You are on page 1of 239

T.C.

ANADOLU NVERSTES YAYINI NO: 2051 AIKRETM FAKLTES YAYINI NO: 1085

Anadolu niversitesi lhiyat nlisans Program

DN PSKOLOJS

Editr Prof.Dr. Hayati HKELEKL Yazarlar Prof.Dr. Hayati HKELEKL (nite 1, 2) Prof.Dr. Hseyin PEKER (nite 9, 10) Prof.Dr. Faruk KARACA (nite 4, 6) Do.Dr. Abdlkerim BAHADIR (nite 3, 5) Do.Dr. Ali Ulvi MEHMEDOLU (nite 7, 8)

ANADOLU NVERSTES

Bu kitabn basm, yaym ve sat haklar Anadolu niversitesine aittir. Uzaktan retim tekniine uygun olarak hazrlanan bu kitabn btn haklar sakldr. lgili kurulutan izin almadan kitabn tm ya da blmleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kayt veya baka ekillerde oaltlamaz, baslamaz ve datlamaz. Copyright 2010 by Anadolu University All rights reserved No part of this book may be reproduced or stored in a retrieval system, or transmitted in any form or by any means mechanical, electronic, photocopy, magnetic, tape or otherwise, without permission in writing from the University.

Genel Akademik Koordinatrler Prof.Dr. brahim Hatibolu (anakkale Onsekiz Mart niversitesi) Prof.Dr. Ali Erba (Sakarya niversitesi) Program Koordinatr Do.Dr. Cemil Ulukan Uzaktan retim Tasarm Birimi Genel Koordinatr Prof.Dr. Levend Kl Genel Koordinatr Yardmcs retim Tasarmcs Do.Dr. Mjgan Bozkaya retim Tasarmcs Yardmclar Ar.Gr. Mehmet Frat Ar.Gr. Nur zer Grafik Tasarm Ynetmenleri Prof. Tevfik Fikret Uar r.Gr. Cemalettin Yldz lme Deerlendirme Sorumlusu Ayhan Tufan Kitap Koordinasyon Birimi Yrd.Do.Dr. Feyyaz Bodur Uzm. Nermin zgr Kapak Dzeni Prof. Tevfik Fikret Uar Dizgi Akretim Fakltesi Dizgi Ekibi

Din Psikolojisi

ISBN 978-975-06-0734-9 1. Bask Bu kitap ANADOLU NVERSTES Web-Ofset Tesislerinde 20.000 adet baslmtr. ESKEHR, Eyll 2010

NDEKLER

nite 1: Din Psikolojisi Bilimi

2 24

nite 2: Din, Dindarlk ve Boyutlar nite 3: nite 4: nite 5: nite 6: Dindarln Kaynaklar Dindarln Etkileri

46 70 94

Dindarl Etkileyen Faktrler Dindarln Geliimi

118 144 168 192 214

nite 7: nan Psikolojisi nite 8: Tanr Tasavvurlar nite 9:

Dua, badet ve Din Trenler

nite 10: Tvbe, Dine Dn ve Din Deitirme

iii

iv

NSZ

Din Psikolojisi lahiyat Fakltelerinin kuruluundan beri programlarnda yer alan bir ders olmutur. Fakat ele ald konular ve aratrma yntemleri bakmndan klasik lahiyat Bilimlerine gre nemli farkllklar gsterir. Her eyden nce Din Psikolojisi din bir ilim deil, bir insan bilimidir. nsan ve Toplum Bilimlerince benimsenen tecrb (emprik) yntemle din olgular aratrmaktadr. Bylece Din Psikolojisi dinin kendisi zerine deil, yaanan, gerek hayatta ortaya kan din gereklik ve din olgular zerine bir aratrmadr. Bir baka deyile dindar insan bir anlama abasdr. Bu haliyle de yzyl biraz aan tarihi ile bat kaynakl bilimsel gelenee aittir. Bat dnyasnda nsan ve Toplum bilimleri getiimiz asrda byk ilerlemeler kaydetti. nemli yeni teoriler ve kavramlar gelitirildi ve btn bunlar din alanda da etki ve yansmalar yapt. Psikoloji biliminin bata kurucular olmak zere nemli byk temsilcilerinin hemen tamam din olgulara ilgi duydu ve bunlarla ilgili gr ve teoriler ileri srdler. Fakat btn bu gelimeler Yahudi-Hristiyan kltr ve gelenei ekseninde gerekletii iin, dier din ve kltrler asndan ancak snrl bir erevede aydnlatc oldu. Bununla birlikte ele alnan konular ve yaklamlar asndan her yerdeki almalar iin ilham verici oldu. lkemizde Din Psikolojisi almalar Batya gre elli sene sonra balamtr. Balangta bu alan tantmak iin yazlan kitaplar ya tamamen Batdan aktarlan konu ve kavramlarla, tartmalarla snrl ya da modern bir bilim olma hviyetinden uzak, klasik ilahiyat ilimlerinin yaklamlarn n planda tutan bir grnm sergilemektedir. Son yllarda bu durum hem Bat hem de lkemiz asndan nemli deiiklikler gstermektedir. Batl bilim anlay kendi dndaki dnyann gereklerine de almaya balam, farkl din ve kltrleri tanma ve bunlar zerine yaplan aratrmalarla kendi grlerini deitirme, gelitirme ve zenginletirme arayna girimitir. lkemizde ise; Din Psikolojisi alannda ok sayda gen aratrmac yetimi, yaplan tezler ve yaynlarla hem bu alan giderek tannmaya ve hem de yerel gereklerle daha fazla temas kurulup yerli bilgi retimine hz verilmitir. Bu kitap; her biri yazd konularda uzman olan be din psikolou tarafndan kaleme alnmtr. Din Psikolojisi Biliminin tantld birinci blm ile Din, Dindarlk ve Boyutlar kavramlarnn akland ikinci blm Hayati Hkelekli tarafndan hazrland.

Dindarln Kaynaklar baln tayan nc blm ile Dindarl Etkileyen Faktrler baln tayan beinci blm Abdulkerim Bahadr tarafndan hazrland. Dindarln Etkileri baln tayan drdnc blm ile Dindarln Geliimi baln tayan altnc blm Faruk Karaca tarafndan hazrland. nan Psikolojisi baln tayan yedinci blm ile Tanr Tasavvurlar baln tayan sekizinci blm A.Ulvi Mehmedolu tarafndan hazrland. Dua, badet ve Dini Trenler baln tayan dokuzuncu blm ile Tvbe, Dine Dn ve Din Deitirme baln tayan onuncu blm Hseyin Peker tarafndan hazrland. Konularn hazrlanmas ve dzenlenmesinde akademik olduu kadar, didaktik, anlamay kolaylatrc bir dil, slup ve anlatm teknii kullanmaya zen gsterilmitir. Konular ilenirken, Batl kavram ve anlaylarn slami ve yerli karlklarna da iaret edilmi, bylece okuyucunun kendi inan deerleri ile iliki kurmas ve metni daha iyi anlamasna zemin hazrlanmtr. Ayn ekilde, aratrma sonularna dayal yorum ve deerlendirmelerde, lkemizde yaplan aratrmalar da dikkate alnarak, karlatrmalar yaplmaya allmtr. Ele ald konular ve belirttiimiz tm bu zellikleri ile bu kitap tamamen yeni, zgn ve ierii bakmndan olduka faydal olacana inandmz bir erevede ortaya kmtr. rencilerimizin ve ilgililerin bu kitab zevkle okuyacaklarna, meslek hayatlarnda buradaki bilgilerden oka yararlanacaklarna olan gvenimiz tamdr. Bu kitabn yazlmas iin bizleri tevik eden, organize eden, yol gsteren ve vesile olan tm yetkililere; metinleri zamannda tamamlamak iin byk gayret gsteren ve tm birikimlerini ortaya koyarak byle gzel bir almann ortaya kmasna imkn veren ekip arkadalarma teekkrlerimi ifade etmek isterim Tm rencilere ve okuyuculara da bu kitaptan en iyi ekilde istifade etmelerini diliyorum.. Prof. Dr. Hayati HKELEKL (Editr)

vi

Amalarmz
Bu niteyi tamamladktan sonra; Din Psikolojisi bilimini tanmlayabilecek, Din Psikolojisinin konusunu, alann ve yntemini aklayabilecek, Din Psikolojisinin dier bilim dallaryla ortak ve farkl ynlerini ayrt edebilecek, Din Psikolojisinin ama ve nemini aklayarak deerlendirebilecek, Din Psikolojisinin dnyada ve Trkiyedeki nemli temsilcileri ve almalarn anlatabileceksiniz.

Anahtar Kavramlar
Din olgular Dindarlk aratrmas Dini inan ve davranlar Din geliim, din yaplanma, din deiim ve dnm lahiyat ilimleri-din bilimleri Nesnel ve znel din gereklik Din semboller, din kltr, din gelenek

neriler
Bu niteyi daha iyi kavrayabilmek iin okumaya balamadan nce; Hayati Hkeleklinin Psikolojiye Giri kitabndan, Psikoloji Biliminin konular ve aratrma yntemleri hakknda bilgi edininiz. Hayati Hkeleklinin Din Psikolojisi adl kitabndaki Psikoloji ve Din Psikolojisi blmn okuyunuz.

Din Psikolojisi Bilimi


GR
Dinin tarihi insanlk kadar eskidir. Tarihiler, insanbilimciler, kltr aratrmaclar din olgu ve nesnelerle tarihin her dneminde ve dnyann her yerinde karlamaktadrlar. Deiik grnm ve ok deiik ekiller altnda din inan ve uygulamalar, din gelenek ve etkinlikler, eitli ibadetler, sembolik figrler hep var olmular ve varlklarn da srdrmektedirler. lkel kabile dini, Budizm, Hinduizm, Yahudilik, Hristiyanlk ve slam gibi deiik dinlerin inan ve retilerini benimsemi milyarlarca insan, hayatlarn buna gre anlamlandrmakta ve yaamaktadrlar. Dinler tarih iinde hep var olan ve varl gnmzde de sren bir devamlla sahiptirler Gemite olduu gibi gnmzde de insanlarn hayatlarnda dinin nemli bir yer ve etki yapt grlmektedir. Din semboller, gelenekler ve kurumlar ok kkl bir ekilde toplumdaki varln srdrmektedir. Bir kimseye sen kimsin? diye sorulduunda, insanlarn nemli bir ksm Mslmanm, Hristiyanm Yahudiyim, Budistim gibi dine dayal cevaplar vermektedir. Bylece pek ok insan iin din, toplumsal kimliin bavuru kayna olarak nemini srdrmeye devam etmektedir. Toplum hayat ierisinde dinin bir varlk alan vardr ve bireyler hayatlarn srdrrken bu varlk alan ile zaman zaman karlamaktadrlar. Tarihsel ve toplumsal bir gereklik olduu kadar din, bireylerin ruhunda en derin duygu ve arzularn, en kararl ballk ve taraftarlklarn da kaynadr. Din inan ve deerlerinin gdlemesiyle insanlar iyi ve ktnn, doru ve yanln lsne sahip olmakta ve bunlar koruma ve gelitirmeye almaktadrlar. Dinin varl sayesinde pek ok insan, yaanan hayatn ve toplumsal kabullerin daha tesinde hedefler ve amalar benimsemekte ve kendisini dini deerlerin yoluna adayabilmektedir. Dini deerlerin ortaklaa kabul ve paylamnn yaand bir ortamda bireysel tercih ve tutumlarnda, dn ve davranlarnda din inan ve deerlere bavurmayan, az ya da ok din ile ilikisi olmayan ok az insan vardr. Kimi insanlar vardr ki bilin ve irade dzeyinde din bir yneli ve balanlar yoktur, hatta kendilerini dinsiz(ateist) olarak tanmlarlar. Fakat szlerinde, dier insanlarla ilikilerinde, toplumsal adet ve gelenekleri uygulaylarnda ou zaman kendilerini din sylem ve uygulamalarn iinde bulurlar. Bylece din, ister bilinli bir kabul isterse dolayl bir etkilenme yoluyla olsun bireylerin duygularnda, dnce ve tasavvurlarnda, tutum ve

davranlarnda, szlerinde ve ilikilerinde kendisini ortaya koyan nemli bir psikolojik faktrdr. Bu nemli psikolojik faktrn nasl iledii, gelitii, yapland kiinin hayatnda ne gibi etki ve sonulara yol at bilimsel almaya deer bir konudur

DN PSKOLOJSNN TANIMI, KONUSU VE YNTEM

Din Psikolojisinin Tanm


Din Psikolojisi, bireylerin kutsal kabul ettikleri varlk(ya da varlklar)la iliki erevesinde ortaya koyduklar her trl sz, tecrbe ve davran tecrb(empric) yntemle aratran bir disiplindir. Bireylerin ruhsal yaantlar ve davranlar ierisinde ortaya kan din olgular Din Psikolojisinin temel ilgi alandr. zellikle kiilerin yaadklar dindarl anlamaya odaklanm olmas bakmndan Din Psikolojisinin kendine has bir konusu ve alan vardr. Din Psikolojisi, bireylerin yaadklar din hayat oluum, yap, geliim artlar ve sreleri, sonular ve etkileri asndan ele alan bir bilim daldr. Din olgusunu insan bilincindeki yaplanmas, ruhsal tecrbe ve davran olarak kendini ifade ediini ok eitli ynleriyle tespit ve tasvir etmeye alr. Daha sonra da, bunlarn en doru yorumlarna ulalmaya allr. Dindar bireyi ya da grubu iten, ruhsal ynyle anlama gayreti ierisinde olan din psikolojisi, kendine ait bak asyla dier din bilimlerinden ayrlr.

Din Psikolojisinin Konusu


Din Psikolojisi, dindar ya da olumlu veya olumsuz bir ekilde din ile bir ba bulunan insan psikolojik bakmdan bir anlama abasdr. Dolaysyla bu bilim, bireyin ruhsal yaay ve davranlar ierisinde din nitelikli olgular ele alp aratrr. Din Psikolojisi dinin veya dine kar olan anlat ve sylemlerin karsnda bireyin ortaya koyduu olumlu veya olumsuz znel(sbjektif) tutumlar aratrr. Bir yandan din inan ve davrann birey zerindeki psikolojik etkileri ( ruh salna, kiiliine, sosyal ilikilerine) dier yandan ise, kiinin eitli duygu ve arzularnn, karakter ve kiilik yapsnn, tutum ve davranlarnn din inan ve yaay zerindeki etkileri karlkl olarak aratrlr. Dindarln ok eitli ekilleri ortaya k, geliimi, yaplanmas, deiim ve dnmleri asndan din psikolojisinin balca aratrma konusudur. Bireylerin din inanlar, tutum ve davranlar belli bir sosyo-kltrel balamda oluur ve geliir. Dolaysyla, bir kimsenin dindarlk yaants ancak onun bal olduu din gelenek dikkate alnarak anlalabilir. Bu anlamda Din Psikolojisi, dinin insan ruhunda yaanan ve eitli ekillerde da yansyan (sz, duygu ve heyecan, istek ve arzu, fikir ve tasavvur, tutum ve davran, eylem ve etkinlik) ifade ve zellikler erevesinde gelien yapy ve bunun dinamiklerini, i ve d evre ile olan ilikisel balarn ve etkileimini bir btn olarak incelemeye alr.
Din, tarihsel ve toplumsal olduu kadar psikolojik bir gerek olduuna gre, dindarlk insann hangi psikolojik ynyle ilgilidir? Bireylerin hayatnda yer

tutan din, akl ve dnce; bilin ve bilind, duygular ve arzular, ahlak, davran, eylem ve etkinlikler alanndan hangisi ile snrl bir varlk alanna sahiptir? Dnp, aratrnz. Bir Mslman bireyin din tutum ve davranlarn doru olarak anlamada onun dini kimlii yannda, dini aidiyetiyle ilgili baka hangi bilgiye bavurmak gerekir?

Din Psikolojisinin Amac ve nemi


Din Psikolojisi, bireylerin ruhsal yaay ve davranlarnda ortaya kan din olguyu anlamak, tasvir etmek ve en genel kavramsal erevelerle ifade etmek amacyla aratrmalarn srdrr. Dolaysyla din psikologlarnn grevi din zerinde, din metinlere dayal bir aratrma yapmak deil, insan tecrbe ve davrannda ortaya kan din tezahrleri anlamaya almaktr. Dinin insan ve kltrel gereklik boyutunu aa karmaktr. Toplumsal ve kltrel bir ortamda yaayan ve bir etkileim ierisinde din deerleri kendisine mal eden dindar ( ya da din ile bir ekilde ilgili) kimselerin i dnyasnn grntlerini anlalr hale getirmektir. Bylece Din Psikolojisi dini yalnzca insan hayatndaki etki ve boyutlar asndan ele alr, onun bir fotorafn ekmeye alr. Sonra da bu fotorafn gerek anlamn ortaya koymak iin yorum ve teoriler retmeye ynelir. Dinin gerek kayna ve z, din kavram ve deerlerin nihai hakikati gibi konularda hkm yrtmek din psikologlarnn ii deildir. Din Psikolojisinin Tanrnn varlnn ispat ya da inkrna yol aacak deliller retmek gibi bir amac yoktur. nanlara sayg duymak, tarafsz ve gzlemci bir tutumla onlar en azndan yaanan etkili bir gerek ve olgu olarak deerlendirmek durumundadr. Ayn ekilde din psikologlar herhangi bir din, mezhep, gelenek ve doktrinin dierlerine stnln de tartmazlar. Asl olan, din olgularla ilgili nesnel bilgilere ulaabilmektir. Tecrb bir bilim olarak Din Psikolojisi, dinin hakikati zerine sz sylemez. Din olgular bilincin ve davrann muhtevalar ve konular olmas bakmndan analiz eder, tasvir eder ve gzlemler. Dini tutumun, dindarlk yaantsnn iindeki psikolojik faktrleri ve yaplar aa karmaya alr.
Din Psikolojisi din zerine deil, dini yaayan insanlar zerine bir aratrma alandr. Din metinlerin deil, insann kiilik ve karakterinin tannmasna nemli katkda bulunur. nsan iin dinin anlam ve ilevlerini aa karmaya alr. Dolaysyla bu alanda elde edilen bilgiler kesin ve balayc deil, geliim ve deiime ak, aydnlatc ve tasvir edicidir.

nsana ynelik btn hizmetler, etkin bir sonuca ulaabilmek iin psikoloji ile ibirlii yapmak zorundadr. nsann ne olduu, nasl dnd ve inand, istek ve ihtiyalar, ilgi ve yetenekleri bilinmeden, eitim ve rehberlik almalarnda istenilen sonu alnamaz. Bu bak as din alannda da geerlidir. Din eitim-retim, din irat, din danmanlk ve rehberlik, din iletiim almalar, ancak din psikolojisinin bulgu ve tespitlerini dikkate alarak ileriye gtrlebilir. Din bir balanma, dindarca bir hayat tarz kiinin uyumuna, huzur ve mutluluuna yardmc olduu kadar, tam tersine atma, uyumsuzluk ve ruhsal hastalk nedeni de olabilir. Dolaysyla, olumlu deerler reten bir dindarln psikolojik artlarnn bilinmesi, ruh salkl dindar kiilikler yetitirilmesi asndan byk nem tar. Dinin anlatm ve retiminde, dinin doru ve yeterli bilgisi kadar, dinleyici kitlesinin zelliklerine dair bir bilgiye de ihtiya gsterir. Din Psikolojisi btn bu konularda nemli imknlar sunmaktadr.

DN PSKOLOJSNN DER BLM DALLARIYLA LKS


Din Psikolojisi alan ve snr bakmndan nsan ve Toplum Bilimleri ile lahiyat limleri ortak noktasnda bulunan ve Din Bilimleri ad verilen bir grup bilim dal arasnda yer almaktadr. Bu bakmdan btn bu bilimler grubu ile ilikisi ve yardmlamas sz konusudur. imdi ayr ayr bu balantlar gzden geirelim.

nsan ve Toplum Bilimleri


Din Psikolojisi her eyden nce psikolojik bak as ile aratrma yapan bir bilim daldr. Bu yzden, Din Psikolojisinin genel psikoloji ile ortak olan pek ok yan vardr. Her ikisi de ayn bilimsel ilkeler, yntem ve tekniklerle almalarn srdrr. Din Psikolojisi genel psikolojide geerli ve yrrlkte olan tm kavram, yaklam ve yntemlerle i grmektedir. Bu bakmdan psikoloji ve onun tm alt dallarnn (sosyal psikoloji, geliim psikolojisi, kiilik psikolojisi, evre psikolojisi vb.) almalar ile yakndan ilikilidir. eitli teorik yaklamlar (fenomenolojik, bilisel, psikanlitik. teoriler) ve pratik uygulamalar (rehberlik, ruhsal tedavi, din danmanlk, din hizmetleri psikolojisi) paylarlar. Onun yannda tarih, dilbilim, sosyoloji, antropoloji gibi sosyal bilimlerin almalar da dikkate alnr ve onlardan yararlanlr. Fakat konular bakmndan bunlar ayr alanlardr. Bu yzden Din Psikolojisi, genel psikolojinin bir alt dal olarak deil, Din Bilimleri kategorisinde ele alnmaldr.

lahiyat limleri
Tefsir, Hadis, Fkh, Kelm, Tasavvuf, Mezhepler Tarihi gibi bilim dallar din metinleri anlama ve aklamaya alrlar. Din olgular, kiinin yaad din hayatn da yansyan grnm ve ekillerini anlamlandrmak, bunlara kaynak oluturan din inan ve retiler hakknda bilgi sahibi olmay gerektirir. nsanlarn rabet ettii din bir ritel ve tapnma tarznn o dinin ibadet sisteminde nasl bir yer tuttuu bilinmeden, yalnzca d gzleme dayal bir tasvir ile isabetli bir yorum ve aklama yaplamaz. Bir dinin kendine ait kutsallar, inan ve retileri, mezhep ve cemaat farklar, o dinin ballarnn davranlarn anlamada temel referans noktalardr. Bu bakmdan yerine gre btn bu ilim dallarnn verdii bilgilere bavurma zarureti vardr. Bunlarn yannda din sanat ve edebiyat, slam Tarihi, slam Dnce ve Uygarlk Tarihi gibi alanlarda yaplan almalar da gncel olduu kadar tarihi bir boyutu olan din olgular anlama ve yorumlamada nemli bir yer tutar.

Din Bilimleri
Din Bilimleri, lhiyat limleri ile nsan Bilimlerinin kesitikleri bir ortak noktada yer alan bir dizi bilim daldr. Din Psikolojisi ile ayn snr zerinde yer alan ve din olgular tecrb yntemlerle inceleyen bir dizi bilim dal olan Din Bilimleri denilen bu alanlarn balcalar unlardr:

Din Sosyolojisi: Din Sosyolojisi din-toplum iliki ve etkileimini ve bu erevede ortaya kan olgular, sreler, kurumlar ve gruplamalar inceler. Din psikologlar din olgular bireysel adan ele alrken, din sosyologlar toplumsal adan ele alrlar. Aslnda din olgular bireysel olduu kadar toplumsal olduu iin, din gereklik bu ikisinin toplamdr denebilir. Bu bakmdan bu iki bilim dalnn almalar, din olgularn anlalmasnda birbirini tamamlayc nitelikte olup, zaman zaman bilgi alverii ile bak alarnn geniletilmesinde nemli katklar salar. Din Fenomenolojisi: Din olgularn temel mnasn oluturan deimez z, asl yapy ortaya karmaya alan bir bilim daldr. Fenomenologlar, din olguyu geici ve dnme uram ekillerin tesindeki temel karakteri anlamaya ve onu bir baka eye indirgemeksizin kendi asl zgnl ierisinde tanmaya almaktadrlar. Her nasl kabul edilirse edilsin, din fenomenologlarnn analiz ve deerlendirmelerinden din psikologlar nemli lde yararlanmlardr. Fakat daha da nemlisi din tecrbenin, din gereklere sayg, hogr ve sempati anlay erevesinde ele alnmas ynndeki din fenomenologlarnn vurgusu, din psikolojisi almalarnda da nemli yansmalara yol amtr. Din Antropolojisi: Belli zaman ve meknlarda zel baz din inan ve uygulamalarn (zel bir mit, zel bir ritel veya zel bir ritelin ilahi, kurban, ruh gibi ynn) tezahrlerini aratran bir bilim daldr. nceleri ilkel kabile toplumlarnn dinlerini inceleyen din antropologlar, gnmzde daha geni alanlarda din tecrbe ve uygulamann bilimsel incelemesini yapmaktadrlar. Farkl toplumlarda ortaya kan mitler, din semboller, din yin ve trenlerin, din hareketlerin grnm ve anlamlar, ilev ve yaplar benzerlik ve farkllklaryla aratrlmaya ve ortaya karlmaya allmaktadr. Din psikologlar dindarln yerel kltr ve toplum yaplarna bal ekilleri kadar evrensel grnm ve anlamlarn anlamada, din antropologlarnn almalarndan yararlanmaktadrlar. Din Felsefesi: Din inan, tecrbe ve olguyu felsefe bak asyla ele alp deerlendiren bir disiplindir. Din filozofu din alan, ncelikle bu alanda ne olup bittiini, inanlan eyi, inanmann ne anlama geldiini ve uygulamada inancn ne anlam ifade ettiini anlamak iin aratrr. Bu aratrmasnda ilahiyatlarn ve inananlarn olduu kadar tarihi, psikolog, sosyolog, antropolog ve filozoflarn da bu konudaki verilerini gz nnde bulundurur. Din psikologlar, din tanm ve kavramlar olutururken, din olgularn anlam zerine incelemeler yaparken din felsefecilerinin almalarndan yararlanrlar. Dinler Tarihi: nsanlk tarihi boyunca ortaya kan tm dinleri karlatrmal olarak, tecrb nesnel bilimsel yntemle inceleyen bir disiplindir. Dinler Tarihi, teolojik n kabullere dayanmakszn antropolojik bir bak asyla dinleri inceler. Dinler Tarihinin yntem, kavram, teorik yap ve modelleri genel olarak insan ve sosyal bilimlerin kazanmlarna dayaldr. Din olgularn bireysel ve toplumsal olduu kadar tarihsel bir arka plan ve gereklii vardr. Din psikologlar, bireyin hayatnda gzlemledii din olgularn anlamn daha iyi ortaya koyabilmek iin, bunlarn gemiten gelen kklerini ve geliim tarzlarn aratrma ihtiyac duyar. te bu durumda dinler tarihinin verilerine bavurma ihtiyac ortaya kar.
lahiyat limleri ile Din Bilimleri gerek konu ve gerekse yntem bakmndan birbirlerinden ayrlrlar. lahiyat limleri, din nasslar zerinde alr ve murad ilhi yi anlamaya ve yorumlamaya alrlar. Din Bilimleri ise, birey, toplum

ve kltr hayatnda kendisini gsteren din olgular anlama ve aklamaya alrlar. lahiyat ilimlerinin yntemi esas olarak nakil ve temel din metinlere dayal yorumdur. Din Bilimlerinin yntemi ise gerek din olgularn tecrb ve nicel aratrlmas ve bunlara dayal nitel yorumdur.

DN PSKOLOJSNDE YNTEM
Din psikolojisi her eyden nce din tecrbeler, din inan ve tasavvurlar, din tutumlarn sistemli aratrmasdr. Bunlar gzlemler, analiz eder, btn psikoloji almalarnda kendisine bavurulan tekniklerden yararlanr. Bu aratrma yntem ve tekniklerinin balcalar unlardr: 1. Sistemli gzlemler: Bilimsel alma her eyden nce olaylar gzlemleyerek balar. Olaylar ya uzaktan kendi doal ak iersinde (doal gzlem), ya da aratrmacnn kendisi de olaylarn iinde yer alarak (katlmc gzlem) anlalmaya allr. Fakat psikolojinin asl kendine has yntemi i gzlemdir. Bir kimsenin isel yaantlar ancak onun kendi ifadelerine bavurularak anlalmaya allr. Din psikolou dindar insann yaantlarn gzlemledii gibi, onun kendi din yaantlar hakknda kendi i gzlemine dayal bilgiler vermesi iin eitli aralardan yararlanr. 2. Kiisel dokmanlarn sistemli incelenmesi: Bireyin din hayatna k tutan ve bakalar tarafndan yazlan ( biyografi), ya da bizzat kendisinin yazd hayat hikyesi (otobiyografi), htra kayd, ariv belgeleri, mektuplar, seyahatnameler, kiisel eyalar, bu kiilerin i dnyasn anlamada nemli ipular oluturur. lk din psikologlarndan W.James, nemli din ahsiyetler zerinde bu yolla yapt incelemeler sonucu, bu bilimin temellerini atmtr. 3. Anketler: Yazl soru ktlar bu alanda en ok kullanlan aralarn banda gelir. Bunlarn bir ksm, geerlik ve gvenirlilii hesaplanm ve her yerde kullanlabilen standart lme aralardr. Starbuck ve Halley gibi nc din psikologlar genlere eitli anketler uygulayarak, onlardaki din deiimi ortaya karmaya almlardr. Halen anket almalar en ok genlere ynelik olarak kullanlmaktadr. 4. Mlkatlar: Belli bir konuyla ilgili szl sorularn ve cevaplarnn kayt altna alnmasdr. Bunlarn derinlikli analiz ve yorumlarnn yaplmas ve deerlendirilmesi ile tatmin edici sonulara ulalabilir. Din deitirme olaylar zerine yaplan aratrmalarda mlkat daha ok tercih edilen bir aratr. 5. Tutum lekleri: Din inan ve davranlarn ynn (olumlu-olumsuz) ve iddet derecesini ( gl, zayf, kararsz) anlamak iin gelitirilen lme aralardr. 6. Kiilik testleri: Kiiliin yapsn, zelliklerini, eilimlerini anlamak iin gelitirilen standart testler, dindarlkla iliikisi bakmndan ele alnarak lmeler yaplr. 7. Davranlarn analizi: Gzlem ve testlerle elde edilen din davranlar hakkndaki bilgiler zerinde analiz almalar yaplr. Gruplamalar, snflamalar yaplarak unsurlar arasndaki ortak ve farkl ynler aa karlmaya allr.

8. Semantik analiz lekleri: Din kavramlarn bireyler tarafndan nasl anlald ve tasavvur edildii llerek anlam haritalar oluturulmaya allr. Tanr tasavvuru zerine yaplan bir ksm aratrmalar bu yolla gerekletirilmitir. 9. Klinik metotta kullanlan derinlikli analiz: Birebir grme yoluyla, bireylerin gemi din yaantlar, bilin d saplantlar ve kayglar anlalmaya allr. Din rehberlik ve danmanlk almalar daha ok bu yolla ilerlemektedir. 10.statiksel analizler: Anketler ve testler yoluyla elde edilen nicel veriler, deikenler arasndaki ilikilerin anlaml olup olmadn ortaya karmak amacyla eitli istatistik analizlere bavurulur. 11.Deneyler: Din psikolojisinde az sayda da olsa deneyler ve yar deneysel almalar da yaplmaktadr. Uyuturucu maddelerin yol at bilin deiimine bal din ve mistik olaylar veya din-mistik baz yaantlarn olumasnda beyindeki baz blgelerin uyarlmas arasndaki ilikiyi konu olan almalar buna rnektir. 12.Yorumlama ve deerlendirme: eitli teknik ve aralarla elde edilen olgular, psikolojide geerli olan yorumlama yntemlerine bavurularak deerlendirmelerde bulunulur. Bylece din psikologlar nicel olduu kadar nitel yntemlere de bavurarak aratrmalarn srdrrler.
Din Psikolojinde kullanlan aratrma ve yorumlama yntem ve teknikleri ile ilgili geni bilgi iin, Hayati Hkeleklinin Din Psikolojisi kitabna baklabilir.

DN PSKOLOJSNDE ARATIRMA KONULARI


Bamsz bir disiplin olarak kurulduu gnden beri din psikologlarnn zerinde aratrma yaptklar konular ve alanlar her geen gn artmaktadr. imdiye kadar zerinde allan belli bal konular unlar olmutur: 1.Dindarln kaynaklar Din ve biyoloji: Dindarln psiko-biyolojisi; din ve mistik deneyimlerin bilisel ve nrobiyolojik dzenekleri; din inan ve genetik etkiler. Dinin tabiat ve ilevleri: Dinin psikolojik kaynaklar, din gdler; dindarlk ynelimi ve yaantsnda duygusal, bilisel, ahlaki ve evresel etkenler. Dinin sosyal kaynaklar: Dindarlkta toplumsal etkinin gc; din grup ve cemaat, cinsiyet, toplumsal mevki, renim dzeyi ve dindarlk ilikisi. 2.Din ve manevi tecrbe Dini tecrbenin mahiyeti, trleri, kaynak ve etkileri; din tecrbe ve kiisel dnm. Kutsallk algs; tabiat ve musiki ortamnda din tecrbe, din tecrbeye benzer tecrbeler, uyuturucu maddeler ve din tecrbe.

3.Din geliim Din geliimi etkileyen faktrler: Din tabiat ve yetenek, ana baba dininin etkileri; din renme ve din kurumlarn etkileri. ocuklukta din ve manevi geliim, din sosyalleme, ocukta tanr tasavvuru ve dua. Ergenlik ve genlikte dindarlk ve manevi yaam zerine etkiler; ergenlerin din pheleri, sululuk ve gnahkrlk duygular, din deitirme, kendini din yoluna adama; dinden kopma; ergenlik kimlik geliimi ve din. Yetikinlikte din: Kurumsal dinin kabul ve reddi; bireysel dindarlk ve maneviyat aray. Kiilik btnlemesi ve dindarlk. Din ve cinsiyet: Din ak, cinsellik ve evlilik. Din, alma ve meguliyet. Din, yallk ve lm. Yalnn iman, yallkta dinin rol. Yallkta fiziksel salk ve din. Yallk ve lm; din, lm ve lmszlk. 4.Dindarln tanm ve llmesi Dindarln anlam, boyutlar, dindarlk modelleri, eitli dindarlk lekleri. 5.man, phe ve inanszlk man ve inan kavramlar. mann psikolojik tabiat ve kaynaklar. mann boyutlar, geliimi ve yaplanmas. nan geliimi teorileri. Din phenin anlam, etkileri, trleri. nanszln, inkrcln,din ilgisizliin kaynaklar, trleri. 6.Dua, ibadet ve din ritel Duann tabiat, trleri; dua gdleri; duann psikolojik mekanizmas ve ruh ve beden sal zerine etkileri. badetlerin tabiat; inan ve ibadet ilikisi, ibadetin psikolojik etkileri. Din ayin ve trenlerin psikolojik etki ve ilevleri. 7.Din ve ahlakllk Ahlaki yap ve ahlaki geliim; ahlak geliimi ile ilgili temel kavramlar ve teoriler. Ahlaki tutumlar, ahlaki davran, yardm etme davran. Dindarln ahlaki tutum ve davranlar zerindeki etkisi. Vicdan geliimi, sululuk ve gnahkrlk duygusu, iyi ahlak ve karakter gelitirmede din inan ve deerlerin rol. Dindarln su davran zerine etkileri. Dindarlk, doruluk ve aldatma, dindarlk ve cinsel davranlar, dindarlk ve yardm etme davran. 8.Tanr tasavvurlar Tanr tasavvurunun oluumu ve geliimi, dinamii ve ilevleri. Tanr tasavvurlarnn oluum ve geliiminde sosyo-kltrel ve din etkiler. Tanr tasavvurunun geliimini aklayan teoriler (Psikanaliz, Balanma, Nesne likileri ve Bilisel kuramlar); ana baba imajlar ile Tanr tasavvuru arasndaki balantlar. Tanr dncesi ve tasavvurunda ne kan sfatlar.

10

9.Din deitirme Belli bir dine olan ballktan vazgeme ve farkl bir dinin bals olma; inanszlktan ya da gnahkr bir hayattan dindarla gei yapma; ayn din ierisindeki bir mezhep ve cemaat yeliini terk edip, bir baka mezhep ya da cemaat yeliine gei yapmann gdleri ve sonular. Din deitirme tipleri, trleri. 10.Din tutumlar Denetim oda, dogmatizm, otoritecilik, kktencilik, fanatizm, nyarg, kalp yarg ve dlayclk ile dindarlk ilikileri. 11.Birey ve din gruplar arasndaki ilikiler Din kurumlar ve organizasyonlar: Din grup ve cemaatler, din liderlik.Din katlm ve yelikteki sosyal-psikolojik sreler. Din etkileim. Kltler ve klt kart hareketler. Ateistler, Agnostikler ve Seklaristler. 12.Din ve ruh sal Dindarln fizik ve ruh salna etkileri: Psiko-sosyal uyum ve dindarlk; din baa kma, stres ve din; benlik saygs, hayat tatmini, mutluluk, anlam aray ve din. 13.Din ve akl bozukluklar Dindarlarda zihinsel bozukluklar: Vesvese, saplant, mistik hezeyanlar, dilucu konuma (Glossolalia) olay. Zihinsel bozukluu olan kimselerin dindarl. Ruhbanlarda grlen cinsel ve ruhsal sapmalar; sapkn din cemaat ve hareketler. 14.lm ilgileri ve din lm korkusu, lm kaygs, lmle ilgili tutumlar; lmszlk arzusu, lm tesine ynelik inanlar. Yas tutma, din ve intihar, din ve tenazi. 15.Mistisizm Farkl bilin yaplar ve ben tesi deneyimler; din ve mistik tecrbe, mistik tecrbeye benzer olaylar, mistik tecrbeyi aklayan teoriler. Mistisizm ve psikopatoloji. 16.Kiilik ve din Kiiliin genel izgileri ve dindarlk; cinsiyet, ya ve meslek farkllklarnn dindarlkla ilikisi; kiilik yaplar ve dindarlk tipolojileri. Benlik algs, benlik saygs ve dindarlk ilikisi. 17.Din ve manevi yaam Dindarlk ve manevi yaam( spirtuality) arasndaki benzerlik ve farkllklar, kurumsallam din ve bireysel maneviyatlk arasndaki ztlklar. Ruhsal aknlk, niha ilgiler, manevi dnm.

11

18.Erdem psikolojisi Dindarlk ve manevi yaamn duygusal temelleri, erdemler, din, ahlak ve ruh sal ilikisi; sevgi, dierkmlk, kran, balayclk, alakgnlllk gibi temel deerlerin grnmleri ve psikolojik yansmalar. 19.Mutluluk, hayat tatmini ve dindarlk Pozitif psikoloji asndan din ve din yaam. Dindarln hayat kalitesi, hayat tatmini, huzur ve mutlulukla ilikisi.
Din Psikolojisinin aratrd konular gnden gne gelimekte ve oalmaktadr. Burada en nemli konu balklar ele alnmtr. Elinizdeki kitapta da bunlarn ancak bir ksmna yer verilebilmitir.

DN PSKOLOJSNN TARHES
nsan ve Toplum Bilimleri son iki yzylda byk bir gelime kaydetmitir. Fakat bu bilimlerin ele ald konular ve bu konular etrafndaki sorular ve aratrmalar insanlk tarihi kadar eskidir. zellikle insann ruhsal ve manevi yn, huy ve karakteri, kutsal varlk/varlklarla ilikileri her dnemde byk merak ve ilgi konusu olmutur. Bu yzden de ruh, ruh-beden ilikisi, rya, uyku, lm, nazar, by, lm kiilerle ya da manevi varlklarla iletiim, akl hastal, insann eitli korkular ve ihtiraslar vb. hakknda ok eski zamanlardan beri sorular sorulduu ve baz aklamalara giriildii bilinmektedir. Kutsal metinler, din ve ilm gelenekler, felsefi teoriler, bu konular etrafnda ortaya konan anlatm ve aklamalar iin nemli bir kaynak oluturmutur.

slam Dnyasnda Din Psikolojisi


1. Din Kaynaklar slam dnyasnda bata Kurn- Kerim ve Hz. Peygamberin hadisleri olmak zere din kaynaklarda birok psikolojk kavram ve konuya yer verilmitir. K. Kerim'de yze yakn yerde geen nefs kavram, insann kiilik yaps, i dnyas ve davran eilimlerini ifade etmektedir. Nefsin kelime anlam bir eyin kendisi ve z zt; benlik, kendilik demektir. Kurnda nefs genel olarak, ruhsal ve bedensel, bilinli ve bilin d tm fonksiyonlarn btnnden oluan insann psikolojik yaps anlamnda kullanlmaktadr. Bylece benlik ve kiiliimizi oluturan tm yaplar, yeti ve yetenekler, fonksiyon ve sreler nefs kavramna dhildir. Nefste bir yanda tabi, beer, drtsel bir boyut, dier yanda ise akl, manev ya da lksel bir boyut bulunmaktadr (ems 91/ 7-10) . Buna gre nefs, zt eilimler btnnden oluan, geliim ve deiimlere, olgunlama ve gerilemeye ak, karmak dinamik bir yap (Yusuf 12/53; Kyame 75/2: Fecr 89/27-28) olarak tasvir edilir. Kurnn anlatsna gre, insan tabiatnda deimez evrensel bir z olarak doal inanma yetenei (ftrat) bulunmaktadr (Rum 30/30 ). Hz. Peygamberin hadislerinde de bu doal inanma yetenei ile ilgili geni aklamalar yer alr. Buna gre doal inanma yetenei (ftrat) ocukta konuma ana kadar bu saf haliyle devam eder. ocuk iinde yetitii

12

toplumun dilini kullanmasn renmeye balad andan itibaren evresel faktrlere (anne baba, toplum, kltr) gre ekil alarak belli bir din kimlik haline gelir (Buhari, Ceniz 79,80, 93; Mslim, Kader23-24-25; bn-i Hanbel IV/24). Bu doal inanma yetenei kendi ynnde salkl bir gelime gsterme imkn bulursa Allaha inan ve ballkla son bulur (Enm 6/7679). Din inan ve ballk kiinin bilincine ve karakterine ileme dzeyine gre, kiinin ruhsal hayatn ve davranlarn dzenleyici gl bir isel faktr haline gelir. Aksi durumda kii ya kendi doal drtlerine ya da toplumsal arzulara ve ideolojilere tapnmaya ynelir( Furkan 25/43; Rum 30/29; Sad 38/26; Casiye 45/23; Necm 53/23-24).
K.Kerimde, putperest bir babann ocuu olarak ve gk cisimlerine tapnlan bir kltrde yetimesine ramen, ergenlik anda din bir aray ve sorgulama sonucunda, kendi doal ftratnn ynlendirmesiyle Allahn varlna ve birliine ulaan sembol insan ve peygamber kimdir? lgili ayetler nerede gemektedir?

Kurnn anlatmnda nefsin, ieitli duygu ve heyecanlarn, inanlarn, akl etkinliklerin ksacas btn psikolojik ilevlerin yeri ve kayna kalbdir. Kalb, dnme ve akl yrtme, hidyet ve itminn, acma ve esirgeme, manevi olarak arnma ve temizlenme, korku ve rknt, sknt ve bunalma, hasret ve hiddet, iman ve takv, phe ve kuku, nifk ve inkr gibi tm psikolojik sreler kalpte yaanr. (lgili yetler iin bkz. Mcemu elfzlKurn, II, 415-416.) Benlik idraki ve bilinci de kalbde ortaya kmaktadr. Benlik bilincinin ok farkl derinlik dereceleri Kurnda sadr, kalb, fud, lbb, nh. . gibi kavramlarla dile getirilmitir. K.Kerim, insann psikolojik meleke ve fonksiyonlar, eitli davran eilimleri, farkl insan ve inanma tipleri hakknda bilgilere yer verir. Fakat phesiz Kur'n'da en geni ekilde imn ve inkr psikolojisi ilenmektedir. Buradaki ana fikir u ekilde zetlenebilir: Nefsin tabiatnda yer alan doal gdler ve eilimler (kibir, gurur, bencillik, kendini kendine yeterli grme) ile saysz insani arzular ve korkular (cinsellik, mal ve servet tutkusu, itibar, g ve iktidar arzusu; toplumsal dlanma ve horlanma korkusu) ve toplumda yerleik anlay ve gelenekler (atalar klt) ve hkim gruplarn basklarna boyun eme ilahi teblilere dayal bir din tutumun benimsenmesi ve yerlemesi nndeki en byk engeli olutrurur. nsanlarn ounun din inan ve deerlere ball ilevsel bir dzeyde gerekleir. aresizlik durumlarnda Allah hatrlarlayp Onunla iletiime geenlerin ou artlarn normale dndnde eski din ilgisizlik tutumlarna geri dnme eilimi tarlar.( Araf 7/134-135,189-190; Yunus 10/ 12, 21,22-23 sra 17/ 67; Ankebut 29/65-67; Lokman 30/32; Zuhruf 43/48, 49, 50). Din inan ve deerlerin topluma hkim olduu bir ortamda, nceki toplumsal yer ve konumlar ciddi bir deiime urayan baz kiilerin ikiyzl ve gsterii bir din kimlik (mnfk) gelitirdikleri grlr.
Kuran- Kerimde eitli dua ynelileri ile ilgili olarak Hayati Hkeleklinin slam Psikolojisi Yazlarnn III. Blmne bakabilirsiniz.

2. slam Bilginlerinin almalar Gerek dini kaynaklardan, gerekse eski felesefe ve kltrlerden yararlanarak slam bilginleri, insann ruhsal yaps ve davranlar konusunda birok kavram ve gr gelitirmilerdir. Hicri nc asrdan itibaren lmn-Nefs, lmn-Nefs ver-Ruh, Kitabur-Ruh, lmu Ahval-i Ruh gibi balklar tayan

13

kitaplar, risaleler ya da kitap blmleri ortaya kmaya balamtr. eitli bilim dallar bnyesinde ele alnan bu konularda ne kan baz isimler ve nemli grleri unlardr: Hris el-Muhsibi (l. 243/857) slam dnyasnda psikolojik bak asyla insann i hayatn inceleyen ilk bilgindir. Eserlerinde derin psikolojik tahliller ve ruhsal haller ve srelerle ilgili kavramlatrmalar dikkat ekicidir.Bunlarn banda Nefs kelimesinin salt psikolojik anlamda en tutarl kullanmna yer verdii grlmektedir. Dini/ahlki hakikatlerle uyumlu bir hayat tarz iin kiinin ncelikle kendisini i adan anlamaya almasn srarla vurgulamtr. Bireyin kendisini i gzleme dayal olarak aratrmas ve kendisi hakknda i gr elde etmesini bir aratrma ve eitim yntemi olarak ilk defa dile getirmitir. Bu konuda da kendinden sonraki birok aratrmacy etkilemitir. er-Riye li Hukuk-llah derin psikolojik tahlillerinin yer ald en nemli eseridir. lk slam filozofu olarak kabul edilen Kindnin (l. 252/866) Risle f mhiyyetin-nevm ver-ruya/ Ryann ve uykunun mahiyeti adl eseri, slam dnyasnda rya psikolojisi hakknda yazlan ilk telif eserdir. Kindnin psikoloji kltrne bir dier nemli katks, el-Hle li-defil-ahzn/zntden Kurtulma Yollar adl ruh sal konusundaki nc almasyla olmutur. Rya ve vahy psikolojisi konusunda sistemli bir teori ilk olarak Farab (l. 339/950) tarafndan ortaya konulmutur. Ona gre sdk rya, ilham ve vahyin kayna Faal Akl, insandaki alc organ ise hayal gcdr. nsandaki hayal gcnn ok glenmesi, uyku veya uyank durumda Faal Aklla iletiime gemesi sonucunda nbvve, kehnet, menmat ve er-ryaessdka gibi ruhsal olgular ortaya kmaktadr. O Aristodan devrald Faal Akl kavramn slam inancndaki vahy melei ile eitleyerek bunu er-RuhulEmin, Ruhul-Kuds gibi isimlerle karlamtr. slam filozoflar ierisinde psikoloji ve din psikolojinsin eitli konularnda en ok eser yazm olan isim bn-i Sindr (l. 428/1037). bn-i Sina ruhsal hallerin, eitli duygu ve heyecanlarn davranlar ve bedensel fonksiyonlar zerine, dolaysyla salk ve hastalk zerine olan etkisini ikn edici tarzda ortaya koymutur. Telkin, hipnoz, nazar, by, mucize gibi olaylar ruhsal etki kavramyla aklamtr.. bn-i Sina duyular d ve i olmak zere ikiye ayrm; bilinen be d duyunun yannda be de i duyu olduunu ortaya koyarak bunlarn fonksiyonlarn aklamtr. Hocas Farabiden devrald rya ve vahy psikolojisi ile ilgili grleri gelitirerek, daha detayl bir teori haline getirmitir. bn-i Sinann bu alana bir baka katks da lm kaygs ve stres konusundaki almalardr. Risle f defi gamil-mevt/ lm Korkusundan Kurtulu adl eserinde lm korkusu ve kaygsnn sebepleri, sonular ve bundan kurtulma yollarn ortaya koymutur.. bn-i Sinann es-Salt ve mhiyeth/ Namaz ve Mahiyeti isimli risalesi felsefi ve psikolojik adan namaz ibdetini inceleyen ve bakaca rneine rastlanmayan zgn grler iermektedir. Filozof Eb Bekir Rznin (l. 313/925) et-Tbbur-Rhn isimli eseri gerek kavramsal gerekse ierik asndan ilk ve zgn bir ruh sal kitabdr. Kitapta baz eski filozoflarn grlerine atflar yer almakla birlikte, konularn ele aln tarz yazarn kendine zg bir yenilik gsterir. Kiilik ve karakter bozukluklar ve bunlarn tedavi yollarn ele alan bir alma olan bu kitap, kendinden sonra ayn ya da benzeri adlarda birok baka esere rnek ve kaynak olmutur.

14

Byk slam bilgini Gazzli (l.505/1111) sistemli i gzlem ve davran tahliline dayal yaklamlaryla pek ok yeni grler dile getirmitir. Onun byk eseri hyu Ulmid-Din, psikolojik kavramlatrmalar, tahliller ve tasnifler ynnden olduka zengindir. Bu kitabn zellikle nc cildinin banda yer alan Acibl-Kalb blmnde, sistemli davran tahlillerine dayal din ve ahlk karmlar yer almaktadr. el-Munkizu mined-Dall/Dalaletten Kurtulu Gazzlinin otobiyografisi olup, bu kitabnda fikri geliimi, yaad baz bunalmlar, manev/tasavvuf tecrbeleri hakkndaki ahs gzlem ve deerlendirmeleri yer alr. Byk mfessir ve kelam limi Fahrddin Rz (l. 606/1209) nin Kitbn-Nefs ver-Ruh ve erhu kuvhuma isimli eseri ahlk psikolojisi alannda yazlm, hem felsefi hem de din grleri bir araya getiren en gzel kitaplardan birisidir. Rziye gre, en temel psikolojik gdler g ve bilgi isteidir. nsandaki sonsuzluk arzusuna da deinen yazar, Allah arzusunu da buna balar. Ona gre, insan gelimenin dinamiinde srekli deien ruh halleri ve denge durumlar vardr ki, bu da insan dier varlklardan ayran zelliklerin banda gelir. bn-i Haldun (l. 808/1406) nl eseri Mukaddimede insann toplumsal eilim ve yeteneklerine zel bir nem atfetmektedir. Asabiyet adn verdii dayanma ve sosyal btnleme gdsn, btn tarih ve toplumsal olaylarn temelindeki psikolojik faktr olarak grr. Bunun yannda, Allahn halifesi olarak yaratlm olan insanda liderlik, stnlk, makam ve mevki elde etme, ynetme gds ok gldr. zellikle yneticilerde, ilim ve sanat, makam ve unvan sahibi kimselerde byklenme ve kendini yksekte grme duygusu kar konulamaz bir ekilde kendisini hissettirir.. bn-i Haldun, refah ortam ve baskc ynetim tarznn ahlk ve karakter yaplanmas zerindeki olumsuz etkilerini zellikle vurgular. Ona gre bask, iddet, zor ve cezaya dayal ynetim tarzlar altnda yetien kimselerde korku ve boyun eme psikolojisi hkim olur; direnme ve metanet gc ortadan kalkar, aalk duygusu (mezellet), kendine gvensizlik ve edilgenlik (meskenet) karakteri geliir. Byle bir karakterle yetimi insanlarn meydana getirdii toplulukta din ve toplumsal hibir yenileme ve gelime olmaz, tam tersine tutuculuk, katlk ve gericilik hkim duruma gelir.
slam kltrnde insan ftratnn doal almn felsefi bir roman halinde kaleme alm olan Endlsl filozof ve eserinin ismi nedir? slam Dnyasnda yaplan almalar hakknda daha geni bilgi almak iin Hayati Hkeleklinin slam Psikolojisi Yazlar kitabnn 1. Blmne baklabilir.

Modern Bat Dnyasnda Din Psikolojisi


Modern bir bilim olarak Din Psikolojisi, psikoloji biliminin bamsz bir disiplin olmaya balad yllarn hemen sonrasnda gelimitir. Gerek A.B.D. ve gerekse Avrupa ktasnda 19. yzyln sonlarndan itibaren bilimsel psikolojinin ilk kurucular ayn zamanda din olaylara da ilgi duymular ve bu konudaki almalar da balatmlardr. Aada, bu alanda nde gelen baz isimler ve onlarn temel grleri hakknda ksa bilgiler verilecektir. Din psikolojisinin en nemli temsilcileri A.B.D. de yetimitir. W. James (1842-1910) bu bilim dalnn modern zamanlardaki asl kurucusu ve atas olarak kabul edilir. The Varieties of Religious Experience(1902)/ Dini

15

Tecrbenin eitlilii isimli eseri din psikolojisinin klasii olarak kabul edilir. James bu kitabnda dua, din deitirme, din ve ruh sal, dindarlk tipleri, mistisizm gibi konular ele alarak, din psikolojisi aratrmalarna yn vermitir. Dindarlk ynnden en uta yar alan (peygamber, mezhep kurucusu, din filozofu, ilhiayat, din yenilikisi, mistik, aziz vb) kimselerin hayatlarn incelemitir. Dinin bireysel ve duygusal ynne zel bir nem vermitir. nk ona gre dindarln asl kayna buradan ortaya kmaktadr. Din psikolojisinin, kendine zg snrlar ierisinde tecrb (emprik) bir displin olarak gelimesi iin temelleri atmtr. Ondan sonra gelen aratrmaclar bu izgiyi ilerleterek, gnmzde de devam eden bir gelenei ina etmilerdir. G.Allport (1897-1967) W.James ile ayn izgiyi benimseyen bir dier nemli isimdir. The Individaul and His Religion(1950)/ Birey ve Dini isimli eserinde din ile kiilik arasndaki iliikiye dikkat eker. Dindarln(din duygunun), bireyin kiilik ve karakterine gre, kiiden kiiye farkllk gsterdiini ortaya koyar. Kiilerin ynelim farkllklarna gre dindarln yap ve kalitesinin farkllaacan dile getirir. Bu anlayla gelitirmi olduu igdml/dgdml dindarlk ayrmna dayal lei bugn hala kullanlmaktadr. Psikanaliz ekolnn kurucusu olan S.Freud (1856-1939) uzun kariyeri boyunca din ile yakndan ilgilenmitir. Totem ve Tabu, Bir Yanlsamann Gelecei, Musa ve Tektanrclk, Uygarlk ve Honutsuzluklar gibi kitaplarnda din ile ilgili gr ve deerlendirmelerini ortaya koymutur. Dindarln psiko dinamik bir gelimeye bal olduunu ileri srmtr. Ona gre, tabiat ve toplum karsnda yaanan aresizlik din inan ve uygulamalarn asl kaynan oluturmaktadr. Bundan dolay din ve Tanr inanc aklc deil duygusal bir temele dayanmakta, ilkel ve ocuksu arzularn yattrlmas ve arzularn tatminine hizmet etmektedir. Tanr gerekte, ocuun aresiz kald anlarda kendisine yardm eden bytlm gl bir babadan baka bir ey deildir. Sonu itibariyle din bir yanlsama( iliusion) dan ibarettir.Bir yanlsama olarak din, insanlarn katlanlamaz skntlara tahammln kolaylatrmakla birlikte sonuta, insanlar gereklerden uzaklatrmakta, akln gelimesini engellemektedir. Freuda gre din ibadet ve trenler bilinsiz ve kontrolsz bir ekilde gelien bir zorlanmal saplant (obsesyon) nevrozu ile benzerlik gsterir. Freud dinin farkl biimlerini dikkate almadan sadece korku ve fayda temeline dayal, indirgemeci bir dindarlk yorumu yapmtr.
Freudn dinle ilgili psikolojik teorileri ve bunlarn eletiri ve deerlendirmesi iin Ali Ksenin Freud ve Din kitabna bavurabilirsiniz.

Freuda en gl eletiri bizzat onun yetitirdii rencilerinden gelmitir. C.G.Junga (1875-1961) gre din hem bireysel hem de tarihi adan olduka nemli bir olgudur. Onun din ile ilgili grlerini tm eserlerinde grmek mmkndr. Fakat zellikle Modern Man Search of a Soul/ Modern nsan ruhunu Aryor(1933), Psychology and Religion/ Psikoloji ve Din (1938), Answer to Job/ Eype Cevap(1954) gibi kitaplar bu konuda nde gelmektedir. Jung tm bu almalarnda insann dindar bir tabiata sahip olduunu, dinin insana zg ve iten doma bir olgu olduunu ortaya koymutur. Jung dinin kkenini, bireye akn bir kaynaa, en eski insan atalarnn psikolojik kaltmlarnda var olan arketiplere dayandrr. Arketipler tm insanla has ortak davran zellikleridir. Kiinin bireysel hayatnda sonradan elde edilen deil, ruhsal yapsnda kaltsal olarak varolan bilind ruhsal ieriklerdir. Btn dinler arketipler aracl ile kendilerini

16

ifade ederler. Arketipler de kollektif bilindnda yer alrlar. Kiilii oluturma ve ynlendirmede etkin bir gce sahip olan kolektif bilind, din olgusunun kaynakland yerdir. Din bilincin tesinde bir amallkla ve anlayla ruhun derinliklerini ortaya karr. Tanrnn varl arketipsel bir imgedir. Jung iin Tanr temelde psikolojik bir olay ve hissedilebilen bir arketiptir fakat Tanr bireysel olarak insan tarafndan yaratlm deildir. Din inanlar kolektif bilindnda yer alan arketipsel Tanry bilin dzeyine tayan aralardr. Junga gre insann geliimi hayat boyu sren bir sretir. Kiiliin dengeye ve btnle kavumas, kendini gerekletirmesi, bilin d ile bilincin bir ve btn haline gelmesiyle mmkndr. Jung buna bireyleme(individuation) demektedir. Ona gre bireyleme din bir sre olup, sonu itibariyle de din bir ierik tar. Junga gre din, bireysel ve toplumsal ruh sal asndan byk nem arz eder. Olgun ve anlaml bir hayat ancak din sayesinde mmkndr.
Jungun din ile ilgili grlerinin geni bir deerlendirmesi iin Abdulkerim Bahadrn Jung ve Din kitabna bakabilirsiniz.

A.Maslow (1908-1970) almalaryla, din tecrbede kiisel boyutun nemini savunan gelenee nemli katklarda bulunmutur. Religions, Values and Peak-Experience/ Dinler, Deerler ve Doruk Deneyimler isimli kitab ile bireysel tecrbelerin nemini dile getirmitir. nsann tam olarak kendini gerekletirmesi, olgun bir kiilik haline gelmesi, doal ihtiyalarn aarak, daha yksek isel deerlere kendisini adamasna baldr. Kiinin doutan getirdii yetenekleri, manevi potansiyelini de kapsar ve bu durum, her bireyin benliinin derinliklerini ama olarak gerekleir. Varlk deerleri adn verdii bu st manevi hedefler gerek, gzellik, mkemmellik ve adaleti ierir. Tanr, bu varlk deerlerini kendinde toplayan bir btndr. Tarih boyunca byk ahsiyetlerin yaadklar doruk deneyimler bu deerleri onlarn hayatnda belirgin olarak aa karmtr. Doruk deneyimler ile kiiler gerek benliine, potansiyellerini daha mkemmel gerekletirmeye, varln zne daha fazla yaklamaya ve daha mkemmel insan olmaya balarlar. Dini, insan tabiatnn doal bir rn olarak gren Maslow, doruk deneyimlerin daima din balamda meydana gelmediini, birounun ak ekilde din olmadn belirtir. Fakat doruk deneyimler dinin zndedirler. Din, i kaynaklar kullanmak ve daha temel ihtiyalarn stne kmak iin insan yeteneine dayanr. Dinler, olgun bir benlie ulamak iin doruk deneyimlerin ara olarak kullanlmas ilkesinde gr birlii ierisindedirler. Dini derin bir tecrbe olarak yaayan mistik ile dini otomatik ve yzeysel davran, kural ve uygulamalar dzeyinde yaayan dzen insann birbirinden ayrr. Ona gre gerek dindar, din tecrbeler yaayan mistik insandr. E.Fromm (1900-1980), din olgular sosyal psikolojik bir yaklamla ele alr. Psikanaliz ve Din adl eserinde bu konudaki dncelerini bir btn olarak tanmak mmkndr. Dini, yerine getirdii ilevler ve etkiler asndan deerlendirir. Her insan, kendisini adayabilecei bir nesnenin ve davranlarna yn verecek dnsel bir sistemin ihtiyac iindedir. nsanlar iyi ya da kt, yaratc ya da ykc, ilerletici ya da geriletici din veya dnya grlerinden birini benimsemek durumundadr. Dolaysyla her insan olumlu ya da olumsuz herhangi bir dine ihtiya duyar ve ona balanr. Buna gre, din varolusal bir ihtiya olup, bu ihtiyacn kullan ya da tatmin biimi nemlidir Bu ihtiyacn karlanmamas ya da yetersiz ve kusurlu olarak karlanmas ruhsal bir hastalk sebebidir. Tapnma aracl ile insan zgrlk ve tatmin kazanabilir. Fakat din, ancak yksek insani deerleri gelitirmeye imkn veren bir biimde verildiinde kendi grevini yapm

17

olur. nsann kendini gerekletirmesine, mkemmelletirmesine hizmet eden bir din hmaniter bir dindir. Buna karlk insanlarn kendi dlarndaki grlmez, tutulamaz ve duyulamaz olan bir gce teslim olmalar eklindeki otoriter dinler vardr. Bir din gelenein iinde bu iki dindarlk yorumu da yer alabilmektedir. Tanrsz ya da akn bir gce teslimiyet iermeyen bir dindarln, daha salkl olduunu savunur. Ona gre Tanr kavram, insann kendi hayatnda gerekletirmeye alt kiisel glerinin bir sembol olarak anlalmaldr. Kendisine itaat edilmesi, kutsanmas, yceltilmesi, teslim olunmas ve tapnlmas gerekli ve kendi dmzda bir varlk olarak dnldnde, bu insan kendine yabanclatrr. Fakat ayn zamanda Tanr kavram, insann kendi benliine tapnmasn ve alakgnll bir karakter gelitirmesinin ilkesi olarak da deer tar. V.Frankl (1905-1997) daha yakn zamanlarda din ile ilgilenen nemli bir isimdir. Psikoloji-din ilikisini The Unconsious God/Bilind Tanr isimli kitabnda ele almtr. Ona gre dindarln bilind bir kkeni vardr. Fakat o Tanry ve dini arketiplerle snrlyan Jung ve igdlere indirgeyen Freud den farkl bir gr ortaya koyar. Buradaki bilind kavram, insan aklnn ve varlnn tesinde, mahiyetine nfuz edilemeyen anlamndadr. O insani boyut ile Tanrsal boyutun farkl olduundan, ulalmasnn zor olmasndan ve onunla kurulan iliikinin niteliinden yola karak Gizli Tanr (Hidden God) kavramn kullanr. nsan, Tanrsal boyuta ulaamaz, bu yzden Tanr bizim iin gizlidir. Tanry grmek ve onunla dorudan konumak mmkn olmaz. Ancak dua yoluyla onunla iletiim kurabiliriz. nsanolu tarih boyu farknda olmadan Tanry iselletirmi ve ona bilind yoluyla balanmtr. Tanryla olan bu ilikinin ve byle bir din yaayn ad da Bilind Dindarlktr. Bilind dindarlk, insan benlii ile tanrsal aknlk ((veya insan ile insanst) arasndaki iliki olarak anlalmaldr. Kimse Tanry kefetmek zorunda deildir. Kltrler kiinin dini yaamasna yeterli olacak geleneksel kalplar sunarlar, birey de kendi hr iradesini kullanr, seimini yapar ve bu seimin getirdii sorumluluklar yerine getirir. Dini, nihai anlam aray olarak deerlendiren Frankla gre, nihai anlam sonucunda nihai varolua (Tanrya) ulalr. Bu insann ulamas gereken bir noktadr. Her insan en azndan bilind derinliklerde nihai anlamla iliki ierisindedir. Din kiiye ruhsal yardm eli uzatr ve baka hibir yerde bulamayaca bir gvenlik duygusu verir. Kendini gvende hisseden birey de pekok psikolojik rahatszlktan korunduu gibi bakalaryla salkl ilikiler de kurabilir. Frankl dinin ruhsal tedavide ilevsel bir ynnn olabileceini ileri srer. nk din insanlarn hayatn gidiatna dair sorularna cevap verir, onlarn hayat boyunca yaptklarn ve lm anlamlandrmalarna yardmc olur. Din zellikle acnn, strabn anlam kazanmasnda bireye destek salar. Din bireyin sorumluluk sahibi olmasna nem verir.
Din psikolojisinin modern kurucular ve nde gelen temsilcileri Batli bilim adamlar olduuna gre, bunlarn ele alp inceledikleri din olgular hangi dine mensup kimselerin gereklerini yanstmaktadr? Batl din psikologlarnn gr ve teorileri hakknda daha fazla bilgi sahibi olmak iin Ali Ayten tarafndan hazrlanm olan Psikoloji ve Din adl kitabna baklabilir.

18

Trkiyede Din Psikolojisi


Din Psikolojisi ilk kuruluundan itibaren lahiyat Fakltelerinin ders programlarnda yer almaya balamtr. Bu ders ilk defa 1949 ylnda alan Ankara lahiyat Fakltesinde okutulmutur. Onu takiben, orta derecede ve yksek din retimi veren dier tm programlarda da yerini almtr. Kapatlm bulunan lahiyat Meslek Yksek Okullar programnda ise Din Hizmetleri Psikolojisi ad altnda ve daha ok mesleki hizmet uygulamalarna ynelik konular erevesinde yer almtr. Din Psikolojisi lkemizde, zerinde genellikle ilahiyat aratrmaclarn alt bir alan olarak varln srdrmektedir. Az sayda da olsa ilahiyat olmayan baz aratrmaclarn bu alanda aratrmalar yapt bilinmekle birlikte, lahiyat Faklteleri dnda bu dersin programlarda yer almadn kaydetmek gerekmektedir. lahiyat Fakltelerinde Felsefe ve Din Bilimlerine bal bir anabilim dal olarak lisans ve lisanst dzeyde Din Psikolojisi dersleri yrtlmektedir. lkemizde, derslerde okutulmak zere hazrlanm bulunan belli bal Din Psikolojisi kitaplar unlardr: 1. B.Ziya Egemen, Din Psikolojisi. Saha, Kaynak ve Metot zerine Bir Deneme, Ankara 1952. 2. Osman Pazarl, Din Psikolojisi, stanbul 1968. 3. Neda Armaner, Din Psikolojisine Giri I, Ankara 1980. 4.Hayati Hkelekli, Din Psikolojisi, Ankara 1993 5. Hseyin Peker, Din Psikolojisi, Samsun 1993 Bunlarn dnda, yine bu dersin retim elemanlarnca hazrlanan eviri ve derleme trnde bir ksm din psikolojisi kitaplar da yaynlanmtr. Bunlardan bazlar da unlardr: 1.A.Vergote, Din, nan ve nanszlk (ev.Veysel Uysal), stanbul 1999. 2.Nils G.Holm, Din Psikolojisine Giri (ev.Abdulkerim Bahadr), stanbul 2004. 3.Ali Ayten, Psikoloji ve Din. Psikolglarn Din ve Tanr Gr, stanbul 2006. 4.Ali Ayten(Haz.) Din Psikolojisi. Dine ve Maneviyata Psikolojik Yaklamlar, stanbul 2010. 5.Adem ahin(Edt.) Dine Psikolojik Yaklamlar, Konya 2008.
Trkiyede Din Psikolojisi alannda yaplan almalar ve din psikologlar ile lgili olarak http://www.dinpsikolojisi.org. adresine bavurabilirsiniz.

zet
Din Psikolojisi insann ruhsal yaay ve davranlar ierisinde yer alan dini olgular tecrb yntem ve tekniklerle inceleyen bir bilimsel disiplindir. Dini

19

inan ve deerlerin kiilik zerine, kiilik zelliklerinin de dini yaay ve davran zerine etkilerini karlkl olarak ele alr. Din zerine deil, dindarlk zerine bir aratrma yrtr. Din Psikolojisi, nsan ve Toplum Bilimleri (Psikoloji, Sosyoloji, Antropoloji vb) ve lahiyat limlerinin kavak noktasnda, Din Bilimleri(Din Psikolojsi, Din Sosyolojisi, Dinler Tarihi vb.) alan ierisinde yer alr. Belirtilen btn bu bilim dallaryla yakn iliki ierisinde almalarn yrtr. Din psikolojisi dindar insan bir anlama abasdr. Dolaysyla bu anlamann doru, yeterli olmas lsnde pratik din hizmetleri, din eitimretimi, dini rehberlik ve iletiim asndan temel bir anlay ve baar salar. Din Psikolojisi modern dnemde ortaya kan bir bilim dal olmakla birlikte, ilgilendii konularn birou en eski zamanlardan beri insanlarn ilgi ve merakn ekmitir. slam Dnyasnda, bata K.Kerim ve Hz. Paygamberin hadisleri gibi temel dini kaynaklarda insann ruhsal, dinimanevi zellik ve davranlar hakknda birok nemli kavram, konu ve ifadenin yer ald grlr. lmun-Nefs, lmur- Ruh gibi balca kitaplar ve eitli dini-bilimsel metinlerde din psikolojk tespit ve tahliller yer almaktadr. H.el-Muhasibi, Farabi, bn-i Sina, Gazzali, bn-i Haldun..gibi byk din bilgini ve dnrlerinin kitaplarnda nemli psikolojik ve din psikolojik gr, teori ve tespitleri bulunmaktadr. 19.Yzyln balarndan itibaren Bat dnyasnda ayr bir bilimdal olarak gelimeye balayan Din Psikolojisinin kurucusu olarak A.B.D.li W.James kabul edilir. Psikoloji alannda isim yapm olan nemli ahsiyetlerin ayn zamanda din konusuna ynelik almalar da mevcuttur. G.Allport, S.Freud, C.G.Jung, A.Maslow, E.Fromm ve V. Frankl bunlarn banda gelmektedir. lkemizde Din Psikolojisi almalar ilk olarak 1949 ylnda alan Ankara lahiyat Fakltesinin ders programlarnda yer alm ve gnmze kadar da varln srdrmtr. B.Ziya Egemen, O.Pazarl, N.Armaner, H.Hkelekli, H.Peker gibi isimler tarafndan yazlan ders kitaplar, bu alandaki almalara k tutmutur.

Kendimizi Snayalm
1. Aadakilerden hangisi Din Psikolojisinin aratrma konularndan biridir? a.Din nasslar b. Din grup ve kurumlar c.Din yaay ve davranlar d. Din kltr e. Din ayin ve trenler

20

2. Aadakilerden hangisi Din Psikolojisinin amalar arasnda yer alr? a. Din kavram ve deerlerin nihai hakikatini ortaya karmaya almak b. Din temel metinleri yorumlayarak ilke ve hkmlere ulamak c. Bir din ya da mezhebin dierine olan stnln ispatlamak d. Farkl din inanlar arasnda karlatrmalar yapmak e. Dindar ya da din ile bir ekilde ilgili kimselerin i dnyasnn grntlerini anlalr hale getirmek, din yaay ve davrann tasvirini ortaya koymak. 3. K.Kerimde ve Hz Peygamberin hadislerinde geen doal inanma yetenei anlamna gelen kavram aadakilerden hangisidir? a.Ruh b. Nefs c. Kalb d. Ftrat e. Akl 4. slam Dnyasnda dini konular psikolojik bak asyla ele alan ilk ilim adam aadakilerden hangisidir? a. H.el-Muhasibi b. Kindi c. Gazzali d. bn-i Sina e. Farabi 5. Modern dnemde Din Psikolojisinin bamsz bir bilim dal olarak kurucusu kabul edilen bilim adam aadakilerden hangisidir? a.S.Freud b. C.G.Jung c. W.James d. G.Allport e. A.Maslow

21

Kendimizi Snayalm Yant Anahtar


1. c 2. e 3. d 4. a 5. c Yantnz doru deilse, Giri ve Din Psikolojisinin Konusu nu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Din Psikolojisinin Amac ve nemi ni yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, slam Dnyasnda Din Psikolojisi, Dini Kaynaklar yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, slam Bilginlerinin almalarn yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Modern Bat Dnyasnda Din Psikolojisini yeniden okuyunuz.

Sra Sizde Yant Anahtar


Sra Sizde 1 Din insann tek bir yn deil, her yn, kiiliinin btn ile alakaldr. nsann ruhsal yaantlar ve davranlar ierisinde din ile ilgili olmayan hibir alan yoktur. Dolaysyla, insann din ynnn arartrlmas demek, onu her adan anlamaya almak demektir. Sra Sizde 2 Bal olduu din mezhep, grup ve cemaatte nemlidir. nk din kimlik oluumunda din gruplarn belirleyici bir etkisi vardr. Sra Sizde 3 Bu Hz.brahimdir. Henz ergenlik dneminde iken, kendi toplumunun tapnd gk cisimleri zerine dnerek sonunda Allahn varlna ulamas, Enm 6/76-79. ayetlerinde anlatlmaktadr. Sra Sizde 4 bn-i Tufeylin, Hayy b. Yakzan isimli kitab. Sra Sizde 5 Yahudi-Hristiyan inancna bal insanlar zerinde yaplan aratrmalardr. Dolaysyla bunlar genelletirmek ve btn din ballar iin geerli grmek mmkn deildir. nsan davrannn anlam kltre gre farkllamaktadr. Din inan ve deerlere bal yaantlarn evrensel ortak baz ynleri olmakla birlikte, farkl din ve kltr ortamlarnda eitlilik gstermektedir.

22

Yararlanlan Kaynaklar
Allport, G.W.(1960). The Individual and His Religion, New York-London. Allport, G.W.(2004). Birey ve Dini, ev.B. Sambur, Ankara. Ayten, A.( 2010).Psikoloji ve Din, Psikologlarn Din ve Tanr Gr, stanbul. Bahadr, A. (2007). Jung ve Din, stanbul. Freud,S. (1995). Uygarlk Din ve Toplum, ev.S.Budak, Ankara. Frankl, V.(1975). Le Dieu nconscient, France,Vendme. Fromm, E.(1982). Psikanaliz ve Din, ev. A.Artan, stanbul. Hkelekli, H. (2001). Din Psikolojisi, Ankara. Hkelekli, H.(2009). slam Psikolojisi Yazlar, stanbul. Hood,Jr, R.W-Hll, P.C.-Spilka, B. (2009), The Psychology of Religion, New York. Jung, C.G.(1993). Din ve Psikoloji, ev. C.iman, stanbul. Kse, A. (2000). Freud ve Din, stanbul. Maslow,A.(1996).Dinler, Deerler, Doruk Deneyimler ev.H.K.Snmez, stanbul.

23


Amalarmz
Bu niteyi tamamladktan sonra; Dinin psikolojik tanmnn niin baz glkler ierdiini ifade edebilecek, zsel ve ilevsel din tanmlar arasndaki fark ayrt edebilecek, Dinin nesnel ve znel bir gereklik olarak hangi unsurlar ierdiini aklayabilecek, Dindarlk kavramnn ne anlama geldiini ve dindarln hangi boyutlar ierdiini deerlendirebilecek, Manevi yaam ve dindarlk arasndaki ortak ve farkl yanlar aklayabileceksiniz.

Anahtar Kavramlar
Dinin zsel ve ilevsel tanm Nesnel ve znel din gereklik Dindarlk Dindarlk boyutlar Manevi yaam

neriler
Bu niteyi daha iyi kavrayabilmek iin okumaya balamadan nce; evrenizdeki insanlarn dini yaaylarndaki ortak ve farkl zellikler zerinde gzlemler yapnz. Bireylerin, gruplarn ve toplumlarn dindarlklarnn birbirlerinden farkl olularn nasl aklayabileceinizi dnn.

24

Din, Dindarlk ve Boyutlar


GR
Din Psikolojisi dindar ya da bir ekilde din ile ilgili kimsenin dnyasn psikolojik bakmdan bir anlama abas olduuna gre, nce din den ne anladmz ortaya koymak gerekir. Bu anlama abasnda ilk balang noktas elbette ki ele alnan konunun etrafl bir tanmnn ortaya konmasdr. Fakat batan beri dinin tanm bilim adamlar arasnda sorunlu bir durum olarak srp gitmektedir. Psikolojik aratrmann amalar arasnda kat bir din tanmna bal kalacak altyap yoktur. Bu yzden psikolojik aratrmalarda dinin belli bir tanmna bal kalmann ok faydal olamayacan dnen bilim adamlar vardr. nk imdiye kadar zerinde uzlalan bir tanm yaplamamtr. Byle olunca da dinin kesin bir tanmn yapmaya ynelik bir abann bilimsel almay ileri gtrmeyecei aktr. Dinin tanmlanmasndaki zorluun iki nemli sebebi vardr. Birincisi, dinin ok ynl, ok boyutlu bir gereklik olmas ve basit hibir unsura indirgenmeye imkn vermemesidir. Dini, dnmenin, hissetmenin, davrann ve iliki kurmann bir yolu olarak dnrsek, o insan ve toplum hayatnn her boyutunda yer alr. Bu yzden de btn boyutlaryla dinin tek bir tanm altnda ortaya konulmas olduka g gzkmektedir. kincisi de, bilim adamlarnn ele allarnda din kendi kiisel anlay ve eilimleri dorultusunda bir snrllk ierisinde grlm olmasdr. Burada daha ok dinin belli bir boyutu ya da ilevinin merkeze alnmas ve btn bir din geekliin buna indirgenerek kavramlatrlmas sz konusudur.
Dinin tanmlanmasnn zor olmas, onun bilimsel olarak incelenemeyecei anlamna gelmez. Sadece tecrbeye dayal bir yolla din olgular hakknda elde edilen bilgilerin tek bana yeterli olmayaca anlamna gelir. Bu yzden din psikologlar nicel lmeye dayal yntemlerin yannda nitel anlama ve yorumlama yntemlerine de bavururlar.

eitli din tanmlarnda dinin bilisel ynne nem verenler olduu gibi, duygusal, sosyal ya da davransal/uygulamal ynn n plana karanlar da olmutur. Kimileri dini bireysel kimileri de daha ok toplumsal, ilikisel ynden anlamak istemilerdir. Ayrca dini, onu oluturan asl unsurlar asndan ele alan zsel tanmlar yannda, birey ve toplumun hayatnda yerine getirdii ilevler asndan ele alan ilevsel tanmlar ortaya konulmutur. Bir fikir edinmek bakmndan zsel ve ilevsel olarak nitelendirilen din tanmlarndan bazlarna gz atmakta fayda vardr:

25

DNN PSKOLOJK TANIMLARI


Dinin zsel Tanm
Bu bak as din olgular, kltr ierisinde yer alan kendine zg bir gereklik olarak kabul eder. Dinin, asli ve deimez baz unsurlar vardr ve bunlarn baka bir sosyal ve kltrel alana indirgenmesi mmkn deildir. Kendine ait dnyas ierisinde din: Tabiat st (akn; mtel) ilahi ve kutsal bir varlk (Tanr, Allah, ilah..) ile ilikili olan inanlarn, tasavvurlarn, tecrbelerin, duygularn, iaretlerin, dilin ve davranlarn btn (W.James 2002, s.29-30; Vergote, 1983, s.9-10; 1999,s.15) olarak tanmlanr. Benzeri bir baka tanm da yledir: Din; Tanr/kutsal/akn olana az veya ok bilinli ballktr. Bu ballk ve teslimiyet bireyin kiiliinde tecrbeler, inanlar ve dnceler eklinde tezahr eder ve kiinin ibadetleri, ahlaki davranlar ve dier etkinliklerini gdler. (Tamminen, 1991) Bu tanmlarda gze arpan ve dini oluturan balca unsurlar ylece ayrt etmek mmkndr: 1. Dinde esas olan ey, tabiatst ile bir ilikidir. Din tabiatst ve kutsal olduuna inanlan bir varl temel alr. Tabiatst ifadesi, doal dnyann gleri ve insan arzulardan bamsz, onlar aan ve kendi bamsz hakikati ile var olan bir Yce Varlk anlamndadr. Dinde insana nispetle bu akn zellii ile dinin ana konusu Allahtr. Fakat Allah, ya da tabiatst gereklik bilimsel almann dorudan konusu deildir. Allah, dindar insann kendisine bavurduu her yerde ve durumda bilincin bir konusu ve davranlarmzn etkili bir faktr olarak varln hissettirmesi bakmndan bilimsel incelemeye konu olur. 2. nsann tesinde nesnel bir gereklik olduuna inanlan Allah ayn zamanda dindar insann kendisiyle u veya bu anlamda ilikide bulunduu, kendisine bal olduunu hissettii isel, ahs bir gerekliktir. Bylece inanan kimsenin i dnyasnda etkili kutsal bir g, kiisel ve znel bir gereklik olmas bakmndan ikin olma zelliine de sahiptir. Buna bal olarak din bireyin hayatnda belli tarzda ve lde inan ve uygulamalar, dnce ve tasavvurlar, duygu ve tecrbeler, tutum ve davranlar btn olarak kendisini ortaya koyar. 3. Psikolojik anlaya gre din en azndan genelletirilmi dnceleri, inanlar ve tasavvurlar, insanlarn varl manevi ve soyut ynden btncl bir alglama tarzn, gerekliin bir tanmn ve anlamn ierir. Kiilerde ballk ve sadakat uyandrr. 4. Din inan, reti, ahlak ve kutsalla ilgili tutum ve davranlardan oluur.

Dinin levsel Tanm


Dinin, ona inanan insanlarn bireysel ve toplumsal hayatlarnda varl tespit edilebilen birok etki ve ilevleri vardr. Baz din tanmlar bu ilevlerden birini ya da birkan esas alr. Mesel E.Fromm a gre din:

26

Bir grup tarafndan paylalan, o grup yelerine kendilerini adayabilecekleri bir hedef sunan ve onlara ortak bir davran biimi veren bir sistemdir.(Fromm, 1981, s.41.) Bu tanma bal olarak yazar her trl ideolojik ya da insani tutkusal balanma biimlerine din denebilecei sonucuna varmaktadr. Bu anlamda her insan dindardr; kapitalizm, komnizm gibi siyasi-ideolojik balanmalarn yannda para tutkusu, seks dknl, mzik bamll, spor takm fanatik taraftarl gibi tutum ve davranlar da din kategorisi ierisinde deerlendirilebilir. Dinin ana konusunun lm olduundan hareketle bir baka ilevsel tanm u ekilde ifade edilmitir: Din, canl varlklar olduumuzu ve mutlaka bir gn- bizimle birlikte dier canl varlklarn- leceimizi bilmemiz olgusundan doan sorunlarn sorumluluunu tek tek ahsen yklenmeye bizi sevk eden her eydir (Batson-Ventis, 1982, s.7). Bu tanmda da dinin, lm kabullenme, hayatn sorumluluunu yklenme ilevine ncelik verildii grlmektedir. Bu ve benzeri tanmlarda dinin belli bir zellii, ilevi merkeze alnarak, btn din sistemi ona gre dzenleme abas gze arpmaktadr. Gerekte bu tr tanmlar dini bir ya da birka ilevine indirgeme gibi sakncal bir yol izlemektedir. Genel olarak bakldnda dinin birey ve topluma ynelik birok etki ve ilevinden sz etmek mmkndr: 1. nanlmas gereken dorular aklar; Allahla iliki kurmann yol ve yntemlerini, kurallarn verir. 2. Hayat, lm, kader, ac, mutluluk..gibi temel varolusal sorunlarla ilgili aklamalaryla insana btnc bir dnya gr kazandrr. 3. Din, varoluu ve gereklii yorumlayarak kimliin bir tanm vastasyla insan bu btnln ierisine yerletirir. Bylece bireyin hayatn anlaml klar; anlam arayna bir cevap oluturur. 4. nsana snrlarn ve grevlerini bildirerek, vicdannda byk bir sorumluluk duygusu uyandrr. Nasl yaanmas gerektiine dair bir hayat rehberi sunarak insan aydnlatr, belirsizlikten kurtarr. 5. Kiinin kendi z karakteri, duygu ve gnl dnyasnda yer tutar; arzu ve ihtiyalar, korku ve mitleri, eksiklii ve snrlar ile ilgilenir. Deer ve anlamn en st ilkesi olarak kiide kkl deiimlere ve gelimelere yol aar. 6. nanan bireyler arasnda bir gnl birlii, ortak ama ve hedefler belirleyerek dini grup, cemaat ve birliklerin oluumuna imkn salar. Toplumun deiik kesimleri arasndaki btnlemeyi ve dayanmay glendirir. 7. levsel olarak din hayattaki nemli amalarn pek ou iin bir aratrma yapmay temsil etmektedir. Bu bakmdan din, statik, donuk bir varla sahip deildir. Dini var noktas ve dini yollar kutsalla balantldr ve hem bireysel hem sosyal dini ifadeleri kuatmaktadr. Din gnl huzuru,

27

hayatn anlam, kontrol, bu konuda uzmanlama, kendini gelitirme, iyi bir fiziksel salk gibi bireysel amalar kapsamaktadr. Bununla beraber din, Allahla yaknlk arzusu, dier insanlarla dostluk, dini bir cemaate yelik, dnyada huzuru ve adaleti hkim klma amac gibi sosyal hedefleri de iermektedir. 8. Dini metotlar ve amalar yce deerleri de ykc ve geriletici davranlar da kapsamaktadr. rnein baz kiiler, dier insanlar harcama, kendini yceltme, sosyal ykseli gibi dindar olmayan veya dindarla kart olanlarn en nihai ihtiraslarn baarmak zere birtakm din yollar (mesela b ir din gruba k at lm a) ku llan ab ilir ler . stelik insanlar nemli var noktalarna doru ykc din yollar kadar kendilerini gelitirici din yollar da takip edebilirler. rnein belli bir din cemaatin amalar daha geni bir cemaat ierisinde dier insanlar kucaklama abalar olabilecei gibi; bir baka din cemaatin amalar grleri farkl olan insanlara zulmetme, dar kafallk ve hogrszlk de olabilir. Bu ve benzeri dinin daha saylabilecek birok psikolojik ve toplumsal ihtiyalar karlamadaki rol bilimsel incelemelere konu yaplabilir ve yaplmaktadr. Fakat dinin btn bir gerekliini bu ilevlerinden ibaret saymak, bilimin dinin btn srrn kefedebileceini iddia etmek isabetli bir yaklam olarak kabul edilmez.
Yukarda belirtildii gibi dinin bireysel ya da toplumsal pek ok ilevleri tespit edilebilir. Fakat bunlarn biri ya da tamam dinin kendisini ifade etmez. Birok din psikolou byle bir yanlgya derek, indirgemeci bir din anlay ortaya koymutur. Ayrca dinin snrn alabildiine genileterek, belirlenen bu ilevi yerine getiren her trl insani balanmay din kategorisi ierisine almtr. Bu, geerli olmayan bir bilimsel yaklamdr. Dinin birey ve topluma ynelik benzer ilevlerini yerine getirebilen baz ideolojiler, insan sistemler(Komnizim, Kapitalizm, Liberalizm, Milliyetilik vb) ile kiinin btn zihniyetine, duygu ve davranlarna hkim olan balanmalar( para tutukusu, mzik, spor fanatizmi vb.) din kategorisi altnda neden ele alnamaz? Bunlarn din ile aralarndaki en nemli fark nedir?

