Professional Documents
Culture Documents
ÖZ
Dünyada ve Türkiye de eğitim yönetimi alanında kuramsal bilgi üretimine
bugün daha çok gereksinim duyulur olmuştur. Okulların vazgeçilmez
kurumlar olarak varlıklarını günden güne daha çok hissettirdikleri çağımızda,
okulların sorunlarına çözüm önerisi getirecek kuramsal bilgi birikimine sahip
yöneticilere ve öğretmenlere sahip olunması gerekiyor. Kuramsal bilgi
birikimine sahip olmak, eğitim örgütlerinde yeni kuramsal bilgi birikimi
yaratmanın da yolunu açacaktır. Ancak kuramsal bilgi üretimi belli niteliklere
sahip insan yetiştirilmesine bağlı olarak geliştirilebilecek bir çabadır. Oysa
eğitim yönetiminde var olan sorunlar buna engeldir. Bu çalışmada kuram,
kuramsal bilgi üretimi ve kuramsal bilgi üretiminde sorunlar ve çözüm
önerileri üzerinde durulmuştur.
ABSTRACT
Yönetim genel anlamda belli bir amacın gerçekleştirilmesi için bireylerin işbirliği
yapmalarıdır. Bu anlamda yönetim, örgütün işlerliğini sağlayacak her türlü yönetsel etkinlikleri
yani kaynakların bir araya getirilmesini, eşgüdüm sağlanmasını, izlenecek yöntemleri ve
denetimi içine alır(Gözübüyük(1996:1). Ancak eğitim yönetimi, diğer yönetim örgütlerinden
ayrılır. Eğitim, bir toplumu yeniden yaratma iddiasını taşır. Bu nedenle amaçlarının kendine
özgünlüğü kaçınılmazdır. Aydın(1996:9)’a göre; yeni kuşakların toplum üyeliğine hazırlanma
işi rastlantısal olamaz. Çağdaş toplumlar, eğitim gereksinmesini eğitim sistemleri ile kontrol
altına alırlar.
Eğitim, ayrıcalıklı olarak, her insanı hangi örgüt içinde olursa olsun kuşatır. Sağlıklı bir
ortamda, sağlıklı bir birey olarak yetişmesine imkan sunar. Eğitim her örgüt için gereklidir. Bu
manada eğitim yönetimi de kendine özgü kavram, tanım ve sayıtlılarıyla sistemleri etkiler ve
yönlendirir. Eğitim örgütlerini anlamada ve yönetmede, gözlem, deney ve verilerle eğitim
olguları ele alınır işlenir. Eğitim ortamlarından elde edilen bilgiler kavramlaştırılır, tanımlanır,
karşılıklı ilişkiler ağı olarak genelleştirilir. Eğitim örgütlerinin uygulama alanına aktarılan bu
bilgiler yine uygulamadan alınan dönütlerle bilgi birikimine katkıda bulunur. Bu döngü kuram
olarak sonul değerini bulur.
Kuram Kavramı
Kuram düşünsel bir çabadır. Kuram eylemden doğar ve yine eyleme dönerek onu etkiler
ve geliştirir. Kuram eylemle birlikte ve eylem içinde gelişir. Bir tanıma göre kuram; “Bilgi
edinme sürecinin herhangi bir aşamasında ortaya atılan, geçerlik ve güvenirliği bilimsel
yöntemle saptanmış bir genel bilgi ve açıklama düzeni” olarak tanımlanmaktadır. İnsan doğasal
ve toplumsal gerçekler üstünde düşünerek onları genelleştirir. Bu bilgiler daha sonra doğaya ve
insana uygulanarak, onlarda yeni değişiklikler oluşturması sağlanır. Bu sürekli kuram ve
uygulama döngüsüne hizmet eder. Kuram deney, gözlem, ölçme ve tartmalarla doğrulanır ya da
yanlışlanır (Hançerlioğlu, 1989:228,229).
Görüldüğü gibi, kuram, bilimsel bir yaklaşımla olayları açıklamaya çalışıyor. Sadece
düşünce ile değil, bilgiyi doğa ve insan olgusunda deney ve gözlemle açıklamaya ve bu olgulara
açıklamalar bulmaya çalışıyor. Kerlinger(Aydın, 1993:20)’e göre kuram, olayları açıklamak ve
kestirmek amacıyla, değişkenler arasındaki ilişkileri belirleyerek olaylara sistematik bir bakış
sağlayan, birbiriyle ilişkili kavramlar, tanımlar ve sayıtlılar bütünüdür. Bir başka tanımda
ise(Bursalıoğlu, 1997:96) iki yahut daha çok değişken arasındaki ilişkilerin nedenleri ifadesidir.
