You are on page 1of 17

KİNDİ'NİN SANILAN KÜÇÜK BİR

YILDIZ BAKIM KİTABI

Prof. Dr. Mübahat Türker KÜYEL

Ergin, Anawati ve Mahdavi'nin bibliyografyalarında, çoğunluğu İbn


Sina'dan, 105'e yakın yapıt barındıran 13 X 17.5, 8.5 X13 cm. boyutunda,
21 satirli, kırmızı başlıklı, kara mürekkepli, 764. Göç Yılında genellikle
noktasız bir t a l i k l e yazılmış, 396 yapraklık, kenarı yaldız çevrili, yarı say-
kallı, kabı kara bir yazma dergisinin de adı geçer: 1461 - Ragıp Paşa 1 .

İşte bu yazma dergisinin 189b-190b sayfalarında "Arap Filozofu" Kindi'-


nin yazmış olduğu söylenen bir minik yapıt yer almaktadır:

(İstenen Karşılığı Almak Amacıyle Dilek Dilenecek

ve Ulu Tanrıya Yakarılacak Elverişli Zamanı Astroloji Yönünden Keskin­


likle Saptamak Üzerine E b û Yûsuf Ya c kûb al-Kindi'nin Küçük Kitapçığı).

Bu minik yapıtın adı ile ne eski 2 , ne de yeni 3 bio-bibliografik kaynaklarda


karşı karşıya gelmedik. Ne Ritter'in, Kindi'nin önemli bir bölük yapıtını
deren Ayasofya-4832 yazmasına bakışları çekmesinden sonra 4 , o yapıtları

1 Osman Ergin, İbn Sina Bibliyografyası, 1937 İstanbul; Anawati, Bibliographie d'Avicen-
ne, 1948, Mısır; Mahdavi, Bibliographie d'İbn Sina, Tahran.
2 İbn Culcul (öl. 910), al-Tabari (öl. 923), İbn Nadim (öl. 955) (Fihrist, Flügel, s. 55-261),
Marzubânî (öl. 993), İbn Sacid al-Andalûsi (öl. 1070), al-Baihaki (öl. 1169), Yakût (öl. 1229),
al-Kıfti (öl. 1248), (İhbar, Mısır, 240-247), İbn Abi Uşaibica (öl. 1270), (cUyun, 209-... Mısır),
İbn Halligan (öl. 1282), Bar Habraeus (öl. 1285), Ebû'1-Fidâ (öl. 1331), al-Dhahabi (öl. 1348),
al-Yafii (öl. 1367), al-Safadi (öl. 1383), Kâtib Çelebi (öl. 1637).
3 Flügel, al-Kindi, Leipzig, 1857; Sarton, İntr., 1927; Brockelmann, GAL, I, Suppl. I;
Pearson, İndex İslamicus, 1900-1955, 1956-1960, 1960-1965, 1965-1975 Heffer, Cambridge,
(1958, 1961, 1967, 1965); McCarthy, al-Tasanif al-Mansubah İla Faylasûf al-cArab, Bagdad,
1967; N. Rescher, al-Kindi, an Annotated Bibliography, Pittsburgh, 1964.
4 Schriften Ya'kub İbn İshak al-Kindi's in Stambuler Bibliotheken, Archiv Orientalni,
V, 1932, 363-372.
2 MÜBAHAT TÜRKER KÜYEL

5 6
yayınlayan Abu Ridah, ne Ahvani , ne sürekli incelemelerinde Rosenthal ,
7
ne de Walzer bize ondan söz açmış bulunmaktadır.
Bu minik yapıtın ikinci bir yazma sayısı Esad Efendi-3628 dergisinin
l l b - 1 3 b sayfaları içinde bulunmaktadır. Bu yazma dergi 12.5x20, 8 x 1 6
cm. boyutlu, 17 satirli 755. Göç Yılında kara mürekkeple ve t a l i k yazıyle,
bakarak yazılmış olup Şemseli ve kahve renkli bir kapak içinde saklanmıştır.
Bu yazma dergisinden daha önceleri Minowi de söz etmiştir 8 .