Dinin zsel-levsel Tanm


nc bak as din olgusunun hem zsel hem de ilevsel zelliklerini birletirerek, bir btn olarak bunlar bir araya getirmeye alan tanmlardr. Buna rnek olarak ta u tanm verilebilir: Din, genel bir varolu dzenine ilikin kavramlatrmalar formle ederek insanlarda gl, yaygn ve uzun sreli ruh halleri ve gdler yaratan ve bu kavramlatrmalar bir gereklik halesine bryerek sz konusu hallerin ve gdlerin esiz bir ekilde gerekmi gibi grnmesine yol aan bir semboller sistemidir.( Geertz, 1975, s.90) Bu tanmda din, kltr ierisinde yer alan bir semboller sistemi olarak ele alnmaktadr. Sembol terimi burada iaretlerin geni anlatm manasnadr. Dini oluturan semboller bir sistem oluturur. Bir baka ifadeyle dini meydana getiren unsurlar( dil, yin, nesneler, ahslar..) bir biriyle uyumlu bir btndr. Bu btnn tek bir unsurunu tecrit ederek ele alp onu anlamak imknsz olduu gibi, dinin tek bir unsurundan yola karak onu aklamaya almak ta doru deildir. Din sembolik sistem, insan onunla karlamaya, kullanlan sembollere hayat vermeye, ya da onlarsz ya da onlara kar

28

olmaya davet ederek, kii zerinde zorlayc deil, belirleyici bir etki yapmaktadr. Bu tarifin en byk faydas psikolog ve sosyoloun gz nnde bulundurmak zorunda olduu dinin konumunu doru bir ekilde ifade etmesidir. Bu tanmda, din sembollerin gndelik hayatn tesinde zel bir yaam biimiyle, belli bir aknlk ya da birey tesi (metapsiik) bir gereklik arasnda temel bir uyarllk fomle ettii dile getirilmektedir. Bylece bir halkn yaam tarz ve kalitesi ile dnya gr, yani varolu dzenine dair geni ereveli dncelerini bireime kavuturan bir ilev grdn syler. Geertze gre z itibariyle dini inanlarn l bir ilevi vardr: 1. Sra d, akl tesi olay ve deneyimler iin aklamalar getirme, 2. nsann ac ve sefaletini anlama ve duygusal destek verme; 3. eylerin nasl olduu ile nasl olmalar gerektii arasndaki sreksizlii(kopukluu) aklamak iin ie yarar ahlaki ltler salama yolunda anlam retme. Bilimsel aratrmann konusu olan din iki boyutlu bir gereklik olarak kendisini gsterir. Din olgular insani erevede anlamak, onlarn tmn iine alan btnlkl bir bak as gerektirir. Dindarln oluumu bu btnlkl yapnn bir sonucudur. O halde nce dinin insan hayatnda kendisini gsterdii bu iki yzn nelerden ibaret olduunu tanmak gerekir.

Nesnel Bir Gereklik Olarak Din


Din psikolojinin aratrma konusu olan din her eyden nce kltrn iinde bir gerekliktir. Kltrel bir gereklik olarak din bireylerin dnda var olan nesnel bir olgudur. Bireyler kendilerini bu gerekliin iinde ve onun tarafndan kuatlm olarak bulurlar. Onunla etkileim iine girerler ve belli bir tutum gelitirirler.. Kltrel bir gereklik olarak din, birok unsurdan oluan bir btnlk oluturur. Bu btnn balca unsurlar unlardr: 1. Din Topluluk ve Gelenek: slam, Hristiyanlk, Yahudilik; Snnilik, Hanefilik, afiilik, Caferilik, Alevilik; Naklik, Kadirilik, Bektilik; Katoliklik, Protestanlk, Ortadoksluk; Evangalistlik, Mormonlar, Moonculuk, vb. 2. Din Kurumlar: eyhul-slamlk, Diyanet leri Bakanl, Mftlk; Papalk, Patriklik, Hahamlk vb. 3. Din Dili: Allah, tanr, peygamber; helal-haram, gnah-sevap; vahiy, mucize, keramet; kutsal/mbarek; mmin-mnafk-kfir(gvur); kyametahiret, cennet, cehennem; eytan, melek; ibadet, namaz, oru, hac, zekat, sadaka, cihad; Allah raz olsun, Allaha emanet vb. din alann niteleyen kavram ve ifadeler. 4. Din ahslar: Peygamber, veli, hoca, imam eyh, dede, pir, mrit; aziz, rahip, Papa; ilhiyat, vb. 5. Din Nesneler: Mushaf, seccade, rahle, takke, sark, cppe, rt, tespih; ha, ikon, vb.

29

6. Din, Zaman ve Meknlar: Mekke-Medine, Kbe, Mescid-i Aks; cami, mescit, tekke, trbe, cem evi, kilise, havra. Kadir Gecesi, Ramazan ve Kurban Bayram, Cuma; muharrem ay, vb. 7. Din Trenler: Yeni doan Mslman ocuun kulana ezan okunmas, cemaatle namaz, kurban, dua, zikir ve yin, mevlit; vaftiz, kutsama, gnah karma vb. Dinin btn bu unsurlar biri dierini btnleyen ve biri dieri ile anlam kazanan bir btnlk ierisinde kendine zg bir sistem olutururlar. Dolaysyla bunlarn her birinin din gereklii temsil edici sembolik bir deeri vardr. Yani din ayn zamanda sembolik bir sistemdir. Sosyo-kltrel bir gereklik olarak din, kendine ait dili ve kavramlar, gelenei, kurumlar, sembolleri, ibadetleri, temsil edici eya ve ahslar ile btnlkl bir sistemdir. Din bir sylemi iitmek, trensel bir ibadeti izlemek veya sembolik bir figr idrak etmek ok eitli din duygu ve tecrbeleri harekete geirebilir. Kendisini dine yakn hisseden insanlar da mutlaka birtakm din tercih, ilgi ve etkinliklerde bulunurlar. Dolaysyla din psikologlarnn grevi dinin kendisini deil, insan tecrbesinde ortaya kan din tezahrleri incelemektir. nsan zihninde, toplumda ve kltrde din bili, duyu ve davran, psikolojik bak asyla aratrmaktr.
Din gereklii temsil edici her ey bir din sembol olduuna gre, belli bir kltrde yaayp ta dini sembollerle hi karlamayan, olmlu ya da olumsuz bir etkileim ierisine girmeyen kiilerden sz edilebilir mi?

znel Bir Gereklik Olarak Din


Belli bir ortamda dinin sembolleri ile karlaan bireyler onlarla girdikleri iletiime bal olarak, kendi kiisel dindarlklarn olutururlar. Kulana ezann okunmasyla din olguyla karlaan bir Mslman ocuu, evde aile yelerinin konuma ve uygulamalarnda yer ald ekliyle dinin tecrbesine sahip olur. Onun i dnyasnda znel bir hayat olarak din yerini almaya balar. Bylece d dnyada var olan din olgular, bireylerin i dnyasnda da bir gelime sreci ierisinde varlk ve yap kazanrlar. znel bir gereklik olarak dini meydana getiren unsurlar da unlardr. 1. Din yetenek ve eilimler 2. Din gdler 3. Din inanlar 4. Din szler, ifadeler, kavramlar 5. Din yarglar 6. Din tasavvurlar 7. Din tutumlar 8. Din duygu ve heyecanlar 9. Din uygulama, eylem ve etkinlikler.

30

Buna gre, bilimsel aratrmann konusu olan din gerekliin bu iki farkl yn, bir biriyle ilikili olarak mevcut olurlar. Nesnel, bireyin dnda bir referans, atf kayna olmayan bir din inantan sz edilemez. Bir Mslman, iinde yaad kltrn kendisine rettii bir Allaha inan besler, onunla iliki annda duygu ve heyecanlar duyar, ona dua ve ibadette bulunur. Bu rendii din bilgilerine uygun din tasavvurlar ve yarglar gelitirir. Bu dinin kutsallarna sayg gsterir ve din trenlerine katlr.
Birey iinde yaad kltrde kendisine retilen bir Allaha inan beslediine gre, o kltrde yaayan herkesin Allah tasavvuru ayn mdr? Bu ikisi arasnda fark var mdr?

te yandan, din insann btnne nfuz eden bir etki gcne sahiptir. Dinin insan tecrbesinin herhangi bir alann bo brakmakszn btnn kuatt grlmektedir. nsann btn bir anlam dnyasn kuatan din inan ve deerler bili, duyu ve davrann her trnde, bireysel ve ilikisel tecrbelerimizin her alannda etkinlik gsterebilmektedir. ok boyutlu bir varlk olan insann her bir boyutunda dinin etki ve tezahrlerini grmek mmkndr. Din inancn, kiisel hayatn tm elerini belirleyip, birletirebilir bir zellii vardr. Son zamanlarda din psikologlarnn bireylerin dindarln lmek iin geliitirdikleri ok boyutlu lekler bu anlayn bir sonucudur.

DNDARLIK
Dindarln Tanm
Hayata gzlerini aan her insan yavrusu, kendisini bir din gelenein ve kltrn ierisinde bulur. Din szler ve telkinlerle karlar, din nesne ve meknlar mahede eder, dindar kimselerle grr ve onlarla iletiim ierisinde hayatn srdrr. Din hakknda ailesinden, evresinden eitli bilgiler renir; din ibadetlerini yerine getiren insanlar grr ve zaman zaman bu ibadetlere kendisi de katlr. Sorular sorar, aratrmalar yapar, din sz ve kavramlar kullanmaya ynelir. Bylece kiisel anlamda dindarlk denilen yaant ortaya kmaya ve yaplanmaya balar. O halde dindarlk, belli bir dinin inan ve retilerinin belli bir zaman ve artlarda belli bir kii, grup ya da toplum tarafndan yaanmasn ifade etmektedir. Dindarlk hem kiinin bal olduu dine ait inanlar ve deerlerle ilgilenme ve etkinliklerle megul olma dzeyi ve hem de bireysel ya da grup dzeyinde bunlarn yaplam biimlerini ihtiva eden bir kavramdr. Dindarlk, bir kiinin ya da grubun gnlk hayatnda dinin nemini ifade eden, dine inanma ve balanma derecesini gsteren bir kavramdr. Denebilir ki dindarlk, yaanan dindir; dinin hayata geirilerek bilfiil yaanan biimidir. Allaha inanma ve balanma derecesi, Onu zihnimizde tasavvur etme tarz, ibadet alkanlklar, ahlaki tercih ve kararlar, aile ii yaam ve dierleriyle ilikiler, tutum ve davranlar temelinde anlalp, ele alnabilir. nsanlar dinlerine eitli derecelerde balanrlar ya da dinin farkl unsurlarndan kendilerince bir din anlay olutururlar. te bu din alglamalar ve bunlarn etkilerinin arkasnda yatan olumlu ya da olumsuz psikolojik unsurlar gzlemlendiinde, bu gerekler psikolojik olarak anlaml olurlar. Psikolojik bakmdan din hem insanlarn duygu ve dncelerinde, ifade ve davranlarnda hem de kltrel dnyada bir referans erevesi

31

olarak vardr. Bir kimsenin dindarl bu karlkl iliki ve etkileim ierisinde ortaya kar. Bu bakmdan din psikolojisi hem znel, bireyin i dnyasnda yer alan dini ele alr hem de kltrel bir gereklik olarak var olan dinin psikolojik ynn inceler. Dinin psikolojik olarak incelenmesi bu karlkllk ve etkileim bak as iersinde yaplmak durumundadr.

Dindarln zellikleri
Dindarln baz zelliklerini u ekilde sralayabiliriz: 1. Dindarlk tek biimli, deimez/sabit bir durum deil, kii ve gruplara gre deien, gelien dinamik bir yap ve sretir. (ocuk, gen, yetikin, yal kiinin dindarl; muhafazakr dindarlk/ yeniliki dindarlk, vb.) Dinin etkisi kiiye, kiinin baland dine, ait olduu mezhebe ya da cemaate, dine kendini verme derecesine, sosyo-kltrel evreye, kiinin fiziksel ve ruhsal salna ve daha birok faktre bal olarak deiiklik gsterebilmektedir. 2. Bireylerin ve gruplarn hayatnda eitli faktrlere bal olarak( ya, cinsiyet, bilgi seviyesi, ekonomik durum, siyasi ve toplumsal olaylar ve durumlar vb) dine balanma, dini inan ve deerlere kendini verme, yaant ve uygulamaya dntrmenin deien ve gelien dereceleri vardr. Baz zel olaylar ve durumlar (doal felaketler, toplumsal bask, dindar bir ahs ya da kaynakla karlama, yeni bir tecrbe, rya ve ilham vb.) din ball artrabilir ya da azaltabilir. Kltrel gelenekler ve insan gruplarna gre deiik tarzlarda alglanan ve uygulanan ok eitli dindarlk tip ve tarzlar kendisini gsterir. Kii ve gruplarn din anlaylar belli deerlere ve uygulamalara verdikleri neme gre farkllaabilmektedir. Bu yzden bir kiinin ya da grubun dindarl hakknda kesin yarglarda bulunmak son derce zordur. Ancak, kiilerin nasl bir dindar ya da hangi ynelimde dindar olduklar ile ilgili tasvir edici anlatmlar yaplabilir. 3. Dindarlk birey ve toplumun hayatnda belli bir alanla snrl olmayp, hayatn her alannda etkisini gsterir. nan, ibadet, duygu, bilgi, ahlaki deer ve tutumlar, toplumsal ilgi ve ilikiler, tutum ve davranlar olarak geni bir alanda dindarln varln ve etkilerini grmek mmkndr. Dindarln gerek derinlemesine gerekse genilemesine, gerek dikey ve gerekse yatay dzlemde oluan eitli boyutlarndan sz edilebilir.
Dindarlk, din geler ile insani zelliklerin bir karmdr. Dolaysyla bir kimsenin ve bir toplumun dindarl kiilik ve kltre gre bir ekil alr. Bu yzden samimi ve ihlsl dindarlarn yansra ikiyzl, yzeysel ve gsterii dindarlar vardr. Tutucu, fanatik, saldrgan dindarlarn yannda hogrl, tahamll, yumuak yzl dindarlardan sz edilebilir. Ayn ekilde, Trk Mslmanl, Arap Mslmanl, ran Mslmanl vb. kendine has izgilerle dierlerinden farkllar.

Dindarln Boyutlar
Dnyadaki eitli dinlere bal kii ve gruplarn hayatlar incelendiinde, dindarln kendisini tek deil birok alanda ifade ettii ve aa vurduu grlmektedir. Farkl din mensuplarnn bu anlamda dindarlk yaantlar bakmndan ortak bir zellik tad sylenebilir. Bu ortak zellik yaanan

32

dindarln boyutlarnda kendisini ortaya koyar. Bir kimsenin ya da grubun nasl bir dindar olduu, bu boyutlar erevesinde inceleme ve tanmlanma konusu olabilmektedir. Din psikologlar dindarl incelemek iin bilimsel olarak geerli ereveler ve tanmlamalar yapma ihtiyac duymulardr. lk zamanlar ibadetleri yerine getirme gibi tek boyutlu bir yaklam zamanla yerini ok boyutlu yaklama brakmtr. Dindarl, ok boyutlu bir tarzda tanmlama ve aratrma dncesi birok bilim adam tarafndan az ok farkl ekillerde dile getirilmitir. Bunlar ierisinde Glock ve Starkn ortaklaa ve Starkn kendisinin yalnz olarak yapt aratrmalar sonucunda ortaya koyduklar dindarln be boyutlu tanmlamas yaygn bir kabul grmtr. Aratrmalarda dindarlk daha ok u boyutlar erevesinde ele alnp tasvir edilmektedir. 1. deolojik(nan) Boyutu Btn dinlerin zn birtakm inanlar oluturur. nanlarn ierii ve kapsam farkl dinlere ya da ayn dinin eitli mezhep ve gruplarna gre az ok farkl olsa da inanlarn tm dini geleneklerde merkezi bir konumu vardr. Bir kimsenin din ile ba kurmas, ncelikle o dinin temel inan esaslarn kabul etmesi ile balar. Tabiatst, kutsal bir varlk ya da Tanr inanc tm ilahi dinlerde yer alr. Dindar kimseler, balandklar dinin retileri erevesinde bir Tanr inanc ve kendi eilimleri dorultusunda bir tanr tasavvuru gelitirirler. Baz din inanlar, bir dinin kimliini belirleyici niteliktedir. Dier btn din reti ve anlay iin bir kaynak, bir temel oluturur. Tevhid inanc slamn, teslis inan ve retisi ise Hristiyanln ayrt edici vasfn oluturur. Bir Mslman, Allahn birlii ve hibir eye benzemezlii anlay ile din dnyasn kurar. Bir Hristiyann btn inan dnyas, BabaOul-Ruhul-Kuds lsnn oluturduu bir ulhiyet anlay ile ekillenmitir. nancn varl ve yokluu yannda, iddet ve kuvvet derecesine gre kiilerde bir farkllamaya yol at da bir gerektir. Ayrca, din inanlarn zihniyet oluturucu ve bir dnya grne kaynak tekil etmedeki ilevsellii de dikkate alnmas gereken bir husustur. 2. Trensel (badet ve uygulama) Boyut Hemen her din gelenek bnyesinde birtakm uygulama, eylem ve etkinlie yer verir. Dua, namaz, oru, hac, kurban, kutsal kitab okuma, ayin gibi ok deiik ekillerde olabilen dini ibadet ve trenler din hayatn temel unsurlarndan birisidir. Bir dinin bals olan ve onun inan sistemini benimseyen dindar bir kimsenin yapmas gereken devleri ve grevleri vardr. Bunlar, inanlan ilahi ve kutsal varla itaati simgeleyen ve onunla canl bir ilikiye, onunla yakn olmaya, rzasn kazanp, fkesinden korunmaya imkn veren eylem ve etkinliklerdir. Dinin belirledii ibadet grevlerini yerine getirmedeki gayret, dikkat ve devamllk bir kimsenin dindarlnn hem gstergesi hem de inanlar benimsemedeki samimiyet ve itenliin bir ifadesi olarak kabul edilir. nanan kiilerin bal olduklar dinin ibadet kurallarn yerine getirme skl ve derecesi farkllklar gsterebilmektedir. Ayrca, bir ibadet uygulamasnn ona katlan kiiler iin tad nem ve anlam da deiik olabilmektedir. Dindarlk aratrmalarnda her iki hususun da gz nnde bulundurulmas gerekmektedir.

33

3.Tecrbe(Duygusal) Boyutu Her din mensubu, inand Yce Varl dorudan iinde hisseder ve onun etkilerini fark eder. Allahla iliki halinde olan inanl insanda, bu ilikiye bal olarak uyanan sezgiler, duygular, alglar ve duyumlar vardr. Din tecrbe denilen bu vastasz yaantlarn ok deiik trleri bilinmekte ve tanmlanmaktadr. Baz din gelenekler bu isel tecrbelere ok byk bir nem verirken, dier bazlar daha ok dini ibadet ve ahlaki deerleri n planda tutar. Genel olarak dindarln mistik/tasavvufi yorum ve uygulamalar, din tecrbenin youn olarak yaanmasn ama edinmitir ve bunu gerekletirecek zel tekniklere bavurulur. Bu yzden din duygusunun en cokun ve zengin rneklerine tasavvuf alannda rastlanr. Esasen din duygusu dindarln dier boyutlar ierisinde ikin olarak yer alr. Bundan dolay bu boyutun aratrlmas, dindarln her bir boyutu ile ilikili olarak yaplabilir. Dier boyutlar dikkate alnmadan din duygu ve tecrbe tam olarak ortaya konulamayaca gibi, dini tecrbeyi dikkate almadan da dindarln dier boyutlar anlalamaz. 4.Zihinsel(Bilgi) Boyutu Her dinin ballar az ya da ok kendi dininin temel inan ve deerleri hakknda az ya da ok bir bilgiye sahiptir. Din inanlar, ibadetler, deerler, kavramlar, gelenekler, kurallar, tarihsel olaylar vb. konularda sahip olunan bu bilgiler, kiiden kiiye, gruptan gruba deiik dzeylerde yer alsa da dindarln ayrlmaz bir vasfdr. Dindarlk yaantsnda bilgi boyutunun dier boyutlarla iliki ve etkileimi olmas kanlmazdr. Din bilginin zellikle inanla yakn ilikisi vardr. Din bilgi ancak inanla deer ve ilevsellik kazanr; inanc olmayan kimsenin bilgisi ne kadar ok olursa olsun, dindarlnn bir gstergesi olarak ele alnamaz. Din bilginin seviyesi yannda, dini renmeye kar isteklilik, bunu nemseme derecesi ve dini renme iin ayrlan zaman, kiinin dindarlnn bir iareti olarak kabul edilir. 5. Etki Boyutu Dindarlk yaants hem kiinin ve grubun din hayatn gelitirir ve hem de hayatn btn alanlarnda birtakm etkiler meydana getirir. Beslenme alkanlklarndan nezaket kurallarna, bireysel ahlaki tutum ve davranlardan sosyal ilikilere varncaya kadar dinin etkileri vardr. Dindarlk yaants; beden ve ruh sal, kiilik, ahlak ve karakter geliimi, benlik algs ve benlik saygs, toplumsal ilgiler, tercihler ve tutumlar, dnya gr, yaam biimi ile ok yakndan ilikilidir. Btn bunlarn her birinin aratrlmas, bu etkilerin ynn, derecesini anlamamza imkn verir.
slam bilginleri de din tanmlarnda baz temel unsurlara yer vermilerdir. slami kaynaklarda yaplan din tanmlarn hatrlayarak, bunlarda genel olarak hangi boyutlarn yer aldn tespit edip sonra bunlar bugnk kavramlatrmalarla karlatrnz.

34

Dindarlk Ynelimleri
nsanlarn kendilerini dine veri derecesi, din hayat yaamadaki dikkat, ilgi, samimiyet ve younluu u ya da bu dzeyde olabilir. Fakat bundan daha nemlisi belki de dininin gereklerini yerine getirmedeki asl niyet ve ulalmak istenen amatr. Din niyetin saf ve katksz olmas kadar, dind baka amalar elde etmeye ynelik olmas da mmkndr. Genel olarak dindarlktaki bu farkl ynelimler ilk olarak G.W. Allport tarafndan iki temel tip halinde ele alnp tanmlanmtr. Bir bakma dindarlk yaantsndaki samimiyet ve itenlik farkllna dayal bu ynelimler d gdml (intrinsic) dindarlk ve i gdml (intrinsic) dindarlk olarak adlandrlmtr. Gnmzde din psikologlarnn aratrmalarnda en ok bavurduklar dindarlk ltleri bu tanmlamay esas almaktadr. D Gdml Dindarlk Dindarlk yaantlarnda d gdml bir dindarlk ynelimi tayan kimseler iin din deerler, birinci derecede nem ve anlam tayan bir konuma sahip deildir. Daha ok, kiisel ya da grupsal istek ve amalara ulamada elverili ve yararl bir ara durumundadr. Byle bir ynelime sahip kimseler, dini eitli bakmlardan faydal bulabilirler. Onlar asndan din, toplumda bir makam ve mevki elde etme, bakalar nezdinde deerli ve itibarl olma, dert ve skntlar iin teselli, yoksunluklar iin telafi salama, korkular yattrp gven ve rahatlk salama gibi istek ve ihtiyalarn karlamada elverili bir vasta durumundadr. Bu yzden onlar inanlarna sk skya sarlarak, kat ve hogrsz bir taraftarlk sergileyebilirler. nk din onlarn insani istek ve ihtiyalarna hizmet etmesi lsnde ve durumunda nem ve deer tar. D gdml kiiler dini, her durumda gzetilmesi gereken akn ve evrensel bir deer deil, kendisinden yararlanlan bir kaynak olarak grrler. Dua ve ibadeti, Allaha kar sorumluluk ve tapnma grevinin bir gerei olmaktan ok, balar sktnda bavurulan geici bir iliki olarak alglarlar. Dolaysyla Allah, kendi kiisel ya da grupsal istek ve taleplerini yerine getirmeye hazr ya da yerine getirmesi gereken bir konumda grrler. D gdml dindarlar kendi ilerinden gelmeksizin, benliklerinden vazgemeksizin Allaha ynelirler. Kendilerini din deerlere deil, din deerleri kendilerine uyarlarlar. Din onlar iin benliin hizmetinde, benlik savunmasnda kullanlan bir aratr. Gdml Dindarlk Din deerler ilerine iyice yerlemi, gl kiilik sahibi kimseler iin din, btn benlii kuatc, her konuda tek bavuru kaynadr. Kiiliin merkezinde yer alan iman, btn davranlar belirleyici bir etki ve denetim oda olarak etkinlikte bulunur. gdml dindarlar kendilerini dine uyumlu hale getirme abas iindedirler. Allah rzas iin, kendi istek ve arzularndan vazgeerler; kendilerini dine adarlar. Bu tip dindarlar iin din, benliin hizmetinde olmas sebebiyle dtan gelen bir deer deil, daha ok kiiyi btnyle aan ve ilahi iradeye uygun ynde kiiyi deiime sevk eden, benlikten daha geni bir alana yaylan, iten doma bir deerdir. Ne kadar gl olursa olsun dier arzu ve ihtiyalarna, anlam ve nemi ikinci derecede olan eyler olarak bakarlar ve gleri yettii lde bunlar din inan ve deerleriyle uyumlu hale koymaa alrlar. man ilerinde

35

canlanmaya balad andan itibaren onu ilerine iyice yerletirmeye ve tamamen onu izlemeye aba gsterirler. Dini yaamadaki bu farkl eilimleri karlatrmak gerekirse, u zellikleri ayrt etmek mmkndr. 1. D gdml olarak dine ynelmi kimseler dini kullanrken ve dinden yararlanrken; i gdmller dinlerini yaarlar. D gdml kimseler kendileri iin yaarlar, igdml dindarlar ise ilahi gayeleri gerekletirmek iin yaarlar. 2. D gdml dindarlar iin din inan ve deerler ancak zaman zaman bavurduklar, benliin hizmetinde olan bir d deerdir. gdml dindarlar iinse, benlii btnyle aan, benlik iin bir standart oluturan ve kiiyi deiime zorlayan iten doma bir deerdir. 3. D gdml dindarlar, baz kiisel istek ve ihtiyalarn dinin dnda daha kolayca elde edebileceklerine inandklarnda, din iliki ve balarndan kolayca vazgeebilirler. Buna karlk i gdml dindarlar dinleri iin yaarlar, din inan onlarn kiiliinin ayrlmaz bir parasdr. Din grevlerini yerine getirmede devamllk ve tutarllk gsterirler. 4. D gdml dindarlar iin din toplumsal makam, itibar, kimlik kazandrma, gvenlik salama, yoksunluklar teselli ve telafi etme, kendini hakl gsterme aracdr. gdml dindarlar iin din nihai ilgi ve ama konusudur; hayat ve inanc btnletirip, iselletirirler. Aratrma Olarak Din Batson ve Ventis adl aratrmaclar buna nc bir tip din ynelim daha eklemitir. Onlara gre, din ile ba olan baz kimseler dini ne ama ve ne de ara olarak deil, fakat aratrma olarak alglarlar. Bylesi bir din ynelime sahip kimseler, hayatn ortaya koyduu varolula ilgili ve nihi hakikat konusundaki sorular korkusuzca karlamaya byk isteklilik duyarlar. Bununla birlikte, bunlarn kendisine kesin cevaplar tamas imkn hususunda belli bir phecilik eilimi tarlar. Aratrc ya da sorgulayc din ynelim, daha ok din ile zihinsel dzeyde ilgilenen bilim adam ya da entelektel kimseler arasnda grlr.
slam bilginleri de dindarln boyutlar ya da trleri konusunda baz tanmlamalar yapmlardr. Bunlardan en dikkate deer olan Gazzalininkidir. Dindarl geliimsel bir dzeyde ele alan Gazzaliye dre din hayat ilkel eklinden olgun ve kmil ekline kavuuncaya kadar farkl dnemden geer. Bir baka ifadeyle, insanlarn yaadklar dinin farkl yaps vardr .Bunlar iman(taklit), fikir(ilim) ve marifet(sevk, evk) devreleridir. Buna dindarln uzunlamasna boyutlar denilebilir.

MANEV YAAM
Kurumsal/Geleneksel Dindarlk ve Bireysel Dindarlk
Bat Hristiyan toplumlarnda dindarlk geleneksel ekliyle kurumsal bir nitelik tar. Bir baka deyile, ancak belli bir kilisenin yesi olarak, onun aracl ve rehberlii ile insanlar dinlerini yaamak durumundadrlar.

36

Bireysel iman ancak din otoritenin onay ile meruluk kazanr. Bu durum zaman ierisinde baz deiimlere uramtr. Din kurumlarn dnda, onlara bal olmakszn, bireysel merkezli ve tamamen yeni bir dindarlk anlay gelimeye balamtr. Son 40 yldr kurumsallam din, nemsiz ve deiime bir engel, aknn bireysel tecrbesini gelitirmesinden ziyade onu engelleyen bir unsur olarak nitelendirilmektedir. Ayn zaman dilimi ierisinde temel din kurumlar gerilemekte; bunun yannda manevi yaam (spirtuality) etiketi altnda imann yeni ekillerinde bir art grlmektedir. Yeni Dinler, Yeni Dini Akmlar denilen bir erevede tanmlanmaya allan bu dindarlk biimleri, ayn zamanda geleneksel din kurumlara alternatif yaklamlar sergilemektedir. Bylece Bat din kltrnde bireyselleme gelenei balamnda geleneksel din kurumlar a lan n n d nda yeni manevi pratikler, zerklemi ve bireysellemi din tecrbeler gelimektedir. Bu hareketlerin teolojik veya sosyal bir temeli olsa da dogmadan zgrleme ve doallama olduu vurgulanmakta ve bu hareketler kltr kart bir izgi olarak tasvir edilmektedir. Pek ok insan geleneksel imann yozlatrc kabul edilen yollarnda seyahat etmek yerine, kendileri iin znel anlamlara sahip eitli din ve manevi teklifleri seip, tercih etmektedirler. Sonuta, manevi yaam dinden (ve dindarlktan) ayrld gibi biimlendirici olarak dinin iinde yer alan unsurlarn bir ksmn da ihtiva ettii sylenebilir. slam geleneinde byle bir dindarlk anlay ve benzeri bir gelime szkonusu deildir. Ancak, geleneksel din anlay ve mezhep eksenli bir din ballktan farkl, dindarln daha bireysel ve znel biimlerine burada da rastlamak mmkndr. slam geleneinde dindarln toplumsal olduu kadar bireysel unsurlar da iermesi, Batdaki gibi kkl bir ayrmaya yol amamtr. Fakat bu alanda imdilik Batl din psikologlarnn kavram ve teorileri geerli olduu iin, onlarn tanm ve analizlerini tanmak gerekmektedir.

Manevi Yaam Nedir?


Manevi yaam(spirtuality) kavram ile anlatlmak istenen ey uzmanlar tarafndan deiik ekillerde ifade edilmitir. Buna gre manevi yaam, Aknla ilgili eksiksiz bir farknda olu tecrbesi veya bireyin olgun bir var olma tarzdr. Bu, kendilik (self), yaam gibi kesin tanmlanabilen deerler vastasyla karakterize edilen bir var olu tarzdr. Bir baka deyile, her ne olursa olsun insann nihai olan bir gc dnmesidir. Bylece manevi yaam daha ok insan tecrbesindeki akn bir boyuta ynelik ilgiyi ifade etmektedir. Bu ilgi, bireysel varoluun anlam hususunda sorularn nemini kefederek, sonuta bireyin kendi benliini snrsz bir varolusal balama yerletirme giriiminde bulunmasna yol amaktadr.
Akn kavram, grnr dnyann snrlar tesinde, tabiatst, insan tesi ve insanst, kutsal kabul edilen varlk alann, sonsuz bir gc ifade eden bir kavramdr. Bu Tanr olarak adlandrlabilir veya kimlii belirsiz yaygn bir g olarak da anlalabilir.

Dinin dnda ok boyutlu bir yap olarak anlalan manevi yaam, hlihazrdaki btn kavramlar ile dinle balantl deildir. Manevi yaamla ilgili pek ok tanm, ruh tecrbenin bir ynne iaret etmektedir: Sonsuzlua ynelik bir ilgi ve zlem veya duygulanma kayna; kiiliin iinde btnletirici ya da birletirici bir faktr olarak anlaml bir kimlik ve ama bulma ve Tanr ile bir birlik hissi ierisinde hayatn ynlendirme gibi

37

yaantlar iine ald sylenebilir. Manevi yaam iersinde yer alan btn bu yaantlar u maddeler altnda toplayabiliriz: 1. Yaamda bir anlam arama 2. Aknlkla (ycelikle) bir karlama 3. Bir balanma hissi 4. Nihai bir gerek ya da en yksek bir deer arama 5. Gizemli bir varla sayg ve minnettarlk 6. Kiisel bir deiim. Manevi yaamn imdiye kadar ki ele allarda farkl tr ya da anlam olduu grlmektedir: 1. Teolojilerdeki dnce ve pratiin nedeni olarak ileri srlen, hem geni hem de dar olarak tasavvur edilen Tanr- ynelimli bir manevi yaam. 2. Bir kimsenin evrebilim ya da tabiat ile ilikisini vurgulayan dnyaynelimli bir manevi yaam. 3. nsan(n) baarsn ya da potansiyelini vurgulayan humanistik (ya da insan- ynelimli) bir manevi yaam.

Din ve Manevi Yaam


Bilim adamlar genel olarak kurumsallam, sosyal, geleneksel din inan ve pratikleri; bireysel, akn, karlkl balantllk ilkelerine sahip maneviyatlktan ayrmaktadrlar. Manevi yaam, daha ok bireysel tecrbeyi tasvir etmekte ve kiisel stnlk, bilin st duyarllk ve anlamllk gibi eylerle tanmlanmaktadr. Manevi yaam terimi, giderek artan bir ekilde hayatn daha yce/fonksiyonel tarafna tahsis edilmektedir. Buna gre manevi yaam daha geni, kapsaml ve sonsuzdur. Manevi yaam kuralc deildir; manevi yaam iin kiinin kendi i dnyasnn zellikleri nemlidir. Bu zellikleri yarglamadan, deitirmeden daha da gelitirmek, kiiyi daha ok kendisi yapmak ister. Dardan hibir lt, kyaslama ve bavuru kayna kullanarak kiiyi yarglamaz. Onun olduu gibi deerli olduunu kabul eder ve kendi zellikleri iinde bilincini derinletirerek, evrendeki ilikiler a iinde yerini bilmesine doru kiiyi gtrr.
slam geleneinde medrese ve okullarn daha ok ilmi gelimeye arlk vermesi yannda manevi eitime arlk veren ve bireyin manevi geliimini dindarln balca gayesi kabul eden kurum ve bu konuda aratrmalar yapan disiplin hangisidir?

Buna karlk din, daha ziyade katlkla ya da insan potansiyelini snrlad ya da engelledii dnlen ekilsel olarak yaplanm, din kurumlarla tanmlanmaktadr. Maneviyatlk hayatn anlam, btnlk, dier bireylerle ilikileri ve hakikat, bireyin kendi isel potansiyeli gibi her durumda insanlarn ulamalar gereken amalar eidini temsil etmektedir. Buna gre maneviyatlk net bir ekilde din kavramndan farkldr. Din ve

38

maneviyatlk kutuplamtr. D-gdml, kurumsallam din; bireysel, karlkl ilikiye dayal maneviyatlkla ztlk oluturmaktadr. Kat, dogmatik din, fonksiyonel maneviyatlkla ztlk tekil etmektedir. Din olumsuz olarak ele alnrken, maneviyatlk ise olumlu olarak deerlendirilebilmektedir. Sonuta dindarlk, insan potansiyellerine kurumsal engeller olarak veya sradan, skc bir iman olarak yerilmekteyken, maneviyatln daha yksek insan potansiyelini ve yaamn daha yce ynn somutlatrdna inanlmaktadr. Bu grler erevesinde dile getirilen maneviyatlk u noktalarda eletirilmektedir: 1. Bireysel maneviyatlk, manevi meselelerle istekli bir tarzda ilgilenen byk din kurumlarn ve geleneklerin var olduu gereine hemen hemen hi nem vermemektedir. Tek bavuru kayna olarak insann i dnyasn esas almaktadr. 2. Biimsel din uygulamalardan ziyade duygusal cokunluk ve manevi haz elde etme maneviyatlkta n planda gelmektedir. Baz gruplarda, youn duygusal yaantlar bireyi Allaha yaklatrmada daha etkili olabilmekte iken, dier baz gruplarda bu ama gcn kaybetmi olarak bir belirsizlik ve bolua, sapknlk ve kuralszla yol aabilmektedir. 3. Maneviyatln kavrama gc, neredeyse felsefi ierikli ilhamlar, varolula ilgili sorular, doruk deneyimleri, bireysel deerleri, manevi araylar kuatm olsa da bu konular hususunda olduka dk dzeyde iletiim kurmaktadr. Kutsal ve kat dogmatik bir ekirdei olmakszn fonksiyonel maneviyatlk ar derecede yzeysel ve akkan olmaktadr. 4. Bir ayrm yapmakszn her tr maneviyatln iyi olarak kabul edilmesi, byk saydaki bilgi ve uzman grubunun, potansiyel olarak manevi yaamn ykc ynn ihmal etmesine nclk etmektedir. nsanlar etkili ya da etkisiz, yararl ya da zararl bir takm unsurlar ieren pek ok farkl metotlar vastasyla en yce ve en asl manevi amalarn peine dmektedirler. Tarih, en u dzeyde kendini-ldresiye her trl dnyevi zevkten ve iten kendini soyutlayarak Tanryla yaknlk kurmaya alan bireylerin ve gruplarn ldrc mcadelelerinin, tehlikeli intihar eylemlerinin rneklerini ortaya koymaktadr. Bazlar maneviyatl kutsaln bir aray olarak tanmlamaktadr. Bu anlamda ele alnrsa maneviyatlk dinin kalbi ve zdr; o, dinin en merkezi fonksiyonudur. Maneviyatlk bireylerin hayatlarn kutsallara dntrme, hayatlarnda kutsal bulma ve koruma abalar ierisinde insanlarn girdii birtakm yollara sahiptir. Oysaki din kutsal olan veya kutsal olmayan pek ok nesnenin anlamn aratrmay kuatmaktadr. Maneviyatlk ise zel ve direkt olarak kutsal aratrma hususuna odaklanmaktadr. Dinle beraber maneviyatlk da bireysel ya da kurumsal; geleneksel ya da geleneksel olmayan, faydal ya da zararl ekilleri alabilir. Bu merkezi kavramlar dikkatli bir ekilde kavrama giriiminde dindarlk ve

39

maneviyatln tanmlarn kutuplatrmadan kanmak suretiyle birok insani olguyu ortaya karma frsat bulunabilir. Hem din hem de manevi yaam tecrbesi iin merkez, bir kutsal anlaydr. Din ve manevi yaam aratrmasn, dier aratrma alanlarndan ayrt eden bu anlaytr. Esasen manevi yaam dinin merkezi ve nemli bir ilevidir. Bu yzden de manevi yaam ve dindarlk birlikte meydana gelebilir (ve ounlukla da yle olur). Bir kimse ya da belirli bir grup, destek aldklar birtakm manevi yollar ve amalar erevesinde maneviyatla megul olduu iin, manevi yaam ayn zamanda dindarlk yaants iin de bir temel olabilmektedir. Manevi yaam din balamnda ortaya kabilir ve ounlukla da bu ekilde ortaya kar, fakat byle olmayabilir de. Ayn sebeple, manevi yaam uygulamas, kiilerin dindar olmalarna ve organize olmu veya ortaya kmakta olan bir dinin bir mensubu olmalarna yol aabilir, fakat yol amayabilir de. Ayrca, manevi yaam kutsal olann az ya da ok tutarl bir tasavvuru olarak ve kutsaln bu tasavvuruna karlk gelen inanlar, tutumlar, deerleri ya da davranlar ihtiva eden bir yaam tarz olarak tanmland iin, din, dier eyler arasnda bir ya da daha fazla maneviyat iin bir depo olarak anlalabilir.
Yahudi-Hristiyan geleneinde dindarlk, ancak bir din kurum ve otoriteye resmi ballkla mmkndr. Belli bir kiliseye bal olmayan kimseler resmen dinsiz saylr. Bu kurumsal dindarlk anlay gnmz insanlarnn ynelimleri ile atmaktadr. Bu yzden kurumsallk d, bireysel manevi aray ve balanmalar ortaya kmaktadr. slam Dini geleneinde balayc bir kurumsal otorite sz konusu olmad iin, Batdakine benzer din gelimeler yaanmamaktadr. Ancak Mslmanlar geleneksel din anlay ve kabullerle modern durum arasndaki eliki, boluk ve atmalardan kaynaklanan sorunlarla uramaktadr.

zet
Din psikologlar kltrde var olan ve bireylerin ruhsal yayay ve davranlarna konu olan dini gereklik zerinde alrlar. Fakat bu ekilde ele alnan din ok boyutlu bir yap gsterdii ve aratrmaclarn her biri de kendisine gre bunlardan birisine ncelik verdii iin, ortak tek bir tanma ulalamamtr. Bununla birlikte, dinin psikolojik olarak zsel ve ilevsel baz tanmlar yaplagelmitir. zsel din tanmlar, kutsal, tabiatst, akn bir varlkla iliki gibi deimeyen bir zden hareket ederler. levsel tanmlar ise, bireye anlam ve ama salama, lm korkusu ve aresizlikler karsnda gven verme gibi dinin yararlarn esas alrlar. Kltrel bir gereklik olan dinin nesnel ve znel olmak zere iki varlk alan vardr. Birey, iinde yaad ve kendisini kuatan bir kltr dnyas ierisinde belli bir dini gelenek, dini grup, dini kurumlar, dini ahslar, dini zaman ve meknlar, dini trenler, dini nesneler, dini kavram ve ifadelerle karlar. ok kk yalardan itibaren ya da hayatnn belli dnemlerinde bunlarla etkileim ierisine girerek bir takm dini inanlarn, dini bilgilerin, dini dnce ve tasavvurlarn, dini duygu ve heyecanlarn, dini tutum ve davranlarn sahibi haline gelir. Bylece bireyin dindarl, kendine gre belli bir yap kazanarak, kiilikte nemli bir etken olarak yerini alr.

40

Dindarlk; yaanan, hayata geirilen, uygulanan dindir. Belli bir dinin inan ve retilerinin belli bir zaman ve artlarda belli bir kii, grup ya da toplum tarafndan yaanmasdr. Dindarlk hem kiinin bal olduu dine ait inanlar, ilgiler ve etkinliklerle megul olma dzeyi ve hem de bireysel ya da grup dzeyinde yaplam biimlerini ihtiva eder Dindarlk, bir kiinin ya da grubun gnlk hayatnda dinin nemini ifade eden, dine inanma ve balanma derecesini gsteren bir kavramdr. Dindarlk bireysel ya da toplumsal eitli faktrlere gre deien, gelien ve etkileri hayatn her alanna yaylan bir zellik gsterir. Dindarlk ok boyutlu bir kavram olarak ele alnp tanmlanabilmektedir. nan, bilgi, uygulama,tecrbe ve etki olmak zere be boyutlu dindarlk lmleri en yaygn olandr. Bunun yannda, dini inan ve deerlere balanmada ki esas niyet ve ynelim bakmndan d gdml ve i gdml dindarlk ayrtrmalar sz konusudur. Buna daha sonra aratrmacya sorgulaycdindarlk ynelimi eklenmitir. Bat toplumlarnda son yllarda nemli art gstermi olan kurumsal/geleneksel dinin dnda, bireysel ve zel bir maneviyat arayn bilim adamlar manevi yaam(spirtuality) bal altnda ele alrlar. Maneviyatln, dindarlk ile rten yanlar olduu gibi, rtmeyen, dine ters den yanlar da bulunmaktadr. Dinden bamsz bir maneviyatln hibir Akn ilke ve inanca bal olmay ve bir ksm ykc etkilere yol amas eletiri konusudur.

Kendimizi Snayalm
1. I-Kutsal II-Akn III-Tabiatst IV-lahi Yukardakilerden hangisi/hangileri zsel olarak dini tanmlayan en nemli kavramdr? a. Yalnz I b. Yalnz II c. Yalnz III d. Yalnz IV e. I-II-III veIV 2. Aadakilerden hangisi dinin znel unsurlarndan biridir? a. Din ahslar b. Din zaman ve meknlar c. Din duygu ve heyecanlar d. Din trenler e. Din nesneler

41

3. Belli bir dinin inan ve retilerinin belli bir zaman ve artlarda belli bir kii, grup ya da toplum tarafndan yaanmasna ne ad verilir? a. Dindarlk b. Manevi yaam c. Din inan d. Din kltr e. Din tecrbe 4. Din duygu ve heyecanlar dindarln hangi boyutunu oluturur? a. deolojik b. Bilgi c. Tecrbe d. Uygulama e. Etki 5. Dindarl igdml/dgdml olarak iki farkl ynelim eklinde tanmlayan bilim adam aadakilerden hangisidir? a. W.James b. G. W. Allport c. Batson-Ventis d. Freud e. Jung

Kendimizi Snayalm Yant Anahtar


1. e 2. c 3. a 4. c 5. b Yantnz doru deilse, Dinin zsel tanmn yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, znel Bir Gereklik Olarak Dini yeniden okuyunuz. Yantnz doru okuyunuz. deilse, Dindarln Tanmn yeniden

Yantnz doru deilse, Dindarln Boyutlarn yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Dindarlk Ynelimlerini yeniden okuyunuz.

42

Sra Sizde Yant Anahtar


Sra Sizde 1 Bunlar din kategorisi altnda ele alnamaz. Yerine getirdikleri psikolojik ilevler benzerlik gsterse de dinin dier insani balanmalardan en nemli fark kutsal ve akn bir atf kayna ile Tanrsal olanla belirlenmi olan zdr. Din kutsalla canl bir ilikidir. nsani balanmalarda byle bir boyuttan sz edilemez. Sra Sizde 2 Herkes din semboller dnyasnda yaar, bunlarla deiik dzeylerde karlar ve kltrel olarak bir dinin kimliini tar. Fakat bireysel olarak bu din sembollere ilgi duyabilir veya duymayabilir. Sonuta inanl ya da inansz birisi olabilir. Toplumunun din deerlerine ilgisiz, dinsiz ya da din kart kimseler bile, gnlk hayatlarnda din sz, kavram, ifadeler kullanmaktan, baz din tren ve yinlere katlmaktan uzak kalmazlar. Sra Sizde 3 Tanr inanc, ayn dine inanan insanlar iin bir ve ortaktr fakat Tanr tasavvuru kltrel ve bireysel olarak farkl zellikler tar. Sra Sizde 4 Genel olarak nan, ibadet ve ahlak olmak zere boyutludur. Muamelt boyutunu ilave olarak zikredenler de vardr. Bu durumda modern anlaylarla byk lde rtt sylenebilir. Sra Sizde 5 Manevi eitim slam dnyasnda Tekke ve Derghlarda yaplmtr. Bu eitimin hocasna eyh, rencisine mrit, slik, dervi denilir. Bu eitimin usl ve dab, sufi ve dervilerin yaaylar, hl ve makamlar hakknda bilgi veren ilme de Tasavvuf denilir.

Yararlanlan Kaynaklar
Batson, C.D.- Ventis, W.L.(1982). The Religious Experience. A sociopsychological Perspective, New York. Geertz, C.(1975). The Interpretion of Cultures, Londra. Fromm, E.(1982). Psikanaliz ve Din, ev. A.Artan, stanbul. Hkelekli, H.(2001). Din Psikolojisi, Ankara. Hkelekli, H. (2010). Din Psikolojisine Giri, stanbul. James, W. (2002). Varieties of Religious Experience. A Study in Human Nature, London and New York.

43

Morris, B. (2004). Din zerine Antropolojik ncelemeler, ev. T.Atay, Ankara. Palotzian, R.F.-Park, C.L. (Edt. 2005). Handbook of The Psychology of Religion and Spirtuality, New York London. Tamminen, K. (1991). Religious Experience in Childhood and Youth: An Emprical Study, Helsinki. Vergote, A. (1983). Religion, Foi, ncroyance, Bruxelles. Vergote, A. (1999). Din, nan ve nanszlk, ev.V.Uysal, stanbul.

44

45


Amalarmz
Bu niteyi tamamladktan sonra; nancn insan iin ihtiya ya da zorunluluk arz edip etmediini tartabilecek, Dindarln insan asndan anlam ve nemini tanmlayabilecek, Dindarln karmak bir ruhsal yaplanma olduunu deerlendirebilecek, Dindarln ardnda etkin olan kaynak ve gdlerin eitliliini ve etki boyutlarn tartabileceksiniz.

Anahtar Kavramlar
nanma ihtiyac nan geni, ftrat Anlam aray lm korkusu, lmszlk arzusu Engellenme, aresizlik duygusu Anlama, bilisel tatmin, mutlak kesinlik arzusu Sululuk, gnahkrlk duygusu Din renme, toplumsallama ve eitim

neriler
Bu niteyi daha iyi kavrayabilmek iin okumaya balamadan nce; Bir nceki nitede yer alan dindarlk konusunu okuyunuz Anahtar kavramlarn anlamlar ile ilgili szlklere baknz; internet ortamnda aratrma yapnz. Dindarln kaynaklar ile ilgili Hayati Hkelekli ve Hseyin Pekerin Din Psikolojisi kitaplarnn ilgili blmlerinden yararlannz.

46

Dindarln Kaynaklar

GR
nsan-din ilikisini ele alan pek ok aratrma, dnya zerinde yaad bilinen byk-kk tm insan topluluklarnn gl din ynelilere sahip olduklarn ortaya koymutur. Bu erevede her toplumun insan-st ilah bir varlk anlay ve lm tesi inanc gelitirdii; ayrca inanlara uygun bir takm ibadet ve din trenler icra ettii tespit edilmitir. Gnmzde dnyada yaayan insanlarn drtte nn bir dine inand ve davranlarna yn verecek lde inanlarna deer verdikleri kabul edilmektedir. Din yaantya dair mevcut bulgular gstermektedir ki, kutsallk atfedilen bir varla inanma, dua ve ibadet etme ya da herhangi bir varl saygyla yceltme gibi din eilimler, insanlarn ortak nitelikleri arasnda yer alr. Bu genellemeden hareket eden aratrmaclarn byk bir ksm, ierii konusunda hemfikir olmamakla beraber, insanda doutan yce bir varla inanma ihtiyac ve din bir hazrln mevcut olduu hususunda birleirler. slam literatrnde din kabiliyet ve eilim anlamnda Ftrat kavram, bu konuyla ilgilidir. Bu niteliiyle insan, yaratcsn tanmaya ve Ona balanmaya doutan eilimli olarak kabul edilir. nsan-din ilikisiyle yakndan ilgilenenler inanma ihtiyacnn insan tabiatnn temel talarndan birisi olduunu srarla vurgularlar. Gerekten de insan, yaratcsna ynelik bir varlktr ve byle bir ynelie uygun olarak programlanmtr (Gareis, 1992). Buna gre, insan dine ynelten ya da dindar olmasn salayan doutan bir inanma ihtiyacndan ya da inanma eiliminden bahsedilebilir mi? Din psikologlarnn yannda, ilahiyat, antropolog ve dier sosyal bilimcilerin ounluu, doutan bir inanma ihtiyacnn varln kabul ederler. Beklenmedik ya da hak edilmedii dnlen en ac ve en olumsuz olaylar karsnda ya da kendi emeiyle ulalabilecek tm arzularn gerekletii durumlarda bile din balarn koparlmadn gsteren pek ok bulgu sz konusudur. Baka bir ifadeyle insanlar Tanrya fkelendikleri veya Ona muhta olmadklarn dndkleri zamanlarda bile kutsallk duygusunu kaybetmezler. Bunun yerine baka dayanaklar arar ve bazen kutsallk atfettikleri baka varlklara ynelirler. Bu erevede olmak zere, modern dnyada Satanizm (eytana tapma) gibi u noktalara varan ok sayda din anlayn ortaya kt gz nnde bulundurulduunda, inanmann zorunlu bir ihtiya olarak kabul edilmesi daha gereki grnr. 1950'li yllardan itibaren yaygnlk kazanan ve zellikle ABD ile Avrupa'da eitli

47

alardan incelenen yeni inan hareketleri ile ilgili geni apl bir aratrma gerekletirilmitir. Aratrmada sz konusu hareketlerin ardndaki temel nedenlerin tespiti hedeflenmitir. Bulgulara gre engellenmi inanma ihtiyacn karlama abas, en ok dikkat eken nedenlerin banda gelmitir.
Aklamalarda kullanlan inanma ihtiyac, genel bir kavram olup insan ruhunun derinliklerinde kutsallk atfettii yce bir varla ynelten gl bir eilimi ifade eder; Ftrat kavram ise slam bir kavram olup, Allaha ynelik din bir kabiliyet ve hazr olu anlamnda kullanlmaktadr.

nsann kutsal ile etkileiminde dinlerin temel grevi, inanma ihtiyacn karlamak ve bylece insann ruhunda maneviyat iin ayrlm boluu en uygun ekilde doldurmaktr. Yap ve fonksiyonlar itibaryla tm sistemli dinler, insann biyolojik, psikolojik ve sosyo-kltrel ihtiyalar iin esiz imknlar sunar. nananlar bu imknlar, kendi kiisel bilgi ve deneyimleri lsnde kullanarak kendine zg farkllam bir dindarlk biimi gelitirirler.
Dinin boyutlar ile ilgili geni bilgi iin Hayati Hkeleklinin Din Psikolojisi kitabnn Dinin Tanm ve Boyutlar bal altnda aktarlan bilgileri okuyabilirsiniz.

nsan-din ilikisinin farkna varld ilk zamanlardan beri bu ilikinin kaynan, boyutlarn ve sonularn ele alp yorumlayan pek ok aklama biimi ortaya atlmtr. Bata Din Psikologlar olmak zere din bilimlerinin hzla gelitii geen asrdan itibaren aratrmaclar, sz konusu ilikiyi incelemektedirler. Bu balamda savunduklar fikirleri, sistematik bir temele oturtmaya ve grlerini eitli bulgularla desteklemeye almaktadrlar. Her ne kadar din ve dindarlk ile ilgili ortak tanmlamalara ulalmamsa da her iki kavram iin gittike zenginleen bir literatr olumaktadr. Konunun devamnda dindarln biyolojik, psikolojik ve sosyo-kltrel kaynaklar zerinde durulmaktadr.
Bir nceki nitedeki aklamalar da hatrlayarak dinin insann dnda yer alan ve iinde yer alan iki ynl gereklii nasl adlandrlmaktadr?

DNDARLIIN BYOLOJK KAYNAKLARI


nsan bir inanca balanmaya ynelten doutan bir eilimin var olup olmad sorusu, her zaman bilim ve din adamlarn megul etmitir. zellikle inanma ihtiyac, din kabiliyet, din eilim ve hatta din tevars gibi doutan kiiyi dine ynlendirdii iddia edilen bir takm ruhsal faktrlerin var olabilecei konusuyla ilgili din psikologlar arasnda ciddi bir gr ayrl yoktur. Ancak, bu tevars ya da aktarmn biyolojik olabilecei dncesi, henz yeni saylr ve son yllarda yaplan bir ksm aratrmalarn rn olarak tartma alanndaki yerini alm grnmektedir.

Nrobiyoloji ve Din
Nrobiyoloji, sinir sistemi biyolojisidir. Sinir sisteminin ve bu sistemin merkezi olan beynin yaps, fonksiyonlar, geliimi, genetii ve hastalklaryla ilgilenir. Nrobiyolojik yaklam benimseyenlere gre insan davranlarnn temeli biyolojiktir. Genel olarak btn psikolojik olaylarn beyinde ve sinir sisteminde bir karl sz konusudur. Bu yaklam, tm

48

davranlar bedende, zellikle de beyin ve sinir sisteminin iinde oluan elektriksel ve kimyasal olaylarla ilikilendirir.
Nrobiyolojinin geliimi, alanla ilgili tanmlama ve aratrmalar iin http://www.bilimvesaglik.com/psikiyatri/beyin-ve-norobiyoloji.html adresinde yer alan A. Cngloluya ait Beyin ve Nrobiyoloji adl yazy okuyabilirsiniz.

Son yllarda nroloji alannda yaplan almalar, insanlarn davran, duygu, tutum ve inanlarnn beyindeki karlklarn bulma konusunda olduka ilerleme kaydetmitir. Gelitirilen beyin grntleme yntemi sayesinde, insanlar olumlu ya da olumsuz duygular yaadklarnda beynin hangi blgesinin aktif olduu tespit edilebilmektedir. Tespitlere gre din ve mistik tecrbeler yaand durumlarda zellikle beynin belirli blgelerindeki aktivite artmaktadr. Beyninin bir blm hasar grm kimselerin din yaantlarnda gzlenen deiim, konuya dikkatleri ekmi ve yaplan aratrmalarda nemli bulgular elde edilmitir. Tm bu almalar sonucunda yeni bir yaklam olarak Nroteoloji domutur. Nroteolojinin alma alan, din ve mistik yaantlarn biyolojik temelleridir. Gerekletirilen birok aratrmada, sinir sistemi, sinir iletileri ve beyin kimyas ile din ve ahlak deneyimler arasndaki balantlar incelenmitir. Bu incelemeler sonunda nemli bulgular elde edilmitir. 1990l yllarn banda ilk olarak nropsikolog M. Persinger, daha sonra 1997de nrolog V. S. Ramachandran ile ekibi, insan beyninde doutan var olduu ne srlen Tanr Noktas zerine aratrmalar yapmlardr. Bu ruhsal merkez, beynin akak loblarndaki sinir balantlar arasnda konulanmtr. Beyin grntleme yntemi (Pozitron Emsyon Topografisi) kullanlarak yaplan taramalara gre denekler, manevi veya din konularla ilgili konutuklar her defasnda, bu sinir alanlar aydnlanmtr. ncelemelere gre, Batllar Tanrdan bahsedildiinde, Budistler ve dierleri ise, anlaml bulduklar din sembollerle karlatklarnda tepki vermilerdir. Aratrmalarnda SPECT Beyin Haritalama Yntemini kullanan A. Newberg, Tanrnn beynin sabit bir paras olduunu ne srmtr. Tibetli Budistlere, derin transa getikleri srada radyoaktif boya rnga ederek yapt deneyde, beynin belli blgelerinin deiime uradn saptamtr. Newbergin kulland SPECT yntemi, Tanr tecrbesi yaayan beynin canl resmi olarak nitelendirilmektedir. Bu yntem, daha ok mistik deneyimler srasnda beynin grntlenmesinde kullanlr. MR grntleme yntemi ile yaplan bir ksm aratrmalar, mistik tecrbe srasnda, evrenle btnleme, kendilik algsnn ortadan kalkmas gibi bir takm ruhsal farkllamalarn ortaya ktn gstermitir. Dindar insanlarn bu tr mistik tecrbe yaadklar srada ekilen MR grntleri, kafatasnn n tarafnda yer alan beyin blmlerinde nemli deimelerin meydana geldiini gstermitir. Beyin ve inanlar arasndaki iliki, ocuklar zerinde yaplan aratrlmalarla da incelenmitir: ocuklarn canavar, cin, peri gibi doast varlklara kolayca inanmalar, n beyin blgesinde ok fazla sayda nron bulunmasna balanmtr. Dier taraftan n beyin yaplarnn (prefrontal korteks) toplumsal deerlere uyma, hatalar bulma ve kurallara balanma gibi ilevlerden sorumlu olduu iddia edilmitir. Bu iddialar gz nnde bulundurulduu takdirde, dindarlk ile beynin n blgesi arasnda anlaml bir ilikinin var olduu dnlebilir. Nroteoloji aratrmalar, akak, yani beynin yan taraflar ile din inan arasnda anlaml bir iliki olduu fikrini uyandrmtr. zellikle beynin sa

49

blgesi ile mistik deneyimler arasnda bir balant olabilecei zerinde durulmaktadr. Baka bir balant da beynin st arka blgesinde yer alan pariental lob ile kurulmutur. Bu blge, zaman ve mekn algsndan sorumludur. Mistik tecrbe esnasnda hissedilen zaman ve mekn algsn yitirme durumunun, beynin bu blgesiyle ilgili olabilecei iddia edilmitir. Beyin yarmkrelerinin din davranla ilgisinin aratrld bir incelemeden u sonu karlmtr: Dindarlarda grlen tutucu kiilik zellii, beynin sol yarmkresiyle ilgiliyken, mistik tecrbe zellii olan doast inan ve deneyimler, beynin sa yarmkresiyle ilgilidir.
Mistik tecrbe ve beyin ilikisi ile ilgili olarak, Nevzat Tarhann nan Psikolojisi kitabndaki ilgili blmlerinden; ayrca Erturul Eelin Din ve Mistik Deneyimlerin Muhtemel Bilisel ve Nrobiyolojik Dzenekleri adl makalesinden yararlanabilirsiniz.

Beyin-inan ilikisiyle ilgili ortaya atlan teorilerden biri de, beyin uzman E. DAquili tarafndan gelitirilmitir. O, beynin farkl blmlerinin din ile ilgili farkl ilevler stlendiini iddia etmitir. Ona gre beynin bir noktas, din asndan byk nem tayan vahdet/birlik fikrini anlamaya odaklanmtr. Dier bir noktas ise, Tanrnn dnyada olup bitenleri nasl dzenlediini anlamakla ilgilenmektedir. Din tecrbelerden bir ksm, insann belleinden lnceye kadar silinmeyecek lde etkili olabilir. Yaplan son aratrmalar, byle bir tecrbenin yaygn olarak yaandn ortaya koymaktadr. Ancak, bu din tecrbelerin ounun daha ziyade dnya hayatyla ilgili olduu tespit edilmitir. DAquiliye gre bu adan bakldnda, samimi bir dindarn yaad her olay din tecrbe gibi yorumlamasna amamak gerekir. Zira beynin Tanryla ilgilenen ksm bu iin yan sra baka ilerle de ilgilenmektedir. Beynin gndelik olaylar arasnda balantlar kurmaya alan herhangi bir blm, yeri geldiinde Tanr konusunu da ileyebilmektedir. Yukardan beri sralaya geldiimiz bulgular, her ne kadar inan, maneviyat ya da mistisizm ile beyin yaps ve ileyii arasnda belirgin bir ilikiye iaret ediyorsa da dorudan ve kesin kanaatler iin yeterli grnmemektedir. Zira bunlar henz az sayda saylabilecek yeni almalarn rnleridir ve farkl yorumlara yol aabilecek ieriklere de sahiptir. Nitekim konuyla ilgili almalar olanlarn birouna gre manevi tecrbeler sonucunda beyinde oluan nrolojik deimelerin, bizzat beyin tarafndan meydana getirildiini tespit etmek mmkn deildir. Beyinlerimizdeki devrelerin Tanr ile ilikisi tamamen inanca bal bir konu olarak kalacaktr. Ayn ekilde, bunlarn manevi bir gerekliin alglanmas olduu da belirlenemez. Dier bir ifadeyle, beynin din bir tecrbe srasnda ne yaptn grmek, bizzat din hakknda, zellikle Tanrnn var olup olmad hakknda somut bir bilgi salamaz. Bir Kbe resminin din hayranlk duygusu uyandrmas, beyindeki grnt-ilikilendirme blgesine baldr. Bu blge, gzn grdklerini yorumlar; grntlerle duygu ve anlar arasnda balant kurar. Dua ya da meditasyon srasnda ortaya kan grntler de bu grnt-ilikilendirme blgesinde oluturulmaktadr.

nan Geni ve Din


Nrobiyolojik yaklam, bir yandan insan psikolojisini beyindeki srelerle aklarken, dier yandan da davranlarn kaltsal zellikler ve genetik yaplardan kaynakladn iddia eder. Genetik alanda ortaya kan yeni gelimeler, genlerin insann kiilik zellikleri, davranlar ve eilimleri

50

zerindeki etkileri ile ilgili ciddi iddialarn ne srlmesine neden olmutur. Yeni bir alan olan Davran Genetiinin amac, genetik ile evrenin insan davranndaki bireysel deimelere olan katklarn anlamaktr. Genler, hcrenin kromozomlarnda yerleik olarak bulunan, canllarn kaltmsal karakterlerini tayan ve zaman geldiinde ortaya kn salayan kaltm faktrleridir. Bu faktrler, tre ait nitelikleri nesilden nesile aktarr. Genler, yaplarnda sa ve gz renginden eker ya da kanser hastalna yakalanma yatknlna ve hatta zek derecesine kadar pek ok bilginin ifresini tar. Dinin evrensel bir olgu olarak dnyann her yerindeki toplumlarda var olduu gerei, onun bir lye kadar biyolojik bir alnyazs olup olmad dncelerini de beraberinde getirmitir. Bu erevede son birka yldr, insanda bir tr Tanr Geninin mevcut olduuna ynelik grler ortaya atlmtr. 2004 ylnda konuyla ilgilenenlerden birisi olan D. Hamer, Tanr Geni (The God Gene) adl almasyla maneviyatn genini bulduunu iddia etmitir. Hamer, maneviyatn bylesine etkili ve evrensel bir g olmasn, genetik karakterine balamtr. Ona gre insanlarn manevi deerlere, mutluluktan, salktan ve gten daha fazla nem gstermeleri, maneviyatn ksmen genlerle balantl olduuna iaret etmektedir.
Tanr geni ile ilgili Hamerin ne srd fikirler gnmzde birok tartmalara yol amtr. Lehte ve aleyhte grler srp gitmektedir. Ftrat kavram ile Tanr geni arasnda bir benzerlik olup olmadn aratrabilirsiniz.

Hamer, manevi davranta, genetik karakter, biyolojik desen ve bilin arasndaki karmak rntnn nemine dikkat eker. Ona gre bu karmak rnt, genetik ya da evresel zelliklerin maneviyat zerinde tek bana etkin olmadn gsterir. nsanlar manevi inanca ynelten olgu, kiisel tecrbe ve kltrel evre tarafndan ekillendirilen genetik yatknlktr. Genler, beynin eitli yetenekleri ve bilincin farkl formlar ile etkilemek suretiyle manevi tecrbeler iin temel tekil eder. Hamern ifadesine gre Tanr Geni, aslnda ne srd teorisinin son derece basitletirilmi eklidir. nk maneviyat, muhtemelen tek bir genden ziyade pek ok gen ile ilikilidir. Bu durumda insann din inancn Tanr Geni diye adlandrlan tek bir genle aklamak da doru deildir. evresel etkilerin de en az genetik kadar nemli olduunu unutmamak gerekir. Hamera gre Tanr Geni, birebir geleneksel dini eilimlerle ilgili olmaktan ok, insann mistik bir gce inanmasyla ilgili manevi seviyesini belirleyen biyokimyasal bir ifredir. Maneviyat yksek kiiler, kendini aarak kutsal bir ycelikle btnletiklerini ve o btnn bir paras olduklarn hissederler. Bu hissedi onlarda hayata daha iyimser yaklama imkn salar. Hamer, kendini aknlama ile Tanr Geni arasnda ak bir iliki bulunduunu iddia eder. Ona gre bu blgeye Tanr Geni ismini vermek, bilimsel olmayabilir. Ancak, insan yaratcsn aramaya ynelten bir fonksiyonu bulunduundan dolay hi olmazsa Tanry Arama Geni ad verilebilir.
Konuyla ilgili geni bilgi iin, Nevzat Tarhann nan Psikolojisi kitabndaki ilgili blmlerinden; ayrca Faruk Karacann Din Geliim Teorileri adl kitabndan yararlanabilirsiniz.

Genetik ve dindarlk ilikisi kapsamnda L. Koenigin almalar, dindarlkta evre ilikisine de iaret etmesi bakmndan burada kayda

51

deerdir. kizlerin katlmyla gerekletirdii almasnda Koenig, yeni bulgular elde etmitir. Bulgularna dayanarak O, dier kiilik zelliklerinde olduu gibi dindarln da kaltmsal bir zellik tadn ve geliim srasnda ortaya kan deimelere ramen olduka kalc olduunu belirtmitir. Aratrmasnda ayrca, ocukluk dneminde evrenin ocuun dindarl zerindeki etkisinin daha fazla olduunu, yetikinlie geite bu etkinin nispeten azaldn tespit etmitir. Ksaca ifade etmek gerekirse, genlerin zerimizde byk bir etkisi olduuna hi phe yoktur. Bununla birlikte molekler biyoloji uzmanlarna gre her eyin sorumlusu genler deildir. Genler evre ile srekli etkileim halindedir. Gen ve evre arasndaki iliki, son derece nemlidir ve evre dediimiz ey tek tip bir olgu deildir. Aratrmaclar, gnmzde ne srdkleri inan geni, Tanr geni, Tanr noktas vb. gibi beyin ve gen tabanl din dnceleriyle din-davran ilikisi konusunda yeni tartmalara yol amlardr. Kukusuz bu yaklamlarn ne srd fikirler, en azndan inan balam asndan henz yeni saylr. Bu zamana kadar yaplan aratrmalar, ne srdkleri iddialar tam anlamyla desteklememektedir. Bununla birlikte, din deimeler ya da dua, ibadet, mistik tecrbe vb. kutsala ulamay hedefleyen uygulamalar srasnda, zellikle beynin belirli blgelerinde enerjik deimelerin ve farkllamalarn yaand da bilimsel bir vakadr. Ruh-beden btnl erevesinde psikolojik deimelerin ayn zamanda bedensel yansmalar olduu ya da bedensel deimelerin ayn zamanda psikolojik yansmalar olduu ilkesi, biyoloji-din ilikisinin mevcudiyetine ynelik iddialarda hakllk paynn var olduunu gndeme getirmektedir. nitenin giriinde zerinde durulan din ihtiyac, ftrat, inanma eilimi vb. doutan geldiine inanlan niteliklerden hareket edildii takdirde, biyolojidin ilikisiyle ilgili mevcut tartmalar, dindarln farkl bir boyutunun iaretleri olarak deerlendirmek mmkn grnmektedir. Tabiatyla burada evre iliki ve etkisi, akldan uzak tutulmamaldr.

DNDARLIIN PSKOLOJK KAYNAKLARI


Bir nceki ana balk altnda zellikle son onlu yllarda gndeme gelen ve gnmzde ska dillendirilen biyoloji-inan ilikisi deerlendirilmitir. Bu balk altnda ise, dindarla ynlendirdii iddia edilen zihinsel ve ruhsal kaynaklardan bahsedilmektedir.

Anlam Aray ve Din


Anlam aray, dnce, tutum ve davranlar belirleyen en nemli gdlerden biridir. Varolusal bir olgu olarak insan, teden beri gerekliin bilgisine ulama abasndadr. Bu amala tarih boyunca kimi zaman felsefeye, kimi zaman sanata ve kimi zaman ise, dine mracaat etmitir. Hakikat aray olarak da tanmlanan bu arayta insann temel hedefi, hayattaki konumunu olumlu ynde belirleyecek nihai bir anlama kavumak ve bylece varl anlamlandrma ihtiyacn gidermektir. Hayat nedir, anlam veya hedefi var mdr? nsan ile dnya arasndaki ilikinin asl, esas nedir? lm nedir, lmden sonra ne olacak? Ben kimim,

52

neyim, niin varm, nereden geldim, sonum ne olacak? Bunca strap, keder ve ac niin vardr? Bu ve benzeri mmkn sorular, hakikat ve anlam araynn ifade ekilleridir. Konunun merkez kavram olan anlam aray, hayat tm eksiklikleriyle birlikte bir btn olarak anlamay ve olumlamay ifade eder. Yaratl gerei bir anlama inanmak zorunda olan insan iin anlam inanc, insan tesi, manevi bir kategoride yer alr. V.Frankl, modern insann en byk sorununu anlam ihtiya ve arzusunun engellenmesinde grr. Logoterapi adn verdii bir dnce ve tedavi ekol erevesinde grlerini dile getirmitir. Logoterapinin amac, bir taraftan insann en temel ihtiyac olan anlam arzusunu tatmin etmek suretiyle anlaml bir hayatn teekklne yardmc olmak, dier taraftan ise, modern insan iine dt an hastal anlamszlktan kurtarmaktr. Logoterapi'ye gre insanda doutan var olan anlam arzusu, onu en acmasz ve en korkutucu artlar altnda bile sarlabilecei bir deere, bir amaca veya hedefe yneltebilir. Ancak, anlam arzusu engellendii ve engelin zmlenmedii durumlarda insan, anlamszla der. ine dt anlamszlktan ancak anlam arzusuna yeniden ilerlik kazandrmakla kurtulabilir.
Anlam araynn kavramsal erevesi ile Logoterapi hakknda daha geni bilgi edinebilmek iin Viktor Frankln nsann Anlam Aray ile Duyulmayan Anlam l adl kitaplarn okuyabilirsiniz.

Anlam araynn insan hayatnda sahip olduu etki gc ve deerini belirlemek amacyla eitli yerlerde ve zamanlarda pek ok aratrma gerekletirilmitir. Bu aratrmalar sonucunda insanlarn %80-90nn, hayatta bir anlam bulmay en temel ihtiyalar olarak belirttikleri grlmtr. lkemiz de de1999da Bahadr tarafndan gerekletirilen bir aratrmada katlmclarn % 90.2 gibi byk bir ksm, "anlaml, huzurlu, belirli amalar ve hedefleri olan dzenli bir hayat kurma"y en byk arzu olarak dile getirmilerdir. Anlam arayndaki insan, en uygun zme ulamak ve bylece iine dt gerginlikten kurtulmak amacyla zm arar. Bu erevede bazen bilime, bazen ideolojilere, zaman zaman da dinin mesajlarna mracaat eder. Ancak, ne bilim ne de fikir ve ideolojiler onu bu araynda yeterince tatmin edebilmektedir. zellikle insan-tesi bilgiler konusunda fikir ve ideolojiler, ciddi eksikliklere sahiptir. Buna karlk dinin syleyecei pek ok ey vardr. Anlamszlktan kurtulma ve bylece anlaml bir hayata kavuma srecinde din deerler ile anlam aray arasnda nemli bir iliki sz konusudur. Din, tm hayat ele alp yorumlayan; bilinmeyen pek ok hususu, sunduu tatminkr cevaplarla akla kavuturup anlamlandran esiz bir sistemdir. Birok din psikolou, bulgularna dayanarak dini geni ll bir anlam sistemi (Meaning System) olarak tanmlamlardr. G. W. Allport da dinin zihinsel ve ruhsal ynden en mkemmel anlam kayna olduunu vurgulayarak yle der: "Din, her eyin derinliinde bulunan anlam kefetmede en byk gtr. Zira din, btn dnya grleri arasnda en tutarl ve en kapsaml olann ortaya koyar.
Okuduklarnz dndnzde anlam arayn hangi tanmlarsnz? Zihinsel bir ura mdr, ruhsal bir aray m? erevede

53

Anlam aray balamnda insan-din ilikisini belirleyen temel referanslar ile ilgili daha geni bilgi edinebilmek iin Abdlkerim Bahadrn nsann Anlam Aray ve Din adl kitabnn drdnc blmn okuyabilirsiniz.

Hemen her alanda doyurucu cevaplar veren deer sistemiyle din, sahip olduu anlam imknlaryla insann araylarna hizmet eder. En temel ilevlerinden biri olarak din, kltr veya ideolojilerin aklamaktan aciz kald zihinsel ya da ruhsal pek ok konuda, bilgi kaynaklar sunar. Semboller sistemi olarak din, insann yaad dnyay daha iyi anlayabilmesine yardm eder. nsan psikolojisinin temel ihtiyalarna ynelik bu kuatc karlklaryla din inan, bir baka ekilde cevaplanamayacak gibi gzken varlk nedeni ve hayat ile ilgili pek ok soruyu cevaplamakla zihni ve ruhu rahatlatr. Dier taraftan din, zihnin amakta zorluk ektii mantk-tesi sorulara hazr cevaplar sunmakla onu gereksiz detaylardan ve ksrdnglerden korur.

lm Korkusu, lmszlk Arzusu ve Din


Tabiat gerei hayatn en temel nitelii yaamaktr. Doan her canl, igdsel olarak hayatta kalmaya, hayatn korumaya ve srdrmeye alr. nsan bu amala hayat boyunca alr, ou zaman lm akla getirmeyecek planlar yapar. lm, insann yaama arzusunun en byk tehdidi, hayat sonlandran tek gerektir. Gnmze kadar hayat daha iyi koruma, srdrme ve kalitesini artrmaya dair ortaya konan bunca teknolojik imkn ve gelimelere ramen insan, lmn gizemi ve etkisi karsnda hala aciz ve aresizdir. Bu nedenle lm, genel olarak korkun, rktc ve endie verici bir olay; lm korkusu ise, korkularn en by ve en kayg verici olan kabul edilir. Tarihte basit ya da gelimi tm kltrlerin, lmle ba edebilmek iin tren ve ayinlerden oluan eitli uygulama biimleri gelitirmi olmas, bu noktada anlamldr. lm korkusu zel bir korku eididir. Gerek her insanda gizli-ak varln korumas; gerekse sahip olduu etki gc bakmndan dier korku trlerinden ayrlr. Konuyla ilgilenen aratrmaclarn bir ksm, btn korkularn temelinde lm korkusunun yattn iddia eder. Onlara gre lm korkusu, insann en temel kaygsdr. Bu kayg, hayatn erken dnemlerinden itibaren kendisini hissettirir; kiiliin olumasnda rol oynar ve hayatnn sonuna kadar bireyi hastalklar, kazalar, afetler gibi eitli lm habercileri eliinde tehdit eder. lm korkusu, birbirinden farkl korku ve kayg trlerini bnyesinde barndran karmak ve byk lde belirsiz bir duygusal yap olarak tanmlanabilir. Bu karmak yapy oluturduu tespit edilen korku trleri u ekilde sralanabilir: Belirsizlik korkusu, bedeni kaybetme korkusu, ac duyma korkusu, yalnzlk korkusu, yaknlarn kaybetme korkusu, denetimi kaybetme korkusu, kimlik duygusunu kaybetme korkusu, gerileme korkusu.
lme kar tepkiler ve lm korkusunu douran korku trleriyle ilgili geni bilgi iin Hayati Hkeleklinin lm, lm tesi Psikolojisi ve Din adl kitabnn birinci blmn okuyunuz.

lm korkusu yannda insann sahip olduu en gl arzulardan birisi de lmszlk arzusudur. Bu arzu, insanda doutan vardr, hayatn tmn kuatt gibi lm tesine de uzanr. lmszlk ya da ebedlik arzusunun

54

duygusal ifadesi olan sonsuzluk duygusu, psikolojik bir gereklik olarak tm insanlarda kendini hissettirir. nsan hayat, lmn izdii snr ile lmszlk arzusu arasnda geen dinamik bir rnt olarak dnlebilir. Sonsuzluk duygusu, insann geici ve snrl varoluundan kurtulma umududur. Gnmzde yz milyarlarca paralar harcanarak gerekletirilen aratrmalarn nemli bir ksm, insan mrn uzatmaya yneliktir. Genetik, kozmetik, gda ve salk sektrnde gittike yaygnlaan ve yllarca sren almalar; ayn ekilde, ldkten sonra gelecek zamanda yeniden hayat bulma umuduyla hcrelerin zel saklama koullar altnda dondurulmas ynndeki abalar ile kopyalama(klonlama) ya da kk hcre nakli alannda ortaya kan gelimeler, esasen lmszlk arzusunun veya sonsuzluk duygusunun somut yansmalar olarak kabul edilebilir. Bu noktada konumuz asndan sorulmas gereken soru udur: lm korkusu, lmden sonra yaamay srdrme arzusunu harekete geiren ve bylelikle dine ynlendiren bir gd olabilir mi? Sonsuzluk duygusu, dindarla nasl kaynaklk edebilir? Daha nce de ifade edildii zere genel olarak insann en byk arzusu olabildiince yaamaktr. Tabiatnn doutan gelen bir paras olan bu arzu lm olay ile tehdit edilmektedir. Din, sunduu inan ve deer sistemine uygun yaamak kouluyla insana lmn, hastalklarn ve eksikliklerin olmad ebed bir hayat vaat eder. Vaat edilen bu Cennet hayatnda dindar, her trl korku ve endieden uzak, her istediine sadece istemesi yetecek kadar yakn tarifi imknsz bir ltuf iinde olacaktr. stelik ahiret inancyla din, insann dnyada ektii tm ac, strap, hakszlk ve adaletsizlikleri telafi edeceini; sulularn cezalarn ekeceklerini de vaat eder. Dinin lm sonras hayat ile ilgili izmi olduu bu olumlu tablo ierisinde lmn anlam deiir: Bu tabloda lm, yok edici, rktc ve korkutucu bir olgu olmaktan km, huzurun, iyiliklerin ve adaletin hkim olduu sonsuz bir hayata geii ifade eden manevi bir kpr kimliine kavumu durumdadr. Dinin lme kazandrd bu olumlu anlamn psikolojik aklamas herkes asndan ayn deildir. Freud ve onun takipilerine gre lm tesiyle ilgili inanlar, dnyada yz yze gelinen sknt ve engellemeler karsnda teselli bulmak amacyla insann uydurduu hayali tatmin kaynaklardr. Bazlar daha da ileri giderek din yaklamlarn znde en belirgin gdnn lm korkusu olduunu iddia etmilerdir. Dini lm korkusuna indirgeyenlere karlk olarak Jung ve onu izleyenler, lm tesi bir hayata inanmann insan iin kanlmaz zorunlu bir yneli olduu zerinde birlemilerdir. Bu grte olanlara gre lmden sonra yeniden dirilii ve sonsuz bir hayatn varln haber veren dinin en nemli fonksiyonlarndan birisi, inananlarn lm kaygsn gidererek sonsuzluk duygusunu tatmin etmesidir. lm, lmszlk arzusu, sonsuzluk duygusu ile dindarlk ilikisini aratran pek ok alma yaplmtr. Genel olarak sonular snflandrldnda bu aratrmalarn bir ksmna gre bu deikenlerle dindarlk arasnda olumsuz bir iliki vardr; yani lm korkusu dinden uzaklatrmaktadr. nsanlar sonsuzluk duygularn, dinin dnda baka tecrbelerle doyurmaktadrlar. Bir ksm aratrmalara gre lm korkusu ve sonsuzluk duygusu ile dindarlk arasnda anlaml bir iliki yoktur. Bu erevede olmak zere zellikle Batda yaplan pek ok aratrma, lm korkusu ve sonsuzluk duygusunun tek bana tutarl bir din inan ya da ahiret inanc douracak bir etkiye sahip olmadn gstermitir. Asl ilgin olan, Tanrnn varlna inanan bir ksm dindarlarn yeniden dirili, hesaba ekilme, cehennemde

55

ceza grme gibi baz din inanlara kar ciddi phe ve hatta inkr eilimi tamalardr. Dier bir ksm aratrmalara gre ise, sz konusu deikenler ile dindarlk arasnda olumlu bir iliki vardr; yani lm korkusu ve sonsuzluk duygusu dine yaklatrmaktadr. Bu yndeki bulgular, zellikle tutarl, iten ve farkllam bir dindarlk gelitirenlerde en st dzeydedir. Hkelekli, Karaca, Yldz gibi bilim adamlar tarafndan lkemizde gerekletirilen aratrmalarda, Batdakilerden nispeten farkl, baz konularda ise benzeen sonular ortaya kmtr.
ok ynl aratrma bulgular iin Faruk Karacann lm Psikolojisi adl kitabnn lm ve Din bal altndaki bilgilerden yararlanabilirsiniz

Engellenme, aresizlik ve Din


nsann bir ihtiyacn, istek ya da arzusunu karlamak zere harekete getii srada gerek kendi iinden, gerekse dardan kaynaklanan eitli nedenlerden dolay hedefine ulaamamas durumuna engellenme denir. Engellenme durumunda insanda gerginlik artar; fke, korku, kayg, sknt ve aresizlik duygusu ortaya kar. Engellenen birey, iinde bulunduu zor durumdan kurtulmak iin zmler ve tatmin yollar arar. zellikle insan gcn aan engellemeler karsnda din inan ve deerler gl telafi ilevi grrler. Din psikologlarnn tamamna yakn, din inan ve deerlerin insann kendi g ve abasyla stesinden gelemedii zor durumlar karsnda telafi edici, g ve gven salayc bir kaynak olduunu kabul ederler. Fakat Feud ve Marx gibi din kart kiiler bireyin dindarln yalnzca aresizlik durumlarna indirgerler. Onlara gre bir btn olarak din, esasen yolunu arm bir insan arzu, asl esas olmayan gerek d bir hayal, yanlsama veya sapmadan ibarettir. Din tutum ve davranlar onlar asndan acziyet ve tatminsizlikten doan hastalkl yaplardr. Tarih boyunca kiisel ve toplumsal tecrbeler gstermitir ki, insan stesinden gelemedii sknt, ac ve kayplardan tr kendi tesinde bir kurtarc arayarak eitli ibadet ekilleriyle ondan yardm dilemektedir. Bilindii zere hayat st seviyede dzenleyen ve kontrol eden, insann zemediini zebilen yce ve gl varlklardan sadece dinler bahseder. Bu durumda insan doal olarak dine ynelir. nsanda byle bir yneliin var olduu hususunda aratrmaclar arasnda bir ihtilaf yoktur. Tartmalar, daha ok byle bir ynelii ortaya karan isel ve evresel sebepler zerinde dmlenmektedir. Sebep olduklar engellenme ve aresizlik duygular nedeniyle insanlar ilah yardm talebine ynelten balca iki kaynaktan bahsedilebilir. Bunlardan biri, deprem, sel, kuraklk, hastalk gibi insann stesinden gelemedii iin engellendii tabiat ve dnya olaylardr. Dieri ise, stat, saygnlk, zgven kayb; bakalaryla iliki ve iletiim gl; i ve meslek sorunlar gibi yine insann tek bana kolaylkla aamayaca sosyal mahrumiyetlerdir.
Engellenme kaynaklar ile ilgili tasnif ve aklamalar iin Hayati Hkeleklinin Din Psikolojisi Kitabnda yer alan Engellenme ve Din Davran bal altnda aktarlan bilgileri okuyunuz.

56


Yukardaki aklamalardan hareket ettiinizde dine ynlendirdii dnlen engellenme ve aresizlik kaynaklar ka grupta ele alnabilir, hangileridir?

eitli dnemlerde bilim adamlar tarafndan gerekletirilen aratrmalar, aresizlik ve mahrumiyetlerin zellikle yoksul olanlar din davrana ynelterek dindar bir kiiliin oluumuna katk saladn ortaya koymutur. Din, dnya tesi ama ve hedefler gstererek; ektiklerine kar eitli telafi ve mkfatlar vaat ederek engellenmi insana, gven alar; gerilimini dengeleyerek rahatlamasn salar. Aratrmalara gre insanlar, beklenmedik felaketlerle, sava, hastalk ve lm tehlikesiyle karlatklarnda dua ve ibadetlere daha fazla zen gstermekte ve daha fazla devam etmektedirler. Engellenmenin youn olduu bylesi durumlarda dindarlar, Tanrnn umulmadk gl mdahalelerine byk bir nem vermektedirler.
Konuyla ilgili aklama ve bulgular iin Argyle-Hallahmi, Din Davran Teorileri, www.sbe.erciyes.edu.tr/dergi/sayi_16/15_kusat.pdf adresinde yer alan eviriyi okuyabilirsiniz.

Benzer bir eilim, sosyal mahrumiyetler karsnda da sz konusudur. Yaad toplum ierisinde bireysel kimliini tehdit eden eitli engellerle karlaan, ekonomik ve sosyal statsn kaybedenler; kendilerini toplumdan soyutlanm kimsesiz kalm hissedenler, doal olarak sosyal destek bulacaklarna inandklar hedeflere ynelebilirler. Bu noktada zellikle din gruplar, cemaat ve tarikatlar, besledikleri birliktelik ve kardelik ruhuyla sosyal destek arayanlar iin esiz ortamlar sunar. Din gruplar, saladklar maddi ve manevi imknlarla bir taraftan toplumda hakszla ya da baarszla uram insanla dayanmaya ynlendirirken, dier taraftan da onlara kaybettikleri sosyal staty, aidiyet duygusunu ve sosyal kimlik algsn yeniden kazandrabilir. Bylece grup iinde srp giden deerler sistemi iselletirilerek yeni bir dindarlk ekli geliebilir. Btn bunlarn yannda, srf aresizlikten kaynaklanan din ynelimin srekli ve kalc bir dindarl garanti etmediini belirtmemiz gerekir. nk artlar normale dndnde ou kiilerin eski din d alkanlklarna geri dnd grlmektedir. Bazlar ise, bu durumlarda din inan ve deerlere kar daha isyankr ve tepkili bir tutum gelitirebilmekte ya da umutlarn tamamen kaybederek byk bir ruhsal kntye srklenmekte ve her tr olumlu gelimeden uzak kalmaktadlar.

Anlama, Bilisel Tatmin ve Din


nsan alglama, dnme, yorumlama, tasarlama gibi dier canllarda bulunmayan zel zihinsel srelere sahiptir. Kukusuz sahip olduu bu zel zihinsel donanmla o, iinde yaad hayat ve evreni, karlat her olay, kendini tatmin edecek lde anlamaya ve yorumlamaya alr. Bu yneli, temel bir ihtiya olarak zihinsel yapsnn en nemli zelliidir. Daha ak bir ifadeyle, zihin boluk ve belirsizlik kabul etmez; mutlak kesinlik arzusuyla bilisel tatmin arar. nsan, zihninde oluturduu bilisel haritalarla hayat anlamlandrr; durumlar ve olaylar karsndaki konumunu tayin eder; kendisi ve kendi tesi ile olan ilikilerini dzenler. Ne kadar zel donanml olursa olsun insan zihni, bilin alanna intikal eden sorularn tmn cevaplama, aklama, yorumlama ve zmleme

57

yetisine sahip deildir. En zeki insanlarn sra d almalar bile, zihinlerini ancak belirli bir noktaya kadar gelitirebilir. Snrl depolama ve ileme kapasitesinden doan bu bilisel eksiklik, zorunlu olarak insan kendi dnda ve ou zaman tesinde farkl anlamlandrma kaynaklar aramaya sevk eder. Araylarnn bir ksmna bilim ve ideolojiler cevap verebilir. Ancak insana ait zihinsel rnler olarak bu bilgi kaynaklar, snrllklar nedeniyle bilisel tatmin ve kesinlik arzusu iin yeterli olmaz. Zira zellikle akl aan dinmetafizik konularda bilimin ya da insan rn aklama sistemlerinin syleyebilecei ok ey yoktur. te bu alan, dinin hkim olduu ve sznn getii zel bir alandr. nsan, ancak dine mracaat etmekle, zihninde baka bir ekilde doldurulamayacak boluklar telafi edebilir ve bylece ruhunu gerginlikten kurtarp rahatlayabilir. Nitekim inan ve tutumlar zerinde yaplan birok aratrma, din inancn ou zaman bilisel ihtiyalar tatmin ettiini; uyumlu, dengeli, anlalabilir bir deerlendirme anlay sunduunu ortaya koymutur. Peki din, kendini insann zihinsel dnyasna hangi nitelikleriyle takdim eder?
Bilisel tatmin ve kesinlik arzusu asndan dinin en nemli avantaj nedir? zerinde dnnz.

