjektif bir tecrbe olarak kalm bir dinden sz etmek mmkn deildir. Aksine din ba, kan bandan bile gl bir ekilde inananlar bir araya getirir; onlarn rgtlenmesine yardmc olur. Bu adan siyas veya ticar rgtlenmeler dini rgtlenmelerle boy lemezler. rgtl bir dini ve sosyal hayat kltr de belirleyecektir. Dinin kltr zerindeki etkisini artran nc zellii btnletiriciliktir. Din sadece inananlar topluluu gibi kk dini gruplar deil, ayn zamanda btn bir toplumu, topyekn bir milleti etrafnda toplama potansiyeli tar. Bunun ok ak bir rnei slamn ilk dneminde grlmtr. Araplar gl milliyet duygularna sahip olmakla birlikte hibir zaman kabile anlaynn tesine kamamlarken, slam dini sayesinde millet olarak btnlemilerdir. Hatta bu btnlemenin iki katmanl olduunu sylemek mmkndr. Birinci katmanda Araplar millet olma uuru iinde bir araya gelmiler, ikinci katmanda ise dier Mslman milletler ile btnlemilerdir. slam medeniyeti bu btnlemenin sonucu ortaya kmtr.

177

Din sadece ayn milletten veya ayn dinden olanlarn btnlemelerini salamaz. Ayn zamanda corafya ve yerleim birimleri asndan da birletiricidir. nananlar ayn corafyada yaamak iin aba gsterir, gerektiinde hicret ederler. Modern dnem ncesinde dinler asndan bir coraf paralanmlk sz konusu deildi. Gnmzde de bu durum byk lde devam etmektedir. Dinler ya da mezhepler hl belirli corafyalarda younlamaktadrlar. Bunun yannda dinler yerleim birimlerinin olumasnda en nemli etken olmutur. Bu gerek Hristiyanlkta gerekse slamiyette aka grlr. Batdaki ehirler manastrlar etrafnda, doudaki ehirler ise cami veya tekkelerin etrafnda gelimitir. Araplar ya da Trkler gibi, ierisinde youn gebe unsurlar tayan milletlerin daha ok yerleik hayata gemesinde mabetlerin ve toplu icra edilen ibadetlerin nemli rol vardr. Nihayetinde dinler, insanlar bir araya getirmek, rgtlemek, btnletirmek, yerleik hale getirmenin paralelinde sanatn, edebiyatn, hukukun gelimesine de dorudan etki ederler. Din metinler, onlarn yorumlanmas, yeni dini-edeb trlerin ortaya k, bata mabet mimarisi olmak zere resimden mzie geni bir yelpazedeki sanatsal faaliyetler, bireyler aras ilikileri dzenleyen kurallar bir btn olarak dnldnde dinin kltr belirleyici doas daha kolay anlalr.

Dinin Etki Alanlar


Din bireyin dncesinden toplumun ortak dnme biimine, yemek yeme biiminden sanatsal faaliyetlere, grg kurallarndan siyasete kadar toplumsal hayatn ve kltrn hemen hemen btn alanlarna sinmitir. Birey bu etkilerin bir ksmnn farknda bile olmayabilir ancak gndelik hayata ve dine paralel biimde derinlemesine baktnda kolaylkla farkna varacaktr. Din her eyden nce toplumun zihniyetini belirler. Zihniyet bir toplumun kendine mahsus biimdeki ortalama dnme eklidir. Zihniyet gndelik hayatta ok eitli biimlerde kendisini belli eder. rnein toplumun sala veya herhangi somut bir hastala yaklam zihniyetini gsterir. Mutlak surette her toplumda farkl dnenler olmakla birlikte yine de ortalama dnme biimi sz konusudur. Zihniyet eitli etmenlerin ve srelerin sonucunda toplumda oluur ve sosyalleme srecinde bireye aktarlr. Bireyler zihniyet oluumuna katkda bulunma kapasitelerine sahipseler de ounlukla zihniyeti benimseme eilimindedirler. Bir baka ifadeyle birey topluma ve kltre ekil vermekten ok toplum ve kltr tarafndan biimlendirilir; bu srete de bir zihniyet kazanr. Din kurumu birey, kltr ve toplumsal yap zerinde geni bir syleme sahip olduundan zihniyeti belirleyen en nemli faktr olarak karmza kar. Trkiyedeki zihniyeti da vuran somut bir rnek olarak 2009-2010 knda btn dnyada etkisini gsteren ve bizi de etkileyen domuz gribi salgnn verebiliriz. Dnya Salk rgtnn bu salgn bir pandemi (ktalararas salgn) olarak nitelemesinin ardndan hkmet nfusun te ikisinin alanaca bir program balatt. Alama oran yzde ona bile ulamad. Bunun altnda birka sebep sz konusuydu. Toplum byk lde bunun ila firmalarnn para kazanmak iin abartt bir durum olduunu dnyordu. Alarn toplumun neslinin devamn kesecek biyolojik silah olduuna inananlarn says az deildi. En nemlisi de toplum byk oranda ecelin ilah takdir olduunu, dolaysyla ecel geldikten sonra alnan nlemlerin bir fayda etmeyeceini dnyordu. Bu anlay lmcl trafik kazalarnn ok grld lkemizde hl emniyet kemeri takmann dk olmasnn bir sebebidir. Her ne kadar ilahiyatlar

178

bunun yanl bir tevekkl anlay olduunu, nce tedbir alp sonra sonucu beklemek gerektiini ifade etseler de toplumun din anlay salkla ilgili nlemlerde zaman zaman geveklie yol aabilmektedir. Zihniyetin yannda dinin gndelik hayatmzdaki etkisi en ak biimde karmzdadr. Her eyden nce dilimiz nemli lde dindir. Selamlama, beeni, temenni cmleleri, zorluklar karsndaki nlemlerde dini ierikli kelimeler ve cmleler kullanlr. rnein, yukarda getii biimdeki zihniyetimizi ortaya koyan kelimelerin banda, nasip, kader, ksmet, takdir, alnyazs gelir. Gndelik hayatmzdaki yeme-ime kltr zerinde dinin ak etkisini grrz. Bu etki alt balk altnda ele alnabilir: Yenilmesi, iilmesi dince uygun bulunan veya yasaklanan maddeler, zellikle hayvanlarn kesilme biimi ve yeme ekli. slam dini domuz etini ve alkoll iecekleri yasaklamtr. Bundan dolay Mslman lkelerde domuz retimi ok snrl bir ekilde yaplr. Trkiyenin tarafnn denizlerle evrili olmasna ramen kabuklu deniz hayvan tketiminin son derece dk olmasnn altnda Hanefi mezhebinin bunlar mekruh olarak grmesinin etkisi vardr. Yemeime adab konusunda da dinin ilkeleri sz konusudur. Mmkn olduunca sa el ile yemek yemek, balarken besmele ekmek, yemein sonunda Elhamdlillah diyerek kretmek bunlardan bazlardr. Nitekim toplumumuzda ok dindar olmayan insanlarn bile byk ounlukla yemee besmele ile baladklar grlr. Dindarlk sz konusu olmasa bile baz dini nesneler gndelik hayatmza yaylmtr. rnein her evde bir mushaf bulunmas arzu edilir; mushafn evi ktlklerden koruyacana inanlr. Gen kzlarn eyizlerine mutlaka bir seccade konulur. Ailede hi kimse namaz klmasa bile bir misafir gelip namaz klmak istediinde o seccade karlr. lm deinde bulunan hastalara iirilmek zere buzdolaplarnda kk bir ie ierisinde zemzem suyu bulundurulur. Duvarlarda ayet, mbarek yerlerin resimleri veyahut Allah ve Muhammed lafzlar bulunan tablolar olur. Tespih bir zikir arac olduu kadar elde gezen bir aksesuara dnmtr. nsanlar boyunlarna muskalar veya cevenler takarlar. Evlerde ve dkknlarda bereket duas, karnca duas, ayetelkrsi gibi kk levhalar bulunur. Benzer ekilde bir Hristiyann evinde, zellikle Katolik veya Ortodoks ise ha, onlara mahsus tespihler, sa ve Meryem tasvirleri, heykelcikleri grmek olaandr. Bunlara bakarak bir kiinin dindarln lmek gtr. Bunlar dindarlktan te dinin kltrel yap ierisindeki yerini gsterir. Dinin nemli etki alanlarndan birisi de mimaridir. zellikle mabet mimarisi her dinin adeta kendisinin hak ve dierlerinden stn oluunun gstergesi olarak byk bir incelik ve zenginlik ierisinde gelimitir. Bylelikle dinler bir taraftan kendi inananlarna mesaj verirken br taraftan da dier din mensuplarna gndermelerde bulunurlar. Burada i ie gemi iki faktrden bahsediyoruz. Birincisi, dindarlktan kaynaklanan durum, ikincisi ise dier dinlerle rekabetten doan durumdur. Dindar birey deer verdii dini objenin en gzel ekilde ifade bulmasn arzu eder. rnein mezar ziyaretlerinin mstakil bir ritel haline gelii estetik olguyla birleip trbelerin sanat ve tezyin asndan deer kazanmasna yol amtr. Bunu eitli tarih rneklerle gryoruz. On ikinci yzylda Kahiredeki en nemli ziyaret yeri olan Hz. Hseyinin bann bulunduu trbe ipekli kumalarla kapl, altn sslemeli veya saf gmten yaplan amdanlarn bulunduu, tepesi elma byklnde altnlarla evrelenmi bir biimde cennet gibi bir bahe iindeydi. Trbeye giren kiiler, sandukann zerine kapanp rtsn

179

yzlerine srerler, hep beraber etrafnda dner, dua eder ve alarlard. (bn Cbeyr, 2003: 23-24) Benzer bir durumu, Evliya elebinin on yedinci yzylda ziyaret ettii Bursadaki Emir Sultan Trbesinin ihtiamnda grrz. Trbenin yksek kapsnn kanatlar btnyle gm pullar ve halkalarla bezenmiti, ayn ekilde kapnn eii de gm deliydi. Duvarlarn i ksm inilerle kaplanm, pencereleri tuntan yaplm, yerlere nadir ibriim hallar serilmiti. Kabrin her yannda olmak zere altn ve gmten yaplm yzlerce kandil vard. Evliya elebinin ifadesiyle bu trbe iindeki mcevher eya ancak Hz. Muhammedin trbesinde bulunacak cinstendi. (Evliya elebi, 1999: 33) Mabetler, kendi din mensuplarn bir araya getiren, dinin emrettii ibadetleri toplu ve bireysel halde yapma imkn salayan meknlar olarak ncelikle ie, yani cemaate ynelik bir fonksiyona sahiptirler. Cemaat, mabedini ina ederken her eyden nce ibadetini dnr ama ayn zamanda bunun da kar bir mesaj tadnn da farkndadr. badet iin hususi bir yapnn inas ya da tahsisi, o dinin mcessem bir ifadesidir. Dtan bir bak asyla mabetler ncelikle ibadeti deil, o ibadetlerin iinde yer ald dini akla getirmektedir. Yani, mabet cemaatin iine ibadet merkezli bir armda bulunurken, cemaatin dna dini sembolize eden bir mesaj vermektedir. Dinin kurumsallama sreci iinde cemaat, kendi dna ynelik olarak mabedin bu fonksiyonunun farkna varr ve mabetlerini kendi dinlerinin anna uygun bir biimde ina etmeye alrlar. Burada, zellikle ok dinli bir toplumsal yapda dier dinlerle rekabetin de nemli etkisi sz konusudur. rnein Mslmanlar, hzl fetihler sonucunda Hristiyanlarn byk kiliselerinin de iinde bulunduu topraklarda yaamaya balamlar, siyasi olarak hkim olduklar milletlerle iten ie rekabete girimilerdir. Emeviler dneminde, Kubbets-Sahrann yaplnda bu olgunun rol oynad ifade edilmektedir. Halife Abdlmelik b. Mervan, Hristiyanlarn Kumame Kilisesinin byk yapsn ve kubbesini grnce Mslmanlarn kalbinde kiliseye kar bir tazim duygusu uyanmasndan endie duyarak bu kubbeyi yaptrmtr. Mabet mimarisindeki bu rekabette Ayasofyann da nemli katksn grrz. Trkler Hristiyan dnyann en nemli mabetlerinden biri olan Ayasofyay fetih geleneklerine uygun bir ekilde camiye evirdiklerinde onun kendi eserleri olmadnn farkndaydlar. Bu rekabet iinde Sleymaniye, Selimiye ve Sultan Ahmed Camileri gibi abidevi eserler ortaya kmtr. Yani Ayasofya bu rekabet iinde retici bir model grevi yapmtr. (Eyice, 1991: 210)

Resim 8.2: Hindistandaki en nemli Sih tapnaklarndan olan Harimandirin (Altn Tapnak) kubbesi altnla kapldr.

180

Konutlarn mimarisinde ve tefriatnda slamn etkilerini grmek mmkn mdr? rnekler bulmaya alnz.

Dinlerin gndelik hayatn belirleyici faktrlerinden olan siyas ve iktisad yap zerinde de dorudan etkilerini gzlemlemek mmkndr. Meslee, almaya, dnyaya baka dayal ve ounlukla dini motiflerle sslenmi bir zihniyet gndelik hayattaki alma dzenini etkiler. rnein ortaada gerek Hristiyan dnyada gerekse slm dnyasnda yaygn bir ekilde yoksulluu dini yaantya daha uygun gren veyahut dini tecrbe ile yoksulluu zletiren ve bunu bir ibadet biimi, Allaha yaknlama yolu olarak gren zht hareketleri ortaya kmtr. Bat dnyasnda manastr hayatn tercih eden dindarlarn yannda, zengin ya da soylu olup hayatlarnn sonunda manastra ekilme gelenei de sz konusuydu. Ortaa Hristiyan dnyasnda hkim dini eilim dnyadan kat. Mslman dnyada da bir dnemde dnya hayatn terk edip bir keye ekilenler rnek insanlar olarak telakki edilmeye balanm, yazlan eserlerde dnyaya olumsuz bir tavr taknmann fazilet olduuna dair grler arlk kazanmtr. Genel yaklam kiinin ihtiyac miktarnca bir kazan yolu bulmas ve fazlasn istememesi eklindeydi. Bu anlayn uzants olarak rnein Osmanl insan hem zihin dnyasnda hem de gndelik hayatnda i hayatn sk usullere balamamtr. Sabahlar erkenden ie gitmek, mesai saatlerine sk skya riayet etmek, alma saatlerini boa geirmemek, yapt ite acele davranmak gibi itiyatlar gelimemitir. Osmanl Devletinin son dnem yazarlarnn srarla zerinde durduklar gibi, sebeplere ynelmeyen bir tevekkl anlay gelimi, bunun sonucu ortaya kan fakirlik hali ise kanaatkrlkla almaya allmtr. Bugn hem Hristiyanlar hem de Mslmanlar arasnda alma, yoksulluk ve mlkiyet konularnda nemli deiim olduu grlmektedir. Genel yaklam tek cmleyle yle zetlenebilir: Mlk Allahndr, insan geimini temin iin almaldr, bu almann neticesinde kii zengin olabilir, ancak kazand serveti emanet aldn unutmamal ve yaam tarzn Allahn istedii erevede ahlak ve mtevazi bir ekilde dzenlemelidir. Bu erevede Max Weberin iktisadi gelime iin uygun grmedii eitli dinlere mensup milletler arasnda da nemli gelimeler yaanmtr. Fakat dindar bireyler bu ticari faaliyetlerini yaparken, inandklar dinin iktisad ilkelerine uyma konusunda hassasiyet gstermektedirler. eitli lkelerde ortaya kan faizsiz bankaclk modelleri bu tr hassasiyetlerden kaynaklanmaktadr. Din, iktisat kadar siyaset zerinde de etkilidir. Modernlik ncesi dnemde zellikle Hristiyan dnyada Papaln ve dier kiliselerin lke ynetimlerinde ciddi anlamda etkin olduu grlmektedir. phesiz dorudan bir din adamnn devlet bakan olduu rnekler ok azdr ancak yneticiler her zaman iin iktidarlarn dinle desteklemek ve merulatrmak gayretinde olmulardr. Mslman lkelerde de bamszln ilan eden her devlet Halifeden bir berat almak suretiyle kendi iktidarlarnn meruiyetini salam olurdu. Seklerleme teorisi erevesinde kurumsal dinin toplumsal yap zerindeki etkinliinin byk lde ortadan kalkt iddia edilmekle birlikte modern dnyada hl dinin siyaseti etkiledii bir gerektir. rnein Hollanda, Almanya, Belika, talya ve Fransa gibi lkelerde ad aka Hristiyan Demokrat olan veya Hristiyanlk deerlerinden ilham alan partiler sz konusu olup iktidara gelebilmektedirler. Amerika Birleik Devletleri tarihinde de hkim mezhep olan Protestanlarn dndakilerin bakan seilmesi ok nadirdir. stelik 2000li yllarn hemen ncesinde ve sonrasnda dini prensiplere daha bal Evanjelikler siyasette etkili olmulardr. nsanlar siyas tercihlerde bulunurken doal olarak kendi dini yaplarn da gz nne almaktadrlar.

181

Bireysel ve Toplumsal Hayatta Din


Din bireysel ve toplumsal hayatn btn alanlarna yaylm olmakla birlikte dnm noktas diyebileceimiz konularda daha fazla n plana kar. Dindarlk dzeyi dk insanlarda bile bu dnemlerde din kendini hissettirir. Dinin bu etkisini bireylerin ve toplumlarn hayatlarnda ayr ayr ele almak mmkndr. Bireysel anlamda konuyu dndmzde, hayatn dnm noktalarnn dini inan ve uygulamalarla evrildiini grrz. zellikle hayatn balangc ve sonucu bunlar ierisinde en nemlileridir. Zira grn itibaryla yokluk dnyasndan bir insan ortaya kmakta ve daha sonra tekrar yoklua kavumaktadr. Bilinemeyene duyulan merak ve korku insan metafizik aklamalara mecbur klmaktadr. Modern bilimin, doumu ve lm aklay sadece mekanik diyebileceimiz yaklamlardan ibaret olduu iin insann varolusal sorularna ancak dinler cevap verebilmektedirler. Bilim bir canl olarak insann bu dnyada hangi artlar erevesinde hayat bulduunu aklar ama insann niye bu dnyada bulunduunu ilgi alan dnda grr. phesiz doum insann gznde bal bana bir mucizedir. Bunun hemen akabindeki en nemli uygulama doan ocua bir isim vermektir. sim kltr olarak nitelendirilen bu uygulamada dini eler arlkldr. Kurandan, peygamberlerden, din nderlerinden veyahut doulan zaman diliminin kutsallndan hareketle isim koymak lkemizde yaygndr. Trkiye 2000li yllara girdiinde, pek ok yeni isim duyulmakla birlikte yaayan btn nfus ierisinde en yaygn isimler kaynan dinden almaktayd. Buna gre en yaygn be erkek ismi srasyla Mehmet, Mustafa, Ahmet, Ali ve Hseyin iken, en yaygn be kadn ismi ise srasyla Fatma, Aye, Emine, Hatice ve Zeyneptir. Son yllarda ortaya kan baz isimler de dini muhteva tarlar. rnein erkek isimleri arasnda son yllarda ok yaygnlk gsteren Emre, Yusuf, Furkan gibi isimler, yine kadn isimleri arasnda ise Elif, Merve ve Bra gibi isimler dini kaynakldr. smin kendisi gibi konulma sreci de nemlidir. Geleneimizde isim bir byk veya imam tarafndan sa kulana ezan, sol kulana kamet okunarak konur.
lkemizdeki isim istatistikleri ve son yllarda oka konulan isimler iin Nfus ve Vatandalk leri Genel Mdrlnn http://www.nvi.gov.tr adresine bakabilirsiniz.

Mslman toplumlarda birey asndan ok nemli bir dini uygulama snnettir. Snnet Mslmanln sembol olarak kabul edilir. Ayn zamanda toplum iinde ocukluktan k ve erkek olu gibi popler bir anlama sahiptir. lkel kabileler zerinde yaplan antropolojik almalarda giri ayini denilen bir uygulamaya rastlanmtr. Klan iindeki ocuk henz bu ayin gereklemeden klann gerek bir ferdi olarak kabul edilmez. Snnet ilk bakta buna benziyor gibi gzkse de aslnda dini olarak bu kadar youn bir anlama sahip deildir. Yani kii herhangi bir sebeple snnet olamam ise toplumdan dlanmas, toplumun bir yesi veya dini emirlerin muhatab olmamas diye bir durum sz konusu deildir. Fakat Hristiyanlktaki vaftiz ayini buna benzer bir muhteva tamaktadr. Vcudun bir ksmna su serpilmekle veya tamamen suya girilmekle yaplan vaftiz sayesinde birey kilisenin, yani Hristiyan cemaatin bir yesi haline gelmi olur.

182

Resim 8.3: (Solda) Geleneksel snnet kyafeti iinde bir Trk ocuu. (Sada) ocuklarn vaftiz ettiren bir aile.

Bir insann dnyann geliine meruluk kazandran nikh da ayn ekilde dini bir muhtevaya sahiptir. Dinler cinsel birlemenin insann manev anlamda geliimine engel olup olmayacan tartmlarsa da, bu fizyolojik ihtiyacn sradan insanlarca karlanmasnn zorunlu olduunu dnmlerdir. Ancak eitli dinlerde din adamlarnn evlenmesi yasaklanm, cinsellikten uzak yaamak da kiisel geliimin nemli bir arac olarak kabul edilmitir. Normal bir bireyin cinsel birlemedeki esas amacnn neslin devam olmas gerektii genelde sylenmitir. Neslin devam insanln devam iin en nemli arttr. Bunun iin kadn ve erkek arasndaki iliki din tarafndan belirlenmi artlar erevesinde olmaldr. Bu anlayn nemli bir rnei olarak katolik ve ortodokslarda nikh temel sakramentlerden bir tanesi olarak kabul edilmitir. Eler Tanr huzurunda hem birbirlerine hem de Tanrya kar sz verirler. Hatta bu zelliinden dolay Katoliklikte evlenen iftler boanamazlar. slam dininde nikh kadn ve erkein ahitler huzurunda karlkl icap-kabulne dayanan sade bir akit olmakla birlikte, evlenecek kiiler bir imamn huzurunda dualar eliinde ve dini younluu yksek bir atmosferde nikh kydrmaktadrlar. Gndelik hayatn en sarsc durumu olarak lmn ayrca ele alnmas gerekir. Birey lmcl bir hastala yakalandnda veya bir yaknnn lm ile karlatnda bunu kabul etmekte ciddi olarak zorlanr. Din bireyin anlam dnyas iinde lme bir konum vererek kiinin bu tecrbe ile ba etmesini salar. Bunun yannda lm ile ilgili uygulamalar btnyle dindir. Muhtemel bir lmn hemen ncesinde tevbe etmek, Yasin okumak, kelime-i ehadet getirmek, helallik istemek, lnn defnedilmesi, ardndan belirli gnlerde mevlit veya Kuran okutmak, mezarn ziyaret etmek gibi uygulamalar Mslman toplumlarda adeta lm ile hayat i ie klacak ekilde youndur. Katolik ve ortodoks toplumlarda ise hastann kutsal ya ile yalanmas temel sakramentlerden birisidir. zellikle lm deinde olan hastalara yaplan bu uygulamada bireyin gnahlarnn affolmas ve sonsuz hayata strapsz bir gei yapmas amalanr. Bireysel hayatlarmzda olduu kadar toplumsal hayatn nemli zamanlarnda da din yer alr. Bunlarn banda phesiz bayramlar gelir. Hemen her toplumun dini ve mill bayramlar sz konusudur ancak dini bayramlar toplumsal coku asndan ok daha gldrler. Bizim toplumumuzdaki Kur-

183

ban ve Ramazan bayramlar bunun ak rnekleridir. Kurban bayramnda kurban kesme, Ramazan bayramnda ise orutan kma bu gnlerin bireyler zerindeki etkisini kuvvetlendirir. zellikle Ramazann zel bir toplumsal konumundan bahsedilebilir. Zira bu ay, aylar ad verilen ve kandil gecelerini barndran mbarek bir dnemden sonra gelir. Oru insanlarn gndelik hayatn bir anda deitirir. Gndelik ziyaretler, al-veri, i hayat, trafik, kitle iletiim aralarndaki programlar bir anda Ramazana uyar. Ayrca insanlar oru tutmann yannda vakit namazlarna daha fazla katlr, teravih klar, evlerde ve camilerde mukabele yaparlar. Ramazan ay kadar olmasa da aure ay olarak bilinen Muharrem de, tutulan orular ve aure ikramlaryla Snni dnyada, Kerbela merasimleriyle de ii dnyada ayr bir yere sahiptir. Mstakil olarak kandil geceleri ibadetlere katlm, dince haram klnan eylemlerin yaplmamas, tebrikleme vb. konularda gndelik hayatta belirleyicidir. Hristiyanlarda ise sann doumu (Noel), armha gerildikten sonra dirilii (Paskalya), krk gn sonra ge k, Paskalyadan sonraki 50. gnde kutlanan Pentekost gibi bayramlar, ayrca her lkenin ve mezhebin kendisine gre kutlad aziz bayramlar sz konusudur. Bunlarn saylar ok olduu iin her kilise kendisine gre bir yortu takvimi hazrlar.

Resim 8.4: Kzlcahamamda pazar duas Kaynak: Kzlcahamam Belediyesi web sitesi (www.kizilcahamam.bel.tr)

Din gndelik hayatta sadece nemli gnlerle belirleyici olmaz. Osmanl toplumunda arnn sabah al, raklarn kalfa veya usta oluu, ordunun sefere k gibi olaylar din nderlerinin dualaryla yaplrd. Trkiye Byk Millet Meclisi ilk kez alrken Cuma namazndan klm ve dualar edilmiti. Gnmzde hl eitli Anadolu kasabalarnn arlarnn sabahlar dualarla ald grlmektedir. Baz geleneklerde bir gerileme sz konusu ise de bazlarnda younlama gzlenmektedir. rnein hatim ve hafzlk merasimleri sklkla yaplmaktadr. Bunun yannda dnlerde mevlit okuma ve dini sohbet gibi etkinlikler lkemizde son yllarda art gstermitir. zellikle krsal kkenli olanlar, ehirlere g etmi olsalar bile kylerinde hayr ad verilen dini muhteval trenleri kurduklar dernekler aracl ile daha organize yapmaya balamlardr. Bu etkinlikler dalm olan kyn senede en az bir kere toplanmas gibi ayr bir ilev de grmektedir. Bunun yannda bu dernekler sayesinde krsal kesimde harap duruma den trbelerde tamir ettirilmektedir.

184

Resim 8.5: Bat Trakyada hafzlk merasimi Kaynak: Avrupa Bat Trakya Trk Federasyonu web sitesi (www.abttf.org)

eitli toplumlarda bazen mill bayramlarn dini bir havaya brnd grnr. rnein Bat dnyasndaki ylba kutlamalar zaman ierisinde Noel Baba olarak isimlendirilen Aziz Nikolaos ile zdeletirilerek adeta Hristiyanlatrlmtr. Oysa Aziz Nikolaosun tarih bir kiilik olduuna dair elde salam veriler yoktur. Katolik Kilisesi 1969da Nikolaosun yortu gnn takvimden karmsa da, toplum iinde ok geni kabul grd ve kkletii iin anlmasn yasaklamamtr. Kuzey Amerikada nceki yln hasad ve bereketinin kutland kasm ayndaki kran Gn bugn dier dini bayramlar gibi kutsal kabul edilmektedir. lkemizde ve Balkanlarda 6 Maysta kutlanan ve dini bir dayana olmayan Hdrellez de, Hzr ve Hz. lyasn bulumasn konu edinen bir inan etrafnda slamletirilmitir. Burada artk yepyeni bir konudan, yani kltrn din zerindeki etkisinden sz edebiliriz.
lkemizde dinin gndelik hayattaki yansmalar iin Tayfun Atayn Din Hayattan kar adl kitabn okuyunuz.