Kindî'nin 300'e yaklaşmış yapıtları arasında Taharriy'ul- Vakt'in adının


anılmamış olması insanı şaşırtmalıdır. Yoksa, bu minik yapıt başta ve ortada
yazar adı verilmiş olması, giriş ve sonuçtaki eda, uslûb gibi dış, öne sürülmüş
düşünceler gibi iç göstergenlerin tersine, Kindî'nin değil midir? Yoksa bu
minik yapıt kaynaklarda başka bir adlamı anılmaktadır?
Oysa, bilindiği gibi, eski ya da yeni bio-bibliografik kaynaklardaki sözleri
berkitleyen Liechtenstein'ın 9 , L o t h ' u n 1 0 ve Wiedemann'ın 1 1 , incelemeleri,
yayınları ve çevirilerinden sonra, Kindî'nin Yıldız Bakım'la olan ilgisi De
Boer eliyle çoktan vurgulanmış, buna Nallino'ya dayanarak12. Walzer
de katılmıştır 1 3 .
İçindekilere bakılacak olursa, bu minik yapıtı, Kindi, yıldız bakımcı
olarak ün yapmazdan önce, ama Yıldız Bilimi'nde sözüne dayanılır ve
güvenilir bir kişi olmaya yüz t u t m u ş olduğu sıralarda yazmış olmalıdır.
Çünkü, o, hem, "istenen karşılığı almak amacıyle, dilek dilenecek ve Ulu

5 Rasa'il al-Kindi, Kahira, 1950, 1953, Dar al-Fikr al-cArabiyya.


6 Review of Ritter and Waher, Orientalia, NS, 9, 1940; al-Kindi als Litterat, Orientalia, II,
1942, 263-288; From Arabic Books and Manuscripts II: Kindiana, JAOS, 69, 1949, 149-152;
Al-Kindi and Ptolemy, Studi Orientalistici, II, 1956 Rome, From Arabic Books and Manuscripts
VI. İstanbul Material for al-Kindi and as-Sarahsı, JAOS, 76,1956, 2.7-31.
7 New Studies on al-Kindi, Oriens, 10, 1957, 203-232.
8 Ez-Hazayin-i Türkiye, 3, Mecelle-i Danişgede-i Edebiyat, p. 25, 1339, Tahran.
9 Astrorum İndicis al-Kindi Gapher de Pluviis İmbribus et ventis ac aeris Mutatione Vene-
tiis, 1505, 1509,1540, Paris. Krş. Carmody, Arabic Astronomical and Astrological Sciences in
Latin Translation, Univ. of California Press, 1965, 74-85.
10 Al-Kindî als Astrolog, Morgenlandische Forschungen, 1875, 263-309.
11 Über einen astrologischen Traktat von al-Kindi, Archiv, f. Gesch. d. Naturvis. und d.
Technik, 3, 224-226, 1912, Leibzig.
12 "II etait celebre comme astrologue au Moyen Age, on le comptait parmi les neuf juges
(judices) de l'Astrologie" El; Zu al-Kindi und seiner Schule, Archiv f.G.d. Philosophie, 13, 1900,
153-178.
13 "Astrology is a genuine branch of rationel and methodical knowledge" New Studies
on al-Kindi, Oriens, 1957, 203-232.
KİNDİ'NİN YILDIZ BAKIM KİTABI 3

14
Tanrıya yakarılacak elverişli z a m a n ı Yıldız Bakım yönünden kesinlikle
s a p t a m a k " işinin, Tanrı vermedikçe, eksikli beden evreninden olanlar şöyle
dursun, " r u h evreninden olanlar için" bile zor olduğuna, hem de uygun
zamanların seçiminde yıldızların bulundukları d u r u m l a r ı n yıldız bakım­
cıların kitaplarında üstü kapalı olarak anlatılmış olduğunu, bu kapalı­
lığın, bilim adamlarından ya da dengi olanlardan, o bilginin esirgen­
mesinden değil, akılsızların onu kötüye kullanmalarını önlemekten
ileri geldiğine inanmaktadır. Kindi, Andromedea'nın adının kendisince,
değil, fakat, olduğuna ve onun (Hamelden) 19° boy­

lamda, 51°, 40' enlemde yer aldığını ve 3. parlaklıkta bulunduğunu onu Zuhal
ve Zührenin arasındaki geniş açıda gözlemlediğini bildirmektedir 1 5 .
Ayrıca, Kindî, bu minik yapıtında, Tanrının birliğine inanan, gezegenleri,
Tanrı ile insanlar arasında gerçek aracı sayan, sonuçlar başlangıçları belirle-
yemiyeceği için, göksel güçlere etki etmek anlamında değil, ama göksel güçler
bu kuruluş ve bozuluş evrenindekilere göstergen oldukları için, istenen kar-
şılığı almak amacıyle, Tanrıya yakarmanın uygun bir zamanının saptanması
ve kollanması anlamında, Yıldız Bakım'a inanan bilgelik sever kişilerden
saygılı bir dille söz ettiği halde, gezegenleri insanlarla Tanrı arasında gerçek
aracı sayacak yerde, gezegenler adına yapılmış yontuları gerçek aracı
sayanlar ve onlara tapanlardan saygılı bir dille söz etmemektedir.
Bu yapıtçık, Sokrates'in ağzından " P l a t o n ' a , Zühre'ye bir sunu için, sunak
yapmasını, orada benim adıma sunular sunmalarını vasiyet e t t i m " sözleriyle
Phaidon'dan alıntı veren en eski arapça kaynaklardan biri olarak ayrı bir
önem taşımaktadır. Bilindiği üzere, Kindi, özellikle Sokrates üzerinde de
epeyce yazmış bir kişidir: "Sokrates'in E r d e m i " , "Sokrates'in Sözleri", "Sok­
rates'in Ölümünün Bildirilişi" 1 6 gibi. Bu minik yapıtta sunulan Phaidon'dan
bu alıntı bizi yeniden Phoidon'un arapçaya çevrilip çevrilmediği sorusu üze­
rine getirmektedir.
Arapça yazılmış Bilgelik Sevgisi ve Tıb yapıtlarında, Platon'dan, onun
yapıtlarına ya gönderilerek ya da gönderilmeyerek yapılmış bir çok alıntılar
bulunmaktadır. İslâm bilgelik severlerinde Sokrates'in ölümü ve r u h ölmez­
liği konusunda Phaidora'dan yapılmış bir çok alıntılar bulunmaktadır. Onlar
Phaidon'dan yapılmış bir yunanca özetin Arapça çevirisine ve Proklos'un
Phaidon genişletmesinin - b u n u n Proklos'un Ruh Üzerine'si olduğu sanılmakta-