Her eyden nce din, insann yaad hayat iinde kendini uygun bir yere yerletirmeyi mmkn klacak zel bir bavuru erevesi hazrlar. Bu hazrlkta o, nce yaanan gereklii yorumlar; sonra insan bu gerekliin iinde uygun bir yere yerletirir. Sonra da ona, nasl yaamas gerektii ile ilgili rehberlik sunar. Bu noktada din, bir yandan zellikle zihinsel alana gelen verileri, anlaml btnler halinde dzenleyici fonksiyonuyla, dier yandan da zihnin kendi bana aklayamad ya da aamad metafizik sorunlar aklayc ynyle, byk bir ilev grr. Baz din psikologlar din inanlar bireylerin evresel artlarla ba edebilmek, olaylar aklayabilmek ve yorumlayabilmek iin bavurduklar zihinsel kategoriler olarak tanmlar. Fonksiyonu gerei din, zihinsel unsurlar ayrtrma, birletirme, uzlatrma gibi etkinlik noktasnda olduu kadar, zihinsel atmalarn, karmaalarn ve belirsizliklerin zmlenmesinde de nemli bir dzenleyicidir. Ergenler zerine yaplan aratrmalar, onlarn dine ynelilerindeki zihinsel etkenlere dikkat ekerler. Genlerin din ile ilgilenmelerinde en ok dinin bilinmeyenlerle ilgili gereki aklama ve yorumlar sunmas; hayatn amac ve bireysel kimlik problemlerine ynelik olduka doyurucu ve tutarl hazr zmler ortaya koymas olduu grlmektedir. Toparlayacak olursak, bilin alanna gelen tm verileri zihin deerlendirir. Ancak bunlarn hepsini, sahip olduu snrl kapasiteyle anlalr klamaz. Bilimsel veriler ona ancak snrl bir katkda bulunabilir. Zira ne kadar ilerlemi olursa olsun bilimin susmak zorunda kalmasna karn dinin aklayabilecei pek ok konu vardr. Bu balamda zihnin ancak dinin yardmyla zebilecei temel problemleri, be ana grupta toplamak mmkn grnmektedir. Bunlar: 1. Evrenin ve dnyann yaratl; hayatn anlam ve amac gibi mantksal zm olmayan sorular; 2. Ac tecrbeler, doal felaketler, lm gibi hayatn zorlayc ve olumsuz grnen ynleri; 3. Hakszlk, adaletsizlik, baarszlk, fakirlik gibi bireysel ya da toplumsal engellenme ve mahrumiyet ekilleri;

58

4. uur, yaratclk, estetik ve mistik tecrbeler gibi bilimin henz aklayamad tabii sreler; 5. Zihinsel boyutta ele alnan kimlik problemleri ve hayat felsefesi.

Sululuk, Gnahkrlk Duygusu ve Din


Her insan, dzenli ve huzurlu bir hayat yaayabilmek iin kendisi ve bakalar ile olan ilikilerinde belirli kurallara uymak zorunda olduunu bilir. Bu kurallar birey, doduu zaman kltrn bir zellii olarak ailesi ve yakn evresinde hazr bulur. Zamanla toplumsallatka, onlar iselletirerek ahlak deerler olarak kendisine mal eder. Bylece o, davranlarn bu deerlerin szgecinden geirerek planlar ve uygular. Din, ortaya koyduu btnc ve tutarl deerler sistemiyle hem bireyin, hem de toplumun hayatn dzenleyen en gl sosyal kurumdur. Dinde inan esaslarnn ahlak ilkelerle de yakndan ilikisi vardr. Dolaysyla dine bal olanlar, btn yapp ettiklerinde iman ile ahlak birlikte ve bir btn olarak yaarlar. Din, ahlak deerlere zel bir nem verir ve ballarndan bunlara uymalarn ister. Davranlar deerlendirirken iyi ve kt kavramlar yanna sevap ve gnah nitelemelerini de ekleyerek din bir ereve hazrlar. Din her emir ve tavsiyede, ahlak ilkelere sarlmay zendiren bir yneltme varken, her yasan ve sakndrmann znde de mutlaka bir ahlak ilkeyi koruma sz konusudur. Bu yapsyla din, ahlak ilkelere uyanlar dnya ve ahirete ynelik vaatlerle dllendirirken, uymayanlar da ceza meyyidesiyle uyarr. Din inanlar ahlak deerleri destekleyip zendirdiine gre iyi ve sevap araynda olanlar, doal olarak dine ynelebilirler. Burada sorulabilecek soru udur: Acaba ahlaki kayglar; ktlk ve gnahn yol at sululuk ve gnahkrlk duygular dine yneltir mi? Her eyden nce sululuk duygusu, insan tabiatnn gdleyici evrensel niteliklerinden birisidir. Psikanalistlerin zellikle vurgulad gibi temelleri daha ok ocukluk dnemi ana-baba-ocuk ilikilerine dayanr. Ancak, bu duygu, yaanan bir vaka olarak hayatn her dneminde ilenen sulara bal olarak tekrar tekrar ortaya kabilir ve insan ciddi tercihlerde bulunmaya zorlayabilir. Sululuk duygusunun kaynaklar, toplumda su veya yasak kabul edilen davranlara bal olarak deiir. Bununla birlikte yaygn kanaate gre temel kaynaklardan biri, cinsellik igdsnn yaratt ahlak sorunlardr; dieri ise, bencillik ve diergamlk arasnda kan atmalardr. Yani, kendi kiisel istekleri ile iinde yaad kltrn beklentileri arasnda kan tercih atmasdr. Vicdan, toplumun kabul ve kurallarnn insandaki temsilcisidir. Vicdan, balangta anne-babann, daha sonralar ise toplumun iyi-kt, doru-yanl, gzel-irkin gibi temel kabullerinin iselletirilmesiyle oluur. Duruma gre ok kat olabilecei gibi ok esnek de olabilir. Baka bir ifadeyle vicdan, bireyin sergiledii davranlarnda toplumun deerlerine uyup uymadn denetleyen i hkimdir. Birey su iledii zaman, vicdan devreye gider ve suluyu iledii suun muhtemel sonularna gre yarglar ve mahkm eder. Kukusuz bu mahkmiyet, bireyde sknt ve gerilimlere yol aabilir. Bu durumda o, vicdann rahatlatmak ve gerilimden kurtulmak iin suunu telafi edecek bir takm araylara girebilir. Suun dindeki karl gnahtr. Vicdann mahkmiyetini ifade eden sululuk duygusunun dindeki karl gnahkrlk duygusu; vicdan

59

mahkemenin karl ise, ilah mahkemedir. Dinin emirlerine uymad ya da yasaklarn inedii zaman, dindarda gnahkrlk duygusu doar ve neticede kendini ilah mahkemede mahkm edilmi hisseder. Doal olarak o da, mahkmiyetten doan gerilimden kurtulabilmek iin din telafi araylarna girer. Bu durumda sululuk ve gnahkrlk duygular dine ynelten kaynaklar arasnda saylabilir. Nitekim yaplan pek ok aratrma sonucunda, bu kabul dorulayacak bulgular otaya kmtr.
Sululuk ile gnahkrlk duygusu arasnda fark var mdr, varsa fark douran temel e nedir? zerinde dnnz.

A.B.Dli ilk din psikologlarnn ergenler zerine yaptklar aratrmalar, dind bir hayattan sonra dine dn yapan genlerin din deiim ncesi gl bir sululuk duygusu yaadklarn ortaya koymutur. Yaplan bir aratrmada ani dine dn yapanlarn %55inin gnahkrlk duygusundan ikyet ettikleri ve ancak bu dnten sonra kendilerini rahatlk ve gnl holuu iinde bulduklar tespit edilmitir. Genlerle ilgili yaplm dier aratrmalarda da benzeri sonulara ulalmtr. Buna gre dindar genler, gl bir gnahkrlk duygusuna sahiptirler. Netice olarak konunun banda sorduumuz soruya tekrar dnersek, cevab u ekilde zetleyebiliriz: Din inan ve deerler sululuk ve gnahkrlk duygularnn yaanmasna yol at kadar, bu duygularn kskacnda vicdan szlayan kimseler iin de telfi ve teselli kayna oluturmakta, bylece ift ynl bir gdsel etkinlikte bulunmaktadr.

DNDARLIIN SOSYAL VE KLTREL KAYNAKLARI


Her insan, kendini dier sosyal yaplardan ayran temel zelliklere sahip belirli bir toplum iinde doar. Her toplumun, kkleri uzun bir gemie dayal belirli duygu, dnce, tutum ve davran kalplarndan oluan zel bir kltr vardr. Daha bebeklik dneminden itibaren birey, toplumun kltr zellikleriyle tanr ve onlar iselletirerek zamanla toplumun bir yesi olur. Din, kltr dzenleyen ve ekillendiren en nemli kurumlarn banda gelir. ocuun kltrle tanmas, ayn zamanda din ile tanmas anlamna gelir. Bu tanklk, bir taraftan model ald kiilerin etkisiyle; bir taraftan toplumdaki din kurumlarla olan etkileimiyle ve son olarak da eitim yoluyla gerekleir.

Sosyal renme ve Din


renilen ve zamanla alkanlk haline gelen her davrann kiisel ve evresel boyutlar vardr. Dardan gelip alglanan uyarclar, ancak zihinde dzenlenip deerlendirildiinde davran haline gelebilir. nsan srekli bilgi alan, renen bir varlktr. renmelerinin %80-82 kadarn grerek; %10-12 kadarn ise iiterek kendine mal eder. Grme ve iitmeye dayal bilgilenmelerde, dier insanlar taklit etmenin pay olduka byktr. Her insann kiilik geliiminde, zellikle taklit ettii veya benzemeye alt belirli zdeim rnekleri ve davran modelleri vardr. Bunlar, bata annebaba olmak zere aile yeleri; yakn arkadalar; ilgi alanna gre din, bilim, sanat, spor ve elence dnyasndan sevilen ve saylan bireylerdir. nsann kiilik ve kimlii, byk lde setii modellerin gr ve davranlarndan

60

etkilenerek oluur. Buna model alma yoluyla renme denir. Sosyal evrede gerekleen en yaygn renme model alma; gzlemleyerek renme, taklit, zdeleme ve iselletirme srelerini birlikte ihtiva eder. Sosyal renmede davrann kazanlmas ya da deitirilmesinde, pekitirmenin de zel bir yeri vardr. Ancak, insan sadece kendisini pekitirmekle deil, bunun yannda bakalarnn davranlarn ve bu davranlarn sonularn gzlemleyerek dolayl pekitirmeler yoluyla da renir
Teoriyle ilgili aklamalar iin Demirba ve arkadalar tarafndan kaleme alnan Sosyal renme Teorisine Dayal retim Etkinlikleri balkl makaleyi, http://w3.gazi.edu.tr/web/muratde/m3.PDF adresinden okuyabilirsiniz.

Konun devamnda cevap arayacamz soru udur: Sosyal renme, dindarla kaynaklk edebilir mi? Dindarlkta ve din davranta sosyal renmenin hangi boyutu en fazla etkindir? Aratrmalara gre model ile renme, younluu geliim dnemlerine bal olarak deimekle birlikte, hayatn her aamasnda geerliliini koruyan bir renme biimidir. ocukluk dneminde en fazla taklit edilen ve zdeleilen modeller anne-babadr. Doal olarak ocuk, daha bebekliin balarndan itibaren duygusal yaknlklarn derinden hissettii ebeveynine yneliktir. Gven ve sevgi esasna dayal ilikileri, zamanla ocuun anne ve babasyla zdelemeyi; yani kendisini onlarla bir tutmay beraberinde getirir. zdelemenin etkisiyle ocuk, anne babasnn tm davranlarn taklit etmeye ve onlara uygun davranmaya alr. Bylece din davranlar da ocuun dnyasnda yer bulmaya balar. Konuyla ilgili yaplan aratrmalarn tmnn ortak tespitine gre, din tutum ve davranlarn temellenmesinde en etkili faktr, ilk ocukluk dnemindeki aile ilikileridir. ocukta korunma ve balanma ihtiyacnn ve merak duygusunun gl olduu; bu nedenle de ilk din etkilere ak ve istekli olduu hususu, bilinen bir gerektir ocuk en yakn olarak anne-babasnn sz ya da davranlarn merakla izler ve ou zaman acemice tekrarlamaya alr. Bilindii zere ocuun bu taklit abalar, ebeveynlerin houna gider ve sevgi gsterileriyle dllendirilir. Zamanla bunun farkna varan ocuk takdir ve onay kazanmak iin din davranlar da dhil taklitlerini sklatrr ve daha zenli davranr. Bylece din kavram, sz ve uygulamalar yaygnlk kazanarak pekiir. Aratrmalara gre, ocuun bulunduu bir ortamda ibadetlerin yerine getirilmesi; eitli dllerle ibadetlere katlmaya zendirilmesi, dindarlnn temellenmesinde model davranlar olarak byk bir rol oynamaktadr. Bu noktada dikkat ekilen balca husus, namaz klma, dua etme ya da Kuran okuma gibi ibadetler yerine getirilirken bunlarn beenilen, takdir edilen iyi bir davran biimi olarak yceltilen davranlar halinde ortaya konmasdr. Artan yala birlikte ocuun anne-babasndan bamszlap arkada gruplarna ynelmesi, model anlaynda da farkllamalara yol aar. ocuun zdeim rnekleri deiir. Anne-babann model etkisi g kaybeder, yeni modeller g kazanr. lkokul yllarnda bata arkadalar olmak zere, retmenler, medyada ska gndeme gelen eitli meslekten nller, yeni zdeim rneklerini tekil edebilir. Aratrmalara gre ergenlik dneminde en gl model, akranlardr. Bu dnemin ayrc zellii olarak ergenin biyolojik, psikolojik ve sosyal hayatnda kritik deimeler gndeme gelir. Ergen, ocuk ile yetikinlik arasnda skm bir psikoloji yaar. Her

61

konuda zihnini megul eden sorular vardr ve bu nedenle ciddi bir rehberlik ihtiyac duyar. Sorunlarn genellikle akranlaryla paylar. Onlardan bilgi almaya alr. Bu dnemin ayrc niteliklerinden bir dieri, ergenin etrafndaki eitliliin farkna varmasdr. Bu fark edi, onu kendi kabullerinin doru olup olmadyla ilgili sorgulamaya yneltir. Bu arada din kabullerini de sorgular. te bu noktada din modeller yeniden nem kazanr. Yaplan bir aratrmaya gre zellikle ocukluk dneminde olumlu bir din geliim yaayanlar, ergenlik dneminde, en fazla din adan gvendikleri modellere ynelmektedirler. Bu yneliin amac, sadece ergenin aklayamad metafizik sorulara cevap bulmak ya da din sorunlara zm aramak deil; ayn zamanda belirli bir kimlik yaps ve hayat gr gelitirmede uygun davran kalplar bulmak amacn da tamaktadr.
Kiilik ve kimlik geliiminde din ve din modellerin rolyle ilgili aklamalar iin A. Ulvi Mehmedolunun Kiilik ve Din Kitab ile Naci Kulann Kimlik ve Din adl kitabnn ilgili blmlerini okuyunuz.

Dindarln temellenmesi ve gelimesinde en nemli sosyal renme imknlarndan birisi, kukusuz vakf, dernek, cemaat gibi teekkllerin oluturduu din gruplardr. Din gruplar, ne srdkleri kiilik ve davran modelleriyle yelerinin din yaantlarn dorudan etkiler. Bu tr gruplarn aidiyet, kimlik, bilgilenme gibi pek ok ihtiyacn din balamnda giderilmesinde nemli bir boluu doldurduu, aratrmalarla tescil edilmektedir. Sonu olarak birey, hayat boyunca toplumda sregelen din ilikilerden, dolayl ya da dolaysz etkilenir. Dine ihtiya duyup duymamasna bal olarak din ve dindarlarla balantsn srdrr; evreden etkilendii gibi evresini de etkiler.

Toplumsallama ve Din
En basit tanmyla toplumsallama, insann zamanla birlikte toplumun bir yesi haline gelmesidir. Toplumsallama, bireyin belirli bir toplumsal evrede kiilik kazanmas, toplumla btnlemesidir. Sosyolojik bir kavram olarak toplumsallama; yaamn devam ettirebilmek iin yardma ihtiya duyan insann, iinde doduu topluma uyum salama srecidir. Bu sre iinde insan, iine doduu toplumun kltrel deerlerini renir ve kendine mal eder. Toplumsallamada tm ilikiler, kltrel unsurlar zerinden salanr. Her toplumun kendini dierlerinden ayran zel bir kltr mevcuttur. Sosyolojik bir olgu olarak kltr, en geni anlamyla bir yaam biimi olup bir topluma has tm ifade ve etkileim ekillerini ierir. Bu anlamda o, insann toplum ierisinde yapp ettiklerinin toplam saylr. Kltr, toplumun binlerce yldan beri oluturduu ortak amalarn, beklentilerin, deerlerin, inanlarn, duygu ve dncelerin; ksaca ortak deer ve davran kalplarnn depolanp sakland bir tr toplumsal bellek olarak da kabul edilebilir. Bu toplumsal bellekte, sonraki kuaklar alayacak zel bir kltr mayas korunur. Kltrn sonraki kuaklara aktarlmas kltrleme ile olur. Kltrleme, toplumlarn kendisini oluturan bireylere belli bir kltr aktarma, kazandrma eylemidir. Bu srete toplumun istedii insan eitme; onu

62

denetim altnda tutarak kltrel birlik ve beraberlii salama; bu yolla da toplumsal bar ve huzuru salama hedeflenir.
Toplumsallama ve kltr kavramlarnn tanm ve boyutlar iin, http://www.historicalsense.com/Archive/Fener64_1.htm adresinde yer alan bilgileri okuyunuz.

Her kltr, biri somut ya da maddi, dieri soyut ya da manevi olmak zere iki temel yapdan oluur. Kltrn maddi yapsnda toplanan eler, kprler, kervansaraylar, camiler, mzik aletleri vb. sanat, mimari ve edebiyat eserlerinden oluur. Giyim-kuamla ilgili eler ile gnlk hayatta kullanlan eitli ara ve gereler de maddi kltr eleridir. Manevi kltr yaps; dil, ahlak kurallar, din, estetik anlaylar, rf ve adetler, gelenek ve grenekler, dnce eserleri, tarih bilinci vb. elerinden oluur. Din, kltr oluturan, zenginletiren ve koruyan nemli bir edir. Dinin en byk ilevi, kltr tutarl ve gl bir sistem etrafnda btnletirmesidir. Esasen din, kltrn iinde bir para deil, onu aan ve organize eden ok daha gl bir deerler sistemidir. yle ki, din birok milli kltr birbirine balayabilir ve btnletirebilir. rnein slam kltr, doudan batya ve kuzeyden gneye pek ok milletin kltr iin emsiye grevi grr ve birbirine balar. Bu anlamda Mslman kavram, Trk, Arap, Msrl, ranl gibi kimliklerin zerinde bir st kimlik ifade eder. Her kltr, inanlan dinin izlerini tar. Kltrn ayrlmaz bir esi olan din, dier kltr eleri zerinde byk bir etkiye sahiptir. Hepsinin yapsnda dinin izleri mevcuttur. Bu izleri somut olarak, ibadethanelerde, tarihi eserlerde ya da sanat eserleri zerinde ssleme ve ileme olarak grmek mmkndr. Bunlar bazen resimler, bazen de yazlar halinde aktarlr. Ayn ekilde dinin soyut ya da manevi izleri de; din ve edeb trenlerde, rf ve ananelerde kutsal metinleri okuma, ilahiler, dualar eklinde icra edilen uygulamalar olarak grlebilir. Kiilik toplum ierisinde gelitiine gre acaba kiisel dindarl toplumsal eler mi oluturur. Bu elerin insann dindarlamasndaki yeri ve fonksiyonu nedir? Bu soruya, insann kltrel elerle ilikisinden hareketle cevap vermek mmkn grnmektedir. nsan kiilii, toplum ve kltrn oluturup biimlendirdii bir yapdr. Kiiliin iki temel blmnden birisi olan karakter, bireyin toplumla olan ilikileri sonucu kazanm olduu sosyal, din ve ahlak deerlerin uyumlu bir btnnden ibarettir. Bu kiilik yaps, davranlarn doru ya da yanl, iyi ya da kt olduunu belirler ve bireyde otokontrol salar. Din-ahlak bir karakter ksa bir srede gelimez. ocukluun ilk yllarnda balar; baka insanlarla ve kltrel elerle etkileim sonucunda olgunlar ve hayat boyunca deiip gelimeye devam eder. Konuya Trk kltr balamnda yaklatmzda, mimariden sanat ve edebiyata, dilden rf ve ananelere kadar her kltrel ede, slam dininin izleri rahatlkla tespit edilebilir. ocuk ou zaman daha ilk dil deneyimlerinde namaz, oru, ezan, sevap, gnah gibi din kavramlar kelime daarcna katar. Din-kltrel zenginlikle tanmas, esasen sosyal hayata alp toplumsal kurumlarla ilikiye girmesiyle mmkn olur. Zamanla evresini tanr; cami, Kuran kursu, vakf, mftlk gibi din kurumlarn; cuma namaz, bayram namaz, ramazan, kurban gibi ibadet ekillerinin; kandil, dn, cenaze gibi din referansl rf, adet ve uygulamalarn var olduunu ve toplumsal hayatta nemli etkiler icra ettiinin bilincine varr. te gerek hayatn iinden bu tr pek ok din sembollerle karlamas; gerek

63

dinin sosyal uyum ve btnlemeyi salayan hayr, sadaka vb. olumlu uygulamalarla insanlara hizmet sunduunu fark etmesi ve gerekse eitim ve eitim d bir takm etkinliklerle bizzat din mesajlarla yz yze gelmesi, bireyin dindar bir yap kazanmasna yol aar. zet olarak birey, hayatnn ilk yllarnda ailesi ile olan etkileiminde din ile ilk defa karlar. Bu karlamann kalitesi ve ie yararll, ailenin dine bak asna gre deiir. evre ile ilikilerinin balad andan itibaren birey, toplum ve kltrdeki din eitlilik ve zenginliin farkna varr. Bu farkndalk, onu hem toplumun din uygulamalarna, hem de kltrn din muhtevalarna ortak klar. Zamanla toplumsallamadan edindii din birikimi, karakterinin temel izgisini belirler ve bylece dindar bir kimlikle hayata katlr, teden beri etkilendii evreyi bizzat etkilemeye balar.

Eitim ve Din
Her ne kadar dine ynelik ruhsal bir hazrlktan sz edilebiliyorsa da insan, doutan dindar olarak dnyaya gelmez. Dindarlk, temelleri ilk ocukluk yllarnda atlan; her geliim evresine bal olarak deien, gelien ve nihayet olgunlaan uzun soluklu bir din yaplanmadr. Esasen ocuun kendini dier insanlardan ayrmaya balad 2-3 yalarndan itibaren yaanan her trl bilgi ve deneyim, onun din ve ahlak geliimini de etkiler. En geni anlamyla eitim, insann doumundan lmne kadar sren amal kastl bir davran deiiklii abasdr. Bu anlamda eitim, bireyin, hayata ortak olmasnda gerekli olan tm biyolojik, psikolojik ve sosyal sreleri ierir. nsan hayatnda ortaya kan tm deime ve gelimeler, sistemli ya da resm, geliigzel ya da gayri resmi bir eitim faaliyeti olarak dnlebilir. Dindarlk ile eitim kavramn birlikte deerlendirdiimiz bu noktada cevab aranacak soru udur: Kiisel bir din hayat ifade eden dindarln gelimesinde eitimin katks nedir? Bu katknn salanmasnda hangi kurum ve eler rol oynamaktadr? Yukarda ilenilen sosyal renme ve din ile toplumsallama ve din alt balklar altnda zellikle dikkat ekilen nemli bir kurum olan aile kurumu, dindarln eitim boyutu konusunda da en nemli kurum niteliini tamaktadr. Kaba bir basamaklandrma yaplacaksa, dindarln aile ortamnda temellendii; daha sonra okul, kurs, ibadethane, vakf, kitle iletiim gibi rgn ve yaygn eitim kurumlar araclyla gelitirildii sylenebilir. Bu srete birey, duruma ve koullara gre sz edilen kurumlarn sadece birinden, bir ksmndan ya da hepsinden yararlanabilir. Konun devamnda sz edilen kurumlarn eitim ve din balam zerinde durulmaktadr. Eitim ile yakndan ilgilenen tm uzmanlar, insan hayatnda en kkl ve kalc etkilerin aile kurumunda gerekletii hususunda fikir birlii iindedirler. Aile eitimi erevesinde ocuk daha ok pasif-alc taraf, annebaba ise aktif-verici taraf temsil eder. Dolaysyla aile ii eitim, psikolojik hazrlk itibaryla ocuun en kolay ekillendii eitim srecini tekil eder. Bu erevede ocuun din duygu, dnce ve tutumlarnn byk bir ksm, anne-babann din tercihlerine bal ekillenir. Ebette, sz konusu din yaplarn karmak ve kararsz ya da dzenli ve tutarl olmas, anne-babann ocuklarna aktardklar din ieriklerin dzenli ve tutarl olup olmamasna baldr. Doal olarak ocuun dindarl, sahip olduu din-ahlak birikiminin kiilii zerindeki bir yansmas olacaktr.

64

ocuk, okul ayla birlikte, daha nce ailede ekillendirdii ilk dindarlk biimiyle evreye alr. Aileden topluma uzanan evre ierisinde o, pek ok eyi yakndan grr ve grdklerinden etkilenir. Kukusuz yeni yeni tant bu sosyo-kltrel evre, ocuun duygu, dnce, tutum ve davranlarn belirler, deitirir ve zenginletirir. Bu erevede ocuk ierisinde yaad toplumun diniyle de doal olarak karlar ve din olgularla iliki kurar. Bylece din, deiik biimlerde kendini ocua duyurur. ocuk da evresinin ve doutan gelen isel eilimlerin yardmyla gelecekte yaayaca din inanlar bu aamada sistemletirmeye balar. Toplumsal anlamda zamanla zenginleen ilikileri, ocua bir taraftan evresinde yaanan dindarlk biimlerinin ne kadar farkl olabileceini gsterirken, dier taraftan da yaad evrede etkin olan din kurumlarla tanma frsat verir. Dindarlk geliimini belirleyen i ve d faktrler, onun bundan sonraki dindarlk yaplanmasnn nasl devam edeceini byk lde tayin eder. Bu balamda rnein aile ve evresi tarafndan gdlendii takdirde birey, evresindeki din kurumlardan dorudan da yararlanabilir. Trk kltrnde cami, Kuran kursu, zel vakf ya da cemaatler, yaygn din eitimi noktasnda etkin kurumlarn en nemlileridir. Bunun yannda rgn eitim kapsamnda retim veren mam-Hatip liseleri ve lahiyat fakltelerinde okutulan meslek ve din bilimleri dersleri ile dier orta retim kurumlarnda verilen Din Kltr ve Ahlak Bilgisi dersi, uygun ve sistemli bir dindarln gelitirilmesinde nemli bir rol stlenmektedir. Gerek yaygn ve gerekse rgn eitim kurumlarnda verilen din eitimin, dindarlk adna temelde iki nemli ilevinden bahsedilebilir: Her eyden nce bu kurumlarda verilen din eitimi, aile evresi ve dier din kurumlardan aktarlan nceki din birikimin doruluunu ve yeterliliini test etme imkn verir. Dier taraftan ise, daha yeni, gncel din bilgi ve deneyimlerin kazanlmas noktasnda nemli imkn ve frsatlar salar. Eitim sreci; ocukluk, ergenlik, yetikinlik ve yallk dnemlerinde younluu deimekle birlikte kesintiye uramayan bir sretir. Dolaysyla birey, ihtiya duyduu her dnemde din retim ve eitim alma imknna sahiptir. lkemizde yaplan aratrmalara gre yetikinlerin nemli bir blm, bata TV olmak zere, radyo, CD, DVD, gazete, dergi gibi kitle-iletiim aralarndan yararlanarak din bilgi ve deneyimlerini artrmaktadrlar. Dier bir blm ise, Diyanet lerine Bakanlna bal din hizmetlerinden ya da zel vakf, dernek ve cemaat etkinliklerinde dorudan yararlanmay yelemektedir.

zet
Gnmzde her kesimden insann tereddtsz kabul edebilecei bir gerekten bahsedebiliriz: nsan, antropolojik aratrmalarn da tescil ettii zere tarihin derinliklerden gnmze kadar hibir dnem kutsalla ilikisini koparmamtr. Dahas, bugn dinin evrenselliinden hareketle insan tanmlarken dindar insan ya da inanan-insan (homoreligious), kavram yaygnlk kazanmaktadr. nsan din ile balantl hale getiren en temel faktrlerin banda inanma ihtiyac ve buna bal olarak hakikat aray gelir. Bunun anlam, inan ve insan ayrlmaz bir btnden ibarettir. Kukusuz bu kabuln bilimsel temelleri, getiimiz asrn balarna uzanr. nsan-din ilikisi, zellikle sosyal bilimler alannda zamanla en fazla tartlan konular arasnda yer almtr. Din Psikolojisi evreleri, tartmalarn ban ekmitir.

65

Lehte ve aleyhte pek ok fikir dile getirilmitir. Bu fikirleri din davrann kaynaklar ya da din gdler gibi balklar altnda din psikolojisi kitaplarnda bulmak mmkndr. Tabiat gerei insan anlam ve btnlk arayndadr. Din ise insan btnne hitap eder; yani, insann makul tm ihtiyalarnn zmne cevap verme iddiasndadr. nsann kutsal ile etkileiminde dinlerin temel grevi, inanma ihtiyacn karlamak ve bylece insann ruhunda maneviyat iin ayrlm boluu en uygun ekilde doldurmaktr. Yap ve fonksiyonlar itibaryla tm sistemli dinler, sahip olduklar genilemesine, derinlemesine ve uzunlamasna boyutlaryla, insann biyolojik, psikolojik ve sosyo-kltrel ihtiyalar iin esiz imknlar sunar. nananlar bu imknlar, kendi kiisel bilgi ve deneyimleri lsnde kullanarak kendine zg farkllam bir dindarlk biimi gelitirirler. nsan dine ynelten ve bylece dindar bir kiilik yaps gelitirmesine yol aan bir takm biyolojik, psikolojik ve soyo-kltrel kaynak ya da gdlerden bahsedilmektedir. zellikle muhtevalar ve ilevleri acndan bu gdler, temelde inanma ihtiyacnn eitli grntleri olarak kabul edilebilir. Yaplan aratrmalar ana hatlaryla deerlendirildiinde, nite iinde aklamaya altmz sz konusu kaynaklarn dine ynelttii tescil edilebilir. Ancak aklda tutulmas gereken nemli bir husus olarak bu kaynaklar, tek bana dindarla ynlendirebilecek ierik ve gce sahip deildir. Bir baka nemli husus da udur. Bir ksm aratrmalarn da gsterdii gibi insan dine ynelten gd ve ihtiyalar, bazlarn din d araylara da yneltebilmektedir. Bu insanlar, din ieriklerin dnda kendilerini tatmin eden farkl fikir ve kabuller bulabilmektedirler. Ayn ekilde bu ihtiyalar, duruma gre dine yaklatrmak yerine dinden uzaklatrabilmektedir. Btn bunlar, dindarln ne kadar deiken olabileceinin bir gstergesi olarak grlmelidir.

Kendimizi Snayalm
1. I-nanma ihtiyac II-Hakikat aray III-Anlam aray IV-Ftrat Yukardakilerden hangisi/hangileri Allaha ynelik din kabiliyet ve eilimi tanmlayan kavramlardan birisidir? a. Yalnz I b. Yalnz II c. Yalnz III d. Yalnz IV e. I-II-III-IV 2. Maneviyat ile beyin arasndaki ilikiyi inceyen bilim dal aadakilerden hangisidir? a. Psikobiyoloji b. Nrobiyoloji

66

c. Teoloji d. Biyofizyoloji e. Nroteoloji

3. Canllarn kaltmsal karakterlerini tayan ve zaman geldiinde ortaya kn salayan kaltm faktrlerine ne ad verilir? a. Beyin b. Gen c. Hcre d. Sinir e. Doku

4. I-Psikoterapi II-Neoterapi III-Logoterapi IV-Fizyoterapi Yukardakilerden hangisi/hangileri Anlam Arayn retisinin merkezine yerletiren yaklamdr? a. Yalnz I b. Yalnz II c. Yalnz III d. Yalnz IV e. I-II-III-IV

5. I-Toplumsallama II-Bireyselleme III-Sosyal renme IV-Eitim ve renme Taklit, benzeme ve zdeleme davranlar yukardakilerden hangi srele daha ok ilgilidir? a. Yalnz I b. Yalnz II c. Yalnz III d. Yalnz IV e. I-II-III-IV

67

Kendimizi Snayalm Yant Anahtar


1. d 2. e 3. b 4. c 5. c Yantnz doru deilse, Girii yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Nrobiyoloji ve Din konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Tanr Geni konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Anlam Aray ve Din yeniden okuyunuz. konusunu

Yantnz doru deilse, Sosyal renme ve Din konusunu yeniden okuyunuz.

Sra Sizde Yant Anahtar


Sra Sizde 1 nsann dnda, sosyal ve kltrel bir olgu olarak mevcut olan dine Nesnel(objektif)Din, kiinin i dnyasnda duygu, dnce, tasavvur olarak yaanan dine de znel(sbjektif)Din denir. Sra Sizde 2 Hem zihinsel hem de ruhsaldr. Anlam aray bir btndr. nsann hem zihinsel boyutuna, hem de ruhsal boyutuna hitap eder. Bilgi ya da sorularna cevap arayan insan da, huzur arayan ya da anlamszlktan kaan insan da anlam aryor demektir. Sra Sizde 3 Birincisi, insann kar koymad tabiat ve dnya olaylar ikincisi de insann tek bana kolayca aamayaca sosyal mahrumiyetlerdir. Sra Sizde 4 nsan tecrbesini aan, tabiatst, metafizik ve evrensel kesin dorular. Sra Sizde 5 Sululuk duygusu normal insani/ahlaki geliimin, gnahkrlk duygusu din ve inan geliiminin sonucudur.

Yararlanlan Kaynaklar
Argyle, M. - Hallahmi, B. (2004). Din Davran Teorileri, ev. A. Kuat ve di.) Erciyes n. Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, 16/1.

68

Bahadr, A. (2002). nsann Anlam Aray ve Din, stanbul Bernhard, G. (1996). Religionspsychologie, Mnchen Emmons, R. - Paloutzian, R.(2010). Din Psikolojisi: Dn Bugn ve Yarn, Din Psikolojisi,(ev. A. Ayten), stanbul. Eel, E. (2009). Din ve Mistik Deneyimlerin Muhtemel Bilisel ve Nrobiyolojik Dzenekleri, Klinik Psikofarmakoloji Blteni, Cilt: 19, Say: 2 Frankl, V. (1992). nsann Anlam Aray (ev S. Budak), Ankara. Gunther, S. (1995). Wege zur religisen Wircklichkeit, Darmstadt. Hkelekli, H. (1993). Din Psikolojisi, Ankara. Hkelekli, H. (2008). lm, lm tesi Psikolojisi ve Din, stanbul. Huxley, A. (2003). Alg Kaplar, Ankara. Karaca, F. (2000). lm Psikolojisi, stanbul. Karaca, F. (2007). Din Geliim Teorileri, stanbul. Kurz, W. (1989), Die sinnorientierte Konzeption religiser Erziehung, Wrzburg. Mardin, . (1993). Din ve deoloji, stanbul. Tarhan, N. (2004). Psikolojik Sava, stanbul. Tarhan, N. (2009). nan Psikolojisi, stanbul. Vergote, A. (1999). Din, nan ve nanszlk, ev. V. Uysal, stanbul.

69


Amalarmz
Bu niteyi tamamladktan sonra; Dindarln ok ynl etkileri olduunu deerlendirebilecek, Dindarln etkilerinin, kalitesi ile doru orantl olduunu belirleyebilecek, Dindarln psikolojik etkilerini aklayabilecek, Dindarln fizyolojik etkilerini aklayabilecek, Dindarln sosyal etki ve ilevlerini aklayabileceksiniz.

Anahtar Kavramlar
Dindarlk Ruh sal Baa kma Beden sal Deer Mutluluk Ahlak

neriler
Bu niteyi daha iyi kavrayabilmek iin okumaya balamadan nce; Asm Yapcnn Ruh Sal ve Din adl kitabnn Din ve Ruh Sal blmn inceleyiniz.

70

Dindarln Etkileri

GR
Dinin en ok kabul gren tanmlarndan birisi, insann tabiatst zelliklere sahip bir varlk olarak alglad Tanryla kurduu ruhsal ve manevi bir ilikidir. Her ilikide olduu gibi, karlkl ve canl olan bu ilikide de taraflarn birbirlerinden birtakm talepleri ve beklentileri bulunmaktadr. nsann bu ilikiden beklentisi en genel anlamda inand varl yannda ve yardmnda hissetmek iken, Tanrnn insandan beklentileri ise tavsiye, emir ve yasaklarna uygun bir hayat yaamasdr. Din psikolojisi literatrnde dindarlk, din hayat gibi kavramlarla ifade edilen bu hayat tarz genel olarak Allahla uyumlu bir hayat yaama abasna karlk gelir. Fakat Allahla uyumlu bir hayat her dindar iin ve her zaman ayn kalite ve itenlikle yaanmaz. Din anlamda Allah rzasnn temel alnd ve psikolojik olarak Allport tarafndan i gdml din ynelim olarak nitelenen dindarlk anlaynn yannda bireysel ya da toplumsal beklenti, yarar ve ilevin n planda olduu d gdml din ynelim sz konusudur. Dinin etki ve ilevlerini n plana karan bu yaklam, tamamen niyet faktr zerinde younlamaktadr. Dolaysyla, kiinin din niyeti ve asl ynelimi, yaad dindarlnn etkileri asndan byk nem tamaktadr. Yaplan btn aratrmalar igdml bir dindarlk yneliminin, d gdml dindarlk ynelimine gore ok belirgin olumlu etkiler yaptn ortaya koymaktadr. ok boyutlu bir olgu olan din hayat biimlerinde grlen eitliliin dindarlk derecelerindeki farkllkla birlemesi ortaya son derece deiken bir tablo karmaktadr. Dinin insan hayatnda yayld alanlar (inan, ibadet, bilgi, tecrbe, sosyal hayat) ve insann i dnyasnda inmi olduu derinlik seviyeleri ve bu derinliin oluum ve geliim srelerindeki farkllklar dindarl her birey iin farkl ve biricik bir hale getirmektedir. Yaanan din veya dindarlk hakknda yorum ve deerlendirme yaparken, bu durumun dikkate alnmas bir zorunluluktur. Dinin insan zerindeki etki ve ilevleri fizyolojik, psikolojik ve sosyal olmak zere temel kategoride incelenebilir. Bunlar arasnda dinin zellikle psikolojik etki ve ilevleri dierlerine oranla biraz daha n plana kmaktadr. Nitekim bu konuda retilen teorilerin byk ounluu da, dinin temel ilevinin psikolojik olduunu ileri srmektedir. Zira psikolojik bir olgu olan din inan ve deerlerin, insann ruhsal yn, kiilik ve karakteri, ruh sal, ahlaki tutum ve davranlar zerinde etkili olmas son derece tabidir. Ayrca din inancn dier alanlara olan yansmalarnn psikolojik yap ile olan yakn ilikisi ile ilgili olduu da gz nnde bulundurulmaldr.

71

Konuyla ilgili ayrntl bavurabilirsiniz.

bilgi

iin

http://www.dinpsikolojisi.org/

adresine

DNDARLIIN PSKOLOJK ETK VE LEVLER


Dindarlk ve Ruh Sal
Dinin psikolojik etki ve ilevleri dendiinde ilk akla gelen ey, din inan ve uygulamalar ile ruh sal arasndaki ilikidir. Tarih sre iinde bu konuda iki zt gr ortaya konmutur. Bata Freud ve takipileri olmak zere baz aratrmaclar dinlerin insan psikolojisini zorlayan, dolaysyla ruh saln bozan etkilerinden bahsetmi ve bu durumu ispatlamaya almtr. Ancak zellikle son dnemlerde, din inan ve uygulamalar (zellikle i gdml) ile ruh sal arasnda anlaml derecede olumlu ilikiler tespit eden oka tecrb aratrma yaplmtr. Baz aratrmaclara gre din inan ve pratiklerin ruh saln olumsuz ynde etkilemesi konusunda kanaatlerin ortaya kmasnn en nemli nedenlerinde birisi, insanlarn din kurallar s ve kat bir tarzda ele almalardr. Buradaki katln daha ok din inanlarn ve kurallarn tek boyutlu, yzeysel, son derece dar kalplar ierisinde alglanmas sonucu ortaya ktn belirtmek gerekir. Zira bu tip kktenci ve insan psikolojisini zorlayan yaklamlarn, btn din ve kltrlerde ortaya kabildii ve din kaynakl olmayan hayat felsefelerinin de bu ekilde uygulanmaya allmasnn benzer sonular dourduu sklkla gzlemlenmektedir. Din inan ve uygulamalarn ruhsal hastalkl (psikopatolojik) bir durum olarak deerlendirilmesine, bu tip yaklamlar benimseyen dindarlarda ortaya kan baz davran zelliklerinin etkisinin olduunu sylemek mmkndr. Ancak, btn toplumlarda bu tip yaklamlarn, genele oranlandnda hemen hemen son derece kk bir kesimi oluturduu rahatlkla sylenebilir. Ayrca baz normal d olaylara, aralarndaki birtakm benzerliklerden hareketle din zellikler atfedildii ve bu olaylara din bir nitelik yklendii de unutulmamaldr. Din inan ve pratiklerin psikopatoloji ile birlikte anlmas veya bu gibi durumlarn meydana gelmesini tevik eden olgular olarak grlmesinin nedenlerinden birisi de mistik tecrbelerdir. Zira mistik tecrbeler esnasnda ortaya kan baz anormal haller, zaman zaman bazlar tarafndan ruhsal hastaln iaretleri olarak alglanmtr. Ancak burada grmezlikten gelinen husus, bu tr tecrbelerin, insanlarn toplumla btnlemesi ve evrelerine uyumlarn kolaylatrc etkilere sahip olduudur. Ayrca mistik tecrbe ile izofrenik dnce ve davranlar arasndaki farklar ortaya koyan birok aratrma bulunmaktadr. Yine mistik tecrbe yaayan insanlar zerinde yaplan aratrmalarda, bu tip bir tecrbe geiren insanlarn psikopatoloji leklerinden dk, psikolojik salk leklerinde yksek skorlar gstermi olduklar grlmtr.
izofreni, kiinin kendi iine kapand ve evresi ile olan ilikilerinin ksa ya da uzun sreli koptuu ar ruh hastaldr.

72

Mistik tecrbeler ile psikopatolojik olaylar arasndaki benzerlik ve farkllklar iin Hayati Hkeleklinin Din Psikolojisi kitabnn 8. Blm Tasavvuf Psikolojisi ne bavurabilirsiniz.

nsanlar dine gdlemede sklkla kullanlan baz yntem ve yaklamlarn ve bunlarn etkisiyle din hayatta ortaya kabilecek baz psikolojik durumlarn insanlarn ruh saln olumsuz ynde etkileyebilecei dnlebilir. Zira din amalara tam olarak uygun bir hayat yaayamamann ortaya kard sululuk ve gnahkrlk duygusu, beraberinde, bunu telfi etme arzu ve ihtiyacn da gl ekilde uyarmaktadr. Bu duygu iddetli bir hal alp, saplantya dntnde hastalkl (patolojik) durumlara neden olabilmektedir. Nitekim Hristiyanlk dinindeki asl gnah retisi ve bu inan retisi ekseninde gelien cezalandrlma korkusu kiilerde derin sululuk kaygs dourabilecek niteliktedir. Hristiyan guruplar zerinde yaplan aratrmalarda, Cehennemin varlna olan yaygn inancn, baz aratrmaclar tarafndan ar sululuk duygusu ve buna bal olarak cezalandrlma arzusunun izlerini tad kaydedilmektedir. Ar bir gnah duygusu ve Cehennem tehdidi ieren din sylemlerin hangi kltrde olursa olsun baz dindarlarda bu tr bir etki yapmas beklenebilir. Taraftarlarndan tam ve sorgusuz bir teslimiyet isteyen din kurum ve liderlerin bunu salamak iin cezalandrc baz tehdit ve yaptrmlar lzumundan fazla kullanmalar bu tr sonular dourabilir. Hristiyan din adamlarnn Tanr adna insanlar affedebilme yetkisi tamalar ve gnah karma ad altnda dini trenler dzenlemelerinde, bu sululuk duygusunun ortaya kard bunalmn etkisini azaltmak amac gdlm olabilir. Zira insanlarn byk ounluunun tecrbe ettii evrensel bir olgu olan sululuk duygusu kiilerin din hayatnda rol oynayan nemli bir gd olmakla birlikte, baz durumlarda din hayat olumsuz ynde de etkileyebilmektedir. zellikle iddetli bir hal alp, bir saplantya dnt durumlarda sululuk duygusu ruhsal sal tehdit edici bir grnm arz edebilmektedir. Zira bu duygu ok youn ve dayanlmaz olduunda, kimi insanlarda buna neden olan ahlak ve din deerlere kar bilinli bir mcadeleyi de destekleyebilmektedir. Din inan ve pratiklerin ruh saln olumsuz ynde etkiledii ynndeki grler, gnmzde artk eskisi kadar itibar grmemektedir. Mesela modern psikanalistler, bugn artk Freudun yaklamlarnn birounu kabul etmeyerek, dine artk daha olumlu bir bak aasndan bakmaktadrlar. Hatta bazlar biraz daha ileri giderek, din adamlarnn ruhsal sal koruma hareketinin ilk halkasn oluturduklarn kabul etmektedir. zellikle Amerikada son zamanlarda psikoloji ile lahiyat (teoloji) arasnda byk bir yaknlama grlmektedir. Din ile nsan ve Toplum Bilimleri arasnda kurulacak ibirliinin, insann psikolojik adan iyiletirilmesi iin esas olduu neredeyse genel kabul haline gelmitir. Bunun en nemli gstergesi, din ile psikolojinin uzlamasn ifade etmek iin psikoteoloji diye yeni bir kavram gelitirilmi olmasdr. Zira gnmzde artk din ile psikolojinin her ikisinin de hemen hemen ayn amaca ynelik ilev icra ettikleri kabul edilmektedir. Esasen dinin psikolojiye nazaran daha byk kitlelere hitap ettiini sylemek mmkndr. nk her ikisinin de insana yol gsterme ve hayatnda ona klavuzluk etme gayretinde olmasna ramen, ok sayda insann psikolojiden ziyade dinin kendilerine sunmu olduu zm yollarn kabullenmi olduu gzlemlenmektedir. Hastalarnn hayatlarnda din inanlarnn hayat bir ilev icra ettiini gren psikolojik danmanlarn byk ounluu ise, bu inanlarn tedavi srecine olumlu

73

katklar salayabileceini kabul etmektedir. Bu balamda zellikle din adamlar, ruhsal hastaln erken tehisinde hem cemaatlerine hem de psikiyatristelere faydal olabilecek bireyler olarak deerlendirilmektedir. zetle belirtmek gerekirse, zellikle Bat dnyasnda din, anormal dnce ve davranlarn normalletirilmesi srecinde ilevel bir ara olarak kullanlmaya balanmtr. Gerekten de din inanlar; insanlarn kontrol ve zsayg duygularn besleyici, kaygnn azaltlmas konusunda alternatifler sunan, mit alayc, sosyal davran kolaylatrc dzenlemelerle sosyal btnlemeyi destekleyen ve kiisel mutluluu artran bir ilev icra edebilmektedir. Bu adan bakldnda dinin icra ettii bu ilevler, ruhsal hastalklarn tedavisiyle uraan uzmanlar tarafndan kullanlabilecei gibi, bu tip rahatszlklar bulunmayan insanlar iin ise koruyucu amalarla kullanlabilir. Din ve ruh sal zerine bu genel deerlendirmelerden sonra imdi din inan ve deerlerin ruh saln hangi alanlarda ve nasl etkilediini aadaki balklar altnda ele alalm.

Dindarlk, Anlam ve Deerler


nanan insan iin olaylarn meydana gelii, kayna veya gerisindeki gce ilikin aklamay anlaml klan ey din ierikli kavramlardr. Bu anlamda din sembol ve inan sistemleri nemli birer anlam kayna pozisyonundadr. Anlam aray, ayn zamanda gl bir din gd durumundadr. Yaplan aratrmalarda, insanlara niin dindar olduklar sorulduunda en yaygn olarak din hayatmza anlam veriyor cevabn verdikleri grlmektedir. V.Frankln Logoterapi anlayna gre ne cins olursa olsun, her ruhsal tedavinin (psikoterapi) zellii vardr: 1. Hastann kendine olan gvenini ve saygsn kuvvetlendirmek; 2. Ona daha iyi durumlara ynelmesi iin alma gc vermek, 3. Davranlarn uydurmas iin kendisine daha iyi bir takm davran rnekleri gstermek, yeni ve salkl uyum kazandrmak. Din inanlarn da benzer etkileri, bireyin gnlk hayatnda karsna kacak farkl durumlarda ne yapacan, ok az phe brakacak ekilde belli kurallara balayarak temin ettii sylenebilir. Benzer bir ekilde zorluklar ve tehlikelerle dolu bir dnyada yaayan insann, kader inancyla birlikte inand varln koruyuculuunu hissederek rahatlamas (Sebe 34/21; Hud11/57) da ruh sal asndan nemli bir kazanm olarak deerlendirilmektedir.
Anlam aray ile din arasndaki iliki konusunda ayrntl bilgi iin, Abdlkerim Bahadrn, nsann Anlam Aray ve Din adl kitabn okuyunuz.

nceleri deerlerin izafi olduu ve psikoterapinin deerlerden bamsz olmas gerektii savunulmasna ramen, son zamanlarda baz deerlerin ruh salnn temelini tekil ettiini kabule ynelik baz ynelimlerin olduu grlmektedir. Zira birok deer, ruhsal dengenin bozulmasn nlemek veya dengesi bozulanlarn durumlarn iyiletirmek iin hayat dzenleyici ve davranlara rehberlik iin bir bavuru kayna oluturmaktadr. Deerlerin hem ruh salna hem de psikoterapiye katklar baz aratrmaclar tarafndan u ekilde dile getirilmektedir: Din inan ve pratikler ekseninde ekillenen deerler; kimlik sahibi, drst ve samimi olmak, kiisel sorumluluk duygusu kazanmak, belli amalara sahip olmak, gelimeyle ilgili

74

motivasyon ve kiisel duyarllkta derinlemek, stres ve krizlerle baa kma konusunda uyum salayc stratejiler gelitirmek, kendi kendine karar verebilme yetenei kazanmak, fiziksel salkla ilgili iyi alkanlklar gelitirmek gibi ruh saln olumlu ynde etkileyecek birok davrann gelimesine katkda bulunmaktadr. W. James dini, inanan insan iin yaama gc ve hayat kayna olarak deerlendirmitir. Ayn ekilde Jungda, din inan ve pratiklerin ruh salna olumlu ynde katkda bulunduu konusundaki klinik tecrbelerini pek ok kez ifade etmitir. Ksacas din, insann ruh saln koruyucu bir etkiye sahip olduu gibi, ruh sal bozulma eilimi gsteren insanlar iin de bir k kaps olarak grlebilmektedir. Nitekim din bir aray ve deiim yaayan ou kimseler yeni durumlarnda baz ruhsal sorunlarnn zmn bulabilmekte, daha once bulamadklar huzur ve gveni yeni din hayatlarnda yaayabilmektedir.

Baa kma Davran ve Din


Dnyada yaanlan sorunlarla baa kma konusunda din olmayan birok yntem bulunmaktadr. Bu konuda dinin, bu srece salad zel katknn, insann yetersizlii ile ilgili problemlere bir zm sunmas olarak anlalabilir. Zira insan, kiisel eylemlerinde baarl olmaya ne kadar sk alrsa alsn, belli snrlar aamamakta yani insan olarak kalmaktadr. Baa klamaz durumlarla karlald durumlarda ise, Kutsaln dili (sabr, hikmet, strap, mit, snrllk, ilahi ama, kader vb.) daha uygun bir hale gelmektedir Toplumsal destein dier biimleri yetersiz kald zaman, ruhsal destek daha etkili bir hale gelmektedir. Dier aklamalar ikna edici olmad zaman, din aklamalar daha makul karlanmakta, hayat kontrolden kt izlenimini verdii zaman, Kutsaln kontrolnn devam ettii dnlmekte, eski alternatifler geerliliini kaybettii zaman din, insana yeni alternatifler bulma konusunda yol gsterici olmaktadr. Yani bu durumda din baakma, insann bireysel gcnn snrllna da atfta bulunarak baz alternatifler nermekte ve din olmayan baa kmay tamamlamaktadr. Zira her eye gc yeten bir otoritenin varlna inanmak ve ona iten ballk gstermek, bireysel glerin Tanrnn gcyle birletirilip, sorunlara onun gcyle meydan okuma sonucunu beraberinde getirmektedir. Nitekim btn dinlerde Tanrnn tabiatst glere sahip olduu inanc bulunmaktadr. nanan insann Tanry yannda ve yardmnda hissetmesiyle bireysel gcn Tanrnn gcyle birletirmesi ise, onu rahatlatabilmekte ve mevcut potansiyellerini kullanmasna imkn tanmaktadr. Tanryla kurulan ilikinin, btn abalar sonucunda ok az bir baar salansa bile, inanan insann psikolojik dengesi iin bir sigorta ilevi grd sylenebilir. Zira inanan insan, bu gibi durumlarda, mazhar olduunu kabul ettii dier nimetleri dnerek, kendisini yoksunluk ve terkedilmilik duygularnn oluturaca olumsuz etkilerden koruyabildii gibi, hak etmedii zlm ve hakszlklarla karlasa bile, inanc sayesinde bu gibi elverisiz durumlar da direnle karlayabilir. Zira din inanlar metafizik boyutlar ile lm ve lm sonras dil dnya inancn bnyesinde barndrmaktadr. Burada dinin ilevinin sadece tamamlayc bir grevden ibaret olduu gibi bir durum akla gelmektedir. Ancak dinin, insan hayatnn dier alanlarna olan katklaryla birlikte, din olmayan baa kma yollarn da tevik ettii ve ancak bunlarn yeterli olmad durumlarda

75

psikolojik bir yatma salad dnlrse, dinin bu konudaki nemi daha iyi anlalr. Dk dzeyde yeterliliin insanlar dindar yapp yapmad, ksmen de olsa insanlarn yetersizliklerinin ve ruhsal sarsntlarnn ileri dzeye ulat zaman yaptklarnn gzlemlenmesiyle test edilebilir. yle ki, psikolojik olarak sarslm insanlarn en genel belirtilerinden birisi, ekilme ve gerilemedir. Mesel yksek dzeyde kaygl insanlar, normal sosyal ilikilerinden ekilme eilimi gsterirler. Sorunlarla baa kma yetenekleri ve etkinlik duygular azalan insanlar, sosyal ve duygusal olarak yalnz braklm bir hale gelebilirler. Daha fazla terk edilmilikle ortaya kan iddetli durumlar, daha az yeterlie ve hatta daha fazla geri ekilmeye yol aabilir. Bu yzden ruhsal olarak hasta olan insanlar, genel olarak sosyal etkinliklere daha az katldklar gibi, daha az din ballk gsterebilmektedirler. Bu adan din inan ve pratiklerin, ruhsal dengesi bozulmu olanlara tedavi edici olmaktan ziyade koruyucu bir ilev icra ettii sylenebilir. Din zellikle zorluklarla mcadele sreci ile birlikte hayatn dier aamalarnda insann birok ihtiyacn karlamaktadr. Dini, basit bir ekilde kaygya kar bir savunma arac olarak grmek, din hayatn ok amal tabiatn kmsemek anlamna gelir. Zira din, baa kma srecinden etkilense bile, o bu sreci byk oranda etkiledii gibi, zor ve strap veren gereklerle karlaan insanlarn kayglarn yattrarak koruyucu bir ilev icra etmektedir. Ancak din, kaygy azaltan bir metottan daha te bir eydir. nk insanlar sadece rahatlamak iin deil, kutsalla samimiyet kurmak, hayata mana vermek, kendini gerekletirmek ve ruhsal olgunlua ulamak amacyla da dine ynelebilmektedirler. Esasen tr din baa kma ynteminden bahsedilebilir. Bunlardan birincisi olan kendini ynetme modelinde birey Allahn kendisine kendi sorunlaryla baa kma yeteneini verdiine inanr. kinci baa kma yntemi olan, takdire uymada ise birey, ii tamamen Allahn takdirine brakarak pasif bir ekilde sonular beklemektedir. nc baa kma yolu ise, ibirlii yoluyla baa kma yntemidir. Bu ynteme gre bireyin kendisi sorunlar zmede sorumludur ancak sorunlarn zmnde Allah bir dost ve yardmc olarak alglamaktadr Din baa kma; yaamsal sorunlarda, Allahn bu sorunlarn zmne yardm ettii hissi salayarak, anlam bulmada gl bir kaynak ilevi grebilmektedir. Yani din inan sayesinde insanlar, duygusal bir rahatlk ve sakinlik, sosyal destek, daha dk dzeyde lm kaygs ve geirdikleri hastalklarda bir hikmet arama yollaryla nemli derecede rahatlayabilmektedirler. Ancak baa kma srecini sadece din adan ele almak doru deildir. Zira baz kiiler, balarna olumsuz bir ey geldiinde, bunu Allahn kendilerini terk ettii ya da yapt hatalarn bir karl eklinde alglayabilmektedirler.

Benlik Saygs ve Din


Benlik saygs; bireyin, kendini benimsemesi, onaylamas, kendine deer vermesi ve sayg duymas olarak tanmlanmaktadr. Daha ok kendini alglamaya ynelik bir kavram olan benlik saygs, bireyin, kendisine ykledii psikolojik deeri ifade etmektedir. Kendisi hakknda deerlendirme yapan bireyin kendi kiisel zellikleriyle ilgili znel deerlendirmelerine

76

kiisel benlik saygs, iinde yaad veya zdeletii gruplarn zelliklerini temel alarak yapt znel deerlendirmeye ise kolektif benlik saygs denir. Bireyin benlik deerine ilikin sahip olduu tutumlar balamnda ruh sal alannda da nemli bir kavram olan benlik saygsnn kaybedilmesi klinik adan depresyonun yaygn belirtilerinden biri olarak ortaya kmaktadr. Benlik saygsnn oluumu ve geliimini yakndan etkileyen faktrlerden birisi de din ynelimler ve hayat eklidir. Benlik saygs ile dindarlk arasndaki iliki zerine yaplan almalarda, zellikle i gdml din ynelim ile benlik saygs arasda gl olumlu bir ilikinin olduu, yani i gdml din ynelim arttka, bireylerin benlik saygs dzeyinin de ykseldii tespit edilmitir. Buna paralel olarak d gdml dindarlarn genel olarak benlik saygs dzeylerinin ise, i gdml dindarlardan daha dk olduu gzlenmitir. Bu bulgular, i gdml dindarlk biiminin kendi iyapsnda din inan ve pratikleri samimi ve adanm bir ekilde yapmay barndrmas ve bu durumun bireylerin kendilerini daha yksek dzeyde kabul ve onaylamasna olan katksyla aklanmaktadr. Batda ve lkemizde gerek genler ve gerekse yetikinler zerinde yaplan aratrmalarda din hayatn inan, duygu, davran ve bilgi boyutlar ile benlik tasarm arasnda (Smith, 1979; Ko, B., 2009: 167; Ko, M., 2009) ve i gdml din ynelim ile benlik saygs arasnda istatistiksel olarak anlaml olumlu bir iliki tespit edilmitir. D gdml din ynelim ile benlik saygs arasnda ise anlaml bir iliki tespit edilememitir. Bu konuda zetle dindar bireylerin, dindar olmayanlara oranla benlik saygs dzeylerinin daha yksek olduu, ancak dindarlk eklinin eitliliine gre de benlik saygs dzeylerinin deiiklik gsterebilecei sylenebilir.
Benlik saygs ve din ilikisi hakknda ayrntl bilgi iin Bozkurt Koun Benlik ve Din kitabn okuyunuz.

Psikolojik Danma ve Din


Gnmzde dinin ruhsal tedavi srelerinde kullanlmasna ynelik artan bir ilgi bulunmaktadr. Zira bu srete hastalarn din inanlar, yapc ve faydal amalarla kullanlabilmektedir. Nitekim dnyann birok yerinde zm aramak amacyla kiisel sorunlarn ald ilk insanlar din adamlar olduu gibi, psikolojik danmanlarn da danma srecinde dananlarn din inan ve duyarllklarn nazar dikkate almalar daha faydal sonular ortaya karabilmektedir. Bat dnyasnda yaygn bir ekilde kullanlan pastoral danma ve tedavi uzun bir dnemden beri Kitab- Mukaddeste bulunan kavramlar ve ruhsal tedavi gibi din ierikli kavramlarla desteklenmektedir. zellikle kasrga, sel, yangn ve deprem gibi insan psikolojisini altst eden tabi afetlerden dolay sarslan insanlara yaplacak psikolojik hizmetlerde din hassasiyetlerin dikkate alnmas, daha olumlu sonular ortaya karmaktadr. Bu konuda yaplan bir aratrmada dananlar iki gruba ayrlarak gruplardan birine kendi din inanlarna atflarda bulunan din muhteval bir danma sreci uygulanm, dier gruba ise ayn danma din materyal kullanlmakszn uygulanmtr. Her iki danma sreci de hem dindar hem de dindar olmayan danmanlarla ynetilmitir. Sonuta dindar olan dananlara, din materyal ile danma tekniklerinin birletirilerek uygulanmasnn tedavi srecinin kolaylamasnda daha etkili olduu ve bu yntemin dananlarn depresyon dzeylerini azaltc bir etkisinin olduu grlmtr. Hatta kendilerini dindar olarak tanmlamayan ancak danma srecinde din materyali kullanan danmanlarn yrtm olduklar danma srecinde

77

ksmen de olsa bu etki gzlemlenmi ve bu sonu biraz da aknlkla karlanmtr. Bu ve benzeri almalar, psikolojik danman ve psikiyatristlerin kendi bireysel inanlar ne olursa olsun, yardm etmeye altklar insanlarn din inan ve duyarllklar ile ilgili materyali, tedavi srecinde kullanmalar, yani tedavi stratejilerini hastalarnn durumuna gre ayarlamalarnn daha olumlu sonular ortaya kardn ortaya koymaktadr.

Stres, Kayg ve Din


Ruh salnn nemli belirleyicilerinden biri olan kayg, stres ve depresyon dzeyleri ile din inan ve pratikler arasndaki iliki zerine yaplan aratrmalara bakldnda, zellikle isel din ynelimlerin ruh salna olumlu yansmalar olduu grlmektedir. yleki din inanlarn iselletirilmesi ve bu inanlar erevesinde ekillenen din hayatn psikolojik uyuma yardmc olduu, yani din duygu arttka, kayg dzeyinin azald sonucuna ulaan birok bilimsel aratrma bulunmaktadr. Kaygyla yakn ilikisi olan stres ile din inan ve pratikler arasndaki iliki zerine yaplan almalarda elde edilen bulgular da, din inan ve pratiklerin stresin etkisini azaltc bir ilev icra ettiini gstermektedir. yleki insann d etkilere kar bir tr tepkisi olarak tanmlanabilecek stres, gnmz insann en byk ruhsal sorunlarndan biri olarak kabul edilmektedir. Zira ocuundan erginine, gencinden yalsna kadar btn insanlarn az ok stres iinde yaadklar herkes tarafndan bilinmektedir. nk stresi ortaya karan ve kiiden kiiye deiiklik gsteren faktrler o kadar eitlidir ki hatta birtakm mutlu beklentilerin bile (dn tela gibi) bu tepkiye neden olduu sylenebilir. Nitekim stresle yakn ilikili olan kayg kavram, 20. yzyla damgasn vuran bir kavram olmutur. Zira birok dnr ve yazar 20. yzyla zellikle bu yzyln ikinci yarsna kayg a adn vermilerdir. Olduka yaygn, yaygn olduu kadar da olumsuz sonular dourabilecek olan stresin etkisini azaltma konusunda en etkili faktrlerden birisi din inan ve pratikler olarak kabul edilmektedir. rnein yaplan bir aratrmada, operasyon geiren yal hastalarn ameliyat sonras yapm olduklar din pratiklerin depresyon ve genel stres dzeylerini aa ekmede rol olduu tespit edilmitir. Ayrca din baa kma yntemlerinin, stresin etkisini azaltma konusunda kullanlan genel yntemlerin nemli bir blmn oluturduu ve faydal sonular verdii saptanmtr. Zira din organizasyonlar ve bu erevede yaanan din tecrbeler, sknt ve strap duygularna kar bir ila ilevi grebilmekte ve bir tr yatma salamaktadr. Bu tecrbe ile insan kalbinde bir hafiflik, ruhunda bir ferahlk hissedebilmektedir. Bu balamda din tecrbe, bazlarna bilinemeyen ancak gven verici tatl bir duygu verirken, bazlarnn hayatna da ilh bir ryiha katabilmektedir. Ayrca din pratiklerin, bir yandan kederlerin acsn azaltmakta olduu dier taraftan da ar neeyi tasfiye ederek ruhsal dengenin bozulmasn nledii sylenebilir. Dinle kayg arasndaki ilikiyi konu edinen almalarn incelenmesi sonucunda, bunlarn nemli bir ksmnda dindarlk dzeyi yksek olan bireylerde daha az kayg ve korku belirtisi tespit edildii grlmtr. Ayrca dinin kaygdan kurtulmada olduka nemli bir ilevinin olduu da anlalmtr.(Koenig, 2001/2002: 100)

78

Depresyon ve Din
Ruh salnn nemli belirleyicilerinden biri de hi phesiz depresyon(ruhsal knt) dzeyidir. Depresyon dzeyleri ile din inan ve pratikler arasndaki iliki zerine yaplan aratrmalara bakldnda, zellikle igdml din ynelimler ile depresyon arasnda olumsuz bir iliki bulunduu sonucuna ulaan birok aratrma bulunmaktadr. Bunun yannda i gdml din ynelimler ile ruh saln olumlu bir ekilde etkileyen olumlu z sayg, psikolojik yeterlik duygusu, hayattan memnuniyet ve hayata belli bir mana vermek arasnda ise olumlu bir ilikinin olduu tespit edilmitir. Din inanlarn zellikle yallar iin avantajlarndan birisi onlara mit alamasdr. midin depresyonla olumsuz, iyimserlik ve kiisel zsayg ile olumlu ilikisi olduu tecrb aratrmalarla ortaya konmutur. Ayrca dine dn olay zerine yaplan aratrmalar, bunun ruhsal hastalk durumlarnda tedavi edici etkisinin olduunu, yine buna benzer bir tarzda youn din tecrbelerin zayflayan egonun yeniden yaplandrlmasna katkda bulunduunu ortaya koymutur. yle ki, din inanlar, tutum ve davranlar arasndaki uyumu desteklediinden, kiiliin btnletirilmesine katkda bulunabilmektedir. nk tutum-inan ve tutum-davran arasnda genellikle bir uyum olduu bilinmekte, tutum ile davran arasndaki uyum ise, kiiliin duygusal, bilisel ve isteksel ynleri arasndaki denge veya uyumlulua vurgu yapmaktadr. Mesela kolej rencileri zerinde yaplan bir almada, i gdml din ynelim ile kiisel uyum arasnda olumlu bir iliki olduu grlmtr. Bunun gibi dine dn zerine yaplan almalarda deiim ncesi yksek olan kayg dzeyinde, din deiimden sonra bir d olduu ve yeni inanlarn derun bir ekilde iselletirmeye daha eilimli olduklar tespit edilmitir. Depresyon ile din inan arasnda birok aratrmas olan Koenig, din ibadetlere daha fazla katlan kiilerde depresyon gstergelerinin daha dk olduunu ve bu kiilerin daha az depresif belirti geirdiklerini tespit etmitir. (Koenig, 2001/2002: 100) Koenig Larson ile birlikte gerekletirdii ve dindarlk ile salk arasndaki ilikinin farkl boyutlarn irdeledikleri dier bir aratrmada bu alanda yaplan 850 aratrmay incelemi ve almalarn % 80inde dindarlkla hayattan tatmin olma arasnda olumlu bir ilikinin bulunduunu tespit etmitir. Ayn aratrmada depresyon ve kayg ile dindarlk ilikisini ele alan almalarn te ikisinde, dindarlk dzeyi yksek olan bireylerin, dk olan bireylere oranla daha az depresyon geirdikleri ve daha dk dzeyde kayg hissettikleri tespit edilmitir. Ayn ekilde deiik din gruplar zerinde yaplan aratrmalar, ibadetlerini dzenli yerine getiren dindarlarda, yerine getirmeyenlere gore depresyon orannn yar yarya azaldn ortaya koymaktadr.(akt.Kyl, 2010).

lm Kaygs ve Din
Din inanlarn lm kaygsn azattna dair ok sayda aratrma sonucu elde edilmitir. Bu bulgular aratrmaclar tarafndan yle yorumlanmaktadr: Dindar insanlar, yaplan baz kt davranlarn hesabn vermeyi dnp dier insanlardan daha fazla korku hissetme potansiyeli tamaktadrlar. Ancak ayn din inanlar onlara hayatn tasarm konusunda ynlendirmekte ve onlar, lmn hakikat olduuna, btn insanlarn nceden tespit edilmi ecelleri bulunduuna ve vakti geldiinde hepsinin leceine

79

inanarak lme daha gereki bir adan bakabilmektedir. Ayrca onlar, hayatlarn inandklar deerler istikametinde geirmeye altklarndan, ahiret hayatnda kendilerine vadedilen mkaftlara ulaacaklarn mit etmekte, eksikliklerinden dolay balanacaklarn ummakta ve lm bir yokluk olarak alglamamaktadrlar. Zira ebedilik inanc, lm korkusunun etkisini azaltabilecek en etkili faktrlerden biri olarak kabul edilmektedir. Dinler ise insann ebedilik duygusunun tatminine de bir kap aralayarak, etkisi kmsenemeyecek bir yatma salamaktadr. nsan, yapsndaki benseverlik (narsizm) zelliinin etkisiyle kendisini uurd olarak lmsz dnme eilimindedir. Din inanlar ise, ii bo bir ereve zellii sergileyen bu inan biiminin muhtevasn doldurarak, ahiret inancyla bu eilimin tatminine kap aralamaktadr. Din inanlarn lmle birlikte yaplan ktlklerin hesabn verme ihtimalini tetiklemesi, sululuk duygularn n plana kard iin olumsuz bir ilev icra edebilir. Ancak din bu konuda ortaya kabilecek bireysel temelli olumsuz duygular, Tanrnn affediciliini vurgulayarak amak ister bir grnm arzetmekte, sosyal ilikilerden kaynaklanacak sululuk duygusunu devre d brakarak (Tanr, insanlar aras ilikilerden kaynaklanan gnahlar affedici konumda kendisini grmeyerek), sosyal adaletin tesisine katkda bulunmak istemektedir. Bu durum zellikle kkl din inanlara sahip olan hastalarn genellikle durumlarn bildikleri ve sonunda rahat bir ekilde ldkleri ile ilgili klinik raporlar da bir dereceye kadar aklar grnmektedir.
Dindarln lm korkusu zerindeki etkileri konusunda daha ayrntl bilgi iin Faruk Karacann lm Psikolojisi kitabn okuyunuz.

Ayn ekilde din inanlarn iselletiren insanlarn, eitli bel, musibet ve hastalklardan da daha az korkma eilimi gsterebileceklerini sylemek mmkndr. nk kaza ve kadere, yani ilhi iradenin i banda olduuna inanmann yattrc bir etkisinin olduu bilinmektedir. Zira bu inan, insann bana gelen kt eylere belli mnalar atfetmekte, ballarn sabra ynlendirmektedir. Mesela ocuklarn kaybeden ana babalarn din ballklar, onlara bu kayptan bir mna kartma konusunda yardmc olabilmektedir. Bu tip deerlendirmeler, yani insann bana gelen eyleri bir tr cezalandrlma deil de bir ders olarak yorumlamas ise, sorunlarla mcadele etmesine katkda bulunabilmektedir.

Yalnzlk Duygusu ve Din


Yalnzlk duygusu da insann ruh saln nemli lde etkileyen faktrlerden birisidir. yleki baz durumlarda insann yalnz kalmas ve kendisini dinlemeye almas onu rahatlatc bir ilev icra ederken, istedii halde bakalaryla iletiim kuramayan, kendisini tek bana, terk edilmi olarak hisseden insanlarn ruhsal dengeleri bu durumdan olumsuz ynde etkilenebilmektedir. nk tek bana ve tecrit edilmi olmak, insan tabiatna son derece aykr bir grnm arz etmekte ve onda birtakm huzursuzluklarn meydana gelmesine neden olmaktadr. Zira sosyal bir varlk olan insann, bireyselliin en ar bast anlarda bile bakalarna kar birtakm ilgiler tad herkes tarafndan bilinmektedir. Olaya dindar insan asndan bakldnda, Kutsalla ilikiye girmenin, insann i dnyasnda manevi bir alan yaratt, sosyal olarak kendisini yalnz hisseden insann en aznda bu alanda yalnzlk hissetmeyecei (Kaf, 50/16; Mcadele, 58/17) ve terk edilmiliin insan psikolojisinde oluturaca yansmalarn olumsuz etkisini en alt dzeye indirebilecei sylenebilir.

80

Nitekim bu konuda yaplan aratrmalar, dindar insanlarn daha az yalnzlk duygusu hissettiklerini ortaya koymutur. Ancak burada unu ilave etmek gerekir ki, dinler hibir ekilde gereklik leminden farkl bir lem yaratp, bireyi gerek lemden koparmaya almamaktadr. Dinin etkisi ancak gereklik leminde meydana gelebilecek baz gelimelerin ortaya karabilecei olumsuz durumlara kar bir tampon ilevinden ibarettir. Yani inanan insanlar zaman zaman kendilerini kurtaramadklar sosyal tecrit duygularnn olutuu olumsuz etkileri, Kutsal ile girmi olduklar iliki ile dnleyebilirler. Kuranda dinin bu tr bir etki ortaya koyabileceine atfta bulunan birok ayet vardr. rnein Gerek bir dost olarak Allah yeter (Nisa, 5/45) ayeti, btn sosyal balarn zld durumlarda bile, din inancn insann ayakta kalmasna katkda bulunabileceine atfta bulunurken; Allahn dostlarna korku yoktur, onlar zlmeyecekler de (Yunus,10/62) ayeti ise, Kutsal ile girilen bu ilikinin, huzursuzluklarn etkisini azaltmada ilevsel olabileceini ima etmektedir.

Dinlenme htiyac ve Din


Hayatn almay zorunlu kld, normal artlarda insanlarn ekonomik ihtiyalarn karlayabilmek iin almak zorunda olduklar herkes tarafndan bilinen bir husustur. Durum byle olunca alan insanlarn, i hayatyla epeyce yorulmakta ve ypranmakta olduklar sylenebilir. nk alma sahalar genelde srekli hareket ve faaliyet isteyen sahalardr. Bu yzden alan insanlar, genellikle alma hayatnn zorluklarndan bunalarak stres hissederler. Bu ruhsal durum ierisindeki insanlar ise, ister istemez bu durumu hafifletip yorulan beden ve zihinlerini dinlendirecek eyler ararlar. zellikle gnmzde bu ihtiyac tatmine ynelik ok deiik alternatiflerin mevcut olduu sylenebilir. Mesel: parklar, kamplar, dinlenme ve tatil merkezleri bunlardan sadece birkadr. Ancak buralarda insanlarn istirahat edip, kendilerini ruhen ve bedenen dinlenmeleri her zaman mmkn olmayabilmektedir. nk bu imknlar sadece belli zmrelere hitap ettii gibi, bunlardan yararlanmak da senenin sadece birka gnyle kstl kalmaktadr. Ayrca btn insanlarn ayn maddi imknlarda olmamas ve bu imknlardan istifade edebilme pozisyonunda bulunan insanlar arasndan intihar vakalarnn daha sk grlmesi de, belirtilen faktrlerin bu konuda fazla ilevsel olmadn dndrmektedir. Hal byle olunca, din tecrbe sahasna almak, manevi bir hava teneffs etmek iin din bir kuruma veya bir ibadethaneye gitmek, din sosyal organizasyonlara katlmak, insanlara yardm etmek gibi din inanlardan esinlenen bir niyetle allagelmi hayat formunun dna kmak, inananlarn yorulan zihinlerinin dinlenmesi konusunda ilevsel bir katk salayabilecei dnlebilir. Nitekim insan, bir din otoriteye balanarak samimiyetle yapaca ibadetlerle, bunalan ruhunu tekrar eski saflna kavuturabilir. Buna ilaveten bu ekildeki bir ynelimin, bu konuda dier bir alternatif olan ve insanlara skntlarn bir anlk unutturan, ancak beden ve ruh sal asndan son derece zararl olan alkol ve uyuturucu bamll gibi eylerin riskini de azaltmaktadr. Ayrca din tecrbe sahasna almann, sosyoekonomik dzeye baklmakszn btn insanlar iin mmkn bir alternatif olmas da, dinin etki sahasnn psikoloji ve psikoterapinin etki alanndan ok daha geni olduunu ortaya koymas asndan dikkate deer bir konudur.

81

Gvenlik htiyac ve Din


Gvenlik ihtiyac ftr, yani insann yaratlyla getirdii ve ayn zamanda tatmini zellikle ruh sal asndan zaruri ihtiyalardan birisidir. Zira dnyaya geldiinde son derece aciz bir varlk olan insann ayakta durabilmesi ve hayatn devam ettirebilmesi iin gven duygusuna son derece ihtiyac vardr. nk gvensizlik duygusu sosyal olarak insann bakalaryla iliki kurmasn zorlatrrken, ruhsal olarak da mitsizlik ve karamsarla itmektedir. Bu balamda ruh ve bedenden oluan bir varlk olan insann, bedeni itibariyle kendini kuatan tabi etkenlerin olumsuz etkilerinden korunabilmesi iin bir snaa muhta olmas, mnev duygularn da benzer faktrlerin olumsuz etkilerinden koruyabilmek iin madde tesi bir snaa ihtiya duyaca fikrini akla getirmektedir. Her eye gc yeten bir Varla ve ebed bir hayatn geleceine olan inancn insana verdii gven duygusunu, dier faktrlerin oluturmas olduka zordur. Bu balamda din insana gvenlik duygusu kazandrmakta ve onu gvensizlie kar koruyan en etkili faktrlerden biri olarak karmza kmaktadr. Kk ocuklarn anne ve babalarna bal kalmalar ve onlardan sevgi ve efkat grmeleri onlar nasl mutlu ediyorsa, yetikinlerin Tanrya balanmalar da onlar mutlu ve huzurlu yapabilmektedir. Kutsal ile girilen iliki, eklen de olsa ocuk-ana baba ilikisini antryorsa da, dininin ngrd ilikinin bu tr bir ilikiden daha yce ve stn bir iliki olduu aktr. Esasen dinin bu tr bir etki ve ilev icra edebileceine K. Kerimde oka atfta bulunulmu ve dindarlarn inandklar varl koruyucu olarak alglamalar desteklenmitir.

ntihar ve Din
Ruh sal ile din arasndaki iliki zerine yaplan aratrmalar, dine daha ok bal olan kiilerin dierlerine oranla intihara daha az yneldiklerini ve daha az intihar eylemi gerekletirdiklerini ortaya koymaktadr. ntiharla dindarlk arasdaki iliki konusunu irdeleyen Koenig, daha dindar olan kiiler arasnda daha az intihar olaynn yaandn veya intihara ynelik tutumlarn daha olumsuz olduunu belirtmitir. (Koenig, 2001/2002: 100). Bu konuda yaplan dier bir almada kiliseye devam etmeyen kiilerdeki intihar orannn dzenli olarak kiliseye devam eden kiilerden drt kat daha fazla olduu tespit edilmitir. Din inan ve uygulamalarn bu konudaki baars, genellikle intihar tetikleyen duygusal bunalm ve depresyon durumlar gibi farkl stres kaynaklaryla ba etmede en ilevsel aralardan biri olmasdr. Zira inanan insan bir taraftan bireysel olarak Kutsalla kurmu olduu samimiyet ve ona yanama abasyla onun kendisine yardm edeceine ynelik bir beklenti iine girip intihara kar bir diren kazanrken, dier taraftan din ibadetlere devam eden kiiler, ayn dinden olan kiilerle arkadalklar sayesinde, zellikle ruhsal sorunlarn hafifletebilmektedirler.

yimserlik ve Din
Gnlk ilerde baz konularda karar verme konusunda karlalan glkler de ruh saln tehdit eden faktrlerden birisidir. Zira iradi eylemler her zaman tam bir netlikle insann nnde durmamakta, yani insanlar zellikle kendileri iin nem arz eden durumlarda kararszla dmekte ve bunalm yaamaktadr. nsanlarn bu tip durumlarla karlamasnn belki de en nemli nedeni, karar aamasnda gcne en ok gvendikleri akl ve bilisel ilevlerinin her eyi tam manasyla kuatabilecek bir dzeyde olmamasdr.

82

Bu tip durumlarla karlaan insanlar tereddde dmekte ve huzursuz olmaktadrlar. Nitekim nemli kararlarn alnmas sreci, insann ruhsal dengesini bozma potansiyeli tadndan, alnan kararlardan sonra bile insann hissetmi olduu huzursuzluk tam olarak yatmamaktadr. Din ise iine dt bu tr bunalmlarn almasnda insana yardmc olabilmektedir. Zira dindar insan, aklayamad olaylar, inanm olduu Kutsal varln bir hikmete matuf olarak yarattn, kendisinin bunlar anlamaktan aciz olabileceini dnerek (Bakara, 2/216) kendisini rahatlatabilmektedir. Bu tip bir dnce, iyimser bir hayat felsefesini desteklemekte ve ruh salna olumlu bir ekilde yansyabilmektedir. yle ki, inanan ve elinden gelen abay sarf ettikten sonra ii inand varla havale eden kimsenin, iten ballk gsterdii otoritenin daima yardmnda olacan hissetmesi, bu i huzursuzluu daha dk bir seviyeye indirmektedir. Nitekim baz insanlarn, verdikleri kararlara, Tanrnn kendilerine yol gstermesi neticesinde ulatklarn ifade etmeleri, ska rastlanan durumlardan birisidir. rnein Koenig ortalama yalar 70 olan 542 hasta zerine yapt aratrmada, aratrmaya katlan deneklerin % 90nda dinin hayatlarnda aldklar tm nemli kararlarda temel belirleyici bir faktr olduunu ve Tanrnn yardmna bavurduklarn tespit etmitir. (Koenig, 1998: 221). Esasen dinin kendi bnyesinde bu tip bir mekanizmay barndrd ve altrmak istediini sylemek mmkndr. Zira insan ile Tanr arasndaki ilikinin srekliliini ve dzeyini koruyabilmesi, insann her adan yapabileceklerinden sorumlu tutularak (Bakara, 2/286) yapabilecei en iyi bir ekilde davranmas ve gerisini inand varla havale etmesiyle gerekleebilir. Bu ekilde din, gnlk hayatn alkant ve kargaasndan sarslan insanlara emniyetli bir liman ilevi icra ederek gvenli bir snak ilevi grebilmektedir. Din inan ve uygulamalarla mit ve iyimserlik arasndaki ilikiyi konu edinen aratrmalar bu ikisi arasnda genel olarak anlaml olumlu bir ilikinin var olduu, dier taraftan dindar kiilerin dindar olmayanlardan daha az mitvar ya da iyimser olduunu ortaya koyan hibir almann bulunmadn ortaya koymutur. (Koenig, 2001/2002, s.99). Kararszln yaratt bunalmlara kar dinin rahatlatc ilevinin genellikle ekilde meydana geldii sylenebilir: Birinci olarak din, inanan insann gnlk hayatnda karsna akabilecek eyleri, nasl davranlacana ok az phe brakacak ekilde belli kurallara balamaktadr. kinci olarak, dini organizasyonlar, sosyal reddedilme ve terk edilme korkusunu yattrmaktadr. nc olarak ise din inanca sahip olan insanlar, kendilerini kutsaln korumasnda hissederek rahatlamaktadrlar.
Din inan ve davranlarn etki ve ilevlerinde belirleyici olan ruhsal ynelim hangi psikolojik kavram ile ifade edilmektedir? Namaz ibadetini asl olarak bir tr beden egsersizi, orucu da salk perhizi olarak deerlendirerek uygulamaya alan birisinin dindarl hangi kavramla ifade edilebilir?