2
Buradan da görüleceği gibi, kuram olay ve olgulara kavramsal bir bakış sağlıyor. Ancak
bilimsel çalışma ilke ve kuralları bu bakışta önemli bir yol çiziyor. Her düşünce, varsayım,
tanımı kuram olarak kabul etmek mümkün değildir. Geçerlik ve güvenirliği bilimsel yöntemle
saptanmış bir genel bilgi olması bu noktada dikkate alınması gereken önemli bir değerdir.
Yönetim bilimi insanla başlar. Sosyal bilim olarak yönetim, sosyoloji, psikoloji,
antropoloji, ekonomi gibi bilim dallarının etkisi altında gelişerek insan ile ilgili olay ve olgulara
açıklama getirmeye çalışmıştır.
Yönetim ile ilgili ilk fikirlere Antik Yunan’da rastlanır. Sokrates, Platon ve Aristotales
yönetimi insanların en iyi yaşamı gerçekleştirme de araç olarak görürler. Zaman içerisinde
Augustin(354-430; Aquino’lu Thomas(1225-1274);Machiavelli(1469-1527); Adam
Smith(1727-1790)’in yönetim ile ilgili düşüncelerine rastlamak mümkündür(Erdem, 1996:383-
393) Ancak bunlar yönetim bilimini geliştirici çalışmalar olarak değerlendirilmemiştir. Eğitim
yönetimi alanında ilk terimlere ise, Roma kaynaklarında rastlanır. Romalılar okul yöneticiliğini
önemsemiş ve geliştirmişlerdir(Bursallıoğlu, 1997:14).
Selçuklular döneminde “hayat içinde hayat için eğitim” fikri egemendi. Bu anlayış
aslında Selçuklularda eğitim anlayışının sosyal içerikli olduğuna işaret etmesi açısından
önemlidir. Oysa bu dönemde Avrupa da çocuğun doğasına yönelik eğitimden söz etmek
mümkün değildi (Binbaşıoğlu, 1995: 5,6)
3
Türkiye’de ise bu dönemde; 1924 programı ile toplum sorunlarına karşı bilinçli kuşak
yetiştirme fikri benimsenmiş, 1931 tarihinde Gazi Eğitim Enstitüsü Pedagoji Bölümü ile de
yapısal eğitim dönüşümü sağlanmıştır(Binbaşıoğlu, 1995: 139-142). Özellikle bu döneminin
kuramsal temeli pragmatiktir.
Kaynaklar 1950 ve 1970 yılları arasını bilimsel bir bakışın geliştirilmeye çalışıldığı
dönem olarak tanımlarlar (Şimşek, 1997: 101). Özellikle Herbert Simon rasyonellik ilkesi ile
insan davranışlarını değerlerden ayrı tutarak inceleme yoluna gitmiştir. Ancak eğitim
örgütlerinin amaçları değerlere dayalı olduğundan her zaman kararlarda rasyonel olanları
bulmakta ve seçmekte zorlanmışlardır. Çünkü eğitim örgütleri akıcıdır. Davranışları tahmin ve
kontrol hem güç hem de pahalıdır(Bursalıoğlu, 1997:37).