14 Raccolta di Scritti Editi e Inediti, 5. Roma, 1944.


15 Bk. Arapça metin, not: 43 ( S. 13 ) .
16 Bk. not: 2, 19.
4 MÜBAHAT TÜRKER KÜYEL

c
süryanice çevirisinden bir parçanın İbn Zur a eliyle yapılmış arapça çevirisine
dayanırlar. Ch. Bürgel (Bern'den), Farabi'nin Falsafat Aflatûn'u yanında,
Phaidon''dan, belki, Proklos genişletmesi üzerinden yapılmış, biri İbn Abi
c c c 17
Usaibi a'nın Uyurt'unda, diğeri Beyruni'nin Tahkik Mâ li-Hind'inde veril
miş olan o iki ünlü alıntıya yeni bir alıntı daha eklemeyi başarmıştır: Bu,
I I I . Göç Yüzyılında yaşamış olan Buhavi'nin Adab at- Tabib'indendir. Bürgel,
Phaidon 107 d-108c den verilmiş olan bu üçüncü alıntının ya bir Tıb kayna­
ğından, ya da Phaidon'un şimdiyedeğin bilinmeyen ikinci bir Arapça çeviri­
sinden gelmiş olduğunu sanmaktadır; ve bu ikinci çevirinin, Ateş'in 1952
de bildirmiş olduğu, XIV. Yüzyılda yapılmış farsça Phaidon çevirisine temel
olan arapça Phaidon çevirisi olduğunu söylemektedir 1 8 .

Acaba, Kindi'nin bu alıntısı, Platon'un o ünlü yapıtının adı, b u r a d a , kay-


naklardakilerden başka türlü anıldığına göre 1 9 , Bürgel'in varlığını düşünmüş
olduğu bu ikinci arapça çeviriden gelmiş olamaz m ı ?

17 Bu bilginin adının okunması üzerinde Bk. Beyruniye Armağan Kitabı (Commemoration


Volume) Türk Tarih Kurumu Ankara, 1974, Yayımlayan: Aydın Sayılı. "A. Sayılı, Doğumunun
1000. yılında Beyruni", S. 6.
18 Some New Material Pertaining to the Quotations From Plato's Phaido in Birûni's Book
On İndia, (1973 Eylülünde, Tahran'da yapılmış Beyruni kongresinde okunmuş bildiri ve bunun
Mübahat Küyel eliyle yapılmış türkçe çevirisi. Bk., Beyruniye Armağan Kitabı, S. 127-135,
137-144)
19 Phaidon'la İlgili Kitab Adı geçen tümcenin kendisi
ise şöyle çevrilmiş: "Criton, nous sommes le debiteur d'Asclepios pour un coq; eh
bien! payez ma dette, pensez-y" (118a), Belles Lettres, Paris, Bude. Bunu al-Kindi'nin
cümlesiyle krş. ("J'ai recomende â Platon par testament, de construire un autel â
Venus pour y presenter une offrende. Qu'ils l'offrent de ma part." Bk. Burada S. 6, 11.
İslâm çevresinde, Sokrates'e arada bir yapıt yakıştırılır durulur; Bk. Mübahat Türker, Petit
Traite en Arabe Attribue a Socrate, Sokrates'e Atfedilen Bir Küçük Eser, Necati Lugal Armağanı,
Türk Tarih Kurumu, Ankara, 1969, pp. 735-766.
İSTENEN KARŞILIĞI ALMAK AMACIYLA DİLEK DİLENECEK VE
ULU TANRIYA YAKARILACAK ELVERİŞLİ ZAMANI YILDIZ
BAKIMI YÖNÜNDEN KESKİNLİKLE SAPTAMAK ÜZERİNE EBU
YÛSUF YA C KÛB AL-KİNDİ'NİN KÜÇÜK YAPITI

Yarlığayan Tanrının Adıyla Başlıyorum.