DNDARLIIN FZYOLOJK ETK VE LEVLER


Dindarlk ile beden sal arasndaki iliki zerine yaplan almalarda, genellikle din inan ve uygulamalarn beden saln olumlu ynde

83

etkiledii sonucuna ulalmtr. Bu konuda en dikkat eken gstergelerden birisi din ile uzun yaam arasndaki olmlu ilikidir. Konuyla ilgili almalarn byk ounluunda dindarlk dzeyi yksek olan bireylerin dk olan bireylere oranla daha uzun yaadklar tespit edilmitir. Ayn ekilde Hristiyan din adamlar zerinde yaplan bir alma, din adamlarnn kontrol grubuna gre daha uzun sre yaadklarn ortaya koymutur. Dindarlk ile uzun yaam arasndaki ilikinin daha kapsaml (126,000 denek) bir ekilde incelendii dier bir aratrmada, dindarlkla lme neden olan tm riskler arasnda olumsuz bir iliki tespit edilirken, daha dindar breylerin % 29unun daha az dindar olanlara oranla daha uzun yaadklar belirlenmitir. (akt. Kyl, 2010). Din inan ve uygulamalarn, organik hastalklarn tedavisinde olumlu etkileri konusunda her geen gn daha fazla kant ortaya kmaktadr. Yaplan bir aratrmaya katlan 269 doktorun % 99u, manevi inanc olan hastalarn manevi inanc olmayan hastalara kyasla hastalklarla daha iyi ba edebildiklerini ifade ettikleri tespit edilmitir. Dier bir aratrmada da, hastalarn yarya yaknnn (% 45), din inanlarnn salk durumlarn olumlu ynde etkilediini belirtmitir. Bunun yannda, din inanlarn nemseyen ve inanlarnn ngrd pratikleri sklkla yerine getiren insanlarda diyastolik kan basnc (kalp genilemesi) rahatszlna yakalanma ihtimalinin daha az olduu tespit edilmitir. Yksek tansiyon ile dindarlk arasndaki ilikiyi aratran almalarda da daha dindar olan bireylerin % 90nn daha dk kan basncna sahip olduklar belirlenmitir. Din pratiklerin kroner kalp rahatszlklar ve lm oranlarnn daha dk olmasyla ilikili olma eiliminde olduuna dair bulgular vardr. Yine kronik rahatszlklar ve deer verilen insanlarn kaybedilmesinin ortaya kard g durumlarla baedebilme konusunda da din inancn insana zel bir katksnn bulunduu sonucuna ulaan aratrmalar bulunmaktadr. (Paloutzian, 1997, s.256). zellikle son dnemlerde yaplan baz aratrmalar, kanserle baa kmada dinin olduka nemli bir ilevi olduunu ortaya koymaktadr. Kalp hastalklarna maruz kalm yalar 55 ve stnde olan 196 hasta zerinde yaplan bir aratrmada, din tutum ve davranlar ile fiziki hastalklar ve ilevel yetersizlikler arasnda olumsuz bir iliki tespit edilmitir. Dier bir aratrmada ise dindarlarn daha az kalp ve damar rahatszlklarna yakalandklar veya kalp ameliyatlar sonrasnda meydana gelen lmle daha az karlatklar, daha uzun yaayp salk hizmetlerine daha bavurduklar belirlenmitir. (Koenig 2002, s. 267-273). Din inan ve uygulamalar ile beden sal arasndaki iliki zerine yaplan 200 aratrmann incelendii bir almada ise, salkl yaam ile dindarlk arasnda anlaml dzeyde pozitif bir ilikinin olduu, bu ilikinin ya, cinsiyet, rk, millet, din ve etnik grup vb gibi farkl bamsz deikenlere gre de anlamlln koruduu tespit edilmitir. Din inanlarn organik hastalklarn tedavisinde hastalarn moral ve umut dzeylerini yksek seviyede tutarak tedaviye olumlu katklarnn yannda, koruyucu bir ilev icra ettiklerini sylemek mmkndr. Zira insan salna zararl olan birok alkanlk ve davran, genellikle ou dinlerde yasaklanmtr. Yani birok durumlarda insanlar, salklarn korumak iin deil de din bir emri yerine getirmek iin belli eylerden uzak durmaya almakta ve bu tr davranlar dolayl da olsa salklarna olumlu bir ekilde yansmaktadr. rnein bir kimsenin din inanc ona, kalp hastalklarn azaltan eksersizi, dengeli bir kilo kontroln kolaylatran

84

diyeti, cier hastalklar ve trafik kazalarndan kaynaklanan lm ihtimalini azaltan alkolden kanmay ve onu ktye kullanmamay tavsiye ve emrederek dolayl da olsa fiziki salna katkda bulunabilmektedir. Nitekim yaplan aratrmalar, dindar insanlarn, daha az sigara ve iki tkettiklerini, daha az uyuturucu maddeler kullandklarn; bunun yannda, gayri meru ilikilerden daha ok sakndklar iin dindar olmayanlara oranla ksmen ya da tamamen daha salkl olduklarn ortaya koymutur. (Koenig, 2001/2002 s.102). En yaygn din bir uygulama olduu bilinen duann, insanlarn mit dzeyini yksek tutma konusunda olumlu bir ilev icra ettii ve organik rahatszlklardan kaynaklanan strap duygularnn hafifletilmesine katkda bulunduu yaygn bir ekilde gzlemlenmitir. Dua, bir yardm isteme, bir sevgi terennm, i hayat canlandran byk bir kuvvet olarak tanmlanabilir. Hastaln tedavisine olan inan, strabn azalmasna ve mevcut durumun kabul edilmesine katkda bulunmaktadr. Zira insan ruhunda durmadan kmldanan bir hareket, srekli deien bir dalga halinde olan dua, bazen bir fikir, bazen bir iir, bazen de bir msk ekline brnmekte, fakat her zaman ruhta bir keml hareketi olmaya devam etmektedir. Duada sanki Tanr insan iitiyor ve dorudan doruya cevap veriyor gibidir. Bunun iindir ki duayla birlikte beklenmedik olaylar olmakta ve ruh dengesi yeniden kurulmaktadr. Yalnz braklma ve acze dme hissi ile abalarn boluu duygusu etkisini kaybetmeye balamakta, dua eden insan, ruhunun derinliklerinde bambaka tuhaf bir kuvvet hissederek kendinde keder ve straplara kar dayanma kuvveti bulmaktadr. nk dua, mit kaplarn beklemeyi, mantki motifler olmad halde dahi ak tutmakta ve olumsuz artlarn insan zerindeki etkisini en aza indirebilmektedir. Dua ile insan, snrl gcn Tanrnn snrsz gcyle birletirmeye almakta ve sorunlara artk kendi gcyle deil Tanrnn sonsuz gcyle meydan okumaya balamaktadr. Dua yalnzca insann duygusal dnyasn deil fizyolojik srelerini de etkileyebilmektedir. Bazen dua ile birka dakikada veya birka gnde organik hastalklar bile iyi olabilmektedir. Mesela Fransada Lourdes messesinin kaytlarna gre, burada iki yzden fazla verem, kanser, kemik hastalklar ve benzeri dier organik hastalklara yakalanan insan, mucize kabilinden hemen hemen ayn surette iyi olmutur. Bu durum, son 136 ylda yaklak 100 milyon insann buray hastalklardan ifa bulmak amacyla ziyaret etmelerini de aklar gzkmektedir. Toplumumuzun nemli bir kesiminin ifa bulmak amacyla sklkla zellikle trbe ziyaretlerine bavurmalar da ayn dzlemde deerlendirilebilir. Sonu olarak; fizyolojik sorunlarn ou psikolojik rahatszlklarla ilikilidir. Bunlar arasnda yalnzlk, ayrlk, bamllk, acizlik, stres, depresyon ve aresizlik gelmektedir. Din inan ve uygulamalar strese neden olan olaylar azaltrken, psikolojik iyiliin (mutluluk, hayattan tatmin olma ve moral) artmasna katkda bulunduu, bunlarn da sonuta beden saln olumlu ynde etkiledii sylenebilir. Aratrma sonularna bal olarak, dindarlk dzeyi yksek olan kiilerin ilevel adan daha iyi durumda olduklar, dk kan basncna, daha az kalp ve damar rahatszlklarna yakalandklar ve bu rahatszlklar sonucu lme daha az maruz kaldklar, genelde daha uzun bir yaam srdkleri sylenebilir.
En ok bavurduunuz dini pratiin hangisi olduunu ve bunun zerinizde nasl bir etki braktn belirtiniz.

85

DNDARLIIN SOSYAL ETK VE LEVLER


Dinlerin mntesiplerinde oluturmaya altklar sosyal hayat formu, ahlak kavramyla yakndan ilikilidir. Bunun iindir ki dinler, ahlakn temel kaynaklarndan biri, hatta en kuvvetli olandr. Zira dinler, dier ahlak kaynaklarnn (vicdan, toplum, sezgi, akl vb) sahip olmad metafizik motivasyonlarla insanlar zerinde daha etkili olmaktadr. Dindar insan asndan vazifeye ballk, doruluk, adalet, efkat ve hrmet, yardmlama gibi ahlk deerler sadece toplumsal uyum ve kabul asndan deil, ilah otoriteye uygunluk ve ahiret mutluluu iin de nem tamaktadr. Toplumca iyi olan yapmada, dindar insan ayn zamanda sevap elde etme inan ve dncesi ile de gdlenmektedir. Bu durum, dindar kimselerin toplumsal ahlak kurallarn yerine getirmede daha hassas bir ynelim ve aba ierisinde olma sonucunu dourmaktadr. Kul hakkn inedii zaman hiret'te cezasn ekeceine inanan insan, bakalarnn hakkna daha fazla zen gstermekte, sosyal kurallara daha iyi uyum salamakta ve hakszlk yapmaktan ekinmektedir. Bilindii gibi kanunlar, bireyi yabanc gzlerden uzak kendi bana bulunduu yerlerde kontrol etme imknna sahip deildir. Dini inan ve retiler, bununla beslenen vicdanlarda, kanunlarn uzanamad alanlarda da etkisini srdrerek sosyal dzen ve toplumsal barn teminine daha fazla katkda bulunma gcne sahiptirler. rnein slam dini, adaleti, iyilik yapmay, yaknlar koruyup gzetmeyi emrederken, bakalarna ktlk yapmay, ktl yaymay ve azgnlk yapmay yasaklam, (Nahl, 90/70), din geliimin st dzeyini yakalayan insanlarn zelliklerini; "Onlar, Allah' ve hiret'i tasdik eder, iyilii yayar, ktlkleri nler ve hayrl ilere yarrcasna koarlar" (l-i mran 3/114) ayetiyle ifade etmitir. Dinler, etkili olduu toplumlarda ayn zamanda gl bir sosyal kontrol mekanizmasdr. Bu mekanizma ayn zamanda sosyal deerlerin korunmas ve devam ettirilmesi iin de hayati nem tar. Bunun iindir ki, su oranlar dindarlar arasnda daha dktr. nk dindar kiilerce toplumsal sular sadece su deil, ayn zamanda gnah olarak alglanmaktadr. Dindar ve dindar olmayan insanlar arasndaki ahlk yarg ve ahlaki davran ve benzeri konulardaki farkllklar belirlemek amacyla yaplan almalarda, daha dindar olan bireylerin yabanclara kar daha yardm sever, hayr kurumlarna kar daha cmert, kibarlk ve drstlkleriyle n plana ktklar tespit edilmitir. Yaplan baka bir aratrmada, din ve manev yn gl olan, ya da din ve manev motifleri kullanan bakclarn, yal hastalarla daha kaliteli iliki kurduklar, bu ilikinin hastalarda depresyon dzeyini azaltt ve hastalarn psikolojik adan daha salkl kalmalarna katk salad tespit edilmitir. (akt.Kyl, 2010). Din inan ve deerler sosyal btnlemenin nemli kaynaklarndan biridir. Din retiler, sosyal beceri, toplum yararna davranlar destekleme, aile ii uyum ve yardmlama gibi deerler araclyla olumlu davranlar yreklendirerek sosyal btnleme ve toplumsal bara nemli katklar retir. Dinin etkisini yitirdii toplumlarda sosyal zlmeler daha hzl bir ekilde gereklemektedir. rnein dinlerin nemle zerinde durduu kurumlarn banda aile gelmektedir. Bundan dolay boanma, baz din ve mezheplerde yasaklanrken, yasaklanmayan dinlerde de ho grlmemitir. Dindarlar arasnda boanma oranlarnn daha dk olmas ise dinlerin bu konudaki emir ve tavsiyeleriyle rtmektedir.

86

Sevgiye dayal bir iliki modeli, dindarl tanmlayan en tipik zelliklerden birisidir. nanan insann inand varla ynelik sevgisi, onu kendisi de dhil olmak zere lemdeki dier tm canl-cansz varlklarla sevgi temelli ilikiler kurmaya yneltmektedir. nanan bireyin evresiyle girmi olduu sevgi ilikisi geri dnerek ondaki lahi sevgiyi beslemekte ve dngsel olan bu sre bylece devam etmektedir. Bunun iindir ki semavi kaynakl btn dinlerde sevgi temel faktrlerden birisidir ve bu duygu, dinlerin toplum hayat iin ngrd temel prensiplerin banda gelir. Esasen sevgi, insani bir ihtiyatr. Sevginin olmad bir dnyada hayatn ne kadar zor olaca aktr. Psikoloji alannda yaplan baz aratrmalarda, yeterince okanmayan ve kucaa alnmayan bebekler arsnda bazen lmle sonulanan geliim bozukluklarna ve hastalklara rastland tespit edilmitir. Bu nedenle baka insanlar sevmenin nemine vurgu yapan dinler, zmnen bu insani ihtiyac gz nnde bulundurmaktadrlar. Hemen btn din retilerde inananlardan bakalarn sevmeleri, affedici ve yardmsever olmalar istenmektedir. Bu tr davranlar, dindar olmann en temel gstergeleri olarak kabul edilerek tevik edilmekte ve btn dinlerin paylaabilecei dsturlarn banda, kendin iin istediini, bakas iin istemedike gerek inanm olamazsnz veya kendine nasl davranlmasn istiyorsan, bakalarna yle davran gibi ilkeler gelmektedir. almalarnda din -nyarg ilikisine nemli bir yer ayran Allport, nyarglar konusunda dinin rolnn ift tarafl olduunu, yani dinin hem nyarglarn gelimesine zemin hazrladn hem de nyarglarn toplum iinde dourabilecei olumsuz etkileri azaltabileceini ileri srmtr. Yaplan aratrmalar i gdml din ynelime sahip, dzenli olarak dini grevlerini yerine getiren kimselerin toplumda en az nyargl kesimi oluturduunu ortaya koymaktadr. Bunun temel nedeni ise, inan sistemlerinde bakalarn kabule ve sevmeye dair bulunan retilerin gnlden benimsenerek gzetilmesidir. Buna karlk sosyal normlara ballk erevesinde gelien ve dine iselletirilmi bir yaam ve dnya gr olmaktan ziyade bir amaca gtren ara gzyle yaklaan din anlaylarnn (d gdml din ynelim) ise nyarglara zemin hazrlad grlmektedir. Dinin insanlarn byk ounluu iin glklerle mcadele etme ve yaad evreye uyum salama konusunda nemli bir kaynak (dayanak) olduu konusunda ok az phe vardr. Bu durum zellikle hayat tehdit eden sorunlarn mevcut olduu veya ciddi salk problemlerinin bulunduu durumlarda daha da belirgindir. Bu balamda din inancn, insana bireysel potansiyellerini kullanmak, yani kendisini gelitirmek konusunda yardmc olduu ve bylece insann sorunlarn zebilmesi iin ona uygun yntemler nerdii sylenebilir. Zira din ayn zamanda sarsc birtakm durumlarda insana bir tr snak oluturmakta, btn alternatiflerin tkendii durumlarda bile umut kaplarn ak tutarak, insan psikolojisine ciddi bir destek sunmaktadr. Bu durumlarda din, insana deiik alternatifler sunarak evresinde olup biten eyleri kontrol edebileceine olan inancn kuvvetlendirici bir ilev icra etmektedir. Bu destein, ayn zamanda kiinin kendisine olan zsaygsn besleyici bir rol stlendii sylenebilir. Bylece evrede olup bitenler artk eskisi gibi zor ve zmsz gzkmemekte ve inanan insan mmkn olan en iyi eyi yaptna inandndan kendisini rahat hissedebilmektedir. Btn bunlarn yannda, dinin yerine getirdii btn bu ilevleri, onun asl kaynaklar olarak dnlmesinin tutarl olduunu sylemek mmkn

87

deildir. nk aresizlik duygular, her zaman din bir inanla sonulanmad halde, din inan, inanan insann aresizliklere kar direncini genellikle artrc bir ilev icra etmektedir. Ayrca dinin sadece belirli durumlara deil, btn insan varolu durumlar ierisinde insana hitap etmesi, onun insan psikolojisinin bir yan rn olarak dnlmesini geersiz klar. Ayrca, din inancn acziyet ve mahrumiyet duygularna indirgenmesi, bu tr duygular daha dk dzeyde yaayan insanlarn dine ynelmelerini aklayamaz.
Okumu olduunuz metne gre ruhsal bakm ve korunma(hijyen) hareketinin ilk halkasn kimler oluturabilir? Baz insanlarn din kurallar s ve kat bir tarzda ele almalar ne tr sonular dourabilir?

zet
Din inan ve deerleri benimseyeen ve bunlara uygun bir hayat yaamaya alan bireylerin hayatlarnda ok ynl deiimler ve etkiler ortaya kmaktadr. Dinin etkisi, kiiliin btn boyutlarn, ahlak ve karakteri, sosyal ilikileri ve beden saln iine alacak derecede genitir. Fakat bu etkinin iddet derecesi ve yn, yaanan dindarln nitelii ile ok alakaldr Genel olarak igdml bir din ynelime sahip olan kimselerde bu etki olumlu ve sreklilik gsteren bir tarzda kendisini ortaya koymaktadr. Dindarlk ile ruh sal arasndaki iliki zerine birok tecrb alma yaplmtr. Bu almalarn byk ounluunda (2/3) dindarlk ile ruh ve beden sal arasnda olumlu bir iliki tespit edilmitir. Bu almalara gre daha yksek dzeyde ve samimi bir ynelim iinde olan dindar bireylerin dk dzeyde dindar olanlara oranla daha az depresyona girdikleri, depresyona giren kiilerin daha hzl iyiletikleri, intihar eilimleri orannn daha dk olduu, daha dk dzeyde kayg hissettikleri, uyuturucu kullanmnn daha dk dzeyde olduu, psikolojik adan kendilerini daha iyi hissettikleri, gelecee daha umutla baktklar ve iyimser olduklar, hayatta daha fazla anlam ve ama bulduklar, tespit edilmitir. Genelde din inanlar; insanlarn kontrol ve zsayg duygularn besleyici, kaygnn azaltlmas konusunda alternatifler sunan, mit alayc, bir ilev icra etmektedirler. Fizyolojik ynden bakldnda samimi dindarlarn baklk sistemlerinin daha gl olduu, daha uzun yaadklar, kanser hastalna ilikin lm oranlarnn daha dk olduu, daha az kalp hastalklarna yakalandklar, daha dk kan basnc ve kolesterole sahip olduklar, daha az sigara itikleri, daha fazla eksersiz yaptklar, daha iyi uyku dzenine sahip olduklar saptanmtr. Din inanlar, organik hastalklarn tedavisinde, zelikle hastalarn moral ve umut dzeylerini yksek seviyede tutarak tedavi srecine olumlu yansmalarda bulunmaktadr. Buna ilaveten dindar bir hayat yaamann insanlarn beden sal asndan koruyucu bir ilev icra ettii rahatlkla sylenebilir. Zira insan salna zararl olan birok alkanlk ve davran, genellikle ou dinlerde yasaklanm olup, dindarlar salklarn korumak iin deil de dini bir emri yerine getirmek iin belli eylerden uzak durmaya almakta ve bu kanmalar, ruh salklarna olduu gibi, bedensel salklarna da olumlu bir ekilde yansmaktadr.

88

Genel anlamda din inan ve deerlerin sosyal davran kolaylatrc dzenlemelerle sosyal btnlemeyi destekleyen ve kiisel mutluluu artran bir etkisi vardr. Dindarlarn, toplumsal sorumluluk gerektiren ilerde daha duyarl olmalarn gerektiren pekok din kural ve tavsiye bulunmaktadr. Nitekim dindar insanlarn evliliklerinde daha mutlu olduklar ve eleriyle daha iyi geindikleri, yabanclara kar daha yardm sever, hayr kurumlarna kar daha cmert, kibarlk ve drstlkleriyle n plana ktklar tespit edilmitir.

Kendimizi Snayalm
1. nanan insann dini yaantsnda temel amacnn Allah rzasn gzetmeye almas, din psikolojisi literatrnde aadaki hangi kavramla ifade edilir? a. Din duygusu b. D gdml dindarlk c. gdml dindarlk d. Din deitirme e. Anlam aray 2. I- D gdml din ynelim II- Baz ar mistik deneyimler III- Uygunsuz din gdlemeler IV- iddetli sululuk ve gnahkarlk duygusu Yukardakilerden hangisi/hangileri aadaki din davranlardan hangisi, ruh saln olumsuz ynde etkileyebilmektedir? a. Yalnz I b.Yanlz II c. Yalnz III d. Yalnz IV e. I-II-III-IV 3. Dindarln psikolojik etki ve ilevler konusunda aadakilerden hangisi daha dorudur? a. Dinin tedavi edici etkisinin bulunmas b.Dinin ruh salna etkisinin daha ok koruyucu tarzda ortaya kmas c. Dindarln ruh saln olumsuz ynde etkilemesi

89

d. Dindarlk ile ruh sal arasnda nemli bir ilikinin bulunmamas e. D gdml din ynelimin i gdmlye oranla ruh saln daha olumlu ynde etkilemesi 4. Etki sahasnn genilii asndan bakldnda aadakilerden hangisi ilk srada yer alabilir? a. Psikoloji b. Sosyoloji c. Psikoterapi d. Din e. Felsefe 5. Ahlakn temel kaynaklarndan biri olan dinler, dier kaynaklaryla karlatrld zaman hangi zellikleriyle n plana kmaktadr? a. Dorudan insana hitap etmeleriyle b. Hayatn her alanna hitap etmeleriyle c. Sosyal yaptrmlarnn olmasyla d. Akla uygun ilkeler koymasyla e. Metafizik motivasyonlara sahip olmasyla

Kendimizi Snayalm Yant Anahtar


1.c 2. e 3. b 4. d 5. e Yantnz doru deilse, giri blmn yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Dindarln Psikolojik Etki ve levlar konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Dindarln Psikolojik Etki ve levlar konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz farklysa Dinlenme htiyac ve Din konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Dinin Sosyal Etki ve konusunu yeniden okuyunuz.

Sra Sizde Yant Anahtar


Sra Sizde 1 Niyet.

90

Sra Sizde 2 D gdml din ynelim. Sra Sizde 3 Dua. Rahatlama, teselli ve umut. Sra Sizde 4 Din adamlar

Sra Sizde 5 Dinin veya herhangi bir hayat felsefesinin s ve kat bir ekilde alglanp yaanmaya almas insanlarn ruh saln bozabilir

Yararlanlan Kaynaklar
Allport, G. W. (1954). The nature of Prejudice (abridged). Garden City. Allport, G. W.(2005). Birey ve Dini, ev. Bilal Sambur, stanbul. Bahadr, A.( 2002). nsann Anlam Aray ve Din, stanbul. Bayraktar, M. (1987). slam badet Fenomenolojisi, Ankara. Carrel, A. (1967), Dua, ev. M. Alper Ycetrk Ankara. Doniger, S.( Ed.) (1954). Religion and Human Behaviour, New York. Feifel, H.( Ed). (1959). Meaning of Death, , Mc Graw-Hill. Frankl, V. (1997), nsann Anlam Aray, ev. Seluk Budak, stanbul. Hkelekli, H. (1993). Din Psikolojisi, Ankara. Hkelekli, H.(2008). lm, lmtesi Psikolojisi ve Din, stanbul. Hood, RW, Spilka, B., Hunsbenrger, B., Gorsuch, R. (1996) The Psychology of Religion, New York-London. bn Mce, (Muhammed b. Yezid(1975), es-Snen, Beyrut. James, W.(1902), The Varieties of Religious Experience, New York. Jung, C. G.(trsz), , Psychology and Religion, United States of America. Karaca, F. (2000). lm Psikolojisi, stanbul. Ko, B. (2009). Benlik ve Din, stanbul.

91

Koenig, H. G., McCullough,M., Larson D. B. (2001) Religion and health: a century of research reviewed, New York,. Kyl, M. (2010). Ruh Ve Beden Sal le Din likisi zerine Yaplan Aratrmalarn Bir Deerlendirmesi, Ondokuz Mays nivbersitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, 28, 5-36. Kkcan, T. ve Kse A. (2000), Doal Afetler ve Din, Marmara Depremi zerine Psiko-sosyolojik Bir nceleme, stanbul. Necati, M. O.(1989). Kuran ve lmun_Nefs, Beyrut. Paloutzian, R.F. (1996). Invitation to the Psychology of Religion, London. Peker, H.( 1993) Din Psikolojisi, Samsun. Songar, A. (1971) Psikiyatri, stanbul. Spilka,B.-McIntosh D.M. (Ed.) (1997). The Psychology of Religion, Colorado. Starbuck, E.D. (1899). The Psychology of Religion, New York. Thouless, R. H. (1971) An Introduction to the Psychology of Religion, London. Yapc, A. (2007). Ruh Sal ve Din, Adana.

92

93


Amalarmz
Bu niteyi tamamladktan sonra; Bir taraftan dinlerin yapsal farkllklar, dier taraftan da insanlarn kiisel din alglar ve yorumlar nedeniyle dindarln kesin izgilerle tanmlanamaz bir olgu olarak yaandn ifade edebilecek, Dindarln psikolojik ve evresel birbirinden farkl birok nicel faktre bal gelien ve deien karmak bir olgu olduunu deerlendirebilecek, Demografik deiken olarak ele alnan ya, cinsiyet, renim durumu, sosyo-ekonomik durum, krsal-kentsel evre ve medeni durumun dindarlk dzeyi ve biimi zerindeki etkilerini Batdan ve lkemizden seilmi aratrma bulgularnn desteinde tartabileceksiniz.

Anahtar Kavramlar
Din-Dindarlk Demografik deikenler Cinsiyet, ya, renim durumu, sosyo-ekonomik durum, krsal-kentsel evre, medeni durum

neriler
Bu niteyi daha iyi kavrayabilmek iin okumaya balamadan nce; Kitabnzn 2. nitesini tekil eden Din, Dindarlk ve Boyutlar konusunda yer verilen ilgili tanmlar okuyunuz. Demografik deikenler olarak ele aldmz nicel faktrlerin dindarlk ile ilikisinin nasl tespit edildiini merak ederseniz, bilimsel aratrmalarda yntem kitaplarndan yararlanabilirsiniz.

94

Dindarl Etkileyen Faktrler


GR
Bu nitede, dindarln ya, cinsiyet, renim durumu, sosyo-ekonomik durum, krsal-kentsel evre durumu ve medeni durum olmak zere 6 demografik deikenle ilikisi ele alnmaktadr. Gnmze kadar gerek Batda ve gerekse lkemizde yaplan ok sayda aratrma, sz konusu ilikinin ok eitli ve ok boyutlu olduunu gstermektedir. Kukusuz bu eitliliin ortaya kmasnda, dine yklenen anlamlarn ve bu anlamlara gre oluan dindarlk biimlerinin farkll, belirleyici bir rol oynamaktadr. Bu nedenle konuya girmeden nce dine yklenen anlamlar ve bunlarn dindarlktaki yansmalarn ksaca hatrlamak yerinde olacaktr.
Demografik deikenler ile dindarlk ilikisine dair bulgular, ou zaman eitli deerlendirme yntemlerinin ve karmak istatistik ilemlerinin sonucunda ortaya kmaktadr. Metinde anlalrlk hedeflendii iin teknik detaylara yer verilmemektedir. Ancak, detaylar iin kaynakada gsterilen akademik eserlerin yntem blmlerinden yararlanabilirsiniz. Dinin ve dindarln tanm ile ilgili geni aklamalar iin Asm Yapcnn Ruh Sal ve Din adl kitabnn ilgili blmlerinden yararlanabilirsiniz.

Dindarlk, en genel anlamyla bireyin baland dinin kendi hayatndaki zel yansmasdr. Yani dindarlk, bireyin kendine has din algs ve yorumuna dayanr. Tek bir dine inanan bir toplumda bile, esasen inanlarn says kadar dindarlk biimlerinden bahsedilebilir.
Yukarda aklanan bilgilerden ve evrenizdeki rneklerden hareketle dindarln kesin olarak tanmlanamazl ve eitliliini douran balca faktrler hakknda fikir yrtnz.

Din tek boyutlu olmad gibi dindarlk olgusu da tek bir etkenle snrl deildir. Demografik deikenler ad verilen insani ve toplumsal art ve durumlarla dindarlk arasndaki ilikinin psikolojik ve sosyo-kltrel koullara bal olarak eitlilik arz ettii grlmektedir. Konunun devamnda demografik deikenlerin dindarlk zerindeki etkileri, yaplan aratrmalar sonucunda elde edilen bulgular eliinde etraflca ele alnmaktadr. Ancak, daha ncesinde bu noktada bilinmesinde yarar grdmz bir husus dile getirilmelidir. Genel olarak din psikolojik almalarn, zel olarak da dindarlkla ilgili almalarn byk ounluu Bat kaynakldr. Bunun temel nedeni, ilgili almalarn Bat dnyasnda uzun bir gemie sahip olmas ve ok sayda gerekletirilmesidir. Dolaysyla metin ierisinde

95

deikenlerle ilgili yaplan deerlendirmelerde daha ok Batya ait bulgularn aktarlmas doal karlanmaldr. Bununla birlikte lkemizde yaplan aratrmalar da gz ard edilmeyecektir.
Demografik deikenlerin dindarlkla ilikisi ile ilgili lkemizde yaplan bir almay u internet adresinde bulabilirsiniz:. www.efdergi.hacettepe.edu.tr/1996 12NLFER %20VOLTAN%20ACAR.pdf

CNSYET VE DNDARLIK
Cinsiyet deikeniyle dindarlk ilikisini ele alan aratrmalar, ulatklar genel sonular itibaryla grupta toplanabilir. Bir ksm aratrmalara gre kadnlar, erkeklerden; dier bir ksmna gre erkekler kadnlardan daha dindardrlar. Bir ksm aratrmalara gre ise, cinsiyet ile dindarlk arasnda istatistik adan anlaml bir iliki yoktur. Birinci grupta yer alan aratrmalar, genel izgileri itibaryla daha ziyade Bat kaynakl iken, ikinci gruptakiler Dou kaynakl grnmektedir. Bu balk altnda cevabn arayacamz soru udur: Cinsiyet faktr, yani erkeklik ve kadnlk durumu, dindarln farkllamasnda nemli bir etken midir? Cinsiyet-dindarlk ilikisinde sonucu belirleyen muhtemel i ve d faktrler nelerdir? Aratrmalar incelendiinde, cinsiyetle dindarlk arasndaki ilikiye dair bulgularn geni bir yelpaze zerinde farkllat tespit edilebilir. Doal olarak bu farkllama, ksmen bireyin kendisinden, ksmen de d evreden kaynaklanan psiko-sosyal pek ok faktre baldr. Bireyin kiisel eilimleri, din kabulleri ve dinden beklentileri; inanlan dinin mahiyeti, din mesajlarn dindardan talepleri, dinin toplumsal etkisi, kltrn dine ykledii anlam, yaanlan zaman ve ortamn koullar vb. faktrler, bu erevede ifade edilebilir. Dier nemli bir farkllama nedeni ise, yaplan aratrmalarda sz konusu ilikiyi incelerken bazen din hayatn tek boyutundan, bazen de ok boyutundan hareket edilmesidir.
Demografik deikenlerle dindarlk arasndaki ilikiyi inceleyen aratrmalarn ounda, dindarln ok boyutlu ara deikenleri srece katlmaktadr. Bu noktada zellikle ok boyutlu (inan, ibadet, duygu, bilgi ve etki) dindarlk lekleri kullanlmaktadr. Dindarln boyutlaryla ilgili geni bilgi iin kitabnzn 2. nitesine bakabilirsiniz.

Genel olarak Bat Avrupa ve ABD eksenli pek ok aratrma, kadnlarn erkeklere oranla daha dindar olduklarn ortaya koymutur. Bu aratrmalarn bir ksmna gre Hristiyan mezheplerin tamamnda kiliseye gidenlerin oran, kadnlarda daha yksektir. Erkeklerle karlatrldklarnda kadnlar, kendilerini Tanrya daha yakn hissetmekte ve ibadetleri srasnda daha yksek bir ruhanilik yaamaktadrlar. Yine kadnlar, daha fazla ibadet etmekte, kutsal kitaplar okumakta ve dua etmektedirler. Bat dnyasnda din hayatn ok boyutluluunu esas alarak yaplan almalarn sonularna gre baz boyutlarda kadnlarn, bazlarnda ise erkeklerin daha dindar olduu ortaya kmtr. Ancak, erkek ve kadnlarn hangi boyutlarda daha nde olduklar, eitli faktrlere bal olarak deimektedir. rnein Fukuyamann tespitlerine gre kadnlar; dinin inan, ibadet ve duygu boyutunda; erkekler ise, bilgi boyutunda daha yksek puan almlardr. Buna gre erkekler daha fazla din bilgiye sahip olmalarna karn inan ve ibadetlerinde daha zayf kalmaktadrlar. Dindarl, yedi boyutta ele alan benzer bir aratrma sonularna gre kadnlar, genel

96

dindarlk, sosyal dindarlk, Tanrya ballk ve tvbe boyutlarnda; erkekler ise otoriter/yarglayc bir Tanr inancnda daha yksek puan almlardr. Buna gre kadnlar erkeklere oranla daha dindardr. Mevcut bulgulardan hareketle bir genelleme yaplarak dindarlk ve din ilginin hemen her trl lmnde kadnlarn erkeklerden daha yksek puan aldklar dile getirilmitir. Ayn ekilde din inan ve din davranlar zerinde yaplan almalarda kadnlarn erkeklere gre daha dindar olduu belirtilmitir. Buna gre kadnlar, din organizasyonlara daha sk katlmakta; dinsizlie daha az eilimli, inanlarnda ise daha samimi ve tutarl bir duru sergilemektedirler. Batl toplumlarda yaplan aratrmalarda, her ne kadar kadnlarn erkeklere nispetle daha dindar olduu ynnde bulgulara ulalmsa da bu durum, her yer iin geerli evrensel bir olgu olarak kabul edilemez. Hatta byk lekli baz almalarda gerek kiisel dindarlk gerekse din etkinliklere katlma hususunda her iki cinsiyet arasnda belirgin bir farkllk tespit edilememitir. Ayrca, Yahudiler ve Mslmanlar arasnda gerekletirilen pek ok aratrmada erkeklerin kadnlardan daha dindar olduu ynnde bulgulara ulalmtr. Gerekten de Mslman Trk rneklemi zerinde yrtlen baz almalarda erkeklerin dindarlk puanlarnn kadnlardan daha yksek kt grlmektedir. Bu balamda olmak zere, zmir, stanbul ve Erzincanda halka ynelik; Ankara, Konya ve Kayseride niversite rencilerine ynelik yaplan aratrmalarda Allaha, Hz. Muhammedin Peygamberliine, Kurann Allah kelam olduuna kesin olarak inanma ile ibadetleri yerine getirme orannn erkeklerde daha yksek olduu tespit edilmitir. Ancak erkekler lehine olan bu farkllk da genelletirilemez. Zira kadnlarn erkeklerden daha dindar olduunu ortaya koyan aratrmalarn yan sra, dindarlk asndan her iki cinsiyet arasnda anlaml farkllklarn olmadn tespit eden almalar da mevcuttur. Her iki sonu ile ilgili almalara rnek vermek yerinde olacaktr: Buna gre Gnay (1999), elik (2002), Kayklk (2003), Kirman (2005) ve Yapcnn (2007) tespitine gre kadnlar erkeklerden; Bayyiit (1989), Karaca (2000), Kula (2001), Mehmedolu (2004), Onay (2004) ve Uysaln (2006) bulgularna gre erkekler kadnlardan daha dindardr. Cinsiyet-din ilikisiyle ilgili bulgularn bu ekilde farkl kmasnda kukusuz her iki cinsin ya, eitim seviyesi, gelir dzeyi, meslek, meden durum gibi kiisel koullarnn nemli bir etkisi olmaldr. Nitekim hem Batda hem de lkemizde bu yargy destekleyen birok bulgu vardr. lkemizde yaplan bir aratrmada (elik, 2002) kadnlarn alp almamasna gre ibadet davranlarnn farkllat ortaya kmtr. Yine, Almanyada yaayan Trk iileri zerinde yaplan bir aratrmada da (Tatan 1996) benzeri bir sonuca ulalarak alan kadnlarn erkeklere gre daha az namaz kld belirlenmitir. Burada sonular aktarlan almalarda farkl sonularn kmasndaki belirleyici baka bir neden daha sz konusudur. ou aratrmalarda dindarlk, farkl ltlerden hareketle tanmlanmakta; farkl lek ve yntemlerle tespit edilmeye allmaktadr. Bu durumda aratrmalarn sonularnn seilen rneklem ve kullanlan lekle snrl olduu hususu akldan karlmamaldr.

97

Cinsiyet-dindarlk ilikisini bir btn olarak deerlendirdiimizde ortaya kan ok ynl farkllklarn temel nedenleri hakknda ne syleyebilirsiniz?

Kadnlarn erkeklere gre daha dindar olduklaryla ilgili olarak birbiriyle rten ve elien farkl grler mevcuttur. Bu erevede genel olarak kadnlarn gnlk hayatlarnda daha fazla risk altnda bulunduklar, bu nedenle tehlikelerden korunma arzusuyla dine daha fazla yneldikleri ve nem verdikleri ileri srlmektedir. Ayrca ahiret hayatna daha ok inanmalar ve ldkten sonra ceza grebileceklerine ynelik korkular, kadnlar dindarlamaya daha yatkn hale getirmektedir. Gen kadnlarn din inan ve ballklar sayesinde daha gl ve daha baarl bir sosyalleme yaadklar, aile iindeki konumlarn merulatrp devam ettirdikleri genellikle vurgulanan bir husustur. Bu da ocuk yetitirmeye ve aile birlikteliine nem veren kadnlarn erkeklere gre daha dindar olduklar eklinde deerlendirilmitir. Baz aratrmaclar tarafndan, kadnlarn erkeklere gre daha dindar olmalarn aklayan baz grler dile getirilmitir. Bunlar u yedi madde altnda toplanmtr: 1. lki gnahkrlk duygusuyla ilikilidir. Bu gre gre dinin temel ilevlerinden biri, bu duyguyu hafifletmektir. Kadnlar erkeklere nispetle daha fazla sululuk ve pimanlk yaadklar iin daha fazla dindar olma eilimi gstermektedirler. 2. Kadnlara has baz kiilik zellikleri onlar dindar olmaya yneltmektedir. rnein, erkeklere nispetle daha az saldrgan, daha fazla ekingen, daha ok itaatkr, baml ve pasif, daha ok kaygl, endieli ve skntl olmalar; yine, gndelik hayatta maruz kaldklar stresle baa kmada cidd biimde zorlanmalar, kadnlar dine daha fazla yaklatrmaktadr. 3. Ataerkil toplumsal cinsiyet anlay, kzlarn ve erkeklerin yetitirilme biimlerini farkllatrmaktadr. Bu erevede rnein kzlar itaat ve sorumluluu, erkekler ise kendine gvenmeyi ve bamsz olmay renmektedirler. Din, ncelikle yce bir kudrete ve onun koyduu kurallara itaati emretmektedir. Bu durumda kadnlarn eitim ve sosyalleme srecinde rendikleri itaat davranndan dolay, din hayata daha rahat yneldikleri sylenebilir. 4. Kadnlar, etkilenmeye ve ikna edilebilirlie daha ak bir tabiattadr. Bu da yine onlarn ilk yetime ve sosyalleme sreleriyle yakndan ilikilidir. Kadnlar, bu zelliklerinden dolay din telkine daha ak, dinin retilerini kabul etmeye daha yatkn ve dini yaamaya daha eilimlidir. 5. Mahrumiyet-telfi grne gre kadnlar erkeklere gre kendilerini gerekletirme, meslek edinme, ekonomik bamszlk ve cinsel hayat bata olmak zere eitli konularda daha fazla hayal krklklar yaamakta, dolaysyla kendilerini daha fazla engellenmi hissetmektedirler. Bu engellenmilik, onlar telfi mekanizmas ilevi gren dine ynlendirebilmektedir. 6. Modern hayatn dnda kalan kadnlarn daha dindar olduunu ileri sren grtr. Bu durum, zellikle kadnn i hayatnda yer alp almamasna, yani alp almamasna gre dindarlk dzeyinin farkllat anlamna gelmektedir. Henz kadnlar, erkeklere gre pek ok sektrde yeterince i

98

bulamamaktadrlar. Dolaysyla almayan kadnlarn geleneksel din hayata daha fazla yneldii dnlebilir. 7. Psikoanalitik Kuram erevesinde erkek ocuklarn anneyi, kz ocuklarn ise babay tercih etmesiyle ilikilidir. Eer Tanr, baba figr olarak yanstlrsa, gelime dneminde babay daha fazla tercih eden kz ocuklarn, gerek babadan sembolik babaya, yani Tanrya gei yapmalar daha kolay olmaktadr. Dier bir ifadeyle sz konusu sre, onlar Tanrya inanmada daha avantajl bir hale getirmektedir. Bat kaynakl gndeme getirilen bu nedenler, daha ok Hristiyan topluluklar zerinde yaplan almalara dayand iin, bunlarn tmnn Mslman toplumundaki kadnlar asndan geerli olup olmad tartlabilir. Yakn zamanlarda tamamlanan bir aratrmada (Yapc, 2007) deerlendirildii zere kadnlarn daha ok dua etmesi, onlarn hem duygusal olmalaryla hem de ba edemeyecekleri sorunlar karsnda Allahn yardmn arama arzularyla ilikili olabilir. Daha ok tvbe edip af dilemeleri ise, ksmen sululuk duygusuyla ilikili olsa da, genelde dindarlklarnn doal bir sonucu olarak kabul edilebilir. Yani dini daha fazla nemseyen ve ona i dnyalarnda nemli bir yer ayran kadnlar, din hayattan uzaklatklar dncesine kapldklar zaman, daha sk tvbe etme ihtiyac duyarlar. Aratrmada niversiteli kzlarn dini nemli grmeleri ve dinin etkisini zerlerinde daha fazla hissetmeleri balca iki nedene balanmtr: Birincisi, onlar kendilerini din ile koruma altna almak istemi olabilirler. kincisi, gen kzlar din ile i ie gemi geleneksel sosyo-kltrel deerlerin yaygn etkisini hl gl bir ekilde hissetmeye devam etmektedirler. zellikle dinin etkisini hissetme dzeyi ile dua ve tvbe etme sklklarnn fazla olmas, onlarn dindarlk alglarn farkllatrmaktadr. Dolaysyla erkeklere kyasla kendilerini daha fazla dindar olarak alglamaktadrlar. lkemizde erkeklerin kadnlara gre daha dindar olduunu ortaya koyan aratrma bulgularndan hareket ettiimiz takdirde, bu neticenin ardndaki nedenleri u ekilde sralamak mmkn grnr: Hristiyan dnyasnn aksine Mslman toplumlarda cami, Kuran Kursu gibi din hizmeti veren kurumlardan faydalanma; din bilgilendirme programlarna katlabilme; din konular tartabilme ya da din sorunlarn paylaabilme; cemaate itirak edip hutbe ve vaaz dinleme frsatlarndan yararlanma asndan erkekler kadnlara oranla daha fazla imknlara sahiptirler. Trk toplumunda daha ok rf gerei olarak kadnlar, dindarlklarn vaaz ve hutbeleriyle olumlu ynde etkileyebilecek Cuma, bayram namazlar vb. gibi bir takm din uygulamalardan ya da konferans, seminer vb. din bilgilendirme etkinliklerinden erkeklere gre daha uzak kalmaktadrlar. Buna ev ileri, i hayat, ocuk yetitirme sorumluluu gibi kadnn vaktini ve roln belirleyen ilave faktrler eklendii takdirde, durum daha da karmak hale gelebilmektedir. Zira ev hanm, e ve annelik rolleri, kadnn zamannn byk blmn evde ve ibanda geirmesi anlamna gelmektedir. Dier taraftan alma hayatnda, erkekler iin byk sorunlara yol amadan yerine getirilen ibadetler, kadnlarda barts, abdest, namaz vb. birok uygulama noktasnda glkleri de beraberinde getirmektedir. Sonu olarak, yurtd ve yurtii aratrmalarn da gsterdii gibi cinsiyet deikeninin dindarlkla ilikisi, olduka deiken bir karakter arz etmektedir. Bu ilikide dine ynelik kiisel bilgi, deneyim ve eilimlerin etkisi kadar din yapnn, toplumsal yapnn ve kltrn de etkisi belirleyicidir.

99

YA VE DNDARLIK
Dindarlk biiminin yap ve kalitesini belirleyen demografik deikenlerden biri, ya deikenidir. Ya-dindarlk ilikisiyle ilgili almalar ABD bata olmak zere, daha ok Bat kaynakldr. lkemizdeki aratrmalar, henz belirgin bir kanaate ulatrabilecek yeterlilikte deildir. Yaplan aratrmalar ise, insann tm geliim dnemleri hakknda fikir vermekten ok bir veya iki geliim dnemiyle snrl grnmektedir. Bulgularn byk ounluu genlik ve ilk yetikinlik dnemlerine karlk gelen 17-30 ya aralndaki niversite rencileri zerinde gerekletirilen aratrmalara dayanmaktadr.
Konuyu daha iyi anlayabilmek iin kitabnzn 6. nitesinde Dindarln Geliimi bal altnda ilenen ocukluk, ergenlik, yetikinlik ve yallkta din ile ilgili bilgilerden yararlanabilirsiniz.

Aratrmalar incelendiinde ya-dindarlk ilikisiyle ilgili genel sonularn esasen cinsiyet-dindarlk ilikisinde grld gibi eitlilik arz ettii grlr. Buna gre yaplan aratrmalarn bir ksm, yan artmasyla birlikte dindarln da glendiini ortaya koyarken bir ksm aratrmalar, yan artmasna bal olarak dindarln zayfladn gstermitir. Dier bir ksm aratrmalarda ise, ya ile dindarlk arasnda anlaml bir iliki bulunamamtr. nsanlar arasnda yallarn daha dindar olduklaryla ilgili kanatn yaygn olduu bilinir. Gerekten de insan yalandka dine daha m yaknlar? Dindarlamada ya da din ynelilerin zayflamasnda ya faktr etkin midir? Etkinse, bunun muhtemel nedenleri ne olabilir? Din hayatn ekillenmesinde ya deikeninin etkisini aratran ABDli bilim adamlar, ortaya kan eitliliin ortak sonularn tespit etmeye almlardr. Daha sonra benzer sonular bir araya getirilerek kuram halini almtr. Geleneksel, Kararllk ve lgisizlik kuramlar, bu erevede gndeme gelen aklama tarzlardr. Geleneksel Kuram, 18-30 ya aralnda din etkinliklerde nemli bir dn yaandn, din ynelilerde yeniden artn ancak 30lu yalardan itibaren gerekleebileceini savunur. Kararllk Kuram, yalanmayla birlikte din hayatta kayda deer nemli deimelerin ortaya kmadn ne srer. Bu kurama gre bireyin dindarl belirli bir ereve ierisinde srp gider, ciddi bir deiime uramaz. lgisizlik Kuram ise, ya ile dindarlk arasnda ters orantl bir deimenin sz konusu olduunu iddia eder. Buna gre ya ilerledike dindarlk zayflar. ABD ve Bat Avrupada yaplan aratrmalara btnc bir yaklamla bakldnda yle bir genel netice karlabilir: Genlik dnemiyle birlikte dindarlk zayflamaya balar; ilk yetikinlik dneminin balangcndan 30 yalarna doru dindarlktaki d nispeten srer; daha sonra duraan bir sre ortaya kar. 40-45 yalarndan itibaren dindarlkta yeni bir ykseli eilimi grlr (Spilka ve ark., 1985; Franis ve Subbs, 1987; BeithHallahmi ve Argyle, 1997). Grld gibi bu aratrmalar, daha ok yukarda tanm yaplan Geleneksel Kurama uygun bir izgiyi gstermektedir. lgili literatre genel olarak bakldna, ya bydke dindarln da artt ynnde bulgularla karlamak mmkndr. Dindarln ok boyutlu olarak ele alnd bir aratrma (Kendler ve ark. 2003) bulgularna gre ya ilerledike genel dindarlk, sosyal dindarlk, Tanrya adanmlk ve tvbe etme eilimlerinde art kaydedilmitir. Ancak yan ilerlemesiyle otoriteryarglayc Tanr ve efkatli Tanr tasavvurlar arasnda anlaml bir iliki bulunmamtr. Bunun dnda baz almalarda her iki deiken arasnda

100

olumsuz iliki tespit edilirken, bazlarnda ise herhangi bir ilikinin olmad grlmtr. lkemizde yaplan aratrmalar ana hatlaryla ele alnd zaman, genel bir kanaate ulamak olduka zor grnmektedir. Her eyden nce aratrmalar, ya ile dindarlk arasnda anlaml ilikiye iaret edebilecek dzeyde tatmin edici bulgular sunmamaktadr. Dier taraftan gerekletirilen aratrmalar, genel olarak birbiriyle eliir bulgulara sahiptir. Birinde pozitif bulunan iliki dierinde negatif bulunabilmektedir. Bu durum, ya ile birlikte kiisel ya da evresel daha farkl bir takm faktrlerin de ie kartn akla getirmektedir. lkemiz sonular asndan deerlendirildiinde, yukarda dile getirilen kuramlarn i ie getii sylenebilir. Buna gre ocukluk sonrasndan itibaren 20li yalara doru, ergenliin yol at karmaa ve din phelerin etkisiyle din kabul ve davranlarda bir tr gerilemeden sz edilebilir. Dolaysyla bu dnemin ilgisizlik kuramna uygun dt dnlebilir. Balangc ve sonu kesin olarak belli olmamakla birlikte 18-30 ya aralnda, ergenlik dnemi din kabullerdeki kararszlk yeni din tercihlerle nemli lde giderilmise de din uygulamalarda belirgin bir dn yaand tespit edilebilir. Ancak 30lu yalarla birlikte bu d, yeniden yn deitirerek yalanmaya bal olarak belirli bir dzeye kadar yava yava ykselmeye devam eder. 17-18. yala balayp srp giden bu dnemdeki deimeler, byk oranda geleneksel kuramla uygunluk arz eder. Bu iki srecin dnda ayrca, balangtan beri temel izgisi deimeden sren dindarlk tiplerinden de sz edilebilir. zellikle uyarc zenginliinden uzak, hayatn belirli rollerle paylald, d mdahalelerin olmad ya da cidd deimelerin gndeme gelmedii bir bakma sradan tek dze hayatn srd krsal blgelerde veya kapal ailelerde bu tr bir dindarlktan bahsedilebilir. Bu tip dindarlk da kararllk kuramna uygun der. Yukardaki snflamadan bamsz olarak hayatn tmn iine alacak genel bir deerlendirme yaplacak olursa, lkemizdeki almalardan elde edilen sonularn, yala birlikte dindarln da artma eiliminde olduuna iaret ettii sylenebilir. (Taplamacolu 1962; Mehmedolu 2006). Ayrca bu ve benzer almalar, dindarlkla ya arasndaki ilikinin tek ynl olmadn gstermektedir. (Yapc 2003; 2006; Uysal 2006). Yukarda rnekler verdiimiz yerli almalar kendi aralarnda deerlendirildiinde, temel kuram ierisinde en fazla geleneksel kuramn destek bulduu almalar olduu sylenebilir. Baka bir deyile, Mslman rneklemden elde edilen bulgular, -ortalama olarak 18-35 ya istisna edilirsegenellikle ya ilerledike dindarln ykseldiini ortaya koymaktadr. Bu da ergenlik ve ilk yetikinlik dneminde dine olan ilginin ksmen azald, daha sonra ise artma eilimi gsterdii eklindeki yaklamlar akla getirmektedir. Ergenlik ve ilk yetikinlik dneminde dine olan ilginin zayflamas ok eitli sebeplerle ilikili olabilir. Bu balamda yle bir gr dile getirilmitir: Ergenlik dnemi, zellikle 17-22 ya aras gencin ailesinden uzaklat bir devredir. Genellikle niversiteyle birlikte girilen yeni bir sosyal evre, yeni bir arkada grubu ve okulun baka bir ehirde olmas durumunda ailesinin yaad ehirden uzakta bulunmann getirdii serbestlik ortam, bu uzaklamay hzlandran etkenler olabilmektedir. Bunlarn etkisiyle ergenin, hayatn ekillendirmede dine ynelmek yerine daha dnyevi davranaca kabul edilmektedir. Bu dnemin sonlarna doru, kendi gerekleriyle hayatn gereklerinin rtmediini; sahip olduu kabiliyetlerin

101

hedeflerini gerekletirmede yeterli olmadn kavrad zaman veya evlenip ocuklarnn eitimiyle ilgilenmeye baladnda nceden gereksiz olduuna inand veya reddettii baz gelenek ve din deerlerin hayatn zorluklarn ama ve bilinmezlerini anlamlandrmada geni bir alan oluturduunu grr. Bu yeni farkndalk onu dine kar daha esnek ve olumlu yaklamaya yneltir. (Pargamet ve ark.1992) Genel bir anlayla, 22-40 ya araln temsil eden ilk yetikinlik dnemi, ergenlikte yaanan din phe, kararszlk ve alkantlarn durulmaya balad ve zamanla ortadan kalkt bir dnemdir. Bu dnemin balarndan itibaren din yaantda bir dengelenme, yeniden yaplanma, eski inan ve alkanlklarn gzden geirilerek dzenlenmesi ynnde gelimeler yaanr. Bu gelimeler duygusallktan aklcla doru bir seyir takip eder. Ancak bu srete genlerin temel ilgisi din zerinde deil, geliim dneminin genel zelliklerine uygun olarak meslek, kariyer ve evlilik, yani kiisel gelecek tasarm zerinde younlar.(Hkelekli, 2005). Yirmili yalarn balarnda ve ortalarnda bulunan genlerin byk bir ksm, henz evlenmemi ve ocuk yetitirme tecrbesi yaamamtr. Onlar evlendikleri, ocuklarn bytmeye ve eitmeye yneldikleri zaman, kltrel mirasn bir paras olan din inan ve deerlerin nemini daha iyi kavrarlar. 20li yalarda henz anne ve babann davranlarn belirleyen samimiyet ve dindarlk yeterince anlalamaz. Genellikle otuzlu yalardan sonra bireyler anne ve babann kt deil, bilakis iyi birer model olduunu kavramaya balarlar. Sonra, hayatn zorluklaryla ve glkleriyle karlatklarnda da yallarn deneyim ve bilgelikle davrandklarn fark ederler.
17-30 ya aralndaki psikolojik ve sosyal deimeleri dikkate aldnzda, bu dnemde dindarlkta ortaya kan dn 40l yllara yaklarken tersine dnp ykselie gemesinin ardnda hangi nedenler etkili olabilir? zerinde dnnz.

Orta ya dneminde dine ilginin yeniden canlanmas hayatn anlamna ilikin sorgulamalarn yaanmasyla, yaam kalitesi ve mutluluk dzeyiyle, iinde bulunulan bunalm, kararszlk ve gerilimlerden kurtulma arzusuyla da yakndan ilikilidir. Bu noktada u hususu zellikle vurgulamak gerekir ki, kiinin aile ortam, sosyalleme tarz, ald eitim, bal olduu gruplarn etkisi, din kimliiyle zdeleme dzeyi ve ahsiyeti, onun dine olan ilgisi ya da ilgisizliini belirlemede nemli bir paya sahiptir. Dolaysyla 18-35 ya aras yetikinlerde dindarln ksmen zayflamasnn ok eitli sebeplerden beslendii sylenebilir.

RENM DURUMU VE DNDARLIK


Bireyin dindarlk dzeyini etkileyen demografik deikenlerden bir dieri, renim durumudur. renim durumu-dindarlk ilikisini iki boyutta ele almak uygun grnmektedir. Boyutlardan biri, eitim-retim dzeyidir; dieri ise, yaplan eitim-retimin ieriidir. Konumuz itibariyle renim dzeyi-dindarlk ilikisi, bireyin ilkretimden niversiteye kadar geirdii eitim-retim aamalarnn kiisel dindarl zerindeki etkilerini iermektedir. renim ierii-dindarlk ilikisi ise, eitim kurumlarnda alnan eitim-retim ieriklerinin bireyin dindarlnn kalitesi zerindeki etkilerini iermektedir. Bireyin dindarlnn olumasnda ve daha sonraki din hayatnn ekillenmesinde en etkili kurumun aile kurumu olduu konusunda

102

eitimcilerin hepsi fikir birlii iindedir. Nitekim kiisel dindarl dorudan ya da dolayl olarak konu edinen hemen tm aratrmalar, ayn hususa vurgu yapmaktadr. Bu nedenle aile kurumu, ilk eitim kurumu olarak kabul edilmektedir. Kukusuz aile, sadece ilk din temellerin atld veya ilk din eilim ve etkilerin gelitii ortam deildir; ayn zamanda o, bireyin sonraki din eitim tercihlerini de birinci derecede belirleyen en nemli sosyal yapdr.
Kitabnzn 3. nitesinde Dindarln Sosyal ve Kltrel Kaynaklar bal altnda yer alan Eitim ve Din alt balnda ailenin eitim ve din eitimi zerindeki etkileri ilenmitir.

Genel olarak ifade etmek gerekirse, aile ortamnda dine ynelik gdlenmelerle din temelleri atlan ocuk, aile ve yakn evresinin etkisiyle din arlkl bir retim programna ynelebilmektedir. Bu erevede dndmzde geride braklan her eitim srecinin, dindarlkta art da beraberinde getirecei sylenebilir. Kklnde hafzlk yapm birisinin isteyerek ve severek mam Hatip Lisesini okumas ve bu okuldan mezun olduktan sonra ayn istekle lahiyat Fakltesine devam etmesi, ald temel din eitimin doal bir sonucu olarak dindarln arttran bir sretir. Nitekim din retimi veren okullarda yaplan aratrmalar bu neticeyi desteklemektedir. Din dersinden bamsz olarak alnan eitim ve retimin mevcut dindarla etkisi var mdr? Varsa hangi yndedir? Eitim dzeyi ykseldike dindarln kalitesinde de ykselme oluyor mu? Dier yandan, yaplan eitim veya retimin ierii din yaayta nasl bir farkllk dourmaktadr. Din eitimi, dindarln kalitesine gvence salar m? Metnin devamnda bu sorulara cevap arayacaz. Eitim-retim dzeyinin dinin anlalmas ve yaanmasnda nasl bir rol oynad hususu, Batl ve yerli kaynaklarda tartlan bir konudur. Bu balamda eitim dzeyiyle dindarlk arasnda farkl faktrlerle ilikili olarak, bazen olumlu bazen de olumsuz ilikilerin tespit edildii aratrmalara rastlamak mmkndr. Buna gre eitim dzeyi ile dindarlk arasndaki iliki olduka karmak ve ok boyutludur. Kukusuz bu ok boyutlulukta, eitim alan bireyin din alt yaps, dine bak as, eitim ald kurumun mfredatna yaklam; iinde doduu yakn ve uzak evrenin yaps, eitim grd evreninin sosyo-kltrel etkileri vb. pek ok i ve d faktrler rol oynamaktadr. Bu erevede ele alndnda baz aratrmalara gre eitim dzeyi ykseldike, dine olan ilgi artmakta; yaanan dindarln kalitesi ykselmektedir. lgili bulgular incelendiinde, bunlarn daha ok etkin din hizmetleri veren Hristiyan, Yahudi ya da eitli mezheplere bal eitim kurumlarnda yrtlen din merkezli renim hayatnn gstergeleri olduu tespit edilebilir. Kuran Kurslar, mam-Hatip Liseleri ve lahiyat Faklteleri, lkemizde bu erevede benzer sonularn gndeme geldii rnekler arasnda yer almaktadr. Baz aratrmalara gre eitim dzeyi ykseldike dine olan ilgi azalmakta ya da dinin bata ibadet olmak zere tecrbe, etki boyutlarnda nemli dler yaanmaktadr. lkretim, ortaretim ve yksek retim erevesinde yrtlen bu aratrmalara gre ilkretim seviyesindekiler ortaretim dzeyindekilerden, bunlar da yksek retim seviyesindekilerden daha fazla dinden etkilenmekte; karar verirken din hassasiyetlere

103

daha fazla dikkat etmekte; din sorumluluklar ve devleri daha fazla iselletirmekte ve psiko-sosyal sorunlar karsnda daha fazla dine mracaat etmektedirler. Mslmanlar zerinde yaplan baz aratrmalar, burada gndeme getirilen ilikiye uygun dmektedir. Bu aratrmalara gre, renim dzeyi ykseldike zellikle namaz ibadetine devamllk dmekte, seim ve tercihlerde din ilkelere uyma davran azalmakta, sadaka vb. din yardm ve balar dmekte ve din organizasyonlara katlm zayflamaktadr. lkemizde niversite dzeyinde yaplan almalardan elde edilen bulgular incelendiinde -ilahiyat faklteleri hari- yksek retimle dindarlk arasnda ters ynl bir ilikiden sz edilebilir. Baka bir ifadeyle renim dzeyi ykseldike dindarlk dzeyinde d yaanmaktadr. Kukusuz bu durumu besleyen sebepler ok eitlidir. Sadece sekler odakl eitim veren faklte ve blmlerde zaman zaman din ile bilimin kar karya gelmesi ya da yksek renim srecinin beraberinde getirdii sorgulayc akademik zihinsel yapyla dinin eletirel bir tarzda deerlendirilmesi, akla ilk gelen nedenler arasndadr. Dier bir ksm aratrmalara gre ise, eitim dzeyi ykseldike ya herhangi ciddi bir deiiklik ortaya kmamakta ya da karmak ve tutarsz ilikiler gndeme gelebilmektedir. Eitim dzeyi ykseldii halde din hayatnda ciddi deimeler yaamayanlar, daha ok belirli standartlara bal kurulu bir din evreden gelenlerden ya da zellikle din bunalm ve phelerle bouup sonrasnda kendini tatmin edecek belirli din kalplara sarlmay tercih edenlerden olumaktadr. Kapal din grup ve cemaatlerde yetienleri de bu erevede rnek tekil edebilecek baka bir kesim olarak sayabiliriz. renim dzeyi-dindarlk ilikisinin karmak sonulara yol atyla ilgili iki rnekle yetinebiliriz: Bir aratrma bulgularna gre eitim din organizasyonlara katlm destekledii halde, eitim seviyesi artan bireyler arasnda din organizasyonlardan ayrlma, din deitirme ve dinden dnme oranlar daha fazladr (Sherkat ve Ellison, 2004). Yine, eitim seviyesinin ykselmesine bal olarak dindarlklarnda daha drst ve tutarl olmaya alanlarn bir ksm, eski olumlu din alkanlklarnn bir ksmndan uzaklaabilmektedir. Daha ak bir ifadeyle baz din tutum ve davranlarda kalite artarken baz din davran ve uygulamalar ortadan kalkmaktadr. renim durumu-dindarlk ilikisiyle ilgili konunun banda bahsettiimiz ikinci boyuta gemeden nce burada yle bir deerlendirme yaplabilir: Genel olarak eitim seviyesinin dkl, dindarln daha basit, fakat daha iten ve samimi bir atmosferde srp gitmesiyle ilikilendirilebilir. Buna karlk eitim seviyesinin yksekliine paralel olarak dindarlk, daha dk etkinlik dzeyinde, fakat daha akl ve tutarl temellere oturmu bir karakter kazanabilmektedir. Doal olarak din eitimi veren kurumlarn durumu, hem din inan, bilgi, tecrbe, ibadet, hem de etki boyutu asndan olumlu ynde farkllamalar gsterecektir. Konuya eitim ve retimin ieriinin dindarla etkisi balamnda yaklatmzda, nemli farllklarn gndeme geldiini syleyebiliriz. Yukarda da verilen rnekler erevesinde ifade edildii gibi, eitim programlarnda din eitim ve retimini merkez alan eitim kurumlar, verdikleri eitimin verimlilii lsnde dindarlk dzeyleri yksek ve koullara gre kaliteli bireyler yetitirirler. Bu ynleriyle dier eitim kurumlarndan tamamen farkl bir yap ve ilev ortaya koyarlar. lkemizde niversite rencileri zerinde yaplan bir aratrma, hi din eitimi almayanlarn Allaha inan hususunda kararsz eilimler

104

gelitirdiklerini ve inan sorunlar yaadklarn, ayrca bunlarn dua ve ibadet davranlarnda resm ya da zel din eitimi alanlarn ok gerisinde kaldklarn ortaya koymutur.(Frat,1977). Liseli genler zerinde gerekletirilen bir aratrmada ise Allaha iman konusunda en yksek puanlar mam-Hatip rencileri almasna karn liseler arasnda en dk puanlar Fen Lisesi ve Anadolu Lisesi rencileri almtr. Ayrca din phe ve tereddtler noktasnda bu iki okul, en yksek oranlarla ba ekmitir. (Bahadr, 1993). Bir baka aratrma da benzer sonulara ulamtr. Buna gre mam-Hatip Lisesi rencileri, dier liseler arasnda en dindar kesimi temsil ederken en dk dindarlk dzeyi, zel lise rencilerinde tespit edilmitir.(Onay, 2004). Her iki aratrma da zel okullarda renim gren rencilerin en dk dindarlk seviyelerine sahip olduklar hususuna dikkat ekmektedir. Dier taraftan lkemizde yaplan dier birok aratrma bulgular, din eitimi alan rencilerin daha dindar olduklarn gsteren ilave veriler sunmaktadr. Ayrca, fiziksel ve sosyal olaylar anlamlandrrken din referanslar kullanma dzeyleri bakmndan lahiyat Fakltesi rencilerinin dier faklte ve blmlerden anlaml derecede farkllat grlmtr. (Yapc, 2003, 2004, 2007). Bir dier aratrmaya gre de, lahiyat Fakltesi rencileri hem dinin etkisini daha fazla hissettmekte hem de din deerleri ncelikli olarak tercih etmektedirler.(Yapc ve Zengin, 2003). lahiyat Fakltesi rneinde grlebilecei gibi, yksek seviyede yaplan din eitiminin din yaant zerinde olumlu etkilerde bulunmasna karn, din d alanlarda yaplan yksek eitimin din hayat, belirli lde olumsuz etkiledii pek ok almada ortaya konmutur. Ancak, eitim dzeyine bal olarak yaanan dler, din hayatn tamamndan ziyade dindarln eitli boyutlarnda ortaya kmtr lahiyat Fakltesi rencilerinin byk bir ounluunun mam-Hatip Lisesi kkenli olduklar dikkate alnacak olursa, yukarda bahsi geen almalardan elde edilen sonular doal karlamak gerekir. Zira daha lise ncesinde din eitimi almaya balayan, bu erevede dini anlamaya ve yaamaya alan, nihayet yksek seviyede din eitimi alarak din inan ve deerleri benimseme dzeyi artan genlerin hem genel anlamda din duyarllklarnn gl olmas, hem de din pratikleri daha fazla yerine getirme eilimi gstermeleri beklenen bir durumdur. Bununla birlikte gerek mam-Hatip Lisesi gerekse lahiyat Fakltesinde renim gren genlerin bu okullar tercih nedenleri dikkate alnarak bir zmleme yaplacak olursa, bireysel ilgi ve amalarn dnda ayrca bata aile olmak zere, ders program farkllnn, yaanan ve renim grlen sosyo-kltrel evrenin ynlendirici ve biimlendirici etkisine yeniden dikkat ekmek gerekir.

SOSYO-EKONOMK DURUM VE DNDARLIK


Genel olarak toplumsal eitlilik incelendii zaman, bu eitliliin ardndaki en nemli unsurlar arasnda sosyo-ekonomik farkllklarn var olduu sonucuna ulalabilir. Kukusuz sosyo-ekonomik durum, toplum ierisinde yaam standartlaryla farkl olduunu gsteren sosyal snf ya da tabakalar ifade eder. Barnmadan korunma ve elenmeye kadar sahip olduklar imknlar asndan sosyo-ekonomik dzeyi yksek zenginler snf, orta hallilerden, zellikle de sosyo-ekonomik dzeyi dk fakirler ya da yoksullardan bariz izgilerle ayrlr. Daha ak bir ifadeyle zenginlerin dnyas, daha ok imkn ve frsatlar dnyasn temsil ederken fakir ve

105

yoksullarn dnyas, birok imknszlk ve snrllklar ierir. Doal olarak bu farkllk, btn dier ilikilerde dzenleyici bir rol oynad gibi dine ve kutsala yaklamda da etkin bir rol oynar. Toplumsal mahrumiyetlerin, yoksulluk, dlanmlk ya da kimsesizliin dine ynelmede zel bir nemi var mdr? Zenginlik, refah, toplumsal saygnlk ve g sahibi kimseler daha ok din deerlere ilgisiz ve uzak bir hayat m tercih etmektedir? Sosyoekonomik dzey ile dindarlk arasnda nasl bir iliki vardr? Bu sorular, konun devamnda cevabn arayacamz sorulardr.
Kitabnzn 3. nitesinde Dindarln Sosyal ve Kltrel Kaynaklar bal altnda yer alan Engellenme, aresizlik ve Din alt balnda tabiattan ve sosyal nedenlerden dolay ortaya kan engellenme durumlarnn dindarlkla ilikisini gzden geiriniz.

erdii deiken faktrler nedeniyle sosyo-ekonomik durumun tanmlanmas kolay deildir. Mevcut tanmlamalara bakldnda, bunlarn kltre ve ekonomiye yklenen anlamlara bal olarak deitii grlr. rnein Batda yaplan almalarda sosyo-ekonomik durum kavram, gelir durumu, meslek alan, eitim dzeyi; bireyin bal bulunduu kilise, grup veya kurulular; aznlk olup olmama durumu vb. deiik faktrleri iine alacak ekilde geni tutulmaktadr. Buna karlk lkemizde yaplan aratrmalarn ounda sosyo-ekonomik durum, sadece gelir durumunun dzeyini ifade edecek ekilde kullanlmaktadr. Doal olarak bu farkllk, deiik sonularn ortaya kmasna yol amaktadr. Gelir dzeyi farkllklarnn din hayat zerinde anlaml bir etkisinin olup olmad; bu erevede sosyo-ekonomik dzey ile dindarlk arasnda nasl bir iliki bulunduu konusu, din psikologlarnn ve din sosyologlarnn dikkatini eken hususlardandr. Bu nedenle gelir durumu ile dindarlk arasndaki iliki, yerli yabanc pek ok aratrmaya konu olmutur. Demografik deikenlerle ilgi kurulan hemen her almada, sosyo-ekonomik durum da dikkate alnmtr. Her ne kadar baz aratrmalarda ok dk-dk-orta alt-ortaorta st-yksek-ok yksek eklinde oklu snflandrmalar kullanlmsa da, en yaygn kullanm, alt-orta-st ya da dk-orta-yksek eklindeki l snflamadr. Aklamalarmzda da bu l snflama esas alnmtr. Amerika ve Avrupa lkelerinde yaplan almalar, din faaliyetlerin daha ok ekonomik durum itibariyle orta gelir dzeyinde olanlar tarafndan yrtldn gstermektedir. Zenginler daha ziyade gze hitap eden din faaliyetler ierisinde yer alrken, fakirler genellikle dinin duygusal ve manev boyutuyla ilgilenmektedirler. Buna gre gelir dzeyleri farkl olanlar, din hayatn deiik boyutlarnda farkl tutum ve davranlar sergileyebilmektedir. Esasen sosyal stat ile dindarlk ilikisi, farkl grntler altnda yansma bulabilir. Bu balamda rnein gelirlerine kyasla yaptklar katklar dk grnse de gelir seviyesi yksek olanlar, din organizasyonlara daha fazla ba yapabilmektedirler. Baka bir ifadeyle onlar, bu tr organizasyonlara dorudan katlmak yerine, genellikle madd katk salamay tercih edebilmektedirler. Bu durum, zenginlerin din hayatla ilikilerinin ksm ve dolayl olduu eklinde yorumlanabilir. Hristiyanlar zerinde gerekletirilen eitli almalardan elde edilen bulgular, sosyo-ekonomik dzeyle kiliseye devam arasnda olumlu ynde seyreden anlaml bir ilikinin olduunu gstermektedir. Bununla birlikte alt sosyo-ekonomik kesimlerin, yani fakir ve yoksullarn aresizlik ve mahrumiyetten kaynaklanan mevcut konumlarn, din ile merulatrmay tercih ettikleri ileri srlmektedir (Kirman, 2005). Bu durum dinin herhangi

106

bir hak ve menfaatten mahrum kalan birey ve gruplara mit ve g kayna olarak hizmet sunmasndan kaynaklanm olabilir. Grld zere sosyo-ekonomik durum ile dindarlk arasndaki ilikiler tek ynl ve tek boyutlu deildir. Bu nedenle dindarlk ile gelir dzeyi arasndaki ilikilerin farkl sebeplerden beslenerek ekillendiini sylemek mmkndr. Aratrma bulgularnda kltr farkllklarnn oynayabilecei roller de hesaba katldnda, sonularn da doal olarak farkllaaca ngrlebilir. Nitekim Hristiyan ve Mslman rneklem zerinde gerekletirilen almalarn sonular, konunun sadece gelir dzeyiyle ilikili olmadn ortaya koymaktadr (Yapc, 2006). Bu noktada Batl almalardan elde edilen bulgular, lkemizde yaplan almalarn sonularyla ksmen benzerlik arz etse bile, birok ynyle uyumad sylenebilir. rnein Batdaki almalarn bir ksmna gre dinden en uzak kesimi dar gelirliler tekil ederken lkemizde yaplan almalarda, orta ve alt sosyal tabakada olanlarn din ile daha fazla ilgilendii; en az ilgili olanlarn ise, st tabakaya ait olduklar tespit edilmitir. (Gnay,1986). Bu erevede lkemizde gerekletirilen aratrmalar, gelir dzeyinin artmasna paralel olarak dine olan ilginin de azaldn ortaya koymutur.
Batda yaplan aratrmalarn sonular ile lkemizde yaplanlarn sonular arasndaki farkllamalarda hangi nedenlerin etkin olabilecei zerinde dnnz. zellikle st sosyo-ekonomik dzeydekilerin bulgulardaki farkllamalarda sahip olduklar rol hatrlaynz.

Dier taraftan yine lkemizde yaplan baz almalarda sosyo-ekonomik durumla dindarlk arasnda anlaml bir iliki bulunamamtr. Bununla birlikte Allaha iman, namaz klma ve oru tutma ile gelir dzeyi arasndaki ilikilerin eitli faktrlere bal olarak deiebildii grlmektedir. Farkl gelir gruplarnn ehirde kal sreleri, eitimleri ve meslekleri, din hayatlar zerinde belirleyici bir role sahiptir (elik, 2002). Fakat farkllamann sadece inan ve bilgi boyutlarnda ortaya ktn gsteren bulgular da vardr. (Yldz, 2006). Bu konuda lkemizde elde edilen bulgulara gre, genelde orta gelir dzeyinde olanlar, st gelir grubundan daha yksek dini ynelim gstermektedir. Gelir gruplar asndan en dindar olanlar, orta gelir dzeyinde yer almaktadr. Onlar alt ve st gelir gruplar izlemektedir. Alt gelir grubunu oluturanlar ise, din yaay itibariyle orta ile st gelir grubu arasnda yer almaktadr. Dolaysyla st gelir grubundakilerin orta ve alt gruplara gre, dine daha ilgisiz bir tavr sergiledii sylenebilir. (Yapc, 2007). Sosyo-ekonomik dzey- dindarlk ilikisinde ortaya kan farkllamalarn ardnda pek ok neden etkili olabilir. Bu noktada kiisel, toplumsal ve kltrel nedenler, en genel ereveyi oluturur. Daha derinlemesine analizlerde, ayn toplumda, yrede ve kltrde yaanmasna karn mevcut koullara gre gelir dzeyine bal deien dindarlk biimlerinden de bahsedebiliriz. lkemiz asndan deerlendirildiinde, sosyo-ekonomik dzeyi yksek olanlarn din ile daha az ilgilenmelerini, muhtemel birka nedene balamak mmkn grnmektedir: zellikle Batllama ve modernleme sreciyle birlikte, aydn kavramyla tanmlanan entelektel st kesimlerin ve sanat camiasndan nemli simalarn dine ilgisiz yaklamalar, dier zenginlerin dine ilgisiz kalmalarna rnek tekil etmi olabilir. Doal olarak byle bir anlayta din, gelir dzeyi dk fakir ve yoksullar tarafndan sahiplenen ve yaanan bir olgu olarak mahkm edilmi olur. Yine, lkemizde

107

sosyo-ekonomik seviyesi yksek olanlar, sahip olduklar imkn ve frsatlar nedeniyle modern hayatn tevik ettii, fakat dinin kabul etmedii pek ok alkanlk gelitirebilmektedirler. Ekonomiden siyasete ve elence alkanlklarna kadar pek ok konuda dinin getirdii zel dzenleme ve snrlamalar, zenginlerin dinden uzak kalmalarna yol am olabilir. renim durumu-dindarlk ilikisinde zerinde durulduu zere, genellikle zel okullardan yetien zengin kesimin ald pozitivist-aklc eitimin etkisiyle dine mesafeli bir zihniyet oluturmas, bu balamda akla gelen baka bir nedendir. Bu erevede olmak zere zengin aile ocuklarnn zel okul-dershane-ev geninde geirdikleri alma temposu srasnda istee bal din eitimi alamamalar, zamanla din bilgisizlik nedeniyle onlar dine yabanclam bireyler haline getirebilir. Kukusuz aile ii din eitim eksikliinin, ocuun din temellerden yoksun olarak hayata atlmasndaki nemli pay, burada ayrca vurgulanmaldr. Dier taraftan iinde bulunduklar youn i ortam nedeniyle zenginler, ibadetlere zaman ayrma noktasnda kendilerini mazur sayabilir. Byle bir gereke, gittike onlar dine daha da ilgisiz hale getirebilir. Yine, st gelir grubunda bulunanlarn din hayata ilgisiz kalmas, kendi iinde bir sebepsonu ilikisine de dayanabilir. Yani zenginlerin ili dl olduu sosyal evre, eitli nedenlerle dini daha az nemseyen bir iliki a kurmu olabilir. Doal olarak bu ala balantl olanlar, dinden uzaklaabilir. oaltlmas mmkn yukardaki gerekeler, orta ve alt gelir grubundakilerin ounluu iin geerlilik arz etmez. Her eyden nce alt ve orta gelir grubun ocuklar, bata aile ortam olmak zere din deerlerin yaand bir eitim ve sosyalleme sreci geirdikleri iin, geleneksel kltrle birlikte inanlar, ibadetleri ve dinin dnyaya grn, ou zaman farknda olmadan iselletirirler. Bu da onlarn kendilerini dine daha yakn bulmalarna ve dolaysyla dine daha fazla ilgi gstermesine neden olabilir. Kukusuz bu yaknlk, zamanla tutum ve davranlar ekillendiren bir dindarln gelimesinin temellerini oluturur. Sonu olarak, Bat dnyasnda zenginlerin din ile kurmu olduklar ksm ve dolayl ilikiyi bir tarafa brakacak olursak genel olarak aratrmalardan u sonucu karabiliriz: Sosyo-ekonomik durum ile dindarlk ilikisinde en yksek dindarlk dzeyine, orta sosyo-ekonomik dzeyde olanlar ulamaktadr. Bunlar ikinci srada alt sosyo-ekonomik dzeydekiler takip etmektedirler. Din hayatla ilikisi en zayf olanlar, yksek sosyo-ekonomik dzeye sahip olanlardr. Bu genellemede istisnalarn olabilecei hususu, elbette aklda tutulmas gerekir nemli bir husustur.

KIRSAL-KENTSEL EVRE VE DNDARLIK


nceki balklar artnda zaman zaman dile getirildii zere dindarlk, sadece ruhun derinliklerinde filizlenen, d etkilerden bamsz geliip olgunlaan bir yaant deildir. Dindarlk, i dinamiklerin yannda kiisel eilimlerin ve evresel etkilerin birlikte harmanland karmak bir rntdr. Bu balk altnda, kii, kurum ve sosyal hayat itibariyle nispeten farkl toplumsal yaplar karakterize eden ky, kasaba, ile ve il yerleim birimlerinde yaayanlarn dindarlklar zerinde durulmaktadr. Acaba sahip olduklar sosyo-kltrel farkllklaryla yerleim birimleri, barndrdklar insanlarn din hayatlarn nasl etkilemektedir? Baka bir ifadeyle dindarln oluup

108

olgunlamasnda ya da kalitesinde krsallk ve kentsellik belirleyici bir deiken midir? Yaplan aratrmalar, bireyin yaad yerleim biriminin ky, kasaba ya da ehir olmas ile dindarl arasnda bir iliki olduunu ortaya koymaktadr. Elde edilen bulgular, byk yerleim birimleri olan ehirlere oranla ky, kasaba veya ile gibi kk yerleim birimlerinde yaayanlarn dine daha fazla yakn durduklarn ve dindarlk dzeylerinin daha yksek olduunu gstermektedir. Batda yaplan aratrmalarda genel olarak krsal kesimlerde yaayanlarn, zellikle de iftilerin geleneksel din deerlere daha bal olduklarn ve dindarlk dzeylerinin ehirlerde yaayanlara gre daha yksek olduunu ortaya koymutur (Hunter, 1983; Brown, 1988). Baz aratrmalar, ky-ehir ayrm yerine kk yerleim birimi-byk yerleim birimi ayrmn benimsemitir. Bu ayrma gre yaplan aratrmalarda nfusu 50000e kadar olan yerleim birimlerinde din hayatn, byk ehirlere oranla daha canl olduu tespit edilmitir. (Glock ve Stark, 1966; Mol, 1972). Genel olarak incelendiinde Batdaki almalarn ounluu, sosyal evre-din ilikisini seklerleme/dnyevileme balamnda ele almaktadr. Buna gre krsal kesimlerde yaamann toplumsallama asndan olumlu etkisi, dindarla da yansmaktadr. ehir ortam ise, sosyal hayatta dnyev katklar salad iin dindarl da bu ynde etkilemektedir. Bunun anlam udur: Krsal ya da nfusun az olduu yerlerde yaayanlar, ehirlerde ya da nfusu kalabalk yerlerde yaayanlara gre geleneksel inanlara daha ok balanmakta; din aktivitelere daha ok katlmakta ve din inanlarnda daha muhafazakr olmaktadrlar. Krsal-kentsel ayrmnn dindarla etkisiyle ilgili lkemizde yaplan almalarda da Batdakilere benzer sonularn kt grlmektedir. Bir aratrmada ky kkenli olan deneklerin ehirlerde yaayanlardan daha dindar olduklar; ehirdekilerin inanszlk noktasnda daha fazla younlatklar tespit edilmitir. Ayn aratrma, ky ve kasabadan gelenlerin dinden etkilenme ve din aktivitelere katlma ynnden ehirden gelenlere gre daha ileride olduklarn ortaya koymutur.(Frat,1977). Bir baka aratrmada kyden gelen niversitelilerin ehirden gelenlere gre deiime daha ak olduklar; ibadet ve din hkmleri uygulama noktasnda ilgili ve istekli olduklar tespit edilmitir. (Bayyiit,1988). zetle ifade etmek gerekirse ky ve kasaba gibi kk yerleim birimlerinden gelenlerin dindarlklar, ehirden gelelerinkinden daha yksek durumdadr.(ahin, 2007). Bu konudaki yeni bir aratrma, arpc sonular ortaya koymutur. Bulgulara gre gndelik yaamnda dinin nemli olmadn belirtenlerin oran illerden gelenlerde, kr kkenlilerin oranndan yaklak 2.5 kat daha yksektir. Her gn be vakit namaz eksiksiz klanlarn oran kr kkenlilerde, il kkenlilerin orannn 2 katdr. Faizli banka kredisi kullanmann gnah olmadn dnenlerin oran illerden gelenlerde, kyden gelenlerin oranndan yaklak 2.5 katdr. (Korkmaz, 2010). niversite rencileri zerinde derinlemesine analiz yapan Onay (2004), dindarlk konusunda ilelerde yaayanlarn durumuna zel bir vurgu yapmaktadr. Yapt aratrmaya gre ilelerde yaayanlar; il, kasaba ve kylerde yaayanlara gre daha dindardrlar. Bununla birlikte ky ve ilelerden gelenlerin dindarlk dzeyleri, ilden gelenlerinkinden anlaml bir ekilde daha yksektir. Ky ve ile karlatrmasnda kyden gelenler dinin inan boyutunda, ileden gelenler ise, dinin davran boyutunda daha ileridirler. Daha ak bir ifadeyle kyden gelenler din inan asndan daha

109

gl bulunurken ilelerden gelenler, ibadetleri yerine getirme bakmndan daha istekli ve tutarl bulunmulardr. Onay, ilelerden gelenlerin daha dindar olularn, ilelerin din faaliyetler bakmndan daha canl olduuna; din hizmetleri asndan ky ve kasabalara gre daha fazla imknlara sahip bulunduuna iaret etmektedir. stee bal din eitimi imknlarnn daha geni ve daha kolay ulalabilir olmas; mstakil mftln ve ok sayda din grevlilerinin hizmet vermesi; ayrca orta retim kurumlarnda grev yapan meslek dersleri retmenleri ile din kltr ve ahlak bilgisi retmenlerinden yararlanma frsatnn bulunmas, bu balamda ilelerin sahip olduu ayrcalklar olarak sralanabilir. Yukardaki sonular zetleyecek olursak, genel olarak il ve byk ehir gibi nfusun youn olduu yerleim birimlerinde yaayanlar, dier daha kk yerleim birimlerinde yaayanlara oranla dine daha ilgisiz ve uzak durmaktadrlar. Kukusuz bu neticede, kalabalk yerleim blgelerinde sosyal ilikilerin olduka gevek olmas ve bencilliin artmas; sosyal kontrol mekanizmalarnn ilevini yitirmesi veya ou zaman etkisiz kalmas; modernlemeye bal hzl, bireysellemi, paylam ve yardmlama gibi din deerlerden uzak bir yaam standardnn gelimesi gibi pek ok faktr belirleyici bir rol oynar

MEDEN DURUM VE DNDARLIK


Dindarl etkileyen demografik deikenlerden biri de medeni durumdur. Medeni durum bekr, evli, boanm ve dul eklinde bireyin baka birisiyle olan iliki ya da ilikisizlik durumunu ifade eder. Medeni durum, insann yaad hayatla balantlarn, toplumsal hayatta stlenmesi gereken rolleri ve bakalarna ynelik temel sorumluluklarn belirleyen en nemli olgulardan biridir. Aratrmalarn da gsterdii gibi bekrlk, evlilik ya da boanmlk ve dulluk, bireyin hayata ve olaylara bakn, nerede ne zaman, nasl davranabileceini ynlendiren i ve d dinamikleri ierir. Bu balamda medeni durum ile dindarlk arasnda karlkl bir ilikinin varlndan sz edilebilir. Buna gre dindarlk evlilie yn verirken, evlilik de dindarln biimini ekillendirir. Medeni durum ile dindarlk ilikisini konu edinen birok aratrma mevcuttur. Batda yaplan aratrmalara genel bir bak asyla yaklatmzda, bunlarn birbirinden farkl sonular ortaya koyduunu grebiliriz. Genel olarak evlilerin bekrlara gre daha dindar olduklarna dair bulgular yaygn olmasna karn, birok aratrmada evlilik ve bekrlk asndan evlilerin lehine kk farkllklar bulunmutur. Yaplan bir aratrma sonucuna gre, bekr kadnlarn kiliseye devamda evlilere oranla daha nde olduklar gzlemlenmitir. Evlilerin bekrlara gre daha yal olabilecekleri gz nnde tutulduunda bu durum, arpc bir sonu olarak grnr. Zira ilerleyen yala birlikte din aktivitelerde belirgin bir art sz konusudur. Eini kaybetmi dullarn bekr ve evlilere gre zellikle gnlk dua ve lm sonras hayata inanmada daha ok din davran sergiledikleri grlmektedir. Dullarn daha yksek ya ortalamalara sahip olmalar, bu bulgunun bir aklamas kabul edilebilir. Ayrca tespitlere gre dullar, maneviyata ve lm sonras hayatta sevdikleriyle kavuacaklarna inanma eilimindedirler. Boanm ve ayr yaayanlar da evlilerden ortalama olarak daha yaldrlar ve muhtemelen dullardan daha gentirler. Ancak onlar kk istisnalarn dnda birok din aktivitede, evlilerle benzer zellikler sergile-

110

mektedirler. Baz kiliselerin boanmay knamas ya da ho karlamamas, bu durumun aklamas olabilir. Trkiyede gerekletirilen eitli aratrmalarda evlilerin din pratikleri yerine getirme asndan bekrlara gre genel anlamda daha nde olduu ortaya kmtr. Batda yaplan aratrmalarn karmak sonularnn aksine lkemizdeki aratrmalar, evlilik ile dindarlk arasnda daha gl bir ban sz konusu olduunu gstermektedir. Bu erevede gerekletirilen aratrmalarda, evli yetikinlerin bekr yetikinlerden daha dindar olduu tespit edilmitir. (Yldz, 1998). Erzurum ve evre kylerinde yaplan bir aratrmada, namazlarn dzenli klanlarn oran, evlilerde % 40; dullarda % 34,4; bekrlarda ise, % 21,3 bulunmutur. Evlilerin, zellikle evli kadnlarn, din tutum ve davranlar bakmndan bekrlara kyasla daha gl bir dindarlk eilimi iinde olduklar anlalmaktadr.(Arslan, 2004; Uysal, 2006). Bunu detaylandran bir almada, evli bireyler arasnda dindarlarn oran % 55; din ile ilgisi olmayanlarn oran ise, % 9 olarak tespit edilmitir. Buna karlk bekr bireyler arasnda dindarlarn oran % 33; din ile ilgisi olmayanlarn oran ise, %15 bulunmutur. Grld gibi evlilerin dine ilgi oranlar, bekrlara gre olduka yksek, dine ilgisizlik oran ise, olduka dktr. Aratrmada dikkati eken baka bir bulgu, boanm bireylerin drtte birinin (% 25) din ile ilgilenmediklerini belirtmi olmalardr. (Voltan-Acar, Yldrm ve Ergene, 1996). Bekrlarda dine kar ilginin az olmas, yalar itibariyle onlarn ergenlik karmaas iinde bulunmalarna balanabilir. Zira ergenlik, bnyesinde barndrd biyolojik, psikolojik ve sosyo-kltrel deimeler nedeniyle ergenin ba etmekte zorland karmak sreler ierir. Bu arada g kazanan bamszlk duygusu nedeniyle gen, otorite olarak dine kar bakaldrabilecek bir psikoloji gelitirebilir. Dindarln zayflamasna yol aabilen din bunalm, din phe ve tereddtler, genlik dneminin temel nitelikleri arasnda yer almaktadr.
Yukarda da iaret edildii gibi genlik dnemi, insan hayatnn en kritik dnemlerinden birisi olup bu dnemde ortaya kan sorunlar, din hayat da dahil her alanda yansma bulabilmektedir. Bekrln genlik dneminin yaygn zelliklerinden biri olduu dikkate alndnda, evli olmayanlarn dine kar ilgilerinin zayf olmasnn ardndaki neden, bylece daha anlalabilir olmaktadr.

Yukarda sz geen aratrma erevesinde boanm insanlarn drtte birinin din ile ilgilenmediklerini ifade etmi olmalar dikkat ekicidir. Boanmlarn deerler sisteminde ciddi farkllklarn olabilecei sylenebilir. Aratrmalara gre din ile ilgisi olmayan kiiler, daha kolay boanmaya ynelebilmektedirler. Zira din inanlarnn zayfl, ahlak deerlerin yozlamasn beraberinde getirmesi nedeniyle eler arasndaki atmalara kaynaklk edebilmektedir. Buna karlk dindar evliler, aile ii sorunlarn ortaya kmamas iin din tavsiyelerden istifade ettikleri gibi, sorunlarla ba etmede ya da onlarn zmnde bir takm din mekanizmalar kullanabilmektedirler. Dier taraftan dini inanc gl olan kesimlerin daha ok dk sosyo-ekonomik seviyeye sahip olmalar, onlarn boanmaya kolay kolay bavurmayabileceklerini de akla getirmektedir.