Sosyo-Kltrel Yapnn Dine Etkisi


Dinin gerek iinden kt gerekse sonradan dhil olduu herhangi bir sosyokltrel yapdan bamsz olduu dnlemez. Bir baka ifadeyle din hem ortaya knda hem de geliiminde evresel artlarn etkisi altndadr. Bugn yaayan hibir dinin, kurucu peygamberin dnemiyle ayn olduunu iddia etmek mmkn deildir. Bunun iki temel sebebi sz konusudur. Birincisi dinin kutsal metinlerinin ve uygulamalarnn her zaman iin farkl yorumlar olacaktr. kincisi ise dinler farkl evresel artlara veya problemlere cevap verebilmek iin bu artlara bir lde uyum salarlar. slam limleri maslahat (kamu yarar), zaruret, rf gibi kurallardan hareketle dinin yeni artlara cevap verebilmesi kaygs gtmler, bunu da dinin bozulmas olarak dnmemilerdir. Sosyo-kltrel yapnn dini etkilemesi, o yap ierisinde yetien bireylerin yaklamlar ve tepkileriyle ilgilidir. Konuyu incelerken ncelikle etki sebepleri, sonra ise etki alanlar ele alnacaktr.

185

Dini Kltrn Etkisine Ak Hale Getiren Faktrler


Din eitli faktrler ile kltrn etkisine ak ve hazr hale gelir. Bu faktrlerin bir ksm psikolojik bir ksm ise toplumsaldr. Bunlar bireylerdeki dindarlk eiliminin kolektif hale gelmesi, pratik toplumsal ihtiyalar ve dier kltrlerle temas eklinde alt balk altnda ele alabiliriz. Dindarlk veya derin dini yaant ilk bakta bireysel bir olgu olarak grlse bile, grup dindarl bireyler iin ayr bir motivasyon kaynadr ve grup yeleri birbirlerini etkilerler. Bu adan bireysel olarak grlen bir faktrn toplumsal sonular sz konusudur. Bireylerdeki dindarlk eilimi, bir baka ifadeyle dini daha youn bir ekilde yaama istei evresel faktrlerle birletii zaman dini olarak grlen yeni uygulamalarn ortaya kmasna sebep olur. Bugn toplumumuzda yaygn olarak grlen ve skntl durumlarn almas amacyla paylalarak kolektif halde okunan salat- tefriciye duas byle bir uygulama rnei olarak verilebilir. slm kltrnde dindarlk eilimine paralel gelien ibadet tarznn ilk rnei Hz. Muhammed dneminde grlmtr. Osman b. Mazn ve bir grup sahabi gndzleri srekli oru tutmak ve geceleri de srekli namaz klmak zere kendi aralarnda szlemiler ve bunu uygulamaya koymulard. Konu Hz. Muhammede intikal ettii zaman bunun doru olmadn syleyerek itidal arsnda bulunmutu. Bireylerin dini daha youn biimde yaama arzusunun slam kltrndeki en nemli tezahrlerini ise mbarek gn ve geceler oluturur. Kadir Gecesi dndaki mbarek gecelerin kutsall slam limleri arasnda tartma konusu olmutur. Bunlarn iinde slamn temel kaynaklarna dayanmad hususunda kimsenin phesi olmayan Mevlid Kandili (Hz. Muhammedin doum gn) bugn en nemli gecelerden biri olarak kabul edilmektedir. Hristiyanlarn Hz. sann doum gnn yaklak yzyl sonra kutlamaya balamas gibi, slam dnyasnda da mevlidin zel bir gece olarak kabul ge tarihlere rastlamaktadr. Hz. Muhammedin doum gn Mslmanlarca bilinmesine ve o gne ayr bir nem verilmesine ramen yaygn biimde dini olarak kutlanmas ok sonradr. Resm olarak ilk defa 10. yzylda Msrdaki Fatm hanedan Hz. Ali, Hz. Fatma, Hz. Hasan ve Hz. Hseyinin doum gnn kutladklar gibi, Hz. Muhammedin doumunu da bir bayram olarak kutluyorlard. Ancak mevlidin Snni halklar tarafndan da geni katlmla kutlanmaya balamas Erbil Atabegi Muzafferddin Kkbri (l. 1233) sayesinde olmutur. Kkbrinin esas rol mevlidi ilk defa balatmak deil, geni halk ynlarna yaymaktr. limlerin ve sufilerin de katld trenlerde ileri gelen ahslara hediyeler datlr, halka byk ziyafetler verilir ve ykl miktarda harcamalar yaplrd. lk zamanlarda mevlid kutlamalarnn bidat olup olmad tartma konusu iken, uygulama halk nezdinde byk tevecch grdnden 1415. yzyllardan itibaren tartmalar sona ermitir. Mevlid uygulamas mstakil bir edebi rn trnn ortaya kmasna vesile olmu ve pek ok dilde mevlitler yazlmtr. Sadece Trkede 200 civarnda yazl mevlid tespit edilmitir. Bugn lkemizde ve Balkanlarda yaygn olarak Sleyman elebinin yazm olduu Vesiletn-Necat isimli eser okunmaktadr. Ancak mevlid okumak, sadece Hz. Muhammedin doum gn vesilesiyle deil, herhangi bir dini merasimde, kiinin doumu veya vefat gibi zel bir sebeple veya adak neticesi ve benzeri sebeplerle yaplan bir ibadet haline gelmitir. (Pekolcay, 1993)

186

Mbarek gn ve gecelerin, bu gecelerde klnan namazlarn ortaya k insanlardaki din duygusunu glendirme, ibadetlerini daha da artrma ve bunun iin vesileler arama istei ile aklanabilir. Gndelik hayatn megaleleri iinde ibadete yeterince vakit ayrmayan insanlar, en azndan senenin belli gnlerinde oka ibadet, dua ve istifar etmeye balamlar ya da belirli haramlardan en azndan bu gnlerde kanmaya almlardr. badet ve gndelik ilikileri dzenleyen esaslar dinin ilk kuruluunda genel hatlar ile ortaya konulur. Ancak zaman ierisinde pratik baz ihtiyalar erevesinde yeni dzenlemeler yaplr ve bu dzenlemeler sonraki nesiller tarafndan dinin ayrlmaz bir paras olarak telakki edilir. Bugn slamn sembollerinden biri olarak kabul edilen minarenin ortaya k da byle bir gerekeye dayanmaktadr. Artk camilerimizin ayrlmaz bir paras olarak grdmz bu mimari obje ilk olarak Muaviye zamannda ortaya kmtr. Kaynaklarda 670de Kuzey Afrika fatihi Ukbe b. Nfinin bugn Tunusta yer alan Kayrevan ehrini kurmaya balad ve burada minaresi olan bir cami yaptrd yazlr. (el-Belzur, 2002: 326) Minare bu tarihten itibaren slam dnyasnda yaygnlamaya balamtr. Ancak insanlar namaza armak iin bu yksek binalar da yeterli olmam ve tarih ierisinde minarelere bayrak ekmek veya kandil asmak gibi uygulamalar yaplmtr. Bugn lkemizde kandil gecelerinde veya Ramazanlarda bir ss olarak yaplan klandrmalar (mahya) eskiden ehrin uzak kesimlerine namaz vaktini bildirmek gibi bir amala balamtr. nsanlar namaza arma ihtiyacnn, Cuma ve bayramlarda ilk dnem uygulamasndan farkl ezan uygulamalarna sebebiyet verdiini gryoruz. Hz. Peygamber zamannda Cuma gnleri hutbeden nce camide sadece i ezan okunuyordu. Bu uygulama Hz. Ebu Bekir ve Hz. mer zamannda da devam etmitir. Hz. Osman dneminde ise, insanlar Cuma namaz konusunda uyarmak amacyla vakit girdii zaman d ezan okunmaya balanmtr. Bu ezana bidat gzyle bakp kar kanlar olmasna ramen pratik bir ihtiyaca cevap verdiinden zamanla yerlemitir. (Olgun, 1963: 64) Kltrler ticaret, seyahat, sava ve istila gibi olgularla baka kltrlerle karlarlar. Bu durumda kltrler arasnda bir etkileim meydana gelir. rnein Hal Seferleri sayesinde, hi amalanan bir durum olmamakla birlikte, Bat ve Dou dnyas arasnda byk bir kltr alverii meydana gelmitir. G veya istila gibi bir sebepten dolay uzun sre bir arada yaamak zorunda kalan kltrler arasnda bu etkileim ok daha st dzeyde olur. Buna kltrleme ad verilir. Kltrleme, birden ok kltr grubunun srekli iliki ve etkileimi sonucunda birbirlerinden etkilenmeleri ve sonuta yeni bir kltr bileiminin ortaya kma srecidir. slam ok ksa srede Suriye, Irak, ran, Orta Asya, Kuzey Afrika, spanya gibi corafyalarda farkl kltrlerle karlat ve buralarda kalc olduu iin bir kltrleme srecinden gemitir. Bugn lkemizin zellikle krsal kesimlerinde yer alan ve bir aaca ya da kayaya kutsallk atfedilen inanlar byle bir srecin sonucu olarak devam etmektedir. Hristiyanlktaki ylba ve Paskalya bayramlarnn da eski putperest bayramlarnn dntrlm halleri olduu iddia edilmektedir.

Sosyo-Kltrel Yapnn Din zerindeki Etki Alanlar


Sosyo-kltrel yapnn din zerindeki etkilerini inan, ibadet ve dier toplumsal kurumlar olmak zere balk altnda ele almak mmkndr.

187

Her din kendi inan esaslarn sk usullere balamay arzu etse de, hem resmi retinin iinde ihtilaflar sz konusu olur hem de eitli halk inanlar dine mal edilir. rnein kabir azabnn var olup olmad slam limleri arasnda tartma konusu olmu, kader konusundaki tartmalar mezheplerin ortaya kmasna zemin hazrlamtr. Bunlarn yannda toplumlar Mslman olurken kendi inanlarnn bir ksmn yeni dinlerine tamlardr. Baz talara, aalara, dalara kutsallk atfetmek, mezarlarda yatan ahslarn lm ruhlarndan yardm dilemek bunun rneidir. Dinlerin temel uygulamalar olan ibadetler de bir lde sosyo-kltrel yapdan etkilenirler. Bu erevede ibadetlerin yaplma biimi yeni usullere balanr veya ibadet olarak dnlen yeni uygulamalar ortaya kar. Bugn ramazanlarmzn vazgeilmez ibadetlerinden olan hatimler esas olarak Hz. Muhammedin hayatnda bireysel olarak yaplyordu. Ancak hatimler daha sahabe ve tabin zamannda toplu icra edilen merasimler haline gelmitir. Miladi 13. ve 14. yzyllarda vefat eden sultanlar ve limler gibi nemli ahslar iin hatim merasimleri dzenlendii kaynaklarda yer almaktadr. Kuran hatmetmenin hastalklara ifa olduu eklinde bir dnce de zaman iinde gelimitir. Hastalktan kurtulanlar bir kr ifadesi olarak ayrca hatim merasimi yaptrrd. (bn Kesr, 1994: XIII, 534, 542, XIV, 228) Gnmzde insanlarn en ok rabet ettikleri nafile namaz olan teravih namaz ise Hz. Muhammed sonrasnda ibadetlerle ilgili yaplan dzenlemelerin ilk nemli rneini tekil eder. Hz. Muhammedin bu namaz nce cemaatle kldn, daha sonra mminlere farz klnr endiesiyle evinde eda ettii bilinmektedir. Hz. mer zamannda teravih tekrar cemaatle klnmaya balanmtr. Hadis rivayetleri Hz. Muhammedin sekiz rekt teravih kld noktasnda younlayorsa da, Rait Halifeler dneminde klnan yirmi rektlk uygulama yaygnlk kazanmtr. Hz. mer zamannda erkek ve kadnlar iin ayr ayr cemaatler kurulurken, Hz. Osman zamannda bugn olduu ekliyle tek bir cemaat kurulmaya balanmtr. (Olgun, 1963: 74-75) Bugn eitli kitaplarda grlmesi mmkn olan baz mbarek gecelere ait namazlar ise tamamen sonradan ortaya kmtr. rnein Regaib Gecesinde her rektnda bir Fatiha, bir hls ve Kfirun sresinin okunduu toplam otuz rektlk namaz sz konusudur. Berat Gecesinde her rektnda on hls sresinin okunduu yz rektlk bir namaz kaynaklarda yer alr. Oysa hibir muteber hadis eserinde Hz. Muhammedin bu gecelerde zel bir namaz kldna dair rivayet yoktur. Bu namazlar insanlardaki dindarlk eilimlerinin bir sonucu olarak ortaya kmlardr.
Toplumumuzda kandil gecelerinde yaplan uygulamalardan rnekler veriniz.

Din bireyin inan ve ibadetlerinin tesinde toplumsal hayatn hemen btn alanlarnda hkmler koymutur. Bunlar giyim, beslenme, grg kurallar gibi konulardan aile, bo zamanlar, ekonomik ilikiler gibi ok geni bir alana yaylmtr. Bu hkmler zerinde evresel artlarn etkisi ok daha fazla hissedilir. rnein Hanefi hukukular yenilmesi insana iren gelen eyleri caiz olarak grmedikleri iin balk dndaki deniz rnlerinin yenilmesini kabul etmemilerdir. Oysa irenlik greceli bir tutumu ifade eder ve deniz kenarnda yaayan bir topluluk iin bu deniz rnleri iren olmayabilir. Bu konuda tarihte nemli tartmalara konu olan baka bir rnek olarak iktisadi bir konu olan para vakflarn verebiliriz. slam hukukundaki temel yaklama gre parann dorudan kendisinin vakfedilmesi sz konusu deildir. Zira vakf mal para olunca, bunu kullanan kiinin ald paraya karlk nceden belirlenmi bir fazla para vermesi faiz phesini dourmaktadr. Ancak

188

Osmanl Devleti zamannda yaygn olarak para vakfediliyordu ve bunlar vakf gelirleri iinde nemli bir yekn tutuyordu. On altnc yzylda devrin limleri arasnda bu tr vakflarn dince uygun olup olmad tartma konusu olmu ancak neticede para vakflar ksa bir yasaklama dneminden sonra devam etmitir. Zira nakit paraya ihtiyac olan kiiler tefecilere gitmek zorunda kalmyorlar, mahalle vergileri, alt yap hizmetleri, cami ve medreselerin giderleri ounlukla bu vakflar tarafndan karlanyor, esnaf birliklerinin ortak masraflarnn karlanmasnda veya yardmlamalarnda yine para vakflarna bavuruluyordu. Bylelikle o dnemde sadece Anadolu corafyasnda grlen para vakflar zaruret sebebiyle dini olarak da caiz grlmtr. (Bilgin, 2003a: 154-159) Yukardaki rneklerden de anlalaca zere sosyo-kltrel yap, tpk dinin bu yapy etkilemesi gibi dinin toplum tarafndan alglanmasn, yorumlanmasn ve uygulanmasn etkilemekte, toplumsal ihtiyalar, beklentiler ve zorunluluklar yeni dini anlay ve pratiklerin kmasna zemin hazrlamaktadr. Yani gnlk hayat ve dinin karlkl etkileimi geleneksel olduu kadar modern toplumlarlarda kendisini hissettiriyor.

zet
Gndelik hayat ve kltrn zellikleriyle aklayabilmek. Gndelik hayat sanat, din, siyaset, metafizik yaantlar gibi gereklik alanlar iinde ayr bir yeri olan ve hayatmz btnyle kuatan, rutin ilikilerimizi dzenleyen, bireyi her ynyle ekillendiren bir toplumsal gereklik alandr. Dier gereklik alanlarndan izler tar, grnte nemsizdir ama bireyin dnyay alglamas ve yorumlamasnda en nemli alandr. Gndelik hayatn kltr bu gereklik alan iinde bizim nasl yaayacamz gsterir. Bu kltr bir taraftan geleneksel kltre, dier taraftan ise popler kltre dayanr. Birey gndelik hayatn kltrn kltrleme sreci iinde kazanr. Gelenek ve din ilikisini aklayabilmek. Gelenek bir toplumun tarihinde ok uzun sreler sonucunda oluan dnme ve yaama biimidir ve kltrn en nemli parasn oluturur. Dinin tamamen kltrel bir rn olduu veya kltr btnyle ekillendirdii eklindeki dnceler bugn sosyolojik adan ispatlanmas mmkn olmayan, ounlukla ideolojik yaklamlardr. Din genelde gelenekle paralel izgide dnlr. Oysa dinler ilk ortaya ktklarnda gelenekle atrlar, topluma hkim olduktan sonra ise gelenekle byk lde btnleirler. Ancak gelenek-din atmas her zaman iin devam eder. Zira toplum iinde dinin resmi retisiyle rtmeyen ama yaygn olarak kabullenilen inan ve uygulamalar srekli var olagelmitir. Kitab din ve halk dinini ayrt edip, bu erevede dinin gndelik hayattaki tezahrlerini listeyebilmek. Kitab din dinin yetkili olarak grlen kurulularnca veya otoritesi kabul edilen ilahiyatlarnca ortaya konan din anlaydr. Neticede bu da dinin bir yorumu olmakla birlikte konunun uzmanlarnn byk ldeki uzlamasna dayanr. Halk dini ise kitab dinin inan ve uygulamalarnn yannda farkl inan ve uygulamalarla toplum iinde yaanan dindir. Bunlar ilahiyatlar tarafndan bidat olarak grlse de geni toplum kesimleri tarafndan yaatlrlar.

189

slam dininde alt iman esas ve namaz, oru, hac gibi ibadetler kitab dine uygun rneklerdir. Trbelerdeki ahslardan veya aalardan, kayalardan medet ummak, muska yaptrmak, kurun dktrmek v.b. halk dini uygulamalardr. Dinin kltr zerindeki etkisini aklayabilecek ve gndelik hayattan rnekler karabilmek. Kltrler tarih geliimleri iinde corafya, doal olaylar, sava ve g gibi olaylarn yannda youn bir ekilde dinden etkilenmilerdir. Dinin kltr zerindeki kuvvetli etkisi bireylere bir anlam dnyas sunmas, bireysel tecrbenin topluma ynelerek hzl bir ekilde rgtlenebilmesi, toplumu btnletirmesi ve inan ekseni etrafnda sanatsal ve mimari gelimelere yol amasna dayanr. Dinin etki alanlarnn banda zihniyetimiz gelir. Bunun yannda dini kaynakl isimler, yeme-ime alkanlklarmz, herhangi bir ie balarken besmele ekmemiz, evlerimizdeki dini nitelikli eyalar, snnet, evlilik, lm gibi olaylardaki dini uygulamalar, dini gnler ve bayramlardaki toplumsal coku bu etkiyi gstermektedir. Sosyo-kltrel yapnn din zerindeki aklayabilecek ve rnekler verebilmek. Din ve kltrn karlkl etkileimi srecinde sosyo-kltrel yapnn dini etkilemesi sz konusudur. Bireylerdeki dindarlk eilimleri, pratik ihtiyalar ve dier kltrlerle temas bu etkilenmenin altndaki temel faktrlerdir. Din inan, ibadet ve dier toplumsal kurumlarla ilgili kurallarnda bu etkilenmeyi yaar. Bugn Hdrellez kutlamalar, Mevlid Kandili, dinle zdeletirilen minare ve kubbe gibi mimar eler, Cuma ezan, kabuklu deniz hayvanlarnn yenmemesi gibi uygulamalar bu etkiye rnek olarak verilebilir.

Kendimizi Snayalm
1. Bireyin toplumu meydana getiren maddi-manevi eleri ve bunlar nasl kullanacan renme srecine ne ad verilir? a. Sosyalleme b. Bireyleme c. Kltrlenme d. Kltrleme e. Sosyal renme 2. Gelenek-din ilikisi ile ilgili aadaki yarglardan hangisi yanltr? a. Gelenein en nemli zellii dinselliidir. b. Kurucu Peygamberler gelenekle atma yaarlar. c. Din gelenein en nemli belirleyicilerinden biridir. d. Din topluma hakim olduktan sonra gelenekle tam olarak rtr. e. nsanlarn dindarlk eilimleri gelenek iinde din otoritelerince bidat olarak grlen uygulamarn kmasna sebep olabilir.

190

3. Dini kurulularn ve ilahiyatlarn sylemlerinin yannda dinin gelenek iinde ald biime ne ad verilir? a. Halk dini b. Kitab din c. Resm din d. Bidat e. Hi biri 4. Aadakilerden hangisi dinin kltr zerinde gl bir etki oluturmasnn nedenlerinden biridir? a. Hak din oluu b. Toplumdaki okur yazarlk orannn yksek oluu c. Mabet saysnn fazlal d. Toplumun st tabakalarnn dindarl e. Sanatsal, edebi, mimari gelimelere yol amas 5. Aadakilerden hangisi sosyo-kltrel yapnn din zerindeki etkisine rnek olarak verilemez? a. Hdrellez kutlamalar b. ocuklarn snnet ettirilmesi c. Mevlid Kandili d. Mabet mimarisi e. Hatim merasimleri

Kendimizi Snayalm Yant Anahtar


1. c 2. d 3. a 4. e 5. b Yantnz doru deilse, Gndelik Hayat ve Kltr konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Gndelik Hayatta Dinin Tezahrleri konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Gndelik Hayatta Dinin Tezahrleri konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Kltrn Din Temelleri konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Sosyo-Kltrel Yapnn Dine Etkisi konusunu yeniden okuyunuz.

191

Sra Sizde Yant Anahtar


Sra Sizde 1 ocuk oyunlar, cirit gibi yetikin elenceleri, sohbetlere katlma geleneksel bo zaman etkinlikleridir. Bilgisayar oyunlar, televizyon dizileri, profesyonel futbol malar popler kltre dayal bo zaman etkinleridir. Sra Sizde 2 Trbede metfun ahsa niyazda bulunmak, trbenin veya sandukann, etrafnda dnmek, duvarlarna el srmek, duvarlar pmek, gece trbede yatmak, trbenin topran almak, adak adamak. Sra Sizde 3 Mahremiyet anlay gerei evlerde antreden salona ve dier odalara girilmesi, ayakkabyla eve girilmediinden dolay ayakkablk bulunmas, tuvaletlerin kbleye dnk olmamas, tuvaletlerle temizlik amacyla su tertibatnn olmas. Sra Sizde 4 Minarelerin klandrlmas, mahyalarn aslmas, kandil simitlerinin piirilmesi, gndz oru tutulmas, ocuklara eker, para veya mum verilmesi, ikili meknlarn kapatlmas, akam ve yats namazlar iin camilere gidilmesi, tebrikleme.

Yararlanlan Kaynaklar
Berger, P. L., T. Luckmann (2008), Gerekliin Sosyal nas, ev. V. S. tle, stanbul: Paradigma Yaynclk. Bilgin, V. (1999). Gerileme ve k Devri Osmanl Zihniyeti, Osmanl VII, Ankara: Yeni Trkiye Yaynlar. Bilgin, V. (2003a). Fakih ve Toplum, stanbul: z Yaynclk. Bilgin, V. (2003b). Dinlerin Yoksulluu Alglay zerine Bir nceleme, Yoksulluk II, stanbul. el-Belzur (2002). Fthul-Buldn, ev. M. Fayda, Ankara: Kltr Bakanl. Evliya elebi (1999). Evliya elebi Seyahatnamesi 2. Kitap, Haz. Z. Kurun ve di., stanbul: Yap Kredi Yaynlar. Eyice, S. (1991). Ayasofya, slm Ansiklopedisi IV, stanbul: Trkiye Diyanet Vakf. Hamidullah, M. (1991). slm Peygamberi I, (ev. S. Tu), stanbul: rfan Yaymclk.

192

Has, K. (2005). Sembolizm ve Ha, Ankara: lahiyat Yaynlar. bn Cbeyr (2003). Endlsten Kutsal Topraklara, ev. smail Gler, stanbul: Selenge Yaynlar. bn Kesr (1994). el-Bidye ven-Nihye Byk slm Tarihi, ev. M. Keskin, stanbul: ar Yaynlar. Kkta, M. E. (1997). Din ve Siyaset, Ankara: Vadi Yaynlar. Olgun, T. (1963). Mslmanlkta badet Tarihi, stanbul. Pekolcay, A. (1993). Mevlid, Ankara: Trkiye Diyanet Vakf. Sarkolu, E. (2002). Balangtan Gnmze Dinler Tarihi, Isparta: Faklte Kitabevi. Tylor, Edward B. (1920). Primitive Culture I, USA: John Murray.

193


Amalarmz
Bu niteyi tamamladktan sonra; Din gruplamalarla ilgili kavramlar tanmlayabilecek, Yeni dini hareketlerin temel zelliklerini aklayabilecek, Yeni dini hareketleri birbiriyle karlatrabilecek, Yeni dini hareketlerin ortaya k, geliimi ve toplumsal etkilerini aklayabilecek, lkemizde etkinlik gsteren yeni dini hareketleri listeleyebileceksiniz.

Anahtar Kavramlar
Yeni dini hareketler Din gruplar Mezhep Kilise Karizmatik liderlik

neriler
Bu niteyi daha iyi kavrayabilmek iin okumaya balamadan nce; Din gruplar ifade eden kavramlar Batda kullanld biimiyle anlamak iin Bryan Wilsonun Din Mezhepler (stanbul, 2004) isimli kitabna bavurunuz. nver Gnayn Din Sosyolojisi (stanbul, 1998) adl kitabndaki Din Gruplar konusunu inceleyiniz.

194

Yeni Din Hareketler


GR
On dokuzuncu yzyl sosyal bilimcilerinin byk ounluu dinin toplum iindeki etkisinin azalmas zerine odaklanmlard. Bu yzden yeni yeni ortaya kan dini hareketleri marjinal gruplamalar olarak grdler ve ciddi anlamda incelenmeye deer bulmadlar. Bu tutum yirminci yzyln ilk yarsnda da devam etti. Ancak kinci Dnya Savann sona eriinden sonra, Bat dnyas sosyal, siyasal ve ekonomik anlamda istikrar kazanmaya baladnda yeni dini hareketlerin hzla ortaya kna tanklk etti. zellikle Amerika Birleik Devletlerinde 1970lerden sonra Evanjelik hareketin siyasal alanda da sz sahibi olmaya balamas, ister istemez sosyal bilimcilerin yeni dini hareketlere odaklanmalarna sebep oldu. 1980lerden sonra geriye dnk deerlendirmeler bu odaklanmann ne kadar nemli olduunu aka ortaya koydu. rnein ngilterede 1945-1985 yllar arasnda 400 yeni dini grubun ortaya kt tespit edildi. Amerika Birleik Devletlerinde ise sadece 1987-1988 yllarnda 400 yeni grup kaytlara geti. Din sosyolojisinin ana ilgi odaklarndan birisi dini anlamdaki gruplamalardr. Her inan bir topluluk iinde hayata geer. lk dini grubun oluumu gibi, daha sonraki evrelerdeki dini gruplamalar da toplumsal sebep ve sreler ierisinde din sosyolojisi tarafndan incelenir. Bu adan din sosyolojisi ilahiyat disiplininin dier alanlar ile ortak inceleme konularna sahiptir ve sk bir iliki ierisinde olmak zorundadr. slm ilahiyat rneinde bu dier disiplinler tarih, kelam ve mezhepler tarihidir. Ancak sosyoloji disiplini konuyu kendi yntemleri ve problematii iinde incelediinden dolay farkl kavramlar kullanr. lahiyat terminolojisinde din, mezhep, tarikat gibi kavramlar sz konusu iken sosyoloji dini grup ve dini hareket kavramlarn tercih eder. Bu nitede ncelikle bu kavramlar aklanacak, sonra sosyolojik adan dini gruplar ele alnacak ve son olarak da kresel anlamda yaygnlk gsteren ve lkemiz zerinde de etkilerini hissettiimiz yeni dini hareketlerden rnekler verilecektir.