Bu, istenen karşılığı almak amacıyle dilek dilenecek ve ulu Tanrıya yaka-
rılacak elverişli zamanın Yıldız Bakımı yönünden keskinlikle nasıl saptan­
dığını soran kişiye karşılık olarak E b û Yûsuf Ya c kûb b.İshak el-Kindi'nin
-Tanrı yarlıgasın- yazmış olduğu küçük yapıttır.
Dedi ki: Bu, - T a n r ı seni başarıya ulaştırsın-, eksik beden evrenindekiler
şöyle dursun, ruh evrenindekilere bile çetin gelen sorunlardandır. Ancak, bu
bilginin Ulu Tanrıca iletici ve bildirici olarak sunulduğu kişi için başka! Demek
ki, kendisine dayanılarak bu bilginin çıkarılacağı o elverişli zaman Yıldız
Bakımı yönünden saptanır. Çünkü, belirli k i m i kişilerin inancına göre, göksel
güçler, kurulan ve bozulan bireyler ile Aşağı Evrende kuruluş ve bozuluş al­
tında bulunanlara göstergendirler. Ama, onların kuruluş ve bozuluş üstündeki
o elverişli göksel zamanların bilinmesinde göstergen olmaları söz konusu de­
ğildir. Çünkü, o güçler kendi altlarındakilerin nedenidirler, yoksa, üstlerinde
bulunanların nedeni değildirler; o elverişli zamanların sayısı bu evren için
bellidir, o evren için ise belli değildir. Nedenlerden ileri gelen herhangibir şey
üzerinde eğer, nedenliler açısından durulacak olursa, o şeyde birlik, ancak,
nedenli olmak açısından gerçekleşir. Yıldız Bakımı sanatının o nedenli
olanlar üzerindeki etkisine gelince, tıpkı, Tanrıdan istekten sonra girişilen
her türlü eylemin ya da başka girişimlerin elverişli zamanının uygun
düşürülmesinde olduğu gibi, Yıldız Bakımı'nın elinde olan şey, muta
ermek amacıyle, içinde yakardan o elverişli zamanın uygun düşürülmesin­
den başka bir şey değildir. O halde, biz de bu konuda, ilkin bilgelik sever
kişilerin, sonra, Yıldız Bakımı'na inananların sanılarını bildirmekle baş­
layalım ve bu işte Tanrıdan yardım dileyelim.
Konulmuş yasa koşulları bakımından bizim inançlarımızı taşımayan
ama birliğe inanan bilgelik sever kişilerin görüşlerine göre, yıldızlar uygun yer­
leri aldıklarında meydana getirdikleri biçimlerde isteğin yerine getirilmesi ve
karşılanması gerekir. Onlar bu istek karşılanmasını o yıldızlara bağlarlar ve
6 MÜBAHAT TÜRKER KÜYEL

derler ki: Yıldızlar, kendileriyle Yaratan arasında - O , bu sözden yüksek ve


uludur-,aracıdırlar. Çoğu kez b u n u Müşteri'ye ilgilerler. Bunu Yedi Gezegenden
her biri için birer sunak yaparak, orada sunular sunarak, onu bakıcılarla
bakımlı t u t u p onararak belirtirler, hem de, ilgili oldukları yıldız önünde, ken­
dilerini saygıyla ve sunuyla yükümlü bellerler. Sokrates'in zehiri içtiği o belirli
zamanda ve ölümü sırasında Phaidonla İlgili Kitabında şöyle bir sözü vardır:
" P l a t o n ' a , Zühre'ye sunu için sunak yapmasını, benim adıma orada sunular
sunmalarını vasiyet e t t i m " .
Bilgelik sever kişilerden bu inancı taşıyanlar ortadan kalkıp, onlardan
sonra bilgelik sevgisini yok edenler türediklerinde, bunlar birtakım yontular
benimsediler. Her bir yontuya Yedi Gezegenden birinin adını taktılar, onlara
sunaklar sundular. Bu yontuya tapındılar. Bilgelik severlerin görüş ve inanç­
larının tersine, onları, kendileriyle bu gezegenler arasında aracı saydılar.