111

Bekrlarn evlilere oranla dindarlk seviyelerinin daha dk, dine kar ilgisizlik oranlarnn daha yksek olmasnn ardndaki nedenler zerinde dnnz.

zet
Dindarlk, en genel anlamyla bireyin baland dinin kendi hayatndaki zel yansmasdr. Yani dindarlk, bireyin kendine has din algs ve yorumuna dayanr. Tek bir dine inanan bir toplumda bile, esasen inanlarn says kadar dindarlk biimlerinden bahsedilebilir. Dindarlk, sadece ruhun derinliklerinde doutan getirilen eilimlerin sonradan filizlenmesiyle ortaya kan, d etkilerden bamsz geliip olgunlaan bir din yaant biimi deildir. Dindarlk, i dinamiklerin yannda kiisel eilimlerin ve sosyo-kltrel evreden gelen ok ynl etkilerin birlikte harmanland karmak bir rntdr. Cinsiyet deikeniyle dindarlk ilikisini ele alan aratrmalar, ulatklar genel sonular itibaryla grupta toplanabilir. Bir ksm aratrmalara gre kadnlar, erkeklerden; dier bir ksmna gre erkekler kadnlardan daha dindardrlar. Bir ksm aratrmalara gre ise, cinsiyet ile dindarlk arasnda istatistik adan anlaml bir iliki yoktur. Birinci grupta yer alan aratrmalar, genel izgileri itibaryla daha ziyade Bat kaynakl iken, ikinci gruptakiler Dou kaynakl grnmektedir. Yurtd ve yurtii aratrmalarn da gsterdii gibi cinsiyet deikeninin dindarlkla ilikisi, olduka deiken bir karakter arz etmektedir. Aratrmalarn arlk noktas dikkate alnd zaman genel olarak kadnlarn erkeklere gre daha dindar olduu sonucuna ulalabilir. Ya-dindarlk ilikisiyle ilgili genel sonularn esasen cinsiyet-dindarlk ilikisinde grld gibi eitlilik arz ettii sylenebilir. Buna gre yaplan aratrmalarn bir ksm, yan artmasyla birlikte dindarln da glendiini ortaya koyarken bir ksm aratrmalar, yan artmasna bal olarak dindarln zayfladn gstermitir. Dier bir ksm aratrmalarda ise, ya ile dindarlk arasnda anlaml bir iliki bulunamamtr. lkemizde yaplan aratrmalar ana hatlaryla ele alnd zaman, genel bir kanaate ulamak olduka zor grnmektedir. Her eyden nce aratrmalar, ya ile dindarlk arasnda anlaml ilikiye iaret edebilecek dzeyde tatmin edici bulgular sunmamaktadr. Dier taraftan gerekletirilen aratrmalar, genel olarak birbiriyle eliir bulgulara sahiptir. Bununla birlikte ana izgileri itibariyle srecin ileyiini, ergenlik ve ilk yetikinlik dnemi hari yan ilerlemesiyle birlikte dindarln da artt eklinde tanmlayabiliriz. renim dzeyi ile dindarlk arasnda farkl faktrlerle ilikili olarak, bazen olumlu bazen de olumsuz ilikilerin tespit edildii aratrmalara rastlamak mmkndr. Buna gre eitim dzeyi ile dindarlk arasndaki iliki olduka karmak ve ok boyutludur. Bununla birlikte, ailede iyi bir din temel oluturanlarn din eitim arlkl okullara devam etmeleri halinde, renim durumuna paralel olarak dindarlklarnn da artt sylenebilir. Aksi durumlarda bu iliki, daha ziyade tersine dnmektedir. Sosyo-ekonomik durum ile dindarlk arasndaki ilikiler de tek ynl ve tek boyutlu deildir. Aratrma bulgularnda kltr farkllklarnn oynayabilecei roller de hesaba katldnda, sonularn da doal olarak farkllaa-

112

ca ngrlebilir. Nitekim Hristiyan ve Mslman rneklem zerinde gerekletirilen almalarn sonular, konunun sadece gelir dzeyiyle ilikili olmadn ortaya koymaktadr. Bu noktada Batl almalardan elde edilen bulgular, lkemizde yaplan almalarn sonularyla ksmen rtse bile, birok ynyle birbiriyle uyumad grlr. Bununla birlikte kabataslak olarak zenginliin artmasna bal olarak dindarlk dzeyinin dt sylenebilir. Genel olarak il ve byk ehir gibi nfusun youn olduu yerleim birimlerinde yaayanlar, dier daha kk yerleim birimlerinde yaayanlara oranla dine daha ilgisiz ve uzak durmaktadrlar. Ky, kasaba, ile gibi kk yerleim birimlerinde yaayanlarn dine ilgisi ve din grevleri yerine getirme derecesi daha yksek dzeydedir. Evlilerin bekrlara gre daha dindar olduuna dair bulgular yaygn olmasna karn, birok aratrmada evlilik ve bekrlk asndan evlilerin lehine kk farkllklar gze arpar. Batda yaplan aratrmalarn karmak sonularnn aksine lkemizdeki aratrmalar, evlilik ile dindarlk arasnda daha gl bir ban sz konusu olduunu gstermektedir.

Kendimizi Snayalm
1. Aadakilerden hangisi cinsiyet-dindarlk ilikisini dorudan etkileyen faktrler arasnda yer almaz? a. Kiisel ilgiler b. Din eilimler c. Toplumsal ilikiler d. gdsel tepkiler e. Kltrel etkiler

2. Ya-dindarlk ilikisinde geleneksel kurama gre dindarln gittike dt en kritik ya aral aadakilerden hangisidir? a. 13-17 b. 18-30 c. 31-40 d. 41-50 e. 60-70

3. retim dzeyi-din ilikisi iin aadakilerden hangisi sylenemez? a. Dindarln temeli ailede atlr. b. Dindarlk, resmi din eitiminin doal bir sonucudur. c. renim dzeyi ykseldike dindarlk azalr.

113

d. renim dzeyi dtke dindarlk dzeyi artar. e. Dindarln kalitesi, renim dzeyine gre deiir.

4. Krsal-kentsel evre ile dindarlk ilikisi iin aadakilerden hangisi sylenemez? a. Kentlilerin geleneksel din deerlere ilgisi, krsaldan gelenlerin ilgisinden daha fazladr. b. Krsalda yaayanlarn din inanlar, kentlerde yaanlarnkinden daha yksektir. c. Kentlerde yaayanlar, ky ve kasabalarda yaayanlara gre daha bireysel ve bencil bir yaam srmektedirler. d. Krsaldan gelenlerin ibadetlere dzenli devam etme skl, kentlilere oranla daha fazladr. e. Dindarlk deikendir. Krsalln olduu gibi kentselliin de dindarla etkileri sz konusudur.

5. Yaplan aratrmalarn genel sonularna gre demografik deikenlerle dindarlk ilikisi asndan aadakilerden hangisi yanltr? a. Genel olarak cinsiyet-dindarlk ilikisi karmak bir yap arz eder. b. Ya deikeni ile dindarlk arasnda olumlu bir iliki vardr. Ya ilerledike dindarlk dzeyi de artar. c. Sosyo-ekonomik dzeyi yksek olanlar, dine kar en fazla ilgisiz olanlardr. d. Krsal kesimde yaayanlar, kentte yaayanlara oranla daha dindardrlar. e. Evliler, bekarlara gre dine daha yakndrlar.

Kendimizi Snayalm Yant Anahtar


1. d 2. b 3. b 4. a 5. b Yantnz doru deilse, Cinsiyet ve Dindarlk yeniden okuyunuz. konusunu

Yantnz doru deilse, Ya ve Dindarlk konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, renim Durumu ve Dindarlk konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz farklysa Krsal-Kentsel evre ve Dindarlk konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, zet ksmn yeniden okuyunuz.

114

Sra Sizde Yant Anahtar


Sra Sizde 1 Dindarlk, bireyin kendine has din algs ve yorumuna dayanr. Tek bir dine inanan bir toplumda bile, esasen inanlarn says kadar dindarlk biimlerinden bahsedilebilir. Bu da dindarln ne kadar byk bir eitlilie sahip olduu hakknda yeterince fikir verir. Sra Sizde 2 Cinsiyet-dindarlk ilikisiyle ilgili temel farkllama, ksmen bireyin kendisinden, ksmen de d evreden kaynaklanan pek ok faktre baldr. Bireyin ya, sosyo-ekonomik durum, eitim dzeyi, medeni durum gibi kiisel zellikleri; kiisel eilimleri, din kabulleri ve dinden beklentileri; inanlan dinin mahiyeti, din mesajlarn talepleri, dinin toplumsal etkisi, kltrn dine ykledii anlam, yaanlan zaman ve ortamn koullar gibi faktrler, bu erevede dile getirilebilir. Sra Sizde 3 lk yetikinlik dneminin sonlarna doru birey, hem kendi snrlar ve yetenekleri hem de hayat hakknda daha gereki bir gr gelitirir. Bu farkndalkla birlikte o, nceden gereksiz olduuna inand veya reddettii baz gelenek ve din deerlerin hayatn zorluklarn ama ve bilinmezlerini anlamlandrmada geni bir alan oluturduunu grr. te bu yeni yaplanma, onu dine kar daha esnek ve olumlu yaklamaya yneltir. Sra Sizde 4 Batda yaplan almalarda sosyo-ekonomik durum kavram, gelir durumu, meslek, eitim dzeyi; bireyin bal bulunduu kilise, grup veya kurulular, aznlk olup olmama durumu vb. deiik faktrleri iine alacak ekilde geni tutulmaktadr. Buna karlk lkemizde yaplan aratrmalarn ounda, sadece gelir durumunu ifade edecek ekilde kullanlmaktadr. Doal olarak bu farkllk, deiik sonularn ortaya kmasna yol amaktadr. Sra Sizde 5 Bekrlarda dine kar ilginin snrl olmas, yalar itibariyle onlarn ergenlik karmaas iinde bulunmalarna balanabilir. Zira ergenlik, bnyesinde barndrd biyolojik, psikolojik ve sosyo-kltrel deimeler nedeniyle gencin ba etmekte zorland karmak sreler ierir. Din bunalm, din phe ve tereddtler, genlik dneminin temel nitelikleri arasnda yer almaktadr.

Yararlanlan Kaynaklar
Argyle, M. (1999). Din Psikolojisi Alanndaki Yeni Gelimeler (ev., T. Kkcan), Dini Aratrmalar II (4).

115

Argyle, M. ve Beit-Hallahmi, B. (1975). The Social Psychology of Religion. London & Boston. Bahadr, A. (2006). Ergenlik Dneminde Din phe ve Tereddtler, Genlik Din ve Deerler Psikolojisi, (Ed. H. Hkelekli), stanbul. Gnay, . (1999). Dinin Bireysel ve Toplumsal Boyutu, Ankara niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi: zel Say. Hkelekli, H. (2005). Din Psikolojisi, Ankara. Karaca, F. (2000). lm Psikolojisi, stanbul. Karaca, F. (2003). Dindarln Aratrmalar, 6, (16). Fonksiyonellii zerine, Din

Kula, N. (2001). Kimlik ve Din, stanbul. Mehmedolu, A. U. (2004). Kiilik ve Din, stanbul. Onay, A. (2004). Dindarlk, Etkileim ve Deiim, stanbul. ahin, A. (2001). niversite rencilerinde Din Hayat, Konya. Tarhan, N. (2005). Kadn Psikolojisi, stanbul. Uysal, V. (2006). Trkiyede Dindarlk ve Kadn, stanbul. Voltan-Acar, N., Yldrm, I. & Ergene, T. (1996). Bireylerin Dindarlk Dzeylerinin Baz Deikenler Asndan ncelenmesi, Hacettepe niversitesi Eitim Fakltesi Dergisi, 12. Yapc, A. (2007). Ruh Sal ve Din, Adana.

116

117

Amalarmz
Bu niteyi tamamladktan sonra; Din geliimin ne olduunu tanmlayabilecek, ocukluk dneminde din geliimin nasl gerekletiini aklayabilecek, Ergenlik dneminde gerekleen din geliim ve deiimi aklayabilecek, Yetikinlik ve yallk dneminde yaann dini hayatn temel zelliklerini aklayabileceksiniz.

Anahtar Kavramlar
Din geliim Maneviyat nan geliimi Din kiilik Aile evre

neriler
Bu niteyi daha iyi kavrayabilmek iin okumaya balamadan nce; Hayati Hkeleklinin Din Psikolojisi kitabnn ilgili blmn inceleyiniz.

118

Dindarln Geliimi
GR
Din ve dindarlk olgusu, statik olmayp dinamik bir zellii sahiptir. nsan yavrusu, din bir yatknla sahip olsa da, dindar bir birey olarak dnyaya gelmemektedir. Dier birok zellikte olduu gibi, dindarlk da belli bir noktadan gelimeye balamakta ve bu geliim mr boyu devam etmektedir. nsanlarn yaratltan gelen din yatknlklar arasnda nemli farklar olmasa da, sosyal faktrlerin nemli lde etkiledii din ilgi ve ona bal olarak gelimeye balayan dindarlk sreci, kiilik geliimi gibi her insan iin farkl ve biricik bir zellie sahiptir. Dolaysyla herhangi iki insann kiilikleri ayn olmayaca gibi, Allah alglama ve tasavvur biimleri, ona yaknlama stratejileri, din geliim hzlar ayn olamayacandan, dindarlk dzeylerinin de birbirine eit olmas mmkn deildir. Din geliim, srekli artarak devam eden bir sre de deildir. Hayat boyu devam eden ve genellikle ar bir seyir takip eden bu srete zaman zaman duraklamalar veya ani sramalar olabildii gibi, beklenmedik gerilemeler hatta tamamen kopmalar, baka bir dine girmek veya tekrar geri dnerek eskisinden daha hzl bir geliim iine girmek de olaandr. Din geliimde belki en karakteristik nokta, dinin veya Tanrnn insan iin ifade etmi olduu manadr. uras bir gerektir ki; ayn din gelenek iinde bir birey iin dinin 5 yanda ifade ettii mana ile 50 yanda ifade ettii mana ayn deildir. Dini inancn herhangi bir ekilde ifade edilmesi, seslendirilmi bir dua veya din bir pratik, dardan bakan birisi iin ayn eymi gibi grlebilir. Ancak, bunlar farkl yalarda tamamen birbirinden farkl nedenlerden dolay icra edilmi olabilirler. nk bu grntlere neden olan sosyal ve psikolojik faktrler, yala birlikte deimektedir. te bu nitede dinin birey iin ifade ettii anlamda yala birlikte meydana gelen deiiklikler zerinde durulacaktr.

Konuyla ilgili ayrntl bavurabilirsiniz. bilgi iin http://www.dinpsikolojisi.org/ adresine

OCUKLUK DNEM DNDARLII


ocuklar bir dizi geliim evresinden gemektedirler. Din geliim de mantksal olarak bu geliim evreleriyle paralellik gstermektedir. Daha gelimi bir din hayata sahip olabilmek iin, bireyin ncelikle psikolojik

119

olarak daha fazla gelimesi gerekmektedir. Bu durumda dindarlk da, hayatn dier zellikleri gibi, ilk yalardan itibaren gelien bir olgudur. ocukta tabii bir din kabiliyet ve eilimin varl, din referanslar yannda bugn artk bilim evrelerince de kabul edilmektedir. ocukta kendiliinden, tabi bir duygu olarak varln gsteren din, taklit, zdeleme, rnek alma ve renme gibi psikolojik srelerle ekillenmekte ve gelimeye balamaktadr. ocuklar ancak 3 yandan itibaren din mahiyette sz, duygu ve davranla ilgilenmeye balamaktadr. Balangta din kavramlarn muhtevasn anlayamasa da, ocuklarn dualara ve ibadetlere kar ilgisi olduka yksektir. lk olarak aile byklerinin icra etmi olduu din pratikleri gzlemleyen ocuklardaki din ilgi, taklit ve zdeleme yoluyla kendini gstermeye balamakta, zamanla sosyal evrenin din ortam ve kendi ferdi kabiliyetine gre yava yava geliip derinleerek kiilie mal olmaktadr. ocukluk dnemi dindarln, ocuklarn dier psikolojik zelliklerinden ayr tutarak anlamak mmkn deildir. Snrl hayat tecrbeleri ve bilisel kabiliyetleriyle birlikte kk ocuklarn belli bir inanc benimseme konusunda anlaml bir karar vermeleri mmkn grlmemektedir. Kz veya erkek olsun, ocuklar bydke, genellikle ailelerinin din inanlarn kabul etmekte ve ergenlik dnemine kadar ciddi bir soru veya pheyle karlamamaktadr. Ergenlik dnemi boyunca ise yeni bilisel kabiliyetler ve sosyal faktrler, atmalar ve karar verme srelerini atelemektedir. ocukluk dneminin en karakteristik zelliklerinden biri olan dnmeden kabul, din konusunda da geerlidir. Bunun iin ocuklar din konusunda ok kk isel atmalar yaar veya hi yaamazlar. Din hayat onlarn yaamnda normal bir ekilde, derece derece yaylmaya balar. Bunun iin inanlar, yaayan bir iman haline gelen bir ahs rnei, bu gelime srecinde hassas ve gl bir uyarcdr. ocuun din kurumlarla ilikisi ve zaman zaman bu kurumlarda yaplan etkinliklere katlmas dier bir uyarc faktrdr. ocukta gelimeye balayan fizyolojik ve bilisel zellikler yannda himaye altnda bulunma ihtiyac da kendisini gstermeye balamaktadr. Temel gdlerden biri olan ve az ok insann btn hayat boyunca devam eden bu eilim, din yaayn ekirdeini tekil eden, Allah'n yardmna snma ve O'na balanma duygusuna olduka benzer zellikler tamakta, balangta ana-babann varl tarafndan salanan temel gven duygusu, ocukta Allah'la ilgili bilgi ve inancn gelimesine bal olarak g ve sreklilik kazanmaktadr. ocukluk dnemi dindarlnn dier bir karakteristii benmerkezciliktir. ocukta geliim srecenin ilk aamalarnda ben duygusu n plana kmaktadr. Bundan dolaydr ki ocuklarn dualar kiisel korunma ve ltuf istekleriyle doludur. Yine ocuun Allah tasavvurunda ben-merkezci zelliklere rastlanmaktadr. Zira bu tasavvur, onun benine dayal bir tasavvurdur. Allah ocuun yaratcsdr, ona anne-baba ve karde vermitir. steklerini ve dileklerini her zaman yerine getirmeye hazrdr; yani Allah ocukla, onun istek ve ihtiyalaryla, korku ve mitleriyle, beklenti ve sorunlaryla biraradadr. ocuk Allah' kendinden uzaklatrmaz, O, daima kendisinin yannda, kendi ynelileriyle iiedir. ocuklar, tpk bykler gibi Tanr kavramn dier insanlarla olan ilikilerinden yaptklar karsamalarla alglamaya alrlar. Bunun iindir ki

120

Allah onlar iin genellikle byk bir insan eklinde tasavvur edilir. ocuklarda Allah tasavvuru 6 yandan 11 yana kadar gittike ruhanilemeye devam eder. 8 yandan itibaren insanbiimcilik (antropomorfzm) hafifleyerek, ocuklar Allah' dier insanlardan farkl, onlara benzemeyen ok byk ve ok yce bir insann tezahrleri altnda tasavvur ederler. 12 yanda ruhanlemi bir Allah inanc kesinlemeye balar. O her yerdedir, grnmez, resmi izilemez. Bylece ocuklar, Allah' beeri bir modele gre tahayyl ederken, Onu bir insan kadar gerek olarak tasavvur ederler. Ancak onlar ayn zamanda Allah' baka bir lemde teekkl ettirmek iin insandan ayrrlar. ocuun hayatnda duygu unsuru, bilisel ynden daha etkili olduundan, din geliimde bu unsuru harekete geirici faktrlerin kullanlmas salk verilmektedir. ocuun dini hayatnn byk bir blm, taklit ve telkin eklindeki renmelerden olumaktadr. ocukluk dnemi dinin taklid zellii yannda, baz alardan kendiliindenlii de gze arpmaktadr. rnein ocuklarn hayata anlam verme ihtiyac pek kuvvetli deildir. Onlarn ilgi alanlar dar, motifleri ksa sreli ve kk, gayeleri yetikinler kadar kuvvetli olsa da, varln hikmeti onun iin iinde bulunulan ann yaanmasdr. Ancak zaman zaman din ilgilerin bazlarnda artc kendiliindenlik ve yenilik iaretleri gstermeleri de mmkndr. ocukluk dnemi dindarlnn dier bir zellii de, hayretle kark merak eilimiyle karakterize edilmesidir. Bu eilim, entellektel anlamda yaratc bir dnce ve tefekkre gtren bir meraktan deil, genileyen evrelerinde kendilerine alan artc derecede yenidnyada yeni tecrbelerden bir tr haz alma isteiyle motive olmaktadr. Okul ncesi ocuklarn din sembollere, retilere ve pratiklerin etkisine ak braklmas, hemen hemen tamamen ailenin denetimi altndadr. Bu yzden anne babalar, ocuklarnn dinden ne anlayacaklarn belirlemede byk etkiye sahiptir. Dier insanlarn farkl inanlar ve davranlar fikri, kk ocuun zihninde canl bir seenek deildir. Zira onlar, herkesin kendileri gibi inand ve davrandn zannetmektedirler. Erken ocukluun tek boyutlu bu zihni bak as, ocuklar okula baladklar zaman deimektedir. ocuklar okul saatlerinin dnda birbirleriyle oyun oynamaya baladklar ve okul d eylerden konutuklar zaman, dindar ailelerin ocuklar dier insanlarn kendileri gibi niin inanmadklar ve davranmadklar konusundaki aknlklarn ifade etmeye balarlar. rnein evde, Allah hakknda konumaya alk olan bir ocuk, bunu bir okul arkadayla yapmasnn mmkn olmadn renince hayretler iinde kalr. Bu durum dier ocuun Tanrya olan dmanlndan deil, tek kelimeyle onun iin Tanrnn hibir mana ifade etmemesindendir. Bu durumun muhtemel nedeni, arkadann ailesinin o zamana kadar Allah kavramn ok az ya da hi kullanmam olmasdr. Benzer durumlar, din pratikler iin de geerlidir. Dierleri serbest konuma eklinde dua ederken, baka bir ocuk dua etmeyi sadece diz kerek ve belli bir metnin ezberlenmesi eklinde renebilir. Bir ocuk camiye Cuma gnleri giderken, dieri Cumartesi gidebilir. rnein camiye veya kiliseye gitmeyen ocuk, arkadann o zamanlarda neden oyun oynamaya gelmediine arabilir. Sonu, insanlarn bu ekillerde farkl davranlarna ynelik samimi bir aknlk olabilir. Bilisel geliimcilere gre bu aknlklar, ocuklar iin normal yzlemelerdir. Onlar ocuklar iinde

121

bulunduklar evreden bir sonrakine gemeye itecek problem zmeye ynelik geliim grevleridir. Sosyal evresinin, ocuun din geliimini destekleyerek hzlandrmas veya desteklemeyerek geciktirmesi ya da yavalatmas mmkndr. Aile ve dini kurumlarn etkisi ak bir ekilde destekleyicidir. Fakat daha byk ocuklarn okula gittikleri zaman, kendi tecrbelerinden farkl kii ve fikirlerin etkisine daha ak olma ihtimalleri yksektir. Bu dnemde ocuklar ailesi tarafndan icra edilen pratiklere ilave olarak deiik seeneklerin mevcut olduunu fark etmeye balamaktadr. Ergenlik dnemi eiine gelen ocuklarn evreden ald bu etkiler ile bilisel kabiliyetlerdeki gelimenin birlemesi, ergenlik dnemi boyunca, ocukluk dneminde renilen eylerin sorgulanmasn ve pheyle karlanmasn tevik eder. Ancak, ergenler gemiinin bir paras olan balanma tipine bal olabilecek olan bu duruma farkl tepkiler gsterebilirler. Annesi veya temel bakcsyla gvensiz balanma ilikisinde olanlar, bu durumu telafi etmek iin, o zamana kadar ilikide bulunmadklar Tanry gvenli bir balanma figr eklinde kullanarak dindar olabilirler. Bunun aksine dindar olmayan ana babasyla gvenli balanma ilikisinde olanlarn ise bu nedenlerden dolay dindar olma ihtimali daha azdr. Okul ncesi dnemde, sosyal evreyle karlkl ilikiye giren ocuk aidiyet, sevgi ve onaylanma gibi temel kiisel ihtiyalara sahiptir. ocuklar sevgi ve onay kazanabilmek iin byk enerji harcarlar. nk okul ncesi ocuklar iin bu dllerin temel kayna ailedir. ocuklar, ailelerini model aldklar ve onlar tarafndan onaylanmak istedikleri iin din pratikler icra etmeye alrlar. Bu durum, okul ncesi ocuk iin din ile ilgili temel gerek haline gelir. Zira bu dnemde din, inantan ziyade pratik olarak yaanmaktadr. ocuklarda inanla ilgili ifadeler, daha ok taklid tarzda sylenen szler grnmndedir. Bu durum, yemekten nce sylenen bismillah veya yemekten sonra sylenen elhamdulillah vb. gibi ana baba rneinden tekrarlanan veya taklit edilen din ifadelerde grlebilir. Taklid olarak tekrarlanan bu kavramlarn derinlii muhtemelen ok zayf veya hi yoktur. Okul ncesi ocuklar iin duann manas da basittir. Dua sklkla, dier alternatiflerin ie yaramad zaman kullanlabilecek yedek bir plan gibi (B plan) herhangi bir eyi elde etmek iin kullanlan bir ara eklinde anlalmaktadr. rnein, oyun oynayan drt ya erkek ocuun istedii hareketi yapamamas zerine Bir dahakine, zar atmadan nce dua edeceim demesi gibi. Dua ve dier din pratikler, ancak ocuklar daha yksek bir bilisel seviyeye ulatklar zaman daha derin manalar kazanacaktr. Dua, temel eitim (ilkokul) ocuklar iin de hemen hemen ayn ekilde alglanmaktadr. Tanrdan bir eyler istemek eklindeki dua formu en ok kullanlan dua eklidir. ocukluk (ve Ergenlik) Dnemi Din Geliimiyle lgili Teoriler ok boyutlu bir olgu olan geliimin farkl ynlerini aklamak zere birok teori gelitirilmitir. Bunlar arasnda en nemlilerinden birisi, svireli Psikolog J. Piaget tarafndan ileri srlen ve genel kabul gren teorilerden biri olan bilisel geliim modelidir. Gnmzde din geliimle ilgili olarak ileri srlen teorilerin byk ounluu, bu teorinin entelektel uzantlar olarak deerlendirilmektedir. Piagetin ocukluktan yetikinlie kadar

122

meydana gelen deiim sreleriyle ilgili grleri konusunda genel bir bilgi sahibi olmak, din geliimin doasn anlama konusunda nemli katk salayacaktr.

Bilisel Geliim Teorisi


Piaget teorisinin temel gr, ocuklarn her biri bir ncekinden daha karmak ve nitelik olarak birbirinden farkl olmak zere birbirini izleyen bilisel evrelerden geerek gelimeleri ile ilgilidir. Bu bak asndan yaplan aratrmalar, ocuklarn geirmi olduu ahlaki yarg ve din geliim aamalarnn genel bilisel aamalarla paralel gittiini ne srerler. Bu yaklamdan beslenen aratrmalar, ocuk geliirken, onun algsnda, sosyal evresinde, sembolleri anlamlandrma kabiliyetinde, dilinde ve kavramsal dnme kabiliyetinde kritik deiikliklerin meydana geldiini dile getirirler. Piagetin bilisel geliim teorisinin ilk aamas 0-2 ya aralna tekabl eden duyusal devimsel evredir. Bu aamada ocuklar henz bir yana erimeden nesne sreklilii kavramn kazanamamakta ve herhangi bir nesnenin sadece kendisini grdkleri zaman varm gibi davranmaktadrlar. Buna gre hayatn ilk dnemlerinde, gerek, ocuun herhangi bir zamanda hissettii eye eittir. Bu dnemde algya temel tekil edebilecek hafza, zaman, gemi ve gelecek algs yoktur. ocuk iin yaad anda ne varsa gerek olanlar sadece onlardr. Bundan dolay ocuk iin kelimeler sadece somuttur ve manalar snrldr. Bylece ocuklarn soyutlama kapasiteleri, iyilik-gzellik gibi genel prensiplerle veya fiziksel olmayan (Tanr, cennet) kavramlarla dnme kabiliyetleri dk dzeydedir. Yani ocuklar sadece somut eyleri ve eylemleri anlayabilmektedir. 2-7 ya ocuklar, ilem ncesi evrededirler. Bu dnem boyunca ocuklarn zihni soyut mantksal adan dnemez. Dahas, ocuun alglad ey, realiteye eittir. 7-11 ya arasnda bulunan ocuklar, somut ilem aamasndadrlar. Bu evrede ocuklar, mantksal kurallar ve snflandrmalar kullanabilmektedir. Ancak bunlar sadece somut olay ve objelere uygulanabilir. Zihinsel kabiliyetlerin tam olarak gelimesi ise, 11 yandan sonra ortaya kmaktadr. Piaget, bu evreye formal ilem evresi demitir. Bu aamadaki bireylerin, soyutlama ve kavramsallatrma kabiliyeti geliir. Bu aamalar dine uyarlandklarnda, bireylerin geliim aamas boyunca dinin daha derin manalarn anlayabilme, din adna daha nceden renmi olduklar eylerin gerek deerini takdir edebilme ve din hakkndaki kendi kararlarn bamsz bir ekilde verebilme konusunda daha kabiliyetli olduklar grnmektedir. Kk ocuklar ise, dini somut terimlerle yorumlayp, ayn ekilde yanl ve dorular somut kavram ve maddesel sonularla deerlendirirler. Daha byk ocuklar ise, dinin manasn ahlaki deerlendirmelerde olduu gibi daha soyut seviyede kavrayabilirler. ocuk dilinin manas sorunu, din ile ilgili konularda son derece nemlidir. nk ocuk somut kavramlarla dnr, onun iin din dili somut varlklar anlamna gelmektedir. Bylece Allah kk ocuklar iin byk bir ihtimalle byk bir insan manasna gelmektedir. Eer Allah baba olarak isimlendirilirse, ocuk temelde gerek babasna benzer daha gl ve daha byk bir biimde Tanry dnr. Dil geliimine bal olarak Tanrnn uzayda yal ve byk bir adam eklinde zihinsel izlenimleri olumaktadr.

123

9-10 yalarna kadar ocuklar lm bir tatil olarak dnmektedir. Zira onlar daha ziyade lme, ceza, hastalk, olaanst bir hadise, uyku, yolculuk vb. gibi mnlar atfederek genellikle hayatn srp gideceinden phe etmezler. Bahsedilen rnekler bu dnemdeki ocuklarn somut dndklerini ve din dile ok szel bir mana yklediklerini gstermektedir. Daha nce ifade edildii gibi ocuklar bydke, Tanr hakkndaki somut dnceler gittike daha soyut, daha kavramsal ve daha sembolik bir ekle dnme eilimindedir.

Sosyal renme Teorisi


ocukluk dnemi din geliimini daha iyi anlamamz salayan teorilerden birisi sosyal renme teorisidir. Bu teoriye gre sosyal renme ilkeleri, dl, ceza, pekitirme, taklit ve model alma fikirlerine dayanmaktadr. Basit bir ekilde ocuklar herhangi bir dl kazandklar davranlar hatrlamalar veya onlar tekrarlamalar kuvvetle muhtemelken, cezalandrldklar davranlar tekrarlama ihtimalleri azdr. Bu teorinin daha yeni srmne gre, pekitirilen davranlar, daha sonradan bu hatralar yeniden retsin ve onlarla temsil edilen davranlar yasalasn ve yeniden retilebilsin diye, bilisel dnm sisteminde bellek paracklar olarak kaydedilmektedir. Taklit ve model alma sreleri de ayn ekilde ilemektedir. ocuk yetikin birini herhangi bir davran yaptn grdnde, bu algnn ksmi bir temsili, ocuun bilisel sisteminde bellek paracklar olarak kaydedilmekte ve daha sonra ocuk yeterince motive olduu zaman bu davran yeniden retilmekte ve uygulanmaktadr. Buna gre, din uygulama ve ifadelerin kk ocuklarda taklit ve model alma yoluyla gelitii dl ve ceza ile pekitirildii sylenebilmektedir.

Duygusal liki veya Balanma Teorisi


ocukluk dnemi dindarln anlamay kolaylatran dier bir teori duygusal iliki veya balanma teorisidir. ocuk ve ailesi arasndaki duygusal ilikinin doasn ve bu ilikinin ocuun dindarln nasl etkilediini ortaya koymaya alan bu teori, dindarlktaki bireysel farkllklar daha iyi anlamaya katkda bulunabilecek nemli teorilerden biridir. Balanma teorisinin temel fikri, ocuk yaratltan (tabii olarak) ana babaya veya temel bakcsna fiziksel olarak yaknlk hissetmesini salayan biososyal bir sisteme sahiptir. Bu teoriye gre ocuk ile annesi veya temel bakcs arasndaki iyimser iliki veya balanma figr, iki ey retir: 1. Herhangi bir tehdit annda ve zntl zamanlarda bavurabilecei rahatlama ve gvenlik liman. 2. Tehlike zamanlarnn dnda evrenin kefedilmesi konusunda gvenlik ss. lk ekirdei Bowlby tarafndan atlan balanma teorisine gre, ocukanne ilikisinde zellikle ilk alt ayn daha nemli olduu ve yaklak ilk alt yaa kadar bu ekilde duraanln koruduu daha sonraki yllarda yaanan nemli duygusal tecrbelerle baz deiikliklere urasa da, bu ilikinin genellikle kalc izlere sahip olduu kabul edilmektedir.. Bu iliki ne kadar iyimser olursa, duygusal-davransal-bilisel sistemde hayat boyu meydana gelecek davranlar etkileyecek ematik bir alma modeli oluturarak, daha

124

sonra da aktif olabilecei veya en azndan yeniden elde edilebilecei tahmin edilen izler brakmaktadr.
Bu konunun uzmanlar bebekle anne arasnda trl balanma olabileceini belirtmilerdir. Bunlar; gvenli, gvensiz ve gerilimli / kanlml balanmadr. Gerlimli/kanlml bebeklerin anneleri bebein sinyallerine duyarsz, reddedici, fiziksel temastan uzak duran ve bebee uygun olmayan zamanda ilgi gsteren bir davran zellii gsterirler.

Bu fikrin din psikolojisinde uygulamas, Kirkpatrick tarafndan yaplmtr. Ona gre, Tanr ister lfz ister ruhsal manada olsun, insan her zaman tehlikelerden koruyan ve ona gvenlik hissi veren bir baba gibidir. Hemen btn din geleneklerde Tanrnn gvenilir bir balanma figr olduuna iaret eden Kirkpatrick, dinin zellikle stres ve dier glklerle baa kmaya yardmc bir faktr olduu ve bireye bir tr gvenlik hissi saladna dikkat ekmitir. Ayrca, ilk dnem geliim sreleri ile din arasndaki ilikinin ergenlik ve yetikinlik dnemi dindarlna etkisini de aklamak istemitir. Kirkpatrick, duygusal ilikiye girilen balanma figrn ister Tanr, ister peygamberler, melekler, evliyalar, din bykleri veya tabiatst dier varlklar olsun, benzerliin dikkat ekici boyutta olduunu vurgulamtr. Zira dindar insanlarn Tanrnn her yerde hazr ve nazr olduuna inanmalar, tehlike anlarnda koruyucu bir ilev grmektedir. Tehlike anlarnn dnda ise Tanrnn her an kendileriyle birlikte bulunmas, onlarn gnlk hayatn problem ve zorluklarna gvenle yaklamalarn mmkn klmaktadr. Zira balanma teorisi, dinin tehdit anlarnda gvenlik hissi sunmas kadar, tehdit olmayan zamanlarda bireyin kendini rahat ve huzurlu hissetmesi ve bundan g alarak evresini kefetmesine de eit derecede nem vermektedir. Kk bir ocuun alayarak veya bararak annesinden bir ey istemesi ile dindar bir insann Tanrdan bir ey istemesi arasnda da benzerlik kurulmutur. Nitekim dindar bir insan Tanrya dua ederken, karsnda kiilik sahibi canl bir Varlkla konutuuna inanmakta ve kendisini bu kiilik sahibi Tanrya son derece yakn hissettiine inanmaktadr. Kirkpatricke gre dua vastasyla kendisiyle dorudan iletiime geilen Tanrnn son derece kiisel ve ulalabilir bir varlk olarak alglanmas, balanma teorisini desteklemektedir. Balanma ve din ilikisi erevesinde, ana babalar veya ilk bakclaryla gven eksenli bir ilikiye sahip olmayan bireylerin, bu eksiklii sevgi dolu, kiisel ve ulalabilir bir Tanrya inanarak telfi etmeye eilimli olacaklarn ngren dnleme Teorisi gelitirilmitir. Dier taraftan bireyin erken dnem balanma ilikileriyle ilgili etkin modellemelerin, Tanr imajlar ve dier din inanlar yaplandran temel bir referans ilevi grebilecei ngrlmtr. Bu son yaklam, zihinsel model hipotezi olarak isimlendirilmitir. Buna gre insanlarn dindarl, ksmen de olsa ocukluk dnemi balanma ilikileri tarafndan belirlenmektedir. Birok aratrma, din inanc kaybetmenin ana-baba ile ilikilerin kt olmasyla yakndan ilikili olduunu, hatta ateizm ile agnostisizmin kanml balanma rntsnn dorudan yansmas olabileceini ortaya koymutur.

Baldwin Teorisi
Baldwinin din geliim teorisinin ana temas, ballk ve gizem vastasyla Tanr anlaynn deimesi ve gelimesidir. Bu ezamanl ve zt kutuplu

125

boyutlar, dindarl Tanr karsnda hissedildii varsaylan olmlu veya olumsuz tutumlardan daha iyi karakterize etmektedir. Dsal sembollere atfedilen sbjektif manalarla daha somut bir ekilde ilgilenen Baldwin teorisinin evreleri yledir: 1. Evre: Fiziksel kendiliindenlik: Bebeklerin baskn sosyal ilgileri; bedensel ihtiyalar ve kendiliinden gelien duygusal balanmalara odaklanmtr. Gizem hissi, evrenin bekisinin tahminlerin tesinde olmasyla (tahayyl edilemezliiyle) olumaktadr. 2. Evre: Entelektel (zihinsel) aama: ocuklar annelerini veya babalarn btn problemleri aklayabilen ve btn bulmacalar zebilen bireyler olarak alglamaktadr. Bu evre din alana kaydrld zaman, btn her eyin nedeni ve dzenleyicisi olan Tanrya balanma hissi gelimeye balamaktadr. 3. Evre: Ahlki aama: Ahlki zelliklerin baskn olduu bu evrede ahlki norm ve deerlerle ilgili kayglar gelimektedir. Balln din manas, ahlki mkemmellie ynlendirme ve rehberlik etme asndan ideal olarak iyi (Kutsal) olan ahsa gvenme deneyimi olarak tecrbe edilen geliimle beslenmektedir. 4. Evre: Estetik deneyim: Bu evre, olaylarn gerek yznn, fikirler ve idealler vastasyla gerekletirilen derin dnmenin tesine gidebilecek kadar dorudan alglanmasn iermektedir. Bu alg vastasyla 3. evrede alglanan sradan elikinin stesinden gelmenin mmkn olduu bu evre mistik izler tamaktadr.

Harms Teorisi
Tanr konusundaki dncelerini belirlemek amacyla yalar 3 ile 18 arasnda deien 5000den fazla ocuk zerinde bir aratrma yapan Harmsn teklif ettii teorinin aamalar yledir: 1. Peri masallar evresi: (3-6 ya): Dier evrelere kyasla daha tekdze olan bu evrede Tanryla ilgili dnceler; devler, konuan hayvanlar, hayaletler, kanatl melekler ve Noel Babayla ilgili hikyeler seviyesinde alglanmaktadr. Bu evre ocuklar Tanry bir kral, btn ocuklarn babas, bulutlarn stnde bir evde yaayan, bulutlar yapan veya bir hayvan formunda uzayda yzen bir bulut eklinde resmetmi ve tasvir etmitir. Bu evrede ocuklar Tanr ile peri masal karakterleri arasnda ok az farkllk grebilmektedir. 2. Gereki evre: (7-12 ya): Bu evrede ocuklar, din kavramlar somutlatrma eilimindedirler. Tanr ve melekler, gerek insanlar olarak dnlmektedir. Onlar insanstdrler ancak eski Yunan Tanrlarnda olduu gibi dnyada meydana gelen olaylardan etkilenmektedirler. Tasvirlerinde daha gereki olan ve kurumsal dine uyum salamada daha yetenekli hale gelen bu evre ocuklar iin din semboller bir mn kazanmaya balamaktadr. 3. Bireysel evre: (13-18 ya): Tanrya kar, kiiden kiiye deien son derece farkl kavramlatrmalarla sonulanan ve daha bireysellemi bir yaklam sergilenen bu evre, byk oranda eitlilik ile karakterize edilmekte ve kategoriye ayrlmaktadr. Bunlardan bir grup, geleneksel

126

din fikirler edinmekte ve gruplarnn temel din izgisine bal kalmaktadr. kinci grup daha mistiktir. nc grup ise dini, dinlerin sembolleri ve tecrbe etmedikleri halde hakknda bilgi sahibi olduklar yabanclarn, ilkel kltrlerin veya eskilerin dinleri olarak dndkleri kltler vastasyla ifade etmektedir.

Elkind Teorisi
D. Elkind, genel psikolojik geliim sreleri iinde meydana gelen deiimleri dikkate alarak ocukluk dnemi din geliiminde gzlemlenen karakteristik zellikleri belirleyerek, Piaget teorisini ilk olarak din geliime uygulam ve bu konuda nemli teorilerden birini gelitirmitir. Elkind, bebeklikten ergenlik dnemine kadar din geliimle ilgili ayn zamanda kendiliinden ortaya kan drt bilisel ihtiyaca karlk gelen drt aama teklif etmitir. Bu aamalarn her birinde dinin farkl bir yn bu ihtiyalar karlamakta ve bu ekilde din sistem bireyin zihninde adm adm daha karmak bir hale gelmektedir. 1. Evre: Korunma/himaye aray (0-2 ya): Bu birinci aama, bebeklerin nesnenin devamll konusundaki alg noksanl fikrine dayanmaktadr. Elkind, obje kaybyla ilgili yetenein, sreklilik aray ynnde bir ihtiya ortaya kardn ve bunun deien bir dnyann tam ortasnda bulunan insan iin hayat boyu sren bir sreklilik arayna dntn ifade etmitir. Zaman ierisinde insanlarn lmll tecrbesini elde eden ocuun daha nceden nesnenin srekliliine ynelik olan araylar, bu sefer hayatn srekliliine ynelmektedir Bu noktada din, zaten korunmasz bir durumda olan kk insana, hazr bir zm sunmakta, hayatn sreklilii ile ilgili problemin cevab, din tarafndan verilmektedir. Elkinde gre, birey hangi yata olursa olsun Tanr kavramnn kabul edilmesiyle birlikte Tanrnn lmszl fikrine katlmakta ve bylece, bebeklik dneminde balayan hayatn sreklilii problemini zmlemektedir. 2. Evre: Temsil aray (3-6 ya): Okul ncesi yllarda balayan bu aray, ocuklarn yaa bymesiyle kendileri dndaki fiziksel ve sosyal evreyle karlkl etkileimlerini dzenlemede kullanabilecekleri zihinsel bir temsil gelitirme zorunluluunun ortaya kmasyla alevlenmektedir. Son derece nemli olan bu temsil trlerinin ikisi, zihinsel imajlar ve dildir. Sreklilik araynda olduu gibi, temsil aray da bir kez baladktan sonra hayat boyu devam eden bir zellie sahiptir. ocuk Tanrnn varln kabul eder etmez, Onu temsil edecek eyler bulmak zorunluluu hissetmekte ve temsil aray baz zel sorunlara neden olmaktadr. Maddesel, uzaysal veya zamansal sembollerden hangisini gelitirecei konusunda sknt yaayan ocuun imdadna dinler yetimektedir. Zira dinler, basit bir Tanr kavram sunmaktan ziyade, onu temsil edecek sembolleri de bildirmektedir. 3. Evre: liki aray (7-12 ya): Okul dnemine tekabl eden bu evrede, 67 yalarnda itibaren ocuklar, say ve mantk kurallarn evrelerinde gzlemledikleri olaylar ve olgular arasnda ilikiler kurma konusundaki araylarnda bir ara olarak kullanmaya balamaktadrlar. Bu tema din ile ilikilendirildiinde, Tanry ve Kutsal kitaplardaki Tanr imajlarn kabul eden ocuklar, artk imdi Tanryla nasl bir iliki kuraca problemiyle kar karyadrlar. Bu konuda hazr bir zmn olmamas durumunda, ocuklar kendilerine gre geici birtakm zmler

127

retmektedir. Ancak dinler bireylerin Tanryla nasl iliki kurabileceini bildirmitir. 4. Evre: drak aray (Ergenlik dnemi): Ergenlik dnemi boyunca birey, sadece iliki kazanmnn tesine geerek, basit karmlardan ok daha stn yeni bir zihinsel sistemin devreye girmesiyle kuramsal dnme yeterliliini gelitirmektedir. Kendi i dnyasna ynelen ocuk, bakalarnn duygu ve dncelerini dsal objeler olarak alglamakta ve onlar denemeye ve zerlerinde dnmeye balamaktadr. Ergenler bu yeterlilikleriyle birlikte, gzlemledii ilikilerin arka palannda yatan sebepleri yakalamak iin tahminler yrtmeye balamaktadrlar. Kendileri de dhil olmak zere insanlarn niin byle davrandklarn, davranlarnn arkasndaki motivleri aklamak isteyen bireylerin bu tam idrak aray, hayatta mevcut birok eyin aklanamaz grntsnden dolay artc olabilmektedir. Elkinde gre, insanlarn tam idrak arayna meydan okuyan eylerle ilgili aklamalar yapan dinler, bu konuda insanlara baz zmler sunmaktadr.
ocukluk dnemi din geliim teorileri hakknda ayrntl bilgi iin Faruk Karacann Din Geliim Teorileri kitabn okuyunuz.

Goldman ve Din Dnce Geliimi Teorisi


Harmsn ileri srd evrelere son derece yakn, ancak ondan farkl bir ekilde Piagetnin terminolojisiyle ifade edilen Goldman teorisi, Piagetnin bilisel geliim teorisini din dnceye uyarlayarak, din dncenin biim ve geliim sras itibariyle din olmayan dnceden farkl olmadn ileri srmtr. Din dnce geliimi, ikisi gei evresi olmak zere toplam be aamada gereklemektedir. 1. Evre: Sezgisel Din Dnce (0-7 ya): lem ncesi veya dinsel dnce ncesi aama olarak da isimlendirilen bu evre, 7-8 yalarna kadar devam edebilmektedir. Bu evrede din hikyelerde geen delillerin tm zerinde dnebilmek iin gerekli olan din materyal yeteri derecede anlalamamaktadr. Zira bu evrede din dnce sistematik deil, para para bir zellie sahiptir. ounlukla mantksz dnen ve tutarsz sonulara ulaan bu evre ocuklarnn din hayata dair gerek bir fikirleri yoktur. 2. Evre: Birinci Gei Aamas: Bu evre, sezgisel din dnce ile somut din dnce arasnda bir evreye tekabl etmektedir. Sezgisel dnme snrlarn krmaya alan ocuklar, bu evrede mantksal aklamalar yapmaya almalarna ramen, tecrbesizlikten dolay baarl olamamaktadrlar. Zira bu evrede tmevarmsal ve tmdengelimsel mantk giriimleri balasa da, geisel dnce birtakm ak hatalara neden olmaktadr. 3. Evre: Somut Din Dnce Aamas (7/8-13/14 ya): kinci temel evreyi oluturan bu aama, Piagetnin somut ilem aamasna tekabl etmekte ve ya aral Piagetninkinden biraz daha ileri tamaktadr. Dncenin somut objeler ve ocuun kendi tecrbeleri ile snrl olduu bu aamada din ifade ve semboller, lfz olarak anlalmaktadr. Tanr tasavvurlarnn byk oranda insanbiimci zellikler tad bu evrede ocuklar, Tanry

128

bir insan veya ilemi olduklar belli gnahlardan dolay insanlar cezalandracak bir tr g kayna olarak alglamaktadr. 4. Evre: kinci Gei Aamas: Bu evre, somut ve soyut din dnce arasndaki orta aamaya tekabl etmektedir. Bu safhada ocuklar, din kavramlarla ilgili soyut dnmenin baz biimlerini gerekletirmeyi denemekte, ancak daha nce kazandklar somut dnme alkanlklar, ou durumda onlar byle davranmaktan alkoymaktadr. 5. Evre: Soyut Din Dnce aamas 13/14 + ya: Burada kullanlan soyut kavram, Piagetnin kulland formel ilem kavramna tekabl etmekte ve somut nesnelere bal olma snrlarn aarak varsaymsal ve tmdengelimli dnme kapasitesinin son evresini ifade etmektedir. Bu evrede ocuklar dncelerini tersine evirebilmekte, geriye doru iz srerek balang noktasndan baka ne tr ihtimaller ortaya kabileceini kestirebilmektedir. Din dnce geliimi konusunda nemli lde bireysel farkllklarn olduuna dikkat eken Goldman, bu konuda iki faktre iaret etmitir. Bunlardan birincisi hzdr. Baz ocuklar yava bir geliim seyri gsterirken bazlar da yatlarna oranla ok hzl bir geliim gsterebilmektedir. Bu durum din dnce geliimine uyarlandnda, daha zeki ocuklarn dier birok alanda olduu gibi daha hzl bir din dnce geliimi gsterecei beklenebilir. Ancak din geliimin bilisel g de dhil olmak zere birok faktrn bir araya gelmesiyle oluan bir rntden beslendii dnlrse, zek itibariyle daha dk dzeyde olan ocuklarn kendilerinden ok daha zeki olan ocuklar geebilecekleri dnlebilir. ocukluk ve ergenlik dnemi din geliimi ile ilgili almalaryla geleneksel bilisel evre yaklamlarnn bir adm tesine geen Tamminen, aratrmalarnn genel sonularnn yukarda tantlan evre modelleriyle uyumlu olduunu ifade ederek, erinlik ve ergenlik dnemindeki genlerin din deneyimlerinin ounlukla cemaatsel(kurumsal) ilikilerle, ocukluk dnemi din deneyimlerinin ise gnlk dualar gibi gnlk etkinliklerle ilikili olduunu belirtmitir. Tamminene gre, din inan somut ve yzeyselden, daha soyut, daha kapsaml ve isellemeye doru giden geliimsel bir izgi takip etmektedir. Dini inan geliimiyle ilgili yukarda tantlan teoriler, birer kanun olmayp olguyu aklamaya alan farkl yaklamlar olarak alglanmaldr. Zira her alanda olduu gibi din psikolojisi alannda da retilen teoriler, birtakm eletirilerle kar karya olup her birinin kuvvetli ve zayf yanlar bulunmaktadr. Gelecekte bu alanda yaplacak almalar, mevcutlarn bir ksmn destekleyebilecei gibi bazlarnn geerliini ortadan kaldrabilecek, retilecek yeni teoriler ise problemi daha iyi aydnlatma gcne sahip olabilecektir.
ocuklarn ilgi duyduu objeyi sadece onu grlebilirken kovalamas, gr alan dna kt zaman ise artk takip etmemesi hangi durumun habercisi olduunu dnnz.

ERGENLK DNEM DNDARLII


ocukluk dnemi dini, ergenlik dnemi duygusal ve entelektel ihtiyalarn tatmin edebilecek durumda deildir. Bunun nedeni, bilisel geliim bata

129

olmak zere ergenin gelien dier zellikleri ve deien evresidir. Din geliim konusunda en ok bilimsel aratrma ergenlik dnemi zerinde yaplmtr. Yaplan aratrmalar, ergenlerin baz alardan ocukluk dneminden daha dindar, baz alardan ise dine kar daha mesafeli davranmaya baladklarn gstermektedir. Zira bu dnemde ergenler, bir taraftan din ilgi, pratik, diyalog ve tartma konusunda yksek dzey gstermelerine ramen dier taraftan ayn zamanda daha fazla phe, geleneksel veya lfz din retileri daha az kabul eilimi gstermektedir. Bu eilimler sonucunda baz ergenler, dinin anlamsz olduu sonucuna ulaabilmekte veya dinin nemini inkr ederek eski inanlarn reddedebilmektedirler. Ergenlerden bazlar daha derin bir ekilde yzlemek durumunda olaca din sorunlardan kanmak iin kr bir ekilde dine yapabilmekte, bazlar yeni sorun ve phelerle boumak zorunda kalmakta, bazlar ise geni bir ekilde dnmeyi ve alternatifleri deerlendirmeyi, alternatiflerin ngrd yeni tecrbeleri denemeyi ve sonunda din sorunlarla ilgili tatmin edici bir sonuca ulamay denemektedir. Ergenlik dnemi geliim zellikleri, ocukluk dnemine kyasla olduka farkl olmakla birlikte, hem nicelik hem de nitelik bakmndan olduka youndur. Bu bakmdan ergenlik dnemine yeniden dou diyen psikologlar olmutur. Bu dnemdeki din geliim zerine yaplan almalar, genellikle ocukluk dneminde ortaya kan din ilginin, bu dnemde de devam ettiini, bu durumda nesilden nesile nemli bir deiikliin olmadn ortaya koymaktadr. Ergenliin asl bunalml safhasna girmeden nceki bir-iki yl ierisinde din ilginin yksek bir seviyesi yaanr. badetleri yerine getirme, camiye veya kilise ayinlerine katlma, hell-haram, gnah-sevap gibi konulara kar ilgi ve duyarllkta belirgin bir art mahede edilir. Fakat bu saadet devri ok srmez ve ergenliin kendine has bunalmlarndan din de nasibine deni alr. Ergenlik dneminde her ne kadar bamszlk duygusunun uyanmasyla birlikte din grev ve Allah'a kar bor duygusunda bir azalma, din pratikleri yerine getirmede byk lde uzaklama eilimleri glenmekte ise de, ergenlerin birou yine de din hassasiyetlerini koruyabilmektedir. rnein lkemizde yaplan aratrmalarda ergenlerin din ilgi, inan ve dine yneliteki itenlik dzeyleri olduka yksek bulunmutur. (Hkelekli 1993, s.277; Karaca 2000, s. 301). Gallupun ABDde yapt bir aratrma ise 1318 yalar arasnda bulunan ergenlerden oluan rneklemin yetikinlerin yzdeliklerine benzer bir ekilde %95inin Tanr veya Evrensel bir Ruha inandklarn ortaya koymutur. Aratrmaya katlan ergenlerin yaklak 2/3 dua/ibadet ettiklerini belirtmi, yarya yaknlar ise anket yapld gnden bir nceki hafta kilise veya sinagoga gittiini ifade etmitir. Genlerin %44, bir gen iin dini inanc renmenin son derece nemli olduunu sylemitir. Buna benzer bulgulara daha baka aratrmalarda da rastlamak mmkndr. (Paloutzian 1996, s.107-108).

Ergenlik Dnemi Din Geliiminde Ayrc zelllikler phe


Ergenlik dneminde din ilgi ve tecrbeye ilave olarak yksek dzeyde din phe ve sorgulama da ortaya kma eilimindedir. Bu dnemde ortaya kan din phe ve tereddtlerin birok nedeni olabilir. Ancak bu konuda belki de

130

en temel olan ey, ergenlik dneminde yaanan bu tipik phelerin zel bir retiyi reddetmekten ziyade, bu dnemde ortaya kan sorgulamaya ynelik genel eilimin bir ifadesi olmalardr. Ergenler daha ok rendikleri eyleri ve alternatif durumlar sorgulamaktadrlar. zel doktrinlerle ilgili sorular, byk bir ihtimalle ergenlerin ounluu iin nemli bir sorun deildir. Ancak neyin doru neyin yanl olduunun nasl bilinecei belki de en kritik sorunlardan biridir. renmenin arka plannda yatan btn sreler ve bireyin kendi renme kabiliyeti bu sorunun kapsamnda bulunmaktadr. Dini konularla ilgili soru ve pheler, bu geliim dneminin genel izgisinin bir yansmas niteliindedir. Baz ergenlerde bu pheler aka ifade edilebildii gibi, muhtemelen baml bir kiilik zelliine sahip ve muhafazakr eilimli olanlarda, insanlarla asla paylamadklar gizli pheler tespit edilmektedir.( Paloutzian 1996, s.110-111). Din pheler, bu tecrbeyi yaayan ergenlerin hepsinin iman zerinde olumsuz bir etki de meydana getirmezler. Uygun artlar altnda bu phelerin, din inanlar rafine edici ve daha uurlu bir dindarl besleyici etkileri bulunmaktadr. Bat lkelerinde yaplan birok aratrmada ya ve snf seviyesi ykseldike, Tanrnn varln kuvvetli bir ekilde kabul eden genlerin yzdesinin anlaml bir ekilde azald ve ayn zamanda bu konuda fikri olmayanlarn yzdesinin arpc bir biimde artt tespit edilmitir. Btn bu aratrmalar ortalama erkeklerin %75, kzlarn da %50sinin din phe tecrbesini yaadn ortaya koymaktadr. Msr'da' yaplan bir aratrmada ise, Mslman erkek ergenlerin %27'sinin, kzlarn ise %21'inin din phe krizi yaadklar tespit edilmitir. Hkelekli ise bizzat yapt ve ynettii tecrb alma bulgularna gre lkemizde din phe tecrbesi geirdiini ifade eden ergenlerin %30 dolaylarnda olduunu bildirmitir. (Hkelekli, 1988). Dini pheler genellikle 17-18 yalarna doru yatmaya balamaktadr. Daha ileri yalara sarkan pheler ise duygusal arka plandan ok dnsel temele dayal zelliklerle n plana kmaktadr. Din phelerini zme kavuturmak amacyla ergenlerin en fazla tercih ettikleri zm yollar Allaha snma ve Ondan yardm dileme, bilgisine gvenilen ahslara alma, ilgili kitap, kaset vb. teknik aralardan faydalanma olarak karmza kmaktadr.

eliki ve atmalar
Ergenler, din geliimleri boyunca baz dnemlerde gncel din dnce tarzlaryla zmledikleri elikilerle karlamaktadr. Dengesizlik ve gerilik dhil bu yzlemeler, bir yandan hala phe iinde sorgulanyorken dinle ilgili kendiliinden ortaya kan daha genel din elikileri beslerler. Bununla birlikte, bu uyumsuzluk, ergenlik yllarnn genel eliki eiliminin bir rnei olarak anlalabilir. Bu elikiler, rnein hala onlara baml iken ana babadan bamsz olma ihtiyac, Allaha inanmak ve ilahi kurallar dikkate almak ile kendi arzu ve heveslerine gre yaamak eilimi, daha yksek bir ahlaki prensibe inanmak ve ahlaki grelilik gibi elikileri ierir. Yetikinleri hayatlar boyunca rahatsz eden bu temel sorunlar, ergenlik dnemi boyunca kuvvetlenmeye balar. Bilisel geliim sonucu g ve kapasite ynnden artan dnce faaliyeti, ergende bir bamszlk ve gllk duygusunun uyanmasna yol amaktadr. Artk kendisini yetikinlerin seviyesinde hissetmeye balayan ergen,

131

daha nceleri snrlarn kefetmi olduu ana-babasnn dnce ve davranlarn tenkit etmeye ynelir. Bamsz bir kiilik olarak kendini ifade etme gdsnn etkisinin younluk kazanmas, ebeveynle ilikileri atmal bir duruma getirir. Genellikle ergenin din bunalmnn balangc, ana babasyla olan bu atmadan beslenir. Ergenlik dneminde kendini gsteren, cinsellik, bamszlk gibi gdlerin yansra, kat aklclk ve iradecilik, kendi benliini en stn tutma eilimleri, tam bir din balanmaya engel olabilmekte, bylece ergenler din bak asna kapal kalabilmektedir. Ergenlerin yaad temel atma konularndan birisi cinsellikle ilgilidir. Cinsel olgunlua ulalm olmakla birlikte, hayatn sosyal ve ekonomik zaruretleri baz ergenler iin bu ihtiyacn meru tatminini engellemekte veya ertelemektedir. te yandan, bu yndeki arzular tahrik eden sosyal ya da ticar nitelikli uyarclar bu atmay daha da alevlendirmektedir. Cinsellii snrsz bir ekilde gz nne seren ve bu yolla elde edilen zevk ve tatmini hayatn balca amalarndan birisi olarak takdim eden ada kltre ramen, cins davrann hibir kayt altna alnmadan icra edilmesi birok toplumda yasaklarla kuatlmtr. Bu yasaklarn ou zaman din tasviple desteklenmesi ise, dinin yasaklayc faktr olarak alglanmasna neden olduundan ou zaman atmay dinin aleyhine evirmektedir. Bylece, genlerin nemli bir blm, din ve cinsel eilimler arasndaki atmadan doan sululuk ve gnahkrlk duygusundan rahatsz olmaktadrlar. A.B.D.'de yaplan baz aratrmalar, genlerin byk ounluunun, byk gnh bir eit seks suu olarak algladklarn ortaya koymutur. Sululuk ve gnahkrlk duygusu hastalk llerine varmad srece ergenlerin din geliiminin dinamik kaynaklarndan birini oluturur. Zira yaplan baz aratrmalarda genlerin gnah olarak deerlendirdikleri bir cinsel davranta bulunmalar durumunda en yksek oranda bavurduklar zm yolunun pimanlk ve Allah'tan af dileme olduu tespit edilmitir. (Hkelekli 1993, s.276). Ergenlerin yaad atmalarn, phe, kararszlk hatta geici inkr durumlarnn yaand olumsuz bir devreden sonra, yeniden dine dn yapmasn hazrlamalar bakmndan olumlu sonular retmesi de mmkndr. zellikle ocukluk dneminde salkl bir din geliim gsteren genlerin, geici bir kararszlk ve bunalm devresinden sonra, din inan ve deerlerini uurlu olarak yeniden kefetmeleri ve onlara kuvvetle balanmalar, sklkla karlalan durumlardandr. Ergenliin sonlarna doru atmalarn iddetinde azalma ve bir tr kiilik deiimi gzlemlenir. Ergen, ocukluktan beri kendisi iin huzur kayna olmu olan din inanlarna yeniden sarlr. Dine dn, farkl eilimler arasnda kararsz kalm olan ergene kendi birliini ve Allah'da varolmann delilini verirken, ayn zamanda iddetli sevgi, mkemmellik ve yorum ihtiyacn tatmin etmeye imkn verir. Bylece, derin bir sezile varln hissettii Allah, ergenin i frtnasn dindirir. Din deerler erevesinde hayatn ynlendirmeye alan ergende bir rahatlama, yatma, sevin ve gven duygusu geliir. Ergenin hayatnda din, hayatn atma halindeki istek ve ihtiyalaryla ilgilenme giriimindeki genel baa kma rntsnn bir paras olarak anlalabilir. Baz din psikologlar (Cole ve Hall) dinin ergenlik dneminde en az ihtiyacn karlanmasnda zellikle faydal olduuna iaret etmitir.

132

1. Gnahkrlk duygusunun hafifletilmesi ve ahlak. Dua, itiraf ve din adamlaryla konuma sayesinde genler, affedilme, gerginliin azalmas duygularn hissederler ve daha iyi bir uyum gelitirirler. 2. Gvenlik. Din inan ve pratikler, genlerin bunlar sayesinde lmn bile (bu inan lm korkusunu da azaltmaktadr) stesinden gelen dal byk bir ge balandklar hissi verdiinden, gvenlik hissi retebilirler. Bunun gibi gencin kendini (dini) bir gruba ait hissetmesi ve grup tarafndan kabul edilmesi de gvenlik hissi uyandrr. 3. Hayat felsefesi. Ergen, dini sayesinde hayat deerlerindeki ncelikler, yanllklar ve doruluklar gibi konularda bir ynlenme kazanr. Ergenlik hayatnn dier yzleri de dine ilave olarak bu baa kma mekanizmalarnn iindedir.
Ergenlerin, gzlemledikleri ilikilerin arka palannda yatan sebepleri yakalamak iin tahminler yrtmeye balamalar onlarn hangi arayna tekabl ettiini dnnz.

Ergenlik Dnemi Din Geliiminde Belirleyici Faktrler Bilisel Faktrler


Ergenlik dnemi boyunca genler, din meseleleri dnebilmek iin zorunlu olan soyut kavramsallatrma yeterliine eriirler. Baz kltrel farklar olmakla birlikte yetikinlik dnemine benzer bir din hayat 12-13 yalarnda grlmeye balar ve bu yalar, din uyan ve geliim yalar olarak deerlendirilir. Din uurun uyan yalnzca bilisel geliimle snrl bir olgu olmayp, btn ruhsal yapnn ileyiine baldr. Balangta din gelime duygusal bir younlukta kendisini gsterirken, ergen ruhsal uyan sebebiyle kendini yeni bir dnyann eiinde bulur. Kendisini evreleyen eyleri artk basit bir ekilde grmeyen gen; i dnyasnda olup bitenlere kar aknla debilir. Kendisini sktran bir tr deruni kararszlk iine den ergen bu kararszlk ve aknlk ortamnda, igdsel olarak Allah'a ynelebilir. Din inan ve deerler bir anda onun iin byk bir nem kazanmaya balar. lm, cennet ve cehennem, kader, insanlar aras eitsizlikler gibi konular ilk defa derinlemesine dnlmeye balanr. Ruhun duygusal derinliinden hz alan din arzu ve aray, bilisel geliimin yardmyla uurlu bir din uyan hazrlar. Zihn bakmdan btnlemi benliinin farkna varan ergenler, hayatn sentezini tenkiti bir ekilde yapabilecek gte ve yapmak zorunda olduklarn hissettikleri iin, artk gerei tecrbe etmeksizin kabul etmeyerek hereyi tenkit szgecinden geirmek isterler. Ergenler ayn zamanda din inanlarnn anlamn ve din gereklerin mahiyetini de zihinsel olarak anlamak ve bunlar yaanan hayatla badatrmak isterler. Bir dnya gr gelitirme, kendine yn verecek deerleri aratrma, hayatn anlam ve kendisinin yeri ve rol konusunda tatmin edici cevaplar bulma gibi aray ve yneliler genlik dneminin kendine has zellikleridir.

133

Sosyal Faktrler
ocukluk dnemi boyunca, iki temel faktr olan aile ve din kurumlar dine ynelik olarak (dindar olmayan ailelerde dine kar) ocuu farkl derecelerde etkilerler. Dier taraftan ergenlik dneminde ise resme yeni sosyal faktrler girer ve bu faktrler eskilerle kar karya gelir. lk yeni etki, akranlarn etkisidir. Akran etkisi ocuklar zerinde de varsa da, ocuklar akranlarndan daha fazla etkilenme potansiyeline ergenlik dneminde ulamaktadrlar. Dindar genler, kendi din inanlarna uymayan hatta onlara meydan okuyan inanlara bal yeni arkadalar edinirler. Akran etkisi ylesine byk olabilir ki, belli yasaklara kar ak bir meydan okuma meydana gelebilir. Genler davranlarn ksmen sosyal kyaslamalar vastasyla dzenlemeye giritikleri iin, rnek alnan modeller genleri kendi bak alarna uymaya zorlayabilir. Akranlar bunu yapmak iin ergenler zerinde dorudan bir bask kurmasa da, onlarn mevcut kyaslama merkezleri belli derecelerde kendini yeniden deerlendirmeye iter. kinci kritik sosyal etki kayna okuldur. Ergen, evde olaylarla ilgili din aklamalar renmi olabilir. Yani o, tabiatst yklemeler yapmak iin Kutsal dili ailede renmi olabilir. Ancak okulda vurgu, tabi (natralist) aklamalar zerinedir. Okuldaki arlkl vurgu, bilim ve objektiflik zerinedir ve bu bak as, ergeninin zihninde dini yorumlamalarn deerinde gvensizlik meydana getirir. Bu durum sadece bilimsel mantn rettii bir durum deildir. Zaman zaman bizzat retmenler dinin yanl olabilecei ihtimalini gstermeye alrlar. (Paloutzian 1996 s.126). Dindar ailelerden gelen genler, kendilerini daha samimi bir ekilde dine verebilmektedirler. Din eitimi veren okullara giden genler de, ergenlik dnemleri boyunca bu tr okullara gitmeyenlerden daha yksek dzeyde din inan ve davran dzeyi gstermektedir.

Kiisel Faktrler
Kiisel faktrler, bireyselleme ve kimlik kavramlaryla zetlenebilir. Bireyselleme, farkl, ayr bir birey olma srecine, kimlik ise kararl bir kendilik tanm gelitirmeye referansta bulunmaktadr. Ergenlik dnemine kadar, bireyselleme sreci u fikirle desteklenir: Ben kendime zg dier varlklardan ayr ve farkl bir varlm. O halde kendime zg bir kimliim olmaldr. Ergenlik dneminde ergenlerin zmnde en ok glk yaad tek sorun, kimlik problemidir. Bireyselleme srecinin birok psikolojik sonular vardr. Belkide bu aamada en temel olan, genlerin kendileriyle ilgili kiisel tanmlamalara ulamak durumunda olmalardr. Ben kimim? Niin buradaym? Hayatn amac nedir? Neye inanabilirim? Neye deer verebilirim? Nasl yaamalym? Kimlik krizi, sadece din bir aray deildir. O, hayatn birok cephesini ilgilendiren btn bir boyutlar dizisinin bir parasdr. Din kimlik krizi de dier konularla ilgili krizlerde olduu gibi bir seyir izler. Kimlik krizinin doal bir sonucu olarak, ergenler ayr bir birey olma ve sorumluluk duygusu gelitirmeye balarlar. Bu faktrn birbiriyle etkileimi bir taraftan ergeni din bir araya iterken dier taraftan onu aray dorultusunda hareket etmeye muktedir klar. Dier taraftan bilisel kabiliyetler, ergene olgun bir bak asyla

134

sorunlar dnp deerlendirme gc verirken, ayn zamanda yeni bir bilgi kayna durumunda olan sosyal evre zorunlu bir meydan okuma da retir. Bireyselleme ve kimlik gelitirme sreci, sorunlarla ilgili bireyi tatmin edici zmler retmeyi tevik eden kiisel bir gd retir. Bu sre boyunca tamamen din kkenli olan sorular da tabii bir ekilde sorulur. Bu olgunlama sreci genci, hem dini hem de dier konularda kendi bana bamsz karar vermeye ynledirir.

YETKNLK VE YALILIK DNEM DNDARLII


Bireyin ruhsal ilev ve srelerinde hayatn sonuna kadar deiimler yaanmakta, bunlar eitli hayat devrelerinde karlalan deiik sorunlarla tetiklenebilmektedir. Psikolojik adan hepsinden nemlisi, yalandka insanlarn hayat alglarnn gelecek ynelimli olmaktan gemi ynelimli olmaya ynelik deimesidir. Gen insanlar, gelecei drt gzle bekler; geriye bakacak pek fazla bir eyleri yoktur. Bunun zddna yal insanlar ise kanlmaz olarak rktc ve daha yakn olan lme bakarlar. Orta ya ve yallk dneminde vcut fonksiyonlarndaki azalma ve lmle yzleme, gerekte ruhsal ve manevi ykseli iin bir ans yaratt ileri srlmekteyse de, bu durum byk oranda insanlarn din ve manevi meselelerle ilgileni tarz ve yalanma sorunlaryla ilgileni biimine gre deimektedir.

Gen Yetikinlik Dnemi


Ergenliin son dneminde genel olarak din araylar, bocalamalar, phe ve kararszlklar yatmakta ve bir sonuca ulalmaktadr. Zira gen artk din konusunda kendi tutumunu tam olarak belirleyebilecek zihn ve duygusal olgunlua ulamtr. Genellikle yirmili yllarn banda balayan ve krkl yalarn ortalarna kadar devam ettii kabul edilen gen yetikinlik dneminde din ile ilgili kesin tercihler ve kararlar ortaya kmaktadr. Din hayatta bir dengelenme, yeniden yaplanma, eski inan ve alkanlklar gzden geirip dzenleme ynnde gelimeler yaanan bu dnemde birey genellikle ya din phelerini zmleyerek kendisi asndan tatmin edici bir din hayat ekline kavumakta veya yeterince anlaml bulmad ya da ok az bir neme sahip olduunu dnerek ailesinin dinini reddetmektedir. Bu dnemde mevcut dinin hepsi olduu gibi kabul edilebilecei gibi baz noktalarn benimsenip bazlarnn reddedilmesi de mmkndr. rnein baz bireyler dinin inan ynn alp ibadet ynn erteleyebilmektedir. Gen yetikinler kendi kimliklerine kavuma konusuna odaklanmakta ve bu kimlii dierleriyle gelitirerek, samimi bir dostluk ve arkadalk aray iine girmektedir. Zira bu dnemi dier dnemlerden ayran ve belirleyici olan temel psikolojik zellik; bamszlk, kiilik, yakn iliki ve dostluktur. Kimlik ile dostluk kurma arasnda sk bir iliki olsa da, nce kiilik sonra dostluk gelmektedir. Bu dnemde hem bireylere hem de tm insanla kar empati eilimi de ortaya kabilmektedir. Yetikin insan, kiilik zellikleri bakmndan olduka tutarl ve zel bir yapya sahiptir. Zira kendine zg bir kiiliin kurulmas, ergenlik dneminden genlie ya da ilk yetikinlie geiin nemli karakteristiklerindendir. Gen yetikinlik dneminde genel olarak din inanlarn iselletirilmesinde bir art gzlemlenmektedir. Ancak gen yetikinler kiilik ve benlik

135

geliiminde nemli mesafeler kat ettiinden, dine kar dlayc bir tutum sergilemeleri de mmkndr. Ergenlik dneminden itibaren balayan inan ve deerleri sorgulamak, tecrbe etmek ve yeniden yaplandrmak bu dnemde de devam etmektedir. Zira gen yetikinin din deer ve inanlar artk eletirilmeden kabul edilmi rtl ballklardan ziyade, bilerek seilmi ve eletiriyle desteklenmi ballklara dnmektedir. Ancak zellikle formal eitim almam bireylerin ounluu ve hatta eitim grm bireylerin nemli bir ksm da, ocukluk dneminden edindikleri din inan ve davranlarn mr boyu devam ettirebilmektedir.

Orta Ya Dnemi
Evrensel olarak balang ve biti noktalarn kesin bir ekilde belirlemek mmkn deilse de, orta yan genellikle 35-45 yalarnda balayp yaklak 20 yl srd kabul edilmektedir. Orta yata bulunan yetikinler, fizyolojik deiim ve farkllama yannda nemli psikolojik deiiklikler yaamaktadr. Orta ya dneminde ehvani duygular, kzgnlk, ahlaki infial, kendini beenmilik, hrs, kendine ilgi gsterilmesi ve inanlarda dogmatizm gibi konularda genlik dnemine gre zayflamalar olabilmektedir. Orta yaa yaklatka, nceki dnemdeki ilgi alanlar zayflayarak yerini dine brakabilmektedir. lmden sonraki hayat, cennet, cehennem gibi konularda daha net yarglara ulaan orta ya yetikinleri, din konusunda nemli huzursuzluklar yaamamakta, takip eden dnemde ise dine ilgi daha st noktalara ulaabilmektedir. lkemizde yaplan bir aratrmaya gre 31-40 yalar arasnda dindarlkta bir geveme gzlenirken 41 ya ve sonrasnda istikrarl bir ykselme tespit edilmitir. Gen yetikinlikteki bu gevemenin bu dnemde bireyin kiisel ve toplumsal beklentilere cevap vermek iin hayatn dier alanlarna ynelmesinden kaynakland eklinde yorumlanmtr. Orta yata din ilginin yeniden ykselie gemesinde ise evlenme, aile kurma ve ocuk yetitirme, yaantyla ocuklarna iyi rnek olma istei n plana kmaktadr. Ancak dine olan bu ilgi art, sadece sosyal ve ahlak gdlerle aklanabilir zellikte deildir. Nitekim insann psikolojik varl, srekli bir gelime drtsnn etkisi altnda olup, artan yala birlikte yaanan tecrbeler, kiiyi kendi kendisiyle daha fazla kar karya getirmektedir. Yetikinlik dnemi dindarl zerine yaplan almalar, insanlarn din motivasyonlarn din hayatlarnn her boyutunda eit derecede ifade etmediklerini ortaya koymaktadr. Genel olarak bakldnda insanlarn sahip olduklar din ilgiler ile icra etmi olduklar dini pratikler veya biimsel din uygulamlarn tam olarak rtmedii grlmektedir. Bu ayrklk, geleneksel manada dindar olanlarn nemli bir ksmna ilaveten nemli bir ksmn geleneksel olmayan bir tarzda ruhsallk/maneviyat zerine younlama ve dindar olmama ihtimaliyle ykselmektedir. Orta ya dneminde bireyin yaamnn gemi olan ksmlarn yeniden deerlendirip kendisiyle ve evresiyle hesaplamalara ynelmesiyle oluan bilin almlar onu din bir takm gereklikleri fark etmeye ve inanlarn iselletirmeye yneltebilmektedir. Yksek baar beklentileri ve ar derecede hrsl olanlar veya ocuklarnn ok baarl olmas beklentisi iine girenler, orta ya dneminde beklentilerinden farkl bir durumla karlanca depresyona girebilmektedir. Bireyin orta yaa uyumu, meydana gelen deiikliklere hazr olmama, beden rahatszlklarn boy gstermesi, renme

136

gl ve en nemlisi motivasyon eksiklii gibi sebeplerle daha da glemektedir. Hayatn kanlmaz olarak lmle son bulaca duygusu, orta yaa yaklaan yetikini, bir an durup varlnn manas zerinde dnmeye zorlamaktadr. Daha nce, eitli nedenlerle az da olsa din deneyim sahibi olan orta ya yetikinleri ise, iinde bulunduu bunalm, kararszlk ve gerilimden kurtulmak ve izleyecei yeni yolu belirlemek iin dine ynelebilmektedir. Orta ya dneminde zellikle Allaha ve lmden sonraki hayata gittike artan bir din inan sz konusudur. Yine bu dnemde mistik eilimlerin glendii, tasavvufi hayata ynelmelerin ve dolaysyla manevi olgunlua ulama imknlarnn daha fazla olduu kabul edilmektedir. Nitekim bu dnemde, birok dindar sradan din hayattan, din arzunun stn olduu davrana doru gelime gstermekte veya geleneksel din hayattan, daha iten manev bir hayata gei yapmaktadr. Bylece, esasen dindar olan ahs, daha kuvvetli ve daha srekli bir ekilde din tecrbelere sahip olabilmektedir.
40 yandan sonra kkl bir din deiim yaayan Mslman ve dier din mensuplarndan baz nemli isimler kimlerdir? Yetikinlik dnemi din geliimi hakknda ayrntl bilgi iin Mustafa Kylnn Yetikinlik Dnemi Din Eitimi adl kitabin okuyunuz.

Yallk Dnemi
Yallk dnemi, 60-65 yalarnda balayp hayatn geri kalan ksmnn tamamna yaylan bir dnem olarak kabul edilmektedir. Yallkta geliim potansiyeli snrl olmakla birlikte, yine de baz deiimlerin olmas kanlmaz gibi grlmektedir. Zira dier dnemlerde olduu gibi hayat olaylar yallarn din btnle olan balln deitirme potansiyeli tamaktadr. Nitekim ileri yetikinlik olarak da isimlendirilen yallk dhil bir btn olarak yetikinlik dnemi din geliimi, organizmada meydana gelen deiimlerden ok, hayat tecrbelerini anlamlandrma biimine gre ekillenmektedir. Bu yzden ya ve dindarlk izgisindeki aratrmalar, kronolojik yatan ziyade hayat olaylar konusuna odaklanmaktadr. Yallk, bir yandan devam eden geliimle birlikte dier yandan gerileme ve yaklamakta olan lmle burun buruna olan bir dnemdir. Fizyolojik gerileme bir yana yallkta tecrbe edilen en nemli duygusal sarsnt ayrlk kayplardr. Bireyin zellikle kendi genlik imajn kaybetmesi, giderek artan eitli hastalklar, akraba, dost ve yaknlar, hatta kendi ocuklar arasnda meydana gelen lmler, genlerin eitli nedenlerden dolay evden ayrlmalar yallarda yalnzlk ve soyutlanma duygularna yol amaktadr. Yallarn muhafazakr olmalar, alkanlklar, sosyal frsatlardan soyutlanmalar ve eskisinden daha az enerjiye sahip olmalar gibi baz sorunlar, renme konusundaki ilgilerini azaltmaktadr. Bununla birlikte, inanc kuvvetli yallarda din ilgi olduka youn hale gelebilmektedir. Yallarn zellikle ahiret inancna daha ok nem atfetmeleri, dini onlarn hayatnda dier ya gruplarndan daha nemli hale getirmekte, ilerleyen yalarda insanlar din hayatn en belirgin gstergesi olan ibadetlerin en olgun ekillerine ulaabilmektedir. Buna ilave olarak yallar din ve din konularla uramaktan rahatlk hissetmekte ve inanlaryla daha ok zdeleerek din

137

bir hayat yaamaya dier ya gruplarna oranla daha fazla gayret gstermektedir. Yallk dneminde dua, ibadet ve din uygulamann sklk ve srekliliindeki art, baz aratrmaclarca gemii onarma ve telafi etme abas olarak yorumlanmaktadr. Zira gemite yaplan yanllardan hissedilen sululuk ve gnahkrlk duygusu, balanma arzusunu yallk dneminde dier dnemlerden daha fazla ateleyebilmektedir. Yallk dneminde din, en nemli psiko-sosyal uyum faktrlerinden birisidir. Bu konuda yaplan ratrmalarn geneline bakldnda, yallk dneminde din ve maneviyatn fiziksel, ruhsal, salk ve dier problemlerle baa kma ihtimalini ykselttii grlmektedir. Hangi dnemde olursa olsun, insann lm kendine yakn hissetmesi ve kendine ac ve strap veren hayat olaylar ile kar karya kalmas, o kimseyi dine ve dinin salad anlam arayna yakn bir duruma getirebilmektedir. Yallarn bir ihtimal olarak lme daha yakn olmalar ise, lm dncesinin bu tr etkilerini yallarda daha olas hale getirmektedir. Konuyla ilgili yaplan baz aratrmalar, yallarda Allah inancnn daha kesin ve kararl bir ekil aldn, lm sonras hayata, ilah mahkemeye, cennet ve cehennemin varlna olan inancn bu dnemdeki bireylerde belirgin bir art gsterdiini ortaya koymutur. Bununla birlikte yallk dneminde bireylerin genel olarak dine yneldiklerini ileri srmek tam olarak doru deildir. Zira bu durumun aksini ortaya koyan aratrmalar bulunmaktadr. (Karaca 2000, s. 301). Ancak yine de dzenli bir din gemie sahip olmayan birok kii, hayatn zevklerinin sona erdii, lm gereinin varln kuvvetle hissettirdii bu dnemde din deerlere, hayatlarna anlam ve ama salad iin kolaylkla balanabilmektedir. leri yalarda hem zihin hem duygularda meydana gelen nemli lde donuklama ise, yallk dnemi dindarln arbal ve kararl, kaderci bir tevekkl ve teslimiyete yneltmektedir. Bu konuda ileri srlen baz teoriler btn inan trlerinin yala birlikte artt, ya ykseldike daha yksek dzeyde bir btnlemeye ynelik bir art meydana geldii ve btnlemi inancn daha ziyade 70li yalarda ortaya ktn ngrmektedir. Ancak 40l yalardan sonra dindarlkta bir kararlln olutuu ve din tutumlarn kararllklarn koruduklar ve yan gerektirdii uyum konusunda artan bir neme sahip olduklarn ortaya koyan aratrmalar da vardr. (Paloutzian 1996, s.129,131). lkemizde konu ile ilgili olarak yaplan aratrmalarda ise genel olarak ya ilerledike insanlarn dine kar daha olumlu tutum ve davranlar iine girdii tespit edilmitir. (Taplamacolu, 1962; Uysal, 1995).
Din geliimle ilgili teorilerin neden tam olarak doru olmayabileceini dnnz. Yallk dneminde din ilgi ve yneliteki artn sizce en nemli sebebi ne olabilir?

zet
Din geliim olduka uzun soluklu ve uzun bir zaman aralna yaylan bir sre izler. ocuklar din bir hazrbulunulukla dnyaya gelirler. Onlardaki

138

din ilgi ilk olarak 3 ya civarnda ortaya kmaya balar. Bu dnemden itibaren din hayat srekli bir geliim ve deiim iine girer. nsanlarn dier alanlarda olduu gibi din geliim hzlar da birbirinden farkldr. Din geliim srekli ileri doru devam eden bir sre olmayp bu sre iinde zaman zaman duraklamalar, geriye gidiler veya tamamen kopmalar da meydana gelebilir. Ancak bu kopmalar yeni din balanmalara neden olduu gibi, herhangi bir dine inanp onu yaamaya alan birey, hayatnn herhangi bir dneminde din bir yeniden dou yakalayarak hzl bir geliim srecine girebilir. Dini hayatta, inan, bilgi ve duygu boyutlar nemli yer igal etmesine ramen din geliimde uygulama daha n plana kmaktadr. Herhangi bir dine inanan birey, dininin ngrm olduu dini pratikleri uygulayarak dini uurunu gelitirir. Bilinli bir uur geliimi ergenlikten itibaren balayarak hayatn ileriki blmlerinde deiik geliim izgileri takip ederek geliimine devam eder. ocukluk, genlik ve yetikinlik dneminde dine ilgi duyan bireyler genellikle ilerleyen yllarda da bu ilgilerini arttrmaya devam ederler. Dindar yetikinler ise genellikle dindarlklarn devam ettirerek yalanrlar. Ancak onlarn dindarlklarn devam ettirirken farkl yollar izlemeleri her zaman olasdr. Yallk dneminde din ilgi ve uygulamalarda art olsa da, bu dnem zorunlu bir dini uyarc deildir.

Kendimizi Snayalm
1. ocukluk dnemi dindarlnn en karakteristik zellii aadakilerden hangisidir? a. Sorgulama b. Dnmeden kabul c. Anlam aray d. Mistik eilimler e. phe ve atma 2. Nesne sreklilii kavram hangi din geliim teorisinde nemli bir yer igal eder? a. Baldwin teorisi b. Harms teorisi c. Elkind teorisi d. Goldman teorisi e. Balanma teorisi

139

3. Aadakilerden hangisi ergenlik dnemi din geliiminde en karakteristik unsurlardan biridir? a. Dnmeden kabul b. Sosyallik ve iliki aray c. Din phe ve tereddtler d. lm dncesi e. Cinsel ilgiler

4. Din ve din konularla uramaktan rahatlk hissedilen, din inanlarla daha ok zdeleilen, dini bir hayat yaamaya daha fazla gayret gsterilen geliim dnemi aadakilerden hangisidir? a. ocukluk b. Ergenlik c. Gen yetikinlik d. Yetikinlik e. Yallk

5. Ergenlik dneminde ergenlerin zmnde en ok glk yaad problem aadakilerden hangisi olabilir? a. Maddi problemler b. Manevi problemler c. Sosyal problemler d. Kimlik problemi e. Fizyolojik problemler

Kendimizi Snayalm Yant Anahtar


1.b 2. c 3. c 4. e 5. d Yantnz doru deilse, ocukluk Dnemi Dindarl blmn yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, ocukluk Dnemi Dindarl blmn yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Ergenlik Dnemi Dindarl blmn yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Yetikinlik ve Yallk Dnemi Dindarl blmn yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Ergenlik Dnemi Dindarl blmn yeniden okuyunuz.

140

Sra Sizde Yant Anahtar


Sra Sizde 1 Nesne sreklilii kavramnn henz kazanlmamas Sra Sizde 2 drak aray Sra Sizde 3 Hz. Peygamber, Gazzali, Luther vb. Sra Sizde 4 Dier btn teorilerde olduu gibi din geliim teorileri de kanun deildir. Zaman ierisinde deiimler ortaya kabilir. Sra Sizde 5 lme yaknlk.

Yararlanlan Kaynaklar
Argyle, M., ve Beit-Hallahmi, B. (1975). The Social Psychology of Religion, London. Elkind, D. (1970). The Origins of Religion in Child, Review of Religious Research, 12, 1, 35-42. Goldman, R. (1964). Religious Thinking from Childhood to Adolescence, New York. Harms, E. (1944). The Develeopment of Religious Experience in Children, American Journal of Sociology, 50, 112-122. Hood, R.V. ve ark. (1996). The Psychology of Religion, New York. Hkelekli, H. (1993). Din Psikolojisi, Ankara. Karaca, F. (2000). lm Psikolojisi, stanbul. Klavuz, M.A. (2005), Yalanma Srecinin Din Geliime Etkileri, Uluda n. lahiyat Fakltesi Dergisi, 14, 2, 97-112. Kirkpatrick, L.A. ve Shaver, P.R. (1990). Attachment Theory and Religion: Childhood Attachments, Religious Beliefs, and Conversion, Journal for the Scientific Study of Religion, 29, 3, 315-334. Kkta, M. E. (1993), Trkiyede Din Hayat, stanbul.

141

Kyl, M. (2004) Yetikinlik Dnemi Din Eitimi, stanbul: Paloutzian, R. F. (1996). Invitation to the Psychology of Religion, London. Peker, H. (2000). Din Psikolojisi, Samsun. Tamminen, K. (1991) Religious Development in Childhood and Youth: An Empirical Study, Helsinki,. Taplamacolu, M. (1962) Yalara Gre Dini Yaayn iddet ve Kesafeti zerine Bir Anket Denemesi, Ankara n.lahiyat Fakltesi Dergisi, 10, 141-151. Uysal, V. (1995). slam Dindarlk lei zerine Bir Pilot alma, slam Aratrmalar, 3, 3-4, 263-271.