TEMEL KAVRAMLAR
lahiyat disiplininde din denince ana inan yaps anlalr. Bir dini dierlerinden ayran en nemli husus akidesidir (inan esaslardr). Ancak salt inan bir dinin var olabilmesi iin yeterli olarak grlmez. Bunun yannda bir ibadet sistemi olmal ve bu inan bir dini toplulua sahip olmaldr. Mezhep bir

195

dinin inan ve uygulama alanndaki farkl yorum veya itihatlardr. Mezhep mensuplar arasnda da aynen dinde olduu gibi, farkl bir mezhebe ballk konusunda bilin sz konusudur. Tarikat ise inan veya dini pratikler dzeyinde yksek bir farkllama sz konusu olmakszn, dini daha iyi yaamak gayesiyle bir liderin etrafnda bir araya gelen kk oluumlardr. phesiz slmda tarikat tasavvuf anlamda bir gruplamay ifade eder. Sufiyane bir tarzda olmakszn da insanlar eitli gruplar oluturabilirler. Hristiyan dncesi asndan konuya bakldnda mezhep kavramnn din kavramna doru kayd grlr. Hristiyanlktaki Katoliklik veya Ortodoksluk slmiyetteki Hanefilik veya afiilik gibi deerlendirilmez; aksine bir Hristiyan mezhebi kendisini artk mstakil bir din gibi grr ve ancak kendi dncesine inanan kiinin kurtulua ereceini kabul eder. Mezheple i ie gemi dier bir kavram ise kilisedir. Gndelik Trkemizde Hristiyanlarn mabedi olarak bilinen kilise aslnda pek ok anlama gelir. Kilise en bata btn Hristiyan inancn ve topluluunu ifade eder. Bu yzden esas kilisenin Katoliklik olduu, ondan ayrlm olan her grubun mezhep olduu eklinde deerlendirmeler de yaplmtr. Bu deerlendirmede mezhebe olumsuz anlam yklenmektedir. Oysa hi kimse kendi inancn olumsuz olarak grmez. Bu yzden mezhep olarak grlen oluumlar kendilerini ayn zamanda bir kilise olarak da grrler. Nitekim Protestan Metodist Kilise iinde ortaya kan yeni oluum adn Yedinci Gn Adventist Kilise olarak kabul etmitir. Bugn Mormonculuk olarak bilinen oluum ise resmen hir Zaman Azizleri Kilisesi adn tar. O halde kilise bir dini dnce etrafnda rgtlenmi kurumsal yap olarak tanmlanabilir. Bunlarn yannda Hristiyan terminolojisinde Trkeye tarikat olarak evrilen cult ve sect kavramlar da sz konusudur. Bu kavramlarla ifade edilen gruplar henz mezhep aamasna gelmemi, yani dnce ve uygulama olarak olgunlua erimemi oluumlardr. Ancak kendilerini kilise olarak isimlendirebilmektedirler.
Hristiyan dncesinde ana Hristiyan mezhepleri ile Protestanln altndaki Anabaptiznm, Metodizm gibi mezhepler ayr kavramlarla ifade edilir. Ana mezhepler ngilizcede confession, Protestan alt mezhepleri ise denomination olarak tanmlanr. slm dnyasnda bu kavramlarn ayr ayr karl olmad iin mezhep denilmektedir.

Din sosyolojisinde ise kuatc bir kavram olarak dini grup tercih edilmektedir. Ancak dini grubu anlayabilmek iin ncelikle sosyal grup kavramna deinmek gerekir. Sosyal grup toplumsal ihtiyalarn karlamak iin bir araya gelen, aidiyet bilinci tayan, birbirleri arasnda sk iletiim olan, belirli bir hiyerariye ve normlara sahip, buna bal olarak toplumsal yaptrm uygulayan, grece sreklilie sahip insan topluluudur. Ancak bir gruplama sz konusu olmadan da insanlar eitli biimlerde bir araya gelirler. rnein yeni alan bir maazann ilk gn indiriminden faydalanmak iin sabah erkenden sraya giren yzlerce kii ortak bir amala bir araya gelen, beklemeyle ilgili kurallara riayet eden, birka saatlik de olsa bir sreklilik gsteren bir topluluktur ancak henz bir grup oluturacak dzeyde deildirler. Bu tr topluluklara yn ad verilir. Bu kiiler kendileri gibi olan tketicilerle eitli ortamlarda bir araya gelip dncelerini kamuoyuna ifade etmeye, bu ynde eylemde bulunmaya balarlarsa sosyal hareket olarak nitelendirilirler. O halde sosyal hareket bir taraftan eyleme ynelik bir dnce olarak dier taraftan da bir dnce erevesinde bir araya gelen ve eylemde bulunan ancak grup rgtlenmesi tamayan insan topluluu olarak tanmlanabilir. Dnya leinde bilinen rnekler vermek gerekirse evrecilik bir hareket, bu dnce iin bir araya gelen Greenpeace gibi rgtler ise birer sosyal gruptur.

196

Konumuz asndan bakldnda bir dinin oluumundan sonra ortaya kan mezhepler hareket olarak deerlendirilebilir. Ancak tarikatlar birer gruptur. Tasavvuf anlamda bir gruplama sz konusu olmasa da, lkemizde cemaatler olarak bilinen oluumlar da birer dini gruptur. Bu tanmlar erevesinde baktmzda, rnein Amerika Birleik Devletlerinde on dokuzuncu yzyln sonlarnda ortaya kan ve Hz. sann yeniden dnyaya geleceini iddia eden Adventizm bir dini harekettir. Ama bu hareket iinden Yedinci Gn Adventistleri veya Yehova ahitleri birer dini gruptur. Her bir grubun ierisinde, aykr bir dnceye bal olarak yeni hareketler ortaya kabilir ve bunlar da daha sonra gruplaabilirler.
Konunun daha iyi anlalabilmesi iin siz de slm dnyasnda yukarda ad gemeyen mezhep ve tarikat rnekleri vererek aralarndaki ilikiyi aklaynz.

YEN DN HAREKETLERN SOSYOLOJS


Bir toplumsal hareketin douu, geliimi, gruplamalar, bu srelere etki eden faktrler, gruplar arasndaki benzerlik gsteren zellikler, tipoloji ve benzeri konular din sosyolojisinin konuya yaklamnn ana hatlarn oluturur. nitenin bu ksmnda yeni dini hareketlerin temel zellikleri, tipolojisi, ye toplamaya etki eden faktrler ve son olarak etkileri zerinde durulacaktr.

Yeni Din Hareketlerin Temel zellikleri


Bir sosyal hareket veya sosyal grup incelenirken hareketin oluumu, liderlik, kurumsallama, hareketin veya grubun geirdii dnmler, paralanma ve yeni hareketlerin veya gruplarn k gibi olgulara dikkat etmek gerekir. Gerek tarihsel byk dinler gerekse kk lekli yeni dini hareketlere bir btn olarak bakldnda benzer ynlerinin olduunu, benzer srelerden getiini grrz.

Dinin Temel esi: nan, badet ve Cemaat


Bir dini hareket karizmatik bir dini liderin etrafnda geliir. Din lider ya toplumdaki mevcut dini yapya kardr ya da iinde yetitii dinin baz yorum ve uygulamalarn kabul etmemektedir. Bylelikle yeni bir din, yeni bir mezhep ya da tarikat ortaya kar. Her dini hareket mutlak surette belirli inan esaslarn (itikat) ngrr. Dinbilimcilerinin genel kabulne gre, bir harekete din denilebilmesi iin inan, dini pratikler ve cemaat olmak zere en azndan temel unsurunun olmas gerekir. Yeni dini hareketin inan esaslar da ounlukla ana dini ktlenin inancyla paralellik gsterir, ancak baz noktalarda farkllklar tar. Yeni dini hareketlerde benzerlik gsteren en nemli inan konular hir zamanda yaanld, kyametin gittike yaklat ve bir kurtarcnn (Mesih) gelmekte olduudur. Kendi liderlerinin Mesih olmasa bile seilmi insan olduuna, Tanrdan vahiy aldna inanrlar. rnein Hristiyanlkta bir kiinin Tanrdan vahiy almas, yani Peygamber olmas olaan karlanr. Ancak Mesihlik ok daha st makam olarak dnldnden Mesih olduunu iddia eden kiiye kendi grup yeleri dnda inanlmaz. Hibir inanc dayatmadn syleyen dini hareketlerde bile aslnda gizliden gizliye o hareketin doduu ana dinin izleri vardr. rnein Hinduizmin

197

eitli yoga teknikleriyle meditasyon ad altnda tananlar, bir sre sonra Hint dini felsefesine gei yaparlar. Kutsanm nikh treniyle herkese kaplarn aan Mooncular bir sre sonra kendi Kitab- Mukaddes yorumlarn da telkin ederler. Din hareketler ayn zamanda belirli ritellere, yani ayinlere sahiptirler. Ritelin en nemli zellii grup yelerini bir araya getirmesi, onlara grubun tarihini hatrlatmas, aidiyet bilinci oluturmas ve manev anlamda bir tatmin salamasdr. badet edilmeyen hibir dini hareketten sz edilemez. nanlan mukaddes varla sadece elleri kaldrp dua etmek veya yoga yapmak da esasnda bir ibadettir. Din hareketin dier bir nemli esi ise inananlar topluluudur (cemaat). Din sadece bireyin mukaddes varlkla olan irtibatn dzenlemez, ayn zamanda mminin dier inananlarla olan ilikilerini de dzenler. Cemaat, yeni dinin ayakta durmasnda ibadetler kadar nemli rol oynar. Zira mminler birbirleri ile dayanma halinde dinlerini yaatrlar. lk dini hareket olduka kk bir cemaate sahiptir. Genelde bu harekete katlanlar dini liderin tand insanlar veya yaknlardr. Baz liderler cemaatlerini kurmada zel stratejiler izlerler. ok varlkl, yksek stat sahibi kiilere ulap ksa zamanda maddi olarak glenme dncesinin yannda toplum tarafndan dlanm, bir ekilde mahrumiyet ierisine dm insanlara ulap ksa srede say olarak glenme dncesi de sz konusudur. rnein Amerika Birleik Devletlerinde Halkn Mabedi tarikatn kuran Jim Jones (19311978) daha ok yoksullara, uyuturucu kullananlara, hastalara, eski mahkmlara ve siyahlara ynelmiti.

Liderlik
Din hareket lider etrafnda ekillenir. Merkezde lider olup, sonra yakn ballar, daha sonra da uzak ballar gelir. Cemaatin en dnda ise sempati besleyenler yer alr. Bunlar henz cemaatin iinde deildirler ancak girmeye en yakn insanlardr ve cemaat onlar kaybetmek istemez. Yakn ballar liderin koruyuculardr. Liderin olaanst zelliklerini dierlerine anlatan, liderlerinin hatalarn rtenler bunlardr. Liderin gerekte olaanst biri olmadn da ilk fark edenler bu kk gruptur ancak cemaatin devam iin bunu gizlerler. Bu ancak cemaat ii liderlik mcadelesi ba gsterdiinde aa kar. Bu yakn ballar liderin vefatyla birlikte muhtemel lider adaylar olarak birbirleri ile rekabete girerler ve yeni gruplamalarn olumasna sebep olurlar. Liderlik dini hareketlerde merkezi rol oynar. Lider kendisinde olaanst haller olduunu veya Tanr tarafndan seilmi insan olduunu iddia eden kiidir. Kendisine inanm, evresini etkileme gcne sahip ve sra ddr. Sosyal bilimlerde bu tipler karizmatik lider olarak isimlendirilir. Ancak liderin bir grubu btn ynleriyle ynetmesi mmkn olmayabilir. Bu takdirde yakn ballar arasndan karizmatik lidere yardmc olacak dier lider tipleri gerekir. Ynetsel lider denilen bu kiiler rgtleyici yeteneklere sahiptirler ve karizmatik liderin otoriter grntsnn altnda grubu idare eder, finansman konularyla ilgilenir, grubun faaliyetlerini dzenlerler. Yedinci Gn Adventistlerinin peygamber olarak kabul ettii Ellen G. Whiten kocas James White buna tipik bir rnektir. Kendisi bir taraftan vaizlik yaparken dier taraftan karsnn konferans faaliyetlerini dzenliyor, ayn zamanda da hareketin dergisini karyordu. Benzer biimde Yehova ahitlerinin

198

kurucusu karizmatik lider Charles T. Russelden sonra gelen Joseph F. Rutherford tam anlamyla ynetsel lidere rnektir. Zira liderlerinin skandallar ve lmyle birlikte dalma srecine giren grubu bir arada tutmay baarmt. Bunun yannda gruba yeni bir isim verip, yeni slogan ve propaganda taktikleriyle hzl bir biimde bymesini salamt. Karizmatik liderler srekli olarak ar bir coku iinde olduklarndan dini hareketin inan esaslar ve dier uygulamalarn deiiklik gstermesi normal karlanr. Ancak kurucu karizmatik liderin lmnden sonra peinden gelen hareket liderleri, kurucu lideri bir peygamber biiminde kutsallatrarak cemaatlerini daha dzenli bir hale sokmaya yani kurumsallatrmaya alrlar. Bu srete inan esaslar ve dini pratikler kesinlie kavuturulur. Grup ynetimi ve grup ii ilikiler kurallara balanr. Grup genileyen nfusu, finans imknlar, sahip olduu mabetler, hastaneler ve okullar gibi kurulularla bata yneticiler olmak zere baz grup yelerinin artk geim kayna haline dnr. Grubun daha dzenli bir ekilde devam ettirilmesi hem yeni yeler kazanma, hem kamuoyunu kendi lehlerine evirme hem de kendi kiisel yararlar iin gerekli grlr.

Resim 9.1: Karizmatik lider rnekleri: Solda Hare Krina lideri Prabhupada, sada ise Beatles grubunun yeleri ile Maharishi.

Blnme ve Yeni Gruplarn Ortaya k


Karizmatik liderden sonra balayan kurumsallama sreci ayn zamanda blnme ve paralanmalar da beraberinde getirebilir. Byk dinlerin srekli olarak mezheplere blnmesi gibi, yeni dini hareketler de benzer sreleri yaarlar. Hareketin blnmesindeki en nemli faktr karizmatik liderin lmdr. Bundan sonra liderin yerine kimin geecei tartmalar balar. Bu konuda kurucu liderin ailesi ile hareketin ynetici kadrosu arasnda ekimeler grlr. Amerikadaki Mormon Kilisesinin lideri Joseph Smith ldrldnde, iki nemli danman arasnda liderlik mcadelesi balam, daha sonra bu mcadeleye Smithin kardei William Smith de katlmt. Benzer bir ekilde daha sonra Kral David Tarikat olarak anlacak grubun lideri Louis Roden yerine David Koreshi brakmak isterken, olu George Roden hareketin liderlii iin mcadele etmitir. Blnme ve paralanmann dier bir nemli sebebi ise inan ve uygulama konusunda ana dini cemaat ile farkl dnmektir. Byle dnenler grup ierisinde yeni bir hareket balatm olurlar.
Yeni dini hareketlerdeki hir zaman ve Mesih inanlar arasndaki ilikiyi aklaynz.

199

Yeni Din Hareketlerin Tipolojisi


Batda ortaya kan yeni dini hareketler eitli biimlerde tasnif edilmitir. Sosyolojik perspektiften bakldnda dnyay reddeden, dnya ile uzlaan veya dnyay kabul eden hareketler eklinde bir ayrm yaplr. R. Wallisin bu ayrmna gre, dnyay reddeden dini hareketler sekler (dnyev) olan herhangi bir yaplanmaya kardrlar. Tavizsiz bir akideye ve ahlak prensiplere sahiptirler. Bir dini otoritenin nderliinde yakn ilikilerin olduu bir cemaat hayatn srdrrler. Hare-Krina hareketi ve Moonculuk bu tr hareketler olarak kabul edilir. Dnyay tasdik eden dini hareketler dnya ile gndelik balarn koparmadan zihinsel, psikolojik ve fiziksel problemleriyle ba etme, daha huzurlu bir hayat peindedirler. nan, ibadet hayat ve cemaat oluturma konusunda rahat bir grnt sergilerler. Transandantal Meditasyon bu anlaya rnek verilebilir. Dnya ile uzlaan dini hareketler ise manev ve dnyev hayat tarz arasnda bir ayrm yaparlar. Dini bireysel bir hayat tarz olarak grp modern dnyada maneviyat eksiklii olduunu iddia ederler. Temelde kar ktklar nokta ilevini tam yerine getirmediklerini dndklerini yerleik dini kurumlardr. Yeni-Pentekostalistler bu anlaya rnektir. (Kse, 2006: 22-23) Bir baka adan yeni dini hareketler kiisel geliimci veya toplumsal dnm amalayan hareketler eklinde tasnif edilebilir. Ancak dini hareketler zaman ierisinde deiimler geirmekte ve stratejilerini deitirebilmektedirler. Bu yzden onlar snflandrmak her zaman iin problemli olmutur. Gnmzdeki dini hareketler ounlukla ana dini ktleden kopan ancak eitli derecelerde olmakla birlikte ana yapya benzerlik gsteren akmlardr. Henz hi birisi mstakil ve byk bir din olma potansiyelini tamamaktadr. Zaten yeni dini hareketlerin nemli zelliklerinden birisi de uzun sreli bir istikrar gsterememeleridir. Srekli deikenlik gsteren bu hareketleri daha kuatc bir biimde kkenleri itibaryla snflandrmak daha doru olacaktr. Burada yaplan tasnifin Batda ortaya kan hareketlere dayanmas eletiri konusu olabilir. Ancak yeni dini hareketler modern Bat toplumlarnn yapsnda bir ekilde kendisini gsteren ve buradan dnyaya yaylan akmlar olma zelliine sahiptir. Yeni dini hareketler ierisinde nemli yer tutan Uzakdou kkenli akmlar bile ncelikle Bat dnyasnda kendilerine yer bulmaya, oradan da dnyaya yaylmaya almaktadrlar. slm dnyas hala gl olan dini-sosyal yaps nedeniyle kendi ierisinde bu derece farkl hareketlerin kmasna imkn vermemektedir. Konunun ilgin yn tasavvuf yaant gibi slm hayat tarzlar bile ncelikle Batdan balamak zere dnyann dier merkezlerine ulama hedefindedir. Bu aklamalar erevesinde esas olarak Batdan dnyaya yaylan yeni dini hareketleri u balklar altnda da snflandrabiliriz: a. Hristiyanln yeni yorumuna dayanan hareketler (Tanrnn ocuklar, Mormonlar gibi). b. Uzakdou kkenli olup Batda yaygnlaan hareketler (Zen Budizmi, Hare Krina gibi). c. Kiisel geliimci olup Hristiyanla veya dier dinlere ilgisiz olan hareketler (Sayentoloji gibi). Ancak bu ayrm da artk yetersiz kalmaktadr. Zira artk slm lkeleri kkenli olup veya kiisel geliimci olarak da nitelendirilmeyecek gruplar

200

ortaya kabilmektedir. Aikido Yeniden Dirilme ehri, Meher Baba, lahi Nur, eitli suf hareketleri, slam Milleti bunlar arasnda saylabilir. (entrk, 2004: 60).
Tasavvufa dayal olarak Batda geliim gsteren hareketler hangi hareket tryle benzerlik gstermektedir?

Yeni Din Hareketlere Katlm ve Byme


Yeni dini hareketlerin Bat Avrupa ve zellikle Kuzey Amerikan toplumlarnda ortaya k dikkat ekicidir. Zira bu toplumlar eitim, i, iltica gibi amalarla dnyann her yerinden gle gelen insanlara kaplarn am ve homojenlikten kmlardr. Bunun yannda modernleme sreci ile birlikte hzl ehirleme, aile kurumunun zayflamas, bireyci dncenin hkim olmas gibi etkenler de toplumda yeni dini hareketlerin kolaylkla ortaya kmasna zemin hazrlamtr. Amerika Birleik Devletleri rneinde olduu gibi, bir din kurmann brokratik adan dernek kurmak kadar kolay olmas da bu hareketlerin oalmasnda etkin olmutur. Yani sosyal ve hukuk adan Bat lkeleri yeni dini hareketlere aktrlar. Bu hareketlere farkl sosyal kategorilerden, yani farkl cinsiyet, ya, eitim, meslek durumundan insanlar katlmakla birlikte dikkat eken esas nokta gen nfusun daha fazla ilgi gstermesi, hareketlere katlm ve ayrlma noktasnda bir devingenliin grlmesidir. zellikle belirli yalardaki genler bu hareketlere ilgi duymakta, ancak bir sre sonra bu hareketlerin beklentilerine cevap verememesi nedeniyle ayrlmaktadr. Bu sebeple Alman sosyal biliminde yeni dini hareketler genlik dinleri olarak isimlendirilmilerdir. nsanlarn yeni dini hareketlere ynelmesine ve bu hareketlerin oalmasna veya yaygnlamasna sebep olan faktrleri u ekilde sralayabiliriz:

Mahrumiyet
Yeni dini hareketlerin taraftar toplamas ve gelimesi konusunda zerinde durulan en nemli husus mahrumiyettir. Bir baka ifadeyle bu hareketlerin daha ok eitli ekillerde mahrumiyet duygusu yaayan insanlarca tercih edildii iddia edilmektedir. Mahrumiyete sebep olan faktrler ise ok eitlidir. Mahrumiyet duygusu yaratan faktrlerin banda psikolojik problemleri sayabiliriz. Kiinin kendisini hayata balayan bir gcn kalmamas, niin yaadna dair anlamszlk problemiyle kar karya kalmas, gven duyabilecei, desteklerini her zaman yannda hissedebilecei insanlarn olmamas (yalnzlk) psikolojik faktrlerdir. Beden kusurlar nemli bir mahrumiyet faktrdr. Bir hastala yakalanan veya fizik engellilii bulunan kiiler kendilerinin bana bu durumun niye geldii sorusuna ynelirler, destek bulabilecekleri ortamlar ararlar. Bunun yannda gemi yaantsndan veya zararl alkanlklarndan dolay dlanan kiilerin de yeni dini hareketlere katld grlr. Bu hareketler psiko-sosyal desteklerle mahrumiyet duygusunu yok ettikleri gibi, bu duygudan dolay kendisini deersiz hisseden kiiye nemli roller ve sorumluluklar ykleyerek zgvenlerini tekrar kazanmalarna yardmc olurlar. Gemilerinde toplumca deersiz, yetersiz, baarsz, kt olarak grlen ve kendileri de bir derece bu duygulara sahip olan insanlar bir anda seilmi insan, Tanrnn zel kullar duygusuna sahip olurlar.

201

liki Alar
Yeni dini hareketlere katlm ve geliimde bireysel ilikiler nemli rol oynamaktadr. Hareketin iinde bulunanlar uzun sreli arkadalklara sahiptirler. Yeni yeler bulmak hedeflenirken de ncelikle yakn insanlara gidilir. Bireyler genelde bu tr hareketlere phe ile baktklarndan gven telkin edebilmek ok nemlidir. Bireyler yaplar gerei kurduklar olumlu ilikileri hemen bozma eiliminde deildir. Bylelikle gven esasna dayal salkl ilikiler yeni dini hareket bnyesine tanm olur.

Ahlak ve Sosyal Belirsizlikler


Bireyler ahlak deerlere sahiptir ve bunlarn bir ksm sosyal gelimelerin ahlak bir kntye sebep olduu kanaatindedirler. Siyasi veya sosyal anlamda ortaya kan krizler, belirsizlikler, kesin ahlak normlardan greli yaklamlara gei pek ok insan iin tedirginlik vericidir. Yeni dini hareketler genelde alternatif bir hayat tarz ve kesin ahlak ilkeler ngrdklerinden k yolu arayan insanlar ekerler. Gl liderlik zellikleri de endie iinde olan bireye toplumun kurtulaca, gelecein daha iyi olaca konusunda mit verir. Amerika Birleik Devletlerinde dini hareketlerin younluunda yukarda saylan faktrlerin hemen hepsinin nemli rol oynad aka grlr. Amerikan toplumunda kinci Dnya Savandan sosyal refah hzl bir ekilde artmtr. Gelir dzeyinin hzla ykseldii, temel ihtiyalarnn rahatlkla karland bir tketim toplumuna dnen ABDde kapitalist dnya grnn getirdii anlam problemleri ba gstermeye balamtr. Yani hayatn anlamnn ne olduuna ilikin sorular daha sk sorulmaya balanmtr. 1960lardan itibaren toplumsal anlamda ahlak grecelik artm, hippi genlik gruplar yaygnlamaya balam, mevcut sisteme eletiriler younlamtr. Buna bir de Amerikann Vietnam Savana girmesi eklenince ciddi bir belirsizlik durumu ortaya kmtr. Bylelikle 1970ler bir taraftan Hristiyan Fundamentalist Evanjelik hareketlerin dier taraftan da Uzakdou kkenli hareketlerin toplumun her katmanna girdii dnem olarak ykselmitir. Yeni dini hareketlerin hzl bir biimde bymesi konusunda birden ok faktr iine alan genel bir yaklam olarak Wuthnow ve Lawsonn Kltrel Eklemlenme Teorisine burada yer vermek uygun olacaktr. Yeni dini hareketler zerinde uzman olan bu iki sosyologun Amerika Birleik Devletlerindeki Hristiyan Fundamentalistler zerine gelitirdikleri teori bu hareketlerin geliimi ve deiimini anlamak noktasnda geni bir bak as sunmaktadr. Teorinin iki temel nermesinden sz edebiliriz: 1. deolojik hareketler belirli sosyal balamlarda tam kendilerini bulurlar. 2. Sosyal hareketler evresel artlara eklemlenme sreci sonunda yeni bir yap ve ierik kazanrlar. Bir sosyal hareketin ortaya knda evresel faktrler nemlidir. Yani o lkenin ya da toplumun demografik, iktisadi, siyasi, corafi, dini ve kltrel yaps mutlak surette hareket zerinde etkili olur. Yeni dini hareketlerin Amerika gibi yeni kurulan toplumlarda, New York gibi kozmopolit ehirlerde, heterojen nfusa sahip yerlerde ortaya k bunun ak rneidir. deolojik

202

hareketler iin toplumun yaps, zihniyeti, hogr durumu, ikyeti olunan durumlar (ahlak belirsizlik, fakirlik, rk ayrm, krizler), iletiim aralar vb. potansiyel kaynaklar oluturur. te nc ve ok nemli bir faktr olarak liderler bu evresel faktrler iindeki potansiyel kaynaklar en iyi biimde deerlendirip retilerini ortaya koyarlar ve insanlar evrelerine toplarlar. Ancak ayn anda birbirleriyle rekabet eden pek ok hareket sz konusudur ve bunlarn bazlar byr, bazlar ise marjinal kalr. Teoriye gre bu durum evresel artlara uyum salayabilme ve kaynaklar kullanabilme becerisiyle aklanabilir (Wuthnow, Lawson, 1994). Bu srecin tipik bir rneini Mormonlarn Utah eyaletindeki bamsz valilik tecrbesinde grmtk. Birleik Devletler hkmeti bu siyasi staty ve ok evlilik uygulamasn kabul etmeyince, Mormonlar tek elilie dndler ve kendi yurtlarna da ayr bir eyalet stats kazandrarak sisteme dhil oldular. Eer aksi olsayd belki de bugnk Mormon nfusu bu sayya ulaamayacakt.
Yeni dini hareketlere katlm aklayan mahrumiyet yaklam kltrel eklemlenme teorisinin iinde deerlendirilebilir mi?

