You are on page 1of 2

15.10.

2009

T. C Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı

Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğü


İlaç Ve Tıbbi Malzeme Mevzuatı Daire Başkalığına

Ankara

Kurumunuzca 14.10. 2009 tarih ve B.13.2.SGK.0.11.05.01/GSS/862 sayı ile


yayınlanan SUT ve eklerinde yapılan düzenlemeler konulu genelgenizde 9.
madde c bendinde;

“Anjiotensin Reseptör Blokörleri (ARB)’lerin Kardiyoloji, Nefroloji ve


Endokrinoloji uzman hekimleri tarafından veya bu uzman hekimlerce
düzenlenen uzman hekim raporuna dayanılarak yine bu uzman hekimlerce
reçetelenebilir “

düzenlemesinin yapıldığını üzülerek görmüş durumdayız. Hipertansiyon


tedavisinde kullanılan temel ilaç guruplarından biri olan ARB’lerin
reçetelenmesinde İç Hastalıkları Uzmanlarına yönelik bir kısıtlama olmasının
mantıklı ve kabul edilebilir bir izahı olmadığı kanısındayız.

İç Hastalıkları Uzmanları Hipertansiyonlu hastaların tanı ve tedavisini yürüten


temel hekim gurubudur. Hipertansiyon İç Hastalıkları İhtisasının en temel
konularından biridir. Bu konuda yapılacak herhangi bir kısıtlama tarafımızca
doğrudan mesleki haklarımızın ihlali olarak kabul edilir.

Ülkemizde yapılan PATENT çalışması toplumumuzda hipertansiyon


prevalansının % 31.7 olduğunu ortaya koymuştur. Öte yandan hedef kan
basıncına ulaşmak için ortalama 2-3 ilaç kullanımı gerektiği ve hastaların ancak
% 20’sinin hedeflenen kan basıncına sahip olduğu yine yapılan çalışmalarda
çok net gösterilmiştir. Bugün için hipertansiyon tedavisinde kullanılan 5 ana
gurup ilacın (diüretikler, beta blokörler, kalsiyum antagonistleri, ACE
inhibitörleri ve ARB) olduğunu düşünürsek ARB’lerin reçetelenmesine getirilen
kısıtlamanın tedavide sorunlar doğuracağı görülür. 20 yaş üstü nüfusumuzu 40
milyon kabul edersek yaklaşık 15 milyon insanımızda hipertansiyon olduğu
gerçeği ile karşılarız. Bu hastaların iyimser ihtimalle % 10’unda bile ARB
ihtiyacı olsa bu sayıdaki bir hasta gurubunun yalnız Kardiyoloji, Nefroloji ve
Endokrinoloji uzmanlarınca izlenemeyeceği aşikardır.

Ülkemizde son yıllarda öngörülenin üstünde artmış bulunan sağlık giderlerine


bakıldığında ana nedenin SGK’ya geçişle birlikte sevk zincirinin kaldırılması ve
normalde 1. ve 2. basamakta tedavi edilebilecek pek çok hastanın gereksiz yere
3. basamak sağlık kurumlarına başvurması olduğu ortaya çıkmaktadır. Almış
olduğunuz bu kararla benzer ve bizce çok sakıncalı bir uygulamayı yürürlüğe
koymuş oluyorsunuz.

Kanımızca yapılan önemli bir hata, sağlık giderlerine yalnız ilaç gideri olarak
bakılmasıdır. ARB kullanması gereken Hipertansiyon hastalarının yalnızca
sevki için ödenecek yol paraları düşünüldüğünde bile ilaç tüketiminden
sağlanacak gelirin çok daha üstünde bir gider oluşturacağı açıktır. Oysa
ülkemiz genelinde hemen her yerde bulunan İç Hastalıkları uzmanları
tarafından bu hastaların tedavisi rahatlıkla yerinde yapılabilir ve gereksiz
sevklerden doğacak masraf yanında hasta mağduriyeti (yol, konaklama,
randevu vb) engellenebilir. Yapılması gereken İç Hastalıkları Uzmanlarına
reçeteleme kısıtlaması getirmek değil, ulusal klavuzlar oluşturarak bu ilaçların
hangi hastalarda kullanılacağının bilimsel esaslara dayalı olarak
belirlenmesidir.

Ayrıca belirtilen uzman hekim gurubuna ulaşamayan önemli sayıdaki


hastalarımızda da hipertansiyona ait gelişecek komplikasyonlar, bunların
maliyeti, oluşacak morbidite ve hatta mortalitede bu kararı alan kurumunuzun
vicdani ve hukuki sorumluluğu bulunacağını hatırlatırız.

Her türlü yasal hakkımızı saklı tutarak, ARB’lerin reçetelenmesinde İç


Hastalıkları Uzmanlarına getirilmiş bulunan kısıtlamanın acilen kaldırılması için
gereğini arz ederiz.

Saygılarımızla

Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği


Yönetim Kurulu

You might also like