142

143

Amalarmz
Bu niteyi tamamladktan sonra; nan ve iman kavramlarn tanmlayabilecek, Din inancn psikolojik yapsn aklayabilecek, nan geliimini ve inan aamalarn deerlendirebilecek, Din pheyi ve eitlerini tanmlayabilecek, nanszl inantan ayrt edebileceksiniz.

Anahtar Kavramlar
nan ve iman nanta yap ve ierik nanta geliim ve aama phe nanszlk ve inkr

neriler
Bu niteyi daha iyi kavrayabilmek iin okumaya balamadan nce; Metin ierisinde geen kavramlarn detayl tanmlar iin bir Psikoloji szlne bavurunuz. Trkiye Diyanet Vakf slam Ansiklopedisinden man, lhad, tikad ve Kfr maddelerini okuyunuz.

144

nan Psikolojisi
GR
nsanlk tarihi, inanlar tarihidir. nan, insanlkla yattr ve tarih boyunca hayatn en vazgeilmez gerekliklerinden birini tekil etmitir. Dolaysyla inanca ilikin hibir ey, insani tecrbeye yabanc deildir. Denilebilir ki, insanolunun bugne kadar ortaya koyduu btn dnce retimlerinin ve yapp-etmelerinin arkasndaki motiflerden hibirisi inan kadar etkili olamamtr. nsan, inanan bir varlktr. nk yeryznde farknda olduunun farknda olan tek canl tr insandr. Biyoloji kaynakl bu yeti onu, kendini aarak zn aramaya ve o ze ulamak iin abalamaya mecbur brakr. Burada belirsizlie yer yoktur. Bu yzden inanma, insann varlk yapsnda yer alan en temel niteliklerden ve en derin duygulardan biridir. En genel anlamyla inanmayan bir insan ne vardr, ne de dnlebilir. Bata Dinler Tarihi ve Antropolojinin verileri olmak zere kapsaml bilimsel inceleme ve aratrmalar, dnyann hemen her tarafnda, insanlarn byk ounluunun tabiatst, akn, insan tesi mutlak bir varln (veya varlklarn) mevcudiyetini kabul ettiklerini ve inandklarn ortaya koymaktadr. Pekok inanta bu tabiatst, akn veya insan tesi tabiri ile btn hayat dzenleyen ve idare eden, her yerde hzr ve nzr olan, ahslatrlamayan, ulalamayan ve bilinen varlk anlay ile kesinlikle kavranamayan bir z, bir ilke ya da bir varlk kastedilmektedir. nan, soyut bir kavramdr ve insanlar bireysel farkllklar dolaysyla bu kavrama deiik anlamlar ve deerler ykleyebilmektedirler. Bu anlam ve deerlerin eitlilii nedeniyle herkes iin kabul edilebilir genel bir inan tanmna ulamak olduka gtr. Ancak din inanlar szkonusu olduunda, bu inanlarn, genellikle doruluu kabul edilen hkmler, yani nermeler ve doruluk iddialar olduklar belirtilmektedir. Sonu itibariyle her dinin inanlar zerine kurulduunu dikkate alrsak, btn dinler kendi inan ve iman tanmlarn yapmakta ve bunlarn esaslarna ilikin aklamalara teolojileri ierisinde ayrntl olarak yer vermektedirler. Din inan, dinlerin merkez kavramlarndan biridir ve dinler bu nedenle genellikle inan sistemleri olarak tanmlanmaktadrlar. Belirli inanlara sahip olmak veya harhangi bir din inan sistemine mensup olmak, ulhiyet, tabiat, insan, tarih ve gelecek hakknda da belirli fikir ve anlaylara sahip olmak demektir. Bir baka deyile, inanlarmz ile dnya grlerimiz, bilgilerimiz, alg ve idraklerimiz, iliki ve deneyimlerimiz arasnda sk bir mnasebet

145

vardr. Farkl dinlerin mevcut olmas, sonu itibariyle insanlarn da farkl inanlara sahip olmalar demektir. Bir insan herhangi bir dinin mensubu yapan temel unsur, o insann mensup olduu bu dinin inan esaslarn bilmesi, kabul etmesi ve balanmasdr. Bu durum, inanlarmzn hem bilisel (kognitif), hem duygusal ve hem de iradi ierikli olduklar anlamna gelmektedir. nan esaslar, bir dine mensup olabilmek iin asgari dzeyde kabul edilmesi ve benimsenmesi gereken ilkeler demektir. Ancak inan esaslar her bir din iin farklklar arzeder ve dolaysyla bir Hristiyanla bir Budistin veya bir Yahudi ile bir Mslmann inanlar birebir rtmez. nan esaslarndaki bu farkllklara ramen, yine de, dinlerin zerinde temellendikleri inanlarn birka ortak alan etrafnda dnme eiliminde olduklar ynnde baz grler ileri srlmektedir. Buna gre, bu ortak alanlar unlardr: 1. nsanlar kendilerini bir kmazda bulurlar (gnah ve lmllk gibi). 2. Bu kmazdan kurtulmak iin bir yola ihtiya duyarlar (kurtulu ve zgrleme gibi). 3. nsandan akn olan ve insana yardm eden bir ey vardr (Tanr, Mutlak Gereklik, Brahman, Nirvana gibi) veya varoluumuzun bir amac vardr. 4. Bu ey belirli bir tarzda bilinebilir veya ona yaklalabilir (Kutsal Kitaplarla). 5. Kurtulua ya da zgrlemeye eriebilmek iin insan da bir eyler yapmak zorundadr (inanmak, benlii imha etmek, inan esaslarna uymak gibi). (Peterson ve di.2006, s. 4)
nan konusunda eitli kaynaklar iin http://www.psywww.com/psyrelig/ adresine bavurabilirsiniz.

Din Psikolojisinin inanca yaklam onun kaynan veya gerekliini sorgulamak deil, bireyin inanla iliki srecindeki her trl tutum ve davrann incelemek, yani inan ve iman olgularnn bireyin dnce ve davranlarna yansmasn aratrmak eklindedir. Bir baka syleyile din psikolojisi, din bir inanca sahip bireyi psikolojik bakmdan anlama amac tar. Bu ama gerekletirilirken inan veya iman, insandan bamsz olarak ele alnmaz. Bir tarafta bilisel bir olgu olarak kabul edilen inan bulunurken, dier tarafta ise bilme, anlama, karar verme, inanma ve balanma eylemini gerekletiren insan yer alr. Dier taraftan Din Psikolojisi, inan ve iman, bireysel farkllklar gznnde bulundurarak, insan hayatnda bir defada olumu ve tamamlanm duraan olgular olarak deil, farkl artlar altnda, farkl durum ve dnemlerde eitli ekillerde yansyabilen dinamik sreler olarak ele alr.
nan ve inanszlk konusunda ayrntl bilgi iin Antoine Vergoteun Din, nan ve nanszlk adyla Trkeletirilen kitabn okuyunuz.

146

MAN VE NAN KAVRAMLARI


man ve inan kavramlar, baz dillerde olduu gibi, Trkede de bazen farkl anlamlarda bazen de ayn anlama gelecek ekilde kullanlmaktadrlar. Ancak hem din literatrde hem de sosyal bilimler literatrnde bu kavramlarn daha ok birbirlerinden farkl anlamlarda kullanldklar grlmektedir. zellikle din literatrde iman kavramnn din, felsef, psikolojik, sosyo-kltrel ve siyas anlaylar yanstacak ekilde ok boyutlu olarak tanmland gzlenmektedir. . Dilimize Arapadan geen ve gvenmek anlamna gelen emn kknden treyen iman kelimesine szlklerde, karsndakine gven vermek, gven duymak, tasdik etmek ve gnlden benimsemek anlamlar verilmektedir. Bunun yansra salamlatrmak, kesin karar vermek, tasdik etmek manasndaki akd kknden treyen itikad da iman karlnda kullanlmaktadr (el-sfahani, 1961; bn Manzur, 1299-1308). nan (iman); inanmak ii; bir kimse veya bir eyin doruluunu, bykln ve gcn sarslmaz bir duygu ile benimseme; nan (itikad) ise, bir dnceye gnlden bal bulunma; Tanrya, bir dine inanma, iman, itikat; birine duyulan gven, inanma duygusu; inanlan ey, gr ve reti olarak tanmlanmaktadr (TDK, 1988). Grld gibi inan kelimesi tanmlarda iman da kapsayacak ekilde daha genel bir anlam ifade ederken; iman, bir dine ynelme olarak, daha zel manada kullanlmaktadr. Kuranda inan ile ilgili olarak (iman, slam ve tasdik gibi) olumlu ve (yalanlama, inkr etme, ortak koma, terk etme, inatla inkr etme, kalbinde olmayan syleme, phe etme gibi) olumsuz nitelemeler bulunmaktadr.
Yukarda Trkeleri verilen inanla ilgili olumsuz nitelemelerin Kurandaki karlklarn bulunuz.

Kurandaki kullanm dikkate alnarak iman kelimesine, genellikle dorulama (tasdik) ve tahsis etme, teslim olma (slam) anlamlar verilmi; daha sonra terim olarak, Allahtan tebli ettii kesin olarak bilinen hususlarn btnnde peygamberi tereddtsz olarak tasdik etmek eklinde tanmlanmtr. Bu kavramlar ayrntl olarak ele alan Kelam ve Akaid kitaplarnda iman, genellikle temel inan esaslarn kalp ile tasdik, dil ile ikrardr veya kalbin tasdiki, dilin ikrar ve amelden ibarettir eklinde tanmlanmaktadr. Kalp ile tasdik ifadesinin, imanda, sezgi ve kavray ieren duygusal srecin, akl ve duyuyu ieren bilisel sreten daha ncelikli bir rol oynadn vurgulamak zere kullanld sylenebilir. man ve inan, slam Dininde olduu gibi dier dinlerde de zerinde nemle durulan kavramlardr. Bunlar pekok teolog ve filozof tarafndan detayl bir ekilde tartlmtr. Smith (1979), iman ve inan kavramlar arasnda bir ayrm yaparak, imann temel bir insani nitelik olduunu belirtir. Ona gre iman, kiinin kendisine, dierlerine ve evrene kar ynelimi veya toplam cevabdr. Fowler (1981) da Smithin bu ayrmn aynen kabul eder. Ona gre iman, inanc ifade etme ve iletmenin nemli tarzlarndan biridir. nan, imandan daha derindir, bilind gdlerimizi kapsad gibi, bilinli iman ve fiillerimizi de ierir.

147

Allport (2004), gven olarak adlandrd iman kavramn, daha az emin olduumuz inanlar ifade etmek zere kullandmz; buna karlk inanc daha kesin konularda kullanmaya eilimli olduumuzu ileri srer. Ona gre inan, son aamada iman haline gelir. Clark (1961), aradaki farkn byk lde psikolojik olduunu, inancn daha duraan, imann ise dinamik ve canl olduunu belirtir. Vergote (1999) ise, inanmak eyleminin karlnn inan deil iman olduunu, dolaysyla imann inantan ayr tutulmas gerektiini belirtir. mandaki gven zerinde duran Vergote, inancn bir anlamda ite yaanan iman olduunu ifade eder. lkemizdeki din psikologlar da genelde iman ve inan kavramlarn birbirinden ayrrlar. Onlarn tanmlamalarnda, imann inanca nazaran daha zel bir anlam ifade ettii hususu ne kmaktadr. Her ikisinin zaman zaman birbirlerinin yerine kullanlsalar da birbirleriyle ilikili ancak ayr kavramlar olduklar, inancn kapsam itibariyle iman dhil muhtemel btn dzeyleri ierecek ekilde daha genel olduu, imann ise inanca gre daha zel bir anlam ifade ettii grlmektedir. Acaba imann ifade ettii bu zel anlam nedir, nereden kaynaklanmaktadr? Bu zel anlama ve alana ulamak iin ncelikle dinlere ve onlarn kutsal metinlerine bavurmak gerekmektedir. Bu metinlere gre bu alan, gaybdr, yani insann alg ve kavray alannn tesinde bulunan, duyu ve akl yoluyla hakknda bilgi edinilemeyen ve onu aan gerekliklerdir; grnenler leminin dnda grnmeyen varlk lemidir. man, bu gerekliklerin ve bu lemin varlnn kabul edilmesidir. Gayba iman, iman zel klan ve dier btn beer inan eitlerinden ayran temel zelliktir. Gayb oluturan iman objeleri, eitlilik gstermekle birlikte, btn dinlerde bulunabilmektedir. Mesela slam Dininde gayba iman oluturan konular Amentde zetlenmitir. Bylece dindeki anlamyla imann, aslnda gayba iman olduu anlalmaktadr. Bu durumda, slam Dinine gre, gaybn kabul veya reddi, inanc ve inanszl belirleyen lt olmaktadr. Bunun yansra inancn daha ok bilisel veya zihinsel, imann ise duygusal ve iradi bir eylem olduu, ama genel anlamda inanma olgusunun bunlardan herhangibirine indirgenemeyecei ve btnnn etki ve katkda bulunduu psikolojik bir sre olduu ortaya kmaktadr.
Din man genel olarak inantan ayran zellikler nelerdir?

DN NANCIN PSKOLOJK YAPISI VE TABATI


Din olgularn analizinin, yap ve tabiat itibariyle genellikle zor olduklar, imann da bunlarn en karmaklarndan biri olduu zaman zaman ileri srlmtr. nk genel olarak inanma hadisesinde, birbiriyle iie gemi birtakm psikolojik sreler rol oynamaktadr. Bu nedenle Din Psikolojisi, kendi snrlar erevesinde inanma veya iman eyleminin bu psikolojik srelerin btnl ierisinde nasl yaplandn ve bu yaplanmann hangi ieriklerden olutuunu aydnlatmaya almaktadr. Dinlerin, zellikle vahye dayal dinlerin, z itibariyle inan sistemleri olarak tanmlandn daha nce belirtmitik. Bu tanmn, iki tarafn zorunlu olarak bulunduu bir geree iaret ettii; bu taraflardan ilkinin inan objelerini, dierinin de inanan bir kiiyi gerektirdii kendiliinden ortaya

148

kmaktadr. Vahye dayal inan sistemleri, insanlara neye inanacaklar konusunda bilgi sunarlar; dnyaya, varolua, kutsal ve akn olana dair bir tasavvurlar btn teklif ederler. Birey bu teklifi kabul edip etmemekte zgrdr. Kurann ifadesiyle dinde zorlama yoktur (Bakara, 2/256) ve dileyen iman eder, dileyen inkr eder (Kehf, 18/29). Yani inanlar, sonuta bir iman ahdi/szlemesi zerine oturtulurlar. Dolaysyla iman hereyden nce gven ve ball ieren ahde dayal bir yapdadr. man eden birey bu suretle sanki kendisine ahsen hitabedilmi gibi din teblii kabul eder ve doruluunu onaylar. nanma, insann btnn ilgilendiren, bu ynyle birok boyutu bulunan bir eylemdir. Bunlar, daha nce de belirttiimiz gibi, bilisel, duygusal ve iradi boyutlardr. man, bireye teklif edilen kabullerin srf bilisel bir sre olarak yaanmas ile tamamlanmaz; bunun yansra bu tekliflerin bireyin benlii ile uyumas ve bireyi kendi zgr iradesiyle teslim almas gerekir. man, tek bana bu boyutlardan birine indirgenemeyecei gibi, bunlarn etkilerinin bir toplam da deildir.
nanmada, bilisel, duygusal ve iradi boyutlar birlikte etkide bulunur. Din Psikolojisinde Din Tecrbe bal altnda bu boyutlardan duygusal boyut daha ayrntl olarak incelenip tartlr. Bu, inanta akln/biliin veya iradenin yeri olmad anlamna gelmez. Din Psikolojisinin duygu temelli znel/subjektif yaantlara daha fazla nem vermesi ile ilgili bir durumdur.

Tilliche (2000) gre iman eylemi, hem bunlarn toplamn hem de her zel etkiyi aar ve bizzat bu eylem her birinin zerinde belirleyici bir etkiye sahiptir. man, bireyin bilinaltnn bir hareketi olmad gibi, herhangi bir bilin ilevinin eylemi de deildir. man, her ikisinin elerinin de ald bir eylemdir. Ayn ey imandaki duygu ve irade boyutlar iin de geerlidir. Ne tek bana duygu ve ne de tek bana irade, iman oluturamaz. man, bireyin odaklanm benindeki btn bu boyutlarn birlii sonucunda gerekleir. mann asl konusu, dier btn din inanlarn olmazsa olmaz durumundaki Allaha imandr. man, tabiat itibariyle, inanan bireyin Allah ile srekli ve dinamik ilikisidir. nk mmin, Allahn kendisini vahiy yoluyla bildirdiinin ve kendisinden ben olarak bahsettiinin farkndadr. O halde iman, bir benin bir baka ben ile ilikisidir. (Buber, 2003). Ancak bu iliki her zaman ok kolay kurulamamakta, atma, bunalm ve gerginlikler boy gsterebilmektedir. Bazen ben hazr olamamakta, bazen sen tekine dnebilmektedir. Bu yzden iman, kabul ve tasdik, itaat ve teslimiyet ve gven ve sevgi ba olmadan tam olarak gerekleememektedir. mann yapsn ve boyutlarn oluturan bu psikolojik sreler, imann tabiatnn anlalabilmesine de katkda bulunmaktadr.

manda Bilisel Yap: Kabul ve Tasdik


Bili (kognisyon), alg, hafza, akl yrtme, dnme ve kavrama gibi zihinsel faaliyetlerin btnn anlatmak iin kullanlan bir kavramdr. Bireyin imanla ilgili bilisel bir faaliyette bulunabilmesi iin, ncelikle iman edilecek varlk alan hakknda bir n bilgiye sahip olmas gerekir. Bilie konu olan bu bilgi, deneyle elde edilebilecek nitelikte deildir. Vahye dayaldr ve deiime ak deildir. Vahiyle gelen bilgiler deer hkm tarlar ve bireysel tutumlar oluturup ekillendirirler. Bunlar ayn zamanda varl ve oluu idrak etme ve anlamlandrma konusunda etkilidirler.

149

manda, vahiyle bildirilenler kesin ve doru kabul edilir. mann konusunu oluturan bilgilerin ou, insann kavray alann aan gayb ile alakaldr. nsan gayb karsnda ncelikle inanma eylemi (Bakara, 2/3) iinde olmaldr. Bunlarn doruluunun onaylanmas iin, ayrca bir n psikolojik hazrlk gereklidir. nsan ancak dern bir hazrlk sonucunda akn gereklii kabul etme kvamna gelir. Tasdikin sadece dil ile ifadesi yeterli olmayabilir. Bunun kalben de gereklemesi gerekir (Hucurt, 49/14). inde Allah hissetmeye balayan insan, kendiliinden Ona doru ynelir, varln ve iradesini kavrar ve rza ile Ona karlk verir. Bu deruni tecrbe szle dar taar (ikrar) ve Allah ile insan arasndaki ilikinin tabiatn dile getirir.

manda rad Yap: taat ve Teslimiyet


Szlk anlam dilemek olan irade, en ksa tanmyla dncenin ortaya koyduu bir gayeye doru gitme hareketi demektir. Din irade ise bireyin, dinin istekleri ve yasaklar dorultusunda davranlarn ayarlama gc (Peker, 2003) olarak tanmlanmaktadr. Din Psikolojisinin nclerinden William James, nanma radesi (1979) adl eserinde insann psikolojik btnl ierisinde imann kaynan iradeye balamakta ve insann, iman gerekletiren bir irade eden tabiata sahip olduuna iaret etmektedir. manda kabul ve tasdikin oluabilmesi iin iradenin katlm ve imana gre ekillenmesi gerekir. Allahn varln kabul ve tasdik eden insan, hayatna Onun emir ve yasaklar erevesinde istikamet vermek zere kendini Onun iradesine teslim eder. Bu teslimiyet gl bir sorumluluk bilincinin olumasna imkn tanr ve imann srekliliini salayan fiil ve davranlar sergilenirken; heva ve hevesler, tutku ve zevkler bu bilincin szgecinden geirilir. mandaki itaat ve teslimiyet, krkrne bir boyun eme deildir. Allahn adalet, merhamet, iyilik ve ahlakn kayna olduuna inanma ve gven duymadr. Allah rzasn kazanmak iin gsterilen sabr ve sebat iradeyle ilgilidir ve birtakm arzu ve istekler bu irade sonucunda feda edilir. nsann sorumluluu, eitli faktrleri dnp deerlendirmesi ve sonunda kendi iradesiyle karar verip harekete gemesiyle balantldr.

manda Duygusal Yap: Gven, Sevgi ve Fedakrlk


Anlam ierisinde gvenin bulunmas, imandaki duygusal yapnn en nemli gstergesidir. Bu yzden birok teolog ve filozof, iman, ballk ve gven duygusuna indirgemilerdir. Ancak gven imanda tek duygu deildir. mann duygusal yaps ierisinde sabr, tevekkl, rza, sevgi, korku ve fedakrlk gibi dier duygular da en az gven kadar etkindir. man, olumsuz olaylara kar mmine dayanma gc verir; korkuya, mitsizlie ve hzne kaplmasn engeller. Rabbine olan teslimiyet ve gveni, bana gelenler karsnda isyan etmeyip rza gstermesini, sabretmesini ve ona tevekkl etmesini temin eder. Mmin, Allahn kendisinin velisi/dostu olduunu (Bakara, 2/256) bilir ve btn olumsuzluklar bu bilin ierisinde deerlendirir. nsann kendine ait isteklerinden vazgeerek benliini btnyle Allaha hasretmesi, sevgi ve fedakrla dayal gdsel bir etkinliin olumasna

150

baldr. Allaha ball srekli hale getiren, sevgiye dayal imandr. Korku ise, mminin Allaha ynelik itaat ve teslimiyetinin gerektirdii sorumluluu laykyla yerine getirememe duygusunun ifadesidir. man bu duygulardan hangisine bal olarak yaanrsa yaansn, insann kendisiyle giritii i mcadelede Allahn iradesi ynnde bir sonuca ulalmasyla tam bir yap kazanr. manda ulalacak son aama Allah akdr ki bu, ilahi irade iin kendi isteinden, bakalarnn iyilii iin kendi bencil dncelerinden vazgeerek, teslimiyet ve balln zirvesine ykselitir (Hkelekli, 1998).
Yukarda, imann boyutlar arasnda ayr bir balk halinde yer verilmemekle beraber, gerekte her boyutta da yer alan ve imann daha ok ibadetlerle da yansyan unsuru nedir?

mann Psikolojik Kaynaklar


Bat dncesinde, imann psikolojik kaynaklar konusunda birbirinden farkl baz grler yer almaktadr.Bunlardan balcalar unlardr: 1. Biyolojik temeli esas alan grte, imann bir i-gd olduu ileri srlmektedir. Bu gr savunanlarn geldii son nokta inan genidir. 2. mann, i-gdlerin ynlendirilip olgunlatrlmas sonucu ulalan insani bir geliim olduu yolundaki varsaymdr. 3. man, insann sonsuz olanla karlamasnn sonucu olarak gren ve onu sonsuzluk duygusuna dayandran gr. 4. nceki grn tam tersi bir iddiay savunarak, imann aslnda sonlu olan idrak olduu gr. Buna gre, insann sonsuzu idrak etmesi iin ncelikle kendi sonluluunun farknda olmas gerekir. 5. Sonuncusu ise, imann, varl idrak olduu ynndeki grtr (Oates, 1973).

mann Psikolojik Etkileri


Genelde din inanlar, zelde ise iman, bireyler iin sadece ayrc birer zellik deildirler, bunlar ayn zamanda hayatn ve kiiliin zn oluturmakta, bireylerin hayatlarnda ve kiiliklerinde, az ya da ok, dzenleyici ve ynlendirici ilevler icra etmektedirler. Din inanlar, pek ok insann kimlik, kiilik ve benlik oluumundaki dzenleyici ve ynlendirici ilevlerinin yan sra; insann kendisiyle, dier insanlarla, tabiatla ve Tanryla ilikilerinde de nemli roller oynamakta ve hayatn anlamna ilikin btncl cevaplar sunarak bir dnya gr salamaktadrlar. Din inanlarn birey zerindeki etkileri ve bireyin bunlara bal olarak oluturduu hayat tarz, kiisel balanma, anlama ve yaama tarznn yan sra toplumsal ve kltrel unsurlardan ve corafi, sosyo-politik ve ekonomik faktrlerden de fazlasyla etkilenebilmektedir. nancn etkisi kiiye, kiinin baland dine, ait olduu mezhebe veya cemaate, dinle btnleme dzeyine, evreye, duruma, kiinin fiziksel ve zihinsel salk ve mutluluu gibi birtakm faktrlere bal olarak deiiklik gsterebilmektedir (Pargament, 2005).

151

Dier taraftan bu etkinin anlalmasmda bireyin imannn nitelii, yani iinde yaanlan toplumun din anlayn olduu gibi benimsemesi (taklit) ile dini inanlar zmsemesi ve iselletirmesi (tahkik) de gz nnde bulundurulmas gereken nemli bir ayrmdr. Gazzlye (1987) gre iman, taklitten tahkike oradan da zevke doru yol alr. Bu, bir dnce ve yaant srecidir. Zira taklitle balayan iman yerini daha sonra aratrma ve bilmeye, yani iman makul gerekelere dayandrma ve delillendirme ihtiyacna brakr. Bu sre olumlu bir biimde neticelenirse iman artk bir zevk ve bir hayat haline gelir.

NAN GELM
nan geliimi, insan geliimi dncesiyle balantl olan ve inanc, geliim dnemleri ierisinde inceleme amac tayan btn giriimleri ifade etmek zere oluturulmu zel bir kavramdr. Bunlarn genel ad ise din geliimdir. nancn hayat boyu geliimiyle alakal olarak birtakm kuramlar gelitirilmitir. Bu kuramlar, basamak, evre ya da aama kuramlar olarak adlandrlmaktadr. nancn geliime dayal yrngesine k tutan bu kuramlar, Din Psikolojisine, inan geliimini anlama ve deerlendirme konusunda nemli katklarda bulunmaktadr. nan geliimi kuramlar, daha nce mevcut olan genel geliim kuramlarnda ok az yer verilen veya hi bahsedilmeyen, genelde din zelde ise inan boyutunu ortaya karma amac tamaktadrlar. Her insann din serveninin kendine zg ve benzersiz olduu gereinden hareketle, inan geliimi kuramlarnda, inancn btn hayat dngs boyunca genel bir geliimsel yrngesi var mdr? sorusunun cevab aranmaktadr. nancn, hayat boyu geliime dayal olarak incelenmesi ile ilgili almalar eski tarihli olmakla birlikte, gelitirilen kuramlar olduka yeni ve ok eitlidir. Dolaysyla btn bu kuramlar ele almak yerine, inan geliimi burada, teorik temelleri geni lde kendisinden nceki genel geliim kuramlarna dayanan ancak inan geliimi konusunda balang kabul edilen ve kendisinden sonraki kuramlar da derinden etkileyen James J. Fowlern nan Geliimi Kuram erevesinde ele alnacaktr.
Aada bir rnei yer alan inan geliim kuramlar, teoloji ve din psikolojisi dnda, psikolojinin hangi alt dallaryla irtibatldr?

nan Geliimi Kuram


Fowlern inan geliimi kuram, bir yanyla genel geliim kuramlarna, dier yanyla da teolojiye dayanmaktadr. nan geliimi kuramnn temel teorik kklerinin Erikson ve Levinsonun piko-sosyal teorilerinin yan sra Piaget ve Kohlbergin yapsal-bilisel gelenekleri ierisinde bulunduu bir gerektir. Kuramn temel teolojik kkleri ise, Niebuhr ve Tillichin grlerine dayanmaktadr. Dinler tarihisi Smithin de, din, inan (faith) ve iman (belief) kavramlar arasndaki farkllklarn belirgin bir ekilde birbirinden ayrlmas fikri ile kuram zerinde byk etkisi vardr. Fowler, ounlukla din geleneklere bal olarak tarif edilen ve ierii kutsal metinlere gre belirlenen inan kavramn, insann temel dinamik gven tecrbesi olarak tanmlayp yorumlar. Yani gven, din duygu ve dncenin temeli olarak kabul edilir. Fowlera gre inan ahde dayal bir

152

yapdadr. Ahit, gven ve ballktr. Dolaysyla inan sadece bireyde olup biten bir olgu deildir. O, bakalarna gven ve ball iermektedir. Bakalarna gven ve ballk, bizi aknlatran, bizi birbirimize balayan deer merkezlerine, g imgelerine ve hikyelere olan ortak gven ve ballmz tarafndan dorulanr ve derinletirilir. Sonu olarak inan, gven ve ballmz bir ya da birok deer merkezine, g imge ve gerekliklerine odaklanmak suretiyle yorumlama ve balanmann dinamik srecidir. nan, paylalan gven ve ballklar iinde bizi tekine, paylalan deerlere, anlam ve gcn akn atsna balayan ve bakalaryla ilikilerimiz ierisinde ekillenen varolusal bir ynelimdir (Fowler, 2000). Bylece inan kavram, kurumlam dinleri aar ve bireysel deer noktalarn, hayalleri, gerek tecrbeleri ve insann iinde kendisini din geleneklere, aileye, ulusa, gce, paraya, cinsellie ve benzerlerine balad ana hikyeleri kapsar. Bu, bireyin hayatnn anlalmasnda uygun bir yol sunar. Bununla birlikte inan (faith) kavram, kendi btnl iinde, ilahi olan da iine alacak ekilde daha geni bir anlamda insanla alakal hale gelir. Fowler burada, iliki olarak inan ve bilgi olarak inan arasnda bir ayrm yapmaktadr. nan doumla birlikte ilikilerden oluur ve temel olarak hem kendi grubuna ve sosyal evreye, hem de akn olana ilikindir. Ayn zamanda inan, dnyaya bak ve dnyay anlama ve anlamlandrma tarzdr. Bylece inan btn kiilii kapsamaktadr. nk onun hem ahlakilii ve sosyal farkndal, hem de ruh kabiliyetleri, benlik tasarm ve bilinemeyen katmanlar inanc iine almaktadr. Burada inan, insan bir arzu ve talep haline gelir. Dindar veya dindar olmadan, Yahudi, Hristiyan veya Mslman olarak grnmeden nce hayatmz nasl dzenlediimiz ve hayatmz ne ile anlamlandrdmz problemi n planda gelmektedir. (Bucher, Oser, 1988; Fowler, 2000). Fowler, yap kavramn, bireyin alglad, evresine uygulad bir eylem ve ilev olarak bulunan gzlemlenebilir dnce biimi olarak tanmlar. nancn yaps, birden ok bileenin veya yetenein etkileiminden oluan karmak bir btnlktr. Bireyin dncelerini oluturan ilevsel yaplarn birbirine getii, etkileimsel ahenkli bir tarz btnl iinde devam ettii srecin ad ise aama olarak isimlendirilir. Yani, her bir aamada dnsel yaplar birbiriyle organize bir ekilde dinamik bir btnlk olutururlar. nancn ierii, bireylerin deer verdii, kendilerini adad, hizmet ettii, yasaklarna uyduu deer merkezleri ve g imgelerinden meydana gelir. Baka bir ifadeyle, inancn ieriini genellikle bir deer sisteminin varsaymlar temsil etmektedir. nanca dair yaplar, her bir aamada, din veya felsef sistemlere ait semboller, inanlar, ayinler(riteller) ve mitler tarafndan ekillenir ve bilisel ilevi organize ederek belli bir formata dntrr. nan ve din ieriklerle alakal olarak akaide dayal yaplara inanmay gerektiren iman kavramlar arasndaki fark ve dinleri aan bir kuram ortaya koyma abas, inan geliimi kuramnda din ierikleri ikinci plana itmitir. (Fowler, 2000; Mehmedolu ve Aygn, 2006; Ok, 2007) nan, alt aama olarak belirlenen srelerin her birinde, bir nceki ve bir sonraki aamaya gre, farkl bir tarz oluturarak, inan aamalarnn boyutlar olarak isimlendirilen bak alarndan, kendine zg bir yaplanma meydana getirir. nan aamalarnn boyutlarn ise, mantk yrtme biimi, bak as edinme, ahlaki yarglama biimi, sosyal farkndalk biimi, otorite merkezi, dnyay tutarl grme biimi ve sembole yklenen ilevsellik oluturmaktadr (Fowler, 2001). Ortaya kan alt aama hiyerarik bir

153

ardardalk oluturur, aamalar arasnda gei ancak bir nceki aamann tecrbe edilmesiyle mmkn olur. Gei, her eyden nce insann ya ve tecrbelerine bal olarak gerekleir. Her bir aama arasndaki sre kiiden kiiye deiir, ancak ya ve hayat tecrbesiyle dorudan balantldr. Aamalar arasndaki gei sresi 10 yla kadar varabilir. Olgunluk balamnda st aamalarn zellikleri bir nceki aamaya gre daha yeterli fakat daha deerli deildir (Fowler, Streib ve Keller, 2004). Fowler, inancn, insan merkezli ok boyutlu bir yap sergilediini ortaya koymaya ve bu yapy tasvir etmeye alr. nan, hem bilinli hem de bilinsiz sreleri kapsar, iinde gnl ve akl dinamiini birlikte barndrr. nan bir etkinliktir fakat bu geleneksel olarak temel inan sistemlerine sahip olma ya da dini faaliyetlere katlma deil; inancn aktif, deien, gelien bir nitelie sahip olduu grn n plana karr.

nan Aamalar
Fowlern inan aamalar, anahatlaryla yledir:

Aama ncesi Dnem veya Temel nan (yaklak 03/4 yalar)


Konuma ncesi duygusal ilikiler ile snrl bir aama olmas ve deneysel olarak aratrlmasnn glne ramen bu dnemde daha sonradan inancn zerine temellenecei otonomi, gven, mit ve cesaretin tohumlar atlr. Gvensizlik tecrbesi, ilk sevgi ve efkati veren insanlarla iliki tecrbesi, inan younluu olarak kabul edilir. Kendini beenme veya yetersiz gvenden dolay kendini soyutlama sz konusudur. Konuma ve dnme yeteneinin ortaya kmaya balamasyla birlikte birinci aamaya gei hzlanr. Dil ve trensel oyun iinde, sembollerin kullanm balar.

Aama 1. SezgiselYanstc nan (yaklak 3/47/8 yalar)


Bu aamada birey, evresindeki insanlarn inanla ilgili hikye ve eylemlerini pratik bir tarz iinde taklit eder. Bu balamda taklide dayal bir inan zellii sz konusudur. lk kez lmn, cinselliin ve dier kat tabularn bilincine varlmaya balanr. Birey, tasavvurlar vastasyla kendinin, kutsaln yasaklarnn ve ahlakn varlnn bilincine varr. lm, cinsiyet ve evrede gerekleen dier olaylar sezgisel olarak alglanr. Ancak buradaki tehlike bu tasavvurlarn ykc tabular ve kat ahlak kurallar tarafndan ar derecede etkilenmesidir.

Aama 2. ykselLafz nan (yaklak 6/711/12 yalar)


Birey, mantkl dnme yeteneinin gelimeye balamasyla birlikte, dnyadaki ileyii anlama abasna girer. Kendi inan toplumuna ait olmay sembolize eden hikye, inan ve uygulamalar kendine mal eder. Artk hayal ile gerek dnya arasnda ayrm yaplabilir ve bakalarnn bak alar ayrt edilebilir. Din inan ve semboller tamamen gerek olarak kabul edilir. Daha nceki farkl birok olaydan meydana gelen tecrbe kavram, anlam salamada bir dzen ve sra oluturan mantkl bir yaplanma salar. Anlatlan hikye, dram ve mitler tecrbeyi anlamada nemli aralara dnr.

154

Aama 3. YapayGeleneksel nan (yaklak 11/1217/18 yalar)


Birey, ergenlikle beraber, formel ilemler ve kiilik bunalmlarnn ortaya kmasyla, muhtemelen inancn nc aamasn gstermeye balayacaktr. Tanryla daha ok kiisel iliki ve biimsel amel dnceyle ilgili soyut fikirlere bir gven sz konusudur. Birey kendisi ve dierleri iin farkl hikyelerin anlamlarn kurmaya ve kendi hayat hikyesiyle dierlerini ilikilendirmeye balar. nemli insanlarn veya kendi akranlarnn grleri iselletirilip kiiselletirilerek inan ve deerler aratrlabilir. Bu inan ve deerler, hibir ekilde eletiriye tabi tutulmayacak ekilde alglanr. te yandan, birok deerden sadece biri olduunun farknda olmad kendi deerleri, bir ideoloji eklini alr.

Aama 4. BireyselDnceye Dayal nan (yaklak 17/18 ya ve


sonras) Bu dnemde birey, artk hayatn kurgulad ve ekillendirdii inan ve deerleri sorgulamak, tecrbe etmek ve yeniden yaplandrmak zorundadr. Bu deer ve inanlar, artk dnlmeden, irdelenmeden ve eletiriye tabi tutulup sorgulanmakszn kabul edilmeden daha ok, ak ve kesin bir ekilde bilinli olarak seilmi ve eletiri szgecinden geirilmi ballklar anlamna gelmektedir. Dtaki otoriteden iteki otoriteye ynelen birey, eletirel bir bak asndan inan ve deerlerini yeniden ina ederek bilinli bir ynlendirici ego ortaya koyar. zerk inan gelitirmeye balar.

Aama 5. Birletirici nan (30 ya sonras)


Bu aamadaki kii, zihindeki ve yaantdaki ztlklar btnletirmeye abalayarak elikileri birletirmeye balar. Birey, bir nceki basamak iinde gelien inan snrlarn aarak, gerein hem ok boyutlu hem de kayna itibariyle birbiriyle uyumlu ve balantl olduuna dair bir yetenek gelitirir. Birbirine zt olan kutuplar arasndaki uyumazlklarn giderilmesi ve uyumlu bir ekilde kabul edilmesi yolunda bir ura iine girilir. Birey, kendine ve teki geleneklere ait sembol, hikye, mecaz, istiare ve mitleri yeniden deerlendirir ve yaplandrr.

Aama 6. Evrensel nan (belirli bir ya yok, 30 ya ncesi nadir)


Bu aama, olgun inancn zirvesidir. ok az insan inancn bu aamasna kabilir. Bu aamaya ulaan birey, adalet ve sevgiyi etkinletirip, bask ve ikenceyi alt etmek iin, hayatn anlam ve Tanrnn gc ile birleme srecini yaar. nancn bu noktasna ulaan kiiler, toplumun huzuru iin kurtarlm blgeler olutururlar. Adalet ve sevgi toplumuna kar olan insanlk d yaplarla mcadeleye eilimli olan bu bireyler, toplum iinde sevgi ve adaleti yaayan topluluk olarak hayat srdrrler.
Evrensel nan aamasnda, olgunlap kemale ermi rnek modeller ortaya konulmaktadr. Ancak bu modeller, tartmaya ak modellerdir. Zira bunlar, bir din veya kltr iin modellik tekil edebilirken, baka bir din ve kltr iin olumsuz armlar iermektedir. Dolaysyla deneysel aratrmalarda bu aamaya genellikle yer verilmemektedir.

155

nan geliimi kuram yapsal-geliimsel psikolojiye dayanan temellerine uygun olarak deneysel adan test edilebilir bir inan kavram ne srmektedir. Ancak bu kuramn teorik erevesinin teolojik temelleri de mevcuttur ve bu nedenle inancn bu ekilde bir psikolojik kurama dayanmas ile belirli bir dini gelenee (slama ya da Hristiyanla) uygunluu arasnda ister istemez bir uyum sorunu ortaya kmaktadr (Streib, 1991; Ok, 2007). Son olarak, inan geliimi kuramnda, inancn, bireyin bir arya karlk vermesi olarak tanmlanmasnn, slamdaki iman anlay ile herhangi bir sorunu yok gibi gzkmektedir (Ok, 2007). Ancak kuramn birtakm eletiriler aldna deinmek gerekiyor. Bu erevede btn cins, kltr, din ve tarihi zaman dnemleri gz nnde bulundurulduunda, bu iddialarn genel bir geerlilie sahip olamayabilecekleri dile getirilmektedir. Dier taraftan bu kuramdaki baz aamalar olduka karmak ve soyuttur. Ayrca inan geliimi kuramnda, btn dinler gelimeyi ayn younlukta m tevik etmektedir?, farkl kltr ve dinlere mensup bireyler ayn geliim izgisini mi takip etmektedir? gibi aydnlatlmay bekleyen baz belirsizlikler mevcuttur.

DN PHE
phe, insanca bir tutumdur. Her insan, eitli durum ve zamanlarda belirsizlik ve kararszlk iinde kalabilir. Pekok eyi, phe konusu edebilir, seimlerinde tereddtler yaayabilir. Buna inan da dhildir. nsann sahip olduu bilgilerin btnnn, bir anlamda inan nitelii tadklarn varsayarsak; bu bilgiler arasndaki fark, bireyin hangi lte dayanarak bunlar inan ya da inanszlk, iman ya da inkr haline getirdii noktasnda dmlenmektedir. te phe burada devreye girmekte ve bireye karar verme srecinde bavuraca ltleri, akl, duygu ve irade szgecinden geirme imkn salamaktadr. Ancak phe, uzun da srse, geici olmaldr, nk srekli olarak phe ierisinde yaamak, olumsuz psikolojik durumlara yol aabilir. Bu yzden karar vermek de phe duymak kadar insancadr. phe, gnlk dilde, hakknda olumlu veya olumsuz kesin bir hkm bulunmayan herhangi bir konudaki kararszlk durumunu anlatmak iin kullanlr. Din Psikolojisinde ise, apaklk ve kesinlik arzusunun nceki inanla ya da sebepleri karlkl olan iki inancn birbiriyle atmas sonucunda ortaya kan kararsz, sabit olmayan ruh hali olarak (Hkelekli 1998, s. 195) tanmlanmaktadr. Kararszlk durumu, zihinsel gerginlik ve huzursuzluk yaratr. Bu nedenle zihin pheden kurtulma eilimi gsterir. Buna gre, iki muhtemel gelime izgisi szkonusudur: Birey, artlara ve duruma gre, ya pheden uurlu imana ya da kararl inanszla gei yapacaktr. Din diliyle ifadelendirirsek, ya tasdik edecek ya da inkr edecektir. Bu iki gelime izgisi psikolojik olarak ayn sonucu douracaktr. Yani, ne iman tercih edenin ve ne de kararl inanszl seenin zihninde pheye yer kalmayacaktr. man, duraan deil dinamiktir, yani bir anda ekillenmez ve her zaman ayn younlukta kalmaz. Bilisel, duygusal ve iradi srelerden geer. Birey bu srelerde birtakm pheler yaayabilir. Burada phe, olumlu anlamda, bir farkndalk durumunun balangc olarak nitelendirilebilir. nk phe duymaya balayan birey, zihnini, bulunduu dzeyden daha ileri bir aamaya tama kararllndadr. Mesela, kii bal olduu dinin retilerinin veya

156

inan esaslarnn kesinlikle doru olup olmadklarn veya ne anlama geldiklerini bilmek isteyebilir. Ayn ekilde, duygusal adan, inanlana hangi gerekelerle gven duymak ve kaytsz artsz teslim olmak zorunda olduunu sorgulayabilir, bunlarn temellendirilmesini isteyebilir. Ayrca, iradesini kullanma imknna sahip ve kararlarnda zgr olmaldr. Bu srete bireyin, inancna ynelik phelerini baarl ve olumlu bir ekilde sonulandrmas, belirsizlikten ve tereddtl ruh halinden kurtulmas, akln ve kalbini tatmine ulatrmas ve btn bunlar yaparken hr iradesini kullanabilmesi, psikolojik btnl iin gereklidir.
phe, zihinsel hayatn temel bir durumu deildir. nan ve inanszlk arasnda tereddtl ve tepkisel bir sretir. Bu ynyle inantan da inanszlktan da farkldr. phe, bir ynyle inan iin daha ileri bir aamaya geii balatabilirken, dier ynyle de inanszln ilk aamasn temsil edebilir.

Din hayatn salkl bir ekilde gelimesi iin bireyin, phe aamasn baarl bir ekilde sonulandrmas, inanlarn doru bilgilere ve salam temellere dayandrmas zorunludur. nk birey, inancnn gerekliinden phe ettiinde, inancn psikolojik belirleyicileri deiebilmektedir. Bu sebeple, inanc, akla yatkn bir gereklikle tanmlamak gerekmektedir. Temelsiz ve salam olmayan inanlar, yanllar zerine kurulu retiler, insanlarn ruhsal yaantlarn, dnce kalplarn, sorun zme tarzlarn ve hayata baklarn etkileyebilir (Tarhan, 2010, s. 36).
phenin yol aabilecei olumsuz psikolojik durumlara rnek veriniz.

Din Psikolojisinde, sebepleri ya da kaynaklar kadar niyet ve sonular ynnden de farkl birok din phe eidi tanmlanmaktadr. Bunlar anahatlaryla ylece sralanabilir (Hkelekli, 1998, s. 197-204):

Din phe eitleri


1. Aray phesi. Eletiri ve itiraz niyeti olmakszn, din bilgi ve kavramlarn gerekliini ve sebeplerini aratrma ve tatminkr cevaplar bulma arzusuyla ortaya kan ve daha ok ocukluk dneminde grlen bir phedir. Aray phesi ocukluk dneminden sonraki dnemlerde ok fazla grlmemekle birlikte, din hayatlarnda kkl bir deiimin balangcnda bulunan yetikinlerde veya din deitirme kararllndaki kimselerde de gl bir ekilde yaanabilmektedir. 2. Bencillik phesi. Bireyin, inanc, yce ilgi ve deerlerden ok kendi karna hizmet eden bir ara olarak grmesinden ve bu yzden kiisel ilgi, arzu ve ihtiyalarna bekledii karl bulamamasndan kaynaklanan phedir. Dua ettiinde beklentilerine karlk alamayan baz kiilerin hayalkrklna urayp kukuya debilmeleri buna bir rnektir. 3. Sadakat phesi: nancn gereklerinin yerine getirilip getirilmediiyle ilgili bir phedir. Baka bir ifadeyle, insann, Allahn kendisinden istediklerini ne dzeyde yerine getirdiini sorgulamasdr. Burada iman edenin, inand deerlerden deil, imanndaki samimiyetinden ve imana kar sadakatinden phe etmesi szkonusudur. Sadakat phesi, inanan kiinin imann derinletirme ve olgunlatrma abasna olumlu katklarda bulunur.

157

4. Bilimsel phe: nancn ve din inan sisteminin kabul edilip onaylanabilmesi iin bilimsel yntemlerle aratrlmas, yani inancn doruluunun ispatlanabilirliinin bilimsel adan mmkn olmas ve bilimsel verilerle elimemesi gerektii varsaymna dayanan phe trdr. phe, bilimsel alma tarznn nemli aralarndan biridir. Ayn ekilde, dinler de insana bu tarz bir tavsiyede bulunurlar. Mesela, slam Dini insanlara, krkrne balanmamay, dnmeyi, akletmeyi, aratrma ve soruturmay, sorgulamay emreder. Ancak bilim snrl alan ve olaylarla alrken; din, ncesi, imdisi ve sonrasyla btn hayat ierisine alan ok daha geni alanlarla ve ok daha nemli meselelerle ilgilenir. Bilim, sadece bu dnyaya ait sorular cevaplandrabilirken; din, daha yce bir varln mevcudiyeti, olup bitenlerin ve hayatn anlam, varoluun amac, hayatn nasl yaanaca, lm sonras gibi niha kayg konularnda insanlara btnlkl cevaplar sunmaya alr.
nancn aklc(rasyonel) bir kabullenme olduunu iddia eden grlerin yansra, bu iddialar temelden reddeden grler de mevcuttur. nancn rasyonel bir kabullenme olduu iddias, sadece bilimsel yntemlerle alanlar iin szkonusu deildir. Pekok teolog da bu iddiann savunucular arasnda yer almaktadr. Burada dikkat edilmesi gereken ey, her iki iddiann da kendi bak alarndan hakl taraflarnn bulunduudur.

5. Kavramsal phe. Dini retilerin ieriklerinde yer alan baz kavramlara itiraz ve tepki eklinde ortaya kan phedir. Bu, bilimsel pheye benzemekle birlikte, burada din hayat tarznn ve din normlarn reddinden ok, din inan sistemlerinde yer alan baz mphem, mulk, akl ve idrak snrlarn zorlayan ifadelerin harfi harfine alnmas nedeniyle dlen kararszlk szkonusudur. Kutsal metinlerdeki bu tr ifadelerden bilim diline dayanarak anlam karmaya almak pheye yol aabilir. nk din, bilimden farkl bir dil kullanmaktadr. Dolaysyla din kavramlar ait olduklar balamlarda ele alnmadklarnda problem kayna olabilmektedirler. Kurandaki muhkem (anlam ak) ayetlerin yansra mteabih (anlam kapal) ayetlerin de bulunmas ve daha ziyade benzetme ve mecaz ifade eden bu mteabihlerin baz kimselerde pheye yol amas, kavramsal pheye rnek olarak dnlebilir. 6. nkrc phe: Herhangi bir din niyet ve ama tamakszn srf dini reddetmek veya kendi inanszlklarnn haklln ispat etmek iin din konularda olumsuz gr bildiren veya din gereklikleri deil de sadece kendi kuruntularn sistemletirmeye ynelik aratrma yapan baz kt niyetli veya inansz (ateist) kiilerde rastlanan phe eididir.
Din phe eitleri ierisinde yer almamakla beraber, dini konularda kesin kant olmad iin hibir ey sylenemeyeceini iddia eden bilinemezci (agnostik) tutum da, phenin tabiatna benzer bir kararszlk ve tereddt hali ierdii iin zaman zaman din phenin bir eidi olarak grlmektedir.

158

DN LGSZLK, DN NKR VE DN KARITLII


nsan hayatnda kimi zaman baz soru ve phelerin ortaya kmas kanlmazdr. Bunlar zihinsel bakmdan olduu kadar psikolojik ve din bakmdan da tevik edilmilerdir. Ancak bu sorularn yol at tercihler farkl ekiller alabilmekte, bazen din anlamda bir kaygszla, ilgisizlie, din inkra veya din kartlna dnebilmektedir. Din hayat, her birey iin her zaman olumlu bir seyir takip etmeyebilir. erisinde zaman zaman gerilimlerin, atmalarn ve beklenmedik olaylarn grld anlaml bir kiisel tarih tekil eden din, bir taraftan sorunlara zmler sunarken, dier taraftan baz insani eilim ve tutkulara kar karak birtakm atmalar dourabilir. O andan itibaren de baz insanlar iin dinin gelimesi, deiken bir biim alabilir. Objektif olarak onaylanm din bir tavra, taahhd ksmen askya alan ve blnm brakan bir pheye ya da geici veya kesin bir redde yol aabilir. Modern zamanlar dnyeviliin merkezde olduu, dinin toplumsal etkilerinin en aza indirildii, ancak zel ve znel bir yaama biimi olarak varln koruduu bir sre olarak yaanmaktadr. Bu durum din sosyologlar tarafndan seklerleme teorilerine temel oluturmutur. Fakat gnmzde, seklerleme teorilerinin iflas ettii ve yeni srelerin ortaya kt yksek sesle dile getirilmektedir. Ancak insanlarn bilfiil modern ve sekler bir dnyada yaadklar, dolaysyla dine ayracak fazla vakitleri bulunmad ve din hayat srekli olarak erteledikleri de ayn ekilde dillendirilmektedir. Bunun doal bir sonucu olarak insanlarda dine kar ilgisiz ve kaytsz bir tutumun gelimekte olduu ve dinin, hayatn tamamndan olmasa bile, byk bir ksmndan karld grlmektedir. nsan, bu youn ve hzl tempo ierisinde gnlk alkanlklarn bozulmadan devam ettirdii srece, dinin gerekeleri ve amalar zerinde dnmeye pek az frsat bulabiliyor. Bylece kendi yeterliliklerinin ve sorumluluklarnn snrlar grnmez oluyor ve din, birtakm felaketler annda hatrlanan veya baz trenlerle snrl bir hale geliyor. Bu durumdaki insan, varln ve hayatn amacna ve anlamna dair temel sorulara cevap bulmak gibi varolusal bir kayg tamyor. Byle bir kayg duyduunda ise kendisini ynla yaplacak baka ileri olduuna inandryor. Dine kar ilgisiz ve kaytsz bir tutum gelitirmenin, btn dinler iin bir sorun tekil etse de, daha ok bu tutumu gelitiren bireyler asndan olumsuz sonular dourduu anlalmaktadr. Mesela Jung, varoluu anlaml klan dini, insan iin en nemli konu olarak dnm, dine ilgisizliin veya dinin yokluunun toplumda zihinsel hastalklar arttracan ileri srmtr. Bu konuda u tespitleri yapmaktadr: Hastalarm arasnda hayatlarnn ikinci yarsnda bulunanlarn, yani otuz be yan am olanlarn tmnn problemlerinin kkeninde, hayata ilikin din bir bak as kazanamam olmalar yatyordu. Her birinin, her an yaayan dinlerinin ballarna verdikleri eyi kaybettikleri iin hastala yakalandklar ve hibirinin kendi din bak asn tekrar kazanmadan gerekten ifa bulamayacaklarn sylemek yerinde olur. yleyse insan, ncelikle din ile ve daha sonra da kendisi ile barmaldr. (1984, s. 202).

159

Din ilgisizlik, din inkr ve din kartlndan farkl zelliklerle belirginleen bir tutumdur. Bu tutum, kendisini, daha ok gndelik hayatta din kavramlara ok az yer vermekle veya hi yer vermemekle, olaylar dini kavramlarn dndaki kavramlarla anlamlandrmakla veya en iyi ihtimalle ibadetlerdeki ihmalle aa vurur. Dier taraftan dini ilgisizlikte, inanszlk veya din kartlndaki kadar kklemi bir tutum yer almayabilir. Ancak sonuta, yansmalar itibariyle, inantan ok inanszlk kategorisine daha yakn durmaktadr.

Seklerleme ve moderleme ile balayan, pozitivist bilim anlay ve buna bal olarak gelien kat rasyonel dnce sistemi ile devam eden din alandaki sorgulama sreci, din inan ve deerlerin yeteri kadar iselletirilemedii bir durumu beraberinde getirmitir. inde yaadmz ada, zellikle Bat dnyasnda, dinin alglanma ve yaanma biimlerinde baz farkllklarn ortaya kt, tanmlanmas bata olmak zere dier birtakm alanlarda da deiiklie uramaya balad grlmektedir. Bu erevede, balanmadan inanma (Davie, 1994) eklinde kavramlatrlan yeni bir sreten bahsedilmektedir. Bu, kurumsal bir dine ve beraberinde getirdii taleplere iltifat etmeden ve bunlar dikkate almadan inanmak anlamna gelmektedir. Daha ok geleneksel din anlaynn yerleik olduu lkemizde ise, benzer bir sreten ok, din hayat ierisinde daha farkl problemler szkonusu olabilmektedir. Bunlar, dinin kendisinden deil, yaanan dinden kaynaklanan sorunlardr.(Aydn, 2006). Dini inkr vaya inanszlk, en ksa tanmyla, yaratc ve akn bir varlk olduunu kabul etmemektir. nkr iki ekilde olabilir: lki, bir baka varl Allahn yerine koymak; ikincisi ise, Tanr fikrini btn dnce ve hayatndan karmak veya ona yer vermemektir. nanszln ilk ekli inkr ve irk kavramlar ile ifade edilirken; ikinci ekli tanrtanmazlk (kfr; ateizm) olarak adlandrlmtr. Bu olumsuz tutumlar dolaysyla birey, din reti ve esaslar da dikkate almamakta, onlar da kabul etmemektedir. Bu yzden inanszlk, dinin insana sunduklarna bir tepki olarak anlalabilir. Bu tepki, tpk imanda olduu gibi, eitli etkenlerin beraberce oluturduu bir sonutur. Bu etkenler ok eitli olabilir. Dini inkr, kk yatan itibaren yakn evrenin inansz olmasndan kaynaklanabilecei gibi, yaanan hayal krklklar, dnyada mevcut ktlkler, kendinin yeterli ve gl olduunu dnme, bamszlk arzusu, inancn ve dinin bir yararnn olmadn dnme ve inanmak iin yeterli delil bulamama gibi sebeplerden de kaynaklanabilmektedir (Peker, 2003). Ateizm, teorik ve pratik olarak ikiye ayrlmaktadr. Teorik ateizm, zihinsel olarak Tanrnn mevcut olmadn varsaymak ve bu ynde dnce retmektir. Ateistlere gre Tanrnn somut bir gereklii yoktur; bu, insanlarn uydurduu bir eydir. Freudun dinle ilgili olarak ne srd yanlsama (illzyon) teorisinin temelinde bu fikir yatmaktadr. Ona gre din, tabiatn ve kaderin tehlikelerini savuturmak iin insanlarn icat ve ina ettii bir eydir (Freud, 1997). Dier yandan inanszlk taraftarlar, kimi zaman insan tabiatndaki inanma yetisini reddetmekte, insann tabiat itibariyle inansz olduunu iddia etmektedirler. Kimi zaman da mevcut din sistemleri reddetmekte ve kendi oluturduklar yaplar nermektedirler. Teorik ateizmin en fazla taraftar bulan ekli, mantk-pozitivist bilim anlay sonucu ortaya kan ve maddenin tesindeki hereyi reddeden anlaytr. Bu anlay varolann, gzleme ve deneye konu olmasn art koar. Dolaysyla gzlenemeyen ve tecrbe edilemeyen herey bilimddr. Bu anlay savunanlarn bir ksm Tanry tamamyla reddederken, bazlar onu

160

leme mdahale etmeyen akn bir varlk olarak kabul etme eilimindedirler. Bu yzden, insan dorudan ilgilendiren alanlarn pekounda inan etkisiz kalm, bu anlay sonuta Tanrnn dta tutulduu pratik ateizm ekline brnmtr. Kuranda, btn olumlu tutum ve davranlarn merkezi olan iman kavramnn karsnda, btn olumsuz tutum ve davranlarn merkezi olarak kfr kavram bulunmaktadr. Gerei gizlemeyi, Allaha kar yaplan nankrl ve inkr ifade eden bu kavramn, Kurann anlam rgs ierisinde bir btn olarak ele alndnda, Allaha ve dine ynelik tepkisel tutumlarn btnn tasvir etmek zere kullanld grlmektedir (Mesela, Bakara, 2/28; brahim, 14/28; Kehf, 18/37; Zuhrf, 43/ 15; nsan, 76/3). Kurana gre inanszlk, btn hastalkl davranlarn kaynadr. nk insan inanmayarak en bata varlklar dzenindeki yerini kaybetmekte ve kendine zulmetmenin balangcn oluturmaktadr. Adeta kendini unutmaktadr (Har, 59/19). man gibi inkr da ayn psikolojik gten kaynaklanmakta, bir btn olarak insan tabiat kendi inanszlk tohumunu da varlnda tamaktadr. Dolaysyla insan bunlardan birini semekte ve ona balanmaktadr. Kuran da insann tabiatndaki bu ift potansiyele iaret etmekte, insann muhtemel iki gten birini seme eilimiyle birlikte yaratldn (nsan, 76/3; ems, 91/7-8) vurgulamaktadr. Bu anlaya gre inanszlk, en azndan din soru ve ilgilerden kkten mahrumiyet olmasa bile, ayn zamanda dinin insana ynelttii istee bir tepkidir. Bu olumsuz tepki, ileri srd entelektel sebeplerin tesinde, ayn zamanda din iman kadar psikolojik seviyede sebeplerin bir neticesidir. nanszlk ekilleri incelendiinde, bunlarn arkasnda yatan atma veya engellenme gdlerinin, her trl aknl dlayan ve hereyi doaya, topluma ve insana indirgeyen yanlsamal bir karakter tadklar grlmektedir. nk inanszln btn ekillerinde belirleyici olan tutum objektiflik deil, bireyin subjektif tutumudur. Dier taraftan, dinin ve dolaysyla Tanrnn varlnn aleyhinde ileri srlen fikirlerin ve gelitirilen teorilerin ok tartmal olduklar, inanc reddetmek veya inanszl geerli klmak iin salam temellere dayanmadklar kabul edilmektedir. stelik bu fikirlerin pekok insan iin inanc pekitirici bir ilev yerine getirdikleri bile sylenebilir. Dolaysyla gerekte varln dinden alarak kendini konumlandran inanszln ve din kartlnn, bu tr tartmal ve salam olmayan teorilere dayanlarak yaplmasnn anlamszl ortadadr. Ayrca din ve insan psikolojisine ynelik tek boyutlu, indirgemeci veya tmyle rasyonel bir tavr, hakikatin yorumlanmas asndan yeterli olmad gibi mantkl da deildir. Sonu olarak, dine kaytsz kalan, onu yok sayan veya ona kar olan insan bekleyen muhtemel tehlike, gerek dnyaya ve gerekse kendisine ait hereyin sorumluluunun sadece kendi omuzlarnda olduunu hissettiren mutlak bir yalnzlk ve huzursuzluk hali, boluk ve terkedilmilik psikolojisidir. Zira Jungun ifadesiyle, nasl ki sosyal bir varlk olarak insan uzun vadede toplumla ba olmadan yaayamazsa, birey de d faktrlerin ykc etkisini greceli olarak azaltabilen dnya tesi bir prensip olmadan hibir zaman varoluu ve ruh ve ahlak zerklii iin gerek bir sebep bulamaz. Tanrya balanmayan bir birey, dnyann fiziksel ve ahlaki kkrtclna kendi kaynaklar ile direnemez. Bunu yapabilmek iin onu

161

kitlelerin iinde boulmaktan koruyan isel ve fiziktesi bir deneyimin varlna ihtiyac vardr. (1999, s. 60-61).

zet
man ya da inan insann temel niteliklerinderdir. Zaman zaman ayn anlamda kullanlsalar da, inan ve iman kavramlar farkl tanmlamalara sahiptir. man genellikle gven ve ballk olarak, duygusal karakteri baskn bir olay oalrak anlalmaktadr. nan ise imandan daha geni bir anlamda ve bilisel kesinlik ifade etmektedir. man, inantan farkl ve zel klan husus objesinin tabiatst(gayb) olmasdr. Din inan insann btn psikolojik yapsn ve ilevlerini kuatc bir tabiata sahiptir. Bilin ve bilindn, bili, duygu ve davran tmyle kapsaycdr. Kabul ve tasdik, itaat ve teslimiyet, gven, sevgi ve fedakrlk gibi psikolojik boyutlar ierisinde kendisini ortaya koymaktadr. Dinamik, deiimi ve geliimlere ak, kiilik ve kimlik zerinde etkili ve belirleycidir. nan, insan hayatnn eitli geliim dnemleri ierisinde farkl zellikler gsterebilir. nan geliimi kuramlar, inanc, bu geliim dnemleriyle balantl olarak ve birtakm aamalar ierisinde deerlendirmeye alr. J.Fowlern alt basamakl inan geliim kuram, din ieriklere fazla bal kalmakszn, daha genel anlamda, bireyin hayatnda en fazla nem verdii bir deer sistemine gven ve ball merkezinde gelien yapy esas alr. phe, inanla yakndan ilikili bir kavramdr. Kararsz ve aray halindeki bir ruhsal durumdur. Bir ynyle inancn daha fazla glenmesine, dier ynyle de kesin bir inanszla ynelme balangcdr. Olumlu ve olumsuz anlamda birtakm phe eitleri mevcuttur. nan gibi inanszlk da baz zelliklerle belirginleen bir tutumdur. eitli nedenlerle yaratc ve akn bir varl kabul etmemektir.

Kendimizi Snayalm
1. nan ve iman kavramlaryla ilgili olarak aadaki ifadelerden hangisi yanltr? a. nan kesinlik, iman risk tar. b. nan daha bilisel, iman daha duygusaldr. c. nan toplumsal, iman bireyseldir. d. nan zel, iman geneldir. e. nan duraan, iman dinamiktir.

162

2. I-nan geni II-Sonsuzluk idraki III-Sonluluk idraki IV-Varlk idraki Yukardakilerden hangisi imann psikolojik kaynaklar konusunda ileri srlen grlerden birisidir? a. Yalnz I b. Yalnz II c. Yalnz III d. Yalnz IV e. I-II-III-IV

3. mann duygusal boyutunda, aadakilerden hangisi dierlerine gre daha ncelikli olmaldr? a. Rza b. Sabr c. Gven d. Fedakarlk e. Sevgi 4. Dinin nihai gayesini anlamayan kimseler, dini inan ve esaslarn ifadesinde kullanlan kelime tasvir ve sembollerle zihinlerini megul etmeleri sonucu baz phe ve tereddtler yaayabilirler. Bu aklama aadaki phe eitlerinden hangisine rnek olabilir? a. Bilimsel phe b. Kavramsal phe c. Sadakat phesi d. Bencillik phesi e. Aray phesi 5. Dinin kayna ile ilgili olarak ileri srlen yanlsama/illzyon teorisi aadaki psikologlardan hangisine aittir? a. Freud b. Vergote c. Jung d. James e. Fowler

163

Kendimizi Snayalm Yant Anahtar


1. d 2. e 3. c 4. b 5. a Yantnz doru deilse, nan ve man Kavramlar konusunu yeniden okuyunuz Yantnz doru deilse, mann Psikolojik Kaynaklar konusunu yeniden okuyunuz Yantnz doru deilse, Din nancn Psikolojik Yaps ve Tabiat konusunu yeniden okuyunuz Yantnz doru deilse, Din phe okuyunuz konusunu yeniden

Yantnz doru deilse, Din lgisizlik, Din nkr ve Din Kartl konusunu yeniden okuyunuz

Sra Sizde Yant Anahtar


Sra Sizde 1 Srasyla kizb, kfr, irk, ilhad, cuhd, nifak, ekk. Sra Sizde 2 Din iman, zeldir, dinamiktir, gayb ile ilgilidir. Sra Sizde 3 mann boyutlar arasnda yer verilmemekle birlikte, imann daha ok ibadetlerle da yansyan unsuru, amel yani davran boyutudur. Sra Sizde 4 Bilisel Psikoloji, Geliim Psikolojisi. Sra Sizde 5 atma, zihinsel gerginlik, huzursuzluk vb.

Yararlanlan Kaynaklar
Allport, G. W. (2004). Birey ve Dini, ev. Bilal Sambur, Ankara. Alper, H. (2007). mann Psikolojik Yaps, stanbul. Aydn, M. S. (2006). slamn Evrensellii, stanbul. Ayten, A. (2010). Empati ve Din, stanbul. Buber, M. (2003). Ben ve Sen, ev. . Palsay, Ankara.

164

Clark, W. H. (1961).The Psychology of Religion, New York. Davie, G. (1994). Believing without Belonging, Oxford. el-sfahn, R. (1961). el-Mfredat f Garbil-Kurn, nr. M. S. Kln, Kahire. Fowler, J. W. (1981). Stages of Faith: The Psychology of Human Development and the Quest for Meaning, San Francisco. Fowler, J. W. (2000), man Bilincinin Evreleri, ev. A. U. Mehmedolu, M. . lahiyat Fakltesi Dergisi, say 19, s. 85-104. Fowler, J. W., (2001). Faith Development Theory and the Postmodern Challenges, The International Journal for the Psychology of Religion, 11/3, s. 159172. Fowler, J. W., Streib, H., Keller, B., (2004). Manual for Research in Faith Development, (3rd ed.), Atlanta and Bielefeld. Freud, S. (1997). Uygarlk, Din ve Toplum, ev. S. Budak, stanbul. Gazzl, Ebu Hamid, (1987), lcml-Avm an lmil-Kelm, ev. S. nal, zmir. Hkelekli, H. (1998). Din Psikolojisi, Ankara. bn Manzr, Ebul-Fazl Muhammed b. Mkerrem, (1299-1308), LisnlArab, I-XV, Bulak. James, W. (1979). The Will to Believe and Other Essays in Popular Philosophy, Cambridge. Jung, C. G. (1984). Psychology and Western Religion, trans. R. F. C. Hull, New Jersey. Jung, C. G. (1999). Kefedilmemi Benlik, ev. C. E. Slay, stanbul. Kayklk, H. (2005). Psikolojik Adan nan, man ve phe, A. . lahiyat Fakltesi Dergisi, 46/1, s. 133-155. Kierkegaard, S. (2002). Korku ve Titreme, ev. . Kapaklkaya, stanbul. Kse, A. (2000), man, TDV slam Ansiklopedisi, c. 22, s. 214-216. McDargh, J. (1983). Psychoanalytic Object Relations Theory and Study of Religion; On Faith and the Imaging of God, Lanham, Maryland. Mehmedolu, A. U. (2004). Kiilik ve Din, stanbul. Mehmedolu, Y. (2005). Erikin Bireyin Kendilik Bilinci, stanbul. Mehmedolu, A. U., Aygn, A. (2006), James. W. Fowler ve nan Geliim Teorisi, . . lahiyat Fakltesi Dergisi, 6/1, s. 117139. Oates, W. (1973). The Psychology of Religion, Waco. Ok, . (2007). nan Psikolojisi, Ankara.

165

zakpnar, Y. (1999). nsan nanan Bir Varlk, stanbul. zcan, H. (1992). Epistemolojik Adan man, stanbul. Pargament, K. I. (2005). Ac ve Tatl: Dindarln Bedelleri ve Faydalar zerine Bir Deerlendirme, ev. A. U. Mehmedolu, . . lahiyat Fakltesi Dergisi, 5/1, s. 279313. Pazarl, O. (1972). Din Psikolojisi, stanbul. Peker, H. (2003). Din Psikolojisi, stanbul. Peterson, M., Hasker, W., Reichenbach, B., Basinger, D. (2006). Akl ve nan, ev. R. Acar, stanbul. Pratt, J. B. (1907). The Psychology of Religious Belief, New York. Sezen, Y. (1998). Sosyoloji Asndan Din, stanbul. Sinanolu, M. (2000). man, TDV slam Ansiklopedisi, c. 22, s. 212-214. Smith, W. C. (1979). Faith and Belief, Princeton. Streib, H. (1991). Hermeneutics of Metaphor, Symbol and Narrative in Faith Development Theory, Frankfurt. Tarhan, N. (2010). nan Psikolojisi, stanbul. TDK (Trk Dil Kurumu), (1988). Trke Szlk, I-II, Ankara. Tillich, P. (1951). Systematic Theology, Chicago. Tillich, P. (2000). mann Dinamikleri, ev. F. Terkan, S. zer, Ankara. Vergote, A. (1999). Din, nan ve nanszlk, ev. V. Uysal, stanbul.

166

167

Amalarmz
Bu niteyi tamamladktan sonra; Tanr kavramn ve Tanr tasavvurunu tanmlayabilecek, Tanr tasavvurunun oluumunu ifade edebilecek, Ana baba imajlar ile Tanr tasavvuru arasndaki ilikiyi aklayabilecek, Tanr tasavvurundaki kltrel farkllklar deerlendirebilecek, Tanr tasavvurunun psikolojik yansmalarn aklayabileceksiniz.

Anahtar Kavramlar
Dnce, kavram ve tasavvur Tanr tasavvuru Ana baba imajlar Kltrel farkllklar Psikolojik yansma

neriler
Bu niteyi daha iyi kavrayabilmek iin okumaya balamadan nce; Metin ierisinde geen kavramlarn detayl tanmlar iin bir psikoloji szlne bavurunuz. Trkiye Diyanet Vakf slam Ansiklopedisinden Allah, el-EsmlHsna ve Ftrat maddelerini okuyunuz.

168

Tanr Tasavvurlar
GR
Tanr dncesi, insanln temel bir kavramdr ve insan hayatnn en nemli ve en vazgeilmez gerekliklerinden birini oluturur. nsanolunun dnya serveni ierisinde baka hibir dnce, Tanr dncesi kadar gl bir etkide bulunmamtr. Her dnemde ve hemen her yerde, nasl tanmlanm ve adna ne denmi olursa olsun daima bir Tanr fikri bulunagelmi; en ilkelinden en gelimiine kadar btn dinler u ya da bu ekilde bir Niha Hakikat tasavvuruna sahip olagelmitir. Btn dinler ve inanlar bu Tanr, Niha Hakikat veya Mutlak Gereklik tasavvuru etrafnda tesis edilmi, hayatn dier btn alanlar bu tasavvurun gl etkisiyle ekillendirilmitir. nsan, hayatn srdrebilmek, anlamlandrabilmek, iliki kurabilmek, inanmak ve balanmak iin tasavvur etmek zorundadr. nsann tasavvur kapasitesi, onu biyolojik bir makine, srf bir alg kutusu olmaktan karm, tarih yapan, kltr ve medeniyet kuran bir varlk haline getirmitir. Din ise, bu kapasiteyi geniletmi ve ona bir yrnge kazandrmtr. Tasavvur, anlama, kavrama, iliki kurma gibi btnyle insani bir abadr. Mutlak Varlk ya da Niha Hakikat tasavvuruna sahip olan din sistemler, insann bu abasn dikkate alarak eitli tasavvurlar gelitirmitir. Ayrca vahiy kaynakl dinler, mensuplar iin inanp balanacaklar Varln niteliklerini geni kapsaml bir ekilde ortaya koyarak, bu abay genellikle tevik edip desteklemi ve ynlendirmitir. Ancak ayn dine mensup olan ve ayn Tanrya inanan insanlar bile, birbirinden farkl tasavvurlara sahip olabilmektedirler. nk Tanrya inanan insanlar, yalnzca Ona imann gcnde deil, Onun mahiyetinin nasllnda da birbirlerinden ok farkldrlar. Bu farklln Tanrdan deil insandan kaynakland aktr. nk farkllk aslnda insann alglarna bal olarak var olmaktadr. nsan Tanry, Tanrnn olduu gibi deil, sadece insan terimlerle dnld veya tecrbe edildii gibi tanmlayabilmektedir. nsann btn psikolojik zellikleri, ondaki tasavvur dnyasna imkn veren sembolik dnme kapasitesinden doar. Bu kapasiteyle kurulan tasavvur dnyas, insann fizik tesini tasavvur etmesine de imkn salar. Dolaysyla insan, Niha Hakikatin veya Tanrnn varln, isim, sfat ve fiillerini sembolik planda soyut olarak dnp tasavvur edebilir. nsann Niha Hakikat tasavvurunu besleyen ve ekillendiren birincil kaynak, mensup olduu dindir ve tasavvurlar bu kaynak erevesinde bir anlam ifade eder. Yahudi, Hristiyan, Mslman veya baka bir dine mensup olmann anlam,

169

kendi Mutlak Gereklik tasavvurunun dierlerinden farkl olduuna inanmaktr. nsann toplumu, kltr ve kulland dil de Niha Hakikat veya Tanr tasavvurunun ekillenmesinde etkilidir.
Konuyla ilgili bilimsel yaynlara ve makalelere ulamak iin http://dem.org.tr/ded/ ve http://dinpsikolojisi.org/ adreslerine bavurabilirsiniz.

Dinin en vazgeilmez unsuru olan Tanr kavramndan sz ettiimizde, bireyin zerinde, tesinde, ondan farkl ama onunla irtibatl bir yaratc hissi ve dncesinden sz ediyoruz demektir. Bu varla inanma, balanma ve onu tasavvur etme, insann kendi i dinamikleriyle balantl olduu gibi, mensubu bulunduu din ve kltr ile de yakndan alakaldr. Dolaysyla, Tanr tasavvuru, hem insann hem de bal bulunduu din, gelenek ve deerlerin tannp anlalmas bakmndan byk nem tamaktadr. Din tecrbesi ierisinde en merkezi noktada bulunan Tanr tasavvuru konusu, balangcndan itibaren Din Psikolojisinin nemli inceleme ve aratrma alanlarndan birini tekil etmektedir. Tanr tasavvurunun daha ok benlik ile ilikilendirilerek kavramlatrlmas, Tanr-insan ilikisindeki insan beklenti ve ihtiyalar yanstmaktadr. Din Psikolojisi, yntemi gerei akn (mtel) olan aratrma dnda tutar. Yani Tanrnn varl, yokluu, tanm, tavsifi, tasviri gibi konularda yetkisiz veya tarafszdr. Dolaysyla Din Psikolojisi ancak ve sadece insann Tanr, Mutlak Varlk veya Niha Hakikat olduuna inand eyle ilikisine younlaabilir. Din Psikolojisinin grevi, Tanry ispat etmek, tanmlamak, tavsif veya tasvir etmek ya da insann bu konudaki yeterliliini iddia etmek deil; Tanr-insan ilikisi erevesinde, insann inanp baland Tanr tasavvurunu anlamaya almaktan ibarettir. Din Psikolojisinde tanr tasavvurunun oluumu, geliimi ve ekillenmesinde etkisi ve katks bulunduu dnlen btn etkenler dikkate alnmakta; bu erevede ana baba imajlarnn etkisi, Tanr tasavvurundaki kltrel farkllklar ve bu tasavvurun psikolojik yansmalar da incelenmektedir.
eitli din ve kltrlerdeki Tanr telakkileri hakknda geni bilgi edinmek iin Karen Armstrongun Tanrnn Tarihi adyla Trkeletirilen kitabn okuyabilirsiniz.

TANRI KAVRAMI VE TANRI TASAVVURU


Tanr kavram ve Tanr tasavvuru, her ne kadar ok eskilere giden bir tarihe sahip iseler de, Psikoloji ve Din Psikolojisi alanndaki kullanmlar olduka yeni saylabilir. Bu kavramlar daha iyi anlayabilmek iin ncelikle dnme, kavram ve tasavvurun ne ifade ettiini aklamak gerekir. Dnme, nesne ve olaylar temsil eden imajlarn, sembollerin, kavramlarn belli bir amaca ynelik olarak iletilmesi, idare edilmesi veya kendiliinden gelimesiyle tanmlanan, ak ve sembolik veya rtl her trl bilisel etkinlik olarak tanmlanmaktadr. Bu etkinlikler arasnda kavram oluturma, akl yrtme, tasavvur etme, tahayyl etme, sorun zme, renme, hatrlama, tasarlama ve benzerleri saylabilmektedir. Dncenin ortaya kmasnda, en bata kavramlardan yararlanlr. Dnce kavramlarn birbirine anlaml bir ekilde balanmasdr Ancak dnme, kavrama ve renmeyi aan st seviyede psikolojik bir faaliyettir.

170

Din kavramlar, btn dier kavramlar gibi dorudan duyusal verilere dayanmazlar, tecrbe edilen dier alg ve kavramlardan elde edilirler. Doumdan sonraki ilk yllarda din, hayatn iindedir, ama ayrt edilemez. ocuun, dnyaya ilikin ilk duyusal tecrbesinde nesne ve insanlar ayrmlamamtr, ancak daha sonra alg sreci devreye girer ve ilgili kavramlar edinir. Din dnce de, eitli tecrbelerin, nceki alglarn ve hlihazrda kazanlm olan kavramlarn kutsal alana aktarlmasyla gerekleir. Tanr kavram da dier dini kavramlar gibi ayn sreci izlemektedir. nsan, Tanry, bildii kavramlar araclyla kavramlatrabilir. Ancak bu kavramlatrma benzetme yoluyla yaplabilmektedir. Allahn, kendisini hakikate uygun olarak, fakat insanlarn anlayabilecei tarzda tanttn ifade etmek mmkndr. nk insan akl snrl zellikleri nedeniyle her trl ileminde soyutlama mekanizmasna bavurduu iin, Allah hakknda ancak benzetme (tebih; temsil; kyas) yoluyla, grp bildii varlklara bakarak fikir sahibi olabilmektedir. nsanla Tanr arasnda byle bir benzetmeye (analoji) bavurulmad takdirde din, sahip olduu nemli zelliklerinden birini kaybetmi olur. Bu durumda Tanr, kiilik atfedilen bir varlk olmaktan uzaklar. Bu bakmdan benzetme ou din ve inanlarda nemli bir rol oynamaktadr. Tasavvur, ruhsal gler veya duyusal uyarlarla zihinde nceden oluan herhangi bir nesnenin, olayn, fiilin ya da bir kavramn istekli olarak yeniden zel bir biimde ekillenmesi, canlanmas, anlam kazanmas veya hatrlanmasdr (Yavuz, 1983, s. 159). Bu haliyle tasavvur znel bir sretir ve bireysel tecrbeye dayal olarak toplumsal bir balamda ekillenir. Ancak insan, herhangi bir obje hakknda sahip olduu bilgiler erevesinde ve objenin zellikleri dorultusunda da zihninde onu canlandrmaya alr, onun imajn zihninde oluturur. Yani insan, herhangi bir eyi dorudan doruya grmeden, idrak etmeden de onunla ilgili bilgilerinden hareketle onu tasavvur edebilir. Din tasavvur ise, din kavramlarn, din olaylarn ve nesnelerin zihinde canlandrlmas, ekillendirilmesidir. Buna bal olarak Tanr tasavvuru da, bireylerin kk yalarndan itibaren zek geliimlerine, edinmi olduklar bilgi ve yaantlarna, yetime ve dn tarzlarna ve bal olduklar dinin inan esaslarna gre Tanry zihinlerinde canlandrmalar, biimlendirmeleri ve anlamlandrmalar olarak tanmlanabilir.
Din tasavvurlara, Tanr tasavvurunun dnda, baka rnekler veriniz.

Din kavramlar anlama, yorumlama ve tasavvur etme din dili ile gereklemektedir. Din dilinin kapsam erevesinde kullanlan ifadelerin ou, dolayl veya dolaysz olarak Allah ile ilgilidir. badet annda yaplan dualar, tvbeler, temenniler, yakarlar, hamd, kr, t niteliinde dile getirilmi ifadeler, kssalar, kinat ile ilgili aklamalar, peygamber szleri, din tecrbeler, din davranlar ve ahlk kurallar din dili erevesinde kullanlan baz ifadelere rnektir. Bu ifadelerin bir ksmnda dolayl veya dolaysz olarak Tanr hakknda konuulur. Tanrnn kendi varl hakknda konumas sonucu ortaya km kutsal metinlerde ise, Tanr hakknda konuan bizzat Tanrnn kendisidir. Sz konusu metinleri renmek, anlamak ve yorumlamak durumunda olan insan da Tanr hakknda bir dil kullanmaktadr.

171

Bireyin Tanr tasavvurunu ekillendiren be faktr bulunduu ne srlmtr. Bu faktrler unlardr: 1) Ana-baba ile ilikiler. 2) Dier nemli kii ve gruplarla ilikiler. 3) Kendilik kavram veya z-saygya ilikin duygular. 4) Tanr konusundaki renim ve Tanrnn insanlkla ilikisi. 5) Dini uygulama, dua, ibadet, kutsal metin okuma, dini tartmalar ve kiinin kendi dnceleri. (Grom 1981). Psikolojik dncede, Tanr kavram (god concept) ile Tanr tasavvuru (god image: god representation) arasnda ayrm yapma ynnde gl bir eilim bulunduu grlmektedir. Tanr kavram, bilisel veya teolojik Tanr anlayna gndermede bulunurken; Tanr tasavvuru, bireyin Tanry duygusal olarak tecrbe etmesidir. Tanr tasavvuru konusundaki aratrmalaryla tannan Rizzuto (1979)ya gre Tanr tasavvuru ile Tanr kavram birbirinden farkldr. nk Tanr kavram, teologlarn dncelerine dayanr, varl veya yokluu metafiziksel muhakeme yoluyla tartlr. Fakat bu Tanr insana tesir etmeyebilir. Filozof ve mistikler bunu herkesten daha iyi bilirler. Tanr tasavvurunda ise, insann duygusal olarak kabullendii bir tasarm szkonusudur. Tasavvur edilen Tanr, daha nce ocukluktaki Tanr tasavvurunun ayrntlarn, bu tasavvurun daha sonraki ayrntlaryla balantlandran birok duygu, tasavvur ve hatra salar ve uyandrr. Din gelenek, Tanrnn vasflarndan, onun insanlara kar tavrndan ve fiillerinden bahsederek, bir Tanr tasavvuru da sunmaktadr. Dine balanarak inanan kii, dinin kendisine sunduu Tanr tasavvurunu kabul etme niyetindedir. O halde Tanr tasavvuru, byk lde din ilikinin mahiyetini belirler. Bununla beraber, kendi dinlerinin Tanrsnn tasvirini tekil eden vasflarn btn iinde inanan kiiler; kendi psikolojilerinin, eitimlerinin ve kltrel evrelerinin onlarn hayatnda btnletirme imkn verdii eyi vurgularlar.( Vergote 1999).
Din Psikolojisinde, Tanr tasavvuru iin, baka baz kavramlar da kullanlmaktadr. Yukardaki tartmalar da dikkate alarak, bunlarn hangi kavramlar olduunu bulunuz.

Bu aklamalara dayanarak, Tanr kavramnn, Tanr kelimesine dair entelektel ierii yansttn; Tanr tasavvurunun ise, duygusal tepkilerle yakndan ilikili bireysel tecrbelere iaret ettiini ifade edebiliriz. Ancak Tanr kavram, Tanr tasavvurunun oluumunda eitli roller oynar. Bunlardan ilki, soyut mantk-matematiksel kavramlatrma kapasitesi ortaya ktnda, Tanr hakkndaki yaygn dilin anlamn ayrntlaryla kavramak iin bir yntem salamasdr. kincisi ise, tasavvurlarmz bizi dehete drdnde ya da mkellefiyetimizi aan bir ey olduunda dzenleyici olmasdr (Lawrence, 1991). Bu iki kavramn geliimi, farkl psikolojik ve kiileraras sreler vastasyla e zamanl bir ekilde meydana gelir. Bireyin Tanr kavram ve Tanr tasavvuru anlaml bir biimde farkl olabilir. Tanr kavramnn geliimi dorudandr. Tanr kavram byk oranda kiinin Tanr hakknda ne dnd ve ne rendii sayesinde geliir, biliseldir. Tanr kavram bilinli dncede daha baat bir faktrdr. Tanr olduuna inanlan varla ilikin duygusal tecrbe anlamndaki Tanr tasavvurunun ierii ise, ncelikle duygusal temellidir. Bu duygu, bilind bir sre olarak genellikle Tanr kavramndan ayrmlamam bir ekilde devam eder. nsanlara Tanr

172

hakknda herhangi bir soru yneltildiinde, Tanr tasavvurlarndan ziyade Tanr kavram erevesinde konuurlar. Tanr tasavvuru ve Tanr kavram byk oranda birbirlerini etkileyerek geliirler. nk bilisel veya duygusal, bilinli veya bilind sreler birbiri zerinde dorudan veya dolayl olarak etkide bulunur. Dolaysyla bu yaplarn deiik bamszlk dzeyleri olabilecei, ancak bunun asla tam bir ayrm olamayaca sylenebilir. Tanr tasavvuru, Tanr kelimesine dair duygusal tepkilerle yakndan ilikili bireysel tecrbelere iaret etmesi dolaysyla psikolojide, dzenleyici ilke veya hayat-anlam sistemi olarak da yorumlanmaktadr. Dzenleyici ilke, bilind dnya grlerini dzenleyen, dolaysyla onlarn ilikisel epistemolojilerini yaplandran veya yorumlayan, insann temel iliki modelinin paras olarak tanmlanmaktadr. Hayat-anlam sistemi ise, hem biyolojimizi ve hem de deer ve tutumlaryla birlikte psikolojimizi kapsayan btn dier ortak sistemlerin isel uyumu demektir (Manock, 2003). Dolaysyla Tanr tasavvuru, sadece duygusal nitelikli bireysel bir tecrbe deil, kavramlar arasndaki iliki ban kuran, dnya grlerini yaplandran, hayata dair anlamlar reten ve btn bunlar tutarl ve uyumlu bir halde dzenleyen daha st bir yaplanmadr. Psikolojide Tanr tasavvurunun, genellikle ok snrl bir biimde tanmland grlmektedir. Bunun nedenlerinden biri Freudun dine ve Tanrya ynelik yaklamlarnn olumsuz ieriklerle ykl olmas ve sonraki psikologlarn bu yaklam ama ynndeki abalarnn yetersizliidir. zellikle psikanalitik dnrlerin ou bu konudaki dncelerini Freudun yaklamyla snrlandrm, Tanr tasavvurunun farkl bak alar ve alternatif yaklamlar ierisinde ele alnmasndan kanmtr. Tanr, gzlenebilir ve alglanabilir bir nesne deildir. Ona benzeyen hibir ey yoktur (r, 42/11). Bu nedenle, insann Tanr hakkndaki bilgisinin birincil kaynaklar kutsal kitaplardr. nsan kutsal kitaplardaki Tanr bilgilerini, kendi donanmlarn ve toplumsal kalplar kullanarak, bir Tanr kavramna ular. Bu bilisel sre, znel yaantlarla Tanr tasavvurunu gelitirir. Bylece insan ilgi, beklenti ve ihtiyalar Tanr tasavvuruna aktarlr. Dolaysyla bu, bizatihi Tanr deil, insann Tanrya ilikin olarak oluturduu bir tasavvurdur.