Yıldız Bakımı'na inananların görüşlerine gelince: Onlar, yıldızların


Müşteri ve Zühre'nin feleğinde uygun yeri aldığını görünce, onlardan birinin
isteğin başında doğuş durumunda ötekinin ise, isteğin iyi bir sona varması
için rabi c de bulunması gerektiğine inandılar.
Onlardan birtakımı, bu dünyada ve öte dünyada m u t a ermek için o iki­
sinden birinin tascide diğerinin, mutlu son için rabide olması gerektiğine inan­
dılar. Bu durumlarda, bu ikisinin Evlerinde olan bu iki uygun karşılaşma, o
ikisinin güneş doğarken, o ikisi güzelliklerini kaybederken, yaklaşım ve geriye
dönüşteki durumlarına uygun düşer. Ay da o ikisiyle uygun duruma gelir.
Ay, onların Ay'ı karşıladığı yerde onlarla kavuşur.

Onlardan bir takımının kanısınca, varlıklılık isteminde bulunmak için


Ay'ın, Zühre'nin Evlerinde, Müşteri ile birleştiği o uygun zamanda, Tanrı'dan
dilemek gerekir; çoluk çocuk isteminde bulunmak için Ay'ın, Müşteri'nin
Evlerinde, Zühre ile birleştiği o uygun zamanda, oturacak ve gelir getirecek
yerler isteminde bulunmak için Ay'ın Zuhal ile, Ay'ı karşıladığı yerde, -iki­
sinin karşılaşmasının önceden sözünü ettiğimiz yerlerde-, birleşmiş olması,
rütbe ve atlılar üzerinde başbuğluk isteminde bulunmak için, Ay'ın Merih ile
Merih'in Ay'ı karşıladığı yerde birleşmesi, Bilim ve yazı isteminde bulunmak
için Ay'ın c Utarid ile,
c
Utarid'in Ay'ı karşıladığı yerde birleşmesi, Vezirlik,
çok varlık, Fıkıh isteminde bulunmak için Ay'ın Müşteri ile, Müşterinin Ay'ı
karşıladığı yerde birleşmesi, hükümdarlık isteminde bulunmak için Ay'ın Gü­
neş ile, t a m göğün orta yerinde, Güneşin Ay'ı karşıladığı yerde, birleşmesi
veliahtlık, taşınma, yer değiştirme isteminde bulunmak için Ay'ın uygun yerde
bulunması gerekir. Böylece, Ay bu istenenlerden, her biri için, yerinde karşı-
KİNDİ'NİN YILDIZ BAKIM KİTABI 7

landıktan sonra, birleşir ve sıkı bir uygunluk doğar. Ve gözetilen amaca göre,
biçim t u t t u r m u ş yıldızlarla uygun durumlara girer.

Onlardan bir takımının kanısınca, Andromedea denen yıldız, - B u Yeni


Arş Yıldızı, Kaff al-Hadib adını alır, oysa bizce Hadib olan bu yıldızı biz ger­
çekte... yılında Hamelden 19° de, kuzey enlemi 51°. 40', üçüncü kadirde Zuhal
ve Zühre arasındaki geniş açıda gözlemledik- c Utarid ve Ay ile birleşirse, bu,
Tanrı'dan dileklerin gerçekleşmesinde ve beden sağlığı istemekte, sayılı uygun
zamanlardan biridir. O, Güneşle birleşirse, dileyen dilerse, bu onun varlık ve
yüreklilikle karşılık alacağına göstergendir. O, Merihle birleşirse, dilek dile­
nirse, bu, rütbe ve atlılara başbuğluk ile karşılanacaktır. Zuhal ile birleşirse,
- t a m uygun durum-, dilekçi yaşantısının orta yerinde düşmanlarını alt ede­
cektir, eğer uygun olmazsa, ters durum doğar. Bu, fakirlikten ötürü çıplak
olmaya göstergendir. Çünkü, simgelerle konuşanlar Andromedea'nın çıplak
ve sıkışık olduğunu söylerler. Müşteri ile birleşirse, dilekçinin, hernekadar,
çok varlıklı olacağına göstergen ise de, ömrünün kısalacağına da göstergendir.

E b û Yûsuf Ya c kûb b.İshak el-Kindi dedi ki: Bu ikisinden her biri birçok
durumlarda, eylemlerde, doğuşlarda, din ve devlete ilişkin eylem başlangıç­
larında ve evrendeki birçok değişimlerle ilgili dileğin karşılanması için bir
durumda bulunur. Ama bu hal o kimselerin kitaplarında simgelerle anlatıl­
mıştır. Onlar bunu bilim adamlarından ve lâyık olanlardan esirgemezler. T a m
tersine, onlar bunu akılsız ve bilgisizlerden gizlerler. Çünkü, bu kimseler bu
sanatı kendi havalarına göre, zararlı ve faydasız alanlarda kullanmak isterler.