Yeni Din Hareketlerin Sonular (Toplumsal Etkileri)


Yirminci yzyln ikinci yarsndan itibaren dikkatleri ekmeye balayan yeni dini hareketler, zellikle Baty ele aldmzda on dokuzuncu yzyla kadar uzanr. Bu hareketlerin hzl bir ekilde modernleen, buna bal olarak geleneksel deerlerinden gittike kopan toplumlarda kabul grd bellidir. Bunun yannda hzl deiimin kendisi, ahlak endieler, insanln nereye gittiine dair endieler bu hareketlerin gelimesine katk salamtr. Yine ok nemli bir faktr olarak kitle iletiim aralarndaki muazzam gelime dini hareketlerin ok farkl toplumlarda ve geni bir corafyada kolaylkla mesajlarn duyurmalarna izin vermektedir.

Dinin Kurumsal Otoritesinin Azalmas


Yeni dini hareketlerin toplumsal etkilerine baktmzda, her eyden nce gittike seklerletii iddia edilen bir dnyada insanlarn bir ekilde de olsa dini ve metafizik olgulara ilgi duyduunu aka bize gstermektedir. Hatta bu hareketlerin okluundan dolay yirminci yzyln ikinci yars bir dini uyan a olarak dnlmektedir. Modern hayat tarznn etkileriyle gittike yalnzlaan, hayatn anlamna dair varolusal problemler yaayan, dlanan kesimler bylelikle yeniden hayat balanmakta, bir ekilde hayat enerjisi ile dolmaktadrlar. Ancak ayn zamanda yeni dini hareketler seklerleme durumunu tasdik edecek nemli etkilerde bulunmaktadrlar. Modern dnya, daha nce zannedildii gibi insann dini unutaca ya da reddedecei bir dnya olmamtr. Bireysel anlamda dini inan hala ok gldr. Ancak kurumsal dzeyde din bir btn olarak dier kurumlar zerindeki etkisini nemli lde yitirmitir. rnein Bat dnyasnda artk ok gl bir kilise yerine, bu kiliselerle birlikte birey ve topluluk hayatn paylaan yzlerce kk kiliseden, kk dini gruptan bahsediyoruz. Kilise kldke de dier toplumsal kurumlar zerinde etkinlik iddiasndan vazgeip bireysel geliim ve bireysel kurtuluun yollarn gstermeye balamaktadr. Ksacas dini hareketlerin okluu ve eitlii zellikle Hristiyan dnyada dinin kurumsal gcnn kaybolmasna sebep olmutur.

203

Toplumsal Btnlemeye Ynelik Tehditler


Sosyal gruplarn en nemli ilevi toplumsal ihtiyalarmz karlamamza yardmc olmasdr. Elenme ihtiyacmz bir hobi grubu iinde karlar, iktisad faaliyetlerimiz iin bir odaya ye olur, siyasi dncelerimizi parti, sendika veya sivil toplum kuruluu gibi bir grup ierisinde gerekletiririz. Toplumsal ihtiyalarn karlanmas iin bir gruba mensup olmak art deilse de bireyler zaman zaman bu gruplar ierisinde yer alrlar. Ayn ey dini ihtiyalarmz iin de geerlidir. Birey inand deerleri bireysel olarak bir mabede gidip gelmek suretiyle gerekletirebilecei gibi bir dini grup ierisinde daha rahat biimde yapacan dnebilir. Bylelikle ayn inanc paylaan insanlar birbirlerine maddi-manevi destek olurlar. Dier taraftan bir dinin doru syleminin ne olduu konusunda srekli tartmalar yaanr. Kutsal kitap ve peygamberin szleri ortada olmasna ramen farkl zaman ve corafyalarda bunlar yorumlayacak olanlar yine insanlardr. Dolaysyla her zaman iin yorum farkll ortaya kabilir. Bu farkl yorumlar farkl dnen insanlar iin makul grnebilir ve birey ayn dinin bir yorumuyla dinden uzaklarken dier bir yorumuyla dine daha ok balanabilir. Her iki adan konuya bakldnda dini gruplarn dini hayatn ayrlmaz bir paras olduu aka grlr. Tam anlamyla btnlemi, tek bir cemaat olarak varln srdren byk ve yekpare bir din grmek mmkn deildir. Bu, ancak baz mminlerin topyas olabilir. Din anlaylarn eitlilii farkl kesimlerdeki insanlarn dini yaamalar asndan nemli bir ilev grse de, bu dini yapya tamamen farkl anlaylar toplumun btnl asndan tehdit olutururlar. phesiz her yeni din ortaya ktnda bir zlme yaanr. Fakat din topluma hkim olduktan sonra btnlemenin ve istikrarn temel faktrlerinden biri haline gelir. Bu noktada topluma dardan gelen ve sayca ok ama zayf yeni dini hareketlerin btnleme asndan tehdit olduu aktr. oulcu bir toplumda herkesin birbirinin zel hayatna sayg gstermesi gerektii dnlebilir. Ancak din gibi konularda, zellikle aile fertleri bata olmak zere bireyler daha hassas olmaktadrlar. stelik yeni dini hareketlerin mahiyetinin mehul olmas toplumdaki endieyi daha artrmaktadr. Yerleik dini inan, bu inancn altnda gelimi olan gruplamalar toplumca bilinir ve buradaki endie dzeyi daha dktr. Ancak topluma yeni giren inanlarda tam tersi bir durum sz konusudur. Bu yzden yeni dini hareketler toplumun bir btn olarak hayatn srdrmesinde bir tehdit olma potansiyeli tarlar. Bu hareketlere katlanlar toplumun hkim deerlerini reddettikleri gibi, ailelerine varncaya kadar yakn evreleriyle ilikilerini kesebilmektedirler. Ayrca Yehova ahitleri rneinde olduu gibi askerlik yapmay reddetmek, milli mar kabul etmemek, milli bayra bir deer olarak kabul etmemek toplumsal adan problemli bir durum ortaya karmaktadr.

Patolojik Yaant rnekleri


Yeni dini hareketlerin ok ksa bir zaman dilimi iinde geirdii baz olumsuz tecrbeler toplumun bu hareketler karsnda endieli tutumunu daha da artrmaktadr. Bu olumsuz konularn banda karizmatik liderlerin zel hayatlar, grup iindeki gayrimeru iliki biimleri gelmektedir. phesiz btn hareketler iin sz konusu olmamakla birlikte konuyla ilgili pek ok

204

rnek verilebilir. Mormonlarn peygamber olduuna inandklar Joseph Smith, ok eli bir inanca sahip olduundan resmi olarak tek ama gayri resmi olarak ok sayda kadnla evlenmiti. Bu kadnlarn 27 ila 84 arasnda olduu sylenir. Badanman Sydney Rigdon, kznn Smith tarafndan batan karld gerekesiyle hareketten ayrlmt. Halkn Mabedi tarikatnn lideri Jim Jonesun evlilik d ilikileri vard; kendi adn (Jonestown) tayan yerleim birimindeki ballarnn ecinsel ilikilerini itiraf etmelerini istiyordu. Kral David tarikatnn kurucusu David Koresh ise kendisinin Mesih olduuna inand iin nikh art olmakszn diledii her kadnla ilikiye girip bir kutsal nesil oluturacan iddia etmiti. Kendisini ahir zaman peygamberi olarak gren Amerikal David Berg tarafndan kurulan Tanrnn ocuklar isimli grupta henz reit olmayan adaki ocuklarn cinsel istismarndan harekete yeni yeler kazandrmak iin kadn yeler tarafndan cinselliin kullanlmasna kadar pek ok uygulama sz konusudur. Hinduizm kkenli olan ancak Fransz Margot Anand tarafndan yeniden formle edilen Neo-Tantrizmde cinsellik yceltilmi ve serbestletirilmitir. Yine Mohan Chandra Rajneesh tarafndan kurulan, Hindu mistisizmi ile Batnn psikolojik yaklamlarn birletiren ve bu sayede Batda ksa srede tannan hareket serbest cinsel iliki zerine kurulu komnal bir hayat tarz ngryordu. Rajnessh hizmetindeki kadn mritleri ve Rolls Royce marka araba koleksiyonuyla tannyordu.

Resim 9.2: Karizmatik lider Jim Jones ve onun emriyle Jonestownda intihar edenler

Yeni dini hareketlerin sergiledii dier bir olumsuz tutum ise toplu intiharlardr. Bu hareketlerin ounda gl bir kyamet gn inanc vardr. Bu yzden dnyann son gnlerinin geldiine inanrlar. Ayrca kendi yelerinin mutlaka cennete gideceini veya Mesihle birlikte tekrar dirileceini dnrler. Bu anlaya bir de evrelerinde bulunan herkesin kendilerine dman olduu eklindeki paranoya eklenince toplu intiharlar adeta kanlmaz olur. nsanlk tarihi bireysel intiharlara ok sahne olmutur ancak toplu intiharlar yeni dini hareketlere zg bir olgu olarak karmza kmaktadr. Bu intiharlarn en by 1978de Gney Amerika lkesi olan Guyanada yaand. Halkn Mabedi tarikatnn lideri burada kurmu olduu kasabada bulunan 918 kiinin intihar etmesine sebep oldu. stelik bu nfusun drtte biri ocuklardan olumaktayd. Bu trajedi yeni dini hareketlerdeki intihar eilimini tevik etmitir. 1983de bu kez David Koreshe bal 80 civarnda grup yesi Texas eyaletindeki bir iftlik evinde hkmet yetkilileri ile girdikleri silahl atma sonucunda intihar setiler. Bu tr intihar vakalar sreklilik gstermitir. 1994te gnee tapnan Solar Temple isimli grubun 74 yesi Kanada ve svirede ayn anda intihar ettiler. 1997de Heavens Gate isimli bir tarikatn 39 yesi, Halley kuyruklu yldznn kendilerini alaca inancyla canlarna

205

kydlar. 2000 ylnda ise Ugandada bir kyamet klt tarikatna bal 500 civarnda insan intihar etti.
Yeni dini hareketlerin ortaya k, geliimi ve baz rnekler konusunda Ali Ksenin Milenyum Tarikatlar (stanbul, 2006) adl kitabn okuyunuz.

YEN DN HAREKET RNEKLER


Bugn modern sosyolojide yeni dini hareketler veya yeni inanlar olarak ele alnan gruplar esas olarak Bat dnyasnda ortaya kmtr veya orada gelime gstermitir. Kken olarak Bat dnda olanlar ise ounlukla Uzakdouya dayanr. slm dnyasnda ortaya kan ve Batda etkin bir ekilde faaliyet gsteren yeni dini hareket rnei bulmak gtr. slm kkenli baz dini gruplar ise yeni dini hareket kavram altna sokulamayacak niteliktedir. nk slmn yorum dairesinden keskin bir ekilde ayrlmazlar. Aadaki yeni dini hareketler hem tipik zellikler gsterdiklerinden hem de misyonerlik faaliyetleri ile lkemizde de bilinmelerinden dolay seilmitir. Hareketler verilirken inan konularndan ziyade ilk oluum, liderlik, rgtlenme gibi konulara temas edilmitir. Bu rnekler genel olarak incelendikten sonra sosyolojik deerlendirmeler daha kolay anlalacaktr.

Mormonlar
Bugn popler ismiyle Mormonculuk olarak bilinen hareketin resmi ad sa Mesihin hir Zaman Azizleri Kilisesidir. Ancak bugn Mormonlar tek bir kilise altnda olmayp bykl kkl gruplara ayrlmlardr. Hareketin kurucusu kk yata New Yorka yerleen Joseph Smithtir (1805-1844). Buras farkl Protestan gruplarn srekli mcadele ettikleri bir yerdir. yllk bir eitim hayat olan Smith kk yatan itibaren definecilikle uraan ve kristal bir kreye bakarak definenin yerini tespit ettii iddias ile tannan biridir. Din adan bir aray iindeyken on be yanda bir koruda Baba Tanr ve sa ona grnr ve hibir mezhebe girmemesini sylerler. yl sonra Moroni isimli melek gelir ve Amerikan tarihine ait gml levhalar haber verir. zerinde Msr hiyeroglif yazlar bulunan bu levhalar yine orada bulunan iki sihirli ta yardmyla okunur. 1829da biten tercme 1830da yaynlanr. Bylelikle Mormon Kitab ortaya kar ve kilise kurulur. Bu eser Peygamber Mormonun kaleminden, M.. 600 ylnda Amerikaya g ettiine inanlan Yahudilerin bin yllk tarihini anlatmaktadr. Mormonlar dier Protestan kiliselerin basksndan dolay srekli g etmek zorunda kalrlar. Toplumdan ayr yaamalar ve ok elilii uygulamalarndan dolay srekli takibata urarlar. Bir sre sonra ok elilik kilise iinde de protestolara sebep olur. Badanman (Sydney Rigdon) kznn Joseph Smith tarafndan batan karld gerekesiyle hareketten ayrlr. Dier baz yeler zellikle okevlilii protesto eden bir gazete karrlar. Smith, bu gazeteyi tahrip ettirdii gerekesiyle tutuklanr ve hapishanede bir grubun saldrs sonucu hayatn kaybeder. Smith sonrasnda Brigham Young ile eski badanman Sydney Rigdon arasnda nderlik mcadelesi olur. Hareketin yrtme heyeti olan On ki Havari Konsl Youngu lider seer. Sydney Rigdon ve Youngu beenmeyen Joseph Smithin kardei William Smith ayr birer kilise kurarlar.

206

Toplumsal basklar yznden srekli g etmek zorunda kalan Mormonlar 1846da otuz bin kiilik bir grupla vaat edilen topraklar (Zion) olan Pasifik kylarna doru yola karlar. Bir yllk bir yolculuktan sonra bugnk Utahta bulunan Byk Tuz Gln (Great Salt Lake) Pasifik Okyanusu zannederek yerleirler. Bu ssz topraklarda Salt Lake City isimli bir ehir kurarlar ve kilise bakan olan Young vali olur. Ancak gerek bamsz valilik dncesi ve gerekse ok elilik uygulamas Mormonlarla ABD hkmetini savan eiine getirir. Mormonlar Youngun yerine bir valinin atanmasn kabul edince gerginlik yatr ancak resmen yasaklanan ok elilik gizliden gizliye devam edince yzlerce kii mahkm olur, kilise lavedilir, mallarna el konulur. Mormon inancna gre, 1890 ylnda nc lider Woodruff konuyu Tanrya danr ve okeliliin yasaklandna dair bir vahiy alr. ABD ynetimine, kendilerine eyalet stats verilmesi halinde ok elilikten vazgeileceini syler ve pazarlkta baarl olur. 1896 ylnda Utah eyalet stats kazanr. Mormonlar arasnda ok elilik uygulamas bugn marjinal gruplar halinde devam etmektedir. Hareket kadnlarn ve siyahlarn papaz olmasna kar iken 1978deki bakan ald bir vahiyle siyahlarn da papaz olabileceklerini sylemitir. Kadnlar papaz olarak kabul eden az sayda grup vardr. Hareket iindeki dikkat ekici bir uygulama ise ay, kahve, kola, alkol, sigara tketiminin yasak olmasdr. Hayatta en az bir kez misyon grevi stlenmeleri beklenen Mormonlar A.B.D. iinde veya d lkelerde iki yl sreyle inanlarn yaymaya almaktadr. Mormonlar tarafndan kurulan Brigham Young niversitesi misyon grevlerinde yardmc olmas amacyla altma yakn dilin eitimini vermektedir. ounluu A.B.D. ve Gney Amerikada olmak zere on milyonu akn Mormon olduu tahmin edilmektedir. Mormonlarn lkemizde gelii 1888 ylna kadar gitmektedir. lk olarak Sivasn Zara ilesindeki Ermeniler arasnda bir kilise kurmular ancak arzu ettikleri baary salayamaynca Suriye blgesine gitmilerdir. Mormonlar lkemizde 1999daki Glck Depremine yardm amacyla tekrar grnmlerdir. Bugn lkemizde kiliseleri mevcuttur ve Mormon Kitab da Trkeye evrilmi durumdadr. Trkiyede 600 Mormon olduu tahmin edilmektedir.

Yedinci Gn Adventizmi
19. yzylda Amerika Birleik Devletleri srekli g alan, yeni yerleimcilerin rekabet ierisinde olduu, bir taraftan sanayiletii ve ehirlemenin artt, devlet olarak i savatan km byk bir kta lke olarak krizler ierisindeydi. Bu ortamda hem dnyev hem de uhrev kurtuluun ancak dine sarlmakla salanabilecei eklindeki grlerin ortaya kmas doald. Bunun yannda Hristiyan dnyann ciddi bir beklentisi de Tanrnn olu olarak inandklar sa Mesihin dnyaya tekrar gelip bir ilah krallk kurmasyd. Advent sa Mesihin kralln kurmak zere tekrar yeryzne dnmesi demektir. On dokuzuncu yzylda bu hareketin nemli temsilcilerinden biri de kozmopolit bir yapya, dolaysyla dini hareketler arasnda youn bir rekabete sahne olan New Yorkta yetimi rahip William Millerdi (1782-1849). Miller Kitab- Mukaddesin literal (lfz) biimde yorumlayarak sann geliinin ruhani ya da sembolik deil, bizzat fiziksel olduunu iddia etti. Onun kehanetine gre sa Mart 1843-Mart 1844 tarihleri arasnda gelecekti. Bu kehanet Amerikan toplumunda byk yank buldu, hatta Metodist ve Baptist kiliseler bundan rahatszlk duyup advente inanan mntesiplerini ihra etmeye baladlar. Miller ayr bir kilise kurmaya kar olduundan

207

bu insanlar bir anda sahipsiz kalm oldular. Fakat Millerin kehaneti gereklemedi ve halk arasndaki eski gcn yitirdi. Yine de onun retisine bal kiiler kald. Bugn Yedinci Gn Adventistleri olarak bilinen grup Millerin takipisidir. Adn yedinci gne (sebt gn) saygdan ve sa Mesihin tekrar yeryzne geliinden alr. Kurucular arasnda pek ok isim yer almakla birlikte esas rol vahiy aldn iddia eden Ellen G. White (1827-1915) ve kocas James Whitea (1821-1881) aittir. Bu gruba gre peygamberlik ruhu vahye dayanan salam bir bilgi kayna olup ilk Hristiyanlardan gnmze dein devam etmektedir. Kendilerini hir zaman cemaati olarak grdklerinden dolay bu peygamberlik ruhunun Ellen G. Whitea verildiine inanrlar. White tam bir okul eitimi grmeyen ve srekli hastalklarla uraan bir kiiydi. Hibir zaman aka peygamber olduunu sylememi ancak Tanrdan vahiy aldn ve bunu insanlara yaymakla grevlendirildiini aka ifade etmitir. Yedinci Gn Adventistleri sann gelecei kehanetinde bulunan Millerin takipisi olmakla birlikte onun niin yanld konusunda da bir doktrin gelitirdiler. Kademeli hakikat retisi adn verdikleri bu anlaya gre, Tanr insanlar imtihan etmek iin daha nce vahiy gnderdii kiilerin yanlmalarna izin verir. Ondan sonra gelen peygamberler ncekilerin dt hatalar dzeltirler. Gnein tan yerinden doup dnyay yava yava aydnlatmas gibi hakikat de bir anda ortaya kmaz, aamal bir ekilde gelir. Miller, Tanrnn insanlar imtihan etmek iin hataya dmesine izin verdii kii, White da onun bu hatasn dzelten ve hakikati tam olarak gsteren peygamberdir. Bu ekilde Adventistler kendi tarihsel geliimlerini reddetmeden bir i tutarlla brndrmeye almlardr. Ellen G. White kendisine geldiine inand vahiyleri nce kendi eyaleti olan Meinede, sonra da dier eyaletlerde anlatmaya balad. Bu zahmetli ve masrafl yolculuklarda en nemli destekisi kocas James Whitet. James White hem bir vaizdi hem de kilise iin organizatrlk yapyordu. 1850de grubun yayn organn karmaya balamt. Bunun yan sra zaman zaman ar bedeni ilerde alarak Ellen G. Whiten yolculuk masraflarn karlyordu. Yedinci Gn Adventistlerine gre sa Mesih yakn bir zamanda yeryzne gelecektir. Mminler de ldkleri zaman hemen hirete gitmeyecek, sann yeryzne geliiyle birlikte dirilip ebed olarak yaayacaklardr. Kfirler iin de ebed cezay kabul etmezler, zira onlarn Kitab- Mukaddes yorumuna gre sz konusu edilen ebed ceza kyamettir. ncilin kesinlikle hata iermediine, ibadet gnnn Cumartesi olduuna, grup yelerinin Tevrattaki r kural gerei gelirlerinin onda birini kiliseye balamalar gerektiine, yetikinlerin vaftizinin suya tamamen girerek yaplacana inanrlar. Hareketin ilk kurucular beslenmeye ok nem verdiinden Ellen G. White alkol yasaklatm ve vejetaryen bir beslenme anlay getirmitir. Bundan dolay Yedinci Gn Adventistleri bugn binlerle ifade edilen eitim kurulularnn yannda, yzlerce salk kuruluuna da sahiptir. Dnyann hemen her lkesinde Yedinci Gn Adventistine rastlamak mmkndr. Grubun onda biri ABDde yaarken, ounluk Avrupa lkelerindedir. Trkiyedeki ilk adventist Theodore Anthony isimli bir Rumdur. 1888de Amerika Birleik Devletlerine gitmi ve bir yl sonra Adventist

208

retiyi benimseyerek lkemize dnmtr. Bugn Trkiyede kk bir cemaatleri bulunmaktadr ve Ellen G. Whiten baz eserleri Trkeye tercme edilmitir.
Bu grup hakknda daha detayl bilgi iin Ali Rafet zkann Fundamentalist Hristiyanlk: Yedinci Gn Adventistleri (Ankara, 2002) adl kitabn okuyunuz.

Yehova ahitleri
Btn dnyada olduu gibi lkemizde de tannan Yehova ahitleri bir Adventist harekettir. Kurucusu Charles Taze Russel (1852-1916) olup, genliinde bir grup arkadayla birlikte Kitab- Mukaddes incelemelerine balad. Bu okumalar neticesinde cehennemin ebed ceza olarak deil de sadece lm olarak anlalmas gerektii kanaatine vard. Bu yllarda Hz. sann 1874te yeryzne geleceine inanan bir rahipten etkilendi. Ancak sz konusu tarihte bir gelime olmaynca, sann aslnda grnmez bir ekilde dnyaya geldiini, 1914 ylnda fizik olarak da grneceini iddia ederek kendisi bir kehanette bulundu. 1881de resm bir dernek olarak faaliyetlerini srdrmeye baladlar. Russel 1916da vefat etmeden nce bir dizi skandal yaad. Her eyden nce 1914te sann grnecei kehaneti tutmad. Bunun yannda iddia ettiinin aksine Yunanca bilmediinin ortaya kmas, olayl bir ekilde boanmas ve yksek dzeyde verim verecei vaadiyle satlan buday tohumlarnn fiyaskoyla sonulanmas grubu sarst. Kendisinden sonra bakanla gelen Joseph F. Rutherford (1869-1942) ynetsel yetenekleriyle grubu toparlamay ve bugnk ekliyle rgtlemeyi baard. Ancak sosyal gruplarn hemen hepsinde grld biimiyle, kendisinin bakanln kabul etmeyen drt bin kiilik bir topluluk gruptan ayrld ve ayr bir isim altnda yeni bir grup kurdular. Rutherfordla birlikte sa Mesihin yeryznde ne zaman grnecei konusunda Adventist kehanet gelenei devam etti. ngrlen tarih tutmad zaman srarl bir ekilde yeni tarihler verildii grld. Bu erevede 1920, 1925, 1940, 1975, 1984 gibi tarihler ortaya kt ancak hi birinde sa Mesih grnmedi. Rutherford 1920lerde, o anda hayatta olanlarn say greceklerini ve dolaysyla hibir zaman lmeyeceklerini ileri srd sylemini imdi hayatta olan milyonlarca kii hibir zaman lmeyecek! eklinde sloganlatrd. Grup yelerinin kap kap dolaarak kendi inanlarnn dier insanlara anlatmalar gerektiini ne srd. Daha nce ncil rencileri veya Russelclar olarak bilinen gruba Yehovann ahitleri adn verdi. Yehova ahitleri, sa Mesihin Tanr olduuna inanrlar ama onlara gre Baba Tanr tarafndan domas salandndan ona eit deildir. sa, Tanrnn yaratt ilk varlktr ve yerleik Hristiyan inancnn aksine armha gerilerek deil, bir direin zerinde lmtr. Tanrnn ad Yehovadr ve ona ibadet ederken resim-heykel gibi materyaller kullanlmaz. Temel Hristiyan sakramentlerinden sadece vaftizi ve komnyon (ekmekarap) ayinini kabul ederler. Vaftiz ocuklara deil, yetikinlere ve tamamen suya girilerek yaplmaldr. Noel ve Paskalyay ise eski putperest ayin kalntlar olarak reddederler.

209

Ruhban snfn kabul etmezler. Her yerel cemaatte bulunan ihtiyarlar, eitim ve idar ilerde sorumludurlar ama zel bir unvanlar, kyafetleri, stat olarak stnlkleri sz konusu deildir. Yaptklar hizmetler karlnda da zel bir cret almazlar. Yehova ahitleri sann bu dnyada tekrar bir krallk kuracana inandklar iin birer eytan ii olarak dndkleri mill devletleri, onlarn snrlarn kabul etmez; siyasi partilere, seimlere ve oy vermeye kardrlar; bayraa ve mill mara saygy bir putperest deti olarak grrler. Devletler arasndaki savalar da eytan ii olarak kabul ettiklerinden askerlik yapmay reddederler. Ancak kendi inanlar ile elimeyen lke kanunlarna itaat edilmelidir. Kan alp vermenin haram olduu inancndadrlar; gnmzde AIDS gibi kanla bulaan hastalklarn artn kendi inanlarn destekleyen rnekler olarak gsterirler. Organ nakli ve a konusu ise grubun yelerine braklmtr ama yaplmamas daha iyi grlr.

Resim 9.3: ki nemli Adventist grubun kurucu lideri: Solda ei James Whitela birlikte Ellen G. White, sada Charles T. Russel.