TANRI TASAVVURUNUN OLUUMU


Din psikolojisinde, insanlarn gerekli ve yeterli bir derni Tanr tasavvuru oluturmak iin izledikleri yollar konusunda esasa ilikin birtakm tezler ileri srlmtr. 1. Tanr tasavvurunun oluumu konusundaki yaygn tezlerden biri, Piagetnin kuramn temel alan bilisel tezdir. Zihinsel faaliyetlerin btnn anlatmak iin kullanlan bili kavram, Piaget (2005) tarafndan geliimle balantlandrlm ve insann kaltmsal olarak getirdii ve tm geliimi sresince deimeden kalan bir ksm biyolojik kkenli ilevlere dayandrlmtr. Doumla balayp ergenlik dnemine kadar devam eden drt ardk temel dnemde, bu ilevlerin ve bunlara bal birtakm srelerin yaanmasyla daha st bilisel yaplara ulalmakta ve bu yaplar niteliksel zellikler gstermektedir.

173

Bilisel Psikolojide Piaget tarafndan tanmlanan ve Din Psikolojisinde dini dnce ve kavram geliimi konusunda sk sk bavurulan drt ardk temel dnem, duyusal-motor dnem (0-2 ya), ilem-ncesi dnem (2-7 ya), somut ilemler dnemi (7-12 ya) ve soyut ilemler dnemi (12 ya ve zeri) olarak adlandrlmaktadr. Dini kavramlar, ounlukla soyut olduklar iin bunlar ancak en son dnemde tam olarak kavranabilmektedir.

Bu dnemlerin ilkinde insanbiimci (antropomorfik) ve somut zellikler gsteren Tanr tasavvuru, sonraki iki dnemde somut ve soyut dzey arasnda geili bir zellik arzetmekte, son dnemde ise somut zelliklerinden syrlan Tanr kavram ile birlikte artk soyut bir karaktere brnmektedir. Bu son dnem ocuun, nesne ve olay grmeden kavram gelitirebildii, kendi dncelerini eletirebildii, somut varlk ve olaylara ilikin kavramlarn soyut davranlara dntrebildii evredir (Piaget, 1988). Bireyin bilisel donanm dzeyi, zihinsel tasavvurlar oluturmada ona nemli katklarda bulunmaktadr. Tanr tasavvuru da bu bilisel dzeye bal olarak ekillenmektedir. Din konusunda bilgi sahibi olmak, Tanr tasavvurunun oluup gelimesi ve ekillenmesinde nemli bir etkendir. nk din bilgi, Tanr tasavvurunun bilisel ynn oluturan birincil kaynaktr ve tasavvurlar bu bilisel ierie ve dzeye bal olarak ekillenmektedir. Ayrca din bilginin nitelii de, zihinsel dzeyde doru ve salkl bir Tanr tasavvurunun olumasnda bireylere nemli katklarda bulunmaktadr. 2. Bu tezlerden dieri, insanlarn temelde ilikisel varlklar olduklar dncesinden hareketle ortaya atlan ilikisellik tezidir (Hall ve Brokaw, 1995). Bu teze gre Tanr, gerekte insanlar kendisiyle iliki kurmaya arr. Dolaysyla Tanr tasavvuru, tabiat itibariyle temelde ilikiseldir. Bu yzden, ilikisellik, Tanr tasavvurunu ve onun oluum ve geliimini anlama giriimimizde temel bir anahtar varsaymdr. Bu ilikide iki saha mevcuttur. lki, insan Tanrya aran dikey saha; dieri de tekilere aran yatay sahadr. Psikolojik bir deiken olarak Tanr tasavvurunun, dier insan deikenler gibi, ayn zamanda bir ynyle sosyal bir in olduu sylenebilir. Tanr tasavvurunun sbjektif, deneyimsel ve duygusal olduu dorudur. nsanlk realitesi yalnzlkta olumaz. nsan, btn varln besleyen sosyal yapnn bir parasdr. Dier taraftan Tanr tasavvuru, srf bireysel varln dndan kaynaklanmaz; ona sadece ham iliki materyali vermekle kalmaz, insann onu yorumlama, btnletirme ve ifade etmesini salamak zere anlaml alar sunan sosyal yapya katlmn da yanstr. Dolaysyla Tanr tasavvurunun, dikey sahann yansra yatay sahada, yani sosyo-kltrel balamda da ilikisellik zerine temellendii sylenebilir. slam dnce ekollerinden Kelmn, Allah ile ilgili olarak gelitirdii en temel tasavvur, Allah ile dier varlklar arasndaki ilikinin kiisellik tad eklindedir. Bu kk tasavvur, yaratklaryla iliki iinde olan, onlar duyan, cevap veren bir Varlktan hareket etmektedir. Bu tasavvur, balayanbalanan, seven-sevilen gibi kiisellii artran modellemeler yannda, kiisel olmayan tabi bir erevede sunulmaktadr. Allah tasavvurunun temellendirilmesinde, varlk ve aktiflik kavramlarnn yansra karlkl ballk/bamllk kavram da yer almaktadr (Dzgn, 2005). Karlkl ballk/bamllk kavram ise, ierisinde ilikisellii barndrmas asndan, Allah tasavvurunun oluumu iin nemli bir rol oynamaktadr.

174

nsanlar, hayatlarn anlamlandrmak ve ekillendirmek zere toplumdaki kltrel ve din formlara ihtiya duyarlar. Zira bu formlar insanlara sadece bir kimlik duygusu kazandrmakla kalmaz, ayn zamanda bir referans erevesi de salar. Kltrel ve din formlarn btnlnde hikyemiz, kendimizi, tekileri, Tanry ve dnyay anlama tarzmz aklayan hayat anlatmz haline dnr. Kiisel Tanr tasavvurumuz, bu anlatsal yapda biimlendirilir. O, bize gelir ve tekilerin anlatt, okuduu, belgeledii ve bizimle paylat anlatlarla oluturulur. ocuun bykleriyle birlikte camiye gitmesi, ramazanda oru amak iin aile yeleriyle birlikte ayn sofraya oturmas, bayramlarda dier insanlarla ayn ortak cokuya itirak etmesi, hem Tanr kavramn ve hem de Tanr tasavvurunu oluturup ekillendirir. ocuk, Tanr hakkndaki daha geni anlatnn bir alcs ve bir katlmcsdr. nsann ncelikle ailesinden, sonra yakn evresinden, daha sonra da kendi toplumundan devrald kltrel ve din mirasn, onun kiisel hayatn ve hikyesini ina etmedeki nemi aikrdr. Kltrel ve din miras ierisinde yer alan btn hikye ve semboller, anlat ve deerler insann kendi kiisel hayat hikyesini ve din gidiatn olutururken faydaland kaynaklardr. Kiisel yaantlar ve bunlarn ieriini oluturup ekillendiren kltrel ve din kaynaklar, toplumun daha geni tecrbesinin ve tarihinin bir parasdr. Bu sosyo-tarihsel, kltrel ve din balam, soyut zaman ve meknlarda anlatlm ve yorumlanm kiisel hikyelerle birlikte bir ereve salar. nsann kiisel hikyesi, mensubu bulunduu toplumun daha geni hikyesinde gmldr ve gerekte onun hikyesi bu ereve ierisinde anlaml ve tutarldr. Nihayetinde Tanr tasavvuru da, bireyi evreleyen ve ekillendiren toplumun kltrel ve din balam ierisinde kurulur. Dolaysyla insann Tanr tasavvurunu anlamak iin, ona ilikisel malzeme salayan sosyo-kltrel ve din balamnn gz nnde bulundurulmas zorunludur. ocuklar, ierisine domu olduklar toplumda, daha sonra Tanr hakkndaki tasavvurlarn ok eitli ekillerde etkileyecek olan din yk, hikye, sembol ve uygulamalarla kuatlm bir haldedirler. Yani ocuklar, kendilerine devredilecek olan anlamlandrlm ve ekillendirilmi bir mirasn ortasndadrlar. Toplum bu miras ocua aktarr ve ocuk bu miras kullanarak hem hayatn hem de kiisel din ynelimlerini ve doal olarak Tanr tasavvurunu ekillendirir. ocuun Tanr konusunda rendii bilgiler, onda bir Tanr kavram olumasna nayak olur, fakat tm bu bilgiler ocuun kalbinde duygusal bir ahenk olumas iin yeterli olmayabilir. ocuun Tanr konusunda rendiklerini deneyimlemesi gerekir. Bu deneyimi yaayaca ilk ortam kukusuz aile evresidir. Bu evreler daha sonra aile evresini de kuatan mahalle, okul ve ibadethane gibi dier evrelere doru genileyecektir. ocuun Tanr hakkndaki bilgilerini ahenkli bir btnlk ierisinde anlamlandrp ekillendirebilmesi iin bu evreler vazgeilmez bir neme sahiptir. Aile ve toplum bireye sadece hammadde veya yaanm hayat deneyimleri salamaz; ona ayn zamanda bu deneyimleri deerlendirip btnletirmesi iin yorumlama imknlar da sunar. Din sosyallemenin ilk temellerinin atld bu evrelerde ocuk, bir yandan din dilini ve din kavramlar renirken, dier yandan da dine ilikin tutumlarn oluturur. Tanrya ilikin tasavvurlar da balangta bu evrelerle iletiim ve etkileimler sonucu oluup geliir. Bu etkileimler sonucunda ocuk, Tanrya ilikin bilgileri artk bir doktrin, teori veya soyut tanmlamalar olarak deil, fakat dier insanlarla birlikte bulunulan balamlarda zihninde ve

175

kalbinde etki brakm olan olaylarn veya sahnelerin hikyesi haline gelen yaanm dorular olarak bilir, hisseder ve Tanr tasavvurunu biimlendirir. Tanr tasavvurunun oluumu ve geliimsel yn asndan insan, basitten karmaa doru ilerledii bir yol ile kendine zg bir anlay gelitirir. Bu seyir, gitgide genileyen bir Tanr tasavvuru ile sonulanabilir. ine doduumuz ortam kadar kendi mizalarmz, yaadklarmz, ilikilerimiz ve bizi evreleyen fizik, psikolojik, sosyal ve kltrel snrlar da gelitireceimiz din tasavvurlar etkiler. Sonu olarak, slam psikoloji geleneinin, genelde din inan ve tecrbenin, zelde Tanr tasavvurunun kurulu ve oluumunu balangta verili/akn bir ilkeye (ftrat) dayandrdn ve sonra insann bu potansiyeli kullanarak ynelimini belirlediini, ana baba sembolizmi ierisinde temsil edilen sosyo-kltrel evrenin de bu ynelimi byk lde etkilediini syleyebiliriz.
Tanr tasavvurunun oluumundaki bilisel ve ilikisellik tezleri ile slam dnce geleneindeki ftrat kavramnn benzerlik ve farkllklar nelerdir?

ANA BABA MAJLARI VE TANRI TASAVVURU


Aile, toplumla ilgili en kk sosyal birim, ocuun katld ilk ve en nemli kurumdur. liki, aileyi tanmlayan en gl kavramdr ve psikolojik ilikiler bu kurumun temel zelliklerinden biridir. Bebein ilk karlat kii annesidir ve bu karlama onun din de dhil btn deerlerini biimlendirir. ocuk, d dnyay anne ve babasyla tanr ve anlamlandrr. Btn ilikilerindeki ilk modelleri yine anne ve babasdr. Pek ok toplumda anne figr, sevgi, efkat ve gveni temsil eder. Toplumumuzda da anne hi tartmasz bu niteliklerle zdeletirilmitir. Anneye atfedilen dier nitelikler her zaman bunlardan sonra gelir. Sevgi ve gven, annenin btn teki niteliklerini besleyen birincil faktrlerdir ve onun tutum ve davranlar bu faktrlerle birlikte dnlr. Bu yzden, annenin bu temel nitelikleri ilk gnden itibaren bireyin zihinsel ve duygusal oluumunu belirlemede de anahtar rol oynar. Baba ise, toplumumuzda, ailenin reisi ve ailenin badr. Kutsal bir messese olan aile, her eyden nce bir baba ocadr. Ailenin statsn toplumda genellikle baba temsil eder. E ve ocuklar babann statsn yanstrlar. Babann statsnn deeri, ocuun veya dier aile yelerinin ayn statde deerlendirilmesine neden olur. G, otorite ve kontrol babann elindedir. Ailenin ve toplumun baat deerlerini baba temsil eder ve bu nedenle genellikle baba taklit edilir; onun yolundan ve izinden gidilir. Hatta devlet bile, babadr. Anne ve babay belirleyen ey, ncelikle onlarn bireysel kiilikleri deil, aile yaplanmas ierisindeki farkllam durumlardr. Yeni doanlar karlkl ilikileri belirler ve ana-baba figrlerine ilikisel ilevlerinin anlamn salar. Bu figrler birtakm sembolik gereklerdir. Bu yzden annenin sosyal statsnn deimesi veya babann, annenin ilerini devralmas, ne anne ve ne de baba figrlerinin anlamn deitirmemektedir. ocuun bak asndan anne ve baba, sosyal rollerinden bamsz olarak bir anlam kazanmaktadr (Vergote, 1999).

176

ocuun tasavvurlarnn oluumuna kaynaklk eden anne ve baba, onun ilk Tanr tasavvurlarnn da en derin ve en nemli kaynadr. Her ihtiyac olduunda annesini yannda bulmas, ocukta temel gven duygusu gelitirir Dinin ve Tanr tasavvurunun kkleri bu duyguda gizlidir. Tanr tasavvuru, bu dnem boyunca anneyle yaanan ilikinin btn niteliklerini tar. Bu, belki de ou insann niin Tanrya gerek bir gven duyduunu ve nemli imtihan ve sknt anlarnda ondan yardm dilediini aklayabilir. Temel gven duygusu, salkl geliim iin gereklidir ve daha sonraki btn din/manev deneyimler iin destek salar.
Anne ve baba imajlarnda, Tanr tasavvuruna aktarm szkonusu olan nitelikler daha ok hangileridir?

Din Psikolojisi alannda Tanr tasavvuruyla alakal olarak gerekletirilen Batl aratrmalarn pek ou, bu tasavvurun altyapsn ana baba imajlarnn oluturduunu varsayan Freudyen kuramlarla balantldr. Dinle ilgili yorumunu baba fikri zerine younlatrm olan Freud (1997, 1999), btn insanlarn erken ocukluk tasavvurlarn, hayatn belirsizlikleri karsnda var olusal aresizlik duygusunun bir hafifletilmesi olarak evrensel Tanr tasavvurlar ierisinde yanstm olduklarna inanm; Tanr inancnn bir evrensel saplantsal nevroz, Tanrnn da basite yceltilmi bir baba yanstmas olduunu varsaymtr. Yanstma hipotezi, psikolojide, Tanr tasavvurlarnn aratrlmas konusundaki temel fikirlerden biri haline gelmi, Batda bu hipoteze dayal olarak gerekletirilen aratrmalarn sonular, ocuklarn Tanry genelde insani zellikler tayan bir erkek olarak tasavvur ettiklerini gstermitir. (Beit-Hallahmi ve Argyle, 1975). Buna karlk, Mslman ocuklarn Allah tasavvurlar, insanbiimli (antropomorfik) zelliklerden ok onun temel sfatlaryla ilikilidir (Yavuz, 1983; Yldz, 2007). Ancak Allah tasavvurunun oluum ve geliiminin belki de dnyann her yerindeki ocuklar iin ailesi ve ailev yaantsyla balantl olduu hatrdan karlmamaldr. ocuklarn st-benlii, deneyim ve fantezilerine dayanarak kurduklar eitli kiilere karlk gelir. st-benlik, ana babann otoriter, yarglayc, eletiren ve cezalandran taraflarn deneyimlememizle oluur. Dolaysyla bu durum, ebeveynlerin ie yanstld dnemlerde oluan st-benlikte iselletirilen anne baba imajlarnn Allahn vasflarna benzemesi anlamn ierebilir. Freudun din ve Tanr ile ilgili grlerini inceleyen ve bunlarn savunulamaz olanlarn reddeden Rizzuto, Tanr tasavvuru alannda nemli ve kabul edilebilir tezler ileri srmtr. Ona gre, Tanr tasavvurunun oluumunda ana baba imajlar baat rol oynar, nk ocuun iliki kurduu ilk insanlar annesi ve babasdr, zira Tanr grlmezdir. Dolaysyla Tanrdan bahsedilerek bytlen ocuun duygularnn tm, Tanrnn gl, saygn, her eyi yneten ve her yerde olduu eklindedir. ocuk, edindii deneyimlerin neticesi olarak bu niteliklere sahip sadece iki insan tanr: annesi ve babas. Bu nedenle ocuun Tanr tasavvuru, uygun anda en nemli ebeveyn imajn kullanr ve malzemenin tmn veya ounu resmeder. Ancak birden fazla malzeme kayna mevcutsa, Tanr tasavvuru daha zengin hale gelecektir. Tanr tasavvuru sreci yaratc bir sretir. Gei nesnesi, gzlenebilir zel bir nesneye bizzat uymaya zorlanmad iin, ocuk, Tanr tasavvuru srecinde hayli zgrdr. Ana baba imajlarn Tanr tasavvurunu oluturmak iin birka ekilde kullanabilir: Ya tasavvurlar arasnda dorudan devamllk veya kartlk kurar ya da tasavvurlarn benzer ve kart niteliklerini

177

birletirir. Sonuta kendi ruhsal gcne katkda bulunur. Arzular, savunmalar ve korkular, Tanr tasavvurunun hamurunu biimlendirir. Rizzutoya gre, Tanr tasavvurunun izlenebilir ilk bileeni anne yzdr. Tanr tasavvuru, ocuklukta srekli olarak geliir. Entelektel olgunluk arttka ebeveynlerle ve d dnyayla kurulan ilikiler ve kazanlan deneyimler Tanr hakknda dnmek iin bireye imkn verir ve onun Tanr tasavvurunu dntrebilir. Bu deiim bir ka ekilde gerekleebilir. Mesela, birey daha nce kurduu ilikileri yeni bir anlay ierisinde deerlendirebilir. Baz deiimler, Tanr tasavvurunu ekillendirmek zere kulland kii ya da kiilerle ilikisindeki gncel deiikliklerle (mesela ana babadan birinin lm) alakal olabilir. Ayrca dini retilere dair yeni bir anlay, daha nceki Tanr tasavvurunda baz deiiklikler yapmasna katkda bulunabilir. Bu dnm, bireyin Tanr ile ilgili duygusal yaantsnn ve ona bilinli veya bilind bir ekilde atfettii niteliklerin deiimine imkn tanyan znel bir deiikliktir. Tanr tasavvuru oluturma ve biimlendirme sreci, devam eden, sona ermeyen bir sretir. Rizzuto, ou insann niha Tanr tasavvuruna karar verme frsatnn, kendi lmlerini geciktirmeyi tasarladklarnda geldiini belirtir. nsanlarn oluturduklar Tanr tasavvuru dinamiktir. Tanr tasavvuru gerekte yaayan bir Tanrnn canl bir tasavvurudur (Rizzuto, 1974, 1979, 1980). Ana baba imajlarnn Tanr tasavvuruna araclk dzeyini belirlemek amacyla gerekletirilen pek ok aratrma mevcuttur. Modern psikoloji, deneysel olarak, Tanr tasavvuru ile anne babann karakter zellikleri arasnda olumlu bir iliki bulunduunu belirlemitir. Aratrmalar, Tanr tasavvurunun oluumunda anne babayla ilk deneyimlerin nemini onaylamasna ramen, birok aratrma, babann m yoksa annenin mi, Tanr tasavvuru zerinde en fazla etkili olduu konusunda elikili sonular ortaya karmtr. Bazlar anne imajnn daha fazla etkili olduunu savunmu (Vergote, 1999); dier bazlar ise daha fazla sevilen ebeveynin veya kar cins ebeveynin Tanr tasavvuru zerinde daha gl etkisi bulunduunu ne srmlerdir. Bazen, tercih edilen bir ebeveyn bulunmadnda, ana baba imaj ile Tanr tasavvuru arasnda daha gl bir iliki bulunmu (Godin ve Hallez, 1965); bazen de anne ve babann bileik imajnn, Tanr tasavvuruna ana babadan birinin imajndan daha ok benzedii ileri srlmtr (Birky ve Ball, 1988).
Psikolojik dncede, Tanr kavram ve Tanr tasavvuru konusunda birok psikoloji ekolnn ve kuramn etkisi bulunmaktadr. Bunlar Psikanaliz-den balayarak, Nesne likileri kuram, Balanma kuram, Yapsal-Geliimsel kuramlar, Analitik Psikoloji, Bilisel Psikoloji, Sosyal Psikoloji ve Kltrel Psikoloji olarak sralanabilir.

lkemizde ise, anne baba imajlar ile Allah tasavvurlar arasndaki iliki zerine dorudan deil, genellikle Allahn isimleri ve temel sfatlarndan hareketle birtakm aratrmalar gerekletirilmi ve insanmzn Allah daha ok hangi isim ve sfatlaryla tasavvur ettikleri tespit edilmeye allmtr. Ancak bu aratrmalarda elde edilen sonular dolayl olarak baz yorumlar yapmamza imkn verebilmektedir. Mesela kadnlar, Allahn sevgi, efkat, merhamet gibi daha ok anne imajn artran isim ve sfatlarn; buna karlk erkekler, Allahn g, kudret, otorite ve ceza gibi daha ok baba imajn artran isim ve sfatlarn tercih etmektedir (Kuat, 2006; Mehmedolu, 2007). Dier taraftan, anne ve baba imajlarnn, Allah tasavvuru zerindeki etkilerinin farkl olduu; anne imaj nasl olursa olsun genelde benzer etkilerde bulunduu ve Allah tasavvurlarnda farkllk

178

oluturmad; buna karlk baba imajlarnn farkl Allah tasavvurlarna yol atklar bulunmutur (Mehmedolu, 2007). Sonu olarak, gven, sevgi ve otoritenin hayatn balang dnemlerinde iselletirilmesi, bireyin sonraki tutum ve davranlarn ayarlayp dzenlemesine yardm etmekte ve bu nitelikleri Allah ile iliki de dhil, dier btn ilikilere aktarabilme yetenei kazandrmaktadr. Anne ve babada somutlaan sevgi, gven ve g imajlarnn Allah tasavvuru zerindeki etkileri, dorudan olmasa da aktarmn sembolik bir yansmas olarak dnlebilir.

TANRI TASAVVURU VE KLTREL FARKLILIKLAR


Psikolojik bir ina olarak Tanr tasavvurunun ekillenmesinde, din kadar, bireyin mensup olduu toplumun ve kltrn de etkisi ve ilevleri gznnde bulundurulmaldr. nk birey, hayatn sosyo-kltrel bir evrede srdrr. Bu evre, bireyin tutum ve davranlarnn anlalp aklanmasna yardm eden nemli ve etkili bir balamdr. Bireyin kiisel Tanr tasavvuru ne olursa olsun, bu tasavvur onun sosyo-kltrel balamnda anlalmak durumundadr. Hi phe yok ki, herhangi bir sosyo-kltrel ortamda kiinin Tanr ile ilikisini tanmlayan ve dzenleyen birincil kaynaklar kutsal kitaplar ve bu kitaplar o topluma ulatran eliler, bunlarn szleri ve btn yappettikleridir. Dier kaynaklar bunlarn anlalp aklanmasn ve yorumunu ierir. Dolaysyla her toplum ve her kltr, ncelikle kendi inan gelenekleri ierisinde kaydedilmi ve kutsanm olan bu kaynaklardaki bilgi ve deerlerle erevelenmitir. Bu adan baklnca, kltrler arasnda din bakmndan ortaya kan farkllamann, Tanr tasavvurlar konusunda da mevcut olaca sylenebilir. Vahiy kaynakl dinlerde Tanr, insanla ve evrenle ilikili, bilinli ve faal bir varlktr. eitli sfatlar ve isimleri mevcuttur. Ezeli ve ebedidir. Her eye kadirdir. Her eyi bilir. Evreni ve evrenin ierdii her eyi yaratan, her yerde hzr ve nzr, hayat ihsan eden, merhametli ve balaycdr. Akn ama ayn zamanda ikindir. Hesap gnnde tm insanln adil yargc, ebedi mkfat veya cezay veren tek varlktr. (Eliade, 2003). Ancak tarihsel ve kltrel planda zamanla farkl anlay ve yorumlar ortaya kmtr. Mesela Yahudilikte Tanr, sadece Yahudilerin Tanrsdr ve bir metine skmtr (Bottero, Ouaknin ve Moingt, 2003); Hristiyanlkta ise genellikle dier din ve kltrlerde olmad ekilde, Tanrnn babalk sembolne, byk bir ayrcalk tannmtr. Bu yzden, Hristiyan Tanr tasavvuru, daima Hz. sann szleri ve hayatyla belirlenmitir. Vergoteya (1999) gre, baba, ilah ve ezel terimleri gibi soyut bir terim deildir. Ailevi ilikilerden alnm bir terimdir. Baba fikri, Hristiyan kltrnn Tanr tasavvurlaryla ilgili btn gidiatn belirleyen temel fikir olmutur. slamda ise, bu iki anlayn aksine, Allah btn insanla hitabeder ve Onun birlii (tevhid) n plandadr.
eitli dinlerde, Tanr mefhumu konusunda tercih edilen yntemler, zamanla eitli mezhep, ekol veya anlaylarn ortaya kmasna yol am, buna bal olarak farkl Tanr tasavvurlar ortaya kmtr. Mesela slam dnce ekollerinden Kelam ve Tasavvuf, ayn kaynaklara dayanmakla birlikte, yntem

179

bakmndan farkl tercihlerde bulunmular; Kelam, akl istidlal, zihn tecrd ve mantk kyas kullanrken; Tasavvuf daha ok kef ve marifeti tercih etmitir.

Tanr tasavvuru bir toplumun farkl kesimlerinde, farkl zamanlar iersinde de deiiklikler gsterebilir. Nitekim Batda yaplan ilk aratrmalarda Tanrnn babadan ziyade annenin zelliklerine benzer zellikler ile nitelendirildii bulgulanmtr. (Nelson ve Jones, 1957). Bu aratrmadan iki yl sonra baka bir aratrmac (Strunk, 1959), Tanrnn, anneden ziyade babann zellikleriyle nitelendirildiini gsteren tam aksi sonular elde etmitir. Vergote ve arkadalar (1969), Tanr, anne ve baba tasavvurlar arasndaki ilikileri belirlemek zere ok daha sistematik bir yaklamla aratrmaya girimiler, Tanr tasavvurunun anneye ait baz zellikler sunsa da, aratrmaya katlanlarn byk ounluu iin, anne imajndan ziyade baba imajna daha ok benzediini bulmulardr. Tanr tasavvurlarnda ya ta nemli bir etkendir. 7-16 ya arasndaki ocuk ve genlerin Tanr tasavvurlarn da ieren bir aratrma sonularna gre, 9-10 yandaki ocuklar Tanry nesnel sfatlar balamnda tasavvur etmektedirler. 12-13 yalarndaki ocuklarda Tanrnn zellikleri iyilik ve adalet olarak dnlmekte; Tanrnn hkimiyeti, balaycl ve Baba oluuna vurguda bulunulmaktadr. 15-16 yalarndaki ocuklarda ise, Tanrnn g ve gzellik sfatlar baskn grnmektedir. Bu dnem Tanr tasavvurlarnda sevgi, dua, ballk, gven, diyalog, phe, terketme ve korku n plana kmaktadr. (Deconchy 1964). 11-19 ya aralndaki ocuk ve genlerle gerekletirilen bir baka aratrmada, iki farkl Tanr tasavvuru ortaya kmtr. lk yalardakilerin tasavvuruna gre Tanr daha darda ve uzak iken, son yalardakiler Tanry kendileriyle daha ilikili olarak tasavvur etmilerdir.( Babin 1964). 14-16 yalar arasndaki Kanadal ve Fransz renciler zerinde gerekletirilen bir aratrma (Godin 1975) sonucunda, Tanrnn farkl ekilde tasavvur edildii ortaya konulmutur. lki otoriter; ikincisi yaknlk, iliki ve duygu ierikli isel; ncs ise, soyut, fikir, doktrin, dnce ve sorun gibi ieriklerle ifade edilen dsal bir Tanr tasavvurudur. Belikada yaplan bir aratrmada 17-18 yalar arasndaki genlerin Tanr tasavvurlar, her yerde hzr ve nzr olan, dnyaya hull etmi, stn, din, ahlak, yaratc, anlam, yardm, snak, olumsuz vg ve gerek d gibi farkl nitelemeler gstermitir (Hutsebaut ve Verhoeven, 1991). Finlandiyadaki okullarda renci olan 7-20 ya arasndaki ocuk ve genlere yneltilen Benim Tanrm neye benzer? sorusuna kk yalardakiler tarafndan gvenilir, balayc ve yardmsever cevab verilirken, ya ykseldike Tanrnn, her yerde hzr ve nzr, gl ve yaratc olarak tasavvur edildii anlalmtr. Ayrca erkekler, insana benzeyen, gl, yaratc ve kutsal Tanr tasavvurlarnda; kzlar ise seven, balayan ve nazik Tanr tasavvurlarnda daha fazla younlamlardr. (Tamminen 1991). Yine genlerle (13-18 ya aras) 1975 ylnda Amerikada yaplan bir baka aratrmada, genlerin %31inin Tanrnn varl ile ilgili pheleri bulunduu veya inanmadklar grlmtr. Geriye kalanlarn %45i seven ve cezalandran; %19u seven ama cezalandrmayan; %2si sadece cezalandran; %3 ise ne seven ne de cezalandran bir Tanr tasavvur ettiklerini ifade etmilerdir. Bu aratrmada ayrca, kzlarn erkeklere oranla seven bir Tanrya erkeklerden daha fazla inandklar ve bu farklln yala birlikte artt bulunmutur (Potvin, 1977).

180

Dindarlk ynelimi ile Tanr tasavvuru arasnda da bir iliki vardr. ounluu lise rencilerinden oluan bir aratrmada (Spilka ve Mullin, 1977), i-gdml dindarlk ile geleneksel Hristiyanln yaratc, merhametli, kutsayc, hametli, iyi yrekli ve hogrl Tanr tasavvuru arasnda; d-gdml dindarlkla da hiddetli ve fkeli Tanr tasavvuru arasnda bir iliki bulunduu grlmtr. lkemizde de Tanr tasavvurunu konu edinen eitli aratrmalar yaplmtr. Bunlardan birisinde 712 ya arasndaki ilkretim a ocuklarnn Allah, ilah bir varlk, her eyin yaratcs, kiisel hayatn devam ettiricisi, fiilde bulunan, kii ve toplum hayatn dzenleyen ve iyilii emreden, ktl yasaklayan olarak tasavvur ettikleri anlalmaktadr. Bu sonular, ocuklarn, Allah, Onun temel nitelikleriyle iliki kurarak tasavvur ettiklerinin gstergesidir. Dolaysyla ocuklarn tasavvurlar Kuran kaynakldr ve soyut Allah tasavvuruna yneldiklerini gstermektedir (Yavuz, 1983). lkretim a ocuklarnn (715 ya) Allah tasavvurlarnn geliimini konu edinen bir baka aratrmada da, 7-11 ya arasndaki ocuklarn Allah tasavvurlarnda ounlukla somut dnme zelliklerinin baskn olduu; 1315 ya arasndaki ocuklarn Allah tasavvurlarnn ise, genellikle soyut dnme zellii gsterdii ve antropomorfik dnce biiminin olduka zayflad bulgulanmtr (Yldz, 2007). Okul ncesi ve ilkretim a (410 ya) ocuklarnn Allah tasavvurlarna ilikin bir baka aratrmada ise, ocuklarn 4 yalarnda Allah ok byk olarak algladklar ve zaman zaman da ifade edemedikleri bulgulanmtr. Allahn 5 ya ocuklar tarafndan byk bir insan gibi, gkyznde oturan aksakall bir dede gibi tasarland ve ebeveyn ilikilerine gre bazen nran ve gler yzl, bazen de fkeli ve ask suratl, kzgn bir varlk olarak anlald gzlemlenmitir. 6 ya grubunda ise Allah yine insana benzetme devam etmekle birlikte tasvirlerin sayg uyandran bir biime dnt; 7 yanda kendisini ve yaknlarn yaratan olarak tanmladklar ve daha ilikisel ifadeler kullandklar grlmektedir. Bu dnemde Tanr hl iyilik ve gzellik ifadeleri ile tanmlanmaktadr. 8 ya ocuklarnda Allahn grlemezlii tartlr hale gelirken; 9 yandaki ocuklar Allah madd/somut biimde tanmlamaktan en azndan grnrde vazgemi gzkmektedirler. 10 yanda ise artk Allahn sfatlarna atflarda bulunma becerisinin gelitii anlalmaktadr (cal, 2004). 1418 ya arasndaki ergenlerin Tanr tasavvurlar konusundaki bir aratrmada, genel olarak ergenlerin Allahn yaratc, balayc ve yerin gn sahibi oluu sfatlarn en baskn vasflar olarak ne kardklar; buna karlk alc, istediini yapan istemediini yapmayan, her eyden sorumlu sfatlarnn ise en az tercih edilen sfatlar olduu bulgulanmtr. Cinsiyet asndan bakldnda kzlarn daha ok Allahn yaknln, koruyuculuunu, sevgisini; buna karlk erkeklerin gcn ve cezalandrc zelliini vurguladklar grlmtr (Kuat, 2006). niversiteli genlerin Tanr kavramlarnn/anlaylarnn belli bal ynelim ve zelliklerini ortaya koymak amacyla gerekletirilen bir aratrmada ise, affedici-merhametli sfatnn genlerin btn tarafndan; yaratc, gvenilir, gl, cmert, hogrl, doru szl, ferasetli, mtehakkim, belbalanabilir, efkatli ve ileriyi gren sfatlarnn yarsndan fazlas tarafndan tercih edildii bulgulanmtr. Buna karlk Tanrnn cezalandrc zellikleriyle ilgili herhangi bir sfatnn genlerin hibiri

181

tarafndan iaretlenmemi olduu grlmtr. Aratrmacya gre bu bulgular, genlerin Tanr hakknda konumaktan ekindiklerine ve genel olarak Tanry korkulas deil sevilesi olarak grdklerine iaret etmektedir (Bacanl, 2002).
Bireylerin mensubu bulunduklar din geleneklerdeki Tanr tasavvurlarnn ekillenmesinde etkisi bulunan sosyo-kltrel faktrler hangileridir?

Farkl kltrel evrelerde gerekletirilen bu aratrmalarn sonularn anahatlaryla zetlemek gerekirse, bunlarn ncelikle yapldklar kltr ortamndaki Tanr tasavvurlarn yansttklar, birbirleriyle kyaslandklarnda ise Tanr tasavvuruna ynelik birtakm farkllamalar sergiledikleri grlmektedir. zellikle Hristiyan kltr evrelerindeki insanbiimli (antropomorfik) Tanr tasavvuru, slam kltr evresindekine nazaran daha etkili ve daha srekli gibi gzkmektedir. slam kltrne mensup ocuklarn ifadeleri, dier kltr evrelerine mensup ocuklarn ifadeleriyle mukayese edildiinde, bunlardaki insanbiimli ifadelerin daha basit ve daha az ayrntl olduklar anlalmaktadr. Dier taraftan, slam kltrne mensup bireylerin daha sonraki ya dnemlerine ait Tanr tasavvurlarnn soyut anlay dorultusunda yn deitirdii ve daha tutarl ve benzer bir yap sergiledii; buna karlk dier kltr evrelerindeki bireylerde, soyut anlay grlmekle birlikte, benzerliklerden ok farkllklar bulunduu gzlenmektedir. Son olarak, Hristiyan kltr evrelerindeki bireylerle mukayese edildiinde, olumsuz Tanr tasavvurlarna, slam kltryle yetien bireylerde daha az rastlanmaktadr.

TANRI TASAVVURUNUN PSKOLOJK YANSIMALARI


Bir Tanr tasavvuruna sahip olmak, insann din ve Tanr ile ilikisini belirledii gibi, kendisiyle, dier insanlarla, toplumla, doayla ve evrenle ilikisini de belirlemekte, bunlara ilikin bir bak as kazandrmaktadr. Hatta insann bilim, sanat, siyaset, tarih, kltr, ekonomi, spor ve benzeri dier btn alanlardaki dnce ve yorumlar, bu tasavvurun oluturduu bak asnn etkisiyle ekillenebilmektedir.
Tanr tasavvurunun ok eitli yansmalar olabilir. Burada temas edilen psikolojik yansmalar, Tanr tasavvurunun din, felsef veya sosyo-kltrel ieriine bal olarak deiiklik gsterebilir. Mesela, farkl din geleneklere mensup bireylerin tasavvurlar arasnda ya da Giri ksmnda ksaca bahsedilen Teizm ile Ateizm arasnda psikolojik yansma fark olaca gibi, sosyal hayata yansma bakmndan da farkllklar grlebilecektir.

Tanr tasavvurlar, ncelikle i ve d gereklikler arasnda kpr grevi yapar. Olumlu veya yardmsever bir Tanr tasavvuru, derni gereklii desteklemek suretiyle d gereklikle daha fazla iliki kurabilmeyi salayan benlik duygusunu glendirir. Yardmsever Tanr tasavvuru, endieyi dindirerek, yalnz bana var olmaya katlanma yeteneini gelitirip, daha byk ve daha gl bir varla balanma duygusu temin eder ve temel gveni destekler. Olumsuz bir Tanr tasavvuru ise endieyi tahrik edip, temel gvensizlii besleyebilir. Mesela, eletirel veya talep edici bir Tanr, yetersizlik hissi uyandrabilir. Olumsuz Tanr tasavvurlar, olumsuz yanstmada bulunmaya neden olur ve genellikle olumsuz sonulara yol aar.

182

Olumlu bir Tanr tasavvuru, kutsalla iliki kurma konusunda duygusal bir aklk oluturarak, ruhsal deneyim iin bir ereve salar ve ruhsal geliimin devamn tevik eder. Salkl ve normal bir ruhsal geliim iin, olumlu Tanr tasavvurlar nemli ilevlere sahiptir. Tanr tasavvuru, duygusal ve bilisel olarak insann benlik algsna paralel olarak seyreder. Bu tasavvur, kiinin kendini nasl algladna bal olarak olumlu ya da olumsuz ekilde yaplanabilir. Tanr tasavvurlar ile ruh sal arasndaki ilikileri konu edinen birok aratrmada, olumsuz Tanr tasavvurlarnn ruh sal zerindeki olumsuz etkileri aka grlmtr. Olumsuz Tanr tasavvurlar, ruh sal ile dorudan iliki ierisindedir. Yani, Tanr tasavvurlar ne kadar olumsuzsa, ruh sal da o kadar bozuktur (Murken, 1998). lkemizde, niversite rencileri zerinde gerekletirilen bir aratrmaya gre (Yapc 2007), Allah ile isel temas kuran, Ona snan, Ona gvenen ve Onu sk sk hatrlayan genlerin ruh salklarnn dierlerine gre daha iyi dzeyde olduu bulunmutur. Dier taraftan, kendi acziyetlerinin, aresizliklerinin, gszlklerinin uuruna vararak Allahn yardm ve desteini isteyen genlerin, gnlk hayatn ak ierisinde maruz kaldklar youn stres, depresyon ve umutsuzlukla daha rahat baa kabildikleri, dolaysyla intihar olaslklarnn daha dk olduu tespit edilmitir. Tanr tasavvurlar, huzur, mutluluk ve anlam kazanma tarznda, insann kendisini, dier btn ilikilerini ve iinde bulunduu artlar dengelemeye imkn tanr. Tanr tasavvurlar, bu dengeleme eylemine eitli ekillerde katk yapabilir. Bizi yarattna inandmz Tanrnn, ayn zamanda bizi karmak bir evrende yapayalnz brakmadna, bizi grdne de inanrz. Yalnzlk duygusunu ve ayrlk acsn bu ekilde hafifletir, Tanry her an yanbamzda olan ve bizi seven gl bir dost olarak tasavvur ederiz. Ya da bu sreci, tersine evirebiliriz. Olumsuz bir Tanr tasavvur ederek huzursuz ve mutsuz olabilir veya anlamszlk duygusu yaayabiliriz. likilerimizde gvensiz ve kavgac, isel hayatmzda kaygl olabiliriz. Bu dnyann geici olduuna ve bir te dnya hayat buluduuna inanan ve Allahn her eyin evveli ve ahiri olduunu tasavvur eden insan, yapt ilerin hesabn vermek ve layk olduu karl grmek iin (Bakara 2/281), Allahn huzuruna mutlaka kacana (Bakara 2/28) ilikin bir farkndalk gelitirir. Yapt her eyi bu bilinle yapar. Ayn ekilde, kendisine yaplan hakszlk veya adaletsizliklere de bu bilinle yaklar. Bu olumlu tasavvur, sonsuz bir znt ve keder duygusunun olumasna engel olur. Tanr tasavvurlarnn, dnce ve duygularn olumasnda, bakalarnn ve sosyal evredeki olaylarn yorumlanmasnda temel ve vazgeilmez bir etkisi olduu yaygn ekilde kabul edilen ve z-tutum, z-deer, z-gven, z-sayg (izzet-i nefs) gibi isimlendirmelerle ifade edilen z-kavram ile yakn bir ilikisi vardr. z-kavramna yklenen anlam ve deer, Tanr tasavvurlar zerinde de etkili olmaktadr. Hristiyan kltrnde yetimi genler arasnda yaplan aratrmalarn birounda, yksek z-sayg ile olumlu (koruyan, kollayan) Tanr tasavvuru arasnda; dk z-sayg ile de olumsuz (cezalandran, alan) Tanr tasavvuru arasnda doru orantl bir iliki olduu belirtilmektedir. lkemizde gerekletirilen aratrmalarda da ayn sonular elde edilmitir. Mesela, bir aratrmada, dk z-sayg ile olumsuz (cezalandran, gazap eden, alan) Allah tasavvurlar arasnda; buna karlk yksek z-

183

sayg ile olumlu (kontrol eden, hereyden sorumlu olan, yaratan, dirilten) Allah tasavvurlar arasnda olumlu bir iliki bulunmutur (Kuat, 2006). Tanr tasavvuru, ibirlii ve uyum ile de irtibatldr. Genler zerinde yaplan bir aratrmann sonularna gre, yardmsever, gl, koruyan, salam, kararl, lmsz gibi niteliklerden oluan olumlu bir Tanr tasavvuruna sahip bireylerin, problemlerini zme konusunda Tanryla ibirlii ierisinde ve psikolojik olarak daha uyumlu olduklar bulunmutur. Buna karlk, olumsuz bir Tanr tasavvuruna sahip olan ve problemlerini zme konusunda bana buyruk davranan bireylerin kat, asabi, endieli olduklar ve psikolojik olarak uyum bozukluklar sergiledikleri tespit edilmitir. (Schaefer ve Gorsuch, 1991). nsanlar kendilerini aresiz, yetersiz veya tehdit altnda hissettikleri zaman Tanrya ynelebilirler. Bu durumda Tanr tasavvuru, btn bu aresizlik, yetersizlik ve tehditlerin stesinden gelmeyi, onlarla baa kmay kolaylatrc veya bunlar telafi edici bir ilev grebilir. Ancak bu tr bir telafi edici Tanr tasavvurunun dinamii ok boyutludur ve deiik sonulara yol aabilmektedir. Zira bu tasavvurla ilikilendirilen aresizlik, yetersizlik ve tehdit durumlar kalc ve srekli olmad iin nceki yaantlara dnme ihtimali sz konusu olduu gibi; bu tr durum ve deneyimler farkl tutum ve davranlara, farkl ynelimlere ve farkl Tanr tasavvurlarna da sevk edebilmektedir. Tanr tasavvurlar, Tanr ile ilikimize araclk eden gei nesneleri olarak da ilev grr. Temel ayrlk anksiyetesi olarak dnlebilecek olan varolusal endie, ya Tanryla ilikinin benlii destekleyen huzuruyla iyiletirilir ya da Tanrsz bir dnyada tek bana yaama duygusuyla ktletirilir. Tanr tasavvurlar olay ve artlara ilikin alglarn yaplanmasna katkda bulunur. Beklentileri renklendirir ve hayat artlarnn sonularn etkiler. Tanr tasavvurlar, zaman zaman olumlu veya olumsuz birtakm atflarn veya yklemelerin kayna da olabilmekte; mesela, sava, deprem, yangn, sel, kaza gibi olaylar veya hastalk, lm, baarszlk gibi durumlar karsndaki atf ve yklemeler, Tanr tasavvurlarnn niteliine bal olarak ekillenmektedir. Tanr tasavvuru birden fazla ise, ya herhangi biri hayatn farkl bir noktasnda, tutarl bir dnya grne katkda bulunarak ar basabilir ya da baka bir zamanda atan tasavvurlar kendiliinden harekete geip karmaaya yol aabilir. Tanr tasavvuru da dhil dern tasarmlar, ilikisel bak asnn ana temellerinden biimlenir. Tanr tasavvuru, Tanr ve dnya ile bir bar ve uyum halinden; fke, yalnzlk ve leme kar olunan bir hale yaylan temel ynelimleri hem etkiler hem de bunlardan etkilenebilir. Yetkin veya Kadir-i Mutlak bir Tanr tasavvuru, her eyin nedenini aklamak iin gl bir referans kayna salar. Sebeplilik zinciri, Onun sonsuz kudretinin tasarrufunda bir anlam ifade eder (Zmer 39/6263). Her ey onunla izah edilir (Necm 53/42). Tanry her eyi yaratan, her eye gc yeten, her eyi bilen, her eyi gren gibi yetkin vasflarla tasavvur eden insan, bylece varln btnn aklayp anlamlandrabilir. nk insan, kendi gvenlii iin, reelin btncl aklamasnn mmkn olduuna inanmaya muhtatr. (Gusdorf, 2000) Bu tasavvur, ahlak deelerin de kaynadr. nsann, byle bir tasavvur sahibi olmadan kendi iindeki, insanlararas ilikilerdeki ve dnyadaki dzeni salamas g gzkmektedir.

184

Kadir-i Mutlak Tanr tasavvuru, olumsuz anlamda ikili bir anlayn olumasna yol aabilir. Bu tasavvur, bir taraftan insann her trl mdahalesini bo klan bir kadercilie, dier taraftan her trl sebeplilik bann kaybolduu tam bir pasif dnya anlayna gtrebilir. Gnmz dnyasnn post-modern artlar, Kadir-i Mutlak Tanr tasavvurunun olumsuz ekillerinden, daha ok ikincisini yanstmaktadr. nk inan, estetik ve etiin pozitivist ve kapitalist deerler tarafndan srekli andrld, geleneksel deer ve balarn koparld gnmz dnyasnda insan, gemiinden habersiz, hlihazrda endie, kayg ve stres ykl ve geleceinden umutsuz bir haldedir. nsanlk kanlmaz bir evre felaketine doru srklenmekte, dnyann pek ok yerinde adaletsizlik, alk, sefalet, hastalk, smr, iddet ve gvensizlik yaanmaktadr. Benlikler dnmekte, her yerde insann kendine yeterli olduu propagandas yaplmakta, narsisizm hzla yaylmaktadr. nsan, her eye gc yeterlik ve byklenmecilik yanlsamasna dm durumdadr. Halbuki Kadir-i Mutlak Tanr tasavvurunun hedefi, insana ve dnyaya ne mstakil bir g, ne de mutlak bir acziyet atfetmemektir (Draz, 2000). Gaye, insan, modernitenin iki ar ucunu tekil eden bu tavrlara dmekten korumak; ona ne tabiat karsnda snrsz bir g atfetmek, ne de varoluuluk gibi insann zayfln ve seme hrriyetini bir zorunluluk olarak grp bundan nihilist sonular karmasna yol amaktr. Varoluunu Tanrya teslim etmeyi, Ona kesin olarak balanmay ieren ve normal erevede seyreden bir teslimiyet anlay olumlu bir Tanr tasavvuruna, buna karlk ar teslimiyeti bir Tanr tasavvuru, kadercilie veya olumsuz anlamda bir tevekkl anlayna yol aabilmektedir. Bu durum insan pasifletirip; onu, iradesi ve benlii bulunmayan bir varlk haline getirebilir (Gler, 1998). Son olarak, slam kltrnde, insann tasavvurlarna belirli bir ereve salayan Allahn isimleri (el-esml-hsn) ve vasflar, insann Allah tanmas ve onunla balant kurmas bakmndan nemli ilevler stlenir. nsann ulhiyet anlayn aydnlatma amacn tamas asndan btn bu isim ve sfatlarn insanla mnasebet halinde olduu sylenir. Bu sebeple, ilhi isim ve sfatlarn insana ynelik anlam ve zelliklerinin gl ynlendiricilii vurgulanr. Bu isimler, Allahn ycelik ve aknln ifade edip insanlarda sayg hissi uyandrmann yansra, kalplere huzur ve skn verir. Bu yzden bir Mslmann hem din hayat hem de Allah tasavvuru, aknlk ile ikinlik, korku ile merhamet, adalet ile affedicilik, cezalandrlma korkusu ile Allahn bize sevgisine dayal merhamet midi kutuplar arasndaki ritmik bir harekete dayanr (Nasr, 2001). slam toplumlarndaki Allah tasavvurlarn yzyllardr besleyen ve zetleyen korku ile umut arasnda olmak tabiri, gerekte psikolojik bir dengeye iaret etmektedir. Korku ile umut arasndaki gerilim, insan uyank tutar, btn dnce ve eylemlerinde ona bir l ve denge salar.
Esml-hsn, Allahn gzel isimleri demektir. Bu tabir, Allaha mahsus olan btn isimleri ifade eder. Kurann eitli ayetlerinde ve hadislerde geen btn ilah isimleri kapsar. slam geleneinde bu isimler ve anlamlar nemli bir yer tutar. Bu isimler, gndelik hayatta eitli ilevler icra eder. Mslman birey iin bunlar, sevgi, gven, emniyet, merhamet, efkat, adalet gibi birtakm psikolojik ihtiyalarn giderilmesine imkn salayan balant noktalardr. Allah tasavvuru genelde bu isimlerle ekillenen mslman bir bireyin, bata kendisiyle olmak zere btn ilikileri bu farkndalk dorultusunda gerekleir.

185

zet
Kavram, bilisel ierie; tasavvur ise daha ok duygusal ierie iaret ettii iin, Tanr kavram ile Tanr tasavvuru farkl anlamlar tar. Tanr tasavvurunun oluumu konusunda birtakm tezler ileri srlmtr. Bunlar, bilisel tez, ilikisellik tezi ve ftrat kavramdr. Her toplumda anneye ve babaya atfedilen birtakm nitelikler vardr. Bu niteliklerin, Tanr tasavvurunun ekillenmesinde etkili olduu varsaylr. Buradan hareketle, ebeyn imajlaryla Tanr tasavvurlar arasndaki iliki belirlenmeye allr. Tanr tasavvurlar din gelenekler bakmndan farkllaabilecei gibi, kltrler asndan da farkllk gsterebilir. Tanr tasavvurlarndaki kltrel farkllklar, yaplan aratrmalarla ortaya konmutur. Psikolojik bir ina olarak Tanr tasavvurunun, insan hayatnn eitli alanlarnda nemli etkileri vardr. Bu tasavvurun, ruh ve beden salndan, z-saygya, duygusal yaantlardan, psiko-sosyal uyuma ve baa kmaya kadar ok eitli yansmalar mevcuttur.

Kendimizi Snayalm
1. Tanrnn lemin mimar olduu, onu harekete geirdii ancak artk ona karmad eklindeki tasavvur aadakilerden hangisidir? a. Antropomorfizm b. Ateizm c. Teizm d. Panteizm e. Deizm 2. Aadakilerden hangisi din kavram, olay ve nesnelerin zihinde canlandrlmasyla ilgilidir? a. Din inan b. Din duygu c. Din tutum d. Din tasavvur e. Din dnce 3. Tanr kavram ile ilgili aadakilerden hangisi yanltr? a. Duygusal temellidir. b. Geliimi dorudandr. c. renim yoluyla geliir. d. Bilisel temellidir. e. Dnce yoluyla geliir.

186

4. Yanstma Kuramn ilk defa ortaya atan psikolog aadakilerden hangisidir? a. Vergote b. Rizzuto c. Freud d. Jung e. James 5. Aadakilerden hangisi, negatif Tanr tasavvuru ierisinde dnlmelidir? a. Yaratma b. Cezalandrma c. Balama d. efkat e. Merhamet

Kendimizi Snayalm Yant Anahtar


1. e 2. d 3. a 4. c 5. b Yantnz doru deilse, Giri konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Tanr Kavram ve Tanr Tasavvuru konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Tanr Kavram ve Tanr Tasavvuru konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Ana Baba majlar ve Tanr Tasavvuru konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Tanr Tasavvuru ve Kltrel Farkllklar ve Tanr Tasavvurunun Psikolojik Yansmalar konusunu yeniden okuyunuz

Sra Sizde Yant Anahtar


Sra Sizde 1 Cennet, cehennem, melek, eytan vs. Sra Sizde 2 Tanr imaj, Tanr imgesi, Tanr temsili, Tanr tasarm

187

Sra Sizde 3 Ftrat kavram, dier iki tezin anlamlarn iermesi dolaysyla onlarla benzemektedir. Ancak onlardan farkl olarak daha geni anlam ieriine sahiptir. Sra Sizde 4 Gven, sevgi, efkat, merhamet, g, otorite. Sra Sizde 5 Tarih, edebiyat, iir, hikye, masal, mit, efsane, medya, internet vb.

Yararlanlan Kaynaklar
Armstrong, K. (1998). Tanrnn Tarihi, ev. O. zel, H. Koyukan, K. Emirolu, Ankara. Aydn, M. S. (1994). Din Felsefesi, Ankara. Aydn, M. S. (2006). lemden Allaha, stanbul. Bacanl, H. (2002). Psikolojik Kavram Analizleri, stanbul. Beit-Hallahmi B., Argyle, M. (1975). God as Father Projection: The Theory and the Evidence, British Journal of Medical Psychology, 48, s. 71 75. Berger, P. L. (2000). Kutsal emsiye, ev. A. Cokun, stanbul. Bottero, J., Ouaknin, M. A., Moingt, J. (2003). nancn En Gzel Tarihi, ev. . Birkan, Ankara. Budak, S. (2000). Psikoloji Szl, Ankara. ifti, A. (2000). Fazlur Rahman le slam Yeniden Dnmek, Ankara. Deconchy, J. P. (1964). The Idea of God; Its Emergence between 7 and 16 Years, in A. Godin (ed.), From Religious Experience to a Religious Attitude, Brussels, s. 111-122. Draz, M. A. (2000). Kurana Giri, ev. S. Akdemir, Ankara. Dzgn, . A. (2005). Allah Tasavvurlarna Dair Tartmann Problematii, Tanr Tasavvurlar ve Sosyal Hayata Yansmalar Sempozyumu, Sakarya. Eliade, M. (2003). Dinsel nanlar ve Dnceler Tarihi, I-III, ev. Ali Berktay, stanbul. Erikson, E. H. (1984). nsann Sekiz a, ev. T. B. stn, V. ar, Ankara. Freud, S. (1997). Uygarlk, Din ve Toplum, ev. S. Budak, stanbul.

188

Freud, S. (1999). Dinin Kkenleri, ev. S. Budak, stanbul. Godin, A.(1965). From Religious Experience to a Religious Attitude, Chicago. Goldman, R. J. (2001). Dnme ve Dine Tatbiki, ev. S. Akyrek, Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, 11, s. 419-448. Gusdorf, G. (2000). nsan ve Tanr, ev. Z. zcan, stanbul. Gler, . (1998). Allahn Ahlakilii Sorunu, Ankara. Hick, J. (2002). nanlarn Gkkua, ev. M. Aydn, Ankara. Hkelekli, H. (1998). Din Psikolojisi, Ankara. Hutsebaut, D, Verhoeven, D. (1991). The Adolescents Representation of God from Age 12 to 18, Journal of Empirical Theology, 4/1, s. 59-72. Ko, Turan, (1998). Din Dili, stanbul. Kuat, A. (2006). Ergenlerde Allah Tasavvuru, . Gnay, C. elik (ed.), Dindarln Sosyo-Psikolojisi, Adana. Lang, M. A. (1983). Acquiring Our Image of God: The Emotional Basis for Religious Education, New York. Mehmedolu, A. U. (2007). Tanry Tasavvur Etmek, stanbul. Nasr, S. H. (2001). slam ve Modern nsann kmaz, ev. A. nal, S. Bykduru, stanbul. Otto, R. (1958). The Idea of the Holy, New York. cal, M. (2004). Okulncesi ve lkretim a ocuklarnn Allah Tasavvurlar zerine Bir Aratrma, Uluda niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, 13/2, s. 5980. zakpnar, Y. (1999). nsan nanan Bir Varlk, stanbul. zbaydar, B. (1970). Din ve Tanr nancnn Gelimesi zerine Bir Aratrma, stanbul. Peker, H. (2003). Din Psikolojisi, stanbul. Peterson, A. O. (2005). The Dynamic God Image, (Yaynlanmam Doktora Tezi), San Francisco. Piaget, J. (1988). ocukta Dnya Tasarm, ev. R. Uurel-emin, stanbul. Piaget, J. (2005). ocuun Gzyle Dnya, ev. . Yerguz, Ankara. Rizzuto, A. M. (1980). The Psychological Foundations of Belief in God, in C. Brusselmans (ed.), Toward Moral and Religious Maturity, New Jersey. Rizzuto, A. M., (1979). The Birth of the Living God: A Psychoanalytic Study, Chicago.

189

Schaefer, C. A., Gorsuch, R. L. (1991). Psychological Adjustment and Religiousness, Journal for the Scientific Study of Religion, 30/4, s. 448-461. Seluk, M. (2000). Genlik a ve nan Olgusu (nan ve Davran Btnl Asndan Bir Deneme), Genlik Dnemi ve Eitimi, stanbul. Tamminen, K. (1991). Religious Development in Childhood and Youth: An Empirical Study, Helsinki. Topalolu, B. (2006). Allah nanc, stanbul. Vergote, A. (1999). Din, nan ve nanszlk, ev. V. Uysal, stanbul. Yapc, A. (2007). Ruh Sal ve Din, Adana. Yavuz, K. (1983). ocukta Dini Duygu ve Dncenin Gelimesi, Ankara. Yldrm, S. (1997). Kuranda Ulhiyet, stanbul. Yldz, M. (2007). ocuklarda Tanr Tasavvurunun Geliimi, zmir.

190

191

Amalarmz
Bu niteyi tamamladktan sonra; Dua, ibadet ve dini trenleri tanmlayabilecek, Dua gdlerini deerlendirebilecek, Duann birey zerindeki etkilerini aklayabilecek, badetin, din ritel, ayin ve trenin psikolojik etkilerini aklayabilecek, Dua, ibadet ve din ritel arasndaki fark ayrt edebileceksiniz.

Anahtar Kavramlar
Allahla iletiim Dua ve dua gds badet psikolojisi Din ritel Ayin ve tren

neriler
Bu niteyi daha iyi kavrayabilmek iin okumaya balamadan nce; Hayati Hkeleklinin slam Psikolojisi Yazlar adl kitabndaki Kuran- Kerimde Dua Psikolojisi konusunu inceleyiniz. nan, ibadet ve dua arasndaki iliki konusunda Hseyin Pekerin Din Psikolojisi kitabna bavurunuz.

192

Dua, badet ve Dini Trenler


GR
nsan yaps gerei dua eden bir varlktr. Dnyann her yerinde ve tarihin her dneminde insanlar dua etmi, dua etmekte ve ilahi varlkla iletiim kurarak Ona duygularn, dncelerini, gnllerini amakta, isteklerini sunmaktadr. Ayn ekilde inandklar varla kar sevgilerini, sayglarn, ballklarn gstermek, Onu yceltmek zere tapnma davrannda bulunmakta, ibadet etmektedir. Bu nedenle dua da, ibadet de evrensel bir zellie sahiptir. Btn ilahi, beeri ya da ilkel diye kabul edilen dinlerin hepsinde dua, ibadet ve din riteller, birey ve toplum hayatnn ayrlmaz bir zellii olarak yer almaktadr. Din psikologlar aratrmalarnda dua, ibadet ve dier din ritellerin nemli psikolojik etkilerini aa karmlardr. Olumlu kiilik zellikleri kazandrmada, ruh ve beden saln koruma ve gelitirmede din uygulamalar, ok ynl ievlere sahip bulunmaktadr. Ancak, dua ve ibadetin, din tren ve yinin bu ok ynl etkileri, din inantan btnyle bamsz deildir. Din inan ve deerlere balanmadaki samimiyet, derinlik ve adanmlk lsnde, dua ve ibadetlerin etkileri kiilii dntrc ve yaplandrc olabilmektedir.

DUA PSKOLOJS
Duann Tanm
Dua szlkte, armak, davet etmek, yardm istemek anlamlarna gelmektedir. Terim olarak dua, inanan kiinin Allahla iletiim kurmas, Ona yalvar ve yakar ve Ondan yardm dilemesidir. Dolaysyla duada bireyden Allaha doru bir yneli ve insani durumunu ve talebini Allaha arz ve Onun yardmn talep, temel unsurlardr. Snrsz istek ve arzulara, saysz korku ve endielere sahip bulunan insann gc snrldr. Hayat srecinde istek ve arzularn gerekletirme yolunda birok olumsuz durumla, engelle karlarken, bunlarn ancak bir ksmn kendi imknlar ile aabilmekte, ouna ise g yetirememektedir. Bu durumda mutlak g sahibi lahi Varla, Allaha ihtiyac olduunu her

193

zamankinden ok daha iddetle hissetmektedir. Her eye gc yeten bir Varlk olarak Ona ynelmekte, Ondan yardm talep etmektedir. Duada birey Allaha ynelerek onunla iletiim kurar, duygu ve dncelerini, arzu ve isteklerini, dertlerini ve beklentilerini Ona arz eder. Bilir ki Allah onun sylediklerini duymaktadr, durumunu grmekte, bilmektedir. Kulunun kendisinden yardm istemesini memnunlukla karlamaktadr. Onun isteklerini mutlaka dikkate alacaktr. Bylece duada kulluk ve Allah bilinci en st dzeye kar. Birey Allahn kulu olduu, kendi derdini giderecek gce sahip olmad, onu yaratan ve tek mutlak Varlk olan Allahn ise snrsz gcnn bulunduu, O yardm ettii takdirde skntlarn aabilecei bilinci ile Allaha ynelir. Onun efkat ve merhametine snr. Snlacak tek Varln Allah olduunu bilir. O yce kudrete gvenir, teslim olur. Dolaysyla duann temelinde Allahn sonsuz bir g sahibi olduunun kabul ve Onun insann dert ve skntlarna are, arzu ve dileklerine karlk vereceine dair inan ve gven vardr.
Dua neden ayn zamanda bir ibadettir? badet mi dua m daha geni bir anlama sahiptir? Aralarndaki fark dnnz.

Dua Trleri
Dualar bireysel olarak da toplu olarak da (cemaat halinde) yaplr. Bireysel dualarda daha ok bireyin duygu ve dnceleri n plana kar. Toplu dualarda dua formu ve ierii dinlere ve toplumlara gre deiiklikler gsterir. Bu dualarda daha ok cemaat bilinci n plana kar. Dua her zaman szl olarak yaplmaz. Szsz dualar da vardr. Baz anlar vardr ki insan konumadan zihniyle ve kalbiyle Allaha ynelir. Allaha duyduu sevgi, sayg, ballk, minnettarlk, hayranlk, kran duygularn sz kalplarna dkmeden kalbiyle sunar. Akn Varln ycelii ve esizlii ite duyulur ve yaanr. lahi gereklik iselletirilir. Kii Allah dnerek, Onu tasavvur ederek Onun desteine ve yardmna duyduu ihtiyac lisan- hl ile de Ona arz eder. Aslnda sessiz duada da bir dinamizm vardr ve sessiz dua da bir fiildir.
slam bilginleri duay fiili dua ve szl dua diye ikiye ayrrlar. Fiili dua denince ne anlyorsunuz?

DUA GDLER
Bireyi Allahla iletiim kurarak Ona dua etmeye, Ondan yardm talebinde bulunmaya ynelten gdlerin ok eitlilik gsterdii grlmektedir. Bunlar bireyin yana, cinsiyetine, eitim, kltr ve ekonomik durumuna gre farkl nedenlere bal ve farkl ieriklerde olabilmektedir. rnein, 11-18 ya aras renciler zerinde yaplan bir aratrmada Allaha dua etmelerine sebep olarak % 41i manevi skntlar, % 15i maddi skntlar, % 11i mutluluk anlarn, % 7si de tabiatn gzelliini saymlardr. (Vergote, 1999, s.47). Genelde dua gdleri olarak unlar n plana kmaktadr:

194

Maddi ya da Manevi Bir Arzunun, Bir stein Gereklemesi


nsann ok farkl istek ve arzular vardr. Kendisiyle, sevdikleriyle, bulunduu durumla, gelecekle, dnyayla, Ahiretle ilgili birok istei olur. O, hayat sreci ierisinde bunlarn ancak bir ksmn gerekletirebilmekte, bazlarn ksmen, bazlarn da hi elde edememektedir. te insan arzu ve isteklerini karlamada kendisine yardm etmesi iin Yce bir varlk olan Allaha ynelir ve Ona dua eder. Bu istekler mal, servet, hret, ocuk, baar, zafer gibi maddi; ak, mutluluk, huzur, iyi bir insan olma, ilahi inayet ve efaate ulama gibi psikolojik ve manevi trde olabilir.
Halk arasnda beddua (kt dua) denen bir dua da vardr. Beddua eden kii ktlerin, zalimlerin cezalandrlmasn Allahtan talep etmektedir. Kuranda baz ayetlerde kfirlere, mnafklara ve zalimlere dnk beddua ve lanet ifadeleri yer almaktadr. Bu konuda Tebbet sresi en nemli rnektir.

Bir aresizliin, Mahrumiyetin, Skntnn Giderilmesi


inde bulunduu aresizlii ve mahrumiyeti gidermek iin Allahtan yardm talebinde bulunmak duann nemli bir gdsdr. Dua ile aresizlik ve sknt arasnda ok yakn bir iliki vardr. Hatta Allaha inanmadn belirten kiilerin bile ok aresiz kaldklar anlarda Allaha dua ettiklerinin gzlendiini aratrmaclar ifade etmektedirler. u psikolojik bir gerektir ki, her trl din inanc terk etmi ve sadece akli (rasyonel) bir hayat tarzn benimseyen birok kii, ar tehlike durumlarnda, yani bir kaza annda veya bir hastalk srasnda yahut da ecel saatinde dua ve yakarlarda bulunur.

Allahn Nimetlerine krn fadesi


Allaha kar duyulan sevgi, sayg ve balln, Onun nimetlerine krn ifadesi olarak dualar yaplmaktadr. Birey kendi varoluunun nedeni olan, kendini yaratan, ona birok yetenek g ve imknlar baheden Allaha duasnda teekkr eder, kranlarn sunar. zellikle yemek dualarnda bu ok net olarak grlmektedir. Ya Rabbi! Verdiin nimetlere, shhat ve afiyete binlerce krler olsun! ifadesi oka sylenen bir kr duasdr. Ayrca doum, dn veya baka bir kutlama gibi sevin ve mutluluk anlarnda da Allaha kranlarn ifade edildii dualar yaplr. Bylece birey ayn zamanda kendini, kendi benliini kabul etmekte, Allahla kurduu sevgi ban glendirmi olmaktadr.

Gnahlarnn Balanmas
Allahn isteklerine, emir ve yasaklarna uygun davranlarda bulunamad, hatalarnn, gnahlarnn olduu bilinciyle birey, Allahn kendisini balamas iin Ona dua eder, yalvarr. Allahn isteine aykr hareket etmi olmann zntsn, Allahn rzasn kaybetmenin endiesini yaar. Piman olduunu belirtir, tutum ve davranlarn dzelteceine dair Ona sz verir, tvbe eder. Allahtan kendisini cezalandrmamasn, Cehennemden uzaklatrp Cennetle dllendirmesini talep eder. Bu balanma istei ve balanaca midi ayn zamanda onun gnahkrlk ve sululuk duygusuna kaplmasn da nler. Ona duyduu gvenle rahatlar.

195

Allahn Yceliine Duyulan Hayranln Vurgulanmas


Baz insanlar belirgin bir ihtiyac olmadan, Allahn Yceliine duyduu hayranl belirtmek, sevgisini, saygsn, gvenini arz etmek ve Allahn raz olduu bir kul olabilmek iin dua ederler.

Duann ekli ve Kabul


Dua srasnda uyulmas gereken dinlerce belirlenmi ekiller vardr. rnein, ellerin havaya kaldrlmas gibi. Yine nasl dua yaplacana dair nceden hazrlanm dua szleri de olabilmektedir. Ayrca birey bir arac ile (bir ahs, bir sembol veya put gibi) dileini Allaha iletmekte ya da dorudan doruya Allahtan taleplerde bulunmaktadr. Bir arac vastasyla Allaha dileklerini sunan kii, o aracnn Allah nezdinde deer verilen etkili bir kii olduunu dnmekte, bylece duasna daha kolay karlk alacana inanmaktadr. Zamanla bu araclar kutsallatrlmakta ve birok dinde grld gibi, Allah adna hareket eden kiiler, snflar (Hristiyanlktaki ruhban snf, iilikteki imamet snf gibi) olumaktadr. ounlukla bireylerin ibadetler srasnda tekrar ettikleri, ezberledikleri, nceden hazrlanm dua metinlerinden dua ettikleri grlmekle beraber, o an iinden geldii ekilde dua edenler de olmaktadr. Dua eden kii duada szlerin nemli olduuna inanyorsa, syleyeceklerini itina ile seer, gzel cmleler kurmaya alr. Duada samimiliin daha nemli olduuna inanyorsa iten geldii ekilde taleplerini Allaha bildirir. Kuranda, boyun bkerek, sessizce, korku ve mitle dua edilmesi gerektii bildirilmektedir. (raf, 7/55-56). Dua eden kii elbette duasnn kabul olaca midi ve inanc ierisinde bulunur. Hatta duasnn hemen kabul edilmesini isteyebilir, sabrsz davranabilir. Duann kabul konusunda farkl inanlar, farkl deerlendirmeler vardr. Bazlar er veya ge duasnn kabul olacana inanr. Bazlar duann cevabnn dorudan doruya ya da zamanla sezilemeyecek bir ekilde dolayl olarak da verilebileceini dnr. Bazlar Allahtan kendisi iin hayrl olan ister ve istekleri gereklemese de bunu ezeli takdir ile yine kendi lehine yorumlar. Bazlar dualarnn karln Dnyada olmasa da Ahirette mutlaka alacaklar inancyla ruhsal bir rahatlk duyar. Duada Allaha kar duyulan samimi inan, ballk ve gven, itenlik olduka nemlidir. Szlerin kalp tarafndan onay gereklidir. Kuranda insanlarn tabii zellii olarak, balarna bir sknt geldiinde, darda kaldklarnda Allaha yalvardklar, kurtulup nimete kavutuklarnda ise, Allah unutarak kendi abalaryla bunlar elde ettikleri gibi elikili bir tutum takndklarndan bahsedilmektedir. (Bkz. Zmer, 39/49, Lokman, 31/32, Ynus, 10/12). Bu ayetlerde, rahatlk ve bolluk iindeyken Allah unutup darlkta hatrlayanlar yerilirken, aslnda insana yakann, hem darda hem de rahatlkta Allah hatrlamak ve anmak olduu vurgulanm olmaktadr. slam dininde, dua edebilmek iin zel yerlere ihtiya yoktur. Ancak dua ruhsal bir hal olduuna gre, insana skn veren, kalp huzuru getiren artlarn elverililii nemlidir. Bir cami, sakin bir ortam, gecenin sessizlii gibi d etkilerden uzak, insann ie dnn, Allaha yaklamn daha ok

196

salayan bir yerde yaplan dua, kukusuz daha verimli olur. nk zihn gerginlii gidermenin, gnlleri aydnlatmann ve kalbe rahatlk vermenin esasl bir art da sessizlik olup, zihnin ve kalbin Allaha ynelmesine kolaylk salar.
yerde, zamanda yaplan dualar makbuldr dibi aklamalara din metinlerde oka rastlanlmaktadr. Bu tr aklamalar kiinin psikolojik durumuyla balantl olarak deerlendirmek gerekir. yle ki, baz yerlerde ve baz zamanlarda, o yer ve zamann manevi etkisiyle birey d dnyadan kendini tamamen soyutlayarak Allahtan, ok iten, samimi bir ynelile ve tam bir teslimiyetle taleplerde bulunabilir, dileklerini Ona arz edebilir. te bu tr dualarn kabul edilme oran ok yksektir. Kbede, Arafatta, gecenin sessizliinde yaplan dualarn daha makbul olaca bu nedenle sylenir.

Duann Etkileri
Duann insann btn psikolojik mekanizmalar, ruh ve beden sal zerinde etkili olduunu gzlem ve aratrmalar gstermektedir. Dua insann dncesini, duygularn, alglarn, istek ve arzularn, tutum ve davranlarn, ksaca tm kiiliini etkilemektedir. Bu etki bireyden bireye farkllk gstermekte, zellikle duadaki samimiyet, itenlik ve sreklilik etki gcnn tayininde nemli rol oynamaktadr. ncelikle dua bireyde sknet ve huzur oluturur, sinirlerini yattrr. Skntl ve gergin durumda ise onda hafiflik ve rahatlk meydana getirir. Ortaokul rencileri zerinde yaplan bir aratrmada, rencilerin % 93 dua ederken bir hafiflik hissettiklerini ve huzur duyduklarn belirtmilerdir. Dua eden kii, skntsn, derdini Allaha anlatarak, yaptklarn ve beklentilerini Allahla paylaarak ruhen rahatlar. Duann en nemli yarar, kiinin yalnz olmadn hissetmesidir. Dua ve ibadetle Allaha snan ve bu dnyada yalnz olmadn bilen insan, amzda en ok rastlanan bir hastalk olan depresyonun oluturduu gerginlik, karamsarlk, endie hali, dalgnlk, unutkanlk ve younlama glnden byk oranda korunur. nk dua eden bireyin gelecekle ilgili kayglar azalr, hayata olumsuz bakmaz; iyi, gzel beklentiler ierisinde olur. Dua ayn zamanda insana alma ve baarma gc verir. Zorluklarla, glklerle ba etme, mcadele etme, ylmama, dayanma, sabretme gc kazandrr. Cesaret ve gven verir.
Dine ilgisiz ve inansz olduunu belirten kiilerin de g durumda kaldklarnda zaman zaman dua etmeleri, hangi insani zellikle aklanabilir? Deerlendiriniz.

Dua insann mitvar olmasn salar, ondaki karamsar ve ktmser duygular giderir, onu iyimser klar. mitsizlik insann ruhunu karartan, onun gcn ve aktivitesini azaltan, onu ykan bir duygudur. Dua eden insan Allaha gvenen, Onun kendisine yardm edeceine kuvvetle inanan, mitle Ona balanan insandr. Hayra ve iyilie ait isteklerinin, beklentilerinin gerekleecei midiyle hayata iyimser bakan, karamsar dncelerden ve duygulardan uzaklaan insandr. Dua ahlk ve karaktere de etki eder. Duada bir ie dn, kendine dn vardr. Hatalarn, eksiklerini grerek iyiye yneli arzusu vardr. Bylece birey, bencilliini, hrsn aarak ahlki grevlerini yapmaya hazr hale gelir.

197

Ktlk ve straplara kar sabr ve dayanma gc kazanr. Grev ve sorumluluk duygusu artar. Bakalarna kar iyilik ve yardmseverlik duygular g kazanr. (Carrel,1967, s.36). Duada Allaha snma ve ballk, fakat dnyaya ve dier tm varlklara kar bir zgrlk vardr. Birey btn varlklar Yaratann, her eyin stnde Olann yardm ve desteini ald takdirde geride kalanlarn bir etkisinin olamayaca bilinciyle rahat olur, zgr olur. Sadece Sana kulluk eder, Yalnz Senden yardm dileriz (Fatiha, 1/5) prensibiyle kiilikli bir zellik kazanr. Kiinin hasta ya da muhta olmad zamanlarda yapt duann psikolojik yarar en fazla grlmektedir. Hasta ve muhta iken yaplan dua ve ibadet mum ise, gen ve gl iken yaplan dua, gne deerinde bir anlam tar. Byle bir insan kulluk bilinci iindedir ve gelecek zorluklara da imdiden manevi yatrm yapyor demektir. (Tarhan, 2009, s.103). Duann beden sal zerinde de etkili olduu bilimsel gzlem ve aratrmalarla belirlenmitir. Gemi dnemde de gnmzde de tpta, ilala tedavinin yannda hastann moralinin yksek olmasna olduka nem verilir. te bu noktada duann hastann moralini ykseltmede olduka nemli bir etkiye sahip olduu grlmektedir. nk Allahn kendisine inanana yardm edecei, Allahtan mit kesilmez, Allah benim iin iyi olan, gzel olan, hayrl olan verir, Allahn gc her eye yeter, isterse benim hastalm iyiletirir inancyla Allaha yalvar insann direncini, dayanma gcn artrr, kalbini ferahlatr ve onu rahatlatr. Karamsar duygularn atar, moralini yksek tutar. Dua ile eitli beden hastalklarnn iyi olduunun birok rnekleri grlmektedir. Hastalndan muzdarip olarak Allaha yalvaran, adaklar adayan ve hastalktan kurtulan insanlar dikkat ekmektedir. Bu konuyu genie ele alan A. Carrel, Fransada dua ve telkin yoluyla tedavi yaplan ve mukaddes bir yer olarak kabul edilen Lourdese gelen ve ifa bulan hastalarla ilgili olarak unlar sylemektedir: Kendi kendine veya normal bir tedavi ile iyi olabilen hastalklar sz konusu olduunda buradaki iyilemenin gerek sebebinin dua ile olup olmad konusunda hkm vermek gtr. Sadece her trl tedavinin imknsz veya baarsz olduu hallerde duann sonular kesin olarak tayin ve tespit edilebilmektedir. Lourdesun salk brosu, bu ifalarn gerekliini ispat ederek ilme byk hizmetlerde bulunmutur. Dua adeta infilaki bir etkiye sahip olup, bu yolla kanser, bbrek iltihaplar, lser, deri, akcier, kemik veya karn zar veremi gibi hastalklarn sratle iyiletikleri grlmtr. Hdise, hemen tamamiyle ayn ekilde vuku bulmaktadr. nce byk bir zdrap, daha sonra iyi olduunu hissetmek. Birka saniye, en fazla birka saat iinde razlar (belirtiler) kaybolmakta ve anatomik yaralar kapanmaktadr. Mucize, normal iyileme sresinin son derece ksalmasyla ortaya kmaktadr. Gerek fizyolojistler, gerekse cerrahlar tecrbeleri esnasnda, imdiye kadar tedavide byle bir abuklua ahit olmamlardr. Bu olaylarn meydana gelmesi iin hastann bizzat dua etmesine de gerek yoktur. Henz konumasn bilmeyen kk ocuklar ve Allaha inanmayanlar bile Lourdesda iyi olmulardr. Fakat onlarn yannda biri dua ediyordu. Bakas iin yaplan dua bizzat yaplan duadan daima daha ok verimlidir. Duann etkisinin, onun iddet ve kalitesine bal olduu anlalmaktadr.

198

Bugn Lourdesda meydana gelen mucizeler, krk elli sene nceki gibi sk grlmemektedir. Zira hastalar eskiden burada hkim olan efkatli ve derni havay bulamyorlar. Artk ziyaretilerin ounu turistler tekil etmekte ve dualar da etkisiz kalmaktadr. (Carrel, 1967, s. 37-38). Bu tr tedavilerde hastann iyi olacana kuvvetle inanmasnn, onun vcut direncini arttrdn ve iyi olmasn kolaylatrdn da belirtmek gerekir. Son otuz yln duann insan fizyolojisi zerine etkilerine adam olan Dr. Benson, inancn hastalklar zerinde % 6090 orannda iyiletirici etkisinin olduunu kaydetmektedir. Benson 1200 kii zerinde yapt aratrmada, dindar insanlarn daha uzun ve salkl yaadklarn, ibadetine dkn ve dzenli ekilde dua edenlerin daha seyrek hasta olduklarn ve hastalandklarnda hastanede kalma srelerinin daha az olduunu belirlemitir. Yine bu aratrma sonunda, din referanslara gre yaayanlar arasnda kalp ameliyat geirenlerin ameliyat sonras lm riskinin, hibir din aktivitesi olamayanlara gre on drt misli daha az olduu tespit edilmitir. Beyin MR grntlerinde de dua halindeki kiinin beyninde kompleks aktivitelerin gerekletii rapor edilmitir. Dua eden bir kiinin vcut ss ykselmekte, bedeninde bir uyarlma hissi yaanmakta, alg gc keskinlemekte, bilin ve farkndalk dzeyi artmaktadr. (Tarhan, 2009, s.102)
Duann fizyolojik sonular ile ilgili ayrntl bilgi iin Nevzat Tarhann nan Psikolojisi adl kitabn okuyunuz.

BADET PSKOLOJS
badetin Tanm
Szlkte ibadet; Tanr buyruklarn yerine getirme, Tanrya ynelen sayg davran, tapnma, tapn, kulluk gibi anlamlara gelmektedir. Terim olarak, Allaha kar kulluk ve ball ifade eden szler ve hareketler, Ona yaklamak iin yaplan din davranlar diye tanmlanr. badet, genel anlamda bireyin inan, dnce ve duygu dnyasnda kendisini hissettiren sbjektif olgular, dier bir deyimle kalplerin derinliklerindeki din yaan ve tecrbelerin, davran halinde da aksetmesinden ibarettir. badet kelimesi gnlk dilde, ekli belirlenmi, yaplmas gereken belli din grevler olarak kullanlmaktadr. rnein, namaz klmak, oru tutmak, hacca gitmek gibi. Ancak, Allahn buyruuna uygun davranmak, Onu hatrlayp anmak ve Ona balll ifade etmek iin yaplan her davran ibadet tanm ierisinde deerlendirilir. Her dinde ibadet olarak belirlenen baz zel davranlar vardr ki bunlar belli aralklarla tekrarlanrlar. rnein, slam dinindeki namaz ibadetinin gnde be vakte blnmek suretiyle yaplmas dini bilinci ve duyarll canl tutmada nemli etkilere sahiptir.
Her ibadet iin belirlenen, deimez sz ve davranlardan oluan ve sembolik anlamlar tayan bir ekil vardr. Bu ekil ve szler ilahi otorite (Allah) tarafndan belirlenmi, deitirilemeyen bir zellie sahiptir. Fakat dua

199

iin byle bir durum sz konusu deildir. nanan insan, istedii yer ve zamanda, istedii ekil altnda ve diledii szlerle Rabbine yakarabilir.

badette Allaha kar sorumluluk bilinci ve grev duygusu n planda gelir. badet btn bilince hkim olan ciddi bir tutumdur. Ayn zamanmda ibadet btn duygu kapasitelerini harekete geirir; korkuyla beraber sevgi ve sayg duygusu etkin bir ekilde yer alr. nanan insan bir taraftan Allah sever, Allah istedii iin, ona kar duyduu sevgi ve saygnn bir belirtisi olarak ibadet eder, dier taraftan Allahtan korkar, ona snr, dua ve yakarta bulunur. badet etmenin gnl rahatln, etmemenin de znt ve korkusunu yaar. nsann dini inan, duygu, dnce ve ibadetleri birbiriyle ilikilidir ve bir btnlk arz ederler. Bu nedenle kiide objektif olarak ortaya kan hareketler, ibadetler bulunmazsa, onun din hayatnn, sbjektif din duygu ve dncelerden, hlyalardan ibaret kalaca ve bu kalan ksmn artk din olarak nitelendirilemeyeceini ifade edenler olmutur. Kendisini dindar olarak nitelendirmekle birlikte hi ibadete bavurmayan bir insann dindarlnn farazi ve hayali olacan, nk dinin ancak, kiinin din duygu ve bilincinin etkiledii davranlarla var olabildiini (Armaner, 1980, s.120) belirtmek gerekir.

badetin Psikolojik Etkileri


badetlerin insann ruh ve beden sal, dnce, duygu, davran, kiilik, benlik ve iradi yn zerinde etkisi vardr. Kukusuz ibadetlerin psikolojik etkileri, ibadetteki niyete, samimiyete, din bilgi ve alglaya bal olarak ortaya kar. te burada bu gerei gz nnde tutarak ve zellikle slam Dinince emredilen ibadetleri dikkate alarak ibadetin psikolojik etkilerini ele alacaz. Genel bir deerlendirme ile bu etkileri u ekilde belirtmek mmkndr:

badet ve Dnce
Kulluk bilincinin bir ifadesi olan ibadetler, insann zihin yapsn ve dncesini btnyle etkiler, ekillendirir, derinletirir ve onu fizik alanndan fizik tesi alana ykseltir. badet, zihindeki kavramlar aktif olarak harekete geirir ve bireyin, din inancna uygun kavramlar arasnda yeni balantlar kurmasna imkn hazrlar. Yani ibadet, bireyi gnlk hayat alkanlklarnn zerinde yeni eyleri dnmee yneltir ve ona, yeni iliki ekilleri kefetme, inancna uygun yeni alternatifler bulma gibi yaratc bir zellik kazandrr. badetin hayatn amacn kavramada, hayat anlamlandrmada da nemli rol vardr. nsan zaman zaman kendi yaratlnn ve hayatn varoluunun amac zerinde dnr ve bunu zmeye, tatmin edici aklamalar bulmaya alr. Bylece ibadet bireyin dncesini olumlu yne ynlendirir. Onun yanllarn ve hatalarn grmesini salar. Tenkiti dnme olarak isimlendirilen bu tr dnme ile birey yaptklarn, yapamadklarn ve bunlarn nedenlerini bilinli olarak deerlendirir. Bunun yannda ibadet insan hayata ktmser deil iyimser bakmaya yneltir. Allahn yardmyla hayatn olumsuzluklaryla ba edebileceini

200

dnr, hep iyilikleri ve gzellikleri hayal eder. Mevlanann deyimiyle, diken deil gl dnr ve gl bahesi haline gelir. Hayata olumlu bak olumlu dnmeye, olumlu dnme de olumlu, yararl, gzel davranlar sergilemeye gtrr. Birey dier insanlara, hayvanlara, tabiata olumlu gzle bakar. Allahn yaratt her eyde bir anlam, bir gzellik grr. badet lm ve lm sonras hayatla ilgili dncenin ekillenmesinde de olduka etkilidir. lm ve lm sonras hayat insann en ok dnd olgularn banda gelir. nsana lm ve dnyann snrlln hatrlatan birok dal olay vardr. Fakat ibadet, insana kendi faniliini hayatn bir gerei olan lm ve lm sonras hayat dndrme bakmndan pek ok uyarc unsurlar tar.

badet ve Duygu
Allahla iletiim halinde insann btn duygu potansiyelleri harekete geer. Korku sevgi ve sayg, minnettarlk, huzur ve sevin, mit ve gven bunlarn banda gelir. badet eden kii, Allahn buyruunu yerine getirdiinden dolay sevin duyar, rahatlar. Din yaay ve uygulamalarndaki eksik ve kusurlardan dolay Allahn raz olduu bir kul olamamann zntsn ve korkusunu duyar. Birey ayn zamanda ldkten sonra Allahn mkfatndan uzak kalma ve cezalandrlma endiesini ve korkusunu da yaar. Bu znt, endie ve korkular, bir taraftan da bireyi ibadet etmeye, Allahn emrine uygun davranta bulunmaya iter. Dier taraftan ibadetler Allaha inanan btn insanlar sevmede, kardelik duygularnn glenmesinde ve insanlara kar daha hogrl bir tutum kazanmada da etkileyici bir role sahiptir. zellikle cemaatle klnan namazlarda, ayn inan ve deerleri paylaan kiiler olarak Mminlerin yan yana, omuz omuza Allahn huzurunda durarak, Onun nnde ruk ve secdeye kapanarak birlikte Ona dua ve yakarta bulunmalar bu duygularn gcn artrr. Birlikte olma, bir btne ait olma duygusu, sosyalleme, sosyal btnlk ve dayanma duygular geliir. Birey ayn dine mensup insanlarla (cemaatle) bir etkinlii paylarken insan psikolojisinde nemli bir nokta olan ait olma duygusunu tatmin eder. Tek bana ibadetini yerine getirirken de, ayn anda dnyada milyonlarca insann ayn ama iin ayn duygularla ayn ibadeti yaptn bilmek insana ayr bir haz verir. zellikle namaz ibadeti stnlk ve aalk duygularna kaplmay nlemede ve kontrol altnda tutmada, bireye katk salar. Eitlik duygusunu ve alakgnlll besler. Namaz klan insan alnn yere koymakta ve Allahn yceliini kabul ederek Onun karsnda gsz olduunu gerek ifadeleri ile gerekse hareketleri ile dile getirmektedir. Bylece kendi gcnn ne kadar snrl olduunu fark etmekte, eksikliklerini ve zayf ynlerini grebilmektedir. Hayatn geiciliini kavramakta, sahip olduu makam, mevki, servet, gzellik vs. gibi imknlarn fazla nemli olmad, bunlarn her an kendisinden gidebilecei duygusunu yaamaktadr. Dolaysyla bu bilinle namaz klan birey elbette kendini stn gremez, stn gsterecek ekilde hareket edemez. Yine camide amir memur, zengin fakir, retmen renci, her kesimden insann ayn safta, omuz omuza, hatta camiye nceden gelenin dierinden nde yer alarak namaz klmas, Allahn huzurunda herkesin eit olduu duygusunu glendirir. Bylece bilinli olarak Allaha sevgi, sayg ve

201

ballk duygusuyla yaplan ibadetin insan ulatrd nokta, stnlk ve aalk duygularnn ortasnda yer alan tevazudur, alak gnlllktr. badet insana hayatn geiciliini hatrlatarak onun ihtiraslarn trpler, onu dnyaya ar ballktan alkor. Onun sonu gelmeyen arzularnn sakinlemesinde, daha kanaatkr ve kr sahibi olmasnda etkili olur. badet gnahkrlk ve sululuk duygusuna kaplmay da nler.. Birey ibadet srasnda olsun, ibadetten sonra olsun, yapt dualarla, daha nce iledii gnahlarn balanacan dnerek gnahkrlk ve sululuk duygusuna kaplmaz. Bu konuda tvbe bireyi rahatlatan nemli bir etkendir.
badet etmek isteyip de eitli engellerle karlap edemeyen insanlar nasl bir psikolojik durum yaarlar? badet zgrlnn nemi nereden kaynaklanr? Dnnz.

badet kalbi kt duygulardan temizler. Kalbin kt duygulardan arndrlp iyi duygularn kalbe hkim olmasn salamak, bylece insana gzel, olgun, iyi davranlarda bulunan bir zellik kazandrmak dinlerin, zellikle slam Dininin temel amalarndandr. K.Kerim, namazn insan edepsiz, kt ve irkin davranlardan uzaklatrdn kesin bir ifadeyle belirtmektedir. (Ankebt, 29/45). nsan her an yeni etkilere maruz kald iin, gnlk hayat seyri ierisinde karlat olaylar, evresinde ve dnyada olup bitenler, edindii yeni bilgiler onda znt, sevin, kzgnlk, takdir, sevgi, nefret gibi zt duygularn olumasna, zaman zaman olumlu ya da olumsuz ynde etkilenmelere bal olarak zihinsel gerginlikler yaamasna, duygusal olarak da ypranmasna neden olabilmektedir. te bu alkantl sre ierisinde ibadetler bireyin olumsuz etkilerden korunmasna, kalp temizliinin olumasna, devamna ve daha da artmasna katk salar. Allah, ahiret hayatn ve ldkten sonra dirilip hesap verileceini hatrlamas, onun sorumluluk bilincinin kuvvetlenmesinde nemli rol oynar.

badet ve Davran
Eer kii Allaha kuvvetle inanm ve Onun buyruklarn hi kuku duymadan kabul etmise, onlar byk oranda yerine getirme abas ierisinde olur. nk inanlar davranlara yansr, davran halinde ortaya karlar. Davran halinde ortaya kmayan inan gittike zayflar ve zamanla yok olacak dzeye gelir. Bu nedenle ibadetler hem din inancn gcn gsterirler, hem de bu inancn gl kalmasn salarlar. Bunu eski bilim adamlar fener rneiyle aklarlard. yle ki, fenerin iinde yanan lamba inanc, lambay evreleyen camlar ise ibadetleri temsil eder. Nasl ki camlar, dtan gelen etkilere, rzgra kar lambay snmekten koruyorsa, ayn ekilde ibadetler de, olumsuz etkilere, istek ve arzulara kar inanc korurlar, onun zayflamasn nlerler. Yani burada karlkl bir etkileim sz konusudur. nancn kuvvetlilii insan ibadette bulunmaya iter, yapt ibadetler de inancn korurlar. Ayn ekilde temeldeki inan faktr nedeniyle, ibadetle dier davranlar arasnda da bir balant vardr. Kii Allaha inandktan sonra, bu inanca bal deerler sistemi iinde kendini disipline ederek, kabul ettii deerlere gre

202

davranlarn uyarlamaya alr. nancnn etkisiyle Allaha ibadet ederken nasl dini bir emre uyuyorsa, ayn ekilde dinin yasaklarndan kanmaya, dini normlara uygun davranlar gstermeye de gayret eder. badette Allaha gsterilen sayg ve ballk, kt olandan uzaklama, doruya ynelme arzusu, kiinin bunlar samimiyetle Allahtan talep etmesi, onun kendini deerlendirmesine, kontroll, ll, gzel davranlarda bulunmasna neden olur. Allahn huzuruna gzel eyler yaparak, Onun istedii tutum ve davranlar sergileyerek kmak gerektii inanc, insan gzel ahlkl olmaya yneltir. Kt bir ey yapm olsa da onun zntsn yaar, pimanlk duyarak ondan vazgeer, Allahtan af diler ve yine iyiye, gzele ynelir. Sadece kendini dnmez, kendisi iin istediini dier insanlar iin de ister, ben deil biz uuru iinde hareket eder, yardmsever, fedakr olur. Gnl krc deil, yapc olur. Bu nedenledir ki Yunus Emre, bir kez gnl krdn ise bu kldn namaz deil demitir. Dolaysyla bilinli bir ekilde ibadet eden birey yanl ve kt davranlara kolayca srklenmez. Srklendiinde ise yanllarla inanc arasndaki elikiyi fark ederek psikolojik bir atma yaar. Bu atmada inancnn galip gelmesinde yine yapt ibadetin byk yardm olur.
badet ettii halde hak yiyip hakszlk yapanlarn, slam Ahlkna uygun olmayan eylemlerde bulunmaya devam edenlerin davranlarn nasl aklarsnz?

badet ve rade
Dini inanc olan bir kii, dinin kendisinden yapmasn istedii davranlar yapmak ister. Bunlarn banda da din bir grev olan ibadetler gelir. Ancak insann ayn anda birbiriyle elien, atan arzu ve istekleri olur. Baz arzu ve istekler, dierlerinin gereklemesini engellerler. nsan bunu zellikle din istekleriyle dierleri arasnda sk sk yaar. Din grevlerini yaparken bir takm arzu ve istekleri, maddi zevkler buna kar diren oluturur. te o zaman bir atma yaar. Dinin istekleri ile dier istekler atr. te burada, kii iin daha nemli, daha gl, daha etkili olan istek dierlerini yener, n plana geer ve kendisini gerekletirir. rnein namaz klmak isteyen bir kii ayn zamanda bir televizyon programn izleme, arkadalaryla sohbet etme, elenme arzusu duyabilir. Onu namaz klma istei dorultusunda davranta bulunmaya iten gdler(din sorumluluk ve grev duygusu vb.) baka bir arzusu ynnde davranta bulunmaya iten gdlerden daha gsz, daha zayf olduunda gerekleemez. Bu da namazn onun hayatndaki deeriyle, namaza verdii nem derecesiyle dorudan ilikilidir. Bu, geici bir sre iin de olabilir, uzun sre de byle devam edebilir. Zamanla namazn kendisi iin daha nemli olduu ynndeki inan gl duruma gelirse, bu sefer birey dier istek ve arzularn frenler ve iradesini namaz klma ynnde kullanr. Dolaysyla burada, dier istek ve arzular frenleyen, kiiyi namaz klma ynnde karar vermeye ve davranta bulunmaya gtren bir inan ve irade gc sz konusudur. badet tecrbesi, insani arzulara stn gelen ilah ve manev hedefler dorultusunda bir iradi abay etkin duruma getirir.