Eğitim yönetiminin kendisini bir çalışma alanı olarak tanıttığı bu dönemde Klasik Örgüt
Yaklaşımı, İnsan İlişkileri Yaklaşımı ve Sistem Yaklaşımı’nı içine alan “Getzels-Guba Modeli”
bu dönemin en etkili kavramsal gelişmesi olarak kabul edilmiştir(Şimşek,1997:102) Bu model
bir okul davranış modelidir. Kurum sosyal davranış dinamiklerini açıklar. Bu modelin iki temel
boyutu vardır. Kurum ve birey. Kurum belli roller ve beklentiler açısından, birey ise insanın
beklentileri tarafından belirlenir(Classens, 2005; Aydın, 1994:214) Ancak bu modelin farklı
işletmelerde de uygulanabileceği gerçeği, eğitim yönetimine özgünlüğünün olmadığı eleştirisine
neden olmuştur. Bu dönemde orjinali 1950’lerde A.Coons ve J.Hemphill tarafından geliştirilen
Liderlik Davranışı Betimleme Anketi literatüre girdi ve bu anket 1957’de Andrew Heplin
4
tarafından geliştirildi. Bu anket hem işletmelerde hem de eğitim örgütlerinde kullanılması
bakımından eğitim yönetimi alanında bir öneme sahiptir(Halpin, 1957) Ayrıca okullarda iklim,
kültür ve liderlik gibi değişkenleri analiz edilmesinde Örgütsel Kültür Betimleme Anketi
geliştirilmiş ve kullanılmıştır(Bursalıoğlu, 1997:102)
Griffiths’in 1956 yılında yazdığı ders kitabı, okul yönetimi sorunlarını değerlendirme
ve tartışmaya yönelik önemli açıklamalar önermektedir. Ayrıca Campbell ve Gregg’in Eğitimde
Yönetsel Davranış(Administration Behavior in Education) adlı kitabı bu dönemde eğitim
yönetim alanında yazılmış bir eserdi. Daha sonra Grifiths’in 1959 yılında yazdığı Yönetsel
Kuram (Administrative Theory) kitap eğitim yönetiminde kuramı açıklayan bir kitap
olmuştur.Bu kitap antropolojik ağırlıklı ve gözlem çalışmalarına dayalıydı (Çelik,1997:33,34)
Bu dönemde eğitim yönetimi etkileyen kuramların işletme, sosyoloji gibi disiplinlerden alındığı
görülmektedir. 1970’li yıllara kadar eğitim yönetiminde pozitivist felsefenin etkileri hakim
olmuştur. 1970’li yıllardan sonra ise farklı paradigmalar, eğitim yönetimini ve bu alandaki
araştırmaları etkilemiştir.
Eğitim çalışmalarını geliştirmek için farklı yönetim teorileri farklı görüşlerin ortaya
atılmasına imkan sağlar. Örneğin Missouri State Üniveristesi, Eğitim Yönetimi Bölümü
liderlikle ilgili olarak; Liderlik olmadan toplumun değişme istekleri karşılanamaz. Eğitimde
mükemmeli yaratmak için okullarda liderlik eğitimini ön plana çıkarmalıdırlar. Eğitim yönetimi
kuramsal olarak bazı kavramların okul çatısı altında ele alınması gerektiğini vurgular. Özellikle
5
bazı konular eğitim yönetimi alanında liderlikle birlikte üzerinde araştırma yapmaya değer
bulunmaktadır. Bunlar; Etkili okul, durumsal liderlik, yerinen yönetim, performans temelli
eğitim, öğrenme teorisi, grup dinamiği, öğrenen örgütler, takım çalışması, performans temelli
değerlendirme, sistem değişim teorisi, iletişim teorisi, motivasyon teorisi, stratejik planlama,
değer, okullarda güven, etik, çatışma yönetimi, okul-toplum ilişkisi gibi konulardır
(http://education.misouristate.edu) Bu çalışmaların geliştirmek için, Hoy ve Miksel(2001,
1997)’in Eğitim Yönetimi:Teori, Araştırma ve Pratik ile Sağlıklı Okula Giden Yol(The Road to
Open and Healty Schools) gibi kuramsal çalışmaların literatüre girdiği görülmektedir. Türkiye
de ise Ziya Bursalıoğlu’nun Eğitim Yönetiminde Teori ve Uygulama kitabı ile Ali
Balcı(1993)’nın Etkili Okul; Kuram, Uygulama ve Araştırma kitabı bu alanda eğitim
yönetimine kuramsal bilgi sağlayan kaynaklardır.
Eğitim Yönetimi alanında kuramsal bilgi üretimine ilişkin sorunlar ve çözüm önerileri;
1-Eğitim yönetimi tarihsel süreç içerisinde, kendine özgü bir kuramsal temel ve bakış
kazanıncaya kadar sosyal bilimlerin değişik disiplinlerinden yaralanmak durumunda kalmıştır.
Özellikle işletme sektöründe geliştiren araştırmalar eğitim yönetimi alanına uygulanmaya
çalışılmıştır. İşletme sektörünün başlangıçta Taylorizmin etkisinde insan-makine modeliyle
insana yaklaşması ve anlamaya çalışması, eğitim örgütlerinin de aynı bakış açısıyla
anlaşılabileceğini düşündürmüştür. Okullar fabrika, öğretmenler makine, öğrenciler ürün olarak
düşünülmüştür. Bu durum zaman içinde insan ilişkileri yaklaşımları ile önemini yitirmiştir.
Ancak uzun bir zaman okulları ve okullarla ilgili kuramsal bilgi birikimini etkilemiştir. Oysa
eğitim örgütlerinde işletmeler gibi işi tanımlamak ve adım adım işlem basamaklarını kontrol
etmek mümkün değildir. Bu bakış açısı okullara özgü bilgi üretimini olumsuz yönde
etkilemiştir. Başka bir disiplinin çalışma araçlarıyla okul ortamını açıklamaya çalışmak eğitim
yönetimini alanında ekililiği ortaya çıkaracak çalışmaları geciktirmiştir. Çoklu bakış açıları bu
mekanik bakış açısını değiştirmelidir.