Yehova ahitleri kap kap dolap kendi inanlarnn propagandasn yapmakla kamuoyunda tannmaktadr. Bunun yannda stadyumlar ve byk parklarda yz binlerce kiinin katld toplu ibadetler ile kamuoyunun gndemine gelmektedirler. The Watch Tower (Gzc Kulesi) isimli dergi 160a yakn dilde yayn yapmaktadr. Mntesipleri Amerika Birleik Devletleri, Gney Amerika ve Avrupa lkelerinde youn olmakla birlikte hemen her lkede cemaatleri sz konusudur. Grubun kurucu lideri Russel 1891de Trkiyeye gelmi ancak baar gsterememitir. Kendi bilgilerine gre 1933 ylnda 22 kii sa Mesihin lmnn ansna bir araya gelmi ve bunlardan 5i vaftiz olmutur. 2007 ylnda eitli mahkeme safhalarndan getikten sonra Yehovann ahitlerini Destekleme Dernei resmen tescil edilmitir.
Yedinci Gn Adventistleri ile Yehova ahitleri arasndaki benzerlii aklaynz.

210

Moonculuk: Birleik Kilise


Moonculuk Uzakdou kkenli olan ama Hristiyan eleri tayan bir dini akmdr. Kurucusu Kuzey Kore doumlu (1920) Sun Myung Moon olup resmi isimleri Birleik Kilisedir (Unification Church). Moon henz on yandayken ailesi Presbiteryen Kilisesine girer ve kendi iddiasna gre, 1936 ylnda sa ona grnerek Tanrnn kralln kurmasn teklif eder. Ondan sonra Tanryla, Budayla ve Hz. Musa ile de konuur. Btn dnyay tek bir din altnda toplama iddias ile bu konumalar arasnda yakn bir iliki olduu aktr. Moon Kuzey Kore hkmeti tarafndan tutuklanr, 1952de Birlemi Milletler tekilatna bal Amerikal askerlerce kurtarlr ve Gney Korede Seule yerleir. 1952de lahi lke isimli retiyi ortaya koyan Moon, 1954 ylnda resmi olarak kilisesini kurarak retisini yaymaya balar. Daha nce bandan birka evlilik gemiken, 1960da, Hak Ja Han ile evlenir ve bu evlilikten on ocuk dnyaya gelir. 1971de kalc olarak Amerika Birleik Devletlerinde New Yorka yerleir. Moonun dini yaklam Kitab- Mukaddesin yeni bir yorumudur. Bu yorum temel srece dayanr: nsann yaratl, yaratl amacndan uzaklamas, tekrar yaratl konumuna dndrlerek kurtulua ermesi. Buna gre Tanr, dem ve Havvay evlenip ocuklar yetitirerek Tanr-merkezli bir aile kurmalar iin yaratmtr. Evlilik sayesinde takdis edilerek mkemmellik derecesine ulaacaklar, onlarn zrriyetlerinden oluan insanlk ailesi de Tanr ile uyumlu, gnahsz bir dnya kuracaklard. Ancak demi kskanan eytan Havva ile ruhani biimde iliki kurup, onun demle cinsel ilikiye girmesini salad. Bylelikle eytann istei dorultusunda meydana gelen birleme ile gnahkr doaya (asl gnah) sahip bir insanlk tredi. sann grevi insanl bu gnahkr doadan kurtarmakt ancak o evlenmeden ldrld. Bu grev imdi Mesih ve ei tarafndan gerekletirilecektir. Onlar dem ve Havvann yapamadn yapacaklar, doru anne-baba olacaklar ve onlarn takdisleriyle gerekleen evlilikler sonucunda gnahkr doadan kurtulmu nesiller doacaktr.
Moonun lahi lke retisi iin http://www.unification.net/turkish adresine bakabilirsiniz.

Gerek Moon, gerekse ei gnahkr doaya sahip olmayan insanlar olarak kabul edilirler. Kendisi uzun yllar boyunca Mesih olduunu dorudan ifade etmemise de 1992 ylnda bunu aka sylemitir. Moon, hareketini yeryznde Tanry gcendirecek gelimeler zerine balattn iddia eder. Bu gelimelerin banda zellikle gen nesillerde olmak zere ahlak erozyonun ba gstermesi, ben-merkezciliin artmas, Hristiyanln de gemesi, dnya dinleri arasnda anlay ve birliin kaybolmas, ateist ve materyalist ideolojilerin yaygnlamas gelmektedir. Mooncular tm bu olumsuz gelimeleri ortadan kaldrmak iin altklarn iddia ederler. Bunu gerekletirmek iin de nce Hristiyanlktaki ayrlklar gidermeyi, sonra da tm insanl Tanrnn bayra altnda toplamay hedeflerler.

211

Resim 9.4: 2000 ylnda Seulde yaplan evlilik kutsama treni

Mooncular stadyumlar gibi byk yerlerde on binlerce iftin katld toplu nikh trenleri ile kamuoyunda duyulmaktadr. 1992te 30 bin ift tek bir merkezde evlilik kutsama treni yapmlardr. Daha sonra bu say giderek artm ve dnyann eitli yerlerindeki iftler tek bir merkezden ayn anda nikh kymaya balamlardr. Mooncular bu ekildeki evlilik kutsama trenlerine milyonlarca iftin katldn iddia etmektedir. Trene daha nceden evli olan iftler de davet edilmektedir. Bylelikle doru anne-baba sayesinde onlarn nesillerinin de gnahkr doadan kurtulacana inanlmaktadr. Nikh esnasnda iftler Moonun kan damlacklarn ieren Kutsal Sudan ierek dem ve Havvadan gelen gnahtan temizlenirler. Ancak kutsanmadan sonra iftler hemen birlikte olmaz, 40 gnlk bir ayrlma sreci yaarlar. Kutsanmay alabilmek iin her hangi bir dine mensup olmann nemli olmadna inanlr. Nikh esnasnda edilen yeminin hareketin kutsal kabul ettii gnlerde, ayrca her haftann ve her ayn ilk gnnde sabah bete tekrarlanmas istenir. Moonculuk gl bir misyonerlik anlayna sahiptir. Bir Mooncu en az kiiyi kendi dinine sokmadan ve en az yl hizmet etmeden evlenemez. Aktif yeler ylda 360 ev ziyaret ederek propaganda yapmak zorundadrlar. Bunun yannda 40 Gnlk Aksiyon adn verdikleri programlarla kk bir yerleim biriminde youn misyonerlik yaparlar. lkemizdeki ilk faaliyetleri 1980de drt misyonerin gelmesiyle balamtr. 1983den itibaren ise toplantlar yaplm ve kimisi lks otellerde yaplan bu toplantlar zaman zaman gazete manetlerine de tanmtr.
Bu grup hakknda daha detayl bilgi iin Mustafa Bykn Kresel Bir Din Projesi Olarak Moonculuk (stanbul, 2002) adl kitabn okuyunuz.

Hare Krina: Iskcon


Kendilerini Uluslararas Krina Bilinci Cemiyeti (International Society for Krishna Consciousness=Iskcon) olarak nitelendiren bu grup Hindistan kkenlidir. Hinduizmin temel zelliklerini tar. Pek ok tanr inancn barndran Hinduizmde iva ve Brahma gibi nemli tanrlardan birinin Vinu olduuna inanlr. Vinaizme gre, Vinu bu dnyada pek ok canl ve insanda vcut bulmutur. Bu enkarnasyonlara avatar ad verilir. Tanr Vinunun en nemli avatarlarndan biri de flt alan bir sr oban veya felsefi

212

tler veren bir prens olarak kabul edilen Krinadr. Krina eski Hint dili olan Sanskritede siyah anlamna gelir ancak tasvirlerde mavi renkte bir insandr. Krina Tanr Vinunun avatar olduu iin ona da tapnlr. Hare Krina hareketinin kurucusu, Krinann son reenkarnasyonu olduuna inanlan Bengalli Chaitanyadr (l. 1533). Chaitanyadan sonra bu akm bir silsile halinde devam etmitir. Gnmzde bu hareketi ihya eden ve Bat dnyasna tantan kii asl ad Abhay Charan olan Prabhupadadr (18961977). Hindistanda doan Prabhupada 1922 ylnda Krinann o zamandaki en byk takipisi olan Saraswati Goswami ile tanr. 1933 ylnda mridi olur. 1954 ylnda aile hayatn brakr ve Hinduizmin feragat ilkelerini kabul eder. 1965te Amerika Birleik Devletlerine yerleir ve burada geni bir ilgi grr. Krina hareketi daha ok uyuturucudan kurtulmak isteyen hippi kkenli genlerin ilgisini ekmitir. Hinduizmin inan esaslar yannda mensuplarnn ykml olduu birka husus sz konusudur. Bunlardan birinci gayrimeru ilikide bulunmamak, kumar oynamamak, uyuturucu kullanmamak, ay, kahve, ikolata ve alkolden uzak durmak, et yememektir. kinci Sanskrite bir isim almaktr. ncs ise mantra ad verilen bir zikir yapmaktr. Krina hareketinin temel grnmlerinden olan mantra 16 kelimeden oluan bir zikri 108 taneli bir tespih edile gnde 16 kez tekrarlamak suretiyle yaplr. Mantrann szckleri unlardr: Hare Krina, Hare Krina, Krina Krina, Hare Hare, Hare Rama, Hare Rama, Rama Rama, Hare Hare. Mantra iin ideal vakit gece tr. Ancak Krinaclar bu zikri alenen sokaklarda, meydanlarda da yaparlar. Mantra esnasnda zel giysiler giyilir. Bunun yannda hareket mensuplar salarn kazyp sadece arka tarafta bir rg brakrlar. Hareket ilk dnemlerinde genelde mnzevi bir hayat srmeyi tercih ederken, daha sonralar toplum ile daha fazla kaynama politikas gtmeye balamtr. Prabhupadann vefatndan sonra ruhani liderlik on bir kiilik bir heyete verilmitir. Liderliin erkeklere mahsus olduu kabul edilir. Hareket zaman zaman skandallarla da gndeme gelmitir. rnein akmn ngiltere sorumlusu 1982 ylnda uyuturucu kulland ve bir kadn mridiyle gayrimeru iliki yaad gerekesiyle uzaklatrlm, yerine gelen sorumlu kamuoyundaki olumsuz imaj ykabilmek iin 30 milyon kitapk dattrmtr. Krina hareketinin zellikle bamszlk sonras Orta Asya cumhuriyetlerindeki faaliyetleri dikkat ekmektedir. lkemizde de yoga faaliyetleri altnda propagandalarn yapmaktadrlar.

Transandantal Meditasyon
Bugn daha ok bir kiisel geliim teknii olarak bilinen meditasyon, hemen her dinde grlen younlama ve ie dn demektir. Ancak meditasyon ad altnda yaplanlar aslnda Hinduizmin yoga teknikleridir. Yogann Bat lkelerinde yaygnlamas Hindistan kkenli din adamlar sayesinde gereklemitir. Kelime olarak balanma ya da birlik anlamna gelen yoga Hint dini felsefesinin, oturma ve nefes almak egzersizlerine dayanan geleneksel sistemlerinden bir tanesidir. Bu teknii anlatan temel eser, ne zaman yaad

213

konusunda kesin bir tarih verilemeyen Patanjalinin Yoga-Sutra (Yoga zdeyileri) isimli eseri olmakla birlikte, yogann yazl tarih ncesine kadar gittii kabul edilir. Yogada ruh ya da benin maddi doa balarndan kurtulmas hedeflenir. Hindu inancna gre insanlar doum-lm ark (samsara) ad verilen bir dng ierisindedirler. Her insan bu hayatndaki yaantsna gre tekrar dnyaya gelir. Ancak bu durum beden iin ac vericidir. Kii erdemli bir hayat srp mutlak mutluluk haline (moka) ulamaldr. Yoga kiinin bu maddi balardan kurtulmasna, benliin balangtaki saf haline dnlmesine yardmc olmaktadr. phesiz yoga yapanlarn hepsi bu feslefeyi tam olarak benimsemeyebilir. Bugn zellikle Bat toplumlarnda yoga yapanlar salk, huzur, i hayatnda baarl olmak gibi gayeler gtmektedir. Dnya apnda yaygnlk kazanan pek ok yoga akmnn en nemlilerinden biri Maharishi Maheshin liderliini yapt Transandantal Meditasyondur. Doum tarihi kesin olarak bilinmeyen (1911, 1917 veya 1918?) Maharishi Hindistanda Allahabad niversitesinde fizik okuduktan sonra, transandantal meditasyonu gelitiren Guru Devin rencisi oldu. On yl rencilikten sonra bir yl da Himalayalarda mnzevi bir hayat yaad. 1959da Amerikaya gitti ve ksa srede byk n kazand. Bunda Beatles gibi popler mzik gruplarnn byk etkisi olmutur. 1966da lkemize de gelmitir. 1971de Iowa eyaletinde halen faaliyetlerini srdren Maharishi University of Management isimli niversiteyi kurdu. Bu okulda, resmi web sitesindeki ifadeyle, farkl kltr ve dinlere ait 60n zerinde lkeden gelen renciler bir dnya ailesi olarak beraber renmekte ve yaamaktadrlar. Amerika Birleik Devletlerinde yogann hzl bir ekilde yaylmas ve okullara da girmesi zerine New Jersey mahkemesi 1977 ylnda, Transandantal Meditasyonun Hinduizme dayal bir din olduuna hkmetmi ve okullarda meditasyon tekniklerinin retimini yasaklamtr. Ballar tarafndan Maharishi byk bir yoga ustas ve bilim insan olarak kabul edilmektedir. Hindularn kutsal kitaplarndan biri olan Bhagavad Gitann yorumcularndan birisi de Maharishidir. Tanrnn arks anlamna gelen bu kitap Prens Krinann bir krala olan felsef tlerini iermektedir. Hindu mistisizmi denince akla gelen birka kitaptan biri olan ve pek ok Hindu rahip tarafndan ezbere bilinen Bhagavad Gita, Hare-Krina ve Transandantal Meditasyon gibi akmlar sonucunda Bat lkelerinde popler bir kitap haline gelmitir. lkemizde hem orijinal kitabn hem de Maharishinin yorumunun evirileri bulunmaktadr.
Hint dini felsefesini daha yakndan tanmak ve Maharishinin yaklamlarn renmek iin Bhagavad Gita: 1-6. Blmlerin Yeni Bir evirisi ve Yorumu (ev. M.S. Akku, C. Bakkalcolu, stanbul, 2003) adl kitab okuyunuz. Kitabn sonunda Transandantal Meditasyonu anlatan bir ek blm de bulunmaktadr.

Transandantal meditasyoncular 30 lkede 200 niversitede yaplan 600dan fazla bilimsel aratrma ile bu tekniin zihne, bedene, davranlara, evreye ve hayatn btn olanlarna olumlu katklar yaptnn ispatlandn iddia ederler. Meditasyon iin belli bir inan veya hayat tarzna bal olmann gerekmediini de zellikle vurgularlar. Akmn btn dnya insanln manevi bir devlet altnda toplamak, bylelikle fakirlii, mutsuzluu yenmek, tabiatla bark yaamak gibi kresel bir amac da vardr. Resmi web sitelerindeki aklamalara gre, 1957de dnya apnda Manevi Yeniden Dou hareketini balatan Maharishi eitli aamalardan sonra 2000 ylnda maddi hudutlar olmayan Dnya Bar

214

Kresel lkesini kurmu, 2001 ylnda da krk bakandan oluan manevi hkmet grevine balamtr. Akm bu manevi hareketin maddi sonular olacana inanmaktadr. Bu sayede her lkede doal yaamla uyumlu, hayatn her alannda sorunlar giderme yeteneine sahip hkmetlerin kurulacana inanmaktadrlar.
Maharishinin hayat ve akmn grlerini http://www.maharishi.org.tr adresine bakabilirsiniz. renmek iin

Transandantal meditasyonun sadece Amerika Birleik Devletlerinde yz binlerce mridi olduu dnlmektedir. Dnyann eitli lkelerinde olduu gibi lkemizde de byk ehirlerde ubeleri vardr ve kendi bilgilerine gre her yl 15.000 kii bu merkezleri ziyaret etmektedir.

slam Milleti (Nation of Islam)


Amerika Birleik Devletlerinde ortaya kan slam Milleti Mslman zencilere dayanan bir yeni dini harekettir. Yeni dini hareketlerin ounun Hristiyan veya Uzakdou kkenli olmasna ramen, slam kaynakl bir hareket olarak nem tamaktadr. Amerika ktasnda slamn tarihi buraya kle olarak getirilen zencilerle balamtr. Ancak bu kleler rgtl bir ekilde dinlerini yaayamamlar ve asimile olmulardr. Yirminci yzyln balarnda asl ad Timothy Drew olan bir kii Noble Drew Ali ismiyle zencilerin aslen Asyal olduklarn ve bundan slama dnmeleri gerektiini vurgulayan bir sylemle ortaya kt. Kendisi bir cemaat kurdu ve Kuran ile Kitab- Mukaddesten derledii bir kitab cemaatine empoze etmeye balad. Bu hareket Amerika Birleik Devletlerindeki zenciler zerinde yank bularak binlerce taraftar toplad ancak slam Milleti hareketi ortaya knca etkisini kaybetti. slam Milleti Wallace Fard Muhammed ismiyle bilinen Wallace D. Fard tarafndan kuruldu. Kendisi Amerikaya 1930da g etmitir ve etnik-dini kkeni tam olarak bilinmemektedir. Fard Muhammed Drew Alinin zenciler zerine kurduu sylemi gelitirdi. Ona gre, ilk insan siyaht ve siyahlar Arabistan-Msr corafyasnda yayorlard. Beyaz rk sonradan ortaya kmt ve kyamet beyaz rkn stnlnn sona ermesi demekti. Fard Muhammed nceleri kendisini mehdi ve peygamber olarak grrken sonradan Tanr olduunu da iddia etmitir. Fard Muhammed 1934te ortadan kaybolunca yerine asl ad Elijah Poole olan Elijah Muhammed geti. Elijah Muhammed de kendisini bir peygamber olarak gryordu ve ABDde devletten koparlm mstakil bir blge kurmak iin uramaya balad. Ancak hareket srekli olarak hkmet yetkililerinin ve kilisenin basks altnda kald. Mensuplar Amerikann girmi olduu kinci Dnya Sava, Kore ve Vietnam savalarna katlmay reddettiler. Dzenli bir inan ve ibadet sistemleri yoktu. Vaazlarda hem Kuran hem de Kitab- Mukaddes okunuyordu, namaz klmak yerine sadece Fatihann meali okunuyor ve Aralk aynda oru tutuluyordu. Elijah Muhammedin umre seyahati esnasnda eitli slam lkelerindeki temaslar da grlerinde bir deiiklie yol amamtr. Hareketin Amerikan zencileri arasnda hzl bir ekilde yaylmasnda Malcolm Xin etkili vaazlarnn ve karizmasnn nemli rol vardr. Ancak Malcolm X, Elijah Muhammedin olu Wallacen babasnn gayrimeru ilikilerinden bahsetmesi zerine hareketten ayrlr ve daha sonra da slam

215

Milleti mensuplarnn da kart bir suikastta ldrlr. Elijah Muhammed 1975 ylnda lnce hareketin bana olu Wallace Muhammed geti. Wallace Muhammed, Fard Muhammedin tanrl, Elijah Muhammedin peygamberlii, beyazlarn eytan olduklar biimindeki doktrini deitirdi, namazn ve dier ibadetlerin slama uygun bir ekilde yaplmas iin aba gsterdi. Hareketin ismini, birka deiiklikten sonra Amerikan Mslman Misyonu olarak belirledi. Ancak Elijah Muhammedin dier olu Emmanuel Abdullah kardeinin liderliini ve yapm olduu deiiklikleri kabul etmeyip ayr bir cemaat kurdu. Ayrca E. Abdullah babasnn servetinin slam Milleti hareketine deil, ahsna ait olduu, dolaysyla btn kardeler arasnda miras olarak datlmas gerektiini iddia etti. Bu durum da ayr cemaat kurmann altnda ekonomik sebeplerin de olduunu gstermektedir. Elijah Muhammedin doktrinin deitirilmesi, sadk izleyicileri arasnda yeni bir grubun ortaya kmasna sebep oldu. Louis Farrakhan Orijinal slam Milleti adyla eski retiye bal yeni bir grup kurdu ve medyada Wallace Muhammedden daha fazla yer alarak yeni liderlik rolne soyundu. Bugn Amerika, Kanada ve ngilterede bu iki ana gruba bal ye saysnn 25 bin ila 100 bin arasnda olduu tahmin edilmektedir. Hareket slamn yerel artlar erevesinde nasl yorumlanp uyguland konusunda dikkat ekici bir rnektir. Ayrca ana dini kitleden olduka uzak ve iletiime kapal olan marjinal gruplarn ne tr yaklamlara sahip olabilecei konusunda sosyolojik veriler sunmaktadr.

zet
Din gruplamalarla ilgili kavramlar tanmlayabilmek. Din gruplamalar ifade etmek iin lahiyat disiplininde ve sosyolojide farkl kavramlar kullanlr. lahiyat disiplininde mezhep, kilise, tarikat kavramlar sz konusu iken sosyolojide dini hareket ve dini grup kavramlar arlkl olarak kullanlr. lkemizde de etkinlik gsteren yeni dini hareketleri listeleyebilmek. Bugn dnyada youn propaganda yapan dini hareketlerin pek ou ayn zamanda lkemizde de faaliyet gstermektedir. Bunlarn ierisinde en dikkat ekenleri Yehova ahitleri, Yedinci Gn Adventistleri, Moonculuk, Hare Krina ve eitli meditasyon ekolleridir. Yeni dini hareketlerin temel zelliklerini aklayabilmek. Yeni dini hareketler ortaya k yerleri ve inanlar asndan farkllk gsterseler de benzer zellikler gstermektedirler. ounlukla iinde doduklar ana dini grubun inancndan izler tarlar, bir dini topluluk iinde belirli ritelleri yaparlar. Btn insanl kuattklarn iddia eden ve bir dini grup grnts vermeyen hareketlerde bile bir ekirdek grup sz konusudur. Bunun yannda bir ibadet biimi dayatmadn iddia eden gruplarn meditasyon veya toplu nikh gibi seremonik uygulamalar olduu grlmektedir. Yeni dini hareketlerin temel zelliklerinden bir tanesi karizmatik bir liderin etrafnda toplanmalardr. Bu lidere ynetsel lider diyebileceimiz liderler yardmc olur. Hemen hepsinde gl bir ahir zaman ve Mesih inanc sz konusudur. Hareket karizmatik liderinin lmyle, bazen de henz hayattayken blnmeler yaar ve yeni gruplarn douuna tanklk eder.

216

Yeni dini hareketleri birbiriyle karlatrabilmek. Bu hareketleri karlatrmann en kolay yolu kkenlerine bakmaktadr. Kken olarak Hristiyan kaynakl, Uzakdou kaynakl ve kiisel geliime dayal olup mevcut dinlere ilgisiz hareketler kolaylkla ayrt edilebilir. Hristiyan kaynakl yeni dini hareketler teslisin mahiyeti, sann ahir zamandaki zuhuru, vaftiz ve dier dini uygulamalar zerinde dururlar. Uzakdou kkenli hareketler ise reenkarnasyon inanc, beslenme ekli ve yoga teknikleriyle tannrlar. Bunun yannda yeni dini hareketleri dnyaya kar tavr allar ile karlatrmak da mmkndr. Dnyay reddeden dini hareketler sekler olan herhangi bir yaplanmaya kar iken, dnyay tasdik eden dini hareketler dnya ile gndelik balarn koparmadan eitli problemlerle ba edip daha huzurlu bir hayat ararlar. Dnya ile uzlaan dini hareketler ise dini bireysel bir hayat tarz olarak kabul ederler. Yeni dini hareketlerin ortaya k, geliimi ve toplumsal etkilerini aklayabilmek. Yeni dini hareketler oulcu bir yapnn arlkl olduu Bat toplumlarnda ortaya kmaktadrlar. Bu hareketlere daha ok genlik alarnda olan ve bir ekilde mahrumiyet yaayan insanlarn daha kolay katld gzlenmektedir. Hareketin geliiminde bireysel ilikilerin de nemli rol oynad grlmektedir. Bunun yannda zellikle Bat toplumlarnda son yirminci yzyln son yarsnda artt gzlenen ahlk ve sosyal ve belirsizlikler insanlarn kesin ve kurtarc sylemlere ynelmelerine neden olmaktadr. Yeni dini hareketlerin bazlarnn kresel lekte baar ve g kazanmalar konu zerinde eitli teorilerin gelimesine yol amtr. Kltrel eklemlenme teorisine gre bu baarnn altnda iki temel faktr sz konusudur: Birincisi, hareketlerin gelimeye uygun bir sosyal balam iinde domu olmas. kincisi ise hareketlerin evresel artlar gz nne alp kaynaklar iyi kullanmas ve gerektiinde kendi iinde deiimler yaamas. Yeni dini hareketler bir taraftan dinin yeniden canlanmasna neden olurken dier taraftan da byk dinlerin kurumsal otoritesini sarmtr. Dinin daha ok bireyin vicdanna, psikolojik ihtiyalarna hitap eden bir kurum olduu eklinde anlayn yaygnlamas sz konusudur. Bunun yannda yeni dini hareketler kken olarak tamamen yabanc olduklar toplumlar ierisinde toplumsal btnlemenin aksine, zlmeye sebebiyet vermektedirler. Bireysel anlamda yakn ilikiler bu hareketlerden zarar grd gibi toplumun eitli katmanlarnn birbirlerine nyargl yaklamalarna neden olmaktadr. Ayrca yeni dini hareketlerin ierisinde ortaya kan olumsuz davranlar, toplumun din ad altndaki hareketlere olumsuz yaklamas gibi bir sonu dourmaktadr. zellikle baz yeni dini hareketlerin toplu intiharlar eylemleri bu hareketlere ve dolayl olarak dine kar olan pheyi de artrmaktadr.

Kendimizi Snayalm
1. Toplumsal ihtiyalarn karlamak iin bir araya gelen, aidiyet bilinci tayan, birbirleri arasnda sk iletiim olan, belirli bir hiyerariye ve normlara sahip, buna bal olarak toplumsal yaptrm uygulayan, grece sreklilie sahip insan topluluuna ne denir? a. Yn b. Mezhep

217

c. Sosyal grup d. Kilise e. Sosyal hareket 2. nsann yaratlndan sonra eytan ile ilikiye girerek yaratl amacndan uzaklatna, bu yzden gerek ebeveyn sayesinde yeniden evliliklerin kutsanmas gerektiine inanan hareket aadakilerden hangisidir? a. Yedinci Gn Adventistleri b. Moonculuk c. Mormonizm d. Hare Krina e. Transandantal Meditasyon 3. Aadakilerden hangisi yeni dini hareketlere katlmda mahrumiyet faktr ierisinde deerlendirilemez? a. Ahlak grecelik b. Yoksulluk c. Irk ayrmcl d. Engellilik e. Anlam problemi 4. Aadakilerden hangisi yeni dini hareketlerin Bat lkelerinde ortaya k ve geliiminin sebeplerinden biri olarak gsterilemez? a. Bat lkelerindeki dnce, inan ve rgtlenme zgrl b. oulcu bir anlayn etkisini artrmas c. Ahlak ve sosyal belirsizlik d. Hristiyanln dini hogrs e. letiim imkanlarnn art 5. Aadaki klardan hangisi yeni dini hareketlerin bazlarnda grlen intihar eylemlerinin dorudan sebebi olarak deerlendirilebilir? a. Bu dnyann fni olduuna inan b. Bedeni cezalandrma istei c. Kyamet gnne ve karizmatik lidere duyulan inan d. ntiharn dini bir eylem olarak kabul edilmesi e. Topluma mesaj verilmek istenmesi

218

Kendimizi Snayalm Yant Anahtar


1. c 2. b 3. a 4. d 5. c Yantnz doru deilse, Temel Kavramlar konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Yeni Din Hareket rnekleri konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Yeni Din Hareketlere Katlm ve Byme konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Yeni Din Hareketlere Katlm ve Byme konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Yeni Din Hareketlerin Sonular konusunu yeniden okuyunuz.