203

badet ve Kiilik
nsann toplumdaki dier kiiler zerinde brakt bir etki, dierlerinin onu deerlendirmesine neden olan bir takm belirgin kiilik zellikleri vardr ki, bunlar daha ok onun ahlki ynn oluturur. rnein, drst, adaletli, namuslu, onurlu, eref ve haysiyetine dkn, cesaretli, kendisine gvenilir, yardmsever veya yalanc, iine geldii gibi konuan, hilekr, karna gre hareket eden, bencil, korkak, gvenilmez vb. Hatta btn bu zellikler, halk arasnda kiilikli kiiliksiz, karakterli karaktersiz (karaktere ahlki kiilik de denmektedir) gibi nitelendirmelere de yol amaktadr. Burada kiilikli denilen insan, kiilii beenilen, olumlu kiilik zelliklerine sahip olan, kiiliksiz denilen insan da kiilii beenilmeyen, olumsuz kiilik zelliklerine sahip olan insandr. badet insan, olumsuz kiilik zelliklerinden uzaklatrp, olumlu kiilik zellikleri gelitirmesine yardmc olur. Sz gelimi namaz klan insan, yalan sylemekten, ikiyzl hareket etmekten kanr; samimi ve drst olmaya alr. nk hergn huzuruna kt Yce Rabbinin, her eyi grp gzettiini bilir. Sadece kendi karn dnen bencil birisi deil, evresindeki insanlar da dnen yardmsever, dierkm bir eilim tar. Hak ve adaleti gzetmeye dikkatli ve cesaretli olur. En byk g olarak Allaha inanan ve kld namazn her rekatnda, yalnz sana kulluk ederiz ve yalnz Senden yardm dileriz dsturunu tekrar eden bir Mslman, eer bunu itenlikle ifade ediyorsa, namazdan sonra da onurlu davranlarda bulunur, baz karlar uruna bakalarna boyun bkmez, haysiyetini inetmez, kiilikli olur. Dolaysyla namaz insan baka varlklara, baka eylere kul, kle olmaktan kurtarp Allaha balla gtren, onu kt istek ve arzularnn, dnyann basit karlarnn esiri olmaktan arndrp zgrletiren bir uygulamadr. Dier ibadetlerin her birinin de buna benzer ilevleri vardr. Mesela, zekt ve sadaka, mala ve paraya olan balln azalmasna, mal hrsnn insann gzn bryp kendine ve evresine zarar verici duruma dmesine engel olur. Maddeci, karc ve bencil olmayan, bakalarn da dnen, zgeci bir karakter oluumunu destekler. Ayn ekilde oru, bedenin arzularnn stne ykselme, alkanlk ve otomasyondan kurtulma, manevi bilinci glendirmede son derece etkilidir.
Kiilik ve Dinle ile ilgili ayrntl bilgi iin Ali Ulvi Mehmedolunun Kiilik ve Din adl kitabn okuyunuz.

badet ve Benlik
nsan zaman zaman kendisine dardan birisi gibi bakar ve kendini deerlendirerek btn zellikleriyle ilgili hkmler verir. Bu hkmler olumlu da olabilir, olumsuz da olabilir. Kii kendinin baz ynlerini beenip baz ynlerini beenmeyebilir. dealinde varmay dnd noktaya ne kadar yaknsa kendini o kadar mutlu hisseder. Sahip olduu eksiklikler, yetersizlikler ve baarszlklar kendini deersiz grmesine neden olabilir. badet bireye farkndalk bilinci kazandrr. Onu inan deerleri erevesinde sorumluluklarn dnmee iter ve yaptklarnn da yapamadklarnn da farkna varmasnda etkili olur. Kendi glerinin, snrllklarnn, yaadklarnn, kayglarnn ve olaylara bak alarnn farknda olma bilincinin olumasnda ibadetin etkili olaca rahatlkla sylenilebilir.

204

badet insana, Allah katnda deerli olduu algsn kazandrr. nk Allah katnda deer, sahip olunan maddi eylerle deil, Ona kullukla, Onun emirlerine kar gsterilen duyarllkla, kazanlr. Varlklar arasnda en stn olan bir insan olarak Allahn katnda kendine deer verildii, dier insanlarla arasnda bir fark olmad, Allaha olan inancnn samimilii ve gll orannda Allah katnda daha deerli, daha nde yer alaca bilinciyle kendine olan gveni, karlat engelleri ama gc artar. Kendine kar olumlu duygular besler. Benlik saygs glenir. badet eden insann her zaman, zellikle g durumlarda Allah yannda hissetmesi, Onun kendisine yardm edeceine inanmas z gvenini artrr ve gcne g katar.
Benlik, bir kimsenin kendi kendisi hakkndaki alglar ve yarglar toplamdr. Benlik srekli yenilenen bir oluumdur. Her yaant, batan geen her olay, birey iin nemli olan kiilerin onu beenip beenmemeleri, eletirmeleri ya da vmeleri ve onun bunlar alglay tarz, benliinde yer eder, benliinin alaca ekli etkiler.

Bireyin bandan geen olumsuz yaantlarn ve kendisiyle ilgili olumsuz deerlendirmelerin benliinde at yaralar, ibadetle pansuman edilir, onarlr ve daha canl, daha arzulu, kendine gveni artm, ruhen glenmi olarak hayat sahnesinde yerini alr. Dolaysyla ibadet, hayat sreci iindeki yaralanmalarn onarld, ruhun karartlarnn berraklap aydnland bir ilatr. nsan evresindekilere bamllktan kurtarp onun daha zgr, daha bamsz hareket etmesinde etkili olan bir faktrdr. Ona btn olumsuzluklara ramen doru olan savunan ve dorunun peinden giden, Allahn raz olmayacan bilerek kar iin yanl onaylamayan bir karakter kazandrr. badet ayn zamanda bir olgunlama srecidir. Benliin yeniden inasnda, znde ilahi deerlerin yer ald bir benliin oluumunda, ibadetlerin, klnan namazn ve tutulan orucun ayr bir katks olur.
Benlik ve Dinle ile ilgili ayrntl bilgi iin Bozkurt Koun Benlik ve Din adl kitabn okuyunuz.

badet ve Vicdan
nsann iinde doutan gelen, gerek kendi gerekse bakalarnn yapt davranlar deerlendiren ve bunlar hakknda iyi-kt eklinde hkmler veren bir kontrol ve yarg gc vardr ki, buna vicdan denilir. nsan vicdan ile kendi kendini muhakeme eder, yarglar. Bu nedenle vicdan adeta insann iinde kurulan bir mahkemedir ve insann bu mahkemenin yarglamasndan kurtulmas mmkn deildir. Kiinin yapt iyi davranlar ve ktlklerden uzak durmas vicdannn hassaslamasna ve kk bir ktlkten bile vicdan azab duymasna, sk sk ktlk yapmas ve su ilemesi ise vicdannn zayflamasna ve hassasiyetini kaybetmesine neden olur. badeti din bir grev kabul eden inanl insan, bu grevini zamannda ve uygun ekilde yerine getirmediinde rahatszlk duyacak, psikolojik atma yaayacaktr. Sululuk ve gnahkrlk duygusu eklinde yaanan bu atmadan vicdannn kurtulup huzur bulmasnda, yine yapt ibadetin ona byk yardm olacaktr.

205

Bylece din grevlerini yerine getirmeye alan birey, Allahn btn emirleri karsnda duyarllk kazanr, vicdanen hassaslar. Yani istemeyerek de olsa, bir ktlk yapnca veya bir grevini ihmal edince rahatszlk duyar. Allahla ilikilerinde kazanlan bu duyarl yap, insanlarla ilikilere de yaylp, genelleir. Dolaysyla ibadet, insann iindeki merhamet duygusunu harekete geirir. nsann ruhunu incelterek iyilik yapma, yardm ve fedakrlkta bulunma arzusunu glendirir. nsan empati kurmaya, bakalarnn skntlarn grmeye ve onlarla ilgilenmeye iter. badetlerin youn olarak yapld ramazan aynda, zellikle oruta bireyin belli bir sre a kalmasnn da etkisiyle fakir kiilerle daha ok ilgilendii onlara daha ok yardmda bulunmaya alt grlmektedir.
Denilebilir ki, ibadetler birer eitim proramdr. Bu proram, insani tabiatmzda yer alan olumsuz ve ktcl eilimleri yok etme, iyi ve olumlu eilimleri aa karp glendirmeyi hedefler. Bu bakmdan her bir ibadetin kiilik ve karakterimizin belli bir ynn eitici ilevi vardr.

badet ve Ruh Sal


nsan zihni gnlk hayat ak ierisinde ounlukla olaylarn youn etkisi altnda bunalr, bunlardan syrlarak kendi i dnyasna, kendi zne dikkatini evirerek rahatlama ihtiyac duyar. badet insana gerginlik ve stresten kurtulmada, ruh saln korumada yardmc olur. te slamda gn ierisinde tekrarlanan namaz ibadeti insan gnlk hayatndaki youn ilerden, zihnini rahatsz eden problemlerden uzaklatrarak ksa bir sre de olsa dinlenmesini ve stres atmasn salar. Ona psikolojik boalm yaatr. Namaz belli aralklarla srekli devam ettiinden bir sre sonra birey, ruh saln bozan dncelerden tamamen kurtulabilir. Be vakit klnan namaz, uzun yola kan ve saatlerce ara kullanan bir ofrn, salkl bir ekilde menziline varabilmesi iin belli aralklarla yorgun bedenini dinlendirmek, dalan dikkatini toparlamak zere verdii molalara benzetilebilir. Yorgun bedenin bu molalara ne kadar ihtiyac varsa, kalbin ve ruhun da namazlarla rahatlamaya, sknete ermeye o kadar muhta olduu sylenebilir. nsan zaman zaman olumsuzluklarla, ktlklerle, hakszlklarla karlar, skntlar eker, ileri her zaman yolunda gitmez, kayg duyar, endie duyar, mitsizlie kapld anlar olur. mitsizlik ise insanda karamsar duygularn olumasna, onun hayata ksmesine ve eer devam ederse depresyona kadar, hatta baka etkenlerle beraber, intihara kadar kiiyi gtrebilir. badet eden insan, hayat btnyle bir snav olarak deerlendirir. Allahn deiik artlarda ve ortamlarda iyi ile de kt ile de kendisini deneyebileceini gz nnde bulundurur. Sabr ve iyimserlikle Allaha balln srdrmeye alr. lm tesine ynelik din vaadleri hatrlayarak, bu dnyadaki zorluk ve aclarn anlamsz olmadn bilir. te bu inan ve dnce, ona nemli bir manevi destek salar, canllk verir ve onu hayata balar, glklere kar dayanma gc verir. nsan bu sayede isyan etmek yerine her erde bir hayr olduunu dnr, manevi destek bulur. mitsizlie kaplmadan Allaha gvenip Ona ynelmek, skntlar giderir, gnl ferahlatr. Yaplan birok aratrma, din inan, ibadet ve ritellerin stres ve gerilimlerle baa kmada insanlara dayanma ve tahamml gc verdiini gstermektedir.

206

Dini inancn ve ibadetin olumsuz durumlarla, dramatik olaylarla baa kmada insanlara kazandrd tahamml ve dayanma gc ile ilgili ayrntl bilgi iin Ali Kse ve Talip Kkcann Doal Afetler ve Din adl kitabn okuyunuz.

badet yoluyla insan Allahla iletiim kurmaktadr. Bu da insana Allaha yaknlk hissi, gven duygusu vermekte, onu yalnzlk duygusunun yol at kayg ve endieden korumaktadr. badet ederek Allahla iletiimini srdren kimse Allah yannda grr. Allah, her durumda insann yanndadr. Ondan g ve destek alr, yalnz ve kimsesiz olmadn dndrr. Yalnzlk duygusunun giderilmesinde cemaatle klnan namazn da nemli etkisi olur. nsanlar birbiriyle tanr, birbirlerine hal hatr sorar, yardmc olur, skntlarn paylar.
slamda cemaatle klnan namazn sevabnn, bireysel klnan namazdan yirmi yedi kat daha fazla olduu bildirilmektedir. Bunun nedeni, dini motifli bir dayanma, paylama ve kaynamann olumas, dini inancn, dine aidiyet ve balln daha da g kazanm olmas ile aklanabilir.

DN TREN
Dini Ritel, Ayin ve Tren
Her toplumda zel zamanlarda ve meknlarda sabit, kalplam, sembolik anlamlar da olan kutlama ve trenler dzenlenir. Bunlar genel olarak toplumsal yaamn sembolik nitelikli ya da dar anlamda din nitelikli eylemleri olabilir. rnein mezuniyet trenleri, doum gn kutlamalar, resmi bayram trenleri genel nitelikli bir ritel, Hz. Peygamberin doumunu kutlama, bir snnet merasimi, bir mevlit okutma merasimi, bir yamur duas din ritellerdir. Dolaysyla din riteller, dua ve ibadetten farkl, iinde duann da yer ald dini kutlama ve uygulamalardr. Buna gre riteller salt ibadet ya da din pratikle zdeletirilemeyecek kadar geni bir kavramsal ierie sahiptir. Din riteller din inanlar eyleme dntrerek toplumsal paylamn konusu haline getirmekte, dindarln toplumsal boyutunu oluturmaktadr. Dolaysyla din hayatn temel unsurlarndan biri olarak din riteller inanca toplumsal bir boyut katmaktadr.
Dini ritelle ilgili daha ayrntl bilgi iin http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/1144/13418.pdf adresinde yer alan lkay ahinin Dini Hayatn Ritmi: Ritel ve Mzik adl yazsn okuyabilirsiniz.

yin kelimesi baz tarikat trenleri dnda slam kltrnde fazla yer tutmayan bir din uygulamay ifade eder. Buna karlk mesel Hiristiyanlktaki vaftiz ayini olduka nemli bir din trendir. nanan insanlar, din inan ve duygularn topluca, bir arada trensel biimde ortaya koyma eilimi duyarlar. Bunlar yllarca uygulanarak, din grevlileri vastasyla bir tapnma biimi tarznda belli zamanlarda tekrar edilerek geleneksel hale gelmektedir. lkemizde en yaygn din ritel olarak mevlit merasimleri grlmektedir. Aslnda mevlit, Hz. Peygamberin doumunu kutlama ve anma vesilesiyle ortaya kan bir din merasim iken, bugn daha ok lnn ardndan ve ller

207

iin okunan, ancak baz blgelerde doum, snnet, evlilik merasimlerinde de dzenlenen din bir ritele dnmtr. Mevlidin oka kabul grp benimsenmesinde, onun anlalr bir dile, iirsel bir slba sahip olmasnn ve musiki formuyla okunmasnn etkisi byktr. Ayrca mevlit esnasnda Kurann ve ilhilerin okunmasnn ve topluca dua edilmesinin de ok nemli olduunu belirtmek gerekir.
Mevlit riteli ile ilgili inan ve tutumlar hakknda, Hayati Hkeleklinin slam Psikolojisi yazlar kitabnn Mevlitle lgili nan ve Tutumlar blmn okuyunuz.

Din Ritel, Ayin ve Trenin Psikolojik Etkileri


Din ritelin, ayin ve trenin, katlmclar zerinde nemli psikolojik etkilerinin olduu bir gerektir. ncelikle bu trenler srasnda kiinin din duygular younluk kazanmakta, okunluk yaanmaktadr. Mevlit dinlerken aladn belirten kiiler olmaktadr. Bu duygu younlamas, bireyin dncesine ve davranlarna da yansr. Birey Allah, Ahreti, yaptklarn dnr ve btn kiiliiyle iyi olma arzusu n plana geer. Kendini kritik eder ve sorumluluk duygusu glenir. Hatalarndan, yanllarndan pimanlk duyarak bunlar tekrar etmeme ynnde bir eilim ortaya kar. Zihnindeki kt dnceleri, kalbindeki kt duygular atar. Din riteller, din inanc pekitirir, kuvvetlendirirler. Bireyler bu tr trenler srasnda kendilerini Allaha daha yakn hissederler. Denebilir ki, din inan kendisini ifade eden eylemler vastasyla hayatiyetini devam ettirir, canllk ve g kazanr. Bu tr eylemlerle pekitirilmeyen ve yeniden harekete geirilmeyen bir inancn etkisiz kalaca aktr. Din ritellerin nemli bir etkisi de sosyal dayanma ve kaynamann, birlik ve btnlk ruhunun canl kalmasn salamalardr. Ayn inan ve duygular paylaan insanlarn din bir trende bir araya gelmeleri, aralarnda daha samimi, daha scak duygularn olumasna, kendilerini ayn btnn paralar olarak grmelerine neden olur. Birbirleriyle ilgilenme, birbirlerine yardmc ve desteki olma arzular artar. Mevlitle ilgili ylkemizde yaplan bir aratrmann sonular, aratrmaya katlanlarn % 86snn, mevlidin sosyal kaynama ve yaknlamaya yol at anlayna sahip olduklarn ortaya koymutur.(Hkelekli, 2009,s.320) Dolaysyla din riteller bireyin inancn glendirme, din duygularn gelitirme ve toplumu Allah ve Peygamber sevgisi, din deerler etrafnda birletirme, ayn idealler dorultusunda btnletirme gibi bir fonksiyona sahiptir.

zet
lahi bir varla inanan insan, bu Varlkla iletiim kurmaya, sevgi, sayg ve balln Ona sunmaya alr. Allahla insan arasnda ift ynl bir iletiim vardr. Birincisi Allahtan insana doru olan, ikincisi de insandan Allaha doru olan iletiimdir. te insandan Allaha doru olan iletiim dua, ibadet ve din ritellerle yaplr. Duada birey Allaha ynelerek Onunla iletiim kurar, duygularn,

208

dncelerini, skntlarn, dertlerini, arzu ve dileklerini Ona sunar, Onun yardmn talep eder. Birey bu sunuunu szl olarak da, szsz, yani hl diliyle de yapar. Allahn da kendisine karlk vereceine, sylediklerini dikkate alacana itenlikle inanr. Birey isteklerinin gereklemesi, iinde bulunduu aresizliin ve skntnn giderilmesi, gnahlarnn balanmas, Allahn nimetlerine krnn ifadesi ve Allahn Yceliine duyulan hayranln vurgulanmas gdleriyle Allaha ynelir, Ona dua eder. Duann insann btn psikolojik mekanizmalar, ahlk ve karakteri, ruh ve beden sal zerinde olumlu etkilerinin olduunu aratrmalar gstermektedir. Bu etki bireyden bireye farkllk gstermekte, zellikle duadaki samimiyet, itenlik ve sreklilik, etki gcnn tayininde nemli rol oynamaktadr. Duann psikolojik etkileri, skntl ve gergin durumdan kurtulma, hafiflik ve rahatlk duyma, zorluklarla, glklerle ba etme, dayanma ve sabretme gc kazanma, karamsar ve ktmser duygulardan arnp iyimser ve mitvar olmasn salama, yalnzlk duygusundan kurtulma, yksek bir moralle hastalklara kar diren gc kazanarak ifa bulma eklinde ortaya kmaktadr. nsann inancnn davran olarak da akseden bir yn de ibadetlerdir. badet dinler tarafndan ekli belirlenmi, Allahla ilikileri canl tutmak amac tayan sz ve hareketlerdir. badette gdsel olarak korku, sevgi ve sayg duygularyla beraber iradenin etkin rol vardr. badet bireyin dnce, duygu, davran, kiilik, benlik, irade ve ruh salna etki ederek onu ekillendirir. badetin psikolojik etkilerini, hayatn ve lmn amacn, anlamn kavrama, duygularn dengeli klma, ihtirasa kaplmasn nleme, Allahn nimetlerine kretme, kt eilimleri, arzu ve istekleri kontrol altnda tutarak iradesini glendirme, kt, zararl olandan uzaklap doruya ynelme, olumlu kiilik zellikleri kazanma, benlik saygsn glendirme, bencillii gidererek biz duygusunu hkim klma, hassas bir vicdan oluturma ve zihinsel gerginlikten kurtulma noktalarnda toplamak mmkndr. Toplumlarda zel zaman ve meknlarda yaplan kalplam, sembolik anlamlar da olan din nitelikli kutlama ve trenler ise din ritelleri olutururlar. Din riteller, dua ve ibadetten farkl, iinde duann da yer ald din kutlama ve uygulamalardr. lkemizde en yaygn din ritel olarak mevlit merasimleri grlmektedir. Din ritellerin, zellikle din inancn pekimesinde, sosyal dayanma ve kaynamann, birlik ve btnlk ruhunun canl kalmasnda nemli rol vardr.

Kendimizi Snayalm
1. Duann tanmnda aadakilerden hangisi yer almaz? a. Allahla iletiim kurma b. Allaha yalvarp yakarma c. Allahtan yardm dileme d. nsani durumunu Allaha arz etme e. Kendi gcnn yeterliliine gvenme

209

2. Aadakilerden hangisi dua gds saylamaz? a. nsann grevine ballk duymas b. nsann isteklerinin karlanmas c. Allahn nimetlerine kr d. Allahn rzasnn kazanlmas e. Gnahlarnn balanmas 3. Aadakilerin hangisi badetin benlik zerindeki etkisi bakmndan yanltr? a. Bireye farkndalk bilinci kazandrr b. Kendi glerinin, snrllklarnn farkna vardrr. c. Dk benlik saygsna yol aar. d. Kayglarnn ve olaylara bak alarnn farkna vardrr. e. Allah katnda deerli olduu algsn kazandrr 4. Aadakilerden hangisi ibadetin psikolojik etkilerinden biri deildir? a. Zihindeki kavramlar aktif olarak harekete geirmesi b. Hayat anlamlandrmada katk salamas c. Hayata iyimser bakmaya ynelmesi d. nsann ihtiraslarn artrmas e. kr duygusunu gelitirmesi 5. Aadakilerden hangisi dini bir ritel deildir? a. Kuran okutmak b. Mevlit okutmak c. Trbe ziyaretinde bulunmak d. Snnet merasimi dzenlemek e. Yamur duasna kmak

Kendimizi Snayalm Yant Anahtar


1. e 2. a 3. c Yantnz doru deilse, Duann Tanm okuyunuz. Yantnz doru deilse, Dua Gdleri okuyunuz. konusunu yeniden konusunu yeniden

Yantnz doru deilse, badet ve Benlikkonusunu yeniden okuyunuz.

210

4. d 5. c

Yantnz farklysa badetin Psikolojik Etkileri yeniden okuyunuz.

konusunu

Yantnz doru deilse, Dini Ritel, Ayin ve Tren konusunu yeniden okuyunuz.

Sra Sizde Yant Anahtar


Sra Sizde 1 Dua ve ibadet i ie iki kavramdr. Ancak ibadetin daha geni bir anlam vardr. Dua ibadetin bir paras, bir unsurudur. badet duay da ierisine alan, belli ekli, zaman ve artlar da olan bir tapnma biimidir. Sra Sizde 2 Fiili dua, kiinin gc, imkn ve yetenekleri orannda yapabileceklerini yapmas, yerine getirmesidir. Szl dua ise, gcn aan durumlarla ilgili Allahtan yardm talep etmesidir. Sra Sizde 3 nsann nemli bir zellii, aciz ve gsz oluudur. nansz insan da zaman zaman tehdit ve tehlikelerle kar karya kald ve stesinden gelemedii, karlat engelleri aamad, bunald durumlarda igdsel olarak dua etmekte ve sonsuz g sahibi Varlktan yardm istemektedir. Sra Sizde 4 nanan kii ibadetlerin Allah tarafndan kendisine verilen bir grev olduunu kabul eder. Bu nedenle eer eitli engellerle karlap ibadet edemezse, gnah iledii dncesiyle rahatszlk duyar, huzursuz olur. Bu huzursuzluk onda endie ve gerginlik yaratr, ruh saln bozar. Bu yzden ibadet zgrl din ve vicdan zgrlnn ayrlmaz bir unsuru olarak kabul edilir. Sra Sizde 5 Bu tr insanlar, yapt ibadetin bilincinde olmayan, ibadetini iselletirememi, ibadetiyle dier davranlar arasndaki balanty kuramam, kiisel karlarn aamam, yanl din alglamasna sahip kiiler olarak dnmek gerekir.

Yararlanlan Kaynaklar
Armaner, N. (1980). Din Psikolojisine Giri, Ankara. Carrel, A. (1977). Dua, ev. M. Alper Ycetrk, stanbul. Hkelekli, H. (1993). Din Psikolojisi, Ankara.

211

Hkelekli, H. (2009). slam Psikolojisi Yazlar, stanbul. Ko, B. (2009). Benlik ve Din, stanbul. Kse, A., Kkcan, T. (2000) Doal Afetler ve Din, stanbul. Marinier, P. (1990). Dua zerine Dnceler, ev. Sadk Kl, zmir. Mehmedolu, A. U. (2004). Kiilik ve Din, stanbul. Pazarl, O. (1972). Din Psikolojisi, stanbul. Peker, H. (2010). Din Psikolojisi, stanbul. ahin, . (2008). Dini Hayatn Ritmi: Ritel ve http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/1144/13418.pdf. Tarhan, N. (2009). nan Psikolojisi, stanbul. Vergote, A. (1999). Din, nan ve nanszlk, ev. Veysel Uysal, stanbul. Mzik

212

213

Amalarmz
Bu niteyi tamamladktan sonra; Tvbe, dine dn ve din deitirme kavramlarn tanmlayabilecek, Din deiimin motivlerini aklayabilecek, Din deitirme srecini deerlendirebilecek, Din deitirme tiplerini sralayabilecek, Din deiimin bireyde oluturduu psikolojik sonular yorumlayabileceksiniz.

Anahtar Kavramlar
Gnah Tvbe Dine dn Din deiim Din deitirme Din deitirme tipleri

neriler
Bu niteyi daha iyi kavrayabilmek iin okumaya balamadan nce; Tvbenin psikolojik yorumu ve din deitirmenin motiv ve rnekleri iin Hseyin Pekerin Din Psikolojisi kitabna bavurunuz. Ali Ksenin Neden slam Seiyorlar adl kitabn okuyunuz.

214

Tvbe, Dine Dn ve Din Deitirme


GR
Din inan insan etkileyen, ynlendiren, ekillendiren ok nemli bir faktrdr. Dine inanmaya hazrlkl olarak dnyaya gelen ocuk, anne babasndan ya da evresindeki kiilerden edindii modellerden, arkadalarndan, kitle iletiim aralarndan, retmenlerinden, edindii bilgilerden vs. etkilenerek bir din inanca sahip olur. Fakat onun bu inanc olduu gibi sabit kalmaz. ocukluk dneminden itibaren hayat sreci ierisinde yaad tecrbeler, zhinsel geliimi, ergenlik dneminin alkantlar, eitli sosyokltrel etkenler onun inancnda deimelere neden olur. Bazen din inancyla elien davranlar yapar, sonra pimanlk duyar, tvbe eder, bazen de dinden tamamen uzaklar, bulunduu dini terk eder. nan deiimi bireyde bazen ok stresli olur. Onda gerginlikler, skntlar oluturur. Onu inancn brakma ve baka bir dine girme noktasna kadar getirir. Kukusuz din deitirme davranlar insanlk tarihinin her dneminde grlse de dier din davranlara gre az, fakat olduka nemli, karar verilmesi ok zor olan bir deiim srecidir. Bu nedenle Din Psikolojisi konular arasnda ilk dnemlerden itibaren yer almakta, din deiim geiren kiileri bu davrana ynelten gdler ve din deiim sreci eitli aratrmalarla aklanmaya allmaktadr.

TVBE, DNE DN VE DN DETRME KAVRAMLARI


Din deiim, psikolojik anlamda din inan ve davranlarla ilgili yn deiimi olarak tanmlanr. Dolaysyla din deiim, zihinsel, duygusal ve davransal, dinle ilgili her trl deiimi ifade eder. Tabii ki din deitirmeyi de iine alan geni bir anlama sahiptir. Din deiim olaylarnn en yaygn olan slamda tvbe olarak adlandrlr. Tvbe, kelime olarak dnmek, vazgemek anlamna gelmektedir. Dindeki anlam ise, bireyin dince uygun grlmeyen bir davrantan geri dnmesi, vazgemesi ve bir daha o davran yapmayacana dair sz vermesi demektir. Tvbe denildiinde akla hemen gnah gelmektedir. Terim olarak kiinin din deerlerine aykr olan davranlarna gnah denir. Din bir emrin ihlali,

215

din kurallara muhalefet gnah olarak nitelendirilmektedir. Gnah olan davranlar, dinen su kabul edilen davranlardr. Tvbe, bireyin, esas olarak din deerlerine ters den, gnah saylan davranlarndan pimanlk duyarak vazgemesi ve bu davran bir daha yinelememe kararll gstermesidir. Bu vazgeiin temelinde, yaplan davrann ilahi emirlere aykr bir su ve gnah olduunun farkna varma ve Allahla ilikilerini yeniden onarp dzeltme niyeti yatar. Tvbeyi din bir davran yapan en nemli nokta, Allahn istemedii bir hareketi yapm olmas nedeniyle kiinin, Allahla arasnn ald uuruna varmas ve Allahn rzasn kazanmak iin bu hareketten vazgemesidir.
Tvbe szcnn dier anlamlar ve kullanmlar iin http://tr.wikipedia.org/wiki/T%B6vbe_(tasavvuf) adresine bavurabilirsiniz.

Tvbe din ynde olumlu bir deiim arzusu ve karardr. Yaplan yanl davrann bir daha tekrarlanmayaca hususunda Yaratana sz veritir. Gazaliye gre tvbe boyutlu bir sretir: Birincisi bilme, ikincisi pimanlk, ncs gereini yerine getirmedir. Tvbede nce zihinsel bir deiim yaanr. Bu deiim duygu ve davran deiimine yol aar. Eer davran deiimi yoksa tvbe eksiktir, btnyle olumam demektir. Ben artk kul hakk yemeyeceim diyen ve tvbe eden bir insan, uygulamada bu davrann srdryorsa, bu samimi, benimsenerek yaplan bir tvbe deil, iselletirilmeden sadece kelimelere dklm bir szdr.
Bireyin tvbe ettikten bir sre sonra ayn davran tekrar yapmaya balamas nceki tvbesini bozar m, neden? zerinde dnnz.

Tvbenin Allahtan bir zr dileme olduunu bilen ve ancak bu yolla balanacann bilincinde olan kii gnahkrlk saplants ve geriliminden kurtulur, rahatlar. Tvbe kiide bir i huzuru oluturur, onun mitsizlie dmesine engel olur. lemediim gnah kalmad, bundan sonra ne yapsam yarar olmaz! gibi endie ve korkulardan kiiyi alkor. Gnahkrlk ve sululuk duygusuna kaplmasn nler. Bu nedenle tvbe mit ve iyimserlii, manevi yenilenme ve canlanmay artrr. Ksacas tvbe, din deerlere aykr, din d davrantan vazgei ve din deerlerle uyumlu bir tutumu benimseyi ve yeniden dine dn hareketidir. Yani dine dn, dinin onaylamad bir davrantan dinin istedii davrana dn ifade ettii gibi, dine tamamen aykr, din d bir hayat srdrrken bu hayattan vazgeerek dine ynelii de belirtir. nan, kanaat ve dnce deiimini belirtmek zere baz Bat dillerinde kullanlan conversion kelimesi, sadece din ve dinler aras deiimi deil, politik, estetik ve sosyal fikirlerdeki deiimi de ifade eder. Bu kelime ayn zamanda din deitirme anlamnda da kullanlr. Din deitirme bir dinden baka bir dine dnmek demektir. Bireyin bir dine olan inan ve ballnn baka bir dine gei yapmas anlamna gelmektedir. slam geleneinde baka bir dinden slam Dinine girme ihtida ve slam Dinini terk ederek, bir baka dine gei yapma olay iin de irtidat kavramlar kullanlr. Din deitirme az rastlanan, ancak birey iin olduka nemli olan bir davrantr. nk bir kiinin uzun sre inand ve baland din deerleri bir tarafa brakarak yeni deerler kabul etmesi, yani bulunduu dini terk

216

ederek baka bir dine girmesi olduka zordur. Bunun iin uzun bir sreye, bir hazrlk devresine ihtiya vardr. Vinetin u sz bunu ok gzel ifade etmektedir: Roma, bir gnde bir kiiyi dine dndrmekten daha kolay ina edilebilir.
Kuranda verilen bilgiye gre Peygamberlere inanan insanlarn saysnn az olduu anlalmaktadr. Sizce insanlar neden inanlarn ok zor deitirmektedir? Dnp aklaynz.

DN DEMN GDLER
Bir kimsenin sahip olduu din inancnn deimesinde, din d, dine ilgisiz ya da inansz bir hayat yaarken dine ynelmesinde ya da bulunduu dinden uzaklamasnda ve yeni dini semesinde hangi faktrlerin etkili olduu konusu din deiimin gdlerini oluturur. Aratrmalara gre din deiimin gerek bireyin iinden gelen zihinsel ve duygusal, gerekse dardan gelen toplumsal birok nedeni olabilmektedir. Bunlar farkl ekillerde snflandranlar olmakla beraber zihinsel (entelektel), duygusal ve sosyo-kltrel gdler bal altnda grupta toplamak mmkndr. Din deiim gsteren bireylerde bu gdlerin farkl oranlarda etkili olduu bilinmektedir. Bazlarnda zihinsel, bazlarnda duygusal, bazlarnda da sosyo-kltrel gdler daha etkin halde bulunur. imdi bu gdleri grelim.
Birok din deitireni bulunduu dinden uzaklatran gdlerle yeni girdii dini tercih ettiren gdler farkl olabilir. rnein birey duygusal etkenlerle bulunduu dinden uzaklaabilir, zihinsel etkenlerle baka bir dine girebilir.

Zihinsel Gdler
Bunlar zihinsel dinamiklerin oluturduu etkilerdir. Dinle, din esas ve uygulamalarla ilgili phe, tereddt ve tatminsizliklerin bireyde oluturduu din ynelilerdir. Bu gdlerin daha ok u noktalarda younlat grlmektedir.

Zihinsel Tatmin Arama


nsan dnen, deerlendiren, sorgulayan bir varlktr. Zaman zaman kendi varoluu, hayatn anlam, lm ve lm sonras hayat zerinde dnr ve bunlara tatmin edici aklamalar bulmaya alr. Yeterli aklamalar bulamad zaman ise bir i huzursuzluu, gerginlik yaar. Din deitiren birok kiideki en temel psikolojik elemann gerginlik olduu sylenebilir. Din deiime ynelmi bir kiide gerginlik bir noktaya gelinceye kadar bilincinde olmadan, daha sonra ksmen bilinli olarak byr ve geliir. Kiinin din esaslarla ilgili phesi devam ettii srece gerginlii artar ve ruhen tatmin olamad iin bunalmaya balar. Birey bu gerginlikten kurtulmak iin eitli araylar iine girer, kitaplar okur, konuyu bilenlere sorar ve baka dinlere de ynelebilir. Aadaki rnekte bu psikolojik durum kendini gstermektedir.
Din deitirenlerle ilgili rnekler iin, Ali Ksenin Neden slam Seiyorlar ve A. Ar ve Y. Karabulut tarafndan hazrlanan Neden Mslman Oldum (htida ykleri) kitaplarna baklabilir.

217

ok iiyor ve arkada partilerine katlyordum. yi vakit geirdiimi zannediyordum. Fakat i dnyamda mutlu deildim. Sonunda, insan mutlu eden daha anlaml, daha nemli eyler olmal, bu hayatta diye dnmeye baladm. Tatminsizliim giderek artyordu ve hayata ait nemli sorulara ilgi duymaya balyordum. Hayatn ne iin var olduu hakknda daha iyi bir fikrim olursa, bu hayatta neler yapmam gerektiini daha iyi anlarm diye dndm. Bunun sonucunda dier dinlere baktm. Aslnda dindar olmak gibi bir niyetim falan yoktu, fakat ilgilenmeye baladm sorular dinin sahasna giriyordu: Biz kimdik, ne idik, hayatn anlam ne idi, hedefimiz ne olmalyd?
nsan hayatnn en sarsntl, kritik dnemlerinden olan ergenlik dneminin din deiime gtrc zihinsel ve duygusal zellikleri barndrdn bu konudaki aratrmalar gstermektedir. ocukluk dneminde edindii din bilgileri sorgulama, anlam arayna girme, eitli problemlerin oluturduu kayg ve endielerden dolay snak arama, kimlik krizi geirme gibi oluumlar, ergenlii din deiim iin uygun dnem haline getirmektedir.

Dier taraftan birey kendi zel hayatnda yaad baz olaylar ve tecrbeler sonucunda kendini manevi ihtiya iinde hissedebilir ve bu ihtiyacn dine ynelerek gidermeye alabilir. O bu ynelile dinin esaslarn renmeye, incelemeye ve uygulamaya balar. Fakat zihnine taklan, zemedii, phe duyduu konular olabilir. Kiinin din esaslarla ilgili phesi devam ettii srece gerginlii artar ve ruhen tatmin olamad iin bunalmaya balar. Bylece bunalmdan kurtulma, phe duyduu konuda tatmin olma ve huzura kavuma yollarn arar. te byle bir durumda, kendisini tatmin eden bir baka dine ait okuduu bir kitap, karlat bir ahs din deiim gstermesine hatta din deitirmesine neden olabilir. Aratrmalar, Hiristiyanl terk ederek Mslman olan birok mhtedinin, eski bal olduklar dinin Teslis, Hz. sann ulhiyeti, ruhban snfnn otoritesi, asl gnah doktrini gibi konulardaki zihinsel tatminsizliklerinin onlar yeni bir din araya sevk ettiini gstermektedir.

Anlam Boluu, Amaszlk ve Anlam Aray


Viktor Frankl 20. yzylda yaygnlaan varolusal boluktan sz etmekte ve bunun zellikle kendini deersiz ve anlamsz bulma duygusuyla olutuunu belirtmektedir. Frankl, insanlarn bu varolusal bolua dmekten ancak hayatta belli hedefler ve amalar (sevgi, yce bir dava, bir eser retme vb.) elde ederek ya da dinin aklad, hayata ykledii anlam, ahlk ve deer yarglarn benimsemekle kurtulabileceini vurgular.
nsann anlam aray ile ilgili ayrntl bilgi iin Viktor Frankln nsann Anlam Aray adl kitabn okuyunuz.

Bir zamanlarn nl ar siklet boks ampiyonu Muhammed Ali, Mslman olmadan nce byle bir boluk iine dtn, ruhundaki skntdan, huzursuzluk ve gerginlikten kurtulmann yollarn aradn, huzursuzluktan slam seerek kurtulduunu anlatr. Aratrmalar birok kiinin, hayat aklayan, kendilerini tatmin edici anlam bulabilecekleri bir din aray iine girdiklerini ve bu gdnn etkisiyle zamanla din deitirdiklerini gstermektedir.

218

nsanlarn Eitliine Dayal Esaslar Sorgulama


Toplumdaki dini esaslardan kaynakland dnlen sosyal adalet ve eitlik konusundaki olumsuz yaklam ve uygulamalar da bireyde sorgulamalara neden olmakta, zihinsel tatminsizlik meydana getirmektedir. Bu durumda olan bireyin bu konudaki tatmin edici aklamalara sahip bir dinden etkilenerek ona ynelebildii ve zamanla din deitirdii grlmektedir. zellikle slamn sosyal adalet ve eitlik konusundaki prensipleri dier din mensuplarn daha ok etkilemektedir. rnein u aklamalarda bu etki aka gze arpmaktadr: slam Dinine ilk yaknlm 16-17 yalarnda balar. Dou memleketlerinden gelen Mslmanlar ve onlarn liderleri, konferanslar, konumalar dzenler, slam Dini hakknda bilgi verirlerdi. slamn tek Hak din olduunu, ilim ve akla nem verdiini, btn dnya insanlarn karde ve eit kabul ettiini, herkes iin fikir ve inan hrriyetini tandn sylerlerdi. Bu hususlarda Kuran kerimden ayetler okuyarak slam Dininin esaslarn aklarlard. Yaradlta btn insanlarn eit olduunu, hibir rkn dier rklar zerinde herhangi bir stnl bulunmadn sylerlerdi. Bu Mslmanlarn sylediklerine kar iimde bir yaknlk hissettim. Onlara ok sndm. Kendilerine kar derin bir sevgi duydum.

eitli Etkilerle nanlarn ve Bulunduu Dinin Esaslarn Yeniden Gzden Geirme


Hayat sreci iinde yaad baz olaylar ve tecrbeler bireyi kendi inanlarn yeniden gzden geirmeye itebilmektedir. Bulunduu dinin esaslarn kritik ederek onlardan uzaklaabilmekte, baka bir dine ynelebilmektedir. Ancak byle bir entelektel tutum nemli bir zihinsel abay gerektirir. Birey u etkilerle bu duruma gelebilmektedir: 1. Baka inanca sahip kiilerle din konularda tartma: Birey farkl inantaki kiilerle ilikisi srasnda onlarla din konularda tartmaya giriebilir. Tartmaya giren kimse, din konulardaki inancn tahkik ve kuvvetlendirme, bu konularn doruluuna ait delil gsterme ihtiyacn duyar. Karsndakinin dncesine etki etmek zere harcad abann uzants olarak din konularda akl yrtr. Tartma yolu ile gelitirilen bu ihtiya iselleir; kii tpk kendi kendisiyle konutuu gibi kendi kendisiyle tartr ve inanlarnn doruluunu kendi kendine ispata alr. Ancak birey bu tartma srasnda kendi dininin kabul edilebilir olmayan ynlerini renme frsat bulur. Ayrca tartmaya giritii kiinin fikrinden etkilenebilir. Bu durum, onun yeni dine kar tutumunun deimesine, yeni dine ilgi duymasna ve onu aratrmasna neden olabilir. Bylece birey aratrmas srasnda, yeni dinin akla daha uygun, daha tatmin edici, bal olduu dinden daha stn esaslar ierdiini grrse, bu dine kar duyduu diren gittike azalarak stn grd dine girer. Fakat u da bir gerektir ki kii, az kavrayabildii veya tartlmas atma yaratacak nitelikteki yahut kendisini doyuracak ispat yapamad inanlarnn ounu derine, yani bilinaltna iter. Onlar aa vurmadan,

219

zerlerinde fazla dnmeden, onlarla ilgili tartmaya pek girmez ve gnah kavramyla bunu kendi kendine aklamaya alr. Ancak bu tip inanlar, kiinin hayatn gizlice ve iin iin etkileme gcne her zaman sahiptir. 2. Dier dinleri aratrma: Birey, zihinsel tatmin arama, aratrmaya merakl olma, ya da mesleinin aratrclk olmas (Bilimsel aratrma kurumlarnda grevli olmas, din grevlisi olarak din propaganda yaparken baka dinlerle karlamas) gibi nedenlerle dier dinleri aratrabilir. Kltrn artrmak, eitli dinlerin inan esaslarn renmek, bilimsel bir aratrma veya din bir propaganda yapmak amacyla dinleri aratran bir kimse, bu aratrmas srasnda karlaaca bir dinden, onun baz esaslarndan etkilenebilir. Edindii bilgiler kendi din inancna kar kuku oluturabilir. Bylece bulunduu dinin esaslarn yeniden inceleme gerei duyar ve iki din arasnda karlatrma yapar. Karlatrma sonucu, yeni dinin daha mkemmel ve stn bir dnya grne sahip olduunu grmesi ve ona duyduu hayranlk zamanla din deitirmesine neden olabilir.

Duygusal Gdler
Youn duygusal yaantlar bireyin zihin dnyasnda, hayata baknda ve din anlaynda nemli deimeler meydana getirebilmektedir. Bu tr tecrbeler, bireyi din deiime yneltici bir etkiye her zaman sahiptir. Bunlar iki gruba ayrabiliriz:

Travmatik, Gerilimli Olaylar Yaama


Bireyin travmatik olaylar ve stresli durumlar yaamas, rnein ok nem verdii bir yaknnn lm, boanma gibi olaylar, i skntsna ve duygusal karmaaya neden olabilmekte ve bu da din deiimi tetikleyici bir etki meydana getirmektedir. Loflang ve Stark gibi baz psikologlar, ar bir gerilim ve skntnn, din deiim ncesinin gerekli art olduunu ileri srmlerdir. Baz yazarlar da din deiimden nce bireyin yaad en nemli be problemi yle belirtmilerdir: 1. Ruhsal problemler: Anlamszlk, hedefsizlik, gszlk ya da kendini kk grme. 2. letiim problemleri: Evlilik, aile ii ilikiler ve ocuk yetitirmedeki skntlar. 3. Kiilik ve karaktere bal problemler: Alkol ve uyuturucu kullanm. Benmerkezci tutumlar. 4. Ekonomik problemler: sizlik, iinden memnun olmama ve eitim sorunlar. 5. Fiziksel problemler: Sinirlilik, kronik hastalklar. (Kse, 2008, 124-125). Bu problemlerin kukusuz bireyin duygu dnyasn da dnce ve deerlendirmelerini, hayata bakn da ve dier davranlarn da etkileyecei

220

bir gerektir. Dolaysyla bu problemler bireyi din bir deiime gtrebilmektedir. Ancak zellikle din deitirmenin olumas ve kararn verilmesinde duygusal unsurlar destekleyen entellektel unsurlarn da etkili olduunu aratrmalar gstermektedir.
Hz. merin Mslman olu srecini aratrnz ve Mslman oluundaki psikolojik etkiyi deerlendiriniz.

Sululuk ve Gnahkrlk Duygusu


Sululuk ve gnahkrlk duygusu bireyi din deiime gtren nemli gdlerden biridir. zellikle dince byk gnah saylan tutum ve davranlarda bulunan baz kiiler gnahkrlk ve sululuk duygusu duyabilmektedir. Bu duygu bireyin inancna ve kiilik yapsna gre olumakta ve onda rahatszlk meydana getirmektedir. Bu rahatszlk onu kamlamakta ve ounlukla tvbe ederek dine dne yneltmektedir. Ancak bazen dinden tamamen uzaklamaya ve isyana da gtrebilmektedir. zellikle ergenlik dneminde gnahkrlk ve sululuk duygusunun dier dnemlere gre daha youn olarak yaandn aratrmalar gstermektedir. Gnmzde bilhassa basn yayn organlarndaki cinsel duygular tahrik edici grnt ve resimler bir taraftan ilgi ve arzu uyandrmakta, dier taraftan dince yasaklandndan dolay gente atmalara neden olmaktadr. Bunlara kar duyduu eilimler sonunda onda gnahkrlk ve sululuk duygusu oluturabilmektedir. Din deitirme olgularnn birounda da din deiim ncesinde sululuk ve gnahkrlk duygusunun yaand dile getirilmektedir. Ancak bir insann kendi gnahkrlnn bilincine varmas ve bu durumdan rahatsz olup pimanlk duymas deimeyi salayan tek belirleyici faktr deildir. Edinilen yeni bilgiler ve dier etkenler de bu konuda ynlendirici bir rol oynarlar.

Sosyo-Kltrel Gdler
Din deiim/din deitirme srecini hazrlayan ve bu kararn verilmesinde etkili olan eitli sosyo-kltrel gdler vardr. Bilindii gibi kii, sosyal evre ad verilen bir ortam iinde yaar. Bu evre kiinin hareket ve davranlarn kontrol eder, onlara adeta bir snr izer. Psikolojik incelemelerin verilerine gre, insan davranlar zerinde toplumun ve kltrn rol aka bilinmektedir. Bireyin davranlarnn belirmesine, hatta biyolojik zelliklerinin bile ekillenmesine belli oranda etkide bulunan etmen evre faktrdr. Sosyo-kltrel etkilerin hepsi toplumdan, evreden gelmektedir.
Bir din deitirme olay tek nedene bal olarak aklanamaz. Hatta din deitirme konusunu aratranlarn nemli bir ksm ocukluk dnemine kadar gidilmesi gerektii zerinde dururlar. Dolaysyla bireyin gemi yaamnn btn davranlarda olduu gibi din deitirmede de etkili olaca, ocukluk dneminden itibaren gerek aile iinde gerekse aile dnda ona gsterilen tutumlarn, maruz kald muamelelerin de nemli olduu gz ard edilmemelidir. ocuk, anne baba ilikisi, ailenin paralanmas, dalmas, anne baba yoksunluu, arkada evresinin dini inan ve tutumlar dini deiimde derece derece rol oynar.

221

Bireyi din deitirmeye kadar gtren sosyo-kltrel gdlerin nemlileri unlardr:

Baka Dine Bal Kiilerin Olumlu Davranlar


nsanlar birbirlerinin tutum ve davranlarndan olduka etkilenirler. Gleryzl, kibar, lml bir yaklamla, ask suratl, kaba bir yaklamn etkileri ok farkl olur. Adaletli, sevecen bir tutum insanlar kendine eker, hakszlk ve ilgisizlik ise onlar uzaklatrr, iter. zellikle bu haksz ve itici davranlar bireyin kendi dinine mensup kiilerden geliyor, baka dine bal insanlardan yardm ve iyilik gryorsa bu durum onu daha da ok etkiler. nancn sarsar. Onu yardmn grd kiilerin dinine doru iter. Kendi dinine bal kiilerin hakszlklarnn olumsuz etkisi ile bulunduu dinden uzaklaan birey, dier dine bal kiilerin olumlu etkileri ile inan deiimi yaar ve bu dine ynelir. T. W. Arnoldun ntiar- slam Tarihi adl eserinde kaydettii u tarihsel olay bunun en gzel rneidir: Hallar, Kkasya (Anadolu) yolu ile Kudse varmaa altklar srada Frigya dalarnn geitlerinde Trkler tarafndan ac bir yenilgiye uratldlar. Fakat buna ramen byk zorluklara katlanarak Antalya sahillerine gidebildiler ve orada Rum tccarlarnn istedikleri yksek cretleri verebilenler Antalya sahiline geebildiler. Halbuki hastalar ve yarallar ile bir sr hac, hain mttefikleri Rumlarn merhametine ihtiyalar olduunu arz eder bir ekilde geri kalmaya mecbur oldular. Bunlardan veya drt bin kiilik bir kafile, mitsizlik iinde kurtulmaya uratklar srada Trkler tarafndan etraflar sarlp byk bir bozguna uratlmt. Trkler bu zaferlerinden sonra karargh tazyike baladlar. Eer Mslman Trklerin kalplerine, o sefaleti ve felketi grerek bir acma duygusu gelmemi olsayd, geri kalan hal kafilesinin durumu ok feci olurdu. Trkler, bu biarelerin yaralarna baktlar, fakirlerini cmertlikle beslediler ve skntdan kurtardlar. Hatta baz Mslmanlar, Rumlarn tehdit ve hile ile Hristiyan haclardan koparm olduklar Fransz paralarn satn alarak ihtiyac olan haclara verdiler. Ayn dinden olmayanlarn bu koruyucu muameleleri ile dindalar olan ve kendilerini ar ilerde kullanan, dven, dolandran Rumlarn hareketleri, hal haclar arasnda yle bir karlatrma vesilesi oldu ki, bunlardan pek ou kendi istekleri ile kendilerini kurtaran Mslmanlarn dinini kabul ettiler. Bundan baka ayrca, bireye yeni dine kar duyduu ilgi ve eilimler srasnda yaplan iyi davran ve muameleler, onun din deitirme kararn vermesine yardm eden ve bu karar abuklatran nemli bir gddr.

Baka Dine Bal Bir Kimse le Evlenme


Baka dine bal bir kimse ile evlenme sonucu din deitiren birey, ya evlenirken ya da evlendikten sonra din deitirmektedir. Bu ekildeki din deitirmelerde u gdler etkili olmaktadr:

222

1. Evlenilen kiiye kar duyulan sevginin, inanlan din deerlerden daha stn gelmesi: Birbirleri ile evlenmek isteyen elerden biri dierine, evlenebilmeleri iin kendi dinine dnmesinin gerektiini syleyebilir. Byle bir durumla karlaan kii, ya bulunduu dini terk ederek evlenecek olduu kiinin dinine dnecek ya da o kii ile evlenemeyecektir. Bu durumda eer bireyin, evlenecei kiiye kar duyduu sevgi ve evlenme ile amalad deerler, inanmakta olduu din deerlerden daha stn gelirse, bulunduu dini brakarak einin dinine dner. Bylece sadece evlenmek istedii kiiyi memnun etmek iin din deitirmi olur. Ancak unu da hatrlatmak gerekir ki birey daha nce, evlenecek olduu kiinin bulunduu dine ilgi duymu, eilim gstermi, fakat din deitirme kararn verememi olabilir. lgi duyduu dine bal bir kimse ile evlenmesi, kararszlk engelini amasna ve din deitirmesine neden olabilir. 2. Din deitirdii takdirde, kendini yeni akrabalarna daha ok sevdirebilecei dncesi: Kiiler ihtiyalarndan fazla emniyete sahip olmak isterler. Bakalar ile iyi geinme yollarn renmeyi, dost kazanma ve insanlar zerinde etki yapmasn isterler. Ayrca sosyal bir ortamda, sadece kabul edilmi olmaktan ziyade yksek bir saygnlk isterler. Bu duygularla birey, evlendikten sonra yeni bir evresi olacan, din deitirirse, yaknlar ve evresindeki kiilerle daha iyi ilikilerde bulunabileceini, saygnlnn artacan, kendisini onlara daha ok sevdirebileceini ve daha garantili bir sosyal emniyete kavuabileceini dnerek din deitirebilmektedir. Ancak bireyin nceki din inanc bilinaltna iyice yerlemi, kk salm ise, din deitirdikten sonra, din deitirmeye kar olan direniler tekrar bilin alanna kacak ve bireyde byk bir gerginlik ve huzursuzluk belirecektir. Eer birey, bilin alanna kan dnme eilimlerini bastramaz, bilin dna itemez ise, gerginlii yok etmek ve huzura kavumak iin tekrar nceki dinine dnecektir. Buna gre, din deitirmeye kar olan direnilerin, din deitirdikten sonra da yine bir araya gelip rgtleeceini ve kiiliin yeniden bir btn olarak ekillenmedii srece, atmann tekrar balayacan ifade etmek mmkndr. Bu tr bir psikolojik gdnn etkisiyle din deitirmi bir kiinin aklamalar yledir: nceden Mslmandm. Annem, babam da Mslmandrlar. Eim Ermeni ve Hristiyandr. Eimin anneannesi koyu bir Hristiyand. Evlenebilmemiz iin Hristiyan olmam art komutu. Eimle birbirimizi ok seviyorduk. Heyecanl olduum sralard. Bunun da etkisinde kalarak ve arada huzursuzluk olmamas iin Hristiyan olmu, resmen Hristiyanl kabul etmitim. Fakat annemin, babamn ve kendi ailemin bu durumdan haberleri yoktu ve hala da yoktur. Ancak Hristiyanl kabul ettikten sonra kendi kendime vicdan azab duymaya baladm. Bir ara bunalm bile geirdim. Bu durum ryalarma giriyordu. Bu ekilde beyimin anneannesi lnceye kadar devam etti. (Aa-yukar dokuz sene.) O ldkten sonra tekrar slmiyete dndm. imdi ok huzurluyum.

223

3. Ei ile din konularda tartma sonucu onun dinini daha uygun bulma: ki ayr dine bal kiilerin evlenmesinden sonra, eler birbirlerinin dinine kar ilgi duyabilirler. Ancak birey, nasl her eyi ayn derecede idrak etmezse, her eye de ayn ilgiyi gstermez. Kiinin deiik inanlara ilgi duymas iin onlarn, kendi ihtiya ve isteklerinin tatmini yararna bir deer tamas gerekir. Bireyin ihtiyalarn ve ilgi etkinliini, o ana kadar kazand tutumlar, eilimleri, inanlar, fikirleri ve kanaatleri belirler. te eler, bu zelliklerin etkinlii orannda birbirlerinin dinine ilgi duyar ve zamanla din konularda tartabilirler. Tartma onlarda, bilinaltnda gizledikleri ve doyuracak ispat yapamadklar inanlarnn bilin alanna kmasn ve gerginlik yaratmasn salar. Bylece ortaya kan gerginlikten kurtulmak iin, ya gerginlik douran konular bilinaltna iterek (repression) inanmakta olduklar dini olduu gibi kabul ederler ya da elerden biri, zamanla dierinin dinine dner. Bu gdyle ilgili rnek bir din deitirme olay yledir: Eim Trk ve Mslmandr. Onunla tantktan sonra bana zaman zaman slmiyeti, slmn esaslarn anlatrd. Hristiyanl az ok biliyordum. Ara sra ailemle beraber kiliseye gider, orada vaaz dinlerdik. Protestandm, Katolikler gibi sk sk kiliseye gitmezdik. Hristiyanlkta, Hz. sann Allahn olu olduu inanc vardr ve ben de buna inanyordum. zerinde hi dnmemitim. Kesin bir inanla buna inanyor ve Hz. say ok seviyordum. Eimle konuurken bana, Hz. sann Allahn olu olamayacan, Allahn oula ihtiyac olmadn, sann ancak bir peygamber olduunu anlatrd. Ayrca, slmiyeti aratrmam, onun en son gerek bir din olduunu sylerdi. Daha sonra bende de ayn inan belirmeye balad. slmiyeti bizzat kendim renebilmek iin almanca Kuran tercmesini ve daha baka kitaplar okudum. Eimle evlendikten sonra da aratrmalarm devam etti. Hz. sann bir peygamber olduunu, en son peygamberin ise Hz. Muhammed olduunu rendim. Artk slmn artlarn tatbike balamtm. Oru tutuyor, ara sra namaz da klyordum. Eim beni hi bir zaman Mslman olmaya zorlamad. Evlendiimizden 25 yl sonra resmen slmiyeti kabul ettim. Zaten oktan Mslman olmutum. Bylece resmen de Mslman oldum. Hristiyanla ait rendiim inan ve esaslarla ilgili hi bir zaman phe duymadm. Ancak eimin anlattklarn dnnce, Hz. sann Allahn olu olamayaca, Allahn her hangi bir oula ihtiyac olmad konusunda iime phe dt. Peygamberler arasnda hi bir farkllk grmemesi, Hz. say da peygamber olarak kabul etmesi, slmiyete en fazla yaknlk duymama neden oldu.

inde Bulunduu Baka Dine Bal Kiilerden Oluan Bir Gruptan Etkilenme
Birey kk yatan itibaren baka dine bal kiilerin oluturduu bir toplumda yetimi, bym ve arkadalar, evresindeki kiiler farkl dine

224

mensupsa psikolojik olarak onlardan, onlarn inancndan, tutum ve davranlarndan etkilenebilmektedir. Bu etkinin u noktalarda olduu grlmektedir: 1. Toplumun kltrn, gelenek ve greneklerini benimseme: Arkadalarnn ounluu baka dine bal kiilerden oluan birey, zamanla onlardan etkilenebilir, toplumun kltrn, rf ve adetlerini benimseyebilir. Benimsedii bu rf, det ve iyi davranlar, ounlukla toplumun inancndan doduu iin, toplumun dinine kar ilgi ve hayranlk duymaya balar ve bu duygu gittike gelierek bilinaltna yerleir. Bylece bireyde, takdir ettii bu dine girme istek ve eilimleri belirir. Bu istek ve eilimlerin gittike kuvvetlenmesiyle veya karsna kaca bir ahsn etkisiyle din deitirmeye kar olan direniler yok edilir ve birey din deitirerek toplumun dinine dner. nl airimiz Tevfik Fikretin olu Halukun din deitirip Hristiyan olmasnda bu faktr son derece aktr. Babas tarafndan kk yalardan itibaren Hristiyan aznlk cemaat okullarnda yetimek zere ynlendirilmi olan Halukun burada kendi ana babasnn dininden farkl bir din ortamda ve misyoner papaz retmenlerin elinde, Hristiyan gelenek ve grenekleri ile kimlii ekillenmitir. nce skoya sonra Amerikada, benzer bir din ortamda eitimini tamamlayp, stanbulda Robert Kolejde almaya balad yllarda da dinini resmen deitirerek Hristiyanl seer.
Kukusuz iinde bulunduu toplumdan, hatta din adamlarnn yanl tutum ve davranlarndan olumsuz ekilde etkilenerek bulunduu dinden uzaklaan ve din deiim gsteren kiiler de vardr. Bu nedenle toplumsal etki iki ynl de (olumlu da olumsuz da) olabilir. Halkun din deitirme srecini inceleyiniz ve bu rnekte baka hangi gdlerin etkili olduunu belirtiniz.

2. evresindeki kiilerce sayg grme, takdir edilme arzusu: Bir kimsenin arkadalar tarafndan beenilme arzusu olduka kuvvetli bir motivdir. Birey her eyden nce, evresindeki kiilerce sayg grme, takdir edilme arzusu duyar. Deiik dinden olmas nedeniyle kendisinin ayplanacan, hor grleceini dnebilir. Din ynden duyduu eksiklik, evresindekilere kar aalk duygusuna kaplmasna neden olur. Aalk duygusu kiiye ok ar ve ac gelen, hoa gitmeyen bir ruh hali olduundan ve bu duyguya sahip olan kimseler, kendilerini dier insanlar yannda kk grdklerinden, birey aalk duygusundan kurtulmak, evresindeki kiilerce sevilip sayg grmek, onlarn beenisini kazanmak istei ile din deitirir ve bulunduu toplumun dinini kabul eder.

Ekonomik Mahrumiyet
Ekonomik mahrumiyet kimi insanlar iin din deiim nedenlerindendir. Bu deiim olumlu ynde de olumsuz ynde de olabilir. Yani dine ballkla da dinden uzaklamakla da sonulanabilir. Ekonomik ya da baka mahrumiyet ve aresizlik iinde bulunanlardan bazlar bu mahrumiyetlerini telafi etmek amacyla yeni bir gruba ya da yeni bir dine girebilmektedir. Burada

225

ekonomik, psikolojik, sosyal destek de sz konusu olabilmektedir. Bunlar kendilerini gven iinde hissedebilecekleri bir yer ararlar.
lkemizde din deitirerek Hiristiyan olan genlerimizi etkileyen faktrlerle ilgili ayrntl bilgi iin Hayati Hkeleklinin ocuk, Gen, Aile Psikolojisi ve Din adl kitabnn Din Deitiren Genlerimiz: Hiristiyan Olan Genler ve Psikososyal Etkenler zerine Bir Aratrma blmn okuyunuz.

Trkiyedeki slamdan Hiristiyanla dnenler zerinde yaplan aratrmalar ekonomik ve duygusal faktrlerin daha ok etkili olduunu gstermektedir. Maddi kar salama nemli bir etken olarak belirmektedir. Misyonerler tarafndan zellikle gen sempatizanlar etkilemek amacyla sevgi, dostluk, ilgi, kabul grme, gnah-kurtulu, mkfat-ceza gibi duygu arlkl sylemler, ekonomik yardm ve destekler nemli oranda kullanlmaktadr.
Maddi kar elde etmek amacyla din deitirmi olanlar, eklen din deitirmi olmakta, gerekte nceki dinine inanmakta ya da zayf bir dini inanca sahip bulunmaktadr. Buradaki deiimin temelinde servet ihtiyacnn doyumu yatmaktadr. lkemizde slamdan karak Hiristiyanla giren genlerin din deitirme srelerini aratrnz. Maddi kar elde etmenin nemli olduu grlyorsa da sizce asl etken hangisidir? zerinde dnerek belirlemeye alnz.

DN DETRME SREC
Dine dn ve din deitirme davran ksa srede olumaz. O, ar ar hareket eden bir tirenin hzlanarak birden atelenmesi, sessizce byyp gelien bir tomurcuun patlamas gibidir. Kiiye, yaad sre iinde etki eden birok faktr onu bulunduu dinden uzaklatrarak din deitirmeye kadar gtrebilmektedir. Bunun yannda her kltrde ve toplumda bireyin yapsna ve yetime tarzna gre farkl sreler yaanabilmektedir. Ancak btn bunlardaki psikolojik deiim ve geliimi dikkate alarak genel bir model oluturmak da mmkndr. Batdaki Yeni Dini Hareketleri inceleyerek bir din deitirme sre modeli gelitiren baz aratrmaclara gre din deitirmede u yedi sre sz konusudur: 1. Gerginlik hissetme: nsann hibir davran gerilimlerden, engellemelerden ve gelgitlerden tam anlamyla bamsz deildir. Bu nedenle din deitirmede (hepsinde olmasa da) ilk aama gerilim hissetme aamasdr. 2. Din bir problemi zme bak asna sahip olma: nsann dnyadaki varln, hayatn anlamn ve eitli toplumsal olaylar sorgulayarak balayan bu srete birey problemine zm yollar ortaya koyar. 3. Aray iinde olma: Birey kendi dininde yaad problemlere zm bulamad takdirde farkl dinler baznda yeni bir aray iine girdikten sonra nc evre ortaya kmakta ve bu tip kiiler kendilerini din aray ierisinde olan eklinde tanmlamaktadr. 4. Kritik eik: lk evrede yaanan olaylarn, kiinin hayatndaki nemli dnm noktalar ile kesitii anlarda (i deiiklii, okul deiiklii,

226

evlilik, yer deiiklii vb.), hayatnn bir dneme noktasnda girecei dine rastlar. 5. Etkin ba oluturma: Bireyin kendi dinine yabanclama srecinde, girecei dine bal olan kiilerle aralarnda etkin, duygusal ba oluur. 6. Yeni din grup dndaki kiilerle iletiimi azaltma: Bireyin yeni bir grup aidiyeti psikolojisi ile eski arkada grubuyla olan iletiiminin kesilmesini veya azalmasn ifade etmektedir. Bu dnemde kiinin din deitirmesi sonucu eski sosyal evresi ile balarnn zayflayaca dnlmektedir. 7. Yeni din grup yeleri ile youn iletiime geme: Bu aamada din deitiren bireyin yeni girdii dinin yeleri ile youn bir biimde iletiim halinde olmas, dini faaliyetlere katlmasdr. (Kse, 2008, s.159). Bu modelin btn aamalarnn her din deitiren kiide grlmesi gerektii sylenilemez. Fakat bu model daha sonraki aratrclar tarafndan her din gruba uyup uymad tartlsa da her din deitiren kii iin geerli genel bir sre modeli olarak kabul edilmitir. Ancak bu modele uymayan birok bireysel srecin olabileceini unutmamak gerekir. Yapt aratrma sonunda Ali Ksenin de vard sonu, tm din deitirme hadiseleri iin belirlenmi bir sre modelinin olamayaca ynndedir. Her din deitirme hadisesinin kendine mahsus boyutlar olabilir. Hadiseye sadece kii veya grup asndan yaklaarak tek bir bak asna taklp kalmak olayn anlalmasn zorlatrr demektedir. Farkl bireysel sreleri bir tarafa koyarak, bizim kendi aratrmamz sonunda belirledimiz, genel bir din deitirme srecinin u drt aamadan getii grlmektedir: (1) Bireyin bulunduu dine olan inan ve ball, bir takm uzaklatrc etkiler nedeniyle zayflar ve bu soutucu etkiler bilinaltna itilir. (2) Bulunduu dinden uzaklamasna neden olan konularn, baka bir dinde, kendisini tatmin edecek ierikte var olduunun renilmesiyle bu dine kar ilgi duyulur. (3) Bilinaltna yerleen uzaklatrc etkiler, bilin alanna karak yeni dine kar duyulan ilgi ve eilimler ile birleir ve din deitirmeye kar olan direnilerle atma balar. Bu devre huzursuzluun en ok grld devredir. (4) atmann yeni din lehine sonulanmasyla gerginlikten kurtulunur ve din deitirme karar verilir.

DN DETRME TPLER
Din deitirme srecinde olduu gibi din deitirenlerin yaplarna ve din deitirmelerinde etkili olan gdlere gre din deitirme tiplerinden sz etmek mmkndr. Lofland ve Skonovd din deitirme ve dindarlama zerine yaplan aratrmalar deerlendirerek alt tip belirlemilerdir. Bunlar; Entellektel, mistik, deneysel, duygusal, yeniden uyan ve cebr (zorlama) tiplerdir. (akt.Kse, 2008, s.135). Entellektel tip, kendi dinini ve dier dinleri aratrarak, ilahi kitab ve dinle ilgili dier kitaplar okuyarak din deitirir. Bu tiplerde kritik etme, sorgulama ve deerlendirme zellii hkimdir. Mistik tip, kendini derinden etkileyen mistik bir tecrbe sonucunda din deitirir. Bu tiplerde tasavvufi, mistik hareketlerden etkilenme daha ok grlr.

227

Deneysel (experimental) tip, bir grelim, bakalm nasl olacak? yaklamyla yeni dini denemeyi tercih eder. badetlere katlr. Din deitirme kararn daha sonra verir. Duygusal tipte, tercih edecei dinin mensuplarna kar duyulan zel sevgi ve honutluk sz konusudur. Bulunduu dine ve yeni girdii dine mensup kiilerin davranlarnn, scaklnn etkisi n plana geer. Yeniden uyan tipi, daha ok din deitirmeden nce herhangi bir etki ile (bandan geen dramatik bir olay, izledii dini bir toplant, konuma vb.) dini duygular harekete geerek dindarlamaya karar verir. Bu karar dinden uzak bir hayat yaayan kiilerde, etkilenme durumuna gre kendi dini deerlerine ballk eklinde olabilecei gibi baka bir dine girme eklinde de olabilir. Cebr (zorlama) tarzda din deitirmeler, dorudan doruya beyin ykama yntemiyle ok ender olarak grlebilecei gibi, dolayl olarak sosyal bask ve zorlamalarla da olabilir.

DN DEMN SONULARI
Din deiim yaayan kiinin inanlarnda, deerlerinde, hedeflerinde, tutum ve davranlarnda, kimlik ve kiiliinde nemli deiiklikler olmaktadr. Kiinin nceki durumuyla sonraki durumu ok ynden farkllamaktadr. Ancak bu konuda u sorunun cevab ok nemlidir: Kii yeni girdii dine hangi oranda ballk gstermektedir? Sadece ismen mi yoksa btnyle dinin esaslarn benimseyerek mi din deitirmitir? Eer dinin esaslarndan etkilenerek deil de baka amalarla (maddi kar elde etmek, evlenebilmek gibi.) sadece ismen din deitirmi ise, ondaki kiilik deiiminin kapsam ok snrl kalr. smen deil de gerek bir inan deiimi sz konusu olmusa, bireysel farkllklar olmakla beraber genelde u sonular ortaya kmaktadr:

Hayata Farkl Bak, Yeni Bir Kimlik


Din deitirme eski kimliini deitirerek bireye yeni bir kimlik kazandrmaktadr. Bireyin hayata bak, hayata ykledii anlam deimektedir. Kendisini, dnyay, olaylar farkl biimde alglamaya balamaktadr. Kukusuz din deitirme kararn vermesinde de bu farkllamann etkisi olmutur. Yeni bir inan, yeni bir yaplanma ile birey hayata daha gvenle, daha umutla bakmakta, iindeki skntlardan, olumsuz duygulardan kurtulmakta, ruhsal ynden tatmine ulamaktadr. Hayatla ba edecek gc kendinde grmekte ve rahatlamaktadr.

badet, Tutum ve Davran


nan, ibadet ve dier davranlar birbiriyle ilikili olduundan, din deitirenlerin bir ksm henz din deitirmeden nce, yeni girdikleri dinin ibadetlerini ksmen uyguladklarn belirtmilerdir. Mslman olanlarn nemli bir ksm, daha Mslman olmadan nce bazen namaz klyor, oru tutuyordum eklinde aklamada bulunmulardr.

228

Ancak Mslman olarak din deitiren baz kiilerin namaz konusunda iyerlerinde klamadklarn, sadece evde olduklarnda kldklarn, bazlar da dzenli olarak namaz klamadklarn belirttikleri grlmektedir. Dinin yasaklarna ve dier emirlerine kar tutumlarnda da benzer durumlar sz konusudur. Mslman olan Hiristiyanlarn hepsi de domuz eti yemediklerini ifade etmilerdir. Daha nce uyuturucu kullananlarn da tamamen uyuturucudan vazgetikleri, ancak az bir ksmnn ok az olmak zere bazen alkol aldklar belirlenmitir.

Aile ve evre likileri


Din deitirdikten sonra aile bireyleriyle olan ilikilerinde, onlarn tutumuna bal olarak olumsuzluklar yaanabilmektedir. Baz anne babalar ocuklarnn din deitirmesine tepki gsterirken, bazlar sessiz kalmakta, bazlar da normal, olumlu karlamaktadr. Kukusuz koyu dindar olan ailelerin tepkisi fazla olmaktadr. Hatta baz aileler bunu bir utan vesilesi olarak kabul etmektedir. Ailelerinin gsterdii tepki, din deitirenlerin aklamalarna gre, onlar pimanla deil, yeni kimliklerini glendirmeye gtrmektedir. Baz din deitirenlerin ise, ailelerini zmemek iin ya da aileleriyle aralarnn almamas iin din deitirdiklerini ailelerine sylememeyi tercih ettikleri grlmektedir. Bazlar da tepkiyi normal karlamakta, anne babalarnn zamanla yumuayacaklarn dnmektedir. Hatta din deitirdikten sonra anne babalarna kar ncekine gre daha iyi davranmalar, baz anne babalarda mutluluk da oluturmaktadr. evre ile ilikiler toplumun din inancna gre farkllk gstermektedir. Eer iinde bulunulan toplum, bireyin tercih ettii dine bal kiilerden oluuyorsa bireye kar olumlu tepkiler olmakta, birey daha ok saygnlk kazanmaktadr. Buna karlk bireyin yaad toplum, terk ettii dine mensup kiilerden oluuyorsa o zaman olumsuzluklar ve tepkiler grlebilmekte, sosyal bir bask kendini hissettirmektedir. zellikle kk yerleim birimlerinde bu basknn youn olarak yaand sylenebilir. nceki arkadalklarda da kukusuz kopmalar olmaktadr. rnein, birey Mslman olmusa, artk arkadalaryla iki imeye gitmez oluyor. Bylece onlarla ilikileri doal olarak zayflyor. inde bulunduu ortama, gruba gre yeni arkadalklar ediniyor. Bu ekilde zamanla yeni din ve kltrel kimliine bal olarak evresi de belli oranda deimektedir.

zet
Din inanc olan insan eitli etkiler altnda kalarak zaman zaman din deerlere aykr, yani gnah olan davranlarda bulunabilmektedir. Fakat daha sonra inancnn etkisiyle yapt bu davranlardan dolay pimanlk duyarak tvbe etmektedir. te tvbe, bireyin din deerlerine ters den davranndan, pimanlk duyarak vazgemesi ve bu davran bir daha ilemeyeceine dair sz vermesidir. Bylece birey gnah olan bir davran terk ederek dinin istediini benimsemi ve dine dnm olmaktadr. Dolaysyla dine dn, dinin onaylamad bir tutum ve davrantan dinin istedii davrana dn ifade etmektedir.

229

Bylece tvbe ile birey din bir deiim yaamaktadr. Ancak din deiim, zihinsel, duygusal ve davransal her trl deiimi ve tabii ki din deitirmeyi de iine alan geni bir anlama sahiptir. Bireyin bir dine olan inan ve ballnn baka bir dine transfer edilmesi anlamna gelmektedir. Din deiimin gerek bireyin iinden gelen zihinsel ve duygusal, gerekse dardan gelen toplumsal birok nedeni olabilmektedir. Bunlar grupta toplanabilir: Zihinsel (entelektel), duygusal ve sosyo-kltrel gdler. Zihinsel gdler, zihinsel dinamiklerin, dinle ilgili phe, tereddt ve tatminsizliklerin oluturduu dini ynelilerdir. Duygusal gdler, youn duygusal yaant ve tecrbelerin, travmatik, gerilimli olaylarn din deiime gtrc etkileridir. Sosyo-kltrel gdler ise, bireyin iinde yaad sosyo-kltrel evrenin her trl etkileridir. Btn din deitirenler iin belirlenmi bir sre modeli sz konusu olamaz. nk her din deitirme olaynn kendine mahsus boyutlar vardr. Ancak genel bir din deitirme srecinin belirlenebilecei ve bu konuda baz almalarn ve grlerin olduu grlmektedir. Din deitirmede etkili olan gdlere gre baz din deitirme tipleri ortaya kmaktadr. Bunlar, entelektel, mistik, deneysel, duygusal, yeniden uyan ve cebri (zorlama) tipleridir. Din deimeler bireye yeni bir kimlik kazandrmakta, onun hayata bakn, hayata ykledii anlam deitirmekte, evresindeki kiilerle ilikilerinde farkllamalara neden olmaktadr.

Kendimizi Snayalm
1. Aadakilerden hangisi gnah kavramnn aklamas deildir? a. Din bir emrin ihlali b. Din deerlere aykr olan davran c. Dince su kabul edilen davran d. Din deiime karar verme e. Din kurallara muhalefet 2. Tvbe ile ilgili aadakilerden hangisi yanltr? a. Tvbede endie ve korku yaanr. b. Tvbe pimanlktr. c. Tvbe din deiime karar veritir. d. Tvbede zihinsel bir deiim yaanr. e. Tvbe bir zrdr.

230

3. Aadaki ifadelerden hangisi din deitirmenin duygusal gdlerindendir? a. lm sonras hayat konusunda tatmin edici aklamalar arama b. Baka dine bal kiilerle dini konularda tartma c. Travmatik olaylar yaama d. zemedii, phe duyduu konular aratrma e. inde hissettii manevi boluktan kurtulmaya alma 4. Aadakilerden hangisi din deitirme sreci ierisinde yer almaz? a. Birey dini problem zme bak asna sahiptir. b. Da dnk bir zellii vardr. c. Ar gerginlik hisseder. d. Girecei dine hayatnn bir dneme noktasnda rastlar. e. Girecei dine bal kiilerle aralarnda duygusal bir ba oluur. 5. Aadakilerden hangisi yeniden uyan tipinin zelliklerindendir? a. Sosyal bir bask yaamas b. Yeni dini denemeyi tercih etmesi c. Bandan dini duygularn harekete geirecek bir olay gemesi d. Yeni girdii dinin mensuplarndan ani olarak etkilenmesi e. Zihninde bir phe olumas

Kendimizi Snayalm Yant Anahtar


1. d 2. a 3. c 4. b 5. c Yantnz doru deilse, Tvbe, Dine Dn ve Din Deitirme Kavramlar konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Tvbe, Dine Dn ve Din Deitirme Kavramlar konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Dini Deiimin Etkenleri konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz farklysa Din Deitirme Sreci konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Din Deitirme Tipleri konusunu yeniden okuyunuz.

231

Sra Sizde Yant Anahtar


Sra Sizde 1 Kuranda ve Hz. Peygamberin hadislerinde, Allahn ok balayc olduu, tvbe eden kullarn sevdii ve samimiyetle tvbe eden kiinin gnahn balayaca bildirilmektedir. Bu nedenle eer kii pimanlk duyarak tvbe etmi ise tvbesi kabul olmu demektir. Bu ekilde kabul edilen tvbeden sonra ayn suun eitli etkilerle tekrar ilenmi olmasnn nceki tvbeyi bozup geersiz klmas gibi bir durum sz konusu olmaz. Yeni su iin de ayrca ayn ekilde bir tvbe daha gerekir. nsann her davrannn nedenleri ve sonular farkldr. Sra Sizde 2 nsan ncelikle kendi inan ve dncelerini savunmaya eilimlidir. Onlarn doruluuna inanr. Yeni inan ve dnceleri kabul etmek istemez. Onlar reddedici bir tutum gelitirir. Onlar zerinde yeterince dnp onlar deerlendirmekten, dikkate almaktan kanr. ounlukla duygularyla hareket eder, akln kullanmaz. Ayrca o zamana kadar elde ettii toplumsal statsn, saygnln kaybedecei endiesini de duyar. Sra Sizde 3 Bilindii gibi Hz. mer Hz. Peygamberi ldrmeye giderken yolda karlat Nuaymn, senin kz kardein ve eniten de Mslman olmular demesi zerine kz kardeinin evine gider. O srada kz kardei beyiyle evde Kuran okumaktadr. mer onlarn okuyularn duyar. Demek siz de Muhammedin dinine girdiniz, yle mi? diyerek enitesinin yakasna yapp onu yere arpar. Kocasn kurtarmak isteyen kz kardeine de sert bir tokat atar. Yere den kz kardei kzarak kalkar. Evet, Mslman olduk. Ne yapacaksan yap! Bamz kessen de dnmeyiz diye barmas meri sarsar. Ne de olsa kardaki kz kardeidir. Yabanc birisi deildir. Bu nedenle mer sakinleir. Ve okunan Kuran metnine kar ilgisi artar. O nasl bir metindir ki insanlar bu kadar etkiliyor? dncesiyle kendisi de Kuran ayetlerini okur. Kurann slubu, ahengi onu kendine eker. Gnln bir ferahlk kaplar ve Hz. Peygamberin yanna giderek slama girer. Yani merin bir ok yaamas ve ruhuna etki eden Kuran ayetleri onun iin nemli bir psikolojik etki olur. Sra Sizde 4 Halkun din deitirme srecinde telkinin dnda en etkili motiv, ocukluk dneminde Hiristiyanlk ayinlerine katlm olmasdr. ocukluk dnemindeki dini uygulamalarn ocuun ruhundaki etkisi byktr. kinci nemli bir etken de, hi slami bilgisi olmadan Hiristiyanlk etkisinin youn olduu ortamlarda yetimi olmasdr. Sra Sizde 5 Bu konuyu deerlendirirken u soruyu da gz nnde tutmak gerekiyor: Hiristiyanla girenlerden ok daha fakir genler olduu halde neden onlar

232

Hiristiyanla eilim duymuyor da dierleri duyuyor? te burada onlarn ocuklukta aldklar dini eitimin, anne, baba, ocuk ilikilerinin, aile yaplarnn ve arkada evrelerinin ok nemli olduunu gz nnde tutmak gerekiyor.

Yararlanlan Kaynaklar
Ar, A- Karabulut,Y. (2006). Neden Mslman Oldum (htida ykleri), Ankara. Arnold, T. W. (1971). ntiar- slam Tarihi, ev. Hasan Gndzler, stanbul. Clark, W. H. (1958). The Psychology of Religion, New York Esed, M. (1969). Yollarn Ayrl Noktasnda slam, ev. Hayrettin Karaman, stanbul, 2000 Hkelekli, H. (2009). ocuk, Gen, Aile Psikolojisi ve Din, stanbul. Hkelekli, H. (1993). Din Psikolojisi, Ankara. Kse, A. (2008). Neden slam Seiyorlar, stanbul. mer, A. (1956). Neden Mslman Oldum, ev. Mizyal Civelek, stanbul. Peker, H. (2010). Din Psikolojisi, stanbul. Vergote, A. (1966). Psychologie Religieuse, Bruxelles.

233

You might also like