2- Yine aynı pozitivist anlayışla okullarda verimi artırmak için yönetim yapısını
sınıflandırması, informal özellikleri olan okulların verimi sağlamada işletmeler gibi
düşünülemeyeceği gerçeğidir. Girdi aynı kalmak koşuluyla ürünü artırmak olarak tanımlanan
‘verim’ okullarda yönetimin formülleştirilmesiyle sağlanamaz. Eğitim ortamlarında insan
öğesine ağırlık vermek, eğitim örgütlerinin başarısında önemli bir yere sahiptir.
6
yönetime dinamik ve demokratik bir hava getirmiştir. Ayrıca, yönetimin psikolojik ve
sosyolojik yanlarını da dikkate alarak, insan ilişkilerinde katılma, işbirliği, çatışma gibi
kavramlara yer vermiştir. Bu yaklaşım katı pozitivist bakışın kırılması noktasında önemlidir.
4. Eğitim örgütlerinde pozitivist bakış açısının bir doğurgusu olarak nicel araştırma
yöntemlerinin kullanılması, eğitim yönetimi alanında tüm sorunların bu bakış açısıyla
çözülebileceği tartışmasını getirmiştir. Bu bakış açısı eğitim örgütleri üzerinde kuramsal bilgi
üretimini olumsuz yönde etkilemiştir. Nicel araştırmalarla betimleme yapma, bu sonuçların
genelleştirilememesi yerel düzeyde kalması evrensel kuramsal bilginin faydasını ortaya
çıkaramamıştır. Nicel araştırma yöntemleri vazgeçilmez değildir. Okulların doğasını açıklamada
gözlemcinin değer yargılarının da içinde bulunduğu açıklamalara yer verilmesi gerekmektedir.
7
Bilindiği gibi, İngiltere’de üniversitelerin herhangi bir bölümünden mezun olanlar, bir
yıl süreli öğretmenlik formasyonu ile öğretmenlik yapabilmektedirler. Bununla birlikte eğitim
fakültelerinden mezun öğretmenler ile öğretmen kolejleri öğretmen yetiştirme kaynağının alt
yapısını oluşturmaktadırlar(Dönmez, 1998:73) Bu durum değişik dünya ülkelerinde bu
farklılıklarını sürdürmektedir.
8. Eğitim yönetimi sadece bilim değil sanattır. Eğitim yöneticiliği insan ilişkileri
temelinde sosyal bilim alanı olarak gelişmesini sürdürmelidir.
İnsan davranışı esnek ve bütüncül bir anlayışla araştırılabilir. Bunun temeli ise nitel
araştırma yöntemleridir. Nitel araştırma çeşitli disiplinlere dayalı güçlü bir kuramsal temele
dayanır. Nitel araştırma Sosyoloji, Antropoloji, Felsefe, Dilbilim gibi disiplinlerden
yaralanmaktadır. Bu disiplinler, insan davranışını içinde bulunduğu ortam içinde çok yönlü
olarak anlamaya çalışmaktadır (Yıldırım ve Şimşek, 2004:31)
Sonuç olarak;
Eğitim yönetimi alanında daha önce bir eğitim almamış öğretmenlerin yönetici olarak
atanması sistemde sorunların daha da büyümesine neden olmaktadır. Eğitim örgütlerine farklı
bakış açılarıyla bakmak, kuramsal bilgi temelinde okulları irdelemek Dünyada ve Türkiye de
süregelen yönetici yetiştirme süreçleri ile mümkün görünmemektedir. Kaldı ki, eğitim
çalışanları alanda kendilerinde böyle eksiklik ve ihtiyaç duymamaktadırlar. Alınmış olan
öğretmenlik eğitimi, bazen sadece alan eğitimi ile eğitim örgütlerinde görev yapmaktadırlar. Bu
da kuramsal anlamda yetersiz bir yönetici kitlesi yaratmaktadır.
8
Bursalıoğlu (1997: 100)’na göre; Eğitim ve okul yöneticilerinin, kurama karşı
ilgisizliğinin nedeni, sosyal örgütlerin yok olma tehlikesinin bulunmamasıdır. Okulun yerini
alacak başka bir örgüt bulunmamaktadır. Eğitim yöneticisi de, nasıl olsa yaşayan bu örgüt için
gerekli kuramları öğrenme ihtiyacını duymamaktadır. Bu boşluğu, zaten kendiliğinden yaşayan
örgütünü, tecrübe ve kıdem ile yaşattığını ileri sürerek kapatmaya çalışmaktadır.