Sra Sizde Yant Anahtar


Sra Sizde 1 slmda Mliklik bir mezhep, Kdirlik ise bir tarikattr. Kii prartikte bir mezhebe mensup olarak dini hayatn srdrr ama bir tarikata balanmak zorunda deildir. Ayn tarikatn mensuplar farkl mezheplere bal insanlardan oluabilir. Sra Sizde 2 Yeni dini hareketlerin pek ounda artk dnyann sonuna doru yaklald, hir zamana girildii eklinde bir inan vardr. nsanln kendi kendine veya sradan liderler rolyle hir zamann olumsuz etkilerinden kurtulamayaca dnlr. Bu yzden olaanst bir kii, yani Mesih gelmeli ve insanl kurtarmaldr. Baz gruplarda Mesih olarak kabul edilen kii hareketin lideridir. Sra Sizde 3 Tasavvufa dayal olarak Batda geliim gsteren hareketler Uzakdou kkenli hareketlere benzetilebilir. Ancak buradaki benzerlik Bat-d kken itibariyledir. nan asndan benzerlik kurmak gtr. Sra Sizde 4 Kltrel eklemlenme teorisinde bir sosyal hareketin geliiminde potansiyel kaynaklar nemli rol oynar. Liderlerin istifade ettii bu kaynaklar ierisinde bireyler ve toplumun ikyeti olduu konular gelir. Fakirlik, rk ayrm, engellilere bak vb. mahrumiyet durumu istifade edilecek potansiyel kaynaklar iinde yer alr. Sra Sizde 5 Her ikisi de adventist hareket ierisinde ortaya km gruplardr. Hz. sann yeryzne inerek dnyada bir krallk kuracana ve insanl kurtaracana inanrlar.

219

Yararlanlan Kaynaklar
Aydn, M. (2002). Kilise, slm Ansiklopedisi, Ankara. XXVI, 11-14. Byk, M. (2002).Kresel Bir Din Projesi Olarak Moonculuk, stanbul. Erin, S., . Taer, H. Algar (1991). Amerika Birleik Devletleri, lkede slamiyet, slm Ansiklopedisi, Ankara. III, 47-53. Kse, A. (2006). Milenyum Tarikatlar, stanbul. zkan, A. R. (2002). Fundamentalist Hristiyanlk: Yedinci Gn Adventizmi, Ankara. entrk, R. (2004). Yeni Din Sosyolojileri, stanbul. Thompson, I. (2004). Odaktaki Sosyoloji, ev. Bekir Zakir oban, stanbul. Ulu, . (2006). Yeni Din Hareketler, Yksek Lisans Tezi, stanbul: Marmara niversitesi Sosyal Bilimler Enstits. Wilson, B. (2004). Din Mezhepler, ev. A. . Yitik, A. B. nal, stanbul. Wuthnow, R., M. P. Lawson (1994). Sources of Christian Fundamentalism in the United States, Accounting for Fundamentalisms, Ed. M. E. Marty, R. S. Appleby, Chicago. Yadsman, H. . (2005). Yehova ahitlerinin Tekilat Yaps ve Trkiyedeki Faaliyetleri (1), D.E.. lahiyat Fakltesi Dergisi, XXI, 193-221. Yadsman, H. . (2005). Yehova ahitlerinin Tekilat Yaps ve Trkiyedeki Faaliyetleri (2), D.E.. lahiyat Fakltesi Dergisi, XXII, 115-133. Yaman, Fatih (2008). Mormonlar ve Amerikan Toplum Yaps, Yksek Lisans Tezi, stanbul: .. Sosyal Bilimler Enstits.

220

221


Amalarmz
Bu niteyi tamamladktan sonra; iddet ve terrle ilgili yaklamlar aklayabilecek, iddet ve terrn toplumsal kkenlerini aklayabilecek, Fundamentalizm kavramn aklayabilecek, Din ve terr ilikisini ifade edebilecek, slam dininin iddet ve terre yaklamn aklayabileceksiniz.

Anahtar Kavramlar
Terr Fundamentalizm Yeni smrgecilik Din ve merulatrma Dini arasallatrma

neriler
Bu niteyi daha iyi kavrayabilmek iin okumaya balamadan nce; Murat Sever, Hseyin Cinolu ve Ouzhan Babyk editrlnde yaymlanan Terrn Sosyal Psikolojisi adl kitab okuyunuz. Mmtazer Trknenin editrlnde yaymlanan slam ve iddet adl kitab okuyunuz.

222

Din ve Terr
GR
Trkiyenin iinde yer ald blge bata olmak zere, Avrupa, ABD ve daha birok corafyada tedavisi zor derin sosyal, psikolojik ve siyasi izler brakan, ekonomik adan da var olan yoksulluk, adaletsizlik ve smry daha da derinletirip younlatrarak toplumsal dokuyu bozan iddet ve terr olaylar sosyal bilimlerin ilgilendii nemli konular arasndadr. Dini sembol ve gerekelerin merulatrma arac kullanld iddet ve terr eylemleri de son yllarda sosyoloji ve din sosyolojinin aratrma konular arasnda yer almaya balamtr. Ancak ilgili literatre bakldnda iddet ve terr olaylarnn analizinde ana ereve siyaset ve uluslararas ilikiler eksenine dayanmaktadr. Siyaset bilimi ve uluslararas ilikiler erevesi terr ve iddetin anlalmasna nemli katklarda bulunmasna karn, sz konusu olaylarn sosyolojik yntem ve bak as ile ele alnmasnn gerekli olduu grlmektedir. Buna ramen sosyologlarn iddet ve terre ilikin aratrma ve kuramsallatrmalarnn, zellikle 11 Eyll 2001deki terr saldrlar sonrasnda kapsaml ve doyurucu olmad ortaya kmtr. Bu dnemde siyaset ve uluslararas ilikiler ekseninde yaplan almalarn daha baskn olduu, ancak sz konusu almalarn gvenlik ve kar atmalarna odakland grlmtr. Hlbuki birok lkede gzlenen siyasal iddet aslnda ayn zamanda sosyal bir soruna da iaret etmektedir. Ancak bu sorunun ne olduu, neden kaynaklad ve nasl anlalmas gerektii gibi sorular, gnmzde terrle ilgili tartmalarda ounlukla sosyolojinin imknlar kullanlarak ele alnmamaktadr. Terrn sosyolojisiyle ilgili almalarn az oluunun balca nedenleri arasnda, bu eylemlerin gizlice planlanp yrtlmesinden dolay sistematik veri toplamada karlalan glkler ve terrn, dier faktrlerle kyaslandnda toplumsal deime asndan anlaml bir etken olarak grlmemesi saylabilir. Ayrca iddet ve terr konusundaki ABD/Avrupa merkezli yaklamn da bunda pay olduu sylenebilir, zira 19682003 yllar arasnda 6.000den fazla terr saldrsnda 36.000 kii hayatn kaybetmesine karn, Batnn bu konuya arlk vermesi ancak 11 Eyll 2001de kendisinin ciddi bir hedef olarak seilmesiyle balamtr. iddet ve terr olaylarnn ABD ile snrl kalmayp spanya, ngiltere, Endonezya ve Trkiyede de toplumlarn bilincinde derin izler brakacak ekilde yaygnlamas, sosyologlarn dikkatlerini gecikmeli de olsa iddet ve terr olaylarna evirmitir. iddet ve terr olaylarnn saysal art, biim ve yntem olarak daha fazla dikkat ekici ekilde yrtlmesi ve sonularnn kitlesel etkilerini geniletmesi ve derin-

223

letirmesi bu tr olaylarn daha kapsaml sosyolojik analizlere tabi tutulmas gerektiine iaret etmektedir. 11 Eyll olaylar din ve iddet arasndaki nasl bir iliki olduu, dini dil ve sembollerin terr eylemlerini nasl merulatrmay amalad, eitli terr olaylarna katlan eylemcilerin inancndan dolay mensup olduklar dinin terr ile ilikilendirilip ilikilendirilemeyecei sorularn gndeme getirmitir. Bu nitede iddet ve terr olaylarnn sosyolojik kkenleri aratrlacak, dini gdl eylemlerden hareketle din ve iddet ilikisi incelenecek, slamn terr olaylarna bak ele alnacaktr. nitede iddet ve terr olaylarna ilikin siyasal yaklamlar daha ok bu olaylarn amalarna (siyasi taleplere) younlatklar, hukuki yaklamlar ise konuyu daha ok biimsel ve normatif bir dzlemde (ama-ara-sonu balamnda) deerlendirme eiliminde olduu iin, bu olaylarn daha kapsaml aklanmasna imkn tanyan sosyolojik yaklam benimsenecektir.

TERR (KAVRAM VE YAKLAIMLAR)


Terr, tanm zor bir kavramdr. zerinde ittifak edilmi bir tanm henz yaplamamtr. Bunun temel nedeni aada da grlecei gibi terrle ilgili farkl yaklamlarn mevcudiyeti ve her yaklam biiminin vurgulad unsurlarn farkl oluudur. te siyasi, ideolojik ve dini kaynaklardan beslenen bu yaklam farklarndan dolay terr, terrizm ve terrist kavramlar mulk olarak tanmlanmaktadr. Bunda devletler ve uluslar aras aktrlerin kendi karlarn gzetmesi nemli rol oynamaktadr. kar atmasnn geni tabanl ortak bir tanm engellemesinden dolay bugne kadar 190dan fazla terr tanm yaplmtr. (rgn, 2001: 14) Terr, Latince, korkutmak, gzda vermek, sindirmek, rktmek, endielendirmek gibi anlamlara gelen terrere kelimesinden tretilmitir. Terr kelimesi, Bat siyaset diline 17891794 Fransz Devrimi srasnda, jakobin devrimcilerin i dmanlara kar yrttkleri eylem ve hkmetin yapt bask ve dorudan yrtt infazlara iaret eden bir terim olarak girmitir ki binlerce kiinin hayatn kaybettii bu dnem Terr Dnemi olarak anlmaktadr. (Tilly, 2004:8) Bu dnemde vatanperverlik ile zdeletirilen terr, jakobinlerin iktidardan dmesi ile bu kavrama olumsuzlayc bir anlam yklenmeye balanmtr. Fransz devriminden bu yana terr kavramnn kapsam bir hayli genilemitir. Terre ilikin tanmlarda en sk vurgulanan ynler, terrn siyasal amalara ulamak amacyla planl ekilde kullanlan bir dil, sylem, ara, yntem ve stratejiye iaret etmesi ve doasnda stres, korku, endie, kayg, panik, tela ve dehet duygular uyandrma zelliklerini barndran iddet eylemi olduudur. Terr, terrist ve terrizm kavramlarna ilikin mulkl ksmen de olsa ortadan kaldrmak ve bu kavram dizinini sosyal bilimlerde bir aklama arac olarak kullanabilmek amacyla baz giriimlerde bulunulmutur. Bu anlamda zikredilen kavramlarn drt ana zellii olduuna iaret edilmektedir: 1- atma, ekime ve kavgann ekillendirdii siyaset biiminde, ou insann terr diye adlandrd veya anlad korkutma stratejisi ok sk bavurulan bir yntemdir. 2- ok sayda kii, grup ve a bu stratejiyi zaman zaman kullanmaktadr. 3- Sz konusu strateji, olaylarn yaand balam ve poplasyonda, siyasi mcadelenin dier biimleri ile sistematik biimde ilikilendirilmektedir, 4- Bask ve zorlamay bir ara olarak kullanan kii ve gruplar (resmi grevliler, asiler ve isyanclar vb.) belirli siyasi

224

durumlarda zaman zaman terr stratejisine bavurmakta ve bu konudaki uzmanlklarndan dolay da sonular son derece ykc olmaktadr. Yukarda da iaret edildii zere terr ve terrizm kavramlarnn tanm zerinde hala henz bir uzlama salanamamtr. eitli dnr, bilim insan, politikac ve uzman tarafndan yzlerce terr ve terrizm tanm yaplmakta ve bu tanmlarda farkl duru ve bak alarnn yanstld grlmektedir. Terr kavramnn tanm ve aklamas ile ilgili genel olarak drt ana sylemin varlndan bahsedebiliriz: 1- Akademik/bilimsel yaklam: Bilim insanlar iddet ve terr olgusuna bir yurtta, ideolog ve gvenlik uzman olmaktan ziyade bir aratrmac olarak yaklama eilimindedir. Entelektel bir ortamdaki aratrma ve tartma forumu doal olarak iddetle dorudan kar karya gelen gvenlik kuvvetlerinden veya konuya taraf olan aktrlerinkinden farkl bir yaklam retmektedir. Akademik zgrlkler, siyasi ve ideolojik tercihler, terrizmin temel nitelikleri konusunda zaman zaman rten ama bir o kadar da farkllaan yaklamlarn ortaya kmasna neden olmaktadr. rnein Trkiye balamnda terr ve iddete ilikin almalar ile de bilinen mit zda, Orhan Trkdoan, Fikret Bakaya, Baskn Oran ve Dou Ergil gibi akademisyenlerin birbirinden farkl yaklamlara sahip olduklar gzlenmektedir. 2- Devleti/resmi yaklam: Devlet yetkilileri, terr konusuna gvenlik arlkl olarak bakmaktadr. Devletlerin terr tanmlar, siyasal amalara ulamak amacyla insanlarn can ve mal gvenliklerine saldrlmas, siyasal amal iddet bavurusu ve kamuoyunun tmn veya bir ksmn korkuya sevk eden eylemler gibi unsurlar vurgulamaktadr. 3- Medyatik yaklam: Medyann terr eyleminin ne olduuna ilikin yaklamnda ne kan unsurlarn suikast, bombalama, sabotaj, ikence ve rehin alma eylemleri gibi nedenden ok sonulara odaklanan unsurlar olduu grlmektedir. Ancak terrle ilgili haberlerde, kimi kitle iletiim aralarnn terrist olarak gsterdikleri gruplarn, dierlerince zgrlk mcadelecisi olarak yanstld ve bylece kamuoyunda elikili grlerin olumasna neden olduklar grlmektedir. 4- iddet yanls muhaliflerin yaklam: Siyasal amalarna ulamak iin eitli iddet trlerine bavuranlar, eylemlerini meru grmekte ve genelde kendilerini zgrlk savalar olarak tanmlamaktadr. Bu yaklam iddeti merulatrma amac tamakta, iddet ve terr su kategorisinden karmay hedeflemektedir. Terrn neden ve kkenlerini aklamaya ynelik olarak ise balca teoriden bahsetmek mmkndr (Franks:2006,85): 1- Ortodoks terrizm teorisi: Terr anlama ve analiz etmek amacyla en yaygn olarak bavurulan kuramdr. Terrizmin mantn anlamaya younlaan ve siyasi organizasyon olan devlet ve otoriteyi hedefleyen iddet eylemlerine odaklanan ortodoks terrizm teorisi, terrn ilevsel, sembolik ve taktiksel ynlerini n plana karr. Terrn ne olduu, nasl ilendii ve uyguland sorularn cevaplar ancak niin bu eyleme bavurulduunu aklamaz. 2- Radikal terrizm teorisi: iddet ve terr bu eylemlere bavuran kii, grup ve rgtlerin bak as ile alan ve sz konusu eylemleri hakllatrma ve

225

merulatrma amac tayan kuramdr. Buna gre gerekli grld durum ve artlarda devlet ve siyasi otoriteye kar iddet kullanmak bir savunma arac olarak meru bir yntem olarak grlmelidir. Fanon, Sartre ve Camus gibi aydnlarn grlerinde bu yaklamn izlerine rastlamak mmkndr 3- Ilml terrizm teorisi: Bu kuram literatrde snrl olarak yer almakla birlikte terrn kkenlerine odaklanr ve terrn siyasi, sosyal, ekonomik ve yapsal nedenlerini anlama ve aklamay hedefler. Sosyolojik yaklamn bu kuram ierdii sylenebilir. Yukardan aklanan yaklam ve teorilerin her birinin iddet ve terr olaylarn, bunlarn neden ve sonularn aklama ve analiz etmede gl ve zayf ynleri olduu kabul edilmektedir. Bu nedenle kapsaml analizlerin yaplabilmesi iin disiplinler aras bak as ile ok katmanl kuramsal yaklamn benimsenmesi nerilmektedir.
Ortodoks, radikal ve lml terrizm yaklamlarnn gl ve zayf ynleri hakknda nelerdir? Karlatrmaya alnz.

Sosyolojik Yaklamn mknlar


Terrle ilgili gnmzdeki literatre bakldnda, bu tr olaylara ilikin tanm ve aklamalarn odak noktasn siyasi amal iddet eylemi vurgusunun oluturduu grlr. Bu odak noktasndan hareketle yaplan analizlerde de daha ok terrn bir ara ve yntem olarak seildii, siyasal taleplerin yerine getirilmesi iin askeri ve sivil hedeflere ynelik saldrlarn dzenlendii, iddet ve terrn artk snr tesi eylemlere dnt, kamuoyunda korku ve panik yaratt ve bu tr eylemlere kar alnacak siyasi, hukuki ve gvenlik tedbirlerinin neler olmas gerektii, ayrca iddet ve terrn nasl nlenebilecei zerinde durulmaktadr. Daha ak bir ifade ile iddet ve terr eylemleri sz konusu olduunda hem analizler hem de zme ilikin grler sz konusu eylemlerin yaanmas, hedeflerine ynelik saldrlarn grnr hale gelmesi ve kamuoyunu etkisi altna almasyla balamaktadr. Bu anlamda balca analiz ve aklama oda iddet ve terr olaylarnn nasl olduunu merkeze almakta ancak niin sorusuna cevap imkn salayan sosyo-politik arka plan ve kresel toplumsal deiimlerle ilintisini, yani sosyolojik kkenlerini yeterince dikkate almamaktadr. Bu bak asnn arlkl olarak tercih edilmesi, nedenler zerinde derin analizler yaplmas yerine sonular zerinde tartma yaplmasna ve kuramsal almlarn kilitlenmesine yol amaktadr. te bu noktada niin sorusunun cevaplanmas, iddet ve terr olaylarnn toplumsal kkenlerinin gzden geirilmesi, birey ve gruplarn hangi neden ve srelerin etkisiyle, ne toplumsal ne de siyasal olarak kabul grmeyen yntemlere bavurarak taleplerini dile getirmeleri, siyasi aktrler ve kamuoyunu etkileme ve ynlendirme giriimlerinin deerlendirmesi anlam kazanmaktadr.
iddet ve terr aklamaya ynelik gelitirilen kuram ve yaklamlarn birbirinin yerini almas dnlmemeli. Her yaklamn gl ve zayf nedenleri olmakla beraber sadece gvenlik yaklamn n plana karan ve terrn nedenleri zerinde durmayan yaklamn bugn karlalan sorunlar aklama imkn daha zayftr. Sosyolojik yaklam bu noktada tek ve en gvenilir yaklam olarak deil dier yaklamlar tamamlayc bir bak as olarak grlmelidir.

226

iddet ve terre bavurmak siyasal ve stratejik nedenlere bal bir seenektir. iddet ve terr baz psikolojik ve sosyal faktrlerin istenmeyen sonularndan ok kolektif rasyonalitenin ve mantkl stratejik seimin bir yansmas ve davurumudur. (Pape, 2003: 2) Bu manada terr kampanyalar rasyonel bir siyasi tercihe dayanr. Terr ve iddet faaliyetlerinin merkezinde genelde radikal bir siyasal grubun varl ve ynlendirmesi sz konusudur. Bu grubun kolektif seenekleri veya deerleri vardr ve alternatif davran biimlerinden biri olan terre bavurma seeneini bilinli olarak tercih ederler. Burada nemli olan siyasal amalara ulamak iin seilen ya da bavurulan yntemin meruiyeti deil etkinlik derecesidir. Bu anlamda rgtler, siyasal ve ideolojik beklentilerini gerekletirebilecekleri yntemler arasnda en uygun ve etkin olann tercih eder. Bu onlar iin mantkl bir seimdir. iddet ve terre bulamak aslnda ok ar bedeli olan bir eylemdir. Akll ve mantkl birinin bylesine riskli ilere karmas ilk planda anlamsz ve arpk grlmekle birlikte asl kazanmlarn psikolojik olduu dnlmektedir. Terr ve iddet faaliyetlerinin tmn akld, patolojik ve aklanamaz olgular olarak grmek bu bakmdan yanltr. Baz durumlarda terr, mevcut koullara kar gsterilen hesaplanm ve dnlm mantkl tepkidir. Terrn zaman zaman mantkl ve stratejik seim olduunu sylemek kukusuz bu tr faaliyetlerin ahlakiliini savunmak anlamna gelmez. iddet ve terrn kresel bir yaygnlk, grnrlk ve etkinlik dzeyine ulat gnmzde bu tr eylemlerin, ister demokratik isterse baskc, ister gelimi refah toplumlarnda isterse gelimekte olan lkelerde olsun toplumsal katmalarn ounu etkiledii grlmektedir. Din, dil, milliyet, etnisite ve rk ayrm gzetmeksizin yerel, blgesel ve snr tesi hedeflere ynelen iddet ve terr eylemlerinin sadece olu biimleri ve yarattklar etkilere deil ama ayn zamanda balca sosyo-politik nedenlerine de baklma ihtiyac domutur. Ayrca bireysel ve toplumsal vicdanlarda meruiyet arac ve nedeni olarak kullanlan faktrlerin, birey ve gruplar bu srelerde aktif olarak rol almaya iten sebeplerin de gz nnde bulundurulmas gerekmektedir. Byle bir yaklam sz konusu problemi btn ynleri ile ortaya koyan analitik bir resmin ortaya kmasn kolaylatracaktr. Sosyolojik analizlerle beslenmeyen ve zenginletirilmeyen siyasal ve normatif yaklamlarn, iddet ve terr konusuyla ilgili analizleri gvenlik ve tehdit bak alarnn belirledii ksr bir dngye mahkm etme riski yksektir. Bu riskin ortadan kaldrlmas, geni apl toplumsal etki yaratma ve kamuoyunu ynlendirmeyi amalayan iddet ve terre bavurma davrannn gerisindeki olas motiflerden her birinin analizini gerekli klmaktadr. Terristleri sadece mantk d paranoyak birer fanatik olarak grmek ve byle kalp yarglarla deerlendirmek onlarn zihin yaplar ve davran kalplarnn zmlenmesine engel olabilecei iin, arlk yanls gruplarn sahip olabilecekleri potansiyel zarar verme glerinin de grmezden gelinmesine yol aabilir. (Crenshaw, 1990:24) Bu nedenle terristlerin motif ve davranlarn anlamaya ynelik abalarda sadece psikolojik unsurlarn deil ayn zamanda sosyal bask ve korku uyandrma, kamuoyunu ynlendirme ve politikaclar zerinde stratejik dnme ve mantksal tercih yapma gibi mantksal faktrlerin de gz nnde bulundurulmasnda yarar vardr. iddet ve terrn sosyolojik kkenleri aratrlrken, artk bu olaylarn ierik, biim, yntem, ara ve hedefleri asndan geni bir eitlilik kazanm olduunun hatrlanmasnda yarar vardr. Geleneksel olarak terr, sivil hedeflerden ok resmi veya gvenlik (gc) hedeflerine ynelik bir seyir izlemi, ounlukla silah ve patlayc kullanma, rehine alma ve uak karma gibi bir dizi yntemler kullanlmtr. Ancak kreselleme sreci ve iletiim

227

aralarnn yaratt toplumsal deime ve siyasal gelimeler ile teknolojinin salad imknlar geleneksel iddet ve terrn eit, yntem, ara ve sylem diline yenilerini eklemitir. rnein bu olaylarda yeni teknolojilerin alabildiince kullanldna tanklk ediyoruz. Bu balamda nkleer, kimyasal, biyolojik, narko terr kavramlar ile nispeten yeni tanld. Siber (Cyber) yada sanal terr kavramnn yazl literatr ve gnlk dilde kullanlmaya balamas, iddet ve terr yanllar ile kartlarnn yazl ve grntl medya organlar ve internet siteleri zerinden yeni grsel eler ve dil kullanarak fikirlerini ok geni kitlelerle paylamas son yllardaki deiim ve gelimelerin rn olarak karmza kmaktadr. te yandan radikal evrecilerin eylemleri, son yllarda evre terrizmi (eco-terrorism) kavramn gndemimize tad. Btn bu gelimelere ilaveten, gemie oranla ok sayda sivilin iddet ve terrn kurban veya maduru olmas da, bu sorunun ne kadar kapsaml bir erevede ele alnmas gerektiine iaret eden bir baka olgudur.
Siz de siber ve evre terrizmi dndaki terr eitlerine rnekler veriniz.

TERRN SOSYOLOJK ANATOMS


iddet ve terrn insan doasndaki saldrganlk ve ykcln bir yansmas olarak izah, sz konusu problemin tarihsel ve ortamsal kaynaklarnn, toplumsal ve siyasal kkenlerinin gzden karlmasna neden olmaktadr. Terrn toplumsal temellerine ilikin bilgilerin yetersiz oluu ise genellemeler yaplmasna neden olmaktadr. iddet ve terr, insandaki saldrganlk ve ykcln ifadesi olarak grlrse, birey ve grup davranlarn belirleyen sosyal, siyasal ve ekonomik faktrlerin tarihi bir gereklie tekabl etmedii, insan davranlarnn kkeninde doutan geldii varsaylan psikolojik etkenlerin baskn ve ynlendirici olduu temeline dayal indirgemeci bir yaklamn ortaya kmas kanlmazdr. Ne var ki insan davranlarndaki etkisi yadsnamaz olan psikolojik eilim ve potansiyelleri, sosyo-politik ve sosyo-kltrel balamdan soyutlayarak iddet ve terr olaylarn anlamak ve yorumlamak ancak ok snrl bir erevede mmkn olacaktr. te bu nedenle iddet ve terrn evrensel bir davran biimi olmad, belirli zaman ve meknlarda siyasal, sosyal ve ekonomik bir dizi nedenden kaynakland, farkl ideolojik yaklamlar, dini sembol ve sylemler ile bir merulatrma arac olarak kullanldnn fark edilmesi gerekmektedir. Sosyal bilimlerde disiplinler aras yaklam belirgin biimde etkisini hissettirdii iin iddet ve terr konusu ile ilgili aratrma ve analizlerde birbirine yakn disiplinlerin bulgularndan yararlanlmas problemin daha kapsaml tartlmasna imkn verecektir. Bu nedenle, terrn kkenlerinin aratrlmasnda sosyolojinin imknlarnn kullanlmasnn nemi zerinde durulmakla beraber, yukarda iaret edilen disiplinleraraslk balamnda, iddet ve terr eylemlerinde dorudan rol alan bireylerin psikolojisi, zihinsel dnyas ve davran biimlerinin de gzden geirilmesinin gerekli olduu gzden uzak tutulmamaldr. nk bireylerin ruhsal ve zihinsel yapsnn oluumu ile davran rntlerinin ekillenmesinin, iindeki yaadklar toplumsal gereklikten soyutlanmas mmkn deildir.