İşte bu, - T a n r ı seni başarıya erdirsin-, benim aklımda olan ve aklıma gelen
şeylerdir. -Tanrı seni bunlardan yararlandırsın, yardımıyle, bağışlamasıyla
senin eksiklerini kapatsın—.
10 MÜBAHAT TÜRKER KÜYEL

EE 12 a
KİNDİ'NİN YILDIZ BAKIM KİTABI 11

RP 190 a
12 MÜBAHAT TÜRKER KÜYEL

EE 12 a
EE 12 b
KİNDİ'NİN YILDIZ BAKIM KİTABI 13

* = die gefärbte H a n d = Cassiopea


(Dorn, Astronomische Instrumente, P e t e r s b u r g , 1865 ,46,5 83) .
= Mulier ( C a s s i o p e a ) q u a e v o c a t u r al Kaff al
Khadib " M a n u s T i n c t a " ( O p h i u c h i ) = Cassiopea [Mulier]
Throna Praedita, , ( L o n g i t u d e : 51°, 4 0 ' L a t i t u d e :
19°. 0 0 ' , M a g n i t u d e : 3 ) . ( Nallino, al-Battani, II,1907,150,182,)
A n d r o m e d e a , Sive m u l i e r q u a e m a r i t u m n o n vidit,
(Nallino, al-Battani, II,1907,154,)
44 . E E :
45 . E E :
14 MÜBAHAT TÜRKER KÜYEL

EE 12 b
EE 13 a

RP 190 a
RP 190 b
UN PETİT TRAİTÉ D'ASTROLOGİE
ATTRIBUÉ À AL-KİNDİ

Prof. Dr. Mübahat Türker KÜYEL

Dans la Bibliographie de Ergin, celle d'Anawati et de Mahdavi, on parle


d'un recueil manuscrit qui contient environ 105 traités dont la plupart est
d'Avicenne: Ragıp Pasa-1461. Gardé dans une reliure noire, écrit d'un ta'lik
en noir et en rouge, sans point diacritique en majorité, 21 lignes par page,
encadrememt doré, daté de 764 de l'Hégire, il se mesure 1 3 x 1 7 . 5 et 8.5 X l 3
cm., et contient 396 feuilles 1 .
Il se trouve dans ce recueil entre les pages 189b-190b un petit t r a i t é
d'Astrologie attribué à al-Kindi, intitulé:

(Choisir, grâce à l'Astrologie, le temps le plus convenable où l'on espère l'exau­


cement à la prière et l'on prie à Dieu le très h a u t ) .
Dans les sources bio-bibliographiques anciennes 2 et modernes 3 , il n'y a
aucune indication relative à ce petit traité.
4
Après avoir attiré l'attention par Ritter au manuscrit d'Ayasofya-4832,
qui contient une quantité considérable des oeuvres d'al-Kindî, ni Ahwani et

1 Osman Ergin, İbn Sina Bibliyografyası, 1937 İstanbul; Anawati, Bibliographie d'Avicen­
ne, 1948, Mısır; Mahdavi, Bibliographie d'İbn Sina Téhéran.
2 Voir, İbn Culcul (mort en 910), al-Tabari (mort en 923), İbn Nadim (mort en. 955)
(Fihrist, Flügel, s. 255-261), Marzubani (mort en 993), İbn Sacid al-Andalusi (mort en 1070),
al-Baihaki (mort en 1169), Yakut (mort en 1229), al-Kıfti (mort en 1248), (İhbâr, Mısır, 240-247),
İbn Abi cUsaibica (mort en 1270), (cUyûn, 209-211 Mısır), İbn Halligan (mort en 1282), Bar
Habraeus (mort en 1286), Ebû'1-Fidâ (mort en 1331), al-Dhahabi (mort en 1348), al-Yafii
(mort en 1367), al-Safadi (mort en 1383), Haggi Khalifa (mort en 1637).
3 Flügel, al-Kindi, Leibzig, 1857; Sarton, İntr., 1927; Brockelmann, GAL, I, Suppl. I;
Pearson, Index İslamicus, 1900-1955, 1956-1960, 1960-1965, 1965-1975, Heffer, Cambridge,
(1958, 1961, 1967 1975); McCarthy, al-Tasanif al-Mansubah İla Faylasûf al-cArab, Bagdad,
1967; N. Rescher, al-Kindi, an Annotated Bibliography, Pittsburgh, 1964.
4 Schriften Ya'kub İbn İshak al-Kindi's in stambuler Bibliotheken, Archiv Orientalni, IV,
1932, 3/3-372.
16 MÜBAHAT TÜRKER KÜYEL

5 6 7
Abu Ridah qui l'ont publié, ni Rosenthal qui l'a étudié, ni Walzer ne nous
ont parlé de ce petit traité en question.