9
KAYNAKÇA
Aydın, Mustafa.(1996) Eğitim Sosyolojisi Ders Notları, Malatya.
Aydın, Mustafa. (1993) Çağdaş Eğitim Denetimi. Ankara:Pegem Yayınları.
Aydın, Mustafa.(1994) Eğitim Yönetimi. Ankara: Hatiboğlu Yayınevi.
Balcı, Ali. (2003)Eğitim Örgütlerine Yeni bakış açıları: Kuram-Araştırma İlişkisi II.
Eğitim Yönetimi. Yıl:2003 Sayı:33. ss:26-61.
Balcı, Ali. (1993) Etkili Okul; Kuram, Uygulama ve Araştırma.
Binbaşıoğlu, Cavit.(1995) Türkiye’de Eğitim Bilimleri Tarihi. İstanbul: Milli Eğitim
Bakanlığı Yayınları.
Bursalıoğlu, Ziya.(1996) Eğitim Yönetiminde Teori ve Uygulama, Ankara: 6.Baskı,
Pegem Yayınları.
Classens, Anver.(2005) The Getzels –Guba Model. Threaded Discussion.
www.education.uncc.edu (erişim:28.12.2005)
Çelik, Vehbi. (1997) Eğitim Yönetiminde Kuramsal Gelişmeler. Eğitim Yönetimi.
Yıl 3. Sayı:1
Dönmez, Burhanettin.(1998) Eğitim Fakültelerinin Yeniden Yapılandırılması Üzerine
Bazı Eleştiriler. Eğitim Yönetimi. Yıl:1998 Sayı:13 ss.71-78
Erdem, Ali Rıza.(1996) Batı Düşünürlerinin Yönetim Bilimine Bilim Öncesi
Katkıları.Eğitim Yönetimi, Yıl:2. Sayı 3.
Gözübüyük, Şeref.(1996) Yönetim Hukuku, Ankara: 9.Baskı, Turhan yayınevi.
Hançerlioğlu, Orhan. (1989) Felsefe Sözlüğü.İstanbul: Remzi Kitabevi,
Halpin, Andrew.(1957) Manual for The Leader Behavior Description
Questionnare.Ohio. http://Fisher.osu.edu/supplements (erişim:28.12.2005)
Pehlivan, İnayet. Cincinnati Üniveristesi Yönetici Yetiştirme Akademesi: Okul Müdürü
Yetiştirmede Farklı Bir Yaklaşım. Eğitim Yönetimi. Yıl.3 sayı.1 Kış.ss.83-94
Ress, Jonathan.(2001) İn The Classroom: Standardized Testing And Scientific
Management. Radical Pedagoogy. Volume 3 Issue 2 Fall.
Şimşek, Hasan.(1997)Pozitivizm Ötesi Paradigmatik Dönüşüm ve Eğitim Yönetiminde
Kuram ve Uygulamada Yaklaşımlar. Eğitim Yönetimi. Yıl 3, Sayı 1.
Yıldırım, A. & Şimşek, H. (2004) Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yönetmeleri,
Ankara, Dördüncü Basım, SeçkinYayıncılık.
http://education.misouristate.edu (erişim:29.12.2005)
10
SUMMARY
Today, it has been needed to propose theoretical knowledge in the branch of education
management both in the world and in Turkey. In our age, there is the need of managers and
teachers who have theoretical knowledge in order to find solutions to problems of schools that
are the inevitable institutions whose importance inclines day by day. Having theoretical
knowledge will prepare the way of creation of new theoretical knowledge in educational
organizations. Creation of theoretical knowledge is possible by educating people by giving them
some certain features; yet, problems in education management are the obstacles against this
effort…
Defining the education fields requires the source of managers and teachers who had been
educated by theoretical knowledge of this field. Yet, problems in education management system
are the obstacles against this kind of structuring. Because of the lack of theoretical knowledge
of education management; managers and teachers can not analyze educational organizations
from a different perspective.
The reason of indifference of school managers’ and education managers’ to the theory is;
there is no threat or danger against existence of social institutions. There is no institution to
displace with the school. And the school manager does not demand to learn the necessary
theories for this institution which survives in any case. The means of making education manager
more sensitive is to educate him/her. In this work, the method of creation of theoretical
knowledge is discussed by bethinking the problems of creation of theoretical knowledge in
education management.
11