Bireysel ve Psikolojik Faktrler


Terristlerin, psikolojik faktrlerin etkisinde kald ve kiilik yaplarn etkileyen ve deitiren etkenler sonucu iddete bavurmaya kendilerini

228

zaman zaman zorunlu hissettikleri ve bunu sahip olduklar zel bir mantkla (pyscho-logic) rasyonalize etmeye altklarna ilikin bulgulara rastlanmaktadr. iddet ve terre bavuranlarn ounun zihin dnyasnda biz ve onlar ayrm yapld ne srlmektedir. Aslnda, bakalaryla kendini karlatrarak farkllatrma yoluyla bir tr kimlik inas sreci olarak grlmesi gereken bu kategorik ayrm sonunda tekiler veya onlar tm ktlklerin kayna olarak alglanmaya balar. Biz ise zgrlk ve adalet iin mcadele eden erdemli bir topluluk olarak grlr. Bu psiko-manta gre tm sorunlarn ve ktlklerin kayna olarak grlen dierleri yok edilmelidir. Bu anlayla bakldnda iddete bavurarak dierlerini saf d brakmak hem adil hem de erdemli olan bir yol olarak grlebilir. zellikle kurumsal dierine ynelik iddetin gerisinde bir kimlik araynn bulunduu ve dman olarak grlene sava ama ve yok etmenin arka plannda da insann kendi iindeki dman yok etme abasnn bulunduu iddia edilmektedir. (Post, 1990:25-26) ocukluk ve erken genlik dnemlerinde psikolojik sorunlar yaayan ve ben duygusu bir trl salkl biimde olumayan bireylerde narsistik yaralar olutuu grlmektedir. Yaralanm ben adnn verildii bu psikolojiyi yaayanlar, yani yaral ben duygusunun basksna maruz kalanlar, benin olumlu ve olumsuz her iki ynn de btnletirme ve benimsemeyi tmyle baaramazlar. Bu anlamda kendilik, ben ve ben olmayan biiminde blnr-ayrr. Bu tr bir kiilik yapsna sahip olan bireyler, kendi benlerini idealize ederek yceltir, tm zayflklar, olumsuzluklar ve nefret edilen zellikleri ise kendi beninden ayrtrarak dierleri zerine ykler ve yanstr. Beni bu tr ayrtran/blen ve sonra yanstma mekanizmasna bavuran kiiliktekilerin d yardma, bir baka deyile bir dmana gereksinimi vardr. (Kohut, 1983) Yaplan aratrmalar, yukarda zikredilen psikolojik kavramsallatrmalar tmyle desteklememekte, aksine terr rgt mensuplarnn genelde normal olduklar ve psikopatolojik rahatszlklar sergilemedikleri iddia edilmektedir. rnein, 1950lerde Cezayirde Ulusal Kurtulu Cephesi yeleri ve rlanda Cumhuriyet Ordusu mensuplar zerinde yaplan aratrma sonularnda, bu rgt yelerinin ortak zelliklerinden birinin normallik olduu ve duygusal olarak dengesiz olmadklar bulgularna yer verilmektedir. Bu aratrmalar, belirgin bir kiilik yaps ve psikolojik tipin veya standart, tekdze bir terrist zihin ve ruh yapsnn olduunu da gstermemitir. Ancak mevcut hatralar, mahkeme kaytlar ve nadiren de olsa yaplan yz yze grme ve rportajlardan hareketle belli bal baz kiilik zelliklerine ve eilimlere sahip olanlarn, bunlar tamayanlara oranla daha fazla terr gruplarna katlma eilimi gsterdikleri ve kendilerini iddete kaptrma ihtimallerinin daha yksek olduu ifade edilmektedir. Bu tr bulgular olmasna karn terrizm uzmanlarnn ou, kiilik zelliklerinin terr davrann aklamadn dnmekte, bunun bir grup davran olduunu ve psikopatolojik kiilik zelliinin veya radikal dini inanl sapknln zgn sonucu olmad grn dile getirmektedir. Ortak ideolojik inan ve grup davrannn, terr davran balamnda, bireysel kiilik zelliklerinden ok daha fazla belirleyici olduuna iaret edilmektedir. (Crenshaw, 2000: 409) iddet ve terr karmak srelerin ve ok sayda deikenin rn olarak ortaya kar. Bu nedenle iddet ve terr siyasal, sosyal, ekonomik, kltrel ve gvenlik balamlarndan soyutlayarak, bir veya birka deikene indirgeyerek anlamak ve aklamak mmkn grnmemektedir. iddet ve terr i ie girmi sre ve etkenlerin sonucudur. Ayn ekilde bu tr davra-

229

nlar sergileyen gruplara katlanlar karmak sosyal, psikolojik ve siyasal etkenlerin ynlendirmesiyle iddet, atma ve terr eylemlerinde rol almaktadr. iddet ve terrn sosyolojik kaynaklar sz konusu olduunda bu karmak sre, etken ve faktrlerin gz nnde bulundurulmas, bireysel ve toplumsal davran ve tercihleri ynlendiren siyasi ve ekonomik deikenlerin de toplumsal etkiler yapt unutulmamaldr.

Sosyalleme Balam: Sosyo-Politik evre


iddet ve terr olaylarn tetikleyen birok toplumsal kaynaktan bahsetmek mmkndr. Kriz, srtme ve atmann hkim olduu siyasi, sosyal ve ekonomik artlarn belirleyici olduu bir evrenin, bu artlarn olmad ortamlara kyasla iddet ve terr iin daha verimli zemin oluturma ihtimalinden sz edilebilir. te bu nedenle evresel veya balamsal deikenlerin kapsaml bir ekilde gzden geirilmesi gerekmektedir. Her ne kadar aile, iddet ve terrn kayna olmasa da, yapsndaki zlmeler, ocuk ve genlerin ilerleyen yalarda anne-baba ve aile bireylerinin uyumlu olduu aile ortamlarnda yetien ocuklarla karlatrldnda su ilemeye daha yatkn bir kiilik gelitirdikleri grlmektedir. Baz aratrma sonular bu gr teyit etmektedir. rnein, 227si solcu, 23 sac olmak zere Kzl Ordu Fraksiyonu ve ki Haziran Hareketine mensup toplam 250 Alman terrist zerinde yaplan bir aratrmada, boanm veya dalm ailelerden gelen yelerin ok olduu grlmtr. rnein solcu terristlerin ynde 25nin 14 yalarna geldiklerinde anne ve babalarndan birini veya her ikisini kaybettikleri tespit edilmitir. zellikle babann kaybnn olumsuz ve yaralayc etkisine dikkat ekilmitir. Aratrma kapsamndaki terristlerin yzde 79nun ciddi ve derin atmalar yaadklar ve zellikle de anne-baba ile srtmelerinin (yzde 33) olduu saptanmtr. Bu kiilerin te biri ocuk ve gen sulularla ilgilenen mahkeme tarafndan cezaya arptrlmtr. Terristlerin hayat ile ilgili genel almada da bunlarn hem eitim hem de meslek hayatnda baarsz olduklar rntsn ortaya konmutur. (Post, 1990: 28) Ancak son yllarda iddet ve terr olaylarnn iinde yer alanlara bakldnda aile yaps ve baar dzeyinin tek belirleyici faktrler olmad grlmektedir. Modern dnemlerde siyasi amalar uruna iddete bavuranlarn bir ksmnn en gelimi silahlar kullanacak kadar iyi teknoloji eitimi ald grlmektedir. 11 Eyll 2001 saldrlarna katlanlarn pilotluk eitimi aldklar, baz terr gruplarnn biyolojik ve kimyasal silahlar elde etmeye altklar gz nne alnrsa yeni dnemde eitimin n plana kt grlr. Bu noktada, eitim ve uzmanlk gibi aralarn iddet yanls eylemciler tarafndan daha etkin kullanldn sylemek mmkndr. Bireylerin iinde yaadklar sosyal evredeki baskn artlar, sk sk tekrarlanan deneyimler ve gnlk hayatn akna yn veren olaylar, baka bir ifadeyle sosyalleme srecini belirgin bir ekilde etkileyen sreler ve aktrler, onlarn grup davrann dorudan etkileyebilir. Bu manada sava ve igallerin srd, srtme ve atmann sklkla yaand ve allageldik bir davran kalbna dnt, iddet sarmalnn birey ve grup ilikilerini etkiledii sosyal evredeki mevcut kltrn benimsenmesi, iselletirilmesi ve yeniden retilmesi ska rastlanan sosyolojik bir olgudur. zellikle burada erevesi izilen gerilim, srtme ve atma kltrnn veya davran biiminin youn ve uzun sre yaand sosyalleme ortamlarnda yeni kuaklarn normal olarak algladklar sz konusu kltr benimsemeleri ve

230

benzeri davran biimlerini sergilemeleri sk rastlanan bir olgudur. Dahas iddet ve terr ieren eylemlere ilham kayna olan ve meruiyet zemini hazrlayan srtme ve atma kltrnn normallemesi, sosyal yapda deiimi zor inan ve tutumlarn inasna yol amakta ve artlar deimedike bu tr bir sosyalleme genel bir rntye dnerek srekli kendini yeniden retmektedir. rnein yllardr srtme ve atmalarn glgesinde kalan Lbnan, srail, Filistin, Kemir, Dou Timor, eenistan, Ruanda, Sri Lanka ve igal sonras Iraktaki politik gelimelere tanklk eden ve iddet sarmalnn en belirgin zellikleri arasnda yer ald sosyalleme ortamnda doup byyen ocuklarn ve yeni kuaklarn alglar, kimlikleri ve davran kalplar, kanlmaz olarak, tanklk ettikleri toplumsal ve siyasal gereklik tarafndan ekillendirilmektedir.
Son yllarda literatrde karmza ocuk asker kavram neyi ifade etmektedir. rlandal ynetmen Terry Georgeun ynettii 2004 ylnda gsterilen Hotel Rwanda (Ruanda Oteli) filmini veya Edward Zwickin ynetmenliini yapt 2006da gsterime giren Kanl Elmas (Blood Diamond) filmini seyrederek iledikleri konuyu terrizm asndan deerlendiriniz.

iddet, srtme, dmanlk ve atmann toplumsal yapy ve ilikileri belirgin biimde etkiledii sosyalleme ortamlarnda drt ana faktrn buralarda doup byyen ve kimlik edinen kuaklar iddet ve terre srkledii, bir anlamda yeni kuaklar arasnda atmac, iddet yanls ve terr eylemi gnlls rettii belirtilmektedir. iddetin yenilenmesi denilen bu sreteki faktrler yle sralanmaktadr: 1- Srtme ve atmann hkim ve srekli olduu evrelerde ocuklardaki saldrganlk duygusunun normal eitim, evre ve sosyal etkilerle bastrlmas ve trplenmesi zor olmaktadr. Aksine, bu tr gdler denetimsiz kalmakta, kontrol dna kmakta ve iddet tarafndan zendirilmekte ve tevik edilmektedir. 2- iddet, srtme, atma ve sava ortamlarnda byyenler, iddet ve terr kendini ifade etme ve talepte bulunmann meru bir yolu ve yntemi olarak grmektedir. 3- iddet ve atma kuaklar, kendilerini bir madur/kurban olarak alglamaya balamakta ve iinde yaadklar atmann sorumlusu olarak bakalarn grmektedir. Byle bir kurban edilmilik algs, madurun hayatta kalmak ve varln srdrmek iin zel haklarnn olduu ve bunlar kullanabilecei inancn dourmaktadr. 4- iddetin gnlk hayatn paras olduu sosyal ortamlardaki ergenler, hayat dnglerinin bu dnemindeki doal bir gelimenin sonucu, yani otoriteye kar diren gsteren ve ba kaldran bamsz bir kimlik inas srecinin etkisiyle mevcut siyasal artlar ve politik gelimelerle kendilerini yakndan zdeletirmektedir. Bunun bir sonucu olarak ta erkeklik, mertlik ve yetikinlik testi ve gstergesi olarak silahl gruplara katlmaktadr. Yukardaki aklamalardan da anlalaca zere iddet ve terrn bir davran biimi olarak renildii, taklit edildii ve stratejik amala kullanld grlmektedir. Bu renme sreci siyaset, ekonomi ve kltr gibi faktrlerin de ekillenmesine katkda bulunduu sosyalleme srecinin bir etkisi olarak ortaya kmaktadr.

231

Kreselleme, Yeni Smrgecilik ve Hegemonya


Kreselleme, iki ulu bir sre olarak, bu srece taraf veya kart btn toplumlar etkilemektedir. Kreselleme bir taraftan yeni frsat alanlar yaratmakta dier taraftan da belirli bir gr ve ideolojiyi dayatmaya alan glerin yeni smrgeciliine zemin hazrlamakta ve hegemonyalarn srdrmelerini salamaktadr. Siyasi, sosyal, ekonomik ve kltrel etkileri her yerde hissedilen kreselleme srecine rengini ve ynn veren gcn beslendii siyasal ideoloji yeni dnya dzeni kurma projesini hayata geirirken, buna direnenlere hayat hakk tanmayacak kadar acmasz bir politika izlemektedir. Kreselleme ve Din nitesinde de anlatld gibi kreselleme sreci fikirlerin, grlerin, insan ve sermayenin akkanln salayarak bir taraftan kltrler ve medeniyetler aras iletiime imkn tanmakta, bir taraftan da baskn kltr ve siyasi ideolojilerin hegemonya kurmasn salamakta veya kurulu hegemonik yaplar glendirmektedir. Kreselleme sreci film, mzik, spor, sanat, moda ve iletiim gibi alanlarda ortak beeniler ve tercihler reterek yeni tketim alkanlklar kazandrmaktadr. Bunlar ou kez hegemonik kaynaktan beslenmekte, benzeik tketim zevkleri oluturarak greceli bir tr yaknlama salamaktadr. Dier yandan kresellemeyi yeni smrgecilik olarak okuyan toplumlarda, bu srecin gerisinde olduu dnlen hegemonik gcn baskna kar durma iradesi ve kresellemenin ykc itah karsnda yerel kltr, kimlik ve kaynaklar koruma direnci glokalizasyon ad verilen yerellemeyi glendirmektedir. Glokalizasyon srecinin etkisiyle yerel kimlikler glenmekte, dtan gelen etkilere diren artmakta, yerel kaynaklarn mobilizasyonu hzlanmakta ve hegemonik glerle atmaya hazr bir eilim ve ideolojik duru olumaktadr. Sz konusu hegemonyaya ynelik diren, ideolojik bir sylemden ilham alarak baskn glere kar btn kaynaklar mobilize etmeye ve tabii ki baka faktrlerin de etkisiyle iddete bavurmaya yatkn zellikler tamaktadr. Yeni smrgecilik ve hegemonik glerin taycs olarak grldnde kreselleme ve bu srecin yaratt toplumsal etkilerin bir atma dourma potansiyeli yksektir ki birok corafyada da bunun somut rnekleri yaanmaktadr. zellikle mahrumiyete terk edilen ve marjinalletirilen snflar, sosyal yapnn iktidar (tavandan tabana terr yntemiyle) eliyle hegemonik biimde ekillendirilmesine direnmek amacyla hegemonya kart olarak (counterhegemonic) (tabandan yukar) zaman zaman terre bavurmaktadr. (Boyn ve Ballard 2004: 10) Aratrmalar, sosyal snf ile siyasi muhalefetin normal biimi dna kmas ve zellikle de alt gelir grubu ve yoksul kesimlerdeki genlerin yaad ksknlk ve kinin iddet ve terr ideolojisi veya yntemine dnme arasnda anlaml bir iliki olduuna iaret etmektedir. zelikle Latin Amerika ve Ortadou lkelerinde toplumun yoksul kesimlerinden terr rgtlerine katlm oranlarnn, orta ve yksek snflara oranla daha yksek oluu bu gzlemi dorulamaktadr. Kreselleme, ak toplum ve demokratikleme gibi sreleri besleyen etkiler yapmasna karn bu srecin bir baka etkisi de liberal kapitalist sistemin arac olan serbest piyasa ekonomisinin kreselleme kanalyla dnyann pek ok yerinde yaratt ekonomik eitsizlikler ve gelir dalmndaki derin uurumlardr. Serbest piyasa ekonomisi demokratikleme srecini desteklemekle beraber, demokratik sisteme zarar verme ihtimali de tar. Yoksulluk, yoksunluk ve bunlara elik eden adaletsizlik algs, toplumsal dzeni bozan tepkilere kaynaklk edebilir. Kresel eitsizliklerin ve buna bal

232

sosyal sorunlarn derinleerek artt zamanmzda, Jrgen Habermas ve Jacques Derrida gibi dnrler sz konusu kresel eitsizlikler ve refah paylamndaki adaletsizliklerin, 11 Eyll 2001 saldrlar balamnda, iddet ve terrn ana kayna olduu grn dile getirmektedir. Teorik olarak pazarda herkes eit yurttalar olarak grlse de, kapitalist ekonomik gelimenin birok lkede refahtan pay almada eitsizlikler yaratt grlmektedir. Eitsizlik doal olarak hayal krkl ve snfsal farkllk dourur ki, bu da ekilen skntlarn potansiyel olarak siyasal iddete bavurularak ifade edilme zeminini yaratabilir. Ekonomik gelir dalmnn derin eitsizlikler yaratt toplumlarda belirli snflarn rk, din, etnik kimlik ve blgesel aidiyet duygular kolayca iddete kanalize edilebilir. sizliin youn olduu, snfsal farklln derinletii ve siyasal iktidarn halkn bu tr kayglarna aldrmad ve sorunlara kkl zmler aramad rejimlerde, toplumun bir kesiminin seilmi hkmete veya anayasal rejime kar kkrtlmasna uygun sosyolojik ve psikolojik artlar doabilmektedir. Ancak bu eitimli, refah dzeyi yksek ve orta/st snflara mensup bireylerin iddet ve terre bavurmayaca anlamna gelmez. Zira son yllarda iddet ve terr gruplar iinde yer alanlarn bir ksmnn iyi eitimli ve orta snf mensubu evrelerden geldii gzlenmektedir. Son tahlilde tek bir terrist profili olmad, zengin-yoksul, eitimli-eitimsiz, kadn-erkek farkl toplumsal kesimlerden terr eylemlerine katlanlarn olduu gzlenmektedir. Bu durum ekonomik ve sosyal stat ile iddet ve terr arasnda pozitif bir korelsyonun her zaman geerli olmadn gstermesi bakmndan anlamldr. Gelecee ynelik umutsuzluklar ve birok alanda yaanlan sorunlarn zmszleerek kronik bir yap almas ya da byle alglanmasnn, sorunlardan en fazla etkilenen gruplarn, siyasi gerginlik ve srtmelerin de etkisiyle, baz corafyalarda devlete, hkmete, sisteme ve topluma gvenini sarsabilecei ve yabanclamalarna neden olabilecei dnlebilir. Bu yaklamdan hareketle yoksulluun, terrn tek nedeni olmasa da siyasal basklar, zgrlklerin kstlanmas ve d mdahaleler gibi dier etkenlerle birletiinde terr besleyen bir ortam yaratt sylenebilir.
Sosyal evre ve sosyalleme sreci gibi kresellemenin, yeni smrgecilie zemin hazrlayan ynleri de iddet ve terrn toplumsal kkenleri arasnda yer almaktadr. Kreselleme bizatihi toplumsal bir sre olmamakla birlikte etkileri toplumsaldr. Hatta toplumsal dnm sreci balatacak kadar sosyal derinlii olan bir gerekliktir. Baz ynleri ile yeni smrgecilik ve hegemonyann arac olan kreselleme derin eitsizlikler yaratmaktadr. Eitsizliklerin kurumsallat, ortak iyi ve kar etrafnda birliktelii salayan toplumsal szlemenin etkinliini yitirmeye balad durumlarda, iddet ve terrn siyasal amal stratejik bir ara olarak kullanlma riski artmaktadr.

Pazar ekonomisi ve siyasal iddet ilintisi sz konusu olduunda zellikle ok uluslu byk irketlerin, karlar uruna otoriter lkelerdeki operasyonlar srasnda baskc rejimlerle ibirlii iinde almak suretiyle tiranla dolayl destek verdii ve insan haklar ihlallerine sessiz kalmay tercih ettikleri grlmektedir. rnein, BP, Shell, Chevron, Honeywell ve Lockheed-Martin gibi irketlerin Arap dnyas ve Orta Asyada baz otoriter ynetimlerle ibirlii iinde altklar bilinmektedir. Ne var ki, Bat demokrasileri, sz konusu ok uluslu irketlere araclk etmekte, destek vermekte ve insan haklarnn inendii, refahn byk paydasnn sadece iktidar elitlerince paylald, yoksul ve dlanm sosyal gruplarn gittike byd lkelerdeki rejimleri merulatrc pozisyonlar almaktadr. Bunun en arpc rneini ABD ve dier Batl lkelerin dnyann eitli lkelerin-

233

deki baskc ynetimlere verdikleri desteklerde grmek mmkndr. rnein ABD ve AB lkelerinin ou, Msr, Suudi Arabistan, Kuveyt ve Katarda Amerikan yanls otoriter rejimleri uzun yllardr desteklemektedir. Toplumsal taban sz konusu olduunda, Ortadou siyasal kltrnn demokratik deerleri sindirmeye hazr olmasna ramen sz konusu dikta rejimlere verilen destek hala devam etmektedir. (Halabi, 2009: 135) Bunun yannda, serbest pazar ekonomisinin bankaclk sistemi de dolayl olarak iddet ve terr rgtlerinin glenmesine frsat vermektedir. Uluslararas bankacln hzla ilerledii son dnemlerde mudi sahiplerinin isimlerini ve para kaynaklarn aklamayan banka ve finans kurumlar, terr finanse etmek iin kullanlan kaynaklar korumaktadr. Kapitalizm ve serbest piyasa ekonomisi artlarnn dourduu eitsizlikler ve baskc ynetimlere verilen merulatrc destekler, yeni dnya dzeninin kurucularna kar ciddi bir diren retmekte ve bu gl diren zaman zaman iddete brnerek kendini ifade etmeye almaktadr. 21. yzyl, her ne kadar demokratik deerlerin yaygnlk kazand ve eitlik temelinde siyasal katlm imknlarnn arttna tanklk etse de, ekonomik alanlarda olduu gibi siyasi temsil ve katlmdaki sknt ve gerilimler de henz byk apta ortadan kaldrlm deildir. Siyasal temsildeki eitsizlik, sosyolojik sonular olan bir problemdir ve sz konusu alandaki temsil imkn ve frsatlarnn kstlanmas, iddet ve terr eylemlerinde zaman zaman merulatrc bir neden olarak kullanlmaktadr. Siyasal temsil imknnn yeterli olmay, gelir dalmdaki adaletsizlik, sosyo-ekonomik ilerlemeden yeterince pay alamama gibi sorunlarla birletiinde ortaya kan mahrumiyet ve dlanmlk duygusu iddet ve terrn bir ara ve strateji olarak kullanlmasna neden olmaktadr.

DN VE TERR
11 Eyll 2001de, ABDde gerekletirilen terr saldrlarn mteakiben, din ve iddet arasndaki iliki youn biimde tartlmaya balanmtr. Sz konusu menfur saldr sonrasnda yaplan ilk aklamalarda, olaylarn siyasi ve sosyal balamn hi dikkate almadan hemen slam ile iddet arasnda nedensel bir ba kurulmutur. Souk sava sonras hegemonik siyasal projeye uygun den bu sylem, medyann da etkisiyle, ksa srede yaygnlk kazanmtr. Dinlerin bar mesaj verdiini, din ve iddet arasnda zorunlu nedensel bir ba kurulamayacan, slamn bu noktada yanl anlaldn ifade eden aklamalar ise pek yank yapmamtr. Dini inan ve iddet eylemleri arasnda ne tr bir iliki kurulduu, dini sylem ve repertuarn iddet eylemlerini merulatrmak iin nasl kullanld ve ne tr sosyolojik gelimelerin dini arasallatrd zerinde ise yeterince durulmamtr. Sosyolojik bir yaklamla bakldnda, dini eilimlerin ykseli trendi gsterdii ve dini hareketlerin toplumsal ivme kazand gereini grmezden gelmek mmkn deildir. Modernizmin yaygnlamas ile dinin gerileyecei ve toplumsal hayattaki etkisini kaybedeceini ngren geleneksel teorilerin aksine din, hem modern hem de geleneksel toplumlarda artc bir ykselie gemitir. Baka bir dille ifade etmek gerekirse din kamusal alana yeniden dnm ve baz toplumlarda ok gl bir kimlik kaynana dnmtr. Geride braktmz yzyln son eyrei ile iinde yaadmz yzyln balangcnda ykselen sadece din olmam, yukarda da iaret edildii gibi iddet ve terr olaylarnda da dikkate deer bir art olduu gzlenmitir. Kreselleme ve demokratikleme sreleri, yeni

234

smrgecilik ve hegemonik ynetimlerin basks, Kuzey-gney arasndaki eitsizliklerin derinlemesi, igal ve adaletsizliklerin srmesi gibi sosyal ve siyasi faktrler yeni aidiyet ve ittifak araylarn gndeme getirmitir. Adaletsizlik, eitsizlik, hakszlk, ezilmilik, igal ve hak ihlallerine kar mcadele srecinde, dini referanslar nemli bir merulatrma ve mobilizasyon arac olarak maniple edilmitir. Dnyadaki yoksul lkelerin, en zengin lkelere oranla elli misli daha yoksul olduu ve gelir dalmndaki eitsizliin gittike byd gz nne alnrsa sz konusu tablonun ne kadar maniplasyona ak olduu daha iyi anlalacaktr. iddet ve terrn kkenlerine bakldnda bu eylemlerin z itibariyle byk oranda siyasi ve toplumsal nedenlerden kaynaklandn, baz psikolojik faktrlerin de bu eylemlerde yer almay kolaylatrd belirtmitik. Bu balamda din ve iddet ilikisi dini dil ve sylemlerin merulatrma arac olarak kullanlmas eklinde kurulabilir. Din, bugn gelinen noktada bireyler ve gruplar zerinde ok gl psikolojik etki gcne sahiptir. Dini olmayan amalar iin bile zaman zaman kullanlmakta, siyasi projelerin bir paras haline dntrlmekte, radikalizm ve fundamentalizm gibi kavramlar ile din ve terr arasnda dorusal balantlar kurulmaktadr. Fundamentalizm (kktencilik/kktendincilik) kkeni itibariyle ABDde ortaya km bir kavram olmasna ramen slam da dahil dier dini gelenekler iin de bir yorum tarzna iaret eden bir kavram olarak kullanlmaya balanmtr. Arlk ve radikallii artran ve iddete merulatran bir bak asn yanstan bu terim Mslmanlar iin daha sklkla kullanlmaktadr. Fundamentalizm kken itibariyle 19. yzyl sonu ve 20. yzyl ba Amerikan Protestanlna ilikin bir kavramdr. Presbiteryen, Baptist ve Evanjelist gruplarn priten yorumunu ifade eden ve ncilin muhtevasnn lfzen hakikat ve doruluuna inanc vurgulayan yaklamdr. ncildeki kutsal buyruklar ve ilkeler inancn temellerini oluturur. Gemii ven ve kutsal metinlerin yeni yorumlarna kapal olan bu yaklam ze dn ars yapar. Hristiyan mezhepleri iin kullanlan fundamentalizm terimi Batl aratrmaclar tarafndan balamndan soyutlanarak slam, Yahudilik, Budizm ve Hinduizm gibi dinler iin de olumsuz arm yapacak ekilde kullanlmaya balanmtr. Gnmzde fundamentalizm, tutuculukla, yeniliklere kapal olmakla, taassupla, zaman d yaamakla, kltrel ve geleneksel banazlkla, hogrszlkle, demokrasi ve insan haklar kartl ile zdeletirilmektedir.
nitenin bu blmn daha iyi kavrayabilmek iin Mmtazer Trknenin editrlnde yaymlanan slam ve iddet adl kitab okuyunuz.