La seconde copie de ce petit traité se trouve à Esad Efendi-3628, entre les


c
pages l l b - 1 3 b . Gardé dans une reliure café, copié en ta lik noir à 755 de l'Hégi­
re, le manuscrit se mesure 12,5 X 20 et 8 X16 cm., et 21 lignes par page. Minowi
nous en a parlé déjà 8 .

Il est curieux de ne pas trouver le nom de ce petit traité dans les listes
bibliographiques des oeuvres d'al-Kindi, dont le nombre est atteint à peu
près au 300. Est-ce qu'on doit penser à une certaine possibilité d'inauthenticité
de ce petit traité, malgré les arguments exrinsèques et intrensèques, telles
que la citation, trois fois, du nom d'auteur, au commencement et au milieux
du texte, les paroles de l'introduction et de la conclusion, le style, les idées?
Est-ce qu'il est possible pour lui, d'être cité par un autre titre?

Or, on sait que, après les études de Lichtenstein 9 , de L o t h 1 0 , et de Wiede-


m a n n " sur les idées astrologiques d'al-Kindi, les quelles confirment les témo­
ignages des sources anciennes, De Boer y est mis un accent 1 2 et Walzer l'en
a fait son contribution 1 3 en se référant à Nailino 1 4 .

Si l'on étudie de près, le contenu du texte de ce petit traité, on peut


s'imaginer qu'il doit être rédigé par le "Philosophe Arabe", al-Kindi avant
qu'il soit être une authorité dans le domaine d'Astrologie et apriès qu'il soit

5 Rasa'il al-Kindî, Kahira, 1950, 1953, Dar al-Fikr al-'Arabiyya. Voir, aussi, Ahwani.
6 Review of Ritter and Walzer, Orientalia, NS, 9, 1940; al-Kindi als Litterat, Orientalia, II,
1942,262-288; From Arabic Books and Manuscripts II: Kindiana, JAOS, 69,1949,149,149-152;
al-Kindi and Ptolemy, Studi Orientalistici, II, 1956 Rome; From Arabic Books and Manuscripts
VI: Istanbul Material for al-Kindi and as-Sarahsi, JAOS, 76,1956, 27-31.
7 New Studies on al-Kindi, Oriens, 10,1957, 203-232.
8 ez-Hazayin-i Türkiye, 3, Mecelle-i Danisgede-i Edebiyat, p. 25, 1339, Téhéran.
9 Astrorum İndicis al-Kindi Gapher de Pluviis İmbrius et ventis ac aeris Mutatione Venetiis,
1505, 1509, 1540, Paris. Comparer, Carmody, Arabic astronomical and astrological Sciences in
Latin Translation, Univ. of California Press, 1965, 74—85.
10 al-Kindi als Aslrolog, Morgenlandische Forschungen, 1875, 263-309.
11 Über einen astrologichen Traktat von al-Kindi, Archiv,f. Gesch. d. Naturvis und d.Technik,
3, 224-226, 1912 Leibzig.
12 "Il était célèbre comme astrologue au Moyen Âge, on le comptait parmi le neuf juges
(judices) de l'Astologie" El ; Zu al-Kindî und seiner Schule, Archiv f.G.d. Philosophie, 13, 1900,
153-178.
13 Selon al-Kindi, "Astrology is a genuine branch of rationel and methodical knowledge"
New Studies on al-Kindi, Oriens, 1957, 203-232.
14 Raccolta di Scritti Editi e İnediti, 5, Borna, 1944.
UN PETİT TRAİTÉ D'ASTROLOGİE ATTRİBUÉ A AL-KİNDİ 17

connu comme un astronome de certain valeur. Car, il dit, à la fois, qu'il est
très difficile, presque impossible, non seulement aux gens du monde matériel
mais, encore aux gens du monde d'esprit, de choisir, grâce à l'Astrologie, le
temps le plus favorable où l'on espère l'exaucement à la prière et l'on prie à
Dieu, à moins que Dieu le permet par voie de message, et, que, dans les traités
d'Astrologie, les lieux convenables des astres sont indiqué par symboles, et
que, si les astrologues font leurs exposés par symboles, cela vient de leur pru­
dence non contre ceux qui sont doués, mais, contre ceux qui ne le sont pas.

Il y ajoute que le nom d'Andromède est, pour lui, et non

et qu'il l'a observée à 19° de Belier étant sa longititude du Nord 51°,40' au


troisième rang, dans un angle large entre Vénus et Saturne.

De plus, malgré qu'il parle, dans ce petit traité, d'une façon respectueuse
de ceux qui croient l'unité de Dieu, considérant les astres comme des vraies
intermédiaires entre Dieu et l'homme, affirmant la justesse de l'Astrologie
non au sens d'exercer une influence sur les pouvoirs célestes -car, il est im­
possible que l'effet ait une influence sur la cause-, mais, au sens de choisir le
temps le plus favorable où l'on espère l'exaucement à la prière et l'on prie à
Dieu -Car, les pouvoirs célestes sont des signes pour le monde de génération
et de corruption-, il ne parle pas de la même façon de ceux qui considèrent
les statues remplaçant les astres comme des vraies intermédiaies entre Dieu
et l'homme et les appellent pour leur prière.

Ce petit traité a une importance, à p a r t , au point de vue d'être une des


sources les plus anciennes en Arabe qui nous fournissent les citations de Phêdon
par la phrase de Socrate qui est au pied de la mort et qui dit: " J ' a i recomendé
à Platon par testament de consruire un autel à Vénus, pour y présenter une
offrende. Qu'ils l'offrent de ma p a r t " .

Comme on le sait, al-Kindi a rédigé plus d'une fois sur des sujets concer­
nant Socrate, tels que "La Vertu de Socrate", "Les Paroles de Socrate",
16
"Information sur la Mort de Socrate" . Par cette citation qui se trouve dans
ce petit traité, on revient encore une fois à la question de savoir si l'on traduit
Phédon en Arabe.

On sait que, dans le monde musulman, on ne manque pas de se rencon­


trer dans les ouvrages de Philosophie et de Médecine, plusieurs citations de
Platon avec ou sens références à ses oeuvres. Les philosophes en terre d'Islam,

15 Voir la note du texte arabe. 43 ( P. 13 ) .


16 Voir. Note 2, P. 19.
18 MÜBAHAT TÜRKER KÜYEL

se réfèrent, lorsqu' il s'agit de la mort de Socrate plutot que de l'éternité de


l'âme, ou bien à une traduction en Arabe, faite très probablement sur un
résumé en Grec de Phêdon qui monte à une des derniers représentant de Platon,
c
ou bien à la traduction partielle en Arabe, faite par İbn Zur a sur la traduction
en Syriac du Commentaire du Phêdon fait par Proclus, qui est, peut être, Traité
de l'Ame de ce dernier. Ch. Bürgel (de Bern) a réussi de trouver une troisième
citation de Phêdon à ajouter à deux anciennes citations connues et emprun­
tées, très probablement, au Commentaire de Phêdon fait par Proclus, l'une se
c c
trouve dans Uyûn de İbn Abî Uşaibi c a, l'autre dans Tahkik Ma li'l-Hind
de Bayrûnî 1 7 . Ce dont parle Bürgel, c'est ce qui est cité dans Adab at-Tabib de
Buhavi, c Ali b.İshak, vécu au I I I . Siècle de l'Hégire (107 d-108 c de Phêdon).
Bürgel suppose que l'origine de cette citation doit être ou bien une source
médicale, ou bien une autre traduction en Arabe inconnue jusqu' à présent
de Phêdon, et que c'est sur cette seconde traduction en Arabe de Phêdon que
le traducteur inconnu, vécu à XIV. Siècle, doit faire sa traduction en Perse de
Phêdon, présentée au monde savant pour la première fois par Ateç 1 8 en 1952.

Dans notre petit traité d'Astrologie attribué à al-Kindî, on cite le titre de

Phêdon comme C'est une appellation inhabituelle

dans les sources anciennes. De ce fait, il y a lieu de se demander si cette


citation faite par al-Kindî, malgré qu'elle ne soit pas la traduction e x a c t e " ,
prend son racine à la seconde traduction en Arabe de Phêdon dont elle vient
d'être supposée l'existence par Bürgel.

1-7 Pour la lecture du nom du savant, voir dans, Beyruni Armağan Kitabı (Commemora­
tion Volume) Türk Tarih Kurumu, Ankara, 1974, ed. By Aydın Sayılı. "Sayılı, Doğumun 1000
yılında Beyruni", p. 6.
18 Some New Material Pertaining to the Quotations From Plato's Phaido in Biruni's Book
On İndia, (Communication faite, lors du Congrès de Biruni à Téhéran, Septembre, 1973) et la
traduction en turc faite par Mübahat Türker Küyel Voir, Beyrûnî Armağan Kitabı, pp. 127-135,
137-144.
19 La Traduction en Français de la phrase est la suivante: "Criton, nous sommes le débi­
teur d'Asclepios pour un coq; eh bien! payez ma dette, pensez-y" (118a). Belles Lettres, Paris,
Budé, Comparer avec la citation d'al-Kindî: "J'ai recomendé à Platon, par testament, de con­
struire un autel à Vénus pour y presenter une offrende. Qu'ils l'offrent de ma part."
Il n'est pas, d'ailleurs, rare dans le monde musulman, de composer des livres attribués à
Socrate. Voir Mübahat Türker, Petit Traité en Arabe Attribué à Socrate, dans, Necati Lugal Ar-

mağanı, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 1969, pp. 735-766

You might also like