iddeti Merulatrma Arac Olarak Din


Dini retileri merulatrma dayana olarak kullanan iddet ve terr gruplarnn, sadece belirli bir dinin egemen olduu corafyada faaliyet gstermedii, ulus ar ve kresel bir zellik tad grlmektedir. iddet ve ykcln aslnda dini inanlarla merulatrlmasnn arka plan aratrlmaya deer bir konudur. Hangi psikolojik ve toplumsal srelerin iddeti rettii ve hangi mekanizma ile dinin iddet ve saldrganlk duygularna dayanak yapldnn zmlenmesi kukusuz byk nem tamaktadr. iddet, terr ve din ilikisi zerine yaplan tartmalarda, sz konusu eylemlere karanlarn dini aidiyet ve kimliklerinden dolay slam n plana

235

karlmaktadr ki, bu durum, dinin iddet ve terr balamnda arasallatrlmas noktasnda yz yze olduumuz sorunun sadece bir ynne iaret etmektedir. Yukarda da iaret edildii gibi dinin arasallatrlmas ulus ar bir sosyo-politik gerekliktir. Bu nedenle konunun sadece slam veya slam lkeleri kaynakl uluslararas balantlar ile snrl tutulmas resmin tamamn grmeyi engellemektedir. Bu konuyla ilgili arpc rnekler arasnda 1995 ylnda Oklahoma Cityde federal devlet dairesi binalarnn bombalanmas gsterilebilir. Amerikallarn ou, 168 kiinin hayatna mal olan bu saldry Ortadoulu terristlerin yaptndan phelenmiti. Saldry takip eden gnlerde, gazete ve televizyonlarda kan haberlerde Ortadoulu grnml, koyu tenli ve sakall birilerinin olayn failleri olduu belirtilmiti. Ancak daha sonra Timothy McVeigh adnda Amerikal birinin saldry gerekletirdii anlalmt. Sz konusu olayda medyann kulland dil, Amerikan toplumunda arlk yanls hareketlerin kmasna neden olabilecek sosyolojik balam yanstamamtr. iddetin sosyolojik kkenlerini aratrma yerine dini aidiyet ve slamn bu tr olaylarn gerisindeki balca neden olduunu ima eden bir baka rnei, yaklak be milyon Mslmann yaad Fransadan vermek mmkndr. Paris yaknlarndaki Clichy-sous-Bois ve diger baz kentlerin eper yerleim birimlerindeki 2005 yl sokak atmalar, balca aktrlerin gmen kkenli Fransz vatandalar olmasndan dolay, Fransz medyas tarafndan Mslmanlarn bakaldrs olarak yanstlmt. Ancak sosyolojik analizler, sz konusu olaylarn medyada yanstld gibi din faktrnden deil, ok daha karmak toplumsal, kltrel ve ekonomik nedenlerden kaynaklandna iaret ediyordu. (Kepel, 2008:173) Fransada yaanan olaylar, aslnda bu lkede srarla srdrlen kltrel entegrasyon politikasnn istenilen sonuca ulaamamasndan ve siyasi elitin, yeni toplumsal gereklii yeterince iyi okuyamamasndan kaynaklanmt. Fransann entegrasyon politikas, lkedeki Afrika ve Ortadou kkenli Fransz vatandalarnn sosyal konumlarn iyiletirmelerine frsat tanmyordu. Dolaysyla Clichy-sous-Bois ve dier kentlerdeki olaylarn, Mslmanlarn bakaldrs olarak grlmesi derin sosyo-politik unsurlar gz ard etmek anlamna gelmektedir. Sz konusu atmalara sosyolojik bir perspektifle bakldnda asl nedenin, Fransz toplumsal ve siyasal yapsnn gmenlerin sosyal ve ekonomik hareketliliine imkn vermemesi olduu grlebilir. Mslman gruplar sz konusu olduunda, medyann standart yaklamn hem 11 Eyll ncesi hem de sonras yaplan aratrmalarda grmek mmkndr. rnein ngilterede yaplan medya taramalarnda, Mslmanlarn toplumun gvenlii ve deerleri iin bir tehdit oluturduu, slamn entegrasyona engel olduu, Mslmanlar ile ngiliz toplumu arasnda kltrel adan derin farklklar bulunduu ve bunun da gerilime yol at, gazete haberlerinde ska vurgulanmtr. (Pool, 2006: 102) Bylelikle medya, Mslman topluluu ngiliz toplumundan ayrtrma, farkllatrma ve sosyal anlamda biz ve onlar kategorisi erevesinde olumsuzlamtr. (Richardson, 2004:232)

Dini Gelenekler ve iddet


Aslnda nerdeyse btn dini geleneklerde, terr ve iddet olaylarnda dinin bir unsur olarak kullanldn gsteren, yani dinin ou yerde arasallatrldna ilikin rnekler vardr. (Juergensmeyer, 2007:7) Bunlarn bir ksmnn zikredilmesi, iddet ve din ilikisinin slam ve Mslman topluluklarla snrlanmasnn yanlln gstermesi asnda anlamldr. Kabul

236

etmek gerekir ki, son yllarda medyada ve politik sylemlerde tartmalarn odanda olanlar daha ok Mslman kimlii ile iddet eylemlerine katlanlar olduu iin slam-iddet ilikisi daha sk ve kolay kurulmaktadr. 11 Eyll 2001 ve sonrasndaki etkili iddet ve terr olaylarnn arkasnda, slam dnyasnn tasvip etmemesi ve knamasna karn, Mslman olarak tanmlananlarn olmas dier din mensuplarnn da benzer mekanizmalar kullanarak dini niin ve nasl arasallatrdklarn gz ard etmeyi gerektirmez. Nitekim yukarda da iaret edildii zere, dnyann birok yerinde kutsal arasallatrlyor ve iddeti merulatrmak iin kullanlyor. rnein Japonya'da Aum Shinrikyo (Yce Hakikat) klt inancna mensup olanlarn Tokyo metrosuna yaptklar zehirli gaz saldrsnda birok insan hayatn kaybetmi ve 3.796 kii yaralanmt. te yandan, Kuzey rlandadaki siyasi ekimeler Katolik-Protestan atmasna dnerek devam etmi ve din, siyasi mcadele arac olarak kullanlagelmitir. 1993 ylnda Hindu fanatikler Bombay'da Ayodha Camiini yakarak 400 kiinin lmne neden olmutu. Fanatizm ve arln bir dinle snrl olmadn gsteren bir baka rnek ise srailde bir Hahamn, Araplara kar intihar saldrlar dzenlenmesi ars olmutu. Haham Mehir Kahane tarafndan kurulan ve Araplarn srail topraklarndan srlmesini savunan Kach hareketi yesi ABD doumlu Baruch Goldstein, Ramazan aynda camide ibadet eden cemaate yaylm atei aarak 29 kiinin lmne ve 150 kiinin de yaralanmasna neden olmutur. Musevi inancnn arasallatrlmasnn en arpc rneklerinden birini Yigal Amir adndaki gencin, dnemin babakan zak Rabin'i Tanrdan aldn iddia ettii bir emirle 1995 ylnda ldrmesi oluturmaktadr. (Hofmann, 2006: 100) te yandan Hindistanda Sih (Sikh) dini mensuplarnn bazlarnn, bamsz Sikh Devleti (Khalistan) kurmak amacyla dini bir sava balattklar bilinmektedir. Bamszlk yanls Sihlerin, 1984 ylnda kendilerince kutsal saylan Amritsardaki Altn Mabedi igal etmeleri zerine Hint ordusu ile kan silahl atmada yirmi bine yakn Sikh hayatn kaybetmitir. 1986 ylnda ise lkenin Babakan Indra Gandhi, Sih korumalarnca ldrlmtr. oaltlmas mmkn olan bu rnekler, iddet ve terr ile belirli bir din veya dini grup arasnda nedensel bir iliki kurulmasnn sosyolojik adan mmkn olmadn, btn dinlerin, makalenin bandan beri anlatlan artlarn olumas halinde merulatrma veya mobilizasyon arac olarak arasallatrabileceini gstermektedir.

slamn Terr ve iddete Bak


iddet ve terrn sosyolojik, ekonomik ve siyasi kken ve zemini gzden uzak tutulduunda din merulatrc bir ara olarak kullanlmasna ramen bu olaylarn balca kayna olarak gsterilmektedir. Bu noktada son yllarda ykselen iddet ve terr eylemlerine katlanlarn dini aidiyetlerinde dolay din merkeze alnmakta, dier boyutlar ise ihmal edilmektedir. Bunu en arpc rneklerinden biri yak tarihin dnm noktas olaylarndan biri 11 Eyll 2001 sonrasnda yaanmtr. Siyaset, akademi ve medya iddet ve 11 Eyll ve sonrasndaki terr saldrlarn, bunlar organize edenlerin dini aidiyetleri ekseninde tartarak, konuyu genelde din-arlk ve iddet, zelde ise slam, radikal Mslmanlar ve iddet eksenlerine indirgemitir. Hatta eitli slam lkelerinde liberal deiim yanls hareketlerin bile radikal, iddet kullanan ve ar kktenci gruplarla zdeletirilmelerinin sradan bir

237

davran olduu grlmektedir. (Aydn ve Akmee, 2008:212) Hedef seme konusunda din, milliyet ve etnisite snrlar tanmayan iddet ve terr, siyasi amal olmakla beraber aslnda ayn zamanda sosyal bir soruna iaret etmektedir. Ancak Taliban, Hizbullah ve El-Kaide gibi rgtlerin eylemlerini hakllatrmak iin kullandklar dilin din dili olmas, cihad ve ahadet gibi slami kavramlara atflarda bulunmalar slam ile terr arasnda daha kolay iliki kurulmasna neden olmaktadr. slam dini dier din mensuplar ile ilikileri ve birlikte yaam dzenlemi, toplumsal dzenin temini ve devam iin ilkeler koymu, devletleraras ilikilere ilikin bir ereve gelitirmi, atma durumlarnda ortaya kabilecek sorunlara ilikin olarak ise sava hukuku erevesinde hukuki ilkeler vaz etmitir. Btn bu alanlarda temel ilkenin bar, istikrar, eitlik, adalet, hukukun stnl, toplumsal denge, hogr, inan zgrl, gvenlik ve orta yol etrafnda ekillendii grlmektedir. slamn iki nemli kayna Kuran ve Snnet arl, iddet ve terr ho grmemi ve kanlmas gereken fiiller olarak bildirmitir. slam, Hz. Muhammed dneminden itibaren toplumlar aras ilikileri hukuki ilkelere gre dzenleme yoluna gitmitir. Milletleraras ilikilerin bar iinde srdrlebilmesi ve bunun salam temellere oturmas iin karlkl gven ve haklara sayg vurgulanm, milletleraras ilikilerde Mslmanlara, verdikleri szleri tutarak karlkl gveni sarsacak davranlardan saknmalar (el-Maide 5/1; en-Nahl 16/91,92,93), insanlar arasnda hibir ayrm yapmadan adaletle davranmalarn, kin ve dmanlklar yznden zulm ve hakszla ynelmemelerini emreder (e-Nisa 4/58; el-Maide 5/2,8). (zel, 2007:46) slam ve iddet arasnda iliki kurulmasna neden nemli kavram ve fiillerden biri cihaddr. Bu kavram slam tarihi boyunca sosyal ve siyasi artlarn da etkisi ile eitli biimlerde anlamlandrlmtr. slamn ilk dnemlerinde dinin yaylmas iin yaplan sava ve mcadele ile inkrclara kar koymak cihad olarak grlrken, Mslman topluluklarn dmandan savunulmas grevi de bu kapsamda deerlendirilmitir. slam lkelerinin igal altnda olduu dnemlerde ise cihad, smrge glerine kar bamszlk mcadelesi olarak grlm ve tevik edilmitir. slam bilginlerinin genel kabul cihadn bireyler, gruplar ve cemaatler tarafndan deil siyasi irade ve iktidar tarafndan yrtlmesidir. Ancak saylar olduka az da olsa baz Mslmanlarn cihad bireysel bir grev olarak yorumladklar ve eylemlerini bu kavramla hakllatrmaya altklar da bilinmektedir. Ancak bu yaklamn Mslmanlarn kahir ounluu tarafndan kabul edilmedii, slam dininin iddet ve terr olaylarn merulatrmak amacyla arasallatrlmasn onaylamadklar grlmektedir. Cihad kavramna yklenen bir baka anlam ise dini ve ahlaki mkemmellie ulamak ile ilgilidir. Bu anlaya gre insan manevi adan derinlemek iin ktlklere kar koymal, nefsinin esiri olmamal ve ahlaki olgunlua ulamak iin abalamaldr. Buna karn Mslmanlar arasnda yukarda da iaret edildii gibi iinde bulunduklar siyasi, ekonomik ve toplumsal artlarn da etkisiyle dini naslar iddeti merulatrc biimde yorumlayanlarn varl da inkr edilemez. slm dnyasnda erken devirlerden itibaren siyas sebepler yannda, eski dini geleneklerden kaynaklanan d tesirler, insanlarn sahip olduklar farkl karakter ve ruhi yeteneklerden kaynaklanan psikolojik ve sosyal baz sebeplerle arlk anlay ve hareketleri ortaya kmtr. Din naslarn ar ve yanl yorumlaryla dinden kan arlar

238

(Gliyye) yannda din dairesinde kalmakla birlikte itidal izgisini aan, ortak dini anlayn tesine geen gruplar da her zaman var olagelmitir. (zel, 2006: 96)
slam dininin iddet ve terr eylemlerini bakna iin fkhi aklama ve yaklamlar iin Ahmet zelin slam ve Terr kitabn okuyunuz.

zet
iddet ve terrle ilgili yaklamlar aklayabilmek. Terr kavramnn tanm ve aklamas ile ilgili genel olarak drt ana sylemin varlndan bahsedebiliriz: 1- Akademik/bilimsel yaklam: Bilim insanlar iddet ve terr olgusuna bir yurtta, ideolog ve gvenlik uzman olmaktan ziyade bir aratrmac olarak yaklama eilimindedir. Entelektel bir ortamdaki aratrma ve tartma forumu doal olarak iddetle dorudan kar karya gelen gvenlik kuvvetlerinden veya konuya taraf olan aktrlerinkinden farkl bir yaklam retmektedir. Akademik zgrlkler, siyasi ve ideolojik tercihler, terrizmin temel nitelikleri konusunda zaman zaman rten ama bir o kadar da farkllaan yaklamlarn ortaya kmasna neden olmaktadr. 2- Devleti/resmi yaklam: Devlet yetkilileri, terr konusuna gvenlik arlkl olarak bakmaktadr. Devletlerin terr tanmlar, siyasal amalara ulamak amacyla insanlarn can ve mal gvenliklerine saldrlmas, siyasal amal iddet bavurusu ve kamuoyunun tmn veya bir ksmn korkuya sevk eden eylemler gibi unsurlar vurgulamaktadr. 3- Medyatik yaklam: Medyann terr eyleminin ne olduuna ilikin yaklamnda ne kan unsurlarn suikast, bombalama, sabotaj, ikence ve rehin alma eylemleri gibi nedenden ok sonulara odaklanan unsurlar olduu grlmektedir. Ancak terrle ilgili haberlerde, kimi kitle iletiim aralarnn terrist olarak gsterdikleri gruplarn, dierlerince zgrlk mcadelecisi olarak yanstld ve bylece kamuoyunda elikili grlerin olumasna neden olduklar grlmektedir. 4- iddet yanls muhaliflerin yaklam: Siyasal amalarna ulamak iin eitli iddet trlerine bavuranlar, eylemlerini meru grmekte ve genelde kendilerini zgrlk savalar olarak tanmlamaktadr. Bu yaklam iddeti merulatrma amac tamakta, iddet ve terr su kategorisinden karmay hedeflemektedir. iddet ve terrn toplumsal kkenlerini aklayabilmek. iddet ve terre bavurmak siyasal ve stratejik nedenlere bal bir seenektir. iddet ve terr baz psikolojik ve sosyal faktrlerin istenmeyen sonularndan ok kolektif rasyonalitenin ve mantkl stratejik seimin bir yansmas ve davurumudur. Geni anlamda terrn toplumsal kkenlerini bireysel ve psikolojik faktrler, sosyalleme balam yani bireyin iinde yaad sosyopolitik evre ile kreselleme, yeni smrgecilik ve hegemonya erevesinde aklamak gerekir. Terr tek bir nedene indirgenemez, farkl nedenlerin bir araya gelmesi ve merulatrc bir ideolojinin beslemesi ile ortaya kar. Fundamentalizm kavramn aklayabilmek. Fundamentalizm kken itibariyle 19. yzyl sonu ve 20. yzyl ba Amerikan Protestanlna ilikin bir kavramdr. Presbiteryen, Baptist ve

239

Evanjelist gruplarn priten yorumunu ifade eden ve ncilin muhtevasnn lfzen hakikat ve doruluuna inanc vurgulayan yaklamdr. ncildeki kutsal buyruklar ve ilkeler inancn temellerini oluturur. Gemii ven ve kutsal metinlerin yeni yorumlarna kapal olan bu yaklam ze dn ars yapar. Hristiyan mezhepleri iin kullanlan fundamentalizm terimi Batl aratrmaclar tarafndan balamndan soyutlanarak slam, Yahudilik, Budizm ve Hinduizm gibi dinler iin de olumsuz arm yapacak ekilde kullanlmaya balanmtr. Din ve terr ilikisini ifade edebilmek. iddet ve terrn kkenlerine bakldnda bu eylemlerin z itibariyle byk oranda siyasi ve toplumsal nedenlerden kaynaklandn, baz psikolojik faktrlerin de bu eylemlerde yer almay kolaylatrd belirtmitik. Bu balamda din ve iddet ilikisi dini dil ve sylemlerin merulatrma arac olarak kullanlmas eklinde kurulabilir. Din, bugn gelinen noktada bireyler ve gruplar zerinde ok gl psikolojik etki gcne sahiptir. Dini olmayan amalar iin bile zaman zaman kullanlmakta, siyasi projelerin bir paras haline dntrlmekte, radikalizm ve fundamentalizm gibi kavramlar ile din ve terr arasnda dorusal balantlar kurulmaktadr. slam dininin iddet ve terre yaklamn aklayabileceksiniz. slam dini dier din mensuplar ile ilikileri ve birlikte yaam dzenlemi, toplumsal dzenin temini ve devam iin ilkeler koymu, devletleraras ilikilere ilikin bir ereve gelitirmi, atma durumlarnda ortaya kabilecek sorunlara ilikin olarak ise sava hukuku erevesinde hukuki ilkeler vaz etmitir. Btn bu alanlarda temel ilkenin bar, istikrar, eitlik, adalet, hukukun stnl, toplumsal denge, hogr, inan zgrl, gvenlik ve orta yol etrafnda ekillendii grlmektedir. slamn iki nemli kayna Kuran ve Snnet arl, iddet ve terr ho grmemi ve kanlmas gereken fiiller olarak bildirmitir.

Kendimizi Snayalm
1. Terr kavram Bat siyaset diline ilk ne zaman girmitir? a. ngiliz Sanayi Devrimi b. 11 Eyll 2001 olaylar c. Fransz Devrimi d. Souk Sava e. Birinci Dnya Sava 2. Aadaki yaklamlardan hangisi iddet ve terr olaylarn daha ok biimsel ve normatif bir dzlemde (ama-ara-sonu balamnda) deerlendirme eilimindedir? a. Siyasal b. Hukuki

240

c. deolojik d. Blgesel e. Dini 3. Aadakilerden hangisi terr, terrizm ve terrist kavramlarnn mulk olarak tanmlanmas ve genel kabul gren tanmlarnn yaplamamasnn nedenlerinden biri deildir? a. deoloji b. kar c. Siyaset d. Hukuk e. Din 4. iddet ve terr olaylarnda dini inan ve sembollerin balca rol aadakilerden hangisidir? a. Eylemcileri cesaretlendirme b. Arasallk ve eylemleri merulatrma c. Eylemler iin hedef belirleme d. Eylem stratejileri belirleme e. Eylemin etkisini artrmak 5. Yigal Amirin Tanrdan aldn iddia ettii bir emirle 1995 ylnda ldrd devlet adam aadakilerden hangisidir? a. Enver Sedat b. zak Rabin c. Yaser Arafat d. Theodor Herzl e. Indra Gandi

Kendimizi Snayalm Yant Anahtar


1. c 2. b Yantnz doru deilse, Terr (Kavramlar ve Yaklamlar) konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Giri ksmn yeniden okuyunuz.

241

3. d 4. b 5. b

Yantnz doru deilse, Sosyolojik Yaklamn mkanlar konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru degilse, iddeti Merulatrma Arac Olarak Din konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Din Gelenekler ve iddet konusunu yeniden okuyunuz.

Sra Sizde Yant Anahtar


Sra Sizde 1 Ortodoks terrizm teorisi terr anlama ve analiz etmek amacyla en yaygn olarak bavurulan kuramdr. Terrizmin mantn anlamaya younlaan ve siyasi organizasyon olan devlet ve otoriteyi hedefleyen iddet eylemlerine odaklanan ortodoks terrizm teorisi, terrn ilevsel, sembolik ve taktiksel ynlerini n plana karr. Terrn nasl ilendii ve uyguland sorularn cevaplar ancak niin sorusunu cevaplamaz. bu eyleme bavurulduunu aklamaz. Radikal terrizm teorisi ise terr bu eylemlere bavuranlarn ak as ile aklar, yani merulatrma amac tayan kuramdr. Ilml terrizm teorisi ise snrl terrn kkenlerine odaklanr ve terrn siyasi, sosyal, ekonomik ve yapsal nedenlerini anlama ve aklamay hedefler. Sra Sizde 2 Feliks Gross, Political Violence and Terror in 19th and 20th Century Russia and Eastern Europe isimli eserinde u terr eitlerinden bahseder: Kitlesel Terr: Siyasi iktidar ve devlet eliyle yaplan rejimin muhaliflerini kitlesel olarak bask altna almay amalar. Hanedan Suikastlar: Muhalifler, ayrlklar veya d glerin etkisiyle hareket eden ibirlikilerin siyasi ynetimi devirmek veya zor duruma drmek iin hanedan mensuplarna ve st dzey bir yneticilere suikast dzenlenmesi. Rastlantsal Terr: Topuma akmekanlarda patlayc kullanlarak veya baka aralarla rastlantsal yaralanma ve lmlere yol almas. Odakl Rastlantsal Terr: Patlayc veya dier ldrc aralar kullanlarak belli bir gruba ynelik iddet hareketi. Taktik Terr: Merkezi hkmet ve rejimi sarsmak, meruiyetini ortadan kaldrmak ve rejimi ypratmak amacyla devrimci bir stratejinin paras olarak yrtlen terr. Bunlarn dnda etnik terr, devlet terr, dini gdl terr, ulus ar terr eitlerinden de bahsedilebilir. Sra Sizde 3 ocuk asker kavram, sosyo-politik evrenin ynlendirici etkisi ve evreiddet etkileimine iaret etmektedir. zellikle i atma, sivil sava ve etnik srtmelerin youn olduu blgelerde, kurye, intihar bombacs, patlayc ve silah tayc, mayn detektr ve tetiki olarak iddet ve terr eylemlerinde kullanlan ocuklar ifade eder. rlandal ynetmen Terry Georgeun ynettii 2004 ylnda gsterilen Hotel Rwanda (Ruanda Oteli) filmi, Hutu ve Tutsi kabileleri arasnda 1994 ylnda kan ve ay sren etnik atmalarda yaklak bir milyondan fazla Tutsi kabilesi mensubunun hayatn kaybettii olaylar dramatik bir grnt dili ile anlatrken, ocuklarn bu atmalarda nasl kullanldn da btn plakl ile ortaya koyar. Edward Zwickin

242

ynetmenliini yapt 2006da gsterime giren Kanl Elmas (Blood Diamond) filmi ise Sierra Leoneda 1999 ylndaki sivil sava balamnda hkmet gleri ile isyanc muhaliflerin silahlanma ve savan finanse edilmesi amacyla elmas kaakln konu almakta ve bu srete ocuklarn nasl kullanldn arpc biimde gstermektedir. Her iki filmde de siyasi ve ekonomik karlar uruna atma ve srtmenin aktif bir paras haline getirilen ocuklarn dmanlk ve iddet duygularn nasl iselletirdikleri ve gnlk hayatlarna yansttklar, yaadklar travmann farkna varmadan iinde bulunduklar karmaay normal olarak algladklar gereki bir dil ile anlatlmaktadr.

Yararlanlan Kaynaklar
Aydn, M. ve Akgl Akmee S. (2008). slam rneinde Kreselleen Dnyada Kimlie Dayal Gvenlik Tehditleri, Uluslararas likiler, Cilt 5, Say 8. Bal, . (2006). Terr Nedir, Neden Terrist Olunur?, ( Der. hsan Bal,) Terrizm, Ankara: Usak Yaynlar, s. 7-23. Boyns, D. ve Ballard J. D. (2004). Developing a Sociological Theory for the Empirical Understanding of Terrorism, The American Sociologist, 2004, s. 5-25. Crenshaw, M. (1990). The Logic of Terrorism: Terrorist behavior as a product of strategic choice, (Ed. Walter Reich), Origins of Terrorism, Cambridge: Cambridge University Press,. 7-24. Crenshaw, M. (2000). The Psychology of Terrorism: An Agenda for the 21st Century, Political Psychology, Cilt 21, No 2, s. 405-420. Franks, J. (2006). Rethingking the Roots of Terrorism, London: Palgrave Halabi, Y. (2009). US Foreign Policy in the Middle East, From Crisis to Change, Surrey: Ashgate. Hoffman, B. (2006). Inside Terrorism, New York: Columbia University Press. Juergensmeyer, M. (2007). Religious War, Terrorism, and Peace, (Ed.. Gerrie ter Haar ve Yoshio Tsuruoka), Religion and Society: An Agenda for the 21st Century, Leiden: Brill, s. 7-18. Kohut, H. (1983). The Analysis of the Self, New York: International University Press. rgn, F. (2001). Kresel Terr, stanbul. zel, A. (2007). slam ve Terr, Kre yaynlar: stanbul. Pape, R. A., (2003). The Strategic Logic of Sucide Terrosim, American Political Science Review, Cilt 97, No 3, s. 1-19.

243

Post, J. M. (1990). Terrorist psycho-logic: Terrorist behavior as a product of psychological forces, (Ed. Walter Reich), Origins of Terrorism, Cambridge: Cambridge University Press, s. 25-40. Richardson, J. F. (2004). (Mis)Representing Islam, Amsterdam: John Benjamin Publishing Company. Robinson, K. ve dr. (2006). Ideologies of Violence, Social Forces, Cilt 84, No 4, 2006, s. 2009-2026. Tilly, C. (2004). Terror, Terrorism, Terrorists, Sociological Theory, Cilt 22, No 1, s. 5-13.

244

You might also like